TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
115inci
Birleşim
21
Temmuz 2020 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın,
Başkan Vekili seçilmesi dolayısıyla teşekkür ettiğine
ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın,
Süper Lige yükselen Erzurumspor ve Hataysporu Başkanlık Divanı
olarak tebrik ettiklerine ilişkin konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, Kocaeli ilinde
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının devam eden
projelerine ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Iğdır Milletvekili Habip Eksikin, Iğdır ilinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin, İstanbul
Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile
İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin
Avrupa Konseyi Sözleşmesine ilişkin gündem
dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, yüzölçümünün yüzde
84ü aktif deprem bölgesi içinde yer alan ülkede bireysel olarak coronavirüsten korunmak için gösterilen hassasiyetin daha
fazlasının depremin etkilerinden korunmak için gösterilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demirin, milletin altmış
yıllık hayalini gerçekleştirmek için tarihî bir adım
atıldığına ve başta Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan olmak üzere Avrupanın doğuştan elektrikli
ilk ve tek SUV modelini gerçekleştirecek olan TOGG ekibine
teşekkürlerini sunduklarına ilişkin açıklaması
3.- Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, öldürülen Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi öğrencisi Pınar Gültekine Allahtan rahmet
dilediğine ve kadın cinayetlerini lanetlediğine
ilişkin açıklaması
4.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, Kocaeli
Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, tutarlılık ve dürüstlüğün en önemli erdem
olduğuna ilişkin açıklaması
5.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, Covid-19 pandemisi nedeniyle 25 hekimin hayatını
kaybettiğine ve Doktor İbrahim Örnekin vefatı nedeniyle
sağlık camiasına başsağlığı
dilediğine ilişkin açıklaması
6.- Sivas Milletvekili
Ulaş Karasunun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, Anadolunun
birçok köyünde olduğu gibi Ardahan İli Göle ilçesi, Yeniköy, Kalecik,
Budaklı ve Yiğitkonağı köylerinde de 24 Haziran genel
seçimleri öncesinde başlayan çalışmaların
durdurulduğuna, parti ayrımı yapmaksızın tüm
vatandaşlara Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığının hizmet götürmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
7.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve
Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmelikte
yapılan değişikliğe ilişkin
açıklaması
8.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, Kocaeli
Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde
başarılar dilediğine ve 20 Temmuz Kıbrıs
Barış Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
9.- Ordu Milletvekili Metin Gündoğdunun, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ve Azerbaycanın
Tovuz bölgesinde yaşanan çatışmalarda şehit olan Azerbaycan
askerlerine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
10.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine ve 20 Temmuz
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
11.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin, Süper Lige
yükselen Erzurumspor ve Hataysporu, Süper Ligde şampiyonluğunu ilan
eden Başakşehirsporu tebrik ettiğine ilişkin
açıklaması
12.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, Adana ilindeki mağduriyetin
önlenebilmesi için elektrikte altyapı yatırımlarının
gerçekleştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
13.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, Öğretmenlik
Mesleği Uzmanlık Programının başlayıp
başlamayacağını ve üniversitelerin vereceği pedagojik
formasyon sertifikasının geçerli olup olmayacağını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
14.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, 20
Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı
yıl dönümünü kutladığına ve darbelerin demokrasi üzerinde
derin izler bıraktığına ilişkin
açıklaması
15.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM
Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine ve 20
Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
16.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, Mersin ili Erdemli ilçesi Arpaçbahşiş
Mahallesindeki vatandaşların mağduriyetinin giderilmesini Çevre
ve Şehircilik Bakanından talep ettiğine ilişkin
açıklaması
17.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, öldürülen üniversite
öğrencisi Pınar Gültekine Allahtan rahmet dilediğine,
kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayet
vakalarının önlenmesine yönelik bir eylem planı ortaya konulması
gerektiğine ilişkin açıklaması
18.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümünü kutladığına
ve Konya ili Ilgın ilçesi Çavuşçugöl Mahallesinde açılmak istenen
maden ocağı nedeniyle yaşanılan mağduriyete ilişkin
açıklaması
19.- Aksaray Milletvekili
Ayhan Erelin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine ve 20 Temmuz
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
20.- Mersin Milletvekili
Cengiz Gökçelin, Mersin iline konteyner aktarma limanı
yapılacağına dair verilen sözün yerine getirilmediğine
ilişkin açıklaması
21.- İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlunun, 20 Temmuz
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
22.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın, Ayasofyanın
yeniden cami olarak ibadete açılması kararının tüm
İslam âlemine hayırlara vesile olmasını dilediğine
ilişkin açıklaması
23.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine ve 20 Temmuz Montrö Boğazlar Sözleşmesinin 84üncü,
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
24.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM
Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine,
coronavirüs nedeniyle zor durumda olan okul servisi sahipleri ile
çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
25.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, Tarım ve Orman Bakanının
açıkladığı fındık rekoltesine ilişkin
açıklaması
26.- İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdinin, Kocaeli
Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde
başarılar dilediğine, Erzurumspor ve Hataysporu
şampiyonluklarından dolayı kutladığına,
üniversite öğrencisi Pınar Gültekinin öldürülmesi vesilesiyle
kadın cinayetlerinin son bulması adına ortak bir adım
atılması gerektiğine ilişkin açıklaması
27.- Düzce Milletvekili Ayşe Keşirin, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, Gazi Meclisin çatısı altında failinin
milletvekili olduğu kadına şiddet ve tecavüz iddialarının
kabul edilemez olduğuna ve üniversite öğrencisi Pınar
Gültekinin öldürülmesi olayına yönelik hukuki sürecin takipçisi
olacaklarına ilişkin açıklaması
28.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhanın, ülkede
normalleşme adı altında sürü
bağışıklığının tercih edilmesinin
virüsün yayılma riskini artırdığına
ilişkin açıklaması
29.- İzmir Milletvekili Atila Sertelin, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine ve emeklilerin yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
30.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, Covid-19 salgını nedeniyle ülke turizminin zor
durumda olması nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanını göreve ve
durum hakkında Meclise bilgi vermeye davet ettiğine ilişkin
açıklaması
31.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplanın, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, Muğla ilinde öldürülen üniversite öğrencisi
Pınar Gültekine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
32.- Konya Milletvekili Orhan
Erdemin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği
görevinde başarılar dilediğine ve 20 Temmuz Kıbrıs
Barış Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
33.- İzmir Milletvekili Kani Bekonun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara
TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine,
üniversite öğrencisi Pınar Gültekinin öldürülmesi vesilesiyle
İstanbul Sözleşmesinin eksiksiz uygulanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
34.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Kocaeli
Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde
başarılar dilediğine, Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs
bölgesine teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade
Sözleşmeli Onbaşı Emre Büyükyıldırım ile Piyade
Sözleşmeli Er Mustafa Ahmet Demire ve İstanbul ilinde yaşanan
silahlı saldırıda şehit olan polis memuru Erkan Göktekeye
Allahtan rahmet dilediğine, 20 Temmuz Montrö Boğazlar
Sözleşmesinin 84üncü, Kıbrıs Barış Harekâtının
46ncı, 21 Temmuz Edirnenin Bulgar işgalinden kurtuluşunun
107nci yıl dönümüne, 21 Temmuz 1946 tarihinde yapılan seçimlerle tek
parti gücünden demokrasi için vazgeçenleri saygıyla yâd ettiğine,
öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekine Allahtan rahmet
dilediğine, İstanbul Sözleşmesinin kadınlara yönelik
şiddetin önlenmesini ve faillerinin cezalandırılmasını
güvence altına aldığına, Süper Ligde
şampiyonluğunu ilan eden Başakşehirsporu ve Süper Lige
yükselen Erzurumsporu tebrik ettiğine ilişkin
açıklaması
35.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, 18 Temmuz 2020 tarihinde polis memuru Erkan Göktekenin
şehit olduğu İstanbul ili Bağcılar ilçesinde
yaşanan olayın faillerinin yakalanarak adalete teslim
edildiğine, Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs bölgesine teröristlerce
düzenlenen saldırıda şehit olan 2 askere ve tüm şehitlere
Allahtan rahmet dilediğine, Pençe operasyonlarında,
Yıldırım-2 Cilo Operasyonunda görev yapan Mehmetçike ve
ülkenin her köşesinde görevini ifa eden güvenlik güçlerine muvaffakiyetler
dilediğine, 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
36.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, 20 Temmuz Suruç katliamının 5inci yıl
dönümüne, farklı kesimlerden gelen gazeteci, yazar, akademisyen,
siyasetçi, oyuncu ve insan hakları savunucusundan oluşan ve
kendilerine Ak Saçlılar diyen 101 ismin yayınladığı
ortak bildiriye, DEDAŞın Urfa, Mardin ve bölge illerinde
mağduriyete yol açan politikalarına son vermesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
37.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara
TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine,
Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs bölgesine teröristlerce düzenlenen
saldırıda şehit olan Piyade Sözleşmeli Onbaşı
Emre Büyükyıldırım ile Piyade Sözleşmeli Er Mustafa Ahmet
Demire ve İstanbul ilinde yaşanan silahlı saldırıda
şehit olan polis memuruna Allahtan rahmet dilediğine, 20 Temmuz
Montrö Boğazlar Sözleşmesinin 84üncü, Kıbrıs
Barış Harekâtının 46ncı yıl dönümüne, Muğla
ili Ula ilçesinde üniversite öğrencisi Pınar Gültekinin öldürülmesi
olayını lanetlediğine ve İstanbul Sözleşmesine sahip
çıkılması gerektiğine, 20 Temmuz 2015 tarihinde 33 gencin
katliamının ardından 10 Ekimde Ankara Garında 103
vatandaşın katledildiğine ve 7 Haziran-1 Kasım 2015
tarihleri arasında ülkeye yaşatılan terör olaylarının
sorumlularının yargı önünde hesap vereceği sürecin
takipçisi olacaklarına, 15 Temmuz darbe girişiminden beş gün
sonra ilan edilen OHALe ve 10 Temmuz 2020 tarihinde HSKnin FETÖyle
irtibatı ve iltisakı tespit edilen 26 savcıyı görevden
uzaklaştırma kararına, AK PARTİnin
değişikliğe gittiği 5 komisyon başkanına
başarılar dilediklerine, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu
Başkanlığına getirilen Efkan Alanın açıklamalarına
ilişkin açıklaması
38.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akarı TBMM Başkan Vekilliği görevinden dolayı tebrik
ettiğine, keşif uçağının Van ili Artos
Dağına çarparak düşmesi sonucu şehit olan 7 Emniyet
mensubuna ve İstanbul ili Bağcılar ilçesinde yaşanan
silahlı saldırıda şehit olan polis memuruna Allahtan rahmet
dilediğine, 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüne, öldürülen üniversite
öğrencisi Pınar Gültekini rahmetle yâd ettiğine ve
kadınlarla alakalı meselenin sadece cezaları artırarak
çözülemeyeceğine, zihinsel dönüşüme ihtiyaç olduğuna, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ve Süper Lige yükselen Erzurumspor ve Hataysporu, Süper
Ligde şampiyonluğunu ilan eden Başakşehirsporu tebrik
ettiğine ilişkin açıklaması
39.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, gensoru yoluyla denetleme yetkisi
ellerinden alınmasaydı fındık rekoltesini 665 bin ton
olarak açıklayan Tarım ve Orman Bakanı hakkında gensoru
verileceğine ilişkin açıklaması
40.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
41.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Tokat Milletvekili Özlem Zenginin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
42.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin tekraren açıklaması
43.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Kilis Milletvekili
Mustafa Hilmi Dülgerin HDP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
44.- Ankara Milletvekili Servet Ünsalın, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akarın TBMM Başkan Vekilliği görevinin hayırlı
olmasını dilediğine, tutuklu bulunan Oda TV Ankara Haber Müdürü
Müyesser Yıldız hakkında hâlâ bir iddiname hazırlanmadığına
ilişkin açıklaması
45.- Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akarı TBMM Başkan Vekilliği görevinden dolayı
tebrik ettiğine, Konya ili Ilgın ilçesi Çavuşcugöl
Mahallesindeki kamulaştırma kararına ilişkin açıklaması
46.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, Manisa Milletvekili Özgür Özelin AK
PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
47.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın AK PARTİ grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki ve Tokat Milletvekili Özlem
Zenginin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
48.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
49.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin AK PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
50.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Tokat Milletvekili Özlem Zenginin ve
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın yaptığı
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
51.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
52.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akarın TBMM Başkan Vekilliği görevinin hayırlı
olmasını dilediğine, Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs
bölgesine teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit edilen Piyade
Sözleşmeli Er Mustafa Ahmet Demire ve hemşehrisi Piyade
Sözleşmeli Onbaşı Emre Büyükyıldırıma Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
53.- Hatay Milletvekili Suzan Şahinin, Hatay ili Payas ilçesine kurulmak
istenen karbon siyahı üretim tesisine ilişkin
açıklaması
54.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun, kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışan üniversite mezunu işçilerin
mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
55.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, İstanbul
Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi bünyesinde açılan
Psikoloji Lisans Programına yönelik Psikologlar Derneğinin
mesajına ve Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinin hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
56.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Bingöl Milletvekili Erdal
Aydemirin görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 60ıncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
57.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin, 25 Temmuz Cumartesi
günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın
açılışını yapacağı Amasya çevre yolunun
hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
58.- Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun, Ağrı ili Diyadin
ilçesinin ambulans ihtiyacının giderilmesini talep ettiklerine
ilişkin açıklaması
59.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, Aydın Milletvekili Süleyman
Bülbülün görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 61inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
60.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, İstanbul Milletvekili Hüda
Kayanın görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 61inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
61.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Tokat Milletvekili
Özlem Zenginin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
62.- Tokat Milletvekili Özlem Zenginin, İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
63.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Tokat Milletvekili
Özlem Zenginin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine
ilişkin tekraren açıklaması
64.- İzmir Milletvekili Sepril Kemalbay Pekgözegünün, İzmir ilinde
Pınar Gültekinin öldürülmesini protesto etmek için toplanan
kadınların polis müdahalesiyle engellendiğine
ilişkin açıklaması
65.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, muhtarların 7201
sayılı Tebligat Kanunundan kaynaklanan mağduriyetin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
66.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, görüşülen 216 sıra
sayılı Kanun Teklifine temel itirazları
karşılanmadığı için hayır oyu vereceklerine,
Türk Hava Yollarına bağlı TGSde çalışan bir
vatandaşın mağduriyetini duyurmak istediğine ilişkin
açıklaması
67.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine,
görüşülen Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifine
katkı sunan siyasi parti gruplarına, uzmanlara ve akademisyenlere
teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun Türkiye Büyük Millet
Meclisinin tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde
çalışabilmesine dair talebininin uygun görüldüğüne ilişkin
tezkeresi (3/1267)
2.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde
ve ara vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin
uygun görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1268)
3.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin
uygun görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1269)
4.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Anayasa Komisyonunun Türkiye
Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde
çalışabilmesine dair talebinin uygun görüldüğüne ilişkin
tezkeresi (3/1270)
5.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Anayasa ve Adalet Komisyonu
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde
ve ara vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin
uygun görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1271)
6.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Adalet Komisyonunun Türkiye
Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde
çalışabilmesine dair talebinin uygun görüldüğüne ilişkin
tezkeresi (3/1272)
B) Önergeler
1.- Adana Milletvekili İsmail Koncukun, (2/999) esas numaralı 5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/85)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve 20
milletvekilinin, fındık üreticilerinin sorunlarının
incelenerek bu sorunlara karşı alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 14/7/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan (10/3156) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 21 Temmuz 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç tarafından, 20 Temmuz 2015 tarihinde yaşanan Suruç
katliamının tüm yönleriyle araştırılması
amacıyla 20/7/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
21 Temmuz 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve
arkadaşları tarafından, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin
araştırılması amacıyla 20/7/2020 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 21 Temmuz 2020 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
4.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 225
sıra sayılı Kanun Teklifinin kırk sekiz saat geçmeden
Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmının 2nci sırasına, 139, 141 ve
23 sıra sayılı Kanun Tekliflerinin ise yine, bu kısmın
sırasıyla 3üncü, 4üncü ve 5inci sıralarına alınmasına
ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesine; Genel Kurulun 21, 22, 23, 28 ve 29 Temmuz 2020 Salı,
Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde denetim
konularının görüşülmeyerek Gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer alan
işlerin görüşülmesine ve 225 sıra sayılı Kanun
Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler
hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
IX.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 128
Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2735)
ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
2.-
İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve Düzce Milletvekili
Ayşe Keşir ile 2 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/3037) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 225)
X.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ankara Milletvekili
Yıldırım Kaya'nın, Mustafa Necati Kültür Evine ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi
Bilgiçin cevabı (7/30843)
2.- Mersin Milletvekili Alpay
Antmen'in, 22. ila 27. Yasama Dönemlerinde TBMM
Başkanlığına gelen yasama
dokunulmazlığının kaldırılması istemlerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya
Sadi Bilgiçin cevabı (7/31167)
3.- İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlu'nun, Aydın'ın Köşk ilçesinde
yapımı planlanan JES projesine ve projeye tepki gösteren köylülere
sosyal mesafeye uyulmadığı gerekçesiyle para cezası
kesildiği iddiasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fatih Dönmezin cevabı (7/31191)
4.- Kırıkkale
Milletvekili Halil Öztürk'ün, 13 Haziran 2020 tarihinde Kırıkkale
ilinde hissedilen yoğun gaz kokusuna ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmezin cevabı (7/31193)
5.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, kamu bankaları tarafından başlatılan kredi
kampanyalarıyla gerçekleşen otomobil ve konut alımlarına
ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın
cevabı (7/31200)
6.- İzmir Milletvekili
Tamer Osmanağaoğlu'nun, çiftçilerin borçlarının ertelenmesi
talebine ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat
Albayrakın cevabı (7/31201)
7.- İzmir Milletvekili
Tamer Osmanağaoğlu'nun, 01.06.2020 tarihinden önce yüksek faiz
oranlarıyla kredi çekenlerin bu tarihten sonra düşen faizlere göre
kredilerinin yapılandırılması talebine ilişkin sorusu
ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın cevabı (7/31202)
8.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in, Mustafa Necati Kültür Evinin devrine ve isim
değişikliğine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin cevabı (7/31264)
9.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in, tali komisyonların toplanma oranına ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin
cevabı (7/31265)
10.- Mersin Milletvekili
Behiç Çelik'in, KKTC'nin su gereksinimini karşılamak üzere
yapılan su isale hattının tamiri için harcanacağı
iddia edilen miktara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fatih Dönmezin cevabı (7/31328)
11.- İstanbul
Milletvekili Özgür Karabat'ın, TBMM'de erişimi engellenen internet
sitelerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin cevabı (7/31598)
21 Temmuz 2020 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa
KADAK (İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
115inci Birleşimini açıyorum. (x)
(CHP sıralarından alkışlar)
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Haydar Akarın, Başkan Vekili seçilmesi
dolayısıyla teşekkür ettiğine ilişkin
konuşması
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri,
görüşmelere geçmeden önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
seçilmem nedeniyle duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 24 Nisan
1920de Meclisin açılışı sonrasında bu kürsüden
yaptığı ilk konuşmada, Mondros Mütarekesinden Erzurum
Kongresine, Erzurum Kongresinden İstanbulun işgaline ve
Meclisimizin açılışına kadar tüm aşamalarıyla
kurtuluş mücadelesini ve belgelerini milletine
açıklamıştır. Yani ilk açıldığı andan
itibaren yüce Meclisimizin görevi, Büyük Önder Atatürkün göstermiş
olduğu gibi, milletine hesap vermek olmuştur. Bu Meclis, barut
kokularının üzerinde hissedildiği savaş günlerinde
Başkanı Atatürke acımasızca, en sert şekilde hesap
soran bir Meclistir. Bu Meclis, dünyada örneği olmayan büyük bir Meclistir;
Kurtuluş Savaşı sırasında düzenli ordu kurmuş,
Kurtuluş Savaşını yönetmiş bir Meclistir. Bu Meclis,
laik, çağdaş cumhuriyetin, demokrasinin, ulusal egemenliğin en
büyük yapıtıdır. Bu Meclis, dili, dini, rengi, yaşam
biçimi, kökeni demeden tüm yurttaşlarına eşit ve adil bir ülke
için kurulmuş bir Meclistir. Bu Meclis, çıkardığı
yasalarla hakkı, hukuku ve adaleti her bir dakikasında
içselleştirmesi için kurulmuş bir Meclistir. Bu Meclis, bu güzel
vatanı dünya milletler ailesinin onurlu bir üyesi olarak hedefleyen bir
Meclistir. Kurtuluş mücadelesini yöneten ve cumhuriyeti ilan eden Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bugün Meclis Başkan Vekili görevinde bulunmaktan
büyük onur duyduğumu belirtmek isterim. Beni bu göreve layık gören 83
milyonun temsilcileri olan siz değerli milletvekillerine teşekkür
ediyorum.
Başta bu Meclisi kuran ve yöneten Gazi Mustafa
Kemal Atatürk olmak üzere, Birinci Meclisten başlayarak bu kutsal
çatı altında görev yapan ve aramızdan ayrılmış
olanlara Allahtan rahmet, hayatta olanlara selam ve saygılarımı
sunuyorum.
Ayrıca, dünyada ve ülkemizde yaşanan
pandemi süresince sağlımız için mücadele ederken
hayatlarını kaybeden doktorlarımıza, sağlık
çalışanlarımıza ve vatandaşlarımıza
Allahtan rahmet diliyor, ülkemizin bu süreçte aldığı
hasarı bir an önce iyileştirerek gerçek normalleşme sürecine
girmesini temenni ediyorum.
Tabii, bu süreçte işlerini kaybeden
vatandaşlarımız, kepenklerini kapatan esnafımız,
özveriyle çalışan işçilerimiz, memurlarımız bizlerden
yani Türkiye Büyük Millet Meclisinden yaralarını saracak, onları
yeniden ayağa kaldıracak yasal düzenlemeleri bekliyorlar; bizlerin de
önceliğinin, milletimizin temel sorunlarına çözüm getirecek
düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmek olmasını diliyorum.
Ben de bu onurlu görevi yerine getirirken
Anayasamıza, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğüne,
demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerine ve hukukun üstünlüğüne
sonuna kadar bağlı kalarak siz milletvekili arkadaşlarıma
eşit ve özgür bir çalışma ortamı yaratma
kararlığında olacağım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(Alkışlar)
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Kocaelide
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının
yapmış olduğu yatırımlarla ilgili söz isteyen Kocaeli
Milletvekilimiz Sayın İlyas Şekere aittir.
Buyurun Sayın Şeker. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Kocaeli Milletvekili İlyas
Şekerin, Kocaeli ilinde Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığının devam eden projelerine ilişkin
gündem dışı konuşması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, seçim bölgem
Kocaelide Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının
devam eden projeleri hakkında söz almış bulunmaktayım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, öncelikle, aynı seçim
bölgesinin milletvekilleri olarak Meclis Başkan Vekilliğine
seçilmenizden dolayı çok memnun olduğumu ifade etmek istiyorum.
Sizleri tebrik ediyorum, ilk sözü de bana verme jesti yaptığınız
için de ayrıca teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Covid-19la
mücadelede ülke olarak iyi bir performans sergiledik. Bunda şehir
hastanelerimizin payı yüksek. Beklenen İstanbul depreminde
sağlık hizmetini sunacak olan Kocaeli Şehir Hastanesinin
yapımı bitmek üzere. İstanbul-Ankara Otoyolundan,
İzmit-Kandıra kara yolundan ve il merkezinden hastaneye
bağlantı sağlayacak yollar Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığı tarafından yapılıyor, inşallah
eylül ayı itibarıyla tamamlanmış olacak. Ayrıca
şehir hastanesine ulaşım için Büyükşehir Belediyemizin
projelerini yaptığı tramvay hattı da yine Bakanlık
tarafından yapılacaktır.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; diğer bir proje, Silivriden başlayan,
Marmaranın kuzeyinden Akyazıda tekrar TEM Otoyoluna bağlanan
398 kilometrelik Kuzey Marmara Otoyolu. Kocaeli-Sevindikli
kavşağına kadar -340 nokta- 5 kilometresi hizmete
açılmış olan otoyolun kalan 57,5 kilometrelik kısmında
çalışmalar devam ediyor. Kuzey Marmara Otoyolunun Kocaeli
sınırları içerisindeki 112 kilometrelik kısmında,
Kocaeliye, birisi mevcut TEM Otoyolundan olmak üzere sekiz ayrı noktadan
bağlantı sağlanıyor. Kocaeli il merkezinin trafik yükünü
alarak Kocaeliye nefes aldıracak proje inşallah yıl sonu
itibarıyla tamamlanmış olacak.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; diğer bir proje, İzmit-Kandıra yolu. Doğal
güzellikleriyle turizmde öne çıkan Kandıra ilçemizi il merkezine
bağlayan yolun -ihtiyaca cevap vermediği için bölünmüş yol
olarak- 2015 yılında ihalesi yapılmıştı. Ekonomik
nedenlerle, firmanın isteği üzerine 7161 sayılı Kanun
uyarınca ihale tasfiye edilmişti. İzmit-Kandıra
bölünmüş yoluna Kandıra-Kaynarca yolu da dâhil edilerek 6
Şubatta yeniden ihalesi yapıldı, 9 Martta yer teslimi
yapılarak işe başlandı. Toplam uzunluğu 59 kilometre
olan İzmit-Kandıra yolunun ilk 19 kilometresinde
kamulaştırma ve yapım çalışmaları devam ediyor,
inşallah planlanan süre içerisinde de tamamlanacak.
Saygıdeğer milletvekilleri, Kocaeli
Büyükşehir Belediyesinin başlattığı Gebze-Darıca
metro hattının yapımına Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığı tarafından devam ediliyor. 15,4 kilometrelik
metroda 5i aç-kapa olmak üzere toplam 11 istasyon bulunmakta. Gebze Kent
Meydanı İstasyonunda betonarme ve tünel çalışmaları
devam ediyor, Darıca Sahil, Stadyum, Akse Sapağı, Adliye,
Mutlukent ve OSB İstasyonlarında ise kazı
çalışmaları devam ediyor. 2 ilçemizin atar ve toplardamarı
olacak olan metro, sanayi tesislerine, Farabi Eğitim ve
Araştırma Hastanesine, Fatih Devlet Hastanesine ve -yapımı
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından devam eden- 900 dönümlük
Darıca Millet Bahçesine konforlu ve kolay bir ulaşımı
sağlamış olacak. Gebze-Darıca metrosu ileride Marmaray
banliyö hattına ve Sabiha Gökçen Havalimanına bağlanacak,
nasipse cumhuriyetimizin 100üncü yılında yani 2023te hizmete
açılmış olacak.
Saygıdeğer milletvekilleri,
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının
yürüttüğü diğer bir proje, Yalovadan İstanbul-İzmir
Otoyoluna, oradan İzmitin güney kesiminden İstanbul-Ankara Otoyoluna
bağlanacak olan 65 kilometre uzunluğundaki Güney Marmara Otoyoludur.
Bu otoyolun projeleri şu anda devam ediyor, inşallah en kısa
zamanda projeler bittikten sonra yapımına da devam edilecek. Bu
projeyle Kocaelinin çevresi otoyollarla çevrili ring hâline gelmiş
oluyor. Ayrıca, Kartepe Köseköy İstasyonundan başlayan,
İzmitin kuzeyinden geçerek Yavuz Sultan Selim Köprüsünün üzerinden
Halkalıya devam edecek olan hızlı tren projeleri
tamamlandı, inşallah kamulaştırma
çalışmalarına başlanıyor. Yine, Yarımca ve
Tütünçiftlik balıkçı barınaklarının projeleri devam
ediyor, projesi onaylanmış olan Kandıra Kefken Balıkçı
Barınağının büyütme projesi tamamlandı,
onaylandı, inşallah yakında programa alınacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İLYAS ŞEKER (Devamla) Sayın
Başkan, bir dakika
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
İLYAS ŞEKER (Devamla)
Saygıdeğer milletvekilleri, Kocaeli, hak ettiği hizmetleri
almaya devam edecek.
AK PARTİ olarak, kurulduğumuz günden
bugüne dek lafla değil, yapmış olduğumuz icraatlarla
milletimizin hizmetkârı olduk. Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde yatırımlar
hız kesmeden devam edecek. Bizim işimiz aziz milletimize hizmet
etmektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Iğdırın sorunları hakkında söz isteyen
Iğdır Milletvekilimiz Sayın Habip Eksike aittir.
Buyurun Sayın Eksik. (HDP
sıralarından alkışlar)
2.-
Iğdır Milletvekili Habip
Eksikin, Iğdır ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
HABİP EKSİK (Iğdır) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Konuşmama başlamadan önce size
hayırlı olsun diyor, başarılar diliyorum. Genel Kurulu da
saygıyla selamlıyorum.
Iğdır, Doğunun Çukurovası;
etrafı 3 ülkeyle çevrili olan, yanı başında Ağrı
Dağı olan mükemmel bir şehir ama bu mükemmel şehir,
maalesef birçok sorunla karşı karşıya, birçok problemle
karşı karşıya. Bunların başında gelen
yoksulluk, açlık, işsizlik sorunu.
Bakın, 3 ülkeyle sınırı olan bir
il ama ticaret sıfır denecek düzeyde. Nahçıvan Sınır
Kapısı, maalesef, orada doğru düzgün ticaret konusunda faal
değil, zaten Ermenistanla ilgili olan sınır kapısı
kapalı, yine İranla bağlantılı olan Borualan
Sınır Kapısı da ticarete kapalı. Açıkçasını
söylemek gerekirse, dünyanın en stratejik şehri ama ticaret konusunda
en yoksun olan şehri konumunda.
Yine, biliyorsunuz, Iğdır bir ova;
etrafı dağlarla çevrili, Aras Nehrinin suladığı
mükemmel bir ova ve bu ova, tarım konusunda bitme noktasında
arkadaşlar. İnsanlar ürettiklerini satamıyorlar; kayısısı
meşhur, elması meşhur, karpuzu, kavunu mükemmel derecede iyi,
bereketli, bol ama insanlar ürünlerini satamıyorlar çünkü AKP
iktidarı orada tarımı âdeta kaderine terk etmiş durumda.
Yine, şunu söylemekte fayda var:
Iğdır, halkının demokrasi bilinci ve sandığa olan
inancı açısından son derece gelişmiş bir ildir. Fakat
15 Mayısta, AKP iktidarının Bakanı, hukuksuz bir
şekilde Iğdır halkının demokrasiye olan
inancını katletti, belediyesini gasbetti ve hukuksuz bir şekilde
belediye eş başkanlarının yerine kayyum atadı.
Değerli milletvekilleri, yine Ünlendi diye bir
baraj kurulacaktı -yıllardır kuruluyor- fakat hiçbir
şekilde faaliyete girmedi. Ha bu sene bitecek, ha önümüzdeki sene
bitecek. derken, emin olun, yıllardır Iğdır halkı su
bekliyor, bir türlü ulaşamadı.
Yanı başında Ağrı
Dağı var dedik, dünyanın en önemli dağlarından bir
tanesi, turistik açıdan çok kıymetli fakat turizm açısından
baktığınız zaman Iğdır halkı,
Iğdır şehri mahrum bırakılmış, âdeta
kaderine terk edilmiş.
Sağlık alanında çok ciddi
sorunları var. Bakıyorsunuz, bir tane hastaneye mahkûm
bırakılmış, yetersiz doktor sayısıyla, yetersiz
sağlık emekçisi sayısıyla karşı
karşıya, insanlar sabahın köründe orada, hastanenin önünde
sıra bekliyorlar, maalesef birçok branşta doktor yok ve insanlar 300
kilometre uzaklıktaki Erzuruma sağlık hizmetini almak için
gitmek zorunda kalıyorlar.
Kağızmanın olduğu bölgede,
Sarıkamış ilçesine bağlı Karakurt köyünde bir HES
yapıldı. Bu HES yapımı sonucunda, maalesef,
Iğdırın, ovanın iklimi değişti; pamuk
yetişen Iğdır, yazın ortasında selle karşı
karşıya kaldı. Tuzlucanın Unbulaka bağlı
Zaraphane mezrasında sel gelişti, insanlar neredeyse
yaşamlarını yitiriyorlardı. Orada birçok köy var, o
köylerin hepsinin bir an önce afet bölgesi kapsamına alınması
lazım.
Yine, değerli milletvekilleri, Iğdırın
yanı başında dünyanın en büyük tehlikesi olan Metzamor
Nükleer Santrali var Ermenistana ait. Bu nükleer santralle ilgili maalesef
hiçbir girişim yapılmıyor, Dağlık Karabağla
ilgili verdiğimiz soru önergelerine de Azerbaycanla aralarındaki
husumetten dolayı görüşmeler gerçekleştirilmiyor. deniliyor.
Fakat Iğdır halkı, maalesef, bu iki ülkenin savaş konusunda
birbirleriyle çekişmelerinden dolayı büyük bir tehlikeyle
karşı karşıya. Nitekim, Azerbaycan Savunma Bakanı
çıkıp dedi ki: Eğer Ermenistan bizim barajımızı
vurursa, barajımıza saldırırsa biz de Metzamoru
vuracağız, bu kapasitedeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HABİP EKSİK (Devamla) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Yani orada nükleer bir santrali patlatmaktan
bahsetti. Maalesef, Türkiye buna sessiz ama Iğdır halkı korkuyla
yaşamaya devam ediyor.
Açıkça söyleyelim: Iğdırın
diğer geçim kaynağı olan hayvancılıkla ilgili de zaten
bölgede yayla yasakları söz konusu, insanlarımız
hayvancılığı da yapamıyor. Ardahanın
yaylalarına gidiyorlardı, geçen sene Ardahan Valiliği hukuksuz
bir şekilde Ardahan yaylalarının kapısını
Iğdırlı hayvancılıkla uğraşan insanlara
kapattı ve onların geçim kapısını ellerinden
aldı. Ondan dolayı da buradan sesleniyoruz, diyoruz ki: Ey Türkiye
Büyük Millet Meclisinin üyeleri, ey icracı Hükûmet; Iğdır
Türkiye'nin bir şehridir, hatta Türkiye'nin en güzel şehirlerden bir
tanesidir. Gelin, Iğdır halkına zulmetmekten vazgeçin,
sorunlarını çözmek için birlikte kafa kafaya verelim ve Iğdır
halkının sorunlarını çözelim ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HABİP EKSİK (Devamla)
insanlarımız huzur, refah ve varlık içerisinde
yaşasınlar.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve
Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, İstanbul
Sözleşmesi hakkında söz isteyen Tekirdağ Milletvekilimiz
Sayın Candan Yüceere aittir.
Buyurun Sayın Yüceer. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.-
Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceerin, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik
Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye
İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesine ilişkin gündem
dışı konuşması
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kadınların
sorunlarını erkeklerin konuştuğu, kadınlara
fıtrat atfedilen günlere geri döndük. Aslında şiddet gören,
mağdur edilen kadınlar -yoksa bazı gazetelerde köşe
tutmuş, bazı kurumlara kapılanmış üç beş
kişi değil- Türk toplumsal hayatını kendi dinî
görüşlerine göre biçimlemeye çalışan tarikatlar ya da kendi
dünya görüşlerini topluma dayatmaya çalışan üç beş
kadın değil. Bugün, bir kadın daha, Pınar Gültekin
Onun
cansız bedenine ulaşıldı, Allah rahmet eylesin.
Bir yandan erkek terörü kadınları hedef
alırken, diğer yandan da birileri İstanbul Sözleşmesini
hedef alıyor. İstanbul Sözleşmesinin ailelerin
dağılmasına yol açtığı, İstanbul
Sözleşmesinin sanki boşanmaları arttıran bir
sözleşmeymiş gibi saçmalığa varan yorumların
köpürtüldüğünü görüyoruz. Özellikle, son dönemde, ne yazık ki bu
kampanyalara AKP Genel Başkan Vekili ve ardından AKP Genel
Başkanının da Gereği neyse yaparız, çıkarız.
Halk istemiyorsa kaldırın. diyerek katılmasını gerçekten
hayretle izliyoruz çünkü bu sözleşmeyi ya okumamışlar ya da
okuduklarını anlamamışlar. İstanbulda imzalanan,
adını da İstanbuldan alan, dokuz yıl önce imzalanan,
altı yıl önce yürürlüğe giren bu sözleşme diyor ki: Ayrımcılık ve
şiddete kimse maruz kalmasın. Ayrımcılık şiddeti
arttırır, şiddet de daha fazla bir şekilde
ayrımcılığı arttırır. Bu sözleşme
Devletin görevi yalnızca iş işten geçtikten sonra
suçluların peşine düşmek değil, o suç oluşmasın
diye toplumsal koşulları dönüştürmektir. diyor. Adını
bile İstanbuldan alan, İstanbul gibi güzel olan bu sözleşmenin
nesine karşısınız? Eşitlik politikalarına mı
karşısınız? Kadınların şiddetten korunmasına,
önlenmesine mi karşısınız, yoksa devlete ödev ve görevler
yüklenmesine mi karşısınız? Aileyi korumaz. deniliyor;
ailenin tüm bireylerini koruyan bu sözleşme aileyi korur ama
tecavüzcüleri, katilleri, ailesine, sevdiklerine şiddet uygulayanları
korumaz. İnsan korunmadan da aile korunmaz.
Değerli arkadaşlar, İstanbul
Sözleşmesini hedef alanların ana argümanı, bu sözleşmenin
biraz önce de söylediğim gibi- aile kurumunu
zayıflattığı iddiası üzerine oturtuluyor. Diyoruz ki:
Amacı kadını şiddetten korumak olan sözleşme aileyi
nasıl zayıflatır? Buna bir cevap verilmiyor. Sanırım,
arzu edilen, kadınların şiddete karşı savunmasız
kalması, kadınların şiddete karşı susması ve
bunu kabullenmesi.
Diğer bir tepki nedeni, toplumsal cinsiyet
kavramının cinsel yönelimi farklı bireyleri de
kapsadığı ve bunun toplumumuzu ve nesli tehdit ettiği
yönünde. Şimdi, kimse bu sözleşme var diye cinsel yönelimini
değiştirmiyor ya da bu sözleşme Siz cinsel yöneliminizi
değiştirin. demiyor. Ne diyor? Devletler aile içi şiddet
mağdurlarının haklarını cinsiyet, renk, ırk,
cinsel tercih, din gibi farklar gözetmeden korumalıdır. diyor yani
cinsel yönelimi farklı bireylerin de şiddetten korunmasını
öngörüyor ki olması gereken budur. Aksini iddia etmek, farklı cinsel
yönelimleri olan kişilerin her türlü şiddeti kabullenmesini ifade
etmek insan haklarının temel ruhunu bırakın, insanlığa
aykırıdır. Şimdi, ne diyeceğiz? Mağdurlar
arasında ayrımcılık mı yapıyoruz diyeceğiz
bu sözleşme için? Asıl amaç, tabii ki bu eleştirilerin
ardında yatan, kadının toplumsal rollerinin, kültürel
normların değişmesine karşı bir tepki.
Kadını erkekle eşit görmeyen, kâğıt üstünde bile
kadın ile erkeğin eşit haklara sahip olmasına tahammül
edemeyen, alerji gösteren bir zihniyetin yansıması. Kadını
yalnızca aile içinde -o da sesini çıkarmadığı sürece-
makbul gören, kadını birey olarak kabul etmeyen bir zihniyetin
tezahürü. Asıl değişmesi gereken, ortadan
kaldırılması gereken zihniyet de tam olarak budur.
Yanlış olan, sözleşme değil bu zihniyettir; bu noktada,
asıl eleştirilmesi gereken, sözleşme değil, bu
sözleşmenin uygulanmamasıdır.
Bakın, hemen her gün bir kadın
kardeşimiz katlediliyor; şiddet sıradanlaşmış,
gündelik hâle gelmiş ama buna karşın etkin önlemler hâlâ
alınmıyor. Sadece haziran ayında 27 kadın katledildi; 23
kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Türkiye,
hâlâ, OECD ülkeleri arasında yaşam boyu kadına şiddet
istatistiğinde en tepede.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
CANDAN YÜCEER (Devamla) İstanbul
Sözleşmesi yok yere yazılmadı değerli arkadaşlar, bir
ihtiyaçtan doğdu, bir mücadeleyle doğdu. İstanbul
Sözleşmesinin ve kazanılmış her hakkın temelinde
binlerce kadının kanı, canı, gözyaşı,
acısı var; milyonlarca kadının adalet mücadelesi var, hak
mücadelesi var. Öyle kolay bir sözleşme değil, istenilince
çıkılabilecek bir sözleşme değil. Ve İstanbul Sözleşmesi
bugünden itibaren amasız, fakatsız tartışmaya
açılmamalı ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır. (CHP
ve HDP sıralarından alkışlar) Tek bir Şule Çetin daha
pencereden atılmaması için, tek bir Nurtaç Cananın daha
katilinin adını duvara kanıyla yazmak zorunda kalmaması
için, tek bir çocuk daha annesinin boğazının kesilmesine
şahit olmasın diye uygulanmalıdır. Siyasetin eril güçleri
farkına varmayabilir ama bizler için, biz kadınlar için İstanbul
Sözleşmesi, kadın sorunları siyasetüstü bir meseledir.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Geçen hafta
neredeydiniz, geçen hafta?
CANDAN YÜCEER (Devamla) - Türkiyenin her yerinde
kadınlar seslerini yükseltiyorlar; siyasi görüşleri, tercihleri ne
olursa olsun yaşamak istiyorlar; eşit, adil bir şekilde
haklarını istiyorlar.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sisteme giren ilk 30 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim. Bu, tabii, her gün 30 olmayacak, bilgilerinize de sunayım.
Bugün için ilk 30 milletvekilimize vereceğiz.
Ve şimdi, ilk söz Sayın Şeker.
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Kocaeli Milletvekili İlyas
Şekerin, yüzölçümünün yüzde 84ü aktif deprem bölgesi içinde yer alan
ülkede bireysel olarak
coronavirüsten korunmak için gösterilen hassasiyetin daha fazlasının
depremin etkilerinden korunmak için gösterilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, coronavirüs
dünyayı tedirgin ederken Hükûmetimizin devreye aldığı
etkili önlemlerle, ekonomik paketlerle, güçlü altyapıyla,
donanımlı sağlık personeliyle bu krizi hafif
atlatıyoruz. Ülkemiz için coronavirüsün oluşturduğu riskten çok
daha fazlasını yaşanacak olan depremler
oluşturmaktadır. Bugün itibarıyla ülkemizde coronavirüsten 5.800
insanımız hayatını kaybederken, sadece 99 Kocaeli-Gölcük
depreminde 18 bine yakın insanımız hayatını kaybetti.
Türkiye deprem bölgesidir. Ülkenin yüzde 42si birinci derece deprem bölgesi
olmak üzere, yüzde 84ü aktif deprem bölgesidir. Bugüne kadar hasar
yapıcı depremleri yaşadık, bundan sonra da depremleri
yaşamaya devam edeceğiz. Depremin coronavirüsten daha etkili
olduğunu ifade ederek bireysel olarak coronavirüsten korunmak için
gösterdiğimiz hassasiyetin katbekat fazlasını depremin
etkilerinden korunmak için göstermeliyiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Demir
2.-
İstanbul Milletvekili Mustafa
Demirin, milletin altmış yıllık hayalini
gerçekleştirmek için tarihî bir adım atıldığına
ve başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Avrupanın
doğuştan elektrikli ilk ve tek SUV modelini gerçekleştirecek
olan TOGG ekibine teşekkürlerini sunduklarına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Türkiyenin Otomobili Girişim Grubu (TOGG)
mühendislik, tasarım ve üretim tesisleri inşaatıyla milletimizin
altmış yıllık hayalini gerçekleştirmek için tarihî bir
adım attı. Bursada kurulan bu fabrikada AR-GE
çalışmalarının yanında otomobillerin
tasarımı ve üretimi de gerçekleştirilecektir.
Türkiyenin otomobili, Avrupanın
doğuştan elektrikli ilk ve tek SUV modeli olacaktır. Özgün
tasarımıyla yenilikçi otomobilimiz 2022 yılında yollarda
boy gösterecektir. Millî kaynağımız bordan lityum üretmek için
AR-GE faaliyetleri yürütülmektedir. Batarya için gereken lityumun tamamını
üretebileceğiz.
Yatırımlarla ürün yelpazemiz, teknolojimiz
gelişecek, AR-GE faaliyetlerimiz artacak, ülkemiz tarihiyle,
değeriyle, insanıyla bu üretimi gerçekleştirecektir. Başta
Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, proje için
yüreğini ortaya koyan babayiğitlere, gecesini gündüzüne katarak
çalışan TOGG ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yenilikte biz
de varız, hepimiz varız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Girgin
3.-
Muğla Milletvekili Süleyman
Girginin, öldürülen Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
öğrencisi Pınar Gültekine Allahtan rahmet dilediğine ve
kadın cinayetlerini lanetlediğine ilişkin
açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Başkan.
Öncelikle, inanılmaz bir üzüntü içinde
olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bir kadın cinayetinin
acısı geçmeden bir diğerinin haberiyle güne başladık.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi Pınar
Gültekin beş gündür kayıptı, maalesef, cansız bedeni
ormanlık bir alanda bulundu.
Kadınlar bu memlekette maalesef, eceliyle
ölmüyor. Bize düşen, kadın cinayetlerini engelleyecek, bu cinayetleri
üreten sosyal faktörleri yok edecek yasal düzenlemeler yaparken kadın
örgütlenmelerinin önündeki yasal ve fiilî engellemeleri kaldırmaktır.
İstanbul Sözleşmesinden çıkmak bir kenara, onu aşan,
kadın-erkek eşitliğinde dünyaya örnek olacak politikalara
ihtiyacımız var.
Pınar kızımızın
şahsında bütün kadın cinayetlerini lanetliyorum.
Kızımıza rahmet, ailesine, yakınlarına
başsağlığı ve sabır diliyorum. Bu vahşeti
işleyenler en ağır şekilde
cezalandırılmalıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Aygun
4.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami
Özcan Aygunun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine,
tutarlılık ve dürüstlüğün en önemli erdem olduğuna
ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Sayın Başkanım, size yeni görevinizde başarılar
diliyorum.
Tutarlılık ve dürüstlük en önemli erdemdir
ama bu iktidarda maalesef bu özellikleri göremiyoruz. Bugün ak dediğine
yarın kara diyen, dün savunduğunu bugün inkâr eden, dün
dediğini bugün yalanlayan bir yapıyla karşı
karşıyayız.
Tarım Komisyonunda yeni bir yasa teklifi
geçirdiniz; Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi. Tarımsal alanların
bütünlüğünü bozduğu için hobi bahçelerini yıkmak istiyorsunuz;
yıkılmazsa masrafı belediyenin gelirinden kesmeyi
düşünüyorsunuz. Getirdiğiniz teklifte, imar planlarında
tarımsal niteliği korunacak alan olarak ayrılan yerlerde
başka amaçlı kullanımı yasaklıyorsunuz ama bu
kuralları kendinize uygulamıyorsunuz. Kanal İstanbul Projesinin
ardından buradan arazi alan Hazine ve Maliye Bakanı Berat
Albayrakın tarla vasfındaki 13 dönümlük arazisi bir anda konut ve
ticaret alanı oluyor. Hani tarla arazileri korunacaktı, dikilmedik
ürün kalmayacaktı? Siz, ürün dikeceğiniz tarlaya sadece AVM,
rezidans, kısacası beton dikersiniz diyorum. Aynı şekilde,
orman olarak gözüken İstanbul Havalimanına da ağaçlar yerine
uçak diktiniz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kasap
5.-
Kütahya Milletvekili Ali Fazıl
Kasapın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, Covid-19
pandemisi nedeniyle 25 hekimin hayatını kaybettiğine ve Doktor İbrahim
Örnekin vefatı nedeniyle sağlık camiasına başsağlığı
dilediğine ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Yeni görevinizde başarılar dilerim.
Tıp dünyasını yasa boğan
acı haberler almaya devam ediyoruz. Nöroloji uzmanı
meslektaşımız Doktor İbrahim Örneki Covid-19 nedeniyle
kaybetmenin büyük üzüntüsü içindeyiz. Covid-19 nedeniyle bugüne kadar
İstanbulda 15 olmak üzere, tüm Türkiye çapında 25 hekim
arkadaşımız vefat etti, hayatını kaybetti. Covid-19la
mücadelede başarı hikâyesini anlatanlar bu duruma ne diyecek? Siz başarı
hikâyesi anlatırken bizler ölüyoruz, her gün ölüyoruz. Bu duruma ne kadar
daha seyirci kalıp normalleşme adı altında
halkımızın sağlığıyla oynamaya devam
edeceksiniz?
Sözlerime son verirken, değerli
meslektaşımız Doktor İbrahim Örnekin başta ailesi
olmak üzere yakınlarının derin acısını
paylaşıyor, tüm hekim ve sağlık camiasına baş
sağlığı diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Karasu.
6.-
Sivas Milletvekili Ulaş Karasunun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara
TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine,
Anadolunun birçok köyünde olduğu gibi Ardahan İli Göle ilçesi,
Yeniköy, Kalecik, Budaklı ve Yiğitkonağı köylerinde de 24
Haziran genel seçimleri öncesinde başlayan çalışmaların
durdurulduğuna, parti ayrımı yapmaksızın tüm
vatandaşlara Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığının hizmet götürmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ULAŞ KARASU (Sivas) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan. Yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Ardahan İli Göle ilçesine bağlı 780
nüfuslu Yeniköy, 500er nüfuslu Kalecik, Budaklı ve
Yiğitkonağı köylerinin 17 kilometreden oluşan yolu uzun
yıllardan bu yana yapılmayı bekliyor. 24 Haziran genel seçimleri
öncesinde başlayan çalışmalar seçimlerde AKPye oy
çıkmayınca durdurulmuş, makineler geri çekilmiştir. Alevi
vatandaşlarımızın ve Cumhuriyet Halk Partisi seçmenlerinin
yoğun olarak yaşadığı bu köylere iktidar
tarafından seçim sonuçlarının cezası kesilmektedir.
Ardahanda verdiğim bu örneğin onlarcası seçim bölgem Sivas başta
olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisine oy vermiş Anadolunun birçok köyünde
yaşanmaktadır. Şunu bilin ki, Cumhuriyet Halk Partisine oy veren
hiçbir seçmen sahipsiz değildir. Buradan Ulaştırma Bakanına
sesleniyorum: Göreviniz parti ayrımı yapmaksızın tüm vatandaşlarımıza
hizmet götürmektir.
BAŞKAN Sayın Barut.
7.-
Adana Milletvekili Ayhan Barutun,
Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile
Depolanması Hakkında Yönetmelikte yapılan
değişikliğe ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) Sayın Başkanım,
yeni göreviniz hayırlı olsun.
Tarım Bakanlığı, Bitki Koruma
Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması
Hakkında Yönetmelikte korkunç bir değişiklik yaptı. Ziraat
mühendislerinin dışında geçmişteki düzenlemelerle
eczacı, kimyager ve kimya mühendisine de verilen bitki koruma
satış ürünleri yetkisi ve depo izni, orman endüstri mühendisi ve
orman mühendislerine de verildi. Güvenli gıdaya erişim çok önemli ama
eğer iş uzmanına bırakılmazsa daha tehlikeli bir durum
oluşur. Tarladan sofraya gıda zincirinin en önemli
halkasını oluşturan ziraat mühendisleri ilaç bayiliği ve
satışı için aldıkları diploma yetmezmiş gibi
haksızca zorunlu sınava tabii tutuluyor. Ama yetkin ziraat
mühendislerine bunu reva görenler mesleğimizi ve meslektaşlarımızı
itibarsızlaştırıp bitirmeye çalışıyor. Bir
başka meslek disiplinine iş alanı açmak için uzmanlık
alanını hiçe sayan bu mantık bıçak tutuyor diye kasaplara
da doktorluk yaptırır. Tarihî yanlıştan dönülsün
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
8.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine ve 20 Temmuz
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl
dönümüne
ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan. Yeni göreviniz hayırlı
olsun.
Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümünde Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramını
kutluyorum.
Kıbrısta, soydaşlarımıza,
çocuklarımıza, kadınlarımıza karşı
düzenlenen katliamlara son vermek, adada barış ve huzuru
sağlamak amacıyla 1974 yılında düzenlenen Barış
Harekâtı tüm dünyaya Kıbrıslı Türklerin özgürlüğünden
asla ödün vermeyeceğini göstermiştir. Kıbrıs, asırlara
dayanan tarihî bir davadır. Bu dava uğrunda atılacak tüm
adımlarda bir an olsun tereddüt etmeyiz. Kendi haklarımızı
nasıl savunuyorsak Kıbrıs Türklerinin de adadaki ve bölgedeki
çıkarlarını aynı kararlılıkla savunmaya devam
edeceğiz. Hiçbir güç Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
bayrağının adada ebediyen dalgalanmasına engel
olamayacaktır.
Başta tüm şehitlerimiz olmak üzere dönemin
Başbakanı merhum Bülent Eceviti, Başbakan
Yardımcısı merhum Sayın Necmettin Erbakanı,
Kıbrıs Türk lideri merhum Fazıl Küçük ve Rauf
Denktaşı rahmetle yâd ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Gündoğdu
9.-
Ordu Milletvekili Metin
Gündoğdunun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, 20 Temmuz
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl
dönümüne ve Azerbaycanın Tovuz bölgesinde yaşanan
çatışmalarda şehit olan Azerbaycan askerlerine Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Teşekkür
ederim Sayın Başkan. Yeni göreviniz hayırlı olsun.
Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümünde geri dönmeyi
düşünmeyen kahraman şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle
anıyorum. Kıbrıs Barış Harekâtı, Kıbrıs
Türklerinin adadaki varlığını soykırımla ortadan
kaldırmak için düzenlenen saldırılara karşı Türk
milletinin gösterdiği en güçlü cevaptır. Türkiye Cumhuriyeti devleti
her zaman Kıbrısın yanında olmuştur ve olmaya da
devam edecektir. Türk milletinin ayrılmaz parçası olan
Kıbrıs Türklerinin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı
kutlu olsun. Kıbrısın güvencesi Türkiyedir.
Can Azerbaycan
Çatışmaların
doğu-batı enerji koridorlarının kavşak noktasında
yaşanması Ermenistanın düşmanca emellerini bir kez daha
göstermektedir. Türk düşmanlığını huy hâline getiren
Ermenistan aynı zamanda taşeronluk yapmaktır. Dost ve
kardeş ülke Azerbaycanımızın yüzde 20si Ermeni
işgali altındayken Karabağ sorununun çözümünde bir yol
alınamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti her
şart altında can Azerbaycanın yanındadır. Tovuz
bölgesinde yaşanan çatışmalarda şehit olan Azerbaycan askerlerimize
Allahtan rahmet diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan...
10.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara
TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine
ve 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtının
46ncı yıl dönümüne ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Sayın Başkan, yeni
görevinizde başarılar diliyorum.
