TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
15inci
Birleşim
7
Kasım 2019 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda
otizmli çocuklarla ilgili vicdanları yaralayan olayın münferit bir
hadise olarak kalması ve toplumumuzun bu konuda bilinçlendirilmesi
gerektiğine ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Dünyaya gelen çocuğundan
dolayı Sivas Milletvekili Ulaş Karasuyu tebrik ettiğine
ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün,
Plan ve Bütçe Komisyonunda Bütçe Kanunu Teklifi üzerinde yapılan
görüşmelerde Batman Milletvekili Necdet İpekyüzün
yaşadıklarının dilekçeyle Meclis
Başkanlığına iletilmesi hâlinde gerekli tahkikatın
yapılacağına ilişkin konuşması
4.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, TBMMde 4/D statüsünde çalışan
personelin mağduriyetiyle ilgili konuyu Meclis Başkanına tekrar
hatırlatacağına ilişkin konuşması
5.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda
yaşanılan olayla ilgili gerekli soruşturmanın yapılıp
kamuoyu vicdanının rahatlatılması gerektiğine
ilişkin konuşması
6.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, vefat eden 24üncü Dönem Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan
Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin konuşması
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, Mevlid-i Nebi Haftasına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Samsun Milletvekili Bedri
Yaşarın, Samsun-Sivas demir yolu hattına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Hatay Milletvekili Serkan
Topalın, Hatay ilinde yaşanılan sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, bir ilin sorunları araştırılacaksa
yaşanılan güvenlik zaafiyetleri ve bölgenin içinde bulunduğu
kritik durum nedeniyle Hatay ilinin bunu fazlasıyla hak ettiğine
ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin, muharip gazilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
3.- Kocaeli Milletvekili
İlyas Şekerin, ekim ayında Kentleşme ve Mutlu Şehir
başlığı altında 3üncüsü düzenlenen Kartepe Zirvesine
ilişkin açıklaması
4.- Bartın Milletvekili
Aysu Bankoğlunun, Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanan
şehit annesi Pakize Akbabanın beraat ettiğine ilişkin
açıklaması
5.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, Çin'den yola çıkan China Railway
Expressin Marmaray'ı kullanarak Avrupa'ya geçen ilk yük treni olarak
tarihe geçtiğine ve Mevlid-i Nebi
Haftasına ilişkin açıklaması
6.- Sivas Milletvekili
Ulaş Karasunun, çiftçilerin bankalara ve tarım kredi
kooperatiflerine olan borçlarının
yapılandırılması ve ertelenmesiyle ilgili bir
çalışmanın olup olmadığını Tarım ve
Orman Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
7.- Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksalın, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri
Üniversitesine bağlı başta Onkoloji Hastanesi olmak üzere
hastanelerdeki personel eksikliğinin giderilebilmesi için yetkilileri
göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
8.- Tekirdağ
Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, Süleyman Şah Türbesinin 22
Temmuz 2015 tarihinde neden Türk topraklarından
kaçırıldığını, neden gereken müdahalenin
yapılmayarak IŞİD terör örgütüne teslim edildiğini, Sakarya
ilindeki Tank Palet Fabrikasının kâr garantili ve ihalesiz olarak BMC
firmasına verildiğinin doğru olup
olmadığını, ihale ilanının nerede
yayımlandığını, 15 Temmuz şehit ve gazilerine
yardım için kurulan vakfın adresini, yönetim kurulunda kimlerin
olduğunu ve yardım için toplanılan 309 milyon Türk
lirasının akıbetini kamuoyu adına öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
9.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, bankalara ve kredi kooperatiflerine olan
borçlarını ödeme güçlüğü çeken çiftçilerimizin borç batağından
kurtarılabilmesi için önlemler alınması gerektiğine
ilişkin açıklaması
10.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Mevlid-i Nebi Haftasına ilişkin
açıklaması
11.- Burdur Milletvekili
Mehmet Gökerin, Burdur ili Yeşilova ilçesine bağlı Salda Gölüne
sahip çıkılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
12.- Kütahya Milletvekili Ali
Fazıl Kasapın, çini atölyelerinin kapanma tehlikesiyle
karşı karşıya kaldığına, iç pazar ve
uluslararası pazarda rekabet gücününün azalmaması için Kütahya
çinisinden alınan KDV oranının düşürülmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
13.- Trabzon Milletvekili
Ahmet Kayanın, 3-9 Kasım Organ Bağışı
Haftası vesilesiyle tüm milletvekillerini ve milletimizi
organlarını bağışlayarak hayat kurtarmaya davet
ettiğine ilişkin açıklaması
14.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, daha yeşil bir Türkiye için Geleceğe Nefes
Ol kampanyasına destek verilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
15.- Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, şehit anaları sehven
yargılandığına, Atatürk Koşusu sehven duyurulup
çocuklar engellendiğine göre o koltuklarda da sehven mi oturulduğunu
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
16.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, Mevlit Kandilinin Türk İslam âlemine hayırlar
getirmesini niyaz ettiğine, 15 Temmuz darbesine iştirak eden herkesin
mahkeme önünde hesap vermesi, suçlu ile suçsuzun birbirinden
ayrılması, askerî okulların kapatılması sonucu
mağdur olan öğrencilerin
durumlarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
17.- Manisa Milletvekili
Bekir Başevirgenin, Türkiye'nin 6ncı büyük ilçesi Turgutluda araç
muayene istasyonu kurulabilmesi için Ulaştırma
Bakanlığının harekete geçmesini talep ettiklerine
ilişkin açıklaması
18.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, Gaziantep ili Araban ilçesi ekonomisinin itici gücü
olacağı düşünülen Çat Boğazı Barajı Projesinin
tamamlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
19.- Manisa Milletvekili
Ahmet Vehbi Bakırlıoğlunun, Soma maden işçilerinin
eylemlerinin olumlu sonuç verdiğine ve verilen sözlerin takipçisi
olacaklarına ilişkin açıklaması
20.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, çok sayıda vatandaşın cezaevlerinde tahliye
kararını, devlet
memurlarının 3600 ek göstergeyi, primini doldurup emekli olamayan vatandaşların
da en azından sağlık hizmetlerinden faydanabilmeyi
beklediğine ilişkin açıklaması
21.- Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, tarım kredi kooperatiflerinin
çiftçiye verdikleri kredilerin tarımsal kredi statüsünde
değerlendirilmesi ve kooperatiflere borcu olan çiftçilerin korunması
gerektiğine ilişkin açıklaması
22.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, geçirdiği trafik kazası sonucu
hayatını kaybeden İYİ PARTİ Yozgat İl
Başkanı Seyfi Bayrak ile Yozgat İl Başkan
Yardımcısı Ahmet Şükrü Karabacaka
Allahtan rahmet
dilediğine, Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanan
şehit annesi Pakize Akbabanın beraat ettiğine, 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında öğrencileriyle birlikte Türk
bayrağıyla yaptığı gösteri sebebiyle hedef gösterilen
öğretmen Seçil Yıldızın koruma altına alınması,
polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerimize verilen 3600 ek
gösterge sözünün yerine getirilmesi, EYT sorunu ile atanamayan
öğretmenlerin sorunlarına çözüm bulunması gerektiğine,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın 15 Kasımda ABD
Başkanı Donald Trumpla yapacağı görüşmenin ülkemiz
için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allahtan niyaz
ettiğine ilişkin açıklaması
23.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda eğitim
gören otizmli çocukların yaşadığı talihsiz olayla
ilgili soruşturmanın başlatıldığına ve
konunun takipçisi olacaklarına, adli kolluk görevlilerinin
yararlandığı ekonomik ve sosyal haklardan mahrum olan orman
muhafaza memurlarının emniyet hizmetleri sınıfına
dâhil edilmeleri hâlinde mağduriyetlerinin giderileceğine ve
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda gereken çalışmaları
başlattıklarına, 8 Kasım Cuma günü idrak edilecek olan
Mevlit Kandilinde hayırlı duaların kabul olmasını temenni
ettiğine ilişkin açıklaması
24.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İstanbul ili Fatih ilçesinde
cereyan eden 4 kardeşin toplu intihar olayının ülkede
yoksulluğun, işsizliğin geldiği noktayı
gösterdiğine, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda eğitim gören
otizmli çocukların yaşadığı talihsiz olayın organize
olup olmadığının, okul yönetiminin buna dâhil olup
olmadığının ortaya çıkarılması
gerektiğine, her çocuğun olduğu gibi otizmli bireylerin de
eğitim alma hakkının anayasal bir hak olduğuna ve hiçbir kurum, kuruluş veya aile
tarafından bu hakkın engelenemeyeceğine, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğanın cezaevindeki IŞİDli
sayısına dair paylaştığı rakamlara, Plan ve Bütçe
Komisyonunda Bütçe Kanunu Teklifi üzerinde yapılan görüşmelerde
konuşma yapan Batman Milletvekili Necdet İpekyüzün sözlerinin
sansürlendiğine ilişkin açıklaması
25.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda eğitim gören otizmli
çocukların ve ailelerinin karşılaştıkları kötü
muameleyi otizm farkındalığına
dönüştürebilmek için katkı sağlayacaklarına, 7 Kasım
İlhan Erdostun ölümünün 39uncu, 12 Eylül Anayasasının
halkoyuna sunulmasının 37nci yıl dönümüne, iktidar partisinin
af konusuna hassasiyetle yaklaşması gerektiğine, Batman
Milletvekili Necdet İpekyüzün Plan ve Bütçe Komisyonunda
yaşadıklarına yönelik TBMM Başkan Vekili Levent Gökün
açıklamalarından memnuniyet duyduklarına, TBMMde 4/D statüsünde
çalışan personelin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine,
Mevlit Kandilini kutladıklarına ve bu mübarek günde Bu toplum
nereden geldi nereye gidiyor, biz kimiz, hangi değerlerimiz
aşındı, gelir adaletsizliğine nasıl sessiz
kalıyoruz? sorularına Meclisin tüm üyelerinin cevap
aramasının en faydalı ibadet olacağına ilişkin
açıklaması
26.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Mevlit Kandilini tebrik ettiğine, Aksaray
ili Mehmetçik İlkokulunda eğitim gören otizmli çocuklara yönelik
muameleyi kabul etmelerinin mümkün olmadığına ve gerekli
tahkikatın başlatıldığına, Manisa Milletvekili
Özgür Özelin yaptğı açıklamasındaki
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ilgili ifadelerine
ilişkin açıklaması
27.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
28.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, her
zaman memleketin, milletin hayrına durduklarına ve milletvekillerine
karşı kullanılan dile, üsluba dikkat edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
29.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, grup başkan vekillerinin birbirlerine cevap
vermelerinin demokratik bir tavır olduğuna ama bunun
karşılıklı hâle getirilmesinin kanun yapmak üzere,
denetleme yetkisini kullanmak üzere burada bulunan milletvekillerine
haksızlık olduğuna ilişkin açıklaması
30.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, işin kaba kuvvet değil akıl, söz ve yürek
olduğuna ilişkin açıklaması
31.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
32.- Aksaray Milletvekili
Ayhan Erelin, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda yaşanılan
olayın 2 veli arasındaki tartışmadan ibaret olduğuna,
otizimli çocuklarımıza karşı antisempatik bir durumun söz
konusu olmadığına, Aksaray Valisi ile Millî Eğitim
Müdürünün olayın takipçisi olduklarına ilişkin açıklaması
33.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, vefat eden 24üncü Dönem Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan Vekili Muhammet
Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
34.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, vefat eden 24üncü Dönem Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan Vekili Muhammet
Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
35.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, vefat eden 24üncü Dönem Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan
Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
36.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, vefat eden 24üncü Dönem Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan Vekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
37.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, vefat eden 24üncü Dönem Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan Vekili
Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
38.- Konya Milletvekili
Abdulkadir Karadumanın, vefat eden 24üncü Dönem Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan Vekili Muhammet
Emin Akbaşoğlunun annesine, İstanbul ili Fatih ilçesinde
intihar eden 4 kardeşe Saadet Partisi adına Allahtan rahmet
dilediğine, intiharın geride kalanlara yöneltilmiş
ağır bir suçlama olduğuna ve gelecekten ümidini kesmiş
gençliğin devlet için beka sorunu hâline geldiğine ilişkin
açıklaması
39.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Hatay Miletvekili Suzan Şahinin 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasında Milliyetçi Hareket Partisinin hayır
oylarıyla LÖSANTE Hastanesine ilişkin araştırma önergesinin
reddedildiğini ifade ettiğine ve özür dilemesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
40.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, LÖSANTE Hastanesiyle ilgili sorunun cari
mevzuatımız ile LÖSANTE Hastanesinin fiziki durumu arasındaki
uyuşmazlıktan kaynaklandığına ve meselenin takipçisi
olacaklarına ilişkin açıklaması
41.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
42.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Hatay Miletvekili Suzan Şahinin 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki ifadelerinden dolayı özür
dilemesini talep ettiklerine, LÖSANTE Hastanesiyle ilgili meselenin hâlli için
iyi niyetli çalışmalara dâhil olduklarına fakat
araştırma önergelerinin toplumu ilgilendiren hassas meselelerde
siyasi malzeme hâline getirildiğine ilişkin açıklaması
43.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Milliyetçi Hareket Partisinin lösemili çocuklar için, EYTliler
için getirecekleri önergelere Cumhuriyet Halk Partisi olarak evet oyu vermeye
hazır olduklarına ilişkin açıklaması
44.- Sakarya Milletvekili Muhammed
Levent Bülbülün, Bingöl Milletvekili Erdal Aydemirin 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
45.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Bingöl Milletvekili Erdal Aydemirin 117
sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmî dilinin Türkçe olduğuna, AK PARTİ
iktidarı olarak bütün yerel dillerde propaganda serbestliğini
getirdiklerine, televizyon kurulmasının, özel okullar ile
kursların açılmasının önünü açtıklarına
ilişkin açıklaması
46.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, farklı ana
dillerin olmasının zenginlik olduğuna ve insanların ana
dillerini konuşmasına, ana dillerinde eğitim talep etmesine
itiraz edilmemesi gerektiğine, yapılan suçlamaları
reddettiklerine ilişkin açıklaması
47.- Amasya Milletvekili
Mustafa Levent Karahocagilin, Mevlit Kandilini tebrik ettiğine
ilişkin açıklaması
48.- Adana Milletvekili
Müzeyyen Şevkinin, Adana ili Saimbeyli ilçesindeki mahkeme
binasının kapatılması nedeniyle bölge halkının
mağduriyet yaşadığına ilişkin
açıklaması
49.- Hatay Milletvekili Suzan
Şahinin, bölge halkının tarım ve hayvancılık
açısından önemli potansiyeli bulunan Hatay ili Arsuz ilçesine
tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi kurulmasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
50.- Antalya Milletvekili
Hasan Subaşının, İstanbul ili Fatih ilçesinde cereyan eden
4 kardeşin toplu intiharı olayının
sorunlarımızın medya gücüyle örtülecek boyutları
aştığını gösterdiğine, Hükûmetin ve tüm yerel
yönetimlerin insana, topluma, sosyal devlet projelerine sarılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
51.- Mersin Milletvekili
Rıdvan Turanın, 7nci Uluslararası Narenciye Festivali
düzenlenen Mersin ilindeki birinci sınıf tarım
alanlarının kentsel servis alanına dönüştürülerek yok
edildiğine ilişkin açıklaması
52.- Şanlıurfa Milletvekili
Aziz Aydınlıkın, Şanlıurfa ili Hilvan ilçesinin içme
suyu, kanalizasyon ve ulaşım sorunlarının devam
ettiğine ilişkin açıklaması
53.- Denizli Milletvekili
Gülizar Biçer Karacanın, ülke genelinde olduğu gibi Denizli
çiftçilerinin de ağırlaşan tarımsal girdi maliyetleri
altında ezildiğine ilişkin açıklaması
54.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, öğretmenlerin Kamu Personeli Seçme
Sınavı puanının geçerlilik süresinin bir yıla
indirilerek atanamayan öğretmenlerin gelir kapısı yapılmaya
çalışıldığına ilişkin açıklaması
55.- Antalya Milletvekili
Rafet Zeybekin, Türk çiftçisinin ve tarımının yanında
olması gereken Toprak Mahsulleri Ofisine sınırsız ithalat
izni verilmek istenmesinin AK PARTİnin tarım politikasının
resmî iflası olduğuna ilişkin açıklaması
56.- İzmir Milletvekili
Kani Bekonun, İzmir Aliağa Belediyesinde ekonomik kriz bahanesiyle
işçiler işten çıkarılırken memurların da sürgüne
gönderildiğine ilişkin açıklaması
57.- Kırklareli
Milletvekili Türabi Kayanın, kurtuluş günü kutlamalarının
1 Kasımda Kırklareli ili Vize ilçesinde
başladığına ilişkin açıklaması
58.- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin, gazilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
59.- İstanbul
Milletvekili Oya Ersoyun, Artvin ili Hopa ilçesi Atatürk Ortaokulunda
oynanması düşünülen Anlatılan Senin Hikâyendir oyununun Hopa
Kaymakamlığı tarafından uygun olmadığı
gerekçesiyle engellendiğine ilişkin açıklaması
60.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, YÖKün yeni meslekler için program
açmasını doğru bulmadıklarına ve plansız
açılan okulların her meslekte fazlalık oluşturduğuna
ilişkin açıklaması
61.- Bingöl Milletvekili
Feyzi Berdibekin, devlete, vatana, millete bağlı olan Zazaların
mertliğinin, cömertliğinin takdire şayan olduğuna, AK
PARTİ iktidarının üniversitelerde Zaza enstitüleri
oluşturduğuna ilişkin açıklaması
62.- Hatay Milletvekili
İsmet Tokdemirin, uluslararası kültür ve medeniyetler şehri
olan Hatay ilindeki yetersiz uçak seferleriyle ilgili Ulaştırma ve
Altyapı Bakanını göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
63.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ali Özkayanın, Müslümanların Mevlit Kandilini tebrik
ettiğine, Suriyede Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından öldürülen
YPG/PKKlı bir teröristin daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirilip basın toplantısı düzenlenmesi olayını
kınadığına ilişkin açıklaması
64.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin ortaya
koyduğu birleştirici siyasetle dini, dili, ırkı, mezhebi,
etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkede yaşayan her bir vatandaşı
kucakladıklarına ilişkin açıklaması
65.- Afyonkarahisar
Milletvekili İbrahim Yurdunusevenin, İslam âleminin Mevlit
Kandilini tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
66.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Özyavuzun, gerek ekonomik kriz gerekse
Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle zor durumda olan
Şanlıurfa ili Akçakale ve Ceylanpınar ilçeleri esnaf ve
çiftçilerinin BAĞ-KUR ve SGK prim yükünün hafifletilmesi, elektrik
faturalarında düşük fiyatlar uygulanması, Ziraat Bankası ve
kooperatiflere olan borçlarının faizleri kaldırılarak
yapılandırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
67.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın, noterlerin yargı paketinde kendilerine de
yeşil pasaport verilebilmesi için gerekli düzenlemelerin
yapılması beklentisi içinde olduklarına ilişkin
açıklaması
68.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı pamuk
üreticilerinin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan
borçlarının ertelenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
69.- Çanakkale Milletvekili
Özgür Ceylanın, süt üreticilerinin mağduriyetine ve yem
fiyatları artarken süt fiyatlarının gerilediği bir
başka ülkenin olup olmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
70.- Niğde Milletvkili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde ilindeki engelli ve 65 yaş
aylığı alan yurttaşların maaşlarının
neden kesildiğine ilişkin sorularının
yanıtlanması yönünde Meclis Başkanlığınca
girişimde bulunulmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
71.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, polislere 3600 ek gösterge verilebilmesi
için hazırladıkları kanun teklifleriyle ilgili Meclis
Başkanlığından destek beklediklerine ilişkin
açıklaması
VI.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Malatya Milletvekili
Bülent Tüfenkci ile 74 Milletvekilinin Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat
Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2272) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 117)
2.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun
Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık
İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmeye Türkiye
Cumhuriyetinin Beyanlarla Birlikte Katılmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1801) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 88)
3.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım'ın Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan
Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması Tarafından Kurulan
Ortak Komite'nin Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan Arasındaki Serbest
Ticaret Anlaşması'nın Menşeli Ürünler
Kavramının Tanımı ve İdari İşbirliği
Yöntemleri Hakkında Protokol II'sini Değiştiren 1/2016
Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna ve Anlaşmanın Protokoller ve Eklerine
İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca
Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun
Teklifi (2/1364) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 33)
VII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, yurt dışı
görevlendirme ve yurt dışı ziyaretlerine ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin
cevabı (7/18482)
2.- İzmir Milletvekili
Murat Bakan'ın, havalimanlarındaki aletli iniş sistemlerine
ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet
Cahit Turhanın cevabı (7/19609)
3.- İstanbul
Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü'nün, faturası TBMM
tarafından ödenen milletvekili GSM hatlarına ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin
cevabı (7/19764)
4.- Adana Milletvekili Ayhan
Barut'un, Meclis Haber Dergisi'ne ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin cevabı (7/19766)
7 Kasım 2019 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), İsmail
OK (Balıkesir),
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15inci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Aksaray ili
Mehmetçik İlkokulunda otizmli çocuklarla ilgili vicdanları yaralayan
olayın münferit bir hadise olarak kalması ve toplumumuzun bu konuda
bilinçlendirilmesi gerektiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, gündeme
geçmeden önce 3 sayın milletvekilimize gündem dışı söz
vereceğim ama benim de kısa bir değerlendirmem olacak.
Bugün sabah duyduğum bir haberle canım
acıdı. Olayın üzüntüsünü ve acısını hâlâ yaşıyorum.
Aksarayda bir okulda otizmli öğrencilerimizle ilgili yaşanan sorun
beni derinden üzdü. Meclisimizin tüm partilerinin otizmli
çocuklarımız, diğer engelli yurttaşlarımızla
ilgili ne denli duyarlı olduğunu biliyorum ama
anlaşılıyor ki toplumumuzda daha yapacağımız çok
işler var.
Değerli milletvekilleri, bizim ülkemiz,
özellikle engelli yurttaşlar konusunda bütün
yurttaşlarımızın tam bir vicdani birlik içerisinde hepsine
yardımcı olması üzerine güzel gelenekleri ve
değerlendirmeleri olan bir ülkedir. Aksarayda yaşanan bu olayın
münferit bir hadise olarak kalmasını ve toplumumuzun bu konuda daha
fazla eğitimi konusunda hepimizin çok daha fazla çalışması
gerektiğini düşünüyorum.
Otizmli çocuklarımızın ailelerine
seslenmek istiyorum. Sizler yalnız değilsiniz, Türkiye Büyük Millet
Meclisi bütün milletvekilleriyle sizin yanınızdadır. O çocuklar
hepimizin çocuklarıdır. Diğer ailelerin de
yarattığı olumsuz tabloyu gidermek hepimizin görevidir. Bu konu
bir eğitim ve bilinçlenme politikasıyla da çözülmesi gereken bir
konudur ve mutlaka çözülmesi gereken bir konudur. Bu olay belki de
farkındalık yaratmak açısından yeni açılımlara da
neden olabilir.
Umuyorum ve diliyorum ki bu tür olaylar tekrarlanmaz
ve hiçbir otizmli çocuğa sahip aile, engelli ailelerimiz kendilerini
yalnız hissetmezler. Türkiye Büyük Millet Meclisi 600 milletvekiliyle
arkanızdadır. (Alkışlar)
Değerli milletvekilleri, gündem
dışı ilk söz, Mevlit Kandili nedeniyle söz isteyen
Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın İmran Kılıça
aittir.
Buyurun Sayın Kılıç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, Mevlid-i
Nebi Haftasına ilişkin gündem dışı
konuşması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri, aziz milletimiz;
Peygamberimiz (SAV) Efendimizin dünyayı teşriflerinin 1.448inci
yıl dönümü olan Mevlid-i Nebiyi ve takip eden Mevlid-i Nebi Haftasını
kutluyor, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Peygamberimiz de bir insandı. Mekkede
doğmuştur. Altmış üç yıl yaşayıp bir
insanın başına gelebilecek her türlü şeyler onun da
başına gelmiş olarak dünyasını değişmiştir.
Bir insan olmasının yanında, aynı zamanda kendisinden
önceki Âdem, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberler gibi bir
peygamberdir ve aynı zamanda son peygamberdir. Gönderiliş
amacını kendisi, güzel ahlakı tamamlamak olarak
nitelemiştir. En büyük mucizesi Kurandır. Kuran bütün insanlara
bir öğüttür. Bizden önce gelip geçmiş milletlerin
kıssaları, çağdaşlarımızın uyduklarında
mutlu olacakları hayat prensipleri ve düsturları ve bizden sonra
gelecek olan insanların da bir kısım haberleri mevcuttur
Kuranda. Kurandaki bir ayette şöyle buyruluyor: Aklı al,
iyiliği teşvik et, cahillikten ve cahillerden yüz çevir.
Peygamberimiz (SAV) Efendimiz bizlere bir hayat yaşayarak model
olmuş ve uyduğumuzda mutlu olacağımız düsturlar
söylemiştir. O, iyi niyetli olmamızı, harama helale, hakka
hukuka riayet etmemizi, kendimize ve başkalarına zarar vermekten
kaçınmamızı, boş sözleri, boş işleri ve
faydasız davranışları terk etmemizi tavsiye etmiştir.
Aynı zamanda, ortaya koymuş olduğu en önemli düsturlar birlik,
kardeşlik, eşitlik, adalet, yardımlaşma ve dayanışma
düsturlarıdır. Bu düsturlar üzerinde, onun ümmeti Müslümanlar,
geçmişte bütün insanlığa örnek olacak güzel tablolar
sergilemişler, güzel yaşayışlar
yaşamışlardır. Fakat en sonunda kendi içimizden kaynaklanan
ve bir kısmı da dışımızdan dayatılan birçok
olumsuzluklarla yüz yüze kalmışız hem de birkaç asırdan
beri süren olumsuzluklar, sorunlarla. Bu sorunların başında
ırk ayrımı gelmektedir; kadın-erkek ayrımı
gelmektedir; insan haklarına, kadın haklarına, hayvan
haklarına, çevreye karşı duyarsızlıklarımız
ve olumsuzluklarımız da gelmektedir. Hâlbuki onun ortaya koymuş
olduğu prensipler yaratıcıya itaat,
yaratılmışlara şefkat üzerine dayanmaktadır. Allahla
barış içerisinde olmak, hemcinslerimiz olan insanlarla
barış içerisinde olmak, doğayla, tabiatla barış
içerisinde olmak, bitkilerle, hayvanlarla barış içerisinde olmak,
müsalemet üzere yaşamak prensiplerini ortaya koymuştur. Hâlbuki biz
İslam dünyası olarak genelde bütün bu prensiplerin epeyce
uzağındayız ve bu prensiplerin uzağında
olmamızın da sıkıntılarını
yaşamaktayız, sorunlarını yaşamaktayız.
Mevlid-i Nebi Haftasının her yıl bir
teması olduğu gibi bu yılki teması da aileydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Kılıç.
İMRAN KILIÇ (Devamla) Aileyle ilgili de
Peygamber Efendimiz birçok mutluluk prensipleri ortaya koymuştur ve
kendisinin de bir ailesi vardır, ailesi ehlibeytidir, Haticedir,
Aişedir, Alidir, Fatımadır, Hasandır, Hüseyindir.
Kendi ailesi içerisindeki bütün aile bireylerine, fertlerine karşı
davranışları ve tavırları kıyamete kadar gelecek
olan mutlu aile prensiplerinin de nasıl olduğunu ortaya
koymuştur.
Bu duygularla, Mevlid-i Nebi Haftasını ve
Mevlit Kandilini tebrik ediyor, hepinizi saygıyla sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Samsun-Sivas (Kalın) demir yolu hattıyla ilgili söz isteyen Samsun
Milletvekilimiz Sayın Bedri Yaşara aittir.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
2.-
Samsun Milletvekili Bedri Yaşarın, Samsun-Sivas demir yolu
hattına ilişkin gündem dışı konuşması
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yenileme çalışmaları
dört yıldır süren ve bir türlü tamamlanamayan Samsun-Sivas demir yolu
hattıyla ilgili gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine, yüce Türk milletinin ve İslam âleminin
Mevlit Kandilini tebrik ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Samsun-Sivas demir
yolu tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Bu demir yolunun yapımı
12 Eylül 1924 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ilk kazmayı
vurmasıyla birlikte başlamıştır. Samsundan
başlayarak Sivasın Yıldızeli ilçesinin Kalın köyüne
kadar uzanan 378 kilometrelik demir yolu hattı 30 Eylül 1931 tarihinde
tamamlanmış ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından yolcu ve
yük taşımacılığına açılmıştır.
Böylece, Karadeniz Bölgesi ile Anadolu arasındaki ilk yolcu ve yük
taşımacılığı da başlamıştır.
Hükûmet ve Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa alınan
kararla bu güzergâh üzerinde 24 Haziran 2014 tarihinde yenileme
çalışmaları başlatılmıştır. Bu amaçla,
12 Haziran 2015 tarihinde Ulaştırma ve Denizcilik
Bakanlığı ile ihaleyi alan girişimci firma arasında
yenileme çalışmalarının hangi şartlarda ve ne
şekilde yapılacağına dair sözleşme
imzalanmıştır. Dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı imza töreninde yapmış olduğu konuşmada,
projenin 220 milyon avroluk kısmının Avrupa Birliği
fonlarından hibe olarak karşılanacağını
belirtmiştir. Ulaştırma Bakanı, çalışmanın
39 milyon avroluk bölümünün kendi öz kaynaklarımızdan
karşılanacağını açıklamıştır.
Bakan, ayrıca, yenileme çalışmalarının 2017
yılının sonunda tamamlanarak hattın bu tarihte hizmete
açılacağını da duyurmuştur. Böylece, Samsun-Sivas
demir yolu hattında seksen sekiz yıl aradan sonra yenileme
çalışmaları başlamış ve hat 29 Eylül 2015 tarihinde
ulaşıma kapatılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2015 yılında Kuzeyi güneye, Türkiyeyi
geleceğe taşıyoruz. sloganıyla başlatılan ve
2017 yılı sonunda tamamlanması planlanan yenileme
çalışmaları üzerinden bugüne kadar dört yıl geçmesine
rağmen hat bir türlü trafiğe açılamamıştır.
Yenileme çalışmaları uzadıkça uzamış,
açılış günü ve tarihi iyice şaşmıştır.
Yapılan açıklamalara rağmen hattın
açılışı ağustos ve eylül aylarında da ne
yazık ki yapılamamıştır. Böylece, Samsun-Sivas demir
yolu hattının açılışı neredeyse yılan
hikâyesine dönmüştür.
Değerli milletvekilleri, cumhuriyetin ilk
yıllarında her türlü imkânsızlık ve yoklukların
yaşandığı, teknolojinin neredeyse hiç
bulunmadığı bir dönemde kazmayla kürekle yedi yılda yolcu
ve yük taşımacılığına açılan demir yolu
hattının bu dönemde her türlü imkân ve ekipmanlara rağmen dört
yıl gibi uzunca bir sürede yenilenerek hizmete
açılmayışı ülkemiz adına büyük bir talihsizlik
olmuştur. Yenileme çalışmalarının uzaması
yalnızca bu hat üzerinde yapılan yolcu
taşımacılığını etkilememiştir; gecikme,
yolcu taşımacılığının yanı sıra bu
güzergâh üzerindeki bütün ticari faaliyetleri de etkilemiştir. Kara yolu
taşımacılığı, demir yolu
taşımacılığına göre daha pahalı
olduğundan bu güzergâh üzerinde neredeyse ticaret bitme noktasına
gelmiştir. Ticaretin yeniden canlanması ve eski günlerine
kavuşması, kapsamlı bir çalışmanın yanında
çok güçlü bir hükûmet desteğine kalmıştır.
Ayrıca, burada yaşanan gecikmeden
yalnızca Samsun ekonomisi değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisi
de büyük zarar görmüştür. Bu hat, Karadenizin Anadoluya açılan iki
demir yolu hattından biridir. Demir yolu hattı daha fazla gecikme
yaşanmadan bir an önce hizmete açılmalı ve bugüne kadar meydana
gelen ekonomik zararlar telafi edilmelidir. Bilindiği gibi, Samsun,
Türkiye ekonomisi içerisinde ilk 10 sıradayken bugün 36ncı
sıraya düşmüştür.
Demir yollarının kentler üzerindeki
gelişmelerini anlatmayla bitiremeyiz. Bugün sadece Kars hattına
baktığınız zaman Doğu Ekspresinde bir ay süreyle
biletler neredeyse doludur. Dolayısıyla, özellikle Karadeniz
Bölgesinde sadece ve sadece Samsunun demir yoluyla bağlantısı
vardır; bu hattın bir an önce bitirilmesi de elzemdir.
Bırakın bir an önce bitirmeyi, 2015 yılında hat
trafiğe kapatılmış, 2015 yılından bu tarafa da
herhangi bir taşımacılık faaliyeti
olmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ümit ediyorum ki; 2019 yılı bitmeden
Samsun-Sivas demir yolu açılır, Samsun da eski şöhretli
günlerine geri döner diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Hatayın sorunları hakkında söz isteyen Sayın Serkan
Topala aittir.
Buyurun Sayın Topal. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
3.-
Hatay Milletvekili Serkan Topalın, Hatay ilinde yaşanılan
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün günlerden ne?
Elbette bugün günlerden Hatay. Yüzyıllardır bütün ülkelerin, bütün
medeniyetlerin, bütün uygarlıkların her günü aslında Hatayla
geçiyor çünkü bugün dahi Suriyenin kuzeyini ve Irakın kuzeyini sömürmek
isteyen emperyalist güçlerin bile gününde yine Hatay var. Bugün bütün terör
örgütlerinin de hedefinde yine Hatay var ama yüzyıllardır her bir
Hataylının, Hatayın 15 ilçesinde yaşayan her bir
Hataylının şu bileğini kestiğinizde, o damarı
kestiğinizde o fışkıran kan barış yazar, dostluk
yazar, kardeşlik yazar, vatan yazar, Türkiye yazar, Mustafa Kemal Atatürk
yazar. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, o
emperyal güçlerin, teröristlerin aşamadığı güç Hatay
halkıdır. Evet, bizler de her zaman milletvekilleri olarak AK
PARTİli arkadaşlarla da bir araya geliyoruz, kardeşliğin
simgesi Hataylılar olarak bir araya geliyoruz, Hatayın
sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Sağ olsunlar,
ellerinden geleni yapıyor AK PARTİli arkadaşlar ama onlara
yetki vermiyor yönetim; Hükûmet onlara yetki vermiyor, ellerinde bir şey
yok.
Hatayın sorunlarını bu kürsüde
defalarca dile getirdim, çözülünceye kadar defalarca dile getirmeye devam
edeceğim ve Hatayda bulunan bütün kamu personeline, bütün polis
arkadaşlara, asker arkadaşlara, bütün Hatay halkına, kaymakamlara,
belediye başkanlarına ve Değerli Valimize buradan
selamlarımı, saygılarımı iletiyorum; kendilerine de
başarılar diliyorum ama bu kardeşliğe, bu barışa
Hükûmet ne yapıyor? El uzatmıyor, görmezlikten geliyor. Diyorlar ki:
Biz yol yaptık, yol yaptık.
Şimdi, bakın değerli arkadaşlar,
Suriye savaşından en çok etkilenen il Hatay, terör örgütlerinden en
çok etkilenen il Hatay. Sınır kapıları kapandı,
ekonomi çöktü, ciddi anlamda işsizlik sorunu var ama bu soruna çözüm
üretemeyen bir Hükûmet var. Şimdi bu eleştiriyi burada
yaptığım zaman tabii ki bazı arkadaşlarımız
hakikaten doğru söylemediğimi söyleyebilirler. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hep
doğruları söylüyorsun.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Ben de buradan şunu
söylüyorum: Gerçekten gelin -bunu defalarca dile getirdik- Hatayın
sorunlarını araştırabilecek bir komisyon kuralım ve
Hatayın sorunlarını birlikte çözelim.
Değerli arkadaşlar, bakın, Hatayda
400 bin Suriyeli var ve bu 400 bin Suriyeli yüzünden gerçekten şu anda her
3 kişiden 1i işsiz. Yani işsizlik o
sanıldığı gibi yüzde 15lerde, 16larda falan değil,
Hataydaki işsizlik değerli arkadaşlar, yüzde 35, samimi bir
şekilde söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, bakın, Hatayda
özellikle ovada bir sıkıntı var. Şimdi, çiftçinin Ziraat
Bankasındaki kredi borçlarının ötelenmesi noktasında söz
verildi ama yerine getirilmedi. Bakın, pamukta rekolte düştü, pamuk 3
liraya düştü ve girdiler çoğaldı, mazot 7 lira oldu. Yani oraya
giden bakan arkadaşlarımız sağ olsunlar geliyorlar, ziyaret
ediyorlar, hoş gelirler ama pamuk üreticisine, çiftçimize tamamen bir
çözüm bulamıyorlar ve şu anda çiftçimiz gerçekten perişan
durumda. Mesela Altınözünde, zeytin üreticisi gerçekten çok zor durumda.
İhracat nedeniyle Afrinden gelen zeytinler maalesef iç piyasada
tüketiliyor ve oradaki bizim zeytin üreticisi zor durumda kalıyor.
Değerli arkadaşlar, sınır
kapıları kapalı, biz defalarca dile getirdik bunu. Şimdi,
Yayladağı Sınır Kapısı, sadece ticaret
kapısı değil, sadece gönül kapısı değil,
barış kapısı değil Orta Doğuya uzanan. Gerçekten,
bütün dünya da Türkiye de Hatay halkı da o kapının bir an önce
açılmasını istiyor, biz de buradan bir daha talep ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, her ilçemizin
ayrı ayrı sorunları var beş dakikaya
sığdıramayacağım. Mesela Samandağda duble yol
hâlâ bitirilemedi, Samandağda çevre yolu bitirilemedi;
Antakya-Altınözü duble yolu bitirilemedi; Antakya-Reyhanlı yoluna
beton asfalt yapılacaktı, yapılamadı;
Antakya-Yayladağı duble yolu hâlâ bitirilemedi. Bir de şimdi,
Hükûmet her defasında açıklama yapıyor Biz Hataya
yatırım yaptık." diye.
Değerli arkadaşlar, Hataya hangi
yatırımı yaptınız? Mesela, Hatayda şu ana kadar
son on yedi yıldır bir tane fabrika var mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yok.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Topal.
SERKAN TOPAL (Devamla) Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Mesela, Hatayda şu ana kadar bir tane fabrika
kurulmadı, istihdam sağlayacak bir tane fabrika yok değerli
arkadaşlar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Cezaevi
açıldı.
SERKAN TOPAL (Devamla) Bakın, değerli
arkadaşlar, İskenderunda bir limanımız var ama oraya...
MAHMUT TANAL (İstanbul) Anguslar geliyor.
SERKAN TOPAL (Devamla) ...Anguslar geliyor, koku
çıkıyor Sayın Tanalın dediği gibi. Yani geliri
başka illere gidiyor maalesef.
Değerli arkadaşlar, burada yine hazine
arazileri sorunu var.
Ayrıca, Reyhanlı Gültepe Mahallesi
Muhtarımız Sayın Hüseyin Bey beni aradı, Toprak Mahsulleri
Ofisinin bir arsası var, Millî Eğitime hibe edilmesini istiyor.
Buradan kendilerine selam gönderiyoruz, bütün Reyhanlıya, bütün
ilçelerimize.
Değerli arkadaşlar, son olarak şunu
söylemek istiyorum: Hatayda çok ciddi sıkıntılar var,
Hatayın sorunları çözülünceye kadar burada dile getirmeye devam
edeceğim. Gelin, bir komisyon kuralım ve 2020 yılının
bütçesinde ek bir bütçe, ek bir ödenek, bütün 15 ilçeye ayrım
yapmaksızın bunu yapalım.
Hepinize teşekkür ediyorum,
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bir cümle kurmam mümkün mü?
