TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
35inci
Birleşim
16
Aralık 2019 Pazartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130)
A) TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G)
SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Spor Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ)
YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU
1) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI
1) Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Karayolları Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Karayolları Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) BİLGİ
TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU
1) Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) SİVİL HAVACILIK GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, gruplar adına konuşmalar tamamlandıktan
sonra Grup Başkan Vekillerine söz hakkı tanınmasının
esasın kaybolmasına neden olduğuna, İzmir Milletvekili
Kamil Okyay Sındır, Adana Milletvekili Ayhan Barut, Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasunun 129
sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
yedinci tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
4.- Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin, toplam saman üretiminin 25 milyon ton
olduğu ülkemizde bu yıl 7.370 ton saman ihraç edildiğine
ilişkin açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirlinin saman ithal edildiğini teyit ettiğine ilişkin
açıklaması
6.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayırın 129
sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
yedinci tur görüşmelerinde İYİ PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,
nezaketli dilin nezaketli cevabı doğuracağına, milletvekili
olmanın ilk kuralının milleti temsil etmek olduğuna ve
Cumhurbaşkanının yol arkadaşı olmaktan şeref
duyduklarına ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
8.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, gruplar adına yapılan
konuşmalar tamamlandıktan sonra Grup Başkan Vekillerine söz
hakkı tanınması yöntemini tasvip ettiğine, bu
çatının mehabeti kadar kürsünün nezaketinin de önemli olduğuna,
kiralık vekil söyleminin yerinde bir ifade olmadığına, en
ağır eleştirileri en zarif cümlelerle yapabilme imkânına
sahip insanlar olduklarına ilişkin açıklaması
9.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Sen Türksün, sen Kürtsün.
ayrımının kimseye
faydasının dokunmayacağına, kayyum meselesinin asla
Kürtlerin iradesine el koyma iddiası olmadığına, terör
faaliyetinde bulunanın ve terörle arasına mesafe koyamayanın
bedelini ödemesi gerektiğine, Türkiye'nin çok uluslu bir
saldırıyla karşı karşıya bulunduğuna ve 82
milyonun kardeşliğini kollamaya, korumaya devam edeceklerine
ilişkin açıklaması
10.- Mersin Milletvekili
Fatma Kurtulanın, HDPnin varlık nedeninin Kürt-Türk
kardeşliği, demokrasi ve Türkiyede adaletin tesis edilmesi
olduğuna, Kürtlerin anayasal statü, yurttaşlık hakkı ve
eşitlik istediğine, dinlemeye tahammül edildiği takdirde Kürt ve
Türk kardeşliğinin gerçek anlamda ne demek olduğunun
tartışılıp Meclisin çözüm bulma noktasına
geleceğine ilişkin açıklaması
11.- Bursa Milletvekili Orhan
Sarıbalın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine, tarımsal gayrisafi yurt içi hasılada oransal olarak
düşülmesi ve 34 milyon dönüm arazinin ekilmiyor olmasının
iktidarın başarı öyküsü olarak ortaya
çıktığına ilişkin açıklaması
12.- Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve
gayrisafi millî hasılada 2nci olduğumuza, Türkiyenin
çıtasının 2023te dünyada ilk 10un içerisinde yer almak
olduğuna ilişkin açıklaması
V.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine, Gündem'in Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmında bulunan 131 sıra sayılı 2018
Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu Hakkında Dilekçe
Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporunun bu kısmın 1'inci
sırasına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi
VI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Denizli
Milletvekili Yasin Öztürk'ün, Cumhurbaşkanlığı Koruma
Hizmetleri Genel Müdürlüğünün personel sayısına ve
işleyişine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/21736)
2.- İzmir
Milletvekili Atila Sertel'in, Cumhurbaşkanlığı Koruma
Dairesinin personel ve araç mevcudu hakkında bazı bilgilere
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/21908)
16 Aralık 2019 Pazartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya),
İsmail OK (Balıkesir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 35inci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündemimize göre, 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmelere devam
edeceğiz.
Program uyarınca bugün yedinci turdaki
görüşmeleri yapacağız.
Yedinci turda, Tarım ve Orman
Bakanlığı, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü,
Türkiye Su Enstitüsü, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel
Müdürlüğü, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu,
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları
Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bütçe ve kesin hesapları
yer almaktadır.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (x)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277),
2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (x)
A) TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç DEVLET SU İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Spor Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE
YURTLAR KURUMU
1) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H)
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI
1)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I)
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ)
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU
1) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
J)
SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince, tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti gruplarına
ve İç Tüzükün 62nci maddesi gereğince istemi hâlinde
görüşlerini bildirmek üzere yürütmeye yetmişer dakika söz
verilecektir. Bu süreler birden fazla konuşmacı tarafından
kullanılabilecek ve şahıslar adına yapılacak
konuşmaların süresi de beşer dakika olacaktır. Ayrıca,
konuşmalar tamamlanınca soru-cevap işlemi on dakika soru, on
dakika cevap olarak yapılacak ve sorular gerekçesiz olarak yerinden
sorulacaktır.
Bilgilerinize sunarım.
Yedinci turda, siyasi parti grupları, yürütme
ve şahısları adına söz alanların adlarını
sırasıyla okuyorum: Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Adana Milletvekili Ayhan
Barut, Antalya Milletvekili Aydın Özer, Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlu, Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, Tekirdağ
Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer,
Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Kocaeli Milletvekili Haydar Akar,
Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Uşak Milletvekili Özkan Yalım,
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Zonguldak Milletvekili Deniz
Yavuzyılmaz; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına İzmir
Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Bursa Milletvekili Zafer
Işık, Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, Burdur
Milletvekili Yasin Uğur, Çankırı Milletvekili Salim
Çivitcioğlu, Muğla Milletvekili Mehmet Yavuz Demir, Bursa
Milletvekili Ahmet Kılıç, İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan,
Bursa Milletvekili Atilla Ödünç, Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi,
Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, Batman Milletvekili Ziver Özdemir,
Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker, Elâzığ Milletvekili Metin
Bulut; İYİ PARTİ Grubu adına Konya Milletvekili Fahrettin
Yokuş, Erzurum Milletvekili Mehmet Naci Cinisli, Trabzon Milletvekili
Hüseyin Örs, Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, Mersin Milletvekili Zeki
Hakan Sıdalı; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İzmir
Milletvekili Hasan Kalyoncu, Adana Milletvekili Muharrem Varlı, Ordu
Milletvekili Cemal Enginyurt, Yozgat Milletvekili İbrahim Ethem Sedef,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuz, Mersin Milletvekili Baki Şimşek; Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Rıdvan Turan,
İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, Van Milletvekili Muazzez Orhan,
Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, Gaziantep Milletvekili Mahmut
Toğrul, Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, Muş
Milletvekili Şevin Coşkun; şahıslar adına, lehinde
Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş, aleyhinde Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürer.
Değerli milletvekilleri, şimdi Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına konuşmalara başlıyoruz.
İlk söz Kamil Okyay Sındıra aittir.
Buyurun Sayın Sındır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
Sadece bir dakika ilave yapacağım, onu
önceden hatırlatayım bütün milletvekillerimize.
CHP GRUBU ADINA KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir)
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, yürütmenin Değerli Bakanları ve yöneticileri; 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi
bütçe, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede, huzur ve refah
içinde bir yaşam için, kaynakların
BAŞKAN Sayın Sındır, bir
dakika izin verin.
Değerli yürütme köşesi, bürokratlar;
lütfen, artık yerimize oturalım çünkü salonda uğultu oluyor;
konuşmalar başladı, hep birlikte sükûnet içinde dinleyelim.
Buyurun Sayın Sındır.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) Teşekkür
ediyorum.
Bildiğiniz gibi, bütçe, sağlıklı
ve sürdürülebilir bir çevrede, huzur ve refah içinde bir yaşam için,
kaynakların, gelir ve harcamaların doğru tercih ve önceliklerle
en uygun dağılımını düzenleyen bir kanun metnidir.
İktidarlar bütçeyi hazırlar, övgüyle
sunar, muhalefet ise bunu denetler, inceler, eleştirir ve daha iyiyi ve
güzeli göstererek yapıcı öneriler geliştirir.
Bugün, belki benden alışkın
olmadığınız hiciv ve teşbihlerle bezenmiş bir
konuşma yapmaya çalışacağım, Teşbihte hata
olmaz. diyerek peşinen beni bağışlamanızı
diliyorum.
Öncelikle, bu bütçenin hazırlanmasında
emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerime başlamak
istiyorum.
Değerli arkadaşlar, değerli
milletvekilleri; bugün, 3 önemli Bakanlığımız Meclis Genel
Kurulumuzu şereflendirmişler, hoş gelmişler. Ben, bu 3
Bakanlığımıza 3İ Bakanlığı diye isim
vermek istiyorum. Kamu kaynaklarımızın örtülü, gizlenmiş ve
fahiş giderleriyle israfın baş sorumlusu olan
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız,
diğer bir deyimle israfın bakanlığı; ithalatla
sektörünü kalkındırabileceğini ve çiftçisini, üreticisini,
tüketicisini memnun edebileceğini düşünen Tarım ve Orman
Bakanlığımız, diğer bir deyişle ithalatın
bakanlığı; adında Gençlik ve spor gibi dinamizmin ve
sağlıklı nesillerin beklentisini taşıyan ancak
gençlerimize umutsuzluk, durağanlık, başıboşluk ve
yüzde 27lere varan işsizlikten başka bir gelecek sunamayan Gençlik
ve Spor Bakanlığımız, diğer bir deyimle işsiz
gençliğin bakanlığı. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, öncelikle, sonradan
söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Sayın
Cumhurbaşkanımızın da kendisini tabir ettiği gibi, bu
bütçeye de yapılabilecek en güzel tanım şahsım bütçesi
olacaktır. Alice Harikalar Diyarında masalında olduğu
gibi, gerçekçilikten uzak, doğrulardan yana olma özelliği
taşımayan, hayalci, halkımızı tozpembe bir ülkede
uyutma çabası içinde olan, özellikle köy projelerinde olduğu gibi
ticari sırlarla bütçe tertiplerinin aralarında
sırlanmış ve bir bilmece hâline dönüşmüş çeşitli
ödeneklerle gerçekleri örtmeye çalışan bir bilmece ve masal bütçesi.
Aslında, şöyle demek belki daha doğru olacaktır:
Şahsım harikalar diyarında bütçesi. Bakın, neden? 5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda bazı ilkeler
tanımlanmıştır. İdarelerin stratejik
planlarının kalkınma planı ve programlarına uygun
hazırlanması, tüm gelir ve giderlerin bütçelerde gösterilmesi,
bütçenin denkliğinin sağlanması; açıklık,
doğruluk ve mali saydamlığın esas alınması
bunlardan bazılarıdır. Oysa bu bütçede çok temel ilkelere dahi
uyulmamış olduğunu görüyoruz. 2019-2023 yılları
dönemini kapsayan On Birinci Kalkınma Planı dahi bir yıl
gecikmeli yürürlüğe girdi bildiğiniz gibi. Sayıştayın
değerlendirme raporlarında da bu ilkelere birçok
aykırılıklar olduğunu söyleyen çok sayıda bulgu yer
almakta. Yasal olarak Genel bütçe ödeneklerinin yüzde 2sine kadar Hazine ve
Maliye Bakanlığı bütçesine yedek ödenek konulabilir. hükmü olsa
da 2018 yılında bu oran bütçe kanununa konulan 6ncı maddeye
dayandırılarak yüzde 7,2yi bulmuştur. Anayasanın 161inci
maddesinde yer alan Harcanabilecek tutarın
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz. hükmü dahi
ihlal edilmiştir. Toplam 134 adet kamu idaresine yedek ödenekten aktarma
yapıldığı, yıl sonu gelir ve gider tahminlerinin
gerçekleşme oranlarında da büyük sapmalar olduğu görülmektedir.
Kısacası, görülen o ki Hükûmet kervanı yolda düzmektedir.
Aslında, benim güzel bir önerim var: Madem hukuk, Anayasa, kanunlar yok
sayılıyor; Sayın Cumhurbaşkanı, namıdiğer
şahsım bizi de hiç yormasın, hep yaptıkları gibi
getirsin bir torba bütçe kanunu, 6ncı maddesindeki yüzde 10 yedek ödenek
üst sınırını yüzde 100e çıkarıversin, bütün
kurumların ödeneklerini koysun tek kalem yedek ödeneğe, yıl içerisinde
ne zaman nerede ihtiyaç varsa oraya aktarıversin, olsun bitsin, biz de
yorulmayalım. Değerli arkadaşlar, şaka bir yana, böyle
bütçe uygulaması olmaz, plansız programsız, çalakalem; biraz
ciddiyet diyorum.
Değerli milletvekilleri, bakın, sizlere KÖİ
yani kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili birkaç grafik göstermek
istiyorum ve üzülerek söylemek istiyorum ki Sağlık
Bakanlığının bütçesinin bugün -kırmızı
olarak gördüğünüz- yüzde 12,7lik kısmına tekabül eden kamu-özel
iş birliği ödemelerinin 2022 yılında yani
yaklaşık üç yıl sonra yüzde 27,8e çıkacağı
Bakanlığın bütçesinde öngörülmektedir. Bütçenin üçte 1ine varan
kısmı sadece şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli olarak
ödenmektedir. Sayın Bakanın bahsettiği hasta garantisi evet,
yoktur ama kira bedeli vardır, hizmet bedeli vardır. O da rakamsal
olarak 21,9 milyar liralık bir ödenek 2022de bizi bekliyor değerli
arkadaşlar.
Tabii, bu yeter mi? Yetmez. Karayolları Genel
Müdürlüğümüzün de benzeri bir şekilde, 2017 yılında 4,4
olan, 2018de 10,2 olan, bu yılın ağustos ayı
itibarıyla 19,9 milyar lira olan ve cari transferler içerisinde hane
halkına yapılacak transferler ödeneği içerisinde gizlenmiş,
sırlanmış olan ödenekler 2022 yılında bütçenin
neredeyse yarısına yakın bir kısmını, yüzde 46,7sini
teşkil ediyor.
Aslında, ikisini bir arada
değerlendirdiğimizde bu yıl itibarıyla 11 milyar olan bu
kamu-özel iş birliği ödenekleri yaklaşık 35 milyara
çıkıyor 2022 yılında. Değerli arkadaşlar, bunların
vebali üzerimizde kalır ve yarın bir gün geleceklerini
çaldığımız, ipotek altına soktuğumuz, yoksulluk
ve sefalet içine sürüklediğimiz çocuklarımıza,
torunlarımıza ve gelecek nesillerimize bunun hesabını
veremeyiz.
Tarım ve Orman
Bakanlığımızın 2018 Yılı Sayıştay
Raporu incelendiğinde Bakanlığımız, 50nin üzerinde
eleştirilen bulguyla sınıfta kalmıştır. Bunlar
arasında usulsüz ihale süreçlerini, ithaline izin verilmeyen hayvan
ırklarının ülkeye girişine izin verilmesini, GAP Eylem
Planında bulunan projelerin büyük bir kısmının
gerçekleştirilmemiş olmasını da söylemeden
edemeyeceğim.
Değerli milletvekilleri, Sayın Tarım
ve Orman Bakanım; çiftçimiz maalesef borç batağında ve toplam
borcu 160 milyar lirayı aşmış durumda. Tarım Kanununa
göre 2006 yılından bugüne kadar çiftçiye yaklaşık 180
milyar lira eksik ödeme yapılmıştır. Tarımda girdi
maliyetleri çok yüksek Sayın Bakan, çiftçinin ürettiği ürünü para
etmediği gibi gübreye, ilaca, mazota, elektriğe, suya parası
yetmiyor. Üretici; toprağından kopuyor, tarlasına, bahçesine,
ahırına gitmekten soğuyor, üretimden vazgeçiyor. İktidara
geldiğiniz günden bugüne nüfus artışına rağmen çiftçi
sayımızda 700 bine yakın azalma olmuş. Yine, 2002
yılından günümüze ekilen tarım alanlarımızda 3,4
milyon hektar yani Trakya tarım alanının 3 katından daha
fazla bir alan tarım dışına terk edilmiş.
Bakın, bu elimdeki pamuk raporu Sayın
Bakan. Bu rapor, Bakanlığınız tarafından
yayınlanmış bir rapor ve içinde ne yazıyor, okuyorum: 2019
yılında gübre, mazot, ilaç ve işçilik fiyatlarındaki
aşırı artışlar nedeniyle artan maliyetler üreticiyi
zor duruma düşürmüştür. diyor
Bakanlığınızın raporu, 2018 yılına göre
pamuk fiyatlarında ülkemizde yüzde 7 düşüş
yaşanmıştır. diyor bu rapor; bu, itiraf değil de
nedir?
Bitkisel ve hayvansal tarım ürünlerinde net
ithalatçı olduk, ithalatımız ihracatımızın
neredeyse 2 katı. Tarımı kalkındırmak istiyor ve
üretim ekonomisini öngörüyorsanız size önerim Bakanlığın bu
bütçesini, tarımsal destekleme ödemelerini en az 2-3 kat artırın.
Bilimsel bilgiyi üreticiye ulaştıracak olan ve atama bekleyen on binlerce
ziraat mühendisini, veteriner hekimleri, gıda mühendislerini, tekniker,
teknisyenleri istihdam edin. Araç sayınızı artırın
Sayın Bakan, köy köy dolaşan ziraat mühendisleri, uzmanlar
olmalı. Üreticileri üretim teknikleriyle örgütleyerek kooperatifleşmeyi
güçlendirin. Satış ve pazarlama konusunda, finansman konusunda,
lisanslı depoculuk konusunda farkındalık ve bilinç yaratarak
aydınlatın.
Sayın Bakan, sizden çok rica ediyorum;
ithalatı ve ithal ürünleri öven, teşvik eden ve ithalat sopası
göstererek üreticilerimizi tehditle terbiye etmeye çalışan
politikalarınızdan vazgeçin. Paramız var ki ithal ediyoruz.
gibi söylemlerden sakının, olsa da demeyin, kendi zeytin ve
zeytinyağımız sizin önderliğinizde tanıtım ve
katma değer yaratma desteği beklerken Girit Adasındaki
zeytinyağını övmeyin. Çiftçi çok çok çalışır, az
az kazanır; bunun genel kanunu ne yazık ki böyle. demişsiniz
Sayın Bakan, demeyin; dediyseniz de bu sözünüzü geri alın, zira bu
türden sözleriniz bizi üzüyor, içimizi acıtıyor. Bu ülke hepimizin,
çiftçilerimiz de milletimizin gıda egemenliği ve güvencesi adına
baş tacımızdır. Onlara, samimi bir şekilde
alacağınız karar ve uygulamalarınızla sahip
çıkınız.
Sayın Tarım ve Orman Bakanım,
Cumhuriyetin rekorlarını kırdık. diyorsunuz ya, ben de
size bu rekorlardan birkaçını söylemek istiyorum. On yedi
yıllık iktidarınız döneminde 102,2 milyar dolarlık
rekor dış alım yaptınız. Buğdayda, pamukta,
ayçiçeğinde, pirinçte, soyada, kırmızı ette, canlı
hayvanda ve daha nicesinde rekor ithalat rakamlarını
yakaladınız. Meralarımız boş dururken ve ıslah
beklerken saman ithal ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Sındır,
sözlerinizi bağlayın lütfen.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) Sayın
Bakan, ihracatımızın ithalatı karşılama
oranını bitkisel üretimde yüzde 49,3e, hayvancılık
sektöründe de yüzde 28,05e düşürerek rekorlar kırdınız.
İktidarınızın rekorları saymakla bitmez ama zamanım
bu rekor gurur tablosunun tümünü sunmaya yeter değil maalesef.
Ne diyor şair Orhan Veli: Cep delik, cepken
delik/ Kol delik, mintan delik/ Yen delik, kaftan delik/ Kevgir misin be
kardeşlik! Ben de diyorum ki: 2020 yılında yüzde 1lik
zenginler kulübünün ve saray şürekâsının ve tabii ki muhterem
şahsımın kevgir bütçesi devletimize, vatanımıza ve
milletimize -olabilecek ise- hayırlı olsun. Ama unutulmasın ki
elbet bir gün, hem de çok yakın bir gün her şey emin olacak, bu güzel
memleketimizde ne ezilen ne ezen kalacak, insanca ve hakça bir düzen mutlaka
kurulacak. Yoksulun, işsizin, emekçinin, çiftçinin, esnafın; üreten,
katma değer yaratan, yüksek teknolojik üretim yapan ve gelirini
emekçileriyle paylaşan sanayicinin, emeklilikte yaşa asla
takılmayacakların, 3600 ek gösterge bekleyenlerin, atama bekleyen
öğretmenlerin, mühendislerin, mimarların, uzman er,
erbaşların
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) Son cümlem
Sayın Başkan.
BAŞKAN Son cümlenizi lütfen tamamlayın.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla)
sağlık, Diyanet, kolluk çalışanlarının, ağaçların,
kuşların, börtü böceğin bütçesi elbet olacak, hem de çok
yakındır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Sındır.
Adana Milletvekili Ayhan Barut. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır Sayın Barut.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA AYHAN BARUT (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında
bizleri izleyen değerli yurttaşlarımız; hepinizi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum.
AKP Hükûmeti, on yedi yıldır
uyguladığı yanlış tarım politikaları
nedeniyle ülkemizi adeta ithalat cennetine çevirmiştir. Bu durum
çiftçimizi, üreticimizi, köylümüzü perişan etmiş, üreticileri de ekip
biçmekten koparmıştır. Her fırsatta yerli ve millî olduğunu
söyleyerek övünen AKP iktidarı, ülkemizi, Sırbistandan et,
Bulgaristandan saman, Kanadadan mercimek ithal eder hâle getirmiştir.
Öyle ki, bu yılın ilk on ayında 7,6 milyon ton buğday
ithalatı yaparak tarihî bir rekoru da kırmıştır.
Yerliyiz, millîyiz diyen bu zihniyet, yerli üreticimizi desteklemeyerek,
tarımı kesinlikle gözden çıkarmıştır. Bunun en
önemli göstergesi Tarım Kanununun 21inci maddesine
uymamasıdır. Kanuna göre, çiftçinin, 2007 den günümüze dek destekleme
alacağı, yaklaşık 318 milyar TLdir. Peki,
Erdoğanın verdiği ne kadar? 141 milyar TLdir. Burada bütçenin
sahibi Erdoğana soruyorum: Kanuna göre çiftçinin alacağı 177
milyar nerededir? Nerelere harcadınız? Kimlere verdiniz? Garanti
müşterili köprü, otoyol, havalimanı ve hastane ihalelerine mi
verdiniz? Öyleyse tarladan sofraya gıdayı üreten çiftçinin garantisi
olmayacak mı? Kanunu neden çiğniyorsunuz? Meclis iradesini neden yok
sayıyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, dünyada
tarımın desteklenmesi bütün ülkeler açısından önemli ve
öncelikli bir durumdur. Mesela, Amerika Birleşik Devletlerinde 2017de 34
milyar dolar olan tarım desteklemesi 2018 yılında 44 milyara
çıkmıştır. Avrupa Birliği, 2018 yılında 157
milyar euro olan bütçesinin 58 milyar eurosunu yani yüzde 37sini tarıma
destek olarak vermiştir. Peki Erdoğan ne kadar veriyor? 2020
bütçesinin ancak yüzde 2,2sini, millî gelirimizin ise yüzde 1i olması
gerekirken yarımını dahi vermiyor değerli milletvekilleri.
Bu oran, AKP zihniyetinin tarıma bakışını gayet
açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor. Üreticinin mazot, gübre, süt
yemi, ilaç, tohum, elektrik ve sulama gibi temel girdileri 2002den günümüze
ortalama 7 kat artarak üreticinin belini kırmıştır. Bunun
yanında üreticinin ürettiği hiçbir ürün bu oranda artmamış,
dolayısıyla köylü ve çiftçi kazanamamıştır.
Örneğin son üç yıldır pamuk destekleme primleri bu yıl da
dâhil olmak üzere 80 kuruştur. Ay çiçeği, fasulye, nohut, mercimek
gibi pek çok üründe destekleme primi değişmemiştir. Girdi
kalemlerindeki fahiş artışa karşın Erdoğan
destekleme primlerini artırmamıştır.
Arkadaşlar, cumhuriyet tarihinde ilk defa ekim
alanları 20 milyon hektarın altına düşmüş, 2002den
günümüze dek çiftçi sayısında 700 bin eksilme olmuş, 2002de 2,5
milyar lira olan çiftçi borcu toplamda 160 milyara çıkarak tam 64 kat
artmıştır. Günün sonuna gelindiğinde ise tarımın
desteklenmediğini, üretim alanlarımızdaki küçülmeyle, üretilen
ürünlerdeki kayıplarla, çiftçi sayımızdaki azalmayla ve ipotekli
tarım alanlarıyla görmekteyiz.
SALİH CORA (Trabzon) Tarımsal
ürünlerdeki ihracatımız ne kadar?
AYHAN BARUT (Devamla) Yüreğimizi yakan bu
acı gerçekler karşısında daha ne söyleyebiliriz, Sayın
Salih Bey.
Sayın milletvekilleri, son derece stratejik
olan tarım sektörünün vicdanları kanatan ve sızlatan en önemli
sorunlarından birisi de atanamayan genç meslektaşlarımızdır.
AKP iktidarının önceki bakanlarından Sayın
Fakıbabanın 10.551 atama sözü otuz aydan fazla süre geçmesine
rağmen hâlen yerine getirilmemiştir. Bir yıl önce tam burada, bu
bütçede tekrar Tarım Bakanına sormuştum. Bir yıl boyunca
bir arpa boyu yol gidemediğimizi görüyoruz. Şimdi Tarım
Bakanına sormuyorum, on yedi yıldır liyakati yok eden, bu
bütçenin sahibi Sayın Erdoğana sesleniyorum: Tarım
Bakanlığını hiç aklından geçirmeyen birisini bakan
yaptınız. Tarım Bakanlığını aklından
hiç çıkarmayan ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, su ürünleri ve
veteriner hekimler, tekniker ve teknisyenleri ne zaman atayacaksınız?
Sözünüzü tutun ve bu atamaları ne zaman yapacağınızı
ilan edin. Buradan belki de Tarım Bakanının da elini
rahatlatmış oluruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Barut.
AYHAN BARUT (Devamla) Tarımda sorunlara çözüm
üretmeyecek, borç batağındaki çiftçinin yüzünü güldürmeyecek, sadece
ve sadece saray lobisini sevindirecek Erdoğanın bütçesine
Hayır. diyoruz.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Barut.
Antalya Milletvekili Aydın Özer.
Buyurun Sayın Özer. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA AYDIN ÖZER (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım ve Orman
Bakanlığı bütçesiyle ilgili görüşlerimi
açıklayacağım.
Osmanlının son dönem filozoflarından
Sakallı Celale İşler niye kötüye gidiyor? diye sorarlar. O da
der ki Görevliler bilgisiz, bilgililer görevsiz olduğu için.
İnanıyorum, bu dönem yaşasaydı yine aynı tespiti
yapardı. (CHP sıralarından alkışlar)
Önümüzde Tarım Bakanlığı
bütçesi; yüksek girdi maliyetleri altında ezilen çiftçiye derman
değil, gıda güvenliği ve egemenliği konusu umurunda
değil; üretimi planlama ve teşvik etme derdi değil. Demek ki bu
bütçeyi hazırlayanlar tarım alanlarındaki vahametin
farkında değil. Sanki bu bütçeyi hazırlayanlar başka bir
gezegenden gelme de bu dünyadan değil.
Tarım Şûrası yaptılar geçen ay.
Bakan dedi ki: Alınan kararları uygulayacağız. 60
maddelik sonuç bildirgesi yazıldı. Baktık, yıllardır
söylediğimiz sorunlar: Stratejik üretim, bütüncül ve entegre yöntem;
sektörün yapısını iyileştiren, doğal kaynakları
ve çevreyi koruyan, aktif, çiftçi odaklı, yönlendirici bir destekleme
sistemi. vesaire.
Arkadaşlar, tarım ülkesinde
ayağınızı kırmızı toprağa
değdirmekten imtina eder, galoş giyerseniz üreticinin gözünde
inandırıcılığınız kaybolur. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, nüfus
yaklaşık yüzde 26 artmış, tarım alanları yüzde 13
azalmış 2002den beri. 3 Trakya büyüklüğündeki arazimiz ekim
dışı kalmış. Çiftçi sayımız, 2002den beri
yüzde 26 azalmış yani 500 bin çiftçimiz ekim dışı
kalmış, çiftçiliği bırakmış.
Arkadaşlar, bu oranlar diyor ki: Türkiye
karnını doyurmakta zorlanır hâle geldi, üretici
ürettiğinden kazanamaz hâle geldi.
Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Antalya
bilindiği üzere örtü altı tarımın kalbidir. Maalesef
seracılarımız her geçen sezon darboğaza sürükleniyor. Rusya
pazarı giderek daralıyor. İrandan alışveriş
yapmaya başladılar, bilginiz var mı? Geçen yaz burada söyledik,
Orta Doğuda ihracatta büyük sıkıntı var. Irak, Suudi
Arabistan pazarı daraldı dedik, kapıları
açtırmalıyız dedik, yaz seracısı batıyor dedik,
dinlemediniz; yaz seracılığını
batırdınız.
SALİH CORA (Trabzon) Tarımsal ihracat ne
kadar?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) 17 milyar
AYDIN ÖZER (Devamla) Şimdi dinleyin bari:
Dondurma yediğiniz Rusyayı, İranla ilişkisinden
döndüremezseniz, yaptığınız diğer pazarlıklara bu
konuyu ekleyemezseniz, kış seracılığını da
batıracaksınız.
Öte yandan, Antalyada tropikal meyve
üreticiliği ise umut vaat ediyor. Yıllar önce başlanan muz
üreticiliğindeki başarı gibi avokado ve mangoda da aynı
başarıyı niye göstermeyelim? Orman vasfını
kaybetmiş arazilerde bu meyvelerin üretim ve çeşitliliği
desteklenebilir. Böylece sadece sarayda sosyete değil tüm
yurttaşlarımız da ejder meyveli smoothie içebilirler.
Değerli milletvekilleri, dünyanın pek çok
ülkesinde çiftçilik giderek zorlaşıyor. Mazottan gübreye üretim
maliyetleri hızla artıyor ancak büyük oranda devlet desteklemeye
gidiyor. Bizde ise kanunla belirlenmiş olanlara bile destekleme
yapılmıyor. Pek çok ülkede çiftçiler, ithalatın değil yerli
ürünlerin tercih edilmesini istiyor. Vergilendirme ve şirketleşme
politikalarına isyan ediyor ama o çiftçiler örgütleniyor, demokratik
yollardan haklarını arayabiliyorlar. Bizde ise üretici örgütleri zayıflatılıyor,
AK PARTİ politikalarıyla darmadağın ediliyor. Bizim
çiftçimiz hak arayamıyor. Aradığında ise Ananı da al
git. deniyor, terörist deniyor, hain ilan ediliyor. Bizim çiftçimiz sesini
bile duyuramıyor.
SALİH CORA (Trabzon) Külliyen yalan.
AYDIN ÖZER (Devamla) Arkadaşlar, şu
konuya dikkat çekmek isterim: Tarımsal faaliyetlerde, iklim
değişikliği ve su kaynaklarının giderek azalması
veya kirlenmesindeki etkilerine duyarsız kalınmamalıdır.
Tarım ilaçları, yani pestisitler, kontrolsüz bilinçsiz ve gereksiz
yere kullanılmamalıdır. Bakanlığın bu konuya özel
ve gayretli bir çalışma göstermesi gereklidir. Çevre dostu üretim,
doğayı ve hayvan refahını koruyan çiftçilik
özendirilmelidir. Tarım politikasını belirlerken, çevremiz,
doğamız ihmal edilmemelidir. Acilen havza planlaması, toprak
verimi, haşere mücadelesi, meteoroloji takibi, ata tohumu ve
akılcı üretim programıyla donatılmış bilimsel
üretime geçilmelidir.
Sayın Bakanım, tarım zincirinin
önemli halkalarını oluşturan gıda ve su ürünleri
mühendislerinin, ziraat mühendislerinin, veteriner hekimlerin, tekniker ve
teknisyenlerin 2017 Temmuz ayından beri atamaları
yapılmamaktadır. Önceki Bakan tarafından 10.550 personel
alımı yapılacağı sözüne ve devlette
devamlılık esasına karşın, iki buçuk yıldır
atama yapılmamasının sebebi nedir? Tarafınızdan, bir
yıl önce 2 Bakanlığın birleştirilmesi çalışması
sonrası, alım yapılacağı dile getirilmiş
olmasına karşın, bu süreçte atama yapılmasını kim
engellemiştir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun tamamlayın Sayın
Özer.
AYDIN ÖZER (Devamla) Teşekkür ederim
Başkanım.
Hayvansal üretimden bitkisel üretime, toprak
analizine, gıda maddelerinin denetlenmesine, su ürünleri üretimi ve yan
sanayisine kadar eğitimli insan gücümüz neden devlet tarafından
kullanılmamaktadır? Sekiz ayda atama yapılmazsa KPSS
puanlarının geçersiz kalmasından endişe edenlere bir
sözünüz var mıdır?
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Özer.
Okan Gaytancıoğlu Edirne Milletvekili
Buyurun Sayın Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu hafta Yerli Malı
Haftası, unuttuğunuz bir hafta. Yerli Malı Haftasına
başlarken siz çok kötü başladınız. Dün, 1 milyon ton
sıfır gümrükle buğday ithalatını 1,5 milyon tona
çıkardınız, Yerli Malı Haftasında bunu
yaptınız.
Size bir şeyleri hatırlatmak istiyorum:
Bakın, tarım politikası dediğiniz nedir biliyor musunuz?
Tarım politikasının tam dört ayağı vardır:
Birinci ayağı, çiftçilerin ekonomik yaşantılarını
iyileştirmektir. Çiftçimizin ekonomik yaşantısı mı
var? Borç içerisinde yüzüyorlar. Tarlaları, traktörleri,
ahırları, inekleri hepsi ipotekli. Demek ki siz çiftçinin ekonomik
yaşantısını iyileştirememişsiniz.
Peki, ikinci
ayağı nedir? Refah düzeyini yükseltmek. Çiftçilerimiz refah içinde mi
yaşıyorlar? Hayır. On yedi yıldır
uyguladığınız politikalar neticesinde köyden kente göç
ettiler, büyükşehirlerin varoşlarında yaşıyorlar,
refahları ciddi anlamda düştü. Bir de kökeniniz Refah Partisi, oradan
geliyorsunuz ama refah düzeylerini yükseltemediniz.
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Nasıl bağladın buraya? Siz de Halk Partisisiniz
ama halk malk yok yanınızda yani.
OKAN
GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Üçüncü ayağı nedir? Üçüncü
ayağı, tarımsal üretimi kamu yararına düzenlemek. Kamu
hepimiziz. Yani üreten bir ülke Türkiye, bir tarım ülkesi. Bu
coğrafyada her şey yetişiyor ama siz üretimi maalesef kamu
yararına düzenleyemiyorsunuz. Her şeyi ithal etmeye
başladık. Ya, Türkiye ne ithal eder biliyor musunuz? Ben size
söyleyeyim: Kahve ithal eder, onun dışında bir şey ithal
etmez. Her şey bizde yetişiyor, hepsi de verimli yetişiyor. Yani
bu yetişen ürünlere destek verirsiniz
Ama destekleri vermiyorsunuz. Kime
destek verdiğinizi biliyoruz.
Bakan biraz sonra
çıkacak diyecek ki: Biz bütçeyi artırdık. Evet, artırdınız,
enflasyon oranında artırdınız. Biraz daha destek
yaptınız ama yetmez, yasayla verilmesi gereken desteği
yıllardır vermediniz. Çiftçinin borcu gün geçtikçe arttı. Demek
ki tarımsal üretimi de kamunun yararına düzenleyememişsiniz;
üreten bir ülke gitmiş tüketen bir ülke gelmiş, ithalatçı bir
ülke gelmiş.
Dördüncü
ayağı, tüketicileri aşırı fiyat
artışlarından kurtarmaktır. Yani gıda ucuz
olmalı, bol olmalı ve güvenilir olmalı. Şimdi, Gıdaya
güveniyor musunuz? diye sokaktan geçen kime sorarsanız sorun; soru
işareti. Bol mu? Alamıyorum. Güvenilir mi? Fiyatlar nedir?
Çok yüksek. Yani gıda enflasyonu diyorsunuz, gıda enflasyonunu
kendiniz yaratıyorsunuz. Neden? Dünyanın hiçbir ülkesinde
tarımsal üretimde elektrik bu kadar pahalı olmaz, dünyanın hiçbir ülkesinde tarımda
kullanılan girdiler; gübre, ilaç, mazot, tohum, yem pahalı olmaz. Siz
bunların fiyatlarını artırıyorsunuz,
artırmanız gereken ürün fiyatlarını nedense
artırmıyorsunuz. Yani güzel bir kamu politikasıyla alımlar
yapabilseniz, alımları düzenleyebilseniz, desteklemeleri
zamanında ödeseniz diyoruz. Ya, dilimizde tüy bitti, artık
utanıyoruz; buzağı desteklerini hâlâ ödemediniz ya. 2018in
buzağı desteklerini niye ödemiyorsunuz, para mı yok? Bu kadar da
olmaz yani! Ondan sonra et ithalatı yapıyorsunuz, diyorsunuz ki:
2020 de vallahi billahi yapmayacağız. Yapmayacaksınız
tabii; doldurdunuz her tarafı, depolar dolu, stoklar dolu. İnsanlar
artık yemekten vazgeçti, tüketmekten vazgeçti. Demek ki siz, tüketicileri
aşırı fiyat artışlarından da koruyacak
politikaları geliştirememişsiniz. Yani niye
geliştirememişsiniz? Çünkü bu yönde bir politikanız yok, sizin
politikanız günübirlik. Eyvah -ne sıkıntısı var-
buğday sıkıntısı var, hemen ithalat yapalım. Bu
ülkede buğday ekim alanları neden azaldı, neden ben sulama
altyapısını güçlendiremiyorum? diye politikalar yapıyor
musunuz? Gelin, hep beraber bunları çözelim. diyor musunuz? Hayır,
çözmüyorsunuz.
Peki, çiftçi ne yapıyor? Çiftçi ne yapsın;
çiftçinin başka bir işi yok, gidebileceği başka bir yer yok
çünkü babası bu ülkede yaşıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın Sayın
Gaytancıoğlu.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) Niye? Bu ülkeyi
kuranlar zaten çiftçiler; Kurtuluş Savaşında onlar vardı,
Çanakkalede onlar vardı. E, Atatürk de onlara efendi dedi. Şimdi
efendiyi, efendi gibi yaşatmak var
Efendiyi sefil hâle getirdiniz, efendi
borçlandı. Üretmek istiyor, başka yaptığı bir iş
yok, tarlası müsait, bahçesi müsait, babadan kalma yöntemlerle üretmeye çalışıyor.
Sizin ona teknoloji götürmeniz lazım.
Bir sürü ziraat fakültesi, veteriner fakültesi
açmışsınız ama çoğu işsiz.
Atama yapmanız lazım, hâlâ bir haber yok.
Soruyoruz, bir cevap bile vermiyorsunuz. Ya, genç bunlar; bunları
gönderin, tarlaya gitsinler, ahıra girsinler, birlikte üretim
yapsınlar. Destekleme verin. Genç Çiftçi Projesi diyorsunuz,
hayvanları dağıtıyorsunuz; çoğu hastalıklı.
Yani siz tarımı yönetemiyorsunuz, teknik anlamda da yönetemiyorsunuz,
siyasi anlamda da yönetemiyorsunuz. İflas etti tarım
politikanız, gerçekten iflas etti. Ama bu böyle gitmez, gitmiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Gaytancıoğlu.
Mersin Milletvekili Sayın Cengiz Gökçel,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türk tarımı
can çekişiyor, çiftçiler kan ağlıyor ama Tarım
Bakanını dinleyince her şey tozpembe, her yer güllük
gülistanlık.
SALİH CORA (Trabzon) Hangi ülkeden
bahsediyorsunuz?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Tarımın
sorunu aslında çözülmeyecek bir sorun değil, sadece bu iradeyi
göstermek gerekiyor arkadaşlar. Sorun çözmek için uzmanlar projeler
üretiyor, Bakanlık her yıl milyonlarca lira bütçe ayırıyor
ama iş uygulamaya gelince, Bakanlık kendi projelerine bile sahip
çıkmıyor. AKP iktidarları sorunu çözmek yerine ötelemeyi
seçiyor, ithalatçı bir politika izliyor. Ne ithal ediyoruz? Bütün
tarım ürünlerini ithal ediyoruz arkadaşlar. AKP döneminde
ithalatçı bir ülke olduk maalesef. Anadolu toprakları buğdayın
ana vatanı. Siz bu topraklarda çiftçimizi desteklemiyorsunuz, girdi
maliyetlerini düşürmüyorsunuz; Toprak Mahsulleri Ofisini, çiftçinin
ihtiyacı olduğu zamanda, hasat döneminde devreye sokmuyorsunuz
ithalatta kullanıyorsunuz hem de buğday hasadının başladığı
ilk ayda.
SALİH CORA (Trabzon) Buğday ithal
etmiyoruz, yalan konuşuyorsun.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Arkadaşlar,
Türkiyede buğday hasadı Çukurovada haziran ayının
başında başlar. Siz tam çiftçinin buğday fiyatı
oluşacağı zamanda ithalat silahını çekiyorsunuz,
buğday üreticisini öldürüyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar) Aslında sorunun sizden
kaynaklandığını kendi raporunuza da koymuşsunuz yani
Bakanlığınızın sitesinde sorunları da bir bir
tespit etmişsiniz.
Hayvan yetiştiriciliğinde durum
farklı mı? Hayır. Hayvan üreticilerini de yeterince
desteklemiyorsunuz, destekleri zamanında vermiyorsunuz, hayvan ithal etmek
zorunda kalıyorsunuz. Küçük çiftçi zaten bitmişti, küçük çiftçiyi
koruyacak müdahale kuruluşunu ortadan
kaldırmıştınız, sıra şimdi sanayiciye geldi.
Sayın Bakan, Türkiyenin ilk beyaz peynir fabrikası hangisidir
biliyor musunuz? Yörsanın Balıkesirde açtığı
fabrikadır. Dört yıl önce Dubaili şirkete satıldı
Yörsan, şimdi fabrika kapatılıyor. Mesele sadece Yörsanın
kapanması değil, Yörsana süt veren binlerce üreticinin mağdur edilmesidir.
Bilmiyorum bu sizi ilgilendiriyor mu? Sizin bu yanlış
politikalarınız devam ederse, Allah bilir Yörsan gibi daha kaç
fabrika kapanacak. Oysa, fabrikalar yurdumuzun demir ağlarıdır.
Onuncu Yıl Marşına konu olan, sadece, sizin
anladığınız demir yolu değil, fabrikalardı,
sanayi kuruluşlarıydı. Kırsal kalkınmanın
lokomotifi, çiftçinin güvencesidir bu demir ağlar. Her bölgenin kendi
ürün desenine uygun sanayisi olmalı, çiftçi ürettiğini fabrikalarda
işleyip kazanmalıdır. diyerek kuruldu bu demir ağlar. Siz
ne yaptınız, siz ne yaptınız? Üretimin lokomotiflerini bir
bir kapattınız, yandaşlarınıza sattınız;
arazilerine göz dikip rant canavarına kurban ettiniz; 3 yandaşınız
5 kazansın diye binlerce çiftçiyi topraklardan
uzaklaştırdınız; geçinemeyen köylüyü şehre göç etmeye
zorladınız; kendi çiftçimizi bitirme pahasına çiftçimizin
hakkını yediniz ama Çadda kalkınma projesi yapıp
yabancı çiftçilere susam üretsin diye destek veriyorsunuz. Bu desteği
Türk çiftçisinden neden esirgiyorsunuz? (CHP sıralarından
alkışlar) Benim çiftçimin 2002 yılından bu tarafa piyasa ve
bankalara borcu ne oldu biliyor musunuz?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Bakan dinlemiyor. Sayın Bakan...
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sayın Bakan,
Sayın Bakan, lütfen
Burada sizi ilgilendirecek çok önemli bir konu var.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) Genel Kurula konuş,
Genel Kurula hitap et!
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bakana bakarak
söyle!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sayın Bakan
duyuyor, kulakları var!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - 2002
yılından bu tarafa Türk çiftçisinin borcu ne oldu biliyor musunuz?
Ben size söyleyeyim.
RECEP ÖZEL (Isparta) Bu tarafa dön! Meclise dön,
Meclise!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Meclise de söylerim:
2002de 4 milyar borcumuz vardı, şu anda çiftçinin borcu 160 milyar
lirayı geçti. Yani çiftçimiz 40 kat borçlandırıldı. Bundan
haberiniz var mı? (CHP sıralarından alkışlar) Bu
çiftçi borçlarını yapılandıralım, çiftçiyi borç
baskısından kurtaralım diyoruz ama iktidarınızdan tık
yok.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) -
Bağırınca ne olacak? Niye bağırıyorsun?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Çiftçiye gelince
tık yok ama Simit Sarayına gelince Ziraat Bankasının
vallahi parası çok. (CHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Bağırma, bağırma!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Biz diyoruz ki:
Tarımda destek yeterli değil; girdi maliyetleri yüksek, çiftçi
üretimden kaçıyor, elektrik parası 2 katına çıktı,
mazot fiyatları çiftçinin altından kalkamayacağı kadar
arttı ama siz çiftçiye kendi verdiğiniz sözü bile tutmuyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Mazot
desteğini kim verdi ilk?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Kendi
çıkardığınız Tarım Kanunu tarıma en az
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Gökçel.
Buyurun.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Sayın Bakan,
benim de seçim bölgem olan Mersinde dünyanın en kaliteli narenciyesi
yetişiyor. Narenciye yetiştiricisi kan ağlıyor; 60
kuruşa sattığı narenciye ürününü dekarına 750 lira su
parası vererek yetiştiriyor. Değerli arkadaşlar, 1980li
yıllarda narenciye ihracatının tonuna 150 dolar seviyesinde
destek veriliyordu, bugün bu destek sıfırlandı; bunu siz
yaptınız Sayın Bakan. (CHP sıralarından
alkışlar) Sayın Bakan
RECEP ÖZEL (Isparta) Bağırınca ne
oluyor?
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Ben köylüyüm de ondan
bağırıyorum, çiftçiyim; affedersin, şeyim yanlış.
(CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Böyle
bağıramazsın ya!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Biz
buğdayı, baklagilleri, yaş meyve ve sebzeyi ihraç ederdik;
kıl keçisini, koyunu, büyükbaş hayvanı ihraç ederdik; çiftçi
üretip ihraç etmeyi özledi. İnanın şuna: Türk çiftçisi ilk
seçimlerde vallahi de billahi de sizi ihraç edecek, bunu unutmayın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Gökçel.
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun
Buyurun Sayın Aygun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve
ekranları başında bizi izleyen değerli
vatandaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Atalarımız ne güzel demiş:
Toprağı işleyen ekmeği dişler. Maalesef
topraklarımızı artık işleyemiyoruz ve çiftçimizi
toprakları işlemekten küstürdük. Bakınız, AK PARTİ
iktidarı, üreten değil ithal eden Türkiye istemektedir. Paramız
var ki ithal ediyoruz. diyorlar. Ya, bu açıklama bizlerin
canını acıtıyor. Yine bakınız, çiftçimiz ve
vatandaşlarımız 2002 yılına göre büyük ölçüde fakirleşti.
Gelir hesabı yumurta hesabıyla yapılmaz arkadaşlar; gelir
hesabı, altınla yapılır, dolarla yapılır.
Bakınız, 2002 yılında çeyrek altın 31 liraydı, o
gün 134 kilo buğday sattığında bir çeyrek altın
alıyordu çiftçimiz; bugün geldiğimiz noktada ise bir çeyrek
altın alması için satması gereken buğday 330 kilo yani
çiftçimiz 2,5 kat fakirleşmiş.
Yine, bakınız, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı dedi ki: Asgari ücreti en yüksek noktaya
çıkardık. Bakalım, 2002de 184 lira asgari ücret, bugün 2.020
lira; 184 lirayla 6 tane çeyrek altın alırken bugün 4,4 tane
alıyoruz. Demek ki bizleri fakirleştirdiniz arkadaşlar.
Hayallere artık Dur. demek gerekiyor.
Bakın, geçen yılın patates
soğanı
Evet, bunlar kimdi? Gıda teröristiydi, gıda
teröristi. Stokları, depoları bastınız. Ama şimdi
geldiğiniz noktada ise kimse patates soğan üreticisini sormuyor.
İşte, patates, soğanın hâli burada; çöplerde
arkadaşlar. Gıda teröristi deyip geçen yıl çiftçileri stokçu
yaptınız, terörist yaptınız. İki teröristi size,
Meclise getirdim; buyurun, patates, soğan. (CHP sıralarından
alkışlar)
Yine, bakınız, çiftçimizin borcu yüzde 90
arttı arkadaşlar. Tarım arazileri yüzde 90 ipotekli hâle geldi.
2002 yılında 2 milyon 580 bin çiftçi varken kayıtlı, o
zaman 2,5 milyar lira borç vardı; bugün 115 milyarı
aşmış borç, artmış ve çiftçi sayısı
aşağı düşmüş. Bakınız çiftçinin borcunu 116
milyara getirdiniz yani çiftçinin borcu 2002de bin lirayken bugün 50 kat
artırdınız, 50 kat artırdınız.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Yalan, yalan!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla)- Kimin eseri?
Sizin eseriniz arkadaşlar.
Yine, bakınız, Erzurum ve Erzincandan
geldim Sayın Bakan, değerli vekiller. Erzurum ve Erzincanlı
çiftçilerimizin size selamları var sayın vekil
arkadaşlarım. Bir gidin görün. İspirdeki tarım köylerindeki
çiftçilerin düşmüş olduğu icra dosyası bu. Yine, Erzincan
Tercandaki Ziraat Bankası mağdurlarının icra dosyası
bunlar. Uyumayın, gözünüzü açın, çiftçi perişan.
SALİH CORA (Trabzon) Erteliyoruz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) - Ama siz ne
yapıyorsunuz? Çiftçi ekiyor, kim biçiyor? Bankalar biçiyor
arkadaşlar.
Bakınız, geldiğimiz noktada, bir
Tarım Şûrası yaptınız...
SALİH CORA (Trabzon) Uğradın
mı? Niye katılmadın?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) - Tarım
Şûrasında biz de çok şey bekledik ama Tarım
Şûrasında dağ fare doğurdu; çiftçinin ne bir girdi
maliyetine ne bir borcuna ne bir tarımsal desteğine çözüm bulduk.
Sadece Yapacağız, edeceğiz. hayalleriyle
çarpıştık. Gene bakınız, geldiğimiz noktada
10.551 ziraat mühendisimizi hâlâ atamadık, atamayı da
düşünmüyoruz; bakınız, siz kıyıma da devam
ediyorsunuz. Dün Resmî Gazetede, 1,5 milyon tona çıkan buğday
ithalatı, mısır ithalatı, bakliyat ithalatı
Belgeler
bunlar arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı Resmî Gazetede
yayımlanan, çiftçinin bitişinin noktası bu arkadaşlar. Siz
bunlara kulak asmıyorsunuz.
Yine, bakınız, dün
Dışişleri Bakanına sordum. Ya nasıl, Tarım
Bakanlığı tarımla ilgili ithalatta -bana göre-
dışarıda kalıyor, Ticaret ve Sanayi
Bakanlığı tali bakanlık, Dışişleri ana
bakanlık oluyor? Tarım Bakanımız çıkıp diyor ki:
Ben et ithalatı yapmadım. Evet, Sayın Bakan doğru
söylüyor; ne Sırbistandan ne Sudandan yapılan et ithalatında
imzası yok; yapan Ticaret Bakanlığı. O zaman Tarım
Bakanlığına da düşen kepengi indirmektir arkadaşlar.
Sayın Bakan, kepenginizi indirin lütfen. (CHP sıralarından
alkışlar)
Yine bakınız, geldiğiniz noktada
Sudandan et ithal ediyoruz, ya bardo, at, eşek, katır -kesilmiş
et- nedir arkadaşlar?
SALİH CORA (Trabzon) Kafadan atma ya!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) - Sudana
seyahat etmek isterseniz bir sürü aşı oluyorsunuz.
Sıtmasından, kolerasından, hepatit A, hepatit B
Ya, hijyenin
olmadığı ülkeden siz nasıl eti, atı, unu
getireceksiniz? Hani biz Sudandan 780.500 hektar arazi
kiralamıştık, gurur duyuyorduk; biz oraya tarımı
götürecektik, modern tarımı öğretecektik ama geldiğimiz
noktada modern tarım üreticilerimiz ülkede şu anda un, makarna,
domates
2 milyon yumurta, evet, yumurta üreticilerimiz perişan, 2 milyon
yumurta, bal ithal edeceğiz.
Yine bakınız, geldiğimiz noktada bir
sürü sorunumuz var ama maalesef Bakan bunlara kulak asmıyor,
kulaklarını tıkıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, devam edin Sayın Aygun,
bağlayın sözlerinizi.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) Sayın
Bakan, bakınız, sizler ejder meyvesiyle yaşamayı, ejder
meyvesi yemeyi düşünüyorsunuz ama şu Simit Sarayı, evet, Simit
Sarayına göstermiş olduğunuz hassasiyeti, ben, millî tank
fabrikamıza göstermenizi isterdim. (CHP sıralarından
alkışlar) 500 milyon dolar için -50 milyon doları
bulamadınız, Tank Paleti peşkeş çektiniz- geldiniz, Ziraat
Bankasından kurtarıyorsunuz. Ziraat Bankasının asli görevi
çiftçiyi kurtarmak, Tank Paleti kurtarmaktı, Simit Sarayını
değildi. Evet, simidin hammaddesi un, buğday, susam, ayçiçek,
bitkisel yağ. Siz, çiftçiyi kurtarmanız gerekirken, gittiniz nihai
ürünü kurtardınız. Burada sanayiciyi değil, millî tank
fabrikasını kurtarmanız gerekiyordu. 50 milyon doları
bulamadınız ama 500 milyon doları buluyorsunuz. Yazıklar
olsun size! (CHP sıralarından alkışlar)
Bir de bakınız, millet ekmek derdinde
saray kremalı pasta derdinde. Şatafatınızla,
israfınızla milletin gönlünden koptunuz. Artık yolcusunuz
diyoruz.
Yine, bakınız, bizler üreterek büyüyen
Türkiye için mücadele edeceğiz diyorum. Saygılar sunuyorum. Sizi
halkımızla, çiftçilerle baş başa bırakıyorum.
İnşallah, bölgenize gidersiniz; Erzurumdaki, Erzincandaki
çiftçilerin olduğu gibi sizlere de selamları var diyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Aygun.
Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Taşcıer.
Süreniz beş dakikadır.
CHP GRUBU ADINA GAMZE TAŞCIER (Ankara)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; aslında, hep söylüyoruz Gençler bizim geleceğimiz.
diye. Aslında, bugün, Gençlik ve Spor Bakanlığının
bütçesini görüşürken bir anlamda da Türkiyenin geleceğinin bütçesini
görüşüyoruz.
Ben, sizlere birkaç genç örneğimden bahsetmek
istiyorum; hani bu kulak arkası ettiğiniz, her 4ünden 1inin
işsiz olduğu ve İş beğenmiyorlar. dediğiniz
gençlerden bahsetmek istiyorum. Geçen hafta bir öz geçmiş geldi; ismi
Ahmet. Ahmet, 2 üniversite mezunu, yüksek öğrenimini yapmış,
hani sizin o on yedi yılda dört duvarını yapıp üzerine
tabela koyduğunuz üniversitelerden de değil, iyi üniversite mezunu
Ahmet ve öz geçmişinin altında şunu yazmış: Ne
iş olsa yaparım.
Merve, endüstri mühendisliği mezunu. İki
yıl boyunca kendi mesleğini yapabilmek için iş aramış,
bulamamış, bir yere kasiyer olarak başvurmuş Çok kalifiyesin.
demişler, AVMye başvurmuş satış elemanı olarak,
tecrübe istemişler. Tabii herkes annesinin karnından tecrübeli olarak
doğmuyor ama Merve bu işsizlik yüzünden annesinden
doğduğuna pişman olmuş durumda.
Berkay, 25 yaşında, gazeteciliği
bitirdi, sağa gitti sola gitti, iş yok. En sonunda da şimdi bir
köftecide ekmeğin içini alıp ustasına veriyor, akşam da
yerleri silip kepenk kapatıyor.
18 yaşında üniversiteye girerken,
tercihlerini yaparken hiçbir gencin -ne Ahmetin ne Mervenin ne
Berkayın- hayali bu işleri yapmak değildi. Bu çocukları
kandırdınız arkadaşlar, hayalleriyle oynadınız.
Her yere üniversite açacağız. dediniz, heyecanla buralara giren
gençlere mezun olduktan sonra Her üniversite bitiren iş bulacak. diye
bir şey yok dediniz. Şimdi onlar hayal
kırıklıklarıyla kaldı.
Ben onlar adına size soruyorum: Bu gençler ne
yapsın? Bu ülkede genç işsizliği yüzde 26nın üzerinde.
Çalışanlar da -anlattığım gibi- kendi işlerini
yapamıyorlar. On yedi yıllık -iktidarınızda ki en
büyük eseriniz- koca bir kayıp nesil yarattınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bir araştırma yapılıyor,
gençlere en büyük hayalleri soruluyor. Büyük bir kısmı Gitmek.
diyor. Sayenizde gençler hayal kurduğu topraklarda bile yaşayamaz
hâle geliyor.
SALİH CORA (Trabzon) Kaç milyon istihdam
sağladığımızı biliyor musun?
GAMZE TAŞCIER (Devamla) Memleket
toprağında yeni filizler değil, umutsuzluk büyüyor. Geçen
yıl 136.740 genç yurt dışına göç etti. Yurt
dışına okumaya gidenler arasında yapılan anketlerde yüzde
72si kendi ülkesine geri dönmek istemiyor. Gençleri kendi ülkesinde gelecek
hayali kurduramayan bir ülke nasıl kalkınacak? Diyorsunuz ki: Bu
gençler ne istiyor? Gençler, okumak için sigortasız, merdiven altı
yerlerde çalışırken kolunu makineye kaptırıp iş
cinayetlerine kurban gitmek istemiyor. Açlık sınırının
2.103 lira olduğu bir ülkede, 2.020 liralık asgari ücretle
açlığa mahkûm edilmiş bir hayat yaşamak istemiyor. KYK
borcunu ödeyemediği için aldığı üç kuruş parasına
haciz gelirken, sarayın 268 aracı varken yerine 28 tane yeni araç
alınmasının haberini duymak istemiyor. Gençler, iş bulmak
için milletvekillerinin kapısına gelip onlara CV uzatmak istemiyor.
Gençlerin hayalî zengin olmak değil, insanca yaşamak. (CHP
sıralarından alkışlar)
Tabi gençler derken, siz, gençleri de
ayrıştırdınız, sizin gençleriniz tabii ki ticaret
dehası. Maşallah, hepsinin gemicikleri var, ticaretleri son derece
değerli, en pahalı saatleri takıyorlar, pahalı arabalarla,
pahalı yatlarla sosyal medyalarında en güzel pozları veriyorlar;
bunlar sizin gençleriniz. Benim bahsettiğim gençler, yıllardır
sizin eseriniz olan, bu ülkede eşit olmak istiyor, özgür olmak istiyor,
adil olmak istiyor, insanca yaşamak istiyor. Gençler ne istiyor biliyor
musunuz, değerli milletvekilleri? Gençler, hayal kurabilecekleri bir
Türkiye istiyor. Gençler, sizin yönetmediğiniz bir ülke istiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Taşcıer.
Bartın milletvekili Aysu Bankoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Bankoğlu.
Süreniz beş dakikadır.
CHP GRUBU ADINA AYSU BANKOĞLU (Bartın)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sevgili genç
arkadaşlarım; gönül isterdi ki Genel Kurulda gençler için tozpembe
bir tablo çizelim ama ne yazık ki mümkün değil.
Bakın, gençler artık sizin bildiğiniz
70lerin, 80lerin, 90ların gençliği değil, milenyum
çağının gençliği bu gençlik ve koşullar ne olursa
olsun dünyayla bağlantı hâlindeler. Siz her ne kadar Wikipediaya
erişmelerini engelleseniz de, bir tweetle onları gözaltına
alsanız da, her türlü bilgiden haberdarlar. Ülkenin genç nüfusunun önemini
de, var olan işsizliği de biliyorlar değerli arkadaşlar. Bu
ülkenin gençlerinin çok büyük bir sorumluluğu var: Gazi Mustafa Kemal
Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet etti. (CHP sıralarından
alkışlar) Biz bu emanete sahip çıkmak zorundayız. Biz bu
sorumluluğun farkındayız ama sizin farkında olup
olmadığınızdan endişeliyim ne yazık ki çünkü
bugün her 4 işsizden 1i üniversite mezunu. Ama sizin partili
Cumhurbaşkanınız ne diyordu? Efendim, işsizlik var,
olabilir. Her üniversite mezunu iş sahibi olacak diye bir şey yok.
Aslında demek istiyor ki: Boşuna okuyorsunuz, ben üniversiteyi
açarım, siz başınızın çaresine bakın. Yani
neresinden tutsak elimizde kalıyor değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Gençler bunu hak etmiyor, biz bunu
hak etmiyoruz.
Hayaller ve gerçekler tablosuyla aslında
karşı karşıyayız. Düşünün, Türkiye'de 207 tane
üniversite var, süpermarket açar gibi üniversite açarak ülkeyi
getirdiğiniz hâl belli. Gençler kendini mutsuz, umutsuz, daha da kötüsü
baskı altında hissediyor. Sonuçsa beyin göçü. 2018 yılında
yaklaşık 140 bin kişi yurt dışına göç etmiş
ve bunların çoğunluğu genç. Her ne kadar bu kürsüden bunu siz,
daha önce de Sayın Bakanınız reddetmiş olsa da gidiyorlar
değerli arkadaşlar, hem de geri dönmemek üzere gidiyorlar.
Genç işsizlik oranı yaklaşık 3
milyonla yüzde 30a dayandı, cumhuriyet tarihinin rekorunu
kırdınız. Sayenizde gençler geleceklerini öngöremiyorlar, hayal
bile kuramıyorlar, hayal. Sizi kutluyorum. (CHP sıralarından
alkışlar) Sonunda gençlerden bir ödülü hak ettiniz değerli
arkadaşlar, işsizlik ve mutsuzluk 1inciliği ödülü. Sizi tebrik
ediyorum, Oscarlık oldunuz, Oscarlık diyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Tüm gençlere seslenmek istiyorum: Ailenizin
alın teriyle ödediği paralar size harcanmıyor değerli
arkadaşlar. Bu Meclisten her türlü vergi, verginin de ek vergisi
kararları çıkacak ama gençler kendine iş bulmakla, vergi
vermekle, itaat edip susmakla mükellef olacak, öyle mi? Kusura bakmayın
ama gençler artık bunu kabul etmiyor, yemiyor; yemiyoruz. Sizin gibi de
kandırılmayacağız değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu bütçe, yine, AKPnin
istediği yandaşlara, betona, Kanal İstanbula harcanacak ama
gençler bunu unutmayacak. Siz de bu konuşmamı unutmayın lütfen.
