TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
34üncü
Birleşim
15
Aralık 2019 Pazar
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
1) ANKARA ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
2) ORTA DOĞU TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Orta Doğu Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Orta Doğu Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
3) HACETTEPE
ÜNİVERSİTESİ
a) Hacettepe Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hacettepe Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
4) GAZİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Gazi Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gazi Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
5) İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
6) İSTANBUL TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
7) BOĞAZİÇİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Boğaziçi Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Boğaziçi Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
8) MARMARA ÜNİVERSİTESİ
a) Marmara Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Marmara Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
9) YILDIZ TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Yıldız Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Yıldız Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
10) MİMAR SİNAN GÜZEL
SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
a) Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
11) EGE ÜNİVERSİTESİ
a) Ege Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ege Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
12) DOKUZ EYLÜL
ÜNİVERSİTESİ
a) Dokuz Eylül Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Dokuz Eylül Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
13) TRAKYA ÜNİVERSİTESİ
a) Trakya Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Trakya Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
14) BURSA ULUDAĞ
ÜNİVERSİTESİ
a) Bursa Uludağ
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Uludağ Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
15) ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
a) Anadolu Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Anadolu Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
16) SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
a) Selçuk Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Selçuk Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
17) AKDENİZ
ÜNİVERSİTESİ
a) Akdeniz Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Akdeniz Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
18) ERCİYES
ÜNİVERSİTESİ
a) Erciyes Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Erciyes Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
19) SİVAS CUMHURİYET
ÜNİVERSİTESİ
a) Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Cumhuriyet Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
20) ÇUKUROVA
ÜNİVERSİTESİ
a) Çukurova Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Çukurova Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
21) ONDOKUZ MAYIS
ÜNİVERSİTESİ
a) Ondokuz Mayıs
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ondokuz Mayıs
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
22) KARADENİZ TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Karadeniz Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Karadeniz Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
23) ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
a) Atatürk Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Atatürk Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
24) İNÖNÜ
ÜNİVERSİTESİ
a) İnönü Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İnönü Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
25) FIRAT ÜNİVERSİTESİ
a) Fırat Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Fırat Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
26) DİCLE
ÜNİVERSİTESİ
a) Dicle Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Dicle Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
27) VAN YÜZÜNCÜ YIL
ÜNİVERSİTESİ
a) Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
28) GAZİANTEP
ÜNİVERSİTESİ
a) Gaziantep Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gaziantep Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
29) İZMİR YÜKSEK
TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
a) İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
30) GEBZE TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Gebze Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gebze Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
31) HARRAN ÜNİVERSİTESİ
a) Harran Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Harran Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
32) SÜLEYMAN DEMİREL
ÜNİVERSİTESİ
a) Süleyman Demirel Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Süleyman Demirel Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
33) AYDIN ADNAN MENDERES
ÜNİVERSİTESİ
a) Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
34) ZONGULDAK BÜLENT ECEVİT
ÜNİVERSİTESİ
a) Zonguldak Bülent Ecevit
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Zonguldak Bülent Ecevit
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
35) MERSİN
ÜNİVERSİTESİ
a) Mersin Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Mersin Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
36) PAMUKKALE
ÜNİVERSİTESİ
a) Pamukkale Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Pamukkale Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
37) BALIKESİR
ÜNİVERSİTESİ
a) Balıkesir Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Balıkesir Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
38) KOCAELİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Kocaeli Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kocaeli Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
39) SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
a) Sakarya Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sakarya Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
40) MANİSA CELAL BAYAR
ÜNİVERSİTESİ
a) Manisa Celal Bayar
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Manisa Celal Bayar
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
41) BOLU ABANT İZZET BAYSAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Bolu Abant İzzet Baysal
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bolu Abant İzzet Baysal
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
42) HATAY MUSTAFA KEMAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Hatay Mustafa Kemal
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hatay Mustafa Kemal
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
43) AFYON KOCATEPE
ÜNİVERSİTESİ
a) Afyon Kocatepe Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Afyon Kocatepe Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
44) KAFKAS ÜNİVERSİTESİ
a) Kafkas Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kafkas Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
45) ÇANAKKALE ONSEKİZ MART
ÜNİVERSİTESİ
a) Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
46) NİĞDE ÖMER
HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ
a) Niğde Ömer Halisdemir
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Niğde Ömer Halisdemir
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
47) KÜTAHYA DUMLUPINAR
ÜNİVERSİTESİ
a) Kütahya Dumlupınar
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kütahya Dumlupınar
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
48) TOKAT GAZİOSMANPAŞA
ÜNİVERSİTESİ
a) Tokat Gaziosmanpaşa
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Tokat Gaziosmanpaşa
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
49) MUĞLA SITKI KOÇMAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
50) KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM
ÜNİVERSİTESİ
a) Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
51) KIRIKKALE
ÜNİVERSİTESİ
a) Kırıkkale
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kırıkkale
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
52) ESKİŞEHİR OSMAN
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
a) Eskişehir Osman Gazi
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Eskişehir Osman Gazi
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
53) GALATASARAY
ÜNİVERSİTESİ
a) Galatasaray Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Galatasaray Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
54) KIRŞEHİR AHİ EVRAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Kırşehir Ahi Evran
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kırşehir Ahi Evran
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
55) KASTAMONU
ÜNİVERSİTESİ
a) Kastamonu Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kastamonu Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
56) DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
a) Düzce Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Düzce Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
57) BURDUR MEHMET AKİF ERSOY
ÜNİVERSİTESİ
a) Burdur Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Burdur Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
58) UŞAK
ÜNİVERSİTESİ
a) Uşak Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Uşak Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
59) RECEP TAYYİP ERDOĞAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
60) TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Tekirdağ Namık
Kemal Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Tekirdağ Namık
Kemal Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
61) ERZİNCAN BİNALİ
YILDIRIM ÜNİVERSİTESİ
a) Erzincan Binali
Yıldırım Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
b) Erzincan Binali
Yıldırım Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
62) AKSARAY ÜNİVERSİTESİ
a) Aksaray Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Aksaray Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
63) GİRESUN
ÜNİVERSİTESİ
a) Giresun Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Giresun Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
64) HİTİT
ÜNİVERSİTESİ
a) Hitit Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hitit Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
65) YOZGAT BOZOK
ÜNİVERSİTESİ
a) Yozgat Bozok Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Yozgat Bozok Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
66) ADIYAMAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Adıyaman Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Adıyaman Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
67) ORDU ÜNİVERSİTESİ
a) Ordu Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ordu Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
68) AMASYA ÜNİVERSİTESİ
a) Amasya Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Amasya Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
69) KARAMANOĞLU MEHMETBEY
ÜNİVERSİTESİ
a) Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
70) AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN
ÜNİVERSİTESİ
a) Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
71) SİNOP
ÜNİVERSİTESİ
a) Sinop Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sinop Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
72) SİİRT
ÜNİVERSİTESİ
a) Siirt Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Siirt Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
73) NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ
VELİ ÜNİVERSİTESİ
a) Nevşehir Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Nevşehir Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
74) KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
a) Karabük Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Karabük Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
75) KİLİS 7 ARALIK
ÜNİVERSİTESİ
a) Kilis 7 Aralık
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kilis 7 Aralık
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
76) ÇANKIRI KARATEKİN
ÜNİVERSİTESİ
a) Çankırı Karatekin
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Çankırı Karatekin
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
77) ARTVİN ÇORUH
ÜNİVERSİTESİ
a) Artvin Çoruh Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Artvin Çoruh Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
78) BİLECİK ŞEYH
EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ
a) Bilecik Şeyh Edebali
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bilecik Şeyh Edebali
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
79) BİTLİS EREN
ÜNİVERSİTESİ
a) Bitlis Eren Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bitlis Eren Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
80) KIRKLARELİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Kırklareli Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kırklareli Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
81) OSMANİYE KORKUT ATA
ÜNİVERSİTESİ
a) Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
82) BİNGÖL
ÜNİVERSİTESİ
a) Bingöl Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bingöl Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
83) MUŞ ALPARSLAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Muş Alparslan
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Muş Alparslan
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
84) MARDİN ARTUKLU
ÜNİVERSİTESİ
a) Mardin Artuklu Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Mardin Artuklu Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
85) BATMAN ÜNİVERSİTESİ
a) Batman Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Batman Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
86) ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ
a) Ardahan Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ardahan Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
87) BARTIN ÜNİVERSİTESİ
a) Bartın Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bartın Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
88) BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
a) Bayburt Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bayburt Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
89) GÜMÜŞHANE
ÜNİVERSİTESİ
a) Gümüşhane Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gümüşhane Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
90) HAKKARİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Hakkari Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hakkari Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
91) IĞDIR
ÜNİVERSİTESİ
a) Iğdır Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Iğdır Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
92) ŞIRNAK
ÜNİVERSİTESİ
a) Şırnak Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Şırnak Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
93) MUNZUR ÜNİVERSİTESİ
a) Munzur Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Munzur Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
94) YALOVA ÜNİVERSİTESİ
a) Yalova Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Yalova Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
95) TÜRK ALMAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Türk Alman Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Türk Alman Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî yönetim Kesin Hesabı
96) ANKARA YILDIRIM BEYAZIT
ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
b) Ankara
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
97) BURSA TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Bursa Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bursa Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
98) İSTANBUL MEDENİYET
ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Medeniyet
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul Medeniyet
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
99) İZMİR KÂTİP
ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir Kâtip Çelebi
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Kâtip Çelebi
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
100) NECMETTİN ERBAKAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Necmettin Erbakan
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Necmettin Erbakan
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
101) ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ
a) Abdullah Gül Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Abdullah Gül Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
102) ERZURUM TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Erzurum Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Erzurum Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
103) ADANA ALPARSLAN TÜRKEŞ
BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Adana Alparslan Türkeş
Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Adana Bilim ve Teknoloji
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
104) ANKARA SOSYAL BİLİMLER
ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Sosyal Bilimler
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Sosyal Bilimler
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
105) SAĞLIK
BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Sağlık Bilimleri
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sağlık Bilimleri
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
106) BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL
ÜNİVERSİTESİ
a) Bandırma Onyedi Eylül
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bandırma Onyedi Eylül
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
107) İSKENDERUN TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) İskenderun Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İskenderun Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
108) ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT
ÜNİVERSİTESİ
a) Alanya Alaaddin Keykubat
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Alanya Alaaddin Keykubat
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
109) İZMİR BAKIRÇAY
ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir Bakırçay
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Bakırçay
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
110) İZMİR DEMOKRASİ
ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir Demokrasi
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Demokrasi
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
111) ANKARA MÜZİK VE GÜZEL
SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Müzik ve Güzel
Sanatlar Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Müzik ve Güzel
Sanatlar Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
112) KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Konya Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Konya Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
113) KÜTAHYA SAĞLIK
BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Kütahya Sağlık
Bilimleri Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kütahya Sağlık
Bilimleri Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
114) MALATYA TURGUT ÖZAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Malatya Turgut Özal
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Malatya Turgut Özal
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
115) İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA
a) İstanbul
Üniversitesi-Cerrahpaşa 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul
Üniversitesi-Cerrahpaşa 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
116) ANKARA HACI BAYRAM VELİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Hacı Bayram Veli
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Hacı Bayram Veli
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
117) SAKARYA UYGULAMALI
BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
a) Sakarya Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sakarya Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
118) SAMSUN ÜNİVERSİTESİ
a) Samsun Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Samsun Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
119) TARSUS ÜNİVERSİTESİ
a) Tarsus Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Tarsus Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
120) TRABZON
ÜNİVERSİTESİ
a) Trabzon Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Trabzon Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
121) KAYSERİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Kayseri Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kayseri Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
122) KAHRAMANMARAŞ
İSTİKLAL ÜNİVERSİTESİ
a) Kahramanmaraş
İstiklal Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kahramanmaraş
İstiklal Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
123) ESKİŞEHİR
TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Eskişehir Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Eskişehir Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
124) ISPARTA UYGULAMALI
BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
a) Isparta Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Isparta Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
125) AFYONKARAHİSAR SAĞLIK
BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Afyonkarahisar
Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
b) Afyonkarahisar
Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
126) SİVAS BİLİM VE
TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
127) GAZİANTEP İSLAM
BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Gaziantep İslam Bilim ve
Teknoloji Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DIŞİŞLERİ
BAKANLIĞI
1) Dışişleri
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Dışişleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G)
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ)
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI
1) Avrupa
Birliği Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H)
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU
1) Türk
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
III.- AÇIKLAMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili
Lüftü Türkkanın, Libyayla imzalanan mutabakat
muhtırasının ardından Fransa, İtalya ve
Kıbrısın Doğu Akdenizde yaptığı askerî
tatbikat konusunda ülkemizin tavrının ne olacağını ve
Resmî Gazetede yayımlanan Libya'nın 16 yaşından küçük, 55
yaşından büyük vatandaşlarına vize muafiyeti
sağlanması hakkındaki kararın ne anlama geldiğini Dışişleri
Bakanından öğrenmek istediklerine ilişkin açıklaması
2.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, Millî Eğitime ayrılan bütçede azalışın
söz konusu olduğuna, Millî Eğitim Bakanlığının
yaptığı anket sonucunun Bakanlığın
faaliyetlerinden memnun olunmadığını gözler önüne
serdiğine, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının araştırmasına katılan
üniversite öğrencilerinin yüzde 30unun okulda kendisini güvende
hissetmediğini ifade ettiğine ilişkin açıklaması
3.- Ankara Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının, Batman Milletvekili Mehmet Ruştu
Tiryaki, Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul ile Diyarbakır
Milletvekili Hişyar Özsoyun 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin altıncı tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ve bütçe içerisinde
Türkiye'nin terörle mücadelesine ilişkin kalemlerin muhakkak
olacağına ilişkin açıklaması
4.- Diyarbakır
Milletvekili Hişyar Özsoyun, Türkiyedeki temel kurucu ideolojinin
inkârcılık ve terörle mücadele diskurunun da Türkiyeye
dayatılan en büyük terörizm olduğuna ilişkin
açıklaması
5.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, cumhuriyetin var oluşunun yurttaşlarının
eşitliği üzerine kurulduğunu ancak
inkârcılığın Türkiye Cumhuriyetinin var olduğu
tarihten bu yana bazı iktidarların anlayışı hâline
geldiğine ilişkin açıklaması
6.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Hatay Milletvekili Serkan Topalın 129
sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
altıncı tur görüşmelerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine, Adalet
ve Kalkınma Partisinin desteği olmadan Meclisten bir kararın
çıkmasının uygulanabilirlik açısından mümkün
olamayacağını herkesin kabul etmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Ankara Milletvekili Yıldırım
Kaya, Hatay Milletvekili Serkan Topal ile İstanbul Milletvekili Oğuz
Kaan Salıcının 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin altıncı tur
görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmalarındaki bazı ifadelerine, CHPnin liyakat
anlayışına ve söylenilenlerin kıymetli olabilmesi için
söylenilen ile yapılanların çelişmemesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
8.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, Adalet
ve Kalkınma Partisinin cemaatin içinden çıkmış bir siyasi
parti olduğuna ilişkin açıklaması
9.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, değişim yapmak için önce
yapılanlardan utanılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
10.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Adalet ve Kalkınma Partisinin milletin
içinden çıktığına, HDP Grubuyla alakalı
görüşlerinin ve eleştirilerinin belli olduğuna, kimsenin Kürt
düşmanlığının olmadığına ilişkin
açıklaması
11.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaşa
hakaret ettirmeyeceklerine ilişkin açıklaması
12.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
13.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, Millî Eğitim Bakanlığında fiilî bir durumun
yaşandığına, Beştepede kurulan saray eğitim
bakanlığının Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim
Bakanlığının yetkilerini kullandığına
ilişkin açıklaması
14.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçukun 129
sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
altıncı tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasında kendisine yöneltilen
eleştirilere değinmediğine, maliyetinin 3,4 milyar lira
olduğu açıklanan ve On Birinci Kalkınma Planında yer
verilmeyen Fatih Projesinin akıbetini öğrenmek istediklerine
ilişkin açıklaması
15.- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Libyayla
anlaşma yapıldığına göre neden münhasır ekonomik
bölge sınırlarının ilan edilmediğini, F-35ler
alındığı takdirde harekât görevlerinin millî gizlilikte
yapılmasının mümkün olup olmayacağını,
S-400lerin ne zaman faal duruma geçeceğini Dışişleri
Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
16.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, Avrupa Birliği alanındaki
büyükelçiliklerimizin asli görevi olan etkin diplomasiye yeterli bütçe
ayıramama durumuyla ilgili çalışmanın olup
olmadığını, bu yıl içinde yapılacağı
söylenilen Reform Eylem Grubu Toplantısının ne zaman
yapılacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
17.- Tekirdağ Milletvekili
İlhami Özcan Aygunun, Türkiye ile Sudan arasında imzalanan ticaret
ve ekonomik ortaklık anlaşmasına göre Türkiye'nin Sudandan at,
eşek, katır ve bardo eti ithal edeceğine ilişkin
açıklaması
18.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi ile Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesinin
ülkemizin ilim ve irfan hayatına yaptığı,
yapacağı katkıların her türlü takdirin üzerinde
olduğuna ilişkin açıklaması
19.- Malatya Milletvekili
Mehmet Celal Fendoğlunun, şubat ayında yapılacak
öğretmen atamalarının sayısını, ücretli
öğretmenler ile engelli öğretmenlerin atamaları konusundaki
çalışmaların hangi aşmada olduğunu Millî Eğitim
Bakanından öğrenmek istediklerine ilişkin açıklaması
20.- Adana Milletvekili Orhan
Sümerin, Adana ilinde 830 Suriyeli öğretmenin okullarda
görevlendirildiğinin doğru olup olmadığını,
Türkiye genelinde kaç Suriyeli öğretmenin görevlendirildiğini ve bu
öğretmenlerin eğitimlerinin ne olduğunu, aynı okulda
eğitim gören Suriyeli öğrenciler ile Türk öğrenciler
arasında yaşanan uyum sorunu konusunda önlem alınıp
alınmayacağını Millî Eğitim Bakanından
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
21.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akarın, bor madeninden üretilen ve desteklenerek dünya
markası hâline getirilebilecek olan temizlik ürününün reklamının
yasaklandığına ilişkin açıklaması
22.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, Uygur Türklerinin yaşamsal problemlerinin birkaç
tepkisel cümleyle geçiştirilebicek mesele olmadığına ve
Kırım Tatar Millî Meclisi Onursal Başkanı Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlunun sürgün hayatından
kurtarılması gerektiğine ilişkin açıklaması
23.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Göke
hem görev anlayışı hem de siyasi partilere
yaklaşımından dolayı teşekkür ettiğine, laik ve
çağdaşlaşma başta olmak üzere cumhuriyetin temel
değerlerinden uzaklaşan AKP iktidarının dış
politikanın her alanında geleceğimiz için büyük tehlike arz eden
enkaz yarattığına, Yurtta barış, dünyada
barış. şiarını öncelikli tutan bir dış
politikayı umut ettiklerine ilişkin açıklaması
24.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 129 sıra sayılı 2020 Yılı
Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin altıncı tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasında Doğu
Türkistanda Uygur Türklerinin yaşadığı
sıkıntı ve sorunların çözümüne yönelik gerekli
girişimleri yaptıklarına ve yapacaklarına, Uygur
Türklerinin talebinin temel insan hakları ile inanç haklarının
garanti altına alınması olduğuna ilişkin
açıklaması
25.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir
İslamın 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe
Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin altıncı tur görüşmelerinde şahsı
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
26.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun yerinden sarf
ettiği bazı ifadelerine ve suçların kişisel olduğuna
ilişkin açıklaması
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydına iyi dileklerinden ötürü teşekkür ettiğine, Millî
Eğitim Bakanlığı bütçesinin görüşülmesinde çok
sayıda oylamanın yapılacağı bir süreç
yaşanacağı için zamanın iyi kullanılması
gerektiğine ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Bütçe görüşmelerinde önemli bir
çalışmayı tamamlamaları nedeniyle gruplara, siyasi
partilere, Komisyona, Bakanlara va bürokratlara teşekkür ettiğine
ilişkin konuşması
15 Aralık 2019 Pazar
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK(Burdur), Nurhayat
ALTACA KAYIŞOĞLU(Bursa)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
34üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündemimize göre, 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmelere devam
edeceğiz.
Program uyarınca bugün altıncı
turdaki görüşmeleri yapacağız. Altıncı turda Millî
Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme
ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim
Kalite Kurulu, üniversiteler, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi
Enstitüsü, Dışişleri Bakanlığı, Avrupa
Birliği Başkanlığı, Avrupa Birliği
Bakanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumu bütçe ve kesin
hesapları yer almaktadır.
III.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (x)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (x)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
1) ANKARA ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
2) ORTA DOĞU TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Orta Doğu Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Orta Doğu Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
3) HACETTEPE
ÜNİVERSİTESİ
a) Hacettepe Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hacettepe Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
4) GAZİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Gazi Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gazi Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
5) İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
6) İSTANBUL TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
7) BOĞAZİÇİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Boğaziçi Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Boğaziçi Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
8) MARMARA ÜNİVERSİTESİ
a) Marmara Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Marmara Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
9) YILDIZ TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Yıldız Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Yıldız Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
10) MİMAR SİNAN GÜZEL
SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
a) Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
11) EGE ÜNİVERSİTESİ
a) Ege Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ege Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
12) DOKUZ EYLÜL
ÜNİVERSİTESİ
a) Dokuz Eylül Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Dokuz Eylül Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
13) TRAKYA ÜNİVERSİTESİ
a) Trakya Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Trakya Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
14) BURSA ULUDAĞ
ÜNİVERSİTESİ
a) Bursa Uludağ
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Uludağ Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
15) ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
a) Anadolu Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Anadolu Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
16) SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
a) Selçuk Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Selçuk Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
17) AKDENİZ
ÜNİVERSİTESİ
a) Akdeniz Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Akdeniz Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
18) ERCİYES
ÜNİVERSİTESİ
a) Erciyes Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Erciyes Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
19) SİVAS CUMHURİYET
ÜNİVERSİTESİ
a) Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Cumhuriyet Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
20) ÇUKUROVA
ÜNİVERSİTESİ
a) Çukurova Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Çukurova Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
21) ONDOKUZ MAYIS
ÜNİVERSİTESİ
a) Ondokuz Mayıs
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ondokuz Mayıs
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
22) KARADENİZ TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Karadeniz Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Karadeniz Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
23) ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
a) Atatürk Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Atatürk Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
24) İNÖNÜ
ÜNİVERSİTESİ
a) İnönü Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İnönü Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
25) FIRAT ÜNİVERSİTESİ
a) Fırat Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Fırat Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
26) DİCLE
ÜNİVERSİTESİ
a) Dicle Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Dicle Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
27) VAN YÜZÜNCÜ YIL
ÜNİVERSİTESİ
a) Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
28) GAZİANTEP
ÜNİVERSİTESİ
a) Gaziantep Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gaziantep Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
29) İZMİR YÜKSEK
TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
a) İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
30) GEBZE TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Gebze Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gebze Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
31) HARRAN ÜNİVERSİTESİ
a) Harran Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Harran Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
32) SÜLEYMAN DEMİREL
ÜNİVERSİTESİ
a) Süleyman Demirel Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Süleyman Demirel Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
33) AYDIN ADNAN MENDERES
ÜNİVERSİTESİ
a) Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
34) ZONGULDAK BÜLENT ECEVİT
ÜNİVERSİTESİ
a) Zonguldak Bülent Ecevit
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Zonguldak Bülent Ecevit
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
35) MERSİN
ÜNİVERSİTESİ
a) Mersin Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Mersin Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
36) PAMUKKALE
ÜNİVERSİTESİ
a) Pamukkale Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Pamukkale Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
37) BALIKESİR
ÜNİVERSİTESİ
a) Balıkesir Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Balıkesir Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
38) KOCAELİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Kocaeli Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kocaeli Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
39) SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
a) Sakarya Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sakarya Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
40) MANİSA CELAL BAYAR
ÜNİVERSİTESİ
a) Manisa Celal Bayar
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Manisa Celal Bayar
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
41) BOLU ABANT İZZET BAYSAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Bolu Abant İzzet Baysal
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bolu Abant İzzet Baysal
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
42) HATAY MUSTAFA KEMAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Hatay Mustafa Kemal
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hatay Mustafa Kemal
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
43) AFYON KOCATEPE
ÜNİVERSİTESİ
a) Afyon Kocatepe Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Afyon Kocatepe Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
44) KAFKAS ÜNİVERSİTESİ
a) Kafkas Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kafkas Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
45) ÇANAKKALE ONSEKİZ MART
ÜNİVERSİTESİ
a) Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
46) NİĞDE ÖMER
HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ
a) Niğde Ömer Halisdemir
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Niğde Ömer Halisdemir
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
47) KÜTAHYA DUMLUPINAR
ÜNİVERSİTESİ
a) Kütahya Dumlupınar
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kütahya Dumlupınar
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
48) TOKAT GAZİOSMANPAŞA
ÜNİVERSİTESİ
a) Tokat Gaziosmanpaşa
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Tokat Gaziosmanpaşa
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
49) MUĞLA SITKI KOÇMAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Muğla Sıtkı
Koçman Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
50) KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM
ÜNİVERSİTESİ
a) Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
51) KIRIKKALE
ÜNİVERSİTESİ
a) Kırıkkale
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kırıkkale
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
52) ESKİŞEHİR OSMAN
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
a) Eskişehir Osman Gazi
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Eskişehir Osman Gazi
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
53) GALATASARAY
ÜNİVERSİTESİ
a) Galatasaray Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Galatasaray Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
54) KIRŞEHİR AHİ EVRAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Kırşehir Ahi Evran
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kırşehir Ahi Evran
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
55) KASTAMONU
ÜNİVERSİTESİ
a) Kastamonu Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kastamonu Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
56) DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
a) Düzce Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Düzce Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
57) BURDUR MEHMET AKİF ERSOY
ÜNİVERSİTESİ
a) Burdur Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Burdur Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
58) UŞAK
ÜNİVERSİTESİ
a) Uşak Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Uşak Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
59) RECEP TAYYİP ERDOĞAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
60) TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Tekirdağ Namık
Kemal Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Tekirdağ Namık
Kemal Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
61) ERZİNCAN BİNALİ
YILDIRIM ÜNİVERSİTESİ
a) Erzincan Binali
Yıldırım Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
b) Erzincan Binali
Yıldırım Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
62) AKSARAY ÜNİVERSİTESİ
a) Aksaray Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Aksaray Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
63) GİRESUN
ÜNİVERSİTESİ
a) Giresun Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Giresun Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
64) HİTİT
ÜNİVERSİTESİ
a) Hitit Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hitit Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
65) YOZGAT BOZOK
ÜNİVERSİTESİ
a) Yozgat Bozok Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Yozgat Bozok Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
66) ADIYAMAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Adıyaman Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Adıyaman Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
67) ORDU ÜNİVERSİTESİ
a) Ordu Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ordu Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
68) AMASYA ÜNİVERSİTESİ
a) Amasya Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Amasya Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
69) KARAMANOĞLU MEHMETBEY
ÜNİVERSİTESİ
a) Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
70) AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN
ÜNİVERSİTESİ
a) Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
71) SİNOP
ÜNİVERSİTESİ
a) Sinop Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sinop Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
72) SİİRT
ÜNİVERSİTESİ
a) Siirt Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Siirt Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
73) NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ
VELİ ÜNİVERSİTESİ
a) Nevşehir Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Nevşehir Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
74) KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
a) Karabük Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Karabük Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
75) KİLİS 7 ARALIK
ÜNİVERSİTESİ
a) Kilis 7 Aralık
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kilis 7 Aralık
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
76) ÇANKIRI KARATEKİN
ÜNİVERSİTESİ
a) Çankırı Karatekin
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Çankırı Karatekin
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
77) ARTVİN ÇORUH
ÜNİVERSİTESİ
a) Artvin Çoruh Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Artvin Çoruh Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
78) BİLECİK ŞEYH
EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ
a) Bilecik Şeyh Edebali
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bilecik Şeyh Edebali
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
79) BİTLİS EREN
ÜNİVERSİTESİ
a) Bitlis Eren Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bitlis Eren Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
80) KIRKLARELİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Kırklareli Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kırklareli Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
81) OSMANİYE KORKUT ATA
ÜNİVERSİTESİ
a) Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
82) BİNGÖL
ÜNİVERSİTESİ
a) Bingöl Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bingöl Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
83) MUŞ ALPARSLAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Muş Alparslan
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Muş Alparslan
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
84) MARDİN ARTUKLU
ÜNİVERSİTESİ
a) Mardin Artuklu Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Mardin Artuklu Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
85) BATMAN ÜNİVERSİTESİ
a) Batman Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Batman Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
86) ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ
a) Ardahan Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ardahan Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
87) BARTIN ÜNİVERSİTESİ
a) Bartın Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bartın Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
88) BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
a) Bayburt Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bayburt Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
89) GÜMÜŞHANE
ÜNİVERSİTESİ
a) Gümüşhane Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Gümüşhane Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
90) HAKKARİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Hakkari Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Hakkari Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
91) IĞDIR
ÜNİVERSİTESİ
a) Iğdır Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Iğdır Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
92) ŞIRNAK
ÜNİVERSİTESİ
a) Şırnak Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Şırnak Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
93) MUNZUR ÜNİVERSİTESİ
a) Munzur Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Munzur Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
94) YALOVA ÜNİVERSİTESİ
a) Yalova Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Yalova Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
95) TÜRK ALMAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Türk Alman Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Türk Alman Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî yönetim Kesin Hesabı
96) ANKARA YILDIRIM BEYAZIT
ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
b) Ankara
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
97) BURSA TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Bursa Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bursa Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
98) İSTANBUL MEDENİYET
ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Medeniyet
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul Medeniyet
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
99) İZMİR KÂTİP
ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir Kâtip Çelebi
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
100) NECMETTİN ERBAKAN
ÜNİVERSİTESİ
a) Necmettin Erbakan
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Necmettin Erbakan
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
101) ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ
a) Abdullah Gül Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Abdullah Gül Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
102) ERZURUM TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Erzurum Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Erzurum Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
103) ADANA ALPARSLAN TÜRKEŞ
BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Adana Alparslan Türkeş
Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Adana Bilim ve Teknoloji
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
104) ANKARA SOSYAL BİLİMLER
ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Sosyal Bilimler
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Sosyal Bilimler
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
105) SAĞLIK
BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Sağlık Bilimleri
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sağlık Bilimleri
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
106) BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL
ÜNİVERSİTESİ
a) Bandırma Onyedi Eylül
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Bandırma Onyedi Eylül
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
107) İSKENDERUN TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) İskenderun Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İskenderun Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
108) ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT
ÜNİVERSİTESİ
a) Alanya Alaaddin Keykubat
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Alanya Alaaddin Keykubat
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
109) İZMİR BAKIRÇAY
ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir Bakırçay Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Bakırçay
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
110) İZMİR DEMOKRASİ
ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir Demokrasi
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İzmir Demokrasi
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
111) ANKARA MÜZİK VE GÜZEL
SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Müzik ve Güzel
Sanatlar Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Müzik ve Güzel
Sanatlar Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
112) KONYA TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ
a) Konya Teknik Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Konya Teknik Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
113) KÜTAHYA SAĞLIK
BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Kütahya Sağlık
Bilimleri Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kütahya Sağlık
Bilimleri Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
114) MALATYA TURGUT ÖZAL
ÜNİVERSİTESİ
a) Malatya Turgut Özal
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Malatya Turgut Özal
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
115) İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA
a) İstanbul
Üniversitesi-Cerrahpaşa 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) İstanbul
Üniversitesi-Cerrahpaşa 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
116) ANKARA HACI BAYRAM VELİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Hacı Bayram Veli
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Ankara Hacı Bayram Veli
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
117) SAKARYA UYGULAMALI
BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
a) Sakarya Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Sakarya Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
118) SAMSUN ÜNİVERSİTESİ
a) Samsun Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Samsun Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
119) TARSUS ÜNİVERSİTESİ
a) Tarsus Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Tarsus Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
120) TRABZON
ÜNİVERSİTESİ
a) Trabzon Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Trabzon Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
121) KAYSERİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Kayseri Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kayseri Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
122) KAHRAMANMARAŞ
İSTİKLAL ÜNİVERSİTESİ
a) Kahramanmaraş
İstiklal Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Kahramanmaraş
İstiklal Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
123) ESKİŞEHİR
TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Eskişehir Teknik
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Eskişehir Teknik
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
124) ISPARTA UYGULAMALI
BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
a) Isparta Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
b) Isparta Uygulamalı
Bilimler Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
125) AFYONKARAHİSAR SAĞLIK
BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Afyonkarahisar
Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
b) Afyonkarahisar
Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
126) SİVAS BİLİM VE
TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Sivas Bilim ve Teknoloji
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
127) GAZİANTEP İSLAM
BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Gaziantep İslam Bilim ve
Teknoloji Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Değerli milletvekilleri, alınan karar
gereğince tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti gruplarına ve
İç Tüzükün 62nci maddesi gereğince istemi hâlinde görüşlerini
bildirmek üzere yürütmeye altmışar dakika söz verilecek. Bu süreler
birden fazla konuşmacı tarafından kullanılabilecek ve
şahsı adına yapılacak konuşmaların süresi ise
beşer dakika olacaktır. Ayrıca, konuşmalar
tamamlanınca soru-cevap işlemi on dakika soru, on dakika cevap olarak
yapılacak ve sorular gerekçesiz olarak yerinden sorulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Değerli milletvekilleri, şimdi
altıncı turda siyasi parti grupları, yürütme ve
şahıslar adına söz alanların adlarını
sırasıyla okuyorum.
AK PARTİ Grubu: Sayın Orhan Erdem,
Sayın Ahmet Mücahit Arınç, Sayın Cemal Taşar, Sayın
Nazım Maviş, Sayın Emine Sare Aydın Yılmaz, Sayın
Habibe Öçal, Sayın Ceyda Çetin Erenler, Sayın Hasan Turan, Sayın
Sena Nur Çelik, Sayın İsmail Emrah Karayel, Sayın Ali
Şahin, Sayın Emine Nur Günay.
İYİ PARTİ Grubu: Sayın
İsmail Koncuk, Sayın Ayhan Altıntaş, Sayın İmam
Hüseyin Filiz, Sayın Ahmet Kamil Erozan, Sayın Aydın Adnan
Sezgin.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu: Sayın
Yaşar Karadağ, Sayın Mevlüt Karakaya, Sayın Kamil
Aydın, Sayın İsmail Özdemir, Sayın Arzu Erdem.
Halkların Demokratik Partisi Grubu: Sayın
Kemal Bülbül, Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki, Sayın Mahmut
Toğrul, Sayın Hişyar Özsoy, Sayın Serpil Kemalbay,
Pekgözegü.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu: Sayın
Yıldırım Kaya, Sayın Serkan Topal, Sayın Suat Özcan,
Sayın Mustafa Adıgüzel, Sayın Özcan Özel, Sayın Ali Keven,
Sayın Ahmet Ünal Çeviköz, Sayın Oğuz Kaan Salıcı,
Sayın Sibel Özdemir.
Şahıslar; lehinde olmak üzere Sayın
Hasan Çilez, yürütmenin konuşmalarından sonra aleyhinde olmak üzere
Sayın Nazır Cihangir İslam.
Daha sonra soru-cevap işlemini yaptıktan
sonra oylamaları yapacağız değerli milletvekilleri.
Değerli milletvekilleri, bir bilgiyi sizlerle
paylaşmak istiyorum. Takdirlerinize sunduğum bu konuyu bütün siyasi
parti gruplarının, konuşmacılarımızın
değerlendirmesine sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün Millî
Eğitim Bakanlığının bütçesi üzerinde üniversitelerin
bütçelerinin oylamalarını yapacağız. Diğer
zamanlardaki bütçe görüşmelerinde günün sonunda yapılan oylamalar
aşağı yukarı 20-30 civarındadır. Bugün
üniversitelerin oylamalarında yaklaşık 500ü aşkın
oylama yapacağız. Bu oylamalarımızın
aşağı yukarı iki-iki buçuk saat sürmesini hedefliyorum,
bekliyorum.
Bu bilgiyi sizlerle paylaşarak günün
zamanının kullanılması konusunu takdirlerinize
bıraktığımı da ifade etmek istiyorum. Bugün yoğun
bir oylama günümüzün olacağını tüm gruplarımızın
bilgilerine sunmak isterim.
Şimdi altıncı turdaki siyasi parti
gruplarımızın konuşmalarına başlıyoruz.
İlk konuşmacılar, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna mensup
değerli milletvekillerimiz.
İlk söz Konya Milletvekilimiz Sayın Orhan
Erdeme aittir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA ORHAN ERDEM (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizin Genel
Kurulunu ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım. İlk
konuşmacı olarak Allahın rahmeti, bereketi üzerinize olsun.
Hükûmetimizin bütün bakanlıkları ve
kurumları önemlidir ancak Millî Eğitim Bakanlığı
ayrı bir öneme sahiptir. Aslında her alanda başarı Millî Eğitim
Bakanlığından geçmektedir, onun için nesilleri yetiştirme
ve medeniyetlerimizi inşa etme inisiyatifine sahiptir. Yetişecek
nesillerimizin, eleştiren, düşünen, iletişim becerileri yüksek,
girişimci, beden ve ruh sağlığı düzgün,
yapıcı bireyler olarak yetişmesi sorumluluğuyla hareket
eder. Aynı zamanda, herkesin eğitim öğretime eşit ve adil
şartlar altında erişimini sağlarken
ulaştığı hedeflerinin ölçülebilir olmasıyla da ulusal
ve uluslararası ölçme raporlarına sağlıklı veriler
oluşturur. Eğitime verdiğimiz öneme karşılık,
doğası gereği dört, sekiz, on iki, on altı, yirmi gibi daha
fazla yılları bulan kısa, orta, uzun vadede ancak
alınabilir.
AK PARTİ hükûmetleriyle 2002den bu yana
eğitimdeki çalışmalar ve 4+4+4 eğitime geçiş
kanunumuzla altı yedi yıl gibi orta vadede ulusal ve
uluslararası olumlu raporları, sonuçları almaya
başladık. En son yayınlanan Birleşmiş Milletler
İnsani Gelişme Raporuna göre ülkemiz, insani gelişmişlik
seviyesi, gelir, eğitim ve sağlık göstergelerini içeren
İnsani Gelişme Endeksinde, 189 ülke arasında 59uncu
sıraya yükseldi ve ilk defa en yüksek gelişmişlik kategorisine
de girdik. Bu sıralama ülkemize yetmez, sürekli üst basamaklara
tırmanmaya devam edeceğiz. Ülkemiz için insani gelişmişlik
seviyesi, 2002de ortaydı, 2009da yüksek, 2019da en yüksek seviyeye
çıktı. 15 yaş üzerindeki okuryazar oranımız, 2002de
yüzde 85 iken 2019da yüzde 96ya çıktı.
Bu raporlara göre, Türkiyede eğitimin her
kademesindeki okullaşmadaki ortalama eğitim süresinde artış
sağlandı. Ortalama eğitim görme süreleri 2000li yıllarda
5,5 yıl iken 2019da 7,7 yıla, okulda geçen süre de 16,4 yıla
ulaştı. Satın alma gücü paritemiz de bu yükselmelere katkı
verdi. 2002de 6.974 dolar olan satın alma gücü paritemiz, 2019da
24.905e yükseldi. Yoksulluk sınırı olan günlük 2 doların altında
geliri olanlar 2002de nüfusun yüzde 18i iken bugün bu oran
sıfırlandı.
Görüldüğü üzere, PISAda da çok önemli
gelişmeler oldu, vaktim yetmeyecek hızlı geçiyorum. Peki, buna
nasıl gelindi? En yüksek bütçeyi 2002den bu yana Millî Eğitim
Bakanlığına veriyor hükûmetlerimiz. Başta kız
çocuklarını eğitime kazandırmak için şartlı
eğitim desteğiyle ve ders kitaplarının bedava verilmesiyle,
13 milyondan 18 milyona çıkan öğrenci sayılarıyla, 70 bine
ulaşan, yüzde 50 artan okullarımızla bu oranların hepsini
yükselttik. En son teknolojileri okullarımıza getirdik;
öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin kullanımına sunduk.
Engelli öğrencilerimizden mesleki eğitime kadar her alanda
başarılı hizmetler yaptık.
Başkanlık sisteminin ilk Hükûmetinde görev
alan Bakanımız Ziya Selçuk Bey ve Millî Eğitim
Bakanlığının idari, eğitim öğretim,
yardımcı hizmetler kapsamında tüm çalışanları
buna katkı verdi, onlara başarılar diliyorum. AK PARTİ
hükûmetlerinde görev alan tüm bakanlarımıza hizmetleri için
teşekkür ediyorum. Eğitime kimin bir katkısı varsa ona
minnettarız. Ayrıca, ülkemizde yaşanan her
başarının başında bize liderlik eden
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğana da eğitime
verdiği katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu vesileyle, teröre
kurban verdiğimiz şehit öğretmenlerimiz başta olmak üzere
ebediyete intikal etmiş tüm eğitimcilerimizi saygı ve rahmetle
anıyorum.
Son olarak, bir Konya Milletvekili olarak
Konyamızın şerefli büyüğü Hazreti Mevlânanın
746ncı vuslat yıl dönümü, bu yıl Vefa Vakti temasıyla
gerçekleştirildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Erdem.
ORHAN ERDEM (Devamla) Hazreti Mevlâna Sevgide
çekilen cefada binlerce vefa vardır. der. 7 Aralıkta başlayan
bu törenler 17 Aralıkta Şebiarusla son bulacak. Gel, kim olursan
gel. çağrısıyla tüm vatandaşlarımızı
Konyaya davet ediyorum. Milletimizle, sevgimiz ve çektiğimiz bütün
cefalara rağmen karşılıklı vefamız devam ediyor.
Bu vesileyle, Millî Eğitim
Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesinin
başta eğitim camiamız olmak üzere milletimize hayırlı
olmasını dilerim, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkoç, buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sadece kayıtlara
geçsin diye müsaade ederseniz ifade ediyorum. Sayın hatip
konuşmasında en son teknolojiden bahsetmişti eğitimle
ilgili. Fatih Projesindeki başarılarını kendilerine
buradan hatırlatmak isterim. Ayrıca, son beş yılda eğitime
ayrılan bütçe gittikçe düşmektedir, bunu da Genel Kurulun bilgisine
arz ediyorum.
BAŞKAN Söz sırası İstanbul
Milletvekilimiz Sayın Ahmet Mücahit Arınçta. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET MÜCAHİT ARINÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milli Eğitim
Bakanlığımızın 2020 bütçesi üzerine AK PARTİ
Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Heyeti, gazi
milleti saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce,
genç yaşta teröre kurban verdiğimiz Necmettin Öğretmen ve Aybüke
Öğretmen başta olmak üzere ebediyete irtihal etmiş tüm
eğitimcilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
İbni Haldunun zamanları aşan bir
tespiti vardır: Coğrafya kaderdir. Bu bağlamda
baktığımızda ise bizim kaderimiz Anadoludur. Jeopolitik ve
jeostratejik açıdan değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki bu
topraklarda hür bir şekilde var olmak tarihin hiçbir döneminde kolay
olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Bu mücadelede
ihtiyacımız olan temel şey, nitelikli bir eğitim almış,
donanımlı, dünyayı tanıyan, ahlaklı ve kendine güvenen
nesillerdir. İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren bu gerçeğin
bilincinde olarak hazırladığımız 17 bütçenin
tamamında en büyük payı eğitime ayırdık. Bugün de bu
durum değişmemiş ve 177 milyar 605 milyon 504 bin lirayla
bütçenin yüzde 16,2si eğitim alanına tahsis edilmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemiz millî eğitime yaptığı
yatırımların geri dönüşlerini almaya
başlamıştır. Örnek vermek gerekirse, AK PARTİ
iktidarının ilk dönemlerinde ortaokul ve lise öğrencisi olan
gençler bugün savunma sanayisi ve enerji sektörü başta olmak üzere birçok
stratejik alanda görev almaktadır. MİLGEM Projesi, ALTAY tankı,
Millî Piyade Tüfeği ve özellikle Doğu Akdenizdeki petrol arama
faaliyetlerimiz bunlardan sadece birkaçıdır. Ülkemiz için son derece
önemli olan bu projeler, konuşmamın başında ifade
ettiğim üzere, bu topraklarda var olma mücadelesinin motivasyonu ve AK
PARTİ iktidarının eğitim alanındaki vizyonu sonucu
doğmuştur.
Bakanlığımız, millî
eğitimin geleceği için elzem gördüğümüz birçok konu üzerinde
önemli çalışmalar yapmış ve bu çalışmaların
neticesinde ortaya çıkan 2023 Eğitim Vizyonu Belgesini kamuoyuyla
paylaşmıştır. Bu kapsamda en önemli önceliğimiz,
okullarımız arasındaki nitelik ve nicelik
farklılıklarının giderilmesi, fırsat ve imkân eşitliğinin
sağlanması ve okullarımızın sahip olduğu fiziki
koşulların iyileştirilmesidir. Zikrettiğim
başlıklarda bugüne kadar yapılan çalışmalardan birkaç
veri paylaşmanın faydalı olacağı kanaatindeyim.
2003 yılından itibaren bugüne kadar
315.884 yeni derslik hizmete kazandırılmış ve toplam sahip
olduğumuz derslik sayısı 578.338 olmuştur. Bu
artış on yedi yılda yüzde 83lük bir orana tekabül etmektedir.
Tabii, bu süreçte dersliklerimizin sayısını artırırken
niteliklerini de artırmayı ihmal etmedik. Sınıflarımızı,
öğretim programlarını destekleyen eğitim materyalleri,
akıllı tahtalar, ders ve laboratuvar araç gereçleri gibi en son
teknolojileri haiz materyallerle donattık.
İktidarımız döneminde eğitimde
fırsat eşitliğini sağlamak için yapılan en önemli
yenilik, öğrencilerimize ders kitaplarının ücretsiz olarak
dağıtılması uygulamasıdır. Bu kapsamda, 2003
yılından 2019 yılına kadar toplam 3 milyar 3 milyon 771 bin
adet kitabı öğrencilerimize ücretsiz olarak dağıttık.
2020 yılı bütçesi içerisinde bu uygulama için Başkanlık
bütçesiyle birlikte, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı
Teşvik Fonundan tahsisi öngörülen rakam toplam 1 milyar 334 milyon Türk
lirasıdır.
Burada ayrı bir başlık açmak
istediğim bir konu da özel eğitim meselesidir.
Bakanlığımız, özel eğitime ihtiyacı olan
bireylerin fiziksel, zihinsel ve mesleki gelişimlerine büyük önem
vermektedir. Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamaları, özel
eğitim sınıfları, özel eğitim okulları ve evde
veya hastanede eğitim imkânları Bakanlığımız
kontrolünde sağlanmakta ve özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin
eşit eğitim fırsatından yararlanarak toplumsal yaşamla
bütünleşmesi sağlanmaktadır.
Bakanlığımızın üzerinde
hassasiyetle durduğu diğer bir husus mesleki eğitim konusudur.
İş dünyamızın ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün
yetiştirilmesinin yolu, mesleki eğitimin kalitesinin
artırılmasından geçmektedir. Eğitim-istihdam-üretim
ilişkisinin güçlendirilmesi için tüm mesleki ve teknik ortaöğretim
kurumlarında patent, faydalı model ve tasarım
farkındalığı artırılması hedeflenmiş ve
bu yönde yapılan girişimler Bakanlığımızca
desteklenmeye başlamıştır. Bu kapsamda, 2019-2020
eğitim öğretim yılının teması patent,
faydalı model ve tasarım olarak belirlenmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitim alanında geçtiğimiz süreçte
yaptığımız yatırımlar ve çalışmalara
dair örnekler pek tabii çoğaltılabilir. Lakin asıl olan,
geleceğimize dair yapacaklarımız ve 2023, 2053, 2071 Türkiyesini
nasıl tahayyül ettiğimizdir.
AK PARTİ kurulduğu günden itibaren hiçbir
zaman günlük politikaların ve kısa vadeli hesapların partisi
olmamıştır. Diğer alanlarda olduğu gibi eğitim
alanında da yaptığımız tüm çalışmaların
hedefi, gelecek nesillere ayakları yere sağlam basan güçlü bir
Türkiye miras bırakmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Arınç.
AHMET MÜCAHİT ARINÇ (Devamla) Bu
düşünceler etrafında, Millî Eğitim Bakanımıza, tüm
eğitim çalışanlarımıza ve eğitim konusunda büyük
hassasiyet gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza
teşekkürlerimi sunuyorum.
2020 yılı bütçemizin hayırlara vesile
olmasını temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Özkoç...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Efendim, çok özür dilerim,
kayıtlara geçmesi için sık sık söz alıyorum ama Millî
Eğitim Bakanımızın bu konularla ilgili direkt bir
açıklaması var: AKP iktidarında özel okul
sayısının 11 kat arttığını açıklarken
on yedi yılda kapanan özel okul sayısının 5 binden fazla
olduğunu da söyledi.
Ayrıca Özel okullarda eğitim gören
öğrenci sayısı 1 milyon 960 bin iken boş kontenjan
sayısı 1 milyon 401 bin. diye açıklamada bulunmuştur.
Genel Kurulun bilgisine sunarım efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) İkide bir
araya girmeye gerek yok.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Gerçek olmayanlar ve
gerçekler.
BAŞKAN Arkadaşlar, sessiz olalım
lütfen. Konuşma sırası Bitlis Milletvekilimiz Cemal
Taşarda. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Taşar, süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA CEMAL TAŞAR (Bitlis)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 yılı
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde partimiz grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
ve bizleri televizyonları başında izleyen vatandaşlarımı
saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
AK PARTİ olarak, on yedi yıldır her alanda olduğu gibi
eğitimde de birçok başarıya imza attık. Allahın
izniyle, milletimizin teveccühüyle aralıksız 18inci bütçemizi
hazırladık; daha nice on sekiz yıllara inşallah.
Eğitim, zamanın ruhuna uygun olarak
değişen ve devamlı gelişen, birikim ve tecrübeler
ışığında yenilenen bir süreçtir. İnsani ve millî
hedeflere ulaşmanın, tüm alanlarda gelişme sağlamanın
ve toplumsal adaletin vazgeçilmez bir unsurudur.
Eğitimin temel amacı, insanda duygu ve
bilgi becerisinin geliştirilmesi, insanın kişisel ve mesleki
gelişimine yardımcı olmaktır. Bir nesli yetiştirmenin
bir medeniyet inşa etmek olduğu gerçeğinden hareketle inisiyatif
alan, eleştirisel düşünen, iletişim becerisi yüksek
girişimci ve yapıcı bireyler yetiştirmek, toplumsal
kalkınmanın en önemli dinamiğini oluşturmaktadır.
2002 yılından bugüne AK PARTİ
iktidarlarında Millî Eğitim Bakanlığı olarak herkesin
eğitim ve öğretim şartlarına kolay ulaşması,
çağın gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve
davranışı kazanması, girişimci, yenilikçi, dil
becerileri yüksek, iletişime ve öğrenmeye açık, öz güven,
sorumluluk sahibi, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak
yetişmesi en öncellikli hedefimiz olmuştur. Bu önceliklerimiz,
bilindiği üzere, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinde de ölçülebilir
hedefler şeklinde sıralanmıştır.
Bakanlığımız olarak toplumun tüm
kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim ve öğretim
hizmetlerini yerine getirebilmek için 2002 yılından bu yana
bütçelerimizde aslan payı eğitime ayrılmıştır.
2020 yılı merkezî yönetim bütçesinin çok önemli bir kısmı,
yüzde 16,2si yine bu yıl eğitime ayrılmıştır.
Resmî ve özel okullarımızda 1 milyonu aşkın öğretmen,
17 milyon 870 bin öğrencemiz var, dünyadaki onlarca devletten daha büyük
bir yapıya sahip. 2002 yılından bu yana atanan öğretmen
sayımız, mevcut öğretmen sayısının yüzde 69udur.
Bu, aynı zamanda genç bir öğretmen kadrosuna sahip olduğumuzun
ifadesidir. Öğretmen başına düşen öğrenci
sayısı, ilköğretimde 16ya, ortaöğretimde 11e tekabül
etmektedir. 50-60 kişilik kalabalık sınıflardan, 20-30
kişilik modern sınıflara geçtik. Öğrencilerimize ücretsiz
ders kitabı, taşımalı ilköğretim, ortaöğretim
uygulaması, öğlen yemeği, özel öğretime muhtaç
çocuklarımız için gösterilen gayret takdire şayandır.
Yükseköğretimde her il üniversiteyle buluşacak dedik, bunu da
gerçekleştirdik. Eğitim ve öğretimde niteliğin
artırılmasına, okullar arasındaki nitelik ve nicelik
farklarının giderilerek fırsat ve imkân eşitliğinin
sağlanmasına, çağ nüfusu içindeki herkesin öğrenim hakkını
kullanmasına ve kaynakların rasyonel olarak değerlendirilmesine,
yapacağımız bütün çalışmalarımızda azami
derecede gayret gösterdik, göstereceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizde ve dünyada yaşanan bilimsel, teknolojik, sosyal
ve kültürel gelişmeler öğrencilerin gelecekte toplumun üretken
bireyleri olabilmeleri için gereken nitelikleri değiştirmiş
durumdadır. Bulunduğumuz çağda öğrencilerin sahip
olmaları gereken temel bilgi, beceri ve değerleri edindirme süreci de
bu doğrultuda önem kazanmıştır. 2023 Eğitim Vizyonu
Belgesinde ve On Birinci Kalkınma Planı kapsamında öğretim
programlarının esnek, modüler ve uygulamalı yapıya
kavuşturulması hedeflenmiştir. Ülkemizin tüm coğrafi
bölgelerindeki öğretmen doluluk oranları birbirine yakın hâle
getirilmiştir. Hükûmetlerimizce öğretmenlerimizin mali ve sosyal
haklarında önemli iyileştirmeler yapılmıştır,
imkânlar dâhilinde daha da iyileştirmek temel hedeflerimiz
arasındadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitim, ülkemizin ve milletimizin
yarınlarını şekillendiren en önemli ve temel unsurdur,
insana dair yapılacak yatırımların en değerlisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Taşar.
CEMAL TAŞAR (Devamla) Hükûmetlerimiz her daim
bu şuur ve kararlılıkla hareket etmekte, eğitim
alanına yönelik yatırımlarını bilimsel ve pedagojik
gelişmelere uygun bir şekilde sürdürmektedir. Hükûmetlerimiz
muhalefetin bu ülke ve millet için hayal bile edemediğini bugün her alanda
olduğu gibi millî eğitim alanında da gerçekleştirmiş
ve başarılara imza atmıştır. AK PARTİ olarak her
seçimde aziz milletimizin teveccühü ve desteğiyle milletimizin hizmetine
devam etmekteyiz.
Şahsım, eğitim camiamız ve
milletimiz adına, genel bütçeden en büyük payı eğitime
ayırma geleneğini başlatan Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak
üzere, bu süreçte katkısı olan ve bize destek veren herkese
şükranlarımı sunuyorum. Sözlerime son verirken Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 yılı bütçesinin eğitim
camiamıza, öğretmenlerimize, öğrencilerimize, velilerimize ve
ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyor, emeği
geçenleri tebrik ediyor, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Sinop
Milletvekilimiz Sayın Nazım Mavişte. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA NAZIM MAVİŞ (Sinop)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yükseköğretim
Kurulu bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hepimizin bildiği gibi, bir büyük
düşünürümüzün de ifadesiyle: Mabet bir milletin kalbiyse, üniversite beyni
demektir. Milletin ilim ve kültür merkezidir üniversitelerimiz. Bir milletin
her alanda inkişafının
taşıyıcılarıdır. İçerisinde
doğdukları toplumun idealizminin kaynaklarıdır.
Fransız halkının klasik kültürünü
Paris Üniversitesi hazırladı. Alman Üniversitesi 17nci asırda
arza sığmayan bir idealizmin kurucusu oldu. Selçuklular devrinde Irak
halkı Bağdat Külliyesinin üstatlarının
vicdanını, imanını istikamet yaptı. Nizamülmülk
Medreseleri cihana yayılacak bir milletin temellerini hazırladı.
Süleymaniye Medreseleri de millet abidesinin zirvesi oldu. Üniversiteye
bakarken temel perspektifimizin temelinde bunun olması lazım.
Öbür yandan, üniversiteler kalkınmanın
motorudur. Şehirlerimizin ekonomisinin güçlenmesinin, gelişmesinin en
önemli kaldıraçlarından bir tanesidir. Yaptığı
yatırımlarla, öğrenci sayılarıyla, AR-GE
faaliyetleriyle, özel sektör iş birlikleriyle ve oluşturdukları
vizyonlarla şehirlerimizin gelişimine çok önemli katkılar
sağlamaktadır. Şehirlerimizin sosyokültürel dönüşümünün
kaynağı üniversitelerimizdir. Şehirlerimizin tarih, kültür ve
medeniyet mirasının yaşatılmasında önemli misyonlar
üstlenmektedirler.
Küresel rekabet gücümüzü artırmak, nitelikli
bilgi üretimi ve nitelikli insan kaynağıyla ancak mümkündür. Bu
açıdan bize göre üniversite, büyük Türkiye idealimizin en önemli
kaldıracıdır. Üniversite politikamızın merkezinde
işte bu perspektif vardır. Bu perspektiften hareketle her
şehrimize bir üniversite kurduk, erişilebilirliği sağladık.
Türkiye, sosyolojik dinamizmi oldukça yüksek bir ülkedir. Bu dinamizmin
gereklerine cevap verebilmek için, bu dinamizmin ürettiği
yükseköğrenim talebine cevap verebilmek için üniversite
sayımızı artırdık. Hızlı kentleştik,
hâlâ nüfusumuz kentlerde yoğunlaşıyor. Kentleşmeye cevap
verebilmek, kentleşen nüfusun yükseköğrenim talebini sağlamak
temel hedefimiz oldu. Eğitim hakkı talep eden her gencimize bu
yükseköğrenim hakkını vermek ve bu anlamda fırsat
eşitliğini tesis etmek hükûmetlerimizin hedefi oldu. Harçları
kaldırdık, üniversitelerimizin bütçelerini artırdık,
öğretim üyesi sayımızı güçlendirdik ve şimdi önümüzde
rekabet edebilir, niteliği itibarıyla da daha güçlü bir üniversite
perspektifi var.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Kiminle
rekabet ediyor?
NAZIM MAVİŞ (Devamla) Şimdi yeni
YÖK, yeni hedefleriyle üniversitelerimizi daha güçlendiriyor. Bu açıdan,
Kalite Kurulunun kurulmuş olmasını çok önemsiyorum.
Bağımsız bir şekilde çalışmalarını
yürütecek ve üniversitelerimizin kalitelerinin gelişimine önemli ölçüde
yön verecek olması bakımından Kalite Kurulunu bu alanda
atılmış çok güçlü bir adım olarak görüyorum.
Yeni YÖKün hedefleri arasında üç hususu çok
önemsiyorum. Bunlardan bir tanesi misyon farklılaşması.
Arkadaşlar, sadece Türkiyede değil, dünyanın birçok yerinde
artık üniversiteler birbirlerine benzemeye başladı.
İşte buradan hareketle, üniversitelerin birbirlerini taklit etmeleri
ve birbirlerine benzemelerini önlemek, bu açıdan her birisinin kendi özel
misyonları çerçevesinde nitelikli bir katkı üretmesini sağlamak
açısından üniversitelerimiz arasında ihtisaslaşmaya ve
misyon farklılaşmasına dönük atılmış
adımı çok önemsiyorum. Bu anlamda, bölgesel kalkınma öncelikli
üniversiteler ve araştırma üniversiteleri bu açıdan üzerinde
dikkatle durulması gereken, geliştirilmesi gereken bir model olarak
önümüzdedir.
Yine, yeni YÖKün önümüze koyduğu hedeflerden
birisi olarak uluslararasılaşmayı da çok önemsiyorum. Sayın
Cumhurbaşkanımızın hedefleri doğrultusunda, 2023
yılında Türkiyede 350 bin uluslararası öğrenci hedefimiz
var. Bu hedefe ulaşabilmek için üniversitelerimizin yapısında,
üniversitelerimizin bürokratik işleyişinde ve üniversitelerimizin
uluslararası çekiciliğinde ciddi adımların
atılması lazım. Çünkü biz biliyoruz ki uluslararası
öğrenciler, ülkeler için sadece bir ekonomi kaynağı değildir,
aynı zamanda bir kültür elçisidir, siyasi ve ticari alanda
uluslararası köprüdür, insan kaynağı ihtiyacının
önemli bir karşılama gücüdür, kültürel diplomasinin, sivil
diplomasinin yani yumuşak gücün önemli bir kaynağıdır.
Aynı şekilde, 100 öncelikli alanda 2 bin
öğrenciye doktora burs programını da yine üniversitelerimizin
niteliğini artırmak ve akademik gelişimin en önemli
basamağı olan doktorada doktoralı öğrenci
sayısını artırmak açısından çok önemli bir
adım olarak görüyorum. Yeni YÖK, geleceğin mesleklerine destek
anlamında ortaya koyduğu bu projelerle -biraz önce söylediğim
gibi- üniversitelerimizin niteliğinin güçlenmesine önemli bir katkı
sağlamaktadır.
Sözlerimi tamamlarken birkaç hususu daha
paylaşmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi, norm kadro uygulaması çok
doğru bir uygulamadır. Bu uygulamadan ödün verilmeden devam edilmesi
lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Maviş.
NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Teşekkür
ederim Başkanım. Yine YÖKün ortaya koyduğu Mek-Sis
uygulaması yani fiziki altyapının yönetimine dönük bilişim
çalışması, üniversitelerimizin fiziki
altyapısının yönetimi ve bunların verimli bir şekilde
yönetilebilmesi, denetiminin yapılabilmesi, karar süreçlerinde doğru
verinin aktarılması açısından önemli bir uygulamadır.
Ancak buradan, bir öneriyi Sayın YÖK Başkanımız ve ilgili
arkadaşlarla paylaşmak istiyorum. Özellikle öğrencisi
kalmamış bölümlerde derse giremeyen çok sayıda öğretim
üyemiz var. Bu öğretim üyelerimizin Türkiyenin bilimsel gelişimine
ve araştırma kapasitesine katkı sağlaması
açısından bir değerlendirmenin yapılması önemli olsa
gerek.
Yine meslek yüksekokullarının sadece
lisans eğitimine girmeyi başaramamış öğrencilerimizin
değil, gerçekten bilinçli tercih yapan öğrencilerimizin yöneldiği
bir öğretim alanı olması lazım. Bu açıdan meslek
yüksekokulları ile sektörler arası işbirliğinin
güçlendirilmesi lazım.
Son cümlem şu olsun: Bütçe ve finans
desteği üniversitelerimizin çıktıları ve performansına
odaklı bir hâle getirilir ve gerçekten üniversitelere yapılacak
finansal destek rekabet ve yarışmayı desteklerse sanıyorum
önümüzdeki dönemde daha güçlü üniversitelerle Türkiyenin bilim hayatına
katkı sunmuş oluruz.
Bütçenin hayırlı olmasını
diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN- Söz sırası İstanbul
Milletvekilimiz Sayın Sare Aydına aittir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Aydın.
AK PARTİ GRUBU ADINA EMİNE SARE AYDIN
YILMAZ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yükseköğretim
çağına gelmiş gençlerimizin, kamu ve özel sektörde
çalışan vatandaşlarımızın hayatlarında bir
ya da birden fazla başvurdukları son derece önemli bir kurumumuz olan
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının
bütçe kanunu teklifi üzerine grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz 2018 tarihli
ve 4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle yeniden
düzenlenen ve Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Başkanlığı adını alan kurum 1974
yılından bugüne kırk beş yıllık tecrübesiyle
bütün faaliyetlerini kanunlarda belirtilen usul ve esaslara göre, hızla
gelişen bilimsel ve teknolojik yeniliklerden yararlanarak ve sürekli
kendisini yenileyerek sürdürmektedir. Günümüzde ön lisans, lisans ve lisansüstü
öğretim sınavlarının yanı sıra kamu kurum ve
kuruluşları ve özel hukuk tüzel kişileri tarafından talep
edilen mesleğe giriş, görevde yükselme, akademik personelin seçimi,
yabancı dil seviyesinin tespiti ve benzeri amaçlı sınav
hizmetleri gerçekleştirilmektedir. ÖSYMnin gelirleri bütünüyle sınav
ücretlerinden oluşmaktadır, giderleri ise sınavların
hazırlanması, soru kitapçıklarının
basılması, paketlenmesi, sınav uygulamalarına ilişkin
her türlü organizasyon, kamera kaydı alınması, engelli adaylar
için gerekli donanıma sahip salonların hazırlanması,
sınav sonuçlarının değerlendirilmesi, personel giderleri ve
cari kalemlerden oluşmaktadır. ÖSYM tarafından 2019
yılı içinde 189 sınav koordinatörlüğü
aracılığıyla yaklaşık 8 milyon 10 bin adayın
katıldığı 12 elektronik sınav olmak üzere 47
sınav gerçekleşmiştir.
ÖSYM hizmetlerini yerine getirirken bazı önemli
yenilikleri de gerçekleştirmektedir. Elektronik sınav
uygulamasının yaygınlaştırılması bunlardan
bir tanesidir. Ankarada hizmete giren Esenboğa Elektronik Sınav
Merkezi aynı anda 5 bin adayın elektronik sınava
girebileceği kapasitesiyle dünyanın en büyük elektronik sınav
merkezlerinden biridir. Başlangıçta sadece İngilizce uygulanan
Elektronik Yabancı Dil Sınavına Almanca, Fransızca, Arapça,
Rusça, Farsça eklenmiş olup 2000 yılı itibarıyla Bulgarca,
İspanyolca ve İtalyanca da Elektronik Yabancı Dil
Sınavı kapsamına alınmıştır. Ankara,
İstanbul ve İzmir illerinde hizmet veren elektronik sınav
merkezlerini ülkemizin diğer bölgelerine de yayma planı çerçevesine
2000 yılı içerisine Adana ilimiz de dâhil edilmiştir.
ÖSYM Yönetim Kurulu kararıyla 2019
yılından itibaren şehit eşi, şehit çocuğu, gazi,
gazi eşi ile gazi çocuklarına sınav ücreti muafiyeti uygulanmaya
başlanmıştır. Bu kapsamda, 24.230 kişi bu haktan
yararlanmıştır.
ÖSYMnin herkes için her yerde olma
anlayışıyla engelli adaylarımızın özel
durumları dikkate alınarak hazırlanan engelli aday
salonlarında 22.026 engelli adayımız sınavlara katılmıştır.
Bu kapsamda Yükseköğretim Kurumları Sınavları
oturumlarına 17.248 engelli aday ve 2019 Kamu Personeli Seçme
Sınavı oturumlarına 1.376 engelli adayımız
katılmıştır. Adayların sınavlara erişimini
kolaylaştırmak için çalışmalar da devam etmektedir.
ÖSYMnin yaptığı merkezî sınavlar hakkında belirtmek
istediğim önemli bir husus olarak sınavlar esnasında insan
unsuruna dayalı hatalı uygulamaları sisteme ve kuruma mal ederek
indirgemeci eleştirmenin doğru olmadığını
söylemek isterim. Ancak ÖSYM Başkanlığı oluşabilecek
aksaklıkları önlemek amacıyla kurumun imkânları
çerçevesinde personeli ve görevlilerin niteliklerini geliştirme, yeni
teknolojileri ve uygulamaları yürürlüğe koyma konusundaki
çalışmalarına da devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; daha bilimsel, daha teknolojik ve daha başarılı
bir ölçme ve değerlendirme, doğru, güvenilir ve geçerli yöntem ve
tekniklerin kullanılmasıyla mümkündür. Bu kapsamda ÖSYM bütçesinin
kuruma, çalışanlara, hizmet alacak tüm kesimlere ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyorum.
Sözlerimi bitirmeden önce şu cümlelerle veda
etmek istiyorum sizlere: Diyarbakırda dağdan gelecek
evlatlarını tüm zorluklara rağmen bekleyen başta Hacer
anaya ve orada sabahtan akşama kadar nöbet tutan analara, babalara bu yüce
Meclisten selam olsun. Hepimizin selamını sizler adına
iletiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şunu
bilmelerini isterim: Bilsinler ki analar bir işe el attılar mı
ne dağ kalır ne de dağı yönetenler kalır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye Cumhuriyetinin
kadınları güçlüdür, anaları güçlüdür, bu işin de üstesinden
gelecek ve çocuklarını dağdan geri alacaklardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası
Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Habibe Öçalda.
Buyurun Sayın Öçal. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA HABİBE ÖÇAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri;
2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifinin Yükseköğretim Kalite Kurulu
bütçesi üzerinde grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.
Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında, ABD
Senatosunda sözde Ermeni soykırımı tasarısının
onaylanmasını kınıyorum. Yerlileri yerinden eden,
kültürlerinden eden, ırk ayrımcılığını uzun
süre resmî politika hâline getiren, gittikleri her yere kan, gözyaşı
götüren Amerikaya kendi kirli tarihlerine bakmalarını tavsiye
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Tarihimiz
onurumuzdur diyorum.
Değerli milletvekilleri, yıllardır
Müslüman Türklerin ilme olan katkıları görmezden gelindi, sadece
savaşları ve fetihleriyle anıldılar. Oysaki İbni Sina,
Harizmi, Abdulhamid İbn Türk, Biruni, Uluğ Bey, Fergani, Cizreli
Cezeri, Takiyüddin gibi dünya bilimine yön vermiş ilim
insanlarımız var. Nizamiye Medreseleri, Karatay Medresesi, İznik
Medresesi medeniyetimizin kökleşmesinde önemli bir yere sahiptir.
Endülüsteki medreseler Batıda Rönesansı doğurmuştur.
Fatih, sadece İstanbulu fethetmemiştir, kurmuş olduğu
Sahn-ı Seman Üniversitesiyle de bilimsel yükseköğretimin temelini
atmıştır. Medeniyetimizin özellikle cumhuriyet tarihi döneminde
Darülfünunla modern yükseköğretim tecrübemize yeni bir nefes
gelmiştir.
Bugüne geldiğimizde, AK PARTİ
iktidarıyla, yükseköğretimde çok önemli mesafeler katettik. 2020
bütçesinde eğitime ayırdığımız yaklaşık
178 milyar liranın 36 milyar lirası yükseköğretime aittir.
Vakıf ve devlet üniversitesi sayımız 207ye
ulaşmıştır. Yükseköğretimde dünyada önemli bir yere
geldiğimiz aşikârdır. Bunun yanında, çok dinamik bir nüfusa
ve toplumsal yapıya sahip olduğumuzu da biliyoruz. Dünya âdeta her
gün yeniden kuruluyor. Amacımız, gittikçe karmaşık hâle
gelen dünyada kendi değerlerine bağlı, yüksek bilgi, beceri ve
yeteneklere sahip insan yetiştirmektir. Gençlerimiz ve milletimiz müsterih
olsun; birileri kandan, terörden, kaostan medet umarken biz Gençlerimizi
nasıl daha iyi eğitiriz? Nasıl daha iyi bir gelecek
sağlarız? düşüncesindeyiz. Her alanda, çağın
gerektirdiği, toplumun ihtiyaç duyduğu dönüşümleri
gerçekleştirmenin, dünyadaki yeni gelişmelere uygun bir eğitim
sunmanın peşindeyiz. İşte, bu amaçla, 2015
yılında Yükseköğretim Kalite Kurulunu kurduk. Yükseköğretim
Kalite Kurulu, Avrupa Yükseköğretimde Kalite Güvencesi Birliğiyle tam
entegrasyonu sağlayarak yükseköğretime kalite ve standart getirmeyi
amaçlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün, terör
olaylarının azalmasında, yükseköğretim alanında
yaptığımız çalışmalar önemli bir yere sahiptir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde 2002de 9 olan üniversite sayımızı
tam 3 kat artırarak 28e çıkardık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Terör örgütü ve destekçileri
gençlerimizi dağa, kana, gözyaşına, sonu belirsiz ve sonu hüsran
olan bir hayata çağırırken biz, üniversitelerimizde saygın
bir meslek sahibi edinmeye, bilinçli bir vatandaş olmaya, mutlu bir hayat
kurmaya davet ediyoruz; gençlerimiz artık bunun farkında,
Diyarbakırdaki anneleri de bunun farkında.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Üniversite
mezunlarımız işsiz ama
HABİBE ÖÇAL (Devamla) - Bu vesileyle, yüz iki
gündür nöbet tutan, evlatları dağa kaçırılan
Diyarbakır Annelerine de buradan selam olsun. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Ben, burada, kahraman şehrimde
yükseköğretim alanında yaptığımız
çalışmalardan da bahsetmek istiyorum.
Kahramanmaraşımızda bulunan Sütçü
İmam Üniversitesi, kurumsallaşmasını tamamlamış
ve şehrimizle bütünleşmiş; şehrimizin, sahip olduğu
dinamikleriyle gelişmesine katkıda bulunmuş bir üniversite
hâline gelmiştir. Kahraman şehrimizin her alanda göstermiş
olduğu gelişmelere uygun olarak 2018 yılında İstiklal
Üniversitemizi de kurduk. Artık dünyanın ve Türkiyenin dört bir
yanından gelen öğrencilerimiz, üniversitelerimizde kaliteli
eğitim alarak, şehrimizin, Türkiyemizin yeni bir anlayışla
kalkınmasını ve inşasını gerçekleştirecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
HABİBE ÖÇAL (Devamla) Buradan, gençlerimizi
Kahramanmaraştaki üniversitelerimizi tercihe davet ediyorum.
Bu vesileyle, 2020 yılı bütçesinin
ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçenlere
teşekkürlerimi iletiyorum. Gazi Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Kütahya
Milletvekilimiz Sayın Ceyda Çetin Erenlerde.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA CEYDA ÇETİN ERENLER (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin altıncı turunda,
üniversiteler bütçesi üzerine grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulumuzu ve ekranları başında
bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyor, çıkacak
olan bütçemizin ülkemiz ve milletimiz adına hayırlara vesile
olmasını temenni ediyorum.
Biz, devletler kuran, medeniyetler inşa eden
köklü ve büyük bir milletiz. Kim olduğumuzu, nereden nereye
geldiğimizi değerlendirerek geleceğimize yön verecek olan da
yine bizleriz.
AK PARTİ hükûmetlerimiz dönemi merkezî yönetim
bütçelerinde eğitime aktarılan katkı, bütçe kalemleri içerisinde
her dönem en büyük paylar arasında yer almıştır. 2020
yılı bütçemizin yüzde 16,2si de yine eğitime ayrılmıştır.
Güçlü ve bölgesinde lider bir ülke olmak için ekonomiden savunmaya, ihracattan
sanayiye kadar her alanda üreten, tasarlayan, kendi kendine yeten bir güç
olabilmek adına en önemli görevi üstlenecek olanlar da üniversitelerimizdir.
Rakamlarla, 2002den bugüne nereden nereye
geldiğimize bir bakalım.
Üniversitelere ayrılan bütçemiz 2002
yılında 2,5 milyar lira iken 36,1 milyar liraya yükselttik.
Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak adına, 35
ilimizde olan üniversitelerimizi bugün 81 ilimize kazandırdık;
Öğrenci sayımızı da, bu sayede, yaklaşık 5 kat
artırdık. 2002 yılında 190 olan yurt
sayımızı 775e, 182 bin olan yatak kapasitemizi de 681 bine
çıkardık. 2002 yılına oranla üniversite
öğrencilerimizin aldıkları burs miktarını 12 kat,
yüksek lisans ve doktora öğrencilerimize verilen öğrenim kredisi
miktarını da yine 12 kat arttırdık. Kredi ve burs verilen
öğrenci sayımızı 2002 yılına oranla 3,5
katın üzerine çıkardık. 2002de yaklaşık 70 bin olan
akademik personel sayımızı 168.326ya yükselttik. Bu vesileyle
belirtmek isterim ki kadın akademisyen sayımızı da 26
binden 75 bine, yaklaşık 3 kat yükseltmemiz kadın-erkek
fırsat eşitliğine verdiğimiz önemin bir
kanıtıdır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Dinamik, yenilikçi ve bilim
ağırlıklı bir üniversite olma yolunda hızla ilerleyen
ülkemizdeki birbirinden kıymetli üniversitelerimizden ikisi de
kuruluşun ve kurtuluşun diyarı Kütahyamızda
bulunmaktadır. Türkiyemizin köklü üniversitelerinden olan Dumlupınar
Üniversitemiz ve üniversitemizden 2018 yılında ayrılarak
Türkiyedeki 3 Sağlık Bilimleri Üniversitesinden 1i olan Kütahya
Sağlık Bilimleri Üniversitemiz başarılı
çalışmaları, yetkin akademik kadroları ile ülkemizin
kalkınmasında Ben de varım. diyen kıymetli
öğrencileriyle güzel başarılara imza atmaktadır.
İlçelerimizde de meslek yüksekokullarımızda bulunan
öğrencilerimizle birlikte güzel çalışmalara imza
atılmaktadır. Üniversitelerimizin başarılı
çalışmalarından birkaçını sizlerle paylaşmak
istiyorum: Dünya genelinde güzel sanatlar fakülteleri arasında yapılan
değerlendirme sonucunda ilk 500e giren ülkemizdeki 2 fakülteden 1i
Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültemizdir.
Dünyanın en kıymetli madenlerinden olan
bor madeni rezervinin büyük bir kısmı Kütahyamızda
bulunmaktadır. Üniversitemiz bünyesinde bulunan İleri Teknolojiler
Merkezimizde yürütülen araştırma geliştirme faaliyetleri
ülkemizin bor madenciliği politikalarının belirlenmesine destek
vermektedir. Binbir derde deva şifalı sularıyla ünlü
Kütahyamız üniversitelerimizin başarılı çalışmalarıyla
sağlık turizmi için cazibe merkezi olma yolunda hızla
ilerlemektedir. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitemiz, Rektörümüzün
de gayretleri sonucunda bir yıl içerisinde kazanılan akademisyen
sayısıyla, öğretim elemanı başına düşen
öğrenci sayısıyla Türkiyenin en iyileri arasına
girmiştir.
Sözlerime son verirken tarihin, kültürün,
sanatın şehri olmanın yanında güçlü akademik kadroları
ve ödüllü kampüsleriyle eğitimin de şehri olan Kütahyamıza
üniversite eğitimi almak isteyen tüm öğrencilerimizi, bahsettiğim
başarılara katkı vermek isteyen tüm akademisyenlerimizi,
ilimizin güzelliklerini keşfetmek isteyen herkesi davet ediyor, Genel
Kurulumuzu, Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası İstanbul
Milletvekilimiz Sayın Hasan Turana aittir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Turan.
AK PARTİ GRUBU ADINA HASAN TURAN
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi çerçevesinde
Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine grubumuz
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, soğuk savaş
sonrasında dünya tek kutuplu küresel bir iktidar ve çevresinde toplanacak
ülkelerle tek kutuplu olarak tasarlanmıştı. Yeni dünya düzeni
olarak adlandırılan insani ve ahlaki değerlerden yoksun,
yağmacı, oportünist ve Makyavelist düzen, kısa sürede
insanlığa en korkunç dönemini yaşattı; demokrasi, insan
hakları ve serbest piyasa diyerek kendi emelleri için milyonlarca
insanı katletti. Tarihin sonu diye nitelenen bu yeni durum yeryüzünü
fiilî ve potansiyel bir savaş alanına dönüştürdü. Çok sevdikleri
neoliberalizm, dünyaya neosavaş ve neoterörizmden başka bir şey getirmedi.
Mevcut durum karşısında Türkiye
tarihsel misyonunu yeniden üstlenmektedir. Yeni durum her ülkeyle
gerektiğinde iş birliğini, gerektiğinde rakip olmayı
gerekli kılmaktadır. Son dönemde Türkiye, mevcut koşulların
seyrini değiştiren, inisiyatif kullanan bir dış politikayla
edilgen değil, etken ve vazgeçilmez bir özne olarak öne
çıkmaktadır. Aziz milletimizin ve Gazi Meclisimizin de
desteğiyle Hükûmetimiz, bu politikayı yürütmekte ve sürekli hâle
getirmek için çaba sarf etmektedir.
Değerli milletvekilleri, hâlâ bazı
kafaların, sözde aydın çevrelerin ve kimi siyasilerin henüz bu yeni
durumu idrak edemediklerini maalesef görüyoruz yani toplumun önünde olması
gerekenler maalesef toplumun gerisinde kalmıştır. Yerli ve
millîlikten uzak, içlerindeki aşağılık kompleksini
yenememiş bu anlayış, egemen güçlerin peşine
takılıp etliye sütlüye karışmayan, pasif bir politikayla
çıkarlarımızın korunacağını
sanmaktadırlar. Dünya değişmiş, Türkiye
değişmiş ama bu kafalar ne yazık ki
değişmemiştir. Biz, tarihî misyonumuzun ve
mirasımızın bize yüklediği görevin farkındayız.
Biz, tarihî sorumluluğumuzun ve ülkemize ümit bağlayan ve dua eden
milyonların farkındayız. İşte bu yüzden, bir
ayağımız Anadoluda, diğer ayağımız bir pergel
gibi dünyayı dolaşmaktadır.
Değerli milletvekilleri, maalesef, Batı
dünyası, İslam dünyasını kendisi için potansiyel bir tehdit
olarak görmekte, medeniyetler çatışması tezi doğrultusunda
hareket etmektedir. Bunu ifade etmekten çekinseler de
yaşadığımız gelişmeler bunu açıkça
göstermektedir. Yeni Zelandadan İngiltereye, Avrupanın,
Amerikanın çeşitli şehirlerine kadar sıçrayan
ırkçı ve nefret suçu içeren İslamofobik yaklaşımlar bu
anlayışın tezahürleridir. Hatta son olarak Birleşmiş
Milletlerin ilan ettiği İnsan Hakları Gününde Nobel Edebiyat
Ödülünün yazarlıktan çok Sırp vahşetine verdiği destek ve
katliamları savunmasıyla bilinen ırkçı, faşist bir
Avusturyalıya verilmesi Batının çok yüzlülüğünün
açıkça göstergesidir. Bugün başta Filistin olmak üzere, İslam
coğrafyasında yaşanan dramlar, işgaller acaba
Batılı bir ülkede yaşansaydı Batının tavrı
nasıl olurdu? diye kendimize sormalıyız. O zaman insan
hakları demokrasi gibi sihirli kavramlar devreye girecekti ama söz
konusu Müslümanlar olunca bunlar unutuluyor. İşte bunu unutmayan,
dünyanın gözü önünde bu haksızlığı, adaletsizliği,
ikiyüzlülüğü tüm çıplaklığıyla haykıran bir
Türkiye var, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Dünyanın 5ten
büyük olduğunu, bir damla petrol için milyonlarca insanın
kanının akıtıldığını cesurca söyleyen
bir liderimiz var.
Türkiye, dış siyasette geçmişten çok
daha farklı ve ileri bir konuma taşınmıştır.
Türkiye, dünyada en çok misyonu bulunan ülkeler arasında 5inci
sıraya yükselmiştir. 2002 yılında 163 olan dış
temsilcilik sayımız şu an 246ya ulaşmış, 42
ülkeye vizesiz seyahat mevcutken bugün bu sayı 74e yükselmiştir.
Değerli milletvekilleri, dış siyaset,
dış politika iç politikadan bağımsız ve daha özen
isteyen bir konudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Turan.
HASAN TURAN (Devamla) Teşekkür ederim.