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, bir ilin sorunları
araştırılacaksa yaşanılan güvenlik zaafiyetleri ve
bölgenin içinde bulunduğu kritik durum nedeniyle Hatay ilinin bunu
fazlasıyla hak ettiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bugün grup önerilerimiz yok. Ayrıca, grup önerileri geldiğinde
iktidar partisi bir şartlı refleks olarak muhalefetten gelen bütün
grup önerilerini reddediyor ama zaman zaman bu tip öneriler, partilerin
milletvekilleri ve grupları arasında görüşüldüğünde daha
kolay şekilde bu araştırma komisyonları kurulabiliyor.
Herhâlde bir ilin sorunları konuşulacaksa
ve araştırılacaksa Hatay bunu çok hak ediyor hem
yaşadığı çeşitli güvenlik zafiyetlerinden hem de
içinde bulunduğu kritik bölgeden dolayı. Biz buradan bütün partilerin
Hatay milletvekillerine bir çağrıda bulunalım. Kendileri bir
araya gelsinler, olgunlaştırsınlar, biz de iktidar partisinin
sayın grup başkan vekilleriyle ve diğer partilerimizle temas
edelim ve daha sonra belki yine sizin bir nöbetinizde böylesine
hayırlı bir komisyonu kurma imkânı olur.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
Değerli milletvekilleri, şimdi sisteme
giren değerli milletvekillerimizin söz taleplerini, daha sonra da grup başkan
vekillerimizin söz taleplerini karşılayacağım.
İlk söz, Sayın Çelebinin.
2.-
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, muharip gazilerimizin
mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Muharip gazilerimiz bizlere kırgın,
sorunlarının düzeltilmesini bekliyorlar. Şeref
aylıkları, sosyal güvenceleri olup olmamasına göre farklı
yatmakta; ayırt edilmeden hepsine tam yatmalıdır ve bu
aylık artırılmalıdır. Diğer gazilerimiz gibi
faizsiz konut kredisinden faydalanma imkânı, evi olmayan muharip
gazilerimiz için yaratılmalıdır. Orduevlerinde yeme içme
imkânları var ama konaklama imkânları yok, konaklama imkânı
sağlanmalıdır. Kıbrıs Barış Harekâtına
dair muharip gazilerimize Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığımızca verilmesi planlanan madalyaların
yarısı teslim edilmişti, bu eksiklikler tamamlanmalı
diyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
3.-
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, ekim ayında Kentleşme
ve Mutlu Şehir başlığı altında 3üncüsü
düzenlenen Kartepe Zirvesine ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Seçim bölgem Kocaelide Karamürsel Alpin
fethettiği Samanlı Dağlarının eteğinde ve Sapanca
Gölüne manzaralı Kartepede Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin
düzenlediği ve entelektüel dünyanın yeni buluşma adresi
Uluslararası Kartepe Zirvesinin 1incisi 2017 yılında 15
Temmuz ve Darbeler, 2ncisi 2018 yılında Göç, Mültecilik ve
İnsanlık temasıyla yapıldı. Zirvelerin sonuç
deklarasyonları Birleşmiş Milletlerin gündeminde. Kartepe
Zirvesinin 3üncüsü Şehircilik ve Mutlu Şehir temasıyla ekim
ayında yapıldı.
Konu mutlu şehir olunca Hacı Bayram
Veliyi anmadan geçmek olmaz. Hacı Bayram Veli der ki: İnsan,
şehri inşa ederken aslında taşın toprağın
arasında kendini inşa eder. Gönülde her ne var ise şehir olarak
görünür. Gönlü taş olanın şehri taş; gönlü aşk ile
dolu olanın şehri gülistan olur.
Mutlu şehirlerin çoğalması
dileğiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Bankoğlu
4.-
Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlunun, Cumhurbaşkanına
hakaretten yargılanan şehit annesi Pakize Akbabanın beraat
ettiğine ilişkin açıklaması
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Türkiyede
yaklaşık 20 bin vatandaşımız Cumhurbaşkanına
hakaretten yargılanıyor. Bugün de bir şehit annesi Pakize ana
Cumhurbaşkanına hakaret ettiği için hâkim
karşısına çıktı ve suç unsuru
oluşmadığı için ilk duruşmada beraat etti.
Cumhurbaşkanlığı avukatı sehven şikâyet
edildiğini söyledi ama bakın Pakize ana ne diyor: Hakkımı
helal etmiyorum, susmuyorum, daha çok konuşacağım.
Yalakalık mı yapayım? Ve devam ediyor Ben bir cumhuriyet
kadınıyım. diyor. Bakın, Türkiye bu tabloyu hak etmiyor,
biz bunu hak etmiyoruz. Bu utanç tablosu bir an önce sona ermeli diyorum. Bugün
bir şehit annesini Cumhurbaşkanına hakaret ettiği için
adliye koridorlarına getirenlere yazıklar olsun diyorum. Pakize anne
Türkiye'dir. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
5.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, Çin'den yola çıkan
China Railway Expressin Marmaray'ı kullanarak Avrupa'ya geçen ilk yük
treni olarak tarihe geçtiğine ve
Mevlid-i Nebi Haftasına ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Çinden yola çıkıp Kazakistan, Azerbaycan,
Gürcistan ve Kars üzerinden Türkiye'ye giriş yapan, toplam uzunluğu
820 metre olan, 42 konteyner yüklü vagonla hareket eden China Railway Express
Çin Demiryolları ekspres treni, Marmarayı kullanarak Avrupa'ya geçen
ilk yük treni olarak tarihe geçti.
2 kıta, 10 ülke, 2 denizi aşarak, 11.483
kilometrelik yolu on iki günde katederek kıtaları birleştiren bu
dev projede emeği geçen başta Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanı, dönemin Ulaştırma
Bakanı ve Başbakanımız Sayın Binali
Yıldırımı, dönemin Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları Genel Müdürü Sayın Süleyman Karamanı ve şu an
görevde olan Genel Müdürümüz Sayın Ali İhsan Uygun Beyi tebrik
ediyor, teşekkürlerimi sunuyorum.
8 Kasım günü idrak edeceğimiz Mevlid-i
Nebinin kardeşliğimizin güçlenmesine ve insanlığın
huzuruna vesile olması dileğiyle milletimizin ve İslam âleminin
Mevlid-i Nebi haftasını tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Karasu
6.-
Sivas Milletvekili Ulaş Karasunun, çiftçilerin bankalara ve tarım
kredi kooperatiflerine olan borçlarının
yapılandırılması ve ertelenmesiyle ilgili bir
çalışmanın olup olmadığını Tarım ve
Orman Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ULAŞ KARASU (Sivas) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Avrupa Birliğinin aday ve potansiyel aday
ülkelere destek amacıyla yürüttüğü katılım öncesi
yardım aracı IPARD programı dâhilinde Sivas ili
Şarkışla ilçesinde çok sayıda üretici 2014-2020 dönemini
içeren programa dâhil olmuştur. Bu kapsamda, süt üretimini artırmak
için bugüne kadar Şarkışlada 76 damızlık hayvan
çiftliği kurulmuştur. Yüzde 40 hibe desteğiyle kurulan bu
çiftliklerin üreticiye maliyeti 5-6 milyon TL arasında
değişmektedir. Ancak, büyük umutlarla atılan adım bir süre
sonra hüsrana dönmüş, döviz kuru, girdi maliyetleri ve kurulum
ücretlerinin yükselmesiyle birlikte çiftçilerimiz ardı ardına iflas
açıklamıştır.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirliye
soruyorum: Çiftçilerimizin bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine olan
borçlarının yapılandırılması ve ertelenmesiyle
ilgili bir çalışma yapacak mısınız?
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Dünyaya gelen
çocuğundan dolayı Sivas Milletvekili Ulaş Karasuyu tebrik
ettiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, az önce
konuşan Sivas Milletvekilimiz Sayın Ulaş Karasunun kısa
bir süre önce güzel bir çocuğu dünyaya geldi. Sevgili yavrumuza Allah'tan
uzun ömürler diliyorum. (Alkışlar) Sizlere anneyle beraber,
çocuğunuzla beraber mutlu, güzel, sağlıklı bir yaşam
diliyorum ve sizi kutluyorum. İyi ki doğdun Deniz Cömert.
(Alkışlar)
Sayın Köksal
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Afyonkarahisar
Sağlık Bilimleri Üniversitesine bağlı başta Onkoloji
Hastanesi olmak üzere hastanelerdeki personel eksikliğinin giderilebilmesi
için yetkilileri göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Seçim bölgem Afyonkarahisar ilinde Afyonkarahisar
Sağlık Bilimleri Üniversitesine bağlı başta Onkoloji
Hastanesi olmak üzere, hastanelerde ciddi anlamda temizlik personeli ve
güvenlikçi eksiği vardır. Bu konudaki personel yetersizliği
gerek Üniversite Rektörü gerekse Başhekim tarafından ilgili yerlere
iletilmiş olmasına rağmen hâlâ bu sorun giderilememiştir.
Bu durumda da tedavi için gelen hemşehrilerimiz, hastalar mağdur
olmaktadır. Bu sıkıntının en kısa sürede
giderilerek temizlik ve güvenlik personeli alımı yapılması
hem hastane için sorunu çözecek hem hasta mağduriyetini önleyecek hem de
iş bekleyen bir sürü Afyonkarahisarlı hemşehrimiz için de
iş kapısı olacaktır. Yetkilileri bu konuda göreve davet
ediyoruz.
BAŞKAN Sayın Aygun
8.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, Süleyman Şah
Türbesinin 22 Temmuz 2015 tarihinde neden Türk topraklarından
kaçırıldığını, neden gereken müdahalenin
yapılmayarak IŞİD terör örgütüne teslim edildiğini, Sakarya
ilindeki Tank Palet Fabrikasının kâr garantili ve ihalesiz olarak BMC
firmasına verildiğinin doğru olup
olmadığını, ihale ilanının nerede
yayımlandığını, 15 Temmuz şehit ve gazilerine
yardım için kurulan vakfın adresini, yönetim kurulunda kimlerin
olduğunu ve yardım için toplanılan 309 milyon Türk lirasının
akıbetini kamuoyu adına öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Kamuoyunun da cevaplarını merak
ettiği aşağıdaki soruların cevabını
yürütmeden acil olarak bekliyorum.
Süleyman Şah Türbesi 22 Şubat 2015
tarihinde neden Türk topraklarından kaçırılmış ve
neden gereken müdahale yapılmamış ve IŞİD terör
örgütüne teslim edilmiştir.
Yine, Sakaryada ordumuza ait Tank Palet
Fabrikası hangi ihaleyle BMC firmasına verilmiş, ihale
ilanı nerede yayınlanmıştır? Tank Palet
Fabrikasının kâr garantili, ihalesiz olarak BMC firmasına
verildiği doğru mudur?
Yine, 15 Temmuz şehit ve gazilerimize
yardım için kurulan vakfın adresi nerededir? Yönetim kurulunda kimler
vardır? Yardım için toplanan 309 milyon Türk lirası ne oldu?
Harcandıysa kimlere ve nerelere harcandı? Bunları merakla
bekliyoruz. Acil olarak cevaplarını istiyoruz.
Teşekkür ederim Başkanım.
BAŞKAN Sayın Gürer
9.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, bankalara ve kredi kooperatiflerine
olan borçlarını ödeme güçlüğü çeken çiftçilerimizin borç
batağından kurtarılabilmesi için önlemler alınması
gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Çiftçilerimiz bankalara ve kredi kooperatiflerine olan
borçlarını ödeme güçlüğü içindedirler. Çiftçiler ve besicilerin
borçları ertelenmelidir, faizler bir an önce silinmelidir. Tohum, gübre,
ilaç, yem fiyat artışları, elektrik ve mazot zamları
çiftçinin, besicinin belini bükmüştür. Çiftçi destekleri yetersizdir. 2018
destekleri 2019 yılında kısmen ödense de destekler
zamanında verilmemektedir. Destekler zamanında verilmelidir. Çiftçi,
besici borç sarmalıyla icralıktır. Çiftçi nüfusu giderek
yaşlanmakta, genç nüfus tarımdan uzaklaşmaktadır. Bu
gidiş, gidiş değildir. İthale dayalı tarımla
üretici tükenmektedir. Bu süreçte üretici daha pahalı ürüne mecbur
kalacaktır. Üretim düşerken, tarım alanları daralırken
çiftçiyi borç batağından kurtarmak, önlemler almak iktidarın
görevidir. Bunu yerine getirmelidir.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Taşkın
10.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Mevlid-i Nebi
Haftasına ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Yarın gece, âlemlere rahmet olarak gönderilen
Peygamber Efendimizin dünyayı teşriflerinin seneidevriyesini idrak
edeceğiz. Bu vesileyle milletimizin ve İslam âleminin Mevlit
Kandilini tebrik ediyorum.
Mevlit Kandili münasebetiyle her yıl Diyanet
İşleri Başkanlığımız tarafından
organize edilen Mevlid-i Nebi Haftasında bu sene Peygamberimiz ve Aile
teması işleniyor. Aile, bir toplumun temeli ve geleceğidir.
Geleceğini düşünen milletler aile kurumuna önem vermelidir. Yüce
dinimiz İslam, ailede adaletin, ahlakın, fedakârlığın,
sorumluluk bilincinin, karşılıklı anlayışın
hâkim kılınmasını, eşlerin birbirine güven
duymasını ve bağlılık göstermesini, sevinç ve
kederlerinin paylaşılmasını istemektedir. Daha iyi bir
hayat için muhtaç olduğumuz temel değerler öncelikle ailede hayat
bulacak, oradan topluma ve dünyaya huzur katacaktır. Sevgili
Peygamberimizin hayatı aile konusunda da bizim için çok güzel örnek
olacaktır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Göker
11.-
Burdur Milletvekili Mehmet Gökerin, Burdur ili Yeşilova ilçesine
bağlı Salda Gölüne sahip çıkılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
MEHMET GÖKER (Burdur) Sayın
Başkanım, iki milyon yılda oluşagelen Salda Gölü maalesef
iki yılda TOKİ eliyle yok edilmek istenmekte. Çevrenin, çevre
korumasının partilerüstü ve siyasetüstü olduğu gerçeğinden
hareketle, ilimiz Yeşilova ilçesine bağlı Salda Gölünün
Kayadibi Mahallesi, kenarları ve kıyısıyla imara
açılmak istenecek ve imarı kolaylaştıracak bir halk oylamasına
götürülmek istenmekte. Burdur Valiliğinin olurlarıyla Yeşilova
Kayadibi Mahallesi, yapılacak halk oylamasıyla mahalle statüsünden
çıkarılıp köy statüsüne çevrilmek üzere. Bu anlamda Kayadibi
mahallelilerine söylüyorum: Geleceğe mirasımız olan Salda
Gölüne sahip çıkın, iktidarın yapmak istediği bu
katakulliye geçit vermeyin. Oyunuzu ret olarak kullanın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kasap
12.-
Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, çini atölyelerinin kapanma
tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına, iç
pazar ve uluslararası pazarda rekabet gücününün azalmaması için
Kütahya çinisinden alınan KDV oranının düşürülmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Doğal gaza yüzde 32, elektriğe yüzde 30
zam yapıldı. Avrupa Birliğinin geleneksel el sanatlarındaki
KDV oranı yüzde 5tir. Kütahya çinisinden alınan KDV oranı ise
yüzde 18dir. İç pazar ve uluslararası pazarda rekabet gücünü
azaltmaktadır. KDV oranının çinide en az yüzde 8, gerekirse
yüzde 5e indirilmesi gerekmektedir. Yüzde 18 KDV oranı pazar kaybına
ve kayıt dışı üretime sebep olmaktadır. Çini
atölyeleri kapanma tehlikesi altındadır.
Çini sektörünün en önemli halkalarından biri
olan Kütahyada çini üretimi 14üncü yüz yıldan beri kesintisiz olarak
devam etmektedir. 417 atölye ve 48 Kültür ve Turizm Bakanlığı
sanatçısı mevcuttur, 6 bine yakın kişi ve 800 ustanın
ekmek kapısıdır. KDV oranının en kısa zamanda
yüzde 5e düşürülmesi gerekmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kaya
13.-
Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, 3-9 Kasım Organ
Bağışı Haftası vesilesiyle tüm milletvekillerini ve
milletimizi organlarını bağışlayarak hayat kurtarmaya
davet ettiğine ilişkin açıklaması
(CHP sıralarından Bir
Bağış, Bir Hayat yazılı pankartlar
açılması)
AHMET KAYA (Trabzon) Teşekkürler Sayın Başkan.
Bu hafta, Organ Bağışı
Haftası. Bizim ya da sevdiklerimizden birinin organ nakline ihtiyacı
olsa ne yaparız, hiç düşündük mü? Bir gün daha yaşaması
için her şeyimizi feda ederiz değil mi? Bugün ülkemizde binlerce
insanımız organ nakli bekliyor fakat organ bağışı
yaygın olmadığı için bulamıyor. Bunu
değiştirebiliriz. Organ nakli bekleyen gözü yaşlı
insanlarımıza umut olabilir, organlarımızı
bağışlayarak hayatlarını kurtarabiliriz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Milletimize birçok konuda öncülük eden Meclisimiz,
bu hayati konuya da öncülük edebilir. Bir hayatı kurtarmanın bütün
insanlığı kurtarmak olduğunu bilen bizler kendimize
şunu sormalıyız: Umutla bekleyen insanlarımıza can
olmak varken, onca insanımız organ nakli beklerken biz
sağlıklı organlarımızı nasıl olur da
toprağa gömeriz?
Ben, buradan, tüm organlarımı
bağışladığımı açıklıyorum ve tüm
milletvekili arkadaşlarımı ve milletimizi hayat kurtarmaya,
organlarını bağışlamaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan
14.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, daha yeşil bir Türkiye için
Geleceğe Nefes Ol kampanyasına destek verilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Türkiyede ağaç ve orman sevgisini
geliştirmek, toplumun çevreye olan duyarlılıklarına
katkı sağlamak, özellikle son aylarda çıkan orman
yangınları sonucu zarar gören alanların yeniden
ağaçlandırılması ve çevre konusunda farkındalığı
artırmak amacıyla 81 ilde eş zamanlı olarak
öğrencilerden askerî birliklere, sivil toplum örgütlerinden kamu kurum ve
kuruluşlarına, esnafından işçisine, kısacası
yediden yetmişe toplumun tüm kesimlerinden katılacak
vatandaşlarımızın katkılarıyla 11 Kasımda
ülke genelinde 11 milyon adet fidanı toprakla
buluşturacağız. Daha yeşil bir Türkiye için Geleceğe
Nefes Ol kampanyasına destek verelim.
Tarım ve Orman Bakanlığımız
başta olmak üzere bu etkinliğin gerçekleştirilmesinde emeği
geçenlere teşekkür ediyor, hayırlı kandiller diliyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kayışoğlu
15.-
Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, şehit
anaları sehven yargılandığına, Atatürk Koşusu
sehven duyurulup çocuklar engellendiğine göre o koltuklarda da sehven mi
oturulduğunu öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün Pakize annenin duruşmasında
Erdoğanın avukatı Katılma dilekçesini sehven
vermişiz. diyerek şikâyetinden vazgeçti ve milletin vicdanında
zaten suçlu olmayan Pakize Akbaba beraat etti. Ne tesadüftür ki yine bugün
Bursa Osmangazi İlçe Millî Eğitim Müdürü, on üç yıldır
Atletizm Federasyonuyla düzenlenen ve her yıl okullara duyuru için
bildirdiği koşuyu bu yıl 10 Kasım Atatürkü Anma
Koşusu olduğu için son dakika okullara yazı yazarak ilk
duyuruyu sehven yaptığını bildirip koşuya
hazırlanan çocukları hayal kırıklıklarıyla
evlerine gönderdi. Soruyorum: Her işi sehven
yaptığınıza göre, şehit analarını sehven
yargıladığınıza göre, Atatürk Koşusunu sehven
duyurup çocukları son anda sehven engellediğinize göre o koltuklarda
da sehven mi oturuyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kılavuz
16.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Mevlit Kandilinin Türk İslam
âlemine hayırlar getirmesini niyaz ettiğine, 15 Temmuz darbesine
iştirak eden herkesin mahkeme önünde hesap vermesi, suçlu ile suçsuzun
birbirinden ayrılması, askerî okulların kapatılması
sonucu mağdur olan
öğrencilerin durumlarının yeniden gözden geçirilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yarın idrak edeceğimiz Mevlit
Kandilinin Türk İslam âlemine hayırlar getirmesini niyaz ediyorum.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında
669 sayılı KHKyle askerî okullarından çıkarılan,
masumiyetleri anlaşıldığı hâlde haklarına
kavuşamayan askerî öğrencilerin ve ailelerin feryatları
ortadayken Ergenekon, Balyoz gibi davalarda birçok değerli ismi hedef
gösteren, toprağın bile kabul etmeyeceği Nazlı Ilıcak,
Mehmet ve Ahmet Altan gibi hain FETÖcülerin dışarıda
olması millî vicdanları sızlatmaktadır,
şehitlerimizin, gazilerimizin ve milletimizin ahı
alınmaktadır. Darbeye iştirak eden herkesin mahkemeler önünde
hesap vermesi en büyük beklentimizdir. Ancak suçlu ile suçsuzun birbirinden
ayrılması da hukukun temelidir. Askerî okulların
kapatılması sonucu mağduriyet yaşayan KHKli askerî
öğrencilerin durumları yeniden gözden geçirilmelidir.
BAŞKAN Sayın Başevirgen
17.-
Manisa Milletvekili Bekir Başevirgenin, Türkiye'nin 6ncı büyük
ilçesi Turgutluda araç muayene istasyonu kurulabilmesi için
Ulaştırma Bakanlığının harekete geçmesini talep
ettiklerine ilişkin açıklaması
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Turgutlu Trafik Şube Müdürlüğü verilerine
göre 1 Ekim 2019 tarihi itibarıyla ilçemizde 64 bin motorlu
taşıt bulunduğu tespit edilmiştir. Turgutluda TÜVTÜRK araç
muayene istasyonu bulunmadığından vatandaşlarımız
araç muayeneleri için Manisa merkez ve Salihli ilçelerimize gitmek zorunda
kalmaktadır. Bu durum hem vatandaşımızın zaman
kaybetmesine hem gidilen şubelerde yoğunluk olmasına hem de
verilen hizmet kalitesinden azalma yaşanmasına neden olmaktadır.
İlçemizde ticari ya da hususi maksatla taşımacılık
yapan otomobil, kamyon, otobüs gibi araçların akaryakıta gelen yüksek
zamlardan sonra neredeyse bütün günlerini çevre istasyonlara giderek
harcamaları, yüksek oranda maddi kayıp ve zaman kaybı
yaşatmaktadır. 190 bin nüfusla Türkiye'nin 6ncı büyük ilçesi
olan Turgutluda bir TÜVTÜRK araç muayene istasyonu kurulması zorunlu hâle
gelmiştir. Turgutlu Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odamız ve
Turgutlu halkı olarak Ulaştırma Bakanlığının
bir an önce bu konuyla ilgili olarak harekete geçmesini talep ediyoruz.
BAŞKAN Sayın Filiz
18.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Gaziantep ili Araban ilçesi
ekonomisinin itici gücü olacağı düşünülen Çat Boğazı
Barajı Projesinin tamamlanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Seçim bölgem Gaziantepin Araban ilçesinde
vatandaşlarımız ilçenin ekonomisinin itici gücü
olacağını düşündükleri Çat Boğazı Barajı
Projesinin tamamlanmasını ve inşaat çalışmalarının
bir an önce başlamasını istiyor. Araban ilçesinde tek gelir
kaynaklarının tarım olduğunu dile getiren vatandaşlar
Türkiye'nin en kaliteli makarnalık sert buğdayını,
sarımsağını, karpuzunu ve kavununu ürettiklerini belirterek
bu üretimlerin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için
bölgenin sulu tarıma kavuşturulması çağrısında
bulunmaktadır. Çat Boğazı mevkisine yapılması
planlanan barajın bir an önce inşaatına başlanarak hayata
geçirilmesi, Araban Ovasında kuru tarım yapılan 137.280 dönüm
arazinin sulanmasını ve yılda 2 ürün alınmasını
sağlayarak çiftçimize ve yöre insanına nefes aldıracaktır.
Tarım ve Orman Bakanlığı ve
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne duyuruyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Bakırlıoğlu
19.-
Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlunun, Soma maden
işçilerinin eylemlerinin olumlu sonuç verdiğine ve verilen sözlerin
takipçisi olacaklarına ilişkin açıklaması
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Soma maden faciasından sonra işten
atılan madencilerimiz otuz üç gün boyunca sürdürdükleri eylemlerine dün son
verdiler. Beş yıl boyunca tazminatlarını alamayan
işçilerin Bakanlıkla yaptıkları son görüşmeden
mutabakat çıktı. Buna göre Eynez Ocağında
çalışıyorken işten çıkarılan ve bugüne kadar
tazminatlarını alamayan işçilere alacakları TKİ
tarafından faiziyle birlikte, en geç şubat ayına kadar ödenecek.
Ayrıca, Işıklar, Atabacası gibi redevansla işletilen
ocaklardan alacağı olan madencilerle ilgili gereken yasal düzenleme
en kısa sürede hazırlanacak.
Ben, öncelikle, otuz üç gün boyunca zor
şartlarda kararlılıkla eylem yapan işçilerimizi bu onurlu
mücadelelerinden dolayı kutluyorum. Ayrıca, bu sürece katkı
veren tüm milletvekillerimize ve Bakanlık çalışanlarına
teşekkür ediyor, verilen sözlerin ve konunun sonuna kadar takipçisi
olacağımızı belirtiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şimşek
20.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, çok sayıda
vatandaşın cezaevlerinde tahliye kararını, devlet memurlarının 3600 ek
göstergeyi, primini doldurup emekli olamayan vatandaşların da en
azından sağlık hizmetlerinden faydanabilmeyi beklediğine
ilişkin açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Meclisin gündemi ne olursa
olsun çarşıda pazarda, köyde kentte vatandaşın gündemi
aynıdır. Yüz binlerce vatandaş cezaevlerinde tahliye
beklemektedir, şartlı ceza indiriminin acilen Meclis gündemine
alınmasını beklemektedir.
Öğretmen, polis, imam ve sağlık
çalışanları 3600 ek gösterge beklemektedir; yalnız, bütün
devlet memurlarının da bu kapsama alınmasını
beklemektedir; sadece öğretmen, polis ve sağlık
çalışanlarıyla sınırlı kalmamasını
beklemektedir. Emeklilikte yaşa takılan, primini doldurup emekli
olamayan vatandaşlarımızın acilen en azından
sağlık hizmetlerinden faydalanmaları
sağlanmalıdır. Çok sayıda kanser hastası, diyabet
hastası vatandaş primini doldurmasına rağmen emekli
olamadığı için sağlık hizmetlerinden de
faydalanamamakta ve tedavisini yaptıramamaktadır. Bu
vatandaşlarımız için acilen bir orta yol bulunmalı, bu
sorun kökten çözülmelidir.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Son olarak, Sayın Tutdere
21.-
Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, tarım kredi
kooperatiflerinin çiftçiye verdikleri kredilerin tarımsal kredi statüsünde
değerlendirilmesi ve kooperatiflere borcu olan çiftçilerin korunması
gerektiğine ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
İşsizlik ve yoksulluk nedeniyle toplu
intiharların yaşandığı ülkemizde çiftçilerimiz ve
tarım sektöründe çalışan milyonlarca kişi de zor günler
geçirmektedir. Ülkemizde uygulanan yanlış tarım
politikaları ve krizin yanında bir de tarım kredi
kooperatiflerinin uygulamaları çiftçileri mağdur etmektedir.
Tarımı geliştirmek, üretimi artırmak için kurulan
kooperatifler son günlerde çiftçinin kâbusu olmaya başladı.
Kooperatifler çiftçilere kullandırdıkları kredilerde ticari
krediler seviyesinde faiz uygulamaktadır.
Buradan ilgili bakanlığa ve
Cumhurbaşkanlığına çağrıda bulunuyorum:
Tarım kredi kooperatiflerinin çiftçiye verdikleri kredilerin tarımsal
kredi statüsünde değerlendirilmesi için gelin hep birlikte bir
çalışma yapalım, kooperatiflere borcu olan çiftçilerimizi
koruyalım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
şimdi değerli grup başkan vekillerimizin söz taleplerini
karşılayacağım.
İlk söz İYİ PARTİ Grubu
adına Grup Başkan Vekili Sayın Türkkanda.
22.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, geçirdiği trafik kazası
sonucu hayatını kaybeden İYİ PARTİ Yozgat İl
Başkanı Seyfi Bayrak ile Yozgat İl Başkan
Yardımcısı Ahmet Şükrü Karabacaka Allahtan rahmet
dilediğine, Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanan
şehit annesi Pakize Akbabanın beraat ettiğine, 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında öğrencileriyle birlikte Türk
bayrağıyla yaptığı gösteri sebebiyle hedef gösterilen
öğretmen Seçil Yıldızın koruma altına
alınması, polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerimize
verilen 3600 ek gösterge sözünün yerine getirilmesi, EYT sorunu ile atanamayan
öğretmenlerin sorunlarına çözüm bulunması gerektiğine,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın 15 Kasımda ABD
Başkanı Donald Trumpla yapacağı görüşmenin ülkemiz
için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allahtan niyaz
ettiğine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dün sizlerle paylaşmıştım,
geçirdikleri bir trafik kazası sonucu Yozgat İl
Başkanımız Seyfi Bayrak kardeşimizi olay yerinde, kaza
anında ağır yaralanan Yozgat il yöneticimiz Ahmet Şükrü
Karabacak kardeşimizi de daha sonra kaybettik. Bugün toprağa
verdiğimiz kardeşlerimize Cenab-ı Allahtan rahmet diliyorum;
ailelerine, sevenlerine, yol arkadaşlarımıza sabrıcemil
niyaz ediyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun. Aynı
kazada yaralanan arkadaşlarımıza da Allahtan acil şifalar
diliyorum.
2017 yılında davet edildiği bir
toplantıda yaptığı konuşma nedeniyle, dört yıl
hapis istemiyle hakkında dava açılan Şehit Anaları
Derneği Başkanı Pakize Akbabanın ilk duruşması
bugün Ankara Adliyesinde yapıldı. Sayın Genel Başkanımız
Meral Akşener ve milletvekili arkadaşlarımız da bugün
Pakize anayla beraber Ankara Adliyesindeydiler. Atatürke hakaret edenlerin
yargılanmak bir yana âdeta taltif edildiği, itibar gördüğü
günümüz Türkiyesinde yargıçlar şehit annesini
yargılıyorlar. 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada, bugün
Sayın Cumhurbaşkanının şikâyet dilekçesini geri
almasıyla Pakize Akbabanın davası da beraatle
sonuçlanmış oldu. Genç yaştaki aslan gibi evladını
vatan ve bayrak uğruna güneydoğuda şehit vermiş bir anne
için verilen bu kararın bizi oldukça mutlu ettiğini ifade etmek
istiyorum. Biraz empati yapmanızı istiyorum. Bizim aramızda
şehit anası bir milletvekili arkadaşımız daha var, Oya
Eronat. Oya Eronatın yarın öbür gün bir mahkemede böyle bir
şekilde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
sanık sandalyesinde
oturması bizim vicdanlarımızı çok rahatsız eder.
Biliniz ki öyle bir şey olduğu anda biz Oya Eronatın
arkasında heykel gibi dikiliriz kıpırdamadan Allahın
izniyle.
Ana sınıfı öğretmeni Seçil
Yıldız Şırnakın İdil ilçesinde 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında öğrencileriyle birlikte Türk
Bayraklı bir gösteri yapıyor. Bunun için de sosyal medyada kendini
gazeteci diye tanıtan kripto terör örgütü mensupları tarafından
linç ediliyor, hedef gösteriliyor. Seçil öğretmen Türk
kadınının, Türk öğretmeninin
bayraklaştırılmış hâlidir. Çocuklara bayrak
taşıttı diye bu kadar açıktan tehdit edilirken Hükûmetimiz
güneydoğuda cesurca vatan görevi yapan bu öğretmenlerimizi mutlaka
koruma altına almalıdır. Daha önce şehit verdiğimiz
öğretmenlerimiz var, canlarımız var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, tamamlayalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Onların
kayıpları yüreğimizi fazlasıyla yakmıştır.
Bizim hain PKK terörüne verecek yeni bir cana daha tahammülümüz yoktur.
AK PARTİ, seçim beyannamesinde polis,
öğretmen, hemşire ve din görevlilerimize ek gösterge imkânı
vereceğini açıklamıştı, bunu bütün partiler seçim
beyannamelerine koymuşlardı. Seçimin üzerinden on yedi ay geçti ama
bu konuyla ilgili en ufak bir adım dahi atılmadı. Oysa on yedi
aylık süre iktidar olan bir partinin 3600 ek göstergeyi
çıkarması için fazlaca mümkün bir zamandır. Oy isterken
hepimizin ağzından çıkan bu sözler iktidar olunca unutuluyorsa
bunun adı vatandaş kandırmaktır. Süreci daha fazla
uzatmayın, Meclise gelecek ilk torba yasaya 3600 ek göstergeyi koyun, bunu
yasalaştıralım. Sözlerimizi tutalım, memurları da
rahatlatalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
bugün yoracağım sizi, kusura bakmayın.
Aynı şekilde, emeklilikte yaşa
takılanlar konusu var. Emeklilikte yaşa takılanların
yakarışları da çığ gibi büyümeye devam ediyor.
Milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiriyor bu emeklilikte
yaşa takılanlar konusu. Bunun da bir an önce Meclise getirilmesi ve
insanların haklarının iade edilmesi gerekiyor.
Biz İYİ PARTİ olarak milletimizin
menfaatine olan her şeye destek vermeye ve verdiğimiz sözlerin,
verdiğiniz sözlerin takipçisi olmaya yılmadan devam edeceğiz.
Geçtiğimiz günlerde Millî Eğitim
Bakanı Sayın Selçuk öğretmenler için tasarlanan beyaz önlükleri
tanıttı. Sayın Selçukun eğitim camiasından gelmesi
öğretmenlerin sorunlarına, öğrencilerin sorunlarına çok
güzel çözümler bulacağı konusunda bizleri ciddi anlamda umutlandırmıştı
ama Bakanlık koltuğuna oturduğundan kısa bir süre sonra
baktık ki Sayın Selçuk da devrin adamı olmuş, bu konuda
yapılacak olumlu hiçbir adımı atmamaya devam etmiştir, bula
bula en sonunda eğitimde devrim olarak beyaz önlüğü bulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ya, Türkiye 21inci
yüzyılda OECD ülkeleri arasında eğitimde son sıralarda
bulunurken Sayın Ziya Selçukun eğitimde devrim diye bulduğu
beyaz önlük devrim değil, olsa olsa makamda oturmanın yolunu
aramaktır, vakit geçirmektir, beyhude zaman harcamaktır. Oysa
sayıları yarım milyona ulaşan atanamayan öğretmenler
var, sözleşmeli öğretmenlerin sorunları var, bunlarla
uğraşmak yerine beyaz önlüğe sıra geldiyse eğitimin
vay hâline.
Sayın Cumhurbaşkanının Amerika
seyahati var 13 Kasımda, Gidecek mi, gitmeyecek mi? diye ciddi anlamda
kamuoyunda tartışılmaya başlanmıştı.
Sayın Cumhurbaşkanı dün Trumpla yaptığı
görüşme sonrasında Amerikaya gitmeye karar vermiştir. Bu
seyahatin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı
Allahtan niyaz ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ama soykırım
tasarısının Meclisten geçmesinden sonra, ekonomik ve Sayın
Cumhurbaşkanına yönelik yaptırımların akabinde bu
seyahatin olması bizi bir anlamda tedirgin de etmektedir. Sayın
Cumhurbaşkanına tehdit manasında çıkarılan bu
tasarıların Sayın Cumhurbaşkanının önüne
uzatılması hâlinde Cumhurbaşkanından birer taviz istenmesi
durumunda biliniz ki Türk milleti Sayın Cumhurbaşkanının
arkasında olacaktır. Bu tavizi vermeden -asla ve kata- uzatılan
bu tehdit kararlarının masadan muhatabına iade edilmesini
Sayın Cumhurbaşkanımızdan talep ediyoruz. Zira, orada
verilecek her taviz Türkiye Cumhuriyeti devletinin yüz yılını
götürebilecek bir taviz olacaktır. Bu konuda, Sayın
Cumhurbaşkanının kendisinden talep edilen bu tavizler
noktasında dik durmasını özellikle salık vermek istiyoruz.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Söz sırası Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Bülbülde.
23.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Aksaray ili Mehmetçik
İlkokulunda eğitim gören otizmli çocukların
yaşadığı talihsiz olayla ilgili soruşturmanın
başlatıldığına ve konunun takipçisi olacaklarına,
adli kolluk görevlilerinin yararlandığı ekonomik ve sosyal
haklardan mahrum olan orman muhafaza memurlarının emniyet hizmetleri
sınıfına dâhil edilmeleri hâlinde mağduriyetlerinin
giderileceğine ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda gereken
çalışmaları başlattıklarına, 8 Kasım Cuma
günü idrak edilecek olan Mevlit Kandilinde hayırlı duaların
kabul olmasını temenni ettiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Aksaray Merkez Mehmetçik İlkokulunda özel eğitim
gören otizmli çocuklar okul çıkışında yuhalanmış
ve okul içerisinde ufak çaplı arbede meydana gelmiştir. Otizm, bir
hastalık değil rehabilite edilebilen bir davranış bozukluğudur.
Türkiyede şu anda çok basit testlerle tespit edilebilen bu vakalar,
doğru rehabilitasyon programlarıyla tedavi edilebilmekte ve
evlatlarımız hayata adapte olabilmektedirler. Aksarayda yaşanan
bu talihsiz olayla alakalı Millî Eğitim Müdürlüğümüz, Valilik ve
Millî Eğitim Bakanlığı incelemeleri
başlatmıştır. Soruşturmanın tüm
detaylarıyla, derinlemesine yapılması en büyük arzumuzdur.
Konunun bu noktada takipçisi olacağımızı buradan bildirmek
istiyorum.
Sayın Başkan, orman muhafaza
memurları, Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında koruma,
sınırlandırma ve yangınla mücadele görevinin yanında
Tarım ve Orman Bakanlığı iç çalışma
sistematiğinde tanımlanmamış pek çok görevde, mesai mevhumu
olmadan 7/24 esasıyla çalışan cefakâr devlet
memurlarıdır. Ormanlarımızın yasa dışı
faaliyetlerden korunması, işletilmesi ve her türlü
muhafazasından sorumlu olup en zor arazi şartlarında ve her
türlü tehlikeye karşı cansiparane görev yapmaktadırlar. Gerek
orman yangınlarıyla mücadele gerekse kaçakçılık ve
diğer kanun dışı girişimleri önleme adına bugüne
kadar orman muhafaza memurları onlarca şehit vermişlerdir. 6831
sayılı Orman Kanununun 77nci maddesi gereğince silah
taşımaya yetkili orman muhafaza memurları, Ceza Muhakemeleri
Kanununun 164üncü maddesi gereğince de adli kolluk görevlisi olarak
tanımlanmaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ancak,
çalışma ortamı ve şartlar gereği adli kolluk görevi
verilen orman muhafaza memurları, diğer adli kolluk hizmetlilerinin
yararlandığı ekonomik ve sosyal haklardan mahrumdurlar. Bu
emekçilerimizin çalışma şartları ve mesai saatleri dikkate
alındığında 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 36ncı maddesinin yedinci fıkrası gereğince
emniyet hizmetleri sınıfına dâhil edilmesi hem ekonomik hem de
sosyal açıdan sıkıntıları giderecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak orman muhafaza
memurlarımızın sıkıntılarının çözümü
noktasında takipçisi olduğumuzu ve bu konunun bir an önce çözülmesi
için gereken çalışmaları başlatmış
olduğumuzu söylemek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, 8 Kasım Cuma günü yani yarın Mevlit Kandilini idrak
edeceğiz. Dünyaya güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmiş olan
Peygamber Efendimiz (SAV)ın dünyayı şereflendirdiği bu
günde edilen bütün hayırlı duaların, niyazların kabul
olmasını temenni ediyor, bütün insanlığın onun
ahlakıyla ahlaklanmasını diliyorum.