Hiç kimseye bunun hesabını
vermeyeceğinizi düşünüyor olabilirsiniz ama sizin yönettiğiniz
bu düzeni de bu umutsuzluğu da sona erdirecek bu gençler çünkü biz çok
kalabalığız ve tahmin ettiğinizden daha güçlüyüz. Tam da bu
sebeple her seçimde eklenen genç seçmenler AKP Hükûmeti için büyük bir korku
sebebi, bunu biliyoruz. O yüzden katillerden çok tweet atanların
peşindesiniz. O yüzden tren kazasında canlarını kaybeden
acılı ailelerin peşindesiniz. O yüzden katledilmek istemeyen
kadınların, haklı protestolarında bile gazla, copla, ters
kelepçeyle gençlerin peşindesiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hangi gençlerin? Niye
böyle söylüyorsunuz?
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Gençlik isyan ediyor,
isyan! Artık size inanmıyorlar! (CHP sıralarından
alkışlar) Samimi değilsiniz,
riyakârlığınızdan da bıktılar. Bu uykudan
uyanın ve sokağı dinleyin artık! Gençlerin yüzüne bir
bakın, gülemiyorlar ama inatla sizin görevinizi yapmanızı
bekliyorlar. Genç arkadaşlarıma diyorum ki: Seni kim anlıyor,
kim düşünüyor, bir bak! Bu bütçede yine biz yokuz. Kısacası,
havada bulut, sen bu bütçeyi unut ey genç arkadaşım! (CHP
sıralarından alkışlar) Ama inan bize güzel günler gelecek
ve her şey çok güzel olacak. (CHP sıralarından
alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) CHP gençler için ne
yapacak?
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Çünkü gençler
Cumhuriyet Halk Partisi için bir bütçenin ya da bir torba yasanın içine
sığdırılamayacak kadar büyüktür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bağlayın sözlerinizi
Sayın Bankoğlu, buyurun.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Ve Cumhuriyet Halk
Partisi iktidarında gençler yok sayılmayacak.
SALİH CORA (Trabzon) Ne yapacak?
AYSU BANKOĞLU (Devamla) Görüşlerimizi
özgürce ve gerektiğinde orantısız mizah yoluyla da ifade
edebileceğiz, hatta gençler bir partinin genel başkanını da
Cumhurbaşkanını da eleştirme özgürlüğüne sahip
olacaklar yani seçtiler diye susmayacaklar çünkü biz Bütün ümidim
gençliktedir. diyen Atamızın izindeyiz ve koşullar ne olursa
olsun Atamızın izinden asla vazgeçmeyeceğiz,
Atamızın ümidini asla boşa çıkarmayacağız. Çünkü
gelecek biziz değerli arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Bankoğlu.
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Ve eğer
Sayın Bakan kabul ederse de bu ödülü ona takdim etmek istiyorum.
(CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlunun
Komisyon sıralarına plaket bırakması) (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Böyle bir şey olur
mu Sayın Başkan!
BAŞKAN Kocaeli Milletvekili Haydar Akar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Sonra Sayın Turan, zaten tur
bitiyor, sizlere söz vereceğim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ama bütçe
görüşmelerinin bir ağırlığı var, mehabeti var; bu
ne hâl Sayın Başkan! İnsanlar ellerinden metinle beraber ortaya
konmuş
Baştan başa yalan! Bütçeyi okumamış, yalan!
Bakana bir evrak veriyor, yalan! Böyle iş olmaz Sayın Başkan ya!
BAŞKAN İtirazınızı
dinleyeceğim zaten.
Buyurun Sayın Akar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
CHP GRUBU ADINA HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; birazdan anlatacaklarım israf
değil, itibar değil, sizlere, tam anlamıyla yolsuzluğu
anlatacağım ama yolsuzluğu anlatırken önce yolsuzluğu bir
tanımlamak istiyorum. Yolsuzluk ne demek? Kendisine emanet edilen gücü
özel çıkarları için kötüye kullanmak demek değil mi yolsuzluk?
Altını çizerek söylüyorum. Peki, bugün ülkemizde yolsuzluğa
yolsuzluk dediğimiz zaman neler oluyor? FETÖcü oluyorsunuz, terörist
oluyorsunuz, hatta hatta vatan haini oluyorsunuz. Bunları
yaşadık hep birlikte.
Yolsuzluğun en çok
yaşandığı kurumlardan bir tanesi de Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı. Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığının örneklerine baktığınızda,
ihalelerine baktığınızda biraz evvel
tanımlamış olduğum yolsuzluk tanımına ne kadar
uyduğunu hep birlikte göreceğiz.
Oraya geçmeden önce, Sayın Genel
Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ne zaman Tank
Palet dese Recep Erdoğanın rengi kaçıyor, ne zaman Tank
Palet dese Recep Erdoğanın bütün şirazesi bozuluyor ve rengi
kaçıyor.
SALİH CORA (Trabzon) Recep Tayyip
Erdoğan
HAYDAR AKAR (Devamla) Bakın, ne diyor Recep
Erdoğan? Gereken yatırımları yapmak diyor. Modernizasyonu
gerçekleştirmek için 50 milyon dolar gerekiyormuş, bu nedenle millî
Tank Palet Fabrikamızı Amerikan uşağı, Orta
Doğudaki Amerikan emperyalizminin temsilcisi Katarlılara
peşkeş çekiyor.
Şimdi, ben, bu 50 milyon doları nereden
bulacağınızı anlatacağım. Burayı anlatmadan
önce, hani çıkıyorsunuz bu kürsüye, Yol yaptık, köprü
yaptık, tünel yaptık, onu yaptık, bunu yaptık. diyorsunuz
ya, bunların hepsi yapılmalı, bunların hepsi
yapılmalı, yapılmasına karşı değiliz;
yolsuzluk yapılmasına karşıyız, yolsuzluk,
altını çizerek söylüyorum! (CHP sıralarından alkışlar)
Ne diyordu Recep Erdoğan, ne diyordu?
SALİH CORA (Trabzon) Üçüncü köprüyü
yaptık, üçüncü havalimanını yaptık.
HAYDAR AKAR (Devamla) 50 milyon dolara
ihtiyacımız var. diyordu. Sayın Bakan, Avrasya Tüneline iki
buçuk yıldır garanti ödüyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon) Avrasya Tüneli kötü mü
oldu? Marmaray kötü mü oldu?
HAYDAR AKAR (Devamla) 48 milyon yolcu geçti.
diyorsunuz, geçmesi gereken 75 milyon; 27 milyon için ödediğiniz para 100
milyon dolar, 100 milyon dolar! (CHP sıralarından alkışlar)
Tank Palet için ne kadar gerekiyordu? 50 milyon dolar.
SALİH CORA (Trabzon) Osmangazi Köprüsü
HAYDAR AKAR (Devamla) Osmangazi Köprüsü,
yaptınız ya
Biraz evvel yolsuzluğu tanımladım size
ben.
SALİH CORA (Trabzon) Osmangazi Köprüsünden
geçmediniz mi?
HAYDAR AKAR (Devamla) Osmangazi Köprüsü: İki
buçuk yılda, 2018 yılı sonuna kadar ödenen tutar 3 milyar 800
milyon TL, dolar karşılığı 650 milyon dolar,
vatandaşın cebinden 1 kuruş çıkmayacaktı; işte bu
yolsuzluktur arkadaşlar, yolsuzluk!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Siz hangi
köprüyü yaptınız?
HAYDAR AKAR (Devamla) Bitti mi? Hayır. Yavuz
Sultan Selim Köprüsü: İki buçuk yılda ödenen para 938 milyon TL, 160
milyon dolar. 50 milyon kaç tane var Sayın Bakan bunun içinde, 50 milyon
dolar kaç tane var, bunun hesabını yaparsınız.
SALİH CORA (Trabzon) O köprüyü devlet
yapsaydı ne kadara yapacaktı?
HAYDAR AKAR (Devamla) Arkadaşlar, son üç
yılda, iki buçuk yılda sadece 3 proje için ödediğimiz para 900
milyon dolar. Bitti mi? Hayır; bir de Devlet Demiryolları var, Devlet
Demiryolları
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Say say, bitmiyor.
HAYDAR AKAR (Devamla) Şimdi, Devlet
Demiryollarına bir bakalım.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Say say, bitmiyor.
HAYDAR AKAR (Devamla) Bağırma,
bağırma!
Devlet Demiryollarına bakalım.
RECEP ÖZEL (Isparta) Haydar, yapmayalım
mı Haydar?
HAYDAR AKAR (Devamla) Dün manşetteydiniz,
Konya Garıyla manşetteydiniz.
SALİH CORA (Trabzon) Haydar Bey konuşur,
AK PARTİ yapar!
HAYDAR AKAR (Devamla) 21 (b)yle 68 milyona
bitmesi gerekeni 77 milyona, işte, yandaşlarınıza özel
çıkarlarınız için ihale ettiniz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Köprüleri say,
daha bitmedi.
HAYDAR AKAR (Devamla) Şimdi, bu gerçekler
sizi üzmesin.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Gerçekler
rahatsız ediyor, gerçekler.
SALİH CORA (Trabzon) Yaptık mı?
Yaptık.
HAYDAR AKAR (Devamla) Sivas-Yerköy hattına
bakalım. 1,3 milyar ihale bedeli; maliyeti, sözleşme bedeli 839
milyon; yüzde 36 düşük fiyatla ihale edilmiş. Kazandık
zannediyorsunuz, değil mi? Gerçekleşme yüzde 30 -fiziki
gerçekleşme- 100 metrenin 30 metresini yapmışlar, nakdî
gerçekleşme 840 milyon TL; yüzde 30. Bir daha ihaleye
çıkıyorsunuz ve 2,2 milyar TL -altyapı işleri- Sayın
Bakan. İşte bu yolsuzluk.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya neresi? İş
yapmak yolsuzluk olur mu? İş yapmanın adı yolsuzluk olur
mu Haydar ya?
HAYDAR AKAR (Devamla) Başka bir şey daha
söyleyeyim: Buradaki kayıp 200 milyon TL.
Bursa-Yenişehir hattı 75 kilometre, 384
milyona ihale etmişsiniz. Güzel. Ben oturdum hesapladım.
Ankara-İstanbul hattında birim fiyat hesapladım, metrekare
fiyatını hesapladım.
SALİH CORA (Trabzon) Senin hesabın
şaşmış, hesabın.
HAYDAR AKAR (Devamla) Kırk yılda bir
doğru ihale yapmışlar dedim.
RECEP ÖZEL (Isparta) Metrekare değil o,
metre.
HAYDAR AKAR (Devamla) Bak, dinle, dinle. Kırk
yılda bir doğru ihale yapmışlar dedim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) Hesabın
şaşmış, senin matematiğin sıfır.
BAŞKAN Sayın Akar, tamamlayın
lütfen.
HAYDAR AKAR (Devamla) Sağ ol Başkan,
teşekkür ediyorum.
SALİH CORA (Trabzon) Senin matematiğin
sıfır ya, böyle bir hesap olur mu? Hesaba bak! Hesabı nasıl
yapacaksın, biliyor musun? Hesap senin yaptığın gibi
yapılmaz.
HAYDAR AKAR (Devamla) 393 milyon TLye ihale
etmişler. Burada yüzde 50 kazandık diyebilirsiniz, 870 milyon ihale
bedeli aslında, maliyeti; 393 milyona ihale etmişler.
SALİH CORA (Trabzon) Metraj
fiyatlarını çıkardın mı hiç?
HAYDAR AKAR (Devamla) Nakdî gerçekleşme yüzde
100, üzerine yüzde 20 de iş artırımı vermişler, 434
milyona çıkmış. Fiziki gerçekleşme 15 kilometre, sadece
yüzde 15.
SALİH CORA (Trabzon) Haydar Bey, hesapta yine
takıldın. Öyle hesap olmaz, öyle hesap olmaz Haydar Bey.
HAYDAR AKAR (Devamla) 11,4 kilometresini
yapmışlar 75 kilometrenin. Şimdi, bu 75 kilometrenin
sözleşmeden sonra 50 kilometresini değiştirmişler
arkadaşlar.
SALİH CORA (Trabzon) Haydar Bey, tekrar, bir
daha anlat baştan. Baştan bir daha anlat. Yanlış hesap
yaptın.
HAYDAR AKAR (Devamla) Sözleşmeden sonra
tekrar ihaleye çıkmışlar, 891 milyon TLye tekrar ihaleye
çıkmışlar.
RECEP ÖZEL (Isparta) Haydar, iş yapmak kötü
mü ya? İş yapmak kötü mü?
HAYDAR AKAR (Devamla) Şimdi,
Diyarbakır-Mazıdağı
Evlere şenlik arkadaşlar,
evlere şenlik! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) 53
kilometre. Demiryollarının Serbestleştirilmesi Kanununu
çıkardık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Mazıdağı
nerede Haydar Bey, Mazıdağı, Mazıdağı?
SALİH CORA (Trabzon) Mazıdağı
nerede Allahını seversen? Çok ayıp, otur ya.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Heykel partisi!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Mazıdağı
nerede Diyarbakır nerede.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Mazıdağı Mardinde, Mazıdağı Mardinde.
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, lütfen,
hatip konuşmasını tamamlasın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Gene gerçeklerden
rahatsız oldular.
SALİH CORA (Trabzon)
Karıştırdın, karıştırdın Haydar.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Haydar Bey,
Mazıdağı nerede?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Arkadaş,
bırakın da gerçekleri anlatsın.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman)
Mazıdağı nerede? Karıştırdın.
RECEP ÖZEL (Isparta) Diyarbakır ile Mardini
karıştırdın.
SALİH CORA (Trabzon)
Şaşırdın, iyice şaşırdın ya.
BAŞKAN - Sayın Cora, Ziver Bey, lütfen
Sayın Akar, buyurun, bir dakika daha süre
veriyorum.
HAYDAR AKAR (Devamla) Sayın Başkan,
müsaade ederlerse evlere şenlik Mazıdağını anlatmak
istiyorum.
RECEP ÖZEL (Isparta) Mazıdağı
nerenin ilçesi, Mazıdağı nerenin?
SALİH CORA (Trabzon)- Mazıdağı
nerede?
HAYDAR AKAR (Devamla) Şimdi, 109 milyon fazla
fiyatla Cengize veriyorlar, Cengize, 109 milyon fazla fiyatla Cengize
veriyorlar.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ha, ondan
bağırıyorlar desene.
HAYDAR AKAR (Devamla) Niye veriyorlar, biliyor
musunuz? Orada tesisleri var. Aslında Demiryolu Serbestleştirilmesi
Kanununa göre -kendileri çıkardı- bu yolu Cengizin kendisi
yapması gerekiyordu ama ne yaptılar? Cengize 109 milyon TL fazlaya
vererek yine Cengize bu inşaatı verdiler.
Sayın Bakan, çok uzatmadan birkaç da soru
sormak istiyorum.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Hizmetleri bitiremezsin
anlatarak.
HAYDAR AKAR (Devamla) Niye 2019
rakamlarını vermiyorsunuz? Birinci soru bu.
Plan ve Bütçede Osmangaziden geçiş ücretini
44,5 dolar diye açıkladınız. Yanlış söylediniz,
düzeltiyorum: 35 dolar + KDV.
En önemli soru: Niye Osmangazi 35 dolar da Avrasya
Tüneli 4 dolar? İkisinin de yapım maliyeti aşağı
yukarı aynı, 1 milyar 300 milyon dolar, 1 milyar 245 milyon dolar;
garantileri aynı; işletme süreleri aynı; biri işletme
süresi sonunda 11,8 milyar kazanıyor, diğeri sadece 2 milyar dolar
kazanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) İki iş
birbirinden farklı olduğu için fiyatları da farklıdır
Haydar Bey.
HAYDAR AKAR (Devamla) Niye? diye soruyorum. Buna
Recep Erdoğan cevap veremedi, buna Binali Yıldırım cevap
veremedi, buna diğer Ulaştırma Bakanları cevap veremedi;
şimdi sizin cevap vermenizi bekliyor, saygılar sevgiler sunuyorum.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yuvacık Barajı
gibi zannediyorlar her şeyi!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Bizde Recep
Erdoğan diye kimse yok, Recep Tayyip Erdoğan var.
BAŞKAN Teşekkürler.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Sayın
Başkanım, Sayın Akarın süresi AK PARTİ
icraatlarını saymaya yetmedi, bir beş dakika daha verseydiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Öpüldünüz! Öpüldünüz!
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Mazıdağı Mardinin, Mardinin, Diyarbakırın
değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Cengizi anlatın, Cengizi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Her şeyi Yuvacık Barajı gibi zannediyorlar, o yüzden.
BAŞKAN - Konuşma sırası Sivas
Milletvekili Ulaş Karasuda.
Buyurun Sayın Karasu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA ULAŞ KARASU (Sivas) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı bütçesi hakkında görüşlerimi
açıklayacağım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle dün Fenerbahçeyi yenerek şampiyonluk
yolunda emin adımlarla ilerleyen Sivassporumuzu kutluyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, içinizde Sülün
Osmanı bilenler vardır. Ama ben buradan bir kez daha tekrarlamak
istiyorum. Sülün Osman, saf insanlara çeşitli kamu mallarını satmakla
ün yapmış bir kişi. Mesela Galata Köprüsünü, İstanbul
tramvaylarını, Galata Kulesini, Kız Kulesini defalarca
insanlara satmıştır. Günlerden bir gün, Sülün Osman, Anadolunun
kasabasından gelen yaşlı bir amcaya: Amca, yabancısın
galiba, ne iş yaparsın? diye sorar. Amca, traktör almak için
geldiğini fakat parasının yetmediğini anlatır. Bunun
üzerine Sülün Osman: Amca bu yaştan sonra traktör senin neyine, traktörün
masrafı çok olur; mazotu var, yedek parçası var, sana büyük masraflar
açar. Bak bu tramvayların hepsi benim. Akşam elektriğe
bağlar, sabahleyin sürersin. Köyde, kasabada her yerde
çalışır. Ben seni sevdim, bir tanesini kelepir fiyatla sana
vereyim, bununla iyi para kazanırsın. der. Yaşlı
amcayı dolandırır. Bu olay bir çoğumuza tanıdık gelmiştir.
Bugün de Tarımı boş verin köprüye bakın,
işsizliği boş verin otoyola bakın, fabrikayı boş
verin havalimanına bakın. diyen bir Sülün Osman
anlayışıyla karşı karşıyayız. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) Sülün Osman
zamanında kim iktidarda?
ULAŞ KARASU (Devamla) O dönemin Sülün
Osmanı nerede otururdu bilmiyoruz fakat bu döneminkiler saraylarda
oturuyor! (CHP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) O dönemde iktidarda CHP
vardı.
ULAŞ KARASU (Devamla) O dönemin Sülün
Osmanı kişileri dolandırırdı, siz bu dönemin Sülün
Osmanları, 82 milyonun cebini hortumluyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi oradan ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ayıp bir şey
Sayın Başkan ya! Bu nasıl bir üslup! Temiz dile davet edin
Sayın Başkan.
ULAŞ KARASU (Devamla) Kurgu basit, kurgu
basit; birileri ihaleyi alıyor, olmayacak, tutmayacak garantiler
veriliyor, sonra, para milletin cebinden alınıp yandaşın
avucuna bırakılıyor. Eski Sülün Osman, Köprüden geçtin,
parasını ver. diyerek insanları dolandırırdı,
bugünün Sülünleri, geçilmeyen köprüden, kullanılmayan havalimanından,
gidilmeyen hastaneden para alarak 82 milyonu dolandırıyor. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
HALİL ETYEMEZ (Konya) Hangi köprüden
geçemedin ya!
ULAŞ KARASU (Devamla) 4-5 şirket
etrafında dönen mega dediğiniz projeler, çok değil, bundan üç
dört yıl sonra birer Sülün Osman hikâyesi olarak karşımıza
çıkacak.
Bakın, geçtiğimiz yıl, bütçe
görüşmelerinde Sayın Bakan yap-işlet-devret modelindeki
garantilere ilişkin bilgi vermiş, hazineden 3 milyar 550 milyon lira
çıktığını açıklamıştı. Geliyoruz
bu yıla: Yap-işlet-devret projeleri için ödenecek garanti 7 milyar
800 milyon lira, 2 katından fazla. Kütahya Zafer Havalimanına
2012nin başından 2017nin sonuna kadar garanti edilen yolcu
sayısı 5 milyon 210 bin 383 kişi. Peki, uçağa binen kaç
kişi? 221.562 kişi. Kaç lira para ödeniyor? Tam 26 milyon 691 bin 626
euro.
SALİH CORA (Trabzon) Havaalanı
yapılsa kaç lira ödeyecektik, baktın mı?
ULAŞ KARASU (Devamla) Osmangazi ve Yavuz
Sultan Selim Köprülerinde garanti edilen geçişin yarısına bile
ulaşılamadı. Bakın, yeni bir ihale yaptınız, dün
basındaydı; Konya Yüksek Hızlı Tren Garı Projesi. 68
milyon TLye bitirilecek proje yarım kaldı, yarım
kalmış projeyi gittiniz, 77 milyon TLye, olağanüstü durumlarda
başvurulması gereken pazarlık usulüne göre ihale ettiniz. Hem de
kime? Pasifik İnşaata. Kim bu Pasifik İnşaat diye
bakıyoruz, Cumhurbaşkanının hemşehrisi ve AKPli bir
milletvekilinin eşi olan Fatih Erdoğanın sahibi olduğu
şirket. İktidarın bir sloganı vardı, seçim
meydanlarında ne diyordunuz: Yaparsa AK PARTİ yapar. Bu millete yapılmaması
gereken bir iş vardı, onu da AK PARTİ yaptı. Bütün ülke
olarak bir araya geldik, sayenizde, Sülün Osmanda yine vicdan varmış
diyerek ruhuna rahmet okuyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, Kanal İstanbul diye bir garabet
çıkardınız; akademisyenler karşı, güvenlik
uzmanları karşı, çevre örgütleri karşı ama siz
ısrarcısınız.
SALİH CORA (Trabzon) Ecevitin projesi.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ne garabeti ya!
ULAŞ KARASU (Devamla) Neden bu kadar
ısrarcısınız? Kimlere hangi sözleri verdiniz? Katar
Emirinin annesi Kanal İstanbul güzergâhından tam 44 dönüm arazi almış.
Sormak istiyorum: 500 milyon dolarlık uçağın diyeti mi bu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) Kaynağın ne,
kaynağın? Kaynağınız ne?
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen Sayın
Karasu.
Buyurun.
ULAŞ KARASU (Devamla) Cumhurbaşkanının
çıkıp hediye dediği uçağın
karşılığında Tank Paletle askerî
sırlarımızı verdiğiniz Katara şimdi de vatan
toprağını peşkeş çekiyorsunuz. Neredeyse 82 milyonluk
ülkeyi 2 milyon nüfuslu Katarın sömürgesi hâline getireceksiniz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bu millet, dönemin en büyük emperyalist güçlerini
dize getirip ayağındaki prangalardan kurtulmuştur. Şimdi
kendisini bir aile devletine teslim etmenize izin vermeyecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Uşak Milletvekili Özkan
Yalım.
Buyurun Sayın Yalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan, Değerli Divan.
İlk önce Genel Kurulu selamlıyorum ve de
bizi izleyen tüm vatandaşlarımı, taksi, minibüs, kamyon,
tır, otobüs şoförü kardeşlerimi en içten duygularımla
selamlıyorum.
Evet, ilk önce birkaç teknik bilgi verdikten sonra
Sayın Ulaştırma Bakanıyla 2020 yılı bütçesiyle
alakalı gerekli görüşmemi yapacağım.
Sayın Bakan, maalesef otomobil ve hem hafif
ticari hem de ağır vasıta sektörünü bitirdiniz ve de ben size
bunları teknik detaylarıyla, rakamlarıyla
ispatlayacağım şimdi. İlk önce otomobil: 2015
yılında 968.017 araç satılmışken 2019da ilk on bir
ayda yani ocak ile kasım arasında 388.560 araç satıldı yani
son beş yılda araç satış sayısı 3 kat düştü
Sayın Bakan. Bunun yanında ağır vasıtaya
geldiğimizde orada daha da vahim. Yani bugün, kamyoncuyu,
tırcıyı, otobüsçüyü batırdınız, batırmak
üzeresiniz, kalanlar da can çekişiyor.
Sayın Bakan bakın, 2015 yılında
43.381 kamyon ve tır satılmış. Bugün ilk on bir ayda 7 bin
araç satıldı, 7.200le kapatılması ihtimali büyük görünüyor
yani beş yılda, 6 kat daha düşük kamyon satışı ve
de tır satışı gerçekleşmiştir.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) İkinci eller iyi
para yapıyor.
ÖZKAN YALIM (Devamla) Bunun da sebebi maalesef
sizlere göre değerli lideriniz Recep Tayyip Erdoğandır ve de
siz, Ulaştırma Bakanlığı, maalesef, aynı
şekilde buna çanak tutmuşsunuzdur ve de bizim ağır
vasıta şoförlerimizi, ağır yük taşıyan
kamyoncumuzu, otobüsçümüzü bitirdiniz.
Bakın, Sayın Bakan, şu anda 2020
yılındaki bütçede MTVyi görüşüyoruz. MTV ne kadar artacak?
Yüzde 20nin üzerinde. Zaten can çekişen bir ağır vasıta
sektörü var, bunu da bitireceksiniz. Peki, neden yüzde 20? 4 artı 4
veriyorsunuz gerekli olan zamlara ancak MTV yüzde 20nin üzerinde çünkü
bütçenin açığını bu şekilde tamamlamaya
çalışıyorsunuz.
Peki, bunun yanında, biliyorsunuz kamyoncunun
en büyük derdi otoban, köprü ve de sigorta maliyetleri. Bunları da zaten
tek tek saymama gerek yok, bunlar da ayrıca bir şey.
SALİH CORA (Trabzon) Senin firman kaç kat
büyüdü Özkan Bey? AK PARTİ döneminde zengin oldun.
ÖZKAN YALIM (Devamla) Türkiye'de, otomobil
satışlarında 970 adet otomobil plazası var; son on bir ay
içerisinde 970 plazanın 150 tanesi kapattı, battı veya devretti,
bu sebepten dolayı da 5 bin kişinin işsiz
kaldığını özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sayın Bakan, ben size ilk önce şunun
altını çizmek istiyorum: Biliyorsunuz, sütten ağzı yanan diğer
seferinde üfleyerek içer. Ben, size, özellikle de bizi izleyen tüm
vatandaşlarımıza, değerli milletvekillerimize ve de
Sayın Ulaştırma Bakanı size anlatmak istiyorum. Osmangazi
Köprüsü ve de Yavuz Selim Sultan Köprüsünden ilk iki buçuk yılda, otuz ayda
ettiğimiz zarar yani yapan firmaya verilen garantiden dolayı
ettiğimiz zarar 2,5 milyar dolar. Bu 3 milyarı da geçti yani beş
yılda ikisinin toplamı 6 milyar yapıyor.
Peki, toplamda 1915 Çanakkale Köprüsünün maliyeti
ne? 2 milyar euro. 2 milyar euroyu, bunun finansmanını diğer 10
değişik ülkeden sağladınız. Ben de diyorum ki sizin
sütten ağzınız yandığı hâlde hâlâ bir şey
geri gelmiyor, hâlâ düzeltmiyorsunuz. Neden 1915 Çanakkale Köprüsünde 45 bin
geçiş garantisi verdiniz? Bakın Çanakkale Köprüsünden -burada
Çanakkale Milletvekili olan arkadaşlarımız var, Sayın
Bülent Turan burada, Sayın Muharrem Erkek burada- günde 5 bin
civarında geçiş gerçekleşiyor, günde 5 bin civarında
karşıdan karşıya geçişler gerçekleşiyor. Sizin
vermiş olduğunuz toplam taahhüt 45 bin civarı, 45 binler, 15
euro artı KDV. Bakın, ben size şu şekilde
açıklayayım: 45 bin araç garantisi, bunun 5 bininin geçtiğini
varsaydığımızda 40 bin civarında aracınki devlet tarafından
yani bütçeden ödenecektir. Peki, 40 bin çarpı 15 euro, artı yüzde
8lik KDVyle günlük 648 bin euro ödeyeceksiniz geçmeyen araçlar için. Bu 648
bin, üç yüz altmış beş günde yani yıllık 236 milyon
520 bin euro yapıyor. Peki, sözleşmeye göre yapan firma ne kadar
çalıştıracak? On altı yıl iki ay on iki gün yani
toplamda beş bin dokuz yüz on iki gün. Beş bin dokuz yüz on iki günü
648 bin euroyla çarptığınızda toplamda 3 milyar 830 milyon
976 bin euroyu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın
Yalım.
Buyurun.
ÖZKAN YALIM (Devamla)
siz yapan firmaya, milletin
geçmediği, Ağrıdaki, Diyarbakırdaki, Uşaktaki,
Türkiyenin 81 ilinde, 970 ilçesindeki birçok vatandaşımıza,
geçmediği hâlde o köprünün vergisini maalesef onlara ödettireceksiniz. Siz
ülkeyi batırdınız ama batırmaya da devam ediyorsunuz.
Bakın, hızlı trende de aynı
şeyler geçerli. Hızlı tren, adı üzerinde, hızlı
tren. Bakın, buradan, Uşaktan İzmire yapılmakta olan,
devam eden hızlı tren projesine çok hızlı bir şekilde
başladınız ama bütçeyi batırdığınızdan
dolayı, para olmadığından dolayı da çok
hızlı bir şekilde bitirdiniz ama ben açık ve net söylüyorum
bu gidişat artık sizin gidişiniz. Hızlı trenin
durduğu gibi siz de hızlı bir şekilde gidiyorsunuz. Abbas
yolcu diyorum, AK PARTİ Hükûmetine en kısa zamanda da
hayırlı yolculuklar diliyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) 18inci bütçeyi
yapıyoruz.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Ya mazotun,
yakıtların fiyatları düştü, Özkan, hâlâ
bağırıyorsun!
BAŞKAN - Adana Milletvekili Sayın Müzeyyen
Şevkin, buyurun.(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilgi ve iletişim
teknolojileri ürün ve hizmetleri açısından net ithalatçı
pozisyonunda olan Türkiyede genç nüfus yoğunluğunun, üniversite
sayısının ve mezununun artmış olmasına
rağmen sektörün gelişmemesi düşündürücüdür. Bunun tabii,
çeşitli sebepleri var; nitelikli iş gücü eksikliği, yüksek vergi
oranı, düzenlemelerin öngörülebilir olmayışı, fiyat
odaklı ihale politikaları, fiyat rekabetinden dolayı düşen
kâr marjları, girişim sermayesi yetersizliği, fikrî mülkiyet
haklarıyla ilgili ihlaller, üniversite-sanayi iş birliğinin
yetersizliği ve teşviklerin yetersiz olması sektörün önündeki en
büyük engeller olarak göze çarpanlar.
Maalesef, Türkiyenin bilişim sektöründe hâlen
bir markası bulunmamaktadır değerli milletvekilleri çünkü AR-GE
yatırımları yapılmamaktadır, özgür üniversitelerin önü
kapanmıştır, liyakatli yönetim biçimleri ne yazık ki bu
ülkede ortadan kalkmıştır. Wikipedia gibi uluslararası
bilgi bankası olan bir kurumu bu ülke yasaklamış ve
kafasını kuma gömmeye devam etmiştir.
SALİH CORA (Trabzon) Niye yasakladı
biliyor musunuz?
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) - Niye
yasaklamıştır? Kafamızı kuma gömerek bunun önüne
geçemeyiz arkadaşlar.
SALİH CORA (Trabzon) Atatürke hakaret
ediliyor orada, müsaade ediyor musunuz? Vikipedide Atatürke hakaret ediliyor,
müsaade ediyor musunuz buna?
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) - Bu defalarca
tartışıldı, tüm dünya bunu izlerken sizin kapatmanız
bunu engellemiyor.
SALİH CORA (Trabzon) Atatürke hakaret
ediliyor Vikipedide, buna müsaade ediyor musunuz?
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) - Özgürlükler
ülkesi olarak geleceğinizi iddia ettiniz, yasaklar ülkesine çevirdiniz,
ülkeyi yasaklar ülkesi yaptınız. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, son günlerde yine
gündemde olan Kanal İstanbula biraz değinmek istiyorum. Evet, bir
jeoloji mühendisi olarak, birinci derece deprem riski olan ve yakında bir
deprem beklenen İstanbulda ne yazık ki hem su bölgeleri, su
havzaları
Çünkü güzergâha baktığınız zaman,
bakın, 45 kilometrelik güzergâhta Küçükçekmece Gölü tahrip edilecek,
ardından yine, Sazlıdere Barajı tamamen ortadan
kaldırılacak ve havaalanının hemen kuzeyinden tekrar
Karadenize ulaşan 45 kilometrelik ve 25 metre derinlikte bir kanaldan
bahsediyoruz. Arkadaşlar, deprem olduğunda en çok hasar görecek ve
tamir edilemeyecek yerlerden biridir Kanal İstanbul. Ayrıca ekolojik,
ekonomik, sosyal, bilimsel ve teknik olarak yeterince incelenmediği
düşünülmektedir. Arkadaşlar, elli sene önceki bir Amerikan projesini
mi hayata geçirmeye çalışıyorsunuz? Ne yapmaya
çalışıyorsunuz? 74 milyar dolar
74 milyar sadece
hafriyatının olması beklenen Kanal İstanbulda acaba bu
para, 8 milyon işsizi olan bir ülkede, sanayiye yatırım
yapılarak aşağı yukarı 13 kentteki
işsizliğin son bulmasına neden olmayacak mıdır?
SALİH CORA (Trabzon) Bülent Ecevit de
yapılmasını istedi.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Acaba, bu
ülkede doğru yatırımlar yapılarak insanların
işsizlikten kurtarılması ve çiftçilerin bu kadar borcu varken
SALİH CORA (Trabzon) Kanal İstanbulu
Bülent Ecevit de istedi.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla)
Arkadaşlar, hatırlatayım, gayrisafi millî hasılanın
yüzde 1ini çiftçiye ödemek durumundasınız, anayasal
hakkıdır.
SALİH CORA (Trabzon) Daha fazlasını
ödüyor.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) 47 milyar
doları ona ödeyip üretim yapmak yerine bu uçuk projeye yatırım
yapıyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon) Daha fazlasını
ödüyor.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Kime hizmet
ediyorsunuz? Kime hizmet ediyorsunuz?
RECEP ÖZEL (Isparta) Ülkeye, ülkeye.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Ülkeye hizmet
etmiyorsunuz arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Ülkeye, ülkeye. Sizin gibi
başka yere hizmet etmiyoruz.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Evet, ÇED
Sazlıdere Barajı, İstanbul kentinin yüzde 10,5 içme suyu
ihtiyacını karşılıyor. Bu kadar su
sıkıntısının olduğu yerde Sazlıdere Barajını
ortadan kaldırıyorsunuz. Küçükçekmeceyi ortadan
kaldırıyorsunuz. Karadenizin 30 metre alçalmasını
sağlayarak tüm bu bölgenin tuzlanmasını ve Marmara Denizinin
kirlenmesinin önünü açıyorsunuz.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
İstanbulu susuzluktan kurtaran Recep Tayyip Erdoğan.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Bütün bu
teknik şeylere rağmen hâlâ ekosistemi yok edeceğinizi
biliyorsunuz, orada ormanları yok edeceğinizi biliyorsunuz. Bu da
yetmiyor, nedense 2018 yılında Çevre Bakanlığı
1/100.000 ölçekli planı değiştirip 279,66 hektarı imara
açıyor arkadaşlar. Bunun gerekçesini nasıl
açıklıyorsunuz? Evet, ÇED raporuna göre yüzde 52,16 tarım
alanı kaybolacak, ormanlar yok olacak, tuzluluk artacak, üstelik de sizin
iddia ettiğiniz gibi oradan gemiler geçerek tehlike yaratmaktan
uzaklaşıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Korkmuyoruz, siz doğru yöne yönlendirin.
Bakın, boru hatları döşeniyor,
artık gemicilik ortadan kalkacak bir durumdayken bizi Kanal
İstanbulun güvenlik nedeniyle yapılacağına ikna
edemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Gemicilik ortadan kalkacak.
Bunu demeyin ya.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Bu ülkenin
kaynaklarını doğru yönlendirmek zorundasınız.
RECEP ÖZEL (Isparta) Gemicilik ortadan kalkar
mı ya! Dünya tarihinde yok.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Evet,
yavaş yavaş azalıyor efendim.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hiç azalmaz o, azalmaz,
azalmaz.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Petrol
taşımacılığı Rusyadan boru döşendiği
için azalmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Şevkin.
Buyurun.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Hemen
bitiriyorum.
Değerli milletvekilleri, hani demin İlhami
arkadaşım da gösterdi ama kellim kellim la yenfa, size
anlatıyoruz, anlatıyoruz, ne yazık ki
anlaşılmıyor. Simit Sarayları
Sarayları
sevdiğinizi biliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
Simit Saraylarına 500 milyar dolar yardım yapan Ziraat Bankası
Ne yazık ki vatandaş gariban; simitçinin simitlerini bir belediye de
sokaklara dökmektedir.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Rakamı lütfen
düzeltin, 500 milyar dolar
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Bu kadar saray
sevmeyin arkadaşlar, bu kadar saray sevmeyin.
Değerli milletvekilleri, esas Ziraat
Bankasının görevi çiftçiye destek vermekken futbol kulüplerini
desteklemekten vazgeçsin, Simit Saraylarını desteklemekten vazgeçsin.
Asli görevine Ziraat Bankasını davet ediyoruz.
Bir başka olay değerli milletvekilleri,
TEMSA. 1.500 işçisi Adanada şu anda kan ağlıyor. 1.500
insan TEMSAda şu anda ne yazık ki işten
uzaklaştırılmış durumda. Hükûmet olarak niye TEMSAya
destek vermiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Hani
millîydiniz, hani yerliydiniz, hani yerli otomobil için babayiğit
arıyordunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) İşte
var bir babayiğit. 70 ülkeye ihracat yapan elli yıllık bir
fabrika kapanıyor. Niye kılınızı
kımıldatmıyorsunuz? Adana bitiyor arkadaşlar. Adana
esnafı kan ağlarken Kebap ve Şalgam Festivali için 1 milyon
insan
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Şevkin.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Hemen
tamamlıyorum efendim. Rica ediyorum
BAŞKAN Bağlayın, buyurun.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) 1 milyon insan
Kebap ve Şalgam Festivali için
İnsanlar film şirketlerine
tanıtım için para verirken kendiliğinden gelişmiş,
sivil inisiyatif alan Kebap ve Şalgam Festivalini yasaklıyorsunuz.
Hani çok kültürlülüğe önem veriyordunuz, hani yasaklara
karşıydınız. (CHP sıralarından
alkışlar) Adanadaki esnafı ağlattınız. Bu utanç
da size yeter.
Teşekkür ediyorum hepinize. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
HACI ÖZKAN (Mersin) Esnafta şikâyet yok,
esnaf memnun.
BAŞKAN Zonguldak Milletvekili Deniz
Yavuzyılmaz.
Buyurun Sayın Yavuzyılmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğünün görevleri nedir? Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğünün görevleri, Sayıştay raporundan size okuyorum:
Bakanlık tarafından verilen yetki kapsamında sivil
havacılık kazalarının ve olayların
soruşturmasını yapmak veya yaptırmak, sonuçlarına göre
gerekli tedbirleri almak, bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek ve aynı
zamanda da gerekli izin ve sicil işlemlerini yapmak. Ancak, aynı
zamanda, yine Sayıştay raporlarında deniyor ki: Bu kurumlarda
istihdam edilen personel -Devlet Hava Meydanları İşletmesi dâhil
olmak üzere- siyasi etkilere açık bir şekilde istihdam ediliyor.
Bakın, rapordan okuyorum, Sayıştay
raporu sayfa 3te deniyor ki: Yürürlükte bulunan mevzuat gereği personel
istihdamında istenilen nicelik ve nitelikte eleman alımının
sağlanamaması, personel istihdamının siyasi etkilere
açık bulunması. E, daha Sayıştay ne desin? Yani AKPlileri
veya yandaş tabir edilen kişileri işe
aldığınızın bir göstergesi, bir ispatı bu.
Şimdi, Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğünün karnesine hep birlikte bakalım. Bu karnede neler var? Bu
karnede 30 Kasım 2007 tarihinde Ispartada Keçiborlu Türbetepe mevkisinde,
Isparta Süleyman Demirel Havalimanına inişe geçen ve kaza yapan,
toplam 57 vatandaşımızı kaybettiğimiz, içinde 6
nükleer fizikçi ve toryum hızlandırıcısı üzerine
çalışan bu bilim insanlarını kaybettiğimiz kaza. Bu
kazada ne oldu? Bu kazada, aslında, Word Focustan bu uçağı kiralayan
Atlas Jetin gerekli bakımları yaptırmadığı ve
uçuşa da bu uçağın elverişli olmadığı
tespiti yapıldı. Bu izinleri veren, bu bakımları kontrol
etmeyen Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüydü. Ispartada aynı
zamanda bu dönemde havaalanında ILS cihazının bulunması
gerekiyordu ama bu da bulunmadı. Dolayısıyla bir şekilde
nükleer fizikçilerimizi ve toplam 57 vatandaşımızı
kaybetmemiz, gerekli tedbirleri almamanın bir sonucu olarak Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğünün görev ihmalinden de
kaynaklanmıştır.
Bir diğer konu, Şırnakın
Şenoba ilçesinde yüksek gerilim hatlarına takılarak yaşanan
helikopter kazasında 23. Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral
Aydoğan Aydın ve ekibi -toplam 13 kişi- yine hayatını
kaybetti.
Bakın, yine Sayıştay raporunda
deniyor ki: 31/05/2017 tarihinde Şırnakta yaşanan helikopter
kazası da mâniaların uçuş emniyeti açısından ne kadar
büyük tehlike yarattığını ortaya koymuştur. Peki,
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bunu takip etti mi? Etmedi.
Bakın, TEİAŞ ne diyor, biz KİT Komisyonunda sorduk ve
TEİAŞ Genel Müdürlüğünden gelen yanıt şu: 31/10/2018
tarihi itibarıyla 67.600 kilometre enerji iletim hattımızda 180
bin adet daha ikaz küresine ihtiyacımız bulunmaktadır. 180 bin
adet ikaz küresine ihtiyaç vardır.
Bir diğer konu, merhum Muhsin
Yazıcıoğlunun helikopterinin düştüğü 25/3/2009
tarihindeki kazada Kahramanmaraş kontrollü hava sahasının biraz
dışındaki, o elim, bütün Türkiyede travma yaratan kaza.
Kahramanmaraş Havalimanında PSR, SSR radarları bulunmuyor, ILS
cihazı bulunmuyor ve Kahramanmaraş mânialar bakımından
Türkiyede en fazla mâniaya sahip olan -19.394 mâniası olan- bir yer.
Eğer burada SSR, PSR radarları olsaydı merhum Muhsin Yazıcıoğluya
kırk yedi saatte değil, yarım saatte ulaşmış
olacaktık. Bu da Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün büyük
bir eksiği, hatasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Yavuzyılmaz
tamamlayın lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla) Evet iki konuyu
daha burada vurgulayacağım, Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü KİT Komisyonu toplantısına yetkili
göndermemişti, bugün nasip oldu, bu kürsüden onları bir kez daha
kınıyorum.
Diğer bir konu: Devlet Hava Meydanları
İşletmesinin 2018 yılında Strateji Geliştirme Dairesi
Başkanlığından gelen resmî yazıya göre Devlet Hava
Meydanları İşletmelerindeki operasyon süresine göre
havalimanlarının kapasite kullanım oranlarından size örnek
vereceğim: Adıyaman Havalimanı yüzde 21, Erzincan
Havalimanı yüzde 15, Isparta Süleyman Demirel Havalimanı yüzde 13,
Kocaeli Cengiz Topel Havalimanı yüzde 6, Nevşehir Kapadokya
Havalimanı yüzde 18, Zafer Havalimanı yüzde 18;
havalimanlarını çalıştıramıyorsunuz. Aynı
zamanda Zonguldakta Çaycuma Havaalanını 30 metre
genişliğinde 15 metre daha genişlettiğinizde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla) -
1881 metre
uzunluğundaki mesafeyi de 750 metre daha uzattığınızda
Zonguldak Çaycuma Havaalanı, yolcu taşıma kapasitesini de 2-3
kat daha artıracaktır. Hem devletin imkânları ve
yatırımları boşa gitmeyecektir hem de bölgenin
kalkınmasına büyük bir katkı sağlayacaktır. Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğünün, düzgün bir koordinasyon
yapması ve bu geçtiğimiz yıllardaki berbat karnesini düzeltmek
ve topluma, kamuoyuna güven vermek için yeniden teşkilatlandırma
yönünde çalışmasını diliyor, bütçenin hayırlı
olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
Evet Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
konuşmalar tamamlanmıştır.
Sayın Turan söz talebiniz var, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, gruplar adına konuşmalar tamamlandıktan
sonra Grup Başkan Vekillerine söz hakkı tanınmasının
esasın kaybolmasına neden olduğuna, İzmir Milletvekili
Kamil Okyay Sındır, Adana Milletvekili Ayhan Barut, Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasunun 129
sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
yedinci tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Grupların tüm konuşmaları bitince
sataşmadan söz verme prensibinize saygı duyuyorum. Bu, usul ekonomisi
gereği kıymetli bir yaklaşım. Ancak cevap verirken de
konunun soğumuş olması başka bir tartışma konusu.
Dolayısıyla mecburen bu son bölümde cevap vermek durumunda
kaldık.
Sayın Bakanım, aslında çok fazla
iddia var ifade edilen, dile getirilen. Fakat bütçenin mehabeti,
yoğunluğu, zaten Yürütme Kurulu üyesi
arkadaşlarımızın cevap verme imkânları
değerlendirildiğinde kısaca birkaç hususu ifade etmek isterim.
Bunlardan bir tanesi, Tarım bitti, mahvolduk,
öldük
tarzı çok sert söylemlerle aynı iddiaların tekrarı
olduğu.
Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; konuşmacılar konuşmalarında sadece son
yılı değil, AK PARTİnin on yedi yılını
değerlendirdiler. Çok zor değil, buna baktığımızda
tarımsal gayrisafi millî hasılamızın ne kadar
arttığını az sonra dağıtılacak olan evrakta
görebileceğiz. Örneğin tarımsal ihracatımız 4,7 kat
artmış durumda, bitkisel üretimimiz yüzde 30 artmış
durumda, tohum üretimimiz 7 kat artmış durumda gibi birçok
rakamı tekrar paylaşabiliriz.
Fakat Sayın Başkanım, şehir
efsanesi hâline gelen her konuşmacının ısrarla dile
getirdiği bir başka mesele var ki şaşkınlıkla
takip ediyoruz. Efendim, neymiş? Türkiye saman ithal ediyormuş.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Bakan
söyledi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan,
Türkiye'nin buna ihtiyacı yok.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Ama
Sayın Bakan söyledi Bülent Bey.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Only one minute.
Bekleyin birazcık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Vay vay!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Şöyle bir sorununuz
var Sayın Başkan: Tam yetmiş dakika konuştu
arkadaşlarımız, iki dakika izin verdiniz. Yetmişe iki
dakika izin verin, ben de hemen birkaç konuyu ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
ülkemizin saman üretimi yıllık 25 milyon ton.
İhtiyacımız ne? 15 milyon ton. Yani neredeyse 2 kat üretimimiz
var.
CAVİT ARI (Antalya) 1 kilo da alsak yine
ayıp.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bizim buna ihtiyacımız
yok ki. Fakat bağırıp bağırıp kırk defa
söyledikleri, hâlen bağırmaya devam ettikleri konu ne biliyor
musunuz? 2019 yılında sadece bir üreticimiz 150 kilo. -150 kilo
arkadaşlar, 1 ton değil- saman getirmiş Türkiyeye, tüm yaygara
bundan.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) 10 bin ton,
10 bin ton. Sayın Bakan söyledi, açıklamaları var.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bir daha söylüyorum,
bizim 25 milyon üretimimiz var, 15 milyon ihtiyacımız var.
Dolayısıyla, bir saman açığımız falan yok.
Çalışın dersinize eleştirin; eksiğimiz var,
tamamlayalım, çalışalım ama siyaset,
karşılığı olmayan iddialarla, ithamlarla olmaz diye
düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin Sayın Sayın
Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; bir diğer iddia da Tank Palet
Fabrikasıyla ilgili. Kısaca söylemek istiyorum -dilimizde tüy bitti-
satış yok, devir yok.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne var?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Fabrika herhangi bir
şirkete, devlete satılmadı Sayın Başkan. Mülkiyet
devri yok, işçilerin haklarında bir kayıp yok, çıkarmak
yok. Sadece, bir ihale karşılığında, 3 firmanın
katıldığı ihale sonucunda, en uygun teklifi veren firmaya
işletme hakkının süreli olarak verilmesi var. Biz, tank yapmak
istiyoruz; biz, millî üretim yapmak istiyoruz; biz, adı soy isminize
benzeyen Altay ismiyle gurur duyacağımız bir tank yapmak
istiyoruz. Bunun için de adımlar atıyoruz, işler yapıyoruz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakın, Sayın Başkan, polemik konusu
olsun istemem fakat bir, BMC katılmış; iki, Koç
katılmış; üç, FNSS katılmış. 3 firma var ama bu
kadar ısrarla aynı yalanın, aynı ithamın
tekrarından artık şunu soruyoruz: Acaba, diğer ihaleye
katılan firmalar da bunu kazanıp alsalardı aynı tepki
olacak mıydı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son sözlerinizi alayım Sayın
Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Olayın sanki tank
fabrikasıyla ilgili değil de, alan firmayla ilgili olduğu
kanaatindeyiz Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşmacılar çok büyük oranda Meclisin mehabetine
uygun davrandılar, bütçenin saygınlığına uygun
davrandılar fakat zaman zaman yine kantarın topuzunun
kaçtığı oldu. Örneğin, bizi rahatsız eden, çok
gereksiz bulduğumuz, Meclisin hukukuna, kürsüye
yakışmayan Sülün Osman tarzındaki iddiaları duymak bile
istemiyoruz, duymadığımızı farz ediyorum. Bunlar edep
dışı ifadeler, bunlar yanlış ifadeler. 10a yakın
CHPli arkadaş konuştu, hemen hepsi de saygın konuştu ama
bu tarz sokak ağzı diye ifade edeceğimiz ifadelerin bu kürsüde
olmasını doğru bulmuyoruz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Bağlayalım lütfen Sayın Turan.
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Eğer Sülün Osman bir tarihin
karşılığı olarak bugün ifade ediliyorsa söylemek
isterim ki Sülün Osman bugün yaşasaydı 10 aylık torununu
sigortalı yapmayı düşünemezdi bile, Sülün Osman bugün
yaşasaydı 14 yaşındaki çocuğunu sigortalı
yapmayı düşünemezdi bile. Yani şunu demek istiyorum: Eğer
kavga edeceksek ederiz ama bize yakışan bu değil.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
Buyurun Sayın
Altay.
2.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hiçbir sayın
milletvekilimiz bu kürsüde sokak ağzıyla
konuşmamıştır. Kaldı ki o da bir
ağızdır, bazen ona da ihtiyaç duyulur; önce onu söyleyeyim.
Bir, saman
ithalatı
Sayın Bakanın beyanı var
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Eski yılları söylüyorsunuz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Hangi tarihti?
KAMİL OKYAY
SINDIR (İzmir) 22/12/2018.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Hayır, Sayın Pakdemirliyi söylüyorum
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Az sonra cevap vereceğim zaten.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - 10 bin ton saman ithal ettik. diyor. Sayın Bakan
mı doğru söylüyor, Grup Başkan Vekili Sayın Turan mı
söylüyor?
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Az sonra söyleyeceğim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Ben bunu merak ediyorum. İkiniz de buradasınız
ya; hanginiz doğru söylüyor? Birisi İthalat yok. diyor, biri Var.
diyor. Biriniz söyleyin, kabul edin, biz inanalım. Bir onu söyleyeyim,
bir.
Ben daha önce de
söyledim Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biz Tank Palet
Fabrikasıyla ilgili dertliyiz. Niye dertliyiz? 3 firma tank ihalesine
giriyor ama BMC biliyor ki bu fabrikayı kendisine peşkeş
çekecekler. Peşkeş bunun adı, peşkeş; ne derseniz deyin.
Geçen burada bir arkadaşımız peşkeş demiş,
biraz olay olmuş; ben ondan önce 10 kere kullandım, kullanmaya devam
edeceğiz. Burası konuşma yeri, işinize gelmeyebilir ama biz
bunu söyleyeceğiz. Şunun için söylüyoruz, Sayın Bakanım,
milletimiz bilsin: Satılmadı, kiralanmadı; sözleşme yok,
hiçbir şey yok. Hiçbir yeri
Ben bu simidi Orhan Sarıbala verirsem,
parasını almadan verirsem bunu peşkeş çekmiş olurum, bunda
hakkı olanı
Tıpkı Ziraat Bankasının, Simit
Sarayına milletin 500 milyonunu peşkeş çekmesi gibi. Şimdi,
Bülent Turan diyor ki: Efendim Sülün Osman benzetmesi hoş bir benzetme
değil. Ya, Sülün Osman da birçok kamu malını ve tarihî eseri,
saat kulelerini, vapurları, tramvayları satmış, kendine ait
olmayanları satmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Türkiyede AK
PARTİnin yaptığı, sattığı, peşkeş
çektiği kamu malları Tayyip Erdoğanın malı mı?
Bunun adı da peşkeş, ne farkı var? (CHP
sıralarından alkışlar) İkisi de tarihî şahsiyet;
Osman Ziya Sülün de bir tarihî şahsiyet, Recep Tayyip Erdoğan da
tarihî şahsiyet. İkisi de aynı işi yapmış, bana
göre aynı işi yapmış, kendilerine ait olmayanı
satmışlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Ayrıca ben, grubumuzdan bir şey rica
ediyorum, müteaddit defalar da söylüyorum değerli arkadaşlar, AK
PARTİmiz artık burada misafirdir, misafire iyi davranın,
üstlerine fazla gitmeyin. (CHP sıralarından alkışlar,
gülüşmeler) Zaten yolsuzluk bunların nasırı oldu,
nasırlarına basmayalım. Siyasi ömürleri kısaldı.
Teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Turan, bekleyin. Sayın Bakan
doğrudan muhatap alındığı için
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Bakan belki
beraber cevap verir Sayın Başkanım, o yüzden söylüyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Koro mu yapacaksınız?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Zapta geçsin sadece.
Bakın ben, Sayın Başkan
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Osman Ziya Sülün,
İsmet İnönü zamanında yaşamış tarihî bir
şahsiyettir.
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
az önce eleştirdiğim üsluba geri dönmeyeceğim. Biz o ifadeyi
doğru bulmuyoruz, ben kullanmayacağım tekrar Sayın
Başkanım.
Bakınız, ben sekiz yıldan beri
milletvekiliyim, AK PARTİ on yedi yıldan beri görev
başında. Sayın Altaydan sekiz yılda 8 bin defa AK PARTİ
gidici. dediğini duydum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Arkadaşlar, AK PARTİyi millet kurdu,
millet götürür tabii ki. Ancak anketler gösteriyor, motivasyonumuz gösteriyor
ki AK PARTİ daha çok uzun yıllar bu milletin kaderi olmaya devam
edecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) AK PARTİ
burada iki tane şov cümlesiyle kaybolacak bir parti değil Sayın
Başkan. AK PARTİ, kökleriyle beraber, tarihiyle beraber büyük bir
medeniyeti temsil ediyor. Göreceksiniz, bir defa, daha dört yıl
buradayız. Engin Altay dört yılda dört bin defa daha Gidiyorsunuz.
diyecek. Biz buradayız Sayın Başkan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
3.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Şimdi, biz hiçbir partiye ömür biçecek güç,
kabiliyet ve yetkide değiliz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Eyvallah.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ömrü millet
biçer, Cenab-ı Allah biçer.
Nitekim, 3 Kasım 2002de Türk siyasetinde yeni
bir çığır ve size yol açan aziz milletimiz 24 Haziran 2019da da
biletinizi kesti, seçim sonuçları itibarıyla kesti.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) 23 Haziran,
tarihleri karıştırmayın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) 23 Haziran,
neyse, maksat hasıl oldu.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) 24 Haziran 2018di
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu iddia benim
değil, bu iddia Cumhurbaşkanı, AK PARTİ Genel
Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
iddiasıdır. İstanbulda tökezleyen Türkiyede ayakta kalamaz.
diyen Tayyip Erdoğanın kendisidir.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Engin Başkan,
yetmiş yıldır bu CHP iktidara gelemiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İstanbulu
kaybeden, Ankarada iktidarda oturamaz. diyen Tayyip Erdoğanın
kendisidir. Gidin, bunları bana değil, Tayyip Erdoğana
söyleyin. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bakan, doğrudan size
yöneltilen sorular vardı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet Sayın
Bakan, 22 Aralık 2018de 11 ton saman ithal edildi.
BAŞKAN Sayın Bakana iki dakika süre veriyorum.
Buyurun Sayın Pakdemirli.
4.- Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin, toplam saman üretiminin 25 milyon ton
olduğu ülkemizde bu yıl 7.370 ton saman ihraç edildiğine
ilişkin açıklaması
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Evet, CHPnin genelde rakamlarla ilgili problemi var. O
yüzden ben resimlerle ifade etmeye geldim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Saman mı onlar (!)
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Bakın, Türkiyede toplam saman üretimi 25 milyon
tondur, 15 milyon tonu hayvancılıkta kullanılır. Bu sene
7.370 ton saman ihraç etmişiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) 25 milyon ton, 25 milyon ton
Bakın, bir yıl 9 bin ton ithal
edilmiş. Adam ucuz bulmuş, getirmiş. Adama gem mi
vuracağız?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Eyvallah.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Aldın
mı, aldın.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Ne zamandan beri biz kapalı bir Demirperde
ülkesiyiz arkadaşlar, ne zamandan beri? Bu sene 150 kilogram. Eğer
kabul buyurursa çok değerli Kamil Hocamın bagajına
yükleyeceğiz bu 150 kilogramı, Meclisin çıkışında
tekrar hatırlaması için.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) 10 bin ton.
dedik Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Lütfen bana samanla gelmeyin. Kimsenin üreticinin,
çiftçinin, besicinin moralini bozmaya hakkı yoktur.
Çok teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Altay
5.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirlinin saman ithal edildiğini teyit ettiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Maksat hasıl
olmuştur, Sayın Bakan da 10 bin ton saman ithal edildiğini
BÜLENT TURAN (Çanakkale) 150 kilo. dedi
Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Gerekçesi şu
olur bu olur, biz de zaten gerekçesini sormadık. Neticede, sonuç: Saman
ithal edilmiştir, Sayın Bakan bunu teyit etmiştir, mesele bizim
açımızdan kapanmıştır. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) 150 kilo, 150 kilo.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kapat, yeter;
samana takılıp kaldın.
BAŞKAN - Sayın Turan, kapatalım
artık meseleyi.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
(Devam)
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE
YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H)
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI (Devam)
1)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I)
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ)
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU (Devam)
1) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
J)
SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına konuşmalar yapılacak.
İlk konuşmacı İzmir milletvekili
Yaşar Kırkpınar.
Buyurun Sayın Kırkpınar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım
ve Orman Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesi
üzerine AK PARTİ Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve
ekranları başında bizleri takip eden çok saygıdeğer
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Tarım, en kolay eleştirilebilen ve
esnekliği olmayan bir sektör; aynı zamanda kıt kaynakların
en etkin ve verimli kullanılması gereken stratejik bir sektör.
Özellikle iletişim ve bilgi çağını
yaşadığımız bu süreçte gıdaya erişimin, tüketim
alışkanlıklarının ve sınırsız
ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla karşılanmaya
çalışıldığı bir zamanda ve zeminde
yaşıyoruz. Gelecekte gıdayı kontrol edenler dünyayı da
kontrol edeceklerdir. Dünyada mevcut 13 milyar hektar toprak alanının
sadece 5 milyar hektarı tarım toprağıdır, bunun da
sadece 1,5 milyar hektarlık alanında tarım yapılmaktadır.
Ülkemizde ise 24 milyon hektarda tarım yapılıyor ve 14,6 milyon
hektar da mera olarak kullanılmaktadır.
2050 yılında dünya nüfusunun 10
milyarı, ülkemiz nüfusunun ise 100 milyonu bulması öngörülüyor.
Şehirleşmenin artması, küresel ısınma, toprağın
yanlış kullanımı, çölleşme, erozyon gibi
gelişmeler tarıma elverişli arazileri maalesef tehdit ediyor.
Bunun için üretim potansiyeli yüksek 65 ilimizde 7 milyon hektara
karşılık gelen 265 ovayı sit alanı ilan ederek koruma
altına aldık.
Türkiye 2002 yılında tarımsal millî
gelir bakımından 37 milyar lirayı dahi bulamayan bir
büyüklüğe sahipti, tarım ürünleri ihracatımız da 3,8 milyar
dolar düzeyindeydi, çiftçilerimize verilebilen tarımsal destek yılda
sadece 1,8 milyardı. Biz bu seviyeden aldığımız Türkiyeyi
tarımsal millî gelirde 217 milyar liraya, tarım ürünleri
ihracatında 17,7 milyar dolara yükselttik. Tarımsal desteklerde bu
yıl itibarıyla 16,1 milyar destek verdik, önümüzdeki yıl bu
desteği 22 milyara çıkardık. AK PARTİ olarak on yedi
yılda çiftçilerimize toplamda 137,7 milyarlık destek
sağladık. Ülkemiz 2005ten beri tarımsal hasılada dünyada
ve Avrupada lider konumda. Bugün Türkiye 195 ülkeye 1.690 çeşit
tarım ürünü ihraç ediyor. Sadece mazot desteği olarak çiftçilerimize
geçtiğimiz yıl 2,4 milyar liralık ödeme yaptık ve bu ödeme
ilk defa AK PARTİ iktidarları döneminde yapıldı.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Buzağı desteği ne oldu?
YAŞAR KIRKPINAR (Devamla) -
Hayvancılığı da öncelikli sektör olarak ele aldık. Son
on yedi yılda hayvancılığa yaklaşık 33 milyar
liralık destek verdik. Değerli arkadaşlar, bunların hepsi
resmî rakamlar. Büyükbaş hayvan sayısını 9,9 milyondan 18
milyona yükselttik, küçükbaş hayvan sayısı ise 32 milyondan 46
milyona yükseldi. Kırmızı et üretimi 420 bin tondan 1,1 milyon
tona yükseldi, beyaz et üretimi ise 696 bin tondan 2,2 milyon tona yükseldi.
Süt üretimi ise 8,4 milyon tondan 22,1 milyon tona çıkarıldı.
Süt referans litre fiyatını bu yıl 2,3 liraya çıkarıp
daima üreticiden yana bir tavır sergiledik.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ürün
desteğini mayısta nasıl çektiniz? İlk defa tarihe geçtiniz.
YAŞAR KIRKPINAR (Devamla) - 2019da
fındık, hububat ve bakliyat başta olmak üzere, 13 üründe
hasattan önce fiyat açıklayıp verimli bir alım kampanyası
yürütülmesini sağladık. Toprak Mahsulleri Ofisi kanalıyla
üreticilerden 4 milyar liralık ürün alarak piyasa fiyatının
üretici aleyhine gelişmesini engelledik.
Tarım sektöründeki konumumuzu daha da
güçlendirmek için Bakanlığımız tarafından pek çok
çalışma yürütülmektedir. Bunlardan bir tanesi arazi
toplulaştırmasıdır. Hükûmet olarak
attığımız bir başka önemli adım da tarım
arazilerinin miras ve satış yoluyla bölünmesini engellemek
olmuştur. Türkiye hayvancılık konusunda da artık
tarımın diğer bölümlerinde olduğu gibi ithalatçı
değil, ihracatçı bir ülke olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, sözlerinizi
bağlayın lütfen Sayın Kırkpınar.