Muhalefet temsilcilerimizin Hükûmetimizin
uygulamalarına, politik tercihlerine yönelik eleştirileri,
haksız gördükleri noktalar olabilir. Elbette bu, eşyanın
tabiatındandır ancak konu dış politika olunca eleştirilerin
daha özenli, vatanımızın, milletimizin yararına olması
gerektiğini düşünüyorum.
Bakın, geçenlerde ABD Başkanını
acımasız bir şekilde içeride eleştiren Temsilciler Meclisi
Başkanı Nancy Pelosi, Fransada gazetecilerin Trumpla ilgili bir
sorusuna "Prensip gereği, ülke dışındayken Başkan
hakkında konuşmuyorum." şeklinde cevap verdi. Bu
bağlamda, Kazakistanda katıldığı toplantıda
FETÖcülerin bulunmasına Bu durumu Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
Türkiye adına kabullenemem, suskun kalamam. diyerek tepki gösteren
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilimiz Sayın Levent Göke
huzurlarınızda bu onurlu duruşundan dolayı teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
Ülkemizin menfaatlerini savunan bu duruşun yanında,
katıldığı yurt dışı
toplantılarında yalan yanlış ve asılsız ithamlarla
ülkemizi ABye ve Batı ülkelerine şikâyet edenleri de aziz
milletimize havale ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
HASAN TURAN (Devamla) Cefakâr ve fedakârca ülkemize
ve milletimize gece gündüz hizmet eden Sayın Dışişleri
Bakanımıza ve Bakanlık personelimize teşekkür ediyor ve bu
uğurda şehit olan aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor,
Bakanımız ve Bakanlık personelimizi tebrik ediyor, takdirlerimi
sunuyorum.
Bu duygularla hepinizi tekrar saygıyla
selamlıyor, yüce milletimize buradan selamlarımı gönderiyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Antalya
Milletvekilimiz Sayın Sena Nur Çelike aittir.
Sayın Çelik, süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA SENA NUR ÇELİK
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Dışişleri Bakanlığımızın 2020
yılı bütçesi üzerine grubum adına söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dünyada yeniden büyük güç mücadelelerinin
yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Yeni jeopolitik satranç
tahtalarının yeni aktörler ve enstrümanlarla kurulduğu bir
zamanın arifesindeyiz. Bu kritik dönemde belli başlı tüm
devletlerin simetrik ve asimetrik çekişme ve rekabetlerinin tam ortasında
yer alan bir bölgede Yemenden Suriyeye uzanan iç savaşların,
Ukraynadan Doğu Akdenize uzanan sınır mücadelelerinin ve
Libyadan Basra Körfezine uzanan jeopolitik çekişmelerin merkezinde yer
alan topraklarda yaşıyoruz. Bu durumun, bölgedeki ülkeler için
jeopolitik öngörüyü en düşük seviyeye düşürdüğü bir dönemde,
Türk dış politikası Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin
çıkarlarını korumak için askerî, insani ve diplomatik
açıdan sürdürülen titiz bir çalışmayla şekillenmeye devam
ediyor. Türkiye, dikkatli bir askerî planlama ve millî savunma sanayi
atılımı sonrasında gerçekleştirdiği
Barış Pınarı, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı
Operasyonlarında saha hâkimiyeti ve güç projeksiyonunda kazandığı
başarıyla bölgede yapılan tüm hesapları bozmuş, ciddi
bir ulusal güvenlik tehdidini bertaraf etmiştir. Operasyonlar öncesi
ortaya konulan ültimatomlar, ülkemizin yapacaklarını söyleyen, sahada
elde edilen başarılar da söylediklerini yapabilen bir güç olarak
stratejik caydırıcılığını en üst seviyeye
taşımıştır.
Bunun yanında Somaliden Suriyeye, Yemenden
Afganistana yaptığımız insani yardım ve kalkınma
çalışmaları ve eğitim ve kültür faaliyetleri ülkemizi,
dünyanın en önemli yumuşak güç merkezlerinden biri hâline getirmiştir.
Bu konuda norm takip eden değil, norm oluşturan bir ülke olarak
dünyanın yüzüne sergiledikleri ikiyüzlü ve gayriinsani tavrı en
açık biçimde vurabilen tek ülkeyiz. İslamofobi,
ayrımcılık ve etnik soykırımlara karşı
tavrımız, dar çıkar gruplarını köşeye
sıkıştırırken geniş halk kitlelerinde derin bir
Türkiye muhabbeti ortaya çıkarmıştır. Ortaya
koyduğumuz bu insani tavır, stratejik bir değere de
dönüştürebilen bir sistemle bütünleşmiştir. Bir yandan sahadaki
varlığımız ve caydırıcılığımız,
öte yandan insani anlamda geniş çevrelerin gönlünü kazanarak elde
ettiğimiz kredibilitemiz diplomatik olarak daha güçlü bir şekilde
aktörleşmemizin önünü açtı.
Ülkemiz, sahada elde ettiği zaferler sayesinde
masada da etkili diplomasi yürüterek son üç ay içerisinde attığı
adımlarla başarılarımızı uzun vadeli
kazanımlara dönüştürdü. Amerikan heyetiyle Ankarada varılan
uzlaşı; Soçide Rusyayla yapılan mutabakat;
Cumhurbaşkanımızın Washingtona yaptığı
ziyaret, İngiltere, Fransa ve Almanya liderleriyle yaptığı
dörtlü zirve ve NATO toplantısı Türk diplomasisinin en
başarılı dönemlerinden biri olarak kayda geçti.
Doğu Akdenize gönderdiğimiz sondaj
gemileri ve Libyayla yapılan mutabakat sonrasında bölgemizde
fırtınalar estirmek isteyen çevrelerin planları da akamete
uğradı. Türkiye artık kriz yönetimi ile, uzun vadeli
dış politik perspektifi aynı anda, farklı yapılar ve
bağlamlarda uygulayabilen bir ülke.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; önümüzdeki dönemde dış politikamız,
bölgemizdeki istikrarsızlıklar, PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin
sınır ötesi faaliyetleri ve Avrupa Birliğiyle ilişkilerde
yaşanabilecek darboğazlar gibi sınamalarla karşı
karşıya kalmaya devam edecek.
Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri
Kongresinin S-400, F-35, Suriye ve Doğu Akdeniz konularında ortaya
koyduğu pozisyon ve yaptırım tehditlerine gereken
karşılığı vermeyi, uyuşmazlıkların
çıkarlarımız doğrultusunda çözümü için
çalışmayı sürdürecek. Bu meselelerin partilerüstü millî
meseleler olduğunun bilinciyle tüm siyasetçiler ve millet olarak
dış politikamızı desteklememizin ülkemizin, bölgesinde ve
dünyada gücüne güç katacak en önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulamak
istiyorum.
Türkiye son yıllarda diplomatik gücün hem
masada hem sahada hem de kalplerde kazanılması gerektiğini
başarılı örneklerle ortaya koymuştur. Bundan sonra da bu
pusulamızda herhangi bir sapma beklenmemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Çelik.
SENA NUR ÇELİK (Devamla) İdeallerimizi,
stratejik aklımızı ve vicdanımızı kısa
vadeli çıkarlara ve dünyada yayılan popülizm dalgasına kurban etmeyeceğiz.
Dünyanın kayıtsızlığı ve suskunluğuna
rağmen Gazzede, Arakanda, Urumçide, her yerde mazlumların sesi
olmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde dünyada 5ten fazla renk ve 5ten fazla ses olduğunu ve
uluslararası vicdanın o 5in çıkarlarına feda
edilemeyeceğini haykıran bir ülke olmaya devam edeceğiz.
Sözlerime son verirken başta
Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt
Çavuşoğlu olmak üzere Dışişleri camiasına
teşekkür ediyor, bütçemizin hayırlara vesile olmasını
temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Kayseri
Milletvekilimiz Sayın İsmail Emrah Karayelde. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Karayel.
AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL EMRAH
KARAYEL (Kayseri) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
Dışişleri Bakanlığının 2020 yılı
bütçesi hakkında Adalet ve Kalkınma Partisini temsilen
görüşlerimi aktarmak üzere söz almış bulunmaktayım.
Son dönemlerin en yoğun dış politika
gündemleriyle karşı karşıya olduğumuz günlerden
geçmekteyiz. Ülkemizi doğrudan etkileyen çetin uluslararası ve
bölgesel koşullarda gelişmeleri hariçten izlemek Türkiye gibi bir güç
için mevzubahis olamaz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın
öncülüğündeki dış politikamız, kadim medeniyetimizi,
milletimizin asırlardan süzülüp gelen ruhunu, insani ve vicdani
değerlerimizi yansıtmakta, devlet-millet bütünleşmesinin
nişanesini temsil etmektedir. Bu ruhun ve değerlerin son
örneğini Barış Pınarı Harekâtımızla ortaya
koyduk. Ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü söz konusu olduğunda
huzur ve istikrarı temin edebilmek için gerektiğinde demir
yumruğumuzu hiç düşünmeden kullanacağımızı
karşımızdaki terör odaklarına ve tüm dünyaya gösterdik.
2002 yılında sadece 85 milyon dolar düzeyinde olan uluslararası
insani ve kalkınma yardımlarımızın günümüzde 8,5
milyar dolara ulaşması yani yaklaşık 100 kat artması
hem bizi biz yapan değerleri hem de ülkemizin artan imkân ve kabiliyetini
yansıtıyor.
İnsani ve resmî kalkınma
yardımlarında 2002 yılında dünyada 27nci sırada yer
alan ülkemiz bugün ilk sıraya yükselmiştir. Türkiye, ayrıca
millî gelirinin yüzde 1ine yakınını insani yardım için
ayırmak suretiyle dünyanın en cömert ülkesi konumuna
ulaşmıştır.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; Avrupa Birliği üyeliği, tüm iniş çıkışlara
rağmen stratejik hedefimiz olmaya devam ediyor. Son gelişmeler,
Türkiye-AB ilişkilerinin zor bir dönemece girdiğini gösteriyor. AB
içindeki bazı çevreler, maalesef, 15 Temmuz hain darbe girişimi
sonrasında aramızda oluşan güven bunalımını
aşacak adımlar atmak yerine haklı talep ve beklentilerimizi
görmezden gelerek ülkemizle arasına mesafe koymayı tercih
etmiştir.
Son dönemin ana gündem konusu olan Doğu
Akdenizdeki hidrokarbon arama faaliyetlerimiz bağlamında Güney
Kıbrıs Rum Yönetiminin ve Yunanistanın ikili sorunlarını
ABye taşımasına izin vermek, Rum-Yunan ikilisinin Türkiye
karşıtı çıkar ve gündemlerinin Türkiye-AB ilişkilerini
rehin almasına neden olmaktadır. Son dönemde yoğunlaşan
Türkiye karşıtı söylem ve eylemler, ülkemizin
haklılığını ortadan kaldırmadığı
gibi şimdiye kadar izlediğimiz yoldan da bizi döndüremeyecektir. AB,
sözde üye ülke dayanışmasını ve küçük siyasi hesapları
uluslararası hukuka tercih ederek yaptığı hatadan
dönmelidir. ABnin de bu yönde yapıcı bir yaklaşım içinde
olmasını bekliyor, gereken adımları gecikmeden
atmasını ümit ediyoruz.
Son gelişmeler göstermektedir ki AB içindeki
bazı karar alıcılar, bölgesel ve küresel alandaki önemli
gelişmeleri gerektiği şekilde takip edememekte, neden ve
sonuçları nesnel ve bütüncül bir şekilde değerlendirememekte,
kendi iç sorunlarına boğulmuş olmalarının da etkisiyle
büyük resmi görememektedirler. Şayet AB, bölgesel gelişmeler
karşısında etkin rol oynamak istiyorsa Türkiyenin başta
güvenlik kaygıları olmak üzere haklı taleplerini ve
beklentilerini göz önünde bulundurmak durumundadır. Bu doğrultuda
müzakere fasıllarıyla ilgili siyasi engeller
kaldırılmalı, gümrük birliğinin güncellenmesi
çalışmalarına hız verilmeli, vize serbestisi konusunda
ilerleme sağlanması kolaylaştırılmalı, reform
gündemi desteklenmeli, düzensiz göçle ve terörün her türlüsüyle mücadelede
iş birliği samimi bir şekilde geliştirilmelidir.
NATO müttefiki, Avrupa Konseyi ve AGİT üyesi,
Avrupa Birliği müzakere süreçlerine başlamış aday bir ülke
olan Türkiye, Avrupanın ayrılmaz bir parçası olarak
kıtanın istikrar ve güvenliğine önemli katkılar
sağlamış ve büyük fedakârlıklar yapmıştır.
Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı
sıfatımla, ülkemizin üyeliğinin Birliğe katacağı
değerin anlaşılması hâlinde her iki taraf için de daha yapıcı
ve faydalı ilişkiler kurulabileceğine dair samimi
inancımı muhafaza ediyor; bu inancımı Avrupalı
muhataplarımla her vesileyle paylaşıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AK PARTİ siyasetin merkezine her zaman milletimizi
koymuştur. Bu çerçevede, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın,
akraba toplulukların huzur ve refah içinde varlıklarını
idame ettirmeleri, haklarının ve menfaatlerinin korunması ve
geliştirilmesi en temel dış politika önceliklerimiz
arasındadır. Bu amaç doğrultusunda Dışişleri
Bakanlığımız, başta TİKA, Türkiye Maarif
Vakfı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Diyanet İşleri
Başkanlığı gibi ortaklarıyla dünyanın dört bir
yanında bayrağımızı gururla
dalgalandırmaktadır; bu kurumlarla ekip hâlinde
çalışmaktadır. Yurt dışında yaşayan 6
milyonu aşkın vatandaşımız, sayısı 246ya
ulaşan temsilciliklerimiz sayesinde yeryüzünün en ücra köşesinde de olsalar
devletimizin yanlarında olduğunu artık her daim hissetmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla)
Dışişleri Bakanlığımızın 7/24
esasıyla ve 5 yabancı dilde hizmet veren konsolosluk çağrı
merkezinin kurulmasından bu yana 6 milyonun üzerinde başvuruya
yanıt vermiş olması, yurt dışındaki
vatandaşlarımıza etkin kamu hizmeti sunmak amacıyla
yürütülen çabalara en somut ve güzel örneklerdendir.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; sözlerime son vermeden önce özellikle Amerikan Senatosunda
kabul edilen Ermeni soykırım tasarısını
kınadığımı buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere,
gerçekleştirmediğimiz bir soykırıma -ecdadımızın
ve milletimizin tarihinde hiçbir soykırım yoktur- bizi siyasi bir
şekilde muhatap tutmaya çalışan ülkeleri kınıyorum;
kendilerini, kendi geçmişlerinde bulunan kara lekeleri,
geçmişlerindeki soykırımları hatırlamaya davet
ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle Türkiyenin hem sahada
hem de masada güçlü bir dış politika yürütmesinde kilit önemi haiz, her
daim vatandaşlarımızın çıkarlarını koruyan
Dışişleri Bakanımıza teşekkür ediyor, 2020
bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Gaziantep Milletvekilimiz
Sayın Ali Şahinde. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020
yılı Avrupa Birliği Başkanlığı bütçesi için
grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle siz
değerli milletvekillerini ve aziz halkımızı saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliği
dünya tarihinde hayata geçirilmiş en büyük barış projelerinden
biridir. Hepimizin malumu olduğu üzere, Avrupa uzun yıllar yüz yıl
gibi, otuz yıl gibi- mezhep savaşlarına, onun ardından
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı gibi büyük yıkımlara
yol açan, büyük can kayıplarına yol açan savaşlara maalesef
meydan oldu. Bu savaşlar üzerine, bu yıkımlar üzerine Avrupa
Birliğinin inşa edilmesi, gerçekten de dünya tarihine
bakıldığında, hayata geçirilmiş en büyük
barış projesi olarak önümüze çıkıyor.
Bu anlamda Türkiye olarak Avrupa Birliğinin,
birliğini, bütünlüğünü ve istikrarını önemsediğimizi
buradan belirtmek isterim. Çünkü o coğrafyada yaşanacak her bir
kırılmanın, her bir istikrarsızlığın bizim
coğrafyalarımıza da menfi etkisi olacağı
aşikârdır.
Değerli dostlar, son dönemlerde Brexitle
birlikte Avrupa Birliğinin nereye ve nasıl
savrulacağını hep birlikte izleyeceğiz. Ancak son dönemlerde
Avrupa Birliğinin karşı karşıya kaldığı
birtakım tehditler ve ciddi meydan okumalar var. Bunların
başında da hepimizin malumu olduğu üzere mülteci
akınları, terör, aşırı sağ,
ırkçılık, İslamofobi gibi ciddi tehditler söz konusu. Ancak
biraz daha derine indiğimizde görüyoruz ki aslında bu tehditleri
doğuran, Avrupa merkezli çok ciddi bir amil var, sebep var. O da
aslında, Avrupa Birliğinin kendi varoluş değerleriyle ters
düşmesi, karşı karşıya gelmesi ve inkâr sürecine
girmiş olması. Peki, nasıl? Eğer bugün Avrupa Birliği,
Avrupa sınırları Suriye kaynaklı, Orta Doğu
kaynaklı birtakım mülteci akınlarına maruz kalıyorsa
bu, Avrupa Birliğinin bundan sekiz yıl önce Suriye halkının
haklı özgürlük ve demokrasi isteklerine sahip çıkmamasından,
daha doğrusu, diğer bakımdan kendi varoluş değerlerine
Suriyede sahip çıkmamasından kaynaklanıyor.
Yine, diğer bir önemli konu,
sınırsızlık meselesi. Avrupa, bütün bu
yıkımlardan sonra kendi coğrafyasına istikrarı ve
barışı, ekonomik, coğrafi, siyasi
sınırlarını kaldırarak ortak bir coğrafya olarak
getirdi ama görüyoruz ki Avrupa Birliği, kendi coğrafyasına
sınırsızlığı hâkim kılarken farklı
coğrafyalarda yeni sınırlar iklimlemenin peşinde.
Çok da vaktimiz yok ama neyse, o konuya girmeyeyim,
bir hatıramı paylaşacaktım.
Avrupa Birliğiyle, Avrupayla olan bizim
Türkiyenin ilişkileri Avrupalı dostlarımızın
öngördüğü gibi 1963 Ankara Anlaşmasıyla başlamıyor.
Bu süreç, Yakın Çağdan 1300lü yıllara kadar baktığımızda
Selanikin Osmanlıya tam üye olduğu tarih 1387 yılı, Varnanın
Osmanlıya tam üye olduğu tarih 1444 yılı; Kayseri,
Selanikten tam seksen yedi yıl sonra Osmanlının bir
parçası olmuştur. Bu anlamda, bu açılardan
baktığımızda Türklerin veya Türkiyenin Avrupadaki
varlığı, Avrupalı dostlarımızın
öngördüğü gibi 1963 Ankara Anlaşmasıyla değil, 1300lü
yıllara kadar uzanmaktadır. Avrupadaki Batı Hun
İmparatorluğunu veya Avrupa Hun İmparatorluğunu gündeme
getirmeme gerek dahi yok.
Şunun altını çizmemiz gerekiyor:
Türkiye, Avrupanın coğrafi ve tarihî anlamda doğal bir
parçasıdır ve Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliği
Avrupaya sosyal ve ekonomik anlamda bir aşı niteliğini
taşımaktadır.
Avrupalı dostlarımızın bilmesi
gereken diğer bir husus da yine eğer Parisin güvenliğini,
Londranın güvenliğini, Avrupanın sınır
güvenliklerini önceliyorlarsa bunun güvenliğinin, Avrupanın
şehirlerinin ve sınırlarının güvenliğinin
Diyarbakırın güvenliğinden, Gaziantepin güvenliğinden,
Hakkârinin, Vanın, Ankaranın güvenliğinden geçtiğidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Şahin.
ALİ ŞAHİN (Devamla) - Avrupalı
dostlarımız Parisin, Londranın, Madridin
çocuklarını ne kadar aziz biliyor ise Şamın, Kahirenin,
Mogadişunun çocuklarını da o derece aziz bilmedikleri sürece
Avrupa coğrafyasının güvende olması,
sınırlarının güvende olması mümkün değildir.
Değerli arkadaşlar, son olarak
Dışişleri Bakanlığımıza tebriklerimi ve
teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Özellikle Doğu Akdenizde son
dönemde gerçekleşen deniz yetki alanı sınırlandırması,
stratejik anlamda cumhuriyet tarihimizin hayata geçirilmiş en stratejik
adımlarından biriydi. Gerek uzun yıllardan bu yana
olağanüstü bir performansla çaba gösteren Dışişleri
Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğluna ve
çalışma arkadaşlarına burada ben teşekkürlerimi ve
tebriklerimi sunuyorum.
Diğer bir husus, Amerikan Senatosunun son
almış olduğu karar, Türkiyeyi soykırımla suçlayan
karar son derece trajikomik bir karar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN Buyurun, bağlayın.
ALİ ŞAHİN (Devamla)
Bağlayacağım hemen Sayın Başkanım.
Nagasaki ve Hiroşimaya attıkları 2
atom bombasıyla kendi tabirleriyle, kendi gazetelerindeki manşet
şu şekildeydi: Dakikalar içerisinde iki şehri kozmik toza
dönüştürdük. Böyle deyip dakikalar içerisinde 117 bin insanı
katleden, buharlaştıran bir medeniyetin benim medeniyetimi
soykırımcı olarak tanımlaması son derece trajikomik
bir durum.
Bu vesileyle 2020 yılı bütçemizin
hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına son konuşma Eskişehir Milletvekilimiz Sayın Emine Nur
Günaya ait. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Günay, süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA EMİNE NUR GÜNAY
(Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Dışişleri Bakanlığının ilgili kuruluşu
Türk Akreditasyon Kurumunun 2020 mali yılı bütçe teklifinin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesi nedeniyle AK PARTİ
Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Bugün bütçesini görüşeceğimiz Türk
Akreditasyon Kurumu yani TÜRKAKın önce işlevi hakkında bilgi
vermek, daha sonra küresel rekabet gücüne katkısına değinmek
istiyorum.
TÜRKAK, değerlendirme
kuruluşlarını ulusal ve uluslararası standartlarda akredite
etmek amacıyla 4457 sayılı Kanunla 1999 yılında
kurulmuştur. 2019 yılında yapılan yasal düzenlemeyle,
diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ülkemizde akreditasyon hizmeti
veren tek yasal otorite olarak tekrar tescillenmiştir. Şimdiye kadar
kamu ve özel sektörden, yurt içinden ve yurt dışından deney,
kalibrasyon, tıbbi laboratuvarları, muayene kuruluşları,
ürün ve sistem belgelendirme, personel belgelendirme kuruluşları,
doğrulayıcı kuruluşlar, yeterlilik deneyi
sağlayıcıları ve referans malzeme üreticileri olmak üzere
toplam 1.800e yakın uygunluk değerlendirme kuruluşu TÜRKAK
tarafından akredite edilmiştir.
Akreditasyon, ülkemizdeki kalite
altyapısının gelişmesi, piyasaya güvenli mal ve hizmet
sunumu, yurt içinde ve dışında kaliteli ürünlerin tescillenmesi
ve yaygınlaşması açısından çok önemlidir. Akreditasyon
aynı zamanda içinde yaşadığımız toplumun ve
çevrenin güvenliğini sağlayan, yaşam kalitesini yükseltmeyi
amaçlayan bir araç olarak da hayatımızda önemli bir yer
tutmaktadır. Gıdalardaki kalıntılardan ölçü ve tartı aletlerinin
kalibrasyonuna, araç muayene istasyonlarındaki kontrollerden yapı
malzemelerinin test edilmesine, kaynakçıların belgelendirilmesinden
çevre ölçümlerinin güvenilirliğine kadar birçok konu akreditasyon
kapsamına girmektedir. Her geçen gün bunlara yeni konular ve alanlar da
eklenmektedir.
Küresel rekabetin her geçen her gün daha da
arttığı günümüzde, iş yapma modelleri ve süreçleri
değişmiş, kalıcı ve sürdürülebilir üretim ve büyümeyi
sağlamak en önemli hedef olmuştur. Bu yoğun rekabet
ortamında teknolojiyi üreten, geliştiren, teknolojiye hâkim olan ve
uluslararası standartlarda üretim sürekliliğini sağlayan
işletmeler rekabet edebilmekte, dünyaya istedikleri şekilde yön
verebilmektedir. İşte bu sürdürülebilir rekabeti sağlayan en
önemli unsur ise akreditasyon yani bir uygunluk değerlendirme
kuruluşunca verilmiş uygunluk belgesine sahip bir ürün veya hizmete
sahip olmaktadır. Bu belgeler, ulusal ve uluslararası platformda
güven telkin etmekte, bu sistematik sayesinde ticarette teknik engeller
aşılmakta, Türk ürünlerinin dünya pazarlarında serbest
dolaşımı sağlanmakta, ülkelerin mikro ve makro düzeyde
rekabet gücünü artırmaktadır. Bu nedenle TÜRKAKın akreditasyon
faaliyetlerinin uluslararası tanınırlığı önemli
bir konudur.
Avrupa Akreditasyon Birliği ve
Uluslararası Akreditasyon Forumuna tam üye olması ve çok
taraflı tanıma anlaşmaları imzalamasıyla
TÜRKAKın uluslararası tanınırlığı ve
yaptığı akreditasyonun tüm dünyada geçerliliği
sağlanmıştır. Son on iki ayda yakalanan yaklaşık
180 milyar dolarlık ihracat rakamı göz önüne
alındığında akreditasyonun, dolayısıyla
TÜRKAKın ülkemizin dış ticaretteki rekabet gücüne
katkısı açıkça görülmektedir.
Küresel Rekabetçilik Endeksinde ilk kez 2019
yılında yeni bir endeks temel alındı. Küresel Rekabetçilik
Endeksi 4.0 adı verilen bu endeksin temel amacı, bir yandan 2008
krizinin bir yandan da 4üncü Sanayi Devriminin harekete geçirdiği uzun
dönemli dinamikleri rekabet gücü tanımına katmaktır. Bu nedenle
hem bu yeni kıyaslama sistemi için hem de ülkemizin küresel rekabet gücü
açısından TÜRKAK önemli bir kurumumuzdur.
TÜRKAKın mali durumu incelendiğinde, 2004
yılından bu yana hazineden destek almadığı, tüm
giderlerini kendi gelirleriyle finanse ettiği görülmektedir. 2020
yılı bütçesiyle Kuruma 26 milyon 108 bin lira ödenek tahsis
edildiği, Kurum gelirlerinin de tahminen 49 milyon 850 bin lira
olduğu görülmektedir.
Kısaca, TÜRKAK, ülkemizde uygunluk
değerlendirme kuruluşlarının ihtiyaçlarını
karşılayacak tarafsız, etkin, güvenilir, etik değerlerle
bağlı, paydaşlarla iş birliği içerisinde
çalışan, uzmanlık ve yetkinliğini geliştirerek
uluslararası kabul edilebilir bir akreditasyon hizmeti sunma gayretinde
olan millî bir Kurumumuzdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Günay.
EMİNE NUR GÜNAY (Devamla) Takdirlerinize
sunulan bütçesiyle TÜRKAK, kanunen kendisine verilen görevleri bundan sonra da
uluslararası kabul edilebilir seviyede yürütecektir.
Sözlerimi bitirirken 2020 yılının
milletimize, insanlığa, huzur ve barış getirmesini diliyor,
sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Türkkan, bir söz talebiniz
var.
Buyurun.
III.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Kocaeli Milletvekili Lüftü Türkkanın, Libyayla imzalanan mutabakat
muhtırasının ardından Fransa, İtalya ve
Kıbrısın Doğu Akdenizde yaptığı askerî
tatbikat konusunda ülkemizin tavrının ne olacağını ve
Resmî Gazetede yayımlanan Libya'nın 16 yaşından küçük, 55
yaşından büyük vatandaşlarına vize muafiyeti
sağlanması hakkındaki kararın ne anlama geldiğini
Dışişleri Bakanından öğrenmek istediklerine
ilişkin açıklaması
LÜFTÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
Sayın Bakan konuşma yapmadan evvel bu konuları dikkate alıp
konuşmasına dâhil ederse çok mutlu olurum.
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Libya Devleti
Ulusal Mutabakat Hükûmeti Arasında Akdeniz'de Deniz Yetki
Alanlarının Sınırlandırılmasına
İlişkin Mutabakat Muhtırasının imzalanmasının
hemen ardından Fransa, İtalya ve Kıbrıs, Doğu
Akdenizde askerî bir tatbikat yaptı. Bu tatbikat, kendilerine göre bir
nevi de Türkiyeye mesaj niteliğindeydi. Kıbrıs medyası,
tatbikatla ilgili olarak yayınladıkları haberlerde, egemenlik
haklarına yönelik adımlara karşı kararlılık
mesajı verdiklerini yazdı. İtalyan gazetesi La Repubblicaya
konuşan İtalyan yetkili de Tatbikat öncesinde Ankaraya mesaj
açıktır, bayrağımızı göstermemiz gerekiyorsa
hazırız. demişti. Bu konuda ülkemizin tavrı ne olacak,
bunu merak ediyoruz, konuşmanız sırasında değinirseniz
seviniriz.
Bir de Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Libya
Devleti Ulusal Mutabakat Hükûmeti arasındaki anlaşmanın
ardından dün bir gelişme daha yaşandı. Türkiye, Suriye
gibi, Suriyeli göçmenler gibi ciddi bir sorunla karşı
karşıyayken bu sefer de Resmî Gazetede yayımlanan
Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde
16 yaşından
küçük ve 55 yaşından büyük umuma mahsus pasaport hamili
vatandaşlarının Türkiyeye yapacakları her 180 gün içinde
azami 90 gün ikame süreli turistik amaçlı seyahatlerinde vize muafiyeti
sağlanmasına, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun
18 inci maddesi gereğince karar verilmiştir. diye bir ifadeye yer verilmiş.
Bu karar ne anlama geliyor? Libyadan kimler gelecek? Bunlar kontrol edilecek
mi? Neden hemen alelacele böyle bir karar alındı, bunu da merak
ediyoruz. Libyada böyle bir iç savaş varken, Libyada böyle bir
sıkıntı varken, yeni bir göçmen dalgasına ülke hazır
değilken böyle bir kararın alınma gerekçisini merak ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (İstanbul) . Teşekkür
ediyorum, Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özkoç, buyurun.
2.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Millî Eğitime ayrılan bütçede
azalışın söz konusu olduğuna, Millî Eğitim
Bakanlığının yaptığı anket sonucunun
Bakanlığın faaliyetlerinden memnun
olunmadığını gözler önüne serdiğine, Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının
araştırmasına katılan üniversite öğrencilerinin yüzde
30unun okulda kendisini güvende hissetmediğini ifade ettiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
konuşmacıları dikkatle dinledik. Cumhuriyet Halk Partisinin
milletvekilleri bunlara gereken cevabı verecektir.
Ancak, şunu kısaca ifade etmek istiyorum:
2002 yılında Millî Eğitime ayrılan bütçe yüzde 22,34tür;
bugün 2020 yılında ayrılan bütçe ise yüzde 16,10dur. Yani
konuşmacıların ifade ettiği gibi bu bütçede bir
artış değil azalış söz konusudur. Bütçenin yüzde 84ü
personel giderlerine ayrıldığı için eşit eğitim
imkânına katkısı hemen hemen hiç yoktur.
PISAyla ilgili de iyi yönde artışlar
olmuştur denmesine rağmen, 2013 yılından bu yana yüzde 75,6
oranında PISAya katılım oranı artmıştır.
Buna rağmen matematikte yüzde 35ten yüzde 49a, fen alanında 33üncü
sıradan 52nci sıraya, okuma becerisinde ise 35inci sıradan
50nci sıraya düşmüştür.
FATİH Projesi 2010 yılında dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından
başlatılmıştır. Başlatıldığı
yıl Millî Eğitim Bakanlığı 2014 yılında
tamamlanacağını duyurmuş, 2014 yılına
gelindiğinde 2015 yılında tamamlanacağı
söylenmiş, 2015 yılına gelindiğinde de 2017
yılına uzatılmıştır. Daha sonra da 2018
yılında tamamlanacağı belirtilmiştir. Son dönemde
FATİH Projesi kapsamında tablet dağıtımına son
verildiği söylenmiştir. Bu bütçenin tutarı ise 8 milyar 500 bin
TLdir.
İki Bakanlığın ilginç anketini
kısaca ifade ediyorum. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının araştırmasına katılan
üniversite öğrencilerinin yüzde 30u okulda kendisini güvende
hissetmediğini ifade etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Üniversitelilerin yüzde
48i çok az parayla geçinmek zorunda olduğunu belirtirken kadın
öğrencilerin yüzde 16sı taciz ve cinsel istismara maruz
kaldığını ifade etmiştir. Millî Eğitim
Bakanlığının yaptığı, 60 bin
katılımcıyla gerçekleştirdiği bir ankette ise
memnuniyetsizlik gözler önüne serilmiş; katılımcıların
yüzde 35i faaliyetlerden memnun olmadığını belirtirken
Bakanlığın öğretmen atamalarına ve öğretmen
niteliğinin artırılması konusuna da ağırlık
vermesini dile getirmişlerdir.
Genel Kurulu saygıyla bilgilendirdim. (CHP
sıralarından alkışlar)
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU
AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
şimdi İYİ PARTİ Grubunun değerli milletvekillerine söz
vereceğim.
İYİ PARTİ Grubu adına ilk söz,
Adana Milletvekilimiz Sayın İsmail Koncuka aittir. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Koncuk.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA
İSMAİL KONCUK (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ey Türkistan, şanlı ülke, güzel anayurt!
/ Bir gün gelir kaldırırız yine bayrağı; /
İçimizden elbet çıkar yeni bir Bozkurt, / Yabancıdan geri
alır kutlu toprağı...
Doğu Türkistanda zulme uğrayan tüm
soydaşlarımı bir kez daha anıyorum. Bu zulme sessiz
kalanları da şiddetle kınıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, önemli bir
Bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Millî Eğitim
Bakanlığında yapılması gereken en önemli şey,
güven veren bir Bakanlık yani oluşturduğu kadrolarla,
attığı her adımla millete güven veren bir Bakanlık
olmasının sağlanmasıdır. Geçen açıkladım,
İzmir Millî Eğitim Müdürü Ömer Yahşinin, kuruma bir GSM
operatörü tarafından bağışlanan parayla ailesini tatile
gönderdiğini ve bu durumun Bakanlık müfettişlerince tespit
edildiğini, kademe ilerlemesi cezası verildiğini, görevden
alınması teklifinin getirildiğini, valiliğin suç
duyurusunda bulunması ve ayrıyeten de bir de kınama cezası
verilmesi gerektiğini
Şimdi Sayın Milli Eğitim
Bakanına güven duymamız lazım. İzmir gibi bir ilin İl
Milli Eğitim Müdürü böyle bir şaibeyle anılıyorsa; Milli
Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun da
onayladığı bu cezaları, Milli Eğitim Bakanı
Sayın Ziya Selçukun kaldırmaya hakkı yoktur. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar) Böyle bir şey
olamaz. Sayın Bakan benim şahsen güvendiğim bir insandır.
Böyle bir Milli Eğitim Müdürü ne Milli Eğitim
Bakanlığına yakışmaktadır ne de Ziya Selçukun
öne sürdüğü o ahlaklı eğitim, sağlam eğitim
anlayışıyla örtüşmektedir. Şimdi ben bunu burada
söylemeyecektim ama soru önergesi verdikten sonra -adam hem kel hem fodul ya
suçum yok diyor- ve Sayın Valiyi de kınıyorum, İzmir
Valisini. Sanki Milli Eğitim Müdürünün avukatı gibi konuşuyor.
Yahu senin dosyadan haberin yok mu? Yüzün de mi kızarmıyor? Böyle bir
suçu işleyen Milli Eğitim Müdürünü savunurken yüzün de mi
kızarmıyor? Böyle bir şey olamaz. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, milli eğitim
önemli dedik. Bu sözleşmelilik sisteminin kaldırılması
lazım. Sözleşmelilik sistemi tüm kurumlarda ve özellikle de Milli
Eğitim Bakanlığında olduğu sürece, öğretmenler
odasında farklı hukuki haklara sahip öğretmen tipleri
oluştuğu sürece biz milli eğitimi sürekli
tartışırız ve öğretmen motivasyonunu
sağlayamayız. Zamanım dar olduğu için bunlara kısa
kısa değineceğim. Dolayısıyla, sözleşmeli
öğretmenlik kaldırılmadığı sürece Millî
Eğitim Bakanlığı, sürekli tartışılan bir
Bakanlık olmaktan kurtulamayacaktır.
2020 yılında 20 bin öğretmen
atanacağını Sayın Fuat Oktay
açıklamıştı. Sayın Bakanımın bu 20 bin
konusunda hiç açıklama yapmadığını görüyorum yani 20
bin rakamını Sayın Ziya Selçuk hiç telaffuz etmedi. Bundan
dolayı bir umudum var, acaba Sayın Bakanın, bu 20 bini 50 bin,
60 bin yapma, yaptırma şansı mı var, böyle bir umudu mu
var? Ya da bu 20 bin rakamı, Sayın Ziya Selçuku herhâlde çok
rahatsız etmeli ki 20 bin rakamını telaffuz etmiyor. Bu, tabii,
Millî Eğitim Bakanının zor telaffuz etmesi gereken bir rakam.
Çünkü 100 bin norm kadro açığı olacak, 700 bin öğretmen
atama bekleyecek ve siz, 20 bin atama yapacağınızı yüzünüz
kızarmadan bu kürsülerden ilan edeceksiniz; bu, kabul edilemez. Onun için,
ben, bu rakamın mutlaka artırılması gerektiğini
düşünüyorum ve bu konuda mutlaka Millî Eğitim Bakanının da
bir an önce... Bu açıklamayı Millî Eğitim Bakanı
yapmalı ya, Fuat Oktay değil. Millî Eğitim Bakanının
bu konuda... Az önce milletvekilimizin biri dedi: Çocuklar atanamamaktan
değil, meraktan ölecekler. Vallahi doğru. Hâlâ kaç öğretmen
atanacağını şu anda netleştirmiş değil,
Bakan netleştirmiş değil; Fuat Oktayın söylemesi bizi
bağlamıyor.
Evet, yönetici atama konusu, Millî Eğitim
Bakanlığının en temel problemlerinden birisidir. Yönetici
atama, ilk düğmedir, ilk düğme. İlk düğmeyi
yanlış iliklediğinizde diğer düğmelerin doğru
olmasını beklemek mümkün değil. Biz, en sağlam, liyakatli,
donanımlı il millî eğitim müdürlerini bulmazsak -böyle,
İzmir Millî Eğitim Müdürü gibi olmayacak tabii- en
donanımlı insanları ilçe müdürü, okul müdürü yapmazsak,
yapamazsak, bunu beceremezsek Ziya Selçuk burada kendini paralasa dahi hiçbir
şey yapamaz.
Mesela bir örnek vereyim: Orduda müdür ataması
olacak, Ordu Millî Eğitim Müdürü, bazı müdürlükleri münhal
olmasına rağmen ilan etmiyor. Niye? Kendi yandaşları o
okulda müdür olduğu için, ilan ederse sınav kazanmış olan
öğretmenler oraya müdür olacak diye. Böyle bir şey olabilir mi ya?
Millî Eğitim Bakanının böyle şeylere göz yummaması
lazım. Bu tip müdürleri bir dakika bile o görevde tutmaması
lazım. Biz millî eğitimde yandaş anlayışından
kurtulmadığımız sürece Millî Eğitim
Bakanlığı merkez teşkilatının alacağı
hiçbir karar, taşraya olumlu şekilde yansımayacaktır. Ben,
Millî Eğitim Bakanımızdan bunları bir an önce
yapmasını bekliyorum.
Eğitim dışı derneklerin,
vakıfların -Ensar Vakfı, TÜGVA, Deniz Feneri Derneği-
okullarımızda işi yok. Bunları okula sokmak Ben millî
eğitimde başarılı olamadım, elimdeki 1 milyon
öğretmenle bir başarı sağlayamadım, umudumu ENSARa,
TÜGVAya, Deniz Fenerine bağladım. demektir. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Evet, bu, kimseye
yakışmaz. Hele Ziya Selçuk gibi Atatürkçü, vatansever bildiğimiz
bir Millî Eğitim Bakanına asla bunu yakıştırmam ben.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Yazıklar
olsun, Milli Eğitimin geldiği noktaya bak! Utanmıyorlar ya.
Şunları cemaatlere peşkeş çekiyorlar!
KANİ BEKO (İzmir) Olay bu. Bu
vakıfları kapatın, kapatın.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Evet,
şimdi, bu yıl 1 milyon 900 bin öğrenci, Liseye Geçiş
Sınavına girecek, geçen sene 1 milyon 200 bin
civarındaydı. Bu 4+4+4 sisteminden dolayı bir 700 binlik
artış var. Peki, tedbirimiz var mı? Dersliklerimiz hazır
mı? Geçen sene bile her isteyen öğrenciyi her istediği liseye
yerleştiremediğimizi düşündüğümüzde tedbirimiz yok. Yani,
geçen seneden bu yıla 700 bin yeni öğrenciyi istihdam edebilecek
derslikler oluşturduk mu? Yok. Öğretmen var mı? Yok.
İşte, 20 bin öğretmen atanacağını söylüyorsunuz.
Dolayısıyla, bu konuda mutlaka gerekli tedbirler
alınmalıdır.
Doğa Koleji olayı, Sayın
Bakanım, son derece önemli bir olay yani mesele, özel okul
açılmasını teşvik etmek değil, teşvik
edebilirsiniz. Doğrusu, devletin, bu işleri yapması ama hadi başladınız;
onun sorumluluğunu da taşıyacak adımlar atmanız
lazım. İşte, Doğa Kolejinde binlerce öğretmen, üç
aydır maaşını alamıyor ve devlet seyrediyor, elinden
bir şey gelmiyor. Dolayısıyla burada özel okul açarken bunu
sağlam kriterlere bağlamamız lazım yani orada görev yapacak
öğretmenlerin, personelin durumunu, öğrencilerimizin durumunu,
mağduriyetlerini önceden öngören bir sistemi bizim kurgulamamız
lazım. İnşallah, bu Doğa Koleji olayı bir ders olur
diyorum.
Tabii, zamanım daraldığı için
diğer konulara giremeyeceğim. YÖKten bahsedeceğim. Sayın
YÖK Başkanımız da burada. Bu vakıf üniversiteleri âdeta
vergisiz kazanç kapısı hâline geldi; bunun düzeltilmesi lazım.
Burada, öğrenci ücretlerine bir üst limit belirlenmesi lazım, böyle
astronomik rakamlarla öğrenci kaydı
Ya, bizim bildiğimiz
vakıf, hayır müessesi. Şimdi bizdeki vakıf
üniversitelerinin bir hayır yaptığını
düşünebiliyor musunuz? Dolayısıyla bir üst limit belirlenmesi
lazım. Ayrıca, buradaki burslu öğrenci
sayılarının mutlaka artırılması lazım.
Dolayısıyla ben Millî Eğitim Bakanlığının,
Hükûmetin ve YÖKün, gözünü bu vakıf üniversitelerine dikmesini ve burada,
bu anlattığım anlamda problemleri düzeltmek adına gayret
sarf etmesini bekliyorum.
Sayın Başkanım, öğrenciler af
bekliyor. Yani yüz binleri aşan sayıda öğrenci mağduriyeti
var, bu öğrencilerimiz bir affı hak ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Koncuk, tamamlayalım.
İSMAİL KONCUK (Devamla) Herkesin, her
öğrencimizin 2nci hatta 3üncü hakkı hak ettiğini
düşünüyorum ben. Yani eğitimde öğrencilerimizin önüne bir blok
koyamayız. Yani Türkiye gibi sosyoekonomik problemlerin bu kadar
yoğun yaşandığı bir ülkede
Öğrencilerin zaman
zaman okuldan kopması vesairesi mümkün olabiliyor. Onun için, zaman zaman
bu af konusunu gündeme getirmek lazım -ki şu anda müthiş bir
talep var, muazzam bir talep var- bu talebe bir cevap vermemiz gerekir.
Bir de son olarak, üniversitelerimizde doçentlik ve
profesörlük kadrolarının dağıtımıyla ilgili bir
kriter yok. Rektöre yakınsanız hemen profesör olabiliyorsunuz, doçent
olabiliyorsunuz. On yıldır profesör olmak için bekleyen var,
bakın, kadro yok ama daha yeni profesörlüğü hak etmiş birileri,
o rektörün inisiyatifiyle, o kadroya atanabiliyor. Bu, bilimin yuvası olan
üniversitelerimize yakışan bir durum değildir diyorum.
Milli Eğitim Bakanlığı YÖK
bütçesinin ülkemize, eğitim çalışanlarına hayırlı
uğurlu olmasını yüce Allahtan niyaz ediyorum. Teşekkür
ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Ankara
Milletvekilimiz Sayın Ayhan Altıntaşta.
Buyurun Sayın Altıntaş.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN
ALTINTAŞ (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce,
Doğu Türkistandaki Uygur kardeşlerimize yapılan mezalimi
şiddetle kınadığımı bildirmek istiyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetinin bu zulme tepkisinin ürkek ve cılız
olmasını da yadırgıyorum. Zulme sessiz kalan, zulmü yapan
gibidir. hadisişerifini de hatırlatıyorum. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanım, Doğu Türkistandaki
kardeşlerimiz seslerini duymamızı, duyurmamızı
bekliyorlar. Ben de bunu birinci elden size iletiyorum.
Milli Eğitim Bakanlığı, 1
milyona yakın öğretmen, 20 milyona yakın öğrencisiyle
devasa bir kurum. Bu kurumun bütçesi ve sorunları üzerinde saatlerce
konuşsak, yine de bitiremeyiz, o nedenle sadece bazı konulara
yoğunlaşacağım.
Öncelikle bir eğitimci ve milletvekili olarak,
vatandaşlarla görüşmelerimden elde ettiğim geri bildirimleri
sizlerle paylaşmak istiyorum: Ülkemizde eğitimin bir felsefesi
vardır. ya da Eğitim anlayışımız budur.
diyebileceğimiz bir sistemimiz maalesef yoktur; var olan sistemlerimiz,
kişiye bağlı ve bağımlıdır. Neredeyse her
yıl değişen sınav sistemi, sistemsizliğin ve
günübirlik anlayışımızın bir göstergesidir.
Eğitimde şunu çok iyi yapıyoruz, şurada
başarılıyız. diyebileceğimiz bir gözlem, tespit veya
değerlendirmemiz var mıdır?
Okul ve eğitim yöneticileri, çoğunlukla, sendika
ve siyasete dayalı atanmaktadır. Yöneticiler ve öğretmenler
arasında güven duygusu azalmıştır. Öğretmenlerin,
kendilerini geliştirebilecekleri, güncelleyebilecekleri eğitimlere
ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle laboratuvar derslerine giren
öğretmenlerin, bilgi güncellemelerine ihtiyaç vardır. Proje
okullarına atanan öğretmenlerin yeterlilikleri
tartışmalıdır. Öğretmenlerin motivasyonları
azalmıştır; mesleğini seven, yaptığı işten
zevk alan öğretmen sayısı azdır. Ekonomik tatminsizlik
burada önemli rol oynamaktadır.
Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini göz
ardı eden, herkese aynı reçeteyi sunan bir sistemimiz vardır.
Örneğin, fen lisesi ile mesleki teknik okuldaki öğrenciler aynı
müfredata tabi olmaktadırlar. Meslek liselerinde başarı
oranı bu nedenle düşmektedir. Meslek liseleri eğitimi daha az
teorik, daha fazla uygulamaya yönelik olmalıdır. Liselerde alan
seçimleri 11 yerine 10uncu sınıfa alınmalıdır. Bu
konuda geç kalınmaktadır. Ev ödevlerinin çokluğu,
öğrencileri okuldan uzaklaştırmakta, travmalara neden
olmaktadır. Okul öncesi eğitimde bile ödev verilmekte, proje ödevleri
çoğu zaman veliler tarafından yapılmaktadır. Sosyal
etkinlik saatleri mevzuatta yer almakta ama gerçekte etkinlikler
yapılmamakta veya yapılamamaktadır. Sınıf
mevcutlarında imam-hatip liseleri lehine ayrımcılık
yapılmaktadır. Meslek lisesine ya da imam-hatip lisesine gitmek
istemeyen öğrenciler, özel okullara veya açık liselere gitmeye mecbur
kalmaktadırlar. Haftalık ders saatleri yüksektir ve
azaltılmalıdır. Örneğin, ilkokul yirmi beş saat,
ortaokul otuz saat, liseler ise otuz beş saat olabilir. Sabah 07.00de
derslerin başladığı ikili eğitim ilkokulları hâlâ
bulunmaktadır.
Biraz da Doğa okullarının içinde
bulunduğu mali kriz nedeniyle gündeme gelen özel okullar hakkındaki
görüşlerimi aktarmak istiyorum. Belli ki özel okul sahibi
yatırımcı, velilerden aldığı parayı
asıl işi olan inşaata yönlendirmiş, orada parayı
batırmış, öğretmenlerin maaşını
ödememiş, okulu parasız, veli ve öğretmenleri mağdur
durumda bırakmış, sonra da Nasılsa devlet çözer. diye
sorunu, Millî Eğitim Bakanlığının kucağına
atmıştır.
Her ne kadar Ekonomik kriz yok. deseniz de özel
okulların durumu kriz olduğunun kanıtıdır. Çok okul
açıldı ama ekonomik kriz nedeniyle özel okulların
kontenjanlarının pek çoğu boş kaldı. Doluluk
oranları yüzde 50 civarında. Pek çok özel okul, maliyetleri
karşılayamıyor. Hâlbuki okullar açılırken hem
yatırımcıdan hem de isim hakkı veren kuruluştan
teminatlar alınmalı, müteselsil kefaletler getirilmeliydi; özel
hastanelerdeki gibi ruhsat verilirken mevcut okulların doluluk oranı
dikkate alınmalıydı. Sonuçta Bakanlık, fizibilite, gözlem
ve denetim sorumluluğunu tam olarak yerine getirememiş, durumu
seyrederek testinin kırılmasını beklemiştir.
Bir diğer sorunumuz ise dershaneler. Dershaneler
kapatılmadı mı? Evet, kapatıldı ama resmiyette;
pratikte etüt merkezi adı altında kayıt dışı
dershaneler her sokakta bulunuyor. Bir ders için ruhsat alıp diğer
dersleri de kayıt dışı veren merkezlerle ilgili
yaptırım ve denetim yok.
Açık liselerde de eğitim
önemsizleştirilmiş durumda. Sınav odaklı bakış
açısı, eğitim sisteminin temeli oldu. 2012 yılında
çıkarılan 4+4+4le birlikte Altmış altı
ayını dolduran çocukların ilkokula başlaması zorunlu,
altmış-altmış altı aylık çocuklar ise isterse
başlayabilir. dendi. Bu yanlış karardan Sayın
Bakanımız göreve geldikten sonra vazgeçildi ama 2012
yılında normalin üstünde öğrenci ilkokula kaydedildi. Bu
öğrenciler 2020 yılında liseye başlayacaklar. Tabii,
çoğunlukla talepler Anadolu ve fen liselerine olacak fakat bu okullardaki
kontenjanlar yetersiz kalınca Bakanlık, hep yaptığı
gibi, çocukları imam-hatip liselerine yönlendirecek.
Saygıdeğer Bakanımıza buradan
hatırlatıyorum: Gelecek sene her zamankinden fazla öğrenci
liseye başlayacak. Bu öğrencilere şimdiden fen ve Anadolu lisesi
kontenjanları ayarlayınız, Yer kalmadı. demeyiniz,
çocukları istemedikleri okullara zorlamayınız.
Bir diğer sorun, ÖSYM. ÖSYMnin sicili, ülkemiz
gençleri nezdinde bayağı bozuk. Gençler, sınavlara kendi
bütçelerine göre büyük paralar ödüyorlar, sınava hazırlanıyorlar
ki bu süreç en az bir sene; bazıları sınavlar için birkaç sene
çalışıyor ama bu süreçte birkaç kez sınav sistemi
değişebiliyor. Sınava giriyorlar, beklenti ne? İyi bir
gelecek. Burada, güvendikleri, daha doğrusu güvenmek zorunda
kaldıkları bir kurum var: ÖSYM, 2010 yılında KPSS
sorularını çaldıran ÖSYM. Yani, ÖSYM Emeğiniz
emanetimizdir. sözünü tutamamıştır.
Bir diğer konumuz YÖK. YÖKün kuruluş
amacı, 12 Eylül darbesinden sonra üniversiteleri disiplin altına
almaktır. Bu nedenle, uzun yıllar özellikle özgür üniversite talep
eden her kesimin eleştirilerine maruz kaldı; en çok
eleştirenlerden biri de AK PARTİydi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Unuttular.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) Ancak ilerleyen
zaman içinde iktidar, YÖKü teslim alarak kullanmaya başladı ve
iktidar açısından, özgür üniversite talebi de bitti. 15 Temmuz darbe
girişiminden sonra ise üniversiteler, YÖKten çok Cumhurbaşkanlığına
bağlandı; rektörlüklere doğrudan Cumhurbaşkanı
tarafından atama usulü getirildi; liyakat ve akademik etkinlik yerine
siyasi iktidara yakınlık öne çıktı, hatta öyle ki bir ara
rektör olmak için profesör olma şartı kaldırıldı, iki
ay sonra tekrar kondu. Araştırmacıyı motive edemeyen, akademik
vizyonu olmayan, bilimsel gelişmeleri ve süreçleri takip edemeyen
kişilerin rektör olmasının sonuçları görülmüştür. Bu
nedenle, hemen hemen her ülkede rektörler saygın profesörler
arasından seçilir.
Kolayca izin verilen vakıf üniversitelerinin pek
çoğuysa üstü kapalı özel üniversitelere dönüşmüş durumda;
Sayın Cumhurbaşkanı bile 18 Ekim 2019da yaptığı
konuşmada Adları vakıf ama ticari gibi
çalışıyorlar. dedi ama bu üniversitelerin pek çoğunda
iktidara yakın isimlerin, vakıf mütevelli heyetlerinde
olduklarını söylemedi. Bu yüzden, bu üniversiteleri denetlemekle
görevli YÖKün gücü yetmiyor. Hâl böyle iken, dünyanın en iyi
üniversitelerinin Türkiyeden çıkmasını bekliyor musunuz?
Uluslararası sıralamalarda ilk 100de hiç üniversitemiz yok, ilk 200de
de yok, ilk 400de de yok. 5 milyon nüfuslu, Kıbrıstan küçük alana
sahip Singapurun ilk 50de 2 üniversitesi var. Times Higher Educationun
hazırladığı rapora göre, Dünya Üniversiteleri
Sıralamasının ilk 100üne Amerikadan 41, İngiltereden
11, Almanyadan 8 ve Avustralyadan 6 üniversite girmiş. Türkiyede 129u
devlet, 73ü vakıf olmak üzere toplam 202 üniversite var ve Türkiyenin bu
sıralamada en iyi üniversitesi, 400den sonra.
Değerli milletvekilleri, 2020 yılı
için 129 devlet üniversitesine ayrılan 6 milyar dolarlık bütçe,
Amerikada doktora yaptığım üniversite bütçesinin çok
altındadır. Üstüne üstlük bu bütçenin yüzde 70ten fazlası,
personel giderine ve sosyal güvenlik primine gidiyor, kalan yüzde 25 ile de
binaların bakım onarımı, elektrik, su, ısınma
giderleri karşılanırsa geriye hiçbir şey kalmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) Tamamlıyorum
Sayın Başkanım.
Dolayısıyla üniversitelerin,
araştırma yapacak, gelişimine destek olacak, yeni
yatırımlar yapacak bütçeleri yoktur. Bu bütçenin maalesef çok
yetersiz olduğunu ifade ediyor, yine de bakanlık bütçesinin
hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurula, Bakanlık, YÖK
ve ÖSYM personeline selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Gaziantep
Milletvekilimiz Sayın İmam Hüseyine aittir. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Filiz.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İMAM
HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2018 Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üniversite bütçeleri üzerine İYİ
PARTİ grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu saygılarımla selamlarım.
Konuşmama başlarken Çinin, Uygur
Türklerine yaptığı mezalimi, soykırımı
şiddetle kınadığımı belirtmek istiyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Uygur da
Türktür, Türk, ona da gözyaşı dökün./Yürek yoksa eğer sizde,
onu oradan atıp sökün.
Al bayraktan, gök bayrağa selam olsun. diyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Ülkemizde şu anda 129u devlet, 73ü vakıf
üniversitesi, 5 adet de vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 207
üniversite bulunmakta, 2002 yılından itibaren her ile bir
üniversite anlayışıyla, nitelikleri ve üniversite gerekleri tam
olarak düşünülmeden açılmış olmasından dolayı
problemler yaşanmakta, üniversite değerlerimiz geriye doğru
gitmektedir. Yükseköğretim öğrenci sayısı 2002 yılında
1 milyon 680 bin iken 2018-2019 öğretim yılı itibarıyla 4,6
kat artarak 7 milyon 750 bine çıkmıştır. Bu sayı, ön
lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerini kapsamaktadır.
Nüfusumuzun yaklaşık onda 1i, üniversite öğrencisi
olmuştur.
Değerli milletvekilleri, bu öğrenci
sayısının büyüklüğünü göstermek açısından bazı
ülkelerle kıyaslamak istiyorum: Almanyanın nüfusu 83 milyon,
yükseköğrenim öğrenci sayısı 3 milyon 43 bin;
Fransanın 2 milyon 480 bin, Birleşik Krallıkın 2 milyon
387 bin, bizim 7 milyon 750 bin. Öğrencilere ders verecek yeterli
sayıda öğretim elemanı olmadan, devletin öğrenci
başına yaptığı harcamayı artırmadan,
üniversitelerin kütüphane, laboratuvar gibi imkânlarını yeterli hâle
getirmeden, ayrıca mezunlar için istihdam imkânlarını büyük
ölçüde hazırlamadan gerçekleştirilen öğrenci
sayısındaki artış sonucu üniversite mezunları
rahatlıkla iş bulamamaktadır. Bugün iktisadi ve idari bilimler
fakültesi mezunlarının ezici çoğunluğu işsizdir veya
buldukları işler ile diplomaları arasında bir ilgi yoktur;
hasta bakıcılık yapanlar vardır, aynı durum diğer
disiplinler için de geçerlidir.
2002 yılında üniversite mezunu işsiz
sayısı 267 bin, işsizlik oranı yüzde 11 iken; 2019 Haziran
ayı verilerine göre üniversiteli işsiz sayısı 1 milyon 50
bin, işsizlik oranı da yüzde 13ün üzerine
çıkmıştır. Türk üniversitelerinin içinde bulunduğu ve
çözümlenmesi zor, büyük sorun buradan başlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, öğretim
elemanlarına gelirsek; 2019 yılı itibarıyla Türkiye'de
27.326sı profesör, 15.985i doçent, 39.985i doktor öğretim üyesi,
37.060ı öğretim görevlisi, 48.272si araştırma görevlisi
olmak üzere toplam 168 bin öğretim elemanı vardır. Öğrenci
sayısı 4,6 kat artmasına rağmen öğretim elemanı
sayısı 2,36 kat artmıştır. Öğretim elemanı
başına düşen öğrenci sayısı 46dır;
öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısıysa
93tür. Bu sayılar fevkalade yüksektir ve kaliteli bir eğitimi
olumsuz etkileyen faktörlerden birisidir. Kıyaslama için söylüyorum:
Öğretim elemanı başına düşen öğrenci
sayısı Almanyada 12, Fransada 16, Birleşik Krallıkta
16dır.
Her şeye rağmen öğretim üyesi
sayısındaki artış sağlıklı
olmamıştır. Öğretim üyesi sayısını
artıracağız. diye liyakat göz ardı edilmiştir. Örnek
verecek olursak 11 Temmuz 1983 tarihindeki Doçentlik Sınav
Yönetmeliğinde doçentlik yabancı dil sınavını
başarmak için 100 üzerinden en az 70 alma şartı 1 Eylül 2000
tarihinde 65e indirilmiş, 22 Şubat 2018 tarihinde de 65ten 55e
indirilmiştir; doktor öğretim üyeliği için ise dil
şartı öngörülmemiştir. Bu konu bir defa daha gözden
geçirilmelidir diyorum.
Buna ilave olarak meslek yüksekokullarında
öğretim görevlisi atamalarında hassasiyet gösterilmediği,
niteliğin arka plana atıldığı, uygulamalı
eğitimin tam anlamıyla yapılmadığı söylenmektedir.
Üniversitelerin -biraz önce milletvekili
arkadaşımın da söylediği gibi- bütçe ödenek sorunları
vardır. Personel giderleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu giderlerini
düştükten sonra 127 devlet üniversitesine 6 milyar 144 milyon TL
düşmektedir, bununla nasıl AR-GE çalışmaları
yapılacak, takdirlerinize bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, üniversitelerde
yapılan tezlere bakarsak 2018 yılı esas alınarak Türkiye'de
yılda ortalama 29.515 yüksek lisans tezi ve 7.139 doktora tezi
savunulmuş. Şu soruyu sormadan edemiyorum: Bu sayıda yüksek
lisans ve doktora tezleri, hakkıyla hazırlanıp savunulabilmiş
midir? Tez öğrenci sayıları o kadar
sulandırılmış ki bazı öğretim üyelerine yüzlerce
öğrenci düşecek şekilde kayıt alındığı
tespitinin ardından Yükseköğretim Kurulu, 22 Kasım 2019
tarihinde yayımlanan yönetmelikle tez
danışmanlığı için öğretim üyesi başına
düşen öğrenci sayısını tezli yüksek lisans ve doktora
programlarında en fazla 14, tezsiz yüksek lisans programlarında ise
en fazla 16 olarak belirledi.
Eğitim de tez yönetimi de ciddi bir iştir
ama özellikle son yıllarda tez konularından tez yönetimine kadar her
şey tefessüh etti. Hazırlanan yüksek lisans ve doktora tezlerinin
bilim ve teknolojiye katkıları, akademik kaliteleri
tartışılmalıdır. Bir öğretim üyesinin 100 tez
öğrencisi varsa, 1 öğrencisine ayda sadece bir saat ayırsa
hiçbir derse girmeden yaklaşık iki buçuk hafta sürer. Bu, mümkün
değil. Buna enstitü müdürleri, rektörler nasıl müsaade ediyorlar,
anlamakta güçlük çekiyorum. Bu, yine bir liyakat sorunudur ya da şöyle
diyeyim, liyakatli öğretim üyelerinin böyle bir işe tevessül
edeceklerini hayal bile edemiyorum. Bir öğretim üyesinin aynı zamanda
lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında pek çok dersi de
bulunmaktadır ama liyakat sorunu burada da devam etmektedir.
Sayıştay raporlarına konu olan,
hocasının derse düzenli olarak girmediği üniversitelerimiz
vardır. Üniversitelerin Sayıştay raporları
incelendiğinde, öğrencisi olmayan bölümlerde personel
çalıştırıldığı, döner sermaye
işletmelerinin mali yapılarındaki bozukluklar gibi
yanlış işler ve acemilik gösterdikleri de sorunlar arasındadır.
Bir diğer önemli nokta; profesör, doçent ve
doktor öğretim üyesi kadrolarına yapılan atamalardaki
haksızlıklardır. Süresi dolan ve şartları
sağlayan her öğretim üyesine bu imkân tanınmalıdır.
Ayrıca, idari kadrolara, daire başkanlığı gibi
atamalarda sadece yandaş anlayışıyla atama
yapıldığı bilinmektedir.
Değerli milletvekilleri, bazı rektörlerle
ilgili olarak basında bir haber yer aldı. Uluslararası
makaleleri derleyen Scopus & Web Of Science Veri Tabanı
Atıflar istatistiğine göre Türkiyedeki 68 üniversite rektörünün
uluslararası akademik yayını bulunmuyor ve 71 rektör,
hayatları boyunca yaptıkları araştırmalardan da
sıfır alıyor; bu da incelenmesi gereken bir konudur ama bu arada
bunların aksine, nitelikli yayınları olan birçok rektörümüzün de
olduğunu söylemeliyim.
Hep devlet üniversitelerinden bahsettik. Sayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın akademik yıl
açılış töreninde vakıf üniversitelerinin vakıf
olmaktan çıkıp tamamen ticari çalıştıkları
yönündeki sözlerinin değerlendirilmesi ve eğitimin
ticarileştirilmesine engel olunması gerektiğini belirtmek
istiyorum.
Biraz önce sıraladığım sorunlar
göz önüne alındığında üniversitelerimizin uluslararası
kuruluşlarca yapılan sıralamada niçin ilk sıralarda yer
almadığı anlaşılacaktır. Biraz önce
Milletvekilimiz Sayın Altıntaşın bahsettiği gibi
Times Higher Education adlı kuruluşun 92 ülkeden 1.300ün üzerinde
yükseköğretim kurumu arasında araştırma etkisi,
uluslararası görünüm, endüstri bağlantıları ile
öğretim kalitesi kriterlerine göre yaptığı sıralamada
Çankaya ve Sabancı ilk 401-500 bandında; Bilkent, Hacettepe, Koç
501-600 bandında ancak bu yıl hiçbir üniversitemiz ilk 400e
girememiştir.
Sayın Bakan, Sayın YÖK Başkanı;
aslında baştan beri söylemeye çalıştığım
şey, kim, hangi işi yapıyorsa ciddi yapmalıdır. Bunun
için de bir tek şart vardır, o da liyakat. İşinizin zor
olduğunu anlıyorum ancak liyakati esas almak hem Allahın
emridir hem de bütün vatandaşlarımızın yönetimlerden
beklentisidir.
Sayın YÖK Başkanım, ülkemizde
üniversiteler eğitim görevi üzerinde yoğunlaşırken
araştırma, bilgi üretme, bilgiyi teknolojiye dönüştürme gibi
görevleri tam olarak yerine getiremiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Filiz.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Sayın Başkan, tamamlayacağım.
BAŞKAN - Buyurun.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) -
Öğrencilerini meslek sahibi yapmaya yönelmiş olan üniversitelerimiz,
özellikle araştırma üniversiteleri, bu görevleri yanında, bilgi
toplumunun öngördüğü entelektüel, üretimde bireysel yeterlilik, teknolojik
bilgi üretimine yönelik ihtiyaçlara cevap verecek ve Türkiyeyi bilgi toplumuna
taşıyacak yeterliliğe sahip olacak şekilde
desteklenmelidir.
Değerli milletvekilleri, Sayın Genel
Başkanımız da bir öğretim üyesi ve
meslektaşımızdır. Konuşmamı onun şu
sözleriyle tamamlamak istiyorum: Öğrencilerimizin yaratıcı,
özgür, eleştirel düşünebilen, birlikte yaşama ve birlikte
çalışma becerileri gelişmiş; problem çözme, araştırma,
sorgulama, teknolojiyi etkili kullanma ve girişimcilik becerileri ile
analiz, değerlendirme ve sentez yetkinliklerinin yanında, millî
değerlere sahip, insan haklarına, doğaya ve çevreye duyarlı
iyi insan olarak yetiştirilmesi hedefimiz olacaktır.
2020 yılı bütçesinin ülkemize, eğitim
camiamıza, üniversitelerimize ve milletimize hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Bursa
Milletvekilimiz Sayın Ahmet Kamil Erozana aittir. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakika Sayın Erozan.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AHMET
KAMİL EROZAN (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, Sayın Bakan; öncelikle Doğu Türkistandaki
soydaşlarımıza ve kardeşlerimize Çin Halk Cumhuriyeti tarafından
uygulanan mezalimi kınayarak sözlerime başlamak isterim ve bu
kınamadan emin olun ki iktidara da düşen bir pay vardır.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Bütçeye döneyim. Bütçe, tabii, sadece paradan ibaret
değildir; bütçe, aynı zamanda bir politika ve vizyon meselesidir.
Ama, maalesef, günümüzde, mevcut Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemiyle, Türkiyenin dış politikasını yönetenler,
artık, Bakan olmaktan çıkıp
Cumhurbaşkanlığının sekretaryası durumuna
düşmüşlerdir; devlet erkânı değil, devlet ricali olmuşlardır;
Bakan ise Osmanlı tabiriyle reisülküttap olmuş, bugünkü tabiriyle
katiplerin başı durumuna inmiştir.
Yok böyle bir şey." demeyin Sayın
Bakan. Kalem kâğıt var, hesaplarsanız, bütçeniz genel bütçenin
yüzde kaçı? 0,42si; Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri
Bakanlığının bütçesi genel bütçenin 0,42si. 0,42lik bir
bütçeyle hangi vizyonu uygulayacaksınız? Ben bunun cevabını
biliyorum. Böyle bir bütçeyle uygulanabilecek tek vizyon, onurlu izolasyon ve
değerli yalnızlık olabilir. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Oysa Savunma
Bakanlığı bütçesi 4,9. Bari oradan biraz para alabilseydiniz.
Oradan biraz para alıp yüzde 1e çıkarsaydınız, emin olun,
Suriyedeki askerî harekâtlarda daha az zayiat verirdiniz, hem siyasi hem
askerî alanda. Bu zayiatlar konusuna birazdan döneceğim.
Bir örnekle devam edeyim. Suriyelilerin güvenli
bölgeye yerleştirilecekleri bir masal. Nitekim, Dışişleri
Bakanlığının 2020 yılına ilişkin Performans
Programının iki yerinde, 37inci ve 56ncı sayfalarında bu
konuya, Suriye meselesine yer verilmiş şöyle bir cümleyle:
Suriye'deki çatışma ortamının azaltılmasına
ilişkin çözüm çabaları, terör örgütleri ve aşırı
unsurlarla mücadele ve uluslararası çalışmalara iştirak
faaliyetleri
Hiç öyle Güvenli bölgeye adam yerleştirilecek, insanlar
dönecekler. yazmıyor.
Ayrıca, söz konusu belgenin 22nci sayfasında
insan odaklı dış politikadan bahsedilirken Irakın,
Afganistanın ve Afrika ülkelerinin yeniden imarı
çalışmalarından söz ediliyor; Suriye'nin Ssi bile yok. Hani
Suriyeliler yerleştirilecekti bölgeye? Bir satır bile yok
programınızda bu konuda.
Suriye demişken, aynı konudan devam
edeyim. 2010 yılında Suriye'de kardeşim Esad vardı,
birlikte tatile çıkmak vardı, Bakanlar Kurulu toplantıları
vardı ortak yapılan; olmayan tek şey, PYD-YPGydi. PYD-YPGnin
AKP iktidarı tarafından nasıl Kuzey Iraktan Suriye'ye sevk
edildiğini, bu terörist yapılanmanın liderlerinin nasıl
kırmızı halıyla
karşılandığını maalesef biz de biliyoruz, siz de
biliyorsunuz. Bütün bunlar iktidarın, sözüm ona, başarılı
dış politikası sayesinde oldu. Emevi Camisinde namaz
kılmak için yola çıkanlar, bırakın oralara gitmeyi,
Suriyelilerin Sultanahmette namaz kıldıkları, Taksim
Meydanında yılbaşı kutladıkları günleri
yaşattılar bize. Bunlarla da yetinmediniz, vatan toprağı
olan Süleyman Şah Türbesini terk ettiniz, bayrağımızı
indirdiniz, atalarımızın kemiklerini sızlattınız
ve türbeye seyyar bir nitelik kazandırdınız, vatan
toprağının işgaline göz yumdunuz. İşgallerin
bunlarla sınırlı olmadığını bizzat siz
itiraf ettiniz. Ege adaları bizim dönemimizde işgal edilmedi. gibi,
aslında sadece sizin değil, tüm Hükûmetin istifa etmesini
gerektirecek ifadeler kullandınız ve bu konudaki yazılı
sorularımıza da yanıt vermekten hep kaçındınız.
Yakın geçmişe gideyim, daha
Barış Pınarı Operasyonu yok, başlamamış,
adı bile konulmamış; Trumpın mektubu yok, eki de yok
ortada; ABDyle yapılan yüz yirmi saatlik, Rusya'yla yapılan yüz elli
saatlik mutabakatlar da yok ortada
Aklıma gelmişken onu da
sorayım: O Ruslarla yapılan mutabakattaki KOC ifadesinin yani Kürt
Kurtuluş Güçleri ifadesinin size nasıl yutturulduğunu da
sormadan edemeyeceğim. Tamam, yuttunuz da nasıl hazmedebildiniz
bilmiyorum.
Yakın geçmiş deyince, bakalım ne
demişim 2 Kasımda, tutanaklardan okuyorum: Bizim doğal
müttefikimiz olması gereken bir adam var, Esad. Biz ona
sırtımızı dönmüşüz ve maalesef, Amerikalılar
kendi istediklerini bize yaptırmakla meşguller şu anda.
Tutanaklardan söylüyorum. O güvenli bölge kısa zamanda tampon bölge
olarak anılmaya başlanacak. Güvenli bölge, tampon bölge olarak
anılmaya başlanacak. 2 Kasımdan bahsediyorum. Tampon bölgenin
36ncı paralel olarak Irakta ne gibi sonuçlar doğurduğunu
gördünüz. Burada hangi paraleldeyiz? 37nci paraleldeyiz. Haritayı
açın bakın, 38inci paralel nerede? Bu tehdit üzerimize geliyor, bunu
fark edemediyseniz bu devletin yanlış ellerde yönetildiğinin
kanısında olduğumu bu akşam bir kere daha söyleyeyim.
demişim, bugün de diyorum.
9 Aralık sabahı bir TV kanalında
konuşan Savunma Bakanı Sayın Akar güvenli bölge olarak 145e 30
kilometre derinliğinde bir alanı tarif etti. Hatta şu itirafta
da bulundu: Biz bunun tamamını henüz kontrol edemiyoruz. dedi. Biz
buraya şimdi 2 milyon insan yerleştireceğiz. diye
konuşuyorsunuz siz. Bu bir cep, bu cebin dışında kalan ve
Suriyeyle sınırımız boyunca uzanan coğrafyada ise
bugün bir güvenli bölgeden söz etmek mümkün değildir. 2 Kasımda
söylediğim gibi, güvenli bölge hedefiyle yola
çıkılmışken, ABD mutabakatı sayesinde TSK bir cebe
sıkışmış, Rusya mutabakatıyla ise özellikle YPG
işine yarayacak bir tampon bölgeye kavuşmuştur.
Trumpın mektubu 9 Ekimde geldi ancak yüzüne
çarpamayıp otuz beş gün sonra takdim ettiniz. Trumpın mektubunu
takdim ettiniz de ekini ne yaptınız? Bana sorarsanız, ekini
takdim edemediniz çünkü o mektubun ekindeki teröristbaşı Kobaninin
mektubu bilahare ABDyle varılan mutabakata dönüştü ve siz de bunu
kabullendiniz. Birileri de bize bunu başarı olarak anlatmaya, satmaya
çalıştı. Sokağa çıkın ve ülkemizde
sığınmacı konumunda bulunan Suriyelilere bir sorun
bakalım, kaç tanesi o cebe veya Ruslarla birlikte devriye gezdiğiniz
tampon bölgeye dönmeye hazırdır? Bir soralım bakalım.
Zayiat konusuna döneyim. Bütçenin geneli üzerinde
yapılan görüşmeler sırasında, 9 Aralık günü Savunma
eski Bakanı Nurettin Canikli başka bir itirafta bulundu ve Fırat
Kalkanı Operasyonu sırasında 70 tankın isabet
aldığını söyledi. Garip, değil mi? Tank Palet
Fabrikası konusunda bilgi esirgeyen ve konunun askerî olması
nedeniyle mazeret beyan eden Sayın Canikli, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
70 tankının isabet almış olduğunu sorumsuzca ifade etti.
Bu, istihbarat paylaşmak değil midir? Türk Silahlı Kuvvetlerinin
zayiatını, cümle âlemin önünde, bu salonda, bu çatının
altında telaffuz etti. Sorumsuz olmak iyi bir şey. Bunu Canikli
söyledi. Sorumlu Bakan hiçbir şey söylemiyor, sorumsuzlar konuşuyor.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) Bu konuşmanız
sorumlu bir siyasetçinin konuşmasın mı?
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) Bu kürsüden
şunu ifade etmek isterim: Bu beyanı şeffaflık
kategorisinde değil sorumsuzluk başlığı altında
anmamız gerekir.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Başarıyı
hazmedemiyorlar.
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) Dosta,
düşmana istihbarat bilgisi verilmiştir. Ayrıca, iki buçuk
yıl boyunca Bir gece ansızın geliyoruz. denildiğinden
teröristlerin hendekler kazmasına
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Başarıyı
hazmediyor bunlar.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Kemal Bey
Kemal Bey,
bütün konuşmacıları dinledik, siz de dinleyeceksiniz!
KEMAL ÇELİK (Antalya) Başarıyı
hazmedemiyorsunuz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Laf atmayın!
BAŞKAN Sayın Türkkan
KEMAL ÇELİK (Antalya) Onun
politikasını biliyoruz.
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım,
lütfen...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Laf
atmayacaksınız, dinleyeceksiniz! Laf atmayın, dinleyin!
BAŞKAN Sayın Türkkan...
KEMAL ÇELİK (Antalya) O, boşa Dışişleri
görevi yaptı.
BAŞKAN Sayın Kemal Bey
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Biz saygıyla dinledik
herkesi, siz de dinleyeceksiniz!
BAŞKAN Değerli arkadaşlar...
Sayın Türkkan
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Ne yapacağız?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Bir daha tekrar ediyorum:
Dinleyeceksiniz! Biz saygıyla dinledik!
BAŞKAN Sayın Türkkan, değerli
arkadaşlarım, lütfen! Lütfen!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Saygıyla dinle!
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Laf atmak bu Parlamentonun
bir ritüeli. Ne var?
KEMAL ÇELİK (Antalya) Başarıyı
hazmedemiyor! Başarıyı hazmedemiyor!
BAŞKAN Sayın Erozan, siz devam edin
Genel Kurula hitap etmeye.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Saygıyla dinlemeye
devam et!
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım,
lütfen susalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sen takdim edilen makama
oturamayacak yüreksizlikte bir adamsın! Makamı bilemeyen bir
adamsın! Hâlâ hatırlatmak istemiyorum.
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Otur yerine, otur! Yerine
otur! Parmak sallama bize!
BAŞKAN Sayın Türkkan, lütfen, rica
ediyorum... Sayın Türkkan, lütfen
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Buraya parmak sallama!
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım,
lütfen, rica ediyorum!
Devam edin Sayın Erozan, siz Genel Kurula
hitaba devam edin lütfen.
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Kürsüde konuşmacı
var, sen müdahale etme! Parmak sallama!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sen makamına bile
oturamayacak yüreksizlikte bir adamsın! Anlıyor musun, duyuyor musun!
Makamına bile oturamayan bir adamsın!
KEMAL ÇELİK (Antalya) Senin haddin
değil! Sana ne!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Yüreği hiç olmayan
bir adamsın! Adama laf atma! Otur!
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım
Sayın Türkkan
KEMAL ÇELİK (Antalya) Kendi
başarısı mı var! Hiçbir başarısı yok!
Hazmedemiyor! Bu kim ya!
BAŞKAN Sayın Kemal Bey, lütfen, rica
ediyorum... Rica ediyorum, lütfen ama
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) Ayrıca, iki
buçuk yıl boyunca Bir gece ansızın geliyoruz.
denildiğinden teröristlerin hendekler kazmasına, kuvvet
kaydırmasına, hazırlıklarını ona göre
yapmasına sebep olunmuş, bu da harekâtın
başarısına olumsuz etki yapmıştır.
İktidarın sözde başarıları
sayesinde bölgenin haritaları değişmiştir. Kuzey
komşumuz güney komşumuz olmuştur, Rusya güneyimizdedir
artık. Doğu komşumuz diye bildiğimiz İran da Lübnana
kadar uzanan bir kuşakta güney komşumuz hâline gelmiştir. ABD
binlerce kilometre öteden güneyimize geldi, YPG diye bir müttefikle birlikte
geldi.
Kaldı ki iktidarın Suriyelileri en
azından 2021 yılına kadar geri göndermeyeceğini de
biliyoruz. Niye? Çünkü Suriye Anayasasına göre Suriyede
milletvekilliği ve yerel seçimlerde yurt dışında oy
kullanılmıyor, buna mukabil cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde yurt dışında oy kullanılabiliyor. Erdoğan
ise, aynen yurt içinde yapılan seçimlerde olduğu gibi, sandıklar
üzerindeki kontrolünü kaybetmemek ve Suriyedeki
cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale edebilmek için
sandıkların Suriyede değil Türkiyede kurulmasını
hedeflemektedir. Dolayısıyla hedefi, Esada rakip olacaklardan
birinin kazanmasını sağlamak üzere ülkemizdeki Suriyelilerin
kullanacakları oyları manipüle etmektir. Bu da bir ülkenin iç
işlerine karışmaktan başka bir şey değildir.
Bu seçimlerin belki de başka bir faydası
olacaktır. Zira bu seçimler Birleşmiş Milletlerin denetiminde
yapılacak olduğundan, nihayet ülkemizde ne kadar Suriyeli
bulunduğunu da öğreneceğiz. Çünkü iktidarın ağzından
çıkan rakamlara bakarsanız, bu rakamlar 3 milyon 600 bin ila 7 milyon
arasında değişiyor. Belki Birleşmiş Milletler gelir,
seçim listelerini hazırlar, o zaman kimin kaç kişi olduğunu da öğreniriz.
İdlibdeki çıbanbaşı devam
ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri orada gözlem noktaları
oluşturduğunda, oradaki aşırı uçların veya
İslamcı mücahitlerin -artık ismini ne koyarsanız,
terörist deyin- kontrolü o bölgede yüzde 30dan ibaretti; yüzde 80e vardı.
Bunun kabahati Türk Silahlı Kuvvetlerinde değil, onun elini kolunu
bağlayan siyasi otoritede. Kaldı ki o coğrafya bir terörist
kuluçkalığına dönüşmüş, bölgeye, savaşmayı
öğrenip bunu başka coğrafyalarda uygulamaya kararlı
aşırı unsurlar üşüşmüştür.
Şeye hiç girmiyorum, Transaeroyla sevk edilen
karpuzlara. Karpuzlar diyorum, daha başka bir şey söylemek
istemiyorum.
Bakanlığa döneyim. Sayın Bakan
gururla ifade etti bunu geçmişte, 600den fazla -terörist diyemeyiz tabii
onlara ama- FETÖcü attık Bakanlıktan. dedi.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Terörist diyemez miyiz?
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla)
Bakanlıktakilere diyebiliyorsanız Bakan der onu. Terörist
attım. demedi, FETÖcü attım. dedi. Bu, Bakanlığın
dörtte 1ine tekabül ediyor yani FETÖnün en yoğun olarak nüfuz ettiği
bakanlık Dışişleri Bakanlığı. Oranlara
bakın, nereden ne kadar atıldı, Dışişleri
Bakanlığından ne kadar atıldı, oran nedir, bulursunuz.
Dörtte 1 çıkar.