Saygılar sunarım.
BAŞKAN Söz sırası Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Oluça
aittir.
Buyurun.
24.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İstanbul ili Fatih
ilçesinde cereyan eden 4 kardeşin toplu intihar olayının ülkede
yoksulluğun, işsizliğin geldiği noktayı
gösterdiğine, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda eğitim gören
otizmli çocukların yaşadığı talihsiz olayın
organize olup olmadığının, okul yönetiminin buna dâhil olup
olmadığının ortaya çıkarılması
gerektiğine, her çocuğun olduğu gibi otizmli bireylerin de
eğitim alma hakkının anayasal bir hak olduğuna ve hiçbir kurum, kuruluş veya aile
tarafından bu hakkın engelenemeyeceğine, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğanın cezaevindeki IŞİDli
sayısına dair paylaştığı rakamlara, Plan ve Bütçe
Komisyonunda Bütçe Kanunu Teklifi üzerinde yapılan görüşmelerde
konuşma yapan Batman Milletvekili Necdet İpekyüzün sözlerinin
sansürlendiğine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, dün de biraz üzerinde durdu
değişik partilerden vekiller, Fatihte 4 kardeşin intihar
etmesinden söz etmek istiyorum. On beş yıldır aynı evde
oturdukları söylenen, yaşları 45 ile 60 arasında
değişen 4 kardeş maalesef intihar etti. Çok elim bir durumla
karşı karşıyayız. Ve ortaya çıktı ki ölü
bulunan 4 kardeşin bakkaldaki veresiye defterinde 2.260 lira borçları
varmış, bir de 607 lira elektrik borçları varmış ve
üstelik de evi geçindiren, işi olan tek kardeşin de maaşına
haciz konulmuş.
Yine -yani hakikaten insan söylerken bile
sıkıntı duyuyor- BEDAŞ yani elektrik şirketi ekipleri
geliyor, olay yeri inceleme ekiplerinin hemen ardından 607 liralık
elektrik faturasının iki aydır ödenmediği gerekçesiyle
elektriği kesiyor. Son derece vahim bir tabloyla karşı
karşıyayız ve Fatihte 4 kardeşin geçinemedikleri için
intihar etmesi bu ülkede yoksulluğun ve işsizliğin geldiği
korkunç noktayı göstermektedir. 2 emekçinin bulunduğu bir ailedir ve
özellikle dar gelirlilerin, emekçilerin, işçilerin, işsizlerin ne tür
sorunlarla, nasıl bir ruh hâli içinde bulunduğunu gösteren çok vahim
bir tabloyla karşı karşıyayız. İnsanların bu
ülkede yaşamaya dair umudunu yitirdiğini gösteren bir örnektir esas
itibarıyla ve yani elbette ki iktidarın ekonomi politikalarına
bakmak gerekiyor bu konuları tartıştığımız
zaman. Yani, dedim ya, 4 cenazenin olduğu bir evin elektriğini Borcu
var. diye kesmek de utanç verici bir durumdur. Tek örnek değildir, son
günlerde çok yaşanıyor bu tür örnekler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Çocuğuna
istediği kıyafeti alamadığı için intihar eden baba
örneğini yaşadık, kanun hükmünde kararnameyle sivil ölü hâline
getirilen ve intihara sürüklenen insanları yaşadık, Güvenparkta
kendini yakmaya çalışan bir işçiyi yaşadık. Bu
sayıların ve vakaların bu kadar fazla olması tesadüfi
değil ve giderek daha sık görmeye başladığımız
bu intihar vakalarının ortak noktası -dediğim gibi- yokluk
ve yoksulluktur. Bu da iktidarın ekonomi politikalarından
kaynaklanmaktadır. Buna bir kez daha işaret etmek istiyoruz.
İkinci değinmek istediğim konu
Aksaraydaki otizmli çocukların yuhalanmasıyla ilgili. Bir ilkokulda
otizmli çocuklarla aynı binada eğitim gören diğer
çocukların velilerinin otizmli çocukları yuhaladığına
dair haberler çıktı. Daha vahim olanı okul müdürünün de bu korkunç
tepkiyi desteklediği iddia edildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu vahim
durumun organize olup olmadığı, okul yönetiminin buna dâhil olup
olmadığı acilen ortaya çıkarılmalıdır. Her
çocuğun olduğu gibi otizmli bireylerin de eğitim alma hakkı
başta Anayasa olmak üzere yasalarımızca düzenlenmiştir.
Hiçbir kurum, kuruluş veya aile tarafından bu hak engellenemez. Bu
tutum insanlık açısından da çok vahim bir tabloyu ortaya
koymuştur, gerçekten, büyük bir şuursuzluk vardır. Şimdi,
bunları biz söylüyoruz, biraz sonra iktidar partisi Valilik açıklama
yaptı, böyle bir şey yokmuş. diyecek. Valilik, aynı
açıklamasında Konuyla ilgili gerekli inceleme de
başlatılmıştır. diyor yani böyle bir olay yoksa niye
aynı açıklamada gerekli incelemenin başlatıldığını
söylüyor; o da bilinmez bir durumdur. Bizim talebimiz, Millî Eğitim
Bakanlığı konuyla ilgili derhâl inceleme
başlatmalıdır, okul müdürünün, bu duruma dâhil olup olmadığı
konusunda bir soruşturma başlatılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) -
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, Macaristan ziyareti öncesinde bir
basın toplantısı yapmıştır ve
IŞİDlilere dair bazı rakamlar paylaşmıştır,
demiştir ki: Bugüne kadar Türkiyeye giriş yasağı konulan
DEAŞlıların sayısı 76 bin, sınır
dışı edilenlerin sayısı 7.550, hapishanelerimizde
şu anda 1.149 militan var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ekim
tarihinde bir konuşma yapmıştır -yani bundan
yaklaşık yirmi küsur gün önce- orada da Cezaevindeki
IŞİDli sayısı 5.500. demiştir. Şimdi, yirmi
küsur gün arayla yapılan bu iki açıklamadaki rakamların
farklılığı son derece büyük bir çelişkidir. Hangisi
doğrudur yani şu anda cezaevlerinde 1.149 IŞİDli mi
vardır, yoksa 5.500 IŞİDli mi vardır? Bu rakamların
hangisinin doğru olduğunu gerçekten merak ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu
yanlış bilgileri Cumhurbaşkanına verenler kimlerdir acaba?
Bunların, bu çelişkili durumu ortaya çıkaranların da kimler
olduğunu çok merak ediyoruz.
Son bir noktaya kısaca değinmek istiyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeler sürüyor ve Batman Milletvekilimiz
Necdet İpekyüzün dün başına gelmiş bir olayla ilgili bir
durumun kayıtlara geçmesi için konuşmak istiyorum. Meclis
tutanakları elimizdedir ve aynı zamanda, Meclis TVnin verdiği
video önümüzdedir. Çok tuhaf bir şekilde Meclis tutanaklarında olan
bazı cümleler Meclis TVnin verdiği videoda yer almamaktadır.
Biz bunu sorduk, Meclis TVdeki yetkili kişiler tam o sırada bir
kaset değiştirme olayının olduğunu söylediler fakat
çok tuhaf bir şekilde, o kadar isabetli bir şekilde kesilmiş ki
cümleler, cümlenin başı kesilmiş, bir de cümlenin sonu
kesilmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitiriyorum.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yani biz bunun
bir sansür adımı olduğunu düşünüyoruz. Plan ve Bütçe
Komisyonunda konuşma yapan bir vekilin konuşmasının bu
şekilde sansürlenmesinin asla kabul edilebilecek bir yanı yoktur.
Dolayısıyla, bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekiyor.
Bir kaset değişimiyle alakası olmadığı
kanaatindeyiz çünkü cümle de rahatsız edici bir cümledir iktidar
açısından, onun için kesilmiş olduğunu düşünüyoruz.
Bunun da kayıtlara geçmesini istiyorum.
Teşekkür ederim.
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Plan ve Bütçe Komisyonunda Bütçe Kanunu
Teklifi üzerinde yapılan görüşmelerde Batman Milletvekili Necdet
İpekyüzün yaşadıklarının dilekçeyle Meclis
Başkanlığına iletilmesi hâlinde gerekli tahkikatın
yapılacağına ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın Oluç, bu konudaki
talebinizi Meclis Başkanlığına bir dilekçeyle lütfen
başvurun, ben de Meclis Başkanımıza konuyu arz eder, o
konuda gerekli tahkikatı yapıp sizlere bilgi veririz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkürler.
BAŞKAN - Söz sırası Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Özelde.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
25.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda
eğitim gören otizmli çocukların ve ailelerinin
karşılaştıkları kötü muameleyi otizm farkındalığına
dönüştürebilmek için katkı sağlayacaklarına, 7 Kasım
İlhan Erdostun ölümünün 39uncu, 12 Eylül Anayasasının
halkoyuna sunulmasının 37nci yıl dönümüne, iktidar partisinin
af konusuna hassasiyetle yaklaşması gerektiğine, Batman
Milletvekili Necdet İpekyüzün Plan ve Bütçe Komisyonunda
yaşadıklarına yönelik TBMM Başkan Vekili Levent Gökün
açıklamalarından memnuniyet duyduklarına, TBMMde 4/D statüsünde
çalışan personelin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine,
Mevlit Kandilini kutladıklarına ve bu mübarek günde Bu toplum
nereden geldi nereye gidiyor, biz kimiz, hangi değerlerimiz
aşındı, gelir adaletsizliğine nasıl sessiz
kalıyoruz? sorularına Meclisin tüm üyelerinin cevap
aramasının en faydalı ibadet olacağına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Öncelikle, Aksarayda otizmli çocuklara yapılan
ve hepimizi üzen, utandıran muameleye değinerek başlamak
isterim. Tabii, bütün Aksaray halkını, Aksaraylıları töhmet
altında bırakmak doğru olmaz ancak yurdun neresinde,
dünyanın neresinde olursa olsun böylesine aşağılık bir
davranışın tasvip edilmesi mümkün değildir. Bu konudaki
soruşturmayı yakından takip edeceğimizi, konuyla ilgili
Meclisin kurmuş olduğu komisyonda görevlendirdiğimiz
arkadaşların meseleyi yakından takip ettiklerini ve otizmli
çocukların ve ailelerinin karşılaştıkları bu kötü
muameleyi, onların yaşadıkları sorunların
farkındalığına dönüşebilecek bir imkâna çevirmek için
bir toplumsal duyarlılığın yaratılmasına
katkı sağlayacağımızı açıkça ifade etmek
isterim.
Bugün 7 Kasım, İlhan Erdostun ölümünün
yıl dönümü. 12 Eylül faşist darbesinin gerçekleşmesinden elli
beş gün sonra Onur Yayınlarının ve İlkyaz
Basımevinin sahibi İlhan Erdost kardeşi Muzaffer Erdostla
birlikte gözaltına alındı. Mamak Cezaevinde A Bloktan C Bloka
götürüleceği 200 metrelik mesafede yirmi beş otuz dakika araç içinde
tutuldu, dövüldü ve koğuşuna konulduktan sonra da hayatını
kaybetti. Buradan kendisini bir kez daha saygıyla, rahmetle anıyoruz.
O günden bugüne o personelin yargılanması ve ceza alması mümkün
olmamıştı. Bu cezasızlık kültürü 12 Eylül döneminden
sonra yerleşti ve hâlen daha, maalesef, on yedi yıllık AKP
iktidarında da devam etmektedir.
Ne acı bir tesadüftür ki aynı zamanda 7
Kasım, 12 Eylül faşist darbesinin dayattığı
Anayasanın halk oylamasının da yıl dönümüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 7 Kasım 1982 günü
yapılan halk oylamasında yüzde 91,3 evet oyu
almıştır 12 Eylül Anayasası. Bugün, o Anayasaya Evet.
diyen hemen hemen hiç kimse o Anayasayı ve verdiği evet oyunu
savunamamaktadır. Rejime kasteden Anayasa değişikliğiyle 16
Nisanda, yüzde 91,3le değil yüzde 50nin biraz üzerinde bir oyla ve
halkı, olağanüstü hâl koşullarında, referandumun öncesinde,
sırasında ve sonrasındaki olanca hukuksuzlukla ve çok küçük bir
farkla verilen eveti, bu kararı milletin verdiği
O yüzden partili
Cumhurbaşkanlığına devam, o yüzden bakansız Meclise
devam, o yüzden hesap sorulamayan milletin değil sarayın
bakanlarına devam. diyenler, emin olun, nasıl 12 Eylül
Anayasası yüzde 91,3le evet oyu almışsa ama bugün kimse
savunamıyorsa
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
16 Nisanın rejime
kasteden Anayasa değişikliğini -ki bugün yapılan anketler,
yüzde 70le partili Cumhurbaşkanlığına milletimizin
artık Hayır. dediğini ortaya koymaktadır- ilerleyen
günlerde hiç kimse bunu savunamayacaktır.
Sayın Başkan,
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalının
pazartesi günü yaptığı toplantıdan anlıyoruz ki büyük
bir beklenti hâline dönüşmüş olan af ya da yargı indirimi ya da
infaz düzenlemesiyle ilgili çalışmalar ikinci yargı paketinde de
yer almayacak. Oysa yargı paketleri, önce 24 Haziran seçimlerinin istismar
konusu yapılmış -af beklentisi- sonra 23 Haziranda
İstanbulun -hukuksuzca ve Anayasaya aykırı şekilde-
tekrarlanan seçiminde de bir beklenti olarak istismar edilmiştir. Bugüne
gelindiğinde o yargı paketindeki af beklentisi birincide olduğu
gibi ikincide de boşa çıkmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Af konusu bir toplumsal
mutabakat meselesidir. Bunun aranması gerekirken, yetmiş beş gün
Meclisi tatile sokup, nereye gidiyorsunuz dememize rağmen buradan
ayrılıp gidenler yetmiş beş günü de boşa
geçirmişler. Meclis açıldığından beri bugüne kadar, bu
otuz beş, otuz altı günlük sürede de toplumun önüne somut hiçbir
şey koymamışlardır. Biz yaptık oldu. diye infaz
değişikliği olmaz, af beklentisi bir toplumsal
mutabakattır. Suçtan zarar görenin de düşünülmesi, suç
işleyenlerin, şu anda içeride olanların ve kader
kurbanlarının ailelerinin de düşünülmesi gerekir. Bu konuya
iktidar partisinin hassasiyetle yaklaşması, yarattığı
bu beklentiyi boşa çıkarmanın vicdan muhasebesini de yapması
gerekmektedir.
Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
sizin yönettiğiniz bir oturumda dile getirmek çok uygun olacak; biraz önce
Plan ve Bütçede yaşananları takip edeceğinizi söyledik, o konuyu
tekraren dile getirmiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
Tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapmış
olduğunuz açıklamadan da memnuniyet duyuyoruz.
Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinde 4/Dli
personeller var ve bunların sorunları var. TBMMde farklı
statüde çalışan personelin sorunları TBMMde
çalışırken taşerondan 4/D statüsüne geçirildikleri için
oluyor. Ciddi problemler var, en başta ücret adaletsizliği var.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop bu yönde
çözüm için çalışma yaptıklarını söylemiştir.
Geçen bunca zamana rağmen hiçbir iyileşme olmamıştır.
4/Dli personeller, aynı işi yaptıkları kadrolu personelin
neredeyse üçte 1i kadar maaş almakta, 4/Bli personelin neredeyse
yarısı kadar ücret almakta, daha yüksek fiyatlara yemek yemekte ve
kıyafet parası gibi ödemeleri alamamaktadırlar. Mağduriyet
ve eşitsizliğin yanında ayrıca sorun sanki
kendilerindeymiş gibi onlardan kurtulmak için amirleri tarafından
mobbinge uğramaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz 4/Dli personele Meclis
Başkanının nasıl bir çözüm üreteceğinin takipçisiyiz.
Onu da sizin demokrat, adil yaklaşımınızla takip
edeceğinize ve bu sorunu en kısa zamanda çözüme
kavuşturacağınıza inanıyoruz Sayın Başkan.
Son olarak, yarın İslam âleminin Mevlit
Kandili. Kandili şimdiden kutluyoruz. Mevlit doğum zamanı
demek. Her peygamberin ümmeti peygamberinin doğum gününü kutlar.
İslamiyet açısından da bu son derece önemli bir gecedir. Bu gece
için din adamları, bu gecenin nasıl geçirilmesi gerektiğini
soranlara elbette Kur'an okunmasını, elbette bol bol ibadet
edilmesini, eksik namazların tamamlanmasını salık verirler
ve bu geceye ilişkin en önemli tavsiyelerden, önerilerden bir tanesi de bu
gecede tefekkür etmektir.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu gecede elbette Kur'an
okumak, elbette namaz kılmak, her türlü ibadeti yapmak, küskünleri
barıştırmak ve yapılabilecek en iyi şeyleri yapmak ve
hissetmek önemlidir. İslam âlimleri der ki: Bu gecedeki en iyi
ibadetlerden biri de tefekkürdür. Tefekkür Ben kimim, nereden geldim, nereye
gidiyorum? sorularına cevap aranmasıdır. Bu aranacaksa bugün
Aksarayda yaşananları, dün konuştuğumuz, hepimizin
vicdanını yaralayan 4 kardeşin siyanürle intiharını,
bu kardeşlerin açlığını, yokluğunu, sefaletini,
ölümlerinden iki saat sonra borçtan dolayı elektriklerinin kesilmesini,
yoksulluk içinde kıvranıp, bu acıya dayanamayıp, 4
kardeşin toplu hâlde intiharını düşünüp bu Meclis Bu
toplum nereden geldi, nereye gidiyor? Biz kimiz? Hangi değerlerimiz
aşındı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son bir cümle
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz ne kadar para
kazanıyoruz? Bizim ne kadar paramız var,
varlığımız var? İnsanlar ne durumda? Toplumun en
zengin yüzde 1i yüzde 90ı, geri kalan yüzde 99,9 yüzde 10u nasıl
paylaşıyor? Biz bu gelir adaletsizliğine nasıl sessiz
kalıyoruz? Biz milletvekilleri olarak memleket bu hâldeyken nasıl
duruma tahammül edebiliyoruz.u? yarın akşam bu Meclisin tüm
üyelerinin düşünmelerinin hepimiz için de toplum için de en faydalı
ibadet olacağını düşünüyor, Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, TBMMde 4/D
statüsünde çalışan personelin mağduriyetiyle ilgili konuyu
Meclis Başkanına tekrar hatırlatacağına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın Özel, Meclis personeliyle
ilgili ifade ettiğiniz hususlar Başkanlık Divanının
değişik toplantılarında bütün siyasi partilerdeki temsilci
arkadaşlarımız tarafından da dile getirildi. Sayın
Meclis Başkanımızın da bu konuda duyarlı olduğunu
biliyorum çünkü kendisinin konuşmalarına da tanık olduk. Ben,
Sayın Başkanımızın Maliye Bakanlığı ve
diğer kurumlarla yapılacak görüşmelerle bir çözüm bulma konusunda
bir irade sergilemeyi düşündüğünü biliyorum. Sayın
Başkanımız bugün itibarıyla yurt dışında,
geldiği zaman kendisine tekrar bu konuyu hatırlatır ve
umarım olumlu bir sonuca da ulaştırabiliriz.
Şimdi, söz sırası Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın
Muşta.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
26.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Mevlit Kandilini tebrik
ettiğine, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda eğitim gören otizmli
çocuklara yönelik muameleyi kabul etmelerinin mümkün olmadığına
ve gerekli tahkikatın başlatıldığına, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptğı açıklamasındaki
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ilgili ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de İslam âleminin
kavuşacağı Mevlit Kandilini şimdiden tebrik ediyorum,
mübarek olsun diyorum.
Aksaray ilinde yaşanan otizmli öğrencilere
yönelik muameleyi kabul etmemiz mümkün değildir. İnsan olan hiç
kimsenin buna gözlerini kapaması söz konusu olamaz. Zaten devletin ilgili
kurumları gerekli tahkikatı, gerekli idari soruşturmaları
başlatmış durumdalar. Biz de AK PARTİ Grubu olarak oradaki
gelişmeleri yakından takip edeceğimizi Genel Kurulda ifade etmek
isteriz.
Çok fazla sözlerimi uzatmayacağım.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle alakalı destek
yüzde 30a düştü, yüzde 70 bunun karşısında şu an.
denildi, kamuoyu yoklamaları varmış. Bunu söyleyen
mevkidaşıma şunu söylerim: Gözünüz aydın, böyle bir durum
varsa hiç beklemeyin, hemen anayasa taslağınızı getirin.
1982 Anayasasına da zaten toplumda belli bir alerji var, siz de hemen
anayasanızı işbu fırsat getirin, yüzde 70le
getirdiğiniz anayasa vatandaş tarafından onaylanır, siz de
muradınıza ermiş olursunuz. Bunu defaatle söylememize
rağmen hâlen getirmediler. Bekliyoruz, getirin
taslağınızı, sunun Parlamentoya; milletvekilleri burada
değerlendirsin, kararı millet versin, madem böyle yüzde 70lik bir
desteği arkanıza almışsınız.
Bir ana muhalefet düşünün, daha elinde
iddiasını doğrulayacak, ortaya koyabileceği bir metni yok,
konuşuyor. Ne konuşuyorsun? Konuştuğunun bir
karşılığı var mı? Yok, sırf laf. Bir
şeyi ortaya koyması lazım ana muhalefetin. Madem bu
iddianız var, getirirsin anayasanı. Ne düşünüyorsun üniter
sistemle alakalı, Türkiyenin geleceğiyle alakalı, temel hak ve
hürriyetlerle alakalı eleştirileriniz var ya, yazarsınız
eleştirilerinizi, getirirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Efendim, burada
toplumsal mutabakat lazım. Şimdi, bu toplumsal mutabakat nasıl
oluşacak? Metninizi ortaya çıkaracaksınız, millete
gideceksiniz anlatacaksınız, orada mutabakat
oluşturacaksınız yoksa her gün aynı yerden, otomatik sayar
gibi Yüzde 70 bunun karşısında, destek yüzde 30a indi.
Efendim Millet bundan memnun değil. 1982 Anayasası da
şöyleydi. Getirebiliyor musunuz? Getiremezsiniz. Bakın buradan
söylüyorum, iddia ediyorum: Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir şey
getiremez, yapamaz, böyle bir kabiliyeti yok.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Özel, Sayın
Muşun son cümlesine herhâlde bir atıfta bulunacaksınız.
Buyurun.
27.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
kongreye gidiyorduk, AK PARTİden bir milletvekili arkadaş dedi ki:
Yahu siz nasıl partisiniz, partinin genel başkanına rakip
çıkan parti mi olur? Böyle döndüm baktım tamam mı! Yahu
demokrasi anlayışı... Şimdi, demokrasiye AK PARTİnin
varoluşu, yükselişi ve devamı olarak baktıkları için
varoluşsal bir sorun yaşıyorlar. Mesela çoklu seçmeli
yarışları bir dezavantaj olarak görüyorlar çünkü diyorlar ki: Olmaz.
Mesela partinin Başbakanı, il başkanı, ilçe
başkanı atama yetkisiyle ilgili yetkilerinin elinden
alındığını görünce gidiyor; o Başbakanı,
yüzde 49 oy almış Başbakanı ensesinden tutup kapı
önüne koyuyorlar, hep beraber bir başkasını seçiyorlar, bir tek
adam ne derse o oluyor.
Şimdi, bu anlayış Anayasa nasıl
yapılır? dediğinde de şöyle diyor: Anayasanın
nasıl yapılacağını topluma sormazlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kime sorarlar?
BAŞKAN Sayın Özel, tamamlıyoruz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Halk kendisi mi
oturup yazacak?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Anayasanın nasıl
yapılacağı topluma sorulmaz, akademiye sorulmaz, hukuk
insanlarına sorulmaz, sivil topluma sorulmaz, bize bile sorulmaz. Biz
neyiz? Biz parmak askeriz. Bize derler ki: Metin bu, virgülüne dokundurtmayacağız.
Ondan sonra pul verirler elimize, oraya sabit koyarız, onlara göstere
göstere oy atarız -ki liderimiz bile güvenmiyor- her birimiz bu Anayasaya
karşı çıkıyor olabiliriz, Allah korusun, kripto kripto
FETÖcü olabiliriz. Orada bile onları yalnız bırakmazlar.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bunlar böyle anayasa
yaptıkları için bizden de öyle hazırlanmış anayasa
metni
Şimdi size söylüyorum: İki noktası
var Sayın Başkan.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Evet
BAŞKAN Lütfen toparlayın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir: 16 Nisan rejime kasteden
Anayasa değişikliğini geri alacak, yetmeyecek; 12 Eylülle
hesaplaşacak, 12 Eylülün tortularını kazıyacak, yetmeyecek
MEHMET MUŞ (İstanbul) Evet, ne zaman
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
kadını, engelliyi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son sözlerinizi alıyorum
Sayın Özel, lütfen
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ne getireceksiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen konuşurken ben
bıdı bıdı yapsam. İnsicamı bozuyorsun
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, birbirinizin
Hiç gerek yok bunlara.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bak,
bıdı bıdı sen konuşuyorsun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
istiyorlar, diyor ki: Bir metin getir. Bizim metnimiz 16 Nisanla da 12
Eylülle de hesaplaşan, doğayı, çevreyi, dezavantajlı
grupları gören gerçek bir uzlaşı metni olacak. Kiminle?
Milletle. Nasıl? Bugünkü senin şu beklentini biliyorum ben: CHP
getiremez. Neden? Aman aman, getirsek, 50+1den bunları kurtaracak bir
metin olsa balıklama atlayacaklar, balıklama. (CHP sıralarından
alkışlar) Neden? Çünkü mevcut Anayasa onları iktidar olmaktan
menetti. Hangi vadeye? İlk seçime kadar. İlk seçim yapılacak,
Mehmet Muşa bay bay, Recep Tayyip Erdoğana bay bay. (CHP
sıralarından alkışlar) Onu bildiği için bir metin
istiyor hararetle.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Metin, milletle beraber,
millet için, milletin en menfaatine olduğu gün gelecek, sen 16 Nisanda
verdiğin oydan, nasıl Recep Tayyip Erdoğan 12 Eylül oyundan
utanıyorsa utanacaksın Ben vermemiştim. diyeceksin.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye Sayın Muş.
Değerli arkadaşlar
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 12 Eylülde hepiniz evet oyu
verdiniz.
BAŞKAN Sayın Özel, Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yemin edin vermedik diye
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
değerli arkadaşlarım
İSMAİL BİLEN (Manisa) Yüzde
90ın içinde solcular var mıydı, yok muydu?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hepsi vardı.
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım
İSMAİL BİLEN (Manisa) Yüzde
90ın içinde?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hepsi hayır dedi.
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım,
Sayın Özel
İSMAİL BİLEN (Manisa) Yüzde 10mu
solcular bu ülkede? Cumhuriyet Halk Partililer yüzde 10 mu?
BAŞKAN Değerli arkadaşlar
.
İSMAİL BİLEN (Manisa) Yüzde 10 mu?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Gitmediler, gitmediler!
İSMAİL BİLEN (Manisa) Yüzde 10 mu?
Solcular, CHPliler yüzde 10 mu?
BAŞKAN Değerli arkadaşlar
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hepiniz evet
İsmail
Bilen, yemin et hayır oyu verdiğine. 12 Eylül Anayasasına
evet oyu verdin sen, aynen Recep Tayyip Erdoğan gibi.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
Sayın Muşa söz veriyorum.
İSMAİL BİLEN (Manisa) Yüzde
10muydunuz, yüzde 10 musunuz? Bunu mu kabul ediyorsunuz?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, lütfen
BAŞKAN Sayın Özel, rica ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 12 Eylüle evet verdiniz.
BAŞKAN Sayın Muş, buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kenan Evrenin çocukları!
BAŞKAN Sayın Muş
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Muş
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kenan Evrenin
askeri!
BAŞKAN Sayın Muş,
toparlayalım.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kenan Evrenin
askerisin sen!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kenan Evrenin
çocuklarısınız!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kenan Evrenin
askerisin sen!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kenan Evrenin
MEHMET MUŞ (İstanbul)
Sıkıştığın zaman böylesin! Getiremiyorsun
değil mi? Yüreğiniz yetmez sizin ya! Faşist!
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, kanun
teklifi bekliyor. Lütfen toparlayın; bitirelim artık.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ağzından
çıkan kelimeleri duyacaksın Özgür Özel. Anlatabiliyor muyum?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 12 Eylüle verdiğiniz oyu
savunamıyorsunuz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ağzından
çıkan lafı duyacaksın Kenan Evrenin askeri!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen duyacaksın!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kenan Evrenin
askerisin sen!
BAŞKAN Sayın Muş
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kenan Evrenin evlatları!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sen Kenan Evrenin
askerisin. Faşist!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Vermedi de, Recep Tayyip
Erdoğan hayır oyu verdi. de. Hepiniz evet oyu verdiniz.
BAŞKAN Sayın Muş...
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kemal Beye git sor,
ne vermiş?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hepiniz evet oyu verdiniz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Git, Kemal Beye
sor önce.
BAŞKAN Bakın
İSMAİL BİLEN (Manisa) Siz yüzde 10
muydunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz Amerikan
donanmasının karşısında secde duran adamlarsınız!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Git, önce Genel
Başkanına sor, ne vermiş?
BAŞKAN Sayın Muş, böyle
MEHMET MUŞ (İstanbul) Genel
Başkanından öğren ne verdiğini.
BAŞKAN Sayın Muş, lütfen siz Genel
Kurula hitap edin, karşılıklı tartışmaya gerek yok.
Siz açıklamalarınızı yapın ama sizlerden de ricam,
yani kanun teklifinin görüşülmesine fırsat verecek bir ortam
yaratalım.
Toparlayın lütfen.
Buyurun.
28.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine,
her zaman memleketin, milletin hayrına durduklarına ve
milletvekillerine karşı kullanılan dile, üsluba dikkat edilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, şimdi, biz gayet seviyeli bir şekilde
cevaplarımızı söylüyoruz.
Şimdi, hem bir taraftan sistemi
eleştireceksiniz
O zaman biz de size şunu söyleriz:
Eleştiriyorsanız karşısını getirin Parlamentoya,
görelim ne istiyorsunuz. Ne istediğiniz belli değil. Ondan sonra efendim
Donanmaya secde etmişler. Ya, onları siz bilirsiniz; siz esas
duruşa geçmeyi de bilirsiniz, secde etmeyi siz bilirsiniz. Onlar bizim
kitabımızda yok. Biz her zaman memleketin, milletin hayrına
dururuz.
Kenan Evrenin çocukları burada değil
kendi içinizdedir. Kenan Evrene selam çakan da ona askerlik yapan da
sizlersiniz. Ağzından çıkanı bir daha iyi duy Özgür Özel!
İkincisi, meseleleri şahsileştirip
arkadaşlarımıza böyle kişisel olarak saldırı
yapmasını da anlayabilmiş değilim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O saldırınca
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Her
sıkıştığın yerde meseleyi çıkartıp
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hemşehrim benim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) -
insanların
şahsiyetine saldırma. Haddini bil!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O saldırınca ben de
ona saldırdım.
İSMAİL BİLEN (Manisa)
Saldırmadım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Saldırdın.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar
MEHMET MUŞ (İstanbul) İlla kimin ne
oy vereceğini
BAŞKAN Sayın Muş, toparlayın
lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bir saniye
Sayın Başkan
BAŞKAN Toparlayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bir saniye
Sayın Başkan, lütfen
BAŞKAN Ben kanuna geçmek istiyorum.
Toparlayalım lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Haddini bilecek bu
arkadaş.
BAŞKAN Toparlayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) -
Politikalarına bir şey demiyoruz, fikirlerine bir şey demiyoruz
ama burada herhangi bir arkadaşımıza şahsileştirerek
gelirsen haddini öğretiriz sana.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi öğretin!
MEHMET MUŞ (İstanbul) İkinci konu
şu: Efendim, Sen ne oy verdin? Git, Genel Başkanından
başla, genel başkan yardımcılarına kadar parti grubuna
sor, ne vermişler öğren onlardan. Bizim ne
yaptığımızı, bizim politikalarımızı
milletimiz biliyor, görüyor. Git babana sor, o ne oy vermiş? İki de
bir milletvekillerine, Genel Başkanımıza Siz hangi oyu
verdiniz? Sen kendi ailenden başla, arkadaşlarından başla,
Genel Başkanından başla, sor bakalım ne oy
vermişsiniz? Eczacılar Birliğinde beraber
çalıştığın arkadaşlarına sor, hangi oyu
vermişler, onlardan öğren.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; diğer bir konu, burada şunu ifade etmek isterim:
Milletvekillerimize karşı, arkadaşlarımıza
karşı kullandığınız dile, üsluba dikkat edin,
sizi buradan bir daha uyarıyorum.
Politikalarla alakalı bir şey
söylediğimiz yok ama insanın bir sabrı var,
sabrımızı taşırma Özgür Özel, haddini bil! (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika Sayın
Başkanım
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Müsaadenle
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama bana
sataşıldı.
BAŞKAN Bir saniye
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkan, şunun
cevabını vereyim şimdi.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ne cevabı ya! Cevap
verecek hâl mi kaldı sende?
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Müsaade eder misiniz.
BAŞKAN - Sayın grup başkan vekilleri,
bakın, dünden beri yaptığımız tartışmalarda,
Başkanlık Divanının olağanüstü çabasına
rağmen belki bugün bitmesi gereken kanun teklifinin daha 3üncü, 4üncü
maddelerindeyiz. Meclisimiz bir yasama faaliyeti yaparken aynı zamanda
elbette tartışma yapacak ama bunları makul bir düzeyde
bırakmamız da gerekiyor. Ben özellikle konuşmalarda,
karşılıklı sataşmayı doğurmadan cevap
verilmesinin en uygun yöntem olduğunu düşünüyorum, bunları size
öneriyorum. Yani elbette konuşmalarınızın içeriğine
katılamam ama bu Meclisin bir de yürüteceği işlemler var.
Şimdi, doğal olarak hem iktidar partisine hem de diğer
milletvekillerimize, grup başkan vekillerimize önemli sorumluluklar
düşüyor.
Şimdi, son kez birer dakikalık söz verip
ondan sonra bir ara vereceğim, kanuna başlamamız gerekiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bu laflara cevap vermeden olmaz.
BAŞKAN Bir saniye Sayın Özel, söz
vereceğim ama sizden önce Sayın Türkkan söz istemişti,
Sayın Türkkana söz vereceğim.
Buyurun Sayın Türkkan.
29.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, grup başkan vekillerinin
birbirlerine cevap vermelerinin demokratik bir tavır olduğuna ama
bunun karşılıklı hâle getirilmesinin kanun yapmak üzere,
denetleme yetkisini kullanmak üzere burada bulunan milletvekillerine
haksızlık olduğuna ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkanım,
sayın grup başkan vekillerinin birbirlerine cevap vermeleri çok
demokratik bir tavırdır. Bunun da doğru olduğuna
inanıyorum ama bunun cevap verme noktasından çıkıp orta
oyunundaki bir tuluata çevrilmesine de şiddetle karşı
çıkıyoruz. Yani bu, Meclisi meşgul etmektir. Bunun, diğer
milletvekillerine kanun yapmak üzere, denetleme yetkisini kullanmak üzere
burada bulunan milletvekillerine bir haksızlık olduğunu
düşünüyorum. Netice itibarıyla her Meclis toplantısı
başladığında bunu karşılıklı olarak
seyrediyoruz. Bunun bir an önce sona ermesi konusunda bir talebimiz var. Bu
artık cevap vermekten çıkıp bir orta oyununa dönmeye
başladı. Bu da bizleri rahatsız etmeye başladı,
istirham ediyorum.
Bunun dışında bir talebim daha
olacak. Aksarayda cereyan eden bu son hadiseyle alakalı kamuoyunda
farklı bilgiler var. Aksaray Milletvekilimiz bölgede
yaptığı görüşmeler neticesinde Meclisi birkaç cümleyle
bilgilendirmek istiyor eğer müsaade ederseniz. Bu konuda Aksaray
Milletvekilimize de söz vermenizi talep ediyorum.
BAŞKAN Vereceğim.
Değerli milletvekilleri, şimdi sizlerden
ricam, tartışmayı bitirecek şekilde cümlelerinizi
söylemenizdir ve ondan sonra diğer yasama faaliyetlerine
başlayacağız.
Sayın Özel, buyurun.
30.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, işin kaba kuvvet değil akıl,
söz ve yürek olduğuna ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Sayın Mehmet Muş konuşurken dakikalarca dinledim. Tutanaklar
ortada, sizin gözünüz gözümüzün üstünde, bir kelime etmedim.
Bizimle girdiği tartışmalarda nasıl
bir psikolojiye giriyorsa, söz bana geldikten sonra -hatta kendisi de söyledi-
bir yandan vıdı vıdı vıdı sürekli konuşarak
beni tahrik etmeye çalışıyor. Bir yandan da diğer
arkadaşları bu meseleyle ilgili ayrı ayrı laf attılar.
Ha, laf atınca cevabı alırsın.
Sen, 1980 öncesi, solcu gençler 6ncı Filo
defol! derken, solcu gençlere saldıran, sonra da seccadeyi serip
6ncı Filoyu kıble yapıp ona karşı namaz kılan
bir ekolden geldiğin için, o lafı duyduktan sonra da vücudundaki
adrenalin düzeyi arttı, ne dediğini şaşırdın. Had
bildirmekse en iyisini yaparız; seni terbiyeye davet etmekse en iyisini
yaparız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Özel, bu
tartışmayı artık sonlandıralım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sözle baş edemeyip de
kaba kuvvete başvurmaksa 300 milletvekilinle
saldırdığın zamanları da biliriz, arkadan
saldırdığın zamanları da biliriz. İş, kaba
kuvvet değil; iş, akıldır. İş, sözdür; iş,
yürektir. Biz sizin gibi Amerikan emperyalizmine secde durmuş bir siyasi
geleneğe pabuç bırakacak adamlar değiliz,
Kuvayımilliyecileriz biz. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Böyle bir üslup var mı
ya!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, ben de toparlayacağım.
BAŞKAN Sayın Muş, lütfen siz de
toparlayın, bundan sonra söz vermeyi düşünmüyorum değerli
arkadaşlar. Başkanlık Divanının bir iyi niyeti de bir
yere kadar, bunu sizlerin de sürdürmesi gerekiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sataşırsa
cevabını alır Başkanım.
BAŞKAN Tartışmayı fazla
sürdürmeyelim Sayın Muş.
Buyurun.
31.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, dikkat ederseniz, biz tartışmanın sürdürülmesi
tarafında değiliz, biz politikayla alakalı fikirlerimizi
söylüyoruz. Çünkü bakıyorum vicious cycle diye bir şey vardır,
boş döngü. Gerçekten olabildiğince onun içerisine girmemeye gayret
ediyoruz. Biz burada çok medeni şekilde, Anayasa değişikliğiyle
alakalı ortaya koyduğumuz bir kanaatten dolayı gelen
eleştirilere cevabımızı veriyoruz. Fakat bu oradan
alınıp 6ncı Filoya secde etmelerdi
Bak, orada Lütfü Türkkan
oturuyor, Grup Başkan Vekili. 1980 öncesinde neler olduğunu o çok iyi
bilir. Çıkışta arkada Lütfü Bey size anlatsın neler
olmuş 1980 öncesinde. Ben 1982 doğumluyum. Onları
yaşamış birisi, bir sor bakalım neler olmuş
anlatsın sana.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 1960 darbesini de sen MHPyle
otur konuş. 1960 darbesini de MHPyle konuş o zaman.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yok, sizinle de
konuşabilir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Onu da sizin 2nci
şefinize sormak lazım, 1960 darbesini.