YAŞAR KIRKPINAR (Devamla) Tarımda Millî
Birlik Projesi, hedeflerimizden birisi budur. Planlı üretime geçilerek
ithalatı azaltmayı ve ihracatı çoğaltmayı
amaçlıyoruz. Bakanlığımız havza bazlı yönetimi,
tarımsal üretimi destekleme modelini ve hayvancılıkta yerli
üretimi destekleme modelini kararlılıkla uygulamak için gerekli bütün
çalışmaları yapmaktadır. Özellikle tarıma dayalı
sanayinin geliştirilmesi, ürün sayımının
sağlıklı bir şekilde yapılması, sözleşmeli
tarım anlayışının benimsenmesi, birlik ve kooperatifçiliğin
özendirilmesini amaçlıyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın da ifadeleriyle, AK PARTİ hükûmetleri olarak,
hiç kimsenin, ne üreticimizin alın terine, emeğine ne de üreticimizin
sofrasına, ekmeğine göz dikmesine asla müsaade etmeyeceğiz.
Tarım sektöründeki spekülatörleri millî güvenlik sorunu olarak görüyor ve
ona göre de muamele ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlama için buyurun Sayın
Kırkpınar.
YAŞAR KIRKPINAR (Devamla) Bu vesileyle konuşmama
son verirken, Tarım ve Orman Bakanlığımızın 2020
yılı bütçesinin hayırlı ve bereketli olmasını
temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bursa Milletvekili Zafer
Işık
Buyurun Sayın Işık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA ZAFER IŞIK (Bursa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım ve Orman
Bakanlığının 2020 yılı bütçesi hakkında söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tarım, orman ve su kaynakları bir ülkenin
yer üstündeki stratejik zenginliklerini oluşturmaktadır. Bu anlamda
ülkemiz, jeopolitik konumuyla bizlere çok büyük zenginlikler sunmaktadır.
AK PARTİ hükûmetleri olarak son on yedi yılda tarım ve ormancılık
anlamında ülkemize çok büyük katkılar sağladık. 2023-2071
hedeflerimiz için hayata geçirilen proje ve yatırımlarla ülkemizi
ihya ederek üreticimizin gelir seviyesini yükselttik. Bu arada, tüketicinin
daha kaliteli ürünlere daha ekonomik olarak ulaşmasına gayret
gösterdik. Güçlü Türkiye yolu güçlü tarım politikalarından
geçmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın da ifade ettikleri üzere, tarım bir millî güvenlik
meselesidir. Bizler, geleceğimiz ve gelecek nesillerimiz için ülkemizin tarım
politikası konusuna bu açıdan bakmaktayız.
Bakanlığımızın Çiftçinin
yüzü gülsün, çocuklarımız ormanla büyüsün. sloganıyla
başlatılan çalışmalar neticesinde daha yeşil bir
Türkiye için 11 Kasım 2019da 11 milyon fidanla geleceğe nefes olmak
üzere bir kampanya başlatıldı. Bu kampanyaya
vatandaşlarımızın rekor katılımıyla 14
milyon fidan sahiplenilerek toprakla buluşturuldu, 80 bin dekar alan
ağaçlandırıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızca
11 Kasım günü Millî Ağaçlandırma Günü ilan edilmiştir.
Öncelikle aziz milletimize ve orman camiamıza hayırlar getirmesini
temenni ediyorum. Bu alanda yapılan çalışmalar artık gözle
görülür bir şekilde meyvelerini de vermeye başladı. Dünyadaki
orman varlığında azalma görülürken Her şey daha yeşil
bir Türkiye için. diyerek yapılan çalışmalarla son on yedi
yılda orman varlığımızı 1,8 milyon hektar
artırmayı başardık. 2002 yılında 20,8 milyon
hektar olan orman varlığımız bugün 22,6 milyon hektara
ulaşmıştır. Hedefimiz, 2023 yılında 7 milyar
fidanı toprakla buluşturarak, orman varlığımızı
23,4 milyon hektara çıkarmaktır. İnşallah bunu da hep
birlikte başaracağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bu kapsamda geliştirilen, 5 Bin Köye 5 Bin
-gelir getirici- Orman Projesiyle, orman köylümüzün daima yanında olmaya
gayret ettik. Bal, kestane, çam fıstığı, keçi boynuzu,
sakız, salep, reçine, iğde, alıç ve trüf mantarı ile
tıbbi ve aromatik bitki üretimine uygun defne, kekik, ıhlamur,
adaçayı, biberiye gibi yetiştirme sahaları oluşturarak
orman köylümüze katkı sağlamak amaçlanmıştır. Şu anda,
513 adet bal ormanı arıcılığımızın
hizmetine sunulmuş ve dünyadaki çam balı üretiminde yüzde 90la
Türkiye lider ülke konumuna gelmiştir. Beş altı yıl önce
trüf mantarı ülkemizin gündeminde dahi değilken, bugün
yatırımcıların, tüketicilerden turizmcilere kadar her
kesimin ilgi odağı hâline gelmiştir. Günümüzde, trüf
mantarı üretimi 40 tonla ülke ekonomisine 100-150 milyon katkı
sağlamaktadır. Trüf mantarının yirmi yıl içerisinde
dünya çapında 6 milyar dolarlık bir ticaret hacmine
ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Şehirlerimizde artan nüfusla doğal
yaşam alanlarının sosyal hayata ve halkımızın
hizmetine sunulması amacıyla 134 adet şehir ormanı ile
1.390 adet mesire alanı hizmete sokulmuştur. Erozyona maruz kalan ve
taşınarak kayıp edilen topraklarımız için de
çölleşme ve erozyonla mücadele programları geliştirilmiş,
bu amaçla baraj havzalarında yeşil kuşak
ağaçlandırmaları ile nehir ve havzalarında sel kontrol
çalışmaları yapılmıştır. Orman
varlığımızı koruyabilmek ve yangınla mücadele
kapsamında, ormanlarımız, 776 adet gözetleme kulesiyle yirmi
dört saat gözetlenmektedir. 117 kulede 254 kamera ve insansız gözetleme
kuleleri hizmete sokularak, 2003 yılında orman yangınıyla
mücadele süremiz 40 dakikayken, bugün 12 dakikaya düşürülmüştür. Bu
başarıda emeği geçen orman mühendislerimize, orman muhafaza
memurlarımıza, yangın ekiplerimize ve tüm orman
teşkilatına teşekkür ediyorum.
Bu arada, Bursa Milletvekili olmam hasebiyle,
bölgemizdeki üreticilerimizin taleplerini karşılamak adına
Tarım Bakanlığımızca yapmış olduğumuz
çalışmalar sonrasında, cumhuriyet tarihinde zeytin ilk defa 2019
yılında fark ödemesi desteği kapsamına alınarak
kilogram başına on beş kuruş destek verilmesi
kararlaştırılmıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Işık,
tamamlayın lütfen.
ZAFER IŞIK (Devamla) Bu karar bölge
halkımızda ve zeytin üreticilerimizde ziyadesiyle bir memnuniyet
yaratmıştır. Tüm bölge ve zeytin üreticileri adına
Sayın Cumhurbaşkanımız ile Tarım ve Orman Bakanımıza
teşekkürlerimi sunuyorum.
AK PARTİ hükûmetleri döneminde yürütülen
tarım ve ormancılık politikalarıyla üretim ve üretici
desteklenmiş, önümüzdeki dönemde de büyüme odaklı, tarım ve
ormancılığı geliştirecek, kalkınmayı
destekleyecek güçlü tarım politikaları uygulanmaya devam edilecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle Tarım ve Orman
Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesinin
hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Antalya Milletvekili İbrahim
Aydın
Buyurun Sayın Aydın, süreniz beş
dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AYDIN
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Şahsımın da otuz yıl hizmet
ettiği ve mensubu olmaktan şeref duyduğum Orman Genel
Müdürlüğü, ülkemizin orman kaynaklarının sürdürülebilir
yönetimini sağlayarak kaynakların milletimizin menfaatine
sunulmasından sorumlu yüz seksen yıllık köklü bir
teşkilattır.
Bugün, ülke olarak dünyada orman
varlığını artıran nadir ülkelerden birisiyiz. Son on
yedi yılda yaklaşık 5 milyon 300 bin hektar alanda
ormancılık faaliyeti gerçekleştirilerek yaklaşık 4 milyar
500 milyon adet fidan toprakla buluşturulmuştur. 2023 yılı
sonunda dünya nüfusu kadar -7 milyar- fidan toprakla
buluşturulacaktır. Hedefimiz orman
varlığımızı ülke topraklarının yüzde 30u
olan 23 milyon 400 bin hektara çıkarmaktır.
Erozyonla mücadelede dünya lideriyiz. 2 milyon hektar
alanda erozyon kontrol çalışmaları yapıldı. Son
olarak, ağaca ve çevreye değer veren Hükûmetimiz 11 Kasımı
Millî Ağaçlandırma Günü ilan etti. Sayın
Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla, gelecek
nesillere nefes olabilmek için başlatılan Bugün Fidan Yarın
Nefes seferberliğiyle 11.11.2019da saat 11.11de yurt genelinde 81 ilde
2.023 noktada 14 milyon fidan toprakla buluştu. Ayrıca 233 bin adet
fidan dikimiyle Endonezyaya ait olan 1 saat içerisinde tek bir alanda en
fazla fidan dikme rekoru o gün Çorumda 300.150 fidan dikilerek
kırılmıştır.
2008 yılından itibaren milletimize hizmet
gayesiyle açık alanlar, kara yolu kenarları, okullarımız,
hastanelerimiz, sağlık ocaklarımız ve
mezarlıklarımız büyük bir hızla ağaçlandırılmaktadır.
Ayrıca, 181 milyon adet fidan bedelsiz olarak
vatandaşlarımıza dağıtılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ormanları kırsal kalkınmanın lokomotifi
yaptık. Uygulamaya koyduğumuz 38 eylem planıyla, orman köylümüze
gelir getirici tür ağaçlandırmalarıyla yeni gelir kapıları
açılmıştır. Orman köylülerini; doğduğu yerde
doyurmak, yaşatmak, kalkındırmak ve göçleri önlemek için 5 Bin
Köye 5 Bin Orman Eylem Planı doğrultusunda bugüne kadar 4.800 köyde
gelir getirici tür ağaçlandırması
yapılmıştır.
Bugüne kadar arıcılığa ve bal
üretimine verdiğimiz destekler sayesinde 514 adet bal ormanı
kurularak ülkemiz, bal üretiminde dünyada 6ncı sıradan 2nci
sıraya yükselmiştir.
Değerli milletvekilleri, keçin var, suçun var
anlayışından vazgeçerek, ormanlarımızda otlatma
planı yapılarak hayvancılığımıza büyük
destek verilmektedir. 2002 yılında 15 milyon TL olan destek
miktarı 2019 yılında 206 milyon TLye
çıkarılmış, 2020 yılında ise orman köylülerine
250 milyon TL ORKÖY Kredisi verilecektir.
Dünyada 115 milyar dolarlık tıbbi ve
aromatik bitkiler pazarından pay alabilmek için odun dışı
orman ürünlerinin üretimi artırılmıştır. Bu konuyla
ilgili Gazi Meclisimizde Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Araştırma
Komisyonu kurulmuş, Komisyonumuz gerekli çalışmalarını
tamamlamış, raporunu Meclis Başkanımıza
sunmuştur. Tıbbi ve aromatik bitkiler ihracatımız şu anda
900 milyon dolar iken 2023 yılı için 5 milyar dolar olarak
hedeflenmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ormanlarımıza yapılan bakım,
gençleştirme gibi faaliyetler sonucu yapılan üretimle ülkemiz orman
ürünleri ihtiyacını yerli kaynaklardan karşılamayı
hedefliyoruz. Bu kapsamda sektörde dışa
bağımlılığı azaltmak için 2002 yılında
14 milyon metreküp olan odun üretimini 2019 yılında 28 milyon
metreküpe, 2020 yılında 30 milyon metreküpe çıkarıyoruz.
Hedefimiz 2023 yılında üretimi 37 milyon metreküpe çıkararak
ülke tüketiminin yüzde 100ünü karşılamaktır.
2021 yılı sonu itibarıyla orman
kadastrosunda kesinleşen alanların tescilini sağlayarak 2023
yılı sonunda da 2/B programları tamamlanacaktır. Böylece
uzun yıllar çözülemeyen ve orman-halk ilişkilerini olumsuz etkileyen
mülkiyet sorunları tamamen çözülmüş olacak,
ormanlarımızın daha etkin bir şekilde korunması da
sağlanmış olacaktır. Nitekim yapılan
çalışmalar neticesinde teknik ve hukuki problemler azalmış,
yargıya intikal eden davalarda ciddi düşüşler olmuş, orman
köylüleriyle hasım değil, hısım olunmuştur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; orman yangınlarıyla mücadele
çalışmaları kapsamında orman yangın yönetimi
sistemiyle insan gücü, kara ve hava araçlarını tek merkezden
yöneterek Türkiye'yi orman yangınlarıyla mücadelede çevre ülkelere de
her an yardım edebilecek güçlü bir yapıya kavuşturduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bağlayın sözlerinizi lütfen
Sayın Aydın.
İBRAHİM AYDIN (Devamla) Bu sayede orman
yangınlarıyla mücadelede bölgemizde lider ülke olduk. Kurmuş
olduğumuz erken uyarı sistemi, teknoloji ve diğer tedbirlerle
orman yangınlarına müdahale süresi kırk dakikadan ortalama on
iki dakikaya düşmüştür. Orman yangınlarıyla Akdeniz
ülkelerinde son on yılda ortalama yanan alanlar istatistiklerine baktığımızda
en az yanan alanla Akdeniz ülkeleri arasında lider konumdayız.
Portekizde 138 bin, İspanyada 90 bin, İtalyada 63 bin,
Yunanistanda 26 bin, Fransada 11 bin hektar yanarken Türkiye'de 6.664 hektar
alan zarar görmüştür.
Orman Genel Müdürlüğünün yaptığı
çalışmalar kapsamında yangından dolayı zarar gören
alanlar aynı yıl içerisinde ağaçlandırılarak orman
varlığının yok olmasına izin verilmemektedir.
Kulecisinden yangın işçisine, operatöründen pilotuna, memurundan
mühendisine tüm orman camiası çalışanlarına teşekkür
eder, yangınla mücadelede şehit olan 114 kardeşimize ve tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet dilerim.
2020 yılı bütçesinin ülkemize ve
milletimize hayırlı olmasını diler, saygılar
sunarım. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN - Burdur Milletvekili Yasin Uğur
Buyurun Sayın Uğur. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA YASİN UĞUR
(Burdur) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğümüzün bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimiz ve
milletimizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
DSİ Genel Müdürlüğü,
vatandaşlarımızın en hızlı şekilde memba
kalitesinde içme ve kullanma suyuna ulaşması için içme suyu
tesislerini, içme suyu havzalarını korumak ve gelecek nesillere sağlıklı
bir şekilde aktarmak üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Aynı zamanda evsel atık su arıtma tesisleri inşa etmekte,
tarımsal sulamanın da en etkin ve en verimli şekilde
yaygınlaştırılması için sulama
yatırımları gerçekleştirmektedir. Hidroelektrik santralleri
de inşa etmekte ve ülkemizin enerjide dışa
bağımlılığını azaltmaktadır.
AK PARTİ hükûmetlerimiz döneminde yapılan
yatırımlarla ilgili şimdi sizlere birtakım rakamlar vermek
istiyorum: Baraj sayımızı 2003 ve 2019 yılları
arasında yüzde 205 artışla 276dan 841e çıkardık.
Hidroelektrik santral sayımızı 2003 ve 2019 yıllarında
yüzde 570 artışla 657ye çıkardık. Gölet ve bent
sayımızı 2003 ve 2019 yılları arasında yüzde 164
artışla 228den 602ye çıkardık. Atık su
sayımız ise hiç yapılmamışken, 2003ten 2019a kadar
yapılmamışken, bu sürede ise 18 adet atık su tesisi
yapılmıştır. Taşkın kontrol
sayımızı ise 2003 ve 2019 yıllarında yüzde 97
artışla 9.894 adede çıkardık.
Enerjide dışa
bağımlılığımızı azaltmak için yerli,
millî ve yenilenebilir enerji kaynağı olan hidroelektrik
potansiyelimizi harekete geçirdik. 2003 yılında 26 milyar kilovatsaat
olan hidroelektrik enerji üretim kapasitemiz 2019 yılı Kasım
ayı sonu itibarıyla 99,5 milyar kilovatsaate yükseltilmiş, böylelikle
kaynaklar içinde HESler birinci sıraya yükseltilmiştir. Ülkemizde
yanan her 3 ampulden 1ini HESler aydınlatmaktadır. Hedefimiz, 2023
yılına kadar 135 milyar kilovatsaat hidroelektrik enerji üretim
kapasitesine ulaşmaktır.
Son on altı yılda 4.856 adet
taşkın koruma tesisini tamamlayarak arazilerimizi
taşkınlardan koruduk. Ayrıca, özellikle şehir içlerinden
geçen dereleri estetik bir şekilde onararak şehrin âdeta
gerdanlığı hâline getirdik.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin 85 milyon
dekar olan ekonomik sulanabilir arazisinin yüzde 78i yani 66,2 milyon
dekarı sulamaya açılmıştır. Sulamaya açılan 66,2
milyon dekar arazide uygun ziraat usulleri ve ürün deseniyle tarım
yapılması durumunda, takriben, yıllık 49,5 milyar TL zirai
gelir artışı sağlanması da mümkün hâle gelecektir.
Tarım alanlarının sulanmasında kapalı şebekeye
geçilmiştir. Sulamada basınçlı, borulu şebekeyle büyük
tasarruf sağlanmıştır. DSİ tarafından hizmete
açılmış alanlarda borulu şebekeyle sulanan arazi son on
altı yılda yüzde 6dan yüzde 28e
çıkarılmıştır. İnşa hâlindeki projelerde ise
bu oran yüzde 94tür. Sulamada modernizasyon adına
çalışmalarımız devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz genelinde
arazi toplulaştırması ve tarla içi geliştirme hizmetleri,
tek elden yürütülmesi amacıyla 2018 Nisan ayı itibarıyla Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğünün görev alanına dâhil
edilmiştir. Ülkemizde toplulaştırma yapılmaya uygun 14,3
milyon hektar alan bulunmaktadır. 8,2 milyon dekar alanda
toplulaştırma çalışmaları devam etmektedir. 2018
yılında 496 bin dekar, 2019 yılında ise 508 bin dekar
alanda tescil çalışmaları tamamlanmıştır.
Toplulaştırmayla, köy merkezi ile parseller arası yol mesafesi,
harcanan zaman, yakıt ve masraflar azalır ve çiftçi gelirlerinde
önemli bir artış sağlanır.
GAP bölgesinde ise ana kanal ve sulama şebekeleri
için ihtiyaç duyulan 60 bin hektar arazi toplulaştırma projeleri
kapsamında sağlanmış olup kamulaştırma bedelinde
yaklaşık 3,6 milyar lira tasarruf edilmiştir.
Karayollarımızla yapılan protokol sonucu, 16 güzergâhta toplam
616 kilometrelik koridor kamulaştırma bedeli ödenmeden
boşaltılmış olup yaklaşık 1,3 milyar lira
tasarruf sağlanmıştır. DSİ Genel Müdürlüğü, kendi
iş makinalarıyla gerçekleştirdiği çalışmalarda
yerleşim yerlerini ve tarım arazilerini taşkın
zararlarından korumaya 2019 yılında da devam etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Uğur
YASİN UĞUR (Devamla) - 2019
yılında ise 138 adet toplu makineli çalışma
başlatılmış olup, bu çalışmalarda şu ana
kadar DSİ birim fiyatlarıyla 277 milyon liralık tasarruf ve
katkı sağlanmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son yıllarda ülkemizde artan nüfus, sanayileşme ve
küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği, su
kaynaklarını olumsuz olarak etkilemektedir. Suyun
kullanılırken sürdürülebilir şekilde korunması giderek önem
kazanmaktadır. Su kaynakları bakımından çok da zengin
olmayan ülkemizde su kaynaklarına talep ve su kaynakları üzerindeki
baskı giderek artmaktadır. Velhasıl, suyun önemi her geçen gün
artmaktadır. Bu soruna çözüm bulmak adına
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
önderliğinde ilgili Bakanlığımız ve
kurumlarımızla birlikte köklü çözümler üretmek için
çalışmalar yapmaktayız.
Su kaynaklarının kullanımı
konusunda çok önemli rolü olan Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı mali bütçesinin hem kuruma hem
milletimize, devletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Gazi Meclisimizi
ve ekranları başındaki milletimizi de saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Çankırı milletvekili Salim
Çivitcioğlu... (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Çivitcioğlu, süreniz
beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA SALİM
ÇİVİTCİOĞLU (Çankırı) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün 2020
yılı bütçesi hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulumuzu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, meteorolojik hizmetler
konusunda tek yetkili kamu kurumu olarak, kurulduğu 1937
yılından itibaren günümüze kadar ortaya çıkan ihtiyaçlar,
teknolojik gelişmeler ve günün şartları dikkate alınarak
kendisini sürekli yenileyen Meteoroloji Genel Müdürlüğünün faaliyet ve
hedefleri hakkında bilgiler vermek istiyorum. Hava tahmin
tutarlılık oranı yüzde 90ların üzerinde olan tahminlerle
başta tarım, ulaştırma, enerji, millî savunma, çevre ve şehircilik,
turizm, sağlık, adalet ve afet yönetimi olmak üzere pek çok sektörün
meteorolojik ürün ve hizmet taleplerini karşılayan Meteoroloji Genel
Müdürlüğü, yüksek teknolojiyi kullanan, uluslararası ilişkileri
güçlü, bölgesinin öncü ve saygın servisi konumundadır. Kurucu üyesi
olduğu Dünya Meteoroloji Teşkilatı, Avrupa Orta Vadeli Hava
Tahminleri Merkezi, Avrupa Meteorolojik Uyduları İşletme
Teşkilatı, Avrupa Meteorolojik Fayda Grubu, Sınırlı
Alan Hava Tahmin Modeli Konsorsiyumu gibi uluslararası kuruluşlarla
ve diğer ülkelerle ikili iş birliği çalışmalarını
geliştirmek için yoğun bir gayret göstermekte ve meteoroloji
alanında bölgenin lider ülkesi olma hedefiyle hareket etmektedir. Dünya
Meteoroloji Teşkilatı tarafından bölgesel eğitim merkezi
olarak da tanınmış olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2000
yılından bu yana 150den fazla ülkeden 1.500ü aşkın
kursiyere eğitim vermiştir. Ayrıca, Meteoroloji Genel
Müdürlüğümüz, Dünya Meteoroloji Örgütünün önemli üyelerinden birisi olup
2019 yılında 193 üye ülkenin oy birliğiyle 27 üyeden oluşan
Yürütme Konseyine seçilmiştir. Sayın
Cumhurbaşkanımızın Antarktikada söz sahibi 30 ülkeden biri
olma vizyonunu esas alarak 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferine de bir
personeli dâhil edilerek 2019 yılında kıtada ilk otomatik meteoroloji
gözlem istasyonu kurulmuştur.
Bir ilki gerçekleştirerek afet bölgelerinde
görevli yetkililer ile vatandaşların en kısa sürede
bilgilendirilmesinin yanı sıra, eğitim ve tanıtım
maksatlı da kullanılmak üzere Mobil Gözlem ve Tahmin Merkezi yani
Meteoroloji Tırı hizmete alınmıştır.
Meteorolojik gözlem sistemleri ağı 2003 yılı öncesinde 31
adet iken 2019 yılı itibarıyla 1.867 adede
çıkarılmıştır. 2019 yılında kuvvetli
meteorolojik hadiselerin sebep olacağı can ve mal kaybının
en aza indirgenmesi amacıyla, kuvvetli yağmur, fırtına,
dolu, kar yağışı, zirai don, toz
taşınımı gibi meteorolojik hadiseler hususunda toplam 481
adet meteorolojik uyarı yayınlanmıştır. Meteorolojik
uyarılar, Genel Müdürlük tarafından geliştirilen yerli ve millî
yazılım sayesinde renk kodları sistemi yani MeteoUyarı
ile yayınlanmaya başlanmıştır. Kendi uzmanları
tarafından geliştirilen Karayolları Hava Tahmin Sistemiyle
seyahat edecek vatandaşlarımızın yola çıkmadan önce
gerekli tedbirleri alabilmeleri için yol güzergâhıyla ilgili meteorolojik
şartları öğrenmeleri sağlanmaktadır. Bunun yanı
sıra, Cebelitarık Boğazından Hazar Denizine kadar günde
iki kez yapılan beş güne kadar hava ve deniz tahminleri kurumsal
internet sitesinde tüm bölge denizcilerine ulaştırılmaktadır.
2019 yılında 2.500 denizci ve balıkçımıza da meteorolojik
uyarılar SMS sistemiyle iletilmeye başlanmıştır.
Uçuş güvenliğinin en önemli temel faktörü
olan meteorolojik ürün ve hizmetler, kurumun kendi geliştirdiği
yazılım vasıtasıyla Hezarfen Meydan Uyarı Sisteminde
sunulmaktadır. Ege Üniversitesiyle yapılmış iş
birliği kapsamında Hava Polen Durumu Sistemi
geliştirilmiştir. Projeyle yerli ve millî otomatik polen ölçüm
sistemi de geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Antalya
Havalimanında uçuş güvenliğine destek vermek amacıyla
kurulan Alçak Seviye Rüzgâr Kırılımı Uyarı Sisteminin
bir benzeri Sayın Cumhurbaşkanımızın Bu sadece bir
havalimanı değil, bir zafer anıtıdır. diyerek 29 Ekim
2018 Cumhuriyet Bayramında açılışını
yaptığı İstanbul Havalimanına da 2020 yılı
içerisinde kurularak hizmete sunulacaktır.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Zirai meteorolojik hizmetler kapsamında
çiftçilerimize yönelik ekim, dikim, gübreleme, ilaçlama ve sulamadan hasada
kadar olan tarımsal üretimin her aşamasında çiftçilerimize
hizmet verilmektedir. Tarımsal ürünlerin zarar görmemesi maksadıyla
geliştirilen ve 429 ilçeyi kapsayan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, bağlayın
sözlerinizi Sayın Çivitcioğlu
SALİM ÇİVİTCİOĞLU (Devamla)
Zirai Don Uyarı Sistemini ülkemizin bütün ilçelerini kapsayacak
şekilde yaygınlaştırma çalışmaları devam
etmektedir. Bu güzide kurumumuz, zirai ve tarımsal faaliyetlerin
planlanmasında meteorolojik şartların uygun olup
olmadığının önceden bilinmesi, kaynak ve iş gücü
kullanımına katkı sağlamak, kalite ve verimliliği
artırmak için Tarımsal Hava Tahmini internet sayfasını
hizmete sunmuş, zirai faaliyetler için çiftçimize bir ışık
olmuştur. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye Ziraat Odaları
Birliği arasında eğitimle ilgili İşbirliği
Protokolü imzalanmıştır. Protokol kapsamında kuvvetli
meteorolojik hadiseler için Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından
yapılan uyarılar çiftçilerimizin cep telefonlarına SMS olarak
iletilecek ve çiftçilerimize zirai meteorolojik uygulamalarla ilgili eğitimler
verilecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime son verirken kamu kaynaklarımızın
daha verimli kullanılmasını sağlamak üzere afet ve
zararların önlenmesinde azimli ve kararlı çalışmalarını
ortaya koyan Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün tüm
çalışanlarını kutluyor, 2020 yılı bütçemizin
ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Muğla Milletvekili Sayın
Mehmet Yavuz Demir, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET YAVUZ DEMİR
(Muğla) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; AK
PARTİ Grubum adına balıkçılık ve su ürünleri konusunda
söz aldım. Hepinizi ve büyük milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Kıymetli vekiller, Birleşmiş Milletlerin
yaptığı bir çalışma çerçevesinde dünya nüfusunun
ortalama olarak 80 milyon civarında arttığı öngörülmekte ve
bu tahminle de 2050 yılına geldiğimizde yine bu öngörü
çerçevesinde dünya nüfusunun 12-13 milyar civarında olacağı
belirtilmektedir. Yine, hayvansal protein olarak da balık ve su ürünleri
yüzde 20 civarında insanlığın protein ihtiyacını
karşılamaktadır. Şimdi, bunu neden söyledim? Bu çerçevede
artık, sürdürülebilir balıkçılıkla, doğal
avcılık yöntemiyle insanların bu kıymetli protein maddesine
ulaşması mümkün olamayacaktır. Bırakın 2050
yılını, şu günümüzde dahi bu ihtiyacı
karşılayacak bir düzeyde değildir. Yine, bilim insanları
gerek denizlerimizde gerek okyanuslarda her geçen gün balıklar başta
olmak üzere tüm canlıları hızla tükenmekte olduğunu da
belirtmektedirler. İşte, tam da bu anlamda, balık
yetiştiriciliğinin önemi bir kez daha ortaya
çıkmıştır.
Kıymetli vekiller, özellikle, 1971de
çıkarılan 1380 sayılı Su Ürünleri Yasası çerçevesinde
Tarım ve Orman Bakanlığımızın geçtiğimiz
aylarda Meclisimizde kabul edilen bir düzenlemeyle ciddi anlamda hem
yetiştiriciler bağlamında hem de doğal
balıkçılık, doğal avcılık yöntemiyle
balıkçılık yapan tüm insanlarımız kapsamında çok
önemli çalışmalar ve hassas çalışmalar
yaptığının bilincindeyiz ve geçtiğimiz ay da
hayırlısıyla bu düzenleme Meclisimizden geçmiştir.
Kıymetli vekillerimiz, önümüzdeki 2023
yılında hedeflenen 1 milyar dolarlık balık ihracatı,
bırakın 2023 yılına varmayı, bugün itibarıyla 1
milyar doları geçmiştir ve hızla da bu, 2ye, 3e katlanma
aşamasındadır.
Kıymetli vekiller, benim bölgem yani on
yıl Belediye Başkanlığı yaptığım Güllük
Körfezi, balık yetiştiriciliğinin merkezi durumundadır.
Yani yüzde 65i Milas, Bodrum ve Fethiye bölgesinde, balık
yetiştiricileri bu alanda ciddi anlamda
konuşlanmışlardır. Bu çerçevede, yapılan bu
düzenlemeyle hem doğal balıkçılık önümüzdeki süreçte
korunacak hem de yetiştiricilerin yıllardan beri çektiği ciddi
sıkıntılar, özellikle su üstü kiralamalarındaki yüksek
fiyatlar olabildiğince düzenlenmiş ve yetiştiricilerin önü çok
önemli ölçüde açılmıştır.
Bu anlamda, başta
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğana ve gerçekten çok
hassas ve titiz bir çalışmayla bu düzenlemeyi yapan Tarım ve
Orman Bakanımıza ve onun kıymetli ekibine ve -bir nebze olsun- Balıkçılık
ve Su Ürünleri Genel Müdürü olarak konunun başından sonuna takipçisi
olan kıymetli Genel Müdürümüze ve ekibine ve hepsinden önemlisi, bu
işi meşakkatle bugünlere kadar getiren balık
yetiştiricilerine çok çok teşekkür ediyoruz.
Bu arada şunu da hatırlatmak isterim: Yine
Güllük Körfezinden bahsedeceğim. Geçtiğimiz son üç beş yıl
zarfında olta balıkçılığı da bir hayli ilgi
çekici bir duruma gelmiştir. Buna da çok güzel bir etkinlik olarak hem
dışarıdan gelen yabancı amatör balıkçılar hem de
diğer illerden gelen, olta balıkçılığına özenen
amatör balıkçılar, bölgemizde, özellikle Güllük Körfezi merkez olmak
üzere, Bodrum ve Fethiye kıyılarında olta
balıkçılığına çok önem vermekteler ve şu anda
ciddi bir sektör hâline gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Demir.
MEHMET YAVUZ DEMİR (Devamla) Kıymetli
vekillerimiz, bu çerçevede, inşallah, önümüzdeki süreçte, 1 milyar dolar
olan bu ihracat süreci, ihracat kapsamı çok ciddi anlamda katlanarak çok
yüksek miktarlara ulaşacaktır, buna yürekten inanıyorum ve hem
turizmle hem de çevreyle barışık olarak bu sektörde çok ciddi
anlamda bir yol alacaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütçemizin de hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bursa Milletvekili Ahmet
Kılıç.
Buyurun Sayın Kılıç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET KILIÇ (Bursa)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçesi üzerine grubum adına söz almış
bulunmaktayım.
Öncelikle, Gazi Meclisimizi ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidara
geldiğimiz 2002 yılından itibaren, gençlerimizin kendi
eğitimlerini ve gelişimlerini sağlıklı ve güvenilir
ortamlarda tamamlayabilmeleri kapsamında, gençlik merkezleri, gençlik
kampları, spor tesisleri, yurtlar, kredi ve burslar Hükûmetimizin üzerinde
en çok durduğu ve daha önceki dönemlerle kıyaslanamayacak ölçüde
büyük kaynak aktardığı konular arasındadır. Zira, AK
PARTİ vizyonu bunu fazlasıyla gerektirir.
AK PARTİnin gençler için yapmış
olduğu çalışmaların bir kısmını sizlere
sunmak istiyorum: Örneğin, gençlik merkezi sayımız 2002
yılında 9 iken günümüzde 320ye, gençlik kampı sayımız
2005 yılında 5 iken 2019 yılında 38e, spor tesisi
sayımız 2002 yılında 1.575 iken bu sayı günümüzde 2
katından fazla artarak 3.708e, yurt sayısı 190dan 775e
çıkarılarak kapasite sayısı 182.258'den 608.829a
çıkarılmıştır.
Sayın milletvekilleri, Hükûmetimiz, son on yedi
yılda, üniversite öğrencilerine yönelik
çalışmalarını her dönemde daha da geliştirerek daha
fazla sayıda öğrenciye daha fazla miktarda imkân
sağlamıştır. 1962 yılından itibaren,
yükseköğrenim öğrencilerine -ki tamamına değil, belirli
sayıdaki öğrenciye- sadece öğrenim kredisi verilmekteyken 2004
yılından sonra müracaat eden tüm öğrencilerimize öğrenim
kredisi verilmekte, aynı şekilde başarılı ve ihtiyaç
sahibi öğrencilere ise karşılıksız burs verilmektedir.
2002 yılında öğrencilere ödenen aylık burs ve kredi
miktarı 45 lira iken bu rakam on yedi yıllık
iktidarımız döneminde sürekli artarak şu anda 550 liraya
ulaşmıştır. 2002 yılından bu yana
yükseköğrenim öğrencilerinin burs ve kredilerine yapılan
artış yüzde 1.222 olmuştur. 2020 yılında yüksek lisans
öğrencilerine aylık 1.100 lira, doktora öğrencilerine ise 1.650
lira burs ve kredi ödemesi yapılacaktır. 2002 yılında
451.550 öğrenciye sadece kredi verilmekteyken 2019 yılında bu
sayı 1 milyon 190 bin 200ü kredi ve 402.812si
karşılıksız burs olmak üzere, toplamda 1 milyon 593 bin
12ye ulaşmıştır. Sadece yurt içinde değil, yurt
dışında öğrenim gören öğrencilerimize de destek
sağlamaya devam ediyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde
26.276 öğrencimize aylık 604 lira, 66 farklı ülkede öğrenim
gören toplamda 30.820 öğrencimize yurt içinde ödediğimiz kredi ve
burs miktarının o ülkelerdeki satın alma gücü paritesine göre
tekrardan ödemeler yapmaktayız. Tesisleşme konusundaki
başarımız açık bir şekilde ortadadır. Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun hem kapasite hem de nitelik yönünden
gerçekleştirdiği artış takdire şayandır.
Kıymetli milletvekilleri, burada samimiyetle
bir konuyu ifade etmek istiyorum: Ankara birçok kamu kurum ve kuruluşunun
misafirhanelerine sahip, memleketimizden gelen misafirlerimizi çoğu zaman
bu misafirhanelerde ağırlıyoruz. YURTKURun ülkemiz genelindeki
tesislerinin kalitesi Ankaradaki birçok misafirhaneden çok çok daha yüksektir.
Aileler, veliler çocuklarını emanet ettikleri yurtlardan emin ve
mutlu. Ben, bu konuda büyük bir özveriyle çalışan başta
Sayın Bakanımıza, Bakanlık personelimize huzurlarınızda
teşekkür etmek istiyorum.
Önceden rekabet sadece özel yurtların kendi
arasındaydı; artık, rekabet, YURTKURa bağlı yurtlar
ile özel sektör yurtları arasında gerçekleşiyor.
Bakanlığımıza bağlı yurtlarda kalan
öğrencilerimize sadece barınma hizmeti sunmuyoruz, yurtları
aynı zamanda bir öğrenme merkezi hâline getiriyoruz. Seminerler,
kurslar, atölye çalışmaları, sosyal sorumluluk projeleri,
gönüllük çalışmaları gibi birçok faaliyetle gençlerimizin
üniversite yaşamlarını daha verimli geçirmeleri için imkânlar sunuyoruz.
Günümüz koşullarında nitelikli, idealist, kariyer hedefleri
doğrultusunda kazanımlar için çalışan, çabalayan
gençlerimiz inşallah ülkemizin yüz akı olacaklardır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, bağlayın
sözlerinizi Sayın Kılıç.
AHMET KILIÇ (Devamla) Kıymetli
milletvekilleri, ülkemizin her bir karış toprağındaki tüm
insanımıza olduğu kadar, tarihi, iklimi, coğrafyası ve
kültürel dokusuyla nadide güzelliklere sahip Bursamız için de gayret ve
samimiyetle çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Bursanın yarınları adına, Bursanın gençleri,
değerli insanları için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz ve
yapmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, aynı zamanda bir spor şehri
olan Bursamıza yatırımlarımızı ve hizmetlerimizi
sürdürmek adına geçtiğimiz haftalarda Sayın Bakanımız,
milletvekillerimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Cumhur
İttifakımızın belediye başkanlarıyla
gerçekleştirdiğimiz görüşme neticesinde imzaladığımız
protokoller kapsamında Bursamıza toplamda 85 milyon lira
tutarında yatırım yapılacaktır. Bursamıza
hayırlı ve uğurlu olsun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bu vesileyle, 2020 yılı bütçesinin
ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçen
herkese teşekkür ediyor, sizleri ve Gazi Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İzmir milletvekili Fehmi Alpay
Özalan.
Buyurun Sayın Özalan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020
yılı Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine AK
PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle Gazi Meclisimizin siz değerli üyelerini ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu bütçe gençlerin ve
sporcuların bütçesidir. Bu bütçe, yerli ve millî bir bütçedir. Bu bütçe,
kimsesizlere, garibanlara, dul ve yetimlere sahip çıkan bütçedir. Bu
bütçe, mazlumlara sahip çıkan, zalimlere karşı duran bir bütçedir.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bu
bütçe, terörün başını ezen bir bütçedir. Bu bütçe, dosta güven,
düşmana korku salan bir bütçedir. Bu bütçe, emperyalistlerin gözlerinin
içerisine baka baka Dünya 5ten büyüktür. diyen bütçedir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Döviz
üzerinden kira veren bütçedir!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (Devamla) Bu vesileyle,
bütçeyi hazırlayan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğana, Kabinesine ve partimize teşekkürlerimi sunuyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; spor evrensel bir değerdir. Spor, dili, dini,
ırkı her ne olursa olsun insanları bir araya getiren bir
unsurdur. Spor kardeşliktir. Spor, toplumlar arası barış ve
huzuru sağlayan bir değerdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
AK PARTİ, gençliği ve evrensel değerleri bir araya getirmeyi
hedeflemiş ve bu hedefi gerçekleştirmiştir. Kuruluş gayesi
insan ve millete hizmet etmek olan AK PARTİ, bizi biz yapan tek vatan, tek
devlet, tek bayrak ve tek millet değerleriyle ülkemizin dört bir
yanında çok büyük eserlerin altına imza atmıştır; çok
önemli projeleri ve kaynakları halkımıza
kazandırmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın riyasetinde 2002den bu yana her geçen yıl
yapılan yatırımlarla daha yüksek bir seviyeye ulaştık.
Milletine sevdalı, hür düşünebilen, millî
ve manevi değerlerine bağlı, demokrasiyi ve hukuku
benimsemiş, donanımlı bir gençlik yetişmesine katkıda
bulunan gençlik merkezlerimizde yaklaşık 575 bin faaliyetle 15 milyon
gence ulaşılmıştır.
Çocuklarımızı kötü
alışkanlıklardan, uyuşturucu ve madde
bağımlılığından korumak ve spora yönlendirmek
için mahallelerimizde tüm vatandaşlarımızın hizmetinde olan
sentetik futbol, basketbol ve voleybol sahalarımızın
sayısını 578den 3.800e çıkardık. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ORHAN SARIBAL (Bursa) Çocukların hiç haberi
yok bunlardan.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (Devamla) Arkadaşlar,
spor sadece futboldan ibaret değildir. 2002den bu yana sporda
çeşitliliği sağlarken atletizm pisti sayımızı
yaklaşık 5 katına, havuz sayımızı
yaklaşık 4 katına, spor salonu sayımızı ise
yaklaşık 3 katına çıkarmış bulunmaktayız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sporun ve sporcularımızın
desteklenmeleri uluslararası müsabakalarda da başarıyı
beraberinde getirmiş, jimnastik, boks, voleybol, karate gibi birçok
branşta yüzlerce sporcumuz kürsüye çıkmıştır.
Uluslararası faaliyetlerde bugüne kadar
yüzlerce madalyayı ülkemize getiren, şanlı Türk
Bayrağımızı göndere çektirip İstiklal
Marşımızı büyük bir gururla okuyan tüm
sporcularımızı gönülden tebrik ediyorum ve yıllarca o millî
gururu yaşayan bir sporcu olarak kardeşlerimin
başarılarının devamını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Spora ve sporcuya her zaman destek olan, sporun içerisinden
gelen, sporcularımızı daha teri kurumadan ulaşıp
tebrik eden Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi bir
Cumhurbaşkanımız olduğu için de Allahımıza
hamdolsun. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Bu motivasyonla,
Cumhurbaşkanımızın riyasetinde, 2020 Avrupa Futbol
Şampiyonasında Millî Takımımızın kupayı
ülkemize getireceğine ben canıgönülden inanıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gençlerimizle ilgili büyük hayallerimiz ve
hedeflerimiz var. Bunun için de gençlerimizin kendilerini her alanda çok iyi
geliştirmeleri için çalışıyoruz. Öyle bir gençlik için
çalışıyoruz ki:
1) Sorgulayan bir gençlik,
2) Kendini ifade edebilen bir gençlik,
3) Düşünen bir gençlik,
4) Sporu ve sanatı yaşam tarzı hâline
getirebilen bir gençlik,
5) Geleneğine bağlı, geleceği
öngörebilen bir gençlik,
6) Millî ve manevi değerlere saygılı
bir gençlik.
İşte, bu gençlik ülkemizi 2023, 2053 ve
2071 güçlü Türkiye hedeflerine taşıyacaktır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bravo!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (Devamla) Buradan
gençlerimize seslenmek istiyorum: Önünüze büyük hedefler koyun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın Sayın
Özalan.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (Devamla) Size güvenen,
seçilme yaşını 18e indiren, şu an aramızda genç
vekillerin bulunmasına vesile olan bir Cumhurbaşkanı ve size
inanan bir AK PARTİ vardır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Güçlü yarınlara ve hedeflerimize ulaşmak
için çalışmalarımıza devam edeceğimizi belirtiyor,
2020 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni
ediyorum.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bursa Milletvekili Sayın Atilla
Ödünç, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA ATİLLA ÖDÜNÇ (Bursa)
- Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Gazi Meclisimizi ve
aziz milletimizi saygıyla ve muhabbetle selamlıyor, 2020
yılı bütçe görüşmelerinin hayırlı ve bereketli
olmasını temenni ediyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarında,
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde on sekiz yılda
ulaştırma alanında gerçekleştirdiğimiz
çalışma ve projelerle Türkiyenin yıllardır süregelen
altyapı problemlerini giderdik ve bu alanda, efsane Ulaştırma
Bakanımız ve son Başbakanımız Binali
Yıldırım Beyle başladığımız
çalışmalarımızı, bugün ise Mehmet Cahit Turhan
başta olmak üzere, görev yapan bakanlarımız ve personellerimizle
hız kesmeden sürdürmekteyiz. Ulaştırma, denizcilik ve
haberleşme hizmetleri için hükûmetlerimiz döneminde kara
yollarına 468 milyar 900 milyon Türk lirası, demir yollarına 137
milyar 500 milyon Türk lirası, hava yollarına 78 milyar 700 milyon
Türk lirası, haberleşme hizmetlerine 63 milyar 900 milyon Türk
lirası ve denizcilik hizmetlerine 8 milyar 200 milyon Türk lirası
olmak üzere, toplamda 757 milyar 200 milyon Türk lirası harcama
yapılmıştır.
Ulaştırma
ve Altyapı Bakanlığımız o kadar geniş
çalışma alanına sahip ki, bugün burada sizlere demir
yolları, hava yolları, denizcilik ve haberleşme hakkında
bilgi aktarmak istiyorum. Demir yolları sürdürülebilir kalkınma
hamlelerinin en önemli ve güçlü halkalarından biridir. Ne yazık ki
yıllarca ihmal edilen bu sektörü canlandırmak için AK PARTİ
Hükûmeti döneminde yoğun çaba sarf ettik. 11.590 kilometre
uzunluğundaki konvansiyonel demir yolu hattımızı âdeta
yeniden inşa edercesine, komple revize ederek ana hatlarımızın
tamamını yenilemiş olduk. 1.213 kilometre yüksek hızlı
tren hattı yaptık. Söz konusu hatlarımızda yüksek
hızlı tren konforuyla 52,5 milyon seyahat
gerçekleştirilmiştir. Tüm demir yollarındaki yolcu
sayısı 2018 yılında 187,5 milyon olmuştur.
Hava yolarına
gelince, iktidarımız döneminde aktif havalimanı sayısını
26dan 56ya çıkardık. İstanbul Havalimanının 1inci
etap 1inci fazını 29 Ekim 2018 tarihinde hizmete açtık. Büyük
taşınmanın yapıldığı ve tam kapasiteyle
hizmete geçtiği 7 Nisan 2019 tarihinden kasım ayına kadar 45
milyon yolcumuza hizmet verilmiştir. Tüm etap ve fazları
tamamlandığında 200 milyon yolcu kapasitesiyle İstanbulun
ve dolayısıyla Türkiyenin kıtalar arası köprü konumunu
daha da güçlendirecektir. 2003 yılında 34,4 milyon olan toplam yolcu
trafiği, 2018 yılında -dikkatinizi çekmek istiyorum- yüzde 512
artışla 210,9 milyonu aşmıştır. Uçuş
ağını en hızlı geliştiren ülkeyiz. Dış
hat seferleri 126 ülkede 326 noktaya yapılıyor. Havacılık
sektöründeki ciro
2003 yılında 3 milyar Türk lirasıyken 2018 yılı
sonunda 143 milyar Türk lirasına ulaşmıştır.
İstihdam rakamları da 2003 yılında 65 bin iken 2018
yılında 209 bini aşmıştır. Son on yedi yılda
uçak sayımız 162den 546ya, koltuk kapasitemiz 27.599dan 102.757ye
ulaşmıştır. Türkiye, dünyada, yolcu sayısı
sıralamasında, 2003 yılında bulunduğu 18inci
sıradan, bugün, 10uncu sıraya yükselmiştir; Avrupada ise ilk
4teyiz.
Denizcilik açısından coğrafi konumun
sunduğu avantajlardan en iyi şekilde yararlanmak için,
planlanmış bir denizcilik politikasıyla hareket ediyoruz. 2003
yılında 19uncu sırada yer alan Türk sahipli filomuz, bugün
dünya sıralamasında 15inci sıraya yükselmiştir. Denizci
bir millet olarak, etrafımız denizlerle çevrili olmasına
rağmen bugünümüze kadar sırtımızı hep denizlere
dönmüşken AK PARTİyle yönümüzü denizlere çevirdik. Yat bağlama
kapasitemiz 2003 yılında 8.500 iken bugün 18 binlerde; inşallah,
2023 hedefleriyle de 30 binlere ulaştıracağız. Ülkemizde
2003 yılında 37 olan tersane sayısı 2019 yılı
Kasım ayı itibarıyla 81 adede ulaşmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın lütfen
Sayın Ödünç.
ATİLLA ÖDÜNÇ (Devamla) Haberleşme
sektörünün liberalleşmesini sağlayarak özel sektör
yatırımlarının önünü açtık. 2003 yılında 20
bin olan geniş bant abone sayısı, bugün, 77 milyona ulaşmıştır.
Yurt dışı internet çıkış kapasitemiz 2003
yılında 20 gigabyteken bugün yaklaşık 856 katına
çıkarak 16,6 terabytea ulaştı.
Yüksek hızlı trende Bursa-Yenişehir
arasının 2022 yılı sonunda test sürüşlerine hazır
hâle getirilmesi, Bursa-Osmaneli arasının ise 2023 yılında
tamamlanması hedeflenmektedir. Proje tamamlandığında yüksek
hızlı trenlerle hem Ankara-Bursa hem de Bursa-İstanbul
yaklaşık iki saat on beş dakika olacaktır; bu gurur hepimizindir
Türkiyem.
Hükûmetimiz, bütün bu rakamları içeren
çalışmaları, Sayın Cumhurbaşkanımızın
da ifade ettiği, kıymetli halk ozanımız Neşet
Ertaşın Aşkla çalışan yorulmaz. düsturuyla
gerçekleştirmiştir. Her şey aziz milletimizin refahı ve
yarınları içindir. Milletimizden aldığımız
güvenle ülkemizi her alanda lider konuma taşımak için tüm gücümüzle
çalışacağız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
Hatay Milletvekili Sayın Hüseyin Şanverdi,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
ŞANVERDİ (Hatay) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesi üzerine AK
PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
güçlü bir ülke olan Türkiyenin, konumu itibarıyla, daha da güçlü
olması bir zarurettir. Güçlü bir ulaştırma ve haberleşme
altyapısı varsa, gerçekten, o ülkenin
gelişmişliğinden, kalkınmışlığından
bahsetmek mümkündür. Ulaşım ve iletişim alanında
geldiğimiz nokta hepinizin malumudur.
Bakanlığımızın son on yedi
yıldaki performansı, sadece ülkemizde değil, uluslararası
kamuoyunda da dikkat çekmektedir. Son on yedi yıldaki amacımız,
mevcut yol ağımızın trafik güvenliğini artıracak,
taşıt işletme maliyetini düşürecek, ayrıca, ülkedeki
tüm yerleşim birimlerine her mevsim ulaşılmasını
sağlayacak yolların yapılması olmuştur. Bütün bunlar
göz önünde bulundurularak, son on yedi yılda, ülkemizde bölünmüş
yollarla birbirine bağlı il sayısı 6dan 77ye,
bölünmüş yol uzunluğu 6.101 kilometreden 27.165 kilometreye, otoyol
uzunluğu 1.714 kilometreden 3.060 kilometreye
ulaşmıştır. Tünel uzunluğu 9,5 kat artarak engeller
aşılmış, 50 kilometreden yaklaşık 500 kilometreye
ulaşmıştır. Zemin kalitesi artırılmış,
BSK kaplamalı yol uzunluğu son bir yılda bin kilometreden fazla
artarak 26.073 kilometreye ulaşmıştır. Bölünmüş yollar
sayesinde, akaryakıt ve iş gücü tasarrufunda yıllık
yaklaşık 18,1 milyar liraya ulaşan ekonomik fayda
sağlanmaktadır.
Ülkemizin en önemli şehirlerinden
İstanbul, Bursa ve İzmiri birbirine bağlayan 426 kilometre
uzunluğundaki otoyol projesi, Osmangazi Köprüsü dâhil olmak üzere,
tamamlanmış ve trafiğe açılmıştır. İki
kıtayı deniz altından 2nci kez birbirine bağlayan Avrasya
Tüneli hizmete sunulmuştur. İstanbulun trafik çilelerine bir çözüm
olan tünelden, açılışından 20 Kasım 2019 tarihine
kadar 49 milyon 318 bin 324 araç geçişi sağlanmıştır.
Kara yollarımıza yapılan bu
yatırımların yanında, demir yoluna da önem vererek büyük
yatırımlar yaptık. Bu kapsamda, ülkemizdeki yüksek
hızlı tren hat uzunluğu bugün itibarıyla 1.213 kilometreye,
bu hatlarda taşınan yolcu sayısı 5 Aralık 2019 tarihi
itibarıyla 52 milyon yolcuya ulaşmıştır. 2002
yılında 2.082 kilometre olan elektrikli hat uzunluğu yüzde 166
artarak 5.530 kilometreye ulaşmıştır. 2002
yılında 2.505 kilometre olan sinyalli hat uzunluğu yüzde 132
artarak 5.809 kilometreye ulaşmıştır. Tüm demir
yollarında taşınan yolcu sayımız, 1 Ocak 2019
tarihinden 5 Aralık 2019 tarihine kadar yaklaşık 224 milyon
olmuştur. Asırlık rüyamız, Marmaray Demiryolu Projesiyle
bugüne kadar 420 milyon yolcuya hizmet sunulmuştur. Demir yolu sektörü
önümüzdeki dönemde de öncelikli olmaya devam edecek, hak ettiği
yatırımları fazlasıyla alacaktır.
Kısaca özetlemeye
çalıştığım bu gelişmeler, ülkemizin son on yedi
yılda ne kadar yol katettiğini göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, kendi seçim bölgem
olan Hatayda da Bakanlığımızın hizmetleri durmadan
devam etmektedir. İşte, en son, Antakya-Hassa-İslahiye duble
yolu asfalt çalışması tamamlanarak hizmete sunulmuştur.
Antakya-Yayladağı duble yolu çalışması tamamlanmak
üzeredir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Şanverdi.
Buyurun.
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Devamla) -
Reyhanlı-Kırıkhan duble yolu ve Antakya-Reyhanlı-Cilvegözü
duble yolu BSK asfalt çalışmaları da şu anda devam
etmektedir, Arsuz-Samandağ yolu da inşallah 2020 yılı
içerisinde bitirilecektir.
Bu vesileyle, ilimize yapılan
çalışmalardan ötürü Sayın Bakanımıza teşekkür
ediyorum.
Hatayın çılgın projesi olan Amanos
Tüneli Projesinin tamamlandığını biliyorum. Bu projenin
inşaatına bir an önce başlanmasını dört gözle
bekliyoruz.
Belen-Cilvegözü arası otoyol ihalesinin
yapılmasını, Toprakkale-İskenderun duble yolunun BSK asfalt
yapılmasını, ayrıca Hatayımız için büyük önem
arz eden, 20 kilometre olan, ihalesi yapılmış
Antakya-Altınözü duble yolunun bir an önce bitirilmesini Sayın
Bakanımızdan talep ediyorum.
Cumhurbaşkanı kararıyla
Toprakkale-İskenderun otoyolunda İskenderun-Payas arası ücretsiz
hâle gelmiştir; bu karardan dolayı, dünya lideri Sayın
Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Devamla) - Bu
kararın genişletilerek Erzin-Payas arasının da ücretsiz
hâle gelmesi isteğimizi buradan belirtmek istiyorum.
2020 yılı bütçemizin ülkemize ve
vatandaşlarımıza hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden
temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Zonguldak Milletvekili Ahmet
Çolakoğlu
Buyurun Sayın Çolakoğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ÇOLAKOĞLU
(Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020
yılı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı
Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Yıl 2002, AK PARTİmizin iktidara
gelmesiyle beraber cumhuriyet tarihinin en büyük kara yolları
seferberliği başlatılmış ve o gün itibarıyla hedeflerimiz
önümüze konulmuştur. Bu hedeflerimiz mevcut yol ağının ve
trafik güvenliğinin artırılması, yerleşim merkezlerine
her koşulda ulaşımın sağlanması, geometrik ve
fiziki iyileştirmeleri yapmak olarak belirlenmiştir. Bu hedeflere
ulaşabilmek için gerek sektörel düzenlemeler gerekse altyapı
yatırımlarına önem verilerek büyük başarı
sağlanmıştır. Bu doğrultuda, sadece kamu
imkânları değil, bununla beraber özel sektör iş birliğiyle
birçok çalışma planlanmış ve uygulamaya konulmuştur.
Ekonomik kalkınmanın ve refahın artmasında kara
yollarının büyük önemi vardır. Yolcu ve yük
taşımacılığı ülkemiz için önemli bir ekonomik
faaliyettir. Kara yollarının kalitesi ve standartlara
uygunluğunun, taşımacılıkta olduğu gibi
diğer sektörlere de önemli katkıları ve kazanımları
vardır.
Ana güzergâhlarda yer alan bölünmüş yollar, tüp
geçitler, köprüler, viyadükler, üst geçitler, trafik levhaları,
uyarıcı ışıklar, yönlendirici yol çizgilerinin
tamamlanmasıyla beraber, yol güvenliği ve konforun
yaygınlaştırılması, kara yolu denetimlerinin
artırılması, tehlikeli mal
taşımacılığının uluslararası normlarda
yapılması, akıllı ulaşım sistemlerinin
yaygınlaştırılması kara yolu
politikalarımızın ana unsuru hâline gelmiştir.
Karayollarımızın değişmez ve en önemli amacı ise
trafik kazalarını azaltmak ve kazalardaki ölüm oranını
düşürmektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizde, son yıllarda nüfusumuzun, ekonomik
kalkınma ve refahın artmasıyla beraber, motorlu
taşıtlarda önemli bir artış meydana gelmiştir. Bu
artışa rağmen, 2018 yılı trafik kazaları
verilerine bakıldığında ölüm oranındaki
düşüşü görebiliriz; ölüm oranındaki düşüş yüzde 71
seviyesine ulaşmıştır. Motorlu taşıtlarda 2003
yılında sayı 8 milyon 903 bin iken 2019 yılı
itibarıyla bu sayı 23 milyon 153 bin adede ulaşmıştır,
on yedi yılda yüzde 160lık bir artış meydana
gelmiştir. Bu artışa rağmen, 2018 yılında meydana
gelen ölümlü ve yaralanmalı kazalardaki kusur oranlarında
Karayollarının kusur oranı sadece yüzde 0,35tir. Bununla
beraber, yolcu, sürücü ve yayanın kusur oranı yüzde 95, araç kusur
oranı ise yüzde 0,65tir. Amacımız, bu yüzde 0,35lik oranı
daha aşağıya çekmektir.
AK PARTİ iktidarı olarak,
anlayışımız, yol geometrisinde iyileştirme ve trafik
güvenlik ekipmanları çalışmalarımıza hız kesmeden
devam etmektir. Karayolları, bütün illerimizde önemli çalışmalar
yaparak büyük yatırımlara imza atmıştır.
İzmirden Karsa, Sinoptan Hataya kadar büyük yatırımları
görebiliriz.
Bir Anadolu ili olan Zonguldak ilimizden de rakamlar
verirsek son on yedi yıldaki değişimi görebiliriz. İlimiz
sınırları içerisinde, 2002 yılında bölünmüş yol
ağımız 22 kilometre iken 2019 yılı itibarıyla bu
rakam 192 kilometreye ulaşmıştır. Bölünmüş yollarla
beraber 18 adet tüp geçit yapılmış, ilaveten toplam
uzunluğu 6.718 metre olan 50 adet köprü yapılmıştır.
Karayollarımız, ilimizde olduğu gibi diğer bütün
illerimizde trafik levhaları, üst ve alt geçitler, uyarıcı
trafik ışıkları, yol kavşaklarını tamamlayarak
bu yatırımları halkımızın hizmetine
sunmuştur.
Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığımız bünyesinde Karayolları Genel
Müdürlüğümüz ve Bakanlığa bağlı diğer genel
müdürlüklerimizin çalışmalarıyla, Türkiye'nin her köşesinde
bu yatırımları, bu hizmetleri görebiliriz.
Bakanlığımıza ve bünyesindeki
bütün birimlere çalışmalarında başarılar diliyorum.
2020 yılı bütçemizin ülkemize, milletimize
hayırlar getirmesini diliyorum. Genel Kurulu ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ziver Özdemir, Batman
Milletvekili.
Buyurun Sayın Özdemir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA ZİVER ÖZDEMİR
(Batman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin yedinci turunda, Karayolları Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerine, AK PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Konuşmamın başında muhterem
heyetinizi ve ekranları başında bizleri seyreden aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz Asya, Avrupa ve Afrika
kıtalarının birbirine çok yakın olduğu bir bölgede yer
aldığı için jeopolitik öneme sahip, bu konumu iyi bir
altyapıyla bütünleştirdiğimizde, ülkemiz ve
insanımızın refah seviyesini artırmak kaçınılmaz
olacaktır. İşte, bu noktada, AK PARTİnin iktidar
olduğu günden bu yana ulaşım ve altyapı konusundaki
politikaları ve bugüne kadar ortaya konulan eserlerin önemi daha iyi
anlaşılmaktadır.
Ulaşım ve altyapıda
gerçekleştirilen yatırımlar ve iyileştirmelerle ülkemiz,
bulunduğu konumu daha iyi kullanmaya başlamış ve bölgesinde
önemli bir güç hâline gelmiştir. Örneğin, yeni İstanbul
Havalimanıyla İstanbul, aktarma merkezi hâline gelmekte, ülkemizin
ekonomisine ve tanıtımına büyük bir katkı
sağlamaktadır. Buna benzer olarak, Marmaray tüp geçidi, yine
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu
ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi eserlerle ülkemizin
altyapısını güçlendirmeye ve refah seviyesini artırmaya
yönelik adımlar atılmıştır.
AK PARTİ iktidarının en güçlü
olduğu hizmet alanlarından biri de ulaşım ve
altyapıdır. Bunların başında da gelişmiş yol
ağımız gelmektedir. On sekiz yıllık AK PARTİ
iktidarı süresince halkla bire bir diyalog kurarak şehirlerden
köylere ve mezralara kadar yaptığımız bu yollarla
halkımızla gönül bağı kurduk. Bu gönül bağı
sayesinde, on sekiz yıldır her seçimde halkımızın daha
güçlü desteğini alarak memleketimize hizmet ettik ve inşallah çok
daha uzun yıllar hizmet etme imkânı bulacağız.
İktidara geldiğimiz günden bugüne bölgeler
arası kalkınmışlık farkını büyük oranda
ortadan kaldırdık, bu gayret içinde olduk ve bunu büyük ölçüde de
başardık. Yol medeniyettir. şiarıyla memleketimizin çok
büyük bir bölümünü birbiriyle bağladık. Ülkenin bütün bölgelerinde
yapılan otoyollar ve bölünmüş yol projeleriyle trafik güvenliği
artırılarak kazalar ve buna bağlı ölüm oranı büyük
oranda azalmış, taşıt ve işletme giderlerinde tasarruf
sağlanmış, yolların fiziki standartları yükseltilerek
seyahat konforu artırılmış ve seyahat süreleri de büyük
oranda düşürülmüştür.