Bakanlıktan uzaklaştırılan bu
memurlar ne zaman Bakanlığa alındılar? diye sorduk, cevap
alamadık. Sizin Bakanlığınız döneminde
olmadığını biliyorum ama bu iktidarın döneminde
alındı bunların yüzde 90ı. Dolayısıyla, kendimiz
ettik kendimiz bulduk demekten başka bir çaresi yok iktidarın.
Dışişleri
Bakanlığının ihtiyacı olan memuru bulmak, eğitim
sisteminin çökmüş olduğu bir ortamda geçmişe nazaran çok daha
zordur. Kabaca, Türkiyedeki üniversitelerin sözünü ettiğim türde ve
vasıfta üretebileceği aday sayısı maalesef bugün Türkiyede
30u geçmez. Dolayısıyla, Dışişleri Bakanlığı
Akademisinin önemi bugün her zamankinden de fazladır ve hatta bunun
süresinin de uzatılması gerekir.
Bakanlığın
uğradığı diğer bir zafiyet ise Bakanlık içindeki
ustaların yok edilmiş olmasıdır. Dolayısıyla,
memurların meslek içi eğitim uygulamaları da gerçekleşemez
bir noktaya gelmiştir. Kâtipleri yetiştirecek şube müdürleri,
şube müdürlerini yetiştirecek daire başkanı bulunamaz hâle
gelmiştir. Bir de yarattığınız neomonşerler
yüzünden memurlar kariyer planlaması yapamaz hâle gelmiştir, Ben
niye bu kurumdayım? sorusu giderek artmaya
başlamıştır ve o neomonşerlerin Bakanlık
koridorlarındaki sicillerini de öğrenmek isterseniz memurlara
dağıtılan tayin formlarına verilen cevaplara bir
bakın, kimse sizin atadığınız o neomonşerlerin
yanında çalışmak istemez. Eskiden Bakanlığa kırk
seneden fazla hizmet edenler hüzünlü bir şekilde, bazen gözleri
yaşlı hâlde yaş haddinden emekliye ayrılırken bugün
büyükelçiler, yaş haddine gelmeden emekliye ayrılmayı tercih
etmekte ve genellikle, ayrılırken ağızlarından dökülen
cümle Çok şükür, kurtulduk. olmaktadır. Bu, maalesef,
Bakanlığın içine düşürüldüğü hâlin en acı
tezahürüdür.
Doğu Türkistan
Sayın
Cumhurbaşkanı, Çin Halk Cumhuriyetine yaptığı ziyaret
sırasında bir Çin Halk Cumhuriyeti yayın organına
verdiği mülakatta Sincanda yaşayan soydaşlarımızın
refah içinde, mutlu olduklarını ifade etmiştir.
Anlaşıldığı kadarıyla, Sayın
Cumhurbaşkanı Doğu Türkistan ile Ankaranın ilçesi
Sincanı karıştırmıştır. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Yakışmadı.
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) Kaldı ki
Ankaranın ilçesi Sincandaki vatandaşlarımızın ne
kadar huzur ve refah içinde oldukları da ayrı bir sorudur. Dünya
âlem Doğu Türkistanda olup biteni ikili düzeyde, mahallinde ve
Birleşmiş Milletler kararıyla araştırmaya
çalışırken dışarıdan atanmış Pekin
Büyükelçimiz son defa, ne zaman Doğu Türkistana gitmiştir? diye
soruyorum. Takipçisi olduğu özel ilişkilerden ne zaman vakit bulup
soydaşlarımıza uygulanan baskılara Dur. diyecektir veya
ona bu talimatı kim, ne zaman verecektir, merak ediyoruz. Bu sorulara
cevap vermeniz zor, zira iktidar üç kuruş için ruhunu Çin Halk
Cumhuriyetine emanet etmiş gözükmektedir.
Geçtiğimiz hafta ABD Temsilciler Meclisi Türk
Müslümanlar olarak tanımladığı
soydaşlarımıza baskı uygulamalarında bulunanlara
karşı bir dizi yaptırım kararı almıştır.
Oysa bu yaptırım kararlarının ABD Temsilciler Meclisinden
önce Türkiye Cumhuriyeti tarafından alınması gerekirdi. Önce
alamadınız bu tedbirleri, bari şimdi alın.
İçişleri Bakanına da buradan
sesleniyorum: Suriyeye döndüğünü ifade ettiğiniz 370 bin Suriyeli
sayesinde tasarruf ettiğiniz meblağları niye ülkemizde
mağdur durumda olan Doğu Türkistanlı, Ahıskalı,
Kırım Tatarı ve Türkmen kardeşlerimize tahsis etmiyorsunuz?
Üstelik bu kardeşlerimizin sayısı giden Suriyelilerin
yarısı kadar. Onların tek günahı Arap değil Türk
olmaları mıdır? Soruyorum ve yine yanıt bekliyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Üstelik bu
insanların en iyi bildiği iş tarım ve
hayvancılık. Bunlara keşke arazi tahsis etseniz de kendi
başlarına kendi gelirlerini sağlayıp sisteme, devlet
içindeki yapıya, toplumumuza entegre edilebilseler.
Avrupa Birliğiyle ilişkilerimize hiç
girmeyeceğim, onu zaten biraz sonra Sayın Sezgin sizlere
anlatacaktır ama sadece şunu söyleyeyim: İlerleme
raporlarının adı gerileme raporları olmuştur çünkü o
raporda sadece yitirdiklerimiz yazıyor artık.
Libya
Maalesef güncel ve yarın siz bu konuyu
Komisyonda da ele alacaksınız. 2 Temmuzda Genel Kuruldaki
konuşmamda şöyle bir şey söylemişim: Münhasır
ekonomik bölge konusunda Libyayla bir anlaşma yapacaksınız
günün birinde. Ya yanlış ata oynadıysanız? Kim
yanlış at? Maalesef, biliyoruz. Tabii, iktidar şunu söylüyor:
Ama bu Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti Birleşmiş Milletler
tarafından tanınmış. diyor. Tamam, kabul ediyorum. Esad da
tanınmış, o zaman Esadla ne derdiniz var? Hiçbir farkı yok
Libya Ulusal Hükûmetiyle. Üstelik şöyle garip bir durum var: Muhatap
aldığınız insanlar Libyanın ancak yirmide 1ini
kontrol edebiliyor ve bugün Tripoli yani Trablus sarılmış
durumda, düşmek üzere.
Bir münhasır ekonomik bölge anlaşması
da imzalanmadı; imzalanan, deniz yetki alanlarıyla
sınırlı bir anlaşma. Ancak şunu belirtmek isterim ki
bu mutabakat muhtırası, olsa olsa, niyet beyanlarının
kâğıda dökülmesinden ibarettir. İsmi de tesadüfen mutabakat
muhtırası değildir, anlaşma adı
konulamamıştır çünkü bu hükûmetin anlaşma yapma yetkisi
yoktur. Zira Libyanın kurucu siyasi anlaşmasının 8/(f) ve
14üncü maddelerine göre, böyle bir anlaşmanın yapılabilmesi
için ilk önce meclisin onayından geçmesi gerekir. Kısacası, bir
hülle söz konusudur. Nitekim, siz mutabakat muhtırasını
Birleşmiş Milletlerde tescil ettirmeye yönelirken Libyanın bu
yönde bir adım attığına veya atacağına dair bir
ize de biz rastlamadık.
Libyayla varılan mutabakatın
uluslararası hukuka uygun olduğu söylemi ise başka bir
çelişki içermektedir. Uluslararası hukuk dediğiniz zaman ise
akla gelen 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesidir ama Türkiye o
anlaşmaya taraf değildir. Dolayısıyla, Türkiyenin statüsü
tartışmalı Libya Ulusal Hükûmetiyle bir mutabakata
varmış olmasını bir siyasi başarı olarak görmek o
kadar kolay değildir. Bu, olsa olsa, Türkiyenin Doğu Akdenizdeki
yalıtılmışlığının ve
yalnızlığının tescil edilmesidir.
Dolayısıyla, Libya Mutabakatı hakkında söylenebilecek en
olumlu nitelendirme psikolojik başarı olabilir ya da
başkalarının pişirdiği aşa su katmak,
başkalarının arabalarının tekerine çomak sokmak da
diyebilirsiniz.
Bunların ötesinde, huylunun huyundan
vazgeçmediğini de gözlemlemekteyiz. İktidar Suriyede
yaptığı hataları tekrar etmeye devam etmekte, yine bir
başka ülkenin iç işlerine müdahale etmektedir. General Haftere
bağlı birlikler Trablusu ele geçirme aşamasındayken
Sayın Cumhurbaşkanının Libyaya asker gönderebiliriz.
yönünde dillendirdiği görüşler Suriyeninkinden de daha vahim bir
çukura düşülmesinin eşiğinde olduğumuzu ortaya
koymaktadır. Katardaki Türk Silahlı Kuvvetlerinin Emirin
muhafız alayı konumuna düşmesi gibi, şimdi de Türk
Silahlı Kuvvetleri bir rejimi âdeta kollamak ve korumak için Libyaya
gönderilmek istenmektedir. Üstelik Libyada terörle mücadele diye bir durum söz
konusu değil. Yani bu gerçekleşirse -Allah korusun- Türk Silahlı
Kuvvetleri bir iç savaşın tarafı olarak cepheye sürülmek
durumunda kalacaktır. Hele hele -asıl orası önemli- destek
verilmeye çalışılan rejimin Müslüman Kardeşler karakteri.
Bu karakterinden dolayı şu konuyu da dikkatinize sunmak isterim: Bize
göre, bu yapılan anlaşma, bir ulusal ihtiyaçtan ziyade,
karşılıklı ideolojik dayanışmanın
gereği olarak gündeme gelmiştir. Nitekim Savunma Bakanı ve
Genelkurmay Başkanı bu konularda ademimalumat beyan etmişlerdir.
Gönderilecek olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Savunma Bakanının
haberi yok, Genelkurmay Başkanının haberi yok.
Bir şey daha var. Yarın
Dışişleri Komisyonuna bir Güvenlik ve Askeri
İşbirliği Mutabakat Muhtırası geliyor, aynı
vesileyle imzalandı. Bu, âdeta, bir tezkereye gerek kalmaksızın
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Libyaya gönderilmesine kapı açacak bir
kılıf niteliğindedir. Kısacası, Türkiye Cumhuriyeti
Büyük Millet Meclisini baypas etmeyi hedefleyen antidemokratik bir çabayı
gözlüyoruz.
Bunun uluslararası boyutu da
bulunmaktadır. Önümüzdeki günlerde yayınlanacak Birleşmiş
Milletler raporu, 2011 yılından bu yana, Türkiyenin, BM
kararlarını ihlâl ederek, Libyaya zırhlı araç, İHA
vesaire gibi askerî teçhizat sağladığını ortaya
koyacaktır. Bu sevkiyatları, bir ambargo kararı varken, savunma
alanında iş birliğiyle izah etmek de mümkün değildir.
Yeri gelmişken bir hususa daha değinmek
istiyorum. Biliyorsunuz, bu deniz hukuku veyahut münhasır ekonomik
bölgenin gerisinde bir mavi vatan kavramı ve bunun korunması
yatıyor. Konu bu iken siz BOTAŞ ve TPAOyu Varlık Fonuna
devrettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Erozan, ben sizin sürenize
iki dakika ekliyorum, konuşmanız kesintiye uğradı.
Buyurun.
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla)
Dolayısıyla, Varlık Fonuna ilave ettiğiniz, oraya sevk
ettiğiniz ve o sepetin içine koyduğunuz BOTAŞ ve TPAOnun,
bugünkü ekonomik durumu dikkate alınırsa, bir müddet sonra
satılması gündeme gelebilir. Hâlbuki yapılması gereken,
BOTAŞ ve TPAOnun, Varlık Fonundan çıkarılarak ortak bir
şirket ve özerk bir şirket olarak kurulmasıdır. Niye bunu
söylüyorum? Siz eğer bunu satarsanız -ki satabilirsiniz-
sattığınız zaman, o zaman TPAOnun elindeki bütün
ruhsatları da birlikte satacaksınız. Ondan sonra firkateynler
kimi, nasıl koruyacak, onu merak ediyorum.
Ben, izin verirseniz, 13üncü maddede beş
dakika daha hakkım olduğu için çok zorlamayayım, elimde daha
malzeme var ama sona geleyim.
Şunu söylemek isterim: Kısacası,
iktidarın işi zordur. İktidarınız döneminde
dış politikanın ve Dışişleri
Bakanlığının uğratıldığı
zararı telafi etmek için en az yirmi yıl gerekecektir. Bunu
başka bir nedenle de anma ihtiyacı duyuyorum. Zira, iktidarı
devralmaya aday bir parti olarak, ardınızda sadece ekonomik bir enkaz
değil, aynı zamanda bürokratik bir enkaz da
bırakacağınızı kaygıyla gözlemekteyiz. Bütün
başımıza gelenlerin arkasında ise Atatürkten yadigâr ne
varsa hepsinin köküne kezzap dökmek hedefinizi görüyoruz. Bu, dış
politikadaki esaslar ve ilkeler temelinde de geçerlidir.
Şunu bir köşeye yazayım,
zabıtlara da not düşeyim: Bu arayışlarınıza geçit
vermeyeceğiz ve ilk seçimlerde ümit ediyoruz ki sizleri yerinizden
edeceğiz. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET SALİH DAL (Kilis) Enkaz devraldık.
BAŞKAN Bitmedi mi?
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) Bu kadar
konuştuktan sonra değerli kardeşlerime de bir selam vermemde
sakınca yoktur diye umarım.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) Biraz evvel
söylediklerimden hareketle söylüyorum, Dışişleri
Bakanlığı personeline de bu ara dönemde, ilk seçimlere kadar
sabırlar diliyorum.
Çok teşekkür ederim. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Muş, buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Söz
almayacağız ama kayıtlara geçsin istiyoruz. Eleştirileri
dinledik, eleştirinin ötesinde, itham ve suçlamalar var. Bunları
kesinlikle kabul etmiyoruz. Zaten Dışişleri Bakanımız
da gerekli cevapları verecektir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
Söz sırası, Aydın Milletvekilimiz
Sayın Aydın Adnan Sezgine aittir.
İYİ PARTİ Grubunun son
konuşmacısıdır Sayın Sezgin.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYDIN ADNAN
SEZGİN (Aydın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, Sayın Bakan; öncelikle Mesut Özili cuma günü Doğu
Türkistandaki Uygur Türkleri hakkında attığı tweet için
kutluyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) İçeriği çok önemli tweetin. Geniş
yankı uyandıran bu tweetin iktidar için de bizimkilere ilaveten bir
uyarı, ciddi bir uyarı olmasını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Dışişleri Bakanı Plan ve Bütçe
Komisyonundaki konuşmasında Avrupa Birliği üyeliği tüm
sorunlara rağmen stratejik hedefimizdir. demişti. Sayın Bakan,
NATO için de, başka bir toplantıda, aynen Sayın Millî Savunma
Bakanı gibi, NATOyu Türkiye'nin uluslararası kimliğinin bir
parçası olarak gördüğünü teyit etmişti. Peki, o zaman niye bir
yandan AByle, diğer yandan NATOyla sürekli bir didişme halindeyiz?
Niye daimî şekilde ilişkilerimiz geriliyor, ulusal
çıkarlarımız aşınıyor? Uluslararası
ilişkilerde sürekli karşı tarafı suçlamak millî menfaatlere
hizmet etmez. Öncelikle, kendi kendimizi sorgulayabilmeliyiz.
Sayın Bakan Plan ve Bütçe Komisyonunda ABnin
ülkemize karşı izlediği tutum haksız ve kabul edilemez bir
nitelik taşıyor. AB, bölgesel ve küresel alandaki önemli
gelişmeleri gerektiği şekilde takip edememekte... ABnin
yaptığı hataları anlaması ve Türkiyenin
üyeliğinin Birliğe katacağı değeri görmesi
gerektiğini söylemiş, Hükûmetin gümrük birliğinin güncellenmesi
ve vize serbestisi konularına da önem verdiğini belirtmiştir.
Sayın Bakan, belki siz AByle ilgili telaffuz
ettiğiniz hedeflerde, bu ifadelerinizde samimisiniz ama Hükûmetiniz, on
yedi yıllık iktidarınız, AByle ilgili söyleminde
kesinlikle samimi değil; samimi olsa Kopenhag Kriterlerinin bu kadar
gerisine düşmezdik. Evet, doğrudur, Avrupa Birliği hem
Türkiyeye karşı hem genelde dış ilişkilerinde
olmayacak hatalar yapmıştır, kendi içinde ciddi zafiyetler
yaşamaktadır ancak bunlar bizim eksikliklerimizi, iktidarın iç
kamuoyundaki söyleminin samimiyetsizliğini örtmez. AByle tam üyelik
müzakereleri başladığında, iktidar bu süreci bir değişim
ve yenilenme süreci olarak tarif ediyordu. Bunu demokraside, hukukta, insan
haklarında, ekonomi ve çevre konularında, sağlık
alanında, tüketicinin korunmasında, eğitimde mevcut en yüksek
standartlara erişme yolculuğu olarak takdim ediyordu. Müzakerelerin
ilk aşaması olan tarama safhasında, AB mevzuatı
açısından eksikliklerimiz tespit edilmiştir.
Dolayısıyla siyasi ve ekonomik kriterlerin yerine getirilmesi için
neler yapılması gerektiğini tüm kurumlarımız biliyor.
Peki, bunların hangilerini günlük hayata
geçirdiniz? Türkiyenin kurumsal yapısını tedricen tahrip
ettiniz, tek adam sistemi bunu daha da ağırlaştırdı ve
mevcut koşullarda bu kriterleri karşılamak açısından
gerekli çalışmaları yapma imkânı iyice daraldı.
Geçmişte verimli bir şekilde işleyen bakanlıklar arası
eş güdüm, artık etkin şekilde çalışamamaktadır.
Hele bugün Külliyede oluşturulan ofisler, gerekli bilgi
donanımına sahip olmadan her konuya müdahalede bulunabilmektedir.
Avrupanın hatalarını, yapay
gerekçelerini biliyoruz. Ama Avrupanın bu tutumu bizi yapmamız
gerekenlerden niye alıkoymaktadır? AB mevzuatına,
müktesebatına uyum için hazırlanan kapsamlı ulusal programlar
neden rafa kalkmıştır? 2016-2019 dönemi için hazırlanan
Ulusal Eylem Planında yer alan 87 yasa değişikliği, 278
ikincil düzenleme ve 155 idari yapılanmanın kaç tanesi hayata
geçirilebilmiştir? Bu konularda hiçbir ciddi çalışma
yapılmadığı ortadadır. Aslında bunun nedeni
açıktır. İktidar, AB üyelik sürecini ve sözde Ankara
kriterlerini gündemden düşürdükçe otoriter düzen istikametindeki duble
yolu genişletmektedir. Gürültüyle ilan edilen Reform Eylem Grubu Toplantılarının
da aldatmacadan ibaret olduğu ayan beyan ortadadır.
Bir kere yargının durumu
acıklıdır. Bu çok sık dile getirildi bu kürsüden. Türkiye,
hâlihazırda Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesinde kısa sürede
ikinci kez denetim sürecine alınmıştır. Kurucusu
olduğumuz Avrupa Konseyi de mi bizi parçalamak isteyen emperyalist
güçlerin bir maşasıdır? Sayın Bakan o kurumun
Başkanlığını yapmıştı. Biliyoruz,
katılım müzakereleri durma noktasındadır. AB, bunu ve
üstüne üstlük gümrük birliğinin güncellenmesi müzakerelerine
başlanılmasının öngörülmediğini
açıklamıştır. Bunun başlıca nedeni, ülkemizde demokrasinin,
hukuk ve adalet sisteminin hazin hâlidir. İktidara soruyorum: Hayır,
biz tüm koşulları yerine getirdik, son ilerleme raporunun bu
konulardaki eleştirileri yalandır. Türkiyede demokrasi ve insan
hakları mükemmelen işlemektedir ama AB mızıkçılık
yapmaktadır. diyebiliyor musunuz? (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Haydi, tam üyeliği
şimdilik bir yana bırakalım. Gümrük birliği sürecinde
yapılacak reformlar, Türkiyenin ihtiyaç duyduğu, iddialı ve
kapsamlı bir ekonomik vizyonun en önemli mekanizmalarından biri
olacaktır. Dolayısıyla gümrük birliğinin güncellenmesi
çalışmalarına birinci derecede öncelik verilmeliydi.
Bu çerçevede, önemli bir konuya da kısaca
değinmek istiyorum, bu sorunu başka bir konuşmamda daha
ayrıntılı olarak işleyeceğim: Güney Kıbrıs
Rum Yönetiminin, ABye üyeliğinin ardından Türkiye ile AB
arasındaki gümrük birliğine dâhil edilmesi; AK PARTİ
iktidarı tarafından önce 2004 yılındaki 7985
sayılı, ardından 2006 yılındaki 10895 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararlarıyla mümkün hâle gelmiştir. Şimdi, bu
Kıbrıs meselesinin, GKRYye bu imkânın, bizden talepte bulunma
imkânının nasıl tanındığının iyice
kamuoyuna açıklanması gerekir.
Değerli arkadaşlar, bugün gelinen noktada,
Türkiye, AB değer ve normlarından iyice uzaklaşmaktadır.
Oysa Türkiye, Avrupa Birliğiyle ilişkilerinde moral üstünlüğe
sahip olmalıdır. AByle üyelik süreci, bir zamanlar dünyanın
diğer bölgeleriyle olan ilişkilerimiz açısından da çok
olumlu bir işlev görmüştür. Yani demokrasi ve hukuk alanında
gerilemeyi durdurup üst standartlara doğru yönelme sadece değerler ve
ahlaki ilkeler açısından bir gereklilik teşkil etmemektedir; bu,
ülkemize, vatandaşımıza, ulusal çıkarlarımıza da
hizmet edecek bir hamle oluşturacaktır. AB standartlarına
ulaşmak üyelik kadar önemlidir. AByle yeniden kurulacak yakınlaşma,
stratejik menfaatlerimizi güçlendiren bir yönelim olarak görülmelidir.
Yanlış politikalar, yalpalamalar sonucu sorunlar artmış;
yalnızlaşmış, uluslararası ilişkilerde
itibarı ve güvenilirliği aşınmış Türkiye için bu
durumun yarattığı devasa risk ve tehditleri azaltmanın
yolu, AByle karşılıklı çıkarlara dayalı, tam
üyelik hedefini gözeten sağlam bir ilişkiyi
canlandırmaktır, Türkiyenin tarihsel istidadı da budur. Evet,
dünyada jeopolitik, jeostratejik dengelerde değişme
yaşanmaktadır, Türkiye bunlara elbette uyum
sağlamalıdır ancak bazılarının rövanşist bir
anlayışla kutsadıkları bu gelişme Asyanın dünya
ekonomisinden daha geniş bir pay alması hâlen devam eden bir
süreçtir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla)
Teşekkürler.
Bu coğrafyanın ileride stratejik ve
ekonomik üstünlüğü ele geçirmesi ne mukadder bir sonuçtur ne de bugünden
yarına gerçekleşebilecek bir beklentidir.
Tüm sıkıntılarına ve
sorunlarına rağmen, Brexite rağmen AB alanı hâlen
dünyanın en büyük ekonomisidir, dünyanın en büyük ticaret aktörüdür,
en dinamik pazarlarından biridir, bizim kapı komşumuz ve en
büyük ticari ve ekonomik partnerimizdir.
Evet, Türkiye-AB ilişkilerini ileriye
taşıyacak esas hamle de Türkiyenin ucube tek adam sisteminden
kurtulması olacaktır. Esas çare, iyileştirilmiş parlamenter
demokratik sistemdir, genel bir zihniyet değişikliğidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, bu
şekilde, İYİ PARTİ Grubunun değerli milletvekillerinin
de söz taleplerini karşılamış olduk.
Şimdi söz sırası, Milliyetçi Hareket
Partisi Grubumuzda.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ilk söz,
Iğdır Milletvekilimiz Sayın Yaşar Karadağa aittir.
(MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakika Sayın Karadağ.
MHP GRUBU ADINA YAŞAR KARADAĞ
(Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığının 2020
yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz
almış bulunuyorum. Gazi Meclisimizi ve aziz Türk milletini
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, millî eğitim
istikbalin inşası, istiklalin güvencesidir. Millîlik, binlerce
yıllık devlet ve millet geleneğini ifade eder. Eğitim
alanındaki millîlik milleti millet yapan değerlerin bütününe
işaret eder. Eğitim politikamız, Türk milletine mensubiyetin
gurur ve şuuruna sahip, manevi ve ahlaki değerlerimize
bağlı, çağımızın bilimsel gerçeklerine açık,
analiz eden, üreten ve problem çözen, kültürlü, inançlı, toplumsal
duyarlılığı olan nesiller yetiştirmek
olmalıdır. Millî bir eğitimin gerçekleştirilmesi için
çağımızın gereklerine uygun planlamalar yapılması
ve bunların tatbik edilmesinin yanında, değerlerimizin
yozlaşmasına karşı bu topraklarda ortaya çıkan
bilginin ve hikmetin rehber olarak öğretilmesi, genç kuşaklara
aktarılması sağlanmalıdır. Bu kapsamda, Millî
Eğitim Bakanlığımızca açıklanan 2023 Eğitim
Vizyonu Belgesini önemsediğimizi ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, binlerce yıl
geçmişi olan Türk tarihimiz, milattan önce binli yıllarda Asya Hun
Devletinin kurulmasıyla ayrıntılı olarak bilinmektedir.
Türk toplumlarının eğitim ve uygarlık
anlayışı, yaşama biçimlerinin etkisiyle
şekillenmiştir. Türklerin tarihi bilinen en eski yazılı
belgeleri de Göktürk Devleti dönemine aittir. Bunlar, milattan sonra 732
tarihinde yazılan Orhun Kitabeleridir.
Değerli milletvekilleri, Karahanlılar ve
Gazneliler döneminde Orta Asyada Semerkant, Taşkent, Buhara gibi kentler
birer büyük kültür merkezi olmuş; bu dönemde Farabi, İbni Sina,
Birûnî, Kâşgarlı Mahmut, Hoca Ahmet Yesevi gibi çok önemli Türk bilim
adamları yetiştirilmiştir. Selçuklular döneminde medreseler
kurulmuş, medreselerin yanı sıra ilköğretim düzeyinde de
kurumlar açılmıştır. Bu dönemde ortaya çıkan önemli
bir eğitim kurumu da Ahiliktir. İlk Selçuklu medresesi Tuğrul
Bey tarafından Nişaburda açılmıştır. Sultan
Alparslan döneminde Nizamülmülk tarafından kurulan Nizamiye Medreseleri
eğitim alanında çok önemli bir yere sahipti. Medreselerin programlarında
dinsel, yazınsal, felsefi derslerin yanı sıra pozitif bilimlere
de yer verilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Osmanlının
3 kıtaya hâkim olmasında, hâkim olduğu bu coğrafyada adil
ve güçlü yönetim sistemini devam ettirmesinde kurmuş olduğu
eğitim sisteminin etkisi büyüktür. Osmanlı Devletinde Fatih ve
Kanuni zamanında zirveye ulaşan eğitim, 16ncı
yüzyılın sonlarına doğru yönetim ve ekonomiye
bağlı olarak bozulmaya başlamıştır. Osmanlı
Devletinin temel eğitim kurumları olan medreselerde pozitif
bilimlere verilen önemin azalmasıyla birlikte eğitim ve
öğretimde aksaklıklar ortaya çıkmıştır.
Ayrıca, Meşrutiyetle birlikte, Müslüman olmayan azınlıklar
ile yabancı misyon ve hükûmetlere bağlı misyoner
okullarının açılması Osmanlı Devletinin çöküşünü
hızlandırmıştır.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Döneminde
millî eğitim politikalarına yeniden ağırlık
verilmiş; amaç, Türk insanını cehalet ve bilgisizlikten
kurtarmak olmuştur. Osmanlının gerileme döneminde çökmüş
ve amaçsız eğitim politikalarına yeni bir yön verilerek millî
eğitimin temelleri daha Kurtuluş Savaşı
yıllarında atılmaya başlanmıştır. Atatürk
döneminde eğitim sistemimizde nitelik yönünden görülen önemli gelişme
ve düzenlemeler, bugünkü eğitim sistemimizin temelini ve ana
çatısını oluşturmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, 1923
yılında İzmirde halka yaptığı bir konuşmada
Ulusumuzun eğitim ve öğretim yuvaları bir olmalıdır.
diyerek Tevhidi Tedrisat Kanununun ilk işaretlerini vermiştir ve 3
Mart 1924te bu kanun kabul edilerek ülkedeki bütün eğitim kurumları
Maarif Vekâletine bağlanmıştır.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; binlerce yıllık tarih, kültür, bilgi ve medeniyet
birikimine sahip bu milletin, elbette kendine özgü bir millî eğitim
sistemini kurup işletmesi şarttır. Bu, hepimizin omuzlarına
yüklenmiş bir yüktür.
Değerli milletvekilleri, günümüzde 70 bin
civarında okulumuzda 1 milyonun üzerinde öğretmenle
yaklaşık 18 milyon öğrencimize eğitim öğretim
verilmektedir. Ayrıca, 207 üniversitemizde 7 milyon 800 bine ulaşan
öğrencimize 168 bin öğretim elemanıyla eğitim verilmektedir.
Buradan da anlaşılacağı üzere Millî Eğitim
Bakanlığı, tüm ülke nüfusunu ilgilendiren ve ülkemizin
geleceğini şekillendiren bir bakanlıktır. Bu kadar
kapsamlı ve insan odaklı bir Bakanlığın sorunlarla
karşı karşıya kalması elbette
kaçınılmazdır ancak bu sorunların çözümü noktasında da
ivedilikle çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu sorunların çözümünde
Bakanlığımızın sonuna kadar yanında olup destek
vereceğimizi belirtmek isterim.
Millî Eğitim
Bakanlığımızın en büyük sorunlarından biri,
ortaöğretimden yükseköğretime geçişteki yığılma
ve sınav sistemidir. Bakanlığımızın bu konudaki
çalışmalarını yakinen biliyor ve takip ediyoruz. Kurulan
mesleki eğitim merkezleri daha da yaygınlaştırılarak
eğitim, istihdam ve üretim ilişkisinin güçlendirilmesiyle, bu sorunun
çözüme kavuşturulacağı inancındayız.
Değerli milletvekilleri, hepimizin üzerinde
büyük emekleri bulunan cefakâr öğretmenlerimizin, çözüme
kavuşturulmasını bekledikleri önemli sorunları var. Mevcut
insan kaynağının en verimli şekilde değerlendirilmesi
ve aidiyetin güçlenmesi için öğretmen ve yöneticilerin hakları
konusunda gerekli duyarlılık gösterilerek öğretmen ve okul
yöneticilerinin atamaları, çalışma şartları, görevde
yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri diğer hususları içeren
öğretmenlik meslek kanununun bir an önce çıkarılması
gerekiyor ve öğretmenlerimizin toplumsal statüsünün mutlaka yükseltilmesi
lazım. Bu kanun kapsamı içerisine, öğretmenlerimizin ve millî eğitim
sistemimizin karşı karşıya kaldığı problemlerin
giderilmesine yönelik çalışmalar mutlaka eklenmelidir.
Değerli milletvekilleri, öğretmenlerimizin
en büyük sorunlarından bir tanesi de öğretmene şiddet konusudur.
Yapılan araştırmalara göre, maalesef, öğretmenlerimizin
29,3ü şiddete maruz kalıyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
konunun çözümü noktasında ve yaptırımların
artırılması için gerekli kanun teklifimizi Meclis
Başkanlığımıza sunduk.
Yine, öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeyle
ilgili beklentileri var. Bu konudaki düzenlemeyi de bir an önce yapmamız
gerekiyor. Bununla birlikte, her yıl eğitim öğretim
yılı başında öğretmenlere ödenen eğitim
öğretime hazırlık ödeneği iyileştirilmeli ve hizmet
sınıfı ayrımı yapılmadan MEB ve
yükseköğretim personelinin tamamına ödenmelidir. Kaldı ki hem
3600 ek gösterge hem de eğitime öğretime hazırlık
ödeneği hakkındaki kanun teklifimizi de Milliyetçi Hareket Partisi
olarak Meclis Başkanlığımıza sunduk; en kısa
zamanda çözüme kavuşturulacağı inancındayız.
Değerli milletvekilleri, bizim her zaman
söylediğimiz bir şey var: Öğretmenin ücretlisi,
sözleşmelisi olmaz; öğretmen kadrolu olmalıdır. Kanunla
birlikte bu sorunun da mutlaka çözüme kavuşturulacağı
inancındayız.
YILDIRIM KAYA (Ankara) Teklifi getirin,
arkanızdayız.
YAŞAR KARADAĞ (Devamla) - Atama bekleyen
öğretmenlerimizin de atama sorunları gerekli planlamalar ve mevcut
ihtiyaçlar doğrultusunda kademeli olarak giderilmeli, 920 civarındaki
mağdur ücretli öğretmenimizle birlikte 1.200 civarındaki engelli
öğretmenimizin de atama beklentilerine cevap verebilecek bir
çalışma mutlaka başlatılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim
Bakanlığımızın teftiş ve denetim
yapısıyla ilgili sorunlarımız da var. Denetimin
olmadığı yerde, devletin koyduğu kuralların bazı
kesimlerce ihlal edileceği kesindir. Nitekim, yeterli denetim
olmadığı için kaçak dershaneler, kaçak kurslar, kaçak etüt
merkezleri ve öğrenci yurtları hâlen faaliyetlerine devam etmektedir.
80 bin civarında kurumun 498 müfettişle denetlenmesi mümkün
değildir. Konunun ciddiyetine binaen, şahsa bağlı kadroyla
illerde bekletilmekte olan 1.500 Maarif Müfettişinin de ivedilikle
Bakanlık Maarif Müfettişliği kadrolarına geçirilmeleri
şarttır.
Değerli milletvekilleri, emperyalist sistemin
en çok gözünü diktiği noktalardan biri de eğitim. Maalesef, demin de
bahsettiğim gibi, Osmanlının son döneminde açılan misyoner
okullarıyla birlikte, bakıyoruz, yaklaşık 1.600
civarında misyoner okulu olduğunu görüyoruz. Nerede? Örneğin,
1894 kayıtlarında; Elazığda 83, Bitliste 22 , Diyarbakırda
22, Erzurumda 24. Neredeyse Anadolunun tamamının eğitimi bu
misyonerlerin hakimiyetine bırakılmış. Ne oldu biliyor
musunuz? Bu hâkimiyet, bu eğitim öğretimin bunlara
bırakılmasıyla birlikte, azınlık olan
vatandaşlarımız maalesef, istismar edildiler. Beş yüz
yıl bizimle birlikte olan en güvenilir halk olarak tanınan Ermeniler
kışkırtıldı. Bu azınlıklar çetelere
dönüştürüldü; Hınçak kuruldu, Taşnak kuruldu ve Anadoluda
yaklaşık 500 binin üzerinde -bugün gidip
baktığımız zaman, toplu mezarlar çıkıyor-
insanımız katledildi. Bir imparatorluk maalesef, emperyalist düzenin
eline geçirdiği bir eğitim sistemiyle birlikte bölünüp parçalanma,
dağılma sürecine girdi. Maalesef, bu üst akıl, bu düzen
günümüzde de devam etti. 1980ler sonrası yol verilen, ülkede birilerinin
istasyon şefliği şeklinde kurulan bu FETÖ okullarının
sayılarına bakıyoruz; 1.069 tanesi, binlerce kurs, binlerce etüt
merkezi Millî Eğitim Bakanlığımız tarafından
kapatıldı. Anadolunun bağrından çıkan, ihtiyaç sahibi
olan, muhtaç çocukları, maalesef, yurtlarında, okullarında,
dershanelerinde devşirdiler ve devşirilen o insanlarımız,
Anadolu topraklarında yetişen o çocuklar geldi, bu Meclisi
bombaladı. 15 Temmuzdaki 251 şehidimiz, 2.194 gazimiz, bunun
gerçeği. Maalesef, hâlâ daha bunların etkilerinin biteceğini
düşünmek hayalperestlik olur çünkü kırk yılda kurulan bir
sistem. Millî Eğitim Bakanlığımıza, Meclisimize ve
yüce Türk milletine özellikle bu konuda çok büyük görev düşmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, bunu öyle siyasi polemiklerle
geçiştirmekle; bilmem, kontrollü darbe demekle; bilmem, bunu başka
başka boyutlara çekip malzeme aramakla olmaz. Bu, bu milletin canına
kasteden bir örgüttü.
KADİM DURMAZ (Tokat) Siyasi
ayağı...
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Anla
anla! Bir dinle!
YAŞAR KARADAĞ (Devamla) - Bu örgütü
Bizim
en fazla da dikkat edeceğimiz nokta Millî Eğitim
Bakanlığımızdır. Yiğit düştüğü yerden
kalkar. Eğitim sisteminin millî olmamasından dolayı bir
imparatorluk kaybetti bu millet. Bizim, ta ilköğretim çağından
yükseköğretimin sonuna kadar yetiştireceğimiz insanları
kendi özgün değerlerimizle ve kendi millî politikamızla
yetiştirme zorunluluğumuz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Karadağ.
YAŞAR KARADAĞ (Devamla) Aksi takdirde,
bu üst akıl, bu emperyalist oyunlar emin olun bitmez ve gün gelir
siyasetimizi de çürütür. Yine, liderimiz Devlet Bahçelinin defalarca dile
getirdiği gibi, siyasetin içerisinde ne türlü artıkları, ne
türlü uzantıları varsa hepsinin mutlaka ve mutlaka sökülüp
çıkarılması lazım. (MHP sıralarından
alkışlar)
KADİM DURMAZ (Tokat) Haydi!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Haydi! Hep birlikte, haydi!
YAŞAR KARADAĞ (Devamla) Yine, millî
eğitim sistemimizin ve devletimizin tüm kurumları içerisinde ne varsa
sökülmesi lazım. Bunlar sadece Türkiyeyle kalmadı. Bu emperyalist
uşakları, aynı zamanda ülkemizin bütün dünyayla olan
bağlantılarını da şu anda sabote ediyorlar.
Dışişleri Bakanımız kalktı galiba, Sayın
Meclis Başkanımızla yapmış olduğumuz bir gezide
biz bunu gördük. Bizim ülkemizin yapacağı o diplomatik
çalışmaları ve ülkemizin uluslararası ilişkilerini her
noktada baltalamaya çalışıyorlar ve her noktada da baltalıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Karadağ.
YAŞAR KARADAĞ (Devamla) Allah Türk
milletini sonsuza kadar yüceltsin ve korusun.
Çok teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Ankara
Milletvekilimiz Sayın Mevlüt Karakayaya aittir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Karakaya.
MHP GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YÖK, ÖSYM,
Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin bütçeleri üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Efendim, klişe sözlerle başlayayım:
Eğitim şart, eğitim olmadan hiçbir şey olmuyor. Ama bizde
eğitim olunca da bir şey olmuyor. Sorunumuz da sorumuz da tam da
burada. Ne yapalım ki eğitim olunca bir şey ya da birden çok
şey olabilsin? Sorunun cevabı basit: Eğitim sistemimizi
çağın gereklerine uydurmalıyız, uygun hâle getirmeliyiz; bu
da bir klişe söz. Peki, çağın gereklerine uygun eğitim
modeli nedir? Geleceğin eğitimidir. Öncelikle şunu belirtelim
ki: Örneğin bizler, en azından benim jenerasyon 1970li yıllarda
temel eğitim, 1980li yıllarda da mesleki eğitim aldı ve
biz, o yılların eğitim modelinin, sisteminin ürünleriyiz ama
bugün, biz o rekabet şartlarının ağır olduğu bir
ortamdayız. Bugün eğitim çağında olanlar 2050lerin iş
dünyasının rekabetinde kendilerini bulacaklar. Peki, Bu çağa
uymayan bizim eğitim sistemimizin temel özelliği nedir? diye bir
soru sorarsak: Eğitim sistemimiz, değerli arkadaşlar, 18inci
yüzyıl Prusyasının eğitim modelidir. Yani okul,
sınıf odaklı; diploma hedefli bir eğitim modeli, iki yüz
yıllık bir geçmişi var. Sanayi Devrimiyle standart yeteneklere
sahip bir iş gücü ihtiyacı ortaya çıkmıştı.
İşte, bizim bu eğitim modelimiz, sanayinin ihtiyacı olan
iş gücünü karşılamaya yönelik, standart yeteneklere dayalı,
sınıf ortamında içerik aktarımını esas alan bir
eğitim modeli. Ben, bunu sistem yaklaşımıyla tamamen sanayi
üretimine benzetiyorum girdisi, işlemi, çıktısı olan.
Burada öğrenci, ham madde yerini alıyor; birleştirme, kaynak,
birçok işlem bizim içerik aktarımı dediğimiz
kısmı karşılıyor ve sanayi üretiminin mamulü de
diplomalı mezunlarımıza karşılık geliyor.
Değerli arkadaşlar, tabii ki zaman
içerisinde iş piyasasında değişim ve dönüşümler
yaşandı. Bunun sonucunda iş piyasasının ihtiyacı
ile bizim eğitim sistemimizin ürettiği diplomalı mezunların
uyumunda ciddi sorunlar çıktı hem kalitatif olarak hem de kantitatif
olarak ama biz ısrarla aynı üretimi devam ettirip stoklamaya
başladık, bunun adına da genç işsizlik dedik.
Değerli arkadaşlar, artık bu modelin
sürdürülebilir olması mümkün değil çünkü bu modelde düşünme yok,
üretme yok; içerik aktarımı ve tanımlanmış becerileri
geliştirmek var. Patronlar artık bu işleri makinelere
yaptırıyor. Bizi buraya getiren bir süreçti. İnsanlar, önce
işi öğrendiler, sonra makinelere öğrettiler; bununla
kalmadı, güncellemelerle çok kısa süre içerisinde günün
şartlarına uyar hâle getirdiler yani hizmet içi eğitimlerle,
işbaşı eğitimlerle zahmetli uzun süreçleri, maliyetli
süreçleri çok kısa sürelere indirebildiler. Makinelerin işi
öğrenmesiyle otomasyon başladı. Otomasyon iş
piyasasında iş gücü taleplerini önemli ölçüde
sınırladı ama başlangıçta yenilerini de ortaya
çıkardığı için belki çok fazla etkili olmadı. Daha
sonra, teknolojik gelişmeler bir sağanak hâlinde gelmeye başladı.
Bugün dünyanın da bizim de sıkıntısını
çektiğimiz temel sorun işte burada. Makinelerin gelişmesinde
inisiyatif konusu hep gündemdeydi. 1990lı yılların
başında uzman sistemler ve yapay zekâ adı altında, belli
bir alana uygulanmasıyla ilgili, akademideyken bir makale
yazmıştım; döndüm onu okudum, o zaman hep şunu söylemişiz:
İnisiyatifin, insan İnisiyatifin, insan inisiyatifinin makinelere
aktarılması mümkün değil. Peki, makineler nasıl
düşünecek? İnisiyatif dediğiniz nedir, hafıza ve
rasyonellik değil mi? Peki düşünme dediğiniz şey
felsefeye göre aklın bir ürünü, bir işlevi değil mi? Peki, ne
oldu? Hafıza dediğimiz şey bugün big data olarak
konuştuğumuz o yapıyla birlikte devasa bilgi
yığınları şeklinde karşımıza
çıktı. Peki rasyonellik karar verme dediğiniz olay ne oldu?
Yapay zekâ dediğimiz yani insanın beynini, insanın zihnini
takip eden, kopyalayan, taklit eden bir yazılımla bu da önemli ölçüde
sağlandı. İşte, onun için biz makinelere akıllı
makineler, akıllı telefonlar, akıllı şehirler vesaire
diyoruz.
Değerli arkadaşlar, Endüstri 4.0ın
ötesinde makinelerin birbiriyle haberleşmesi, birbiriyle iletişime
geçmesi, nesnelerin interneti yani bugünkü teknolojik alandaki gelişmelere
baktığımızda eğitim modelimizle doğrudan
doğruya alakalı olduğunu çok iyi bir şekilde görüyoruz.
Otomasyon, robotlar, büyük veri, aklımıza gelecek tüm alanlardaki bu
değişiklikler geleceğe uygun bir eğitim modelini
geleceğin demiyorum, geleceğe uygun bir eğitim modelini
Çünkü
bugünkü eğitiminizden çıkan insanlar ki bunlar mezunlar,
diplomalılar değil, bunlar iş gücü de değil artık,
bunlar bu çağda insan kaynağı olarak ifade edilmeli. Biz insan
kaynağı yetiştirmek durumundayız, iş gücü değil.
Farkı ne? Farkı, standart yetenek ve işleri yapanlar değil;
farkı, düşünenler, zihinsel olarak üretenler, ürettiklerini
teknolojiye dönüştürenler. Teknolojiyi ticarileştirenlerden
bahsediyoruz yani girişimcilerden bahsediyoruz.
Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Üreten
Ekonomi Programını bundan on beş yıl önce yazarken orada
şunu söyledik, dedik ki: Üreten ekonominin alt unsurlarından en önemlisi
yenilikçi girişimcilikti. Yenilikçi girişimcilik olmadan Türkiye'nin
cari açığını da kapatması mümkün değil, küresel
ekonomiden hak ettiği payı da alması mümkün değil.
Değerli arkadaşlar, burada, en büyük
sıkıntımız yeni dünya ve iş modellerine uygun insan
kaynağını yetiştirmek. Ben -YÖK Başkanımızda
burada- şunu söylüyorum: Hakikaten, benim elimde bir günlük yetki olsa
bugün, belki işletme fakültelerinin yarıdan fazlasını
girişimcilik fakültesi hâline getiririm. İşletme fakültelerinin
programına baktığınızda, hiçbirinin
girişimciliği motive eden bir yapısı, programı yok.
İşletme fakülteleri sadece kamuya memur yetiştiren, kariyer
elemanı yetiştiren bir yapıyla hareket ediyor.
Değerli milletvekilleri, geleceğin
eğitim duygusunda aidiyet duygusunun mutlaka olması gerekiyor.
Değerler eğitimi şart. Vatansever olacak, inançlı olacak,
milliyetçi olacak, etik değerleri bilecek, insanlığın
huzuru nedir farkında olacak. Kırk yıldır başımızın
belası PKK bu eğitim sisteminden çıkmadı mı? Yine,
aynı şekilde, FETÖ bu eğitim sisteminin bir ürünü değil
miydi? Elbette kişisel gelişim önemli, takım
çalışması, sosyal farkındalık, problem çözme, analitik
düşünme, kendi kendine öğrenme önemli.
Değerli milletvekilleri, aslında
üniversitelerin, academianın çok ciddi sorunları var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
MEVLÜT KARAKAYA (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Bu sorunların çözümü, aslında bilinmeyen
şeyler değil, hepsi de bilinen şeyler ama bizim bu
sorunlarımızın başında academiada ürettiğimiz o
bilimsel bilginin, teknolojiye, teknoloji AR-GEsine, oradan da ürüne
dönüşemediğini görüyoruz. Burada çok ciddi sorun var, bunu,
yayın ve patent sayılarında görmek mümkün. Aynı
şekilde, üniversitelerdeki öğretim üyelerinin çok ciddi sorunları
var, kadro sorunları var; bugün, doçentliğini alan
araştırma görevlisi kadrosunda devam eden insanlar var. Ben, bu
konularla ilgili öğretim üyelerinin, yine 1 milyona yakın
öğretmenimizin sorunlarının Milliyetçi Hareket Partisi olarak
arkasında olduğumuzu da ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Erzurum
Milletvekilimiz Sayın Kamil Aydına aittir.
Süreniz on beş dakika Sayın Aydın.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA KAMİL AYDIN (Erzurum)
Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekili arkadaşlar;
Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına konuşmak üzere söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, Şeyh Edebalinin dilimize pelesenk olmuş
güzel bir sözü var, ondan aktarıldığına dair sözler
olduğu için söylüyorum, bazen eksik ya da yanlış yorumlayabiliyoruz,
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Burada
yaşatmak kelimesinin eylem olarak karşılığı,
basitçe, insanın hayatta kalmasını sağlamak değildir
sadece. Aksine, asıl vurgulanmak istenen, insanın refahı,
konforu, rahatlığı, emniyeti ve güvenliğidir. Yani
söylenmek istenen şey aynen şöyledir: Ey devlet! Vatandaşını,
halkını ve milletini rahat, varlıklı ve emniyetli kıl.
Aksine, Canım, ne olacak, devlet olmasa da olur, yeter ki insan
hayatını sürdürsün. anlamı çıkmaz bu veciz ifadeden. Çünkü
devlet milletin sistematik yapısı ve teminatının
adıdır. Bu nedenle, zaman zaman Allah, bu milleti başsız
ve sahipsiz yani devletsiz bırakmasın. diye dua ve temennilerde
bulunuruz.
Sayın milletvekilleri, Türk devlet, millet
geleneğinin öz ve özgün kültüründe varlık bulan bu anlayış,
ulusal ve uluslararası ilişkiler literatüründe de benzer vurgularla
dile getirilmektedir. Hemen hemen tüm kaynaklarda iç ve dış siyasetin
bütünlüğünden bahsedilirken, önceliğin de refah ve güvenlik
odaklı olduğunu anlamaktayız. Hatta kendi aralarında herhangi
bir hiyerarşik öncelik söz konusu olduğunda güvenlik, refahın
-çünkü onun teminatı olarak algılandığı için- daha
önünde gelmektedir. Bunun somut yansımasını da demokratik
gelişmiş ülkelerin savunma harcamalarına baktığımızda
açıkça görmekteyiz. Dahası, NATOnun, üye ülkelerin güvenlik harcama
bütçelerini artırmaları konusunda sık sık uyarılarda
bulunmasını da hatırlamaktayız. İşte böylesine
teoride ve pratikte karşılığı olan bu
uluslararası gerçekliğe rağmen,, söz konusu Türkiye olunca bozuk
bir plakvari, sürekli Bu Türkiye güvenlikçi politikalardan, savaş
bütçelerinden bir an önce vazgeçmeli. talepleriyle karşı
karşıya kalıyoruz. Hâlbuki millî tarih şuuruyla
edindiğimiz tecrübelerimiz bize gösterdi ki sırtlanlar
kavşağı bu coğrafyada anlık bir güvenlik ve emniyet
zafiyeti, yaşatmayı hedeflediğimiz insanımızın
mahvına veya yersiz yurtsuz kalmasına neden olabilmektedir.
1914 ve 2016 hatırlatmalarını yapmak
isterim. Neden Birinci Dünya Harbine atıfta bulundum? Değerli
milletvekilleri, çünkü hatırlayın bir Sevr Anlaşması söz
konusuydu, Parise 3-5 kilometre uzaklıktaki bir kasabada kaleme
alınan 433 maddelik bir metindi. Bu metin de -tevafuka bakın ki-
aynen bugün ifade edildiği gibi o gün de şöyle ifade ediliyordu
Bu
433 maddenin hepsi de -Türkiye Cumhuriyeti devleti o zaman
kurulmamış- Osmanlının yeknesak varlığından
şikâyet eden, emperyalistlerin amacına uygun talepler içeriyordu.
Maddelerden bir tanesi çok önemli, bununla ilgili, güvenlik ve savunma
bütçeleriyle ilgili; diyor ki: Asker sayısını azaltın.
Neyi? 35.000 jandarma yeter size, 15.000 de sivil güvenlikçi, 700 tane de
padişahı korumak üzere görevlendirilen güvenlikçi, yani 50.700 ve
hiçbir ağır silahınız da olmayacak. Dayatılan
maddelerden bir tanesi böyle bir tevafuk içerdiği için zikretme
ihtiyacı hissettim.
Sayın milletvekilleri,
yaşadığımız coğrafyanın jeopolitik
güçlüğü ve sahip olduğumuz sosyokültürel, kadim değerlerimizin
yüklediği yüksek misyon, Türkiyeyi daha hassas, dikkatli ve dengeli bir
dış politikaya yönlendirmektedir, ancak böyle bir anlayış
ve sorumluluk bilinciyle Türkiyeyi çevreleyen uluslararası
sorunların üstesinden gelmeyi sağlayabiliriz. Unutmamalıyız
ki zaman kendisini ihmal edenlerden hesap sorar, yüz yıl önce sorduğu
gibi.
Evet, bugün yüz yıl önceki sorunlar tüm
soğukluğuyla yine karşımızdadır. O gün atalarımızın
vatanın ve milletin bekasını kurtarmak için mücadele ettiği
problemler güncellenerek yine kapımıza kadar
dayanmıştır.
Somutlaştırmak gerekirse, bir: Dün de
sınırlarımız ötesinde ve dâhilinde ayaklanmalar, isyan
şeklinde terörist faaliyetler vardı; bugün de devam etmektedir.
İşte, bu nedenle, sınır güvenliğimiz
açısından ve terör saldırılarının
kaynağında yok edilmesi gerekliliği gerçeğinden hareketle,
sırasıyla, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve
Barış Pınarı Harekâtlarının
gerçekleştirilmesi bu amaçla önemlidir.
İki: Mavi vatan edindiğimiz denizlerde ve
buralardaki adalarda dün de emperyalist hayaller vardı, bugün de devam
etmektedir. İşte, o gün boğazların, adaların mülkiyet
ve kullanım haklarıyla ilgili tartışmalar bugün de daha
yoğunluklu devam etmekle kalmayıp, artık, sorun Akdenize
kaydırılmış ve Türkiyesiz bir oldubitti
planlanmaktadır. Nedeni ise hidrokarbonun varlığının
tespitidir.
Şimdi, soruyorum, aziz milletvekilleri, ne
olmuştur Akdenizde? Neden bu sorunlar bir anda bütün dünya gündemine
taşınmış ve bir oldubitti arifesinde
yaşamaktayız? Çok uzun bir kıyı şeridimiz var yani o
bölgede kıyı şeridi olan 23 ülke içerisinde en uzun
kıyı şeridi bize ait -Sayın Dışişleri
Bakanımız burada, detaylı olarak farkında, biliyor- yani en
çok konuşması gereken, hak hukuk noktasında en çok talepte
bulunması gereken bir ülkeyiz. Üstelik, kıyı şeridi olan 23
ülkenin dışında, 60ın üzerinde ülkenin orada bir
konuşlanması, bir hesaplaşması, bir kaynak
arayışına gitmesi söz konusudur. Ne yapalım şimdi? Biz
bu mücadelede yok mu sayalım kendimizi; çekilelim mi, yok mu diyelim?
Demeyeceğiz.
İşte, bakın,
karşımızda, bu kürsülerden her türlü konu dile getirildi ama
yakın zamanda Libyayla yaptığımız bu ikili
anlaşmayla ilgili hiç kimse lehte veya aleyhte yorum yapmadı
maalesef. Aleyhte belki oldu ama lehte bir arkadaşımız da
çıkıp Ya bu, Türkiye Cumhuriyeti devleti adına, gerçekten
Akdenizde oldubittiye karşı yapılmış bir eksen
kayması, bir kırılma harekâtıdır; tebrik ederiz. ya
da Akdenizde eğer bir menfaat söz konusuysa biz de olmalıyız.
demedi. Yani Mısırın, İsrailin, dört benzemezin, Rum
kesimiyle beraber Yunanistanın bir araya gelmesiyle ilgili olumsuz hiçbir
kelime söylenmezken Türkiye'nin, Akdenizde kendi millî refleksinin
gereği, varlığının uluslararası boyutta tezahürü
şeklinde algıladığımız bir hamlede büyük,
ağır eleştirilere maruz bırakılmasını
anlamakta zorlanıyorum.
Üç: Bölgesinde güç hâline gelen ülkemizin, her
anlamda talimat alan ya da sürekli talep eden bir yapıdan egemenlik ve
eşit haklarını doğrudan talep eden bir uluslararası
evreye geçmesinin Batıda yarattığı infial ve tepkiden
doğan yeni diplomatik konjonktür, bizi daha güçlü olmaya zorunlu
kılmaktadır. İşte, efendim, bunun içerisinde
-detaylarını konuştuk- F-35lerle, S-400lerle, Patriotlarla
ilgili yaptığımız görüşmeleri,
sıkıntıları hep birlikte biliyoruz.
Diğer dikkatleri çeken bir mesele de bu yeni
manzara karşısında sürekli ısıtılarak Türkiye'nin
karşısına engel olarak çıkarılan sözde
soykırım tasarısıdır. Şimdi burada bir parantez
açmak istiyorum: Efendim, elimde, Amerikada 2013 yılında
yayımlanan gizli bir belgede istatistiksel bilgiler var ve bundan
hareketle bir iki şey ifade etmek istiyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri,
bakınız, 1973 ile 1983 yılları arasında toplam 203
ASALA terör örgütü saldırısı gerçekleşmiş. Ama ilginç
bir şey var, bir tane örnek okuyayım: Kaliforniya eyaletinin Los
Angeles şehrinde, Başkonsolos Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır
Demirin 27 Ocak 1973 tarihinde, bir otel odasında, Ermeni
asıllı Mıgırdıç Yanıkyan tarafından
katledilmesiyle başlayan ASALA terör örgütü cinayetleri sonucu 42 Türk
diplomat hayatını kaybederken, bir diğer Los Angeles
Başkonsolosu Kemal Arıkan ve Boston Fahri Başkonsolosu Orhan
Gündüzle birlikte toplam 4 Türk diplomat Amerika Birleşik Devletleri
sınırları içerisinde şehit edilmiştir. Tamam, bunu
hemen hemen hepimiz biliyoruz ama ilginç olanı şu, o belgede dile
getirilen bir şey var: İşin üzücü ve affedilmeyecek tarafı,
bu Taşnak Partisinin uzantıları olan teröristlerin büyük
çoğunluğunun yakalanması için gerekli çabanın sarf
edilmemiş olması, yakalanmış olan az sayıda teröristin
ise gereken cezalara çarptırılmamalarıdır. Cezaya
çarptırılmış olanlar da bir süre sonra sessiz sedasız
serbest bırakılmışlardır.
Şimdi, bakınız, bu yeni olan bir
şey değil. İşte, sürekli, tarih bilinci çok önemli diyoruz
ya, Sayın Millî Eğitim Bakanım, tarih bilinci, olmazsa
olmazımız. Gerçekten, sırası gelmişken, bu
olmaksızın, inanın, biz muasır medeniyetler seviyesi
üzerine çıkmakta zorlanırız. Geçmişini unutan
geleceğine yön veremez, gelecekle ilgili hiçbir tasarrufta bulunamaz. Niye
bunu söyledim? Bu, 1919dan sonra başlatılmış bir harekât;
Cemal Paşayı, Talat Paşayı, hatta Sait Halim Paşayı
ve -benim sonradan öğrendiğim- hatta bizim Kafkas Fatihi Enver
Paşayı bile katleden bu terör örgütünün uzantıları.
Enteresandır, 4ünün de katili aynı örgütten; örgütün adı da
amaçları da eski Yunan intikam tanrıçası Nemesisten
alınmış, bir yapıya büründürülmüş. Bu 4
paşamızın da hunharca katledilmesi yine bu örgüt
tarafından. Katillerinin de yine aynı hile ve desiselerle kimisinin
sağlık, kimisinin şu bu bahanelerle serbest
bırakıldıklarına tanıklık ediyoruz. Bu, Murat
Bardakçının 2012de yazdığı makalesinde de var;
ilginç bulanlar oradan bakıp devam edebilirler.
Sayın milletvekilleri, tüm bu olaylar
karşısında Milliyetçi Hareket Partisinin elli yıllık
şerefli mazisine bakıldığında görüleceği gibi,
Milliyetçi Hareket Partisi, siyasi bir mülahaza gütmeksizin millî refleksin
arkasında kararlı bir biçimde durmayı her zaman şiar
edinmiştir çünkü bazılarının
itibarsızlaştırıp anlamsızlaştırmaya
çalıştığı bekanın vazgeçilmez bir öncelik
olduğunun farkındadır. Bir daha aynı yerden
ısırılmama adına, egemenliğimizin içeride ve
dışarıda korunması en vazgeçilmezimizdir. Öte yandan,
bugünkü uluslararası baskıları fırsata çevirme pususuna
yatanlar da boş durmayıp, ait oldukları ülke ve devletin ali
menfaatlerinden çok, yüz yıl önce himaye ve mandacıların
yaptığı gibi, emperyalist güçlerin hamlelerini savunmakla
kalmayıp onlara iltifat ve övücü ifadelerde bulunmaktadırlar.
Dahası, Türkiyeyi ve onun muasır medeniyetler üzerine çıkma
yürüyüşünü akamete uğratma amacıyla bu devletin ve milletin
sağladığı tüm maddi ve manevi kazanımları
kullanarak gittikleri ülkelerde ve katıldıkları
toplantılarda kara propagandalar yapmaktadırlar. Burada da yine benim
çok çelişkili bir örnek aklıma geldi: Bir NATO
toplantısında biz içeride Türkiye'nin hak ve menfaatlerini savunurken
bu Mecliste yer almış, bu Meclisin şerefine layık
olamamış ve dışarıda Ey Ermeniler, yüz yıl önce
sizi katlettiler, bugün Kürtleri katlediyorlar. İşte Türkler böyle
insanlardır. diyen birisine karşı Fransanın Toulouse
kentinde Yeter artık! Sizin insan hakları ihlallerinizden, sizin
insanları sömürünüzden, sizin eroin, insan
kaçakçılığınızdan bıktık, artık
ülkemizdeki huzurumuzu da bozmaya hakkınız yok. diyen Fransız
kadının PKK teröristtir. diyen haykırışı
arasındaki çelişkiyi sizlerle paylaşmak istedim. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Ülkemizin birlik ve beraberlik içerisinde,
bölgesinde ve dünyada etkin bir güç olma mücadelesinin akamete
uğratılma faaliyetlerinin yurt içinde de maalesef sürdüğüne
tanıklık etmekteyiz. Bunlar, demokrasiyi, sinsi emellerini
gerçekleştirme adına sadece bir araç olarak kullanıp, heykelini
dikmeyi düşündükleri İmralı canisi ve bebek katilinin
maşalığını yaptığı emperyalist güçlerin
aktardığı sufleleri bire bir söylem hâline getirip, halka
zehirli şerbet olarak zerk etmeye çalışmaktadırlar.
Söylemlerine baktığımızda, çevreci olduklarını,
insan ve kadın hakları savunucusu olduklarını, dinî
hassasiyet taşıdıklarını ifade ettiklerini görürüz ama
ormanları ve doğayı katletmek, küçük yaşta çocukları
zorla dağa çıkarıp her gün taciz ve tecavüze maruz
bırakmalarına sessiz kalmak, yavrularını arayan annelerin
feryadına Cumartesi değil de Cuma Anneleri oldukları için
bigâne kalmak ve kutsal dinimizin emrini yok sayıp canilerin cinayetlerini
görmezden gelmek gerçek icraatlarıdır. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Çünkü bu konuda bilmek değil,
aslolan olmaktır. Allahın emrini ne kadar bildiğimizle
değil, ne kadarını icra ettiğimizle,
uyguladığımızla mükellefiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Devamla) - Çok özür diliyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım.
KAMİL AYDIN (Devamla) Bir hadisişerif
aynen şöyle demiyor mu... Onun için, biz, ısrarla bin
yıllık kardeşlik diyoruz. Bu sevgimizi, bu sevgi
bağımızı hiç kimsenin koparmaya gücü yetmeyecek, yetmedi
de. Niye? Çünkü Resulullah aynen şöyle dedi: Birbirinizi sevmedikçe mümin
olamazsınız. Mümin olmadığınız sürece de cennete
giremezsiniz. İşte, Milliyetçi Hareket Partisinin Türk-Kürt
kardeşliği vurgusu yapmasının en önemli ilahî ve insani
nedeni budur. (MHP sıralarından alkışlar)
Bütün bunlara rağmen millî kervan yürümeye
devam etmektedir çünkü sorumluluğumuz vardır ve işimiz bir hayli
çoktur çünkü cumhuriyetimizin kurucusu ve banisi Mustafa Kemalin ifade
ettiği gibi, biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali
olmuş bir milletiz. Dolayısıyla bizler Rodos
İstanköylülerin taleplerine kayıtsız kalamayız, Atayurt
Doğu Türkistanın uğradığı zulmün son
bulması için her türlü inisiyatifin alınması noktasında
sessiz kalamayız Sayın Bakanım. Bu konuda, biz, sizin
arkanızda son noktaya kadar destekçiniziz. Kafkaslardaki, Balkanlardaki ve
dünyanın her yerindeki soydaş, dost, akraba toplulukların
sorunlarını duymazlıktan gelemeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Aydın,
toparlayalım.
KAMİL AYDIN (Devamla) Çok özür diliyorum.
Bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun.
KAMİL AYDIN (Devamla) Orta Doğu, Afrika
ve Asyadaki Müslümanların çektikleri çileleri görmezden gelemeyiz çünkü
ilahi emir gereği, önce onlara ses, nefes ve her türlü imkânı
sağlamalıyız.
1948 Birleşmiş Milletler soykırım
yasasının ne içeriğine ne tanımına uymayan bir ucube
iddianın arkasından koşamayız ve bu bağlamda da bütün
diasporadaki soydaşlarımızın bilinçlendirilip bunlara karşı
doğru birtakım söylemlerde bulunulmasını
sağlamalıyız.
Mütekabiliyet mantığıyla, televizyon
yayınlarında tehdit ve düşman gördükleri her türlü ülkenin
yayınlarına müsaade edip ama Türkiye'nin yabancı dilde bir
yayınına müsaade etmeyen ülkelere gerekli cevabı verip
mütekabiliyet esasına göre biz de gereğini yapmalıyız diye
düşünüyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle bütçemizin hem Millî
Eğitim Bakanlığımıza hem Dışişleri
camiamıza hayırlara vesile olmasını diliyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Kayseri
Milletvekilimiz Sayın İsmail Özdemire aittir. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz 15 dakika.
MHP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZDEMİR
(Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Dışişleri Bakanlığımızın bütçesi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve büyük Türk milletini sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum.
2019 yılında dünya genelinde çok
sayıda ülkede baş gösteren iç karışıklar malumumuzdur.
Bizden uzak coğrafyalarda yer alan Şili, Ekvador, Peru, Bolivya yahut
Hong Kong gibi ülkelerin yanı sıra, Avrupada bulunan Fransa,
İngiltere, Sırbistan gibi ülkelerde de önemli toplumsal
olayların yaşandığı dikkatlerden
kaçmamıştır. Gelinen aşamada yine bize uzak olmayan Lübnan,
Irak, İran, Gürcistan ve hatta Yunanistanda da farklı saiklerle de
olsa önemli toplumsal olaylar yaşanmıştır. Kuşku
uyandıran gelişme ise iç karışıklığın
yaşandığı ülkülerde süregelen çok sayıdaki
gösterilerin lidersiz bir şekilde devam etmesidir. Bu durum,
akıllara, küresel bir komplonun devrede olduğu, karanlık ellerin
hedef ülkelerde rejim değişikliği ve istikrarsızlık
yaratma girişimlerine koyulduğu düşüncesini getirmektedir.
Aynı zamanda, ülkeler arasındaki fikir ayrılıkları
derinleşirken politik tercih ve yönelimler de
alışılmışın dışındaki sonuçlar
doğuruyor. Çünkü zorunluluk ve öncelikler artık, genelden giderek
yerel seviyeye doğru indirgeniyor.
Bununla beraber, finans piyasalarında
yaşanan durgunluk, küresel ticarette kısıtlayıcı,
engelleyici ve ambargolara dayalı devreye sokulan bazı
yaptırım rejimleri, keşfedilen yeni enerji yatakları ve
yeni küresel ticaret güzergâhları ülkeler arasındaki siyasetin
gerginliğini artırıyor. Bu gelişmeler küresel ve bölgesel
güçler arasındaki rekabeti daha da fazla kızıştırırken
kimi ülkelerin rejim ve sistemlerini hedef alan toplumsal gösterilerin bir araç
olarak kullanılması sonucunu doğuruyor. Şimdiye kadar
sadece 2019 yılı içerisinde 30u aşkın ülkede gözlemlenen
toplumsal olaylar bunun açık bir göstergesidir. İnsanlık, savaş,
terör, ekonomik kriz, yaptırımlar, iklim değişikliği,
bulaşıcı hastalıklar ve göçler gibi pek çok meseleyle
birlikte ağır bir imtihandan geçiyor. Artık tek ya da iki
kutuplu değil, çok kutuplu olan bir iklim dünyaya hâkimdir. Bunun içindir
ki rekabetin koşulları bölgesel seviyeye kadar
dayanmıştır.
Pek tabii, bütün bunlar küresel sistemle birlikte
denge arayışını hızlandırmaktadır. Ancak
esas olarak odaklanılması gereken konu ise hiç kuşku yok ki
Sayın Genel Başkanımızın ifade buyurdukları
üzere, insanlığın huzurunu tesis edebilecek güvenli bir iklimin
yaratılabilmesidir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında
kurulan küresel sistem buna cevap verebilecek yapı, yetenek,
yatkınlık ve güçten uzaktır. Dahası, Batı Bloku olarak
adlandırılan kesimde yaşanan derin fikir
ayrılıkları yeni ortaklık ilişkilerini doğurmaya
başlamışken müttefik ülkeler tanımı hemen her çevre
nazarında da sorgulanıyor.
İngilterenin ABden ayrılık süreci
ve yine ABnin derin bir tartışma ve ayrışma yaşamaya
koyulması, Fransanın NATO konusundaki sorumsuz tutumları,
ABDnin sadece kendi çıkarını gözetmeye başlaması,
buna karşılık, Çinin ekonomiyle başlayıp siyasi ve
askerî olarak yükselişe geçmesi, Rusyanın Orta Doğu ve
Afrikada da varlık göstermesi, iki nükleer güç olan Pakistan ve Hindistan
arasındaki yüksek gerilim, Kore Yarımadasında tansiyonun hâlâ
yüksek seyretmesi güç mücadelesinin ağır şartlarının
öne çıkan başlıklarındandır. Bu yüzden 2020
yılı gerek bölgesel gerekse küresel koşullar itibarıyla
yeni ve belki de çapı şimdiye kadar tecrübe ettiğimiz
hadiselerden çok daha ağır geçebilecek gelişmelere gebedir.
İşte bunun için, sürekli vurguladığımız gibi,
Türkiye kendi istikrarını tesis ve temin ederken bölgesine ve
dünyanın geri kalanına da aynı şekilde istikrar vadeden kararlı
bir duruşu yansıtabilmelidir.
Ülkemizin dış politikadaki temel konu
başlıkları önümüzdeki yıllarda yeni boyutlar kazanarak
önemini korumaya devam edecektir. Bu alanda öne çıkan her meselede bizim
açımızdan geçerli olan önceliğimiz elbette millî
egemenliğimizdir. Konu egemenliğimiz olduğunda kimse bizden geri
adım atabileceğimizi, pazarlık konusu hâline
getirebileceğimizi yahut esneklik gösterebileceğimizi beklemesin.
Egemenliğimiz bizim uğruna can verip elde ettiğimiz ve
koruduğumuz namusumuzdur. Kimse, fıtrat değişir
sanmasın; bu kan yine o kandır. (MHP sıralarından
alkışlar) 1071, 1299, 1453, 1517, 1538, 1571, 1669, 1795, 1881, 1915,
1919, 1920, 1923 ve 1974 yıllarında ne isek bugün de oyuz, biz büyük
Türk milletiyiz. (MHP sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla ihtiyacımız olan hava savunma sistemi
tedarikini sağlamışken bunu nerede ve nasıl
kullanacağımız sadece bizim irademizde olan bir meseledir.
Vatan bildiğimiz topraklarımızla
ilgili taşıdığımız bu hassasiyetimizin
aynısı elbette mavi vatanımız için de geçerlidir. Doğu
Akdeniz ve Ege Denizinde Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesimiyle
beraber hareket eden İsrail ve Mısırın bölgeyi
istikrarsızlaştıracak eylemleri ortadır. Fransa ve
İtalyanın provokatif tutumları malumumuzdur. Tam da burada,
Libyayla vardığımız mutabakatın tarihî derecede önemi
haiz olduğunu belirtmek isterim. Böylelikle, Türkiye, Doğu
Akdenizdeki oldubitti girişimlerine kapıyı tamamıyla
kapatmıştır. Buna ilave olarak bilhassa Kıbrıs
adasında hiçbir hakkı bulunmayan Avrupa Birliğinin Doğu
Akdenizde de layüsel eylemleri kabul edilebilir değildir.
Kıbrıs Türklüğünün kaderi her yönden Türkiyeyle bir ve
beraberdir. Bu, bizim mahşerî, vicdani ve hukuki
hakkımızdır. Dolayısıyla Avrupa Birliği sonu
acı verebilecek provokasyonlara kapılmama konusunda hassasiyet
göstermek mecburiyetindedir. Etrafımız her yönden ateş
deryasıdır. Rejimleri tehdit eden, sınırları
değiştirebilecek potansiyel ve kırılmalara sebebiyet
verecek gelişmeler karşısında uyanık, şuurlu ve
millî hassasiyeti gözeten bir pozisyonda durmamız millî bekamız
açısından herkes için mecburidir. Kırılgan seyreden,
gerilimlere açık ve sonu net olarak kestirilemeyecek derecede vahim
noktalara ulaşabilecek buhran döneminde ayağı yere sağlam
basan, tarihin hakikatlerini kavramış, bugünün gelişmelerini
doğru okuyabilen bir anlayışa sahip olunmalıdır.
Böylesi bir dönemde ülkemiz de çeşitli sınamalardan geçti ve hâlâ
daha türlü kirli tertiplerle geçirilmeye çalışılıyor. Ancak
yalnızca kendimiz adına değil, zulmün baş gösterdiği
yerlerde var olan sorunları aşma anlamında da güçlü olmamız
gereken bir dönemden geçiyoruz. Kırımda, Karabağda, Batı
Trakyada, Türkmenelinde ve özellikle de Doğu Türkistanda
soydaşlarımızın yaşadığı büyük
sıkıntılar ortadadır, bunları görmezden gelemeyiz.
Yine, Arakanda ve Filistinde Müslümanların maruz kaldığı
zulümler karşısında sessiz ve eylemsiz duramayız. Kudüs
konusunda uluslararası çaba ve Birleşmiş Milletler
kararını yok sayan girişimlere bigâne davranamayız. Bu
çerçevede ülkemizin zulüm yaşanan bölgelerle ilgili izlemiş
olduğu vicdani siyaset doğrudur, ancak zulümlerin ortadan henüz
kalkmamış olması da çabaların artırılması
gerektiği gerçeğini karşımıza çıkarmaktadır.
Dışişleri Bakanlığımızın 246 diplomatik
temsilcilikle dünyada en geniş temsil alanına sahip 5inci ülke
konumuna erişmemizi sağlaması elbette önemli ve değerlidir.
Bu durum asla yadsınamayacaktır. Temennimiz bu imkânların
küresel düzeyde sesimizi daha gür çıkaracak gündemlere de olanak
sağlayabilmesidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, millî egemenliğinden taviz vermeyen, insani
merkezli anlayışıyla izlediği, gelişime açık olan
ve bilhassa Ankara merkezli seyretmeye koyulan anlayışıyla bize
göre dış politikada başarılı bir yılı geride
bırakmaktadır. 2019 yılı içerisinde ülkemiz,
başarılı seyreden dış politikasının somut
hâle yansıyan ve dahası 21inci yüzyılda elimizi pek çok alanda
güçlü kılacak meyvelerini almaya başlamıştır. Çinden
başlayarak Avrupaya kadar uzanacak olan yeni ticaret hattının
en önemli ve stratejik ayağının Türkiye olması, bu hedefe
yine yıl içerisinde ulaşılması memnuniyet vericidir. Bu
kapsamda, Çinden kalkan bir yük treninin ülkemizde inşa edilen yeni demir
yolu hattı üzerinden Avrupaya ulaşmasıyla beraber Türkiye,
doğu-batı aksında küresel ticaretin merkezi konumuna ulaşmış,
jeopolitik gerçekler jeostratejik hedeflerimizle uyumlu hâle gelmiştir.
Hiç kuşku yok ki ilerleyen yıllarda, küresel ticaretin
sürekliliği ve istikrarı açısından Türkiyenin sahip
olduğu önem daha da artacak, üretime dayalı ekonomik hedeflerimizin gerçekleşmesiyle
şimdiki konumumuzdan çok daha güçlü ve prestijli bir seviyeye de
çıkmış olacağız. Temennimiz, doğu-batı
aksında olduğu gibi, yeni gelişmeler
ışığında yapılacak yeni planlamalar ve
yatırımlarla kuzey-güney aksında da ülkemizin her alanda küresel
ağın merkezi hâline gelmesinin sağlanmasıdır.
Diğer yandan, ülkemiz ile Rusya arasında
varılan anlaşma gereğince hayata geçen TürkAkım da
potansiyelimizin artmasına vesile olan bir başka proje olmuştur.
Gelinen aşamada bu hattın ülkemizde uzanan ve Avrupa
sınırında bekleyen son uç noktasına kadar olan bölümüne gaz
verilmeye başlanmıştır. Türkiye artık hangi Avrupa
ülkesiyle anlaşırsa bu ülkeler gazını Türkiyeden temin
edebilecektir.
Enerji anlamında ülkemize önemli değer
katan bir başka proje ise TANAPtır ve burada da Avrupaya Hazar
bölgesinden Azerbaycan gazının akması
başlamıştır. 21inci yüzyılda Asya ve Avrupa
arasındaki jeopolitik hamlelerde TANAPın varlığı,
Türkiyenin Türk dünyasıyla var olan ilişkisini daha da
güçlendirebilecek, Türk dünyasının istikrarlı bir geleceğe
kapı aralamasına olanak sağlayacaktır. İnşallah
bu hatta Türkmenistan ve Kazakistanın da katkıları olur.
Dolayısıyla ülkemizin ulaşım ve ticaret anlamında
eriştiği vizyoner seviyenin enerji anlamında da sonuç
vermiş olması bir diğer memnuniyet kaynağımız
olmuştur.
Neredeyse tüm dünyada iç
karışıklıklar, çatışmalar ve savaşlar
yaşanırken Türkiye, istikrar vadeden yapısıyla bölgesinde
huzurun ve barışın sağlanması noktasında
kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Bunun ne anlama
geldiğini uzak olmayan vadede elbette göreceğiz. Yaşanan bu
olumlu gelişmelerin Cumhurbaşkanlığı hükûmet etme
sisteminin başarılarından olarak tarihe geçtiğini de ifade
etmek istiyorum. Hiç kuşku yok ki bütün bu başarılar, ayağı
yere sağlam basan, kararlı, tutarlı,
caydırıcılığı yüksek ve gerektiği anlarda
ortaya çıkabilecek her türlü tehdidi yerinde bertaraf etme kudretine sahip
bir millî savunma anlayışıyla da desteklenmelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Suriyede icra edilen Fırat Kalkanı, Zeytin
Dalı ve Barış Pınarı Harekâtıyla, PKK/PYD terör
örgütünü meşrulaştırma girişiminin en büyük elemanı
olan IŞİDin varlığına son verildiği gibi PKK/PYD
terör örgütüne de büyük bir darbe vurulmuştur. Özellikle Barış Pınarı
Harekâtı her çevrenin hangi niyette olduğunu açık bir
şekilde ortaya koymuştur. Sınırımızdan kimi
yerlerde henüz 30 kilometre derinliğe uzaklaştırılan terör
örgütü PKK/PYDnin, giderek petrol kuyuları ve Irak, hatta İrandan
başlayarak -ki İrandaki karışıklıklar da böylesi
bir dönemde malumdur- Akdenize uzanması istenen olası petrol boru
hatları üzerindeki sahalarda tutundurulmaya
çalışıldığı bellidir. Bilhassa Suriyede, ABD ve
Rusya arasındaki ilişkilerde bizim dışımızda
geliştirilmeye çalışılan bir gündem var mıdır;
bunun üzerinde durulması gerekir.
Bu kapsamda, Gazi Meclisimizin dikkatini mevcut
durumda atıl hâlde bulunan Kerkük-Hayfa ve Kerkük-Banyas boru
hatlarına çekmek istiyorum. Irak böylesine
karıştırılmışken Suriyede PKK/PYD petrol
kuyularıyla beraber bu atıl hatların bulunduğu alana
yerleştirilmeye çalışılıyor görüntüsü mevcuttur.
Benzer çabalar Rusyanın desteğini alan Esad rejimi için de
geçerlidir ve kimi alanlarda rejim PKK/PYD terör örgütüyle ortak
çalışıyor görüntüsü vermektedir. Anlaşılıyor ki
herkes açısından bölgemizde kader ve karar anı gelmiştir.
Ortada birbiriyle mücadele eden 2 tez vardır ya yüz yıl önce
Sykes-Picot Anlaşmasında görüldüğü üzere, bu bölgeye gelmeye
gücü yeten tüm ülkelerle bu güce sonradan erişen ABDnin de dâhil
olduğu güruh bölge sınırlarını
değiştirecektir ya da 19 Mayıs 1919da devletimizin kurucusu
Atatürkün Samsuna çıkmadan evvel şanlı
ecdadımızın karar kıldığı millî hedefimiz
amacına ulaşacaktır. Yani var olan hesaplaşma
yüzyıldan bu yana devam eden, aradan geçen süre boyunca amacından
sapmadan güncel gelişmelerin ilavesiyle süregelen bir gündemdir.
Dolayısıyla aynı anda çarpışan 2 tezin bir
tarafında coğrafyayı gösteren haritalar üzerinde yer alan
cetveller ve kalemlerle çizilmeye çalışılan sınırlar
vardır, diğer taraftaysa tarihin ve hakikatlerin coğrafyaya
artık dar geldiği gerçeği. Biz Türkiye olarak bölgenin tarihsel
dinamiklerine vâkıfız. Yüz yıl öncesine göre Allaha hamdolsun
çok daha güçlüyüz. Oyun ve karanlık planların bilincindeyiz. Bir
asır evvel açılan yaraları sarmanın,
kucaklaşmanın ve kader birliği yapmanın zamanı da
günün birinde inşallah gelecektir. Bu bölgede yaşayan hiçbir
insanı ayırmadan hepsini kucaklayabilecek, hepsine insan gibi
değer verecek ve bölgenin zenginliğini adil bir şekilde
paylaşarak huzuru ve istikrarı getirecek bir anlayışı
hayata geçirebiliriz, inşallah geçireceğiz.
Böylesi bir dönemde ülkemizi tarihî gerçeklerden
uzak ancak siyasi gerekçelerle, mesnetsiz ithamlarla muhatap kılmak
isteyenlerin çabaları da elbette beyhudedir. Bu kapsamda ABD Temsilciler
Meclisinde alınan maksadı belli sözde soykırım
kararının bizim nazarımızda yok hükmünde olduğunu,
ikili ilişkilerimize zarar vermekten başka bir işe
yaramayacağını ve kınadığımı da
belirtmek isterim.
