TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
32nci
Birleşim
13
Aralık 2019
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130)
A)
TİCARET BAKANLIĞI
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ
GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve
Destekleme İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, kurulduğu tarihten itibaren Helal Akreditasyon
Kurumundan belge alan herhangi bir firmanın olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
2.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Diyarbakır
Milletvekili Garo Paylanın 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin dördüncü tur görüşmelerinde
HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ve vicdanlı, adil bir bütçeyi görüştüklerine ilişkin
açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Genel Kurul görüşmelerinin hangi usul ve
esaslara göre yapılacağının İç Tüzükte
belirtildiğine ilişkin açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Arzu Erdemin, Milliyetçi Hareket Partisi olarak kadına
bakışlarının erkeğin yanında yer almak suretiyle
politikalar geliştirmesi gerektiği yönünde olduğuna ilişkin
açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Turan Aydoğanın, TÜBİTAKta yaşanılan
hukuksuzluğa ilişkin açıklaması
6.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Şanlıurfa
Milletvekili Ayşe Sürücünün 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin dördüncü tur görüşmelerinde
HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
ifadelerinin kabul edilemeyeceğine, devletin ve milletin töhmet
altında bırakılamayacağına ilişkin
açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Çankırı Milletvekili
Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ve eleştirilerde bulunmaya
devam edeceklerine ilişkin açıklaması
8.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlu her söz istediğinde kendisinin de söz talebinde
bulunacağına, terörle katı ve etkin mücadele edilmesi
gerektiğine, ÖSOnun Kuvayımilliyeye benzetilmesinin tam bir garabet
olduğuna ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal
Adanı İç Tüzük 69a uymaya davet ettiğine ilişkin
açıklaması
9.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemini esas alarak
görüşlerin ifade edilmesinden yana olduklarına ancak Suriyenin
kuzeydoğusunda katliam yapılıyor. ifadesine sessiz
kalmalarının mümkün olmadığına ve Milliyetçi Hareket
Partisi olarak insanların hangi gerekçeyle olursa olsun öldürülmesini
lanetlediklerine ilişkin açıklaması
10.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının bütçesinin askerî sınai kompleksi
geliştirmek üzere kurgulanmış bir bütçe olması nedeniyle
savaş politikaları ile silahlanmanın
tartışılmasının kaçınılmaz olduğuna ve
bağlamından kopuk bir tartışma sürdürmediklerine
ilişkin açıklaması
11.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun,
konuşmalarını İç Tüzük hükümleri çerçevesinde
yaptıklarına, Suriyenin kuzeyinden ülkemize yöneltilen teröristlere
gereken cevabın verildiğine, emperyalizmin uzantısı olan
terör örgütlerini lanetlediklerine, sivil vatandaşların dinine,
diline, ırkına bakmadan yanlarında olduklarına ve
olacaklarına ilişkin açıklaması
12.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, Suriyenin kuzeyinde sivil insanların öldüğüne
ilişkin açıklaması
13.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, hangi Birleşmiş Milletlerin
Millî Suriye Ordusu isimli çete grubunu Suriyenin meşru ordusu olarak
kabul ettiğini ve maaşlarının nereden ödendiğini öğrenmek
istediklerine, meşru iktidarın uluslararası hukuku ve insan
haklarını çiğneyen yapıların yanında
duramayacağına ilişkin açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadeleri ile Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün
129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
dördüncü tur görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine, yürütmenin
yaptığı iş ve işlemlerin en açık, en
ağır şekilde eleştirileceği tek ve meşru yerin
Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğuna ilişkin açıklaması
15.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, millet, vatan, devlet, din,
bayrak konusunda yarışılmasının güzel olduğuna ve
müşterek paydada birleşilmesi gerektiğine, Suriye Millî
Ordusunun Suriyelilerden oluştuğuna ve Türk ordusuyla beraber Tel
Abyad ile Resulayndaki Barış Pınarı Harekâtında
önemli fonksiyonlar icra ettiklerine, hakaret etmemek kaydıyla devletin ve
Hükûmetin uygulamalarının eleştirilebileceğine ilişkin
açıklaması
16.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Kuvayımilliye kavramıyla ilgili polemik
yapıldığına,
devletin eleştirilmesi ile iktidarın eleştirilmesinin
farklı olduğuna ve içinde bulunulan devleti yaşatmak, korumak
gerektiğine ilişkin açıklaması
17.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, iktidarın uygulamaları ile
politikalarını tartışıp eleştirdiklerine
ilişkin açıklaması
18.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, devletin iş ve işlemlerini yürüten
organın eleştirilmesinin devletin eleştirilmesi anlamına
geldiğine ilişkin açıklaması
19.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
20.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Türk ordusu ve
Mehmetçikimizle ilgili sözleri reddettiğine ilişkin
açıklaması
21.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, ABD Senatosunun Ermeni
tasarısını kabul etmesi kararına karşı siyaseten
resmî bir tepki verilmediğine ilişkin açıklaması
22.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, ABD Senatosunun Ermeni
tasarısını kabul etmesi kararını yok hükmünde
gördüklerine ilişkin açıklaması
23.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, ABD Senatosunun Ermeni
tasarısını kabul etmesi kararına Recep Tayyip
Erdoğandan bu milletin, bu Meclisin şanına şerefine
yakışır bir refleks beklediklerine ilişkin
açıklaması
24.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, yurt dışındaki iş
adamlarının yaşadığı sorunlar konusunda Ticaret
Bakanının hassasiyetine dikkat çekmek istediğine ilişkin
açıklaması
25.- Antalya Milletvekili
Abdurrahman Başkanın, Antalya Serbest Bölgesinin büyütülmesi
projesinin 2020 için programa alınıp
alınmadığını Ticaret Bakanından, güneş
enerjisi sistemleriyle ilgili projeler hakkında ne düşünüldüğünü
Sanayi ve Teknoloji Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
26.- Trabzon Milletvekili
Ahmet Kayanın, Trabzon ilinin milletvekili sayısının
düşmesinin nedeninin azalan nüfusu olduğuna ve Çömlekçi Kentsel
Dönüşüm Projesinin tamamlanmadığına ilişkin
açıklaması
27.- Malatya Milletvekili
Mehmet Celal Fendoğlunun, Malatya ilinde ilk kuru kayısı
deposunun temelinin atılması nedeniyle Sanayi ve Teknoloji
Bakanına teşekkür ettiklerine, Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesindeki
atıksu arıtma tesisisi kapasitesinin 40 bin metreküpe
çıkarılması projesinin tamamlanması sözünü beklediklerine
ilişkin açıklaması
28.- Adana Milletvekili
İsmail Koncukun, Adana TEMSA fabrikasında yaşanılan
sıkıntıların çözümü konusunda Sanayi ve Teknoloji
Bakanının müjde verip veremeyeceğini öğrenmek istediklerine
ilişkin açıklaması
29.- Mersin Milletvekili
Fatma Kurtulanın, Türkiye kamuoyunda Ticaret Bakanı Ruhsar
Pekcanın en başarısız Bakan olarak görüldüğüne
ilişkin açıklaması
30.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Mersin Milletvekili Fatma
Kurtulanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ve hizmetlerinden ötürü Kabine üyelerine teşekkür
ettiğine ilişkin açıklaması
31.- Mersin Milletvekili
Fatma Kurtulanın, sözlerinin Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlu tarafından gereksiz söylem olarak
değerlendirilmesini doğru bulmadığına ilişkin
açıklaması
32.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet
Kabinesi üyelerinin görevinin Meclise hesap vermek olduğuna, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Mustafa Varankın 129 sıra sayılı
2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin dördüncü tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasında
sergilediği tutumun kabul edilemez olduğuna ilişkin
açıklaması
33.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, yaratılan Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin Sanayi ve Teknoloji Bakanına sadece ve sadece
Bakanlığını anlatma yetkisi verdiğine ve 129 sıra
sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra
sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin dördüncü
tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerini talihsizlik olarak
nitelendirdiğine ilişkin açıklaması
34.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, bütçe görüşmelerinin
Anayasa ve İç Tüzüke göre yapıldığına, bütçeyi teklif
eden Bakanlığın temsilcisi olarak Kabine üyesinin
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi çerçevesinde yürütme
adına konuşma hakkına sahip olduğuna ve siyasi
eleştiri getirenlerin siyasi eleştiriye açık olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
35.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Bakanların statülerinin Anayasada
belirlendiğine ilişkin açıklaması
36.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, istenildiğinde AK PARTİ Genel
Başkanı, istenildiğinde Cumhurbaşkanı
olunamayacağına ilişkin açıklaması
37.- Diyarbakır
Milletvekili Garo Paylanın, Ticaret Bakanlığı ile Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığını eleştirirken hedefinin
Hükûmetin özgürlük alanını daraltan politikaları olduğuna
ilişkin açıklaması
38.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, seçilmemiş birinin Genel Kurulda polemik
yapamayacağına, Hükûmete yönelik eleştirilere Hükûmetin cevap
vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması
39.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili
Engin Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine, siyasi eleştiri yöneltilen kişilerin de siyasi olarak
kendilerini savunma hakkının muteber olduğuna ve millet
iradesine sahip çıkılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, gündemi değiştirerek
Meclisi tartışır hâle getirmeyi doğru
bulmadığına ve süreci iyi işletebilmek adına Grup
Başkan Vekillerine tartışmaların sonunda söz hakkı
vereceğine ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, Türkiyede kürdistan diye bir
bölgenin olmadığına ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, milletvekillerinin
açıklamalarına saygı duyduğuna ama zamanın verimli
kullanılabilmesi açısından sürelere dikkat edilmesi
gerektiğine ilişkin konuşması
4.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, Amerika Birleşik Devletleri
Senatosunda alınan Ermeni soykırımının kabul edilmesi
kararının ne Türk milletinin vicdanında ne de evrensel hukuk nezdinde
meşru olmadığına ilişkin konuşması
VI.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, 13 Aralık 2019 Cuma günü yaptığı toplantıda
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin
gündeme alınarak oylamasının bugünkü birleşimde yapılmasına
ilişkin önerisi
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Amerika Birleşik
Devletleri Senatosunun tarihî gerçekleri saptırmak suretiyle
uluslararası hukukun temel kurallarını yok sayarak sözde Ermeni
soykırımı iddiaları konusunda kabul ettiği kararı
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak esefle kınayarak reddedildiğine
ilişkin tezkeresi (3/1032)
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
DÜZELTMELER
1.- Tokat Milletvekili Özlem
Zenginin, 12/12/2019 tarihli 31inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin dilekçesi
13 Aralık 2019 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.04
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare
AYDIN YILMAZ (İstanbul), Rümeysa KADAK(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 32nci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündemimize göre, 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmelere devam
edeceğiz.
Program uyarınca bugün dördüncü turdaki
görüşmeleri yapacağız.
Dördüncü turda bütçe ve kesin hesapları yer
alan kamu idarelerini okutuyorum:
Ticaret Bakanlığı, Ekonomi
Bakanlığı, Rekabet Kurumu, Helal Akreditasyon Kurumu, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı, GAP Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma
İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Küçük
ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü,
Türk Patent ve Marka Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanlığı, Türkiye Uzay
Ajansı.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi (1/278) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (x)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel
Uygunluk Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (x)
A) TİCARET BAKANLIĞI
1) Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ticaret Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B) EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) REKABET KURUMU
1) Rekabet Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL AKREDİTASYON KURUMU
1) Helal Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) SANAYİ
VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Doğu Anadolu Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Anadolu Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Konya Ovası Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya Ovası Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA
İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ
GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri
Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) TÜRK
STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ
1) Türk
Standartları Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Standartları Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ) TÜRK
PATENT VE MARKA KURUMU
1) Türk Patent ve Marka
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL
VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE
UZAY AJANSI
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince, tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti gruplarına
ve İç Tüzükün 62nci maddesi gereğince istemi hâlinde
görüşlerini bildirmek üzere yürütmeye yetmişer dakika söz
verilecektir. Bu süreler birden fazla konuşmacı tarafından
kullanılabilecek ve şahsı adına yapılacak
konuşmaların süresi ise beşer dakika olacaktır.
Ayrıca, konuşmalar tamamlanınca soru ve cevap işlemi on
dakika soru, on dakika cevap olarak yapılacak ve sorular gerekçesiz olarak
yerinden sorulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Dördüncü turda siyasi parti grupları, yürütme
ve şahıslar adına söz alanların adlarını
sırasıyla okutuyorum:
Gruplar adına:
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına: Malatya
Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Eskişehir Milletvekili Metin
Nurullah Sazak, Sivas Milletvekili Ahmet Özyürek, İstanbul Milletvekili
İzzet Ulvi Yönter, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Özyavuz,
Konya Milletvekili Esin Kara, Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına:
Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, İstanbul Milletvekili Erol
Katırcıoğlu, İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Batman
Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Şanlıurfa Milletvekili
Ayşe Sürücü, Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin Maçin, İzmir
Milletvekili Murat Çepni, İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına:
İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, Adana Milletvekili Orhan
Sümer, Hatay Milletvekili İsmet Tokdemir, İzmir Milletvekili Mahir
Polat, Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya,
Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlık, Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutdere, Karaman Milletvekili İsmail Atakan
Ünver, Samsun Milletvekili Kemal Zeybek, İzmir Milletvekili Sevda Erdan
Kılıç, Kayseri Milletvekili Çetin Arık, İzmir Milletvekili
Ednan Arslan.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına:
Manisa Milletvekili Semra Kaplan Kıvırcık, Denizli Milletvekili
Nilgün Ök, İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk, Gaziantep
Milletvekili Abdullah Nejat Koçer, Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Van
Milletvekili Abdulahat Arvas, Konya Milletvekili Selman Özboyacı, Trabzon
Milletvekili Adnan Günnar, Mersin Milletvekili Hacı Özkan, Ordu Milletvekili
Metin Gündoğdu, Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli,
İstanbul Milletvekili İffet Polat, Gaziantep Milletvekili Derya
Bakbak, Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız.
İYİ PARTİ Grubu adına: Samsun
Milletvekili Bedri Yaşar, Isparta Milletvekili Aylin Cesur, Ankara
Milletvekili Koray Aydın, Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz,
İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, Ankara Milletvekili Ayhan
Altıntaş.
Şahıslar adına: Lehinde Amasya
Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil, aleyhinde Yozgat Milletvekili
İbrahim Ethem Sedef.
Yürütme adına: Ticaret Bakanı Ruhsar
Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank.
BAŞKAN Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına ilk söz Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğluna
aittir.
Buyurun Sayın Fendoğlu. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya)
Sayın Başkanım, Ticaret Bakanlığı, Rekabet
Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumunun 2020 yılı bütçesi üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Sayın Başkanı, değerli milletvekillerini ve ekranları
başında bizleri izleyen yüce Türk milletini en kalbî
duygularımla selamlıyorum.
1071den 2019a Anadoluyu ana yurt yapmak için, bu
uğurda şehit olan tüm şehitlerimizi; son Türk devletinin kurucusu
ve başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü; 1071den beri yolu
yolumuz, sözü sözümüz olan ve 1969da fikrimizin ve Türk milliyetçilerinin
siyasetteki sesi olan, Ülkü Ocaklarının kurucusu Başbuğ
Alparslan Türkeşi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz. (MHP
sıralarından alkışlar)
Bugün Rekabet Kurumu ve 15 Temmuz 2018de kurulan
Helal Akreditasyon Kurumu hakkında biraz bilgi vereceğim.
Piyasa ekonomisinin dayandığı temel
ilke, ekonomik ilişkilerin rekabet odaklı olduğu
varsayımıdır. İktisadi anlamda rekabet, bir piyasada
satıcıların daha fazla müşteri edinerek mal ve hizmet
satışlarını, dolayısıyla da kârlarını
artırmak için giriştikleri yarıştır.
Rekabet Kurumu, 4054 sayılı Kanunun
20nci maddesine göre, mal ve hizmet piyasalarının serbest ve
sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün ve
gelişmesinin temini ile bu kanunun uygulanmasını gözetmek ve
kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere
kurulmuştur. Bu çerçevede, Kurumun esas görevi, kanunun kendisine
verdiği yetkileri kullanarak mal ve hizmet piyasalarındaki rekabetçi
sürecin tehdit edilmesini engellemektir. Rekabetçi sürecin korunması
yoluyla kaynakların etkin dağılımının
sağlanması, toplumsal refahın artırılması,
Rekabet Kurumunun misyonunun temel dayanağını
oluşturmaktadır.
Helal akreditasyon nedir? Helal uygunluk
değerlendirme alanında faaliyet gösteren, diğer bir ifadeyle,
helal belgesi veren kuruluşların, ulusal ve uluslararası kabul
görmüş standartlara göre değerlendirilmesi, yeterliliklerin
onaylanması, düzenli aralıklarla denetlenmesi ve izlenmesi demektir.
Kurumun yeni olması dolayısıyla her
zaman karşılaştığımız soruların
başında Helal Akreditasyon Kurumu neyin helal, neyin haram
olduğuna karar verecek mi? sorusu gelmektedir. Tabii ki hayır. Bu
kurum bir fetva makamı değildir ve Diyanet İşleri
Başkanlığına bağlı bir kurum da değildir;
doğrudan Ticaret Bakanlığımızın uhdesinde
kurulmuş bir kurumdur ve helal belgesini de bizatihi kendisi düzenlemez.
Gerekli izinleri verip onları denetleyerek, dünyada bilinirliği ve güvenirliği
olan, tüketiciler nezdinde de farkındalığı yüksek bir
yapı kurma iddiasındadır.
Yine bir başka soru akla geliyor bu Kurum
hakkında: Helal belgesi olmayan ürünler ya da hizmetler haram
mıdır? Helal, İslam fıkhına göre
Yasaklanmamış, izin verilen ve kurallara uygun olan.
anlamını taşır. Bu tanım, gıda ve diğer
ürünlerin sağlık ve temizlik konusundaki kriterlere uygunluğunu
da içermektedir. Helal belgelendirme kuruluşlarınca yapılacak
belgelendirme, uluslararası alanda kabul gören gıda güvenirliği,
hijyen ve sağlıkla ilgili standartların gerekliliklerini de
kapsamaktadır. Ancak kimse buradan şu anlamı
çıkarmasın: Helal belgesi olmayan ürünün haram olacağı
sonucunu çıkarmasın.
Bu helal gıda ve hizmet belgesinin önemi,
tüketiciye güven, üreticiye ise rekabet, kalite ve dış ticarette
pazar giriş kolaylığı sağlamasıdır.
Şöyle ki: Dünyada 1,8 milyar Müslüman nüfusun tüketim
alışkanlıklarına helal belgesi özelinde bakıldığında,
gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi ürünler ile
turizm ve seyahat gibi hizmet sektörlerinin yer aldığı helal
ürün ve hizmetler için 2018 yılında yapılan harcamalar
yıllık yüzde 5 büyüme kaydederek 2,2 trilyon ABD dolarına
ulaşmıştır. İslami finans ise yüzde 6,2 oranında
büyüyerek 4,5 trilyon ABD doları işlem hacmine ulaşmıştır.
Hak, helal belgesi sahibi olmanın, Müslüman dünyasının
ihtiyaçlarına cevap verecek bir yetkinliğe ulaşması
gerektiğini savunmaktadır. Bu alandaki parçalı yapının
aşılması bakımından helal standartları ve
belgelendirmesi konusunda ortak bir yaklaşım sergilenmesi ve
uygulamada harmonizasyonun sağlanması gereklilik arz etmektedir. Bu
harmonizasyon yapıldığı takdirde ticarette helal
belgelendirme bir teknik engel değil, ürün ve
hizmetlerin kalite imajına olumlu bir katkı unsuru olarak da ön plana
çıkacaktır. Bu şekilde helal belgeli ürünlerin dış
ticaretinin, sadece Müslüman ülkeler arasında değil, üçüncü ülkelere
yönelik olarak da artış göstermesi beklenir. Bu bağlamda, yurt
içinde ve yurt dışında helal akreditasyon alanında
faaliyette bulunmak, uluslararası platformlardaki helal akreditasyon
çalışmalarında ülkemizi temsil etmek ve yürütülen
çalışmaların öncülüğünü de üstlenmek üzere Türkiyede helal
akreditasyon hizmeti sunma yetkisini haiz tek kurum olarak Helal Akreditasyon
Kurumu, yani kısaca HAK kurulmuştur.
Son olarak, biraz
gündem dışı konuşacağım. Tabii, dün Amerika
Birleşik Devletleri Senatosunun kabul etmiş olduğu sözde Ermeni
soykırımı tasarısını kabul etmemiz mümkün
değil, kabul etmiyoruz; bizim için de hiçbir şey ifade etmiyor. Zehri
zemzem diye yutturmaya kalkışan dolandırıcı ve
dalavereciler, Türk milletini küçük düşürmenin, ülkemizin
saygınlığını zayıflatmanın hevesine
kapılmışlardır. Türkiyeyi yurt dışında
şikâyet etmedikleri kapı kalmadığı gibi, güvendikleri
dağlar da erozyona uğramıştır. Bitmişlerdir,
tükenmişlerdir ve dağılma sürecine girmişlerdir. Önünü
göremediğinden düzlük ile uçurum arasındaki farkı idrak ve
ayırt edemeyen gafillerin neden olduğu sis bulutu ülkemizin üzerine
çöreklense de Türkiye, soytarıların ithamıyla değerinden
bir şey kaybetmeyecektir.
Tarihi, dâhiler ve
kahramanlar kadar, alçaklar ve şarlatanlar da yönlendirir. sözü bir kez
daha anlam ve karşılığını bulmak üzeredir, dün
Amerikada alınan kararın sonucu gibi. Türkiyeyi yere düşürmek amacıyla
yer çekimiyle yarışanların ihanet ve ibret verici
iffetsizlikleri hepimizin gözü önünde cereyan etmektedir. Bulaşık
suyunu kristal bir vazo içinde saklayan sahtekârlar, Türkiyeyi açıktan
tehdide yeltenmişlerdir amma velakin bu Gazi Mecliste 4 parti grubu
anında toplanarak Libyayla Doğu Akdeniz Mutabakat
Muhtırasını onaylamıştır ve oyunlarını
geçmişte bozduğu gibi yine de bozacaktır.
Yüce Türk milleti ve
Milliyetçi Hareket Partisi, soysuzların çamuruyla, duruşundan, tarihî
vakarından asla vazgeçmeyecektir. Fitneye ve fesada geçit vermeyecektir. Bizlere bu doğrultuda yön veren ve
bağrına basan, yılların tecrübesi, tarihî birikimi,
öngörüsü ve stratejisiyle Türkiyenin önünü açan ve söylediklerinde de hep
haklı çıkan bilge liderimiz ve hareketin lideri Sayın Devlet
Bahçeliye Allah sağlıklı sıhhatli uzun ömürler versin.
FETÖ ve bölücü terör örgütleriyle mücadele azmini
Orhun kaynağından alan, Kürşadın narasıyla indik
Tanrı Dağından / Ruhumuzu kandırdık Orhunun
kaynağından / Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur /Türke kefen
biçenin ölümü korkunç olur. diyerek Kürşad Marşıyla yürüyen
Emniyet güçlerimize, MİT teşkilatımıza, Jandarma Özel
Harekâta, Polis Özel Harekâta ve tüm Türkiye sevdalılarına selam
olsun, helal olsun. (MHP sıralarından alkışlar)
Gazi Meclisimizi ve bizleri izleyen aziz
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. 2020
yılı bütçemiz hayırlara vesile olsun inşallah. Cumamız
mübarek olsun, Allaha emanet olun; servetiniz ana baba duası olsun.
Saygılarımla. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, müsaade ederseniz bir konuyu arz etmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın,
kurulduğu tarihten itibaren Helal Akreditasyon Kurumundan belge alan
herhangi bir firmanın olup olmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
az evvel hatip Helal Akreditasyon Kurumuyla ilgili bazı bilgiler verdi.
Ben hazır Sayın Bakan buradayken bir soru yöneltmek istiyorum Helal
Akreditasyon Kurumuyla alakalı.
RECEP ÖZEL (Isparta) Soru-cevaba mı geçtik?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Bakanım,
size Helal Akreditasyon Kurumuyla alakalı bir soru yöneltmek istiyorum.
Temmuz 2018de faaliyetiyle ilgili kararname
oluşturulmuş, Helal Akreditasyon Kurumu devreye girmiş;
ihracatı artırmak amacıyla kurulmuş, 50ye yakın
eleman istihdam edilmiş Yönetim Kurulu hariç, bir buçuk yılda bütçesi
de 15 milyon 619 bin lira. Şu ana kadar Helal Akreditasyon Kurumundan
belge alan herhangi
bir firma var mı? Bizdeki rakam sıfır olarak gözüküyor,
yanlışsa bunu bilmek istiyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi (1/278) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129)
(Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel
Uygunluk Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ticaret Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) SANAYİ
VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
G) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE
ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE
DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK
STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk
Standartları Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Standartları Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ) TÜRK
PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL
VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE
UZAY AJANSI (Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Şimdi, Eskişehir
Milletvekili Metin Nurullah Sazak, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu
bütçelerini değerlendirmek üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak kararlı
duruşumuzla desteklediğimiz Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminde yaklaşık on sekiz ayı geride
bırakmış bulunuyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tüm
kurum ve kuruluşlarıyla Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin yanı sıra, Türk devleti ve necip Türk milleti lehine olan
bütün faydalı gelişmeleri mutlak bir şekilde desteklemekteyiz.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasındaki
süreçte ülkemiz, sadece terörle mücadele etmek ve sınır
güvenliğini yedi düvele karşı korumak için değil, aynı
zamanda, cumhuriyet tarihinde gördüğümüz en büyük ekonomik
saldırılarla da mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Dış kaynaklı olan yazılı
beyanlarla ve alenen tehdit unsuru olarak kullanılan sanal
saldırılar sonucu döviz kurlarında suni bir yükseliş ve
dalgalanma yaşanmıştır. Yaşanan olumsuzluk, faiz,
enflasyon ve büyüme oranlarının etkilenmesine neden olmuştur.
Dünya ekonomisindeki daralmadan yoğun biçimde etkilendiğimiz 2019
yılında ülkemizin içinden geçtiği bu kritik süreçte,
ekonomimizin itidalli bir toparlanma içerisinde olduğunu bütçe
raporlarında görmek umut vericidir.
Ticaret Bakanlığının bütçesi
içerisindeki en büyük kalemin ihracattaki devlet destekleri olması ve
EXIMBANKın her 100 dolarlık ihracatın 20 dolarını
finanse etmesi dış ticaret açısından olumlu bir
gelişmedir. Bu anlamda, Ticaret Bakanlığı verilerine göre,
ithalat ve ihracat arasındaki makasın daralması dış
ticaret dengemize yaklaşık olarak 29 milyar dolarlık pozitif bir
katkı sağlamıştır. Bu sonucun ticaret erbabına,
mavi ve beyaz yakalı çalışanlara olumlu olarak
yansıyacağı temennisiyle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak Ticaret Bakanlığının sunduğu bütçeyi
desteklediğimizi ifade ederim.
İçinde bulunduğumuz 21inci
yüzyılın, algı yönetimi ve ticaret savaşlarıyla dünya
siyasetine yön verdiği bir gerçektir. Yüz yıl önce devletlerin söz
sahibi olduğu bir dünyadan, çok uluslu şirketlerin söz sahibi
olduğu bir düzene geçtik. Bu düzen, algı yönetimiyle, geleneksel aile
yapısını, kültürel zevk ve tüketim
alışkanlıklarını küresel şirketlerin üretim ve
planları doğrultusunda değiştiren ve giderek devlet
bütünlüğünü bozmaya kasteden bir düzendir. Yine bu fitneci, bozguncu
küresel irade, kartel medyası gücüyle, ülkemizin ekonomisini ve toplumsal
kimyasını da değiştirmektedir. Ülke
sınırları içinde etnik kimlik kışkırtmasıyla
toplumsal bütünlüğü bozarken, perde gerisinde ise tüketim odaklı,
küresel, kimliksiz, özgür köleler yetiştirerek yeni dünya düzenini
inşa etmektedir.
Bu küresel zorba iradenin dayatmalarının
yanında, bu yüzyılın getirdiği teknolojik dijital
gelişmelerin bir sonucu olarak toplumun kabul ettiği pek çok kavram
ve olgu değişmiş, dünya ticaretinin yüzde 85i dijital ortama
kaymıştır. Değişen ticaret düzeninde dünyanın
Endüstri 4.0, yapay zekâ ve dijital paralar dönemine girdiğini sizlere
buradan bir kez daha hatırlatmak isterim. Bu kapsamda Ticaret
Bakanlığının kullandığı, fiziki müdahale
olmadan yolcu üzerine gizlenmiş yasa dışı
eşyaları tespit etmeye yarayan Yolcu Görüntüleme Sistemi,
TÜBİTAKla ortaklaşa geliştirilecek olan yapay zekâ
teknolojisine dayalı Tarama Ağı Projesi ve Savunma Sanayii
Başkanlığımızla ortaklaşa başlatılan
MİLDAR Projesindeki olumlu çalışmalar yakından takip
edilmelidir.
Bizler açısından gurur verici söz konusu
projeler dışında, Ticaret Bakanlığı, ayrıca,
çağın gerektirdiği düzenlemelere uyum sağlayarak, dijital
paraların altyapısını içeren blok zincir teknolojisi
kapsamında Blockchain Türkiye kuruluşunun ilk kamu üyesi
olmuştur.
Gelişen teknoloji, bilginin kolay
ulaşılır olması, toplumları yenilikçi, geçerli,
kullanışlı kamu ve özel sektör politikaları arayışına
yöneltmiştir. Bu durum -yerli ve millî bir ortak hafızayla, toplumun
sosyoekonomik problemlerini ve coğrafyamızın stratejik önemini
kavrayarak, kendi referanslarımız doğrultusunda kendi yöntemlerimizi
oluşturup- topyekûn mücadele ve seferberlik gerektirecek önemli bir
konudur. Bu anlamda, dünyanın düzensiz ekonomi sistemine terk
edildiği günümüzde, kamunun ve özel sektörün sahip olduğu bilgi
birikiminin paylaşılması gerekmektedir. Piyasaların
sağlıklı işlemesi, gelişmesi için, ahlaki rekabet
kurallarıyla güven veren yüksek katma değerli ürünlere
yatırım yapılmalı, büyüme ve ekonomik hedeflere
ulaşılması gerektiği noktada ortak akıl ve vizyonla
hareket edilmelidir.
Bilindiği üzere, dünyada ve ülkemizde
yaşanan değişikliklerden, vekili olduğum Eskişehirdekiler
de dâhil tüm işletmeler, mali yapı ve finansman erişimi
açısından olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu olumsuzluğu ortadan
kaldıracak, kuru dalgalanma risklerinden koruyacak bir sistemin
yatırımcı, üretici ve bankalarla acilen oluşturulması
gerekmektedir. Yerli ve millî üretim yapan, markalaşmak isteyen, AR-GE ve
inovasyon yapan, patente ve katma değeri yüksek ürünlere yatırım
yapan firmalara finansman desteğinin yanında eğitimli eleman
desteği sağlanarak uluslararası rekabet disipliniyle
yönlendirilmelidir. Bunun yanında, uluslararası ticarette etkili
olmak adına dış misyonlardaki tüm diplomatlarımız
birer ticaret uzmanı gibi o ülkenin ekonomik örgütleriyle diyalog hâlinde
olmalıdır. Buradan hareketle, Avrupa Birliğiyle yürürlükte olan
ticaret anlaşmaları bir an önce güncellenmelidir. Ayrıca
uzmanlık alanı ithalat ve ihracat olan mühendislerin, günümüzün
gerektirdiği düzenlemeleri, hızlı kararları ve doğru
yatırımları yaparak dünya ticaretindeki payımızı
artıracağı düşüncesindeyim. Diğer taraftan, ticaret ve
sanayi odalarının üniversitelerle birlikte yapacağı
çalışmalar sonucunda, stratejik kararlar alan profesyonel
dış ticaret uzmanları da sahada olmalıdır.
Ekonomik büyüme ve toplumsal refahın,
kısaca, küresel rekabette oyun kurucu olmanın inovasyonla mümkün
olacağı, bunun da istikrarlı büyümeyi getireceği malumdur.
Küresel ve yapısal eşitsizliklerin yanında,
yatırımların aynı çizgide, inovasyondan uzak
sürdürülmesinin ekonomik ilerlemeyi durdurduğu bir gerçektir. Bu konuda
Rekabet Kurumunun 2019-2023 Stratejik Planı içerisinde disiplinli ve
kararlı uygulamalarda bulunması umut verici bir gelişmedir.
Yirmi yılı aşan bir süredir ülkemizde
hizmet veren Rekabet Kurumu, kamu tarafından özelleştirilen
şirketleri yakından incelemeli, hâlihazırda aynı sektörde var
olan diğer şirketlere karşı avantajlı konumda
olmamasına özen göstermeli, ayrıca rekabet ihlalleri ve tüketiciyi
mağdur eden monopolleşmeyi de titizlikle
soruşturmalıdır. Rekabet Kurumu, sahip olduğu bilgi
birikimini daha efektif kullanmalı ve gelişmiş ülkelerdeki
muhatapları seviyesine çıkması için de istihdam edilen nitelikli
personel sayısını artırmalıdır. Esnaf ve
sanayicimizin mağdur olmaması amacıyla onları her türlü
zarara karşı korumalı, uluslararası kurum ve
kuruluşlar nezdinde gerekli girişimleri yapmalı ve
gerektiğinde misilleme hakkını da kullanmalıyız.
Sayın milletvekilleri, belirtmek istediğim
bir diğer konu da şu: Türkiyenin sesinin kısılmaya
çalışıldığı bir dönemde, ekonomik olarak umut
verici gelişmeler yaşanmasına rağmen; 1,8 milyar Müslüman
nüfusun oluşturduğu ve büyüklüğü 4 trilyon doları aşan
helal ekonomisinde pazar bulmakta maalesef çok geri kaldık. Çok
değil, bir asır önce hüküm sürdüğümüz topraklardan ibaret olan
bu pazarda, İngiltere ve Fransa âdeta kartelleşmiş bir
konumdadır. Küresel helal ekonomisi pazarında ilk etapta yüzde 5
pazar payı hedeflenmeli ve kademeli olarak da hedef yükseltilmelidir.
Tüm İslam ülkelerinin başkentlerinde yapay
zekânın yönettiği ve teknik uzmanların istihdam edildiği
ticaret merkezleri kurulmalı, ülkemizdeki mevcut şirketler
desteklenmeli, özel sektörün yetersiz kaldığı durumlarda ise
kamu kendisi yatırım yapmalıdır.
Bu kapsamda, helal belgesi veren
kuruluşların sertifikalarını akredite etmek amacıyla
temelden uluslararası bir yapılanmayla Kasım 2017de kurulan
Helal Akreditasyon Kurumu, teşkilatlanmasını yeni
tamamlamış ve 16 Ekim itibariyle artık sertifikaları
akredite edebilir hâle gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, değişen
dünyada demir yolu taşımacılığına yeni bir yön
verecek olan, kamuoyunda yeni İpek Yolu olarak adlandırılan ve
Pekinden Londraya uzanan Bir Kuşak Bir Yol Projesi kapsamında, 42
tıra eş değer elektronik ürün taşıyan yük treni
geçtiğimiz ay Çinden çıkıp Marmarayı kullanarak Avrupaya
geçmiştir. Ülkemize ticari kazanç ile yeni iş birlikleri sunan, demir
yolu taşımacılığı için milat kabul edilen bu
projenin bizim topraklarımızdan geçmesi ve geniş beşerî
sermayemiz avantajımızdır. Bu avantajı iyi kullanmalı,
raylı sistem ve yüksek teknoloji tecrübesine sahip olan seçim bölgem Eskişehirin,
yeni İpek Yolunda merkez üs konumuna gelmesi
sağlanmalıdır.
Bu minvalde, TÜLOMSAŞın, gerek teknolojik
altyapı gerek nitelikli personeliyle, bu büyük projede üzerine düşen
görevi millî ve yerli bir şekilde yapmaya hazır olduğunu bir kez
daha ilgililere hatırlatırım.
Muhterem milletvekilleri, ayrıca,
bulunduğumuz haftanın Tutum, Yatırım ve Türk Malları
Haftası olduğunu hatırlatmak isterim.
Ülkemizin jeopolitik konumunu ve genç nüfusumuzu
dünyanın göz ardı edemeyeceği malumdur. Bu anlamda, çocuklarımızın,
yerli ve millî üretim ve tüketim bilinci aşılanarak, insan
haklarını gözeten, Hakka tapan özgür bireyler olarak
yetiştirilmesini, dünya sulhunda ve adaletinde Türksüz bir dünya
olamayacağını vurgulamak ve hatırlatmak isterim.
Değerli milletvekilleri, malumunuz olduğu
üzere, Amerika Birleşik Devletlerinin gerçeğe aykırı
siyasi bir kararla sözde Ermeni soykırım tasarısını
Senatoda kabul etmesinin, tarihin, gerçeğin ve bizim için hiçbir anlamı
olmadığını ifade etmek istiyorum.
İnsan hakları sadece sermayelerine ve
ideallerine hizmet eden coğrafyalarda değil Kızılderili
yerli Amerikalılar, Afrikada yapılan köle ticaretinde ölen
milyonlar, Hiroşima, Kore, Vietnam, Afganistan ve Irak için de geçerlidir.
Doğu Türkistandaki soydaşlarımızın gördüğü zulme
karşı gösterdikleri hassasiyetleri manidardır ve
aklımıza katilin polisle birlikte arama yaptığı
cinayetleri getirmektedir. Türkün ahlakını, adaletini, merhametini
sorgulayacak yürekte, şecerede olmadıkları malumdur. Güçlü
gözükmek, haklı olmayı sağlamaz. Cesameti ne olursa olsun, bu
köksüz ağacın akıbeti bellidir. Bizim ekimiz de kökümüz de
bellidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
METİN NURULLAH SAZAK (Devamla) Yaprak
dökmüş olabiliriz ama mevsimi geldiğinde açmayı da mazluma gölge
olmayı da en iyi biz biliriz.
Bosna katliamına desteğin Nobel Ödülüne
layık görüldüğü bir konjonktürde, dünya medeniyetlerinin kökünü
kazıyan emperyalistler bize insan hakları dersi vermeye
kalkmasın.
Bu vesileyle Ticaret Bakanlığının
2020 yılı bütçesinin necip Türk milleti için hayırlara vesile
olmasını temenni eder, yüce heyetinizi saygılarımla
selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi söz sırası, Sivas
Milletvekili Ahmet Özyüreke aittir.
Buyurun Sayın Özyürek. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA AHMET ÖZYÜREK (Sivas) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal
Akreditasyon Kurumu bütçeleri üzerine söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte,
Ticaret Bakanlığı, 2 farklı bakanlığın
birleştirilmesiyle, dış ticaret, gümrük ve iç ticaret
idarelerini aynı çatı altında bir araya getirmiştir.
Ticaretin hem güvenli hem de kaliteli bir şekilde yapılması,
gümrük ve ticaret politikalarının başat unsurudur. Ülkemiz için,
Bakanlığın bu unsuru göz ardı etmeden çalışmalarına
devam ediyor olması memnuniyet vericidir. Ülkemizdeki iş
ortamını güven olgusuyla geliştirirken dış
ticaretimizin de ülkemizin büyümesine daimî olarak katkı
sağlaması küçük işletmelerin, esnaf, sanatkâr ve kooperatiflerin
imkânlarını her zaman bir adım ilerisine taşımak ve
güçlendirmek önem teşkil etmektedir. Başkalığın
verilerine göre, şu an 1 milyonu aşkın esnaf ve
sanatkârımızın varlığı ülke ekonomisi içerisinde gelişmelere
yön verebilecek bir kesimi göstermektedir. Esnafımızın millî
ticaret içerisindeki değeri göz ardı edilmeden, mesleki eğitim
sistemi geliştirilmeli ve mensubiyet bilinciyle strateji
oluşturularak esnafımıza güven verilmelidir. Böylece
esnafımızın verimliliğini artırmak adına bir
adım atılmış olacaktır. Zira bizim için esnaf ve sanatkârlarımızın
faaliyetlerini desteklemek aynı zamanda yerel olanı desteklemektir.
Bu alanda sosyal refahı sağlamak ve korumak adına
istihdamlarının artırılması, gelir
dağılımındaki dengesizliklerin bir ivmeye
ulaştırılması ve yeni girişimcilerin ekonomiye
kazandırılması için eylem planları geliştirilmelidir.
Ticaret Bakanlığımızın bu husustaki
çalışmaları umut vericidir. Ancak esnafımızın
taleplerini de dile getirmenin gerekliliğiyle SGK prim oranı
düşürülmeli ve SGK prim gün sayısı ile emekli
aylıkları arasında eşitsizlik giderilmelidir.
Bir diğer husus şudur: Ticaretin kolay ve
hızlı bir şekilde sürdürülebilir olması ülkemiz için
elzemdir. Küreselleşen ve dijitalleşen günümüz dünyasında
Ticaret Bakanlığının geliştirmiş olduğu,
ticaretin elektronik ortam üzerinden gerçekleştirilebiliyor ve daha
fazlası için alt yapı oluşturuluyor olması, ülkemiz
ticaretini daha da ileriye taşıyacaktır. Ülkemizin sanayi alt
yapısı ve beşeri sermayesinin bir arada varlığı,
dış ticarette ülkemizi önemli bir konuma getirmiştir.
Küresel ekonomi içerisinde tahrip olmamak için
çağın gerekliliklerini takip etmeli ve ihracatın
sürdürülebilirliğine dikkat edilmelidir. İhracatta devlet
desteklerinin sağlanmasını önemsemekte ve ihracatçının
dış pazarda yetkinlik kazanması için gerekli çalışmaların
yapıldığını görmekteyiz. Ticaret
Bakanlığı, bu yıl ihracatçılarımıza 3 milyar
754 milyon destek vermeyi öngörmektedir. İhracatçının
uluslararası görünürlüğü için pazara giriş aşamasında
desteklenmesi, kalite belgesi alması veya markasını yurt dışında
tescil ettirmesi önem arz etmektedir. Elbette, bu durumda uluslararası
rekabetçiliğin de geliştirilmesi söz konusu olacaktır. Üstelik
rekabet olgusu, ülkenin yalnızca uluslararası ekonomik yarış
alanında değil, kendi ekonomik pratikleri içerisinde de var
olmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; günümüzde Türkiye de dâhil olmak üzere pek çok ülke serbest
piyasa ekonomisi sistemini benimsemiştir. Bu sistemin temel ilkelerinden
biri, ekonomik ilişkilerin serbest rekabet odaklı olmasıdır.
Ancak teşebbüslerin ekonomik menfaatlerini artırmak amacıyla
rekabet etmek yerine rekabeti sınırlayıcı iş
birliklerine gitmesi ya da ekonomik güçlerini rekabeti kısıtlamak
üzere kötüye kullanması riski nedeniyle, bu sistemde dahi piyasaların
bütünüyle kendi başına bırakılması mümkün
gözükmemektedir. Zira teşebbüslerin bu davranışları,
serbest piyasa ekonomisi sisteminden beklenen faydaların elde edilmesinin
önüne geçecektir. İşte, tam da bu riski bertaraf etmek ve
piyasanın sağlıklı bir şekilde işlemesini
sağlamak amacıyla, dünyada giderek artan sayıda ülke, ekonomik
sistemini bir rekabet kanunuyla desteklemekte ve bu kanunu uygulayacak bir
rekabet otoritesi kurmaktadır.
Rekabet Kurumunun temel görevi, kartelleşmeyi
ve tekelleşmeyi engellemek suretiyle piyasaların rekabetçi bir
şekilde işlemesini ve böylece tüketici refahının
artmasını sağlamaktır. Buradaki önemli husus, ekonomiyi
zedeleyen kartellerin, rekabet hukukunda rekabeti sınırlayan
diğer eylemlerden ayrı tutularak değerlendirilmesi ve
cezalandırılması gerekliliğidir.
Kurumun 2019 yılındaki faaliyetlerine
bakıldığında, toplam 300 adet nihai karar
alınmıştır. Bu kararların yüzde 61inin birleşme,
devralma ve özelleştirme, yüzde 19unun rekabet ihlali, yüzde 10unun ise
menfi tespit ve muafiyet başvurularına ait olduğu görülmektedir.
Rekabet ihlallerine ilişkin aynı dönemde
29 soruşturma açılmış, farklı sektörlerde toplam 11
soruşturma tamamlanmış, bu soruşturmaların 7sinde
idari para cezası uygulanmıştır. Ayrıca, düzenleme ve
denetleme faaliyetlerinin yanı sıra, Kurumun rekabet savunuculuğu
faaliyetleri de büyük önem arz etmektedir;
öyle ki rekabet
hukukunu piyasada faaliyet gösteren şirketlerden tüketicilere, kamu
kurumlarından öğrencilere kadar geniş bir kitleye
tanıtmış ve ülkemizde rekabet kültürünü büyük ölçüde
yerleştirmeyi başarmıştır.
Rekabet Kurumu çalışmaları
uluslararası alanda da kabul görmüş ve takdirle
karşılanmıştır. Gerek uluslararası diğer
rekabet kurumlarıyla yaptığı iş anlaşmaları
gerek 30 ülkenin katılımıyla gerçekleşmiş olan
İstanbul Rekabet Forumu ve neticesinde çok sayıda ülkenin rekabet
kurumundan eğitim talebinde bulunulması bunun açık bir
göstergesidir.
Avrupa Komisyonunun Türkiyenin üyelik sürecinde
kaydettiği ilerlemeler konusunda düzenli olarak
hazırladığı ilerleme raporuna
bakıldığında da Rekabet Kurumunun
işlevselliğinden ve uygulama alanından geçer not
aldığı görülmektedir.
Kurumun günümüzde dijitalleşmenin
tetiklediği hızlı ekonomik değişime uyum
sağlayabilmesi, bu değişimin ortaya çıkarabileceği
rekabetçi sorunlara hazırlıklı olabilmesi, faaliyetlerini olması
gerektiği şekilde devam ettirebilmesi ve sözünü ettiğim
kazanımlarını çoğaltarak koruyabilmesi için niceliksel ve
niteliksel gelişimi sağlaması gerekmektedir.
Bu amaçla Rekabet Kurumunun 2020 yılı
bütçesi 115 milyon 750 bin Türk lirası olarak teklif edilmiştir.
Teklifi yerinde buluyor ve Kurumun faaliyet alanının
genişletilmesi için gerekli çalışmaları
desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ticaret Bakanlığımız bünyesinde var olan
Helal Akreditasyon Kurumumuzdan bahsetmek isterim. Kısaca HAK olarak
ifade edeceğim bu Kurum, bir tüketici hizmeti olarak sunulmakta ve helal
belgelendirme görevi üstlenmektedir. Ancak Müslüman tüketicinin helal belge
talebi, bazı ülkeler
arasında, dağınık
yapı nedeniyle ticaret
engeline takılmaktadır.
Ayrıca, İslam dünyasında
birbirinden farklı helal standartlarının, logolarının ve denetim
uygulamalarının varlığı helal belgelerine yönelik
kuşkuyu ortaya çıkarmıştır. Küresel anlamda helal ürün
ve hizmet piyasasının giderek büyüyor olması, bu engeli aşmanın
gerekliliğini bizlere göstermiştir. Bu yüzden HAK, Türkiyede helal uygunluk
değerlendirme kuruluşlarını denetleme üzerine yetkili tek
kurum olarak ortaya çıkmıştır.
Kurumun ülke bazlı helal düzenlemeleri
gerçekleştiriyor olması, kurumsal tarafsızlık çizgisinde
ilerlemesini gerekli kılmaktadır. Bu amaçla,
varlığını ticari, mali, siyasi, idari etkilerden
sıyrılmış olarak inşa etmelidir. Ticaret
Bakanlığımızın ifadesine göre, helal ekonomisi küresel
bazda 4,5 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır.
Bu durumda, faaliyet alanı içerisinde, uluslararası ve bölgesel
anlamda Kurumun ülkemizi temsil edecek durumda olduğunu ifade etmek
isterim.
Burada Sayın Bakanıma bir şey ifade
etmek istiyorum, Sayın Varank Beye. Sayın Bakanım, Sayın
Cumhurbaşkanımız Sivasın özel teşvik kapsamına
alınacağı müjdesini Sivasta bize vermişti, kararnamenin
imzalanacağını söylemişti. Henüz Sivasla ilgili bir
gelişme yok. Biliyorsunuz, Sivas gerçekten önemli bir şehir. Bizim
denizimiz yok, turizm alanında çok önemli yerlerimiz olmayabilir ama
unutulmasın ki Sivas, Selçuklu İmparatorluğunun başkentliğini
yapmış, Osmanlının kuruluşunda önemli bir rol
oynamış, en önemlisi de 4 Eylül Sivas Kongresine imza
atmış bir şehirdir. Sivasta turizm alanları da çoktur.
Bugün, medresesiyle, konaklarıyla, hanlarıyla, hamamlarıyla,
Çifte Minarelisiyle ve Divriği Ulu Camisiyle gerçekten,
baktığınızda bir tarih vardır burada. Bu yüzden de
gerçekten, Sivasın işe ve aşa ihtiyacı vardır.
Sivasın nüfusu gittikçe çoğalmakta, her yıl göçün gittikçe
artmakta olduğunu görmekteyiz. Bunu sizden önemle rica ediyoruz çünkü
Sivasın yiğidoları sizden bu müjdeli haberi bekliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
AHMET ÖZYÜREK (Devamla) Sayın Bakanım,
lütfen, artık bu kararnameyi imzalayın, Sivasın
yiğidolarına bu müjdeli haberi biz de sizin sayenizde verelim ve
sevindirelim.
Buradan da Sivassporu tekrar tebrik ediyorum.
Gerçekten, şu anda Süper Ligde en çok yerli futbolcuyu oynatan takım
sadece Sivasspordur arkadaşlar. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ve Sivasspor 30 puanla
liderliğini sürdürmekte. Onun için de inşallah, bu hafta pazar günü
oynayacağımız Sivasspor-Fenerbahçe maçında da
Sivassporumuza ve yiğidolarımıza buradan başarılar
diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İnşallah, her şey Sivasspor için, ülkemiz için.
Genel Kurulu saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi söz sırası,
İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yöntere ait.
Buyurun Sayın Yönter. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA İZZET ULVİ YÖNTER
(İstanbul) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
sözlerimin başında muhterem ve muteber heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. Ekranları başında
bizleri takip eden milletimizin her güzel insanına en iyi dileklerimi
sunuyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul görüşmelerinde parti grubumuz
adına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye Bilimsel ve
Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, KOSGEB
İdaresi Başkanlığı, Türk Standardları Enstitüsü,
Türk Patent ve Marka Kurumu ile Türkiye Uzay Ajansı bütçeleri
hakkında söz aldım.
Üretim alanında şimdiye kadar, 1isi
tarım, 3ü sanayi olmak üzere 4 büyük gelişme, 4 büyük sıçrama,
klasik ifadesiyle devrim yaşanmıştır. İnsanlık
milattan önce on binli yıllara yani Neolitik Döneme kadar avcı ve
toplayıcı bir hâlde yaşıyordu yani tamamıyla tüketici
insan ortadaydı. 1712de Thomas Newcomen isimli bir mucit bir buhar
makinesi yaptı. Bu buhar makinesi çok basit çalışan bir sisteme
sahipti ve bu sistemle beraber, mesela bir piston kaldıraca, kaldıraç
da tulumbaya bağlanarak bu buhar sistemi devreye alındı. 1712de
yapılan bu buhar makinesinin bilhassa dokuma sanayisinde
kullanılmasıyla beraber 1inci Sanayi Devrimi sürecine de
geçilmiş oldu. Bu geliştirilmiş buhar makinesi 18inci
yüzyılın başından itibaren yaygın olarak
kullanılmaya başlandı. Tekstil ve kimya sanayisi derken bilhassa
demir yolu ağının yaygınlaşmasıyla sanayi
üretimi, sanayi süreci, Sanayi Devrimi gelişmeye ve yayılmaya da
başladı. Nitekim biz, 1inci Sanayi Devrimini yani Endüstri 1.0
dönemini ifade ederken daha çok makineleşmenin ve elde edilen ürünlerin
demir yolu ağıyla tüketim merkezlerine
taşınmasını görüyor ve bunu anlıyoruz. Endüstri 2.0
döneminde, aynı zamanda üretimdeki makineleşme ve demir yolu
ağının yaygınlaşmasıyla beraber elektrik de
kullanılmaya başlanmıştır. Elektrikle beraber,
elektriğin kullanılmasıyla insanlık 2nci Sanayi Devrimi
aşamasına geçmiştir. 1970li yıllardan itibaren
algılayıcılardan alınan bilgiyi mikroişlemci
tabanlı programlanabilir sistemler üzerinden iş elemanlarına
aktaran yeni bir model geliştirilmiş ve insanlık 3üncü Sanayi
Devrimine geçmiştir. Bu, 3üncü Sanayi Devrimi ya da Endüstri 3.0 dönemi
insan emeğine en az ihtiyaç duyulan dönemin de kapısını
aralamıştır. Takdir edersiniz ki insan emeğine
ihtiyacın azalması, pek çok sosyal ve ekonomik sorunu da beraberinde
getirmiştir.
Sayın milletvekilleri, tarım devrimi ile
Sanayi Devrimi arasında geçen tam on iki bin yıllık bir süre
vardır. 2nci Sanayi Devrimi ile 3üncü Sanayi Devrimi arasında yüz
yirmi yıl, 3üncüsü ile 4üncüsü arasında da yetmiş uzun
yıl vardır. Bu süreç zarfında, üretim sistemlerinde günden güne,
hatta endişe verici ölçüde insan emeğinden tasarruf edilmiştir.
Endüstri 4.0 dönemi şu anda insanlığın içinde bulunmuş
olduğu bir dönemi işaret etmektedir. İmalat sanayisinde bilhassa
bilgisayarlaşmanın
en üst düzeyde bulunduğu yani dijitalleşmenin en üst düzeyde
bulunduğu bir dönem şu anda insanlığın
karşısındadır. Yüksek teknolojiye dayalı üretim
modeliyle karşı karşıyayız. Artık üretim seriye
bağlandı, üretim süreçleri esnek hâle geldi ve az önce de yine
vurguladığım gibi emekten, maalesef, daha fazla tasarruf edilir hâle gelindi.
Dünya bugün, 2011 yılında
Almanyanın Hannover kentinde gündeme getirilen 4üncü Sanayi Devrimi,
Endüstri 4.0 döneminin peşinde. Üretim sürecine yön ve ivme verecek robot
teknolojileri, yapay zekâlar artık insanlığın
geleceğini şekillendiriyor. Sanayileşme, işin özü ve
esasında devamlı surette kendisini güncelliyor. Dünya bu kapsamda da
baş döndürücü bir değişim ve dönüşüm güzergâhında.
Bizim üzerinde durmamız gereken asıl sorun, asıl soru, sanayileşme
etaplarının ülke olarak neresindeyiz? Bu etaplara uygun sosyal,
ekonomik ve siyasal hazırlıklar içerisinde miyiz? Hepsinden önemlisi,
sanayileşme etaplarını geçirirken bir fikir gücüyle buna
hazırlıklı mıyız?
Sanayileşmek, elbette sadece dönen çark,
tüten baca, dökülen ter, verilen emek, sarf edilen mesai ya da sermaye
değil; sanayileşme, bunların daha ötesi, daha büyüğü, daha
fazla anlam ve önemini ihtiva ediyor. Sanayinin kendi içinde bir
mantığı var, bir fikri var, bir aklı var, bir ahlakı
var. Bu fikir, ahlak
süreçlerinden mahrum olan toplumların aslında medeniyetler ve
milletler mücadelesinde nasıl geriye düştüklerini de geçmişe
bakarak ibretle görmemiz mümkün. Sanayileştik. diyerek sanayileşmek
mümkün değil. Sanayileşmenin getirdiği insan modelini, ekonomik modeli, daha doğrusu ekonomi
politiği hayata geçirmeden de takdir edersiniz ki hedeflere ulaşmak çok
mümkün değil. Sanayi demek, öncelikle bir fikir üzerine inşa edilen
ve geleceği planlayan bir vizyon demek. Türkiye, sanayileşmenin
farklı etaplarını maalesef ıskaladı, sanayileşmemenin
getirmiş olduğu pek çok olumsuz ve acı verici maliyetle
karşı karşıya kaldı. Geçtiğimiz
yüzyılın başlarında ancak ve ancak 3-5 tane, o da adı
sanı pek duyulmayan sanayi sektörüyle Türkiye ekonomisi hatta dönemin
imparatorluk ekonomisi idare ve idame ediliyordu. Maalesef, 17nci ve 18inci
yüzyıllarda bu süreçler pas geçilmiş, ihmal edilmiş yani
ıskalanmıştır. Bizim, her sanayi döneminin bir insan
sureti, bir ekonomik yapısı, bir sosyal yapısı, bir de
siyasal ve beşerî ilişkiler yapısı olduğunu bilmemiz
ve buna göre de bir planlama yapmamız lazım. Eğer biz, gerek
sanayide gerek siyasette gerek güvenlikte gerek ekonomide geleceği
planlayamazsak başkalarının planlarına mutlaka alet oluruz.
Ben Sayın Varankın bütçe sunumunu da dinledim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının kitapçığını da okudum; bu
kapsamda, millî ve yerli sanayi politikalarının
hazırlığı içerisinde olduğunu görmekten de memnuniyet
duyduğumuzu kendileriyle paylaşmak istiyorum.
Türkiye, 2023e yönelik
hazırlıklarını hızlandırıyor ve bu kapsamda
da sanayide önemli, ciddi ve bize göre müessir adımlar atıyor. Biz,
bu sanayideki gelişmelere, sanayinin ihtiyaç duyduğu insan modeline
göre ortaya çıkan gereklilikleri eğer yerine getiremezsek, sanayinin
ruhuna uygun bir insan zihniyeti, ekonomik sistem inşa edemezsek ve
geçmişteki, muhatap kalınan sanayi süreçlerini telafi edemezsek yani
onları ıskaladık- değerli arkadaşlarım, 2023 ve
ondan sonraki yıllarda Türkiye adından, maalesef, beklediğimiz
ölçüde, çok bahsettiremez. Tıpkı bileşik kaplar misali,
sanayideki bir gelişme hayatın diğer alanlarına da zaman
içinde nüfuz ve sirayet edecektir; daha doğru bir deyimle, sirayet etmek
zorundadır.
18inci yüzyıldan itibaren dünyanın
değişim hızı normal sınırları
aşmıştır değerli arkadaşlarım. I. Abdülhamit
Han döneminde Tuna Nehrinin üzerine bir köprü yapılacak. Köprü
yapılmadan önce merhum padişahımız ulemayı toplar, der
ki: Mühendis okulu kuracağım, köprü yapacak bir okul
açacağım ama sizin fikrinizi almak isterim. Tabii, ulema şikâyet
eder, sızlanır ve tepki gösterir. Ulemaya bir soru sorar, der ki: Bu
soruyu -sorduğum soruyu- bilirseniz üniversiteyi, okulu
açmayacağım. Bilemezseniz okulu açacağım. Bir üçgenin iç
açılarının toplamı ne kadardır? Ulema düşünür,
ileri gelenlerinden birisi Üçgeninden üçgenine değişir
Hünkârım. diye cevap verir. Bunun üzerine İstanbul Teknik
Üniversitesi 1773te kuruldu değerli arkadaşlarım.
Biz bunları tartışırken, üçgenin
iç açılarının ne olduğuyla ilgili
karşılıklı polemikler içerisindeyken maalesef, Batı
sanayi süreçlerinin etaplarını yaşıyordu. Bugünkü
aşamaya -kabul edelim etmeyelim, beğenelim beğenmeyelim, sevelim
sevmeyelim- ışıkları sönmeyen laboratuvarlar
eşliğinde gelindiği çok açık. Bu nedenle, 2020 bütçesinde
AR-GE harcamalarına önemli bir pay ayrılmasından dolayı da
tekrar Sayın Bakanı kutluyorum ve bu konuda özellikle AR-GE
harcamalarının, AR-GEye ayrılan payların gittikçe
artmasından da parti olarak memnuniyet duyduğumuzu ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
ışıkları sönmeyen laboratuvarlar emek ister, katkı
ister, para ister, çaba ister, ahlak ister. Bir fikir bir milletin kaderini
değiştirebilir. Bir silah, bir milletin kaderine etki edebilir,
diyecek bir şey yok. Bir Türk atasözü: Bir mıh, bir nalı; bir
nal, bir atı; bir at, bir komutanı; bir komutan, bir milleti
kurtarabilir. Buna diyecek bir şey yok. Fakat biz, fikrin muharrik ve
müessir gücünü asla ihmal ve inkâr edemeyiz. Bu konuda da sanayi
politikalarına hâkim olan millî ve yerli fikirden de memnuniyet duyuyoruz,
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyin de uzun
yıllardır savunduğu buydu. 2023 lider ülke Türkiyesine
ulaşılacaksa millî ve yerli duruş sayesinde
ulaşılacak; bize özgü, bize has bir insan modeliyle, ekonomik
modelle, siyasi yapıyla ulaşılacak. Başka türlü bekamızı
ilanihaye muhafaza etmemiz, emin olunuz, çok mümkün değil. Ha, biz,
sanayileşeceğiz diye kökümüzden, öz değerlerimizden,
kaynaklarımızdan kopacak da değiliz, aksi hâlde
sanayileşme derken birdenbire soysuzlaşmaya ulaşmak da
kaçınılmaz olabilecektir. Bu nedenle, Hükûmetin bilhassa 2020
yılı hedefleri arasında yerli ve millî bir duruşu görmekten
büyük mutluluk duyduğumuzu bir kez daha üstüne basa basa ifade etmek
isterim. Elbette, sanayileşeceğiz diye soysuzluğa kapı
aralanmasını hiçbirimiz makul göremeyiz, bunu kabul edemeyiz, buna
onay veremeyiz çünkü biz Türk milletiyiz, Türkiye'yiz. Merhum
düşünürlerimizin, Türk İslam âlimlerinin, hepsinin ortak
paydasında hayata olumlu, müspet, iyimser bakması vardır ve
esastır. Elbette, bir Müslümana karamsarlık yakışmaz,
Müslümana karamsarlık haramdır. Karl Popperin ifadesiyle, hayat
sorun çözmektir, özü ve esası da budur. Sanayileşmenin de en mühim
vasfı burada aranmalıdır. Sorunlar altında bunalan,
bulanan, buharlaşan toplum ve milletlerin hayat
pınarlarının zaman içinde kuruduğunu görmek
kaçınılmaz bir gerçektir.
Sanayileşmenin avantajları elbette pek
fazla ama konuşmamın içerisinde dezavantajlarından da bahsettim,
bunlardan biri de emek gücünden tasarruftur. Maalesef, emekten sağlanacak
tasarruflar çok büyük ekonomik ve sosyal yıkımlara yol açabilecektir.
Biz, Türkiye olarak kendi gerçeklerimize göre muhakkak ve kalıcı,
sürdürülebilir bir sanayi politikasını kurmak, oluşturmak
zorundayız. iPhoneu yapan John, Mehmete satıyor değerli
arkadaşlar ve Mehmet, iPhonedaki gelişmeleri günbegün takip ediyor.
Hepimizin çocuğu var, hepimizin ailesi var; bugün telefonlardaki yeni
gelişmeler anbean takip ediliyor ama yeni çıkan kitaplar takip
edilmiyor, yeni fikirler takip edilmiyor. İnsanlık posttruth
döneminde, hakikat ötesi bir dönemde fakat 18 yaşındaki bir gencimiz,
iPhoneun yeni modelini düşünüyor, babasını zorluyor, hatta
almak için banka kredisi alıyor, ne var ki eğitim konusunda,
öğretim konusunda aynı çaba gösterilmiyor. Biz diliyoruz ki bir
iPhoneu, bir bilgisayardaki, dijitalleşmedeki gelişmeyi, teknolojik
bir gelişmeyi Hasan da yapsın Mehmet de yapsın Ahmet de
yapsın. Buna Türk milletinin gücü yeter değerli
arkadaşlarım çünkü bizde bu güç var, bizde bu akıl var, bizde bu
zekâ var. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Boşuna denmedi Bir Türk, dünyaya bedel. diye. Biz buna inanıyoruz,
damarlarımızdaki asil kanda muhtaç olduğumuz kudretin
dolaştığını düşünüyoruz. Geçmişte pas
geçtiğimiz, gecikmeli intikal ettiğimiz sanayi süreçlerinin yenilerini,
yeni etaplarını yakalamak, hatta ve hatta öne geçmek zorundayız.
Dikkat etmemiz gereken asıl konulardan bir
tanesi de şu: Şayet teknolojik gelişmeyi yakalayacağız
diyerek sosyal gelişmeyi teknolojik gelişmenin çok gerisine
düşürürsek -altını kalın olarak çizip uyarmak isterim ki-
aradaki boşluk, ahlaki sorun olarak karşımıza
çıkıyor; merhum Erol Güngör Hocamızın en önemli
tespitlerinden bir tanesi budur. Sosyal gelişme geride, teknolojik
gelişme ileride; bu aradaki boşluktan kaynaklanan buhranlar mesela
kadına şiddet olarak karşımıza çıkıyor,
mesela toplumda huzursuzluk dalgası olarak karşımıza
çıkıyor, mesela kutuplaşma, cepheleşme, çatışma
olarak karşımıza çıkıyor.
Biz tarih boyunca maddi ve manevi gelişmeyi
eş anlı, eş zamanlı başarmış bir milletiz.
Düşünün Kanuni zamanında bir tarafta Baki, bir tarafta Mimar Sinan, bir
tarafta Kanuni Sultan Süleymanın seferleri yani hem fikir, sanat,
düşünce, duygu alanında yükseliyoruz hem de askerî zaferlerde
yükseliyoruz. Bizim mazimiz, geçmişimiz budur. Yusuf Has Hacipin Kutadgu
Biligine, Kaşgarlı Mahmutun Divanü Lûgat-it-Türküne, Farabinin
Medeni Şehir, Fazıla, isimli eserine, İbni Rüşde,
Gazaliye, bütün hepsine baktığımızda Türk İslam
düşünce hayatının dengeli gelişimini görürüz. Bu nedenle,
bugünkü sorunların özü ve esasında, sosyal gelişme ile
teknolojik gelişme arasındaki çarpıklık ve uçurumu mutlaka
dikkate, gündeme almak lâzımdır. Bu kapsamda da Sayın Genel
Başkanımız Devlet Bahçeli Bey huzursuzluktaki sorunlardan
dolayı insanlığın bir huzura ihtiyacı olduğunu,
bunun da bir projeyle yapılması gerektiğini düşünerek bu konuda
adım atmıştır.
İnsanlığın başını
uzaya çevirdiğini görüyoruz, uzayda araştırmalar yapıyoruz,
uzaya mekikler gönderiyoruz, üsler kuruyoruz fakat insanlığın
başı uzaydayken ayağı terördedir, ayağı
eşitsizliktedir, ayağı adaletsizliktedir, ayağı maalesef
insanlık dışı, vicdan dışı olaylara
değmiş durumdadır. Bu çelişkiyi, bu tenakuzu aşmak
zorundayız. Aşamazsak, Sayın Genel
Başkanımızın yine ifade ettiği gibi kaos
çağı günden güne kendisini güncelleyecek, tescil edecek, teyit
edecektir.
Sayın Genel Başkanımız Devlet
Bahçeli Bey Türkgün gazetesine vermiş olduğu bir mülakatta, müsaade
ederseniz okuyayım, şöyle bir cümle kullanmıştı: Siber
fiziksel sistemler yani gerçek dünyadaki nesnelerin ve
davranışların bilgisayar ortamındaki simülasyonu
yapılırken vicdan köprüleri yapılamıyor. Yatay ve dikey
entegrasyonlarla teknolojik altyapıda kesintisiz bir iletişim ve
akış sağlanıyor ne var ki aynı akış ve
iletişim küresel ahlak ve adalette sağlanamıyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Nesnelerin internetiyle cihazların,
başka cihazlarla iletişimi kurulup hayat kolaylaşırken
aynı durum insanca yaşama gösterilemiyor, uygulanamıyor.
Öğrenen robotlar, yapay zekâlar üretiliyor, hoşgörü ve hürmet
üretilemiyor. Günümüzde internete bağlı cihazlardan toplanan veri
boyutunun zettabayta -yani 1 zettabayt biliyorsunuz 1 milyar terabayt-
ulaştığı söyleniyor. Fakat vicdani ve insani sorumluluklar
geriledikçe geriliyor.
Değerli milletvekilleri, hangi vicdan sahibi bu
tespitlere Hayır. diyebilir? Hangi insaf, vicdan sahibi bu
düşünceleri abartı bulabilir? Hadi sen de oradan. diyebilir? Genel
Başkanımız haksız mı?
Dünyada servet sahibi 26 kişinin mal
varlığı 3,8 milyar insanın gelirine eşit. Böyle
korkunç ve devasa bir eşitsizlikten, haksızlıktan nasıl
huzur çıkacak? Bir yanda çok yiyen, çok kazanan, bir yanda açlıktan,
susuzluktan, çaresizlikten, gelirsizlikten, sefalet içinde yaşayanlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın
İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla) Sağ
olun, teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, biz tarihimize,
milletimize, kendimize güvenirsek bu çelişkileri, bu huzursuzluk
girdabını mutlaka aşacak kudreti kendimizde buluruz, bunu
başarırız. Türk milletinde bunu yapacak kudret var, kuvvet var,
birikim var, tecrübe var. Geçmişin parlak günlerini geleceğin
sahnesine taşımak elbette mümkün. İşte Cumhur
İttifakının amacı da budur, ahlakı da budur,
aradığı da budur. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Pek çok engellemeye, pek çok saldırı ve
suikasta rağmen Türkiye ekonomisi kefeni yırtmış, dengeli
ve disiplinli bir şekilde yükselişe geçmiştir. Tekrar, Hükûmeti
ve Sayın Bakanı kutluyorum.
Sanayimizdeki gelişmeler göz dolduruyor. Öyle
bir noktadayız ki artık ihraç ettiğimiz ürünlerin, dikkatinizi
çekiyorum, yüzde 80i sanayi malı. Bu çok ciddi bir gelişme ve
sanayinin istihdam içindeki payı da çok değerli bir noktada.
Gayrisafi yurt içi hasılada yılın dokuz ayında sanayinin
payı yüzde 22,4. Bu, çok büyük bir oran değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla) - Sayın
Başkanım, süremi doldurduğumun farkındayım.
Değerli arkadaşlarım; 2020 bütçesinin
hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası,
Şanlıurfa milletvekili Sayın İbrahim Özyavuz Beyin. (MHP
sıralarında alkışlar)
Buyurun Sayın Özyavuz.
MHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZYAVUZ
(Şanlıurfa) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekilleri; 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin
4üncü turunda GAP ve DAP Başkanlıkları bütçesi üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle, Şanlıurfalı hemşehrilerimi, büyük Türk
milletini ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, ülkemizi ve
milletimizi bölmeye çalışan bütün terör örgütlerini ve destekçilerini
ve onları himaye edenleri buradan nefretle ve şiddetle kınamak
istiyorum. Bu uğurda, bölücülere karşı mücadele ederken
şehit düşenlere Allahtan rahmet diliyor, gazi olan bütün
kahramanlarımızı minnetle anıyorum.
GAP Bölge Kalkınma İdaresi
Teşkilatı 27 Ekim 1989 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ve 6
Kasım 1989 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Bölge
Kalkınma İdaresi Teşkilatının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulmuştur.
Güneydoğu
Anadolu Projesi, cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı projesi olup bugüne
kadar hazırlanan bölgesel kalkınma planı ve programları
arasında en etkin olarak uygulananıdır. GAP entegre bölgesel
kalkınma yaklaşımı, sürdürülebilir insani gelişme
felsefesiyle uluslararası literatüre geçen ve marka değeri olan çok
büyük bir projedir. Proje tamamlandığında 4 milyon kişiye
istihdam sağlayacak, ülkemiz ve bölgemiz için de çok önemli bir kazanç
sağlayacaktır. Harran Ovasının büyük bir
kısmının 1995 yılından itibaren GAP kapsamında
sulanmaya başlanmasıyla tarımsal ürün deseninde
çeşitliliğe, verim ve gelir artışına sebep
olmuştur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın bundan sonraki
bölümünde GAPın merkezinde bulunan seçim bölgem
Şanlıurfamın gündemde olan ve çözüm bekleyen bazı
sorunlarını dile getirmek istiyorum. 15 Temmuz darbe girişimi
sonrasında birçok vatandaşımız çapulcuların
yanında değil de devletin yanında olduğunu göstermek
amacıyla evine, iş yerine ve aracına şanlı Türk
Bayrağımızı asarak gururla
dalgalandırmıştır. Fakat aradan geçen yıllar
içerisinde bayraklar, yağmurdan, güneşten ve havadaki tozdan
dolayı yıpranmış olmasına rağmen
değiştirilememiştir. Seçim bölgem olan Şanlıurfa
başta olmak üzere, çeşitli şehirlerimizde, özellikle camilerin
giriş kapılarına ve minarelerine asılan
bayraklarımız belli aralıklarla değiştirilmediği
için yıpranmış, deforme olmuştur. Şehit
kanlarının renk verdiği bayrağımızı
camilerimizde ve evlerin balkonlarında yıpranmış hâlde
görmek millî vicdanımızı derinden yaralamaktadır.
İçişleri Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığınca
yayınlanacak bir genelgeyle bu durum yeniden düzenlenmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Şanlıurfada inşaatlar uzun zaman önce başlamış
olmasına rağmen, bir türlü bitirilemeyen otogar kavşak
inşaatı ile İpekyol-Süleymaniye kavşak
inşaatlarının bitirilmesi için gerekli talimatların
verilmesi ve eksik ödeneklerin çıkarılması, Şanlıurfa
şehir içi ve şehirler arası trafiğini rahatlatacaktır.
Hava şartlarının sertleşmesi ve yağışın
başlaması ve yine, Şanlıurfada iki ana arter üzerinde
bulunan yol ve kavşak inşaatları yüzünden trafikte seyretmek
çileye dönüşmüştür. Bu inşaatlar başladığından
beri güzergâh üzerinde onlarca trafik kazası meydana gelmiştir. Bu
inşaatların bitirilememesi Şanlıurfada halkın
Hükûmete olan güvenini de sarsmaktadır. Bölge milletvekillerimiz de bu
konuya vâkıftırlar. Bu sebeple inşaatların ivedi olarak
bitirilmesi için gereği derhâl yapılmalıdır.
Sayın milletvekilleri, hızlı tren
projesinden Urfamızın da faydalanması öğrenci, küçük
esnaf, dar gelirli vatandaş ve tarım işçilerimiz
açısından son derece önemlidir. Hızlı tren hattının
Gaziantep üzerinden Şanlıurfaya uzatılması gerekmektedir.
Şanlıurfanın hem bugününün hem de önümüzdeki elli
yılının şehir içi ulaşım sorununu kökten
çözebilmemiz için,
organize sanayi bölgesi, Osmanbey Kampüsü ile Abide Kavşağı ve
havaalanı güzergâhlarının arasına iki tramvay hattı
yapılabilmesi için, gerekli olan ödeneğin çıkarılması bütün
hemşehrilerimizin isteği ve arzusudur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu kürsüden defalarca dile getiriyor olmama rağmen,
seçmenle iç içe bir milletvekili olarak aldığım şikâyetler
üzerine yine ve yeniden söylüyorum ki Şanlıurfanın kangren
hâline gelmiş en büyük sorunlarından biri de elektrik kesintileri ve
düzensiz gelen akımlardır. Yaşanan elektrik kesintileri evlerde
cihazların yanmasına, bozulmasına da neden olmaktadır. Elektrik kesintileri, iş
yerlerinde üretimin durmasına ve vatandaşlarımızın
milyonlarca liralık maddi kaybına sebep olmaktadır. Elektrik
şirketleri bu kesintilerin sebebini kaçak kullanım oranının
yüksekliği olarak gösterse de kaçak kullanımını önlemeye
yönelik herhangi bir çabaları veya yatırımları
bulunmamaktadır. En hızlı şekilde büyüyen kentlerden biri
olan Şanlıurfanın elektrik altyapısının mutlaka
ama mutlaka yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerekmektedir.
Bir diğer konu da çok yüksek gelen
faturalardır. Faturalar vatandaşı ezmekte olup hiçbir
şekilde, vatandaşın yaptığı itirazlar kurum
tarafından incelenip vatandaşa bilgi verilmemektedir.
Yine, önemli bir konu: İŞKUR
tarafından Toplum Yararına Program kapsamında kursiyer
adı altında altı veya dokuz ay süreyle işçi alımı
yapılmaktadır. Bu uygulama, diğer illerde olduğu gibi
Şanlıurfamızda da binlerce işsiz
vatandaşımızın umudu hâline gelmiştir. Ancak ne var ki
bu kapsamda işe alınan vatandaşlarımızın statüsü
işçi değil de kursiyer olduğundan, her ne kadar asil
işlerde çalışsalar da bütün sosyal haklardan mahrum
kalmaktadırlar. Altı veya dokuz ay çalıştıktan sonra
işlerine son verilmekte, çalıştıkları süre yeterli
olmadığından işsizlik maaşından da
faydalanamamaktadırlar. Bu işçi kardeşlerimizin sosyal ve mali
haklarının verilmesi, statülerinin kursiyer yerine işçi
olarak belirlenmesi mağduriyetlerini önleyecektir.
Daha önce, farklı tarihlerde 3 defa temeli
atıldığı hâlde henüz inşaatına başlanamayan
1.700 yataklı şehir hastanesinin yapımı belirsizliğini
korumaktadır. Şehir hastanesi yapılacak diye eski hastanelerin
kapatılmasından dolayı vatandaşlarımız zor
durumda kalmıştır. Hastanelerimizde birçok branşta doktor
eksiği olması sebebiyle, Şanlıurfalılar tedavi ve
ameliyat gibi hizmetleri alabilmek için hâlen şehirlere akın
etmektedirler. Kapatılan hastanelerin personel, cihaz ve araç
bakımından güçlendirilerek alternatif olarak yeniden hizmete
açılması gerekmektedir.
İlimizde kapalı spor
salonlarının yetersiz olması, gençlerimizin spordan
kopmasına yol açmıştır. Kötü alışkanlıklar
yayan mekânları mesken tutmuşlardır. Gençlerimizi yeniden spora
yönlendirmek için Akabe TOKİ bölgesine ve Açıksu-Maşuk
arasındaki bölgeye hem gençlerin spor yapabilecekleri hem de konser,
kongre, konferans gibi etkinliklerin yapılabileceği en az iki tane 5
bin seyirci kapasiteli spor salonu yapılması zaruridir.
Şanlıurfa esnafı yüksek kiralar,
ağır vergiler, BAĞ-KUR primleri ve benzeri giderlerin yanı
sıra piyasaların da durgun olmasından dolayı çok zor günler
geçirmektedir. Esnafa can suyu olabilecek şekilde, çok acil faizsiz, üç
yıl geri ödemesiz kredi imkânı sağlanmalıdır.
Aynı şekilde yüksek gider ve maliyetlerden dolayı
sıkıntı içinde olan çiftçilere de kredi imkânı sağlanmalı
ve bankalara olan borçları da ertelenmelidir.
Şanlıurfanın merkezinde bulunan
Şanlıurfa Haşimiye Meydanındaki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Özyavuz.
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Devamla) -
Arasa
Hamamının restorasyonunun yapılması ve çevresindeki
yapıların yıkılarak kamulaştırılması 58
Meydanına giden 250 metre uzunluğundaki yolun genişletilmesi
tarihî yapıların ortaya çıkması açısından çok
önemlidir.
Birçok kez gündeme gelmesine rağmen
Şanlıurfamız ile diğer iller arasındaki uçak
seferlerinin yetersiz olduğu bir gerçektir. Bir de buna bilet
fiyatlarının yüksekliğini eklersek Urfaya seyahat maalesef
zorlaşmaktadır. Özellikle, Sayın
Cumhurbaşkanımızın içinde bulunduğumuz yılı
Göbeklitepe Yılı ilan etmesiyle birlikte maalesef Urfa ve
Göbeklitepe hak ettiği ilgiyi görememiş, yeteri kadar turist ilimize
gelmemiştir. Bir turist, bin turist getirir. düşüncesiyle olaya
bakarsak, uçak seferleri ve bilet fiyatlarının düzenlenmesi
gereklidir.
Şanlıurfada birçok gencimiz
Kıbrısta öğrenim görmekte ama maalesef Urfadan Kıbrısa
uçak seferi bulunmamaktadır. Ulaştırma
Bakanlığımızdan Kıbrısa direkt uçuş
seferleri konulması, genç kardeşlerimin ve
Şanlıurfanın beklentisidir.
Şanlıurfadan ülkemizin çeşitli
illerine tarım işçisi olarak giden mevsimlik işçi
kardeşlerimiz gittikleri illerde çadır ortamında
yaşamaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Devamla) Sayın
Başkanım, bitireceğim.