BAŞKAN Sayın Muş,
toparlayalım, lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bizim burada tepki
gösterdiğimiz diğer bir konu şu: Fikriyle alakalı hiçbir
şey söylemedim ama sürekli milletvekillerimizin şahsiyeti hedef
alındığı vakit gerekeni,
karşılığını bizden alacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Efendim, arkadan
vurdular bana, 300 kişiyle saldırdılar. Sayın Özel, merak
etme, sana kimse burada saldırmaz, ona tenezzül etmez; sen zaten milletin
vicdanında gereken yeri almışsın. Tekraren söylüyorum,
burada fikrinizi ortaya koyun ama ne zamanki bu işi şahsiyete
çevirirseniz, milletvekillerimizin şahsıyla uğraşmaya
başlarsanız size karşılığımız çok sert
olur, bunu bilmenizi bir kere daha arzu ederim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sertlikten uzak müzakere en iyi yoldur
diye herkesi uyarmak istiyorum. Müzakere yapılsın, konuşmalar yapılsın.
Bizim Mecliste varacağımız en iyi nokta diyalog ve
tartışmadır değerli arkadaşlarım, bunun ötesinde
başka bir yol olmaz.
Sayın Erel, ben size bir söz vereyim bu konuda,
Aksarayla ilgili; ondan sonra kısa bir ara vereceğim.
Buyurun.
32.-
Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, Aksaray ili Mehmetçik İlkokulunda
yaşanılan olayın 2 veli arasındaki tartışmadan
ibaret olduğuna, otizimli çocuklarımıza karşı
antisempatik bir durumun söz konusu olmadığına, Aksaray Valisi
ile Millî Eğitim Müdürünün olayın takipçisi olduklarına
ilişkin açıklaması
AYHAN EREL (Aksaray) Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Maharet, güzeli görebilmektir/ Sevmenin
sırrına erebilmektir/ Cihan, âlem, herkes bilsin ki şunu/ En
büyük ibadet sevebilmektir./ diyen Yunus Emrenin sevgisinin, Mevlânanın
hoşgörüsünün, Somuncu Babanın bereketinin egemen olduğu
Aksarayda, aslı astarı olmayan bir hadise, maalesef, görsel medyada
ve sanal âlemde değişik boyutlara kadar ulaşmıştır.
Sayın Valimizden ve Millî Eğitim Müdürümüzden aldığım
bilgilere göre beş yıldır bu çocuklar birlikte eğitim ve
öğretim yapmaktadırlar. Özel eğitimli çocuklarla diğer
çocuklar beş yıldır kardeşçe eğitim ve öğretimine
devam etmekteyken
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Erel.
AYHAN EREL (Aksaray)
2 veli arasında meydana
gelen bir hadisenin tüm Aksaray halkına mal edilmesi, bizce
yanlış bir tutumdur. Başta zatıaliniz olmak üzere Mecliste
grubu bulunan tüm partiler, bu olayın gerçeğini iyice kavrayıp
bununla beraber bir açıklama yapmış olsalar daha verimli
olacağı inancındayım. Bu vesileyle bir kez daha diyorum ki
Aksarayda bugüne kadar 400 bini aşkın nüfusuyla, engellisi,
engelsizi hep birlikte kardeşçe yaşamışlardır. O
çocuklar hepimizin çocuklarıdır.
Sayın Valimiz, Millî Eğitim Müdürümüz
olaya el koymuştur. Ben videoları takip ettim, kesinlikle bir
yuhalama, o çocuklarımıza karşı antisempatik bir durum söz
konusu değildir. Sadece arz ettiğim gibi, 2 veli arasındaki tartışma,
koskoca Aksaraya mal edilmiştir. Olayın aslı bundan ibarettir.
Arz ettiğim gibi, o çocukların tamamı bizim
çocuklarımızdır. Oradaki veliler de olaya bu gözle
bakmaktadır.
Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
5.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Aksaray ili
Mehmetçik İlkokulunda yaşanılan olayla ilgili gerekli
soruşturmanın yapılıp kamuoyu vicdanının
rahatlatılması gerektiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın Erel,
Aksarayımızın bu konuda en ufak bir dahli yoktur.
Soruşturma bir an önce yapılıp kamuoyu vicdanı da
rahatlatılmalıdır. Bütün çocuklar bizimdir, bütün veliler
bizimdir. Konuşma yapan tüm konuşmacılar, son derece dikkatli
bir şekilde konuyu gündeme getirdiler ve özellikle soruşturmanın
bir an önce yapılması konusunda da herkes hemfikir. Verdiğiniz
bilgiler için teşekkür ederiz. Herkes soruşturmanın sonucunu bir
an önce beklemeli ve kamuoyu vicdanı az önce dediğim gibi, tatmin
edilmelidir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Grup başkan vekillerini odama bekliyorum.
Kapanma Saati: 15.33
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
İsmail OK (Balıkesir),
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
15inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
6.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, vefat eden
24üncü Dönem Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK
PARTİ Grup Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun
annesine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, önceki
dönem milletvekillerimizden, Mersin Milletvekilimiz Sayın Ali Rıza
Öztürkün annesinin vefatını üzüntüyle öğrendik. Ali Rıza
Öztürk kardeşimize ve ailesine başsağlığı diliyorum,
annesine de Allahtan rahmet diliyorum.
Bugün, az önce aldığımız bir
haberle de AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Muhammet Emin
Akbaşoğlunun annesinin vefat ettiğini üzüntüyle öğrendik.
Cenaze programı daha henüz kesinleşmemekle beraber
Sayın
Akbaşoğlunun da ailesine, kendisine
başsağlığı dileklerimi iletiyorum, Allahtan rahmet
diliyorum.
Her iki arkadaşımın da üzüntülerini
paylaşıyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Başkanım, müsaadenizle biz de bir başsağlığı
dileyebilirsek
BAŞKAN Sayın grup başkan
vekillerimizin de başsağlığı dileklerini alalım.
Sayın Türkkan
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
33.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, vefat eden 24üncü Dönem Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan
Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
24üncü Dönemde birlikte görev yaptığımız Ali Rıza
kardeşimizin annesinin ahirete intikal ettiğini öğrendik.
Cenab-ı Allahtan rahmet diliyoruz. Ailesine, sevenlerine
başsağlığı diliyorum.
Yine, Muhammet Emin Akbaşoğlu
kardeşimiz, annesini kaybetmiş, Allahtan rahmet diliyoruz. Annesini
çok yakın bir zamanda kaybeden bir adam olarak, bir erkek çocuğu için
-yaşı kaç olursa olsun- annesinin ne kadar önemli olduğunu hâlâ
yüreğinde hisseden bir adam olarak arkadaşlarımıza
sabır niyaz ediyorum. Anneler insan hayatında çok önemli, erkeklerin
hayatında çok daha önemli. Kızlar hep böyle annelerine çok
düşkün gibi görünürler ama erkek evlatlar annelerinden sonra kolay kolay
toparlayamazlar. Arkadaşlarımıza sabır niyaz ediyorum.
Acılarını yakın bir zamanda çok daha fazla hissedeceklerini
de buradan hatırlatmak istiyorum. Rahmet diliyorum, mekânları cennet
olsun.
BAŞKAN Sayın Bülbül
34.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, vefat eden 24üncü Dönem Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan
Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 24üncü Dönem Mersin Milletvekilimiz
Sayın Ali Rıza Öztürkün ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili Çankırı Milletvekilimiz Sayın Muhammet Emin
Akbaşoğlunun validelerinin vefat haberini almış
bulunuyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak merhumelere Allahtan
rahmet dilerken sayın milletvekillerimize, ailelerine, sevenlerine ve
camialarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Oluç
35.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, vefat eden 24üncü Dönem
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup
Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, hem geçmiş dönem Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün hem de şimdi birlikte
çalıştığımız AK PARTİ Grup Başkan
Vekili Sayın Muhammet Emin Akbaşoğlunun annelerinin vefat
ettiğini üzülerek öğrendik. Hem merhumelere Allahtan rahmet
diliyoruz hem de kendilerine, ailelerine ve sevenlerine
başsağlığı ve sabır diliyoruz.
BAŞKAN Sayın Özel
36.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, vefat eden 24üncü Dönem Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan Vekili
Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, Mersin
Milletvekilimiz Ali Rıza Öztürkün annesinin vefat haberini ve AK
PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Muhammet Emin
Akbaşoğlunun annesinin vefat haberini birkaç dakika arayla
öğrendik. Her iki milletvekilimize ve ailelerine sabır diliyoruz,
değerli annelerine Allahtan rahmet diliyoruz. Daha önce annesini
kaybetmiş olan herkesin yüreğindeki duygulara Sayın Lütfü
Türkkan tercüman oldu. Yaşayan annelerin herkes kıymetini bilsin.
Annelerin üzülmemesi, gözlerinden yaş akmaması bütün Meclisimizin
sorumluluğundadır. İkisinin de mekânı cennet olsun.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Muş
37.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, vefat eden 24üncü Dönem Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup Başkan
Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grup Başkan
Vekilimiz, yol arkadaşımız Sayın Muhammet Emin
Akbaşoğlunun muhterem annesi ebediyete irtihal etti, Rahmetirahmana
kavuştu. AK PARTİ camiasının başı sağ olsun,
Muhammet Emin Beyin başı sağ olsun, merhumenin mekânı
cennet olsun.
Aynı şekilde, Cumhuriyet Halk Partisi
Milletvekili Ali Rıza Öztürk Beyin de anneleri, Rahmetirahmana
kavuşmuş, onun da haberini aldık. Hem Ali Rıza Öztürk Beye
hem de Cumhuriyet Halk Partisine başsağlığı
dileklerimizi iletiyoruz, acılarını paylaşıyoruz.
Merhumeye Cenab-ı Haktan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, kanun
tekliflerine geçmeden önce Sayın Karadumanın bir söz talebi var.
Saadet Partisi temsilcisi olarak kendisinin mikrofonunu açıyorum.
Buyurun.
38.-
Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın, vefat eden 24üncü Dönem
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün annesi ile AK PARTİ Grup
Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun annesine,
İstanbul ili Fatih ilçesinde intihar eden 4 kardeşe Saadet Partisi
adına Allahtan rahmet dilediğine, intiharın geride kalanlara
yöneltilmiş ağır bir suçlama olduğuna ve gelecekten ümidini
kesmiş gençliğin devlet için beka sorunu hâline geldiğine
ilişkin açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Teşekkür
ederim.
Ben de öncelikle, Saadet Partisi adına
Sayın Öztürk ve Sayın Akbaşoğlunun vefat eden annelerine
Allahtan rahmet diliyorum ve milletvekillerimize de sabır niyaz ediyorum.
Tabii, dün Fatihte 4 kardeş, yoksulluk
sebebiyle intihar etti. Öncelikle, yine onlara da Allahtan rahmet diliyorum.
Ancak, unutulmamalıdır ki intihar, geride kalanlara yöneltilmiş
ağır bir suçlamadır. Bu hadise, açıklanan tek haneli
enflasyon rakamları ile sokağın gerçekliklerinin
örtüşmediğinin en bariz göstergesi olmuştur. Yine, bu acı
hadise ortadayken hâlâ ekonominin iyiye gittiğini iddia etmek, en büyük
yalan ve en büyük aldatmaca olmaktadır.
Bir ülkede intihar ile yoksulluk doğru
orantılıdır. Son dönemlerde artan intihar vakaları,
derinleşen ve büyüyen yoksulluğa işaret etmektedir. Bir ülkede
büyüme oranındaki aslan payı hangi sektördeyse, o, devletin bizatihi
politikasıdır. Bugünkü öncü sektörler bankacılık ve
inşaat sektörleridir. Bu demektir ki devletin politikası, faiz ve
rant politikasıdır. Bu hâlde, yoksulluğa kurban verdiğimiz
hayatların failleri, gelir dağılımında adaleti
sağlamak yerine faizci ve rantiyeci düzeni devam ettirenlerdir.
Yine, diğer taraftan, TÜİK verilerine
göre, iktidarın belirlediği genç işsizlik oranı yüzde 27ye
dayanmış, her 4 gencimizden 1isi işsiz durumdadır. Bir
ekonomi için, üretmeye yatkın, dinamik nüfusunun 4te 1inin işsiz
olması hezimettir. Gelecekten ümit kesmiş bir gençlik, devlet için en
büyük beka sorunudur.
Gençler iş beğenmiyor. deniyor ama
bunları söyleyenler, sokağın gerçekliklerinden habersizdir.
Eğer sokağa çıkarsanız üniversite mezunu gençlerin garson,
çaycı ve kasiyer olarak çalıştığını göreceksiniz.
Herkes iş bulacak diye bir şey yok.
diyorsunuz. Anayasamızın 49uncu maddesi aynen şunu ifade
etmektedir: Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet,
çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma
hayatını geliştirmek, çalışanları korumak,
çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye
elverişli ekonomik bir ortam oluşturmak için gerekli tedbirleri
alır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Karaduman.
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Buradan
hareketle ve özetle ifade ettiğimiz hakikat şudur ki: Hukuk
tanımaz iktidarınızın geleceği elbette ki yoktur. Ama
gençlik bu ülkenin geleceğidir ve politikaların özellikle bu kapsamda
tatbik edilmesi gerektiğini buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, gündemin
Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan Malatya Milletvekili
Bülent Tüfenkci ile 74 Milletvekilinin Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat
Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ile 74 Milletvekilinin Ödeme ve Menkul
Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2272) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 117) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Geçen birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 117 sıra sayılı
Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan 3üncü maddesi kabul
edilmişti.
Şimdi 4üncü maddede verilen önerge
işlemlerinden devam edeceğiz.
Sayın milletvekilleri, 4üncü madde üzerinde 3
önerge vardır, ilk okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir.
Önergeleri okutup birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Ödeme ve Menkul Kıymet
Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İmam
Hüseyin Filiz Bedri
Yaşar Ayhan Erel
Gaziantep Samsun Aksaray
Feridun
Bahşi Hasan
Subaşı
Antalya Antalya
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Bülent
Kuşoğlu Orhan
Sümer Emine Gülizar Emecan
Ankara Adana İstanbul
Sevda
Erdan Kılıç Lale
Karabıyık
İzmir Bursa
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önergeler üzerinde söz isteyen Aksaray
Milletvekilimiz Sayın Ayhan Erel. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Erel.
AYHAN EREL (Aksaray) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; görüşmekte olduğumuz
kanun teklifinin 4üncü maddesi üzerine partim İYİ PARTİ
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
6493 sayılı Kanuna eklenen ek 1inci
maddeyle ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kendi
aralarındaki müşterek ihtiyaçlarının
karşılanmasını, mesleki faaliyetlerinin
kolaylaştırılmasını, mesleğin genel faaliyetlere
uygun olarak gelişmesinin sağlanmasını, meslek
mensuplarının birbirleriyle ve ödeme hizmeti
kullanıcılarıyla olan ilişkilerinde dürüstlüğün ve
güvenin hâkim kılınmasını, mesleki disiplin ve ahlakın
korunmasını teminen oluşturulan ve üyeliğin zorunluğu
kılındığı Türkiye ödeme ve elektronik para
kuruluşlarının birliği bu maddeyle kurulmaktadır. Biz
bu maddeyi desteklemekteyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi, iktidardan milletvekili
arkadaşlarımız kürsüye gelerek diyecekler ki: Önemine gönülden
inandığımız bu kanun, Türkiye için çok önemli. Milletin
Meclisinde görüştüğümüz bu kanunun millette ne
karşılığı var? Açıkçası ben de
anlamış değilim, sokaktaki vatandaş da çok
anlamış değil. Şurada yoldan geçene soralım, kanunu
sorun, anlamadıkları gibi diyecekleri de bir şey yok. Millet
ekonomik krizle, işsizlikle, yoksullukla boğuşuyor. Gelir
adaletsizliği başını almış gidiyor. Kış
gelmiş, son olarak doğal gaza, elektriğe yılda 10 kez zam
yapılmış. Vatandaşlar yüzde 50ye yaklaşan bu
zamlarla, gelecek doğal gaz zammını, elektrik
parasını, su parasını nasıl ödeyeceklerini
düşünüyor. Ekim ayı enflasyonu siparişle, ısmarlamayla 8,55
olarak açıklanmış. Artık ekonomi uzmanı olan, asgari
ücretle geçinmeye çalışan kardeşlerimiz soruyor: Enflasyon 8,55
olarak açıklanmasına rağmen bu zamlar neden yüzde 50lere
varmaktadır? Temel tüketim malları zamlandığı hâlde
enflasyon nasıl düşmektedir? Enflasyonu neye göre, kime göre hesap
etmektesiniz? Acaba sizlerle bizler farklı memleketlerde, farklı
ülkelerde mi yaşamaktayız? Esnaf, market sizlere ayrı fatura,
bizlere ayrı fatura mı sunmaktadır? Açıkçası,
bilemiyoruz. Mademki enflasyon 8,55 neden vergilere, cezalara, harçlara
yaptığınız zammı 8,55 olarak değil de 22,8
oranında yapıyorsunuz? Vatandaşla dalga mı geçiyorsunuz?
Asgari ücret, memur ve emekli maaş zamlarını düşük yapmak
için mi enflasyonu bu oranda düşürmeye çalışıyorsunuz?
Vatandaşımız da açıklanan enflasyon rakamlarından
şüphe etmekte çok haklı çünkü vatandaş enflasyonu iliklerine
kadar yaşamaktadır. İşsiz sayısı 4,5 milyonun
üzerindedir. İşsizlik son aylarda sürekli -geçen yılın
aynı dönemine göre 1 milyon kişi civarında- artmaktadır.
2004te 97.545 olan üniversite mezunu işsiz sayısı artık
günümüzde 1 milyon 34 bine yükselmiştir. Bu da üniversite mezunu
işsiz sayısının on beş yılda 9,6 kat
arttığı anlamına gelmektedir, artış oranı
yüzde 960tır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Çanakkalede 250 gencimiz kanlarıyla, canlarıyla cumhuriyetin ön
sözünü yazarak gençliklerini, hayatlarını feda etmişlerdir, heba
etmişlerdir. Günümüzde yaklaşık 1,5 milyon gencimiz üniversite
mezunu olduğu hâlde maalesef iş bulamamaktadır.
Anasının babasının yüzüne gözüne bakamaz hâle
gelmiştir. Yani 1,5 milyon gencimizin enerjisi, sinerjisi, okuduğu,
aldığı eğitimi öğretimi maalesef heba olmaktadır.
Gelin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, yönetmeliklerle
düzenlenecek olan mevzuatı bir tarafa bırakalım, toplumun,
milletin gerçek sorunlarını ele alalım. Atanamayan
öğretmenlerin yaşadığı hadiselere, atanamayan
ortaöğretim mezunu hemşirelerin çektiği çilelere, atanamayan
mühendislerin yaşadığı ıstıraplara
sorunlarına çözüm yollarını hep birlikte tartışalım.
Yine, çiftçilerimizin hâli perişan. Geçen
burada AK PARTİli Grup Başkan Vekili arkadaşımız
çiftçilerin hâlinden memnun olduğunu söyledi. Bir
vatandaşımız diyor ki: Biz kara sabanla tarım yaptığımızda
daha mutluyduk, dışarıdan hiçbir şey almıyorduk, her
şeyimizi üretiyorduk ama AK PARTİ iktidarıyla beraber artık
tarlamızı ekemez, traktörümüzü çalıştıramaz hâle
geldik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Erel.
AYHAN EREL (Devamla) Ve yine aynı
arkadaşımız diyor ki: Vatandaşın evinde traktörleri
son model. Doğrudur, çoğunun kapısında traktör son model
ama traktörünün üzerinde rehin, tarlasındaysa ipotek vardır. Bu
ipotek ve rehinden dolayı gece gözüne uyku giremez bir hâle
gelmiştir.
Yine söylüyorum, herhâlde AK PARTİli
milletvekilleri ile bizlerin yaşadığı memleketler veya
gezdiği çarşı pazar farklı diyor, hepinize sevgi ve
saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önerge üzerinde
söz isteyen Adana Milletvekilimiz Sayın Burhanettin Bulut. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Bulut.
BURHANETTİN BULUT (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Meclisin en önemli görevlerinden biri bütçeye onay
vermektir. Meclise böyle bir görev verilir, anayasal bir görevdir. Hatta bu
görev verilirken de Anayasanın 73üncü maddesinde de bu bütçeyi
nasıl yapacağımızı da tarifler. Tarif de şöyle:
Anayasanın Vergi ödevi başlıklı 73üncü maddesi Kamu
giderleri için mali güce göre vergi alınız. der. Peki, bugün
gündemimizde olan, Plan ve Bütçe Komisyonunun bir orada, bir Komisyonda
yaptığı çalışmalarda önümüze gelen bütçe böyle bir
bütçe mi? Hayır, değil. 2018de getirilen bütçe de böyle
değildi, 2019daki bütçe de böyle değildi, 2020 de böyle değil.
Yani, uzun sözün kısası, bu bütçe yine hiç kimseye fayda
sağlamayacak bir teklif hâlinde önümüze gelmiş durumda.
Neden bütçe önemli diyoruz? Çünkü böylesi bir krizin
olduğu bir dönemde çıkartılan bütçeyi tüm toplumların
kucaklaması gerekiyor, tüm toplumların bu konuda bir onay vermesi
gerekiyor. Baktığımızda sarayın 5 müteahhidi bile bu
krizden etkileniyor. Sarayın 5 müteahhidinin aldığı
krediler ödenemez hâle gelmiş durumda. Çünkü bugünkü kriz 2001deki
krizden farklı, 1994teki krizden de farklı. 1994teki kriz daha çok
kamuyla alakalıydı, 2001deki daha çok bankacılıkla
alakalıydı. Ama bugünkü kriz, 2018deki kriz çoğunlukla özel
sektörün aşırı borçlanmasından kaynaklı. Hâl böyle
olunca da kurdaki artış özellikle kamuyu, özellikle özel sektörü
müthiş derecede etkiledi. Peki, bununla kamunun ne alakası var diye
baktığımızda, bu Hükûmetin özellikle son dönemde sürekli
dile getirdiği kamu-özel ortaklığı planlaması
çıkıyor ortaya; hasta garantili şehir hastanesi, geçiş
garantili köprü, yolcu garantili havalimanı, ödeme garantili finans
merkezleri bu kamu-özel ortaklığının örnekleridir. Tabii,
kur bu kadar artınca hâliyle bu ödenemez hâle geldi. Bunun yanında da
işte Varlık Fonunun 1 milyar 650 milyon lirayla Finans Merkezine
ortaklıkları ya da Sanayi Bakanlığının 220 milyon
lirayla Sağlık Bakanının eski hastanesine verdiği
teşvikler de var. Peki, bu bütçe bunlara aktarılırken kimden
alınıyor diye baktığımızda, en önemli iki kesim
var. Bir tanesi esnaflar, 1 milyon 800 bin kişiyi bulan esnaflar.
Bunların durumu nedir diye baktığımızda, sadece
rakamsal olarak gittiğimizde, geçen yıl ile bu yıl arasında
KOBİ borçlarının, ertelenen borçların 2 katına
çıktığını, ödenemeyen borçların da 2 katına
çıktığını görüyoruz.
Diğer önemli kesim kim? İşçiler. 14
milyonu bulan işçilere baktığımızda, bunun 10 milyonu
fakirlik sınırının altında. Yani zaten geçinmekte
zorlanan işçi kesiminden bunlar alınıyor. Peki, bunlar
nasıl alınıyor? Direkt kesintinin yanında, sizlerin sürekli
haram diye ifade ettiğiniz sigara ve alkolden, ÖTVden, cezalardan. Yani
bu bütçenin içeriğinde istihdama yönelik, ticaret yapanlara yönelik hiçbir
şekilde bir katkı yok, aksine, onlardan sürekli alıp bu biraz
önce bahsettiğim kesime kaynak aktarmanın üzerine gidiyor.
Bu bütçenin, ekonominin belkemiği olan, yüzde
80lik ekonomiyi ayakta tutan esnafa ilişkin mutlaka yeni ilaveler, yeni
ekler getirmesi gerekiyor. Neler mi? En önce, yapacağımız vergi
sisteminin çağdaş ve adil olması gerekiyor. Bir diğeri,
biraz önce bahsettiğim gibi, büyük bir kesimin, açlık
sınırının altında yaşayan bu kesimin asgari
ücretlerinden alınan verginin oranını düşürmek gerekiyor.
Esnafa ilişkin de en önemli sorun, Çek Yasasını değiştirmek
gerekiyor çünkü sicil affı getiremediğimiz durumda borcunu ödeyemeyen
vatandaşı hapse atacağız, borcunu alma ihtimalimiz de
kalmayacak. Dolaylı vergileri bir an önce düşürmek gerekiyor. Esnafa
kredi vermemiz gerekiyor. Her şeyden önce esnafa, en azından
KOBİlere, sosyal güvenlik açısından, yanında
çalıştırdıkları işçi açısından
katkı vermek gerekiyor; en azından 1 işçiyi devletin finanse
etmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) Son söz olarak,
bu bütçenin, sarayın etrafındaki üç beş müteahhidin bütçesi
değil, halkın bütçesi olması gerektiğini, bu yüce Meclisin
de bu konuda irade göstermesi gerektiğini ifade ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinde bulunan Birliğini
ibaresinin Birliğini olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Oya
Ersoy Mahmut
Toğrul Garo Paylan
İstanbul
Gaziantep
Diyarbakır
Zeynel
Özen Rıdvan
Turan Mehmet Ruştu
Tiryaki
İstanbul
Mersin
Batman
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Oya Ersoy. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Ersoy.
OYA ERSOY (İstanbul) Değerli
milletvekilleri, bugün Türkiye'nin gerçek sorunu, Fatihte 4 kardeşin
birlikte intihar etmesidir. Aylardır ödeyemedikleri faturalar ve
yaşanan maaş hacizleri nedeniyle intihar etti bu 4 kardeş. Bu
herhangi bir olay değil, bu herhangi bir intihar vakası değil;
bu, AKP iktidarının Türkiye toplumunu getirdiği noktayı
gösteriyor. Bu bir intihar değil, bu bir cinayet, bu açıktan bir
cinayet ve bu cinayet göz göre göre geldi.
Bakın, senelerdir özellikle İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin
açıkladığı veriler var: 2013te 15, 2014te 25, 2015te 59,
2016da 90, 2017de 89, 2018de 73 yani toplam 351 emekçi geçim
sıkıntısı, borç ve işsizlik nedeniyle
yaşamına son verdi.
Şimdi, cenazelerin evden
çıkmasının hemen ardından, cinayet mahalline BEDAŞ
gitti ve 607 liralık bir elektrik borcu nedeniyle elektriği kesmeye
gitti. BEDAŞın sahibi kim? Cengiz Holding ve Kolin İnşaat.
AKP döneminde sermayesine sermaye katan ve ülkenin dört bir yanında,
Cerattepeden üçüncü havalimanına kadar bütün yağma ve talan projelerinin
altından çıkan, milletin anasına küfreden Cengiz Holding.
Yağma ihalelerinde iktidarın göz bebeği olan ve girdiği
ihalelerin çoğuna da Kolin ve Limakla birlikte giren, hiç zorlanmadan
aldığı ihaleler nedeniyle sermaye çevrelerinde ihale
kralı olarak adlandırılan Cengiz Holding. AKP ile Cengiz
Holdingin dostluğu sadece ihalelerde kendini göstermiyor, biz bunu
aynı zamanda, vergi indirimlerinde, affedilen o vergi borçlarında da
görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, sürekli artan
faturalar, kredi kartı ve banka borçları bu hayatı halk için
çekilmez kılıyor, artık yaşanamaz oluyor ve tencereler
kaynamaz, evler ısınmaz hâle geldi. Bakın, bir yılda
elektriğe yüzde 100, doğal gaza yüzde 53,8; otoyola, köprülere,
PTTye yüzde 20 zam yapıldı. Peki, bu zamlar kimin yararına? Bu
zamlarla enerji şirketlerinin borçları halka fatura ediliyor.
Yetmiyor, şirketlerin vergi borçları siliniyor. Bu zamların tek
bir anlamı var, iktidarın beslediği şirketleri ve onlara kredi
veren uluslararası bankaları kurtarmak için halkı
yoksullaştıran zamlardır bunlar.
Peki, neden bu ülkede bir gün olsun, bir kere olsun
asgari ücretlinin, çiftçinin ya da kredi kartı borcu olanın, bir
öğrencinin borçları affedilmiyor? Halkın artık bu
borçları sırtlayacak mecali kalmadı, takati de tahammülü de
kalmadı. Bu kanun teklifinin de, iktidar tarafından bundan önce
getirilen, bunun gibi teknik adı altındaki bir sürü kanun
teklifinin de halkın boğuştuğu bu borç, güvencesizlik ve
geleceksizlik dertlerine bir çözümü yok. Yani halkın gerçek sorunlarına
çözüm üretmeyen tekliflerdir bunlar.
Değerli milletvekilleri, böyle bir ortamda
damat Bakan geçenlerde bir açıklama yaptı, çıkmış
yüzde 7 diye bir enflasyon oranı açıklıyor. Halkımız
o enflasyonun hesaplandığı çarşıyı, pazarı
arıyor, bulamıyor. Faturalardaki hesap damat Bakanın
enflasyonuna uymuyor. İnsan merak ediyor: Bu ülkede paralel enflasyon
diye bir şey mi var? Siyaset yapmaya gelince enflasyon yüzde 8;
işçiye, emekçiye ücret artışına gelince yine yüzde 8 ama
devletin aldığı vergiye, harca, cezaya gelince yüzde 22,5. Merak
ettiğimiz konu şu: Paralel enflasyon, damat Bakanın
açıkladığı enflasyon mu yoksa yeniden değerleme
oranı olarak belirlenen enflasyon mu? Yüzde 8 mi paralel, yüzde 22 mi?
Paralel yapılar konusunda eşsiz deneyimleri olan iktidar, herhâlde bu
paralel enflasyon konusunda bir açıklama getirir.
Değerli milletvekilleri, iktidar, ekonomik
krizi inkâr ediyor ve Ekonomi uçuşa geçti. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
OYA ERSOY (Devamla) - Evet, uçuşa geçen bir
şeyler var ama o da ekonomi değil, işsizlik, zamlar ve
vergilerdir. Bu memlekette devletin topladığı verginin dörtte
3ünü emekçiler veriyor. Buna rağmen, halka, Hazine ve Maliye Bakanı çıkıp
Vergiyi tabana yayacağız. diyor.
Arkadaşlar, vergiyi tabana değil, tavana
yayma günüdür bugün. Biz şuradan sesleniyoruz: Artık elinizi
halkın cebinden çekin, vergide adaleti sağlayın, vergiyi tabana
değil, tavana yayın. Ve şunu söylüyorum: Kâr ve faiz
gelirlerini, serveti vergilendirin, emekçilerin ücretinden elinizi çekin.
Niyetiniz belli. Geçenlerde IMFyle
yaptığınız görüşmeden sonra açıklanan rapordan
gördüğümüz niyetiniz şu: Beklenen enflasyonu yüzde 8-9 olarak
açıklayacak, sonra da kendinizin belirlediği bir oranı
işçilere dayatacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OYA ERSOY (Devamla) Son kez
BAŞKAN Peki, tamamlayalım.
OYA ERSOY (Devamla) Çarşıda, pazarda,
faturalarda yüzde 30-40 artış olmuşken milyonları
yoksulluğa mahkûm edeceksiniz.
Bizler hem bu kürsülerden hem milyonlarla birlikte
sokaklardan, meydanlardan kendi sesimizi, milyonların sesini, bu
halkın çığlığını söylemeye, duyurmaya devam
edeceğiz diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
4üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
4üncü madde kabul edilmiştir.
5inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 5inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 5- 6493 sayılı Kanunun 5inci
maddesinde bulunan üçüncü fıkra yürürlükten
kaldırılmıştır.
Bülent
Kuşoğlu Orhan
Sümer Emine Gülizar Emecan
Ankara Adana İstanbul
Sevda
Erdan Kılıç Lale
Karabıyık Polat
Şaroğlu
İzmir Bursa Tunceli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Tunceli
Milletvekilimiz Sayın Polat Şaroğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın
Şaroğlu.
POLAT ŞAROĞLU (Tunceli) Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Doğal güzellikleri, kültürel ve tarihî
değerleri ile zengin bir doğa turizmi potansiyeline sahip, kutsal
ocaklara ev sahipliği yapan, çağdaş, ilerici ve hoşgörülü
insanların yaşadığı, evliyalar diyarı
Munzurumuzun ve Tuncelimizin sorunlarını değerlendirmek istiyorum.
İlimizin temel sorunlarından hiç
şüphesiz ülkenin genelinde de olduğu gibi işsizlik sorunudur.
İlimizin istihdam alanlarının sınırlı
olması, kamu yatırımlarının yeterince gelmemesi
ilimizde genç nüfusu göç etmeye zorlamaktadır. Bilindiği üzere
Tuncelimiz eğitim düzeyi en yüksek illerin başında gelmektedir.
Tuncelideki genç nüfus, işsizlik ve istihdam sorunu sebebiyle ilimizi
terk etmekte fakat bu durumla ilgili genel bir çözüm önerisi getirilmemektedir.
Bu durumdan kaynaklı olarak da son dönemlerde intihar olayları
gittikçe artmaktadır.
İlimiz konusunda önemli bir istatistik ise
vergi tahsilatı oranında Türkiye'de ilk üç il içinde yer
almasıdır. İlimiz, Maliye
Bakanlığımızın verilerine göre, vergi tahsilat
oranında ilk üç il içerisinde yer almıştır. İlimizde
bu yönüyle vergi borcuna sadakat varken maalesef kamu
yatırımlarından ve istihdam projelerinden yeterince
faydalanamamaktadır.
Değerli milletvekilleri, ekonomisi büyük ölçüde
tarım ve hayvancılığa dayanan ilimizde maalesef
üreticilerimiz devlet hibe ve teşviklerinden yeterince
faydalanamamaktadır. Hatta aynı şekilde Avrupa Birliğinin
tarımsal kalkınmayı destekleme programlarında hiçbir zaman
yer almamıştır.
İlimizin en temel ve en önemli geçim
kaynaklarından bir diğeri olan arıcılıkla ilgili de
maalesef, Türkiye'de arı hastalıklarıyla ilgili ilaçların
merdiven altında üretilmesi, kontrolsüz bir şekilde yapılan bal
mumu imalatı, meraların yeterince açılmaması ve
teşviklerin artırılmaması gibi konularda
arıcılarımızın çözüm bekleyen sorunları
vardır.
Değerli milletvekilleri, ilimize dair
diğer önemli bir sorun da ulaşım sorunudur. Elâzığ ve
Pertek ilçesi arasındaki araba feribotu insanların
ihtiyacını karşılayacak durumda değildir. Özellikle
yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin bölgeye gelmesiyle
birlikte uzun araç konvoyları olmakta, bu da ciddi bir mağduriyet
yaratmaktadır. Öte yandan, 2011 yılında dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Elâzığ'da
gerçekleştirdiği mitingde, Pertek Köprüsü'nün yatırım
programına alındığını açıklamış ve
en kısa sürede bu sorunun çözüleceğini söylemişti. Kendilerine
bu sözü yerine getirmesi çağrısında bulunuyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Tunceli-Erzincan kara yolu yapım projesi de
yıllardır çözülemeyen bir sorun olarak beklemektedir. Akdeniz ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni Doğu Karadeniz'e bağlayan en
kısa yol olan Tunceli-Pülümür-Erzincan bağlantılı 90
kilometrelik yol projesine 2018de başlanacağı Hükûmet
tarafından açıklanmasına rağmen maalesef hâlihazırda,
şimdiye kadar hiçbir ses çıkmamıştır.
Değerli milletvekilleri, son yıllarda
ülkemizde sayıları hızla artan HES ve baraj projeleri enerji
açığı gerekçesiyle hayata geçirilmekte; dağlar, dereler,
vadiler yatırıma açılmakta ve tarım arazileri yok
edilmektedir. Bunlardan bir kısmı da Munzur Vadisi Millî Parkı
üzerinde yapılması planlanan baraj ve HES projeleridir. Bu konuda
verilen hukuk mücadelelerinin bir kısmı projenin iptali yönünde
sonuçlanmıştır. Örneğin, Munzur Vadisi Millî Parkı
üzerinde yapımı planlanan Kaletepe HES projesine karşı
açılan davada, idare mahkemesince, Milli Parklar Kanunu'na
aykırılık, ekosistem dengelerinin bozulması ve yaban
hayatının tahrip edilmesi gerekçeleriyle iptal kararı
verilmiştir. Alınan bu karar hem Munzur Vadisi üzerinde
yapımı planlanan diğer HES ve barajlar için emsal teşkil
etmesi hem de bölge halkı tarafından kutsal olarak kabul gören inanç
merkezlerinin sular altında kalarak inançsal ve kültürel açıdan bir
yıkıma yol açmasına engel olması sebebiyle büyük öneme
sahiptir.
Değerli milletvekilleri, sözlerimi tamamlarken,
ilimizin yetiştirmiş olduğu en önemli isimlerden biri olan ve Meclis
çatısı altında uzun yıllar ilimizi başarılı
bir şekilde temsil eden kıymetli büyüğümüz Kamer Genç'i anmak
istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Rahmetli Genç, her zaman inandığı
değerleri savundu. Birilerinin duymak istemediği gerçekleri
haykırdığı için yeri geldi bu kürsüde fiilî
saldırıya uğradı ancak doğruları konuşmaktan
hiçbir zaman geri adım atmadı. Onu buradan saygı, rahmet ve
özlemle anıyorum.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 5inci maddesinde yer alan
yürürlükten kaldırılmıştır ibaresinin madde
metninden çıkartılarak yürürlükten
kaldırılmıştır şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 7/11/2019
Ümit Yılmaz Metin
Nurullah Sazak Ali Muhittin
Taşdoğan
Düzce Eskişehir Gaziantep
Ayşe Sibel Ersoy Baki
Şimşek Olcay
Kılavuz
Adana Mersin
Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen Gaziantep
Milletvekilimiz Sayın Ali Muhittin Taşdoğan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın
Taşdoğan.
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, bitcoin
markasıyla popüler olan kripto para ya da sanal para birimlerinin
sayısı olağanüstü düzeyde artmış ve hâlihazırda
2.400e ulaşmıştır.
Geleneksel ödeme yöntemlerinin ve diğer
biriktirme yöntemlerinin dışında bir gelişim seyri bulunan
bu para birimleri özellikle rezerv para olarak tanımlanan paralar
karşısında alternatif bir ödeme aracı hâline gelmeye
başlamıştır.
Üç yıl önce Genel Merkezimiz tarafından
yapılan çalışmayla Genel Başkanım Sayın Devlet
Bahçeli Beyin gündeme aldığı raporda, kripto para sistemi
hakkında yasal mevzuat ve çalışmaların bir an önce
yapılması gerektiği belirtilmişti. Bugün bu konudaki temel
kanun teklifiyle tam bu çalışmayı yapmaktayız.
Sayın milletvekilleri, ilk bakışta
rezerv para olarak kabul edilen ve uluslararası ödemelerde genel kabul
gören para birimleri karşısında alternatif gözüken kripto
paraların dünya ödeme sistemini baştan sona değiştirecek
bir potansiyel barındırdığı iddiaları
seslendirilmektedir. Ancak buradaki temel sorun, kripto paraların
sayısının hızla artması ve menşesinin
belirsizliğidir. Elbette ki söz konusu paraların
kullanımının yaygınlaşması ve gelişen
teknoloji sayesinde, kontrolünün zorlaştığı
açıktır. Bu paraların alternatif bir ödeme aracı ve ödeme
sistemi yarattığı gerçeğinden hareketle yapılan
düzenlemelerin önemli olduğu kabul edilmelidir.
Burada dikkat çekmek istediğim iki husus
bulunmaktadır. Geleneksel para tanımı içinde
düşünüldüğünde, bir para biriminin geçerliliği, genel kabul
görme şartına ve para biriminin herhangi bir merkezî otorite
tarafından güvence verilerek tedavüle sokulmasına
bağlıdır. Kripto paralarda ise problem bu şartların
esnemesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Arkasında
merkezî bir otoritenin olup olmadığı bilinmeyen, genel kabul
şartı sanal ortamda yaratılan, arz ve talep dengesine son derece
duyarlı olan bir ödeme aracı için yapılan düzenlemelerin
sorunların üstesinden gelebileceği düşüncesinde temkinli
olunması gerektiği kanaatindeyim.