Sözlerime son verirken Dışişleri
Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesinin
hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allahtan niyaz ediyor,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bütçeyi açık bir şekilde
desteklediğimizi ifade ediyor, ana vatanımızdan uzak
coğrafyalarda, hatta dünyanın en ücra köşelerinde dahi vazifelerini
sürdüren tüm diplomatlarımıza üstün başarılar diliyor,
kendilerine selam ve saygılarımı gönderiyorum, Gazi Meclisimizi
de sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına son olarak İstanbul Milletvekilimiz Sayın Arzu Erdem. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Erdem.
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Avrupa Birliği Başkanlığı ve Türk
Akreditasyon Kurumu bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum
adına söz almış bulunmaktayım. Ekranları
başında bizleri izleyen aziz Türk milletini ve Gazi Meclisimizi
saygılarımla selamlıyorum.
Avrupa Birliği 28 ülkesiyle, İngilterenin
çıkışıyla birlikte 27 üye ülkesiyle, 510 milyondan fazla
nüfusa sahip bir birliktir. Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü üyesidir,
G8 Zirvesinde ve Birleşmiş Milletlerde temsil edilmektedir. Türkiye,
Avrupa Birliğiyle müzakerelerine 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara
Anlaşmasıyla resmiyet kazandırmıştır; yani, elli
altı yıl önce; bir çok milletvekili arkadaşımızın
yaşından daha uzun bir süre. Bu süre içerisinde dönemsel
durağanlıklar ve dönemsel hızlanmalar olmuştur ancak
bilinmelidir ki hızlanma da durağanlaşma da Avrupa
Birliğinin kendi çıkar ve menfaati doğrultusunda
gerçekleşmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi Önce ülkem ve milletim.
demektedir; Avrupa Birliği konusunda da önce vatanımızın ve
milletimizin menfaatleri gözetilmektedir. Kesin bir tutum ortaya
konulmalıdır; yazboz tahtasına dönen Türkiye-Avrupa Birliği
ilişkileri bu eksende ele alınmalıdır. Liderimiz Sayın
Devlet Bahçeli Beyefendinin de dediği gibi: Türküz, Türkçüyüz;
Turanın sevda ve hedefindeyiz. Ne Avrupa Birliği ne Şanghay
İşbirliği, biz diyoruz ki: Sonuna kadar Türk birliği. Bu
vesileyle, tüm Türk dünyasına, al bayraktan gök bayrağa, Doğu
Türkistandan Kerküke selam olsun!
Müzakereler durma noktasında. AB, siyasi saikle
kararlara imza atmaktadır. İşte, tam burada, aslında,
özellikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin şanlı şerefli tarihini
karalama niteliğinde olan hiçbir kararı kabul etmediğimizi, yok
hükmünde saydığımızı ben de tekrar vurgulamak
istiyorum.
Çalışmamızın ve özellikle bundan
sonraki adımların temeli üç eksen üzerinde kurulmalıdır.
Bunların başında, özellikle Dışişleri
Bakanlığımızın kararlı bir tutumla Gümrük
Birliği Anlaşmasının, tamamen Avrupa Birliği
Antlaşmasıyla bağlantılı olmayan Gümrük Birliği
Anlaşmasının güncellenmesi yönünde
ısrarımızın sürmesi gerekiyor; yine, aynı şekilde,
açılmayan fasılların açılması yönündeki
ısrarımızın sürmesi gerekiyor. Ve son olarak, Türkiye tüm
üzerine düşeni özellikle göç politikaları noktasında yerine
getirmişken, Geri Kabul Anlaşmasına da uygun olarak hareket
ediyorken vize serbestisi konusunda yine ısrarımızın
sürmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim
Bakanımız da buradayken özellikle eğitimle ilgili birkaç kelime
söylemek istiyorum. Şöyle ki: Eğitim, bir milletin,
yaşadığı toplum içinde değeri olan yetenek, tutum ve
diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin
tümü olarak belirlenmektedir. Bilindiği gibi, insanın eğitimi
doğduğu andan itibaren başlamakta ve ölünceye kadar da devam
etmektedir. Türk milleti olarak bizler, millî değerlerimizi vatan sevgisi,
bayrak sevgisi, millî marşımız, istiklalimiz, dinî inancımız,
gelenek ve göreneklerimiz, yakın tarihimizde verdiğimiz mücadeleler,
devlet ve millet büyüklerimiz, tarihî kişiliklerimiz şeklinde
sayabiliriz. Millî değerlerimiz aziz Türk milletinin millî şuurunu
temsil eden ve kaybetmememiz gereken kıymetlerimizdir. Millî şuur,
millet demektir; millet ise mutlak bir devlet oluşturur. Bu sebeple millî
değerler bir milletin olmazsa olmazıdır. Manevi değerler
ise bir milleti bir arada tutan, devleti güçlü kılan en önemli
unsurların bir diğeridir. Milletin kimlikleri de onların manevi
değerleridir. Bu değerler toplumlara millet olma özelliği
kazandırmaktadır, toplum bireylerini birbirine
bağlamaktadır, aralarında ortak bir bilinç
oluşturmaktadır. Çocuklarımız ve gençlerimiz
yetiştirilirken onlara millî şuur ve manevi değerlerin
aşılanmasında millî eğitim sistemi kadar millî eğitim
müfredatlarında yer alan dersler ve kaynak kitaplar da çok önemlidir.
Türk milletimiz sayısız tehdit ve
zorluklarla karşı karşıya kaldı ve birlikte bu
mücadeleyi yürüttü. Bizi biz yapan millî ve manevi değerlerimizi göz
bebeğimiz olan evlatlarımıza aktaran öğretmenlerimizin
sorunlarına değinmek istiyorum. Öğretmenlerimizin
sorunlarını Milliyetçi Hareket Partisi Grubu, liderimiz Sayın
Devlet Bahçeli Beyefendi başta olmak üzere, büyük bir hassasiyetle takip
etmiştir ve Komisyonlarda ve tüm Türkiye Büyük Millet Meclisi
çalışmalarında da gündeme taşımıştır.
Yine burada belirtmek istediğim, özellikle
atamalar noktasında, atama bekleyen öğretmenlerimiz sizden müjdeli
bir haber beklemektedir. Ücretli öğretmenlik problemi, Anayasaya
aykırı olarak çakılı sözleşmeli öğretmenlik
sistemi gibi sebeplerle binlerce öğretmenimiz mağdur ve mutsuz.
Öğretmenlerimiz atama beklerken, yine atamalar
yapılırken branşlara göre atama yapılmasının
mutlaka ve mutlaka dikkate alınması gerekmektedir. KPSSden yüksek
puanlar almış olmalarına rağmen kendi branşları
yerine farklı kurumlara memur olarak atanmış öğretmenler
kendi alanlarında görev yapmak isterler, verimli olmak isterler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
ARZU ERDEM (Devamla) Teşekkür ederim.
Öğretmen alımlarında bu
kardeşlerimize öncelik tanınması gerekmektedir.
Yine engelli öğretmenlerimizle ilgili tekrar
etmek istiyorum. Tüm bütçe boyunca yapmış olduğumuz
konuşmalarda en büyük hassasiyetimiz engelli öğretmenlerimiz; elbette
ki tüm öğretmenlerimiz ama engelli öğretmenlerimizle ilgili,
Sayın Bakanım, geçen bütçede 3.500 olan sayının
aslında 1.200e indiğini gördük. 1.200 kalmış olan
sayıyla ilgili sizden bu aralık ayında, ocak ayı
itibarıyla, engelli öğretmenlerimiz bir müjde beklemektedir. Bir avuç
engelli öğretmen
Kademe kademe çözmek yerine, mutsuzluğunun
sürmesine vesile olmak yerine, 1.200 engelli öğretmenimizin
tamamının bir müjde olarak yeni yılda, 2020 yılında
atanmasını sağlayabilirsek eğer, gerçekten, onların
dualarını da kazanmış oluruz.
Bu vesileyle özellikle öğretmenler
arasında ayrımın kaldırılması, sözleşmeli,
ücretli öğretmenlik anlayışının tamamen ortadan
kalkması, millî eğitim sistemimizin Mutlu öğretmen mutlu
öğrenci, mutlu öğrenci mutlu gelecek demektir.
anlayışıyla sürmesini temenni ediyor; 2020 bütçesinin hem Millî
Eğitim Bakanlığımıza hem Dışişleri
Bakanlığımıza hayırlı uğurlu
olmasını temenni ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Halkların
Demokratik Partisi Grubunda.
İlk söz, Antalya Milletvekilimiz Sayın
Kemal Bülbüle aittir. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Bülbül.
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli hazırun, saygıdeğer
milletvekilleri, Değerli Bakanlar, Sayın Millî Eğitim
Bakanı; herkese sevgiler, saygılar sunuyorum.
Öncelikle dün Dersimde Hakka yürüyen 104
yaşındaki hak ve hakikatin âşığı; dengbej,
kemanıyla stranları, klamları dile getiren; yolumuza,
erkânımıza hizmet eden Silo Qızı sevgi ve saygıyla
uğurluyoruz. Şu anda Dersim Cemevinde Hakka uğurlanıyor.
Mekânı pürnur olsun, Hızır makamına mihman olsun diyoruz.
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi
üzerine konuşmak için söz almış bulunuyorum. 1 milyonu
aşkın eğitim emekçisi, 18 milyona yakın öğrenci
yaklaşık 125 milyar 397 milyonluk bir bütçeyle karşılanacak
ve bu bütçenin yüzde 84ü personel harcamalarına, geri kalan yüzde
16sı da yatırımlara ayrılmış durumda. Bu kadar
devasa sorun içerisinde bu yüzde 16 yatırım bütçesiyle ne yapılacağı
çok ciddi bir sorundur.
Eğitim uygulamasındaki karmaşaya
dikkatinizi çekmek istiyorum. Taşımalı eğitim, özel
eğitim ve benzeri adlar altında yapılan karmaşaya bir an
önce son verilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve eğitime
yapılan özel harcamalar, özel eğitim bir Anayasa ihlali olup Türkiye
Cumhuriyeti devleti Anayasasında Eğitim, devlet okullarında
zorunlu ve parasızdır. denilmesine rağmen maalesef paralı
ve özel eğitim yapılmaktadır.
Bir diğer önemli problem, eğitimin tekçi,
inkârcı ve asimilasyoncu olmasıdır. Bu tekçi, inkârcı ve
asimilasyonculuk ne kadar ki Türkçe dışındaki diller üzerinde
yürütülüyorsa da Türkçeye dönük de çok ciddi bir asimilasyon söz konusudur, onu
da söyleyeceğim.
Bakınız Sayın Bakan, Talim ve Terbiye
Kurulunun 9/9/2014 ve 17/9/2014 tarihli kararlarıyla, Türkiyede
konuşulan yerel dillerle ilgili dersler oluşturulmasına
rağmen Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı döneminde, bu seçmeli
derslere 79 bin başvuru olmasına rağmen bu derslerle ilgili
sadece 59 öğretmen ataması yapılmıştır ki bu,
oldukça komik bir durumdur ve hâlâ okullarımızda zorunlu din dersi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararına rağmen, Türkiyede
alınmış kararlara rağmen, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesindeki Hasan Zengin, Mansur Yalçın kararına rağmen ve
Türkiyede İstanbul Milletvekilimiz Ali Kenanoğlunun bizzat
başvurusuyla Danıştayın vermiş olduğu karara
rağmen zorunlu din dersi Alevi öğrencilere dayatılmakta ve ciddi
bir hak ihlali ortaya çıkmaktadır.
Şimdi, Sevgili Bakanım,
katıldığınız bir TV programında Özlem Tanerin
Ela gözlerini sevdiğim dilber nefesini huşu içinde dinliyordunuz
değil mi? Özlem Tanerin çaldığı sazın adı Dede
Sazı o Dede Sazı babamdan kalma, bende de var; eyvallah. Sazı
buraya getirip aynı melodiyi çalmak istedim ama maalesef Meclis
İçtüzüğü buna cevaz vermediği için bunu gerçekleştiremedik.
Laik, demokratik, bilimsel eğitim denilen ve
ana dilde eğitimin bir insan hakkı, tartışmasız bir
insan hakkı olduğu süreçte hâlâ Kürtçede, Lazcada, Çerkezcede,
Arapçada, Pomakçada ve benzeri dillerde eğitim yapılmıyor
olması insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
Bu, bir hak ihlalinin ötesindedir ve 14 Ekim 1990 yılında Türkiye Cumhuriyeti
devleti tarafından imza konulan Dünya Çocuk Hakları
Sözleşmesinin 17, 29 ve 30uncu maddelerine çekince konulmuştur.
Bunun sebebi, yerel dillere dair yayın ve yerel dillere dair
eğitimdir. Uluslararası bir sözleşmeye çekince koymanın
hukuki anlamı şudur: Biz bunu ileriki süreçte düzelteceğiz ve
oradaki imzamızı da düzelteceğiz. anlamına gelir ama
1990dan bu yana otuz yıllık bir süre geçmiş olmasına
rağmen ne yazık ki bu konuda bir gelişme
sağlanmamıştır. Sadece Çocuk Hakları Sözleşmesi
mi? Hayır. İnsan Hakları Sözleşmesine dair de, Avrupa
Sosyal Şartına dair de, Birleşmiş Milletler Engelli Haklar
Sözleşmesine dair de, UNESCOnun Eğitimde
Ayrımcılığa Karşı Sözleşmesine dair de
maalesef ciddi hak ihlalleri söz konusudur. Eğitimde fırsat
eşitliği yoktur. Eğitimde tamamen erkek egemen, tamamen
cinsiyetçi bir akıl tahakkümlüdür; ders kitaplarında, eğitimin
uygulamasında bu, bizatihi gözlenmektedir.
Şimdi, mülteci çocukların eğitimi ne
olacak? Hapishanelerde bulunan 2.800 çocuğun 1.800ü tutuklu, geri
kalanlar annesiyle, babasıyla kalmak durumda. Bunların eğitimi
ne olacak? Bu nasıl vicdandır ki bir çocuğu tutukluluk hâline
sevk eder ve bütün haklarından yoksun kılar.
Sevgili Bakanım, hatırlarsınız,
2004 yılında yapılan eğitim programı
değişikliğinin temel sebebi PISA sınavları, TIMSS
sınavları, PIRLS sınavlarındaki
başarısızlık idi fakat bu konuda bir başarı
sağlanamadı. Yapılan araştırmalara göre Anadolu
liseleri, sosyal bilimler ve fen liseleri bu konuda başarılı
olmasına rağmen imam hatip liseleri bu konuda oldukça
başarısızdır ve bir hakikat daha vardır sevgili
vekiller, bakınız, Ece Ayhan Meçhul Öğrenci Anıtı
şiirinde ne diyor:
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin
altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür.
Sevgili Bakanım, devlet dersinde öldürülen
çocuklar ne olacak? Ali İsmail Korkmazlar, Berkin Elvanlar,
Aladağdaki çocuklar, Uğur Kaymazlar, Madımakta katledilen 12
yaşındaki Koray Kayalar ne olacaklar? Ve kırk yıllık
çatışmalı ortamdan kaynaklı olarak babasını
yitirmiş asker çocukları, Kürt çocukları, Türk çocukları ne
olacaklar? Bunların eğitimine dair spesifik, uygulamalı bir
şey var mıdır? Ne yazık ki bunu da göremiyoruz.
Sevgili Millî Eğitim Bakanı, şunu
özellikle vurgulamak istiyorum, siz de sıkça vurguluyorsunuz, dile
getiriyorsunuz: Öğretmenlik mesleğini düzenleyen öğretmenlik
meslek kanununa ne oldu? Öğretmenlik mesleği sıradan bir devlet
memurluğu değildir. Öğretmen eğitim ve bilim
insanıdır, öğretmen bir tür akademisyendir ama öğretmenlik
mesleğini düzenleyen ne yazık ki bir yasa yoktur ve bu, içler
acısıdır. Ders ücreti 15,2 liradır, içler
acısıdır. 3600 ek gösterge hâlâ bütün öğretmenlerin
merakları bakışları arasında, ne olacağı belli
olmuyor. Eğitim ödeneği 1.050 liradır, komik bir rakamdır
bu, bir maaş tutarında bile değildir. Sayın Bakanım,
niye Öğretmenler Gününde öğretmenlere 1 maaş tutarında
ikramiye verilmemektedir? Ataması yapılmayan öğretmenler,
intihar edenler; bunu çokça görüyoruz. EĞİTİM-SENin
araştırmalarına göre, KPSSye giren 100 öğretmenden sadece
16sının ataması yapılabiliyor.
Müfredat dinselleştiriliyor. Din Öğretimi
Genel Müdürlüğü âdeta imam-hatip bakanlığına
dönüşmüş, Bakanlık içinde bakanlık olmuş ve bu Genel
Müdürlüğe 9 milyar 904 milyon lira ödenek ayrılmıştır.
Ayrıca, Bakanlığınız ile Diyanet İşleri
Başkanlığı arasında yapılan protokollerde Alevi
inancı, farklı inançlar asla dikkate alınmamakta; asimilasyoncu,
tekçi, inkârcı bir uygulama vardır.
Yine, OHALle ihraç edilen, KHKyle ihraç edilen,
adı konmamış bir idam cezasına mahkûm edilen
öğretmenlerin durumu ne olacak, 34.393 öğretmenin ve 5.904
-bunların 480i idari personel- akademisyenin?
Tabii ki eleştirilerimiz çok ama önerilerimiz
de var. Bakın, Sayın Bakan, buraya çıkan hemen herkes şunu
diyor, dillere pelesenk olmuş bir metafor var, deniyor ki: Türkler ve
Kürtler et ve tırnak gibidir. Biz et ve tırnak gibi değiliz.
Ben yeni bir metafor söyleyeyim size: Türkler ve Kürtler, Araplar ve Türkler,
Ermeniler ve Kürtler et ve tırnak gibi değildir, kan ve can gibidir;
kan giderse can da gider. O nedenle kana ve cana dikkat edelim. Et ve
tırnak metaforu gündemden ve yürürlükten kalkmıştır. Biz,
kan ve can gibiyiz. Türkiye halklarıyla asla ve kata hiçbir koşulda
ayrılmayacağız ama haklarımızın da savunucusu
olacağız.
Hacıbektaşa bir doğa ve toplum
bilimleri üniversitesi, Doğubayazıta Ahmedi Hani tarih ve felsefe
üniversitesi, Mor Gabriele Süryanilerin haklarını
karşılamak için bir üniversitenin yapılması gerekiyor.
Eğitimin yerel yönetimlere devredilmesi, belediyelere devredilmesi, belediyelerin
eğitimde etkin rol alması gerekiyor. Ana dilde eğitim sorununa
bir an önce vakit kaybetmeden çözüm bulunması ve her topluluğun kendi
dilinde eğitim yapması olanağının tanınması
ve Kürt sorununun temel çözümünde de bunun vazgeçilmez bir gerekçe olduğunun
görülmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Şimdi, bütün bunları sıralıyoruz
ama şöyle bir şeyle karşılaşıyoruz. Rahmetlere
gark olası Enver Gökçe diyor ki Gök Mustafa şiirinde: Bir gün köye
cenderme gelmiş/ Önüne keşkek koymuşlar, yemiş/
Sevmemiş/ Bal koymuşlar, parmaklamış/ Iıh
demiş/ Bir Gök Mustafa varmış/ Yaşıyor mu, bilmem/ Demiş
ki: Neyliyek Ağa, sana yumurta mı pişirek?
Şimdi, biz barış diyoruz, adalet
diyoruz, insan hakları diyoruz, çözüm diyoruz; bütün bunlar olmuyor.
Peki, neyliyek? Bunlardan vaz mı geçek? Hayır, vazgeçmeyeceğiz.
Ne yapacağız? Clara Zetkinin dediği gibi: Vardık,
varız, var olacağız. (HDP sıralarından
alkışlar)
Sevgili Başkanım, izninizle bir dakika
daha rica ediyorum, özellikle rica ediyorum bir hakikati vurgulamak
açısından.
BAŞKAN Buyurun.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Annesinin adı Mümine, babasının
adı Sultanül Ulema Bahaeddin Veled, kendisinin adı Celâlettin;
lakabı Rûmi, sıfatı Mevlâna; mürşidi güneşim
dediği Şems-i Tebrizî ve yareni mehtabım dediği
Selâhhaddin Zerkubî ve sır kâtibim, yıldızım dediği
Süleyman Çelebiyle yâr ve yarenlik yapan; hakkın, hakikatin ve adaletin
yaşamsal örgütlenmesine hizmet eden, hakkın ve hakikatin mürşidi
Mevlâna Celâlettin Rûminin 746ncı ölüm yıldönümü için anma
programı yapılacak. Bakınız, gelin, ben bir Kürt Alevi
olarak, sizler bir Türk olarak -öbürü başka bir inançtan, öbürü başka
bir dilden- Ne olursan ol, gel. diyen Mevlânanın felsefesinde,
hoşgörüsünde, bakışında, görüşünde,
anlayışında buluşalım. Mevlâna, Hacı Bektaş,
Yunus Emre ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın Sayın Bülbül.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Rivayet edilir ki Yunus, Mevlâna
Dergâhını ziyarete gider ve Canlar canını buldum, bu
canım yağma olsun/ Assın ziyandan geçtim, dükkânım
yağma olsun. nefesini Mevlânayı ziyaretinde söyler. Ve yine
Mevlânayı ziyaretinde bir şey daha söyler, Mesnevinin
tamamını okur ve der ki: Mevlâna Hüdavendigar da kendini çok
yormuş. Ya ne deseydi? derler. Der ki: Ete kemiğe büründü/ Yunus
diye göründü/ Yunus miskin yok oldu Külli varı Hak oldu.
Hak ve hakikatte buluşmak; özgürlüğe,
eşitliğe, adalete hizmet etmenin temel unsurlarından biri
eğitim faaliyetidir. Sözün fazlası cahile söylenir. Sayın Bakan,
siz arifandansınız, anlayacağınızı
düşünüyorum.
Sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Batman Milletvekilimiz
Sayın Mehmet Ruştu Tiryakide.
Süreniz on dakika Sayın Tiryaki. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ
(Batman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de Millî Eğitim Bakanlığı ve
bağlı kuruluşları üzerine grubumuzun düşüncelerini
özetle aktarmaya çalışacağım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi
görüşülürken Plan ve Bütçe Komisyonunda ayrıntılı olarak
görüşlerimizi sunmuştuk, ben onları yinelediğimi söylemekle
yetineyim ama birkaç başlığın altının
çizilmesinde yarar var. Birincisi şu: Öğretmen yetiştirme
gerçekten büyük bir problem, iyi öğretmen yetiştirmiyor
Yükseköğretim Kurulu; ayrıca, yetiştirdiği
öğretmenlerin büyük bir bölümü de kapı önüne bırakılıyor.
Atanmayan öğretmen sayısı 700 bine ulaşmış; bu,
devasa bir rakamdır. Millî Eğitim Bakanlığı Bunu
eritmeye çalışıyoruz. Yükseköğretim Kuruluyla
görüşerek her yıl yüzde 10 oranında bu sayıyı
azaltacağız. diyor. Keşke bize bir projeksiyon sunsa, bu 700
bin öğretmenin ne zaman atanacağını söylese ve bundan sonra
yeterinden fazla öğretmen atanamayacağını söylese.
Kadrolu öğretmen, sözleşmeli
öğretmen, ücretli öğretmen biçiminde çeşit çeşit istihdam
biçimleri var. Bunların bir an önce son bulması gerekiyor ve esasen
şu anda kadrolu öğretmen ataması yok. Sözleşmeli
öğretmen ataması, ana istihdam biçimi olmuş durumda. Anayasa çok
açık, Anayasa diyor ki: Devletin asli ve sürekli görevleri memurlar
eliyle yürütülecek. Ya eğitim hizmeti devletin asli ve sürekli görevleri
arasında değil ya da bunu bir an önce çözmelisiniz ve sözleşmeli
öğretmenlik uygulamasına son vermelisiniz.
Bu arada başka bir şey daha yapıyor
bu Hükûmet, her öğretmeni mülakatla göreve alıyor. On yedi yıl
boyunca aldığı eğitimin benim için hiçbir önemi yok. Belli
bir puanın üzerinde, barajı aşmış öğretmenler
arasından ben istediğim kişiyi beş dakikalık mülakatla
öğretmen yaparım. Benden daha iyi hiç kimse bilmez. diyor. Bunun da
büyük bir yanlış olduğu açık.
Proje okulları diye bir sorun vardı,
çokça tartıştık ama bunu bir hatırlamakta yarar var. Bu
ülkenin en iyi eğitim kurumları, en seçkin liseleriydi bunlar; Millî
Eğitim Bakanlığı -Sayın Bakan, sizin için söylemiyorum
çünkü sizden önce oldu bu uygulama- bu okulların tamamının içini
boşalttı. Bu okulların hepsine proje okulu dedi. Ne için? Arka
bahçesi olmadığı için. Aslında bu okullar hiç kimsenin arka
bahçesi değildi. Proje okulu adı altında en iyi okullara yeni
bir isim verdiniz, bunlara istediğim öğretmeni, istediğim
müdürü, istediğim müdür yardımcısını atarım diye
önce yönerge, sonra yönetmelik çıkardınız. Oysa yapmanız
gereken şey niteliği düşük olan diğer eğitim
kurumlarının seviyesini yükseltmekti. Ama Millî Eğitim
Bakanlığı bunların seviyesinin düşürülmesini daha
doğru bir uygulama olarak gördü.
2023 vizyonunuz var. Eleştirmek için henüz
erken ama şunu söyleyelim: Mesleki eğitimle ilgili büyük
iddialarınız var, keşke METEMlerden
başlamasaydınız. Mesleki teknik eğitim merkezleri, meslek
eğitimiyle ilgili en iyi eğitim kurumlarıydı, sınav
sonuçları açısından söylemiyorum ama mesleğe
yerleştirmek açısından en iyi eğitim
kurumlarıydı. Meslek liseleri yerine mesleki teknik eğitim
merkezlerini OSBlerin yönetimine devrediyorsunuz. Umarım, mesleki teknik
eğitim merkezlerindeki istihdam oranı düşmez.
TEOG sınavları diye sınavlar
vardı, doğru bir tarafı vardı. Bunun yerine LGS diye bir
sınav getirdiniz. Eleştiriye açık bir sınavdı TEOG
sınavı ama LGS diye bir sınav getirdiniz, Çok az sayıda
eğitim kurumuna sınavla girilebiliyor, bunun dışındaki
eğitim kurumlarına sınavsız, adresinize en yakın okul
hangisi ise ona gireceksiniz. diyorsunuz ama veliler çocuklarını
istemedikleri okullara kaydettirmek zorunda kalıyorlar.
Seçmeli dersler konusu büyük bir sorun. Kürtçeyi,
Zazacayı seçmeli dersler arasına aldınız fakat bu dersleri
verecek öğretmenlerin hiçbirisini atamıyorsunuz. Bu eğitim
kurumlarında, yükseköğretim kurumlarında görevli akademisyenleri
de ihraç ettiniz. Eğitim yöneticilerini belli koşulları
taşıyanlar arasından seçimle alın ya da objektif bir
yöntemle alın diyoruz, siz ona da Yok, en iyisini ben bilirim,
istediğim şekilde yönetici seçerim. diyorsunuz.
Ana dilde eğitim, programınız
arasında yok. Sorularda sorduk, Millî Eğitim Bakanlığı
diyor ki: Bu, Anayasaya aykırı, ana dilde eğitim. Şimdi
ben size söyleyeyim: Kalıcı OHAL Anayasaya uygun, kış
lastiği konusunda OHAL KHKsi çıkarmak Anayasaya uygun, Anayasa
127ye rağmen kayyum rejimi kurmak Anayasaya uygun, OHAL KHKleriyle on
binlerce kamu görevlisinin görevine son vermek Anayasaya uygun, yine, on iki
bin yıllık Hasankeyfi elli yıllık bir baraja kurban etmek
Anayasaya uygun, ana dilde eğitim Anayasaya aykırı öyle mi?
YÖK konusundaki görüşümüz çok net. Sokakta her
6 Kasımda YÖKe hayır. dediğimiz gibi bundan sonra da YÖKe
hayır. diyeceğiz ve bir an önce bütün vesayetler gibi üniversite
üzerindeki vesayete de son verilmesini savunacağız.
ÖSYM güvenilirliğini çoktan yitirdi. Bu ülkede
güvenilir kurumlardan birisiydi. Umarız tekrar güvenilirliğini
kazanır. Bu konuda muhalefet olarak bizim üzerimize düşen bir görev
varsa biz de bunu yapmaya hazırız diyorum.
Şimdi, Plan Bütçedeki sunumunuzda Örgün
eğitim kurumları içerisinde özel okulların oranı yüzde
20ye yaklaştı. demiştiniz. Şöyle bir cümle var,
diyorsunuz ki: Uluslararası standartlar gözetilerek gelişen özel
öğretim tüm okullar için destekleyici ve geliştirici bir işlev
üstlenecektir. Yani uluslararası standartlara göre izin veriyoruz
diyorsunuz.
Bakın, bu temel liseleri herkes her gün sokakta
görüyor. Bunlar okul falan değil, bildiğiniz apartman. Bahçesi yok,
spor salonu yok, laboratuvarı yok, müzik sınıfı yok, hiçbir
şeyi yok. Bildiğiniz dershaneleri, kursları lise
yapmışlar ve siz bize diyorsunuz ki: Uluslararası
standartları gözeterek izin verdik. Ya uluslararası standartta bir
sorun var ya da gerçekten bunlar uluslararası standarda uygun değil.
Üniversitelerin durumu gerçekten facia. Ben birkaç
şeyi söyleyeyim. Üniversite Araştırma Laboratuvarı (UniAr)
bir araştırma yayınladı, mutlaka biliyorsunuzdur. Türkiyede
görev yapan 196 rektörün akademik profilini çıkardı birkaç gün önce,
atıf ve yayın verilerine göre; diyor ki: Uluslararası makalesi
bulunmayan toplam rektör sayısı 68. 68 rektörün uluslararası
makalesi yok diyor. Bu, Web of Sciencea göre yaptıkları
araştırma. Bir diğer sistem Scopustan alınan verilere göre
de 55miş. 55 rektörün uluslararası makalesi yokmuş. Atıf
yapılmayan rektör sayısı 71miş. 71 rektöre hiçbir
akademisyen atıf yapmamış. Yine Scopus
verilerine göre bu 61miş. Neredeyse 3 üniversite rektöründen 1ine
atıf yapılmıyor bu ülkede. Dünya sıralamasına eskiden
ilk 200e Türkiyedeki üniversitelerden birkaç üniversite girerdi; şimdi,
bazı araştırmalar İlk 500 arasında hiçbir üniversite
yok. diyor. 122 devlet üniversitesinden 78inde ve 273 bölümde profesör yok,
doçent yok; o yüzden halkımız bunlara yüksek lise diyor, fakülte
demiyor, üniversite demiyor.
Bugün 15
Aralık, dün 14 Aralıktı; bu kent kuşatmalarının,
sokağa çıkma yasaklarının yıl dönümüydü, milletvekili
arkadaşlarımız bunu tanıklıklarıyla
ayrıntılı olarak anlattı fakat o dönem çok önemli bir
şey oldu: Barış akademisyenleri, barış isteyen
akademisyenler bir imza metni yayınladılar. Tartışabilirsiniz,
doğru bulmayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, belki imza atan
akademisyenler de Yüzde yüz bu metin beni yansıtıyor. dememiş
olabilir ama bu akademisyenler iki şey söylemişlerdi ve bu konuda
mutabıktılar, diyorlardı ki: Ağır insan hakları
ihlalleri yaşandı ve biz bu ülkede barış istiyoruz, tekrar
çözüm masasına dönülsün istiyoruz. Peki, Hükûmet ne yaptı? Hepsini
hedef gösterdi, hepsini düşmanlaştırdı, mafya babaları
bu akademisyenlere Kanınızda yüzeceğiz! dediler; bir
kısmı emekliliğe zorlandı, bir kısmının
sözleşmesi yenilenmedi, yüzlerce akademisyen de sadece bu imza metni için
ihraç edildi.
Esasen 3 akademisyen
hakkında ceza soruşturması
başlatılmıştı ama OHAL KHKleriyle ihraç edildikten
sonra, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulduktan sonra olur
da geri dönebilirler diye, bir delil oluşturmak için, 2 bin akademisyenden
823ü hakkında bir anda soruşturma başlatıldı. Hepsi
hakkında bir dava açılabilirdi, 820 tane ayrı ayrı dava
açıldı. Sanki tek bir olay yokmuş gibi otuz altı ay hapis
cezası veren mahkeme de oldu, on beş ay verip hükmün
açıklanmasının geri bırakılması
kararını veren de oldu. Hatta, sevgili Füsun Üstel Hoca cezaevine
girdi.
26 Temmuz 2019
tarihinde Anayasa Mahkemesi bir karar verdi, dedi ki: Bu barış
akademisyenlerinin yayımladıkları metin, düşünce ve ifade
özgürlüğü kapsamındadır, dolayısıyla herhangi bir suç
oluşturmuyor. Her konuda bilgi sahibi, fikir sahibi olan İçişleri
Bakanı ne dedi? Beni bağlamaz. dedi, sanki Fransız Anayasa
Mahkemesi karar vermiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkan.
Ardından, Anayasa Mahkemesi kararından
sonra bütün akademisyenler tek tek beraat etti, yine o çok bilmiş
İçişleri Bakanı Beraat kararı da beni bağlamaz.
dedi. Kimi bağlar Sayın Bakan? İçişleri Bakanının
görevi, yargı kararının gereğini yerine getirmek. Beş
yıl hapis cezası alan birisinin hapse girmesini kim sağlayacak?
Millî Eğitim Bakanlığı mı? Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı mı? Tarım ve Orman Bakanlığı
mı? Tabii ki mahkeme İçişleri Bakanlığına,
Emniyet Müdürlüğüne, Jandarmaya yazı yazacak Bunu tutuklayın,
hapse atın. diye. Beraat kararını uygulamak zorunda olan
İçişleri Bakanı Beni bağlamaz. diyor.
Türkiyede üniversite iklimi iyice
çoraklaştı. Bu yüzden bu akademisyenleri bir an önce göreve
başlatın, belki üniversitelerimize bir katkısı olur. Esasen
bunların hepsini göreve başlatmak zorundasınız.
Son bir şey söyleyip bitireceğim
Sayın Başkan, eğer izin verirseniz.
Hükûmete gerçekten şunu söyleyeyim: O kadar
vicdansızsınız ki, o kadar acımasızsınız ki
bu konuda; bakın, insanları ihraç ettiniz, olur da OHAL Komisyonuyla
geri gelirlerse ne diyorsunuz biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla)
Birkaç cümle söyleyeceğim Sayın Başkan, teşekkür ederim.
İstanbula geri dönemezsin. diyorsunuz.
Ankaraya geri dönemezsin. diyorsunuz. İzmire geri dönemezsin.
diyorsunuz. Boğaziçinde, Marmarada, İstanbulda, ODTÜde hoca bile
olsan, 2006dan sonra kurulmuş bir taşra üniversitesine
gideceksiniz. diyorsunuz. Bu, vicdansızlık değilse; bu,
insafsızlık değilse siz söyleyin, ben başka bir isim
bulamadım diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Gaziantep
Milletvekilimiz Sayın Mahmut Toğrulda. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Toğrul.
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, öncelikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Üniversite bütçeleri, YÖK, Yükseköğretim Kalite
Kurulu ve ÖSYM üzerine görüşlerimizi ifade etmek istiyorum.
Biraz önce iktidar partisi sözcülerini dinlerken,
hakikaten, sanki bu ülkede biz yaşamıyormuşuz gibi bir duyguya
kapıldım. Ya gerçekten onlar bu ülkede yaşamıyorlar ya da
biz bu ülkede yaşamıyoruz; halkımız karar versin diyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün
üniversitelerimizin çok ciddi sorunları var. Bakın, üniversitelerimiz
bugün, söylenildiği gibi bütçeden yeterince faydalanmıyorlar.
Meksikadan sonra OECD ülkeleri arasında eğitim ve
araştırmaya en az bütçe ayıran ülke konumundayız.
Eğitim ve araştırmanın yapılamadığı bir
üniversite ikliminin de nasıl yaratıldığını
sizinle paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, üniversiteler kendi
rektörlerini seçemiyor. Üniversitelerde düşünmek, tartışmak,
özgürce bilim üretmek ve bunu toplumla paylaşmak neredeyse yasak.
Bakın, YÖK 6 Kasım 1981de bir karabasan gibi çöktü. Bakın, bu
Meclis hatırlar; geçen dönemde, daha darbeden önce, bir gece
yarısı operasyonu yapıldı ve buraya üniversite rektörlerinin
atanmasının Cumhurbaşkanına bağlanması önergesi
getirildi. Biz, son anda eklenen bu önergeyi gördük -o zaman Sayın Erkan
Akçay Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekiliydi- ve diğer Grup
Başkan Vekilleriyle bir araya geldik, bunun Türkiye üniversitelerinde
kabul edilemeyeceğini ifade ettik. O gün partilerin
ortaklaşmasıyla reddedilen o önerge, kabul edilmeyen ve iktidar
tarafından çekilen o önerge, olağanüstü hâl koşullarından
yararlanılarak, maalesef tekrar yeni bir darbenin ürünü olarak üniversitelerimizin
başına getirildi. Değerli arkadaşlar, üniversitelerin
rektörlerinin Cumhurbaşkanlığına bağlanması
sırasında söylenen gerekçe neydi? Efendim, üniversiteler içerisinde
politik tartışmalar oluyor, taraflaşmalar oluyor ve
dolayısıyla üniversitede huzursuzluk oluyor, üniversiteler
rektörlerini seçmesin. dendi.
Değerli arkadaşlar, peki, bugün ne oluyor?
Bugün üniversite rektörlerinin tamamı Cumhurbaşkanı
tarafından atanıyor. Bakın, biraz önce
arkadaşlarımız söyledi, sanki bu rektörlerde şimdi, aranan
tek bir şart var. Liyakati asla görmeden, biat eden rektör aranıyor
gibi, onlar atanıyor. Biraz önce arkadaşlarımızın
söylediği gibi, 68 üniversite rektörünün yurt dışı
yayını yok değerli arkadaşlar. Bir bilim
insanının yaptığı çalışmanın
kıymeti, o çalışmaya yapılan atıf sayısıyla
ölçülür. 71 rektörün çalışmalarına atıf yok değerli
arkadaşlar. Şimdi -YÖK Başkanı burada- der ki
Sanki sadece bu durum rektörlüklerde var;
değerli arkadaşlar, üniversitenin bileşeni olan akademisyenlerde
de teknik ve idari kadroda da öğrencilerde de çok ciddi sorunlar var.
Bakın, üniversitelerde yükseltilme, atanma kriterleri artık tamamen
subjektif bir hâlde, rektörün iki dudağı arasında. Rektör
istemediği sürece asla birine kadro açılmaz. Çünkü bugün
üniversitelerimizde Bize liyakat lazım değil, bizden olan adam
lazım. düsturu geçerlidir.
Bugün yapılan çalışmalarda
üniversitelerdeki öğrencilerin büyük bir kısmı üniversitelerde
can güvenliği sorunu olduğunu söylüyor. Üniversitelerin öğrenci
yurt sorunları hâlâ çözülebilmiş değil.
Bakın, diğer taraftan, üniversite mezunu 1
milyon işsiz var. YÖK ne yapar? YÖK hayatta hiçbir planlama yapmaz,
sadece, üniversitelerin üzerine çökmüş bir düzendir. Planlama
yapmıyor, kaç öğretmene ihtiyacımız var, kaç mühendise
ihtiyacımız var, kaç doktora ihtiyacımız var diye. YÖK
bunlardan bihaber ama YÖK, üniversiteleri zapturapt altına alma
noktasında mahir.
Bakın, bir Öğrenci Disiplin
Yönetmeliği çıkardılar. Üniversitelerde öğrencilerin bir
çalışma yapması, öğrenim dışında bir iş
yapması neredeyse yasaklı değerli arkadaşlar. Çünkü
Öğrenci Disiplin Yönetmeliğiyle, tesadüfen bir camın
kırılması neticesinde kendinizi cezaevinde bulabilirsiniz.
Nitekim bugün, 70 bin öğrenci cezaevlerinde. Sayın YÖK
Başkanı bilginiz var mı, nedir bunun nedeni? Bu kadar mı
öğrencilerimizden korkuyoruz? İşsizler yurduna
dönüştürmüşüz. Akademisyenler, araştırma görevlileri,
akademinin temelidir değerli arkadaşlar. Bugün araştırma
görevlisi ataması -biraz önce de söylediğim gibi- rektörün istemi
dışında asla gerçekleşmez. İhtiyaca göre değil,
adama göre ihtiyaç yaratılıyor; ihtiyaca göre insan
alınmıyor ama adama göre ihtiyaç yaratılıyor değerli
arkadaşlar. İdari ve teknik personel, araştırma görevlileri
tamamen fakülte idarelerine ve rektörlüklere bağlıdır; ne derse,
angarya da olsa yapmak zorundadırlar, hiçbir hakları, hukukları
yok.
Değerli arkadaşlar, AKP üniversite
sayısını artırmakla övünüyor, diyor ki: Üniversite
sayısını şuradan şuraya çıkardım.
Değerli arkadaşlar, bir binanın ön camına üniversite
yazmakla orası üniversite olmuyor. Bugün, üniversitelere gidin,
bakın; laboratuvarı yok, kütüphanesi yok, araştırma
olanağı yok ama adı üniversite. Çünkü üniversitelerde bilim
dışarı çıkarıldı, bilim yok artık
üniversitelerde. Üniversiteler piyasanın ihtiyacını
karşılayan birer teknik alana dönüştürülmeye
çalışılıyor. Bakın, buradan kaynaklı olarak para
getirmiyor diye birçok sosyal beşerî bölüm, üniversite bölümleri
kapatılıyor; felsefe, antropoloji bölümleri kapatılıyor.
Hele hele Türkiye'nin bir içler acısı
temel bilim politikası var değerli arkadaşlar. Ben bir temel
bilim hocasıyım. Bugün üniversitelerimizde fizik, kimya, matematik,
biyoloji neredeyse tükendi değerli arkadaşlar. Bilimin temeli olan bu
ana bilim dalları, bu bilimler neredeyse artık üniversitede
yapılamıyor çünkü bu bölümler kapanmakla yüz yüze. Buraya gelen
öğrenciler, eğer tercih ederlerse hasbelkader hemen girebiliyor. Ne
oluyor? Burada yetişenler güya bilim insanı oluyor değerli
arkadaşlar. Düşünün ki eğitimden en az nasibini alan
kişiler üniversitelerde o ülkenin bilimi yapmak durumunda kalan
kişileri oluyor.
Değerli arkadaşlar, bir diğer önemli
nokta, üniversitelerde şu anda, düşünme ve bilgi ürütme ortamı
yok. Şu anda bakın, size söyleyeyim, Türkiye üniversitelerinde
özgürce bilimsel bilgi üretmek, hakikati aramak, sanat, felsefe yapmak
neredeyse yasaktır. Türkiye üniversitelerinde serbest olan tek şey
siyasi iktidarca makbul olanı üretmektir. Türkiyede üniversiteden,
akademiden, eleştirel düşünceden bahsetmek imkânsız hâle
gelmiştir. Çünkü akademik özgürlüklere, iş güvencesine,
barışa, demokrasiye sahip çıkan akademisyenler zorla
emekliliğe sevk ediliyor. Araştırma görevlilerine işsiz
kalmak dışında herhangi bir vaatte bulunulmuyor. Tez ve araştırma
konularına doğrudan müdahale ediliyor değerli arkadaşlar.
Öğrencileri muhbirleştiren bir sistem var şu anda
üniversitelerde. Akademik üretimin lokomotifi olan, bir emeğin ürünü
olduğu gerçeğini ve dolayısıyla üniversitenin temel
bileşenlerinden olan idari ve teknik personeli yok sayan bir kuruma üniversite
denilemez.
Değerli arkadaşlar, biraz önce söyledim,
darbeyle üniversitelere YÖK ikinci kez bindirildi. Üniversitenin üretken
akademik hocaları bir KHKyle, barışa imza verdikleri için, bu
ülkede barışı istedikleri için, bir gün, tamamen
açlığa, yoksulluğu mahkûm edildiler, yurt dışına
çıkışları engellendi, dışarıda
çalışmaları engellendi ve bu insanlar büyük bir zulümle
karşı karşıya bırakıldı. Neticede, Anayasa
Mahkemesine gittiler, Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi. Anayasa
Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararına rağmen bugün bu
insanlar hâlâ görevine dönebilmiş değiller. Bakın, Anayasa
Mahkemesinin kararından sonra rektörlüklere başvuran akademisyenlere
OHAL Komisyonu adres olarak gösteriliyor. Sizin OHAL Komisyonunuz Anayasa
Mahkemesinin üstünde mi değerli arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Toğrul.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Bitiriyorum
Sayın Başkan.
Sizin OHAL Komisyonunuz Anayasa Mahkemesinin
üzerinde değil. Bu insanları derhâl görevine başlatın.
Bakın, bu insanlara Ağaç kovuğu yesinler. demiştiniz ama
bu insanlar onurlu bir mücadele verdiler. Bu ülkede barışa,
demokrasiye sahip çıkıyorlar.
Değerli arkadaşlar, üniversitelerin
tamamı, gerçekten, artık bu anlamda, bir üniversite niteliğini
kaybetmiş durumda ve gelişmiş üniversitelerde de bölünerek
durumu kötü olan üniversitelerle eşitlenme yoluna gidildi. Üniversiteler
bölünmek suretiyle diğer üniversitelerin düzeyine düşürüldü.
Üniversitelerde iyi üniversite bize lazım değil.
Şimdi, kalkmışız diyoruz ki:
Efendim, ilk 400de niye üniversitemiz yok. Nasıl olsun değerli
arkadaşlar? Bu koşullarda üniversitelerimiz nasıl ilk 400e
girecek? Hele hele vakıf üniversitelerinden bahsetmek istemiyorum, tamamen
bir ticarethane. İşte tamamen sizin siyasi duruşunuzun bir
sonucu. Bakın Şehir Üniversitesindeki durum bunu açıkça ifade
ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Toğrul,
selamlayın lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Bakın,
uluslararası bilim kurumları Türkiye üniversitelerinin
çalışmalarını neredeyse artık kabul etmiyor,
üyeliklerini reddetme düzeyine gelmiş durumdadır. Böyle bir üniversite
anlayışıyla bu ülkenin gelişmesi, kalkınması,
yarınlara hazırlanması mümkün değildir diyorum, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, Diyarbakır
Milletvekilimiz Sayın Hişyar Özsoyda. (HDP sıralarından
alkışlar)
Sayın Özsoy, süreniz yirmi dakika.
HDP GRUBU ADINA HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 2019 yılı
Dışişleri Bakanlığı bütçesi hakkında
konuşmak üzere partim Halkların Demokratik Partisi adına söz
hakkı almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Dış politika alanında AK PARTİ
Hükûmetinin durumu, dalgaları kabarmış bir denizde dümeni
kırılmış ve pusulası kaybolmuş bir kaptanın
acınası hâline benziyor. Hükûmet, Avrupa ve Arap dünyasıyla
tehdit, şantaj ve hakaret üzerinden ilişkilenirken Amerika ve
Rusyanın diplomatik tefecilik tezgâhına düşmüş bir pinpon
topu gibi Washington ve Moskova arasında mekik dokuyor, bu iki güç
arasındaki bölgesel çelişkileri kullanarak ve türlü tavizler vererek
aldığı diplomatik kredilerle Orta Doğunun karanlık
dehlizlerinde yol almaya çalışıyor. Hedef yok, eksen yok,
yörünge yok, biraz reaksiyonel yani tepkisel ama çokça transaksiyonel bir
diplomasi. Transaksiyonel kelimesi öyle sofistike falan görünebilir, çok
sofistike bir tarafı yok, bildiğiniz al-ver diplomasisi ya da
halkın bildiği anlamıyla at pazarlığı
diplomasisi; günü kurtarmaya yönelik, iç politika malzemesi hâline gelmiş,
kurumsallıktan uzak, liderlere dayalı, çoğu zaman dostum Putin
dostum Trump söylemlerinde olduğu gibi şahsileştirilmiş,
bazen de damat diplomasisi şeklinde ailesel boyut kazanabilen tuhaf bir
çerçevede seyrediyor. En son, biliyorsunuz, Almanya, Fransa, İngiltere ve
Cumhurbaşkanının şahsı arasında bir toplantı
yapılmıştı.
Sayın Bakan Komisyonda yaptığı
sunumda Türk dış politikasını insani ve girişimci
olarak tanımlamıştı. Tabii, bu, işin reklam ve
pazarlama kısmı. Herkes biliyor ki bütün dünyada dış
politikayı insani, girişimci ve ahlaki değerler değil, en
kaba hâliyle, ulusal çıkarlar belirler. Girişimci diye bir dış
politika yok; gücü olan var, emperyal, yayılmacı ve
müdahaleciliğe dayalı dış politika uyguluyor; mesele bu.
Sorsanız bu tür devletlere, müdahale ettikleri ülkelere insanlık,
adalet, medeniyet ve özgürlük götürdüklerini iddia ederler. Amerika, Irak ve Afganistana
-tırnak içinde- insani müdahale yapmıştı.
Başını ABDnin çektiği koalisyonda onlarca Avrupa ülkesi,
Suriyeye insani müdahale ve terörle mücadele safsatasıyla
girmişti; Libyadaki durum hakeza. Bu müdahaleciliklerinin sonucu, ölen
milyonlarca, yerinden edilen on milyonlarca insan, paramparça edilmiş
toplumlar, sayısız kıyım, yıkım ve
mağduriyet. İnsani, girişimci dış politika
kulağa hoş gelebilir de bu kavramın Türk dış
politikasıyla uzaktan yakından bir alakası yok. Reel politik,
ulusal çıkara göre dış politika belirlemektir; bu doğru.
Türkiyenin de böyle yapmasında aslında tuhaf bir durum yok ama
tuhaflık başka bir yerde. Türk dış politikası ulusal
çıkara göre değil, Hükûmetin çıkarlarına göre
şekilleniyor. Ulusal çıkarın ne olduğuna Hükûmet karar
veriyor ve elindeki medya ve diğer propaganda aygıtlarıyla kendi
çıkarlarını Türkiyede yaşayan bütün halkların
çıkarıymış yani ulusal çıkarmış gibi
sunabiliyor. Türkiyede yaşayan halkların çıkarları şu
an Hükûmetin uyguladığı dış politikaya taban tabana
zıt politikaların uygulanmasını gerekli kılıyor.
Bir örnek vermek gerekirse en basitinden, Suriye savaşına Türkiyenin
müdahalesinin Türkiyede yaşayan halklara, kime ne faydası oldu,
Türkiyenin burada ulusal çıkarı neydi? Aynı şekilde, Libya
için de geçerli, şu an biliyorsunuz asker gönderme fantezileri kuruluyor.
Soruyor musunuz Türkiye ve Libya halklarına Sizin
çıkarınız nedir bunda? diye.
Kıymetli arkadaşlar, dış
politikaya dair böyle genel ifadelerden sonra, Türkiyenin AB, Avrupa, Rusyayla
ilişkilerine girip sonra Orta Doğuya dair bazı
düşüncelerimi ifade edeceğim. Amerika-Türkiye ilişkilerinde,
biliyorsunuz, yakın dönemde bir Ermeni soykırım
tasarısı geçti, bu işin daha başlangıcı, çok
gerilimli bir dönem yaşanıyor; S-400 meselesi, F-35ler meselesi, bir
taraftan Suriye, Rojava işgali var, diğer taraftan Erdoğan ve
ailesinin mal varlığının araştırılması,
Halk Bankası meselesi; bu gerilimler, önümüzdeki dönemde Türk dış
politikasını önemli oranda belirleyecek görünüyor. Durum o kadar
kritik olacak ki İncirlik ve Kürecik meselesini ilk defa geçen gün
Hükûmet, Sayın Bakan ifade etti, bunlar gündeme gelebilir. Belli ki
zorlanmalar artıyor.
AKP Hükûmetinin Amerikadaki destekçilerine
baktığınız zaman, gerçekten, kongrede iki ya da üç, elin
parmaklarını geçmeyecek kadar bir destekçi kalmış lobilere
verilen 10 milyonlarca dolar paraya rağmen, öyle görünüyor ki
Trumpın şahsi avukatı Giuliani ve damadıyla iş tutmak
bile Hükûmeti bu cendereden çıkarmaya yetmiyor.
Öte yandan, Rusya çok soğuk bir şekilde,
düşürülen uçağın ve öldürülen büyükelçinin intikamını
almaya devam ediyor, çok soğuk bir şekilde, yavaş yavaş.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Çok beklersin sen.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Nasıl
yapıyor bunu? Türkiyenin ABD, Avrupa ve NATOyla ilişkilerinin
arasına bir kama sokmuş ve her fırsatta bunu
derinleştirmeye çalışıyor.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Biraz da Türkiyeyi
tut.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) İdlibdeki
dengenin Türkiyenin aleyhine değişmesi bir zaman meselesi. Geçen gün
Washingtondan konuşan Lavrov Türkiye'nin İdlibde üzerine
düşenleri yapmadığını ve bu durumun ilelebet devam
etmeyeceğini söylüyordu. Eğer Rusya şu ana kadar İdlibe
müdahale etmemişse bu, Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerikanın
çektiği sınırlarla ilgilidir. Öyle görünüyor ki bir taraftan
Amerikadaki yaptırımlar, diğer taraftan Rusyayla İdlib
üzerinden yaşanabilecek gerilimler Suriyede artık bu 2 gücü
birbirine karşı kullanma yolunun sonuna doğru gelindiğini
gösteriyor.
Avrupa Birliğiyle ilişkilerde de öyle çok
önemli bir gelişme söz konusu değil, hatta, aksine durumlar söz
konusu. Biliyorsunuz, katılım müzakereleri zaten donmuş durumda.
Beş yıl önce seçim meydanlarında yapılan vizesiz Avrupa
vaatleri artık tam hayal olmuş durumda. Vize muafiyeti bir tarafa
Schengen, gri ve yeşil pasaportlara da seyahate çıkmadan önce harç
karşılığında izin alma şartını
getirecek 2020 yılında. Gümrük birliği konusunda herhangi bir
gelişme söz konusu değil pozitif anlamda ama çok da önemli
değil, yakın zamanda Türkiye, hani Avrupayla entegre olmuş
Türkiye gümrük birliği konusunda adım atamıyor ama maşallah
Sudanla bir ticari anlaşma yapmış, artık bundan sonra
Türkiye'ye Sudandan at, katır ve eşek eti ithal edebilecekmiş,
artık kime, ne yedirilecekse? Gerçekten yani çok içler acısı bir
durum.
Biliyorsunuz, Reform Eylem Grubu 4-5 toplantı
yaptı. Doğrusu başta biraz heyecan yarattı ama şu an
hiç kimse Türkiye'de doğru düzgün bir reformun yapılabileceğine
dair ne bir beklentiye ne bir umuda sahip. Demokrasi, insan hakları ve
hukukun üstünlüğü konusunda Hükûmetin adım atmaya ne niyeti ne mecali
ne de siyasi iradesi var. Siyasetçileri tutuklama, HDP belediyelerine
kayyumlar, sonu gelmeyen gözaltı ve tutuklamalar, güçler
ayrılığı ve bağımsız yargının
olmayışı, cezaevlerindeki vahşet, işkenceler,
düşünce özgürlüğü önündeki engeller, pespaye olmuş yargı
sistemi, AİHMden sürekli gelen cezalar, zulüm ve adaletsizlikler
silsilesi katlanarak devam edeceğe benziyor. Süreklileşmiş bir
olağanüstü hâl rejimi altında yaşıyoruz. Ekonomik krizden
bahsedenler bile terörist olarak yaftalanıyor. Hukuk devleti rafa
kalkmış, Türkiye tam anlamıyla bir polis ve istihbarat devleti
durumuna dönüşmüş. Hukuk dışına çıkmak artık
istisnai bir durum değil, bir devlet yönetme kaidesi olmuş. Hâl
böyleyken, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğiyle önümüzdeki dönemde olumlu
ilişki geliştirmek de ham hayal.
Biraz da Orta Doğuya bakalım
arkadaşlar. Orta Doğuda Katar ve Libyada, Trablusta
sıkışmış hükûmet dışında dostu kalmayan
Türkiyenin önümüzdeki dönemde hem Suriyede hem de Doğu Akdenizde
derinleşen gerilimler ve açık çatışmaya girme ihtimali söz
konusudur. Doğu Akdenizdeki enerji paylaşım savaşında
yapayalnız kalmış Hükûmet, Libya Hükûmetiyle
yaptığı askerî ve deniz sularıyla ilgili anlaşmalarla
el yükseltmeye, paylaşım masasında yer bulmaya
çalışıyor. Doğu Akdeniz meselesinde Türkiyenin tutumunu
belirleyen sorun aslında kırk beş yıldır bir türlü
çözülemeyen Kıbrıs meselesidir. HDP olarak, Kıbrısın
hem güneyinde hem kuzeyinde yaşayan herkesin bu enerji kaynaklarından
eşit bir şekilde faydalanması gerektiğini savunuyoruz.
Doğu Akdeniz etrafında gerilimi artırmak, bir savaş
çıkarmaksa en başta Kıbrısta yaşayan halklara büyük
bir zarar verecektir. Doğu Akdeniz ve Libyadan pay almak isteyen Türkiye
şimdiye kadar yürüttüğü vesayet savaşını
açığa çevirmeye hazırlanıyor. Türkiyenin Katarla birlikte
Libyaya gönderdiği Suriye savaşı artığı
militanlar ile silahları dünyada bilmeyen yok. Suriye
savaşındaki veballeri ortadayken bir de Libya savaşına
girmek isteyenlere, sadece Emevi Camisinde namaz kılma fantezisinin
Türkiye ve Suriye halkları açısından ürettiği sonuçlara
bakmasını tavsiye ediyoruz.
Suriyede yeni bir işgal hareketiyle Serekani
ve Tel Abyad arasında bir savaş cephesi açan Türkiye
uluslararası kamuoyundan istediği desteği bulamadı. Dünyada
Türkiyeyi açıktan destekleyen Pakistan, Azerbaycan, Nijerya gibi 3-4
devlet var. Pakistan ve Azerbaycanı anlıyorum, Nijeryayı bir
türlü anlayamadım gerçekten. Türki devletler, Kuzey Kıbrıs, Filistin
ve hatta Katar bile bu işgale destek vermedi. Sekiz yıldır
Suriyeyi paramparça eden savaşın bitmesi için çabaların
yoğunlaşması gerekirken Türkiyenin hangi paralarla
desteklediğini bilmediğimiz çoğu El Nusra, El Kaide ve
IŞİD türevi örgütlerin artığı olan ve
sayılarının 100 bini aştığı söylenen Millî
Suriye Ordusu denen çete yapı Kürtlere karşı her türlü çirkef
yöntemle savaşıyor. Suriye savaşının
başından beri Türkiye 40 bin civarında yabancı
militanın Suriyeye geçmesini sağlamış, Suriyede
değişik grupları para, silah ve istihbaratla desteklemişti.
Bu grupların işledikleri katliamlar ve yaşattıkları
vahşet ortada, Esadın yaptıklarını aklamıyor
tabii bu, onun yaşattığı vahşet belki bunların 10
katı.
Vesayet savaşlarında istediği sonucu
alamayan Türkiye katil dediği Esadla zımni bir anlaşma
çerçevesinde artık Esadı devirme siyasetinden vazgeçmiş, bütün
enerjisini Kürtlerin yeni Suriyede elde edebilecekleri özerk bir siyasi
yapıyı boğmak üzere
yoğunlaştırmıştır. Afrinde yaşanan zulmü
defalarca ifade ettik, Serekani ve Tel Abyadda durum çok farklı
değil. AKP Hükûmeti Kürtlerle değil terörle mücadele ediyorum. dese
de bütün dünya bu savaşın Kürt özerkliğine yönelik olduğunu
apaçık biliyor ve böyle tartışıyor. Türkiye, Hafız
Esadın Arap Kemeri politikasını, yerinden etme, etnik temizlik
ve demografik mühendislikle elli yıl sonra devam ettirip nihayete
erdirmeye çalışıyor. Daha önce gösterdim, şimdi de
göstereyim: Şuradaki Hafız Esadın Arap Kemeri
politikasını gösteren, bu da Cumhurbaşkanının
Birleşmiş Milletlerde sunduğu harita.
HDP olarak biz, bu bölgelerden yani Türkiye'nin
şu an güvenlik bölgesi olarak tariflediği bu bölgelerden Türkiyeye
gelmek zorunda kalan Suriyelilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde
yerlerine dönmeleri için her türlü desteği vermeye hazır
olduğumuzu ifade ediyoruz ancak, tıpkı Afrinde olduğu gibi
Suriyenin başka bölgelerinden Arap nüfusu, özellikle de
desteklediğiniz çetelerin ailelerini getirip bu topraklara
yerleştirme politikanızı insanlığa karşı bir
suç olarak görüp sonuna kadar mücadele edeceğiz. Sınırın
dibinde Peşaverler yaratmaya çalışıyorsunuz, hem savaş
suçu işliyor hem de önümüzdeki dönemde, yaptığınız
demografik mühendislikle Suriyede yaşayan Araplar, Kürtler, Türkmenler,
bu halklar arasında yeni savaşların tohumlarını
ekiyorsunuz.
Bu arada, Suriye Demokratik Güçlerinin
sınırın 30 kilometre aşağısına çekilmesini
isteyen Türkiye, IŞİD lideri Bağdadinin Türkiyeye 5 kilometre
mesafede, örgütün 2 numaralı isminin de hemen Cerablusta öldürülmesi
karşısında edecek laf bulamıyor. Belli ki Bağdadi,
kendisini Irak ve Suriyenin Arap bölgelerinde değil Türkiye'nin
denetimindeki alanlarda güvende hissetmiş. Aynı bölgede,
biliyorsunuz, daha önce sınır ticareti vardı IŞİDle
Türkiye arasında, Kürtler sınır kapılarının
kontrolünü ele aldıkları noktada Türkiye ticareti kesmiş,
sınırı kapatmıştı. Apaçık olan gerçek
şu: Türkiye Cumhuriyetine hâkim olan mantık, konjonktür gereği,
sürekli olarak IŞİDi Kürtlere tercih etmiştir. Önümüzdeki dönemde
de katil dedikleri Esadı Kürtlere tercih etmenin plan ve hazırlıklarını
yapmaktalar.
Zamanım çok fazla kalmadı arkadaşlar.
Yani Suriye'de yaşanan bütün bu yerinden edilmeler, kaymakam atamalar,
Türkçe eğitim müfredatına başlanması Afrinde ve diğer
birtakım yerlerde, bütün bunlar aslında bir işgal
planının olduğunu apaçık ortaya koyuyor, kimseyi
kandırmayalım. Fakat ben şuraya gelmek istiyorum bağlamak
açısından: Görmek istemediğiniz çıplak ve yakıcı
hakikat şudur kıymetli arkadaşlar: Orta Doğu'da yüz
yıldır çözülemeyen bir Kürt ve de kürdistan meselesi vardır,
ortadadır, siz başınızı kuma gömün, böyle bir mesele
var. Türkiye'nin Suriye'ye müdahaleleriyle iyice bölgeselleşen hatta
küreselleşen Kürt meselesi artık çok aktörlü, çok faktörlü, içinde
Türkiye'nin de olduğu ama Türkiyeyi de aşan bir sorun. Orta
Doğu'nun kaotik ortamında çok fazla aktörün Kürt meselesine müdahil
olması paradoksal bir şekilde hem siyasi çözümü olgunlaştırırken
hem de karmaşıklaştırıp zorlaştırıyor.
Türkiye ise kelimenin tam anlamıyla yeni bir
bölgesel konjonktürde kendi sınırları içinde ve
dışında yaşayan Kürtlerle yeni ve pozitif bir ilişki
kurma basiret, yetenek ve iradesini ortaya koyamıyor, yüz yıllık
inkâr ezberine geri dönüyor, meseleyi bir terör ve güvenlik meselesi olarak
görmekten vazgeçemiyor, bildiği tek yol olan milliyetçilik ve militarizme
hız veriyor, daha önce olduğu gibi iflası kaçınılmaz
olan bu politikalarda ısrar ediyor. Daha önce de ifade ettik, tekrar
söylemekte fayda var: Kürt meselesini çözebilen büyür, bölgesel güç olur,
bölgeye istikrar ve huzur katar, çözemeyip savaşa başvuranlar ise
çözülüp tarihin ve siyasetin çöp sepetine giderler, cumhuriyetin yüz
yıllık tarihi bunun örnekleriyle doludur, tercih sizindir. Ancak, bu
konuda mevcut Hükûmetin sorunun siyasi ve barışçıl çözümüne dair
irade gösterebileceğine dair bir beklentimiz artık
kalmamıştır, yoktur.
Konuşmamın geri kalan kısmında,
kıymetli arkadaşlar, birkaç tane fotoğraf ve birkaç tane hikâye
paylaşmak istiyorum. Türkiyede Kürt meselesinde geldiğimiz nokta,
biliyorsunuz 2 Aralıkta Tel Rıfatta bir katliam oldu;
aralarında 8 çocuğun da olduğu
Fotoğraf bende ama
göstermeyeyim o fotoğrafı geçmek istiyorum. Savaş olunca zaten
çocuklar ölür yani farklı bir şey beklemezsiniz. O tezkerelere el
kaldırdığınız zaman çocukların,
yaşlıların öleceğine de el kaldırıyorsun,
savaş böyle bir şey, herkesi götürüyor. Yalnız, Fetih
duaları okutup Muhammedin Ordusu olarak gönderdiğiniz ordu
Bakın bir topçu atışı Tel Rıfata düştü, ben size
sadece -Muhammedin Ordusu dediniz ya- ölen çocukların ve
yaşlıların ismini okuyacağım: Hasan Abdullah, 74
yaşında; Ali Mahmut Osman, 63 yaşında; Muhammed Ali, 11
yaşında; Mustafa Muhammed Mecid, 10 yaşında; Muhammed
Hacı Ömer, 7 yaşında; Arif Cafer, 6 yaşında; Ahmet, 9
yaşında; Abdülfettah, 3 yaşında; Abdurrahman, 12
yaşında; Muhammed Abdürrahim 15 yaşında; herhâlde 6-7sinin
isminde Muhammed var. Fetih duaları okuyup gittiniz oraya, Tevbe suresiyle
çıkacağınızı düşünüyorum da Allah bu tevbeyi
kabul eder mi, onu bilmiyorum.
2nci fotoğraf: 3 Aralık 2019, Emine
Aslan, HDP Kadın Meclisi üyesi, 65 yaşında; bu anneden bir
terörist çıkarıp sekiz yıl yedi ay hapis verdiniz. Şu
kadın, hapiste, ağır hasta; aileleri ne yaptı? Bir
şekilde, hastaneye yatıramadılar, kadıncağız
öldü, hastanede öldü. Ameliyat edildikten sonra da elleri kelepçelenmiş
bir hâlde
Fakat mesele orada bitmiyor. Aile cenazeyi alıyor, kayyum
atanan belediyeler ambulans vermiyorlar, kepçe vermiyorlar; kendi elleriyle
kazıyorlar. Polis müdahale ediyor, define gelen imamı sorguya
çekiyor; imam oradan ayrılıyor. Cenazeye gelen halkı GBTye tabi
tutuyorlar. Hasılıkelam, insan gibi ölümüne bile müsaade etmiyorlar.
Daha ötesi, taziye çadırı kurmalarına da müsaade etmiyorlar.
Emine Hanımın 83 yaşındaki annesi şöyle demiş:
Kızımın cenaze namazını bile
kıldırmadılar. Gözümüzü açtığımızda imam
başımızda olur, son nefesimizi verdiğimiz zaman da imam
başımızda olur, son görevimizi yaptırır ama
bırakmadılar kızım için. Ben hayatımda böyle bir şey
görmedim. 83 yaşında.
6 Aralık 2019, Ağrı Tutak. Terörist
öldürüldü. dediler. 22 yaşında Murat Kaya. Bakın,
arkasında Kuran-ı Kerim var duvara asılı, şurada da
seccade, şunlar da 3 çocuğundan 2si. İstanbulda işçilik
yapıyor, inşaat işçisi; Ağrıya gelmiş
çocuklarını görmeye, öldürdüler. Kardeşleri, kardeşlerinin
ölümü hakkında konuştukları için de gözaltına
alındılar ve birçoğu işkence görmüş.
Daha önce Ağrıya gitmiştim, 2015
yılında, Diyadinde öldürülen fırın işçileri raporunu
ben kendim tutmuştum. Milletvekili arkadaşlarla gitmiştik 2015
yılında, iki yıl geçmiş. Vali önce soruşturma izni
vermedi, en son Erzurum Mahkemesinin zorlamasıyla soruşturma izni
verdi. Dün internete baktım, bir gelişme var mı, dört buçuk
yıldır
2 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, biri 15, biri 16
yaşında; gittiğimizde kafalarındaki kemik, et
parçaları duvarlara yapışmıştı. Kürt olunca
adalet işlemiyor, durum bu.
Son iki: Tarih 7 Aralık. İkiköprü Belediye
Eş Başkanımız, seçilmiş belediye başkanı,
Batmanda, arkasında da polis ordusu. Sadece son iki haftadaki bazı
durumları dikkatinize sunuyorum. Bununla birlikte 28 tane belediye oldu.
Yalnız, bu kayyum zihniyetini küçük bir
teşhir edelim, birkaç harita göstereyim size: Şu, Şark Islahat
Planının uygulandığı bölge
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Hemen bitiriyorum
Başkan.
Umum müfettişliğinin
uygulandığı bölge, olağanüstü hâlin
uygulandığı bölge, bu da size, kayyumların
atandığı bölge. AK PARTİye Neokemalist parti
dediğimiz zaman alınmayın lütfen, haritalar konuşuyor.
Son olarak şimdi bunları ben size niye
anlattım arkadaşlar? Bana esin kaynağı olan aslında
bunlar değildi, bunları birçok arkadaşımız
paylaştı. 13 Aralıkta yani iki gün önce başka bir
gelişme oldu kıymetli arkadaşlar. Ankara JİTEM
davası olarak bilinen dava bütün sanıkların beraatiyle
sonuçlandı. 1993-1996 yılları arasında, HDP Eş
Başkanı Pervin Buldanın eşinin de aralarında
olduğu 19 kişinin katledilmesiyle ilgili açılan dava.
Barış Anneleri, biliyorsunuz, çok uzun bir dönemdir, öldürülen
çocuklarının akıbetini soruyor; Pervin Başkan da bunlardan
biri. Ne oldu? Ankara JİTEM davası da daha önceki davalar gibi komple
beraatle sonuçlandı ve bütün bu insanlar aklandılar.
Şaşırdık mı? Şaşırmadık.
Şimdi size 2 tane fotoğraf daha göstermeye
çalışacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Hemen bitiriyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Selamlayalım.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Kıymetli
arkadaşlar, 2005 yılında Kürt sorunu var. deyip eksik,
yetmezlikleriyle 2013 yılında kıymetli barış sürecini
başlatan Adalet ve Kalkınma Partisinin geldiği son nokta
Bu
manidar bir fotoğraf, Ağar ve Çiller fotoğrafı. Bu Ankara
JİTEM davasında, başta Mehmet Ağar olmak üzere bütün
sanıkların beraat etmiş olması önümüzdeki dönemde Kürt
meselesine dair algınızı gösteriyor. Bakın, burada çok
güzel gülüyorlar Cumhurbaşkanı ile Mehmet Ağar; muhabbetleri bol
olsun ancak bu ittifaka en büyük siyasi bedeli ödetmek de bizim
halkımıza verdiğimiz söz olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, İzmir
Milletvekilimiz Sayın Serpil Kemalbayda. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Kemalbay.
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve halklarımızı
selamlıyorum.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi denilen bu otoriter rejim derinleştikçe ülkenin ekonomisinde,
toplumsal yapısında ve zaten zayıf olan demokrasi
geleneğinde derin tahribatlar yaşanmaktadır. Bugüne kadar
iktidarın siyasi ajandasıyla hareket edilerek Orta Doğuya
şiddet ihraç edildi. Suriyeden sonra Doğu Akdenizde izlenen
politikalarda da ilkeler yerine ideolojik saplantılara dayalı
adımlardaki ısrar, coğrafyamızı savaş
sarmalına sürüklüyor.
Bunlara biraz sonra tekrar değineceğim,
biz dışarıda nasıl görünüyoruz, önce ona değinmek
istiyorum. İngiltere, Fransa, Almanya ve şahsım mertebesindeki
tek adam rejimi, itibarın yerlerde sürüklendiği bir ülke
yaratıyor. Oysaki itibarın göstergesi şatafat değil,
halkın yaşam kalitesidir. Tek adam rejiminde Türkiye'nin itibarı
ne yazık ki yok denecek seviyeye gelmiştir. Bağımsız
kuruluşların hazırladığı raporlara baktığımızda,
Türkiye, sağlık harcamalarında son sıradadır, gelir
dağılımı eşitsizliğinde ilk 3tedir, doğal
gaz ve petrole yapılan zamlarda ilk sıradadır. 2019 Basın
Özgürlüğü Endeksinde 157nci sıradayız, en iyi emeklilikte
sondan 3üncüyüz, toplumsal cinsiyet krizinde en derin mertebedeyiz, eğitim
sıralamasında sondan 3üncüyüz, eğitim kalitesinde Katar,
Malezya, Endonezya, İran ve Pakistanın da gerisinde, 99uncu
sıradayız. 2019 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporuna göre,
ihlallerin ciddi boyutlara ulaştığı görülüyor. AİHM
kararlarını da uygulamıyoruz, cemevlerinin ibadethane
sayılmasını engelliyoruz, Alevi toplumuna karşı
ayrımcılıkta ısrar ediyoruz.
Yine, dünyada en çok sahte akademik dergi
çıkaran ülkeler listesinde Hindistan ve Nijeryayla birlikte en üst
sıradayız. Aynı ülkelerle
kıyasladığımızda, ticari açıdan en büyük
ekonomiye sahip 20 ülke arasındayız. Peki, soruyorum: Bu büyüklük,
vatandaşın refahını, özgürlüğünü, eşitliğini
neden hiç büyütmüyor? Türkiyede gelir uçurumu neden bu kadar korkunç? Neden
insan hakları alanında diktatörlüklerle ve tek parti rejimleriyle
kıyaslanan bir ülkeyiz?
Sayın Bakan, böyle bir Türkiye'nin
uluslararası platformlarda ne saygınlığı olur ne de
bir ağırlığı. Bakanlığınız eliyle,
halkın bütçesi Hükûmetin güvenlikçi politikalarının
propagandası için harcanıyor. İzlenen yanlış
dış politikaların yarattığı tahribatları
bununla örtbas edemezsiniz. Dış ülkelerde ne kadar itibar satın
almaya çalışsanız da hiçbir şekilde insan hakları,
barış hakkı, yaşam hakkı, özgürlükler, refah
sağlayarak elde edilebilecek saygınlığın ve
itibarın yanına yaklaşamazsınız. Keşke
dünyanın en büyük 10 ordusu arasına girmekle övünmek yerine,
halkın barışı, demokrasiyi, sosyal refahı, insana
yakışır bir yaşamı yaşadığı bir
ülke olmakla övünebilseydik. Türkiyeyi Suriye bataklığından
Libya bataklığına, Akdenizin karanlık sularına sürüklüyorsunuz
ve savaşı burada kışkırtıyorsunuz. Güvenlikçi
dış politika, bu bütçeyi halkın bütçesi değil silah
tekellerinin, İHAların, SİHAların, Albayrakların,
Ethem Sancakların bütçesi yapıyor, El Kaide unsuru paramiliter
çetelerin bütçesi yapıyor. İktidarınız, Türkiyeyi bölge
devletleriyle her an yeni savaşların içine sokacak bir ruh hâli
içerisinde. 31 Mart ve tekrarlanan İstanbul yerel seçimlerinde
iktidarınızın bekasının risk altında olduğunu
gördüğünüz için savaşa dayalı politikalarınızla,
dış politikalarınızla ömrünüzü uzatmaya
çalışıyorsunuz. İçeride ve dışarıda
toplumsal gerilimleri yükseltmekten iktidarda kalmaya devam etmek için medet
umuyorsunuz. Bu gerilimlerden beslenerek kaybettiğiniz irtifayı
kapatmaya çalışıyorsunuz. Bu nedenle, hayalî güvenlik
kaygıları üstüne kurulu güvenlikçi ve militarist bir bütçe
yapımıyla karşı karşıyayız. Barış
odaklı bir dış politika yürütmek, evrensel ilkelere
bağlı kalmak iktidarınızın işine gelmiyor. Yeni
Osmanlıcı siyasi ajandanızdan beslenerek Avrupa Birliğiyle
girdiğiniz ucuz pazarlıklarınız ve bölgede halkları
kutuplaştıran ittifaklarınız Türkiyeye çok ciddi zarar
veriyor. Libyada iç savaşa benzin dökmeye gidiyorsunuz,
Kıbrısta çözümsüzlüğü besliyorsunuz, Kıbrıs
halklarının bir arada yaşama imkânlarını her geçen gün
baltalayan adımlar atıyorsunuz. Küçük kasaba
kurnazlığıyla demografik yapıya verdiğiniz zarar
sadece Kuzey Kıbrısa değil, Türkiye'nin aleyhine de sonuçlar
doğuruyor. Kuzey Kıbrısın
bağımsızlığını zedeleyecek, yerel
iktidarı ekonomik ve siyasi tahakküme zorlayan nobran
çıkışlarınız kabul edilemez. Kıbrısta
halkların kendi ayakları üstünde durabilecekleri, kendi gelecekleri
için karar verecekleri bir iradenin önünü açmalıyız.
Suriye, Irak ve İranla ilişkilerinizi
Kürt karşıtlığı üzerine kurdunuz. Kürtlerin
ötekileştirilmesi, kriminalize edilmesi ve hukuk dışı
müdahalelerinize meşruluk arayışınız, sizin terör
tezlerinizi oluşturuyor, Kürt
karşıtlığınızın kılıfı
oluyor.
2011den bu yana savaşın girmediği
Afrine ve Kuzeydoğu Suriyeye de savaşı siz soktunuz. Afrinden
ülkemize bir çakıl taşı dahi atılmadığı
hâlde kâğıthane büyüklüğündeki bir yere
saldırdınız. ÖSO çeteleriyle beraber halka yalan haberleri
pompaladığınız görüntüler ortaya çıktı.
Afrinlileri zorla yerlerinden göç ettirerek, evlerini, zeytin
ağaçlarını yağmalayarak, Kürtlere, Araplara, halklara
zulmetmenin neresi insancıl ve barışçıl dış
politikadır, bunu size sormak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Kapıları
açar, 3 milyon 600 bin Suriyeliyi size göndeririz. diyen bu dış
politika, Avrupa Birliğine tehdit savurmalar, bölgede demografik
mühendislik yapmalar kabul edilemez. Kadınları pazarlarda satan
tecavüzcü DAİŞ artıklarını Kuzeydoğu Suriyeye
sürerek buradaki Kürt kazanımlarını yok etmek istiyorsunuz. Yok
etmek istediğiniz Rojava nasıl bir yer biliyor musunuz? Rojavada
insanın insanı sömürmesi yasak, sömürüye izin verilmiyor, halklar
arasında ayrımcılığa izin verilmiyor. Kürtlerden
Araplara tüm halklar eşit bir şekilde Meclisler eliyle Rojavayı
yönetiyor. Rojavada kadın cinayetlerine izin verilmiyor, kadın
düşmanlığına izin verilmiyor, kadınlar siyasete
eşit bir şekilde katılıyor ve özgür yaşıyor.
Rojavada halkların kendi kendini yönettiği yeni bir yaşam
kuruluyor, kurulmak isteniyor. Siz, doğrudan, demokrasiye dayalı yeni
bir yaşama karşısınız, onu yok etmeye
çalışıyorsunuz çünkü örnek olmasını istemiyorsunuz.
Irak Kürdistan Bölgesel Hükûmetinin referandum
meselesinde hepimiz AKP iktidarının Kürt
düşmanlığı temelli politikalarına tanıklık
ettik, Yiyecek ekmek bulamayacaksınız. demişlerdi; bu,
kuzeydoğu Suriyedeki varlığınızı da
açıklıyor.
Dış ilişkilerdeki temel
kıstasınız, Kürtlerin statüsüzlüğü ve iradelerinin
bölgedeki egemen devletler arasında paylaşılması üzerine
kuruludur. Teröre karşı savaş yalanı üstüne kurulu bir
çözümsüzlük politikası izliyorsunuz. Bu yanlış politikalardan
bir an önce geri dönmek gerekiyor.
Siz, dünyanın savaş ve
çatışmaların sonucunda ortaya çıkan çok boyutlu insani
krizlerinde de ayrımcılık yapıyorsunuz, böyle bir
dış politika benimsiyorsunuz. İnsani krizler arasında nasıl
ayrım yapıyorsunuz? Devletlerle girdiğiniz çıkar
ilişkilerine göre tutum alıyorsunuz. Sadece 2017de Yemende 50 bin
çocuk açlıktan öldü, ne sizden ne de yandaş medyanızdan bir ses
çıktı.
Değerli arkadaşlar, Türkiye
halklarının demokratik, eşitlikçi, refah içinde yaşayan bir
toplum olabilmesi için bir an önce bu savaş ve çatışma eksenli
dış politikadan geri dönülmesi gerekiyor. Bu politikalar Türkiye
halklarının dış politikası olarak kabul edilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
İçine girilen, sürdürülmek istenen bu politikalar, bir partinin ideolojik
yaklaşımıyla ele alınmış, Neoosmanlıcı,
Selefici fantezilere dayanan politikalardır. Kürt karşıtı
politikalardan bir an önce vazgeçilerek halklar arasında barış
köprüleri kurmak için harekete geçmemiz lazım. Demokrasiyi,
barışı, özgürlükleri esas alan bir dış politikayı
hayata geçirmemiz lazım. Halkın bütçesi savaşa değil,
barışa; sermayeye değil, emekçilere, işçilere,
kadınlara, gençlere, halklarımıza kullanılmalı. Toplumda
refahı tesis etmek için, halkların kardeşliği ve
eşitliği için halkın bütçesi kullanılmalıdır
diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar.)
BAŞKAN Sayın Bostancı, bir söz
talebiniz oldu.
Buyurun.
III.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
3.-
Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Batman Milletvekili
Mehmet Ruştu Tiryaki, Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul ile
Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun 129 sıra
sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra
sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
altıncı tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmalarındaki bazı ifadelerine ve
bütçe içerisinde Türkiye'nin terörle mücadelesine ilişkin kalemlerin
muhakkak olacağına ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) Sayın
Başkanım, teşekkür ederim.