Kıbrıs Barış Harekâtı
tarihten silinmek istenen bir halkın yeniden doğuşunun, yeniden
şahlanışının adıdır. Elli yılı
aşkın bir süredir eşitlik mücadelesi veren Kıbrıs
Türkünün sabır ve dirayetinin dünyada bir başka örneği yoktur.
Kıbrıs Türk halkı her türlü baskı ve tehdide rağmen
mücadele etmiş, hak ve özgürlüğüne sahip
çıkmıştır. Kıbrıs Türkünün kararlı
mücadelesinde her zaman yanında olan ana vatan Türkiye, kırk
altı yıl önce olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türkünün
barış, istikrar ve huzurunun güvencesidir, olmaya da devam edecektir.
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümü vesilesiyle Kıbrıs
Türk halkının Barış ve Özgürlük Bayramını
gönülden tebrik ediyor, şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla
yâd ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Aydemir...
11.-
Erzurum Milletvekili İbrahim
Aydemirin, Süper Lige yükselen Erzurumspor ve Hataysporu, Süper Ligde
şampiyonluğunu ilan eden Başakşehirsporu tebrik
ettiğine ilişkin açıklaması
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum)
Başkanım, sporu zihnî ve bedenî ortak heyecan ve coşkularda
buluşmanın ifadesi olarak görüyoruz, bunun
yansımalarını hayatın bütün alanlarında da
müşahede ediyoruz. Neşe ve hüzün iklimini içinde barındıran
bu nadide zemin başarıyı şampiyonlukla tariflendiriyor.
Buna son örnek Erzurumsporumuzun yeniden bu hazzı yaşaması,
yaşatmasıdır. Takımımızı kutluyoruz;
taraftarlarımızı, teknik ekibimizi, yöneticilerimizi tebrik
ediyoruz.
Hep söyledik ki kentlerin de genetik tevarüsle
yaşattığı değerler vardır. Bu sebeptendir ki
Erzurumun da köklerinde şampiyonluk kavramına aşinalık
yatıyor. Saltuklu gibi Türk tarihinin şahika bir dönemine yüz elli
yıla yakın başkentlik etmiş Erzuruma hep şampiyonluk,
hep zirveler yaraşır.
Bu vesileyle, Tayfur Sökmen hatırası
şampiyon Hataysporumuzu ve büyüklük inhisarını berhava edip her
takımın şampiyon olabileceğini gösteren
Başakşehirsporumuzu da yürekten kutluyorum; sizi de tebrik ediyorum
Değerli Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Sümer...
12.-
Adana Milletvekili Orhan Sümerin,
Adana ilindeki mağduriyetin önlenebilmesi için elektrikte altyapı
yatırımlarının gerçekleştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Seçim bölgem Adanada yerleşim yerlerinin
üzerinden geçen yüksek gerilim hatları
vatandaşlarımızın can güvenliğini tehdit ediyor. Hemen
her sene bu yüksek gerilim hatlarından dolayı can kayıpları
yaşıyoruz, özellikle yaz aylarında. Son olarak bugün,
Yüreğir ilçesi Levent Mahallesinde incir toplamak için ağaca
çıkan Ertan Tekin isimli vatandaşımız, ağacın
yanından geçen yüksek gerilim hattına temas ederek elektrik
akımına kapıldı maalesef. Hayatını kaybeden
vatandaşımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyorum.
Dünyanın tüm modern kentlerinde yüksek gerilim
hatları yerin altından geçer ve böylece bir tehlike oluşturmaz.
Adanada maalesef bu hatlar evlerin üzerinden, ağaç dallarının
arasından geçiyor ve tehlike saçıyor. Ayrıca Adanada elektrik
altyapısı yetersiz. Özellikle aşırı sıcak yaz
günlerinde bu sorun daha fazla ortaya çıkıyor. Elektrik kesintisi,
voltaj düşmesi gibi sorunlar bir türlü bitmiyor. Zaten zor şartlarda
geçinen vatandaşlarımız arızalanan elektrikli ev
aletlerinde sorun yaşıyor. Buradan yetkililere sesleniyorum. Bir an
önce elektrik tüketim artışına göre altyapı
yatırımları yapılmalı, yüksek gerilim hatları
zaman kaybetmeden yerin altına alınmalı. Adanada artık ne
elektrik kesilsin ne de sorun yaşansın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Aycan
13.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık
Programının başlayıp başlamayacağını
ve üniversitelerin vereceği pedagojik formasyon sertifikasının
geçerli olup olmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Millî Eğitim Bakanlığının 2023
yılı Eğitim Vizyon Belgesinde Sertifikaya dayalı
pedagojik formasyon kaldırılacak, lisansüstü düzeyde Öğretmenlik
Mesleği Uzmanlık Programı açılacaktır. denmektedir.
Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık Programı ne zaman
başlayacaktır? Bu arada bazı üniversiteler Pedagojik Formasyon
Sertifika Programı açmaktadır. Yüksek fiyatlı sertifika
programlarına katılma konusunda gençler tereddüt
yaşamaktadır. Bu sertifikalar geçerli olacak mıdır?
Söylenilen Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık Programı
başlayacak mıdır? Öğretmen adaylarına ne yapmasını
önerirsiniz? Bu konuda açıklama yapılması, tereddüt yaşayan
öğretmen adaylarının bilgilendirilmesi uygun olacaktır.
Saygılarımla. Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kılıç
14.-
Kahramanmaraş Milletvekili
İmran Kılıçın, 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümünü kutladığına
ve darbelerin demokrasi üzerinde derin izler bıraktığına
ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Kıbrıs Zaferimizin yıl dönümü kutlu
olsun. Darbelerin sadece halkın iktidarının vesayet
odakları ve askerler tarafından ele geçirilmesi değil toplum
üzerinde meydana gelen travma, ekonomiye neden olduğu maliyet, ülke
algısı ve demokrasi üzerinde derin izler
bıraktığı tartışma götürmez. Bu sebeple
darbelerin neden olduğu ekonomik maliyetlerin azaltılması,
karamsarlığın giderilmesi, darbe dönemlerinde alınan kararların
etkisinin bertaraf edilmesi ve tekrar normal hayata dönülmesi çok emek ve zaman
alıyor. 1908 Abdülhamit Hanın halli birçok savaşlara ve bir
imparatorluk kaybetmemize neden olduğu gibi, 1960, 1970, 1980, 28
Şubat 1997 darbeleri, 17-25 yargı darbesi, Gezi
kalkışması ile 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsü telafisi
güç kayıplara neden olmuştur.
BAŞKAN Sayın Taşkın
15.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Kocaeli Milletvekili
Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine ve 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Öncelikle yeni görevinizde başarılar
diliyorum.
Dün Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüydü. Türkiyenin yaptığı
Kıbrıs Barış Harekatı yavru vatanda yaşayan
soydaşlarımıza yönelik Rum mezalimini sona erdirerek adayı
barışa kavuşturdu. Kıbrıs Türkünün varlığına
kast eden Rumların saldırılarını durdurmak ve adaya
barış getirmek için yapılan 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtının
kırk altıncı yıl dönümü vesilesiyle Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin Barış ve Özgürlük Bayramını tebrik
ediyorum. Bu vesileyle aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, kahraman
gazilerimizi saygıyla selamlıyorum.
Kıbrıs Türkünün kararlı mücadelesinde
her zaman yanında olan ana vatan Türkiye, Kıbrıs Türkünün
barış, istikrar ve huzurunun kırk altı yıldır
güvencesi olduğu gibi bundan sonra da olmaya devam edecektir diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şimşek
16.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde başarılar
dilediğine, Mersin ili Erdemli ilçesi Arpaçbahşiş
Mahallesindeki vatandaşların mağduriyetinin giderilmesini Çevre
ve Şehircilik Bakanından talep ettiğine ilişkin
açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Yeni görevinizde
başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, 13/07/2020 tarih ve 2757
sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla
Adıyaman ili sınırları içerisinde bulunan ve üzerinde orman
bulunmayan yerleşim alanı oluşturulan bölge orman
dışına çıkarılmış ve Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı ve Milli Emlak
aracılığıyla da bunun karşılığında
2 katı yer tahsis edilerek bu alan vatandaşların hizmetine
sunulmuştur. Aynı şekilde, Mersin Erdemli Arpaçbahşiş
beldesi sınırları içerisinde kalan ve üzerinde bir belde bulunan
yerleşim alanı da orman sınırları içerisinde yer
almaktadır. Burada kanunun verdiği hakkın kullanılarak
Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımızdan ve
Cumhurbaşkanlığından Erdemli Arpaçbahşiş
beldesinin yerleşim alanı sınırları
dışına çıkarılmasını ve
vatandaşların kullandıkları evlerin tapusunu
almasını talep ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
17.-
Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuzun, öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekine Allahtan
rahmet dilediğine, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve
cinayet vakalarının önlenmesine yönelik bir eylem planı ortaya
konulması gerektiğine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin ) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ülkemiz kadın cinayetleriyle sarsılmaya
devam ederken birçok kadın ömrünün baharında bu hayattan
koparılmaktadır. Canice ve vahşice işlenen,
insanlığa sığmayan bu cinayetler bizleri büyük bir üzüntüye
sevk etmiştir. Son olarak Pınar Gültekin kardeşimiz, eli
kanlı, gözü dönmüş bir cani tarafından hunharca
katledilmiştir. Bir kadının dahi cinayete kurban gitmemesi
adına kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz
vakalarının önlenmesine yönelik çok yönlü bir mücadele, eylem
planı ortaya konulmalıdır. Bu canavarlar ise en ağır
şekilde cezalandırılmalı ve toplum böylesi ruh
hastalarından arındırılmalıdır. Bu vesileyle
Pınar Gültekin kardeşimize Allahtan rahmet; ailesine, sevenlerine ve
milletimize baş sağlığı diliyorum, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Köksal
18.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu
Köksalın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, 20 Temmuz
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl
dönümünü kutladığına ve Konya ili Ilgın ilçesi
Çavuşçugöl Mahallesinde açılmak istenen maden ocağı
nedeniyle yaşanılan mağduriyete ilişkin
açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın
Başkan, Kıbrıs Zaferimizin yıl dönümünü kutluyorum.
Ayrıca size de yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Konya ili Ilgın ilçesi Çavuşçugöl mahallesinde
açılmak istenen maden ocağıyla ilgili bölge halkı günlerdir
sesini duyurmak için âdeta çırpınıyor. Yargıya intikal
ettiği hâlde ve henüz bir yargı kararı verilmeden tarlalara
giren iş makineleri yüzünden ürünler zarar görmüş durumda. Bölgede artan
kanser vakaları, yoğun metan gazı ve kömür tozu yüzünden halk
sağlığı tehdit altında. Geçtiğimiz cuma günü
bölgedeydim, vatandaş diyor ki: Hasat mevsimi bile beklenmeden
ekinlerimiz talan edildi ama köylümüz olan AKPli vekilin
yakınının haşhaş tarlasından
haşhaşlarını kırması ve toplanması
beklendi. Bu iddialar doğru ise bu çifte standart niye? Vekilin
tarlasına ihtimam gösterenler köylünün ekinlerine niçin
acımadılar? Çavuşçugöl halkı haykırıyor: Toprak
vatandır, ata toprağımızı bize bırakın.
BAŞKAN Sayın Erel
19.-
Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM
Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine ve 20
Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
AYHAN EREL (Aksaray) Sayın Başkanım,
öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyorum. Allahım
hayırlı uğurlu eylesin.
Adaleti tesis etmek, zulme, zalime dur demek için
Ayşe tatile çıksın. parolasıyla kırk altı
yıl önce tarihe geçen Kıbrıs Barış Harekâtıyla
kahraman Türk askeri, Türk yurdu Kıbrısı barış ve
huzura kavuşturdu. Cesursan gel al. demiştiniz, Türküm, cesurum
dedik, gittik ve aldık. Ecdadımızın heybeti marufu
cihandır/Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 20
Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramını kutluyorum. Türk
yurduna canını feda eden, yavru vatan Kıbrısa
barış ve huzur getiren tüm şehit ve gazi
kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.
BAŞKAN - Sayın Gökçel
20.-
Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, Mersin iline konteyner aktarma
limanı yapılacağına dair verilen sözün yerine
getirilmediğine ilişkin açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
İktidar Mersine verdiği sözlerden bir bir
vazgeçiyor. Konteyner aktarma limanı Onuncu Kalkınma Planına
göre Mersine yapılacaktı, 1/100.000lik plan buna göre
yapıldı. On Birinci Kalkınma Planı görüşülürken
limanın Mersinden kaçırılmasını kabul etmiyoruz
dedik. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Liman Mersine
yapılacak. dedi. Sonra limanın kara bağlantısını
polipropilen tesisi yapsın diye yandaşa tahsis ettiler. Fuat Oktaya
soru önergesiyle sordum, Limanın yerine karar verilmedi. Alternatif yer
arayışımız sürüyor." diye cevap geldi. Mersinli
hemşehrilerim görsün, planlara işlenen konteyner limanı projesi
artık yok. İktidar, Mersine hizmet değil, zehir getirdi;
binlerce kişiye istihdam sağlamak yerine, yandaşını
kayırmayı seçti.
BAŞKAN Sayın Osmanağaoğlu...
21.-
İzmir Milletvekili Tamer
Osmanağaoğlunun, 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Dün Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüydü. Kıbrıs
Türklüğünün tarihsel hakkını ve çıkarlarını
korumak adına gerçekleştirilen, Kıbrıs Türkleri ile
kahraman Türk ordusunun hasretle kucaklaşmasıyla son bulan
Kıbrıs Barış Harekâtının yıl dönümünde
şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde
saygıyla eğiliyorum.
Diğer yandan, Kıbrıs davasından
bihaber Kıbrıs üzerinde hesap yapan küresel emperyalizmin
değirmenine su taşıyan, Türk düşmanlarının
stratejik çıkarlarına hizmet edercesine adımlar atan zihniyet
sahiplerini de kınıyorum. Katıldığı bir programda
Kıbrıs Barış Harekâtını
gerçekleştirenlerden hesap sormamız gerekiyor. ifadelerini
kullanarak Türk milletine olan kinini kusan ABD Temsilciler Meclisi
Başkanını ve sözlerini lanetliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın İsmail Kaya...
22.-
Osmaniye Milletvekili İsmail
Kayanın, Ayasofyanın yeniden cami olarak ibadete açılması
kararının tüm İslam âlemine hayırlara vesile
olmasını dilediğine ilişkin açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Fatih Sultan Mehmet Hanın İstanbulu
fethettiğinde Ayasofyada ilk Cuma namazı
kılınmış ve fethin sembolü olarak camiye
dönüştürülmüştür. Bu yüzden, Ayasofyanın toplumumuz
hafızasındaki yeri vazgeçilmezdir. 1934te Ayasofyanın müzeye
dönüştürülmesi milletimizin içini acıtan bir karardı. Ayasofyanın
cami olarak ibadete açılması sürecinde içerden ve yurt
dışından çıkan çatlak seslerin ise bizim için hiçbir
kıymetiharbiyesi yoktur. Bu karar Türkiyenin egemenliğinin
göstergesidir, her kesimin de alınan bu karara saygı duyması
gerekmektedir. Bu karar sadece Türkiye için değil, tüm İslam
dünyası için önem arz eden bir konudur. Ayasofyanın esaret
zincirinden kurtulması, bu zincirin sökülüp atılması en büyük
hayalimizdi. Bu hayalin gerçeğe dönüştüğünü gördüğümüz için
de ayrıca mutluyuz ve memnunuz. Bu kararın milletimiz ve tüm
İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını dileyerek Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Filiz
23.-
Gaziantep Milletvekili İmam
Hüseyin Filizin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine ve 20 Temmuz
Montrö Boğazlar Sözleşmesinin 84üncü, Kıbrıs
Barış Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan; yeni görevinizde
başarılar diliyorum.
20 Temmuz, Türkiye Cumhuriyetinin bekasıyla
ilgili çok önemli iki gelişmenin olduğu gündür. Birincisi, seksen
dört yıl önce boğazlarda tam egemenliğin
sağlandığı, 24 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan Montrö
Boğazlar Sözleşmesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde
onaylandığı gün uygulamaya konulmuş ve o gece
yarısı 30 bin Türk askeri İstanbul ve Çanakkale
boğazlarına konuşlanmıştır.
İkincisi ise, kırk altı yıl önce
Kıbrıs Türkünün yok edilişini ve Kıbrısın
Yunanistana bağlanmasını engelleyen, Türk halkına
Kıbrısı vatan yapan, mavi vatan ve Doğu Akdenizdeki
haklarımızı da garanti altına alan, 24 Temmuz 1974de
gerçekleşen kutlu zaferimiz Kıbrıs Barış
Harekâtıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
Barış ve Özgürlük Bayramını kutluyor; zamanın
Başbakanı Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı
Necmettin Erbakan ve 838 şehidimizi rahmet ve minnetle anıyor,
gazilerimize esenlikler diliyor, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Keven
24.-
Yozgat Milletvekili Ali Kevenin,
Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde
başarılar dilediğine, coronavirüs nedeniyle zor durumda olan
okul servisi sahipleri ile çalışanlarının
mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ALİ KEVEN (Yozgat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım; yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Covid-19 salgını süresince alınan
kararlar kapsamında okullar kapatıldığı için hem
ülkemizde hem de ilim Yozgatta servisçi esnafı, servis şoförleri ve
çalışanları maddi güçlük içinde hayatlarını devam
ettirmeye çalışıyorlar. Okul servislerinin geleceği belli
olmadığı için servisçi esnafı ödeme günü yaklaşan
senetlerinin, kredilerinin akıbetinin ne olacağını soruyor.
Bu insanlar esnaf kefalet kooperatiflerinden 25 biner lira kredi
kullandılar ancak eylül ayında iş yapıp yapmayacakları
belli değil. Şu an bir gelirleri yok. Bu insanların kredi
borçları için bir erteleme, yapılandırma yapacak
mısınız diye soruyorum. Yine, bu servislerde çalışan binlerce
emekçi, işten çıkarmanın da yasaklandığı bu
dönemde günlük 40 liraya yaşamak zorunda bırakılıyor.
Kısa çalışma ödeneği yerine günlük 40 lirayı reva
gördünüz. Bunca insanın vebalini kim ödeyecek diye soruyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Ahmet Kaya
25.-
Trabzon Milletvekili Ahmet
Kayanın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, Tarım ve
Orman Bakanının açıkladığı fındık
rekoltesine
ilişkin
açıklaması
AHMET KAYA (Trabzon) Teşekkür ediyor,
yürekten başarılar diliyorum Değerli Başkanım.
Fındık hasadına sayılı
günler kaldı. Bu yıl geçen yıla göre
fındığın daha az, rekoltenin düşük olacağı
bekleniyorken Tarım Bakanı rekolteyi 665 bin ton olarak
açıklayarak büyük bir skandala imza atmıştır. Açıklanan
rekoltenin gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Geçmiş
yıllarda olduğu gibi rekolteyi olduğundan yüksek açıklayan
AKP Hükûmeti, fındık fiyatlarını düşürmeye
çalışan fındık kartellerine teslim olmuş, yine
fındık kurtlarının yüzünü güldürmüştür. Hükûmet, yerli
ve millî stratejik ürünümüz olan fındığa hak ettiği
değeri vermeli ve üreticimizi mağdur etmeyecek bir fındık
fiyatını bir an önce açıklamalıdır.
Corona salgını nedeniyle yaşanan
olumsuzluklar, maliyetlerde yaşanan artışlar ve refah payı
göz önünde bulundurulduğunda bu sezon fındık
fiyatlarının en az 25 lira olması gerektiğini ifade
ediyoruz. Fındık bahçelerinde kan ter içinde, binbir emekle
fındık toplayan, bir lokma helal ekmek için mücadele eden Karadeniz
köylüsünün ekmeğinde gözü olanlar karşılarında bizleri
bulacaktır diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın İlgezdi
26.-
İstanbul Milletvekili Gamze
Akkuş İlgezdinin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM
Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine,
Erzurumspor ve Hataysporu şampiyonluklarından dolayı kutladığına,
üniversite öğrencisi Pınar Gültekinin öldürülmesi vesilesiyle
kadın cinayetlerinin son bulması adına ortak bir adım
atılması gerektiğine ilişkin açıklaması
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul)
Sayın Başkanım, yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Ayrıca Erzurumspor ve Hataysporu şampiyonluklarından
dolayı kutluyorum.
Beş gündür aranan Pınar Gültekinin,
cansız bedenine bugün ulaşıldı. Yine bir kadının
gülüşü eksik, hayalleri yarım kaldı.
Yaşadığımız bu acı kadın cinayetlerinin son
bulması adına artık ortak bir adım atılmalı.
Pınar Gültekinin vahşice katledilmesi ilk imzacısı
olduğumuz İstanbul Sözleşmesinin önemini bir kez daha ortaya
koydu. Kadının adı var mıydı yok muydu? gibi
gereksiz gündemler yaratmaya çalışmak yerine, bu konuda tutarlı
adımlar atarak hayata geçirmeliyiz. Kadınların özgürce ve
güvenli yaşayamadığı her gün bu iktidara dert olsun. Evet,
kadının adı var ama ne yazık ki mezar taşlarında.
Önce kadın cinayetlerinin politik olduğunu kabul edin, sonra
İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açarak
kadınları hedef gösterenlerle mücadele edin; bunların hiçbirini
yapamıyorsanız derhâl istifa edin.
BAŞKAN Sayın Keşir
27.-
Düzce Milletvekili Ayşe
Keşirin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, Gazi Meclisin
çatısı altında failinin milletvekili olduğu kadına
şiddet ve tecavüz iddialarının kabul edilemez olduğuna ve
üniversite öğrencisi Pınar Gültekinin öldürülmesi olayına
yönelik hukuki sürecin takipçisi olacaklarına ilişkin
açıklaması
AYŞE KEŞİR (Düzce) Sayın
Başkan, yeni görevinizde başarılar dilerim.
İnsanın temel haklarını koruyan,
beraberinde insan hayatını daha da iyileştirmek için yasama
faaliyetlerinde bulunan Gazi Meclisin çatısı altında failinin
milletvekili olduğu kadına şiddet ve tecavüz iddiaları
endişe vericidir ve asla kabul edilemez. Suçun şahsiliği
esastır, bununla birlikte şiddet ve tecavüz mağdurunun
hakları siyasi partililerin imajının da üstündedir. Dün
PKKnın dağdaki kadın tecavüzlerine, cinayetlerine sessiz kalanların
bugün milletvekili-tecavüz iddialarına da sessiz kalmaları tesadüf
müdür? Kadın ve çocuk hakları hiçbir siyasi partinin, ideolojinin
soft power enstrümanı değildir. Muğlada bugün gencecik bir
fidanın, Pınar Gültekinin cansız bedenine ulaşıldığının
haberini üzüntüyle aldık. Hukuki sürecin milletvekilleri olarak takipçisi
olacağız.
Bununla birlikte, geçtiğimiz günlerde meydana
gelen şiddet ve tecavüz iddialarıyla ilgili hiç sesini
çıkarmayanların bugün kadına şiddet söylemlerinin de
kadın hakları mücadelesi açısından kaygı verici
olduğunu ifade etmek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın İlhan
28.-
Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, ülkede normalleşme adı altında sürü
bağışıklığının tercih edilmesinin
virüsün yayılma riskini artırdığına
ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Hükûmetin ekonomi başta olmak üzere
çeşitli gerekçelerle normalleşme adı altında sürü
bağışıklığını tercih etmesi maalesef
ülkemizde virüs riskini artırmıştır. Sağlık
Bakanlığı ve Bilim Kurulunun kararları siyasetin
süzgecinden geçince, sürece yayılıp aşamalı olarak
yapılması gereken normalleşme takvimi dar bir zamana
sıkıştırıldı ve iyi planlanmadan uygulamaya
konuldu. Covid testlerinin pozitif çıkması sebebiyle karantinaya
alınan yerler kamuda gün geçtikçe artmaya başladı. Devlette
devamlılık esas olduğundan, bazı şehirlere diğer
illerden görevlendirmeler yapılmak zorunda kalınmaktadır.
Bu sebeple, gerçek anlamda normale geçene kadar
başta kamu idareleri olmak üzere esnek çalışma düzenine acilen
geçilmesi şarttır. Aksi bir durum, başa
çıkamayacağımız sorunlara ve kamu hizmetlerinde aksamaya
yol açacaktır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Sertel
29.-
İzmir Milletvekili Atila
Sertelin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği
görevinde başarılar dilediğine ve emeklilerin
yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Başkanım, öncelikle tebrik ediyorum, yeni görevinizde
başarılı olacağınızdan adım gibi eminim.
Türkiye'de emekliler açlık
sınırının altında yaşıyor. 11 milyon
civarında emeklimiz var ve 4 milyon 179 bin 840 emeklimiz asgari ücretin
altında maaş alıyor. Emekliler gerçekten Türkiye'de sürünerek
yaşıyorlar. İkramiyelerde de emekli ikramiyelerinde de
artış yapmadıkları gibi farklı uygulamalar
yapıyorlar; kimine 500 lira kimine 750 lira kimine 1.000 lira veriyorlar.
Kanun teklifi verdim iki kez, gelir adaletsizlikleri
önlensin ve ciddi biçimde bu giderilsin diye. 2000 yılı sonrası
5 milyona yakın emeklinin aradaki farkla ilgili büyük sorunları
olduğunu anlattık fakat emeklilerin sorunlarını çözmeye
saray rejimi hiçbir şekilde yanaşmıyor. Emeklilere insanca
yaşam yerine evlerinde hapsi uygun gören, sokağa çıkmayı
sınırlı hâle getiren ve emeklilikteki farklı uygulamalarla
emekliye dünyayı zindan eden bu iktidarın sona ermesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Alban
30.-
Muğla Milletvekili Mürsel
Albanın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, Covid-19
salgını nedeniyle ülke turizminin zor durumda olması nedeniyle
Kültür ve Turizm Bakanını göreve ve durum hakkında Meclise bilgi
vermeye davet ettiğine ilişkin açıklaması
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Sayın Başkan,
yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Covid-19 salgını tüm dünyada olduğu
gibi ülkemiz turizmini de felç etmiştir. Ülkemizin en önemli turizm
kentlerinden biri olan seçim bölgem Muğlaya 2019 yılının
Ocak-Haziran döneminde 1 milyon 112 bin turist gelmiştir. Bu
yılın aynı döneminde ise Muğlaya gelen turist
sayısı sadece 17 bin kişidir. Turist sayısında, geçen
yılın aynı dönemine oranla yüzde 98lik bir düşüş
yaşanmıştır. Temmuz, ağustos ve eylül ayları için
de durum iç açıcı değildir.
Başta Muğla olmak üzere ülke turizmi kan
ağlamaktadır. Turizmcinin feryadını ise duyan yoktur.
Turizm Bakanlığı durumun
ağırlığının farkında değildir. Ülkenin
lokomotif sektörü iflas etmek üzeredir. Turizm Bakanını göreve ve
acilen durum hakkında Meclise gelip bilgi vermeye davet ediyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, ilk 30
arkadaşımız tamamlanmıştır yalnız 3
arkadaşımız kaldı. Grup Başkan Vekillerinin
taleplerini karşılamadan önce de bu arkadaşlarıma birer
dakika söz vermek istiyorum.
Sayın Kaplan
31.-
Gaziantep Milletvekili İrfan
Kaplanın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, Muğla ilinde
öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekine Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin
açıklaması
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan. Yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Bugün yine çok acı bir haberle uyandık,
Muğlada beş gündür kayıp olan 27 yaşındaki gencecik
kızımız Pınar Gültekinin cansız bedeni ormanlık
bir alanda bulundu. Kızımıza Allahtan rahmet, kederli ailesine
başsağlığı diliyorum.
Ülkemizde her yıl binlerce kadın cinayete
kurban gidiyor, on binlerce kadın şiddete maruz kalıyor ancak
biz burada AK PARTİ iktidarının keyfî torba yasalarını
tartışıyoruz; asıl tartışmamız, çözüm
bulmamız, üstünde durmamız gereken konuları bertaraf ediyoruz.
Ülkemiz dev bir kadın mezarlığına dönmüşken
İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmak, en hafif tabirle
kötülüktür, vicdansızlıktır. İstanbul Sözleşmesini tam
anlamıyla uygulatmayanlar Pınar Gültekinin ölümünün en büyük
sorumlularıdır. Sözleşmeyi değil, kadın cinayetlerini
durdurun.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Erdem
32.-
Konya Milletvekili Orhan Erdemin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM
Başkan Vekilliği görevinde başarılar dilediğine ve 20
Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ORHAN ERDEM (Konya) Sayın Başkanım,
yeni görevinizde başarılar dilerim.
Kıbrıs bir Türk adasıdır. Ne
yazık ki oldubittilerle önce İngilizler, sonra Rumlar tarafından
el konulmak, çalınmak istenmiştir. Adadaki Türkler her şeye
rağmen Rumlarla eşit haklarla yaşamaya razı olmuş
ancak Rumlar tarafından Türklerin varlığına, temel hak ve
özgürlüklerine, bekasına devamlı kastedilmiş; 1970li
yıllarda adada Türklere karşı artan kıyım, zulüm, yok
sayma üzerine ana vatan Türkiye tarafından adaya 20 Temmuz 1974te
Barış Harekâtı düzenlenmiştir. Dün Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinde bu harekâtın 46ncı yılı, her yıl
olduğu gibi Barış ve Özgürlük Bayramı olarak kutlandı.
Bizler de ana vatanda aynı coşkuyu benliğimizde
yaşadık, hissettik. Bu vesileyle, Barış Harekâtında
hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anar, gazilerimize uzun
ömürler dilerim.
Ana vatan Türkiye, Kıbrıs Türk
halkının hak ve hukukunu korumakta her zaman yanında
olacaktır.
BAŞKAN Sayın Beko.
33.-
İzmir Milletvekili Kani Bekonun,
Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde
başarılar dilediğine, üniversite öğrencisi Pınar
Gültekinin öldürülmesi vesilesiyle İstanbul Sözleşmesinin eksiksiz
uygulanması gerektiğine ilişkin açıklaması
KANİ BEKO (İzmir) Sayın
Başkan, yeni görevinizde başarılar dilerim.
Beş gündür kayıp olan Pınar
Gültekinin öldürüldüğü haberi hepimizi sarstı. İçinden
geçtiğimiz bu kara günlerde İstanbul Sözleşmesi iptal edilmek
isteniyor. Tüm bireyler arasında eşitliği ve şiddetsiz bir
yaşamı savunan bir sözleşmeye sarayın tahammülü yok. 6284
sayılı Yasa hükümleri de fiilen yürürlükte değil. Bunları
geri getiremeyiz ama her güne yeni bir kadın cinayeti haberiyle uyanmaya da
alışmayacağız. Kazanımların geri
alınmasına göz yumulamaz. Sadece 2019 yılında 474
kadın hayatını kaybetti. Kan donduran bu tabloyu acilen
değiştirmek zorundayız. İstanbul Sözleşmesini
eksiksiz uygulamaya, daha öte adımların atılmasına ihtiyaç
var.
Biliyoruz ki saray rejimi baskı ve kadın
düşmanı tutumunu değiştirmeyecektir ama bu ülke saraydan,
yandaşlardan daha büyüktür. Unutulanlara gereken cevabı
kadınlarımız ve onlarla dayanışma içinde olan bizlerin
demokratik yollarla vermesi artık tarihsel bir sorumluluktur.
Amasız, fakatsız kadın cinayetlerine Dur de.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın Grup Başkan Vekillerim, sizlerin
taleplerinizi karşılayacağım ama gördüğüm
kadarıyla sisteme henüz giriş yapmamışsınız.
Sisteme girerseniz taleplerinizi karşılayacağım ancak daha
önce 2 artı 1 şeklinde uygulanan Grup Başkan Vekillerinin
konuşma sürelerini ben benim yönetimimde üç dakika kesintisiz olarak
uygulayacağım. Yani arada, bir dakika, bir dakika kesilmeyecek
konuşmanız; üç dakika olarak sürdüreceksiniz. Siz de bu üç dakika
kuralına riayet ederseniz seviniriz diyorum.
Şimdi, İYİ PARTİ Grup
Başkan Vekilimiz Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu
Buyurun Sayın Dervişoğlu.
34.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs bölgesine teröristlerce
düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade Sözleşmeli
Onbaşı Emre Büyükyıldırım ile Piyade Sözleşmeli
Er Mustafa Ahmet Demire ve İstanbul ilinde yaşanan silahlı
saldırıda şehit olan polis memuru Erkan Göktekeye Allahtan
rahmet dilediğine, 20 Temmuz Montrö Boğazlar Sözleşmesinin
84üncü, Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı,
21 Temmuz Edirnenin Bulgar işgalinden kurtuluşunun 107nci yıl
dönümüne, 21 Temmuz 1946 tarihinde yapılan seçimlerle tek parti gücünden
demokrasi için vazgeçenleri saygıyla yâd ettiğine, öldürülen
üniversite öğrencisi Pınar Gültekine Allahtan rahmet
dilediğine, İstanbul Sözleşmesinin kadınlara yönelik
şiddetin önlenmesini ve faillerinin cezalandırılmasını
güvence altına aldığına, Süper Ligde
şampiyonluğunu ilan eden Başakşehirsporu ve Süper Lige
yükselen Erzurumsporu tebrik ettiğine ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Zatıalinize de yeni görevinizde
başarılar diliyorum. Meclis Başkan Vekilliğine fevkalade
yakıştığınızı ifade ediyorum bu vesileyle.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum, çok
naziksiniz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüreğimize yine ateş düştü. Hakkari Çukurcada bulunan üs bölgemize
teröristlerce düzenlenen saldırıda 2 askerimiz şehit oldu.
Kahraman şehitlerimiz Piyade Sözleşmeli Onbaşı Emre
Büyükyıldırım ve Piyade Sözleşmeli Er Mustafa Ahmet Demire
Allahtan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize
başsağlığı diliyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu, İstanbul
sokaklarında zehir tacirlerini takip eden narkotik ekiplerine silahlı
saldırı düzenlendi. Çıkan çatışmada da 1 polis
memurumuz şehit oldu. Şehit polisimiz Erkan Göktekeye Allahtan
rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Emniyet
teşkilatımızın ve aziz milletimizin başı sağ
olsun.
Dün, iktidarın Kanal İstanbul
çılgınlığıyla tartışmaya
açtığı Montrö Boğazlar Sözleşmesinin
imzalanmasının 84üncü yıl dönümünü idrak ettik. Montrö
Boğazlar Sözleşmesi diplomasi tarihimizin en önemli
başarılarından biri olarak tarihe geçmiştir. Seksen dört
yıl öncesinin devlet aklını ve millî şuurunu bugünlerde
görememenin derin üzüntüsü içindeyiz. Boğazlarımızdaki Türk
egemenliğini daimî kılan değerli devlet büyüklerimizi rahmetle
minnetle anıyorum. Kıbrıstaki Türk varlığına
karşı girişilen kanlı eylemlere Dur! diyebilmek için
yapılan Kıbrıs Barış Harekâtının dün
46ncı yıl dönümüydü. O günkü harekâta karar veren ve
başarıyla uygulayan merhum Başbakanlarımızdan Bülent
Eceviti, merhum Necmettin Erbakanı rahmetle şükranla anıyorum.
Bu vesileyle büyük mücadeleler veren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşı,
Kıbrıs Türklerini ve kanı pahasına şehit olarak
Kıbrıs topraklarını vatan yapan kahraman Türk askerini de rahmetle
minnetle yâd ediyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet
yaşayacak ve tarih yazmaya devam edecektir. Kıbrıs
Barış Harekâtının da bugün Yunanlıların
adalarımızı işgaline seyirci kalanlara ibret olmasını
temenni ediyorum.
Aynı zamanda serhat diyarı Edirnenin
bugün Bulgar işgalinden kurtuluşunun 107nci yıl dönümü.
Edirneye de buradan sevgi ve saygılarımızı gönderiyorum.
Yetmiş dört yıl önce bugün çok partili
demokrasinin ilk sınavı verildi. 1946da yapılan seçimlerle tek
parti gücünden demokrasi için vazgeçenleri saygıyla yâd ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Başkanım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bugün ise devleti tek parti rejimini
çağrıştıran bir anlayışla yöneten mevcut iktidara
karşı demokrasi mücadelesi veriyoruz. Türkiye'yi yetmiş dört
yıl öncesine götüren bu zihniyetin tamamen karşısında,
demokrasinin ve muasır medeniyetlerin her daim yanında
duracağımızı bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Türkiye'de neredeyse her gün, eski eşi
tarafından ya da eski erkek arkadaşı tarafından
gerçekleştirilen kadın cinayetleriyle karşı
karşıya kalındığı malumunuzdur. Yüreğimiz bu
kez beş gündür kayıp olan üniversite öğrencisi Pınar
Gültekin evladımız için yandı. Pınardan da ne yazık
ki acı haber geldi. Kendisine Allahtan rahmet, acılı ailesine
başsağlığı diliyorum. Kadınların yaşam
hakkını koruyan İstanbul Sözleşmesinin
tartışıldığı bir dönemde bir kadın cinayeti
daha yaşanmıştır. Kendi hayatlarına karar veren
kadınlarımızın hâlâ şiddete maruz kalıyor ve
vahşice öldürüyor olması içimizi kanatmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bitiriyorum efendim.
İstanbul Sözleşmesi,
kadınlarımıza yönelik şiddetin önlenmesini ve faillerinin
cezalandırılmasını güvence altına
almıştır. İktidar bizzat imzaladığı bu
sözleşmenin hükümlerini derhâl uygulamaya geçirmeli,
kadınlarımızın mağduriyetine son verecek
kararları acil bir biçimde ve oyalanmadan almalıdır.
Süper Ligde şampiyon olan
Başakşehiri kutluyorum, Avrupa Liginde başarılar
diliyorum. Hataysporu kutlamıştık, şimdi de Erzurumspor
bir yıllık aranın ardından tekrar Süper Lige yükseldi.
Erzurumsporu da kutluyor, yeni sezonda Süper Ligde başarılar
diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum
efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili
Sayın Erkan Akçay.
Buyurun Sayın Akçay.
35.-
Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, 18 Temmuz 2020
tarihinde polis memuru Erkan Göktekenin şehit olduğu İstanbul
ili Bağcılar ilçesinde yaşanan olayın faillerinin
yakalanarak adalete teslim edildiğine, Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs
bölgesine teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan 2 askere
ve tüm şehitlere Allahtan rahmet dilediğine, Pençe
operasyonlarında, Yıldırım-2 Cilo Operasyonunda görev
yapan Mehmetçike ve ülkenin her köşesinde görevini ifa eden güvenlik
güçlerine muvaffakiyetler dilediğine, 20 Temmuz Kıbrıs
Barış Harekâtının 46ncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sözlerime başlarken öncelikle Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak Meclis Başkan Vekilliğine seçilmeniz
münasebetiyle tebriklerimizi iletiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ve bu önemli ve hassas görevi
en iyi şekilde, başarıyla yöneteceğinize olan
inancımız tamdır. Bu vesileyle yeni görevinizin
hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 18 Temmuz 2020de İstanbulun
Bağcılar ilçesinde uyuşturucu tacirlerinin açtığı
ateş sonucu Polis Erkan Gökteke şehit olmuştur. Bu menfur
saldırının failleri başarılı bir operasyonla
yakalanmış ve adalete teslim edilmiştir.
20 Temmuz 2020de Hakkârinin Çukurca ilçesinde
vatani görevini ifa eden askerlerimize PKKlı teröristler tarafından
uzak mesafeden yapılan hain saldırıda 2 askerimiz şehit
olmuştur. Ve Irakın kuzeyinde ifa edilen Pençe Operasyonlarında
ve 20 Temmuz 2020de Hakkâride başlatılan Yıldırım-2
Cilo Operasyonunda görev yapan Mehmetçikimize ve ülkemizin her köşesinde
görevini ifa eden güvenlik güçlerimize muvaffakiyetler diliyor, tüm
şehitlerimizi rahmetle ve gazilerimizi minnetle anıyorum.
Milletimizin başı sağ olsun.
Sayın Başkan, 20 Temmuz 1974 tarihinde
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Rumların,
Kıbrıslı Türklere yönelik baskı ve zulümlerinin
sonlandırılması, Kıbrısta barışın tesis
edilmesi amacıyla Barış Harekâtı
başlatılmıştır. Türkiyenin uluslararası hukuktan
doğan hak ve yükümlülüklerini gerçekleştirdiği harekâtın
meşru zeminini oluşturan koşulları anlayabilmek için
tarihsel süreç içerisinde dönüm noktalarının iyi
anlaşılması gerekmektedir. 1571den 1878e kadar Osmanlı
Devletince adaletle idare edilen Kıbrıs, 1878den itibaren
Birleşik Krallık yönetiminde kaosa mahkûm olmuş ve
bağımsız bir devlet olarak Londra ve Zürih Anlaşmalarıyla
16 Ağustos 1960ta kurulmuştur. İkinci Dünya Savaşı
sonrası yaşanan gelişmeler neticesinde Rumlar, Enosis
ideallerini hayata geçirmek ve Kıbrısdaki Türk
varlığını ortadan kaldırmak için baskı ve
şiddet politikaları yürütmüştür. Kıbrıslı
Türkler, EOKA gibi illegal terör örgütünün faaliyetini engellemek ve meşru
haklarını savunmak maksadıyla Doktor Fazıl Küçük, Rauf
Denktaş, Mustafa Kemal Tanrıverdi öncülüğünde 23 Kasım
1957de Türk Mukavemet Teşkilatını kurmuşlardır.
Aralık 1963te EOKAcı Rum militanlar tarafından
yoğunlaştırılan şiddet, 15 Temmuz 1974te
Yunanistandaki askeri cunta desteğiyle gerçekleştirilen darbe
girişimiyle zirveye ulaşmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Başkanım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Türkiye,
Kıbrıslı Türklerin meşru haklarının savunucusu ve
destekçisi olmuş, 20 Temmuz 1974te Kıbrısa Barış
Harekâtı düzenlemiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi nezdinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında 30 Temmuz
1974te Cenevre Anlaşması imzalanmış fakat Yunanistan
destekli Rumlar, İkinci Cenevre Konferansının
gerçekleştirileceği 8 Ağustos 1974e kadar Türk bölgelerinden
çekilme taahhütlerini yerine getirmemişlerdir. Böylece, 14 Ağustos
1974te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Türklerin yaşadığı
bölgelere yapılan saldırıların önlenmesi maksadıyla
harekâtın ikinci safhası gerçekleştirilmiştir. Türkiye, 11
Şubat 1959da imzalanan Garanti Anlaşmasının 3üncü
maddesine dayanarak bu harekâtı gerçekleştirmiş ve
başarıyla tamamlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Başkanım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Türkiye, 46ncı yıl
dönümünde olduğumuz Kıbrıs Barış Harekâtıyla
bölgede sahnelenen emperyal oyunu kararlılıkla ve cesaretle
bozmuştur. Türkiye, dün olduğu gibi bugün de ve daima
Kıbrıslı Türklerin ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin meşru davasının savunucusu ve destekçisi
olacaktır. Bu vesileyle, başta Kıbrıs Türklüğünün
bağımsızlık mücadelesinde çok değerli liderlikleri ve
katkıları olmuş, ömrünü bu davaya vakfetmiş Doktor
Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Mustafa Kemal Tanrıverdi ve 74
Barış Harekâtını gerçekleştiren Hükûmetin
Başbakanı merhum Bülent Ecevit ve Başbakan
Yardımcısı merhum Necmettin Erbakan olmak üzere tüm
şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. 20 Temmuz
Barış ve Özgürlük Bayramı kutlu olsun.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Biz teşekkür ederiz Sayın
Başkan.
Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan
Vekili Sayın Hakkı Saruhan Oluç, buyurun.
36.-
İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan
Vekilliği görevinde başarılar dilediğine, 20 Temmuz Suruç
katliamının 5inci yıl dönümüne, farklı kesimlerden gelen
gazeteci, yazar, akademisyen, siyasetçi, oyuncu ve insan hakları
savunucusundan oluşan ve kendilerine Ak Saçlılar diyen 101 ismin
yayınladığı ortak bildiriye, DEDAŞın Urfa,
Mardin ve bölge illerinde mağduriyete yol açan politikalarına son
vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, sizi yeni görevinizde kutlarım, başarılar
dilerim.
Dün, 20 Temmuzdu, Suruç katliamının
beşinci yıl dönümüydü. IŞİDin yerle bir ettiği
Kobaniyi yeniden inşa etmek için, oradaki çocuklara oyuncak götürmek için
Urfanın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezinde bir araya gelen
gençlere yönelik gerçekleştirilen bir IŞİD katliamının
üzerinden beş yıl geçti ve o Suruç katliamında 33
pırıl pırıl genç insanımız
yaşamını yitirdi, 100ü aşkın kişi de
yaralandı.
Suruç katliamıyla birlikte karanlık bir
dönem başlatıldı Türkiyede, hâlâ da o karanlık dönemin
içerisindeyiz. 20 Temmuz 2015ten sonra katliamlar, patlamalar peş
peşe geldi. Suruç katliamı demek, IŞİD demektir. Bu
katliamın üstünü örtmeye çalışan, bugüne kadar adalet
mekanizmasında gereken adımların atılmasını
engelleyen iktidara bunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Suruçun üstünü
örtmenin sonucu, IŞİDin katliamının üstünü örtmektir
diyoruz.
Şimdi, geçtiğimiz günlerde 101 ak
saçlı bir ortak bildiri yayınladı. Farklı kesimlerden,
farklı geçmişlerden, farklı siyasetlerden gelen gazeteci, yazar,
akademisyen, siyasetçi, oyuncu ve insan hakları savunucusu 101 isimden
iktidarı uyaran, gençlere çağrı yapan ortak bir bildiri
hazırlandı. İktidarı uyaran ve kendilerine ak saçlı
diyen 101 isim, gençlere seslenerek Ülkemiz bugüne kadar böylesine koyu bir
karanlık, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, toplumsal doku
çürümesi, dünyada yalnızlaşma, itibarsızlaşma
yaşamamıştı. ifadelerini kullandılar. Ortak bildiride
Hepimiz tehdit altındayız. denilerek Kimse, bana dokunmaz, beni
ilgilendirmez rehavetine kapılmasın, hepimiz tehdit
altındayız. Bizler ekonomik güçlüklerle, aşımız
işimiz için mücadele ederken, iktidardakilerin attığı her
adım havamızı biraz daha zehirliyor, toplumu nefes alamaz hâle
getiriyor. Bizi etkilemez sandığımız yasal
kısıtlama ve uygulamalar sadece özgürlüğümüzü değil
aşımızı, işimizi de tehdit ediyor.
uyarısında bulundular ve iktidarı uyararak dediler ki Elinizde
iktidar gücü var. O güce dayanarak, rıza değil dayatmayla yönetmeye
çalışıyorsunuz. Geniş kitleler memnuniyetsiz, tedirgin,
huzursuz. Sessizlikleri, var olduğunu sandığınız
desteğe değil korkuya ve çaresizliğe dayanıyor. Ancak, gün
gelir suskun itirazlar büyür, sandığa yansır, seçmen bu
gidişata dur der. O günlerin yaklaştığını siz
görmeseniz de bizler görüyoruz.
101 ak saçlı imza verdiği ortak
bildiride şöyle ifadeler de vardı: Farklı kesimlerden,
farklı geçmişlerden, farklı siyasetlerden gelen, uzun
yılları arkasında bırakmış biz ak saçlılar,
ülkemizin adil ve özgür bir toplumda, sulh sükûn içinde yaşamayı hak
eden bütün insanlarına, özellikle de umudumuz olan gençlere sesleniyoruz.
dedi ak saçlılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum efendim.
Ve dediler ki Size seslenişimizi akıl
vermek, büyüklenmek olarak değil bunca yılın içinden
süzülmüş deneyimlerimizin özeti ve size hak ettiğiniz
aydınlık ülkeyi bırakamamış olmanın eksiklenmesi
olarak kabul edin.
Yarının aydınlığı
sizlerin ellerinde ve biz ak saçlılar o aydınlığı
yaşarken görmek istiyoruz.
İçlerinde, Abdülbaki Erdoğmuş, Ahmet
Türk, Ali Bayramoğlu, Aydın Engin, Bülent Ortaçgil, Ercan
Karakaş, Gençay Gürsoy, Halil Ergün, Korkut Boratav, Orhan Pamuk,
Rıza Türmen, Tarhan Erdem, Tarık Ziya Ekinci, Ziya Halis, Zülfü
Livaneli gibi çok sayıda isim var; bu talebi aktarmış
olayım.
Son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum
Sayın Başkan, mümkün olduğu kadar kısa söyleyeceğim.
Burada defalarca konuştuk DEDAŞ üzerine ama DEDAŞ zulmü bitmedi
ve tepkiler yükselmeye devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın
Başkan.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Tamamlıyorum
efendim.
DEDAŞ geçenlerde bir açıklama yaptı
ve gerçekleri yansıtmayan beyanlarda bulundu. DEDAŞ dedi ki:
Ödenmeyen borçlar 1,3 milyar Türk lirasını aştı, hizmet
veremez duruma geldik. Şimdi, bu rakamın doğruları
yansıtıp yansıtmadığını bilmiyoruz ama bu
borcun hakkaniyetli olmadığını biliyoruz. Bu borç
nasıl oluştu? Öncelikle, DEDAŞ çiftçilere yatırılan
tarımsal destek hibesine her yıl el koyuyor. Bu durum, çiftçilerin
tarımsal üretim yapamamasına, para kazanamamasına,
borçlarını ödeyememesine yol açıyor ve çiftçi bir tek
DEDAŞa olan borcunu değil, mazot ve gübre borcunu da ödeyemiyor ya
da hiç alamıyor, DEDAŞın yaptığı bu. Elektrik
faturaları yüksek oranda zamlı geliyor, çok fahiş oranlar,
örnekler çok fazla var. Bu faturaların neden böyle geldiğini
DEDAŞ açıklayamıyor. Genellikle köylüler tarafından,
çiftçiler tarafından açılan davalar kazanılıyor, bunu da
söyleyelim.
Şimdi, DEDAŞın Bölgede kayıp
kaçak oranı çok yüksek. demesi de esas gerçeği yansıtmıyor
çünkü DEDAŞ özelleştirme protokolünde verdiği sözleri yerine
getirmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Başkan
tamamlayalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Tamamlıyorum Başkanım.
Urfa gibi 2,5 milyonluk bir kente düşündükleri
yatırım 5 milyon TLyle sınırlı vaziyette. Bölgede
bazı hatlar, elektrik direkleri, trafolar otuz-kırk yıllık
ve bu kayıp oranını artırıyor dolayısıyla bu
kayıp elektriğin bedeli çiftçinin, köylünün faturasına
yansıtılıyor, bu da hakkaniyetli bir durum değil.
DEDAŞ ayrıca köylere toplu cezalandırma yapıyor; bir köyde
3 kişi faturasını ödeyemiyorsa köyün tamamının
elektriği kesiliyor, bu da hakkaniyetli bir tutum değil.
Tarımsal üretim tahrip ediliyor, insan ve hayvan
sağlığı tehlike altında bırakılıyor.
Bir kez daha vicdansız DEDAŞ yöneticilerine sesleniyoruz:
DEDAŞın Urfada, Mardinde ve bölge illerinde
uyguladığı bu politikalara son verin, bu vicdansızlık
sizi hiçbir yere vardırmayacaktır, bundan haberiniz olsun diyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Ben teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili
Sayın Özgür Özel, buyurun.
37.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Kocaeli Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinde
başarılar dilediğine, Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs
bölgesine teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade
Sözleşmeli Onbaşı Emre Büyükyıldırım ile Piyade
Sözleşmeli Er Mustafa Ahmet Demire ve İstanbul ilinde yaşanan
silahlı saldırıda şehit olan polis memuruna Allahtan rahmet
dilediğine, 20 Temmuz Montrö Boğazlar Sözleşmesinin 84üncü,
Kıbrıs Barış Harekâtının 46ncı yıl
dönümüne, Muğla ili Ula ilçesinde üniversite öğrencisi Pınar
Gültekinin öldürülmesi olayını lanetlediğine ve İstanbul
Sözleşmesine sahip çıkılması gerektiğine, 20 Temmuz
2015 tarihinde 33 gencin katliamının ardından 10 Ekimde Ankara
Garında 103 vatandaşın katledildiğine ve 7 Haziran-1
Kasım 2015 tarihleri arasında ülkeye yaşatılan terör olaylarının
sorumlularının yargı önünde hesap vereceği sürecin takipçisi
olacaklarına, 15 Temmuz darbe girişiminden beş gün sonra ilan
edilen OHALe ve 10 Temmuz 2020 tarihinde HSKnin FETÖyle irtibatı ve
iltisakı tespit edilen 26 savcıyı görevden
uzaklaştırma kararına, AK PARTİnin
değişikliğe gittiği 5 komisyon başkanına
başarılar dilediklerine, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu
Başkanlığına getirilen Efkan Alanın
açıklamalarına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım,
sözlerime yeni seçildiğiniz görevinizde size başarılar dileyerek
başlamak istiyorum. Niyetinizden ilk haberdar olduğumuzda, 2011
yılından beri bu sıralarda -birlikte mücadele ettiğimiz-
grubumuzun en devamlı milletvekillerinden birisi olarak Parlamentoya
bugüne kadar yaptığınız katkıların böyle bir
görevle devam etmesinden duyacağımız memnuniyeti ifade
etmiştik. Grubumuz teveccüh gösterdi, yüce Meclis teveccüh gösterdi. Adil
kişiliğinizin, özgürlükçü yaklaşımınızın
Meclisimizin kaliteli yasamasına katkı sağlayacağına
yürekten inanıyor, bir kez daha başarılar diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım,
Hakkârinin Çukurca ilçesi kırsalında gerçekleştirilen terör
saldırısında Piyade Sözleşmeli Onbaşımız
Emre Büyükyıldırım ve Piyade Sözleşmeli Erimiz Mustafa
Ahmet Demirin şehadet haberleri yüreğimize bir kor gibi düştü.
Geçtiğimiz haftadan bu yana bu son 2 şehidimizle birlikte
kaybettiğimiz güvenlik görevlilerimize, polislerimize Allahtan rahmet
diliyoruz.
Sayın Başkan, dün 20 Temmuzdu. 20 Temmuz
1936, Türkiyenin egemenlik haklarının Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
ve o dönemin Bakanlar Kurulunun kararlı duruşuyla, Türk
diplomasisinin büyük zaferinin daha sonra bir karara dönüşmesiyle birlikte
20 Temmuz Montrö Boğazlar Sözleşmesinin onaylandığı
ve derhâl o akşam uygulamaya geçtiği çok önemli bir yıl
dönümüdür. Geçtiğimiz haftalarda Atatürk üzerinden, Bakanlar Kurulu
üzerinden bugün Türkiyenin egemenlik haklarına vurgu yaparken nezaketsiz
cümleleri duymanın üzüntüsünü çekmişken, birilerinin de 1936da 20
Temmuz Montrö Boğazlar Sözleşmesini hayata geçiren Gazi Mustafa
Kemal Atatürkün Türkiyenin egemenlik haklarına neyi
kattığı konusunda bir kez daha vicdan muhasebesi yapmaları
gerektiğini düşünüyorum.