Kripto paraların genel kabul görmesi
şartı oldukça esnektir. Doğal olarak spekülatif ataklara son
derece açık olması bakımından finansal istikrar için bir
tehdide dönüşme potansiyeli bulunmaktadır. Geçmiş verilere
bakıldığında, özellikle 2008 yılından itibaren
bazı kripto paraların değerindeki olağanüstü değer
artışlarının nedenleri
muğlaklığını korumaktadır. Söz konusu
paraların emtia fiyatlarıyla ters yönlü ilişkisi ilk
bakışta bu paraları alternatif para ve yatırım
aracı olarak öne çıkarmış olsa da kripto paraların
dramatik değer değişimleri bu paralar hakkındaki
güvensizliği pekiştirmiştir.
İkinci husus ise, söz konusu paraların
blok zincir ağını kullanması, paraların kendisinden ve
değerinden çok daha önemli hâle gelen blok zincir teknolojisi ve tabii, bu
teknolojideki gelişmelerdir.
Sayın milletvekilleri, herhangi bir merkezî
otoriteye bağlı olmayan, şimdilik kontrolünün mümkün
olmadığı kabul edilen bu teknolojiyle, ödeme sisteminde
aracılık eden kurumların işlevini yitirmesi söz konusudur.
Daha açık ifade etmek gerekirse, geleneksel bankacılık
sisteminin devre dışı bırakıldığı,
bankaların bilinen görevlerini yerine getiremeyeceği bir durumla
karşı karşıya kaldığımız bilinmelidir.
Daha şimdiden blok zincir ağıyla sayısı 2.400e
ulaşan ve yakın gelecekte belki de on binleri geçecek bir kripto para
enflasyonuyla karşılaşma ihtimalimiz oldukça yüksektir.
Hâl böyle iken yapılan düzenlemelerin
geleneksel para sisteminin iz düşümü şeklinde tasarlanmış
olması, yakın gelecekte ilave düzenlemelere de ihtiyaç
duyulacağının habercisidir.
Sayın milletvekilleri, kontrolü şu an için
dahi mümkün olmayan bir ödeme sistemini denetim altına alabilme
çabalarının, mutlaka geleneksel para sisteminden farklı
olmasında yarar bulunmaktadır. Bu minvalde Merkez
Bankasının gücünün artırılması çabası tek
başına yeterli olmayacaktır. Bu çabalara ek olarak,
uluslararası bir çabanın da yapılacak düzenlemelerin etkinleşmesi
açısından bir zorunluluk olduğu düşünülmektedir.
Sonuç olarak, hiçbir ülkenin tek başına
kontrol edemeyeceği ve uluslararası bir uzlaşıyla çözüm
getirilmesi gereken bir meseleyle karşı karşıya
kaldığımız unutulmamalıdır.
Sayın milletvekilleri, otizm bir eksiklik
değil, farklı bir yetenektir diyor; Gaziantep gibi gazi olan
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Ödeme ve Menkul Kıymet
Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 5inci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan kaldırılmıştır ibaresinin çıkarılmıştır
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan Erel Bedri
Yaşar Feridun
Bahşi
Aksaray Samsun Antalya
Tuba Vural Çokal Hasan
Subaşı Zeki
Hakan Sıdalı
Antalya Antalya Mersin
Yasin
Öztürk
Denizli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mersin
Milletvekilimiz Sayın Zeki Hakan Sıdalı. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Sıdalı.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu kanun teklifi Dediğimi yapmadı,
Başkanını görevden aldım. dediğiniz Merkez
Bankasına kuruluşlara hissedar olma hakkını tanıyor.
Merkez Bankasını, denetlediği ve gözetimine tabi olan bir
kuruluşa ortak yapmak Banka için büyük bir itibar ve otorite riskidir. Bu,
Merkez Bankasını güçlendirmez, ticari banka seviyesine çeker. Bu
türden uygulamaların Endonezya, Brezilya, Meksika, Arjantin gibi ülkelerde
uygulandığını siz itiraf ettiniz. Bu uygulama, yolsuzluk
liginin müdavimi olan ülkelerde yaygın, Türkiyeyi bu lige çekmek
yazıktır; bu ülkeyi on yedi yıldır yöneten Hükûmet
açısından da ciddi bir başarısızlık
itirafıdır.
Anayasadan güç alan devlet kurumları ülkenin
en itibarlı kuruluşlarıdır. İtibarı olmayan ve
zedelenen kuruluşlar ne beklentileri karşılayabilir ne de güven
verebilir. Şimdi hayalinizdeki Merkez Bankasına
baktığımızda, devletin en önemli finansal
yapısının içinin boşaltılmış vaziyette
olduğu görülmektedir. Bağımsız olması gereken Merkez
Bankası Başkanını Dediğimi yapmıyor. diye
görevden aldığınızda bu Banka bağımsız
olamaz. Hadi bu kuruma güvenin!
Ülkeye dair alınacak her kararı tek imzaya
endekslediniz. Hâkim biz olalım, ne olursa olsun gücü kaybetmeyelim.
anlayışıyla hareket ediyorsunuz. Gücünüz azaldıkça da
devletin kurumlarını güçsüz hâle getirelim, günü kurtaralım
derdindesiniz. Devlet dediğimiz yapı, tüm
vatandaşlarının kendisini güvende hissettiği kurumlar
özelinde yaşar. Dünya toplumları içerisinde devlet geleneği en
köklü milletlerden biriyiz. Kısacası, Türk devletinin dünya
üzerindeki tüm toplumlar nazarındaki yeri farklıdır, tarihte hep
örnek olmuştur. Binlerce yıllık Türk devletini bakın ne
hâle getirdiniz, teker teker bakalım.
Örneğin, 31 Mart seçim gecesinde yaşanan
devlet kurumlarına ait bilgi kirliliğini hatırlıyor
musunuz? Anadolu Ajansını öyle bir hâle getirdiniz ki sonuçlar
iktidarın istediği gibi gitmiyorsa Ajans şalter indiriyor. Hadi
bu kuruma güvenin!
Bir de Yüksek Seçim Kurulu var ki son seçimlerde
gördük, güven kelimesiyle yan yana gelemiyorlar, aldığı karar
gerekçelerine Bu kadar da olmaz. dedirtiyor. Aynı gerekçeli bir itiraza
evet, bir itiraza hayır diyebiliyor. Hadi bu kuruma güvenin!
Eski dönemlerde, TÜİK neyi hesaplıyorsa
bağımsız olarak açıklardı ve inanırdık.
Şimdi, yine açıklıyor ama sizin istediğinizi
açıklıyor. Ne oluyor? Kimse inanmıyor ve güvenmiyor, siz de
dâhil. Enflasyon canavarını öldürdük. dediniz, rakam canavarı
yarattınız. Hadi bu Kuruma güvenin!
Millî Eğitim Bakanlığına
bakıyoruz. Her dönem başında sistem değişiyor, her
yıl sınav adı, yapısı değişiyor. Her Bakan
geldiğinde enkaz devraldığını söylüyor, daha büyük bir
enkazla devrediyor. Bu kadar hızlı değişen bir sisteme
vatandaş nasıl güvensin, çocuğunu nasıl emanet etsin? Hadi
bu kuruma güvenin!
Dışişleri
Bakanlığının asırlık geleneklerini monşer
kelimesiyle yok ettiniz. Hâlbuki küçümsediğiniz mantık, diplomasi
kültürünün ocağıydı, liyakat esasının en net uygulandığı
kurumdu. Kurumsal kültürü yok sayarak önünüze geleni büyükelçi
atadınız.
İtiraf ediyorsunuz, Dünyaya kendimizi
anlatamıyoruz. diyorsunuz. Atadıklarınızın diplomatik
dil bilmesini geçtim, yabancı dili yok. Hadi bu kuruma güvenin!
Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir, en yüce kurum Meclistir. dedik. Siz bir sistem getirdiniz,
kanunların yerini kararnameler, milletvekillerinden oluşan
bakanların yerini atanmışlar aldı. Milletin seçtiğiyle
değil, sarayın seçtiğiyle ülke yönetiliyor. Duyuyoruz, siz de bu
durumdan rahatsızsınız, seçilmişlerin yönetimden
uzaklaştırıldığını görüyorsunuz,
atanmış bakanlara sizler bile ulaşamıyorsunuz. Hadi bu
kuruma güvenin!
Bu yönetim tarzı demokrasiyle ve
çağdaş yönetim anlayışıyla bağdaşmıyor.
Pratikleşeceğiz derken zaten ağır işleyen bürokrasiyi
daha da hantal hâle getirdiniz. İçinde bulunduğumuz, tek elden tüm
kontrol sistemi, hem devletimiz hem de milletimiz için ciddi çıkmazlara
sebep oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla)
Tamamlıyorum.
Yeni sistemle kurduğunuz devlet
yapısı çatırdıyor. Hadi kurduğunuz bu yeni sisteme
güvenin!
Çözüm yolu bellidir, ivedi şekilde devlet
kurumlarına yeniden itibar kazandırılmalı ve kuvvetler
ayrılığının gerçekten uygulandığı
parlamenter sisteme geçişin önü bir an önce açılmalıdır.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
5inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
5inci madde kabul edilmiştir.
6ncı madde üzerinde 3 önerge vardır.
İlk okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir. Önergeleri
okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 6ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 6- 6493 sayılı Kanunun 8 inci
maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiş, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir
Bankanın gözetim yetkisi; sistem
işleticisi, sistem katılımcıları, mutabakat
kuruluşu, bağlantılı diğer sistemler ile dış
hizmet sağlayıcıları gibi faaliyetleri sistemin
çalışmasıyla yakından ilgili tüm tarafları kapsar.
"(2) Banka, gözetim faaliyetlerinin
kapsamına giren kuruluşların gerçekleştirdiği bütün
işlemlere ilişkin kayıt, bilgi ve belgeyi, gerekli gördüğü
durumlarda anlık ve işlem bazında olmak üzere talep edebilir.
Gözetim faaliyetlerinin kapsamına giren kuruluşlar, her türlü
kayıt, bilgi ve belgeyi gizli dahi olsa Bankaca belirlenecek usul ve
esaslar çerçevesinde Bankaya tevdi etmek ve Bankanın gözetimine hazır
hâle getirmekle yükümlüdür."
Bülent
Kuşoğlu Cavit
Arı Orhan Sümer
Ankara Antalya Adana
Emine
Gülizar Emecan Sevda
Erdan Kılıç Lale
Karabıyık
İstanbul İzmir Bursa
Aynı mahiyetteki önergenin imza sahipleri:
Ayhan
Erel Yasin
Öztürk Bedri
Yaşar
Aksaray Denizli Samsun
Feridun
Bahşi Ayhan
Altıntaş
Antalya Ankara
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeler üzerinde söz isteyen,
Antalya Milletvekilimiz Sayın Cavit Arı. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Arı.
CAVİT ARI (Antalya) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
117 sıra sayılı Ödeme ve Menkul
Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 6ncı
maddesiyle ilgili olarak grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.
Söz konusu teklifte, ödemeler alanına
ilişkin olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna ait
bazı yetkilerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına verilmesi
amaçlanmakta. Finans sektöründe ödeme sistemleriyle ilgili düzenleme ve denetim
yetkisi konusunda birtakım teknik hükümleri içeren teklifi, Merkez
Bankasını ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu
ilgilendiren hususlar oluşturmaktadır. Bu hususların en
önemlilerinden bir tanesi de değerli arkadaşlar, 6ncı maddedir.
6ncı maddenin ilgili fıkrasında değerli arkadaşlar
Banka, sistemlerin kesintisiz işletimini sağlamak amacıyla
sistemik öneme sahip kurulmuş ve kurulacak sistem işleticilerine
hissedar olabilir. hükmü getirilmektedir.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde,
biliyorsunuz ki son dönemde bağımsızlığını
kaybeden kuruluşlardan bir tanesi de Merkez Bankası olmuştur.
Önceki Merkez Bankası Başkanının görevden
alınmasıyla birlikte Merkez Bankası bağımsızlığını
kaybetmiş durumdadır. Merkez Bankası, ülkemizin en önemli
kurumudur, şimdi bağımsızlığını
kaybetti. Bugün neredeyse ekonominin kötülüğünü faize, faizin
sorumluluğunu da görevden alınan önceki Merkez Bankası
Başkanına yükleyen bir anlayışla karşı
karşıyayız.
Şöyle bir bakarsak: Ekim ayı enflasyon
oranı yüzde 8,55 olarak açıklandı. Oysa sokaktaki, pazardaki
enflasyonun hiç de öyle olmadığını açıkça
görebiliyoruz. Kaldı ki devlet eliyle de esasen, bu enflasyonun böyle
olmadığı da ilan edildi. Şöyle ki 2020 yılı kamu
mal ve hizmetleri ile vergi ve harç artış oranı yüzde 22,58.
Değerli arkadaşlar, mademki bu ülkede enflasyon yüzde 8lerde,
9larda, hadi diyelim 10larda; peki, kamu mal ve hizmetleriyle ilgili 2020
yılında uygulanacak olan bu oranlar niye yüzde 22,58? Demek ki gerçek
oranlar sizin ifade ettiğiniz gibi değil.
Şimdi, Merkez Bankasının sistemik
öneme sahip şirketlere hissedar olabileceğine dair bu hüküm
getirilirse ben sormak istiyorum: Öncelikle, Merkez Bankası neden hissedar
olacak yani kimlere avantaj sağlayacak? Çünkü Merkez Bankasının
hissedar olduğu bir şirketin ticari itibarının bundan sonra
sınırı olmayacak değerli arkadaşlar. Merkez
Bankası para koymayacak. denilmekte. İyi de Merkez
Bankasının itibarı var, kredisi var, ismi var. Sistem
işleticilerine hissedar olabilir. deniyor. Oradaki sistem
işleticileri ne demek, ne anlama geliyor? Bunlar yurt içi kuruluşlar
mı, yurt dışı kuruluşlar mı? Özel hukuk
hükümlerine mi tabi, kamu hukukuna mı tabi? Şu an böyle bir
kuruluş var mı? Kaç firma var? Değerli arkadaşlar, bu
uygulama rekabete aykırı bir uygulamadır. Sistemik
tanımına Merkez Bankası karar veriyor; Sistemik öneme sahip
sistem işleticisine hissedar olabilir ya da yeni kurulacak olana hissedar
olabilir. Bağımsızlığını kaybetmiş bir
Merkez Bankasından da doğru bir tercih, doğru bir ortaklık
beklemenin bundan sonra mümkün olmayacağını hep beraber ifade
edebiliriz. Kesintisiz ödeme sistemini garanti etmek Merkez Bankası
yoluyla sağlanacaktır. denilmekte. Zaten Merkez Bankasının
böyle bir asli görevi var değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Arı.
CAVİT ARI (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
Bu düzenleme, sonuç itibarıyla, Merkez
Bankasına zarar verecek niteliktedir, haksız rekabet yaratacak
niteliktedir. Bu sebeple bu düzenlemeden vazgeçilmesi öncelikle Merkez
Bankasının geleceği yönünden önemli olacaktır diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki diğer
önerge üzerinde söz isteyen, Ankara Milletvekilimiz Sayın Durmuş
Yılmaz. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Yılmaz.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün, görüşmekte olduğumuz kanunun geneli
üzerinde partim adına konuşma yaparken bu yasayı esas ve özü
itibarıyla desteklediğimizi söylemiştim. Dünyada olana bitene
baktığımızda, ödeme sistemlerinin, menkul kıymet
mutabakat sistemlerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda
mı olması gerekiyor yoksa Merkez Bankasında mı olması
gerekiyor konusunda dünyada iki yüz-üç yüz yıllık bir tarihe
baktığımızda değişik versiyonları,
uygulamaları var. Dolayısıyla şu anda Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumundan bu yetkinin alınıp Merkez
Bankasına verilmesinin arkasında herhangi bir şey aramamak
lazım. Ülkemizde bir yanlış iş olup da Sen beceremedin dolayısıyla
buraya veriyorum. diye de bir şey yok. Bu, şu anda, Avrupa
Birliği müktesebatına uyum sağlamak için getirilen bir
düzenleme. Evet, destekliyoruz fakat teklifin 6ncı maddesinin (4)üncü
fıkrasını doğru bulmuyoruz, açıkça söylemek gerekirse.
Görüşmeler esnasında Sayın Merkez
Bankası Başkan Yardımcımız ısrarla buna
ihtiyaçları olduğunu söyledi, işin sahibi onlar.
Dolayısıyla, Bizim buna itibar etmemiz gerekir mi? diye
düşündüğümüzde, evet, işin sahibi diyorsa itibar edilir. Fakat
uygulamada bence başlarına bir sorun alıyorlar. Her şey
düzgün gitse, her şey yapılsa, hiçbir şey olmasa bile bu, kurumu
sıkıntıya sokacaktır, sokabilir.
Merkez Bankası, Uluslararası Ödemeler
Bankasının hissedarı, SWIFT ödeme sisteminin -kooperatif bir
sistemdir- hissedarı ama biz oralardan hizmet alıyoruz. Şimdi,
kendi kontrol ve denetimi altında olan ve kendisinin yetkilendirdiği
bir kuruluşa Merkez Bankasının ortak olmasının hiçbir
mantığı yok, açığını söylemek gerekirse.
Burada hiçbir yolsuzluk, hiçbir usulsüzlük olmasa bile, böyle bir
yaklaşım Merkez Bankasını lekeler diye düşünüyorum
ben. Bankalar itibar kuruluşları, güven kuruluşları;
üzerlerine giydikleri elbisenin üzerinde toplu iğne başı kadar
bile lekenin olmaması gerekir. Çünkü bankalar, merkez bankaları
özellikle, beklenti yönetirler ve bu yönetimin arkasında da
itibarları vardır. Dolayısıyla bu düzenleme Merkez
Bankasının itibarını zedeleyecektir, hiçbir şey olmasa
bile. Gerekçe olarak şunu söylüyorlar: Banka, sistemlerin kesintisiz
işletimini sağlamak amacıyla sistemik öneme sahip kurulmuş
ve kurulacak olan sistem işleticilerine
Sistemik öneme sahip
bankacılık kuruluşları şu demektir: Bu 2007 krizinden
sonra, Uluslararası Ödemeler Bankası nezdinde Finansal İstikrar
Kurulu var, onun altında da bir Bankacılık Düzenleme Komitesi
var; o komitede bu uzun boylu tartışıldı. Dünyanın
bugün geldiği nokta itibarıyla, sayısı belli bankalar var;
bu bankalar günün birinde iflas ederse sistemin topyekûn çökeceği
konusunda bir kanaat ortaya çıktığı için
Bu bankalara too
big to fail deniyor yani iflas ettirilemeyecek kadar büyük bankalar. Sonuç
itibarıyla, bu bankaların varlıklarının devam
ettirilmesi gerektiği konusunda bir inanç var. Bunları da liste
olarak yayınladılar, dünya şu anda bu bankaların hangileri
olduğunu biliyor. Dolayısıyla şu anda ortada kurulmuş,
5 tane lisans almış şirket var. Bunların hangisinin zaman
içerisinde sistem için vazgeçilmez olacağı sistem için tehlike
oluşturacak noktada büyüklüğe ulaşacağı konusunda bir
bilgi yok, kurulacak olanların da ne olacağını bilmiyoruz.
Dolayısıyla eğer günün birinde böyle bir ihtiyaç doğar ise
Merkez Bankası Yasasının 3üncü maddesinde, Merkez
Bankasının yurt içindeki bir şirkete değil ama yurt dışında
kurulacak olan ve ülkemizin de menfaatinin olduğu bir yere katılabilmesi
için devletten izin almak suretiyle girebilme, katılabilme, ortak olabilme
imkânı var; o imkânı kullanıyor. Ben Merkez Bankasının
yerinde olsam, bu yetkiyi almam ve siyasetçi olarak lütfen, siz de bu yetkiyi
Merkez Bankasına vermeyin. Çünkü günün birinde ihtiyaç doğarsa onun
yerine getirilebilecek düzenleme zaten var. Bu, Merkez Bankasının
itibarını zedeler ve dolayısıyla da son tahlilde hepimiz
bundan zarar görürüz.
Sonuç itibarıyla, yapılması gereken
şey olarak, bu düzenleme bu güzel teklifin içerisinden
çıkarılsın diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Değerli milletvekilleri, İç Tüzük madde 60a
göre söz talebinde bulunan arkadaşlarımız salondan
ayrılmasınlar. Bugünkü çalışma takvimimizin
gerektirdiği bölümü bitirdikten sonra arkadaşlarımızın
söz taleplerini karşılayacağım ama bir çalışma
takvimi uyguladıktan sonra.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 6'ncı maddesinde bulunan
amacıyla ibaresinin gayesiyle olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mahmut
Toğrul Ayşe
Acar Başaran Garo
Paylan
Gaziantep Batman Diyarbakır
Zeynel
Özen Mehmet
Ruştu Tiryaki Rıdvan
Turan
İstanbul Batman Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Batman
Milletvekilimiz Sayın Ayşe Acar Başaran. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Başaran.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kanun üzerinde birçok değerlendirmeler
yapıldı, ben bunu bir tarafa bırakarak AKP iktidarının
bir mega projesinden söz edeceğim: Ilısu Barajı.
Ilısu Barajının elli
yıllık ömründen söz etmeyeceğim, sonrasında ortaya
çıkaracağı tahribattan söz etmeyeceğim ama ilimin ilçesi
olan Hasankeyfte yarattığı tahribattan ve Hasankeyften biraz
söz edeceğim. Görenler görmüştür, görmeyenler, maalesef, bir daha
Hasankeyfi özgünlüğüyle göremeyecekler. Hasankeyfe Batmandan
gittiğiniz zaman Suçeken köyüyle başlardınız, bir tarafta
binlerce yıllık insanlığa, medeniyete ev sahipliği
yapmış mağaraları görür, ilerlerdiniz; şimdi maalesef,
yerinden edilmiş, bir ucube kentin ortasına konulmuş olan bu
Zeynel Bey Türbesini görürdünüz. Yine, biraz daha ilerlediğinizde
tepedeki kaleyi, kalenin etrafındaki güzellikleri, tarihî eserleri
görürdünüz. Bu şekilde görebilirdiniz ama maalesef, bunların
hiçbirini şu anda göremiyoruz.
Değerli arkadaşlar, dediğim gibi,
Hasankeyfin tarihi milattan önce 8000 yılına kadar dayanıyor.
Yani binlerce yıllık tarihi olan, onlarca medeniyete ev
sahipliği yapan, hatta bu medeniyetlere başkentlik yapan, o dönemde,
Orta Çağ Döneminde Bağdat ve Şam gibi önemli şehirlerden
biri hâline gelmiş bir kenttir. Bu kentlere, bu medeniyetlere gelen giden
hiçbir medeniyet hiçbir şekilde, Moğollar hariç -Moğollar
işgal ettiğinde, istila ettiğinde yerle bir etmişler-
Hasankeyfin dokusunu bozmamış, gelmişler, kendi kültürlerini de
oraya ekleyerek aslında binlerce yıllık medeniyeti, ortak bir
medeniyeti ortaya çıkarmışlar.
Bilinen tarihî eserleri vardır ama
bilinmeyenleri de sayacağım. Bilinenler: Kale, kale üzerindeki Ulu
Camisi, Büyük Saray, Küçük Saray, Taş Köprü, El-Rızk Camisi, Koç
Camisi ve az önce gösterdiğim Zeynel Bey Türbesi. Ama bunların
haricinde Hasankeyfte, ayrıca, kime ait olduğu bilinmeyen tarihî
kaya mezarlar, kaya evler, Orta Çağa ait 3 üniversite
kalıntısı, kiliseler, gizli geçitler, kale, kentin genelinin su
ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmış
su yolları, yörede yakın zamana kadar tüm bölgenin buğdayının
öğütüldüğü 30u aşkın kayaya oyulmuş değirmen,
eyvanlar, kaleden Dicleye inmek için kullanılan ve kayanın
yontulmasıyla oluşturulmuş 200 basamaklı merdiven ve bunun
gibi daha yüzlerce tarihî eser var.
Şimdi, arkeologların
yaptığı değerlendirmelere göre, bu tarihte buranın
tümünde, etki alanında, 37.750 hektarlık alanda bir kazı
çalışması, arkeolojik çalışma yapılması
gerekiyor ama maalesef, sadece 7 bin hektarda bu çalışmalar yapılmış.
Burada 300ü aşkın arkeolojik kalıntının 83ü sular
altında kalıyor ama dediğim gibi, 30.750 hektarlık alanda
henüz bir çalışma yapılmamış arkadaşlar.
Şimdi, bakın, Hasankeyfin tarihi
Kalkolitik Çağa, Tunç Çağına ve en önemlisi Neolitik
Çağa ait bulgulara ulaşılabilmesi açısından çok
önemli. Siz bunları burada görebiliyor ve aslında, tarihi bir
şekilde yaşayabiliyordunuz.
Şimdi, arkadaşlar, AKP
iktidarının mega projesinden sonra Hasankeyfin geldiği durumun
kısa görüntülerini sizlerle paylaşacağım. Bu birincisi
arkadaşlar, işte iktidarın mega projesinin Hasankeyfi
getirdiği durum. Burada da dün çekilmiş görüntüler var. Emniyet
aslında görüntülerin bir kısmına el koymuştu ama basın
mensupları bunları geri getirmiş. Bu da aslında oradaki,
tarihî yapı içerisindeki çarşının yıkım
görüntüsü. Yine bir görüntü daha arkadaşlar. İşte, mega
projelerimiz ve yine bir görüntü daha arkadaşlar.
Şimdi, binlerce yıllık bir tarih elli
yıllık bir süreç için sular altında bırakılıyor.
Hiçbir mega proje tarihi yok etmeyi açıklayamaz arkadaşlar. Bize bu
tarihî, bizden önce yaşayan medeniyetler bıraktı ama biz
maalesef, ileriye taşıyamıyoruz.
Ben geçen günlerde, birkaç gün önce
Hasankeyfteydim. Hasankeyfin tarihî çarşısını gezmek
istedim ama maalesef, zorla, emniyet güçleri tarafından
çarşıdaki esnaflar yerlerinden çıkartılıyordu.
Ağlayarak, bazıları protesto için kendi dükkânlarını,
mallarını yakarak çıktılar oradan ama şu anda
artık Hasankeyfe geçiş yok, kapatılmış durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Başaran.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla)
Başkanım, bitiriyorum.
Tekrar belirtiyorum arkadaşlar: Hiçbir mega
proje binlerce yıllık bu tarihi yok etmeyi açıklayamaz, hiçbir
proje bu kadar büyük bir insanlık mirasını sular altında
bırakmayı gerekçe olarak gösteremez. Henüz geç değil. Buna
benzer projeler, son dakika olsa bile, en son dakikada durdurulmuş
projelerdir. Ben, iktidarın gelecek nesillere bir utancı
bırakmaması gerektiğini düşünüyorum. Bakın, tekrar
ediyorum, üç yıl sonra, elli yıl sonra, yüz yıl sonra hiç kimse
İktidar Ilısu Barajını yaptı. demeyecek ama Bu
iktidar, AKP iktidarı Hasankeyfi yok etti, Hasankeyfi boğdu, bir
tarihi sular altında bıraktı. diyecekler, bununla da
yaşamak zorunda kalacaksınız.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
6ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 6ncı madde kabul edilmiştir.
7nci madde üzerinde 3 önerge bulunmaktadır,
önergeleri aykırılık sırasına göre okutup işleme
alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 7nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 7- 6493 Sayılı Kanunun 10 uncu
maddesinde bulunan yedinci fıkra aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
(7) Sistem işleticisi, sistemdeki
işlemlerin herhangi bir sebeple sonlandırılamaması veya
katılımcının sistemdeki yükümlülüklerini yerine
getirememesi durumunda kullanılmak üzere katılımcılardan
teminat talep edebilir. Teminatlar ayrı bir hesapta izlenir. Bu
teminatlara üçüncü fıkradaki tedbir ve kararlar uygulanmaz. Bu madde
kapsamında sermaye piyasası araçlarının teminat olarak
alınması hâlinde 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye
Piyasası Kanununun 47 nci maddesi uygulanır. Bu madde kapsamında
sermaye piyasası araçları haricindeki varlıkların teminat
olarak alınması hâlinde, sistem işleticisi sistem kuralları
çerçevesinde sistemdeki işlemlerin sonlandırılması ve
katılımcının sistemdeki yükümlülüklerinin yerine
getirilmesi için herhangi bir ihbar veya ihtarda bulunma, süre verme, adli veya
idari merciden izin ya da onay alma, teminatı açık artırma ya da
başka bir yol ile nakde çevirme gibi herhangi bir ön şartı
yerine getirme yükümlülüğü olmaksızın bu teminatları nakde
çevirebilir ve kullanabilir.
Emine
Gülizar Emecan Bülent
Kuşoğlu Orhan
Sümer
İstanbul Ankara Adana
Türabi
Kayan Lale
Karabıyık Sevda
Erdan Kılıç
Kırklareli Bursa İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Kırklareli Milletvekilimiz Sayın Türabi Kayan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Kayan.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Ödeme ve Menkul
Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanun Teklifinin 7nci maddesi üzerinde
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Kanun teklifi, İç Tüzüke uygun bir
şekilde getirilmemiştir. Tali komisyona gönderildiği hâlde,
görüşü alınmadan Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüştür.
Aceleniz var, bir telaş içerisindesiniz, kanun yapmada, yapılan
kanunu uygulamada telaşınız var. Bu telaşınız
niye? Her şeyi süratle yapmak istiyorsunuz. Aceleniz niye? Aceleyle
yapılan her işte bir aksaklık vardır, bunu bilmeniz
lazım. Parlamenter sistemde işler çabuk olmuyor. diye bir sürü
eksiği ve yanlışıyla Cumhurbaşkanlığı
sistemini getirdiniz. Hızlı yürüyelim derken
yaptığınız yanlışlıkları düzeltmek için
tekrar başa dönüp, düzeltmeye çalışıp daha fazla zaman
kaybediyorsunuz. Aceleyle yaptığınız, eleştirileri hiç
dikkate almadan yaptığınız düzenlemeler sonrasında
Türkiye ekonomisi, dış politika, eğitim, güvenlik çok tehlikeli
boyutlara gelmiş vaziyettedir. Ekonomi dibe vurmuştur.
Esnafımız, sanayicimiz, çiftçimiz, aldığı
borçları ödeyememekte, bütün mal varlığını satsa
borcunun kalan kısmına yetmemektedir. Devletin elinde bulunan, seksen
yıl boyunca gelmiş geçmiş bütün iktidarların
yaptıklarını haraç mezat sattınız; yerine hiçbir
şey, hiçbir fabrika, liman kurmadınız. Kredi ve teşvik
vererek özel sektöre de bir fabrika vesaire kurdurmadınız, yoldan
başka hiçbir şey yapmadınız. Bu paralar nereye gitti? On
sekiz yıldır iktidardasınız, on sekiz yıldır bu
toplum üretiyor, vergi veriyor, seksen yılda yapılanları
satıyorsunuz; yine de on sekiz yılın sonunda geldiğiniz
nokta iflas. Halktan aldığınız vergiler nerede? Sizden
önceki hükûmetlerin dişini tırnağına katarak
çalışıp, tasarruf edip yaptığı fabrikaları
sattınız; peki, bu satışlardan elde edilen gelir nerede?
Çok iyi şeyler yaptığınızı söylüyorsunuz; peki,
bu kriz nereden çıktı?
Dış politikada Yüce Önder Atatürkün
Yurtta barış, dünyada barış politikasını bir
kenara itip komşuların mevcut iktidarını tanımayarak
fetih söylemleriyle Şamda Emevi Camisinde namaz
kılacağım. laflarıyla Büyük Orta Doğunun eş
başkanlarından bir tanesiyiz. teraneleriyle Orta Doğu
bataklığına bodoslama daldınız, şimdi bu
bataklığın içinde debeleniyorsunuz. 900 kilometrelik
sınırı kontrol altına alacağız. dediniz,
Atlantik ötesinden bir düdük çalınca olduğunuz yere
mıhlandınız. Kendi toprağımız olan Süleyman
Şah Türbesini koruyamayıp yurda kaçırdınız.
Eğitimimizi dünyanın en ileri ülkeleri
klasmanından alıp en sonuncusu yaptınız. Çağdaş eğitim
alan insanlarımız bilimde ve sanatta Nobel Ödülü alırken
yaptığınız yanlış uygulamalarla dünyaya rezil
olacak duruma getirdiniz.
Yetiştirdiğimiz sporcular altın,
gümüş ve bronz madalya alıyorlardı; bugün, sizin sayenizde,
dopingle ödül almaya çalışırken yakalanıp ceza
alıyorlar.
Ülke güvenliğini ve toplum güvenliğini
tehlikeli bir hâle getirdiniz; bitmiş olan terör eylemlerini
yürüttüğünüz yanlış politikalarla tekrar hortlattınız.
Güney komşularımızla uyguladığınız
yanlış politikalarla sınırlarımızı kevgire
çevirdiniz. Komşularımızdaki teröre ve iç savaşlara müdahil
olarak sınır güvenliğimizi tehlikeye soktunuz.
Sağlık konusuna gelince: Devasa şehir
hastaneleri kurdunuz, yaptığınız hastanelerde ilaç yok.
Nasıl oldu bütün bunlar? diye soracak olursak
bir diktatörün her istediğini yerine getirmekle yaptınız.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) Diktatör sizde, bizde
yok.
TÜRABİ KAYAN (Devamla) Sayın AKP
vekilleri, sözüm önce sizlere, ondan sonra size destek verenlere: Türkiye
doğru bir yoldayken, rotası düzgün şekildeyken Türkiye'nin
rotasını şaşırttınız. Türkiye
çağdaş uygarlıklara emin adımlarla yürürken sizler,
maalesef, bu emin adımlarla yürümeyi, bu topluma
çağdaşlığı çok gördünüz; çok gördüğünüz için
geriye çevirmekte büyük bir gayret içindesiniz. Peki, bu gayretiniz bu topluma
reva mı? Bu yaptıklarınız bu topluma reva mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Kayan.
TÜRABİ KAYAN (Devamla) Nereye gitti bu
iş, nereye gitti, sizlere soruyorum; dünyanın en gerisine ama sizin
yapacağınız da bu kadardır diyorum. Başka bir şey
de sizlerden beklenmez ama bu toplum size cevabını verdi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bir daha verecek!
TÜRABİ KAYAN (Devamla) Bundan sonra en
kısa zamanda daha da çok verecektir diyorum, yüce Meclise saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Ödeme ve Menkul Kıymet
Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 7nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan değiştirilmiştir ibaresinin
yeniden düzenlenmiştir ibaresi şeklinde yeniden düzenlenmesini arz
ve teklif ederiz.
Ayhan
Erel Bedri
Yaşar Behiç
Çelik
Aksaray
Samsun
Mersin
Feridun
Bahşi Yasin
Öztürk Hasan
Subaşı
Antalya
Denizli
Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Mersin
Milletvekilimiz Sayın Behiç Çelik. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Çelik.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 7nci maddesi için vermiş
olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, dün ve bugün
hayatını kaybeden yakınlarımız oldu, onlara Allahtan
rahmet diliyorum, geride kalanlarına başsağlığı
diliyorum.
Diğer taraftan, Atatürkün ebediyete
intikalinin 81inci yıl dönümünü idrak edeceğiz pazar günü,
dolayısıyla Atatürke karşı bir vecibemizi yerine
getireceğiz. Bugün varlığımızı borçlu
olduğumuz Mustafa Kemal Atatürke minnet ve şükran hislerimizi dile
getirmek, manevi huzurunda bir Fatihalık ihtiram hepimize bir borçtur diye
düşünüyorum. Atatürke hakaret edenlerin, onu
aşağılayanların, namusuna ve şerefine dil
uzatanların büyük kısmı hepimizce malumdur. Kısaca Atatürk
düşmanlığı demek Türk milleti
düşmanlığı demektir.
Değerli arkadaşlar, finansal güvenlik,
elektronik ödeme yöntemleri, finansal istikrar, elektronik para
kuruluşları ve hizmet sağlayıcıları, menkul
kıymet mutabakat esaslarının yeniden ele alınarak
ağırlıklı olarak BDDKden alınıp Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasına verilmesi bu teklifin esasını
oluşturmaktadır. Özellikle 7nci maddeyle, ödeme sistemlerinde
mutabakatın sorunsuz gerçekleşmesini sağlamak için aranan
teminatın sorumlusu olması hâlinde, mevcut sorunların
giderilmesi de amaçlanmaktadır.
Evet, Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1991 yılından sonra yeni dünya düzeni konseptinin
ileri bir aşaması olan küreselleşme ve yerelleşme, yeni
ideolojik yapıyı önümüze getirmiştir. Böylece dünyada ekonomi
boyutuyla malların, hizmetlerin ve finansın serbest
dolaşımının önü açılmıştır. Küreselleşmenin
bu belirgin vasfının 2008li yıllardan itibaren dominant
ekonomilerin aleyhine çalışmaya başlaması
korumacılık politikasına yeniden geri dönüşü ortaya
çıkarmıştır. Amaçlanan entegrasyon tersine dönmüş,
finans piyasaları ABD aleyhine biçim almıştır. Ayrıca,
yerelleşme yani lokalizasyon, küreselleşmenin bir bileşeni
olarak ulus devlet karşıtı bir ideoloji formunda yerini
almıştır. Hem globalizasyon hem de lokalizasyon yani
küreselleşme ve yerelleşme yarattığı algıyla
bütüncül düşünmeye, şeffaflığa, mal, hizmet ve finansta
dolaşım serbestliğine, antiotarşizme ve ulus devlet
karşıtlığına herkesi sevk ediyor.
Evet, böyle bir ideolojik çerçevede paranın
seyri bizi ilgilendiriyor. Paranın sahibi yani özellikle rezerv para
sahibi, aleyhine gelişen uluslararası ticarette kendi ticaretini ve
parasını korumaya alıyor yani dolar karşısında
alternatif bir para yaratılmasını denetlemeye
çalışıyor yani Amerika Birleşik Devletleri. Kaybeden
kendisi olunca her şey mubah hâle geliyor.
Değerli milletvekilleri, fiziki paranın
yanında elektronik gelişmelerle birlikte dijital para ve kripto
para adında iki farklı para birimi ortaya çıkıyor. Kripto
paraların kara para aklamada ve vergi kaçırmada
kullanılabileceği düşünüldüğünden devletler bu paraya
şimdilik soğuk bakmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye Ödeme ve
Elektronik Para Kuruluşları Birliğinin kurulması da
isabetlidir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu üzerinde olan
6493, 5411, 5464 sayılı Kanunlardaki birtakım yetki ve görevler
Merkez Bankasına devrediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Yegâne para
politikası yapıcısı olan Merkez Bankasının
statüsünü savunmak hepimizin ödevidir ancak iktidar, bu hassasiyete birçok kez
uymayarak Merkez Bankasının itibarıyla oynamıştır.
Değerli arkadaşlar, 7nci madde üzerine
verdiğimiz değişiklik önergesinin kabulünü diler, hepinize
saygılar sunarım. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 7nci maddesinde bulunan sebeple
ibaresinin nedenle olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Semra
Güzel Mahmut
Toğrul Mehmet Ruştu
Tiryaki
Diyarbakır Gaziantep Batman
Erdal
Aydemir Rıdvan
Turan Ali Kenanoğlu
Bingöl Mersin İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Batman Milletvekilimiz
Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 117 sıra sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet
Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 7nci maddesinin
değiştirilmesi teklifi üzerine söz almış bulunuyorum.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 7nci maddesi de tıpkı diğer
maddeler gibi, daha çok teknik bir içeriğe sahip. Burada da teminata
ilişkin bir dizi düzenleme yapılmış. Sermaye Piyasası
Kanununa koşut bir düzenleme yapıldığı görülüyor.
Dolayısıyla, genel olarak burada bir itirazımız yok fakat
yeri gelmişken ekonomiye dair birkaç şey söylemek istiyorum.
Şimdi, Türkiyede ekonomi iyiye gitmiyor;
enflasyon çift hanede, TÜİKe güven azaldı. Gerçek enflasyon
rakamları ne, bilmiyoruz çünkü enflasyondan sorumlu olan Başkan
Yardımcısı görevden alındı. Bu arada Tek haneye
düştü. diyeceksiniz ama ben kasım, aralık ayı enflasyonunu
beklemenizi öneririm; gerçek rakamlar o zaman ortaya çıkacak.