Bu kardeşlerimizin gittikleri yerlerde
yaşam alanlarının oluşturulmasını, eğitim ve
sağlık imkânlarının sağlanmasını, elektrik,
su gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını
düzenleyen çalışma yapılmalıdır. Ekmeğini
taştan çıkaran bu kardeşlerimiz için gereğinin yapılması
gereklidir diye düşünüyorum.
Sayın Başkanım, bu duygu ve
düşüncelerle 2020 yılı bütçesinin ülkemize, milletimize
hayırlara vesile olmasını diliyor ve buradan
Şanlıurfalı bir şairimizin güzel bir şiirini gündeme
almak istiyorum: Urfalıyam ağam ben/ Dertlere ortağam ben/
Dostlarıma söyleyin lo/ Ölmemişem sağam ben. (MHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, söz sırası Konya
Milletvekili Esin Karaya aittir.
Buyurun Sayın Kara. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ESİN KARA (Konya) Sayın
Başkan, büyük Türk milletinin değerli milletvekilleri; Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2020 bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi
Meclisimizi ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Bir ülkenin toplumsal ve ekonomik anlamda topyekûn
gelişmesine kalkınma adı verilmektedir. Bu gelişmenin
hızlandırılması, bölgesel alanda faaliyetlerin
uygulanması ülkemizde kalkınma ajansları vasıtasıyla
gerçekleştirilmektedir. Kalkınma ajansları, bölgenin
kalkınmasını hızlandırmak amacıyla eylem
planları hazırlamakta ve projelerin yürütülmesinde kurumlar
arası koordinasyonu sağlamaktadır. Ayrıca kurum ve
kuruluşlar tarafından talep edilen projelerin
gerçekleştirilmesine yardımcı olmak, bu sürece mali ve teknik
destek sağlamak görevini de üstlenmektedirler. Uygulanan eylem
planları neticesinde doğal ve ekonomik kaynakları etkili ve
verimli kullanarak kalkınmayı ülkemizde dengeli ölçüde yaymak, yerel
dinamikleri ve fırsatları doğru biçimde değerlendirmek ve
bölgeler arası gelişmişlik farklarını asgariye
indirmek hedeflenmektedir. Ülkemizde iktisadi faaliyetlerin Marmara Bölgesinde
yoğunlaşması nüfus ve kentleşmeye bağlı
sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu durumun ülke üzerindeki bölgesel dinamiklere
uygun biçimde ve yerelde kalkınmayı destekleyecek nitelikte
dağıtılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde ülkemizde
var olan potansiyelin tam olarak kullanılabilmesi mümkün olacaktır.
2023 Lider Ülke Türkiye vizyonuna ulaşabilmek için, yerelde
kalkınmış, rekabet gücü olan, refah düzeyi yüksek bölgeler
oluşturmak temel hedefimiz olmalıdır. Bu kalkınma ancak
bölgelerin nitelikleri iyi okunarak, potansiyellerine uygun planlar
hazırlanması sayesinde mümkün olabilmektedir.
KOP bölgesini içine alan Konya, Karaman, Aksaray,
Niğde, Nevşehir, Yozgat, Kırşehir ve Kırıkkale
şehirlerine yönelik hazırlanan eylem planları kapsamında
özel sektör yatırımlarının destekleneceği, ekonomik ve
sosyal altyapı ile beşerî kaynakların geliştirilmesine
yönelik projelerin ve eylem planlarındaki diğer projelerin
gerçekleştirilmesine devam edileceği ve gelişme politikalarıyla
bölgeler arası gelişmişlik farklarının
azaltılacağı, tüm bölgelerin potansiyellerinin
değerlendirilerek bölgesel rekabet güçlerinin
artırılacağı ve büyümeye azami seviyede katkı
sağlanacağı ifadeleri yer almaktadır. KOP, ülkemizin ilk
resmî sulama projesi olma özelliğini de taşımaktadır.
Ülkemizin tarım alanlarının yüzde 19,5ine sahip olan bölgenin
yarısını tarımsal alanlar oluşturmaktadır. Ancak
su kaynaklarının sınırlı olması sebebiyle
çoğunlukla sulu tarım yapılamamakta ve mevsime bağlı
yaşanan kuraklıklar nedeniyle, yetiştirilen ürünlerde rekolte
düşüşü yaşanmaktadır. Ayrıca yer altı
sularının tarımsal sulamada bilinçsiz kullanımı ve
yetersiz yağış nedeniyle Tuz Gölü, Beyşehir Gölü, Suğla Gölü, Akşehir Gölü, Meke
Gölü, Ereğli Akgöl, Yunak Akgöl su çekilmesi ve kuruma tehlikesiyle
karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunun çözümüne yönelik
yapılan Mavi Tünel Projesiyle Göksu Nehrinin suyunun Konya Ovasına
aktarılması sağlanmıştır. İlk etüt çalışmaları
1960 yılında yapılan tünelin inşaatına 2009 yılında
başlanarak Nisan 2012 tarihi itibarıyla açılışı
yapılmış, 22 Mayıs 2015 tarihinde tünelden ovaya ilk defa
su akışı sağlanmıştır. Ancak bölgede tarımsal
sulamanın ihtiyacı olan su miktarı hâlâ
sağlanamamaktadır. Bölgeye dış havzalardan su getirilmesi
için DSİ tarafından yapılan çalışmaların bir an
evvel tamamlanması, bölgenin kalkınması, göllerde yaşanan
kuruma tehlikesine önlem alınması ve ekonomik anlamda güçlenmesi için
hayati önem taşımaktadır. Ekonomik anlamda güçlenen KOP bölgesi,
aynı zamanda ülkenin millî tarım sorununa çözüm sunacaktır.
Üretimi yapılan yerli mahsullerin ülke içerisinde ihtiyaç duyulan
miktarı üretecek, tüketim fazlasının da ithalatı
sağlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; seçim bölgem olan Konya, Anadoluda yer alan mevcut metropol
kentlerden birisidir. Tarımsal üretim ve tarımsal üretime
bağlı endüstriyel alanda oldukça yüksek üretim gücüne sahiptir.
Kalkınmada öncelikli yörelerin tespitinin il bazında
yapılması, ilçelerimizde yapılacak yatırımların
vergi ve diğer muafiyetler avantajı nedeniyle öncelik verilen çevre
illere kaymasına neden olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ESİN KARA (Devamla) - Bu durum, ilçelerimizin
gelişmesini engellemekte ve şehre göçe neden olmaktadır.
Kalkınmada önceliklerin belirlenmesinde il bazlı değil ilçe
bazlı uygulama yapılması önem arz etmektedir. Bu durum, bölgenin
topyekûn kalkınmasında daha faydalı olacaktır. Liderimiz
Sayın Devlet Bahçelinin belirttiği üzere, savunma sanayinin ve yerli
otomotiv sanayimizin kurulması için en uygun il Konyadır. Savunma
sanayisi ve yerli otomotiv fabrikasının kurulması, ilimiz için
büyük önem arz etmektedir.
Genel Kurulu ve ekranları başında
bizi izleyen büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Ordu Milletvekili
Sayın Cemal Enginyurta aittir.
Buyurun, Sayın Enginyurt. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA CEMAL ENGİNYURT (Ordu)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Sözlerime başlamadan evvela dün akşam Amerikan
senatosunda alınan Ermeni soykırım yasa
tasarısını şiddetle kınıyorum.
Kızılderilileri katleden, zencilere faşist
ırkçılık yapan, Vietnamda katillikte sınır
tanımayan, Irakta, Suriyede, dünyanın her yerinde, vahşet
neredeyse orada var olan Amerika Birleşik Devletlerinin ve onun
başındaki katillerin Türkiye Cumhuriyeti devletini protesto etmeye,
senatosunda karar almaya zerre kadar hakları yoktur. Bunu
lanetliyorum.(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bugün 2020
yılı bütçesini görüşmek üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Hakikaten bütçenin ne kadar
hayırlı bir iş olduğunu idrak ediyorum. Neden hayırlı
bir iş? En azından bir yıldır hiç görmediğim bakanları
görme imkânım oluyor. Allah bir türlü bizi bunlarla buluşturmuyor,
görüştürmüyor. Özel kalemlerini geçemiyoruz, ulaşamıyoruz.
Böylelikle hiç olmazsa, bütçede bir yılda bir kere de olsa bir şeyler
söyleme imkânı buluyoruz. İnşallah dikkate alırlar da milletvekillerinin
tamamının telefonlarına bakarlar; özel kalemlerine de talimat
verirler de özel kalemlerini geçeriz. Bunların özel kalemi duvar gibi.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Berat
arkadaşın.
CEMAL ENGİNYURT (Devamla) Beratı
seviyorum. Berat Albayrakta sıkıntı yok.
Özellikle Sayın Sanayi Bakanımıza
hitap etmek istiyorum. Ünye ilçemiz, Ordunun üç büyük ilçesinden bir tanesi.
Geçen sene de size ifade ettim. Organize sanayisi olmayan tek ilçemiz.
Altınordu ilçemizde var, yeterli değil; ikincisi istimlak edildi,
paralar ödenmedi. Fatsa ilçemizde var, yeterli değil; ikincisi için
istimlak çalışmaları devam ediyor. 120 milyon gibi bir kaynak
lazım ama maalesef şu ana kadar hiçbir kaynak gönderilmedi.
Ünyede kurulacak organize sanayi, Ünye ve
arkasındaki Akkuş, Çaybaşı, İkizce ilçelerini
kurtaracaktır. Fatsa ilçemizde kurulacak organize sanayi Çamaş,
Çatalpınar, Kabataş, Aybastı, Korgan, Kumru, 6 ilçemizi
kurtaracaktır. Altınordu ilçesinde kurulacak olan organize sanayi
Gülyalı, Perşembe, Kabadüz, Ulubey, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye
ilçelerimizi kurtaracak, 20 bin insana istihdam imkânı yaratacaktır.
Biz Özel sektör gelir mi, gelmez mi? diye bir
endişe içerisinde değiliz. Orduya iş adamı geliyor,
yatırımcı geliyor ama maalesef yer yok, organize sanayilerde
yeterli imkân bulunmuyor, bunun için de yatırım yapılmıyor.
Sayın Bakan, 120 milyon lira para, çok bir para
değil. Orduya şehir stadı yapıldı. Orduspor amatörde
oynuyor, bir takımı da 3. Ligde. 120 milyon para harcandı, daha
40 milyon para gerekiyor bitmesi için ama 120 milyonu 3 organize sanayiye
harcasaydık 20 bin insan kurtulacak, şehrin göç problemi çözülecek ve
şehrin ekonomik kalkınması sağlanacaktı.
Onun için, bu bütçe vesilesiyle bu fırsatı
buldum, tekrar söylüyorum: Ünye organize sanayimiz öncelikli olmak
kaydıyla, Ordudaki 850 dönüm arazinin istimlak bedelleri ödenmek
kaydıyla, Fatsa ilçesindeki ikinci organize sanayinin
istimlakının yapılması Ordu insanına
yapacağınız en büyük hizmet olacaktır.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
Ünyeyi çözdük.
CEMAL ENGİNYURT (Devamla) Bunu da niye
istiyorum Sayın Bakan? Bakın, Allah sizin yüzünüze güldü; oy derdiniz
yok, seçmen derdiniz yok ama buradakilerin hepsinin oy derdi var, seçmen derdi
var. Eğer bu organize sanayiler yapılmazsa vallahi şehre
giremeyiz, milletten oy isteyemeyiz. Onun için siz biraz da buradakileri
düşünün, bunlara
da biraz destek verin de şehre hizmet ettik desinler. Twitterdan mesaj
atsınlar,
Facebooktan yazsınlar ki seçmenleri de bunlara teşekkür etsinler.
Ben hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi söz sırası
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili
Garo Paylanda.
Buyurun Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 2020 yılı
bütçesini görüşüyoruz ve 2023 yılı hedeflerine göre en
başarısız iki bakanlığın bütçesini
görüşeceğiz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Haydaa!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Haydaa!
GARO PAYLAN (Devamla) 2023 yılı hedeflerinde
Ulaştırma Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı belli noktalarda, yüzde 50, 60, 70 hedeflerini tutturmuş ama en
başarısız iki bakanlık şu anda burada oturuyor.
Elbette on sekiz aydır bakanlar, bütün sorumlulukları onlara
vermiyorum ama en başarısız iki bakanlık.
Değerli arkadaşlar, düşünün, Sayın Tayyip Erdoğan 2011
yılında dedi ki 500 milyar dolar ihracat yapacağız. Değil mi? 500 milyar dolar
Daha bu yılın
nisan ayında hâlâ 500 milyar dolar ihracat yapacağız
2023te. diyordu.
Nihayet ya, yıllardır diyorduk; arkadaş, bu hedefe ulaşamayacaksın, gel yeni bir hedef koy, diyorduk. Nihayet, Ticaret Bakanımız Ruhsar
Hanım geldi, dedi ki: Biz 500 milyar değil -kaç para- 223 milyar dolar ihracat
yapabileceğiz.
dedi. Arkadaşlar, hani,
yüzde 10 şaşar, anlarım; yüzde 20, yüzde 30 şaşar, anlarım; ya, arkadaşlar, yarısından az bir hedefi Ruhsar Hanım
gelip ortaya koydu.
Büyük bir başarısızlık var. Peki, bununla ilgili bir özeleştiri var mı? Yok. Sayın
Cumhurbaşkanı bir öz eleştiri veriyor mu? Hayır.
Değerli arkadaşlar, ben Sayın
Varankı da Sayın Bakanımız Ruhsar Hanımı da bu
konuda eleştirmiyorum, eleştirdiğim 2 kişi var: Sayın
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Sayın İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu. Çünkü arkadaşlar, bakın; bilim,
teknoloji, sanayi ve ticaret olması için her şeyin başı
özgürlüklerdir. Eğer özgürlük olursa özgür beyinler, iyi
eğitilmiş beyinler teknoloji yaratırlar, bilim yaratırlar.
Bilim ve teknoloji yaratırlarsa, arkadaşlar, yüksek teknoloji
yaratırlarsa oradan yüksek teknolojili ürünler üretir sanayicilerimiz.
Ondan sonra, o yüksek teknolojiyle üretilen ürünleri de Ticaret
Bakanımız alır, bütün dünyaya ihraç eder; aynen şu anda
vekilimizin de olduğu gibi iPhone kullanmaz, Sayın Bakanlarımızın
da olduğu gibi iPhone kullanmaz, WhatsAppla haberleşmez, YouTubedan
video izlemez ve Sayın Varank hariç bütün bakanlarımız
Mercedese binmez arkadaşlar. Sayın Varank Toyotaya binmiş,
diyor ki: Toyotaya bindim ki örnek olayım bakanlara.
İBRAHİM AYDIN (Antalya) Hibrit, hibrit
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Yanlış
bilgi.
GARO PAYLAN (Devamla) Sanki Toyota da yerli ve
millî marka. Ama hiçbir bakanımıza örnek olamamış,
yalnızca kendisi Toyotaya biniyor, o da örnek olmak içinmiş. Bütün bakanlarımız
maalesef Mercedese biniyor.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Yarın yerli
otoyu seyredin, yıl başında
SALİH CORA (Trabzon) Çok mahcup oldun.
GARO PAYLAN (Devamla) Bakın arkadaşlar,
öz eleştiriyi ben vereyim. Bakanlarımız vermeyecek, biliyorum,
gelecekler burada Alice Harikalar Diyarında diye hikâyeler anlatacaklar
bize yine. Şöyle büyüyeceğiz, böyle büyüyeceğiz
Bakın,
hedefin yarısında kalmışız. Neden? Çünkü
arkadaşlar, bakın, özgürlükler bitirilmiş memlekette. Ben ABDye
gidiyorum, Silicone Valleyi gezdim; bakın, yapay zekâ geliştiren,
teknoloji geliştiren beyinler Türkiyeli beyinler arkadaşlar.
Kayserili Ahmet, İzmirli Mustafa, İstanbullu Ayşe Silicone
Valleyde bilim üretiyor. Milyarlarca dolarlık projelerin içinde binlerce
mühendisimiz var. Arkadaşlar, Harvarda gidiyorsunuz, yüzlerce Türkiyeli
bilim insanı teknoloji üretiyor, bilim üretiyor, AR-GE üretiyor. Onlara
sorduk: Neden buradasınız, neden memleketinizde bilim
üretmiyorsunuz? Arkadaş, şunu söyledi: Wikipedianın
yasaklı olduğu bir ülkede ben bilim üretebilir miyim? Bakın
Wikipedianın yasaklı olduğu bir ülkede ben bilim üretebilir
miyim? sorusunun cevabını bu Meclis veremezse Sayın Bakanlar,
ne bilim geliştirilebilir ne teknoloji üretilebilir ne sanayi gelişir
ne de ticaret gelişir arkadaşlar. Bu anlamda, bizim ciddi anlamda bir
beyin göçümüz var arkadaşlar. Bu beyin göçünü tersine çevirmediğimiz
sürece de bu ülkede ne sanayi olur ne bilim olur ne teknoloji olur.
Değerli arkadaşlar, bakın, geçen gün
çok önemli bir veri açıklandı. Tayyip Bey diyor ki: 200 tane
üniversitemiz var. 200 tane. Değerli arkadaşlar biliyor musunuz, bu
200 üniversitenin 72 tanesine de rektörü Tayyip Bey atadı. Bu 72si
uluslararası alanda tek bir yayın yayınlamamış, bir
tane dahi yayın yayınlamamış ve 72 tanesi bu
üniversitelerimize rektör olmuş. O üniversitelerde acaba bilim
çıkabilir mi, acaba teknoloji üretilebilir mi, acaba üretilen teknoloji
sanayiye aktarılabilir mi ve oradan iPhone çıkar mı
arkadaşlar, Samsung çıkar mı? Çıkmaz arkadaşlar. Bu
anlamda Hukukun Üstünlüğü Endeksinde eğer ki 110uncu
sıradaysak, Demokrasi Endeksinde 111inci sıradaysak ne bilim
bekleyin ne teknoloji bekleyin.
Sayın Varank, çok büyük bir hata yaptı
Bakanlığınız. Bakanlığınızın
adı neydi? Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıydı
değil mi? Hangi harfi düşürdü sizce, hangi kelimeyi düşürdü?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) İHA
çıkar, SİHA çıkar, Altay Tankları çıkar oradan, hepsi
çıkar, merak etme. ANKA çıkar
GARO PAYLAN (Devamla) - Bilim kelimesini
düşürdü. İşte Bilim kelimesini düşürmesi aslında
malumun ilamıydı ama bilimin olmadığı yerde sanayi ve
teknoloji olmaz arkadaşlar.
Bakın, Sayın Ticaret Bakanımız
Ruhsar Hanım, Avrupa Birliğiyle Gümrük Birliği Geliştirme
Anlaşması yapmak istiyor, tıpkı geçmiş 5-6
bakanımız gibi, bunu çok istiyorsunuz değil mi Sayın Bakan?
Elbette istersiniz. Ben de isterdim. Bakın, ben astronot da olmak
istiyordum çocukken, olamadım. Uzaya gitmek istiyordum, bütün hayalim
buydu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Biz göndeririz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Bence olmuşsun Garo,
sen uçuyorsun vallahi.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bunun için teknoloji
gerekir, bilim gerekir, bir füze gerekir. Bilime ve teknolojiye
ihtiyacınız var. dediler, o da bu ülkede yokmuş meğerse.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Biz göndereceğiz.
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan
GARO PAYLAN (Devamla) Bakın, Avrupa
Birliği gümrük anlaşması yapmak için de kriterler var
arkadaşlar.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) TÜRKSAT 2
uydusunu gönderdik haberin var mı?
GARO PAYLAN (Devamla) Duydunuz mu,
hatırlıyor musunuz, Kopenhag Kriterleri var arkadaşlar. Diyor ki
Avrupa Birliği: Gümrük Birliği Genişleme Anlaşması
için Kopenhag Kriterlerine uyacaksın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararlarına uyacaksın. Bu olmazsa Gümrük Birliği Genişleme
Anlaşması olmaz. Bakın, bunu yapsak ihracatımız
sıçrar, öyle değil mi Sayın Bakan? İhracatımız
sıçrar ama bakın sıçrayamıyor ve bu yüzden
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir)
Sıçradı zaten, 180 milyar dolar oldu.
BAŞKAN Bir dakika Sayın Milletvekili.
Şimdi, laf atan arkadaşlara ben söz
vereceğim burada, hazırlık yapsınlar.
SALİH CORA (Trabzon) - Çok iyi olur
Başkanım, memnun olurum.
BAŞKAN Yapmayın, laf atmayın
arkadaşlar.
GARO PAYLAN (Devamla) Bu yüzden 8 milyon
işsizimiz var arkadaşlar, 8 milyon işsizimiz. Avrupa
Birliğiyle Gümrük Genişleme Anlaşması yapamıyoruz, 8
milyon işsizimiz var, insanlarımız intihar ediyor. Neden?
Süleyman Soylunun antidemokratik uygulamaları yüzünden, Tayyip
Erdoğanın tek adam rejimi yüzünden.
Değerli arkadaşlar, bakın, Avrupa
Birliğiyle Gümrük Genişleme Anlaşması
yapamamanızın sebebi ne biliyor musunuz? Sevgili Selahattin
Demirtaşın hapiste olması, Sevgili Figen Yüksekdağın
hapiste olması, Sevgili Osman Kavalanın hapiste olması, Sevgili
Ahmet Altanın hapiste olması arkadaşlar. Bütün bu gerekçelerle
Kopenhag Kriterlerini yerle bir ettik ve Gümrük Birliği Genişleme
Anlaşması yapamıyoruz, 8 milyon vatandaşımız
işsiz.
Sayın Varank Yerli araba, millî araba."
diyor, iki yıldır da öyle söylüyor. Daha önceki bakanlar da söylediler,
gitmişlerdi arkadaşlar, bir tane prototip almışlardı
karoser, 100 milyon euro mu ne vermişlerdi, çöp oldu o para. Şimdi,
diyoruz ki: Arkadaş, nerede bu yerli araba, nerede bu millî araba? Ortada
yok. Hikâyesi var mı? Yok. Bakın, dünya teknoloji 5.0a gidiyor
arkadaşlar, 4.0ı geçtik, 3.0ı kaybettik, 4.0da da treni
kaçırdık, teknoloji 5.0a gidiyor. Artık otonom araba, yani
sürücüsüz arabayı yapabilenin arabası satılacak. Bir pil
takıp da bir arabayı bin kilometre götürebiliyorsanız o araba
satılacak ama bilimin olmadığı yerde, teknolojinin
olmadığı yerde bin kilometre bir arabayı bir pille
götüremezsiniz, otonom arabayı burada yapamazsınız,
başkaları yapar, siz alırsınız, Mercedeslerinize
binmeye devam edersiniz, halkımız yoksulluk içinde yaşar.
Bakın, Türkiyenin bütün
araştırma geliştirmeye ayırdığı kaynak ne
kadar biliyor musunuz arkadaşlar? Gayrisafi yurt içi hasılanın
yüzde 1i. diyorlar yani 7-8 milyar dolar. Yalnızca Volkswagen,
bakın, bir şirket 16 milyar dolar harcıyor, yalnızca
Volkswagen şirketi. Yani biz, bütün ülke, bir şirketin
ayırdığı AR-GEnin yarısını
ayıramıyoruz araştırma geliştirmeye. Acaba burada
yerli ve millî arabayı gerçekten dünya çapında üretebileceğinizi
düşünüyor musunuz Sayın Varank? Mümkün mü arkadaşlar?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Mümkün.
GARO PAYLAN (Devamla) Değil. Niye? Bütün
kaynaklar saraya, silaha ve yandaşlara ayırılıyor,
kaynaklar araştırma geliştirmeye ayrılmıyor.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar;
son olarak, esnafın hâli perişan. Bilmiyorum siz nereden
alışveriş yapıyorsunuz ama ben nereye gitsem, esnaf
Hâlimiz perişan. diyor Perişanız, borç altındayız.
diyor. Sayın Bakan, niye biliyor musunuz?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Seni
kandırıyorlar.
GARO PAYLAN (Devamla) Bakın Sayın
Bakan, gelin, en ücra mahalleye beraber gidelim, şu Ankaranın bir
kenar mahallesine gidelim, ne görürüz biliyor musunuz? 100 metrede bir
BİM, 100 metrede bir A101
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) Ayrancı
kapının karşısındaki markete git.
BAŞKAN Toparlayın Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla)
100 metrede bir Carrefour
görürüz arkadaşlar, en ücra mahallede. Peki, orada ne görürüz başka?
Kepenklerini kapatmış bakkallar, kasaplar, manavlar görürüz.
Bakın, gelin beraber Hollandaya gidelim,
acaba şehir içinde herhangi bir mahallede, orada bu zincir marketleri
görür müsünüz? Göremezsiniz çünkü orada tüketici kooperatifleri vardır.
Orada tüketici kooperatifleri o sokaklara BİMi, A101i, Migrosu,
Carrefouru sokmazlar arkadaşlar; esnaf ayaktadır, güçlüdür. Onlar
kooperatifleriyle güçlü bir şekilde alım yaparlar, indirimli
alımı 100 tane, 1.000 tane bakkal hep beraber yaparlar ve
güçlenirler; tüketici kooperatifleri bunun için önemlidir.
Bir de üretici kooperatifleri vardır. Nerede
vardır biliyor musunuz? Hemen şehrin dışında. Yani
benim çocukluğumda İstanbulun köyleri vardı, köylerinde üretim
vardı, köylü gelip pazarlarda satışını yapardı,
hem organik gıdayı vatandaşımız yerdi hem de köylü
kalkınırdı, kır-kent ilişkisi
sağlanırdı. Ne yaptınız? Her şeyi ranta
açtınız, köylüyü bitirdiniz, üretimden kopardınız.
Yalnızca Antalyada seralarda domates üretiliyor. Domates tarlada 50
kuruş, İstanbulda 8 lira oluyor arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GARO PAYLAN (Devamla) Son bir dakika daha
alabilir miyim Sayın Başkan? Bir arkadaşımıza iki
dakika vermiştiniz.
BAŞKAN Buyurun.
GARO PAYLAN (Devamla) Bitiriyorum Sayın
Başkan, selamlayıp bitiriyorum.
Arkadaşlar, yani bu anlamda anahtar, tüketici
kooperatifleri ve üretici kooperatiflerinden geçiyor. BİM, A101 ve
Carrefour ne kadar güçlüymüş, ne kadar güçlü bir lobisi varmış
ki Rekabet Kurumu bile dokunamıyor arkadaşlar.
Arkadaşlar, bu anlamda, her şeyin
başı özgürlüklerden ve demokrasiden geçiyor. Bu vicdansız ve
adaletsiz bütçenin, vicdansız ve adaletsiz Ticaret ve Sanayi
Bakanlığı boyutuyla da, arkadaşlar, BİMlerin,
A101lerin, Carrefourların bütçesi olmayalım. Gelin, kasap Mehmet
amcanın; gelin, bakkal Hüseyin amcanın bütçesini yapalım.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu,
buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Diyarbakır Milletvekili Garo Paylanın 129
sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
dördüncü tur görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve vicdanlı, adil bir
bütçeyi görüştüklerine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Biraz evvel konuşan hatibin, tabii,
eleştiri hakkı vardır ama eleştirilerin de haklı
olması gerekir. Biz vicdanlı ve adil bir bütçeyi görüşüyoruz.
Mesela onun bir yansıması olarak dün bütün milletimize asgari
ücretlilerin, hakikaten dar gelirli vatandaşlarımızın konut
edinebilmeleriyle ilgili muazzam işlere bugüne kadar TOKİ
vasıtasıyla imzalar atılmıştı, 100 bin sosyal
konut projesini her yıl vatandaşlarımızla buluşturma
niyetindeyiz. Biz bilimi sanayinin, teknolojinin ve ticaretin içine mündemiç
olarak yerleştirmiş, bilimi her zaman en hakiki mürşit olarak
gören bir partiyiz. Aynı zamanda TÜBİTAKta, HAVELSANda, ASELSANda,
TAIde, özel sektörde, üniversitelerde, Gebze Yüksek İhtisas Enstitüsünde
bilim üretiliyor, teknoloji üretiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Vakit sınırlı
Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Benim de söz
talebim var Sayın Başkan.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bu konuda hakikaten muazzam işlere imza attık,
bunun da temelinde özgürlüğü genişletme, refahı tabana yayma,
milletimizin güvenliğini sağlama, huzurunu temin etmeye ilişkin
güçlü ve büyük Türkiye hedefi ve buradan hareketle de Mevlânanın
metaforuyla, bir ayağımız yerli ve millî olarak güçlü ve büyük
Türkiyede, diğer ayağımız da bütün
insanlığın aynı şekilde adil ve merhametli bir düzene
kavuşabilmesinde diyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdilik
sarfınazar ediyorum. Cumadan sonra inşallah
BAŞKAN Çok teşekkür ederim.
Birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 12.46
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.48
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare
AYDIN YILMAZ (İstanbul), Rümeysa KADAK(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 32nci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi (1/278) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129)
(Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel
Uygunluk Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ticaret Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) SANAYİ
VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
G) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE
ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE
DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK
STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk
Standartları Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Standartları Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ) TÜRK
PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL
VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE
UZAY AJANSI (Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Komisyon yerinde.
Şimdi söz sırası İstanbul
Milletvekili Sayın Erol Katırcıoğlunda.
Buyurun Sayın Katırcıoğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Benim konuşmam Rekabet Kurumu üzerine olacak
fakat baştan söyleyeyim ki Rekabet Kurumunun bugünkü yöneticileri herhangi
bir şekilde alınmasınlar -tabii ki eleştireceğim-
çünkü Rekabet Kurumuyla ilgili olarak benim altını çizmeye
çalışacağım sorunlar, başta Başkan olmak üzere
orada çalışan insanların sorunları değil, bir sistem
meselesi ve bu sistemi esas olarak eleştireceğim.
Şimdi, efendim -çok kısaca, vaktimi de iyi
kullanarak- Rekabet Kurumuna niye ihtiyaç oldu? Biliyorsunuz, 1980le birlikte
dünyada neoliberal serbest piyasacı görüşler hâkim olunca bu sürece
ilk dâhil olan ülkelerden biri de Türkiye oldu biliyorsunuz. 1983te rahmetli
Özal iktidara geldikten sonra, esas itibarıyla serbest piyasa düzeni
denilen bir düzeni, özelleştirme, serbestleştirme ve deregülasyon
dediğimiz ilkeler çerçevesinde gündeme getirmek istedi. Uzatmayayım
ama 1980 ile 1990 yılları arasındaki uygulama, serbest piyasa
düzeni çok da olması gereken bir biçimde olmadı ve
dolayısıyla da 1991de, 49uncu Hükûmet zamanında, rahmetli
Demirel ve rahmetli İnönünün Hükûmeti sırasında, 4054
sayılı Yasa, esas itibarıyla bu boşluğu doldurmak
üzere hazırlandı ve Avrupa Birliği ilişkileri çerçevesinde
bir sebeple yani katılma kararı verdiğimizde de Rekabet
Kurumunun bir ihtiyaç olduğu ortaya çıktı ve
dolayısıyla, bu kanun Mecliste beklerken, bir gecede
kanunlaşmış oldu.
Şimdi, bu Kurumun en önemli özelliği, bu
kanunla getirilen en önemli özelliği, onun bağımsız
olmasıdır. Neden bağımsız olması gerekir? Çünkü
rekabet dediğimiz mesele, yani firmaların birbirleriyle olan
ilişkileri ve tüketici aleyhine ve diğer firmaların aleyhine herhangi
bir şekilde uygulama içine girmemeleri için Kurumun
bağımsız olması gerekiyor. Fakat neden
bağımsız olması gerektiğiyle ilgili olarak benim
anladığım kadarıyla Türkiyede çok net bir düşünce
yok.
Arkadaşlar, çünkü rekabeti bozma potansiyeli,
aynı zamanda, devlet işletmeleriyle de ilgilidir.
Dolayısıyla da bu Kurum öylesine kuruldu ki gerek devletin
kurumlarının yani KİT ve ona benzer kurumların rekabeti
bozucu davranışlarını çerçeve içine almak ve gerekse özel
sektörün rekabeti bozucu davranışlarını çerçeveye almak
için bağımsız olması gerektiği söylendi, kanuna geçti
ve idarî ve malî bakımdan özerk bir kurum olarak kabul edildi. Fakat
hepiniz biliyorsunuz, ben de bunu zaman zaman çok sıklıkla
söylüyorum, çünkü söylememin sebebi de şu, tekrar altını çizeyim:
Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisinin bu son dönem,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden bir önce de
başlamıştı esasında, özellikle ekonomide alınan
kararları, merkezîleştirme diye bir derdi var; yani serbest
piyasa deniyor bir taraftan ama bir taraftan da mümkün olduğunca idari
kararlarla ekonomiyi yönlendirmeye çalışan bir anlayış var.
Dolayısıyla da 2011de, hatırlayacaksınız, bir KHKyle,
kanun hükmünde kararnameyle bu kurumların
bağımsızlığı ortadan kaldırıldı;
hepsi Bakanlığa bağlı hâle geldi, bakanların
denetimine açık hâle geldi. Şimdi, dolayısıyla da, bugün
itibarıyla baktığımızda, bence, benim
görebildiğim kadarıyla bu kurumlar, devlet kurumlarının
rekabeti bozmaya yönelik etkilerini dikkate almamak üzere iş yapmak
zorundalar. Çünkü aksi takdirde, başları belaya girer
açıkçası. Dolayısıyla da böyle bir problem var ve bu
problemi aşmamız da mümkün değil. Demin de ifade ettiğim
gibi, bu bir Hükûmet meselesi. Hükûmetin 2011de aldığı kararla
birlikte, SPKden BDDKye, Rekabet Kurumundan Tütün Kuruluna kadar, Şeker
Kuruluna kadar, hepsi aynı torbada
bağımsızlıklarını yitirdiler. Dolasıyla da
şimdi karşımızdaki kurumlar esas itibarıyla da Hükûmet
kurumlarıdır, devlet kurumları değildir yani tarafsız
olma şansları yoktur.
Şimdi, öte
yandan arkadaşlar, sadece imalat sanayisi bağlamında söylüyorum,
sadece imalat sanayisinde, bu konuyla ilgili ve bilgili herhangi bir insan
baktığında, alarme olması gereken, dehşete
düşmesi gereken bir tabloyla karşı karşıyayız.
İmalat sanayisinin yüzde 60ında aşırı derecede
tekelleşme var. Bunu başka bir biçimde ifade edecek olursam: Mutlaka
ve mutlaka Rekabet Kurumunun müdahale etmesi gereken bir durum var. Tekeller
cirit atıyor neredeyse. İmalat sanayisi için hesaplayabildiğimiz
bir şey bu ama diğer sektörleri, hizmet sektörlerini,
tarımı düşündüğümüzde durumun daha da vahim olma ihtimalini
gündeme getiriyor. Dolayısıyla da bugün itibarıyla
baktığımızda, Türkiyede serbest piyasa ekonomisi var
mı? Yani zombi gibi, hem var hem yok; var gibi duruyor ama aslında
yok bence ve görebildiğim kadarıyla da piyasadaki fiyatlar konusunda,
doğrudan doğruya bu tekellerin kendi aralarındaki ilişkilerin
belirlediği biçimde karar alınıyor. Şimdi, peki, bu durum
tabii ki Rekabet Kurumunun önüne gelmesi gereken ve Rekabet Kurumunun resen
değerlendirmesi gereken ve gerektiğinde -ki gerektiği çok
açık- davalara konu olması gereken bir durum.
Doğrusunu isterseniz, son dört dakikamı
ben medyayla ilgili konuşmaya çevirmek istiyorum. Çünkü medyanın
tekelleşmesi, arkadaşlar, beyaz eşya sanayisinde
tekelleşmeye benzemez. Beyaz eşya sanayisinde tekelleşme olduğunda
ne olur? Mesela buzdolabı piyasasında tekelleşme oldu diyelim;
bu, beyaz eşya fiyatlarının yükselmesi anlamına gelir,
dolayısıyla da aşırı kârlar oluşması
demektir ve tabii ki tüketici aleyhine bir durumdur esas itibarıyla. Ama,
ona rağmen, medyanın daha özellikli bir durumu olduğunun
altını çizmemiz lazım. Çünkü medyada tekelleşme olduğu
zaman 2 tane önemli konu gündeme gelir arkadaşlar.
Bunlardan bir tanesi, ülkedeki demokratik
ideallerden kopma ihtimali ortaya çıkar çünkü eğer az sayıda
kişi medyayı kontrol eder hâle gelirse ülkedeki demokratik idealin,
demokratik bekleyişin veya demokratik bir toplumsal siyasi ortamın
oluşması mümkün olmaktan çıkar. Neden? Çünkü çok az sayıda
insan, çok insanın bir bakıma evine girer medya
aracılığıyla ve istediği gibi yönlendirme
şansına sahip olabilir; bu bir.
İkincisi de son yıllarda -iktisatla
ilgilenenler bilirler- beklentiler, tüketicilerin ve üreticilerin beklentileri
çok önemli kavramlar hâline geldi. Bunlar maddi kavramlar değilse bile,
ama tıpkı maddi değişkenler gibi ekonomide dikkate
alınması gereken kavramlar, beklentiler. Arkadaşlar, medyadaki
tekelleşme çok rahatlıkla insanların, toplumun beklentilerini
manipüle edebilir, olmayanı olmuş gibi gösterebilir ve böylelikle de
bu medyaya sahip olan kişiler veya şirketler açısından,
borsadan tutun herhangi bir işleme kadar, müthiş bir etki alanı
oluşturur.
Şimdi, dolayısıyla da medyadaki
tekelleşme çok özel bir tekelleşmedir ve bence her kurumda yani
toplumun demokratik mekanizmalarından sorumlu her kurumunda buna dikkat
edilmesi lazım. Şimdi, ben Plan ve Bütçe Komisyonunda bu soruyu
sordum Medyadaki tekelleşme sizi rahatsız ediyor mu? diye.
Okumayayım şimdi Biz ölçtük ve medyada herhangi bir şekilde
hâkim durum olmadığını, dolayısıyla da bir incelemeye
ihtiyaç olmadığını
biçiminde bir cevap verdiler. Şimdi,
arkadaşlar, bu konuyu bilenler bilirler, siz eğer 4 firma
yoğunlaşma oranı denilen bir oranla ölçüyorsanız bu bir
şey ama eğer mesela çapraz mülkiyet sahipliği
bakımından bir endeks kullanırsanız
Yani şunu
kastediyorum: Bir şirket sadece televizyona sahip olmayabilir; televizyona
sahip olur, radyoya sahip olur, dijital alanda bir sahiplik vardır ve bu
sahiplik olayı, bu çeşitli alanlardaki sahiplik olayı esas
itibarıyla demin söylemeye çalıştığım-
medyanın olumsuz bir etki üretmesinin de temel sebebidir.
Dolayısıyla da bu anlamda çok az zamanım kaldı-
baktığımızda gerçekten ciddi bir sıkıntı
var.
Şimdi arkadaşlar, asıl konuşmak
istediğim belki buydu ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) Arkadaşlar,
benim elimde, hesapladım, Türkiye'de medya sahipliğine baktım.
Kimler sahip bu medyaya? Adlarını söylemekte de bir sakınca yok,
söyleyeyim size. Ciner: Habertürk, Show TV, Bloomberg. Doğuş: STAR,
NTV, Kral TV, NTV Spor. Demirören: CNN Türk, Kanal D, Teve2. Kalyon: ATV, A
Haber, Yeni Asır TV. TürkMedya, ES Medya: 24 TV, TV 360, TV4. Albayraklar:
Tvnet ve Tempo TV. Bir de İhlas Holding var TGRT ve TGRT Haber diye.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) FOX yok mu?
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) FOXu
dışında bıraktım çünkü o tek
Sadece onu değil,
başkalarını da dışında bıraktım yani
mesela 3N Medya diye bir medya grubu daha var, onu da dışında
bıraktım.
Şimdi niye bunları dikkate aldım?
Arkadaşlar, burada okları da tabii ki görmeyeceksiniz ama, bu
grupların hemen hemen hepsi yani medyaya sahip olan bu grupların
çoğu inşaat şirketleri ama aynı zamanda kabuk
değiştirmiş durumdalar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla)
nitelik
değiştirmiş durumdalar ve şu anda, benim
anladığım kadarıyla, neredeyse her alanda
yatırımı olan dev holdingler hâline gelmiş durumdalar.
Arkadaşlar, tuhaf olan nedir biliyor musunuz? Son yıllarda, devletten
kamu ihalesi ve özellikle de davet usulüyle ihale alan şirketler hemen
hemen bu saydığım şirketler. Yani bu bir tesadüf olamaz
arkadaşlar. Şöyle bir mekanizma kurmuş Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarı: Medyada istediğinizi yansıtıyorsunuz,
hükûmetin istedikleri yansıyor ve hükûmetten bunun
karşılığında ihale alıyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Ama bu
ağır bir itham.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) Doğru
söylüyorsun, çok ağır bir itham ve ben
ağırlığından dolayı da -Rekabet Kurumu
Başkanı burada, Sayın Bakanlar burada, onun için de-
altını çizerek söylemek istiyorum. Bu gerçekten, Türkiye
demokrasisine yapılmış en büyük zararlardan biridir ve bunun
temizlenmesi de son derece zordur. Bir ihale sistemi medya sahipliğiyle
ilişkilendirilmiş ve Türkiyeyi böyle yönetiyorlar. Arkadaşlar,
bu gerçekten hiçbir şekilde demokratik değildir ve bunun düzeltilmesi
gerekir diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan, kayıtlara geçmesi
açısından söylüyorum: Biraz evvel söylenen ithamı kabul
etmediğimizi ifade etmek isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Genel
Kurul görüşmelerinin hangi usul ve esaslara göre
yapılacağının İç Tüzükte belirtildiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bütçe görüşmelerini yapıyoruz. Hangi usul
ve esaslara göre görüşmeleri yapacağımız İç Tüzükte
açıkça belirtilmiş. Meclis
Başkanlığımızın bastırdığı
bir program var. Bütçe görüşmesi yaptığımız için
Parlamento içerisinde kimi sayın milletvekilleri yürütmenin iş ve
işlemleriyle ilgili övücü, kimi sayın milletvekilleri de yürütmenin
iş ve işlemleriyle ilgili yerici beyanlarda bulunacaklardır;
bundan doğalı olamaz.
Şöyle bir teamül oluşuyor, buna daha önce
de dikkat çektim: Biraz önce, öğleden önce, bir başka siyasi parti
grubunun sayın milletvekilleri Hükûmetin kimi icraatlarını
takdir ettiler, biz de bu görüşe saygı duyduk. Şimdi
konuşan milletvekilleri Hükûmetin iş ve işlemleriyle ilgili eleştirel
yaklaşımlarda bulunuyorlar ve bu programa göre de siyasi parti
gruplarından sonra Hükûmet adına -Hükûmet demeyelim de- Kabine
adına bakanlar gelip eleştirilere cevap verecek. Eğer şöyle
bir yol izlenecekse ben, İYİ PARTİye ve HDPye çağrı
yapıyorum; Hükûmetle ilgili olumlu her konuşmadan sonra biz de
sisteme girelim, kayıtlara bir şey geçirelim. Böyle bir usul yok
Sayın Başkan. Bu böyle devam ederse ben her konuşmadan sonra,
her konuşmacının konuşmasıyla ilgili bir
dakikalık, iki dakikalık yorum ve değerlendirme yapmak
istiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Destekliyoruz Sayın
Grup Başkan Vekilini.
BAŞKAN - Konu
anlaşılmıştır Sayın Grup Başkan Vekili,
teşekkür ederim.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi (1/278) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129)
(Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel
Uygunluk Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ticaret Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) SANAYİ
VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
G) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE
ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE
DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK
STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk
Standartları Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Standartları Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ) TÜRK
PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL
VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE
UZAY AJANSI (Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN - Şimdi söz sırası
İstanbul Milletvekili Hüda Kayaya ait.
Buyurun Sayın Kaya.(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HÜDA KAYA (İstanbul)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. 2020 bütçesinin Helal Akreditasyon Kurumuyla ilgili
bölümünde söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, muhalefet olarak bizim
görevimiz, iktidar ne yaparsa yapsın muhalefet etmek, eleştirmek,
karşı çıkmak olmadığı gibi, iktidarın
işi de muhalefet ne derse desin söylediklerini, tekliflerini reddetmek,
yok saymak ve iyi olsun, eleştiri olsun, her ne teklif etmiş olursa
olsun itiraz etmek, itham etmek, mahkûm etmek olmamalıdır. Böyle
yaparak halkımıza karşı sorumluluğumuzu ve buradaki
yürütme görevimizi hakkıyla yerine getirmiş
olamayacağımızı hepimiz biliyoruz. Bizim görevimiz burada
sadece farklı partilerde, farklı kimliklerde, farklı politik
tercihlerde, farklı politik proje ve yönetimlerde farklı
düşünüyoruz diye birbirimizin sözünü kesmek, laf atmak, müdahale etmek
tabii ki olmamalıdır. Her birimiz, ülkemizde halkımız,
ülkemizin, toplumumuzun selameti için, huzuru için, barış içinde
yaşayabilsin, yarınlara umutla, güvenle bakabilsin diye, farklı
düşünüyor olsak da bunun çırpınışı, bunun
gayreti, bunun politikası içerisindeyiz. Hepimiz ülkemizi, memleketimizi,
halkımızı seviyoruz. Kim ne düşünürse düşünsün,
nasıl yaşıyorsa yaşasın, hangi partiden, kimlikten,
inançtan, düşünceden olursa olsun, biz 82 milyon halkımızla
beraber, her birimiz, içinde bulunduğumuz bu gemiyi en güzel bir
şekilde, fırtınalı limanlardan daha sakin, daha sükûnetli
İnsanlarımız yarınlara nasıl umutla bakabilir, geçinebilir,
ekmek kazanabilir, eşitçe yaşayabilir, özgürce yaşayabilir
İnsanların huzursuz ve endişe içinde olmadan,
geçinemeyeceği korkusu olmadan, konuşmaktan çekineceği,
eleştirmekten çekineceği, eline telefonu alıp sosyal medyada bir
kelime düşüncesini yazmaktan bile endişe edeceği durumlar
olmadan, hangi kitabı okuyup, hangi gazeteyi takip ettiğinin
fişlenme endişesi olmadan, huzur içinde, güven içinde
yaşayacağı bir toplum olsun diye hepimiz istiyoruz, bunun mücadelesini
veriyoruz. Hiç kimse kandan memnun değil, hiç kimse huzursuzluktan,
kavgadan, nefretten memnun değil, hiç birimiz bunu istemiyoruz ama belki
teşhislerimizde farklılıklarımız olabiliyor, tedavi
yöntemlerimizde farklılıklar olabiliyor.
Değerli arkadaşlar, siyasiler olarak bizim
görevimiz, kavramlar, kelimeler, inançlar, kutsallar, değerler üzerinden
birbirimizle atışmak, gündemleri çarpıtmak, gündemler
oluşturmak, bunları yapmakla halkımızın huzurunu
bozmak olmamalıdır. Vitrinlere, ekranlara bir gösteri yapma durumunun
elbette hiç kimsenin düşüncesi olduğuna inanmak istemiyorum. Bizim
vazifemiz, burada
İnsanlarımız gerçekten huzurlu mu? Ekmek
bulabiliyorlar mı? Kendini güvende hissedebiliyor mu insanlar? Çocuğu
aç, kirasını verebiliyor mu? Kredisini ödeyemeyip intihar
eşiğine gelmiş olanlar var mı? Faturalarını
ödeyemeyip binlerce haciz dosyalarıyla adliyelerde boğuşan
yoksullarımız, emekçilerimiz, köylülerimiz var mı? Ki var.
Adaletsizlikler sebebiyle insanlar haktan, adaletten umutlarını
kestiler mi? Binlerce insan cezaevlerinde demokratik, vicdani, insani, ahlaki
bir toplumda olmaması gereken davranışlarla, insanlık
dışı tutum ve davranışlarla muhatap oluyor mu?
Binlerce insan sadece farklı düşünüp konuştukları için
haksız yere hapislerde yatıyor mu? Çalışıp didinerek
hak ettikleri işlerine atanamayanlar ne durumda? Bununla ilgili
sayısız alanda, her gün yüzlerce şikâyet, başvuru almaya
hâlâ devam ediyoruz. Asgari ücret garabetiyle geçinmeye çalışan
milyonlarca insan nasıl bir yaşam mucizesi gerçekleştiriyor? Ve
biz bu insanlara nasıl bir yol açabiliriz? Artık çoğunluğu
üniversiteli, nitelikli işsiz olan milyonlarca insanımıza acil,
yeni iş imkânları ve sahalar nasıl açabiliriz? Kadınlar
evde ve sokakta korkmadan kendilerini güvende hissederek nasıl huzurla
nefes alabilirler ve geleceğe bakabilirler? Bunun derdinde
olmalıyız.
Dün burada Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Bakanımız vardı. Söz sırası gelmedi bana ama
şunu da ifade etmek istiyorum: Dün bazı konuşmacı
arkadaşlarımız, MHPden bazı vekil arkadaşlarımız
Evet, toplumda gerçekten kadının ve erkeğin insani
değerleri, kişiliği, özeli, özgünlüğü muhafaza edilerek
aile yapısı da tabii ki korunmalı fakat şuna dikkat
etmeliyiz değerli arkadaşlar: Boşanmaların artması,
ailelerin dağılması gibi
Bizlerin, aileyi koruyalım derken
kadını nasıl bir çerçeveye, nasıl bir yaşama mahkûm
ettiğimizin sorgulamasını ve hassasiyetini de gözden
kaçırmamamız gerekiyor. Arkadaşımızın şu
ifadesi dün özellikle dikkatimi çekmişti: Boşanmaların
artmasıyla şiddet, sokağa yansıdı. Kadının
zaten ev içinde yaşadığı şiddetin sokağa
yansıması, artık bir aysbergin ucunun toplumda, kamuda görünür
hâle gelmesi, kaçınılmaz hâlde yansıması demektir
arkadaşlar. Biz burada aileyi koruyalım derken aslında belki
bilinçaltında farkında olarak ya da olmayarak şunun
hassasiyetini, derdini görüyoruz ve buna itiraz ediyoruz, bunun endişesini
yaşıyoruz: Aileyi korumak demek erkeğin menfaatini korumakla
eşleştirilir hâle getirilmiştir veya getirilmeye
çalışılıyor. Burada kadının ne sokakta ne ev
içinde güvencesiz, şiddetle karşı karşıya kaldığı
ortamların giderilmesi
Önce erkeklerin eğitilmesi,
kadınların özgürlüğünün ve özgünlüğünün, cinsel
eşitliğinin, her anlamda kişilik eşitliğinin, insani
eşitliğinin güvence altına alınmasıdır
arkadaşlar. Bizlerin bunlarla ilgilenmesi gerekiyor, yoksa kim az
inanmış, kim inanmamış, kaç yerde ezan okunmuş, kaç
yerde cami yapılmış, kaç yere bayrak dikilmiş
Ne dinin ne
vicdanın ne ahlakın ne hukukun ne de toplumsal adaletin ve
hakkaniyetin ölçüsü bunlar değildir arkadaşlar. Sürekli olarak
kimlikler ve inançlar üzerinden bir söylem, bir dayatma, sürekli birilerini
düşmanlaştırma, tehdit ve beka sorunu hâline getirme, hegemonik
ve tahakküm edici zihniyet politikaları halkımız arasında
hep bir endişe, güvensizlik ortamı ve birbirine karşı
şiddetin, nefretin yayılmasına sebep olmaktadır. Acı
olan, üzüntü verici olan ve bize gerçekten bunu bir yara olarak hissettiren ise
iktidar ve iktidar vekillerimiz, arkadaşlarımız tarafından,
ısrarla bu problemlere dikkat çekmeye
çalıştığımız hâlde, bunların sanki sadece bir
eleştiriden ibaret olduğu, bir polemik noktası olduğu gibi
algılanarak doğruya, her şeye itiraz edilerek, görmezden
gelinmesidir arkadaşlar. Bunlar bizim toplumumuzun bir gerçekliğidir.
Bu hastalıkları tedavi edebilmemiz için önce sağlıklı
teşhislerde birbirimizle ortaklaşabilmemiz, hep birlikte,
halkımızın menfaatine birlikte adımlar atabilmemiz
gerekmektedir arkadaşlar.
Bakın, KONDAnın son günlerde
yaptığı bir araştırmayı sizler de muhakkak ki
biliyorsunuz, okumuşsunuzdur. Buna göre, dinî göstergelerde
halkımız arasında, özellikle gençler arasında ciddi
düşüşler vardır. Bunun ayrıntılarına girmiyorum,
her biriniz zaten bunu okuyup araştırabilirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
HÜDA KAYA (Devamla) Teşekkür ediyorum
Başkanım.
Arkadaşlar, bu tabloyu önümüze koyup bir
muhasebe etmemiz gerekiyor. Dindar nesil yetiştireceğiz.
iddiasıyla on yedi yıllık bir iktidar döneminde eğer
gençler arasında artık dinî inançlarda, yaşamda, tercihte
hızla bir zayıflama gerçekliğiyle karşı
karşıyaysak bu gençlerimiz neyi düşünüyorlar, neyi tercih
ediyorlar ve bu iddia neden çürüdü, nasıl çürüdü, bir kez daha bunun
sorgulanması gerekiyor. Biraz önceki konuşmamın içinde de
belirttiğim gibi, bizim derdimiz Kim neye inandı, oruç tuttu mu,
namaz kıldı mı, ne yaptı, camiye gitti mi, geldi mi?
meselesinden ziyade, bütün inançların temel değerleri olan, ortak
değerleri olan ve çağımızda da evrensel, vazgeçilmez,
insani değerler olan adalete sahip çıkmak, insanın iradesine,
düşüncesine, özgürlüğüne, yaşam hakkına, çalışma
hakkına, emeğine, ehliyetine saygı duymak ve bunun
karşılığını politika olarak
gerçekleştirmektir.
Hepinize teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi söz sırası,
Batman Milletvekili Ayşe Acar Başarana ait. (HDP
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
HDP GRUBU ADINA AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de herkesi
saygıyla selamlıyorum.
Ben de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
bütçesi üzerinde görüşlerimizi ifade edeceğim ama ondan önce bugün
Ankarada Sıhhiye Adliyesinde uzun süredir devam eden JİTEM
davasının duruşması vardı. 19 kişinin
yargılandığı ve 17 kişinin katledildiği dosya,
maalesef tıpkı diğer faili meçhul dosyalar gibi, tıpkı
diğer 1990lı yıllarda işlenen ve üstü örtülen,
cezasızlık politikasıyla yok sayılan dosyalar gibi beraatle
sonuçlandı. Burada önceki dönem işlenen suçlar, maalesef bu dönemin
iktidarının eliyle, bu cezasızlık politikalarıyla bir
kez daha sahiplenilmiş oldu. Biz buradan bu yaraların sargılanması,
bu yaralara dermanın sağlanması için adaletin bir an önce
sağlanması gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
dediğim gibi, ben Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi
üzerine konuşacağım. Eskiden Bilim de varmış önünde
ama biz bilimi bir tarafa bırakalı uzun bir dönem oldu. Çünkü bir
ülkede bilimin olabilmesi, bilimin sanayi üretebilmesi, teknoloji üretebilmesi
için demokrasinin ve özgürlüklerin olması gerektiğini benden önceki
milletvekili arkadaşlarımız da söyledi.
Eğer bir ülkede çocuklar daha okula başlar
başlamaz, ilkokul 1inci sınıftan, hatta okul öncesi
eğitimden başlayıp üniversiteye kadar bir şekilde tekçi bir
bakış açısıyla yetiştirilirse; sorgulamayan,
eleştirmeyen, itiraz etmeyen bir nesil yetiştirilirse üniversiteye
gelecek gençlerden bilim üretmelerini bekleyemeyiz. Tabii ki bir de
üniversitelerin durumu bilimi üretemememizin de en önemli parçalarından
biri. Şu anda Türkiyenin dört bir yanında onlarca üniversite var ama
bu üniversitelerin birçoğunda bırakın profesörü, doçentlerin
bile olmadığı üniversitelerin sayısını biz
artık tespit edemiyoruz. Hukuk fakültesinin başına veterinerin
dekan olduğu bir dönemi yaşıyoruz ve maalesef itiraz eden,
bilimsel araştırmalar yapan, eleştirilerini sunan bütün akademisyenler
de ya ceza tehdidiyle ya ihraç tehdidiyle karşı karşıya
kalıyor. Bunlardan 2 tane örnek vereceğim, bunları daha önce de
bu Meclis kürsüsünden ifade etmiştik.
Bunlardan bir tanesi, Bülent Şıktı.
Bülent Şık, bildiğiniz gibi, Kocaelinin de aralarında
bulunduğu bazı bölgelerde kanserin
yaygınlaşmasını araştıran bir bilim
insanıydı. Bununla ilgili bir rapor düzenledi ve bu raporu kamuoyuna
deklare etti. Ancak kendisiyle ilgili olarak, gizli belgeleri temin etmek ve
açıklamaktan beş yıl ile on iki yıl arası ceza istendi
ve kendisine ceza verildi. Bir bilim insanıydı ve bu bilim
insanı maalesef yaptığı bir araştırma neticesinde
ya da yaptığı bir araştırma nedeniyle cezalandırıldı.
Yine, hatırlarsınız, bu Meclis
kürsüsünden çokça ifade etmiştik "Bu Suça Ortak
Olmayacağız" bildirisine imza atan barış
akademisyenleri, 1.121 barış akademisyeni bu ülkede var olan
savaş siyasetine itirazlarını dile getirdikleri için hain
terörist vatan haini ilan edildiler. Önce KHKyle ihraç edildiler,
haklarında davalar açıldı, bu davalardan cezalar aldılar,
en son, bu cezaların ifade özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle
Anayasa Mahkemesine taşıdılar. Bakın, Anayasa Mahkemesi, bu
ülkenin en üst yargısı bunun bir ifade özgürlüğü ihlali
olduğunu, bunun ifade özgürlüğüne aykırı bir tutum
olduğunu ifade etti ama bu kararı verirken çok mahcup bir biçimde
Ama biz bunun içeriğine katılmıyoruz. diye bir açıklama
yapmak zorunda kaldı.
İşte, hâl bu hâlken bu ülkeden teknoloji
de bilim de sanayi de çıkmaz arkadaşlar. Çünkü baktığımız
kadarıyla -şimdi, biz bütçenin tamamını inceledik,
baktık- yani, özellikle, bu Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının 2014 yılı bütçesinde silah
sanayisine yani savunma sanayisine 44 milyar bir bütçe
ayrılmışken 2020 bütçesi 160 milyar TL neredeyse
Kaç katı,
siz hesap edin arkadaşlar. Altı yılda, bu
Bakanlığımızın bütçesinin neredeyse tamamını
sanayi alanına yönlendirmiş vaziyetteyiz. Yani nedir? Ya bir
savaşın bir ortağı olup bir şekilde bunları
pazarlayacağız ya bir ülkede bir şekilde savaş
çıkmasını sağlayacağız ya da bu savaşın
çıkmasını umacağız, savaş çıkması için
dualar edeceğiz. Bu şekilde, ülkenin kalkınmasını
bekleyeceğiz.
Türkiyede her şey ithal edilir olmuş.
Baklagiller ithal edilir, buğday ithal edilir, un ithal edilir ve ben,
kendi memleketimden de biliyorum -buradaki birçok arkadaşın da
memleketinde muhtemelen benzer manzaralar vardır- topraklarımız
boş, işletilmiyor ama biz, dışarıdan buğdayı
ithal ediyoruz, dışarıdan baklagilleri ithal ediyoruz çünkü biz,
gıdaya, tarıma bir şekilde destek sunmuyoruz. Bizim tek derdimiz
silah sanayisi olmuş, onu da üretemiyoruz arkadaşlar, getiriyoruz
yurt dışından bütün parçaları, aslında montaj sanayisi
yapıyoruz. Getiriyoruz, Legolar gibi bunları birbirine birleştiriyoruz
ve her taraftan da birilerinin yaptığı silahların
reklamını veriyoruz.
Ben, Bakanın sosyal medya hesabına
baktım, Bayraktarların reklam ajansı gibi
çalışıyor, Bayraktar reklam ajansı. Her
attığı tweetin 3 tanesinden 1i Bayraktarların
yaptığı İHAlar, SİHAlar, insansız hava
araçları vesaire, bunların reklamını yapmakla
uğraşmış. Keşke, bir firmanın reklamını
yapmakla uğraşacağına gerçekten bu ülkenin
kalkınması için bazı adımlar atılsaydı.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sanayi üretimi
onlar, sanayi üretimi.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) Sanayi
üretiyor da bundan başka sanayi üretimi yok mu? Türkiyede başka
sanayi biçimleri de var, açıklayayım
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Onların da
reklamını yapıyor.
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT
(İstanbul) Onların reklamını bütün Türkiye yapıyor.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Besin
sanayisi var, makine sanayisi var, maden, tekstil sanayisi, dokuma, orman
ürünleri, cam, seramik, kimya
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Hepsinin
yapıyor.
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT
(İstanbul) - Onların da reklamını yapıyor.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Size dünya
kadar sayabilirim. Bunları yapmıyoruz arkadaşlar. Şöyle
yapıyoruz tabii: Birilerinin talanına açıyoruz. Mesela Maden
sanayisini geliştireceğiz. diye Kaz Dağlarında 190 bin
ağacın kıyımını başka şirketler eliyle
yaptık. Yine burası yapmadı, yurt dışından
başka bir şirket geldi, 190 bin ağacı yok etti; şöyle
bir açıklama yaptı hatta
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) PKKnın
yaktığı ormanlardan bahset!
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Biz
dışarıdan işçi çalıştırmıyoruz, Türkler
çok iyi taş taşır.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Olmadı, olmadı.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sıra size
geldiğinde siz konuşursunuz, ayıptır ya!
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Yabancı
şirketlerin Türkiyedeki insanlara bakış açısı
maalesef bu arkadaşlar.
Peki, Kimya sanayisini ne kadar
geliştiriyoruz? derseniz, yani bu topraklara ekolojik sisteme zarar
vermeyecek tek bir sanayi türüyle uğraşmıyoruz. Tıpkı
atomu bir şekilde parçalara ayıranlar gibi, o atomun
parçalanmasından insanlık namına bir şeyler çıkarmaya
çalışmamız gerekirken, atom bombası hâline getirip
insanları yok etmek için kullanıldıysa bizim de bilime
bakış açımız bu. Bilime bakış açımız,
dediğim gibi, Biz, sanayiyi nasıl geliştirebiliriz?
Arkadaşlar, bu, ülkenin kalkınmasına
katkı sağlayacak bir durum değil, kendimizi savaşlar
üzerinden organize edemeyiz, savaş beklentisiyle ekonomimizi dizayn
edemeyiz. İşte, onun için, biz buradan, bu kürsüden defalarca dedik
ki: Bu bütçe savaş bütçesi, sürekli savunmaya para harcadığımız
bir bütçe. Ama Topraklarımız boşken tarımı
nasıl geliştirebiliriz? diye düşünmüyoruz Bu ülkede gerçek
bilim insanlarını nasıl yetiştirebiliriz? diye
düşünmüyoruz arkadaşlar. Üniversitelerde artık gençler kalmıyor,
kaçıyor, bu ülkeden kaçıyorlar. Bu, 1.128 akademisyeni siz ihraç ettiğiniz
için şu anda dışarıda bağımsız bir
şekilde akademisyen kimliklerini devam ettirmeye
çalışıyorlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Hayır,
kaçmıyorlar, gençler kaçırılıyor PKK tarafından.
BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekili,
değerli kardeşimize
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) Yine,
dediğim gibi, bakın, bu üniversitelerde bir özgürlük alanı
olmadığı için kendilerini ifade edemiyorlar ki. Siz,
sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen bir beyinden üretim
bekleyebilir misiniz? Bu beyinler üretim yapamaz, biat eder. Siz böyle bir
nesil yetiştirmeye çalışıyorsunuz, diyorsunuz ki: Biat
etsinler, itiraz etmesinler. değil mi? Bunu defaatle de söylediniz, bunu
böyle yetiştirmeye çalıştınız,
müfredatlarınız bu biçimde, bilime yaklaşımınız
bu biçimde, sanayiye yaklaşımınız bu biçimde, teknolojiye
yaklaşımınız bu biçimde. Onun için, yıllardır bir
yerli otomobil hayaliyle yaşıyoruz. Yerli otomobille ilgili de ancak
dışarıdan parçaları getiririz Türkiyeye, Legoları
birleştiririz, onu ben de yaparım arkadaşlar, rahat olun, onu
ben de yaparım. Onun için aman aman bir bütçe ayırmanıza gerek
yok. Getirin, çok da severiz biz, çoluk çocuğu toplarız, onlar da
birleştirirler.
Onun için, değerli arkadaşlar, bu bütçenin
yapılışı, bu bütçeye bakış açısı, bu
ülkeyi yönetiş biçiminiz gerçekten ülkenin kalkınmasına
katkı sağlamıyor. Ekolojiyi, doğayı talan ediyorsunuz,
sürekli bir savaş ortamıyla insanların huzurunu bozuyorsunuz,
özgürlük ortamlarını yok ederek genç beyinlerin, üretici beyinlerin
bu ülkeyi terk etmesine neden oluyorsunuz. Bütün gençler şimdi diyor ki:
Ben bu ülkeden nasıl kapağı atarım, soluğu başka
bir ülkede alırım?
Arkadaşlar, bu yolun, yol
olmadığını defalarca söyledik. Bence biz gençleri biraz
dinleyin, bu ülkeyi ancak biz dönüştürüp değiştirebiliriz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
ARZU ERDEM (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Normal
akışımızı olumsuz etkileyecek açıklamalara
müsaade etmeyeceğiz.
Buyurun Arzu Hanım.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak kadına bakışlarının
erkeğin yanında yer almak suretiyle politikalar geliştirmesi
gerektiği yönünde olduğuna ilişkin açıklaması
ARZU ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bir önceki hatip, konuşmasında Milliyetçi
Hareket Partimizin de adını zikrederek bir açıklamada bulundu,
buna bir cevap vermek istiyorum. Cevap niteliğinde de değil, sadece
bir açıklama yapmak istiyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim kadına
bakışımızın merkezinde aktif, eşit ve
katılımcı bir yön yatmaktadır. Burada liderimizin de
belirtmiş olduğu gibi kadın annedir, kadın eştir,
kadın yuvadır, ailenin temel direğidir. Kadının,
şanlı şerefli tarihimizde olduğu gibi, geçmişte
olduğu gibi bugün de erkeğin yanında yer almak suretiyle
politikalar geliştirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda da
gerekli çalışmaları yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Turan Bey, buraya geldiniz siz, söz talebiniz oldu.
5.- İstanbul Milletvekili Turan Aydoğanın,
TÜBİTAKta yaşanılan hukuksuzluğa ilişkin
açıklaması
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sorum, dile getireceğim konu TÜBİTAKla
alakalı.
BAŞKAN Soru kısmı daha sonra.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Soru değil
efendim, bir hukuksuzluğu dile getireceğim.
TÜBİTAKta bir hukuksuzluk söz konusu.
TEZ-KOOP-İŞ Sendikası 20/9/2019 tarihinde sözleşmeyle
TÜBİTAKta yetki aldı. Yetki alan sendikaya dayanışma
aidatı yatıran üyelerin de bu yetkiden yararlanması gerekirken,
sendikanın sözleşmeyi yaptığı tarihten önce başka
bir sendikaya dayanışma aidatı yatıran işçileri de bu
sözleşmeden faydalandırdınız yani bir haksız rekabetle
beraber kurum zararı sağladınız. Bu tablonun, Türkiye Büyük
Millet Meclisi çatısı altında tarafınızca gündeme
getirilmesi, zararın ve haksız rekabetin ortadan
kaldırılması gerektiği inancıyla düşüncelerimi
dile getirdim Sayın Başkanım.
Teşekkür ediyorum söz verdiğiniz için.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi (1/278) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129)
(Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel
Uygunluk Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ticaret Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) SANAYİ
VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
G) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE
ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE
DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK
STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk
Standartları Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Standartları Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ) TÜRK
PATENT VE MARKA KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve
Marka Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL
VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE
UZAY AJANSI (Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Söz sırası
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücüde.
Buyurun Sayın Sürücü. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ülkenin en verimli topraklarında yani GAPın kapsadığı
bölgelerde yaşayan halk, ülkenin dört bir yanına mevsimlik işçi
olarak dağılıyor. Gittikleri yerde ise gayriinsani
koşullarda, sağlık güvencesiz ve ırkçı uygulamalara
maruz kalarak karın tokluğuna
çalıştırılmaktadır. Bölge halkının refah
düzeyinin yükseltilmesi GAPla hedeflenmişti; maalesef, bölgenin
tarım, sanayi, altyapı, enerji, işsizlik ve sağlık
gibi birçok sorunu olduğu gibi duruyor, nüfus artışıyla bu
sorunlar daha da büyüyor.
Türkiyede pamuk ekim alanları
azaltılıp pamuk ithal ediliyor. Urfa çiftçisi çok ciddi
sıkıntılar yaşamaktadır. Mazot, zirai ilaç, gübre,
tohum, girdi maliyeti yüzde 100 artmışken destekleme
sınırlandırılıyor, elektrik ve sulama borcundan
dolayı desteklemeler bloke ediliyor. On yedi yılda nohudu,
mercimeği, samanı, pamuğu, sığırı ithal
edecek kadar toprağı kısırlaştırıp,
çiftçiye, açıkça Git evinde otur, nasıl geçiniyorsan geçin.
dediniz; çiftçiyi bankalara mahkûm ettiniz, çiftçi ağır banka
borçlarını ödeyemiyor, bu koşullarda da tarım ve
hayvancılık yapmaktan vazgeçiyor. Savaşa, sömürüye ve
baskılara ayırdığınız bütçenin sadece onda 1iyle
çözülecek olan bu sorunlarla bölge halkını cezalandırıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, Urfada
sağlık alanında ciddi sorunlar yaşanıp iktidar
tarafından görülmüyor. 2 milyonun üzerinde nüfusu olan Urfada 500 binin
üzerinde Suriyeli de mevcut bulunmakta.
Urfa merkez ilçelerinde yaşayanların
ulaşabildiği sadece bir tane kadın doğum ve çocuk hastanesi
var. Urfada sağlık çalışanlarının
koşullarına baktığımızda, günde ortalama 120
hasta bakılıyor. Bu koşullarda sağlıklı bir
sağlık hizmeti alınabilir mi? Sağlık çalışanları
robotlaştırılıyor.
Bu ağır temponun yanında, bir de Urfa
İl Sağlık Müdürü hiçbir yazılı emir göstermeksizin 19
Eylülden bugüne Rojavada devam eden operasyonlar gerekçe gösterilerek tüm
sağlık çalışanlarının yıllık izinlerini
keyfî bir şekilde iptal etmiş durumdaydı. Şimdi
öğrendiğim kadarıyla bugünden itibaren sadece bir kesim doktor
izinlerinin bir kısmını kullanabilecek ama görevlendirmeler
devam ediyor, özellikle de Tel Abyad ve Resulayna. Peki neden? Çünkü
kuzeydoğu Suriyede masum insanlar öldürülüyor, Kürtler bir statü
kazanmasın diye katliamlar yapılıyor. Birleşmiş Milletler
ve UNICEFin son açıklamaları Tel Rıfatta yapılan sivil
katliamına dairdi, 12 kişinin katledildiği ve aralarında
çocukların da olduğu belirtilmektedir. ÖSO çetelerinin
sağlık hizmetine daha rahat ulaşabilmesi için sınır
kentlerinin doktorları âdeta sürekli nöbet hâlinde bekletiliyor.
Evet, değerli milletvekilleri, iktidarın
baskıyla demokratik siyaseti tasfiye etme operasyonları devam ediyor.
9 Ekim günü Urfada DTK çalışmaları gerekçe gösterilerek ev
baskınları yapılmış, 53 arkadaşımız
gözaltına alınıp 30 arkadaşımız
tutuklanmıştır. Tutuklananlar arasında Cizre
bodrumlarında yakılarak katledilen DBP parti meclis üyemiz Mehmet
Yavuzelin 55 yaşındaki hasta ve yaşlı annesi Hanım
Yavuzel de var ve kemoterapi gören kanser hastası Mahmut Korkmazer ve
yüzde 100 görme engelli Delil Akkurt da bulunuyor.
Yine, Hilvan Cezaevinde 65 yaşındaki
ağır hasta mahpus Emine Aslan Aydoğan 3 Aralıkta
kötüleşerek hastaneye kaldırılıyor ve orada
yaşamını kaybediyor. Emine annenin defin işlemleri sırasında
imama Bu, bir terörist cenazesi. denilip dinî vecibeleri yerine getirilmiyor.
Mardin kayyumu tarafından taziye evi verilmiyor ve taziye çadırı
kurulması engelleniyor. 65 yaşında cezaevinde
yaşamını yitiren bir annenin defin işlemlerine, taziyesine,
dinî vecibelerine izin vermeyen bir iktidarla yönetiliyoruz.
Emine anneyi yakından tanıyordum,
yıllarca birlikte çalıştık. Emine anne, sonuna kadar
barışı savunan ve barış için mücadele eden bir
insandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) Başkan, bir dakika
alabilir miyim.
BAŞKAN Buyurun.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) Evet, bir gün adalet
size de lazım olacak. Sizler, çözüm üretemediğiniz tüm meselelerde
fişlemeyi ve işkenceyi bir yöntem olarak uyguluyorsunuz fakat
insanlık onuru, güvenlikçi politikalarla, işkence ve tutuklamalarla
yenilmeyecek kadar değerli ve güçlüdür.
Bu bütçe, kadınların, emekçilerin ve
halkların bütçesi değil; bu bütçe, iktidarın kendini
yaşatma bütçesidir.
Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyor,
teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
6.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun,
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün 129 sıra
sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra
sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin dördüncü tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki ifadelerinin kabul edilemeyeceğine, devletin ve
milletin töhmet altında bırakılamayacağına
ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, biraz evvel
dinlediğimiz hatibin konuşmalarına katılmak asla mümkün
değildir. Zira, kullanılan ifadeler, mevsimlik işçilere
ırkçı uygulamalar
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Yok mu?
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Yok mu?
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Yok
mu?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yok!
Suriyenin kuzeyinde Kürtler bir statü
kazanmasın diye katliamlar yapıldığı gibi gerçek
dışı beyanlarda bulunulmuştur. Türkiye, Suriyenin
kuzeyinde Kürt, Türkmen
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) Ne işi
var, ne işi var!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı)
Arap, Keldani, Hristiyan, Müslüman, kim olursa olsun;
hepsinin sağlık, gıda, barınmaya ilişkin hususlarda
yardımcısıdır ancak PKK, PYD, YPG, DAEŞ, adı ne
olursa olsun teröristlerin de karşısındadır. Meselenin özü
budur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın.
HABİP EKSİK (Iğdır) Onun için
mi Genel Başkanınız Orası Kürtlerin yaşamasına
uygun değil. dedi? Ayıp ya!
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Sakaryadaki fındık işçisinden bahsediyor Muhammet Bey,
Sakaryadaki.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Değerli Başkanım, değerli
milletvekilleri; sonuç itibarıyla, işkenceye sıfır
toleransı ortaya koyan, uluslararası sözleşmelerin Anayasanın
90ıncı maddesi çerçevesinde bir iç hukuk sistemine
dönüştürülmesine vesile olan AK PARTİdir. Dolayısıyla
bunlar asla kabul edilemez. Devletimiz ve milletimiz bu şekilde töhmet
altında bırakılamaz. Bunu reddettiğimizi ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurun.
7.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ve eleştirilerde bulunmaya
devam edeceklerine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, zaten bizim hatibimizin
konuşmasını Adalet ve Kalkınma Partisinin çok doğru
bulmasını beklemiyorduk, normal. Yani burada herkes görüşlerini
ifade ediyor. Eleştirilerimizi de söylemeye devam edeceğiz çünkü
bütçenin anlamı bu. Politikalarınızı her alanda
eleştiriyoruz.
Şimdi, geçen, Tel Rıfatta -ben de burada
söyledim- ÖSO çeteleri tarafından 10 sivilin öldürüldüğü
Bakın,
biz ÖSO çeteleri diyoruz, Millî Suriye Ordusu çetesi diyoruz. Yani siz de buna
alışacaksınız çünkü öyle, bütün dünya böyle
tanımlıyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Komiserliği daha yeni kayıtlara geçti, dedi ki: Orada ağır
savaş ve insanlık suçları işleniyor olabilir, biz bunu
araştırıyoruz. Siz, bu ağır insanlık ve savaş
suçlarının arkasında niye durmaya çalışıyorsunuz?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) YPGnin
arkasında durmuyoruz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Siz
niye YPGnin arkasında duruyorsunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) 8 çocuk öldü
Tel Rıfatta. 8 çocuğun cenazesini yere sıraladılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Alçak YPGyi
lanetliyoruz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ya, dinleyin,
dinleyin. Bak, Grup Başkan Vekiliniz var.
BAŞKAN Toparlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlayacağım Sayın Başkan, teşekkür ederim.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Siz
niye YPGnin arkasında duruyorsunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) 8 çocuk öldü, 8
çocuk; cenazeleri yere sıralandı, aynı Roboskideki cenazeler
gibi. Bunu görün. İnsanlar görüyor, bunu dünyanın her yerindeki
insanlar görüyor da siz niye bunu destekliyorsunuz, o anlaşılır
gibi değil. Yani ne denebilir başka?
Şimdi, bu sizin operasyon dediğinize,
biz en başından beri savaş dedik, biz en başından
beri işgal girişimi dedik. Bunu, niye öyle dediğimizi size de
anlattık. Çünkü orada insanlar yaşıyor, yüz binlerce insan
yaşıyor, orada bir hayat var; esnafıyla, çiftçisiyle,
işçisiyle, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla insanlar
yaşıyor orada. Siz orada askerî bir işgale girdiğiniz
zaman, kaçınılmaz olarak sivillerle karşı karşıya
geliyorsunuz. Biz de bunu eleştirdik hep, sivillere verilecek
zararların ne kadar tahrip edici olacağını söyledik. Bu
eleştirilerimiz yeni değil, onun için niye buna sinirlendiğinizi
anlayamıyorum.
V.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, gündemi
değiştirerek Meclisi tartışır hâle getirmeyi
doğru bulmadığına ve süreci iyi işletebilmek
adına Grup Başkan Vekillerine tartışmaların sonunda
söz hakkı vereceğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, biraz
evvel Engin Bey çok güzel bir öneri getirdi. Ticaret Bakanlığı
ile Sanayi Bakanlığının bütçesi görüşülüyor ve
Türkiye'nin de çok önemli 2 Bakanlığı Ticaret ve Sanayi
Bakanlığı. O gündemi değiştirerek daha
değişik bir gündemle Meclisi bugün tartışır hâle
getirmeyi doğru bulmuyorum. Zaten bunlar, şu anda
tartışılan konular uzun süredir tartışılan
konular. En son, Grup Başkan Vekillerimiz uygun görürlerse kendilerine
veya kendi partilerine yönelik bazı ifadelere,
tartışmaların sonunda onlara söz verelim, gelsinler, hepsine
cevap versinler. Şimdi, bizim bu polemiklerle süreci iyi
işletemeyeceğimiz ortaya çıkıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Demokrasiden bağımsız bir gündem yoktur Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
8.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çankırı Milletvekili
Muhammet Emin Akbaşoğlu her söz istediğinde kendisinin de söz
talebinde bulunacağına, terörle katı ve etkin mücadele edilmesi
gerektiğine, ÖSOnun Kuvayımilliyeye benzetilmesinin tam bir garabet
olduğuna ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal
Adanı İç Tüzük 69a uymaya davet ettiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, ben peşinen söyleyeyim:
Sayın Akbaşoğlu butona basar basmaz ben de basacağım;
bunun altını çiziyorum.
Şimdi iki şeye açıklık getirmek
istiyorum. Sık söz almama adına müsamahanıza
sığınıp bir iki değerlendirme yapacağım.
Sayın Başkan, az önce söyledim, siz de uygun görüşünüzü
belirttiniz. Biz buradaki işleri buna göre yürüteceğiz. Şimdi,
İç Tüzük 69da deniliyor ki: Şahsına sataşılan veya
ileri sürmüş olduğu görüşten farklı bir görüş
kendisine atfolunan komisyon, siyasî parti grubu veya milletvekilleri,
açıklama yapabilir ve cevap verebilir.
Açıklama ve cevaplar için Başkan,
aynı oturum içinde olmak üzere söz verme zamanını takdir eder.
Gerisini okumuyorum.