Akış bozulmasın diye bütün
konuşmacıların bitmesini bekledim. Birkaç hususun
altını çizmek ve görüşlerimizi ifade etmek isterim. Birincisi:
Bu barış akademisyenleri bildirisi geçmişte de çok tartışıldı.
Devleti katliamcı olarak niteleyen bir bildiridir bu.
Dolayısıyla, bunu bizim kabul etmemiz, halkın kabul etmesi söz
konusu değildir. Orada yaşanan, eli silahlı birtakım
çetelerin devrimci halk savaşı stratejisi çerçevesinde, kurtarılmış
bölgeler oluşturma girişimidir. Devlet ne yapacaktı? Kenarda
seyredip Madem böyle bir işe kalkıştınız
arkadaşlar, kolay gelsin. temennisinde mi bulunacaktı? Hiçbir devlet
bunu yapmaz. Dolayısıyla, devlet gerekeni yapmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) Eğer
değerli akademisyenler barış istiyorlarsa -söyleyecekleri ilk
söz- ellerinde silahla -aynı zamanda o stratejinin bir parçası olan-
Arada sivillerin canı yansın, bundan zarar görsünler. stratejisi
üzerine temellenmiş bu çete girişimine, bu alçakça, kabul edilemez
girişime itiraz etmeleri gerekirdi; bir tane cümle yok.
Terör örgütünü görünmez kıl, devlete laf söyle,
bunun adı barış olsun. Kusura bakmayın, bu
barış bildirisi falan değildir.
İkincisi: Bir konuşmacı 70 bin
öğrenci hapiste. dedi. Evet, hapiste insanlar var. Biz de Hapiste kimler
var? diye onların sınıflamasını
yaptığımızda, mesleklere göre yaparsak herhâlde Şu
kadar avukat, şu kadar öğretim üyesi, şu kadar esnaf
Bu
şekilde bir sınıflama da yapılabilir ama hapiste olan
insanlara ilişin sınıflama öyle olmuyor. Cinayet
işleyenler, yaralama yapanlar, uyuşturucudan içeride olanlar, terör
suçu işleyenler
sınıflama böyle. Hukuk, mesleklere
bakmıyor.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Öğrenci
eylemlerinden dolayı, üniversitede yaşadıklarından
dolayı Naci Bey, üniversitedeki koşullardan kaynaklı.
BAŞKAN Sayın Toğrul
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - O çok kısa
bir süredir
Yani onu da hukuk değerlendirir.
Üçüncüsü: Ekonomik krizden bahsedenler hep terörist
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Bunun
manası yok, kimse ondan bahsetmiyor ama herkes bilir ki uluslararası
politikanın, güç politikasının bir aracı da ekonomidir ve
buna ilişkin girişimlerin yerli birtakım unsurlarla lojistik
destek sağladığı da muhakkaktır. Bunlar çok
tartışıldı.
ÖSOya laf söyleniyor. Asıl burada korunmak
istenen PYD terör örgütüdür. PYD terör örgütünün o bölgede neler
yaptığı Birleşmiş Milletlerin raporlarında da
vardır, Arap köylerini nasıl yağma ve talan ettikleri, oradaki
Kürtleri -hep Kürtlerden bahsediyor ya arkadaşlar- nasıl zorla
sürgüne gönderdikleri
ÖSOnun içinde de Kürtler vardır ayrıca. ÖSO,
orada Suriye halklarının özgürlük davası için bir terör
örgütüne, bir çeteye karşı mücadele ediyor.
Diğer yandan Suriyedeki operasyon
işgaldir. vesaire. Bu lafların kastı bellidir. PYDye kimse
dokunmasın. asıl görünmez olarak söylenen, daha doğrusu,
kelimelerde pamuklar içinde saklanan ifade budur. PYD, PKKnın
kardeşidir, terör örgütüdür
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kan testi mi yaptın?
BAŞKAN Lütfen tamamlayın Sayın
Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara)
o bölgede
bütün Orta Doğu için taşıdığı tehlike bellidir.
Dolayısıyla Türkiye'nin yaptığı sadece kendi
güvenliği değil, bölgenin güvenliği içindir.
İbni Haldunun bir lafı var, diyor ki:
Merhamet masumdur, her kalbe misafir olmaz. Çocukların ölümünden
bahsediliyor burada. Kesinlikle bütün çocuklar bizimdir ve her insanın
vicdanı, kalbi çocuklar için sızlar. Ama çıkıp da sadece
belli bir kesimdeki çocukları öne çıkararak bir insanlık
hikâyesi anlatmaya kalkışmak doğru bir tavır değildir.
O kalpte merhamet misafir değildir.
Bir başka husus: Fotoğraflar üzerinden
birtakım hikâyeler anlatılıyor. Fotoğrafları
gösterirseniz başka türlü hikâyeler de anlatırsınız, bunun
gösterge biliminde de karşılığı vardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir sürü insanla fotoğraf çektiriyor,
al ve altına bir hikâye yaz. Bu hikâye yazma biçiminin geçmişte
gazetelerde de, bulvar gazeteciliğinde de örnekleri vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Bostancı.
Buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara)
Tamamlayacağım efendim. Yani her birinde ayrı söz
almadığım için, kusura bakmayın, sabrınıza da
sığınarak devam ediyorum.
Diğer taraftan, bir konuşmacı
Neokemalist AK PARTİ. dedi, yüz yıllık bir hikâyeden bahsetti,
geçmişte de buna ilişkin eleştiriler oldu. Yüz yıl deyince
bunun içinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu babalarının ve o
dönemde yönetimde görev alanların olduğunu unutmayalım.
Neokemalist lafı çerçevesinde diyelim ki haydi AK PARTİ daha yeni,
bu işleri kavrayamıyor ama Kemalizmin has partisi olanın bu tür
eleştirilere karşı söyleyecek bir çift lafı olması
gerekir diye düşünüyorum. Tabii, bilip de bilmezlikten gelme şeklinde
bir siyasi pozisyon mevcut konjonktürde tercih edilebilir, o da onların
takdiridir.
Bir başka husus: Değerli arkadaşlar,
Türkiye terörle mücadele edecektir. Bu bütçenin içinde de terörle mücadeleye
ilişkin kalemler muhakkak olacaktır. Terör örgütleri ortada
affedersiniz dolaşıp dururken ve her türlü tahakküm stratejisini
uygularken Aman, Türkiye bu işlerle uğraşmasın, elinde
çiçek sahte barış desin. şeklindeki bir yaklaşım
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara)
söylenmeyen
bir söz olarak Bırakın terör örgütleri istediği her şeyi
yapsın. demektir ki bunu şiddetle reddediyoruz.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Oluç, size söz
vereceğim. Sizlerden de karşılıklı münakaşa içerisinde
olunmadan bugünkü zorlu süreci de dikkate alarak değerlendirmenizi
alalım.
Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Eğer izin verirseniz, hatibimizin
konuşması üzerine doğrudan doğruya Sayın Bostancı
fikir ve eleştiri yönelttiği için hatibimiz cevap versin.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özsoy.
Size de aynı ricayı tekrarlıyorum.
4.-
Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun, Türkiyedeki temel kurucu
ideolojinin inkârcılık ve terörle mücadele diskurunun da Türkiyeye dayatılan
en büyük terörizm olduğuna ilişkin açıklaması
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Tabii ki
Başkan.
Şimdi, Naci Hocam, bakın, bana
sorarsanız Türkiyedeki temel kurucu ideoloji ne Kemalizmdir ne
milliyetçiktir; inkârcılıktır.
BAŞKAN Genel Kurula hitap edelim.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Ben
sataşmayacağım, nezaketen kendisine sesleniyorum.
Bakın, yüz yıldır Türkiyede
inkârcılık üzerinden kurulan ve üretilen bir sistem söz konusu.
Şimdi, bizim bütün dediklerimizi siz sağa sola, işte, PKKye
destek, PYDye destek diyebilirsiniz. Bu, klasik terörle mücadele
argümanının içerisinde, zaten dört yıldır böyle
kayıkçı yarışı gibi söz gidip geliyor. Size somut bir
şey soruyoruz. Bakın, AK PARTİ olarak bir dönem Kürt sorunu
vardır, bizim meselemizdir. bunun siyasi riskini alıp 2013
yılında eksik, yetmezlikleriyle ama irade gösterip çözüm süreci
başlatmış bir partinin burada sözcüsü olarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Özsoy.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) ...Kürt
sorunu meselesinde pozitif olarak Şunları, şunları
yapabileceğiz. diyebiliyor musunuz, bunu konuşalım. Gerisi,
topu sürekli olarak taca atmaktır. Yani siz dediniz diye...
OYA ERONAT (Diyarbakır) Bozan sizsiniz! Bozan
sizsiniz!
BAŞKAN Sayın Eronat, ne oluyor size!
Sayın Eronat, rica ediyorum.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Yani,
bazen fotoğraflar, bazen hikâyeler falan kullanıyoruz. Kıymetli
arkadaşlar, bakın terörizm dediğiniz zaman o insanların
yüzleri, hikâyeleri, tarihleri görülmüyor, biraz onun için kullandım. Bu
konuştuğumuz insanlar en nihayetinde insan. Bakın, Murat
Kayadan bahsettim, Emine anadan bahsettim vesaire. Terörle mücadelenin
gayriinsani uygulamalarının sonucunda bazı insan hikâyelerini
paylaştım, rahatsız olmamanız lazım. Biz terörle mücadele
diskurunun Türkiyeye dayatılan en büyük terörizm olduğunu
düşünüyoruz, söylüyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, teşekkürler.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Özkoç, buyurun, sizin de
bir söz talebiniz oldu.
5.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, cumhuriyetin var oluşunun
yurttaşlarının eşitliği üzerine kurulduğunu ancak
inkârcılığın Türkiye Cumhuriyetinin var olduğu
tarihten bu yana bazı iktidarların anlayışı hâline
geldiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Naci Hocam
söylediği için değil, gerekli gördüğümüz için söylüyoruz.
Cumhuriyetin var oluşu inkârcılık
üzerine değil, yurttaşlarının eşitliği üzerine
inşa edilmiştir. Bugün, burada eşit koşullardaki mevcudiyetimizin
varlığı da bu nedenledir. Ancak inkârcılık, Türkiye
Cumhuriyetinin var olduğu tarihten bu yana bazı iktidarların
anlayışı hâline gelmiştir bugün de olduğu gibi. Bizim
karşı duruşumuz bunadır.
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun söz taleplerini karşılayacağım.
İlk söz, Ankara Milletvekilimiz Sayın
Yıldırım Kayaya aittir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Kaya.
CHP GRUBU ADINA YILDIRIM KAYA (Ankara) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekillerim, bizi ekranları
başında izleyen sevgili yurttaşlarımız; 2020
bütçesinde, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına sözlerimi sizlerle paylaşmak
isterim.
Değerli milletvekilleri, ortalama hayat
standardını tutturamamış ülkelerin bütçesinde rakamlardan
bahsetmek gerçekten hayalcilik olur. Bu yurttaşlarımızı
standartların üzerine çıkmış ülkelerin bütçesinin
görüşüldüğü nokta gibi değerlendirmemek gerekir. Biz,
bırakın ortalama hayatı, her geçen gün bir önceki günü arar
olduk. Bundan dolayı bütçe konuşmasını sayısal
rakamlara boğmak yerine yurdum insanının
yaşadıklarıyla sizlere seslenmek istiyorum. Çünkü
halkımızın bildiği bir bütçe vardır, o da tenceresinin
kaynayıp kaynamadığıdır, sobasının
yanıp yanmadığıdır, 30 yaşına gelmiş
çocuğunun iş bulup bulamadığıdır.
İşsizliğin can yakıcı boyutlara
vardığı, sosyal hayatın ve yaşam güvencesinin pamuk
ipliğine bağlı olduğu, milyonlarca EYTlinin, atanamayan
öğretmenin, okulunu bitirip diplomasını almış, iş
bulamamış ama babasının evine haciz gelen üniversite
mezunlarının, işçimizin, emekçimizin,
kadınlarımızın, emeklilerimizin,
esnafımızın, çiftçimizin, askerliğini bitirip yuva kurma
hayalinde olan gençlerimizin, ülkemizin her bir köşesinde
yurttaşımızın çözüm beklediği ama çözümsüzlüğe
itildiği, daha da kötüsü, insanlarımızın açlıktan,
işsizlikten, yokluktan intihar ettiği bir ülkenin Meclisinde acı
da olsa halkımıza gerçekleri anlatmakla yükümlüyüz diye
düşünüyorum. Bir milletvekilinin halkta gördüğünü Parlamentoda ve
kamuoyunda paylaşmakla yükümlü olduğunu düşünüyorum.
Hangi rakamlardan bahsedeyim? 8 milyonu
aşmış işsizden mi bahsedeyim? On yedi yılda 7 Millî
Eğitim Bakanı değişmiş, bundan mı bahsedeyim? 700
bin atanamayan öğretmenden mi bahsedeyim? Kepenk indiren binlerce esnaftan
mı bahsedeyim? Her gün en az bir kadının hunharca
katledilmesinden mi bahsedeyim? Yoksa Ensar Vakfı yurtlarında 12
körpe çocuğumuza taciz edildiğinden mi bahsedeyim?
Ülkemizin içerisinden geçtiği tek adam
rejiminin gerçek yüzü günden güne kendini göstermektedir. Ülkemiz uçuruma
itilmektedir. Çok eski değil, daha 2017 referandumunda Verin yetkiyi,
ülkenin ve halkın tüm sorunlarını çözeyim. diyen bir siyasal
irade vardı. Bu iradenin başı da Adalet ve Kalkınma Partisi
Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğandı ama bugün
geldiğimiz nokta bir yönetememe noktasıdır, bir beceriksizlik
noktasıdır, bir çözümsüzlük noktasıdır. Gözlerimiz görüyor,
kulaklarımız duyuyor, ülkemiz her geçen gün çözümsüz bir hâle
getiriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, saray devleti hâline
dönüştürüldü. Kanunlar, kanun hükmünde kararnameler değil, neredeyse
fermanlar yayınlanıyor. Kendi partisinin milletvekillerinin dâhi
ulaşamadığı bir Cumhurbaşkanlığı
makamını yaşıyoruz. 2002 yılında Keçiörende
mütevazı bir apartman dairesinde oturan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan, gecekondularda bağdaş kurup, halkla birlikte kuru
fasulye yiyip, kuru soğan kıran bir Recep Tayyip Erdoğan
vardı.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Hâlen aynı,
hâlen aynı.
YILDIRIM KAYA (Devamla) - Ama bugün, 1.150
odalı sarayda yaşayan bir kibir abidesine dönüştü ne yazık
ki. Şimdi, bakıyoruz, yazlık saray var, kışlık
saray var, uçan saray var; bunların hiçbiri yetmedi, şimdi bir de
yüzen sarayla karşı karşıyayız.
Milletimiz kan ağlıyor, kardeş
kardeşe düşman edildi, iş ve aş derdinin pençesinde inim
inim inliyor ama beyler zevküsefa içerisinde.
Yaşadığınız köy hayatı, yoksul mahallelerin
hayatı ülkemizin gerçek yüzünü; 1.150 odalı saraydan yönetilmeyeceğini,
yönetilemeyeceğini size her zaman anlatıyor. Lütfen, dönün, biraz bu
gerçeğe bakın.
İtibardan tasarruf olmaz. diyorsunuz.
İtibardan tasarruf olmazsa
Yıllardır ülkemizin bütün
değerlerinin üzerini örtmeye çalıştınız, milliyetçilik
değerlerimizle oynadınız, inanç değerlerimizle
oynadınız ama bu ülkede siz hiçbir fedakârlık
yapmadınız; sürekli olarak, yurttaşlarımızı
fedakârlığa davet ettiniz. TELEKOMu sattınız,
Sümerbankı sattınız, şeker fabrikalarını
sattınız; bunların tümünü sattınız, şimdi de
cumhuriyetin kazanımlarını yok etmeye
çalışıyorsunuz ama unutmayın ki cumhuriyeti kuranlar
cumhuriyetin kazanımlarına kendi canları gibi, kendi bedenleri
gibi sahip çıkmaya devam edecek.
Peygamber ocağımız olan askeriyeye
mühimmat üreten Tank Palet Fabrikasını Katarlılara
peşkeş çektiniz. Meğer sadece bu değilmiş, şimdi
İstanbulu da parsel parsel Katarlılara peşkeş
çekiyorsunuz; buna asla izin vermeyeceğiz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Hayaller kurdunuz, hayaller kurdurdunuz ama bu
halkın hayallerini yok ettiniz. Okuduğunu anlamayan,
anladığını anlatamayan bir nesil yetiştiriliyor. Sizin
ipliğiniz pazara çıktı, artık yeni nesil sizin bu
söylediklerinize inanmıyor. İnanın, evinizdeki
çocuklarınız ve torunlarınız da sizin söylediklerinize
inanmıyor. Çünkü gelişen çağda ve dünyada eğitimin bu hâlde
olmasını onlar da kabul etmiyor. Çin eğer PISAda 1inci
sırada biz de 33üncü sıradaysak oturup biraz düşüneceğiz,
bu çocuklar neden bu hâldedirler. Ama unutmayın, bu cumhuriyeti kuranlar,
demokrasi yolunda yürüyenler bu anlayışı bir gün ters yüz
edecekler.
Değerli milletvekilleri, okuduğunu
anlamayan, öğrendiğini anlatamayan demişken bir öğretmen
olarak söylemek isterim: İktidara geldiğinizde Millî Eğitim
Bakanlığı yatırımlarına bütçeden ayırdığınız
pay yüzde 17,18di. Bugün bütçede Millî Eğitime
ayırdığınız pay 4,65. Öğretmen arttı,
öğrenci arttı, öğrenci velisi arttı. Peki, niye bu
yatırımlara bütçeden pay arttırılmıyor? Bunun
müsebbibi kim? Neden çocuklarımız yok sayılıyor? Neden
öğrencilerimiz yok sayılıyor? Neden öğretmenlerimiz yok
sayılıyor? Sayın Recep Tayyip Erdoğan 2002
yılında seçim meydanlarında şöyle bir söz söylüyordu,
altına imzamı atarım: 68 bin atanamayan öğretmen var.
Türkiye Cumhuriyeti devleti 68 bin öğretmeni atamaktan aciz
değildir. diyordu.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Üç
müteahhitten sıra gelmiyor.
YILDIRIM KAYA (Devamla) Sayın Recep Tayyip
Erdoğan, 10 kat arttı, 700 bin atanamayan öğretmen var. Bu
ayıp kimin ayıbı? Bu sorumluluk kimin sorumluluğu? (CHP
sıralarından alkışlar)
Evet, Sayın Millî Eğitim Bakanına
sormak istiyorum: 1.250 atama bekleyen engelli öğretmen var, niye
atanmıyor? 5.000 ücretli öğretmen atamayı hak etmiş
durumda, neden atanmıyor? 700 bin atanamayan öğretmen içerisinde 60
bin öğretmeni bugün atasanız sorunun bir kısmını
çözersiniz. 92 bin ücretli öğretmen çalıştırıyorsunuz.
Çalışan 92 bin ücretli öğretmeni neden atamıyorsunuz? Neden
onları 1.200 liraya talim ettiriyorsunuz? Bu sorunların mutlaka
çözülmesi ve gündeme getirilmesi gerekiyor.
Sevgili milletvekili arkadaşlarım,
vakıflarla, cemaatlerle ilişkiden vazgeçin, Deniz Fenerinden
vazgeçin; Alman mahkemeleri bile mahkûm etmiş, siz onlarla protokol
yapıp çocukların önüne onların kumbarasını
koyuyorsunuz. Hepimiz ilkokulda Türk Hava Yollarının
zarflarının içine para koyduk. Bu kumbaraya atılan paranın
nereden
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Türk Hava Kurumu
Havayollarına neden para verelim?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Yanlış
yanlış, Türk Hava Kurumu
BAŞKAN Sessiz olalım değerli
arkadaşlar. Hatibin insicamını bozmayalım.
YILDIRIM KAYA (Devamla) Türk Hava Kurumu
Düzelttiğiniz için teşekkürler.
Şimdi, bu yanlışların üzerine,
bu hataların üzerine eğitim inşa edilemez. Şimdi, hep
şunu söylüyorsunuz, diyorsunuz ki: Tek bir resmî dil var, tek bir bayrak
var, tek bir İstiklal Marşı var. Bu kadim topraklar içerisinde
yaşayan, yeşeren onlarca dil var; kimliği, inancı yok mu
sayacağız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Kaya.
YILDIRIM KAYA (Devamla) Biz bu cumhuriyeti
Kürtlerle, Araplarla, Lazlarla, Ezidilerle, Çerkezlerle birlikte kurduk ve
birlikte yaşatacağız. İstiklal Marşımız
birdir, bayrağımız birdir, devletimiz birdir; bunu onurla ve
şerefle biz birlikte yaşatacağız.
Bu bütçenin adını çokları
konuşuyor ya, bütçeye ad bulmaya çalışıyorlar ya, dün bir
Bakan da buradan bütçeye bir ad verdi ya, ben de düşündüm Bu bütçenin
adı ne olabilir acaba? diye. Acaba bütçeye yumurta satan atanamayan
öğretmen adını mı verelim, yoksa sadece kendisi
değil; çocuklarıyla, eşiyle birlikte siyanürle intihar eden
yurttaşlarımızın adını mı verelim, dedim.
Artık yurttaşlarımız İntihar edersem çocuklarım
ve eşim bunların elinde daha beter perişan olur. diye siyanürle
intihar ediyor. Olsa olsa bu bütçenin adı siyanür bütçesi olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın, selamlayalım.
YILDIRIM KAYA (Devamla) Tercih edin: Ya yumurta
satan atanamayan öğretmen diyeceksiniz ya da siyanür bütçesi
diyeceksiniz.
Sözlerimi bitiriyorum Sayın Başkan, siz de
bir öğretmen eşisiniz. Eğitimin sorunları gerçekten büyük.
Şu anda Doğa okullarının önünde
eylem yapan veliler var. Dedik ki: Okulları özelleştirmeyin,
eğitimi özelleştirmeyin. Buradan Hazine ve Maliye Bakanına
sesleniyorum: Buradan parayı alıp inşaata yatırana niye
sesinizi çıkarmadınız? Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığı, niye sessiz kaldınız? Bu
öğretmenlerin hâli nice olacak? Gelin, hep birlikte bu ülkede
güzelliklerle birlikte yaşayalım. Tıpkı Nazımın
dediği gibi Güzel bir ülkede kardeşçe ve dostça yaşama umudumuz
var.
Biraz sonra, grubumuzdan diğer
arkadaşlarımız Millî Eğitim Bakanlığı
bütçesinin diğer bölümlerine ilişkin konuşmalarını
yapacaklar. Biz sadece söz söylemiyoruz, sözümüzü yazıya da döktük;
söyleyemediğimiz, yetmeyen sözümüzü Sayın İktidara, Millî
Eğitim Bakanına dosya hâlinde de vereceğiz. Umarım
yazdıklarımızı bir iyi niyet göstergesi olarak görürler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın Sayın Kaya.
YILDIRIM KAYA (Devamla) Biz özelleştirmeye
hayır derken millî eğitimi herhangi bir kuruma;
inşaatçıya, boyacıya, sıvacıya ya da demirciye teslim
ederseniz bu işin içinden çıkamayız.
Cumhuriyet eğitimle kuruldu, cumhuriyet
eğitimle yaşayacak. Cumhuriyet devrimleri laik, demokratik, bilimsel
ve kamusal bir eğitim anlayışıyla yüzlerce yıl hep
birlikte yaşayacak; bunu yaşatmaya sözümüz olsun. Sözümüz olsun
öğretmenlere, sözümüz olsun öğrencilere, sözümüz olsun öğrenci
velilerine ki bu ülkede laik, demokratik, bilimsel ve kamusal eğitim bir
gün mutlaka iktidar olacak.
31 Martı yaratanlara yeniden selam olsun;
halkın iktidarını kuracak olanlara da selam olsun diyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Hatay
Milletvekilimiz Sayın Serkan Topalda.
Buyurun Sayın Topal. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinize
saygılarımı sunuyorum.
Az önce Millî Eğitim Bakanlığı
bütçesiyle ilgili AK PARTİli milletvekili arkadaşlarımı
dinledim, cankulağıyla dinledim, hatta tutanakları da
aldım. Gerçekten konuştukları zaman -bir kitap var, Thomas
Moreun Ütopya kitabı- sanki burası Türkiye değil, ütopya
ülkesi, öyle bir Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde
konuşma yaptılar. Hatırlatmak istiyorum onlara, değerli
arkadaşlar, burası Türkiye, ütopya değil. Tabii ki
katılmıyorum ancak AK PARTİ Grubu adına konuşan
Sayın Cemal Taşarın bir cümlesine katılıyorum.
Sayın Cemal Taşar şunu söylüyor, diyor ki: Hükûmetlerimiz,
muhalefetin bu ülke ve millet için hayal bile edemediğini bugün her alanda
olduğu gibi millî eğitim alanında da gerçekleştirmiş
ve başarılara imza atmıştır. Elbette Sayın
Taşar, biz sizin eğitimde yaptıklarınızı hayal
bile edemezdik, tabii ki hayal edemezdik. Mesela ben size söyleyeyim, neleri
hayal edemezdik? Kerameti kendinden menkul cemaatleri eğitimin içine
sokmanızı hayal edemezdik. (CHP sıralarından
alkışlar) Mesela biz yurtlarımızı,
okullarımızı Ensara teslim etmenizi hayal edemezdik. Biz
çocuklarımızı istismar eden bu cemaatlere Bir kereden bir
şey olmaz. demenizi hayal edemezdik. (CHP sıralarından
alkışlar) Biz, atama bekleyen öğretmene Üniversiteye giderken
bana mı sordunuz? demenizi hayal edemezdik. Biz öğretmeni yevmiye
vererek saatlik ücretle çalıştırmanızı hayal
edemezdik. Biz sözleşmeli diye yuvaları dağıtılan
öğretmenleri hayal edemezdik. Biz Cemaat devlete sızdı.
denildiğinde Buna kargalar güler. dediğinizde bunu da asla hayal
edemezdik. Asla bunları hayal etmedik, bizim hayallerimizde de bunlar yok.
Siz bizim hayallerimizi gerçekleştiremezsiniz çünkü siz, bizim
hayallerimizde boğulursunuz Sayın Taşar.
Şimdi, biz neleri hayal ettik, onları
söyleyeyim: Bizim hayal ettiğimiz ve açtığımız
okullarda fesli meczuplar yerine Nobelli Azizler çıktı. Bizim hayal
ettiğimiz eğitim sisteminden aydınlık meşaleler gibi
köyleri aydınlatan köy enstitü öğretmenleri çıktı. Bizim
hayal edip açtığımız okullarda öğretmenler saygın
insanlardı, özgür nesiller yetiştirmek için çaba sarf
ediyorlardı. Çünkü cumhuriyet, düşünenlerin ve üretenlerin ürünüdür;
bunu burada söylemek istiyoruz. Bizim hayallerimizde bilimle
donatılmış öğrenciler var, Sayın Taşar. Bizim
hayallerimizde özgürce tartışan, dünyayla yarışan üniversiteler
var; bizim hayallerimizde geçim derdiyle değil, bilim derdiyle
uğraşan mutlu öğretmenler var; bizim hayallerimizde
maaşını alamayan değil, maaşı asla aklından
geçirmeyen okul öğretmeni var; bizim hayallerimizde PISA sonuçlarına
göre, OECD ülkelerinde 40ıncı ülke olmak yok; bizim hayallerimizde
sıralamada ilk 3 ülke arasında olmak var; bizim hayallerimizde
dünyada sıralamaya giremeyen değil, dünyada sıralamada ilk 10da
olan üniversiteler var; bizim hayallerimizde onlar var Sayın Taşar,
Sayın AK PARTİ.
Şimdi, tabii, biz bunları
söylediğimizde bazı arkadaşlarımız bize
kırılıyor. Her zaman şunu söylüyoruz: Cumhuriyet, sadece
bir rejimin adı değildir; cumhuriyet, aynı zamanda temelinde
eğitim olan bir aydınlanma projesidir. O yüzden, Mustafa Kemal
Atatürk ve bütün yol arkadaşları ülkede tarikatlara ve cemaatlere
asla izin vermedi çünkü bizim cumhuriyetimizde vakıf yok, bizim
cumhuriyetimizde cemaat yok, tarikat yok; bizim cumhuriyetimizde
çağdaşlaşma var, aydınlanma var, hak var, hukuk var, adalet
var, hakikat var, demokrasi var. Yani bizim cumhuriyetimizde yeni saray
menşeli Ensar yok, TÜGVA yok, İlim Yayma yok, sadece Hayatta en
hakiki mürşit ilimdir, fendir. var.
Şimdi, değerli arkadaşlar, şunu
ifade etmek istiyorum, Sayın Cumhurbaşkanımızın çok
sevdiği bir laf var ve bunu da sürekli kullanıyor, cemaziyelevvel
diyor, Sayın Cumhurbaşkanı bunu söylüyor ve bunu çok deklare
ediyor. Gelin, bu tarikatların ve cemaatlerin cemaziyelevveline bir
bakalım. Mesela, bunları hiç Kurtuluş Savaşında
gördünüz mü? Hayır. Ya da mesela, Tokatın on beşlileri
arasında bir tek tarikat mensubu var mıydı ya da bütün
sınıfını şehit veren Tıbbiyeliler de var
mıydı ya da Harbiyelilerden bir tek kişinin ismini duydunuz mu?
Hayır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Topal.
SERKAN TOPAL (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ha, bakın, biz bu tarikatları, biz bu
cemaatleri gördük. Biz nerede gördük? Biz Menemende Kubilayı keserken,
kafasını keserken gördük. Biz bu müritleri yakın zamanda
yargıyı ele geçirirken gördük. Biz bu müritleri darbe girişimi
yaparken gördük. Biz bu müritleri yargıyı ele geçirmeye
çalışırken gördük. Biz bu müritleri Türkiye Büyük Millet
Meclisini bombalamaya çalışırken gördük. Ve biz ne yazık ki
bu cemaatlerin bir yerlere gelmesine, hatta devletin teslim edilmesine vesile
olanları da gördük.
Şimdi, ben bu kürsüden bir kez daha şunu
söylüyorum, az önce de Sayın Genel Başkan Yardımcımız
da ifade etti: Lütfen bu aşktan, bu sevdadan vazgeçin. Evet, aranızda
bir aşk var, aranızda bir sevda var. Tamam, bir cemaat gitti, yeni
bir şıpsevdiyle başka bir cemaate bağlanmayın.
Şimdi, burada, sayın iktidarın
ortağına da birkaç lafım olacak: Sayın MHP milletvekili, az
önce onu da dikkatlice dinledim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Topal, selamlayalım,
bitirelim.
Buyurun.
SERKAN TOPAL (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
MUHARREM VARLI (Adana) Serkan, bize bulaşma
istersen.
SERKAN TOPAL (Devamla) Sayın MHPnin
Milletvekili, değerli arkadaşımız Yaşar Karadağ
çıktı, burada, bu kürsüde az önce millî eğitimin
sorunlarını anlatırken sıraladı: Öğretmenlik
kanunu dedi, 3600 ek gösterge dedi, Öğretmenlerin kadrolusu,
sözleşmelisi olmaz. dedi, Ücretli öğretmenler olmaz. dedi, Engelli
öğretmenler atanmalı. dedi. Gerçekten doğru söylüyor, çok
doğru. Sayın Karadağ, Sayın MHP, elinizden tutan mı
var? Gelin, bunları getirin; biz size destek olalım, biz size tam
destek vereceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Siz
iktidar ortağısınız, sıkıntı yok.
Bunları getirin, biz de size tam olarak destek verelim.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Senin
sorununu da biz çözeriz Serkan, rahat ol.
SERKAN TOPAL (Devamla) Son olarak, sayın
milletvekili arkadaşlarımız, babası Tokatta, annesi
Siirtte, kendisi Adana Kozanda babaannesinin yanında kalan 3
yaşındaki sözleşmeli öğretmen yavrusu, Dokuz günlük bayram
tatili olmasın, olursa ücretim kesilecek. diye tedirgin olan,
bayramı parasız geçiren ücretli öğretmenlerin çocukları
adına ve 3600 ek gösterge vereceğiz. diye umutlarıyla
oynadığınız bu ülkenin yüz akı öğretmenlerimizi
Meclis komisyonlarının kapısında beklettiğiniz için
bütün o çocukların adına
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayalım Sayın Topal.
SERKAN TOPAL (Devamla) -
sizin
vicdanlarınıza bir kez daha sesleniyorum, gelin, bütün
öğretmenlerimizin sorunlarını birlikte çözelim.
BAŞKAN Ben de sizin vicdanınıza
bırakarak selamlamanızı istiyorum; selamlayalım.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Hepinize teşekkür
ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bülbül, kısa bir söz
talebiniz oldu. Rica edeyim
III.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
6.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Hatay Milletvekili Serkan
Topalın 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun
Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin altıncı tur görüşmelerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine, Adalet
ve Kalkınma Partisinin desteği olmadan Meclisten bir kararın
çıkmasının uygulanabilirlik açısından mümkün
olamayacağını herkesin kabul etmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Tabii Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Serkan Topal konuşmasını yaparken,
Milliyetçi Hareket Partisinin konuşmacısı Sayın Yaşar
Karadağ Beyin Milliyetçi Hareket Partisinin özellikle şu an millî
eğitimde gerçekleşmesini arzu ettiği, talep ettiği
hususları sıraladığını ifade etti Elinizden
tutan mı var? dedi. Elimizden tutan yok da neticede Milliyetçi Hareket
Partisi 49 milletvekili olan bir siyasi parti, Mecliste temsil edilen bir
siyasi parti. Evet, Cumhur İttifakının bir parçası fakat
Cumhur İttifakının birlikteliğini oluşturan o senet,
protokol, hangi amaçlara matuf olduğu belli olan bir protokoldür. Nihayeti
itibarıyla, Adalet ve Kalkınma Partisiyle ekonomik sosyal
politikalarla, eğitim politikalarıyla alakalı olarak her
meselede aynı şekilde, aynı düşüncelere sahip olmamız
tabii ki beklenemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamamlayalım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bu konuyu biz sizinle
birlikte yapalım, bitirelim bu işi.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Biz 2 ayrı
tüzel kişiliğiz, 2 ayrı siyasi partiyiz. Bunlar
doğaldır.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Kanunları
Meclis yapar, Meclis. Siz getirin, biz destekleriz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Biz, Türkiye'nin
en önemli gördüğümüz meseleleriyle, beka meseleleriyle alakalı olarak
çok önemli bir birliktelik içerisindeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi her
defasında bu taleplerini, bu değerlendirmelerini burada Meclisimizle
paylaşmakta. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi de, efendime
söyleyeyim, devletimiz de bu noktada en doğru zamanda bu işin
gerçekleşmesini beklemektedir. Bu, bizim her zamanki
yaklaşımımızdır. Bunun dışında,
efendim, Adalet ve Kalkınma Partisinin desteği olmadan buradan bir
şeyin çıkmasının uygulanabilirlik açısından çok
mümkün olamayacağını herkes kabul etmelidir, bunu herkes
biliyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Çıkarırız, çıkarırız; bir defa
çıkarırız, onlar da öğrenirler.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bu noktada,
düşündüğümüz meselelerde bir uzlaşmanın teminini
bekliyoruz.
Saygılar sunarım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Söz sırası Muğla
Milletvekilimiz Sayın Suat Özcana aittir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Özcan.
CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZCAN (Muğla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesinin YÖK ve üniversite açısından
değerlendirmesini yapacağım.
Eğitim ve bilim, insanlığın
ortak mirasıdır. Eğitim yoluyla ülke ve dünya bilimine
katkı sıralamasında neredeyiz? Elimizdeki telefondan
kullanılan otomobile, tıp cihazı MRlardan ilaçlara; uydulardan,
dünyada en çok izlenen filmlerden, dinlenen eserlerden, okunan kitaplardan,
tablolardan kaçı bizim?
On yedi yıldır millî eğitim
politikaları sürekli değişerek 7 bakanla yazboz tahtası
hâline dönüşmüştür. Bunca değişen bakan ve sisteme
rağmen, oturmuş bir millî eğitim politikamız yoktur.
Ülkemizdeki adaletsiz gelir
dağılımı eğitim harcamalarına belirgin bir
şekilde yansımış durumdadır. 2018 yılında en
yoksul yüzde 20lik dilimde bulunan ailelerin eğitime 579 milyon lira, en
zengin yüzde 20lik dilimde bulunan ailelerin ise 18 milyar 445 milyon lira
harcadığını görüyoruz. Zengin ile yoksul arasındaki
fark 32 kattır. Yoksul ailelerin gelirlerinin önemli bir
parçasını gıda harcamaları için ayırması,
eğitime ayırdıkları payın azalmasına sebep
olmaktadır.
Geçinemeyen aileleri ne çabuk unuttuk? Oğluna
okul kıyafeti alamadığı için ya da çocuklarına
harçlık veremediği için hayatına son veren ebeveynleri
hatırlıyor musunuz?
Taşımalı eğitim sebebiyle
yıkılmaya terk edilen köy okulları hem eğitime hem de
ekonomiye büyük zarar vermiştir.
Temel eğitim ile akademik eğitim
arasında doğrudan bir ilişki vardır. PISA
sonuçlarının başarılı olduğu ülkelerde anaokulu
ve temel eğitimin gerçekleşmesi yüzde yüzdür. Ülkemizin eğitim
açısından başarısızlığı ortadadır.
Öğrencilerimizin muhakeme yetenekleri oldukça düşüktür.
Düşündüren, sorgulayan ve yargılayan eğitimi görmezden geliyoruz.
Liselerden üniversitelere geçiş oranlarına
baktığımız zaman, sosyal ve fen liselerinden yerleşme
oranları daha vasat iken diğerleri çok daha düşüktür.
Temel eğitimi sorunlu olan eğitim
sisteminin, yükseköğretimin de sıkıntılı olması
kaçınılmazdır. YÖK ile üniversite bütçelerine merkezî yönetim
bütçesinden ayrılan payın gayrisafi yurt içi hasılaya oranı
2003te 0,94 iken, bu oran 2020de 0,73e düşürülmüştür. Her yıl
2 milyondan fazla öğrencimiz yükseköğrenim kurumları için
sınava girmektedir. Bugün ülkemizde 129u kamu, 78i vakıf statüsünde
toplamda 207 üniversite bulunmaktadır. Toplam öğrenci
sayısı 7 milyon 740 bindir. Bu öğrencilerin 7 milyon 134 bini
kamu üniversitelerinde, 605 bini vakıf üniversitelerindedir. Kamuda
öğrenci sayısı fazla, öğretim üyesi ve ödenek az,
vakıf üniversitelerinde ise öğrenci sayısı az, öğretim
üyesi sayısı ve okul ücretleri fazladır.
Bugün üniversite yönetimlerinin kendisi de sorundur.
Bundan doksan altı yıl önce Türkiye Cumhuriyetini kuranlar, laik ve
bilimsel eğitimle fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller
yetiştirmek ilkesiyle yola çıkmış olup, bu felsefe
doğrultusunda 1931 yılında İstanbul Üniversitesinin
kuruluş sürecinde Mustafa Kemal Atatürk Uluslararası bilim
dergilerinde makaleleri yayımlanmış ve atıf almış
kaç değerli öğretim üyesi vardır? diye araştırma
yaptırarak başlamıştır işe. Yine 1931deki
anlayışın tersine bugün rektör atamaları çarpıcı
bir örnektir ki, rektörler sandıklardan çıkan sonuçlar ve liyakate
göre değil keyfî atamayla görevlendirilmektedirler. (CHP sıralarından
alkışlar)
Ayrıca daha da vahimi, atanan rektörlerin
akademik başarıları ve bilimsel atıfları da göz önüne
alındığında 68 rektörün sıfır uluslararası
yayını varken, 71 rektörün de çalışmalarına
sıfır atıf vardır. Mevcut rektörler sorunlara çare yerine,
yakın ve yandaşlarına hizmet etmeye çalışmaktadırlar.
Özgür üniversiteler için üniversitelerin özerkleşmesi gerekmektedir. Özgür
üniversitelerin, özerk üniversitelerin yönetimlerine hem öğretim üyeleri
hem öğretim üyeleri hem de öğrenciler katılmalıdır.
Darbe dönemlerinde gördük, yüzlerce, binlerce akademisyenimiz,
öğretmenimiz görevlerinden alındılar, sosyal ve ekonomik tecride
mahkûm edildiler.
Değerli milletvekilleri, üniversite
öğrencilerinin barınma, burs ve öğrenimine devam edemeyenlerin
af ve mezun olanların işsizlik sorunları devam etmektedir.
Kazandığı şehirde yurt olmadığı için
üniversiteyi bırakan ya da donduran gençler vardır. Kamuda 700 bin,
özelde ise 129 bin öğrencilik yurt kapasitesi var. Yeni üniversiteye
başlayan 100 öğrenciden 79u yurt bulamıyor.
Burslar noktasında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
SUAT ÖZCAN (Devamla) Evet, eğitimin iki temel
parçasından bir diğeri öğretmendir. Coğrafyamızın
hiçbir bölgesinde ayrım yapılmadan görev yapabileceği eşit
koşulların yaratılması, öğretmenlik meslek kanunu
çıkarılması, sendikal hakların eşit bir şekilde
kullanılması gerekmektedir.
Cumhuriyetimizin 100üncü yılına
çocuklarımızın ve gençlerimizin dünyayla
yarışmasında eğitim işlerine ortak edilen
vakıflar ve cemaatlerle, YÖKle, susturulmuş üniversitelerle,
kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmen statüleriyle, 4+4+4
sistemiyle, kalabalık sınıflarla, ikili eğitim, ezberci
eğitim, paralı eğitim, niteliksiz eğitimle mi
gireceğiz diyerek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Ordu
Milletvekilimiz Sayın Mustafa Adıgüzele aittir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Adıgüzel.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerimin başında, tüm
eğitim camiasını, öğretmenleri ve eğitim emekçilerini
selamlıyorum; eğitimin önemli bir yükünü taşıyan ancak
hakları verilmeyen sözleşmeli öğretmenleri ve ücretli
öğretmenleri selamlıyorum; engelli kadroları müsait olduğu
hâlde atanmayan engelli öğretmenleri selamlıyorum.
Talim Terbiye Kurulu AKPde 8 başkan gördü,
bunlardan biri de şu andaki Sayın Bakan Ziya Selçuk idi. Bu Kurul,
sürekli siyasetin etkisinde ve yetkisinde tutuldu. Bu da yetmedi, 2016da bir
mevzuat değişikliğine gidildi, Kurulda görev alanların
eğitim, liyakat ve tecrübe gereksinimleri
kaldırıldı. Bu Kurul, çağdaş, bilimsel eğitim
koşullarını yaratmak yerine millî eğitimi siyasetin
emirlerine göre dizayn etmektedir. Bunu mevzuatı da yalanlamıyor çünkü
görev tanımında Bakan tarafından verilen görevleri yapar. diye
yazıyor. Sayın Ziya Selçuk Mayıs 2016da bu Kuruldan istifa
ettiğinde açıklamasında Verimli bir çalışma
ortamı ve katkı sağlama imkânı bulamadığım
için istifa ediyorum. demişti. Biz, Talim ve Terbiye Kurulu özerk
olmalı, siyasetin etkisinden uzak olmalı diyoruz; biz, Talim ve
Terbiye Kurulu millî eğitimin kalbidir diyoruz ama bu hâliyle Talim ve
Terbiye Kurulu talim veren değil, talimat alan durumundadır. Bu
bağlamda, millî eğitimde kalp olmaktan çok apandisit veya safra
kesesi muamelesi görmektedir.
Ders
kitaplarının içeriğine gelince: Lise din dersi
kitaplarından, imam-hatip lisesinin ders kitaplarından Atatürk ve
Atatürkçülük çıkarılmıştır, inkılap tarihi
kitabında Teali İslam Cemiyeti zararlı cemiyetlerden
çıkarılmıştır. Köy enstitüleri köylüler
istemediği için kaldırıldı. diyerek, Şeyh Sait
İsyanını Doğudaki bir isyan., Musul sorununu Güneydeki
bir sorun. diye tanımlayarak ne yapmaya çalışıyorsunuz?
Kitaplardaki hatalardan hiç bahsetmeyeceğim, çoğu komik zaten. Siz de
internet sayfanıza hata bildirim formu koymuşsunuz, demek ki
bunları ancak böyle karşılayabiliyorsunuz.
Her yıl 150
milyon kitap basılıyor, ücretsiz dağıtılıyor;
çoğunun kapağı bile açılmadan çöpe atılıyor. Bu
şekilde baştan beri 6 milyon ağacı ve 4 milyar TLyi çöpe
attınız, neden? Çünkü bu dağıttığınız
kitapların içeriği yetersiz, öğrenci ve öğretmenler ek
kitap almak zorunda kalıyor ve öğrenci başına aileler
1.500-3.000 TL masraf yapmak zorunda kalıyor; parası olmayan ikinci
el alıyor ya da hiç alamayanlar var. İmkânı olanlar ek kitap
alırken çocuklarının aynı isteğini
karşılayamayan anne babayla hiç empati yaptınız mı? O
anne babanın çocuğunun yanında nasıl ezildiğini hiç
düşündünüz mü? Bir başka okulda, kıyafeti uygun görülmediği
için evine gönderilen çocuğa pantolon alamadığı için
intihar eden İsmail Devrimler, bu ülkede yaşıyor. Bu yüzden,
bu ülkenin her çocuğunun iyi bir eğitim almaya hakkı var; bunu
da eşit yurttaşlık, eğitim hakkı çerçevesinde sağlamak
zorundasınız.
Sayın Bakan,
size daha önce de söylemiştim, ne yaparsanız yapın, bu Millî
Eğitim müdürlerini, okul müdürlerini atayan zihniyet değişmeden
başarılı olmanız mümkün değil. Gün geçmiyor ki bir
Millî Eğitim müdürü ya da okul müdürü çıkıp akla ziyan bir laf ya da iş üretmesin.
Bunları özellikle mi arayıp atıyorsunuz?
Orduda bir çocuk katili hapisten kaçtı,
kırk sekiz saat içinde, hiç alakası olmayan bir
kızımızı kalbinden bıçaklayarak canına
kıydı ve Emniyette verdiği ifadesinde, nasıl bir
mağdur aradığını, bir annenin yanında 6
yaşında bir çocuk gördüğünü, annesinin yanından biraz
ayrılmasıyla o çocuğu da bıçaklamak istediğini
söyleyecek bir cani var, böyle bir olay var ve sizin Düzce Millî Eğitim
Müdürünüz bunu nasıl yorumluyor bir bakın: Ama olayın da çok
değişik boyutları var. Dolayısıyla, biz
çocuklarımızı iyi yetiştirmeliyiz. Bırakın Millî
Eğitim müdürü, öğretmen bile olamayacak bu müdür müsveddesi ta
Düzceden Orduya bilip bilmeden ahkâm kesiyor. Çocuklarımızı
emanet ettiğiniz kafa bu mu? Bu adamın görevinde
kaldığı her saniye, Cerenin sevenleri, kadınlar, hatta tüm
toplum için eziyettir, hakarettir, tekrar tekrar cinayettir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Taşra teşkilatları bir
bakanlığın sahaya temas eden uzuvlarıdır.
Arabanız ne kadar iyi olursa olsun, hatta yeni bir araba alın,
tekerleriniz sakat ise hükmü yok. Siz istediğiniz kadar gaza basın,
bu sistem patinaj yapmaya mahkûm. Siz ileri vites atın; bu müdürler, bu
valiler, bu vakıflar, dernekler, millî eğitimi teslim ettiğiniz
bu ucubeler geri vitese atıyorlar. Bu hâliyle devlet okulları
çöküyor, imkânı olanlar özel okullara kaçıyor.
Bu kadar senenin sonunda çocuklarımıza
nasıl bir gelecek bıraktığınızdan haberiniz var
mı? İşsiz aşsız evler, güvensiz sokaklar, talan
edilmiş doğa, kirletilmiş hava. Okullarda çocuklar ölüyor.
Okullarda mescit zorunluluğu var ama sağlık birimi, revir,
hemşire zorunluluğu yok. Çocuklar Hiroşimadan beri ölüyor,
ölmeye devam mı etsinler?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Adıgüzel, buyurun.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) Hiroşimada öleli
oluyor bir yetmiş yıl kadar,/ Yedi yaşında bir
kızım, büyümez ölü çocuklar.
Hep, millî eğitim denince
çocuklarımızın eğitimini konuşuyoruz. Bütün
bunları bu hâle getiren onlar değil ki, sizlersiniz. Aslında
sizleri de millî eğitime dâhil etmek lazım çünkü ülkeyi bu hâle siz
getirdiniz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Yalova
Milletvekilimiz Sayın Özcan Özelde. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Özel, süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA ÖZCAN ÖZEL (Yalova) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesi üzerinde grubum adına söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Eğitim üzerine konuşmak,
sorunlarını ele almak; geleceği konuşmak, geleceği
planlamaktır. Millî Eğitim Bakanlığı için bütçeden
ayrılan pay, son üç yılda sürekli gerilemektedir. 2018
yılında 17,66 olan bu pay, 2019 yılında 16,81; 2020
yılı için teklif edilen tutarın bütçe içindeki payı ise
16,1dir. 2016 yılından beri Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesinin her yıl yüzde 1 oranında
küçüldüğü görülmektedir. Eğitime ayrılan kamu
kaynaklarının büyüklüğü ve ülkenin toplam geliri içindeki
payı, eğitime verilen önemin göstergelerinden biridir.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri
arasında yer alan nitelikli eğitim hedeflerinin gerçekleşmesine
yönelik adımlara bakıldığında, eğitim
bütçelerinin gayrisafi yurt içi hasıla oranının yüzde 4 ile 6
arasında olması gerektiği ortadadır. Türkiye, bu bütçe
oranlarıyla ne yazık ki nitelikli eğitim için gerekli
adımları atamaz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi içinde eğitim
yatırımları için ayrılan pay gerilemektedir. Bakanlık
bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002
yılında yüzde 17,18 iken bu oran 2018de yüzde 8,38; 2019da yüzde
4,88dir ve 2020 için 4,65 olarak teklif edilmiştir. Eğitim
yatırımları için ayrılan yüzde 4,65lik oran son on yedi
yılın en düşük oranıdır. Nereden nereye diyorsunuz
ya eğitime yatırımda geriye doğru bir nereden nereye
hikâyesi yazdınız. 2019 bütçesinin eğitim kademeleri ve okul
türlerine göre dağılımına bakıldığında
ise en fazla bütçe yüzde 59,9la okul öncesi ve ilköğretim okullarına
ayrılırken, en az bütçe yüzde 2,2yle özel eğitim okul ve
kurumlarına ayrılıyor. Türkiyedeki resmî okulların yüzde 83ü
okul öncesi ve ilkokul kurumlarıyken, tüm okullara ayrılan bütçenin
ancak yüzde 60ı bu kurumlara yöneliktir. Buna karşın resmî
kurumların yüzde 17sini oluşturan diğer okul türü ve kademeler
ise bütçenin yüzde 40ını oluşturmaktadır. Öğrenci
sayılarına bakıldığında da resmî kurumlara giden
öğrencilerin yüzde 75i okul öncesi, ilkokul ve ortaokula devam ediyor. En
az harcama yüzde 0,6yla fen liselerine yapılıyor, en kaliteli
öğrencilerimizin okuduğu okullara.
Bu arada, genel müdürlükler bakımından Din
Öğretimi Genel Müdürlüğü bütçesi yıldan yıla dikkat çekecek
bir oranda artıyor. 2015 bütçesi 2,5 milyar, 2016 bütçesi 3,88 milyarken
yetmedi, 4,98 milyarla yılı tamamladı; 2017 bütçesi 3,94
milyarken yetmedi, yılı 6 milyarla tamamladı; 2018 bütçesi 6,6
milyarken bu da yetmedi, 7,7 milyarla yılı kapattılar. 2019
bütçesi 8,67 milyar oldu. 2020 bütçesi 9,9 milyar olarak planlandı.
2015ten 2020ye bu genel müdürlüğün bütçesi neredeyse 4 kat
artmış oldu.
Devlet, okul türleri arasında ayrım
yapmaz; devlet, bir okul türünü dayatmaz; devlet, bir okul türüne diğer
okul türlerine ayırdığından daha fazla bütçe ayırmaz.
Sayın Bakan, siz bir açıklamanızda
diyorsunuz ki: İmam hatip okullarımız vicdanı ve liyakati
bilim ve teknolojiyle birleştirerek insanlığa hizmet etmenin
yolunu açıyor. Diğer okullarımız ne yapıyor
Sayın Bakan, bunları yapamıyor mu?
Sayın Bakan, siz 2006 yılında Talim
ve Terbiye Kurulu Başkanlığından istifa ederek ayrılmıştınız.
O gün sizi istifaya götüren gerekçeler neyse bugün aynı gerekçeler sizin
Bakanlığınız döneminde de aynen devam ediyor.
Kayırmacı kadrolaşma Millî Eğitimde liyakati yok etti.
Sadece bir örnek vermek gerekirse, proje okullarına, yönetici
atamalarına bakınız. Proje okullarında görevlendirilen 899
yöneticinin 774ünün aynı sendikaya üye olması tesadüf olamaz. Bu
atamalar Bakanlıkta mı yapılıyor, yoksa o sendikanın
genel merkezinde mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özel.
ÖZCAN ÖZEL (Devamla) Sayın Bakan,
eğitimi vakıf ve derneklere havale ettiniz. Kaç vakıf ve
dernekle protokol yaptığınız soruluyor, cevap
vermiyorsunuz, Kamu yararı gözeterek imzalıyoruz. diyorsunuz. Biz
de ne kadar kamu yararı var bunu öğrenmeye
çalışıyoruz. Bakanlığın 1 milyon öğretmeni
var, birikimi var, tecrübesi var. İyiliği Deniz Feneri Derneği,
Osmanlıcayı Hayrat Vakfı, para toplamayı İHH, sosyal
etkinlikleri TÜGVA, TÜRGEV, Ensar Vakfı öğretecekse Millî Eğitim
Bakanlığına ne gerek var?
Seçimde 3600 ek gösterge sözü verdiniz, bitmedi, 13
Aralık 2018de 2nci Yüz Günlük İcraat Programına koydunuz. Yüz
değil, üç yüz altmış beş gün geçti, 3600 ek gösterge sözü
için hâlâ ne bekliyorsunuz? Simit Sarayının bile sorununu çözdünüz, öğretmenlere
verdiğiniz sözü unuttunuz. Bu arada, günleri eksik diye
atamadığınız 920 ücretli öğretmen de atamayı
bekliyor. 2020 yılında 20 bin öğretmenin atanacağı
açıklandı, 700 bin öğretmen atama bekliyor. 100 bin
öğretmen açığı var. Sadece 20 bin öğretmen
atayacaksınız öyle mi!
2020 yılı bütçesinin ülkemize,
milletimize, geleceğimiz olan öğrencilerimize ve
öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Yozgat
Milletvekilimiz Sayın Ali Kevende. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakika Sayın Keven.
CHP GRUBU ADINA ALİ KEVEN (Yozgat) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti devletinin en
önemli Bakanlığı olan Millî Eğitim Bakanlığı
bütçesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi grubu adına söz
almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce Aybüke
Yalçını, Necmettin Yılmazı ve şehit olan bütün
öğretmenlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; fazla rakamlar içerisinde boğulmadan hemen şunu
belirteyim: Türkiye Cumhuriyeti devletinin en önemli ve en büyük olması
gereken bütçesi maalesef ranta ayrılan kaynağın altında
kaldı. Bakınız, Millî Eğitim
Bakanlığının 2020 yılı bütçesi yine tefecilerin
bütçesine yenik düştü. Bakanlık 2020 yılı bütçesi 125
milyar lira, oysa faize ayrılan bütçe 139 milyar lira. Bu bütçede faiz
ödemesi var, eğitimin piyasalaştırılması var, özel
okullar var ama bu bütçede eğitimin niteliği yok, eğitimin
tarikatların, vakıfların kıskacından nasıl
kurtulacağı yok, öğretmen yok, öğrenci yok, ihraç edilen 33
bin öğretmenin ve ailelerinin geleceği yok. Hukuk
yollarının kapatıldığı ihraçlara OHAL Komisyonu
dayatılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, OHAL devleti
değildir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu bütçede ne yazık ki atama sayıları da yok.
Önümüzdeki dönemde kaç öğretmen atanacak. diye soruyoruz maalesef cevap
yok. Sayın Bakan bunun yanıtını öğretmenler sizden
bekliyor, hem de bugün. Şu an bir bütçe tartışması
içerisindeyiz ama kamuoyunun öğretmen ataması hakkında bilgisi
yok. Öğretmenlerimiz bir asgari ücret bile etmeyen ek ders ücreti
karşılığı ücretli öğretmenlik yaparak geçinmeye
çalışıyor. Yani, Bakanlığınız eliyle iş
güvencesi olmadan asgari ücretin altında 90 bin ücretli öğretmen
çalıştırılmaktadır. İşsizlikle
boğuşan öğretmenlerimizi ücretli öğretmenliğe mahkûm
ettiniz. Ücretli öğretmenlik sistemi, öğretmenlik mesleğini
sömüren ve değersizleştiren bir sistemdir. Ücretli ve sözleşmeli
öğretmenlik derhâl kaldırılmalıdır ve açık olan
her okula kadrolu öğretmen mutlaka atanmalıdır. 5 bin ücretli
öğretmen ataması yapıldı ama sigorta prim günü
hesabında adaletsizlikler yaşandı. Bu durumu derhâl çözmemiz
gerekiyor ve bu öğretmenlerimiz ek 5 bin ücretli öğretmen
atanmasını talep ediyorlar. Ayrıca, Ağustos 2019da atanan
yaklaşık bin öğretmen güvenlik soruşturmasının
sonuçlanmasını bekliyor. Anayasa Mahkemesi Bu, hak ihlalidir. dedi,
duymadınız mı Sayın Bakan? Yargı kararları sizin
için ne anlam ifade ediyor?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
özel rehabilitasyon merkezlerinde çalışan öğretmenlerimiz birçok
sorundan dertliler. En önemlisi, öğretmenlik mesleğinin
itibarını kazanmak istiyorlar. 30 bin öğretmen haftanın
altı günü engelli bireylerle çalışıyor,
yıpranıyor, yoruluyor ve baskı altında
çalışıyorlar. Hakkını aradığında ise,
işveren dışarıdaki işsizlik ortamıyla tehdit
ediyor. Haklarının kamuda çalışan öğretmenle
eşitlenmesini istiyorlar. Siz bu okulların ve özel rehabilitasyon
merkezlerinin patronlarına ne kadar para akıtırsanız
akıtın onlar meslektaşlarımızı yine asgari
ücretle sömürü koşullarında çalıştıracaklardır.
Özel sektörde çalışan öğretmenlerimiz
daha verimli olmak için iş güvencesi istiyor, haklarının
korunmasını istiyor, öğretmenlik meslek kanununun acilen
çıkarılmasını istiyor. Doğa Koleji örneğinde ve
yakında yeni örnekleri gelecek olan iflaslarla mağdur edilmek
istemiyor.
Her önüne gelen bakkal dükkânı gibi tabela
dikip kolej açıyor. Eğitimin düştüğü bu durumdan çok mu
memnunsunuz Sayın Bakan? Neden bu kolejlerden olası bir iflas
durumunda velilerin ve öğretmenlerin mağdur olmaması için belli
bir tutarda teminat almıyorsunuz? Bu özel okullara Öğretmenlerimizi
ne güzel sömürüyorsunuz. diye ödül verir gibi bir de milyarlarca liralık
kaynak aktarıyorsunuz. Bu kaynağı öğretmen ataması
için kullanın, bu kaynağı kırılan camını
değiştiremeyen devlet okulları için kullanın, bu
kaynağı geçen yıl sadece 750 kontenjan verdiğiniz engelli
öğretmenlerin atamasında kullanın. 1.250ye yakın engelli
öğretmen atanmak isteniyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanı açılan üniversitelerin
sayısıyla devamlı övünüyor. Evet, çokça üniversitemiz var, çokça
eğitim fakültemiz var ama çok da işsiz üniversite mezunumuz var, çok çok
fazla sayıda işsiz öğretmenimiz de var. Bununla da övünüyor
musunuz acaba?
Bir tarafta bir eli yağda bir eli balda siyasi
iktidar ve onun beslediği rant çevreleri, vakıfları ve kolej
patronları var, diğer tarafta işsizlikle, hayat
pahalılığıyla, zamlarla boğuşan öğretmenlerimiz
var, emekçiler var. Kamu eliyle zenginleşip sırça saraylarına
çekilenler elbette evine ekmek götüremeyen işsizlerin hâlinden
anlayamazlar.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; seçim gelince söz verip unuttuğunuz yüzlerce örnekten
biri olan 3600 ek gösterge taleplerine kulak tıkamaya devam ediyorsunuz.
Sayın Bakan, zorunlu hizmeti daha özendirici,
daha teşvik edici hâle getirmeye yönelik bir projeniz var mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Keven.
ALİ KEVEN (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Öğretmenlerin örgütlenme haklarının
önündeki tüm engelleri kaldırmayı düşünüyor musunuz?
İdareci atamalarının yüzde 99unun
EĞİTİM-BİR-SEN üyesi olması sizce bir tesadüf müdür?
Adana, Hatay, Antepte yüzde 20lerde, Kiliste yüzde 80lerde Suriyeli nüfus
var. Buralara ne kadar Suriyeli öğretmen atadınız, buralarda ne
kadar Suriyeli öğrenci var? Birlikte eğitim görmeleri eğitimin
kalitesini yükseltiyor mu?
Son olarak Yozgatla ilgili bir talebim olacak
Sayın Bakan. 1914-1915 Çanakkale Savaşında son üç
sınıfını Çanakkale Savaşına gönderen Yozgat
Lisesi şeref madalyası bekliyor.
Saygılar sunuyorum. Bütçeniz hayırlı
olsun diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası, İstanbul
Milletvekilimiz Sayın Ünal Çeviközde. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Çeviköz.
CHP GRUBU ADINA AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile
2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi kapsamında
Dışişleri Bakanlığı bütçesiyle ilgili olarak Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hanımefendiler,
beyefendiler; dış politikada son zamanların en güncel konusunu
Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerde
yaşanan gelişmeler oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri
Kongresinde önce Temsilciler Meclisinde, sonra Senatoda birbiri ardına
gelen karar tasarıları, komisyonlardan ve Genel Kuruldan geçen
kararlar, bunların nitelikleri, bağlayıcı olup
olmadıkları, Türkiyeye nasıl tesir edeceği gibi
tartışmalar bu gelişmeleri izliyor. Ardından da kabul
edilen tasarılar tarafımızdan kınanıyor, Yok
hükmündedir. deniyor, böylece bir dış politika
başarısı gösterildiği sanılıyor.
Amerika Birleşik Devletleri Senatosu
tarafından bu hafta 1915 olaylarıyla ilgili olarak kabul edilen karar
bir ilktir. Dışişleri Bakanlığı geçmişinden
gelen bir birikimle bunu özellikle dikkatinize sunmak isterim. Her
Dışişleri Bakanlığı mensubu kariyerinin bir
döneminde mutlaka böyle bir karar tasarısının engellenmesi için
çalışmış, mesai harcamış ve sonunda
başarıyla engellenmesinde de bir rol oynamıştır. O
kadar ki 2015 yılında, 1915 olaylarının 100üncü yıl
dönümünde dahi Amerika Kongresinde böyle bir karar tasarısının
geçmesi mümkün olamamıştır ama eskiden geçirilmesi mümkün
olmayan tasarılar bu defa Amerikan Kongresinden birbiri ardına
geçiriliyor. Bunun nasıl olduğunu sormaya gerek bile duymuyorum.
Zira, bu durum, Türkiye'nin artık uluslararası toplum nezdinde ne
kadar yalnız kaldığının somut göstergesi olarak
durumumuzu çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu
durum bir başka gerçeği daha gözler önüne sermektedir, o da
Amerikada lobi şirketlerine harcanan milyarlarca doların, bir
diğer deyişle, vatandaşlarımızın vergileriyle
karşılanan fonların hiçbir işe yaramadan çöpe gittiği
gerçeğidir; bu gerçek, bütçeye bakıldığında da net
olarak görülüyor. Ermeni soykırımı gibi iddialarla mücadele
başta olmak üzere, Türkiye karşıtı birçok alanda görev
yapan Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğünün
2019 yılında 11,2 milyon lira olan ödeneği 2020 yılı
bütçesinde önümüze 5,9 milyon lira olarak gelmiş durumda. Bu Genel
Müdürlüğün bütçesini yarı yarıya keserseniz,
Dışişleri Bakanlığı içindeki hizmet gerekçesi ve
hedefleri Türkiye aleyhine sürdürülen propaganda ve eylemlerle akademik,
siyasi, diplomatik, kültürel ve hukuki alanlarda mücadele etmek olan bir Genel
Müdürlüğün bu mücadeleyi sürdürebilmesini nasıl
sağlayabilirsiniz?
Peki, bütçe dışında, başka,
Hükûmet unsurları tarafından Amerikada yine benzer maksatlarla
harcanan ve üstelik Donald Trumpa yakın isimlerin lobi şirketlerine
oluk gibi akan milyonlarca doların karşılığında
elde edilen sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır ise
bu mudur başarılı dış politika,
başarılı iletişim ve lobicilik faaliyeti? (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, lobicilikten söz
ederken şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Türkiye'de lobi
sözcüğünün doğru anlaşılamadığına
ilişkin kanaatler giderek güçleniyor. İktidarın hoşuna
gitmeyen bir gelişme olursa hemen bunun bir lobi faaliyeti olduğu
iddiası ortaya atılıyor. Son olarak yeni bir lobi daha
çıktı ortaya, o da Montrö lobisi. Değerli milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyetinin temellerini oluşturan en önemli belgelerden biri
Lozan Anlaşması ise diğeri de 1936 yılında imzalanan
Montrö Boğazlar Sözleşmesidir. Türkiye Cumhuriyetinin
bekasıyla ilgili olan bu iki anlaşma âdeta Türkiye Cumhuriyetinin
tapu belgeleri gibi addedilen uluslararası hukuk araçlarıdır. Ne
mutlu ve ne gurur verici bir durumdur ki, bu anlaşmalar zamanında
imzalanmış ve ülkemizin uluslararası hukuka dayalı
şekilde çıkarları gözetilmiş, garanti ve güvence
altına alınmıştır. Montrönün lobisi olmaz, olsa olsa
bu anlaşmadan kurtulmak isteyenlerin Montrö fobisi olabilir. (CHP sıralarından
alkışlar) Fobiyse tehlikeli bir davranış bozukluğudur ve
bundan muzdarip kişilerin de tedavi edilmesi gerekir ama bütün bunlardan
daha vahim olan, Montrö Anlaşmasının lafzının ve
ruhunun anlaşılmak istenmemesidir.
Kanal İstanbul Projesi için yapılan
Çevresel Etki Değerlendirmesi başvuru dosyasına baktık. Hoş,
Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde ÇED raporları dikkate
alınmış olsaydı, bugün, İstanbulun silüeti
bozulmamış, deprem toplanma alanlarına AVMler
yapılmamış, Karadeniz yaylaları tahrip edilmemiş, Kaz
Dağlarının cennet gibi doğası da korunmuş olacaktı.
(CHP sıralarından alkışlar) Ama biz yine de dosyaya
baktık Acaba projenin gerekçesi olarak ne ileri sürülmüş? dedik.
Deniliyor ki: Günümüzde gemi trafiğindeki artış, teknolojik
gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle
akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli, zehirli maddeleri
taşıyan gemi, tanker geçişlerinin artması dünya mirası
kent üzerinde -burada, İstanbul kastediliyor- büyük baskı ve tehdit
oluşturmakta, İstanbul Boğazına alternatif bir geçiş
güzergâhının planlanmasını zorunlu hâle getirmektedir.
Bunun üzerine, bu defa, İstanbul Boğazından gemi
geçişlerine bakalım dedik, bunun için de Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü
verilerini inceledik. Bir de ne görelim; Bakanlığın Deniz
Ticareti Genel Müdürlüğünün verilerine göre, İstanbul
Boğazından geçen gemi sayıları 2007 ile 2017
yılları arasında yüzde 24 oranında azalmış. 2007
yılında geçen gemi sayısı 56.606, her yıl azalan şekilde
giden rakamlar 2017 yılında 42.978e düşmüş. Demek ki ÇED
raporu yanlış bir bilgilendirme yapıyor, demek ki İstanbul
Boğazından geçen gemi sayısı azalıyor.
Dolayısıyla, Kanal İstanbulun bu açıdan
gerekçelendirilmesinde hiçbir haklılık payı yok. E, yok tabii.
ZAFER IŞIK (Bursa) Gemi sizeları?
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Zira, projenin
başka hedefleri var, bu hedefler de zaten kamuoyunda iyice ortaya döküldü,
tartışılmaya da başlandı; ben bunlara girmiyorum.
Değerli milletvekilleri, uluslararası
hukuk dış politikanın temel dayanaklarından biridir. Montrö
Anlaşmasının 28inci maddesine göre ticaret gemilerinin
İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından serbest geçiş
hakkı vardır ve bu hak hiçbir şekilde engellenemez. Yani daha
açık söyleyeyim: İstanbul Boğazına sözde bir alternatif
inşa edilmiş olması Boğazın statüsünü
değiştirmez. Kanalın açılması, Boğazın
boğaz olarak tanımını değiştirmez. Esasen,
Montrö Sözleşmesi, aslında Boğazlar tabiriyle Çanakkale
Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı
bütünlüğü içindeki bir bölgeyi tanımlamakta ve belirlemektedir. Bu
hâliyle de Ege Denizi ile Karadeniz arasındaki ulaştırmayı
düzenler. Dolayısıyla, İstanbul Boğazından ticari
gemilerin geçiş hakkını engellemek ve trafiği başka
bir kanala yönlendirmek, üstelik ücretsiz geçiş yerine bir de üstüne
kanaldan geçiş için para almak hukuken mümkün değildir. Hâl böyle
olunca, ister istemez TOKİ faaliyetleri ile dış politikayı
harmanlamayı başarı sanan çevrelerde bir Montrö fobisi
olduğu anlaşılıyor. Ben, bu fobinin sebebini anlayabilmiş
değilim. Montröyü ortadan kaldırmanın ise Türkiye'nin kendi
kendine egemenlik haklarından vazgeçmesi sonucunu
doğuracağını, Lozan ve Montröyle kurulmuş olan o
hassas ve bize bağımsız ve egemen haklar tanıyan dengenin
de ortadan kalkmış olacağını şimdiden
kayıtlara geçirmek isterim. Bunun da hiçbir süksesi yoktur. Sükse
yapacağız derken bağımsızlık ve
egemenliğimize olan tehditleri nüks ettirmeyelim. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Plan ve Bütçe
Komisyonunda Dışişleri Bakanlığı bütçesinin
dramatik biçimde azaldığını ancak Millî Savunma Bakanlığının
bütçesinin hızla arttığını dile getirmiştim.
Bunun da masada değil, sadece sahada kuvvetli olmak anlamına
geldiğini, diplomasi yerine militarizmin, yumuşak güç yerine askerî gücün
öne çıktığını vurgulamıştım. Buna,
geçen yıl Dışişleri bütçesinin yüzde 40
arttığı cevabı verildi. Bu, hiçbir şekilde, bu
yıl Dışişleri bütçesinde sadece yüzde 1,76 artış
olmasını meşru ve haklı göstermez.
Her gün çeşitli uluslararası aktörlerle
ilişkilerimizin yeniden sınandığı ve çoklu
ilişkiler kurmamızın elzem hâle geldiği sırada,
Türkiye'nin diplomasiye her zaman olduğundan daha çok ihtiyacı
vardır. Bu ihtiyaç, zaten, en başta Amerika Birleşik Devletleri
Kongresinde kendisini gösteriyor.
Bugün, iki önemli
Bakanlığımızın bütçelerini konuşuyoruz. Millî
Eğitim Bakanlığı ile Dışişleri
Bakanlığı bütçelerinin aynı güne denk gelmesi hoş bir
tesadüf oldu. Zira, dış politika konusunda ciddi bir eğitime
ihtiyaç var. Dış politika dendiğinde, hemen herkes bir kanaat
belirtmeye kalkıyor, genellikle hesaba kitaba dayanmayan, gönüllere
hoş gözüken sloganlar kullanılarak prim yapılmaya
çalışılıyor ve bütün bunlar iç politika için
kullanılmak isteniyor. Bu yaklaşım sakıncalıdır
değerli milletvekilleri. Bu yaklaşımla, kamuoyu gerçekçi olmayan
hedeflere şartlanmakta, akılcı bir dış politika
izlenmesine de ipotek konulmaktadır. Dış politikada
yapılacak değerlendirmelerde doğru ile yanlış
arasındaki farkın çok ince olduğunu bilmek gerekir.
Yanlış, bazen bir ülkenin varlığını bile ortadan
kaldırabilecek sonuçlar doğurabilir. Bunun için, dış
politikayı hafife almamak, ciddi olmayan, yeterli incelemeye dayanmayan,
hele hele spekülatif mahiyetli zihinsel deneyimlerden kaçınmak; gerçekçi,
soğukkanlı ve sağlıklı değerlendirmelerle
adım atmak gerekir. Bunu yapacak olan kişi Dışişleri
Bakanıdır, bu sözüm size Sayın Bakan. Zira, sizin
omuzlarınızda fevkalade önemli bir sorumluluk var. Sadece doğru
dış politikayı üretmek değil, doğru dış
politikayı bilmeyenleri de eğitmek sizin vazifeniz. Zira, artık
bu konularda yeterli birikim ve deneyime sahip olmuş olmanız gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla)
Bağlıyorum Sayın Başkan.
Ne de olsa, an itibarıyla, Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde Dışişleri Bakanlığı koltuğunda en
uzun süre oturan şahsiyetler sıralamasında 3üncü duruma
yükselmiş bulunuyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bunda alkışlanacak bir taraf yok, bu
sorumluluğun gerekliliğini hatırlatıyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Başarı
var, başarı. Bravo!
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Bravo(!) 3üncü
olması ne kadar sorumluluk gerektiğini gösteriyor aslında.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Başarı
Başarı
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Bunun
başarıyla alakası yok; bu, tarih meselesidir. Beraber olduğu
kişilerle mukayese etmiyorum, merak etmeyin.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Başarı
ödüllendirilir.
BAŞKAN - Konuşmacının
konuşmasını bölmeyelim arkadaşlar.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, dış politika hatalarını ve eksikliklerini
sadece bütçe vesilesiyle değil, önümüzdeki dönemde her fırsatta dile
getirmeye devam edeceğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası İstanbul
Milletvekilimiz Sayın Oğuz Kaan Salıcıda. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika Sayın Salıcı.
CHP GRUBU ADINA SAYIN OĞUZ KAAN SALICI
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine söz
almış bulunuyorum.
Az önce, Sayın Çeviköz, Amerika ve özellikle
yaptırımlar konusunda bazı konulara değindi.
Dışişleri Bakanlığı bütçesini konuşurken,
Türkiyenin dış politikada son dönemlerde yaşamış
olduğu sıkışıklığı ele almadan geçmek mümkün
değil. Önemli bir sıkışıklık içindeyiz, nereden
bakarsanız bu sıkışıklığı görüyorsunuz.
İsterseniz Doğu Akdenize bakalım: En son, Libyayla
yapılmış olan bir anlaşma var, o anlaşma bir
çıkış yolu temennisi, bir çıkış yolu hareketi
olarak görüldü ama baktığımızda, Doğu Akdenizde, en
son, Avrupa Birliğinin tamamı, Türkiyenin tezlerini ortadan
kaldıracak ya da kendi çıkarlarına uygun bir şekilde kendi
görüşlerini ifade eden bir açıklama yayınladı. İsrail
karşımızda, Mısır karşımızda,
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi karşımızda;
birçok yerde, Doğu Akdenizde karşımızda olan ülkeler var.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara
sıfır sorun politikasıyla gelmişti, biz de bunu olumsuz bir
şey olarak algılamamıştık; Yunanistanla da başka
komşu ülkelerle de komşu olmayan ülkelerle de sıfır sorun
politikasını yürütüyordu. On yedi yılın sonunda gelmiş
olduğumuz nokta -Doğu Akdenizde de görüldüğü üzere-
değerli yalnızlık politikasının devam ettiğini
gösteriyor. Şimdi, biz bu eleştirileri dile getirdiğimizde,
iktidar sözcüleri aslında hiçbir sorun yokmuş anlamına gelecek
bir davranışta bulunuyorlar, diyorlar ki: Bizim tezlerimiz
doğru. Bizim tezlerimiz doğru, kabul, bizim tezlerimiz doğru da
Bu kadar geniş bir ülkeler grubunu Türkiye Cumhuriyetinin
karşısında bir blok oluşturmaya itecek ne yaptık?
diye bizim sormamız gerekmiyor mu? Biz ne yanlış yaptık da
Avrupa Birliği, artık Amerika da, arada bir Rusya, bazen NATO ama
çoğunlukla bu söylemiş olduğumuz komşu ülkelerin
tamamı Türkiyenin tezlerinin tam karşısında duran bir
siyaset izliyorlar Suriyede de, Doğu Akdenizde de, Türkiyenin Avrupa
Birliğiyle olan ilişkilerinde de, Türkiyenin komşularıyla
olan ilişkilerinde de? Türkiyenin dış politikasında neyi
yanlış yaptığını ve karşısında bu
kadar geniş bir blok oluşturduğunu sorgulamak durumundayız,
bunu özellikle dış politikayı uygulayanların
sorgulamasına ihtiyaç var.
Çok uzun değil, son birkaç ayda sadece
Amerikayla yaşadığımız sıkıntılara
bakalım: S-400 problemini yaşıyoruz, F-35 problemini
yaşıyoruz, bir mektup krizi yaşadık; Allah kimseye
göstermesin, sizlere nasip oldu. O kadar ağır ifadelerle yüklenilen
bir mektubu alma, devlet arşivlerine kabul etme, sonra da Amerikaya
gittiğinizde masanın kenarında unutulmuş bir şekilde
bırakma durumuna siz düştünüz; biz bundan gocunduk. (CHP
sıralarından alkışlar) Biz bundan gocunduk, bunu
eleştirdik.
RECEP ÖZEL (Isparta) Verdi, verdi, eliyle verdi.
OĞUZ KAAN SALICI (Devamla) Eğer siz bir
şeyi Amerikaya elden verecek olsaydınız onun 100 tane
fotoğrafı, 500 tane videosu çıkardı. (CHP
sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Sen onu yanlış
görmüşsün, elden verdi, elden.
BAŞKAN Sayın Özel, rica ediyorum.
Değerli arkadaşlar, lütfen hatibi
dinleyin.
OĞUZ KAAN SALICI (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bir mektuba cevap verilecekse Johnson mektubuna
bakarsınız, tarihten öğrenilecek bazı şeyler
vardır, Cumhuriyet Halk Partililer bu işi nasıl
yapmıştır, görürsünüz, siz de ona göre
davranırsınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Ermeni
soykırımı iddialarını içeren yasa tasarısı
Senatodan geçti, jet hızıyla geçti, oy birliğiyle geçti. Bu,
Türkiye diplomasi tarihinde uzun yıllardır verilmiş olan bir
mücadelenin Amerikada kaybedildiği anlamına geliyor.
Soykırım tasarısının geçmiş olması
soykırımın olduğu anlamına gelmez ama geçmiş
olması, diplomatik olarak Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin yürütmüş
olduğu siyasi mücadelenin, daha önceki Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinde
olduğu gibi, bu mücadeleyi yürütüyor olmasının kaybedildiği
anlamına gelir.
Daha kötüsü, yaptırımlar geliyor.
Senatonun Dış İlişkiler Komitesinden geçti, muhtemelen
önümüzdeki günlerde de Senatoya gelecek. O çok iyi dostunuz Trumpın bunu
engellememiş olmasını -Ermeni soykırımı
tasarısını engellememiş olmasını- ve gelecek olan
yaptırımlarla ilgili nasıl bir tavır
alacağının henüz bilinmiyor olmasını Adalet ve
Kalkınma Partisinin dış politikasını oluşturan
arkadaşlara, Dışişleri Bakanına sormak gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, biz arada bir bu
eleştirileri dile getiriyoruz, diyoruz ki: Dış politikada
yanlış yoldasınız. Bir muhalefet partisi için herhâlde en
övünülmeyecek şeylerden bir tanesi Biz söylemiştik ve siz
yapmadınız ve bizim söylediğimiz doğru çıktı.
demektir herhâlde dış politikada çünkü o dış politika
hepimizi ilgilendiren bir dış politika. Türkiyenin içinde
farklı konularda farklı şeyler düşünüyor olabiliriz ama Türkiyenin
dış politikasında bir zaafa uğradığı zaman
bu ülke, o zafiyet bütün hepimizi etkiliyor, gelecek kuşakları
etkiliyor.
Şimdi dönüp sizin Suriye
politikasının ilk başlangıç dönemindeki
açıklamalarınıza bir bakalım: Suriyede iç
çatışmalar başladığında ya da bu emareler ortaya
çıktığında
Ki bir dönem Suriyeyle gayet iyi
ilişkiler vardı, biz de bunu eleştiriyor değildik; ortak
tatiller yapılıyordu, bunu da eleştiriyor değildik;
Türkiye'nin komşusuyla iyi ilişkiler içinde olmasını olumlu
buluyorduk. Sonra döndü, Suriyenin içinde bir savaş süreci
başladı. Türkiyeden yapılan açıklamalar, orada
başlayan çatışmaları alevlendiren bir noktaya doğru
gitti.
Şimdi, şunu görmek lazım: Eğer o
zaman Cumhuriyet Halk Partisinin önerdiği politikalar
yapılmış olsaydı yani Suriyedeki merkezî hükûmet esas
alınsaydı, Suriyenin toprak bütünlüğüne halel getirecek bütün
eylemlerden, davranışlardan kaçınılmış
olsaydı Türkiyede bundan sonraki dönemde ne olmazdı? Birincisi, 4
milyon mülteci aramızda olmazdı. İkincisi, bugün Suriyenin
toprak bütünlüğünü korumamız gerektiğini söylüyoruz; Suriyenin
bir toprak bütünlüğü vardı zaten. Suriye ile Türkiye arasında
bir ticaret hacmi vardı, ortadan kalkmış bir ticaret hacmimiz
var bugün itibarıyla. Askerlerimiz şehit oldu, asker ve sivil
şehitlerimiz var. Bölgeye 3 tane askerî operasyon düzenlenmek zorunda
kalındı, bunların hiçbirine gerek olmazdı. Suriyeden,
Türkiyeye tehdit unsuru olan terör örgütleri üredi, yüzlerce büyüklü küçüklü
terör örgütü üredi ve Türkiyede saldırılarda bulundular; bizim
sivillerimiz Ankara Garında katliama maruz kaldı, Reinada,
Türkiye'nin birçok farklı yerinde saldırılara maruz kaldı;
belki bunların hiçbiri olmayacaktı. Türkiye'nin sınır
ilçeleri havan toplarının, füze saldırılarının
muhatabı oldu, insanlarımız hayatını kaybetti,
eğitim ertelendi; belki bunların hiçbiri olmayacaktı. Sizin,
bugün, artık beka problemi dediğiniz ve 2002de iktidara
geldiğinizde olmayan o mesele, dönüp bir de üzerine seçim kampanyası
yaptığınız ve vatandaşı korkutarak kendi
partinize oy istediğiniz beka sorunu da belki hiç ortada olmayacaktı.