Türkiye'nin her bölgesinden olduğu gibi, kendi
bölgemden, kendi seçim çevremden de bahsetmek istiyorum. Bizde devam eden
Batman-Silvan-Kozluk yol ayrımı, Malabadi-Haydar Köprü yolu,
Silvan-Baykan yolu, Batman-Hasankeyf-Gercüş-Midyat yolu,
Batman-Beşiri yolu, Beşiri-Siirt yolu, Batman Güney Çevre Yolu ve
Batman şehir geçişleri olmak üzere, AK PARTİ öncesinde 41
kilometre olan yolu 141 kilometreye çıkardık. Batmanda yapım
çalışmaları devam eden yol projelerinde ise sona
yaklaşılmıştır. Batman-Hasankeyf-Gercüş-Midyat
yolu, Batman-Silvan-Kozluk ayrımı yolu, Hasankeyf grubu köprüleri ve
yolu, Batman-Midyat devlet yolu Gercüş-Habizbini kavşağı
yapım işi devam etmekte olup inşallah, bu da kısa bir zaman
içinde hizmete sunulacaktır.
Tabii, bütün bu çalışmaların
yanında, Batman için elzem olan bazı projelerin de hayata geçirilmesi
gerekiyor; fırsatı yakalamışken ben Sayın Bakana da
iletmek istiyorum.
Batman Güney Çevre Yolu bitti. Bizim bir
ihtiyacımız daha var, Batman kuzey çevre yolu. Güzergâhın
kılavuz planı Aralık 2017de yapılmış,
Karayolları Genel Müdürlüğünde beklemektedir. Sayın Bakandan
özellikle bu konuda destek bekliyoruz.
Ayrıca, bizim Batman-Sason-Muş yolu
üzerinde bir güzergâh kılavuz planı yapılmış ve bu da
Karayolları Genel Müdürlüğündedir. Bunda da Sayın
Bakanımızın ilgi ve alakasını bekliyoruz.
Ayrıca, bizim Batman-Savur-Mardin yoluyla
ilgili projelerde özellikle bir ön çalışma
yapılmıştır. Bu yol Batman ve Mardin için süreyi çok
kısaltacak. Mardin-Batman mesafesi Diyarbakır üzerinden 170
kilometre, Midyat üzerinden de 150 kilometre; yapılacak bu yol Batman-Mardin
arasını 85-90 kilometreye düşürecek bir yoldur. Bu konuda da
Sayın Bakanımızın özellikle ilgi ve alakasını,
desteğini bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, bağlayın
sözlerinizi Sayın Özdemir.
ZİVER ÖZDEMİR (Devamla) Ayrıca,
önemli bir diğer husus da bizim Batman-Diyarbakır güzergâhında,
Bismil yolu üzerinde eksik kalan ve duble yol olacak olan 7 kilometrelik bir
yolumuz var. Bunun yapılması için Bölge Müdürlüğüyle, Genel
Müdürlükle ve Bakanlığımızla da geçmişte
görüşmeler yaptık. Bununla da ilgilenilmesini ve
sonuçlanmasını istiyoruz.
Tabii, buradan AK PARTİ kadrolarının,
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Ulaştırma ve
Altyapı Bakanımızın ve Karayolları Genel
Müdürlüğümüzün bu projelere ilgilerini bekliyoruz; bu zamana kadar
yaptıkları önemli çalışmalardan dolayı da kendilerine
teşekkür ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle 2020 yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin ülkemize, milletimize hayırlı
uğurlu olmasını diliyor, siz değerli milletvekillerimizi ve
bizi izleyen halkımızı saygıyla selamlıyoruz.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Kocaeli Milletvekili İlyas
Şeker
Buyurun Sayın Şeker. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA İLYAS ŞEKER
(Kocaeli) Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile
2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumunun bütçesi üzerine AK PARTİ
Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve
ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 2nci, AK PARTİ
hükûmetlerinin 18inci bütçesini görüşüyoruz. İnşallah bundan
sonra daha çok AK PARTİ hükûmetlerinin bütçesini hep birlikte
görüşeceğiz. Bugüne kadar kabul ettiğimiz 17 bütçemizde
olduğu gibi, 18inci bütçemiz de hizmet bütçesidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; günümüzde ülkeler arasında rekabeti etkileyecek en önemli
parametrenin bilgi ve iletişim teknolojileri ve bu alana yapılacak
yatırımların olduğu bir gerçektir. Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumunun görev alanı, genel itibarıyla
haberleşme ve posta sektörüdür. Kurumun özellikle haberleşme
alanında yaptığı önemli çalışmalardan bir tanesi,
mobil ve sabit telefon numaralarının taşınabilir hâle
getirilmesi, 3G ve 4,5G internet hizmeti gibi hayatımızı kolaylaştıran
projelerdir.
Değerli milletvekilleri, Kurum bir taraftan
4,5G hizmetiyle halkımıza kablosuz yüksek hızlı internet
kullanma imkânı sunarken diğer taraftan 4,5G altyapısında
kullanılan yazılım ve donanım ürünlerinin yüzde 45inin de
yerli ve millî ürün kullanılması nedeniyle şebekede ithalata
bağımlılık azalmış yerlilik oranı da önemli
derece artmıştır. Bu çalışmalar, aynı zamanda 5G
ve ötesi haberleşme hizmetlerinin de altyapısını
oluşturmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun yerli ve
millî ürün geliştirme noktasında bir başka önemli projesi,
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Savunma Sanayii
Başkanlığı ve Bilgi Teknolojileri İletişim
Kurumunun destekleriyle yerli ve millî olarak üretilen baz istasyonu ULAKtır.
Yine, 2019 yılında Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu tarafından tamamlanan bir başka
çalışma ise Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sistemi
Projesidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, ülkemize
yönelik siber tehditlere karşı açıkların tespit ve bertaraf
edilmesi, önlem alınması, ilgili tarafların uyarılması
gibi görevleri yürütmek üzere Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezini
oluşturmuştur.
Yine, Kurumun bir başka önemli hizmeti ise
güvenli internet merkezi uygulamasıyla internetin bilinçli ve güvenli
kullanımına ilişkin fırsatları
vatandaşımıza sunmasıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın Hedefimiz, uçtan uca yerli ve millî 5G haberleşme
teknolojisini 2021 yılında hizmete sunmaktır. diyerek
gösterdiği hedefe yönelik, Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu ve TÜBİTAKın desteğiyle OSTİM bünyesinde
projelendirilen Uçtan Uca Yerli ve Millî 5G Projesi başlamış ve
çalışmalar devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kurum, bu çalışmalarıyla bir taraftan sektöre
yön verirken diğer taraftan vatandaşlarımıza kaliteli,
ucuz, güvenilir ve verimli hizmet sunmaktadır.
Değerli milletvekilleri; Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu özerk bir bütçeye sahiptir. Kurum genel bütçeden pay
almadığı gibi, gelirlerinin büyük bir kısmını da
genel bütçeye aktarmaktadır. 2019 yılı Kasım ayı sonu
itibarıyla elde ettiği yaklaşık 4,4 milyar TLlik gelirin
yüzde 6lık kısmı Kurumda bırakılmış, yüzde
94lük bir kısmı da genel bütçeye aktarılmıştı.
5,5 milyar TLlik 2020 yılı tahminî bütçesinin de yüzde 8lik
kısmının yine Kurumda bırakılıp yüzde 92lik
kısmının da genel bütçeye aktarılması
hedeflenmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; millete hizmet amaçlı gerçekleşen 17 bütçemizin ve
hazırlanan 18inci bütçemizin mimarı Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğana, bütçeyi uygulayan
Bakanlarımıza ve ekiplerine, hayatımızı
kolaylaştırmak için teknolojik yatırımlar yapan, hizmet
sunan ve bağlı kurumları denetleyen Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu Başkanına ve çalışanlarına,
bütçenin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür
ediyor; 2020 yılı merkezî yönetim bütçesinin ülkemize, milletimize
hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Elâzığ Milletvekili Metin Bulut
Buyurun Sayın Bulut. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA METİN BULUT
(Elâzığ) Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekilleri;
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi
Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, ulaştırma sisteminin
en önemli türlerinden bir tanesi hiç şüphesiz havacılıktır.
Günümüz itibarıyla, hava ulaşımı, Türkiye'nin ekonomik
büyümesiyle ve refah seviyesinin yükselmesiyle önem kazanan unsurlardan bir
tanesi hâline gelmiştir. Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığımız tarafından geliştirilen politikalar
çerçevesinde Her Türk vatandaşı hayatında en az 1 kez
uçağa binecek. Hava yolu halkın yolu olacak. sloganlarıyla
yola çıkılarak taşınan yolcu ve uçuş
sayılarında önemli artışlar gerçekleşmiştir. Son
on altı yılda hava yolları için 78,3 milyar TLlik
yatırım yapılmıştır. 2003 yılından bu
yana yürütülen çalışmaların sonucunda, hava yoluyla seyahat
edilmesi vatandaşlarımız için son derece ulaşılabilir
ve tercih edilebilir olmuştur. 2018 yıl sonu itibarıyla yurt içi
ve yurt dışı toplam yolcu sayısı 210 milyonu
aşmıştır. Yine, 2018 yılı cirosu 143,3 milyar
iken istihdam edilen kişi sayısı da 209 bini geçmiştir ve
2019 yılı Kasım ayı sonu itibarıyla büyük gövdeli uçak
sayımız da 546ya ulaşmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizdeki hava yolları kullanımında iç
hatlarda 2003 yılında 9 milyon 147 bin olan yolcu sayısı,
2018 yılında yüzde 1.132lik artışla 112 milyonu
aşmıştır. Dış hatlarda ise 2003 yılında
25 milyon olan yolcu sayısı, aynı şekilde, 2018
yılında yüzde 284lük bir artışla 97 milyonu aşmıştır.
Türkiye, coğrafi konumunun getirdiği
üstünlük sayesinde hava taşımacılığında stratejik
olarak önemli bir yere sahiptir ve her geçen gün artan hava trafiğiyle,
hava taşımacılığı yarışında
önemini de ortaya koymaktadır. Türkiye, dünya ve Avrupa havalimanları
toplam yolcu sayısı sıralamasında dünyada ilk 10da,
Avrupada ise ilk 4tedir. Örnek niteliğindeki uygulamalar sonucunda
Dünyada ulaşamadığımız,
ulaşamayacağımız hiçbir nokta kalmayacak. hedefiyle
hareket eden Türk sivil havacılığı sayesinde, dünyanın
en geniş uçuş ağına sahip ülkesi olarak kabul edilmektedir.
Yine, ilimizden örnek verecek olursak
Elâzığ ilimize baktığımızda, iç hatlardaki yolcu
trafiği 2003 yılında sadece 40 bin iken 2018 yılı sonu
itibarıyla yüzde 2.500 artışla 1 milyon 21 bine
ulaşmıştır. Yine, 2009 yılında dış
hatlarda hizmet vermeye başlamış ve Kasım 2019
yılı itibarıyla da ilimiz 39 bin yolcuyla Doğu Anadolu
Bölgesinde ilk sırada yer almıştır.
Yine, coğrafi konumu itibarıyla stratejik
bir bölgede olduğundan İHAların ve SİHAların
uçuşları da ilimizden yapılmaktadır. Bu hava trafiği,
mevcut durumun yoğunluğunu artırdığından
milletvekili arkadaşlarımızla birlikte ikinci bir pist talebimiz
olmuştu. Ben Ulaştırma Bakanlığımıza çok
teşekkür ediyorum, bu pist talebi gerçekleştirildi, şu anda
yüzde 50si yapılıyor. İnşallah, ikinci pistimizin de
devreye girmesiyle birlikte bölgenin en büyük ve en cazip
havalimanlarından bir tanesi olacaktır.
Yine, yıllık toplam 200 milyon yolcu
kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı projesi olan İstanbul
Havalimanının, yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli
etabı da 29 Ekim 2018 yılında hizmete sunulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın lütfen.
METİN BULUT (Devamla) Öte yandan, ülkemizde
üretilen ve uluslararası alanda sertifikasyonu yapılan ilk Türk sivil
uçak tasarımı ve imalatı olan HÜRKUŞ eğitim
uçağı için 18 Ağustos 2016 tarihinde tip sertifikası
verilmiş olup ülkemiz imalatçı ülke konumuna da
ulaşmıştır.
Sayın Başkan, değerli üyeler; Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğünün 2018 yılı kesin
hesabının ve 2020 yılı bütçesinin milletimize ve devletimize
hayırlı olmasını diler, saygılarımı
sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 14.19
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.44
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya),
İsmail OK (Balıkesir)
-----0-----
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sırada, İYİ PARTİ Grubu
adına yapılacak konuşmalar var.
İlk konuşmacı, Konya Milletvekili
Fahrettin Yokuş.
Buyurun Sayın Yokuş. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN
YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime başlarken hepinizi İYİ PARTİ Grubu adına
saygıyla selamlıyorum. Tarım ve Orman Bakanlığı
bütçemizle ilgili görüşlerimizi beyan etmek için söz almış bulunmaktayım.
Ülkemiz, tarım ve hayvancılıkta kendi
kendine yeten ve ihracatta önemli bir paya sahip konumdayken dışa
bağımlı hâle gelmiştir. On yedi yıllık AK
PARTİ iktidarı döneminde uygulanan yanlış tarım ve
hayvancılık politikaları çiftçilerimizi toprağa
küstürmüştür. Hükûmet, yerli üreticiyi, çiftçiyi ve besiciyi
korumamıştır. Yerli üretim yerine maalesef
sınırsız ithalat yolunu seçmiştir. Nihayet on beş
yıl aradan sonra çiftçiyi, köylüyü Hükûmetimiz, iktidarımız
hatırladı, 3üncü Tarım Orman Şûrasını
gerçekleştirdi. Bu şûra sonrası Sayın
Cumhurbaşkanı şunları söyledi: Temel tarım
ürünlerinde dışa bağımlı olmak, en az savunma
sanayisinde dışa bağımlı olmak kadar tehlikelidir.
Milletimizin gıda güvenliğini garanti altına almak her ülke gibi
Türkiye için de bir millî güvenlik meselesi hâline gelmiştir. dedi.
Aynı şûrada, artık canlı hayvan ve karkas et ithalatı
yapılmayacağı ifade edildi.
Değerli milletvekilleri, 2006 yılında
AK PARTİ Hükûmetince Meclise getirilen Tarım Kanununun 21inci
maddesinde, tarım ve hayvancılıkta görev yapan,
çalışan insanlara gayrisafi millî hasılanın yüzde 1i
kadar, millî gelirin yüzde 1inin verileceği ifade edildi. Ama gelin görün
ki iktidar her zaman yaptığı gibi kendi
çıkardığı kanunları bile tanımıyor. 2018
yılında çiftçilerimize verilmesi gereken 37 milyar yerine sadece 14,5
milyar hibe verilmiştir. Yani on iki yıllık destekleme sürecine
baktığınız zaman, yasadan bu yana çiftçinin 133 milyar Türk
lirası hakkını gasbeden bir iktidar var
karşımızda.
Değerli milletvekilleri, toprağa küsen
çiftçi şehirlerde amele oluyor. Atatürk Köylü milletin efendisidir.
diyerek fabrikalar açmış, çiftçiyi hep desteklemiş; AK
PARTİ Hükûmeti ise Atatürkün cumhuriyete ve Türk milletine miras
bıraktığı fabrikaları kapatmış. İktidar
maalesef Millet bizim değil, biz milletin efendisiyiz.
anlayışıyla yoluna devam ediyor.
Çiftçilerimiz, besicilerimiz borç
batağında, bir yandan bankalar, diğer yandan Tarım Kredi
Kooperatifleri ve ayrıca elektrik borçları birikmiş; traktörleri
ipotekli, tarlalar ipotekli, iktidarın umurunda değil.
Büyükşehir Yasasıyla, 30
büyükşehirde bulunan on binlerce köy ve kasaba, belde şu anda ören
yerine döndürülmüş durumda. Köy ve kasabalardan göç, ışık
hızıyla devam ediyor.
Çiftçinin yükünü azaltacağınız yerde
yük üstüne yük bindirdiniz. Çiftçiler için kurulan Ziraat Bankası, çiftçi
yerine Simit Sarayını destekler oldu. Her geçen yıl çiftçi
sayımız azalmaktadır. Köylerden kentlere doğru göç artarak
devam etmektedir. Köyden şehre göç eden çiftçilerimizi tekrar topraklarıyla
buluşturmalıyız. Artık şehirden köye göç projesi
yapmalıyız. Türk tarımını, Türk çiftçisini ve ülkemizi
ancak bu şekilde refaha ulaştırabiliriz.
İktidarınızın yerinde biz olsak, ihmal ettiğiniz
köylümüze, çiftçimize ve besicilerimize vallahi ne yaparız biliyor
musunuz? Hepsini baş tacı eder, her birine altın madalya
takarız, köyde çiftçilik ve hayvancılık yaptıkları
için. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Topraklarımız kimyasal girdilerle
zehirleniyor. Ülkemizin her karış toprağında iklim özelliklerine
göre yetiştirebileceğimiz yerli tohumlarımız sizin
yasaklarınıza rağmen hâlâ mevcuttur. Yerel ata tohumları
bir ülkenin hazinesidir. Bununla birlikte, Anadolu coğrafyası 3 bini
endemik, toplam 13 bin bitki çeşidi zenginliğine sahiptir. Yani yerel
gen kaynaklarımızı kullanarak topraklarımızın
verimliliğini artırmak ve insan sağlığını
korumak, atılacak doğru adımlarla mümkündür.
Biyoçeşitliliği korumak, geliştirmek ve kayıt altına
almak öncelikle kamunun sorumluluğundadır. Geleceğimizin
teminatı nesiller, Hükûmet ve bürokratların insafına terk
edilemeyecek kadar önemlidir. Bu yüzden, düzgün işleyen devlet
politikası olması gerekir. Ama maalesef AK PARTİ Hükûmeti düzgün
işleyen politikalar üretememektedir.
Değerli milletvekilleri, Tarım Ekonomisti
Doktor Necdet Oral: Çiftçi, AKP iktidarı döneminde 3 milyar
hektarlık alandan, üretimden vazgeçti. Bakan tarımı
düşünüyorsa dışarıdan alınan tarım girdilerine
baksın. 2000li yılların başından bu yana uygulanan
IMF, Dünya Bankası patentli tarım politikaları nedeniyle
ürettiğinden para kazanamıyor, çiftçi tarımdan elini
ayağı çekiyor. diyor. Haksız mı? Elbette haklı.
Yerli tohumumuz olan ata tohumumuzu desteklemek
yerine hibrit tohumu ekiyoruz. Hibrit tohumun beraberinde kimyasal gübre ve
ilaçlarla topraklarımızı zehirliyoruz. 8 Kasım 2006
tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tohumculuk
Kanunuyla, tohum piyasası, küresel tohum tekellerinin ve onların
denetimindeki yerli temsilcilerin kontrollerine
bırakılmıştır. Anadolunun zengin biyolojik
çeşitliliğini yansıtan yerel ata tohumlarının satışı
sertifikalı olma şartı nedeniyle maalesef
yasaklanmıştır. Küresel endüstriyel yapının modern
bilimsel üretim adına dayattığı bu sistemde,
kısır hibrit tohumun özendirilmesi ve teşvikiyle tohumculuk
piyasası ticari firmaların kontrolü ve tahakkümü altına
girmiştir. İthal tohumlar, ilaç ve gübreler neticesinde tarımsal
girdilerin maliyeti artmış, bu hususta geçtiğimiz ay hibrit
tohumun zararlarının araştırılması için
verdiğimiz önerge de maalesef reddedilmiştir.
Yine, ata tohumu kanun teklifimiz hâlâ Komisyonda
beklemektedir. Yerli ve millî kendi tohumlarımıza sahip çıkmakla
ancak yerli ve millî olunabilir. Demek ki bu memleket küresel sermayenin
kontrolü altında. Evet, yanlış duymadınız, bu memleket
tarımıyla, hayvancılığıyla küresel sermayeye
teslim edilmiş durumda. Kendi ata tohumumuzu eken, üretim yapan
insanların cezalandırılmasının başka bir
açıklaması var mı Allah aşkına?
Hayvancılığa gelince; uzun uzun
anlatmayacağım. Türkiye Damızlık Sığır
Yetiştiricileri Merkez Birliği, hayvancılığın
sorunlarıyla ilgili detay bir rapor hazırladı ve
Bakanlığa sundu. Bu raporda Et ve canlı hayvan ithalatı
uyuşturucu bağımlılığı gibidir,
sağladığı mutluluk kalıcı değildir,
geçicidir. diyor Sayın Bakan. Lütfen, iyi dinle Sayın Bakanım.
Raporda, ayrıca, devlet organlarını yöneten bürokratları,
siyasetçileri, son yıllarda oluşmuş olan ithalata bağlı
sektör temsilcileriyle içeride ve dışarıda dayanışma
içinde olan ithalat lobilerinin manipüle ettiğine veya etkilediğine
ilişkin yargı var. Hayvancılık sektöründe
çalışanlar artık buna inanıyor. diyor. Yani demek
istiyorlar ki Sayın Bakanım, içeride ve dışarıda
birileri bu sektörde Türk hayvancılığının çanına
ot tıkıyor ve bunun arkasında kim var? Ürdünlü Hijaziyi
tanıyor musun ya da yerli Morkoçu tanıyor musun? Yarınlarda
bunlar çarşaf çarşaf ortaya dökülecek. Unutmayın ki küresel
sermayeye hizmet edenler hayvancılığın da
hesabını bu millete verecekler.
Sayın Bakan, size tavsiyem, hani bu Türkiye
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez
Birliğinin sunduğu rapor var ya -36 maddeden oluşan- vallahi o
raporu okuyun, o raporu uygulayın, hayvancılıkta başka bir
şey yapmayın, hiç yorulmayın, memleket ihya olur, Türk çiftçisi
ihya olur, besici ihya olur, Türkiye ihya olur. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanım, ne yediğimizi
bilmiyoruz, gıda terörü hepimizin sağlığını
vuruyor. Son bir yılda hileli gıda üretimi yapan firma
sayısı sizin açıklamalarınızda 173ten 618e, ürün
sayısı da 282den 1.211e yükselmiş. Şu andaki
cezaların caydırıcı olmadığını ne
yazık ki bu rakamlar bize gösteriyor. Dolayısıyla bu cezayı
göze alarak üretimini sürdüren firmaların sayısı artarak devam
ediyor. Hileli gıda üretenler, insan sağılığına
zarar vermelerinden dolayı ağır cezalara
çarptırılmalıdır.
Sayın Bakan,
sağlığımızla oynayanları kara listeye alacak
mısınız, ağır hapis cezası getirecek misiniz,
ticaretten men cezası düşünüyor musunuz? Bunlara lütfen cevap
veriniz. Bakanlığınız, denetim noktasında yetersizdir.
Gıda denetimi işini ehil olanlara vermiyorsunuz. Yeterince kadro
istihdamı yapmıyorsunuz. Ama ne yapıyorsunuz? Türk milletinin
zehirlenmesini seyrediyorsunuz. Ama unutmayınız ki bu ülkede sizin
çocuklarınız da yaşıyor.
Değerli milletvekilleri
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bravo Fahrettin Bey!
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Bakın, AK
PARTİ Grubundan Bravo! aldıysam bu gaz bana yeter;
hızımla devam edeyim. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Teşekkür ederim Başkanım;
evet efendim, ne güzel.
Şimdi, ormanlarımıza gelelim.
Ormanlarımız bizim akciğerimizdir, millî servetimizdir.
Ormanlarımızı korumak için neden seyir kuleleri yapılmaz?
Neden ormanlarımızı korumak için gerekli tedbirler alınmaz?
Bir orman yangını çıktığında neden hemen müdahale
edilemez? Avrupanın en büyük özel yangın söndürme filosuna sahip
olduğu bilinen Türk Hava Kurumu yerine, yangın söndürmek için neden
özel şirketler kullanılır? Neden orman işçilerine sigorta
hakları verilmez, imzalatılan bir sözleşmeyle ellerinden
alınır? Neden orman işçileri işveren statüsünde
değerlendirilir, işçilere tanınan haklardan yararlanamazlar,
neden?
Şimdi esas soruyu soruyorum: Sayın
Bakanım, kesimlerde on yıllık kesim planları
uyguluyorsunuz, planlar için yüz binlerce lira para harcıyorsunuz ama bu
planlara uymuyorsunuz, neden? Bu Meclise cevap verin.
Sayın Bakanım, yine size soruyorum: 3
kapalı orman alanlarında tarıma ya da inşaata
açtığınız alanlar var mı? Bu haberler her yerde
yayınlanıyor, bunlar doğru mu? Tekrar ediyorum: 3 kapalı
orman alanlarını inşaata açtırıyor musunuz,
tarıma açtırıyor musunuz kestirip? Bunlara lütfen cevap verin.
Ve yine, Orman Genel Müdürlüğü, hatta
Bakanlık merkezinizi yönetenler sarı, yandaş bir sendikayla -TOÇ
BİR-SEN denilen- el ele, paralel paralel yönetim mi yapıyor? Yoksa
gerçekten doğru bir yönetim mi yapıyorsunuz?
Orman Genel Müdürlüğü personeli bugün huzursuz,
verimsiz çalışıyor. Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliğinden tutun da Görevde Yükselme Yönetmeliğine kadar her
şey arızalı. Ama Ahmet Bey kardeşim, Konya Milletvekilim,
bir de arızalı Karapınar var, kuruyan Karapınar. 800 bin
ağaç kuruyor, şimdi, bu ağaçlar kuruyor. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar) 2004ten beri
yapılmış. Karapınarın özelliği ne? Çölleşen
bir yöremiz bizim. Ağaç dikmemiz lazım, diktiğimiz
ağacı korumamız lazım ama kurutuyoruz. Ama Allah selamet
versin, iktidarımız, bakın, ne güzel nefes mefes diyerek 11
milyon ağaç dikiyor. Be Müslüman, be kardeşim, be Ahmet Bey kardeşim,
be Sayın Bakanım; Allah aşkına, yahu, diktiğiniz ormanları
kurutuyorsunuz! Yeniden orman dikiyoruz. diye 11 milyon
Rekor
kırıyoruz! diye
Yapmayın Allah aşkına ya!
Yapmayın bu şovları, yapmayın ya! Yapmayın bu
şovları!
Sayın Bakanım, kurutmayın bu
ormanları, sahip çıkın Konyaya, sahip çıkın Türkiyeye!
Sahip çıkın! (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
OSMAN BOYRAZ (İstanbul) Ne yapalım,
söyle bakalım.
EROL KAVUNCU (Çorum) Dikmeyince Dikmedi.
diyorsunuz, dikince de böyle söylüyorsunuz. Ayıp değil mi?
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Size sonra
anlatayım ben.
Evet, şimdi, gelelim fasulyenin
faydalarına. Tarım ve Orman Bakanlığı 150 bini
aşkın personel ve 33 genel müdürlükle devasa bir kurum. 4 Bakan
Yardımcısı var ancak dikkat buyurun Bakanlığı
Tan adında bir danışman gölge bakan gibi yönetiyor. iddiaları
var Sayın Bakan. Bu Tan kim? Buna cevap istiyorum.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Süre bitti,
süre.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Ve başka
bir şey: Bazı bürolarda vatandaşın dosyaları
dolaştırılıyor, hâlâ binlerce dosya maalesef
imzalanmıyor. Acaba ne oluyor Sayın Bakan,
Bakanlığında? Bakan Yardımcılarının birinin
emrinde 40ın üzerinde danışman olduğu söyleniyor. Sizin
kaç danışmanınız var Sayın Bakan? 150 bin personel
içinde yüzlerce bir de danışman mı topladınız?
Cumhurbaşkanından mı öğrendiniz? Yahu, personeliniz
yetmiyor mu size? Bunlara bir cevap verin. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Şimdi, genel müdürlerin imzası geçersiz bu
Bakanlıkta, Bakan Yardımcılarının geçersiz ama
danışmanlar yönetiyor, gölge bir yönetim var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun tamamlayın lütfen
Sayın Yokuş.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Eyvah, Melen
Projesine gelemedim.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Ben sana
demiştim Süren yetmedi. diye.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Sayın
Bakanım, Sayın Bakanım, Melen Projesi felaketi var, size
soruyorum: Melen Projesine 1,5 milyar harcandı; şu anda ancak 1
milyar lira daha para ödenirse Melen Çayı İstanbulun su
ihtiyacını karşılayabilecek ama gelin görün ki, öyle bir proje
hatası yaptınız ki kil çekirdekli dolgu yerine katı proje
yani beton yaptınız. Bu projeyi de yanında bulunan Bakan
Yardımcın, eski DSİ Genel Müdürü imzaladı; yine beraber
çalıştığın Dinçer Aydoğan imzaladı. Şu anda
devlet 1 milyar lira zarara uğratıldı. İstanbul susuz
kalacak. Bunların hesabını soracak mısın Sayın
Bakan? Sormalısın Sayın Bakan. Hâlâ bunlarla
çalışıyorsun. Buradan iddia ediyorum
. Yüklenici firma diyor ki:
Bu şekilde yaparsak bu yanlış olur, yapmayın etmeyin.
Size defalarca yazı yazıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yokuş, selamlama için
lütfen, buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yirmi beş dakika
oldu Sayın Başkan.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Teşekkür
ederim.
Vallahi yetmedi.
Ama iş adamından bile maalesef sizin
bürokratlarınız vicdansız çıktı ki bu usulsüz
şeyi yaptı çünkü Sayın Cumhurbaşkanı Katar dönüşü
ne dedi? İstanbul ve Ankara susuz kalabilir. Evet, niye kalabilir? Hani
4 kere açılışını ilan etmiştiniz? Nerede
Eroğlu? 4 kere ilan etmişti Şu gün, bu gün açacağım.
diye. Üç yıldır milleti kandırıyorsunuz. Onun için, bu
yanlışların altında durmayın. Ey AK PARTİli
vekil kardeşlerim, bunların üzerine beraber gidelim; gelin, bu
iddialar açığa çıksın; gelin
Son söz Sayın Bakanım: Sen bu
Bakanlığı yönetemiyorsun ve Sudanı da çok seviyorsun;
Allah aşkına ya, şu Türk milletine ve kendine bir iyilik yap,
emekli ol, istifa et, git Sudanda yaşa, onlarla beraber ol.
Hoşça kalın Sayın Bakanım.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ayıp ama ya,
ayıp! Ayıp bu senin yaptığın ya! Çok ayıp!
Ayıp yapıyorsun ya, çok yanlış yapıyorsun ya!
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sensin
ayıp!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Turan, daha sonra, tur
bitsin, İYİ PARTİ Grubu adına konuşmalar
tamamlansın yine size söz vereceğim.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bütçe görüşmesinde
yaptığına bak ya! Her konuşmasında aynı
terbiyesizlik ya! Vekilsin ya! Milletvekilinde böyle üslup olabilir mi ya!
BAŞKAN Bir dakika arkadaşlar
Bakın, Grup Başkan Vekiliniz ayakta.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
sataşmalardan dolayı cevap hakkımızı yine aynı
usulle tur sonunda mı vereceksiniz?
BAŞKAN Evet, tur sonunda, İYİ
PARTİ Grubunun konuşmaları tamamlanınca söz isteyen Grup
Başkan Vekillerinin hepsine cevap vermek üzere elbette söz vereceğim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkürler.
Sayın Muhammet Naci Cinisli, Erzurum
Milletvekili.
Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET
NACİ CİNİSLİ (Erzurum) Sayın Başkan, Sayın
Bakanlar, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçe Kanun Teklifi çerçevesinde Devlet Su İşleri, Meteoroloji ve
Türkiye Su Enstitüsü üzerinde İYİ PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Sizleri ve aziz milletimizi saygıyla
selamlarım.
Bugün sabah saatlerinde Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğünde çıkan yangın nedeniyle geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum.
Yüz elli yedi yıllık geçmişe sahip
Sayıştayımızın raporlarında Devlet Su
İşleri ile ilgili önemli tespitler mevcut. Örneğin, belediyeler
adına yapılan içme suyu yatırım bedelleri tahsil
edilemiyor. İşletmeye açılan tesislerin yatırım
bedelleri toplam 7 milyar liranın üzerindeyken 2018 yıl sonu itibarıyla
vadesi gelmiş alacaklardan yalnızca 335 milyon lira ödenmiş, 846
milyon lira ise tahsil edilememiş; böylece hem Devlet Su
İşlerinin yeni yatırımlar için ihtiyaç duyduğu
gelirleri azalıyor hem de inşa hâlindeki tesislerin tamamlanması
gecikiyor. Örneğin, memleketim Erzurum, söz verilen Hınıs
Başköy Barajı, Narman Şehitler Barajı, Alvar Barajı,
Aziziye Göleti gibi tesisleri ha bitti ha bitecek diye büyük bir sabırla
senelerdir beyhude bekliyor.
Sayıştay raporlarında
inşası devam eden işlerde proje değişikliği
olması hâlinde yeni birim fiyatlarının tespitinde tek bir
firmadan alınan onaylanmamış proforma faturaların
kullanıldığı tespit edilmiş. Bununla birlikte proje
ihalelerinin fiyat dışı unsur planlaması nedeniyle geçerli
en düşük teklif yerine daha yüksek teklif verenler lehine
sonuçlandırılması da Sayıştay raporlarında
mevcut. Yazılı sınavların yanına mülakat
aşaması konularak maskelenen yandaş kayırmanın burada
da fiyat dışı unsur yöntemiyle uygulandığı
anlaşılıyor.
Devlet Su İşleri ile ilgili olarak
Sayıştay raporlarında kaydedilen diğer bulgular
kaynakların verimli ve etkin olarak
kullanılmadığını, mali tabloların gerçeği
yansıtmadığını tespit ediyor. Yurdumuzun su ve toprak
kaynaklarını geliştirmekle yükümlü olan Devlet Su İşlerinin
ülkemiz tarımını kalkındırmak ve ülke ekonomisini
büyüyen bir hâle getirmek için çalıştığını göz
ardı etmeden, Sayıştay raporlarında üzülerek
gördüğümüz ihmallerin mazur görülür bir tarafının
olmadığını ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, uluslararası
sivil havacılık kriterlerine göre havaalanlarında meteoroloji
ofislerinin bulunması zorunlu. Meteoroloji, Avrupa Hava Seyrüsefer
Güvenliği Teşkilatının Devlet Hava Meydanları
İşletmesine gönderdiği para karşılığı,
kâr amacı gütmeden, havaalanlarımızda havacılık destek
hizmetleri veriyor. Sayıştay raporlarına göre, Devlet Hava
Meydanları İşletmesi bu yabancı kurumdan
aldığı parayı Meteorolojiye eksik ödüyor, bir de üstelik
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Meteorolojiden kendisine kira
ödemesi talebinden bulunuyor. Ben şahsen Devlet Hava Meydanları
İşletmesinin bu davranışını pek
yadırgamadım. Memleketim Erzurumda aletli iniş sisteminin
kış mevsiminden önce tamamlanmaması nedeniyle
havaalanının uçuş trafiğine kapatılmış
olması karşısında, sorumluluk bilinciyle bir açıklama
bile yapamayan bu kurumdan bir beklentim kalmadı. Önümüzdeki
yılın Sayıştay raporlarına bu sene Erzurum
Havaalanında yaşanan rezaletin nasıl
yansıyacağını merak ediyorum.
Değerli milletvekilleri, önümüzdeki dönemin en
mühim meselesi ve bölgesel ihtilaf konusu olacağını
düşündüğüm su sorunu yaşamsal önem taşıyor. Ülkemiz,
sanılanın aksine su zengini bir ülke değil, aslına
bakılırsa su fakiri bir ülke olma yolunda ne yazık ki ilerliyor.
Buna sebep olan etkenler ise artan nüfus ve doğal olarak artan su kullanım
alanları, tarımda bilinçsiz sulama; evsel, endüstriyel ve
tarımsal atıklarla her geçen gün daha da kirlenmekte olan
sularımız olarak sıralanabilir.
TÜİKin belediye atık su göstergeleri
bültenine göre, Türkiyedeki 1.397 belediyeden sadece 591inin atık su
arıtma tesisi bulunmakta. DSİnin verilerine göre ülkemizde
yıllık kişi başına düşen su miktarı
yaklaşık 1.519 metreküp. Bu miktarla ülkemiz su
kıtlığı çeken ülkeler kategorisinde yer alıyor. Ancak,
TÜİKin 2030 yılı için 100 milyonluk nüfus tahmini göz önünde
bulundurulduğunda, kişi başı kullanımın 1.120
metreküp civarında olacağı öngörülüyor.
Dünya nüfusunun yüzde 40ını
barındıran 80 ülke şimdiden su sıkıntısı
çekiyor. OECDnin gelecekte tarımda su riski
taşıyacağını öngördüğü ülkeler raporunda ülkemiz
de maalesef yer alıyor. Tarımda Yaşanacak Su Tehlikesi
Endeksine göre, Türkiye 2024-2050 dönemi içerisinde en çok risk arz eden ilk
15 ülke arasında. Su hayattır. tespitiyle su
kaynaklarımızın korunmasının hem enerjinin hem de
tarımımızın sürdürülebilirliği açısından
hayati önem arz ettiğini hatırlatırım.
Sayın Başkan, Sayın Bakan,
değerli milletvekilleri; insanlar öncelikle susuzluğa, sonra
açlığa dayanamazlar. Açlığın çaresi de iyi
tarımdır. İYİ PARTİ olarak bizim görüşümüze göre,
tarım savunma sanayisinden daha az öneme sahip olmayan stratejik bir
sektördür. Tarım aynı zamanda millî güvenliğimizi de
etkilemektedir. Uzun zamandır savunduğumuz bu görüşümüzün son
günlerde iktidar tarafından da dillendirilmesinden mutluluk duyuyoruz.
Fakat şu hâliyle, vahim masabaşı
kararları nedeniyle, dövizimiz olmasa kıtlık
yaşayacağımız hâle getirilmiş olan ülkemizde stratejik
olarak nitelendirdiğimiz tarım sektörü bir millî güvenlik sorunu
hâlini almıştır. AK PARTİ döneminde, tarımda bırakın
stratejik güç olmayı, hazır ulusal master planlar bile
uygulanmadı.
Bugün çiftçilerimize ektiği ekinin,
ürettiği hayvanın ne edeceğini, kaça satacağını
bilmeden yanlış verilerle ürün ektirip, hayvan besletirken kumar
oynatılıyor. Çiftçimize kumar oynatıyorsunuz. derken şunu
söylemek istiyoruz: Veriler hem son derece güvensiz hem de gerektiği zaman
açıklanmıyor. Çiftçimizin veri olarak kabul ettiği, kendine ne
ekeceğiyle ilgili kılavuz olarak gördüğü işaret, ürün ekimi
öncesi açıklanması gereken tarım desteklemeleridir.
2019 yılı destekleri, 2019un Kasım
ayında, hasat kalkmış, besi periyodları geçtikten sonra,
sanki Ne hâliniz varsa görün. dercesine alay eder gibi açıklandı.
Bakanlığın bir görevi de çiftçiye
yeni pazarlar açmaktır. Yalnızca 3 ülkeye ihracat yapan
narenciyecilerimize Çin pazarı açılmalıdır. İki ülke
arasındaki ufak pürüzler senelerdir neden giderilmez
anlaşılır gibi değil. Ülkemiz ve Çin arasında devam
eden zararlı risk analizi çalışma sürecinin
hızlandırılmasını bekliyoruz.
Tarımdaki yanlış politikalar sonucu
boşalan köylerin her biri aslında âdeta bir üretim üssü, büyük bir
fabrika iken bugün köyler ucuz yaşanan merkezler hâline geldi. Tarım
da günü kurtarmak için yapılan bir faaliyet hâlini aldı. Hâlbuki
bizim aklımızdaki çiftçi bu değildir. Çiftçiliğin ne kadar
prestijli bir meslek olduğunu, üreten insanlar olduklarını
insanımıza tekrar hatırlatmalıyız. Bugün çiftçilik,
çalışarak zarar edilen bir meslek hâline getirildi. Çiftçiye ülke
menfaatleri gereği planlama dâhilinde zarar etmeyeceğini garanti eden
politikalar üretilmeden ülke tarımı düzlüğe çıkamayacağı
gibi, ne Türkiyenin en büyük problemi olan göç önlenir ne de işsizlik
azalır. Aklımızı başımıza
almalıyız. Dövize ve ithalata güvenerek gıda güvenliği ve
sürdürülebilirliğini sağlayamayız. Allah muhafaza,
insanımızı açlıkla imtihan ettirmeye kimsenin hakkı
yok. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bu
vebali ne siz üstlenebilirsiniz ne de biz izin verebiliriz.
Eğer ki geçiş garantili köprüler, hasta
garantili hastaneler, kazanç garantili otoyollar, uçuş garantili
havaalanları yaptırılabiliyorsa kâr garantili, yüksek katma
değeri kesin, planlı tarımsal faaliyet neden
yaptırılmasın?
Çiftçilerimizin bankalara olan kredi borcu
tutarı 120 milyar liraya dayandı. Bu borcu terazinin bir gözüne koyar
isek diğer gözüne de senelerdir tam ödenmeyen gayrisafi millî hasılanın
yüzde 1lik tarım payını koymalıyız. 2006
yılından beri çiftçimize ödenmeyen bu tutar 120 milyar liranın
üzerinde.
Devletin tarımsal krediler ve
sübvansiyonlarıyla ilgili kuruluşu Ziraat Bankasıdır. Oysa
Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, Ziraat Bankasından
aldığı blok kredileri bir komisyon
karşılığı -çiftçiye âdeta bir tefeci gibi vererek-
çiftçiye aktarırken âdeta bir tefeci gibi davranmaktadır.
Türkiye genelinde çiftçimiz, biriken kredi borcu ve
faizleriyle hareket etme kabiliyetini kaybetmiştir maalesef. Önerimiz,
acilen faizleri silmek suretiyle faiz uygulamadan çiftçi borçlarının
yapılandırılmasıdır. Tekrar başlayacak üretimden
sağlanacak katma değer, silinen faizin katbekat üzerinde
olacaktır, meydana gelecek olan sosyal refah da cabası.
Vakit sorunundan dolayı dile getiremediğim
orman yangınları skandalları, personel alımı
skandalları, tarım ve verim odaklı toplulaştırma
değil de şehircilik odaklı kadastro mantığıyla
yapılan toplulaştırma yanlışlığı,
Büyükşehir Yasasının tarıma vurduğu büyük darbe, hibe
ve desteklerin denetimden uzak yandaşlara aktarılması;
bilinçsiz, kontrolsüz, denetimsiz aynı zamanda toprağı da
zehirleyen uygulamalar, Et ve Süt Kurumunun ithalat lobisi etkisi sonucu
depolardan taşan ve bozulmaya yaklaşan 50 bin ton et stokuna
rağmen lop et ithalat talimatları; jeotermal, katı yakıt
santrallerinin göz bebeğimiz tarım arazilerimize vurduğu
darbeler gibi pek çok skandalı dile getirebiliriz. Kısa süre önce
yayınlanan iki buçuk satırlık bir genelgeyle Türkiye Cumhuriyeti
devletinin 1926dan beri yürüttüğü hayvan ıslahı
çalışmaları çöpe atıldı. Uyarımız sonucu
ufak bir düzeltme yapıldı ama hiç yeterli değil. Sayın
Bakan, Genel Müdürünüzün imzaladığı tarihe geçecek bu genelge,
ithalat kapılarını ardına kadar açacak bir lobi faaliyetinin
sonucu mudur bilmek isteriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Cinisli,
bağlayın sözlerinizi lütfen.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
- Bir önemli meselemiz de en önemli gıda maddelerimizden biri olan süt konusu.
2008den beri uyarıları yapılan süt ineklerinin kesime
gideceği endişesi, maalesef, gerçekleşiyor.
Yılbaşında süte 25 kuruş prim vereceğinizi söyleyip
kasım ayında süt primini 10 kuruşa düşürdünüz, buna dayanak
olarak da kasım ayında özel sektörün satın alacağı
sütün litre fiyatının Ulusal Süt Konseyi tarafından 2 liradan, 2
lira 30 kuruşa çıkartılmasını gösterdiniz. Asli
göreviniz olan çiftçiyi sübvanse etmektense, siz, devleti özel sektörün gölgesinde
konumlandırdınız. Lütfen unutmayın ki siz çiftçilerin
Bakanlığısınız.
Sözlerimin sonunda, Sayın Bakan Pakdemirliyi
31 Mart seçim kampanyasında biz muhalefet partileri ve mensuplarıyla
ilgili kullandığı, kendisine hiç
yakıştıramadığım ifadesinden dolayı kınıyor,
kendilerini bizlerden özür dilemeye davet ediyorum.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs
Buyurun Sayın Örs. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerinde İYİ
PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Toplumsal barışın
sağlanması, ülkede otak gayede buluşabilme kabiliyetlerimizin
geliştirilmesi, bireylerin ruhsal, bedensel ve zihinsel olarak dengeli ve
sağlıklı olabilmelerinin sağlanması için, spor,
olmazsa olmazımızdır.
Değerli milletvekilleri, sporun
ulaştığı çok boyutlu ve kitleleri peşinden sürükleyen
yapısı birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir.
Ulaştığı ekonomik büyüklükle önde gelen sektörlerden biri
hâline gelen sporun önemli bileşenlerinden olan kulüpler gerek iç
dinamikleri gerekse hukuksal altyapı eksiklikleri nedeniyle büyük problemlerle
karşı karşıyadır. Ülkemizdeki genç nüfus
dolayısıyla sahip olunan insan kaynağına rağmen, elit
sporcu yetiştirilmesinde ve performans sporlarında arzulanan
uluslararası başarıların kazanılmasında önemli
ilerlemeler maalesef sağlanamamıştır. Ne yazık ki
toplumdaki şiddet, spordaki şiddeti körüklüyor. Cezalar bu
şiddetin azaltılmasında ya da tamamen ortadan
kaldırılmasında tek başına yeterli olamamaktadır.
Bu nedenle önce barışçıl ortamları her alanda meydana
getirmenin yollarını araştırmalıyız. Sporda
şiddete karışan, bulaşan, şiddet uygulayan insanlara
sadece ceza vermek, onları bu eylem ve söylemlerinden maalesef
vazgeçirememektedir. Önce sporda şiddete bulaşan gençlerimizi,
insanlarımızı bir şekilde ıslah etmenin
yollarını aramalı, daha sonra tekrarında cezalandırma
cihetine gitmeliyiz.
Değerli milletvekilleri, reklam unsurunun
körüklemesiyle birlikte spor artık ticarileşmeye
başlamıştır. Bu ticarileşme, sporun hümanist ve
entelektüel yönünü geriye atmıştır. Türkiye'de spor medyasının
gerek görsel gerek yazılı bölümlerine
baktığımızda spor sayfalarının neredeyse
tamamını futbol haberleri doldurmaktadır. Bu noktada, sporda
şiddetin önlenmesinde basın ve medya kuruluşlarının,
televizyon yorumcularının ve spor yazarlarının tavır,
söylem ve duruşlarına ilişkin bir iki cümle söylemek isterim.
Gazetelerin haber ve yorum
başlıklarında seçilen anahtar kelimeler özenle seçilmelidir. Ne
yazık ki bu konuda çok olumlu konuşamayacağım. Özellikle
bazı spor gazetelerine baktığımızda maç öncesi haber
ve maç sonrası yorum ve değerlendirmelerde savaş kavga
saldırı kapışma silah intikam parçalamak imha
kurşun ölüm ifadelerinin birçok haber ve yorum
başlıklarında mecazi anlamda da olsa
kullanıldığını görmekteyiz. Spor haberlerinde
özellikle de manşet ve haber başlıklarındaki bu provokatif dil,
rakip taraftarlar arasında gerginliği körüklemektedir.
Değerli milletvekilleri, bugün burada Gençlik
ve Spor Bakanlığının bütçesini görüşüyorsak
gençlerimizin işsizlik problemiyle de yüzleşmek zorundayız.
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, 20 Kasım
2019da yaptığı grup konuşmasında gençlerin
işsizlik sorununa dikkat çekerek diyor ki: Bu iktidar, asıl
anaların, babaların, gençlerimizin umutlarını kuruttu.
TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı. Genç
işsizlik oranı yüzde 27,4. Neredeyse her 3 gencimizden 1i
işsiz; 15-29 yaş arasındaki 5 milyon 700 bin gencimiz ne okuyor
ne çalışıyor. Başkentimiz Ankaranın nüfusundan daha
fazla sayıda gencimiz okuyamıyor, çalışamıyor. Bir
yıldan fazla süredir iş arayan gençlerin sayısı ise son bir
yılda 80 binden 454 bine yükseldi. Ve konuşmasının
devamında Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyor: Önce
gençlere güveneceksin Erdoğan. Gençlerden korkmayacak, tercihlerine,
fikirlerine saygı göstereceksin. Belki senden çok daha farklı
düşünecekler, belki dünyaya senden çok daha farklı bakacaklar. Ama
bir ülkede gençler büyüklerden farklı düşünüyorsa işte o zaman
umut vardır çünkü değişime ayak uyduramayan toplumlar
gelişemez. Evet, 2019 Temmuz ayı itibarıyla ülkemizde genç işsizlik
oranı yüzde 27,4 gibi tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır.
Değerli milletvekilleri, işsizler
arasındaki üniversite mezunu olanların sayısına da
ayrıca dikkatinizi çekmek isterim. Şimdi, burada bir tablo var. Bu
tablo, işsizler içindeki üniversite mezunu oranını gösteriyor.
Baktığımız zaman, 2005 yılında bu oran yani
işsizler içindeki üniversite mezunlarının oranı 11,60 iken
ve böyle devam ederken, bir anda 2010dan sonra bu grafik yükselme eğilimi
gösteriyor ve bakın, 2018de bu oran yüzde 26,90a ulaşıyor.
2019 Ağustos ayı itibarıyla bu oran yüzde 27,50 seviyesindedir.
Yani işsizler içindeki üniversite mezunu oranı 27,50
seviyelerindedir.
İşsizler içindeki bu oranlar oldukça
ürkütücüdür. Niye? Şunu da izah edeyim. Bu tablonun ifade ettiği
acı gerçek şudur: Sektörlerin ihtiyaçları gözetilmeden
plansızca açılan üniversiteler, gençlerimiz için umut
kapısı olmaktan öteye gidememiş ve büyük umutlarla mezun
olmalarına rağmen istihdamda yerlerini alamamışlardır.
İktidar sahibi arkadaşlarımıza
sesleniyorum: Milyonlarca genç işsizimiz var. Bu gençler için ne
yaptınız? Hangi iş imkânını sağladınız?
Bugün baktığımız zaman gençlerimiz
sıkıntılı. Gençlerimiz geleceklerinden umutsuz. Gençlerimiz
mutsuz. KYK kredisi, işsizlik kaygısı, faturalar, masraflar;
öğrenciler ve yeni mezunlar, Türkiye'de ekonomik zorluk yaşayan
kesimlerin başında geliyor.
2019 yılında genç işsiz
sayısı rekor kırıyor. Bu gençlere istihdam sağlayacak
üretime yönelik hangi yatırımlarda bulundunuz diye sormak istiyorum.
Bir TYP projesi var. Bu proje, Toplum Yararına
Programlar. İyi, güzel. İŞKUR tarafından yürütülen bir
proje bu. İşsiz gencim eğer siyasi referans bulup, TYP üzerinden
bir işe girebilirse en fazla dokuz ay çalışıyor ve asgari
ücretle çalışıyor.
Bakın, değerli milletvekilleri,
İŞKURun resmî web sayfasına baktım, dedim ki: TYP projesi
nedir acaba, ben de bakayım ona.
TYP projesi nedir başlığında
İŞKURun web sayfasında aynen şöyle
yazıyor: İşsizliğin yoğun olduğu dönemlerde veya
yerlerde doğrudan veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş
ya da hizmetin gerçekleştirilmesi yoluyla özellikle istihdamında
zorluk çekilen işsizlerin çalışma alışkanlık ve
disiplininden uzaklaşmalarını engelleyerek iş gücü
piyasasına uyumlarını gerçekleştirmek ve bunlara geçici
gelir desteği sağlamak amacıyla İŞKUR tarafından
uygulanan programlardır.
TYP, her ne kadar
siz işsizliği kabul etmeseniz de, her ne kadar siz pembe tablolar
çizseniz de işsizliğin yoğun olduğu dönemde ve yoğun
olduğu yerlerde uygulanan bir projedir. Yani işsizlik var, yani
işsizlik yoğun; yani işsizlik her yerde, her köyde, her
mahallede, her ilçede, her şehirde var. Yani işsizlik her yaşta
var ve en çok da gençlerde var. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Bakın, beyler, bu proje yani
TYP projesi işsizliği önleme, iş edindirme projesi
değildir, bu proje işsizliği örtme, işsizliği öteleme
yani sorunları halının altına süpürme projesidir.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Oysaki
gençler istihdam istiyor, gençler devamlı iş istiyor, gençler sosyal
güvenceli iş istiyor, gençler dokuz ay sonra sokakta
kalmayacağı, dokuz ay sonra iş kaygısı
duymayacağı, yeniden işe girebilmek için partiden adam aramak,
milletvekilinden referans almak zorunda olmayacağı kalıcı
işler istiyor. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar) Yüz binlerce atanamayan öğretmen, yüz binlerce
işsiz İİBF mezunu, sağlıkçı, ebe, hemşire,
mühendis gencimiz torpil istemiyor, iltimas istemiyor; eğitimini aldıkları
alanlarda çalışacakları iş istiyor, atanma bekliyor.
İşsiz gençlerimizi görmezden gelemezsiniz, onların
feryatlarına kulaklarınızı tıkayamazsınız
çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi yan gelip yatma yeri değil, işsiz
gençlerimizin çare kapısıdır. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekillerim, basında yer alan, Kredi Yurtlar Kurumu
borçlarını ödeyemeyen işsizlere vergi dairelerince e-haciz ya da diğer
adıyla e-kısıt uygulamasıyla banka hesaplarına bloke
uygulandığı haberleri hepimizin malumudur. Geçtiğimiz
günlerde -Sabah gazetesinden vereyim örneği- Sabah gazetesinde yer alan
bir haberde, yaklaşık 250 bin üniversite mezunu hakkında
borçlarını ödeyemedikleri için işlem
başlatıldığı, borçların silinmesi için
başlatılan imza kampanyasına da 50 bin mezun öğrencinin
imza attığı yazıyordu. Yani üniversite mezunu işsiz
gençlerimizin bir sorunu da ödeyemedikleri KYK borçlarıdır.
Şimdi, AK PARTİli arkadaşlara
sesleniyorum: Gelin, işsiz gençlerimizin KYK borçlarının
silinmesi için verdiğimiz ve hâlen Komisyonda bekleyen kanun teklifimize
destek verin; iş imkânı sağlayamadığınız
gençlerimizin yarasına en azından bir merhem olun.
Değerli milletvekilleri, bakın, sizlere
acı bir gerçeği hatırlatmak istiyorum. İstanbulda 34 bin
kahvehaneye karşılık 51 il halk kütüphanesi var. Başkent
Ankarada 44 kütüphane, 21 bin kahvehane var. İzmirde ise 42 kütüphaneye
karşılık yaklaşık 7 bin kahvehane bulunuyor. Türkiye
geneline baktığımızda, Türkiye genelinde kahvehane
sayısı 700 bin iken kütüphane sayısı 1.413. İşte
bizim endişemiz budur, işte bu yüzden endişeliyiz.
Bakın, size kendi şehrimden, Trabzondan
bir örnek vereyim. Bizim Trabzonun çok güzel bir sokağı vardır,
Uzun Sokak, kendisi de ismi gibi uzunca bir sokaktır. Bugün, Uzun Sokak
işsiz Trabzonlu gençlerin volta yeri, Uzun Sokaktaki kahvehaneler, çay
ocakları da işsiz gençlerimizin sığınmaevi hâline
gelmiştir; bu yüzden biz endişeliyiz.
Vakitlerini kıraathanelerde geçiren işsiz
gençlerimiz için endişeliyiz. Atanamayan öğretmenlerimiz için
endişeliyiz. İş bulamayan iktisadi ve idari bilimler fakültesi
mezunu yarım milyona yakın gencimiz için endişeliyiz. Hizmet
sektöründe günübirlik iş bulup garsonluk yapmak, tezgâhtar olabilmek için
referans arayan binlerce mühendis gencimiz için endişeliyiz.
Sağlıkçı, ebe, hemşire olup herhangi
bir işe girebilmek için partiden kartvizit getirmek zorunda
bırakılan evlatlarımız için endişeliyiz.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Ekranları başında bizleri izleyen
sevgili gençler, sizlere sesleniyorum: Sorunlarınızın tek
sebebi, liyakati hiçe sayan bu iktidardır. Daha iyi şartlarda
yaşamak istiyorsanız, zamanı geldiğinde sandığa
gidip değişim için oy kullanacaksınız. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiyenin tüm
kaynaklarını israf eden, kendi çıkarları için harcayan bu
zihniyetin önünde dikileceksiniz. Türkiyeye ayak bağı olmuş bu
iktidarı değiştirmek için çalışacaksınız.
Değişimin mimarı siz gençler olacaksınız.
Değerli milletvekilleri, bu ucube sistemden
kurtuluşun çaresi iyileştirilmiş parlamenter sistemdir. Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşenerin dediği gibi,
iyileştirilmiş parlamenter sistem, birbirine saygı duyan
insanlarımızın, konuşan Türkiye'nin anahtarıdır;
iyileştirilmiş parlamenter sistem, hakkın ve adaletin tarifidir;
iyileştirilmiş parlamenter sistem, çalışan, üreten,
geleceğe ve ülkesine güvenen gençliğin parolasıdır; iyileştirilmiş
parlamenter sistem, demokratik cumhuriyetin, ekonomik kurtuluşun
reçetesidir. Bu reçete, milletin olanı millete geri vermek içindir, millet
iradesinin yeniden iktidar olmasıdır.
Güneş herkesten önce gençlerin yüzüne
doğacak. diyor, hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sakarya Milletvekili Ümit
Dikbayır
Buyurun Sayın Dikbayır. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÜMİT
DİKBAYIR (Sakarya) Yüce Türk milleti, değerli milletvekilleri; 2020
yılı bütçe görüşmelerinde Ulaştırma
Bakanlığının bütçesiyle ilgili görüş ve önerilerimizi
paylaşmak üzere İYİ PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle ifade etmek isterim ki geçmiş
yılların da önümüzdeki yılın da bütçesine
bakışımızdaki en temel nokta -bütçeyi oluşturan
milletimizin vergileri olduğuna göre, paranın ve bütçenin sahibi de
millettir- millet hazinesini namusumuz bilip her kuruşuna sahip
çıkmaktır.
Hükûmetin lütuf gibi sunsa da verdiği bilgiler
ve Sayıştay raporları, birçok bakanlıkta olduğu gibi,
Ulaştırma Bakanlığının harcamalarında da
milletimizin nasıl zarara uğratıldığını
gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla, milletin hazinesi söz konusu
olduğunda hiçbir hatırın kıymeti yoktur; tespit ve
uyarıları net ve en sert şekilde yapmak, deyim yerindeyse
görevimizdir ve üzerimizdeki vebaldir.
Değerli milletvekilleri, milletin alın
teriyle, emeğiyle doldurulan bir hazinenin har vurulup harman
savrulmasına, siyasi parti farkı gözetmeksizin hepimizin
karşı çıkması ve millet adına hesabını
sormamız gerekir. Para milletimizindir, bütçe de milletimizindir.
Milyarlarca liranın sorumsuzca savrulduğu projeler ve masraf
cetvelleri şu ya da bu partinin seçmeninin değil, bütün bir milletin
sırtına yüklenmektedir. Dolayısıyla, sözlerimi, mensubu
olduğunuz siyasi partinin kulağıyla değil, can
kulağıyla dinlemenizi istirham ediyorum.
Değerli arkadaşlar, Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığının 2018 ve 2019 yılı
bütçelerindeki genel tabloya dair sadece birkaç nokta
paylaşacağım. 2018 yılında 31,3 milyar liralık
bütçe yapan Bakanlık yıl sonunda 43,4 milyar lira harcamış.
2019 yılı için de 27,7 milyar liralık bir bütçe
oluşturmuş ve 32,8 milyar lira harcamış. Tapu Kadastro ve
Meteoroloji Genel Müdürlüğü bütçelerini
çıkardığımızda, Bakanlıktaki en önemli
harcamanın Karayolları Genel Müdürlüğü üzerinden
yapıldığı ortada. Üstelik bütçe aşımının
en önemli kalemi de yine Karayolları. 2018de 18,1 milyar lira öngörülürken
33,5 milyar lira harcanmış, 2019da da 16,6 milyar lira öngörülürken
25,8 milyar lira harcanmış. Böyle bir bütçe sapması olur mu? Bu
noktanın altını niye özellikle çizdim? Çünkü milletin
hazinesinin en ciddi şekilde yağmalandığı nokta
burası da ondan. Biliyorsunuz, AK PARTİ hükûmetlerinin kamu-özel
sektör iş birliğiyle yaptırdığı kara
yolları, köprüler ve tüp geçitler ilk günden beri tartışma
konusu. Türk milletinin vergilerinin yarısını çarçur ettikleri,
5 müteahhidin cebine aktardıkları nokta burası da ondan
tartışma konusu. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve
Bütçe Başkanlığının hazırladığı
2019 yılı programında yer alan bilgilere göre kamu-özel sektör
iş birliğiyle sözleşmeleri imzalanan projelerin
yatırım büyüklüğü 63,6 milyar Amerikan dolarına
ulaşmıştır. Buna işletme hakkı devrinden
kaynaklanan gelir kaybını da eklediğinizde, devlete yani millet
hazinesine çıkan fatura 140 milyar doları bulmaktadır. 2002
yılında devraldığınız borç 129 milyar
dolardı yani seksen yıl hükûmetlerin yaptığı 129
milyar dolarlık borca sadece bu kalemden 140 milyar dolar yük koydunuz.
Rakamı tekrar ediyorum: 63,6 milyar dolar. Bunu neden özellikle
vurguluyorum? Hani Hükûmetiniz her ağzını
açtığında Bu projeler için milletin cebinden tek kuruş
çıkmıyor. diyor ya, işte, bu para bal gibi de milletin
hazinesinden giden para. Nereye gidiyor? Üç beş yandaş müteahhidin
cebine gidiyor. 15 milyar liralık maliyeti dolayısıyla
sırtınızı döndüğünüz emeklilikte yaşa
takılanlar, çiftçilerimiz, esnafımız, işçimiz, memurumuz,
emeklilerimiz, öğrencimiz bir yanda, yandaş müteahhitlerin cebine
giden trilyonlarca lira diğer yanda. İşte, bu gerçeği
hatırlatmak için vurguluyorum.
Değerli milletvekilleri, biz milletin
parasına, devletin hazinesine sahip çıktıkça iktidardan
homurtular yükseliyor, Rakamları çarpıtıyorsunuz, yalan
söylüyorsunuz. diyorlar. Oysa ne çarpıtıyoruz ne de yalan söylüyoruz
çünkü bu rakamlar bizzat yönettikleri devletin rakamlarıdır. Bizzat
Ulaştırma ve Altyapı Bakanının verdiği bilgiye
göre, bakın, sadece Osmangazi Köprüsünün yapımında firmaya
günde 40 bin araç geçişi için garanti verilmiş. Bu, yılda 14,6
milyon araç geçişi garanti edildi demektir. Peki, bir yılda geçen
araç sayısı kaç? Sadece 9 milyon. Yani köprüden geçmeyen 5,6 milyon
aracın parasını devlet ödüyor, yine hesap, yanlış
hesap.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) Köprüyü kim
yaptı?
ÜMİT DİKBAYIR (Devamla) Biraz sonra
cevap veririm size.
Devlet nereden ödüyor? Milletin kesesinden ödüyor.