Şimdi, Sayın Akbaşoğlunu
dinlerken ben şunu merak ettim: Ben mi bilmiyorum, yoksa bu Resulayn, Tel
Rıfat, Tel Abyad, bu bölgeler ne zamandır Türkiye Cumhuriyetinin
egemenlik alanı içinde?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
milletvekili Bu coğrafyada sivil kayıplar var. dedi. Evet var, kim
yapıyorsa yapsın, var. Ben hep şunu söylerim: Türkiye, terörle
katı ve etkin bir mücadele etsin; bu konuda geçmişte de Hükûmetin
getirdiği bir sürü kanun teklifinde Bunlara ihtiyacımız var.
dedi. Biz yapıcı uyarıları yaparak Evet. dedik. Ama Sayın
Başkan, şu yok: Ben terörle mücadele ediyorum, 3 sivil ölürse
ölsün. Buna müsamahamız olmaz, AK PARTİnin hiçbir sayın
milletvekilinin de olmaması lazım. Terörü bahane ederek yani Arada 3
sivil gidiversin canım. mantığı, insanlık
dışı bir mantıktır, bu kabul edilemez, bir.
İkincisi: Bu ÖSOyu, İstiklal
Savaşındaki Kuvayımilliyeye, Millî Kuvvetlere benzetenler
oldu, ya bu tam bir garabettir. Böyle bir şey olabilir mi? Dünyada herkes
biliyor ki, ÖSOnun içinde El Kaide uzantılı bir ton cihatçı
unsur var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bunlar bugün
kısmen zapt ediliyorsa verilen maaşlar sayesinde, bir ay
maaşlarını kesin, o ÖSO diye övdüğünüz insanlar sizin
gırtlağınızı keser. Nitekim ben sosyal medyada,
dünyada ve Türkiyede onlarca ÖSO canisinin insan kafasını kesip poz
verdiğini görmüşüm. Burada kimsenin ÖSOyu sütten
çıkmış ak kaşık gibi tanımlamasını ve
sahiplenmesini doğru bulmam.
Güvenli bölge, güvenli bölge dediniz, ne oldu?
Türkiye için daha riskli, daha belirsiz bir bölge ortaya çıktı.
Dolayısıyla son cümlem şu Sayın
Başkan: Sizi de İç Tüzük 69a uymaya davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
9.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemini
esas alarak görüşlerin ifade edilmesinden yana olduklarına ancak
Suriyenin kuzeydoğusunda katliam yapılıyor. ifadesine sessiz
kalmalarının mümkün olmadığına ve Milliyetçi Hareket
Partisi olarak insanların hangi gerekçeyle olursa olsun öldürülmesini
lanetlediklerine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Elbette, Türkiye Büyük Millet Meclisinin o günkü
gündemini merkeze alarak görüşleri ifade etmekten yana olduğumuzu
belirtmek istiyorum Sayın Başkan. Biz de mümkün mertebe
konuşmacılarımız- bu hususa öteden beri dikkat etmeye
gayret ediyoruz. Ancak Türkiyeye yönelik bazı ifadeler olunca da bu
konulardaki görüşlerimizi ifade etmek mecburiyeti de oluyor.
Efendim, Suriyenin kuzeydoğusunda katliam
yapılıyor. ifadesi kullanıldı. Şimdi buna sessiz
kalmak mümkün değil. Katliamı orada DEAŞ yaptı, PKK/PYD
yaptı, halka tasallutta bulundu, göçürttü, hayatı zindan etti ve
Türkiye'nin güvenliğini ve bölgenin güvenliğini tehdit etti ve
Türkiye de Türk Silahlı Kuvvetleri vasıtasıyla, Barış
Pınarıyla bu olumsuzluklara, bunlara engel olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu ithamların PKK ve PYD
terör örgütüne dolaylı da olsa destek vermekten başka bir anlamı
yok. 8 çocuk değil, isterse 1 çocuk katledilsin, bu hepimizin lanetlemesi
gereken bir husustur. Bizim de Milliyetçi Hareket Partisi olarak
insanların öldürülmesini, katledilmesini, ne ad altında olursa olsun,
hangi gerekçeyle olursa olsun, lanetlediğimizi ifade etmek istiyorum.
Ancak Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu harekâtlarıyla, insani
bakımdan da ve insan hayatını gözetme ve insani yardımlar
bakımından da, o bölge insanlarıyla insani kaynaşması
bakımından da bütün dünyaya örnek tek ülke olduğunu da
hatırlatmak istiyorum.
Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Oluç
10.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının bütçesinin askerî sınai kompleksi
geliştirmek üzere kurgulanmış bir bütçe olması nedeniyle
savaş politikaları ile silahlanmanın
tartışılmasının kaçınılmaz olduğuna ve
bağlamından kopuk bir tartışma sürdürmediklerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Yanlış düşünmeyin, size polemik
yapmak için söylemiyorum bunu fakat bu konuşmaların gerekçesine dair
bir şey söylemek istiyorum.
Şimdi, bakın, Sanayi
Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz ve Sanayi
Bakanlığının bütçesi, aslında temel olarak, bizim
iddiamıza göre, askerî sınai kompleksi geliştirmek üzere
kurgulanmış bir bütçe yani kalkınmanın bir
parçasını böyle bir anlayış üzerine yerleştirmiş
diye yorumluyoruz ve dolayısıyla bunu tartışırken de
bu sanayi politikasını tartışırken de
Bu, ilk defa,
Türkiyede bulunmuş, icat edilmiş bir şey değil -Sayın
Bakan da biliyordur- 70li yıllarda, 80li yıllarda dünyanın
birçok ülkesinde, hem Batı ülkelerinde hem Uzak Doğu ülkelerinde,
ekonomi askerî sınai kompleks üzerinden geliştirilmeye
çalışılmıştır. Dolayısıyla bunu
tartışırken kaçınılmaz olarak savaş politikalarını
ve silahlanmayı tartışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) İkincisi:
Ticaret Bakanlığının bütçesini tartışırken
-Komisyonda da bu gündeme geldiği için- mesela Afrin zeytinleri meselesi
Afrine bir operasyon yapıldı, bir işgal girişiminde
bulunuldu, oradaki ÖSO çeteleri, oradaki zeytin ürününü alarak, bunu
zeytinyağı hâline getirerek Türkiye üzerinden işte dünyanın
çeşitli yerlerine, hatta iddialara göre iç pazara da sundular. Dolayısıyla
Afrin zeytinleri ve zeytinyağı, Ticaret
Bakanlığının politikalarının
tartışılmasının içindeki bir parçadır aynı
zamanda. Dolayısıyla bağlamından kopuk bir
tartışma sürdürmüyoruz, buna işaret etmek istemiştim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
11.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun,
konuşmalarını İç Tüzük hükümleri çerçevesinde
yaptıklarına, Suriyenin kuzeyinden ülkemize yöneltilen teröristlere
gereken cevabın verildiğine, emperyalizmin uzantısı olan
terör örgütlerini lanetlediklerine, sivil vatandaşların dinine,
diline, ırkına bakmadan yanlarında olduklarına ve
olacaklarına ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Biraz evvel Sayın Altay İç Tüzükü
göstererek bir açıklamada bulundu. Biz de
konuşmalarımızı zaten bu İç Tüzük hükümleri
çerçevesinde yapıyoruz. Hem grubumuza hem milletimize hem devletimize
hakaretamiz anlamda, gerçek dışında
FATMA KURTULAN (Mersin) Hükûmetinize
yapılıyor.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı)
Bakın şöyle: Hep beraber milletimizi, devletimizi, hepimizi,
Hükûmeti ve grubumuzu da töhmet altında bırakacak şekilde
Sizler bize işkenceyi bir yöntem olarak uyguluyorsunuz. diyor ve bize
hitaben Kürtler bir statü kazanmasın diye katliamlar yapıyorsunuz.
deniliyor. Bunların hepsi yalan, bunların doğru
olmadığını beyan ediyorum.
NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa)
Roboski nedir?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yani şöyle: Siz istediğinizi söyleyin, biz
hiçbir açıklama yapmayalım. Ne güzel bir dünya ya! Ne güzel bir
dünya! Yani her türlü gerçek dışı ithamlarda bulunun
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Vallahi
siz de kürsüde bir sürü gerçek dışı şey söylüyorsunuz.
Sizin sözcülerinizin kürsüde söylediklerinin tamamı yalan!
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Siz, basın ile ihale arasında farklı bir
şekilde bağlamından kopuk münasebet kurup kendi sözcünüz Büyük
bir ithamda bulunuyorum. diye ifade ederken; Biz bu ithamı
reddediyoruz. diyerek yaptığımız bir cümlelik
açıklamaya bile tahammül gösterememe durumu var.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Tahammül
gösteririz.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Dolayısıyla değerli arkadaşlar,
bakınız, bir sürü suçlamalar oluyor; biz hepsine birden, toptan
kısa cevaplar veriyoruz.
Suriye Millî Ordusu, Birleşmiş Milletler
nezdinde statüsü olan bir yapıdır; bir. (HDP sıralarından
gürültüler)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Hangi
Birleşmiş Milletlerden bahsediyorsun sen ya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Hangi
Birleşmiş Milletler ya!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) İkinci olarak: Uluslararası hukuka uygun bir
şekilde, Suriyenin kuzeyinden ülkemize yöneltilen teröristlere
cevabı verilmiştir. PKK\PYD ve DAEŞi gelin hep beraber
lanetleyelim. DAEŞi lanetleyin, terör örgütlerini
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HABİP EKSİK (Iğdır)
DAİŞin içinde kafa kesen 30 kişi şu an Suriye Millî
Ordusunun içinde.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Toparlıyorum efendim.
Evet, terör örgütleri arasında ayrım
yapmayın. DAEŞi lanetliyorum, PKKyı, PYDyi, YPGyi, bebek
katillerini lanetliyorum ve onların arkasındaki siyonist,
emperyalistleri lanetliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Tırlarla malzeme göndermeyin onlara.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sonuç itibarıyla, uyuşturucu ticaretiyle,
emperyalizmin içimizdeki uzantıları olan bütün terör örgütlerini
lanetliyorum.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) MİT
tırları kime silah götürüyordu?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Ve bütün sivillerin yanında olduğumuzu,
Mehmetçikimizle, sağlık çalışanlarımızla,
Kızılayımızla, AFADımızla, milletimizle ve
devletimizle de bütün sivil vatandaşların; dinine, diline,
ırkına bakmadan hepsinin yanında olduğumuzu ve yanında
olacağımızı ilan ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Bağdadinin de yanındaydınız.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Türkkan.
12.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, Suriyenin kuzeyinde sivil
insanların öldüğüne ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
her konuşmacıyı dinlediğimde, ortak birleştikleri bir
şey var: Suriyenin kuzeyinde sivil insanlar ölüyor. Burada hepimiz
müşterek fikir beyan edebiliriz. Öldürenler, DEAŞ, PKK\PYD, ÖSO
denilen lejyonerler ordusu ama neticede olan, oradaki sivil halka oluyor.
SALİH CORA (Trabzon) ÖSO ne zaman sivil
öldürdü? ÖSO hangi sivili öldürdü?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Yalnız, o noktada
şunu da unutmamak lazım: Suriyenin kuzeyinde cereyan eden bu
olaylara, bu yangın yanarken eliyle benzin döken kimdi? Stratejik
derinlik denilen, Türkiyeyi stratejik çukura düşüren sizin dış
politika siyasetinizdi. Suriyenin bu noktaya gelişinde çok kabahatiniz
var, orada ölen her sivilde sizin de vebaliniz var. Oysa üstü açık gördün
mü çocuğun, üstünü örteceksin, aç ise doyuracaksın, ne diline ne
dinine bakacaksın; biz böyle öğrendik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Onları yapıyoruz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Netice itibarıyla, bu
yangının içerisinde benzin döken insanlar olarak bir kez daha
kendinizle yüzleşmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Teşekkür ederim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
13.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, hangi
Birleşmiş Milletlerin Millî Suriye Ordusu isimli çete grubunu
Suriyenin meşru ordusu olarak kabul ettiğini ve
maaşlarının nereden ödendiğini öğrenmek istediklerine,
meşru iktidarın uluslararası hukuku ve insan haklarını
çiğneyen yapıların yanında duramayacağına
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, bu Millî Suriye Ordusu isimli
çete grubunu hangi Birleşmiş Milletlerin Suriyenin meşru ordusu
olarak kabul ettiğini çok merak ediyoruz doğrusu, hangi
Birleşmiş Milletler?
SALİH CORA (Trabzon) YPG meşru mu?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu, büyük
ihtimalle, sizin Birleşmiş Milletlerdir, bizimle alakası yok
bunun yani dünyadaki Birleşmiş Milletlerle. Bakın, ne
Birleşmiş Milletleri kabul ediyor bunu ya! Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Ofisi açıklama yapıyor, bu Suriye
Millî Ordusu çetesinin insan hakları ihlali işlediğine, insanlık
suçu ve savaş suçu işlediğine dair açıklama yapıyor,
Araştırma yapıyoruz. Türkiye bunların yanında
duruyorsa o da suçlu hâle düşer. diyor. Bunu, Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Ofisi açıklıyor, sizin haberiniz
yok. Şimdi, bakın
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) YPG için ne
açıklıyor?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yok öyle
şey.
İnsan Hakları İzleme Örgütü
açıklama yapıyor.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) YPG ve PYD için ne
açıklıyor?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yok öyle
şey, bilmeden söylüyorsunuz.
Biz size sorduk, dediniz ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Kuvayımilliye diye bütün bir tarihe leke sürdüğünüz, o isim
verdiğiniz çete
Bunları kim finanse ediyor? diye sorduk size,
cevap veremiyorsunuz. Millî Savunma Bakanı, Plan ve Bütçe Komisyonunda
dedi ki: Bizim Bakanlığımızın bu finansmanla bir
alakası yok. Peki, neresi finanse ediyor bunu? Nereden oraya paralar
gidiyor? Nereden ödeniyor o maaşlar?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Amerika, Amerika.
PYD, YPG
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Hayır efendim,
ben Suriye Millî Ordusundan bahsediyorum, sizin Urfada kurdurduğunuz
Suriye Millî Ordusundan bahsediyorum.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) 30 bin tır,
YPGye, PYDye Amerika taahhütname verdi
Çarpıtmayın!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi,
dolayısıyla bilmeden konuşmayın, insanları
yanıltmayın. Bunların içinde IŞİDli var; El Kaide ve
El Nusra artıkları var; eski ÖSOcular var; kafa kesenler,
kadınlara tecavüz edenler var; bu çeteye Kuvayımilliye dediniz siz,
biraz da utanmıyorsunuz ya. Şimdi, bu böyle olmaz, yanında
duramazsınız bunların. Bunların yaptıklarını
savunamazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitiriyorum
efendim.
SALİH CORA (Trabzon) Hangi bütçeyle
aldınız o 30 bin tır silahı?
FATMA KURTULAN (Mersin) Sen ne diyorsun ya? Her
seferinde yapma bunu ya?
SALİH CORA (Trabzon) 30 bin tır
silahı hangi bütçeyle aldınız?
FATMA KURTULAN (Mersin) Ya, çık şu
kürsüye, ne dediğinizi anlamıyoruz. Ya, Salih Bey, seni
anlamıyoruz, çık bir buraya seni dinleyelim, çık. Şuraya
çık ya!
SALİH CORA (Trabzon) PKKyı terör örgütü
olarak kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz?
BAŞKAN Grup Başkan Vekiliniz
konuşuyor ya.
FATMA KURTULAN (Mersin) Ya, çık bir oraya,
anlamıyorum, anlamıyorum.
SALİH CORA (Trabzon) PKKyı lanetliyor
musunuz, lanetlemiyor musunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Dolayısıyla gayrimeşru, hukuka dayanmayan, uluslararası
hukuku çiğneyen, insan hakları, savaş hukukunu çiğneyen
yapıların yanında duramazsınız meşru iktidar
olarak. Kabul edilemez bu. Biz bunu söylediğimiz zaman
kızıyorsunuz; kızmayacaksınız, yanlarında
durmaktan çekileceksiniz. Bunlar Kuvayımilliye filan değil, bunlar
öyle insan haklarına ve savaş hukukuna uygun savaşan insanlar
değil, bunlar çetedir, sivilleri katlediyorlar doğrudan doğruya;
bir kez daha bunu söylemiş olayım.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) PKK da terör
örgütüdür.
BAŞKAN Sayın Altay, buyurun.
14.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çankırı Milletvekili
Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadeleri ile Şanlıurfa
Milletvekili Ayşe Sürücünün 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin dördüncü tur görüşmelerinde
HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine, yürütmenin yaptığı iş ve işlemlerin en
açık, en ağır şekilde eleştirileceği tek ve
meşru yerin Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğuna ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Akbaşoğlu dedi ki: Biz burada
millete hakaret ettirmeyiz. Şimdi, Sayın Akbaşoğlu, bu
millete hakaret noktasında biz varken o iş size düşmez, biz
millete hakaret ettirmeyiz, merak etme. (CHP sıralarından alkışlar)
Devlete de hakaret ettirmeyiz. dedi, tabii ki devlete de hakaret edilmez, biz
de ettirmeyiz ama devlet eleştirilir, hem de burada eleştirilir.
Burası devletin yaptığı, yürütmenin yaptığı
iş ve işlemlerin en açık, en ağır şekilde
eleştirileceği tek yerdir, tek ve meşru yerdir. Buna tahammül
edeceksiniz arkadaşlar.
SALİH CORA (Trabzon) Ama devlete işgalci
diyenler sizin saflarınızda ağabey.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim, bir
dakika, ben bitireyim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
İktidarınıza söylüyoruz biz, iktidarınıza,
işgalci bir iktidarınız var.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdi,
Sayın Başkan, öte yandan, ben, Sayın Ayşe Sürücünün
konuşmasını dinledim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bekle bir sonraki
dönem seni yaparlar grup başkan vekili, bekle.
BAŞKAN Beyler, Grup Başkan Vekili
konuşurken niye laf atıyorsunuz ya! Sizin Grup Başkan Vekiliniz
söz istemiş şu anda, bekleyin.
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Ayşe Sürücü katliam ifadesini kullandı ama ben o konuşmadan
Türk Silahlı Kuvvetleri katliam yapıyor. anlamadım, Mehmetçik
katliam yapıyor. anlamadım, isim vermedi çünkü, isim vermedi. Ben
buradan Olsa olsa bu katliamı Suriye merkezî yönetimine bağlı
güçler yapmış olabilir, olsa olsa bu katliamı önceden ÖSO diye
anılan, şimdi Suriye Millî Ordusu diye bir isim takılan grup
yapmış olabilir, IŞİD yapmış olabilir, PKK, PYD
de yapmış olabilir. bunu anladım, Mehmetçik yapmış.
anlamadım. Sayın Akbaşoğlu buradan alıp da millî
duyguları köpürterek ve kaşıyarak, buradan kendisine siyasi
olarak bir artı getirme anlayışı ve arzusuyla nasıl bu
topa giriyor, merak ediyorum.
Şunun için söylüyorum bunu: Değerli
milletvekilleri, milliyetçilik hassas bir iştir, istismara gelmez,
yapmayın bunu. Hepiniz, buradaki herkes, HDP Grubu dâhil herkes bu
vatanı en az sizin kadar seviyor, seviyordur, bunu kabul edeceksiniz. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu vatanı, bu bayrağı
seven sadece siz değilsiniz.
SALİH CORA (Trabzon) Ama
alkışlamadılar!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu vatanın,
bu bayrağın bekası, namusu, geleceği sadece size emanet
değil, en az sizin kadar bize de emanet; şu huyunuzdan vazgeçin.
Şunu tekrar söylüyorum: Devlet eleştirilecek ve en ağır
şekilde burada eleştirilecek. Hakaret, bırakın devleti
bırakın milleti, şurada birbirimize bile hakaretamiz
konuşmamız ahlaki değil.
Tekrar altını çiziyorum, ama şu
duygudan Sayın Akbaşoğlunun öncelikle kurtulmasını
talep ediyorum, teklif ediyorum: Yani devletin, milletin tek şövalyesi siz
değilsiniz; merak etmeyin, burada bir Cumhuriyet Halk Partisi Grubu var,
hiç merak etmeyin. (CHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Nasıl var? Böyle mi var?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Devlet
kimsenin babasının malı değil, devlet hep birlikte bir
organı oluşturur.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Ben cevabı vereyim isterseniz.
BAŞKAN Buyurun Akbaşoğlu.
15.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, millet,
vatan, devlet, din, bayrak konusunda yarışılmasının
güzel olduğuna ve müşterek paydada birleşilmesi
gerektiğine, Suriye Millî Ordusunun Suriyelilerden oluştuğuna ve
Türk ordusuyla beraber Tel Abyad ile Resulayndaki Barış
Pınarı Harekâtında önemli fonksiyonlar icra ettiklerine,
hakaret etmemek kaydıyla devletin ve Hükûmetin uygulamalarının
eleştirilebileceğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Şöyle: Yani şövalyelik ruhu
noktasında birbiriyle herkes yarışabilir. Millet, vatan, devlet,
din konusunda, bayrak konusunda hepimiz ne kadar yarışırsak o
kadar güzeldir. Gelin, müşterek paydada birleşelim diyoruz zaten. Bu
konuda milletimizin lehine, devletimizin lehine,
vatandaşlarımızın, 82 milyon insanımızın
tamamının lehine biz hep beraber burada duralım istiyoruz,
bundan ancak memnuniyet duyarız; bir.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Bizim
durduğumuz yer orası değil ama.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) İkinci olarak, konuşmacı tashih edebilir,
açıklama yapabilir Ben Mehmetçiki kastetmedim. diye.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Öyle bir şey
çıkmadı ki.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) O zaman bununla ilgili siz öyle
anlamışsınız ama öyle söylenmedi, cümlelerin
başından itibaren bir siyasi görüş itibarıyla Mevsimlik
işçilere Türkiyede ırkçı uygulamalar yapıyorsunuz. diye
başlandı. (HDP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Oradan hareketle de Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik
olarak orada sivil katliamlarda bulunuyorsunuz, işkence uyguluyorsunuz
diye Mecliste bulunan bizleri ve Türkiye yönetimini suçladı dolayısıyla
biz de cevabını verdik.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
İktidarınız yapıyor, iktidarınız. Devlet
babanızın malı değil.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bunun dışında, değerli
arkadaşlar, bakınız, Suriye Millî Ordusu Suriyelilerden
oluşmaktadır, oradaki Kürt, Arap, Türkmenlerden
oluşmaktadır ve Suriyenin selameti için, demokratik cumhuriyeti için
mücadele vermektedir. Birleşmiş Milletler nezdinde de Suriye
muhalefetini temsilen özel temsilciler statüsünde anayasa çalışmalarında
yer almaktadır. Dolayısıyla Suriye Millî Ordusu Türk ordusuyla
beraber Tel Abyad ve Resulayndaki Barış Pınarı
Harekâtında çok önemli fonksiyonlar icra etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Suç
işliyorsunuz, suç.
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Sayın Başkanım, sonuçta millete ve devlete
hakaret etmemek kaydıyla devletin uygulamaları, hükûmetin
uygulamaları tabii ki eleştirilebilir.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sizin
bütün uygulamalarınız devlete ve millete hakarettir!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Ama eleştiri sınırını aşan
ve iftira ve yalana, gerçek dışı birtakım beyanlara
başvurulduğunda da
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Bu devleti
ne hâle getirdiniz! Bundan daha büyük hakaret mi olur!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) -
bizim bu konuda doğrusunu ortaya koyma vazifemiz,
sorumluluğumuz söz konusudur. Bundan da kimsenin gocunmaması gerekir.
Sonuç itibarıyla, HDP sözcüsü, sadece Millî
Suriye Ordusu ve DAEŞle ilgili açıklamalarda bulundu ancak PKK/PYD
ve YPGnin terörizmiyle ilgili en ufak bir açıklamada bulunmadı. Ben,
onları lanetlemeye davet ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Onu da ben söylüyorum, yetmez mi?
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
16.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Kuvayımilliye kavramıyla
ilgili polemik yapıldığına, devletin eleştirilmesi ile
iktidarın eleştirilmesinin farklı olduğuna ve içinde
bulunulan devleti yaşatmak, korumak gerektiğine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, bu Kuvayımilliye kavramıyla
ilgili de bir polemik yapıldı. ÖSO Kuvayımilliye midir,
değil midir; o bizim işimiz değil, bizim de böyle bir
tanımlamamız yok. Ama buradan hatırlatmayla, 1921
yılında, dikkat buyurun, 1921 yılında yani Türkiye
emperyalist devletler tarafından işgal altındayken ve Adana,
Antep, Maraş, Urfa Fransızlar tarafından işgal
altındayken, ordumuz dağıtılmış, silahlarımız
elimizden alınmışken Mustafa Kemal Atatürkün emriyle
Kuvayımilliye müfrezeleri oluşturulmuş, o namüsait şartlar
altında Fransızların karargâhı niteliğindeki Afrine
askerî operasyon yapılmıştır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) -
ve bundan sonra 1921 Ankara
Anlaşması Fransızlarla akdedildikten sonradır ki
bahsettiğim Adana, Antep, Maraş, Urfadaki Fransız işgali
sona erdirilmiştir. 1921de sona erdirilen Fransız işgali ki
2018-2019da da bölgede Suriyenin kuzeydoğusunda Amerikan işgali ve
onların uşağı, maşası PKK/PYDnin tasallutu sona
erdirilmiştir. Afrinde yıllarca PKK halkın zeytinine el koydu
ve zeytinyağını Türkiyeye getirdiler. Onu da ilk gündeme
getiren milletvekillerinden birisiydim çünkü benim seçim bölgem Manisa zeytin
ve zeytinyağı üreticisidir. PKKnın bu kadar zeytinliklere
tasallutunu görmeyip, şimdi de zeytin ve zeytinyağı üzerinden
spekülasyon yapılmasını da doğru
bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi, değerli
arkadaşlar, devlet olmadan hiçbir şey olmaz. Devlet sadece iktidar
demek değildir; yani, devletin eleştirilmesi farklıdır,
iktidarın eleştirilmesi farklıdır. Bizim de Türkiye Büyük
Millet Meclisi olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir unsuru olduğumuzu
hatırlatmak istiyorum. Devlet bir bütünlük ve genişlik ifade eder,
iktidar bunun bir parçasıdır. Yani Devlet eleştirilecek.
denildi, eleştirilebilir tabii; hiçbir kurum, kavram eleştiriden
masun değildir fakat bizatihi içinde bulunduğumuz devleti
yaşatmak, korumak ve bunun önemini kavramak lazım çünkü devletsiz
toplumlar ayak altında eziliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Biz, Türk milleti olarak
kendi vatanımızda kendimizi ayak altında asla
ezdirmeyeceğiz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ne deniliyordu Erkan Bey:
İnsanı yaşat ki devlet, devleti yaşat ki millet
yaşasın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Oluç.
17.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, iktidarın
uygulamaları ile politikalarını tartışıp
eleştirdiklerine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bir şeye açıklık getireyim:
Birincisi, iktidarın uygulamalarını, politikalarını
-iç ve dış politikalarını, ekonomi
politikalarını- tartışıyoruz, eleştiriyoruz
burada. Şimdi, AKP Grup Başkan Vekili Sayın Akbaşoğlu
bu tepkiyi neden böyle gösteriyor? Çünkü onlar, parti ile devleti
özdeşleştirdiler, parti devleti hâline getirdiler. (HDP
sıralarından alkışlar) Parti devleti hâline geldiği
için biz partiyi ve o partinin kurduğu iktidarı, hükûmeti
eleştirdiğimiz zaman Devleti eleştiriyorsunuz. diye ayağa
kalkıyorlar, öyle değil. Biz, sizin parti devleti hâline getirmenizi
de eleştiriyoruz, sizin iktidarınızı eleştiriyoruz.
Bakın, zaten sorun şimdi bu bakanlıklarla ilgili değil
elbette, daha genel bir sorun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Tartışmaya devam edeceğiz önümüzdeki günlerde de. Zaten sizin
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi dediğiniz tek
kişi rejimi, bu parti devlet meselesiyle doğrudan doğruya
bağlı olduğu için, kuvvetler ayrılığını
kuvvetler birliğine çevirdiği için eleştiriyoruz. Bu
eleştirilerimizin hepsinin bir bütünlüğü var dolayısıyla,
buna işaret ediyoruz.
Diğer konuyla ilgili son söyleyeceğim
şey, şunu unutmayın: Bütün dünya biliyor, bu sizin Millî Suriye
Ordusunun içinde IŞİD artıkları var. Onun için
yanlarında dururken dikkat edin diyoruz size, en azından devleti bulaştırmayın
buna diyoruz; söylediğimiz bu.
Sonuncusu da, ben MHP Grup Başkan Vekilinin
söylediklerini çok iyi anladım, ona itiraz diye söylemiyorum fakat
-iktidara yine söylüyorum, size değil- Kuvayımilliye lafını
yüzyıl sonra tarihe gömmeyin; bunu söylüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
18.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, devletin iş ve
işlemlerini yürüten organın eleştirilmesinin devletin
eleştirilmesi anlamına geldiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan, sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Benim de çok tasvip etmediğim birkaç
değerlendirme oldu doğal olarak. Sayın Akbaşoğlunun
yaptığı gibi değerlendirme yapmak istiyorum efendim.
Efendim, birincisi şu: Herhâlde Sayın
Akçay tam meramımı anlamamış olabilir. Devlet bana göre bir
mekanizmadır.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Size cevap vermedim, kendi
görüşlerimizi ifade ettim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır
hayır. Ben de size cevap diye söylemiyorum ama bir açıklık
getirme gereği doğdu.
Bana göre devlet bir mekanizmadır. İçinde
elbette bu Meclis de var ama devletin iş ve işlemlerini yürüten de
bir organ var. Devletin iş ve işlemlerini yürüten organın
eleştirilmesi bir anlamda devletin de eleştirilmesidir. Devletin
uygulamasıdır o neticede. Vatandaş penceresinden
baktığınız zaman uygulamanın adı devletindir.
Örneğin, Tarım Kredi Kooperatifinin önünde, borcundan dolayı
evine haciz gelen çiftçi meseleye devletin bana yaptığı bir
iş ve işlem diye bakar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) -
Dolayısıyla -altını özellikle çizmek isterim ki-
eleştirilmeyen, eleştirilemez yönetimleri barındıran
devletler batmaya mahkûmdur. Evet, insanı yaşat ki devlet yaşasın
ama devleti eleştiremezsen, devlet eleştirilmez hâle gelirse, devlet
kutsanırsa o devletin ömrü pek kısa olur.
Sayın Başkan, ikinci olarak şunu
garipsedim: Sayın Akbaşoğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
ÖSOyla birlikte kimi terör örgütlerine karşı mücadele ettiğini
söyledi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine düştüğü şu hâle
bakar mısınız? Bir gün geliyor Türk Silahlı Kuvvetleri
şimdi devletin terörist diye nitelediği -buna itirazım var
diye demiyorum- PYD ve YPGyle iş birliği yaparak Süleyman Şah
Türbesini kaçırıyor, sonra aradan biraz zaman geçiyor aynı Türk
Silahlı Kuvvetleri ÖSO diye bir örgütle bu sefer Suriye Demokratik
Güçlerine karşı savaşıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana
turşusu!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bu, işte,
benim söylediğim devletin âciz, ucuz, düşük kalibreli dış
politikasızlığın -politikası bile demiyorum- sonucu
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölgede içine düştüğü hâlin bir
yansımasıdır.
Irkçı söylemden bahsedildi. Burada bir cümleyle
bir şey söylememiz lazım. Birbirimizi yaftalayarak burada kimse bir
yere varamaz ama bir ırkçı söylem arıyorsak ben şu cümleye
dikkat çekmek isterim: Benim için çıktı bir tanesi Gürcüdür. dedi
-ki ben Gürcüyüm, Gürcülüğümle de övünüyorum bu arada- hatta çok daha
çirkin şeyler söyleyenler oldu, Ermeni. dedi; ben Türküm. Bu cümleyi
kim sarf ettiyse en büyük ırkçı odur.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
19.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Altay, Meramımı
anlamamış olabilir. şeklinde bir ifade kullandı, ben
şahsen biraz üzüldüm.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır
ağabey.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Yani
Anlaşılmamış olabilir. deseydi daha şık olurdu.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Düzeltiyorum,
meramım anlaşılmamış olabilir, düzeltiyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Akbaşoğlu, buyurun.
20.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Türk
ordusu ve Mehmetçikimizle ilgili sözleri reddettiğine ilişkin
açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Benim söylediğim cümleyi kendi maksadından
çarpıtarak Mehmetçiki bühtan altında bırakmayı kabul
edemem. Mehmetçikimizle ilgili, Türk ordusuyla ilgili söylenen sözleri
kesinlikle reddediyorum. Bu konuda biz millî menfaatlerimiz doğrultusunda,
uluslararası hukuk çerçevesinde, millî hedeflerimize ulaşmak
gayesiyle anayasal çerçevede hukuk içerisinde gereken ne varsa onu yaptık
ve yapacağız, yapmaya da devam edeceğiz inşallah. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
21.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, ABD Senatosunun Ermeni
tasarısını kabul etmesi kararına karşı siyaseten
resmî bir tepki verilmediğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Eğer
Sayın Akbaşoğlu millî hedeflerine devam edecekse bundan sonra
etmesin çünkü daha dün gece sıcacık bir sorunumuz, sıcak bir
konu, sorun oluştu. Amerikan Senatosu bu millete çok ağır
hakaret de içeren bir karar aldı. Siz herhâlde bu karara siyasi bir tepki
verme
Buradaki konuşmanızı saymıyorum, bizim Grup
Başkan Vekilimiz de konuştu. Üst perdeden an itibarıyla
verilmiş bir siyasi tepki yok. Galiba siz Trumptan tepkinizin
oranıyla ilgili bir icazet bekliyorsunuz, Trumpın müsaade
ettiği kadar.
Türkiye, Amerikan Senatosunun kabul edilemez
kararına karşı daha siyaseten resmî bir tepki vermiş
değil; bu ayıp da size yeter. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
arkaya alın, beraberce bir konuşsunlar.
BAŞKAN Evet, öyle yapalım mı?..
Sayın Akbaşoğlu, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkanım, Sayın Akbaşoğlunun nöbetçi olduğu
dönemlerde Meclis çalıştırılmıyor. AK PARTİ
hakikaten bütçenin geçmesini istemiyor galiba!
BAŞKAN Yani uzun süredir
tartışmaları takip ediyoruz; saygı duyuyorum ben bu
tartışmalara ama aynı şeyler konuşuluyor, bu da zaman
kaybı oluyor.
Buyurun Sayın Akbaşoğlu.
22.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, ABD
Senatosunun Ermeni tasarısını kabul etmesi kararını
yok hükmünde gördüklerine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Dün, Amerikan Senatosunda alınan kararla ilgili
daha önce biliyorsunuz, Temsilciler Meclisinde bir karar
alınmıştı ve burada bir ortak açıklamayla bu hususu
hep beraber kınamıştık ve devletimizin yetkilileri bu konuda
net bir beyanda bulunmuşlardır. Bu husus, bütün Grup Başkan
Vekillerince dün sıcağı sıcağına Mecliste
değerlendirilmiş ve gerekli tepkiler de ortaya konulmuştur. Bu
konuda kayıtlara geçmesi açısından bir kez daha ifade etmek
istiyorum ki yüz yıl önce Mehmet Akif en güzel cevabı vermiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bitiriyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ama
Cumhurbaşkanlığından ses yok Başkanım, burada
yasama organından ses var.
BAŞKAN Buyurun Akbaşoğlu, Mehmet
Akiften
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı)
O Kuvayımilliye ruhuyla yüz yıl öncesindeki duygu ve
düşüncelere biz de milletçe ve devletçe aynen sahip çıkıyor ve
haykırıyoruz.
Tükürün ehlisalibin o hayasız yüzüne!
Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahluku görün:
Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bunlar hikâye
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Biz Amerikan Senatosunun bu kararını
keenlemyekûn olarak yok hükmünde görüyor ve bu karara tükürüyoruz.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Altay, buyurun.
23.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, ABD Senatosunun Ermeni
tasarısını kabul etmesi kararına Recep Tayyip
Erdoğandan bu milletin, bu Meclisin şanına şerefine
yakışır bir refleks beklediklerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım, biz karara -ruhu şad olsun- Mehmet Akiften
değil, Recep Tayyip Erdoğandan bu milletin, bu Meclisin
şanına, şerefine yakışır bir refleks bekliyoruz.
Bunu göstermesini bekliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 15.14
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.30
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare
AYDIN YILMAZ (İstanbul), Rümeysa KADAK(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 32nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme
Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu,
2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2018
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Komisyon yerinde.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bakan makan yok hiç.
BAŞKAN Bakın, Tanalın
ağzına düşmeyin, dikkat edin Sayın Bakan yani.
Söz sırası Şanlıurfa
Milletvekili Nusrettin Maçine ait.
Buyurun Sayın Maçin. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA NUSRETTİN MAÇİN
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bizler 2020 yılı merkezî yönetim bütçesini görüşmekteyiz. Ben de
-DAP- Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresiyle ilgili
birkaç şey söylemek istiyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ne DAPın ne
de GAPın kuruluş amacına uygun faaliyet yürüten projeler
olmadığına, yaşanan zaman dilimi içerisinde, bölge
halkı ve bizler tanıklık ediyoruz. Bu projelerin gösterilen
iddialı hedefleri sadece barajlar, hidroelektrik santralleri, sulama
yapıları ve fiziksel yatırımlarla sınırlı
kalmayıp, ekonomik yapıyı geliştirmek, gelir düzeyini
yükseltmek, bu bölgeler ile diğer bölgeler arasındaki gelir
farkını azaltmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam
olanaklarını artırmak, bölge kaynaklarını etkin kullanım
yoluyla ekonomik büyüme, sosyal istikrar ve hatta ihracatın teşviki
gibi büyük amaçları vardır. Ancak, izlenen iki temel yanlış
politika bu projeleri boşa çıkardı, deyim yerindeyse dağ
fare doğurdu. Neden? Öncelikle, devletin Kürt ve kürdistan sorunundaki
güvenlikçi politikaları bölge insanını zorunlu göçe mecbur
bıraktı. Mera ve yaylalar yasaklandı, insanlar üretimden
koparıldı; insanlara tarım ve hayvancılık değil,
köy koruculuğu dayatıldı. İkinci bir sistematik sömürü
sistemi olan kapitalizmin en yıkıcı olan neoliberal
politikalarıyla milyonlarca insan mülksüzleşti. Küçük üretici ve
çiftçiler kent varoşlarında ya mevsimlik işçi oldular ya da
işsizler ordusunu büyüttüler. Tarım ve Orman Bakanlığının
2020 yılı bütçesine bakıldığında,
tarımı içinde bulunduğu krizden çıkarmaktan uzak bir bütçe
olduğunu
Ne yazık ki DAP da, GAP da işlevsiz projeler olarak
kâğıt üzerinde kalmaya devam edecekler.
GAP, 1989da Başbakanlığa
bağlı olarak kurulan bir projeydi. Bu projenin süresi on beş
yıldı ancak üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen hâlen
elektrik kısmının yüzde 80i, sulama kısmının ise
yüzde 20si gerçekleşmiştir. Oysa ki bu proje sadece ülke içi
yatırımları değil, yurt dışına ihracatı
da esas alan bir misyona sahipti.
DAPa gelince, sekiz yıllık bir kuruluş
süresi olan bir projenin faaliyet raporuna bakıldığında,
program kapsamında gerçekleştirilenler sadece saha ziyaretleri,
araştırma ve uygulama birimleriyle yapılan toplantılar,
çalıştay ve teknik gezilerdir. 2018 yılı faaliyet raporunda
yer alan birkaç projeye bakalım: Bir: Malazgirt Zaferinin 947nci Yıl
Dönümü Anma Etkinlikleri, Muş. İki: Peynirciler
Çarşısı Düzenleme Projesi, Van. Üç: Aydınlar Beldesi
Kırsal Altyapıyı Güçlendirme Projesi, Bitlis. Dört: Tarihî
Sinema Yokuşu Projesi, Bitlis. Beş: Arapgir Kaşgaloğlu
Konağı Projesi, Malatya. Altı: Pütürge Tarihî Evleri Sokak
Sağlıklaştırma Projesi, Malatya. Yedi: DAP-TANAP
İçmesuyu Destek Programı, Ardahan. Saydığım
faaliyetlerden de anlaşılacağı gibi bu faaliyet ve
projelerin DAPın esas kapsamı içinde geçen hiçbir faaliyetle
alakası olmadığı gibi, bu faaliyet ve projeler için
aslında DAPa da gerek olmadığı açıkça ortadadır.
Çünkü bu çalışmalar kaymakamlık, il tarım müdürlükleri ve
belediyelerin bünyesi içerisinde yapılabilecek hizmetlerdir. Bu bütçenin
kullanımına baktığımız zaman, ne DAP var ne de
GAP var. Bu bütçe, DAP ve GAPın bütçesi olmaktan çıkmış,
esas olarak AKPnin ve yandaşlarının ve büyük çiftlik
sahiplerinin bütçesi hâline gelmiştir!
Türkiye tarımında geleneksel üretimin terk
edilmesiyle uluslararası şirketlerin, endüstriyel tarımın
olmazsa olmazı olarak görülen gübre, mazot, ilaç ve tohum gibi girdilerin
kontrolünü elinde bulundurmasına karşılık, bugün içine
girdiğimiz tarımsal krize Tarım ve Orman Bakanının
günü kurtarmaya yönelik palyatif çözüm arayışları, krizi
çözmekten ziyade daha da derinleştirmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla)
Dolayısıyla, uluslararası sermayenin egemen olduğu Türkiye
tarımında çiftçi emeğinin sömürüldüğü ve tüketimin büyük
oranda finans, kapital tarafından biçimlendirildiği üretim ve tüketim
ilişkisi içerisinde, gıda güvencesi, gıda güvenliği,
gıda egemenliği, insan sağlığı, tarım
emeği, mevsimlik tarım işçileri, küçük aile çiftçileri bu
bütçede yok.
Bu bütçe, işçinin, köylünün, esnafın,
emeklinin, kadının ve gençliğin bütçesi değildir. Bu bütçe,
işsizliği, yoksulluğu, iflasları ve intiharları
durduran bir bütçe değil. Bu bütçe, AKP ve yandaşlarının
bütçesidir; uluslararası tekellerin, savaş sanayisinin, askerî
bürokrasinin ve polis devletinin bütçesidir.
Bir ülke ki bilim insanı bile kendi ülkesini
terk ediyorsa, bir ülkenin muhalif siyasi beyni ya cezaevinde ya da cezaeviyle
tehdit ediliyorsa o ülkede demokratik, eşitlikçi bir bütçeden bahsetmek
mümkün değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) Bu bütçe,
Türkiye'nin yakın geleceğini tehdit eden ve Türkiyeyi savaşa
sürükleyen bir bütçedir. Bu bütçe bir savaş bütçesidir.
Bizi seyreden bütün
halkımı saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Biz bu bütçeye
baştan beri hayır dedik. Bu bütçeden demokrasi ve eşitlik
çıkmaz; bu bütçeden olsa olsa daha çok cezaevleri, daha çok
gözaltılar, daha çok sürgünler çıkar. Bu bütçe daha çok bilim insanının
yurt dışına gitmesi anlamına geliyor.
Hepinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
V.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, Türkiyede
kürdistan diye bir bölgenin olmadığına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Anayasamıza göre Türkiyenin bölümlendirilmesi illere
göredir. Anayasamızdaki tanımlamaların dışında
bir tanım kullanmak Anayasamıza aykırıdır. Türkiyede
kürdistan diye bir bölge yoktur.(AK PARTİ, MHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri
Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Söz
sırası İzmir Milletvekili Murat Çepniye aittir.
Buyurun Sayın
Çepni. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve
değerli halkımız; evet, ben, DOKAP -Doğu Karadeniz
Kalkınma Projesi- üzerine söz almış bulunuyorum. DOKAP ve
Doğu Karadeniz madalyonun bir diğer yüzü aslında. Oraya girmeden
önce, Doğu Karadenizi tartışmamız esnasında mutlak ve
mutlak başvurmamız gereken, Türkiyedeki modelin, sistemin kendisine
bir bakmak lazım.
Şimdi, biz,
burada günlerdir bakanlıklarla muhatap oluyoruz; Enerji, Adalet, Kültür ve
Turizm, Çevre ve Şehircilik ve benzeri... Aslında, bütün bu
bakanlıkların, saray çevresinin aparatlarına
dönüştüğünün ve pazarlama şirketlerinin departmanlarına
dönüştüğünün altını çizmek lazım. Yani bu süreç
şöyle yürütülüyor: Sarayda çizilen proje -örneğin, diyelim ki Enerji
Bakanlığının yaptığı planlamalar- buna
itiraz edenlerin Adalet Bakanlığı tarafından susturulmaya
çalışıldığı, İçişleri
Bakanlığının da elindeki kolluk kuvvetler
vasıtasıyla itirazları susturmaya
çalıştığı bir modelle karşı
karşıyayız. Hepsinin ortak mottosu millî çıkarlar. Fakat
nasıl bir şeyse bu, içinde millî hiçbir şeyin
olmadığı, halkın, işçi sınıfının,
emeklerin olmadığı bir millî çıkar tarifi üzerine bütün bu
halk, doğa karşıtı siyaset, ekonomi, politika pekâlâ
yürütülebiliyor.
Örneğin, dün ve bir önceki gün, Kültür ve
Turizm Bakanı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı burada
konuştu. Şimdi, Kültür ve Turizm Bakanına bir soru sordum ben.
Kendisi, tabii, burada bir pazarlama şirketinin CEOsu gibi konuştu;
ağzından para kâr pazarlama dışında tek bir
kelime duymadık. Oysa, kültür, bir toplumun tarihsel olarak tüm
birikimlerinin ifade edilmiş hâlidir. Dolayısıyla, bir
coğrafyada Kültür Bakanının temel görevi, evet, bu tarihsel
birikimlerin korunması, kollanması ve geliştirilmesidir. Bu
kapsamda, örneğin, Hasankeyfi sordum kendisine. Hasankeyf on iki bin
yıllık bir tarih, yüzlerce binlerce eseri barındıran ve
tarihsel olarak bugüne kadar gelmiş, gelebilmiş bir dünya
mirası. Sordum, yanıt vermedi çünkü orası bir güvenlik
politikasına bağlı olarak bir enerji santraline kurban ediliyor.
Şimdi, dün de Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı bir konuşma yaptı. Çok enteresandır, muhtemelen
sizlerin de dikkatinizden kaçmamıştır. Orada, doğa
tahribatına ilişkin eleştirilere bir yanıt verdi, resimli
bir yanıt verdi, dedi ki: Bakın, bu eski hâli yani tahrip
edilmiş hâli, tıraşlanmış dağ; yeni hâli ise
yeşillenmiş hâl. Yani diyor ki: Siz biraz sabredin, buralar bir
süre sonra yeşillenecek. Oysa yıllardır, aylardır,
günlerdir bir şey söylüyoruz; bütün ekoloji örgütleri, bütün
yurttaşlar, olayın yaşandığı alandaki bütün
yurttaşlar bir şey söylüyor, diyor ki: Biz ölüyoruz. Türkiyede
yılda 33 bin insan hava kirliliğinden ölürken Bakan burada Sabredin,
biz buraları yeşillendireceğiz. diyor. Şimdi, böyle bir anlayışla
karşı karşıyayız.
Şimdi, geliyoruz DOKAPa yani Doğu
Karadeniz Kalkınma Projesi. Şimdi, ben de bir Rizeli, Karadenizli
olarak bunu çok derinden yaşayan insanlardan birisiyim. Şimdi, tabii,
80lerden sonra neoliberal politikaların yani özelleştirme
politikalarının yaygınlaşmasıyla birlikte, devlet
kontrolündeki yerel kaynakların özel şirketler vasıtasıyla
sermaye tekellerine aktarılma süreci başladı. Bu süreçte
DOKAPın bir açıklaması var, orada, raporlarında şöyle
bir tanımlamada bulunuyor: Uluslararası sermayenin, turizm gibi
ticarete konu olmayan hizmetlerle ilgili olarak ticaret üzerinden değil,
ülkenin fiziki sermayesinin mülkiyetinin -bakın burası önemli-
satın alınmasından fayda sağlayacağı için
mülkiyet istediği
Yani politikanın esasının, turizm
olmaktan öte, kaynakların, toprakların sermayeye peşkeş
çekilmesi olduğunu bizzat kendileri ifade ediyorlar.
Şimdi, DOKAP kapsamındaki Yeşil Yol
Projesi üzerinde özel olarak durmak lazım. Yeşil Yol; Samsun, Ordu,
Giresun, Trabzon, Artvin, Rize, Bayburt illerini kapsayan bir proje ve bu proje
2.600 kilometre uzunluğunda, yaylaları birbirine bağlayan bir
proje. 1.000 kilometresi yeni yapılan yollardan, 1.600 kilometresi ise
yenilenen yollardan oluşuyor ve bunun da 500 kilometresi beton yoldan
ibaret. Şimdi, buralar, 33 turizm merkezi ve 5 adet kültür turizm
gelişim bölgesi olarak tanımlanmış. Yine, Onuncu Beş
Yıllık Kalkınma Planı ve Turizm Özel İhtisas Komisyonu
Raporunda da buraların turizme açılacağı, yapılan
teşviklerle, anlaşmalarla başta Arap sermayesi olmak üzere
turizme açılacağı ve buraların
kalkındırılacağı kaynaklarda yer alıyor.
Şimdi ben, kısaca birkaç başlık
altında bu projenin zararlarına ilişkin halkımıza
seslenmek istiyorum, Karadeniz halkımıza seslenmek istiyorum:
Bakın, bu bölgenin yüzde 37si flora ve fauna açısından zengin
olanaklara sahip yani dünyada sayılı. 36 adet koruma alanı var
burada. Yine, dağlar yani suyun kaynakları
Şimdi, Karadeniz,
biliyorsunuz HES projeleriyle derelerin çölleştirildiği bir bölge.
Dolayısıyla, bunların yarattığı, küresel
ısınmanın da yarattığı beklenmeyen doğa
olayları diye tarif ettiğimiz seller gerçekleşiyor, heyelanlar
gerçekleşiyor. Şimdi, AKP iktidarı Karadeniz Sahil Yolunu
bitirdi, sahilleri betonlaştırdı, sonra enerji
yatırımı adı altında HES işgaline
dönüştürdü. Yetmedi, dağlarda kalmış olan su
kaynaklarını da bu projeyle ortadan kaldırmaya
çalışıyor.
Şimdi, Karadenizdeki yaylaların hepsinin
yolu var. 2.600 kilometrelik yolun -başta da belirttiğim gibi- 500
kilometresi betondan ibaret. Buralar aynı zamanda hayvan geçiş
yolları yani yollarla birlikte insanların yaylaya çıkıp
hayvanları otlatacakları meralar ortadan
kaldırılmış durumda. Yani bu, aynı zamanda, yine
aşırı yağmurlar ve heyelanlara sebep olacak bir mesele.
Aynı zamanda, bu bölge, biliyorsunuz, çay
bölgesi ve çayın da kimyasal kullanılmadan üretildiği neredeyse
dünyadaki tek alan. Bu, tabii, nadir bir özellik gerçekten.
Dolayısıyla, bu projeyle birlikte, dokunun bozulmasıyla,
aynı zamanda kimyasal üretim yapmak zorunda kalacak küçük üreticiler.
Yine, burası fındığın yüzde
73ü
Bakın, arı kovanı varlığının yüzde
12sini barındıran bir bölge. Bölgede ortalama eğim yüzde 74
oranında. Dolayısıyla, yüzde 74 oranında eğim olan bir
arazide, bölgede yapılacak yol binlerce, milyonlarca tonluk
hafriyatın doğal olarak araziye serilmesine sebep olacak. Tabii,
bunun yaratacağı sonuçlar, herhâlde hepimizin malumu.
Bölgede turizm zaten yaygın yani bölgede bir
turizm zaten var. Fakat Yeni yollar turizm adına yapılıyor.
derken aslında, bu turizm tam olarak şöyle bir turizm: Yani
yaylaların zengin şirketlere, zenginlere açılması suretiyle
kurulan tesislerle, aslında oradaki turizm tümüyle bir zengin turizmine
dönüştürülecek yani lüks oteller, AVMler, alışveriş
merkezleri, benzin istasyonları ve benzeri.
Buradaki en büyük handikaplardan biri de
yaylacılığın bitecek olmasıdır. Yani
yaylacılık tarihsel bir kültürümüz bizim Karadenizde, insanlar belli
dönemlerde hayvanlarıyla beraber çıkarlar. Memleketin dört bir
tarafından gelirler ve yaylaya çıkarlar; orada hem
hayvancılık yaparlar hem de horon ederler, bir araya gelirler,
kardeşleşirler, hasret giderirler birbirleriyle.
Dolayısıyla, bu, aynı zamanda Karadeniz halkının
kültürüne bir saldırı niteliği taşıyor çünkü oraya
yapılan bu zengin turizmi, doğal olarak oradaki doğal
yaşamı, doğal kültürel yapıyı da dinamitleyecektir.
Bölgenin bu projeden elde edeceği hiçbir mali
getiri yok çünkü bütün proje, kurulan lüks tesisler üzerinden
gerçekleştirilecek. İnsanlar otobüslerle gelecekler ya da
helikopterleriyle gelecekler ve gidecekler, dolayısıyla kentin
kendisine ne istihdam sağlama şansı var ne de bir mali getirisi
söz konusu. Aynı zamanda, burası bir zamanlar 40 milyon hektardan
fazla meraya sahipken, bugün 14 milyon hektara düşmüş olan bir mera
olayıyla karşı karşıyayız.
Şimdi, Yeşil Yol Projesinin aynı
zamanda ÇED raporu da yok. Peki, bunu nasıl yapmışlar?
Buraları 19 kilometrelik dilimler hâlinde planlayarak davetiye usulü
yaptıkları için ÇED raporuna ihtiyaç duymuyorlar.
Şimdi biz buradan soruyoruz? Bunu kime sorarak
yaptınız? Yani böylesine bir projeyi kime sorarak yaptınız?
Kimden onay aldınız?
SALİH CORA (Trabzon) Halka sorduk.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) Halka falan
sormadınız, sorduğunuz tek kurul şirketler, anlaşma
yaptığınız yabancı şirketler. Arap sermayesi diye
en çok yaygın olan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Çepni.
SALİH CORA (Trabzon) Hiç alakası yok ya,
senin oradan haberin yok, biz orada yaşıyoruz.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) Siz Karadenizde yaşamıyorsunuz,
siz sırça köşklerde yaşıyorsunuz.
Karadeniz insanı, Karadeniz halkı
yoksulluk içerisinde. Karadeniz insanı göç ediyor. Karadeniz
insanının yaylaları, meraları zapt edilmiş durumda.
Dolayısıyla, bölgenin ihtiyacı olan tek şey güvenli bir istihdam
politikasıdır.
Son bir örnek vermek istiyorum: Ben
İkizdereliyim. İkizdere Vadisi Issız Vadi diye geçer yani
henüz Ayderdeki gibi ihanet etmediğiniz bir vadidir İkizdere Vadisi.
İkizderede -şöyle söyleyebilirim- bir çivi çakılmış
değildir yani bir yatırım yapıldığı
görülmemiştir, bir fabrikanın kurulduğu görülmemiştir fakat
orayı da ne yazık ki şimdi bir turizm bölgesi ilan ettiler ve
biz eyvah diyoruz, eyvah diyoruz. İkizderede AKPnin ve onun yandaş
sermayesinin talanına maalesef maruz kalacak.
Şimdi biz şunu söylüyoruz burada:
Karadenizdeki tablo, işte, Türkiyenin toplamındaki tablonun
aynısıdır, madalyonun diğer yüzüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Çepni.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) Toparlıyorum.
Evet, Karadeniz insanı peki buna nasıl
onay veriyor? Onay vermiyor çünkü Karadeniz insanını siz
ırkçılıkla ve şovenizmle zehirlediniz, onları ölüme
mahkûm ettiniz; onları ölüme mahkûm ederek teslim almaya çalışıyorsunuz.
Karadeniz insanı, Cerattepede Havva ananın dediği gibi, size
meydan okumaya devam edecek. Bu talan ve hırsızlık
politikalarınıza karşı isyan etmeye devam edecek ve sizin
gidişiniz, emin olun ki Karadenizden olacak.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
V.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adanın,
milletvekillerinin açıklamalarına saygı duyduğuna ama
zamanın verimli kullanılabilmesi açısından sürelere dikkat
edilmesi gerektiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, daha
önce de birkaç sefer dile getirdim ben. Önemli tabii, milletvekillerimizin
yaptıkları açıklamaların hepsine saygı duyuyorum ama
zaman konusunda bir dikkat açısından söylüyorum. İyi
çalışırsak zamanında mesajımızı veririz yani
beş dakika yeterli. Daha önce de ifade ettim, bazen planlı bir
dakika, on dakikadan daha verimli oluyor. Bir milletvekili söz isteyince
vermememiz de şahsen beni üzüyor. O bakımdan, sürelere dikkat edersek
sevinirim sayın milletvekilleri.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim
Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2018
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ
GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Söz sırası İstanbul
Milletvekili Sayın Dilşat Canbaz Kayaya aittir.(HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA DİLŞAT CANBAZ KAYA
(İstanbul) Genel Kurulu ve tüm halkımızı
selamlıyorum.
Beş gündür burada -sizlerin de bildiği
gibi- bütçeyi tartışıyoruz. Birileri teşekkür ediyor,
birileri çok iyi, çok güzel bir bütçeden bahsediyor. Evet, beş gündür
burada tüm Genel Kurula Bu bütçe kimler için yapıldı, neden
yapıldı? diye sormak istiyorum. Mesela, kadınlar var mı
içinde, gençler var mı? İşçiler, çocuklar, akademisyenler, bilim
var mı içerisinde? Kimler için yapıldığını tekrar
sormak istiyoruz ve biraz ona değinmek istiyorum.
Birçok vekil arkadaş bahsetti burada; Saraylar
için yapıldı. dediler, Şatafatlar için yapıldı.
dediler. Evet, ben de katılıyorum, saraylar ve saltanatlar için
yapılıyor bu bütçe çünkü emekçi halkımız bu bütçenin hiçbir
yerinde yok.
Evet, ben de buradan belki büyük saraylara yani
kışlık, yazlık, uçan, yüzen saraylara değil ama küçük
saraylara dair bir şey söylemek istiyorum: Peki, bu sarayları, bu
şatafatı, bu devasa harcamaları biz nerede gördük? Diyarbakırda
gördük. Biz nerede gördük? Mardinde gördük. Biz nerede gördük? Vanda gördük
bu harcamaları. Ne zaman gördük? Tabii ki kayyumlar döneminde gördük,
küçük sarayları gördük. Evet, bu harcamalarla buna vurgu yapmak istiyorum.
İşte, tam da burada, bütçenin kimler için yapıldığını,
nerelere harcandığını, nerelere gittiğini tekrar,
tekrar etmek istiyoruz.
Bugün, Diyarbakırda, Mardinde, Vanda kayyum
döneminde bunları açıklayan Eş Başkanımız Selçuk
Başkan -sizlerin de bildiği gibi tutsak- şahsında tüm
tutsak olan arkadaşlarımızı buradan selamlıyorum,
tekrar saygıyla hatırlatmak istiyorum. Peki, işte, tam da Bu
bütçeler nereye gidiyor? derken, biz kadınlar cephesinden nereye gidiyor?
Peki, bütçede kadın, genç, çocuk, işçi, akademisyen var mı?
Maalesef, o da yok.
Peki, asgari ücret, ekonomik kriz bu kadar derinken,
bu kadar varken, bakın, kadınlar tarafından bir de bakalım
bütçeye diyorum. Kayıtlı, kayıtsız; güvenceli, güvencesiz;
sendikalı, sendikasız; part-time, taşeronda çalışan
birçok kadın var. Gıdadan sağlığa, deriden tekstile
birçok iş kolunda çalışan kadınlar var ama bu bütçede
kadınlar yok, kadının adı, kadının kimliği
yok çünkü bu ülkede kadına dair hiçbir şey yok. Kadına -bizlere-
ya ölüm ya şiddet ya taciz ya tecavüz ya da hapishaneler reva görülüyor.
Daha dün burada kadın bakanlığı yani Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
konuşulurken kadın arkadaşlarımız söz aldılar;
bakanlıklara dair, kadına dair, kadın cinayetlerine dair söz
aldılar. Evet, onlar buralarda konuşurken haberlerde- 3 kadın
katledildi; yine en yakınları tarafından, yine en yakınlarındaki
erkekler tarafından katledildi.
Peki, bizler bunları biliyoruz da
iktidarın kadın katliamlarına bakışı nedir,
nasıldır, neler yapıyor; buna dair bir şeyler söyleyelim.
Erkeği koruyan politikalar devam ediyor, mahkemelerde iyi hâl indirimleri
yapılıyor, boşanmak isteyen kadınlara Git uzlaş,
evini, yuvanı dağıtma. deniliyor ama siyasi tutsaklara gelince
güvenlikli hapishanelere konulurken katiller açık hapishanelerde
tutuluyor. Biliyorsunuz, bir Ceren Özdemir cinayeti vardı; bugün haberlere
düştü, onu buradan sizlerle paylaşmak istiyorum arkadaşlar.
Neydi? Ceren Özdemirin katili bugün kendisinin istediği bir cezaevine
sevk edildi, cezaevine gitti ve bugün yapılan, çıkan haberde
şunu söyledi; Ceren Özdemirin katili, kendisini tanımayan bir erkek
tarafından katledilen Ceren Özdemirin katili şunu söylüyor: Ben
mahkemeye çıkarıldığımda, güvenlik gerekçem
dolayısıyla
Güvenlik uygun olmadığı için
SEGBİSle katılacak mahkemeye ve bu bir karar altına
alındı. Ne kadar hızlı bir şekilde karar altına
alındı ama kendisinin güvenlikte olmadığını
düşünen bir katil, bugün, sokak ortasında hiç
tanımadığı bir kadını katledebiliyor.
İşte, bugün, ölmemek için öz savunma uygulandığında
ise ağırlaştırılmış hapis cezaları
veriliyor, öz savunma yaptığımız için. Tek tek, bir sürü
isim var; burada sadece hatırlatmak için birkaç kadın
katliamından bahsetmek istiyorum: Fatma Şengül, Emine Bulut, Ceren
Damar, Şule Çet ve en son Ceren Özdemir en azından
hafızalarımızda kalan isimlerden. Peki, bu adaletsizliğe
ses çıkaran, kadın katillerine Dur! diyen, Yaşamak
istiyoruz. diye haykıran kadınlara neler yapılıyor?
Alanlarda kolluk kuvvetleri saldırıyor, gözaltına alıyor ve
tutukluyorlar; o da yetmiyor, hapishanelerde cinsel ve fiziksel şiddete
maruz kalıyorlar.
Daha geçtiğimiz günlerde, hepinizin de malumu,
Bakırköy Cezaevinde, Esin Kavruktan hukuksuz bir biçimde DNA örneği
almak istemişler ve bu esnada kendisine ve koğuştaki diğer
kadın arkadaşlarımıza fiziksel ve cinsel
saldırıda bulunmuşlardır. Yine, çok uzağa değil,
geçtiğimiz haftaya gidelim. Ölmek istemiyoruz, yaşamak istiyoruz!
dediğimiz için
Şilide başlayan ve dünyanın dört bir
yanına yayılan danslı kadın protestosu var çünkü bizler
alanlarda, gittiğimiz her yerde, kadına dair, kadın
cinayetlerine dair sözümüzü sloganlarımızla söylüyoruz; bu da
farklı bir protesto sonucu. Evet, dünyanın birçok yerinde
yapıldı ama Türkiyede, maalesef, bu protestoda saldırıyla
karşı karşıya gelindi, 6 kadın arkadaşımız
ters kelepçeyle gözaltına alındı. Dün Ankara Güvenparkta
aynı eylem yapıldı ve arkadaşlarımız,
kadınlar kelepçelenerek, yerlerde sürüklenerek gözaltına
alındı.
Peki, bu kadar korkunun, tedirginliğin nedeni
nedir diye düşünüyoruz, özelde de kadınlar cephesinden nedir? Çünkü
kadınların hak ve eşitlik mücadelesi için yüzyıllardır
mücadele ediyoruz. İlmek ilmek ördüğümüz bu mücadelelerimiz,
kazanımlarımız var; bu kazanımlar üzerinden bizden daha
fazla çekiniyorsunuz diye düşünüyoruz ve bu korkuyu mevcut bütçe tekliflerine
baktığımızda da görüyoruz. Bugün burada oylayacağımız
bütçelerin hiçbiri toplumsal cinsiyete dayalı olan bütçeler değildir.
Kadın istihdamının önünü tıkayan, kadını
erkeğe bağımlı kılmanın önünü açan bütçeleri kesinlikle
kadınlar olarak kabul etmediğimizi bir kez daha söylüyoruz. Buradan
-doğrudur ki- verilmeyen her hak için kadınlar yüzyıllardır
olduğu gibi haklarını almak için mücadele ediyor ve mücadele
etmeye de devam edeceğiz.
Ekranları başında bizi izleyen
değerli halkımız, bugün, zengin ile yoksul, işçi ile
patron, üretenler ile sömürenler arasındaki gelir adaletsizliği her
geçen gün derinleşiyor. Türkiye, en zengin yüzde 20lik kesim ile en
yoksul yüzde 20lik kesim arasındaki gelir dağılımı
eşitsizliğinde Avrupada 2nci sırada yer alıyor. Bugün
üzerinde konuştuğumuz bütçede de bu adaletsizliğe çözüm bulacak
bir teklif içerilmiyor.
Halkın, emekçilerin sorunlarını
görmezden gelen, onların beklenti ve taleplerini öteleyen bir bütçe
kanunuyla karşı karşıyayız. Emekçilere asgari
yaşamı reva gören, emeklilikte yaşa takılan, milyonlarca
insana kazandıkları hakkı fazla gören, emekliliği
açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm eden, halka
yetinmeyi, şükretmeyi öğütlerken kendi lüks yaşamlarından
biraz olsun fedakârlıkta bulunmayan, saraylarda şatafat içerisinde
yaşayanların oluşturduğu bu bütçe kadınların,
işçilerin, kamu emekçilerinin, çocukların, mültecilerin, engellilerin
bütçesi değil diyoruz.
Gelin, bu bütçeyi yeniden düzenleyelim. Meclis
önünde kendini yakan, Köle değiliz." diyen, haykıran
inşaat işçilerinin, yoksulluk nedeniyle siyanür içerek intihar
edenlerin çığlıklarına kulak verelim. Gelin, yoksulluk
nedeniyle çalışmak zorunda kalan işçilerin şantiyelerde,
fabrikalarda ölümlerinin önüne geçelim. Gelin, ailesiyle birlikte tarım
işçisi olarak gittiği Antalyada patronunun daha fazla kâr etme
hırsıyla göz göre göre ölüme yollanan 13 yaşındaki Berivan
Karakeçililer için bir bütçe hazırlayalım. Gelin, paraya doymayan,
AKP döneminde palazlanan taşeron, yandaş patronların
kasalarını daha fazla dolduran bir bütçe değil; halktan,
emekçiden yana olan bir bütçe isteyelim. Zengini daha zengin, yoksulu daha
yoksul yapan bu adaletsiz ekonomi politikalarından bir an önce vazgeçelim.
Eşit, parasız, ana dilde eğitim hakkının kapsamlı
bir şekilde geliştirilmesine yönelik; işçilerin, emekçilerin
asgari değil insan onuruna yakışır bir şekilde
yaşayacakları, pay alabilecekleri bir bütçe istiyoruz. Yani
merkezinde kadınların, çocukların, akademisyenlerin, bilimin,
engellilerin, mültecilerin olduğu bir bütçe talep ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan.
Buyurun Sayın Emecan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA EMİNE GÜLİZAR EMECAN
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerinde Ticaret
Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
bütçeleri hakkında söz almış bulunuyorum ve hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 2020 yılı
halkımız açısından ekonomik krizin daha da fazla
hissedileceği bir yıl olarak görünüyor. Kısa bir bütçe
değerlendirmesi yapacak olursak 2019 yılı için 80,6 milyar TL
olarak öngörülen bütçe açığı 2019un ilk on ayında 100,7
milyar TLye ulaşmış, açıklanan Yeni Ekonomi
Programıyla bu açığın yıl sonunda 125 milyar TL
olacağı revize edilmiştir. Merkez Bankasından
aktarılan yedek akçeler ve kârların aktarılmasıyla azalan
bu açığın aslında çok daha fazla olduğu da açıktır.
Bu gerçek, 2020 bütçesinde hedeflenen 138,9 milyar TLlik açık hedefinin
de tutturulamayacağını, daha bugünden ortaya koyuyor.
Kurduğunuz mevcut ekonomik düzenin en belirleyici unsuru ise kamunun, özel
sektörün ve vatandaşın kredilere dayalı, borçla ayakta duran bir
yapıya dönüşmüş olmasıdır.
2002 yılında 130 milyar dolar olan toplam
borç stoku 2019 yılının ilk yarısı sonunda 447 milyar
dolara çıkmıştır. Yani kısaca, kamu borçlu,
vatandaş borçlu, şirketler borçlu. Zamanında ödenmediği
için takibe alınan krediler kasım ayı itibarıyla 141 milyar
liraya ulaşarak yeni bir rekor kırmıştır değerli
arkadaşlar. Kısaca, on yedi yılın sonunda, Türkiye, dünyada
riskli ve güvenilmez bir ekonomi hâline gelmiştir; bu hâle getirdiniz
değerli arkadaşlar.
Peki, biz bu hâle nasıl geldik? Bir ülkenin
kalkınması ve büyümesi için neler gerekli bir ona bakalım.
Öncelikle, güçlü bir demokrasiye sahip olması, vatandaşların
kendi hukuku önünde eşit hissetmesi, adaletli bir yargı sisteminin
olması, eğitimde reformlarını tamamlamış
olması, katma değeri yüksek ürün üretimine odaklanması, bütçenin
dengeli, kurumlarının liyakat esaslı olması; yandaş,
kayırmacı bir politika değil ülke yararı gözeten bir
politika yürütmesi esastır ama tüm bu saydıklarımın on yedi
yılda tam tersi yapıldı. On yedi yıl boyunca üretmek
yerine, ekonomiyi inşaat sektörü ve hizmet sektörüne dayadınız,
ülkenin öz varlıklarını özelleştirme adı
altında sattınız değerli arkadaşlar.
Ülkeye gelen dış kaynağı,
halktan, üretimden yana değil yandaş sermayeden yana
kullandınız. Kişi başına düşen millî geliri 12
bin dolar civarından, hızla 8 bin dolara düşürdünüz. Bugün,
sayenizde 4 kişilik ailenin açlık sınırı ekim
ayında 2.625 liraya, yoksulluk sınırı ise 9.694 liraya
yükselmiştir. 9,6 milyon kişi ise 673 TLnin altında gelirle yaşamak
zorunda kalmaktadır.
Değerli milletvekilleri, ileri demokrasi nutukları
atılan ülkemizde size bazı ekonomik veriler daha sunacağım:
Ülkemiz Rule of Law Index yani Hukukun Üstünlüğü Endeksinde ölçümlemeye
dâhil edilen 126 ülke arasında 109uncu sırada. Hükûmetin gücünün sınırlandırılması
esas alındığında ise yine 126 ülke arasında 123üncü
sıraya geliyor; altında Kamboçya, Nikaragua ve Venezuela var sadece.
Temel hakların değerlendirildiği endekste Türkiye 122nci
sırada, son sırada İran var. Bunlar, krizden çıkmamız
için mutlaka üst sıralarda bulunmamız gereken birkaç ekonomik endeks.
Bakın ekonomik diyorum çünkü hukukun
üstünlüğü ve demokrasi bizim için artık ekonomik göstergeler hâline
gelmiştir. Aksi takdirde, toplanmak için, toparlanmak için ihtiyaç
duyduğumuz yabancı sermayenin de yatırımın da ülkemize
gelmesi mümkün görünmüyor.
Sonuç olarak dış sermaye, Türkiyeye
gelmek şöyle dursun, kaçmaya başladı. 2018 yılı
Ağustos ayında yani yeni sisteme geçtikten sonra ülkemizden tam 15
milyar dış kaynak çıkışı gerçekleşti yani
dünya tek adam rejimine güvenmedi, değerli arkadaşlar,
kurduğunuz sistem çöktü. Bu rejimle birlikte işsizlik arttı,
borç arttı, enflasyon yükseldi, yaşam maliyeti arttı, kurumlar
çöktü, eğitim bitti; yoksulluk, sefalet can almaya ve can yakmaya
başladı.
Değerli milletvekilleri, değerli
arkadaşlar; bir sanayi politikası düşünün ki işsizliğe
çare olamıyor; mühendisleri, öğretmenleri mezun olmadıkları
alanlarda iş aramak zorunda bırakıyor; hâlâ teknik liselere
iş garantili eğitim hakkı sunamıyor. Beyin göçünün utanç
tablosu yaşanırken de Cumhurbaşkanı Her üniversite
mezununa iş bulamayız. diyebiliyor bu ülkede. 951 bin üniversiteli
işsize tek bir umut, tek bir umut bile verilemiyor bu bütçeyle. Bugün,
Türkiyede 15-29 yaş arası her 3 gençten 1i ne eğitimde ne istihdamdaysa
sayısı 5 milyon 600 bini bulan bu kayıp kuşağın
sorumlusu sizsiniz değerli arkadaşlar, bu iktidarın
yanlış politikalarıdır.
Bugün, Türkiyede sanayinin toplam üretim
içerisindeki payı da tabii ki kalıcı olarak
azalmıştır, gerilemiştir ve gerilemeye devam edecek
görünüyor. Durgunluk nedeniyle ham madde ithalatı düşmekte ve
alışveriş azalmakta, üretim dip noktada olduğu için ithalat
rakamlarımız da düşmekte. Pek tabii ki iktidar sahipleri bu
durumu Cari açığı düşürdük. şeklinde övünerek ifade
etmektedirler. İmalat sanayisi sektörünün kapasite
kullanımının yüzde 70li oranlarda kalmaya devam etmesi, içinde
bulunulan bu düşük yatırım düzeyinin gelecek aylarda da devam
edeceğine işaret ediyor.
Bir de Sefalet Endeksi diye bir endeks var
değerli arkadaşlar. Ekonomistlerce, insanların işsizlik ve
pahalılık karşısında ne kadar ezildiğini gösteren
bir endeks bu Sefalet Endeksi. Sefalet Endeksinde 2016 yılı
Aralık ayı öncesinde Türkiye'nin puanı 20 değerlerinin
altında seyretmekteyken Ağustos 2018de kaça çıkmış
biliyor musunuz? 36ya fırlamış bu puan ve o tarihten bugüne
29un altına da inmemiş. Bu rakamla Türkiye, dünyada sadece
Venezuela, Arjantin ve Güney Afrikadan daha iyi durumda. Bu endeks de
ekonomideki başarınızı gösteriyor değerli arkadaşlar.
Değerli milletvekilleri, Ticaret Bakanlığı,
sahip olduğu yetki ve görevleriyle faaliyet alanı açısından
toplumun hemen her kesimini doğrudan etkileyen icracı bir
kuruluştur. Ekonomideki ithalat bağımlılığı,
dış ticaret açığı ve ihracattaki düşük ivme,
gıda tedarik zincirindeki çarpıklıklar, gümrük hizmetlerinde
kalitenin artırılması gibi pek çok önemli husus
Bakanlığınız çatısı altında çözüm
beklemektedir Sayın Bakan.
Bazı verilere baktığımızda,
2018de kurulan şirket sayısı 83.409 iken 2019 itibarıyla
kurulan şirket sayısı 59.361de kalmış, ihracatın
atardamarı ve üretimin merkezi olan KOBİlerin sayısı bir
yılda 30 bin azalmış. Dünya ticaretindeki payımız bir
türlü yüzde 1in üzerine çıkamamakta. 2023te 500 milyar dolar olarak
konulan ihracat hedefinin, geldiğimiz noktada tutturulabilmesi çok da
mümkün görünmüyor.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanlar;
Türkiyenin küresel rekabet karşısında avantaj elde edebilmesi,
bu mevcut politik yaklaşımla mümkün değildir. Bu sonuçların
pozitif yönde değiştirilebilmesi için, öncelikli olarak demokrasi
anlayışı ve hukukun üstünlüğü ilkesi yeniden inşa
edilmeli; kanunları, kuralları yok sayma
alışkanlığından ve yasakçı zihniyetten derhâl
vazgeçilmeli. Ayrıca, üretimi, istihdamı ve kişi başına
düşen millî geliri de artırmamız gerekiyor tabii ki. Hükûmetin
görevi, yatırım için, büyüme için işverenin güven
duyacağı bir yatırım ortamı yaratmaktır; bunlar
yapılırsa istihdam artışı kendiliğinden
gelecektir.
Üretkenliği, verimliliği
artırmanın ikinci yolu ise yeni teknolojileri getirmek, yaratmak ve
doğru şekilde kullanmaktır değerli arkadaşlar.
İşte, burada AR-GE yatırımları önem kazanıyor.
AR-GE yatırımları, uzun dönemde sonuç veren ve ülkelerin büyüme
ve kalkınmaları üzerinde büyük etkiler yaratma kabiliyetine sahip
olan yatırımlardır. 2 Bakanlığı da yakından
ilgilendiren, yıllardır söylenen ihracata dayalı büyüme modeli,
yüksek teknolojili ürün üretmediğimiz sürece gerçekleşemez. OECD
verilerine göre, yüksek teknoloji barındıran ürün ve süreç
ihracatı, on beş yıl önce yüzde 8 seviyesindeyken şu anda
yüzde 3 seviyesine kadar düştü. Genel bütçeden AR-GE harcamalarına
ayrılan pay gelişmiş ülkelerde yüzde 2,5-yüzde 3,5 iken
Türkiyede sadece yüzde 1 civarındadır arkadaşlar. Böyle bir
AR-GE payıyla teknolojimizi geliştirmemiz mümkün değildir.
Hâlbuki siz, yüzde 1lik AR-GE payıyla, maalesef, övünüyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, sonuç olarak
yanlış politikalar sonucu 2020 bütçesinin bir borç ve faiz ödeme
bütçesi olduğunu düşünecek olursak üzülerek söylüyorum ki Sayın
Bakanlar, size ayrılan bütçelerle hedeflediklerinizi hayata geçirmeniz pek
de mümkün görünmüyor, olamayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla)
Toparlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla)
Teşekkür ederim.
2 Bakanlığın da mutlaka koordine
içinde çalışması lazım bu kıt AR-GE
kaynaklarını doğru değerlendirmesi için.
Bir de her 2 Bakanlığın
kurumları da dâhil, Sayıştay raporlarında birçok usulsüzlük
var; bu usulsüzlüklerle ilgilenilmesi gerekiyor, Bakanlıklar üzerindeki bu
usulsüzlüklerle ilgili gölgelerin de kaldırılması gerekiyor;
bizler bunların da takipçisi olacağız.
Son olarak şunu da söylemek istiyorum: 2020
bütçesi içinde işçi, çiftçi, emekli, kadın, çocuk, engelli kendine,
maalesef, yer bulamayacak. Bu bütçe, faiz, borç ve yandaş bütçesi olarak
tarihe geçecektir.
Bu nedenle 2020 bütçesine ben hayır diyorum
ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Adana
milletvekili Orhan Sümer Beye ait. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin Ticaret Bakanlığı
bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Önemli 2 büyük bakanlık olan Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığının
birleştirilmesiyle oluşan Bakanlığın bütçesini
görüşüyoruz. Gümrüklerden iç ve dış ticarete kadar her alanda
sorumlu olan bir Bakanlığın bütçesini, faaliyetlerini beş dakikalık
bir konuşmada değerlendirmek elbette mümkün olmayacaktır. Önemli
gördüğümüz ve vatandaşlarımızın günlük
hayatını doğrudan etkileyen bazı konulara girmeden, Ticaret
Bakanlığı hakkında Sayıştay raporlarına konu
olan usulsüzlüklere değinmek istiyorum.
Hem KİT Komisyonu üyesi olmam hem de bütçe
vesilesiyle çok sayıda Sayıştay raporunu inceledim.
Sayıştayın nasıl bir baskı altında görev
yaptığını hepimiz biliyoruz. Baskı altında
hazırlanan raporlar bile hemen hemen her kurumun işleyişinde çok
ciddi sıkıntılar, usulsüzlükler, eksiklikler olduğunu bize
gösteriyor. Sayıştayın uyarılarına karşı da
bir türlü düzeltilemiyor. İlgili kurumların Sayıştaya
verdiği çoğu yanıtsa ciddiyetten ve çözümden uzak. Tüm bunlar
kamu kurumlarının nasıl yönetildiğini gözler önüne seriyor.