Biz, yine, onun olduğu kanaatinde değiliz ama en azından Hükûmet
temsilcileri tarafından beka meselesinin tartışılıyor
olmasını, Türkiye'nin içinde bulunduğu acziyetin bir ifadesi olarak
kayıtlara geçirmek istiyoruz.
Biz eleştiriyoruz, siz diyorsunuz ki: Türkiye
zor bir coğrafyada, ne yapsın? Doğru ama 2002de siz iktidara
geldiğinizde Türkiye İsveçle mi komşuydu arkadaşlar?
Türkiye o zaman başka bir coğrafyada mıydı, Danimarkayla
mı komşuyduk? 2002de iktidara geldiniz, 2007de geldiniz, 2011de
geldiniz, 2015te geldiniz, 2018de geldiniz; sizden önce de Türkiye
Cumhuriyeti Anadoludaydı, sizden sonra da Türkiye Cumhuriyeti Anadoluda
olacak. Dolayısıyla, Türkiye zor bir coğrafyada, evet. Bunu ilk
keşfedenlerin sizler olması da açıkçası, dış
politika yapım süreci açısından bizi hayal
kırıklığına uğratıyor. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, fikr-i takip
olması açısından söylüyorum; Amerikayla yaşamış
olduğumuz bir F-35 krizi var, doğru. 4/5/2017de,
Dışişleri Komisyonuna, Türkiye ile İspanya arasında
yapılan bir anlaşma geldi; Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi
Anlaşması. Bu anlaşma basında uçak gemisi
anlaşması olarak yer aldı. Sizin iyi
tanıdığınız yandaş medya Türkiye uçak gemisine
kavuşuyor. Türkiye büyüyor. Zaten biz kendi askerî teknolojimizi
üretiyoruz. diye uzun uzun yayınlar yaptı. İşin ihale
kısmındaki arızalara, işin yerli ve millî olmayan taraflarına
hiç girmiyorum ama şuna müsaadenizle gireyim; Komisyonda sorduk, dedik ki:
Madem bu uçak gemisi, bu uçak gemisinin üzerine inecek uçak türü nedir?
Uzmanlar dedi ki: F-35. Peki, F-35 ordumuzun envanterinde var mı?
F-35 envanterimizde yok. Peki, nasıl olacak? Üretiliyor. denildi. O
F-35ler üretildi, Türkiye Cumhuriyeti parasını ödedi, 5 tanesi
şu anda Amerikada, Türkiyeye teslim edilmiyor. F-35 krizinin
devamında o F-35ler Türkiyeye gelecek mi gelmeyecek mi, bundan haberdar
değiliz ama bir yandan o uçak gemisinin üretimi devam ediyor, muhtemelen
2021 yılında teslimi gerçekleşecek. Ama eğer biz F-35
krizini çözemezsek, uçak gemisi olan ama üzerine indirecek uçağı
olmayan tek ülke olarak tarihe geçeğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına son söz talebi İstanbul Milletvekilimiz Sayın Sibel
Özdemire aittir. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Özdemir, süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa
Birliği Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumu
(TÜRKAK) bütçeleri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Avrupa Birliği
Başkanlığının temelini oluşturan kurum olan
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, 2011de Avrupa Birliği Bakanlığı
düzeyine çıkarılmıştı ve sonrasında yeni yönetim
sistemiyle birlikte Dışişleri Bakanlığı
bünyesinde bir Başkanlık seviyesine çekildi. Yaklaşık 657
milyon lira bütçe ayrılan Başkanlığa, genel bütçeden sadece
yüzde 0,059 pay verildi. Bu tablo, Avrupa Birliği hedefi önceliğini
de özetliyor açıkçası.
Yine, üzerinde söz aldığım diğer
bir kurum, 26 milyon lira bütçesi olan TÜRKAKla ilgili olarak
Sayıştay raporlarında performans göstergeleri, hedefler ve
faaliyetlerin birbiriyle çelişkili olduğu gibi olumsuzluklar tespit
edilmiştir. Denetleyici bir kurum bu kadar özensiz olabilir mi Sayın
Bakan, size sormak istiyorum.
Kurumların kısaca yapısı ve
bütçesi bu iken Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerimizde
geldiğimiz durum nedir? 2005 yılında üyelik müzakerelerine
başladığımızdan itibaren son on beş yılda,
bu iktidar, stratejik hedefimiz olan tam üyelik yolunda somut bir ilerleme
kaydedemedi. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin belkemiğini
oluşturan üyelik müzakereleri ve Kopenhag Kriterlerinde hızla geriye
gidişler yaşıyoruz. İlke ve değerler ekseninden
uzaklaşıldı; ilişkiler, mülteci sorunu, vize serbestisi ve
gümrük birliği gibi belirli alanlardaki kısa vadeli iş
birliklerine indirgendi.
Sayın Bakan, Avrupa Birliğine tam üyelik
yolunda çok yüksek toplumsal ve siyasal destek verilmesine rağmen, siz,
uzun süren iktidarınızda, hatta Bakanlığınızda bu
süreci yönetemediniz. Peki, ne yaptınız? Günübirlik, dönemsel iç
konjonktüre göre, seçim dönemlerine göre yön verilen, bazen tek kişiye,
kişiselleştirilen bir siyasete indirgediniz. Sizin
iktidarlarınızın bu tutarsız ve ikircikli
yaklaşımlarıyla birlikte, Avrupa Birliğinin de ikircikli
yaklaşımını, hatta bazı üye ülkelerin Türkiye'nin
üyelik süreçlerini iç politikalarına, popülist siyasetlerine malzeme
yapmalarını da kabul etmiyoruz.
Sayın Bakan, daha geçen yıl Avrupa
Birliğiyle dış ve güvenlik politikası, terörizme
karşı ortak mücadele, enerji, ticaret gibi alanlarda yüksek siyasi
diyalog süreçleri başlattınız. Ancak son bir yılda yüksek
diyalog sürecinden üyelik sürecimizin askıya alınması
çağrıları, müzakere başlığının
açılmaması, fon kesintileri ve en önemlisi, bizim de karşı
çıktığımız yaptırım kararları gibi çok
ciddi süreçlere evrildik. Bazı ülkeler kendi tezlerini Avrupa Birliği
düzeyinde kabul ettirirken siz ne yaptınız? Yüksek düzeyli diyalog
toplantıları ile seçim dönemlerinde çöpe atılan Avrupa
Birliği raporları arasında gidip geldiniz. Hatta kimi
tezlerimizi dahi etkin bir diplomasiyle anlatamadığınıza,
savunamadığınıza şahit olduk.
Değerli milletvekilleri, yaşanan mülteci
krizi sonrası üstlendiğimiz sorumluluk karşısında
Avrupa Birliğiyle vize serbestisi diyaloğu 2016 yılında
başlatılmıştı ancak geldiğimiz aşamada,
yine, son bir yılda yılan hikâyesine dönen son 6 kriter nedeniyle
sonuçlanamayan bir vize serbestisi ve tüm ekonomik ve sosyal maliyetleriyle
baş başa kaldığımız mülteci sorunuyla birlikte
yalnızlaşan bir ülke konumuna geldik.
Yine, iş birliği yapmaya
çalıştığınız diğer bir alan olan Gümrük
Birliği Anlaşmasının güncellenmesinde de bir sonuç alamadık
ve neticede iktidarınız döneminde, üyelik müzakerelerinin
başlamasından, üyelik sürecimizin askıya
alınmasının önerildiği bir döneme geldik yani
kazanımlarımızı da kaybettiğimiz bir süreçteyiz.
Avrupa Birliğiyle ilişkilerde tüm bu
tutarsızlıklar, geriye gidişler yaşanırken
Bakanlığınızın bu süreçte bir sorumluluğu,
başarısızlığı hiç mi yok Sayın Bakan? (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; daha da önemlisi Kopenhag Siyasi Kriterleri olan
yargının bağımsızlığı, hukukun
üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve özgürlüklerde geriye
gidişler yaşadıkça üyelik müzakerelerinde bir mesafe katedemedik
ancak bu kriterlerden uzaklaşmanın yarattığı ekonomik
ve toplumsal maliyetlerle karşı karşıya kaldık,
uluslararası itibarımız zayıfladı.
Son yıl yayınlanan Türkiye-Avrupa
Birliği raporunda ilk kez çok ciddi uyarılarda bulunuldu. Bakın,
yeni yönetim sistemiyle yasama ve yargının üzerinde yürütmenin
gücünün arttığı, kurumların siyasallaştığı,
düzenleyici ve denetleyici özel kurumlar üzerinde
Cumhurbaşkanının belirleyici güce sahip olduğu
belirtilerek, bunların, ekonomide bağımsız işleyen
kurumsal yapılara ciddi zararlar verdiği tespitleri
yapılmıştır. (CHP sıralarından
alkışlar) Siyasi kriterlerdeki bu geriye gidişler, ekonomimizin
ulusal ve uluslararası alanda güvensizliğini ve
kırılganlığını artırmıştır.
Yeni sistemle birlikte, Avrupa Birliği normlarının tam tersine,
kurumsallığın yerine, kişiselleştiren,
şahsileşen bir yapı ikame edilmiştir ve bu tercihinizin
bedelini maalesef 82 milyon yurttaşımız ödemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sonuç olarak, stratejik hedefimiz olan Avrupa Birliği
çıpasından vazgeçmemek için kurumsuzlaşan,
kişiselleşen süreçten bir an evvel çıkmamız gerekiyor.
Bütçesini konuştuğumuz Avrupa Birliği Başkanlığının
kurumsal olarak daha fazla yetki ve inisiyatif almasıyla daha görünür,
daha etkin ve kapsayıcı olmasının ihtiyaç ve
zorunluluğunu belirtmek istiyorum.
Sayın Bakan, bu yıl, Avrupa Birliğine
resmî aday ülkesi olmamızın 20nci yılındayız. Bu
sürecin on yedi yılını tek başına yöneten iktidar
olarak, ulusal stratejik hedefimiz olan Avrupa Birliğine tam üyelik
sürecimizi dönemsel, kişisel siyasi bir hedefe indirgediğiniz sürece,
tam üyelik hedefinin sona ermesi gibi çok vahim bir sonuca sürüklendiğimiz
uyarılarını yapıyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, izin verirseniz, 60a göre söz talebimiz olacak.
BAŞKAN Sayın Muş, bir söz talebiniz
oldu.
Buyurun.
III.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Ankara Milletvekili
Yıldırım Kaya, Hatay Milletvekili Serkan Topal ile İstanbul
Milletvekili Oğuz Kaan Salıcının 129 sıra
sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra
sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
altıncı tur görüşmelerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmalarındaki bazı ifadelerine,
CHPnin liyakat anlayışına ve söylenilenlerin kıymetli
olabilmesi için söylenilen ile yapılanların çelişmemesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin
konuşmacılarını dinledik. Bizim
katılmadığımız ve bize yapılan ithamlarda
doğru bulmadığımız bazı şeylere
açıklık getirmek istiyoruz.
Bir kere, bizim milletvekillerimizin ya da
milletvekillerimizin ulaşamadığı bir
Cumhurbaşkanı yok; bizim arkadaşlarımız
ulaşıyor, vatandaşlar da ulaşıyorlar,
şikâyetlerini iletiyorlar. Ulaşmak isteyen herkes
Cumhurbaşkanına ulaşabilir, burada bir problem yok.
Recep Tayyip Erdoğan, eskiden giderdi
gecekondulara, bağdaş kurup otururdu, şimdi kibir abidesi oldu.
Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz, bu sözü iade ediyoruz kendilerine. Recep
Tayyip Erdoğan değişseydi, şimdiye kadar girdiği bütün
seçimlerde milletin gönlünde ve yüreğinde teveccühle Türkiye'nin
başına getirilmezdi. Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin
gerçekliklerinden kopmuş olsaydı, milletin hâlâ desteği
arkasında en yüksek olan lider olarak Türkiyeyi yönetiyor olmazdı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Recep Tayyip
Erdoğan dün ne ise bugün de aynıdır. Lütfen, başkalarıyla
Recep Tayyip Erdoğanı karıştırmayalım.
Şimdi, bir Külliye meselesi var. Tabii, biz
bunu izah etmekten
Fakat belli arkadaşlar da anlamamakta ısrar
ediyorlar. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık birleştirildi; eskiden Başbakanlık birkaç
yerdeydi, Cumhurbaşkanlığı ayrı yerdeydi, tek yerde
toplandı. Buralarda bürokratlar çalışıyor, bürokratlar
görev yapıyor. Efendim, 1.100 odalı saray. Ya, arkadaşlar, o
bütün idari personelin, oradaki bürokratların hepsi farklı
farklı yerlerdeydi, şimdi aynı kompleksin içerisinde. Olay
bundan ibaret ve bu Recep Tayyip Erdoğanın mülkü değil.
Yarın siz seçimi kazanırsınız, siz gelir yönetirsiniz
oradan. Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yönetim merkezidir. (CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sessiz olalım değerli
arkadaşlar.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Efendim,
milliyetçilik değerlerimizle oynadınız, onunla
oynadınız
Bizim ideolojimiz Kemalizm değil, Kemalist ideoloji
yok bizde; Kemalist ideoloji Cumhuriyet Halk Partisinde var, bunu söylüyor,
doğru. Her partinin bir ideolojisi var. Bakın, az önce hatip burada
Kemalizmi yerden yere vurdu, tek ses yok; şimdi, biz eleştiri
yaptığımız zaman, biz konuştuğumuz zaman sadece
bize laf yetiştirme var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız Sayın
Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Değerli
arkadaşlar, bakın, orada haritalar gösteriyor, Şu tarihlerde
oldu. diyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) O konuya cevap
verildi, duymadınız!
BAŞKAN Arkadaşlar, laf atmayın
lütfen, rica ediyorum.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Ama yanlış
söylüyor, cevabı verildi burada.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Şimdi, lafa
gelince Cumhuriyetin kurucusu biziz, devleti biz kurduk. Kurucu Genel
Başkanımız devletin kurucu Başkanı. Gazi Mustafa
Kemal Atatürk sadece -onu da söyleyeyim- CHPnin tekelinde değil, Türkiye
Cumhuriyetinin banisi; oraya söylenen laflara tek kelime etmeyeceğiz, biz
duymayacağız bunları, biz görmeyeceğiz ama herhangi en
küçük bir eleştiride AK PARTİye misliyle karşılık
vereceğiz
Az önceki sözleri bir AK PARTİli milletvekili
söylemiş olsaydı, Cumhuriyet Halk Partisi burayı birbirine
katardı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Savaş
çıkarırlardı.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ama oraya gelince
gıklarını çıkaramıyorlar.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Orada duymamışsın
Sayın Başkan, duymadın!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ben
hatırlatıyorum.
Şimdi, değerli milletvekilleri,
İstanbulu parsel parsel satıyorsunuz. diyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yalan mı
Sayın Başkan, yalan mı?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Değerli
arkadaşlar, İstanbulu şu an siz yönetiyorsunuz, siz
kazandınız İstanbulu. İstanbulu yöneten
(CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen, sessiz
olalım.
Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) İstanbulu
siz yönetiyorsunuz. Hâlen
diyor, hâlen kendisini muhalefette sanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Muş,
lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) İstanbuldaki
sorumluluğu millet size verdi. Millet değerlendirdi, baktı,
ölçtü biçti, size verdi. Ee, siz ne iş yapıyorsunuz? Siz ne iş
yapıyorsunuz? (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, lütfen
MEHMET MUŞ (İstanbul) Neyi
kastediyorsunuz? Yönetim sizde, yönetim sizde. Eğer şu an bir
satış varsa
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sessiz olalım değerli
arkadaşlar, rica ediyorum.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bakın,
eğer şu an bir satış varsa onu siz yapıyorsunuz. Bir
satış var: Bakın, Meclisin park ilan ettiği
Beşiktaştaki bir araziyi Büyükşehir Belediyesi satmaya
çalıştı, doğru. 295 bin metrekarelik alanı yeşil
alan yaptı, bunlar reddetti, iade etti, bunu kabul etmiyor Büyükşehir
yönetimi; bu doğru. Siz, yeşille geldiniz, bu tutarsızlık
nedir? Nedir bu tutarsızlık?
ATİLA SERTEL (İzmir) Ya, siz devlet
olarak satıyorsunuz, Karşıyaka Belediye Başkanı
gidiyor, satın alıyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Recep Tayyip
Erdoğan ilk geldiği zaman atanamayan 68 bin öğretmen vardı
-doğru, 68 bin kişi vardı- atayamadınız mı
bunları? diyor.
ATİLA SERTEL (İzmir) Belediye
başkanlarımız para yatırıyor, alıyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Değerli
arkadaşlar, 960 bin öğretmen var şu an, bunun yüzde 69u AK
PARTİ döneminde atandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Muş, tamamlayın
lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Toparlıyorum
Sayın Başkan.
660 bin kişiden daha fazla öğretmen Adalet
ve Kalkınma Partisi döneminde atandı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, bu soruların cevabını yürütme organı verecek,
yasama organı değil.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Yani o 68 binin 10
katı AK PARTİ döneminde atandı.
Şu çok üzücü bir ifade, bunu biz defaatle
açıkladık ve şimdi bir şey daha söyleyeceğim
Cumhuriyet Halk Partisine: Bir kereden bir şey olmaz. dedi Sayın
Bakan. Bakan öyle bir şey söylemedi Bir kişinin
yaptığı olayı bir kuruma mal etmeyin. dedi, o da en
ağır cezayı aldı. Bunu hiçbirimizin kabul etmesi, tasvip
etmesi mümkün değil.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Geçenlerde kendi arkadaşınız söyledi bunu ya.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Şimdi,
bakın, buradaki yaklaşımımız bu.
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bakın, 2018
senesinde Kuşadasından kurultay için bir otobüs geliyor, Cumhuriyet
Halk Partisinin partililerini taşıyor. Bir ilçe yönetiminde bulunan
bir yönetici cinsel saldırıda bulunuyor birisine ve bu kişi
tutuklanıyor. Şimdi, biz, bütün Cumhuriyet Halk Partisi
camiasını töhmet altında mı bırakacağız
birisinin yaptığı yanlıştan, hukuksuzluktan,
kanunsuzluktan dolayı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Çocuk istismarları
yüzde 700 arttı, 7 kat arttı, 7 kat!
BAŞKAN Sayın Muş, lütfen
tamamlayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, müsaade edin ki toplu olarak cevap verelim.
Ve bu kişi Cumhuriyet Halk Partisinden ihraç edildi.
Şimdi, bütün Cumhuriyet Halk Partisi camiasını töhmet
altında mı bırakacağız? Böyle bir şey olabilir
mi?
Sayın Başkan, eğitimle alakalı
pek çok eleştiri yapıldı, bunları Sayın Bakan not
aldı, bunlara girmeyeceğim.
BAŞKAN Birazdan zaten Sayın Bakanlara
söz vereceğim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Fakat şunu
söyleyeyim: Bakın, liyakatten, eğitimden bahsediliyor. 24üncü
Dönemde Sayın Özkoç, ben, o dönem Fatma Nur Serter milletvekiliydik.
Bakın, ben ticaret meslek lisesi mezunuyum. İmtihana giriyorsunuz, netleriniz
aynı, sizin üniversiteye girme hakkınız yok. Eğitim sistemi
buydu Türkiyede arkadaşlar ve bunun ateşli savunucusu Fatma Nur
Serterdi. 2011de seçimi CHP kazansaydı muhtemelen Millî Eğitim
Bakanı olacaktı. Şimdi, eğitim
anlayışınız bu.
BAŞKAN Peki, toparlayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul)
Dolayısıyla bakın, liyakatten bir örnek vereceğim size, bir
örnek. Şimdi, CHPli arkadaşlar şunu söylüyor ve
kızıyor: Efendim, 70den örnek veriyorsunuz. Oraya gitmiyoruz, İstanbulda
Büyükşehir yönetimi değişti. İstanbulun en
başarılı kütüphane müdürü -Murat Bardakçı bile isyan etti-
Mezarlıklar Müdürlüğüne atandı. Liyakat sistemi bu, CHPnin
liyakat anlayışı bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Muş, birazdan
Sayın Bakanlar bütün eleştirilere cevap verecekler, lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, affınıza sığınıyorum,
toparlıyorum.
Şimdi, dış politikayla alakalı
pek çok eleştiri yapıldı, yapılır; iktidar bu
eleştirilere bakar, bunlardan istifade eder. Şimdi Doğu Akdenizde
Avrupa Birliği karşımıza çıktı. dedi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, doğru, Avrupa Birliği
karşımıza çıktı. Biz oradaki sondaj gemilerimizi
çekelim, oradaki iddialarımızdan vazgeçelim, Avrupa Birliği
karşımızdan çekilir. Şimdi, şuna karar vereceksiniz:
Ya orada varlığınızı sürdüreceksiniz ya da
çekileceksiniz, bunun başka bir alternatifi yok.
Şimdi, Türkiyenin mektup meselesi. Götürdü,
Beyaz Sarayda ilgilisine iade etti. İnanamıyoruz, yok: Sessiz
sedasız, mahcup bir edayla oraya bıraktı. Değerli arkadaşlar,
bakın, orada Cumhurbaşkanımızın PYDye PYD bir terör
örgütü diyemediğini iddia ettiler, sonra kayıtları ortaya
çıktı. (CHP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, yürütme orada oturuyor; muhatap onlar, yasama değil.
BAŞKAN Sessiz olalım arkadaşlar,
sessiz olalım.
Peki, toparlayın Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Canlı
yayında Trumpın yüzüne çarpa çarpa bunu söyledi, şimdi bu
mektup hikâyesi de aynı.
Değerli milletvekilleri, ne söylüyorsak
söylediklerimizin kıymetli olabilmesi için de
yaptıklarımızla çelişmemesi lazım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Sen kendinle
çelişiyorsun.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
Buyurun Sayın Özkoç
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Müsaade ederseniz cevap
vermek için söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurun, siz de yerinizden
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sayın
Başkanım, biliyorsunuz Kılıçdaroğlunun yeğeni de
tacizden kesin hüküm yedi Kocaelide.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, bir
saniye
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) O zaman
Kılıçdaroğlunun ailesi tamamen tacizci mi?
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özkoç, bir saniye
Değerli arkadaşlar, bakın, ben söz
talep eden Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini
karşılıyorum. Diğer milletvekillerimiz lütfen sessiz olsun
çünkü her Grup Başkan Vekilimiz partilerine yönelik eleştirilerde
cevap verme hakkını çok rahat kullanıyorlar. Yani bu saate kadar
getirdiğimiz bu süreci bundan sonra da böyle bitirelim.
Buyurun Sayın Özkoç.
8.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine, Adalet ve Kalkınma Partisinin cemaatin içinden
çıkmış bir siyasi parti olduğuna ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; elbette ki muhalefet
eleştirecek, iktidar bunlara cevap verecek ama Türkiye Büyük Millet
Meclisinde gerçekleri konuşmak zorundayız. Bizim cemaatle hiç
alakamız yok. Bakın biz ne kadar rahatız, cemaatle ilgili
saldırıda bulunuyorsunuz, biz hiç ses çıkartmıyoruz. diyor
sayın arkadaşımız. Biz de çok net olarak ifade ediyoruz ki
siz, cemaatin içinden çıkmış bir siyasi partisiniz. Siz,
Fetullahçı terör örgütünü terör örgütü ilan etmeden önce Fetullahçı
savcıların, generallerin arkasında duran bir siyasi partisiniz.
Bunu söyleme hakkına en son sahip olacak siyasi partisiniz. Siz bu ülkenin
Genelkurmay Başkanını bir teröristin gizli
tanıklığıyla defalarca müebbet hapse
çaptırmış bir siyasi partinin temsilcilerisiniz. (CHP
sıralarından alkışlar) Siz, savcı Zekeriya Öz gibi,
Fetullahçı terör örgütünün savcısı olan bir savcının
arkasında...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Zekeriya Özü alan
Mehmet Moğultaydır.
(CHP sıralarından Dinle, dinle! sesleri)
BAŞKAN Sayın Güler, lütfen... Sayın
Güler, lütfen...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) O almış, siz
zırhlı araba verdiniz.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar...
Sayın Güler...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) O kadar teröristi,
Zekeriya Özü alan Mehmet Moğultaydır, Seyfi Oktaydır. (CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Güler, lütfen...
Değerli arkadaşlar, lütfen...
Buyurun Sayın Özkoç...
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli)
Zırhlı aracı veren sizsiniz ama.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, lütfen
sessiz olalım.
Sayın Güler, rica ediyorum; bakın, orada
Grup Başkan Vekiliniz var yani rica ediyorum.
Buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
ben bu yapılanları çok anlayışla
karşılıyorum. Birisinin yarasına bastın mı feryat
eder Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hiç merak etmeyin, ben
onun ne yaptığını, içinin nasıl
yandığını bildiğim için anlayışla
karşılıyorum.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) İkiz
doğuruyorlar, ikiz; idare et!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Siz, Fetullahçı
terör örgütünün 1 numaralı sanığını ilk önce
yakaladınız, çırılçıplak soydunuz, sonra...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Fetullahçı
terör örgütünün valisini bu hafta kim ziyaret etti?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bakın, gördünüz
mü, yarasına bastım.
BAŞKAN Sayın Güler size ne oluyor,
Sayın Güler!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yarasına
bastığım için sıçrıyor.
BAŞKAN Yani rica ediyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Daha sonra o adamı
giydirdiniz, eline evraklarını verdiniz ve yok ettiniz. Siz o
savcının elini kolunu sallayarak Türkiyeden çıkmasını
sağladınız. Şimdi PKK PYD falan filan diyorsunuz ya,
yahu Abdullah Öcalanla da oturup konuşan sizsiniz ve sizin
Cumhurbaşkanınız. Siz, PKKlı terör örgütü
mensuplarını Türkiye Cumhuriyetinin subayının,
astsubayının, evlatlarının karşısında gizli
tanık olarak kullandınız, onların yerine getirdiğiniz
subay ve astsubaylar 15 Temmuz kalkışmasını yaptılar.
Sizin bunları söyleyecek yüzünüz var mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kemalizme gelin.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özkoç,
lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Türkiye Cumhuriyetinin
varlığının ve bütünlüğünün kurucusu olan Mustafa Kemal
Atatürke sizin Genel Başkanınız ayyaş diyebilecek
seviyeye kadar düşen bir kişidir ve hâlâ
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmaktadır. Biz mi
bunu kabul edeceğiz? Biz bunun için evet mi diyeceğiz? Siz hem
cumhuriyetin hem Mustafa Kemalin hem Kemalizmin düşmanısınız,
cemaatlerin yandaşısınız. (CHP sıralarından alkışlar)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Oluç
9.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, değişim yapmak
için önce yapılanlardan utanılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Evet, Hatibimiz, Milletvekilimiz Hişyar Özsoy
kürsüde konuşurken haritalar gösterdi. Canınız mı
acıdı? Niye rahatsız oldunuz?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bizim acımaz
canım, acıyana sorun. Biz rahatız.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Çünkü o haritalar
hangi gerçeği anlatıyor ben size bir kere daha söyleyeyim.
Bakın, dedik ki o haritalarla size: Şark Islahat Planının
uygulandığı yerler, umumi müfettişliklerin
uygulandığı yerler, olağanüstü hâlin
uygulandığı yerler ile bugün sizin kayyum
atadığınız yerler aynıdır. Size bunu
gösterdiğimiz için rahatsız oldunuz. Siz OHALi
kaldırdık. dediniz, OHALi kaldırdık. dedikten sonra
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Amerikan
haritası nerede? ABD haritası nerede? ABD haritasını da
söyle.
BAŞKAN Sayın Güler, rica ediyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
OHALi
kaldırdıktan sonra sömürge valileri ve kaymakamları atayarak o
kayyum dönemini yaşattınız ve yaşatmaya da devam
ediyorsunuz. Biz, size kurumsal, tarihsel bir süreklilik olduğunu
anlattık, Kürt sorunu çözülmemiş, geleneksel devlet
politikalarını uyguluyorsunuz, devam ettiriyorsunuz dedik; bunu
anlattık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Oluç,
lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu geleneksel
devlet politikalarının bugünkü tezahürünün nasıl bir Kürt
düşmanlığı olduğunu anlattık. Ama siz kendi
yaptığınızı ilk yapılıyor zannediyorsunuz,
belki İçişleri Bakanı Soylu size bu kayyum atamalarını
öyle anlatıyor. Hayır, öyle değil, Şark Islahat
Planından beri aynı zihniyettir bunu devam ettiren; siz icat
etmediniz, kopya ettiniz.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bakın, bir
şey söyleyeceğim size: Değişim diyorsunuz ya, bir
düşünür Değişim utanmakla başlar. der. Bunu siz bir
düşünün bakalım, bir değişim yapmak için önce bir
yaptıklarınızdan utanın.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) YPG mi?
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, sabah
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Vereceğim Sayın
Muş.
Sabah 11.00den bu yana kesintisiz bir oturum
götürüyoruz. Ben sabah da ifade ettim, çok sayıda oylamanın
yapılacağı bir süreci bugün yöneteceğiz. Ben, Sayın
Grup Başkan Vekillerimizin, değerli konuşmacılarımızın
bugünkü bu duruma özel davranmalarını rica ediyorum. Aslında bu
saate kadar da gayet iyi geldik ama
Sayın Muş, lütfen, siz de bu yapılan
değerlendirmeleri bir toparlayın, bitirelim, yeni
tartışmalar açmayalım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başkanım,
bizim de pek kısa bir sözümüz var, mümkün mü acaba? Çok istirham
edeceğim, önemli bir mesele.
BAŞKAN Lütfen toparlayalım.
10.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Adalet ve Kalkınma
Partisinin milletin içinden çıktığına, HDP Grubuyla
alakalı görüşlerinin ve eleştirilerinin belli olduğuna,
kimsenin Kürt düşmanlığının olmadığına
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, bizim burada söylediklerimiz ortada. Maalesef,
konuşmacılar, meseleyi oradan alıp sürekli klasik hâle gelen
FETÖ meselesiyle alakalı, buradan çıktığınız
zaman kime sorsanız aynı nakaratı size söyleyecek ifadeleri
kullandılar. Bizim burada ortaya koyduğumuz görüşler, ortaya
koyduğumuz eleştiriler belli.
Şimdi, Sayın Başkan, AK PARTİ,
milletin içinden çıkmıştır; bunun bir kere altını
çizmemiz lazım, milletin içinden çıkmıştır.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biz nereden
çıktık?
BAŞKAN Toparlayarak Mehmet Bey, rica
ediyorum, toparlayarak
MEHMET MUŞ (İstanbul) - O yapı, bu
yapı, öbür yapıların içinden çıkmamıştır,
milletin içerisinden çıkmıştır. Şimdi, AK PARTİ
ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri, AK PARTİ hükûmetleri FETÖyle mücadele
ediyorken kanallarında boy gösterip Genel Başkanımızın
30 Mart seçimlerini göremeyeceğini iddia edenler, eleştiri
yaptıkları zaman, değerli arkadaşlar yani 2014 seçimlerine
gidiyoruz, 30 Mart seçimleri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın lütfen Sayın
Muş, lütfen toparlayın, Sayın Bakanlar bekliyorlar çünkü.
Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) FETÖnün
kanallarında şunu derseniz: Göreceksiniz 1 Martı göremez.
15ini göremez. 20sinde kaçacak. 25inde kaçacak. Nerede söylüyorsunuz
bunu? FETÖnün kanallarında. Şimdi, hangi samimiyet arkadaşlar?
Lütfen...
BAŞKAN Peki, toparlayın lütfen,
bitirelim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) İkinci bir
konu: Ki HDP Grubuyla alakalı bizim görüşlerimiz bellidir,
eleştirdiğimiz mesele de bellidir, eleştirdiğimiz konular
da bellidir fakat onlar ısrarla bir propaganda üzerinden hareket etmeye
çalışıyorlar.
Sayın Oluç, kimsenin Kürt
düşmanlığı yoktur.
BAŞKAN Peki
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bu Parlamentonun içerisinde
hiçbir milletvekillinin böyle bir düşmanlığı söz konusu
değildir. Ha, milletvekillerinin, buradaki siyasi partilerin bir
düşmanlığı vardır; o, PKKyadır; bu, herkesin
malumudur.
Bakın PKK kazanacak. diyen Demirtaşa
ulaklık yapanların bize gelip de burada demokrasi, insan hakları
dersi verecek imkânı yok.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Muş,
lütfen
MEHMET MUŞ (İstanbul) PKK kazanacak.
diyen Demirtaşı demokrasi kahramanı ilan ettiniz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Öyledir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ondan sonra, gelip
bize televizyon kanalında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) -
Öyledir.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) - Demokrasi kahramanıdır.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Kusura
bakmayın, sizden ders alamayız.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Lütfen artık arkadaşlar,
tartışmayı bitirelim, izin verin.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Hayır, biz de konuşacağız.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) -
Hayır, Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye değerli
arkadaşlar, niye itiraz ediyorsunuz hemen? Niye itiraz ediyorsunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Demirtaşa
BAŞKAN - Bir saniye
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Demirtaşa ağır hakaret etti.
BAŞKAN Sayın Oluç, ben size
söylemiyorum.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - PKK kazanacak.
dedi ya. Ağır hakaret nerede?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Ne zaman dedi?
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
bakın, Grup Başkan Vekilleriniz meramını anlatacak
ehliyette. Arzu ediyorsanız Grup Başkan Vekillerinizin yerine sizler
yapın grup başkan vekilliğini. Böyle bir şey yok!
Partilerinizi temsil ediyorlar. Yani, burada herkesin
konuşmasını değerlendirecek durumum yok. Grup Başkan
Vekilleri benim burada birinci ölçüde muhatabımdır.
Buyurun Sayın Oluç ama sizden de ricam, yine
aynı şekilde -lütfen-bir sataşma yaratmadan toparlamanız.
11.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ve HDP Eş Genel
Başkanı Selahattin Demirtaşa hakaret ettirmeyeceklerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan. Tabii, tabii. Yok, yok, sataşma
yapmayacağım.
Geçen gün basına düştü; sizin
vekillerinizin kaçının olduğunu bilmiyorum ama Adalet
Bakanlığının açtığı ara buluculuk
sınavına girmişler, hepsi çakmış. Yanlış
sınava girmişler. Sizin vekillerinizin, Adalet Bakanlığından
rica etmesi gerekiyor; ara bozuculuk sınavı açılsın,
oraya girin, 100 üzerinden yıldızlı pekiyi
alırsınız. (HDP sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ayıp be!
Ayıp be!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Çünkü sizin
işiniz gücünüz kutuplaştırma, gerginlik yaratma, toplumu
birbirine düşürme; bunlar üzerinden iktidarda kalmak.
BAŞKAN Tamamlayın cümlenizi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi,
efendim, bakın, Sayın Demirtaş başımızın
tacıdır, bizim Eş Genel Başkanımızdır,
demokrasi kahramanıdır; sizin de siyasi rehinenizdir,
korktuğunuz insandır; onun için cezaevinde tutuyorsunuz hukuksuz
yere.
BAŞKAN Peki
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Demirtaşa asla hakaret ettirmeyiz, bir kişi bile hakaret edemez!
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Sanıktır,
sanık!
MEHMET MUŞ (İstanbul) PKK kazanacak.
dedi, hakaret etmiyoruz, onu söylüyorum.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Oluç,
tarih ve yerini söyleyeceğim size.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Söyle, söyle.
BAŞKAN - Sayın Muş, lütfen
Arkadaşlar, karşılıklı değil
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özkoç, az önceki dilek ve
temennilerimi iletiyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Çok kısa
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Beni
anlayacağınızı umarak söz veriyorum.
Buyurun.
12.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sadece şunu ifade
etmek istiyorum Sayın Başkan: Fetullahçı terör örgütüne ait
kanalların hepsini de açan ve oraya rağbet eden siyasi parti AKPdir.
Türkçe Olimpiyatlarında boy gösteren, onlara olanak sağlayan, destek
veren AKPdir. Bank Asyanın kurdelesini kesen bizzat
Cumhurbaşkanının kendisidir.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
şimdi lehinde olmak üzere Amasya Milletvekilimiz Sayın Hasan Çilez.
Bundan sonra değerli milletvekilleri, yürütme
adına sayın bakanlara söz vereceğim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkanım, pek kısa bir söz talebimiz vardı.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır Sayın Çilez.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim
Bakanlığımız ve Dışişleri
Bakanlığımızın 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanun Teklifi hakkında şahsım adına lehte söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi, aziz ve asil
milletimizi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın. düsturunun ne denli önemli
olduğunu eğitim konusunu ele aldığımızda daha net
görebiliyoruz. Türk devlet sisteminin özünü oluşturan bu kavram, yönetim
anlayışımızdan uzaklaştığı sürece
sosyal hayatımızda ve bireylerin kendi iç dünyalarında
sıkıntılar başlamaktadır. Yüce Yaradan kainattaki her
şeyi insanın emrine vermiştir. İnsan eşrefimahluktur.
Eğer yönetim sistemlerinizi, işinizi, gücünüzü, ailenizi, kendi iç
dünyanızı insan ve insani değerler üzerine kuramazsanız
sıkıntı başlar, denge bozulur ve bu dengeyi bir daha
yeniden kurmak da çok zor olabilir. Bu sebeple insana yatırım diye
tabir edilen şey -benim de anladığım şekliyle-
insanın fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyolojik olarak gelişimi,
güçlenmesi; ilim ve irfanının artırılması süreçlerini
ifade etmektedir. Bu unsurları geliştiren kişiler birey olarak mutlu
ve huzurlu olacaklardır. Toplum içerisinde de pozitif
katkılarıyla toplumun gelişmesine katkıda
bulunacaklardır. İşte, tam bu noktada eğitimin önemi ortaya
çıkmaktadır. İnsanın mutlu olduğu, insanın güçlü
olduğu yerde kurumlar ve dolayısıyla devlet de güçlü
olacaktır.
Ülkemizde eğitime verilen önem oldukça yüksek
seviyededir. 20 milyonu aşkın öğrencisi, 1 milyonun üzerindeki
öğretmen ve eğitim çalışanı ve 40 milyonun üzerinde
velisiyle neredeyse tüm nüfusumuz eğitimin paydaşıdır. Bu
kadar büyük bir sistemin yönetilmesi diğer kurumlara göre daha zor ve daha
meşakkatlidir, önemi de aşikârdır. Bu önemin farkında olan
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
önderliğindeki AK PARTİ iktidarları döneminde bütçenin en yüksek
payı bu yıl -Sağlık Bakanlığı hariç- hep
eğitime ayrılmıştır.
Sekiz yıllık ilköğretim
zorunluluğu kaldırılarak 4+4+4 eğitim sistemi hayata
geçirilmiştir. Her ile üniversite açılarak yükseköğrenim
yaygınlaştırılmış ve ulaşılabilir
olmuştur.
Yine, fiziki imkânlarda büyük gelişmeler
sağlanmış, teknoloji okullarımıza girmiştir.
Derslik problemi bitirilmiş, 600 binin üzerinde ek atamayla öğretmen
açığı kapatılmıştır.
Yine, bu süreçte öğretmenlerimizin
ücretlerindeki reel artışlar, öğretmenlerimizin yüzünü
güldürmüştür. Artık öğretmenlerimiz kendilerini
geliştirecek, teknolojiyi ve mesleğin gereklerini yerine
getirebilecek ekonomik güce kavuşmuşlardır.
Velilerimiz ise artık hayatlarının
akışını, zaman ve mekân tercihlerini çocuklarının
eğitimine göre yapmaktadır. Çocuğunun eğitimi için
yaşadığı şehri değiştiren, gün içerisinde
işini gücünü çocuğunun eğitimine göre ayarlayan fedakâr veli
profili oldukça yaygındır.
Öğrencilerimiz ise pırıl
pırıl zekâlarıyla gözümüzün bebeği ve umudumuzun
adıdır. Yavrularımızın akademik seviyeleri oldukça
yüksektir. Problem olarak gördüğüm yabancı dil eğitimi ile millî
ve manevi değerlerimizin daha etkin verilebildiği bir müfredat
yavrularımızı daha etkin kılacaktır. Uluslararası
arenada ayağı yere daha sağlam basan, kendini ve temsil
ettiği medeniyeti bilen, akademik bilgiyle donatılmış,
lisan problemi olmayan nesiller daha rekabetçi ve rakiplerimizden daha üstün
olacaklardır. 2023, 2053 ve 2071 hedefleri varılacak bir menzil ve
Kızılelma olarak yavrularımızın önündedir.
Eğitimde problem var. diye ortaya
koyduğumuz bir ön yargının peşinde sürükleniyoruz; bunu çok
doğru bulmuyorum. Eğitimde geldiğimiz noktayı,
velilerimizin, öğretmenlerimizin, yavrularımızın ve
devletimizin yaptıklarını bir kenara itip böyle bir ön
yargının esiri olmak en çok eğitim camiamıza ve
yavrularımıza zarar vermektedir. Sistemin tamamını değil
problem olan kısımlarını ele alıp gerekli
düzenlemeleri yapmamız daha akıllıca ve verimli olacaktır.
Eğitim güçlü olursa ekonomimiz güçlü olur,
demokrasimiz ve kurumlar güçlenir, büyük ve güçlü Türkiyenin
kapıları ardına kadar açılır. Yani hep deriz ya
Eğitim şart.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın liderliğinde Dışişleri
Bakanlığımızın gayretleriyle insan merkezli
yaklaşımlarımız dış politikada da tüm dünyaya
örnek olmaktadır.
Sözde Ermeni soykırımıyla milletimize
kara bir leke çalmaya çalışanlar boşa
uğraşıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın, buyurun.
HASAN ÇİLEZ (Devamla) - Arşivler orada;
bilim adamları gelsin, gerçekler ortaya çıksın diyoruz,
kaçıyorlar.
Bu siyasi kararlar bizi doğru bildiğimiz
yoldan asla alıkoyamaz. Aziz ve asil Türk milleti, Orta Asyadan
başlayan tarihteki şanlı yürüyüşünde milletler tarihinde
alnında kara lekesi olmayan tek millettir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yüzyıllarca Viyanadan Hazara,
Kırımdan Yemene ve Kuzey Afrikaya kadar 22 milyon kilometrekarede
ve bugün de bu topraklarda, 64 değişik ülkenin var olduğu bu
coğrafyada kimsenin diline, dinine, örfüne, âdetine karışmadan
hür ve huzurlu yaşamasını tesis etmiş bir ecdadın
evlatlarıyız. Bugün de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve
Barış Pınarı Harekâtları bölgesinde barış
pınarları çağlatılmış, yurtta ve
sınırlarımız ötesinde barış
akıtılmıştır, sözde kurulacak terör devleti hayalleri
bitirilmiştir. Akdenizde ise milletimizin ve Kıbrıs Türklerinin
hakkı müthiş dış politika hamleleriyle korunmuştur. Bu
hamleleri yapan kahramanları yürekten kutluyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın, buyurun.
HASAN ÇİLEZ (Devamla) - Sayın Bakan,
değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemimizin 2nci, AK PARTİ hükûmetlerinin 18incisi olan 2020
yılı merkezî yönetim bütçemizin devletimize, milletimize
hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
şimdi yürütme adına Sayın Bakanlara söz vereceğim.
Sayın Bakanlarımızın altmış dakika olan söz
taleplerini her iki bakanımız da otuzar dakika olarak kullanacaklar.
Yürütme adına ilk söz, Millî Eğitim
Bakanı Sayın Ziya Selçukta. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Selçuk, süreniz otuz dakika.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. Millî Eğitim Bakanlığı,
Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kalite Kurulu; Ölçme, Seçme ve
Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ve üniversitelerin 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifini sunmak ve Bakanlık faaliyetlerimiz
ile hedeflerimiz hakkında bilgi vermek üzere huzurlarınızda
bulunmaktayım. Bu vesileyle tekrar Genel Kurulu, Sayın
Başkanı ve tüm üyeleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; herkesin eğitim ve öğretime adil şartlar
içerisinde erişebilmesi; çağın gerektirdiği bilgi, beceri,
tutum ve değerlere yönelik olarak davranışlar kazanması;
girişimci, yenilikçi, dil becerileri yüksek, iletişime ve
öğrenmeye açık, özgüvenli, sorumluluk sahibi bireyler olarak
yetişmesi her zaman önceliklerimiz arasında yer
almıştır. Eğitim bizim için her zaman bir ülke ve millet
ödevidir. Bu anlayışla toplumun tüm kesimlerini içine alan örgün ve
yaygın eğitim ve öğretim hizmetlerini yerine getirebilmek için
eğitim bütçemiz 2020 yılında 176,6 milyar Türk lirası
olarak belirlenmiştir. Bu rakam 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesinin yüzde 16,2sini oluşturmaktadır. 2020 yılı, okul
terklerinin ve öğrenci barınma sorunlarının en aza
indirilmesine, güvenli eğitim ortamlarının
sağlanmasına, dezavantajlı kesimlerin eğitimden azami
derecede faydalanmasına, eğitimin her kademesinde niteliğin
artırılmasına, tekli eğitime tümüyle geçilmesine, okul
öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına, mesleki
teknik eğitim atölye ve laboratuvarlarının modernizasyonuna,
rehberlik hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına,
tasarım ve beceri atölyelerinin kurulmasına, öğretmenlerin
mesleki gelişimlerinin desteklenmesine yönelik
çalışmalarımız için bir hamle ve atılım
yılı olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2019-2020 eğitim öğretim yılında resmî ve
özel 12.987 okul öncesi, 24.831 ilkokul, 19.296 ortaokul, 12.638 liseyle,
toplam 69.752 okulumuzda 1 milyon 141 bin civarında öğretmen ve
açık öğretim öğrencileri de dâhil olmak üzere, 17 milyon 923 bin
351 öğrencimizle eğitim öğretime devam ediyoruz.
Ülkemizde ve dünyada küresel olarak yaşanan
gelişmeler, öğrencilerimizin gelecekte edinmeleri gereken becerilerin
niteliklerini de değiştirmiş bulunmaktadır.
Bulunduğumuz çağda öğrencilerin üretken bireyler olabilmeleri
için temel bilgi, beceri ve değerleri edindirme süreci de bu doğrultuda
paradigmal olarak değişmiştir. Kendilerinden çok şey
beklenen ve büyük umutlar bağlanan genç nesillerin daha
donanımlı bir şekilde yetiştirilmesi için öğretim
programlarının da buna uygun olarak değiştirilmesi,
dönüştürülmesi icap etmektedir.
2023 Eğitim Vizyonu ve On Birinci Kalkınma
Planı doğrultusunda öğretim planlarında, biraz önce ifade
etmeye çalıştığım tarzda değişikliklerin
yapısal olarak hayata geçirilmesi hedeflenmektedir ve bununla ilgili pilot
çalışmalar da büyük ölçüde tamamlanmıştır. Bu hedef
doğrultusunda, temel becerilere ilişkin zorunlu derslerin
korunması şartıyla derinleşme, kişiselleştirme,
uygulamaya yeterli zaman sağlamak için zorunlu ders saati ve
çeşitlerinin azaltılması, tüm eğitim kademelerinde ders
çizelgelerinin yeniden yapılandırılması, özel eğitim
ihtiyacı olan bireylere yönelik müfredatların yeniden ve zamanın
ruhuna uygun olarak tasarlanması, Hayat Boyu Öğrenme
Programlarının çeşitliliğinin ve niteliğinin
artırılması konusundaki çalışmalarımıza da
kararlılıkla devam edeceğimizi belirtmek isterim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öğrencilerimizin dört temel dil becerisi konusundaki
yeterliliklerinin saptanmasını ve bu doğrultuda dil düzeylerinin
belirlenmesini çok özel bir şekilde ele almaya gayret ediyoruz. Buradan
hareketle, 2023 eğitim vizyonumuzda Türkçe dil yeterlilikleri konusuna
ayrı bir başlık açarak Türkçenin korunması ve
geliştirilmesini temel eğitimin omurgası olarak ele aldık
ve Türkçenin Söz Varlığını Tespit ve Geliştirme
Projesiyle Dört Beceride Türkçe Dil Yeterliliklerinin Belirlenmesi ve
Ölçülmesi Projesi de hayata geçmiş oldu.
Dört Beceride Türkçe Dil Yeterliliklerinin ve
Düzeylerinin Belirlenmesi Projesi kapsamında öğrencilerin okuma,
yazma, dinleme ve konuşma becerilerine sahip olma durumlarını
belirlemek amacıyla da ilk kez bir Türkçe sınavı uyguladık
ve bunun için de 15 ilimizde e-sınav merkezi kurduk. Yani böylece,
Türkçede dört temel dil becerisinin ölçülmesiyle ilgili bir proje de hayata
geçmiş oldu.
Söz varlığımız ya da derlem
diyebileceğimiz, corpus diyebileceğimiz, dilimizin Türk kültürünü
yansıtması bakımından büyük önem taşıyan bu
çalışma, Türkçenin Söz Varlığını Tespit ve
Geliştirme Projesi olarak adlandırılıyor; yazılı
ve sözlü dile dayalı öğrenci derlemi, Türk Çocuk Yazını
Derlemi ve genel Türkçe derlemi oluşturmayı amaçlıyor ve çok
büyük bir mesafe de almış bulunuyoruz bu konuda.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitim sisteminde, eğitim politikaları
başta olmak üzere müfredat, materyal, teknoloji gibi alanlarda
yapılan her türlü reform ve iyileştirme çabalarının
başarısı, uygulamada büyük ölçüde öğretmenlerin ve okul
yöneticilerinin mesleki yeterlilikleri, adanmışlıkları
bakımından çok önemlidir. Bu çerçevede, odağı, çocuğun
refahı olan kapsayıcı ve nitelikli bir eğitim hizmetinin sağlanmasında
öğretmen ve okul yöneticilerinin mesleki becerilerinin geliştirilmesi
çok büyük bir önem arz etmektedir.
Eğitime ilişkin hareket noktamız,
güçlü öğretmen, güçlü gelecektir. Değişim ve dönüşümün
ancak ve ancak öğretmen olacağı konusundaki düşüncemiz
kuvvetle belirtilmektedir. Güçlü bir gelecek hayalimiz varsa desteklenmesi
gereken, öncelikle öğretmenlerimiz ve bu bağlamda da okul
yöneticilerimizdir.
Öğretmen destek noktalarıyla, Türkiye'nin
dört bir yanında mesleki gelişim programlarıyla dünyadaki güncel
gelişmeler ışığında öğretmenlerimizin
yanında olacağız ve bu çalışmaları seminer
dönemlerinde özellikle yoğunlaştırılmış bir
şekilde ele alıyoruz. İl ve ilçe düzeyinde destek noktaları
kurmak suretiyle Türkiye'nin öğretmen eğitiminde okullarındaki,
sınıflarındaki her türlü iş ve işlemin nasıl
geliştirileceğine dair ortak bir fikir, ortak bir dil ve eylem
alanı oluşturuyoruz. Destek noktaları vasıtasıyla
sürdürülebilir ve sürekli eğitimi hedefliyoruz. Yerinde, yanında ve
zamanında olmak bu bakımdan çok önemli. Bu noktada, üniversiteler,
sivil toplum kuruluşları, özel sektör temsilcileri gibi, Türkiye'nin
birikimiyle öğretmenlerin meslek gelişimindeki her
ihtiyacını anlık olarak belirleyen ve anlık olarak destekleyen
bir yapı kurmayı hedefliyoruz. Ayrıca, mevcut insan
kaynağının en verimli şekilde kıymetlendirilmesi ve
aidiyetin güçlenmesi için öğretmen ve yöneticilerin hakları konusunda
da gerekli duyarlılık gösterilerek öğretmen ve okul yöneticilerimizin
atanmaları, çalışma şartları, görevde yükselmeleri,
özlük hakları ve benzeri diğer hususları dikkate alan
öğretmenlik meslek kanununa ilişkin dosyamızı da
Cumhurbaşkanlığına sunmuş bulunuyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitim ve öğretim hizmetleri
sınıfında mevcut personelimiz hakkında da bazı
bilgileri sizlerle paylaşmak isterim. Bakanlığımıza
bağlı resmî eğitim kurumlarında görev yapan 946.114
öğretmenimiz bulunmaktadır. Hükûmetlerimiz döneminde atanan
öğretmen sayımız, mevcut öğretmen sayısının
yüzde 69una karşılık gelmektedir; bu, aynı zamanda genç
bir öğretmen kadrosuna da sahip olduğumuzu gösterir. Nitekim, 40
yaş ve altındaki öğretmen sayımız, toplam
öğretmen sayımızın yüzde 65i civarındadır.
Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız
ilköğretimde 16ya, ortaöğretimde de 11e düşmüştür.
Ülkemizin tüm coğrafi bölgelerindeki öğretmen doluluk oranları
birbirine yakın bir orana da yükseltilmiştir. Norm kadro doluluk
oranları Doğu Anadolu Bölgesinde yüzde 90,61; Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde yüzde 88,45; ülke genelinde ise yüzde 90,34tür.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bakanlığımız, 2023 Eğitim Vizyonu
çerçevesinde veriye dayalı yönetim anlayışını
benimsemiş, bu anlayıştan hareketle eğitime ayrılan
kaynakların daha etkin planlanabilmesi ve okul kapasitelerinin
belirlenebilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı Coğrafi
Bilgi Sistemini hayata geçirmiştir. Ülkemizdeki tüm okulların
coğrafi verilerini toplayarak hızlı bilgi akışı,
etkili ve doğru analizlerle daha verimli envanter yönetimini
sağlayacak olan Coğrafi Bilgi Sistemiyle planlaması, izlenmesi,
denetlenmesi çok daha kolay ve sağlıklı hâle getirilen
eğitim altyapımızı, derslik başına düşen
öğrenci sayısını azaltmak ve ikili öğretime son
vererek okullarımızda tam gün eğitim ve öğretime geçmek
hedefleri doğrultusunda güçlendiriyoruz. Bu çerçevede, 2003
yılından bugüne kadar, 51.912si hayırsever
vatandaşlarımız tarafından olmak üzere, toplam 315.884 adet
yeni dersliğin yapımı tamamlanarak eğitim öğretimin
hizmetine sunulmuştur. Bütün bu çalışmalar sonrasında
derslik başına düşen öğrenci sayısı
ilköğretimde 24e, ortaöğretimde de 20ye düşmüştür.
Bu noktada bir diğer
çalışmamızdan da bahsetmek isterim. Türk eğitim sisteminin
daha iyi yere gelmesinde hayırseverlerimizin büyük bir katkısı
vardır. Eğitime katkı sağlamak isteyen her bir
yurttaşımızın bu arzusunu daha kolay
gerçekleştirebilmesi için yazılımsal bir altyapı
oluşturduk ve bunun pilot çalışmasını tamamladık.
Okul-yurttaş iş birliğini gerçekleştirmek için
hazırladığımız bu altyapının pilot
çalışmasının hemen arkasından da uygulamasına
önümüzdeki yıldan itibaren geçilecektir.
Geleceğimizin teminatı
çocuklarımızın güvenli bir eğitim öğretim hayatı
geçirmelerini, muhtemel şiddet olayları ile madde
bağımlılığı ve diğer zararlı alışkanlıklardan
korunmalarını sağlamak amacıyla 752 okulumuz Emniyet Genel
Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemine entegre edilmiştir ve bu
konulardaki çalışmalarımızın, bir yıldır
süren çalışmalarımızın sonuçlarını da önümüzdeki
ay açıklama imkânımız olacak.
Okul Profili Değerlendirmeyle
okullarımızı ilk kez izleme, değerlendirme, geliştirme
sürecine dâhil ettik, yazılım ve uygulama altyapısını
kurduk. Böylece her okulu anlık olarak izleme, mevcut durumunu
değerlendirme ve gelişim sistemini de tesis ettik. Bu sistem
sayesinde her okul kendi okul gelişim planını ortaya koyacak ve
okul gelişim planı doğrultusunda ortaya çıkan problemlerin
nasıl çözümleneceği, hangi desteğin nasıl
sağlanacağı konusunun, öğretmen altyapısı,
yönetim altyapısı, yazılım altyapısı tamamlanmış
durumda. Sadece, uzmanlıklarla ilgili desteğin de önümüzdeki üç ay
içerisinde hayata geçmesini hedefliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bütün çabamız, kültür, sanat, spor, bilim becerilerinde
çocuklarımıza derinlikli bir bakış açısı sunmak,
onların ellerini kullanmalarına fırsat vererek teori ve
pratiği birleştirmeleri için bir ortam oluşturmaktır. Bu
nedenle, elleriyle, gözleriyle, duygularıyla zihinleriyle, parmak
uçlarıyla muhteşem bir sistem olan varlığının her
detayını hayata geçirsin ve böylece bir öğrenme
ortamını bulabilsin diye tasarım beceri atölyeleri
oluşturduk ve 5 binden fazla atölyeyi de son bir yıl içerisinde
hizmete sokmuş bulunuyoruz. Tasarım beceri atölyeleri sayesinde öğrencilerimiz
ilkokuldan başlayarak, sadece belirli sınav sorularını
çözmek ya da testleri çözmek suretiyle değil, kendi ilgi ve yetenekleri
doğrultusunda becerilerini hayata geçirebilecekleri bazı deneyimler
elde etme fırsatına da kavuşacaklar. Kasım 2019
itibarıyla 5 binin üzerinde hayata geçirilmiş olan bu atölyelerin
sayısının önümüzdeki yıl çok daha
artırılması hedefimiz gündemde.
Bakanlığımızın hedefleri doğrultusunda, 2020
yılında orta ölçekli planlama yapılarak tüm ilçelerde 10 bin
adet tasarım beceri atölyesi kurulması da planlanmaktadır.
Ayrıca Bakanlığımızın 2014 yılından
itibaren ülke genelinde ilkokul, ortaokul ve liselerde
zenginleştirilmiş kütüphane açılmakta olup Kasım 2019
itibarıyla 81 ilde toplam 1.755 adet zenginleştirilmiş kütüphane
de hayata geçirilmiştir. Yaklaşık 1 milyon civarında
öğrencimiz bu kütüphanelerden yararlanmaktadır. 1,5 milyonun üzerinde
eser de bu kütüphanelerde yer almaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öğrenme süreçlerinin teknolojik altyapıyla
desteklenmesinde de önemli mesafe kaydedilmiştir. Bugüne kadar 432.288
adet etkileşimli tahta okullarımıza kurulmuştur.
Yaklaşık 700 okul için 11 bin adet etkileşimli tahtanın da
sözleşmesi yapılmış olup 2019 yılı sonuna kadar
ilgili okullara kurulumu tamamlanacaktır. 13.489 okula da sanal özel
ağ üzerinden geniş bant internet erişimi verilebilmektedir.
Ayrıca, bazı hususiyetleri eskimiş olan tahtaların da
yenilenmesi konusundaki çalışmalar hızla ilerlemektedir.
Altyapının verimli ve etkili kullanılabilmesi için
öğretmenlerimizin özellikle de dijital becerilere sahip olmaları ve
bu konularda yetkin olmaları çok çok önemli. Öğretmenlerimize özel
olarak hazırlanan içeriklerin yer aldığı dijital
platformumuz olan Eğitim Bilişim Ağı, gelişen
teknolojiye uyumlu bir şekilde tümüyle yenilenmiştir.
Uluslararası standartların gözetildiği bu yenilenme faaliyeti
şu anda tamamlanmış olup hizmete de 2 Eylülden itibaren
açılmıştır. Ayrıca, TÜBİTAK Ulusal Akademik
Ağ ve Bilgi Merkeziyle imzalanan sözleşmeyle, millî işletim
sistemi Pardusun okullarda yaygınlaştırılmasını
sağlayarak Türk yazılım endüstrisine de destek verilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitim ve öğretime erişimin
artırılarak fırsat eşitliğinin sağlanması
kapsamında, 2020 bütçemizden öğrencilerimize doğrudan nakdî ve
ayni olarak önemli destekler sağlamaya da devam ediyoruz. Bu çerçevede,
ilköğretim ve ortaöğretimde 284 bin öğrencimizin
faydalandığı burslar için 1 milyar 20 milyon lira
sağlanmış durumdadır. Taşımalı eğitim
ve yemek yardımı programı için 4,5 milyar lira, 385.943 engelli
evladımızın faydalanacağı eğitim programları
için de 3 milyar 680 milyon lira, öğrencilerimize destekleme ve
yetiştirme kursu çerçevesinde 1 milyar 800 milyon lira, özel okullara
giden 157.032 öğrencimize eğitim öğretim desteği
kapsamında 804 milyon lira, pansiyonlarda barınan 344 bin
öğrencimize barınma, harçlık, giyim, kırtasiye desteği
olarak 1 milyar 480 milyon lira, ücretsiz kitap desteği kapsamında 1
milyar 334 milyon lira, üniversitelerde harcı kaldırmamız sonucunda
2 milyon 186 bin üniversite öğrencisi için üniversitelerimize 600 milyon
lira destek verilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizin ekonomik kalkınmasında ve gençlerin
istihdamının sağlanmasındaki rolü nedeniyle mesleki teknik
eğitime çok ayrı bir önem veriyoruz. Gelişmiş
toplumların önemli göstergelerinden biri de iş dünyasının
ve sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan varlığını
yetiştirmektir. Bu nedenle, mesleki ve teknik eğitim konusu odak
noktamızda yer almaktadır. 2023 Eğitim Vizyonu
doğrultusunda ortaya konulan hedefler orta ve uzun vadede mesleki
eğitimin prestijinin artmasına, mesleki eğitime yönelik talebin
yükselmesine yol açacaktır. Bu yeni dönemde hedeflere ulaşabilmek
için kamu ve iş dünyasıyla iş birliği yapılmaya devam edilmektedir.
2019 yılında mesleki eğitim paydaşlarıyla imzalanan
iş birliği protokolleriyle ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi,
İstanbul Teknik Üniversitesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi,
Cağaloğlu Geleneksel Türk Sanatları Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi gibi yeni model okullar hayata geçirilmiştir ve bunlardan
yüzlercesi de hayata geçmiş bulunmaktadır. Savunma sanayisi
alanında nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere
de Makina ve Kimya Endüstrisinin katkılarıyla Makina ve Kimya
Endüstrisi Kurumu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kurulması çalışmaları
devam etmektedir.
İş dünyasının ihtiyaç
duyduğu meslek ve buna bağlı alanlarda nitelikli insan gücünün
yetiştirilmesi için mesleki eğitimin kalitesinin
artırılması, eğitim, istihdam, ekonomi ilişkisinin
güçlendirilmesi çok önemlidir. Bu amaçla, 2019-2020 eğitim öğretim
yılının teması patent, faydalı model ve tasarım
olarak belirlenmiş, Mesleğim Hayatım portalı da hayata
geçirilmiştir. Sektörden aldığımız dönütler
doğrultusunda mesleki eğitim merkezlerinde eğitim gören
öğrencilerimizin lise diplomasına daha kolay erişebilmesi için
de bir düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeyle
mesleki eğitim merkezi öğrencileri lise diploması alabilmek için
daha önce sadece açık lise yoluyla alabildikleri fark derslerini bundan
sonra açık liseyle birlikte mesleki eğitim merkezlerinde yüz yüze
eğitim yoluyla da alabileceklerdir. Mesleki ve teknik ortaöğretim
kurumlarının döner sermaye giderlerinden yüzde 15lik hazine
kesintisi yüzde 1e düşürülmüştür. Böylece döner sermayelerin üretim
kapasiteleri artırılarak daha fazla öğrencinin gerçek iş
ortamında eğitim almasına fırsat
sağlanmıştır.
Millî Savunma Bakanlığıyla
yaptığımız iş birliği çerçevesinde de Askeralma
Kanununda yapılan değişiklikle lise ve dengi okul
mezunlarına sağlanan üç yıl erteleme hakkı meslek liseleri
için 3+3 yıla çıkarılmıştır. Böylece
çocuklarımızın meslek liselerinde öğrenim görmeye
özendirilmesi hedeflenmiştir. Burada saydığım bütün
tedbirler meslek liselerine ve mesleki eğitim merkezlerine rağbetin
azalmasına neden olan tüm faktörleri ortadan kaldırmakla ilgilidir.
Mesleki ve teknik eğitim kurumlarında görev yapan
öğretmenlerimizin mesleki bilgi ve yeterliliklerinin geliştirilmesini
de çok özel olarak ele alıyoruz. Belirli iş birlikleriyle gerçek iş
ortamında şu ana kadar 14 bin öğretmenimizin eğitimi de
tamamlanmış bulunmaktadır.
Bir başka önemli konu da özel eğitimle
ilgilidir. Özel eğitim ihtiyacı olan bireylere yönelik
kaynaştırma, bütünleştirme yoluyla eğitim
uygulamaları, özel eğitim sınıfları, özel eğitim
okulları, evde veya hastanede eğitim hizmetlerimiz her geçen gün
artmaktadır. Ayrıca görme yetersizliği, işitme
yetersizliği, dil konuşma bozukluğu, bedensel yetersizliği,
zihinsel yetersizliği olan bireylerle otizm spektrum bozukluğu ya da
özel öğrenme güçlüğü olan bireylerden özel eğitim
değerlendirme kurullarınca destek eğitimi almaları uygun
görülenlerin eğitim giderleri, sosyal güvencesi olup
olmadığına bakılmaksızın,
Bakanlığımızca karşılanmaktadır. Özel
eğitim ihtiyacı olan öğrencilere sunulan eğitim
hizmetlerinin niteliğini artırmak, sağlıklı ve
nitelikli malzemelerden oluşan materyal teminini sağlamak
amacıyla, 100 farklı çeşit olmak üzere, toplam 143 bin materyal
seti hazırlanmıştır. Üretilen bu materyaller, 81
vilayetimizde öğrenim gören özel çocuklarımızın
okullarına gönderilmiştir. Söz konusu materyaller, 6 bin özel
eğitim sınıfının ve okulunun materyal
ihtiyacını karşılamıştır. Bunun
yanında, dijital içerikli özel eğitim materyallerinin oluşturulmasına
yönelik olarak çalışmalar da başlatılmıştır.
Ülkemizin stratejik alanlarına esas olmak
üzere, bilim, kültür, sanat, sanayi ve teknolojide yüksek bir akademik düzey
hedefiyle, ülkemize katma değer oluşturma yolunda büyük önem
verdiğimiz özel yetenekli bireylerin eğitimi için de
çalışmalarımız devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl 160
olan BİLSEM yani bilim sanat merkezi sayısı bu yıl, her
ilde ve en az bir tane olmak üzere, toplamda 166ya
çıkmıştır. 2019 Eylül ayı itibarıyla
BİLSEMlerde toplam 63.095 öğrencimiz eğitim almaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2019-2020 eğitim öğretim yılı
itibarıyla tüm eğitim kademelerinde toplam 14.322 özel okul
bulunmaktadır. 2018-2019 eğitim öğretim yılında,
açık öğretim öğrencileri hariç, tüm özel okullarda kayıtlı
öğrencilerin toplam öğrenci sayısına oranı yüzde
8,7ye ulaşmıştır. Örgün eğitim içerisindeki özel okul
sayılarının toplam okul sayısına oranıysa yüzde
19,2dir. Eğitim sisteminde ciddi bir yük üstlenen özel öğretim
alanı, önümüzdeki üç yıllık süreçte sistemin içinde daha esnek
ve amaca dönük bir yapıya kavuşturulacaktır. Uluslararası
standartlar getirilerek gelişen özel öğretim, tüm özel okullar için
destekleyici ve geliştirici bir işlev üstlenecektir.
2018-2019 eğitim öğretim yılında
almış olduğumuz karar gereği, özel öğretime
teşvik uygulamasını kademeli olarak kaldırıyoruz. Bu
kapsamda, 2019-2020 eğitim öğretim yılında, eğitim
öğretim desteği kapsamına yeni öğrenci
alınmamıştır. 2020 yılı bütçemizde, henüz
öğretim kademesini tamamlamayan 84.964 öğrencinin eğitim
öğretim desteği olarak 329 milyon lira ödenek öngörülmüştür.
Ayrıca, organize sanayi bölgeleri içinde ve dışında
açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim
gören toplam 72 bin öğrencimiz için, 2020 yılında 475 milyon
lira kaynak ayrılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitim sürecinin önemli boyutlarından biri de hiç
şüphesiz, ölçme değerlendirmedir. Bu bağlamda, 81 ildeki
okullarımızda hem sınıf içi ölçme değerlendirmenin
sağlıklı olarak ele alınması hem de illerde okullarımızın
eksik kalan yönlerinin tamamlanması için oluşturulan ölçme değerlendirme
merkezlerinin kurulumunu tamamladık ve hepsi hizmete
açılmış durumda.
Elektronik Sınav Projesi kapsamında, 81
ilde, 126 sınav salonunda sınavlar yapıyoruz. Hâlihazırda
bu salonlarda motorlu taşıt sürücü kursiyerleri sınavları
yapılıyor. Diğer sınavların da elektronik ortamda
yapılması için çalışmalar devam ediyor. 2020
yılında elektronik sınav salon sayısını 126dan
170e çıkarmak için de çalışmalarımız sürüyor.
Ölçme değerlendirmenin 3 temel ilkesi olan
güvenirlik, geçerlilik ve kullanışlılık ilkelerini göz
önünde bulundurarak, Ankarada bulunan ve sınav evrakının
hazırlandığı ve basıldığı tesisimizi
son teknolojilerle tamamen yeniledik.
Çağdaş öğrenme
yaklaşımlarının ve öğrenme
yaşantılarının vazgeçilmez bir parçası olan
tamamlayıcı değerlendirme araçlarını eğitim
öğretim sistemimize entegre ediyoruz. Bu anlamda, çocuğun sadece
adını, soyadını, derste nasıl olduğunu, uslu mu,
hareketli mi olduğunu bilmek bize yetmez. İlgisini,
merakını, hayalini, becerisini, evde ne okuduğunu, ne
yaptığını bütün süreçleriyle bilmek gerekir. Bu anlamda,
çocuklarımızı izleyelim, değerlendirelim, eksik
gördüğümüz yerlere müdahale edelim istiyoruz. Peki, bunu nasıl
yapabiliriz? Çok uzun yıllardır beklenilen, öğrencilerin ilgi ve
yeteneklerine göre takip edilmesini sağlayan bir ürün dosyası sistemi
-parantez içerisinde- e-portfolyo diyebileceğimiz bir sistem
geliştirdik ve artık bütün çocuklarımızı okul
öncesinden itibaren bütün hususiyetleriyle somut olarak adım adım
izleme ve buna bağlı olarak yönlendirme ve rehberlik yapma
imkânımız ortaya çıkmış bulunuyor.
Çocuklarımızın, öğrencilerimizin erken çocukluktan lise
mezuniyetine kadar eğitim yaşamları boyunca rehberlik
anlamında izlenmesinin de önünü açmış olduk.
Bahsetmek istediğim bir diğer husus da
Türkiye olarak PISA 2018de elde ettiğimiz sonuçlardır.
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)
uluslararası ölçekte uygulanan bir çalışma bildiğiniz gibi
ve her üç yılda bir uygulanıyor; temel amacı, 15 yaş grubu
öğrencilerinin okulda edindikleri bilgi ve becerileri günlük yaşamda
kullanma ölçüleriyle ilgili. Okuma becerileri alanındaki
değerlendirme sonuçlarına göre Türkiye, performansını 2015
yılına göre önemli ölçüde artırarak ortalama puanı 428den 466ya
çıkarmıştır. Matematik alanındaki sonuçlara göre
Türkiye performansını 420den 454e çıkarmıştır.
Fen alanında da 2015 yılına göre 425ten 468e çıkan bir
sonuç vardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir başka husus da Türk kültürünü yurt
dışında tanıtmak ve yaymak için
yaptığımız çalışmalar. Bu anlamda da Türkçe
eğitim öğretim materyallerini geçtiğimiz hafta yurt
dışındaki öğrencilerimizin hizmetine sunmuş
bulunuyoruz. UNESCO ve OECD çerçevesinde yaptığımız
çalışmaların aktif olarak sürdüğü bir dönem geçiriyoruz.
Bakanlığımızca açılan yurt dışında
yaşayan vatandaşlarımızın ve
soydaşlarımızın çocuklarının devam ettiği
ilkokul, ortaokul ve liselerde, TÖMERle ilgili olarak da 68 eğitim
kurumunda 1.691 öğretmen ve 88 okutmanla 49 ülkede hizmetlerimiz devam
ediyor. Bu bağlamda bir başka husus da 1416 sayılı Kanun
kapsamında yetişmiş insan kaynağının
ihtiyacını karşılamak amacıyla
Bakanlığımız tarafından üniversiteler ve bazı
kamu kurumları adına da yurt dışına yüksek lisans ve
doktora öğrencisi gönderiyoruz. Şu an 46 farklı ülkede 3.950
öğrencimiz öğrenim görüyor. 2020 yılı bütçemizde bu
öğrencilerimizin eğitim giderleri için 597 milyon lira burs
ödeneği de öngörülmüştür.
Bugün itibarıyla üniversite sayımıza
baktığımızda, 129u devlet, 73ü vakıf olmak üzere 202
üniversitemiz var. Bunun dışında, Millî Savunma Üniversitesi ve
5 vakıf meslek yüksekokulundan da söz ediyoruz.
Ülkemizin kalkınma süreçlerine çok ciddi
katkılar sunan yapısal değişim niteliğindeki ana
projeler çok önemli. Çeşitlilik, misyon farklılaşması
odaklı ihtisaslaşma, sürdürülebilir kalkınma süreçlerine ciddi
katkılar sağlayan misyon farklılaşması ve
ihtisaslaşma, Türk yükseköğretimine kazandırılan çok önemli
bir açılımdır ve dünyada da bu eğilimler devam etmektedir.
Bu kapsamda yükseköğretimde ihtisaslaşma, bölgesel kalkınma
odaklı üniversiteler ve araştırma üniversiteleri olmak üzere iki
koldan çalışmalar yürütülmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK (Devamla) Hemen topluyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, devam edin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK (Devamla) Ülkemizin 2023 yılında dünyanın önde gelen
ekonomilerinden biri olma hedefiyle ilgili olarak da çalışmalar
sürmektedir. YÖK 100/2000 Doktora Bursu Projesi bu bağlamda çok
kritiktir. 2016-2017 bahar döneminden bu yana 4 binin üzerinde öğrencimiz
burslardan faydalanmıştır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu
alanlarda her yıl Türkiye'nin bilim hayatının 100 öncelikli
alanı belirlenmekte ve her çağrıda bu liste güncellenmektedir.
Bir başka konu ÖSYMyle ilgili. Ülkemizin
önemli hizmet kurumlarından biri olan ÖSYM bünyesinde 2019 yılı
içinde 188 sınav koordinatörlüğü aracılığıyla
yaklaşık 7 milyon 750 bin adayın katıldığı,
10u elektronik sınav olmak üzere, 42 sınav
gerçekleştirilmiştir. 2019 yılının ikinci
yarısından itibaren Yükseköğretim Kurumları Yabancı
Dil Sınavı -YÖKDİL- ÖSYM tarafından
gerçekleştirilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakan, devam edin lütfen.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütün
bu saydığımız faaliyetler için, 91 milyar 467 milyon 345
bin Türk lirası personel giderleri, 14 milyar 367 milyon 680 bin Türk
lirası Sosyal Güvenlik Kurumuna devlet primi giderleri, 9 milyar 950
milyon 271 bin Türk lirası mal ve hizmet alım giderlerinde kullanılmak
üzere cari harcamalar, 3 milyar 739 milyon 169 bin Türk lirası devlet
parasız yatılı öğrencileri, burslar ve diğer cari
transferler, 5 milyar 836 milyon 918 bin Türk lirası sermaye giderleri, 29
milyon 479 bin Türk lirası sermaye transferleri olmak üzere toplam 125
milyar 396 milyon 862 bin Türk lirası Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesine dâhil edilmiş, tahsis edilmiştir.
Bununla birlikte, 36 milyar 145 milyon 740 bin Türk lirası
Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin
bütçesi, 717 milyon 792 bin Türk lirası Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı bütçesi, 15 milyar 345 milyon 110 bin
Türk lirası Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi olmak
üzere toplam eğitim bütçemiz 176 milyar 605 milyon 504 bin Türk
lirası olarak öngörülmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK (Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
eğitim, ülkemizin yarınını şekillendiren en önemli
unsurdur, insana dair yapılacak yatırımların en
değerlisidir. Hükûmetimiz bu bilinçle hareket etmekte, eğitim
alanına yönelik yatırımlarını bilimsel ve pedagojik
gelişmelere koşut bir şekilde sürdürmektedir.
Millî Eğitim Bakanı olarak
şahsım, eğitim camiamız ve milletimiz adına,
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta
olmak üzere, bu sürece katkısı olan ve bize destek veren herkese
teşekkür ediyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) AKP Grubu 1 kez
alkışlamadı Sayın Bakan konuşmanız boyunca.
BAŞKAN Sayın Gürer
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK (Devamla) Eğitimin ortak memleket meselesi olarak görülüp bu
desteğin sürdürülmesi önemlidir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
İçişleri Bakanını 20 kere alkışladılar, sizi
1 kere alkışlamadılar, 1 kere alkışlamadılar
konuşmanız boyunca.
BAŞKAN Sayın Gürer
Sayın Gürer
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK (Devamla) Genel Kurulumuzun da bu desteği vereceğine olan
inancım tamdır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Vereceğiniz destek için bir kez daha teşekkür
ediyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
İçişleri Bakanını 20 kere alkışladınız,
Millî Eğitim Bakanını 1 kere alkışlamadınız.
O ayıp da size yeter!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK (Devamla) Millî Eğitim Bakanlığı 2020
yılı bütçesinin eğitim ailemize, öğretmenlerimize,
öğrencilerimize, velilerimize ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkoç.
III.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
13.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Millî Eğitim
Bakanlığında fiilî bir durumun yaşandığına,
Beştepede kurulan saray eğitim bakanlığının
Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığının
yetkilerini kullandığına ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım...
Sayın Bakanım, şahsınızla
ilgili en ufak bir şey söylemek istemem ve sizi de hiçbir zaman zor
durumda bırakmak istemem ancak gerçekleri söylemek bizim görevimiz
olduğu için bunu paylaşmak durumundayız. Bugün Millî Eğitim
Bakanlığında Türkiye tarihinde görülmeyen fiilî bir durum
yaşanmaktadır Sayın Bakanım. Beştepede kurulan saray
eğitim bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim
Bakanlığının yetkilerini kullanmaktadır. Millî Eğitim
Bakanının -sizin, zatıalinizin- elinin kolunun
bağlandığını; davul kendi elinde olsa dahi,
tokmağının sarayda olduğunu hepimiz biliyoruz. Sarayda
kurulan gölge saray eğitim bakanlığı Millî Eğitim
Bakanının yetkilerini kullanmaktadır. Merak ediyoruz, saray
eğitim bakanı kimdir? Ahmet Gündoğdu mu, Yusuf Tekin mi ya da
bir başkası mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız Sayın
Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Durum böyle olduğu
için Sayın Bakanım, öğretmenlerin ekonomik sorunları
çözülememiştir. Öğretmenlerin iş güvencesi sorunu
çözülememiştir. Öğretmenlik meslek kanunu
çıkarılamamıştır. Öğretmenlerin 3600 ek
göstergesi verilememiştir. Sözleşmeli, ücretli öğretmen
çalıştırmaya devam edilmektedir. 2020-2021 eğitim
yılında liseye başlayacak 600 bin öğrenci için
hazırlık yapılamamıştır. Kapatılan köy
okulları açılamamıştır. Taşımalı
eğitime son verilememiştir. İkili eğitime son
verilememiştir. Birleştirilmiş sınıf uygulaması
kaldırılamamıştır. Okul ve derslik ihtiyacı
karşılanamamıştır. Engelli öğretmenlerin
ataması yapılamamıştır. Rehabilitasyon
öğretmenlerinin sorunu çözülememiştir. 2019da yüzde 4,88 olan Millî
Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesi 2020de maalesef
yüzde 4,65e düşürülmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız Sayın
Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Deniz Feneri, Hayrat Vakfı, Ensar Vakfı ve
TÜGVAyla protokoller sonlandırılmamıştır. FATİH
Projesi 700 okulda akıllı tahta projesine dönüştürülmüştür.
5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu
eğitim kapsamına alınacağı
açıklanmıştı. Çocuklarımız merdiven
altlarında cemaat ve tarikatların eline teslim edilmiştir.
Okul yöneticiliğine atamada liyakat temelli bir
değerlendirme yapılacağına söz verilmişti; atamalar
liyakate göre değil, siyasete göre yapılmıştır.
Bizim umudumuz, saraya hesap veren bir Millî
Eğitim Bakanı değildir. Maalesef, az önce
açıklamanızda öğretmenlik meslek kanununu
taslağını Cumhurbaşkanına sunduğunuzu söylediniz
oysaki biz 23 Kasım 2018de Meclise sunmuştuk. Siz, Meclisin ve
milletin Bakanı olmaya devam edin Sayın Bakan. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Türkkan.
14.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, Millî Eğitim Bakanı Ziya
Selçukun 129 sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun
Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin altıncı tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasında kendisine yöneltilen
eleştirilere değinmediğine, maliyetinin 3,4 milyar lira
olduğu açıklanan ve On Birinci Kalkınma Planında yer
verilmeyen Fatih Projesinin akıbetini öğrenmek istediklerine
ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Bakan,
zatıalinizi dikkatle izledik, dinledik. Sizlere karşı yöneltilen
bazı eleştiriler vardı, bunlara bir cevap vereceğinizi
düşündüm ama konuşmanızın içeriğinde bunlara hiç
değinmediniz. Örneğin, Millî Eğitimde cemaat yapılanmalarından
bahsediliyor, bundan hiç bahsetmediniz. Ensar Vakfı gibi cemaatlerle,
vakıflarla olan iş birliği konularından bahsedildi, bunlara
hiç değinmediniz. TÜRGEV, TÜGVA gibi iktidar mensuplarınca kurulan
vakıflarla ilgili yoğun projelerden bahsedildi, bunlara hiç
değinmediniz. Deniz Feneri gibi hem ülkemizde hem de Almanyada toplanan
paraların iç edilmesinden yargılanan bir derneğin
kumbaralarının okullara yardım toplamak üzere konulduğundan
bahsedildi, buna hiç cevap vermediniz. Bu eleştirilere karşı
vereceğiniz bir cevap var mı? Yoksa biz Sükût ikrardan gelir. deyip
bunların doğru olduğunu mu anlamalıyız? Eğer
böyleyse, bugün değilse bile yarın mutlaka bununla ilgili bir hesap
verileceğini aklınıza getirin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bir de FATİH Projesi
var. Bu FATİH Projesi 2010da başlatılmıştı.