20 Temmuz, Kıbrıs Barış
Harekâtının yıl dönümü. Aslında askerlerimiz savaşa
giderken Adaya gittiğimizi, Ayşenin tatile
çıktığını ama bunu adaya barış getirmek için
gittiğini, sadece Türklere değil Rumlara da barış ve huzur
getirmek için gittiğini söyleyen bir devlet adamını,
Karaoğlanı, onunla birlikte koalisyon ortağı olarak bu
kararı alan Sayın Erbakanı, o dönemin yöneticilerini bir kez
daha minnetle rahmetle anıyoruz. Tabii, Kıbrıs Barış
Harekâtındaki şehitlerimize rahmet diliyoruz, yaşayan
gazilerimize bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz ve Bülent
Ecevitin Biz milliyetçiliği Kıbrısın Beşparmak
Dağlarına yazmış bir siyasi hareketiz. sözünün de
altını bir kez daha kalın kalın çiziyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bugün Muğlanın Ula ilçesinde beş gündür kayıp olan 27
yaşındaki üniversite öğrencimiz Pınar Gültekinin
cansız bedeni toprağa gömülü hâlde ormanlık alanda bulundu. Bu
vahşi cinayeti lanetliyoruz.
Kadına karşı şiddetin,
kadın cinayetlerinin son bulması için siyasetüstü ve parlamenter bir
kararlılıkla ortaya konmuş, hem coğrafi ev sahibi
olduğumuz hem ilk imzacısı olduğumuz İstanbul
Sözleşmesine kararlılıkla sahip çıkılması
gereğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Hangi siyasi hareketten
olursa olsun, hangi siyasi görüşten olursa olsun İstanbul Sözleşmesi
için direnen tüm kadın siyasetçileri erkek siyasetçiler olarak sonuna
kadar destekliyoruz ve İstanbul Sözleşmesinin önemini bir kez daha
ifade ediyoruz.
20 Temmuz 2015te Suruçta 33 gencimiz bir katliam
yaşadılar, üzerinden beş yıl geçti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 7 Haziran ile 1 Kasım
arasında Türkiyeye yaşatılan terörün o süreçteki
mağdurlarının yargılamalar sonucunda ailelerinin
yüreklerine su serpecek gelişmeler yaşanmadı. 33 gencimizle
birlikte Suruçtaki katliamın ardından Ankara Garında 10u
Malatya Gençlik Kolları üyemiz olan 103 vatandaşımızın
katledildiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Bunun tarih önünde
takipçisi olacağız, davaları izliyoruz ancak bu konuda gerekli
siyasi kararlılığın gösterilmediği de her
izlediğimiz davada ve tüm açıklamalarda bir kez daha teyit ediyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak takipçisi olacağımızı ve er
ya da geç 7 Haziran-1 Kasım arası Türkiyeye yaşatılan o
terör sürecinin hem idari hem siyasi sorumlularının yargı önünde
hesap vereceği günlere özlem duyduğumuzu bir kez daha ifade etmek
istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yine 20 Temmuz, rejime kasteden
Anayasa değişikliğinin de içinde yapılacağı OHAL
darbesinin başladığı gündü. OHAL ilanını
duyduğumuzda, bunu en basit deyimle bir siyasi nankörlük olarak ifade
etmiştik. O günkü Meclis kompozisyonunda darbeye destek veren bir tek
parti yoktu, tüm partiler darbe ve darbecilerle mücadele için destek vaadinde
bulunurlarken Meclisin yasama yetkisinin yürütmenin başına
alınmasını ve ardından çıkarılan onlarca OHAL
KHKsiyle, FETÖyle mücadele edeceğiz. diye alınan yetkiyle
barış akademisyenlerinin, toplumun çok farkı kesimlerinden
muhalif kesimlerin baskılandığını,
cezalandırıldığını, işinden
aşından edildiğini ifade etmek lazım. O dönem Her
şeyi en iyi biz biliriz, biz yaparız. FETÖyle hızla biz
mücadele edeceğiz. diyenler bugün biliyoruz ki örneğin, o temmuz
ayında aldıkları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 10 Temmuz 2020 günü Hâkimler
ve Savcılar Kurulu 2. Dairesi FETÖyle irtibatlı ve iltisaklı
olan 29 savcıyı görevden uzaklaştırdı; 10 Temmuz
2020de. Bu 29 hâkim ve savcıdan 19unun 15 Temmuz darbe girişiminden
sonra göreve başlatılan hâkimler ve savcılar olduğunun
altını çizelim. Yani biz OHAL ilan ettik, FETÖcüleri attık
-hep birlikte atardık- doğrusunu biz biliyoruz, bakın, yeni
kriterler belirledik
Çok güvendiğiniz AK PARTİ Gençlik
Kollarından gelen, AK PARTİ referansından gelen, subjektif
kriterlerle aldığınız 19 savcının on gün önce
FETÖcü olduğu çıktı ortaya. Demek ki OHAL kafası, AK
PARTİ kafası, AK PARTİnin iş görüş biçimi FETÖyle
mücadele konusunda çuvallamıştır, çuvallamaya devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son bir konu var Sayın
Başkan, çok birikti bunlar. İlk günden de sizin
anlayışınızı istismar etmek istemeyiz ama Adalet ve
Kalkınma Partisi 5 komisyon başkanlığında
değişikliğe gitti. Bu 5 başkandan 3ü eski bakan; yeni
başkanların hepsine başarılar diliyoruz ama dikkatle de
onları takip edeceğiz.
Sayın Efkan Ala suskun Efkan Ala zor bulunan
Efkan Ala diye bilinen Efkan Ala darbe girişiminden sonra
İçişleri Bakanlığından ayrılmıştı,
şimdi İçişleri Komisyonu Başkanı olmuş. Suskun
Ala konuşmaya başlamış, diyor ki: Bir kişinin AK
PARTİ döneminde TSKye girip de general olması mümkün değil. AK
PARTİnin FETÖcüleri güçlendirdiğini söylemek ağır
ithamdır. Bakın, aynı Efkan Ala diyordu ki: 81 il Emniyet
müdüründen 74ü bunlardandı, 17-25 sonrası geldiğimde daire
başkanlarının yüzde 90ı bunlardandı. Yasalar
çıkardık, polis kolejlerini kapattık, öğrencileri
dağıttık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özel, tamamlayalım
lütfen.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ne kadar sürecek
daha?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Efkan Ala, 81 il
emniyet müdürünün 74ü -sen geldiğinde, 17-25 Aralıktan sonra-
bunlardansa atamayı İsmet Paşa mı yapmıştı
Efkan Ala, kim yapmıştı? AK PARTİ dönemi dediğin
dönem senin Bakan olduğun dönemden sonraki dönem değil. Efkan Alaya
15 Temmuz sessizliğini sorarlar, soruyorlar; konuşuyorlar da
Konuştuğun lafa bir bak yeni göreve geldiğinde. 81 il emniyet
müdüründen 74ünü FETÖye vereceksin, ondan sonra da çıkıp Bizim
dönemimizde FETÖ güçlenmedi. diyeceksin. Efkan Alaya hayırlısı
olsun ilk sözüm, ikinci sözüm hadi oradan Efkan Ala, hadi oradan!
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
İçişleri değil, İçişleri değil, Güvenlik
İstihbarat Komisyonu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Güvenlik İstihbarat
Komisyon Başkanı, İçişleri Bakanıydı.
BAŞKAN AK PARTİ Grup Başkan Vekili
Sayın Özlem Zengin, buyurun.
38.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
Kocaeli Milletvekili Haydar Akarı TBMM Başkan Vekilliği
görevinden dolayı tebrik ettiğine, keşif uçağının
Van ili Artos Dağına çarparak düşmesi sonucu şehit olan 7
Emniyet mensubuna ve İstanbul ili Bağcılar ilçesinde
yaşanan silahlı saldırıda şehit olan polis memuruna
Allahtan rahmet dilediğine, 20 Temmuz Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yıl dönümüne, öldürülen üniversite
öğrencisi Pınar Gültekini rahmetle yâd ettiğine ve
kadınlarla alakalı meselenin sadece cezaları artırarak
çözülemeyeceğine, zihinsel dönüşüme ihtiyaç olduğuna, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ve Süper Lige yükselen Erzurumspor ve Hataysporu, Süper
Ligde şampiyonluğunu ilan eden Başakşehirsporu tebrik
ettiğine ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın
Başkanım, ben de tüm arkadaşlarım gibi görevinizi tebrik
ediyorum, hayırlı uğurlu olsun. Frak giyen bir
Başkanın devam etmesinin de güzel olduğunu düşünüyorum.
BAŞKAN Sağ olun, teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Güvenlik İstihbarat
Komisyon Başkanı oldu.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Şimdi, evet ben de
düzeltecektim, arkadaşlarım söylediler, yeri geldiğinde
düzeltmek isterim Sayın Özel.
Şimdi, ben de önce şehitlerimizi tekrar
rahmetle yâd etmek istiyorum. Hafta sonu Vanda helikopterin düşmesiyle 7
polisimiz şehit oldu. Yine Bağcılarda maalesef bir
saldırıya maruz kalan 1 polisimiz şehit oldu. Şehitlerimize
Allahtan rahmet diliyorum.
Ve elbette devamında 20 Temmuz 1974ü anmamak
mümkün değil. 20 Temmuz, Barış Harekâtının
başladığı gün. Dört hafta süren bir harekât ve bu harekât
neticesinde son derece barışçıl yöntemlerle aslında adaya
barış geldi, sadece Türklerin yaşadığı bölgeye
değil, adanın tamamına barış gelmiş oldu. Burada
bu operasyonlar, bu harekât yapılırken 497 askerimiz şehit oldu,
onları da rahmetle yâd ediyorum. Elbette, böylesine önemli bir kararı
veren dönemin Başbakanı Sayın Bülent Eceviti ve tabii ki
Hükûmet ortağı Necmettin Erbakanı da rahmetle yâd ediyorum.
Ve buradan Pınarı hatırlamamak
mümkün değil tabii, Pınar Gültekini. Bu hafta bir kadın
şiddeti yine
Kadınlarla alakalı meselede -şimdi gelirken
çıkardım- belki ayrıca bir gündem yaparız. Neler
yapmışız AK PARTİ olarak, bakıyorum; cezaları o
kadar çok artırmışız ki
Cezaları
artırıyoruz, pek çok yaptırım getiriyoruz, 6284 yerinde ve
tüm bunlara rağmen şiddetle alakalı meselede bu hunharca
cinayetleri önleme konusunda daha özel bir gayrete ihtiyaç var. Burada da daha
evvel seslenmiştim: Şu konuda birbirimize saldırmak yerine,
beraber bu konu üzerine akıl yoralım, birlikte bir şeyler
yapalım çünkü kadın meselesi ayrışacağımız
değil, birleşeceğimiz bir mesele. Pınarı da rahmetle
yâd ediyorum. Bu manada, sadece cezaları artırarak bunun asla ve kata
çözemeyeceğimiz bir mesele olduğunu görmemiz lazım. Burada da en
ağır cezaları alacaklar ama bunların sonlanmasıyla
alakalı bir zihinsel dönüşüme ihtiyaç var diye düşünüyorum.
Şimdi, devamında, tabii, 20 Temmuz
darbesinden bahsettiler. Doğrusu, bu 20 Temmuz darbesi ifadesinin
darbeyi küçültmenin en bariz yöntemlerinden bir tanesi olduğunu
düşünüyorum yani darbenin varlığını, 15 Temmuz darbesinin
varlığını küçültmek için hassaten söylendiğini
düşünüyorum.
Bu konular konuşulurken de enteresan bir
hassasiyet var yani İçişleri Komisyonu İçişleri
Bakanlığı kelimeleri geçince tuhaf bir hassasiyet ortaya
çıkıyor ve öyle olunca da şeyi doğru söyleyemiyoruz. Bir
defa
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Müsaadenizle
BAŞKAN Devam ediniz Sayın Grup
Başkan Vekili.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Efkan Ala
Güvenlik ve İstihbarat Komisyonun başına geldi. O manada, mesela,
ben burada hatırlatmak istiyorum: FETÖden mahkûmiyet alan Doçent Doktor
Fatih Gürsulun -hatırlarsınız kim olduğunu- 2016 tarihinde
ataması yapılmış, 8/2/2016 yani darbeden önce, çok
yakın bir tarihte ataması yapılmış. Buradan şunu
ifade etmek istiyorum: Buradaki bu suçlamalara bakılınca sanki
bilerek, kasten, isteyerek bir organizasyon yapılmış gibi bir
anlatım içerisindeler. O yüzden şunu görmemiz lazım: Bu FETÖ
dediğimiz terör örgütü devlete kırk yıl evvel
sızmış, kırk yıldır bu ülke içerisinde örgütlenmeye
gayret etmiş ve bunu yaparken de özellikle kendini kamufle etmeyi birinci
hedef olarak seçmiş bir terör örgütü. Herhâlde, bu konuda hemfikiriz yani
terör örgütü olduğu konusunda hemfikiriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam ediniz Sayın Grup
Başkan Vekili.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ve bu gizlenmenin
neticesinde, bugün dahi bu terör örgütüyle alakalı, maalesef, hâlâ
bazı yerlerde, bazı isimlerin, bu insanların
karşımıza çıktığını, hâlâ yeni operasyonlar
yapıldığını ve -korkarım- daha devam edecek bir
süreç olduğunu görüyoruz. Öyle bakıldığı zaman da AK
PARTİnin bu manada, FETÖcülerin temizlenmesiyle alakalı ve hak
ettikleri cezayı almasıyla alakalı en ufak bir tereddüdü yoktur
ve bütün bu küçültmelere rağmen, bunları değersizleştirmeye
rağmen bu konudaki çabalar, gayretler sonuna kadar devam edecektir.
Bir de tabii, bu kadar olumsuzluk üzerine iyi bir
haber söylemekte de fayda var diye düşünüyorum. Doğrusu, benim çok
bildiğim bir mevzu değil ama ona rağmen bir dönem ben de
Tokatsporun yönetiminde bulunmuştum. Futbolun ne kadar birleştirici
olduğunu biliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, toparlayınız
Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Toparlayacağım.
Özellikle, bizim grup yönetiminde Hatay
Milletvekilimiz Sabahat Özgürsoy Çelik ve aynı zamanda Erzurum
Milletvekilimiz İbrahim Aydemir Beyin de bana
hatırlatmalarıyla
Hem Erzurumspor hem Hatayspor 1. Ligden Süper
Lige çıktı.
BAŞKAN Evet, Süper Lige çıktı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Bakın, bunu
doğru biliyorum.
O manada tebrik ediyorum Erzurumsporu ve
Hataysporu. Bütün vekillerimize de bu manada tebriklerimizi sunuyoruz.
Sayın Vekilimiz Sabahat Hanım da ifade
etti Ben sporun bu kadar birleştirici bir şey olduğunu bu
başarıdan sonra bir kez daha gördüm. dedi. Henüz sonuçlanmadı
Süper Lig ama Başakşehirsporun da 1inci olacağını
görüyoruz. Onları da ben şimdiden tebrik ediyorum ve Türkiye
gündeminde tebessüm edeceğimiz, birbirimize güzel şeyler ifade
edebileceğimiz olayların, işlerin sayısının
artmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Grup
Başkan Vekili.
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.-
Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Haydar Akarın, Süper Lige yükselen Erzurumspor ve
Hataysporu Başkanlık Divanı olarak tebrik ettiklerine
ilişkin açıklaması
BAŞKAN Biz de Divan olarak Erzurumsporumuzu
ve Hataysporumuzu tebrik ediyor, Süper Ligde de
başarılarının devamını diliyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı tezkerelerini ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede
bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin uygun
görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1267)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair
bir talebi olmuştur. Başkanlığımızca uygun
görülen bu talep İç Tüzükün 25inci maddesi gereğince Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
talep ediyoruz efendim.
BAŞKAN - Oylamaya sunmadan önce karar yeter
sayısı talebi var.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.33
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.51
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa
KADAK (İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının tezkeresinin oylamasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi tezkereyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, kabul edilmiştir.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
2.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede
bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin uygun
görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1268)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara
vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair bir talebi
olmuştur. Başkanlığımızca uygun görülen bu talep
İç Tüzükün 25inci maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine
sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
3.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunun Türkiye Büyük
Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde
çalışabilmesine dair talebinin uygun görüldüğüne ilişkin
tezkeresi (3/1269)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede
bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair bir talebi olmuştur.
Başkanlığımızca uygun görülen bu talep İç
Tüzükün 25inci maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
4.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Anayasa Komisyonunun
Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde
çalışabilmesine dair talebinin uygun görüldüğüne ilişkin
tezkeresi (3/1270)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Anayasa Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair
bir talebi olmuştur. Başkanlığımızca uygun
görülen bu talep İç Tüzükün 25inci maddesi gereğince Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
5.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Anayasa ve
Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonunun Türkiye Büyük Millet
Meclisinin tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde
çalışabilmesine dair talebinin uygun görüldüğüne ilişkin
tezkeresi (3/1271)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede
bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair bir talebi olmuştur.
Başkanlığımızca uygun görülen bu talep İç
Tüzükün 25inci maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
6.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Adalet
Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede
bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin uygun
görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1272)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Adalet Komisyonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair
bir talebi olmuştur. Başkanlığımızca uygun
görülen bu talep İç Tüzükün 25inci maddesi gereğince Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İYİ PARTİ Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VIII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ PARTİ Grubunun,
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve 20 milletvekilinin, fındık
üreticilerinin sorunlarının incelenerek bu sorunlara karşı
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 14/7/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/3156) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 21
Temmuz 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 21/7/2020 Salı günü
(Bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Lütfü
Türkkan
Kocaeli
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve 20 milletvekili
tarafından, fındık üreticilerimizin yaşadığı
sorunların detaylı olarak incelenmesi ve gerekli tedbirlerin
alınması; önceki yıllarda yaşanan mağduriyetlerin
yaşanmaması; fındık piyasası ve fındık
fiyatlarının spekülasyondan uzak, tekelci yaklaşıma
müdahale fırsatı vermeyecek şekilde oluşması;
fındığa dayalı gıda sanayisini teşvik
programlarının hazırlanması; fındıkta kalite ve
verimin artırılması için çalışmalar
yapılması amacıyla 14/7/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 21/7/2020 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ PARTİ Grubu adına Trabzon Milletvekilimiz
Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
fındık üreticilerinin sorunlarının incelenerek bu sorunlara
karşı alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla İYİ PARTİ olarak vermiş olduğumuz
araştırma önergesi üzerinde konuşmak üzere söz aldım.
Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. Sayın
Başkanım size de yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün burada
Kocaeliden Artvine kadar 16 il, 123 ilçe ve 3.200 köyde, 720 bin hektar
alanda yaklaşık 500 bin üreticiyle üretilen bir ürünümüz olan
fındığı ve fındık üreticilerimizin durumunu
konuşacağız.
Daha önceki konuşmalarımda da
belirtiğim üzere, fındık geleneksel bir ürünümüz olmakla birlikte
ülkemiz açısından hem millî hem de stratejik bir üründür. Ancak ne
yazık ki Hükûmet tarafından fındık konusunda millî bir
politika oluşturulamamıştır.
Değerli milletvekilleri, her sezon öncesi
fındık taban fiyatıyla ilgili üretici mağduriyeti yaşanmaktadır.
Taban fiyatın belirlenmesi ve açıklanmasında üretici yok
sayılmakta, özel sektör ve yabancı sermayeli şirketlerin eline
mahkûm edilmektedir. 2020 yılı fındık taban fiyatları
henüz açıklanmamıştır. Bu durum bölgede büyük
spekülasyonlara sebep olmaktadır. Taban fiyatın acilen
açıklanması üreticinin lehine olacaktır. Yaşanan
salgın süreci ve şartları göz önüne alınarak 2020
yılı için, maliyetin üzerine enflasyon ve çiftçinin yaşam payı
da ilave edilerek üreticiyi memnun edecek bir taban fiyat belirlenmeli ve bu
fiyat da hasat başlamadan önce muhakkak açıklanmalıdır. Bu
yıl rekoltede yaşanan düşüş de dikkate alınarak
fındık fiyatı 25 TLden az olmayacak şekilde
açıklanmalı, üreticinin kaygılarına son verilmelidir.
Değerli milletvekilleri, geçmiş dönemlerde
fındıkta yaşanan olumsuzlukları ve üreticilerimizin
yaşadığı sıkıntıları da göz önüne
alarak üreticilerimizin mağdur olmaması ve ülke ekonomisinin
fındıktan maksimum fayda sağlayabilmesi amacıyla
İYİ PARTİ fındık çalışma grubu olarak
belirlediğimiz sorunları ve sorunların çözümüne ilişkin
önerilerimizi de sizlerle paylaşmak isterim.
Değerli arkadaşlar, bir an önce
fındık fiyatı ilan edilmeli, TMO ya da
FİSKOBİRLİK depoları alıma hazırlıklı
hâle getirilmeli, lisanslı depoculuk tüm bölgede
yaygınlaştırılmalıdır.
Fındıkçının en önemli sorunlarından biri
emanetçiliktir. TMO, ister lisanslı depolamaya yeni bir düzenleme
getirerek isterse de emanete fındık alımı için bir strateji
belirleyerek üreticinin bu mağduriyetinin önüne geçmelidir. Yeni bir
emanetçi sistemi devlet eliyle oluşturulmalıdır.
Başlangıç dönemlerinde üreticinin depo kiraları desteklenmeli,
kendisine verilen ürün teslimat sertifikaları
karşılığında uygun vade seçenekleriyle bankalardan
faizsiz kredi kullanmasına imkân verilmelidir. Sürekli taban fiyat
tartışmalarına son verecek bir sistemde taban fiyat
açıklanmalı ve bu sayede manipülasyonların önüne geçilmelidir.
Alımı yapılan mahsulün ödemesinin peşin ya da kısa
vadede yapılacağının açıklanmasıyla üreticinin
eli rahatlayacak, piyasada potansiyel fiyat belirsizliğinin de önüne
geçilmiş olacaktır. Fındığın, hasadı
sonrası pazara erken düşmemesi ve fiyatta düşüş
yaşanmaması için fındık destekleme ödemeleri geciktirilmeden
yapılmalıdır. TMO, fındık alım
şartlarını üretici lehine daha esnek hâle getirmelidir yani
fındıkta nem eksik, fazla ya da randıman yüksek, az gibi
bahanelerle üreticinin mahsulü geri gönderilmemeli ve üretici mağdur
edilmemelidir. Fındığın fiyatı tespit edilirken
üreticinin dolar artışı karşısında satın
alma gücünde yaşayacağı kayıp kesinlikle göz önünde
bulundurulmalıdır.
Tüm bu gerçekler ışığında,
fındığın taban fiyatı 3,5-4 dolar seviyesinin
altında açıklanmamalıdır ve 25 TLden az olmayacak düzeyde
tutulmalıdır. Uzun vadede fındığa dayalı sanayi
teşvik edilerek fındık bölgelerinde hem
fındığın mamul hâle getirilip katma değer
oluşturulması hem de yeni iş alanlarının
açılması sağlanmalı ve özellikle yurt içi
kullanımı ve tüketimi teşvik edilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Örs.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Ama bunların
hepsinden önemlisi, Tarım ve Orman Bakanlığı
öncülüğünde millî bir fındık politikası belirlenmeli ve
uygulanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, konuşmamın
sonunda, fındıkta yaşanan olumsuzlukların giderilmesi,
üreticilerimizin yaşadığı mağduriyetlerin ortadan
kaldırılması ve ülke ekonomimizin fındıktan maksimum
düzeyde fayda sağlayabilmesi adına vermiş olduğumuz bu
araştırma önergemize desteklerinizi talep eder, Genel Kurulu
saygılarımla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup önerisi
üzerinde Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Sayın Mahmut
Celadet Gaydalı.
Buyurun Sayın Gaydalı. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Gaydalı.
HDP GRUBU ADINA MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, yeni görevinizde
başarılar diliyorum, hayırlı olmasını diliyorum.
İYİ PARTİnin vermiş olduğu
araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Sizleri ve kamuoyunu
saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, her yıl fındık
üreticileri aynı sorunlarla, aynı belirsizliklerle
karşılaşıyor. Fındık üretiminde temel sorun,
taban fiyatları belirlenirken alın terinin, emeğin
karşılığının verilmemesidir. Fakat ne gariptir ki
fındık gibi, dünya pazarında bu kadar güçlü bir ürün kendi
topraklarında değer görmüyor. Aksine, fındık üreticisini
destekleyen kurumların içi boşaltılıyor ve
lağvediliyor.
Fındık sorunuyla ilgili çoğunuzun
bilmediği bir bilgiyi de ben sizlere aktarayım. Bitlis ilinin Hizan
ilçesinde Nizare Aze denen vadide fındık üretimi asırlardan beri
yapılmaktadır. Tabii, bizdeki üretim uluslararası firmaları
cezbedecek boyutlarda değildir ve genelde tüketim, mahallî ve çevre iller
düzeyinde olmaktadır.
Özellikle Hizan Ziraat Odasının
hazırladığı rapor, sanırım, tüm Bitlis
vekillerine ve ilgili Bakanlığa ulaşmıştır. Hizan
fındığı yapısı gereği sert kabuklu bir
fındıktır, yağ oranı yüksektir.
Hizan ilçesine bağlı 7 köyde, 5 bin dekar
alanda fındık üretimi yapılmaktadır. Fındık
üretiminin yapıldığı çoğu köyün, rakımları
yüksek ve eğimli arazide kurulu köyler olduğu için, tek geçim
kaynakları ve üretimleri fındıktır. Yüzlerce ailenin geçim
kaynağından bahsediyorum. Hizan ilçesinde yıllık bin tona
yakın üretime sahip olunan fındık ancak iç pazarda tüketiliyor.
Bugün tüccarlar rekolte yükseltebilmek adına bu
fındığı üreticiden alıyor. Hizandaki fındık
üreticilerinin bugün tüccarlarla anlaşmaktan başka hiçbir
şansları yok.
1519 tarihli Şerefname kitabında bile
Hizan fındığından bahsediliyor. Fakat Tarım ve Orman
Bakanlığınca hazırlanan havza bazlı desteklemeler
kapsamında olmadığı için fındık üreticimiz gübre
ve mazot desteğinden yararlanamıyor. Hizan ilçesinde fındık
üretimi yapan ailelerin tek geçim kaynağı olan
fındığın desteklenmesi ve üretiminin teşvik edilmesi
gerekmektedir. Düşünün ki arazilerin tapusunda bile
fındıklık geçmesine rağmen mazot, gübre desteğinden
yararlanılamıyor. Üretici destek istiyor, ayakta kalmak istiyor,
evine ekmek götürmek istiyor. Bu bağlamda, böyle bir komisyonun
kurulması partilerüstü bir konudur. Umarım böyle bir komisyon
kurulur, buna ihtiyaç olduğu da aşikârdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup önerisi
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Seyit
Torun.
Buyurun Sayın Torun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SEYİT TORUN (Ordu) Sayın
Başkanım, öncelikle hayırlı olsun diyorum,
başarılar diliyorum; başaracağınıza da eminiz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum, sağ olun.
SEYİT TORUN (Devamla) Değerli
milletvekilleri, yıllardır bu kürsüden fındıkla ilgili
sorunları dile getiriyoruz, fındıkla ilgili çözüm önerilerini
ortaya koyuyoruz. Benim dışımda, bölge milletvekillerinin
birçoğu da bu konuda konuşmalar yapıyor ama maalesef her
yıl aynı konular gündeme geliyor. Yani, son beş yıldaki
konuşmaları ve gündemi gözümüzün önüne şöyle bir getirelim,
aşağı yukarı hep aynı şeyleri konuşuyoruz.
Peki, atılan bir adım var mı? Hayır.
Şimdi, Tarım ve Orman Bakanı
Sayın Bekir Pakdemirli önceki gün bölgeye gitti ve rekolteyi
açıkladı. 665 bin ton olarak açıkladı ve ifadesinde de
şunu söyledi: Fiyat işi
Cumhurbaşkanımızındır. Rekoltemiz ne? Çok ciddi bir
çalışma yaptı arkadaşlar, defalarca irdelediler. Defalarca
rekolte önüme geldi, defalarca geri gönderdim. İlk tahminlerin ötesinde
bir rekoltemiz var gibi gözüküyor. Bu, biraz daha azalabilir belki, sezon
içerisinde bir miktar daha azalabilir ama görünen o ki -ilk defa burada
açıklıyorum- 665 bin ton fındık rekoltemiz var.
Sayın Bakan, bu rekolteyi size kim
açıklattı, kim dayattı? Yani, bunu öğrenmek istiyoruz.
Yani, birileri size talimat verdi de mi açıkladınız yoksa bunun
bilimsel bir verisi var mı? INC -yani Fındık Birliği- 610
bin ton civarında açıklıyor ama siz tutuyorsunuz, 665 bin ton
olarak açıklıyorsunuz. Bunun fındık üreticisi için
anlamının ne olduğunu biliyor musunuz?
Geçen yıl rakamlar yaklaşık 776 bin
tondu; üretici fındığını 14 liradan, 15 liradan
elinden çıkardı ama sezon sonunda siz TMOya 24 liraya
fındık sattırdınız. Demek ki fındıktan bir
gelir elde ediliyor ama fındığı 14 liraya, 15 liraya kim
sattı? Gariban sattı, borcu olan sattı, çocuğunu okula
gönderecek olan insan sattı. (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Ama sonuçta
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Seyit Bey,
16,50den sattı, 17den sattı.
SEYİT TORUN (Devamla) Siz onu başka
yerde konuşun Sayın Milletvekili, benim sözümü kesmeyin.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Geçen yıl
satılan fındığın fiyatını doğru
söylemiyorsun.
SEYİT TORUN (Devamla) Sözümü kesme!
Şimdi, değerli arkadaşlar, kazananlar
hep aynı. Maalesef, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir firmaya teslim
olmuş durumda.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Geçen yıl
satılan fındığın fiyatını doğru söyle!
Fındık fiyatının kaç lira olduğunu bilmiyorsun ya!
SEYİT TORUN (Devamla) Siz bölgeye gidin,
bölgede anlatın onu. Bölgeye gidin, bölgede anlatın onu. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Torun, Genel Kurula hitap
edin lütfen.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Biz sürekli
bölgedeyiz.
BAŞKAN - Sayın Gündoğdu, lütfen
SEYİT TORUN (Devamla) Fındık
üreticisi maalesef mağdur. Maalesef, sizin kime
çalıştığınızı gayet iyi biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, bakın,
FİSKOBİRLİK gibi bir kurum bitirildi, yerine TMO koyuldu.
Piyasaya girecek mi girmeyecek mi, belli değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın lütfen.
SEYİT TORUN (Devamla) Bakın, piyasaya
girecek mi girmeyecek mi, belli değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Nutella formasıyla
çık, Nutelladan göğüs reklamı al!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Reklamı sen
al!
SEYİT TORUN (Devamla) Her yıl
bekliyoruz, ondan sonra, piyasaya ne zaman giriyor? Gariban
fındığını sattıktan sonra giriyor. Asıl,
benim gerçekten fındık gelirine ihtiyacı olan üreticimin
kazanması lazım; öbürü zaten her hâlükârda kazanıyor, öbürü
zaten her hâlükârda gelir elde ediyor. Ama siz ne yapıyorsunuz?
Garibanın elinden fındık çıktıktan sonra TMOyu
devreye sokuyorsunuz. İlk defa geçen yıl soktunuz, onu takdir
ediyoruz ama şu anda maalesef hâlâ fiyat belli değil, hâlâ alıp
almayacağı belli değil. O yüzden, gene oyun oynanıyor
fındık üzerinde. Fındığın üzerindeki oyunu bozun,
garibanın fındığı para etsin. Artık sadece yurt
dışındaki bazı insanlara para kazandırmayın,
sadece bazı tekellere para kazandırmayın ve buradan sizi tekrar
uyarıyoruz: Bakın, fındık öyle bir ürün ki ihracat geliri
olan bir ürün.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Torun.
SEYİT TORUN (Devamla) Sıfır
ithalatla ihracat geliri olan bir ürün ve yıllar itibarıyla,
bakın, beş yılda; 11,77 lira olan iç
fındığın fiyatı 6,35e kadar düşmüş ama 240
bin ton olan ihracatımız 319 bin tona çıkmış. Daha
fazla fındık göndermişiz ama daha az gelir elde etmişiz,
daha az gelire sahip olmuşuz ülke olarak. Üretici de kazansın,
aracı da kazansın, tedarikçi de kazansın; biz bunu istiyoruz.
Sadece üretici kazansın diye bakmıyoruz, bunun tabii ki alıcısı
da kazansın ama herkes en azından bundan ne kadar
kazanacağını bilsin, mağdur olmasın ve üreticiyi
Avrupada bir alıcıya peşkeş çekmeyelim. Bunu özellikle
sizden rica ediyoruz. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup önerisi
üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisinin görüşlerini belirtmek üzere
Giresun Milletvekili Sayın Cemal Öztürk konuşacaktır.
Buyurun Sayın Öztürk. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; fındık
üreticilerinin sorunları hakkında İYİ PARTİ Grubunca
verilen araştırma önergesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri
izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, size de yeni görevinizde
başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi,
her yıl bugünlerde fındık üzerine araştırma önergeleri
verilmesi mutat hâle geldi. Nitekim iki hafta önce de burada Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunca yine fındıkla ilgili bir önerge gündeme gelmişti
ve konu tartışılıp reddedilmişti. Bugün de
İYİ PARTİ aynı konuyu gündeme getirdi; Allahualem, gelecek
hafta veya yarın öbür gün bir başka grubumuz yine
fındığı gündeme getirebilir. Bu demektir ki
fındık çok önemli bir ürün, bu tartışmasız.
Tabii, Türkiye fındıkta, gerek üretimde
gerek ihracatta tartışmasız, açık ara 1 numara;
fındığın patronuyuz ama geçen hafta da dile getirdiğim
gibi, fındık ihracat ürünümüz olduğu için, bu ürünün yüzde
85ini ihraç ettiğimiz için dünya şartlarına da bağlı
bir ürün.
Ben aynı zamanda bir fındık
müstahsiliyim, fındığa da emek vermiş,
FİSKOBİRLİK Genel Müdürlüğü yapmış bir
kardeşinizim. Değerli arkadaşlar güzel şeyler söylediler
ama bir haksızlık yapılıyor. Mesela, biraz önce
konuşan bir arkadaşımız Kiminle iş birliği
içindesiniz? gibi bir ifade kullandı; çok yanlış.
Bakın, bazı arkadaşların zoruna
gidiyor ama AK PARTİ iktidara geldiğinde, 2002 yılında
fındık fiyatları döviz olarak 92 sente tekabül eden 1,5
milyondu; o günkü parayla, 6 sıfır vardı biliyorsunuz. Biz 1,5
lira fiyatla sezona başlamıştık ama AK PARTİ
geldiğinde bu fiyat yükseldi yükseldi ve 4 dolarlara kadar
çıktı. Ben dün Giresun Ticaret Borsasıyla toplantı
yaptım. Bugün fiyatlar hâlâ 20 lira, 21 lira düzeylerinde. Önümüzdeki
günlerde inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız
fiyatları açıklayacak. Biz inanıyoruz ki fındık
fiyatları müstahsilimizin beklentisi doğrultusunda olacak,
Türkiyenin şartları ve dünyanın şartları
noktasında olacak. Nitekim, AK PARTİ Grubundaki milletvekilleri
olarak biz kendi aramızda üç yıldır çalışıyoruz,
bir fındık çalışma grubu kurduk ve müstahsilimizden, ziraat
odalarından ve fındık üreticilerinden
aldığımız bilgileri Tarım Bakanımız
vasıtasıyla Hükûmetimize iletiyoruz, bu sene de ilettik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) 16 Haziranda Mecliste ilk
toplantımızı yaptık, daha sonra Tarım
Bakanımızla buluşarak tekliflerimizi kendisine ilettik.
Tarım Bakanımız da konuya ilişkin açıklamalar
yaptı. Elbette spekülasyona açık bir ürün çünkü bir tarafta
alıcılar var, bir tarafta da müstahsil. Biz müstahsilin
yanındayız; Hükûmet olarak da eminiz, müstahsilimiz mağdur
edilmedi, edilmeyecek. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SEYİT TORUN (Ordu) Başkalarını
zengin ettiniz! Üretici mağdur, üretici mağdur!
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Sadece fiyat değil
arkadaşlar, bakın, fındıkta mazot desteği dekar
başına 15 lira, gübre desteği dekar başına 4 lira,
alan bazlı gelir desteği dekar başına 170 lira.
SEYİT TORUN (Ordu) - Kaç yıldır
artırdınız?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Yıllardır 170 lira!
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Yine, organik tarım
desteği dekar başına 70 lira, iyi tarım uygulaması
dekar başına 40 lira. Geçen yıl da Hükûmetimiz Giresun kalite
fındığa 17 lira, levant kalite fındığada 16,5
lira fiyat açıkladı. Sorun eğer sezondan önce açıklamaysa,
Sayın Cumhurbaşkanımız geçen sene 26 Temmuzda
fiyatları açıkladı; bugün 21 Temmuz, acele etmeyelim,
bekleyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Başkanım,
bitiriyorum.
BAŞKAN Toparlayın.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Biz eminiz ki
Cumhurbaşkanımız, Hükûmetimiz en iyi, en güzel kararı
verecekler ve Türkiye'nin yararına olan, Türkiye'nin altını
mesabesinde olan fındığı değerlendireceğiz.
Gönül ister ki fındık meselesini sadece
sezon öncesi tartışmayalım. Ben iyi niyetli olduğuna
inanıyorum bütün partilerimizin çünkü bu millî bir davamız.
SEYİT TORUN (Ordu) - Kaç kere toplantı
istedik Sayın Öztürk.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Sayın Başkan bu
konuyu dile getirdi ama Hükûmetimize de haksızlık etmeyelim. Sadece
2009dan beri alan bazlı destekle 10 milyar liraya yakın nakit para
müstahsile aktarıldı fındıkta.
SEYİT TORUN (Ordu) 25 liranın üzerine
çıktı mı yeter.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Evet, doğrudur, hep
birlikte bu millî ürünümüzün arkasında duralım. Hükûmetimizin de
duracağına ve yakın bir zamanda da Sayın
Cumhurbaşkanımızın açıklayacağına
inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
39.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
gensoru yoluyla denetleme yetkisi ellerinden alınmasaydı
fındık rekoltesini 665 bin ton olarak açıklayan Tarım ve
Orman Bakanı hakkında gensoru verileceğine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bilindiği gibi, 16 Nisan rejime kasteden Anayasa
değişikliğinden sonra Bakanların siyasi denetime tabi
tutulmalarını sağlayacak olan gensoru verme hakkı yüce
Meclisin elinden alındı. Bugün -bir Manisalı olarak hemşehrimdir-
mensubu olduğu parti ne düşünüyor, ne açıklayacak bilmiyorum ama
başta Ordu, Giresun, Trabzon, Bolu, Sakarya, Düzce -Batı Karadeniz-
olmak üzere 16 ili etkileyen böyle bir üründe 620 bin ton rekolteyi 665 bin ton
açıklayarak 8 milyon insanın aşıyla, ekmeğiyle oynayan
Tarım Bakanı hakkında, eğer anayasal yetkimiz elimizde
olsaydı, tam olarak gensoru verilecek, burada gruplar konuşacak,
Bakan sorgulanacak, kendi savunmasını yapacak, millî iradenin
değerli temsilcileri de Bakanın bu görevi yapıp yapmaması
konusunda güven ya da güvensizlik oylarını belirteceklerdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz, yeniden bir toplum
sözleşmesiyle Meclis bu önemli denetim görevini geri alana kadar, daha
önce olduğu gibi şimdi de gensoruyu yüce Meclisimizin vicdanına
bırakıyoruz, yüce milletimizin vicdanına bırakıyoruz.
Ben, bir hemşehrisi olarak, bir Manisalı olarak üzüldüm,
utandım; partisinin bu konuda ne düşündüğünü de açıkça
duymak istiyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Tabii, doğal olarak, partisinin
ne düşündüğünü duymak istediğinizde Sayın Zengin söz
istiyor.
Evet, Sayın Zengin, buyurun.
40.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sağ olun.
Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlarım; şimdi, Sayın Özgür Özel her şeye 16
Nisanla başlıyor ve enteresan bir tanımlama yapıyor. Yani,
zannedersiniz başka yerden insanlar geldi, Türkiyede oy kullandı ve
bu rejimle alakalı, daha doğrusu Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemine geçişle alakalı başka ülkenin insanları
oy verdi. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Yani, bu ülkenin insanları
aleni olarak sandıkta niyetlerini ortaya koydular, reylerini verdiler ve
bu reyler neticesinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine
geçildi. Bu, anayasal bir süreçtir; bir gasp değildir, bir hakkın
suistimali değildir. Ha, bizim fikrimizi öğrenmek istiyorsunuz, zaten
bu konuları defaatle gündeme getiriyorsunuz, biz de aynı şekilde
bu bize sorduğunuz sorulara, önergelere, hepsine
-arkadaşlarımız, biraz evvel milletvekilimiz cevap verdi-
cevaptan kaçmıyoruz. Kaldı ki gensoru denen şeyin ne
olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Netice itibarıyla Türkiyede -ben
size sorayım- kaç tane Bakan gensoruyla düşmüştür? Düşen
hep sizin bakanlarınız.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Şimdi, Sayın Zengin, siz
sorunca, tabii, doğal olarak söz vermek zorundayız.
Buyurun Sayın Özel.
41.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Tokat
Milletvekili Özlem Zenginin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
birincisi şu: Bugün de yıl dönümü olması sebebiyle -dün 20
Temmuzdu- ifade ettik. Olağanüstü hâl altında, birçok dünya demokrasisinde,
bırakın Anayasa değişikliğini, yerel seçim bile
yapamazsınız. Anayasa değişikliğini OHALde
yapınca, öncesinde, sırasında, sonrasında bir sürü
hukuksuzluk yaşandı. Onları ayrı ayrı, defalarca kayda
geçirdik. O orantısız OHAL KHKsiyle televizyonlara Eşit
yayın yapmayın, yapma zorunluluğunuzu kaldırdık.
diyecek kadar evet lehine kurduğunuz tahakküm 51e 49la bitti. Bugün
yapılan bütün kamuoyu araştırmaları, milletin o
kararından çok farklı düşündüğünü, özellikle partili
Cumhurbaşkanına yüzde 70in hayır dediğini, yüzde 65in
Bugün olsa hayır oyu veririm. dediğini söylüyor. Güveniniz varsa,
o kadar kendinize güveniyorsanız, hodri meydan, milletin önüne
sandığı koyarsınız.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Bu
kaçıncı ya? Kaç kere yenileceksiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sandıktan kaçanlar,
yapılacak ilk genel seçime kadar kaçarlar. Nasıl milletin iradesini
saymayıp İstanbul seçimini iptal ettirdiğinizde, 23 Haziranda
millet size demokrasi tokadını vurduysa bu sefer de bu rejime
kasteden ve OHAL sırasında baskıyla, zulümle, zorla
değiştirdiğiniz Anayasanın hesabını sizden
soracak, millet kendine yeni, özgürlükçü bir toplum sözleşmesi
yapacaktır. Bundan kurtuluşunuz yok.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF BAŞER (Yozgat) Çok beklersin!
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Yenilmeye
doymuyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Zengin.
42.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın
Başkanım, biraz tuhaf buluyorum yani. AK PARTİ iktidarı
Türkiye Cumhuriyetinin gelmiş geçmiş en uzun ömürlü
iktidarıdır, on sekiz yıl. Bu kadar yenilmeye doyamadınız
yani; bakıyorum, enteresan bir şey. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sandıktan niye kaçalım? Sandık bizim
ne zaman önümüze gelmişse
Alnımız ak. Bakın, o
dediklerinizden sonra biz seçime girdik, gene 1inci partiyiz. Var mı
yani? İşte, sonuç da ortada. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 23 Haziran
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Evet, aynen öyle.
Devamında şunu söyleyeceğim:
Sayın Başkanım, herhâlde Türkiye anketlerle yönetilmiyor.
Anketlerin bir neticesi vardır. Önemli olan, halkın huzurunuza
çıktığınızda, referandumsa referandum, Meclisle
alakalı genel seçimlerse genel seçim, yerel seçimse de yerel seçim, tüm
bunlarla alakalı aldığınız neticelerin yekûnudur.
Böyle bakmak lazım. O sebeple, biz sandıktan asla kaçmıyoruz,
vakti geldiğinde de neticeyi görürsünüz.
Sağ olunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Hiçbir
yeri alamazsanız kayyum atarsınız o zaman.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yendi de yendi Tayyip
Erdoğan sizi, yendi de yendi.
BAŞKAN. Grup Önerisini...
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
İYİ PARTİ Grubunun,
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve 20 milletvekilinin, fındık
üreticilerinin sorunlarının incelenerek bu sorunlara karşı
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 14/7/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/3156) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 21
Temmuz 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
III. YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama talep ediyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, grup
önerisinin oylamasından önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun bir yoklama
talebi var.
Sayın Özel, Sayın Torun, Sayın Kaya,
Sayın Sümer, Sayın İlhan, Sayın Aytekin, Sayın Antmen,
Sayın Özer, Sayın Şahin, Sayın Aygun, Sayın
Güzelmansur, Sayın Barut, Sayın Bülbül, Sayın Arı,
Sayın Özdemir, Sayın Öztunç, Sayın Ünlü, Sayın Ünsal,
Sayın Özcan, Sayın Adıgüzel, Sayın Köksal.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.26
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.36
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa
KADAK (İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN İYİ PARTİ grup
önerisinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi,
yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Sayın milletvekilleri, pusula veren
arkadaşlar lütfen Genel Kuruldan ayrılmasınlar.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
İYİ PARTİ Grubunun,
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ve 20 milletvekilinin, fındık
üreticilerinin sorunlarının incelenerek bu sorunlara karşı
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 14/7/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/3156) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 21 Temmuz 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre vermiş olduğu bir öneri vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
2.-
HDP Grubunun, Grup Başkan
Vekilleri Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, 20 Temmuz
2015 tarihinde yaşanan Suruç katliamının tüm yönleriyle
araştırılması amacıyla 20/7/2020 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 21 Temmuz 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/7/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 21/7/2020 Salı günü
(bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
20 Temmuz 2020 tarihinde Siirt Milletvekili Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından,
20 Temmuz 2015 tarihinde yaşanan Suruç katliamının tüm yönleriyle
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan 8160 grup numaralı Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
21/7/2020 Salı günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi üzerine Kemal Bülbül, Antalya Milletvekili.
Buyurun Sayın Bülbül. (HDP
sıralarından alkışlar)
Sayın Bülbül, süreniz beş dakika.
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sizi kutluyor ve başarılar diliyorum.
Sanki yıllardır bu işi yapıyormuş gibisiniz.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Bülbül.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Başarılar.
(Uğultular)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın
Başkanım
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Değerli Genel Kurul
BAŞKAN Bir saniye Sayın Bülbül
Sevgili milletvekilleri, hatip kürsüde; lütfen,
hatibin insicamını bozmayalım.
Buyurun.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Değerli Genel Kurul,
bilindiği gibi 20 Temmuz 2015te Suruçta insanlığa
karşı bir suç işlenmiş, gençliğe karşı bir
suç işlenmiş, annelere karşı bir suç işlenmiş,
savaşa karşı olma dirayetine karşı bir suç
işlenmiş ve insanlık 33 kere katledilmiştir. Bu
bilindiği gibi, bir de bilinip de bilinmezden geliniyor gibi olan bir hâl
var; o da bu katliamın nasıl planlandığı, nasıl
yürütüldüğü ve nasıl sonuçlandığıdır. Bu
katliamın, özellikle Kobanide, Afrinde, Kuzey Suriyede planlanan
politikaların yaşama geçirilmesinin bir parçası, yürütülmesinin
bir parçası olduğu zaten bilinmektedir.
Ayrıca, 7 Haziran 2015, her söz
aldığınızda övündüğünüz iktidarınızın
on sekiz yılının bittiği süreçtir. 7 Haziran 2015te,
Türkiyede hükûmet olma olayı bitmiştir, Türkiyede tarih
durmuştur ve hükûmet olma yeteneğini, kapasitesini ve becerisini
yitirmişsinizdir. Bunu sağlayabilmek için de Suruçtan
başlayarak Garda devam eden, Diyarbakırda, Mersinde, benzeri
yerlerde devam eden kızılca katliamlar söz konusu olmuş, 20
Temmuz 2015in hemen iki gün sonrasında Ceylanpınarda 2 polis
katledilmiş ve bu katledilen polislerin katliam gerekçesi yeniden
şiddet sarmalının, yeniden savaş, yeniden
çatışma, yeniden ırkçılık, yeniden
inkârcılık sürecinin başlatılmasına gerekçe
teşkil edilmiş olmasına rağmen, bugün 2 polisin katili
ortalıkta yoktur ve faili meçhul cinayetler dosyasına girmiştir
bu. Oysa o gün, onunla ilgili ne de büyük spekülasyonlar
yapılmış, şiddet sarmalının
artırılması için ve 1 Kasım seçimlerinde amaçlanan ve daha
sonra darbeyi Allahın lütfu. bilen zihniyetin giderek daha da
yerleşmesi için yürütülen bir süreç hâline dönüşmüştü.
Bakınız, Suruçla ilgili katliam
anmasına dün her yerde, Urfada, İstanbulda, Kadıköyde,
Ankarada müdahale edildi. Arkadaşlarını anmak isteyen gençlere
polis niye müdahale etti? Niye yerlerde sürükledi? Niye tekmeledi? Niye ters
kelepçe taktı? Katliam serbest de anmak yasak mıdır? Katliam
serbest, anmak yasak mıdır? Buradan soruyorum. Bu ne barbarca, bu ne
vahşice, bu ne canice bir uygulamadır! Çocuklara oyuncak götürmek
için giden ve Suruçta planlı, düzenli, yönlendirilen ve kontrol
altında yapılan bir katliamda üniversite öğrencisi
pırıl pırıl gençlerin katledilmesine seyirci kalan
zihniyet, maalesef, dün yapılan anmaya hemen her yerde müdahale
etmiştir.
Şimdi, bu tür şeyler söz konusu
olduğunda genel olarak deniliyor ki: Gelin, tüm süreci, hakikatleri
araştırma komisyonu kuralım ve kırk yıldır ne
olmuş, ne bitmiş, nerede hangi katliam yapılmış, bu
katliamlarda suçlular kimlerdir; bu katliamları yapanlar, yürütenler,
yönetenler kimlerdir bütün ayrıntısıyla ortaya
çıkaralım ve Türkiyeye barış, Türkiyeye huzur, Türkiyeye
adalet gelsin. Yoksa söylediğimi tekrarlıyorum, Katliam serbest,
anmak yasak. zihniyeti devam edecektir.
Suruçta 33 can katledildi. Değerli Genel
Kurul, bizim hikâyemiz biraz da 33lerin hikâyesidir. Nedir 33lerin hikâyesi?
1943 yılında Özalpta 33 kurşun, 2 Temmuz 1993te
Madımakta 33 can ve 20 Temmuz 2015te Suruçta 33 can. Bizim hikâyemiz
biraz da 33lerin hikâyesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Bülbül.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Bu anlamda, Suruçta oynanan katliam oyununun
yönlendiricisi, tarafı kimdir, kim suçludur, kimler rol
almıştır, kimlerin rolü gizlenmiştir, polisleri kim
katletmiştir, neden bu dosyanın üzeri kapatılmıştır;
bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarmanın
olanağı vardır. İnsanlığa karşı,
gençliğe karşı, annelere karşı işlenen bir suçun
ortadan kaldırılmasının, en azından hukuki sübuta
erdirilmesinin olanakları vardır.
Destek vermeniz dileğiyle, saygılar
sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mustafa Sezgin
Tanrıkulu, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Tanrıkulu.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayın Başkan, öncelikle hayırlı olsun, başarılar
diliyoruz.
20 Temmuzda Suruçta ne
yaşandığını hepimiz aşağı yukarı
biliyoruz, bu kürsüden de epey konuştuk, daha önce de konuştuk. Yani
20 Temmuzda Suruçtaydım, insan hakları ihlalleri mücadelesinde
geçirdiğim en ağır travmalardan bir tanesiydi. Gittiğimde,
henüz ağır bir kan kokusu vardı. O, ağır kan kokusu
hâlen de burnumun ucunda değerli arkadaşlar. böyle bir tabloyla
karşı karşıya kaldık.
Tabii, ondan önce, açık kaynaklardan, çok
açık bir biçimde Adıyaman üzerinden böyle bir
saldırının olacağı tahmin ediliyordu. Bizler de
araştırma yapmıştık, bu
araştırmalarımızı kamuoyuyla
paylaşmıştık açık kaynaklardan ve bu saldırı
Geliyorum. demişti. İstanbuldan Suruça kadar her tarafta aranan,
Suruça girdikten sonra aranmayan gençler vardı ve bu şekilde bile
bile ölüme gönderildiler. Ama o zamandan bu zamana, yargılanan bir kamu
görevlisi yok. Neden? diyeceksiniz; söyledim, bir kez daha söyleyeceğim:
Çünkü o zaman, Hükûmetiniz IŞİDi hoşgörüyordu, IŞİDin
eylemlerini hoşgörüyordu ve görmezden geliyordu. Türkiye
IŞİDi diye bir örgütü terör örgütleri listesine
almamıştı 2015 yılının sonuna kadar. Dönemin
Başbakanı çok açık bir biçimde şunu ifade etmişti:
Eylem yapmadan yakalayamıyoruz." demişti. Nedeni de şu:
Türkiye IŞİDi diye bir örgüt terör örgütü olarak
tanımlanmamıştı Terörle Mücadele Yasasına göre ve
terör örgütleri listesine alınmamıştı. Ve o nedenle de
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 7 Nisan 2015 tarihinde aynen şu kararı
vermişti, mahkûmiyet kararı veren Gaziantep Ağır Ceza
Mahkemesi kararını bozmuş ve demişti ki: İlk önce,
sen Emniyet Genel Müdürlüğüne sor, Türkiye IŞİDi diye bir
örgüt var mıdır, yok mudur? Dolayısıyla IŞİDle
iç içe geçen bir güvenlik anlayışı vardı, IŞİDle
iç içe geçen bir adalet anlayışı vardı 2015
yılının sonuna kadar, 2015in sonundan sonra bir mücadele
başladı, evet ama o zamana kadar, Suriyede ve Türkiye'de neredeyse
güvenlik noktasında, yargı noktasında iş birliği yapan
bir Hükûmetiniz vardı. Buradan çok söyledim, eğer varsa
cevabınız, gelir buradan verirsiniz.