Lafa geldi mi Bu köprü için milletin cebinden tek bir kuruş
çıkmıyor. diyorlar. Bakın, bu, yalnız, geçmeyen araçlar
için ödenen; 9 milyon araç için ortalama 35 dolardan ödenen parayı
katmadım bile. Milletin cebinden tek kuruş çıkmadı.
dedikleri köprüye vatandaşlarımızın yirmi iki yıl
boyunca nakit ödeyeceği para 7 milyar dolar; geçmeyenin ödediğiyle
toplayın; 11,5 milyar dolar
Bu parayla ülkemize neler yapabilirdik bir
hayal edin. Dedim ya, Milletin cebinden tek kuruş çıkmadı.
dedikleri bu. Sanırsın bu parayı uzaydan gelenler ödeyecek.
Milletin cebinden çıkmadı da sizin cebinizden mi çıktı?
İşin en can alıcı yanı da ne biliyor musunuz? Yine
Bakanlığın rakamlarına göre bu 11,5 milyar dolarla 5 köprü
yapabilirdik. Sadece Osmangazi Köprüsünün Türk milletine maliyeti 5 köprü
parası, 5 köprü.
Şimdi, ben bu bütçenin, ben bu
planlamanın, ben bu harcamaların neresine ne söyleyeyim? Türkiyeyi
yönetenler, milletin parasına sahip çıktıkça, hesabını
sordukça bize diyorlar ki: Bunlar köprü yapılsın istemiyor.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Topçularda sıra beklememek için.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Laf atmayalım efendim, sen gemiyle geçersin.
ÜMİT DİKBAYIR (Devamla) Oradan niye laf
yetiştiriyorsunuz? Yani siz oradan laf yetiştirince ben
korkacağım da susacağım mı?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Ya, bir şey
yok ki.
ÜMİT DİKBAYIR (Devamla) Ya, siz
sarayın vekilisiniz, ben 38 arkadaşımla beraber milletin
vekiliyim, zorunuza bu mu gidiyor? (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar) Niye laf yetiştiriyorsunuz? Bu
kürsü size de açık.
Milletimiz bu hizmetleri hak ediyor. Biz
Yapılmasın. demiyoruz, Yaptırırken milleti
soydurmayın. diyoruz.
Bakın, size basit bir rakam vereyim:
İktidara geldiğinizde milletten toplanan vergi 59 milyardı, 2019
yılında topladığınız vergi 854 milyar. Bu
yıl toplamayı düşündüğünüz vergi 913 milyar. Tabii
yapacaksınız. Az önce sordunuz ya Nereden yaptınız? diye,
yapacaksınız tabii, bu millet vergi veriyor, bu milletin verdiği
vergilerle yapacaksınız tabii. Elinizdeki hazır devleti yönetemiyorsunuz
ya! 1 köprüyü 1 köprü fiyatına yaptırın, 1 köprüye 5 köprü
parası ödetmeyin diyoruz, biz başka bir şey demiyoruz.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Kurduğunuz sistem, Deli Dumrul sistemi.
Tek örnek, Osmangazi Köprüsü değil, Yavuz
Sultan Selim Köprüsünde de durum farklı değil. Yıllık 49
milyon aracın geçeceği garantisi verilmiş. Bir yılda geçen
araç sayısı 14 milyon. Kalan 35 milyon aracın parası ne
oluyor? Yine millet ödüyor. Bir kuruş harcamadık. dedikleri Yavuz
Sultan Selim Köprüsü için devletin, milletin hazinesinden müteahhide her
yıl 115 milyon dolar para çıkıyor hem de geçmeyen araçlar için.
Rakamlar bu seviyede kalırsa yirmi iki yılda 2,3 milyar lira
ödeyeceğiz, yirmi iki yıl garanti verdiniz çünkü. Bir de geçen
vatandaşlarımız var, onların ödediği para 700 milyon
dolar; toplam 3 milyar dolar. Hani milletimiz tek kuruş ödemiyordu? Bu
parayı kendi cebinizden mi veriyorsunuz?
Avrasya Tünelinde durum farklı mı?
Hayır, orada da farklı değil. İki yılda geçenlerin
ödediği paranın dışında, devlet 14 milyon geçmeyen
aracın parasını ödedi. Şaka değil, tünelden geçmeyen
14 milyon aracın parasını ödettiniz milletin hazinesine, yine
yanlış hesap yapmışsınız.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Bu
rakamları nereden alıyorsunuz ya?
ÜMİT DİKBAYIR (Devamla) Birinci köprü
için vatandaş 10,5 lira öderken, aynı boğazın üzerindeki
üçüncü köprü için 19,35 lira ödüyor yani yüzde 90 fazlası. Şimdi, bu
iki köprü de bu devletin, bu milletin değil mi? Niye biri 10,5 lira,
diğeri 19 lira? Çevre bağlantı yollarına ödedikleri de
cabası.
Gerçekler gün gibi ortadayken hâlâ milletin
aklıyla alay etmeye devam ediyorsunuz. Yandaş müteahhitlerin
ödemesine geldi mi kaynakta hiç zorlanmayan iktidar, milletin dertlerinden
bahsedince dalga geçer gibi Olsa dükkân senin. diyorsunuz.
İstanbul Havalimanı zaten bir rezillik,
tek cümleyle geçeyim, daha da fazla dünyaya rezil olmayalım. 35 milyar
dolara yaptığınız havaalanının çok daha
büyüğünü Çin, 12 milyar dolara mal etti. Yazıktır,
günahtır, beytülmale el uzatıyorsunuz, el uzattırıyorsunuz.
Özel işlerinde devlet mumu kullanmayan, hak ve adalet sembolü
büyüklerimizi ne çabuk unuttunuz. Devlet malından hırka çalan
cennete gidemez. buyuran Peygamber Efendimizin öğütlerini,
İslamın emirlerini ne çabuk unuttunuz. Fitresiyle, zekâtıyla
ihtiyaç sahibine, garibana el uzatmayı emreden bir dinin mensupları
olarak neden hep garibanı görmezden gelerek zengini daha zengin etmenin
peşindesiniz, üstelik de milletin parasıyla zengin etme
peşindesiniz.
Bakınız, daha çok yeni bir örnek var
önümüzde, Türk çiftçisine kaynak yaratsın, destek olsun diye kurulan
Ziraat Bankası ne yapıyor, hep beraber duyduk. Simit
Sarayını bünyesine katıyor, Simit Sarayının yüzde 51
hissesini satın aldı. Ziraat Bankasının simitçi
dükkânıyla ne işi var diyeceğim ama mesele daha büyük. Bu
firmanın kredi borçlarının toplamı 500 milyon dolara
ulaşmış. Peki, borcun hiç olmazsa büyük bölümü, kamu
bankası yani milletin bankası olan Ziraat Bankasına mı?
Hayır, özel bir bankaya. Ziraat Bankası bu işlemle ne
yapıyor? O iş adamını borçlarından kurtarıyor.
Kimin parasıyla? Yine, milletin parasıyla. 500 milyon dolar
dediğiniz yaklaşık 3 milyar Türk lirası; daha da
anlaşılır hâle getireyim, emeklilikte yaşa
takılanların sorununun çözümü için gereken kaynağın
beşte 1i. Tek bir iş adamı için, 150 bin EYTli
vatandaşımızın sorununu çözecek parayı milletin
sırtına yüklüyorsunuz. Bu iş adamı, bir marka
yaratmış, tebrik ediyoruz; yurt dışında şubeler
açmış, ülkemizin tanıtımına katkıda
bulunmuş, tebrik ediyoruz ama kardeşim, 15 milyon dolara uçak
almış, devletin verdiği 20 milyon dolarlık teşviki
kendi hayatında yemiş, lüks ve şatafat içinde
yaşamış, şimdi yükünü millet sırtlasın; öyle
yağma yok. Az önce köprü ve otoyollar için verdiğim örneklerin de
bundan farkı yok. Çiftçiye destek amacıyla kurulmuş Banka,
çiftçinin borcuna anında icra gönderirken bir şirket kurtarmak için 3
milyarı tek kalemde masaya dökebiliyor. Hiç vicdanınız yok mu,
hiç aklınız yok mu, vallahi bilmiyoruz. Bu milletin kadim
bankasının varlığını yani milletin parasını
bir şirkete yedirip borçlarını üstlenip iş
adamını kurtarmaya utanmıyor musunuz ya? Bu şu demek, ne
kadar farkındasınız bilmiyorum: Bu devletin borcunu 500 milyon
dolar daha artırdınız, gençlerimizin sırtına 500
milyon dolar daha borç yüklediniz. Doymadınız ve doymuyorsunuz,
anlaşılan daha da doymayacaksınız. İnin artık bu
kadim devletin ve milletin sırtından. Bu dizeler bugünkü iktidar gibi
millet parasıyla saltanat sürüp, saltanat sürdürenlere
yazılmış, ne diyor Tevfik Fikret Yiyin efendiler yiyin, bu
han-ı iştiha sizin, / Doyunca, tıksırınca,
çatlayıncaya kadar yiyin!
Emekliye yok, çalışana yok, EYTliye yok,
çiftçiye yok, gençlere yok ama eski Başbakanların koşa koşa
dükkân açılışına gittiği iş adamının
500 milyon dolarlık borcunu ödemeye, halletmeye gelince var. Utanın
diyeceğim, utanması olanın yapacağı işler
değil bu işler. Sabahtan akşama kadar çalışıp
evine ekmek götürmeye çalışan milletimize yazıktır.
Elektrik, su, doğal gaz faturasını ödeyemeyen, elektriği,
doğal gazı kesilen vatandaşlarımıza
yazıktır. Bunlar hiç mi gözünüze gelmiyor, vallahi bilmiyorum.
Devlet, babanızın çiftliği
değil, devletin hazinesi de babanızın parası değil.
Milletin olanı millete vermek zorundasınız. Bunu
yapmadınız ve görünen o ki yapmayacaksınız. Aziz milletimiz
bu yağmanın faturasını önünüze koyup hesabı
kestiğinde şaşırmayın çünkü bu kaçınılmaz
son yaklaşıyor.
Aziz Türk milleti, endişeleriniz son bulacak,
bu kadim Türk devletini Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşener liderliğinde, iyileştirilmiş parlamenter sistemle,
vicdan sahibi insanların, iyi insanların yöneteceği günler çok
yakındır.
Ekranları başında bizi izleyen
vatandaşlarımızı ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi de Mersin Milletvekili Zeki
Hakan Sıdalı.
Buyurun Sayın Sıdalı. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN
SIDALI (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Kara yolları denildiğinde milletçe
aklımıza ilk gelen maalesef para yolları, geçiş garantisi
verdiğiniz ve Vatandaşın bugün cebinden ne kadar çıkacak?
diye düşündüğümüz meşhur yollar, hani Cebimizden hiçbir
şey çıkmadan yapıyoruz. dediğiniz ama aslında
geçmesek bile, görmesek bile her gün parasını ödediğimiz yollar.
Osmangazi Köprüsünün günlük 40 bin,
yıllık 14 milyon 600 bin geçiş garantisi var. Kaç araç geçti?
Yalnızca 9 milyon 98 bin araç geçti. Yani 40 dolardan 5 milyon 501 bin
aracın ücretini vatandaşımız vergileriyle ödeyecek. Yani
yıllık 210 milyon dolar düzeyinde kamuya bir bedel söz konusu. Yirmi
iki yılda ödeyeceğiniz parayla bir sağına, bir soluna en az
2 köprü daha yapabilirdiniz.
Bir diğer örnekse Yavuz Sultan Selim Köprüsü.
Geçmesi gereken araç sayısı 4, geçen araç sayısı 1. Küçük
hesap hatası burada da 2019 başına kadar 115 milyon dolara mal
oldu. Size teslim edilen koyunlara ne kadar iyi baktığınız
buradan da belli.
Bir de Avrasya Tüneline bakalım. Tünelin
açıldığı 2016 sonundan 2019un 4üncü ayına kadar
geçen araç sayısı 36,5 milyon; burada da durum aynı.
Tabii ki Hükûmetin, devletin görevidir yol yapmak
ancak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ortada. Niye
yaptınız? diye kimse demiyor. Ne kadarlık iş, kaç
katına yaptınız? diye hakkının hesabını
soruyor. Doğru fiyata iş yapmayı neden beceremiyorsunuz?
diyor. Ya finansmandan anlamıyorsunuz ya da sizi yine
kandırıyorlar. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Cebimizden hiçbir şey çıkmıyor.
dediğinizde sizin cebinizden bir şey çıkmadığını
ama bizim ceplerimizin ortalama yirmi beş yıllığına
haczedildiğini söylüyoruz. Bir şey çıkmıyor.
dediğiniz tablo buysa çıksa ne olacak merak ediyoruz. Kısaca
Yaşasın cumhur. yerine Yaşayın müteahhidin cebi.
diyorsunuz. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Kara yollarını konuşuyorken ifade
etmek istediğim bir konu da yıllardır tek çivi çakılmayan
Mersin Çeşmeli-Taşucu yolu. Bu proje 2023 hedeflerimizin
arasındaydı. Bakanlığınızın ifadesiyle, dört
yıl içinde tamamlanması öngörülüyordu, hâlâ ihalesi bile
yapılmadı yani buradan anlaşılıyor ki bu hedefiniz de
gerçekleşmeyecek, Mersin Milletvekili olarak erkenden dikkatinizi çekmek
isterim. Ayaklarımız yere basarken kara yollarından bu sesler
çıktı, bir de göklere bakalım.
Ülkemizin Kurucu Lideri Mustafa Kemal Atatürkün
İstikbal göklerdedir. vurgusunu bile sizler yanlış
anladınız. Hâlbuki, bu sözün üstüne, rahmetle yâd ettiğimiz Nuri
Demirağ öncülüğünde pek çok şey, Gök Okulu ve uçak
fabrikaları yerli ve millî sermayeyle hayata geçirilmişti. Bu
dönemden sonra, AK PARTİ döneminde de havacılık sektörüne
farklı bir teveccüh gösterildi, kabul ediyoruz ama siz, bunu da
yanlış anladınız. Havacılığın
gelişmesi mantığını sadece havalimanı
inşaatı yapmaya indirgediniz. Kütahyaya 50 milyon euroya
yapılan Zafer Havalimanına verilen yıllık 1,3 milyon yolcu
garantisi, havalimanı hizmet alanındaki 3 ilin toplam nüfusuna denk
geliyor. Bu verilen garanti gerçekleşebilir mi diye küçük bir
araştırma yaptım. Zafer Havalimanına Ankaradan uçak bile
yok, İstanbuldansa sadece bir sefer var yani günde maksimum 180 yolcu
için otuz iki yılda 192 milyon euro ödemiş olacağız. Sizin
İstikbal göklerdedir. özdeyişinden kimin istikbalinin peşinde
olduğunuzu anladıkça milletimiz adına kahroluyoruz.
Koyun gütme örneğinde olduğu gibi, hani
gururla söylediğiniz Ülkeyi şirket gibi yönetmek lazım.
mantığınızı hatırlatmak ve sormak istiyorum:
Hangi şirket mantığı Zafer Havalimanı gibi projelere
yatırım yapar? Yaparsa Zafer Havalimanının borcu
bittiğinde sürüde koyun kalır mı? Üretime değil de tüm
sektörlerdeki inşaat yapımına endeksli garantili hizmetlerin kaç
tanesinde devlet zarara uğratılmadı yani hedefi tutturabildiniz
mi, hatta tutturmayı geçtim, hedefe yaklaştınız mı
hiç?
Bir de hâlâ tamamlayamadığınız
havalimanı var ki Türkiye'nin en verimli arazisi üzerine yapmaya karar
verdiniz. Evet, Çukurova Bölgesel Havalimanı. 2003 yılından beri
her yıl Bu sene kesin açılıyor. diyordunuz, sadece 2019
yılı için bile üç farklı açılış tarihi verdiniz;
yıl sonu oldu, işçiler grevde, paralarını alamıyor,
inşaat ilerlemiyor ve anlaşılıyor ki uçak uzunca bir süre
daha inemeyecek çünkü hâlâ üst yapı işleri için yeni ihale yapmaktan
bahsediyorsunuz. Madem tamamlamak gibi bir niyetiniz yoktu, neden 7 bin dönüm
verimli araziyi beton tarlasına çevirdiniz? Çukurovaya, tarım
arazilerine ne kastınız var? Daha bir havalimanını
bitiremiyorsunuz, hiçbir karşıt görüşü ciddiye bile almadan
İstanbulu ikiye bölüp içinden kanal geçirmeye
çalışıyorsunuz, kim inanır buna?
Dünyaca, hızlı teknoloji ve inovasyon
yarışı yaşanmakta ve ne yazık ki ülkemiz bu
yarışta geri kalıyor. AR-GE olmadan bu yarışta öne
çıkılamaz Biz de varız. diyemeyiz. 2023 hedeflerinizde AR-GE
yatırımlarında dünyada birinci ligde
olacağınızı söylüyordunuz; tabloya bakıyoruz, 40
Avrupa ülkesi arasında 29uncuyuz, sadece 40 Avrupa ülkesi arasında.
Şimdi, merak ediyorum, sizin bu birinci liginizde kaç takım var? OECD
ülkelerinin bütçeden AR-GEye ayırdığı pay 2,4; sizin 2023
hedefiniz bile yüzde 1,8; şu anki ayırdığınız
paysa yalnızca yüzde 1; böyle mi birinci ligde olacağız? Böyle
giderseniz diğer ülkelere göre daha fazla emek harcayıp daha az gelir
elde etmeye devam edeceğiz ve çağı asla
yakalayamayacağız.
Değerli milletvekilleri, dünyada 5Gye geçen
ilk ülkeler arasında olacağımızı da
söylemiştiniz. Geçtiğimiz günlerde sektörden bir serzeniş geldi:
5Gye geçiş için gerekli fiber optik kabloları döşemek için
bürokratik engellere takılıyoruz, BTKden izin alamıyoruz.
dediler.
Yine, hatırlatmak gerek, 2023 hedefleriniz
arasında bürokratik engelleri kaldırmak da vardı ama görüyoruz
ki Hükûmetinizin prestij projesinde bile bürokratik engellere
takılıyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
çok yavaş işliyor galiba. BTK web sitelerine erişimi
engelleyen kurum olarak nam salmıştı ancak son tahlilde
görüyoruz ki engellediği sadece siteler değil, devletin projelerini
de engelliyor.
Amerika, yapay zekâyla hukuki dava görme
denemelerine geçti, yüzde 2 hata payıyla karar alan bir sistem var.
Bakın, aslında Amerikaya patent davası açsanız
kazanırsınız, ne de olsa yapay hukukun mucidi sizsiniz, yapay verinin,
yapay ekonominin, yapay demokrasinin de. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bir ülkede hukukun üstünlüğü yerini üstünlerin
hukukuna bırakmışsa o ülkedeki demokrasi yapay bir demokrasi
olmaktan öteye geçemez, bu şartlar altındaki ekonomi de yapay olur.
Bu durumda, bırakın yabancı yatırımcı
bulmayı, vatandaşa yastık altındaki üç kuruşunu dahi
çıkarttıramazsınız; DTH hesapları bugün olduğu
gibi her gün artar durur, siz de bakar bakar yeni YEPler
açıklarsınız.
Ülke olarak yapısal bir tıkanmanın
içerisindeyiz, bu tıkanma gün geçtikçe daha da derinleşiyor. Daha
önce şahit olunan krizlerin aksine, bu kamu krizi değil aynı
zamanda özel sektör krizi ve bu çok tehlikeli ancak ilk günden beri bunu görmek
istemiyorsunuz.
Kısa ve basit bir şekilde
vatandaşın ekonomisine de birlikte bir bakalım. Resmî
verilerinize göre, temerrüde düşen icralık kişi sayısı
12,5 milyon kişi. Övündüğünüz inşaat sektöründe kredi borçlu
sayısı 2 milyon 459 bin kişi. En kolay kredi olarak
verdiğiniz taşıt kredisini ödeyemeyecek durumda olanların
sayısı 500 bin. İhtiyaç ve tüketici kredisinde ödeyemeyen
kişi sayısı 25 milyona dayandı. Bireysel kredide ödemesi
tıkanan 32 milyon kişi. Net olarak icra takibindeki kişi
sayısı 21,5 milyon. Ne yazık ki bu, sadece bankalarla muhatap
olanların durumu. Sektörel birliklere borçlu olan çiftçi, esnaf ve benzeri
meslek kollarının borçları bu rakamlara dâhil bile değil.
Onları da dâhil ettiğimizde çok daha vahim bir tablo ortaya
çıkıyor. Ekonominin tüm kesimlerinin bankalara olan borç yükü 2,7
trilyon lirayı aşmış durumda. Özellikle övündüğünüz
inşaat ve enerji sektörü, tüm sektörlerde borç yükü en yüksek olan ilk 2
sektör. İstihdama katkısı olmadan denediğiniz ve
sürdürülebilir olmayan, betona dayalı işte bu suni yükseliş
düşmedi, çakıldı. Düşüşü durdurmak adına kamu
bankalarının düşük faiz kredileri vermeleri için de seferberlik
ilan etmiştiniz; o balon da patladı, rakamlar ortada. Bireysel icra
takip oranı 2019da yüzde 23 iken, özel sektör böyleyken kamu kesiminin
net borcu ne durumda derseniz tek bir rakam vereceğim: Son bir yılda,
2019da kamu borcu yüzde 134 arttı. Son on yedi yılda ülkemiz ve
kurumlar her alanda yörüngesinden uzaklaşıyor.
Ülkemiz, 2000 yılında dünyanın en
büyük 17nci ekonomisiydi. Sizin 2023 hedefiniz Türkiyeyi ilk 10a
sokmaktı. 2017de, tıpkı on yedi sene önce olduğu gibi
17nciydik. Üretmeden borçlanan ekonomimizle geçen sene 18e, an
itibarıyla yılı kapatırken de 20nci sıraya geriledik.
Kısaca Yeni sistemle uçacak. dediğiniz andan itibaren net bir
düşüş başladı, şimdi daha da düşmemek için
çırpınıyoruz.
2023 hedeflerinizde yoksulluğu yok edecektiniz
ama siz yoksulu yok ettiniz. Yoksul, hiç olmadığı kadar yoksul.
2,1 milyon kişi asgari ücretin altında bir maaşla
çalışıyor. 2 bin liranın altında emekli aylığı
alan 6,8 milyon insanımız var. Yine bunlar bir şekilde maaş
almayı başarabilen vatandaşlarımız; bir de evine ekmek
bile götüremeyen, sayıları gün geçtikçe artan
vatandaşlarımız var. Üzücü sonuçlarını bu kürsüden çok
konuştuk, tekrar dile getirmeye utanıyorum. Bu mu sizin
yoksulluğu yok etme yönteminiz? Orta direği yoksul, yoksulu hiç
ettiniz. 2008 dünya krizinin ardından bile ülkemizde işsizlik yüzde
13,9 iken, her şey yolunda dediğimiz bugün yüzde 14,2. Bu oran 4
milyon 650 bin kişiye denk geliyor ve bu, yalnızca, resmî müracaat
edenlerin sayısı. Ekonomistlerin mutabık kaldığı
gayriresmî işsiz sayısı 8,5 milyon.
Üretim ekonomisinden inşaat ve borç ekonomisine
dönüş, vatandaşa işsizlik ve açlık sınırında
yaşam oldu. Bu hatalı politikalarınızla en büyük darbeyi,
orta direk, esnaf, çiftçi, işçi aldı. Siz, en çok, size oy verenleri
ezdiniz. Az ve mutlu, size yakın, çok zengin bir kaymak tabaka meydana
geldi; yeni elitler, monşerler yarattınız. Peki, ne olacak?
Ekonominin ve yatırımın canlanması, öncelikle güven ve
adaletin ülkede yeniden tesisiyle mümkün. Biliyorum, duymak hoşunuza
gitmiyor, bu da ancak ve ancak gerçek kuvvetler ayrılığı ve
iyileştirilmiş parlamenter sistemle mümkün. Yani yapısal
reformlar yaparak adaleti, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğü ile yaşanabilir
bir ülkeyi her alanda tüm vatandaşlara sunmadığınız
sürece ekonomik kalkınma olamaz. Bu sağlanırsa ve kalkınma
modelimiz millî ve yerli üretim olarak her alanda hedeflenirse, samimiyetle
hedeflenirse topyekûn bir kalkınmadan bahsedebiliriz. Yaratıcı
beyin gücünün desteklenmesi, ülkeden gidenlerinse geri dönmesi
sağlanmalı, üretim ve kalkınma modelleri oluşturulmalı
ama maalesef, gidenler dönmüyor, gençlerimiz de gitmek için fırsat
kolluyorlar. Eğitim bu noktada revize edilmeli. Dün Sayın
Bakanımızı dinledik ama maalesef, eğitimde de bu sene pek
bir umut yok. Bayıldığınız ama bugünlerde
kaybettiğiniz sadakatin yerini liyakat almalı. Sıkı maliye
politikası önceliği içerisinde, bağımsız, gerçekten
bağımsız Merkez Bankası vurgusu, ekonomi yönetimince kabul
edilmeli ve tüm dünyaya bu güven hissettirilmeli. Üretim amaçlı ekonomik
kalkınma hedefinde öncelik, zaten olmayan devlet kaynaklarını
israf etmemek olmalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bağlayın
sözlerinizi Sayın Sıdalı.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Artık,
itibarı saraylarda, uçaklarda, arabalarda aramaktan vazgeçmeli. On yedi
yıldır özellikle belediyelerden de anladığımız ve
gördüğümüz üzere, israf ve savurganlık ekonomisi, aslında
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden sonra bu ülkeye
bıraktığınız en büyük 2nci sorun. Bu
anlayış değişmedikçe yani şaşaaya, lükse ve
israfa verdiğiniz parayı kesmediğiniz sürece hangi ekonomik
modeli uygularsanız uygulayın, bahsettiğimiz üretime dayalı
kalkınma hamlesine kaynak yaratamazsınız, bütçelerinizin de
açığı her sene arta arta karşınıza gelir,
karşımıza gelir. Sizin yaptığınız bu
bütçeyle ve yönettiğiniz ekonomiyle, Allah vatandaşımıza
sabır ve güç versin diyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Böylece İYİ PARTİ Grubu
adına konuşmalar tamamlanmış oldu.
Sayın Turan, söz talebiniz var galiba, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayırın 129
sıra sayılı 2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130
sıra sayılı 2018 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci
tur görüşmelerinde İYİ PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine,
nezaketli dilin nezaketli cevabı doğuracağına, milletvekili
olmanın ilk kuralının milleti temsil etmek olduğuna ve
Cumhurbaşkanının yol arkadaşı olmaktan şeref
duyduklarına ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; Sayın Başkan, sizin grupların
bitiminden sonra cevap verme prensibinize saygı duyuyorum. Ancak bir daha
söylüyorum ki konunun soğuk hâle gelmesi, esasın kaybolması,
zamanın doğal bir sonucu olarak önümüzde duruyor. Aslında
konuşmaların tümüne baktığımızda cevap
vereceğimiz o kadar fazla konu var ki Sayın Başkan fakat bütçe
yoğunluğu, suhuletle süreci götürme niyetimiz, iyi niyetimiz
başta olmak üzere, bunların bir kısmını maalesef
bırakıyoruz. Ama daha ötesi, zaten akşam saatlerinde yürütmenin
mensubu olan bakanlarımız kendi alanlarındaki cevapları
verecekler.
Fakat Sayın Başkan, bir husus var ki onu
atlama imkânımız yok. Bir konuşmacı konuşurken
sarayın vekili ifadesini güya grubumuzu tahkir etmek için ifade etti,
söyledi. Tabii, bu, çok kötü bir ifade, şık olmayan bir ifade, Meclis
kürsüsünün adabına aykırı bir ifade Sayın Başkan.
İsterdik ki daha nitelikli, daha doyurucu konuşmalar olsun, tahkir
etmeden, itham etmeden, hakaret etmeden konuşmalar yapılsın. Biz
de Bakanlarımız da bu konularda gerekli notları alalım ve
cevap verelim.
Bakınız, Sayın Başkan, nezaketli
dil, nezaketli cevabı doğurur ama nezaketsiz olan dil de nezaketsiz
olan cevabı davet eder; ben yine de nezaketli olmaya
çalışacağım.
Bakınız, hepimizin önünde duran Anayasa
kitapçığına göre, Anayasa madde 80 der ki: Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil,
bütün Milleti temsil ederler. Bu bir defa milletvekili olmanın ilk
kuralıdır, ilk anlamıdır. Dolasıyla bir gruba, hangisi
olursa olsun Sen şuranın vekilisin, buranın vekilisin. demeyi
doğru bulmuyorum. Hepimiz milletin vekilleriyiz, hepimiz görev bitene
kadar da hesabımızı öncelikle milletimize vereceğiz.
Sayın Başkan, üslup medeniyettir, üslup
bir derttir aynı zamanda, bu üslubu bütünüyle reddediyoruz.
Onun dışında, Sayın
Cumhurbaşkanımızla beraber olduğumuza ilişkin güya bir
itham varsa bunu şeref addederiz. Şundan dolayı: Bizler
Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşlarıyız.
Darbeye beraber dur dedik. Bizler on yedi yılda 15 seçimi beraber
kazandık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Türkiyeyi 3 kat beraber
büyüttük. Biz bununla ancak gurur duyarız Sayın Başkan.
Tabii, bu eleştirileri reddederken istemeyerek
de olsa şunları ifade etmek durumundayım: Eğer bizi bu
konuda itham edecek birileri varsa, en son itham edecek olan partinin vekili,
bize, siyasi tarihimize, literatürümüze kiralık vekil gibi
aşağılayıcı bir ifade kazandıranlardır.
Aynı şekilde işportacı grup gibi çok ağır
ithamı, literatüre kazandıranlardır Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim,
tutanaklara geçmesi bakımından Sayın Erdoğanın
hakkını korumak için söz aldım. Şöyle ki: Sayın Turan,
Sayın Erdoğanla birlikte yol yürümekten şeref duyduğunu
söyledi. Saygı duyuyorum, elbette öyle olması gerekir.
Şöyle dedi: Bugüne kadar girdiğimiz bütün
seçimleri beraber kazandık. Mefhumumuhalifinden bu, şudur:
Yenilenen İstanbul seçimlerinde Tayyip Erdoğan kaybetti. demek
istedi diye anladım ben. Ben öyle anladım. Kayıtlara geçsin diye
belirtmek istedim. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
sadece kayda geçsin madem.
Ben, cevabı İYİ PARTİye verdim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben cevap diye
vermedim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bir dakika
Engin Beyin cevap vermesinden mutlu oluruz ama
doksan yılda ortada tek başarı var gibi gözüküyor, o yüzden bu
kadar mutlu olmalarını anlayışla
karşılıyoruz, tebrik ediyoruz. Fakat İstanbul seçimlerinde -başkanlık
başka bir mesele- totaldeki oy oranında, Cumhur İttifakı,
AK PARTİ, tartışmasız 1inci Sayın Başkan. Bu da
bir ara dönemdir. Göreceksiniz, dört sene sonra seçimler yenilendiğinde,
İstanbulun partisi, AK PARTİ olacak Sayın Başkan,
göreceksiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
7.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim, bir
yanlışı gidermek için
Tekrar çok özür dileyerek
Genel Kurulun
zamanını meşgul etmek istemiyorum.
Ben, Sayın Turana cevap diye söz talep
etmedim. İç Tüzük 60a göre, pek kısa, meramımı anlatmak
Sayın Turanın söylediğinden
Kazanırken beraber kazandık ama 23 Haziran İstanbul seçimlerini
Tayyip Erdoğan kaybetti, biz, kaybetmedik
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İlçeler bizim,
meclis bizim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben öyle
anladım. Yani 1 milyon farkı Tayyip Erdoğan yedi, AK PARTİ
yemedi. diye anladım.
Cevap diye söz almadım.
Teşekkür ederim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İlçeler bizim,
büyükşehrin meclisi bizim.
BAŞKAN Meram
anlaşılmıştır.
Buyurun Sayın Dervişoğlu, sıra
sizde.
8.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, gruplar adına yapılan
konuşmalar tamamlandıktan sonra Grup Başkan Vekillerine söz
hakkı tanınması yöntemini tasvip ettiğine, bu
çatının mehabeti kadar kürsünün nezaketinin de önemli olduğuna,
kiralık vekil söyleminin yerinde bir ifade olmadığına, en
ağır eleştirileri en zarif cümlelerle yapabilme imkânına
sahip insanlar olduklarına ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben kimseye cevap vermeyeceğim, Genel Kurula
hitap ediyorum. Aslında yöntemi tasvip ediyorum çünkü bu
tartışmalar sıcağı sıcağına
yapılsa hararetli konuşmalar yapacağız ve Parlamentonun da
tansiyonu yükselecek.
İYİ PARTİ sözcülerinden önce, Adalet
ve Kalkınma Partisinin 14, Cumhuriyet Halk Partisinin 13 hatibi kürsüden
hitap etti ve biz İYİ PARTİ Grubu olarak nezaketle dinledik.
Fakat hatibimiz kürsüde konuşurken iktidar partisi sıralarından
müdahaleler söz konusu oluyor, bu da hatibin fikir insicamını
bozuyor; bir yönüyle de cevap verme ihtiyacı hasıl olunca
maksadı aşan ifadeler de söylenebiliyor. Bu çatının
mehabeti kadar kürsünün nezahetinin ve nezaketinin de önemli olduğuna
defaatle vurgu yaptım.
Şimdi, kiralık vekil meselesi dediniz;
yerinde bir ifade değildir, size katılıyorum ama Adalet ve
Kalkınma Partisinin önemli şahsiyetlerinden biri, Sayın Genel
Başkanımızın bu yeni kurulan partiyle alakalı bir
beyanına karşılık maalesef ve maatteessüf benzer bir
ifadede bulunmuştur. Aynı nezaketi biz nasıl gösteriyorsak
inancım ve kanaatim odur ki Mahir Ünal Bey adına da özür dilemeyi
becerirsiniz.
Şimdi öfkelenmeyeceksiniz, devleti
yönetiyorsunuz, ne kadar barıştınız, bilmiyorum ama devleti
yönetiyorsunuz. Bu saatten sonra, öfke bize, uysallık size. Bu, ata
vasiyetidir.
Sonra, çok fazla bir şey söylemiyoruz,
rakamları ifade ediyoruz, onları dile getiriyoruz.
İftiharlarınız var yani yaptığınız
yolların üstünden geçerken dua ediyoruz ama cebimizden çıkanı da
bileceğiz. Siz diyorsunuz ki: Devletin kasasından beş
kuruş çıkmadı. Doğru, devletin kasasından beş
kuruş çıkmadı ama o 5 müteahhidin eli de milletin cebinden
çıkmıyor. Bunu eleştirmeyelim mi şimdi? (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Bunları karşılıklı olarak
söyleyeceğiz ama en ağır eleştirileri, en zarif cümlelerle
yapabilme imkânına sahip, o hitabet kabiliyetine sahip, o belagate sahip
insanlarız. Buna özen gösterilmesini hassaten ben de temenni ediyorum.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Dervişoğlu.
ÜMİT DİKBAYIR (Sakarya) Ben
söylediğim sözlerin arkasındayım. 2 bine yakın kanun
hükmünde kararname geldi buraya, hangisini reddettiniz?
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 130)
(Devam)
A) TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
(Devam)
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE
YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H)
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI (Devam)
1)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I)
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ)
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU (Devam)
1) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
J)
SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi sırada Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına yapılacak konuşmalar var.
ÜMİT DİKBAYIR (Sakarya) Ben sözlerimin
arkasındayım!
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Ne
bağırıyorsun ya!
BAŞKAN İlk olarak, İzmir
Milletvekili Hasan Kalyoncu.
Buyurun Sayın Kalyoncu. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır
ÜMİT DİKBAYIR (Sakarya) Hangisine
hayır dediniz? Kurşun asker gibi elinizi
kaldırdınız!
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Ne
bağırıyorsun sen oradan! Ne bağırıyorsun?
EROL KAVUNCU (Çorum) Ne
bağırıyorsun, otur yerine ya!
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, lütfen
ÜMİT DİKBAYIR (Sakarya) Ben sözümün
arkasındayım.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Bizi mi
korkutacaksın, ne bağırıyorsun?
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Ne laf
atıyorsunuz o zaman?
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, lütfen,
hatip kürsüye gelmiştir, konuşmasına başlayacaktır,
sükûneti sağlayalım.
Buyurun Sayın Kalyoncu.
MHP GRUBU ADINA HASAN KALYONCU (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 yılı bütçe
kanun teklifinin Tarım ve Orman Bakanlığı ve
bağlı kuruluş bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bizleri takip eden aziz Türk
milletini ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında, millî
tarihimizin ayrılmaz bir parçası olan Doğu Türkistanın
başşehri Urumçi yakınlarında yer alan iki bin beş yüz
yıllık mühendislik harikasından bahsetmek istiyorum. Turfanda
sözcüğüyle dilimizde var olan Turfan şehrinden, tarımın
tarihinden, sulamadan ve günümüz için değerinden bahsedeceğim. Bu
vesileyle, Doğu Türkistanda soydaşlarımıza yapılan
zulmü de kınıyorum. Turfan şehri, Taklamakan Çölünün
yanında yer almaktadır. Çölün sıcaklığı 40-50
santigrat dereceye kadar çıktığı için bölge Ateş
Vahası olarak isimlendirilmektedir.
Bugün, küresel ısınma sonucu artan
sıcaklıkla ilgili, ülkemizde ve dünyada sorunlar
yaşanmaktadır. Bu sorunlara çözümün bir örneğini Turfan
şehrinin karızları bize sunmaktadır. Turfan
karızları, çölün altında 100 metre derinliğe ulaşan
kanal ağı ve su kuyuları sisteminden oluşmaktadır.
Turfan şehrinin su ihtiyacı, Tanrı Dağlarındaki suyun
5 bin kilometreden daha uzun yer altı kanalları ve barajlarıyla
taşınması sayesinde karşılanmıştır.
Böylece Turfan bölgesi, kavunun ve üzümün efsaneleştiği bir
tarım merkezi hâline gelmiştir. Günümüzdeki su ihtiyacının
yaklaşık yüzde 40ı hâlâ bu tarihî kanallarla
sağlanmaktadır. Durum, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün Muhtaç
olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. vecizesiyle
bire bir örtüşmektedir.
Önümüzdeki yirmi yıl içerisinde tatlı su
sıkıntısı, dünya çapında kendini gösterecektir.
Türkiye, su fakiri durumuna düşen ülkeler durumuna gelmektedir. Sizin
oylarınızla kalkınma planına giren yer altı
barajları, tam da iki bin beş yüz yıl önce
atalarımızın tecrübesinden alınan ilhamla gündeme
getirilmiş ve güncel sorunumuza çözüm olabileceği düşüncesiyle
Milliyetçi Hareket Partisi tarafından teklif edilmiştir. Yer
altı barajlarıyla depolanacak ve kapalı su kanallarıyla
taşınacak tatlı su, buharlaşma kaynaklı kayıp
yaşamadan ihtiyaç noktalarına ulaştırılacaktır. Sayın
Bakanın bu konudaki hassasiyeti ve Bakanlığın bu konuyu
sahiplenmesi bizi ziyadesiyle memnun etmektedir. Ayrıca, DSİ
tarafından bu mühendislik harikasının incelenmesinin de
faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bunun yanında, Türk
tarım tarihî üzerine yapılacak bilimsel çalışmaların
çok faydalı olacağını da düşünmekteyiz.
Sayın milletvekilleri, su miktarının
giderek azalacağını ve gelecekte su kıtlığı
yaşayacağımızı bilerek uygulamalar titizlikle
denetlenmelidir. Ülkemizde var olan bütün su kuyuları bir an önce
kayıt altına alınmalı ve kaçak su kuyusu
bırakılmamalıdır. Sadece Konya havzasında kaçak su
kuyusu miktarı yüzde 80 civarındadır.
Tarım topraklarının korunması
açısından önemli durumlardan biri de denetimsiz foseptiklerin
varlığıdır, hem toprağın hem de suların
kirlenmesini engellemek açısından büyük önem arz eden bir konudur.
Bugün, İzmir ilimizde kanalizasyon sistemine dâhil edilmeyen
yaklaşık 87 bin foseptik yer almaktadır.
Ayrıca, tarım alanlarının kâbusu
hâline gelen hobi bahçeleri acilen düzenlenmelidir, hem tarım arazilerinin
bölünmesine hem kirlenmesine sebep olan hobi bahçeleri için kanuni bir
düzenleme yapılmalıdır.
Tüm bunların yanında, özellikle, suyla
ilgili konularda tüm hizmetleri sunan Tarım ve Orman
Bakanlığının denetimde yer almaması, denetimin Çevre
Bakanlığında olması, işleyişte sorunlara sebep
olmaktadır. Denetim işlerinde Tarım ve Orman
Bakanlığının da olacağı bir düzenleme mutlak
suretle yapılmalıdır. Millî politikalar çerçevesinde su
kanununun bir an önce gündeme alınması ve aksaklıkların
giderilmesi gerekmektedir. Ülkemizde, korunan alanlar konusunda yetki
karmaşasının da giderilmesi için Tarım ve Orman
Bakanlığının tek yetkili olması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, tarım sektörünü
genel olarak değerlendirecek olursak karşımıza öncelikle
sorunlarla dolu bir manzara çıkmaktadır. Peşinen belirteyim ki,
bu sorunların aşılması mümkün ve kolaydır. Bu konuyu
irdelerken yine tarihî vesikalarla örneklendirmeler yapacağım. Ulu
Önder Atatürk, 1 Kasım 1937de Mecliste yaptığı
konuşmada Millî ekonominin temeli ziraattır. diyor ve devamla
memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalı, bundan daha
önemlisi, tarım yapılan toprakların hiçbir şekilde
bölünmemesi ve tarım topraklarının nüfusa ve verim derecesine
göre sınıflandırılmasını söylemektedir. Fakat bu
tespit, o yıllarda yapılmasına rağmen günümüze kadar ihmal
edilmiş bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bugün ise Tarım Bakanlığının tarım
alanlarının toplulaştırılmasını öncelik
olarak ele alması memnuniyet vericidir.
Ayrıca Atatürk Memleketi iklim, su ve toprak
verimi bakımından ziraat bölgelerine ayırmak icap eder.
tespitini yapmakta ve bunun yanında ziraat merkezlerinin
oluşturulmasından ve geniş bir işletme kurumu meydana
getirilmesinden bahsetmektedir. Bu tespit ve öngörü de tam olarak faaliyete
geçirilememiş ve zamanla ziraat merkezleri olması planlanan
kuruluşlar işlevlerini kaybetmiştir. Fakat havza bazlı
destekleme sisteminin bugün gündeme alınması, seksen iki yıl
önce Atatürkün öngörüsünün hem doğruluğunu hem de geç
kalınmışlığını ortaya koymaktadır. Geç
kalınsa da oldukça değerli bu girişimi destekliyoruz.
Yine Atatürkün aynı konuşmasında
stratejik ürünlerin miktarının, kalitesinin yükseltilmesinin,
hastalık ve düşmanlarla mücadele konusunda gereken teknik ve kanuni
her tedbirin vakit geçirilmeden alınması gerektiğini ifade eden
tespiti, geçen zamana rağmen değerini korumakta ve tarım
uygulamalarımıza ışık tutmaktadır.
Bakanlığımızın bugün yerli tohum ve stratejik ürünleri
geliştirmeye odaklı çalışmalarını da bu kapsamda
değerlendiriyor ve destekliyoruz. Ayrıca istilacı türler ve
patojenlerle mücadele eylem planının ne kadar değerli ve geç
kalınmış olduğunu da buradan anlamaktayız.
Sayın milletvekilleri, en son on beş
yıl önce yapılan ve kasım ayında 3üncüsü düzenlenen
Tarım Şûrası, yoğun bir katılımla
gerçekleşmiştir. Ülkemizin tarım ve ormancılığı
açısından önemli kararlar alınmıştır.
Tarafımızca da takip edilip katkı sağlanan Tarım
Şûrasının yapılmasında ve alınan kararlarda
emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Ülkemiz tarım ve
hayvancılığının gelişmesi amacıyla 2024
yılına kadar planlamanın yapıldığı ve
önümüzdeki yirmi beş otuz yıla yön verecek kararların en
kısa zamanda hayata geçirilmesini diliyorum.
Tarım ve Orman Bakanlığının
taşra teşkilatlarında, emeklilik ve hizmetin gereği olarak
ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, su ürünleri mühendisleri,
veteriner hekim, biyolog, tekniker, teknisyen, laborant ve genel idare ile
destek personeli dâhil yoğun bir eleman ihtiyacı bulunmaktadır.
Bu personelin alımı, istihdam alanı bekleyen genç meslek mensuplarının
da beklentisidir.
Bakanlığa bağlı Orman Genel
Müdürlüğünde istihdam edilecek yaklaşık 5 bin personel, oldukça
memnuniyet vericidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bugünün
sorunlarına çözüm arayan bir siyasi hareket olmanın yanında,
gelecekte oluşabilecek sorunları da öngörerek bu sorunlara çözüm
geliştiren bir siyasi hareketiz. Ülke ve millet önceliğimiz olan
faydalı her şeyin yanındayız, zararlı her şeye
ise karşıyız. Bu durum, Sayın Genel Başkanımızın
veciz ifadeleriyle Türk siyasi hayatına damga vurmuştur: Önce ülkem
ve milletim, sonra partim ve ben. Bu anlayışla, 2020 yılı
bütçesinin ülkemize ve Türk milletine hayırlı olmasını
diliyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ne mutlu Türküm diyene. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adana Milletvekili Muharrem Varlı.
Buyurun Sayın Varlı. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tarım Bakanlığı bütçesi ve
bölümlerinin bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
aldım. Burada, sizlerle, bizi ekranları başında izleyen
milletimizle ve Bakanlık yetkilileriyle, yaşanan
sıkıntıları ve çözümleri paylaşmak üzere konuşacağız.
Öncelikle, burada, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğüne ve Yedigöze Barajını yapan müteahhide birkaç
şey söylemek istiyorum. Yani bu Yedigöze Barajı, bölgede çok uzun
yıllardan beridir bir türlü tamamlanamayan ve o bölgenin bir türlü su
ihtiyacını karşılayamayan bir hâle geldi. Uzun
yıllardan beridir Tamamlanacak, tamamlanacak. denmesine rağmen,
şu ana kadar, bildiğim kadarıyla, bir 20 bin dönüm kadar arazi
sulanabiliyor ama toplamda 750 bin dönüm araziyi sulayacak bir sulama
sisteminin kurulması lazım. 750 bin dönüm araziden bahsediyorum, ki
bu arazi gerçekten çok önemli ve mümbit bir arazi, eğer sulayabilirsek hem
Türk ekonomisine hem o bölgemizdeki çiftçiye çok önemli katkılar
sağlayacaktır. Onun için, Yedigöze Barajının bir an önce
çiftçilerimize su ulaştırmasını ve o bölgeyi
sulamasını arzuluyoruz; bu, en büyük beklentilerimizden bir tanesi.
Bölgedeki çiftçilerimizin de oradaki üretici kardeşlerimizin de Tarım
Bakanlığından ve Devlet Su İşlerinden beklentileri
budur. Onun için, bunu sizlerle paylaşmak istedim.
Yine, çiftçi girdileri, gübre, kimyasal ilaç, tohum,
biliyorsunuz doların artmasıyla birlikte aşırı
derecede arttı; yüzde 100le yüzde 150ye varan artışlar oldu.
Şu anda üst gübresi ve taban gübresi 1.700 liralarda seyrediyor. Ama geçen
yıl çiftçi bunu 2 milyon liradan aldı yani 2 liradan aldı yeni
parayla, şu anda 1,7de seyrediyor ama inanın ki bir ay sonra çiftçi,
buğdayın üst gübresini atmaya başladığında yine 2
lira olacaktır ve mısır ekimi, ayçiçek ekimi
başladığı zaman da yine 2 liradan seyredecektir. Onun için,
Tarım Kredinin bir an önce devreye girip hem üst gübresini hem taban
gübresini çiftçiyi koruyabilecek şekilde, piyasayı regüle edebilecek
şekilde piyasaya girip bir an önce ucuz gübreyle ortamı
ayarlaması lazım, yoksa zaten girdi maliyetlerinin artmasından
dolayı ciddi manada problemler yaşarken bir de aksine bu
artışlar olursa çiftçinin daha büyük sıkıntılar
yaşayacağını düşünüyorum. Mazot ve tohumda da
aynı şekilde çok ciddi artışlar oldu. İnşallah bu
konuda da Hükûmetimiz, çiftçiyi sevindirecek, çiftçiye faydalı olacak
işleri başarır.
Şimdi, sayın milletvekilleri, burada,
gübre, mazot ve kimyasal ilaç, çiftçinin gerçekten en ağır yükü yani
biz eğer bunu hafifletebilirsek inanın ki çiftçi, üretmekten korkmaz.
Çiftçi, üretmeyi sever ve bugüne kadar da gerçekten dişini
tırnağına takarak çok ekonomik zorluklar yaşamasına
rağmen üretmeyi başarabilmiştir. Bu yıl pamuk üreticileri,
çok büyük sıkıntılar yaşadılar; bir, üründe yüzde 30a
varan kayıplar yaşandı; iki, fiyatta yüzde 30a varan
kayıplar yaşandı. Dolayısıyla hem üründe hem de
fiyatta çok büyük kayıplar yaşayınca pamuk üreticileri çok büyük
sıkıntılar yaşadılar.
Burada Sayın Bakana özellikle şunu
söylemek istiyorum: Lütfen, Türkiyedeki pamuk üreticilerinin
yaşadığı sıkıntıları iyi
araştırıp bu konuda bir çözüm üretebilirsek inanın ki
önümüzdeki yıllarda pamuk ektirmeyi başarabiliriz çiftçimize yoksa bu
şartlarda çiftçimizin pamuk ekmesi mümkün değil çünkü hem maliyetler
çok arttı hem yüzde 30 ürün kaybı var hem de fiyatlarda
artış kaybı var. Yani Türkiyenin 1,5 milyon ton lif pamuğa
yani balya pamuğa ihtiyacı var. Bizim en önemli sektörümüz tekstil
sektörü, bizim dünyada en fazla ihracata yöneldiğimiz şey tekstil
sektörü, bunun ham maddesi de pamuk. Dolayısıyla biz, pamuğu
üretemezsek, pamuğu yetiştiremezsek, bu manada çiftçiyi pamuk ekmeye
teşvik edemezsek dışarıdan alacağız bunu;
dışarıdan aldığımız zaman da çok büyük
maliyetler oluşuyor. Türkiyenin hem ekonomisine hem de alın
terimizle verdiğimiz, ödediğimiz vergilerimizi yabancı
devletlerdeki yabancı çitçilerin kazanmasına vesile oluyoruz. Onun
için, çiftçimize pamuk ektirmemiz lazım.
Pamuk ektirebilmemiz için de prim desteğini
keşke -800 lirada- 80 kuruşta sınırlı tutmayıp da
1 lira yapabilmiş, hatta 1 liranın üzerine çıkartabilmiş
olsaydık; bu yıla istinaden, dönüme pamuk desteği verebilmiş
olsaydık -ki çünkü çiftçi çok büyük mağduriyet yaşadı
pamuktan dolayı- inanın ki önümüzdeki yıl pamuk ekenlerin
sayısı aynı oranda olurdu. Bu sene balya pamuk için beklenti 900
bin ton civarındaydı ama şu anda, tahmin ediyorum ki -daha tam
rekolte belki elimize geçmedi ama- 600 bin ton civarında
kalmıştır. Yani, bu ne demektir? 900 bin ton balya pamuğu
biz dışarıdan alacağız. Nereden alacağız?
Yunanistandan alacağız, Amerika Birleşik Devletlerinden
alacağız; yani, benim Ahmetim, Hasanım, Mehmetim kazanacağına
Yunan Dimitri kazanmış olacak. Bu, Türk çiftçisi adına önemli
bir kayıptır; onun için, çiftçimizi mutlaka pamuk ekmeye teşvik
etmemiz lazım. Bunun için de -en önemli şey- girdi maliyetlerini düşürerek
ve prim desteğini artırarak çiftçimizi pamuk ekmeye teşvik
edebiliriz.
Mısır ile ayçiçeğinde de bu sene ürün
kaybı yaşandı. Yani, belki size ulaşan rakamlar çok yüksek
olabilir ama ben bizzat işin, bu tarım sektörünün içerisinde olan bir
insan olarak
Mısırın ortalaması geçen yıl
1.400lerdeyken bu yıl 1.300lerde filan kaldı. Fiyat da çok öyle
ahım şahım bir fiyat değil; yani, çiftçiyi çok böyle
şaha kaldıracak bir fiyat değil. Dolayısıyla,
mısır üreticisinde de bir mağduriyet var. Bunların hepsi,
çiftçimizin gelecek yılla, önümüzdeki yılla ilgili şevkini ve
üretim isteğini kırıyor. Biz eğer bu şevki ve üretim
isteğini artırabilirsek çiftçimizi daha fazla üretmeye sevk
edebiliriz.
Yine, çiftçimizin üzerindeki en büyük
sıkıntılardan bir tanesi, Ziraat Bankası borçları,
Tarım Kredi borçları. Şimdi, şu anda çiftçilerin büyük bir
kısmı, Ziraat Bankası borçlarını ödeyemiyor,
ödeyemeyince yapılandırmaya gidiyor, yapılandırma da yüzde
14 faiz oranıyla oluyor. Yani, bunu, bu rakamı ne yapıp
yapıp -Ziraat Bankasıyla görüşüp, Hazineyle görüşüp- bir
şekilde yüzde 10ların altına çekmemiz lazım. Aynı
şekilde, Tarım Kredide, geçen yıl aşağı
yukarı faiz oranı yüzde 27leri buldu. Yine onun da faiz
oranlarının en fazla yüzde 10lar civarında olmasını
temin etmemiz lazım.
Bunları yapabilirsek eğer çiftçiyi üretime
teşvik ederiz. Çiftçi ürettikçe ülkemiz kazanır, çiftçi ürettikçe üç
beş kuruş para kazandıkça daha fazla üretir. Biz de zaten çok
fazla bir şey satamıyoruz dışarıya. Narenciye
satıyoruz, yaş meyve-sebze satıyoruz ve pamuğa dayalı
ürünler satıyoruz. Yani pamuğu sadece iplik olarak da
düşünmeyelim. Biz, dışarıdan çok miktarda ham yağ
ithal ediyoruz. Ham yağ ithalatını engellemek adına da
pamuk üretimini teşvik etmek lazım. Yani çiğitten ciddi manada
küspe ve yağ elde ediliyor. Dolayısıyla biz, pamuk üretimini
teşvik edersek dışarıdan gelecek ham yağın da
önüne geçmiş oluruz.
Hayvancılıkla ilgili de birkaç şey
söylemek istiyorum. Et ve Süt Kurumu, şu anda
hayvancılığı iyi yönetiyor. Bu manada gerçekten Et ve Süt
Kurumundan memnunuz. Ya, zarar ediyor dahi olsa bir şekilde Et ve Süt
Kurumunun çiftçinin elindeki hayvanı kesmesi lazım,
dışarıdaki et kesenlere çiftçiyi, üreticiyi muhtaç etmemesi
lazım. Eğer dışarıdakine muhtaç kalırsa fiyatlar
düşüyor otomatikman; dolayısıyla bundan da çiftçi zarar ediyor.
Zaten yem fiyatları çok pahalı, hayvanın alış
fiyatı çok pahalı. Dolayısıyla Et ve Süt Kurumu, eğer
çiftçinin, üreticinin hayvanını kesip iyi parayla
değerlendirmezse inanın ki üretici zarar eder.
Hayvancılıktan bir defa vazgeçti mi, inanın ki bir daha üretici
dönüp o hayvancılığa bakmaz çünkü hayvancılık,
gerçekten çok zor bir şey. Affedersiniz, onun kokusu, içerisinde
yaşadığınız bir sürü sıkıntı, hayvanın
türlü türlü hastalıkları, bunlarla günlerce
uğraşacaksınız ve onun kilo alması için tonlarca yem
alacaksınız. İşte, çoban masrafıdır, şu
maliyetlerdir, bu maliyetlerdir derken gerçekten üzerine çok ciddi rakamlar
biniyor. Bu rakamları kurtarabilmek adına da Et ve Süt Kurumunun
üreticinin hayvanını iyi bir fiyata keserek -gerekirse zarar etme
pahasına- değerlendirmesi lazım. Bunları yaparsak biz
üreticimizi teşvik etmiş oluruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Varlı,
tamamlayın lütfen.
MUHARREM VARLI (Devamla) Yine, bölgemizdeki ve
bütün Türkiye'deki çiftçilerin talebi, Ziraat Bankası
borçlarının düşük faizle veya sıfır faizle, uzun
vadelere yayılarak çiftçimizin ödemesine imkân sağlanmasını
bekliyorlar. Yine, Tarım Kredi borçlarının bir şekilde,
uzun vadeyle, düşük faizle ertelenmesini istiyorlar. Bunlar
çiftçilerimizin talepleridir. Bu talepleri sizlerle ve Sayın Bakanla,
Bakanlık yetkilileriyle paylaşmış olduk.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt
Buyurun Sayın Enginyurt. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA CEMAL ENGİNYURT (Ordu)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 yılı
bütçesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan evvel, basın önünde
ve Genel Kurulda defalarca yapmış olduğumuz bir teşekkürü
de Tarım Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü bugün
tekrar etmek istiyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinden milletvekili
seçildiğimiz 24 Haziran tarihinden itibaren, Ordunun, Giresunun en
önemli geçim kaynağı olan ve Düzceden Akçakocaya, Sakaryadan
Trabzona kadar 8 milyon üreticiyi ilgilendiren fındık
fiyatlarıyla ilgili olarak bir mücadele verdik. Derdimizi Sayın
Cumhurbaşkanına anlatmak için çeşitli toplantılar
düzenledik, çeşitli basın açıklamaları yaptık; Meclis
Genel Kurulunda milletvekillerimizle beraber sesimizi duyurmaya
çalıştık. Geçen sene Sayın Cumhurbaşkanımız
biraz gecikmeli de olarak da olsa sesimizi duydu. 28 Ekim tarihinde 14 lira
olarak fiyat açıkladığında şunu söyledim bu kürsüden
yine: Gecikmeli olarak açıklansa dahi Sayın
Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum, en azından
senenin fındığını inşallah kurtarmış
olacağız; üreticinin yüzü her geçen gün, her geçen yıl daha da
fazla gülecek demiştim.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Teşekkür ediyoruz.
CEMAL ENGİNYURT (Devamla) Bu yıl yine
gerek AK PARTİ gerekse Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak
Sayın Cumhurbaşkanımıza bir şekilde sesimizi duyurduk,
mücadele ettik ve Sayın Cumhurbaşkanımız belki de uzun
yıllar sonra ilk defa, temmuz ayı bitmeden fındık taban
fiyatını; Ordu fındığını 16,5 lira olarak,
Giresun fındığını 17,5 lira olarak ilan etti. Ben
bundan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine, Tarım Bakanımız her zaman
yanımızda oldu, sesimizi duydu. Geçen burada bir konuşmada
Bakanların telefonlarımıza bakmadığını
söylemiştim ama Tarım Bakanını bu konuda tebrik ediyorum,
ne zaman arasak telefonumuza çıktı.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Spor
Bakanına da teşekkür et Cemal Bey.
CEMAL ENGİNYURT (Devamla) Ben Spor
Bakanıyla hiç görüşmedim; hakkını helal etsin. Spor
Bakanıyla işimiz olmadı, belki de onun için; hakkını
helal etsin.
Dolayısıyla, Tarım
Bakanımız her zaman bizim sesimizi duydu, büyük bir destek verdi; ben
bundan dolayı Tarım Bakanımıza çok teşekkür ediyorum,
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürüne teşekkür ediyorum.
Tabii, bu arada, Sayın Ulaştırma
Bakanına da bir teşekkür etmek istiyorum -ama burada değil
herhâlde- Plan ve Bütçe Komisyonunda psikoteknik analiz süresinin
uzatılmasını istediğimizde kendileri -sağ olsunlar-
süreyi iki ay uzatarak destek verdiler; bundan dolayı da bu vesileyle
teşekkür ediyorum.
Sayın Spor Bakanına da daha büyük bir
teşekkürü önümüzdeki yıllarda yapacağız çünkü 120 milyon
liraya yaptırılan stadın bitirilmesi için hâlâ 40 milyon lira
para gerekiyor. Stadımız bitmedi ama bittiğinde inşallah,
Allah izin verirse Orduspor, Barselonayla orada maç yapacak kısmet
olursa; o zaman biz de teşekkür edeceğiz kendisine.
Dolayısıyla ben bu teşekkürleri
ettikten sonra, yine Ordu fındık üreticisinin sorunları üzerinde
Sayın Bakanımıza görüşlerimizi bildirmek istiyorum.
Tabii, sorunlardan önce, bu fındık
fiyatları 16,5 lira oldu da ne oldu? Bir şekilde gelip burada,
acımasız eleştiri yapanlar var, doğru eleştiri
yapanlar var, sözlerini maksadını aşarak ifade edenler var ama
ben şunu samimiyetimle söylüyorum: Fındık 16,5 lira oldu, belki
de Toprak Mahsulleri Ofisi son yıllarda en iyi işini fındık
üreticisine sahip çıkarak yaptı. Geçen sene 560 milyon dolar
civarında ihracat yapılırken bu yıl, şu anda aynı
süre içerisinde 980 milyon dolar civarında bir ihracat gerçekleşti.
Geçen sene 103 bin ton fındık ihraç edilirken bugün itibarıyla 153
bin ton fındık ihracı gerçekleşti. Geçen sene 1,6 milyar
dolar ihracat gerçekleşmişken inşallah bu sene 2 milyar dolar
ihracat gerçekleşecek. Bu da neyi gösteriyor? Fındık,
parasının heba edildiği, hibe edildiği bir ürün değil.
Devlet ne kadar destek verirse, ne kadar yardım edilirse fazlasıyla
karşılığının alındığı bir
ürün olduğunu da göstermiştir. Bu vesileyle, ben tekrar Tarım
Bakanımıza, Toprak Mahsulleri Ofisine ve Sayın
Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum, bizim sesimizi
duydu.
Ama Sayın Bakanım, biraz önce ÇKSyle
ilgili olarak, ilgili Genel Müdürünüzle dışarıda bir
görüşme yaptık, dedik ki: Çiftçi Kayıt Sistemiyle ilgili
olarak, ÇKS kayıt süreleri Haziran 2019da sona erdi ama çiftçimiz yeterli
şekilde başvuruyu yapamadı, geciktirdi, belki parayı -170
liraydı- makul görmedi, kayıt yaptırmadı; son zamanlarda
verilen desteklerin artmasıyla birlikte Çiftçi Kayıt Sisteminin
öneminin farkına vardı, yaptırmak istiyor ama maalesef Haziran
2019da süre doldu diye yaptırılmıyor. Genel Müdüre dedik ki:
Ya, bunu bir aşabilir miyiz? Maşallah, Allah ayeti sanki
Yönetmelik var, değişmez. dedi. Bunu not alır da bunu bir
değiştirirseniz iyi olur. Esnaf odalarına evrak almaya
gittiğimizde, ticaret odalarına evrak almaya gittiğimizde bize
Kayıt süreniz geçti. demiyorlar, geldiğimiz an kayıt
yapıyorlar. Dolayısıyla, ÇKSnin de kayıt süresi diye bir
süresinin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda çiftçi
adına gerekli işlemlerin veya gerekli süre uzatımının
yapılmasını talep ediyorum.
Yine, karanfil sayımı yapılacak
Sayın Bakanım. Geçen sene birileri 850 bin ton rekolte var. dedi,
biz itiraz ettik, 700 bin tonu geçmez. dedik ve bugün gelinen noktada 700 bin
tonu geçmedi. Cemal Öztürk ağabeyime teşekkür ediyorum, Amerikada
itiraz etti, dedi ki: Hayır, yanlış yapıyorsunuz.