Sayıştay raporunda denetim bulgusunu
etkileyen 8, denetim bulgusunu etkilemeyen 7 tespit var. Bu tespitlerin hepsi
de birbirinden önemli ve hiçbirini es geçemeyiz. Bazılarını ben
buradan sayayım: Tahsisli kullanılan hazine
taşınmazlarının varlık hesaplarından
izlenememesi, serbest bölge firmalarına kiraya verilen
taşınmazların kira geliri payları ile bunların takibe
alınan tutarlarının muhasebeleştirilmemesi, Ticaret
Bakanlığı tarafından ihracatçı birlikleri
müşterek hesabında kullanılan tutarın Bakanlık mali
tablolarında belirtilmemesi, gümrük vergileri ek tahakkuk ve ceza
tutarlarının muhasebeleştirilmemesi, Bakanlık adına
ayrılan kantar payı gelirlerinin mevzuat hükümlerine aykırı
olarak özel bir şirket hesabında tutulması ve bu hesapta
yapılan Bakanlık harcamalarının Kamu İhale Kanunu
hükümlerine uyulmadan yapılması -yani her yerde olduğu gibi
burada da kantarın topuzu kaçmış arkadaşlar-
yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan gümrük
kapılarının hatalı muhasebeleştirilmesi. Muhasebe,
ticaretin olmazsa olmazıdır. Muhasebeleştirilmemiş bir
ticaret olmayacağı gibi muhasebesi yanlış, eksik
tutulmuş bir ticaret bakanlığı da hiç olmaz. Böyle bir
bakanlığın gerçekten
verimli bir şekilde çalışabileceğine inanabiliyor musunuz?
Sayın milletvekilleri, esnaf ve
sanatkârlarımızla ilgili iş ve işleyişler de Ticaret
Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluk alanına
giriyor. Bu kesimin sorunlarını çözüm önerileriyle birlikte sürekli
gündeme getiriyoruz ama çözümsüzlükte de hâlâ ısrar ediyorlar. Hep
söylüyoruz, esnaf ve sanatkârlar istihdam yaratma bakımından
işsizliğe çare, ürettikleri ürünlerle de krize karşı
güvencelerimizdendir. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonunun
verilerine göre, 2019un Ocak-Ekim döneminde açılan iş yeri
sayısı 2018in aynı dönemine göre 0,5 azaldı. Yine 2018in
ilk on ayında 87.258 kapanan iş yeri sayısı yüzde 4,3 gibi
bir oranla artarak 2019da 91.040a ulaştı.
Seçim bölgem Adanadaki durum da maalesef, Türkiye
genelinden farklı değil. Büyük kısmı son yıllarda
olmak üzere, son on yılda 25 bin esnaf kepenk kapattı; Adananın
istihdam yükünü çeken 55 büyük fabrika da maalesef kapısına kilit
vurdu. Ayakta kalabilen esnafların giderleri artmış, gelirleri
de maalesef azalmıştır. Bir örnek verecek olursak neredeyse her
mahalleye, her caddeye bir süpermarket açıldı.
İktidara yakın sermaye gruplarının kontrol
ettiği bu market zincirleri mahallemizdeki bakkal amcayı
yaşayamaz hâle getirdi. Şimdi Yasa
çalışması yapıp bakkallara ve küçük esnafımıza
nefes aldıracağız. diyorsunuz, maalesef geç kaldınız.
Bu vesileyle, tüm esnaf ve
sanatkârlarımızın iş ve işleyişlerini
düzenleyecek bir esnaf bakanlığı kurulması önerimizi bir
kez daha buradan yineliyoruz. AVMler karşısında esnafı
ezdirmeyin dedik ama siz ne yaptınız? 2014te Türkiye genelinde 361
AVM bulunuyordu, bugün bu rakam 432e yükseldi ve maalesef giderek de
artıyor. (CHP sıralarından alkışlar) Adanada on
binlerce kişiyi istihdam eden, kentin ekonomisine büyük değer katan 3
büyük fabrikayı maalesef kapattınız ve yerlerine 3 tane büyük,
yeni AVM yapıldı. Bu, aslında, ekonomi yönetiminizi de ortaya
koyuyor yani üreten değil tüketen toplum.
Sayın milletvekilleri, bu sektörle ilgili yeni
bir düzenleme yapılması zorunluluk hâline geldi, tehlike çok büyük;
artık hepimizin cebinde bulunan akıllı telefonlar bir
alışveriş platformu hâline geldi. Sanal alışveriş
siteleri çığ gibi büyümekte. 2010 yılında sanal
alış işlem sayısı 7 milyon 900 bin iken maalesef bugün
bu rakam 51 milyon 600 bine çıktı. 2010 yılında 1 milyar
300 milyon TL olan alışveriş miktarı şu an 16 milyar 3
milyon TLye yükseldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ORHAN SÜMER (Devamla) Değer üreten, istihdam
sağlayan fabrikaları kapattınız, yerlerine gösterişli
AVMler yaptınız. Doyum noktasını aşan bu sektör
artık sanal alışverişe teslim olmak üzere. Türkiye'nin bir
AVM çöplüğüne dönüşmeden önlem alınması artık bir
zaruret.
İnternet üzerinden alışverişin
artmasıyla birlikte tüketiciyi aldatan kampanyalarda bir artış
söz konusu. Bu konuda Ticaret Bakanlığının daha etkin bir
önlem alması gerekmektedir diyorum.
Maalesef bu bütçeye hayır diyeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Hatay
Milletvekili İsmet Tokdemire ait.
Buyurun Sayın Tokdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA İSMET TOKDEMİR (Hatay)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifi çerçevesinde Helal Akreditasyon Kurumuyla ilgili
olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ülkemizi İsrailin tohumuna, Latin
Amerikanın angusuna, Bulgaristanın samanına muhtaç eden
iktidar, bugün, önümüze, bütçe kalemlerinden biri olarak Helal Akreditasyon
Kurumunun bütçesini koyuyor. Nerede kaldı Türk malı, nerede
kaldı yerli üretim? İktidarınız boyunca hepsini yok
ettiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Kurum,
Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 2018 yılında helal uygunluk
değerlendirme kuruluşlarını akredite etmek, bu
kuruluşların ulusal ve uluslararası standartlara göre faaliyette
bulunmalarını temin etmek üzere kurulmuştur. Türkiyede helal
akreditasyon hizmeti sunma yetkisine sahip tek kurum olarak görev
yapmaktadır. 2018 yılında kurulan ancak 2018 yılından
2019 yılının Kasım ayına kadar herhangi bir
başvuru olmadığı hâlde iki yılda 8,8 milyon lira
harcayan bu Kurumun harcamalarının artık harama
dönüştüğünü söyleyebiliriz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Haram!
İSMET TOKDEMİR (Devamla) - Kurulduğu
günden bugüne ne yurt dışında temsilcilik açmış ne de
bir ruhsat vermiştir. Peki, ne yapmış? 2018 yılında
kurulduktan sonra 5 yönetim kurulu üyesi, 4 daire başkanı, 50 kişilik
personeli olan Helal Akreditasyon Kurumuna 1.007 metrekare hizmet binası
tahsis edilmiş, hizmet binası için de 3 milyon 150 bin lira para
harcanmıştır. Kâğıt üzerinde var olan, samimi ve
gerçekçi olmayan, aynı zamanda hiçbir hizmet sunmayan Kurumun 2020
yılı bütçesi de yüzde 8,1 olarak
artırılmıştır.
Asıl olan, hem dinî inançlarımıza
uygun üretim yapan hem halk sağlığını tehdit etmeyen
yerli üreticiyi korumak ve teşvik etmek olmalıdır. Helal
sertifika vermeden önce, GDO sorunu çözülmesi gereken bir konudur. Bir yandan
GDOyla gereken mücadeleyi göstermeyeceksiniz, diğer yandan da helal
sertifikası diyeceksiniz. Bu, sakat bir anlayıştır. (CHP
sıralarından alkışlar) Türkiyede helal gıda
sertifikası verilme meselesi henüz arzu edilen hedefe ulaşamamıştır.
Dünyada en fazla helal gıda sertifikası veren ülkelerin
başında Brezilya ve Yeni Zelanda gelmekteyken yüzde 99u Müslüman
olan ülkemizde bugüne kadar maalesef hiç helal gıda sertifikası
verilememiştir.
Değerli milletvekilleri, dünya ticaret hacmi
parametreleri dâhilinde görüyoruz ki helal gıda konusunda devlet ve özel
sektör olarak topyekûn bir seferberlik gerekmektedir. Bu seferberlik hem yurt
sathında hem de ihracata yönelik bir seferberlik olarak
düşünülmelidir. Türkiye'nin, İslam coğrafyasındaki ticaret
payı artırılmadır.
Ayrıca, helal sertifikasının
yalnız gıda sektöründe değil, tekstil, medikal, kozmetik ve
eczane ürünlerinde de dünyayla senkronize ve paralel olarak hayata
geçirilmesinin önü açılmalıdır, bu alanda özel sektör
teşvik edilmelidir.
Eski Ekonomi, şimdiki Ticaret
Bakanlığına bağlı olarak kurulan Helal Akreditasyon
Kurumunun kalın maddelerine bakıldığında, aslında
oluşturulan Kurumun Müslümanların beklentilerini hiç de
karşılayamayacağı açık şekilde görülmektedir.
Büyük rakamlarla, apar topar kurulan bu Kurum, sadece birilerine makam, mevki
vermek ya da istismar için mi kuruldu? (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Allah, her kuluna
helal gıdayı, helal yaşamayı, helal düşünmeyi, haram
ve kul hakkı yememeyi nasip etsin diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Kocaeli
Milletvekili Tahsin Tarhan Beye aittir.
Buyurun Sayın Tarhan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı bütçesi üzerine grubum adına söz aldım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 2020de 7,9 milyar
Türk lirası olan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi,
sanayinin sorunlarını çözmeye değil, görmezden gelmeye
odaklanmış. Otomotiv, kimya, tarım, üretim sanayi çökerken,
savunma sanayinin göz bebeği Tank Palet Fabrikası Katarlılara
peşkeş çekilirken, onlarca firma girdi maliyeti yüksekliği için
Türkiyeyi terk edip Bulgaristan, Romanya ve Polonyaya giderken Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı ne yapıyor, merak ediyoruz.
Türkiyedeki 320 organize sanayi bölgesinin yarısında doğal gaz
yok, transfer ağı için yolu yok, liman bağlantısı yok,
raylı sisteme ulaşım yok, üretim durmuş; organize sanayi
bölgelerindeki fabrikalar ya satılık ya kiralık.
Sayın Bakan, sanayi ağır hasta, siz
sürekli aspirin yazıyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar) Artık, sanayiye ağrı kesici değil;
ameliyat lazım, ameliyat.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin ekonomik
kalkınmasının yolu üretim yapmak ve sanayi
yatırımlarını artırmaktır. Üretim için
araştırmak, bilgiye erişmek gerekir. Ne var ki biz, AR-GEye
yatırım yapmıyoruz; 2020 bütçesinde özel sektör
yatırımları dâhil AR-GE payı yüzde 1,4. Dünya, Sanayi 4.0
Devrimini tartışırken biz, bir telefon markası kadar,
araştırmaya, bilime, teknolojiye yatırım yapmıyoruz.
Türkiye AR-GEye yatırım yapan 42 ülke içerisinde 24üncü. AR-GE yatırımları
yapmadan, teknoloji üretmeden, bilim ihraç etmeden dünyadaki gelişmeleri
nasıl yakalayacaksınız? Bırakın AR-GEye
yatırım yapmayı bilimsel çalışmaları
gerçekleştirecek, buluşlar yapacak bilim insanlarını
ülkemizde tutamıyoruz. Beyin göçü her sene yüzde 22 oranında
artıyor, iyi eğitim almış donanımlı gençlerimizi
ülkemizde tutamıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2020 bütçesinde bilim, teknoloji, üretim yok; sanayi, ihracat
yok; emekli, öğrenci, asgari ücretli yok; en önemlisi, halk yok, halk için
yapılan hiçbir şey yok. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu bütçede ne var diyecek olursak: Asgari ücretlinin, emeklinin,
öğretmenin, işçinin maaşından kesilen vergiler, üreticinin
sırtına yüklenen ödemeler var. Kamu İhale Yasasını
hiçe sayanlara, yandaş inşaat şebekelerine servet
yağdıran düzenlemeler var. Sayıştay raporlarını
görmezden gelen, çevreyi talan eden uygulamalar var. Bu bütçede gariban
vatandaşa borç, yandaşa ihale, üreticiye maliyet yükü, vatandaşa
onlarca çeşit vergi, bir de saray saltanatının masrafları
var. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AKP iktidarı vatandaşın derdinden anlamaz;
onlar inşaat bütçesinden, harçtan, çimentodan, doğa
katliamından, ranttan, sermayeden anlar. Onu da kendileri beceremez,
yap-işlet-devret yöntemiyle satar, komisyonu cebe atar. Bu nedenle, 2020
bütçesi yandaşı, rantçıyı, komisyoncuyu, saray kabinesini
mutlu etse de haktan, hukuktan, adaletten uzaktır. Geçmişte hep kemer
sıkmaktan bahsedilirdi, AKP iktidarı milletin kemerini değil, boğazını
sıkıyor, boğazını.
Bu bütçeye ret oyu vereceğimi beyan edip Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası İzmir
Milletvekilimiz Sayın Mahir Polata ait.
Buyurun Sayın Polat. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MAHİR POLAT (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ticaret
Bakanlığı bütçesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Son bakıştaki o gözler kaldı
aklımızda. Otuz dokuz yıl önce faşist darbeciler
tarafından yaşı büyütülerek katledilen Erdal Eren hâlâ on yedi
yaşında, saygıyla anıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sevgili milletvekilleri, Sayıştay
raporlarına yansıyan fakat kamu bütçesinde görülmeyen kayıp
milyonları, yönetmelik ve mevzuat dışı uygulamaları,
gümrüklerdeki sorunları burada konuşacak olursak beş dakika
değil, bize günler yetmez. Yine de birkaç önemli hususa değinmek
istiyorum: 2018de kepenk indiren esnaf sayısı bir önceki yıla
göre yüzde 10 artışla 106.167 oldu. Yine, aynı dönemde 12.564
adet şirket kapandı, konkordatosu kabul edilen şirket
sayısı 1.549. Bunlar, bizler için sadece bir rakam olmamalı
-Türk ticaretinin geldiği nokta- orada çalışan ve
işletenler için de bir yaşam olduğunu
hatırlamalıyız.
Sağlıklı bir üretim yapısı
oluşmadan, sağlıklı ve sürekli bir ticaretten söz edemeyiz.
Tarımda, yanlışlar ve denetimsizlik sonucunda, dövize dönmesi
gereken ürünlerimizin -bugün de görüyoruz narda olduğu gibi- Rusya
kapısından ya da başka ülkelerin kapısından
sağlık nedenleriyle döndüğünü, bu anlamda,
Bakanlığın, denetleme görevini eksik
yaptığını görüyoruz; bu ürünler çöp oluyorlar.
Özellikle, kırsalda yoksulluğun
giderilmesi için olmazsa olmaz temel taşlardan bir tanesi
kooperatifleşmedir. Doğru desteklenen bir üretim kooperatifi,
tarımsal üretim kooperatifi göçü tersine çevireceği gibi göç alan
kentlerdeki sosyal dokunun bozulmasına da engel olacak ve insanların
doğduğu yerlerde doymalarını sağlayacağı
gibi, kentlilerin de iyi ve sağlıklı gıdaya
ulaşımını sağlayacaktır. Kooperatifçilik
konusunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi, rol model olarak
Bakanlık tarafından iyi incelenmeli çünkü Türkiyeye mal olmuş
Tire süt, Bayındır çiçekçilik, Bademli kooperatifçiliği orada
rol model olarak alınabilir.
Ticaret Bakanlığının internet
sitesine bakıldığında, iştigal konularından bir
tanesi olan kooperatifçilikle ilgili son dört yıldır veri
paylaşılmıyor, neden
paylaşılmadığını anlamakta zorluk çekiyorum.
Eğer veri girişleri sağlıklı sağlanmış
olsaydı, özellikle 31 Mart seçimlerinden sonra İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer ve Cumhuriyet Halk Partili
belediyelerin kooperatifçilikle ilgili projeleri sonrasında
kooperatifçilikte, tarımsal üretim kooperatifçiliğinde
artışı görürdük. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve
Cumhuriyet Halk Partili yerel yöneticiler, kooperatiflerin desteklenmesi
konusunda çalışıyor fakat Bakanlık
çalışmıyor. Yerel yönetimlerin yapabildikleri, imkânları
bir noktaya kadarken Bakanlığın imkânları çok daha
büyüktür. Kırsalda yoksulluğu giderebilmek için tarımsal üretim
kooperatiflerinin mutlaka bir devlet politikası hâline dönüştürülmesi
gerekmektedir.
Ülkemizde sağlıklı üretim
planlaması yapılmaması ve girdi maliyetlerinin yüksek
olması sebebiyle, temel gıdalarımızı bile sekiz
yıldır iç savaşın pençesinde boğuşan, vatandaşlarının
bir kısmını savaşa kurban veren, bir kısmını
mülteci veren ülke olan Suriyeden ithal eder duruma geldik. Patatesimizi,
soğanımızı, sarımsağımızı,
zeytinyağımızı ve kuru baklagillerimizi geçtiğimiz
yıl ithal ettik. Hiçbir dış ticaret normuna uymadan bunlar bizim
ülkemize geldi. (CHP sıralarından alkışlar)
Sevgili arkadaşlar, bu hafta Yerli Malı
Haftası. Sürekli yerli ve millî olmaktan bahseden Hükûmetinizden hiç kimse
Yerli Malı Haftasıyla ilgili bir şey söylemedi.
SALİH CORA (Trabzon) İHAlar,
SİHAlar
MAHİR POLAT (Devamla) - Bizim yaş
grubumuzdaki arkadaşlar Yerli Malı Haftasında okula giderken
yerli gıda ürünlerinin yanında bir de Sümerbank basması bir
parça götürürdük.
SALİH CORA (Trabzon) Şimdi
İHAları, SİHAları götürüyoruz.
MAHİR POLAT (Devamla) Şimdi,
Sümerbankın yerinde yeller esiyor. Yerli gıdalar yok maalesef. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sevgili arkadaşlar, devlet destekli tek
markalaşma olan TURQUALITYnin kapsamı, amacı bellidir, Türk
mallarının uluslararası pazarda desteklenmesi ve değerinin
artması için çalışmaktadır. Yine, TURQUALITYle ilgili,
Sayıştay raporlarına yansıdığı
kadarıyla, maalesef, Türk firmaları dışında
yabancı sermayeli firmaların desteklendiği yazmaktadır.
Sevgili arkadaşlar, yine, Türk ekonomisinin
dışa açılımı ve Türk sanayisinin rekabet gücünün
artırılması bakımından son derece önemli bir yere
sahip olan Rekabet Kurumunun regülasyon işlevini gereği gibi yerine
getirebilmesinin yolu organik ve işlevsel olarak bağımsızlığının
korunmasıdır. Eğer bunu istiyorsak anayasal güvence altında
Rekabet Kurumunun bağımsızlığını
sağlamak zorundayız. Kurumun
bağımsızlığının sağlanabilmesinin bir
yöntemi de bir yolu da siyasetçilerin adamlarının yerine, liyakat
sahibi insanların Kurumda görevlendirilmesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MAHİR POLAT (Devamla) Bağımsız
denetim hakkına sahip olan bu Kurul bünyesini- bugün siyasi bir reflekse
yaslanarak yönetiliyor durumdadır.
Sevgili arkadaşlar, sonuç olarak,
gıdamız Suriyeden, silahımız Katardan, yerli ve
millîliğimiz yok olmuş durumda. Bu ülkenin daha şeffaf, hesap
verilebilir, hesap sorulabilir, kurumları oturmuş bir şekilde
yönetilmesi gerekiyor. Yani sizin sonunuz geldi, zaman Cumhuriyet Halk Partisinin
iktidarı zamanıdır çünkü Türkiye iyi yönetilmeyi hak ediyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Trabzon
Milletvekili Ahmet Kayaya aittir.
Buyurun Sayın Kaya. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AHMET KAYA (Trabzon) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı hakkında söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulumuzu ve yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
2002de AKP iktidara geldiğinde Trabzonun
milletvekili sayısı 8di, sonra 6ya düştü. Neden düştü
biliyor musunuz arkadaşlar? Çünkü Karadeniz sürekli göç verdi, nüfusumuz
azaldı. Birçok insanımız iş bulamadıkları ve
geçinemedikleri gerekçesiyle şevkle sevdikleri topraklarını terk
edip gurbete gitmek zorunda kaldı. On yedi yıllık
iktidarınızda bir iş sahası açmadınız Karadenizde.
Üretime ve istihdama yönelik hiçbir yatırım yapmadınız.
Trabzonda olanları da ya sattınız ya kapattınız ya da
başka yerlere taşıdınız. Çömlekçi Kentsel
Dönüşüm Projesi dediniz, on yıl oldu, bir adım yol
alamadınız. Güney Çevre Yolu dediniz, demir yolu dediniz, dediniz,
dediniz. Sadece dediniz, vadettiniz ama yapmadınız. Hayalî
projelerle, boş sözlerle Türkiyeyi ve Trabzonumuzu mağdur ettiniz,
oyaladınız, aldattınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu konuda çok mahirsiniz. Zam yaptınız,
milletle alay eder gibi adına güncelleme dediniz. Kaynaklarını
çarçur ettiniz, yoksullaştırdınız, tarihimizde ilk kez
patates, soğan kuyruklarıyla tanıştırdınız,
sonra da fakir fukaranın 1 lira daha ucuza patates, soğan alabilmek
için girdiği bu kuyruklara varlık kuyruğu diyebildiniz.
Vatan toprağımızı sahipsiz
bırakarak Süleyman Şah Türbesini kaçırdınız ve bu
utanç dolu hezimeti zafer diye yutturmaya çalıştınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Tank Palet Fabrikamızın işletme
hakkını yirmi beş yıllığına hem de yabancı
ortaklı bir şirkete resmen peşkeş çektiniz, bunun
adına özelleştirme diyebildiniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Matematiğe bile yalan söyletmeye
çalıştınız. Her şeye zam yaptınız,
fiyatları 2 kat artırdınız, sonra da çıkıp
Enflasyon tek haneye düştü. diyebildiniz. Para yok. dediniz,
emeklilere sadece yüzde 5 zam yaptınız. Emeklimiz aç dururken,
emeklimiz geçinemezken kendi evlatlarımız, kendi gençlerimiz
işsiz dururken, Suriyelilere 40 milyar dolar yardım yapmakla övünebildiniz.
Yaptığınız hataları, yanlışları,
beceriksizlikleri hep dış güçlere mal ettiniz. Çocukların
oynadıkları oyunların bile bir kuralı varken, siz ülkede
kural bırakmadınız. Tüm kuralları menfaatleriniz için yok ettiniz.
O bulanık suyla dolu havuz medyanız eliyle ülkede her şeyi güllük
gülistanlık gösterdiniz, sorunları görmezden geldiniz, duymazdan
geldiniz ama gerçekler öyle değil. (CHP sıralarından
alkışlar) İşsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, adaletsizlik her
yerde, ülke yönetilemiyor, ekonomimiz büyük sıkıntı içinde,
mutfaklarda yangın var, paramız sürekli değer kaybediyor.
Bakın, bir örnek göstereceğim sizlere: Bu,
200 TL arkadaşlar, bugün birçok vatandaşımızın cebinde
olmayan bir para. Bu 200 TL 2009 yılında tedavüle
çıkmıştı hatırlarsınız. 2009da bu 200 TL
tedavüle çıktığında bu parayla, bu 200 TLyle 90,6 avro
alabiliyorduk, bugün 30,9 avro alabiliyoruz. Yani on yılda 59,7 avromuz
uçup gitmiş arkadaşlar.
SALİH CORA (Trabzon) O 6
sıfırı biz attık oradan Sayın Vekilim.
AHMET KAYA (Devamla) Evet, bakın
arkadaşlar, diyebilirsiniz ki: O Avrupa Birliği parası,
değerli olabilir. Hemen yanı başımızda komşumuz
Gürcistan var, gidenler vardır; Gürcistan larisi, yine bu 200 TL tedavüle
çıktığında, 2009 yılında 222 Gürcü larisi
alabiliyorduk bu parayla, 200 TLyle, şimdi 97,5 lari alabiliyoruz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Alım gücüne
bak, alım gücüne; alım gücüne bakın.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Alım gücü
mü kaldı?
AHMET KAYA (Devamla) 124,5 larimiz erimiş
arkadaşlar, erimiş, erimiş arkadaşlar. (AK PARTİ ve
CHP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Dinleyin
arkadaşlar.
AHMET KAYA (Devamla) Evet, dinlerseniz
arkadaşlar.
Arkadaşlar, beceriksizliğinizle
paramızı resmen pula çevirmişsiniz. Çünkü bu ülkede üretimi
bitirdiniz.
Bakın, bir fotoğraf daha göstereceğim
sizlere, bu fotoğrafa iyi bakın arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu fotoğrafa Sayın Bakan,
sizler de iyi bakın. Bakın, eşsiz liderimiz Mustafa Kemal
Atatürk bir portakalla neler yapmış arkadaşlar. Bu portakallar
1930lu yıllarda İtalyadan getirildi, biliyorsunuz. Bu portakallar
bakın neye dönüştü? Sonra, bu portakallarla Egede, Mersinde ve
Antalyada aşılamalar yapıldı, üretim yapıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun toparlayın.
AHMET KAYA (Devamla) - Sonra, bu portakallarla
İskenderun Demir ve Çelik Fabrikası, Nazilli Basma Fabrikası,
Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, Şişecam Fabrikası,
Aliağa Rafinerisi ve daha birçok fabrikamızı yapan Rusların
parası ödendi. Türk sanayisinin omurgasını oluşturan bu
tesisler sayesinde on binlerce insanımız iş, aş buldu,
dışarıya bağımlılığımız
azaldı ve ülkemiz milyonlarca dolar ithalattan kurtuldu. İşte,
yerlilik böyle olur, millîlik böyle olur, fabrikalar kurarak, üretim yaparak
olur. On yedi yıldır iktidardasınız, buna benzer bir
örneğiniz var mı Allah aşkına ya? Bir örneğiniz var
mı arkadaşlar ?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Çok çok
AHMET KAYA (Devamla) - Bir fabrika, bir üretim
tesisi kurdunuz mu? Gittiğiniz yol, yol değil. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
KEMAL ÇELİK (Antalya) Antalyaya bir git.
AHMET KAYA (Devamla) - Atatürkün
ışıklı yolundan yürüyerek, Atatürkün
yaptıklarından ders alarak
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Atatürk sadece
CHPnin değil, hepimizin.
AHMET KAYA (Devamla) -
karma ve millî ekonomiyi
üreten devlet, çalışan millet, liyakat üzerinde yükselen, adaletle
bölüşen güçlü Türkiyeyi yeniden kurabiliriz, bunu başarabiliriz. Bu
akılla olur, bilimle olur, üretimle olur, çivi çakmakla olur.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Cumhuriyet Halk
Partisiyle olur.
AHMET KAYA (Devamla) - Ne acıdır ki
şu an ülkeyi çivi çakanlar değil, çakılan her çiviyi satanlar
yönetiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET KAYA (Devamla) O yüzden bu
sıkıntıları çekiyoruz. Siz 3Yyle iktidara geldiniz
Yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları bitireceğiz. dediniz maalesef,
memleketi ve milleti bitirdiniz. Ama bu böyle gitmeyecek, bu bozuk düzen
değişecek. 3Yyle iktidara gelmiştiniz, milletin ahını
alarak gideceksiniz. O güne selam olsun diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler, CHP sıralarından
alkışlar)
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Çok beklersiniz!
NİLGÜN ÖK (Denizli) Çok beklersiniz!
BAŞKAN Söz sırası
Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlıkta.
Buyurun Aziz Bey. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AZİZ AYDINLIK
(Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan GAP Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 yılı bütçesi hakkında
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Sayın milletvekilleri, Güneydoğu Anadolu
Projesiyle ilgili söylenmiş binlerce söz var ancak çılgın
projeler için ayrılan büyük miktarlar ülkenin kalkınması için
maalesef ayrılmıyor. GAP bitirildiğinde sadece güneydoğunun
değil, tüm Türkiyenin tarımsal anlamda kalkınacağı ve
ekonomik olarak rahatlayacağı herkes tarafından biliniyor ancak
kaynakların nasıl kullanılacağı elbette bir tercih
meselesidir. Üzülerek söylüyorum ki ülkemizin adına almış
olduğunuz her kararda kendinizden başka hiç kimseyi dinlemez oldunuz.
Milletin sesini milletin Meclisinden duymaz oldunuz. Milletimizi ilgilendiren
konularda hâlâ kendinizi dinlediğiniz için hatalar yapıyorsunuz.
Bakınız, GAPta kilit rol oynayan
Şanlıurfada 21inci yüzyılda günde ortalama iki üç saat
elektrik kesintisi yaşanıyor. Yanlış ve ucuz
politikalarınızın yüzünden bugün Suruç Ovası bataklık
hâline dönmüş vaziyette. Siverekte sorunlar bitmiyor değerli
arkadaşlar. Bu tablo, bu fotoğraflar Sivereke bağlı olan
kırsal mahallelere ait. 21inci yüzyılda kadınlar, çocuklar
eşek sırtında su taşıyor, eşek
sırtında? Bunu görüyor musunuz? (CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi sizin vicdanınıza sesleniyorum:
Bırakın iki üç saat, evinizde sadece bir saat suların
kesildiğini, elektriğin kesildiğini düşünün, işte, o
zaman Siverekliyi, Şanlıurfalıyı anlayacaksınız.
Bakın, bir muhtarımız ne diyor?
Bizim içme suyu projemiz 7 kez iptal edildi diyor. Köyümüzün yolunu da
köylüden topladığımız parayla yaptık. Sesimizi duyan,
yüzümüzü gören yok. İşte, sizin Şanlıurfaya
verdiğiniz değer bu.
Değerli milletvekilleri, bir başka
fotoğraf göstermek istiyorum. Bu fotoğraf Ceylânpınar,
Viranşehir ve Siverekten. Bu fotoğraflarda, Siverekte,
Viranşehirde çocuklarımızın okula kavuşmak için
verdiği mücadeleye bakın, yazık değil mi? Bu çocukların
yerine kendi çocuklarınızı düşünün. Soruyorum size: Hani
2014 yılında çıkarılan Büyükşehir Yasasıyla tüm
köylere hizmet gidecekti, hani büyükşehir belediyeleri bütün hizmeti
yapacaktı? İşte, o yasayla, köy kültürümüzü ortadan
kaldırdınız, köylüyü perişan ettiniz. Çiftçinin hâli zaten
içler acısı. Diyorsunuz ya Çiftçimize şu kadar destek verdik,
bu kadar destek verdik. Doğrudur, haklısınız, çiftçiye
destek verdiniz ancak çiftçiye destek vermeyi sadece kredi vermek
sandınız, verdiğiniz krediyle çiftçi yaşıyor
sandınız, halktan koptunuz. Çiftçi şu an yaşamıyor,
çiftçi uzun zaman önce öldü; çiftçinin Fatihasını okudunuz,
haberiniz yok.
Bu tabloyu size göstermek istiyorum, çiftçimizin
elektrik faturası. Değerli arkadaşlar, bakın, bir fatura
265.868,88 TL. Eğer bu fatura 2020ye bir gün sarkarsa 313.860,65 TL
olacak, çiftçi bir gün için 50 bin TL faiz ödeyecek.
Sayın milletvekilleri, çiftçi, girdi
fiyatlarının yükselmesinden dolayı, bırakın kâr
etmeyi, maliyetini karşılayamaz oldu, çiftçi elektrik borcunu
ödeyemez oldu. Bu da yetmezmiş gibi, çiftçiye bir nebze olsun iyi gelen
desteklemelere borcundan dolayı bloke koydunuz.
Sayın Cumhurbaşkanı hep söylüyor ya
Bay Kemal, Bay Kemal; traktör fabrikaları çiftçimize traktör
yetiştiremiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekili.
AZİZ AYDINLIK (Devamla) Sayın
Cumhurbaşkanım, bahsettiğiniz bu traktörler artık tarlada
değil, 81 ilin yediemin depolarında ve galerilerde yatıyor.
Hacizden dolayı çiftçinin, esnafın, köylünün, sanayicinin
araçları da yediemin depolarında yatıyor. Sizin ve
milletvekillerinizin bundan bilgisi var mı acaba?
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutdereye ait.
Buyurun Sayın Tutdere. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğu Anadolu
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi
üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyeti
ve ekranları başında bizleri izleyen milletimizi saygıyla
hürmetle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Doğu Anadolu
Projesi 16 ili kapsamaktadır. Bu illerimiz; Ardahan, Ağrı,
Bayburt, Bingöl, Bitlis, Elâzığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane,
Hakkâri, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Tunceli, Van ve Sivas
illeridir. Doğu Anadolu Projesi yapılırken amaç, bu bölgenin
sosyoekonomik anlamda kalkınmasına katkı vermek, bu bölgedeki
insan göçünü önlemek, doğudan batıya olan göçü önlemektir; bu amaçla
kurulmuştur. Bu projeleri ve bu hedefleri gerçekleştirmek için de
2011 yılında Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma
İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. Doğu Anadolu
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
kurulduktan sonra 2014 ve 2018 yılları Eylem Planını
hazırlamıştır. Bu eylem planlarında bölgeyi
kalkındıracak birtakım projeler var. Bu eylem planında
tamı tamına 77 adet eylem, 276 adet de altyapı projesi
vardır. Peki, Kalkınma İdaresi Başkanlığı
geçen dönem kendisine verilen bütçeyle bu eylemleri, bu projeleri
gerçekleştirebilmiş mi? Bunun için Sayıştay
raporlarına bakmakta yarar var. Sayıştay raporlarına
baktığımızda eylemlerin yüzde 34,62si, altyapı
projelerinin ise neden yüzde 45,17si tamamlanabilmiş. Sayın
Bakanım, bu projeler neden tamamlanmamış? Bu projeler neden tamamlanmamış
çünkü para yok. Evet, Hükûmetiniz döneminde parayı bitirdiğinizi DAP
kapsamındaki projelere 2019 yılında ayırmış
olduğunuz paradan da anlıyoruz.
Bakınız, DAP kapsamındaki 250
yataklı Muş Devlet Hastanesine 2 TL
ayırmışsınız. Erzincan Ballı Barajı için 50
TL harcamışsınız. Bingöl Genç Sulama Projesine 50 TL
ayırmışsınız. 250 yataklı Bingöl Devlet ve Çocuk
Hastanesine 2 TL ayırmışsınız. Elâzığ Kuzova
Pompaj Sistemine 3 TL ayırmışsınız. Ardahan-Tiflis
demir yolu hattına 20 TL ayırmışsınız. Dolayısıyla
bu ayırdığınız paradan, bu
ayırdığınız bütçeden ülkeyi ekonomik olarak nereye
getirdiğiniz tam olarak anlaşılmaktadır.
Projelere gelince para yok ancak başka
şeylerde parayı bulmakta bayağı maharetlisiniz. Mesela,
Sayıştay raporlarına baktığımızda ve
sarayın 2018 yılı kesin hesaplarına
baktığımızda, sarayın sadece temsil ve tanıtma
giderlerine 48 milyon lira para harcayabiliyorsunuz; temizleme
ekipmanlarına 3 milyon lira para harcayabiliyorsunuz; giyecek,
mefruşat ve tuhafiyeye 10 milyon lira para bulabiliyorsunuz. Bu
işlere para var, Muş Hastanesine para yok. Bu işlere para var
yollara, demir yollarına para yok; öyle anlaşılıyor ki
iktidarınız İtibardan tasarruf olmaz.
anlayışıyla çalışmalarına devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, bu aralar DAP kapsamında
bulunan Bitlisin Ahlat ilçesinde bir inşaat sessiz bir şekilde
hızla büyüyor. Bu inşaat, DAPı kalkındıracak bir
fabrika inşaatı mı? Hayır. Van Gölü
kıyısında insanların tedavi olması için yapılan
bir hastane midir? Hayır. Bu inşaat, saray inşaatı
arkadaşlar, saray inşaatı ve bu inşaata tam 30 milyon lira
para ayırmışsınız, 30 milyon. (CHP
sıralarından alkışlar) Muş Devlet Hastanesine 3 TL,
saraya 30 milyon; işte iktidarınız, işte
iktidarınızın ekonomi politikası!
Değerli arkadaşlar, iktidarınız
son dönemlerde özellikle uygulamalarıyla, yaptığı
icraatlarla hukuk devleti ilkesinden hızla uzaklaşmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) Ben milletin
kürsüsünden hukuk devletinin ne olduğunu sizlere kısaca
hatırlatmak isterim.
Hukuk devleti, eylem ve işlemleriyle hukuka
uygun davranan devlettir. Hukuk devleti, insan haklarına saygılı
olan devlettir, hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren devlettir. Hukuk
devleti, yargı denetimine açık devlettir ancak Ahlat sarayında
Anayasa Mahkemesinin haziran ayında vermiş olduğu karara
rağmen siz hukuk tanımadan saray inşaatını
sürdürüyorsunuz. İşte, sizin hukuka, işte, Anayasaya olan
saygınız bu fotoğrafta değerli arkadaşlar,
değerli iktidar milletvekilleri. Anayasa Mahkemesinin verdiği
kararlar, mevcut Anayasamıza göre tüm kamu kurumlarını
bağlar, sizi de bağlar. Siz, öyle anlaşılıyor ki hukuk
devletini unutmuşsunuz, Anayasayı unutmuşsunuz. Öyle anlaşılıyor
ki siz Anayasadan, milletten korkmuyorsunuz, bari Allahtan korkun diyor,
Genel Kurulunuzu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Karaman
Milletvekili İsmail Atakan Ünverde.
Buyurun Sayın Ünver. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA İSMAİL ATAKAN ÜNVER
(Karaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KOP
Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerinde söz
almış bulunmaktayım, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Geçen yıldan bu yana KOP bölgesinde
değişen pek bir şey yok, bölgedeki projeler bir türlü bitmek
bilmiyor. KOPun hikâyesi de çiftçinin hikâyesine dönmüş durumda.
Atasözünde denildiği gibi, çiftçinin karnını yarmışlar
40 tane gelecek yıl çıkmış; o hesap, KOPtaki projelerin
bitimi de hep seneye, hep seneye. Mesela, Konya-Karaman hızlı tren
hattı, Karaman Çevre Yolu, Konya Ovasını sulamaya yönelik
projeler bir türlü bitirilemiyor.
Türkiye'nin tarım alanlarının
beşte 1nin bulunduğu KOP bölgesinde su sıkıntısı
nedeniyle yaşamsal öneme sahip tarımsal faaliyet durma
noktasında. Bu sorunun çözülebilmesi için bölge dışındaki kaynaklardan
bölgeye su getirilmesi, bölgedeki sınırlı su
kaynaklarının da tasarruflu kullanılmasının
sağlanması gerekmektedir. Mesela, Karamandaki barajlarda
basınçlı kapalı sulama sistemine yeterli düzeyde
geçilememiştir. Bir an evvel bu yoldaki projeler hayata geçirilmelidir.
Bölgede su kaynakları yetersiz olduğundan kuyu sulaması
yaygındır. Bu sebeple, bölge çiftçisinin en büyük girdisi,
tarımsal sulamada kullandığı elektrik maliyetidir.
Tarımsal sulamada en çok elektrik kullanan ilk 10 ilden 3ü Konya, Aksaray
ve Karamanın bulunduğu KOP bölgesine devlet kayıtsız
kalmaktadır. KOPta elektrik desteklenmezken, 2018 tarihli
Başbakanlık kararıyla Diyarbakır, Şanlıurfa,
Mardin, Siirt, Şırnak ve Batman illerinde tarımsal elektrik
beş yıl boyunca desteklenmektedir. Tarım Bakanına sordum,
cevap vermedi. Bir kez daha sorayım: KOP bölgesi çiftçisi üvey evlat
mı ki sayılan 6 ilde elektriği desteklerken KOP illerinde
desteklemiyor, elektrik faturasıyla kök söktürüyorsunuz? (CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın arkadaşlar, ucube bir sistem icat
ettiniz, vatandaştan korktuğunuz için de adını
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi koydunuz.
Getirdiğiniz tek adam rejiminde, bütçeyi, siyasi kimliğe ve
sorumluluğa sahip seçilmiş kişiler hazırlamıyor;
bütçenin savunulması ise AK PARTİ Grubuna düşüyor. AK
PARTİnin halka karşı siyasi sorumluluğu var. Bu yüzden,
sokağa çıkınca halk hesabı size soruyor. Arkadaşlar,
davul sizin sırtınızda, tokmak bakanların elinde; bakanlar
çalıyor, size söyletiyorlar. Bunu siz yaptınız. Şimdi, bu
yaptığınızı kendiniz de beğenmiyorsunuz,
Bakanlara ulaşamıyoruz. diye şikâyet ediyorsunuz,
ulaşsanız bile dinleyen yok; ulaşamazsınız
arkadaşlar, ulaşamazsınız. Size ihtiyaçları yok ki;
baktıkları tek yer saray. Bunu siz yaptınız. Kendi
düşen ağlamaz.
Getirdiğiniz sistem nedeniyle Meclisin gündemi
ile milletin gündemi hiç örtüşmedi. Milletin gündemini biz
konuşalım. deyince de kızıyorsunuz. Mesela, AK PARTİ
sözcülerinin ve Cumhurbaşkanının erken emeklilik diyerek halka
yanlış anlattığı bir EYT meselesi var. EYT, erken
emeklilik değildir arkadaşlar. EYT yaşa değil, AK
PARTİye ve söz verdiği hâlde EYTyi unutan MHPye
takılmıştır. EYTli denilen kişiler, işe
başladıklarında geçerli olan emeklilik şartları
değiştirilerek emeklilik hakları gasbedilen emekçilerdir.
Üstelik sonradan çıkarılan kanunla hukuk hiçe sayılıp
geriye yürütülerek yapılmıştır bu. Bakın, bu ülkede
3.600 günden, 4.500 günden, 7.200, 9.000 günden emekli olanlar var ama bunun
yanında 10.000 günden, 11.000 günden, 12.000 günden emekli olamayanlar,
15.000 günden emekli olamayacaklar var. Hani nerede adalet? (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri; Meclis, milletin
derdine çare üretemiyor. Milletin derdini bir dinleyin, vallahi, derdinizden
utanırsınız. Milletin derdi açlık, milletin derdi
işsizlik, milletin derdi yoksulluk, milletin derdi adaletsizlik, milletin
derdi çaresizlik, milletin derdi yarınsızlık. Bunlar size dert
mi? Değil.
Bütçeyi hazırlayanlar, milletin
kaynaklarını sarayın emrine, vergi borcu affedilen iş
adamlarına, Tank Palet Fabrikasının peşkeş
çekildiği Ethem Sancak gibi yandaşlara yönlendiriyor.
İşsizlere, KYK borcu olan gençlere, zam isteyen memura, enflasyonun
ezdiği emekliye, esnafa, çiftçiye, EYTlilere gelince de Kaynak yok.
diyor, siz de savunuyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Devamla) Bir dakika
daha lütfen.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Devamla) Ama
yokların acısı ne biliyor musunuz? AK PARTİ
iktidarının artık vicdanı yok. Kürsüye çıkan AK PARTİ
milletvekilleri ve bakanlar öyle bir Türkiye anlatıyor ki dinleyenlerin
vicdanı sızlıyor.
AK PARTİ Genel Başkanı Erdoğan
Ümmeti bölüyorsunuz. demişti bir ara. Ümmet bölünür mü bilmem ama millet
kan ağlıyor. Ümmetin çocuklarını lüks ciplere bindirdiniz,
peki ya milletin çocukları ne oldu? (CHP sıralarından
alkışlar)
Bütçede şu var, bu yok, bunların hepsi
konuşulur ama esas olan şudur: Milletin çocukları açlıktan,
işsizlikten, yoksulluktan, çaresizlikten intihar ediyor, ölüyor. Bunu
bütçe görüşülürken konuşmayacaksınız da ne zaman
konuşacaksınız? Hazreti Peygamberimiz Komşusu açken tok
yatan bizden değildir. diye buyurmamış mıydı? Onu da
mı unuttunuz? Bari onu unutmasaydınız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Samsun
Milletvekili Sayın Kemal Zeybekte.
Buyurun Sayın Zeybek. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA KEMAL ZEYBEK (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı (kısa adı KOSGEB) bütçesi
hakkında söz almış bulunuyorum.
2018 yılı bütçesinde KOSGEBe ayrılan
miktar 2,2 milyar liraydı. 2020 yılı bütçesinde Sayın
Bakanım, bu yıl ayrılan miktar 1,8 milyar. Bu, doğru bir
şey mi? Aradan iki yıl geçmiş. İki yıldır
ekonomi, bütçe yüzde 25 artmış, siz şu anda KOBİlere
vermiş olduğunuz katkıyı yüzde 25 daha
düşürmüşsünüz. Bunun adı üretime destek değildir, üretime
köstektir. Üretimi desteklemek için KOSGEBin KOBİlere destek vermesi
gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Ülkede üretim
olmadan, üretim sağlanmadan istihdam olmaz, üretime destek vermek
gerekiyor. İşte bugünkü siyasal iktidar, mevcut durumuyla, üretime
destek olmak için değil; üretime köstek olmak için, dışardan
ithal etmek için, dışardaki bir avuç azınlığa hizmet
için bugün iş başındadır.
Değerli arkadaşlarım, 2020
yılı bütçesinden faize 138 milyar 900 milyon lira ödenek
ayırmışlar. Şimdi bu bütçede KOSGEB'e, KOBİlere bu
denli bir miktarın ayrılması yani 2 milyar lira gibi bir
paranın ayrılması doğru değildir diye düşünüyorum
değerli arkadaşlarım. Siz, 2016 yılında KOSGEBin
dağıtmış olduğu 50 bin TLlik kredilere 10.500 lira
kredi faizi verdiniz. Bunları siz yandaşlarınıza verirken
Sayıştay denetimleri, 2016 denetimleri, İstanbulda 3.358
KOBİye verilen desteğin usulsüz verildiğini göstermektedir.
Şöyle ki bu kredilerde, KOBİlerin kaç kişi
çalıştırdığı, bilançosunun, cirosunun ne
olduğu, KOSGEBe kayıtlı olup olmadığı ve
KOSGEBten KOBİlere ayrılan 50 bin TLlik kredilerin geri
ödenmediği
Yandaşa verirken, yandaşı beslerken dahi üretim
için destek verin, onları üretim için destekleyin, onların üretime
katkısı varsa onlara destek verin, onlar da bizim ülkemizin
insanları çünkü. Ama siz üretmeyen, üretmeden tüketen bir toplum
yarattınız, onlara destek veriyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu Hükûmet zamanında Avrupa Birliğinden
kırsal kalkınmayı destekleme adı altında yüzde 75i
Avrupa destekli, yüzde 25i ülkenin öz kaynaklarından karşılanan
destekler sağlanmak isteniyor, yatırımlar yapılmak isteniyor.
Siz, dışarıdan gelen yüzde 75lik üretim destekli
kaynakları dahi ortalama yüzde 55 olarak veriyorsunuz Sayın
Bakanım. Bu yüzde 20lik kaynağı nereye aktarıyorsunuz?
Nerede yiyorsunuz? Kimlere veriyorsunuz bunları?
Değerli Bakanım, siz, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı olarak sanayiciyi, esnafı, küçük esnafı
korumak zorundasınız, onlara destek için varsınız. Siz
-kendi Hükûmetiniz içerisinde- bu kurumda sanayiciyi, teknoloji için üretim
yapan insanları koruyamıyorsanız görevinizin adını
bilmek istiyoruz. Siz birileri adına mı varsınız?
Uluslararası güçlerin ekonomik güçlerini sağlamak için mi
buradasınız, yoksa küçük sanayicinin, esnafımızın
üretim sağlamasına destek için mi buradasınız?
Değerli milletvekili
arkadaşlarımız, bu bütçede, sanayici için, sanatkâr için, esnaf
için, üreten için, eğitim için, barınma için, sağlık için
hiçbir destek, hiçbir katkı yoktur. Bu bütçenin adı, Sayın Genel
Başkanımızın söylediği gibi Londrada bir avuç azınlığa,
bir avuç tefeciye para kazandırmanın, rant sağlamanın bütçesidir.
(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarımız, ülke
ekonomisini düştüğü bu durumdan, toplumu büyük bir borç yükünden
kurtarmak için, bu ekonomide emeklilikte yaşa takılanlara,
çiftçimize, besicimize, Tarım Kredi Kooperatiflerinden borç kullanan,
Ziraat Bankasından borç bulan, hayvan kredisi kullanan tüm çiftçilerimize
bir şekilde destek olmak gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir)
Bitti, bitti
Zaten bayılacaksın şimdi.
BAŞKAN Toparlayalım
KEMAL ZEYBEK (Devamla) Çünkü Anadoluda üretim
yapan tüm çalışanlar, çiftçiler zor durumdadır. Bu zor duruma
getiren Hükûmet olarak on yedi yıldır bu ülkenin üzerinde bir balyoz
gibi durdunuz, ekonomiyi rantçıya teslim ettiniz. Ülkedeki 5 tane
şirkete bu ülkeyi peşkeş çektiniz. Ülkemizin gelir
kaynaklarının tamamını sattınız. Siz, cumhuriyet
tarihinde var olan, cumhuriyetin değerlerini, yapmış olduğu
fabrikaları satan ve birilerine peşkeş çeken iktidar olarak
tarihe geçeceksiniz.
Bu vesileyle, ülkemin
değerli insanları, bu Hükûmetten kurtulmanın tek, yegâne temeli
vardır; siz, önümüzdeki seçimde Cumhuriyet Halk Partisinin
iktidarıyla kurtulacaksınız.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıça ait.
Buyurun Sayın
Kılıç.(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk Standartları Enstitüsü ve Türk Patent ve Marka
Kurumunun 2020 bütçeleri üzerine grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayıştayın Türk
Patent ve Marka Kurumuyla ilgili raporuna baktığımızda,
Kurumun temsil ve tanıtma giderinin 857 bin lira olduğunu, dövizin
olumsuz değerlendirilmesinden dolayı 14 milyonluk kur farkı zararı
oluştuğunu ve Kurum bilançosunda 2 milyon 25 bin liralık görev
zararının yer aldığını görmekteyiz. Bu konuya
ilişkin geçen ay Bu kadar yüksek temsil gideri harcayan, Kurumun 2
milyonluk görev zararını oluşturan ve oluşmasına yol
açan Kurum yöneticileri hakkında herhangi bir yasal işlem
yapılmış mıdır veya yapılacak mıdır?
diye Bakanlığa sorduk. Tabii ki cevap alamadık, aynen bugün
itibarıyla Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuzun verdiği 16.510 soru
önergesinden 14.523 tanesine süresi içinde cevap alamadığımız
gibi. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, Türk Patent ve Marka Kurumu, başkan ile yöneticilerin
babasının çiftliği gibi yönetilirken on yedi yıllık
AKP iktidarında ülkede yeni bir marka
yaratılamamıştır. Bu iktidar döneminde keşke değerli bir
Türk markası yaratılsaydı da bugün burada bunları
konuşacağımıza, bu markayla gururlanıp bunun sevincini
hep beraber yaşayabilseydik.
Kurum bu hâldeyken Kurum Başkanı ne
yapıyor diye baktık. Kurum Başkanı seyahat etmeyi, gezmeyi
çok seviyor. Kurum Başkanı 2018 yılının iki buçuk
ayını görevinin başında geçirmeyip yerini başkan
yardımcılarına bırakmıştır. Hatta sadece il
dışına çıkmamış, yurt dışına da
çıkmıştır. Münih, Lahey, Singapur, Paris derken, yıl
içinde aralıksız olarak görevinin başında durduğu en
uzun süre sadece kırk bir gündür, sadece kırk bir gün. Tabii, kurumun
başında Başkan olmayınca da kurum yöneticileri har vurup
harman savurmuştur.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
Adam ABde görevli, resmî görevi var yani. Gitmesin mi?
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, Türk Standartları Enstitüsüne de
batığımızda, görevi Türk standartlarını
hazırlamak olan kurumun, personelinin yurt içi görevlendirmelerinde dahi
konaklama bedelini avro cinsinden belirlediğini görüyoruz. Ülke yoksulluk
içinde kırılırken hem Millîyiz. deyip hem de bu kurumda yurt
içinde dahi avro ödemesi yapılmasını gerçekten biz
anlayamamaktayız. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
On yedi yıl boyunca, her sözü
aldığınızda, vay efendim Biz yerliyiz. vay efendim Biz
millîyiz. deyip ama bu kurumda yaşananlara bir tek söz etmemenizi kabul
edemiyoruz. Biz biliyoruz ki sizin yerliliğiniz de millîliğiniz de
hem sözde hem sahte. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, aslında iki kurumu
beş dakikada değerlendirmek çok zor. Tabii, kurumu incelerken bir
baktık hangi ülkeyle bir anlaşma yapmış diye, tabii
karşımıza -şaşırmadık- yine Katar
çıktı. Katarla daha geçtiğimiz günlerde ticareti
kolaylaştırmaya ve tüketicinin korunmasına ilişkin bir
anlaşma yapılmış. Yahu, nedir bu Katar
aşkınız! Tank Palet Fabrikasını peşpeş,
keşpeş çektiniz
Ben de söyleyemedim, o kadar çok söylüyoruz ki
artık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen alışık
değilsin ki ona, onu alışık olanlar iyi söyler!
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla) Evet, Tank Palet
Fabrikasını peşkeş çektiniz, uçan sarayı hediye
aldınız, şimdi TSEde Katar standartlarını
belirliyorsunuz. Biz biliyoruz, Katar ile sizinkisi bir aşk hikâyesi ama
bu aşk, ülkemize çok pahalıya mal oldu. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, bütçenin
geneline baktığımızda bu bütçe ahlar vahlar bütçesi
olmuştur. Bu bütçede, krediyle geçinmeye çalışan asgari
ücretlinin ahı vardır. Bu bütçede, atanamayan öğretmenlerin
ahı vardır. Bu bütçede, KYK borcunu ödeyemeyen üniversiteli
işsizlerin ahı vardır. Bu bütçede, çocuğuna okul
kıyafeti alamayan babanın, çocuğunu ısıtamayan
ananın, eşini pazara götüremeyen kocanın ahı vardır.
(CHP sıralarından alkışlar) Bu bütçede, toplanan
paraları ödenmeyen şehit yakınlarının, mahsulü tarlada
kalan çiftçinin, üretemeyen sanayicinin ve kepenk kapatan esnafın ahı
vardır. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, devam edin.
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla) Ve bu bütçede, hep ah yok,
vah da var. Bizi burada ekranları başında izleyen
vatandaşlarımızın, izlerken Vah, vah, vahları
vardır bu bütçenin üzerinde.
Bu sebeplerle, biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak bu hayırsız bütçeye ret oyu vereceğiz ama bir söz var,
onu da hatırlatmak istiyorum: Atı alan Üsküdarı geçermiş
de ah alan sıratı geçemezmiş. diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Kayseri
Milletvekili Sayın Çetin Arıkta. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÇETİN ARIK (Kayseri)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
TÜBİTAKın 2020 yılı bütçesi
üzerinde söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Büyük Atatürk Nutuk adlı eserinin
başında, 1919 yılının manzarayıumumiyesinden
bahseder yani ülkenin genel durumundan söz eder. Bundan tam yüz yıl sonra,
2019 yılında ülkemizdeki manzarayıumumiye de şöyledir:
Vatanın hâkimleri siyasi iktidarın memurları hâline gelmiş,
bağımsız yargıdan söz edilemez olmuş, siyasi
iktidarın dış politikada yaptığı hataların
sonucunda 5 milyona yakın mülteci tarafından şehirlerimiz
işgal edilmiş; millî eğitim çağın gerisinde,
takıntılı ve ideolojik saplantılı hâle gelmiş;
tarımsal üretim yok olma noktasına gelmiş, tarımda ve
imalat sanayisinde tamamen dışa bağımlı olunmuş,
ekonomi çökmüş, işsizlik zirve yapmış, yolsuzluk ve siyasi
yozlaşma bir kanser gibi her yerimizi sarmış. FETÖyle mücadele
tamamen sulandırılmış, ülkemde FETÖ borsası kurulmuş,
ülkemize ihanet eden kadim FETÖcüler, FETÖ borsasında bir bir aklanmış
hatta bazıları baş tacı yapılmış.
Bu manzara içerisinde TÜBİTAKın bütçesini
konuşmak büyük bir talihsizlik. Zira iktidarın AR-GE
çalışması, bilim, teknoloji gibi bir önceliği yok.
Bakınız sayın milletvekilleri, AR-GEye ABD 476,5 milyar dolar,
Çin 370 milyar dolar, Türkiye ise TÜBİTAKa sadece ve sadece 3,5 milyar
lira pay ayırıyor. Aynı Türkiye Diyanete ise 11,5 milyar lira
yani TÜBİTAKın yaklaşık 4 katı pay
ayırıyor.
Değerli milletvekilleri, TÜBİTAK
çağın gerekleri ve dünyanın gidişatı göz önüne alındığında,
esasında ülkemizin göz bebeği olması gereken bir kurum. Peki,
gaflet uykusundaki AKP iktidarları ne yaptı? Tam 5 kez
TÜBİTAKın kanununu değiştirerek TÜBİTAKı
FETÖnün emrine verdi. TÜBİTAK gibi bilim üssü olması gereken bir
kurum, FETÖ üssü hâline getirildi. Gerektiğinde hükûmete
danışmanlık yapması için kurulan bir kurum, artık
FETÖye danışmanlık yapıyordu. Çünkü mevcut Hükûmetin
danışmanı da akıl hocası da ne acıdır ki
ülkemizi elimizden almaya kalkan FETÖydü.
Değerli milletvekilleri, aranızda
ağızlarını köpürte köpürte İsraile küfreden
milletvekilleri var. Evet, İsrail Kudüste uyguladığı
zulümle bu küfürlerin daha da fazlasını hak ediyor. Ama ne
acıdır ki FETÖye teslim edilen TÜBİTAKta üretilen teknolojik
ürünler, ülkenin teknolojik sırrı FETÖ mensuplarının özel
şirketler üzerinden İsraile verildi, elde edilen geliri de hep
birlikte paylaştınız. TUBİTAK sadece FETÖye para
aktarmakla kalmadı sayın milletvekilleri, aynı zamanda
Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarında da başaktör olarak rol
aldı. Biz, dün, bu kurumları FETÖye teslim etmeyin, gün gelecek
ülkeyi de sizi de satacak derken
boşuna konuşmadığımız gibi bugün
yargıyı siyasallaştırmayın, liyakati ayaklar
altına almayın, millî eğitimi yozlaştırmayın
derken de boşuna konuşmuyoruz sayın milletvekilleri. Yarın
göreceksiniz ki bu yaptıklarınızın bedelini maalesef millet
olarak hep birlikte ödeyeceğiz. Eğer ki dünyaya önderlik etmek
istiyorsak, eğer ki gelişmek, kalkınmak, büyük devlet olmak
istiyorsak bunu Ey Trump Ey Merkel Ey İsrail ifadeleriyle
başlayan sahte kabadayı cümleleri kurarak gerçekleştiremeyiz.
Eğer ki büyük devlet olmak istiyorsak ülkemizin, medyamızın,
iktidarımızın ana gündeminin yapay zekâ, teknoloji ve bilim olması
gerekiyor. Önce bilime inanmanız gerekiyor; bilimden, okuyandan
korkmamanız gerekiyor; atadığınız rektörün Ben,
okumamış cahilin ferasetine daha çok güveniyorum. dememesi
gerekiyor.
Bakınız, sayın milletvekilleri,
Türkiyede şu anda görev alan 71 rektörün aldığı atıf
sayısı sıfır. Atıf demek, bir bilim
insanının araştırmalarının dünyada başka
bilim adamları tarafından kullanılıp referans gösterilmesi
demek. Bizim 71 rektörümüzün yayınlarını uluslararası
alanda hiçbir bilim insanı kullanmamış, bu durum utanç verici
bir durumdur. Bu rektörler gelişmiş ülkelerde doktora öğrencisi
olarak bile kabul edilmezler ama bizim ülkemizde bunlar rektör. Liyakatsizlik
işte her alanda böyle sayın milletvekilleri. Avcı dergisinde yayın yapan, bu dergilerin
editörü olan rektörlerden atıf alınabilir mi? Televizyon kanallarında,
Bir daha rektör olayım. diye her akşam iktidarlığın
borazanlığını yapan rektörler atıf alabilir mi?
Elbette ki bunlar atıf alamazlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın.
ÇETİN ARIK (Devamla) - Ama ülkemizin uluslararası
alanda kabul gören çok sayıda bilim insanı var. Örneğin,
Amerikada Silikon Vadisinde yapay zekâyla ilgili çalışmalar yapan
sevgili yeğenim elektrik elektronik mühendisi Doktor Ömer Sercan
Arıkın aldığı atıf sayısı tam 1.414;
sıfıra karşı 1.414. Bunun gibi binlercesi var sayın
milletvekilleri ama ülkemizde bu değerlerin kıymeti bilinmiyor. Evet,
dünya yapay zekâyla ilgileniyor, maalesef ki AKPnin ve Hükûmetin ajandası
göz önüne alındığında bu söylediklerim şu an için bir
rüya gibi, bir hayal gibi görünüyor. FETÖ, PKK açılımı, Suriye
gibi pek çok konuda burnunun ucunu bile göremeyen Hükûmetin, derin vizyon
gerektiren bu konularda öngörü sahibi olması elbette ki beklenemez. Peki,
çare ne? Çare, En hakiki mürşit olarak bilim ve fendir. ilkesini benimseyen
Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarıdır.
Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası İzmir
Milletvekili Ednan Arslan Beye aittir.
Buyurun Sayın Arslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA EDNAN ARSLAN (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri ve yüce
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün bütçe görüşmelerinde 5inci gün. Bütçe
üzerine söz alan bakanlar ve gerekse iktidar milletvekilleri sürekli aynı
şeyleri anlattılar: Gelişen Türkiyeyi, artan refahı, tek
adam rejiminin faydalarını, iyi eğitim alan gençleri, geçim
sıkıntısı olmayan vatandaşları, teknoloji ve
bilimde nasıl ileriye gittiğimizi anlatıp durdular. Keşke
gerçekler böyle olsa. Siz buraya çıkıp böyle söylediniz diye maalesef
böyle olmuyor. Peki, durum sizin anlattığınız kadar iyiyse
neden son iki yılda elektriğe yüzde 73, doğal gaza yüzde 57 zam
yaptınız? Neden her 3 gencimizden 1i işsiz? Neden
geçtiğimiz yıl 408 bin üniversite öğrencisi kaydını
sildirmek zorunda kaldı? Neden Borçlanma Genel Müdürlüğü kurdunuz?
Kısacası, ülkeyi yönetemiyor, savruluyorsunuz. Yaşanan bu tablo,
ülkedeki her kuruma maalesef olumsuz olarak yansıyor.
Ben, bugün, Türkiye Bilimler Akademisi ve Türkiye
Uzay Ajansı bütçeleri üzerine konuşacağım. Değerli milletvekilleri,
Avrupada bilim akademilerinin tarihi 1700lü yıllara dayanıyor,
ülkemizdeyse TÜBA 1993 yılında kurulmuş. Gelişmiş
ülkelerdeki bu akademilerin bizde olmayan bazı ortak özellikleri
vardır. Bunlar, kurumsal özerklik, güçlü mali yapı, bilimsel
bağımsızlık.
Bugün, dünyanın gelişmiş ülkelerinde
akademiler devlet bütçelerinden destek alırlar ama üye seçimlerinde ve
bilimle ilgili çalışmalarında tamamen bağımsız
hareket ederler. Bilimsel bağımsızlık ve yönetsel
özerkliği birilerini rahatsız etmiş olacak ki 2011
yılında çıkarılan bir kanun hükmünde kararnameyle TÜBAya
müdahale edilmiştir. Kurul üyelerinin üçte 2sini seçme yetkisi YÖK ve
TÜBİTAKa verilmiştir. O tarihte yaşanan bu deprem sonucunda
maalesef çok sayıda kurul üyesi istifa etmek zorunda
kalmıştır.
Kurumun içinde bulunduğu durumu sizlere yine
kurumun hazırladığı 2014-2018 Stratejik Planda yer alan
bir veri üzerinden aktarmak istiyorum. Bakın, kurum bir anket
yaptırıyor, kendi üyeleri ve üniversitelerden akademisyenlere şu
soruyu soruyor: Akademi faaliyetlerini etkileyen olumsuz unsurlar nelerdir?
Ortaya çıkan tablo ise -Sayın Bakanım, internet sitesinde var bu
veriler, TÜBAnın internet sitesine girerseniz görmüş olursunuz-
şu şekilde: Ankete katılan bilim insanlarının yüzde
91i kurumun siyasetin etkisi altında olduğunu söylüyor, yüzde 83ü
atama yoluyla üye olunmasının sakıncalı olduğunu
söylüyor, yüzde 82si son değişikliklerle kurumun uluslararası
imajının olumsuz etkilendiğini, yüzde 74ü ise
başarılı akademisyenlerin üye olmaması ya da
olamamasının kurumu olumsuz etkilediğini söylüyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Benim size tavsiyem Sayın
Bakanım: Lütfen bu anketi dikkate alın ve bu anketin yol
göstericiliğinde kuruma müdahale edin.
Tabii ki kurumla ilgili sıkıntılar
bunlarla sınırlı değil. Öncelikle şu 4 soruyu sizlere
sormak isterim Sayın Bakanım: Uluslararası alanda ödül kazanan
kaç proje var? TÜBA Başkanının görevli olduğu
üniversitelerdeki işe alımları araştırılmış
mıdır? Sayın Başkanın liyakat esaslarını göz
önünde bulundurmadığı iddiası doğru mudur? TÜBA
ödülleri kapsamında adayların siyasi kimliklerine göre hareket
edildiği iddiası doğru mudur Sayın Bakan?
Değerli milletvekilleri, bir başka konu
ise Türkiye Uzay Ajansı. İlk tespit, kurulması geç
kalınmış olan bir kurum olduğudur. İkinci tespit ise
kurumun kuruluş temelinin yanlış hukuksal zemin üzerine
oturtulmuş olmasıdır çünkü Türkiye Uzay Ajansı bir
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuştur.
Keşke kuruluş kanunu yüce Meclisimize gelmiş olsaydı. Kamu
görevlilerinin atamaları, görev ve yetkileri, diğer özlük
hakları kanunla düzenlenir. Meclisin yetkisinde olan bu konuları
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlediniz, Meclisimizi
yok saydınız.
Bir diğer saptama ise bütçeyle ilgili. Türkiye
Uzay Ajansının Yönetim Kuruluna verilen harcama yetkisini neden
Sayıştay denetiminden çıkardınız? Sayıştay
raporlarına geçmesini istemediğiniz harcamalar mı
yapacaksınız? Yandaşa kadro kapısı, yüksek huzur
hakları vererek Uzay Ajansı kurduk. denilemez.
Değerli arkadaşlar, son olarak da seçim
bölgem olan İzmirle ilgili bir konuya değinmek istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) İzmire
hiç dokunma bence.
EDNAN ARSLAN (Devamla) Dokunayım Alpay, sen
de bilirsin.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Hiç elleme
İzmiri.
EDNAN ARSLAN (Devamla) Burası neresi Alpay?
(CHP sıralarından alkışlar)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Neresi
orası?
EDNAN ARSLAN (Devamla) Burası,
İzmirdeki tarihî elektrik fabrikası.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) İzmiri
siz yönetiyorsunuz.
EDNAN ARSLAN (Devamla) 1924 yılında
faaliyete geçmiş, altmış bir yıl İzmire kesintisiz
hizmet etmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EDNAN ARSLAN (Devamla) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
EDNAN ARSLAN (Devamla) Bugün ise faaliyeti sona
ermiş olan bir kent binasıdır. Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı tarafından nisan ayında bu bina ve
arazisi ihaleye çıkarıldı, İzmir Büyükşehir Belediyesi
de bu ihaleye girdi ve 35 milyon bedelle en yüksek teklifi verdi ama bir türlü
bu ihale onaylanmadı. Neden onaylamıyorsunuz bu ihaleyi? Bu arazinin
üzerinden helikopterlerle mi gezdiniz, birine söz mü verdiniz bu arazi için?
(CHP sıralarından alkışlar) İzmir Büyükşehir
Belediyesi bu araziyi ve binayı kente kazandırmak istiyor, müze
yapmak istiyor. O yüzden bu ihalenin derhâl onaylanması gerekiyor.
Bakın, Özelleştirme İdaresi ne diyor:
Siz bu ihaleye giremezsiniz. Neden giremezsiniz? Bu ihaleye sadece özel
şirketler katılabilir, kamu şirketleri katılamaz, o yüzden
en büyük teklifi vermiş olsanız da burayı size vermem. (CHP
sıralarından alkışlar) Ama İzmir ve İzmir
halkı şunu çok iyi biliyor ki kent binası olan bu alanı
yandaşa peşkeş çektirmeyeceğiz arkadaşlar.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) İzmiri
uçurdunuz ya, buraya kaldı! Uçtu ya İzmir!
EDNAN ARSLAN (İzmir) Ya Alpay, yeri
bilmiyorsun, konuşuyorsun ya! Yeri bil, yeri önce!
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Manisa Milletvekili Semra Kaplan Kıvırcık.
Buyurun Sayın Kıvırcık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SEMRA KAPLAN KIVIRCIK
(Manisa) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Ticaret
Bakanlığımızın 2020 bütçesi üzerine AK PARTİ
Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım, bu vesileyle sizi
ve yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Küresel ticarete ilişkin gelişmeleri de
değerlendirerek ülkemizin dış ticaretindeki performansına
yönelik bilgileri sunmak istiyorum. Dünyayla entegre olmuş ülkemiz
tarafından küresel gelişmelerin yakından izlenmesi hem küresel
ve bölgesel tehditlerin bertaraf edilmesi hem de fırsatlardan azami
derecede faydalanılması açısından büyük önem arz
etmektedir. OECDnin kasım ayında yayımlanan Ekonomik Görünüm
Raporuna göre ticaret savaşları, zayıf yatırım
ortamı ve dünyada süregelen siyasi istikrarsızlıklar küresel
ekonomiyi zayıflatmaktadır.
(Uğultular)
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Devamla) Sayın
Başkanım, özür dilerim, bir sessizlik rica edebilir miyim.
Bu doğrultuda, OECD, söz konusu raporunda
küresel büyüme tahminini mayıs ayında yayımlanan rapora
kıyasla 0,3 puan aşağı revizeyle yüzde 2,9; 2020
yılı küresel büyüme tahminini ise 0,5 puan aşağı yönlü
revizeyle yine yüzde 2,9 olarak tahmin etmiştir. Ayrıca OECD
tarafından küresel ticaret büyümesi 0,9 puan aşağı yönlü
revizeyle 2019 için yüzde 1,2 olarak; 2020 yılı için 1,5 puan
aşağı yönde revizyonla yüzde 1,6 olarak tahmin edilmiştir.
Bu rakamlara göre 2019 yılında son yaşanan küresel ekonomik
krizden itibaren en düşük küresel büyüme oranı gözlenecektir. Tabii,
yatırımlardaki zayıflık kısa dönemde büyümeyi
aşağı çeken bir unsur olmakla birlikte uzun dönemli büyümeyi de
arz yönlü kısıtlamaktadır.
Türkiye ekonomisine yönelik 2018 yılı
ortasında yapılan spekülatif saldırıların
ardından uluslararası kuruluşların ülkemize yönelik büyüme
tahminlerini çok düşük oranlara çektikleri gözlenmiştir ancak bugün
geldiğimiz noktada aynı kuruluşlar Türkiye ekonomisindeki olumlu
gelişmeleri teyit ederek yüksek oranlı revizyonlar
yapmışlardır. Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından
2019 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamları
açıklanmıştır. Bu rakamlar da göstermektedir ki Türkiye
ekonomisi dayanıklılık testini geçmiş ve istikrarlı
büyüme patikasına girmiştir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Türkiye ekonomisi 2019 yılının üçüncü
çeyreğinde yüzde 0,9 oranında büyümüştür. Bu büyüme
performansına küresel ekonomideki çalkantılara rağmen
ihracatımızdaki güçlü performansında katkısı
olmuştur. Ekonomimizde son dönemde gözlenen ivmelenme, Yeni Ekonomi
Programındaki yüzde 5 büyüme oranı hedefine erişeceğimizi
göstermektedir.
Türkiyenin dış ticaretine ilişkin
istatistiklere baktığımızdaysa, 2016 yılının
son çeyreğinde artış eğilimine giren ihracatımız,
2018 yılında yüzde 7,5 oranında artışla 176,9 milyar
dolar olurken ithalatımız yüzde 3,2 oranında azalışla
231,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece, ülkemiz 2018
yılında tarihinin en yüksek ihracat tutarına ulaşarak
ihracatta başarılı bir yılı geride
bırakmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2019 yılı, küresel ekonomideki
bahsettiğim zayıf performans, ticaret savaşları, Brexit ve
dünyanın değişik yerlerinde gözlenen siyasi çalkantılara
rağmen dış ticarette başarılı bir performans
sergilediğimiz bir yıl olmuştur. Nitekim, Ticaret
Bakanlığının idari verilerine göre, ihracatımız
yılın ilk on bir ayında yüzde 1,8 oranında artarak 165,1
milyar dolar olarak gerçekleşmiştir; ithalat tarafındaysa ilk on
bir ayda yüzde 11,3 azalışla 190,2 milyar dolarlık bir ithalat
rakamı kaydedilmiştir. Böylece, ilk on bir ay itibarıyla
dış ticaret açığı yüzde 51,8 oranında azalarak
19,7 milyar dolar olurken ihracatın ithalatı karşılama
oranıysa yüzde 86,8e yükselmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ticaret Bakanlığımız tarafından
ihracatımızı artırmaya yönelik uygulanan projelerden
bazılarını dikkatlerinize sunmak isterim. Ülkemizin küresel
rekabetçiliğini artıracak en önemli kıymetimiz
insanımızdır. Bu çerçevede, özellikle, nüfusumuzu daha dinamik
kılan gençlerin ve kadınların ihracatımızda daha etkin
rol oynamasına yönelik olarak Bakanlığımızın
İhracat Genel Müdürlüğü bünyesinde Kadın ve Genç Girişimci
Daire Başkanlığı kurulmuş ve faaliyetlerine
başlamıştır. Türkiye Kadın ve Genç Girişimci
Ağı, Melek Yatırım Ağı, İhracat Akademisi
gibi programlarla bu alanda eğitim, danışmanlık ve
iletişim ağı oluşturmaya yönelik faaliyetler
aracılığıyla, kadın ve gençlerin
başarılı girişimciler olmasına katkı
sağlanarak ihracatımızın artırılabileceğine
inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Devamla) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Devamla) - Burada
Bakanlığımız tarafından ağustos ayında
açıklanan İhracat Ana Planında yer alan önemli bir projeyi daha
dikkatlerinize sunmak isterim. Günümüzde kalkınma yolunda önemli gelişme
kaydeden ülkelerin teknolojik dönüşüm süreçlerini başarıyla
yönettiği gözlenmektedir. Bu çerçevede, teknoloji odaklı
yatırımlarla yeni nesil ihtisas serbest bölgelerinin kurulması
ile yüksek teknoloji ürün ihracatının OECD ortalaması olan yüzde
14 seviyesine çıkarılması hedeflenmektedir. Teknoloji
yatırımlarını cazip hâle getirecek imkân ve teşvikler
bu projenin en önemli ayaklarından biri olacaktır.
İhracat Ana Planı çerçevesinde
geliştirilen bir diğer önemli projeyse Millî Eğitim
Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı arasında
imzalanan protokol çerçevesinde dış ticaret meslek liselerinin
sektörün ihtiyaç duyduğu becerilerde insan kaynağını
yetiştirmeye yönelik olarak güçlendirilmesidir. Burada, her iki
bakanlık ortaklaşa olarak müfredat, eğitim materyalleri, staj ve
burs imkânları gibi konularda çalışarak ihtiyaç duyulan ve
duyulacak becerilerde iş gücünün yetişmesi sağlanacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Devamla) Sayın
Başkanım, sürede bir kesinti oldu daha önce.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bence, bir beş
dakika daha verin; Anayasa 10uncu maddeye göre pozitif
ayrımcılık gerekiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Orada bizim de kusurumuz oldu,
verelim Başkanım.
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Elbette süre kısıtı nedeniyle,
Ticaret Bakanlığımızın ihracatımızı
artırmaya yönelik olan diğer önemli projelerini zikredemiyorum.
Önümüzdeki dönemde Ticaret
Bakanlığımızdan beklentimiz, dış ticaretteki bu
olumlu performansı sürdürmeye yönelik olarak faaliyetlerini aynı
kararlılıkla devam ettirmesidir.
Sözlerime son verirken
Bakanlığımızın başarılı
çalışmalarının devamını diliyor, bu gayretli
çalışmaları için Sayın Bakanımız ve Bakanlık
mensuplarımıza teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Denizli
Milletvekili Nilgün Ökte.
Buyurun Sayın Ök. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ticaret
Bakanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi ve
ekranları başında bizleri izleyen
vatandaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Hepinizin bildiği gibi, ülkemiz son on yedi
yılda yaptığı atılımlarla dünyada söz sahibi
ülkeler arasında yerini güçlendirmiştir. Türkiye'nin başta dünya
siyasetinde ağırlığını hissettirmesi ve pek çok
alanda eş zamanlı yükselişi maalesef ki iç ve dış
şoklara maruz kalmasına sebep olmuştur. Ama yılmadık,
durmuyoruz, ülke olarak her alanda stratejik noktalarda
varlığımızı sürdürmek için çalışıyoruz.
Tüm dünyada korumacı politikalar ve ekonomik daralma söz konusu iken, arz
talep dengesinde değişimler boy gösterirken
Bakanlığımız yeni ürünler, yeni pazarlar, yeni hedefler ve
yenilikçi ihracat yaklaşımı için durmadan
çalışıyor.
Bakınız, iktidarlarımız
döneminde dış ticarette ürün çeşitliliği sağlayarak
ihracatımızı 5 kat artırdık. Sadece 9 üründe 1 milyar
doların üzerinde ihracat yapabiliyorken bugün bunu 29 ürüne taşıdık.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) 1 milyar doların
üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı 8 iken
bugün 39; yine, 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il
sayımız 5 iken bugün 17 olmuştur. Ülkemiz küresel ihracattaki
payını 1,5 kat artırmıştır. 2002 yılı
sonunda 28,1 milyar dolar düzeyinde bulunan altın dâhil brüt döviz rezervlerimizi
Kasım 2019 tarihi itibarıyla 101,1 milyar dolara
ulaştırdık. Yine 1,3 milyar dolar düzeyinde bulunan altın
rezervlerimiz 25,9 milyar düzeyindedir.
Tabii ki ihracatımızı 36 milyar
dolardan 180 milyar dolara ulaştıracağız. Bu rakamla
cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış bulunmaktayız,
çıtayı da daha da yükseğe çıkartıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Göreve geldiğimizde yüzde 65,8
olan ihracatın ithalatı karşılama oranı bugün yüzde
86,9a ulaşmıştır. Bu, bizim dış ticaret
açığımızı, dış finansman
ihtiyacımızı azaltmakta ve cari dengeye önemli katkı
sağlamaktadır. Arzu ettiğimiz sürdürülebilir ihracat
yapısına ulaşmak, ihracatımızın uluslararası
düzeydeki rekabet gücünü arttırmak için Bakanlığımız
2020 yılında 3,8 milyar TL destek verecek. Tabii, bu rakamların
gerçekleşmesinde hükûmetlerimiz döneminde uygulanan politikaların,
teşviklerin ve desteklerin çok büyük önemi vardır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ayrıca Sayın Bakanımızın
ağustos ayında açıkladığı İhracat Ana
Planı, tüm ihracat camiası için önemli bir yol haritası
olmuştur ve olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bakınız, Gezi olayları meydana geldiğinde
bu ülkede faizler yüzde 4,5 seviyesindeydi, ülkemize gelen yabancı
yatırımcıların ülkemize en fazla ilgi duyduğu dönemdi.
Geziyle bitmedi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz hain kanlı darbe, üstüne
Ağustos 2018 yılında gelen spekülatif kur yani ekonomik darbe.