İşsizlik rakamı yüzde 14lerde fakat
şöyle bir ayrıntı var: Anladığım kadarıyla
İş olsa çalışırım. diyenler bu işsizlik
rakamının içerisine dâhil edilmiyor. Dolayısıyla gerçek
işsizlik rakamı bunun çok daha üstünde. Üstelik nitelikli iş
gücü açısından işsizlik oranları çok çok daha yüksek. Benim
milletvekili olarak seçildiğim Batman ilinin dâhil olduğu 4 ildeyse işsizlik
rakamları yüzde 27 yani Türkiye ortalamasının neredeyse 2
katı yüksek.
Bütçemiz 130 milyar dolar ve bu, bir Google etmiyor
çünkü Googleın 136 milyar dolar civarında cirosu var ama biz
kendimizi Süreyyada sanıyoruz. Hane başına düşen borç
miktarı tarihin en yüksek seviyelerinde, kısa vadeli borç
miktarı 120,7 milyar dolar, yüzde 5 artmış. Yüzde 5 küçücük bir
rakam gibi gözükebilir ama 120 milyar doların yüzde 5i 30 milyar TLye
denk geliyor, dolayısıyla büyük bir artış söz konusu.
Yetmiyor, bir de salma salar gibi yeni vergiler için hazırlık
yapıyorsunuz. Burası çok önemli, şurası çok önemli.
Bakın, burası çok önemli. deyince ekonomik sorunlar çözülmüyor.
Bugün bir şey daha öğrendim. Millî
Eğitim Bakanlığının bütçesi 2nci sıraya
düşmüş. Uzun yıllardır bütçede 1inci sırayı alan
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi 2020 itibarıyla 2nci
sıraya düşmüş, 1inci sıraya Sağlık
Bakanlığı çıkmış. Siz sakın
sağlığa ayırdığımız bütçenin
arttığını düşünmeyin, bu yeni yapılan şehir
hastanelerine Nasıl olsa hasta gitmese de para vereceğiz. diye
borçlandık ya 1inci sıraya çıkmasının büyük
olasılıkla ilk nedeni budur. Millî Eğitim
Bakanlığının yatırım bütçesiyse artık
neredeyse yok. Sen bir kurşunun fiyatının ne kadar
olduğunu biliyor musun? derken eğitiminden de bir anda
vazgeçmiş olduk, artık yakın bir plan içerisinde ikili
eğitimi bitirmek neredeyse yok. Okul öncesi eğitim zorunlu
olmalı. tartışmasını da yine rafa
kaldırdık, nitelikli eğitimi hiç tartışmıyoruz
bile.
Yeni vergilerin bir tek nedeni var: Ekonomi iyiye
gitmiyor. Savaş ekonomisi ve bütçe açığı var. Bu yüzden bu
yeni vergiler de buna çare olmayacak.
Otellere konaklama vergisi getiriyorsunuz. Otellere
konaklama vergisi evet, dünyanın başka yerlerinde de var fakat bu
getirdiğiniz düzenlemeyle 3 kuruş vergi artıracağım
derken 10 kuruşluk gelirden olabilirsiniz. Neden mi? Çünkü Türkiyenin
turizm açısından cazip olmasının temel nedenlerinden biri,
fiyatların ucuzluğudur. Eğer Yeni vergi alacağım,
yeni salma salacağım. diye otellere dair vergiyi artırırsanız
emin olun hem yurt dışından hem yurt içinden turist
sayısında ciddi azalmalar olacak.
Yine gelir vergisinin üst dilimini geliri 500 bin TL
olanlar için yüzde 35ten yüzde 40a çıkarıyorsunuz. 500 bin TLye
kadar geliri olanların, bu gelir sahiplerinin önemli bir kısmı
emin olun beyaz yakalılar, nitelikli iş gücüne sahip olanlar.
Bakın, Türkiye'nin beyin göçü gibi ciddi bir sorunu var;
etrafınızdaki herkese sorun, herkes çocuklarını yurt
dışına göndermeye çalışıyor. Bunu yüzde 35ten
yüzde 40a çıkararak inanın beyin göçünü de
artıracaksınız.
İki şey söylemek istiyorum Sayın
Başkan, müsaade ederseniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla)
Biri, bu kayyum siyasetiyle ilgili: Gasbettiğiniz belediye
sayısı 15 oldu, son olarak Kızıltepe Belediyesini
gasbettiniz ve hâlâ, üzülerek söylüyorum, aynı yalanı tekrar
ediyorsunuz, diyorsunuz ki: Terör örgütüne yardım ediyorlar. Kanıt
var mı? Yok. Belge var mı? Yok. Ne gam! Nasıl olsa inanan çok,
söyleyin gitsin. Bir de diyorsunuz ki: Biz Kürt düşmanı
değiliz, Kürtçe düşmanı değiliz. Bakın,
gasbettiğiniz belediyelerde yaptığınız ilk şey,
Kürtçeye ilişkin çalışma yapan kurumlar varsa
kapatıyorsunuz, Kürtçe tabelalardan 3 tanesinin 2 tanesini indiriyorsunuz.
Halkı karşınıza alıyorsunuz, çok kalp
kırıyorsunuz; bu, yürüttüğünüz siyasete katkı
sunmayacaktır. Ortaklığınızın devamı için
bile yapıyorsanız, en az o kadar kalbi
kırdığınızı bilmenizi isterim.
Sayın Başkan, izin verirseniz son olarak,
bir konudaki görüşümü paylaşmak isterim. Geçen gün Batmanda 11
yaşındaki bir çocuğa polis müdahalesi sosyal medyaya düştü.
Birkaç cümleyle toparlayacağım Sayın
Başkan, müsaade ederseniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla)
Teşekkür ediyorum Başkan.
Sosyal medyaya düştü diyorum çünkü gerçekten,
haber kanallarında bu tür haberleri görmek artık imkânsız.
Neden? İktidarın hoşuna gitmeyecek herhangi bir haberin haber
değeri yok, hiçbir şekilde göremiyorsunuz; sadece sosyal medyada var.
Bu sosyal medyanın bir parça etkisi var; Valilik bir açıklama
yaptı, dedi ki: Bu çocuğa ışıklarda cam
sildiriliyordu, bu çocuk ve benzeri çocuklar dilendiriliyor, bu yüzden müdahale
ediyoruz. Peki, etraftaki hiç kimse niye böyle algılamıyor? Niye o
çocuk böyle algılamıyor? Niye o çocuk kurtarılmış gibi
hissetmiyor kendini? Niye o çocuk bu işten
kurtarıldığı için minnet duymuyor? Çünkü öyle bir
bakış yok. Görüntüyü görseniz; güvenlik görevlisinin elinde telefon,
çocuğun kolundan tutmuş, çekiyor. Bu görüntüler iyi görüntüler
değil.
Ayrıca, bu ülkenin her kentinde artık
ışıklarda çocuklar var, dilenen çocuklar var. İnanın
bunda bu ülkeyi yönetenlerin birinci derecede sorumluluğu var. Her
çocuğun dilenmesinden hepimiz sorumluyuz diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 7nci madde kabul edilmiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, pek
kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Böyle kanunlar geldikçe bunu kayda geçirmeyi önemli
bir görev biliyoruz.
Bu kanun teklifi 19 maddelik bir kanun teklifi
Sayın Başkan ama -hazır Grup Başkanı Sayın
Bostancı da buradayken bunu kayda geçirmeyi çok önemsiyoruz- İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak ele alınarak
görüşülüyor. Temel kanun şudur: Bir konuda 900-1.000 maddelik, 1.200
maddelik kanun olur -Vergi Usul Kanunu gibi- bu alanı toplu hâlde
değerlendiren kanunlar olur; böyle kanunlar için İç Tüzük 91 Otuzar
maddeyi aşmamak üzere bölümlere ayrılabilir. der ve O şekilde
müzakere edilir. der. Bu, İç Tüzükün çok uzun kanunlar için Meclise
tanıdığı bir istisna hak. Bunun dışında,
kanunlar İç Tüzükümüzün öngördüğü şekilde, her bir madde
üzerinde müzakere açılarak ve eğer değişiklik önergesi
gerekiyorsa önergeler verilerek görüşülür. Eskiden bu böyleydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarında, 22nci Dönemde de kanunların çok önemli bir
kısmı İç Tüzükün normal kurallarına göre görüşüldü;
sadece çok büyük kanunlar, o dönemki Cumhuriyet Halk Partisiyle de
anlaşılarak temel kanun olarak görüşüldü ve çok ciddi yasal
çalışmalar yapıldı. 23üncü Dönemde yüzde 10u, 24te yüzde
50si derken bu sene, bu dönemde temel kanun olmadan görüşülen
-uluslararası anlaşmalar hariç- 1 kanun ya var ya yok.
Şu anda ne yapmak zorunda muhalefet partileri?
Biraz önce de gördük, birazdan da dinleyeceksiniz; sebep kelimesi yerine
neden kelimesini önereceğiz. Niye? Çünkü Mecliste o madde üzerindeki
müzakere hakkımız gasbediliyor ve mecburen, bir önerge vermek
suretiyle konuşma icat ediyoruz. Maddeye katılsak da bütününü
değiştirmeyen ama anlamda küçük bir değişiklik yapan bir
önerge veriyoruz ya da noktalı virgülü virgül yapıyoruz,
konuşmaya çalışıyoruz. Otuz sene kırk sene sonra bu
tutanakları okuyanlar bu önergeleri ayıplayabilir. Bunu, Milliyetçi
Hareket Partisinin geçen haftaki önergesinde de söyledim. Hangi partinin
olduğunun bir önemi yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Buradaki ayıplı
durum, bir an önce geçirmek için de
Esas şu: Uzlaşmadan geçirmek
için. 22nci Dönem Adalet ve Kalkınma Partisinin -kendilerinin de
kendilerine yakın çevrenin de değerlendirdiği şekliyle- en
başarılı dönemiyse en önemli özelliği, Parlamentoda
uzlaşma aramalarıydı. Şimdi Bu kadar olursa bu sefer
muhalefetin bazı dediklerini kabul etmek zorundayız yoksa engelleme
yaparlar. diye düşünerek temel kanun yapıyorlar ve İç Tüzükün
bir istisna olarak tanımladığı bir hakkı suistimal
ederek Meclisi yasama fabrikasına çevirmeye çalışıyorlar.
Buna itirazımızı tarih önünde kayda geçirmek için söz aldım.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN 8inci madde üzerinde 4 önerge
bulunmaktadır, önergeleri aykırılık sırasına göre
okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 8inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 8- 6493 sayılı Kanunun 12 nci
maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler ilave
edilmiş, ikinci fıkrasının (l) bendinde yer alan
"Kurulca ifadesi "Bankaca şeklinde, üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkralar ilave edilmiştir.
"(f) Ödeme hizmeti
kullanıcısının isteği üzerine başka bir ödeme
hizmeti sağlayıcısında bulunan ödeme hesabıyla ilgili
sunulan ödeme emri başlatma hizmetini,
(g) Ödeme hizmeti kullanıcısının
onayının alınması koşuluyla, ödeme hizmeti
kullanıcısının ödeme hizmeti
sağlayıcıları nezdinde bulunan bir veya daha fazla ödeme
hesabına ilişkin konsolide edilmiş bilgilerin çevrim içi
platformlarda sunulması hizmetini,
(ğ) Ödemeler alanında toplam büyüklük veya
etki alanı açısından Bankaca belirlenecek seviyeye ulaşan
diğer işlem ve hizmetleri,
"(3) Ödeme hizmetlerine, ödeme hizmetleri
kapsamında tarafların hak ve yükümlülüklerine, ödeme hizmetine
ilişkin sağlanacak bilgi ve koşullar ile çerçeve sözleşmeye
ilişkin usul ve esaslar, Mali Suçları Araştırma Kurulunun
görüşünün alınması suretiyle Bankaca çıkarılacak
yönetmelikle belirlenir.
"(4) Banka, ödeme hizmeti kapsamındaki
belirli bir işlem türüne ilişkin olarak herhangi bir isim
altında işlemin taraflarından birinin aldığı
ücret, masraf, komisyon ve diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar
ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen
serbest bırakmaya yetkilidir.
(5) Banka, ikinci fıkranın (h) bendinde
yer alan işlemlerin toplam büyüklük ve etki alanı açısından
Bankaca belirlenecek seviyeye ulaşması durumunda, bu Kanun
kapsamında ödeme hizmeti olarak değerlendirilmesine karar verebilir.
(6) Ödeme hizmeti
sağlayıcılarının bu Kanuna tabi faaliyetleri nedeniyle
taraf oldukları hukuki ilişkiler Banka tarafından izlenir.
Banka, ödeme hizmeti sağlayıcılarının bu Kanuna tabi
faaliyetleri nedeniyle taraf oldukları hukuki ilişkiler
kapsamında, ödemeler alanının gelişimini olumsuz
etkileyebilecek nitelikte uygulamaların bulunduğunu tespit etmesi
durumunda, ödeme hizmeti sağlayıcılarının bu Kanuna
tabi faaliyetleri nedeniyle taraf oldukları hukuki ilişkilerle ilgili
olarak uyulması gereken usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(7) Banka, bu Kanuna tabi faaliyetler
kapsamında ödemeler alanının gelişimini olumsuz
etkileyebilecek nitelikte durum ve uygulamaların bulunduğunu tespit
etmesi durumunda, konu ile ilgili çalışma komiteleri kurmaya, bu
komitelerin çalışma usul ve esaslarını ilgili
tarafların görüşlerini alarak belirlemeye ve bu komitelerde
alınan kararların uygulamaya geçirilmesi için gerekli iş ve işlemleri
yapmaya yetkilidir.
Bülent
Kuşoğlu Orhan
Sümer Sevda Erdan
Kılıç
Ankara Adana İzmir
Lale
Karabıyık Emine
Gülizar Emecan
Bursa İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İzmir
Milletvekilimiz Sayın Sevda Erdan Kılıç. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Kılıç.
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bu kanun teklifi kadar önemli olan birkaç konuya ben
de değinmek istiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak AKP iktidarı
dönemindeki yolsuzlukları Sayıştay raporları üzerinden
incelemeye devam ediyoruz. Bu çerçevede Sayıştay; Anayasa Mahkemesi,
Yargıtay, Danıştayın 2018 yılı denetim
raporlarında önemli tespitlerde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi
raporuna baktığımızda 2 milyon 455 bin liralık temsil
ve tanıtma giderine rastladık. Bir de Yargıtayın raporuna
bakalım dedik, 439 bin liralık temsil ve tanıtma gideriyle karşılaştık.
Hadi bir de Danıştayın raporunu okuyalım dedik ki orada da
193 bin liralık temsil ve tanıtma giderini gördük. Sayın
milletvekilleri, peki, bu kurumlar bu kadar tanıtım giderini nereye
harcamışlardır? Böylesi önemli, herkesin adalet
aradığı zaman ilk aklına gelen bu 3 kurum neden bir
tanıtıma ihtiyaç duymuştur? Temsil giderlerine de bakarsak bu
kurumlar hangi heyetleri ağırlamışlar ve neler ikram
etmişlerdir? Tabii, ikram deyince bizim aklımıza hemen saraydaki
ejder meyveli smoothieler ve doğal olarak efuli çayları geldi.
Değerli milletvekilleri, sonra raporları
incelemeye devam ettik. Anayasa Mahkemesi gibi adaletin en tepesinde olan kurum
SGK primlerini zamanında ödememiş ve dolayısıyla 4.566
liralık gecikme cezası ödemiştir. Şimdi buradan soruyoruz:
Anayasa Mahkemesi gibi bir kurum bile SGK primlerini gecikmeli öderse yoksulluk
içinde olan bu vatandaş ne yapsın? Esnaf kepenk kapatıyor,
sokaktaki her 3 kişiden 1i işsiz, sanayici kan ağlıyor,
çiftçi üretemez olmuş, toplumumuzun her kesimi yoksullukla
boğuşuyor.
Vatandaş yoksullukla boğuşurken
devletin bir başka kurumu olan Diyanet İşleri
Başkanlığı dün sosyal medyada gündeme geldi. Diyanet
İşleri Başkanlığı sosyal medyada dün bir video
yayınladı, videonun başlığı da Telefonun
değil, eşinin yüzüne bak! Yahu, her şey bitti bu ülkede, bütün
sorunlar çözüldü, döndük dolaştık sosyal medyayla uğraşmaya
başladınız hem de yine kadın üzerinden uğraşmaya
başladınız! Videoya göre Diyanet İşleri
Başkanlığının gözündeki kadın profili sadece
eşine çay ve kek ikram eden bir kadın. Dikkat çekmek istiyorum, yine
döndük dolaştık çay ve keke geldik. Ha, biz de biliyoruz,
vatandaş yoksulluktan dolayı sadece çay ve kek alabilir durumda ama
inanın, hep beraber tüm ülkede, hepimizde çay ve kek fobisi oluştu
sayenizde.
Tabii, burada, bu videoda bilinçaltına sokulmak
istenen, on yedi yıldır yapmak istediğiniz, kadını eve
kapatıp sadece eşine hizmetkârlık eden bir kadın profili
çizmek. Artık bırakın kadınlarla uğraşmayı.
Devlet kurumları, kadınların daha
çağdaşlaşması, sosyalleşmesi ve üretime katkı
sunması için projeler üreteceği yerde bilinçaltına hitap eden bu
tür videolar çekip bunu da utanmadan sosyal medyada yayınlıyorlar; bu
da hepimizi derinden üzüyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Sadece üzülüyoruz çünkü şaşırmıyoruz, her şeyi
bekliyoruz artık.
Şimdi size Mustafa Kemal Atatürkün bir sözünü
hatırlatmak istiyorum: Dünyada hiçbir milletin kadını Ben
Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi
kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek
verdim. diyemez. demiş. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, on yedi yılın sonunda
kadın-erkek eşitliği konusunda ne durumdayız diye
sorarsanız, ne acıdır ki Tanzanya ve Kenya gibi ülkelerle
aynı ligdeyiz. Şimdi, Türk kadınını kurtuluşun ve
zaferin bir parçası olarak gören bir önder tarafından kurulan Türkiye
Cumhuriyetinin kadın konusunda geldiği bu noktadan dolayı, ben,
bir cumhuriyet kadını, bir Anadolu kadını olarak
utanıyorum. Sizler, milletin vekili olarak utanıyor musunuz?
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Sen utan.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Ödeme ve Menkul Kıymet
Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8inci maddesinin (1)inci fıkrasında
yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Erel Yasin
Öztürk İmam Hüseyin
Filiz
Aksaray Denizli Gaziantep
Bedri
Yaşar Feridun
Bahşi
Samsun Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Antalya
Milletvekilimiz Sayın Feridun Bahşi. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 8inci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Acı bir trafik kazasında
hayatlarını kaybeden İYİ PARTİ Yozgat İl
Başkanı Seyfi Bayrak ve İl Başkan Yardımcısı
Ahmet Şükrü Karabacakı rahmetle anıyorum. Ruhları şad
olsun. Yakınlarının, sevenlerinin ve İYİ PARTİ
camiasının başı sağ olsun.
Yine, bugün, Ankara Adliyesinde çok farklı bir
dava vardı. Şehit anası, Şehit Anaları Derneği
Başkanı Pakize Akbaba Cumhurbaşkanına hakaret
suçlamasıyla hâkim önüne çıkarıldı. Duruşmaya Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşener ve bizler de
katıldık.
Bugün, sarayda oturanlar bu ülke için
canını, canının yarısını toprağa
vermiş bir anayı sanık olarak hâkim karşısına
çıkardılar. Yüreğimiz sızladı. Pakize Anamız
şehidimizin anası, bu ülkenin değeri ve gururudur. Başta
Pakize Anamız olmak üzere tüm şehitlerimizin emanetleri olan
analarımızın her zaman yanındayız, yanında
olacağız.
Değerli milletvekilleri, ağır ekonomik
kriz devam etmektedir. Krizin yansımaları ise yine çok ağır
şekilde devam etmektedir. En son, İstanbulda yaşları 48
ila 62 arasında değişen 4 kardeş ödeyemedikleri borçlar
sebebiyle bunalıma girmiş ve intihar etmişlerdir.
Sağlık sorunlarıyla birlikte ağır depresyonları
olan ve ödeyemedikleri yüksek miktarda borçları olan 4 kardeştir
bunlar. Tüm kayıtlar tarandığı hâlde sosyal yardım
talebinde bulunmadıkları anlaşılmıştır.
Merhumlara rahmet diliyorum, ruhları şad olsun. Yoksullar konusunda
gerekli tedbirler alınmazsa korkarım bu tür olaylar yaşanmaya
devam edecek.
Değerli milletvekilleri, bakınız,
sayın bakanların Yıl sonuna kadar zam yapılmayacak.
dedikleri konularda bile -elektrik, doğal gaz, benzin, köprü geçiş
ücretleri, Devlet Demiryolları ve posta pulu ücretlerine- birkaç gün
içinde yüzde 15-20 civarında zam geldi. Son bir yılda elektrik ve
doğal gaza toplam 5 kez zam yapıldı. Sadece bunlara yapılan
zamlar yüzde 50yi geçti. Dolayısıyla, zaten zor durumdaki
vatandaşları zamla, cezalarla yormaya devam ediyorsunuz.
Enflasyonu yüzde 8 açıklıyorsunuz ama
elektrik ve doğal gaza yüzde 50nin üzerinde zam yapıyorsunuz, trafik
cezalarına yüzde 22,58. Bütün bunların anlamı nedir? Bunu
açıklayacak bir yetkili var mıdır? Kime sorsanız bin ah
işitiyorsunuz. Hiç kimse sesini çıkarmıyor,
çıkaramıyor. Büyüyenler sadece iktidara sırtını
dayayan yandaşlar. Başarısız
politikalarınızın cezasını milletimiz çekmektedir.
Onların sesine birazcık kulak verin ne olur. Millet bu ekonomik
başarısızlıklarınızın faturasını
kendisine çıkarmanızdan artık bıktı, usandı.
Bugün Antalya Kumluca ilçesi Ziraat Odası eski
Başkanı Zeki Öztürk aradı, diyor ki: Sabah 500 kilo
patlıcan topladım. Önce hale götürdüm, zararına dahi alan yok.
Komşulara dağıttım ki ineklerine yedirsinler. Domates,
biber fiyatları ve alımı da hiç farklı değil.
Yanlış politikalar bizi bu hâle getirdi. Ne diyeyim ki?
Fakirlerin açlık
sınırlarını belirlediniz ama
yandaşlarınızın ve zenginlerinizin doyum
sınırlarını belirleyemediniz. Bizler milletvekili olarak,
memurun, işçinin, asgari ücretlilerin, esnafın, çiftçinin,
sanayicinin, hatta emeklilerimizin daha çok nasıl üretime katkı
sağlayacağını, nasıl kazanacağını,
millî gelire daha fazla nasıl katkısı olacağını,
bunları düşünmeli ve yoğunlaşmalıyız.
Değerli milletvekilleri, öncelikle temel vergi
politikası, harcayandan değil de kazanandan vergi toplamak
şeklinde değiştirilmelidir. Beyanname veren mükellef
sayısı artırılmalı ve böylece, bazı indirim ve
avantajlardan maaş kaynağından kesilen ücretliler de yararlandırılmalıdır.
Etkin ve tarafsız bir vergi denetimi uygulanmalı, kayıt
dışılığın önüne geçilmelidir. Hükûmet
yanlış politikalar sonucu oluşan bütçe
açığını, bu olumsuz süreçte hiçbir dahli olmayan fakir
fukaranın yediği ekmekten, içtiği sudan, sofradaki zeytin
peynirden çıkarmamalıdır. Bundan vazgeçilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifiyle her ne kadar ticareti
geliştirmeyi düşünseniz de yaptığınız eylemler
bunun tam tersini göstermektedir. Ticaretle uğraşan
yatırımcılarımız ve esnaflarımız
kâğıt üzerinde yapılan düzenlemelerden çok vergi indirimlerine
ve yatırım teşviklerine ihtiyaç duymaktadır. Özellikle
KOBİlerimiz borçlarının yapılandırılması
konusunda beklenti içerisindedir. Milyon dolarlık spor kulüplerinin ve
yandaş iş adamlarının batık şirketlerinin
borçlarını yapılandırma gücünüz varsa küçük
esnafımızın da borçlarını lütfen
yapılandırın.
Bu vesileyle, Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini
saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 8inci maddesinde bulunan isteği
ibaresinin talebi olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Habip
Eksik Semra
Güzel Mahmut Toğrul
Iğdır Diyarbakır Gaziantep
Erdal
Aydemir Ali
Kenanoğlu Rıdvan
Turan
Bingöl
İstanbul Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Iğdır Milletvekilimiz Sayın Habip Eksik. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Eksik.
HABİP EKSİK (Iğdır) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, saraydan gelen bu kanun teklifini
gördükten sonra, bir de Sayın Özgür Özelin yasamanın yasamayı
nasıl yapacağıyla ilgili deminki konuşmasını
dinledikten sonra, İstanbulda bir derneği ziyaret ederken bir
amcamızla aramızda geçen sohbeti aktarmak istiyorum. Derneği
ziyaret ederken Ali Haydar amca bana şu soruyu yöneltti, dedi ki:
Ankarada, Mecliste ne var ne yok? Şimdi, bu soru üzerine ben döndüm,
amcamıza şunu anlattım: Hepinizin malumudur, rivayet olunur ki
Hazreti Ali ile Muaviye arasında bir deve muhabbeti vardır, hikâyesi
vardır. Kûfeli bir adam bir gün devesini alır ve Şama ticarete
gider. Şamın pazarına ulaştıktan sonra bir
Şamlı gelir Bu deve benimdir. der. Kûfeli itiraz eder, Hayır,
bu deve benimdir; bak, dişidir, benim devemdir. der. Şamlı
Yok, bu deve erkektir ve benimdir. der. Bunun üzerine tartışma
büyür, halk toplanır ve olay Şamın o dönemki Valisi Muaviyeye
intikal eder ve Muaviyenin yanına varırlar. Şamlı der ki:
Ya Muaviye, bu deve erkektir ve benimdir. Kûfeli de der ki: Ya Muaviye,
görüyorsunuz, deve dişidir ve benimdir, yuları da benim elimdedir.
Muaviye dönüp halka doğru der ki: Deve erkektir ve
Şamlınındır. Kûfeli şaşırır, şoka
girer, der ki: Ya Muaviye, koskoca valisin, halkın hepsi de görüyor, bu
deve dişidir ve benimdir. Halka soralım. ve halka sorar, halk der
ki: Deve erkektir ve Şamlınındır. Kûfeli boynu bükük bir
şekilde oradan ayrılır, 30-40 metre ilerledikten sonra Muaviye
çağırır, Kûfeli gelir. Kûfeliye der ki: Git Aliye söyle,
Şamda Muaviyeye 10 bin kişi biat eder. Muaviyenin dişi deveye
erkek deve dedi diye buna itiraz etmeyen 10 bin adamı var ve
ayağını denk alsın. Şimdi, ondan sonra -tabii rivayet
olunur ki- Kûfeli gider, olayı Hazreti Aliye aktarır. Hazreti Ali
döner, der ki: Tabii, Muaviye bilmez ki bu dava, 3-5 inanan insanla
başlamış ve yine Muaviye bilmez ki o 10 bin kişi,
Muaviyenin o gücü elinden gittiği zaman Muaviyeye en çok isyan edenler
olacaktır.
Şimdi, ben de o amcamıza şunu
söyledim, dedim ki: Sevgili Ali Haydar amcam, maalesef, Ankarada, Mecliste,
sarayın gönderdiği her kanuna evet diyen, ateşkese
ateşkes diyemeyen, savaşa savaş diyemeyen...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Ne
savaşı ya!
HABİP EKSİK (Devamla) ...sarayın
her dediğine biat eden bir iktidar var maalesef. O da şunu söyledi,
dedi ki: Doğru, bu iktidar maalesef iradesini saraya ipotek etmiş.
Ama 90lı yıllarda evimizi barkımızı yıktılar,
köylerimizi yaktılar ve o iktidarlar bizi metropollere göç etmek zorunda
bıraktılar. Göç ettik, metropollere geldik fakat bize parmak sallayan
Ya bitecekler ya bitecekler. diyen o iktidarların hepsi siyasetin çöp
tenekesine gittiler.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bitecek olan PKK,
karıştırma; PKK bitecek, PKK.
HABİP EKSİK (Devamla) Eminiz, bu
iktidar da siyasetin çöp tenekesine gidecektir ve bu da yine bizim elimizden
olacaktır. dedi.
Burada tekrar dile getirmekte fayda var, ne
yaparsanız yapın, bütün belediyelerimize el koysanız da,
sarayın bütün dediklerine evet deseniz de HDP var olduğu sürece,
Kürt siyasal hareketi var olduğu sürece sizler siyasetin çöp tenekesine
gideceksiniz
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Sensin çöp
tenekesi.
HABİP EKSİK (Devamla)
ve bu
yaptığınız yanlışlardan dolayı da hepiniz
yargılanacaksınız. Buna hiç kimsenin şüphesi olmasın
arkadaşlar.
Teşekkür ediyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) Sayın
Başkanım, çok kısa bir
Tutanaklara geçmesi için
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara)
Konuşmacı, biraz önce, sanıyorum Tansu Çillerin konuşmasına
atıf yaptı Ya bitecekler, ya bitecekler. diye. Tansu Çiller
-hafızam beni yanıltmıyorsa- terörü kastetmişti.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Teröristleri
kastetti Hocam.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara)
Yapmış olduğu konuşmanın bağlamından, o
kastettiği teröristlerle, konuşmacı kendisi arasında biz
diyerek bir özdeşleşme yarattı. Yanlış
anladığımı düşünüyorum, kendisi de tashih ederse
yerinde olur çünkü maalesef, geçmişte de bugün de mücadele edilen kesim
teröristlerdir.
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul)
Doğru, üstlerine alınmaları normal.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Sayın
Başkanım, doğru.
BAŞKAN Bir saniye değerli
arkadaşlar, Grup Başkanınız konuşuyor.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Tahmin
ediyorum, kendilerinin de teröristlere karşı olmaları gerekir
çünkü meşru bir zeminde siyaset yürütüyorlar.
O bakımdan, böyle bir özdeşleşmeye
-tahmin ediyorum- itiraz eder diye düşünüyorum ve bir açıklama
bekliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 8inci maddesiyle 6493
sayılı Kanunun 12nci maddesine eklenen beşinci fıkrada
yer alan (h) bendinde ibaresinin (b) ve (h) bentlerinde şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Hüseyin Yayman
İstanbul İstanbul Hatay
Abdullah
Güler Selman
Özboyacı Habibe Öçal
İstanbul Konya Kahramanmaraş
Ceyda
Bölünmez Çankırı
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Uygun görüşle takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutalım?
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul)- Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Önergeyle maddenin ikinci fıkrasının
(h) bendinde belirtilen işlemler yanında, (b) bendinde düzenlenen
"ödeme işleminin, gönderen ya da alıcı namına mal veya
hizmet pazarlığına ya da alım satımına yetkili
olan ticari temsilci aracılığıyla yapılması
yönündeki işlemlerin de toplam büyüklük ve etki alanı
açısından Bankaca belirlenecek seviyeye ulaşması durumunda,
bu Kanun kapsamında ödeme hizmeti olarak değerlendirilebilmesi mümkün
kılınmaktadır.
Uygulamada özellikle elektronik ortamda
gerçekleşen bazı ödeme işlemlerinin gönderen ya da
alıcı namına mal veya hizmet pazarlığına ya da
alım satımına yetkili olan ticari temsilci
aracılığıyla yapılması uygulamasının
tercih edilebildiği ve bu tür işlemlerin etki alanı açısından
önemli seviyelere ulaşabildiği görülmektedir.
Bu kapsamda, gelecekte bu tür işlemleri ödeme
hizmeti kapsamında değerlendirme ihtiyacı doğması
durumunda bu tür bir adımın atılması aşamasında
herhangi bir hukuki duraksamaya neden olmamak üzere önerge verilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 8inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
8inci
madde kabul edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, 9uncu maddede 2
önerge bulunmaktadır. Önergeleri aykırılık
sırasına göre okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 9uncu maddesinde bulunan yer alan
ibaresinin bulunan olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Semra
Güzel Mahmut
Toğrul Erdal Aydemir
Diyarbakır
Gaziantep Bingöl
Ali
Kenanoğlu Rıdvan
Turan
İstanbul
Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerine söz isteyen,
Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Semra Güzel. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Güzel.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün görüşülen kanun
teklifinin 9uncu maddesi Merkez Bankasına, ödeme hizmeti başlatma ve
hesap bilgisi sağlama faaliyetleri kapsamında, başka bir ödeme
hizmeti sağlayıcısıyla paylaşılmasına
ilişkin usul ve esası belirleme yetkisi vermektedir. Bu şekilde
borç ödeme takvimi sürekli ertelenerek kriz görünmez kılınmaya
çalışılmaktadır. Bu noktada bu teklifteki ödeme
sistemlerinin Merkez Bankası tarafından denetlenmesi isteği
aslında borç yönetimiyle krizi yönetmeye çalışmaktır. Bu,
bir süre daha halkın karşısına Ekonomimiz iyi.
masallarıyla çıkmanın bir başka yoludur.
Değerli milletvekilleri, bu kürsüden ülkenin
ahvali iktidar tarafından her şey güllük
gülistanlıkmış gibi anlatılıyor. Ekonomik güç,
kadının özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, her şey çok
yolunda ama biz kadınlara emekçiye, Kürte bunlar birer masalmış
gibi geliyor.
Ben sizlere gerçek bir hikâye anlatacağım.
Bundan yaklaşık elli yıl önce Uruguayda Tupamaros isimli bir
solcu grup kurulur. 1970lerde askerî darbeyle bu örgütün 3 militanı
tutsak edilir ve on iki yıl boyunca mahkemeye çıkarılmadan,
mağara benzeri yerlerde askerî himayede özgürlüklerinden alıkonulur
ve ağır işkenceye maruz kalırlar. Hiçbir şekilde
görüşmecileri olamaz, kitap ve kıyafetleri olmaz. Darbeci
komutanlardan biri, tutsaklardan birine bir gün şöyle söyler: Burada
siyasi bir tutsak değil birer rehinesiniz, buna göre muamele
göreceksiniz. Bu söylediği kişi 2009 yılında Uruguay
Devlet Başkanlığına seçilen Sayın Jose
Mujicadır.
Değerli milletvekilleri, bunu anlatmak istedim
çünkü o dönem bu askerî darbeyi yapanlar devlet aygıtlarıyla, darbe
hukukuyla bütün toplumun üzerinden birer panzer gibi geçtiler. Şimdi de
aynısı bizlere yaşatılmaya çalışılıyor.
Önceki dönem milletvekillerimizin ve eş genel
başkanlarımızın rehin alınmasının üzerinden
üç yıl geçti. Siyasi temsilcilerimiz ve parti yöneticilerimiz
gözaltına alınmaya ve tutuklanmaya devam ediyor. Haklarında bir
mahkeme tahliye kararı verirken jet hızıyla bir diğer
mahkeme Tutukluluğuna devam. diyor. 4 Kasım siyasi darbesinin
yıl dönümünde bunu canlı canlı yaşamaya devam ediyoruz.
Bu süreç içerisinde bizleri hem
şaşırtan ama aslında bu sistemin erkek egemenliğini
göz önüne aldığımız zaman pek de
şaşırtmaması gereken bir diğer konu eş
başkanlık sistemimiz. Bugün rehin olanların neredeyse
yarısından fazlası kadın arkadaşlarımız.
Bizler kadın özgürlüğü için her mekanizmamıza yüzde 50
kotasını uygularken iktidar bu kotanın çok daha üstünü
tutuklarken uyguluyor. Şu anda eş başkanlık kayyum
atamalarına gerekçe yapılıyor. Neymiş? Anayasada
yokmuş. E, getirelim o zaman. Siyasi Partiler Kanununda eş başkanlık
bu Meclisten geçti. Parti olarak eş genel başkanlık düzeyinde
bir sistem şu anda yasal. Madem kadın özgürlüğü diyoruz,
cinsiyet eşitliği diyoruz, yasalaştıralım o zaman,
toplumun bütün mekanizmalarına uygulayalım bunu. Tabii, sorun sadece
buysa. Ama eğer sorun sadece bu değilse sizi rahatsız eden ne?
Kadınların siyasi temsilci olmasından mı, belediye eş
başkanı olmasından mı, özne olmasından mı
rahatsızsınız?
Değerli milletvekilleri, eş
başkanlık nedir biliyor musunuz? Herhangi bir kurum veya kuruluşta
kültürden sanata, siyasetten yerel yönetime kadar yaşamın her
alanında tüm karar ve planlama süreçlerinde kadın ve erkek
eşitliğinin sağlanmasıdır. Eş
Başkanlık, cinsiyet eşitliğine dayanan bir toplumsal
modeldir. Maalesef ki ülkemizde karar mercilerinin ve toplumsal
yapıların yüzde 90ında erkeklerin söz sahibi olduğu bir
sistem var. Mecliste bile bu böyle. Bu devlet başta Medeni Yasa olmak
üzere İstanbul Sözleşmesine, CEDAW Sözleşmesine, Meclis
bünyesinde çalışmalarını yürüttüğü kalkınma
grubunun feyz aldığı Kahire Sözleşmesine üye ve bu
sözleşmeler diyor ki: Kadınların güçlendirilmesi için, taraf
olan devletler toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele etmek,
sosyal mekanizmalar geliştirmek zorundadır. Devletin teşvik
edip uygulaması için politikalar üretmesi gereken konuları biz
kadınlar yapıyoruz ama önümüzdeki en büyük engel yine devletin
kendisi oluyor. Uluslararası sözleşmelere, taraf olduğunuz
sözleşmelere uymayarak suç işliyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, yaşanabilir bir
ülke ancak kadın-erkek eşitliğinin sağlanabildiği bir
ülkedir. Tarihin en onurlu sayfalarında yer alacak ve çoğu eş
başkan olan tutsak siyasetçilerimiz toplumsal cinsiyet eşitliği
mücadelesi veren arkadaşlarımızdır. Uruguaydaki askerî
darbeyi yapanları ve işkence uygulayanların ismini burada
şu an kimse bilmiyor ama Jose Mujica bütün dünyanın parmakla
gösterdiği, mütevazı yaşamıyla örnek olan ve insan
haklarına saygılı bir lider olarak tarih sayfalarında
çoktan yerini aldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
SEMRA GÜZEL (Devamla) Hakikat ne cezaevi
duvarlarına ne işkence odalarına ne de siyasi ve askerî darbe
hukukuna boyun eğmez. Tarih bunu er ya da geç gösterecek.
Jose Mujicanın hayatını anlatan
Saraysız Başkan kitabını herkese tavsiye ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 9uncu maddesinde geçen eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Bülent
Kuşoğlu Sevda
Erdan Kılıç Emine
Gülizar Emecan
Ankara İzmir İstanbul
Lale
Karabıyık Cengiz
Gökçel Orhan Sümer
Bursa Mersin Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mersin
Milletvekilimiz Sayın Cengiz Gökçel. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Gökçel.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizlere buradan Mersinin
talihsizliğini ve AKP tarafından uğradığı
haksızlığı anlatmak istiyorum.
Mersin kamu yararına olan
yatırımları alamaz hâle geldi. Mersinliler olarak yılda 14
milyar liranın üstünde vergi ödüyoruz ama yatırım yapmaya
gelince sadece 500 milyon liralık kamu yatırımı
yapılmış. Bu adaletsizlik değil mi? Bunu yüce Meclise,
sizlere soruyorum.
Mersin bunu hak ediyor mu, elinizi
vicdanınıza koyun ve bir düşünün. Çeşmeli-Taşucu
Otobanı, Antalya yolu, havalimanı, Kazanlı turizm bölgesi,
Pamukluk Barajı ve konteyner aktarma limanı; bu
saydıklarımın hepsi iktidarın Mersine söz verdiği
projeler. Hangisi bitirildi, hemşehrilerimin hizmetine sunuldu derseniz,
hiçbiri. Yani ses var, görüntü yok. Ancak Allah kimseyi
hastalandırmasın, zaten hastaneye ulaşmak için de
vatandaşlar binbir çile çekiyor, uyguladığınız
sağlık politikalarının ne hâle geldiği de ortada.