Tarım Bakanlığı olarak siz de itiraz ettiniz, Doğru
değil." dediniz. Dolayısıyla bunu neye göre belirliyor bu
tekelci firmalar? Karanfil sayımlarını kendileri yaparak. Ben
hassaten sizden rica ediyorum, karanfil sayımlarını Tarım
Bakanlığı olarak siz bizatihi kendiniz yapın şubat ayında
ve rekolteyi de Tarım Bakanlığı açıklasın. Neye
lazım bu? Çünkü yeni sezonun fiyatları üzerinde spekülasyon
yapılacak. Eğer Rekolte çok yüksek denilirse fındık bu
sefer fiyat olarak aşağıya çekilecek ve bu da tekelci
firmaların işine yarayacak. Bunun önüne geçmek için karanfil
sayımlarını Tarım Bakanlığı olarak
gerçekleştirelim diyoruz. Hakikaten fındık üreticisinin derdi
anlatmakla bitmeyecek kadar çok.
Biraz önce Sayın Adana Milletvekilim çok güzel
ifade etti. Ziraat Bankasına ve diğer bankalara çiftçilerin borcu
var. Sıfır faizle kredi vermişsiniz, Allah razı olsun;
büyükbaş hayvan kredisi, küçükbaş hayvan kredisi vermişsiniz. Bu
krediyi ödeyememiş kişiye diyorsunuz ki: Gel, krediyi yenileyelim,
yapılandıralım. Ama yüzde 16ya kadar faiz uyguluyorsunuz.
Sıfır faizi ödeyemeyen yüzde 16yı ödeyemez. Ben bu konuda
Sayın Bakanıma sorduğumda -kendisine yine burada teşekkür
ediyorum- Maliye Bakanlığına yazının
yazıldığını söyledi. İnşallah, Maliye
Bakanımız da bizi duyar ve bu meseleyi çözer çünkü çiftçi, üretici
hakikaten bu noktada da büyük bir sıkıntı yaşıyor.
Yine, Sayın Bakanım, tarım aletlerine
destek verilmesini talep ediyoruz. Biz Ordulular ve Giresunlular olarak
doğrudan gelir desteğiyle ilgili de bir derdimizi buradan ifade etmek
istiyoruz. On yıldır 170 liranın üstüne çıkmadı rakam,
on yıldır 170 lira olarak destekleme alıyoruz. 170 lira,
artık, artan mazot fiyatlarını, artan girdileri
düşündüğünüzde hakikaten karşılamamaktadır. Bu
sebeple, 170 lira olan doğrudan gelir desteğinin
artırılmasını talep ediyoruz.
Bu arada, bir teşekkür daha etmek istiyorum,
bugün Hükûmete teşekkür günündeyim. Kıbrısta Geçitkaleye bugün
ilk İHAyı indirerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin ne kadar büyük
bir devlet olduğunu gösteren Selçuk Bayraktara ve Türkiye Cumhuriyeti
devletine teşekkür ediyorum. Kıbrıs Türktür, Türk
kalacaktır inşallah. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ayrıca, Sayın Tarım Bakanım,
sözlerimi bitirirken, on binlerce veteriner, ziraat mühendisi, gıda
mühendisi, su ürünleri mühendisi kardeşimiz otuz aydır atama
bekliyorlar. Gençleri düşünmek adına, gençlere istihdam yaratmak
adına bu on binlerce insana da destek vermenizi, kadro açmanızı
talep ediyor; 2020 yılı bütçesinin ülkemize, devletimize ve
milletimize hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz
ediyor, hepinize teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Yozgat Milletvekili İbrahim Ethem
Sedef.
Buyurun Sayın Sedef. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA İBRAHİM ETHEM SEDEF
(Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin Tarım ve Orman
Bakanlığı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Saygıdeğer
heyetinizi ve bizleri ekranları başında takip eden aziz Türk
milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde
tarımsal ürünlerin ve orman ürünlerinin üretimini artırmak,
sağlıklı gıdaya ulaşmak, çiftçimizin yaşam
standartlarını yükseltmek ve düzenli üretimi sağlayacak
çalışmalar yapmak gerekmektedir.
Sayın Bakan, Komisyon görüşmeleri
sırasında, 2018-2019 üretim sezonunda 119 milyon ton bitkisel üretim;
68 milyon baş hayvan; 22,1 milyon ton süt üretimi; 1,1 milyon ton
kırmızı et üretimi; 19,6 milyar adet tavuk yumurtası
üretimi; 2,2 milyon ton tavuk eti üretimi yapılmasını
öngördüklerini ifade etti. Bu rakamları memnuniyet verici bulmakla
beraber, her geçen yıl daha da artırma çabasını göstermemiz
gerekmektedir. Ülkemiz, 44 milyar dolarlık tarımsal hacimle Avrupa
ülkeleri arasında önemli bir yere sahiptir. Şu anda 195 ülkeye 1.690
tarımsal ürün ihraç eden önemli bir ülkeyiz. Yine ülkemiz,
fındık, kiraz, incir, kayısı ve ayva üretiminde dünya
1incisi; haşhaş, kavun, karpuz üretiminde dünya 2ncisi; seçim
bölgem Yozgatın meşhur mercimeği başta olmak üzere,
diğer bölgelerimizde üretilen Antep fıstığı, kestane,
vişne ve salatalık üretiminde ise dünya 3üncüsüdür.
Medeni bir toplumun yolunun önce tarımdan
geçtiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Tarım,
aynı zamanda, dünya milletlerinin geleceği açısından önemli
bir millî güvenlik meselesi hâlini alacaktır. Yerli tohum alanında
ciddi çalışmalar gerçekleştiriliyor ancak yüzde 100 yerli tohuma
geçmek için çabamızı artırmalıyız diye
düşünüyorum.
Şimdi burada şu önemli konuya da
değinmek istiyorum: Çiftçilerimizin yüzünü güldürebilirsek, yakalanan bu
ivme tüm meslek dallarına da yansıyacaktır. Sayın Bakan
çiftçimize verdiği destekleri her platformda detaylarıyla açıklıyor,
takip ediyoruz ancak çiftçimizle oturup dertleştiğimizde -seçim
bölgem Yozgatta hangi çiftçimizle bir araya gelsek- bu desteklerin kendilerini
çok da memnun etmediğini görüyoruz, daha doğrusu para kazanamamaktan
şikâyetçiler. Çiftçimizin girdi maliyetleri her geçen gün daha da
artıyor; gübre, mazot ve elektrik fiyatları çiftçimizi zorluyor; bir
de yaşanan doğal afetler üzerine eklendiğinde, inanın,
durumları hiç de iyi değil; kimi gübresiz ekim yapıyor, bir
kısmı da tamamen ekimden vazgeçiyor. Bir an önce borç erteleme,
yapılandırma ve faiz affı getirilmelidir.
Çiftçimiz yaptığı işle
alakalı gelecek planlaması yapamadığı için
çocuklarını başka sektörlere yönlendiriyor. Bu da kırsaldan
şehre, oradan da büyük şehirlere göçü tetikliyor. Seçim bölgem
Yozgatta da bu durumu yakinen yaşıyor ve gözlemliyoruz.
2020 yılı bütçesinde tarıma
aktarılacak kaynağın 40,3 milyar liraya
çıkarıldığını takip etmek memnuniyet verici.
Değerli milletvekilleri, Toprak Mahsulleri
Ofisi aracılığıyla çiftçimiz piyasaya ezdirilmemeli, daha
fazla ürün alınarak piyasa fiyatlarını çiftçimizin lehine
çevirmek gerekmektedir.
Hayvancılık sektöründe yaşanan
çeşitli sıkıntılar da hepimizin malumu. Sektörde
sıfır faizli kredi uygulamasının kapsamı
genişletilmelidir.
IPARD kapsamında kırsal kalkınma
desteklerini önemsiyoruz. Bu uygulamayla ciddi üretim ve istihdam
sağlanmaktadır. Yapılan iyi şeyleri de burada dile getirmek
gerekir. Ancak hayvancılık sektörünün en sıkıntı veren
gideri, yem fiyatlarıdır. Yem fiyatları 90-100 lira
arasında. Üreticinin sırtında yaklaşık yüzde 80 oranında
bir yem girdi maliyeti var. Bu konuda gerçekten bir çözüme ihtiyaç var. Yem
girdi maliyetlerini aşağıya doğru çekebilirsek gerçekten
hayvancılığa en büyük hizmeti yapmış oluruz.
Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla üretim yaparak
yem fiyatlarını düşürmek bir alternatif olarak
düşünülebilir.
Yozgat merkezde bulunan Et ve Süt Kurumu Yozgat Et
Kombinası Müdürlüğünün süt işleme tesisleri çürümeye
terkedilmişti. 2020 yılında bu tesis faaliyete geçirilerek
Yozgat ve bölgesindeki süt üreticilerimiz rahatlatılmalıdır.
Yine, Yozgat Boğazlıyan ilçemizde
çiftçilerimize hizmet veren Tarım Kredi Kooperatifleri iştiraki
TAREKS AŞ tarafından çalıştırılan Gebe Düve ve
Süt Üretim Çiftliğinin sağmal sisteminin Lüleburgaza
taşınacağı yönünde duyumlar alıyoruz. Taşınma
sonrasında 45-50ye yakın çalışanın da işten
çıkarılacağı yine iddialar arasında. Sayın
Bakanımızın dikkatine sunmak istiyorum bu konuyu. Yozgat
ekonomik olarak sıkıntı yaşayan bir ilimiz. Bu TAREKSin
taşınmasıyla bir sıkıntıya daha düşmesin
istiyoruz.
Süt üreticilerinin prim desteği gözden
geçirilmeli, orman köylüsünün refah düzeyi artırılmalıdır.
Tarımda ve hayvancılıkta dışa
bağımlılığın önüne geçilmelidir.
Yine, Yozgatlı pancar üreticilerimizden
yansıyan sıkıntılarımız var. 2019-2020 pazarlama yılı
için şeker kotalarının 2,7 milyon ton olarak belirlendiğini
biliyoruz ancak çiftçimiz kotasını tutturamadığında,
az götürdü bir ceza, çok götürdü yine bir cezayla karşı
karşıya kalıyor. Çiftçimizden gelen talep, ağır
cezaların biraz daha yumuşatılması yönündedir.
Şeker pancarı, hasat edildikten sonra
kısa sürede işlenmesi gereken bir üründür. Çiftçimizin ürününde kilo
kaybı ve çeşitli diğer sıkıntıların
yaşanmaması adına, ülke genelinde uygulanan Alım Randevu
Sisteminin de gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca şeker
fabrikalarının özelleştirme süreçlerinin şeker pancarı
tarımına yapacağı olumsuz etki göz önünde
tutulmalıdır.
Pancar üreticisinin bir diğer
sıkıntısı ise sulamada kullandıkları elektrik.
Önemli sayıda üretici elektrik faturalarını ödeyemediği
için dağıtım şirketleriyle icralık hâlde.
Üreticilerimize borçlarını ödeyebilecekleri kolaylıklar
sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, tarıma
dayalı sanayiyi de göz ardı etmemeliyiz. Yozgata da bu alanda
yatırımlar bekliyoruz.
Şehrim Yozgatta örnek bir proje var:
Meyvecilik Entegrasyon Projesi. Yozgatımızın
Kadışehri Kabalı köyünde uygulanan bu projeyle 1.800 parsel
birleştirilerek 5.640 dekar büyüklüğünde devasa bir meyve bahçesi
oluşturuldu. Bu alandan çok olumlu sonuçlar alınıyor. Hatta bu
diğer ilçelerimizde -14 ilçemizde- ve ülkemizin diğer bölgelerinde de
uygulanırsa ülkemiz adına faydalar sağlayacağını
düşünüyoruz.
Değinmek istediğim bir başka konu ise
çiftçilerimizin verimli tarım için eğitilmeleri. Tarım il
müdürlükleri daha aktif çalıştırılmalı. Çiftçilerimizi
ziyaret ederek onları bilgilendiren, köylerimizde üretimi yerinde
yönlendiren, tarlaları dolaşan, ahırları dolaşan
ziraat mühendislerine, veteriner hekimlere ihtiyacımız var. Bunlar
yapılmıyor demiyorum ancak artırılması ve yaygınlaştırılması
gerekmekte. Tabii, bunu yapabilmek için de personel desteğine ihtiyaç
duyulacaktır. Bakanlığa bağlı taşra
teşkilatlarında personel sayıları artırılmalıdır.
Atama bekleyen ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, veteriner hekimler,
su ürünleri mühendisleri kardeşlerimiz de Sayın
Bakanımızdan müjdeli haberler bekliyor.
Sayın milletvekilleri, şimdi, biraz da
seçim bölgem Yozgatta bulunan bir doğa harikasından bahsetmek
istiyorum. Biliyorsunuz, ülkemiz genelinde 44 adet millî park bulunmakta. Çamlık
Millî Parkı, 1958 yılında ülkemizde ilan edilen Türkiye'nin ilk
millî parkıdır. Bir dönem İç Anadolunun büyük bir
kısmını kapsayan orman örtüsünden günümüze kadar ulaşan
nadir örneklerden biridir. Alan üzerinde karaçam, ardıç, akkavak, titrek
kavak, karakavak, söğüt, alıç, ahlat ağaçları bulunmakta;
sayısız hayvan türü ve ayrıca, Amerikaya has beyaz kartal da
bulunmakta. Buranın bir doğa harikası olduğunu tekrar
belirterek Tarım ve Orman Bakanlığı ve Kültür ve Turizm
Bakanlığının ortak çalışmalarıyla turizme
kazandırılmalıdır diyorum; her birinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi de Kocaeli Milletvekili
Saffet Sancaklı.
Buyurun Sayın Sancaklı. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizleri
televizyonları başında izleyen büyük Türk milleti; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Kabinemizin değerli üyeleri, sizler de hoş
geldiniz.
Sayın Spor Bakanım, bugün bol bol teşekkür
alıyorsunuz, bir teşekkür de ben edeyim size. On beş gün önce,
iki hafta önce vakıf üniversiteleriyle beraber yapmış
olduğunuz bir protokolde, millî sporcuların o üniversitelerde yüzde
100 bursla eğitim görmesini
sağladınız, ben de eski bir millî sporcu olarak bütün
arkadaşlarım adına size teşekkür ediyorum.
Ancak burada iki
sorun daha var çözmemiz gereken. Bir tanesi, aynı şekilde, dünya
olimpiyatlarında ve Avrupa şampiyonalarında derece alan,
atanamayan -öğretmen olarak atanamayan- 300 kadar millî sporcumuz
kaldı. Dün de Sayın Millî Eğitim Bakanıyla burada
görüştüm, kendisi bu sene de atama yapacağını söyledi ama
öğretmen atamalarında beden eğitimi öğretmenlerinin yüzde
10 kadar kontenjanı var bu arkadaşlarımız için. Bu
sayı da 100-150 arası, geriye 150-200 kişi kalacak. Benim sizden
ricam, bunları Spor Bakanlığı kadrosuna alın, bu
arkadaşlarımız hem müsabakalarına rahat rahat gitsinler hem
de boş zamanlarında öğretmenlik yapsınlar. Bunu da sizden
rica ediyorum.
Bir ricam daha var:
A Millî Takımında futbol oynamış arkadaşlar var,
bunlar futbol bittikten sonra normal hayatlarına dönüyorlar, bir
sıkıntı yok fakat statlara giremiyorlar. Yıllarca o
statlarda oynamış, A Millî olmuş futbolcularımıza da
-toplasanız sayısı da çok fazla değil, bunlar birkaç yüz
kişidir- eğer serbest giriş kartı verebilirsek
Bu konuda
da sizden yardım istiyorum Sayın Bakanım. Bu millî oyunculara
müdahale etmeye başladınız, çok memnunuz bu işten; lütfen,
bunları da yaparsanız size minnettar kalırız.
Tabii,
yıllardır burada Türk sporunun durumunu anlatıyoruz, anlatmaya
da devam edeceğiz çünkü burası Türkiye Büyük Millet Meclisi ve bunlar
kayda geçiyor; yarın öbür gün bizler de sorumlu olacağız bu
işten. Şimdi, Türk sporu iyi durumda mı? Maalesef iyi durumda
değil. Daha önce de anlattım, eğer bir ülkenin sporuna bakmak
istiyorsanız iyi mi kötü mü diye, hiç ülkeyi tanımanıza gerek
yok, dört yılda bir yapılan olimpiyatlara bakarsınız,
olimpiyatta aldığı dereceye bakarsınız, oradan ortaya
çıkıyor zaten bir ülkenin sporu. Niye? Aşağı yukarı
her branşta katılıyorsunuz zaten. Maalesef, Türkiye, son 3
olimpiyattır yani aşağı yukarı on iki yıldır
tarihinin en kötü neticelerini alıyor. Hem de ne zaman alıyor biliyor
musunuz? Türkiye tarihinin en yüksek tesisleşmesinin
yapıldığı ve büyük bir atılımın
yapıldığı, dünya çapında tesislerimizin olduğu
bir zamanda. Tesis var, dünyayla iletişim var, para var, imkân var ama
başarı yok. Neden? Bunun nedeni basit: Peygamber Efendimizin lafını
dinlemiyoruz. Peygamber Efendimiz demiş ki: İşi ehline verin. İşi
ehline vermediğimiz için de maalesef, Türk sporu şu anda çok
başarısız ve gittikçe de daha eksiye gidiyor. Bir söz var -çok
sevmem o sözü- diyorlar ki: Kurumlar kalıcı, kişiler geçici.
Peki, kurumları kim kurum yapıyor? Tabii ki kişiler
yapıyor, insanlar yapıyor. Kuruma ehil insanı koyarsanız o
kurum yukarı çıkar, ehil olmayan, ehliyetsiz insanı
koyarsanız da kurum aşağı gömülür. Onun için, biz mutlaka
işi ehline vermek zorundayız.
Niye anlatıyorum bunu? 2020 senesinde bütün
federasyonlarımızın seçimleri var, dört yılda bir
yapılıyor biliyorsunuz, 65 civarında da federasyonumuz var.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir kanun teklifi vermiştik, tekrardan
onu veriyoruz, yeniliyoruz. Gelin şöyle yapalım, 65 tane federasyonun
başkanı şöyle seçilsin, kanunda şunu istiyoruz: O
branşta millî olmayan kimse başkan olamasın. Gelin, o
branşta millî olanları federasyon başkanı yapalım ve o
branştaki millî sporcular için en az yüzde 25 de kota koyalım. Şöyle
ki: 20 kişilik yönetim kurulunda en az 5 kişi de millî sporcu olsun.
Bakın, göreceksiniz, dünyadaki prestijimiz de çok çabuk artacak ve yeni
bir atmosfer olacak, yeni bir şey olacak.
Sayın Bakanım, lokomotif olarak bu
işi sizin başlatmanız lazım, biz de arkanızdan
gelelim, bu işlere müdahale edelim. Konuşuyoruz, kısmen bir
şeyler düzeliyor ama eğer bu işleri kökünden düzeltmezsek, böyle
radikal kararlar almazsak büyük sıkıntılar olacak.
Şimdi, biraz popüler olduğu için futbol
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) Bunlar
seçimle yapılıyor Başkanım.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Nasıl?
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) Seçimle
geliyor bunlar.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) İşte, seçim
de, diyorum ki: Seçerken kriter koyalım, diyelim ki O branşta millî
olmayan kimse federasyon başkanı adayı olmaz. Ve yüzde 25 de
kota öneriyoruz.
Tabii, biraz futboldan bahsedelim çünkü en popüler
o, en kolay öyle anlatıyoruz ne durumda olduğumuzu. Türk futbolu son
yirmi yıldır holding patronlarının, büyük şirket
patronlarının güç savaşı yaptığı bir mecraya
döndü. Bugün Türkiyenin belki de yüzde 80inin tuttuğu Galatasaray,
Fenerbahçe, Beşiktaşın toplam borcu gün itibarıyla 9
milyar liraya yakın. Peki, holding patronu olabilmek için parayı
yönetmeyi bilmek lazım, şirketi yönetmeyi bilmek lazım.
Maşallah, holdinglerini çok iyi yönetiyorlar, aldı
başını gidiyor holdingler; aynı adamlar kulüpleri
yönetiyor, kulüpler de iflas etti. Peki, bu nasıl iş? O zaman
şöyle yapacağız: Kulüpler o kadar zor durumda ki idareciler
çıkacak Ey büyük Türk milleti, biz şu anda bu durumdayız. diye
bunu bütün çıplaklığıyla anlatacak ve kabul edecek herkes
bunu, artık denizin bittiğini göreceğiz ve müdahale
edeceğiz. Bu müdahalenin de nasıl yapılacağı belli.
Şimdi, Bankalar Birliği yedi sekiz ay önce
müdahale etti, 12 milyar lira borcu vardı kulüplerin, 7
milyarını iki yıl ödemesiz öteledi; o borcu silmedi, silemez
zaten, öteledi, iki sene öteledi, sadece faizlerini alacak. Bu neye benziyor
biliyor musunuz? Boğuluyor bir adam, kafasından çıkardın
Hadi iki üç tane nefes al, şimdi aşağıda devam et
Devlet
her seferinde bu şekilde müdahale edemez size. 2009da da müdahale etti,
sıfırladı, gene neler yaptınız; işin geldiği
nokta gene rezillik.
Bundan beş sene önce UEFA kayyum olarak
atandı, dedi ki: Sen şu kadar para harcayacaksın, sen bu kadar,
sen bu kadar... Limit koydu. Tabii, aştık bu limitleri;
hatırlarsınız, Trabzonspor, Beşiktaş, Fenerbahçe
Avrupa kupalarından men cezası aldı, para cezası aldı,
transfer tahtası kapandı. Kaldı ki kötü komşu ev sahibi
yaparmış adamı, en çok da Trabzonspora yaradı; transfer
tahtası kapandı, mecburen kadroyu dolduracaklar,
aşağıdan 7-8 çocuk aldılar, A takıma bir koydular,
çocuklar oynuyor aslan gibi. Hatta Yusuf da 17 milyon euroya satıldı.
Yani bu Türk oyuncular ne kadar yetenekli, oynarlar ama bunlara bizim şans
vermemiz lazım.
Ben de dedim ki geçen sene buradan: Neden bizi
İsviçreliler yönetiyor? Türkiye Futbol Federasyonu koysun bu kriterleri.
Sezon başı koydular, her kulübün bütçesine göre, dediler ki: Şu
kadar, şu kadar, şu kadar harcayacaksınız. Ama orada büyük
bir hata yaptılar, dediler ki: Şu kadar harcayacaksınız,
ilk sene yüzde 30 daha fazla harcayabilirsiniz. Ya, zaten batmış
kulüpler, yüzde 30 opsiyon niye veriyorsun? Geçen hafta da bu yüzde 30u yüzde
40 yaptılar. Şimdi, bunların da işi zor, yukarı
tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal ama bu işi
kökünden halletmezsek bu hep böyle devam edecek. Şimdi yüzde 40 limit
aşımı verdiler, ne oldu? Ne olacak yani? Kanserli hasta var, biz
morfin veriyoruz ona durmadan; diyoruz ki: Bu iyileşmese de olur, buna
ağrı kesici verelim, birkaç saat ağrısı kesilsin.
Onun için hata yapıyorlar. Benim buradan futbolseverlere kötü bir haberim
var: Türk futbolunda deniz bitti, haberiniz olsun.
Bakın, yöneticilere de sesleniyorum:
Çıkın, doğruyu anlatın kardeşim bu millete, Bu
durumdayız, bu deniz bitti, haberiniz olsun, biz iflas ettik. diye
söyleyin.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Daha Ziraat Bankası
bitmedi; verirler, verirler.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) İnanın,
eğer Türk futbolu bir şirket olsaydı, çoktan konkordato ilan
etmişti.
Şimdi, Türk toplumunu kandırmaktan
artık vazgeçin. Türk toplumuna, bu büyük Türk milletine 2 şeyi
yapmayacaksın; bir, yalan söylemeyeceksin; iki, rol yapmayacaksın.
Artık, rol yapmayı ve yalan atmayı bırakın.
Çıkın her şeyi anlatın Durumlar budur. diye. Türkiye büyük
bir devlet, gerekirse başka müdahaleler de yapılır ama bunun,
böyle, sürdürülebilir hiçbir tarafı yok.
Şimdi, büyüklere söylüyorum biraz: Yöneticiler
var orada, taraftar ve medya baskısıyla Şu oyuncuyu da
alın, şampiyon olalım. Avrupa kupalarında şöyle
yapalım, böyle yapalım. diyorlar. Ne oldu? Galatasaray, Fenerbahçe
ve Beşiktaşın oyunculara ödediği para yıllık
ortalama 500 milyon TL şimdiki parayla. Peki, ne oldu? Avrupa
kupalarında var mıyız? Avrupanın ikinci, üçüncü
sınıf takımlarının arkasında bitirdik; ya sonuncu
olduk ya sondan 2nci olduk.
Peki, hani bu oyuncular bizi uçuracaktı
Avrupada? Hani bu oyuncuların hepsi Türkiye liginde uçacaktı? Ne
oldu? Ligin devre arasına yaklaştık, puan durumunu okuyorum:
Sivasspor 33, Beşiktaş 27, Fenerbahçe 25, Galatasaray 24. Sivasspor
Beşiktaşa 6, Fenerbahçeye 8, Galatasaraya 9 puan fark
atmış. Ben de Sivasspor Kulübü Başkanı Sayın Mecnun
Otyakmazı aradım bugün, dedim ki: Başkan, oyunculara kaç para ödüyorsun?
Dedi ki: Bütün sene ödediğim para 90 milyon TL. Diğerleri 500
milyon TL ödüyor, Sivasspor 90 milyon TL ödüyor. Hani sizin bu
futbolcularınız uçacaktı, havada beş dakika duracaktı,
40ar gol atacaktı?
Artık, bu milleti kandırmayı
bırakın. Millete de söylüyorum, futbolseverlere de söylüyorum. Lütfen,
siz de artık kabul edin bunu, kabul edin; bu millete de baskı
yapmayın yoksa bu işin gidişatı çok kötü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bağlayın sözlerinizi
Sayın Sancaklı.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Peki, çözümü yok mu?
Var. Kısa vade, orta vade ve uzun vadede çözümleri var. Çok kısa
vadedeki 2 tane çözümü söylüyorum hemen. Bir tanesi: Sekiz yıldır
bekliyor Kulüpler Birliği yasası burada, bir türlü
çıkaramıyoruz, çıkarmıyorlar,
çıkarttırmıyorlar. Kulüpler Birliği yasasından sadece
bir tane madde söyleyeceğim size: Kulüp başkanları ve
yöneticiler bulundukları dönemin borçlarından sorumludur. Haydi
bakayım, harcayın da göreyim o zaman 20 milyon euroyu, 30 milyon
euroyu; o oyunculara verin bakalım 5er milyon euroyu, göreyim ben ondan
sonra.
İkincisi, çok kısa bir şey
söyleyeceğim buradan, vaktim de kalmadı, Futbol Federasyonuna
söylüyorum: Bu yabancı konusunda herkes bir şeyler konuşuyor.
Ya, sen altyapıdan oyuncuyu fışkırt, oyuncuyu getir, sonra
yabancıyı da serbest bırak, önemli değil. Onun için,
önümüzdeki sene için çok kısa bir çözüm söylüyorum, Başkanım
belki bir dakika daha bana süre verebilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Veririm.
Buyurun Sayın Sancaklı.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Süper Ligde 18
takım var, alttaki TFF 1. Ligde de 18 takım var; 36 takım etti.
Söylüyorum, şimdiden Futbol Federasyonu önümüzdeki sene için
yayınlasın tamimini, talimatını: Seneye, ilk 11de
altyapıdan yetişen 2 oyuncu oynatma zorunluluğu olacak, 2 de
kulübede, etti mi 4, o 4ün 4 de yedeği olacak. Doğal olarak bir
kulüpte -ama bu kanunla olacak ki herkes yapmak zorunda kalacak- 26
kişilik kadroda altyapıdan 8 oyuncu olacak.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Destekliyoruz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) Destekliyoruz, evet.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Peki, 8le 36yı
çarparsanız aşağı yukarı, ortalama 300 oyuncu falan
yapıyor herhâlde. Alın size seneye 300 Türk oyuncu, bunu üç sene
yürütürsen zaten al sana bin Türk oyuncu, ondan sonra sen yabancıyı
serbest bırak istediğin kadar. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Şimdi, Türkiye Büyük Millet
Meclisinden o arkadaşlara söylüyorum bunu: Buyurun, yapın ama bunu
yapmamız için de Sayın Spor Bakanım, sizin de devreye girip, Futbol
Federasyonu Başkanıyla konuşup çok güzel bir şekilde bunu
söylemeniz lazım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kanunla yapalım;
hazırla, altına imza atalım.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Onun için,
arkadaşlar yani çözümsüz hiçbir şey yoktur, Türkiye Cumhuriyeti büyük
bir devlettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sancaklı, bitirelim
lütfen.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Ama bu çocukları,
bu milleti, bu gençliği ya spora göndereceğiz, spor
yaptıracağız, maçlara göndereceğiz, izlettireceğiz ya
da gidip uyuşturucunun batağına düşecekler, kötü alışkanlıklara
kapılacaklar. Bunun da sorumluluğu hepimizin burada, sadece Spor
Bakanına yüklenip de Her şeyi sen yapacaksın, siz
yapacaksınız. diye bir şey yok, bu hepimizin görevidir.
Ben bütçemizin hayırlı olmasını
diliyorum.
Perşembe günü de bir on dakika konuşmam
var; biraz daha anlatacağım bugün vaktim kalmadığı
için.
Söz verdiğiniz için de teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuz
Buyurun Sayın Kılavuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında
bizleri izleyen büyük Türk milleti; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Gençlik, bir milletin en büyük güvencesi, hayat
damarı, itici kuvveti, sönmez meşalesi, aydınlık ufkudur.
Gençlik, bir ülkenin ilerleme ve kalkınma kaynağı, her türlü
zorluğa karşı mücadele bayrağıdır.
Gençliğine gerekli yatırımı yapmayan, gençlik politikası
olmayan hiçbir milletin dünya üzerinde söz hakkı ve geleceği olamaz.
Gençlik, millete güven ve heyecan veren bir ruhtur. Türk gençliğini merkez
alan politikalar üretmeli, gençlerimize inanmalı, önlerini
açmalıyız. Onların yeni bakış açılarına,
farklı yöntem ve önerilerine değer vermeli, gençlerimizin kendilerini
geliştirmeleri için onlara imkânlar sağlamalıyız. Gazi
Mustafa Kemal Atatürk Bütün ümidim gençliktir. diyerek cumhuriyeti Türk
gençliğine emanet etmiştir. Başbuğumuz Alparslan
Türkeş, Hepiniz birer Türk Bayrağısınız;
bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin. diyerek Türk
gençliğine verdiği değeri vurgulamıştır.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey Gençliği, duyarlı,
uyanık, atılgan, çalışkan, vakarlı ve mert olan bir
milletin yolu açık, tarihi parlaktır. diyerek Türk gençliğinin
ideal karakter ve istikametine işaret etmiştir.
Türk gençliği, yalnızca şahsi
çıkar ve mutluluğunu arayan bir gençlik değil, tüm
mazlumların huzur ve saadeti için yaşayan bir gençliktir.
Doğu Türkistanda katledilen, Müslüman Türk
oldukları için insan sayılmayan ve zulmün her türlüsüne uğrayan
soydaşlarımızın feryatları karşısında
ne hazindir ki sözde insanlık ve medeniyet temsilcilerinin sesi
çıkmıyor. Türk gençliği Kaşgarın, Kudüsün,
Kerkükün, Karabağın, Kırımın ve bütün mazlum
coğrafyaların acısını yüreğinde
taşımaktadır. İnanıyorum ki Türk gençliği kendi
gönül coğrafyasına sahip çıkacaktır.
Bugün, gençlerimizin en önemli sorunu
işsizliktir. Genç işsizliğinin azaltılması için
devletimizin çok kararlı bir yol izlemesi gerekmektedir. Gençlerimiz için
doğru planlamalar yapmalı, ihtiyaçlara göre meslek yönlendirmesinde
bulunmalıyız. Bu konuda yapılacak çalışmalarda
bilimsel veriler ışığında, çok yönlü ve kapsamlı
analizlere ihtiyaç vardır.
Genç nüfus avantajını iyi
değerlendirmeli, gençlerimizin bilgi, yetenek ve enerjilerini en yararlı
şekilde ülkemize bir katma değer olarak
kazandırmalıyız. Ülkesine millî bir sorumluluk hissiyle hizmet
veren gençler, Türkiyenin bölgesinde ve dünyada lider bir ülke olma ülküsünün
de bayraktarı olacaklardır.
Gençlerimizin lisans, yüksek lisans ve doktora
aşamalarında almış oldukları kredi borçları bir
iş bulana kadar ertelenmeli, bu borçlanmalardan kaynaklanan gecikme faizi
ile icra işlemleri sonlandırılmalıdır. Henüz iş
bulamadan gençlerimizi borç ve hacizle uğraştırmak doğru
değildir.
Üniversiteyi kazanan kardeşlerimiz için yeterli
kapasitede yurtlar yapılmalıdır. Artık, Türkiyede yurt
sorununu konuşmamamız gerekiyor. Hain terör örgütü FETÖ
örneğinde görüldüğü üzere, barınma ihtiyacının bir
istismar vesilesi yapılmasına asla müsaade edilmemelidir.
Çağımızın en büyük
felaketlerinden biri de şüphesiz ki uyuşturucu ve madde
bağımlılığıdır. Gençlerimizin madde
kullanımına hiç başlamamasını temin etmeliyiz. Ailelerimiz,
okullarımız ve toplum olarak millî bünyemizi bu zararlı
maddelerden uzak kılmak için seferber olmalıyız. Gençlik
merkezlerimizde kültür, sanat, spor ve bilgilendirici etkinlikleri
artırmalıyız. Bedenen, zihnen, ahlaken sağlıklı
nesiller inşa etmeli, ülkemizin geleceği olan yavrularımızı
zehir tacirlerinin, uyuşturucu baronlarının ve bundan nemalanan
terör örgütlerinin insafına asla terk etmemeliyiz.
Son yıllarda genç boşanma
sayılarındaki artış dikkat çekmektedir. Evlilikler uzun
ömürlü olmamakta, çocuklar anne baba sevgisinden mahrum kalmaktadır.
Toplumumuzun en temel birimi olan aileler dağılmakta, çoğunlukla
aile içi geçimsizliklerden kaynaklanan şiddet, cinnet, cinayet, intihar
vakaları çoğalmaktadır. Toplumumuzu içten içe kemiren,
değer yargılarını erozyona uğratan çeşitli
sosyolojik, psikolojik ve iktisadi boyutları olan bu olayların
önlenmesi için kapsamlı bir eylem planı ortaya
koyulmalıdır. Bugün küreselleşmenin dayattığı
popüler kültür ve internet bağımlılığının
etkisinde kalan gençlerimiz gitgide millî benliklerinden
uzaklaşmaktadır. Türk kültürünün gücünü hissettirecek
çalışmalara ihtiyacımız vardır. Geçtiğimiz gün
Gençlik ve Spor Bakanlığının sponsorluğunda bir dergi
tarafından düzenlenen ilham veren gençlerin ödüllendirildiği
programda, Türk gençliğine ilham verecek, örnek alınacak
kişilere ödül verilmesi beklentimizdir. Türk gençliğinin örnek
alacağı birçok değerli bilim ve düşünce insanı,
başarılı sporcular ve özgün sanatçılar bulunmaktadır.
Şehitlerimiz Şenay Aybüke Yalçın, Eren Bülbül, Fırat Yılmaz
Çakıroğlu, Abdullah Buğra Koçlar, Hasan Şimşek, Serhat
Turak gibi isimler Türk gençliğinin gurur ve şeref
anıtları, örnek alacakları vesikalardır. Millî ve manevi
değerlerimizi çağa uygun bir dille yorumlamak, gençlerimizin zeminini
millî temeller üzerinden yükseltmek ülkemiz için hayati bir konudur. Türk
düşünce hayatının binlerce yıllık arka
planını, tarih şuurunu ve misyonunu, çağlardan beri süzülüp
gelen felsefesini, medeniyet inşa edici vasfını, estetik
algısını, terkip kabiliyetini ve yaşatmaya dönük iradesini
nesillerimize aktarmalıyız.
Mensubu olmaktan şeref duyduğum, çok büyük
bir gururla her kademesinde görev yaptığım, bir dönem Genel
Başkanlığını üstlendiğim Ülkü Ocakları
Eğitim ve Kültür Vakfı, Başbuğumuz Alparslan Türkeş
Beyefendinin fikirleri ışığında, Liderimiz Sayın
Devlet Bahçeli Beyefendinin öncülüğünde kuruluşundan bugüne Türk
gençliğinin millî, manevi, ahlaki ve insani değerler etrafında
yetişmesi adına kültür, sanat, edebiyat, spor ve daha pek çok alanda
çalışmalar yürütmektedir. Bugün gençlerimiz ve çocuklarımız
için tarihî ve kültürel değerlerimizin idrak edilmesi adına Ülkü
Ocakları tarafından yayınlanan eserler tüm sivil toplum
kurumlarına örnek olmalıdır. Bu vesileyle Ülkü Ocakları
Genel Başkanı ve değerli yönetimine, il ve ilçe ocak
başkanlarımıza ve bu çalışmalara katkı sunan her
bir dava arkadaşıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum,
Cenab-ı Allah yardımcıları olsun.
Gençlerimizin hayata aktif ve
sağlıklı bireyler olarak katılımını
sağlayan en önemli etkinliklerden biri de spordur. Spora özel ilgisi ve
yeteneği olan evlatlarımız küçük yaşlardan itibaren profesyonel
spor yapmaya teşvik edilmeli, bu hususta eğitimler almaları
sağlanmalıdır. Özellikle, uluslararası başarılar
elde etmek için üst düzey sporcuların yetiştirilmesi, yeteneğin
tanımlanması ve ilgili branşlara yönlendirilmesi gerekmektedir.
Çocukların oyun oynayarak geliştiği, hareket ederek mutlu
olduğu bilinmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar spor
yapan çocukların daha başarılı olduğunu
göstermektedir. Bu sebeple, okullarımızda beden eğitim dersleri
seçmeli değil, zorunlu ders hâline getirilmelidir. Özellikle, profesyonel
olarak spor yapan öğrencilerimizin ulusal ve uluslararası turnuvalara
hazırlanmak için yoğun bir antrenman sürecine ihtiyacı
vardır. Bu özelliklere sahip olan öğrencilerimizin eğitim
hayatlarından geri kalmaması için düzenlemeler yapılmalıdır.
Türkiye'nin olimpiyatlardaki başarısı
istenilen düzeyde değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bağlayın sözlerinizi
Sayın Kılavuz.
Buyurun.
OLCAY KILAVUZ (Devamla) Ülkemizin tüm spor
dallarında ulusal ve uluslararası düzeyde başarı
kazanabilmesi ve nitelikli sporcular yetiştirmek adına Millî
Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor
Bakanlığının uyumlu bir çalışma ortaya
koyması ve sporcularımızın sorunlarını çözmesi
gerekmektedir. Uluslararası müsabakalar ve şampiyonalarda Türkiyeyi
temsil eden sporculara -geçmişte olduğu gibi- SBSde ek puan
uygulamasına geçilmelidir. Böylece, spor kültürümüzü geliştirmeli,
sporu milletçe bir yaşam tarzı hâline getirmeliyiz.
Sayın Tarım ve Orman Bakanımıza
Mersinle ilgili birkaç hususu belirtmek istiyorum: Bereketli
topraklarıyla güzel Mersinimiz, Türkiye'nin tarımda öncü bir ilidir.
Anamur ve Bozyazıda muz, Silifkede çilek, Mutta kayısı ve
zeytin, Gülnarda erik, badem, ormancılık ve hayvancılık,
Erdemlide limon, Aydıncıkta biber, salatalık, patlıcan,
Tarsusta üzüm ve pamuk, Çamlıyaylada kiraz, hurma, Toroslarda cennet
meyvesi kivi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
OLCAY KILAVUZ (Devamla) Tamamlıyorum.
Mezitlide şeftali, Akdenizde portakal,
mandalina, greyfurt ve pek çok sebze ve meyvenin yetiştiği
Mersinimiz ve fedakâr çiftçilerimiz Bakanlığımızdan daha
çok ilgi ve destek beklemektedir.
Öte yandan, memleketim olan Niğdede patates
üreticilerimiz, bir yandan yükselen maliyetlerle baş etmeye
çalışırken patatesi para etmediği için çok zor
durumdadır. Patates üreticilerimizin sorunlarıyla ilgili
çalışmaların yapılması, çiftçilerimizin haklı
beklentisidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, 2020 yılı
bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını
Cenab-ı Allahtan temenni ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına son olarak Mersin Milletvekili Baki Şimşek konuşacak.
Buyurun Sayın Şimşek. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA BAKİ ŞİMŞEK
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Ulaştırma Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Aziz Türk
milletini ve yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, son
yıllarda ulaştırma ve altyapıya ilişkin olarak
dünyanın en büyük projeleri arasına giren yatırımları
gerçekleştirmiş ve milletimizin hizmetine sunmuştur. Marmaray ve
Avrasya Tünelleri başta olmak üzere, içerisinde dünyanın 4üncü büyük
asma köprüsü Osmangazi Köprüsünü bulunduran İstanbul-Bursa-İzmir
Otoyolu, 1915 Çanakkale Köprüsünü içerisinde bulunduran otoyolumuz, Kuzey
Marmara Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsüyle Avrupa ve Asya 3üncü kez
birleştirilmiştir.
Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu bir an
önce tamamlanmalı, Ankara-Niğde-Ulukışla-Adana Otoyolunun
kalan kısmının tamamlanması sağlanmalıdır.
Bu projeyi geç kalmasına rağmen olumlu buluyor ve destekliyoruz,
bunun için de Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz.
Türkiye'nin önemli otoban ağlarından biri olan bu yol
tamamlandığında Edirneden Urfaya kadar kesintisiz bir otoyol
ağı gerçekleştirilmiş olacaktır. Yapılan tüm bu
mega projeleri destekliyor, vatandaşlarımızın hizmetine
sunan, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Bu mega projelere ek olarak ulaştırmadaki
bazı sorunları da dile getirmek istiyorum. Bu sebeple, yeni
yapılacak olan projelerde ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek
olacak, millî menfaatleri koruyacak, vatandaşlarımızın
refah düzeyini artıracak ulaştırma sistemleri tesis edilmelidir.
Yapımı devam eden Ankara-Sivas, Ankara-İzmir,
Ankara-Eskişehir-Bilecik-Bursa, Kayseri-Niğde-Konya-Antalya yüksek
hızlı tren projeleri, özellikle
Konya-Karaman-Ulukışla-Yenice-Mersin ve Adanayı kapsayan ve
toplamda 423 kilometre olan hızlı tren projesinin bir an önce
bitirilmesini bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1inci etabı açılan İstanbul Havalimanı
tamamlandığında, 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en
büyük havaalanlarından biri olacaktır; toplamda 250 hava yolu
şirketine hizmet verilecek ve dünyanın 350 ayrı noktasına
uçuş gerçekleştirilecektir.
Ulaştırma ve altyapı sistemlerinin
birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmasına önem verilmeli,
deniz yolu-kara yolu, deniz yolu-demir yolu kombine
taşımacılığını geliştirecek projeler
yapılmalıdır. Yüksek kapasiteli kara, deniz, demir ve hava yolu
bağlantıları bulunan organize lojistik bölgeleri inşa
edilmelidir. Bu lojistik bölgeler aracılığıyla, sanayi,
enerji ve tarımsal üretimin iç piyasaya ve uluslararası piyasaya
erişimi sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde ilk sivil
havacılık çalışmaları 1912 yılında, bugünkü
Atatürk Havalimanının hemen yanında, Sefaköyde, tesis olarak 2
hangar ve küçük bir meydanda başlamıştır. Atatürkün
ülkenin geleceğine yol gösteren İstikbal göklerdedir. sözü
doğrultusunda, 1925 yılında kurulan ve daha sonraki
yıllarda Türk Hava Kurumu adını alan Türk Tayyare Cemiyetiyle
Türk sivil havacılığının kurumsal temelleri
atılmıştır.
İlk sivil hava
taşımacılığı ise 1933 yılında 5
uçaklık küçük bir filoyla Türk Hava Postaları adıyla
başlatılmış, 1933 yılından bu yana
havacılık faaliyetlerimiz ülkemizde günden güne
artmıştır. Bugün, yurt içinde farklı hava yolu
şirketleriyle 7 merkezden 56 noktaya, yurt dışı
uçuşlarda 126 ülkede toplam 326 noktaya uçuş
gerçekleştirebilmekteyiz ancak uçak bileti fiyatlarındaki
artıştan dolayı vatandaşlarımızdan
şikâyetler almaktayız; bunu da gündeminize almanızı ve
fiyatlarda indirim yapmanızı bekliyoruz. Fiyatlar biraz daha makul
olmalı ve Anadoluya sefer yapan uçakların hizmet standartları
yükseltilmelidir.
Bilgi teknolojileriyle ilgili olarak: Bilgi ve
teknoloji transferi yaparak Türkiye yüksek teknolojik ürünler üretmelidir.
Tersine beyin göçü başlatılmalı, Avrupa ve ABDye eğitim
amacıyla giden beyinler Türkiye'ye döndürülmeli, başta cep telefonu
olmak üzere yerli ve millî cihazlar üretilmeli; ülkenin kaynakları burada
kalmalı, döviz olarak dışarıya gitmemelidir.
Sayın Bakanım, seçim bölgem olan Mersinin
sorunlarını da kısaca sizinle paylaşmak istiyorum.
Mersindeki en önemli projelerimiz Mersin-Antalya yolu, Mersin-Adana yolu,
Silifke-Mut-Karaman yollarıdır. Şehrin ana ulaşım
ağı bu yollardan sağlanmaktadır. Çeşmeli-Taşucu
Otoyol Projesi bir an önce başlatılmalıdır. Normalde yirmi
dakika süren Çeşmeli-Taşucu arası yol, yazın üç dört saatte
geçilmiyor ve buradaki yolculuk âdeta çileye dönüyor. 2011 yılından
bu tarafa sürekli ihale yapılacağı ve bu projenin hayata
geçirileceği söyleniyor ancak ne yazık ki bir icraat olmuyor, proje
lafta kalıyor. Yine, aynı şekilde, on beş yıldır
devam eden, henüz yarısı bile tamamlanamayan Tarsus-Çamlıyayla
yolunun tamamlanıp Çamlıyaylalı hemşehrilerimizin hizmetine
sunulmasını bekliyoruz. Gülnar-Aydıncık yolunun 7 kilometrelik
kısmı bitirilip hizmete açılmıştır, bunun için
teşekkür ediyorum, kalan kısmının da bir an önce
açılarak Gülnarlı ve Aydıncıklı hemşehrilerimin
hizmetine sunulmasını bekliyorum. Silifke-Gülnar yolundaki
çalışmalar, ihalelerdeki sıkıntılar yüzünden,
yıllardır bir başlayıp bir duruyor. Burada devletimizin
gerekli tedbirleri alarak bu yolu tamamlaması gerekmektedir. Ayrıca,
Erdemli-Ayrancı arası yolun büyük kısmı
tamamlanmış, kalan kısmının tamamlanması
beklenmektedir.
Tarsus-Damlama Otoyolunda gün geçmiyor ki bir
trafik kazası yaşanmasın. Ne yazık ki burası, bölge
halkı tarafından ölüm yolu olarak adlandırılıyor.
Yolda teknik bir hata varsa düzeltilmeli ve gerekli tedbirler
alınmalıdır.
350 bin nüfuslu olan Tarsusta araç muayene
istasyonu yoktur. 3 dönemdir, Mersin Milletvekili olarak bu konuyu sürekli
gündeme getirmeme rağmen maalesef, bir sonuç alamıyoruz. Tarsuslu
hemşehrilerimiz sizden araç muayene istasyonu sözü istiyorlar.
Adana şehir içi otoyol ücretsiz; Sayın
Cumhurbaşkanımız müjde verdi, Dörtyol-İskenderun arası
otoyol ücretsiz ama Tarsus-Mersin arası otoban ücretli. Bunun izahı
mümkün değildir. Tarsus-Mersin arası otoban ücretsiz
yapılmalı, Ashab-ı Kehf çıkışı trafiğe
açılmalıdır; otoyoldaki geçiş ücretleri
azaltılmalı, OGS ve HGS cezalarının faizleri
affedilmelidir.
Bir kamyoncu çocuğu olarak şunu da
söylemek isterim ki kamyoncuya mutlaka ucuz mazot verilmelidir.
Mersinin içerisinde en az 10 tane daha köprülü
kavşak ve altgeçit yapılması gerekiyor. Bunların
yapımları öncelik sırasına göre Karayolları
tarafından desteklenip Mersin şehir içi trafiği
rahatlatılmalıdır.
Çukurova Havalimanı, hem yolcu kapasitesiyle
hem de Çukurovada yetişen ürünlerin dünyaya pazarlanmasıyla ilgili
kullanılacak ve ülkeye ekonomik katkı sunacaktır. Ancak Çukurova
Havalimanı bir türlü tamamlanıp hizmete açılamıyor. Şu
anda da çalışmalar ağır aksak gidiyor. Yol
tamamlanamamış, altyapı işleri bitirilememiş,
üstyapıyla ilgili çalışmalar başlamamıştır.
Ülkemizde 300-500 bin yolcu kapasiteli havalimanları tamamlanırken
Çukurova Havalimanı bir türlü tamamlanamıyor. Mersinli
hemşehrilerim soruyor: Deniz dolduruluyor, havaalanı
yapılıyor, süresinden önce hizmete açılıyor, Çukurova Havalimanı
niye bitirilemiyor Sayın Bakanım?
Marmara, nüfus yoğunluğu olarak içinden
çıkılamaz bir duruma gelmiştir. Ne kadar yol, ne kadar otoyol
yapsanız bu göç devam ettiği süre içerisinde Marmara Bölgesindeki
trafik yoğunluğunu azaltamayız. Mutlaka, tersine bir göçü
başlatacak, yatırımları Orta Anadolu ve Akdenize
kaydıracak Adana, Mersin, Niğde, Aksaray ve Konya merkezli yeni bir
yatırım bölgesi oluşturulmalı, bu problem kökünden
çözülmelidir.
Kamuda çalışan sözleşmeli personelin
tamamına kadro istiyoruz. Özellikle belediyelerde
çalışanların, belediye başkanı
değiştiği zaman, her yıl meclis kararıyla
sözleşmelerinin yenilenmesi gerekiyor. KHKyle taşerondan kadroya
geçirilen işçilerimiz için de keyfî olarak işten çıkarmalara son
verilmeli, bu, kanunla düzeltilmelidir. Yüz kızartıcı bir suç ya
da işe gitmeme dışında işten çıkarma
olmamalı, mahkeme kararıyla dönenler tekrar işten
çıkarılmamalıdır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye üzerinde oynan
oyunları görüyor, emperyalist güçlerin ne yapmak istediklerini biliyoruz.
Eksiklerimiz vardır, el birliğiyle tamamlamanın mücadelesini
yapıyoruz. Genel Başkanımız, Liderimiz, Türkmen Beyimiz
Devlet Bahçelinin belirttiği gibi, hiçbir sözümüzü
unutmayacağız ve hiçbir vaadimizden sapma göstermeyeceğiz.
Milletin Meclisinden maaş alıp millete hakaret edenlere, Kandile selam
çakanlara Öcalanın heykelini dikeceğim. diyen teröristleri
kahraman ilan edenlere fırsat vermeyecek, Fıratın
kuzularını çakallara teslim etmeyeceğiz. (MHP
sıralarından alkışlar) Sırtlanların ve
çakalların dolaştığı bu coğrafyada hür ve
bağımsız yaşamak için, Doğu Türkistanda Çin zulmü
altında inim inim inleyen soydaşlarımıza umut olmak için,
Musulda, Kerkükte, Halepte, Şamda, Filistinde ve Bosnada bize dair
ağıt ve umut taşıyan her yerde zalimlerin
karşısında, mazlumların yanında durmak için, 82 milyon
vatandaşımızın yüzünü güldürmek için el birliğiyle
çalışacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Şimşek.
BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) 2020
yılı bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını
temenni ediyor, saygılarımı sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.28
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya),
İsmail OK (Balıkesir)
-----0-----
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sırada, Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına yapılacak konuşmalar var.
İlk konuşmacı, Mersin Milletvekili
Rıdvan Turan. (HDP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Turan.
Süreniz on beş dakikadır.
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Sayın
Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ekran karşısında bizi izleyen küçük
aile üreticileri, kır yoksulları, mevsimlik tarım işçileri,
topraksız köylüler, kentte yaşamak zorunda bırakılanlar,
yayla ve mera yasağı sebebiyle hayvancılıktan uzak kalmak
durumunda olanlar, arazilerine bankalar tarafından ipotek koyulanlar;
sizleri de en kalbî duygularımla sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, uygarlık
tarımla başladı, insanlığın geleceği de tabiatıyla
tarımda. Fakat iktidarın bu konuda, tarım
politikalarını oluşturmak ve sürdürmek konusunda
kafasının ciddi miktarda karışık olduğunu
düşünüyoruz. Zaten felsefe olarak iktidarın tarım
politikalarıyla anlaşamıyoruz. Meselemiz asla mercimek şu
kadar azaldı, baklagiller bu kadar arttı tartışması
falan değil. Bu bir mesele tabii ki ama felsefede anlaşamayınca
üretilen herhangi bir ürünün az ya da çok artması ya da azalması tali
hâle geliyor. Ama hem felsefede anlaşamayıp hem de bu üretim
kalemlerindeki azalma söz konusu olduğunda, biz Halkların Demokratik
Partisi olarak, tarım alanında yaklaşan bir felaket konusunda
bütün hazırunu uyarmak istiyoruz.
Evet, iktidarın kafası
karışık dedim. Sayın Bakana sormak isterim: Tarımda
Millî Birlik Projesi vardı. Sayın Bakan, ne oldu o proje? Hani, bir
Semerat Holding kurulacaktı, bunun yüzde 50si şirketlerin
olacaktı; Millî Birlik Kooperatifi, içerisinde olacaktı, bu Millî
Birlik Kooperatifi, Bakanlığın işlerini icra edecekti; yine
bir tarafında da üreticilerin olduğu üç ayaklı bir mekanizma
olacaktı. Ne oldu? Ben tahminimi söyleyeyim size, olan şu:
Erdoğan, bunu kendinden önce basının haber almasından
dolayı büyük olasılıkla buna öfkelendi ve onun yerine bir
Tarım Şûrası ikame edildi. Bu Tarım Şûrası 2004
yılında yapılmıştı -bir öncesi- on beş
yıl sonra yeniden bir Tarım Şûrası yapıldı
arkadaşlar. Tarım Şûrası sonrasında yapılan bir
ankette, bu şûranın yüzde 60 oranında herhangi bir ihtiyacı
karşılamadığı yolunda bir kahir ekseriyet fikir
oluşmuş durumda.
Dedim ya iktidarın kafası
karışık yani şu konuda karışık değil:
Yönü ve yeri elbette sermayenin yanında, elbette uluslararası
tekellerin yanında, bunda şüphe görmüyoruz ancak bunu nasıl uygulayacağı
konusunda kafaları ne yazık ki son derece karışık.
Bakın, aslında iktidarın tarım politikasının ne
olacağına ilişkin parolayı Erdoğan aylar öncesinde
vermişti, şöyle söylemişti hatırlayın, Afrin
Harekâtını kastederek: Domates, patlıcan, sivri biber
diyorlar. Düşünün bir merminin fiyatı nedir? Bir mermi kaç para? Domatese,
bibere, patlıcana işaret edip de bunda Afrini görmek bir dil
sürçmesi değil arkadaşlar. Halkın ucuz gıda istediği
noktada -halk ucuz gıda istiyor- Erdoğan da aynen şunu ifade
ediyor: Savaştayız. Hangi ucuz gıda? Ne yapalım
Sayın Erdoğan? Mesela, halk mermi mi yesin, ne yapsın yani?
Halkın ihtiyacı domates, biber ve talep son derece insani bir talep.
İnsanlar enflasyondan, gıda enflasyonundan şikâyetçiler, bu
nedenle de dertlerini dile getiriyorlar. Fakat burada halkın insanca
yaşam talebini savaş politikalarıyla bastırma yöntemini
açıkça görüyoruz ne yazık ki ve bu, gerçekten üzüntü verici.
Televizyon başında bizi izleyen yoksul halkımız süngünün
ekmeğini nasıl böldüğünü, iaşesini nasıl
azalttığını, Kürt sorununda çözümsüzlük
politikasının kendisini nasıl
yoksullaştırdığını işte bu örnekten bir kere
daha görüyordur diye düşünüyorum.
Erdoğan, devleti şirket gibi yönetmekten
bahsetmişti. Gerçekten, Özaldan bu zamana kadar bütün sağ popülist
iktidarların temel amacı, devleti bir şirket gibi yönetmekti. Ve
gelinen noktada, evet, devlet bir şirket gibi yönetiliyor, Tarım
Bakanlığı, Erdoğan şirketler grubunun bir
departmanı hâline dönüşmüş ve ne yazık ki Tarım
Bakanı da bu departmanın CEOsu olmuş durumda.
Tarımda Özalla birlikte bir özelleştirme
süreci başladı, bu süreç hâlâ, büyük bir hızla ve
yoğunlukla devam ediyor. Özellikle yoksul köylüler başta olmak üzere,
çiftçiler başta olmak üzere, tarım alanında faaliyet gösteren
kesimler büyük bir hızla tasfiyeyle yüz yüze
bırakılmış durumda.
Aslında, o zamandan bu zamana kadar gelen
Hep
neoliberalizmi suçluyoruz ama neoliberalizmin de hakkını yemeyelim;
bakın, burada neoliberalizmin bile kendi içerisinde bir
mantığı var, bir tutarlılığı var, kendi
içerisinde kurumsal bir hüviyeti var. İktidarın
yaptığı, AKP politikalarından gördüğümüz şey, bu
siyasi ve ekonomik rasyonaliteye uymayan bir şey. Ben buna neoliberalizm
falan demekten vazgeçtim; bu, ahbap çavuş kapitalizmi. Niye bunu
söylüyorum? Bakın, Ziraat Bankası daha önce, hiçbir siyasi ve
ekonomik rasyonaliteye uymayan bir biçimde Demirörene Doğan Medyayı
almak için 700 milyon doları nasıl kredi olarak çıkardı,
verdi? Şimdi de Simit Sarayını almak için 500 milyon dolar
veriyor yani Simit Sarayı, sarayın simidi hâline dönüşmüş
durumda ne yazık ki. O zamandan bu zamana destekleme alımları,
girdi destekleri, doğrudan destekler giderek bir azalma süreci içerisinde.
Yani aslında 12 Eylül ve 24 Ocak süreciyle başlayan ve gelinen
noktada da mantıki sonucuna ulaşan bu seyir, çiftçinin giderek
üretimden uzaklaştığı, üretimden
uzaklaştığı için de alanlarını bırakıp
kentlere geldiği ya da bankalardan kredi çekmek suretiyle ve bu kredileri
ödeyemediği için arazilerinin ipotekli hâle getirildiği bir durum ne
yazık ki ortaya çıktı.
Bunların önemli başlangıç
noktası 1994teki Dünya Ticaret Örgütü kuruluşuydu. O zaman Dünya
Ticaret Örgütünün yöneticisi bile Yahu, bu kadar devlet geliyor, DTÖye imza
atıyor; bunlar neye imza attıklarının farkındalar
mı? dedi. Arkadaşlar, bugün Toprak Mahsulleri Ofisi yeterince
alım yapamıyorsa, bugün tarımsal süreçler kendimiz
tarafından yönetilemiyorsa bunun esas sebebi Dünya Ticaret Örgütüne
atılan imzalardır. Yeterince alım yapamazsınız. Niye?
Çünkü ihtiyacın varsa satın alırsın. Bu, Dünya Ticaret
Örgütünün anlaşmasına aykırı bir anlaşmadır. Bunu
şunun için söylüyorum: Bakın, Türkiye tarımı IMF, Dünya
Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi pek çok emperyalist kurum
tarafından belirleniyor, ne yazık ki böyle. Yine girdiler;
yakıttan tutun tohuma, gübreye, genetik materyale, yeme, ilaca kadar her
şey uluslararası tekeller tarafından değerlendiriliyor.
Şimdi birtakım Çin malı, çakma antiemperyalistler var; bir yerde
işçi grevi varsa bunun arkasında bir emperyalizm oyunu görürler, bir
gariban Kürt kendi ana dilinde eğitim talep etse bunun bir emperyalist
oyun olduğunu iddia ederler. Ama emperyalizm han duvarı gibi bütün
tarımsal süreçleri belirlerken yani benim çiftçimin kendisinin ne
ekeceğine, nasıl ekeceğine, hangi girdileri
kullanacağına kendisi karar veremiyorken burada emperyalizmin tahakkümünü
görmemek ne türden bir gaflettir? Kendi gözündeki merteği görmeyip elin
gözündeki çöple uğraşmaktır bu. Dolayısıyla,
Türkiyede tarımsal dönüşüm süreçleri böyle bir tahakkümle
karşı karşıyadır.
Bakanın daha önce Paramız var ki ithal
ediyoruz. sözü Türkiye tarımında son yıllarda yaşanan
ikinci kırılmadır çünkü artık, Tarım
Bakanlığı bir ithalat bakanlığına ne yazık
ki dönüşmüş durumda. Vatandaş tanzim satış
kuyruklarında, çiftçi de üretimden uzaklaştı. Özellikle
gıda enflasyonu tarımın ne türden bir problemle karşı
karşıya olduğunu çok açık biçimde ifade ediyor ki bu da
kurla izah edilebilecek bir durum ne yazık ki değil. Kırsal
nüfus oranında ciddi azalma var, banka kredilerinin geri dönmesi noktasında
ciddi problemler var. Örneğin, 2002 yılında tarım
alanları 26,5 milyon hektar iken 3,35 milyon hektar azalarak 23,2 milyon
hektara düşmüş durumda. ÇKSye kayıtlı çiftçi
sayısı giderek azalıyor. Tarımın büyük bir
kısmı ipotek altına girmiş durumda. Tarımsal gayrisafi
yurt içi hasılada oransal olarak düşme var. Bunları görmek
gerekli.
Bir de şu Cambaza bak. numarasını
bir kenara bırakmak lazım. Neymiş? Türkiye gayrisafi millî
hasılada Avrupa 1incisiymiş, artık Avrupa 1incisi değil
gerçi ama değerli arkadaşlar, olsa bile bakın, Avrupadaki 10
ülkenin tarım toprağının toplamı Türkiye kadar
değil. Türkiye ile Monakoyu mu
karşılaştıracaksınız, Liechtensteinı
mı karşılaştıracaksınız, İsviçreyi mi
karşılaştıracaksınız? Eğer gerçek bir
karşılaştırma yapacaksanız örneğin şu konuda
karşılaştırma yapılabilir, ithalat ve ihracat
rakamları, örneğin, çiftçinin refah düzeyi, değil mi? Bu
konularda rahatlıkla bir karşılaştırma tabiatıyla
yapılabilir. Bu karşılaştırma
yapıldığında Türkiye'nin dünyada tarım alanında
hiç de önde olmadığını göreceğiz. Ayrıyeten,
gayrisafi millî hasıla artsa ne olur? Tek başına bir anlamı
olmaz, nasıl paylaşıldığıdır önemli olan. Bu
paylaşım düzeninin bozukluğu gayrisafi millî hasılanın
artmasının da pratik olarak bir öneminin
kalmadığını bize gösteriyor. Bu konuda tabii, söylenecek
çok şey var.