(Hatibin tablet bilgisayardan bir sesli görüntü
kaydı izletmesi)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Ama ben AK
PARTİli arkadaşlarımın bu görüntülere bir cevap vermesini
isterim. Suruç anmasında Kadıköyde, dün, yerde sürüklenen bir
kadın ve ona tekme atan kadın polisler, saçlarından çeken
kadın polisler. Bir milletvekillinin bu görüntülerle ilgili olarak gelip
burada bir cümle söylemesini beklerim. Anma yapıyorlar, bakın, silahsız,
şiddetsiz, anayasal haklarını kullanıyorlar, anayasal
haklarını.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Bunlara
bir bakın ve bunlar Türkiye'de oluyor, sizin yönettiğiniz Türkiye'de
oluyor.
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu,
toparlayalım lütfen.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bakın, bunlar Türkiye'de yeni
yarattığınız düzenin görüntüleri, bunların
farkında değilsiniz. O nedenle, bu kürsüden hep şunu ifade ediyorum:
Mazlum olarak geldiniz şimdi zalim oldunuz. Bütün zalimliklerin
altında Hükûmetinizin imzası var, en ağır insan
hakları ihlallerinde yargının hoşgörüsü var. Bugün Suruç
davasıyla ilgili olarak Hilvanda yürütülen davanın pratiği de
beş yıllık pratiği de bunun çok açık örneğidir.
Nasıl oradaki sanıklara hoşgörü gösteriliyor, nasıl
tanıklar duruşmaya getirilmiyor, 33 yurttaşımızın
yakınlarına nasıl duruşmalara giderken eziyet ediliyor,
sabahtan akşama kadar su içmelerine ve yemek yemelerine bile izin verecek
bir ortam olmuyor Hilvanda cezaevi kampüsündeki yargılamada. Bakın,
bu bakış açısı bile, hâkimlerin ve yargıçların o
mağdurlara bu bakış açısı bile hükûmetinizin
politikalarıyla özdeş politikadır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve
HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Mustafa Hilmi
Dülger, Kilis Milletvekilimiz.
Sayın Dülger, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA HİLMİ
DÜLGER (Kilis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015
yılında Suruçta meydana gelen katliamla ilgili olarak HDP Grubunun
vermiş olduğu öneri üzerine AK PARTİ Grubum adına söz
almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan size de yeni görevinizde
başarılar diliyorum.
Sözlerime Hakkâriden gelen, ciğerlerimizi
yakan acı haberle başlamak istiyorum ve şehadet şerbetini
içen şehitlerimize Allahtan rahmet, milletimize ve kederli ailesine
baş sağlığı diliyorum.
Aynı şekilde, Kıbrıs
Barış Harekâtının 46ncı yıl dönümünü dün,
Kıbrısta ve ana vatanda hep birlikte kutladık. Kıbrıs
halkının Barış ve Özgürlük Bayramını gönülden
tebrik ediyor, kurtuluş mücadelesinde her zaman yanlarında
olduğumuzu bir kere daha bildirmekte yarar görüyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, bugüne kadar, birçok terör örgütünün eylemlerine
Hepimizin bildiği gibi, ne acıdır ki pahalı bir vatanda
yaşadığımız için, bu coğrafyada
yaşamanın bir bedeli olduğu için, bedel ödettirilen bir yer olmuştur
Türkiye. Bunun bir örneği de yine, 2015 yılı 20 Temmuzunda Suruçta
yaşanmıştır. Hepimizce belki bilinmeyebilir ama bilmesi
gerekenler tarafından bilinir ve kayıtlarda da olduğu için
söylüyorum. Bir terör örgütüne müzahir bir sivil toplum kuruluşunun
düzenlemiş olduğu, kendilerinin deyimiyle Kobani, esas sahiplerinin
söylemiyle Ayn el Arap denilen topraklarda şu cümleyi kullanarak bir
seferberlik başlatmışlardır: Beraber savunduk, beraber
inşa edeceğiz. Oysa hepimiz biliyoruz ki orada kantonlar kurulmaya
çalışılmıştı o günlerde. Bu STKnin
başlatmış olduğu bu hareketle de aslında, orada
meydana gelen karışıklık sonrası örgüt
sempatizanlarını ve militanlarını sınırın
öbür tarafına geçirmek gibi bir amaç güttüğünü hepimiz biliyoruz.
Suruç Belediyesine ait salonda, canlı bombanın daha sonra
IŞİD militanı olduğu, DAEŞ militanı olduğu
kayıtlarda vardır; yaptığı eylem sonucu 33
vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 80 küsur
vatandaşımız da aynı şekilde
yaralanmıştır.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
IŞİDe bir şey söyleyin, IŞİDe! Bir kere de
IŞİDe bir şey söyleyin, IŞİDe!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) -
IŞİDin de Allah belasını versin, PKKnın da!
IŞİDin de özellikle versin, PKKnın da!
MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Devamla) Biz
biliyoruz ki bugün itibarıyla 2020 yılı Temmuz ayı
itibarıyla, sınırın öbür tarafında, aynı örgütün 55
silahlı militanı eylemine devam etmektedir, kayıtlarda da
vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Dülger.
MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Devamla) Bunlar,
asla öyle basit bir görüntü altında gizlenemezler. Dolayısıyla
sözü edilen, yok soruşturmayı TEM şubesi
yapmıştır
Kim yapacaktı? İtfaiye teşkilatı
yapacak değildi. Bunun için öneriler, önergeler verilirken Meclisin çok
değerli yasama uzmanlarından destek alınmasını tavsiye
ediyorum. Meclisin burada zamanının çalınmaması
gerektiğine inanıyorum.
HÜDA KAYA (İstanbul) Hayatlar
çalınmış ya, hayatlar gitmiş, siz daha neden
bahsediyorsunuz? Gencecik insanlar gitti orada. Her şeyi siz
çaldınız, hangi vaktin çalınmasından bahsediyorsunuz, her
şeyi çalan sizsiniz.
MUSTAFA HİLMİ DÜLGER (Devamla) Onun için
bu uzmanların hepsi size hukuki destekte bulunurlar.
Dolayısıyla HDP Grubunun vermiş
olduğu bu öneriye, -Grubumuz adına- aleyhte oy vereceğimizi
belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
43.-
İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, Kilis Milletvekili Mustafa Hilmi Dülgerin HDP grup önerisi
üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, hayretle dinledim çünkü 33
gencecik, pırıl pırıl insan ölmüş, katliam
yaşanmış ve bu katliamı IŞİD yapmış,
IŞİDe de birileri yol vermiş bu katliamı yapması
için; yol verenler de hep, bu tür katliamlarda, bilindiği gibi devletin
içindeki birtakım odaklardır. Yoksa öyle, elini kolunu sallaya
sallaya gidecek, 33 genç insanın olduğu yerde canlı bomba
kendisini patlatacak, insanlar ölecek, kimsenin haberi olmadan bu
yapılacak! Böyle bir şey yok Türkiye Cumhuriyeti tarihinde. Ankara
Garında nasıl IŞİDe yol verildiyse, geldi orada 103
insanı katlettiyse Suruçta da 33 insan öyle katledildi.
Şimdi, bunun araştırılması,
konuşulması, bunun emrini vermiş olanlar, isimler belli
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum efendim.
Bunların isimleri belli, bunların
yakalanması için adım atılması doğrultusunda bir önerge
veriyoruz ve sayın hatip bunu vakit kaybı olarak
değerlendiriyor. 33 pırıl pırıl, gencecik insan
ölmüş ya, gencecik! Bunu nasıl bir vakit kaybı olarak
değerlendirirsiniz, bu konunun konuşulmasını? Üstelik de
olduğundan beri, beş yıldır adalet mekanizması
doğru dürüst işlememiş, bir sonuç alınamamış bir
konuyla ilgili konuşuyoruz.
İkincisi: Yani kusura bakmayın, siz yine
bilmeden konuşuyorsunuz belli ki. Şimdi, işte, efendim Beraber
savunduk, beraber inşa edeceğiz. falan
Bunda gayrimeşru ne
var? Kobaniyi IŞİD işgal etmesin diye uğraşırken
peşmergelere yolu açıp da oraya geçmelerini sağlayan sizin
iktidarınızdı, o zaman ki Başbakan Davutoğluydu. Yani
o yapılıyor da gayrimeşru olmuyor ki doğruydu, geç
kalındı peşmergelere yol açılmasında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son cümlem
efendim.
O günleri hatırlayın, geç
kalındı peşmergelere yolun açılması ve insani
yardımın yapılmasında ama o yapıldı. Hadi, siz
açtınız o yolu yani Beraber savunduk, beraber inşa
edeceğiz. diyen gençlerin Kobanideki çocuklara oyuncak götürmek için
orada bir etkinlik yapması ve Kobaniye gitmek istemesinin gayrimeşru
neresi var? Yani siz yol açarken meşru, gençler dayanışma
göstermek istediği zaman gayrimeşru; böyle değerlendiremezsiniz.
Dolayısıyla belli ki konuşan hatip o dönemi bilmiyor, bilmeden
bu cümleleri ediyor, benim anladığım odur. Ama Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu da bu bilgisizliğin arkasında duruyorsa
artık, Allah kolaylık versin diyeyim, ne diyeyim size?
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisinin
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
HDP Grubunun, Grup Başkan
Vekilleri Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, 20 Temmuz
2015 tarihinde yaşanan Suruç katliamının tüm yönleriyle
araştırılması amacıyla 20/7/2020 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 21 Temmuz 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
talep ediyoruz.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisinin
grup önerisini oylarınıza sunmadan önce karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.59
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.11
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa
KADAK (İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi Grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.-
CHP Grubunun, İzmir Milletvekili
Selin Sayek Böke ve arkadaşları tarafından, ekonomik ve sosyal
eşitsizliklerin araştırılması amacıyla 20/7/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 21
Temmuz 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/7/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 21/7/2020 Salı günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve
arkadaşları tarafından, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin
araştırılması amacıyla 20/7/2020 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (1945 sıra no.lu) diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 21/7/2020 Salı günlü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İzmir Milletvekilimiz Sayın Selin Sayek Böke.
Buyurun Sayın Böke. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SELİN SAYEK BÖKE (İzmir)
Teşekkürler Başkan, yeni döneminizin hayırlı
olmasını diliyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu çok üzgünüm ve çok da öfkeliyim. Yine
bir kadın cinayetine uyandık. Üzüntüm Pınar Gültekini
kaybetmiş olmamız ve onu koruyamamış olmamızdan
kaynaklanıyor; öfkemse siyasetin bu cinayetleri bir türlü
durdurmamayı seçiyor olması. Her şeyden önce Pınar
Gültekine rahmet diliyorum, yakınlarına ve tüm kadınlara da
başsağlığı diliyorum.
Kadın cinayetleri politiktir. Bunun
altını kuvvetle çizmemiz gerekiyor. İstanbul Sözleşmesini
tartışmaya açmak, bu cinayetlere yol açan erkek egemen düzeni siyasi
bir tercihle devam ettirme anlayışıdır.
Dolayısıyla derhâl İstanbul Sözleşmesini
tartışmaya açan durumu ortadan kaldırmamız gerekiyor.
İstanbul Sözleşmesi yaşatır, hayatın ta kendisidir;
sıkı sıkıya tutunmamız gerekir.
Değerli milletvekilleri, son bir yılda
ülkemizde ağır bir umutsuzluk hâli var. Nüfusumuz 1 milyon 59 bin
kişi artmışken iş gücümüz yani çalışabilir olup
da çalışmaya istekli olanların sayısı 3 milyon 13 bin
kişi azalmış, iş gücümüz azalmış. Neden? Çünkü,
milyonlar bu düzende artık umudunu kaybetmişler, iş aramaktan
dahi vazgeçiyorlar. Bundan daha ağır bir ekonomik kriz olabilir mi?
Kriz var mı, yok mu? sorusunun yanıtı burada yatıyor.
Çalışabilir durumda ama iş dahi aramaktan vazgeçmiş
vaziyette milyonlar. Vazgeçtiği şey ne? Gelir elde etme umudundan
vazgeçmiş. Mahkûm olmayı kabullendiği şey ne? Yoksulluk ve
yoksunluk hâli. Bu umutsuzluğa bir çare olmamız gerekiyor çünkü o
umutsuzluk milyonları altında ezerken bir yandan da Türkiye
ekonomisinin var olan gücünü eritip bitiriyor. Oysaki biz, güçlü bir ülkeyiz ve
o gücü umutla halka yaymakla yükümlü bir siyaset yürütmek durumundayız.
Umut yitiriliyor çünkü milyonlar Ne yaparsam yapayım zaten mümkün
değil. duygusundalar, Ne yaparsam yapayım içinde doğduğum
ailenin kaderini aşmam mümkün değil. diye düşünüyorlar, Ne
yaparsam yapayım içine doğduğum coğrafya kaderim hâline
getirilecek. diye düşünüyorlar, Ne yaparsam yapayım siyasi
aidiyetler üzerinden düzen beni ayrıştıracak. diye
düşünüyorlar. Bu ayrıştırmayı, düzendeki bu
umutsuzluğu iktidarın siyasi tercihleri belirliyor. Oysaki
bunların hiçbiri kader olmak zorunda değil. Güçlü bir sosyal
devletle, bütün yurttaşlarına eşit davranan ve sadece
fırsat eşitliği sunan değil, piyasa ve düzenin ortaya
çıkardığı adaletsizlikleri açık tercihlerle düzelten,
yeniden dağıtan; rantçı sermayenin vergisini affederek
değil, asgari ücretlinin vergiden muaf olmasını sağlayarak
adalet sağlamayı gözeten bir güçlü sosyal devletle, bu, kader
olmaktan çıkabilir. Oysaki sizin kurduğunuz düzende, iktidarın
kurduğu rejimde ağır ekonomik ve sosyal eşitsizlikler var.
Neden? Çünkü güçlü sosyal devletin yerini tek adamın parti devleti
aldı. (CHP sıralarından alkışlar)
Bugün ihtiyacımız olanın ne
olduğu belli: Güçlü sosyal devlet neyi bildiğinizi kıymetli
kılar, kimi tanıdığınızı değil; tek
adamın parti devleti neyi bildiğinizi önemsemez, kimi
tanıdığınıza bakar. Milyonlar iş aramaktan tam da
bu nedenle vazgeçiyorlar. Milyonlar umutlarını sadece
ayrıştıran siyasi düzen yüzünden kaybetmediler, o ayrıştıran
siyasi düzen bu ekonominin istihdam yaratmasının önünde de engel
oluşturdu. Sadece son bir yılda, kurduğunuz düzende 2,5 milyon
istihdam yok olup gitti, yok oldu, var olan işler yok oldu. Şimdi,
işsiz olanın yerine koyun kendinizi; iş aramaya dair umudunuz
olur mu, var olan işleri yok eden bir düzende Ararsam bulurum. diye
düşünür müsünüz? Düşünmesi mümkün değil çünkü düzen,
ağır bir adaletsizlik yaratıyor. Bireye Ne yaparsam
yapayım olmaz. dedirten düzeni değiştirip bireye Ben ben
olduğum için hakkım olarak yapabilirim. dedirtecek olan ve onunla
dayanışan Birlikte yaparız. diyen güçlü bir sosyal devleti biz
mutlaka kuracağız ve biz o sosyal devleti kurduğumuzda,
çağı yakaladığımızda bu ekonomiye can gelecek,
renk gelecek. Nasıl? derseniz anlatayım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım, Sayın Böke.
SELİN SAYEK BÖKE (Devamla) Toparlıyorum.
Ekonomi beyaz olacak, içinde yolsuzluk olmayacak,
kirli ilişkiler olmayacak, şeffaf olacak, halkın parası
halk için kullanılacak. Ekonomi doğanın renklerine bezenecek,
çevreci olacak, yaşamı ve doğayı talan etmeyecek, mavi ve
yeşil olacak. Ekonomi toplumsal cinsiyet eşitliğini merkezine
taşıyacak; kadını yaşatacak, kadının
çalışması için imkân verecek. Ekonomi mor ve turuncu olacak. En
önemlisi, ekonomi, sosyal demokrasinin rengiyle, dayanışmanın
rengi kırmızıyla capcanlı karşımıza
çıkacak ama yetmez, bu ülkenin bütün çocuklarının, o
çocukların anne ve babalarının bütün renkleri
ortaklaştıran bir hayalde ve hedefte buluşmalarını ve
umudu vadedecek. İşte o zaman Ahmet amcanın kızı da
Ayşe teyzenin oğlu da Birlikte yapabiliriz. diyecek; AKP seçmeninin
çocuğu da Cumhuriyet Halk Partisinin, HDPnin, MHPnin, İYİ PARTİli
seçmenin çocuğu da omuz omuza çalışabilecek. İşte o
zaman İzmirde doğan da Diyarbakırda doğan da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Böke, tamamlayalım
lütfen.
MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman)
İstanbulda işçileri neden çıkardınız o zaman?
SELİN SAYEK BÖKE (Devamla)
Samsunda doğan
da Hatayda doğan da eşit imkânlarla Ben bu ülkenin
paydaşıyım. diyecek.
MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman)
İstanbulda AK PARTİli işçileri neden
çıkardınız, onu söyleyin, onun hesabını verin.
SELİN SAYEK BÖKE (Devamla) Biz, o güçlü
sosyal devleti mutlaka kuracağız.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman)
Ankarada 15 Temmuz gazisini neden işten çıkardınız, önce
onu söyleyin. Kişi başı 6.500 liralık faturaları
söyleyin siz, yemek faturalarını.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine İYİ PARTİ Grubu adına görüşlerini
açıklamak üzere Adana Milletvekilimiz Sayın İsmail Koncuk.
Buyurun Sayın Koncuk. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA
İSMAİL KONCUK (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım yeni görevinizde
başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, istatistik önümüzü
görebilmemiz açısından son derece önemli. Yani doğru
istatistikten bahsediyorum ama şu da bir yöntem: Kafamızı deve
kuşu misali kuma sokarak tehlikelerden kurtulduğumuzu filan da
düşünebiliriz, bu da bir yöntem, tercih meselesi.
Şimdi, TÜİKin işsizlik verilerini
hepiniz incelediniz, Nisan 2020 itibarıyla 12,8e düşmüş.
Bakın, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde
işsiz sayısı 2020 yılı Nisan döneminde geçen
yılın aynı dönemine göre 427 bin kişi azalmış
yani bu salgın sürecinde TÜİKe göre bir azalma var -enteresan-
azalan işsiz sayımız 3 milyon 775 bin olmuş, işsizlik
oranı 0,2 puan azalmış, tarım dışı
işsizlik ise yüzde 14,9 olmuş.
Değerli milletvekilleri, istihdam edilenlerin
sayısı, 2020 Nisan döneminde bir önceki aynı döneme göre 2
milyon 585 bin kişi azalarak 25 milyon 614 bin kişi; istihdam
oranı ise 4,9 puan azalışla yüzde 41,1 olmuş ama bu
rakamlara göre yani istihdamdaki bu azalmaya rağmen TÜİKe göre,
uzmanlara göre işsizlik sayısı azalmış. TÜİK,
tabii, birtakım değerlendirmelerden bu hesapları yapıyor
ama niye böyle çıkarıyor rakamları?
1) TÜİK, son dört hafta içinde bir gün dahi
ücretli ya da ücretsiz hiçbir işte çalışmamış
olması hâlinde işsiz sayıyor. 1inci madde bu.
2) Son dört hafta içinde iş arama
kanallarından en az birini kullanmış olması lazım ki
işsiz saysın, bir de iki hafta içinde işbaşı
yapabilecek durumda olmasın.
Değerli milletvekilleri, bu istatistiklerden
hareketle, son dört hafta içinde hiçbir işte ücretli ya da ücretsiz
çalışmadığı hâlde iş başvurusu yapmayanlar
ile mevsimlik çalışma, ev kadını olma, öğrencilik,
gelir sahibi olma, emeklilik, çalışamaz hâlde olma gibi nedenlerle
iş aramayıp -artık vazgeçmiş, umudunu kesmiş, iş
aramaktan bıkmış- işbaşı yapmaya hazır
olduğunu bildirenleri dikkate aldığımızda, bu rakamları
dikkate aldığımızda -bakın, uzman ekonomist Mahfi
Eğilmeze göre, iyi bir uzmandır- 4,5 milyonu aşkın bir
rakam çıkıyor önümüze.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Koncuk, toparlayalım
lütfen.
İSMAİL KONCUK (Devamla) Sayın
Başkan, toparlıyorum.
Ve bu 4,5 milyon rakamını, TÜİKin
açıkladığı o 3 milyon 775 bin rakamına ilave
ettiğimizde 8,4 milyon işsizle karşı karşıya
kalıyoruz, bu da yüzde 24,6 oranına çıkıyor; korkunç bir
oran.
Yani başımızı kuma gömmekle
işsizlik problemini çözemiyoruz değerli milletvekilleri. Umarım
önünüzü görecek sağlam verilerle yolunuza devam edersiniz de hiç olmazsa
milletimizin nasıl fakruzaruret içerisinde
yaşadığını, hatta nasıl bir umutsuzluğa
sürüklendiğini görürsünüz diyorum, saygılar sunuyorum. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine Halkların Demokratik Partisi Grubunun görüşlerini
açıklamak üzere İzmir Milletvekili Sayın Serpil Kemalbay
Pekgözegü.
Buyurun Sayın Kemalbay Pekgözegü. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan; öncelikle yeni
görevinizde başarılar dilerim.
BAŞKAN Ben teşekkür ederim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) Sevgili
Pınar Gültekini ben de burada anmak istiyorum. Bir kadın cinayeti
daha yaşandı. Bu kadın cinayetlerinin sorumlusu iktidar
partisidir.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hadi oradan!
Saygısız! Sen olmadığın ne malum!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
İktidar partisinin döneminde kadın cinayetleri yüzde 1.400
artmıştır. İstanbul Sözleşmesini ortadan
kaldırmak isteyenler, kadınların elindeki kazanımları
da elinden almak isteyenler kadınları ancak cinayetle ölüme iterler.
Eğer bu erkek egemen anlayıştan uzaklaşmazsanız daha
çok kadını kaybederiz; biz kadınlar olarak hep birlikte bunun
önüne geçmeye kararlıyız, kadın cinayetlerini durdurmaya
kararlıyız.
Değerli arkadaşlar, ne yazık ki
Türkiyede TÜİK verileri utanç kaynağı oluyor, ne yazık ki
böyle. TÜİK, artık siyasal olarak
araçsallaştırılmış bir kurum hâlinde işsizlik
verilerini gizleyen bir noktada. Karşımıza gelen şey,
Türkiyede toplumun sadece yüzde 42sinin çalışmaya istekli
olduğunu söylüyor. Bu, resmen saçmalıktır yani böyle bir
saçmalık olamaz. Bütün dünyada yüzde 70lerin üstünde olan bu veri
Türkiyede yüzde 42. Bu, kabul edilemez elbette ki. Bu tablo nedir?
Aslında AKP Genel Başkanının söylediği bir şey
vardı, demişti ki: Düşünmezseniz Kürt sorunu yoktur.
Şimdi de geleceksiniz, buraya çıkacaksınız, belki de
diyeceksiniz ki: Düşünmezseniz işsizlik sorunu yoktur.
İşsizlik sorunu had safhadadır, sadece Türkiyenin sorunu
değildir, aslında bütün dünyanın sorunudur ama AKPyle birlikte
Türkiyede işsizlik sorunu çok ciddi yapısal bir sorun olmuştur,
kritik bir sorun olmuştur ve sermayenin temsilcisi olan, sermayenin
iktidarı olan AKP iktidarıyla hesaplaşmadan da işsizlik
sorununun çözüleceğini hiç kimse düşünemez.
Türkiyede burjuvazi -tüm her şeyi iktidar
tarafından onun eline verildiği hâlde- bütün katmanlarıyla,
bütün fraksiyonlarıyla, devletin bütün imkânlarına rağmen
istihdam yaratamaz ve yaratamıyor da zaten. Ama biz, bu burjuvaziye muhtaç
değiliz; bu kapitalist düzene, sisteme muhtaç değiliz. Biz, yeni bir
yaşamı yaratmakla karşı karşıyayız. Bu düzen
içerisinde aşağıdakilerin ortalara, yukarılara
çıkması ancak bir avuç ayrıcalıklı yandaş için
veya bir avuç insan için geçerli olabilir. O yüzden daha köklü çözümleri
düşünmeliyiz ve biz bir güvenceli toplum yaratmalıyız, güvenceli
bir toplumu inşa etmeliyiz ki herkes için güvenceli bir yaşam olsun
ve bunun için de yaşamın her alanındaki ticarileşmenin, piyasalaşmanın
önüne geçmemiz gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Kemalbay.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) Öncelikle
insana yakışır bir yaşamı işçilere
sağlayabilmeliyiz, emeklilere sağlayabilmeliyiz ve bundan sonra da
çalışma sürelerini azaltabilmeliyiz ki yeni istihdamlar
yaratabilelim.
Yine, kadınların istihdama
katılımı son derece düşüktür, yüzde 30ların
altındadır. Kadınların istihdama
katılımını teşvik edecek, ev işi alanındaki
üretim süreçlerini yeniden kamusal alana açmalıyız. Bu, hem de
istihdamı da artıracak bir formüldür. Yine, kadınların
sırtındaki bu yükleri dışarıya aktarmamız bizim
elimizi kolaylaştıracaktır.
Aynı zamanda, EYTlilerin AKPye
takılmasının önüne geçilmesi, sorunlarının çözülmesi
için önemlidir. Herkese iş, işsizlere gelir güvencesi sağlamak
bizlerin görevidir. Bunun için çalışmalıyız, bunun için bir
planlama yapmalıyız diye düşünüyoruz.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına görüşlerini
açıklamak üzere Eskişehir Milletvekilimiz Sayın Emine Nur
Günayı davet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA EMİNE NUR GÜNAY
(Eskişehir) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
AK PARTİ Grubu adına Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
hakkında söz almış bulunmaktayım.
Sayın Başkan, öncelikle görevinizin
hayırlı olmasını diliyorum.
Evet, öneri üzerinde konuşacağım ama
kürsüye gelen vekillerimiz kadın konusunu gündeme getirdi, ben de birkaç
kelime etmek isterim.
Ben de bir kadınım, ben de bir anneyim.
Tabii ki bu, sadece kadına yapılan bir suç değil; vahşice
öldürmeler, kadına karşı yapılan tecavüzler, eşine
karşı erkek tarafından yapılan şiddet, bunların
hepsi insanlık suçudur; sadece kadınları ilgilendirmiyor,
insanlık suçudur ve siyasetüstü bu alanda hep birlikte olmamız
lazım. Bir önceki konuşmacımızın Hükûmetimizi,
devletimizi suçlayan söylemine kesinlikle katılmıyorum. Bu vahşi
cinayeti de ortaya çıkaran bizim yetkili kurumlarımız,
mercilerimizdir. Lütfen, tecavüze uğrayan -ki yarın komisyona
geliyor- eşinden şiddet gören, vahşice katledilen
kadınlarımızın hep birlikte yanında olalım, bu
bir insanlık suçudur, bunu vurgulamak istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Evet, şimdi, öneri hakkında konuşmak
gerekirse bu kısıtlı sürede bazı veri ve endeksleri
sizlerle paylaşmak isterim. Sosyoekonomik politikalar hakkında
Hükûmetimizin nasıl bütüncül bir yaklaşımda olduğunu da
vurgulamak isterim. Biz, sosyal hareketliliği, kapsayıcı büyüme
ve kapsayıcı kalkınma çerçevesinde daha geniş ve bütüncül
bir yaklaşımla ele alıyoruz. 2019-2023 On Birinci Kalkınma
Planı 5 eksen üzerine oturtulmuştur. Bu eksenlerden nitelikli insan
ve güçlü toplum ekseninde, beşerî sermayenin güçlendirilmesi,
kapsayıcı büyüme yaklaşımının belirgin biçimde
hayata geçirilmesi ve refahın toplumun tüm kesimlerine
yaygınlaştırılması amacıyla uygulanacak politikalar
ele alınmaktadır. Kapsayıcı büyüme, sadece millî gelir
artışı değil, herkesin büyüme sürecine dâhil olduğu ve
bu büyümeden elde edilen faydanın herkes tarafından
paylaşıldığı bir büyüme modelidir. Yoksulların
yüzleştiği zorlukların, özellikle de sürece katılımlarının
önündeki engellerin ortadan kaldırılması bu modelin
çıkış noktasıdır. Kapsayıcı büyümede,
baktığımızda, ulusal düzeyde yapılan sıralamada
Türkiyenin 74 yükselen ekonomi içinde 16ncı sırada olduğunu
görmekteyiz. Sosyal Hareketlilik Endeksinde ise 5 boyut bulunmaktadır:
Sağlık, eğitim, teknoloji, iş, koruma ve kurumlar. Sürem
olmadığı için bu 5 boyut hakkında verileri
paylaşamıyorum ancak sağlıkta erişilebilirlik ve
altyapı, eğitimde okul öncesinden üniversiteye kadar okullaşma
oranları ortadadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayınız lütfen
Sayın Günay.
EMİNE NUR GÜNAY (Devamla) İşsizlik
konusuna gelince de sadece bir raporu paylaşmak istiyorum. OECDnin
İşsizlik Görünümü ve 2020 İstihdam Perspektifi Raporunda
oldukça karamsar bir tablo çizildi, on gün önce yayınlandı. 2020nin
dördüncü çeyreğinde işsizlik oranı, 1929da yaşanan büyük
buhrandan bu yana kaydedilen tüm seviyeleri geçerek yüzde 9,4 olabilir;
eğer ikinci dalga da gerçekleşirse bunun yüzde 12,6ya
varacağı tahmin edildi. Pandemi nedeniyle küresel ekonominin
sarsıldığı bir gerçek. Yorum yaparken lütfen bu
gerçeği de göz önüne alalım.
Evet, tüm dünya sosyoekonomik açıdan çok
sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Ancak ülkemiz, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Hükûmetimizin, On
Birinci Kalkınma Planı, ekonomik istikrar kalkanı ve sosyal
koruma kalkanı politikalarını uygulaması sonucu bu zorlu
süreçten daha da güçlü çıkacaktır.
Öneriyi veren değerli meslektaşıma
yüzde yüz katılıyorum, Türkiye güçlü bir ülkedir.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
talep ediyoruz.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunmadan önce karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisine
geçmeden önce, 2 sayın milletvekilimize 60a göre söz vereceğim.
Sayın Ünsal
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
44.-
Ankara Milletvekili Servet
Ünsalın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın
TBMM Başkan Vekilliği görevinin hayırlı
olmasını dilediğine, tutuklu bulunan Oda TV Ankara Haber Müdürü
Müyesser Yıldız hakkında hâlâ bir iddiname
hazırlanmadığına ilişkin açıklaması
SERVET ÜNSAL (Ankara) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Size de hayırlı olsun.
Tutuklu gazeteci deryasına dönen Türkiyede, bu
saldırıların son mağdurlarından olan birinden
bahsedeceğim bugün size. Barış Pehlivan, Barış
Terkoğlu, Murat Ağırel
Ama haksız bir şekilde
tutuklanan Oda TV Ankara Haber Müdürü Sayın Müyesser
Yıldızı Sincan Cezaevinde ziyaret ettim. Tutuklamanın hukuk
dışılığını zaten herkes biliyor ama ben
farklı bir şeyler söyleyeyim. Bazı önemli noktalar var:
Tutuklamanın üzerinden neredeyse bir buçuk ay geçti ancak hâlâ iddianame
yok. Tutukluluk bir öç alma, susturma aleti hâline geldi. İddianame derhâl
hazırlanmalıdır. Onun dışında, çok kötü bir
şey oldu: Müyesser Yıldızın şahsi eşyalarının
dışında, oğlunun telefonu ve bilgisayarına el
konulmuş durumda; hâlâ iade edilmedi. Soruşturmalar, suçlamalar
şahsidir, kimsenin ailesi bu sürece sokulmamalıdır; bu
hukuksuzdur.
Cezaevinde yaşanan bir diğer sorun da
gazetelerin günlük olarak verilmediğidir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özdemir
45.-
Konya Milletvekili Hacı Ahmet
Özdemirin, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarı TBMM Başkan
Vekilliği görevinden dolayı tebrik ettiğine, Konya ili
Ilgın ilçesi Çavuşcugöl Mahallesindeki kamulaştırma
kararına ilişkin açıklaması
HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) Değerli
Başkan, tebrik ediyorum.
Konya Ilgın Çavuşcugöldeki TKİ
kamulaştırmasıyla alakalı teknik bir hususu
aydınlatmak için söz aldım.
Kamulaştırma bütün tarlalar üzerinde 165
dekar olarak gerçekleştirilmiştir. Mahkeme, ekili alanların
hasat edilmesi durumundaki emlak değerini tatbik etmiştir, ekinlerin
veya ürünlerin hasat edilmemesi hâlinde de ürün bedellerini ayrıca ilave
etmiştir. Burada -herhangi bir kimseye yakın veya uzak olmanın-
mahkemenin kararının en küçük bir istismara yol açmayacak tarzda
uygulanması söz konusudur.
Kamuoyunu aydınlatırım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 60a göre
söz talebinde bulunuyorsunuz ama 30 arkadaşımıza söz verdik. O
arkadaşların, 60a göre söz alan arkadaşların bir
dakikalık konuşmayı tekrar talep etmemelerini rica ediyorum.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; 225 sıra sayılı Kanun Teklifinin kırk
sekiz saat geçmeden Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmının 2nci sırasına,
139, 141 ve 23 sıra sayılı Kanun Tekliflerinin ise yine, bu
kısmın sırasıyla 3üncü, 4üncü ve 5inci
sıralarına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 21,
22, 23, 28 ve 29 Temmuz 2020 Salı, Çarşamba ve Perşembe günkü
birleşimlerinde denetim konularının görüşülmeyerek
Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmında yer alan işlerin görüşülmesine ve
225 sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 21/7/2020 Salı günü
(bugün) toplanamadığından, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Özlem
Zengin
Tokat
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Bastırılarak dağıtılan 225
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin kırk sekiz saat geçmeden
gündemin "Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 2'nci sırasına; 139,
141 ve 23 sıra sayılı Kanun Tekliflerinin ise yine bu
kısmın sırasıyla 3'üncü, 4'üncü ve 5'inci
sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
21, 22, 23, 28 ve 29 Temmuz 2020 Salı,
Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer
alan işlerin görüşülmesi,
21 Temmuz
2020 Salı günkü (bugün) Birleşiminde 225 sıra sayılı
Kanun Teklifi'nin birinci bölüm görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
22 Temmuz
2020 Çarşamba günkü Birleşiminde 225 sıra sayılı Kanun
Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
23 Temmuz
2020 Perşembe günkü Birleşiminde 221 sıra sayılı Kanun
Teklifine kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına
kadar çalışmalarını sürdürmesi;
225 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve
bölümlerinin ekteki cetvelde şekliyle olması önerilmiştir.
225 sıra sayılı İzmir
Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve Düzce Milletvekili Ayşe
Keşir ve 2 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/3037) |
||
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki Madde Sayısı |
Bölüm |
1 ila 5inci maddeler |
5 |
2. Bölüm |
6 ila 11inci maddeler |
6 |
Toplam Madde Sayısı |
11 |
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Öncelikle Sayın Başkanım
hayırlı olsun, tebrik ediyoruz. Görevinizde
başarıların devamını diliyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
RAMAZAN CAN (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; grup önerimizle kırk sekiz saat geçmeden 225
sıra sayılı İzmir Milletvekilimiz Yaşar
Kırkpınar ile Düzce Milletvekilimiz Ayşe Keşirin
vermiş olduğu Kanun Teklifi biliyorsunuz İşsizlik
Sigortası ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 11 maddeden mürekkep ve temel yasa
olarak görüşülmesini -kırk sekiz saat geçmeden- öneriyoruz. Bugün,
geçen haftadan kalan 216 sıra sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanununda 9 madde kalmıştı, onun görüşmeleri,
ardından da bu kanun teklifinin birinci bölümünün görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar Genel Kurulun çalışmasını
öneriyoruz. Ayrıca, gündemin 2nci sırasına alıyoruz bu
kanun teklifini, 3üncü, 4üncü ve 5inci sıralarında ise
uluslararası sözleşmeler var. 139 sıra sayılı
Karadağ Hükûmeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti arasında. Yine, 141
sıra sayılı Karadağ Hükûmeti ile Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ve 23 sıra sayılı Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda
Birleşik Krallığıyla ilgili sözleşmenin gündemin 5inci
sırasına alınmasını öneriyoruz.
Perşembe günü gündemin 5inci
sırasına kadar olan kanun tekliflerinin görüşülmesinin
tamamlanması üzerine Genel Kurulun bu şekilde
tamamlanmasını grup önerimizle takdirinize sunuyor, tekrar hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Manisa Milletvekilimiz
Sayın Özgür Özel.
Buyurun Sayın Özel. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar partisi bir kez daha
Meclisin nasıl çalışacağını, hangi günler
çalışacağını, kaça kadar
çalışacağını değiştirme ihtiyacı duydu
çünkü bugün iki yıllık değerlendirmeyi yapan Adalet ve
Kalkınma Partisinin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk
kez döndü ve dedi ki: Getirdiğimiz sistem en mükemmelidir. diye
düşünmüyoruz, daha iyisi olursa icraatımız da siyasetimiz de
buna açıktır. Sistem yürümüyor. Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemi dediğiniz -16 Nisan rejime kasteden Anayasa
değişikliğinden sonra 24 Haziranda hayata geçen- bu sistem
bakanları sorgulayamamasıyla, hesap soramamasıyla; sözlü
sorularda hiç değilse salı günleri- yürütme ile yasama
arasındaki temasın sağlanamamasıyla; sizden önceki
hükûmetlerin yüzde 86 oranında cevapladığı yazılı
soru önergelerini gerçekte süresi içinde yüzde 4,5, şeklen yüzde 10la
cevaplamasıyla; milleti, milletin temsilcilerini ciddiye almayan,
yukarıdan, tepeden bakan bir anlayışla gitmeye
çalışıyor, kumdaki buzdolabı gibi ittirdikçe gömülüyor,
ittirdikçe gömülüyor. İlk kez bugün Recep Tayyip Erdoğan, bu sistemin
yürümediğini, revizyona, reforma muhtaç olduğunu, daha iyisi
bulunursa da ona açık olduklarını söyledi. Bu, bizi haklı çıkarması
açısından, bizim açımızdan gurur kaynağı ama
Türkiyeye kaybettirdiğiniz yıllar, zaman, emek ve kaynak
açısından sizin için son derece sorunlu bir alan.
Bugün, Türkiye'nin gerçek ihtiyaçlarından kopuk
bir düzenlemeyi, sosyal medya düzenlemesini toplumsal bir mutabakat yerine
kişisel taleplerin, partisel taleplerin öne çıktığı
bir süreçle sıkıştırarak Hızla görüşelim,
anlaşırsak yarın için ekleyelim, anlaşamazsak komisyonu
çalıştıralım, bayrama kadar çalışalım.
yaklaşımı aslında sizin meseleyi
anlamadığınızı ve toplumda hazırlanmaya
çalışılan Efendim, sosyal medyayı
kısıtlayalım ve buna toplumsal bir rıza üretelim. diye tüm
partilerin sayın genel başkanlarına, eşlerine, o partilerin
bilinen, sevilen isimlerine karşı yapılan hakaretamiz ve
bugünden bakıldığında artık Acaba tüm siyasi partilerde
bu konuda bir rıza, bir taban üretmek için mi
yapılmıştı bu saldırılar? şüphesini
kuvvetlendiren bir yaklaşımı bugün kâğıda dökmüş
getirmişsiniz. Maksat, erimekte olan iktidarın susturduğu
barolar, eline aldığı birtakım yargı üzerindeki
tahakkümüyle orantısız kullandığı Türk Ceza Kanunu
üzerindeki yetkiler ve sıranın sosyal medyaya geldiğini
gösteriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Yapmaya
çalıştığınız iş,
baktığınızda modern demokrasilerde, gerçek demokrasilerde
bir tek Almanyada var. Ama unutmayın ki Almanyanın toplumsal
çıpası Neonazilikle mücadeledir. Onların geçmişinde
soykırım var, daha on yıl olmadı, Türk vatandaşların
bulunduğu evleri yakmaya çalışan Neonaziler var. Ve öyle bir
süreç ki orada toplumun tamamı nefret söylemine,
ırkçılığa, Nazizme karşı bir pozisyon
almış ve toplumsal rıza üretmiş durumda. Ama sizin
üretemediğiniz toplumsal rızanın kâğıdın üstüne
dökülmüş boyutuna baktığınızda 2 şey var:
1) Muhalefeti susturma, toplumun hangi kesiminden
olursa olsun muhalefeti susturma.
2) Ellerdeki FETÖ kirini ve pasını
unutulma hakkı gibi dünyanın tartıştığı,
toplumsal mutabakat olmazsa toplumsal hafızayı sıfırlayacak
bir sürece getirip elinizi FETÖ kirinden kurtarmak için geçmişinizi ve
elinizi şampuanla, sabunla temizleme.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Bunu topluma
anlatacağız, bunu cezalandırılmaya çalışanın
uluslararası şirketler değil, Z kuşağının
iletişim hakkı olduğunu, cezalandırılanın
dislike yapan gençler olduğunu, cezalandırılanın
yandaşlaştırdığınız medyadan geriye kalan
bir grup özgür medyaya lisans iptaliyle ilgili
saldırılarınızın yanında kalan tek özgür
alanı kapatmak olduğunu, gençlere onların geleceğini
kararttığınızı ve kendi geçmişinizi bir FETÖ
şampuanıyla temizlemeye
çalıştığınızı anlatacağız. Bunu en
iyi gençler anlar, onlar niyetiniz ve gerçekte yapmaya
çalıştığınız ile söylediğiniz arasında
size aldanmazlar çünkü Z kuşağının özelliği gözlere
bakınca sahiciliği bilirler, karşılarındaki ceberut
devlet anlayışından ürkerler ve size tekrar seçimde
dislikeı patlatırlar.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Zengin
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
46.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin AK PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; şimdi, doğrusu cevabı
önemsiyorum fakat cevabın bir anlamı olmalı. Yani, sorular
soruluyor, bazı konularda itirazlar dile getiriliyor ki hayatın
özünün de itirazlar olduğu kanaatindeyim, inancın da özünün itirazlar
olduğu kanaatindeyim fakat cevapların bir anlamı olmalı.
Aynı itirazları gün içerisinde değil, günler içerisinde bile
demeyeceğim, aynı gün içerisinde tekrar, tekrar, tekrar eğer
cevaplıyorsak cevabın bir anlamı kalmadığını
düşünüyorum. O yüzden, cevabı Genel Kurulda soruyu soranlara
değil ama bizi ekranı başında izleyenlerin
hatırına binaen tekrar cevap verme ihtiyacını duyuyorum.
Şimdi, Sayın
Cumhurbaşkanımızın konuşmasına ben nöbetçi
olduğum için katılamadım fakat Grup Başkan Vekilimiz Bülent
Turan arkadaşımız bizzat oradaydı. Tekrar kendisini teyiden
aradım, böyle bir şey nasıl bir tablo içerisinde
anlatıldı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Müsaadenizle Sayın
Başkanım.
Şimdi, söylenen şey şu: Bugün bir
değerlendirme toplantısı yapılıyor. Değerlendirme
toplantısında, İki yılın sonunda Kabine üyeleri
bugüne kadar neler yaptılar, hangi işleri yaptılar? konusunda
bir değerlendirme ve bu değerlendirmelerin sonucunda da bir sistem
kuruyorsunuz. Türkiyede yepyeni bir sistem referandumla geldi ve devamında
da sistemin daha iyi olabilmesi için biz açığız, daha iyiye
gitmek için gayretlerimiz var. Bu manada, her geçen gün, sizleri dinleyerek,
yaptığımız icraatları gözden geçirerek... Zaten
kamuoyu önünde icraatlarınızı gözden geçirmek bu cesareti ortaya
koymak demektir. Bu manada, tam tersinin
anlaşıldığını görüyorum. Buradan bir rücunun
değil, geleceğe dair daha emin adımlarla ilerleme konusundaki,
sistem konusundaki kararlılığımızın altı
çizilmiştir.
Son bir şey, unutulma hakkıyla ilgili
olarak da Sayın Grup Başkan Vekiline Anayasa Mahkemesinin Ocak 2020
tarihli, unutulma hakkını hatırlatan ve bu konuya dair bir
düzenleme yapılması ihtiyacını ifade eden Anayasa Mahkemesi
kararını hatırlatırım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Bir cümle...
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Bu Anayasa Mahkemesi
kararı siyasiler için, bilinenler için değil çünkü siyasi tarihe mâl
olmuş olanlar için bunu uygulamak neredeyse imkânsız; tam tersine,
sade vatandaşlarımızın, hayatı karartılan, belki
de işte -okuyoruz bugünlerde- tecavüzlerle hayatları her an
manşetlerde olan insanların, aradan geçen zamandan sonra
bunların artık duyulmasını, bilinmesini, çocuklarının
bunları okumasını istemeyeceğinin de düşünülmesi
lazım. Bu tamamen bu mağdur insanlar içindir.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan...
BAŞKAN Evet, Sayın Özel, buyurun.
47.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın AK PARTİ grup önerisi
üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki ve Tokat Milletvekili Özlem Zenginin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bir az
önce de ifade etmeye çalıştım, dünyanın da
tartıştığı böyle bir hakkı toplumsal mutabakatla
tartışmamız lazım. Bugün sabahleyin 12.20de gruplara
yolladık, 12.30da basın toplantısı yaptık, iki de
konuşalım, bunu çıkaralım. Bu olmaz, toplumsal mutabakat
bu değil, iktidar olmak bu değil. İktidar olmak demek, her türlü
fikre açık olmak demek. İkide bir Sayın Ramazan Can kendisine
şahsen saygım var- her salı çıkıyor: Kırk sekiz
saat beklenmeden görüşme... Kırk sekiz saat beklenmeden
görüşme... Milletvekilleri kendilerine sunulan kanun tekliflerini
inceleyip de yeterince hazırlanmasına olanak verecek kırk sekiz
saatten bile bu yeni sistem içinde sürekli mahrum ediliyorlar;
bakınız, bugünkü araştırma komisyonu. Kuzey Korenin,
Çinin yaptıkları, Orta Doğuda yapılanlar bir yana;
Almanyanın dışında bir örneği olmayan işi
yaparken biz diyoruz ki: Bu toplumun gündeminde işsizlik var, yoksulluk
var, güvencesizlik var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu toplumun gündeminde yalap
şalap, boyacı küpü gibi batır çıkar sosyal medya
kısıtlaması diye bir şey yok. Bunu yapmaya
çalıştığınızda bu sipariştir ve şunu da
açıkça söyleyeyim: Şimdi, Cumhurbaşkanının cümleleri
burada Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı
gibi şimdi de Biz yaptık öyleyse en doğrusu budur. gibi bir
inatlaşmaya gitmiyoruz. Daha iyisini, daha efdalini, daha güzelini
bulduğumuzda her türlü değişime gönlümüz de siyasetimiz de
açıktır. Bu, bugüne kadar söylemediği bir cümle.
RECEP ÖZEL (Isparta) Her zaman söylediği
cümle, her zaman söylediği cümle!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sizden de talep
ettiğimiz, sizden de beklentimiz şudur, şöyle yapalım; biz
milletvekiliyiz, minnet vekili değiliz. Birileri bizi milletvekili
adayı gösterdi diye ona duyduğumuz minnet, millete karşı
olan sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz, vicdanımızla bu
sistemin yürümediğini ifade etmeliyiz. Daha iyisi demokratik parlamenter
güçlendirilmiş bir sistemse buna karşı ayak diremek milletin
talebine ayak diremektir.
Teşekkür ederim.(CHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Gördüm ama Özlem Hanım sizden
önce istedi.
Sayın Zengin, buyurun.
48.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Doğrusu tevilin de bir derecesi var yani
Sayın Cumhurbaşkanımız, herhâlde takdir ederler ki bizim
grubumuzun başkanıdır, partimizin başkanıdır daha
doğrusu. Biz uzun yıllardır kendisini dinleyerek siyaset yapan
insanlardanız, ne söylediğini de gayet iyi biliyoruz. Burada
aslında tevazu içerisinde iş yapmak var yani aslında
kendilerinin söylediğinin tam tersini söylüyor
Cumhurbaşkanımız, diyor ki Eğer bir konuda daha iyi bir
iş varsa biz dinlemeye açığız. Sizin dediğinizin
tersi. Varsa daha iyisi, ortaya konursa bunu değerlendirmeye
hazırız ve biz zaten bunları yaptığımız için
on sekiz yıldır iktidardayız, size de bunu tavsiye ederiz. Ha,
bir taraftan da müsaade edin biz de kendi bildiğimiz gibi düşünelim
yani her şeyi sizin gibi düşünecek durumda olsak zaten iktidar
olamazdık yani böyle olduğumuza göre, kendi kanaatlerimizi
anlattığımıza göre müsaade edin, biz de kendi
bildiğimizi anlatmaya, söylemeye devam edelim.
Bir de şuna biraz
şaşırıyorum Özgür Bey yani nezaketen kurulmuş ilişkiler
burada anlatılmaz. Nezaketen konuşuyorsunuz, anlatıyorsunuz yani
o zaman biz hiçbir şey yapmayalım yani her şeyi dayatalım,
dayatmayla gelelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Kendi aramızda
yaptığımız her konuşmayı burada söyleyecekse
akşam evin yolunu bulamayacağız yani böyle bir şey olmaz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, bir açıklar
mısın neyi kastediyorsun?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Şunu kastediyorum
yani biz size normal şartlarda hiç bunu söylemek durumunda olmadan
yapabilir miyiz? Yapabiliriz ama bunu yapmıyoruz, tercih etmiyoruz yani
sizin grubunuza gelerek Bunu böyle yapalım, mümkünse bu hafta geçirelim,
insanlar pandemide, haftaya kalmasın. demenin neresi hızlı
geçirmek, neresinde ne kabahat var? Yani hiç söylemesek daha mı memnun
olacaksınız, ben bunu anlamak istiyorum. E, o zaman nedir yani. Benim
bildiğim, şu kapının arkasında yapılan
konuşmalar orada kalır ama maşallah, siz ne konuşulursa her
şeyi burada paylaşıyorsunuz. Enteresan bir şey var,
hakikaten bunu anlamakta zorlanıyorum yani burada konuştuğumuz
şeyler, bana sorarsanız buranın insicamıyla alakalı
işlerdir, öyle olmalıdır diye düşünüyorum. Artık sizin
takdiriniz, bizim için fark etmez; bu hafta biter, haftaya biter. Ne
yapalım yani ne zaman biterse o zaman bitirir gideriz yani.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
49.-
Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin AK PARTİ grup önerisi
üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Biraz evvel Sayın Özelden, kürsüde, daha evvel
daha çok Cumhuriyet Halk Partisinin âdeta temcit pilavı gibi bir tekerleme
hâline dönüştürdüğü replikleri dinledik. Nedir onlar?
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yürümüyor, rejime
kasteden 16 Nisan Anayasa değişikliği, iktidarın
susturduğu barolar, muhalefeti susturma ifadeleri
Bunlar artık
âdeta bir repliğe dönmüş ifadeler ve bize göre doğruyu da ifade
etmiyor. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, kurum ve
kurallarıyla işleyen bir sistemdir. Bugün Sayın
Cumhurbaşkanının yaptığı konuşmayı ben
de dikkatle izledim; gayet açık, makul açıklamalarını
yaptı bu iki yılın bilançosunun değerlendirmesini yaparken
ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
ERKAN AKÇAY (Manisa) 9 Temmuz ve diğer 2
ayrı tarihte, Genel Kurulda da bu sisteme ilişkin gerek yasama
bakımından gerekse yürütme bakımından geldiğimiz
noktayı ifade eden gerekli açıklamaları da yapmış
idik. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, yasama ve yürütme
itibarıyla baktığımızda yönetimde istikrar, temsilde
adalet sistemik olarak fakat daha evvel 24 Hazirandan, 2018den evvel iktidara
yönelik yapılan eleştiriler beş yıl, on yıl, on
beş yıl, yirmi yıl önceleri de yapılan aynı
eleştiriler bu defa sistem suçlanarak veya sistem eleştirilerek
yapılma yoluna gidiliyor. Dolayısıyla Türkiye hem 16 Nisan 2017
Anayasa referandumuyla hem de 24 Haziran 2018 genel ve 31 Mart 2019 yerel
seçimleriyle sistemini teyit etmiştir, test etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın
Cumhurbaşkanının da kastettiği şudur: Bugün
itibarıyla bu sistemin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesi
bakımından alınacak mesafeler olduğunu ifade etmiştir
ki bunu bizler de ifade ediyoruz. Örneğin, İç Tüzükte
yapacağımız değişiklikler de var, bunu zaman zaman da
dile getirdik; bunlar olabilecektir.
Ayrıca -son söz Sayın Başkan-
iktidarın susturduğu barolar dedi. Barolar nasıl sustu,
bilmiyorum. Bu barolara ilişkin yasalar gerek Komisyonda gerekse Genel
Kurulda ziyadesiyle konuşuldu, barolar da söyleyeceğini söyledi.
Sadece, o bildiğimiz, Komisyonda birtakım baro temsilcilerinin,
Barolar Birliği dışındaki baro temsilcilerinin
görüşlerini ifade etmesi konusunda bir sorun yaşandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu sorun da baroların
başkanlarından kaynaklandı yani Türkiye Büyük Millet Meclisinden
kaynaklanmadığını da biliyoruz. Fakat ben, bu baro
yasası görüşülürken şunu gözledim: Bu Avukatlık Yasası
gelene kadar ben baroları Cumhuriyet Halk Partisinin arkabahçesi
zannederdim; meğerse, bu tartışmalardan da gördüm ki Cumhuriyet
Halk Partisi baroların âdeta arkabahçesi hâline getirilmiş. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi, aslında
ben -sezgiyle ve gözlemle söylüyorum bunu- bu baro yasasından Cumhuriyet
Halk Partisinin de örtülü ve zımnen memnun olduğu kanaatindeyim çünkü
Cumhuriyet Halk Partisi bu yasayla bu baroların vesayetinden kurtulacak.
Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
50.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin ve Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptığı açıklamalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
teşekkür ederim.
Öncelikle, Özlem Hanımın dediği
konuyu şöyle ifade edeyim: Şimdi, ben arkada konuşulan hiçbir
şeyi söylemiş değilim. Zaten sıkıntı, Cumhuriyet
Halk Partisiyle temas kurma gerekliliği bir demokratik olgunluktan
değil, takvimsel sıkışıklıktan
kaynaklanıyor. Bunu böyle söylememin
Beni böyle söyletme
zorunluluğuna da biraz önceki kendi beyanları getirdi. Bunun üstüne
daha başka da bir şey söylemeyeyim. Yoksa bize ihtiyaç
olmadığı, takvimin geniş olduğu, sıkıntının
olmadığı zamanlarda ne kadar tahakkümcü, ne kadar buyurgan, ne
kadar başına buyruk, ne kadar iletişime kapalı
olabildiğinizi defalarca gördük Özlem Hanım, teşekkür ederim.