Ancak söz konusu halk sağlığını hiçe sayan, çevreyi
kirletecek, Mersini yaşanmaz hâle getirecek olan projeler olunca ses de
var, görüntü de var. Bir Mersinli olarak merak ediyorum, 321 kilometre
sahiliyle cennetten bir köşe olan, tarihi ve kültürüyle St. Paulün
doğduğu şehir olan Mersine bu kadar zarar vermeyi AKP olarak
nasıl içinize sindiriyorsunuz? (CHP sıralarından
alkışlar)
Geçen hafta bu kürsüden, Mersin Marinada
Bakanlık eliyle işleticiye sağlanan haksız kazancı
dile getirmiştim. Biz Mersinliler olarak marinanın yat limanı
olmaktan çıkartılıp alışveriş merkezi
olmasına hâlâ bir anlam vermiş değiliz. Şimdi, yeni
sorunumuz, Akdeniz ilçemizin ve Mersinin kalbine hançer sokacak polipropilen
tesisi yani plastik ham maddesi üretecek bir tesis.
Değerli arkadaşlar, bu tesis plastik ham
maddesi üreteceği için çevreye ve insan sağlığına çok
büyük zararı olacak bir tesis. Şehrin kalbine bu üretimi yapacak
tesisi reva görenlere inşallah Mersinliler de zamanı geldiğinde
gereken cevabı verecekler.
Yine, Bakanlık, kitabına uydurarak,
hukukun arkasından dolanarak 550 dönümlük bir araziyi özel endüstri
bölgesi ilan etmeye çalışıyor. Buradaki işleticinin
ayrıcalığı ne? Bunu yüce Türk milletine ve yüce
Meclisimizdeki parlamenterlere soruyorum: Binlerce insanın
yaşadığı, Akdenizin incisi Mersinimize yıllık
500 ton üretim kapasiteli bir zehir fabrikası nasıl yapılabilir?
Halk sağlığını hiçe sayıyorsunuz, çevrenin
kirletilmesine göz yumuyorsunuz. Hazine arazisini ayrıcalıklı
şirketlere peşkeş çekiyorsunuz. Mersinin yaşanılmaz
bir yer olmasına olanak tanıyorsunuz. Şehrimizin ekonomik
gelişmesine büyük katkısı olacak konteyner limanının
yerine plastik fabrikası kurulması için Mersinin kalbinden 550 dönüm
araziyi söküp alıyorsunuz.
Arkadaşlar, mesele sadece polipropilen
tesisiyle sınırlı değil. Karaduvar ile serbest bölge
arasında bulunan bu değerli yer özel endüstri bölgesi ilan edilirse
gübre fabrikasının kenti zehirleyen 23 bin ton kapasiteli amonyak
depolama tesisi de büyütülecek, daha çok üretim için daha çok azot depolanacak.
Mersin âdeta bir saatli bombanın üzerine oturacak. Bu şehrin kalbine
böyle bir tesisin kurulmasına hangi gerekçeyle olur verilir? Bu, Mersine
yapılacak en büyük ihanettir.
Değerli arkadaşlar, bu yılın
Temmuz ayında On Birinci Kalkınma Planını görüştük.
Konteyner aktarma limanıyla ilgili tartışma yaşandı
çünkü 10uncu Kalkınma Planında açıkça Mersine
yapılacağı yer alan bu konteyner limanı 11inci
Kalkınma Planında yer almıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Gökçel.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Doğu Akdenize
yapılacak liman yazılarak Mersinden kaçırılıyor.
Değerli arkadaşlar, bir kentin
gelişmesi için o kente kamunun yapacağı yatırımlar çok
önemli. Evet, ülkemizin dünyaya açılan en yakın ve en kârlı
deniz ulaşımının yapıldığı yer Mersin
Limanı, Çukurova bölgesi.
Değerli arkadaşlar, siz 10uncu
Kalkınma Planında bunu görüp 10uncu Kalkınma Planına
işleyip daha sonra bir polipropilen tesisi için, sizin
yandaşınız olan bir şirketin menfaati için Mersinin, Çukurovanın,
ülkemizin çıkarlarına nasıl dur dersiniz? Bunu yüce Meclisin
şahsında bütün Türkiyeye soruyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Bu
haksızlığı yapanlardan da elbet hesap
sorulacağının bilinmesini istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
9uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
9uncu madde kabul edilmiştir.
Değerli arkadaşlar, 10uncu maddeyi
görüştükten sonra -üç konuşmacımız var- 60a göre söz
taleplerini karşılayacağım, arkadaşlar lütfen salonda
olsun.
10uncu madde üzerinde 3 önerge bulunmaktadır;
önergeleri aykırılık sırasına göre okutup işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 10uncu maddesinde geçen ibaresi kelimelerinin ifadesi
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bülent
Kuşoğlu Emine
Gülizar Emecan Lale
Karabıyık
Ankara İstanbul Bursa
Orhan
Sümer Sevda Erdan
Kılıç Suzan
Şahin
Adana İzmir Hatay
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hatay
Milletvekilimiz Sayın Suzan Şahin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Sayın Başkan,
değerli üyeler; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
2-8 Kasım tarihleri arası Lösemili
Çocuklar Haftasıdır ve kapsamda LÖSEV öncülüğünde Yaşama
el ver. konulu etkinliklerle farkındalık yaratma adına
çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu nedenle LÖSEVin
kampanya sloganı olan Maskemi takarım, farkındalık
yaratırım. diyerek sözlerime başlamak istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın üyeler, halk arasında kan kanseri
olarak bilinen, çocukluk çağı kanserleri arasında ilk
sırada yer alan lösemide son yıllarda artış
yaşanmaktadır. Türkiye'de her yıl yaklaşık 4.250 yeni
akut lösemi vakası görülmesi söz konusudur. Bunun yanında,
hastanelerimizde, bin kişiye düşen yatak sayısı OECD
ülkelerinde ortalama yüzde 4,2yken ülkemizde bu oran yüzde 2,4te kalmaktadır.
LÖSEV tarafından Avrupanın ilk, Türkiye'nin en donanımlı
LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi 2016 yılında
tamamlanmış ve Sağlık Bakanlığı
tarafından 400 yataklı olmasına rağmen sadece 75 yatak için
ruhsatlandırılmış, bu nedenle de yüzde 20 kapasiteyle
çalışmaktadır. Hastanedeki 10 ameliyathanenin ise sadece 3ü
kullanılmakta, 7 ameliyathane çürümeye terkedilmiş durumdadır.
LÖSEV milyonlarca lira yatırımla binden fazla kişiye iş
imkânı, on binlerce hastaya şifa sağlayacakken tam ruhsatı
alamamaktadır. AKP Hükûmeti sırf yabancı diye bazı
firmalara kapıları sonuna kadar açarken, yerli ve millî bir hastaneye
ısrarla ruhsat vermemektedir.
LÖSANTE Hastanesi yüz binlerce duyarlı
vatandaşımızın topladığı
bağışlarla inşa edilmiş, iskân ve işletme
ruhsatını almış, tıbbi araçlarının
tamamı en yeni teknolojiye hâkim, çağın şartlarına
uygun ve yeterli kapasitede faaliyete hazır tam teşekküllü bir
hastanedir. Sağlık Bakanlığı diğer özel
hastanelere haksızlık yapılacağını belirten
trajikomik bir açıklamayla 400 yatak kapasiteli hastaneye Sen 75 yatakla
hizmet verebilirsin. demiştir. Türkiyede birçok hastanenin en büyük
sorunu yatak kapasitesidir. Her gün sizleri kaç kişi arayarak hastane
konusunda yardım talep ediyor?
Sayın üyeler, bir düşünün, kanser
hastalıklarındaki ciddi artış yatak ihtiyacını da
beraberinde getirmektedir. Hastalar aylarca randevu ve yatak sırası
beklemek durumunda kalmaktadır ki bir kanser hastası için
bırakın aylarca beklemeyi, bir saatin bile büyük önemi vardır.
Hastanelerin yatak kapasitesi sorununu aşmak üzere planlanan hastanelere
ise Hükûmet maalesef izin vermemektedir. Neymiş efendim, diğer
hastanelere haksızlık olurmuş. Konuyla ilgili olarak LÖSEV
tarafından Sağlık Bakanlığına yapılan
başvurulara verilen 30 Ocak 2019 tarihli yanıtta, hastanenin özel
hastane hükümlerine tabi olduğu, tüm sağlık hizmetlerinin bir
kamu hastanesi gibi hiçbir ilave ücret almaksızın sunulması
taahhüt edildiği takdirde taleplerinin yeniden
değerlendirileceği yanıtı verilmiştir. Bu taahhüt
kabul edilmesine rağmen ve zaten tüzüğünde ücretsiz olduğu
yazılıyken LÖSANTEnin tam kapasite olarak kullanılamaması
umutla bekleyen birçok çocuğun ve hastanın tedaviye erişimini
zorlaştırmaktadır.
Sayın üyeler, onca kanserli çocuk tedavi
beklerken, ülkenin en kapsamlı ve son teknolojiyle hizmet vermeye
hazır hastanesine ruhsat vermemek lösemi hastalarını ölüme terk
etmek değil de nedir? (CHP sıralarından alkışlar) Bu
vicdansızlığın sorumluları kimlerdir? Tedavi bekleyen
ve anlamsızca tedavisi geciken çocukların sorunlarını çözmek
ve duyarlı vatandaşlarımızın mütevazı
katkılarıyla inşa edilen bu hastanenin tam kapasiteyle
çalışmasını sağlamak amacıyla CHP Grubunun
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi, iki gün
önce, bu Mecliste, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Hiçbir siyasi amaç
gütmeyen, lösemi hastası çocukların tedavisi için
attığımız bu adımı toplumun vicdanını
sızlatan bir kararla reddeden vekilleri Allah'a ve yüce milletimize havale
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli üyeler, Sayıştay
raporlarıyla tespit edilen onlarca zarara, şaibeye, yolsuzluğa,
hukuksuzluğa ve kamu zararına rağmen korumakta olduğunuz;
tüm zararları görerek, bilerek kabul ettiğiniz ve külfetini
milletimizin sırtına yüklediğiniz şehir hastanelerine
gösterdiğiniz özveri ve ilginin milyonda birini lösemili çocuklar için
gösterin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Şahin.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Kanserli
çocukların derdine derman olacak bu hastaneye ruhsat vermeniz için
hastanenin adı illa LÖSANTE şehir hastanesi mi olmak zorunda? O
zaman mı hoşunuza gidecek de ruhsat vermeme politikanızdan
vazgeçeceksiniz? (CHP sıralarından alkışlar)
Ruhsat vermeyerek her gün tedavi edilmeyi bekleyen
onlarca kanser hastasının hayatını tehlikeye atmaktan
vazgeçin. Gelin, 5 parti grubu el ele bu sorunu çözelim. Bugüne kadar birçok
kişiye umut olmuş ve yetkililerin gösteremediği hassasiyeti
içtenlikle göstermiş olan LÖSANTEnin saçma sapan sebeplerden dolayı
bürokrasi engeline takılıp ruhsat alamamasına son verelim.
Gelin, bu anlamsız inattan vazgeçip kanserli çocuklara el uzatalım.
Ümit ediyoruz ki Bakanlık yetkilileri vicdanının sesini dinler
ve hastaneye hakkı olan ruhsatı verir; çocuklar güler, kanser
ağlar. Şehit anası Pakize anayı mahkemeye
vereceğinize, gelin, hayırlı bir iş yapın; LÖSANTE can
verecek, yeter ki siz ruhsat verin.
Saygılarımla. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Buyurun Sayın Bülbül.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
39.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Hatay Miletvekili Suzan
Şahinin 117 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasında
Milliyetçi Hareket Partisinin hayır oylarıyla LÖSANTE Hastanesine
ilişkin araştırma önergesinin reddedildiğini ifade
ettiğine ve özür dilemesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, hatip konuşmasında Milliyetçi Hareket Partisinin
hayır oylarıyla LÖSANTE Hastanesine ilişkin vermiş oldukları
araştırma önergesinin reddedildiğini ifade etmiştir.
Şimdi, ben kendisinden hayır oyu verdiğimize dair elinde ne
tür bir delil var, Meclise sunmasını istiyorum, Genel Kurula da.
Sunamadığı takdirde de Milliyetçi Hareket Partisi Grubundan özür
dilemesini istiyorum hemen, lütfen.
BAŞKAN Sayın Muş
40.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, LÖSANTE Hastanesiyle ilgili
sorunun cari mevzuatımız ile LÖSANTE Hastanesinin fiziki durumu
arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklandığına ve
meselenin takipçisi olacaklarına ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, bu hafta başında bu meseleyle alakalı bir
araştırma önergesi verilmişti. Orada da ifade ettik, bir konunun
aydınlığa kavuşturulması gerekiyor. Biliyorsunuz,
hastane inşaatı yapacağınız zaman bir, belediyeden
izin alıyorsunuz, bir de Sağlık Bakanlığından
yapacağınız kapasiteye uygun şekilde izin alıyorsunuz.
Bu hastanenin izni 75 yatak kapasitesi yani Sağlık Bakanlığına
yapılan müracaatta ortaya konan, düzenlenen ruhsat 75 yatakla
sınırlı. Daha sonra hastane defakto bir durum oluşturarak
400 yatak kapasitesine çıkartıyor, 400 yatak kapasiteli bir hastane
yapılıyor.
Şimdi, cari mevzuatımız ile
hastanenin fiziki durumu arasında bir uyuşmazlık var. Biz o gün
araştırma önergesi verildiği zaman da bu, Meclisin
araştırmasıyla alakalı bir şey değil, idari bir
mesele
Dolayısıyla bununla alakalı biz de meseleyi takip
edeceğiz ama olayın böyle bir boyutu var. Yani hastane
yapılıyorken 400 almış olsa, 400 yapacaktı; 75
alıp 400 yaptığı için sorun var ortada.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Siz de bu konuda zaten takipçisi
olacağınızı ifade etmiştiniz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, bu, şu an sosyal medyada beddualarla dönen bir
meseledir, anlatabiliyor muyum? Dünden bugüne kadar
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Ne oy
verdiğinizi siz açıklayın o zaman.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yok, Hayır
oyu verdin. diye iddia eden, iddiasını ispatla mükelleftir.
Hukukçusunuz.
Dolayısıyla, ne oy verdiğimizi
söyleyecekler. Eğer öyle değilse, Milliyetçi Hareket Partisi olarak
da bir özrü hak ediyoruz herhâlde!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Siz söyleyin, biz düzeltelim.
Siz çekimser oy mu verdiniz?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Niye? Beraber
değil miydiniz efendim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet verdiniz mi?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ben niye
söyleyeceğim? Siz söyleyin. Hayır iddiasında bulunan sizsiniz.
Eğer değilse, özür dilemeye davet ediyorum.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
kayıtlar zaten bellidir.
Sayın Özel, bir açıklama mı
yapacaksınız bu konuda?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi, ısrarla
vekilimizden açıklama istediği için
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Çok
ağır bir şekilde dile getirdiği için söylüyorum.
BAŞKAN Açıklamayı siz mi
yapacaksınız Sayın Özel?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
41.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şimdi, salı günü çok nazik bir konuyu görüştük. Lösemili
çocuklar geldiler, grubumuzda bulundular, bütün grupları ziyaret ettiler
ve sorunlarını anlattılar. Sonra da Sayın Tekin Bingöl
araştırma önergesinde konuştu. Geçmişte Sayın Devlet
Bahçelinin konuya hassasiyet gösterdiğiyle ilgili elimizde bilgiler,
belgeler de vardı. Sayın Bahçelinin mevcut durumunun nezaketine de
dikkat ederek onu oradan dile getirmedik ama MHP Grubuyla da
paylaştık çünkü geçmişte bu konuda verilmiş çok ciddi bir
destek var ve bence kıymetli bir destek LÖSANTE Hastanesine veya LÖSEVe
verilmiş destek. Ama bunu biz siyaset konusu, siyasette polemik konusu
yapıp Böyle diyordunuz, hadi evet oyu verin. falan demedik Sayın
Bahçelinin de, meselenin de çok hassas bir süreçte olmasından dolayı
ve öyle geçti. Milliyetçi Hareket Partisi kendisinin kanun teklifi olduğu
konularda bile AKPyle birlikte hayır oyu verdiği için, Sayın
Vekil -ben şimdi kendisiyle de istişare ettim- kabul
edilmediğine göre MHPnin de hayır oyu verdiğini
düşünüyor.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Düşünüyor
mu, tespit midir?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama ben MHPnin de
verdiği oyları takip ediyorum ve çekimser kaldılar o oylamada.
Eğer evet oyu verdilerse söylesinler, ben çekimser
kaldıklarını gördüm, gözlemledim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Efendim, iddia
sahibisiniz, iddianızı niye açıklığa
kavuşturmuyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şunu söyleyelim mi?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Söyleyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben sizin çekimser oy
kullandığınızı gördüm.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Açabilir misiniz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayalım ama.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Normal şartlarda, genel
tutumunuz gereği evet oyu vermeniz gerekirdi, bu konuda daha önce
yaptığınız birçok açıklama var ama siz, EYTye de
kanun teklifi verip oylama sırasında hayır oyu veren, evet
oyu veren Grup Başkan Vekilini de görevinden azleden bir partisiniz. Bunu
duymak istiyorsanız bunu söyleyeyim o zaman size, böyle
yaptınız. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Hemen cevap
vereyim sana.
Sayın Başkan
BAŞKAN Söz vereceğim.
Değerli arkadaşlar, konu aslında
basit, çok da fazla sağa sola çekilecek bir konu değil yani zaten
tutanaklar da ortadadır. Bunu bir polemik konusu hâline getirmeyelim.
Buyurun Sayın Bülbül.
42.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Hatay Miletvekili Suzan
Şahinin 117 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki ifadelerinden dolayı özür dilemesini talep
ettiklerine, LÖSANTE Hastanesiyle ilgili meselenin hâlli için iyi niyetli
çalışmalara dâhil olduklarına fakat araştırma
önergelerinin toplumu ilgilendiren hassas meselelerde siyasi malzeme hâline
getirildiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Efendim, düzeltilsin
ve özür dilensin istiyorum. Bu, bu kadar
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne özrü ya!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Niye özür
dilemeyeceksiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet oyu mu vermişsin?
Ne özrü?
BAŞKAN - Sayın Bülbül, Sayın Özel
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Tutanakları
getirin hayır oyu verenlerle ilgili olarak ne söylediği ortada. Ben
bunlar söylendikten sonra, eğer hayır oyu verdiysem her şeye
razıyım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne oyu verdiğini de
söyle!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ama eğer
hayır oyu vermediysem gereğini yapın. Şimdi, kalkıp
da
Ben Cumhuriyet Halk Partisinin LÖSANTEyle ilgili araştırma
önergesine evet veya hayır oyu vermek mecburiyetinde değilim.
Milliyetçi Hareket Partisinin bu konudaki tavrını bu araştırma
önergesinin sahibi olan Sayın Tekin Bingöl gayet yakından
bilmektedir. Dün bu noktada elimizden gelen temasları kurduk, bu meselenin
halli için iyi niyetli çalışmaların içerisine dâhil olduk. Fakat
daha öncesinden ifade ettiğimiz gibi, araştırma önergelerinin
Türkiyede bazı meselelerde, toplumu ilgilendiren hassas meselelerde
farklı bir siyasi malzeme hâline getirildiğini gördüğümüz bir
ahvalde ve bizzat kendi bu teklifi veren partilerin kendi tekliflerinin
arkasında on kişilik oylarla durduğu bir ahvalde, kalkıp
milletin içerisinde Bu cambaza bak. oyununun içerisine MHPnin dâhil
olmayacağını baştan şerh etmiş
bulunmaktayız.
Genel Başkanımız ifade etmiştir,
demiştir ki: Bu verilen araştırma önergeleri bizim için yok
hükmündedir. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi kendi gündemine hâkimdir.
Fakat LÖSANTE meselesinde ve lösemili çocuklarla alakalı olarak böyle bir
duygu sömürüsü noktasında Milliyetçi Hareket Partisine bühtanda
bulunulmasına, iftira atılmasına karşı olduğumuzu
dile getiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ve bu noktada
hayır oyu verdiysek ispat edin, eğer vermediysek de özür dileyin
diyorum, başka bir şey söylemiyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Konu
anlaşılmıştır.
Diğer önergeyi okutuyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan
Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Müsaadenizle biz de herhâlde
bu kadar sözün üstüne iki cümle söyleyelim.
BAŞKAN Sayın Özel, kapatalım
artık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tamam, kapatalım.
BAŞKAN - Yani Sayın Grup Başkan
Vekili oylamada hayır oyu vermediklerini ifade ediyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Verebiliriz de ya
Bu
haksızlık yapılmasın artık ya!
BAŞKAN Kayıtlar da bellidir. Bu
tartışma konusunu artık bitirelim.
Buyurun.
43.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Milliyetçi Hareket Partisinin lösemili
çocuklar için, EYTliler için getirecekleri önergelere Cumhuriyet Halk Partisi
olarak evet oyu vermeye hazır olduklarına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, ben
salı günü nasıl bir dikkat sarf ettiğimizin bizzat
tanığıyım. Tekin Bingöl de bu konuda çok hassas
davrandı. Ben zaten itiraz geldiği anda dedim ki:
Konuşacağım, geleceğim ve gerekli açıklamayı
yapacağım. Ama bu tutum, bu tavır doğru bir tavır
değil.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Konuşmayı okuyun, siyaset yapmayın!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Size o zaman şunu
söylerim: Getirin gelecek salı önergeyi, biz Milliyetçi Hareket Partisinin
önergesine, lösemili çocuklar için de, EYTliler için de evet oyu vermeye,
iki elimizi birden kaldırmaya hazırız. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Siyaset
yapmayın, doğruları söyleyin!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben bunu söylüyorum!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Doğrular
üzerinden siyaset yapın!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Doğrular üzerinden
yapıyoruz!
BAŞKAN Değerli arkadaşlar
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) 10 kişiyle
oylama yapıyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz vereceğiz oyu, biz
vereceğiz. Siz getirin, iki elle oylayalım.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, konu
önemli
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Lösemili
çocukların arkasında kaç kişiydiniz siz? Geçen
ayarlarınız bozuldu, kendi Genel Başkanınıza 46
kişi sahip çıktınız.
BAŞKAN Sayın Bülbül
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, git Allah aşkına
ya!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sen git Allah
aşkına!
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Millete şov
yapmaktan başka işiniz yok. İcraat yapın, icraat
yapın. 140 kişi gelin, sahip çıkın. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.16
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.32
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
İsmail OK (Balıkesir),
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
15inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
117 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ile 74 Milletvekilinin Ödeme ve Menkul
Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2272) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 117) (Devam)
BAŞKAN Komisyon yerinde.
10uncu madde üzerindeki önerge işlemlerinde
kalınmıştı.
Sıradaki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Ödeme ve Menkul Kıymet
Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 10uncu maddesinin birinci
fıkrasında yer alan değiştirilmiştir ibaresinin
yeniden düzenlenmesi şeklinde düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Erel Yasin
Öztürk Hasan
Subaşı
Aksaray Denizli Antalya
Feridun
Bahşi Bedri
Yaşar
Antalya Samsun
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Antalya
Milletvekilimiz Sayın Hasan Subaşı. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Subaşı.
HASAN SUBAŞI (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
117 sıra sayılı Yasa Teklifiyle
ilgili İYİ PARTİ Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimiz Sayın
Durmuş Yılmaz ve Sayın İsmail Tatlıoğlunun
ayrıntılı açıklamaları olmuştu. Bu nedenle,
teklif hakkında farklı bir açıklama gereği duymuyorum.
Su ürünleri yasa teklifi görüşmeleri
sırasında, Demre Kekova Koyu ile Kaş ilçemizdeki basınç
odası ihtiyacından ve zararlı göçmen balıklara
karşı alınacak tedbirlerden söz etmiştim. Zaman
darlığı nedeniyle Elmalı ilçemizde bulunan ulusal önemi
haiz, sulak alan olarak tescil edilen Avlan Gölünde su tutulması için
tedbirlerden söz edememiştim.
Sık sık kuraklık yaşanan
Elmalı ilçemiz esasen su zenginidir. Elmalı Ovası
Antalyanın en büyük ovalarından biridir. İlçede yer alan
Karagöl 1950li yıllarda muhacirlere iskân amacıyla tahsis
edilmişti. Ama Karagöl Elmalı Ovasında en düşük kotta yer
aldığı için kış aylarında göl oluşur, yaz
aylarına doğru göl çekildikçe kısmen tarım imkânı
bulunurdu. Bundan rahatsız olan çiftçiler yıllarca mücadele vererek
kurutma çalışması yapılması için dönemin Hükûmetine karar
aldırdılar. Hükûmet, Finikeye tünel açarak biriken suları
boşaltma yoluna gitmişti. Böylece 70li yıllarda Karagöl ve
dolayısıyla Avlan kurutulmuş oldu. Kuraklık nedeniyle
Avlanın çevresindeki sedir ormanlarında hastalık
başladı, tarımda kalite düştü ve gölün tekrar su
tutması için çalışmalar başladı. Ancak Elmalıda
taşkın koruma çalışmalarına devam edildiği için
Avlanda su tutmak mümkün olmuyor, yer altı suları çekiliyor ve
havzada kuraklık devam ediyor.
6 Haziran 2016 tarihinde ulusal önemi haiz sulak
alan olarak tescil edilen Avlanda doğal hayat dengesi bozulmuştur.
100 milyon metreküpün üzerinde su altı ay süreyle düdenler
vasıtasıyla yer altına deşarj edilmektedir gölleri kurutma
adına. Oysa bu suyun yarısıyla Avlan Gölünün beslenmesi mümkün
olabilir ve Elmalı Ovasındaki yüz binlerce dönüm tarım
alanı sulanabilir. İlk aşamada Avlanın su tutması
sağlanmalı, ikinci aşamada tarım alanlarının
sulanması için proje çalışmaları
yapılmalıdır.
6 Aralık 2018 tarihinde Tarım ve Orman
Bakanı Ekrem Pakdemirliye verdiğimiz soru önergemize henüz cevap
verilmedi. Önergede yer alan sorular şunlardı: Elmalıda
uygulanan su politikasının değiştirilmesi noktasında
yapılan ya da yapılması planlanan bir çalışmanız
var mıdır? Doğal hayatı ve çevreyi korumak amacıyla 6
Haziran 2016 tarihinde ulusal önemi haiz sulak alan olarak tescil edilen Avlan
Gölünün su tutması ve beslenmesi için
Bakanlığınızın yapılan ya da yapılması
planlanan çalışmaları var mıdır? Bu sorulara cevap
gelmedi ama bu soruları sürekli sormaya devam edeceğiz. Böyle bir su
israfı her gelişmiş ülkede insanlık suçu sayılır.
Geçtiğimiz aylarda Avlanın su
tutması için Elmalı Belediye Başkanımız Halil Öztürk,
Kaymakamımız Fatih Ahmet Kurt, DSİ ve Millî Parklar
yöneticilerinin yaptıkları çalışmalar sonucunda, yer
altına deşarj edilen suların mevcut kanal yoluyla Avlana
ulaşması için proje geliştirildi. Ancak projenin, DSİ Genel
Müdürlüğü ya da Millî Parklar Genel Müdürlüğü tarafından mı
yapılacağı konusunda görüş ayrılığı
bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Taşkın
koruma ve kurutma projelerini yapan ve uygulayan, kanal yoluyla Avlanın
beslenmesi için projeyi geliştiren DSİ olduğuna göre projenin
bence DSİ tarafından yapılması doğru
olanıdır. Ayrıca, Millî Parklar Genel Müdürlüğünün
tasfiyesi gündemde olduğuna göre, zaman kaybetmeden bu su israfına ve
çevre zararına son verilmelidir. Tarım ve Orman
Bakanlığı duyarlılık göstermeli, DSİ Genel
Müdürlüğüne gereken destek verilerek proje
başlatılmalıdır. Hemşehrilerimizin beklentisini
buradan Sayın Bakanlığa iletmek istedim.
Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesinde bulunan bahsi geçen
ibaresinin sözü geçen olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Semra
Güzel Mahmut
Toğrul Ali
Kenanoğlu
Diyarbakır Gaziantep İstanbul
Erdal
Aydemir Rıdvan
Turan
Bingöl Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT
KOÇER (Gaziantep) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Bingöl
Milletvekilimiz Sayın Erdal Aydemir. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Aydemir.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl)
(X)
(MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın Aydemir
Sayın
Aydemir, bir saniye
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Başkanım, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Devletin
resmî dili Türkçe.
ERDAL AYDEMİR (Devamla)
(X)
BAŞKAN Sayın Aydemir
Sayın
Aydemir, bir saniye
MUHAMMED LEVEND BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, müdahale edin.
ERDAL AYDEMİR (Devamla)
(X)
(MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın Aydemir
Sayın
Aydemir
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) Ne
anlatıyor bu?
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım,
bir saniye
Sayın Aydemir, lütfen, herkesin
anladığı ortak dilimizle konuşalım.
Buyurun
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
ben de çıkıp Arnavutça mı konuşayım? Ne
yapacağız? Böyle bir şey olur mu ya! Allah Allah! Provokasyonun
Allahı!
MUHAMMED LEVEND BÜLBÜL (Sakarya) Müdahale edin!
ERDAL AYDEMİR (Devamla)
(X)
BAŞKAN Sayın Aydemir
Sayın
Aydemir, lütfen
Sayın Aydemir, lütfen
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Terk ediyoruz Meclisi
Başkan. Ne bu ya! Hadi arkadaşlar! Böyle bir şey var mı ya!
(İYİ PARTİ milletvekillerinin Genel
Kurul salonunu terk etmesi)
MUHAMMED LEVEND BÜLBÜL (Sakarya) Burası Türk
milletinin Meclisi.
BAŞKAN Sayın Aydemir, lütfen
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda bütün parti
gruplarında Zaza -Dımılki, Kırdki konuşan-
milletvekillerimiz var, AKP Grubunda da var, CHP Grubunda da var, MHPnin tarihine
geçmiş, seçilmiş belediye reisleri de var.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) Burada da var, tarihte
değil, şimdi de var şimdi, var yani.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bunlar,
Dımılki, Kırdki, Zazaca konuşurlardı. O yüzden
buradaki Zazaca, Dımılki, Kırdki merhabalamam bu kadar tepkinize
sebep olmamalı.
MUHAMMED LEVEND BÜLBÜL (Sakarya) Merhabana
değil, konuşmanın devamına, konuşmanın
devamına.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Sayın Meclis,
ATV televizyonunda Müge Anlı diye bir sunucunun yapmış
olduğu programa canlı yayında Zazaca konuşan bir aile
katıldı. Maalesef ki merkez ve yandaş medyanın bu
temsilcisi âdeta Türkiye'de konuşulan bütün ana dilleri inkâr ve tekçi bir
zihniyetle naklen yayını, canlı yayını kesti. Burası
Birleşmiş Milletlerin halklar meclisi değil. diye tepkisini
ortaya koydu. Bu ülkede Zazacayı konuşan yaklaşık 4 ile 6
milyon kişi var. Dolayısıyla bu yapılan muameleye
karşı bu ülkede yaşayan bütün Zazalar infial hâlinde ve
yoğun bir tepki içerisindeler. Bundan dolayı, 2020nin bütçe
görüşmeleri yapılırken özellikle bu ülkede konuşulan ana
dillerini eğitim hakkı olarak benimseyen, talep eden ve isteyen bütün
kesimlerin bu taleplerini bırakalım karşılama yerine,
bırakalım onlara kaynak ayırma yerine, hiçbir şekilde bu
tekçi ve inkârcı bütçede yer almamıştır.
İşte, buradan bir kez daha ana dilimde
yapmış olduğum bu konuşma -tıpkı Müge
Anlının canlı yayında yaptığı gibi-
eğer Meclis tutanaklarına da bilinmeyen bir dil veya bilinmeyen x
dili olarak geçerse, hem Müge Anlıyı hem de eğer bu uygulama
yapılırsa buradan, bu kürsüden Meclis tutanaklarını veya
Meclis tutanaklarından sorumlu olan bütün herkesi kınamayı
Zazaca konuşan, Dımılki konuşan, Kırdki konuşan
bütün herkes adına kendimde bir hak olarak görüyorum.
Arkadaşlar, Zazalar, başta Bingöl Merkez,
Genç ilçesi, Solhan ilçesi, Elâzığ Palu, Dersim, Erzincan, Urfa
Siverek, Diyarbakırın kuzey ilçelerinin hemen hemen tümü, Kulp,
Lice, Hani, Piran, Ergani, Eğil, Çermik, yine Sivasın
aşağısından tutalım Erzincan
sınırlarına kadar yoğun bir şekilde yaşamakta ve
burada Zaza dili konuşulmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) Bölücülük yapma!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Zazalar sizi
sevmiyor! Zazalar sizi sevmiyor!
BAŞKAN Arkadaşlar lütfen
Sayın Hatip, buyurun.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Zazalar sizi
sevmiyor! Zazalar sizi sevmiyor!
BAŞKAN Sayın Eronat, lütfen.
Tamamlayın Sayın Aydemir.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Elbette Sayın
Başkanım.
Tabii ki Zazacayı konuşurken, Zaza dilini
konuşurken, rahmetliyi anmadan geçmek olmaz; tüm Zazaların gönlünde
taht kurmuş, Zaza ozanımız, Rençper Azize Allahtan rahmet
diliyorum, nur içinde yatsın ve onun bir özdeyişiyle
(x)
(HDP sıralarından alkışlar)
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) Türkçesini de söyle!
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Zazalar sizi
sevmiyor! Sizi sevmiyor Zazalar!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, kısa bir cümle; polemik değil.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bülbül.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
44.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Bingöl Milletvekili Erdal
Aydemirin 117 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, biz bu memleketi, Türkiye Cumhuriyeti devletini, hatibin de ifade
ettiği, saydığı kim varsa, bu memlekette yaşayan, 82
milyonluk Türkiyeyi, Türk milletini oluşturan bütün yapıları,
bütün bölgeleri dâhil etmek suretiyle, hepsinin ortak iradesiyle Türkiye
Cumhuriyeti devleti olarak kurduk; bu, çok önemli bir iradedir.
Şimdi, bu memlekette sanki kökeni Zaza olan,
kökeni işte Türkmen olan, Yörük olan, efendime söyleyeyim, Arnavut olan,
Boşnak olanlarla, bunlarla sanki bir problem varmış gibi, bunlar
sanki toplumda ikinci sınıf bir muamele görüyorlarmış gibi,
öteleniyorlarmış veyahut da bu şekilde konuşuyor diye bu
memlekette ikinci sınıf vatandaşmış gibi devletten
muamele görüyorlarmış gibi, sanki tahsillerine engel olunuyormuş
gibi, yükselişlerinde, kariyerlerinde, devlet imkânlarından
faydalanmalarında, bürokraside yer almalarında, seçilip milletvekili
olmalarında, başbakan olmalarında sanki bir engel
varmış gibi, burada belli bir politika dâhilinde ve sadece yüce Meclise
değil yalnızca Türkiyeye karşı farklı birtakım
çalışmalar içerisinde olan, özellikle Batıda bu hesapları
güden yapılara, mahfillere delil oluşturmak maksadını
taşıyan, çok sistematik bir üslup veya tarzda bu
konuşmaların şahidi oluyoruz biz bu Mecliste. Bunu kabul etmek
mümkün değil. Bunlar Türkiye'nin sosyal gerçeklerine, tarihî gerçeklerine
aykırı bir durumdur. Bu noktada 82 milyon Türkiye'nin, Türk
milletinin iradesi hilafına yapılan ve bizzat ırkçılığın
ta kendisi olarak değerlendirdiğimiz böyle davranışların
Türkiye'de insan hakları, demokrasi ve kardeşlik
kılıfı altında sunulmasını şiddetle
kınadığımızı ifade etmek istiyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Muş
45.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Bingöl Milletvekili Erdal
Aydemirin 117 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmî dilinin Türkçe
olduğuna, AK PARTİ iktidarı olarak bütün yerel dillerde
propaganda serbestliğini getirdiklerine, televizyon
kurulmasının, özel okullar ile kursların
açılmasının önünü açtıklarına ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasamıza göre Türkiye
Cumhuriyeti devletinin resmî dili Türkçedir. Anayasamızda bu
yazmaktadır. Burada da Türkçe konuşuruz. Şimdi, siz başka
bir dille konuştuğunuz zaman Parlamentoda bulunan 600 kişiden
belki 10 kişi anlamıştır sizi. Şimdi, başka bir
hatip geldi, Arapça konuştu, kim anlayacak onu? Sonra hepimiz birbirimize
bakıyoruz, Ne diyor, ne anlatıyor? diye. Buradaki mesele, Zazaca da
bizim, Kürtçe de bizim, diğer yerel diller de bizim, hepsi bu ülkenin
zenginlikleri. Kaldı ki biz AK PARTİ iktidarı olarak bütün yerel
dillerde propaganda serbestliğini getirdik, televizyon
kurulmasının önünü açtık, özel okullar
açılmasının önünü açtık, kursların
açılmasının önünü açtık. Bunları biz yaptık.
Fakat buradan hareketle Şimdi, göreceksiniz tutanaklara bilinmeyen bir
dil olarak geçecek. Şimdi, siz buradan Rusça konuşsanız da
bilinmeyen bir dil olarak algılanacak, İngilizce konuşulsa bu
aynı şekilde kayıt altına alınacak çünkü buranın
resmî dili Türkçedir. Dolayısıyla, buradan hareketle insanlar sanki
bir dile karşıymış gibi, bir dile düşmanlıkları
varmış gibi bir algı oluşturmak, bu tip ifadeler kullanmak
doğru değil. Bu, Türkiye'de iç içe geçmiş insanların
arasına nifak tohumu ekmekten başka bir şey değildir, bunu
doğru bulmuyoruz.
Müge Anlının programıyla
alakalı mesele de şudur: Bir vatandaşımız
katılıyor, vatandaşımız Zazaca konuşuyor -ana
dili olabilir, belki başka dil bilmiyor olabilir- fakat stüdyoda kimse
anlamıyor, bilmiyor, o anda bir çeviri imkânı yok. RTÜK
kurallarına göre de ya bir çevirmen, tercüman bulmanız lazım
orada ya da anlaşılabilir hâle getirmeniz gerekiyor. Kanal bunu
yapamıyor. Dolayısıyla da Yayını kesmek
zorundayım. diyor. Şimdiye kadar bunun, buradan alınıp
efendim, Zazacaya düşmanlıkmış gibi bir algı
oluşturmanın da manası yok.
Bak, ben bunun benzerini daha önce bir
konuşmamda ifade ettim. Sanırım Batman ili olması
lazım. Şikâyet geliyor, 2 defa şikâyet ediyor vatandaş.
Sesli müzik var, alkollü bir ortam var. Polis oraya şikâyet üzerine
gidiyor ve orada sesli müzik olduğu için -ruhsatları yok- müdahalede
bulunuyor. Fakat bu nasıl anlatıldı? Kürtçe şarkı
söylendiği için yapıldı. Hayır, orada Fransızca
şarkı söylense de Türkçe şarkı söylense de aynı
müdahale yapılacak. Şimdi, Ankarada siz istediğiniz yerde
canlı müzik yapabilir misiniz? Canlı Türkçe müzik yapabilir misiniz?
Yapamazsınız. Ruhsat almanız lazım.
BAŞKAN Toparlayın Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bitiriyorum,
toparlıyorum
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Mehmet Bey, başka bir örneği var mı Türkiyede? Şarkı
söylerken gidilip, müdahale edilip, kapatıldığı başka
bir örnek var mı?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Yok!
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Yok.