Proje kapsamında milyarlarca lira harcandı, 58 ihale ile 110
doğrudan alımın ardından 1 milyon 437 bin tablet alındı.
Onuncu Kalkınma Planında FATİH Projesinin
tamamlanacağı ve teknolojinin eğitime entegrasyonu konusunda
nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi
yapılacaktır. ifadelerine yer verilmişti. Bizzat
zatıaliniz tarafından maliyetin 3,4 milyar lira olduğu açıklanan
Fatih Projesine On Birinci Kalkınma Planında hiç yer verilmedi. Bu
milyarlarca lira çöp mü oldu Sayın Bakan? Bunun hesabını hiç
kimse vermeyecek mi? Bu tabletler nerede? Faydalanılıyor mu yoksa
tabletler dağıtılana kadar teknoloji gelişti, tabletler artık
out mu oldu? Bu konuda vermediğiniz cevabı eğer lütfederseniz,
yerinizde verirseniz seviniriz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Peki.
Şöyle yapalım: Sayın Bakanlar,
birazdan soru-cevaba gireceğiz. Soru-cevapta ben ek süreler de veririm
size, o çerçevede hepsini toparlayalım.
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 130)
(Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Dışişleri
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi, yürütme adına söz
sırası Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt
Çavuşoğluna aittir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz otuz dakika Sayın Bakan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin çok
kıymetli üyeleri; öncelikle sizleri şahsım ve tüm
çalışma arkadaşlarım adına saygıyla selamlıyorum.
Bütçemiz hayırlara vesile olsun.
Bugün bütçemizi sunarken dünyadaki gelişmelere
şöyle bir baktığımız zaman, gerçekten dünyanın
değişimle beraber çok farklı boyutlara yöneldiğini
görüyoruz. İstikrarsızlığın ve belirsizliğin
hâkim olduğu bir dünya var. Ama daha dar çerçeveye, bizim bölgemize
baktığımız zaman da aynı şekilde, çok boyutlu
sınamalarla sadece Türkiye olarak bizim değil, bölge ülkelerinin ve
de halklarının karşı karşıya
kaldığını görüyoruz. İşte böylesi bir dönemde,
Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde girişimci ve
insani bir dış politika izliyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
cumhuriyet kurulurken belirlediği Yurtta sulh, dünyada sulh. ilkesi de
yine millî dış politikamızın bir rehberidir. Aynı
şekilde yerli ve millî bir dış politika izliyoruz. Sahada ve
masada güçlü olmak durumundayız. Ve bu doğrultuda, tartışma
boyunca bugün Genel Kurulda görüşlerini belirten, eleştirilerini
yapan, katkı sağlayan tüm milletvekillerine de ayrıca çok
teşekkür ediyorum.
Öncelikle, bizi yakından ilgilendiren ve bizi
sürekli meşgul eden konular hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.
Elbette Suriye bunların başında gelir. Dokuz yıldır
devam eden Suriye probleminde bizim için hassas olanlar nedir? Öncelikle,
yanı başımızdaki ülkenin sınır bütünlüğü,
toprak bütünlüğü bizim için önemlidir. Aynı şekilde, dokuz
yıldır devam eden bir ihtilaf var, çatışma var. Biz
biliyoruz ki ve inanıyoruz ki tek çözüm, siyasi çözümdür.
Dolayısıyla siyasi sürecin iyi işlemesi gerekiyor. Yine, bu
ülkede maalesef çok sayıda terör örgütü var ve bu tür durumlardan en çok
beslenenler de teröristlerdir. Dolayısıyla Suriyenin de terör
örgütlerinden temizlenmesi bizim için önemlidir. Maalesef, bir kriz olduğu
zaman en çok etkilenen mazlum insanlardır, kadınlar,
çocuklardır, göçmenler, mültecilerdir. Sadece Türkiyede değil
-Türkiyede tabii ki 3,7 milyon civarında Suriyeli göçmen var, en çok
mülteci ağırlayan ülkeyiz ama- diğer komşu ülkelerde,
Suriye içinde yerinden edilmiş insanlar var. Bu insanların Suriyeye,
evlerine dönmesi de bizim için öncelikli konulardan bir tanesidir.
Siyasi süreçte, özellikle Astana ve Soçideki
gayretlerimiz sayesinde belli mesafeler katettik. Örneğin, uzun
uğraşlar sonunda anayasa komisyonu kuruldu ve ilk
toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıdan önce Rusya ve
İran Dışişleri Bakanıyla beraber Cenevreye gittik,
basın toplantısıyla açıklamamızı yaptık.
İkinci toplantıda rejimin bazı kabul edilemez ön şartlarla
geldiğini gördük ama sürecin işlemesi için Rusyayla ve diğer
aktörlerle ve en önemlisi de Birleşmiş Milletlerle
çalışıyoruz. Burada siyasi çözüm için Anayasa Komisyonunun da
iyi bir şekilde işlemesi gerekiyor. Bu doğrultuda Sayın
Cumhurbaşkanımız salı günü Putinle telefonda tekrar
görüştü. Geçen hafta Lavrovla Bratislavada bir araya geldik, cuma günü
de telefonda görüştük. Özel Temsilci Pedersonla Romada geçen hafta bir
araya geldik, değerlendirmelerimizi yaptık ve iki gün önce Heyet
Başkanımız, yardımcım, Büyükelçi Sedat Önal
Astanadaydı, ve Astana toplantısı tüm bu
tıkanıklıkların aşılması
bakımından faydalı oldu ama sahada, İdlibteki sükûnetin
korunması hem Suriyenin geleceği için çok önemli hem de siyasi
sürecin ve Anayasa Komisyonunun çalışmaları bakımdan da
önemli. Sükûnetin sağlanması için yine çabalarımız devam
ediyor ve tüm bu görüşmelerimizde bunu da muhataplarımızla ele
aldık. Sonuçta, Astana, Soçi ve Cenevre süreçlerinde aktör ülke Türkiyedir,
Suriyenin geleceği için üzerimize düşeni bu anlamda
yapacağız.
Barış Pınarı Harekâtıyla
ilgili daha önce de huzurunuza gelip yüce Meclisimize bilgi arz etmiştim.
Barış Pınarını neden gerçekleştirmek durumunda
kaldığımızı Meclisimize ve tüm dünyaya anlattık
ve anlatmaya da devam ediyoruz. Ama bir neticesi vardır ki Barış
Pınarı Harekâtının, burada bir terör devleti kurma projesi
çökmüştür ve hayaller suya düşmüştür. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla bu harekât önemliydi. Ama Türkiye,
Barış Pınarı öncesinde ve sonrasında diplomasiye
inandığını da göstermiştir ve Barış
Pınarı başladıktan sonra bir hafta arayla hem ABDyle hem
de Rusyayla bir mutabakata varması esasen Türkiyenin sahadaki gücünün de
yansımasıdır, diplomaside yani masada da gerçekten diplomasiye
inanarak haklı davasını en iyi şekilde savunduğunun
bir göstergesidir. Biz, diplomasiye inanıyoruz. Burada özellikle şunu
söylemek isterim
Sayın Erozanı göremiyorum, kendisi çok tecrübeli
bir diplomatımız, Müsteşar Yardımcılığımızı
da yaptı.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Şu anda genel
merkezimizde toplantıda.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Rusyanın açıkladığı
Rusça metin ile bizim metin arasında fark olabilir. Burada herhangi bir
tuzağa düşme yok. Yani bir belge uluslararası müzakerelerde
ortak dilde konuşulur ve bu İngilizcedir. Biz Rusyayla
İngilizce bir metin müzakere ettik, mutabakata vardık. Biz
İngilizceden Türkçeye de doğru tercüme yaptık.
Dolayısıyla Rusyanın yanlış tercümesi bizi
bağlamaz ve uluslararası anlaşmalarda da böyledir, yorumda
herhangi bir anlaşmazlık varsa İngilizce metin esastır
dolayısıyla burada bir tuzağa düşme yoktur. O metnin
taslağını da, gururla söylüyorum, arkadaşlarımızla
beraber biz hazırladık tıpkı Amerikayla
vardığımız mutabakatın metnini de
hazırladığımız gibi. Dolayısıyla önümüzdeki
süreçte Suriyenin toprak bütünlüğünü korurken işte, biraz önce
bahsettiğim o geri dönüşler için de yoğun çaba sarf etmemiz lazım,
durup dururken olmaz.
Barış Pınarı Harekâtı
bölgemize orayı terk etmek zorunda kalan insanların yüzde 70inden
fazlası döndü, temennimiz hepsinin dönmesi ve bu, Birleşmiş
Milletlerin açıklamasıdır, Türkiyenin değil. Geri
dönüşler konusunda uluslararası toplumu sürecin içine kattık ve
burada bizim en önemli ortağımız Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliğidir ve Cenevrede Bakan Yardımcım
Yavuz Selim Beyin de katılımıyla bir toplantı
gerçekleştirdik, ikinci toplantıyı Türkiyede
gerçekleştirdik, üçüncü ve dördüncü toplantıları da kısa
sürede gerçekleştirerek Türkiyeden de Suriyeli mültecilerin geri
dönmesini birlikte koordine edeceğiz. Aynı şekilde, daha önce de
bilgiyi verdiğim gibi, arz ettiğim gibi, 4 komşu ülkeyle beraber
biz de dâhil- yani Irak, Lübnan ve Ürdünle beraber uluslararası bir
konferansın hazırlıklarını sürdürüyoruz.
Uzmanlarımız bir araya geldi ve salı günü Cenevrede 4 bakan
olarak bir araya geleceğiz ki Suriyeye geri dönüşler konusunda
uluslararası toplumla birlikte neler yapacağız, bunları
değerlendireceğiz.
Yine, en son Londrada dörtlü toplantıda,
Türkiye, Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa liderlerinin -Cumhurbaşkanımızın-
katıldığı toplantıda Suriyenin tüm boyutları
konuşulduğu gibi, geri dönüş de konuşuldu ve önümüzdeki
süreçte de bu ülkelerle birlikte hareket edeceğiz ve ikinci toplantı
şubat ayında Türkiyede yapılacak.
Yine, daha önce İstanbul Zirvesi
dediğimiz Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa formatındaki dörtlü
toplantının ikincisini tekrar gerçekleştirmek için tüm
taraflarla görüşüyoruz. Salı günkü telefon görüşmesinde Sayın
Putin ile Sayın Cumhurbaşkanımız bunları
değerlendirdiler ve fikir olarak hemfikiriz ama tarihini de en kısa
sürede inşallah bildireceğiz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Bakanım, Suriye hükûmeti nerede?
BAŞKAN Siz devam edin Sayın Bakan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Tabii, burada da görülüyor ki Türkiye bu
sorunun her boyutunda yapıcı katkı sağlıyor.
Diğer taraftan, Türkiye en önemli aktördür yani burada izolasyon ya da
yalnızlığın olmadığını özellikle de
vurgulamak isterim.
Tabii, başka bir boyut da DEAŞ ve
yabancı terörist savaşçılar. Şimdi, DEAŞle
mücadelemize tabii ki kararlı bir şekilde devam edeceğiz; her
şeyden önce bize düşman. İşte, Türkiyedeki saldırıları
bazı arkadaşlarımız da vurguladılar, doğrudur.
Dolayısıyla, her boyutuyla, özellikle de yabancı terörist
savaşçılar boyutuyla yakından ilgilenmemiz gerekiyor ki
DEAŞla Mücadele Uluslararası Koalisyonu içinde Yabancı Terörist
Savaşçılar Çalışma Grubunun Eş Başkanlığını
yapıyoruz. Harekâtımız başladıktan sonra 300den fazla
DEAŞlıyı, özellikle de YPGnin serbest
bıraktığı DEAŞlıyı ve ailelerini de tekrar
yakaladık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bazıları kampta ve hapiste; bazılarını da,
İçişleri Bakanlığımızla birlikte, ülkelerine geri
gönderiyoruz. Ki burada en önemli yani tek çözüm yolu, o kaynak ülkelerin
yabancı terörist savaşçıları ülkelerine
almalarıdır dolayısıyla onları,
vatandaşlıktan çıkarmaları ya da sorumluluktan
kaçmaları kurtarmaz. Ve burada biz iş birliğine
hazırız. Washingtondaki toplantıda Bir çalışma grubu
oluşturalım. diye bir teklifte bulunduk ve tüm ülkeler bunu
destekledi. Çalışma grubu toplantısı önümüzdeki günlerde
İstanbulda gerçekleşecek ve burada Yabancı terörist
savaşçıların, ülkelerine iadesinde ne yapacağız? Ama
bir de geride kalan kadın ve çocuklar var; bunların rehabilitasyonu
dâhil, bunları topluma kazandırabilecek miyiz? Ne
yapacağız? bunları hep birlikte konuşmamız
lazım.
Saygıdeğer Başkan, çok değerli
milletvekilleri; gündemimizdeki önemli konulardan bir tanesi de Libya;
değerli konuşmacılar da zaten konuşmalarında vurgu
yaptılar.
Biz özellikle ne yapmaya çalışıyoruz?
Doğu Akdenizde Türkiye Cumhuriyetinin ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin, Kıbrıs Türk halkının haklarını
korumaya çalışıyoruz ve uluslararası hukuktan kaynaklanan
haklarımızı korumaya çalışıyoruz; bu sebeple de
herkesle iş birliği yapmaya hazırız, bunu defalarca
söyledik. Sayın Cumhurbaşkanımız, Miçotakise Londrada,
net bir şekilde, kendileriyle de böyle bir iş birliğine
varabileceğimizi, yeter ki onların da böyle bir paylaşma
zihniyetinde olması gerektiğini söylemiştir. Ve biz,
müzakerelerden sonra, Libyayla deniz yetki alanlarımızı
sınırlayan bir mutabakat zaptı imzaladık ve böylelikle,
kıta sahanlığımızın içinde özellikle önümüzdeki
süreçte faaliyetlerimizi sürdüreceğimiz alanlar net bir şekilde
belirlendi; Doğu Akdenizde kıta
sahanlığımızın batı sınırları da
bu şekilde belirlenmiş oldu. Bunu neden yaptık? Bazı konuşmacılar
da söyledi; birçok ülke burada özellikle kendi aralarındaki
görüşmelerle güya Türkiyeyi saf dışı bırakmaya
çalıştılar, tıpkı Kıbrısta
yaptıkları gibi, yapmaya çalıştıkları gibi.
Aynı şekilde, Rum kesimi ve Yunanistan buna benzer anlaşmaları
diğer ülkelerle imzaladılar, müzakereleri sürdürüyor.
Dolayısıyla hem haklı davamızı korumak için bu
anlaşmayı imzaladık -mutabakat zaptını- hem de bizi
köşeye sıkıştırmaya çalışanlara
karşı da önemli bir hamle oldu. Dolayısıyla tek
taraflı faaliyetler yerine, diğer ülkelerin de bizim gibi
uluslararası iş birliğine önem vermeleri önemlidir.
Burada şunu da söylemek isterim, yine bazı
konuşmacılar söylediler: Libyadaki hükûmet, Ulusal Mutabakat
Hükûmeti Suheyrat Anlaşmasına göre mutabakat zaptı
imzalayabilir. Daha önce AByle, Amerika Birleşik Devletleriyle ve
Nijerle mutabakat zaptı imzalamıştır.
Dolayısıyla onlarla imzaladığı zaman yetkili oluyor da
Türkiyeyle imzaladığı zaman neden yetkili olmasın? (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Yani burada Suheyrat
Anlaşmasında özellikle anlaşma imzalanırken ben de
oradaydım, ondan öncesi Roma Konferanslarında da vardım. O
yüzden yaptığımız, herkesin
şaşırdığı, tüm toplumumuzun gerçekten büyük bir
memnuniyetle karşıladığı ve birçok ülkeyi şoke
eden bu hamlemizi zayıflatacak yorumlardan kaçınalım. Yani
dolayısıyla biz uluslararası hukuka uygun bir adım
attık, haklarımızı korumak için attık. Avrupa
Birliği, tabii ki, dayanışma adına Rum kesiminin ve
Yunanistanın yanında olacak, daha önce olduğu gibi ama burada
haklı mı Avrupa Birliği? Hayır, haklı değil. Bir
kere Avrupa Birliğinin bu konuda karar verme yetkisi yok.
Uluslararası Adalet Divanı karar verebilir, Avrupa Birliği ancak
siyasi görüş belirtir ama Avrupa Birliğinin siyasi görüşü, bizim
ulusal egemenlik haklarımız söz konusu olduğu zaman kesinlikle
geçerli değildir ve siyasi saiklerle verilmiş kararlar da bizi
yıldıramaz. Libyaya baskı yapıyorlar, büyükelçisini
sınır dışı ediyorlar. Yani diplomatik nezakete
uymayan, olgunluğa sığmayan hareketlerin sebebi nedir? Demek ki
doğru bir adım attık, doğru bir anlaşma
imzaladık.
Yine, bu konuda tabii ki çabalarımızı
sürdürüyoruz ve Birleşmiş Milletlere anlaşmamızı ve
yeni kıta sahanlığımızı batı
sınırlarıyla beraber tescil ettirdik. Yeni Yüksek Temsilci
Borellle görüştük, aynı şekilde yine Salameyle de Romada
görüşerek bu konularda bilgi verdik ve -dediğim gibi- anlaşma
uluslararası hukuka uygundur ve Libyayla temaslarımızı
tabii ki sürdürüyoruz. Dün Sarrajla Dohada görüştüm, Sayın Millî
Savunma Bakanımız Hulusi Akar da kendisiyle görüştü. Bir de
Libyayla Güvenlik ve Askerî İşbirliği Mutabakat
Muhtırası imzalamıştık ve o anlaşmayı da
yüce Meclise gönderdik. İnşallah, sizlerin oylarıyla o
anlaşma da onaylanacak ve yürürlüğe girmiş olacak.
Burada Libya söz konusu olunca Sayın Lütfü
Türkkanın iki konuda bizden cevap beklentisi vardı, onları da
vermek isterim. Birincisi: Doğu Akdenizde, Kıbrısın
güneyinde uluslararası sularda bir tatbikat oldu. Uluslararası
sularda herkes tatbikat yapabilir. Esas olan nedir? Bizim ve Kuzey
Kıbrıs Türk halkının çıkarları söz konusu
olduğu zaman, bizim kararlığımızdır.
Dolayısıyla bu tür tatbikatlar ve söylemler bizi kararlı
yolumuzdan döndüremez ve hiçbir zaman da döndürmeyecektir tıpkı
sondaj gemilerimizi gönderdiğimiz zaman Avrupa Birliği ve
diğerlerinin söylemlerine kulak asmadığımız gibi çünkü
haklıysak sonuna kadar hakkımızı da savunmak
durumundayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Diğer taraftan, Libyanın uzun
zamandır -eskiden vize yoktu, problem başlayınca vize
uygulaması başlattık- bizden ricaları vardı Hiç
olmazsa yaş limitini yukardan biraz düşürün, aşağıdan
da aynı şekilde 18 yaş altı deyin. dediler. Biz de
İçişleri Bakanlığımızla görüştük ve 55
yaş üstü Libyalılara ve yine 16 yaş altı Libya
vatandaşlarına vizeyi kaldırdık. Elektronik vize veriyoruz;
Schengen, AB ve İngiltere ve Amerika vizesi olanlara elektronik vize
veriyoruz. Onun dışında -2 şirketimize- şimdi
biyometrik verilere de geçtik; İçişleri
Bakanlığımız ve yine Göç İdaresiyle beraber
istişare ederek bu tür kararları alıyoruz. Bu, aniden
olmadı, uzun zamandır bizden ricalarıydı, vardı,
kararlar almıştık, uygulamaya yeni geçti.
Çok Kıymetli Başkanımız,
değerli milletvekilleri; NATO da son zamanlarda dış
politikamızda tartışılan konulardan bir tanesidir. Londra
Zirvesinde de herkesin söylediği gibi -öncesinde ve Londra Zirvesinde-
NATOya en çok katkı sağlayan ülkelerin başında Türkiye
geliyor dolayısıyla Türkiyesiz bir NATOnun
olmayacağını tüm liderler de vurgulamıştır.
Türkiyenin NATO üyeliğinin sorgulanmasının da yersiz olduğunu
orada bir kere daha görmüş olduk.
Burada, özellikle savunma planlarıyla ilgili de
bir yanlış anlaşılma oldu. Güya Türkiye, burada taviz
verdi; öyle bir şey yok. 2 tane savunma planı var; 1 tanesi Polonya
ve Baltık ülkeleri içindir, 1 tanesi de Türkiyenin savunma
planıdır. Burada özellikle güvenliğin bölünmezliği
ilkesinden hareket etmesi lazım NATOnun ve bizim planımız -ki
planlar şu süreçten geçiyor: Önce Askerî Komite, sonra NATO Konseyi, daha
sonra yine Askerî Komitede iyileştirildikten sonra yayınlanıyor-
Askerî Komiteden geçti, NATO Konseyinden geçti ve yayınlanma aşamasında
YPG olduğu için bazı ülkeler engellemeye çalıştı.
Oysa oraya YPGyi terör örgütü olarak koyan kimdir? NATOnun
istihbaratıdır, kendi istihbaratı; burada bazı ülkeler
NATOnun kendisini inkâr etme durumunda. Biz de bu sebeple yine
güvenliğin bölünmezliği ilkesinden hareketle dedik ki: O zaman, ya
hepsi birden yayınlansın ya da hiçbiri yayınlanmasın. Yani
Türkiyeninki engellenecek, diğeri yayınlanacak. Bizim Baltık
ülkeleriyle bir problemimiz var mı? Polonyayla hiçbir zaman problemimiz
olmadı. Neticede bir jest olarak -onların planı Konsey
aşamasındaydı- şimdi Konsey aşamasından geçmesine
izin verdik ve 2 plan şu anda yayınlanma öncesi iyileştirme için
Askerî Komitede duruyor; eşit hâle geldi. Burada bir jest yaptık ama
bundan sonraki süreçte bizimki yayınlanmadan onlarınki de
yayınlanmaz. Gayet açık, net bir şekilde Baltık ülkelerine
ve Polonyaya da bu konuyu söyledik, anlattık.
Değerli milletvekilleri, Sayın
Başkan; ABDyle problem yaşadığımız doğru;
gizli değil, tüm dünya biliyor. Nereye gitsek de bize soruyorlar: Nedir?
Nasıl düzelecek? ve Neler olacak?
Peki, sebebi ne? İki taraftan sorunlara
baktığımız zaman ve iki tarafın taleplerine
baktığımız zaman hangisi meşru, hangisi haklı?
Bizim talebimiz ne? Terör örgütüne desteği kes; silah veriyorsun,
eğitiyorsun. Bu bir terör örgütüdür, sen de kabul ediyorsun. Ayrıca,
FETÖyle ilgili taleplerimizi yerine getir. ABDnin bizden talebi ne,
isteği ne? S-400ü alma. Neden? İşte Rusyadan
alıyorsun, alma! Benim savunma sistemine ihtiyacım var. Olsun,
alma! Şimdi, hangisi makul, hangisi geçerli, hangimiz haklıyız?
Yani burada Kongrede öyle oldu, Amerika bu kararları aldı diye
hepsinde Türkiyeyi suçlamak doğru değil ki. Bunun hangisinde biz
haksızız? Şimdi, Kongreden bu kararlar geçerken neyi kriter
aldılar?
1) Barış Pınarı
Harekâtımızı.
2) Aynı şekilde S-400ü.
Şimdi, burada bir karar vermemiz lazım.
Amerika bu kararları alacak diye ya PKKya, YPGye göz
yumacağız, elimiz kolumuz bağlı kalacak; aynı
şekilde savunma sistemine bu kadar elzem bir şekilde
ihtiyacımız varken almayacağız, Amerika da bize Bravo!
diyecek, iyi olacak ya da Amerika ne yaparsa yapsın, bu konularda Türkiye,
kendi kararlarını alıp uygulayacak. Siz iktidarda olsanız
hangisini tercih edersiniz? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Elbette biz doğru olanı tercih ettik çünkü
Amerikaya karşı bir yanlışımız yok. Amerikaya
karşı bir yanlışımız yoksa o zaman Amerika
hatalı kararlar almıştır ve aynı şekilde
adımlar atmıştır. Bunu dün Doha Konferansında da net
bir şekilde Mnuchinin önünde de sordum.
Diğer taraftan, haklı bir davamız,
millî davamız Kıbrıstır. Dış
politikamızın her zaman önceliklerinden bir tanesidir.
Kıbrısta ne yapmaya çalışıyoruz? Kıbrısta hep
kalıcı bir barış için çalıştık, çözüm için
çalıştık; kalıcı olsun, adil olsun, siyasi
eşitlik olsun. Bugüne kadar biz bu çabaları sarf ettik de Rum
tarafı kabul etti mi? Hayır. Annan Planında, aynı
şekilde Crans-Montanadaki konferansta herkes gördü
tavırlarını. Peki, bizim haklı olduğumuzu görüyorlar
da sonuçta sahada adım atarken bunun hakkını veriyorlar mı?
Hayır. Avrupa Birliği orada gördü, Rum kesiminin ve
Yunanistanın olumsuz tavrını. Biz diyoruz ki: Bundan sonra laf
olsun diye bir müzakere olmasın, sonuç odaklı olsun ve neyi müzakere
edeceğimize karar verdikten sonra biz bu adımları atalım.
Müzakere çerçeve belgesini belirleyelim. Bu federasyon da olabilir,
konfederasyon da olabilir, iki devletli çözüm de olabilir; hiçbirini de
dışlamıyoruz, hiçbirini de ısrarla bastırmıyoruz.
Ama ne olacaksa olsun, özellikle de federasyon için müzakere edeceksek Kuzey
Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği tüm
boyutlarıyla beraber, dönüşümlü başkanlık dâhil, hepsinin
müzakere çerçeve belgesine işlenmesi lazım. Aksi takdirde, laf olsun
diye bir müzakereye başlamayacağımızı Sayın
Cumhurbaşkanımız bizzat -bu derecede- İstanbulda,
geçenlerde söylemiştir.
İkinci konu ne? Yine hidrokarbon zenginlikler.
Bugüne kadar Rum kesimine, Yunanistana, Avrupa Birliğine,
Birleşmiş Milletlere şunu söyledik ve şu soruyu sorarak
söyledik: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ve Kıbrıs Türk
halkının buradaki hidrokarbon kaynaklarında hakkı var
mı? Var. Rum kesimi de Var." diyor. Peki niye garanti altına
almıyorsunuz? Hakça paylaşım için bir çözüm bulalım, Rum
kesimi de bunu kabul ediyor Ama şimdi olmaz. Ne zaman olacak? Belki
ihraç ederken. Şimdi yapamıyorsan o zamanın garantisi ne?
Şimdi toplumun baskısı var. Senin toplumunun baskısı
var da benim toplumumun da hakkı var, ben bu hakkı korumak için
adım atıyorum. Eskiden bunları oturur, konuşur,
kınardık ve sismik araştırma gemisi gönderirdik ama
şimdi sondaj gemilerimizi göndererek orada da dengeleri
değiştirdik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bundan sonra Kıbrıs Türk halkının
hakkını korumak için kararlılığımızı
devam ettireceğiz.
Sayın Başkan, çok kıymetli
milletvekili arkadaşlarım; içeride olduğu gibi,
dışarıda da terörle mücadele her boyutuyla önemli ve
DAEŞle de mücadele edeceğiz, YPG/PKKyla da mücadele edeceğiz,
FETÖyle de mücadele etmemiz gerekiyor, hep birlikte bu mücadeleyi sürdürmemiz
lazım. Biz bu mücadeleyi sürdürmezsek neler yaptıklarını,
yapacaklarını sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz.
Bu vesileyle, Sayın Başkan,
zatıalinizin liderliğinde Kazakistana
Cumhurbaşkanlığı Gününde bir heyet gitmişti ve o salonda
bir FETÖcü gazeteci olduğunu öğrendikten sonra verdiğiniz
tepkiden dolayı zatıalinize çok teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Ülkemizin de milletimizin de hislerine tercüman oldunuz.
Heyetinizdeki tüm milletvekili arkadaşlarıma da keza teşekkür
etmek istiyorum.
Yine, dış politikada Yunanistandan
bahsettim, detaylara girmeye gerek yok. Biz Yunanistanla istikşafı
görüşmeler dâhil, tırmanmaya yer vermeden tüm meseleleri müzakereyle
çözmeye hazırız. Dolayısıyla, burada Yunanistanın
özellikle Batı Trakya Türk azınlığı hakkında ve
müftülerin hakkı konusunda;
1) Lozan Antlaşmasını
uygulaması gerekiyor,
2) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
kararları var ve bunları da uygulaması gerekiyor.
Evet, Avrupa Birliği bizim için hâlen stratejik
bir hedef. Özellikle de son bir yıldır Avrupa Birliğiyle ilgili
sadece Reform Eylem Grubumuz değil -ki en son toplantıya
Cumhurbaşkanımız Başkanlık etti- yine Yargı
Reformu Stratejisiyle İnsan Hakları Eylem Planıyla ve
diğer attığımız adımlarla Avrupa Birliğiyle
ilişkilerimizi biz normalleştirmek istiyoruz ve ev ödevimizi de
yapmak istiyoruz, ev ödevimizi yapmamız gerekiyor.
Diğer taraftan, yeni yapılanmayla beraber,
seçimlerden sonra, diyalog hâlindeyiz. Yeni Başkanın yani Ursula von
der Leyenin Cumhurbaşkanımızı araması önemli. Yine,
Yüksek Temsilci Borellle bir görüşme gerçekleştirdik. Yine, Komisyon
Başkan Yardımcısı Schinas ve İçişleri Komiseri
Johanssonun gelerek İçişleri Bakanımızla ve diğer
arkadaşlarımızla görüşmesi önemli. Bu diyaloğumuzu elbette
devam ettirmemiz lazım.
Ama ne olur, şu süreçte yaşanan tüm
sorunların suçlusu olarak ülkemizi görmeyelim. Yani Avrupa Birliğinin
ve Amerikanın da haksız durumlarını açıkça
söyleyelim. Biz ev ödevimizi yapalım. Bu konulardaki tavsiyelerinizi de
önemli buluyoruz, yapmanız lazım, yapmadan olmaz. Ama biz Avrupa
Birliğine diyoruz ki: Şu fasılların önündeki siyasi
engelleri kaldır, bize de açılış kriterlerini bildir.
Eğer ben bunu karşılamazsam açma faslı. Kapanış
kriterlerini yerine getiremezsem hiç kapatma. Ama siyasi engel koyuyorsun,
sorun burada. O yüzden, burada özellikle Avrupa Birliğiyle
ilişkilerde Meclisimizin de rolü çok önemli, biz buna önem veriyoruz, tüm
diplomaside olduğu gibi. Önümüzdeki süreçte Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizi
geliştirmek için biz hazırız fakat genişleme süreciyle
ilgili sorunun sadece bizden olduğunu düşünürsek,
aldanırız. Avrupa Birliğinin kendi içinde sorun var.
İşte, en son Macronun akla hayale gelmeyen veya hiç kimsenin bile,
Avrupa Birliğinin bile ciddiye almadığı yeni kritereler
koyması.
Değerli arkadaşlar, Kuzey Makedonya ismini
değiştirdi. Bir ülke ve millet için en zor şey, ülke isminin
değiştirilmesidir. Niçin değiştirdi? NATOya ve ABye üye
olmak için. NATO sözünde durdu mu? Evet. Şimdi kısa süre içinde
-diğer bazı ülkeler daha onaylamadı, meclisinden geçmedi-
NATOya tam üye olacak. Ama Avrupa Birliği son 2-3 toplantısında
Kuzey Makedonyayı müzakerelere bile davet etti, Arnavutluku da keza
öyle. Peki, müzakerelere başladığı Karadağla ilgili
ne yaptı? Karadağ tüm yükümlülüklerini yerine getiriyor. Birden
yavaşlattı. Neden? Ben böyle istiyorum. Yeni kriterler
getireceğim. yeni şey
Yani burada Avrupa Birliğinin de
yaşadığı sorunları görelim ama neticede Avrupa
Birliğiyle, içinde bulunduğumuz Avrupayla ilişiklerimizi de
tabii ki sürdürmemizde fayda var.
Iraktaki sorunları yakından takip
ediyoruz. Bunu yaparken tabii ki Türkmen kardeşlerimizin
haklarının korunması için çalışıyoruz. Musul ve
Basra Başkonsolosluklarımızı tekrar açıyoruz. Musul
Başkonsolosumuz gitti ve görevine başladı. Erbilden şimdi
yerimizi tuttuk, çalışmalar bittikten sonra taşınacak.
Necef ve Kerküke de inşallah başkonsolosluk açacağız.
IKBYyle de yine Irakın birliği ve bütünlüğü çerçevesinde
ilişkilerimizi sürdürmek istiyoruz ve Masrur Barzani de kısa süre
önce Türkiye'ye gelmişti; özellikle PKK ve YPGyle ilgili söylediklerinin
altını çizmek lazım, tamamen katılıyoruz. PKK/YPG
sadece Türkiye'de, Suriye'de değil, Irakta da Kürtlerin düşmanıdır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Filistin davasına sahip
çıkacağız. Balkanlara sahip
çıktığımızı sizler çok iyi biliyorsunuz. Keza,
Güney Kafkasya, Orta Asyayla da ilişkilerimiz güçleniyor, Türk Konseyi
güçleniyor. Ahıska Türkleri sürgününün 75inci yılını
birlikte andık ve üzülerek andık.
Diğer taraftan, Uygur Türkleri konusunda sessiz
kalmamız mümkün değildir değerli arkadaşlar. Bu süreci,
bir, Çin nezdinde, iki, Birleşmiş Milletler nezdinde ve
uluslararası toplum nezdinde -İslam İşbirliği
Teşkilatı dâhil- takip ediyoruz. Burada yine Cumhurbaşkanımızın
açıklamasıyla ilgili yanlış bir yorum geldi.
Cumhurbaşkanımızın söylediği şu: Uygurlu
soydaşlarımız, Türk soydaşlarımız Çin içinde
huzur ve barış içinde, haklarını kullanarak
yaşamalıdır. diyor Yaşıyorlar. demiyor
Cumhurbaşkanımız. Tüm konuşmalarında ben Sayın
Cumhurbaşkanımızın yanındaydım. Bu bizim
haklı talebimizdir, Çin de bu yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
Dolayısıyla, Birleşmiş Milletlerde, örneğin en son
3üncü Komitede biz yine bildirimde bulunduk, Büyükelçimizi gönderdik. Keza,
Cenevrede BM toplantısında, insan hakları
toplantısında benim yaptığım konuşmayı
bilmiyorum takip ettiniz mi. Yine, iki hafta içinde hem Ciddede hem de birkaç
gün önce Rabatta İslam İşbirliği Teşkilatı
toplantısında bu konuyu bizzat gündeme getirdim. Tüm İslam
dünyasının ve İslam İşbirliği
Teşkilatının da yükümlülüğüdür bu ve biz bu sorunu
kesinlikle görmezden gelemeyiz. Bu konuyu da yine
Cumhurbaşkanımız en son ziyaretimizde Çin Devlet
Başkanına iletti, Çin Devlet Başkanı Türkiyeden bir heyet
davet etti ama biz şimdi, bu heyet kimlerle görüşecek, nereye gidecek
-yani oradaki resmî programlar değil- tam durumu tespit etmek için
nerelere gitmesi gerektiğini, hangi toplantıları yapması
gerektiğini net bir şekilde belirledikten sonra heyetimizi
göndereceğiz; tıpkı Kırıma gönderdiğimiz gibi ve
tıpkı Kırıma gönderdiğimiz insanların orada
gerçek tespitler yaptığı gibi.
Değerli Başkanım,
saygıdeğer milletvekilleri; elbette vatandaşlarımıza
hizmet etmek bizim görevimiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Yedi gün yirmi dört saat
anlayışıyla vatandaşlarımıza hizmet ediyoruz ve
hizmetin kalitesini artırıyoruz. Aynı şekilde, yurt dışında
yaşayan soydaşlarımıza ve tüm
vatandaşlarımıza
Garo Bey soydaş deyince biraz tepki
gösteriyor ama vatandaş deyince, içinde Ermeni
vatandaşlarımız da var, onlarla da gittiğimiz zaman
görüşüyoruz, hasret gideriyoruz, kucaklaşıyoruz. Süryaniler var,
Yahudiler var; vatandaşlarımız var ama bizim de Batı
Trakyada soydaşlarımız var; yine, Makedonyada
soydaşlarımız var, onların da hakkını korumak
zorundayız. Kırım Tatarlarının, Gagavuzların
hakkını korumayıp da kimin hakkını
koruyacağız? Vatandaşlarımızın içinde herkes var
ama soydaşlarımız da var, onların da hakkını
korumak durumundayız. (AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Önümüzdeki süreçte dış politikamıza
yeni açılımlar kazandırmak istiyoruz. Afrika, Latin Amerika,
Karayipler açılımlarının başarılı bir
şekilde sürdüğü hakkında sizlere bilgi vermiştim.
Önümüzdeki süreçte, özellikle Yeniden Asya açılımıyla -Asya
dünyada ekonominin merkezi olmaya başladı- bütüncül bir
yaklaşımla, tüm kurumlarımızla burada daha güçlü yer
almamız gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım, devam edin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın Başkanım, çok
teşekkür ediyorum.
İkili düzeyde ve çok taraflı örgütlerle bu
ilişkilerimizi güçlendirmemiz lazım.
Diğer taraftan, yine, Büyükelçiler
Konferansında dijital diplomasiyi başlattık. Bugün her bilgi
çok hızlı değişiyor ve yapay zekâdan dijital verilere kadar
-bu diplomaside çok etkili- bizim bunu çok iyi değerlendirmemiz
lazım.
İlk defa, yine
Cumhurbaşkanımızın oluruyla Antalya Diplomasi Forumunu
Mart 2020de düzenleyeceğiz aynı Davos gibi ve ana konulardan biri de
dijital diplomasi olmuştur. Tüm uluslararası örgütler nezdinde, bizim
aktif bir şekilde, yoğun bir şekilde çalışmamız
lazım.
Sayın Başkanım, bazı
arkadaşlarımızın soruları vardı, o zaman, arzu
ederseniz soru-cevap kısmında onlara cevap vereyim.
BAŞKAN Tabii, yeterli süre veriyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ama son olarak bütçemizle ilgili şunu
söylemek isterim: Size sunulan bütçemiz 5 milyar 313 milyondur; bunun bir
kısmı AB Başkanlığımıza, bir kısmı
TÜRKAKa. Şunu net bir şekilde söylemek isterim: Yıl içinde ne
zaman ihtiyaç duyarsak Hazine ve Maliye Bakanlığımıza
yazdığımızda hiçbir zaman ret cevabı almadık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Dışişleri
Bakanlığında ne zaman ne kadar bütçeye ihtiyaç varsa ek olarak
her zaman verilmiştir; bunu da yüce Meclisimizin bilgilerine sunmak isterim.
Katkılarınız için ve bütçemize
verdiğiniz destek için hepinize tekrar çok teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, müsaade ederseniz
BAŞKAN Bir saniye değerli
arkadaşlar.
Değerli Grup Başkan Vekilleri, ben, sizlere
söz vereceğim ama şu son konuşmacıyı da dinleyelim
çünkü ondan sonra soru-cevap işlemine geçeceğiz ki Sayın
Bakanlar da not alsınlar.
Değerli milletvekilleri, aleyhinde olmak üzere,
son konuşmacı İstanbul Milletvekilimiz Sayın Cihangir
İslam. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul)
Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlarım; ben, bu söz
hakkı için yine hem Başkanlık Divanına hem de siz bütün
siyasi parti gruplarına teşekkür ediyorum. Yani bu sistem içinde,
bütçe görüşmelerinde beş bin dakikadan fazla konuşma
yapılabilmesine rağmen bizim hiç söz almamamız mümkün ama
şu anda konuşmamız herhangi bir hak değil, sizlerin bir
lütfu olarak bize ulaştı; ben teşekkürü bir borç biliyorum ve en
kısa zamanda bu İç Tüzükün gözden geçirilmesini umuyorum. Kamu spotu
burada sona erdi, şimdi konuya geliyoruz.
Değerli arkadaşlarım, ben Sayın
Ziya Selçuka, Sayın Millî Eğitim Bakanımıza en
azından şunu hatırlatmak istiyorum. Bakın, 35 bin
öğretmen, 7.312 akademisyen atıldı ve bunlardan önemli bir
kısmı aklandı, beraat etti ama bakıyoruz, bunların
hiçbirisi göreve iade edilmiyor veya çok az sayıda iade ediliyor, iade
edilen akademisyenler de başka bir üniversiteye gönderiliyor. Güvenlik
soruşturması meselesi Anayasa Mahkemesince karara bağlandı,
bunun dikkate alınmasını umuyoruz.
PISA sonuçlarına girmek istemiyorum, geçen
konuşmamızda girmiştik. Sayın YÖK Başkanına
burada, huzurlarınızda sormak istiyorum, aslında soruyoruz
Neden attın 7.312 akademisyeni? diye, diyor ki: Ben yapmadım,
rektörler yaptı. E, peki, aklananları, beraat edenleri işe
aldın mı, iade ettin mi? Diyor ki: Ben bilmem, onu da rektörler
bilir. Ben böyle bir YÖK Başkanına ne diyebilirim ki? Sadece ve
sadece istifasını istiyorum huzurlarınızda.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Rektörler de
tersini söylüyor.
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla)
Şehir Üniversitesinin ve 15 vakıf üniversitesinin
uğradığı muamele de hepinizin gözleri önünde cereyan etti.
Bakın, Barış İçin Akademisyenler
bildirisini Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğü sınırlarında
değerlendirdi. O yüzden, bu konuda artık herhangi bir kimsenin hukuki
anlamda söz söyleme hakkı yok. Fakat siz beni 2nci bildiri yüzünden
attınız Sayın YÖK Başkanı yani 611 imzalı 2nci
bildiri yüzünden attınız. Size sadece hukuk devletini, ifade özgürlüğünü
ve akademik özgürlükleri hatırlattık. Şurada hepinizin
altına imza atabileceği bir bildiri. E, bunu da suç
saydınız. Ben size yazdım o dönemde, cevap vermediniz. Mahkemeye
gidemiyoruz, hakkımızı arayamıyoruz. Kötülük, organize
arkadaşlar, gerçekten organize.
Rektörlerimizin yayını yok. diyoruz,
buradan çıkıp diyorlar ki: Sözde akademisyenler. Ben, size Mazhar
Usmanın bir hikâyesini anlatayım: Rahmetli psikiyatri hocasına
demişler: Hocam, size deli diyorlar. Delilik suç değil elbette
ama sormuşlar, demiş ki: Birinin bana deli demesi bir şey
değiştirmez ama ben birisine deli dersem benim ehliyetim var, bu
gerçekten sorun hâline gelir. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
Sayın Muş, gittim Google Akademike,
Google Scholara baktım, sizin hiçbir yayınınız yok. Siz
akademisyenleri değerlendirecek ehliyet ve liyakate sahip değilsiniz
ama biz sizi değerlendirebiliriz. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
Siyasi tarafınıza baktım, AK
PARTİnin ekonomik işlerden sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı, ekonominin hâli de hepinizin gözleri önünde yani
sadece akademide değil siyasette de
başarısızsınız.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Buna siz mi karar
vereceksiniz?
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım, eğitimimizdeki hevesi yok ettiniz.
İnsanlarda araştırma hevesi kalmadı. Ahlakı
öğretmeden din öğretmeye çalıştınız. Bakın,
ben size işin formülünü çok kısaca söyleyeyim, başka bir zaman
tartışırız: Kürtün Kürt gibi, Alevinin Alevi gibi,
Ortodoksun, Katolikin, Protestanın, Musevinin, dinsizin ve ateistin
kendisi gibi yetiştirilebildiği bir ortam özgür bir eğitim
ortamıdır ve bununla siz ancak eğitim hevesini
canlandırabilirsiniz.
Çok Değerli Dışişleri
Bakanı, size söyleyecek çok fazla şeyim yok çünkü İçişleri
Bakanı dün sizin söyleyeceklerinizi söyledi. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
Baktık, hani klasik olmuş, sinema
klasiklerinden Şangayda Aşk diye bir film vardır; biz, dün
Şangayda aşkı değil Şangayla aşkı burada
dinledik Sayın İçişleri Bakanı Soyludan ama Uygur Türkleri
hakkında tek kelime işitmedik.
Neden bu Batı
karşıtlığı? diye sorduk çünkü üslup
değişmiş
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla) Ya
arkadaşlar, çoğunuz eğitimi Batıdan aldınız.
Servetinizi sorgulamıyorum, yurt dışı serveti
olanların hepsinin serveti Batıda. Çocuklarınız
Batıda okuyor, turistik geziye Batıya gidiyorsunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Siz nerede okudunuz?
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla) - Ama
Şanghayda hukuk yok, insan hakları yok, sömürü var ve siz bir anda
Şanghaycı oldunuz. Gelin, D-8lere, D-160a dönün. Dünyanın
garibanlarıyla, mazlumlarıyla iş birliği yapalım ama
Şanghayla da, Batıyla da ilişkilerimizi bir denge içinde
götürelim.
Sayın Gergerlioğlunun geçen günkü
röportajını hepinize yolladım. Kürt tutukluların ve bu
FETÖden tutukluların ve hükümlülerin şikâyeti var, diyorlar ki:
Çırılçıplak soyuluyoruz ve
Gerisini ben söylemeyim, siz
makaleden okuyun.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Yalan, yalan!
NAZIR CİHANGİR İSLAM (Devamla) -
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, bu
şekilde söz talepleri karşılanmıştır.
Şimdi, Adıyaman Milletvekili Sayın
Ahmet Aydının bir söz talebi oldu, onu bir dinleyelim.
Buyurun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle, nezaketle ve nezahetle bir yönetim
sergilediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Tabii, burada bir hakkı teslim etmek istedim
ben. Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere, oturumu yöneten Meclis
Başkanı ya da Başkan Vekili İç Tüzük 55 gereğince hiç
yerinden kalkmadan oturumu yönetmek zorunda ama aralarla bu işi telafi
ediyorduk. Yalnız, geçtiğimiz 26ncı Dönemde 3üncü Yasama
Yılında -zannediyorum 3üncüydü, tam emin değilim ama- bir yedi
saatlik nizasız ve fasılasız bir şekilde oturumu
yönetmiştik, gazeteler Rekor kırdı. diye
yazmıştı ama bugün görüyorum ki tüm zamanların rekorunu
sizler kırdınız, tebrik ediyorum, kutluyorum.
(Alkışlar) Saat 11.00 itibarıyla başladı
birleşimin ilk oturumu ve hâlen ilk oturumu yönetiyorsunuz. Saat 19.14;
dolayısıyla, sekiz saat on dört dakika hiç yerinizden kalkmadan bugün
bu oturumu, bu birleşimi yönettiniz, tebrik ediyorum, kutluyorum
kayıtlara geçsin diye söz almak istedim.
Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
V.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydına iyi dileklerinden ötürü teşekkür
ettiğine, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin
görüşülmesinde çok sayıda oylamanın yapılacağı
bir süreç yaşanacağı için zamanın iyi
kullanılması gerektiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
Sayın Ahmet Aydına çok teşekkür ederim. Tabii, kendisi,
burayı daha önce en uzun süreli yöneten Meclis Başkan Vekili olarak
bugün bana bir devir teslim yaptı; kendisine teşekkür ediyorum. Her
zaman zevkle izlediğimiz, saygıyla izlediğimiz bir Meclis
Başkan Vekilimizdi.
Tabii, Meclis Başkan Vekili ve kâtip üyeler
olarak biz, günlerden beri süren bütçe yoğunluğunda ertesi günün de
bir çalışma günü olduğunu bilerek ve ertesi gün de sizin burada
olacağınızı bilerek, bunları öngörerek, Millî
Eğitim Bakanlığı gibi üniversitelerin çok yoğun
olduğu bir bütçe oylamasında sayısız kez oylamalar
yapacağımız için zamanı mümkün olduğu kadar ekonomik
kullanmak, sizler adına bize düşen her türlü
fedakârlığı yapmak üzere bugün buraya oturduk.
Biz, bugün üzerimize düşeni
yaptığımızı düşünüyoruz. Tüm düşüncemiz,
sizlerin sağlığı, sıhhati ve yarınki oturumlara
sizleri daha zinde hazırlayabilmek, mümkün olan en kısa sürede
evlerinizde istirahatinizi temin edebilmek. Bu amaçla bugün burada görev
yaptık.
Ben hepinize teşekkür ederim, hepinizin
katkısı vardır. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdilik birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.16
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.41
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU
(Bursa), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 34üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme
Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu,
2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2018
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI
(Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon yerinde.
Değerli milletvekilleri, birazdan soru-cevap
işlemine başlayacağım ama bir iki arkadaşıma daha
60a göre yerinden söz vereceğim.
Sayın Çelebi, buyurun.
III.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
15.-
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti ve Libyayla anlaşma yapıldığına göre
neden münhasır ekonomik bölge sınırlarının ilan
edilmediğini, F-35ler alındığı takdirde harekât
görevlerinin millî gizlilikte yapılmasının mümkün olup
olmayacağını, S-400lerin ne zaman faal duruma geçeceğini
Dışişleri Bakanından öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Çavuşoğluna soruyorum: Güney
Kıbrıs Rum Yönetimi 2 Nisan 2004 tarihinde münhasır ekonomik
bölge sınırlarını ilan ettiğinde, elinde imzalı
olarak, tek, 17 Şubat 2003 Mısır-Güney Kıbrıs Rum
Yönetimi sınırlandırma anlaşması vardı. Tek
anlaşmaya dayanarak kendi sözde münhasır ekonomik bölgelerini ilan
ettiler. Şu an bizim elimizde hem Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetiyle yapılan anlaşma var hem de Libyayla 27 Kasımda
yapılan anlaşma var. Bu şartlar altında neden münhasır
ekonomik bölge ilan etmiyoruz?
İki: F-35ler alınırsa harekât
görevlerinin millî gizlilikte yapılması mümkün olacak
mıdır?
Üç: S-400ler NATO sistemlerine bağlanamayacağından,
millî dost-düşman tanımlama sistemleri kullanılacağı
söylendi. Hazırlık seviyemiz nedir? S-400ler ne zaman faal duruma
geçecektir?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Özdemir
16.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Avrupa Birliği
alanındaki büyükelçiliklerimizin asli görevi olan etkin diplomasiye
yeterli bütçe ayıramama durumuyla ilgili çalışmanın olup
olmadığını, bu yıl içinde yapılacağı
söylenilen Reform Eylem Grubu Toplantısının ne zaman
yapılacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, özellikle Avrupa Birliği
alanındaki büyükelçiliklerimizde, ayrılan bütçenin bir bölümü
farklı bakanlıkların görevlendirmeleriyle giden öğretmen,
din görevlisi gibi kadrolara harcanmaktadır. Bu nedenle, elçiliklerimizin
asli görevi olan etkin diplomasi ve lobi faaliyetlerine yeterli bütçe
ayıramadıklarını gözlemledim. Bu konuda bir
çalışma var mı?
İkinci sorum: Reform Eylem Grubu
Altıncı Toplantısı Mayıs 2019da yapıldı en
son, bir sonrakinin de yıl içinde yapılacağı
söylenmişti ama yıl bitmek üzere. Ne zaman yapılacak bu
toplantı?
BAŞKAN Sayın Aygun
17.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, Türkiye ile Sudan
arasında imzalanan ticaret ve ekonomik ortaklık anlaşmasına
göre Türkiye'nin Sudandan at, eşek, katır ve bardo eti ithal
edeceğine ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Teşekkür ederim Başkanım.
Dışişleri Bakanına
soracağım.
24 Aralık 2017 tarihinde Hartumda Sudan ile
Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan bir ticaret anlaşması
var. Tali komisyon burada Ticaret Bakanlığı, ana komisyonumuz
Dışişleri Bakanlığı ama konunun içeriğine
baktığımız zaman, anlaşmaya, tamamen tarımı
ilgilendiren
Tarım burada hiç sayılmış yani Tarım
Bakanlığı kepengi indirmiş.
Şimdi, ben soruyorum: Sudana biz
tarımı öğretmeye gitmiştik. 780.500 hektar yer
kiralandı doksan dokuz yıllığına. Oraya
tarımı götürecek, modern tarımı öğretecektik ama
geldiğimiz noktada ise Sudandan at, baldo, eşek, katır,
kesilecek at getireceğiz, bal getireceğiz; artı, yumurta
getireceğiz, yumurtayı satmak için uğraşırken
Ve
Sudana giderken aşı olmamız gerekiyor Sayın Bakan.
Şimdi, ben merak ediyorum, bu kadar hijyen gereken ürünleri Türkiyeye
nasıl getireceksiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kılıç
18.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile Kahramanmaraş
İstiklal Üniversitesinin ülkemizin ilim ve irfan hayatına
yaptığı, yapacağı katkıların her türlü
takdirin üzerinde olduğuna ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Üniversite evrensel şehir, bir başka
anlamıyla öğrenci ve bilginler topluluğu demektir. Eğitimin
modeli, öğrencinin bilgiye ulaşmasında rehberlik etmesi ve önünü
açması şeklinde olmalıdır. UNESCOya göre dünyadaki toplam
üniversite sayısı içerisinde nüfus oranlarına göre Müslüman
dünyasında üniversitesi sayısı oldukça azdır. Maalesef bu
üniversitelerin yayın sayısı sadece ABDnin yayın
sayısının ancak onda 1ine tekabül etmektedir. Dünya nüfusunun
beşte 1ini oluşturan halkı Müslüman ülkelerin dünya bilim
literatürüne katkısı hem az hem de etki değeri düşük
görülmektedir.
Kahramanmaraşımızın
rüştünü ispatlayan Sütçü İmam Üniversitesi ile kuruluş ve
gelişme çabasını sürdüren İstiklal Üniversitemizin ilimiz
ve ülkemizin ilim ve irfan hayatına yaptığı ve
yapacağı katkılar her türlü takdirin üzerindedir. Medeniyetler,
ilim, fikir ve ahlak temelleri üzerine kurulup gelişirler; ilim, takdir
edilmediği yerden göç eder.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Fendoğlu...
19.-
Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, şubat ayında
yapılacak öğretmen atamalarının sayısını,
ücretli öğretmenler ile engelli öğretmenlerin atamaları
konusundaki çalışmaların hangi aşmada olduğunu Millî
Eğitim Bakanından öğrenmek istediklerine ilişkin
açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ederim Başkanım.
Sorum Millî Eğitim Bakanımıza:
Şubat ayında yapılacak öğretmen atamaları
sayısını bekleyen öğretmen adaylarımız var. Siz
geçtiğimiz günlerdeki bir açıklamanızda 20 bin, 40 bin, 60 bin
gibi atama sayısına binaen Bana kalsa 60 bin az, 80 bin olsun
derdim. dediniz. Atama bekleyen öğretmenlerimiz bu sözlerinizle
ümitlenmiştir.
Ayrıca, bu atamalarla birlikte 920
civarında ücretli öğretmenimiz ve 1.200 civarında da engelli
öğretmenimiz atama beklemektedir. Bu konudaki çalışmalar ne
aşamada? Atama bekleyen öğretmenlerimize buradan müjdeli haber
verecek misiniz? Bugün bütün gün sizin iki dudağınızdan
çıkacak, atamalarla ilgili sonuçları bekleyen öğretmenlerimiz
oldu.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Sümer...
20.-
Adana Milletvekili Orhan Sümerin, Adana ilinde 830 Suriyeli öğretmenin
okullarda görevlendirildiğinin doğru olup
olmadığını, Türkiye genelinde kaç Suriyeli öğretmenin
görevlendirildiğini ve bu öğretmenlerin eğitimlerinin ne
olduğunu, aynı okulda eğitim gören Suriyeli öğrenciler ile
Türk öğrenciler arasında yaşanan uyum sorunu konusunda önlem
alınıp alınmayacağını Millî Eğitim
Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sorum Millî Eğitim Bakanına: Sayın
Bakan, on binlerce öğretmenimiz atama beklerken, Suriyeli öğretmenler
gönüllü eğitici adı altında okullarda çalışmaya
başladı. Seçim bölgem Adanada 830 Suriyeli öğretmen okullarda
görevlendirildi. Bu bilgi doğru mudur? Türkiye genelinde kaç Suriyeli
öğretmen görevlendirilmiştir? Bu öğretmenlerin eğitimleri
nelerdir?
İkinci sorum: Adanada Suriyeli öğrenciler
bizim çocuklarımızla aynı okullarda eğitim görüyor hatta
bazı sınıflarda Suriyelilerin sayısı Türk
öğrencilerden fazla. Velilerin bizlere aktardığına göre,
Suriyeli öğrenciler ile Türk öğrenciler arasında uyum sorunu
hâlâ çözülmedi, okullarda aşırı yığılma var. Bu
konuda bir önlem almayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Akar, sizin de Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak Engin Özkoç adına bir söz talebiniz oldu.
Buyurun.
21.-
Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın, bor madeninden üretilen ve
desteklenerek dünya markası hâline getirilebilecek olan temizlik ürününün
reklamının yasaklandığına ilişkin
açıklaması
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Gerçi mevcut Bakanlarla ilgili bir konu değil
ama dün Ticaret Bakanlığında söz alamadık, çok önemli bir
şeyi hatırlatmak istiyorum, onun için Grup Başkan Vekili de
dinliyordur umarım.
Türkiye'nin yıllık deterjan tüketimi 500
bin ton civarında, bunun 400 bin tonu bilinen markalar tarafından
üretiliyor, 100 bin tonu da merdiven altı diye
adlandırdığımız üreticiler tarafından üretiliyor.
Dün, Boronu ve Eti Boru konuştuk burada. 25
bin tonluk bir üretim kapasitesi var ama bugünkü geldiğimiz noktada, 2019
yılında 32 bin tona ulaştılar burada. Yalnız bir
sıkıntıları var, bu sıkıntılarının
çözülmesi gerekiyor. Ticaret Bakanlığına bağlı Reklam
Özdenetim Kurulu ve Ticaret Bakanlığına bağlı Piyasa
Gözetimi ve Denetimi Kurumu, Boron reklamları yapılmasını
bir yazıyla, bir uyarıyla yasaklamış ve engellemiştir.
Bunun bir an evvel çözülmesi
Çünkü reklamlarda kimyasal
kullanılmadığı, yüzde 60 oranında bor madeninden
üretildiği ifade ediliyor. Bunu da Rekabet Kurulu, kimyasal
kullanılmadığını söylediği için, Boron
reklamlarını yani bordan yapılan deterjan reklamlarını
yasaklamış bulunuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) İzin verirseniz
tamamlayayım.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Akar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hatta yasaklama bir
yazıyla değil, Size ceza vereceğiz. deyip tehdit etmektedir.
Bu nedenle de bir an evvel -hem Kabinenin üyeleri burada hem de AKP Grup Başkan
Vekilleri burada- bu problemin çözülmesi gerekiyor. Gerçekten de bu deterjan
üretimi bir dünya markası hâline getirilebilir, bunun için desteklenmeli
diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum bu fırsatı
verdiğiniz için.
BAŞKAN Sayın Türkkan.
22.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, Uygur Türklerinin yaşamsal
problemlerinin birkaç tepkisel cümleyle geçiştirilebicek mesele
olmadığına ve Kırım Tatar Millî Meclisi Onursal
Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlunun sürgün
hayatından kurtarılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, Sayın Dışişleri Bakanının
Uygur Türkleriyle ilgili cevabını dinledik.
Sayın Bakanım, Uygur Türklerinin bir
sınır ihlali problemi yok, Uygur Türklerinin hukuksal bir problemleri
yok; Uygur Türklerinin yaşamsal problemleri var, yaşama hakları
ellerinden alınmış yani bu iş böyle uluslararası
mecrada kınamakla, uluslararası mecrada birkaç söz söylemekle
geçiştirilecek bir mesele değil. Uygur Türklerinin, şu anda
eşleri toplama kampına alınan kadınların evlerine
Çinli erkekleri gönderiyorlar, orada ikamet zorunluluğu getiriyorlar. Böyle
çirkin, böyle vahşi, böyle hayâsızca bir eylem
karşısında Uygur Türkleri, dolayısıyla Türkiye
Hükûmetinin sadece birkaç tepkisel cümlesiyle geçiştirilecek bir mesele
değil. Daha önce zatıalinizi ziyaret etmiştik, demiştik ki:
Biz oraya gitmek istiyoruz, bize bu konuda yardımcı olun. Aradan
geçen yedi ayda henüz bir cevap gelmedi, bu konuda da cevabınızı
bekliyoruz.
Bir başka konu da Kırım Tatar Meclis
Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu. Ben üniversiteye
gidiyordum, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu sürgündeydi
Yakutistanda, Sibiryaya sürgüne gitti. Hayatı işkence, sürgün ve
mapusta geçti. Sürgünde hâlâ, 74 yaşında, geçtiğimiz hafta
doğum gününü kutladık Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlunun. 74 yaşındaki Abdülcemil
Kırımoğlu hâlâ sürgünde, Bahçesaraya gidemiyor. Ablası
ölüm döşeğinde, ablasını görme imkânı yok. Rusyadan
S-400 alıyorsunuz, bu kadar ilişkileriniz var; Abdülcemil
Kırımoğlunun bu sürgün hayatına son vermek çok zor olmasa
gerek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Bakan, üstelik
Kırım şu anda Rus işgali altında. Kırımdaki
2 Rus milletvekilini Sayın Cumhurbaşkanımız kabul edince
bu, hem bir diplomatik krize sebep oldu -Ukrayna Büyükelçisi,
Dışişleri Bakanlığına davet edildi- hem de orada
yaşayan soydaşlarımıza da ciddi bir hayal
kırıklığı yaşattı, Kırımdan gelen
2 Rus milletvekilinin Sayın Cumhurbaşkanı tarafından
kabulü. Oradaki insanların morale ihtiyacı var, moral bozucu
tavırlara değil. Bu konuda saray yönetimini biraz daha uyarsanız
çok makbule geçecek.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Özkoç, sizin de bir
değerlendirmenizi alalım, ondan sonra soru-cevap işlemine
başlayacağım.
Buyurun.
23.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Levent Göke hem görev anlayışı hem de siyasi partilere
yaklaşımından dolayı teşekkür ettiğine, laik ve
çağdaşlaşma başta olmak üzere cumhuriyetin temel
değerlerinden uzaklaşan AKP iktidarının dış
politikanın her alanında geleceğimiz için büyük tehlike arz eden
enkaz yarattığına, Yurtta barış, dünyada
barış. şiarını öncelikli tutan bir dış
politikayı umut ettiklerine ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bu arada, Mecliste gösterdiğiniz, hem bütün
siyasi partilere yaklaşımınızdan dolayı hem de görev
anlayışınızla bize örnek olmanızdan dolayı sizi
tebrik ve teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum bu vesileyle.
BAŞKAN Teşekkürler.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın
Bakanım, gerçekten, sizin güçlü olmanız demek, Türkiye'nin güçlü
olması demektir. Sizin dış dünyadaki duruşunuz Türkiye'nin
duruşu ve itibarı demektir. Biz isteriz ki Amerika Birleşik
Devletlerinde, Trumpla beraber olan görüşmelerde
Cumhurbaşkanının yanında damadı değil, siz olun,
hemen yanında siz oturun çünkü sizin duruşunuz bizim duruşumuzu
gösteriyor. Bunu çok önemsiyoruz ve dış politikayı
Dışişleri Bakanlığının yürütmesini arzu
ederiz.
AKP iktidarı göreve geldiği 2002
yılından itibaren, dış politikanın her alanında
geleceğimiz için büyük tehlike arz eden bir enkaz
yaratmıştır maalesef. Bu enkaza yol açan temel nedenler
şunlardır: Laik ve çağdaşlaşma başta olmak üzere
cumhuriyetin temel değerlerinden uzaklaşılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)- AB, Türkiye
ilişkilerinin ilke ve değerler ekseninden çıkarılarak
mülteci mutabakatı gibi çıkarlara endekslenmesi ve bunun sonucunda
Türkiye'nin ABye tam üyelik perspektifinin kaybolması gerçekten
düşündürücüdür.
Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerin
ideolojik ve mezhebî saplantılar ekseninde belirlenmesi, bunun sonucunda
Türkiye'nin devlet dışı silahlı aktörler üzerinden bölgeye
müdahil olması ve komşularının toprak bütünlüğünü ve
egemenliklerini göz ardı etmeye başlaması sıkıntı
vericidir Sayın Bakanım.
Dışişleri Bakanlığı
başta olmak üzere dış politika yapımında rol oynayan
kurumların liyakatten uzak bir şekilde
yapılandırılması veya pasifize edilmesi bizi derin bir
şekilde üzmektedir. Kardeşi şu anda FETÖ terör örgütü
tarafından tutuklu bir general olan bir kişinin bir büyükelçi olarak
atanmış olması çok düşündürücüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bitirmek üzereyim.
Dış politika ile iç politika arasında
sınırın muğlaklaştırılarak dış
politikanın iç politikadaki sorunları örtmek ve muhalefeti susturmak
için kullanılması sıkıntı vericidir.
Büyük devletlerle ilişkilerde denge siyasetinin
terk edilmesi, özellikle Rusyaya karşı
bağımlılığın artması düşündürücüdür.
Bölgemizde yayılımcı emellere sahip
bir devlet gibi hareket edilmesi çok düşündürücüdür.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri ve
çağın gerekleriyle harmanlanan Yurtta barış, dünyada
barış. şiarını öncelikli tutan bir dış
politikayı umut ediyor ve bekliyoruz.
Saygılar sunuyoruz.(CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
24.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin altıncı tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasında Doğu Türkistanda Uygur Türklerinin
yaşadığı sıkıntı ve sorunların çözümüne
yönelik gerekli girişimleri yaptıklarına ve yapacaklarına,
Uygur Türklerinin talebinin temel insan hakları ile inanç
haklarının garanti altına alınması olduğuna
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugün
Sayın Dışişleri Bakanımız konuşmasında
da Doğu Türkistanda Uygur Türklerinin yaşadığı büyük
sıkıntı ve sorunlara ilişkin gerekli görüşmeleri ve
girişimleri yaptıklarını ve yapacaklarını ve bu
konuda bir heyet de oluşturulacağını ifade etti. Çin
nezdinde elbette ikili ilişkiler çerçevesinde ve hamasetten uzak, konunun
takibinin yapılacağı ifade edildi. Bunu doğru
bulduğumuzu ifade ediyorum ve tekraren bir hususu hatırlatmakta da
fayda görüyorum. 15 Ocak 2019 tarihinde yani bundan on bir ay evvel, yine Genel
Kurulda Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili
olarak ifade ettiğim sözleri özet olarak burada da tekrar bir hatırlatma
bakımından dile getirmek istiyorum.
Doğu Türkistandaki Uygur Türklerine yönelik
zulüm kamuoyunun gündeminde kalmaya devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Biz de zaman zaman bu hususu
dile getiriyoruz. Uygur Türklerine yönelik sistematik bir baskı ve zulüm
yapıldığı aşikâr. Seksen yıl önce işgal
sırasında, 1949da Doğu Türkistandaki nüfus oranı yüzde 87
iken 2010dan bu yana bu oran yüzde 45e kadar düşmüştür. Sadece
nüfus itibarıyla değil, bölgedeki Uygur Türklerinin kültürel
kimliği de büyük bir baskı altındadır. Eğitim
adı altında düzenlenen kamplarla Doğu Türkistanın millî
şuur ve direnci kırılmaya çalışılıyor. Uygur
Türklerinin talebi sadece yaşam ve temel insan hakları, inanç
hakları bakımından garanti altına
alınmasıdır, başka bir talepleri de yoktur. Durum bu
olmakla birlikte unutulmamalıdır ki emperyalist bayraklar
altında, Amerikan bayrağını arkasına alarak ABD
ağzıyla Doğu Türkistanlılar için hak arayışı
da mümkün değildir, doğru da değildir. Uygur Türkleri, ABD ile
Çin arasındaki güç mücadelesinin enstrümanı da değildir,
olmamalıdır ve olmayacaktır. Bu meseleye Ankara merkezli,
Türkiye Cumhuriyeti perspektifiyle bakıp söylemlerimizi ona göre yapmak
durumundayız ki bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak politikamız
da budur.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Muş...
25.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Milletvekili
Nazır Cihangir İslamın 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin altıncı tur
görüşmelerinde şahsı adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; az önceki konuşmalarda bir
hatip ismimi zikrederek benim yayınım olmadığından,
yayınım olmamasından kaynaklı, bu bildiri yayınlayan
akademisyenleri sözde ifade edemeyeceğim gibi belli şeyler söyledi.
Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada unvanlardan ari
konuşulur.
İkincisi ben doktora yaptım, kendisi
araştırıp bulup doktora tezimi okuyabilir, istifade edebilir o
tezden. Ben akademisyen değilim.
Bir diğer konu: Bizim o bildiriyle alakalı
söylediklerimiz nettir, aynı kanaatteyim, aynı fikirlerim var,
söylediklerimin hepsinin de arkasındayım.
Bir diğer mesele: Biz burada hiçbir
milletvekilinin veya siyasi partinin çocuklarıyla alakalı,
aileleriyle alakalı konuşmayız, bu bizim prensibimizdir,
usulümüzdür, ilkemizdir ama maalesef...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Meyhaneye
giderler...
MEHMET MUŞ (İstanbul) İyi
dinlerseniz Sayın Paylan, siz yoktunuz herhâlde o gün. Kendisiyle
alakalı değil. Sizinle alakalı da konuşuruz.
...siz burada konuşuyorken
Çocuklarınız şurada okuyor. Siz buraya tatile gidiyorsunuz.
Çocuklarınızı şuraya gönderiyorsunuz. diyorsunuz. Ya
şimdi soruyorum: Yani sayın hatip, sizin çocuklarınız
nerede okudular, nerede çalışıyorlar, nerede
yaşıyorlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Yani kendisi,
sayın hatip ABDde Minnesotada, Kanada Montrealde okumuş,
çalışmalar yapmış. Orada ABD Minnesota Twin Cities Spine
Centerda omurga cerrahisi ve klinik araştırma eğitimi
almış, yazmış CVsine, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
sitesinde var.
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bir taraftan
kendiniz gidip okuyacaksınız, öbür taraftan, gidenleri
eleştireceksiniz. Dolayısıyla bu çelişkiyi de kamuoyunun ve
Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirine bırakıyorum.
BAŞKAN Peki, sağ olun.
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
şimdi yirmi dakika süreyle soru-cevap işlemine
başlayacağız. Bu sürenin on dakikasını değerli
milletvekillerimiz, on dakikasını Sayın Bakanlarımız
kullanacak.
Sayın Taşkın...
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, Dışişleri
Bakanlığımızın, Millî Eğitim
Bakanlığı ve bağlı
kuruluşlarımızın 2020 yılı bütçelerinin ülkemize,
milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Sorum, Dışişleri Bakanımıza
olacak: Sayın Bakanım, Türkiye, çevresinde yaşanan büyük
sınamalar ışığında, bir yandan millî
güvenliği korumak için sahada gerekli adımları atarken bir
yandan da masada, diplomasi alanında varlığını
güçlendiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde Dışişleri Bakanlığımız,
ülkemizin çıkarlarını her platformda savunuyor. Bu mücadeleyi
verirken, son dönemde Türkiye başka ülkeler arasındaki sorunlarda da
önemli bir ara bulucu olarak öne çıktı. Türk diplomasisi,
Bosna-Hersekten Filipinlere kadar sorunların çözümü için devrede.
Özellikle, ara buluculuk konusunda son dönemde bazı adımların
atıldığını görüyoruz. Türkiye, bu konuda ne
yapıyor?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kayan
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
İnsanımızın en büyük sorunu,
geçim sıkıntısı. Geçim sıkıntısının
en büyük nedeni, ekonomideki darboğaz. Ekonominin en büyük sorunu,
üniversitemizin bilim, bilgi ve teknolojiyi üretememesi. Bilim, bilgi ve
teknolojiyi üretmek, hür irade, özgür düşünce ve düşünceyi ifade
etmeyle olur. AKP, iktidara geldiği 2002den beri özgür düşünceye,
hür iradeye yol açacak diye okullarımızda felsefe, sosyoloji,
psikoloji, mantık ve matematiksel düşünceye, fizik, kimya, biyoloji
gibi temel bilimlere öğrenciler ulaşmasın diye her türlü engeli
koymaktadır; Selçuklu ve Osmanlıdaki medreselere öykünmekle
geçirmiştir on sekiz yılını; çağımızda dünya
üniversiteleriyle yarışan üniversitelerimizin çanına ot
tıkamakta, nefeslerini kesmektedir; çağ dışı
eğitimi desteklemekte ve yobazlara cesaret vermektedir. Bu cesaret verme
öyle bir safhaya gelmiştir ki bugün Bingöl ve İnönü üniversitelerinde
bir grup öğrenci ODTÜ yıkılsın, yerine üniversite
kurulsun. diye pankart açıyorlar. Hangi üniversiteye? ODTÜ gibi her
dönemde dünyada ilk 200e girmiş bir üniversiteye. Peki, Millî Eğitim
Bakanına soruyorum: Bu şekilde ülkemizde nereye varmak istiyorsunuz?
Millî eğitimi siz mi yönetiyorsunuz, yoksa cemaatler mi?
BAŞKAN Sayın İrfan Kaplan
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Gaziantep, eğitim başarı
sıralamasında Türkiye genelinde 66ncı sırada yer
aldı. Şehrin hızlı nüfus artışıyla birlikte
derslik, okul yetersizliği ve öğretmen açıkları,
eğitim başarımızı düşürmektedir. Gaziantepte 26
bine yakın öğretmenimiz var. Eski öğretmenevi, ihtiyaca cevap
vermiyor. Yeni öğretmenevi, programa alınmış ancak ihalesi
henüz yapılmamıştır. Öğretmenler, ücretli ve
sözleşmeli değil, kadrolu atanmalı, statü, ek gösterge ve ek
ders ücretleri iyileştirilmelidir. Öğretmen meslek kanunu çıkaracaktınız,
ne oldu? Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilip 3600 ek
gösterge hayata geçirilmeli ve mülakat uygulaması
kaldırılmalıdır. Öğretmenlerimizin özlük
haklarının da özel bir yasayla güvence altına alınması
gerekmektedir. Psikolojik baskı nedeniyle intihar eden Saadet
öğretmeni buradan bir kez daha saygıyla anıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Adıgüzel...
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Sayın Selçuk,
yaşanan çocuk ölümlerinden sonra okul kantinlerinde satılan ürünlere
bir denetleme, buradaki reklamlara bir kısıtlama yapmayı
düşünüyor musunuz?
Öğrenim çağındaki milyonlarca
çocuğumuz, okullarda sabahtan akşama kadar sizlere emanettir.
Okullarda gelişen ani ya da kronik sağlık sorunlarına
karşı bir sağlık birimi bulunmaması, bu çağda bir
ayıptır. Okullara revir mecburiyeti getirip anne babaları bu endişeden
kurtarmak istiyor musunuz?
Ordu ilimizde boşalan yönetici kadroları
var -müdür, müdür yardımcısı- bunların listesi bende var.
Bunlarla ilgili şimdiye kadar duyuruya çıkılması gerekirken
neden çıkılmıyor, ne zaman çıkılacak?
Atama bekleyen, güvenlik soruşturması
süren bin öğretmenin tüm süreçleri tamamlandı, İki hafta içinde
atama yapacağız. dediniz, bir ay oldu, hâlâ ses yok.
Sayın Bakan, geriye kalan az sayıdaki
engelli öğretmenin atamasını ne zaman yapacaksınız? Ve
atama bekleyen yüz binlerce öğretmen şubat ayındaki atamayı
soruyor, bekliyor.
Sayın Bakan, şubat ayında kaç
öğretmen ataması yapacaksınız?
BAŞKAN Sayın Öztunç burada mı?
Sayın Gazel...
İSHAK GAZEL (Kütahya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Son dönemlerde bölgemizde ve dünyada yaşanan
büyük dönüşüm ve çatışmalar, ülkemizi de doğrudan etkiliyor.
Dışişleri Bakanlığımız, bu çerçevede
ülkemizin millî güvenliği bakımından hayati roller
üstlenmektedir. Bakanlığımızın bir görevi de
tabiatıyla yurt dışındaki
vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması, onlara
sunulan hizmetin kalitesinin artırılmasıdır. Hükûmetimiz
döneminde her alanda milletimizin ve vatandaşımızın
çıkarını esas alan bir siyaset izlendi. Yurt
dışında yaşayan yaklaşık 7 milyon
vatandaşımıza da bu dönemde önemli hizmetler götürüldü. Bu
bağlamda, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımıza sunulan konsolosluk hizmetlerinin kalitesinin
artırılması noktasında bazı adımlar
atıldığını biliyoruz. Nöbetçi noterlik ve konsolosluk
çağrı merkezi gibi hizmetlerin, vatandaşlarımızın
işlerini kolaylaştırdığını biliyoruz. Bu
konuda yapılanları anlatır mısınız Sayın
Bakanım?
BAŞKAN Sayın Fikret Şahin
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sorum, Millî Eğitim Bakanımıza
olacak; Komisyonda söylemiş olduğum bir talebimi yineleyeceğim
ben.
Tam gün eğitim yapan okullarda
öğrencilerimiz, maalesef, yeteri kadar öğle yemeği alamıyor
ve içme suyu kullanılmayan okullarda da çocuklarımız hem aç hem
susuz kalıyor. Millî Eğitim Bakanımızdan talebim: Hem tam
gün eğitim yapan öğrenim kurumlarında öğle yemeği hem
de içme suyu kullanılmayan okullarda içme suyu temini konusunda bir
çalışma rica edeceğim kendisinden.
Diğer sorum da yine Dışişleri
Bakanımıza olacak. Yurt dışında bir hayli yalnız
kaldık, öyle gözüküyor. Sayın Bakanımızdan talebim şu
olacak: Sayın Bakanım, özellikle Doğu Akdeniz, terörle mücadele,
Suriye ve sözde Ermeni tasarısıyla ilgili, yani hepimizin
ortaklaştığı konularda lütfen muhalefeti de dâhil edin
görüşmelerinize. Muhalefet daima burada dışarıda
kalıyor ve eliniz de, bence, uluslararası mecrada
zayıflıyor. Muhalefeti de yanınıza aldığınız
takdirde bu yalnızlığımızı biraz olsun gideririz
diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
BAŞKAN Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Millî
Eğitim Bakanına soruyorum: Öğrenci affı için kanun teklifi
verdim; Bakanlık olarak görüşünüz nedir?
Kredi ve Yurtlar Kurumu kredisini kullanıp
ödeme tarihini geçirenler ve faize düşenler için kanun teklifi verdim;
Bakanlık olarak görüşünüz nedir?
Engelli öğretmen ataması hangi tarihte,
kaç kişi için yapılacaktır? Mülakatı geçen sözleşmeli
öğretmenlerden kadro verilmeyen öğretmenlere kadro verecek misiniz?
3600 ek göstergeyi hangi 24 kasımda vermeyi
düşünüyorsunuz?
Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine
Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesinde görev alanlara öğretmen kadrosu
verilecek midir?
100 bin öğretmen açığı varken,
neden boş kadrolara öğretmen ataması yapılmamaktadır?
Öğretmenlerin özlük haklarının
iyileştirilmesiyle ilgili bir çalışmanız var
mıdır?
Kantinlerin denetlendiğini söylüyorsunuz, son
bir ayda iki çocuk, kantin ürünleriyle öldü. Hangi önlemleri almayı
düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Sarıaslan
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Sayın
Bakanım, üniversite mezunu, iş bulamayan gençlerimiz öğrenciyken
almış oldukları kredilerini ödeyememektedirler. Bu
gençlerimizin, iş bulana dek borçlarının faizsiz olarak
ertelenmesini düşünüyor musunuz?
İkinci sorum yine Millî Eğitim
Bakanına: Ekonomi Nobelini kazanan James Heckman, eğitimde geri
dönüşü en yüksek yatırımın okul öncesi eğitim
olduğunu söylüyor. OECDnin yaptığı araştırmaya
göre, bizde çocuklarımızın üçte 1i, okul öncesi eğitimden
yararlanabiliyor. Bu konuda bir çalışmanız var mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Onursal Adıgüzel
burada mı? Yok.
Sayın Şeker
ALİ ŞEKER (İstanbul) Sayın
Bakan, tekelleşen özel okullarda, Doğa Koleji örneğinde
olduğu gibi, çok sayıda öğrenci mağdur hâline geldi. Bu
tekelleşmenin önüne geçmek için bir çalışmanız var mı?
Mevcut sorunun çözümü konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Millî Eğitim Bakanlığı olarak
müstahdemleri kendi bünyenizde
çalıştırmadığınız için belediyelerden ve
dışarıdan çalışma desteğiyle alınan
kişilerle bu müstahdemlik görevi görülüyor. Millî Eğitim
Bakanlığı olarak kendi personelinizi çalıştıracak
bütçeye ne zaman kavuşacaksınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Girgin
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Başkan.
Sorum, Millî Eğitim Bakanına:
Eğitimde liyakat diye bir sorununuz var mıdır? Atfı
olmayan, makalesi olmayan rektörler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda bir projeniz var mı?
Nitelikli öğretmen yetiştirmek için 2014 yılında
kapattığınız Anadolu öğretmen liselerini tekrar
açmayı düşünüyor musunuz? Köy Enstitüleri deneyiminden
yararlanmayı düşünüyor musunuz? KHKyle atılan öğretim
üyeleri, mahkemelerde beraat ettiler; onları ne zaman görevlerine iade
edeceksiniz? Son aylarda özel okullar iflas ediyor ve kapanıyor. Eski bir
özel okul sahibi olarak, eğitimin piyasalaşması hakkında
düşünceniz nedir? Bu kısıtlı eğitim bütçesi, ülkenin
eğitim harcamalarını sizce karşılayacak mı?