Şimdi, Sayın Erkan Akçayın
değerlendirmeleri, tabii Hükûmet sistemi olarak dediği, rejime
kasteden Anayasa değişikliği tanımlamasını
benimsemiş olması
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
bizim açımızdan son
derece memnuniyet verici. Bu ifadeyi kullanmaya devam edeceğiz ve
yapılan bütün kamuoyu araştırmaları da zaten bu rejime
kasteden Anayasa değişikliğinin artık milletin
vicdanında karşılık bulmadığını
gösteriyor. Bu konuda her kaynağa başvurulabilir ama en önemli terazi
milletin terazisi; ilk seçimde oraya çıkacağız.
CHPnin baroları yoktu, CHPnin barolar arkabahçesi
değildi, zaten böyle diyorduk. Kendisi de
yanıldığını söyledi. Çünkü bir siyasi partiye Senin
arkabahçen bir meslek örgütü. derseniz o meslek örgütünün bütün
mensuplarına çok ağır bir şey söylemiş olursunuz. Ama
CHP, baroların arka bahçesiymiş. derseniz bize çok kötü bir
şey söylemezsiniz, şunu teyit edersiniz: Bu süreçte bizim
takındığımız tutumdan, AK PARTİli bilinen baro
başkanlarının, MHPye yakınlığı bilinen, o
camiadan olan baro başkanlarının
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
CHPnin
yaklaşımından duydukları memnuniyet, CHPnin meseleye
partizanca yaklaşmadığını, her siyasi görüşten
baro başkanının gönlünü kazandığını; kendisine
bir meslek örgütünü hizmetkâr ve arkabahçe yapmak yerine savunma
mesleğinin hizmetkârı olmayı kendine
yakıştırdığını teyit ettikleri için de çok
teşekkür ediyorum.
Sağ olun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Evet, Sayın Grup Başkan
Vekilleri, bence her grup kendi açısından değerlendirdi,
aslında gruplar adına çok fazla sataşma yok. Son bir söz daha
vereyim Sayın Akçaya.
Buyurun Sayın Akçay.
51.-
Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, bu arka bahçe olma meselesinde yani
barolar CHPnin arka bahçesi değilmiş, meğerse CHP
baroların arka bahçesiymiş gözlemimi
yansıtmıştım. Şimdi, bir de buna karşı
çıkan baro; yok, işte, şu görüş vesaire bu partili...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın
Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim.
Baroların kurduğu mahalle
baskısı zaten Cumhuriyet Halk Partisini de ziyadesiyle ezdi yani
burada bütün konuşmacılar âdeta baroların
karşısına görücüye çıkar gibi, Mecliste barolara
kendilerini beğendirmeye çalışır bir üslupla bu
görüşmeler yürütüldü. Bu baro yasasında ziyadesiyle, âdeta,
oligarşik bir vesayet odağı olduğunu da bir kısım
-hepsi için söylemiyorum- bilhassa 3 büyük ildeki baro yönetimlerinin bu
konudaki tutumlarına baktığımızda İstanbulda
yapacakları bir mitinge bile Katılmaya mecbursunuz.
başlığıyla birtakım duyurular yapması ne derece
demokratiktir veya mahalle baskısı sayılamaz, onu da herkesin
kendi takdirine bırakıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Grup önerisini
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; 225 sıra sayılı Kanun Teklifinin kırk
sekiz saat geçmeden Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmının 2nci sırasına,
139, 141 ve 23 sıra sayılı Kanun Tekliflerinin ise yine, bu
kısmın sırasıyla 3üncü, 4üncü ve 5inci
sıralarına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 21,
22, 23, 28 ve 29 Temmuz 2020 Salı, Çarşamba ve Perşembe günkü
birleşimlerinde denetim konularının görüşülmeyerek
Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine ve 225 sıra
sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
(Devam)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanım, yoklama talep
ediyoruz.
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisini oylarınıza sunmadan önce yoklama talebini
karşılayacağım.
Sayın Arık, Sayın Köksal, Sayın
Ünsal, Sayın İlhan, Sayın Bülbül, Sayın Zeybek, Sayın
Keven, Sayın Kaplan, Sayın Aygun, Sayın Şahin, Sayın
Kasap, Sayın Demirtaş, Sayın Taşcıer, Sayın
Tığlı, Sayın Emecan, Sayın Aytekin, Sayın Zeybek,
Sayın Kayışoğlu, Sayın Bankoğlu, Sayın
Hancıoğlu.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; 225 sıra sayılı Kanun Teklifinin kırk
sekiz saat geçmeden Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmının 2nci sırasına,
139, 141 ve 23 sıra sayılı Kanun Tekliflerinin ise yine, bu
kısmın sırasıyla 3üncü, 4üncü ve 5inci
sıralarına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 21, 22,
23, 28 ve 29 Temmuz 2020 Salı, Çarşamba ve Perşembe günkü
birleşimlerinde denetim konularının görüşülmeyerek
Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmında yer alan işlerin görüşülmesine ve
225 sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - AK PARTİ grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş
bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım:
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
Önergeler
1.-
Adana Milletvekili İsmail
Koncukun, (2/999) esas numaralı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/85)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/999) esas numaralı Kanun Teklifinin İç
Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine
alınmasını arz ederim.
Saygılarımla.
İsmail
Koncuk
Adana
BAŞKAN Doğrudan güdeme alınma
önergesinin nedenlerini anlatmak üzere Sayın İsmail Koncuk.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Gerçekten önemli bir kanun teklifi. Sayın
Cumhurbaşkanının Sayın Faruk Çelikin Çalışma
Bakanı olduğu dönemde Bu işi çözelim. yani emeklilerle ilgili
intibak yasasını çıkaralım talimatı verdiğini
hatırlıyorum. Sayın Faruk Çelik daha sonra Tarım ve
Köyişleri Bakanı oldu, şu anda bakan da değil ama hâlâ
intibak yasası çıkmış değil. Bu yasa 6; 6,5; 7 milyon
vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren bir yasa.
Değerli AK PARTİliler, artık
yapacağız çözeceğiz gibi kavramlar sizin açınızdan
bitti; bundan sonra yaptık hallettik çözdük. derseniz bir
anlamı var. İntibak yasasını çıkaracağız.
dediniz, çıkarmadınız. 3.600 konusu hâlâ sürüncemede.
İntibak nedir sayın milletvekilleri? 2000
öncesi emekli olan işçilerimize farklı bir sistemden maaş
ödeniyor, 2000 ile 2008 Ekim ayı arasındaki tarihte emekli olan
işçilerimize farklı bir sistemden emekli maaşı ödeniyor ve
2008 Ekim ayından sonra emekli olanlara farklı bir maaş
ödeniyor. Yani, prim iş günü sayınız eşit dahi olsa 2000
yılından önce emekli olmuş vatandaşlarımız,
işçilerimiz 2008 yılı Ekim ayından sonra ve 2000
yılından sonra emekli olan vatandaşlarımızdan daha
fazla maaş alıyorlar. Neden, neden? Bunun cevabını bilen
var mı? Hatta 2000 yılı öncesinde 3.600 prim iş günüyle
emekli olmuş bir işçimiz, 2008 yılı Ekim ayından sonra
7.200 prim iş günüyle emekli olmuş işçimizden daha fazla maaş
alıyor.
Değerli milletvekilleri, bunu çözmek boynunuza
borç iktidar olarak. Bu konuda verdiğiniz sözler var ve bugüne kadar
tutulmamış sözler var. Şimdi, sizin iktidarınızda,
sizin yönetiminizde aynı işi yapan, aynı prim gün
sayısı çalışmış insanlar arasında
farklı maaşlar var, haksızlık var. Bu, sadece
emeklilerimizi değil, dul ve yetimlerimizi de ilgilendiren bir durum arz
ediyor yani böyle bir düzenlemeyi yaptığımız zaman sadece
2000 yılından sonra emekli olmuş işçilerimiz için
değil, aynı zamanda bunların dul ve yetimleri için de bir fayda
sağlamış olacaksınız.
Bakın, bir rakam vereceğim: Diyelim, 2000
yılından önce emekli olmuş bir işçi, emekli olduğunda son maaşının yüzde 70ini
alabilirdi. Yani ne yapar? 1.400 lira yapar. 2000 ile 2008 arasında emekli
olmuş bir işçi, son maaşının
yüzde 65ini alıyor. 2008 Ekim ayından sonra emekli olan
işçilerimiz, yüzde 45den başlayarak yüzde 28e kadar bir sistemle
emekli oluyor yani yüzde 28i baz aldığımızda 2 bin lirayla
emekli olan bir işçi, Ekim 2008 tarihinden sonra emekli olduğunda ne
alır? 560 lira filan alır. Siz zaman zaman Parlamentoda düzenlemeler
yaparak 1.000 liraya, 1.500 liraya, en son 1.500 liraya
çıkardınız, şu anda 1.500 lira ama 2000 yılından
önce emekli olan ve 2.200 lira, 2.300 lira maaş alan işçilerimiz var.
Asgari ücret üzerinden konuşuyorum ben.
Şimdi, siz AK PARTİ Grubu olarak
Kardeşim, bu iş bizi ilgilendirmiyor, çözmeyeceğiz. diyebilir
misiniz? Kulağınızın üzerine yatabilir misiniz?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Niye yatalım?
İSMAİL KONCUK (Devamla) Niye
yapmıyorsunuz? 2000 yılından beri, yirmi yıl geçmiş ya?
Abdullah Bey, yirmi yıl. Yirmi yıldır ne yapıyorsunuz peki,
çözdünüz mü? Sayın Cumhurbaşkanı, söz vermesine rağmen bu
problemi çözmedi. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu çok büyük
bir...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Koncuk...
İSMAİL KONCUK (Devamla) İntibak
yasasının mutlaka çözülmesi lazım. İYİ PARTİ
Grubu olarak bir kanun teklifi verdik. Buyurun, emeklilerimizle ilgili, yirmi
yıldır haksızlığa uğrayan milyonlarca emeklimizle
ilgili, dul ve yetimlerimizle ilgili bir kaygınız varsa İYİ
PARTİnin vermiş olduğu bu kanun teklifine gelin, evet diyelim
ve yirmi yıldır kanayan bir yarayı hep birlikte
dindirelim.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş doğrudan gündeme alma
önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
İSMAİL
KONCUK (Adana) Abdullah Bey, ret mi verdiniz?
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Araştıracağız.
BAŞKAN - Yine,
60a göre söz isteyen sayın milletvekillerimize söz vermek istiyorum.
Sayın
Fendoğlu
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
52.-
Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Kocaeli Milletvekili Haydar
Akarın TBMM Başkan Vekilliği görevinin hayırlı
olmasını dilediğine, Hakkâri ili Çukurca ilçesindeki üs
bölgesine teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit edilen Piyade
Sözleşmeli Er Mustafa Ahmet Demire ve hemşehrisi Piyade
Sözleşmeli Onbaşı Emre Büyükyıldırıma Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL
FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür ederim Başkanım.
Öncelikle göreviniz
hayırlı uğurlu olsun, inşallah güzel işler
yapmayı nasip eder
Dün hain PKK terör
örgütü tarafından Hakkâri Çukurcada şehit edilen Piyade Er Mustafa
Ahmet Demir ve Malatya Yazıhanlı hemşehrimiz Uzman
Onbaşı Emre Büyükyıldırım şehadet şerbetini
içip şehit olmuşlardır. Allahtan rahmet diliyorum, kederli
ailesine başsağlığı diliyorum, aziz milletimizin
başı sağ olsun.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Şahin
53.-
Hatay Milletvekili Suzan Şahinin,
Hatay ili Payas ilçesine kurulmak istenen karbon siyahı üretim tesisine
ilişkin açıklaması
SUZAN
ŞAHİN (Hatay) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İskenderun
Demir Çelik Anonim Şirketi Payasta karbon siyahı fabrikası
kurulacağını açıklamıştır. Karbon
siyahı yüksek dozda iltihaplanmaya neden olup tümörler ve kardiyovasküler
hastalıklara neden olan tehlikeli bir maddedir. İskenderun-Payas-Dörtyol
üçgeni çimento, gübre, demir çelik gibi birçok ağır sanayiye ev
sahipliği yapan bir bölgedir ve hava kirliliği sınır
değerlerini aşmış olup daha fazla kirlilik yaratacak tesisi
kaldıramayacak durumdadır. Karbon siyahı tesisine ait proje
sahası yerleşim alanlarıyla dip dibedir, fabrikanın
oluşturacağı is ve kurum, insan, hayvan, çevre
sağlığı ve sulu tarım alanları için tehlikeli
olacaktır. ÇED alanı sınırları içerisinde yer alan
çevre düzeni planında ağaçlandırılacak alan olarak
tanımlanan bu bölgede yapılacak olan fabrikanın yerleşim
alanlarından uzak bir alana yapılması gerekmektedir. Payas
halkının sağlığını
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Bulut
54.-
Adana Milletvekili Burhanettin
Bulutun, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan üniversite
mezunu işçilerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
BURHANETTİN
BULUT (Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Üniversite mezunu
işçiler 4857 sayılı Yasaya tabi olarak kamu kurum ve
kuruluşlarında, belediyelerde ve KİTlerde işçi statüsünde
çalışmaktadır. Ön lisans, lisans, yüksek lisans mezunu ve
doktorasını tamamlayan üniversiteli işçilerin kimi kurumlarda
mesleklerini icra ederken kimi de alanları dışında görev
almaktadır. Yan yana mesai yaptıkları memurlarla aynı
işi ve görevleri yaparken memurların yararlandığı
özlük hakları, tayin, nakil gibi haklardan kısıtlı oranda
yararlanmaktadır. Yıllardır sesini duyurmaya çalışan
üniversite mezunu işçiler, kadroları için yasal düzenleme ve statü
değişikliği istemektedir. Statü değişikliğiyle
ilgili gelecek memuriyet hakkı iş hayatını da verimli,
olumlu yönde etkileyecek, adaleti, eşitliği sağlayacak ve
çalışma barışına da katkı sunacaktır.
Görmezden gelinen üniversite mezunu işçiler hak ettikleri statüye kavuşmalıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.16
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.36
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa
KADAK (İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, İstanbul
Milletvekili Abdullah Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk
Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlayacağız.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216) (×)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
16/7/2020 tarihli 114üncü Birleşimde, İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 216 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 57nci maddesi kabul edilmişti.
Şimdi 58inci madde üzerinde önerge işlemleriyle teklifin
görüşmelerine devam edeceğiz.
58inci madde üzerinde 3 adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sıralarına göre işleme
alacağım.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 58inci maddesiyle 5684
sayılı Sigortacılık Kanununun 30uncu maddesinin
(16)ncı fıkrasında yapılan değişiklikteki üç
iş günü içinde ibaresinin üç iş gününde şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Özkan Yalım Aysu Bankoğlu Sevda Erdan
Kılıç
Uşak Bartın İzmir
Murat Bakan Metin İlhan Bedri Serter
İzmir Kırşehir İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Sayın Bedri Serter, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Serter. (CHP
sıralarından alkışlar)
BEDRİ SERTER (İzmir) Sayın
Başkanım, öncelikle, yeni görevinizde başarılar diliyorum,
çok da yakıştınız oraya. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sağ olun.
BEDRİ SERTER (Devamla) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; adaletin sadece lafta
kaldığı bir Türkiye'de hukuk ve adaletten bahsetmek hakikaten
çok zor. Aramızda çok hukukçu milletvekilimiz de var Adalet mülkün
temelidir. sözüyle bu konuşmama başlamak istiyorum. Demek ki adalet
olmadan cumhuriyet değerleri ve toplumumuzun temeli yok
sayılıyor.
Türkiye'deki adaletin nerelere geldiğini size
göstermek maksadıyla biraz geçmişe uzanarak bir zincir
oluşturmaya çalıştım ama acı. 27 Mayıs 1960tan
başlayalım: Türkiye Cumhuriyetinin cumhuriyet kurulduktan sonraki
ilk darbesi, sizlere soruyorum, adaletli miydi? Seçilmiş insanları darbeyle
iktidardan indirip yargılayan o günün ordu mensuplarının
verdikleri idam fermanlarını soruyorum, adalet bunun neresindedir?
12 Mart 1971: Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurdun
savunması görevini bırakıp memleketin idaresine el atması
ve devamında 12 Mart Muhtırasının radyolarda askerlerce
okunması doğru muydu? Soruyorum: Adalet bunun neresinde? Bu darbe
üzerinden bir yıl iki ay geçtikten sonra birçok olayın
faturasını askerî mahkeme 20li yaşlarda 3 gencimizin idam
fermanını imzalayarak kesti. Soruyorum: Adalet bunun neresinde?
Gelelim 12 Eylül 1980e: Kenan Evren ve
şürekâsı darbe ilan etti, sağcı solcu demeden 650 bin
kişiyi gözaltına aldı, 230 bin kişi yargılandı,
50 kişi idam edildi, hapishanelerde işkencelerde bildiğimiz
kadarıyla 300 kişi can verdi. Soruyorum: Adalet bunun neresinde?
Geldik 1997ye: 28 Şubatta ordu tarafından
bir postmodern darbe yapıldı. Şu andaki Cumhurbaşkanı
yargılanmaya başlandı. MGK kararlarıyla, seçimle iş
başına gelmiş olan Refah Partisi kapatıldı. Soruyorum:
Adalet bunun neresinde?
Ve sonuç: 1999 yılında o dönem
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Tayyip
Erdoğan okuduğu bir şiir nedeniyle hapse atıldı.
Soruyorum: Adalet bunun neresinde? (CHP sıralarından
alkışlar)
2008de peş peşe Türkiyeyi, cumhuriyeti,
Türk Silahlı Kuvvetlerini allak bullak eden hain FETÖcülerin o günkü
Hükûmetle el ele vererek gerçekleştirdiği Ergenekon, Balyoz ve
Poyrazköy davalarını yoktan var eden hâkimler ve savcılar
verdikleri kararların sonucunda birçok askeri ve rütbeliyi hiç uğruna
cezaevlerine attılar ve hepsi tek tek seçilmiş, cumhuriyet
aşığı ve Atatürkün ilke ve inkılaplarıyla
yetişmiş askerlerimizdi -aramızda da sayın teğmen
mevcut- ve bunlar üç dört yıl sonra Pardon. denilip salıverildiler.
Soruyorum: Adalet bunun neresinde?
Sizlere canlı bir örnek daha vereyim: Bu
yargılanmalardan, hain FETÖ terör örgütünün kendine yönelik iftira ve
karalamalarından haysiyet ve namusu uğruna korunmak isteyen Yarbay
Ali Tatarın intiharı nereye konulabilir? Adalet bunun neresinde?
Ülkeyi senelerce ortaklaşa idare ettiğiniz FETÖ örgütünün 17-25
2013te gerçekleştirmeye çalıştıkları yargı
darbesi neydi? Adalet bunun neresinde?
Geldik 15 Temmuza. Hükûmetin içinde devletin
kılcal damarlarına kadar sızan şerefsiz FETÖ örgütünün
yapılanmasıyla şu yüce Türkiye Büyük Millet Meclisine bombalar
yağdırılması ve darbe girişimi sonucunda 240 masum
vatandaşımızın şehit edilmesi nedendi? Adalet bunun
neresinde?
15 Haziran 2017de Sayın Genel
Başkanımız Kemal Kılıçdaroğluyla beraber
başlattığımız Ankara-İstanbul arasındaki
yürüyüş maratonunda yirmi beş gün için tatile mi çıktık
zannettiniz? Amaç, sadece, bu memlekette olmayan hak, hukuk ve adaleti
aramaktı. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiyede
varlığının tekrardan ortaya
çıkarılmasını sağlamaktı. Bugün de takipçisiyiz
sonuna kadar. Soruyorum: Adalet bunun neresinde?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Serter.
BEDRİ SERTER (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Bu kürsüden daha önce bu ülkenin geldiği,
getirildiği son durumu sizlere hatırlatmak için bir konuşma
yapmıştım Uyanın sayın milletin vekilleri. diye
seslenmiştim. Bugün de sesleniyorum ve soruyorum: Adalet bugün nerede ve
kimlerin elinde?
Ne yazıyor Meclisimizde: Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. Milletimiz bu Meclisten
adaletin, hakkın, hukukun korunmasını ve cumhuriyetin
varlığını ve bütünlüğünün devamının
sağlanmasını talep etmektedir bizlerden. Bu nedenle bu Meclisten
çıkan her kanun halkın adaletine uygun olmalıdır,
kişilerin değil.
Saygılarımla. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
58inci maddesinde geçen Müdürünce ibaresinin Müdürü tarafından olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tulay Hatımoğulları Oruç Serpil Kemalbay Pekgözegü Kemal
Peköz
Adana İzmir Adana
Mahmut Celadet Gaydalı Kemal Bülbül Abdullah Koç
Bitlis Antalya Ağrı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Sayın Abdullah Koç Ağrı Milletvekili.
Buyurun Sayın Koç. (HDP sıralarından
alkışlar)
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Teşekkür ederim
Sayın Başkan. Öncelikle hayırlı olsun diyorum ve
başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben bu kanun üzerinde konuşmayacağım. Maalesef Komisyon
sürecinde de birçok eleştiri ve önerilerimiz olmasına rağmen
hiçbirisi dikkate alınmadı. Dolayısıyla ben, bugün, kendi
seçim bölgem olan Ağrıyla ilgili birkaç sorunu dile getirmek
istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Ağrı
halkı yatırım bekliyor; Ağrı halkı
yatırım beklemesine rağmen Ağrı halkına reva
görülen tek şey bir cezaevi. Patnos Cezaevi yapıldığı
zaman birileri Biz bacasız fabrikayı Ağrıya getirdik.
dediler, getirdikleri şey bacasız işkence maalesef. Getirdikleri
şey resmen bir toplama kampı hâline getirilen Patnos Cezaevi. Patnos
Cezaevinde çok ciddi insan hakkı ihlalleri söz konusu. Bakın,
lağım suyu akıyor ve bütün mahpuslar bu lağım
sularını kullanmak zorunda kalıyor. Mahpusların, revire
çıkarılırken görevliler tarafından kötü muameleye maruz
kaldıklarına ilişkin çok ciddi şikâyetleri var. Gelen
ziyaretçiler saatlerce bekletiliyor ve âdeta işkenceye maruz
bırakılıyor. Biz bu sorunları defalarca dile getirdik.
Yemeklerinde böcekler çıkıyor ve buna ilişkin iddialar var.
Bizim bu soru önergelerimize ne yazık ki cevap verilmedi.
Ağrıya reva gördükleri yatırım değil, maalesef bir
toplama kampı ve bununla da övünüyor AKP milletvekilleri.
Değerli arkadaşlar, bir diğer husus,
bakın, büyük sorunlara sahip olan Ağrının en büyük sorunu
işsizlik sorunu, en büyük sorunu yatırım sorunu, en büyük sorunu
gerçek anlamda sokakta, mahallede ve kahvehanelerde binlerce kişi
işsiz bir şekilde bekliyor. Sağlık hizmeti neredeyse
sıfır ve yok denecek kadar az. Bakın, Tutak ilçemizde
Ağrı merkezde, Taşlıçay, Eleşkirt, Patnos, Diyadin,
Doğubayazıt, Hamur ilçelerimizin tamamında gençler şu anda
işsiz, hepsi şu anda iş bekliyor. Maalesef, bu iktidar
Ağrıya yönelik hiçbir yatırım yapmıyor ve mevcut olan
yatırımların hepsinin de neredeyse kapısına kilit
vurmuş durumda.
Değerli arkadaşlar, ilin en önemli gelir
kaynaklarından olan Gürbulak Sınır Kapısı şu anda
maalesef kapalı. Yıllık 10 bin dağcı Ağrı
Dağına tırmanış yapıyor ve o bölge için ciddi
bir gelir kaynağı, maalesef şu anda Ağrı
Dağı tırmanışlara kapalı. Turizm âdeta
bitirilmiş durumda ve maalesef bu Hükûmet onlarca soru önergemize cevap
vermedi ve bu sorunları hâlâ devam ettirmekte ve bu halk ciddi bir
şekilde rahatsız durumda.
Bakın, Tarım Kredi Kooperatifine
çiftçilerin çok ciddi şekilde borçları var, şu anda binlerce
kişi icra takibiyle karşı karşıya ve evlerinde
artık haczedilecek bir mal kalmamış durumda. Değerli
milletvekilleri, Ağrı ciddi şekilde işsizlikle
boğuşuyor ve ciddi sorunlarla karşı karşıya. Biz
derhâl bu sorunlara el atılmasını talep ediyoruz.
Diğer bir husus değerli arkadaşlar,
14 Temmuzda Diyadin Belediye Başkanlığımıza ne
yazık ki yine el konuldu. Biz bir kayyumla karşı
karşıya kaldık. Bakın, Diyadin Belediyesi Eş Başkanımız
Betül Yaşarın sabah saat 5te evine baskın düzenlendi ve
gözaltına alındı. İddiaya göre de Diyadin Belediyesinin
kapısı kırılmak suretiyle içeri girdiler. Ve
yapmış oldukları soruşturma -mahkemede bizzat kendim
bulundum- sordukları soru, gerekçeleri ne biliyor musunuz? Oto
lastiğini niye aldınız? Belediyenin ihtiyacı olan oto
lastiğinin alınması gerekçe olarak gösterildi. Nevroz
etkinliğine katılma bir gerekçe olarak gösterildi. HDPnin kongresine
katılıp saygı duruşunda bulunmak yine suç sayıldı
ve bu şekilde bu da bir gerekçe olarak gösterildi. Değerli
arkadaşlar, eşit temsiliyet olan eş başkanlık bu
şekilde bir gerekçe olarak gösterildi ve bu bir tutuklama sebebi olarak
gösterildi. Bakın, ben sizlere soruyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın koç.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
52 tane belediyemize el konuldu. Bakın,
halkımızın iradesine el konuldu ve artık buna bir gerekçe
uydurmak istiyorlar. Buna uydurdukları gerekçeler de lastik almadır,
bir Nevroz etkinliğine katılmadır, HDPnin
toplantısına katılmadır ve artık bu iktidar, bu
yargı bu kadar ciddiyetsiz bir konumdadır.
Değerli arkadaşlar, bizim bunları
kabul etmemiz mümkün değil. Biz bunları kabul etmiyoruz. Bizim
buradaki talebimiz derhâl Eş Başkanımızın serbest
bırakılması ve gasbedilen bütün belediyelerimizin derhâl
halkımıza teslim edilmesidir.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi'nin 58inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
değiştirilmiştir ibaresinin yeniden düzenlenmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Arslan Kabukcuoğlu Orhan Çakırlar Yasin Öztürk
Eskişehir Edirne Denizli
Fahrettin Yokuş Bedri Yaşar Muhammet Naci Cinisli
Konya Samsun Erzurum
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Arslan Kabukcuoğlu.
Sayın Arslan Kabukcuoğlu, buyurun.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Sayın Başkan, öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun.
Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifi üzerine söz
almış bulunuyorum. İYİ PARTİ Grubu adına hepinizi
saygıyla selamlarım.
Sigortacılık tahkiminde, sigorta
sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların mahkemeler
dışında Sigorta Tahkim Komisyonunda çözümlenmesi
amaçlanmıştır. Değişiklikle sigorta tahkimi sonucunda
dosyanın komisyonca saklanacağı kabul edilmektedir.
Sigortacılık tahkimi oldukça fazla tercih edilen bir kurumdur. Dosyanın
mahkemelerce saklanması gereksiz emek ve mesai sarfına neden
olmaktadır. Önceki hâli, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352nci maddesi
uyarınca, kararın komisyon müdürünce görevli ve yetkili mahkemeye
tevdi edilmesi şeklindeydi. Hakem kararının aslının
dosyayla birlikte mahkemece saklanması hükmü 6327 sayılı
Kanunla değiştirilerek bu hâlini almıştır. Sigorta
tahkimi Hazine Müsteşarlığına bağlı
çalışmaktadır. Yine sigortacılıkta tahkime
ilişkin yönetmelik müsteşarlık tarafından
hazırlanmaktadır.
Hukuk sistemimizde tahkim dışında
diğer alternatif çözüm yolları da mevcuttur. Değişiklikle
öngörülen durumun anlaşılması açısından bu çözüm
yollarından nasıl bir düzenlemeye gidildiğinin de
karşılaştırılması gerekir. Hukuk Uyuşmazlıklarında
Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği madde 53/(1)-g: Arabuluculuk faaliyeti sonunda
düzenlenen son tutanakların kayıtları daire
başkanlığınca tutulur ve saklanır. Yine, Ceza
Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 43,44,45 ve 46ncı
maddelerine göre, uzlaştırmaya ilişkin kayıtların ve
raporların Adalet Bakanlığına bağlı UYAP
bilişim sisteminde tutulması zorunludur.
Bir diğer örnek tüketici hakem heyetinde
karşımıza çıkmaktadır. Tüketici Hakem Heyetleri
Yönetmeliği 24/(1)e göre tüketici bilgi sisteminde oluşturulan karar
tutanağı toplantı dosyasında muhafaza edilir. Burada,
dikkat edilmesi gereken husus, tüketici hakem heyetlerinin teşekkül olarak
Sigorta Tahkim Komisyonundan daha resmî bir pozisyonda olduğudur.
Değişiklik gerekçesi neydi? Burada
mahkemelerin iş yükünün fazla olmasından ve onu azaltmaktan hareket
edildi. Mahkemeler duruşma tutanaklarını, kararlarını,
savcılıklar ifadeleri UYAP üzerinden hazırlamakta ve elektronik
imzayla imzalamaktadırlar. Avukatlar dilekçelerini dijital olarak
sunmaktadır. Dosyalardaki asıl belgeler olsa olsa delillerdir, onlar
haricinde dosyada fiziki olarak saklanan elektronik imzalanmış
bilgisayar çıktısı ıslak imzalı değildir netice
olarak. UYAP sistemine alternatif çözüm yolları içinde entegrasyon
sağlandı. Madem muazzam bir iş yükü var, madem dosya saklamak
mahkemeler için ek bir yük, Sigorta Tahkim Komisyonu kararları da sisteme
entegre edilmelidir, dijitalleşmelidir. Hem güvenlikleri üst seviyede
olsun hem de tek bir yapı altında toplanması
sağlansın. deniyorsa burada tam olarak bunun gerçekleştiğini
söylemek zor. Yapılan her değişiklik yeterince
düşünülmeden, hesaplanmadan yapıldığından genellikle
kısa ömürlü olmakta ve birkaç yıl içerisinde yeniden bir düzenlemeye
gidilmektedir. Sosyal medyayı zapturapt altına almayı
düşüneceğimize bu arşivleri dijital ortama nasıl
aktaralım diye kafa yormamız daha yerinde olacaktır. Yüce Meclis
milletin gerçek ve sancı çektiği sorunları çözmek yerine bu
beceriksiz işlerle meşgul ediliyor, hukuki güvenlik ilkesi
gereği alternatif çözümler devlet yargısına alternatif
teşkil etmemelidir. Bu hâliyle tahkim kararının Komisyon
bünyesinde saklanması uygun değildir.
Saygılarımı sunarım.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Madde oylamasında yoklama
talep ediyoruz.
BAŞKAN Madde oylamasında yoklama talep
ediyorsunuz.
58inci maddeyi oylarınıza sunmadan önce
yoklama talebi var.
Sayın Özel, Sayın Bankoğlu,
Sayın Sümer, Sayın Bülbül, Sayın Girgin, Sayın Kaplan,
Sayın Keven, Sayın Ünlü, Sayın Taşcıer, Sayın
Önal, Sayın Gökçel, Sayın Özkan, Sayın Emecan, Sayın
Kayışoğlu, Sayın Barut, Sayın Bulut, Sayın Köksal,
Sayın Tokdemir, Sayın Şahin, Sayın Kaboğlu.
Yoklama için 3 dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.02
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.08
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK
(İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
216 sıra sayılı Kanun Teklifinin
58inci maddesinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN 261 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
58inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
59uncu madde üzerinde 4 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sıralarına göre okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216
sıra sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
59uncu maddesiyle 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa
eklenen maddedeki talep edilecek ibaresinin istenecek şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Özkan Yalım Sevda Erdan Kılıç Abdurrahman Tutdere
Uşak İzmir Adıyaman
İrfan Kaplan Burhanettin Bulut Aysu Bankoğlu
Gaziantep Adana Bartın
Murat Bakan Metin İlhan
İzmir Kırşehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Adana Milletvekilimiz Burhanettin Bulut.
Sayın Burhanettin Bulut, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
BURHANETTİN BULUT (Adana) Sayın
Başkan, öncelikle Divana yakıştığınızı
ifade edeyim; hayırlı olsun, başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Şule Çet, Emine Bulut, Ceren Özdemir, Özgecan Aslan
Buradan hepsinin adını saymaya kalksak saatler sürer. En
yakınları tarafından yaşam hakları elinden alınan,
katledilen kadınlardan sadece birkaçı bunlar ve bugün bu utanç verici
tabloya 27 yaşında, hayatının baharında aramızdan
kopartılan Pınar Gültekin de eklendi. Allahtan rahmet diliyoruz,
acılı ailesine sabırlar diliyoruz.
Neredeyse her gün bir kadın, erkek
şiddetine kurban veriliyor. Geçtiğimiz ay 27 kadın öldürüldü, 23
kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu rakamlar sadece birer
istatistik ifadesi değil elbette. Öldürülen kadınlar birilerimizin
annesi, birilerinin kardeşi, birilerinin evladı. Kadınların
can güvenliğini sağlayamıyor isek, polislerin koruması
altında hatta sığınmaevlerinde bile kadınlar
öldürülüyor ise elimizi vicdanımıza koyup düşünmemizin
zamanı gelmiştir. Bu kadınları yaşatabilir miydik?
Elbette bunu bilemeyiz ancak bu anlamda Meclisin, her birimizin, özellikle de
iktidar milletvekillerinin sorumluluğu var. Kadınların
yaşam sorunu, bir an önce çözülmesi gereken en büyük sorunlardan bir
tanesi. Her bir kadın katledildiğinde buradan kınıyoruz,
lanetliyoruz, sosyal medyada paylaşıyoruz, taziye mesajları
gönderiyoruz ancak sorun çözülmüyor. Kadınlara yönelik şiddetin
çözülmesi için yasalarımız var; mevcut mevzuatımızda 6284
sayılı Yasa var, ayrıca ilk imzacı olduğumuzdan gurur
duyduğumuz İstanbul Sözleşmesi var ama uygulama yönünde ciddi
bir siyasi irade olduğu da açık. Öncelikle kararlı bir siyasi
irade lazım ve yasaların eksiksiz uygulanması lazım.
Kadın ile erkeği eşit olarak görmeyen, Fıtratına
aykırı. diyen, kadının toplum içinde bile görülmesine
tahammül edemeyen, kadını sadece aile içinde tarif eden bir
zihniyetle bu sorunu elbette çözemeyiz. Kadın evin süsüdür.
Kocadır, sever de döver de. Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer.
Kadınlar iş aradığında işsizlik yükseliyor.
Kadın edepli olmalı, kahkaha atmamalı. söylemleriyle
kadını ikinci plana iten bir bakış açısıyla
elbette bu sorunu çözemeyiz. Ya da Cennet anaların ayaklarının
altındadır. diyerek ağzımıza pelesenk edip annemizin
önce bir kadın olduğunu da görmezden gelirsek yine bu sorunu
çözemeyiz. Mahkemelerde takım elbise giydi diye, sakal
tıraşı oldu diye iyi hâl indirimi yapılıyor ya da
tahrik indirimi uygulanıp katiller âdeta cesaretlendiriliyor.
Kadınlara yönelik şiddeti önlemenin yolu, öncelikle bu zihniyetle
mücadele etmek, kadın ve erkek eşit olduğu gerçeğini önce
özümsemekten geçiyor. Önce, kadınları yalnızca iyi bir ev
kadını, iyi anne, iyi eş ya da bu konuda sadece iyi aile bireyi
olarak makbul gören; kadını yok sayan, ikinci sınıf gören
zihniyetle bir an önce yüzleşmek gerekiyor. Yargısıyla,
medyasıyla, iktidarı, muhalefetiyle topyekûn bir mücadeleden
amasız, fakatsız şiddete karşı tek ses olmaktan
geçiyor. Örneğin, toplumda tüm kesimler çocukların küçük yaşta
evlendirilmesine karşı çıkmalıdır; bunun bir suç
olduğu açık, net bir şekilde ifade edilmelidir. Kadınlara
yönelik şiddette en küçük bir tolerans gösterilmemelidir.
Değerli arkadaşlar, kadının
eşitlik mücadelesi tarihin en eski, en yaygın adalet
arayışıdır, bu bir çağdaşlık mücadelesidir.
Neredeyse yaşıt olduğu insan hakları mücadelesinin en güçlü
halkası kadınlarda adalet arayışıdır. Kadın
ve çocuk hakları hiçbir siyasi partinin malzemesi, öznesi olmamalı,
olamaz da. Kadın haklarını savunmak, kadını erkek
şiddetinden korumak siyasilerin ayrılacağı değil
birleşeceği bir konu olmalıdır. Kadın ve çocuk
hakları siyasetüstüdür. Bunları hep söylüyoruz ancak bunun
yanında şunu da söylüyoruz: Çağdaş ülkelerde
kadının bedeni ve tercihleri üzerinden siyaset yapılamazı
der demez kadının kaç çocuk yapacağına, hangi yöntemle
yapacağına ve ne giyeceğine muktedirler karar vermeye
çalışıyor. Bunun karar vericisi kadının bizzat
kendisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bulut, toparlayalım
lütfen.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) -
Kadınların özgürlüğünden korkanlar ancak
zavallılardır, öz güveni olmayanlardır.
İstanbul Sözleşmesi, aileyi toplumsal
eşitlik üzerinden tanımlamaktadır. Bugün İstanbul
Sözleşmesinin tekrar gündeme gelmesinin en önemli sebebi,
kadınları hizada tutma anlayışının ve aile içinde
erkeğe itaat ettirme anlayışının bir tekerrürüdür.
Kadını erkek mülkiyetine sokmak isteyen bu anlayış, köhne
bir anlayıştır. Ayrıca, kadınların
katledildiği, yaşam haklarının ellerinden
alındığı bu ortamda İstanbul Sözleşmesini
uygulamak istemeyenlerin eline Pınarın kanı bulaşır.
Aile yapısını bozuyor. safsatasıyla İstanbul
Sözleşmesini tartışmaya açanların eline Cerenin kanı
bulaşır. Kadının yaşam hakkını savunan
İstanbul Sözleşmesini yürürlükten kaldırmaya
çalışanların eline gelecekte katledilecek her bir
kadının kanı bulaşır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) Hemen
bitiriyorum.
Kadınları yaşatabilmenin tek yolu,
2014 yılından beri yürürlükte olan, ilk imzacısı
olduğumuz ve övündüğümüz İstanbul Sözleşmesini
fırlatıp atmak değil yükümlülüğünü yerine getirmektir
diyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
59uncu maddesinde geçen veya ibarelerinin ya da olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Serpil Kemalbay Pekgözegü Tulay
Hatımoğulları Oruç Kemal
Peköz
İzmir Adana Adana
Mahmut Celadet Gaydalı Kemal Bülbül
Bitlis Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Antalya Milletvekili Sayın Kemal Bülbül, buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve Divanı saygıyla
selamlıyorum.
Değerli Genel Kurul, bir tartışma
devam ediyor. Oysa Ayasofya kiliseden camiye dönüştürülmeden yüz elli
yıl önce bizim erenler bu toprakları duvarsız ve
sınırsız bir kardeş sofrası gibi ibadete
açmıştılar. Ebûl
Vefâ Tâc ül arîfîn, Ebûl
Vefâ el-Kürdîden aldığı himmetle Dede Kargın; Hünkâr
Hacı Bektaş, Baba İshak, Baba İlyas, Abdal Musa, Geyikli
Baba, Demir Baba, Otman Baba, Gül Baba, saymakla bitmeyecek kadar
Bu ülkede,
bu topraklarda eşitliği, özgürlüğü, adaleti,
varlığı, birliği, dirliği, kardeşliği yayan
bu insanların inancı şu anda ne yazık ki yasak ve
dergâhlarının yerinde yeller esiyor; birçok dergâh
yıkılmış, birçok dergâh da kapalı durumda.
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde/
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde/ Bizim
nazarımızda, kadın erkek farkı yok/ Noksanlık da
eksiklik de senin görüşlerinde. diyerek kadını, erkeği can
bilen, muhabbetine müptela eden, Hakkın ve hakikatin yoluna ram eden
Hünkâr Hacı Bektaşın söylediği şeydir bu ve Hünkâr
Hacı Bektaşın dergâhı şu anda kapalı. Bu konuda
bir ses çıkmıyor, bu konuda bir seda çıkmıyor.
Bakınız, Osmanlı ne zaman devşirmelerin eline geçtiyse
kadim Türkmen halkının ve Türkiyede diğer birçok etnik
kimliğin inancı olan bu inanç yasaklandı ve şu anda da bu
inanç yasak. Olmadık zulümler, olmadık katliamlar, olmadık
baskılar, sürgünler, yakmalar, kuyulara doldurmalar, yok etmeye
çalışmalar, saymakla bitmeyecek kadar zulüm ve katliamlar
yapıldı ama bu inanç bitmedi çünkü bu inanç hakkın, hakikatin,
Hak Muhammed Alinin yolu idi ve bitmeyecek de bu inanç. Fakat gelin görün ki
her ne hikmetse müesses nizam, resmî ideoloji, iktidar, bu inancın
eşit, özgür bir temelde cemevlerinde yürümesini ve yürütülmesini kabul
etmemek gibi, ısrarlı, tekçi, inkârcı bir tutum içerisinde.
Hararet nârdadır, sacda değildir/Keramet baştadır, tacda
değildir/Her ne arar isen kendinde ara/Kudüste, Mekkede, hacda
değildir. diyen Hünkâr Hacı Bektaşın inancının
kime ne zararı vardır? Bu kadar çoğul, bu kadar geniş, bu
kadar kapsayıcı, bu kadar kardeşçe, bu kadar hakkaniyetle bakan,
cinsleri, etnik kimlikleri ayırmayan, halkları ayırmayan, 72
millete bir nazarla bakan bu inancın kime ne zararı vardır? Bu
inanç niye yasaktır? Niye cemevleri ibadethane olarak kabul
edilmemektedir? Herkes de biliyor ki türlü iftiralara, türlü karalamalara
rağmen, Osmanlıdan kalma nefret suçları dolu iftiralara
rağmen, o cemevlerinde, o cemlerde hakkın, adaletin,
varlığın, birliğin, dirliğin ibadeti yürütüldü.
Ağuçandan Baba Mansura, Sarı Saltuktan demin ismini
saydığım ve sayamadığım nice azizlere, nice
abdallara, nice ermişlere, nice dervişlere
Ve Yunus ne dedi? Gelin
tanış olalım, işi kolay kılalım/Sevelim
sevilelim, dünya kimseye kalmaz. düsturunu bu inançtan aldığı
erdem ve hakikat üzerine söyledi ama buna rağmen Hacı
Bektaşın yönlendirmesiyle Tapduk Emrede irşat olan Tapdukun
tabusunda kul olduk kapusunda/ Yunus miskin çiğ idik piştik
elhamdülillah diyen inanç ne yazık ki yasak. Ne yazık ki
inancımızın yürümesi, yürütülmesi, temsil edilmesi, talip ile
pirin buluşması, talip ile ocakzadelerin buluşması
konusunda
Bu saydığım şeyler birçok vekil tarafından
belki bilinmiyor çünkü televizyonlarda anlatma fırsatımız
olmadı, kürsülerde anlatma fırsatımız olmadı, yasak
kondu buraya; anlatılsaydı, anlatabilseydik görülecekti hakkı,
hakkaniyeti, adaleti, varlığı, birliği
anlattığımız, bunları anlatıyor olacaktık
ama anlatamıyoruz; beş dakikada -bulduğumuz bu olanak
içerisinde- bir bütün kronolojiyi, bir bütün hakikati anlatabilmemiz
olanaklı değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bülbül, toparlayalım lütfen.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Şimdi, ben, bitirirken diyorum ki özellikle bu
Parlamento saydığım bu değerlere, bu erenlere, evliyalara,
pirlere, abdallara, âşıklara, sadıklara karşı
sorumludur. Bu sorumluluk bir an önce yerine getirilmelidir, bu hakikat bir an
önce kabul edilmelidir. Tıpkı cami, kilise, havra ne kadar
hakkaniyetliyse, hak, adalet için ibadet edilen yer ise cemevi de öyle bir
yerdir. Hakka giden yol türlü türlüdür, kimi namazla, kimi niyazla; kimi
kiliseden, kimi havradan gider ama hakta, hakikatte buluşmak
şartıyla. Hakta, hakikatte buluşmanız, hakkaniyeti kabul
etmeniz varlığa, dirliğe, birliğe hizmet eden,
inkârcılığı ortadan kaldırıp bu hakkaniyeti kabul
etmeniz ve bir an önce buna çözüm bulmanız dileğiyle sevgi ve
saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 59uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Yasin Öztürk Fahrettin Yokuş Orhan Çakırlar
Denizli Konya Edirne
Şenol Sunat Feridun Bahşi Muhammet Naci Cinisli
Ankara Antalya Erzurum
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Gerekçeyi okutalım
efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun meninin daha anlaşılır hâle
gelmesi için önergemiz doğrultusunda düzenleme yapılması
gerekmektedir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
isteyelim efendim, telafi açısından.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.29
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.36
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa
KADAK (İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu
açıyorum.
216 sıra sayılı Kanun Teklifinin
59uncu maddesi üzerinde Ankara Milletvekili Şenol Sunat ve
arkadaşlarının verdiği önergenin oylanmasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi oylama işlemini
tekrarlayacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
216 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 59uncu maddesiyle 5684
sayılı Kanuna eklenen ek 6ncı maddenin üçüncü
fıkrasında yer alan Hazine ve Maliye Bakanlığınca
ibaresinin Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme
Kurumunca şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit
Özkan Mehmet
Doğan Kubat Ali
Cumhur Taşkın
Denizli İstanbul
Mersin
Hasan
Çilez Fuat
Köktaş İsmail
Emrah Karayel
Amasya
Samsun Kayseri
Mustafa Hilmi Dülger
Kilis
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esasların Sigortacılık ve Özel Emeklilik
Düzenleme ve Denetleme Kurumunca belirlenmesi gerektiği hükme
bağlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 59uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
60a göre bir söz talebi var.
Sayın Kayışoğlu
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
55.-
Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, İstanbul Üniversitesi Açık ve
Uzaktan Eğitim Fakültesi bünyesinde açılan Psikoloji Lisans
Programına yönelik Psikologlar Derneğinin mesajına ve Kocaeli
Milletvekili Haydar Akara TBMM Başkan Vekilliği görevinin
hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Psikologlar Derneğinin bir mesajı var:
İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi
çatısı altında psikoloji açık öğretim lisans
programının açıldığı görülmüştür. Ruh
sağlığı, beden sağlığı kadar önemlidir
ve bir bütündür. Beden sağlığı nasıl yetkin
kişilere bırakılıyorsa ruh sağlığı da
bu alanda örgün öğrenim görmüş yetkin kişilere
bırakılmalıdır. Nasıl ki açık öğretimden
tıp doktoru, hemşire olunmuyorsa psikolog yetişmesi de mümkün
değildir. Birçok alt alanı olan psikoloji bilimi uygulamalı ders
içeriklerinin yanı sıra gözlem ve deney ortamlarının
olduğu bir müfredat kapsamında görülmelidir. Bu nedenle psikoloji
bölümünün eğitimi yüz yüze yapılmalıdır. Bu minvalde
açık öğretimde psikoloji lisans programı uygulaması
psikoloji bilimi ve evrensel yüksek öğrenim ilkeleri uyarınca mümkün
ve kabul edilebilir değildir. Uzaktan psikoloji eğitimi vererek
psikoloji eğitiminin kalitesini düşürmeyin, toplumun ve bireylerin
ruh sağlığıyla oynamayın.
Başkanım, bu arada, yeni göreviniz
hayırlı olsun.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sağ olun.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN - 60ıncı madde üzerinde 3
önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım .
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
60ıncı maddesinin teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Özkan Yalım Aysu Bankoğlu Metin İlhan
Uşak Bartın Kırşehir
Murat Bakan Sevda Erdan Kılıç İrfan Kaplan
İzmir İzmir Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge hakkında konuşmak
isteyen Gaziantep Milletvekili Sayın İrfan Kaplan.
Buyurun Sayın Kaplan. (CHP
sıralarından alkışlar)
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan. Yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
11 Marttan bu yana ülkemizi etkisi altına alan
Covid-19 pandemisiyle birlikte ekonomik, sağlık ve sosyal anlamda
oldukça sıkıntılı bir süreçten geçmekteyiz. Ne yazık
ki yeni normalleşmeyle birlikte vaka sayıları artmaya devam
etmektedir. Sağlık Bakanının açıklamasına göre
İstanbul ve Ankaradan sonra en yüksek vaka artışı
Gazianteptedir.
Vaka sayısında en hızlı
artışın yaşandığı 3üncü ilimiz olan
Gaziantepte virüs yayılma hızı kontrolden çıkmış
durumdadır. Covid-19 için ayrılan servis ve yoğun bakım
üniteleri dolmuş durumda. Acil servislerde bekletilen hastalar son çare
olarak çevre illere sevk edilmektedir. Test sayıları yetersizdir,
filyasyon yetersizdir. Bu noktada, Sağlık
Bakanlığının ilimiz Gaziantepe daha fazla test
ulaştırmasını ve filyasyonun daha düzenli ve
sıklıkla yapılmasını talep ediyorum.
Vatandaşlarımıza da çok önemli görevler düşüyor. Sosyal
mesafe kurallarına uymak, temastan kaçınmak, maskesiz sokağa
çıkmamak, gerekmedikçe hastanelerin acil servislerini işgal etmemek,
raporlu ilaçları sağlık kuruluşlarına gitmeden
doğrudan eczanelerden reçetesiz almak ve tedbirleri elden bırakmamak
gerekiyor.
Son bir hafta içerisinde 10.965 kişiye 11
milyon civarında para cezası kesmenin çözüm olmadığı
bu krizde Gaziantepin birçok alanda samimi ve yaptırımı yüksek
olan uygulamalara ihtiyacı vardır. Daha ciddi tedbir ve önlemler
alınmazsa tüm Gaziantep olarak bu virüsün bedelini çok ağır bir
şekilde ödemek zorunda kalacağız.
Değerli arkadaşlar, gastronomi, sanayi,
turizm ve ticaret kenti ilimizin en büyük sorunlarından biri de yeme içme
ve gıda fiyatlarının oldukça yüksek olması. Dar gelirli bir
Gaziantep vatandaşı, ilinin meşhur olan hiçbir ürününe ulaşamamaktadır.
Gaziantepimizin en meşhur ve ucuz olan nohut dürümünün fiyatı yüzde
100 artmıştır. Asgari ücretle geçinen bir ailenin bayramda dahi
fıstık ve baklava alması, yemesi hayaldir.
Değerli arkadaşlar, bir diğer sorunsa
ilimizde kiraların ülkemizdeki birçok ilden daha yüksek
olmasıdır. Bu yüzden ilimize dışarıdan gelen memur,
öğrenci, asker geçim sıkıntısı ve yaşam
pahalılığından Gaziantepe gelmek istememektedir.
Çoğunlukla öğrencilerin ve memurların yaşadığı
Karataş, Akkent, Yeditepe ve civar bölgelerde ev kiraları 1.500
liranın üzerindedir. Dar gelirli vatandaşlarımızın
yaşadığı Çıksorut, Ünaldı, Perilikaya ve Göllüce
Mahallerindeyse bin liranın altında kiralık ev bulmak mümkün
değildir. Buradan Hükûmete, belediyelere ve tüm yetkililere sesleniyorum:
Gaziantepimizi bu pahalılıktan kurtaralım,
vatandaşlarımız da, ilimize dışarıdan gelen
işçi, emekli, memur, asker, polis ve öğrencilerimiz de rahat bir
nefes alsın.
Değerli arkadaşlar, Gaziantepte
esnafından sanayicisine, çiftçisinden öğrencisine, emeklisinden
memuruna kadar her kesim ve her sektör ciddi anlamda ekonomik bunalım
yaşıyor. Esnafımız kan ağlıyor; aylardır
kapalı olan iş yerlerinin kira ve faturaları altında
ezilmiş, kepenk açamayacak durumda. Sanayicimiz kan ağlıyor;
YEKDEM ücretlerinin altında ezilmiş durumda. Çiftçimiz kan
ağlıyor; girdi maliyetleri almış başını
gitmiş, mahsulünü topraktan kaldıramayacak durumda.
Vatandaşımız kan ağlıyor; kirası, faturası,
kredisi ödenemeyecek durumda. Geçim sıkıntısı nedeniyle
boşanmalar arttı, icra dosyaları arttı, intiharlar
arttı. Artık memuru, emeklisi, öğrencisi, dar gelirli
vatandaşı, EYTlisi, işsizi geçim sıkıntısı
yüzünden tükenmiş durumda. Ülke olarak büyük bir sınav
verdiğimiz şu günlerde pandemiyle birlikte yerli üretiminin ne denli
önemli olduğunu görmüş olduk. Çiftçilerimizin üretime devam etmesi,
alın terinin karşılığını alması ve
mahsullerini tarlalarından kaldırması için tohum hibesi yetmez,
mazot, ilaç, gübre desteği de verilmelidir. Fıstık hasadı
zamanı yaklaşmakta ve henüz bir taban fiyatı belirlenmediği
için çiftçilerimiz zor durumda kalmaktadır. Üreticinin elinden
çıktıktan sonra fıstık fiyatı artmakta, kazanan
üretici değil aracı olmaktadır. Acilen fıstık taban
fiyatı belirlenmeli, çiftçilerimiz mağdur edilmemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Kaplan.
İRFAN KAPLAN (Devamla) Çiftçilerimizin geriye
dönük elektrik borçları ve sulama birliklerine olan borçları
silinmelidir, Tarım Kredi Kooperatifleri ve kamu bankalarına olan
borçları bir yıl faizsiz ertelenmeli ve çiftçilerimize faizsiz ve
uzun vadeli kredi desteği verilmelidir. Esnafımıza nefes
aldıracak bir ekonomik destek şart olmuştur. Yıl sonuna
kadar kısa çalışma ödeneği devam etmeli, SGK prim ve vergi
ödemeleri de uzatılmalıdır. Sanayicilerimizin ödediği
YEKDEM ücretleri de uzun aylara ertelenmelidir.
Gaziantepimizin sorunları için mücadeleye
devam edeceğim.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 60ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer
alan değiştirilmiştir ibaresinin yeniden düzenlenmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yasin Öztürk FahrettinYokuş Orhan Çakırlar
Denizli Konya Edirne
Feridun Bahşi Zeki Hakan
Sıdalı
Antalya Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Antalya Milletvekili Sayın Feridun Bahşi.