Ama biz ne yaptık? Bakın, bu rakam çok önemli: 1992-2002 döneminde
sadece 11,6 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çekebilen
ülkemiz, bu büyüklüğü 2003-2018 yılları arasında 18 kattan
fazla yükselterek bugün 208,9 milyar dolar yabancı yatırım
çekmeyi başardı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bunu nasıl başardı? Üstelik, bu süreçte
birilerinin Avrupaya giderek, kapı kapı dolaşarak Türkiye
yatırımlar için güvenli bir ülke değildir. demesine rağmen
başardı. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) İşte o yüzdendir ki bu rakamlar, işte o yüzdendir
ki bu ihracat rakamlarımız, yatırım miktarımız
çok kıymetlidir arkadaşlar.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tabii, ihracat yapan firmalar için finansman ayağı
da oldukça önemli. EXIMBANK, hâlihazırda bankacılık sektörü
tarafından verilen ihracat kredilerinin yarısından
fazlasını karşılamaktadır, üstelik müşterilerinin
yüzde 73ü KOBİlerimizden oluşmaktadır. EXIMBANKın
ihracatçılarımıza sağladığı katkıya
daha yakından baktığımızda, 2018 Kasım dönemine
kadar 24,4 milyar doları direkt kredi desteği, 15,6 milyar
doları ihracat kredi sigortası desteği olmak üzere toplamda 40
milyar dolarlık finansman imkânı sağlamıştır.
Hedefimiz, 2020 yılı sonunda bu desteği 54 milyar dolara
çıkarmaktır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu bütçe, ekonomimizin yabancı tasarruflara
bağımlılığını kalıcı olarak
azaltacak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun toparlayın Sayın Ök.
NİLGÜN ÖK (Devamla)
cari
açığın millî gelire oranını yüzde 1,2nin altına
düşürecek, üretimde yerlileştirmeye dayalı bir ekonomik
dönüşümü sağlamayı esas alan bir bütçedir.
Ayrıca, ben bu kürsüden, Sayın
Bakanımıza, kadın ve genç girişimcileri desteklemek ve
güçlendirmek amacıyla, Bakanlığımız bünyesinde
kurduğu Kadın ve Genç Girişimci Daire Başkanlığından
dolayı da teşekkürlerimi sunmak istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Malumlarımız üzere, ABD Senatosunda da dün
sözde Ermeni soykırımı tasarısı kabul edildi; bunu
şiddetle kınıyorum, Amerika, önce gidip kendi karanlık
tarihine bakmalı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Son olarak Bakanlığımız bütçesinin
ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Dur
durak bilmeden çalışan, başta Bakanımız olmak üzere
Bakanlık çalışanlarımıza çok teşekkür ediyorum.
Bizlere 18inci kez bütçe hazırlama görevini
veren asil milletimize şükranlarımı sunuyorum.
Yüce Meclisimizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir karar aldık, en son Grup
Başkan Vekilleri değerlendirme yapacak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Öyle mi, tamam, uygundur.
Sayın Başkanım, ben, Engin Beyin
kısa mazeretinden dolayı
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, sorun yok,
bilmiyordum böyle bir karar aldığınızı, ben ona
uyarım.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) O karara uyduğumuz için sonunda değerlendirme
yapacağız Sayın Başkanım.
BAŞKAN Özgür Bey, teşekkür ederim,
sağ olasınız.
Söz sırası İstanbul Milletvekili
Hulusi Şentürkte. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HULUSİ ŞENTÜRK
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK
PARTİ Grubu adına Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu
bütçeleri hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Rekabet Kurumu,
kurulduğu yirmi iki yıldan bu yana tekelleşmeyi ve
kartelleşmeyi önlemek, piyasaların sağlıklı rekabet
koşullarında çalışabilmesi için gerekli önlemleri alma
yönünde ciddi gayretler göstermektedir. Özellikle son yıllarda
dünyanın yükselen trendi olan dijital pazarlara odaklanmış ve bu
alanda da cesur kararlara imza atmıştır. Örneğin, Avrupa
Birliği Komisyonu dışında hiçbir ulusal otoritenin cesaret
edemediği bir adımı atmış ve Googleın
haksız rekabetine karşı 92 milyon liralık idari cezayı
uygulamaya sokmuştur. Bu anlamda Rekabet Kurumumuz cesur adımlarla
özellikle e-ticaret ve dijital pazarlardaki haksız rekabete
karşı mücadelesini sürdürmekte olup en son booking.com
kararıyla da bu konudaki kararlılığını tüm
piyasaya göstermiştir. Bir ülke ekonomisinin sağlıklı
gelişebilmesi elbette sağlıklı işleyen piyasalarla
mümkündür, bu da haksız rekabete karşı kararlı mücadeleyi
gerektirmektedir. Rekabet Kurumumuzun yönetici ve çalışanlarına,
sergilemiş oldukları bu kararlılıktan dolayı
teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, Helal Akreditasyon
Kurumu hakkında söz almak için grubumuzdan özellikle talepte bulundum
çünkü dört yıl boyunca Türk Standartları Enstitüsü ve kısa
adı SMIIC olan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü
Başkanlığım döneminde ülkemizde helal belgelendirme ve
akreditasyonun başlaması için arkadaşlarımızla
yoğun bir çaba sergilemiştik ve hamdolsun, 2013 yılında
Türk Standartları olarak da belgelendirme
çalışmalarını başlatmıştık.
Az önce konuşan bir hatibimizde ufak bir bilgi
eksikliği olmuş, Brezilya gibi ülkeler bile belge verirken Türkiyede
verilememesini eleştirdi, bunun ne kadar önemli olduğunu söyledi,
önemine aynen katılıyorum ancak hamdolsun, Türk Standartları
Enstitüsü altı yıldır bu belgeyi veriyor ve şu ana kadar da
500e yakın kuruma helal belgeyi verdi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ama sevindiğim bir nokta var: Helal
belgelendirme benden önce de Türkiyede yapılmak istendi TSE
tarafından ama o dönemin şartlarında AK PARTİ
hakkındaki ikinci- kapatmayla ilgili soruşturma dosyasının
gerekçeleri arasında TSEnin helal belgelendirmesinin irticai faaliyet
olarak görülmesi vardı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) O yüzden o dönem geri çekilmişti ama hamdolsun,
artık Türkiye normalleşti ve bugün hep beraber helal belgelendirme ve
akreditasyonun küresel ticaretteki öneminden bahsediyor, hatta Türkiyeyi bu
konuda geri kalmakla eleştirebiliyorsak Rabbime hamdolsun, Türkiye belli
bir noktaya gelmiş demektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz Helal
Akreditasyon Kurumu Temmuz 2018deki kararnameyle fiilen oluşturuldu ve bu
işte iddialı olan biri olarak söylüyorum, çok kısa zamanda
müthiş bir başarıya imza attılar. Çünkü bir akreditasyon
kurumu kurmanız 3 uzman atamayla bitmez; bu uzmanlarınızın
her birinin gıdadan kozmetiğe kadar, tekstilden turizme, ambalajına
varıncaya kadar değişik kodlarda atanması; yetmez, 17063,
17025, 19011 gibi uluslararası standartlarda sertifikalı
eğitimler alması; o da yetmez, bu eğitimden sonra
yetkinliklerinin sertifikalı olarak ortaya konulması lazım.
Kurum, on dört ay içerisinde bir yandan fiziki altyapısını ve
teknik altyapısını giderirken bir yandan uzmanlar havuzu
oluşturmuş ve tüm bu yetkinliklerini ortaya koymuş;
yetmemiş, 40a yakın gerekli dokümanını
hazırlamış ve en son 16 Ekim itibarıyla da Helal
Akreditasyon Yönetmeliğinin Resmî Gazetede yayımlanmasıyla
başvuru almaya başlamıştır.
Yine bugün -bir eksik bilgilendirme olmuş
sanırım bazı partilerimizde- Hiç başvuru yok.
denilmiş. Henüz daha bir ay önce yönetmelik
yayımlandığı hâlde, 7si Türkiyeden, 7si de Avustralya,
Avusturya, Bulgaristan, Pakistan, Tayvan gibi ülkelerden, yurt
dışından kuruluşlar Helal Akreditasyon Kurumuna
başvuruda bulunmuştur. Türk Standartları Enstitüsü ilk
başvuran kuruluştu, bu hafta itibarıyla -hamdolsun- denetimleri
de başarıyla tamamlandı.
Değerli arkadaşlar uygunluk
değerlendirme dediğimiz standardizasyon, belgelendirme, gözetim,
muayene, metroloji hizmetleri ekonominin olmazsa olmazlarıdır ve bu
yüzden, TÜRKAK gibi, TSE gibi, UME gibi ve Helal Akreditasyona Kurumu (HAK)
gibi kuruluşlar ülkemiz için stratejik öneme sahiptir. Hamdolsun ki Helal
Akreditasyon Kurumu bu sorumluluğunun bilincinde olarak zor ve çetrefilli
bir süreci on dört ay gibi gerçekten çok kısa bir sürede
başarıyla tamamlamıştır. Bu işe
yıllarını vermiş biri olarak, hepinizin huzurunda
kendilerine teşekkür etmek istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Gerek Rekabet Kurumumuzun gerekse Helal Akreditasyon
Kurumumuzun 2020 bütçelerinin ülkemize hayırlı olmasını
diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Gaziantep
Milletvekili Abdullah Nejat Koçere aittir.
Buyurun Sayın Koçer. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH NEJAT KOÇER
(Gaziantep) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisimizi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, dünyada
uluslararası ticari ilişkiler testten geçerken global ekonomide büyük
bir dalgalanma yaşanıyor. Türkiye olarak bir yandan terörle
mücadelemiz sürerken, diğer yandan ülkemize yönelik açık
yaptırım tehditlerine maruz kalıyoruz. Her şeye
rağmen, güçlü irade ve alınan ekonomik tedbirlerle, üretmeye,
istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya ve büyümeye devam ediyoruz.
Olumsuzlukları geride bıraktık çok şükür. Ekonomimiz üçüncü
çeyrekte yüzde 0,9 büyüdü, dördüncü çeyrekte çok daha iyi bir büyüme
rakamı bekliyoruz. TÜFE kasımda yüzde 10.56 seviyesine geriledi.
İhracatta yıl sonunda 180 milyar doları
aşacağımız bir rakam geliyor. Sanayi üretimi
yıllık yüzde 3,8 artış gösterdi. Ekonomik Güven Endeksi
yüzde 91,3e ulaştı. Kapasite kullanım oranı son on
beş ayın en yüksek seviyesine, yüzde 77,2ye yükseldi. Ekonomiyi
canlandırmak için alınan tedbirlerin başarısı,
dengelenme süreciyle birlikte bu güzel tabloyu ortaya çıkardı,
inşallah daha da güzel olacak.
Değerli milletvekilleri, sürdürülebilir büyüme
için yatırımlarımız hızla devam ederken sanayide
yaşanan dönüşümü göz ardı edemeyiz. Bunun için AR-GEnin,
inovasyonun, girişimciliğin, en önemlisi, yetişmiş insan
gücünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yüksek katma değerli
ürünlerin yerli ve millî üretimi için başlatılan Teknoloji Odaklı
Sanayi Hamlesi Programını bu nedenle çok önemsiyorum. Yapay zekâ,
artırılmış gerçeklik, robotik siber güvenlik ve sensör
teknolojisi gibi konular ülkemizin ve Sanayi
Bakanlığımızın gündeminde artık.
Sanayide dijital dönüşüm
çalışmaları hız kazandı. Bu konuda işletmelere
eğitim ve danışmanlık hizmeti sunacak model fabrikalardan
2si açıldı. Önümüzdeki yıl 1i Gaziantepte olmak üzere 5 tane
daha açılacak olmasını çok önemli buluyorum. 2020de kurulacak 3
inovasyon merkeziyle, işletmelerin teknolojik gelişimi ve inovasyon
becerilerinin desteklenecek olmasını, teknoloji geliştirme
bölgeleri sayısının 84e yükselmesini değerli buluyorum.
KOSGEB tarafından 16 iş geliştirme
merkezinde girişimcilere destek verilirken AR-GE harcamalarının
gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 1,3 seviyesine, kasım
ayı itibarıyla de AR-GE merkezi sayımız 1.195e
ulaşmış durumda.
Ülkemizde son bir yılda önceki yıla göre
patent başvuru sayısında yüzde 5, marka başvuru
sayısında yüzde 8,8; tasarım başvuru sayısında
yüzde 3,9 artış yaşandı. Dünyada patent başvurusunda
14üncü, marka başvurusunda 10uncu, tasarım başvurusunda 5inci
sıradayız. Türkiye, artık teknoloji üreten bir ülke. Yüzde 75
yerli ve millîlik oranına ulaşan savunma sanayimiz göğsümüzü
kabartıyor. Savunma ve havacılık ihracatımız 2018de 2
milyar 188 milyon dolarken 2019un üçüncü çeyreğinde yüzde 37,7
artış gösterdi, gurur duymamak mümkün değil. Bu yıl 3.072
AR-GE projesine 511 milyon lira hibe desteği veren TÜBİTAK, AR-GE ve
inovasyon faaliyetleri kapsamında özel sektöre, üniversitelere ve
araştırmacılara yeni ufuklar açıyor.
Değerli milletvekilleri, Türkiyede bu pozitif
gelişmeler yaşanırken 6 kıtada 190 ülkeye 7,5 milyar dolar
ihracat yapan şehrim Gaziantep, bu farkındalıklarla Türkiyenin
gelecek vizyonunda üzerine düşen rolü üstleniyor. Sürdürülebilir bir sanayi
modeli için yüksek teknoloji ve katma değerli üretim amacıyla
sanayide dönüşüm kampanyasını Sanayi
Bakanlığımızın destekleriyle başlatmış
bulunuyoruz.
Gelecek yıl eylül ayında
gerçekleşecek olan dünyanın en büyük havacılık, uzay ve
teknoloji festivali TEKNOFESTin ev sahipliğini Sanayi
Bakanlığımızın destekleriyle Gaziantep yapacak. Millî
Mücadelemizin 100üncü yılında TEKNOFEST 2020 için buradan herkesi
Gaziantepe davet ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığımızın 2020 bütçesinin ülkemiz, milletimiz ve
sanayimiz için hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Diyarbakır
Milletvekili Oya Eronata ait.
Buyurun Sayın Eronat. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA OYA ERONAT
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP
Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2020
yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
14üncü yüzyıl düşünürü İbni Haldun
Coğrafya kaderdir. demiş. Benim çocukluğum da gençliğim
de politikacıların Doğunun makûs talihini yeneceğiz.
cümlelerini dinleyerek geçti. Cumhuriyet tarihimizin en önemli ve büyük
projelerinden olan GAP ve 2002 yılından itibaren Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
liderliğindeki AK PARTİ iktidarları sayesinde doğunun makûs
talihi yenilmiş hatta öte bile gidilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Osmanlı Döneminde çok önemli bir merkez olan
Diyarbakır, daha sonraki yılların ihmalkârlığı ve
doğunun sürgün yeri olarak görülmesi hasebiyle ekonomik açıdan
gerilemiş fakat köklerinden gelen kültürü, bilgi birikimi ve ilerleme
potansiyeli sayesinde zor günleri geride bırakmıştır.
GAP dediğimiz zaman doğal olarak
aklımıza gelen ilk kelime barajlar olmaktadır. Güneydoğu
Anadolu Projesi yedi küpeli gelin de dediğimiz barajlarla
başlamış ama barajların domino etkisiyle ekonomide, kültürde,
istihdamda, ulaşımda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.
Şimdi, bir örnek vermek istiyorum: Bizim Kulp
ilçemiz, cumhuriyetin ilk yıllarında ipek böcekçiliği üretiminde
çok önemli bir merkezdi. Aradan yüz yıl geçtikten sonra bugün Kulp ilçemiz
ipek böcekçiliği üretiminde Türkiyede 1inci sıraya
yerleşmiş durumdadır.
Bugün Pasuri adını verdiğimiz ipek
kravatlarımız hem Türkiyede hem de dünyada tanınır
vaziyettedir. İpek böcekçiliğinin bu noktaya gelmesinde büyük emek
veren ve Pasuri markasının isim babası olan Mehdi Eker
Bakanımıza da buradan teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu arada Pasur, Kulpun eski
adıdır, onu da söylemek istiyorum.
2002 yılında GAP bölgesinden yapılan
ihracat 689,4 milyon dolar iken 2018 yılında ihracatımız
8,7 milyar dolara yükselmiş yani yaklaşık 13 kat
artmıştır. Yine, GAP bölgesinde, 2002 yılında 10 ve
daha fazla işçi çalıştıran işletme sayısı
1.102 iken ve bu işletmelerde 39 bin insanımız istihdam
edilirken 2018 yılında 10 ve daha fazla üzeri insan
çalıştıran işletme sayımız 4.733e
yükselmiştir ve bu işletmelerde de 235 bin insanımız
istihdam edilmektedir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sağlık konusunda da GAP bölgesi
ışıldayan bir merkez olmuştur. Orta Doğu, GAP
bölgesine akıyor diyebiliriz. 10 bin kişiye düşen hasta
yatağı 13ten 23,3e yükselmiş, yine bebek ölümlerinde binde
43ten binde 9,3e varan bir gerileme yaşanmıştır.
GAP Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığımız, kültür, sanat ve turizm konusunda da
azami çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca, yine İdaremiz,
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsüyle birlikte
Hassas Tarım Araştırma Projesini devreye sokmuştur. Yine,
2019 yılı Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından
Göbeklitepe Yılı ilan edilmiş ve Göbeklitepe ören yerinin
Aydınlatma ve Çevre Düzenlemesi Projeleri de desteklenmiştir. Yine,
Şanlıurfa ve Diyarbakır illeri arasındaki Karacadağ
Kayak Merkezi iyileştirme ve düzenleme çalışmaları da
Kalkınma İdaremiz tarafından desteklenmiştir.
Bölgemizde, ayrıca,
kadınlarımızın ve genç kızlarımızın
durumlarını iyileştirmek için, onlara gelir getirici ve el
becerisi kazandırıcı ÇATOM merkezleri kurulmuştur. 48 adet
ÇATOM merkezine yılda yaklaşık 20 bin kadınımız
başvurmaktadır. Buralarda eğitim alan
kadınlarımızdan yaklaşık 500ü her yıl ya kendi
işini kurmakta ya da farklı iş kollarında
çalışmaktadır. ÇATOMlar vasıtasıyla bugüne kadar
yaklaşık 1 milyon 540 bin kişiye
ulaşılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; GAP Bölge Kalkınma İdaresi bütçesinin hayırlara
vesile olmasını temenni ediyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Van
Milletvekilimiz Abdulahat Arvasa ait.
Buyurun.
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULAHAT ARVAS (Van)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinde yer alan Doğu Anadolu Projesi
(DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi
üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi Allahın selamıyla selamlıyorum.
Yükte hafif, pahada ağır işler yapan
Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresinin 2020
yılı bütçesi 90 milyon 920 bin TL olarak belirlenmiştir. AK
PARTİ döneminde, 2011 yılında kurulan DAP İdaresinin
kuruluş amacı, kalkınma çabası içerisinde olan Doğu
Anadolu Bölgesinin sosyal, ekonomik, çevresel ve kentsel kalkınmasını
hızlandırmak, bölgenin gelişmişlik endeksini yükseltmek,
uygulamaları yeniden koordine etmek, bölgede yatırımların
gerektirdiği araştırma, planlama, projelendirme, izleme,
değerlendirme ve koordinasyon hizmetini yerine getirmektir.
Ekonomik kalkınmanın bir parçası
olarak değerlendirilen bölgesel kalkınma, aynı zamanda,
toplumsal adaletin sağlanmasında da önemli açılardan biridir. Bu
anlayışla, AK PARTİ hükûmetlerimiz döneminde Doğu Anadolu
Bölgesine geçmişe kıyasla daha fazla önem verilmiştir. DAP İdaresi
faaliyete başladığı 2013 yılından itibaren
çeşitli sektörlere yönelik programlar uygulayarak bölgede yer alan birçok
kamu kurum ve kuruluşunun, yerel yönetimlerin ve üniversitelerin
projelerine finansal destek sağlamıştır. Bu kapsamda, küçük
ölçekli tarımsal sulama, hayvan içme suyu göletleri, bitkisel ve hayvancılık
altyapısının geliştirilmesi, tarihî kent kültürünün
canlandırılması, okuma kültürünün geliştirilmesi ve
güneş enerjisi gibi başlıca projeleri finanse etmiştir. DAP
İdaresi, faaliyetlerine başladığı 2013
yılından itibaren 1.481 adet projeyi destekleme kapsamına
almış ve bu projelere toplam 739 milyon TL ödenek tahsis
edilmiştir. Küçük Ölçekli Tarımsal Sulama Projeleri kapsamında
2013-2019 yılları arasında toplam 805 adet proje
desteklenmiştir. Projelerin tamamlanması ile 4 bin kilometre kanal
inşa edilerek 156 bin hektar alan sulamaya açılacaktır.
2014-2019 yılları arasında Bitkisel
Üretim Altyapısının Geliştirilmesi Projesi kapsamında
toplam 202 adet makine, ekipman desteği sağlanmıştır.
Ayrıca 21.719 hektar mera alanında göçerlerin yaşam
şartlarının iyileştirilmesi, desteklenmesi
sağlanmıştır. Bölge çiftçilerimize 900 ton yem bitkisi
tohumu dağıtılmış, Doğu Anadoluda faaliyet
gösteren çiftçilerimiz için Atatürk Üniversitesi, Fırat Üniversitesi ve
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde 3 adet çiftçi eğitim merkezi
kurulmuştur.
2014-2019 yılları arasında 4 milyon
metreküplük su depolama hacmi kapasitesine sahip 215 adet hayvan içme suyu
projesine destek verilerek meralarda hayvanın içme suyu ihtiyacı
giderilmesi sağlanmıştır. Meralarda hayvanların su
ihtiyacı için 30.121 adet sıvat
dağıtılmıştır. Hayvancılığın
katma değeri daha yüksek bir şekilde yapılması
amacıyla 28 adet canlı hayvan pazarı ve 27 adet kesimhane
yapımına da destek sağlanmıştır. Ayrıca DAP
İdaresi finansman desteğiyle geliştirilen ve Türkiyede ilk olma
özelliğine sahip mobil koyun banyoluğu DAP bölgesinde çiftçilerin
kullanımına sunularak DAP illerine birer adet teslim edilmiştir.
Tarihî kimliğe sahip alanları
canlandırmak amacıyla restorasyon çalışmaları için
37.2 milyon TL bütçe ile 32 adet proje desteklenmiştir. Özellikle gelir
düzeyi düşük kesimlerin bulunduğu yerleşim yerlerinde ikamet
eden çocuk ve gençlerin okumaya ilgisini artırmak ve nitelikli hâle
getirebilmek için teknolojik ve modern mekânlar oluşturulup bu temel
anlayışla 136 projeye toplam 22,4 milyon TL kaynak
aktarılmıştır. Ülkemizde özellikle önemli bir mesele olan,
çözüm bekleyen, bölgeler arasındaki gelişmişlik
farklarının giderilmesi konusunda kalkınma idareleri ve
ajansları çok değerli işler yapmaktadır.
Doğu Anadolunun gelişmesi adına
üreten, teşvik eden ve destekleyen, başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Sanayi ve Teknoloji
Bakanımıza, Kalkınma Ajansı Genel Müdürümüze, DAP
İdaresi Başkanına ve tüm çalışanlara teşekkür
ediyor, 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin
hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hepinize
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ABD Senatosunun -Ermeni soykırımı
iddiasını- siyasi olarak soykırım tasarısını
kabul eden bu kararını kınıyoruz. Sayın Trump ve onun
ekibini, senatosunu, Vanda Ermeni soykırımını, mezalimini
görmesi açısından Zeve Şehitliğini ziyaret etmesi için
davet ediyoruz.
Saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Konya
Milletvekili Selman Özboyacıda.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SELMAN ÖZBOYACI (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Konya Ovası Projesi
Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyor ve 2020 yılı
merkezî yönetim bütçemizin milletimize hayırlı olmasını
diliyorum.
2002 yılında kurulan AK PARTİyle
birlikte Türkiye, yeni ve aydınlık bir döneme girmiştir.
Memleketimiz için yatırım ve hizmet odaklı siyasetin temellerinin
atıldığı bu süreçte, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizin yarım
kalan ve eksik bırakılan birçok projesi tamamlanmış olup
bölgesel ve ulusal bazda Türkiyenin zincirleri kırılmış,
aynı zamanda da milletimizin refah seviyesi hızlı bir ivme
kazanmıştır. Hiç kuşkusuz, yatırım ve hizmet
siyasetinin önemli basamaklarından bir tanesi de bölgesel
kalkınmadır. Bu bağlamda da Konya Ovası Projesi, bölgesel
kalkınmanın merkezini oluşturan önemli bir projedir.
KOP, hepimizin tarih kitaplarından okuduğu
gibi yüz yılı aşan bir geçmişe sahiptir. Osmanlı
Devleti döneminde cennetmekân Abdülhamit Han tarafından
başlatılan Konya Ovasına su getirme çalışmaları,
ülkemizin de ilk resmî sulama projesi olma özelliğini
taşımaktadır. Günümüz itibarıyla da Konya, Karaman,
Aksaray, Niğde, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir ve
Yozgat illerimizin bereketli sahalarında birçok sektörü kapsayan entegre
bir bölgesel kalkınma programına dönüşmüştür.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın ve
hükûmetlerimizin vizyoner yaklaşımları, ülkemizin gelecek
inşasını olumlu yönde şekillendirmiştir. Hiç
kuşkusuz, geleceğe yapılan bu yatırımlar, bizler gibi
tüm gençlerimizi de yakından ilgilendirmektedir. Tarihimizden
edindiğimiz tecrübeyle, yapılanları daha ileriye
taşımak ve bu bereketli topraklarda ülkemizin üretim gücünü
yükseltmek hepimizin asli görevidir. Anadolunun 8 ilinde saha
çalışmalarını gerçekleştiren KOP, toprak ve su
kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının ana odağında
başta tarım olmak üzere, bütün sektörlerde topyekûn dönüşümü
hedefleyerek bölgenin ekonomik ve sosyal kapasitesinin de
artırılmasını benimsemektedir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, orta ve uzun vadede
bölgenin kısıtlı su varlığını artırmaya
yönelik farklı havzalardan gelen su, Mavi Tünelle birlikte bölgenin
bereketli topraklarıyla buluştu. Bugün dış havzalardan Mavi
Tünel vasıtasıyla gelen Torosların memba suyu, kadim şehir
Konyamızın musluklarından içme suyu olarak da akmaktadır.
Hem toprağa hem de insanın geleceğine nefes olacak bu ve buna
benzer projelerin hayata geçmesinde katkısı bulunan bütün
kurumlarımıza bölge milletvekili olarak şükranlarımı
arz ediyorum.
Tabii ki, KOP sadece tarımı
kapsamıyor, içerisinde enerji, otomotiv, imalat ve savunma sanayisi gibi
temel sektörleri de barındıran KOP 2023, 2053 ve 2071
vizyonlarımız doğrultusunda önemli bir role sahiptir.
Baktığımız zaman, Konyada savunma sanayisinden lojistik
merkez çalışmalarına kadar önemli birçok proje kesintisiz olarak
milletimizin hizmetine hazırlanıyor. Görüldüğü gibi, KOPun
topyekûn kalkınma stratejisi, tarımla sınırlı kalmadan
her alanda hissedilmektedir. Çünkü Anadolu, geçmişte olduğu gibi,
gelecekte de ülkemizi kalkındırmaya milletimizin yaşam kalitesini
artırarak önemini ve değerini korumaya devam edecektir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; karşınızda 30 yaşında genç bir
milletvekili kardeşiniz olarak sizlere hitap ediyorum. Bugün, 22
yaşından 35 yaşına kadar AK PARTİ Grubunda tam 14
milletvekilimizin bulunması, Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğanın bu ülkenin gençliğine verdiği
değerin en büyük göstergesidir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar). Bu değer sayesinde, gençler, sadece ülkenin
geleceğinde değil, aynı zamanda bugününde de rol oynayan önemli
aktörler hâline gelmiştir. Tartışmasız, Türkiyenin en
büyük gücü ve potansiyeli gençliğidir. Bugün yerli ve millî olarak birçok
konuda devrim niteliğinde adımlar atılmıştır.
Atılan bu adımların en büyük sermayesi de potansiyelinin
farkında olan, okuyan, düşünen, uygulayan ve neticelendiren bir
gençliktir.
Bilinmelidir ki hepimizin geleceğe
bırakacağı en büyük miras, gençlerin en donanımlı
şekilde yetişmesini sağlamaktır. Ülkemizin geleceğine
yapılacak en büyük yatırım da öyle zannediyorum ki bu
olacaktır. Bütün bunları sadece şahsım ve partimizde
bulunan genç milletvekillerimiz adına değil, aynı zamanda
Meclisimizde bulunan bütün genç ve kendini genç hisseden milletvekillerimiz
adına ifade etmekte bir sakınca görmüyorum.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Üzerimizde bulunan sorumluluğu
layıkıyla yerine getirmek adına, başta gençlerimiz olmak
üzere, milletimiz için durmadan, yorulmadan gece gündüz gayret göstermeye ve
bunun üzerine çalışmaya hepimiz devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SELMAN ÖZBOYACI (Devamla) - Sayın Başkan,
toparlıyorum.
Son olarak, gençlere en çok güvenen, imkân
verildiğinde gençlerin neler yapabileceğini en iyi bilen ve bu
imkânları gençlere sunan, gençlerin dilinden tartışmasız en
iyi anlayan lider Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğana milletin kürsüsünden ülkemin gençleri adına
şükranlarımı arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2020 yılı merkezî bütçemizin
hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi ve
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Genç Başkan, Atatürkü de
anıp hakkını teslim etseydin bütün gruplar seni
alkışlayacaktı, son anda yine yapmadın.
BAŞKAN - Söz sırası, Trabzon
Milletvekili Adnan Günnar Beye ait.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ADNAN GÜNNAR (Trabzon)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinde
kısa adı DOKAP olan Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma
İdaresi Başkanlığının bütçesi üzerinde AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sizleri
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DOKAP mevzusuna geçmeden önce, çok kıymetli
dostum, değerli arkadaşım, Cumhuriyet Halk Partisinin
Milletvekili Sayın Ahmet Kayanın biraz önce yapmış
olduğu konuşmaya bir cevap vermek istiyorum. Kendisini buradan
saygıyla selamlıyorum.
Trabzonda, nüfusun azaldığından
bahisle, hiçbir yatırımın yapılmadığından
bahisle insanların göç ettiğinden bahsetti. Değerli
Kardeşim Ahmet Kaya Beye, nüfus azalmasının yerine nüfusun
yükseldiğini hatırlatmak istiyorum çünkü AK PARTİ döneminde
adrese dayalı nüfus sayım sistemi gerçekleşmiştir ve
mezarlıktaki sayılan ölüler şimdi artık sayılmamaktadır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ve gerçekçi nüfus
grafiği Trabzonda, son beş yıla
bakıldığında, az da olsa yukarıya doğru
çıkmaktadır. Öyleyse, demek ki Trabzon, Türkiyede
yaşanılabilecek iller arasında ilk sıralarda
açıklanmışsa bunun haklı gerekçeleri var demektir.
Trabzona neler yapıldı? derken; bir gün
şehirde dolaşırken, muhalefetten bir vatandaş bana
şöyle demişti: Ya, Sayın Vekilim, siz, Trabzona ne
yaptınız? Hiçbir şey yapmadınız. Geldiniz, burada
bizden oy istiyorsunuz. Ben de kendisine Peki, ne yapmamız gerekirdi?
dedim, o da bana Onu da siz bileceksiniz. demişti ve biz de
yaptığımız yatırımları
sıraladıktan sonra Oyum sizindir. demişti ve şimdi,
Türkiyede, on yedi senedir 15 seçimde en yüksek oy oranıyla AK PARTİ
rekorlar kırmaktadır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Tabakhaneyi ne
zaman yapacaksınız Sayın Vekilim, tabakhaneyi? Tabakhaneyi ne
zaman yapacaksınız?
ADNAN GÜNNAR (Devamla) - Ahmet Kaya kardeşime
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna şunu -yapılanları- ifade
etmek istiyorum: 54 bin iş yerine 1,2 katrilyon liralık SGK prim
desteği sağladık. Trabzonda toplam 1,7 katrilyon liralık
tarımsal destek verdik. 3 tane yeni organize sanayi bölgesi; 1 teknopark;
1 araştırma-geliştirme, 1 tasarım merkezi kuruldu. Trabzon
Of, Araklı, Hayrat, Sürmene, Arsin, Maçka, Akçaabata doğal gaz
getirildi; bu sene Vakfıkebir ve Beşikdüzüne getireceğiz. Son
on yedi yılda 30 katrilyon yatırım aldı Trabzon. 2.824 yeni
dersliğe, 2nci devlet üniversitesiyle birlikte 3 üniversiteye
kavuştu Trabzon. 41 bin kişilik Şenol Güneş Stadyumu, Trabzona
400 yataklı Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi
yapıldı ve Akçaabatta 200 yataklı Haçkalı Baba Devlet
Hastanesi yapıldı. 8.037 tane konut ilavesi yapıldı. 87
adet tarihî eser restorasyonu yapıldı ve o coğrafyada
bölünmüş yollar, 73 kilometreden 225 kilometreye çıkarıldı.
Kıymetli kardeşlerim, ayrıca
temelleri atılmış olanlar ve yapılacak olanlardan;
şimdi ocak ayı sonu ve şubat başlangıcında
Trabzona 900 yataklı bir şehir hastanesi gerçekleştiriyoruz.
Yine, Ofa 100 yataklı ek, ilave bir hastane, Kanuni Bulvarı ki
Türkiyenin İstanbulda yeni yapılmış Boğaz
Köprüsünün maliyetinin beşte 2 fiyatına mal olan Kanuni Bulvarı
yapılmakta. Robotik kodlamadan nanoteknolojiye, siber güvenlikten mobil
uygulamaya, yapay zekâ konularında teknoloji atölyesi kuruluyor ve Hüseyin
Avni Akerin yerine millet bahçesi hem Trabzonda hem Akçaabatta hem
Vakfıkebirde hem de Of ilçelerimizde gerçekleştiriliyor.
Sürem çok kısa olduğu için bunları
özet olarak sizlere aktarmak istedim ama değerli Ahmet kardeşime, en
nazik ifadeyle, bu konuşmasında biraz insaf diyor ve kendisinin
hilafıhakikat olarak değerlendirdiğim konuşmasına
daha fazla cevapları bire bir kendisine vereceğimi ifade ediyorum.
Kıymetli arkadaşlarım, DOKAP
meselesine gelince, DOKAPta da Yeşil Yol adıyla gündeme gelen
oldukça önemli bir projeye imza attık ama bunun yanında
yumurtacılıktan çiftçilerin desteklenmesine; Trabzonda, Giresunda,
Rizede, Tokatta toplam 9 vilayette birçok yatırıma varıncaya
kadar önemli işler yapıldığını
hatırlatıyorum. DOKAPta 2003-2019 yıllarında 486,2 milyon
TLlik ödenek tahsis edilmiş ve Yeşil Yol Projesine 3.109 kilometre
ana aks üzerinde 1.093 kilometrelik kısmında 14 adet köprü
çalışması tamamlanmış olup yapım
çalışmalarının 2023 yılı sonu itibarıyla
tamamlanması hedeflenmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADNAN GÜNNAR (Devamla) Sayın
Başkanım, özür dileyerek bir dakika alabilir miyim.
Kıymetli arkadaşlar, DOKAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığının bölgemize
kazandırılmasında başta Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür
ediyor, 2020 yılı bütçemizin ülkemize ve milletimize
hayırlı olmasını diliyor, Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Mersin
Milletvekilimiz Hacı Özkan Beye aittir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HACI ÖZKAN (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinde Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı (KOSGEB) bütçesi üzerine AK PARTİ Grubumuz
adına söz almış bulunuyorum. Ekranları başında
bizleri izleyen Mersinli hemşehrilerim başta olmak üzere, aziz
milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Türkiye'nin son yıllardaki gelişiminin
lokomotifi olan KOBİler, ülkemizdeki işletmelerin büyük bir bölümünü
oluşturuyor. Türkiye'de kurulu olan yaklaşık 3,5 milyon
işletmenin yüzde 100üne yakını KOBİ
sınıfına giriyor. Bu oran, KOBİlerin Türkiye ekonomisindeki
yerini net olarak ortaya koyuyor. KOBİler, aynı zamanda, toplam
istihdamın yüzde 78ini karşılıyor. Bundan dolayı
KOBİlerin geliştirilmesi ve desteklenmesi, ülke ekonomimiz
açısından büyük önem arz ediyor.
2019 yılı itibarıyla yeni bir vizyon
ve yol haritası belirleyen KOSGEB, öncelikle yerli ve millî üretimi,
KOBİlerimiz vasıtasıyla gerçekleştirmek için Stratejik
Ürün Destek Programını yürürlüğe koydu. Teknoloji üretiminin
KOBİlerimiz aracılığıyla tabana
yayılmasını sağlamak için KOBİ Teknolojik Ürün
Yatırım Destek Programını hayata geçiren KOSGEB, bu
programla AR-GE sürecini tamamlamış olan teknolojik ürünlerin
üretimine 5 milyon liraya kadar destek veriyor.
Ayrıca KOSGEB, KOBİlerimizi yurt
dışı pazarlara açmak ve daha rekabetçi kılmak için Yurt
Dışı Pazar Destek Programını uygulamaya
başladı ve bu program kapsamında ihracat yapmak isteyen
KOBİlerimizi 300 bin liraya kadar destekliyor. KOBİlerimizin kendi
aralarında veya büyük işletmelerle iş birliklerini
artırmaları amacıyla üretim, tasarım, tedarik gibi
alanlarda bir araya gelmeleri durumunda 10 milyon liraya kadar destek
verdiği İş Birliği Destek Programını da
uygulamaya koydu.
Bunların yanı sıra KOSGEB,
KOBİlerimize üretim süreçlerini dijitalleştirmeleri için KOBİ
Gelişim Destek Programı kapsamında 1 milyon liraya kadar destek
veriyor.
Teknoloji tabanlı yeni girişimcilerimizi
desteklemek ve ülkemizin yüksek teknolojili alanlardaki payını
artırmak için imalat sanayisinde teknoloji düzeyi yüksek sektörlerde
işini kurmak isteyen girişimcilerimizi Girişimciliği
Geliştirme Destek Programı kapsamında 370 bin liraya kadar
destekliyor.
Ayrıca, KOSGEBden destek alarak işini
kuran veya kuracak girişimcilere 70 bin liraya kadar 10 puanlık
finansman maliyeti KOSGEB tarafından karşılanacak KOBİ Finansman
Destek Programını devreye aldı.
KOSGEB, sadece 2019 yılında
yaklaşık 14 bin kadın girişimciye 252 milyon lira destek
verdi. KOSGEB, 50 bin liralık finansman desteğini kadınlar,
şehit yakınları, gaziler ve gençler için 70 bin liraya
çıkardı; tüm destek programlarında bu kesime yüzde 15e varan
oranlarda pozitif ayrımcılık uyguluyor.
Bu çalışmalar dâhilinde, seçim bölgem
Mersinde KOSGEB tarafından 2018 yılında 2.200 işletme ve
girişimciye toplam 48 milyon lira destek sağlanmış, 2019
yılında ise bu rakam, bu ay itibarıyla 50 milyon liraya
ulaşmıştır.
Tekno Yatırım Destek Programı ve
Stratejik Ürün Destek Programı kapsamında Mersin ilinde yapılan
30 milyon bütçeli 5 büyük yatırıma destek
sağlanmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkemizi geliştirmek ve
büyütmek için, azim ve kararlılıkla 2023, 2053, 2071 hedeflerimize
yürümeye devam edeceğiz. 2020 yılı merkezî yönetim bütçemizin
ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor,
aziz milletimizi, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Ordu
Milletvekilimiz Metin Gündoğduya aittir.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığına bağlı Türk Standardları
Enstitüsü bütçesi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce sizleri ve
aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, burada, birkaç gün önce ABD Senatosunun siyaseten
aldığı sözde soykırım tasarısı
kararından bahsetmeden de geçemeyeceğim. ABD Senatosunun
almış olduğu sözde soykırım tasarısı
kararını kınıyorum. Ne tarihî anlamda ne de bizim
nezdimizde bir hükmü yoktur. Dünyada en büyük soykırım suçlusu,
Amerika Birleşik Devletleridir. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Amerika, 70 milyon
Kızılderiliyi katletmiştir. Aynı zamanda, şu anda
Suriyede, Irakta, Afganistanda birçok bölgede sırf petrol adına
insanları katletmeye devam etmektedir. Fransa, Cezayir ve Ruanda
başta olmak üzere Afrika Bölgesinde yıllarca katliam
yapmıştır, soykırım yapmıştır.
Avrupanın orta yerinde Bosnada yapılan soykırımı
görmezden gelmişlerdir. Ermenilerin Hocalıda yapmış
olduğu katliamı görmezden gelmişlerdir ve şimdi
çıkmışlar kendi bozuk sicilleriyle Senatodan tasarı
geçiriyorlar. Ermeni diasporasının geçim kapısı olan
tasarı, bizim için millet olarak yok hükmündedir. Biz Türk milleti olarak
medeniyetler kurmuş, medeniyetler yeşertmiş bir milletin
devamıyız ve bizim geçmişimizde asla soykırım yoktur.
Biz milleti yaşatmışız, biz İnsanı yaşat ki
devlet yaşasın." demiş bir milletin devamıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle şimdi TSE
üzerindeki konuşmama geçmek istiyorum.
Ülkemizin 2023 hedefleri arasında yer alan
dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına girme hedefimize
ulaşılması noktasında üretim ve ihracat seviyesinin
yükseltilmesi büyük önem arz etmektedir. Bugün dünya emtia ticaretinin yüzde
80den fazlasının standardizasyon ve teknik düzenlemelerden etkilenmekte
olduğu ortaya konulmuştur. Bu noktada, küresel ticarette ortak dilin
standartlar olduğunu söylemekte bir beis bulunmamaktadır. Dünyadaki
eğilim, ülkelerin kendi ulusal standartlarının uluslararası
ve bölgesel standart hâline getirilmesinin sağlanarak rekabette avantaj
sağlanması yönündedir.
Ülkemizde 1954 yılından bu yana faaliyet
gösteren Türk Standartları Enstitüsü, standardizasyon ve uygunluk
değerlendirme üst kuruluşu olan Uluslararası Standardizasyon
Teşkilatı ISOya ve Uluslararası Elektroteknik Komisyonu IECye
kuruluşundan bu yana tam üyedir, Avrupa Standardizasyon Komitesi CEN ve
Avrupa Elektronik Standardizasyon Komitesi CENELEGe 2011 yılından bu
yana tam üye olup 2008 yılından bugüne kadar da Uluslararası
Belgelendirme Ağı IQNetin 2017 yılından bugüne kadar da
Başkan Yardımcılığı görevini yürütmektedir.
Ayrıca, Türk Standartları Enstitüsü,
İslam İşbirliği Teşkilatı çatısı
altında İslam ülkeleri arasında standardizasyon ve uygunluk
değerlendirme alanlarında birçok iş birliğini hayata
geçirmek üzere İstanbulda kurulmuş olan İslam Ülkeleri
Standartlar ve Metroloji Enstitüsünün kuruluşunda da etkin rol
almıştır. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere
TSE, günümüz dünyasında alanında en büyük ve saygın olarak kabul
edilmekte olan ilgili tüm üst kuruluşlara üye olan ve buralarda etkin rol
alan stratejik önemi haiz bir kuruluştur. Bugün küresel ticarete yön veren
ülkeler, standartlara da yön vermektedir. Bu sebeple dünyadaki ilk 10 ekonomi
arasına girmek istiyorsak, standartlara yön veren ülke konumunda olmak
zorundayız.
Türk Standartları Enstitüsü, uygunluk
değerlendirme faaliyetlerinin küresel ticarette artan önemi ve bu alanda
her geçen gün artan rekabet şartlarını yakından takip
ederek, Türk sanayicisine hem yurt içinde hem yurt dışında 50
bini aşkın verdiği belgeyle kaliteli ve güvenli üretimi teminat
altına alırken, akredite belgelerle ihracatta üreticimizin önünü
açmaktadır.
Belgelendirme faaliyetleri, TSE markasıyla yurt
içinde 9 farklı merkezde 17 deney ve 3 kalibrasyon laboratuvarlarında
yapılan deney ve testlerle desteklenmekte ve dünyada saygın belgeler
arasında yer almaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
METİN GÜNDOĞDU (Devamla) TSE, ülkemizin
2023 vizyonu çerçevesinde kamunun tüm gözetim faaliyetlerini
gerçekleştirecek kapasiteye ve kabiliyete ulaşmıştır.
Türk Standartları Enstitüsü, yurt içinde ve yurt dışında
vermiş olduğu bu hizmetlere ek olarak, sayısı 125e
ulaşan uluslararası bölgesel kuruluşlarla yaptığı
anlaşmalar vasıtasıyla ihracatımızda ürünlerin serbest
dolaşımına destek vermektedir.
2014 yılında sermayenin tamamı TSEye
ait Uluslararası Uygunluk Değerlendirme Servisi AŞyle Doğu
Avrupada, Uzak Doğuda, Asyaya kadar uzanan coğrafyada ülkemizin
sanayicilerinin lehine yurt dışı faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
aktardığım tüm veriler gösteriyor ki AK PARTİ hükûmetleri
döneminde, tüm alanlarda olduğu gibi, standardizasyon konusunda da çok
ciddi hizmetleri hayata geçirmişiz. Türk Standartları Enstitüsü bu
tecrübe ve kabiliyetle bugün dünyada saygın bir yere sahiptir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
METİN GÜNDOĞDU (Devamla) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
METİN GÜNDOĞDU (Devamla) TSE,
uluslararası akreditasyonla sanayicilerimizin ve üreticilerimizin
kaynakları yurt dışına gitmemekte ayrıca ihracat
süreçleri önemli ölçüde kolaylaşmaktadır.
Sözlerime burada son verirken -Sayın
Bakanımıza ve TSE Başkanına, ülkemize- 2020 yılı
bütçemizin hayırlı olmasını diler, Gazi Meclisimizi ve
ekranları başında bizleri izleyenleri saygıyla
selamlarım. Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası,
Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirlide.
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA KENDİRLİ
(Kırşehir)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK
PARTİ Grubumuz adına Türk Patent ve Marka Kurumu 2020 bütçesi üzerine
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce milletimizi ve
sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Küresel şirketlerin bilançolarına
baktığımızda, 1970li yıllarda patent, marka,
tasarım, lisans gibi maddi olmayan hakların toplam bilanço içerisindeki
payı yüzde 15ler seviyesindeyken, 2000li yıllar sonrası yüzde
85lere yükseldiğini görüyoruz. Bu rakamlar, fikrî mülkiyetin, üretim
yapısı içindeki önemini net bir şekildeki ortaya koymakla
birlikte, ülke olarak bu alana vermemiz gereken öneme de işaret
etmektedir.
Türkiyenin son on yedi yılının
sınai mülkiyet hakları açısından başarılı
geçtiğini ve bu alanda büyük ilerlemelerin
yaşandığını rahatlıkla ifade edebiliriz. Patent,
marka, tasarım ve coğrafi işaretlerin ülke ekonomisi için
öneminden hareketle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız,
sınai mülkiyetin gelişmesine yönelik politikaları
başarılı bir şekilde uygulamaya koymuştur. Türk Patent
ve Marka Kurumunun kapasitesi hızlı bir şekilde
artırılarak, 2016 yılında, Birleşmiş Milletlere
bağlı Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı nezdinde
uluslararası araştırma ve inceleme otoritesi olması
sağlanmıştır. Bu alanda en önemli hedeflerimizden biri,
2023 yılında Türk Patent ve Marka Kurumumuzun dünyada ilk on
otoriteden biri olmasıdır.
2002-2018 döneminde Türkiyenin yerli patent
başvuru sayısı 18 kat, yerli patent tescil sayısı 38
kat artmıştır. Yerli patent sayısı ise 2002
yılında 6,2 iken 2018 yılında 14,5 kat artarak yüzde
89,6ya yükselmiştir. 2002-2018 döneminde marka başvuruları 3,5
kat artarak 120 binin üzerine çıkmıştır. Marka
başvurularında Türkiye 2011 yılından bu yana Avrupada
1inci sırada yer almaktadır. Türkiye'nin 2002 yılında 461
olan uluslararası marka başvurusunun 2018 yılında 3,2 kat
artışla 1.461e yükseldiğini ve dünyada 12nci sırada yer aldığını,
tescilli coğrafi işaret sayısının da 461e
ulaştığını görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, Türk Patent ve Marka
Kurumumuzun, ahiler diyarı, ahiliğin başkenti
Kırşehirin yöresel yemeği çullama ile höşmerim
tatlısını coğrafi işaret olarak tescil ettirdiğini;
adıyla, tadıyla, pazar değeriyle marka hâline gelen Kaman
cevizimizin coğrafi işaret alması için yürütülen
çalışmalarda da son noktaya gelindiğini; oniks taşı ve
köftür tatlısı ile kaya tuzuna coğrafi işaret
alınması için de çalışmaların başladığını
bir Kırşehirli olarak gururla ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Türk Patent ve Marka
Kurumumuza önemli görevler düşmektedir. Sayın
Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığımız tarafından açıklanan Türkiye'nin
2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisinde, fikrî mülkiyet alanının güçlendirilmesi
kapsamında önemli eylemlerin ortaya konulduğunu görüyoruz. Ülkemizde
açık inovasyon ve açık kaynak yazılımları konusunun
etkin yönetilebilmesi için fikrî mülkiyet alanında gerekli yasal
düzenlemelerin hayata geçirilmesi; ülkemiz için stratejik görülen, kamu
fonlarıyla desteklenen girişimlerin fikrî, sınaî
haklarının Türkiyede kalması için gerekli
çalışmaların yapılması; kamuya ait patent ve
faydalı model gibi fikrî hakların envanterlerinin
çıkarılarak özel sektörün bu envanterlerden faydalanması için
düzenlemelerin yapılması ve yazılım ve bilişim
ürünlerinde uluslararası rekabetçiliği artırmak ve
markalaşmasını desteklemek için fikrî mülkiyet hakları
konusunda gerekli çalışmaların yürütülmesi söz konusu belgede
ortaya konulan eylemlerden bazılarıdır.
Türk Patent
Kurumumuz tarafından sınai mülkiyetler alanında eğitim ve
bilgilendirme faaliyetleri kapsamında Sınai Mülkiyet Hakları
Eğitim Merkezince son bir yılda düzenlenen eğitimlerle,
geniş katılımcı gruplarının yer
aldığı 3 binin üzerinde kamu ve özel sektör
çalışanına eğitim verilmiştir. Yine, Millî Eğitim
Bakanlığı ile Türk Patent arasında imzalanan protokol
kapsamında, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarının
yönetici, öğrenci ile öğretmenlerinin de sınai mülkiyet
farkındalığını artırmak üzere
çalışmalar yürütülmektedir. Aynı zamanda, Ankara Üniversitesi
bünyesinde Fikrî Mülkiyet Yüksek Lisans Programı
başlatılmıştır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun, toparlayın.
MUSTAFA
KENDİRLİ (Devamla) Hemen bitiriyorum Sayın Başkanım.
Ülkemizin patent
başvuru sayısının artırılması ve üniversite
öğrencilerinin buluş faaliyetlerine özendirilmesi amacıyla ilki
2018 yılında düzenlenen Ulusal Üniversiteler Patent Yarışması
başlatılmıştır. Hezarfen Projesi kapsamında, her
yıl farklı şehirlerimizde ve sektörlerde KOBİlerimize
yenilik kapasitesini artırmaya yönelik danışmanlık
hizmetleri verilmektedir. Bu faaliyetler, nitelikli buluşların,
markaların, tasarımların ortaya
çıkarılmasının önünü açacaktır.
Türk Patentin fikrî
ve sınai haklar alanında gerçekleştirdiği tüm bu
çalışmaların her geçen gün artacağına olan
inancımızı ifade ediyor, 2020 bütçemizin ülkemize ve milletimize
hayırlar getirmesini Yüce Allahtan diliyor, hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Söz
sırası İstanbul Milletvekili İffet Polata aittir.
Buyurun Sayın
Polat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU
ADINA İFFET POLAT (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK) bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Sizi ve milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜBİTAK,
kurulduğu 1963 yılından itibaren ülkemiz için çok önemli
projelere imza atmış, önemli teşvik ve desteklerle, Türkiyenin
teknoloji ve bilim alanında ilerlemesi yolunda, özellikle iktidara
geldiğimiz 2002 yılından itibaren aktif rol
almıştır. AK PARTİ hükûmetleri, bilim, teknoloji ve AR-GE
alanlarına özellikle önem vermiş, ülkemizi geleceğe taşıyacak,
teknolojik değişim ve gelişimi sağlayacak tüm
imkânları seferber etmiştir. Rakamlarla kısaca ortaya koymak
gerekirse, özel destek programları kapsamında 1995-2002
yılları arasında 1.146 projeye 746 milyon TL destek
sağlanırken 2002den bugüne destek sayısı
yaklaşık 15 kat artırılarak 18 bin projeye 11 milyar TL
destek sağlanmıştır. Benzer şekilde, TÜBİTAK
AR-GE destek programları kapsamında verilen destek 1963-2002 arasında
6.512 projeye 403 milyon TLyle destek sınırlı kalırken,
2002den bugüne kadar bu bütçe 36 kat artırılarak 20 bin projeye 14,5
milyar TL destek verilmiştir. TÜBİTAK, Bilim İnsanı Destek
Programı kapsamında ise 2002 yılına kıyasla 2018
yılında desteklenen kişi sayısını 18 katına,
destek tutarını ise 16 katına çıkarmıştır.
Bu noktada, 2002-2019 döneminde 250 binin üzerinde bilim insanı 2,6 milyar
TLnin üzerinde bir tutarla desteklenmiştir. 2019 yılında 5 bine
yakın bilim insanına 200 milyon TL destek
aktarılmıştır. Bireysel Genç Girişimci
Programıyla 192 milyon TL sermaye desteği
sağlanmıştır. Yine, Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme
Programı kapsamında 188 milyon TL hibe desteği verilmiştir.
Tabii, rakamlar, geçmiş iktidarların ve hükûmetlerimizin meseleye
bakışını çok net ortaya koymaktadır.
Bugün TÜBİTAKın, Uzay Teknolojileri
Araştırmaları Enstitüsünden Savunma Sanayii Araştırma
ve Geliştirme Enstitüsüne, yine, son dönemde kurulan Raylı
Ulaşım Teknolojileri Enstitüsüne, Kutup Araştırmaları
Enstitüsüne ve Yapay Zekâ Enstitüsüne kadar birçok kurumu ve merkezi
Türkiyenin uluslararası rekabet gücünü artırmak için stratejik
çalışmalar yapmaktadır.
Sayın milletvekilleri, TÜBİTAK, Popüler
Bilim Yayınlarıyla, 81 ilde kurulmaya devam eden DENEYAP Teknoloji
Atölyeleriyle, bilim fuarı ve şenlikleriyle bilim ve teknoloji
kültürünün gençlerimiz arasında yayılması için de yaygın
çalışmalar yapmaktadır.
TÜBİTAKın son dönemdeki en önemli
çalışmalarından biri Uluslararası Lider
Araştırmacılar Programıdır. Beyin göçünü tersine
çevirecek olan Yurda Dönüş Programı kapsamında bugüne kadar 452
Türk araştırmacı ülkemize dönmüştür. Alanlarında
yaptıkları üst düzey bilimsel ve teknolojik çalışmalarla
temayüz etmiş, yurt dışında çalışma deneyimine
sahip başta Türk bilim insanları olmak üzere nitelikli
araştırmacıların yurt dışından Türkiyeye gelmelerini
teşvik etmek amacıyla Uluslararası Lider
Araştırmacılar Programı
başlatılmıştır. Dünya çapındaki üniversitelerden
ve şirketlerden 242 lider araştırmacı bu programa
başvurmuştur, bunların arasından 127sine destek
sağlanmıştır. Amazon, Apple, Bosch, GE, Intel, Siemens,
Volvo gibi global şirketler ile CERN, CNRS, Max Planck Institute gibi öncü
araştırma kuruluşlarında; Harvard, Stanford, Oxford, MIT,
Cambridge, Columbia gibi dünya sıralamasında ilk 25 üniversite içerisinde
yer alan üniversitelerde çalışan araştırmacıların
bu programla Türkiyeye dönüşü sağlanmıştır.
Araştırmalarını Türkiye'nin önde gelen üniversite ve
araştırma kurumlarında sürdürecek olan araştırmacıların
her birinin 5er doktora öğrencisi yetiştirmek gibi bir görevi
vardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tüm bu başarı tablosunda ve bu vizyonda Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın verdiği
mücadelenin payı ve vizyonu çok önemlidir. Türkiyede bir dönem millî
uçağımızı yapan Nuri Demirağı engelleyen, devrim
niteliğinde bir girişim olan Devrim otomobilinin üretimini durduran,
millî yazılımı olmayan bir ülkeden, millî elektrikli otomobilini
tasarlayan, millî tankını ve millî motorunu geliştiren
Türkiyeye geldik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekili.
İFFET POLAT (Devamla) Ama Türkiyede,
maalesef, ülke yararına ne varsa tenkit eden, karalayan, iftira atan
zihniyetlere rağmen, Selçuk Bayraktar gibi gençlerimiz sayesinde
inşallah- ülkemiz SİHAlarını, TİHAlarını
yaptığı gibi, otonom araçlarını, uydularını,
biyoteknolojik ilaçlarını, elektrikli lokomotifini, füzesini,
tümdevreye kadar nice projeyi hayata geçirmeye devam etmektedir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ülkemizin
bağımsızlığı için görev yapan tüm gençlerimize,
bilim adamlarımıza teşekkür ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu yıl
TÜBİTAK bütçesi yüzde 14,2lik bir artışla 3 milyar 511 milyon
62 bin TL olarak öngörülmüştür. Bu bütçenin, Türkiyeyi teknoloji ve bilim
alanında çok daha iyi yerlere taşıyacak çalışmalarda
kullanılacağını hatırlatır, bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisimizi saygı ve sevgiyle selamlarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Gaziantep
Milletvekili Derya Bakbaka aittir.
Buyurun Sayın Bakbak. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA DERYA BAKBAK (Gaziantep)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Bilimler
Akademisi bütçesi üzerinde grubum adına söz almış
bulunmaktayım.
TÜBA, kurulduğu 1993ten bu yana, bilim yolunda
atılan her adımın destekleyicisi olmuş, bilimi teşvik
edici bir rol üstlenmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde son on yedi yılda bilimi
teşvik edici rolünü daha da güçlendiren ulusal akademimiz, özellikle
2019-2023 dönemini kapsayan Stratejik Planıyla ülkemizin bilimsel
kalkınmasına hizmet edecektir. Ülkemizin bilim politikalarına
yön veren TÜBA, bilimi özendirmek, toplumda bilimsel düşünceyi
benimsetmek, Türkçenin bilim dili olması için çalışmak,
uluslararası alanda ülkemizi temsil ederek uluslararası bilimsel
iş birliğini güçlendirmek için faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu
kapsamda, Uluslararası Akademi Ödülü, Üstün Başarılı Genç
Bilim İnsanı Ödülü (GEBİP) ve Bilimsel Telif Eser Ödül
Programı (TESEP) hayata geçirilmiş, bilim alanında atılan
adımlar ödüllendirilmiştir. Bugüne kadar 13 bilim insanına
Uluslararası Akademi Ödülü, 480 genç bilim insanına GEBİP, 203
esere TESEP Ödülü verilerek bilimsel çalışmalar desteklenmiştir.
Gençlerin enerjisinden faydalanmayı, onların
fikirlerinin daha fazla hayat bulmasını önemsiyoruz. Bu kapsamda,
genç bilim insanlarını ödüllendiren ulusal akademimiz, bu
gençlerimizin sistemden kopmadan başarılı
çalışmalarını sürdürmelerini destekleyici adımlar
atmaktadır. Güçlü Türkiyeyi bilimin, ilmin, araştırmanın,
yeniliğin ve inovasyonun aydınlığında inşa
edeceğiz. Bu yüzden millî teknoloji hamlesi dedik, bu yüzden Dijital
Türkiye hedefiyle yola koyulduk.
Ekonomik ve teknolojik
bağımsızlığımızın tesisi ve küresel
yarışta önde olmamızın formülü en kıymetli hazinemiz
olan çocuklarımıza yapacağımız yatırımdan
geçiyor. Topyekûn bir seferberlik başlattık. Bu kapsamda, başta
kız çocukları olmak üzere, gençlerin bilim, teknoloji, matematik ve
mühendislik alanlarına yönlendirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi
çatısı altında kurduğumuz alt komisyonumuzda çocukları
bu alana yönlendirme stratejisi üzerinde duruyoruz.
Bu süreçte özellikle
kızlarımızın bilim ve teknoloji alanlarında
yüreklendirilmesi, çalışmalarının desteklenmesi büyük önem
arz ediyor. Yükseköğretim Kurulunun doktoralı insan
kaynağına olan ihtiyacı karşılamak üzere
başlattığı 100/2000 Doktora Bursu Projesinden örnek
verecek olursak, 2.204 bursiyerin 1.324ünü kızlar, 880ini erkekler
oluşturuyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kızlarımız başarılı,
kızlarımız donanımlı. Bize düşen, onları
cesaretlendirerek bilim, teknoloji, matematik ve mühendislik alanlarına
yönlendirmektir. TÜBA, kızlarımızın akademik olarak
desteklenmesi için, kadınların, gençlerin ödüllü sistem içinde yer
almasını sağlayıcı çalışmalar yürütmektedir.
Değerli milletvekilleri, 2019 yılı
Cumhurbaşkanlığımızca Fuat Sezgin Yılı
olarak ilan edilmişti. Bu kapsamda TÜBA tarafından ihdas edilen Fuat
Sezgin Ödülleri önümüzdeki günlerde de sahiplerini bulacaktır.
Cumhurbaşkanlığımız
himayesinde yürütülen, Türk-İslam bilim ve kültür mirasına ait klasik
eserleri kütüphanelerdeki atıl durumdan kurtaran Türk-İslam Bilim
Kültür Mirası Projesi kapsamında 29 eser tamamlandı.
Ayrıca, TÜBA, Türkçe Bilim Terimleri Sözlüğü Projesi kapsamında
önümüzdeki aylarda Mühendislik Terimleri Sözlüğünün iki cilt hâlinde
basımını da gerçekleştirecektir.
TÜBA, 13 uluslararası çatı kuruluş
üyeliğiyle Türk bilim camiasının dünyayla etkileşimini ve
iş birliğini geliştirme görevini de yerine getirmektedir.
Unutmayalım ki her medeniyet kendi teknolojisini, her teknoloji kendi
kültürünü ve değerini üretir. Biz İbni Sinayı, El Cezeriyi,
İbni Haldunu, Biruniyi, Hayyamı, Ali Kuşçuyu ve daha
nicelerini yetiştirmiş bir medeniyetin temsilcileriyiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Büyük değerimiz İbni Sina der ki: Bilim
ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder. Bu göçün adı, beyin
göçüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekili.
DERYA BAKBAK (Devamla) AK PARTİ
iktidarıyla bu göçü tersine çevirme üzerine yaptığımız
çalışmalar kapsamında pek çok bilim insanı beyin göçü
yaparak Türkiyenin yazacağı başarı hikâyesinde ben de
varım. dedi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Biz biliyoruz ki marifet iltifata tabidir.
Doğru biçimde yapılan, hedefi olan takdir, insan potansiyelini ortaya
çıkarmada en çarpıcı etkendir. Bu hedef doğrultusunda, On
Birinci Kalkınma Planımızda da yer verdiğimiz üzere,
nitelikli insan kaynağına yapacağımız
yatırımla bu coğrafyada bilim ve sanatta da lider ülke
olacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Gazi Meclisi selamlıyor, bütçenin ülkemize ve
milletimize hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Ankara
Milletvekili Zeynep Yıldıza aittir.
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP YILDIZ (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Uzay
Ajansının 2020 yılı bütçesine ilişkin olarak AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve
ekranları başından bizleri takip eden milletimizi saygı ve
hürmetlerimle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Esasen, biz milletçe gökyüzüne çok büyük bir
muhabbet duymuşuzdur, her zaman gökyüzüyle farklı bir
iletişimimiz ve münasebetimiz olmuştur. İlmi yitik malı
bilen bizler, aslında kâinatı keşfi, böyle, gerçekten bir kadim
alışkanlık olarak benimsemişizdir.
Dilerseniz zihinsel kodlarımızı
belirleyen coğrafyalardan birine gidelim, Mâverâünnehire gidelim.
Mâverâünnehirde matematiğin en estetik hâli, gök mavi taşlardan ve
yapılardan öte bir şey görürüz; biz orada Uluğ Beyin
medresesini, rasathanesini görürüz, biz orada Ali Kuşçuyu görürüz. Ali
Kuşçu, malumunuz olduğu üzere, Fatih Sultan Mehmet döneminde gök
bilime dair önemli eserler üreten bir bilim insanıdır. Ve yine çok
uzağa gitmeye gerek yok, Kırşehirde Cacabey Medresesi önemli
gök bilim medreselerinden bir tanesidir. Bakınız, bunlar
Kopernikten, Galileodan öncedir ve bizim medeniyetimize aittir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Yine, medeniyetimizin
yetiştirdiği insanları
Tûsînin Gezegenler Kataloğundan
tutun da Kâtip Çelebinin Cihânnümâsına kadar, aslında çok fazla
astronomi bilgini yetişmiş ve çok fazla astronomi eseri
üretilmiştir medeniyetimiz içerisinde.
Dilerseniz, daha yakın tarihe gelelim. Bugün,
ülkelerin uzaydaki haklarını düzenleyen, BM nezdinde bir kurum var
malumunuz olduğu üzere, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği.
Bu Birlik 1865 yılında Uluslararası Telgraf Birliği olarak
kurulduğunda Sultan Abdülhamit Han dönemin Paris Büyükelçisi Cemil Bey ile
Agathon Efendiyi bu konferansa iştirak etmek üzere
yolluyor ve biz bu Birliğin kurucusu 20 devletten bir tanesi oluyoruz o
günün şartları içerisinde, dolayısıyla bizim uzay
yolculuğumuz aslında çok çok daha evvele dayanıyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sizi esas itibarıyla tarihe boğmak
istemiyorum ama bir vefa borcu olarak tarihimizdeki girişimleri zikretmek
durumundayım. Vecihi Hürkuş 1923te bizim ilk
uçağımızı üretti. Yine, daha sonradan Demokrat Parti milletvekilliği
yapan Nuri Demirağ 1936da uçak üretti ve bunun pek çok serilerini üretti.
Bununla yetinmedi, bir Gök Okulu açtı ve 290 pilot yetiştirdi. Yine,
benzer şekilde Nuri Killigilin savunma sanayisine sunduğu
katkıların ve ilk yerli ve millî motor fabrikamız, Erbakan Hocanın
Gümüş Motorunun da hafızamızda mahfuz olduğunu buradan
beyan etmek isterim.
Bu yaşanmışlıkların
aslında tamamı merak eden, hayal kuran, uygulayan ve neticelendiren
insanların hikâyesidir ve biz bugün hayal kurmaya ve neticelendirmeye
devam ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Malumunuz, hatırlarsınız, evvelce
ithal etmek durumunda kaldığımız insansız hava
araçları vardı, ben çocuk aklımla Ya, bu kadar stratejik bir
şeyi neden biz kendimiz yapmıyoruz da dışarıdan
alıyoruz? diye sorduğumda büyüklerime tek bir şey söylerlerdi:
Yaptırtmazlar. Bugün geldiğimiz noktada, kendi insansız hava
araçlarımızı, kendi SİHAlarımızı
üretiyoruz; üretmekle kalmayıp bunları ihraç ediyoruz ve bu da
yetmiyor, hâlihazırda dünyada ilk 100de yer alan savunma şirketleri
arasına 5 Türk şirketi girmiş bulunmakta. Tabii ki bunlar bizim
için yeterli değil, inşallah bunların sayısını
arttırmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
İşte, bunların her birinin bir
mütemmim cüzü olarak Türkiye Uzay Ajansı her birimizin, aslında her
birimizin ortak hayali olarak doğdu ve ne mutludur bizlere ki Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunu hayata geçirmek
AK PARTİ iktidarına nasip oldu.
Değerli milletvekilleri, hâlihazırda
uzaydaki durumumuza isterseniz çok kısa bir bakalım. Hâlihazırda
Ekvatordan yaklaşık 36 bin kilometre ötede, eş zamanlı
yörüngede bizim haberleşme uydularımız yer alıyor; TÜRKSAT
3A, TÜRKSAT 4A ve TÜRKSAT 4B bizim haberleşmemizi sağlayan en temel
uydularımızdan. Yine, ilk gözlem uydumuz RASAT ve yine yerli
yazılımla üretilen GÖKTÜRK-2 yer gözlem uydularımız olarak
faaliyetlerine devam ediyor.
Ben açıkçası, Hakkâride, Keçiörende
DENEYAP atölyelerine gittim. Oradaki çocukların gözünde çok değerli
bir şey gördüm; onların gözünde ışık gördüm,
onların gözünde heyecan gördüm ve onların gözünde inanç gördüm. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Ve şunu fark ettim:
Millî teknoloji hamlesi bu ülkenin gençleri tarafından sahiplenilmiş
ve bütün Türkiyeye yayılmış. Bu geçtiğimiz TEKNOFESTte
model uydu yarışmasında 1incilik ödülü Zonguldak Bülent Ecevit
Üniversitesine gitti, 2ncilik ödülü İTÜye gitti, 3üncülük ödülü
Fırat Üniversitesine gitti; roket yarışmasında, alçak
irtifada 1incilik Mehmet Emin Saraç İmam Hatip Lisesine, yüksek irtifada
Pamukkale Üniversitesine gitti. İşte, Türkiye Uzay Ajansı,
aslında, gençlerin bu hayallerinin bir ürünü olarak ortaya
çıktı, bu hayalleri geliştirmek ve imkân tanımak için
ortaya çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) İnşallah, Millî
Uzay Programı kapsamında ülkemizin ilk uzay insanlarını
yetiştirmek üzere hâlihazırda programa başladılar, bu
programın üç yıl içerisinde tamamlanması öngörülüyor.
Yine, uzaya erişimin sağlanması için,
fırlatma sistemlerimizin oluşturulması, meteorolojik vakalar,
doğal afetler, tarımsal üretim gibi konularda uydulardan azami bir
şekilde faydalanılması, yerli imkânlarla uzay
aracımızın üretilmesi ve üniversitelerle bu noktada ilgili
koordinasyonun sağlanması Uzay Ajansının öncelikli
konuları arasında.
Açıkçası, bir şeyin nasıl
yapılamayacağını büyük bir iştahla anlatanlara inat,
biz neyin nasıl yapılacağını sabırla anlatmaya ve
gençlere ümit olmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Zira bu kürsü, milleti ümitsizliğe boğma kürsüsü
değildir; burası çözüm üretme ve vizyon ortaya koyma kürsüsüdür. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Biz gerçekçi bir vizyonu
heyecanla anlatmaya devam edeceğiz.
Dinleme zahmetiniz için teşekkür ediyorum,
sağ olun.
Saygılarımla. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ Grubu
adına Samsun Milletvekili Sayın Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ
YAŞAR (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin Ticaret
Bakanlığı bütçesi üzerinde grubum adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Uygur Özerk
Bölgesinde Çin yönetiminin soydaşlarımıza
uyguladığı mezalimi kınıyor ve bu kürsüden
lanetliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 2003-2019
yılları arasında büyüme performansı dalgalı bir seyir
izledi. Bununla birlikte büyüme rakamları yüzde 9,4 ila eksi 4,7
arasında dalgalı bir seyir izledi. Türkiyenin doksan
yıllık dönemde büyüme ortalaması yıllık
yaklaşık yüzde 4,6 seviyesindedir, 2008 yılından sonra eski
seriye göre yüzde 3,3e kadar düştüğü görülmektedir. Bugün ise, 2019
sonu itibarıyla, şu an için yüzde 0,9; hedeflenen rakam yüzde 1 ve
1in bir miktar üzerindeki bir rakamdır.
2002 yılında gayrisafi yurt içi
hasıla büyüklüğüyle dünya sıralamasında 17nci sırada
bulunan ekonomimiz, 2014 yılına kadar olumlu bir performans
sergileyerek 16ncılığa yükselmiş fakat bu durumu
koruyamayarak 2017 yılında tekrar 17nci sıraya
gerilemiştir. 2018 yılında 18inci sıraya düşen
Türkiye ekonomisinin, 2019 yılı sonunda, IMF tarafından tahmin
edilen büyüme oranları dikkate alındığında, 19uncu
veya 20nci sıraya yerleşeceği öngörülmektedir. Ekonomimizin
2023 hedefini ilk 10 olarak planladınız ama görünen o ki,
bırakın ilk 10 hedefini tutturmayı, bizim bu gidişle, ilk
20de değil, onun da altına düşeceğimiz görülmektedir.
(Uğultular)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
salonda uğultu var, duyamıyoruz sayın hatibi, bir
uyarırsanız.
BAŞKAN Bedri Bey, bir dakika
Arkadaşlar, çok ses geliyor, konuşmak
isteyenler kulise çıksınlar, hatibi dinleyelim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Kına gecesini terk
eder gibi çıkıyorlar buradan.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, 2002
yılından itibaren enflasyon hızla azalmış,
istikrarlı bir seviyeye ulaşmıştır. 2001 krizi
sonrası uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Planı çerçevesinde, enflasyon
uzun süre tek haneli rakamlarda tutulmuştur. Fakat bu
sağlıklı ve istikrarlı büyüme döneminde üretimin ithalata
bağımlılığı
azaltılamadığından, özellikle 2018 Ağustos ayı
itibarıyla yükselen döviz kurlarının da etkisiyle, enflasyon
yeniden çift haneli rakamlara yükselmiştir. 2002den itibaren düşük
enflasyon hedeflemesiyle cari açığı göze alan Hükûmet, temel
makro sorunlara çözüm bulamadığından, enflasyon hedeflemesinde
de sadece 2002 ve 2012 yılları arasında başarılı
olmuş fakat 2012 yılından itibaren enflasyonun sürekli
artışına engel olamamıştır. OECD Enflasyon
Raporuna göre, 2018 Aralık ayında üye ülkeler genelinde yüzde 2,9
olan gıda enflasyonu Türkiyede yüzde 25,1e
tırmanmıştır.
Değerli milletvekilleri, ekonomik büyümenin
sürekli olarak sağlanması ve son on yedi yıllık dönemde
yıllık ortalama 4,5 büyüme kaydedilmesine rağmen, işsizlik
oranlarında olumlu bir ilerleme sağlanamamıştır.
Türkiye ekonomisinin bu dönemde istihdam yaratmayan bir büyüme sergilediği
görülmektedir. Büyüme döneminde öncü sektör olarak belirlenen inşaat
sektörünün kalıcı istihdama katkısının olmaması
bunun en önemli göstergesidir. Kaldı ki şu dönemde inşaat
sektörü de çok ciddi sorunlar yaşamaktadır. Belediyelerce verilen
ruhsat sayısı bir elin parmaklarını da geçmemektedir.
Diğer taraftan, 15-26 yaş arası genç
işsizlerin oranı 27,4e yükselmiştir. Keşke burada hitap
eden genç arkadaşlarımız gençler adına söyleselerdi ki
2020 bütçesinde 100 bin mühendise iş bulacağız, 50 bin
hemşireyi atayacağız, 100 bin öğretmeni
atayacağız. Tabii, gurur duyarız, genç
arkadaşlarımızın siyasetin içinde olmasından, kürsüde
hitap etmelerinden mutlu oluruz ama gençlerin işsizlik sorununa da
keşke bir nebze parmak basmış olsalardı.
İnşallah, bundan sonraki hitaplarında bunu dikkate alırlar
diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, üretimin ithalata olan
bağımlığını azaltacak politikalar belirlenip
uygulanmadığı gibi, yüksek teknolojiyi,
ihracatımızı artıracak AR-GE harcamaları da yeteri
kadar artırılamamıştır. Hükûmet yüzde 2 olarak bunu
planlamış, maalesef şu an geldiği oran yüzde 1i
geçememiştir. Aynı şekilde, getirilen onlarca teşvike
rağmen maalesef bölgeler arası gelişmişlik farkı bir
türlü ortadan kaldırılamamıştır. Bu sorun aynı
şekilde devam etmektedir ve özellikle yatırımlar belli
bölgelerde yoğunlaşmıştır.
Tabii, buna paralel olarak bir de ihracat hedefleri
var. 2023 hedefi 500 milyardı, bugün revize edilen rakam 277 milyar. 2018
itibarıyla bu rakam 168 milyar, 2019 sonu itibarıyla da 170 milyarlar
hedeflenmektedir. Ümit ediyoruz bu hedefleriniz tutar ama bu görünen
rakamlarla, bu ortaya konan rakamlarla, 2023 yılında 277 milyar
dolarlık hedefiniz pek tutacak gibi görünmüyor. Biz şuradan
biliyoruz: Çünkü ne enflasyon hedefleriniz ne büyüme hedefleriniz ne
işsizlikle ilgili hedefleriniz ne de döviz kurlarıyla ilgili
hedeflerinizin hiçbir tanesi tutmamıştır. Tutmayan hedeflerin
bedelini millet ödemiştir ama bu hedeflerden kaynaklanan sonuçlarına
da yine millet farklı yöntemlerle katlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, tabii, dış
ticaretten bahsederken bugün, ülkenin farklı yerlerinde dış
ticaret bürolarında çalışan elemanlarımızın
sayısı eksik. Bunların sayısı eksik olduğu gibi,
belli kalite standartlarının da üzerinde olması lazım.
Dış ticaret ataşelerimizin görevi, oradaki iş
adamlarımızın her türlü problemlerini çözmek, hukuki
sorunlarına yardımcı olmak, muhasebeyle ilgili
evraklarını düzenlemek, pazarla ilgili onlara gerekli bilgiyi vermek,
onunla ilgili yapılacak ne varsa, şube açılacaksa gerekli bilgi,
belge ve donanımla iş adamlarımızı donatmak. Bu da
yetmez, gerekirse havaalanında karşılamak, otel
rezervasyonlarını yapmak, her türlü önünü açmak ticaret
ataşelerinin birinci görevi olmalıdır. Unutmayalım ki bugün
Çin bu ekonomik büyüklüğünü
Bugün Çinin büyükelçiliklerinde
çalışan eleman sayısı kadar ticaret ataşeliklerinde
çalışan elemanları var. Büyümenin, hedefleri tutturmanın
birinci yolu da bu ticaret ataşeliklerini tekrar gözden geçirmekte
yatıyor.
Tabii, iş adamlarımız yurt
dışına giderken çok ciddi sorunlar da yaşıyorlar.
Sayın Bakanım, özellikle, Orta Asyada iş yapan firmaların
alacakları ciddi problem. Türkmenistan bunların başında
geliyor. Bizim iş adamlarımızı bu coğrafyaya
gönderirken sonuna kadar yanında durmamız gerekiyor. Onları ekonomisi,
demokrasisi gelişmemiş ülkelerle baş başa bırakarak
iş adamlarının bu sorunları çözmemiz mümkün değil.
Buraya gönderdiğimiz iş insanlarımızın,
müteahhitlerimizin alacaklarını takip etmek de devletin birinci
görevidir, onu da buradan size tekrar hatırlatıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, ekonomideki bu
durgunluk en çok bugün sayıları 1 milyon 800 bini bulan esnaf ve
sanatkâr kesimini de etkilemiştir. Esnafın en önemli beklentisi
güven. Güven unsuru oluşmadığı sürece ekonominin, ticaretin
gelişmesinden bahsedemezsiniz. Eskiden iki esnaf birbirine, tereddütsüz,
istinasız, paraya pula bir ihtiyacı varsa Aç kasayı al götür,
çekini karşıla; ben de yarın getirir, yerine koyarım.
derdi. Buradaki milletvekillerinin hepsine soruyorum: Bugün
etrafınızda böyle kaç tane esnaf var? Bugün, tam tersine, borcunu
ödeyemeyen, sıkıntılar yaşayan, kepenk indiren, ticaretini
devam ettiremeyip bunalıma giren esnaf sayısı artık sizin
tahmin edemeyeceğiniz kadar.
2002de yazar kasayı fırlatan,
Büyükşehir Belediyesinde iş buldu çalışıyor.
Bakın, bugün bunlardan hiç bahseden kimse yok ama bugün işsizlik
neticesinde intihar eden Antalyada, İstanbuldaki insanların
dramlarıyla onlar baş başa kaldılar.
Bugün, esnafın sizlerden, bizlerden beklentisi
şu: Vergi ve SGK borçları var -büyük firmaların
borçlarını yapılandırıyorsunuz- hiç olmazsa bu dönemde
SGK ve vergi borçlarının da yapılandırılması
konusunda talepleri var. Diğer taraftan, yazılan çekleri var. Her
çeki yazılana sahtekâr gözüyle bakmak bizlere yakışmaz.