Çünkü Kürtçe söylediği için
BAŞKAN Arkadaşlar, bir saniye lütfen
Tartışmayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sonra
şarkıcı, o şarkıyı söyleyen insan, o
şarkıyı söyleyen vatandaş çıktı Ya benimle hiç
alakası yok, işletmeyle alakalı bir sorun, ben de zor durumda
kaldım. diyor.
Dolayısıyla, bunu şunun için
söylüyorum: Arkadaşlar, samimi olmakta fayda var.
BAŞKAN Toparlayın lütfen Sayın
Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Samimi
olalım. 82 milyonun arasına nifak tohumu ekmeyin.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Siz
yapıyorsunuz! Kürt düşmanısınız!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sürekli
yaptığınız, belli bir bölgeyi milletin tamamından
koparmak, ayrıştırmak için
Hiçbir ilkeniz yok, Makyavelist bir
anlayışla, Bir bölgeyi bu ülkenin tamamından nasıl
ayırırız?ın hesabı içerisindesiniz.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Ama
siz yapacaksınız onu. Az kaldı, böyle devam edin,
yapacaksınız.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Yazık
ediyorsunuz. Kendinize de yazık ediyorsunuz, ülkeye de yazık
ediyorsunuz.
Ama şunu unutmayın: Sizden önce
başkaları da vardı.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Mehmet Bey, siz böyle devam edin, yapacaksınız.
HABİP EKSİK (Iğdır) Siz
yapıyorsunuz, siz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Onlar
başaramadı. Siz de başarmayacaksınız. Size de nasip
olmayacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Vallahi siz devam edin, yapacaksınız kimsenin
yapamadığını.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar
FEYZİ BERDİBEK (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir dakika değerli
arkadaşlarım, işlem yapıyoruz. Grup Başkan Vekilleri
söz istiyor. Sayın milletvekilleri Grup Başkan Vekili söz
istediği zaman biraz geride kalsınlar. Ben birazdan 60a göre zaten
sözler vereceğim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Önce şu işlemi bir
tamamlayayım Sayın Oluç, size söz vereceğim.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) Bütün
başkan vekillerine verdikten sonra!
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ile 74 Milletvekilinin Ödeme ve Menkul
Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2272) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 117) (Devam)
BAŞKAN En son önergeyi
oylamıştık, önerge kabul edilmemişti.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
10uncu madde kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın Oluç.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
46.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı
ifadelerine, farklı ana dillerin olmasının zenginlik
olduğuna ve insanların ana dillerini konuşmasına, ana
dillerinde eğitim talep etmesine itiraz edilmemesi gerektiğine,
yapılan suçlamaları reddettiklerine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Şimdi, önce, bazı ithamlarda bulundu
değerli vekiller; ben ona ilişkin kısaca bir şey
söyleyeyim.
Yapılan işin ne nifak tohumu serpmekle ne
bir bölgeyi bu ülkeden kopartmakla ne halkı birbirinden
ayrıştırmakla alakası yoktur, hiç alakası yoktur.
Şimdi, bu ülkede -bunu daha evvel de konuştuk, konuşmaya da
devam etmeliyiz bence, bu sağlıklı bir şeydir- farklı
ana diller var, birçok yani Kürtçe, Zazaca, Gürcüce, Abhazca, saymakla bitmez,
çok var. Bu bir zenginliktir ve bu iyi bir şeydir. Buna kimse
karşı çıkmamalıdır. İnsanların ana dillerini
konuşmasına, ana dillerini kullanmalarına, ana dillerinde
eğitim talep etmelerine, radyo-televizyon yayınlarının
olmasına kimse itiraz etmemelidir çünkü bu kötü bir şey
değildir.
Şimdi buradaki mesele şu: Aslında
Meclis eğer gerçekten bu topluma bir demokratik kültürü, politik kültürü
yaygınlaştırmak isteyen bir yerse -ki öyle olmalıdır,
maalesef biz henüz o noktada değiliz ama öyle olmalıdır diye
düşünüyorum- o zaman ana dilinde bir selamlama yapan ve sözünü bitirirken
de yine ana dilinde bir selamlamayla bitiren bir vekile -başka vekiller de
olabilir- buna, bu kadar büyük bir tepki göstermek, bunu hele hele nifak tohumu
serpmek, ırkçılık vesaire gibi laflarla nitelendirmek gerçekten
kabul edilebilir bir şey değildir. Ben bunu bir kez daha söylemek
istiyorum ve bu, dediğim gibi, insanların ana dillerini -ister Zazaca
ister Gürcüce olsun- konuşmalarının önündeki engellerin
aşılması Meclisin ve demokrasinin en önemli meselelerinden bir
tanesidir. Bunu bir kez daha vurgulamış olalım. Yoksa, iddia
edildiği gibi, üstümüze atılmaya çalışılan
suçlamaların hepsini elbette ki reddediyoruz ve geriye gönderiyoruz.
Teşekkür ederim.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ile 74 Milletvekilinin Ödeme ve Menkul
Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2272) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 117) (Devam)
BAŞKAN- Değerli milletvekilleri, birinci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, sisteme giren
arkadaşlarımızın -makul bir sayıda- 60a göre söz
taleplerini yerine getireceğim.
Sayın Ümit Yılmaz
Sayın Ceylan
Sayın Bülbül
Arkadaşlar, parti grupları işaret
ederlerse var yok diye ben ona göre devam edeyim.
Sayın Gazel
Sayın Cora
Sayın Karahocagil
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
47.-
Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin, Mevlit Kandilini tebrik ettiğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) Hazreti
Peygamberimizin can dostu Hazreti Ebu Bekirin babası Ebu Kuhafe
Mekkenin fethedildiği gün İslamı kabul etti. Gözlerini
kaybetmiş, yaşlıydı. Hazreti Ebu Bekir Müslümanlığını
ilan edip biat etmesi için onu alıp son elçinin yanına getirdi ve o
gün yaşlı adamın huzuruna getirildiğini gören Sevgili
Peygamberimiz şöyle ferman etti: Keşke getirmeseydiniz, biz
yanına gitseydik. Hazreti Ebu Bekir Sizler yanına gelinmeye daha
layıksınız Ya Resulullah. dedi ve ağlamaya
başladı. Etraftakiler ona Bugün mutluluk günü, niye
ağlıyorsun? diye sordular. Hazreti Ebu Bekir Bugün Allahın
resulüne biat edenin babam değil de Ebu Talip olmasını daha çok
isterdim çünkü bu, onu daha çok mutlu ederdi. dedi. İşte, Peygamber
sevgisinin en güzel bir örneği.
Peygamberimizin doğum gecesi Mevlit
Kandilinizi tebrik ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kabukcuoğlu
Sayın Şevkin
48.-
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, Adana ili Saimbeyli ilçesindeki
mahkeme binasının kapatılması nedeniyle bölge
halkının mağduriyet yaşadığına ilişkin
açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Adananın Saimbeyli ilçesindeki mahkeme
binasının kapatılması nedeniyle bölge halkı büyük bir
mağduriyet yaşamaktadır. Adana merkeze 168 kilometre mesafede ve
kiraz üretimiyle, ihracatıyla ekonomiye büyük katkısı olan bir
ilçemiz olan Saimbeylide bu mahkeme binasının kapatılması
mağduriyet yaşatmaktadır. 25 köy ve merkezde 3 mahalleye sahip
Adananın toprak bakımından en büyük ilçesinde yaşayan
vatandaşlarımız ödüllendirileceği yerde
cezalandırılmış oluyor. Öte yandan, Adana Bölge İdare
Mahkemesi kapatılmış, Akdenizdeki 5 il Konya Bölge İdare
Mahkemesine bağlanmıştır. Kapatılan mahkemenin
yıllık ortalama esası 11 bin olup Konya Bölge İdare
Mahkemesinin esası ise sadece 4 bindir. Adana Bölge İdare Mahkemesi iş
yükü anlamında Türkiye'nin 3üncü bölge idare mahkemesidir. Adana Bölge
İdare Mahkemesinin kaldırılmasına dair kararın iptali
gerekmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Ünsal
Sayın Şahin
49.-
Hatay Milletvekili Suzan Şahinin, bölge halkının tarım ve
hayvancılık açısından önemli potansiyeli bulunan Hatay ili
Arsuz ilçesine tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesi
kurulmasını talep ettiğine ilişkin açıklaması
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Bitkisel ve hayvansal üretimin teşvik edilmesi
amacıyla kurulması planlanan tarıma dayalı ihtisas yani
sera organize sanayi bölgeleriyle tarım-sanayi entegrasyonunun
kurulması hedeflenmiş, bu çerçevede birçok ilde kurulması
yönünde 2017 yılında Tarıma Dayalı İhtisas Organize
Sanayi Bölgeler Yönetmeliği yayımlanmıştır.
Tarım ve hayvancılık
açısından önemli bir potansiyeli bulunan Hatayın Arsuz
bölgesinde bir sera organize sanayi bölgesi kurulması bölge halkının
öncelikli talepleri arasındadır. Üretilen ürünlerin işlenmesi,
muhafazası ve pazarlanmasına yönelik kurulacak sanayi tesislerine
yeterli kalitede ham madde temini amacıyla tarım ve sanayi
entegrasyonunun geliştirilmesi adına Hatayda bir tarıma dayalı
ihtisas organize sanayi bölgesi kurulması yatırım
programına alınmalıdır.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Subaşı
50.-
Antalya Milletvekili Hasan Subaşının, İstanbul ili Fatih
ilçesinde cereyan eden 4 kardeşin toplu intiharı olayının
sorunlarımızın medya gücüyle örtülecek boyutları
aştığını gösterdiğine, Hükûmetin ve tüm yerel
yönetimlerin insana, topluma, sosyal devlet projelerine sarılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
HASAN SUBAŞI (Antalya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dün İstanbul Fatihte 4 yetişkin
kardeşin siyanür içerek intihar etmeleri çok sarsıcı bir
olaydır. Borçlarını ödeyemeyen, faturasını
ödeyemedikleri için elektriği kesilen bu insanların dramı tam
bir faciadır. Hepimizin, herkesin, başta Hükûmetin her şeyi
yeniden gözden geçirmesi ve düşünmesi zorunluluk hâline gelmiştir.
Sorunlarımız medya gücüyle örtülecek boyutları çoktan
aşmıştır. Peş peşe facialar yaşanabilir. En
başta Hükûmet ve tüm yerel yönetimlerin mega projeleri, çılgın
projeleri bir yana bırakıp insana, toplumumuza, sosyal devlet
projelerine hiç zaman kaybetmeden sarılması gerekmektedir. Keşke
dünyanın en büyük havalimanı ve başkanlık sarayına
sahip olmasaydık da bu tür olaylar hiç yaşanmasaydı.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Turan
51.-
Mersin Milletvekili Rıdvan Turanın, 7nci Uluslararası
Narenciye Festivali düzenlenen Mersin ilindeki birinci sınıf
tarım alanlarının kentsel servis alanına
dönüştürülerek yok edildiğine ilişkin açıklaması
RIDVAN TURAN (Mersin) Çevre ve Şehircilik
Bakanlığına sesleniyorum: Geçtiğimiz hafta Narenciye
Festivali düzenlenen Mersinde birinci sınıf tarım alanları
kentsel servis alanına dönüştürülerek yok ediliyor. Seçim bölgem olan
Mersin ili Mezitli ilçesi 75. Yıl ve Anayurt Mahallelerinde DSİye
ait 2 sulama kanalı arasındaki birinci sınıf tarım
arazisinde sulu tarım yapılmakta, 35 bin adet özel bir limon türü
olan dikenli limon ve 10 bin adet zeytin ağacı
yetiştirilmektedir. Ne yazık ki bu çok özel tarım alanına
sanayi sitesi yapılmaktadır.
Toprak Koruma Kanunu ve Tarım ve Orman
Bakanlığının kamu spotunda belirtildiği gibi, bu
alanlar betonlaşmaya açılmaz, açılmamalıdır. Bu alan
hem çiftçimiz açısından geçim kapısı hem ekosistem
açısından büyük bir değer hem de çok kıymetli bir
tarım alanıdır.
Bir tarafta her yıl Narenciye Festivali
düzenlenecek, diğer tarafta böylesi bir tarım alanı yok
edilecek. Bunun akılla, mantıkla izahı mümkün değildir.
Böyle giderse önümüzdeki yıllarda Narenciye Festivali ithal narenciyeyle
kutlanacaktır.
Bu sebeple, Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000
Ölçekli Revizyon Çevre Düzeni Planı Değişikliği iptal
edilmeli, ilgili bölge tarım alanı olarak tescil edilmelidir.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Aydınlık
52.-
Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlıkın, Şanlıurfa
ili Hilvan ilçesinin içme suyu, kanalizasyon ve ulaşım
sorunlarının devam ettiğine ilişkin açıklaması
AZİZ AYDINLIK (Şanlıurfa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hilvan ilçemizde yaşanan içme suyu ve
kanalizasyon sıkıntıları hâlâ devam ediyor. Uzun süredir
devam eden içme suyu arıtma tesisinin durumu belirsizdir. 21inci
yüzyılda insanların içme suyu sıkıntısı
yaşaması hangi akla, hangi mantığa sığar?
Bazı kırsal mahallelerimizde yaşanan
ulaşım sıkıntısı da artık çözüme
kavuşmalıdır. Asfalt yol, kırsalda yaşayan
insanlarımızın da hakkıdır. Hemşehrilerimize
çamur yollar reva görülemez.
Hilvan Belediyesi ve büyükşehir belediyesinin
iktidar partisinin yönetiminde olduğu Şanlıurfada hâlen daha bu
sorunların yaşanıyor olması iktidarın
Şanlıurfamıza nasıl bir değer verdiğini gözler
önüne sermektedir. Ancak herkes şunu bilsin ki bu devran bir gün
dönecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Karaca
53.-
Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karacanın, ülke genelinde olduğu
gibi Denizli çiftçilerinin de ağırlaşan tarımsal girdi
maliyetleri altında ezildiğine ilişkin açıklaması
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ülke genelinde
olduğu gibi, Denizlili çiftçilerimiz de ağırlaşan
tarımsal girdi maliyetleri altında ezilmektedir. Buldan, Güney,
Bekilli, Çal ilçelerimizdeki üzüm üreticilerimiz geçtiğimiz yıl 180
liradan almış oldukları bağ külleme ilacını bu
yıl 400 liradan, domates üreticisi Honazlı hemşehrilerim
geçtiğimiz yıl 325 liradan aldıkları tohumu 475 liradan,
damlama gübresini 150 liradan almaktayken 250 liradan almak zorunda
kalmışlardır.
Ağırlaşan bu mali külfetin
altında dahi üretmeye ve alın teriyle topraklarını sulamaya
devam etme mücadelesi vermektedirler ancak aldıkları bir bilgiyle
kendilerine biraz nefes aldıracak olan iyi tarım uygulama
desteklerinin ekonomik kriz nedeniyle yüzde 50 düşürüldüğünü
öğrenmiş bulunmaktadırlar. Unutmamalıyız, bu
köylülerimiz, bu çiftçilerimiz üvey evlat değildir. Üretirlerse ülkemiz
kazanacak, üretirlerse ekonomik kriz sona erecek diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
54.-
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, öğretmenlerin Kamu
Personeli Seçme Sınavı puanının geçerlilik süresinin bir
yıla indirilerek atanamayan öğretmenlerin gelir kapısı
yapılmaya çalışıldığına ilişkin
açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Her gün yeni vergiler getiren AKP bununla da
yetinmiyor. Her 3 gençten 1i işsiz iken AKP tam da kendine
yakışanı yaptı ve atanamayan öğretmenleri de gelir kapısı
yapmaya çalışıyor. Bugünkü Resmî Gazetede yayımlanan
karara göre, öğretmenlerin Kamu Personeli Seçme Sınavı
puanının geçerlilik süresi bir yıla indirildi. Millî Eğitim
Bakanlığı geçen yıl yaptığı
değişiklikle bu süreyi iki yıla çıkarmıştı.
Bugün yayımlanan yönetmelikle birlikte süre tekrar bir yıla
indirildi. Niye çıkarmıştınız, niye indirdiniz? Göz
dikmediğiniz bir atanamayan öğretmenlerin cebi vardı, ona da
mı göz diktiniz? İnsaf, o cepler bomboş, delik. Siz atanamayan
öğretmenleri yandaşlarınızla mı karıştırdınız?
Para arıyorsanız yandaşlarınıza bakın. Düşün
artık bu milletin yakasından.
BAŞKAN Sayın Zeybek
55.-
Antalya Milletvekili Rafet Zeybekin, Türk çiftçisinin ve
tarımının yanında olması gereken Toprak Mahsulleri
Ofisine sınırsız ithalat izni verilmek istenmesinin AK
PARTİnin tarım politikasının resmî iflası
olduğuna ilişkin açıklaması
RAFET ZEYBEK (Antalya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ofis çiftçinin kara gün dostudur.
şiarıyla Türk çiftçisinin ve tarımının yanında
olması gereken Toprak Mahsulleri Ofisine yerli ürünleri yok sayarak
sınırsız ithalat izni verilmek istenmesi AK PARTİnin
tarım politikasının resmî iflasıdır. İthalat
izniyle birlikte gümrük vergilerine de düşüş getirilmesi durumunda
yakın gelecekte, sadece Antalya özelinde, Gazipaşadan Aksuya kadar
geniş bir alanda yapılan muz seralarına yatırım yapan
üreticilerin tamamı iflas edecektir. Yirmi yıl sonra ise
tarlasını eken çiftçi bulunamayacaktır. Ülkenin verimli tarım
arazileri şirketlerin tekeline girecektir. Tarım Bakanlığı
Türk çiftçisini değil, yabancı çiftçileri ve aracı
şirketleri zengin etmeyi amaçlamaktadır. Bu yanlıştan
mutlaka dönülmelidir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Beko
56.-
İzmir Milletvekili Kani Bekonun, İzmir Aliağa Belediyesinde
ekonomik kriz bahanesiyle işçiler işten çıkarılırken
memurların da sürgüne gönderildiğine ilişkin
açıklaması
KANİ BEKO (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yerel seçimlerin ardından
İzmir Aliağa Belediyesinde ekonomik kriz bahanesiyle yüzlerce
işçi işten çıkarılmış durumdadır. Memur
olanlar ise sürgüne gönderilmiştir. Belediye işçilerinin anayasal
hakları ellerinden alınarak büyük bir sosyal cinayet
işlenmiştir. Bu işçi kıyımının ardında
esas amacın sendikal haklar olmadığı, toplu iş
sözleşmesiz, ucuz, esnek, kuralsız, güvencesiz işçi
çalıştırmak olduğunu hepimiz biliyoruz. MHPli Belediye
Başkanının Aliağa halkı bana yetki verdi,
istediğimi alırım, istediğimi atarım. cümlesini ise
kabul etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle yüz yetmiş beş gündür
hukuki ve sosyal hakları için mücadele eden yaklaşık 250
işçi ve memur arkadaşımızın yanında
olduğumuzu ve derhâl bu haksızlığa son verilerek tekrar
işe alınmaları için gerekli adımların
atılmasını beklediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum.
BAŞKAN Sayın Kayan
57.-
Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, kurtuluş günü
kutlamalarının 1 Kasımda Kırklareli ili Vize ilçesinde
başladığına ilişkin açıklaması
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Şirin Trakyamızın Kırklareli
ilinin bu hafta bütün ilçelerinin kurtuluş günleri. 1 Kasımda Vize
ilçemizde başlayan bu kurtuluş günleri yarın Lüleburgaz,
Pınarhisar, Kofçaz, Babaeski, Pehlivanköy, Büyükmandıra,
Kırklareli ve Demirköyde kutlanacaktır.
Değerli arkadaşlar, 1920den 1922ye kadar
iki yıl Yunan esaretinde kalan bu bölgemizde kurtuluşun bugün 99uncu
yılını kutlamaktayız. Bütün hemşehrilerime, Türkiyeye
ve dünyanın bütün mazlum uluslarına bu kurtuluş günleri kutlu
olsun diyorum ve bu bayramımızı da kutluyorum. Ama aynı
zamanda AKPnin kulağına da küpe olsun diyorum; kendi
yarattıkları Frankensteindan kurtulmak değil, bir
düşmandan kurtulmanın törenlerinin kutlanmasıdır bu. Kutlu
olsun diyorum.
BAŞKAN Sayın Çelebi
58.-
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, gazilerimizin
mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Pakize anaya dava açmayı bırakın da
onların sorunlarına çözüm kapısı açın. Zaten
yaşam kalitesi azalmış gazilerimizin erken emeklilik
hakları ellerinden alınmış durumda. Bu ayıbı
ivedi düzeltmeliyiz.
ÖTVsiz araç hakkı yüzde 90 üzerinde
sakatlık oranı olan gazilere veriliyor. Bizim engelli olduğu
için değil, gazi olduğu için bu hakkı vermemiz gerekir. Bu
yanlıştır. ÖTVsiz aracı şehidimizin eşi veya
çocuğu alırsa ana veya babası alamıyor, onların da
alması önemlidir. Havalimanlarında devlet övünç madalyası
sahiplerine VIP hizmeti veriliyor ama Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları bunu aksatıyor; bu, genelgeyle düzeltilmelidir.
Faizsiz konut kredisi 137 bin lira, bu rakam
artırılmalıdır. Şehit ailelerine TOKİden hibe ev
verilmelidir. Şehit yakınları ve gazilerimiz sağlık
hakkından hiçbir katkı payı alınmadan, hiçbir
sınırlama olmadan yararlanmalıdır. Gazi ve şehit
yakınları arasındaki maaş, tazminat farkları
düzeltilmelidir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ersoy
59.-
İstanbul Milletvekili Oya Ersoyun, Artvin ili Hopa ilçesi Atatürk
Ortaokulunda oynanması düşünülen Anlatılan Senin Hikâyendir
oyununun Hopa Kaymakamlığı tarafından uygun
olmadığı gerekçesiyle engellendiğine ilişkin
açıklaması
OYA ERSOY (İstanbul) Bugün Artvin Hopada,
Hopa Halkevinin düzenleyeceği bir oyun, Sevgili Levent Üzümcü
tarafından Anlatılan senin hikâyendir. oyunu oynanacaktı.
Atatürk Ortaokulunda oynanacaktı bu oyun ancak
kaymakamlığın kamu binalarında oynanmasını uygun
görmediğine dair kararı nedeniyle oyun bu akşam bir düğün
salonuna alındı tarafımızdan. Ben buradan şunu sormak
istiyorum: Bu bir tiyatro gösterimi, sizi niye bu kadar çok korkutuyor? Kamu
binası, adı üstünde kamu binasıdır, halkın
binalarıdır. Halkın binalarında halkın tiyatro
izlemesinin önünde nasıl bir engel görüyorsunuz, bunu sormak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Aycan
60.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, YÖKün yeni meslekler için
program açmasını doğru bulmadıklarına ve plansız
açılan okulların her meslekte fazlalık oluşturduğuna
ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, YÖK bu hafta yeni mesleklerle ilgili toplantı
yapmış ve yeni programlar açma hazırlığı
yapmıştır. Yeni meslekler için program açmasını
prensip olarak doğru buluyoruz fakat bu, ülkemizde insan gücü
planlaması esaslarına göre yapılmalıdır. Plansız
açılan okullar ve abartılı kontenjanlar her meslekte
fazlalık oluşturmuştur. Yükseköğrenim görmüş gençlerde
işsizliğin yüzde 27 olması, 550 bin sağlık personeli,
700 bin öğretmen, binlerce mühendisin iş araması bunun en
açık göstergesidir. Plansızlık her yönüyle kayıptır,
yeni mesleklere de yazık olmasın.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Berdibek
61.-
Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibekin, devlete, vatana, millete bağlı
olan Zazaların mertliğinin, cömertliğinin takdire şayan
olduğuna, AK PARTİ iktidarının üniversitelerde Zaza
enstitüleri oluşturduğuna ilişkin açıklaması
FEYZİ BERDİBEK (Bingöl) Evet,
değerli Meclis, biraz önce hatip Zazalarla ilgili yorumunu yaparken biz
zaten geçenlerde bu konuyla ilgili Müge Hanımefendinin
açıkladığı şeye göre gereken cevabı verdik ben
de, sayın genel başkan yardımcımız da kendilerine bu
konuda, Zazaların varlığı noktasında ama
Zazaların farklı bir varlığını anlattık.
Devlete, vatana, millete bağlı olan Zazalar hiçbir zaman
ötekileştirme noktasında kendilerini bir yere
koymamışlardır; her zaman alçak gönüllülükleriyle,
mütevazılıklarıyla, yiğitlikleriyle, mertlikleriyle taht
kurmuşlar gönüllere. Bu konuda merkezi Bingöl olmak üzere çeşitli
yerlerde Zazalar yaşamaktadır ama gidilen her yerde Zazaların
cömertliği, kişiliği, mertliği de takdire şayandır.
Biz Bingöle bütün arkadaşlarımızı davet ediyoruz.
Zazaların nasıl cömert, mert, yiğit oldukları
noktasında bunu biz her zaman toplumun bir parçası olarak, bu üniter
yapı noktasında ve devlete, vatana, millete olan
bağlılığımız adına her zaman bu memleketin
bir çamuru, bir çimentosu olmuşuzdur, inşallah çimento olmaya da
devam edeceğizdir ama Zazalar noktasında yorumlar da
yapılırken... AK PARTİ bu dönemde en güzellerini
yapmıştır. Ne yapmış? Üniversitelerde Zaza
enstitüleri, Kürdoloji enstitüleri oluşturmuştur, yerelde
birtakım haklar vermiştir, her konuda, yapılması gereken ne
varsa yapmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Berdibek, Sayın
Aydemirle beraber planlayacağınız bir geziye ben katılmaya
hazırım; beraber, hep beraber dolaşırız.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Şeref
duyarız Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tokdemir...
62.-
Hatay Milletvekili İsmet Tokdemirin, uluslararası kültür ve
medeniyetler şehri olan Hatay ilindeki yetersiz uçak seferleriyle ilgili
Ulaştırma ve Altyapı Bakanını göreve davet
ettiğine ilişkin açıklaması
İSMET TOKDEMİR (Hatay) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Hatay ilimiz uluslararası bir kültür ve
medeniyetler şehridir ancak buna rağmen maalesef Hataya ulaşmak
kolay değildir. Hataya uçak sayısı ve destinasyon yetersizdir.
Hatay Havalimanından gelen ve giden uçuş seferlerinin
artırılması, günde en az 2 direkt uçuş sağlanması
konusunda talebimizi yineliyor, Ulaştırma
Bakanlığını göreve davet ediyoruz.
Hatay ilimizin ticaret, kültür ve gastronomi kenti
olması dikkate alındığında bunun ne kadar elzem ve
haklı bir istek olduğunu herkes bilmelidir diyor, bu konuda acil
çözüm bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özkaya...
63.-
Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkayanın, Müslümanların Mevlit
Kandilini tebrik ettiğine, Suriyede Türk Silahlı Kuvvetleri
tarafından öldürülen YPG/PKKlı bir teröristin daha önce Türkiye
Büyük Millet Meclisine getirilip basın toplantısı düzenlenmesi
olayını kınadığına ilişkin
açıklaması
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, yarın akşam, âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz
(AS)ın doğum yıl dönümü. Bütün Müslümanların Mevlit
gecesini tebrik ediyorum.
İki gün önce Suriyede YPGli, PKKlı bir
terörist Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından öldürüldü. Söz konusu
teröristin daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilip basın toplantısı
düzenlendiğini üzülerek görmüş oluyoruz. Burası demokrasinin
kalbidir, demokratik düzenin kalbidir. Demokratik düzenin kalbine teröristlerin
veyahut da teröre destek olanların, şiddet eylemlerine destek olanların
hiçbir şekilde gelmemesi gerekiyor. Bunu yapanları
kınadığımı belirtiyorum.
BAŞKAN Sayın Şimşek
64.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçelinin ortaya koyduğu birleştirici siyasetle dini, dili,
ırkı, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkede yaşayan
her bir vatandaşı kucakladıklarına ilişkin
açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, liderimiz Genel
Başkanımız, Türkmen Beyimiz Devlet Bahçelinin ortaya
koyduğu birleştirici siyasetle bu ülkede yaşayan dini, dili,
ırkı, mezhebi, etnik kökeni, kömeci ne olursa olsun her bir
vatandaşımızı kucaklıyoruz. Herkes anasının
dilini konuşabilir.
Mecliste yapılan görüşmelerde bazı
konulardaki görüşleri hayretle karşılıyoruz. Dün bir
sayın milletvekili, çıkan bir dergiyle ilgili Alevi
vatandaşlarımız bu dergiye sahip çıksın. Kürtlerin
şusu var, diğerlerinin busu var. Türkiye Cumhuriyetine
vatandaşlık bağıyla bağlı olan her bir
vatandaşımız Türk vatandaşıdır. Bunların
hiçbirisini etnik ve mezhepsel olarak ayırmak, bunlara çağrıda bulunmak
doğru değildir. Ben buradan, bu kürsüden rahmetli Kamer Gençin bir
sözüyle seslenmek istiyorum. Ulan madem Türk değilsiniz ne işiniz
var milletin Meclisinde? Kimin adına Anayasa yapıyor, kimin
adına çözüm arıyorsunuz?
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Yurdunuseven
65.-
Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunusevenin, İslam âleminin
Mevlit Kandilini tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yarın gece âlemlere rahmet olarak gönderilen
Peygamber Efendimizin dünyayı teşriflerinin seneidevriyesini idrak
edeceğiz. Bu vesileyle milletimizin ve İslam âleminin Mevlit
Kandilini tebrik ediyor, bu mübarek gecede yapılan duaların,
edilecek ibadetlerin Hak katında makbul olmasını temenni
ediyorum. Rabbimden bu mübarek gece vesilesiyle İslam
dünyasının birliğini, beraberliğini,
dayanışmasını güçlendirmesini, tüm insanlığın
yürek acılarını ve gözyaşlarını dindirmesini
niyaz ediyorum.
Hazreti Muhammed (SAV), Yüce Allahın bütün
insanlığa rahmet ve hidayet vesilesi olarak gönderdiği son
peygamber ve rehberdir. O, güzel ahlakı tamamlamak için
gönderilmiştir. Dolayısıyla Peygamberimizin sünnetini göz ardı
ederek İslamın anlaşılması ve yaşanması mümkün
değildir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özyavuz
.
66.-
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Özyavuzun, gerek ekonomik kriz
gerekse Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle zor durumda
olan Şanlıurfa ili Akçakale ve Ceylanpınar ilçeleri esnaf ve
çiftçilerinin BAĞ-KUR ve SGK prim yükünün hafifletilmesi, elektrik
faturalarında düşük fiyatlar uygulanması, Ziraat Bankası ve
kooperatiflere olan borçlarının faizleri kaldırılarak
yapılandırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Güneydoğuda ve özellikle
Şanlıurfada ekonomik krizden dolayı esnafın üzerindeki
BAĞ-KUR ve SGK prim yükünün hafifletilmesi, elektrik faturalarında
düşük fiyatlar uygulanması, bölgenin ekonomisine çok büyük bir
katkı yaratacaktır. Esnaf ve çiftçilerin Ziraat Bankası ve
kooperatiflere olan borçlarının ötelenmesi ve borçların
faizlerinin kaldırılarak yapılandırılması esnaf
ve çiftçimiz için çok önemlidir.
Millî güvenliğimiz için kahraman askerlerimizin
icra ettiği Barış Pınarı Harekâtından
dolayı özellikle Akçakale ve Ceylanpınar esnafı bir ay süreyle
iş yapamamıştır. Bu ekonomik durgunluğun amorti
edilebilmesi için Akçakale ve Ceylanpınar esnafının SGK prim
ödemelerinin bir aylık da olsa devlet tarafından
karşılanması bölgeye katkı sunacaktır. Bölgemizin elektrik
kurumu olan DEDAŞa çiftçimizin borçlarından dolayı elektrik
sulama ücretleri 35 liradan 70 TLye çıkarılmıştır. Bu
borçların yapılandırılması veya silinmesi,
çiftçilerimizin üzerindeki yüksek sulama ücretlerinin düşürülmesi hususu
çok önemlidir.
Genel Kurula ve size teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bayraktutan
67.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, noterlerin yargı
paketinde kendilerine de yeşil pasaport verilebilmesi için gerekli
düzenlemelerin yapılması beklentisi içinde olduklarına ilişkin
açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
İlk yargı paketi içerisinde getirilen
düzenlemeyle belli bir süre görev yapan avukatlara yeşil pasaport
düzenlemesi getirilmişti. Önümüzdeki günlerde Meclise gelmesi muhtemel olan
2nci yargı paketinde Noterlik Kanunuyla alakalı bazı
değişiklikler olmasına rağmen -noter sayılarıyla
alakalı özellikle- noterlere yeşil pasaport verilmesiyle alakalı
herhangi bir düzenleme olmadığına ilişkin bilgiler
gelmektedir. Türkiyedeki noter sayısı 2 bin rakamına
ulaşmayan bir rakamdadır. Bunların içerisinde de noterlerin bir
bölümü daha önce emekli hâkim veya hazine avukatı olduğu için
yeşil pasaporttan yararlanmaktadır. Buradan Adalet Bakanına bir
kere daha sesleniyorum: Türkiye Noterler Birliği ve noterler kendilerine
devletin en çok güvendiği memurlardır ve ellerinde mühür olduğu
için yeşil pasaport konusunda ciddi beklentileri bulunmaktadır. Bu
nedenle, önümüzdeki günlerde gelecek olan yeşil pasaportlarla alakalı
düzenlemelerin Noterler Birliğinin ve noterlerin beklentisi olduğunu
belirtiyor, bu konuda Adalet Bakanının ve yasayı
hazırlayanların gerekli girişimlerde bulunmasını yüce
Parlamentodan bir kere daha seslendiriyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
68.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Çiftçi Kayıt Sistemine
kayıtlı pamuk üreticilerinin Ziraat Bankası ve tarım kredi
kooperatiflerine olan borçlarının ertelenmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çiftçilerin üretim girdileri 2019
yılında ilaçta yüzde 100, gübrede yüzde 80, tohumda yüzde 55, mazotta
yüzde 35 oranında artmıştır. Bunun dışında
biçer, su parası, işçi yevmiyesi girdileri de artış
göstermiştir. Pamuk hasadı Tarsusta ve Çukurovada yüzde 80
oranında tamamlanmıştır. Taban fiyat politikası
olmadığından, tüccar dökülen pamuğun kilosunu 3 TLden
fiyatlandırmaktadır. Geçen yıl pamuk kilogram fiyatı 4 TL
iken bu yıl yüzde 28 gerileyerek 3 TLden satılmaktadır. Girdi
fiyatları bu kadar bariz artarken fiyatın inmesi ve yaşanan
rekolte düşüklüğü çiftçimizi zor durumda
bırakmıştır. Bu nedenle pamuk priminin kilogram
başına en az 1 TL verilmesi ve ÇKSye kayıtlı olan pamuk
üreticilerinin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan
borçlarının ertelenmesi çiftçilerimizin acil beklentisidir.
Köylümüze, çiftçimize sahip çıkmak zorundayız. Çiftçilerimiz üretimin
dinamosu, memleketin can damarıdır.
Konuyu dikkatlerinize sunuyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Ceylan
69.-
Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın, süt üreticilerinin
mağduriyetine ve yem fiyatları artarken süt fiyatlarının
gerilediği bir başka ülkenin olup olmadığını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) 31 Mart yerel seçimleri
öncesinde Tarım ve Orman Bakanı çiğ süt priminin litrede 15
kuruşluk artışla 25 kuruşa
çıkarılmasını müjde olarak duyurmuştu.
Mayıs-Haziran dönemi primleri henüz ödenmeden Bakanlık bütçeyi
gerekçe göstererek çiğ süt primini hem de Mayıs 2019dan geçerli
olacak şekilde yeniden 10 kuruşa düşürdü yani üretici zamlı
fiyattan destek ödemesi alamadan ağa verdiğini geri aldı.
Üstelik ağalık yaparak sorunu çözülmez. Bu yöntemle süt ineklerinin
kesilme, gönderilme sürecini hızlandırırsınız, sonra
da çözümü hep yaptığınız gibi ithalatta
ararsınız. Bu durum zaten sıkıntı çeken süt
üreticisini daha da zora sokacaktır. Yem fiyatları artarken süt
fiyatlarının gerilediği başka bir ülke var mıdır?
Sayın Bakan Süt üreticileri olmasa Bakanlığı ne güzel
yönetirim. demek mi istiyor?
Teşekkürler.
BAŞKAN Son olarak Sayın Gürer
70.-
Niğde Milletvkili Ömer Fethi Gürerin, Niğde ilindeki engelli ve 65
yaş aylığı alan yurttaşların
maaşlarının neden kesildiğine ilişkin
sorularının yanıtlanması yönünde Meclis
Başkanlığınca girişimde bulunulmasını talep
ettiğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
65 yaş maaşı alan ya da engelli olan
yurttaşlarımızın Niğdede son dönemlerde
maaşlarının kesildiği yönünde şikâyetler gelmekteydi.
Bununla ilgili, Çalışma Bakanına bir soru önergesi verdim. 65
yaş maaşı ve engellilerin maaşlarının neden
kesildiğini sorduğumda, Sayın Bakan böyle bir uygulamanın
bulunmadığını ifade etti ancak bölgede Edikli,
Beyağıl, Alihoca köylerinde isim isim bu kişileri saptadım.
Niğde merkezle birlikte kendisine isimlerle soru önergesini tekrar yönelttim.
Şu ana kadar bu konuda bir yanıt alamadım. 65 yaş
maaşını yıllardır alanların, engelli olarak
yıllardır maaş alanların maaşlarının
kesilmesi kabul edilebilir bir durum değildir, mağdurdurlar. Bu
nedenle, Başkanlığınız tarafından
sorularımızın yanıtlanması yönünde girişimde
bulunulmasını talep ediyor, teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tanal, sisteme
girmişsiniz, sizin de mi talebiniz var?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Vallahi, izin
verirseniz Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun, sizi de kırmayalım.
Bu son konuşma değerli arkadaşlar.
71.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, polislere 3600 ek gösterge
verilebilmesi için hazırladıkları kanun teklifleriyle ilgili
Meclis Başkanlığından destek beklediklerine ilişkin
açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Çok teşekkür
ediyorum Değerli Başkanım.
Hepinize iyi akşamlar diliyorum.
Değerli Başkanım, tabii, çok kanun
teklifi de verdik ama
Emniyet mensuplarına 3600 ek gösterge verilmesi
için biz bir kanun teklifi verdik ancak AK PARTİ iktidarı
tarafından Meclis Genel Kuruluna getirilmiyor. Tabii, sizin yetkiniz ne
kadar, nasıl yardımcı olabilirsiniz bize bilemiyorum ama
polislere yönelik 3600 ek göstergenin Genel Kurula getirilip en azından
oylanmasını istiyoruz. Polislerin çalışma
koşulları çok kötü ve mesai ücreti almıyorlar; bu
çalışma koşulları nasıl düzeltilecek? Verdiğimiz
kanun teklifleriyle ilgili sizden bir destek istiyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Peki.
Değerli milletvekilleri, tüm
katkıları için herkese teşekkür ederim. Umarım yararlı
bir uygulama oldu. (CHP sıralarından alkışlar) Vaktimiz
vardı, değerlendirdik.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.21
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
İsmail OK (Balıkesir),
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
15inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
117 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci ile 74 Milletvekilinin Ödeme ve Menkul
Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2272) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 117) (Devam)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
88 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlıyoruz.
2.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili
Mustafa Şentopun Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve
Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik
Sözleşmeye Türkiye Cumhuriyetinin Beyanlarla Birlikte
Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1801)
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 88)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
33 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlıyoruz.
3.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım'ın Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan
Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması Tarafından Kurulan
Ortak Komite'nin Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan Arasındaki Serbest
Ticaret Anlaşması'nın Menşeli Ürünler
Kavramının Tanımı ve İdari İşbirliği
Yöntemleri Hakkında Protokol II'sini Değiştiren 1/2016
Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
ve Anlaşmanın Protokoller ve Eklerine İlişkin
Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan
Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun Teklifi
(2/1364) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 33)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Değerli milletvekilleri, gündemimizde
başka bir iş bulunmadığından, alınan karar
gereğince, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için 12 Kasım 2019 Salı
günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.24