Buyurun Sayın Bahşi. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 216 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 60ıncı maddesi üzerinde söz aldım. Sayın
Başkanı yeni görevi nedeniyle kutluyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Hakkâri Çukurcada hain PKKlı teröristlerce
yapılan alçak saldırıda şehit olan kahraman askerlerimiz
Piyade Sözleşmeli Onbaşı Emre Büyükyıldırım ve
Piyade Sözleşmeli Er Mustafa Ahmet Demire Allahtan rahmet,
acılı ailelerine sabır diliyorum. Şehitlerimizin ruhu
şâd, Türk milletinin başı sağ olsun.
Muğlada beş gündür kayıp olan ve
katledildiğini üzüntüyle öğrendiğimiz güzel
kızımız Pınar Gültekine Tanrıdan rahmet diliyorum.
Kadın cinayetlerini sonlandıracak keskin ve caydırıcı
adımlar atmak hepimizin ortak sorumluluğu. Bu cinayetlerin son
bulması için çok ciddi yasal düzenlemeler yapmalıyız.
Değerli milletvekilleri, bizler,
vatandaşımızın sorunlarını gündeme getirmek için
buradayız, sesini duyuramayanın sesi olmak için buradayız.
Şimdi, TÜVTÜRKte alınan fahiş ücretler konusunda fazlaca mesaj
aldığım için önce bu konuyu gündeme getirmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi daha önce devlet eliyle gerçekleşen araç muayene
hizmeti özelleştirme adı altında 2007 yılında yirmi
yıl süreyle birilerine devredildi, hem de tekel olarak. Şimdi, bu
tekel, istediği gibi fiyatlandırma yapıyor; en son, on
dakikalık muayene ücreti için 422 lira para alıyor. Vatandaşlar
çok kızgın, diyorlar ki: TÜVTÜRKte alınan ücret, özel
hastanelerdeki profesör muayenesinden daha pahalı. Diyorlar ki: Bu bir
soygundur. Diyorlar ki: Bu yandaşa yetkililerden bir kişi Dur.
demeyecek mi? Bir an önce bu konu ele alınmalı ve fiyatlar makul
seviyeye çekilmelidir.
Değerli milletvekilleri, terör örgütleriyle
mücadele yapıldığı söyleniyor. Hem bölücü hem de dinci
terör örgütleriyle hukuk çerçevesinde yapılan mücadeleyi sonuna kadar
destekliyoruz. Ancak iktidarın özellikle daha önce devletin tüm
kurumlarını teslim edip ele geçirmesini sağladığı
FETÖyle mücadele asla yeterli değil. AK PARTİ eski milletvekilleri
katıldıkları televizyon programlarında mücadelenin
yeterince yapılmadığını, FETÖ borsasıyla birçok
kişinin mahkemelerce serbest bırakıldığını
açıkça söyleyegelmektedirler. En son, Hâkimler ve Savcılar Kurulu
tarafından ihraç edilen 26 hâkim ve savcının 19unun 15 Temmuz
darbe girişimi sonrası işe alındığı ortaya
çıkmıştır. Yargının bugüne kadar bu terör örgütünden
temizlenmesi bir yana, bu son ihraç edilenlerin yüzde 80inin en yoğun
mücadele edildiği söylenen süreçte göreve getirilmesini anlamak mümkün
değil. Bu defa durum ortaya çıktı, kamuoyu öğrendi. Ya
ortaya çıkmayanlar, ortaya çıkıp basına yansımayanlar
Değerli milletvekilleri, milletvekili
seçildiğimiz günden beri hukuk diyoruz, adalet diyoruz, yargı
bağımsızlığı, hâkimlik teminatı diyoruz,
söylemeye de devam edeceğiz. Peki, biz bu kadar, haktan, hukuktan,
adaletten, yargı bağımsızlığından, hâkimlik
teminatından bahsediyoruz da değişen bir şey var mı?
Tabii ki hayır. Hukuksuzluklar, adaletsizlikler, mağduriyetler,
acılar yaşanmaya devam ediyor ve görünüyor ki yaşanmaya da devam
edecek ve biz bugünün muktedirlerine diyoruz ki: Dün yol verdiğiniz
vahşi nobranlar, kumpas davalarıyla sahte delil üreterek ülkenin göz
bebeği, Atatürkçü, asker-sivil tüm vatanseverleri hapse gönderirken büyük
keyif alıyorlardı ama bugün cezaevinden feryat figan mektuplar
yazıp kendilerine adaletsizlik yapıldığını,
mağdur olduklarını söyleyip adalet arıyorlar.
Ayarını bozdukları kantar bugün onları tartıyor.
Bugünün muktedirlerine sesleniyorum: Bunların durumuna düşmek
istemiyorsanız adaletin kantarıyla daha fazla oynamayın ve
bozulan adalet kantarının ayarını bir an önce düzeltin,
yoksa yarın çok geç olacak. Yarın hukuk kuralları çerçevesinde,
mutlaka, yaptığınız adaletsizliklerin hesabını
vereceksiniz, bunu aklınızdan çıkarmayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın
Bahşi.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) Sayın
Adalet Bakanı eleştirilerimiz üzerine Hiç mi iyi bir şey
yapmıyoruz? demişti. Elbette iyi bir şeyler de
yapıyorsunuz; ülkenin en küçük ilçelerine kadar çok güzel saraylar, adalet
sarayları yapıyorsunuz adına da adliye sarayı diyorsunuz.
Ancak, yaptığınız o sarayların içine adalet
yerleştirmeyi unutuyorsunuz. Keşke saray yapacağınıza
daha küçük adliye binaları yapsaydınız da içine adalet
koyabilseydiniz.
Yüce Türk milletini ve Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
60ıncı maddesinde geçen yer alan ibaresinin bulunan olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tulay Hatımoğulları Oruç Kemal Peköz Mahmut Celadet
Gaydalı
Adana Adana Bitlis
Kemal Bülbül Erdal Aydemir Serpil Kemalbay Pekgözegü
Antalya Bingöl İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın)- Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Bingöl Milletvekili Sayın Erdal Aydemir.
Buyurun Sayın Aydemir. (HDP
sıralarından alkışlar)
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Sayın
Başkan, seçilmiş olduğunuz yeni görevinizden dolayı sizleri
kutluyorum, umarım başarılı bir süreç geçirirsiniz.
Sayın Genel Kurul, yaklaşık iki üç
aydan beridir yine Genel Kurulumuzun gündeminde ağırlıklı
olarak yargı konuşulmakta, yine bugün de yargı gündemimizin
1inci maddesinde, yine yargıyla ilgili çeşitli fikirler beyan
ediliyor.
Arkadaşlar, bu ülke yargı tarihinde
-Osmanlı İmparatorluğu da dâhil- bu dönemki kadar
düşürüldüğü, ayaklar altına alınıp
çiğnendiği bir dönem yaşanmamıştır. Bakın
arkadaşlar, mevcut iktidarı oluşturan AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli tarafından, yargının teminatı, olmazsa
olmazı olan savcı ve hâkimlerin görevlerini ifa ederken sahip
oldukları anayasal hak olan teminatı yerle bir edercesine hâkimler
korkutulmuş, savcılar korkutulmuş. Korkmuş ve
korkutulmuş olan yargıdan da adalet dağıtmasını
beklemek ne kadar mümkündür, sizlerin takdirlerine sunuyorum.
Arkadaşlar, özellikle AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin politik, siyasal gündemine
göre kendisinin siyasal ve politik yönlerden baş edemediği siyasi
rakiplerini -bu düşmanlığını âdeta kan davasına
çevirmiş, siyasal bir kan davası güder hâle getirmiş- ve
kendisine rakip görmüş olduğu politikacıları,
siyasetçileri, korkutup etki altına almış olduğu
yargıyı, savcıları ve yargıçları kullanarak, bu
intikam hissiyle, yargı eliyle, maalesef ki elimine edip cezaevine
göndermiştir.
Sanırım 3 dönem AKPde
milletvekilliği yapmış olan bir anayasa profesörü, yine, Anayasa
Komisyonunun veya Adalet Komisyonunun Başkanlığında da
bulunan bu kişi, uluslararası bir uyuşturucu madde baronuyla
ilgili dosyada yargıcı ve ilgili mahkemeyi arayarak korkutmuş;
korkutulmuş bir mahkeme heyetinden, söz konusu uyuşturucu baronunun
tahliye edilmesiyle ilgili talepte bulunmuş ve
baskılamıştır. İşte, AKPnin ortaya
çıkarmış olduğu yargının en güzel göstergelerinden
bir tanesi de budur.
Arkadaşlar, daha geçen dönem Grup Başkan
Vekilliğimizi yapmış olan Sayın Doktor İdris Baluken.
Önce mahkeme kendisini tahliye etmiş, daha sonra da, on yedi gün sonra,
aynı mahkemece, yine, AKPnin korkuttuğu savcı ve yargıçlar
tarafından, Sevgili İdris Baluken, alelacele, arkadaşlar,
anayasal güvence altına alınmış olan ve bu kürsüden
yapmış olduğu konuşmalar dosyasına delil gösterilerek
tutuklanmış ve hâlen cezaevinde tutulmaktadır. Bu nedir? Bu, AKP
Genel Başkanının intikam almasıdır.
Bununla da yetinilmemiş arkadaşlar.
Sıra kime geldi? Bir dönem önceki Eş Genel Başkanımız
Selahattin Demirtaş. Defalarca ama defalarca mahkeme tarafından
tahliye edilmesine rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
derhâl tahliye edilmesiyle ilgili karar vermesine rağmen, AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, âdeta siyasi kan davasına
çevirmiş olduğu hukuka dayalı olarak Karşı hamleyi
yapar, verilen bu kararı boşa çıkartırız.
demişti ve bu karar doğrultusunda, yine yargı tarihinde eşi
benzeri görülmeyen bir hükümle, korkutulan, etki altına alınan,
tehdit edilen yargıçlar tarafından verilen karar neticesinde
Selahattin Demirtaş şu anda tutuklu.
Arkadaşlar, bununla da yetinmiyor Recep Tayyip
Erdoğan, AKP Genel Başkanı. Ne yapıyor? Türkiyenin dünya
çapında yetiştirdiği romancılarından,
yazarlarından, gazetecilerinden biri olan Ahmet Altan, arkadaşlar,
sorgulama sürecinden sonra sulh ceza yargıcı tarafından serbest
bırakıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Aydemir.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Daha adliyenin
önündeyken yapmış olduğu Recep Tayyip Erdoğana biat
etmeyen konuşmalarından dolayı, verilen talimatla, daha yirmi
dört saat geçmeden, yargıç tarafından hakkında tutuklama
kararı verildi. Ve yine dosya yargılaması bakımından
Ahmet Altanla ikiz durumda olan başka bir gazeteci Yargıtay
tarafından verilen karar neticesinde tahliye edilirken, şu anda
dışarıda olurken AKP Genel Başkanına biat etmeyen
Ahmet Altan maalesef ki yine yargıya verilen talimatlar doğrultusunda
cezaevinde tutulmakta.
Arkadaşlar, bununla da bitmiyor; kin, nefret,
öfke, biat etmeyenleri hizaya getirme, istikamet verme iş dünyasından
da nasibini alıyor. Kim bu? Osman Kavala. Hayatı boyunca,
yaşamı boyunca insan hak ve özgürlükleri için mücadele vermiş
bir kişi önce AKP iktidarı ve onun Genel Başkanı tarafından
darbeye teşebbüs suçundan dolayı yargılandı. Mahkeme
kendisi hakkında beraat kararı verdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Tamamlıyorum,
son sözlerim Sayın Başkan.
Mahkeme Osman Kavalayla ilgili beraat kararı
verdi. E, tabii ki -ilk tepki- mahkeme baktı ki bu yönde Recep Tayyip
Erdoğanın değerlendirmesi olumsuz, hiç ilgi ve alakası
olmayan bir iddiayla tekrar tutuklandı ve şu anda cezaevinde.
Arkadaşlar, bununla da bitmedi. Bakın, AKP
Genel Başkanının hoşuna gitmeyen, o anki günlük siyasal
düşünceleriyle örtüşmeyen kim olursa olsun hemen hakkında
savcılar harekete geçiyor, yargıç tutuklama kararı veriyor,
cezaevine atıyor. Son örneklerinden biri kim? CHP Adana Yüreğir
Gençlik Kolları Başkanı bir genç. Bu da neredeyse
yargısız infaza tabi tutuldu, ABC terör örgütü üyeliği
iddiasıyla tutuklandı; on yedi gün sonra,
yaşadığı tutuklama sürecinden sonra serbest bırakıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Arkadaşlar,
yirmi yılda yarattığınız yargının röntgenini
çektim; bilginize. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama talep ediyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergenin oylamasından önce
yoklama talebi vardır, yoklama talebini yerine getireceğiz.
Sayın Özel, Sayın İlgezdi, Sayın
Sümer, Sayın Bülbül, Sayın Ağbaba, Sayın Köksal, Sayın
Kaplan, Sayın Keven, Sayın Beko, Sayın Kadıgil, Sayın
Özkan, Sayın Bayır, Sayın Yalım, Sayın Antmen,
Sayın Serter, Sayın Tuncer, Sayın Ünsal, Sayın Kaya,
Sayın Kılınç, Sayın Ünlü, Sayın Bankoğlu,
Sayın Özdemir.
Evet, yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili
Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
60ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
56.-
Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Bingöl Milletvekili Erdal Aydemirin görüşülmekte olan 216
sıra sayılı Kanun Teklifinin 60ıncı maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Biraz evvel kürsüde konuşmasını yapan
konuşmacı Genel Başkanım Sayın Devlet Bahçelinin de
adını vermek suretiyle hâkimler korkutulmuş, yargı
korkutulmuş gibi birtakım ifadelerde bulunmuştur. Aslında
cevap vermeyi gerekli görmüyorum ancak tutanaklara girmesi bakımından
ifade etmek istiyorum. Bu ifadeler, bizim bakımımızdan son
derece absürt, saçma ifadelerdir ve bunları reddediyoruz. Milliyetçi
Hareket Partisi ve liderimiz Sayın Devlet Bahçeli tarafından daima yargı
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
savunulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tarihimiz boyunca
çeşitli operasyonlara maruz kalmamıza rağmen yargıya
saygı daima yüksek tutulmuş, daima yargı
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
savunulmuştur ve yargıya müdahaleler de karşı
çıktığımız hususlardır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN 60a göre 2 milletvekili
arkadaşımızın söz talebi vardır, onları
karşılayacağım.
Sayın Karahocagil
57.-
Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, 25 Temmuz Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın açılışını yapacağı
Amasya çevre yolunun hayırlı olmasını dilediğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya)
Teşekkür ediyorum Başkanım.
Amasya, Ferhatın Şirinine kavuşmak
için dağları deldiği şehir. Amasya, yedi bin beş yüz
yıllık tarihe sahip, birçok uygarlığın hüküm
sürdüğü, Osmanlının şehzadeler şehri. Amasya, dört
tarafı dağlarla çevrili; bu dağları aşmanın,
geçmenin zor olduğu şehir. AK PARTİ bu zor geçitleri geçti ve
hamdolsun çevre yolunu bitirdi. 25 Temmuz Cumartesi günü
Cumhurbaşkanımızın sinevizyon gösterisine katılarak
açacağı çevre yolumuzun ülkemize, Amasyamıza, milletimize
hayırlı olmasını diliyorum.
BAŞKAN Sayın Koç
58.-
Ağrı Milletvekili Abdullah
Koçun, Ağrı ili Diyadin ilçesinin ambulans ihtiyacının
giderilmesini talep ettiklerine ilişkin açıklaması
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Seçim bölgem olan Ağrının Diyadin
ilçesinde nüfus on binlerce kişiden ibaret olmasına rağmen
sadece 1 ambulans bulunmakta ve ne yazık ki Davut Adıgüzel adlı
20 yaşındaki bir vatandaşımız
rahatsızlanmış, ambulans talebinde bulunmuş, fakat tek
ambulans olması nedeniyle bu ihtiyacı karşılanamamış
ve yaşamını yitirmiştir. Biz, yetkililere sesleniyoruz ve
derhâl bu eksikliğin giderilmesini talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN 61inci madde üzerinde 3 önerge
vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
61inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Özkan Yalım Aysu Bankoğlu Süleyman Bülbül
Uşak Bartın Aydın
Sevda Erdan Kılıç Murat Bakan Metin İlhan
İzmir İzmir Kırşehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABRİ ÖZTÜRK
(Giresun) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Aydın Milletvekili Sayın Süleyman Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın
Başkan, yeni göreviniz hayırlı olsun.
Değerli arkadaşlar, İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi,
hocaların hocası Sıddık Sami Onarın manevi
evladı, Profesör Doktor İl Han Özay Hocamız bugün vefat etti;
Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun.
İl Han Hocamızın bir özelliği
vardı; İl Han Hoca, idare hukukunda -biz 1982de öğrenciyken-
idarenin işlemlerinde kamu yararını ve halkın taleplerini
öncelemesi gerektiğini söylerdi ve idarenin işlemlerinde
tarafsız ve eşitlikçi bir yaklaşımla
çalışması gerektiğini söylerdi.
Oradan nereye geleceğim? 61inci maddeye
geleceğim, ara buluculuğa geleceğim arkadaşlar.
Arabuluculuk Kanunu iki yıl önce getirilirken iradilik esasının,
gönüllülük esasının var olduğu söylendi ama ondan sonra iş
hukukunda, daha sonra ticaret hukukunda ve bugün de 61inci maddeyle birlikte
tüketici uyuşmazlıklarında dava şartı olarak zorunlu
ara buluculuk getirildi.
Ara buluculuğun bir anlaşma,
kişilerin kendi çözümlerini ortaya koyma anlayışı
olduğunu hepimiz biliyoruz. Anayasanın Hak arama hürriyeti
başlıklı 36ncı maddesinde Herkes mahkemelere erişim
ve hak arama hürriyetini kullanma hakkına sahiptir. diye açık ve net
bir özgürlük getiriyor. Yani vatandaş adalete erişecek, vatandaş
yargıya erişecek; vatandaş, alternatif çözüm
yolu olan ara buluculuk gibi yollarla, uzlaşmacılık gibi yan
yollarla zorunluluk hâlinde bulundurulmayacak; devletin görevi bu olacak.
Devletin görevi ne olacak? Anayasanın 172nci maddesinde olduğu gibi
tüketicilerin haklarını koruyacak; tüketici gibi, iş hukukunda
işçiler gibi dezavantajlı grupların yani güçsüzlerin
yanında yer alacak. Ne oldu? İş hukukunda zorunlu ara buluculuk
getirildi, dava şartı olarak getirildi. Ne oldu? İşçiler
artık hak kayıpları yaşamaya başladı. Ara
buluculuk şirketleri adı altında işveren lehine hareket
eden birçok yapı oluştu.
Bakınız
arkadaşlar, yargıda, yargılama sürecini azaltalım derken,
kısaltalım derken adil yargılanma hakkı ihlalini
yapmayacaksınız, hak ihlallerini yapmayacaksınız.
Yargılama uzun olabilir ama hak ihlali olmamalı. Avrupada ara
buluculuk iradi. Avrupada iş hukukunda ara buluculuk iradi, zorunlu ara
buluculuk yok. Yani nereden nereye geliyorum? Bir de -Anayasanın 10uncu
maddesi- kanun önünde herkes eşit olacak, hiçbir zümreye, sınıfa
öncelik tanımayacaksınız, eşitsiz durum
koymayacaksınız.
Bakın
arkadaşlar, iş hukukunda zorunlu ara buluculuk geldiği zaman
Sayın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu ne dedi? TOBBun 74üncü Genel Kurulunda söylüyor
arkadaşlar, bakın. Özellikle iş mahkemelerindeki davalarda işveren
yüzde 99 haksız çıkıyordu, bunu değiştirmek üzere
zorunlu ara buluculuk sisteminin uygulamaya alınmasını
sağladık. dedi. Uygulamaya alınmasını
sağlamış! Nasıl sağladı? Nereden
sağladı? İşte, sarayın kurullarından
sağladı, sarayın politika kurullarından sağladı.
Arkadaşlar,
yapmayın, etmeyin. Siz dezavantajlı gruplara, işçilere,
tüketicilerin haklarına sahip çıkmazsanız, bu holdinglere,
bankalara sahip çıkarsanız vatandaşın haklarını
korumazsınız. Biz halkın taleplerini karşılayan
yasalar yapmazsak neyi yapacağız? Böyle şey olmaz
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, Türkiyede yargı siyasallaştı. Yani tüketici
dernekleri diyor ki: Kardeşim, biz TÖF olarak, Federasyon olarak bu
zorunlu ara buluculuğa karşıyız. Açıkça açıklamalarda
bulunuyorlar, neden karşı olduklarını ortaya koyuyorlar.
Komisyona çağırdık, Komisyona pandemi tedbirleri gereği TÖF
(Tüketici Örgütleri Federasyonu) temsilcileri gelemedi. Neden gelemedi?
Haklarını anlatamadılar, neden karşı
olduklarını anlatamadılar. Yani vatandaşın
Anayasanın 36ncı maddesinden kaynaklanan hak arama özgürlüğünü
niye engelliyorsunuz? Niye vatandaşın mahkemeye erişim
özgürlüğünü engelliyorsunuz? Neden bu dezavantajlı olan grupların
önüne engel koyuyorsunuz?
Değerli arkadaşlar, ne yazık ki
Türkiyede hukuk devleti yok, yargı siyasallaştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Bunun iki örneğini
söyleyeceğim.
Birinci örnek: Antepte Şehitkamil
Belediyesinde Cumhuriyet Halk Partili Belediye Meclisi Üyesi Avukat Adnan Erol
mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandı. Sorguda sorulan soruyu ben size
söyleyeceğim: Gözaltına alınan şahısların
yakınları neden ilk sizi aramaktadır? Arkadaşlar, bir ceza
avukatını aradıklarından dolayı ceza avukatı
terörle ilişkilendiriliyor ve tutuklama kararı veriliyor. Ya
avukatlar mesleki görevlerini yapamıyorlarsa ne yapacaklar?
İkinci örnek: Cumhurbaşkanına hakaret
davaları. Arkadaşlar, Cumhurbaşkanına hakaret
davalarının bir rakamını söyleyeceğim size yani
unutamayacaksınız.
Bakın arkadaşlar, bir avukat arkadaşa,
vermiş olduğu temyiz dilekçesinde Cumhurbaşkanına hakarette
bulunduğundan dolayı bir yıl ceza verildi, ertelenmedi de. Ne
olacak, bu korku imparatorluğu ne olacak arkadaşlar? İnsanlar
ifade özgürlüğünü nasıl kullanacak? Anayasal hak ve özgürlükleri
nasıl kullanacak? Avukatlar kendi haklarını koruyamıyorsa,
çoklu baro adı altında baroları böldürüp savunma hakkına,
vatandaşın hak arama hürriyetine engel olunuyorsa ne olacak?
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) -
Hakaret etmek ayrı bir şey, hak aramak ayrı bir şey.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Bir sonraki
konuşmamda anlatırım, rakamları bir sonraki konuşmamda
anlatırım.
BAŞKAN Sayın Zengin
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
59.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 61inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; ben teşekkür etmek istiyorum Süleyman
Bülbüle, bir hatırlatma yaptı bize. Ben doğrusu bugün
işitmemişim maalesef; çok üzüldüm, İl Han Özay
Hocamızın rahmetli olduğunu ilk defa duydum. Böyle bir şeyi
burada telaffuz etmiş olmasından, onu rahmetle yâd etmeye fırsat
vermesinden dolayı teşekkür ederim.
Tabii, İl Han Hoca bizim kendi dersimize
gelmemekle beraber -çünkü çiftlerin hocasıydı- bence fevkalade ders
anlatan, alanına çok vâkıf bir insandı. Kendi hocamız
dışında, Lütfi Duran Hoca dışında, biz
öğrencilerin çok büyük bir çoğunluğu onun derslerini hassaten
takip ederdik. Öğrenciye çok hürmeti olan, alanına çok vâkıf,
soruyu çok önemseyen, cevabı çok önemseyen bir hocamızdı.
Kendisine Allahtan rahmet diliyorum, Allah gani gani rahmet eylesin ve böyle
güzel hocaların da sayısını artırsın. Hakikaten
üzüldüğümü ifade etmek isterim.
Teşekkür ederim.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
(Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
61inci maddesinde geçen veya ibaresinin ya da olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tulay Hatımoğulları Oruç Kemal Peköz Mahmut Celadet
Gaydalı
Adana Adana Bitlis
Kemal Bülbül Hüda Kaya Serpil Kemalbay Pekgözegü
Antalya İstanbul İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABRİ ÖZTÜRK
(Giresun) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, İstanbul Milletvekili Sayın Hüda Kaya.
Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından
alkışlar)
HÜDA KAYA (İstanbul) Sayın Başkan,
yeni görevinizi tebrik ediyorum, hayırlı çalışmalara vesile
olsun inşallah.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
HÜDA KAYA (Devamla) Sayın Genel Kurul,
sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, sadece
dün ve bugün, iki günde Fatma Altınmakas, Hamdiye Şık ve
Pınar Gültekin adında 3 kadınımız daha cinayete,
kadın katliamına kurban gittiler.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Tecavüzü unutma.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Tecavüzü unutma.
HÜDA KAYA (Devamla) Pınar Gültekinle ilgili
yapılan protestolarda
NİLGÜN ÖK (Denizli) Ya sen tecavüze
uğrayan kadını ikna etmeye çalışıyorsun da
şimdi kadının adını nasıl ağzına
alıyorsun utanmadan? Siz, zarar gören, tecavüze uğrayan
kadını hatırlıyor musunuz?
HÜDA KAYA (Devamla) Değerli arkadaşlar,
saygısız davranmayın.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Saygısız
davranmıyoruz.
HÜDA KAYA (Devamla) Burada konuşma
yapacağız.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Haddini bil! Haddini
bil!
HÜDA KAYA (Devamla) Herkesi edebe davet ediyorum,
herkesi edebe davet ediyorum.
BAŞKAN Arkadaşlar
NİLGÜN ÖK (Denizli) Tecavüzcüleri koruma!
BAŞKAN Sayın Ök
Sayın Ök, lütfen
HÜDA KAYA (Devamla) Bakın, trol ordusundan
farksız davranmayın, burası Genel Kurul. Burası Genel
Kurul, trol ordusu gibi davranmayın. Maaş verdiklerinizle
aranızda fark olsun, maaş verdiklerinizle aranızda fark olsun.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
NİLGÜN ÖK (Denizli) Ne diyorsun yahu!
BAŞKAN Sayın Ök, lütfen
Sayın Kaya, müsaade eder misiniz
Genel Kurula
hitap edin lütfen.
HÜDA KAYA (Devamla) Dakikalarımı yeniden
rica ediyorum.
BAŞKAN Siz devam edin lütfen.
OYA ERONAT (Diyarbakır) İkna
olmadık! İkna olmadık!
HÜDA KAYA (Devamla) Aklıselim olan,
vicdanı olan, ahlakı olan, sözün, hakikatin nereden geldiğini
bilir ve anlar.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hadi oradan! Hadi
oradan!
HÜDA KAYA (Devamla) Değerli arkadaşlar,
bakın, Hükûmet üyelerinden bazı Bakanlar ve yöneticiler Pınar
Gültekinin katledildiği ortaya çıktıktan sonra sosyal medyada
üzüntülerini, taziyelerini bildirdiler; bu çok değerli.
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Ne söyleseniz
boş!
HÜDA KAYA (Devamla) Bütün kadın
katliamları hepimizin ortak acısıdır, elbette taziyeler
iletilmelidir fakat değerli arkadaşlar, aynı şekilde,
sosyal medyada taziye açıklamak meşru da özgür de alanlarda
Pınar Gültekinin katledilmesine itiraz etmek yasak mı? Güvenlik
güçleri nasıl oluyor da Pınar Gültekinin katledilmesine itiraz eden
kadınlara şiddet uygulayabiliyor?
Bakın arkadaşlar, zaten sosyal medyada
Özgür mü? diyoruz ama sosyal medyaya bile tahammülünüz yok, sosyal
medyanın da canına okumaya niyetiniz var. Sosyal medyayı da
konuşulamaz, özgürlük ifadeleri
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
AYŞE KEŞİR (Düzce) Önce,
tecavüzcülere ne diyorsun, onu söyle.
HÜDA KAYA (Devamla) Arkadaşlar, siz burada
dinlemek zorundasınız.
BAŞKAN Sayın Kaya, müsaade eder misiniz.
Arkadaşlar, bir kadın milletvekili
arkadaşımız kürsüde konuşuyor.
HÜDA KAYA (Devamla) Burada provokatörlük
yapmayın. Burada trollük yapmayın. Görevinizi
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Ne
konuştuğunuzu bilmiyorsunuz ya! Ne söylediğinizi bilmiyorsunuz!
HÜDA KAYA (Devamla) Halk sizi buraya hizmet edin
diye seçti, provokatörlük edin diye göndermedi buraya.
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen Genel Kurula
seslenin.
HÜDA KAYA (Devamla) Trollerinizle aranızda
bir parça seviye olsun, seviye. Eğer dinlemeye
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Neyini
dinleyeceğim senin!
HÜDA KAYA (Devamla) Bakın, madem öyle, siz
başka konulardan
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Dağdaki
tecavüzleri niye konuşmuyorsun ya!
HÜDA KAYA (Devamla) Başkan, susturun, susturun.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Tecavüzcüleri savunma!
BAŞKAN Müsaade eder misiniz Sayın Kaya.
Sayın Ök, bir kadın
arkadaşınız, kadın milletvekili arkadaşımız
kürsüde konuşuyor.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Tecavüzcüleri
savunmasın.
BAŞKAN Lütfen, çok rica ediyorum, hatibi
dinleyelim. Eğer söz talebiniz varsa ben bu talebinizi
karşılayacağım.
Buyurun Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) Değerli arkadaşlar,
sizin derdiniz eğer gerçekten Gerçekler ne? diye merak etmekse bunu
merak eden bire bir ya sorar ya da burada edebiyle sorar, der ki: Bu konu
hakkında
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AYŞE KEŞİR (Düzce) Edebi senden
öğrenmeyeceğiz!
MÜCAHİT DURMUOĞLU (Osmaniye) Edep dersi
mi vereceksin sen bize!
OYA ERONAT (Diyarbakır) İkna
olmadım.
HÜDA KAYA (Devamla) Dakikalarımı yeniden
istiyorum.
BAŞKAN Dakikaları veririz efendim.
Sayın Kaya, Genel Kurula hitap edin lütfen.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Burada
AKPli kadınların Hüda Vekilimize organize bir şekilde salona
girip
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Otur yerine,
otur!
HÜDA KAYA (Devamla) Saldırarak değil
arkadaşlar, saldırarak değil. Bakın, bir kez
BAŞKAN Sayın Kaya, Genel Kurula hitap
edin lütfen.
HÜDA KAYA (Devamla) Arkadaşlar,
Başkanım; ben hakkımı kullanmadan gitmeyeceğim.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Siz de
oturacaksınız yerinize, sadece biz oturmayacağız. Edebi de
sizden öğrenecek değiliz!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Hayır, biz
zaten size bir şey demiyoruz.
BAŞKAN Siz konuşun, Genel Kurula hitap
edin; ben o sürenizi vereceğim.
HÜDA KAYA (Devamla) Hayır, bakın,
hakkımı hakkıyla kullanmadan gitmeyeceğim. Dinlesinler,
dinlemeyi öğrensinler.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Kürsüde bir
kadın konuşuyor, dinleyeceksiniz! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Buyurun, siz konuşun Sayın
Kaya.
OYA ERONAT (Diyarbakır) İkna
olmadık!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) HDP
üzerindeki bu sistematik baskınızı geri çekmeyi
öğreneceksiniz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen Genel Kurula
hitap eder misiniz.
HÜDA KAYA (Devamla) Arkadaşlar, ben
Sayın Grup Başkan Vekili Özlem Hanıma da sizlere de söylüyorum:
Bakın, burada, eğer merak ettiğiniz şey buysa bunu
sorarsınız, ben de burada
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) Ama
inanırsınız, ama inanmazsınız.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Öğrendik,
öğrendik, ikna olmadık.
HÜDA KAYA (Devamla) Bir şey söylemedim ki
ikna olasınız.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Okuduk, okuduk.
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen Genel Kurula
hitap edin.
HÜDA KAYA (Devamla) Bir şey söylemedim ki.
Dinlemeyi bilmiyorsunuz ki.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Öğrendik,
öğrendik.
HÜDA KAYA (Devamla) Anlamayı da
bilmiyorsunuz, dinlemeyi de bilmiyorsunuz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Mağdurdan
öğrendik, ikna olmadık.
HÜDA KAYA (Devamla) Anlamak var ya, sizin
yanınızdan hiç geçmemiş. Anlamak için dinlemeyi bilmek gerekir.
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen cevap vermeyin
ve Genel Kurula hitap edin.
HÜDA KAYA (Devamla) Sayın Başkan,
grubunuz müsaade ederse
Bakın, eğer mesele buysa ben burada sabaha
kadar duracağım, bu mesele anlaşılıncaya kadar da
burada duracağım, tamam mı; gitmeyeceğim buradan. Buradan
gitmiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Onun için müsaade
edin, iki dakika anlatayım, geçeyim yerime.
BAŞKAN Evet, arkadaşlar, lütfen
NİLGÜN ÖK (Denizli) Neyi anlatacaksın?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Tecavüzü nasıl
anlatacaksın?
HÜDA KAYA (Devamla) Değerli arkadaşlar,
zerre kadar, insani, vicdani veya dinî, bir zerre sorumluluk hisseden
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Allah
aşkına, insani, vicdani diyorsunuz ya!
HÜDA KAYA (Devamla) Ya, dinlemiyorsunuz ki
Merak
ediyorsunuz ama dinlemiyorsunuz arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın Kaya, sizi dinleyenlere
hitap edin lütfen.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Öğrendik,
öğrendik, mağdureden öğrendik.
BAŞKAN Sayın Kaya
NİLGÜN ÖK (Denizli) Tecavüz mağduru
kadını susturmaya çalıştınız mı
çalışmadınız mı, onu anlat.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Bugün
konuşmasın bu, bugün konuşmasın!
HÜDA KAYA (Devamla) Ben bu 83 milyon insana,
onların adına, sizin için acıyorum arkadaşlar,
acıyorum. Vallahi acıyorum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Sen kendine
acı!
NİLGÜN ÖK (Denizli) Kendine acı sen!
BAŞKAN Sayın Kaya
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın
Başkanım, hatibi temiz bir dil kullanma konusunda uyarır
mısınız.
BAŞKAN Lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz
Sayın Kaya.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Temiz bir dil kullanma
konusunda hatibi uyarır mısınız lütfen. Biz acıma
falan istemiyoruz. Herkes kendine baksın!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Acıman ne
demek ya! Siz acınacak hâldesiniz ya!
HÜDA KAYA (Devamla) Yani susarsanız
konuşacağım, susmazsanız böyle bekleyeceğim
arkadaşlar. Susarsanız konuşacağım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hayır, öyle bir
hakka da sahip değil Sayın Başkanım, öyle bir hakka sahip
değil.
BAŞKAN Sayın Kaya, ben size ilave süre
verdim. Lütfen Genel Kurula hitap edin.
HÜDA KAYA (Devamla) Sussunlar,
konuşamıyorum ki
BAŞKAN Lütfen Genel Kurula hitap edin ve
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Sen kimsin de
susturmaya çalışıyorsun bizi!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Sen kimsin!
Sen kimsin! Haddini bil, seviyeli ol!
HÜDA KAYA (Devamla) Çok komiksiniz, hepiniz çok
komiksiniz(!) Her biriniz trol gibi davranıyorsunuz. Ne kadar
komiksiniz(!) (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen Genel Kurula
hitap edin ve konuşmanızı tamamlayın.
HÜDA KAYA (Devamla) Değerli arkadaşlar,
evet, ben anlayana
Anlamak isteyen zaten anlar, anlamak istemeyene de kimse
Ayet inse, buraya ayet inse, gözlerinin önüne, Cebrail buraya inse de
inanmazlar zaten. Aklıselimle düşünenler
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Sen bunları Kandile
anlat, Kandile!
HÜDA KAYA (Devamla) Ya, siz nasıl
insanlarsınız! Siz nasıl insanlarsınız, hayret bir
şey ya!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu)
Diyarbakırdaki annelere anlatın.
HÜDA KAYA (Devamla) Vallahi çok
şaşılacak hâldesiniz, Allah selamet versin hepinize. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Buraya Cebrail inse bile inanmayan inanmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OYA ERONAT (Diyarbakır) İkna
olmadık.
HÜDA KAYA (Devamla) Onun için ben de sözümü
anlamak isteyene söylüyorum.
BAŞKAN Sayın Kaya, selamlayın
lütfen. Çünkü ben, bakın, ilave sürelerinizi verdim.
HÜDA KAYA (Devamla) Hiç konuşamadım ki.
BAŞKAN Fazlasını verdim ama ben
sizi Genel Kurula hitap edin diye de uyardım birkaç kez.
HÜDA KAYA (Devamla) Evet, çünkü sözümü kesiyorlar
Başkanım.
BAŞKAN Lütfen, çok rica ediyorum,
selamlayın bitirin; bitirelim konuşmayı.
HÜDA KAYA (Devamla) Siz, lütfen açın, ben
konuşayım.
BAŞKAN Buyurun.
HÜDA KAYA (Devamla) Evet, anlamak isteyene sözüm
ve bizi dinleyenlere.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Seni ancak
dağdakiler dinlesin.
BAŞKAN Lütfen dinleyelim arkadaşlar,
dinleyelim.
HÜDA KAYA (Devamla) Benim, Kadın Meclisi
üyesi olarak Tuma Çelik adlı kişinin yaptığı halttan
-çok affınıza sığınarak söylüyorum- pandemi döneminde
haberim oldu ve haberim olduğu andan itibaren de -bütün
arkadaşlarımız burada şahittirler, Kadın Meclisi
özellikle şahittir- en sert tepkiyi ben vermişimdir ve bu kişiye
derhâl en ağır yaptırım uygulanmalıdır
demişimdir.(AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bu kişinin
mağdur ettiği kadının adını, ben inanın
-inanan inanır- daha dün avukatının açıklamasını
basında okurken isminin D.K. olduğunu basından öğrendim.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) İsmini
sormadın demek ki.
HÜDA KAYA (Devamla) Bu kadının ne nerede
yaşadığını bilirim ne ismini bilirim ne kim
olduğunu bilirim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bu
gerçek bir iftiradır, maaşlarını ödediğiniz trollerin
hedef göstermesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen
HÜDA KAYA (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
BAŞKAN Son kez meramınızı
anlatmanız için açıyorum, son kez Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) Evet, anlayan anlar, anlamayan
anlamaz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, herkesin savunma
hakkı vardır. Dinlerseniz konuşmasını bitirecek.
HÜDA KAYA (Devamla) Bu kadını, ne
dolaylı ne dolaysız, hiçbir şekilde ne tanırım ne de
ilişki kurmuşumdur, hiçbir şekilde alakam yoktur ama benim
sözlerimi, benim bulunduğum yerden iktidara yaptığım
eleştirileri, her konuda sözüme söz olarak cevap veremeyen zihniyet bana
iftiralarla sesimi kesmeye çalışamaz. Beni, böyle iğrenç,
insanlık dışı, bu kadar ağır iftiralarla
susturacağını hiç düşünmesin. Benim sözüme
karşılık bir sözünüz varsa ortaya bunları koyun;
doğruya doğru, eğriye eğri diyelim, beni ikna edersiniz ama
benim sözüme sözle karşılık veremeyip de iftiralarla beni
yıldırmaya çalışacağınızı
zannediyorsanız, troller gibi havanızı alırsınız
arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OYA ERONAT (Diyarbakır) İkna
olmadık! İkna olmadık!
BAŞKAN Sayın Kaya, teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir. (AK PARTİ ve
HDP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Yazıklar olsun!
HÜDA KAYA (İstanbul) Size yazıklar
olsun!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan,
bir söz talebim var.
HÜDA KAYA (İstanbul) Biraz kadın olmaya
layık olun! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sen
aynaya bak!
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen yerinize geçer
misiniz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Sana yazıklar
olsun!
HÜDA KAYA (İstanbul) Yani sözden bile
anlamıyorsunuz!
BAŞKAN Sayın Kaya
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sen
aynaya bak!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ne bağırıyorsunuz!
BAŞKAN Sayın Zengin, buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Medeniyet
nedir, size öğretmemiz mi gerekiyor? Biraz daha bağırın!
HÜDA KAYA (İstanbul) Ya, siz ne kadar
seviyorsunuz iftirayı, ne kadar seviyorsunuz ya!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Çık
ortaya! Çık şu kürsüye, konuş! Yeter ya!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan,
Genel Kurulun insicamını sağlar mısınız rica
edeceğim.
HÜDA KAYA (İstanbul) Yani tam bir iftira
partisisiniz ya!
BAŞKAN Arkadaşlar, Grup Başkan
Vekilinize söz verdim, lütfen oturur musunuz. (AK PARTİ ve HDP
sıralarından karşılıklı laf atmalar)
HÜDA KAYA (İstanbul) Neyi sahipleniyorsunuz?
İftirayı mı sahipleniyorsunuz! Sesimi yükseltmiyorum, derdiniz
nedir sizin? Trollerinizin iftirasına niye sahip çıkıyorsunuz?
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkan.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan,
hatip konuşmasını tamamladıysa ben devam etmek istiyorum.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana)
Başörtüsü olduğu için onunla özel olarak
uğraşıyorsunuz, bunun farkındayız kamuoyuna da
açıklayacağız.
BAŞKAN Buyurun Zengin, siz Genel Kurula
HÜDA KAYA (İstanbul) Bunun hesabını
vereceksiniz, bu dünyada da hukuken de ahirette de hesabını
vereceksiniz.
BAŞKAN Sayın Kaya
HÜDA KAYA (İstanbul) Tam bir iftiracısınız!
BAŞKAN Sayın Kaya
HÜDA KAYA (İstanbul) Bir
ahlaksızlığa bu kadar sahip çıkılır mı ya!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana)
Başörtüsü olduğu için, yapıyorsunuz bunu!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hiç ilgisi yok!
HÜDA KAYA (İstanbul) Nasıl
milletvekilisiniz siz ya!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Siz
dinleseydiniz, biz de dinlerdik.
BAŞKAN Arkadaşlar
Arkadaşlar
Sayın Zengin, buyurun.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana)
Farkındayız nasıl örgütlü
davrandığınızın, bunun nedeninin, trollerinizle
örgütlediklerinizin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan
(HDP sıralarından gürültüler)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Başkanım
konuşuyor, sus!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hakkı Bey, siz mi
yapacaksınız?
Sayın Başkan, böyle mi devam edecek?
BAŞKAN Birkaç dakika daha bekleyelim
Sayın Zengin. (AK PARTİ ve HDP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
Buyurun Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan
Yani bilemiyorum, grupta
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
El sallama oradan, otur!
HÜDA KAYA (İstanbul) Ne kadar
severlermiş iftirayı!
BAŞKAN Lütfen, siz Genel Kurula hitap edin
Sayın Zengin.
Buyurun. (AK PARTİ ve HDP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
HÜDA KAYA (İstanbul) Tam
iftiracısınız, tam iftiracısınız! Bunun hesabını
vereceksiniz! Bütün bunların hesabını vereceksiniz!
BAŞKAN Arkadaşlar
Arkadaşlar Gurup
Başkan Vekiliniz söz aldı. Lütfen, cevap vermeyin. Lütfen, cevap
vermeyin. (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Evrakta
sahteciliği de anlatın!
HÜDA KAYA (İstanbul) Hayatınız
iftira ya! Hayatınız yalan ya!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan
Sayın Başkan
Lütfen, rica ediyorum
BAŞKAN Sayın Kaya, bakın, sizin
konuşmanıza izin verilmedi, doğru bulmadım. Siz de lütfen,
Sayın Grup Başkan Vekilinin konuşmasına müsaade edin.
Lütfen... (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) İftira
ve istismarcılık sizde! Aradaki fark bu. Açık açık
konuşalım.
HÜDA KAYA (İstanbul) Dersiniz ki kadın
hakkına çok saygılısınız
CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) Sus, Grup
Başkan Vekilimiz konuşuyor, sus!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın
başkanım, bu ne kadar devam edecek? Böyle bir şey yok! Olmaz
yani böyle bir şey! (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Oturuma beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.34
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 21.46
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Mustafa
AÇIKGÖZ (Nevşehir), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu
açıyorum.
216 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
Bu arada Özlem Hanıma bir söz vereceğim.
Buyurun Sayın Zengin.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
60.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
İstanbul Milletvekili Hüda Kayanın görüşülmekte olan 216
sıra sayılı Kanun Teklifinin 61inci maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; teşekkür ediyorum.
Şimdi, kendi grubumdan da bir sessizlik rica
ediyorum.
Şöyle bir şey ifade etmek istiyorum:
Uzunca bir süredir, Genel Kurulda, özellikle HDP Grubu ve HDP Grubunun
kadın milletvekillerinin kürsüye geldikleri zaman yaptıkları
konuşmalarda, aleni olarak bizlere, AK PARTİye ve özellikle AK
PARTİnin kadın milletvekillerine çok sert, çok şedit
ithamları oluyor. Bu ithamları daha evvel burada
tartıştık ama bunlar tekerrür etti, defaatle. Bu tekerrürler
içerisinde şunu görüyoruz, şöyle bir iddia var: Kelimelere bakarsak,
sözcüklere bakarsak en iyi kadın hakları savunucusu HDP, öyle
anlatıyorlar ve bizleri de olmayan şeyler üzerinden hakaretamiz ki
konuşma da öyleydi, dalga geçen bir üslup içerisinde, çok ağır
ithamlar
Hatta bugün de vardı, ben şahsen cevap vermemeyi tercih
ettim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Mesela, ben bugün bu
konuyu konuşmak istemiyordum, bu konuya gelmek istemiyordum fakat
ısrarla siz gelmek istiyorsunuz bu konuya ve kürsüde, daha evvelki
saatlerde bir hatibiniz yine dedi ki: Pınarın katili sizsiniz!
Yine aynı şeyi bize söylüyor ve bizim konuşmacımız
Emine Hanım buna hassaten bir cevap verdi. Şimdi bunu şuraya
bağlayacağım; buradaki problem şudur: Eğer, siz bu
kadar iddialıysanız kelimelerinizde, söylediklerinizde, o zaman kendi
yaptıklarınıza dönüp bakacaksınız,
yaptıklarınız ile kelimeleriniz uyumlu olacak.
Şimdi, Mensur Işıkın hadisesine
bakıyoruz. Kim? Sizin milletvekiliniz, şu an istifa etmiş de
olsa olay vuku bulduğunda vekiliniz. Ne oluyor? Eşi bütün
baskılara, muhtemelen parti içinden gelen baskılar nedeniyle ne
yapıyor? Vazgeçiyor şikâyetinden. Neymiş? Buzdolabına
kafasını çarpmış. Bugün ne yapıyoruz? Bugün ne
görüyoruz? Bugün anlıyoruz ki kendisi koruma talep ediyor ve devamına
geçiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Tuma Çelik. Yarın
Karma Komisyonda görüşülecek. Dosyada olanları benden daha iyi sizler
biliyorsunuzdur çünkü olay 2008de meydana gelmiş ve bu olay meydana
geldiğinde, mağdurun ifadelerinden anlıyoruz ki önce size
ulaşmaya çalışmış, sizin kadın
milletvekillerinize, HDPnin kadın milletvekillerine ulaşmaya
çalışmış. Peki, muhatap bulabilmiş mi? Hayır,
bulamamış. Şimdi, bugün olay kamuoyuna döküldükten sonra
diyorsunuz ki: Efendim, biz onu yaptık, bunu yaptık. Yok efendim,
gönderdik, ihraç ettik. Asıl mesele: Ya biraz mahcubiyet duymanız
lazım. Eğer, bize bu kürsülerden böyle saldırırsanız,
bu kadar saldırırsanız ve siz
saldırdığınız esnada bu olaylar zaten vuku
bulmuşsa o zaman, bugün konuşma hakkınız olmaz,
susarsınız bugün, biraz hicap edersiniz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu olaylar olurken duymuşsunuz,
duyulmaması mümkün değil. Bakın, ben yıllarca
avukatlık yaptım, yıllarca bu meselelerin peşinde
uğraştım, kadın meselesinin en önemli takipçilerinden
birisiyim. Kadın meselesi, bizim için önemli bir mesele. Daha evvelki
konuşmamda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın
Başkanım, tamamlayacağım.
Bir kadın ne zaman rücu eder, ne zaman korkar,
ne zaman siner; biz bunları çok iyi biliyoruz. Bu
kadıncağız bir avukat bulmakta bile zorlanmış kendi
ilinde. Oralarda, hiç mi sizin gibi bir -anlatıyorsunuz- vicdanlı,
böyle insanları koruyan, kadınları sarmalayan
Buralarda
haykıranlardan biriniz avukatlık yapamadı mı bu
kadına, yapamadınız mı? (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, biraz tuhaf olacak ama bir defa
şunu söyleyeyim; hayat bana şunu öğretti, hayat ve
avukatlık: Her ne kadar farklı gibi görünsek bile, hayatta
yaşadığımız problemler ortak, bütün siyasi partilerin
içerisinde bu olaylar olabilir, olabilir. Bize düşen şey, bunlar
karşısında -ben size işte bunu söylüyorum- ortak bir tavır
takınmaktır. Ama siz, her gün bu kürsülere çıkıp, her gün
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Sağınıza bakın, sağınıza!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hayır, siz oraya
bakın!
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Siz
arkanıza bakın, arkanıza!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Nadira
öldü, Nadira!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Bizim içimizde böyle
vukuat yok, böyle bir şey yok. Siz hepiniz biliyordunuz, hepiniz sessiz
ama bunun parçalarısınız, bunu biliyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ha, şimdi gelelim;
bu konuda suçlusunuz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Suçlu
olan sizsiniz!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) O yüzden bence
artık bu konuda ağzınızı açmayın, buraya
geldiğinizde kadın, şiddet falan demeyin, artık bu konu
bitmiştir. Siz bunun sessiz ortaklarısınız.
Şimdi, şunu söyleyeceğim:
Başörtüsüyle ilgili bir şey söylediniz
Başörtüsüyle ilgili bir
şey
(HDP sıralarından gürültüler)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana)
Politikanızın üzerini böyle mi örteceksiniz? Bravo!
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Dinleyin, dinleyin.
BAŞKAN Arkadaşlar, müsaade eder misiniz
Sayın Grup Başkan Vekiline.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sizin kendi
milletvekiliniz, kendi milletvekiliniz
(HDP sıralarından gürültüler)
Sayın Başkan söyler misiniz, lütfen
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen, dinleyelim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Kendi milletvekiliniz bu
kürsülerden bize haykırdı Siz başörtülü, türbanlı
soyguncularsınız. diye. Sizin başörtüsüne zerre
saygınız yok, zerre saygınız yok. (HDP
sıralarından gürültüler)
Türkiyede başörtülü kadınlar her siyasi
partiye oy verirler, oy vermişlerdir, en tabii haklarıdır, her
partiden de milletvekili olabilirler. Ben isterim ki CHP'nin de başörtülü
milletvekili olsun, HDP'nin de olsun, MHP'nin de İYİ PARTİnin
de AK PARTİnin de hepsinin başörtülü milletvekilleri olsun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen Sayın
Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Herkesin, başörtülü
kadınların istediği partiden milletvekili adayı olma,
seçilme ve aynı zamanda da oy verme hakkı vardır ama şu bir
gerçektir: AK PARTİ iktidar oluncaya kadar, Hüda Kaya da dâhil olmak
üzere, hiçbir başörtülü kadın bu Meclisten içeri girememiştir
ancak AK PARTİyle beraber bu kürsüde konuşma hakkına sahip
olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Daha
evvelki süreçleri de gayet iyi biliyoruz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Hadi
oradan!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Değerli
arkadaşlarım, o yüzden sizi samimiyete davet ediyorum; samimiyete,
mahcubiyete ve kendi içinizde gerçek bir öz denetime davet ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) -
Biz de sizi Sayın Başkan.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurun.
61.-
İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, Tokat Milletvekili Özlem Zenginin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, evet, geç bir saatte bu konuya
geldik ama bu konuyu konuşmadan da geçemeyeceğiz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Geldi
arkadaşlarınız.
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Bir
kadın cevap verseydi keşke.
SERAP YAŞAR (İstanbul) Mahcup musunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi,
Sayın Grup Başkan Vekili, önce şunu söyleyeyim size:
Bağırarak ifade ettiniz bunları ama ben sakin bir şekilde
söyleyeyim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat)
Arkadaşlarınız bağırıyor, konuşmama müsaade
etmiyorlar. Kusura bakmayın, biz de bağırırsak siz de öyle
yaparsınız. Yanınızdaki hanımefendi hiç susmuyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Siz
konuşurken ben bağırmadım ama.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hiç susmuyor
yanınızdaki hanımefendi, mecburen bağırmak zorunda
kalıyoruz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Siz
konuşurken ben bağırmadım, şimdi siz
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Siz değil,
yanınızdaki hanımefendi hiç susmuyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) E, sizin
arkadaşlarınız da bağırıyor.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Yanınızdaki
hanımefendi hiç susmuyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sizin
arkadaşlarınız Hüda Kayayı şu kürsüde
konuşturmadı, konuşturmadı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Bak, işte, halen
böyle oluyor.
BAŞKAN Sayın Zengin
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ya, olur mu
öyle şey!
BAŞKAN Sayın Oluç, lütfen
YUSUF BAŞER (Yozgat) Bak,
bağırıyorsun, sen de bağırmaya başladın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Siz
konuşurken ben dinledim, ağzımı açmadım.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hâlen böyle oluyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben
konuşmaya başladım, siz bağırıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Oluç
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hâlen böyle oluyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yani Grup
Başkan Vekilleri olarak birbirimize böyle mi bağırarak
konuşacağız?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat)
Arkadaşınız bağırıyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ya, ben sizden
bahsediyorum, yanınızdakilerden değil; ben konuşuyorum, siz
bağırıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Oluç
YUSUF BAŞER (Yozgat) Bağıran sensin
ya!
İSHAK GAZEL (Kütahya) Siz ne
yapıyorsunuz şu anda? Siz bağırmayın o zaman.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ben değil,
arkadaşınız bağırıyor.
BAŞKAN Sayın Zengin
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ben sakinim.
diyorsunuz, arkadaşınız sussa bağırmak zorunda kalmam
ben size.
İSHAK GAZEL (Kütahya) Siz niye
bağırıyorsunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) E, Hüda Kaya
konuşurken ne oldu?
İSHAK GAZEL (Kütahya) Sen bağırma o
zaman!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hâlen konuşuyor,
hâlen konuşuyor.
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç, sizi
dinliyoruz, buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Onlar susarsa grubumuz
da susar.
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben grubunuza
demedim ki size söyledim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Onlar susarsa
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben size
söyledim Sayın Grup Başkan Vekili, size söyledim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat)
Arkadaşınız beni konuşturmuyor, mecburen bağırmak
zorunda kalıyoruz; susarsa susarız.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bana niye
bağırıyorsunuz ya? Bana niye bağırıyorsunuz?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ben
arkadaşınıza söylüyorum.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Ya, sen
bağırıyorsun! Niye bağırıyorsun?