Milyonluk cirolar yapan arkadaşlarımız var ama içinde
bulunduğu durum itibarıyla çeklerini ödeyemiyorlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkan.
Çeklerini ödeyemeyince
karşılıksız çekten dolayı hapse düşen
arkadaşlarımız var. Bunların hapse girmesi, bunların
borçlarını ödemesi için bir işe yaramıyor; bu, çare
değil. Kaldı ki bu Çek Yasası 2016 yılında
çıktı. 2016 yılından önce yazılan çek sayısı
ile ondan sonra yazılan çek sayısı arasında bir fark yok.
Demek ki bu, bir noktada, yaptırım gücü olmayan bir kanun. Bununla
ilgili de gerekli çalışmaların, düzenlemelerin bir an önce
yapılması lazım; onu da buradan hatırlatıyoruz.
Diğer taraftan İŞKUR üzerinden
alınan, istihdam edilen elemanlarla istihdam sayısını
artırdık. diyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bakın, Samsunda
63 tane meslek lisesi var. Buradan mezun olan arkadaşlar mesleği icra
etmekten uzak; elektrikçi elektrik kaynağı yapamıyor, mekanikçi
tesisatı tamir edemiyor. Dolayısıyla bunlar ile bizler,
yatırımcılar arasında, fabrikalar arasında bağ
kurmadığımız sürece, nitelikli eleman
yetiştiremediğimiz sürece işsizliğin önüne geçmemiz mümkün
değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Sanatkâra, eli
kirlenen insanlara bizler burada ikinci sınıf insan muamelesi
gösterirsek, bu meslekleri küçümsersek artık bu meslekleri yapacak eleman
bulmakta da zorluk yaşayacağımız hepinizin takdirinde,
bilgisinde. Bizlerin, meslek liselerinin sayısının çokluğuyla
değil, nitelikli eleman yetiştirmesiyle övünmemiz gerekiyor;
aynı şekilde, üniversite sayılarımızın
artmasıyla değil, nitelikli üniversite mezunlarımızın
olmasıyla övünmemiz gerekiyor.
2020 yılı bütçesinin devletimize,
milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan
BAŞKAN Grup Başkan Vekilleri en son
konuşacaklar diye bir
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Konuyla alakalı
olduğu için, müsaade ederseniz
BAŞKAN Buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
24.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, yurt dışındaki
iş adamlarının yaşadığı sorunlar konusunda
Ticaret Bakanının hassasiyetine dikkat çekmek istediğine
ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, böyle bir alışkanlık yok ama konuyla
alakalı olduğu için, Sayın Bakan da hazır buradayken,
Sayın Ticaret Bakanımızın bu konudaki hassasiyetine dikkat
çekmek istiyorum.
Sayın Bakan, biraz evvel kürsüdeki hatip, yurt
dışında çalışan iş adamlarının
sorunlarına dair birtakım şeyler söyledi. Sayın
Cumhurbaşkanının, yurt dışında çalışan
iş adamlarına dair hassasiyeti ortada; bunu herkes somut örnekleriyle
görüyor. Yalnız, sizin bu konuda biraz daha cevval olmanız gerekiyor
çünkü yurt dışında çalışan, iş yapan iş
adamları ciddi sorunlar yaşıyor; bu konuda,
Bakanlığınızın biraz daha faaliyette bulunması
lazım.
Bir örnek göstereceğim size: Ukraynada
dış ticaret müşaviri yok. Ukraynanın en büyük ticaret
hacmi, Amerikadan sonra Türkiyeyle ve Türkiyenin dış ticaret
müşaviri yok orada, dört aydır bu atamayı yapmadınız.
Orada ikinci kâtip konumundaki bir arkadaş, görevi olmamasına
rağmen, bu görevi ifa ediyor. Orada yaşayan iş
adamlarının, sorunlarını çözmek için ne yapmaları
gerekiyor? Ben bu konuda yazılı soru önergesi de verdim ama henüz bir
cevap vermediniz. Yurt dışında iş yapan iş
adamlarının sorunlarına biraz daha fazla ilgi göstermeniz
gerektiğini bir kere daha vurgulamak istedim.
Teşekkür ediyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Söz sırası, Isparta
Milletvekili Sayın Aylin Cesura ait.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN
CESUR (Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında, Doğu
Türkistandaki soydaşlarımıza uygulanan asimilasyon
politikasını ve insan hakları ihlallerini nefretle
kınadığımızı belirterek Türkiyenin acilen
uluslararası alanda yapacağı girişimlerle bu zulme son
vermesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu bütçesi
üzerine söz almış bulunmaktayım. Öncelikle geçmişten bugüne
ülkemizde piyasa ekonomisi şartlarının oluşmasında
önemli katkılarda bulunan Rekabet Kurumu yetkililerine teşekkürlerimi
sunuyorum.
Kuruma 2020 bütçesinde 115 milyon 750 bin lira
ayrılmış ve Kurum, fevkalade önemli ticaretimiz için çünkü
piyasa ekonomisinde ilişkilerinin rekabet odaklı olması temel
ilke. Enflasyon hedeflerine ulaşmasında Merkez Bankasının
en önemli paydaşlarından biri Rekabet Kurumu. Mevcut
küreselleşme ortamında ve dışa açık bir ekonomide
dünya piyasalarının talep ettiği mal ve hizmetleri en düşük
fiyatla ve en yüksek kaliteyle üretebilecek bir üretim yapısına sahip
olmamız zorunlu. Bu iktisadi yapının temel taşı ülke
kaynaklarının en etkin ve verimli şekilde sektörler
arasında dağıtılması ve kullanılması.
Bir ekonomide etkili bir rekabet ortamının
tesis edilmesinin bir dizi ön şartı var; makroekonomik
istikrarın sağlanması, dış ticaretin
serbestleştirilmesi, yabancı mülkiyetlerdeki firmalar dâhil olmak
üzere sektörlere firma girişi ve çıkışının
kolaylaştırılması, vergi ve benzeri kamusal yükümlülüklerin
azaltılması, etkili bir düzenleme ve denetim yapısının
kurulması, kayıt dışılığın
engellenmesi, denetlemenin artması, kamu mal ve hizmet
alımlarında şeffaflık ve belki de en önemlisi etkin
işleyen bir adalet sisteminin kurulması. Bunlar rekabet
ortamının tesisi için olmazsa olmazlar. Bunları neden mi
saydım? Tam bu noktada, sondan geriye yani işlemesi gereken adalet
sisteminden geriye doğru gitmek gerekiyor ki o da maalesef demokrasimizin
işlemeyen kurumlarının, olmayan yatırım ikliminin ve
aslında kurumaya yüz tutan ekonomimizin sorunlarının baş
kaynağı. Belki de en çok törpülenmiş kurumumuz, yargı.
Aslında geçmişte önemli mesafeler katedilmişti. Gümrük
birliğiyle dış ticarette serbestleşme süreci tamamlanmıştı.
Etkin ve bağımsız düzenleme ve denetim mekanizmaları finansal
ve enerji piyasalarında faaliyete geçirilmişti; ti diyorum, tiye
almak değil derdim, geçmişte kalmış hepsi, onu vurgulamak
için.
Rekabet politikasında bir önemli konu,
kayıt dışı ekonomi. Ülkemizde kayıt
dışılık oranı bugün yüzde 50lerde maalesef. Sorunumuz
yeterli üretmemek ya hani, kayıt dışılık işte
hedef üretime engel. Kayıt dışılığa neden olan
ne? Kayıt içinde olmanın getirdiği mali yük. Sonuç,
ihracatımız nispeten düşük katma değerli ürünlerle
sınırlı kalmakta. Tam burada ekonomimize duyulan güvenin önemini
vurgulamak lazım. Var mı böyle bir güven? Vardı. Ne oldu?
Yandı bitti kül oldu. Ne mi yapalım? Ülkemizdeki nitelikli insan gücü
sayısını artıralım; sanayimizi teknoloji talep eden ve
üreten yapıya kavuşturalım. Nasıl mı olacak bu?
İyi bir rekabet politikası yapacaksınız. Kim mi yapacak?
Korkmayın, sizin yapamadığınızı dünya âlem gördü,
biliyor. Türkiye ekonomisini on yedi senede getirdiğiniz noktada Kurumun
işi çok zor bunu baştan söyleyelim.
Sayın Bakanımızın lütfedip
zihinlerimizde kalan sorulara cevap vermesini rica edeceğim. Türk milleti
adına soruyorum bunu. Plan Bütçedeki sunumlarda İhracat Miktar
Endeksi yılın ilk sekiz ayında yüzde 8,5 oranında
artmıştır. ifadesi var. Soru: Bu, Türk lirasının
değer kaybından mı kaynaklanmaktadır? Bir önemli soru daha:
Bizim ihracatımızın içinde ithalatın payı nedir? Yani
2018 yılındaki 168 milyar dolarlık ihracatın katma
değeri nedir? Şu kadar ihracat yaptık, bunun şu
kadarında ithalat girdisi var, dolayısıyla şu kadarı
da net kâr. Sizden bunları istiyoruz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Bakanım,
size sorular tevdi ediyor sayın hatip.
AYLİN CESUR (Devamla) - Kurum geçen sene
özelleştirme kapsamında 7 tane görüş bildirmiş.
Özelleştirme deyince, iki gün evvel Savunma Bakanı Sayın Akar
burada Tank Palet Fabrikasının özelleştirmesini savunurken
Sayın Cumhurbaşkanı Demirele atıfta bulunarak Ford
fabrikası kurulurken SEKAnın arazi meselesi olmuştu; Sayın
Cumhurbaşkanı Demirel Çankayanın bahçesini dahi veririm.
demişti. dedi. O gün söz alamadık Başkandan, yeri
gelmişken burada bir düzeltme yapmak bana düşer.
Bir defa, iki olay arasında hiçbir benzerlik
yok. Demirel, sıfırdan yapılacak ve istihdam yaratacak
muhteşem bir fabrika için şunları söylemişti: Adam 700
milyon doları cebine koymuş gelmiş; diyor ki: 'Fabrikayı
kuralım.' 15 milyon dolar da harcayacak, Kocaeli Tıp Fakültesinin ve
üniversitenin eksiklerini tamamlayacak. Bu fabrikada her yıl
üreteceği malların 1 milyar dolarlık ihracatını da
garanti ediyor; gerekirse Çankaya Köşkü'nün bahçesini vereyim yeter ki bu
fabrika kurulsun. Bu, bir uygarlık kavgasıdır. Bu kavga okul,
fen lisesi, hastane, yol, baraj, hava meydanı yapma kavgasıdır.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bu, Ford
Otosanın 1998teki temel atma törenidir. 2004ten bu yana en çok ihraç yapan
3 şirketten 1inin, son sekiz yıldır otomotiv sektörü ihracat
şampiyonu ve dört yıldır Türkiye ihracat şampiyonu. 11 bine
yakın kişiye istihdam sağlayan ve 1.100 kişilik AR-GE
mühendisi kadrosuyla muhteşem AR-GE organizasyonuna sahip bir
firmanın boş bir araziye kurulması için sarf edildi o sözler.
Sıfırdan yapıldı. O sözler Sayın
Cumhurbaşkanı Demirelin bunun gereğinin mübalağası
olarak ağzından çıktı; ben de oradaydım.
Ve Tank Palet Fabrikası Türkiye Cumhuriyetinin
ilk askerî fabrikası; bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti millî savunma
sanayisinde manevi anlamda çok önemli bir yere sahip. 1974 Kıbrıs
Barış Harekâtında tanklarımız paletlerinde çıkan
sorun nedeniyle ilerleyemedi; hayırsever bir yurttaşımız
Sakaryadaki arazisini TSKye bağışladı, halkın da
yardımlarıyla bu Tank Palet Fabrikası kuruldu. İmza,
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Başbakan Süleyman Demirel.
Sayın Bakanımız Akar belli ki çok iyi niyetli benzetmesindeki
yanlışlığı şurada, hadiseyi, tam olarak
zannediyorum takip edememiş!
Değerli iktidar sahipleri, şimdi on yedi
yıllık bilançoya bakınca cumhuriyetimizin yerli ve millî ne
kadar kamu kuruluşu varsa elden
çıkardığınızı görüyoruz. 273 kuruluşta
satış devir işlemi yapılmış, 1986dan 2002ye
kadar yapılan özelleştirme 8,2 milyar dolar, 2002den bugüne kadar
yapılan satış 62 milyar dolar. Önce, fabrika kuran fabrikalar
elden çıkarıldı, sonra sanayi kuruluşları. TEKEL,
ETİ BAKIR, ETİ KROM, Çayeli ve Karadeniz Bakır
İşletmeleri, Eti Alüminyum Şeker Fabrikaları
Türk Hava
Yollarının yüzde 20si satıldı; TÜRK TELEKOM
Lübnanlıların oldu. En büyük sanayi kuruluşlarından
TÜPRAŞ, PETKİM ve ERDEMİR, Büyük Ankara ve Efes Oteli, Mersin
Limanı ve niceleri
Tesisler bitmeye yüz tuttu, Başkent, Sakarya,
Meram Elektrik, kamu arazileri
Yine çoğunda Demirel imzası var da
hepsi beğenmediğiniz cumhuriyet hükûmetlerinin eserleri.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Kamu-özel iş birliği projeleri yapmaya
kalktınız yolcu, hasta, araç geçme garantili. Devletin hazinesinden
yirmi beş yıl içinde 100 milyar dolarlık ödeme yapılacak
olan mega dediğiniz projeleriniz.
Sonuç, 10 kişiden 3ü ekonomik suçtan
cezaevinde, siz geldiğinizde 1miş; uyuşturucu kullanmaktan
cezaevine girenler 3 binden, 22 bine çıkmış; 8 milyon icra
dosyası olmuş 21 milyon; işsiz sayısı 2 milyondan 4,5
milyona; dış borç 129 milyar dolardan 447 milyara dolara
fırlamış. Son bir yılda elektrik yüzde 60, doğal gaz
yüzde 52, akaryakıt yüzde 30, tekel ürünü yüzde 60, beyaz et yüzde 40, süt
yüzde 50, şeker yüzde 30 zamlanmış. Anneler kaygılı,
babalar çatılarda ceplerinde intihar notları, gençler ümitsiz ve
bugün söz verip de atamadığınız tarımda atama
bekleyenler Ulus Heykelinin önünde. Çok üzgünüm, üzgünüm çünkü olmadı,
yapamadınız. Kendi yarattığınız sorunları
çözemiyorsunuz, görüyorum. Sistemin sizi de ne kadar üzdüğünü tahmin de
ediyorum. Biz Türk milleti, size hakkımızı helal etmiyoruz.
Helal demişken bir Helal Akreditasyon Kurumu
vardı, söz etmem gereken. Helal sertifikası verme konusunda yetkiye
sahip tek kurum bu kurum ve bu HAK, hak ettiği başvuruyu
alamamış. 2018de kurulduğundan bu yana kimse
başvurmamış. Bu eleştirildi Plan ve Bütçe Komisyonunda ve
muhalefet milletvekilleri kurumun iki yılda hiçbir hizmet
sunmadığı hâlde milyonlarca lira
harcadığının, harcamalarının da artık harama
dönüştüğünün altını çizdiler. Eleştirilere rağmen
HAKın 2020 bütçesi yüzde 8,1 artırılmış ve 4 milyon
191 bin liraya yükseltilmiş. Başvuru vardı, yoktu,
olacaktı, boştu, doluydu
Bunlardan birisi haklıdır illaki
de ya, adında helal olan bir kurumda ayda 3 kere, Yönetim Kuruluna her
toplantıda 9000 ek gösterge rakamının memur kat
sayısıyla çarpılması kadar huzur hakkı verilmesi,
şu darlıkta, Allah aşkına helal midir, sizlere soruyorum?
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Helaldir (!)
Helaldir (!)
MAHMUT TANAL (İstanbul) AK PARTİye göre
helaldir.
AYLİN CESUR (Devamla) Tekrar ediyorum,
hakkımızı helal etmiyoruz. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bütçe hakkı, demokrasinin vazgeçilmezi. Burada
vergilerimiz nereye gidiyor, onu konuşuyoruz, bütçe ya! Maalesef,
Türkiyede artık iki tane bütçe var. Bunlardan bir tanesi burada
konuşuluyor; diğeri, bütçe dışına çıkarılan
birçok kaynak. Bunlar Cumhurbaşkanına bağlı,
dışarı çıkarılanlar Sayıştay ve Kamu
İhale Kanunu denetiminin dışındalar, Varlık Fonu gibi.
Siyasi otoritenin tercihine bırakılmış ve hukuk denetimi
yok, bütçe içi kurumların denetimi de yetersiz. Sayıştayın
işlevsel faaliyetleri sınırlandırılmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) Sayın
Başkanım, iki dakika rica ediyorum.
BAŞKAN Toparlayın.
AYLİN CESUR (Devamla) Rapor geliyor Meclise,
hepsi bu. Bakanlar atanmışlar, hâliyle atandıkları makama
karşı sorumlular. Burada birazdan bütçe yine oylanacak ama bu oylama
da sistemin içindeki bir replikten daha farklı bir şey değil;
halkın temsilinin şikâyetlerinin gereğini yapma anlamında
kifayetsiz. Hepsinin ilacı belli, demokrasi, hukuk devleti ve rejimin
işlemesi, işletilmesi; yeniden parlamenter sistemde çözüm. O
yarının işi, ben bugün burada yapabileceğimin en iyisini
yapmakla mükellefim.
Halkın taleplerini söyleyebildiğim bu yüce
kürsüden şimdi sizlere sormak istiyorum: Günlerdir asgari ücreti,
açlık sınırını, yokluğu konuşuyoruz,
yoksulluğu konuşuyoruz, bir cevap alamadık. O hâlde bir de
şu şekilde sorayım, saygıdeğer milletvekilleri,
açlıktan anlamıyorsunuz, tamam
3Y vaadiyle geldiğiniz
iktidarınızda yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk balonla geziyor
artık güzel memleketimin kararttığınız gökyüzünde ve
serin akan suları ya da yemyeşil ormanları ferahlatmıyor
çiftçinin, köylünün, emeklinin, işçinin, memurun
sıkıntısını.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) Son,
bağlıyorum Başkanım.
Şimdi, ben soruyorum sizlere:
İktidarınızın bir üst tokluk sınırı var
mıdır? Tokluk sınırınız nedir? Varsa söyleyiniz
de bilelim, bilelim ki umudunu kesenlere söyleyelim. Biz biliyoruz, ilk seçimde
siz yolcu, biz hancı. Biz umutluyuz. O nedenle bunu umudunu yitirenler
adına soruyorum ben zaten ve umudunu yitirenlere sesleniyorum buradan, değerli
milletimize. Barış, mutluluk, huzur, güven, kardeşlik dolu
günlere yeniden uyanacağız. Nereden mi biliyorum? Demokrasiye yani
size güveniyorum.
2020 bütçemizin hayırlı uğurlu
olmasını diyorum. Gönül isterdi ki bu bütçe
vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını
karşılasın ama öyle olmamış, Cenab-ı Allah
inşallah daha iyisini yapmayı bizlere nasip etsin.
Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Ankara
Milletvekili Koray Aydında.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA KORAY AYDIN
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerinde İYİ PARTİ
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu ve
televizyonları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime, Doğu Türkistandaki Müslüman Türk
soydaşlarımıza reva görülen insanlık dışı
zulüm ve işkenceleri kınayarak başlamak istiyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
devleti 1923 yılında kurulmuş olsa da binlerce yıllık
bir devlet geleneğine sahiptir. Bizim anlayışımıza
göre devlette ve kamu hizmetlerinde devamlılık esastır. Ancak iktidar
ve çevresi öyle bir hava estirdiler ki sanki ülkede her şeyi AK PARTİ
yapmış, ondan önceki Hükûmetler sanki hiçbir şey
yapmamış, Türkiyeyi medeniyetle, ileri teknolojiyle sanki bu iktidar
tanıştırmış. Bu eleştirileri yaparken biz
yapılanları yok saymıyoruz, kim bu ülkede taş üstüne
taş koymuşsa hepsine teşekkür ediyoruz.
Şimdi, sizlere son derece acı ve bir o
kadar da ibret verici bir olayı hatırlatmak istiyorum. Amacım
acıları tazelemek değil, bu acılardan idarecilerin ve
Hükûmetin ders çıkarmasını sağlamaktır.
Bundan tam bir yıl önce, 13 Aralık 2018de
Ankarada bir yüksek hızlı tren kazası yaşandı. Tam 9
vatandaşımız hayatını kaybederken 86
vatandaşımız da yaralandı. Göz göre göre gelen bu kazada
ağır kusurlar, kabahatler, ihmaller vardı. Kazanın
olduğu yeri de kapsayan hat, sinyalizasyon sistemi olmadan
açılmıştı. Konuyu tam bir yıl öncesinde Parlamentonun
gündemine taşıdım, hem ilgili Bakanın cevaplaması
istemiyle yazılı soru önergesi verdim hem de İYİ PARTİ
Grubu adına bütçe görüşmelerinde yaptığım
konuşmada konuyu detaylı olarak dile getirdim. Ancak gelin görün ki
soru önergesinde gelen cevapla hayretler içinde kaldım. Cevaba daha sonra
değineceğim.
Sözde Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi, özde tek adam düzeni olan bu sistemde artık millî iradenin
karargâhı Gazi Meclisin bir ağırlığı
kalmadı; sözlü soru önergesi kalktı, güvenoyu da yok, gensoru da yok,
soruşturma açılması neredeyse fermana mahsus hâle geldi.
İktidarı elinde bulunduran parti ve partilerin bakanlarının
hesap vermemesi için Parlamentoda 201 milletvekiline sahip olmaları
yeterli. Muhalefet, Mecliste 400 milletvekilini bulacak, bakanları Yüce
Divana gönderecek ve hesap vermelerinin yolunu açacak
Neredeyse imkansız
bir durum. Sistem resmen azınlığın çoğunluğa
tahakkümü olarak işliyor; çoğunluğun değil,
azınlığın dediği oluyor. Oysa Yüce Divana sevk için
salt çoğunluk yani 301 yeterli olmalıydı. İşte bunun
içinde bu düzene ucube sistem diyoruz, tek adam düzeni diyoruz.
Şimdi tekrar gelelim yazılı soru
önergesi meselesine. Bu sistemde milletvekillerinin elinde kala kala Meclis
araştırması önergesi yanında anayasal bir denetim olan
yazılı soru önergesi hakkı kalmıştı, o da
artık işlemiyor. Soru önergelerimize çoğunlukla cevap
verilmiyor; bazen geç cevap veriliyor, en önemlisi de ilgisiz cevaplar veriliyor.
Meclis Başkanlığı, bakanlık ne yazarsa yazsın bize
havale ediyor, bakanlığa dönüp Bu, formata uygun değil, bunu
doğru dürüst cevapla. demiyor, diyemiyor. Sayın bakanlar bize cevap
vermiyorlar, bize icraatlarını anlatıyorlar. Benim bundan bir
yıl öncesinde yüksek hızlı tren kazasıyla ilgili
verdiğim soru önergesine de günü geçtikten sonra tam da böyle bir cevap
geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi sitesinde cevap duruyor,
vatandaşlarımız girip bakabilir. Cevabı okuyunca insan
hayretler içinde kalıyor. Cevapta Tüm yüksek hızlı tren
hatları sinyallidir. İlgili yönetmelikler, yönergeler, genelgeler
çıkarılmış, gerekli eğitimler verilmiştir. Yüksek
hızlı tren hatları yirmi dört saat kamerayla izleniyor.
deniyor. Bu cevap karşısında insan sormadan edemiyor:
Demiryolları idaresinin hiçbir ihmali yoksa bu kaza nasıl oldu? Bu
kazanın sorumlusu kim? Teknolojiniz bu kadar yüksekse bu kaza neden oldu?
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bundan tam bir yıl önce meydana gelen yüksek
hızlı tren kazası, bu sorumsuz iktidarın teknolojiyle
imtihanıdır aslında. O elim kazada benim de yakından
tanıdığım Trabzonlu hemşehrim olan, aynı zamanda
dünya çapında da bir bilim insanı olan Profesör Doktor Berahitdin
Albayrak da hayatını kaybetmişti. Kendisine ve kazada
hayatını kaybedenlere bir kez daha Yüce Allahtan rahmet diliyorum.
Bir astronomi ve uzay bilimleri profesörü olan Berahitdin Hoca, gezegenlerin
davranışlarını öngören makalesiyle dünya çapında bir
dergiye kapak oldu ama ne yazık ki hızlı tren kazasını
bu çağda öngöremeyen bir yönetim anlayışının
kurbanı olmaktan da kurtulamadı.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ülkenin sanayi
ve teknoloji politikaları alanında düzenleyici, denetleyici, yol
gösterici ve teşvik edici rolünü ve görevini elbette sürdürmelidir. Yeni
teknolojilerin geliştirilmesi ve ülkenin bilimsel çalışmalarda
dünyadan geride kalmaması için bilimsel araştırmaların
teşvik edilmesi gerekiyor. Bu tür çalışmaları desteklemek
ve teşvik etmek için kurulan TÜBİTAKın daha objektif ve
hızlı çalışması da gerekiyor. Ne var ki TÜBİTAKın
giderek hantal bir yapıya büründüğünü üzülerek görüyoruz. İdari
pozisyonlara yandaş atamaları bu güzide kuruma zarar vermektedir.
Atamalarda liyakate dikkat edilmelidir.
TÜBİTAKla ilgili bir diğer sorun ise
proje süreçlerinin yavaşlığıdır. Bu yavaşlık,
bilimsel araştırmaları kötü etkilemekte, bilim
insanlarının araştırma imkân ve heveslerine de darbe
vurmaktadır. Sistemi daha hızlı ve objektif hâle getirecek
tedbirler acil olarak alınmalıdır. Türk ekonomisi düşük
teknoloji ihraç edebilmek için orta ve yüksek teknoloji ithal etmek zorunda
kalan bir ekonomi hâline gelmiş ve dolayısıyla da
ulaşım araçları, tarımsal ham maddeler, sermaye
malları, enerji ve sanayi için ara mallarda cari açık vermeye başlamıştır.
Sonuçta gelinen nokta, literatürdeki ifadesiyle orta gelir
tuzağıdır.
Gelişmekte olan diğer ekonomiler bu
dönemde AR-GE harcamalarını artırmış, ekonomilerinde
teknolojik dönüşümü gerçekleştirmiş ve böylece kalıcı
büyümeyi sağlamışlardır. AR-GE harcamalarının
gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 2ye
çıkarılmasının hedeflenmesine rağmen, mevcut durumda
bu oran yüzde 1i de geçememiştir. İYİ PARTİ milletimize
açıkladığı parti programında, hemen her alanda, AR-GE
ve yüksek teknolojiye özel önem vermiş, tarımdan
sağlığa, sanayiden üniversitelere kadar AR-GE
faaliyetlerine vurgu yapmıştır. Biz parti olarak tarımsal
AR-GEyi teşvik edeceğiz, Atatürk Orman Çiftliği Tarımsal
Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Enstitüsünü
kuracağız, üniversite ve eğitim araştırma
hastanelerinde de AR-GE çalışmaları yapılmasına
yönelik imkân sağlayacağız; kanser ve kalp damar
hastalıklarına yönelik ilaç ve tedavilerin geliştirilmesine
münhasır AR-GE destek programını da uygulayacağız.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; teknoloji politikaları
doğrudan doğayı, çevreyi ve en önemlisi insan hayatını
etkiler hâle gelmiştir. Geçtiğimiz günlerde yaşanan, termik
santrallere baca filtresi takılmasının ertelenmesine dair
yasayla bu konu ülkenin gündemine oturdu. AK PARTİ Genel Başkanı
Sayın Erdoğanın partisinin teklifinden haberi yok muydu? Bize
göre buna imkân ve ihtimal yok. Sayın Erdoğan AK PARTİ Genel
Başkanı şapkasını takıyor, Parlamentoya bir
teklif veriyor, ardından oluşan kamuoyu hassasiyetlerini dikkate alıp
Cumhurbaşkanlığı şapkasını takıp
partisinin teklifi olan yasayı veto ediyor. Sayın
Cumhurbaşkanı, devlet gözetiminde talan edilen ve yok edilen Dipsiz
Göl için tek kelime etmiyor ama İzmirdeki imar
değişikliğine karışıyor. AK PARTİ usulü
demokrasi işte böyle işliyor. Demokrasiler, kişilerin
insafına göre değil, yasama, yürütme ve yargının birbirini
denetlemesi ve birbirini dengelemesi esasına göre işler.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz savurganlığı bir kenara
bırakıp artık tasarruf ve üretim ekonomisine geçmelidir. Her
kalemden tasarruf yapılmalı ancak AR-GEden tasarruf
yapılmamalıdır. Geçen yıl da benzeri tavsiyelerde
bulunmuştuk. Bıkmadan, usanmadan bir kez daha tekrar ediyoruz: Saray
için yapılan gereksiz harcamaları, lüksü, şatafatı ve en
önemlisi israfı perdelemek için uydurulan İtibardan tasarruf olmaz.
anlayışı AR-GEden tasarruf olmaz. anlayışıyla
değiştirilmelidir. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Yüce Allah bile kutsal kitabımız Kur'an-ı
Kerimde Yiyiniz, içiniz ancak israf etmeyiniz; çünkü Allah israf edenleri
sevmez. diyor.
Dünyanın hızla değiştiği
bir zaman dilimindeyiz. Bu değişimin temel kaynağı ise
teknolojidir. Günümüzde devletlerin gücü de teknoloji alanındaki
başarılarıyla ölçülüyor. Devletimizin temel önceliği de
inovasyon yani teknolojik yenilik olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, önceki cumhuriyet
hükûmetleri döneminde yapılan, devlete ait fabrikaları, tesisleri,
şirketleri, özetle devletimizin ziynetlerini özelleştirme adı
altında haraç mezat yandaşlara âdeta peşkeş çeken iktidar
şimdi de Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel kurumlarına gözünü
dikmiş durumdadır. Yeni hedef kuruluş ve kurtuluşun
karargâhı başkent Ankaranın içini boşaltmaktır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası
Kurulu, kamu bankaları ve Hazineden sonra şimdi de Merkez
Bankasının İstanbula taşınması kararı
alındı.
İYİ PARTİ Ankara Milletvekilimiz ve
Merkez Bankası eski Başkanı Sayın Durmuş Yılmaz
bu kürsüden Sayın Bakana açıkça sordu: Merkez Bankasının
İstanbula taşınmasında Türkiyenin hangi ali menfaatleri
var? Şu anda Merkez Bankası Ankarada bulunmakla neyi yapamıyor
da İstanbula gidince yapacak? Para piyasalarında, döviz
piyasalarında, sendikasyon kredilerinde, türev ürünleri piyasasında
Merkez Bankası neyi yapamıyor da İstanbula gittiğinde yapacak?
Niye bu kurum Ankaradan taşınıyor? Sayın Bakan bu
soruların hiçbirine cevap vermedi ama Merkez Bankasının
taşınmasının 2022 yılına kadar
tamamlanacağını açıkladı.
Merkez Bankasının
taşınmasından sonra bu iktidar Ekonomi yönetiminin tek
merkezden yürütülmesi gerekir. diye Hazine ve Maliye Bakanlığını
İstanbula taşırsa, ardından da peyderpey tüm
bakanlıkların merkezi İstanbula taşınırsa
hiçbirimizin şaşırmaması gerekir. Çünkü kafanın içinde
var olanın ne olduğu bilinmeden, arkadan dolanarak, bunun da
açık açık bir söylemle milletimize anlatılmadığı
bir süreci hep beraber yaşıyoruz. Dur bakalım ne olacak.
mantığıyla beklersek Ankaranın içi boşaltılacak
ve Ankara resmen olmasa bile fiilen başkent olmaktan çıkartılacaktır,
gidişat bu yöndedir. Biz İYİ PARTİ olarak milletimizle el
ele vereceğiz, Ankaranın hakkını ve hukukunu
koruyacağız. Ankaraya sahip çıkacağız hem de sonuna
kadar, Ankara da başkent kalacak sonsuza kadar. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bugünlerde, 25
kişinin hayatını kaybettiği, tam 328 kişinin de yaralandığı
Çorludaki tren kazası sürüncemede kalan dava nedeniyle tekrar ülkenin
gündemine oturdu. Görülen dava, en az kazanın kendisi kadar milletimizin
vicdanını yaralamıştı. Sayın Cumhurbaşkanı
meseleye neden duyarsız kalıyor? Herkes bu soruyu soruyor. Sayın
Cumhurbaşkanı o elim kazada hayatını kaybeden Oğuz
Arda Selin dedesinin milyonları gözyaşına boğan o
sözlerini duymadı mı duyamadı mı? Keza, Kütahyadaki tren
kazasında da hat görevlisi suçlu olarak belirlendi. Ankaradaki yüksek hızlı tren kazasında da alt
düzeydekilere ceza kesileceği anlaşılıyor. Kazaya
ilişkin yargılama 13 Ocak 2020de başlayacak, varın, ne
zaman sonuçlanacağını da siz tahmin edin. Yani taktik ne? Zamana
yayın, gerçek suçluları gizleyin, gerçek suçluları bulacak bir
araştırma içerisinde olmayın. Dikkat edilirse bu tür davalarda
işçiye, teknisyene, makiniste, makasçıya, velhasıl alt düzeydeki
garibanlara ceza veriliyor ama idarecilerden, siyasilerden tek bir kişi
ceza almıyor tıpkı FETÖcülerde olduğu gibi, onun siyasi
ayağını bir türlü bulamadığımız gibi,
araştırmaya cesaret edemediğimiz gibi. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu idarecilerin, bu siyasilerin göz
göre göre gelen bu kazalarda hiç mi sorumluluğu yok? Böyle hukuk, böyle
düzen, böyle adalet olur mu?
Tartışmalı bir referandumla ülkemize
dayatılan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi kuvvetler
birliğine evirilmiş ucube bir sistemdir. Cumhurbaşkanı,
yürütmenin mutlak hâkimi durumunda; bakanları atıyor, görevden
alıyor, yürütme doğrudan emrinde. Aynı Cumhurbaşkanı,
iktidar partisinin Genel Başkanı sıfatıyla milletvekili
listesini kendisi yapıyor, böylece yasamayı da kontrol ediyor;
tıpkı, fabrika bacalarının filtrelerini uzatan kanunun
Meclise gelip tekrar buradan çıkması gibi.
Cumhurbaşkanı, yüksek yargıdaki
yetkilerinin yanı sıra, en yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesinin
de 13 üyesinden 7sini doğrudan atıyor; 6sını,
kontrolündeki Parlamentodan seçilenler arasından atıyor.
Cumhurbaşkanı, kendisini yasama organı yerine koyup kararnameler
çıkarıyor, öyle ki kararnamelerin sayısı aynı dönemde
çıkarılan kanunlardan daha fazla. Cumhurbaşkanı, bir
kararnameyle yaklaşık iki dönümlük yer için imar planı
değişikliğini onaylıyor. Evet, kulaklarınıza inanabilirsiniz,
14 Kasım 2018 tarihli ve 30595 sayılı Resmî Gazeteye
bakabilirsiniz. Değerli arkadaşlar, böyle saçma, anlamsız,
dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yaşanmış bir olay
yoktur. Düşünebiliyor musunuz, Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle yaklaşık 1.900 metrekarelik bir alandaki, bir
parseldeki imar değişikliği Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle yapılabiliyor.
Bu ucube sistemin en olumsuz sonuçlarından biri
de demokrasilerin temeli olan bütçe hakkının
etkisizleştirilmesidir. Demokrasilerde kamu gelirleri ve giderleri tek
elden yürütülür ve denetime tabidir. Bugün Türkiye Varlık Fonu adı
altında bütçe ve dolayısıyla denetim dışına
çıkarılan paralel bir bütçeyle de karşı
karşıyayız. En son buna Vakıflar Bankası da
katıldı, o fonun başında da
Cumhurbaşkanımız, yardımcısı olarak da hazine ve
maliyeden sorumlu Bakanımız var. Bu bütçeyi Meclis denetleyemiyor,
Sayıştay denetleyemiyor, hesap verilmiyor. Ben yaptım oldu, ben
harcadım oldu. mantığıyla bütün milletin hakkı keyfî
bir şekilde yönetiliyor.
Bu ucube sistemin en vahim sonuçlarından biri,
insanların adalete olan güven duygusunun yerle bir olmasıdır.
Hazreti Ömerin dediği gibi Adalet mülkün temelidir. Hazreti Alinin
dediği gibi Devletin dini adalettir. Yüce Allah, Kuran-ı Kerimde
Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında
hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. diye buyuruyor.
Liyakat olmayan, adalet olmayan, mazlumların hakkı verilmeyen
yönetimin ayakta kalması mümkün değildir. Bu ucube sistemin de
Türkiyeyi daha fazla taşıması mümkün değildir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu ucube sistemden kurtuluşun çaresi,
iyileştirilmiş parlamenter sistemdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakanım,
toparlayalım.
KORAY AYDIN (Devamla) Toparlıyorum.
Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşenerin dediği gibi, iyileştirilmiş parlamenter sistem
hakkın ve adaletin tarifidir. Çalışan, üreten, geleceğe ve
ülkesine güvenen gençliğin parolasıdır. Birbirine saygı
duyan insanlarımızın, konuşan Türkiyenin
anahtarıdır. İyileştirilmiş parlamenter sistem
demokratik cumhuriyetin, ekonomik kurtuluşun reçetesidir. Bu reçete,
milletin olanı millete geri vermek içindir, millet iradesinin yeniden
iktidar olmasıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken
2020 yılı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinin ve
bütçenin tümünün ülkemize ve milletimize hayırlı ve uğurlu
olmasını diliyor, İYİ PARTİ Grubu adına hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime iki dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:19.42
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.43
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare
AYDIN YILMAZ (İstanbul), Rümeysa KADAK(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 32nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım.
VI.-
ÖNERİLER
A)
Danışma Kurulu Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, 13 Aralık 2019 Cuma günü
yaptığı toplantıda Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı tezkeresinin gündeme alınarak
oylamasının bugünkü birleşimde yapılmasına
ilişkin önerisi
13/12/2019
Danışma Kurulu
Önerisi
Danışma Kurulunun 13/12/2019 Cuma günü
yaptığı toplantıda, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının tezkeresinin gündeme alınarak
oylamasının bugünkü birleşimde yapılmasının Genel
Kurulun onayına sunulması önerilmiştir.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Özgür
Özel
AK
PARTİ CHP
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Hakkı
Saruhan Oluç Erkan
Akçay
HDP
MHP
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Lütfü
Türkkan
İYİ
PARTİ
Grubu
Başkan Vekili
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının ABD Senatosunun sözde Ermeni
soykırımının tanınmasına ilişkin
kararının kınandığına, reddedildiğine ve yok
hükmünde sayıldığına dair bir tezkeresi vardır, okuyup
oylarınıza sunacağım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Amerika
Birleşik Devletleri Senatosunun tarihî gerçekleri saptırmak suretiyle
uluslararası hukukun temel kurallarını yok sayarak sözde Ermeni
soykırımı iddiaları konusunda kabul ettiği kararı
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak esefle kınayarak reddedildiğine
ilişkin tezkeresi (3/1032)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun, tarihî
gerçekleri saptırmak suretiyle, uluslararası hukukun temel
kurallarını yok sayarak, sözde Ermeni soykırımı
iddiaları konusunda kabul ettiği kararı Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak esefle kınıyor ve reddediyoruz.
Hukuki hiçbir değeri bulunmayan ve müteakip
seçim dönemi sonrasında oluşacak Senatoyu bağlamayacak bu karar
açıkça kirli bir siyasi oyunun parçasıdır. Bu, keyfî ve gündelik
politikanın basit çıkarları temelinde tarihi okumaktan ibaret
değersiz bir tavırdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, tarihî olaylar
hakkında hüküm vermenin parlamentoların işi
olmadığı görüşünü tekrar etmektedir. Sözde Ermeni
soykırım karar tasarısı daha önce de bir çok kez Amerika
Birleşik Devletleri Senatosuna gelmiştir ve reddedilmiştir;
manidardır ki Amerika Birleşik Devletleri çıkarları ne
zaman Türkiye'nin politikalarıyla ters düşse bu konu Senato gündemine
getirilmektedir. Esasen mesele, Ermeniler ve 1915 olayları meselesi
değildir; Ermeniler de tarihî olaylar da Amerika Birleşik Devletleri
Senatosunun umurunda değildir; Türkiye aziz milletimizin iradesine göre
değil de Amerika Birleşik Devletlerinin taleplerine uygun politika
geliştirse ne Ermeniler ne de 1915 olayları Amerika Birleşik
Devletleri Senatosunun gündemine gelecektir.
Türkiye'nin tutumu bu konuda nettir ve bellidir:
Eğer tarihî gerçekler merak ediliyor ve önemseniyorsa bilim adamları
güvenilir araştırmalarla dünya kamuoyunu bilgilendirebilir. Türkiye
zengin arşivlerini Ermeniler dâhil bütün araştırmacılara
açmıştır; ancak Ermenistan'ın en önemlileri dâhil
araştırmacılara arşivleri açılmamıştır.
Bilgi ve belgeleri gizleyerek, kara propagandaya ve ırkçı
yaklaşımlara boyun eğmek Amerika Birleşik Devletleri
Senatosu dâhil parlamentolara yakışmaz.
Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri
arasında uzun yıllara dayalı stratejik müttefikliğin ve
dostluğun, karanlık hesaplara alet edilerek tahrip edilmesinden büyük
üzüntü duymaktayız. Amerika Birleşik Devletleri Senatosu, artık
kendi tarihine kattığı bu kirli vicdan yüküyle yaşamak
zorundadır. Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun bu
kararını ve benzeri türden baskı araçlarını hiçbir
şekilde dikkate almaksızın bölgesindeki millî çıkarlarını
ve güvenliğini korumaya kararlılıkla devam edecektir.
Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun bu
kararı, hem tarih hem hukuk açısından, hem de aziz milletimiz ve
insaf sahibi dünya halkları nezdinde yok hükmündedir.
Bu karara karşı milletimizin ortak
kararlılığını ve dayanışmasını
ifade ettiğimizi, Türkiye'nin uluslararası mütekabiliyet çerçevesinde
gereken karşılığı vermesinin tabii bir hak
olduğunu kamuoyuna duyururuz.
Bu düşüncelerle, Amerika Birleşik
Devletleri Senatosunun mezkûr kararının tümüyle
kınanmasını, reddini, yok hükmünde sayılmasını ve
yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alınan kararın
Resmî Gazete'de yayımlanması hususunu Genel Kurulun tasviplerine arz
ederim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa
Şentop
(AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Konunun önemine binaen sırasıyla Grup
Başkan Vekillerine söz vereceğim.
Buyurun Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; arkasına aldığı ekonomik ve
askerî gücün verdiği şımarıklıkla tarihi yok sayarak,
tarihçilerin hüküm vermediği bir konuda hiçbir araştırma
gereği dahi duymadan hüküm verme cüretini gösteren 21inci
yüzyılın emperyalist, hukuk tanımaz devleti Amerikanın bu
kararını şiddetle kınıyoruz. O topraklarda soykırım
yapıldığını söylemek, milyonlarla ifade edilen bir
sayıda katledilen insanın olduğunu söylemek tek kelimeyle
aymazlıktır. Eğer bir katliam görmek istiyorlarsa yakın bir
tarihte Bosnada yapılan katliamları görürlerse
Toprağın
altından cesetler fışkırdı. Bugün Anadolunun hiçbir
yerinde toprağın altından cesetlerin
fışkırdığı tek bir santimetrekare bile vatan
toprağı yoktur. Bu, sadece ve sadece Amerikanın bütün dünyaya
uyguladığı, özellikle son zamanlarda gözüne kestirdiği
Türkiyeye uyguladığı emperyalist baskının bir
tezahürüdür. Bunu bir kez daha İYİ PARTİ Grubu olarak
şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum.
(İYİ PARTİ ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, ABD Senatosunda 1915
olaylarıyla ilgili alınan karar, hiçbir tarihî ve hukuki
dayanağı olmayan, Türkiyeyi sözüm ona tehdit etmek maksadıyla
alınmış siyasi bir karardır. Bu köhne adımın
nazarımızda sinek vızıltısı kadar değeri
yoktur. Tarihî vakaları siyasetlerine alet etmeye çalışanlar,
bizzat, tarih ve insanlık önünde mahkûm ve mahcuptur. 70 milyondan fazla
Kızılderiliyi katleden, 35 milyondan fazla Afrikalının
kanına giren, İkinci Dünya Savaşında Hiroşima ve
Nagazakide atom bombalarıyla yüz binlerce insanı katleden, onlarca
ülkede kanlı darbe tezgâhlarıyla masum insanların ölümüne sebep
olan, insanları birbirine kışkırtıp
kırdıran, terör örgütleri PKK/PYD ve DAEŞin hamisi bizatihi Amerika
Birleşik Devletleridir.
Kimden gelirse gelsin, tüm tehditlere, tüm
haksız girişimlere rağmen, Türkiye, millî çıkarları
doğrultusunda Suriyede, Akdenizde, bölge politikalarında ve küresel
siyasette haklı, hukuki ve güçlü konumunu kararlılıkla
sürdürecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Grubu olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanının
sunduğu tezkereye evet oyu vereceğimizi, kabul edeceğimizi
ifade ediyor ve bu ABD Senatosu kararını nezdimizde reddediyoruz, yok
hükmünde sayıyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP,
AK PARTİ ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, hazırlanmış olan
Başkanlık tezkeresine destek vermiyoruz çünkü tarihteki bu büyük
felaketle yüzleşmenin yolunun çeşitli ülke meclislerinde alınan
bu tür kararlardan geçmediğini düşünüyoruz. Ne ABD Kongresinin kabul
ettiği yasa ne burada hazırlanan bildiri hakikati bulmaya ve
yaraları sarmaya hizmet ediyor. Böyle büyük bir acının
uluslararası iktidar manevralarına malzeme kılınmasına
yönelik girişimleri doğru bulmuyoruz. Yapmamız gereken, böyle
manevraları engelleyecek şartları yaratmaktır, bu mümkündür
ve gereklidir. Biz Ermeni halkının yaşadığı büyük
acıyla ilgili bütün hususların bu ülkede özgürce
araştırılmasını ve
tartışılmasını istiyoruz. Bunu
yapamadığımız sürece başka mecraların bu amaçla
kullanılacağı açıktır. Bu sorun ve bu acılar
bizimdir, tartışacak olanlar da bizleriz, yüzleşebilirsek
yaraları iyileştirebiliriz. Özgür tartışmanın ve
acıları paylaşmanın, toplumsal barış için hayati
önem taşıdığına inanıyoruz. Bu Meclis, bunun için
öncülük yapabilir, yapmalıdır da. Bu konuda her türlü
katkıyı sunmaya ve sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğumuzu
bir kez daha vurguluyoruz. Bu topraklarda yaşanmış acılarla
yüzleşmek bu topraklarda yaşayan insanların görevidir. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, yıllardır süren bu
tartışmaya en samimi yaklaşan ülke öteden beri hep Türkiye
olmuştur. Türkiye, bu tartışmaların
başladığından beri arşivlerimizi
açacağımızı, karşı tarafın da arşivleri
açması suretiyle bu işin tarihçilere bırakılması
gerektiğinin altını özenle hep çizmiştir.
Sayın Başkan, şüphesiz, Anadolu
topraklarında geçmişte çok yönlü ve çok taraflı
sayısız üzücü olay yaşanmıştır. Buna rağmen
Müslümanı, Hristiyanı, Musevisiyle; Türküyle Kürtüyle,
Arapı Çerkeziyle, Ermenisi Rumu, Boşnakıyla, Süryanisi
Gürcüsüyle; Alevisi Sünnisiyle, Lazıyla Ezidisiyle kardeşçe
yaşamayı bilmişizdir. Bu çok renklilik bir zafiyet
değildir. Bu topraklar bu coğrafya için bir zenginlik olarak
görülmüştür, böyle de görülmelidir.
Tarihî olaylar emperyal güçlerin Orta Doğudaki
çıkar hesaplarının malzemesi yapılamaz. Cumhuriyet Halk
Partisi tarihî olaylarla ilgili hüküm ve kararların parlamentoların
değil, tarihçilerin işi olduğunu müteaddit defalar
seslendirmiştir. Türkiye ve aziz milletimiz, hiçbir emperyal gücün
tehdidine pabuç bırakmayacak kadar büyüktür, güçlüdür ve
kararlıdır. Başkanlık tezkeresine kabul oyu
vereceğimizi beyan ve taahhüt ederiz.
Saygılarımla. ( CHP, AK PARTİ ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün, uluslararası hukuk düzeninin bütün
insanlık için öngördüğü birlikte yaşama ve bir arada, bütün
insan hak ve hukukuna riayet etmeye ilişkin arzu ettiğimiz düzeni,
burada bulunan bütün milletvekillerinin ecdadının bizzat hayata geçirmek
suretiyle, bu cennet vatanda dinine, diline, ırkına, rengine
bakılmaksızın hayata geçirdiği bir ideal devlet düzeni;
Arnold Toynbeenin ifadesiyle, bütün insanlık için örneklik teşkil
edebilecek ve tam 4 asır boyunca Bosnada Sırpları,
Hırvatları, Boşnakları; Kudüste Hristiyanları ve
Yahudileri bir arada yaşatmış, tarihin en aziz ve asil
milletine, birtakım parlamentoların sözde kararlarıyla iftira
atılmasına yönelik kararların tarih önünde hiç bir öneminin
olmadığını burada öncelikle vurgulamak isterim.
Akabinde, Amerika Birleşik Devletleri
Senatosunun kararının uluslararası hukuk nezdinde de yüce
milletimiz ve devletimiz nezdinde de bütün insanlık vicdanında da
keenlemyekün, hükümsüz ve yok hükmünde olduğunu belirtmek isterim. Evet,
Kuvayımilliye ruhuyla yüz yıl önce Türk milleti bir arada, kendi
geleceğine ilişkin iradesini Sahipsiz olan memleketin batması
haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. ilkesi çerçevesi
içerisinde Türkiye Cumhuriyeti devletini vücuda getirmek suretiyle ortaya koymuş
ve bugün de Milletin Meclisi bu kararlılığı ilelebet
payidar kılacak iradeyi, biraz sonra, inşallah, Meclis
Başkanlığının kararına, tezkeresine evet oyu
vermek suretiyle bütün dünyaya tekrar ilan edecek ve haykıracaktır.
Bu vesileyle, AK PARTİ Grubu olarak, Sayın
Meclis Başkanımızın göndermiş olduğu ve bir olgu
üzerinden değil, bir gerçeklik, bir yaşanmış gerçeklik
üzerinden değil, tamamen uydurma bir algı yönetimine ilişkin
iftiraya, yalana dayalı bu sözde kararın aleyhinde karar
vereceğimizi ve buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden, yüz sene önceki
bir arada yaşama, insanların hak ve hukukunu gözeterek birlikte var
olma mücadelesini bugün de canlı tuttuğumuzu ifade edeceğimizi
belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
Başkanlık tezkeresini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.(AK PARTİ, CHP, MHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
V.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, Amerika
Birleşik Devletleri Senatosunda alınan Ermeni
soykırımının kabul edilmesi kararının ne Türk
milletinin vicdanında ne de evrensel hukuk nezdinde meşru
olmadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Meclis
Başkanımız Mustafa Şentop tarafından millî bir
meselede Genel Kurulun onayına sunulan tezkereye verdiğiniz destekten
dolayı hepinize teşekkür ediyorum.
Amerika Birleşik Devletleri Senatosunda
alınan bu karar ne Türk milletinin vicdanında ne de evrensel hukuk
nezdinde meşru değildir. Bu kararla Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından Amerika Birleşik Devletleri Senatosuna da en güzel cevap
verilmiştir.
Değerli milletvekilleri, bütün bu olaylar daha
güçlü bir şekilde milletimizin birliği ve beraberliğinin
oluşmasına öncülük yapmaktadır. Adaletin insanlık ailesine
intikalinde öncülük yapmış büyük milletimiz bu süreci en iyi
şekilde değerlendirecektir. Bu vesileyle Türkiye Büyük Millet
Meclisini en derin saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ,
CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Abdurrahman Bey, sizin bir mazeretiniz vardı,
buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
25.-
Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkanın, Antalya Serbest
Bölgesinin büyütülmesi projesinin 2020 için programa alınıp
alınmadığını Ticaret Bakanından, güneş
enerjisi sistemleriyle ilgili projeler hakkında ne düşünüldüğünü
Sanayi ve Teknoloji Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
İlk sorum Ticaret
Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcana: Türkiyede 21 serbest ticaret
bölgesinden 2nci sırada olan Antalya serbest ticaret bölgesi 14
Kasım 1987 tarihinde faaliyete başlamıştır. Şu an
607 bin metrekarelik bir alanda faaliyet göstermektedir. Bu sene 9 Martta sizin
de ziyaret ederek çalışmalarını incelediğiniz Antalya
serbest ticaret bölgesinin büyütülmesi projesini 2020 için
programınıza aldınız mı?
İkinci sorum Sanayi ve Teknoloji
Bakanımız Sayın Mustafa Varanka: Ülkemizde organize sanayi
bölgelerinde enerji maliyetlerini düşürmek için güneş enerji sistemi
projesini hayata geçirerek sanayicimizin enerji maliyetini azaltıp
sektörün rekabet gücünü artırabiliriz. Bu alanda
Bakanlığınız ile Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımız arasında ortaklaşa bir
yatırım seferberliği sağlanarak OSBlere özel bir
teşvik uygulanması hem sanayicimizin hem de ülkemizin hayrına
olacaktır. Bu proje hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
BAŞKAN Birleşime yirmi dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 20.01
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.36
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER:
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Rümeysa KADAK(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 32nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Komisyon yerinde.
İYİ PARTİ Grubu adına
İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu konuşacaktır.
Buyurun Sayın Nuhoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN
NUHOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
selamlarımı sunarak sözlerime başlıyorum.
Bütçe üzerindeki konuşmama başlamadan
önce, dünya Türklüğünün en güncel, en önemli ve en acil sorunu olan,
Doğu Türkistan yani Uygur Türklerinin gördüğü ağır zulme
değinmek istiyorum. 30 milyon civarındaki soydaşımız
yetmiş yılı aşkın bir süredir esaret altında
yaşamakta; son yıllarda artan zulümle, işkenceyle,
asimilasyonla, haksız tutuklamayla, aile mahremiyetine ve kutsal
değerlere yapılan saldırılarla inim inim inlemektedir. Çok
iyi bildiğimiz kızıl Çin emperyalizmi hiçbir sese ve tepkiye
aldırmadan zalimce uygulamalara devam etmektedir. Ne yazık ki böyle
kritik bir süreçte dünyanın birçok ülkesi ve çok sayıda sivil toplum
kuruluşu tepki gösterirken Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenlerin
dış Türkler, Türk dünyası ve özellikle Doğu Türkistan
konusunda tavrı yoktur. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Alınacak krediler uğruna sessiz
kalınmasını hatta orada yaşayan soydaşlarımızın
rahat ve mutlu olduklarını söyleme gafleti gösterenleri şiddetle
kınıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Bilinmelidir ki Türk milleti bütün kalbiyle
soydaşlarımızla beraberdir ve onlara destek vermek için
fırsat kollamaktadır. Doğu Türkistanın işgalden
önceki son Cumhurbaşkanı İsa Yusuf Alptekini bizzat
yakından tanımış biri olarak onu rahmetle anıyor, onun
mücadelesini devam ettiren bütün soydaşlara selam ve muhabbetlerimi
sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, tarihî süreçte
halkın haraç ödemekten kurtulup vergi ödemeye geçtiğinden bu yana
kamu gelir ve giderlerini belirleme hakkı seçtiği Parlamento
aracılığıyla halka aittir. Avrupa ülkelerinin çoğunda
kilise ve derebeyilere ait olan vergi toplama yetkileri 1789 Fransız
İhtilalinden sonra kaldırılmıştır. Ülkemizde
1876 Anayasasıyla ilk gelişme olmuşsa da halk adına bütçe hakkı
Türkiye Büyük Millet Meclisine 1924 Anayasasıyla verilmiştir. Bu
hak, 2018 yılına kadar hükûmetler tarafından hazırlanan
bütçenin Meclise sunulması şeklinde gerçekleşmiştir. Bütçe
uygulamalarının denetimi ise Meclis adına Sayıştay
tarafından yapılarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine
sunulmaktadır. Merkezî yönetim kesin hesap kanun teklifleri ile bütçe
kanun teklifleri bütün milletvekilleri ve siyasi partiler tarafından
değerlendirildikten sonra Mecliste kabul edilirse güven, edilmezse güvensizlik
olarak algılanmış ve hükûmetlerin düşmesine bile yol
açmıştır. Rejim değişip partili
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra halkın
bütçe hakkına sınırlama gelmiştir; güvenoyu
anlayışı ve uygulaması da sona ermiştir; Hükûmetin
bütçe hazırlama yetkisi de Cumhurbaşkanına geçmiştir. Bu
duruma göre halk, Cumhurbaşkanını ve Meclisi seçiyor ama
Hükûmeti denetleme hakkını kullanamıyor; icraatları
beğense de beğenmese de yetki kullanması söz konusu
olamıyor. Meclis adına bütçeyi görüşen Plan ve Bütçe Komisyonunun
yapısı ve gücü de değişti. Hepimiz gördük, Plan ve Bütçe
Komisyonunda ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
değişiklik önergeleri diye bir olay gerçekleşemiyor. Bakanlar da
Cumhurbaşkanı tarafından atanan yüksek bürokratlar konumuna getirilmiş
durumdadır. Bütçe hakkının bu şekilde
sınırlandırılmış olması halkın yönetime
olan güvenini sarsmaktadır. Bu durumdan da tabii ki en büyük zararı
siyaset kurumu görmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama görevi
sistem değişikliğiyle birlikte vesayet altına girmiş,
tek adam yönetimi ifadesi partili Cumhurbaşkanlığı
sistemiyle örtüşmüştür.
Değerli milletvekilleri, bu girişten
sonra, şimdi Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme
ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk
Standartları Enstitüsü ile Türk Patent ve Marka Kurumu üzerine
konuşacağım. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimizin
markalaşmasına, kurumsallaşmasına, teknolojiye ayak
uydurabilmesine destek ve yön verecek olan KOSGEB, aynı zamanda genç
girişimcileri destekleyen, üretim kapasitelerinin
artırılması ve katma değeri yüksek teknolojilerin tabana
yayılması ve bu sayede rekabet edebilen bir yapıya
ulaşmasını sağlayacak olan önemli bir kuruluştur.
Böylesine önemli bir kuruluş için 2018 yılı bütçesinde 2 milyar
324 milyon lira ayrılmışken, bu miktar 2019da azaltılarak
2 milyar 248 milyon TL olmuş ve 2020de ise 1 milyar 804 milyon TLye
düşürülmüştür. Ülkemizin KOSGEB gibi kuruluşlara en çok ihtiyaç
duyduğu bir dönemde bütçe payının sürekli azalması ve bu
durumun Hükûmet tarafından normal karşılanmasını
yadırgıyor ve gayriciddi bulduğumu ifade etmek istiyorum.
Türk Standartları Enstitüsüne gelince;
Türkiyeyi standartları belirleyen ülkelerden biri yapma isteği ifade
edilirken, bu Kurumun bütçesinin 2019 yılı bütçesiyle neredeyse
aynı kaldığı görülmektedir. 2019da 446 milyon 984 bin TL
olan miktar 2020de 473 milyon 659 bin TL olarak belirlenmiştir. Bu
bütçeyle mi teknoloji standartları uluslararası sürece dâhil
olacaktır? Ülke sanayimizin rekabet gücünü artıracak kurumsal
dönüşüm bu anlayışla gerçekleşemez. Yine, bu
anlayışla sanayi yatırımları yapılamaz, üretim
artışı da istihdam artışı da sağlanamaz.
Asansör test merkezleriyle övünenler Endüstri 4.0 uygulamalarını ve
yeni markalar yaratmanın önemini de kavrayamazlar.
Türk Standartları Enstitüsünün ihtiyaç duyulan
görevleri yapabilecek bütçeye kavuşturulmasının önemini
vurguluyor, Türk Patent ve Marka Kurumu bütçesine geçmek istiyorum. Bu Kuruma
bakınca, Hükûmetin bu Kurumun önemini de anlamadığı kolayca
görülmektedir. 2019da 99 milyon 605 bin TL gideri olan bu Kuruma 2020de 102
milyon 165 bin TL gider öngörülmüştür. Bu Kurum, nasıl olacak da bu
bütçeyle -ifade edildiği gibi- dünyada ilk 10 otorite arasına girme
hedefini gerçekleştirecektir. Türkiye'nin patent başvurusu
sayısı artmadığı gibi, azalmaktadır.
Üniversitelerimizin fikrî mülkiyet yönetim kapasitelerini artıracak hiçbir
destek de görülmemektedir. Bilinmelidir ki markalaşma olmadan
uluslararası düzeyde var olmaktan söz edilemez. AR-GE projelerine
ayrılan hibe desteklerinin çok küçük kalması dolayısıyla da
katma değeri yüksek ürün konusunda gelişme kaydedilemiyor.
İnovasyon sistemimizin sorunları çözülmeden Türkiye'nin rekabetçi
teknoloji alanında yer alması da mümkün değildir. Bunun için
kesinlikle yapısal önlemlerin alınmasını gerekli
görmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, bir yıl önceki
bütçe görüşmeleri sırasında bütçeyi eleştirmiş, 2019
yılının zorluklar içerisinde geçeceğini ifade etmiş ve
Millet borçlu yaşamaya mecbur edildi. Bunun sonucu dayanılmaz hâl
almaya başlayan günlük yaşam aileleri yakmaya yıkmaya
başladı. Her gün onlarca cinnet geçirme olayıyla
karşılaşıyoruz. Özellikle büyükşehirlerde aile
bütünlüğü ve devamlılığını sağlamak bir
hayli zorlaştı. demiştim. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki bu
söylediklerimden daha kötü ve olumsuz gelişmeler oldu. Ferdî intihar
olaylarına üçer dörder kişilik toplu intihar olayları
eklenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Nuhoğlu.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Hiçbir zaman
bu gelişmelerin tek sebebi ekonomiktir diyemem ama ekonomik krizle
birlikte artan işsizlik ve geçim zorlukları tetikleyici
olmuştur. Sosyal yapı sarsılınca toplumun psikolojisi
bozuldu ve dayanma gücü kalmadı. Buna çare ekonomik olarak aranmalı,
aynı zamanda sosyal yapıyı onarıcı tedbirler
alınmalıdır. Hükûmet, çözüm getirmiyor, pembe tablolar çizerek
milletle âdeta dalga geçiyor; toplumun direncini, dayanma gücünü daha da
kırıyor. Siyanürün temin edilmesini zorlaştırmak tedbir
değildir. Görmüyorlar mı, her şeyden önce milletin işe ve
aşa ihtiyacı var? Acil tedbirler alınması
şarttır. Ne gerekiyorsa biz varız diyoruz ama duyan yok.
Sonuç olarak, biz bu bütçeyi çok zayıf
buluyoruz, bakanları da son derece başarısız görüyoruz.
İşte, onun için hayır oyu kullanacağımızı
ifade etmek istiyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Gaziantep
Milletvekili İmam Hüseyin Filizde.
Buyurun Sayın Filiz. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İMAM
HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin bölge
kalkınma idaresi başkanlıları bütçeleri üzerinde,
İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yıllar
yılı Çinin Uygur Türklerine uyguladığı zulüm,
işkence ve soykırım olaylarını şiddetle
kınıyor, sözlerime sırf Müslüman ve Türk oldukları için
insanlık dışı bir muameleye muhatap olan ve âdeta
kaderlerine terk edilen Uygur Türkleri için, geç olmadan, ülke olarak bir
duruş sergilenmesi gerektiğini vurgulayarak başlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bölge kalkınma
idarelerinin bütçelerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Konya Ovası
Projesi (KOP) Konya-Karaman merkezli 7 ili kapsıyor, 2020 yılı
bütçesi 118 milyon 250 bin TLdir. Doğu Anadolu Projesi (DAP) Erzurum
merkezli olmak üzere 15 ili kapsamaktadır, 2020 yılı bütçesi 90
milyon 920 bin TL olarak belirlenmiştir. Doğu Karadeniz Projesi
(DOKAP) Giresun merkezli olmak üzere 9 ili kapsamaktadır, 2020
yılı bütçesi 86 milyon 506 bin TLdir. Güneydoğu Anadolu
Projesi, seçim bölgem Gaziantep dâhil, Adıyaman, Batman, Diyarbakır,
Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak illerini
kapsamaktadır, 2019-2020 yılı için ayrılan ödenek 88 milyon
TLdir.
Sayın Bakan, bölge kalkınma projeleri geleceğimiz
açısından, halkımızın refahı, mutluluğu,
nitelikli bir hayat yaşamaları açısından hayati önemi
haizdirler. Onun için ödenekler mutlaka artırılmalı ve projeler
tamamlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, GAP projesi diğer
kalkınma projeleri içinde projelerin en büyüğü ve en eskisidir. GAP
deyince ilk olarak akla GAPı gaptırmam. sözlerinin sahibi 9uncu
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gelmektedir; rahmet ve minnetle
anıyorum, mekânı cennet olsun.
GAP projesi 1976 yılında
başlamış ve 1989 yılında GAP Bölge Kalkınma
İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. Projenin temel
hedefi, bölge halkının gelir düzeyi ve hayat standardını
yükseltmek, projenin uygulandığı bölgeyle diğer bölgeler
arasında gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak,
ayrıca sulama, hidroelektrik, enerji, tarım, kırsal ve kentsel
altyapı, ormancılık, eğitim ve sağlık gibi
sektörlerde yapılacak çalışmaları içermektedir.
Proje kapsamında, su kaynakları
programı; 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1,8 milyon hektar
arazinin sulanmasını hedeflemiştir. GAP kapsamındaki enerji
projelerinde yüzde 78 oranla bir ilerleme kaydedilmiş olmasına
rağmen, sulamada planın oldukça gerisinde
kalınmıştır. Bölgede 2018 yılı sonu
itibarıyla Fırat-Dicle havzasında toplam 558.507 hektar alan
sulamaya açılmıştır. Değişik bir deyimle,
DSİ tarafından yürütülen sulama projelerinin sadece yüzde 31i
gerçekleşmiştir.
Değerli milletvekilleri, Orman ve Su
İşleri eski Bakanı Veysel Eroğlu 2016 yılında
Gaziantepi ziyaretinde verdiği beyanatta 2019 yılı sonunda
GAPla ilgili bütün çalışmaların tamamlanacağını
söylemiş olmasına rağmen, birçok proje maalesef
tamamlanmamış veya eksik durumdadır. Bunlardan
bazıları: Adıyamanda Çetintepe, Koçali ve Gömükan Barajları
inşaatları tamamlanmayı beklemektedir. Batmanda Ambar,
Bulaklıdere, Kıbrıs, Karacalar Barajları projeleri
beklemektedir. Şanlıurfada Siverek- Hilvan pompaj sulaması
henüz proje aşamasındadır. Seçim bölgem Gaziantepteki
Kayacık Barajının sulama kısmının bir bölümü
yine proje hâlinde, tamamlanamamıştır. Ayrıca, Araban ilçesindeki,
yılan hikayesine dönen, Araban Çat Boğazı Barajı Araban ve
bölge köylüleri tarafından umutla beklenmektedir. Eğer bu baraj
yapılırsa 130 bin dönüm arazi sulanacaktır.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği
gibi, Türkiye, saman, kuru fasulye, nohut, mercimek, soya, ayçiçeği,
mısır gibi kendi topraklarımızda yetiştirdiğimiz
tarım ürünlerini ve küçükbaş ve büyükbaş hayvanları dahi
ithal eder hâle geldi. GAP Master Planına göre, bölgeyi tarım ve
tarıma dayalı ihracat merkezi hâline getirmek hedeflenmiş fakat
2018 yılında GAP bölgesinden yapılan 8,7 milyar dolarlık
ihracatın 8,2 milyar doları imalat sanayisini, sadece 405 milyon
doları tarım ve ormancılık ürünlerini kapsamaktadır.
Bu rakam gerçekten düşüktür. Bu kadar araziniz olacak ve siz tarım
ürünlerinde bu kadar az ihracat yapacaksınız. GAPın hedefleri
yakalanabilmiş olsaydı, başlangıç yıllarındaki
heyecan devam ettirilebilseydi ne Sudandan arazi kiralamaya ne de tahıl
ürünleri ithal etmeye ihtiyaç duyulmazdı. Eğer sulamadaki hedeflere
ulaşılabilseydi, güneydoğuda bir Hollanda yaratılabilir,
milyarlarca dolarlık tarım ürünü ihraç edebilirdik. Ülkemiz
adına büyük bir öneme sahip olan bu proje, maalesef, iktidardan gerekli
teveccühü görmemiştir, onun için de bitirilememiştir.
GAP bölgesinde işsizlik bir sorun olarak devam
etmektedir. Proje tamamlandığında, yüksek tarım ve sanayi
potansiyeliyle, bölgede ekonomik hasılanın 4,5 kat
artacağı, toplamda 3,8 milyon kişiye iş
olanağının sağlanacağı planlanmış fakat
TÜİKin 2019 yılı iş gücü istatistiklerine göre GAP
bölgesinde işsizlik oranı yüzde 18,1e çıkmıştır.
Gelir dağılımında
iyileştirme hemen hemen yok gibidir. Ülke geneli düşünüldüğünde,
fert başına düşen en düşük gelir de ortalamayla GAP
bölgesindedir. Bölge şehirlerinde esnaf, köylü, çiftçi ve dar gelirli
vatandaşlar mutsuzdur. Gübre, akaryakıt fiyatları, ürünlerin
para etmemesi, artan enflasyon ve hayat pahalılığı
insanları canından bezdirmiştir. Hayvancılık neredeyse
bitmiştir. Tarımda plansızlık devam etmektedir. Buna bir
örnek vereyim: 2018 yılında sarımsak üreticinin elinde
kalmış, satış fiyatı 1 TLye düşmüş hatta
tarlada kalmıştır; bu yıl ise yaş sarımsak 8
TLden, kurusu ise 40 TLden satılmaktadır yani sürdürülebilir bir
plan maalesef yoktur. Tarım il müdürlükleri bu konularda yol gösterici
olmalı, yeni üretim modelleri geliştirmeli, en önemlisi AR-GE
çalışmaları yapılmalıdır. YÖKün bölgesel aktör
olarak nitelendirdiği üniversitelerin misyonu olmalıdır.
GAPın merkezinde bulunan üniversiteler GAPta tarıma yön verecek
AR-GE çalışmaları yapmalı ve tarıma bağlı
sanayinin geliştirilmesine yardımcı olmalıdır,
dünyanın gelişmiş ülkelerinde böyledir; ön lisans ve lisans
eğitimi yapan üniversiteler vardır, tarım ve hizmet sektörüne
yönelik eğitim yaparlar; öğretim elemanlarının
ayağında çizme, sırtında önlük, bizzat uygulama
yaptırarak yani yaparak öğretirler; kısaca, üniversiteler bu tür
projelerde etkin rol oynamalıdır.
Değerli milletvekilleri, Gaziantepte hâlâ bir
problem olarak devam etmekte olan tarım arazilerinin sulanmasıyla
ilgili bir hususa daha tekrar dikkat çekmek istiyorum.
Gaziantepte bulunan Nizip Çayı, Sacır
Deresi ve Hancağız Barajının sorunları hâlen devam
etmektedir. Bunlara bir de Doğanpınar Barajının sorununun
ekleneceğinden endişe etmekteyim. Sanayi atıkları, evsel
atıklar, köylerin foseptiklerinde biriken atık sular, sabun
imalathaneleri, yün yıkama tesisleri, zeytinyağı üretme
tesisleri, karton ambalaj sanayisi gibi tesislerin suları
arıtılmadan doğrudan dereye verilmektedir. Nizip
Çayının güzergâhı boyunca ve Hancağız Barajı
rezervuarındaki suların yöre çiftçileri tarafından sulama
amaçlı kullanılması sonucunda bitkilerde verimsizlik,
hastalık ve kurumaların olağan hâle geldiği görülmektedir.
Nizip girişinde Akçakent köyü ve Kaleköyde su mor-siyah arası bir
renkte akmakta ve Hancağız Barajına dökülmektedir. Nizip
Çayı, Hancağız Barajı ve Oğuzeli Sacır Deresinin
yarattığı sorunların çözülmesini yöremiz halkı
adına istediğimizi bir kez daha yüce Mecliste dile getiriyorum ve
diyorum ki inşallah en kısa zamanda bu sorunlar çözülür ve ben de
çözenleri tebrik etme şansını yakalarım.
Sayın Bakan, ben, GAP projesiyle ilgili
gelişmeleri yakından takip etmiş birisiyim. Müthiş bir
heyecan vardı; güneydoğunun çatlamış toprakları suya
kavuşacak, ürün yelpazemiz genişleyecek, ürün miktarı artacak,
sosyal, sağlık ve eğitim alanlarında ilerlemeler
kaydedilecek, işsizlik azalacaktı. Zamanın GAPtan sorumlu
devlet bakanı, değerli devlet adamı Kamran İnanın GAP
Bölge Kalkınma İdaresinin kurulduğu zamanki heyecanını
hatırlıyorum; kendisini rahmetle anıyorum. Şimdi de size
diyorum ki şu ya da bu sebeple istenilen noktalara gelinemedi ama siz
destek verirseniz GAP bitirilir ve siz de halkımızın gönlüne
girersiniz diyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Filiz.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
bu bütçenin milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını
diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, söz sırası Ankara
Milletvekili Ayhan Altıntaşta.(İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN
ALTINTAŞ (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama Doğu Türkistandaki Uygur Türkü
soydaşlarımıza yapılan mezalimi kınayarak
başlamak istiyorum.
TÜBİTAK, Türkiye Bilimler Akademisi ve Türkiye
Uzay Ajansı hakkında konuşmak üzere söz almış
bulunuyorum. 1963 yılında Başbakanlığa bağlı
olarak kurulan TÜBİTAK, daha sonra Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığına bağlanmıştır. Takdir edersiniz
ki ulusal bilim, teknoloji ve yenilik politikalarında doğru karar
vermek, değerlendirme yapmak ve bunlarda sürekliliği sağlamak
tek bir bakanlığın etki alanına bırakılamayacak
kadar önemlidir; bu nedenle, TÜBİTAKı tekrar eski konumuna yükseltmek
gerekir. Dünya bilim ve teknolojide nereye gidiyor?
Sürdürülebilir kalkınma için hangi teknolojilere önem vermek gerekir?
İklim değişikliği ve çevre kirliliğine karşı
hangi acil süreçleri devreye sokmak gerekir? Bütün bu konularda dünyadaki
değişimin gerisinde kalma lüksümüz yok. Azalan ülke
kaynaklarımızla, toplumsal ve teknoloji temelli çözümler getirmenin
yolunu bulmalıyız. Burada en önemli görev TÜBİTAKa
düşüyor. TÜBİTAK bu sorunlara, ülkenin nitelikli insan
kaynaklarıyla en verimli çözümler bulmanın yollarını
bulmalıdır. Aynı zamanda bir bilim insanı olan Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşenerin deyimiyle, dün
ekonomide emek ve sermayeye dayalı üretim varken, bugün bilimin
uygulandığı bacasız fabrikaların, üst teknolojilerin
uygulandığı Endüstri 4.0 var. Bu amaca ulaşmak için
TÜBİTAK bütçesinin en büyük kısmının araştırma
geliştirme desteğine ayrılması, personel giderinin minimuma
indirilmesi, üretim araçlarını en verimli şekilde kullanacak
politikaların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, 2020
yılında Avrupa Birliğine ödeyeceğimiz 80 milyon avronun
Türk araştırmaları için kullanılması
kararını tebrik ediyorum. AR-GE harcamalarımızı son on
beş yılda 3 katına çıkardık. Bu bir
başarıdır ama 2023 hedefine ulaşmak için yine de
yetersizdir.
TÜBİTAKın
proje harcamalarının kalem bazında denetimi, kalemler
arasında aktarımları, muadil cihazların alımı
gibi katı kuralları araştırmacıları
zorlamaktadır. TÜBİTAK maliyet riskini azaltmak istiyorsa projeleri
küçük, orta, büyük gibi sınıflandırarak, büyük projeleri daha
önce başarılı olmuş ekiplere vermesi daha doğru olur.
TÜBAyla (Türkiye
Bilimler Akademisi) ilgili sorularımı arz etmeden önce, Profesör
Doktor Aydın Sayılıdan esinlenerek elde ettiğim bilim ve
bilimsel yöntem hakkında genel görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
İnsan topluluklarının yaşadıkları
coğrafyayla kaynaşmasından ve diğer topluluklarla
etkileşmesinden oluşan gelenekler, değerler, ahlaki ölçütler
insanlar için yol gösterici olabilir. Bu değerler bilimsel yöntem ve
süreçlerle kontrol edilmeseler de toplumun gelişimine katkı sunabilirler.
Bilimin yaklaşım ve yöntemleriyle elde edilen bilgiler ise kapsam ve
uygulama alanı olarak çok daha hızlı genişlemekte ve
artmaktadır. Bu nedenle, bilim dışındaki birikimlerden ve
tecrübelerden elde edilen ibret ve derslerin de bilimsel bir sürece
sokulması gerekir. Uygarlıkta ilerlemenin bir ölçüsü, bilimin
gelişimine ayak uydurabilme, bilimsel buluşlara ve bunların
toplum hayatındaki etki ve yankılarına uyum sağlayabilme
yeteneğidir. Bu nedenle, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürkün Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. sözü çok önemlidir. Ancak
bilimsel süreç, genel olarak, bireylerin toplumda yerleşik olan
düşünce, değer ve ölçütlerinin sorgulanmadan kabul edilmesini
onaylamaz. Bilimsel süreçte araştırma yapacak bireylerin
yetiştirilmesinde, eleştirel düşünceyi, daha önce bilinmeyeni
bulmayı, olaylara daha önce bakılmamış bir açıdan
bakmayı, başkalarının çözemediği problemleri çözmeyi
öğretmeye gayret edilir.
Ancak hayatta kalma dürtüsü taşıyan insan,
fıtratı gereği her türlü yenilikten kuşkulanır ve her
türlü değişmeye karşı mukavemet gösterir. En küçük ve basit
şeylerde bile değişmeye karşı mukavemetin izlerini
bulmak mümkündür. Osmanlı tarihinde, yeniliklere set çekmeye de yarayan
fetva usulü meşhurdur; başka ülkelerde de buna benzer örnekler
çoktur. Gregoryen takvimi, bu takvime adını veren papa
tarafından 16ncı asırda, Jül Sezar takviminin
geliştirilmesiyle oluşturulmuştur. Fakat eskisine nazaran
tartışma götürmez üstünlükleri olan bu takvim, bir Katolik
yeniliği sayıldığından Protestan uluslar
tarafından uzun zaman kabul edilmemekte ısrara
uğramıştır. İngilterenin bu husustaki zihniyetini
Voltaire şöyle ifade ediyor: İngilizler papayla uyuşma
vaziyetine düşmemek için güneşle bile uyuşmazlık etmeye
razı oluyorlar. Astronomide 16ncı ve 17nci yüzyılda
yapılan yeniliklere Katolik kilisesinin muhalefeti de meşhurdur.
Galileo bunun en canlı örneğidir. O devirde kilisenin kabul ettiği
Güneş dünya etrafında döner. inancının aksine,
yaptığı gözlemler sonucu Dünya güneş etrafında
dönüyor. dediği için engizisyon mahkemesinde mahkûm edilen Galileo,
kendisini mahkûm eden papazlara Siz beni hapse yolluyorsunuz ama Dünya hâlâ
Güneşin etrafında dönüyor. demiştir. Bilimsel keşifler
olgunlaşmış ve gelişimlerini tamamlamış olarak
doğmazlar ancak zamanla ve iş birliğiyle
başarılması mümkün olan bir büyümeleri ve
olgunlaşmaları vardır. Bilim insanlarının tartışma
ve eleştirileri, bilimsel keşfin bu gelişimini kamçılar ve
olgunlaşmaya neden olur. İster tartışma isterse
çekişme şeklinde olsun, bu münazara ve fikrî çarpışmalar
bilimsel iletişimin önemli bir görüntüsüdür. Bilim insanlarının
bu tartışma ve çekişmeyi hakkıyla yapabilmesi için toplumda
hür düşünce ortamının kurulması ve ifade özgürlüğünün
var olması gereklidir. İfade özgürlüğü, tanım
itibarıyla insanların düşündüklerini herhangi bir korku,
sindirme veya tehdide maruz bırakmadan dile getirebildiklerinde
gelişir. İfade ve fikir özgürlüğü olmayan toplumlarda
yaratıcı düşünce olmaz ve eninde sonunda ekonomik gelişme
de tıkanır. Bilim insanı ürkektir, ifade özgürlüğü
bulamadığı, huzurun olmadığı mekânı hemen
terk eder, bazen de yönetimler bilim insanını kendileriyle aynı
düşünmediği için cezalandırırlar. Örneğin, İslam
bilim tarihçisi, aynı zamanda adına TÜBA tarafından ödül konulan
rahmetli Fuat Sezgin Hoca da 27 Mayıs darbesiyle üniversiteden
uzaklaştırılan 147liler arasındadır. Hoca bundan
sonra Türkiyeyi terk etmiştir. 27 Mayısçılara göre hoca toplumu
anarşi ve kargaşayla geriye götürmeyi amaçlayan bir gruba mensuptu.