İkinci 4 sonrası açık öğretime geçen öğrenci
sayısı, 1,5 milyona ulaştı. Kimler açık öğretime
geçiyor? Yoksullar, kızlar ve okul dayatmasına itiraz edenler. Bu
konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Çelebi
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanlarım, Türkiyenin sahip
olduğu kültürel mirası hem gelecek kuşaklara aktarmak hem de iç
ve dış turizmi geliştirmek üzere 2018 yılından bu yana
her yıl bir sembol belirlenmektedir. İlk olarak 2018 yılı
Troya Antik Kenti, 2019 yılı da Göbeklitepe yılı olarak
ilan edilmişti. İshak Paşa Sarayı, külliye geleneğinin
Doğudaki önemli bir örneğidir. Türk İslam mimarisinin
Selçuklu-Osmanlı tarzını günümüze aktaran bu nadide, eşsiz
eser bir yönüyle keşfedilmeyi bekleyen değerdir. 2000
yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesine
alınmıştır. Yıllardır terörü, terörün
ızdırabını çekmiş ve maalesef terörle
anılmış bölgemize yönelik pozitif bir farkındalık
oluşturacağı da nazara alınarak Ağrı ili
Doğubayazıt ilçesindeki İshak Paşa Sarayının
2020 yılı sembolü olması ve 2020 yılının
İshak Paşa Sarayı yılı ilan edilmesi, birliğimize,
beraberliğimize ve kardeşliğimize katkı
sağlayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bu vesileyle,
İçişleri ve Millî Eğitim Bakanlarımızın 2020
yılının İshak Paşa Sarayı yılı ilan
edilmesi hususlarında desteklerini bekliyoruz.
Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Şimdi söz sırası, Değerli
Komisyon ve Sayın Bakanlara aittir.
Bu not aldıkları daha önceki ve şu
andaki sorularla ilgili olarak Komisyon ve Sayın Bakanlarımıza
söz veriyorum.
Buyurun Sayın Bakanım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK Evet, Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim. Bir
teşekkürüm de elbette tüm sayın vekillerimize çok değerli
katkılarından dolayı.
Burada, elbette, genel sunum içerisinde sizin
sorularınıza, suallerinize çok fazla yanıt verme
olanağım olmadı ama şimdi böyle bir fırsata sahip
olmaktan da memnuniyet duyuyorum.
Öncelikle, Sayın
Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, bir yıldan fazla bir
süredir Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanı olarak görev
yapıyorum ve arkadaşlarımızla birlikte Millî Eğitim
Bakanlığının bütün görev alanlarında katkı
sağlamak için büyük bir gayretin içerisindeyiz. Sayın
Cumhurbaşkanımız, bir güven dâhilinde bize bu görevi tevdi etti
ve ben bu güven içerisinde de görevimin başındayım.
Yine, yetkisini milletten alan Mecliste, yine
yetkisini milletten alan bir Sayın Cumhurbaşkanının iradesiyle
bu göreve gelmiş bulunuyorum ve bunun eğer yetkisini milletten alan
bir Cumhurbaşkanıyla belirli bir fikir alışverişinin,
görüş alışverişinin ve bu meseleleri birlikte
konuşmanın bir irade sorunu olduğu eğer düşünülüyorsa,
gerçekten bunu hem yetkisini milletten alan bir Sayın
Cumhurbaşkanına hem de bir Bakana karşı çok doğru
bulmadığımı kişisel olarak ifade etmek isterim.
Burada Millî Eğitim Bakanlığına
ilişkin elbette birçok problem var. Bu, öncelikle bizlerin problemi. Biz,
şikâyet makamı değiliz; bizler çözüm makamıyız ve bu
çözüm makamı pozisyonu içerisinde birçok problem var; bunu elbette hepimiz
görüyoruz, biliyoruz. Bunu bir akademisyen olarak da bunu bu görevin
başında bulunan bir Bakan olarak da çok daha derinden ve
yakından inceleme imkânımız var.
Öncelikle, hızlıca şu sorulara bir
değinmek istiyorum müsaadenizle: LGSyle ilgili çok soru geldi, önümüzdeki
yıl artacak öğrenci sayısına ilişkin. Hiçbir
şekilde bir problem olmaması konusunda her türlü tedbiri
alıyoruz ve yaklaşık 20 bin yeni dersliğimiz hayata geçecek
önümüzdeki öğretim yılı içerisinde. Bunun dışında
da başka modellemelerle bu problemin üstesinden geleceğimizi çok
rahatlıkla ifade edebilirim. Yeterince yatırım yapılması
konusunda elbette daha fazla beklentiniz olabilir ama bizim mevcut problemi
göğüsleyip göğüslememek diye bir problemimiz var ve biz bunu
aşacağız.
Ayrıca, meslek kanunu konusunda, elbette daha
önceki parlamenter sistemde olduğu gibi bir kanunlaştırma süreci
konusunda Millî Eğitim Bakanlığının rolünün
değiştiğini hepimiz biliyoruz. Biz elbette bunu,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi içerisinde
Cumhurbaşkanlığıyla paylaşmak, bir dosya
paylaşımı içerisinde bulunmak durumundayız;
dolayısıyla bunun eleştirilmesini gerçekten kendi adıma
anlamadım.
Engelli öğretmenlerle ilgili sorular var;
elbette çok özel bir durum ve bizim açımızdan da çok önemli bir
durum. 2003ten beri 23.590 engelli çalışanımız var ve
bunların 7.728i öğretmen kadrosunda ve şubat ayında 750
engelli öğretmenimizi kadromuza katacağız, bunu öncelikle söylemek
isterim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bunu 2 bin yap
Sayın Bakan; ihtiyaç var.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK - Bunun dışında engelli personelle ilgili ayrıca
başka bir çalışmamız daha var; onun rakamını da
ilave edeceğim daha sonra ama şunu da belirtmek isterim, atama
takvimini de takvimi ve sayısıyla beraber önümüzdeki hafta içerisinde
ilan etmiş olacağız.
İmzalanan protokollerle ilgili çok soru
vardı. Bizim 320 adet protokolümüz, iş birliğimiz var, mutabakat
zaptımız var; bunlar ulusal ve uluslararası kuruluşlar ve
emin olun, Türkiyeyi temsil kabiliyeti çok yüksek kuruluşlar. Yani X
kuruluşu, Y kuruluşu üzerinden bir yorum yapmak konusunda elbette
tercihiniz olabilir ama bütün protokollerin tamamının fotoğrafına
baktığımızda, niye Türkiyeyi temsil kabiliyetinin yüksek
olduğunu anlatma imkanım belki daha fazla olacaktır.
Bu izinsiz etüt merkezleri ve kurslarla ilgili bir
soru vardı, efendim. Bu kurslarla ilgili de bu yıl içerisinde 956
kaçak kursun kapatılması ve 38 milyon 133 bin lira ceza kesilmesi
konusunda bir süreç işlendiğini söyleyebilirim.
Yine izinsiz yurt hizmeti veren bazı
kuruluşlar var. Bunlarla ilgili de hem kapatma hem de 11 milyon
civarında bir ceza kesimi söz konusu oldu. Doğa okullarıyla
ilgili -burada ismi zikredildiği için söylüyorum- konuda bizim eğer
yarın üstümüze mevzuat gereği düşen tedbiri yerine getirmek söz
konusuysa biz buna yarın için hazırız. Her türlü
hazırlığımız var ama bu tür işler hemen
Açtım, kapattım. biçiminde yürüyen işler değil,
bildiğiniz gibi. Belirli bir mevzuatı takip etmek ve üç kere bununla
ilgili bir teftiş işleminin gerçekleşmesi ve bir okuldaki bütün
öğrencilerin huzurunu, öğretmenlerin huzurunu dikkate alma
ihtiyacı var. Bu bir şekilde hemen Açtım, kapattım.
biçiminde açıklanacak bir konu değil ama şundan emin
olabilirsiniz: Her türlü senaryoya, her türlü duruma karşı bütün
tedbirlerimizi almış durumdayız.
Kantinlerle ilgili, yüreğimizi yakan elbette
bir problem yaşadık. Bunun merkezinde yatan evladımız,
bizim açımızdan çok çok değerli. Şunu ifade etmek isterim:
Şuandaki mevzuat kantinde cips, kola vb. ne varsa bunların hepsinin
satışının yasaklandığını zaten ortaya
koyan bir mevzuat. Yani mevzuata göre aykırı, diyelim ki trafikte çok
yüksek hız yapmak nasıl yasaksa ve buna benzer durumlar oluşuyorsa,
kantinde istenmeyen bazı ürünlerin satışıyla ilgili elbette
bazı durumlar var. Ve bu söz konusu spesifik durumda olduğu gibi 29
Kasım tarihinde Tarım Bakanlığının bir
teftişinin olması ve hemen aynı hafta okulun yönetiminin bir
teftişinin olmasıyla ilgili bütün belgeler ortada ama bu, bizim daha
fazla denetim yapmamız gerektiğini de söylüyor, daha fazla
ilgilenmemiz gerektiğini de söylüyor. Yani biz Gereken denetimi
yaptık ve bizim problemimiz bitti. diye bunu söyleyemeyiz. Demek ki
mevzuat tam olmasına rağmen, yani yasak olmasına rağmen bu
yapılıyorsa eksik yaptığımız bazı işler
var demektir ve biz bunu yapmakla yükümlüyüz, bununla ilgili
çalışıyoruz.
BAŞKAN Sayın Bakan...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK Hemen bitiriyorum.
Suriyeli öğretmenlerle ilgili bir soru oldu.
Suriyeli öğretmenlerle ilgili -bizim MEB ile UNICEF arasında-
özellikle Adana özelinde bir soru oldu. Biz, hiçbir şekilde, millî
bütçeden bir Suriyeli öğretmen atamıyoruz. Suriyeli çocukların
-uyumuyla ilgili- Türkçe öğrenmeden okullarda sınıflara
girmesini istemiyoruz.
ORHAN SÜMER (Adana) Sayın Bakanım, benim
sorum, bunlardaki uyumsuzlukla ilgili. Sayın Bakanım, sorum bütçeyle
ilgili değildi yalnız. Yani okuldaki sorun...
BAŞKAN Devam edin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK Peki efendim.
Biz, emin olun, bunlarla ilgili bütün cevapları
burada bulunduruyoruz ve size bunu yazılı olarak da elbette...
ORHAN SÜMER (Adana) Sayın Bakanım, 216
okulda... Ben 3 defa soru önergesi verdim, cevap alamadım.
BAŞKAN Sayın Bakan, biraz da
Dışişleri Bakanımız sorulara cevap versin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK Tamamdır efendim.
Temel liselerle ilgili bir soru oldu. Temel liseler
kaldırıldı, biliyorsunuz.
ORHAN SÜMER (Adana) Sadece bir ilçede 9 bin küsur
Suriyeli öğrenci, 216 okulda da eğitim...
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Sayın
Başkanım, sorulara cevap istiyoruz, süre verin.
BAŞKAN Son olarak tamamlayın siz. Ondan
sonra Sayın Bakana verelim süreyi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK Din öğretimiyle ilgili bir soru oldu. Ortaöğretim yani Anadolu
lisesindeki bütçe neyse bir öğrenci için, din öğretiminde de bu bütçe
aynı ama mesleki eğitimde 11 bin lira civarındayken, bu, orta
öğretimde ve din öğretiminde 7.500 lira civarında; özel
eğitimde öğrenci başına harcanan para 41 bin lira. Yani
burada bir ayrıcalık söz konusu değil, onu da özellikle ifade
etmek isterim.
Bunun dışındaki bütün soruları
da yazılı olarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ORHAN SÜMER (Adana) Sayın Bakan, ben 3 defa
soru önergesi verdim, Adanada ciddi bir sorun bu.
BAŞKAN Sayın Bakan, teşekkür
ediyorum.
İfadenizi mikrofondan söyleyin Sayın
Bakan, yazılı olarak diye ifade ettiğiniz kısım
duyulmadı.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA
SELÇUK Burada bütün soruları not aldık efendim, soruların hepsini
yazılı olarak cevaplayacağız, hepsini size ileteceğiz.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Revir önemli Sayın
Bakan, revir mecburiyeti vasfını söyler misiniz.
ORHAN SÜMER (Adana) Sayın Bakanım, 9.200
öğrenci sadece bir ilçede, aynı okulda...
BAŞKAN Sayın Sümer, kayıtlara
girdi. Sayın Bakan, yazılı olarak cevap vereceğini ifade
etti.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Bakanım,
yazılı soru önergelerine cevap vermiyorsunuz.
ORHAN SÜMER (Adana) Sayın Başkan, 3 defa
soru önergesi verdim, hâlâ cevap verilmedi.
BAŞKAN Sayın Dışişleri
Bakanı, buyurun.
Ben size ek süre veriyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Libyayla yaptığımız
anlaşmanın içinde münhasır ekonomik bölge ve kıta
sahanlığı var. Burada hidrokarbon zenginlikleri için önemli
olan, kıta sahanlığıdır; Kıbrıs
etrafında, Doğu Akdenizde bugüne kadar olduğu gibi ve
münhasır ekonomik bölge balıkçılıkla ilgilidir. Bu konuyu
da biz, askerlerimiz -çünkü birçok tedbirler almamız gerekiyor- ilgili
kurumlarımızla çalışıyoruz, istediğimiz zaman
ilan edebiliriz ama dediğim gibi, hidrokarbon zenginliklerinin
değerlendirilmesi konusunda esas olan, kıta
sahanlığıdır.
Sayın Özdemir, diğer kurumların
memurlarına ödenen maaşlar zaten bütçemize konulduğu için
Yani
bizim oradaki faaliyetlerimize ayrılan bütçeden -ayrı-
alınıp da diğer kurumlarımızın, işte
müşavirlerimizin maaşları ödenmiyor, ikisi zaten baştan
ayrılıyor.
REG de, adı üstünde Reform Eylem Grubu
efendim. İnsan Hakları Eylem Grubu ve diğer Adalet Bakanlığımızın
yaptığı çalışmaları, vize serbestisiyle ilgili
konularda gelişme olduktan sonra yapalım dedik ve ilgili
kurumlarımızla görüşüyoruz.
Sayın Lütfü Türkkan, tabii ki bizim de zaten
söylemek istediğimiz, Uygur Türklerinin yaşam hakkıdır, tüm
haklarıdır, bizim de takip ettiğimiz budur. Hassasiyetiniz için
sizlere de çok teşekkür ediyoruz. Hep beraber takip edelim.
Mustafa Kırımoğluna, Kırım
tatarlarına her türlü desteği veriyoruz ve
yardımcılarını da biliyorsunuz, Rusyada hapisten
çıkartıp tekrar gönderdik. Kırım dışındaki
kardeşlerimize hem Hersonda hem de Kiev bölgesinde de yardım
ediyoruz. Mustafa Cemiloğluyla da yakın iş birliği
içindeyiz ama geri dönüş konusunun çok kolay olmadığını
siz de biliyorsunuz. Pes mi edeceğiz? Hayır, herkes unutsa bizim bunu
unutmamamız gerekiyor.
Sayın Özkoç,
Cumhurbaşkanımızın ve
Cumhurbaşkanımızın yanında toplantıya
katılan herkesin duruşu millîdir, onu söylemek isterim.
Şahsımla ilgili güzel sözleriniz için
teşekkür ederim ama şunu da bilmenizi isterim: Cumhurbaşkanımızın
tam baş başa yaptığı görüşmeler tabii ki tam
baş başa ama 1+1se bilin ki ben Dışişleri Bakanı
olarak her zaman yanındayım, Cumhurbaşkanımız da zaten
buna önem veriyor. Dolayısıyla, tüm toplantılarda
Hatta,
Amerikada niye ayakta durdu? diye fotoğraf kesilmiş. Biz
karşıda oturuyorduk, basın geldikten sonra bizi arkaya davet
ettiler 2 Dışişleri Bakanı olarak. Demek istediğim,
orada da Cumhurbaşkanımızın yanında vardık, her
zaman Dışişleri Bakanı olarak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Şimdi, yine ara buluculuk konusunda gerçekten
Türkiye bir marka oldu, konuşmamda buna fazla vurgu yapmadım. Hem
AGİTte hem BMde hem de İslam İşbirliği
Teşkilatında eş başkanız ama bu, laf olsun diye,
Türkiyeyi sevdiklerinden değil. Neden? Bugüne kadar Bosna-Hersek
mekanizmalarında, Sırbistan ile Kosova arasındaki sorunun
çözümünde, Sudan-Güney Sudan sorununun çözümünde, Somali-Somaliland
sorunlarının aşılmasında yani Filipinlerdeki
barış sürecine -Yemen keza öyle- Kolombiyadaki barış
sürecine yaptığımız katkıda, Guatemala-Belize
sorununun çözülmesinde, yine Haitideki istikrarın çözülmesinde,
Pakistan-Afganistan arasındaki güven artırıcı
adımlarda önemli roller üstlendiğimiz için tüm bu konularda Türkiye,
ara buluculukta eş başkanlık yapıyor. Geçen haftalarda,
biliyorsunuz, Genel Sekreterin de katılımıyla İstanbul
Konferansını düzenledik. Dünyanın ara bulucularını da
biz yetiştiriyoruz. Bu konuda çok önemli bir tecrübemiz var.
Yurt dışındaki vatandaşlarımıza
hizmet etmek bizim görevimiz, hizmetin kalitesini artırıyoruz:
Eskiden noterlik için alıp gönderiyorlardı, şimdi on-line
noterler görebiliyor. Nöbetçi telefonlarımız var, yirmi dört saat yurt
dışındaki vatandaşlarımız ve herkes
ulaşabiliyor. Artık, ödemeleri de sanal POSla yapıyoruz. Yine,
boşanma işlemleri için Türkiye'de yeniden dava açmaya gerek yok,
oradaki işlem geçerli oluyor. 8 dilde adli sicil belgesi veriyoruz. Yine,
misyonlarımızda görevlendirilen hukuk danışmanları,
aile danışmanları, POLNET, UYAP ve MERNİS sistemlerine
erişme gibi birçok imkânı sağladık. Son bir haberimiz,
güzel bir haberimiz: Vatandaşlarımız yurt dışında
kimlik alıyor, pasaport alıyor ama ehliyetini kaybetse Türkiye'ye
gelmek zorunda kalıyordu. İçişleri Bakanımızla
görüştük, o sorunu da çözdük. Adalet Bakanımıza ve
İçişleri Bakanımıza bu konulardaki iş birliği
için çok teşekkür ediyorum.
Diğer taraftan, Fikret Şahinin özellikle
Muhalefet de yer alsın. görüşünü ben gönülden destekliyorum,
olması da gereken budur. Ve özellikle Meclisimizin gerek Amerika'da gerek
diğer platformlarda millî meselelerimizde birlik içinde hareket etmesinden
en çok biz faydalanırız ve bu konuda Dışişleri
Bakanlığı olarak da her zaman emrinizdeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Son iki cümle.
BAŞKAN Tamamlayın.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Daha önceki görüşmelerde, konuşmalarda birkaç
konu vardı. Örneğin, HDP temsilcisi arkadaşlarımız
Afrinden bir çakıl taşı atılmamıştır.
demişti. 2017 başından Zeytin Dalı Harekâtına kadar,
Afrin bölgesinden Türkiye'ye ve DAEŞe karşı mücadele eden
askerlerimize tam 700 saldırı oldu yani DAEŞle mücadele ederken
oldu. Ayrıca, Barış Pınarı Harekâtı öncesi de
Türkiyeye 300 saldırı yapıldı. Elbette, Millî Suriye
Ordusuna DAEŞle, bir terör örgütüyle savaşırken iyi ama
YPG/PKKyla savaşırken DAEŞ artığı demek,
adaletli olmaz.
Vizeyle ilgili son karar bizi ilgilendirmiyor,
Schengen içindeki ülkeleri ilgilendiriyor.
Diğer taraftan, geri dönenlere çete dediniz.
Şimdi, biz Kürtleri de döndürmek istiyoruz. Kürt kardeşlerimiz çete
değildir, belki YPG dışındakiler sizin için olabilir ama
Türkiyedeki 350 bin Suriyeli Kürt kardeşimizin oralara dönmesi gerekiyor.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) İdlib bizim
kontrol alanımızda değil; bizim orada, sadece, ihlalleri
gözetleyen askerlerimiz var, noktalarımız var. Yani Fırat
Kalkanı, Zeytin Dalı Harekâtı bölgesi gibi değil. Şunu
da unutmayın: Bağdadinin etkisiz hâle getirilmesinde Türkiyenin
önemli rolü vardır ve Amerika Başkanı da defalarca teşekkür
etmiştir. Bağdadinin aile yakınlarını da biz, yine,
yakaladık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Bakan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Son cümlem.
Bizim yakaladığımız İthavi
zaten Bağdadinin yerini söylemiştir.
Diğer taraftan, hiçbir sivilin ölmesini
istemeyiz. Bir arkadaşımız orada ölen bazı
vatandaşlarımızın ismini saydı, sanırım HDP
Sözcüsü Hişyar Beydi. Biz, siviller konusunda hassasız ve herhangi
bir suçlama olduğu zaman sonuna kadar soruşturuyoruz ama şu
roketlerden dolayı Suriye sınırlarında ölen Kürt
kardeşlerimizi de lütfen sayalım. Ayrıca, son zamanlarda yine
burada 51 sivil vatandaş, PKK/YPG saldırısıyla öldü;
onları da sayalım. YPGnin kapattığı Kürt partilerinin
de listesini sayalım ve orada hapse attıkları, öldürdükleri
diğer Kürtleri de lütfen sayalım. Yani burada hepsi konusunda hassas
davranırsak, o zaman gerçekten ilkeli bir tutum sergilemiş oluruz.
Ben sanırım tüm soruları da bu şekilde
kavramış oldum ama varsa bir eksik
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Soru
var, soru var Sayın Bakan. Sudanın domuz etinin, at etinin
cevabını
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hollanda Büyükelçisi,
Sayın Bakanım.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Efendim?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hollanda Büyükelçisi
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Domuz
etini, at etini bu insanlara niçin yedireceksiniz?
BAŞKAN Sayın Aygun, Sayın Özkoçun
bir sorusu oldu, onu cevaplandırıyor Sayın Bakan.
Sayın Bakan, buyurun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Bizim şu anda 259 büyükelçimiz var, 24 tane
dışarıdan büyükelçimiz var. Dolayısıyla da burada,
büyükelçilerimizi atarken de liyakate önem veriyoruz, içeriden ya da
dışarıdan. Dışarıdan büyükelçi atama yetkisi, ilk
defa bizim zamanımızda getirilmedi, eski bir kanun var o çerçevede ve
liyakate önem vererek atamalar yapıyoruz. İçeriden ya da
dışarıdan fark etmez, verimli olan arkadaşlarımız
tabii ki ödüllendirilir ama hata, eksiklik yapan olduğu zaman zaten
Bakanlığımız içinde soruşturma mekanizması da
var, Teftiş Kurulumuz da var. Biz burada
arkadaşlarımızın yaptığı
çalışmaları ve performansı her zaman ölçü alırız,
onu da bilgilerinize arz ediyorum.
Sudan ve diğer sorularla ilgili de isterseniz
yazılı cevaplar vereyim.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) At
eti, eşek eti, manda eti, katır eti
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
kayıtlara geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, bitti herhâlde.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Evet.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Kayıtlara geçsin
diye söylüyorum efendim.
Türkiye Cumhuriyeti, ilkeli bir davranış
sergilemelidir. Şu anda, Fethullahçı terör örgütünün bir
numaralı sanığı olan General Mehmet Dişlinin
kardeşi Şaban Dişli, Hollanda Büyükelçisi olarak atanmıştır.
Liyakati, terör örgütünün kardeşi olmak mıdır? Kendisiyle ilgili
Efendim, suçun kişiyi bağlaması söz konusudur. diyorlarsa
bugüne kadar sadece Bank Asyaya para yatırmış olmaktan
başka suçu olmayan birçok insanın hakkı neden
gasbedilmiştir? Bu kişi, Mehmet Dişlinin kardeşi
olduğu hâlde neden böyle ödüllendirilmiştir? Bunun cevabını
iktidar vermek zorundadır.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
müsaade ederseniz bir şey söylemek istiyorum Sayın Özkoçun
söylediklerine karşılık.
BAŞKAN Yalnız, birer cümle Sayın
Türkkan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sadece bir cümle
BAŞKAN Ben, artık yoğun bir
oylamaya başlayacağım, lütfen işlemlerimize
başlayalım.
Sayın Oluç, size de bir cümlelik söz
vereceğim.
Buyurun, Sayın Türkkan.
III.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
26.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ve suçların kişisel
olduğuna ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, bir kişinin kardeşinin darbeci olması,
FETÖcü olması o kişiyle ilişkilendirilemez. Esas hata, orada
Şaban Dişlinin Büyükelçi olmasından ziyade, sadece kardeşi
FETÖcü diye veya sadece darbeye karıştı diye KHKyle
uzaklaştırılan veyahut da bir şekilde cezalandırılan
kişilerin cezalandırılmasıdır. Yani o örneği
aslında ben ters anlamak istiyorum.
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Türkkan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Suçlar kişiseldir,
burada, kardeşi darbeci diye Şaban Dişliyi suçlamanın
diğer KHKyle atılanlara da atılı bir suç
olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Oluç, siz de lütfen kısaca ifade
edin.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim efendim. Kayıtlara geçsin diye söylüyorum ben de.
Sayın Bakanın biraz evvel söylediği,
bizim hatibimizin konuşmasıyla ilgili yaptığı
yorumların hiçbirine elbette ki katılmıyoruz; bu, kayıtlara
geçsin. Yani geri dönüşle ilgili söylediğimiz, oradaki demografik
yapıyı değiştirmeye yönelik çeteci unsurları
taşımakla ilgiliydi, bir.
İki, yani bu roketler konusu çok
tartışmalı, bir şey diyemiyorum, sadece
hatırladığımız bir şey var Hakan Fidanın
üç beş füze atarız. meselesini unutmadık.
Üçüncü olarak da, bir cümleyle bir şey daha
söylemek istiyorum: Bakın, dünyada örnekleri yaşandı, hem de ne
zaman yaşandı? Tony Blair Irakta Saddamın kitle imha
silahları var. dedi ve Amerika ile İngiltere tarafından Iraka
saldırıldı. Irak bugünkü durumuna getirildi, Saddam devrildi,
sonra Tony Blair çıktı Kitle imha silahları yokmuş. dedi,
Bush da aynı şeyi söyledi.
Şimdi, bazı tevatürlerle ve
abartılı verilerle toplumu kandırma sadece Türkiyede olmuyor,
başka yerlerde de oluyor, ona işaret etmek istedim.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
II.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları Genel
Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) MİLLÎ
EĞİTİM BAKANLIĞI (Devam)
1) Millî Eğitim
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) YÜKSEKÖĞRETİM
KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kurulu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kurulu 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRETİM
KALİTE KURULU (Devam)
1) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğretim Kalite Kurulu
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ÜNİVERSİTELER
(Devam)
E) TÜRKİYE VE ORTA
DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Dışişleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Ğ) AVRUPA BİRLİĞİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
Değerli milletvekilleri, şimdi sırasıyla altıncı
turda yer alan
kamu idarelerinin bütçeleri ile kesin hesaplarına geçilmesi hususu ile
bütçeleri ve kesin hesaplarını ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
Okuyacağımız
tüm para değerleri Türk lirasıdır değerli
arkadaşlarım, zamandan kazanmak için onu ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
biraz sessiz olalım çünkü çok yoğun bir şekilde sizlerle
rakamlar paylaşacağız ve süratli bir çalışmayı da
yapmak durumdayız.
Değerli
milletvekilleri, Dışişleri Bakanlığının 2020
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
11) DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
1) Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 4.631.723.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2)
Dışişleri Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) .CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 3.784.191.698,99
Bütçe Gideri 3.886.937.179,53
Ödenek Üstü Gider 387.335.728,20
İptal Edilen Ödenek 243.820.538,63
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 40.769.709,03
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
11.75) AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 656.672.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Avrupa
Birliği Başkanlığının 2020 yılı merkezî
yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Avrupa
Birliği Bakanlığının 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
25.00) AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI
1) Avrupa Birliği Bakanlığı 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 695.088.000,00
Bütçe Gideri 688.907.753,79
İptal Edilen Ödenek 6.180.246,21
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Avrupa
Birliği Bakanlığının 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabı kabul edilmiştir.
Türk Akreditasyon Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.21) TÜRK
AKREDİTASYON KURUMU
1) Türk Akreditasyon
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
GENEL
TOPLAM 26.108.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 49.850.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk
Akreditasyon Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Türk
Akreditasyon Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türk Akreditasyon
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 74.808.200,00
Bütçe Gideri 69.949.493,88
İptal Edilen Ödenek 4.858.706,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 40.161.000,00
Tahsilat 45.797.601,64
Ret ve İadeler 2.948.173,69
Net Tahsilat 42.849.427,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk
Akreditasyon Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Millî Eğitim
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
13) MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
1) Millî Eğitim Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
GENEL
TOPLAM 125.396.862.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Millî
Eğitim Bakanlığının 2020 yılı merkezî
yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Millî
Eğitim Bakanlığının 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Millî Eğitim
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 70.441.869.017,35
Bütçe Gideri 99.448.055.070,51
Ödenek Üstü Gider 32.048.408.229,34
İptal Edilen Ödenek 2.994.371.749,00
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 934.050.900,19
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Millî Eğitim
Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Yükseköğretim
Kurulunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
38.01)
YÜKSEKÖĞRETİM KURULU
1) Yükseköğretim
Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
GENEL
TOPLAM 95.630.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 95.630.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yükseköğretim
Kurulunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Yükseköğretim
Kurulunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Yükseköğretim
Kurulu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 249.821.162,54
Bütçe Gideri 191.169.171,38
İptal Edilen Ödenek 58.651.991,16
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 98.153.000,00
Tahsilat 179.091.474,27
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yükseköğretim
Kurulunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Başkanlığının 2020 yılı merkezî
yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
40.01) ÖLÇME, SEÇME VE
YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI
1) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
GENEL
TOPLAM 717.792.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 804.366.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ölçme,
Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının 2020
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Ölçme,
Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 688.832.750,00
Bütçe Gideri 623.578.517,32
İptal Edilen Ödenek 65.254.232,68
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 589.232.000,00
Tahsilat 737.367.448,26
Ret ve İadeler 8.766,68
Net Tahsilat 737.358.681,58
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Ölçme,
Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Yükseköğretim Kalite Kurulunun 2020
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
39.14)
YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU
1) Yükseköğretim
Kalite Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
GENEL
TOPLAM 6.224.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 6.224.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yükseköğretim Kalite Kurulunun 2020
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Yükseköğretim Kalite Kurulunun 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2 Yükseköğretim
Kalite Kurulu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 3.143.000,00
Bütçe Gideri 1.572.026,83
İptal Edilen Ödenek 1.570.973,17
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Tahsilat 1.803.486,76
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yükseköğretim Kalite Kurulunun 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, şimdi üniversitelerin
bütçeleri ile kesin hesaplarını ayrı ayrı okutup oylarınıza
sunacağım.
Üniversitelerin 2020 yılı bütçelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, şimdi,
üniversitelerin -hepsi için geçerlidir- 2020 yılı bütçelerinin genel
toplamları ile gelir cetvellerinin toplamlarını okutuyorum:
38.02)
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 1.147.520.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 1.147.520.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.03)
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 575.977.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 575.977.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.04)
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
a) Hacettepe Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 1.148.726.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 1.148.726.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.05)
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
a) Gazi Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 888.073.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 888.073.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.06)
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 1.046.547.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 1.046.547.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.07)
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul Teknik Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 591.758.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 591.758.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.08)
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ
a) Boğaziçi Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 329.093.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 329.093.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.09)
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
a) Marmara Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 703.720.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 703.720.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
38.10)
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Yıldız Teknik Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 385.776.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 385.776.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.11)
MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
a) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 157.873.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 157.873.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.12)
EGE ÜNİVERSİTESİ
a) Ege Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 961.561.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 961.561.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.13)
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
a) Dokuz Eylül Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 823.999.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 823.999.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.14)
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ
a) Trakya Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 418.775.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 418.775.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.15)
BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
a) Bursa Uludağ Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 662.814.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 662.814.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.16)
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
a) Anadolu Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 511.258.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 511.258.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.17)
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
a) Selçuk Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 629.834.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 629.834.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.18)
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
a) Akdeniz Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 647.262.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 647.262.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.19)
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
a) Erciyes Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 591.383.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 591.383.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.20) SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
a) Sivas Cumhuriyet Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 512.158.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 512.158.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
38.21) ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
a) Çukurova Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 648.756.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 648.756.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.22) ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ
a) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 583.247.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 583.247.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.23) KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Karadeniz Teknik Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 519.698.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 519.698.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
38.24) ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
a) Atatürk Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 759.050.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 759.050.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.25) İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ
a) İnönü Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 499.643.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 499.643.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.26) FIRAT ÜNİVERSİTESİ
a) Fırat Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
GENEL
TOPLAM 512.460.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 512.460.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.27) DİCLE ÜNİVERSİTESİ
a) Dicle Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 470.667.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 470.667.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.28) VAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ
a) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 465.488.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 465.488.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.29) GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
a) Gaziantep Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 437.689.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 437.689.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.30) İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
a) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
GENEL
TOPLAM 132.986.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 132.986.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.31) GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Gebze Teknik Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 144.616.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 144.616.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.32) HARRAN ÜNİVERSİTESİ
a) Harran Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 305.597.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 305.597.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.33) SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
a) Süleyman Demirel Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 457.648.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 457.648.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.34) AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
a) Aydın Adnan Menderes Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 446.010.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 446.010.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.35) ZONGULDAK BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ
a) Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 311.022.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 311.022.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
38.36) MERSİN ÜNİVERSİTESİ
a) Mersin Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 412.122.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 412.122.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.37) PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ
a) Pamukkale Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 490.008.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 490.008.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.38) BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
a) Balıkesir Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 257.219.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 257.219.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.39) KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ
a) Kocaeli Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 499.094.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 499.094.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.40) SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
a) Sakarya Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 379.542.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 379.542.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.41) MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
a) Manisa Celal Bayar Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 391.942.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 391.942.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.42) BOLU ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ
a) Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 291.592.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 291.592.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.43)
HATAY MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ
a) Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 273.664.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 273.664.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
38.44)
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
a) Afyon Kocatepe Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 244.082.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 244.082.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.45)
KAFKAS ÜNİVERSİTESİ
a) Kafkas Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 228.555.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 228.555.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.46)
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ
a) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 407.804.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 407.804.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.47)
NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ
a) Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 202.519.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 202.519.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.48)
KÜTAHYA DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ
a) Kütahya Dumlupınar Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 255.563.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 255.563.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.49)
TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ
a) Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 316.899.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 316.899.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.50)
MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
a) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 352.456.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 352.456.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.51)
KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ
a) Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 321.412.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 321.412.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.52)
KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ
a) Kırıkkale Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 303.223.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 303.223.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.53)
ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ
a) Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 466.121.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 466.121.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.54)
GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ
a) Galatasaray Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 100.032.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 100.032.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.55)
KIRŞEHİR AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ
a) Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 187.935.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 187.935.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.56) KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
a) Kastamonu Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 193.980.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 193.980.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.57)
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
a) Düzce Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 282.371.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 282.371.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.58)
BURDUR MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ
a) Burdur
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 216.039.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 216.039.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.59)
UŞAK ÜNİVERSİTESİ
a) Uşak Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 179.099.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 179.099.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.60)
RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ
a) Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 243.257.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 243.257.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.61)
TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ
a) Tekirdağ
Namık Kemal Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 246.059.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 246.059.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.62) ERZİNCAN BİNALİ YILDIRIM ÜNİVERSİTESİ
a) Erzincan
Binali Yıldırım Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 203.127.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 203.127.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.63) AKSARAY ÜNİVERSİTESİ
a) Aksaray Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 175.129.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 175.129.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.64) GİRESUN ÜNİVERSİTESİ
a) Giresun Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 198.151.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 198.151.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.65) HİTİT ÜNİVERSİTESİ
a) Hitit Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 183.119.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 183.119.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.66) YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ
a) Yozgat Bozok Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 195.813.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 195.813.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.67) ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ
a) Adıyaman Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 198.422.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 198.422.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.68) ORDU ÜNİVERSİTESİ
a) Ordu Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 159.143.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 159.143.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.69) AMASYA ÜNİVERSİTESİ
a) Amasya Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 137.644.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 137.644.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.70) KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ
a) Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 127.678.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 127.678.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.71) AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ
a) Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 118.622.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 118.622.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.72)
SİNOP ÜNİVERSİTESİ
a) Sinop Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 134.535.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 134.535.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.73)
SİİRT ÜNİVERSİTESİ
a) Siirt Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 141.815.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 141.815.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.74)
NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ
a) Nevşehir Hacı Bektaş Veli
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 143.051.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 143.051.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.75)
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
a) Karabük Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 238.019.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 238.019.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.76)
KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ
a) Kilis 7 Aralık Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 88.422.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 88.422.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.77)
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ
a) Çankırı
Karatekin Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 147.062.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 147.062.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.78)
ARTVİN ÇORUH ÜNİVERSİTESİ
a)
Artvin
Çoruh Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 108.879.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 108.879.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.79)
BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ
a) Bilecik
Şeyh Edebali Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 131.331.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 131.331.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.80)
BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ
a) Bitlis Eren Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 110.258.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 110.258.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.81)
KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ
a)
Kırklareli Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 138.312.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 138.312.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.82)
OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ
a) Osmaniye
Korkut Ata Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 111.407.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 111.407.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.83)
BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ
a) Bingöl Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 163.183.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 163.183.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.84)
MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ
a) Muş
Alparslan Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 141.266.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 141.266.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.85)
MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ
a) Mardin
Artuklu Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 137.934.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 137.934.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.86)
BATMAN ÜNİVERSİTESİ
a) Batman Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 118.660.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 118.660.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.87)
ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ
a) Ardahan Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 91.879.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 91.879.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.88)
BARTIN ÜNİVERSİTESİ
a) Bartın Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 133.209.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 133.209.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.89)
BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
a)
Bayburt Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 104.244.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 104.244.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.90)
GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ
a) Gümüşhane Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 140.188.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 140.188.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.91)
HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ
a) Hakkari Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 70.127.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 70.127.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.92)
IĞDIR ÜNİVERSİTESİ
a)
Iğdır Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 100.994.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 100.994.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.93)
ŞIRNAK ÜNİVERSİTESİ
a) Şırnak Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 73.149.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 73.149.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.94)
MUNZUR ÜNİVERSİTESİ
a) Munzur Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 109.581.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 109.581.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.95)
YALOVA ÜNİVERSİTESİ
a) Yalova Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 113.625.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 113.625.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.96)
TÜRK ALMAN ÜNİVERSİTESİ
a) Türk Alman Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 73.157.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 73.157.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.97)
ANKARA YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 234.072.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 234.072.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.98)
BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Bursa
Teknik Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 84.067.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 84.067.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.99)
İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ
a) İstanbul
Medeniyet Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 142.165.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 142.165.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.01)
İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir
Katip Çelebi Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 179.428.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 179.428.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.02)
NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ
a) Necmettin
Erbakan Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 448.572.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 448.572.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.03)
ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ
a) Abdullah
Gül Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 70.468.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 70.468.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.04) ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Erzurum
Teknik Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 63.283.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 63.283.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.05) ADANA ALPARSLAN TÜRKEŞ
BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 88.947.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 88.947.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.06) ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara
Sosyal Bilimler Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 93.138.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 93.138.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.07) SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Sağlık
Bilimleri Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 447.102.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 447.102.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.08) BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
a) Bandırma
Onyedi Eylül Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 93.258.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 93.258.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.09)
İSKENDERUN TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) İskenderun
Teknik Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 103.308.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 103.308.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.10)
ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ
a) Alanya
Alaaddin Keykubat Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 81.820.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 81.820.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.12)
İZMİR BAKIRÇAY ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir
Bakırçay Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 35.532.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 35.532.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.13)
İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ
a) İzmir
Demokrasi Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 40.418.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 40.418.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.15)
ANKARA MÜZİK VE GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 27.179.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 27.179.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.17)
KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Konya Teknik Üniversitesi 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 91.546.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 91.546.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.18)
KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 60.617.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 60.617.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.19)
MALATYA TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ
a) Malatya Turgut Özal Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 57.165.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 57.165.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.20)
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA
a) İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 632.990.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 632.990.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.21)
ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ
a) Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 226.761.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 226.761.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.22)
SAKARYA UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
a) Sakarya Uygulamalı Bilimler
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 107.419.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 107.419.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.23)
SAMSUN ÜNİVERSİTESİ
a) Samsun Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 36.710.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 36.710.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.25)
TARSUS ÜNİVERSİTESİ
a) Tarsus Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 37.368.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 37.368.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.26)
TRABZON ÜNİVERSİTESİ
a) Trabzon Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 95.566.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 95.566.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.27)
KAYSERİ ÜNİVERSİTESİ
a) Kayseri Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 49.002.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 49.002.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.28)
KAHRAMANMARAŞ İSTİKLAL ÜNİVERSİTESİ
a) Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 25.615.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 25.615.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.29)
ESKİŞEHİR TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
a) Eskişehir Teknik Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 170.520.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 170.520.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.30)
ISPARTA UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
a) Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 136.185.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 136.185.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.31)
AFYONKARAHİSAR SAĞLIK BİLİMLERİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 111.496.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 111.496.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.24)
SİVAS BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
a) Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 20.347.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 20.347.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.16)
GAZİANTEP İSLAM BİLİM VE TEKNOLOJİ
ÜNİVERSİTESİ
a) Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji
Üniversitesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 19.414.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 19.414.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Üniversitelerimizin 2020 yılı bütçeleri kabul
edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, şimdi üniversitelerimizin 2018
yılı kesin hesaplarının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, bütün üniversiteler için aynı
işlemi yapacağız. Hepsi için gider cetvelleri ile (B)
cetvellerinin genel toplamlarını okutacağım. Bu bütün
üniversitelerimiz için böyle.
38.02)
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
b) Ankara Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 1.060.855.603,64
Bütçe Gideri 1.013.002.415,76
İptal Edilen Ödenek 47.852.131,64
Ertesi
Yıla Devredilen Ödenek 31.181.211,03
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 933.816.000,00
Tahsilat 966.153.061,68
Ret ve İadeler 1.572.770,14
Net Tahsilat 964.580.291,54
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.03)
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 552.241.937,39
Bütçe Gideri 532.304.879,40
İptal Edilen Ödenek 19.908.554,08
Ertesi
Yıla Devredilen Ödenek 28.503,91
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 490.017.000,00
Tahsilat 554.085.464,78
Ret ve İadeler 1.929.565,23
Net Tahsilat 552.155.899,55
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.04)
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
b) Hacettepe Üniversitesi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 1.040.480.511,02
Bütçe Gideri 982.529.109,89
İptal Edilen Ödenek 57.745.051,39
Ertesi
Yıla Devredilen Ödenek 206.349,74
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 932.089.000,00
Tahsilat 929.163.665,09
Ret ve İadeler 1.618.189,37
Net Tahsilat 927.545.475,72
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.05)
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
b) Gazi
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 953.868.880,98
Bütçe Gideri 849.357.314,30
İptal Edilen Ödenek 104.511.566,68
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 866.873.000,00
Tahsilat 805.313.618,00
Ret ve İadeler 472.421,44
Net Tahsilat 804.841.196,56
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.06)
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
b) İstanbul
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 1.332.121.051,46
Bütçe Gideri 1.248.684.261,40
İptal Edilen Ödenek 78.746.281,10
Ertesi
Yıla Devredilen Ödenek 4.690.508,96
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 1.272.285.000,00
Tahsilat 1.232.199.427,43
Ret ve İadeler 1.529.242,60
Net Tahsilat 1.230.670.184,83
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.07) İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) İstanbul
Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 590.637.300,07
Bütçe Gideri 579.001.568,91
İptal Edilen Ödenek 11.511.911,43
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 614.445,25
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 494.820.000,00
Tahsilat 574.562.177,05
Ret ve İadeler 1.454.463,52
Net Tahsilat 573.107.713,53
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.08) BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ
b) Boğaziçi Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 317.243.807,65
Bütçe Gideri 305.258.549,30
İptal Edilen Ödenek 11.816.556,12
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 168.702,23
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 273.562.000,00
Tahsilat 302.090.444,49
Ret ve İadeler 649.538,55
Net Tahsilat 301.440.905,94
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.09) MARMARA ÜNİVERSİTESİ
b) Marmara
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 665.919.465,60
Bütçe Gideri 629.433.056,19
Ödenek Üstü Gider 7.469.576,48
İptal Edilen Ödenek 43.955.985,89
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 592.079.000,00
Tahsilat 595.750.054,71
Ret ve İadeler 768.868,95
Net Tahsilat 594.981.185,76
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.10)
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Yıldız
Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 337.509.524,78
Bütçe Gideri 331.536.290,17
Ödenek Üstü Gider 4.674.806,74
İptal Edilen Ödenek 10.491.813,42
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 156.227,93
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 300.794.000,00
Tahsilat 343.331.280,93
Ret ve İadeler 547.040,64
Net Tahsilat 342.784.240,29
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.11) MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
b) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 189.532.847,01
Bütçe Gideri 181.666.880,88
İptal Edilen Ödenek 7.789.146,36
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 76.819,77
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 148.283.000,00
Tahsilat 185.997.856,84
Ret ve İadeler 24.092,43
Net Tahsilat 185.973.764,41
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.12) EGE ÜNİVERSİTESİ
b) Ege Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 887.543.300,79
Bütçe Gideri 743.270.977,69
İptal Edilen Ödenek 144.272.323,10
BAŞKAN Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 764.104.000,00
Tahsilat 724.327.317,10
Ret ve İadeler 361.630,06
Net Tahsilat 723.965.687,04
BAŞKAN Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.13) DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
b) Dokuz
Eylül Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 783.337.646,68
Bütçe Gideri 722.919.321,72
İptal Edilen Ödenek 60.399.926,23
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 18.398,73
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 667.454.000,00
Tahsilat 710.348.676,97
Ret ve İadeler 3.761.895,85
Net Tahsilat 706.586.781,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.14) TRAKYA ÜNİVERSİTESİ
b) Trakya
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 421.129.222,00
Bütçe Gideri 364.679.820,41
İptal Edilen Ödenek 56.440.344,88
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 9.056,71
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 316.831.000,00
Tahsilat 354.224.538,71
Ret ve İadeler 641,33
Net Tahsilat 354.223.897,38
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.15) BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
b) Bursa
Uludağ Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 627.400.802,83
Bütçe Gideri 555.824.994,42
İptal Edilen Ödenek 71.550.266,44
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 25.541,97
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 517.507.000,00
Tahsilat 546.039.210,71
Ret ve İadeler 1.611.776,92
Net Tahsilat 544.427.433,79
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.16) ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
b) Anadolu
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 664.309.785,48
Bütçe Gideri 585.438.244,65
İptal Edilen Ödenek 78.871.540,83
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 565.364.000,00
Tahsilat 596.576.273,47
Ret ve İadeler 4.654.056,22
Net Tahsilat 591.922.217,25
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.17)
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
b) Selçuk
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 643.956.530,80
Bütçe Gideri 623.215.924,44
Ödenek Üstü Gider 4.624.968,30
İptal Edilen Ödenek 25.365.574,66
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 525.783.000,00
Tahsilat 630.520.844,92
Ret ve İadeler 4.922.263,83
Net Tahsilat 625.598.581,09
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.18) AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
b) Akdeniz
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 642.755.158,31
Bütçe Gideri 586.234.353,34
İptal Edilen Ödenek 56.520.804,97
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 487.411.000,00
Tahsilat 581.723.857,97
Ret ve İadeler 2.279.219,38
Net Tahsilat 579.444.638,59
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.19) ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
b) Erciyes
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 568.946.601,71
Bütçe Gideri 541.752.203,58
İptal Edilen Ödenek 27.184.100,18
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 10.297,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 465.567.000,00
Tahsilat 544.627.050,51
Ret ve İadeler 416.907,97
Net Tahsilat 544.210.142,54
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.20) SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
b) Sivas
Cumhuriyet Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 456.367.800,00
Bütçe Gideri 448.426.873,30
İptal Edilen Ödenek 7.940.926,70
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 399.608.000,00
Tahsilat 443.092.645,16
Ret ve İadeler 1.471.237,88
Net Tahsilat 441.621.407,28
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.21) ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
b) Çukurova
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 606.989.643,81
Bütçe Gideri 579.376.757,77
İptal Edilen Ödenek 26.695.888,68
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 916.997,36
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 532.873.000,00
Tahsilat 564.293.689,68
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.22) ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ
b) Ondokuz
Mayıs Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 511.823.071,28
Bütçe Gideri 480.499.124,46
İptal Edilen Ödenek 31.323.946,82
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 436.261.000,00
Tahsilat 477.550.578,15
Ret ve İadeler 768.397,36
Net Tahsilat 476.782.180,79
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.23) KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Karadeniz
Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 513.114.059,00
Bütçe Gideri 471.601.683,53
İptal Edilen Ödenek 41.512.375,47
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 459.596.000,00
Tahsilat 465.850.057,85
Ret ve İadeler 435.856,24
Net Tahsilat 465.414.201,61
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.24)
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
b) Atatürk
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 701.972.161,21
Bütçe Gideri 667.773.669,40
Ödenek Üstü Gider 3.174.692,12
İptal Edilen Ödenek 37.373.183,93
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 562.488.000,00
Tahsilat 674.242.887,33
Ret ve İadeler 1.075.288,63
Net Tahsilat 673.167.598,70
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.25) İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ
b) İnönü
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 470.372.195,42
Bütçe Gideri 449.849.919,55
İptal Edilen Ödenek 20.522.275,87
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 395.479.000,00
Tahsilat 435.594.445,41
Ret ve İadeler 407.647,06
Net Tahsilat 435.186.798,35
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.26) FIRAT ÜNİVERSİTESİ
b) Fırat
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 444.579.323,25
Bütçe Gideri 430.018.124,99
İptal Edilen Ödenek 14.561.198,26
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 376.069.000,00
Tahsilat 393.563.356,98
Ret ve İadeler 203.149,78
Net Tahsilat 393.360.207,20
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.27) DİCLE ÜNİVERSİTESİ
b) Dicle
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 431.844.857,00
Bütçe Gideri 401.638.488,13
İptal Edilen Ödenek 30.206.368,87
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 369.015.000,00
Tahsilat 392.800.671,30
Ret ve İadeler 433.867,47
Net Tahsilat 392.366.803,83
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.28) VAN YÜZÜNCÜ YIL
ÜNİVERSİTESİ
b) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 397.385.767,00
Bütçe Gideri 374.019.926,75
İptal Edilen Ödenek 23.365.840,25
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 347.045.000,00
Tahsilat 377.935.703,83
Ret ve İadeler 122.501,10
Net Tahsilat 377.813.202,73
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.29) GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ
b) Gaziantep
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 397.013.346,87
Bütçe Gideri 377.797.243,13
İptal Edilen Ödenek 19.216.103,74
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 331.456.000,00
Tahsilat 361.667.469,50
Ret ve İadeler 645.367,45
Net Tahsilat 361.022.102,05
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.30) İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
b) İzmir
Yüksek Teknoloji Enstitüsü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 130.053.945,73
Bütçe Gideri 122.570.535,61
İptal Edilen Ödenek 7.483.258,40
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 151,72
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 106.294.000,00
Tahsilat 122.700.441,66
Ret ve İadeler 275.190,59
Net Tahsilat 122.425.251,07
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.31) GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Gebze
Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 139.598.821,86
Bütçe Gideri 138.144.149,44
İptal Edilen Ödenek 1.454.672,42
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 115.714.000,00
Tahsilat 131.771.710,83
Ret ve İadeler 37.774,30
Net Tahsilat 131.733.936,53
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.32) HARRAN
ÜNİVERSİTESİ
b) Harran
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 304.817.651,00
Bütçe Gideri 298.171.660,11
İptal Edilen Ödenek 6.645.990,89
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 224.659.000,00
Tahsilat 297.839.179,77
Ret ve İadeler 623.427,00
Net Tahsilat 297.215.752,77
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.33)
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
b) Süleyman
Demirel Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 495.883.284,77
Bütçe Gideri 472.380.929,62
İptal Edilen Ödenek 23.502.355,15
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 416.733.000,00
Tahsilat 469.234.414,61
Ret ve İadeler 2.308.897,89
Net Tahsilat 466.925.516,72
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.34)
AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
b) Aydın
Adnan Menderes Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 403.562.996,16
Bütçe Gideri 388.535.447,53
Ödenek Üstü Gider 1.999.432,00
İptal Edilen Ödenek 17.026.980,63
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 331.680.000,00
Tahsilat 388.102.049,53
Ret ve İadeler 1.413.238,87
Net Tahsilat 386.688.810,66
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
38.35)
ZONGULDAK BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ
b) Zonguldak
Bülent Ecevit Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 295.629.419,32
Bütçe Gideri 274.090.886,57
İptal Edilen Ödenek 21.538.532,75
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 237.827.000,00
Tahsilat 271.984.016,48
Ret ve İadeler 78.377,25
Net Tahsilat 271.905.639,23
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.36)
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
b) Mersin
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 442.134.312,78
Bütçe Gideri 392.344.142,29
İptal Edilen Ödenek 49.565.502,22
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 224.668,27
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 340.385.000,00
Tahsilat 374.433.260,88
Ret ve İadeler 22.256,52
Net Tahsilat 374.411.004,36
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.37)
PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ
b) Pamukkale
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 457.104.335,00
Bütçe Gideri 431.348.313,05
İptal Edilen Ödenek 25.756.021,95
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 351.221.000,00
Tahsilat 396.636.980,52
Ret ve İadeler 1.427.680,31
Net Tahsilat 395.209.300,21
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.38) BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
b) Balıkesir
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 236.363.122,00
Bütçe Gideri 228.863.452,02
İptal Edilen Ödenek 7.499.669,98
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 199.141.000,00
Tahsilat 225.281.593,50
Ret ve İadeler 601.760,83
Net Tahsilat 224.679.832,67
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.39) KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ
b) Kocaeli
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 460.287.455,23
Bütçe Gideri 434.753.846,02
İptal Edilen Ödenek 25.533.609,21
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 390.007.000,00
Tahsilat 418.418.168,83
Ret ve İadeler 311.001,37
Net Tahsilat 418.107.167,46
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.40) SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
b) Sakarya
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 371.388.969,78
Bütçe Gideri 345.418.661,33
İptal Edilen Ödenek 25.970.284,33
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 24,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 338.412.000,00
Tahsilat 350.334.272,03
Ret ve İadeler 4.500.000,00
Net Tahsilat 345.834.272,03
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.41) MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
b) Manisa Celal
Bayar Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 367.083.205,96
Bütçe Gideri 347.146.583,10
İptal Edilen Ödenek 19.935.735,62
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 887,24
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 316.931.000,00
Tahsilat 350.158.125,44
Ret ve İadeler 1.355.865,64
Net Tahsilat 348.802.259,80
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.42)
BOLU ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ
b) Bolu
Abant İzzet Baysal Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 248.378.368,88
Bütçe Gideri 243.334.597,41
İptal Edilen Ödenek 5.043.771,47
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 221.464.000,00
Tahsilat 242.125.970,22
Ret ve İadeler 202.206,75
Net Tahsilat 241.923.763,47
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.43)
HATAY MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ
b) Hatay
Mustafa Kemal Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 247.433.956,68
Bütçe Gideri 232.238.080,98
İptal Edilen Ödenek 15.195.875,70
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
Bütçe Geliri Tahmini 208.393.000,00
Tahsilat 222.120.503,31
Ret ve İadeler 210.923,89
Net Tahsilat 221.909.579,42
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.44)
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
b) Afyon
Kocatepe Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 285.865.645,48
Bütçe Gideri 266.789.940,71
İptal Edilen Ödenek 19.074.527,57
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 1.177,20
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 262.027.000,00
Tahsilat 264.960.619,38
Ret ve İadeler 1.709,11
Net Tahsilat 264.958.910,27
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.45)
KAFKAS ÜNİVERSİTESİ
b) Kafkas
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 210.791.486,00
Bütçe Gideri 197.718.723,44
Ödenek Üstü Gider 3.387,60
İptal Edilen Ödenek 8.076.150,16
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 5.000.000,00
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 177.927.000,00
Tahsilat 201.100.669,98
Ret ve İadeler 1.302,70
Net Tahsilat 201.099.367,28
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.46)
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ
b) Çanakkale
Onsekiz Mart Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 353.470.371,79
Bütçe Gideri 344.943.042,28
Ödenek Üstü Gider 7.553.781,62
İptal Edilen Ödenek 15.955.335,55
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 125.775,58
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 294.423.000,00
Tahsilat 319.268.742,08
Ret ve İadeler 368.322,79
Net Tahsilat 318.900.419,29
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.47)
NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ
b) Niğde
Ömer Halisdemir Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 205.323.239,25
Bütçe Gideri 191.165.716,91
İptal Edilen Ödenek 13.707.925,03
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 449.597,31
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 161.659.000,00
Tahsilat 182.935.846,47
Ret ve İadeler 659.814,43
Net Tahsilat 182.276.032,04
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.48)
KÜTAHYA DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ
b) Kütahya
Dumlupınar Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 254.680.371,93
Bütçe Gideri 234.554.696,21
İptal Edilen Ödenek 20.125.675,72
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 230.775.000,00
Tahsilat 242.034.502,89
Ret ve İadeler 1.340.279,06
Net Tahsilat 240.694.223,83
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.49)
TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ
b) Tokat Gaziosmanpaşa
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 276.429.560,25
Bütçe Gideri 260.643.877,07
İptal Edilen Ödenek 15.785.683,18
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 249.933.000,00
Tahsilat 265.077.418,89
Ret ve İadeler 288.784,53
Net Tahsilat 264.788.634,36
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.50) MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ
b) Muğla
Sıtkı Koçman Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 303.163.542,00
Bütçe Gideri 294.697.259,63
İptal Edilen Ödenek 8.466.282,37
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 260.777.000,00
Tahsilat 281.849.365,97
Ret ve İadeler 406.821,32
Net Tahsilat 281.442.544,65
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.51) KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ
b) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 292.658.266,09
Bütçe Gideri 288.042.716,13
İptal Edilen Ödenek 4.615.549,96
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 249.021.000,00
Tahsilat 281.835.998,12
Ret ve İadeler 275.374,04
Net Tahsilat 281.560.624,08
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.52) KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ
b) Kırıkkale
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 255.745.820,09
Bütçe Gideri 247.245.413,87
İptal Edilen Ödenek 8.500.406,22
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 230.123.000,00
Tahsilat 245.082.736,19
Ret ve İadeler 437.775,39
Net Tahsilat 244.644.960,80
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.53) ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ
b) Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 397.526.505,00
Bütçe Gideri 374.204.586,18
İptal Edilen Ödenek 23.321.918,82
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 352.981.000,00
Tahsilat 393.877.295,54
Ret ve İadeler 94.105,83
Net Tahsilat 393.783.189,71
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.54) GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ
b) Galatasaray
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 104.556.993,27
Bütçe Gideri 101.523.505,82
İptal Edilen Ödenek 3.033.487,45
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 91.811.000,00
Tahsilat 86.365.459,08
Ret ve İadeler 100.632,90
Net Tahsilat 86.264.826,18
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.55) KIRŞEHİR AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ
b) Kırşehir
Ahi Evran Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 207.217.037,96
Bütçe Gideri 191.931.910,18
Ödenek Üstü Gider 3.648.466,59
İptal Edilen Ödenek 18.933.594,37
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 159.270.000,00
Tahsilat 182.182.423,83
Ret ve İadeler 55.615,50
Net Tahsilat 182.126.808,33
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.56) KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
b) Kastamonu
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 179.002.670,67
Bütçe Gideri 171.304.392,75
İptal Edilen Ödenek 7.669.941,35
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 28.336,57
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 145.912.000,00
Tahsilat 162.693.947,71
Ret ve İadeler 179.424,80
Net Tahsilat 162.514.522,91
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.57) DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
b) Düzce
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 257.420.715,74
Bütçe Gideri 252.773.343,82
İptal Edilen Ödenek 4.647.371,92
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 207.904.000,00
Tahsilat 235.658.541,66
Ret ve İadeler 160.142,54
Net Tahsilat 235.498.399,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.58) BURDUR MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ
b) Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 206.983.272,13
Bütçe Gideri 203.653.899,08
İptal Edilen Ödenek 3.191.526,51
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 137.846,54
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 145.356.000,00
Tahsilat 177.259.320,52
Ret ve İadeler 13.100,55
Net Tahsilat 177.246.219,97
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.59) UŞAK ÜNİVERSİTESİ
b) Uşak
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 164.339.609,10
Bütçe Gideri 147.140.213,09
İptal Edilen Ödenek 17.199.396,01
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 132.134.000,00
Tahsilat 149.144.383,46
Ret ve İadeler 89.827,78
Net Tahsilat 149.054.555,68
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.60) RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ
b) Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 272.457.125,00
Bütçe Gideri 212.667.487,44
İptal Edilen Ödenek 59.789.637,56
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 172.607.000,00
Tahsilat 237.005.008,06
Ret ve İadeler 119.851,11
Net Tahsilat 236.885.156,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.61) TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ
b) Tekirdağ
Namık Kemal Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 240.341.723,45
Bütçe Gideri 216.216.125,43
İptal Edilen Ödenek 24.125.598,02
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 184.801.000,00
Tahsilat 197.347.755,51
Ret ve İadeler 5.753,00
Net Tahsilat 197.342.002,51
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.62) ERZİNCAN BİNALİ YILDIRIM ÜNİVERSİTESİ
b) Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 192.726.532,43
Bütçe Gideri 183.011.595,82
İptal Edilen Ödenek 9.713.196,29
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 1.740,32
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 150.424.000,00
Tahsilat 166.210.464,92
Ret ve İadeler 97.288,14
Net Tahsilat 166.113.176,78
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.63) AKSARAY ÜNİVERSİTESİ
b) Aksaray
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 162.230.659,51
Bütçe Gideri 158.397.715,41
İptal Edilen Ödenek 3.832.498,10
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 446,00
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 129.477.000,00
Tahsilat 154.081.302,55
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.64) GİRESUN ÜNİVERSİTESİ
b) Giresun
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 185.460.593,00
Bütçe Gideri 180.713.433,30
İptal Edilen Ödenek 4.747.159,70
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 159.744.000,00
Tahsilat 154.690.287,12
Ret ve İadeler 645.645,72
Net Tahsilat 154.044.641,40
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.65) HİTİT ÜNİVERSİTESİ
b) Hitit Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 164.061.281,61
Bütçe Gideri 159.313.347,35
Ödenek Üstü Gider 1.420.258,12
İptal Edilen Ödenek 6.168.192,38
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 131.717.000,00
Tahsilat 144.963.140,77
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.66) YOZGAT BOZOK ÜNİVERSİTESİ
b) Yozgat
Bozok Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 206.567.287,96
Bütçe Gideri 193.929.511,91
İptal Edilen Ödenek 12.637.776,05
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 156.154.000,00
Tahsilat 181.147.222,28
Ret ve İadeler 40.208,93
Net Tahsilat 181.107.013,35
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.67) ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ
b) Adıyaman
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 179.397.600,00
Bütçe Gideri 173.238.940,42
Ödenek Üstü Gider 33.147,29
İptal Edilen Ödenek 6.191.806,87
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 151.101.000,00
Tahsilat 174.334.198,55
Ret ve İadeler 1.096.035,00
Net Tahsilat 173.238.163,55
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.68) ORDU ÜNİVERSİTESİ
b) Ordu
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 156.195.871,54
Bütçe Gideri 148.056.987,05
Ödenek Üstü Gider 687.999,56
İptal Edilen Ödenek 8.826.884,05
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 132.657.000,00
Tahsilat 142.653.267,01
Ret ve İadeler 13.674,48
Net Tahsilat 142.639.592,53
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.69) AMASYA ÜNİVERSİTESİ
b) Amasya
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 121.686.178,40
Bütçe Gideri 117.533.813,91
İptal Edilen Ödenek 4.152.364,49
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 100.137.000,00
Tahsilat 112.656.493,24
Ret ve İadeler 108.547,76
Net Tahsilat 112.547.945,48
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.70) KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ
b) Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 163.232.529,00
Bütçe Gideri 127.135.290,62
İptal Edilen Ödenek 36.097.238,38
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 93.950.000,00
Tahsilat 127.331.315,67
Ret ve İadeler 39.560,39
Net Tahsilat 127.291.755,28
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.71) AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ
b) Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 116.492.936,59
Bütçe Gideri 107.436.711,03
Ödenek Üstü Gider 2.762.153,24
İptal Edilen Ödenek 11.818.378,80
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 87.244.000,00
Tahsilat 107.378.853,62
Ret ve İadeler 3.534,93
Net Tahsilat 107.375.318,69
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
38.72)
SİNOP ÜNİVERSİTESİ
b) Sinop
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 117.534.623,37
Bütçe Gideri 116.708.228,59
İptal Edilen Ödenek 826.394,78
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 99.364.000,00
Tahsilat 119.433.858,74
Ret ve İadeler 36.638,46
Net Tahsilat 119.397.220,28
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.73)
SİİRT ÜNİVERSİTESİ
b) Siirt
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 121.169.370,00
Bütçe Gideri 108.516.580,67
İptal Edilen Ödenek 12.652.789,33
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 97.009.000,00
Tahsilat 114.614.377,54
Ret ve İadeler 15.376,04
Net Tahsilat 114.599.001,50
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.74)
NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ
b) Nevşehir
Hacı Bektaş Veli Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 127.333.007,27
Bütçe Gideri 126.729.156,40
İptal Edilen Ödenek 603.850,87
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 101.226.000,00
Tahsilat 122.976.406,43
Ret ve İadeler 132.188,98
Net Tahsilat 122.844.217,45
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.75)
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
b) Karabük
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 288.090.502,98
Bütçe Gideri 280.081.693,91
İptal Edilen Ödenek 7.440.886,24
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 567.922,83
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 196.012.000,00
Tahsilat 275.497.975,27
Ret ve İadeler 780.862,82
Net Tahsilat 274.717.112,45
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.76) KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ
b) Kilis 7
Aralık Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 90.641.016,28
Bütçe Gideri 84.338.816,33
İptal Edilen Ödenek 6.302.199,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 76.719.000,00
Tahsilat 76.010.741,43
Ret ve İadeler 58.241,48
Net Tahsilat 75.952.499,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.77) ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ
b) Çankırı
Karatekin Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 165.255.228,80
Bütçe Gideri 131.693.703,06
İptal Edilen Ödenek 33.561.525,74
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 116.518.000,00
Tahsilat 128.385.939,07
Ret ve İadeler 21.245,99
Net Tahsilat 128.364.693,08
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.78) ARTVİN ÇORUH ÜNİVERSİTESİ
b) Artvin
Çoruh Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 104.948.976,00
Bütçe Gideri 96.087.717,11
İptal Edilen Ödenek 8.861.258,89
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 90.557.000,00
Tahsilat 95.288.524,83
Ret ve İadeler 109.185,78
Net Tahsilat 95.179.339,05
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.79) BİLECİK ŞEYH EDEBALİ
ÜNİVERSİTESİ
b) Bilecik
Şeyh Edebali Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 138.202.379,00
Bütçe Gideri 133.767.128,52
İptal Edilen Ödenek 4.435.250,48
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 108.385.000,00
Tahsilat 127.329.095,42
Ret ve İadeler 196.223,79
Net Tahsilat 127.132.871,63
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.80) BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ
b) Bitlis
Eren Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 112.524.004,00
Bütçe Gideri 101.897.737,33
İptal Edilen Ödenek 10.626.266,67
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 89.728.000,00
Tahsilat 106.700.422,15
Ret ve İadeler 26.188,08
Net Tahsilat 106.674.234,07
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.81) KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ
b) Kırklareli
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 144.790.539,87
Bütçe Gideri 135.767.299,09
İptal Edilen Ödenek 9.023.240,78
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 116.302.000,00
Tahsilat 142.210.430,19
Ret ve İadeler 17.518,15
Net Tahsilat 142.192.912,04
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.82) OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ
b) Osmaniye
Korkut Ata Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 107.010.567,00
Bütçe Gideri 105.281.243,23
İptal Edilen Ödenek 1.729.323,77
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 85.575.000,00
Tahsilat 108.553.635,57
Ret ve İadeler 97.254,23
Net Tahsilat 108.456.381,34
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.83) BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ
b) Bingöl
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 165.864.065,16
Bütçe Gideri 147.300.316,63
İptal Edilen Ödenek 18.553.989,53
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 9.759,00
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 109.871.000,00
Tahsilat 167.091.411,80
Ret ve İadeler 32.652,07
Net Tahsilat 167.058.759,73
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.84) MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ
b) Muş
Alparslan Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 125.083.480,22
Bütçe Gideri 106.495.422,65
İptal Edilen Ödenek 18.588.057,57
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 104.045.000,00
Tahsilat 108.341.320,51
Ret ve İadeler 15.270,31
Net Tahsilat 108.326.050,20
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.85) MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ
b) Mardin
Artuklu Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 125.465.295,00
Bütçe Gideri 123.615.095,70
İptal Edilen Ödenek 1.850.199,30
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 103.285.000,00
Tahsilat 114.337.820,22
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.86) BATMAN ÜNİVERSİTESİ
b) Batman
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 128.642.744,10
Bütçe Gideri 102.586.546,47
İptal Edilen Ödenek 26.056.197,63
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 97.552.000,00
Tahsilat 113.544.725,98
Ret ve İadeler 85.676,10
Net Tahsilat 113.459.049,88
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir
38.87) ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ
b) Ardahan
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 106.295.401,55
Bütçe Gideri 100.079.922,85
İptal Edilen Ödenek 6.215.478,70
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 77.522.000,00
Tahsilat 95.211.549,73
Ret ve İadeler 141.514,63
Net Tahsilat 95.070.035,10
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.88) BARTIN ÜNİVERSİTESİ
b) Bartın
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 132.014.668,00
Bütçe Gideri 128.835.359,21
İptal Edilen Ödenek 3.179.308,79
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 99.031.000,00
Tahsilat 130.212.263,75
Ret ve İadeler 12.001,42
Net Tahsilat 130.200.262,33
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.89) BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
b) Bayburt
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 131.400.428,00
Bütçe Gideri 122.479.610,74
İptal Edilen Ödenek 8.920.817,26
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 83.869.000,00
Tahsilat 123.136.899,64
Ret ve İadeler 242.555,15
Net Tahsilat 122.894.344,49
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.90) GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ
b) Gümüşhane
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 118.708.255,00
Bütçe Gideri 113.606.591,84
İptal Edilen Ödenek 5.101.663,16
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 102.818.000,00
Tahsilat 114.189.281,21
Ret ve İadeler 173.410,22
Net Tahsilat 114.015.870,99
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.91) HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ
b) Hakkari
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 109.092.717,00
Bütçe Gideri 83.955.191,88
İptal Edilen Ödenek 25.137.525,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 50.075.000,00
Tahsilat 58.160.825,16
Ret ve İadeler 1.281,80
Net Tahsilat 58.159.543,36
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.92) IĞDIR ÜNİVERSİTESİ
b) Iğdır Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 101.599.898,13
Bütçe Gideri 88.351.055,92
İptal Edilen Ödenek 13.248.842,21
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 72.046.000,00
Tahsilat 83.639.412,70
Ret ve İadeler 54.564,24
Net Tahsilat 83.584.848,46
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.93) ŞIRNAK ÜNİVERSİTESİ
b) Şırnak
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 76.274.547,00
Bütçe Gideri 73.365.160,50
İptal Edilen Ödenek 2.909.386,50
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 64.724.000,00
Tahsilat 66.720.490,36
Ret ve İadeler 3.989,77
Net Tahsilat 66.716.500,59
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.94) MUNZUR ÜNİVERSİTESİ
b) Munzur
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 100.552.328,52
Bütçe Gideri 71.934.645,36
İptal Edilen Ödenek 28.617.683,16
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 86.969.000,00
Tahsilat 75.631.328,66
Ret ve İadeler 234.697,92
Net Tahsilat 75.396.630,74
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.95) YALOVA ÜNİVERSİTESİ
b) Yalova
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 106.166.328,00
Bütçe Gideri 92.416.528,06
İptal Edilen Ödenek 13.749.799,94
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 91.440.000,00
Tahsilat 95.649.449,62
Ret ve İadeler 45,10
Net Tahsilat 95.649.404,52
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.96) TÜRK ALMAN ÜNİVERSİTESİ
b) Türk
Alman Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 97.426.800,00
Bütçe Gideri 82.168.164,76
İptal Edilen Ödenek 15.258.635,24
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 64.066.000,00
Tahsilat 85.505.892,36
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.97) ANKARA YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ
b) Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 215.319.011,09
Bütçe Gideri 182.070.771,69
İptal Edilen Ödenek 33.248.239,40
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 168.528.000,00
Tahsilat 167.117.345,46
Ret ve İadeler 586.944,69
Net Tahsilat 166.530.400,77
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.98) BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Bursa
Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 83.879.888,00
Bütçe Gideri 73.069.147,58
İptal Edilen Ödenek 10.810.740,42
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 63.290.000,00
Tahsilat 71.667.696,74
Ret ve İadeler 115,00
Net Tahsilat 71.667.581,74
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38.99) İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ
b) İstanbul
Medeniyet Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 150.838.048,85
Bütçe Gideri 137.399.500,31
İptal Edilen Ödenek 13.438.548,54
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 108.224.000,00
Tahsilat 143.999.908,05
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.01) İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ
b) İzmir
Katip Çelebi Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 184.958.569,88
Bütçe Gideri 173.344.777,06
Ödenek Üstü Gider 962,25
İptal Edilen Ödenek 11.614.755,07
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 145.079.000,00
Tahsilat 174.569.435,89
Ret ve İadeler 204.574,52
Net Tahsilat 174.364.861,37
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.02) NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ
b) Necmettin
Erbakan Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 436.213.115,46
Bütçe Gideri 412.103.228,73
İptal Edilen Ödenek 24.109.886,73
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 355.681.000,00
Tahsilat 416.647.871,40
Ret ve İadeler 196.353,09
Net Tahsilat 416.451.518,31
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.03) ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ
b) Abdullah
Gül Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 133.439.548,40
Bütçe Gideri 126.575.781,42
İptal Edilen Ödenek 6.863.766,98
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 59.977.000,00
Tahsilat 124.712.167,80
Ret ve İadeler 33.000,10
Net Tahsilat 124.679.167,70
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.04) ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Erzurum
Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 91.593.730,91
Bütçe Gideri 87.422.252,11
İptal Edilen Ödenek 4.171.478,80
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 64.597.000,00
Tahsilat 87.920.560,14
Ret ve İadeler 55.351,74
Net Tahsilat 87.865.208,40
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.05) ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ
b) Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 99.309.857,55
Bütçe Gideri 81.094.140,10
İptal Edilen Ödenek 18.215.717,45
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 72.515.000,00
Tahsilat 75.109.115,91
Ret ve İadeler 36.995,75
Net Tahsilat 75.072.120,16
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.06) ANKARA SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
b) Ankara Sosyal
Bilimler Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 145.225.087,45
Bütçe Gideri 100.637.010,72
İptal Edilen Ödenek 44.588.076,73
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 81.888.000,00
Tahsilat 80.638.595,83
Ret ve İadeler 25.874,66
Net Tahsilat 80.612.721,17
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.07) SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ
b) Sağlık
Bilimleri Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 464.319.164,85
Bütçe Gideri 429.154.305,77
Ödenek Üstü Gider 10.007,55
İptal Edilen Ödenek 35.174.866,63
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 255.622.000,00
Tahsilat 512.721.168,28
Ret ve İadeler 31.175.634,52
Net Tahsilat 481.545.533,76
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.08) BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
b) Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 120.995.142,21
Bütçe Gideri 115.933.153,88
Ödenek Üstü Gider 577.510,73
İptal Edilen Ödenek 5.639.499,06
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 64.984.000,00
Tahsilat 103.946.486,15
Ret ve İadeler 76.717,97
Net Tahsilat 103.869.768,18
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.09) İSKENDERUN TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) İskenderun
Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 122.749.214,27
Bütçe Gideri 106.273.935,79
İptal Edilen Ödenek 16.475.278,48
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 88.778.000,00
Tahsilat 104.579.101,87
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39.10) ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ
b) Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 89.128.823,38
Bütçe Gideri 86.042.064,21
İptal Edilen Ödenek 3.086.759,17
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 62.032.000,00
Tahsilat 86.300.058,68
Ret ve İadeler 54.387,15
Net Tahsilat 86.245.671,53
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.12)
İZMİR BAKIRÇAY ÜNİVERSİTESİ
b) İzmir Bakırçay Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 34.145.200,00
Bütçe Gideri 13.148.917,33
İptal Edilen Ödenek 20.996.282,67
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 29.804.000,00
Tahsilat 24.953.549,62
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.13) İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ
b) İzmir Demokrasi Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 39.160.820,00
Bütçe Gideri 21.976.920,49
İptal Edilen Ödenek 17.183.899,51
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 32.067.000,00
Tahsilat 22.905.774,08
Ret ve İadeler 175.202,57
Net Tahsilat 22.730.571,51
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.15 ANKARA MÜZİK VE GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ
b) Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 16.439.540,00
Bütçe Gideri 9.391.544,97
İptal Edilen Ödenek 7.047.995,03
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 13.404.411,21
Ret ve İadeler 198,69
Net Tahsilat 13.404.212,52
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.17 KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Konya Teknik Üniversitesi 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 15.273.453,00
Bütçe Gideri 13.636.154,08
İptal Edilen Ödenek 1.637.298,92
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 14.542.329,39
Ret ve İadeler 252.083,57
Net Tahsilat 14.290.245,82
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.18 KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ
ÜNİVERSİTESİ
b) Kütahya Sağlık Bilimleri
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 10.397.401,37
Bütçe Gideri 9.672.805,47
İptal Edilen Ödenek 724.595,90
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 10.602.430,53
Ret ve İadeler 205.689,08
Net Tahsilat 10.396.741,45
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.19 MALATYA TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ
b) Malatya Turgut Özal Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 9.565.368,00
Bütçe Gideri 5.116.481,05
İptal Edilen Ödenek 4.448.886,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 5.411.410,95
Ret ve İadeler 4.764,00
Net Tahsilat 5.406.646,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.20 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA
b) İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 128.367.138,65
Bütçe Gideri 97.930.241,62
İptal Edilen Ödenek 30.419.125,00
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 17.772,03
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 119.201.333,81
Ret ve İadeler 14.414,50
Net Tahsilat 119.186.919,31
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.21 ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ
b) Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 53.792.817,00
Bütçe Gideri 40.112.939,63
İptal Edilen Ödenek 13.679.877,37
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 51.552.772,80
Ret ve İadeler 9.649,65
Net Tahsilat 51.543.123,15
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.22 SAKARYA UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ
b) Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 15.303.608,80
Bütçe Gideri 14.524.483,05
İptal Edilen Ödenek 779.125,75
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 21.779.392,53
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.23 SAMSUN ÜNİVERSİTESİ
b) Samsun Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 3.581.309,83
Bütçe Gideri 2.482.617,99
İptal Edilen Ödenek 1.098.691,84
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 2.952.334,01
Ret ve İadeler 4.328,16
Net Tahsilat 2.948.005,85
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.25 TARSUS ÜNİVERSİTESİ
b) Tarsus Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 7.378.001,90
Bütçe Gideri 2.052.534,99
Ödenek Üstü Gider 297.506,45
İptal Edilen Ödenek 5.622.973,36
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 2.584.233,87
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.26 TRABZON ÜNİVERSİTESİ
b) Trabzon Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 13.381.700,00
Bütçe Gideri 12.634.982,14
İptal Edilen Ödenek 746.717,86
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 14.478.361,54
Ret ve İadeler 60.803,32
Net Tahsilat 14.417.558,22
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.27 KAYSERİ ÜNİVERSİTESİ
b) Kayseri Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 7.022.523,00
Bütçe Gideri 4.423.571,49
İptal Edilen Ödenek 2.598.951,51
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 7.018.832,17
Ret ve İadeler 5.857,00
Net Tahsilat 7.012.975,17
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.28 KAHRAMANMARAŞ İSTİKLAL ÜNİVERSİTESİ
b) Kahramanmaraş İstiklal
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 2.173.219,00
Bütçe Gideri 1.267.191,92
İptal Edilen Ödenek 906.027,08
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 1.728.423,10
Ret ve İadeler 290,00
Net Tahsilat 1.728.133,10
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.29 ESKİŞEHİR TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
b) Eskişehir Teknik Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 40.436.563,20
Bütçe Gideri 34.375.841,64
İptal Edilen Ödenek 5.849.584,43
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 211.137,13
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 42.010.789,38
Ret ve İadeler 18.036,00
Net Tahsilat 41.992.753,38
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.30 ISPARTA UYGULAMA BİLİMLERİ
ÜNİVERSİTESİ
b) Isparta Uygulama Bilimleri
Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 26.408.250,00
Bütçe Gideri 21.053.383,98
İptal Edilen Ödenek 5.354.866,02
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 27.598.254,20
Ret ve İadeler 158.000,00
Net Tahsilat 27.440.254,20
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
39.31 AFYONKARAHİSAR SAĞLIK BİLİMLERİ
ÜNİVERSİTESİ
b) Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 11.990.552,36
Bütçe Gideri 8.756.112,69
İptal Edilen Ödenek 3.234.439,67
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 0
Tahsilat 10.591.631,56
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, bu şekilde üniversitelerimizin 2018 yılı kesin
hesapları kabul edilmiştir.
Türkiye
ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
40.07) TÜRKİYE VE
ORTA DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 14.694.000,00
Bütçe Gideri 13.833.404,96
İptal Edilen Ödenek 860.595,04
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 19.560.000,00
Tahsilat 13.048.551,40
Ret ve İadeler 864,80
Net Tahsilat 13.047.686,60
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi
Enstitüsünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, böylece,
altıncı turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ve kesin
hesapları kabul edilmiştir. Hayırlı olmalarını
temenni ediyorum.
Altıncı tur görüşmeleri
tamamlanmıştır.
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, Bütçe
görüşmelerinde önemli bir çalışmayı tamamlamaları
nedeniyle gruplara, siyasi partilere, Komisyona, Bakanlara va bürokratlara
teşekkür ettiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bugün,
Meclisimizde gerek siyasi parti gruplarımız, grup başkan
vekillerimiz gerek değerli milletvekillerimiz gerekse Plan ve Bütçe
Komisyonu, Sayın Bakanlar ve değerli bürokratlarımızla
önemli bir çalışmayı sürdürdük ve bu saat itibarıyla
sonuçlandırmış bulunuyoruz.
Sabah 11.00de başlayıp bu saate kadar
devam etti görüşmeler; bütün gruplarımıza, siyasi partilerimize,
Komisyonumuza, değerli bürokratlarımıza, Sayın Bakanlara
teşekkür ederim. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Biz de Başkanlık Divanı olarak, bu
uzun soluklu bütçe sürecini mümkün olduğunca en kısa zamanda
sonuçlandırmak açısından elimizden geleni yapmaya gayret ettik.
Akşamki oturumda belirttiğim gibi tüm arzumuz, tüm
milletvekillerimizin uzun süren bütçe maratonunda ertesi güne daha
sağlıklı, daha zinde girebilmelerini temin bakımından
biz de Başkanlık Divanı olarak karınca kararınca bir
şeyler yapmaya çalıştık. Umarım, hepiniz mutlu
olmuşsunuzdur. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Elbette Başkanlık Divanındaki
arkadaşlarım da çok önemli çaba sarf ettiler.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) Sayın
Başkan, Sayın Bakanlarımıza da bir söz verseniz de onlar da
bize teşekkür etseler, bu kadar zahmet verdik.
BAŞKAN Şöyle yapalım: Sayın
Bakanlarımız da görüşlerini bildirdiler.
Değerli milletvekilleri, sözü artık fazla
uzatmayalım.
Değerli milletvekilleri, programımıza
göre, kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını
sırasıyla görüşmek için 16 Aralık 2019 Pazartesi günü saat
11.00de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 22.36
(x) 129, 130 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 09/12/2019 tarihli 28inci Birleşim Tutanağına eklidir.
.