İSHAK GAZEL (Kütahya) Sen de
bağırıyorsun, az önce sen bağırdın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben size
bağırdım mı? Hayır.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ben
arkadaşınıza söylüyorum.
BAŞKAN Sayın Zengin
Sayın Oluç
YUSUF BAŞER (Yozgat) Sen ne
bağırıyorsun ya?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ya, sen sus,
ben onunla konuşuyorum!
YUSUF BAŞER (Yozgat) Sen sus!
İSHAK GAZEL (Kütahya) Sen sus!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ne diyorsun ya,
ne diyorsun!
YUSUF BAŞER (Yozgat) Sen ne diyorsun!
BAŞKAN Sayın Zengin
Sayın Oluç
Lütfen
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben Grup
Başkan Vekilinle konuşuyorum, sen niye araya giriyorsun?
YUSUF BAŞER (Yozgat) Ya, sen ne diyorsun!
İSHAK GAZEL (Kütahya) Ben de milletvekiliyim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben Grup
Başkan Vekilinle konuşuyorum, sen ne karışıyorsun, sen
görevli misin orada?
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Otur
yerine, otur!
İSHAK GAZEL (Kütahya) Ben de milletvekiliyim.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Otur yerine!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Konuşma!
YUSUF BAŞER (Yozgat) Sen konuşma!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ne diyorsun!
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli)
Şimdi niye bağırıyorsun?
İSHAK GAZEL (Kütahya) Elini öyle şey
yapma, sen konuşma!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu nasıl
bir terbiyesizlik ya!
İSHAK GAZEL (Kütahya) Ne terbiyesizliği,
ne terbiyesizliği?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben Grup
Başkan Vekiliyle konuşuyorum, sen onun adına mı cevap
veriyorsun?
İSHAK GAZEL (Kütahya) Hayır, siz
konuşturmadınız sabahtan beri, siz
konuşturmadınız.
BAŞKAN Birleşime yarım saat ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.56
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 22.29
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa
KADAK (İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 115inci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu
açıyorum.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN - 216 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, Sayın Oluçun söz talebini
karşılayacağım.
Buyurun Sayın Oluç.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
61.-
İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, Tokat Milletvekili Özlem Zenginin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması (Devam)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, keşke, Adalet ve
Kalkınma Partisi sıraları dolu olsaydı da
anlatacağımı dinleselerdi sakin bir şekilde, iyi olurdu.
Önce şunu belirteyim: Sayın Grup
Başkan Vekili ağır bir ithamda bulundu ama bu meseleyi suhuletle
tartışmamız gerekiyor. Bakın, ben önce şunu
söyleyeyim: Bu tartışmadan hiçbir şekilde kaçacak bir durumumuz
yok; asla, kesinlikle böyle bir tutumumuz söz konusu değil. Şimdi
neden bunu söylüyorum? Bakın, iki örnek verdiniz, ikisi için de
konuşacağım.
Birincisi, üyelikten ihraç ettiğimiz Tuma
Çelikle ilgili. Şimdi bu konuda sondan başa doğru gitmek
istiyorum, bütün detaylarını da burada tartışacak hâlimiz
yok elbette fakat şunu söyleyeyim sondan derken şunu kastediyorum
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
30 Haziranda Tuma Çelik hakkında bir fezleke
geldi Meclise ve bu fezlekeyi biz gördük. 30 Haziran günü biz bu fezlekeyi
görür görmez grup yönetimi olarak Tuma Çeliki disipline sevk ettik ve HDP
adına kendisinin bütün görevlerini, milletvekilliğini ve partimizdeki
görevlerini dondurduğumuzu kendisine tebliğ ettik; disiplin kurulunun
kararını beklemesi gerektiğini söyledik. Bunu kapattık bu
şekilde. Şimdi niye geriye doğru gideceğim? Biz bu konuyu
elbette ki fezleke geldiği zaman 30 Haziranda duymadık. Bu konuda
Kadın Meclisi de açıklama yaptı, ben de açıklama
yaptım. Bu konuyu biz 19 Ağustosta duyduk, 19 Ağustos 2019u
kastediyorum. 19 Ağustos 2019da Mardin Büyükşehir Belediyesine
kayyum atandığı zaman biz Mardine gitmiştik ve orada bu
konuyu kendisinden duyduk bizzat ben değil ama- il örgütümüze geldi bu
kadın ve orada yaptığı çeşitli konuşmalar sonucunda
kendisiyle Kadın Meclisimiz görüşme yaptı, bunu Kadın Meclisine
anlattı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Çok
uzatmayacağım efendim.
Kadın Meclisine 19 Ağustosta
yaptığı konuşmada özellikle Kadın Meclisi defaaten
sormuş olmasına rağmen, Bir tecavüz, bir taciz var mı?
diye sormuş olmasına rağmen böyle bir beyanda bulunmadı
Kadın Meclisine. Dolayısıyla bizim bir işlem yapmamız
açısından
Taciz, tecavüz gibi şeyler son derece önemli bizim
açımızdan, şiddet gibi konular. Dolayısıyla o tarihte
herhangi bir işlem yapılmasını gerektirecek bir şey
olmadı ama soruşturma başlattık; Kadın Meclisi, bu
konunun ne olduğunu anlamak için soruşturma başlattı.
Şimdi, bu fezleke, 30 Haziranda Meclise gelen fezleke için bu
kadının yaptığı başvuru tarihi 25 Aralık
2019dur. Yani Ağustos 2019 ile 25 Aralık 2019 arasında bir
boşluk vardır. O zamana kadar bizim bu konuda, burada bir taciz,
tecavüz olduğuna dair herhangi bir bilgi elimizde yoktur, kesinlikle
yoktur; olduğu anda işlem başlattık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu konuda
Kadın Meclisi son derece duyarlıdır, sadece Kadın Meclisi
değil partimizin tamamı son derece duyarlıdır; tutumumuz
çok açıktır. Biz bu konunun toplumsal bir sorun olduğunu
biliyoruz; kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz, her türlü suç
işlenmesi meselesi toplumsal bir sorundur. Toplumsal bir sorun olduğu
için buna toplumsal bir mücadele gerekiyor, siyasal bir mücadele gerekiyor,
kültürel bir mücadele gerekiyor. Toplumsal bir sorun olduğu için kendi
partimizde de bunun uzantılarını zaman zaman biz de görüyoruz.
İlla tacizi, tecavüzü kastetmiyorum; erkek egemen tutum, partimize yönelik
eş başkanlık konusundaki ayak direme tutumu; bunları
Kadın Meclisi açıklamıştır ve bunun mücadelesini
vereceğini söylemiştir ve vermektedir. Kadın iradesini,
kadın insiyatifini kırmaya dönük erkek egemen tutum; bunların
hepsi vardır, yaşanmaktadır. Biz açıkça söylüyoruz, buna
karşı mücadele ediyoruz. Eminim diğer partilerin hepsinde de bu
tür şeyler vardır. Şimdi, bu toplumsal bir sorun olduğu
için -dediğim gibi- bizim de içimizde buna karşı mücadelemiz
vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen Sayın
Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum efendim.
İçimizde ne zaman bu tür tutumlarla
karşı karşıya kalsak anında tavizsiz ve kararlı
bir davranış gösteririz. Siz kızıyorsunuz ama bu
tartışmayı kadınlar sizinle sürdürmelidir. Kadın
Meclisimiz gerçekten bu konuda son derece katıdır,
kararlıdır ve tavizkâr değildir, bu konuda tutumu nettir. Bunu
yapan isterse milletvekili olsun isterse bir ilçe yöneticisi olsun, fark etmez;
isterse eş genel başkan olsun, fark etmez; bu konuda tutum nettir,
çok açıktır bizim açımızdan.
Şimdi, o yüzden biz rahat davranıyoruz bu
konuda; rahat derken umursamamak demek değil, bu mesele
karşımıza çıktığı anda bunun üstüne gitme
konusunda rahat davranıyoruz ve yaptık da bunu. Tuma Çelik istifa
etmesine rağmen ihraç ettik çünkü Tüzükümüzde madde vardır, denilir
ki: Disiplin soruşturması başladığı zaman
sonuçlanmadan istifa gerçekleşirse sonuçlanana kadar istifa kabul
edilmez. Bizim Tüzükümüzde bir maddedir bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Tamamlıyorum
efendim.
Bu nedenle Tuma Çelikin de istifasına
rağmen disiplin işlemi sürdü, ihraç kararı verildi, bu da
açıklandı; ben kendim açıkladım.
Şimdi gelelim ikinci konuya, Mensur
Işık meselesine. Milletvekilimiz, olay duyulduğu andan itibaren
disipline sevk edilmiştir -hiçbir gün sektirilmemiştir, ben kendim
sevk ettim- Kadın Meclisi çok net tutum almıştır.
Kadın Meclisi o konuda da Mensur Işıkın eşinin ilk
beyanını esas almıştır, değiştirdiği
beyanını değil, Şikâyetimi geri çekiyorum. dediği beyanını
değil, ilk beyanını esas almıştır. Çünkü
Kadın Meclisi de biz de biliyoruz ki bir kadının ilk
beyanını geri çekmesinin nedeni, üzerinde baskı
kurulmasıdır. Bu baskının kurulduğunu
hissettiğimiz için anında biz disipline verdik ve ilk
beyanını esas aldık, hâlâ da bu konuda çok kararlıyız.
Disiplin Kurulu soruşturmayı sürdürüyor, bugün yarın
sonuçlanır, onun da sonuçlarını hep beraber görürsünüz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Kusura
bakmayın uzattım ama toparlayayım.
Son cümlem şu: Bu konu, toplumsal bir sorun;
bütün partilerin, toplumun her hücresinin içinde hissedilen, yaşanan bir
sorun. Bu soruna karşı bütün kadınların birlikte mücadele
etmesi gerekir. Erkek egemenliği karşısında, kadına
yönelik şiddet, kadına yönelik cinayet, kadına yönelik suç,
taciz, tecavüz konusunda herkesin birlikte mücadele etmesi gerekir ve bütün
kadınların da birlikte mücadele etmesi gerekir. Dolayısıyla
bizim bu konuda tutumumuz açıktır ve nettir. O yüzden bu
suçlayıcı tutumunuz ya da sanki bizim bu konuda, bu meseleleri
önemsemiyormuşuz gibi bir dil kullanmanız asla bizim için belirleyici
değildir; bu konuda tutumumuzdan ve kendimizden çok eminiz. Sizin
yanınızda yer alan medyanın bunu bir kara propaganda vesilesi
olarak kullanmış olmasının nedenlerini biliyoruz, bunu
biliyoruz ama buna da çok kulak asmıyoruz çünkü kendi
yaptıklarımızdan eminiz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Cevap istiyorlar
illaki.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Eğer bu
konuda bir hatamız olursa -onu da söyleyeyim, son cümle efendim, gerçekten
son cümle- ya da olmuşsa -bugün Eş Genel Başkanımız
grup toplantısında da söyledi- kendi içimizde soruşturma
yapıp, bu hatanın nedenini ortaya çıkartıp varsa
yapılması gereken bir öz eleştiriyi toplumun önünde yapmaktan da
en ufak bir şekilde kaçınmayız; bunu da çok açık bir
şekilde söyleyeyim. Bizim için çok yakıcı bir sorundur.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sayın
Başkanım, bir cümle ilave edebilir miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Zengin.
62.-
Tokat Milletvekili Özlem Zenginin,
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Şimdi, Sayın
Başkan, ben Sayın Oluçun son ifadelerinin özelikle önemli
olduğunu düşünüyorum. İfadeler şudur: Şimdi, grubunda
kadın milletvekilleri, kadın arkadaşları konuşurken
bunun tam tersini beyan ediyorlar, oysa ki biz de aynen bunu söylüyoruz.
Bakın, bu problem hayatın içinde her yaşam tarzında, her
partide var olabilir. Eğer bir daha HDPli kadın vekiller
çıkıp bu kürsülerden bizi bu konularla ilgili itham ederlerse ben
Sayın Oluçun bu konuşmasının metnini şimdi
alacağım ve kendi Grup Başkan Vekillerinin bu beyanını
onlara ifade edeceğim, söyleyeceğim çünkü biz de onu söylüyoruz; bu
çok önemli.
HÜDA KAYA (İstanbul) Hesap sormayalım
mı?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ayrıca şimdi,
basınla alakalı söylüyorlar. Ben çok sıkı takip ettim
Mensur Işıkla alakalı; eşinin ifadesinden,
şikâyetinden vazgeçmesiyle alakalı karşı yandaş
medyada aman ne alkışlar, ne olayı normalleştirmeler
Şimdi, o yüzden, bu konu, bence şu Mecliste bir şeyi bir noktaya
getirmeli yani bu kürsülerden bu ithamlarla ilgili, böyle tecavüzle ilgili
savruk lafların kullanılmasıyla alakalı bir şeyi
artık bitirmeli, bitirmeli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul)
Karşı medya vardı.
BAŞKAN Buyurun lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bu olan bitenden sonra
demek ki siz, bu kürsülerden bize haykırırken kendi içinizde bunlar
varmış; önemli olan bunun tespitidir, varmış; ne
yaptığınız meselesi onun ayrıca tamamlayıcı
başka bir unsurudur. O yüzden, buradan konuşulurken bir daha bu
laflar söylenmeyecek.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Böyle bir şey mi var? Ne söyleyeceğimizi size mi soracağız?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Söylendiği takdirde
Grup Başkan Vekiliniz Hakkı Beyin söylediği,
katıldığım o cümleleri aynen göstereceğim,
diyeceğim ki: Sizin Grup Başkan Vekiliniz böyle söylüyordu.
HÜDA KAYA (İstanbul) Vallahi, biz
hesabımızı görüyoruz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Zaten Grup Başkan
Vekilinizi de konuşturmuyorsunuz, görüyorum; üstüne abanıyorsunuz,
konuşturmuyorsunuz.
Ben bu ifadeleri için de kendisine teşekkür
ediyorum.
Çok sağ olunuz.
BAŞKAN Sayın Oluç, bu konuyla ilgili son
kez söz veriyorum.
Buyurun.
63.-
İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, Tokat Milletvekili Özlem Zenginin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Zengin, ben bu söylediklerimi
burada da söyledim, her yerde de söylerim; sözlerimin de arkasında
dururum, hiç merak etmeyin, asla geri adım atmam.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hiç şüphem yok.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Çünkü doğru
olduğunu düşündüğüm için söylüyorum.
Şimdi, yalnız şöyle bir şeyi
yapmanızı hoş bulmadığımı da ifade edeyim:
Bu kürsüden böyle bir daha konuşturmayız. filan.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hayır, öyle ama,
her seferinde...
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi, bir
şey var. Bir şeyi anlatabilir miyim?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Yok, artık yok. Ben
göstereceğim, sizinkileri göstereceğim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) İzin
verin, bu konuyu anlatacağım.
Bizim hiçbir vekilimiz sizin çizdiğiniz
çerçevede konuşmak zorunda değil, konuşmaz da; o ayrı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Yo, hayır,
hayır, sizin çizdiğiniz çerçeveyi kastediyorum; bizim değil,
sizin çizdiğiniz çerçeveye gelmelerini tavsiye ediyorum.
HÜDA KAYA (İstanbul) Bize hiç kimse çerçeve
çizmez.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Sizin çizdiğiniz
çerçeve
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Fakat şunu
hatırlatmak istiyorum: Sayın Zengin, bu, toplumsal bir sorun
olduğu için
HÜDA KAYA (İstanbul) Biz kendimiz yapıyoruz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Var var,
bayağı bir çerçeveniz var; biz biliyoruz o çerçevelerin
kaynağını.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ama şimdi,
bakın, yine konuşturmuyorsunuz
BAŞKAN Müsaade edin
Müsaade edin
Sayın
Oluç sözlerini tamamlasın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi, bu,
toplumsal bir sorun olduğu için Sayın Zengin, bizim vekillerimiz
konuşurken toplumda yaşanan bu sorunlara işaret ediyorlar.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Hayır, öyle
değil, öyle değil; bizi fail ilan ediyorlar.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Bir dakika,
bitireyim lafımı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bunu kabul etmiyorum,
fail ilan ediyorlar.
BAŞKAN Sayın Zengin, müsaade edin,
Sayın Oluç konuşmasını bitirsin.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Zengin, bakın, hep benim sözümü kesiyorsunuz.
BAŞKAN - Siz fikrinizi söylediniz; o
açıdan, müsaade edin, o da fikrini söylesin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Özel bir durum,
olabilir; bu, özel bir durum, olabilir.
İSHAK GAZEL (Kütahya) Bizi fail ilan
ediyorlar, ondan sonra çerçeve diyorsunuz.
BAŞKAN - Bu konunun gerçekten toplumsal bir
problem olduğunu hepimiz biliyoruz. Hiçbir siyasi partinin bu problemi tek
başına çözmesi de mümkün değil, hep birlikte ancak çözebiliriz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Aynen
katılıyorum.
BAŞKAN Sayın Oluç, tamamlayın siz
de lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Şunu kastediyorum Sayın Zengin, iki dakika
dinleyecek olursanız
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Ben hep dinlerim, hiç
kaçırmam.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben de sizi
dinledim.
Şimdi, şöyle bir durum var: Toplumsal bir
sorun ve bu, dile getiriliyor; bu, toplumda yaşanan, çeşitli
alanlarda yaşanan sorunlar. Siz iktidar olduğunuz için -hani Büyük
başın derdi büyük olur. gibi- toplumdan yaşanan sorunlara
işaret ederken vekillerimiz bunu size söylüyorlar, iktidar yani yürütme
sizde olduğu için bu eleştiriyi yapıyorlar yoksa burada, bu
sıralarda oturan kadın vekillerle ilgili bir sorunu dile
getirmiyorlar, iktidarı eleştirdikleri için bunu söylüyorlar.
Dolayısıyla bunu
İSHAK GAZEL(Kütahya) Biraz da size
söylesinler.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat)
Arkadaşlarınızı bir dinleyin, vallahi bir dinleyin
arkadaşlarınızı, acayip laflar söylüyorlar.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben dinliyorum;
ben sizin arkadaşlarınızı da dinliyorum, kendi
arkadaşlarımı da dinliyorum.
Son olarak şöyle bir meseleye işaret
edeyim; bakın, burada vekillerimiz de söyledi: Şimdi, bu
İstanbul Sözleşmesini konuşuyoruz ara sıra. İstanbul
Sözleşmesinin uzun adı, biliyorsunuz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) İstanbul
Sözleşmesinin uzun adı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile
İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin
Avrupa Konseyi Sözleşmesidir. Ve bizim vekillerimiz, İstanbul
Sözleşmesi konusunda kadın erkek fark etmez, sadece bizim
vekillerimiz değil diğer partileri de kastederek söylüyorum- hassaslar
ve bu sözleşmesinin ortadan kaldırılması girişimleri
konusunda da çok duyarlılar aynen toplumdaki kadın örgütleri gibi.
Dolayısıyla, bu meseleleri eğer sakin bir şekilde
tartışarak aşma doğrultusunda bir irade ortaya koyamazsak
hep birlikte, bu tür sorunları bu garip bağrış
çağrış içinde çözmeye çalışacağız ve içinden
çıkamayacağız. İstanbul Sözleşmesi tam da bu nedenle,
işte bizim son yaşadığımız iki olayda
görüldüğü gibi, çok önemlidir ve asla İstanbul Sözleşmesinden
çekilmemek gerekir, bunu da son olarak söylemiş olayım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Oluç.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN Evet, 61inci madde üzerinde
diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 61inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yasin Öztürk Fahrettin Yokuş Orhan Çakırlar
Denizli Konya Edirne
Behiç Çelik Feridun Bahşi
Mersin Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mersin Milletvekili Behiç Çelik.
Buyurun Sayın Çelik. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 216 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 61inci maddesi için vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, bu arada yeni göreviniz
hayırlı olsun.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Tabii, dün 20
Temmuzdu. Ben Mersinli olduğum için, Kıbrıs bizim
açımızdan fevkalade önemlidir. Aramızda 40 millik bir deniz var
Kıbrısla ve çok çok genç yaşlarda, ben, deniz kenarında
beklerken Silahlı Kuvvetlerimizin uçaklarının Kıbrısa
doğru gökyüzünden akışını seyretmiş bir kişi
olarak karşınızdayım. Kıbrıs deyince tabii Rauf
Denktaşı, Mukavemet Teşkilatını
hatırlıyoruz ama asıl önemli olan, yakın dönemde,
yaşadığımız süreçte Annan Planını
hatırlıyoruz mesela, Annan Planını; Yes, be annemcileri
hatırlıyoruz; Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Avrupa Birliğine
geçişi konusunda garantör ülke olarak Türkiye'nin onay verdiğini
hatırlıyoruz; Rauf Denktaşa yapılan hakaretamiz
hareketleri hatırlıyoruz. Onun için, bıkmadan, yılmadan,
usanmadan Kıbrıs davasının millî bir dava olduğunu
vurgulayarak yolumuza devam edeceğiz ve hiçbir zaman
Kıbrısın bir Yunan adası olmasına da Türk milleti
olarak asla izin vermeyeceğiz arkadaşlar. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Teklifin 61inci maddesi özellikle Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanunun 73üncü maddesinden sonra gelmek üzere,
ara bulucuya gitme şartlarını düzenliyor ve tüketicinin her
anlamda korunması, haklarının teslimi sağlanarak, Hukuk
Muhakemeleri Kanununa hüküm konularak güçlendirmiş oluyor.
Değerli milletvekilleri, biz kanun teklifinin
40ıncı maddesinde de söz aldık, birtakım sorunlara
değindik ve Türkiyenin, asli güzergâhına döndürülmesi, uçuruma
doğru giden bir araç misali tehlikeli gidişattan çevrilmesi yönünde
uyarılarımızı özellikle AK PARTİye ve iktidara ikazen
bildirdik, dedik ki: Takatiniz yoksa bırakın, takati olanlar gelsin,
ülkeyi onlar yönetsin. Eski Yunan filozoflarından Eflatunun bir sözü
vardır, der ki: Devleti korumakla yükümlü olanlar, farkında olsun
veya olmasın, devleti yıkmada kararlı iseler o devleti hiçbir
güç yıkılmaktan kurtaramaz. Şimdi buna benzer bir ortamı,
maalesef, AKP bize yaşatıyor. Bundan çıkılması
gerekiyor. Ve bu söz, bütün devlet yöneticilerine aslında bir yol
gösterici mahiyet arz etmektedir.
Devlet her zaman kalıcıdır
arkadaşlar, kalıcı olmak da zorundadır. Devlete
saldırı doğrudan millî onura, istiklale,
bağımsızlık ve egemenliğe saldırı
anlamı taşır; bu sebeple, devlet düşmanlığı
Türk milletinin fıtratına aykırıdır. Biz her ortamda
ve her zaman devlet husumetinin karşısında kaya gibi duruyoruz
ve durmaya da devam edeceğiz. Tabii, devletin dışında bir
de düzen kavramı vardır. Yaşamakta olduğumuz AKP düzeni
kendi anlayışı, kendi yorumu, kendi icraatları ve
partizanlığıyla tam bir otokrasi politikaları içermektedir.
Yoksulluk artmış, işsizlik zirve yapmış, enflasyon ve
işsizlik adeta rekor kırmış, dış politikada
gerilemeler yaşanıyor, gelir dağılımında makas
alabildiğine açılmış, dış ve iç borçlarda
görülmemiş rakamlarla karşılaşıyoruz, intiharlar
artık bir Türkiye klasiği hâline gelmiş.
Partizanlığın tüm kurum ve kuruluşları felç
ettiği AKP düzeninin artık sürdürülebilir olması mümkün
değildir.
Değerli milletvekilleri, eski
Dışişleri Bakanlarından Sayın İhsan Sabri
Çağlayangilin bir sözü var diyor ki: Siz eğer Orta Doğuda bir
yemeğe gittiğinizde davetli listesinde yoksanız mutlaka menüde
adınız var demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Çelik.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Demek ki
sağlıklı dış politikanın yürütümünde biz bu
görüşlere, bu tecrübelere, deneyimlere özel olarak önem vermek
zorundayız. Onun için bugün tartışılan konulara
baktığımız zaman hepsi yapay. Algı yönetimine
dayalı bir tartışma ortamına itiliyoruz tıpkı
Ayasofya ve diğerlerinde olduğu gibi. Hâlbuki biz millî ve manevi
değerlere bağlı insanlarız. Niçin bizi buraya
sürüklüyorlar? Çünkü toplumu, Türkiyenin gerçeklerinden alabildiğine
uzaklaştırmak istiyorlar ve AKP düzeni işte bize bunu
dayatıyor. Onun için biz, gençlik yıllarımızda şöyle
bağırırdık: Yaşasın devlet, yıkılsın
düzen.
Yaşasın devlet, yıkılsın AKP
düzeni diyor hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
61inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
61inci madde kabul edilmiştir.
62nci madde üzerinde 2 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 62nci
maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Özkan Yalım Sevda Erdan
Kılıç Murat
Bakan
Uşak İzmir İzmir
Aysu Bankoğlu Metin İlhan Atila Sertel
Bartın Kırşehir İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşma
üzere İzmir Milletvekili Sayın Atila Sertel.
Buyurun Sayın Sertel. (CHP
sıralarından alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Başkanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; hukuk,
adalet Adalet ve Kalkınma Partisinin döneminde özellikle 2008
yılı sonrası çok tartışılır ve çok
acınacak bir noktaya doğru geldi ve bu giderek sürüyor. 2008den
sonra Ergenekon davalarını, Balyoz davalarını izlediler ve
FETÖcülerle birlikte o dönemin savcılarıyla, o dönemin FETÖcü
hâkimleriyle aydınları, demokratları, yurtseverleri,
milliyetçileri, Atatürkçüleri kıydılar; sonra FETÖden
ayrıldılar. Hukuk sistemi şimdi yine aynı
sıkıntıyla devam ediyor. Hukuku, adaleti katleden iktidar olarak
anılacaksınız tarihe çok önemli bir not düşüyor-
özgürlükleri yok eden, aydınları, gazetecileri hücrelerde çürüten
iktidar olarak anılacaksınız yıllar da geçse. Siz,
fabrikaları kapatan, tarlaları kurutan; umutları karartan, yok
eden, en çok cezaevi açan iktidar olarak anılacaksınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, bugün, Sayın Recep Tayyip
Erdoğan, AKP Genel Başkanı ne diyor?
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi en doğrusudur.
demiyoruz. diyor. Günaydın. Bundan sonra ne diyeceğini Allah bilir
ama Tek adam sistemine geçilmesin, saray rejimine geçilmesin, tek kişi bu
ülkede hâkim olmasın. diye her konuda konuşmamızı
yapmamıza rağmen, ne yazık ki tek adam rejimine geçildi. Bunda
vebali ve günahı olanların da zaman içerisinde bu vebali ve
günahı öz eleştiriyle çıkaracaklarına inanıyorum.
Arkadaşlar, 24 Haziran 2018de
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle iş
başına gelen Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? Parlamenter
sistemde hükûmet cenahından gelmeyen hiçbir tasarı veya teklifin
Meclis Genel Kurulundan geçme şansı yok. Kanun teklifi yetkisi sadece
milletvekillerine ait. Yeni sistemde herkes kendi işini yapacak. dedi.
AKP milletvekillerinin hiçbirinin tek başına kanun teklifini
hazırlayıp sunduğunu ve buraya getirdiğini asla görmedik. Sarayda
hazırlanan yasalar buraya geldi ve oylandı. Bakın, böyle
demişti Sayın Cumhurbaşkanı, ne oldu? 24 Haziran 2018den
bu yana toplam 1.915 madde içeren 41 Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi çıkarıldı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
çıkarılan 38 yasadaki 663 maddenin 3 katı ve muhalefetten gelen
hiçbir kanun teklifi, halkın yararına, milletin yararına,
Türkiyenin yararına hiçbir kanun teklifi komisyonlara dahi inmedi. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı ne
dedi? Yüzde 20 olan savunma sanayisindeki yerli üretim yüzde 65e
çıkacak. dedi. Ne oldu? Sakaryadaki Tank Palet Fabrikasını
Katarlılara sattılar. Bırakın bizim millî sanayideki
payımızın artmasını millî olan fabrikamız
yabancı ellere peşkeş çekildi. Dedi ki Yeni modelle
yatırımların ve yatırımcıların önünü
açacağız, Türkiyeyi yatırımcı dostu ülke hâline
getireceğiz. Hukuk yok, adalet yok; öyleyse yatırım yok.
Volkswagen Manisada 1 milyar dolarlık fabrika yatırımı
yapacakken ne yazık ki Slovakyaya kaçtı. İnsan üzülüyor.
Ekonomi yönetimi üretim, finans, ticaret sacayaklarına oturtulur. Türkiye
cazibe merkezi hâline getirilecek. dedi. Bakın, yabancı
yatırımcıların son beş yıldaki en büyük
kaçışı işte bu dönemde yaşandı, iki yıl
içinde yaşandı. Nisanda yabancılar 847 milyon dolarlık
hisseyle 2 milyar 814 milyon dolarlık tahvili satarak Türkiyeden toplamda
3 milyar 661 milyon dolarlık çıkış yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Serter.
ATİLA SERTEL (Devamla) Yabancıların
tahvil piyasasındaki sahiplik oranı yüzde 17 seviyesinden yüzde 8.3e
geriledi. Cari açığı büyük oranda halledeceğiz. dedi.
2019 Nisan ayında 469 milyon dolar olan açık, bu yılın ilk
ayında 5 milyar 62 milyon dolar olarak gerçekleşti. O kadar çok örnek
var ki saymaya kalksam gerçekten bu Cumhurbaşkanlığı
sistemi denilen saray rejiminin Türkiyeyi ne hâle getirdiğini siz bizden,
halkımız da bizden daha iyi biliyor.
Son dönemde, yolsuzluklar, yoksulluk, yasaklar arttı.
İktidara gelirken 3Yyi önleyeceğini; yasakları, yolsuzluğu
ve yoksulluğu önleyeceğini söyleyen iktidar, ne yazık ki bu
bataklıkta boğuldu kaldı. Ne dedi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
ATİLA SERTEL (Devamla) Parlamenter sistemde
herhangi bir atamayla ilgili adım atıyorsunuz icabında
Cumhurbaşkanı önünüzü kesiyor, bürokrasi önünü kesiyor. dedi. Ne
oldu? Ön açıldı, millî güreşçi Vakıfbank yönetimine, RTÜK
Başkanı Halkbank yönetimine, eşinin özel kalem müdürü de
TÜİKe atandı. Bu yoksulluğu, yasakları, yolsuzluğu,
bunların hepsini ortadan kaldıracağız. dedi, işte
Türkiyenin geldiği hâl. Ben bu ülkeyi çok seviyorum. Çocuklarım
için, torunlarımın geleceği için özgür, demokrasi içerisinde,
hakkın, hukukun, adaletin herkes için eşit olduğu bir ülkede
yaşamak istiyorum. Türkiye bizim sevdamız. Aynı bayrak
altında, kimsenin kimseyi ayırmadığı, kardeş
kavgasının olmadığı; insanlar arasında dili,
dini, rengi, ırkı, mezhebi diye ayrımın
olmadığı ve herkesin kucaklaşarak
yaşadığı özgür bir ülkede hep birlikte yaşamak
dileğiyle saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 62nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiş ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Zeki Hakan Sıdalı Orhan Çakırlar Fahrettin Yokuş
Mersin Edirne Konya
Yasin Öztürk Muhammet Naci Cinisli
Denizli Erzurum
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mersin Milletvekili Sayın Zeki Hakan Sıdalı.
Buyurun Sayın Sıdalı. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce,
Meclis Başkan Vekilliği görevine seçilen Sayın Haydar Akara
yeni görevinde başarılar diliyorum.
Kolaylıklar dilerim Sayın Başkan.
(CHP sıralarından alkışlar)
Kıbrıs Barış
Harekâtının 46ncı yılında, millî davamız
uğruna canlarını ortaya koyan tüm şehit ve gazilerimizi
saygı ve minnetle anıyorum.
Dün akşam Hakkâride şehit olan kahraman
askerlerimize de Allahtan rahmet, Türk milletine
başsağlığı diliyorum.
Bugün kara bir gün oldu. Muğlada vahşi
bir cinayete kurban giden, hayatı, hayalleri ve geleceği çalınan
Pınar Gültekine Allahtan rahmet, ailesine ve sevenlerine
başsağlığı diliyorum.
Sayın milletvekilleri, Yargı Reformu
Strateji Belgesi çerçevesinde hazırlandığı söylenen ve
kamuoyunda İkinci Yargı Paketi olarak isimlendirilen bu teklif,
iddia ettiğiniz gibi bir reform hamlesi değil, zaten birincisi de
değildi. Türk yargı sisteminin kronikleşmiş problemleri
dağ gibi dururken bunları çözmeden Yargıda reform yaptık.
denilemez. Bu sebeple, Türk adalet sisteminin yapısal, kapsamlı ve
gerçek bir reforma ihtiyacı olduğu açık ancak bu reformun sizin
elinizle gerçekleşmeyeceği daha da açık.
Makul sürede yargılanma hakkı,
vatandaşlarımıza anayasal olarak sağlanmış bir
haktır. Yıllardır çözemediğiniz yargılama sürelerinin
uzunluğu meselesi artık kangren hâline gelmiştir. 2016
yılından beri yargılama sürelerini kısaltmak için
adımlar atıyorsunuz, dört yıldır bir uğraş
içindesiniz, hatta 2018 yılında yargılamada hedef süre ilkesi
bu Mecliste kabul edildi. Ocak 2019 itibarıyla hedef süre uygulanmaya
başlandı. Ancak şimdi görüştüğümüz teklifi bile
yargılamayı makul süreye ulaştırma gerekçesiyle
getiriyorsunuz. Görüyoruz ki yargılamayı kısaltacak kanuni
düzenlemeyi bile makul sürede Meclise getirememişsiniz. Burada konuşmamız
gereken, vatandaşlarımızın açtığı en basit
davalar için bile neden beş altı ay sonraya duruşma günü
verildiğidir. Her zaman söylediğimiz gibi, yalnızca kanunu
çıkarmak, yönetmeliği yayınlamak yetmiyor. Hedef süre koydum.
demekle iş bitmiyor. Sonuca ulaşmak için konuyu bütünsellikle ele
almak ve tüm engelleri eş zamanlı olarak ortadan kaldırmak
gerekiyor. Örneğin, ülkemizde görev yapan ceza mahkemelerinin ortalama
karar süresine baktığımızda, 2014 yılında iki yüz
otuz bir günken 2019 yılında bu ortalamanın iki yüz yetmiş
güne çıktığını görüyoruz. Hukuk mahkemelerinin
ortalama karar süresine baktığımızdaysa 2014
yılında iki yüz yedi günken 2019da iki yüz seksen günlük bir süre
öngörüyoruz. Yani sizin yargı strateji belgeleriniz ve
reformlarınızla ortalama karar süresi beş yılda yetmiş
üç gün uzadı. Bu uzamanın sebebi ne, bunları
konuşmamız lazım.
Mahkemelerdeki iş yoğunluğunu
hafifletecek adımlar atmadan, yargının her kademesindeki
personel yetersizliğini gidermeden, Bakanlık tarafından
düzenlenecek hizmet içi eğitim programlarıyla hâkim ve
savcıların bilgileri sürekli güncellenmeden ve geliştirilmeden
ne yargılama sürelerini kısaltabilir ne de hedef süre tam
manasıyla gerçekleştirilebilir. Mesela, hukuk mahkemelerine
baktığımızda reel çalışma oranlarının
yüzde 56lara gerilediğini görüyoruz. Yani bir mahkeme, karara
bağlaması gereken elindeki dosyaların 2 tanesinden 1 tanesini
karara bağlayabiliyor, devamı diğer yıla kalıyor. Yeni
senenin dosyaları da eklendiğinde konu tamamıyla içinden
çıkılamaz bir hâle geliyor. Eğer gerçek bir reform yapmak
istiyorsanız temel ilkeniz, atanacak kişilerin kanuna ve hukuka
sadakati, yapacağı görevde liyakati olsun ki üst mahkemeler
hâkimlerin verdiği yanlış kararları sürekli bozmak zorunda
kalmasın. Böylece hem yargı süreleri kısalsın hem de
gerçekten adalet tecelli etsin. Çünkü hepimizin bildiği gibi geciken
adalet, adalet değildir.
Sayın milletvekilleri, Avrupa Birliği ve
Avrupa Konseyinin raporlarında uzun yargılama sürelerine dikkat
çekilmekte ve ülkemize bu konuda revizyon çağrıları
yapılmakta. Fakat siz bunları da dikkate almıyorsunuz. Bir
yandan Avrupa Birliğine tam üyeliğe ulaşmakta
kararlıyız denilirken diğer yandan AB müktesebatına
aykırı ne varsa yapılıyor, AİHM kararları dahi
uygulanmıyor. AİHM kararlarını uygulamamada, Rusyanın
ardından 184 kararla 2nci sıradayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
Geçtiğimiz haftalarda Rusya, Anayasasına
İşime gelmeyen hiçbir uluslararası kararı uygulamam.
maddesi koydu. Sizin de amacınız, yargımızı götürmek
istediğiniz yer burası mıdır, merak ediyoruz.
Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
62nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
60a göre söz talep eden 2 milletvekilimize söz
vermek istiyorum.
Sayın Kemalbay
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
64.-
İzmir Milletvekili Sepril Kemalbay
Pekgözegünün, İzmir ilinde Pınar Gültekinin öldürülmesini protesto
etmek için toplanan kadınların polis müdahalesiyle
engellendiğine ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün İzmirde, Pınar Gültekinin
katledilmesini protesto eden kadınlar polisin işkenceli
gözaltısıyla engellendi. 20ye yakın kadın boğazı
sıkılarak, üzerine oturularak, kasıtlı olarak vücudu
ellenerek, taciz edilerek, çimdiklenerek, kol kıvrılarak, saç çekilerek,
küfür edilerek, hakarete maruz bırakılarak darbedildi, gözaltına
alındı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Kadınların demokratik haklarını kullanmaları
karşısında böylesine insanlık dışı bir
uygulama nasıl olabiliyor; polis, devlet, iktidar neden kadın
protestolarına karşı böylesine insanlık onurunu ayaklar
altına alan muamelede bulunuyor diye sormak istiyorum.
Başta İzmir Emniyeti olmak üzere,
Valiliği olmak üzere, Güvenlik Şube Müdürü olmak üzere gerekenin
yapılması
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şevkin
65.-
Adana Milletvekili Müzeyyen
Şevkinin, muhtarların 7201 sayılı Tebligat Kanunundan
kaynaklanan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Demokrasinin
yapı taşı muhtarlarımızın sorunlarını
defalarca kez yüce Meclis çatısı altında dile getiriyoruz.
Siyasi partilerden bağımsız seçilen muhtarlarımız son
zamanlarda tam anlamıyla tebligat memuru gibi çalıştırılıyor,
PTT tutanaklarıyla uğraşmak zorunda kalıyorlar.
Memurların getirdikleri tebligatlara ıslak imza koşulu
muhtarları zor durumda bırakıyor. Muhtarların noter
tasdikli imza kaşeleri ve imza sirküleri olmasına rağmen,
adreslerinde bulunmadıkları gerekçesiyle muhtarlık
binalarına bırakılan evraklara 7201 sayılı Tebligat Kanununun
21inci maddesi uyarınca muhtarların ıslak imza atması
bekleniyor. Her gün yüzlerce evrak imzalamak zorunda kalan
muhtarlarımızın yerlerinden kıpırdamalarına dahi
engel teşkil eden bu durumun düzeltilmesi için PTT Genel Müdürlüğü ve
Adalet Bakanlığını acilen göreve davet ediyorum ve öyle bir
yaklaşım göstermelerini bekliyor, teşekkür ediyorum.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN 63üncü madde üzerinde 3 önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 63üncü
maddesiyle değiştirilen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet
Kanununun 156ncı maddesinin birinci fıkrasındaki
kurulmamış olan ibarelerinin, bulunmayan şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Özkan Yalım Metin İlhan Sevda Erdan
Kılıç
Uşak Kırşehir İzmir
Yüksel Özkan Murat Bakan
Bursa İzmir
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Önerge hakkında konuşmak
isteyen Bursa Milletvekili Sayın Yüksel Özkan.
Buyurun Sayın Özkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Sayın Başkan,
sizlere başarılar diliyorum.
Çok değerli milletvekilleri, hepinizi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum.
Şubat 2019 tarihinde, bu kürsüden, Bursada
depreme dayanıklı olmayan ve yıkılan 12 okulun ne zaman
yapılacağına dair bir soru yöneltmiştim. Aradan bir
yıl geçti, yıkılan okulların yeniden yapılmasıyla
ilgili herhangi bir gelişme olmadığı gibi, Bursada 24
okulun daha yıkımına karar verildi. Şubat 2020de, yine,
Mecliste, Genel Kurulda tekrar gündeme getirdik ve aynı zamanda da
Sayın Ziya Selçukun cevaplaması için vermiş olduğum soru
önergesine çok ilginç bir cevap geldi; okulların yapımıyla
ilgili hayırsever vatandaşlardan destek beklendiği yönünde bir
cevap idi. Yaklaşık bir buçuk yıl boyunca öğrenci,
öğretmen ve velilerin yaşamış oldukları
sıkıntılara kulak tıkayan iktidar, her
sıkıntıda vatandaşa IBAN numarası gönderdiği
gibi, -anlaşıldığı gibi- bu okulların
yapımı için de IBAN numarası göndermeye hazırlanıyor.
Anlayın artık arkadaşlar, hayırsever vatandaşlar size
güvenmiyor. Yardım adı altında topladığınız
paraların nerelere harcandığının hesabını
vermediğiniz için vatandaş da yardım yapmak istemiyor.
Eylül ayında açılması planlanan
okullarda sosyal mesafeyle ilgili birtakım kuralların getirilmesi
tabii ki kaçınılmaz. 3 milyon nüfuslu bir metropolde kalabalık
sınıflarda, ikili eğitim sisteminde, farklı bölgelerde
eğitimine devam etmek zorunda kalan -ve 36 okulun eksikliğinde-
öğrencilerimizin sosyal mesafeyi koruması için ne gibi bir planlama
yapıldığını merak ediyoruz.
On sekiz yıllık iktidarınızda,
TOKİ inşaatlarıyla, bulduğunuz her boşluğu
kısa sürede betona boğarken yıkılan okulların
yapılmaması size acaba tuhaf gelmiyor mu? O hâlde, bu çileyi
çektirdiğiniz Z kuşağı gençlerinin protestolarını
da haklı görmelisiniz.
Covid-19 pandemi döneminde çarpık
yapılaşmanın toplumun halk sağlığına olumsuz
etkilerini hep beraber gözlüyoruz. Yeşil alanların beton
yığınlarıyla kaplanması konusunda çok başarılı
olan iktidarınız, Bursanın kalan son yeşil alanı olan
ve bir hayırsever tarafından havaalanı şartıyla
bağışı yapılan Yunuseli Havaalanına göz dikti.
Her zaman olduğu gibi, Covid-19 salgın döneminde de canla başla
çalışan sağlık çalışanlarına
sağlık müdürlükleri tarafından her beş günde bir PCR testi
yapılacağı genelgeyle bildirilmiş olmasına rağmen
ne yazık ki bu da sadece yazıda kaldı. Sağlık
çalışanlarının hak ettiklerini vermediniz, sadece balkondan
alkışladınız. Hayatları pahasına görev yapan
sağlık çalışanlarına PCR testi yapılmazken
Sayın Cumhurbaşkanının konuşma yapacağı 15
Temmuz törenine katılacaklara PCR testi yapılma
şartını koydunuz. Sosyal mesafe yok sayılarak yapılan
Genel Kurul çalışmalarını görmeyenler bu duyuruyu yaparken
acaba hiç mi utanmadılar? Salgın sürecinde toplumu doğru
bilgilendiren konunun uzmanı bilim insanları hakkında bile
soruşturmalar başlattınız. Özerkliklerini ortadan
kaldırdığınız üniversitelerimizde coronayla ilgili tüm
bilimsel çalışmaları kısıtladınız ve
Sağlık Bakanlığının iznine
bağladınız, bilime de sansür getirdiniz.
Evet, çok değerli milletvekilleri
-paylaşmak istiyorum- sağlık bilimleri alanında
uluslararası çalışmaların yer aldığı
makalelerin yayınlandığı bir veri tabanı var, PubMed.
PubMedde bugün bir tarama yaptım ve dünyada 2019 yılının
sonunda ve bugüne kadar -2020, bu tarihe kadar- yapılan dünya çapında
toplam 20.962 araştırma makalesi var. Bunlardan sadece 73ü
Türkiyede. Türkiyedeki tıp fakülteleri sayısını
düşünürseniz, bunlar 84 artı 61 de eğitim hastanesini
katarsanız düşünün 2 hastaneye bir bilimsel araştırma
düşmemekte.
Salgın döneminde kepenk kapatan
esnafımıza verdiğiniz sözleri tutmadınız,
esnafımızın ismini ramazan erzak listelerine yazarak
onların gururlarıyla oynadınız. Parmağındaki
alyansını satıp gününü kurtarmaya çalışan esnafın
feryadını duymadınız. Sözde kredi
dağıttınız, zaten borçlu olanlar alamadı. Esnafa
Sicili bozuk. dediniz, aslında sicili bozuk olan esnaf değil, bu
ülkeyi yönetenler. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Eski sicillerinizi
düzeltiyoruz!
BAŞKAN Toparlayalım lütfen Sayın
Özkan.
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla) Neyse, siz söz
hakkınızı kullanırsınız Sayın Grubu
Başkan Vekili, izninizle.
Krediye ulaşabilenlerin parasından
değişik isimler altında kesinti yapıldı ve alınan
kredi kuşa döndü. Söz konusu kesintilerin salgın süresinde
alınmaması, alınan miktarın iade edilmesi için kanun
teklifi sundum. Samimiyseniz gelin, bunu hayata geçirelim.
Geçtiğimiz ayda Bursada büyük bir sel felaketi
yaşadık. Maddi kayıplarımızın yanında ne
yazık ki can kayıplarımız da oldu. Bu olaya bağlı
zararların koşulsuz ve şartsız olarak giderilmesi için 10
Temmuzda Türkiye Büyük Millet Meclisine bir kanun teklifi sundum. Tarlada ürünü
sular altında kalan çiftçilerimizin arazilerinin hemen yanındaki
havaalanına özel uçağıyla gelen Sayın Tarım
Bakanı, çiftçinin yüzüne bakamadığından dolayı olsa
gerek, mağdur çiftçinin olay yerinde derdini dinlemeden eskortlar eşliğinde
Bursaya geçip salon toplantısı yaptı. Gelin, yaraların
daha sağlıklı sarılması için en azından Bursada
yaşanan sel felaketinde bölgenin afet bölgesi sayılması için 10
Temmuzda verdiğimiz kanun teklifini hep beraber
yasalaştıralım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Özkan.
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla) Covid-19 salgını
döneminde alınan tedbirler çerçevesinde, 65 yaş üstü büyüklerimiz
büyük fedakârlık gösterdiler. Dünyada birçok ülkede örnekleri olduğu
gibi zor geçinen emeklilerimize biz de yılda bir hafta devlet destekli
tatil imkânı sağlayalım. Bu konuda, 15 Haziranda Türkiye Büyük
Millet Meclisine vermiş olduğum kanun teklifini de gündeme alıp
yasalaştıralım, böylece hem emeklilerimiz hem de ülkemiz
turizmine büyük katkı sağlamış oluruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
63üncü maddesinde geçen önerisi ibaresinin tavsiyesi olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tulay Hatımoğulları Oruç Kemal Peköz Kemal Bülbül
Adana Adana Antalya
Serpil Kemalbay Pekgözegü Mahmut
Celadet Gaydalı
İzmir Bitlis
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurun Sayın Gaydalı. (HDP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, partim ve grubum
adına, görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 63üncü maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, sözlerime
başlamadan önce, barbar IŞİD çetesi tarafından 20 Temmuz
2015te Şanlıurfanın Suruç ilçesinde katledilen 33 tertemiz
koca yüreği, 33 umut yolcusunu saygıyla ve minnetle anıyorum.
Maalesef, burada Hukuk Muhakemeleri Kanunuyla
ilgili yapılmak istenen yeni düzenlemelerin sonuna yaklaşırken,
olmayan hukukun, yerine getirilemeyen adaletin de tanıklığını
yapıyoruz. Öyle ki bugün, insanların bırakın tepkilerini
dile getirmeyi, acılarını dahi yaşamalarına izin
verilmeyen, yapılan her eylemi, her gösteriyi kendi iktidarına
yönelik tehdit olarak algılayan bir yönetim anlayışı
bulunmaktadır. Türkiye'nin birçok yerinde 33 genç için yapılan anma
törenlerine karşı polis güçleri tarafından uygulanan
saldırıyı kabul etmek mümkün değildir.
Yapılanları açıklayacak tek kelime faşizmdir. İnsani gösterileri,
insanlık dışı uygulamalarla engellemeye
çalışıyorsunuz. Maalesef, acıyı normalleştiren,
acıya neden olanları meşrulaştıran bir
anlayışla ülkeyi yönetmeye devam ediyorsunuz.
2002 yılında üstünlerin hukukunu
değil, hukukun üstünlüğünü savunacağını dile getiren
AKP, gelinen noktada tamamen bir polis devletinin ardına
sığınmış durumdadır. En ufak bir tepkiden dahi
korkuyorsunuz, hatta halkın bizatihi kendisinden korkuyorsunuz. Bu
korkuyla halkın elindeki seçme özgürlüğünü bile yok sayarak kayyumlar
atadınız. Atadığınız valilerin,
kaymakamların aldığı kararları Anayasanın
üzerinde tuttunuz. Yasal hakları bir valinin iki satırlık
yazısıyla askıya aldınız. Yasaklara karşı
başlattığınız yürüyüşü yalanla, rantla ve talanla
sürdürüyorsunuz. Ülkede hukuk adına hiçbir şey
bırakmadınız. Özellikle Allahın büyük bir lütfu olarak
nitelendirdiğiniz 15 Temmuz sonrası yayınlanan KHKlerle adaleti
mezara, iktidarınızı saraya taşıdınız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Terörle mücadele
düzenlemeleri onlar.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) 130 binin
üzerinde kamu emekçisini sadece mağdur etmediniz, açlığa ve
sefalete mahkûm ettiniz. 6 bine yakın akademisyeni ihraç ederek
eğitimi karanlığa sürüklediniz. Sizler Savaşa hayır.
diyen insanları dahi ihraç etmekten bir anlık utanç bile duymadınız.
179 medya kuruluşunu kapattınız. Size göre Fetullahın
yanında gururla resim çektirenler masum, sendikal faaliyetlere
katılanlar suçlu oldu.
Kısacası, sizlerin bir özürle
kurtulduğu sorumluluktan halkın büyük bir kesimi ömür boyu
kurtulamıyor. AKP iktidarı maalesef büyük bir kavram
kargaşası yaşamaktadır. Ezen ile ezilen, suç ile suçlu,
yargıç ile sanık bu iktidar döneminde ters yüz edilmiş durumda.
Yaratmaya çalıştığınız korku iklimiyle adil
yargılanmaların önüne koca bir set çektiniz. Muhalif olan herkesi
kriminalize ederek cezaevlerine gönderebilmek adına talimatlarla
yargıya müdahale ettiniz. 282.790 kişiyi gözaltına
aldınız ve 95 bin kişiyi tutukladınız.
Unutulmamalı ki sizin cezaevlerinizin bir sınırı
vardır ama bu halk için var olan umut ve özgürlüğün bir
sınırı yoktur.
Değerli milletvekilleri, hukuksuzluk
sürdürebilir bir yönetim anlayışı değildir. Çünkü
hukuksuzluğun ve adaletsizliğin bir sınırı da yoktur.
Hukuk üzerinde yarattığınız tahribatlar sadece bugünü
değil, geleceği de karanlığa sürüklemektedir ama her ne
koşulda olursa olsun bu karanlık iklim, gelecek aydınlık
kuşakları yok edemeyecektir. Platonun çok güzel bir sözü var:
Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebilirsiniz.
Hayattaki gerçek trajedi, yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.
İşte bu trajik durum, bugün AKPnin içinde bulunduğu hâli
özetlemektedir. Sizler aydınlıktan, aydınlık gelecekten ve
aydınlık yarınlardan korkuyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Bunun için, tüm
baskı modellerinizle her türlü eylem ve etkinliği kendi
iktidarınıza karşı olarak algılıyorsunuz. Sizden
önceki despot yönetimlerin bıraktığı ayak izlerini takip
ederek bir yere varamayacağınız artık bir gerçekliktir.
Umarım sizler bu gerçekliğin farkına varabilirsiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 63üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
değiştirilmiştir ibaresinin yeniden düzenlenmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yasin Öztürk Fahrettin Yokuş Orhan Çakırlar
Denizli Konya Edirne
Hüseyin Örs Feridun Bahşi Muhammet Naci Cinisli
Trabzon Antalya Erzurum
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında
konuşmak isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın
Örs.(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS
(Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun
teklifinin 63üncü maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına
söz aldım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, yavru vatanımızda Türklerin
uğradığı baskı ve zulmü ortadan kaldırmak için
milletçe tek yürek olarak gerçekleştirdiğimiz Kıbrıs
Barış Harekâtının 46ncı yılında,
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük
Bayramını kutluyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar) O gün bu tarihî karara imza atan ve başarıyla
uygulayan merhum Başbakanlarımızdan Bülent Eceviti, merhum
Necmettin Erbakanı rahmetle şükranla anıyorum. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Bu vesileyle,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaşı ve kanı pahasına Kıbrıs
topraklarını vatan yapan şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor,
gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. (İYİ PARTİ ve
CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, ilgili maddeyle, 6769 sayılı Kanunun 156ncı
maddesinde değişiklik yapılmaktadır. (1)inci
fıkrayla, fikrî ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikrî ve
sınai haklar ceza mahkemesinin Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu
görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet
Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulacağı ve bu
mahkemelerin yargı çevresinin, il ve ilçe sınırlarına
bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi
üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirleneceği
hükme bağlanmaktadır.
(2)nci
fıkrayla da fikrî ve sınai haklar hukuk ve ceza mahkemelerinin
kurulmadığı yerlerde ise bu mahkemelerin görev alanına
giren dava ve işlere, asliye hukuk veya asliye ceza mahkemelerince
bakılacağı, bu dava ve işlere bakacak asliye hukuk ve
asliye ceza mahkemeleri ile bu mahkemelerin yargı çevresinin de il ve ilçe
sınırlarına bakılmaksızın Adalet
Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar
Kurulu tarafından belirleneceği hüküm altına
alınmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Hukuk Muhakemeleri
Kanununda yapılan 63 maddelik değişikliğin geneline
baktığımızda yargının
hızlandırılması adına desteklenmesi gereken bazı
maddeler bulunsa da işin temeline indiğimizde göz ardı
edilmemesi gereken hususları da burada sizlere arz etmek isterim. Bir
buçuk yıl önce, Adalet Bakanı Sayın Abdulhamit Gül, Adalet
Komisyonu üyelerine yapmış olduğu bir sunumda, Türkiyede yargı
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
konusunda ciddi sorunlar yaşandığına, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesiyle uyumda sorunlar olduğuna, yargının
güven kaybettiğine ve yargının
hızlandırılması gerektiğine ilişkin çok
doğru tespitlerde bulunmuş ve bununla ilgili de yargı
reformları yapılması gerektiğini dile getirmiştir.