Yıllar sonra değerli hocamız kendisini uzaklaştıran 27
Mayısçılardan birisi olan Devlet Bakanı Mehmet Özgüneşle
karşılaşır ve der ki: Maalesef, her şeyi
yanlış yaptınız ama bir şeyi doğru
yaptınız, bu da beni memleketten çıkarmış
olmanızdır. Hocanın kendi takdiridir ama bu olayda Türkiye'nin
kaybettiği kesindir. TÜBAya soruyorum: Bugün Türkiyede benzer durumlar
yaşanmamakta mıdır? TÜBA olarak Türkiyeden ayrılan bilim
insanları konusunda bir araştırmanız veya en azından
bir kaygı bildiriminiz oldu mu? TÜBAnın Türkiyedeki özgür bilim
ortamının gelişmesine ne kadar katkı yapmış
olduğunu sorguluyor musunuz? Bu konuda ne gibi girişimlerde
bulundunuz? Türkiyedeki bilimsel etik konusunda ne gibi çalışmalar
yaptınız ve ne gibi yaptırımlar önerdiniz? Uzun uzun
anlatmaya gerek yok ama Türkiye maalesef bilimsel etik açısından en
başarısız ülkeler arasında. 2018 yılı performans
göstergelerinin 69unda hedeflere ulaşılamamış, bunun
nedenlerini araştırdınız mı?
Gelelim Türkiye Uzay Ajansına. Türkiye Uzay
Ajansı 13 Aralık 2018de kurulmuş. Bir yıl geçti, ne
yaptı? İlk yapacağımız iş millî uzay
programı hazırlamak. diye açıklama
yapmıştınız. Bu program yayınlandı mı? Neler
içeriyor? Yoksa, bu Ajans da eşe dosta iş bulma ajansı mı
olacak? 2019 yılı bütçesinde neleri hedefleyip yapamadınız?
Gelecek yıl, bütçeyi hangi hedefler için istiyorsunuz? Uzayla ilgili insan
kaynağımız ne durumda? İnsan
kaynağımızı zenginleştirmek için hangi
çalışmaları yapıyorsunuz, yapacaksınız?
Ukraynayla hangi alanda iş birliği yapılacak, başka
ülkelerle de iş birliği girişimleri var mı? Belki çok yeni
olduğu için fazla soru olabilir ama gelecek yıl için ciddi
hazırlık yapılması gerekiyor.
2020 bütçesinin hayırlı olmasını
diliyor, Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şahıslar adına ilk söz,
lehte olmak üzere Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin.
Buyurun Sayın Karahocagil.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ben de bugünkü
bütçe görüşmeleri hakkında lehte konuşma yapacağım.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerimizin
hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını
Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Değerli Bakanlarım, dış
güçlerin, şer güçlerin bu ülke içindeki o iç güçleri ne yazık ki bu
kürsüden sizlere Hükûmetimizin başarısız Bakanları
dediler. Belli ki doğru yoldasınız, belli ki
başarılısınız. Bu milletvekilleri, bu Meclis sizin
arkanızda, sizinle Bakanlarım. Allahım sizlere güç, kuvvet
versin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Helal
olsun!
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Devamla)
İnşallah bu ülke için daha büyük gelişmelere imza
atacaksınız.
Değerli milletvekillerim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız
sanayi ve teknolojinin her alanında faaliyet göstermekte ve önemli
çalışmalar yapmaktadır. Başta organize sanayi bölgeleri
olmak üzere, planlı sanayi alanlarının oluşturulması,
araştırma ve geliştirme alanındaki destek ve
teşviklerin yürütülmesi, sanayi ürünleri teknik mevzuatlarının
hazırlanması, sanayi ürünlerine yönelik piyasa gözetim ve denetim
faaliyetleri, KOBİlere yönelik destekler, kredi mekanizmaları ve
proje destekleri, yatırımların özendirilmesi ve üretimin
artırılmasına yönelik yatırım teşvikleri,
yabancı sermayenin ve firmaların ülkemize çekilmesi, standardizasyon
uygunluk değerlendirme, deney ve kalibrasyon faaliyetleri
çalışmaları, bölgeler ve iller arasındaki
gelişmişlik düzeylerinin azaltılması ve illerin
kalkınması amacıyla yürütülen çalışmalar bunlardan
bazılarıdır.
Öncelikle teknoloji ekosisteminden
bahsedeceğim. Araştırma ve geliştirme faaliyeti yapan
firmalarımıza önemli destek ve muafiyetler sağlamaktayız.
Bunlardan bazıları vergi indirimi, sigorta prim desteği, gelir
vergisi stopajı, temel bilimler istihdamı, asgari ücret
desteğidir. Bu destek ve teşvikleri, fiziki mekân olarak ayrı
bir birimde araştırma ve geliştirme faaliyeti yapan en az 15
araştırmacıya sahip firmalarımıza veriyoruz. AR-GE
Merkezi Belgesine sahip bu firmalarımız son yıllarda hızla
arttı ve bugün sayıları 1.200ü aştı ve bu merkezlerde
çalıştırılan araştırmacı sayısı 50
bine yaklaştı. Yine, ülkemizin dört bir yanında, 85 Teknoloji
Geliştirme Bölgemizde 4.500 firma ve 46 bin araştırmacıyla
tamamlanmış veya devam eden proje sayısı 45 bini
geçmiştir. Bakanlığımız, Teknoloji Geliştirme
Belgelerinin hem kuruluşuna altyapı desteği vermekte hem de
burada yer alan firmalara çeşitli vergi indirimleri istisnaları
sunarak teknoloji ekosisteminin gelişmesini amaçlamaktadır. 2020yle
birlikte yapılan bu desteklere ek olarak teknoloji ekosisteminin çok
önemli adımlarını atacağımızı ve yenilikçi
düzenlemeleri hayata geçireceğimizi belirtmek isterim.
Bakanlığımız KOSGEB
destekleriyle KOBİlere ve girişimcilere birçok destek programı
sunmaktadır. Bu desteklerle yurt içinde üretilmeyen ürünlerin ülkemizde
üretilmesi, KOBİlerimizin kapasitelerinin artırılması ve
dış pazarlarda rekabet edebilmesinin sağlanması, teknolojik
ürünlerin üretilmesine yönelik proje ve yatırımların teşvik
edilmesi ve firmalar arası iş birliklerinin
artırılması temel hedeflerimizdendir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yeni
yapısıyla daha da güçlenmiş ve tüm sektörlere bütüncül bir
destek sağlar duruma gelmiştir. Özellikle Yatırım
Teşvik Sistemiyle yatırımların yüksek ve orta yüksek
sektörlere yönlendirilmesi, bölgesel gelişmişlik
farklılıklarının azaltılması ve
vatandaşlarımıza yeni istihdam olanakları
sağlanması en önemli amaçlarımızdan olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Vekil.
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Devamla)
Yatırım Teşvik Sistemiyle
yatırımcılarımıza, yatırımın
özelliklerine bağlı olarak vergi indirimi sigorta prim desteği,
KDV istisnası, gümrük vergi istisnası, faiz desteği,
yatırım yeri tahsisi gibi destekler sunulmaktadır. 2019
yılının ilk on ayında 101 milyar TL sabit yatırım
tutarına sahip 4.300 yeni yatırımla 166.275 istihdam
sağlanması beklenmektedir. Yeni yılda da bu destek teşviklerinin
ülkemize daha fazla yatırım kazandıracağına
inancım tamdır.
Bir diğer önemli konu da
yatırımların planlı bölgelere yönlendirilmesi ve
planlı sanayi bölgeleri kurulmasına yönelik mekanizmalar ve
desteklemelerdir. Bu alanlar da Bakanlığımız
tarafından desteklenmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Devamla)
Sayın Başkanım, müsaade ederseniz.
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Devamla) -
Bakanlığımız, OSB ve sanayi sitelerinin kuruluşunda
bankalar aracılığıyla çok düşük faizli ve uzun vadeli
kredilerle yatırım için uygun kaynaklar sunmaktadır. Bugün
OSBlerimizin sayısı 315e ulaşmış olup bölgelerde 2
milyon vatandaşımız istihdam edilmektedir.
Sanayi ve teknoloji stratejisi ve teknoloji
odaklı sanayi hamlesiyle atılacak adımlar yıllar
itibarıyla belirlenmiştir. Sanayi ve teknoloji alanında bugünden
daha ileri noktalara yakın dönemde ulaşacağımızı
ifade etmek isterim.
Tüm bu düşüncelerle tekrar 2020 bütçesinin
vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını
diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kaya...
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
26.-
Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, Trabzon ilinin milletvekili
sayısının düşmesinin nedeninin azalan nüfusu olduğuna
ve Çömlekçi Kentsel Dönüşüm Projesinin tamamlanmadığına
ilişkin açıklaması
AHMET KAYA (Trabzon) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Biraz önce yaptığım konuşmada
Trabzonda milletvekili sayısının 8den 6ya
düştüğünü, bunun gerekçesinin de azalan nüfus olduğunu
söylemiştim. Gerçekten de Trabzonda milletvekili sayısı 8den
6ya düştü. Bu doğru mu? Doğru. Bir gerçek üzerinden bir
değerlendirme yaptım. Tabii, benim bu değerlendirmeme AKP
Trabzon Milletvekili Sayın Adnan Günnar bir cevap verdi. Sayın Günnar
cevabında Artık ölülere oy kullandırmıyoruz, ölüleri
saymıyoruz. dedi; o nedenle vekil sayımızın
düştüğünü söyledi. Sayın Günnara şimdi şunu sormak
istiyorum: Ölülere oy kullandırmıyoruz, ölüleri saymıyoruz.
dedi ama şimdi, AKP iktidarı döneminde ölülere oy kullandırıldı,
boş arazilere, arsalara seçmen kaydettirildi, ilçelerin
sınırları değiştirildi yani bunun en yakın
örneği Yenimahalledir, Çankayadır; buralarda bunu
yaşadık.
Ayrıca, ben konuşmamda Çömlekçi Kentsel
Dönüşüm Projesinin yarım kaldığını
söylemiştim. Adnan Günnara soruyorum: Çömlekçinin bu hâli Adnan
Günnarın içine siniyor mu?
BAŞKAN Sayın Fendoğlu
27.-
Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, Malatya ilinde ilk kuru
kayısı deposunun temelinin atılması nedeniyle Sanayi ve
Teknoloji Bakanına teşekkür ettiklerine, Malatya 1. Organize Sanayi
Bölgesindeki atıksu arıtma tesisisi kapasitesinin 40 bin metreküpe
çıkarılması projesinin tamamlanması sözünü beklediklerine
ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ederim Başkanım.
Sorum Sayın Varanka: Kendileri bir ay önce, 10
Kasımda Malatyada dünyanın ilk lisanslı kuru kayısı
deposunun temelini attılar, bir Malatyalı olarak kendilerine
teşekkür ediyorum fakat 1. Organize Sanayi Bölgesinde bir projemiz var
arıtmayla ilgili, 24 bin metreküplük bir projenin 40 bin metreküpe
çıkarılmasıyla ilgili. O projenin bitmesiyle birlikte
Şahnahan Çayının ve etrafındaki 25e yakın
yerleşim biriminin daha kaliteli yaşama kavuşacağı ve
tarım alanlarının da daha iyi olacağını
Bu
konuda Bakanımız bir söz verirse çok memnun olurum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN- Sayın Koncuk...
28.-
Adana Milletvekili İsmail Koncukun, Adana TEMSA fabrikasında
yaşanılan sıkıntıların çözümü konusunda Sanayi ve
Teknoloji Bakanının müjde verip veremeyeceğini öğrenmek
istediklerine ilişkin açıklaması
İSMAİL KONCUK (Adana) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Hepinizin bilgisi dâhilinde olduğunu
düşünüyorum, TEMSA Fabrikası elli yıldır Adanada faaliyet
gösteren önemli bir fabrikadır ancak son günlerde TEMSAda çok ciddi
sıkıntılar yaşandığını görüyoruz. Yeni
el değiştiren bu fabrikanın nasıl bir ödeme güçlüğü
içine düştüğünü de bilmiyoruz. Dolayısıyla, 70 ülkeye
ihracat yapan, elektrikli otobüs üretimini gerçekleştiren ve seri üretime
geçen, aslında ülkemizin medarıiftiharı, sadece Adana için değil,
Türkiye için önemli bir kuruluşun böyle bir ödeme güçlüğüne
düşmesi Hükûmetimiz tarafından takip ediliyor mu, Sanayi
Bakanımızın bu konuda takibi nedir, bir müjde verebilecek mi bu
konuda Adanalılara ve Türkiyeye?
Teşekkür ederim.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Şimdi, talepte bulunması
sebebiyle yürütmeye söz vereceğim.
Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyor, 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifimizin ülkemiz ve
milletimiz adına hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Ticaret Bakanlığı olarak
dış ticaret, gümrükler ve iç ticaret faaliyetlerimizi tek çatı
altında etkinlikle yürütüyoruz. Bakanlığımız,
çağın gereklerine uygun yaklaşımları, gelişmeleri
ve teknolojileri proaktif biçimde iş süreçlerine entegre etmekte, ticaret
erbabı ve vatandaşlara memnuniyet odaklı hizmet
sunmaktadır.
Ticaret Bakanlığımız 110
farklı ülkede toplam 284 personelle hizmet sunan geniş bir yurt
dışı teşkilatına sahiptir. Merkez
teşkilatımızda 4.111, ülkemiz genelinde ve sınır hattımıza
yayılmış taşra gümrük teşkilatımızda 16.102
personelimizle toplamda 20.497 personelle yurt dışında, yurt
içinde, tüm sınır hattımızda ticaret erbabı
vatandaşımıza özenle hizmet vermeye devam etmekteyiz.
Bakanlığımızın
başlıca hedeflerini, dış ticaretimizi ülkemizin sürdürülebilir
büyümesine katkı sağlayacak, teknoloji ve katma değere
dayalı ihracat kapasitemizi güçlendirecek, gümrük ve idarelerimizi modern,
etkin ve güvenilir kılmak üzere ülkemizdeki iş ortamını
geliştirmek, küçük işletmelerin esnaf, sanatkâr ve kooperatiflerin
olanaklarını güçlendirmek, tüketici haklarını ve ürün
güvenliğini en ileri seviyede temin etmek, ticaretin en hızlı,
en güvenilir, en kolay biçimde yapılmasını sağlamak,
dijital ekonomiye geçişte kolaylaştırıcı bir rol
üstlenmek şeklinde özetleyebiliriz.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere,
son dönemde uluslararası ticarette korumacılık önlemleri
yükselmiştir. Ticaret savaşları olarak nitelendirilen bu
konjonktürde ülkelerin ticari önlem ve korumacı politikalarında
artış yaşanmaktadır, bu da 2019 yılı küresel
büyüme ve ticaret ivmesini yavaşlatmıştır. Türkiye olarak
bu süreçte, ihracatımızı koruyup geliştirmeye özen
gösterdik, gösteriyoruz.
Küresel ekonomi ve ticaretteki yavaşlamaya
rağmen 2019 yılında dış ticarette güçlü bir performans
ortaya koyduk. Ocak-eylül dönemi Dünya Ticaret Örgütü verilerine
bakıldığında, ülkelerin pek çoğunun
ihracatının düştüğü görülmektedir. Verisi açıklanan
ilk 50 ülkenin ihracat değişim ortalaması alındığında
ihracatta eksi 2,6 azalma görülmektedir. Türkiye bu dönemde
ihracatını yüzde 2,56 artırmış, ihracat
artışı kaydeden sınırlı sayıdaki ülkeler
arasına girmiş bulunmaktadır. Türkiye bu dönemde
ihracatında artış oranı olarak dünyada 7nci sırada,
değer olarak da dünyada 5inci sıradadır eylül sonu
itibarıyla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 2019
yılı on bir aylık ihracatımız 165 milyar 67 milyon
dolar olurken, ithalatımız 190 milyar 229 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir. Geçen sene yılın ilk on bir ayında 52
milyar 247 milyon dolar olan dış ticaret
açığımız, yüzde 51,8 gibi ciddi bir düşüşle 25
milyar 162 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizin
dış finansman ihtiyacına 27 milyar 85 milyon dolar pozitif
katkı sağlanmıştır. İhracatın ithalatı
karşılama oranı yüzde 75,6dan yüzde 86,8e
çıkmıştır. Net ihracatımızın büyümeye
katkısı, 2019 yılının ilk üç çeyreğinde 4,7 puan
olarak gerçekleşmiştir. Hizmet ihracatımız 2019
yılının ilk on ayında bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 10,3 artışla 46,6 milyar dolar, hizmet
ithalatımız yüzde 4,4 azalışla 18,4 milyar dolar olarak
gerçekleşmiştir.
Küresel ticaretteki gelişmelerden ötürü ticaret
diplomasisi ve ikili ticaret anlaşmalarının önemi giderek daha
kritik hâle gelmektedir. Gerek siyasi gerek teknik düzeyde ticaret diplomasisi
faaliyetlerimizi etkinlikle yürütüyoruz. Siyasi düzeyde ikili karma ekonomik
komisyon, ekonomik ticari ortaklık komitesi mekanizmalarımız
çerçevesinde 2019 yılında 22 ülkeyle ve ikili düzeyde de bakan
seviyesinde 54 görüşme gerçekleştirdik, hâlihazırda 20 ülkeyle
serbest ticaret anlaşmamız var, 4 tanesi aktif olarak STA
müzakerelerimiz de sürmektedir.
Avrupa Birliğiyle olan gümrük birliğimizin
güncellenmesi ve bu sayede hizmetler, e-ticaret, kamu alımları ve
tarımsal faaliyetler gibi yeni alanlarda karşılıklı
pazar açılımları sağlanması gündemimizdeki diğer
önemli konudur. Keza Avrupa Birliğinin 14 Ekim 2019 tarihinde
yayınladığı raporda, Türkiyeyle gümrük birliğinin
güncellenmesinin AB ticaret gündeminin önemli bir önceliği olmaya devam
ettiği Avrupa Birliği tarafından vurgulanmıştır.
Diğer taraftan, Birleşik Krallıkın Avrupa Birliğinden
ayrılış süreci kapsamında, Türkiye ile İngiltere
arasında tercihli ticaret rejiminin devamını sağlamaya
yönelik çalışmalarımız da sürmektedir.
Değerli milletvekilleri, uluslararası
arenada görülen korumacılık tedbirlerinin ihracatımıza olan
etkisini sayısal olarak ifade etmek isterim. 2017 yılında
ihracatımızın 893 milyon dolarlık kısmı ticaret
politikası önlemlerine tabi idi, 2018 yılında bu rakam 7,2
milyar dolar oldu ve 2019 yılında ihracatımızın 11
milyar dolarlık kısmı ticaret politikası önlemlerine
tabidir. Elbette biz de Türkiye olarak üretici ve ihracatçımızın
haklarını korumak adına, bir taraftan ticaret diplomasisinin
gerektirdiği bir biçimde temaslarımızı sürdürürken, bir
taraftan da uluslararası hukuku kullanarak, misilleme haklarımız
dâhil olmak üzere, ticaret politikası önlem ve araçlarını
gerektiği şekilde devreye alıyoruz. Ülkemiz DTÖ üyeleri
arasında yürürlükteki önlem sayısı bakımından 3üncü
sırada yer almaktadır.
Ülke olarak ithalatımızın 41,6 milyar
dolarına tekabül eden yüzde 19 oranına ithalat politikası
önlemleri uygulamaktayız DTÖ kuralları çerçevesinde. Dış
ticarette 2023 yol haritamızı teşkil eden İhracat Ana
Planımızda 17 hedef ülke ve 5 hedef sektör seçtik.
Belirlediğimiz ülkeler, dünya gayrisafi hasılasından yüzde 60
pay alan, dünya ithalatından yüzde 43,7 pay alan, dünyadan 8,6 trilyon
ithalat gerçekleştiren, nüfusları da 4,2 milyar olan ülkelerdir.
Amacımız, hedef ülkelerin ithalatında binde 5 olan
payımızı yüzde 1e çıkarmak. Aynı şekilde, hedef
sektörlerin ihracatında binde 7,6 olan ihracat payımızı da
yüzde 1e çıkarmak.
Mal ve hizmet ihracatçımıza yönelik
farklı türlerde destek programları uygulamaktayız. Bütçemizin en
büyük kalemini oluşturan destek programımız kapsamında ihracatçılarımıza
3 milyar 757 milyon TL destek vereceğiz. Uluslararası
rekabetçiliğin geliştirilmesi, uluslararası fuar
katılım desteklerimiz, TURQUALITY, markalama, tasarım
desteklerimiz, küresel ticaret zinciri programımız gibi çok
sayıda ve türde desteklerimiz yürürlüktedir. İhracata ilk
hazırlıktan son aşamaya kadar ihracatçımızın
dış pazarda tutunup markalaşmasını sağlamak üzere
tüm desteklerimizle ihracatçımızın yanındayız, onlara
önemli kaynaklar aktarıyoruz.
Öte yandan, sağladığımız
desteklerin etki analizlerini yapıyor, bunlara göre desteklerimizi gözden
geçirip geliştiriyoruz. Destekler ve başvuru süreçlerini
kolaydestek.gov.tr adresimiz üzerinden etkin, kolay, basit,
anlaşılır bir üslupla bütün firmalarımıza
anlatıyoruz. Keza, kurmakta olduğumuz ihracattaki devlet destekleri
yönetim sistemiyle başvuru ve destek sürecini tamamen dijital ortama
taşıyoruz ve 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren
ihracatçımızın tüm başvurularını devlet
destekleri yönetim sistemi üzerinden dijital olarak alıp
cevaplayacağız.
Desteklerimizden, mal ihracatçımızın
yanında hizmet ihracatçılarımızın da
faydalandığını belirtmek isterim. Türkiye,
sağlık, eğitim, turizm, film yapımcılığı,
yazılım, lojistik, teknik müşavirlik başta olmak üzere
hizmetler sektörünün pek çok kolunda küresel rekabet gücünü artırmakta ve
net ihracatçı konumuna geçmektedir. Mal ticaretimizin yanında hizmet
ticaretimizin çeşitlenerek gelişmesini son derece önemli görüyoruz.
İhracatçılarımızın küresel pazarlara erişimini
desteklemek için kendilerine hususi damgalı pasaport temin ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan düzenlemeyle yeşil pasaporttaki
ihracat limitini 1 milyon dolardan 500 bin dolara indirdik.
Değerli milletvekilleri, Bakanlık olarak
önem verdiğimiz konulardan biri de ihracatın tabana
yayılması. Esnaf, sanatkârımızın dış ticaret
yönünde farkındalıkların artması yönünde
çalışmalara hız verdik. Belli faaliyet kollarındaki
esnafımız özellikle e-ticaretin getirdiği imkânlardan
faydalanarak ihracat yapabilecek potansiyeli taşımaktadır. Bu
yüzden Esnaf ve Sanatkârlara Yönelik Pazarlama ve Markalaşma Projesini
uygulamaktayız. Esnafımıza yönelik bugüne kadar 14 ilde
düzenlenen e-ticaret eğitimlerimize 7 bin esnafımız
katılmış bulunmaktadır. Esnafımızın
ihracattaki belli devlet desteklerinden faydalanmasının önünü açmak
üzere de gerekli mevzuat çalışmalarımızı
tamamladık.
Öte yandan, İhracat Genel Müdürlüğümüz
bünyesinde kurduğumuz Kadın ve Genç Girişimciler İhracat
Daire Başkanlığı eliyle kadın ve genç
girişimcilerin ihracatımızda daha etkin rol almalarına
yönelik odak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Türkiye Fiziki ve On-Line Kadın Girişimci
Ağları Melek Yatırımcı Ağı ve İhracat
Akademisi gibi programları başlatmış bulunuyoruz. Şu
ana kadar 800 kadın girişimcimiz bu eğitimlerden
yararlandı. Hedefimiz 2020 yılında 5 bin kadın ve genç
girişimcimize bu eğitimleri vermek. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yine, ihracatı tabana yayma
çalışmalarımızın önemli bir sonucu olarak ülkemiz
genelinde ihracat destek ofislerimizi hayata geçirmeye başladık.
Bunlar İhracat Genel Müdürlüğümüzle paralel
çalışıyorlar. 56 ilde 67 ihracat destek ofisi kurduk; bunu da 81
ile çıkaracağız.
2019 yılında 63 ilimizde 78 adet
dış ticaret bilgilendirme semineri düzenledik. Bunlara 2020
yılında da devam edeceğiz.
Ayrıca yeni bir projemiz daha var, İl
Bazlı Potansiyel İhracatçılarımızın Belirlenmesi
Projemiz kapsamında henüz ihracat yapmayan ancak potansiyeli bulunan
firmalarımızı tespit ediyoruz. İhracat için ülke genelinde
yapacağımız bu potansiyeli taşıyan
firmalarımızın tespitine devam edeceğiz ve onlarla bire bir
firma bazında sahada çalışmaya başlayacağız.
İhracat kapasitemizi temelden güçlendirmek için
Millî Eğitim Bakanlığımızla
imzaladığımız protokolle dış ticarette meslek
eğitimini geliştiriyoruz. Meslek liselerimizdeki dış
ticaret müfredatı ve eğitim materyallerinin güçlendirilmesi,
alternatif dillerde eğitimin teşvik edilmesi, öğrencilere staj,
burs imkânları sağlanması alanında çalışmalara
başladık.
Bakanlık olarak çağımızın
koşullarıyla uyumlu biçimde dijitalleşme ve otomasyona özel önem
veriyoruz. Bu şekilde hem kendi işimizi daha verimli kılmaya hem
ticaret erbabımıza daha iyi hizmet sağlamaya hem bir kamu kurumu
olarak dijitalleşme alanında iş dünyamıza örnek olmaya
gayret ediyoruz.
Geçtiğimiz yıl kurulan
Davranışsal Kamu Politikaları ve Yeni Nesil Teknolojiler Daire
Başkanlığımız kanalıyla, blokzincirin
dış ticaretteki potansiyel uygulama alanlarını irdeliyor ve
pilot projeler gerçekleştiriyoruz; bu alanda, Singapur ve Güney Koreyle
de çalışıyoruz.
Kolay İhracat Platformu olarak
adlandırdığımız, gelişmiş
yazılımlarla desteklenen platformu 2020 yılı sonunda
ihracatçılarımızın kullanımına
açacağız.
Yapay zekâya dayalı Akıllı
İhracat Robotu gibi modüller sayesinde, belli bir ülkedeki pazar ve talep
koşullarını, o ülkedeki vergiler ve ilgili yasal düzenlemeleri
ve diğer kritik bilgileri ihracatçı firmalarımıza özel
olarak, firma özelinde sağlayacağız.
2019 yılında kurduğumuz Dış
Temsilcilikler Yönetim Bilgi Sistemi sayesinde, ticaret müşavirlerimiz ve
ataşelerimiz birbirleri ve merkez teşkilatıyla bilgi
paylaşımlarını daha etkin bir şekilde
gerçekleştirmekte ve kurumsal hafıza güçlü biçimde tesis
edilmektedir. Firmalarımızın, yurt dışı
müşavirliklerimizle daha kolay iletişim kurması ve bilgi alabilmesi
için bu platformu da kısmen, bu yıl sonu itibarıyla
firmalarımızın kullanımına açacağız.
Bildiğiniz üzere, ülkemizin ihracata
açılan en önemli kapılarından biri de serbest bölgelerimizdir.
Sanayi ürünleri grubunda, Türkiyeden yapılan yüksek teknolojili ürün
ihracatının payı yüzde 3,5 iken serbest bölgelerimizde bu oran
yüzde 9. Serbest bölgelerimizin bu potansiyelini daha güçlendirebilmek
amacıyla hedefimiz, yeni nesil ihtisas serbest bölgelerini
gerçekleştirerek, OECD ortalaması olan yüzde 14e ulaşmaktır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İhracatçımızın en büyük
destekçilerinden olan TÜRK EXIMBANKın hizmetlerine gelince;
Bakanlığımızın, iş dünyasıyla ortak
akıl ve istişareleri neticesinde pek çok yeni finansal ürünü ihracatçılarımıza
sunmuş, ihracatımıza finansman desteğini güçlendirmiş
bulunuyoruz. Bankacılık sektörü tarafından verilen ihracat
kredilerinin yüzde 53ünü tek başına EXIMBANK vermektedir; on bir
ayda toplamda 40 milyar dolarlık destek sunmuştur. Toplam
müşteri içerisinde KOBİ oranı yüzde 73e çıkmış
bulunmaktadır. Ve ihracatçımıza daha yakın olma
potansiyelimiz çerçevesinde de EXIMBANK şubelerini 20ye
ulaştırdık bu sene. 2020 yılında da kredi ve sigorta
ürünlerini daha da çeşitlendirerek, ihracatçılarımızın
en büyük destekçilerinden biri olmaya devam edeceğiz.
Modern ve etkin bir gümrük idaresi
anlayışını ortaya koyabilmek, hem ticaretin hızlı
ve sorunsuz akışı hem de ülkemizin ve halkımızın
güvenliği açısından önem arz etmektedir. Ülkemizin dört bir
yanındaki gümrüklerimizde pek çok yeniliği yoğun bir
şekilde uyguluyor, teknolojik yatırımlar yapıyoruz. 2019da
Çobanbey, Kapıköy, Sarp Gümrük Kapılarının yeni tesislerini
hizmete aldık. Afrinde açılan Zeytin Dalı Gümrük Kapısını
faaliyete geçirdik. Öncüpınar, Kapıkule, İpsala, Hamzabeyli
inşaat çalışmalarımızı 2020de
tamamlayacağız. Habur Gümrük Kapısının inşaat
çalışmalarına başladık. Gürbulak, Pazarkule, Türkgözü
Gümrük Kapılarının yeniden inşasına yönelik ön
çalışmalarımızı başlattık. Türkiye genelinde
gümrük müdürlüklerimizin sayısını 164e çıkardık.
Kâğıtsız gümrük vizyonumuz
çerçevesinde ihracat işlemleriyle ilgili tüm süreçlerin elektronik ortamda
izlenmesini sağlayan İhracatta Dijital Gümrük Uygulamasını
devreye aldığımızı hepiniz biliyorsunuz artık.
İthalatta da kâğıtsız ortama geçiş için Bakanlık
olarak biz hazırlıklarımızı tamamladık.
Dış ticarete konu eşya için gerekli tüm bilgi ve belgelerin tek
bir başvuru noktasından sunulduğu Tek Pencere Sisteminde
hâlihazırda 144 belge yer almakta, farklı kurumlarımızdan
beklediğimiz belgelerin tamamlanmasıyla da bu sayıyı
2020de 196ya çıkarmayı hedefliyoruz.
Deniz yolu işlemlerinde kolaylık
sağlayan Liman Tek Pencere Sistemini hayata geçirdik. Konteyner ve Liman
Takip Sistemimiz hâlihazırda konteyner işlemlerinin yüzde 92sini
gerçekleştiren 23 limanımızda kullanılmaktadır ve
bavul ticareti olarak adlandırdığımız özel fatura
kapsamında yapılan gümrük işlemlerinin elektronik ortamda
yapılabilmesi ve kayıt altına alınmasına ilişkin
çalışmalarımızı da tamamladık.
Öte yandan, gümrük süreç ve işlemlerinin kolay
ve anlaşılır bir biçimde anlatıldığı,
oldukça geniş bir içeriği olan gumrukrehberi.gov.tr web portalimizi
tamamlayarak bireysel kullanıcılar ve ticaret erbabının
kullanımına açtık, bütün kapılarımızda da
istedikleri yerden bu web sitesine ulaşabiliyorlar.
Ticaret erbabımız için önemli bir
kolaylık olan yetkilendirilmiş yükümlü statüsü giderek
genişliyor, şu anda 477 firmamız var. Bunlar Türkiye
ihracatının yüzde 33ünü; ithalatının yüzde 42sini gerçekleştirmekteler.
Yetkilendirilmiş yükümlü sayımızı 500e çıkarmayı
öngörüyoruz önümüzdeki yıl.
İthalatta Yerinde Gümrükleme
Uygulamasını 2020de hayata geçireceğiz.
Sınır kapılarında araç
trafiğinin yönetilmesi ve düzenlenmesiyle ilgili olarak Randevulu Sanal
Sıra Sistemini de 2020 yılında devreye alacağız.
Varış Öncesi Gümrükleme Projesini 2019
Nisan ayında hayata geçirdik. Bu projemizle, deniz yoluyla gelen ham madde
ve ara malının, henüz Türkiye gümrük bölgesine gelmeden
üreticilerimiz, ihracatçılarımız için gümrük işlemlerinin tamamlanması
ve limanda beklemeksizin doğrudan üretim tesislerine sevki
sağlanmaktadır. Projenin hava yolu
taşımacılığı için uygulama
çalışmalarımız devam etmekte, 2020de devreye alacağız.
İnternet üzerinden erişilen Gümrük
Eşya Takip ve Analitik Performans Programımızla, dış
ticaretimizde, gümrükteki eşyanızı ve işlemleri baştan
sona kadar canlı olarak takip edebiliyorsunuz.
Süre Hesaplama ve İzleme
Programımızda ise ileri analiz ve modelleme teknikleri
kullanılarak eşya ülke- gümrük idaresi bazında süre ölçümleri
gerçekleştirilmekte, işlemlerle ilgili tahmini tamamlanma süreci
verilmektedir. Bu, aynı zamanda bizim kendi gümrüklerimizin performans
ölçümünü de sağlamaktadır.
Gümrük işlemlerinde etkin ve modern bir risk
yönetimi anlayışını ortaya koyma gayretindeyiz. Veri
madenciliği gibi teknikleri barındıran Bütünleşik Veri
Analitiği Projemizi tamamlama aşamasındayız. Risk
değerlendirmelerinin günümüzün bilimsel yöntem ve modellerinden
faydalanarak daha etkin yapılmasını temin etmiş
olacağız. Temel düsturumuz, yasal ticareti
hızlandırırken yasal olmayan ticarete set çekmektir.
Ayrıca, Bakanlığımızda büyük veri analizi, iş
analitiği, bunları destekleyecek yapay zekâ kullanımına
dayalı Veri Analitiği Mükemmeliyet Merkezimizi hayata geçirmek
üzere de çalışmalara başladık.
Bakanlığımız merkez
binasındaki Komuta Kontrol Merkezimizden 28 idaremizi 7/24 eş
zamanlı izleyebiliyor, bütün kara sularımızdaki
taşımacılık yapan gemileri ve ticari uçakları, hava sahamızdaki
uçakları da takip edebiliyoruz. Hâlihazırda yurt
dışından temin ettiğimiz tarama sistemlerini Türkiyede
üretmek üzere -Millî Tarama Sistemi- Savunma Sanayii
Başkanlığımızla çalışmalara
başladık. TÜBİTAKla
Tarama Ağı Projesinin fizibilite çalışmalarını
tamamladık.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç
Örgütüyle birlikte yürüttüğümüz Gümrükler Muhafaza Kapasitesinin
Geliştirilmesi Projesinde hem görevli personelimize eğitim ve hem de
ekipman temini sağladık. Geçtiğimiz sene 21
kapımızdaki plaka tanıma sistemlerini 10 Ro-Ro
limanımızda da devreye aldık.
TÜBİTAKla gerçekleştirdiğimiz Yolcu
Görüntüleme Sistemi, fizikî müdahale olmadan, gizlenmiş yasa
dışı eşyaları tespit edebilmektedir.
Gümrüklerde ilk defa kullanmaya
başladığımız insansız hava araçlarını
gemi arama, deniz devriye, konteyner kontrol ekiplerinin
çalışmalarına entegre ederek kullanmaktayız.
Yasa dışı ticarete konu edilen her
türlü eşya kaçakçılığına karşı mücadelemizi
sürdürüyoruz. 30 Kasım itibarıyla 6,7 ton uyuşturucu, 12,9
milyon paket sigara, 125 bin adet elektronik sigara ve aksamı, 16.724 ton
kaçak akaryakıt; toplam 4.792 olayda 2 milyar 340 milyon TL değerinde
kaçak eşya yakalaması gerçekleştirdik.
Gümrüklerde kalan eşyanın
değerlendirilmesiyle ilgili altyapımızı oldukça
geliştirip eihale.gov.tr satış kanalını,
satış sürecimizi yeniledik. Sisteme üye 740 bin kişi
bulunmaktadır ve on-line açık artırmayla bütün
vatandaşlarımızın kullanımına açtık.
İç ticaretteki altyapımızın
geliştirilmesine yönelik faaliyetlerimiz, ekonomimizin ve sosyal
hayatın belkemiği olarak gördüğümüz esnaf,
sanatkârımız, kooperatiflere ilişkin
çalışmalarımız: Ülkemiz ticaretinin
kolaylaştırılması konsepti çerçevesinde pek çok yenilik
üzerinde duruyoruz.
Karekodlu çekte 115 milyonu aştık, 2020de
karekodlu bono ve elektronik çek ve bonoları devreye alacağız.
Ticaret sicil işlemlerini elektronik ortamda
Merkezi Sicil Kayıt Sistemi üzerinden geliştirmeye devam ediyoruz ve
iş dünyasının faydalandığı 34 e-devlet hizmetinde
MERSİS doğrulama kaynağı olarak kullanılıyor.
KOBİlerimize yeni finansman imkânı olarak
Taşınır Rehin Sicil Sistemini gerçekleştirdik. Bugüne
kadar 674 milyar lira, 55 milyar dolar ve 35 milyar euro finansman imkânı
sağladık.
Ticari alacakların elektronik ortamda devriyle
ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hem dış
ticaret hem iç ticaret bakımından elektronik ticaret
altyapımızın geliştirilmesi önem
taşımaktadır ve elektronik ticaretin toplam perakende ticaret
içindeki yüzde 5,3 olan payını artıracağız.
E-ticaretin kayıt altına
alınması, verilerin sağlıklı şekilde elde
edilerek politika oluşturulması amacıyla Elektronik Ticaret
Bilgi Sistemini uygulamaya aldık. 2020 yılının ilk
çeyreğinde ülkemizin e-ticaret resmî verilerini
açıklayabileceğiz. Ayrıca, elektronik ticaret bilgi platformunu
kurduk ve bu platformu geliştirmeye devam ediyoruz.
E-ticarette güvenlik kaygılarının
giderilmesi ve hizmet kalitesinin artırılması için Güven
Damgası Sistemini faaliyete geçirdik.
Perakende ticaret sektörümüzle ilgili farklı
alanlarda birçok ikincil düzenlemeyi yürürlüğe koyduk. Perakende
işletmelere yönelik hizmetlerin elektronik olarak tek bir noktadan
verilmesini amaçlayan Perakende Bilgi Sistemini 2020 yılında
uygulamaya almayı planlıyoruz.
Sebze meyve ticaretinde kayıt
dışılıkla mücadele amacıyla Hal Kayıt Sisteminin
etkinliğini artırdık, bildirim sayısı 150 milyona
ulaştı, 160 noktada denetim yapıyoruz. E-fatura, e-sevk
irsaliyesi, e-müstahsil makbuzu sistemleri -1 Ocak 2020 itibarıyla bu
sistemler- ile Hal Kayıt Sistemi entegrasyonunun tamamlanmasıyla
kayıt dışılığın ve vergi
kayıplarının önüne geçeceğiz.
HKS mobil uygulamasıyla, tüketicilerimiz ürün
künyelerindeki karekodu okutarak sebze meyvenin üreticisi, üretim yeri,
ürünlerin kaç kez ve hangi fiyattan el değiştirdiğini mobil
olarak öğrenebilmektedirler.
Modern toptancı hallerinin kurulmasına,
sebze meyvenin yanı sıra diğer gıda ve tarımsal ürün
ticaretinin buralardan yapılmasına, üretim bölgelerindeki hallere
bağlı toplama merkezi kurulması ve özellikle üretici
örgütlerinin yapısal dönüşümünün sağlanmasına ve sektörde
daha aktif hâle getirilmesine yönelik çalışmaları sürdürüyoruz.
Lisanslı Depoculuk Sisteminde işletme
sayısı 90a, kapasite 4,6 milyon tona ulaştı. 26 Temmuzda
Türkiye Ürün İhtisas Borsasını faaliyete geçirdik,
lisanslı depolarda muhafaza edilen tarım ürünleri ticaretinin
elektronik ürün senetleri aracılığıyla tek bir platform
üzerinden yapılmasını sağladık.
Bakanlık olarak, 1 milyon 800 bin esnaf ve
sanatkârımıza, esnaf sanatkâr odaları, mesleki federasyon, Esnaf
ve Sanatkârlar Odaları Birliği ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları
Konfederasyonuyla beraber hizmet veriyor ve kuruluşlarla ortak
çalışmalarda bulunuyoruz. 2020-2024 Esnaf ve Sanatkârlar Stratejisi
ve Eylem Planı çerçevesinde özellikle mesleki eğitim sisteminin
geliştirilmesini, esnafımızın ihracat potansiyeli ve
rekabet gücünün artırılmasını hedefliyoruz. 7 bin
esnafımıza e-ticaret eğitimi verdik. Esnaf ve Sanatkârlar Bilgi
Sistemimizi güncelledik. Esnaf verilerinin coğrafi bilgi sistemleri
kullanılarak analiz edilebileceği bir altyapı
oluşturulmaktadır. İnşallah, önümüzdeki sene
başında vatandaşlarımızın esnaflarımıza
daha kolay ulaşabileceği mobil uygulamayı devreye
alacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
12 bin kooperatif ve 1,6 milyon kooperatif
ortağına hizmet veriyoruz. Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet
Kooperatifi aracılığıyla düşük faizli finansman
desteği sağlıyoruz. Bu konuda bu sene 23 milyar tutarında
faiz indirimli kredi kullandırdık, toplam kullandırılan
kredi 40 milyara ulaştı.
Esnaf ve sanatkâr işletmelerinin ölçek
ekonomisinden faydalanarak zincir mağazalara karşı ürün temin
maliyetlerini düşürebilmesi ve fiyat rekabetine katkı
sağlanması amacıyla Tedarik ve Dağıtım
Kooperatifi modelini oluşturmak üzere çalışmalara
başladık, en kısa sürede devreye alacağız.
Yine, kooperatifçilik faaliyetleri kapsamında
14 ilde 1.600 girişimci kadınımıza kadın
kooperatifleri hakkında eğitim vermiş bulunuyoruz. Ayrıca
5-8 Aralık tarihinde Kooperatifler Fuarımızı
gerçekleştirdik.
Ürün güvenliğinin teminiyle ilgili on bir ayda
2 milyar ithal ürünü doğrudan etkileyecek şekilde denetledik, 8,8
milyon ürünün girişine izin vermedik. Bakanlığımız
bünyesinde güvensiz ürüne sıfır tolerans etkisiyle on bir ayda 2.600
parti üründen 54 parti ürünü güvensiz ürün olarak tespit ettik. Güvensiz Ürün
Bilgi Sistemini (GÜBİS) devreye aldık ve GÜBİS web sitemizi 750
binin üzerinde vatandaşımız görüntülemiştir.
Tüketici haklarına yönelik olarak ilk on bir
ayda 495 bin başvuru karara bağlandı, yüzde 62si tüketicinin
lehine sonuçlandı. E-devlet üzerinden tüketici hakem heyetlerine
başvuru imkânı sağladık. TÜBİS ile Ulusal Yargı
Ağının (UYAP) entegrasyonunu tamamladık. Bu
çalışmalar neticesinde 2019 tüketici hakem heyetlerinin ortalama
karar alma süreçleri üç ayın altına indi.
2019 yılının ilk on bir ayında
Alo 175 Tüketici Danışma Hattına 321 bin çağrı geldi,
bunlara cevap verdik. Tüketici başvurularıyla ilgili mobil
uygulamayı da başlattık.
Son olarak, Bakanlığımızın
ilgili kurumu olan Helal Akreditasyon Kurumu helal belgelendirmesi yapan bir
kurum değil, tüm dünyada helal belgelendirme yapmak üzere hareket eden
kurumları akredite etmek hedefiyle kurulmuş bir kurumdur ve ülkemiz
adına hizmet ihraç etme misyonu vardır. 7si yurt
dışından 7si yurt içinden 14 başvuru
gerçekleşmiş ve şu anda Türk Standartları Enstitüsünün
denetimi dün itibarıyla tamamlanmış bulunmaktadır.
Ticaret Bakanlığı olarak özel
sektörümüzü temsil eden tüm kuruluşlar ve -TOBB, TİM, DEİK, TESK
başta olmak üzere- bütün sektör dernekleriyle güçlü bir iletişim ve
istişare içerisinde çalışıyoruz, taleplerini sahaya inerek
dinliyoruz. Gelen taleplerin, 3.500 talebin hepsine Bakanlık olarak
yazılı cevap verdik ve vermeye devam edeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2020 yılında küresel ticaret
savaşlarına rağmen dış ticaretimizi daha da
geliştirmek için özel sektörümüzle birlikte çalışacağız.
İhracat ana planımızdaki hedef ülke, hedef sektör ve diğer
önceliklerimize yönelik çalışmalarımıza
yoğunlaşacağız. İkili ticaret anlaşması
müzakerelerimizde ve gümrük birliği güncelleme sürecinde özel sektörümüzün
ve ülkemizin çıkarlarını gözeten, sonuç odaklı etkin bir
yaklaşım sergileyeceğiz. İhracatımızı tabana
yaymak için kadın ve genç girişimcilik alanındaki program ve
projelerimizi uygulayacak, yereldeki eğitim faaliyetlerimizi sürdürecek,
esnafımızı dış ticaret alanında daha fazla
bilinçlendireceğiz. TÜRK EXIMBANKın daha fazla firma ve KOBİye
ulaşmasını sağlayarak, ticaretin finansmanındaki
rolünü güçlendireceğiz. Dış ticaret, gümrükler ve iç ticaret
alanlarındaki dijitalleşme ve otomasyon projelerimizi ilerleterek
hizmet kalitemizi artıracak ve ticaret erbabının işlerini
kolaylaştırmaya devam edeceğiz.
Gümrüklerimizdeki fiziki yatırım,
inşaat ve donanım tedarik süreçlerine devam edecek, teknolojik
altyapıyı güçlendirme ve modernizasyon
çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Kaçakçılıkla mücadele, ürün güvenliği ve üretici
haklarının korunması alanındaki
çalışmalarımızı taviz vermeden sürdüreceğiz.
İç ticaretteki hukuki ve teknik altyapıyı geliştirmek üzere
özel sektörle, esnafımızla, üreticimizle, tüketicimizle el
birliğiyle istişare hâlinde çalışmalarımızı
sürdüreceğiz, Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu çalışmalarına
etkin katkı sağlayacağız.
Esnafımızı yıkıcı
rekabetten korumak, ekonomik refahını temin etmek, finansman
imkânlarından faydalanmalarını sağlamak üzere esnaf
kuruluşlarımızla el birliği içinde
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kooperatiflerimizin
üretim ve ihracat kapasitelerini güçlendirmek adına farkındalık
çalışmaları yapacak ve odak projeler geliştireceğiz.
Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun
sayın üyeleri; Ticaret Bakanlığımızın sizlere
takdim olunan amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kullanılmak üzere
2020 yılı bütçesi toplam 5 milyar 752 milyon 364 bin liradır. Bu
meblağın 3 milyar 757 milyon lirası
ihracatçımızın ve ticaret erbabımızın
desteklenmesine ayrılmış bulunmaktadır; toplam bütçemizin
yüzde 65i.
Bakanlığımızın bütçesinin
ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ediyorum, desteklerinizin
devamını bekliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ama buradan Garo Paylana da teessürlerimi bildirmek
istiyorum, sadece kendi adıma değil, Bakanlığımda
çalışan tüm personel adına. Ayinesi iştir kişinin,
lafa bakılmaz.
Teşekkür ediyorum.
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN Fatma Hanım, buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
29.-
Mersin Milletvekili Fatma Kurtulanın, Türkiye kamuoyunda Ticaret
Bakanı Ruhsar Pekcanın en başarısız Bakan olarak
görüldüğüne ilişkin açıklaması
FATMA KURTULAN (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Bir kadın olarak alkışlamak isterdik
ama genel, Türkiye kamuoyunda en başarısız Bakan olarak geçiyor
Sayın Bakan.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Neye göre?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Neye göre, kime göre?
FATMA KURTULAN (Mersin) Neye göresini söyleyeyim:
Kendisinin beyanıydı nasıl Bakan olduğu, Ben
havaalanına inince öğrendim. demişti. Yani, havaalanına
geliyor, uçağa binmeden önce bir iş kadını, bir tüccar,
havada Bakan oluyor, yere indiğinde bunu öğreniyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Kandilden mi öğrenmesi lazım?
FATMA KURTULAN (Mersin) Dolayısıyla,
başarısız bir Bakan olması kaçınılmaz olarak
önümüzde duracak arkadaşlar.
Teşekkürler.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu
30.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Mersin
Milletvekili Fatma Kurtulanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ve hizmetlerinden ötürü Kabine
üyelerine teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; şimdi, Sayın Bakanımız,
Bakanlığının nereden nereye geldiğiyle ilgili ve 2020
yılı bütçesine ilişkin öngörülerini ve bugüne kadar
Bakanlığında neler yaptığını hakikaten çok
güzel bir şekilde özetledi. Ancak HDP Grup Başkan Vekili Fatma
Kurtulan Hanım maalesef gereksiz bir şekilde polemiğe girdi
çünkü bir insanın Bakanlık beklentisi olmaksızın kendisinin
görülerek takdir edilmesi aslında övünülecek bir şeydir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla,
evet, samimiyetiyle nasıl öğrendiğini de bütün kamuoyuna net bir
şekilde ifade etmiştir. Bir pazarlık sonucu Bakan
olmamıştır.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş)
Diğerleri pazarlıkla mı oldu Sayın Akbaşoğlu?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Pazarlık konusu
neydi?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sonuç itibarıyla, Sayın Cumhurbaşkanımız
tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı)
özellikle iş dünyasında
başarılı bir kişi olarak, kariyer sahibi bir kişi
olarak ortaya koymuş olduğu performansları değerlendirilmek
suretiyle Ticaret Bakanlığına takdir edilmiştir. Bunun
gündeme getirilmesini doğru bulmadığımı ifade etmek
istiyorum. Ve ben hem Ticaret Bakanımıza hem de Sanayi
Bakanımıza, bütün Kabinemize bugüne kadar yapmış
oldukları hizmetlerden dolayı teşekkürlerimi arz etmek
istiyorum.
Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN Fatma Hanım, dediğini dedin,
daha artık ne diyeceksin?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bir şey demedim ya. Fatma Hanım, bir şey
demedim yani.
FATMA KURTULAN (Mersin) Bir şey demediniz
gereksiz bir söylem olarak değerlendirdiniz; bu yeter yani bir şey
söylemek için yeter. Her şeyi sizin gönlünüze göre, istediğinize göre
değerlendirmek zorunda değiliz arkadaşlar.
BAŞKAN Fatma Hanım, buyurun.
31.-
Mersin Milletvekili Fatma Kurtulanın, sözlerinin Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu tarafından gereksiz
söylem olarak değerlendirilmesini doğru bulmadığına
ilişkin açıklaması
FATMA KURTULAN (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
AKP Grup Başkan Vekilinin söylediklerimizi
gereksiz söylem olarak değerlendirmesini doğru
bulmadığımı ben de burada söylemek isterim. Biz
başarısız bir Bakan olarak görüyoruz. Ayrıca, Bakanlığına
dair sorularımız olacak yani değerlendirmelerimiz
sonrasında -diğer Sayın Bakanın konuşmalarından
sonra- özellikle Plan ve Bütçe Komisyonunda Komisyon üyelerimizin sorduğu
sorulara veremediği yanıtları burada da biraz sormak isteriz.
Yani Plan ve Bütçe Komisyonundaki konuşmasını
aldığı gibi buraya getirmiş, hitabında bile
Komisyonun üyeleri diye hitap ediyor bize. Dolayısıyla, biz,
grubumuz aslında bütünen başarısız bir Bakan olarak
görüyor, bunu da söyleriz arkadaşlar.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) DOĞU
KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Evet, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Sayın Mustafa Varank.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
Bakanlığımızla birlikte bağlı ve ilgili
kuruluşlarımızın 2020 yılı bütçe görüşmeleri
için söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve bizi
izleyen tüm vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyor,
görüşmelerin hayırlı olmasını temenni ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, küresel ekonomide risk
ve fırsatların iç içe geçtiği bir dönemdeyiz. Gümrük
tarifelerindeki artış ve ticaret politikalarındaki
belirsizlikler, dünya genelinde bir daralmaya yol açıyor. 2019
yılı için yapılan küresel büyüme tahmini yüzde 3. Bu oran son on
yılın en düşük seviyesi. Biliyorsunuz 2018 Ağustosunda
ekonomik temellerimizden bağımsız, ciddi bir şokla
karşılaştık. Bir yandan bölgemizdeki güvenlik tehditleriyle
mücadele ederken, bir yandan ekonomimize yönelik saldırılara
göğüs gerdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde Hükûmetimizin uyguladığı sonuç odaklı
politikalarla şokun etkisini bertaraf ettik. Bugün geldiğimiz noktada
sanayi üretimi artıyor, imalat sanayisinde siparişler ve kapasite
kullanım oranları yükseliyor, ekonomiye duyulan güven gittikçe
güçleniyor. Yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşen büyüme oranı
iç talepteki canlanmayı teyit ediyor.
Elbette bunları yeterli görmüyoruz. Biz on yedi
senedir doğu, batı, kuzey, güney demeden ülkemizin dört bir
yanına hizmet götüren bir iktidarız. Sanayiden teknolojiye,
ulaştırmadan sağlığa her alanda, cumhuriyet tarihinin
en büyük atılımlarını biz gerçekleştirdik. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, cumhuriyetimizin 100üncü
yılına giderken yüksek katma değerli üretim öncülüğünde
Türkiyenin yeni başarı hikâyesini milletimizle beraber inşallah
yine biz yazacağız.
Şunu çok iyi
biliyoruz: Türkiye, çağın eğilimlerine yön verebilecek bir
kapasiteye sahip. Genç ve dinamik bir nüfusumuz, risk alan
girişimcilerimiz, gece gündüz demeden ter döken emekçilerimiz var. Küresel
ekonomide ağırlık merkezinin Batıdan Doğuya kaydığı
bir konjonktürde, sahip olduğumuz avantajları fırsata
çevireceğiz. Ülkemizi kritik teknolojiler ve nitelikli beşerî sermaye
konusunda bir çekim merkezi hâline getireceğiz. Atacağımız
her adımda hem ulusal hem de global öncelikleri dikkate alıyoruz.
Bu yolda temel
referans kaynağımız, On Birinci Kalkınma Planı
çerçevesinde hazırladığımız 2023 Sanayi ve Teknoloji
Stratejimiz olacak. Önümüzdeki dönemde vizyonumuz çok net. Ekonomik ve
teknolojik bağımsızlığımızı tesis edecek,
küresel yarışta bizi üst sıralara çıkaracak
politikaları Millî Teknoloji Hamlesi anlayışıyla
tasarladık. İddialı, ama bir o kadar da gerçekçi hedeflerimiz
var. İmalat sanayisinin ihracatını ve millî gelirdeki
payını artıracağız. İhracatımızda orta
yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50ye
çıkaracağız. 2023 Stratejimizin temel bileşenlerini
oluşturan; yüksek teknoloji ve inovasyon, dijital dönüşüm,
girişimcilik, beşerî sermaye ve altyapı alanlarında yol
haritalarımızı belirledik.
Son bir yılda
bu genel çerçeveyi destekleyecek şekilde çok önemli adımlar
attık. Katma değeri yüksek ürünlerin yerlileşmesi için Teknoloji
Odaklı Sanayi Hamlesi Programını başlattık. Cari
açık verdiğimiz sektörleri ve öncelikli ürün gruplarını
paydaşlarımızla beraber belirledik. Üretici ile
alıcıyı aynı anda teşvik edecek şekilde, fikirden
ürüne tüm desteklerimizi bütüncül bir anlayışla kurguladık.
Programı makine sektörüyle başlattık. 6 Aralıkta sonlanan
ön başvurularda yatırım tutarı yaklaşık 5 milyar
lira olan 200 başvuruyu kabul ettik. Çağrımızı
2020nin ilk çeyreğinde sonlandıracak ve bunun hemen akabinde
diğer sektörleri kapsayacak şekilde yeni çağrılar
açacağız. Ülkemizde ilk defa uygulanan bu vizyoner program, üretimde
hedeflediğimiz yapısal dönüşümün temel kaldıracı
olacak.
2019un ilk on ayında 101 milyar liralık
sabit yatırım için 4.302 teşvik belgesi düzenledik.
Teşviklerin sektörel çeşitliliği tam da
arzuladığımız şekilde gerçekleşti. Aslan
payı imalat sektörüne ait. Bu durum, önümüzdeki dönemin istihdam artışları
açısından oldukça önemli bir veri.
Yatırım teşvikleri sayesinde 166
binin üzerinde ilave istihdam oluşmasını bekliyoruz. Bu
yatırımlar atıl kapasiteyi üretime kazandırmanın
yanında tedarikçi firmalara da talep oluşturacak. Böylelikle üretim
öncülüğünde nitelikli büyüme hız kazanacak.
Burada Tüm teşvikler savunmaya, silaha gitti.
diye birtakım asılsız iddialar dile getirildi. 2019un ilk on
ayından zaten bahsettim. Peki, son yedi yıldaki teşviklere
baktığımızda ne görüyoruz? İmalat sanayisinin payı
yüzde 37 olmuş. Burada kimya, makine, tekstil, taşıt araçları,
kâğıt gibi alt sektörler yoğun bir biçimde destek görmüş.
Teşviklerde hizmet sektörünün payı yüzde 31 ve enerji sektörünün
payı yüzde 26 olmuş.
Veriyle konuşuyoruz, ezbere hiçbir şey
söylemiyoruz. Buradaki milletvekillerimiz de bu rakamlara çok kolay bir
şekilde ulaşabilirler.
Yine, yatırım tutarı 55 milyar lira
olan proje bazlı teşviklerden 25 tanesi için destek kararı
yayınladık. 24 bin ek istihdam sağlamasını ve cari
açığın azaltılmasına önemli katkılar
sunmasını bekliyoruz.
Yeri gelmişken, bu kürsüden bir konuya
özellikle değinmek istiyorum. Teşvik süreçlerimizin tamamı
şeffaf ve öngörülebilir. Mevzuatta belirtilen şartları
taşıyan tüm projeleri istisnasız destekliyoruz.
Aldığımız tüm kararları da Resmî Gazetede
yayımlıyoruz. Her şeyimiz şeffaf, kimseye bir
ayrıcalık tanımıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, üretim
altyapısını güçlendirmek için sanayi bölgelerine
yatırımlarımız devam ediyor.
Bugün, Genel Kurulda muhalefet adına
konuşan sayın vekillerimiz, Türkiyede üretim durmuş, yeni
yatırım yapılmıyor. gibi gerçek dışı
manzaralar çizdiler. Bakın, bu sene organize sanayi bölgelerindeki
istihdam 90 bin kişi arttı. Şu an sadece organize sanayi
bölgelerinde 2 milyon emekçi Türkiye ekonomisini büyütmek için gece gündüz çalışıyor.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜMER (Adana) Adanada son on yılda 55
fabrika kapandı, 55 fabrika.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Bu yıl sonu itibarıyla 15 bin kişiye daha iş
imkânı sağlayacak 7 organize sanayi bölgesi ve 4 sanayi sitesini
tamamlıyoruz. Önümüzdeki sene ise 7 yeni organize sanayi bölgesi ve 5
sanayi sitesini daha bitirecek, 25 bin kişiye istihdam imkânı
oluşturacağız.
Yine, burada OSBlerin doğal gaza erişimi
konusunda bir gündem oldu. Ülke genelinde üretime geçen OSBlerin yüzde 65inde
doğal gaz var, bunların yarısı da kendi şebekelerini
kendileri işletiyor. OSBlerimizin yanında, yatırım
ihtiyacı yüksek ve büyük ölçekli projeler için endüstri bölgeleri
kuruyoruz. Bu sene 12 endüstri bölgesi ilan edildi. Firmaların buralarda 9
milyar dolarlık yatırım ve 68 bin yeni istihdam taahhüdü
bulunuyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) İlan
etmeyin, yapın. Beş yıl oldu Niğdeye söz vereli.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) -Sayın Başkanım müsaade ederlerse konuşayım.
BAŞKAN Buyurun siz devam edin.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sana çok
müsaade ediyoruz Sayın Bakan, başkasına yüz kere laf attık.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Ayrıca başvurusu yapılan 20 yeni endüstri bölgesinin
değerlendirme sürecini de önümüzdeki yıl tamamlayacağız.
Sanayimizin dijital dönüşümünü
hızlandıracak, verimliklerini artıracak
çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu amaçla yalın
üretimi ve dijital dönüşümü uygulamalı olarak öğretmek için
model fabrikalar kuruyoruz. Ankara ve Bursada model fabrikalarımız
açıldı, önümüzdeki sene İzmir, Gaziantep, Mersin, Konya ve
Kayseride yeni merkezlerimizi açacağız.
Tabii, sanayimizin sadece dijitalleşmesine
değil, çevreci dönüşümüne de önem veriyoruz. Yeşil OSB
vizyonuyla sanayimizin çevreci dönüşümünü destekliyoruz. OSBleri
çıktıların girdiye dönüştüğü, enerjisini kendi
karşılayan ve çevreye daha duyarlı ekoendüstriyel parklara
çevireceğiz. Yerel yönetimlerin ihmali sebebiyle 1970li yıllardan
beri Ergene havzasında yaşanan çevre kirliliğine karşı ülkemizin en büyük çevre projesini
sürdürüyoruz. Ergene Koruma Eylem Planı kapsamında bugüne kadar 900
milyon lira harcadık. Müşterek atık su arıtma tesislerinden
3ünü tamamladık, kalan 2sini 2020 yılında bitireceğiz.
Çevre kirliliğini önlemek adına havzadaki sanayi tesislerini 12
ıslah OSB çatısı altında topladık. Bu devasa
yatırımlarla nehrin su kalitesini önemli ölçüde
iyileştireceğiz.
Ben iki hafta önce Tekirdağdaydım.
Arıtılmış atık suların derin
deşarjını yapacak tünellerde çalışan emekçi
kardeşlerimi ziyaret ettim. Bakın, bu devasa tünelleri açan makine
TÜBİTAK destekleriyle yerli ve millî olarak geliştirildi ve stratejik
yatırımımızla hayat buldu. Türkiye, dünyada bu makineyi
üretebilen 8 ülkeden biri (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bir sektöre verdiğimiz desteğin başka
alanlardaki pozitif etkilerini görmek oldukça memnuniyet verici.
İşte biz buna benzer örneklerde olduğu gibi üretimde
AR-GEnin ve yenilikçi fikirlerin hâkim olmasını istiyoruz. Bu manada
AR-GE teşviklerimizi nitelik ve nicelik açısından
geliştirmeye devam ediyoruz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın Bakanım,
üniversitelerde AR-GE çalışması yok.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla) - Bu sene
TÜBİTAK aracılığıyla, özel sektörün 3 binden fazla
AR-GE projesine 511 milyon lira hibe verdik, genç girişimcilerimize 24
milyon liralık kaynak aktardık, 1.110 akademik projeye 633 milyon
lira kaynak sunduk, 5.180 bilim insanımıza 192 milyon lira katkı
sağladık.
Değerli milletvekilleri, yüksek teknolojili ürünlerin özel sektör
ve üniversite iş birliğiyle geliştirilmesi için Mükemmeliyet
Merkezleri ve Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması Programlarını
hayata geçirdik. Bu sene 244 AR-GE ve tasarım merkezi ile 4 yeni
teknoparkın kurulmasını sağladık. Bugün itibarıyla
ülkemizde 1.572 AR-GE ve tasarım merkezi, 85 teknopark bulunuyor.
Teknoparklarda faaliyet gösteren 5.500 firmanın ihracat geliri 4,5 milyar
dolara, satış gelirleri de 84 milyar liraya ulaştı. Bugüne
kadar teknoparklarımızda geliştirilen 1.020 projeye de 278 milyon liralık
dış kaynak sağlandı.
On altı senede yerli patent başvuru
sayısı 18 kat, yerli patent tescil sayısı 38 kat
arttı. Marka başvurularında 2011den bu yana istisnasız her
yıl Avrupada 1inciyiz. Toplam yerli sınai mülkiyet verilerinde
dünyada 11inciyiz.
Ülkemizde toplam AR-GE harcamalarının
millî gelirdeki payı ilk defa yüzde 1i aştı. AR-GE
harcamalarında en büyük pay özel sektörümüze ait. Bu durum, ekosistemin
gelişmesi için verdiğimiz desteklerin karşılığını
bulduğunu gösteriyor. Kritik AR-GE projelerinin neredeyse tamamında
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının imzası bulunuyor.
Kıymetli milletvekilleri, topyekûn
kalkınma, bölgesel refah artışlarıyla doğru
orantılı. Bu yüzden, bölgeler arasındaki gelişmişlik
farkını istismar siyasetinin malzemesi yapanlara inat, bölgelerimizin
gelişmeye ihtiyaç duyduğu alanlarda elimizi taşın
altına koyduk.
Ajanslar ve kalkınma idareleri
vasıtasıyla, bölgesel kalkınmayı desteklemek üzere yüzlerce
projeye bir senede 983 milyon liralık kaynak aktardık. Bu projeler
sayesinde Hakkârinin dağlarını turizmle, Harranın
ovalarını modern tarımla tanıştırdık.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bir de
Niğdeye uğrayın, Niğdeye.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Artık şehirlerimizde terör değil istihdam, kepenk
kapatma değil üretim konuşuluyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Batının doğuya,
kuzeyin güneye yaklaşmasını, her bölgenin kendine has
gelişme potansiyelinin ortaya çıkmasını
sağlıyoruz.
Burada bir milletvekilimiz Sefalet Endeksinden
bahsetti. Bakın, bu endeks özel bir firma tarafından
yapılıyor, uluslararası kuruluşlarca derlenen verilerden
yapılmış bir endeks değil, uluslararası bir
karşılığı yok. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ama madem endekslerden bahsediyoruz ben beş gün önce
açıklanan bir endeksten bahsetmek istiyorum, hem de Birleşmiş
Milletler açıkladı. İnsani Gelişme Endeksinde ülkemiz ilk
kez Çok Yüksek İnsani Gelişme kategorisine erişti. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu endeksin hesaplamasında ortalama yaşam
süresi, eğitim ve kişi başına gelir gibi göstergeler var
yani işin hem ekonomik hem de sosyal boyutu var, iktisadi ve sosyal
kalkınma var.
Kalkınma ajanslarımız bu sene mesleki
ve teknik eğitimde yerel farkındalığı artırmaya
odaklandı. Meslek okullarının altyapılarını
iyileştirmek için 90 milyon liralık kaynak aktardık.
Cazibe Merkezlerini Destekleme
Programımız da devam ediyor. Bugüne kadar 11 ilde 71 projeye 533
milyon lira destek verdik. Bu sene ayrıca Sosyal Gelişmeyi Destekleme
Programını devreye aldık. 166 milyon lira kaynak tahsis
ettiğimiz programla dezavantajlı grupların becerilerini
geliştireceğiz. Yereldeki paydaşlarla iş birliği
içinde yürüttüğümüz programın sonuçlarını önümüzdeki
günlerde kamuoyuna ilan edeceğiz.
Yatırım projelerini izleme görevi olan
bölge kalkınma idarelerimiz; ayrıca kendi bütçeleriyle tarım,
kırsal kalkınma, sanayi ve turizm gibi çeşitli alanlarda
projelere destekler veriyor. Bu minvalde, son üç yılda 3.308 projeye 3
milyar lira kaynak aktardık. İdareler,
Bakanlığımız koordinasyonunda yeni nesil eylem planı
hazırlıklarına başladı. Bu kapsamda, idareler ile
kalkınma ajanslarımız arasındaki iş birliğini
daha da güçlendireceğiz.
Beşeri sermayemizi en iyi şekilde
geleceğe hazırlamaya devam ediyoruz. İlk defa
uyguladığımız Sanayi Doktora Programıyla, doktora
öğrencilerinin sanayide yetişmesini ve istihdamını
teşvik ediyoruz. Bu yıl 33 üniversite ve 82 firmanın iş
birliğiyle 517 doktora öğrencisi yetiştirmeye
başladık.
Burada pek çok milletvekilimiz beyin göçünden
bahsetti. Biz bu sene ilk defa Uluslararası Lider
Araştırmacılar Programını başlattık ve
Bununla ülkemizi dünyanın her yerinden üst düzey
araştırmacılar için çekim merkezi hâline getireceğiz.
dedik. Programı açıkladığımızda bize
inanmayanlar, hatta bizimle dalga geçenler oldu. Türkiyeye kim gelir, gelin
bu işten vazgeçin. diyenler oldu. Yaptığımız
çağrıya dünyanın önde gelen üniversiteleri, araştırma
merkezleri ve öncü şirketlerinden önemli başvurular aldık. 98i
Türk, 29u yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu
programdan faydalanacak. İşte size tersine beyin göçü. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Adalet,
adalet olacak. Önce adalet.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) İki gündür haberlerde
karşılaşmışsınızdır. 1976
yılında Türkiyeden ayrılan değerli bir hocamız
Fransadan ülkemize döndü. Üstelik tek başına da dönmedi,
yanında 1 Hintli, 1 de İtalyan araştırmacıyı
alarak 2 öğrencisiyle beraber döndü, araştırmalarına
Türkiye'de devam edecek. Bu programla Türkiye'nin AR-GE altyapısında
önemli başarılar elde edecek.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Gidenleri
de sayalım mı?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Gidenlerden de
bahsedin Sayın Bakan.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Bu sene ayrıca, ülkemizde üst düzey araştırmacılar
için Öncü Araştırmacılar Destek Programını
başlattık. Bilim kültürünü yaygınlaştırmak için bilim
merkezlerinin sayısını artırıyoruz. Şimdiye kadar
6 bilim merkezi kurduk. Gaziantep ve Şanlıurfada bilim merkezi kurma
çalışmalarına da başladık.
Çocuklarımız ve gençlerimiz icat
çıkarsın, hayallerinin peşinden koşsun diye yeni programlar
tasarlıyoruz. Bu sene 400 bin öğrencimiz TÜBİTAK Bilim
Fuarları sayesinde bilimsel proje hazırlayıp sunma imkânı
yakaladı.
İkincisini düzenlediğimiz TEKNOFEST, 1
milyon 720 bin ziyaretçiyle dünyanın en büyük havacılık ve uzay
festivali oldu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yerli
ve yabancı 17.373 takım ve 50 bin yarışmacı, 19
farklı teknoloji yarışmasında TEKNOFEST
heyecanını yaşadı. Ayakları yere basmayan
festivalimize üçüncü yılında Gaziantep ev sahipliği yapacak.
İnşallah âdeta bir dip dalgaya dönüşen teknoloji ve inovasyon
ruhunu bu sefer Güneydoğu Anadoludan tüm Türkiyeye yayacağız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Özel yetenekli çocuklarımız için
Geleceğin Teknoloji Yıldızları Programını
başlattık. Bu programla ortaokul ve lise seviyesindeki
öğrencilerimize üç yıl boyunca robotikten yapay zekâya, siber
güvenlikten nanoteknolojiye kadar kapsamlı ve tamamen ücretsiz teknoloji
eğitimleri sunuyoruz. 12 ilimizde eğitimleri başlattık.
2020de 18 ilimizde daha bu eğitimleri başlatacağız. Bugün
başvurular açıldı, biz kamuoyuyla paylaştık.
İnşallah -bu 18 ilimizi de burada saymaya vaktimiz yok, belki
beş dakika sürede sayarım- önümüzdeki iki senede 81 ilde 100 DENEYAP
teknoloji atölyesi kuracağız. Beş yılda yaklaşık
50 bin öğrencimiz bu eğitimlerden yararlanacak.
Saygıdeğer milletvekilleri, KOSGEB
aracılığıyla bu sene 64 bin işletmeye 2,3 milyar
liralık ödeme yaptık. Bu ödemeler içinde imalat sanayisinin payı
yüzde 62 oldu, bu oranı 2023e kadar yüzde 75e
çıkaracağız.
Yüce Meclisimizin bütçemize onay vererek vesile
olduğu başarı hikâyelerine bu kürsüden geçen sene örnekler
vermiştim. Bu yıl da çok dikkat çekici bir örneği, KOSGEB ve
yatırım teşvikleriyle yazılan bir başarı hikâyesini
sizlerle paylaşmak istiyorum. Hikâyemiz, bir kadın girişimcinin
akrep zehrini konu alan programı izlemesiyle başlıyor.
Urfalı iki gencin hayalinden etkilenen bu girişimcimiz, bu hayali bir
projeye dönüştürüyor. Melek yatırım ağları
kanalıyla 40 yatırımcıyı bu işe destek vermeye
ikna ediyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi iş birliğiyle
AR-GE çalışmalarına başlanıyor. Bu noktada
Bakanlık olarak biz devreye giriyoruz, firmaya KOSGEBden AR-GE ve
stratejik ürün desteği veriyoruz; bu sayede firma hedeflerine
ulaşıyor.
Peki, bu hikâyenin sonucu ne? Şu anda
firmanın ruhsatlı iki ayrı akrep antiserumu var. Elimde
gördüğünüz bu ürünün kilogram başına ihracat değeri tam
olarak 25 bin dolar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buraya çıkan milletvekillerimizin hepsi iPhoneu çok seviyorlar,
iPhonedan bahsettiler; onun kilogram başına ihracat değeri 6
bin dolar, bunun 25 bin dolar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) İşte teknoloji, işte üreten Türkiye, işte
yüksek katma değer.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Toplam kaç tane
satıyoruz biz?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Bakın, bu ürünü küresel kalite standartlarında üretebilen
4 ülkeden sadece biriyiz. Firmamız ihracat için ilk numuneleri de
Afrikaya yolladı. Şimdi, tamamı yurt dışından
ithal edilen kuduz antiserumunun AR-GEsini de tamamladı, yakında
ruhsat başvurularına başlayacak.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu sene ilk
defa KOBİlerin dijitalleşmesini teşvik edecek destekler de
verdik. Böylece, hem yerli teknoloji geliştiren hem de üretimini dijitalleştirmek
isteyen KOBİleri odağımıza aldık.
Yurt Dışı Pazar Destek
Programıyla ihracat yapmak isteyen KOBİleri cesaretlendiriyor,
hâlihazırda ihracat yapanların da kapasitelerini geliştiriyoruz.
Uygulamaya yeni başladığımız KOBİ Finansman
Destek Programıyla, işletme ve makine/teçhizat kredilerinde
finansmana erişimi kolaylaştırıyoruz. Bu programda
geçtiğimiz ay faiz indirimi yaptık, kredi Garanti Fonu
tarafından uygulanan yüzde 1,5luk teminatı yüzde 1e çektik.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) KOBİlerin haberi yok
ondan, KOBİlerin haberi yok Sayın Bakan.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) Bağırma ya!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Düzce, Iğdır, Beşikdüzü, Vakfıkebir ve
İstanbul Eminönü Alt Geçidinde sel baskınlarından zarar gören,
Kiliste ise terör saldırılarından etkilenen 283 işletmeye
35 milyon liralık sıfır faizli acil destek kredisi verdik.
Burada gündeme geldiği için şu
hususları özellikle vurgulamak istiyorum -oradan vekilimiz de zaten
bağırarak bize müdahale etmeye çalışıyor- KOSGEBin
faizsiz kredilerinden faydalanan işletmelerin seçiminde objektif
bilişim kriterlerinin kullanıldığı ve hiçbir
işletmeye ayrıcalık tanınmadığı
Sayıştay raporunda da teyitli.
Dolayısıyla burada Peşkeş
çekiyorsunuz. Yandaşlarınıza para veriyorsunuz. gibi
birtakım ifadeleri ben çok yakışıksız buluyorum;
bunlar iftiradır, sizi bunları
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Sayın Bakan,
Sayıştay denetimlerinde ne yazıyor, Sayıştay
denetimlerinde?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Sayıştay denetimi, ben burada söyledim, bunları
ispat etmek zorundasınız. Biz kimseye hiçbir şeyi
peşkeş çekmiyoruz, bizim bütün süreçlerimiz dijital. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
KEMAL ZEYBEK (Samsun) O raporlar ne oldu?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla)
Biz hiçbir işletmeyi görmüyoruz, her şey bilgisayar ortamında.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Sayıştay
raporları ne oldu?
BAŞKAN Sayın Milletvekilim, hep müdahale
ediyorsunuz ya!
Engin Bey, lütfen arkadaşı
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK (Devamla)
KOSGEBin 2020 yılındaki
BAŞKAN Bir saniye
Size yakışmıyor, gerek yok
şimdi.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla)
ödeneğinde bir önceki yıla göre azalmanın da basit
bir teknik açıklaması var. O da 2017 yılında başlayan
üç yıllık destek programı ödemelerinin 2019da bitmesinden
kaynaklanıyor. Özetle şunu söyleyebilirim, KOSGEBin yeni destek
bütçesinde herhangi bir azalma yoktur.
Ticaretin korunması ve haksız rekabeti
önlemek için yasal metroloji faaliyetlerini yürütüyoruz.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Bütçede vermişsiniz ya
Sayın Bakanım.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Dinlerseniz anlarsınız.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Sen Yok. diyorsun ama
bilmiyorsun. Bütçenin içerisinde yazıyor, orada rakamlarda yazıyor.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) -Dinlerseniz anlarsınız.
BAŞKAN Sayın Bakanım, bir dakika,
bir dakika
Sayın Milletvekilim, sizi Grup Başkan
Vekili de susturamıyor.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Bu yıl
BAŞKAN Bir dakika Sayın Bakanım,
bir dakika
Sayın Milletvekilim, Bakanımızı
dinleyin, Grup Başkan Vekilimiz önünüzde duruyor, rahat olun.
Buyurun Sayın Bakan.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Bu yıl 1 milyon 358 bin 200 ölçü aletinin muayenesini
gerçekleştirdik. Bu muayenelerde kanuna aykırı bulunan 4.644
ölçü aleti için ceza kestik. Yüce Meclisimizin yaptığı
değişiklikle ölçü aleti kullanıcılarına ilişkin
idari para cezaları daha adil ve orantılı bir sisteme oturdu.
Periyodik muayenesi geçmiş ölçü aletleri için bir defaya mahsus muafiyet
tanındı. Böylece atıl durumda bulunan 130 milyon lira
değerindeki 160 bin cihazı yeniden ekonomiye kazandırdık.
Bu değişiklikten yararlanan on binlerce esnafımız
adına siz değerli milletvekillerimize şükranlarımı
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer milletvekilleri, önümüzdeki
dönemde sanayi ve teknoloji alanlarında stratejik adımlar
atacağız. Raylı sistemleri odağımıza aldık,
bu araçların tüm kritik bileşenlerini daha yüksek yerlilik oranlarıyla
üretmeyi hedefliyoruz. TÜBİTAK ve TCDD ortaklığında
Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsünü kurduk. Enstitü,
ülkemizin ihtiyaç duyduğu demir yolu teknolojilerini yerli ve millî
imkânlarla tasarlayarak geliştirecek.
Sanayileşme İcra Kurulunun oluşturulması
On Birinci Kalkınma Planı çerçevesinde yüce Meclisimiz
tarafından kabul edildi. Kurul, yerli üretimi teşvik etmek için
kamuda eş güdümü sağlayacak ve uygulamaları izleyecek.
Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlık
edeceği kurulun sekretarya vazifesini Bakanlığımız
üstlenecek.
Planlı sanayi alanlarını
çoğaltarak üretim gücümüzü artıracağız. Sanayi
bölgelerindeki parsellerin etkin kullanımı için yönetişim
mekanizmalarını güçlendireceğiz. OSBleri, özellikle kadın
emekçiler, girişimciler ve öğrenciler için bir cazibe merkezi hâline
getireceğiz. Sanayicilerimizin OSBlerde düşük maliyetli ve uzun
vadeli arsa veya bina temin edebilmeleri için yeni modeller oluşturuyoruz.
Alternatifleri yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız. Sade,
verimli ve daha etkin bir yatırım teşvik sistemi için
çalışıyoruz.
Yatırımcılarımızın
yoğun şekilde talep ettiği, ilçe bazlı bölgesel teşvik
modeline geçişte son aşamaya geldik, kamuoyuna ilan edeceğiz.