Hayvancılık
Ya, normalde 1 litre süt
satınca 2 kilo yem alınır yani kural budur
hayvancılıkta ama gelin, görün ki 1 litre sütle 1 kilogram hayvan
yemi dahi alınamıyor. Hayvan varlığımızda keza
yine ciddi bir düşme söz konusu. Özellikle Kürt sorununun
çözümsüzlüğünden kaynaklı güvenlikçi politikalar sebebiyle bölgede
yayla yasakları, mera yasakları sebebiyle köylü hayvanını
yaylaya çıkartamıyor. Bunun sonucunda da bölgede
hayvancılık açısından ciddi bir kırılma
yaşıyoruz değerli arkadaşlar.
Tohumculuk, çok gurur duydukları bir şey
iktidarın. Yerli tohum 2006da çıkan yasayla birlikte
Biliyorsunuz,
artık atalık tohum kullanmak diye bir şey söz konusu değil
ve tohumumuzun yüzde 30u zaten ithal vaziyette. Dolayısıyla tohumda
da ne yazık ki bu uluslararası tekellere mecbur kalmış
durumdayız.
Yine, bir başka temel sorun şu:
Bakın, iş bulamamış binlerce, on binlerce ziraat mühendisi,
su ürünleri mühendisi, gıda mühendisi, veterinerler, teknikerler var. Ya,
Allahtan reva mı? Bu çocuklar üniversiteyi bitirdiler, aileleri bu kadar
ciddi bedeller ödedi ve kendi insan malzemesine bu kadar düşmanca davranan
bir iktidarı doğrusu tarih yazmamıştır diye
düşünüyorum.
Yine, değerli arkadaşlar,
Sayıştay raporlarında bu konuda yapılmış olan
usulsüzlükler çok açık bir biçimde yazılmış durumda.
Peki, Hep eleştiriyorsunuz, hep
eleştiriyorsunuz, bunun çözümü ne? Ne olacak, ne olursa Türkiyede
tarım kurtulur? Bir defa bakın, Birleşmiş Milletler bir
araştırma yaptı, Bakanlık bu işle hiç ilgilenmiyor.
Dünyadaki bin farklı alanda küçük aile çiftçiliğinin endüstriyel
tarıma göre, yüzde 50 ile yüzde 170 arasında daha verimli
olduğunu ispatladı. Dolayısıyla bizim, Türkiye
tarımının geleceği küçük aile çiftçiliğinin
güçlendirilmesindedir değerli arkadaşlar. Birleşmiş
Milletler Köylü Hakları Bildirgesi yayınlandı, Türkiye çekince
koydu. Sayın Bakan, size soruyorum ya; çekince koyacak başka bir
şey bulamadınız mı? Köylü Hakları Bildirgesine neden
çekince koyuyorsunuz? Çünkü Birleşmiş Milletler şunu gördü:
Endüstriyel tarım toprağı yok ediyor, endüstriyel tarım
giderek toprağı toz hâline getiriyor. Bunun yerine agroekoloji diye
bir kavram ikame edildi, artık bundan sonra üretimin mutlaka ve mutlaka
ekolojiyle uyumlu bir seyir izlemesi gerekiyor. Bu konuda da ne yazık ki
Bakanlığımızın attığı bir adım
yok.
Yine çok önemli bir mesele, küçük aile
tarımının kooperatifler çerçevesinde örgütlenmesi lazım.
Çiftçi tek başına, sermaye karşısında tek
başına. Bu sebeple çiftçinin, kendi gibi olanlarla, üreticilerle yan
yana gelerek bir dayanışma ilişkisini kurmasına ihtiyaç
var. Bu iki temel mesele halledilmedikten sonra Türkiyede tarımsal
süreçlerin düzelmesi mümkün değil. Elbette bununla birlikte, Türkiyenin
tarım planında, emperyalist tekellerden ve onların
politikalarından uzaklaşması, bunlardan
bağımsızlaşması gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Turan.
RIDVAN TURAN (Devamla) Kürt sorunun demokratik ve
siyasi bir biçimde mutlak suretle çözülmesi gerekiyor. Bakın, başta
söyledim ya İktidarın kafası karışık. diye; bir
taraftan zeytine kiloda 15 kuruş destek veriyor, diğer taraftan
hırsızlık malı, Afrinden getirdiği o zeytinlerle -26
bin ton zeytinyağı geldi bu sene- Türkiye tarımını,
Türkiyedeki zeytin üreticisini mahvettiği yetmiyormuş gibi
Afrindeki yoksul Kürt halkının da iaşesine el koyuyor. Bu
mantık, mantık değil arkadaşlar. Dünyada bu şekilde
bir prestij oluşturulabiliyor mu zannediyorsunuz? Bir tarımsal
prestij nasıl yerle yeksan edilir, işte ortada.
Yapılması gereken bu iki şeyle
birlikte mutlaka ve mutlaka çiftçi borçlarının silinmesi lazım.
Bu devlet, iktidar, herkesin borcu... Bak, Simit Sarayını
kurtarıyor şimdi. Çiftçilerin borçları mutlaka silinmeli,
faizden falan bahsetmiyorum. Özel bankalara olan borçları kamu
tarafından üstlenilmeli. Küçük aile çiftçiliği için su ve elektrik
ücretsiz hâle getirilmeli.
Son cümlem Sayın Başkan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Turan, bağlayın
lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) Desteklemeler, AKPnin yüzde
1 deyip de yapmadığı gibi değil, yüzde 2 net hâle
getirilmeli. Mevsimlik işçilerin insanlık dışı
koşullarda çalışma problemi mutlak suretle çözülmeli. Ancak
bunlar olduğunda, Türkiye tarımında geleceğe matuf bir
gelişmeden bahsedebiliriz, yoksa lafügüzaf değerli arkadaşlar.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Oya Ersoy.
Buyurun Sayın Ersoy. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul)
Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, İstanbul Milletvekili olarak
DSİ deyince tabii ki ilk olarak Melen Barajını
konuşacağız. Yıllar önce, İstanbulun her türlü su
sorunu Melen Barajıyla çözülecekti. 2012 yılında baraj projesi
başlatıldı. Sanırım, 3 ya da 4 bakan farklı
tarihler vererek açılacağını açıkladı, hatta
Veysel Eroğlu tarih vermekle de yetinmedi, saat de verdi 7 Aralık
2016 saat 14.59da bitecek. bile dedi. Yıl oldu 2019un sonu, baraj hâlâ
ortada yok. Ortada olmayan sadece baraj değil, yaklaşık 1,5
milyar lira da ortada yok. Sorumlular ortada mı peki? Hayır,
sorumlular da yok. Baraj yok, para yok, sorumlu yok. Sağır sultan
bile duydu; yıllardır Yapılan barajda çatlak var. deniyor ama
siz inatla barajda çatlak olmadığını iddia ediyorsunuz,
Zemin fay hattında olduğu için güçlendirme yapılacak.
diyorsunuz. İşte, Melen Barajının çatlakları. Baraj
yapımlarında çalışmış bir mühendise Zemin etüdü
yapılmadan baraj yapılabilir mi? diye sordum, dedi ki: Bir yerde
baraj yapılacaksa çok uzun yıllar öncesinden itibaren etüt
işleri idaresi tarafından her türlü zemin, jeolojik ve hidrolojik
incelemeler yapılır. Hatta baraj yüksekliği kadar gövdenin altında
enjeksiyonla geçirimsizlik perdesi de yapılır. dedi.
Şimdi sorum şu: Devlet Su
İşlerinin bu kadar basit bir bilgiyi bilmeden bu işe girmesi
mümkün müdür? Tabii ki mümkün değil. Ama gerçek şu: Bu baraj
yanlış yapıldı, maliyetten kaçıldı, şimdi
tekrar yapılması gerekiyor. Peki, yeniden yapılmasının
bedelini kim ödeyecek? Tabii ki halk ödeyecek. Barajı yanlış
yapan şirket bir bedel ödeyecek mi? Ödemeyecek. O zaman bu işin kimin
yararına olduğunu kim açıklayacak? Evet, bu iş kimin yararına?
Şimdi, konu para ve rant olunca talan ve
yağma projelerinde sınır tanımıyorsunuz. Gözünüzü bile
kırpmadan bu toprakların ve insanlığın on iki bin
yıllık tarihi Hasankeyfi sular altında
bırakıyorsunuz. Nurol ve Cengiz para kazanacak diye insanlığın
ortak tarihini yok ediyorsunuz. Orada yaşayan insanların evlerini,
anılarını ve gelecekle ilgili hayallerini, bitki ve hayvan
türlerini sular altında bırakıyorsunuz.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) El vicdan! El
vicdan!
OYA ERSOY (Devamla) - Evet, el vicdan! Elinizi
vicdanınıza asıl siz atın!
Şimdi, bir hesapsız plansız projeniz
de Kanal İstanbul. Bilim insanları ve çevreciler uyarıyor:
Kanal İstanbul, İstanbulun ormanlık alanlarını,
tarım arazisini, yer altı ve yer üstü sularını,
havasını, doğal yaşam alanlarını
ulaştırma projesi adı altında imara açarak yok edecek.
diyor. İstanbul halkı böyle bir projeyi istemiyor ve rant projesi
olarak görüyor. Peki, kim istiyor? Burada da var, Katar Emirinin annesi
istiyor -burada arazi almış- yandaş müteahhitleriniz istiyor ve
siz istiyorsunuz.
Açık açık konuşalım, bu proje
bir ulaşım projesi değil, devasa bir gayrimenkulü
geliştirme, yerli-yabancı inşaatçıyı, betoncuyu,
batık müteahhitlerinizi kurtarma projesidir. O yüzden, bu projeye bel
bağladınız; inşaat, turizm, finans sektörlerindeki
sıkışıklığınızı bu projeyle
aşacağınızı sanıyorsunuz. Çılgın
proje adını verdiğiniz bu proje, aslında, sizin, işin
sonunu hiçbir şekilde düşünmeden,
çıldırmışçasına İstanbula saldırdığınız
bir projedir. Bakın, bu proje yapılırsa, İstanbulun yirmi
dört günlük suyunu karşılayan Sazlıdere Baraj Havzası
tamamen ortadan kalkacak.
Yine, İstanbulun 2nci büyük su
varlığı, Terkos Gölü tehdit altında. Kanalın
geçtiği yerdeki yer altı suları tuzlanacak; bugüne kadar önlem
almadığınız İstanbul depremi için ciddi bir tehlike
yaşanacak ve İstanbul halkı, sadece İstanbul depremiyle
değil, aynı zamanda bu deprem sonucunda oluşacak tsunami
tehlikesiyle de karşı karşıya kalacak.
Bakın, yıllardır sahillere,
yaylalara, ormanlara, akarsulara verdiğiniz zararı belki doğa
zamanla telafi edebilir ama böyle bir projenin telafisi, geri dönüşü de
olmaz. O nedenle, burada sizi tekrar uyarıyorum: Sermaye için değil,
halk için çalışın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ersoy, sözlerinizi
tamamlayın lütfen.
OYA ERSOY (Devamla) Bırakın, Devlet Su
İşleri işini yapsın; İstanbullu için içilebilir,
temiz, sağlıklı, ucuz su temin etme projeleri yapsın ve
hayata geçirsin.
Son mevzum, Kaz Dağları. Kaz
Dağlarında Kirazlı-Balaban mevkisinde 72,5 milyon ton kazı
yapılacak ve altını ayrıştırmak için de
yılda 3.150 ton siyanür kullanılacak.
Bakın, bu toprak, Kaz Dağlarından.
İşte, bu toprağın içindeki
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Taş o, taş. Toprak
değil o, taş.
OYA ERSOY (Devamla) Göremiyorsanız
yakından da göstereyim.
Bunun içindeki altını
YUSUF BEYAZIT (Tokat) Taş o, taş.
OYA ERSOY (Devamla) Bence de taş ama siz
bunun içinden siyanürle altın çıkarıyorsunuz.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Dünya öyle
yapıyor.
OYA ERSOY (Devamla) Ve Kaz Dağlarında
bu altını çıkararak hem suyu hem toprağı hem
havayı zehirleyeceksiniz.
Geçtiğimiz cuma, Kaz Dağlarında
altın çıkarma yetkisi verilen Alamos Goldun ruhsatının
süresi doldu. Şimdi, sorumuz şu; dün de sorduk Çevre Bakanına,
cevap vermedi: Bu ruhsat iptal edilecek mi? Ya da yeniden ihale yaparak bu kez
başka bir şirketi mi ihya edeceksiniz? Biz, doğa
savunucularıyla birlikte Kaz Dağlarını savunmaya devam
edeceğiz ve orayı yağmalatmanıza izin vermeyeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın ve tamamlayın
lütfen.
OYA ERSOY (Devamla) Bu ülke,
şahsınızın mülkü değil; bu ülke kimsenin
şahsının mülkü değil ve bu halk da tebaanız
değil.
Saygılarımla. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi de Van Milletvekili Muazzez
Orhan.
Buyurun Sayın Orhan. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
HDP GRUBU ADINA MUAZZEZ ORHAN (Van) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Su Enstitüsü ve Meteoroloji
Genel Müdürlüğü bütçeleri üzerine söz aldım. Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de şimdi
Genel Kurulda bir formaliteye dönüşmüş bu bütçelerden maalesef
toplumun haberi yok çünkü toplum yararına bir bütçe yıllardır bu
Meclisin gündemine gelmiş değil. DSİ bütçesi üzerine
konuşuyoruz ama Sayıştay raporlarıyla ortaya konulan
DSİnin son üç yılda 60 milyon TLlik yolsuzluğunu
konuşamıyoruz, hesabını soramıyoruz. Çünkü bu ülkede
yargı, polis ve asker siyasallaşmıştır, görevini
iktidarın çıkarları doğrultusunda yapmaktadır.
Halkın güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçleri halkın
anayasal haklarını engelleyen bir kuruma dönüştürülmüştür.
Vanda ve birçok yerde bin günü aşan hukuk dışı OHAL
yasakları artık zor ve baskı aygıtlarıyla
uygulanıyor. Binlerce yurttaş sadece basın açıklaması
yaptığı için gözaltına alındı, para
cezalarına çarptırıldı, uyduruk iddianamelerle ya tutuklu
ya da adli kontrol altında tutuluyor. 700 bin yurttaşın adli
kontrolle imza verdiği bir ülkedeyiz maalesef. Görüş ifade etmek,
iktidarı eleştirmek, kadın cinayetlerini sormak yasak, muhalif
kesimlerin yaptığı her eylem de yasak. Ülkeyi sizden olmayanlar
için açık bir cezaevine dönüştürdünüz. Kısacası İtaat
edin, etmezseniz cezaevinde olursunuz. diyorsunuz. Tüm bu
baskılarınıza rağmen asla size itaat etmeyeceğiz.
25 Kasımda Vanda
yaptığımız basın açıklamasını yasaklayan
Valilik aynı gün AKP kadın kolları için şehrin en
işlek caddelerini vatandaşa ve trafiğe kapattı.
İşte, AKP, bu çifte standarttır.
AKPnin icraatlarını en iyi anlatan
yerlerden biri de cezaevlerindeki insanların sayısındaki
artıştır; haklarında bir hüküm verilmeden ölen
tutuklulardır. Bugün siyasetçilerden akademisyenlere, gazetecilerden insan
hakları savunucularına binlerce kişi bu hukuk
dışı tek adam rejimi tarafından tutsak edilmiştir.
Sizi tercih etmeyen halkımızın
iradesini gasbettiniz. 34 belediyemize el koydunuz. Mesnetsiz iddialarla
tutukladınız. Neredeyse hepsi yüzde 50den fazla oy almış
eş başkanlarımıza iftira attınız. Halkın
kendi temsilcilerini seçmesine tahammülünüz yok. Derdiniz, zulmünüze boyun
eğmeyen Kürt halkıdır. Amacınız halkı sömürmektir,
yandaşlarınıza rant sağlamaktır. Suriyede
yaşayan Kürt komşularınıza karşı çeteleri
destekliyorsunuz. IŞİDle ÖSOyla, El Nusra ve benzerleriyle, önceki
yıllarda da MİT tırlarıyla inkâr ettiğiniz ilişki
bugün ayan beyan ortadadır. İşte, tam da bu siyasettir bölgeyi
yangın yerine çeviren. Bu siyaset, Suruçta gençleri katletti; Ankarada
10 Ekimde 103 barış elçisini katletti. Öfkeli çocuklar dedikleriniz
barışı katletti. Bu işin sorumlularının katliamdan
sonra bile MİTle görüştüğü, Ankarada konuk edildiği
ortaya çıktı. AKP, birçok yerde seçimle asla
alamayacağını bildiği belediyeleri gasbetmiştir.
AHMET SAMİ CEYLAN (Çorum) Nereden
aldınız metni?
MUAZZEZ ORHAN (Devamla) Evet, siz Başkalede,
Özalpte, Bağlarda, Cizrede, Hakkâride asla halkın tercihi
olmayacaksınız. Bu kayyum zihniyetinin
hazırladığı bütçenin nesini konuşacağız?
Halkın iradesine saygı duymayan, halka hesap vermeyen, halkın
seçilmişini tutuklayan AKP halktan gereken cevabı elbette
alacaktır.
İstanbul seçimlerini Oy farkı az, mutlaka
bir şey olmuştur. diye iptal edenler, sandıkları yeniden
sayanlar aynı hukuku Malazgirtte, Tatvanda, başka yerde
uygulamamıştır. Bölgede uygulanan hukuk, evrensel olmanın
ötesinde 12 Eylül rejiminin beğenmediğimiz Anayasasına bile
uygun değil artık. Şimdi, kayyum diye
atadığınız valilerin kadayıf faturalarını
halktan tahsil eden bir siyaset yürürlüktedir.
Evet, halkımız; gaspçı, kayyumcu,
vurguncu, tekçi, kadına düşman siyaseti bu defa sandığa
değil tarihe gömecektir. AKP de Kenan Evrenin tarihteki safında
yerini alacaktır; zorbalık toplumdan mutlaka gereken yanıtı
alacaktır.
Su ve havadan söz ediyoruz ama açlığa
mahkûm ettiğiniz yoksul vatandaşlara
dağıttığınız kalitesiz kömür havayı ve
kentleri zehirliyor. Toplumun su hakkından söz ediyoruz; bugün suyun bir
meta hâline getirilmiş olması, evlerde su faturalarının her
geçen gün yükselmesi, bu kurumların piyasacı bir mantıkla idare
edilmesi de sizin eseriniz. Bir yandan HESlerle suyu doğal akışından
koparanlar öte yandan toplum sağlığına da fiyat
biçmektedir.
HES projelerinin kimlere, nasıl
verildiğini, önceliğin yandaşlar olduğunu hepimiz
biliyoruz. Bir sorum olacak: Vanın Gevaş ilçesinde yüzlerce
yıldır işler hâlde olan bir su arkı rant için bozduruldu
mu? Bu arkın yeniden yapım ihalesini kaç kere, kimlere verdiniz? Bu
su arkının bozulması nedeniyle kaç bin ağaç kurutuldu? Net
ve çok basit sorular ama Hükûmetin soru önergelerine yanıt vermemesi de bu
Meclisi önemsemediğinin bir kanıtıdır.
Bu ülkede atıl ve kullanılmayan barajlar
vardır, su faturasını ödeyemediği için suyu kesilen yoksul
vatandaşlar vardır. Birçok ülkeye oranla su kaynakları oldukça
zengin olan ülkemizde insanlar, temiz ve sağlıklı suya
ulaşamadığı için içme suyunu satın almaktadır.
Tekrar soruyorum: Bu bütçeyle, sağlıklı içme suyu olmayan yerler
suya kavuşturulacak mı?
Bu yıl içerisinde sadece Sivasta patlayan
HESde 6 yurttaş yaralandı, Trabzonda yurttaşlarımız
hayatını kaybetti; birçok yerde, HES inşaatında
işçiler hayatını kaybetti.
Özetle AKP; doğaya, topluma, kadına,
işçi kıyımına yol açan politikaları
uygulamaktadır. Bu bütçe, toplum ve ekoloji karşıtı bir
bütçedir.
Değerli arkadaşlar, mademki bütçe
konuşuyoruz, öğrencileri konuşmalıyız. Üniversiteyi
terk etmek zorunda kalan öğrenci sayısı her geçen yıl
artmaktadır, bu yıl yarım milyona yaklaştı. Gelin, KYK
borçları sorununu çözelim. Bu ülkenin gençliğini haciz altına
alanlar geleceğe haciz koyduklarının farkında mı
acaba? Genç işsizlik oranı yüzde 30larda; ki, bu oran
kadınlarda daha yüksektir. İşsizlik, aynı zamanda KYK
borçlarıyla geleceği haciz altına alınmış bir
gençlik var. Daha da gecikmeden, ranta, yandaşa
aktardığınız kısmı biraz azaltırsanız
öğrenciye, işçiye, EYTliye de bir pay düşecek.
Mademki bütçeyi konuşuyoruz işçiyi,
işsizi, İşsizlik Fonunu da konuşmalıyız. AKP
döneminde işsizlik oranları da tarihî rekorlar görmüştür. Daha
önce gençler için yüzde 27,4 gibi bir işsizlik oranı
görülmemişti, genç kadınlarda bu oran yüzde 34,6dır. Bu kadar
işsiz varken İşsizlik Fonunu neden
yağmaladığınızı soracağım. Bir soru
önergesi verdim ve bir yıla yakındır ilgili bakanlık
yanıt vermiyor, tekrar sorayım: 2007-2015 yılları
arasında yayınlanan İşsizlik Sigortası Fonu Aktüeryal
Değerlendirme raporlarını 2015 yılından sonra neden
yayınlamadınız? Dokuz yıl sürekli yayınlanan bu rapor,
dört yıldır neden yayınlanmıyor?
Mademki bütçeyi konuşuyoruz AKPnin OHAL
mirasını ve hukuksuzluğunu da konuşalım. Bülent Uçar,
Kazım Kurnaz, Mücahit Karataş, Gökhan Açıkkollu, Ömer Faruk
Arsoy... Bu isimleri hatırlıyor musunuz? Bu kişilerin
çocuklarının, ailelerinin gözlerinin içine bakabiliyor musunuz? Bu
insanları KHKlerle sizler ihraç ettiniz; sonra, hukuksuz olan OHAL
Komisyonunuz Pardon! dedi, işlerine iade edildiler ama öldükten sonra.
Bu haksızlık ve adaletsizlik nasıl tazmin edilebilir? Kamuoyunun
vicdanına sunuyorum. Hâlâ on binlerce ihraç OHAL Komisyonunun
kararını bekliyor. AKP, bu konuda da 12 Eylül rejiminin bile gerisine
düşmüştür. Anayasa ve hukuk düzeni rafa kaldırılmıştır.
Kısaca, AKP uygulamaları hukuksuzdur. Günlerdir bütçe
görüşmeleri yapılıyor ancak hiçbir öneriyi, hiçbir
eleştiriyi kabul etmiyorsunuz. Zira, bu bütçe sarayda
hazırlanmış ve sarayda onaylanmıştır. Halkın
değil, sarayın bütçesidir. Sermayeye, savaşa ve saraya özel bu
bütçeyi kabul etmiyoruz. AKPden de bütçesinden de bu topluma hayırlı
bir şey çıkacağına inanmıyoruz.
Yaptığınız bütçeler de halkın değil, sizin ve
yandaşlarınızın hizmetinedir.
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi de Diyarbakır
Milletvekili Semra Güzel...
Buyurun Sayın Güzel. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
HDP GRUBU ADINA SEMRA GÜZEL (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Gençlik ve Spor
Bakanlığının bütçesine dair söz aldım.
Öncelikle şunu dile getirmek istiyorum: Bir
şeyin içerisini boşaltmak, onu değerleymiş gibi gösterip
değersizleştirmek istiyorsanız sürekli ondan bahsedin. denir.
Gençlik konusu da bu ülkede böyle bir şey. Her önemli dönemde
hatırlanan, üzerine methiyeler dizilen ve her şeyin temeline
yerleştirilen gençliğin ne sorunlarla boğuştuğunu ve
nasıl geleceksizleştirildiği görülmez.
Bugün Türkiyede gençler işsizliğe,
yoksulluğa, umutsuzluğa, geleceksizliğe terk edilmiş
durumda. Gençlik geleceğimizdir. diyoruz ama şunu bilelim ki
geleceğimiz umutsuzluk içerisinde.
Şu an OECD ülkeleri arasında en yüksek
genç işsizlik oranı maalesef ki bizim ülkemizde. TÜİK verilerine
göre, 2009 yılı Temmuz döneminde işsizlik oranı 13,9; genç
kadın işsizlik oranı yüzde 33; 15-24 yaş grubundaki genç
nüfustaki işsizlik oranı ise yüzde 27 olarak açıklandı.
Böylece ülke tarihinin en yüksek genç işsizlik oranı Hükûmetiniz
döneminde gerçekleşmiş oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde
hazırlanan Türkiyede Üniversite Mezunu Nüfusun İşgücü Durumu
başlıklı rapora göre ise her 4 işsizden 1i üniversite
mezunu gençler. Bir yandan atanamayan öğretmenler, bir yandan iktidarda
tanıdığı olmadığı için torpil bulamayıp
sınavları geçemeyenler, bir yandan da iş
bulamadığı için intihar eden gençler var bu ülkede. Tüm bu
verilere rağmen, 2020 yılı bütçesinde genç işsizlik
sorununa dair çözüm odaklı bir yaklaşım söz konusu değil.
Bakın, dün bu Meclisten 208 üniversitenin
bütçesi geçti ve bu üniversitelerden mezun olan milyonlarca genç işsiz durumda.
AKP Genel Başkanı 2009 yılında Her üniversiteyi bitiren
iş sahibi olur diye bir şey yok. dedi, yıl 2019, yine aynı
şeyler söylendi. Şunu hatırlatmak isteriz ki üniversitelerin
bütçesini onaylayan bu Meclisin, bu üniversitelerden mezun olan gençlere
istihdam alanı yaratmak gibi bir sorumluluğu da var.
2004 yılında 97.545 olan üniversite mezunu
işsiz sayısı, 2019 yılında 1 milyon 340 bine
yükselmiş. Madem üniversite okuyarak da iş bulamayacaklarsa bu
gençlerin umutlarını neden istismar ediyorsunuz? Neden bu gençler hem
okurken hem de bitirdikten sonra işsiz kalarak bu kadar ekonomik külfetin
altına giriyor?
Değerli milletvekilleri, gıda
enflasyonunun yüzde 20lerde olduğu bir ortamda, öğrencilere 50 lira
burs zammı müjdesi verildi. Gerçekten de harca harca bitmez bu 50 lira!
Üniversite mezunu işsizler on beş yılda 10 kat artarken Hükûmet,
çözümü 50 lirada buldu. Nüfusun yüzde 16,1ini oluşturan 15-24 yaş
arasındaki gençlere Türkiyede merkezî bütçenin yaklaşık yüzde
2si ayrılmakta yani gençler bu bütçede de yok hükmünde. Bugün Türkiyede
gençler bizzat bu Hükûmetin politikaları yüzünden
yaşamlarının en güzel ve en verimli geçmesi gereken
yıllarında umutsuzluk ve karamsarlığa itilmektedir.
Son derece kozmopolitik bir ülke olan Türkiyede,
asimilasyon ve tekçi politikaların devletin en tepesinden başlayarak
sürekli, yeniden üretildiği ve farklılıkların hoş
görülmediği, gençlerin siyasal ve karar alma süreçlerinde neredeyse hiç
olmadığı bir gençlik politikası hâkim. Yapılan
araştırmalarda Türkiyede, gençlerde; mutluluk, öz güven,
geleceğe umutla bakma gibi endekslerde sürekli bir düşüş
yaşandığı bilinmektedir.
Bizler Türkiyede okuyan, düşünen, sorgulayan
ve düşüncesini özgürce ifade eden gençlerin en başta iktidarın
hedefinde olduğunu hapishanelerdeki genç oranından biliyoruz.
Birçoğunun tutuklanma gerekçesiyse Hükûmete muhalefet etmek. Sanatla,
kültürle, sporla ilgilenen, kendi iradesini ortaya koyabilen bir nesli böyle mi
yaratacağız?
Değerli milletvekilleri, gençlerin halay
çekmek, piknik yapmak gibi sosyal etkinlikleri de örgütsel faaliyet olarak
geçiyor. Şu an Türkiyede AKPnin desteklediği dernekler, kurumlar
dışında gençlere yönelik etkinlik yapılamıyor
neredeyse. Gençliği ve taşıdığı enerjiyi ciddi
bir şekilde terörize ve kriminalize etme durumu söz konusu. Kendi
sorunları için, toplumsal sorunlar için bir araya gelen Gençlik Meclisi
üyelerimiz polisler tarafından tehdit ediliyor, taciz ediliyor; onlarca
genç gözaltında, polislerin ajanlaştırma tehdidiyle
karşı karşıya. Gençlere Toplantılarınızda neler
konuşuyorsunuz, bize anlatın, size iş verelim. deniyor. Neler
konuşuluyor biliyor musunuz? Gençler bu toplantılarında
sorunlarına çözüm arıyor, devletin onları yüz yüze
bıraktığı sorunlardan nasıl kurtulabiliriz diye
politikalar üretmeye çalışıyor. Örneğin, şu an var
olan temel sorunlardan biri uyuşturucu problemi. Seçim bölgem olan
Diyarbakırda uyuşturucuyla mücadele eden kurumlar kayyumlar
tarafından kapatıldı. Gençlik Meclisimiz, bu soruna çözüm
olabilmek için Bağımlı Olma, Özgür Ol. kampanyası
başlattı ve bu kampanya şu an iddianamelerde örgütsel faaliyet
olarak geçiyor, bu yüzden de gözaltına alınan ve tutuklanan gençler
var. Tüzükleri olan, kamuoyuna ve medyaya açık bir şekilde ilanı
yapılan HDP Gençlik Meclisi yine iddianamelere konuldu ve gençler bu
yüzden yargılanıyor. HDP gençliğine dair
saldırıları öyle bir boyuta getirdiniz ki yapmadıkları
şeylerden dahi yargılanır hâle geldiler. Gençlerin
dayanışma ve paylaşım kültürüne katkı sunmak
amacıyla Gençlik Meclisimiz tarafından futbol turnuvaları
düzenlendi ve bu maçlar için valiliklerden izin alındı. Kimi
valiliklerde izin verildi ve yapıldı. Yalnız Mardin
Valiliği bu turnuvaya izin vermedi ve gençler bu turnuvayı iptal
etmek zorunda kaldı ama 2 gencimiz yapamadıkları turnuvadan
dolayı yargılandılar. Tabii, bu durum yeni bir durum değil.
OHAL sonrası, son dört yılda partimizde görev alan binlerce genç
gözaltına alındı. Bugün hâlen partimizin onlarca üyesi
haksız ve hukuksuz yere tutuklu. Dernek kurmak, bildiri
dağıtmak, yürümek suç; konuşmak, partiye girip çıkmak,
piknik yapmak, konser düzenlemek suç yani tüm faaliyetler suç. Öyle ki
gençlerin hangi kitabı okuyacağına dahi iktidar karar veriyor,
bunun dışına çıkınca bu da suç. Çantasında politika
ve siyasetle ilgili kitap taşıyınca örgüt üyesi sayılıyor.
Yasaklanan, toplatılan kitapların, dergilerin hangileri olduğunu
gözaltına alınan gençler gözaltındayken öğrenebiliyor. O
kadar çok kitap yasakladınız ki takip edip akılda tutmak dahi imkânsız
hâle gelmiş durumda. Bu yüzdendir ki dünyada en çok beyin göçü veren
ülkelerden biri şu an Türkiye. Siyaset yapmak, bilimsel
araştırmalar yapmak, akademik çalışmalarda bulunmak,
Türkiye'de iş bulamayıp yeni bir hayat kurmak isteyen binlerce genç
çözümü yurt dışında arıyor. Son bir yılda 253 bin
yurttaş yurt dışına göç etti. Türkiye'de kalan genç nüfusun
önemli bir kısmı ise düşünce ve ifade özgürlüğü
olmadığı için şu anda cezaevinde tutsak. Üniversitelerde
akademik özgürlük taleplerine karşı sessiz kalınıp
görmezden gelinen yine gençler. Türkiye'de gençler gelecek hayalleri
sorulduğunda farklı ülkelerin vatandaşı olmak istediklerini
ifade ediyorlar, Türkiye'de gelecek planlaması yapmıyorlar.
Değerli milletvekilleri,
ayrımcılık, eşitsizlik koşulları öyle bir duruma
geldi ki artık spor faaliyetleri bile kimin yaptığına göre
değerlendiriliyor. Spor; kadın-erkek, Kürt, Türk, Arap, her
kimlikten, her inançtan insanın en temel haklarından biridir; sadece
bedensel bir iyilik için değil, aynı zamanda kolektif bir etkinlik,
bir dayanışma, bir ruhsal iyilik hâli için yapılmalıdır.
Ama sporu Kürtler yapınca ortaya bir iyilik değil, bir
ırkçılık çıkıyor. Amedspor, bölge illeri
dışında neredeyse katıldığı her maçta linç
edilmeye çalışıldı. Linç edenlere en ufak bir ceza verilmezken
Amedspor izleyicisiz maçla cezalandırılıyor. Hem kadın
futbol takımı hem erkek futbol takımı olan, cinsiyet
eşitliğine son derece dikkat eden ve
çalışmalarını bu yönde yürüten yasal bir futbol
takımı neredeyse gol attı diye ceza alacak. Süper Toto
Teşkilat Başkanlığı bütün 2. ve 3. Lig kulüplerine
reklam adı altında ödeme yaparken Amedspora 3 sezondur ödeme
yapmıyor. Çoğu kulüp belediyelerden destek alırken
Diyarbakır kayyumu yıllardır bu desteği sunmuyor.
Değerli milletvekilleri, gençlerin futbol
turnuvasının dahi terörize edildiği böylesi bir atmosferde,
böylesi bir hakikatin içerisinde gençlik kendini nasıl var edecek?
Gençliğin her türlü özgür düşünce ortamına sahip olması
gerekmektedir. Şu partinin genci veya bu partinin genci olmaz, bütün
gençler geleceğimizdir ve bizlerin bu geleceğe sahip çıkma gibi
asli görevi vardır. Üniversitelerde akademik ortamların
özgürleştirilmesi, işsizlik sorununa çözüm bulunması, güvenlik
soruşturmaları yüzünden işine başlayamayan genç meslek
sahiplerinin önünün açılması, gözaltı ve tutuklama
politikalarından vazgeçilmesi gerekmektedir. Özgür ve umutlu bir ülkenin
geleceğinin sırrı burada yatmaktadır. Bu, bizlerin gençlere
bir hediyesi değil, bir borcudur. Hükûmet, bu, gençliğe düşman
politikalarını sürdürdükçe gençlere her defasında gelecek borçlanmaya
devam edecektir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, şimdi de sırada
Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul var. (HDP sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Toğrul.
Süreniz on dakikadır.
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Yine bizleri televizyonları başında izleyen
sevgili yurttaşlarımıza buradan
saygılarımızı sunuyoruz.
Değerli Başkan, biz de Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçesi üzerine konuşuyoruz ama Bakanlık,
aslında Spor Bakanlığı olarak biliniyor, gençlik çok
umurunda değil, gençlik kısmı tamamen ötelenen, görmezden
gelinen bir nokta. Spor Bakanlığı olarak bilinmesine
rağmen, daha çok hangi sporla biliniyor? Kulüp sporlarıyla biliniyor.
Kitle sporu alanlarında yine Bakanlık yok, yine
Bakanlığın esamesi okunmuyor. Peki, kulüplerde ne
durumdayız? Tüm kulüpler batakta, iflasın eşiğinde ama buna
rağmen Spor Bakanlığı olarak adlandırılan bir
Bakanlığımız var. Gençlik görülmez durumda. Tabii Spor
Bakanlığı demişken, bu Spor
Bakanlığının tüm kulüplere eşit uzaklıkta
olması beklenirken nedense bölge spor kulüplerini de düşman gibi
gören bir anlayışa sahipler.
Biraz önce arkadaşım Amedspordan
bahsetti. Değerli arkadaşlar, Amedspor çok mütevazı, halkın
desteğiyle ayakta durmaya çalışan bir kulüp. Hiç kimsenin buraya
tek kuruş bir katkısı yok, Spor Toto gelirleri de dâhil olmak
üzere. Gelen misafirlerini en üst seviyede misafirperverlikle
karşılıyor. Gelen misafirlerin hepsi, Amedspora teşekkür
ederek gidiyor ama Amedspor ve bölge spor kulüpleri gittikleri her yerde
ırkçılıkla karşı karşıya kalıyorlar.
Bakın, Çocuklar ölmesin, maça da
gidebilsinler. Şimdi, bu sloganın nesi var değerli
arkadaşlar? Bu slogan nedeniyle Amedspor cezalandırıldı.
Amedsporun -ne yaparsanız yapın- bir sözü var, Direnmektir sana can
veren. diye bir sloganı var. Evet, Amedsporun da, Kürtlerin de, bizlerin
de can vereni, direnmektir değerli arkadaşlar. (HDP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
Bakanlığın görmezden geldiği gençlik üzerine birkaç
şey söylemek istiyorum. Bakın, bu ülkenin yüzde 16sı gençlik,
yüzde 16sını genç nüfus oluşturuyor. Peki, bütçede ayrılan
pay ne? Yüzde 2 düzeyinde. Nüfusun yüzde 16sı, ayrılan pay yüzde 2
düzeyinde. Gençler bu bütçede yok dememizin gerekçesi budur.
Peki, değerli arkadaşlar, gençlerimiz
şu anda uyuşturucunun, yoksulluğun, yoksunluğun,
işsizliğin tamamen etkisindedir. İnsanlarımız,
gençlerimiz, bu ülkede yaşamaya, geleceğe umutla bakamıyor ve
hepsi çareyi, şimdiden bir şekilde kapağı başka bir
ülkeye atmakta buluyor. Bu ülkenin gençleri dışarıya gidiyor,
beyin göçü oluyor değerli arkadaşlar. Bu ülkenin en
gelişmiş beyinleri, maalesef, geleceğini dışarıda
arıyor.
Bakın, her 4 gençten 1i uyuşturucu
bataklığında değerli arkadaşlar. Sayıyı
tekrar ediyorum, her 4 gençten 1i uyuşturucu bataklığında
değerli arkadaşlar, her 4 gençten 1i işsiz; her 4 gençten 1i
uyuşturucu bataklığında, her 4 gençten 1i işsiz.
Bakın, gençlerimiz çocukluklarını ve gençliklerini
yaşamıyorlar. Nerede çalışıyorlar biliyor musunuz?
Güvencesiz ya kasiyer olarak ya stajyer olarak hatta hatta inşaatlarda
amele olarak çalışmak zorundalar.
Gençlerin önemli bir
kısmı eğitime erişemiyor değerli arkadaşlar,
eğitime. Ancak üçüncü dünya ülkelerinde görülecek bir şeyi bizim
gençlerimiz yaşıyor. Eğitime ulaşabilenlerin de
yığınla sorunu var değerli arkadaşlar. Bakın,
Kredi ve Yurtlar Kurumu, Sayın Bakanlığa bağlı.
Üniversiteye yerleşen her 10 gençten sadece 1ine Kredi ve Yurtlar Kurumu
barınma imkânı verebiliyor. Geriye kalan 9 nerede? Cemaatlerin
yurtlarına mahkûm ediliyor değerli arkadaşlar. Cemaatler, her
yerde yurtlar açmış. Olabilir, burada kalabilir. diyebilirsiniz
arkadaşlar. Bunlar, bu yurtların hiçbir tanesi denetime tabi
değil, denetlenmiyor, ne yapılıyor ne ediliyor. Asla buralara
kimse eğilmiyor.
Değerli
arkadaşlar, burs oranını çok
arttırdığımızla övünüyoruz. Burs bu yıl 500
liradan 550 liraya çıkarıldı. Çok büyük bir gelişme ya!
Değerli arkadaşlar, bu para, çoğu yoksul olan gençlerimizin
temel ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan çok uzak. Bu parayla
bu koşullarda yaşamlarını idame ettirmeleri mümkün
değil.
Bir diğer
önemli şey, değerli arkadaşlar, gençlerimiz -üniversiteyi
kazananlar- üniversite ortamını güvenli görmüyorlar, orada tehlikeli
bir alanda yaşadıklarını ifade ediyorlar. Asla ve asla,
üniversitede, öğretimin dışında herhangi bir faaliyet
yoktur. Biraz önce arkadaşımın söylediği gibi, eğer
AKP ve bağımlı cemaatler tarafından organize ediliyorsa
sorun yok ama başka kesimlerce yapılıyorsa sorundur.
Değerli arkadaşlar, biraz önce yine söyledi değerli
arkadaşım, Antepte bizim gençliğimiz futbol turnuvası
düzenledi ve her türlü engel çıkarıldı. Gözaltına
alınan gençlerimiz
Değerli arkadaşlar, gençlerimizden elinizi
çekin. Ajanlaştırılmaya çalışılıyor. Israrla
HDPyle ilgili bilgi isteniyor.
Değerli
arkadaşlar, HDPyle ilgili bilgileri ben size vereyim. Halkların Demokratik
Partisi, programı ve tüzüğü Yargıtayca onaylanmış bir
siyasal partidir, Genel Merkezi Çankaya Büklüm Sokaktadır, Eş
Başkanları Sayın Pervin Buldan
SALİH CORA (Trabzon) PKKya
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) PKKli
olamazsın
Sen kimsin ki bana bu lafı söyleyebiliyorsun?
SALİH CORA (Trabzon) Hayır, kimseye
(HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Söyleyemezsin böyle!
Burada ülkenin sorunlarını konuşuyoruz.
BAŞKAN Sayın Toğrul, siz devam
edin.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Ulu orta böyle laflar
söyleyemezsiniz!
BAŞKAN Sayın Toğrul, Genel Kurula
hitap edin.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Siz de
IŞİDlisiniz o zaman!
BAŞKAN Sayın Toğrul, Genel Kurula
hitap edin, tamam.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, Halkların Demokratik Partisinin Eş Genel
Başkanları Sayın Pervin Buldan ve Sayın Sezai Temellidir.
Halkların Demokratik Partisi şu Meclisin 3üncü büyük grubudur. Ve
neyi savunduğunu size söyleyeyim: Gençlerin ve kadınların
siyasete girmesini savunuyor. Halkların Demokratik Partisi bir genç
partisi ve bir kadın partisidir. Halkların Demokratik Partisi
şunu savunuyor, diyor ki: Bu ülke çok renklidir, çok dillidir, çok
inançlıdır ve buradaki tüm renkler, inançlar, kültürler, diller,
herkes, adil, eşit, özgür, bir arada yaşasın. Eğer siz
bundan tehlike görüyorsanız, gençlerimizi bırakın, bu bilgileri
biz buradan, size kürsüden verelim.
Değerli arkadaşlar, Halkların
Demokratik Partisi olarak, bakın, gençliğin üzerinden bu tür
faaliyetlerle gençlik meclislerimizi terörize etmenize asla izin vermeyiz.
Gençlik Meclisimizin kuruluşunu Eş Başkanımız
Sayın Sezai Temelli basının önünde açıkladı, eş
başkanları seçimle geldiler. İkinci gün, AKPnin arka bahçe
medyası, havuz medyası manşet attı: PKK gençleri dağa
göndermiyor, PKK gençlere HDP il merkezlerinde bomba eğitimi veriyor.
YELDA ONUR GÖKCAN (Muğla) Doğru
söylüyor, doğru söylüyor!
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Değerli
arkadaşlar, şunu söyleyeyim: Eğer doğruysa sizin polisiniz
yirmi dört saat bizim kapılarımızda niye bekliyor? Nasıl
göremiyor madem? Siz kör müsünüz o zaman! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın Toğrul, Genel Kurula
hitap edin.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, Halkların Demokratik Partisini bu şekilde
kriminalize etmenize asla izin vermeyeceğiz. Halklarımızın,
kültürlerimizin, dillerimizin birlikte yaşamasını mutlaka bu
ülkede egemen kılacağız, mutlaka savunacağız.
Gençlerimiz umutla geleceğe bakacaklar, AKPnin yarattığı
karamsarlıktan, AKPnin yarattığı
yılgınlıktan etkilenmesinler. (AK PARTİ ve HDP
sıralarından gürültüler) Evet, çok yükseldiler. Şimdi, bu kadar
bağırmaları niye biliyor musunuz arkadaşlar? Bakın,
bir uçak yükselirken değil, aşağı doğru irtifa
kaybederken yolcuları endişelenir. İşte, endişeleri
görüyorsunuz, artık AKP irtifa kaybediyor. 3 parçaya bölündünüz, emin
olun, onlarca parçaya bölüneceksiniz. (AK PARTİ ve HDP
sıralarından gürültüler)
Ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, sırada Şırnak
Milletvekili Hüseyin Kaçmaz var.
Buyurun Sayın Kaçmaz. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ulaştırma
ve Altyapı Bakanlığı bütçesi üzerine grubumuz adına
söz almış bulunmaktayım. Elimden geldiğince süreyi iyi
kullanıp Ulaştırma Bakanlığının bütçesine de
birkaç konuda değinmek istiyorum.
Sayın Bakanlıkça ve diğer birçok
bakanlıkça sürekli mega projeler üretiliyor. Bu mega projelere
baktığımızda tüm ihaleler sürekli yandaş
firmaların -zaten 5 firma neredeyse- etrafında dönüyor. AKP
iktidarı herhâlde artık yoksul mahallelerine uğramıyor diye
düşünüyorum çünkü sürekli bu mega projelerden sadece zenginler
yararlanabiliyor. İstanbul ve İzmir arasındaki yolu da Osmangazi
Köprüsünü de sadece zenginler kullanabiliyor. Niye mi? Çünkü
İzmir-İstanbul arasında gidip gelen bir vatandaş 500
liranın üzerinde bir ödeme yapmak zorunda köprüye ve otoyollara. Hangi
yoksul vatandaş bunu ödeyebilir? Hiçbiri. Sayın Bakan da Plan ve
Bütçe Komisyonunda aslında bu duruma ilişkin soruya çok net bir
şekilde cevap verdi: Vatandaş alternatif yolu kullanabilir. dedi
yani Yoksul uzun yolu kullansın, biz bunu zenginler için yaptık,
parasını veren geçer. şeklinde.
Bu durumu yani kamu-özel iş birliği
projelerindeki yandaş kesimin ihyasını aslında
Uluslararası Şeffaflık Derneği bir rapor hazırlayarak
Zafer Havalimanı üzerinden herkesin anlayabileceği bir şekilde
kamuoyuyla paylaştı. Bu raporda açıkça görülmektedir ki gerekli
parametreler yapılmamış, havalimanı yandaş bir firma
olan IC İçtaş yani İbrahim Çeçen adlı müteahhide
verilmiş ve yine başka mega projeler de bu yandaş müteahhide
verilmiş ve buradaki kayıp milyonlarca euro değerinde. Sadece 50
milyon euroya yapılabilecek olan bu projeye, şu ana kadar, kamunun
bütçesinden yani yedi yıllık sürede -garanti verildiği için- 35
milyon euro ödenmiş durumda ve yeterince rekabet ortamı
sağlanmadan, yirmi dokuz yıl on bir aylık bir süre için bu
verilmiş. Yani bizler ödeyeceğiz geçiş garantisi verdiğimiz
için, yolcu garantisi verdiğimiz için, çocuklarımız ödeyecek
hatta torunlarımız da ödeyecek. Yani 50 milyonluk işi 200 milyon
euronun üzerinde bir fiyata yaptırmış olacağız, fazla
bir rakam ödeyeceğiz.
Ancak arkadaşlar şunu belirtelim,
bilmiyorum televizyon izliyor musunuz...
KEMAL PEKÖZ (Adana) A Haber...
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - ...ya da
etrafınızdaki insanlar size söylüyor mu bebek mamaları, bebek
bezleri, artık insanlar bunları alamıyor. Marketlerde bebek
mamaları artık kilitli kutulara konuyor, bunun ne demek olduğunu
herhâlde herkes anladı. Bebek bezleri reklamı, artık
televizyonda Tanesi 1 lira, tanesi 67 kuruş. şeklinde veriliyor.
Yani ne demek oluyor? Sizin mega projeleriniz olmasına rağmen halk geçinemiyor.
Halk, çocuğuna mama alamıyor, bez alamıyor. Siz bunun
farkında değilsiniz herhâlde? Halkın yoksulluğu artık
gizlenemeyecek bir duruma gelmiş durumda.
Yine arkadaşlar, geçen gün de bahsettim,
Silopide 2015te ilan edilen sokağa çıkma yasağının
yıl dönümüydü ve yine bu tarihlerde hayatını kaybeden bir
yurttaşın hikayesini size anlatmak istiyorum. Mehmet Mete, 10
yaşında, yasağın 7nci gününde evlerinde yatak olarak
kullandıkları divanda ikiz kardeşiyle yatarken evlerinin
yakınına isabet eden top mermisiyle başından yaralandı
ve ailenin tüm feryatlarına rağmen ambulansın geçişine izin
verilmediği için hayatını kaybetti.
Sonrasında ne mi oldu? Çatışmalar
sebebiyle bu aile çocuğunu ne hastaneye ne de mezarlığa
götüremedi. Komşularının yardımıyla yakın bir
camiye koydular, o çocuk başka cenazelerle birlikte iki hafta boyunca
musalla taşının üstünde kaldı o karda kışta ve
yirmi üç gün sonra defnedilebildi. Biz bu dev projeleri konuşurken
işte bunlar yaşanıyordu bu ülkede. Bunları lütfen not
edelim.
Tabii, sadece Şırnakta iktidarın
siyasetsizliği ya da ihmalleriyle çocuklar, insanlar hayatını
kaybetmiyordu. Çorlu tren kazasında Oğuz Arda Sel de yine maalesef ki
bu ihmallerden dolayı hayatını kaybeden
çocuklarımızdan biriydi. Ancak, bugüne kadar hiçbir bürokrat bu
konuda soruşturulmadı. Soruşturma iznini vermeyen de Sayın
Bakan. Sadece yine, düşük kademedeki pozisyon sebebiyle 2 Demiryolu
çalışanı hakkında soruşturma açıldı. Yani,
bu durumu kabul edebilmemiz mümkün değil. Ailelerin bu konudaki
acıları hâlâ ilk günkü gibi taze.
Geçen gün duruşması vardı bu
dosyanın, bu davanın ve Oğuz Arda Selin dedesi
Cumhurbaşkanı, torununu kucağına alıp seviyorsun,
benim torunum iki parçaydı, çuval gibi diktiler. Beni alın zindana
atın. Çekin şu pis ellerinizi adaletin üstünden. diyerek isyan
ediyordu. Evet arkadaşlar, maalesef ki adalet ne Şırnakta ne de
Tekirdağdaki tren kazasında tesis edilebilmiş değil.
Yine, geçen gün İçişleri Bakanı
burada, yüzümüze bakarak, hiç yüzü kızarmadan, belediyelerimize, kayyum atanan
belediyelerimize, gasbedilen belediyelerimize ilişkin bazı iddialarda
bulundu. Arkadaşlar sadece şunu söyleyeyim, tüm kamuoyu da bizi
izliyor: 31 Mart seçimleri için, belediye başkanı adayı
olabilmek için temiz kâğıdı almanız gerekiyor. Bu belediye
eş başkan adaylarımız gidip temiz
kâğıdını aldı, seçime girdi ve seçildi, hiçbir
şey yoktu ancak aniden, üç dört ay içerisinde suç makinesine mi
dönüştüler?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yargıtay
aşaması var, temyizi var.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Sonrasında hemen
kayyum atanmaya başlandı yani halkın seçtiği belediyelere
yine kayyum atanmaya ve halkın iradesi gasbedilmeye başlandı ama
İçişleri Bakanlığının herkese sunduğu ve
inanmasını istediği senaryo şuydu:
İnanacaksınız, bunlar suç makinesine dönüştü. Hayır
arkadaşlar, böyle değil, herkes biliyor ki seçimlerden önce gerek
İçişleri Bakanı gerekse de Cumhurbaşkanı açıkça
söyledi: Seçilirlerse kayyum atayacağız. Bunu net bir şekilde
söylediler, gizlemediler. Bu mesele tabii, sadece AKP iktidarıyla ilgili
olan bir mesele de değil, yüz yıllık Kürt meselesindeki yüz
yıllık inkârcı, imhacı ve asimilasyoncu politikanın
devamıydı. Defalarca buradan gösterdik haritaları; yüz
yıldır nerelerde sorunlar yaşandı, Şark Islahat
Planı nerede ilan edildi, Umumi Müfettişlikler nerede ilan edildi,
OHAL 19872002 yılları arasında nerede ilan edildi, yine,
2016da kayyumlar nereye atandı, bu halkın iradesi nerede gasbedildi.
Kabul etseniz de etmeseniz de asimilasyon ve inkâr politikaları devam ediyor.
Ve yine, kayyum atandıktan sonra, seçimlerden önce Cumhurbaşkanı
ve İçişleri Bakanı: Kürt kardeşlerimiz kayyum istiyor,
Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok." dedi ama daha geçenlerde
yine kayyum atadığınız, halkın iradesini
gasbettiğiniz Cizrede halk eğer sizden memnunsa, halk eğer
kayyumu istiyorsa neden yüzde 77 oy verdi HDPye, onu size sormak isterim.
Herkes biliyor ki o dönemde Ankaradan AKP iktidarı eliyle bir konsept
devreye koyuldu. Seçimlerde sınır hattına, Kürtlerin yoğun
yaşadığı bu yerlere askerler, polisler
taşındı, seçmen sayısı az olan yerlerde halkın
iradesi gasbedildi. Hatta arkadaşlar, hepsini bir kenara
bırakıyorum, şunu söyleyeyim size: 13 Mayıs 2019,
seçimlerden hemen sonra, Şırnak-Ankara uçuşunda yanımda
Şırnak eski valisi oturuyor, yanında bir de HSK temsilcisiyle,
biliyor musunuz neyi anlatıyordu? Seçimlerde yaptıkları hileleri
anlatıyordu. Kürtlerin seçtiği bu belediye eş
başkanlarını tekrar görevden alıp kayyum atamaktan
bahsediyordu. Ama
dedi
HALİL ETYEMEZ (Konya) Size mi anlattılar
onları? Size mi anlattılar, nedir yani?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Yok, o kadar
pervasızlaşmışsınız ki, HDPli Vekil burada,
duyar. diye hiç endişe bile duymadı. Şu anda Emniyet Genel
Müdürü -herkesin hakkını, hukukunu tesis etmekle, korumakla mükellef
olan şahıs- AKP için neler yaptığını açık
açık söylüyordu. Ve orada şunu söyledi: Bu belediyelere kayyum
atamak gerekiyor, ancak İstanbul seçimleri var, İstanbul
seçimlerinden sonra, duruma göre, bakılacak. diye. Yani ne dendi?
HALİL ETYEMEZ (Konya) Siz kulak misafiri mi
oldunuz, ne yaptınız?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Yani Kürtler
eğer İstanbulda bize destek verirse ya da nötr kalırsa kayyum
atamayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Kaçmaz.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Ama herkes şunu
bilecek arkadaşlar: Yani Kürtler ya da HDP ve diğer
yoldaşlarımız, biz bu ülkede taktiksel bir şey
yapmıyoruz, stratejik bir hedefimiz var. Biz bu ülkede demokratik
cumhuriyeti, demokratik ulusu inşa edeceğiz. Farklı inançlar,
farklı etnisiteler nasıl bir arada daha iyi yaşayabilir.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Hangi
cumhuriyet ya, hangisi?
MELİHA AKYOL (Yalova) Cumhuriyetimiz var
bizim.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Bu ülkede cumhuriyet
var Beyefendi, bu ülkenin cumhuriyeti var.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Orta Doğuyu
biz işgal etmeye değil, Orta Doğuya bir model üretmeye
çalışıyoruz.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Kurduğun cümleye
dikkat et!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Hiç öyle
bağırmayın.
Siz kabul etseniz de, etmeseniz de HDP demokratik
siyasette ısrar edecek ve bu hukuksuzlukları yapanlar er geç hesap
verecek.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Kullandığın cümleye dikkat et!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Hiç öyle, lâmı
cimi yok bu işin, herkes hesap verecek.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Tabii, sen de hesap
vereceksin.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Çıkın,
şunu söyleyin: Biz Kürtlerin iradesini tanımıyoruz.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Kullandığın cümleye dikkat et!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Biz Kürtlerin
hakkını gasbediyoruz.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Nerede konuşuyorsun, nerede?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Biz sizi
tanımıyoruz, biz belediyeleri gasbettik deyin, mertçe söyleyin.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Yalnız, PKK Kürtleri
temsil etmiyor.
MELİHA AKYOL (Yalova) Hadi oradan be, hadi
oradan!
HALİL ETYEMEZ (Konya) Kurduğun cümleye
dikkat et, burası Türkiye Cumhuriyetidir.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Hukuki
kılıfı yok, siz gasbettiniz, gaspçısınız.
Teşekkürler.(HDP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Terörle
bağlantısı olanları savunuyorsun. Şov yapıyor!
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) Şov
yapmaya gelmişsin, şov yaptın.
BAŞKAN Şimdi de
Muş Milletvekili Şevin Coşkun konuşacak.
Buyurun Sayın Coşkun. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
HDP GRUBU ADINA ŞEVİN COŞKUN
(Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerine Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
2020 bütçesi de öncekiler gibi, halkın
ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak, tamamen iktidarın ve
güvenlikçi politikaların hizmetine sunulmuş bir bütçedir. Bütçe
hazırlanırken yoksullar, işsizler, emekçiler, toplumsal cinsiyet
eşitliği, farklı inançlar, gençler, kadınlar, çocuklar
gözetilmemiştir. Bu bütçe, toplumsuz bir bütçedir; halkın
dışlandığı, ayrımcı, eşitsiz bir
bütçedir.
Türkiyenin imzaladığı
uluslararası sözleşmelere rağmen, AKP iktidarında toplumsal
cinsiyet eşitsizliği ve kadına yönelik şiddet her geçen gün
artarak devam etmektedir. Kadına yönelik erkek şiddeti
cezasızlık politikasıyla sonuçlanmakta, ekonomik şiddet ile
emek sömürüsü ve kadın yoksulluğu sürekli olarak
derinleşmektedir. Kadının ev içinde görülmeyen emeği
üzerindeki değersizleştirme ve sıradanlaştırma,
çalışma yaşamında da varlığını ne
yazık ki sürdürmektedir.
2020 bütçesi, toplumsal cinsiyete duyarlı bir
bütçe olmaktan uzak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini güçlendiren ve
cinsiyetçiliği yeniden üreten bir bütçedir.
Kadına yönelik ekonomik şiddetin yanı
sıra siyasal şiddet de sistematik olarak devam ettirilmektedir.
Siyasal şiddetin en açık göstergesi ise kayyum
atamalarıdır. Yerel yönetimlerde eşit temsiliyete, kadın
kazanımlarına darbe vurmak için, 31 Martta
kazandığımız 3ü büyükşehir olmak üzere 28
belediyemize kayyum atandı. KHK gerekçesiyle mazbatası verilmeyen 6
belediye eş başkanımızla birlikte gasbedilen belediye
sayımız 34tür. Kayyumun gasbettiği belediyelerimizde, 12si
kadın, 19 belediye eş başkanımız hukuksuzca,
haksızca ve uydurma gerekçelerle tutuklandılar. Kayyum
gasbının en önemli hedefi eşit temsiliyete dayalı eş
başkanlık sistemimiz ve kadın
kazanımlarımızdır. Kayyum, kadına karşı
iktidarın siyasal bir şiddetidir. Ancak ne kayyum gaspları ne de
kadınların iradesini hedef alan diğer saldırılar asla
biz kadınları yıldıramayacaktır. Eş
başkanlıktan asla geri adım atmayacağız. Tüm
kadınları da eş başkanlık sistemi konusunda
duyarlı olmaya ve buna sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Halkın iradesini gasbeden politikaların
bir örneği de Muşta yaşanmıştır. 31 Mart yerel
seçimlerinde Muş İl Genel Meclisinde kazandığımız
çoğunluk, 7 il genel meclis üyemiz görevinden alınarak,
kaybettirilmiştir. Muş halkının iradesi AKP
iktidarınca gasbedilmiştir. AKP seçimle
alamadığını kayyumla ele geçirmeye çalışmaktadır.
Bunun asla demokrasilerde yeri yoktur. Muş halkı, iradesini
gasbedenlere karşı en güzel cevabı ilk seçimlerde mutlaka ama
mutlaka verecektir. Partimiz HDPye yönelik baskı furyası her yerde
olduğu gibi Muşta da devrededir. 15 Ağustostan bu yana, İl
Eş Başkanlarımız Muhlise Karagüzel ve Ferhat Çakı ile
önceki dönem 2 il genel meclisi üyemiz Ümit Sakık ile Ömer Altay ve birçok
parti çalışanımız tutukludur. İl Eş
Başkanımız Muhlise Karagüzel ve Ferhat Çakı, Muş
Cezaevinden, ailelerine dahi haber verilmeden, 21 Kasımda Bünyan Cezaevine
gönderilmiştir. İl Eş Başkanımız Ferhat
Çakı, ailesi aracılığıyla cezaevinde kötü muameleye
maruz bırakıldığını belirtmiştir. Muhlise
ana ise ağır şeker hastasıdır ve kolesterol, tansiyon,
görme kaybı ve çeşitli kronik hastalıkları
bulunmaktadır. Hukuksuzca tutuklanan il eş
başkanlarımız ve parti çalışanlarımız bir an
önce serbest bırakılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, demokratik siyasete
yönelik baskının bir benzeri de özgür medyada
yaşanmaktadır. Medya üzerindeki baskı özellikle 2016da ilan
edilen OHALden sonra daha da artmıştır. 2016dan bu yana
çıkarılan KHKlerle 173 medya kuruluşu
kapatılmış, halkın haber alma özgürlüğü ve medyadaki
çoğulculuk sonlandırılmış, binlerce basın
emekçisi işsiz bırakılmıştır. Medya tek elde
toplanarak muhalif gazete, radyo ve televizyonlar birer birer
susturulmuştur.
Gazetecilerin, yazarların düşüncelerinden
ve yazılarından dolayı gözaltına alınıp
tutuklandığı bir ülke tablosuyla karşı
karşıyayız. Bugün 150ye yakın gazeteci, gazetecilik
yaptığı için tutukludur. En son, gazeteci Aziz Oruç 11
Aralıktan bu yana gözaltında tutulmaktadır. Gazetecilik
faaliyeti suç değildir. Aziz Oruç derhâl serbest
bırakılmalıdır.
Dünyadaki basın özgürlüğü listesinde
Türkiye 180 ülke içinde 157nci sıradadır. Düşünce kuruluşu
Freedom Houseun raporunda, Türkiye, özgür olmayan ülkeler arasında yer
almaktadır. Raporda, internette siyasi, sosyal içeriklerin, farklı
görüşlerin engellendiği, sosyal medya kullanıcılarının
tutuklandığı, muhaliflere, insan hakları
kuruluşlarına karşı teknik saldırılarda
bulunulduğu vurgulanmaktadır.