Değerli milletvekilleri, yargı
bağımsızlığı, yargının
siyasallaşması ve yargıda kadrolaşma; bu 3 temel sorun
bugün yargımıza duyulan güvensizliğin temelini oluşturmaktadır.
Güven veren bir adalet sistemi oluşturmak istiyorsak bu 3 büyük sorunu
ortadan kaldırmalıyız. Yargı, siyasi iktidarın emrinde
olmaz, olamaz. Siyasetin etkisi altında karar veren yargıcın
mahkemesinde de adalet çıkmaz.
Değerli milletvekilleri, son zamanlarda, Meclis
çatısı altında, siyasetin yargı üzerindeki
baskısının esas mesele olduğu, bu durum düzeltilmediği
müddetçe yapılacak bütün çalışmaların ya da düzenlemelerin
eksik olacağı ve doğru sonuç vermeyeceği hususunu
sıkça konuştuk, dile getirdik. Vatandaşların
hayatını kolaylaştıran, güven veren, hukuk devleti
niteliğini güçlendiren bir yargı anlayışı ya da
reformu şüphesiz hepimizin arzusudur.
Değerli milletvekilleri, konuşmamın
bu son bölümünde, hepimizin yüreğini yakan, bir annenin daha yüreğine
evlat acısı düşüren Pınar Gültekin cinayetiyle ilgili
düşüncelerimi de içim kanayarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Genç
bir kızımızı daha cinayete kurban verdik. Kendisine
Allahtan rahmet diliyorum, acılı ailesine başsağlığı
diliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Örs.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Kadınların
yaşam hakkını koruyan İstanbul Sözleşmesinin
tartışıldığı bir dönemde bu acı olayın
yaşanmasını da ayrıca dikkatlerinize sunuyorum. Bu cinayet
bir kez daha göstermiştir ki kadın cinayetleri, tacizler ve
tecavüzler konusunda acil bir yasal düzenleme yapılmalıdır.
İktidar muhalefet iş birliğiyle konu gündeme alınmalı,
bu suçları işleyenlerin cezaları ve infaz şartları
mutlaka ağırlaştırılmalıdır diyor, Genel
Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
63üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
63üncü madde kabul edilmiştir.
64üncü madde üzerinde 3 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
64üncü maddesinin teklif metninden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Bülent Tezcan Orhan Sümer Süleyman Bülbül
Aydın Adana Aydın
İbrahim Özden Kaboğlu Nurhayat Altaca
Kayışoğlu Rafet
Zeybek
İstanbul Bursa Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Sayın İbrahim Özden Kaboğlu.
Buyurun Sayın Kaboğlu (CHP
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, öncelikle görevinizde başarılar dilerim.
Sayın Başkan, Divan, değerli
milletvekilleri; 216 sıra sayılı Kanun Teklifinin 64üncü
maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum.
İkinci yargı paketi olarak
adlandırılan bu yasa önerisinde, 9 ayrı kanunda 63 madde
değişikliği söz konusu. Bunların 6sında, daha önce,
27nci Yasama Döneminde 3 farklı komisyonda 10 kez değişiklik
yapıldı. Dolayısıyla, torba kanunun
taşıdığı sakıncalar açısından 1incisi
yasama inisiyatifi bakımından; 2ncisi yasanın niteliği
bakımından, özellikle ulaşılabilir, öngörülebilir ve
anlaşılabilir olma özellikleri bakımından; 3üncüsü de
Anayasa Mahkemesince denetimi açısından üçlü ana sorunla
karşı karşıya bulunulmaktadır. Bu önerinin
yasalaşması durumunda bir başka özelliği: Bu teklifin,
ikinci yargı paketinin başına gelenler herhâlde bir başka
paketin başına gelmedi çünkü izleyebildiğim kadarıyla tam
beş aydır komisyonlarda ve Genel Kurulda sürünen bir ikinci
yargı paketi; Komisyonda gün belirleniyor, geri alınıyor,
Komisyon erteleniyor, yarısında kesiliyor, Genel Kurulda hakeza
benzeri sorunlarla karşı karşıya bulunuluyor. Hâliyle,
şu 4 hususa yabancı bu yasa önerisi:
1) Yasa yapma tekniğine yabancı.
2) Yasamanın gündemine hâkimiyetine
yabancı.
3) Yasama yetkisinin asli ve genel özelliğine
yabancı.
4) Müzakere ve süreklilik ilkelerine yabancı.
Oysa hangi kanunu görüşmekteyiz? Usul kanununu
görüşmekteyiz ve usul hukukunun omurgasını oluşturan bir
kanundan -ceza usul hukuku, vergi usul hukuku, anayasa usul hukuku gibi- ve de
genel olarak hepsinde jurisdiction yani hukuku, hakkı, gerçeği
ortaya koymaya elverişli hukuk dalından söz ediyoruz. Şekiller,
süreler, usuller bütünü aslında Anayasa madde 2den başlıyor tıpkı
burada üç yıl önce Anayasa değişikliği sırasında
uygulanan ama yarım yamalak, ihlal edilerek uygulanan 175inci maddeye
kadar devam eden usule ilişkin kurallar. Bu yasanın merkezinde adil
yargılanma hakkı yer almaktadır. Adil yargılanma ilkeleri açısından
özellikle aleniyet ilkesi, ara buluculuk sorunu, görüntülü yargılama, ön
sürelerin kısıtlanması gibi diğer vekillerin dile
getirdiği ve özellikle Anayasanın 2nci, 36ncı, 138inci ve
141inci maddesi açısından sorun yaratan düzenlemeler söz konusudur.
Şimdi, bu yasanın geneline
baktığımız zaman bir yasama mesleği olarak hukuk
fakültelerine dönelim bir an için. Soru: Yasama mesleği nasıl icra
edilir? Birinci soru şu: Bir yasa nasıl yapılmaz? 2 örnek: Bu
yasa önerisi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu; ikinci örnek de çoklu baro sistemini
öngören 7249 sayılı Kanun. (CHP sıralarından
alkışlar) Bir yasa nasıl yapılmaz? Biri beş aya
yayılıyor, öbürü beş günde yapılıyor. İkisi de
cidden sorunlu. Hukuk fakültesinde ikinci soru: Sağlık OHAL
ortamında yasa nasıl yapılmaz? ya da Sağlık OHAL
ortamında yasama yetkisi nasıl kötüye kullanılır?
İkinci soru bu. Buna da tabii ki beş aydır burada tanık
oluyoruz çünkü 10-12 kanun olacak gündemdeki teklifler yasalaşırsa
fakat şimdiye kadar oylanan bu 10-12 kanunun sadece 1 yasası Covidle
ilgili. Geri kalan 10-11 yasa Covidle ilgili olmadığı için
yasama yetkisinin tipik olarak kötüye kullanılması anlamına
gelmektedir. Tabii ki burada yıl dönümüne işaret edecek olursak,
yıl dönümü bakımından bir OHAL söz konusu çünkü tam tamına
21 Temmuz saat 01.00de yürürlüğe girmişti, dört yıl önce
yürürlüğe girdi. OHAL nasıl kötüye kullanılır? Üçüncü
sorumuz bu. Dördüncü sorumuz ise OHAL döneminde istismarcı Anayasa
değişikliği ne demektir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen Sayın
Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, teşekkür ederim.
İşte bu da dördüncü soru ve 16 Nisan günü
oylanan Anayasa değişikliği. Grup Başkan Vekilimiz
Öncesinde, esnasında ve sonrasında tanık olunan ihlaller.
demişti, ben de bunu anayasal bilgilenme hakkı, anayasal kamuoyu ve
üstelik bir devletin siyasal belleği nasıl lağvedilir; bu soruya
verilecek yanıt. (CHP sıralarından alkışlar) Ve bir
toplum, özellikle imparatorluk ve ulus devlet geleneğine sahip olan bir
toplum tarihine nasıl yabancılaştırılır?
Şimdi, bu itibarla eğer Avrupa
ölçeğinde bir yarışma açacak olursak bu yarışmada
şu soruları sorsak:
1) Yasa nasıl yapılmaz?
2) Sağlık olağanüstü hâlinde yasa
yapımında yasama yetkisi nasıl kötüye kullanılır? 7242
örneği ve diğerleri.
3) Anayasal OHAL nasıl kötüye
kullanılır?
4) İstismar edici Anayasa
değişikliği nedir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim.
Eğer bu soruları yöneltirsek, Avrupa
çapında bir yarışma açacak olursak eminim ki birincilik
alırız. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, değerli vekiller, burada, ben
sadece Avrupa devletlerinde değil, Avrupa üniversitelerinde değil;
Fas, Tunus, Cezayir gibi bizim yakın dostumuz olan ve tarihsel
ilişkilerimiz olan devletlerde de anayasa yapım sürecine
katıldım, ders verdim, yasa yapım sürecine katıldım
ama bizim Anayasamız 81inci maddede yaptığımız,
içtiğimiz ant, namusum ve şerefim üzerine Anayasaya sadakat
andına hiçbir yerde tanık olmadım ama bu kadar özensiz, bu kadar
Anayasa madde 81e aykırı, yasama yetkisini istismar eden bir yasama
sürecine de tanık olmadım.
Teşekkür ederim dikkatiniz için. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 64üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
kaldırılmıştır ibaresinin
çıkarılmıştır ibaresi ile değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Yasin Öztürk Fahrettin Yokuş Orhan Çakırlar
Denizli Konya Edirne
Feridun Bahşi Aylin Cesur
Antalya Isparta
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Isparta Milletvekili Sayın Aylin Cesur.
Buyurun Sayın Cesur. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYLİN CESUR (Isparta) Sayın Başkan,
yeni görevinizi tebrik eder, şahsınızda Genel Kurulu
saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AYLİN CESUR (Devamla) Covid-19 pandemisi
sonrası ara verdiğimiz Meclis çalışmalarımıza
başladıktan sonra konuştuğumuz Genel Kuruldaki yasalara
baktım; baroları parçaladık, bekçileri donattık, Türk
Silahlı Kuvvetlerine düzenleme yaptık ama makyaj niteliğinde ve
Hukuk Muhakemesi Kanununu görüşüyoruz. Şimdi, vatandaşın
sorunları aşmış dağları Fizana gelmiş,
nasıl bir çözüm bulacağız bunlara ben bilemiyorum değerli
arkadaşlar. Sorularım var: Ülkede işsizlik bitecek mi,
ceplerdeki yangın sönecek mi, pahalılık azalacak mı? Daha
bugün kaybettik Pınar Gültekini, her gün kadınlarımız
ölüyor. Kadın cinayetleri duracak mı? Kızlarımız,
güzel evlatlarımız bu ülkede her gün cinayete kurban gidiyor.
Eğitime katkısı olacak mı? Ekonomi şu verdiğiniz
sözdeki atlayacağı çağı yakalayacak mı? Dış
politikada en fevkalade itibarsız dönemimizden kurtulacak mıyız?
Çiftçinin, üreticinin dertleri azalacak mı? Sera oldu, don oldu, bizim
Şarkikaraağaçın Yukarıdinek köyü bataklık oldu,
oranın bataklığı kuruyacak mı? İhracat
rakamlarımız toparlanacak mı, döviz rezervlerimiz dolacak
mı, açlık sınırındaki 20 milyon
vatandaşımızın karnı doyacak mı ve özgürlükler
artacak mı? Demokratik hakları alınıp da her gün her yerden
demokrasi arayanların hakları tekrar sağlanacak mı? Tutuklu
gazeteciler cezaevinden çıkacak mı, ifade özgürlüğü geri mi
gelecek, yolsuzluklar bitecek mi? PCRı yasaklayınca azalttığınız
vakalarla Covid-19 pandemisi bitecek mi? Şiddet azalacak mı?
Kaybettiğimiz tarım alanları, meralar, mera arazileri yerlerine
gelecek mi? Bakın, siyaset basına, sendikaya, üniversiteye, meslek
kuruluşlarına, adil yargı fonksiyonuna özgürlükleri vermez ve
kısıtlar ise olmayacak bunlar değerli arkadaşlar, ben size
vereyim cevabı. Bugün durumumuz bu maalesef. Ülke bir korku ortamı
içerisinde ama bütün bunlar aşılacak, biraz zamana ihtiyacımız
var, bu da iyi haber.
Ekonomik göstergeler ile halkın talepleri,
şikâyetleri, istekleri arasında farklılıklar var bugün.
Göstergenin ifade ettiği şey halkın yaşadığı
ve içinde bulunduğu durumla örtüşmüyorsa bu aslında sizin
değil, halkın sorunu. Halk hâlinden memnundur veya değildir, bu
siyasi bir meseledir. Siyasi temayüllerini sırası ve zamanı
gelince halk o istikamette koyacaktır, bundan hiç şüphemiz yok.
Halkın hem hâlinden şikâyetçi hem de siyasi yönetimden memnun
olması izahı zor bir iş çünkü ve halkımız on sekiz
sene boyunca korkuyla, belki umutla ya da her ne ise verdiği teveccühü
maalesef kendi hâline bakacak ve çözümü ilk seçimde sandıktan
çıkaracak. Çözüm siz ve sizin getirdiğiniz kanunları hiç düşünmeden
onaylayanlar değil, çözüm halkın elinde.
Şimdi, aslında bir de şu var tabii:
Saman ithal ediyoruz. diyenlere herhâlde iyi bir şey yapıyorsunuz
diyemeyiz. Yani biz burada konuşunca bize de kızmayın.
Tarım politikalarımızda birtakım düzeltilmesi gereken
yerler olmalı değil mi?
Türkiye'nin barışçı bir ülke olarak
komşularıyla iyi münasebetler içinde olması, onlardan
rahatsız olmaması ve onları rahatsız etmemesi gibi bir
dış politikası var normalde çok uzun zamandır süregelen. E,
bu bozuldu diye bundan bizim memnun olmamızı da bekleyemezsiniz. Biz
çözeceğiz, kimsenin kuşkusu da olmasın. Sorunları
diplomatik yoldan ve sabırla çözmek lazım. Türkiye büyük bir devlet,
komşularının saygısını yeniden kazanmakta da
güçlük çekmeyecek iktidara geldiğimizde.
Şimdi, burada yargıyı
konuşuyoruz. Görülmekte olan davaların gerginlik
yarattığı hâller var. E, bundan da memnun olamayız.
İtiraz suç olduğu hâlde dava olmasında değil, bu
davaların yönetiliş şekli ve bunun yanında hukuksuzluk iddialarını
beraberinde getiren hâllere itirazımız var. Aranan, hukuk; karşı
çıktığımız da hukuksuzluk. Ülkenin bir an evvel
huzura, sükûna daha çok kavuşması lazım. Ülkenin birliğe,
kardeşliğe, sevgiye daha çok ihtiyacı var; bu da hukuku
başımıza taç, demokrasiyi de tutkal yapmamızla mümkün.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
2001 Şubatında Türkiye finansal krize
sürüklenmişti, her şey allak bullak oldu, Türkiye fakirleşti,
çark durdu, büyük halk kitleleri için hayat dayanılmaz hâle gelmişti
ve 2002 yılında sizi seçimle halk getirdi ve 3 Kasım
sandığıyla 550 parlamenterden ancak 60 tanesi bu Parlamentoya
tekrar girebildi. Değerli arkadaşlar, askerî müdahaleler dahi bu
kadar büyük tasfiye yapmamıştı. Ama sonra ne oldu, bakın,
ne oldu? On sekiz sene sonra halkın bu beklentileri bugün inkisara
dönüştü maalesef.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
AYLİN CESUR (Devamla) - Bugün milyonlarca insan
işinden oldu. Türkiyenin imajı çok büyük zarar gördü. Halk
şikâyetçi; halk bürokrasiden, yolsuzluktan, yoksulluktan, iltimastan,
kayırmadan, yargıdan, tapudan, gümrükten, elektrik faturasından,
doğal gaz faturasından, su faturasından halk şikâyetçi.
Bunları gidermek için yeni bir arayış lazım. Halkbuki sizin
yapmanız gereken sorunları çözmek ama daha on sekiz yılda ortada
elbise yok, siz hâlâ düğmeyi delikten geçirmekle meşgulsünüz.
Türkiyenin en büyük sorunu, bugün, daha iyi yönetim ve çağın devleti
olan Türkiyeden beklentileri iyi anlamak lazımdı,
anlayamadınız. Türkiye yeniden yatırım yapabilmeli, işsizlik,
yoksulluk, yolsuzluk, eğitim, çevre alanlarında gayret göstermeli ve
mutlaka şehit cenazeleri kaldırmaktan kurtulmalı Türkiye. Bunlar
daha iyi yönetimle ama en çok da daha iyi yargıyla olacak. Ve yargı
hizmetlerinin daha iyi işlemesi ve merkezî idare ile yerel yönetimler
arasındaki münasebetlerin yeniden düzenlenmesi lazım. Bunları
biz yapacağız, siz yapamıyorsunuz, o belli. Türkiye bunları
yapacak, halk yeniden moral bulacak ve demokrasiye, devletin kurumlarına
olan güvenini bu halk tekrar tazeleyecek, hiç kuşkunuz olmasın ve en
önemli olay bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Bir cümle müsaadenizle.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen, buyurun.
AYLİN CESUR (Devamla) Türkiye yeniden güven
ve moral ortamını kazanacak, Türkiye yeniden demokrasiyi ve
kalkınmayı en büyük gündemi yapacak, sizden kurtulduktan sonra.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
64üncü maddesinde geçen ve ibaresinin ile olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Necdet İpekyüz Serpil Kemalbay Pekgözegü Tulay Hatımoğulları
Oruç
Batman İzmir Adana
Kemal Peköz Mehmet Ruştu Tiryaki Kemal Bülbül
Adana Batman Antalya
Mahmut Celadet Gaydalı
Bitlis
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Batman Milletvekili Necdet İpekyüz.
Buyurun Sayın İpekyüz.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) Sayın
Başkan, yeni görevinizi kutluyorum, başarılar diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aslında, tabii görüşüyoruz, bugün
konuşmamı bir şekilde hazırlamıştım fakat
akşamüstü şöyle bir haber geçti: Yozgatın Çekerek ilçesinde,
Mardinin Derik ilçesinden ormanda çalışmak üzere müteahhit
aracıyla gelen işçiler var. Üç aylık süreyle orada
çalışacaklar, 13 aile kendilerine yer kurmuşlar,
çalışmışlar. Bu işlerini yürütürken kurdukları
çadırlarda akşam uyuyorlar, sabah tekrar işe gidiyorlar. Birkaç
gün önce, birkaç muhtar geliyor, diyorlar ki: Bize ayakbastı parası
vereceksiniz. Ya, biz Kaymakamlıkla konuşmuşuz, kolluk
güçleriyle konuşmuşuz... Hayır bize ayakbastı parası
vereceksiniz. Kaymakamlığa iletiliyor, kolluk güçlerine iletiliyor,
Jandarmaya iletiliyor, itiş kakış, bir yığın
muhtar ve yanlarındaki bir kısım insan Siz bu parayı
vermeden, ayakbastı parasını vermeden burada
çalışamazsınız. diyorlar. Nitekim olaylar üzerine Jandarma
şu anda orada müdahale ediyor, Kaymakamlık bir güvence
sağlamış fakat gelinen aşamada Türkiyedeki bu nefret ve
kin şeyi
İnsanlar -nasıl gider- bir yerin kaymakamı
varken, valisi varken, kolluk gücü varken gidip diyecek ki: Sen ayakbastı
parası ver. Ya arkadaşlar, ülkeyi bu hâle getirmede hepimizin bir
sorumluluğu var ve işin bir diğer boyutu, Mardinin Derik
ilçesinden gelip orada çalışanlar -ve biz mevsimlik işçi
diyoruz, mevsimlik işçi diye tanımlıyoruz- peki, bunlar kim?
Ben, tekrar, bizim il örgütümüzün bir
çalışması nedeniyle dün Bursadaydım. Bugün, Uludağ
Üniversitesinde Kayıhan Palanın Rektörlükteki savunması
nedeniyle bir kısım arkadaşlarla beraber oradaydık. Dün
akşam, gitmişken Bursada ne yapalım dedik? İşte,
Batman Vekiliyiz ve bölgeden gelen mevsimlik işçiler var, ziyaret edelim.
Bir kırsal kesime gittik. Bizim gittiğimiz yer Karacabey ilçesi, 90
bin nüfusu var. Gerçekten, orada baktığımızda çok enteresan
bir tablo: 145 kişi var; Kobaniden gelen var. Oradaki bir başka
kişiye sordum: Nereden geliyorsunuz? Adanadan. Fakat dedi ki: Vekilim,
Adanaya da Hakkâriden geldik. 90larda köyümüz yakıldı, Adanaya
geldik, şimdi burada çalışıyoruz. Diğeri Urfa
Eyyübiyeden, diğeri Şırnak İdilden ve oradalar. Mevsimlik
işçi deyince aklımıza ne geliyor? Nisan ayının
başından beri oradalar, salça yapmak için domates üretiyorlar
artı İsraillilerin bir projesinde mısır tohumu için
çalışıyorlar. Peki, nasıl şartlardaydı?
Arkadaşlar, İçişleri Bakanlığı genelge bile
hazırladı ve biz Meclise daha önce birçok araştırma
önergesi vermiştik, reddedildi ama daha önce yapılan
çalışmalar ve mevsimlik işçiyle ilgili yürütülen
çalışmalar da var. Temiz suyla ilgili hiçbir çalışma yok,
pandemiyle ilgili bir çalışma yok ama genelge var, İçişleri
Bakanlığı genelge yayınlamış;
çadırların mesafesi, yatakların mesafesi, içme suyu, sabunu
birçok şey. Bir karavan var güneş enerjisiyle
çamaşırlarını yıkamak için, kendi
ihtiyaçlarını gidermek için, bir aydır güneş enerjisi
bağlanmamış.
Şimdi, burada bunun detayına
indiğimizde, peki, bu insanlar niye İdilden, Kobaniden, Hakkâriden
Adanaya gidip geliyor? Bunu gerçekten düşünmemiz lazım. Mevsimlik
işçi diyoruz, işçi diyoruz sanki sosyal güvenceleri var, emeklilik
hakları var, birçok şeyi sanki sağlamışlar gibi.
Günlük 70-75 liraya çalışıyorlar ve bunlar kendi
ihtiyaçlarını da orada giderebiliyorlar. Bizim hep beraber dönmemiz
lazım, sorunların çözümünü konuşmamız lazım.
Günübirlik şeyleri konuşup burada dile getirdiğimizde Türkiyede
yaşayan hepsine, bütün herkese ciddi bir haksızlık
yapmış oluyoruz. Bunlarla yüzleşmediğimiz sürece,
bunların nedenlerine inmediğimiz sürece hiçbir şeyi
başaramayız.
Bir diğeri de Batmanla ilgili konuşmak
istiyorum, pandemiyle ilgili konuşmak istiyorum, geçenlerde de dile
getirdik, hastalık Türkiyenin birçok yerinde bu normalleşme denilen
süreçte yine arttı. Batmanda Jiyan Haberin muhabiri az önce burada
otururken beni aradı, ilaç bulamıyorlar, Siirtten ilaç temin ettik,
Siirtten. Geçenlerde ilaç yoktu, tekrar beni aramışlardı, ben
Bakan Yardımcısıyla konuştum, Diyarbakırdan temin
edip oraya gönderdik. Ya, bir taraftan pandemide insanlara tanı konuyor,
ilaç yok. Jiyan Haberdeki arkadaş, babasının ve dedesinin hasta
olduğunu söyledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Ve dile
getirdiği konu, Bize beş günlük ilaç verdiler, Eve gidin,
ilacı kullanın. dediler. Sekiz gündür bizi arayıp soran yok ve
ben gidemiyorum. Neden gidemiyorum? Ben babam ve dedemle gittiğimde
şüpheli orada, pozitif orada, negatif orada, normal hasta orada,
değil fiziksel mesafe, iç içe yığılmışız,
tek bir memur çalışıyor. Ya anladık tekçi
anlayışı da bu pandemide de mi tek memur koyuyorsunuz ya? (HDP
sıralarından alkışlar) Ve tuvalet yok, sabun yok, birçok
şey yok, yani insanlarla dalga mı geçiliyor? Pandemiyle eğer
mademki bir olağanüstü hâl var, mademki bir süreç var, bunu hep beraber çözmemiz
lazım. Bu sorunları konuşmadığımız zaman,
yüzleşmediğimiz zaman gerçeğe gidemeyiz. Bizim dile
getirdiğimize de bir hamasi nutukla yanıt vermeye gerek yok, gerçek
ortada, bunun üstüne hep beraber gidelim.
Saygılarımı sunuyorum, teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
64üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
65inci madde üzerinde 2 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 65inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 65- Bu Kanun yayımı tarihinden
sonraki 7 gün içinde yürürlüğe girer.
Muhammet Naci Cinisli Yasin Öztürk Fahrettin
Yokuş
Erzurum Denizli Konya
Orhan Çakırlar Feridun
Bahşi
Edirne Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu
saygıyla selamlarım.
1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunuyla hukuk
yargılamasının daha hızlı ve etkin yürütülmesi,
ayrıca yargılama sürelerinin kısaltılması
amaçlanmıştı. Diğer yandan, 2011 yılından bugüne
kadar 19 defa 6100 sayılı Kanunda değişiklik teklifleri
görüşüldü. Bu bağlamda, bazı maddeleri değiştirildi, bazı
maddelerinde yer alan hükümler de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal
edildi. 6100 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilen
hükümlerinden kanunda düzenlenen yargılama aşamalarının her
biri için tebligat yapma zorunluluğuna, davaya son veren taraf
işlemlerinde verilecek karar türünden geçici hukuki korumalara kadar pek
çok düzenleme yargılamayı uzattığı, gereksiz emek ve
mesai sarfına sebep olduğu, uygulamada belirsizlik ve tereddüt
oluşturduğu gibi ifadelerle karşılanmıştı.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle
önerilen düzenlemeler teklif sahiplerince reform olarak nitelendiriliyor
ancak geçmişte de yargılamanın
hızlandırılması amacıyla reform adı
altında düzenlemeler kanunlaşmış, sorunların çözümü
maalesef mümkün olamamıştı. Sadece bu kanunun özelinde bile,
elde edilmiş bu kadar olumsuz tecrübeye rağmen, hâlâ kanun
değişikliğiyle yargılama sürelerinin
hızlanabileceği anlayışı yargımızın
içinde bulunduğu temel sorunu gözler önüne seriyor.
Bağımsız ve tarafsız yargı tesis edilmeden,
yargıya olan güven sağlanmadan, temel hak ve özgürlükler korunmadan,
yapısal konularda sorunlar çözüme kavuşturulmadan yapılan
kısmi düzenlemeler yargılamayı hızlandırmayacak ve
diğer konularda yaşanan sorunları da gideremeyecektir. Alelacele
bir şekilde, ilgili kurumların, kişilerin görüşleri
alınmadan getirilen bu tür düzenlemelerle mevcut düzenlemelerin
sistematiği bozulmakta ve uygulamalar yerleşmeden yeni
değişiklerin yapılması zorunlu hâle gelmekte.
Toplumumuzun yüzde 80e yakını
yargıya güvenmiyor maalesef. Cumhuriyet tarihimiz boyunca yargıya
güvenin bu kadar az olduğu bir dönem hiç olmamıştı. AK
PARTİ iktidarınca Türkiyede siyasi tartışmalarda veya
siyaseten girdiği çıkmazlarda yargının bir araç olarak
kullanılması, bu güvensizlikteki en büyük etken. Siyasi iktidar
tarafından yargı yoluyla yapılan müdahalelerle
yargının güven kaybetmesi ve siyasallaşması, uzun
tutukluluk sürelerinin cezaya dönüşmesi, adil yargılanmanın
önünü açacak düzenlemelerin yapılamaması ülkemizde yargının
temel sorunları.
Anayasal ve ilgili hukuk metinleri, kendilerine
ihtiyaç duyulduğu ilk günden bu yana iktidarı dizginlemek amacı
da taşır. AK PARTİ iktidarınca gerçekleştirilen kanun
değişiklikleri ise yargının bağımsızlık
ve tarafsızlığını sağlamaktan ziyade yargı yoluyla
nüfuz etmeye yönelik düzenlemeler oldu. Yargıdaki temel sorunların
çözümünü öncelikle tartışıp değerlendirmek yerine alelacele
bir şekilde ilgili kurum ve kişilerin görüşleri alınmadan
düzenlemeler yapılıyor. Bu tür düzenlemeler mevcut
işleyişin uyumunu etkilemekte ve hedeflenen neticelere
ulaşılamamakta.
Demokrasi kültürümüze ve yüz elli yıla
yaklaşan parlamenter sistem tecrübemize rağmen tartışmadan,
sadece kanun değişiklik teklifleriyle adalete
ulaşılabileceği fikrine sahip olmak sağlıklı
değil. Her şeyden önce milletin devlet yönetme iradesindeki
payının en üst noktasında olan parlamenter demokratik sistemi
tekrar gündemimize almalıyız. Bu bakımdan, her
vatandaşımız için hukukun üstünlüğü, basın ve ifade
özgürlüğü ulaşılabilir olursa toplumsal refahı da
sağlayabiliriz. Ayrıca, hukuka güven, öngörülebilirlik yerli ve
yabancı yatırımcı için de son derece önemli. Ekonomik
kalkınma ve istikrar, hukuka güvenin yüksek olmasıyla doğru
orantılıdır.
Değerli milletvekilleri, ceza
yargılamasının en önemli faaliyeti, ceza
uyuşmazlığı hakkında adil süre içerisinde yargıya
varmaktır. Mahkeme, hüküm faaliyetlerini yerine getirmeden önce
duruşmada ortaya konulan ve tartışılan delilleri serbestçe
değerlendirerek bir sonuca ulaşmalı, suç işlediği
iddia olunan taraf hakkında vicdani kanaate göre bir karar vermeli.
Sözlerimin sonunda, yapılması gereken esas
düzenlemenin hukukun üstün, yargının bağımsız ve
adaletin herkes için olduğu bir Türkiye olması gerektiğini ifade
eder, Genel Kurulunuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
65inci maddesinde geçen Kanun ibaresinin Yasa olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tulay Hatımoğulları Oruç Kemal Peköz Kemal Bülbül
Adana Adana Antalya
Serpil Kemalbay Pekgözegü Mahmut Celadet Gaydalı Hüseyin Kaçmaz
İzmir Bitlis Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Şırnak Milletvekili Sayın Hüseyin Kaçmaz.
Buyurun Sayın Kaçmaz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Beş yıldır Suruç için adalet
mücadelesi veriyoruz ve bugün, yine Suruça ilişkin birkaç şey
söylemek istiyorum. Bundan tam beş yıl önce, 20 Temmuz 2015te, Suruçun
Amara Kültür Merkezinde, katil IŞİD çetelerinin canlı bomba
saldırısıyla 33 devrimciyi, 33 yoldaşımızı
kaybettik. Ha düştü, ha düşecek diye dört gözle beklenirken katil
IŞİD çetelerine karşı halkların ve enternasyonalist
devrimcilerin tarihî bir direniş ve zaferiyle özgürleşen Kobaniye
Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz diyerek yola çıkan 33
düş yolcusu organize biçimde katledildi.
Bu katliamla hedeflenen, halklar arasında
kurulan köprünün kendisiydi. Hazımsızlık, bu coğrafyada
yaşayan halkların kardeşleşmesineydi. Tahammülsüzlük, Gezi
direnişinin çocuklarının Kobanili çocuklarla
dayanışması ve buluşmasınaydı. Onların kanla
çizdikleri sınırlarına halklar arasındaki barış
ve dayanışma sınırsızlığıyla dayanan
33ler, devlet içindeki karanlık odaklar ve IŞİD iş
birliğiyle katledildi. Amed, Suruç, Ankara, Sultanahmet, havalimanı,
Reina, Antep
Siyasi açmaz ve krizler içinde Geziyle büyüyen 7 Hazirana
yansımış direniş dalgasıyla sarsılan
iktidarlarını korumak için baskı, zor, saldırganlık ve
kan kaçınılmazdı. Kürt halkını inkâr, imha
politikalarının ve devrimci demokratik hareketlere
baskıların yanı sıra katliamlar serisiyle tüm toplumun üzerinde
korku iklimi yaratılmaya çalışıldı. Bu direniş
dalgasıyla kendi sonlarının geleceğine dair
korkularını topluma yaymaya çalıştılar. Korktukça
saldırganlığı artırdılar. Öfkeli çocukları
sahaya sürdüler; katledildik, katlettiler. Kendi içlerinde çatlaklar ve
ayrılıklar yaşanınca, bugün dönüp 7 Haziran ve 1
Kasım 2015 tarihleri arasındaki o zamanın defterleri
açılırsa kimilerimiz insan yüzüne çıkamaz. diyor Sayın
Davutoğlu. Bilin ki biz o defteri hiç kapatmadık ve o defterde ne
yazıyor, biliyoruz. Suruçta, Ankarada nasıl organize ve planlı
bir biçimde katledildik biliyoruz ve katillerimizi iyi tanıyoruz. Beş
yıldır Suruç için adalet mücadelesi veriyoruz, beş
yıldır Suruç için adalet, herkes için adalet. diyoruz. Hrant
Dinkten Tahir Elçiye, Somadan Çorlu tren katliamına, Şule Çetten
Hande Kadere, Gezi şehitlerinden Sibel Ünliye, Roboskiden Ankara
katliamına, Beyazıt katliamından Gülistan Dokuya, herkes için
adalet talebini haykırıyoruz, adaleti de Suruç İlçe Emniyet
Müdürüne 7.500 TL ceza verdiğiniz, Berkin Elvanın katillerini
akladığınız, kadın katillerine iyi hâl indirimi
verdiğiniz, Sivasta katledenleri salıverdiğiniz
mahkemelerinizden beklemiyoruz. Berkini anan üniversite öğrencilerine
tutuklama çıkardığınız, Suruç aile, avukat ve gazilerini
ceza dosyalarıyla yıldırmaya
çalıştığınız, göz göre göre Mustafayı,
Helini ve İbrahimi katleden iktidarınızdan ve
mahkemelerinizden bir beklentimiz yok. Adalet sokakta kazanılır,
kazanacağız. Bu topraklarda kalpleri adalet için atan
milyonlarız. Bugün, adalet talebi işçiler, emekçiler, kadınlar,
LGBTliler, gençler, doğa ve hayvanlar için en önemli talep hâline
gelmişten Herkes için adalet. sloganını yükseltmeye daha güçlü
devam edeceğiz. Beş yıldır kampüslerden, sokaklara ve
meydanlara adalet mücadelemizi büyütüyoruz. 33 düş yolcusunu anmak
istediğimiz Suruç katliamının yıl dönümlerinde
karşımıza envanterlerinde baskı ve zor araçlarıyla
çıkanlar, karşılarında kol kola birlik,
sıkılı yumruk, kararlılık ve hesap sorma bilincini
buldular. Bugün, dünden farklı değil, Katillerden hesabı
gençlik soracak. sözü de yalnızca bir slogan değil,
unutmayacağız ve affetmeyeceğiz. Suruçun hesabını
soracağız, Suruç için adalet, herkes için adalet diyorum.
Arkadaşlar, bu okuduğum metin, dün, Güven
Parkta Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonunun okumaya
çalıştığı ama daha hiçbir ihtar yapılmadan bu
şekilde saldırıya uğradıkları durumun basın
açıklama metniydi. Sadece gençler, sosyalist gençler bu fikirlerini
açıklayacak diye bu şekilde baskıya maruz kaldı. Evet,
gözümün önünde 3 polisin yatırdığı bu öğrenci
arkadaş, elleri ters kelepçeli hâldeyken başka bir kolluk görevlisi
tarafından yüzüne tekme atılarak bu hâle getirildi. Dün,
kaburgaları kırılan, kısmi yüz felci geçiren, kolu
bacağı aynı şekilde, ağır yaralanacak
şekilde darbe alan arkadaşlarımız oldu.
Değerli arkadaşlar, Suruç
katliamının dünkü anmasında -dediğimiz gibi- bu görüntü,
aslında, beş yıl önce, o gün IŞİDin bombalı
saldırısında ortaya çıkan can pazarına çok benziyordu,
hatta sadece benzemiyordu, size söyleyeyim, o zihniyetle aynıydı.
Suruç katliamının 5inci yılında düş
yolcularının yoldaşları faşizme boyun eğmedi ve
bundan sonra da boyun eğmeyecek. İşkenceleriniz,
baskılarınız, gözaltılarınız 33lerin
yoldaşlarını yıldıramayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Gençlik, düş
yolcularının izinden aynı kararlılıkla,
bağlılıkla mücadele etmeye devam edecektir. Suruç
katliamında yaşamını yitiren yoldaşlarımızın
düşledikleri özgür, sınıfsız, sömürüsüz ve
savaşsız bir dünyayı kurana dek mücadelemiz sürecek. Sadece
şunu söylemek istiyorum arkadaşlar: Dünün mazlumu olanlar muktedir
olunca zalimleşirse
Bize de şunu düşündürtmeyin: Bu mazlum
olanlar muktedir olunca zalimleşirse daha büyük zulmü hak ediyor diye
düşündürtmeyin bizi diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hatibin kürsüden
konuşmalarını kabul etmiyoruz, reddediyoruz, Güven Parktaki
açıklamaları da endirekt cümle olarak reddediyoruz. Hiçbir
geçerliliği yoktur, devlete, topluma ve millete karşı
düşmanlıktan başka hiçbir içerik yoktur.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
65inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 65inci madde kabul edilmiştir.
66ncı madde üzerinde 2 adet önerge
vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
66ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 66- Bu Kanunu
Cumhurbaşkanı yürütür.
Özkan Yalım Sevda Erdan
Kılıç Murat
Bakan
Uşak İzmir İzmir
Ali Mahir Başarır Metin İlhan Aysu Bankoğlu
Mersin Kırşehir Bartın
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mersin Milletvekilimiz Sayın Ali Mahir Başarır.
Buyurun Sayın Başarır. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin)
Sayın Başkanım, yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün gündemle ilgili
bir konuyu konuşmak istiyorum, bir muhalefet partisi milletvekili olarak
değil bir baba olarak konuşmak istiyorum ve burada
paylaşacağım bilgilerin, eleştirilerin hepsinin de ortak
olarak anlaşabileceğimiz konular olduğunu düşünüyorum.
Evet, yine bir kızımız,
evladımız katledildi. Maalesef kadın cinayetlerinin, kadına
şiddetin önüne bir türlü geçemiyoruz. Pınar, hayalleri olan,
geleceğe ilişkin düşleri olan bir kızımızdı
ama bir cani tarafından katledildi. Evet, hepimiz milletvekiliyiz ama
aynı zamanda anne ve babayız. Ben, bir an için -2 kızım
var- o anne ve babanın, Pınarın anne ve babasının
yerine kendimi koyuyorum. Bir çocuk dünyaya geliyor, sevinçle
kucağımıza alıyoruz, evimize getiriyoruz, yürümesini,
konuşmasını, ilk karnesini anlarıyla yaşıyoruz,
lise sınavında, üniversite sınavında biz o okulun
kaldırımında oturuyoruz ve daha sonra bir psikopat geliyor,
canımızı alıyor. Gerçekten kabul edilebilecek bir durum
değil, Rabbim kimseye evlat acısı vermesin.
Değerli milletvekilleri, bunu beraber de
çözebiliriz, bu sorun Meclisin sorunu; burada tartışacak,
ayrışacak hiçbir konu yok. Kadın cinayetleri, kadına
şiddet hepimizin içini yakan bir durum, hepimizin; bunda hiçbirimiz
ayrılmıyoruz.
İstanbul Sözleşmesi
tartışılacak bir konu değil, çok yakın bir zamanda bu
anlaşma yapıldı, hatta bu Meclisin iradesiyle bunun daha da
üzerine çıkmak zorundayız. Bence yarın Adalet Komisyonu
toplanmalı.
Değerli milletvekilleri, bakın, Türk Ceza
Kanunu 82nci maddesinin (f) bendi ne diyor? Cinayetin gebe olduğu
bilinen kadına karşı işlenmesi hâlinde. diyor. Burada
gebe sözcüğünü çıkardığımız zaman kadın
kalıyor. Gerek yok bence, kadına karşı işlenen
cinayetin cezası ağırlaştırılmış
müebbet. Çıkartabiliriz, çok basit bir şekilde. Yine, 87nci
maddedeki yaralama suçunda gebe kelimesini
çıkarttığımız zaman kadın kalıyor.
Ailenin korunması
Bununla ilgili kanunda
eksiklikler var. Koruma tedbiri ihlal edildiği zaman bu cezaların 3
katına çıkması gerekiyor, etkin bir şekilde korunmanın
yapılması gerekiyor.
Diğer bir durum, İnfaz Yasasını
değiştirelim. Bakın, nitelikli cinsel suçlar, kadın
cinayetleri, terör, nitelikli uyuşturucu suçlarındaki infaz,
alınan cezanın tamamı olsun. Yani bir kadını öldüren,
bir çocuğa tecavüz eden bir cani şunu bilsin: Cezaevine girdiği
zaman ölüsü çıkacak. Anayasadaki af maddesini de buna göre
düzenleyebiliriz. İnsanlık adına suçları belirleriz, bu
suçların affının bile teklif edilmeyeceğini maddeye
koyarız, o zaman af tartışması da olmaz. Bunu yapmak
zorundayız, bunu biz beraberce yapabiliriz. Gerçekten, bunu dünyaya, bunu
kendimize, vicdanlara anlatamıyoruz, ben kendime anlatamıyorum. Ben
evlatlarımızın geleceğinden gerçekten endişeliyim.
Neden? Neden çocuklar ölüyor, neden kadınlar ölüyor? Biz ne duruma geldik?
Nerede yetişiyor bu insanlar? Burada, hepimiz ortak bir akılla, ortak
bir iradeyle yapmak zorundayız; bu, AK PARTİnin de CHPnin de
HDPnin de MHPnin de İYİ PARTİnin de bir sorunu.
Toplanmalıyız, derhâl Ceza Kanunumuzu, ailenin korunması,
şiddetin önlenmesiyle ilgili yasalarımızı,
Anayasamızı değiştirmek zorundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın
Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Bakın, gerçekten sosyal medyada insanlarla da konuşuyoruz, yorumlara
da bakıyorum. Sabahtan beri başım ağrıyor, kendime
gelemiyorum, insanlar infial hâlinde. Biz Meclis olarak görevimizi yapmak
zorundayız, gerekeni yapmak zorundayız, biz yapalım. Doğru,
bunun eğitim ve kültürel boyutu da var tabii ki, bu boyutu da var ama
Meclis en azından Ceza Kanunundaki, yasadaki tüm eksiklikleri gidermek
zorunda. Belki Bu maddeler eşitlik ilkesine aykırı.
diyeceksiniz, Anayasayı da değiştireceğiz,
değiştirmek zorundayız.
Maalesef durum bu. Bunun önünü alamıyoruz.
Yasaların buna uyumlu hâle gelmesi gerekiyor ve bunu hep beraber
başaracağımıza inanıyorum, saygılar sunuyorum.
(CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 66ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 66- Bu Kanun hükümleri
Cumhurbaşkanı tarafından yürütülür.
Yasin Öztürk Orhan Çakırlar Fahrettin Yokuş
Denizli Edirne Konya
Feridun Bahşi Zeki Hakan
Sıdalı
Antalya Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Denizli Milletvekili Sayın Yasin Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
teklifinin yürürlük maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına
söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Artık sayısını
hatırlayamadığımız değiştirilen yargı
paketlerinin bir diğeri daha Genel Kurulumuzda. Paket paket yargı,
torba torba kanun. Malum salgın üzerine gözünü kulağını
Meclise dikmiş olan vatandaşımız yine sukutuhayale
uğramıştır. Umuyor ve diliyordum ki Meclis kapanmadan
gerçekten vatandaşın beklentilerini karşılayacak bir kanunu
ortak bir akılla hep birlikte çıkarabilseydik ama yine olmadı.
Bu nedenledir ki AK PARTİsi paket paket yargı dağıtmaya devam
etsin, ben ülkenin gerçek gündemini; kaynak sorunu ve kaynakların
nasıl tüketildiği meselesi üzerine konuşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Covid-19
salgınının başlamasıyla birlikte Sayın
Cumhurbaşkanımız dedi ki: Biz bize yeteriz. IBAN numaraları
verildi Kim bizimle beraber, kim değil? kayda alındı. 2 milyar
100 milyon 418 bin lira bağış toplandı ancak geçen hafta
görüldü ki bu paraların akıbeti belli değil, aynı 15 Temmuz
şehitleri için toplanan paraların akıbetinin belli
olmadığı gibi.
Bu ülke Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemine neden geçti? Bütün kararlar tek bir merkezden alınsın,
vakit kaybı önlensin, işler ve işlemler hızlansın,
ülke şaha kalksın, bu sistemi dayatanların gerekçeleriydi.
Şimdi, soruyoruz Cumhurbaşkanına: Paralar nerede? Ben bilmem,
Aile Bakanı bilir.
Sayın milletvekilleri, biz ülke olarak
gerçekten birbirimize yeteriz. IBAN dağıtmaya, dayanışma
kampanyaları düzenlemeye hiç gerek de yok. Bakınız,
geçtiğimiz iki hafta KİT alt komisyonları toplantıları
vardı. Biliyorsunuz, KİTler Sayıştay denetimine
bağlı. Her milletvekili arkadaşıma
Sayıştayın KİTlere ilişkin
hazırladığı raporları okumalarını tavsiye
ediyorum, hatta iktidar partisi milletvekillerine tavsiyem, bu raporları
okuyup Sayın Cumhurbaşkanını da bilgilendirmeleri.
Anladığım kadarıyla, her zor durumda vatandaştan IBAN
isteyen Sayın Cumhurbaşkanının KİTlerin mal
varlığından, KİTlerin nasıl yönetildiğinden,
KİTlerin taşınmazlarının nasıl çürümeye terk
edildiğinden, üretim yapabilecek durumda olan KİTlerin nasıl sadece
arpalık olarak kullanıldığından haberi yok.
KİTlerin taşınmazları esrarkeşlerin
barınakları olmuş. KİTlerin atıl fabrikaları
etrafın can ve mal güvenliğine zarar gelmesin diye belediyecilerce
yıkılıyor. O kadar ilgisizler ki yöneticilerinin binalar
yıkıldıktan sonra haberi oluyor. Öyle kurumlar var ki
yapacakları işleri kalmamış Bari otopark işletelim,
emlak danışmanlığı yapalım. diye kendilerine
iş arıyorlar. Kimi diyor ki: Biz özelleştirileceğiz, ondan
çalışmıyoruz. Bakıyoruz, özelleştirme kapsamında
mı? Hayır. Bakıyoruz bazı kurumlara, Sayıştay
2015, 2016, 2017de uyarmış; yetmemiş 2018de de yine aynı
uyarıyı yapmış. Kuruluşun verdiği cevap
Sayıştayın önerisi doğrultusunda işlem
yapılacaktır.
Değerli milletvekilleri, kamu iktisadi
teşebbüslerinin kuruluş amacı neydi? Ekonomik
kalkınmanın kamu mantığıyla çalışan kurum ve
kuruluşlar eliyle yürüyemeyeceğinden hareketle, devlet, sermayesini
kendisinin karşıladığı ama ticari esaslara göre
faaliyet gösterecek kuruluşlara ihtiyaç duymuştur. Bu kuruluşlar
özel sektörün başaramadığı ya da girmek istemediği
işleri yapacak, devlet bu alanda özel sektöre öncülük edecek ve en
önemlisi, kamu kuruluşları olmasına rağmen özel sektör
mantığıyla hareket edecekti. Nedir özel sektör
mantığı? Kâr etmek.
Komisyonumuzda şu anda denetime tabi 73
kuruluş var. Doğrudan KİT diyebileceğimiz kuruluş
sayısı 22; geri kalanı bağlı ortaklıklar,
özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar, kamu iktisadi
kuruluşları ve özel kanunlara göre denetimini
yaptığımız kuruluşlar.
AK PARTİsinin yıllardır
KİTlerin üzerinde yürüttüğü politika belli. Tabii, bu
politikanın halkın aynasına yansıyan görüntüsü de belli:
Kâr ediyorsa sat, kâr etmiyorsa böl, satamıyorsan hazineye kat, kattığını
da yandaşlara vereceğin büyük ölçekli işlerde teminat olsun diye
Varlık Fonunun portföyüne ekle, bir kısmını da yönetim
kurullarına atamak üzere eş dost, akraba ve partililerin
istihdamı için kullan.
Kamu iktisadi teşebbüsleri eğer Hükûmetin
maddi bir beklentisi yoksa kaderine terk edilmiş durumda.
Sayıştayın denetimini yaptığı kuruluşlar
ortak karar almışçasına faaliyet zararı
açıklıyorlar. Kazara kâr eden bir kuruluş varsa ona da görevlendirme
yükümlülüğü verip kârına Hazine el koyuyor. KİTlerden hazineye
aktarılan paralara tabii ki sözümüz yok ancak aktarılan kaynak
doğru adrese gitmiyor, vatandaşın cebine gitmesi gereken para
Biz bize yetenlere gidiyor.
2018 yılı itibarıyla KİTlerin
borcu 77,5 milyar lira. Bu rakamı açıklayan Sayın Berat
Albayrak, namıdiğer damat bey. Peki, hiç iş yapmayan
KİTler nasıl bu kadar borç biriktirebiliyor? Sorulması gereken
tam da bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Öztürk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) Varlık Fonuna
devredilene kadar kâr eden kuruluşlar zarara geçmiş,
diğerlerinin birçoğu da tabela kuruluşu hâline gelmiş;
yönetimi var, binası var, arabası var ama çalışacak
personeli yok. Neden? Çünkü KİTlere personel alımı
yapılmıyor. Borç bu kadar çok olunca KİTlerin denetlenmesi de anlaşılan
Hükûmetin yani sizlerin işine gelmiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
66ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 66ncı madde kabul edilmiştir.
Üçüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Teklifin görüşmeleri de
tamamlanmıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özel.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
66.-
Manisa
Milletvekili Özgür Özelin,
görüşülen 216 sıra sayılı Kanun Teklifine temel
itirazları karşılanmadığı için hayır oyu
vereceklerine, Türk Hava Yollarına bağlı TGSde
çalışan bir vatandaşın mağduriyetini duyurmak
istediğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Üzerinde görüştüğümüz kanun
itirazlarımızın olduğu, genel olarak bazı
düzenlemeleri gerekli gördüğümüz bir kanundu. Adalet ve Kalkınma
Partisinin, Meclisi genel işletiş sistemi içinde temel kanun olarak
görüşülen ve itirazımız olan pek çok kanunu
Bir başka
engelleme yolu olmadığı için her maddesi üzerinde konuştuk
ve üç hafta, dört hafta boyunca bu kanun ileri gitti, geri kaldı ve
şimdi gecenin bu vaktinde bitiyor. Bu iş görüş biçiminin, bu yasama
tekniğinin gözden geçirilmesi, muhalefet partileriyle
uzlaşının daha ciddi zeminlerde aranılması hem bütün
milletvekillerinin enerjisi hem de kaliteli yasamaya katkı
sağlayacaktır; bu uyarımızı bir kez daha yerine
getiriyoruz. Kanundaki temel itiraz noktalarımız
karşılanmadığı için kanuna hayır oyu veriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bugünden yarına da Adalet
ve Kalkınma Partisinin duyarlı davranacağını
umduğum bir konuda bir bildirimi, bir çığlığı
dile getirerek bitirmek istiyorum, ümit ediyorum bu konuya yarın
eğilinir. Makam telefonumuzu arayan, bizi bilmeyen, cep
telefonlarımızı bilmeyen bir vatandaşın notu şu:
On senedir Türk Hava Yollarına bağlı TGS yani yer hizmetleri
şirketinde çalışıyorum. Şirket yetkilileri dört ayda
bir aldığımız ikramiyeden vazgeçtiğimizi beyan
ettiğimiz bir belgeyi zorla imzalatmak istediler, ben imzalamadım.
İmzalamayanları çağırıp tek tek işten
çıkarıyorlar. Daha önce defalarca AK PARTİye oy vermiş bir
vatandaş olarak sesimizin duyurulmasını talep ediyoruz.
Bu, gerçekten kul hakkıdır. Bu
yapılan iş, bir emekçiye yapılmaması gereken bir
iştir. Çalıştığı şirket ve AK PARTİye
olan bağlılığını dile getirip sesini duyuramayan
bu vatandaşın sesini duymanızı, bu
haksızlığa karşı bir müdahalede bulunmanızı
talep ediyoruz.
Hepinize iyi akşamlar diliyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan
67.-
Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, görüşülen Hukuk
Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifine katkı sunan siyasi
parti gruplarına, uzmanlara ve akademisyenlere teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
1927 tarihli 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu yaklaşık doksan yıl yürürlükte kaldı ve
akabinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdi.
Diğer taraftan da yaklaşık dört yıl önce ete kemiğe
bürünen bölge adliye mahkemeleri yani istinaf yargı yoluyla beraber
yaklaşık yüz yıllık yargılama hukukunda esaslı
bir değişiklik oldu. Özellikle bugün 66 maddeden ibaret olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
görüşmeleri tamamlandı.
Tabii, bu kanun metni hazırlanırken,
özellikle son on yıllık süre zarfında 6100 sayılı
Kanunda yer alan düzenlemeler, bunların ilk derece mahkemeleri, bölge
adliye mahkemeleri ve yüksek yargıda Yargıtay aşamaları
dikkate alınarak hem adil yargılama süreci, makul sürede
yargılanma hakkı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
ve özellikle 6100
sayılı Kanunla yapılan esaslı reformlar dikkate
alınarak, konunun devrim niteliğindeki reform yönleri öne
çıkarılarak ciddi bir revizyona tabi tutulmuştur.
İnşallah, vatandaşlarımızın adalet
ihtiyacını karşılayacak, özellikle hukuk muhakemelerinde
adil ve makul sürede yargılamayı getirecek, hayata geçirecek
düzenlemedir.
Düzenlemeye katkı sunan bütün siyasi parti
gruplarına, uzmanlara, akademisyenlere yürekten teşekkür ediyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
IX.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat
Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2735) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 216)
(Devam)
BAŞKAN Teklifin tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
225 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlıyoruz.
2.- İzmir Milletvekili Yaşar
Kırkpınar ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ile 2
Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/3037) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 225)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bugünkü gündemimizde başka bir iş bulunmadığından,
alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek üzere 22 Temmuz 2020
Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.27