Yatırımcılar için öngörülebilirliği daha da
artıracağız. Yatırım Ortamını
İyileştirme Koordinasyon Kurulunun sekretaryasını
Bakanlığımız yürütüyor. Burada, çalışma
hayatı, vergiler, katma değerli üretim, ticaret, altyapı ve
enerji gibi pek çok farklı alanı masaya yatırıyor,
atacağımız adımlara özel sektörle birlikte karar veriyoruz.
Bölgesel Girişim Sermayesi Fonunu hayata
geçiriyoruz. Büyüme potansiyeli taşıyan işletmeleri ve yeni
bölgesel girişimleri bu fonla destekleyeceğiz. ABnin finansman
katkısıyla, teknoloji tabanlı girişimleri desteklemeye
yönelik kuracağımız Türkiye Gelecek Fonu 80 milyon avroluk
hacimle faaliyetlerine başlayacak. Bu risk sermayesi fonuyla 2023e kadar
erken aşama girişimlere 500 milyon avroya kadar sermaye
sağlamış olacağız.
Türk Standartları Enstitüsüyle ülkemizi
standartlara yön veren ülkelerden biri yapacağız. Yine, CHPli bir
milletvekilimiz Enstitümüz ile Katar arasında imzalanan
anlaşmayı eleştirerek Hep Katar, hep Katar. diye bir cümle
kurdu. Öncelikle bir yanlışı düzeltelim. Türk Standartları
Enstitüsü, sadece Katarla değil, 125in üzerinde ülkeyle, uluslararası
ve bölgesel kuruluşla anlaşmalar yapmış, Türk ürünlerinin
serbest dolaşımını
kolaylaştırmıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Sadece son beş yılda yurt
dışı faaliyetlerinden 60 milyon liralık gelir elde
etmiştir. Burada rahatsızlık duyulan konu nedir, ben bunu sormak
istiyorum. TSEnin kâr etmesi mi? Bu kârı Katardan elde etmesi mi?
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Katar
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Yoksa burada mesele, muhalefet meselesi mi? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Katarın
Güney Kıbrıstan lisans alması Sayın Bakan.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Ama biz yolumuza devam edeceğiz. Teknoloji standartları
başta olmak üzere
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Güney Kıbrıstan
lisans almasın petrol aramak için Sayın Bakanım.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) -
uluslararası standardizasyon süreçlerine daha aktif
katılım sağlayacağız. Standardizasyon ve uygunluk
değerlendirme altyapımızı daha da güçlendireceğiz.
Türk Patent ve Marka Kurumunu dünyada ilk 10 otorite
arasına sokmayı hedefliyoruz. Açık inovasyon ve açık kaynak
yazılımlarını etkin yönetmek için fikrî mülkiyet
mevzuatında düzenlemeler yapacağız. Kamuya ait patent ve
faydalı modellerin envanterini çıkarıp özel sektörün
kullanımına açacağız.
Kıymetli milletvekilleri, TÜBİTAK
enstitüleri savunma, uzay, güvenlik, enerji, ilaç, kimya, çevre, gıda ve
malzeme gibi stratejik alanlarda AR-GE faaliyetleri yürütüyor. Tabii, bu
faaliyetler önce ürüne, sonra da teknoloji transferi yoluyla seri üretime
dönüşüyor.
Yine, huzurlarınızda TÜBİTAK
destekleriyle özel sektörün geliştirdiği bir üründen bahsetmek
istiyorum. Bu bir lazer diyodu. Robotik cerrahi cihazlar, lazerli kesim
makineleri ve savunma sanayisinde kullanılan lazer işaretleyiciler
gibi kritik yüksek teknoloji alanlarında bu diyotlar
kullanılıyor. Yaklaşık 14 milyar dolarlık pazardan pay
almak için ülkeler bir yarış içerisinde. Biz, bugün bu teknolojiye
sahip birkaç sayılı ülkeden bir tanesiyiz ve bu rakama dikkatinizi
çekmek istiyorum. Bu lazer diyotların içindeki çiplerin kilogram
başına ihracat değeri 2 milyon dolar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) İşte, bize verdiğiniz
bütçeyi bunun gibi projeleri desteklemek ve katma değerli üretim için
kullanıyoruz. Bu firmamız Bursamızın çok değerli bir
sanayi kuruluşu.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Ya, Sayın Bakanım,
15 milyar dolarla 2 milyon dolar; ne iştir bu?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri, Yapay Zekâ Enstitüsü kuruyoruz.
Sahip olduğumuz büyük verinin işlenmesini,
anlamlandırılmasını, bilgiye ve ekonomik değere
dönüştürülmesini hedefliyoruz.
Teknoloji şirketleri, sivil toplum
kuruluşları ve ilgili kurumlarımızla Açık Kaynak
Platformu inisiyatifini başlattık. Yazılımcı
sayımızı artırarak yerli açık kaynak çözümleri
geliştireceğiz. Böylelikle dışa
bağımlılığı azaltıp mali tasarrufları
artıracak ve olası siber güvenlik sorunlarını bertaraf
edeceğiz.
Bu sene 3üncü bilim seferimizi
gerçekleştirerek geçici bilim üssümüzü Antarktikaya kurduk ve
şanlı bayrağımızı beyaz kıtada geçici bilim
üssümüzde dalgalandırdık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Nihai hedefimiz, Antarktika Anlaşmalar Sisteminde gözlemci
ülke statüsünden danışman ülke statüsüne geçerek kıtanın
geleceğinde söz sahibi olmak. Antarktikayla ilgili projeleri daha
kurumsal bir yapıda sürdürmek için TÜBİTAK çatısı
altında Kutup Araştırmaları Enstitüsünü kurduk.
Ülkemizin yirmi yıllık hayali olan Türkiye
Uzay Ajansı faaliyetlerine başladı. Uzayda olmayan ülkelerin
gelecekte yeryüzünde sözü olmayacak anlayışıyla
hazırladığımız Millî Uzay Programını 2020
yılında ilan edeceğiz hocam, siz Bu kurumu eş dost için mi
kurdunuz? dediniz. Burada da size teessüf ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ajans, uzaya erişim için
fırlatma sistemlerini geliştirecek, yerli imkânlarla üretilecek hava
ve uzay araçları projelerine teknoloji transferi sağlayacak.
Değerli arkadaşlar, gördüğünüz gibi,
Türkiye, her anlamda büyüyor, gelişiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Uçuyor, uçuyor!
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Bir kere
de Allah razı olsun. de ya, otomatiğe mi bağladınız?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Fakat ne yazık ki böyle bir emareden bir iz görmüyoruz
muhalefetimizde.
Özellikle, ben, Sayın Paylandan bahsetmek
istiyorum. Kendisi geçen sene ya da Komisyonda ne söylediyse
aynılarını burada tekrar etti. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Siz de öyle, siz de
öyle!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) -Kendisi teknoloji 4.0dan, teknoloji 5.0dan bahsediyor ama
maalesef, Paylan -1.0; yerinde saymaya devam ediyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Siz de öyle!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Kendisi, aynı zamanda, astronot olmak istediğini söyledi.
Sanırım boyu astronot olmak için uygun değil ama bilim
insanlarımız kabul ederse kendisini Antarktikaya gönderebiliriz, hem
de orada bilim üssümüzde yapılan faaliyetleri kendisi kontrol edebilir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Türkiye Bilimler Akademisi, bilim
insanlarının öncü ve çığır açıcı
araştırmalarını desteklemeye devam ediyor. Genç bilim
insanlarımız için TÜBA Genç Akademisini kurduk. Fuat Sezgin Yılı
kapsamında bilim insanlarımız, akademi üyelerimiz yıl
boyunca üniversitelerde konferanslar düzenledi. Hem TÜBA Bilim Ödüllerini hem
de TÜBİTAK Bilim Ödüllerini, inşallah, 30 Aralıkta Sayın
Cumhurbaşkanımızın huzurunda sahiplerine tevdi
edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Sayın Başkanım, beş dakika rica ediyorum;.
Ruhsar Hanımın kullanmadığı dört dakika da var.
BAŞKAN Buyurun.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmamın bu bölümünde, bazı milletvekilleri tarafından
ortaya atılan iddialara özellikle değinmek istiyorum.
Burada muhalefet adına konuşan
milletvekilleri inatla hayalî bir tek adam rejiminden bahsetti.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) -
Hayalî mi?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Türkiyenin, sözüm ona, antidemokratikleşmesinden dem
vurdular.
Bakın, değerli arkadaşlar,
Türkiyedeki seçimlerin büyük çoğunluğu, örnek gösterdiğiniz
Batıdaki gibi yüzde 45-50 katılımla değil, yüzde 85-90
katılım oranlarıyla gerçekleştirilmiştir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan,
girdiği 14 seçimin 14ünü de milletimizin büyük teveccühüyle, ezici bir
üstünlükle kazanmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 15inciye
bekliyoruz, 15inciye bekliyoruz Sayın Bakan, 15inciye bekliyoruz.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Sizin, üzerinizden atamadığınız kompleksin
asıl sebebi de budur. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Eğer Türkiyeyi Batıyla
kıyaslayacaksanız, önce dönüp kendinize bir bakın; göreve
geldiği günden bu yana girdiği 9 seçimin 9unu da kaybeden genel
başkanlara bakın. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Siz siyasi
değilsiniz!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - O hayranı olduğunuz Batıda bir tane böyle örnek
gösteremezsiniz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) Siz
nasıl böyle konuşuyorsunuz?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Siz siyasi
değilsiniz!
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) -
Böyle konuşamazsınız Sayın Bakan!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir örnek gösteremezsiniz.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Böyle bir konuşma yapamazsınız!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Siz, Sayın
Cumhurbaşkanının atadığısınız!
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Böyle bir konuşma yapamazsınız!
ORHAN SÜMER (Adana) - Siyaset yap, ondan sonra
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Siyaset
yapın, ondan sonra
Siyaset yapın, ondan sonra
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Siyaset yapar, en
tabii hakkı! Siyaset yapar!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Siz siyasi
değilsiniz! Siz atanmışsınız! Siz Meclise teveccüh
edeceksiniz, teveccüh edeceksiniz Meclise! Hatta seçilip geleceksiniz!
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Karşınızda seçilmiş milletvekilleri var!
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Demokrasi varsa ben de burada konuşuyorum! Demokrasi varsa
burada konuşuyorum!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Seçilin gelin!
Seçilin gelin! Muhataplarınız seçilmiş!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Hadi bakalım!
ORHAN SÜMER (Adana) - Genel Başkanı niye
katıyorsun?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) -
Ayıptır ya!
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Ayıp!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Seçil de gel!
Seçil de gel!
ORHAN SÜMER (Adana) Emir eri orada!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - İşte, Jeremy Corbyn; İngilterede seçimleri
kaybetti, istifa etti. Şimdi
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Ayıp!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Seçil de gel!
Seçil de gel!
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Seçil de öyle
gel!
BAŞKAN Sayın Bakanım, bir dakika
Grup Başkan Vekili Engin Bey söz istedi
değerli arkadaşlar. Niye bağırıyorsunuz ya?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Yürütme
adına, Cumhurbaşkanlığı adına konuşuyor,
yürütmenin bir parçası.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan,
toparlayın.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Şimdi, siz bu demokrasi zaferlerini görmezden geleceksiniz,
tek adam rejimi diye ithamlarda bulunacaksınız
Tek adam kimdir biliyor
musunuz sayın milletvekillerimiz? Girdiği 9 seçimin 9unu da kaybedip
hâlâ koltuğunda ısrarla oturan adama tek adam denir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Seçil de gel!
Seçil de gel! Sen de kazan da gel! Kazan da gel!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Koltuğunu korumak adına parti içi demokrasiyi hiçe
sayıp Şu, Külliyeye gitti. Bu, Erdoğanla görüştü.
diye dedikoduları yayan adama tek adam denir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Bakan.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Cumhurbaşkanlığı Sekreteri böyle konuşmaz!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Siyaset yapıyor
ya!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Bu ülkede tek adam rejimi yoktur ama bu Mecliste tek adam
muhalefeti vardır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Tek adam
atadığı için böyle konuşuyorsun!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Tek adamın
dalları olarak buradasın, dalları!
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) İflas
eden şirketlerden bahset.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Değerli milletvekilleri
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Meclise
saygı duyar mısınız Sayın Bakan!
BAŞKAN Turan Bey
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Ben çok saygılı konuşuyorum.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Meclise
saygı duyarak konuşur musunuz! Lütfen
Lütfen, rica ediyorum.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Çok saygılı konuşuyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
.
CAVİT ARI (Antalya) Haddinize değil
sizin! Haddinize değil!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Çok saygılı konuşuyorum.
BAŞKAN Bir dakika Sayın Bakanım
ORHAN SÜMER (Adana) Bir Genel Başkana laf
söylemek haddin değil senin!
CAVİT ARI (Antalya) Haddinize değil,
haddinize! Haddinizi bilin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
Bakan, bir dakika
Bir dakika
Bir dakika
CAVİT ARI (Antalya) Haddini bil! Haddini bil!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Ne parmak
sallıyorsun!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Şimdi,
değerli milletvekilleri
CAVİT ARI (Antalya) Haddini bilerek
konuş!
AYLİN CESUR (Isparta) Ayıp size!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Gel bildir! Gel bildir!
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Arkadaşımızı kürsüye çağırıyorsunuz ya!
Böyle bir üslup olmaz!
ORHAN SÜMER (Adana) Genel Başkana laf
söyleyemezsin!
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Genel
Başkanınız her şeyden muaf mı? Siz,
Cumhurbaşkanımıza laf söyleyin. Genel Başkan muaf mı o
laflardan?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi,
bizi Türk milleti izliyor.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Mikrofonumu açar mısınız Sayın
Başkanım?
BAŞKAN Bir dakika
Bir dakika
Değerli milletvekilleri, Grup Başkan
Vekiliniz Sayın Bakana cevap vermek üzere söz talebinde bulunmuş
durumda. Bu bağırtı, emin olun doğru değil.
Buyurun Sayın Bakan, toparlayın.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Konuşmam bitmedi Sayın Başkanım.
MAHİR POLAT (İzmir) Başkan, 3 defa
uzattınız, 3ünde de bize laf söyledi. Bakanlıkla ilgili
konuşmuyor.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Yeter yani!
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Filyosu kime
peşkeş çektiniz Sayın Bakan? Zonguldak Filyosu Tosyalı
Holdinge verdiniz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 8 milyon
işsize iş bulsana! Ne konuşuyorsun sen?
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Ben yüzde 52 oy almış Sayın
Cumhurbaşkanımızın Kabinesinin bir üyesiyim, ona tek adam
derseniz cevabını burada alırsınız. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
İstanbulda Ekrem İmamoğlunu ne yapacaksın, ne
yapacaksın? Nerede? Ekrem İmamoğlu yüzde 56 aldı, nerede?
TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) Bakan gibi
konuşun, ayıp ya!
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Sen kim oluyorsun da Genel
Başkana laf söylüyorsun! Kendini ne zannediyorsun!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Yine, CHPnin Trabzon Milletvekili bu kürsüye geldi ve Gazi Mustafa
Kemalin ektiği portakallardan bahsetti. Neymiş efendim, o
portakallar satılmış da onun parasıyla İSDEMİR
kurulmuş yani neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.
YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) Onun neresi
elinde kalıyor? O, Türkiye'nin bir gerçeği.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Gazi Mustafa Kemal kaç yılında vefat etti? 1938.
İSDEMİR ne zaman kuruldu? 1970. Yahu, bu nasıl portakal? Ya
portakalın fiyatını bilmiyorsunuz ya hiç portakal görmediniz!
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Atatürkten
rahatsız mısın Sayın Bakan? Atatürkten rahatsız
mısın, onu söyle. Atatürkten rahatsız mısın?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) - Eğer böyle değerli portakal varsa gelin bize verin, biz
TÜBİTAKla teknoloji transferi yapalım. Yani ülkenin muhalefet
anlayışına mı üzülelim, yoksa hepsine mi üzülelim?
BAŞKAN Sayın Bakanım
Sayın
Bakan
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN Siz son sayfaya gelin Sayın
Bakan.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Son.
BAŞKAN Gelin son sayfaya, toparlayın
artık Sayın Bakan.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
(Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin
yazacağı yeni büyüme hikâyesinde,
Bakanlığımızın tüm kaynakları, sanayicilerimiz,
emekçilerimiz, kadın ve gençler başta olmak üzere,
girişimcilerimiz ve bilim insanlarımız için seferber
edilmiş durumda. Ekonomik ve teknolojik
bağımsızlığa giden yolda iş birliği,
koordinasyon ve öngörülebilirlik temel ilkelerimiz olacak. Milletimizin emaneti
olan bu bütçenin her bir kuruşunu millî teknoloji, güçlü sanayi
vizyonumuzla milletimizin refahını artırmak için hassasiyetle
kullanacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle şahsım ve
tüm çalışma arkadaşlarım adına görüşmelere
yaptığınız katkılar için her birinize teşekkür
ediyor, 2020 yılı bütçemizin hayırlı olmasını
diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, ayakta alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
32.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Kabinesi üyelerinin görevinin
Meclise hesap vermek olduğuna, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa
Varankın 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun
Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin dördüncü tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasında sergilediği tutumun kabul
edilemez olduğuna ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Sayın Bakan, tek adam tarifinizden dolayı teşekkür ediyoruz.
(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
değerli milletvekilleri, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Engin Bey
söz aldı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Parlamentoda ben bir ilke tanık oldum, yeni
sistemde bir ilke tanık oldum; o da şudur:
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Kabinesinin sayın üyelerinin
görevi, bu Meclise gelip hesap vermektir; hesap sormak haddi değildir,
polemik yapmak hiç haddi değildir! (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Ya, öyle bir
şey yok! Nerede yazıyor o, nerede yazıyor? Böyle bir şey
yok! Siz her şeyi söyleyeceksiniz cevap almayacaksınız; yok öyle
bir şey!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Akbaşoğlu çıkar polemik yapar, münakaşa eder; Sayın
Bostancı yapar bunu, Sayın Erdoğan yapar ama sandıktan
SALİH CORA (Trabzon) Siz Hükûmete karne
veremezsiniz!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biz Hükûmete
karne veririz; bizim işimiz bu, bizim işimiz bu ama bir Kabine
üyesinin, bütçesini sunmaya ve savunmaya Meclise gelmiş, seçilmemiş
bir Kabine üyesinin biraz önce sergilediği tutum kabul edilemez.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Seçilmiş
Cumhurbaşkanlığı organının temsilcisi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok basit, en
yalın tabirle hadsizliktir, haddi değildir! (CHP
sıralarından alkışlar)
İlaveten, çok seçim kazanılabilir, çok
seçim kaybedilebilir. Biz Tayyip Erdoğan niye 9 defa seçim kazandı?
demedik.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) 14, 14! (AK
PARTİ sıralarından 14 sesleri, gürültüler)
ENGİN ALTAY (Devamla) - 14; tamam.
Kusuru kendimizde aradık, bulduk ve son seçimi
biz kazandık. (CHP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) HDPyle beraber
kazandınız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Özellikle,
özellikle, yenilenmiş 23 Haziran seçimlerinde 1 milyona yakın
farkı yiyen Kemal Kılıçdaroğlu değil, Tayyip
Erdoğandır. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Hepinizde bu acı var, bu acıyla yaşamaya
devam edeceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu acıyla
yaşamaya devam edeceksiniz.
Grubuma da bir şey söylemek istiyorum:
Değerli arkadaşlar, geçenlerde burada söyledik, AK PARTİ Grubu
bir ikiz doğum sancısı çekiyor, bu sancı
Cumhurbaşkanlığı Kabinesine de sirayet etmiş, biraz hoş
görün. (CHP sıralarından alkışlar) Yani bunların
iktidarlarının sonu göründü. Sonu görünen yolda, önünde de uçurum
varsa yapılanlar, söylenenler çok kale alınmaz. Türkiye bir
değişim yaşıyor, bu değişim yaşanacak.
Türkiye'nin önümüzdeki -bence inşallah- pek, pek, pek kısa sürede
gerçekleşecek genel seçiminde de millet sizi, bu
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini ve üyelerini hak
ettiği şekilde değerlendirecektir.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) 14 kez böyle
dediniz zaten, 14üncü oldu.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Tekrar ediyorum,
Sayın Bakan, ikiz doğum sancısı çekiyorsunuz,
konuşmalarınızı hoş görüyle
karşılıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Türkkan
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım
BAŞKAN - Grup Başkan Vekiline söz
veriyorum.
33.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, yaratılan
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin Sanayi ve Teknoloji
Bakanına sadece ve sadece Bakanlığını anlatma yetkisi
verdiğine ve 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe
Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin dördüncü tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerini
talihsizlik olarak nitelendirdiğine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın Bakanın, burada kendisine
yöneltilen eleştirileri cevaplamasını cankulağı ile
dinledik, buraya kadar hiçbir problem yok. Yalnız, bir şey
söyleyeceğim.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) Ee
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ee
diyen kimdi?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ya,
sen konuşmaya bak.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Onu anlatacağım.
Sana sonra anlatacağım ama arkada, burada değil, arkada.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ne
diyorsan duymuyorum, iade ediyorum sana!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Arkada, burada değil.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Duymuyorum konuşmanı, iade ediyorum. diyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ya, Akbil
davalısı, sen bir dur ya! Belediyeyi dolandırıp buraya
geldin, Allah aşkına bir otur ya! (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ne
diyorsan iade ediyorum!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ya, bir otur ya! Ya,
şu Akbilciyi çıkarın dışarı ya!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ne
diyorsan iade ediyorum!
BAŞKAN Devam edin Sayın Grup Başkan
Vekili.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Bakanım,
eleştirilebilir. Yalnız, burada Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemi diye öyle bir ucube sistem yarattınız ki, size
sadece ve sadece Bakanlığınızı anlatma yetkisi verdi;
maalesef, bu, sizin yaptığınız bir iştir. O yüzden,
ifadelerinizi birer talihsizlik olarak nitelendiriyorum. Bu, biraz da bir güç
zehirlenmesi olmuş ama size bir şeyi ifade etmek istiyorum,
hatırlatmak istiyorum: Tarihte güç zehirlenmesine kapılan siyasilerin
akıbetine lütfen bir bakın. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Böyle bir akıbeti hak
etmediğinizi düşünüyorum. Biraz daha kendinize çekidüzen vermenizi
istiyorum.
Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan...
BAŞKAN Fatma Hanım, size söz verdim,
cevap verdiniz.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
- Sayın Başkanım, söz hakkı verecek misiniz?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Size ne söz
verecek ya! Polemik yapıyorsun burada ya! Senin böyle bir hakkın yok!
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK -
Ne bağırıyorsunuz, ne bağırıyorsunuz!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Gelirsin, bütçeni
savunursun.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK -
Kabadayılık yapacaksın, ben de burada oturacağım! (CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu,
buyurun.
34.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, bütçe
görüşmelerinin Anayasa ve İç Tüzüke göre
yapıldığına, bütçeyi teklif eden Bakanlığın
temsilcisi olarak Kabine üyesinin Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi çerçevesinde yürütme adına konuşma hakkına sahip
olduğuna ve siyasi eleştiri getirenlerin siyasi eleştiriye
açık olması gerektiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; hepinizi hürmetle...
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) Böyle bir
hareket yapmaya hakkınız var mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Var! Haddini
bileceksin! Polemik yapıyorsun burada. Ne oluyor? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) Hiç öyle
bir şey yok, kusura bakmayın. Öyle ayağa kalkıp da Bakana
el kol hareketi yapmayın. (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Niye ayağa
kalktınız? Niye el çekiyorsun? Sen Meclisin hakkını,
hukukunu öğren önce. Ayıp ya! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Değerli arkadaşlar, bir dakika...
BAŞKAN Şimdi, değerli
milletvekilleri, gelip buradan bu kargaşayı yaratanları
seyrederseniz utanırsınız. Yapmayın arkadaşlar, Grup
Başkan Vekilleri konuşuyor gayet güzel bir şekilde. Grup
Başkan Vekiliniz çıktı, konuştu. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Akbaşoğlu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, hepimiz Anayasa ve
İç Tüzüke bağlıyız. Anayasa ve İç Tüzüke göre bütçe
görüşmelerini yapıyoruz.
Şu ilan edilen listede parti grupları
adına konuşmacılar da belli. Bütçeyi getiren, bütçeyi teklif
eden bakanlıkların temsilcileri bir Kabine üyesi olarak
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi çerçevesinde Kabineyi
temsilen de teklifin sahibi olarak buradalar, onlar da yürütme adına
konuşma hakkına sahipler. Dolayısıyla, biz, bugün
olabildiğince nezaketle ve nezahetle, birçok haksız eleştiriler
olmasına rağmen, Sayın Meclis Başkanımızın
isteğine -Grup Başkan Vekillerimizin arada konuşmama talebi
doğrultusunda- buna son derece riayet ettik ve sonunda bir
değerlendirme yapılmasıyla ilgili de ortaya koymuş
olduğu ilkeyi hep beraber benimsemiştik. Biz, bu centilmence
yaklaşıma aynı şekilde riayet ettik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açalım mikrofonu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Birinci olarak Ticaret Bakanımız geldiler,
konuşmalarını yaptılar; ikinci olarak da Sanayi
Bakanımız geldiler, konuşmalarını yaptılar ve bazı
sorulara da, milletvekillerimiz tarafından dile getirilen hususlara da
açık yüreklilikle cevap verdiler.
Kendilerine yapılan siyasi eleştirileri
Peşkeş çekiyorsunuz. vesaire vesaire gibi, hatta hakaretamiz
yaklaşımları da değerlendirerek iade edip
cevabını verdiler. Dolayısıyla, siyasi eleştiri
getirenlerin siyasi eleştiriye de açık olmaları lazım
gelir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) Siyasi eleştiri yok
ya.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Hayır, öyle bir ayrım yok.
Değerli arkadaşlar, bakın, burada
yasama ayrıdır, yürütme ayrıdır, yargı
ayrıdır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde her
bir organın kendine göre kuvvetler ayrılığı sistemi
çerçevesinde Anayasada görevleri, yetkileri ve sorumlulukları bellidir.
Sonuç itibarıyla, biz, burada yürütmeyle ilgili
bir hususta gerçek dışı beyanlarda bulunursak, Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin Kabinesinin üyesi olan bir kişi, bir Bakan, siyasi
sorumluluk taşıyan bir insan, Cumhurbaşkanımıza, kendi
Kabinesine, yapılan faaliyetlere haksız yere yapılan
eleştirilere cevap vermeyecek de ne yapacak Allah aşkına. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açalım sesini.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sonuç itibarıyla, bizim, hepimizin bu hoşgörüyü
birbirimize göstermemiz gerekir. Meclisin saygınlığı
apayrıdır, Meclisin saygınlığına hep beraber
riayet edeceğiz. Yürütmenin de bu konuda Meclise saygısı
ortadadır. Bu konuda en ufak bir tereddüt söz konusu değildir.
Bununla beraber, bizim tek adam tek adam diye, diktatör diktatör diye,
saray saray diye, kaçak saray diye defalarca dinlediğimiz hususlar bir
kez olsun muhalefete yöneltildiğinde nasıl bir tahammülsüzlük söz
konusu olduğunu hep beraber görüyoruz. Siz Sayın
Cumhurbaşkanımıza, Genel Başkanımıza tek adam
dediğinizde biz sizi dinliyor, cevabını medeni bir şekilde
veriyoruz da siz niye hoplayıp zıplayıp, bu konuda farklı
farklı birtakım yaklaşımlarda bulunuyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bakın, söylediği şey şudur Sayın
Bakanın
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne kadar
konuşacak efendim? Aynı süreyi ben tekrar talep edeceğim. Böyle
şey var mı?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bitiyor, bitiyor.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın Sayın
Akbaşoğlu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bitiriyorum efendim, toparlıyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Örnek verdi sadece.
Bence önemli bir örnek.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Bakanımızın ortaya koyduğu
şey şu: Siz tek adam diyorsunuz ama Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. hükmü çerçevesinde millet irade koyuyor ve
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bundan sonra bizim
hükûmet sistemimizdir. diyor. Seçime giriyorsun, yeniliyorsun; giriyorsun,
yeniliyorsun
ENGİN ALTAY (İstanbul) En son siz
yenildiniz.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Seçime girip
yenilgiyi kabul etmiyorsunuz.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı)
bunu hazmedemiyorsun; ondan sonra da hukuk
dışı, hakikat dışı, müfteri bir şekilde
farklı sıfatlandırmalarda bulunuyorsun.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İstanbula
zulmediyorsunuz, kaybettiniz diye zulüm.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sizin bulundurduğunuz sıfat, gerçekten seçim
kaybeden -demokratik bakımdan hakikaten irdelenmesi gereken bir durum
olması münasebetiyle- seçim kaybederek, bu koltuğu, bütün rakiplerini
farklı birtakım işlerle elimine ederek alan bir kimseye, bir
Genel Başkana tek adam denildiğinde de bunu hazmedemiyorsunuz.
Sonuç itibarıyla
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İkizi var
mı? İkizi var da bilmiyor muyuz?
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim Sayın
Akbaşoğlu.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Akçaya söz vereceğim.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Değerli arkadaşlar, sonuç itibarıyla, bu
konuda herkesin aynı tahammülü, hoşgörüyü göstermesi gerekir. Bunu
bilgilerinize sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bak sana
gösteriyoruz işte, sana gösteriyoruz.
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
35.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Bakanların statülerinin
Anayasada belirlendiğine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet, teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bakanların statüleri Anayasada belirlenmiştir;
Meclise hesap verirler, Yüce Divana muhataptırlar ve milletvekili
dokunulmazlığına sahiptirler ve bu kürsüde de milletvekili yeminini
etmişlerdir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Şimdi de Cumhurbaşkanlığının
bütçesini savunmak üzere buradadırlar ve sabahtan beri
Cumhurbaşkanına, Bakanlığa yönelik ağır,
eleştiriyi de aşan ifadelerle eleştiriler getirilmiştir. Elbette
bu eleştirilere cevap verecektir, yeter ki bütün bu tartışmalar,
karşılıklı tartışmalar Türkiye Büyük Millet
Meclisinin mehabetine uygun olsun.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yalnız, sabah CHP Grup Başkan Vekili Sayın
Engin Altay, eleştirilere yönelik Sayın Akbaşoğlu cevap
verince bunu eleştirdi Sen cevap veremezsin, bu eleştirilere Hükûmet
cevap versin. dedi. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Şimdi, akşam Hükûmet cevap verince de diyor ki:
AK PARTİ cevap versin, sen ne cevap veriyorsun bizim eleştirilere?
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi,
Cumhuriyet Halk Partisi bu konudaki tutumunu lütfen netleştirsin. Bu
tartışmaları ben yararlı da görüyorum bundan sonraki
görüşmeler bakımından.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Türkkan, buyurun.
36.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, istenildiğinde AK PARTİ
Genel Başkanı, istenildiğinde Cumhurbaşkanı
olunamayacağına ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
siyasette her şey olabilirsiniz, bir tek deve kuşu
olamazsınız; ya deve olacaksınız ya kuş
olacaksınız. Canınız istediği zaman deve,
canınız istediği zaman kuş olmak yok; böyle bir şey
yok.
TAMER DAĞLI (Adana) Senin gibi mi?
MUSTAFA KENDİRLİ (Kırşehir)
Senin gibi mi?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Canınız
istediği zaman AK PARTİ Genel Başkanı, canınız
istediği zaman Cumhurbaşkanı; böyle bir şey yok.
Bakın, bütün bunlar nereden kaynaklı
biliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
dediğiniz bu ucube sistem var ya, Sayın
Cumhurbaşkanını da böyle bir garabetin içerisine soktu. Bir laf
söyleyeceksiniz, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanını
eleştireceksiniz, Ama o Cumhurbaşkanı! Ya, iyi, güzel de
kardeşim, aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel
Başkanı.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Türkkan,
gelin, sistemi size anlatalım; özümseyememişsiniz,
anlayamamışsınız.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Bir partinin genel
başkanı eleştirilmez mi? Tabii ki eleştirilir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Böyle bir tartışma
yok, bu yönüyle bir tartışma yok; yapılan tartışmalar
bu yönde değil.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) O yüzden siyasette deve
kuşu olmak gibi bir yolu tercih etmeyin. Bir tercihte bulunmanız
lazım, yol ayrımındasınız; ya deve
olacaksınız ya kuş olacaksınız.
Hayırlı günler. (İYİ PARTİ
ve CHP sıralarından alkışlar)
METİN YAVUZ (Aydın) Sen kendini tarif
ediyorsun, kendini!
BAŞKAN Sayın Kurtulan, buyurun.
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan,
teşekkürler.
Biz de tek adam rejimi diyerek eleştirimizi
yapan bir grubuz, aynı zamanda da arkadaşımızın
adını direkt iki bakan da
Zaten bir bakana cevabı, tamam, ben
verdim ama diğer Sayın Bakan da tekrarladı.
Grubumuz adına -hem de şahsı
adına- Sayın Paylan cevap verecek.
BAŞKAN Buyurun.
37.-
Diyarbakır Milletvekili Garo Paylanın, Ticaret
Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığını eleştirirken hedefinin Hükûmetin özgürlük
alanını daraltan politikaları olduğuna ilişkin
açıklaması
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Sayın Varank, astronot olmak benim
bir çocukluk hayalimdi, sonra öğrendim ki bu ülkede o teknoloji yok ve
hayal kırıklığına uğradım. Benim bu
konuşmamdaki meramım bizim çocuklarımızın aynı
hayal kırıklığına uğramaması içindi.
Bakın, sekiz yıldır bir hikâye
anlatıyorsunuz, yerli ve millî araba. Komisyonda, geldiniz, Aralık
ayında bu sunum olacak. dediniz. Bakın, çıkıp yerli ve
millî araba diyemediniz. O sunum ertelendi. Sekiz yıl geçti, yine bir
sekiz yıl daha geçecek herhâlde. Maalesef bundan bahsedemediniz, aynı
konuşmadan bahsediyorsunuz.
Wikipedia kapalı. Elbette aynı şeyi
söyleyeceğim çünkü Wikipedia hâlâ kapalı. 113 kişi memlekete
gelmiş, Tersine beyin göçü başladı. diyorsunuz. Yüz binlerce
vatandaşımız özgürlük alanı daraldığı için
bu ülkeyi terk etti, yüz binlerce kişi gitti. 113 kişi geri geldi,
tersine beyin göçü var. diyorsunuz. Akla sığmaz bu durum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Böyle devam edemeyiz.
Meramınızı anlattınız artık.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Grup adına
konuşuyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan,
Ruhsar Hanım gümrük birliğinin genişlemesinden bahsettiniz.
Gümrük birliğinin genişlemesinden yıllardır bahsediyoruz.
Özgürlük alanları daraldığı için, hukukun üstünlüğünü
yok ettiğimiz için, Selahattin Demirtaş hapiste olduğu için
gümrük birliği genişlemesini yapamıyorsunuz; demokrasi
endekslerinde gerideyiz diye yapamıyoruz.
Bakın, Bakanlıklarınızı
ağır eleştirdim ama sizi sorumlu tutmadım, başta
Erdoğan ve Süleyman Soyluyu sorumlu tuttum çünkü özgürlük
alanlarını onlar yok ettiler. Bu yüzden bilim gelişmedi,
teknoloji gelişmedi, sanayi gelişmedi ve siz, bu yüzden 170 milyar
dolarda kaldınız. Eğer bütün bunlar olsaydı 500 milyar
dolar hedefi yakalanabilirdi ama maalesef özgürlük alanları
daraldığı için bu başarısızlık var. Asla
şahsınızı hedef almadım; hedefim, Hükûmetinizin
özgürlük alanlarını daraltan politikalarıydı ve bunun
sonucunda oluşan başarısızlığınızdı
Sayın Bakan.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Altay, söz mü istiyorsunuz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet efendim.
BAŞKAN
Sayın Altay, toparlayıcı ve son konuşma olsun bu
konuşma.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Eğer son olacaksa iki dakika konuşacağım
ama son olmayacaksa beş altı dakika konuşmayı talep
ediyorum.
BAŞKAN Yok,
son olacak, son; bir dakika konuş. Biz Akbaşoğlundan rica
edeceğiz, sen konuş.
38.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, seçilmemiş birinin Genel
Kurulda polemik yapamayacağına, Hükûmete yönelik eleştirilere
Hükûmetin cevap vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Şimdi, Sayın Bakan, meramımı
MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Ben tamamlayacağım efendim,
toparlayacağım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır efendim, en son büyük parti konuşmaz, en son
en küçük parti konuşur. (AK PARTİ sıralarından En küçük
parti İYİ PARTİ. sesleri, gürültüler) Sayısal olarak,
nicelik olarak küçük olabilir ama nitelik olarak sizden büyük. (CHP
sıralarından Bravosesleri, alkışlar)
MUSTAFA
KENDİRLİ (Kırşehir) Çok ayıp ya!
HALİS DALKILIÇ
(İstanbul) Başkanım, en küçük parti kim?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Şimdi, buradaki salonun, sizin bulunduğunuz
bölümden, önünüzden buraya doğru herkes milletin oyuyla seçilmiş
milletvekili. Ben beklerdim ki benim gösterdiğim refleksi AK PARTİ
milletvekilleri de göstersin, şunun için: Sayın Başkan,
burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Bundan daha büyük bir güç var
mı? Yok. Devlet aygıtının üç ayağından biri ve en
temel ayağı. Bir yürütme aygıtı var; yürütmenin
başı tek kişi olarak seçiliyor -tek adam- sonra o, kendi teknik
kadrosunu kuruyor. Bu sistemin adı budur. Teknik kadro, yürütme
organı içerisinde, Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde teknik
olarak görev yapıyor. Buraya gelip yemin etmeleri falan da başka
sebeplerle. Yani başka sebep derken kötü bir sebep demiyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Siyasi niteliği de var ama.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Siyasi niteliği olabilir Sayın Başkan.
Seçilmemiş biri sizinle polemik yapamaz. Seçilmemiş biri gelir size
hesap verir. (AK PARTİ sıralarından Burada yemin etti.
sesleri, gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Burada yapar, hiçbir mahzuru da yok.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Efendim, benim görüşüm bu. Yaparsa bizim söylenecek her
söze verilecek cevabımız var! Ama ben
İSMAİL
KAYA (Osmaniye) Bakanın da var!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ya, sizin de var tabii ki, kekeme değilsiniz ya, sizin
de var tabii, canım. Sabaha kadar konuşuruz, mesele değil.
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elâzığ) Seçildikten sonra bakan olanlar da var,
Soylu da var.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben milletvekillerinin, sizlerin de buradaki
saygınlığına gölge düşürmemeye
çalışıyorum değerli milletvekilleri. (AK PARTİ
sıralarından Allah razı olsun(!) sesleri)
Evet, Sayın Grup Başkan Vekilleri her
şeyi söylüyorlar, söylerler; biz söyleriz, eleştiririz,
tartışırız; bazen sert bazen soft olur. Ama ben tekrar
ediyorum; eleştiriyi bırak, seçilmemiş bir tek bürokrata burada
partimle polemik yaptırmam; ben yaptırmam, yapamaz. (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Akçay, ben Hükûmete yönelik
eleştirilere Hükûmet cevap versin. dedim. Bu cevapları istiyorum;
bir kısmına verdi, katılırız katılmayız.
Sayın Akbaşoğlu onun için söylemiştir. Bunların
işi Hükûmet; Hükûmet gelecek, bütçesini savunacak.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Savunuyor işte.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yahu Erkan Bey,
Allah aşkına ya, milletvekilliğini benden iyi bilen
adamsın.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Estağfurullah.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu,
milletvekilliğine de bir saygısızlık, seçime
saygısızlık, sandığa saygısızlık.
CHPnin Genel Başkanı 14 seçim kaybetmiş; sana ne, sana ne! (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, bak, bir şey söyleyeceğim de
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
CHP demedim ben, niye üstüne alındın?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Elini indir,
elini indir!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
Ağzımdan CHP çıkmadı, niye üstüne
alınıyorsun?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Elini indir,
elini indir!
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK
Elini indir! falan ne demek onlar!
BAŞKAN Engin Bey
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bir şey
söyleyeceğim de Sayın Bakan
BAŞKAN Evet, buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Size öyle bir
şey söyleyeceğim de hâlâ şuram elvermiyor.
BAŞKAN Söyleme, söyleme.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ama bir gün
söyleyeceğim, bir gün söyleyeceğim ve buradan eve kadar yüzün yerde
gidersin. Daha fazla beni konuşturma. Haddini bileceksin!
Ben Akbaşoğlunun adını
anmadım. Erkan Beyle konuştum, İYİ PARTİyle
konuştum, Bakanla konuştum. Akbaşoğlu niye söz isteyecek
şimdi?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Andınız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır, bir
kere ben daha bitirmedim, söyleyeceklerim var.
Şimdi, tekrar söylüyorum, Cumhuriyet Halk
Partili arkadaşlara söylüyorum: Bir siyasi partinin içinden bir ay içinde
2 büyük parti çıkarsa bu hezeyanı normal karşılayın,
anlayışlı olun. Bir ay içinde 2 tane parti doğuruyor AK
PARTİ, kolay iş değil bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) AK PARTİ
Türkiyeyi özellikle bir ekonomik felakete sürüklediği için öncelikli bu.
O partilerin kurulmasının bir sebebi var, gerekçesi var. Ben olsam
Biz 14 seçim kazandık, Kılıçdaroğlu hiç kazanmadı.
demektense Ya, ne oldu da AK PARTİ karpuz gibi yarıldı,
parçalanıyor. diye kara kara düşünürüm. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
METİN YAVUZ (Aydın) Hayal görüyorsunuz,
hayal.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Göreceğiz,
göreceğiz.
Yeni partiler CHPnin içinden doğmuyor, sizden
doğuyor.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Muhalefet
boşluğu var.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Göreceğiz.
Dolayısıyla, Ticaret Bakanı da
burada
METİN YAVUZ (Aydın) Hayal görüyorsunuz,
hayal.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Son gülen iyi
güler, son gülen iyi güler. Ticaret Bakanımıza
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Sayın Başkan, bir
arkadaşımız laf atıyor diye söylemedik laf
bırakmadınız, koro hâlinde taciz görüyoruz, laf etmiyorsunuz.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ticaret
Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar) Yürürlükteki yeni Anayasaya ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğüne, Meclisin mehabetine kulakları
çınlasın, Nevzat Pakdil çok söylerdi- uygun bir Bakan tavrıyla
burada bir tutum sergilemiştir. Ticaret Bakanına teşekkür
ediyorum.
Sanayi ve Teknoloji Bakanına da önce bu sistemi
tekrar öğrenmesini tavsiye ediyorum. Sonra, Genel Kurul kürsüsünde
bütçesiyle ilgili eleştirilere cevap verip, bütçesini savunup,
iddialarını ortaya koyup yerine oturmasını -bundan sonraki
bütçelerde eğer Bakan olarak kalırsa- bekliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Eğer polemikleri devam
ettirirseniz ara vereceğim.
Buyurun.
39.-
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, siyasi eleştiri
yöneltilen kişilerin de siyasi olarak kendilerini savunma
hakkının muteber olduğuna ve millet iradesine sahip
çıkılması gerektiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, tabii, Sayın
Altayı dinledik.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biz sabahtan beri
sizi dinliyoruz ya.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Efendim, Denize düşen yılana
sarılırmış. diye bir cümle var yani daha önce de buraya
çıktı, dış gebelik, iç gebelik vesaire bazı
benzetmelerde bulunmuştu kendi kendisine, kendi
tanımlamalarıdır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Neticede
doğum sancısı çektiniz işte doğdu çocuk, öbürü de
ortaya doğar.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sonuç itibarıyla yani böyle gereksiz şeylere
bel bağlamanıza gerek yok; kendi bileğinizle, kendi
yüreğinizle ortaya çıkın; öyle başka şeylere bel
bağlamayın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Aldık
efendim, aldık; İstanbulda 1 milyon fark yedin, ne çabuk unuttun?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bizim grubumuz sapasağlam ayakta elhamdülillah. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar,
bir kere bakanlar teknokrat değildir, bakanlar bakandır.
BAŞKAN Şunu bir toparlayalım Allah
aşkına.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Toparlıyorum, grubumuza yönelik birtakım
yanlış beyanlar var, onlara cevap vermek durumundayım.
Yani şöyle istiyor değerli
arkadaşlarımız: Biz her türlü eleştiriyi getirelim, siz
duymayın, onu kabul edin.
BAŞKAN Efendim sataşmalara cevap verin.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sataşmalara cevap veriyorum.
Sonuç itibarıyla parlamenter hükûmet sisteminde
de dışarıdan bakanlar atanıyordu, doğru mu?
Atanıyorlardı, gelip buraya yemin ediyorlardı,
dokunulmazlık zırhına bürünüyorlardı, siyasi olarak bir
sorumlulukları vardı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hiçbiri polemik
yapmadı onların, hiçbiri polemik yapmadı.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sonuç itibarıyla aynı durum bugün de söz
konusu. Eğer teknik olarak görüyorsanız, teknik olarak
eleştirilerinizi getirirsiniz, siyasi eleştiri getirmezsiniz bütçeyi
getirenlere.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ya biz siyasi
eleştiri getirmeyip ne getireceğiz, olur mu öyle şey canım?
Siyasi eleştiri getirmeyin. Olur mu böyle bir şey?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sonuç itibarıyla bütçeyi getirenlere, bütçenin
sahibi olanlara siyasi eleştiri getirirseniz onların da siyasi olarak
kendilerini savunma hakkı muteberdir, hukukidir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı)
Sonuç itibarıyla ben şunu söyleyeyim
BAŞKAN Sayın Grup Başkan Vekili,
şu anlattığınızı biraz evvel yine
anlattınız. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Şunu söylediniz: Ya devesiniz ya kuş. Biz ne
deveyiz ne de kuşuz, bunu ifade etmek isterim.
Başbakanlar da yürütmenin başı olarak
devleti yönetirken aynı zamanda bir siyasi partinin genel
başkanıdır. Burada sistemi anlamayanlar, yeni sistemi
anlamayanlar, bakanlarımızı sistemi anlamaya davet edenler
lütfen Anayasayı bir daha okusunlar, millet iradesine sahip
çıksınlar, milletimizin iradesi 3 kere tesis edilmiştir, 3 kere
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini
onaylamıştır. Yürütmenin başını kendisi
seçmiştir, güvenoyunu kendisi vermiştir, yasamayı da kendisi
belirlemiştir.
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 23.04
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 23.12
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare
AYDIN YILMAZ (İstanbul), Rümeysa KADAK(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 32nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme
Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu,
2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2018
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A)
TİCARET BAKANLIĞI (Devam)
1) Ticaret
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B)
EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) REKABET
KURUMU (Devam)
1) Rekabet
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) HELAL
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Helal
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Helal
Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GAP BÖLGE
KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) GAP Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DOĞU
ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) KONYA
OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ
İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) TÜRK STANDARTLARI
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türk Standartları Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Standartları Enstitüsü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK PATENT VE MARKA
KURUMU (Devam)
1) Türk Patent ve Marka Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Patent ve Marka Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE BİLİMSEL VE
TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
K) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ (Devam)
1) Türkiye Bilimler Akademisi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Bilimler Akademisi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L) TÜRKİYE UZAY AJANSI
(Devam)
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
BAŞKAN Komisyon yerinde.
Şahıslar adına son söz, aleyhinde
olmak üzere, İbrahim Ethem Sedef. (MHP sıralarından
alkışlar)
İBRAHİM ETHEM SEDEF (Yozgat) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin Meclis Genel Kurulu görüşmelerinde şahsım
adına söz almış bulunmaktayım. Saygıdeğer
heyetinizi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin ekonomisini
güçlendirerek yoluna devam etmesi Milliyetçi Hareket Partisinin en önem
verdiği hususlardan biridir. Vatandaşlarımızın ihtiyaç
duyduğu hizmetlerin karşılanması doğru planlamayla
mümkün olacaktır. 2020 bütçesinin yatırımı, üretimi,
istihdamı güçlendiren bir amaca hizmet etmesi yegâne arzumuzdur.
Akılcı yönetim ülke kaynaklarımızı hizmete yönlendirecektir.
Hazırlanan bütçelerle halkımızın fırsat
eşitliği, adil gelir dağılımı ve asgari
yaşam şartları sağlanmalıdır.
Genel olarak bütçe taslağını olumlu
bulmakla beraber, çeşitli görüş ve önerilerimizi de burada dile
getirmek istiyorum. Seçim bölgem Yozgatta küçük esnaf ve KOBİlerimiz
yaşadıkları sıkıntıları her ziyaretimizde
dile getirmektedirler. Bir terzi, bakkal, lastik ya da ayakkabı tamircisi
düşünün, ay boyunca evinin rızkını helalinden kazanmak için
kışın soğuğunda, yazın sıcağında
emek sarf ediyorlar, çalışıyorlar ama ne günü kurtarabiliyorlar
ne de geleceklerini; sosyal güvenlik primlerini dahi ödeyemeyecek hâldeler,
birçoğu borç batağında. Bir an önce esnafımızın
sosyal güvenlik prim oranları düşürülmeli, norm ve standart
birliği sağlanmalı, emeklilikte prim gün sayıları ve
aylıkları eşitlenmelidir. Ayakta kalabilme çabası veren ve
büyük işletmeler karşısında rekabette ezilen 31 bin
KOBİ ve girişimcimize 2020 bütçesinden 1,4 milyar lira kaynak
aktarıldığını görüyoruz. Umuyoruz ve inanıyoruz ki
bu kaynak yeterli olmasa bile işletmelerini güçlendirmelerine yönelik
önemli katkı sağlayacaktır. Ekonomide canlanma
sağlandığında istihdamın da dolaylı olarak
artması sağlanacaktır.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; 2020 bütçesinde sağlık hizmetleri içinde 188,6
milyar lira kaynak aktarıldığını görüyoruz.
Eğitim ve sağlık alanında kaliteyi artırabilmek için
her yıl ayrılan bütçede düzenli bir artış
sağlandığında vatandaşımız vaktinde ve
kaliteli hizmete ulaşacaktır.
2020 bütçesinde sağlık harcamaları ve
şehir hastanelerine de ciddi kaynaklar ayrılıyor. Devasa, harika
binalar yapıldı, bunların ilki Yozgat Şehir Hastanesidir.
Çok iyi işler çıkarıyorlar ancak uzman doktor ihtiyaçları
da had safhada. Burada bir parantez açmak istiyorum: Yozgat Şehir
Hastanesinde geçtiğimiz aylarda Belediye Meclis Üyemiz Mustafa
Bacanlı Beye geçirmiş olduğu kalp krizi dolayısıyla
anjiyo yapılmış ve anjiyo sırasında kendisi
hakkın rahmetine kavuşmuştur. Buradan kendisini rahmetle
anıyorum, Allahtan rahmet diliyorum ama baypas ameliyatı
yapılamadığı için Şehir Hastanesinde, anjiyo
sırasında baypas yapılabilseydi belki bugün aramızda
olacaktı. Tekrar kendisini rahmetle anıyorum. Sağlıkta
atama bekleyen yüz binlerce sağlık ve eğitim personeli
bulunmaktadır; her gün gözleri kulakları yüce Meclisimizdedir.
Bir başka önemli konu ise üniversite
öğrencisi kardeşlerimizin YURTKURa olan borçları, bu konu
hakkında da acil bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ulaştırma alanında da önemli yatırımlar
yapıldı ancak seçim bölgem Yozgatı başkente bağlayan
kara yolu ve Ankara-Yozgat-Sivas hızlı tren projeleri henüz
bitirilemedi. Bu konuda da Yozgatlı hemşehrilerimizin beklentilerine
cevap vermek gerekiyor, inanın on yıldır bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, bütçe denildiği
zaman Devleti yaşat ki insan yaşasın.
mantığıyla kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de teröre
karşı verdiği mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz. Vatan
hainlerine, Türk düşmanlarına geçit vermiyorlar elhamdülillah ve ne
diyorlar? Ülkümüz göklerde dalgalanan sancak, Allahın huzurunda
eğiliriz ancak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekili.
İBRAHİM ETHEM SEDEF (Devamla) Vatan
uğruna can alıp can veren, kahramanca çarpışarak şehit
düşen kardeşlerime Allahtan rahmet, gazilerimize
sağlıklı, sıhhatli uzun ömürler diliyorum. Terör
tehditlerine karşı savunma ve güvenlik birimlerimizin
ihtiyaçlarının tamamı karşılanmalı, savunma
sanayimiz de geliştirilmelidir. Milletimizin göz bebeği Türk
Silahlı Kuvvetlerimizin yurt içinde veya yurt dışında her
türlü tehdide hazır olması bakımından hiçbir şey
esirgenmemeli ve ayrılan kaynaklar eleştiri konusu dahi
yapılmamalıdır.
Sözlerimi sonlandırırken Liderimiz, Genel
Başkanımız Doktor Devlet Bahçelinin 2002 yılında
seçim beyannamemizde dile getirdiği, ülkemizin öncelikle bölgesinde süper
güç, 2023 yılında da lider ülke Türkiye hedefine
ulaşılması dileğimle bütçemizin hayırlara vesile olmasını
diliyor, her birinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, dördüncü
turdaki konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi soru-cevap işlemine geçiyoruz.
Buyurun Sayın Çelebi.
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ticaret Bakanına teşekkür ediyorum ve
kendisine soruyorum: Çin, Bir Kuşak Bir Yol Projesiyle 65 ülkede 21
trilyon dolarlık bütçeyle yatırımlar yapıyor. Türkiye
ayağıyla ilgili olarak kabotaj hakkımızdan
vazgeçtiğimiz doğru mudur? Çinli firmaların mallarını
taşıyan araçlardan hiçbir vergi alınmayacağı
doğru mudur? Hiçbir otoyol, köprü geçiş paralarını
ödemeyecekleri doğru mudur? Bir sınır kapımızdan,
limandan giren Çin malı taşıyan bir kamyon bu topraklara
beş kuruş bırakmayacak mıdır? Çin trenleri sorgusuz
sualsiz Karstan girip Edirneden çıkacak mıdır? Çin, projesini
tamamlayınca çevremizdeki pazarlarımızı kaybetmemiz,
acımasız rekabette KOBİlerimizin ciddi zarar görerek Çine yem
olmaları, işsizlik sorununun artacağı risklerine
karşı hangi önlemler alınmaktadır.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Özdemir
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Ticaret Bakanına sormak istiyorum:
Sayın Bakan, sunuşunuzda Gümrük Birliğinin güncellenmesinin
Avrupa Birliğinin önceliğinde olduğunu söylediniz ve umuyoruz
öyledir tabii ki ama -ben Avrupa Birliği Uyum Komisyonu üyesi olarak-
Avrupa Birliği kurumlarıyla yapılan temaslarda, Kopenhag Siyasi
Kriterlerinde bir ilerleme kaydedilmediği sürece Gümrük Birliğinin
güncellenmeyeceği açıkça ortaya konuyor, hatta bu, raporlara da
yansıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Dün yapılan seçimlerde, İngilterenin
artık Avrupa Birliğinden çıkışı
gerçekleşecek ocak sonu itibarıyla. İngilterenin ABden
ayrılması sonrasında, uluslararası ekonomik, ticari ilişkiler
sürecine yönelik olarak bu süreçte en büyük ekonomik riski taşıyan
Türkiye hangi somut adımları atmıştır?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ticaret Bakanına soruyorum: Geçen yıl
Bakanlığınızın görevlileri patates, soğan
depolarını basıyordu; üreticiyi stokçu ve terörist ilan
ediyordunuz. Bu yıl patates üretimi arttı, tüccar maliyetine dahi
ürün alamadı, ortada yoksunuz. Şu an depolar patates
çakılı. İhracat için umutları vardı ancak yeni
düzenlemeyle yurt dışı satışını
zorlaştırdınız, yeni giderler getirdiniz. Niğdeden
ihracat için tır Mersine gidecek, ihracat şartları uymazsa
tüccar ortada kalacak. Bu uygulamayla ürün alınmıyor. Niğdede
neden bu analizler yapılmıyor? Ayrıca, patateste yurt
dışı için teşvik verecek misiniz? Yoksa depoda çürümesini
mi seyredeceksiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Taşkın
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Öncelikle ABD Senatosunun 1915 olaylarıyla
ilgili her türlü tarih bilincinden ve hukuki temelden yoksun kararını
en sert biçimde kınıyorum. Geçmişi soykırımlarla dolu
olanların kahraman ecdadımıza, şanlı tarihimize
iftiralar atmaya hakları yoktur.
Sorum Ticaret Bakanımıza Helal
Akreditasyon Kurumuyla ilgili olacaktır: Sayın Bakanım, helal
kavramı, günümüzde sadece gıda ürünleriyle sınırlı
kalmamakta, finans, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik, lojistik
ve turizm gibi oldukça geniş bir sektöre ve yelpazeye hitap etmektedir.
Helal kavramının ürünlerin üretiminden tüketiciye ulaşana
kadar her aşamada sağlıklı, hijyenik ve kaliteli olma
özelliklerini de içermesi gerekmektedir. Bu alandaki
farkındalığın artırılması hususunda kurumsal
olarak ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sorum Sayın Ticaret Bakanımıza:
Mersinde üretilen narenciye ürünlerimizin ihracatının yüzde 70i
Rusya, Irak, Ukrayna ve Romanyaya gerçekleştiriliyor. Oysa dünyada
narenciye talebinin yüzde 40ı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden gelmektedir.
Avrupa Birliği 7,7 milyar dolar değerinde bir narenciye pazarına
sahiptir. Türkiyenin bu pazardan pay alabilmesi ve diğer üretici
ülkelerle rekabet edebilmesi için gereken çalışmalar yapılmakta
mıdır?
Sorularım Sayın Sanayi
Bakanımıza: Mersin ülkemizin önemli bir tarım kentidir. Yaş
sebze ve meyve üretiminde Türkiyenin öncü ilidir. Güzel Mersinimiz bu
tarımsal ürünlerinin işleneceği tesislerden yoksundur. Bu
anlamda Mersinin gelişmesinde son derece önemli bir girişim olan
Tarsus Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ne zaman
tamamlanacaktır? Adana, Mersin, Niğde, Aksaray, Konya gibi müsait
sanayi alanları olan illerimizde işsizliği azaltmak adına
sanayi yatırımlarının artırılmasına dönük
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şahin...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Ticaret
Bakanına soruyorum: Demir çelik sektörünün yaşatılması için
en büyük girdilerini oluşturan belediye fonu gibi fon ve kesintilerin,
özellikle kok gazından alınan hava gazı vergisinin
kaldırılması gibi bir düzenleme yapmak mümkün müdür? Mümkün
değil ise nedenleri nelerdir?
Türkiyeye kalitesiz çelik ürünlerinin
girişinin engellenmesi konusunda gümrüklerde yapılan teknik
kontrollerin sıkılaştırılması yönünde
çalışmalarınız var mıdır, nelerdir? Yok ise teknik
kontroller neden sağlıklı yapılmamaktadır?
Çelik tüketiminin yerli üreticiler tarafından
karşılanmasını teşvik edecek tedbirlerin
alınması, mesleklerin üzerindeki rekabet gücünü sınırlayan
yüklerin kaldırılması konusunda ne gibi tasarrufunuz
vardır?
Bölgesel enerji boru hatları, üçüncü
havalimanı, Çanakkale Köprüsü gibi büyük kamu projelerinde,
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, yurt içinde üretilen çelik
ürünlerinin kullanılması neden zorunlu hâle getirilmiyor? Elektrik
enerjisi fiyatlarında tüketim miktarına göre bir fiyatlandırma
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çepni
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
Zeytin Dalı Gümrük Kapısının
açıldığını ifade ettiniz, açıldı.
Bakanlık verilerine göre bu kapıdan 52 ton zeytin ve patates ithal
edilmiş. Bu ticareti hangi hukukla ve kiminle
yaptığınızı açıklayabilir misiniz, burada
muhatabınız kimlerdir?
BAŞKAN Sayın Akın
AHMET AKIN (Balıkesir) Sayın Bakan
Hanımefendiye soruyorum: AKP hükûmetleri her fırsatta Sanayicinin
önünü açıyoruz. diyor, Üretim yapanları destekliyoruz.
nutukları atıyor. Bu nutukların nasıl böyle olduğunu
Sanayi Bakanını izlerken gördük. Kooperatifler Kanununa göre kurulan
Balıkesir Kuvayi Milliye Madeni Eşya Küçük Sanayi Sitesi Yapı
Kooperatifi hâlâ talep ettikleri arazinin kendilerine tahsis edilmesini
bekliyor ama hep engellerle karşılaşıyor. Talep ettikleri
yer 1/5000lik planda küçük sanayi sitesi olarak ayrılmış ancak
bir sürü bahanelerle işlerine engel olunuyor. Buradan sesleniyorum: Bu alan
üretim yapılması için ayrılmıştı, neden
kendilerine teslim edilmiyor? Şu ana kadar kooperatife başvuru
sayısı bini aşmış durumda. Balıkesiri
rahatlatacak, üreticimizi rahatlatacak bu soruna derhâl çözüm bulunmalı,
bu konuda sizden destek bekliyoruz.
BAŞKAN Sayın Tutdere...
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sorum Sayın Ticaret Bakanına:
Adıyamanımızın, Bakanlığınızın
görev ve yetkisinde bulunan ve bugüne kadar tamamlanamayan projelerinin
tamamlanması için 2020 bütçesinde kaynak aktaracak mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Altıntaş...
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza soruyorum:
Türkiye Bilimler Akademisinin üye listesine baktığımızda,
fen bilimlerindeki toplam 37 üyenin 22si kimya alanında, 12si de fizik
alanında çalışan akademisyenler, sadece 3ü matematik
alanında çalışan akademisyen. Neden az sayıda matematikçi
var? Matematikçiler başarısız mı yoksa nicelik temelli
değerlendirme sürecinde bir aksaklık mı var?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Beko...
KANİ BEKO (İzmir) Sorum Ticaret
Bakanına: Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; AKP Hükûmetinin
yarattığı fason işverenler vergi, sigorta ve işçilerin
kıdem tazminatını ödememek için fabrikalarını
yakıyorlar. İstanbul itfaiyesinin istatistiklerine göre sadece 2018
yılında İstanbulda 152 fabrika yangında maalesef
yandı, son beş yılda ise fabrika sayısı 840 oldu. Bu
iş yerlerinin bazılarında yurt dışına
kaçtıkları da tespit edilmiştir. Beceriksiz AKP hükûmetleri nedeniyle
ülkemizde 8,5 milyon insanımız maalesef işsiz
kalmıştır. Sizin bu konuya dair yapılmış bir
çalışmanız var mıdır? İşçilerin
haklarının ödenmesi için bir girişimde bulunmayı
düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Sayın Ersoy
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) Sanayi
Bakanımıza sormak istiyorum Başkanım: Seçim bölgem olan
Kayserimizin teşvik bölgesi konusunda yeni bir çalışma
yapılacak mıdır? Çünkü Kayserimiz, diğer
şehirlerimizin ekonomik verileri göz önünde bulundurulduğunda şu
anda 2nci bölgede ama en azından 3üncü bölgede olması
gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, ilçeler bazlı bir
çalışma yapılacak mıdır?
Teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN Sayın Aycan
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkanım, Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanına sormak
istiyorum: Yerli üretimi artırmalıyız, bunun için kendi
teknolojimizi geliştirmeliyiz. Teknolojik olarak dışa
bağımlı olduğumuz en önemli alanlardan biri
sağlık sektörüdür. İlaç, tıbbı cihaz, aşı ve
serum stratejik öneme sahip ürünlerdir. Sağlık alanında
stratejik çalışmalara ne gibi destek veriyorsunuz? Genel olarak,
teknolojik kapasiteyi artırmak için neler yapıyorsunuz? Teknoloji
üniversiteleri ve merkezleri kurulması görüşüne nasıl
yaklaşıyorsunuz?
BAŞKAN Şimdi, soruları cevaplamak
üzere Komisyona ve yürütmeye söz veriyorum.
Süreniz on dakikadır.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Sayın Başkanım, Komisyonumuzun
cevaplayacağı sorular yok. O yüzden, süremizi bakanlarımıza
devrediyoruz.
TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN Öncelikle,
Avrupa Birliğinin güncellenmesiyle başlamak istiyorum. Evet, uzun
soluklu bir anlaşma, bu kadar uzun soluklu olacağı
düşünülmemişti zannediyorum Gümrük Birliği Anlaşması
yapılırken. Çünkü hem hizmet ticareti hem tarım ürünleri hem
kamu alımları yok, artı, şimdi, bir de e-ticaret var.
Bunlarla ilgili Avrupa Komisyonuyla temaslarımızda ve Komisyon
Başkanıyla görüşmelerimizde bana iletilen konu bazı ülkeler
tarafından siyasi nedenlerle bu görüşmelerin engellendiği resmen
ifade edilmiştir. Muhatabım olan Ticaret Komiseri tarafından
sürecin Kopenhag Siyasi Kriterleri nedeniyle ertelendiği yönünde bana
şahsen bir beyanda bulunulmamıştır. Ayrıca 14 Ekim
tarihli Avrupa Birliği raporunda Türkiyeyle Gümrük Birliğinin
güncellenmesinin öncelikli konuları arasında yer
aldığı da gene Avrupa Birliğinin raporunda
bulunmaktadır. Önümüzdeki hafta, 19unda Verheugenle ilk görüşmemizi
yapacağız, inşallah hayırlara sebep olur. Biz, doğru
yönde çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Onun dışındaki sorulara gelirsek
İngiltereyle, evet, Brexit süreci nedeniyle bizim
çalışmalarımız devam ediyor. Anlaşmalı ya da
anlaşmasız Brexit olması durumunda
Anlaşmalı Brexit
olması durumunda, zaten anlaşmalarımıza belki AByle
ilişkimizden de genişleterek devam edeceğiz çünkü İngiltere
de ticaretine en çok ağırlık vereceği 4 ülkeden birisi
olarak Türkiyeyi gösterdi. Anlaşmasız Brexit hâlinde de bizim zaten
teknik komitelerimiz karşılıklı olarak
çalışmalarını sürdürüyorlar, 6 toplantıyı
tamamladık. AB konuları dışında da gerek tarım
ürünleri gerek hizmet ticareti gerek lojistik konuları, gümrük
konularında ihracatçılarımızın
sıkıntıya düşmemesi için ne gibi önlemler
alacağımız konusunda mutabık kaldık. Tabii, orada bir
dezavantajımız olacak, bugüne kadar gümrük birliğinden
dolayı sıfır gümrükle girdiğimiz pazara özellikle otomotiv,
tekstil ve beyaz eşyada yüzde 10 ve yüzde 12 gümrükle
mallarımızı götürmüş olacağız, diğer
ülkelerle aynı koşullarda rekabet ediyor olacağız. Bununla
ilgili çalışmalarımıza da etkin bir şekilde devam
ediyoruz.
Patates ihracatıyla ilgili, Bakanlığımızın
bir analizi yok; Tarım Bakanlığının sebze meyve
ticaretinde verdiği analizler var ancak Bakanlık olarak biz
tarım teşvikleri yerine, işlenmiş tarım ürünlerine teşvik
veriyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) İktidar
olarak yapın Sayın Bakan, iktidar olarak
TİCARET BAKANI RUHSAR
PEKCAN Ben
kendi bakanlığımla ilgili konulara cevap vereyim, müsaade
ederseniz.
Helal Akreditasyonla ilgili çok konu geldi
aslında. Helal Akreditasyon Kurumu sıfırdan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Hiç belge verdiniz mi
Sayın Bakan, hiç belge verdiniz mi oradan? Bizde sıfır diye
gözüküyor da onu sordum.
TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN Eğer
dinlerseniz Sayın Milletvekilim, anlatacağım ve eminim ikna
olacaksınız.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Bakan, geçen sene depoları siz basmadınız mı?
BAŞKAN Siz devam edin Sayın Bakan.
TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN Helal
Akreditasyon Kurumu sıfırdan kurulan bir Kurum. Buraya
aldığımız elemanlar akreditasyonu bilen, sertifikalandırmayı
bilen kişiler değil; bunların tamamı sıfırdan
eğitime tabi tutuldu. Akredite edecek kişilerin kendilerinin
sertifikalandırılması ve eğitim alması gerekiyordu. Bu
bir süreç ve hepsi teker teker eğitimden ve sertifikalandırma
sürecinden geçirildi. Buraya harcanan para da kuruluşundan itibaren, 7
milyon 400 bin Türk lirası; küsuratı olabilir. 15 milyon 600 bin Türk
lirası diye bir rakam yok, isterseniz bütün kayıtları da
gösterebiliriz. Burada, yeniden yapılanması, bina tadilatı,
tefrişatı, yazılımı, bilgi işlemi,
güvenliği, araç gereci, bütün bu maaşları ve Sosyal Güvenlik
Kurumu ödemeleri de bu paranın içinde. Bu süreçte bir denetim havuzu
oluşturuldu; ayrıca, 40 tane mevzuat hazırlandı. 16 Ekim
itibarıyla da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle akreditasyon
yapabilir hâle geldi; 15 Kasım 2019da da binasına
taşındı. Şu anda, 14 talep aldık. İlk
akreditasyon denetimlerini de Türk Standartları Enstitüsünde
başarıyla tamamladılar. İlk akreditasyon verdiğimiz,
Türk Standartları Enstitüsü olacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Türk Standartları da helal belgelendirme yapıyor
zaten, biliyorsunuz. Daha çok hizmet ihracatı yapabilmek için, özellikle
Ticaret Bakanlığı olarak diğer ülkelerle yaptığımız
görüşmelerde bunu gündeme getiriyoruz ve çok olumlu karşılanıyor.
Birkaç tane de iş birliği anlaşması imzaladık;
inşallah, bunu artırarak devam edeceğiz. Bu helal
pazarından helal sertifikalarını veren kurumların
akreditasyonunu yapmak üzere çalışmalarımıza
başladık.
Şimdi, tabii, Avrupa Birliği ülkelerine -bizim
tarım ürünleri Gümrük Birliği Anlaşmamıza dâhil
olmadığı için- onu şu anda yapamıyoruz, inşallah
güncellenmesiyle beraber yapılacak.
Yapı kooperatifleri Çevre ve Şehircilik
Bakanlığımızın uhdesinde; bu, vergi, sigorta,
işçi hakları konuları da Aile Bakanlığımızın
uhdesinde.
Antalya Serbest Bölgesiyle ilgili bir soru
gelmişti. Antalya Serbest Bölgemizde 98 bin metrekare üzerinde bir alan
serbest bölgeye dâhil edildi. Bu kararın yürürlüğe girmesiyle büyük
boyda gemilerin serbest bölge rıhtımına yanaşmalarına,
burada tadilat işlemi yapabilmelerine ve ihracat yapabilmelerine imkân
tanındı. Ancak bundan sonra Antalya Serbest Bölgesi çevresinde
genişlemede kullanılabilecek başka bir müsait alan
bulunmamaktadır. Bununla ilgili de çalışmalarımız
devam etmektedir.
Yurt dışındaki iş
insanlarımızın sorunları ile ticaret müşavirliği
sayısının artırılması, Ukraynada ticaret
müşavirliği bulunmadığı konusu... Bizim Bakanlığımız
olarak şu anda yeni bir çalışmamız var. Ticaret
müşavirlerimizin daha proaktif olabilmesi için onları bir ön
eğitimden geçiriyoruz. Konuşmamda da belirttim, Ticaret
Müşavirleri Ağı Sistemini oluşturduk. Bütün ticaret
müşavirlerimiz hem birbirleriyle hem merkezle irtibat hâlindeler ve
onlardan sürekli performans kriterleriyle ilgili rapor alıyoruz,
çalışmalarını yakinen takip ediyoruz, onların iş
dünyasının öncüleri olmasını istiyoruz. Bu doğrultuda
onları ön eğitimlerden geçiriyoruz gitmeden önce ancak Ukraynaya
-Odesaya- ticaret ataşemiz 4 Kasım itibarıyla devreye
başladı, Kieve de bir tane atayacağız ama şu anda tüm
Ukraynaya Odesadaki ticaret ataşemiz bakıyor ama Kieve de
atayacağız.
Bunların dışında, ticaret
müşavirliklerimizi bulundukları ülkelerdeki yerel elemanlarla
destekliyoruz. Aldığımız yerel elemanların
sayısı 120ye ulaştı. En az 2 yabancı dil bilen,
ticaret müşaviri değişse de orada kalan ve
Bakanlığımızın kontrolünde; bunların 23ü de
yüksek lisans eğitimine sahip. Mevcut ticaret müşavirlerimizi de
genelde en az 1 yabancı dili iyi derecede bilen ve mümkün olduğu
kadar da yüksek lisans sahibi arkadaşlarımızdan seçiyoruz.
Şimdi, Türkmenistan başta olmak üzere,
Türk firmalarının yurt dışındaki alacaklarıyla
ilgili
Dünya ekonomik ve siyasi konjonktürünün olumsuz durumuna rağmen
firmalarımız özellikle zor coğrafyalarda iş almaya devam
ediyorlar. Biz de bu firmalarımızı TÜRK EXIMBANK kanalıyla
destekliyoruz, onlara niyet mektupları veriyoruz ihalelere girerken, hatta
daha zor coğrafyalarda 3üncü ülkelerle iş birliği
yapıyoruz Almanya gibi, İngiltere gibi, Fransa gibi. Mesela Almanyada
yüzde 20sinin İngiliz orijinli olması yüzde 100üne kredi vermesine
yetiyor. Bunlarla EXIMBANKa proje bazında pilot anlaşmalar
yaptırıp müteahhit firmalarımızın kredi
imkânlarının da genişlemesi için gayret sarf ediyoruz, Afrika
dâhil. Şimdi, Türkmenistan zor bir süreçten geçti, 2016dan beri
ödemelerde sıkıntı yaşanıyor. Ancak 2018de -zaten
firmalarımız ihale de alamaz olmuştu, ihaleye
çıkmıyorlardı- 750 milyon
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Şimdi sırasıyla,
dördüncü turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ile kesin hesaplarına
geçilmesi hususu ile bütçeleri ve kesin hesaplarını ayrı
ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan,
bir şey demek isterim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Sayın
Başkan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, bitirseydi Sayın Bakan sözünü.
BAŞKAN Bitmedi mi sizin konuşmanız?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Bitmedi, yarım
kaldı Sayın Başkan. Söz verirseniz Sayın Bakan
FATMA KURTULAN (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN - Ticaret Bakanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
31) TİCARET BAKANLIĞI
1) Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 5.752.364.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ticaret Bakanlığının
2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Ticaret Bakanlığının
2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Ticaret
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 1.426.506.914,86
Bütçe Gideri 1.292.890.521,70
Ödenek Üstü Gider 137.251,65
İptal Edilen Ödenek 133.659.437,56
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 11.144.793,16
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ticaret Bakanlığının
2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Ekonomi
Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
28) EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 4.365.650.498,00
Bütçe Gideri 3.864.682.005,58
İptal Edilen Ödenek 500.968.492,42
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ekonomi
Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabı kabul edilmiştir.
Rekabet Kurumunun 2020 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
42.07) REKABET KURUMU
1) Rekabet Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 115.750.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 115.750.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Rekabet
Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Rekabet
Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Rekabet Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 104.700.000,00
Bütçe Gideri 88.289.155,80
İptal Edilen Ödenek 16.410.844,20
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelininin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 84.500.000,00
Tahsilat 88.214.992,73
Ret ve İadeler 1.463.921,84
Net Tahsilat 86.751.070,89
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Rekabet Kurumunun 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Helal Akreditasyon Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.63) HELAL AKREDİTASYON KURUMU
1) Helal Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
GENEL
TOPLAM 4.191.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 4.091.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Helal Akreditasyon Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Helal Akreditasyon
Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Helal Akreditasyon
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 7.743.000,00
Bütçe Gideri 4.999.144,12
İptal Edilen Ödenek 2.743.855,88
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelininin genel
toplamını okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
|
|
Tahsilat 7.772.727,02
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Helal Akreditasyon
Kurumunun 2018 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
26) SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
1) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 7.939.333.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının 2020 yılı merkezî
yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 7.242.190.927,27
Bütçe Gideri 6.777.149.650,28
İptal Edilen Ödenek 465.041.276,99
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 141.692.546,67
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığının 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
GAP
Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2020
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.34) GAP BÖLGE KALKINMA
İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) GAP Bölge Kalkınma
İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 87.999.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 86.749.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GAP
Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2020
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
GAP
Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 146.793.000,00
Bütçe Gideri 127.937.607,07
Ödenek Üstü Gider 11.335.872,87
İptal Edilen Ödenek 30.191.265,80
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 146.578.000,00
Tahsilat 134.533.949,51
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GAP
Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.54) DOĞU ANADOLU PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
TOPLAM 90.920.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 90.720.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Doğu
Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2018 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Doğu Anadolu
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 165.487.105,82
Bütçe Gideri 131.469.681,48
İptal Edilen Ödenek 34.017.424,34
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 157.974.000,00
Tahsilat 155.065.951,68
Ret ve İadeler 14.459,56
Net Tahsilat 155.051.492,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Doğu Anadolu Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.55) KONYA OVASI PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Konya Ovası
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 118.250.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 118.000.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Konya
Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2018 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Konya Ovası
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 232.377.211,22
Bütçe Gideri l97.414.691,67
İptal Edilen Ödenek 34.962.519,55
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 213.307.000,00
Tahsilat 199.437.375,65
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Konya Ovası Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2018 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.56) DOĞU KARADENİZ PROJESİ BÖLGE KALKINMA İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Doğu Karadeniz
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 86.506.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 86.306.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Doğu
Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığının 2018 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Doğu Karadeniz
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 146.247.550,00
Bütçe Gideri 124.785.907,43
İptal Edilen Ödenek 21.461.642,57
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 145.196.000,00
Tahsilat 126.023.675,99
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Doğu Karadeniz Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.30) KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ
GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 1.804.317.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 1.804.317.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığının 2018 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 2.324.231.717,13
Bütçe Gideri 2.247.765.119,85
İptal Edilen Ödenek 76.466.597,28
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 2.020.825.000,00
Tahsilat 2.176.
614.175,73
Ret ve İadeler 244.417,69
Net Tahsilat 2.176.369.758,04
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığının 2018 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Başkanım, para konuşulmuyor, para
oylanıyor; böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN
Tanal, sana kulağım sağır bugün.
Türk
Standardları Enstitüsünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.22) TÜRK STANDARDLARI
ENSTİTÜSÜ
1) Türk Standardları
Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 473.659.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 482.000.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk
Standardları Enstitüsünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Türk
Standardları Enstitüsünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türk Standardları
Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 574.537.250,00
Bütçe Gideri 388.093.165,33
İptal Edilen Ödenek 186.444.084,67
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 388.543.000,00
Tahsilat 407.378.652,06
Ret ve İadeler 1.917.454,65
Net Tahsilat 405.461.197,41
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk
Standardları Enstitüsünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türk
Patent ve Marka Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.24) TÜRK PATENT VE
MARKA KURUMU
1) Türk Patent ve Marka
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 102.165.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 173.117.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk
Patent ve Marka Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türk
Patent ve Marka Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türk Patent ve Marka
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 640.067.050,00
Bütçe Gideri 624.002.736,55
İptal Edilen Ödenek 16.064.313,45
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 205.514.000,00
Tahsilat 222.560.736,00
Ret ve İadeler 710.533,62
Net Tahsilat 221.850.202,38
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk
Patent ve Marka Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2020 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.08) TÜRKİYE
BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU
1) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 3.511.062.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 3.509.662.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2020 yılı
merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2018 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Bilimsel ve
Teknolojik Araştırma Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 5.384.698.055,86
Bütçe Gideri 4.804.256.381,78
İptal Edilen Ödenek 580.441.674,08
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 96.319.525,40
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 3.265.696.000,00
Tahsilat 4.576.881.790,61
Ret ve İadeler 485.610,46
Net Tahsilat 4.576.396.180,
15
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun 2018 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye
Bilimler Akademisinin 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.09) TÜRKİYE
BİLİMLER AKADEMİSİ
1) Türkiye Bilimler
Akademisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 18.551.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 18.351.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Bilimler Akademisinin 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Türkiye
Bilimler Akademisinin 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Bilimler
Akademisi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) .CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 16.767.500,00
Bütçe Gideri 14.363.028,05
İptal Edilen Ödenek 2.404.471,95
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 16.575.000,00
Tahsilat 15.503.456,48
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Bilimler Akademisinin 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye Uzay Ajansının 2020
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
20.20) TÜRKİYE UZAY AJANSI
1) Türkiye Uzay Ajansı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 24.529.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 24.529.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Uzay Ajansının 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Hayırlı
olmasını temenni ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, dördüncü tur görüşmeleri tamamlanmıştır.
Programa
göre kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını sırasıyla
görüşmek için 14 Aralık 2019 Cumartesi günü saat 11.00de toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.01
VIII.- GEÇEN
TUTANAK HAKKINDA DÜZELTMELER
1.- Tokat
Milletvekili Özlem Zenginin, 12/12/2019 tarihli 31inci Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin dilekçesi (x)