İfade Özgürlüğü Derneğinin raporuna
göre, son dört yılda toplamda 11.471 erişim engeli kararı
alınmıştır. Bunların 1.950si internet siteleri, 669u
haber linkleri, 2.997si Twitter hesabı, 2.714ü Twitter
paylaşımı, 567si Facebook, 1.639u da YouTube linkinden
oluşmaktadır. Aynı rapora göre, Türkiye, Twitterda en çok
hesabın kapatılması ve içeriklerin kaldırılmasını
talep eden ülke konumundadır. Türkiyede hâlâ, 2017 yılından bu
yana, dünyanın en yaygın internet ansiklopedisi Wikipediaya
erişim yasağı devam etmektedir. Bütün bu veriler bize muhalif
söylem ve düşüncelerin ne denli baskı altında olduğunun bir
kanıtıdır.
Değerli milletvekilleri, bölgesel
eşitsizlikler, ayrımcı politikalar iletişimde olduğu
gibi ulaşım alanında da karşımıza
çıkmaktadır. Kürtçe, en çok konuşulan diller arasında
olmasına rağmen, havaalanlarında ve uçuşlarda anons
yapılan diller arasında bulunmamaktadır. Kürtçe anons
yapılmaması ayrımcı, dışlayıcı, ötekileştirici
politikanın bir yansımasıdır.
Diğer yandan, Türk Hava Yollarının,
yolcularına dağıttığı ücretsiz gazetelerin
tamamı iktidarın havuz medyasından oluşmaktadır. Yeni
Yaşam, Evrensel, BirGün, Cumhuriyet ve Agos gazetelerinin
dağıtımı yapılmamaktadır; bu gazetelerin
dağıtımının yapılmaması açıkça bir
sansürdür.
Bölge illerinde uçak seferleri, ihtiyacı
karşılamamaktadır. Türk Hava Yollarının
Muş-Ankara uçak seferleri sayısı haftada 5e düşürüldü.
Bunun yanı sıra, bilet fiyatlarının yüksekliği de
halkı mağdur etmektedir. Bu eşitsizliğin,
ayrımcılığın son bulması gerekir.
Değerli milletvekilleri, toplumun tüm
kesimlerinden vergi toplanmasına karşın, hizmetler toplumun
tamamına eşit ve adil bir şekilde
dağıtılmamaktadır. Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığının, özellikle Doğu ve Güneydoğu
Bölgelerinde yaptığı ve yapacağı projelerden yeterli
payı alamaması Bakanlığın en büyük eksikliklerinden
biri olarak göze çarpmaktadır. Örneğin, seçim bölgem Muşta
ciddi ulaşım ve altyapı sorunu bulunmaktadır; köylerin
yüzde 90ında ciddi altyapı sorunu vardır, yollar
onarılmayı beklemektedir. Muşta bulunan mevcut hastaneler
halkın ihtiyaçlarını karşılayamamakta, var olan
hastanelerde hem personel hem de teknik araçlar açısından eksiklikler
yaşanmaktadır. Defalarca söz verilmesine rağmen Muşta
eğitim ve araştırma hastanesi yoktur. İnsanlar çevre
illerdeki hastanelere gitmek; maddi manevi zorluğu, o kadar yolu ve çileyi
çekmek zorunda bırakılmaktadır. Halkın karşı
karşıya kaldığı eşitsizliği,
ayrımcılığı daha da derinleştiren 2020 bütçesini
kabul etmiyor ve onaylamıyoruz.
Değerli milletvekilleri, biraz önce
İzmirde yine kadınlara yönelik bir gözaltı haberini aldık.
Şiliden başlayan, tüm dünyaya yayılan, kadınların
şiddete karşı söyledikleri şarkı nedeniyle yine
kadınlar gözaltına alındı. Katilleri, tacizcileri
gözaltına alın; kadınlara saldırmaktan vazgeçin.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Turan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
çok sayıda HDP vekilinin sataşması oldu. İzin verirseniz,
kürsüden söz istiyorum sataşmadan dolayı.
BAŞKAN Yerinizden versem
Aynı süreyi
kullandırayım, daha uygun olur sanırım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Peki, tamam.
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Sen Türksün, sen Kürtsün.
ayrımının kimseye
faydasının dokunmayacağına, kayyum meselesinin asla
Kürtlerin iradesine el koyma iddiası olmadığına, terör
faaliyetinde bulunanın ve terörle arasına mesafe koyamayanın
bedelini ödemesi gerektiğine, Türkiye'nin çok uluslu bir
saldırıyla karşı karşıya bulunduğuna ve 82
milyonun kardeşliğini kollamaya, korumaya devam edeceklerine
ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Öncelikle aslında her konuşmacıdan
sonra cevap vermek belki daha uygundu, birçoğunun iddiası arada
kaldı gibi oldu ama toplu olarak birkaç hususa cevap vermek isterim.
Bakınız, bu kürsü milletin kürsüsü. Biz,
82 milyonun tümünü eşit kabul ediyoruz, 82 milyon eşit
yurttaşlar olarak bu ülkede gururla, onurla yaşıyoruz. Israrla,
konuşmacıların dilindeki Sen Türksün. Sen Kürtsün.
tarzı ayrımın hiç kimseye faydası olmadığı
kanaatindeyiz. Bin yıldan beri burada beraber yaşamaktan onur ve
gurur duyuyoruz Sayın Başkanım. Kürt düşmanı
aranıyorsa bu sıralara parmak sallayarak, tehditvari ifadeler kullanarak değil, tam aksine terör
örgütlerine Dur! demek lazım diye düşünüyorum Sayın
Başkan. PKKya, PYDye laf söyleyemeyenlerin dön dolaş burada bize
parmak sallamasını ibretle
takip ediyoruz.
MUAZZEZ ORHAN (Van) Parmağı siz
sallıyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Diyarbakır
Annelerini görmeyenlerin burada annelere, kadınlara sahip
çıkıyor numarası yapmasını ibretle izliyoruz
Sayın Başkan.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Siz, diğerlerini
görmüyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Terörle arasına
mesafe koyamayanların bize buradan parmak sallamasını ibretle
izliyoruz. (HDP sıralarından gürültüler)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Madem eşitlik var,
Kürtler niye öldürülüyor, onu anlatın.
MELİHA AKYOL (Yalova) Dinle! Dinle!
BAŞKAN Devam edin Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
buranın tüzüğünü Kandil yazmaz, buranın tüzüğü bu. (HDP
sıralarından gürültüler)
Lütfen davet eder misiniz
arkadaşlarımızı.
BAŞKAN Siz devam edin konuşmanıza.
SALİH CORA (Trabzon) Sayın Başkan,
müdahale edecek misiniz? Sayın Başkan, müdahale edecek misiniz oraya?
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, izin
verelim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayır Sayın
Başkan, böyle konuşma olmaz. Yetmiş dakikadan beri sesimizi
çıkarmadık.
BAŞKAN Siz, devam edin değerli
arkadaşım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Buranın tüzüğü
var, buna uysun herkes. Bakın, benim Tüzük gereği konuşma
hakkım kürsüden, siz Oradan. dediniz, saygı duyduk ama buna
rağmen sabredemeyeceklerse herkes bunun adımını atsın.
Öyle şey olmaz!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Biz sabrediyoruz, yeterince
sabrımız var; sabredemeyen sizsiniz!
BAŞKAN Konuşmanızı siz
sürdürün Sayın Turan, düzeni sağlarım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Nasıl sürdüreyim
Sayın Başkan?
BAŞKAN Ben düzeni sağlarım, siz
sürdürün. Konuşmanıza devam edin lütfen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakın, Sayın
Başkan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Grup
Başkan Vekilinin konuşmasına izin verelim, lütfen.
Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kandilde süt dökmüş
kedi gibi olanların burada aslanmış numaralarını
artık yemiyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Burada konuşmaya başladığımız anda
bağırmanın hiç kimseye faydası yok Sayın Başkan.
Bakınız, eline tutuşturulan bir metni kafasını
kaldırmadan bildiri okur gibi okumanın topluma ne kadar uzak
olunduğunun aslında en büyük göstergesi diye düşünüyorum.
Aldılar ellerine
(HDP sıralarından gürültüler)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) -
Sizinkilerin hepsi ezbere okuyor.
SALİH CORA (Trabzon) Grup Başkan Vekili
konuşuyor ya! Bu nasıl nezaketsizlik ya?
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, lütfen
izin verelim, Sayın Grup Başkan Vekili konuşsun. İhtiyaç
duyarsa Grup Başkan Vekili cevap verir.
Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Mahmut Bey sen de mi
yapıyorsun?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ben bir şey
demiyorum.
BAŞKAN Sayın Turan, siz devam edin
konuşmanıza.
SALİH CORA (Trabzon) Devam edemiyor ki, böyle
bir şey olamaz ki!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
kuvvetler ayrılığını ısrarla dile getirip tek
adam rejiminin hâkim kılındığını ifade ediyorlar.
Oysa en son iddiayı bu partinin yapması lazım. Kuvvetler
ayrılığı iddiasını, Kandil ile İmralının
ayrıldığını zannedenlerden bahsediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakınız tek
adam diye itham ettikleri bu milletin kahir ekseriyetle seçtiği insandan
bahsediyoruz. Bugün o olur, yarın başkası olur ama bu yeni
sistemde, halkla beraber yol yürüyen, ittifaklarını büyüten, dilini
revize eden kazanacak. Bu dilin kimseye faydası yok Sayın
Başkan; kardeşliğimize yok, beraberliğimize yok. O yüzden
bu konuşmacıların daha hassas olmasını tekrar ifade
etmek istiyorum.
Bakınız, Sayın Başkan
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Önce
gasbedin, sonra Kardeşiz. değil mi?
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Ayrımı
yapan da sizsiniz!
BAŞKAN Devam edin Sayın Turan, siz devam
edin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ya, arkadaş,
bırakın bu Kürtlerin istismarını, bırakın Kandil
borazanlığını, bırakın bu methiyeyi; artık
yeter! Konuşalım iki dakika. (HDP sıralarından gürültüler)
Değerli arkadaşlar, kayyum atamasıyla
ilgili de ısrarla sanki hukukun dışında bir adım varmış
gibi, anayasal bir rejim yokmuş gibi çok ağır ithamlarda
bulundular.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Var mı, var
mı? Adalet mi var? Hiçbir şey bırakmadınız!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Anayasayı ihlal eden
sizsiniz!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
bana tebessüm eden baş tacı ama oraya
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tecrübeli bir Grup Başkan
Vekilisiniz, bazen ses yükselebilir, siz devam edin, genel düzeni
sağlarım ben; buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) O zaman kürsüden konuşmak
istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Genel düzeni sağlarım ben.
SALİH CORA (Trabzon) Az sonra bizim de
sesimiz yükselecek. İyi hadi bakalım!
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
kayyum meselesi asla Kürtlerin iradesine el koyma iddiası değildir.
(HDP sıralarından gürültüler)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - O zaman niye batıda bir
yerde yok, Egede niye yok?
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş)
Dağdakileri buraya indirdin ya!
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, izin
verelim lütfen sözlerini tamamlasın; sonra Grup Başkan Vekiliniz
cevap verir gerekirse.
Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Şu üslup bile
başlı başına Meclisi nasıl terörize ettiklerinin
göstergesi Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Turan, devam edin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bakınız,
kayyumların atanması asla milletin iradesine, hele ki Kürtlerin
iradesine bir saygısızlık değildir. Mesele tamamen yasal
zemin içerisinde atamalardır.
Örneğin, dünyanın hiçbir yerinde Ben
temiz kâğıdı aldım. iddiasındaki bir başkan
HDPli Başkan teröristi götürürken yakalandı. iddiasının
muhatabı olamaz.
Sayın Başkan, dünyanın hiçbir yerinde
bir başka belediye başkanı Teröristlerin basın
açıklamasında bulundu. diye bir haberin muhatabı olamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen Sayın
Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hiçbir yerde polisimizi
şehit eden azılı teröristin cenazesine katılmak gibi bir
görevde olamaz. Hiçbir belediye başkanı bu milletin içerisinde, ihraç
edilen, terörden ihraç edilen birini belediyede yetkili kılamaz. Hiçbir
yerde Sahabe ismini kaldırarak teröristin ismini veremez. Hiçbir yerde
PKKnın ilk silah attığı terör eyleminin yıl dönümünde
kutlama yapamaz. (HDP sıralarından gürültüler) Hiçbir yerde
Sayın Başkan, bir belediye başkanı
ayrıştırma stratejisi uygulayarak camiler üzerinden millete laf
edemez. Aynı şekilde, hiçbir yerde bir belediye
başkanının bayramda, daha anne babasının elini
öpmeden, ilk işi terörist mezarlığında ziyaret olamaz.
Hiçbir yerde teröristlere VIPli sağlık hizmeti veremez. Hiçbir yerde
bu tarz belediye başkanları personel kimlik kartı üzerinden Türk
Bayrağını kaldıramaz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Yalan! İftira!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Yalan,
yalan!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hiçbir yerde şehitlerin
yakınlarını işten atamaz gibi daha yüzlerce örnek
verebilirim. (HDP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerimizi
bağlayalım artık Sayın Turan, buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
hiçbir yerde bu iddiaların karşılığında gözümüzü
kapatmamızı, ses çıkarmamamızı beklememeleri
lazım. Bu millete yanlış yapan, terör faaliyetinde bulunan,
terörle arasına mesafe koyamayan kim varsa bedelini ödemesi lazım
Sayın Başkan.
Bakınız Sayın Başkan
(HDP
sıralarından gürültüler)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Gerçekleri ters düz etmekte üstünüze yok!
BAŞKAN Siz devam edin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bana bakıyorsunuz
Sayın Başkanım, oraya bakar mısınız?
BAŞKAN Siz devam edin
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Nasıl edeyim?
BAŞKAN Elbette, Genel Kurula hitap edin.
NECİP NASIR (İzmir) Siz de görevinizi
yapın.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kürsüye
çıkarmadınız, buradan konuşurken bari yardımcı
olmanız lazım. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Turan, tecrübelisiniz siz.
Biliyorsunuz uğultular olur, konuşmanızı sürdürün, devam
edemeyeceğiniz duruma gelirse gerekli müdahaleleri yaparım ben.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Az daha
bağırsınlar o zaman.
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; Türkiye, herkesin malumu ki -o parti hariç- çok
uluslu bir saldırıyla karşı karşıya.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) İsmini bile
anmadığınız partinin adı Halkların Demokratik
Partisi.
BAŞKAN Lütfen bağlayalım artık
Sayın Turan.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Evet, anmak
istemiyoruz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) PKKnın varlık
nedeni asla Kürtler değil. PKK, Kürtler için kurulan bir örgüt falan
değil. PKK, Türk düşmanlarının Türkiyeyi terbiye etmek
için kurdukları bir maşa örgüt Sayın Başkan.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Ne
alakası var!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Kandilde süt dökmüş
kedi gibi olanların, kürsüye çıkıp arslan taklidi
yapmasını ibretle izliyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Silahlara susturucu olma iddiasından başka
iddiası olmayanların bize söyleyecekleri hiçbir lafı olamaz
Sayın Başkan. (HDP sıralarından gürültüler)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Bunları söyleme
hakkınız yok, hakaret edemezsiniz! 6,5 milyon oy almış
partiyiz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Tüm iddialarını
reddediyoruz. Sizlere rağmen, 82 milyonun kardeşliğini bütün
ömrümüz boyunca kollamaya, korumaya devam edeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kurtulan.
10.- Mersin Milletvekili
Fatma Kurtulanın, HDPnin varlık nedeninin Kürt-Türk
kardeşliği, demokrasi ve Türkiyede adaletin tesis edilmesi
olduğuna, Kürtlerin anayasal statü, yurttaşlık hakkı ve
eşitlik istediğine, dinlemeye tahammül edildiği takdirde Kürt ve
Türk kardeşliğinin gerçek anlamda ne demek olduğunun
tartışılıp Meclisin çözüm bulma noktasına
geleceğine ilişkin açıklaması
FATMA KURTULAN (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
HDPnin tüm amacı, varlık nedeni,
aslında olmayan bir durumun, varmış gibi gösterseler de olmayan
bir durum yani gerçek anlamda Kürt-Türk kardeşliğinin tesisidir.
HDPnin varlık nedeni budur, demokrasidir, Türkiyede adaletin tesis
edilmesidir.
SALİH CORA (Trabzon) PKKya terör örgütü
deyin.
FATMA KURTULAN (Mersin) Bir, Türk-Kürt kardeşliği
yoktur arkadaşlar, olmasını çok istiyoruz ama böyle bir durum
yok. Tüm mücadele bunun içindir. Bunun sağlanması mutlaka Türkiye'nin
ihtiyacı olan bir durumdur.
SALİH CORA (Trabzon)
Ayrıştırıcı bir dil konuşmamak lazım.
FATMA KURTULAN (Mersin) Biz kardeşliği,
bakın, bütün herkes burada
NECİP NASIR (İzmir) Olmamasını
temenni eden sizsiniz.
SALİH CORA (Trabzon)
Ayrıştırıcı bir dil kullanmamak lazım.
NECİP NASIR (İzmir) Kürt-Türk et
tırnaktır.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sayın Turan,
sabahtan beri niye bir şey söylemiyorsun? Bu ne?
NECİP NASIR (İzmir) Tamamen
ayrıştırmaya çalışan sizsiniz.
SALİH CORA (Trabzon)
Ayrıştırıcı bir dil kullanmamınız
lazım.
BAŞKAN Sayın Kurtulan, devam edin siz.
FATMA KURTULAN (Mersin) Bakın, bir Kürt-Türk
meselesinden bahsederken özellikle Kürtlerden şundan öteye gidemiyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon) Bölücülük
yapılmaması lazım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
dinleyin.
FATMA KURTULAN (Mersin) Kız alıp
vermişiz. derken bile kadını metalaştıran bir dille,
sadece halklar arasındaki evliliklerden ve komşunuzun Kürt
olmasından öteye gidemiyorsunuz. Kürtler anayasal bir statü istiyor,
anayasal bir yurttaşlık hakkı istiyor, eşitlik istiyor,
kardeşlik istiyor.
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) Hangi
yurttaşlık hakkını almadınız ki ya! Hangisini
almadınız?
NECİP NASIR (İzmir) Her türlü şey
verildi Kürtlere. Verilmeyen ne varsa söyleyin bakalım. Ne istiyorsunuz,
onu söyleyin. Her şey verildi.
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş)
Açık açık konuşun, açık açık konuşun.
FATMA KURTULAN (Mersin) Söyledi,
arkadaşımız söyledi; haberiniz yok, dinlemiyorsunuz.
Biz ana dilimizle yani Kürtçe konuşmak
istiyoruz. Tek kelime...
NECİP NASIR (İzmir) Serbest
konuşuyorsun.
FATMA KURTULAN (Mersin) Bak, zamanında Obama
geldi, burada kendi diliyle konuştu; hepiniz
alkışladınız, gönderdiniz. Ama ben Kürt olarak iki kelime
orada kullandığımda birçok partinin milletvekili Teröristlik
yapamazsınız. diyor. Bu mu kardeşlik? Hani komşunuz
Kürttü, hani bilmem şuydu, buydu?
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş) Resmî
dilimiz var, çok açık.
SALİH CORA (Trabzon) Türkiyenin resmî dili
Türkçedir.
FATMA KURTULAN (Mersin) Tarihsel ilişkilere
bakacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kurtulan.
FATMA KURTULAN (Mersin) Siz, asıl,
terörizmden söz edecekseniz arkadaşlar... Zamanında FETÖnün
borazanlığını yaptınız, getirdiniz, her yere
yerleştirdiniz; özellikle Emniyeti, yargıyı teslim ettiniz,
yargının şu anki hâline bakın; ayıklaya, ayıklaya
sonunu getiremiyorsunuz. Yerine getirdiğiniz daha beter oluyor çünkü ilk
düğmeyi yanlış iliklemişsiniz, bundan başlayarak
düzeltmeniz lazım.
NECİP NASIR (İzmir) Onları
gönderdik, çok oldu.
FATMA KURTULAN (Mersin) FETÖden
başladınız, şimdi IŞİDe
sarılmışsınız. Niye? İşte, bizim
bahsettiğimiz, sizin hop oturup hop kalktığınız Kürt
düşmanlığı üzerine ki kurgunuzdur arkadaşlar.
SALİH CORA (Trabzon) IŞİDle en
fazla mücadele eden biziz ya! Neden bahsediyorsunuz ya? Fırat Kalkanı
Operasyonunda kaç tane IŞİDliyi etkisiz hâle getirdik!
FATMA KURTULAN (Mersin) Bağdadi hemen
yanımızda, Bağdadi az ötede öldürüldü. Bakın, Türkiyenin
12 gözlem noktasının olduğu yerde, üstelik bir
sığınakta değil, bir çadırda değil küçük bir
sarayda öldürüldü Bağdadi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) Ama haksızlık
yapılıyor ya! Sınır ötesi operasyonlarımıza
karşı saygısızlık yapılıyor!
BAŞKAN Buyurun Sayın Kurtulan.
FATMA KURTULAN (Mersin) Bakın, yine, Adanaya
konulan bombalarda, Mersine konulan zaman ayarlı bombalarda itirafçı
şunu söylüyor, diyor ki: Ben MİTle çalıştım,
MİTle görüştüm. Zaman ayarlı bombaları... MİTin
desteğiyle geldim, önce teftişi yaptım, Mersine gittim,
dolaştım, HDP il binasını buldum. Bütün hepsini,
bunları yapıyor ve polis görmüyor. Bizim bildiri dağıtan
gençlerimizin anında, hemen boğazına yapışan polisiniz
bu IŞİDliyi görmüyor.
SALİH CORA (Trabzon) Yalan, yalan!
FATMA KURTULAN (Mersin) Savaş
Yıldız, İlyas Aydın; bunlar IŞİDliler, gelip
burada katliam yaptılar; polisiniz görmedi.
10 Ekim katliamında -bakın, Allah hiçbir
zaman göstermesin ne polise, başkasına- tek bir polisin bile burnunun
kanamaması burada şunu gösteriyor: Polisin haberi vardı, polisin
içinde bir gücün haberi vardı. Bakın, oraya patlayıcı temin
eden Nizipte bir vatandaş bile Ben on gün öncesinde Emniyete bunun
bilgisini verdim. diyor. Ama Emniyet görmüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın lütfen
Sayın Kurtulan.
FATMA KURTULAN (Mersin)
Bağlayacağım.
Elini kolunu sallayarak gelip Ankarada cumhuriyet
tarihinin en kanlı katliamını yapıyor. Bunu açığa
çıkaracağınıza oturmuş terörle bağlantıdan
bahsediyorsunuz yüzünüz kızarmadan.
SALİH CORA (Trabzon) PKKyla iş
birliği içerisinde yaptılar.
FATMA KURTULAN (Mersin) Suruçta, 33 gencecik
insanı
SALİH CORA (Trabzon) PKKyla iş
birliği içerisinde yaptılar onları.
FATMA KURTULAN (Mersin) IŞİD geldi,
bombayı patlattı, 33 insanı katletti.
Hüseyin Yayman gülüyor bunu anlatırken.
Arkadaşa komik gelen nedir, bilmiyorum.
SALİH CORA (Trabzon) PKKyla iş
birliği var orada, PKKyla iş birliği.
FATMA KURTULAN (Mersin) Hüseyin Yayman bunda ne
var komik, gülecek ne buldunuz?
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın
Başkanım
FATMA KURTULAN (Mersin) 33 insanın
IŞİDin saldırısıyla katledilmesinden söz ediyorum.
İnanın sizde ne yüz kızarma -bir ara dedim ya- ne Allah korkusu
ne kuldan utanma kalmamış; yok öyle bir şey!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın Hocam,
doğrudan bir sataşma var, bir cevap vermem lazım.
FATMA KURTULAN (Mersin) MİT
tırlarıyla suçüstü yakalandınız. Ne dediniz?
SALİH CORA (Trabzon) MİT
tırları FETÖ operasyonu, bunu hâlen anlamadınız mı?
FATMA KURTULAN (Mersin) Türkmenlere yardım
götürüyoruz; şu, bu. dediniz. Oysa ki IŞİDe silah
yığınağı yapıyordunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) Yalan!
BAŞKAN Evet, tamamlayalım lütfen
Sayın Kurtulan.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Tuğrul Türkeş
bile dedi ki: Vallahi de billahi de o tırlar Türkmenlere vesaire
başka yere yardım taşımıyordu, o tırlar
IŞİDe gidiyordu.
SALİH CORA (Trabzon) Yanlış!
FATMA KURTULAN (Mersin) Hem de
Allahımıza, kutsallarımıza yemin ederek
SALİH CORA (Trabzon) IŞİDle en
büyük mücadeleyi yapan Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
FATMA KURTULAN (Mersin) Konya Belediyenizin
arabaları Rakkada hizmet verdi. Daha hangisini sayayım?
SALİH CORA (Trabzon) IŞİDle en
büyük mücadeleyi yapan Türkiye Cumhuriyeti devletidir. En fazla
IŞİDliyi etkisiz hâle getiren yine Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
FATMA KURTULAN (Mersin) IŞİDin
barbarları, tecavüzcüleri Antepte ve Urfada kadın ticareti
yapıyor.
SALİH CORA (Trabzon) Fırat Kalkanı
Operasyonu bu işin en önemli delilidir, belgesidir.
FATMA KURTULAN (Mersin) Bunu Alman
basını gelip deşifre ediyor, sizin polisiniz yine uyuyor.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Eli kalem
tutan 200 öğretmeni şehit ettiniz ya!
FATMA KURTULAN (Mersin) Bakın, Davutoğlu
ne diyor: Rusya IŞİDi hedef almadan, Tel Rıfat, Halep ve
Azezi bombalıyorsa bizim desteğimiz sayesindedir. Artık bu
mızrak çuvala sığmıyor. Terör denilecekse asıl siz
kendiniz aynaya bakın.
SALİH CORA (Trabzon) IŞİD,
PKKnın vagonudur.
FATMA KURTULAN (Mersin) IŞİDe destek
vermekle, şu an ÖSOya maaş bağlamakla Türkiye'nin tüm
iliklerini sömürüyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamlayalım Sayın
Kurtulan.
FATMA KURTULAN (Mersin) Tamam Sayın
Başkan.
Son olarak, az sonra Bakanları göreceğiz,
metinlerini getirecekler, takır takır okuyup gidecekler diğer
Bakanların yaptığı gibi. Bu doğaldır. Bakın,
geçen sene de siz böyle yaptınız. Metinlerden
başımızı kaldırmadığımızı
söylüyorsunuz. O metinler Roboskiden yazılıp geliyor, o metinler
Tahir Elçinin mezarından yazılıp geliyor, o metinler Taybet
ananın bir hafta yerde kalan cenazesinin kaldığı yerden
yazılarak geliyor arkadaşlar; bunu böyle bilin. (HDP
sıralarından alkışlar) Metin okumayı Öyle
sıradan yerlerden, şuradan, burada yazılıp geliyor. diye
sabote etmeyin, o metinlerin içindekiler çok anlamlıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen bağlayalım.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Dinlemeye tahammül
ederseniz asıl o zaman bizim kardeşliğimizin; hedefimiz olan,
amacımız olan, ülkemizin ihtiyacı olan gerçek anlamdaki Kürt ve
Türk kardeşliğinin ne demek olduğunu hep beraber
tartışır, masaya yatırır, bu Mecliste artık buna
bir çözüm bulma noktasına geliriz.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bülbülün söz talebi var
Sayın Turan.
Buyurun Sayın Bülbül.
MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman)
Baştan sona yalan söyledi. Vatan hainliği yapıyorsunuz siz,
vatan hainliği! Vatan hainisiniz siz! (HDP sıralarından gürültüler)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri
FATMA KURTULAN (Mersin) Vatan haini sensin! Siz
vatan hainisiniz!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Terbiyesiz!
Terbiyesiz!
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Ağzından çıkanı kulağın duysun!
(HDP sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
FATMA KURTULAN (Mersin) Ne biçim
konuşuyorsun!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Kabul
etmiyoruz! Kabul etmiyoruz!
BAŞKAN Sayın Oluç, bir dakika
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir dakika,
sakinleştireceğiz, söz vereceğim, konuşturacağım
sizi.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Sakinleştirin ama söz hakkımı almayın efendim.
Sakinleştirin, söz hakkımı almayın.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sakinleştirdikten
sonra söz verin. Bu durumda söz verilir mi?
(HDP sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Düzeni sağlayalım,
konuşacaksınız.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yapmayın
öyle Başkanım, söz bende. Sakinleştirin, söz bende.
BAŞKAN - Birleşime yirmi dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.19
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.59
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya),
İsmail OK (Balıkesir)
-----0-----
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım.
V.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine, Gündem'in Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmında bulunan 131 sıra sayılı 2018
Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu Hakkında Dilekçe
Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporunun bu kısmın 1'inci
sırasına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin önerisi
16/12/2019
Danışma Kurulu Önerisi
Danışma Kurulunun 16/12/2019 Pazartesi
günü (bugün) yaptığı toplantıda aşağıdaki
önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Mustafa
Şentop Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Bülent Turan Engin
Altay
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Fatma Kurtulan Muhammed
Levent Bülbül
Halkların Demokratik Partisi Milliyetçi
Hareket Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Dursun Müsavat Dervişoğlu
İYİ PARTİ
Grubu Başkan Vekili
Öneriler:
Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmında bulunan 131 sıra
sayılı 2018 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu
Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporunun bu
kısmın 1'inci sırasına alınması ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi; Genel
Kurulun çalışma günlerinin dışında 21 Aralık 2019
Cumartesi günü saat 12.00'de toplanması ve 131 sıra sayılı
Karma Komisyon Raporunun görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesi önerilmiştir.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Değerli Milletvekilleri, 2020 yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine kaldığımız
yerden devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme
Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu,
2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2018
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
(Devam)
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE
YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H)
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI (Devam)
1)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I)
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
İ)
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU (Devam)
1) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
J)
SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon yerinde.
Gruplar adına konuşmalar
tamamlanmıştı.
Şimdi şahıslar adına
konuşmalardan ilkine geçiyoruz. Lehte olmak üzere Gümüşhane
Milletvekili Cihan Pektaş konuşacaktır.
Buyurun Sayın Pektaş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz bütçe
üzerinde şahsım adına lehte söz almış bulunuyorum.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bütçeden önemli bir pay alan ve yatırımlar
gerçekleştiren bakanlıklarımızdan biri de Tarım ve
Orman Bakanlığıdır. Bu Bakanlığımız,
orman yangınlarıyla, kuraklıkla ve aynı zamanda sel ve
taşkınlarla mücadele eden bir
bakanlığımızdır. Esasen, bu konularda çok büyük
başarılara imza atılmıştır. Bu başarının
arka planında kurumlar arası iş birliğinin önemi
yatmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğü, yangınla mücadelede
en ileri teknolojileri kullanarak araç gereç ve teçhizat yönünden her geçen gün
daha da güçlenmiş ve daha operasyonel bir yapıya
kavuşmuştur.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ülkemizin her
köşesine kurulan meteoroloji radarları ve otomatik gözlem
istasyonlarıyla özellikle yangına hassas bölgelerde mevzi ve
anlık verileri Orman teşkilatına bildirerek yangınlara
karşı tedbir alınmasında büyük rol oynamakta ve âdeta
yangınların seyrini değiştirmektedir.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ise
yapmış olduğu baraj ve göletlerle yangınlara müdahale eden
araçlara su temin ederek yangınların büyümeden söndürülmesinde önemli
rol oynamaktadır. Bu iş birliği ve koordineli çalışma
sayesinde Türkiye, yangınla mücadelede dünyanın en
başarılı ülkelerinden biri olmuştur. Kuraklıkla ve
taşkınla mücadelede en etkili yöntem, ağaçlandırma
yapılarak orman varlığımızın
artırılması ve su kaynaklarımızın optimum
işletilmesidir. Ülkemizde yağışlar mevsimlere göre
farklılık göstermektedir. Yağışlı mevsimlerdeki
suların, kurak mevsimlerde kullanılması zarureti vardır. Bu
sebeple, nehirler üzerinde barajlar inşa ederek suları biriktirip
kurak mevsimlerde kullanmak durumundayız. Barajlarımız enerji
üretimi, tarımsal sulama, içme ve kullanma suyu temininin yanı
sıra, taşkın koruma vazifesi görerek tarım
alanlarımızın azalmasına ve büyük ekonomik kayıplara
da engel olmaktadır.
Bazı kesimler barajlara karşı menfi
bir tavır içindeler. Barajlar, beş ile on yıl arasında
yatırımını geri ödeyen, en az yüz yıl ile iki yüz
yıl arasında ekonomiye fayda sağlayacak projelerdir. Mesela,
Karakaya Barajı 1987 yılında devreye alınmış, 131
milyarlık enerji üretmiştir. Atatürk Barajı 1993
yılında işletmeye alınmış, şu ana kadar 110
milyarlık enerji üretmiştir, ayrıca 932 bin hektar araziyi
sulayacak suyu depolamaktadır. Deriner Barajı 2013 yılında
işletmeye alınmış, 6 milyarlık enerji üretmiş ve
yapılan yatırımı geri ödemiştir, bundan sonra âdeta
para basmaya devam edecek. Ilısu Barajı bitti ve su tutulmaya
başlandı, yılda 2,5 milyar liralık enerji üretecek.
Bir taraftan sulama projeleri isteniyor, diğer
taraftan barajların yapılmasına karşı
çıkılıyor. Barajlara karşı olmak, doğal gaz
lobilerinin avukatlığını yapmaktır.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Tarihi katlettiniz,
tarihi
CİHAN PEKTAŞ (Devamla) - Evlerimizdeki
ampullerin yanmasına karşı olmaktır. Çeşmelerimizden
suyun akmasına karşı olmaktır. Tarımsal üretime
karşı olmaktır. Geleceğimize karşı olmaktır.
Biz milletimizin hayal ettiği projeleri
yapıyoruz. Bir barajı, bir projeyi bitirip
açılışını yapmaya gittiğimiz zaman o yörenin
insanları tarafından Kırk yıldır, elli
yıldır beklediğimiz hayalimizdi. Hayalimize kavuştuk. Allah
sizlerden razı olsun. sözlerini çokça işittik; tıpkı yüz
yıl önce Konyalıların, Sultan Mehmet Reşata bir arzname
göndererek yapımını talep ettikleri Konya Ovası Projesi ve
Mavi Tüneli 2012 yılında yaparak Konyalıların hayallerini
gerçekleştirdiğimiz gibi; merhum
Başbakanımız Adnan Menderesin memleketi Aydın için
Şu Çine Çayı üzerinde bir baraj yapsam ve önündeki ağacın
serinliğinde uyusam. dediği hayalini 2010 yılında kendi
adını verdiğimiz barajı yaparak
gerçekleştirdiğimiz gibi; 1996 yılında İstanbulda
Adalara denizin altından su götürdüğümüzde Kuzey
Kıbrıstan arayan bir bakanımız Kıbrısa da su
istiyoruz. diye talepte bulunduğu, dönemin Belediye Başkanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın Zamanı gelince neden
olmasın. diye cevap verdiği ve on dokuz yıl sonra denizin
içinden Kuzey Kıbrısa su götürerek oradaki kardeşlerimizin
hayallerini gerçekleştirdiğimiz gibi. Bundan sonra da barajlar
yapmaya, enerji üretmeye, dünyanın en büyük projelerini bitirmeye,
hayalleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Enerji arz
güvenliğimiz için, gıda arz güvenliğimiz için, gelecek
nesillerimiz için Hükûmetimizin uygulamış olduğu politikalar,
çok doğru politikalardır.
Bu bütçeye kabul oyu
vereceğimi beyan ediyorum, bu duygu ve düşüncelerle 2020
yılı bütçemizin hayırlı ve bereketli olmasını
diliyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet
değerli milletvekilleri, şimdi de yürütme adına konuşmalara
geçiyoruz.
İlk
konuşmacı Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli.
Buyurun Sayın
Pakdemirli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi üç
dakikadır.
TARIM VE ORMAN
BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ Sayın Başkan, Gazi Meclisin
çok değerli milletvekilleri; huzurlarınızda 2020 bütçesinin
takdimi için buradayım. Yüce heyetinizi, aziz milletimizi sizlerin
huzurunda selamlamaktan mutluluk duyuyorum. Bütçemiz ülkemiz adına
hayırlı uğurlu olsun şimdiden.
Altı cevher,
üstü cennet vatanımız. Bizim işimiz tarladan sofraya, çiftlikten
çatala, ovadan ormana ve barajdan bardağa dair her şeyi içeriyor.
Büyük sorumluluk omuzlarımızda ve büyük bir mesai ve özveriyle
çalışıyoruz. Katkılarınız için ayrı
ayrı teşekkür ediyorum.
Konuşmamın gidişatını
şöyle planladım: Hem mevcut durumumuzu hem yapılanları hem
de hedeflerimizi konuşmamın içerisine
sıkıştırmaya çalışacağım. Bu arada,
tabii, gün içerisinde konuşulmuş bazı konulara da değinmek
isterim: Tarım ve orman sektörümüz
Gerçekten muhalefet bir konuda
başarılı, Tarım, orman; bu işler bitti.
şeklinde bir söylemi var ve hakikaten ben başarılı
olduğunu da görüyorum. Böyle bir kitapçık bastırdık:
Kamuoyunda gündeme gelen asılsız iddialar ve gerçekler. Ben
görüyorum ki bizim parti grubunda bile milletvekillerimiz gördüğünde, Ya,
işin gerçeği bu mu? diyorlar, demek ki çok
başarılısınız.
CAVİT ARI (Antalya)
Anlatamamışsınız Sayın Bakan. Kendi vekillerinize
anlatamamışsınız, bize nasıl anlatacaksınız
Sayın Bakan?
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Kendi partinize
anlatamamışsınız, yazık!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Biz Avrupada ilk sıralardayız,
dünyada da ilk 10dayız arkadaşlar. Yeterli mi? Değil.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Biz
başarılı olmak istemiyoruz, siz işinizi yapın, biz
başarısız olalım.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Süreme eklemeniz gerekiyor o zaman
bunları.
BAŞKAN Sayın Bakan, siz devam edin.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Tabii ki yeterli değil, gece gündüz
çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. 2050de dünya nüfusu 10 milyar,
Türkiye nüfusu 100 milyon olacak. Zor ulusal bir ev ödevimiz var. Küresel
ısınma, iklim değişiklikleri, açlık, israf ve küresel
rekabet var.
Ben Bakanlığımın ilk gününden
beri bir şey söylüyorum: Tarım ve orman memleket meselesidir,
siyasetin üstünde bir meseledir. Bunu günlük siyasi rantlara alet etmememiz
gerekir. Günlük siyasetle ilgili herhangi bir şey soruyorsanız soru
önergesine gerek yok, beni arayın. Telefon edin, ben telefonunuza
çıkacağım, cevaplarınızı da vereceğim.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Aferin, telefon
edecek bir bakan bulduk!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) İster AK PARTİ, ister diğer
partiler olsun. Bu konuda da bu işin iyi örnekleri var. (CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Önceki
soru önergelerine cevaplar?
Hiçbir tanesi yok.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
Sayın Bakanın konuşmasını dinleyelim lütfen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) O sürekli
bağırıyor Sayın Bakan, hep bağırıyor, siz
konuşun.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan. (AK
PARTİ sıralarından Dinle be kardeşim, dinle! sesi)
TARIM ve ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Alo deyin, ararsınız, 80 milyonda
telefonum var, muhtarların telefonlarına dahi çıkıyorum
arkadaşlar, lütfen alo deyin. Kamil Hoca bir şeyler
yazmış, soru önergesi yazmış tarımla, traktörle
alakalı. Dedim ki: Hocam, beş dakika bir gel, biz sana
anlatalım. Anlattık, tatmin oldu ve ayrıldı. Yani bizim
hepinizin desteğine ihtiyacımız var arkadaşlar; bütün
partilerin, bütün grupların desteğine ihtiyacımız var. Yeni
bir Tarım Orman Şûrası yaptık. Bir sürü yasal
değişikliğe ihtiyacımız var. Sanıyor musunuz sadece
AK PARTİ, sadece MHP? Tüm partilerin desteğine ihtiyacımız
var ittifakla. Bu iş siyasi bir mesele değil, siyasetüstü bir
meseledir ve memleket meselesidir, vatan millet meselesidir diyoruz.
Tüm politikalarımızı 65 il, 30 ülke
gezerek oluşturduk. Çiftçi ihtiyaçlarını, isteklerini ve
vatandaş hassasiyetlerini sorgulayarak, sahada sorarak, dinleyerek,
dünyayı takip ederek yaptık ve herkese on beş yıldır
ilk defa buyurun konuşalım dedik, Tarım Orman
Şûrasını toplayalım dedik on beş yıldır ilk
defa ve bu farklı olsun dedik. Dedik ki: Sadece tarımın
paydaşları değil, tüm paydaşlar gelsin, 81 milyon bu
işe katkı sağlasın istedik ve şûrayı
topladık. 81 ilde 82 milyon vatandaşımızı şûraya
davet ettik. İnternet sitemizi açtık, 50 binden fazla fikri
topladık. Beş yıllık bir plan oluşturacak kadar da
bilgiyi, planı, projeyi bu şûrada 5 bin sayfalık dokümandan
damıttık ve bu yirmi beş yıla ışık
tutmasını hep birlikte bekliyoruz. Diğer şûralara göre
farklı olarak da şunu yaptık, dedik ki: İki ay içerisinde
bu şûradan çıkan kararların yol haritasını
açıklayacağız. Yani şûradan güzel kararlar her dönemde
çıkmış ama uygulanmasıyla ilgili takipler her dönemde
mükemmel olmamış, biz de diyoruz ki: İmkân, yasal mevzuat ve
diğer konularla alakalı olarak biz şûra kararlarıyla ilgili
bir yol planını açıklıyor olacağız. Bunu da
yetiştirebilirsek inşallah ocağın son haftasında
yapıyor olacağız.
Ben, burada başta Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonu Başkanımıza, siz değerli
milletvekillerimize, aziz milletimize şûraya
katkılarınızdan dolayı çok çok teşekkür ediyorum.
İnşallah, ocak ayındaki şuramızda da su odaklı
planlama ve sözleşmeli üretim
Yani gün boyunca burada girdi
fiyatlarını konuştuk, sözleşmeli üretim ve kooperatifler
üzerinden bir planla mutlaka çıkacağız çünkü şuranın
bize vermiş olduğu ödev budur. Üretici örgütlerinin rehabilitasyonu
ve bunların sağlıklı çalışanlarıyla birlikte
Bakanlığımızın yeni dönemde yol yürümesi son derece
önemli.
Gıdada taklit ve tağşiş
Burada
tüm Meclisin yardımına ihtiyacımız var. Gıdada taklit
ve tağşişte her şey yasak ancak cezalar yeterli gelmiyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Kanun teklifi
verdim, hemen yarın getirin, oylayalım.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Taklit ve tağşişi yapanlar bu
cezai müeyyidelerde kanunun arkasından dolaşıyorlar, buradaki
müeyyideleri hep birlikte önümüzdeki günlerde, inşallah, ocağın
ilk günlerinde, artırıyor olmamız lazım diye
düşünüyorum.
On sekiz ay, evet, on sekiz ayda benim için en
değerli çalışma ve en değerli kampanya da Geleceğe
Nefes kampanyası oldu, bunun da semeresini aldık. 2019
yılında internet motoru aramalarında Türkiyede en çok aranan
2nci konu oldu. Cumhuriyet tarihinin en önemli kampanyasını
yaptık, en yeşil kampanyasını yaptık. Milletçe,
vatandaşla el ele bu kampanyayı yaptık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 11 Kasım saat 11.00de, bu
millî seferberlikle birlikte Çorumda bir saatte en çok ağaç dikme
rekorunu da kırmış olduk ve Sayın
Cumhurbaşkanımız 11 Kasımı Millî
Ağaçlandırma Günü ilan etti ve milletimize armağan etti. Geçen
yıl burada ağaç konuşuyorduk, ağaç.
ATİLA SERTEL (İzmir) İzmir
yandı kül oldu! İzmiri yaktınız!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Ona da geleceğim. Geçen yıl burada
ağacı konuşuyorduk, Ağaç diktik. dedik İnanmam.
dediniz, Sayın. dedik, Saymam. dediniz. Sizi Guinnesse havale ettik,
Guinness saydı yine İnanmam. dediniz. Bu tutmaz. dediniz, sizi
Allaha havale ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) O yeşil
yakacak sizi. İzmir günlerce yandı.
OYA ERONAT (Diyarbakır) PKK yaktı, PKK!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Bu işler çocuk oyuncağı
değil, bırakın teknik adamlar yapsın bu işleri
arkadaşlar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Bakanım,
biz buradayız. O hep bağırır.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sayın
Bakanım, kıskanıyorlar, kıskanıyorlar.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) İlgi ve teveccüh için başta
Cumhurbaşkanımıza, geleceğe nefes olan herkese, siz
değerli milletvekillerimize, yüce milletimize bir kez daha teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2018-2019 üretim sezonu öngörümüzde 119 milyon ton
bitkisel üretim, 68 milyon hayvan varlığı, 22,1 milyon ton süt
üretimi, 1,1 milyon ton kırmızı et üretimi, 19,6 milyar adet
yumurta üretimi, 2,2 milyon ton tavuk üretimi var.
Tarım orman sektörünü 2018de yüzde 1,9 büyüme,
2019un ilk üç çeyreğinde de yüzde 3,56 büyümeyle diğer sektörlere
oranla daha pozitif bir büyümeyle tamamlamış bulunmaktayız. 2002
ile 2018 arasında ortalama yüzde 2,6 büyümeyle 44 milyar dolarlık
tarımsal gayrisafi yurt içi hasılaya ulaştık. Son on yedi
yılın on dördünde büyümeye ve 2018de de gayrisafi yurt içi
hasılaya yüzde 6,2lik katkımız var. Tarımsal
hasılamız -hep diyorsunuz ya Tarım bitti. diye- 2002 de 37
milyarken 2018i 216,7 milyarla kapattık, yüzde 486 artış yani 5
misli artışla kapatmışız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 2019 ilk dokuz aylık tarım
orman gayrisafi yurt içi hasılası -bu da önemli- 2018in aynı
dönemine göre yüzde 30,4 artışla 205,5 milyar lira.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Hangi
ülke ama?
İSMAİL BİLEN (Manisa) Türkiye,
Türkiye!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ
(Devamla) Bu rakamlar TÜİK verileridir.
Verdiğimiz destek ve çiftçi emekleriyle 195
ülkeye 1.690 tarım ürünü ihraç ediyoruz. Türkiye ihracatçı bir
ülkedir. Tarımdaki ihracatımız son on yedi yılda 4,7 kat
artmıştır. 2019un ilk on ayında da 14,4 milyar dolar
ihracatımız vardır. 2018in dış ticaret fazlası
4,8 milyar dolardır. Türkiye, böyle dediğiniz gibi ithalat cenneti
filan değildir.
ATİLA SERTEL (İzmir)
Mısırdan, Suriyeden patates getirdiniz
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Bu başarı asıl çiftçilerin
başarısıdır. Ben tüm Meclisimizden çiftçilere bir
alkış istiyorum, tüm Meclisten. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYHAN BARUT (Adana) Çiftçinin cebinde çay
parası yok.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Hükûmetimiz yeni ve etkin destekleri vermeye
devam etmektedir. 2019 yılında 12 yeni ürüne destek, 2019
yılında da 32 desteğin birim fiyatında artış
sağlamıştır. Türkiye cumhuriyet tarihinde dane zeytine ilk
defa 15 kuruş destek verdik. Tarımsal desteklerimiz de 2002den bu
yana tam 8 misli artmıştır.
2020 desteklememiz -lütfen bunu not edin- yüzde 36,7
artmıştır. Burada günlerdir bütçeyi okuyorsunuz, bütçe
kalemlerini görüyorsunuz, hiçbir bütçe kaleminde yüzde 36.7lik artış
yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Sizin
gibisini görmedik!
HALİL ETYEMEZ (Konya) Kıskanmayın.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Ben başta Sayın
Cumhurbaşkanımıza, Hazine ve Maliye Bakanımıza ve
destek olan siz değerli tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum.
Bütçemizin yüzde 55ini de tarımsal desteklere
ayırdık. Son on sekiz ayda da 1.303 teknik personel alımı
yaptık, 5 bin personel alım sürecimiz de devam ediyor. Norm
kadrolarımız müsaade ettikçe de personel alımlarına devam
edeceğiz ancak bugün için benim bu atama bekleyen arkadaşlarıma
Şu kadar kişiyi alacağız. gibi bir haberim yok, bunu da
açık açık söyleyelim. Hayırlı, verimli ve bereketli olsun.
Şimdi, her zaman bu destekleri
konuşuyoruz. Bu desteklerin yeterli olmadığını da
Meclis konuşuyor. Desteklerin yeterli olmadığı konusunda
Meclisin konuşması beni rahatsız etmez; çiftçiye ne kadar fazla
destek verilirse o kadar iyi ama yüzde 1,30 destek verdiğimizi OECD kabul
ediyor.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Sayın Bakan, Cumhurbaşkanı Yardımcısının
bütçe konuşmasında verdiği rakam ortada.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) OECDnin
hesaplama yöntemini bilmiyorsunuz.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) OECD diyor ki: Sen yüzde 1,30 destek
veriyorsun. Yani yasaya uyuyoruz. Keşke daha fazla olsa, keşke bütçe
imkânları daha fazla olsa, keşke daha fazla versek.
Çok sayıda üründe de dünya liderliğimiz
var. Bunları biliyorsunuz, bunları tekrar etmeyeceğim. Bitkisel
üründe de on yedi yılda yüzde 20 artışımız var. Bir
hususun altını çizmek isterim: Üreticimiz mağdur olmasın
diye 16 üründe üretici fiyatlarını zamanında
açıkladık. En başta geldiğimde şunu söyledim:
Üreticiyi koruyacağız, tüketiciyi de kollayacağız dedim
değil mi?
ATİLA SERTEL (İzmir) Size rağmen
büyüyoruz, size rağmen.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Evet, bakın, çiğ süt 2,30
-cumhuriyet tarihinde yok- 1,50 yem paritesi şu anda arkadaşlar.
Yaş çay 2,90, yüzde 25 artmış.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Kasım ayında hâlâ Süt Konseyi fiyatı yok Sayın Bakan,
mayısta düşürdünüz birim fiyatlarını.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Şeker pancarı yüzde 28
artmış. 1.350 lira olan ekmeklik buğdayda yüzde 29
artış, arpada yüzde 33 artış, Giresun fındıkta
yüzde 62 artış.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Pamuk
nerede, pamuk?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Kuru üzümde de piyasaya girdik, incirde de
piyasaya girdik. (CHP sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
anlayamıyoruz ama.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli)
Pamuğa gel, pamuğa!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) 1930dan beri piyasada
olmadığınız için, sahada olmadığınız
için problemleri bilmiyorsunuz, bilmiyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Çay paraları
peşin ödeniyor, çay paraları peşin ödeniyor, sağ olun
Sayın Bakanım.
ATİLA SERTEL (İzmir) Etkisi var mı
etkisi?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Evet, 160 bin üretici, 3,1 milyon ton ürün
aldı, 5,6 milyar lira TMO para ödedi. Hasat zamanı hiçbir zaman
ithalat yapmadık. Ve ben Bakan olduğum sürece, Türkiye hasat
zamanı hiçbir zaman ithalat yapmayacak.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Daha geçen sene
buğdayda yaptınız hasat zamanı.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Süt-yem paritesi söylediğim gibi
1,50dir.
Evet, şimdi de buğdaya gelelim.
Bakın, Türkiyeyi buğdaya muhtaç ettik değil mi?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Evet.
Nüfusa bakın Sayın Bakan, nüfus 23,9, üretim 19,5 milyon ton
Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Evet, Türkiye üst üste 20 milyon ton
buğday üretir, 20 milyon ton buğday tüketir. Ne zamandan beri demir
perde ülkesi olduk? Bunlar, bu ithalatlar, makarna ve un içindir.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Makarnayı da mı ihraç ettik ya. Vah hâlimize ya!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) 16 milyar dolar ithalat
yapmışız, 28,6 milyar dolar ihracatımız var. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Lütfen artık yalan
söylemeyin, lütfen artık üreticimizi korkutmayın. Lütfen artık
üreticinin moralini bozmayın, başka bir yerden rant bulun. Bizi
eleştirecek bir şey bulamıyorsanız ben size malzeme
çıkartır veririm, merak etmeyin. (CHP sıralarından
gürültüler)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Bakan, ciddi ol biraz, burası Gazi Meclis.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
duyamıyoruz, müdahale eder misiniz lütfen.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Pamuktan
haber ver, pamuktan.
BAŞKAN Sayın Bakan, izin verir misiniz
lütfen.
Değerli milletvekilleri, sataşma, laf atma
bütün parlamentolarda en yaygın usullerden, âdetlerdendir, bir
sınırı vardır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Laf atmıyorlar
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Turan, eğer
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Ama sesimiz duyulmuyor Sayın
Başkanım, bağırmak zorunda kalıyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, bir
açıklamamı dinleyin, sonra ben size söz vereceğim. Eğer bu
belli bir sınırı aşar, konuşmacının devam
etmesini engellerse, hiç şüpheniz olmasın, ben burada yetkilerimi
kullanırım. Ayrıca, bu Parlamento bu laf atmaları eğer
büyütüyorsa geçmiş dönem parlamentolarında neler
yaşandığını bilmiyordur. Özellikle 12 Eylül öncesi
burada saatlerce, sabahlara kadar non-stop devam eden bütçe görüşmelerinde
nasıl sataşmalar olduğunu herhâlde bilmiyordur.
Dolayısıyla siz konuşmanıza devam edin. Sataşma, laf
atma belli çerçevelerde parlamentonun rengidir.
İSMAİL BİLEN (Manisa) Sayın
Başkan anlamıyoruz ki, gürültüden anlamıyoruz Sayın
Bakanın konuşmasını.
BAŞKAN Eğer konuşmayı
engellerse, devamı engellerse İç Tüzükün verdiği yetkiyi
kullanırım. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun, Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Evet, biraz önce de söylediğim gibi,
buğday unu ihracatında dünyada 1inci sıradayız, makarna
ihracatında da dünyada 2nci sıradayız. Bu ithalatların
sebebi budur arkadaşlar.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Buğday
nereden geliyor, buğday; yurt dışından gelmiyor mu?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) 2019da çiftçimizi enflasyon altında
ezdirmedik. Son on yedi yılda hayvancılık desteklerimiz 45 kat
artarak 33 milyar lira oldu. 2020 yılı için de 6 milyar lira
hayvancılık desteği planladık. Kırsala yatırım,
üreticiye gelir ve istihdama katkı; 9,9 milyar lira hibe ve 200 bin
kişiye istihdam sağladık.
Gençlere ve kadınlara pozitif
ayrımcılık yapıyoruz. Tarım, hayvan, orman, gıda
ve su ürünleri eğitimi görmüş gençlere de Kırsal Kalkınmada
Uzman Eller Projesi için başvuru çağrısına devam ediyoruz.
Hükûmetlerimiz döneminde tohum çok konuşulan
bir konudur. Sertifikalı tohum üretimimiz tam 7 misli artmış.
Tohum ihracatımız artmış. Tohum
ihtiyacımızın yüzde 96sını yerli olarak
karşılıyoruz. İhracat 8 kat artmış, 86 ülkeye
ihracat yapmışız. Öyle dediğiniz gibi, burası
yabancıların oyun alanı falan değil. 922 tohum
firmamız var; 861 tanesi yerli, 40 tanesi yabancı, 21 tanesi de
ortak.
Tarımsal arazi kayıplarımıza
gelelim. Tarımsal arazi kayıpları dünyanın her
tarafında problemdir arkadaşlar. Hepimizin bunun mücadelesini
vermemiz lazım ama ben bir şey söyleyeyim: AK PARTİ hükûmetleri
öncesi tarımsal arazi kayıplarında ne yazık ki diğer
hükûmetlerimizin karnesi iyi değil. Toplamda, otuz senede 2,6 milyon
hektar tarımsal arazi kaybetmişiz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) 4,5 milyon
hektar; yanlış.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Evet, karne burada. AK PARTİ öncesi
senelik kayıplar 120 bin hektarken
CAVİT ARI (Antalya) Yanlış o,
yanlış Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) -
AK PARTİ döneminde 60 bin hektara
düşüyor ve Gazi Meclisimizden çıkan son kanunla birlikte ortalama
senelik 20 bin hektara düşüyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Tarım
sayımı yapılmadı.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemiyle beraber, benim gelmemle beraber bu seneyi 10 bin hektarın
altında tamamlıyoruz; marifet iltifata tabi, bir alkış
bekliyorum hepinizden, hepinizden bir alkış bekliyorum, hadi
bakalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CAVİT ARI (Antalya) Yanlış o,
yanlış Sayın Bakan, yanlış bilgi.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Pamuk
nerede, pamuk? Pamukçu perişan.
KAMİL OKYAL SINDIR (İzmir) Sayın
Bakan, bence TÜİKle masaya bir oturun da anlaşın bu konuda.
CAVİT ARI (Antalya) Sizin kendi verileriniz
öyle demiyor Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - 265 ovamız tarımsal sit alanı
olarak ilan edilmiştir, 300 ovamızı 2023e kadar
tamamlayacağız; potansiyelimizin ben biraz daha fazla olduğunu görüyorum,
bu konuyla ilgili de arkadaşlarla çalışıyoruz.
Türkiye tarihinde -Hocam da geldi, ziyaret etti- çok
önemli bir şeye imza attık. Çiftçimize sorsan, önemli girdilerinden
bir tanesi mazot
Kırk beş dakika şarjla yedi saat
çalışan elektrikli bir traktör prototipi gerçekleştirdik. O kadar
güveniyoruz ki herkesi çağırdık, Gelin, bakın, herhangi
bir yorumunuz varsa bunları da dinlemek isteriz. dedik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Hayırlı olsun.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Kamil Hocam geldi, teşekkür ediyorum
kendisine, teşrif ettiler, sağ olsun; memnun olduklarını,
memnun ayrıldıklarını hissettim ben. Muhalefet tasvip etmez
ama en azından memnun olduğunuzu hissettik Hocam, teşekkür
ediyorum.
İyilik yap, denize at, balık bilmezse, Halik
bilir. demişler.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Pamuktan
bahsedin, pamuktan Bakanım. Ya balığı boş verin,
pamuğa bakın.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Son on yedi yılda, dünyada orman
varlığı azalırken Türkiyede orman varlığı 1,8
milyon hektar artmış.
Yangınla mücadele
HAYDAR AKAR (Kocaeli) İzmir
yangını
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli)
Pamuğun tabelası nerede, pamuğun?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) -Arkadaşlar, bakın, Türkiyenin
yangın performansı
EFFIS, The European Forest Fire Information
System; hemen yazın, cep telefonlarınızdan ulaşacaksınız,
bu veri hikâye bir veri değil. Bu veri, uluslararası bir
kuruluşun verisi. O diyor ki: Türkiyede 2018de 6 bin hektar alan
yandı, Portekizde 145 bin hektar alan yandı. Orman
yangınları her zaman olur. Önemli olan, bunlara hızlı
müdahale edebilmek.
Bakın, bugün Devlet Su İşlerinde bir
yangınımız oldu. Ben, şimdi, belediyeyi yirmi beş
dakikada geldi diye eleştirmeyeceğim çünkü yangın
savaştır. Biz, bu yangınlara on iki dakikada müdahale etmeye
başladık. 2002de bu kırk dakikaydı, biz şimdi ilk
çıkmaya başladıktan sonra on iki dakikada müdahale ediyoruz. Başarılı
bir Orman teşkilatımız var. Ben bu teşkilatın
arkasında oldum, yağan küllerin arasında onların
yanında yer aldım. Ya, biraz da marifet iltifata tabi
arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Pamuk,
pamuk, pamuk
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Bakın, her yıl Portekizde orman
alanlarının yüzde 3,3ü yanıyor. Bunun anlamı şu:
Portekiz tedbir almazsa otuz sene içerisinde bütün ormanları kül olacak.
Bizde on binde 4ü yanıyor ve yananı da anında söndürüyoruz.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Pamukçu da
yanıyor, pamukçu da yanıyor!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Lütfen değerli milletvekillerim
Evet, Türk Hava Kurumunun 45-50 yaşında
yüksek riskle görev yapmaya müsait uçaklarıyla uçmama kararını
benim Orman teşkilatım aldı. Personelim buna binmek istemiyor
arkadaşlar. Bu konuyu gerçekten çok uzattık. 100 milyon dolar Türk
Hava Kurumuna para ödemişim
AYLİN CESUR (Isparta) Cebinizden mi?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla)
ve toplamda satın alma bedeli 10-15
milyon dolar olan uçakları hiçbir zaman yenilememişler, uçuşa
hazır hâle getirmeye çalışmamışlar. Su atma kapasitesi
yüzde 10, toplam bütçemin yüzde 30unu alıyorlar.
AYLİN CESUR (Isparta) Cebinizden mi?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) 1 tonu helikopterle 1.200 liraya
atıyorum, uçakla 8 bin liraya atıyorum. Sırtınızda
küfe yok ama eğer siz de benim yerimde olsaydınız, emin olun,
uçakları iptal eder, helikopter sayısını
artırırdınız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ben, Türk Hava Kurumunu seven bir insanım.
ATİLA SERTEL (İzmir) Parasız
uçuracaklardı, parasız!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Pilotluk sertifikamı Türk Hava Kurumundan
aldım. Türk Hava Kurumu yeter ki hizmet verebilecek seviyede olsun, biz
her zaman onunla çalışırız arkadaşlar.
Evet, ben biraz fazla zaman isteyeceğim.
BAŞKAN Devam edin lütfen.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Orman Genel Müdürlüğümüz,
başarılı bir teşkilat ama yenilikçi tüm
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakan, iki dakika daha
ilave süre veriyorum.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Çok az.
BAŞKAN - Siz devam edin Sayın Bakan, onu
ben takdir ederim. Galiba Parlamentoda konuşma tecrübenizin artması
gerekiyor biraz. (CHP ve HDP sıralarından Bravo! sesleri,
alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Devam edin Sayın
Bakanım, siz devam edin Sayın Bakanım. Başkanımız
söyledi, siz devam edin Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Ben gerektiği takdirde süre
veririm, siz konuşmanıza devam edin.
Buyurun Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Orman Genel Müdürlüğümüz
başarılı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Biraz bekleyin lütfen, bir sorun var
galiba.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Orman Genel Müdürlüğümüz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakan, biraz bekleyin
lütfen. Teknik bir sorun var, onu giderecek arkadaşlarımız
şimdi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Cihaz bile
konuşturmak istemedi Bakanı.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Meclisin
yollarını yapıyorlar, elektronik sistemler çökmüş durumda.
Buradaki elektronik sistemler çalışmıyor Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın Bakan, değerli
milletvekilleri; teknik bir sorun çıkmış, bana görevliler bunu
böyle iletti. Arızanın giderilebilmesi için birleşime beş
dakika ara vermem gerekiyor. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar) Daha sonra size tekrar burada konuşma hakkı
vereceğim.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.32
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya),
İsmail OK (Balıkesir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
En son, Sayın Bakanın
konuşmasını dinliyorduk, ek süre vermiştik ama o ara teknik
bir arıza ortaya çıktı. O nedenle konuşmasını
tamamlayamadı Sayın Pakdemirli.
Şimdi, kendisine ek olarak beş dakika süre
veriyorum konuşmasını tamamlamak üzere ve kürsüye davet
ediyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) Çok Sayın
Başkanım, çok, vallahi çok.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Evet, son on yedi yılda suyun
akışına yön veren politikalar izledik. Baraj
sayımızı 276dan 841e çıkardık. Kurulu gücümüzü de
12.500 megavattan 29.000 megavata çıkardık. İnşallah 2023
yılında 8,5 milyon hektar sulamaya da ulaşmış
olacağız.
Şimdi, bu 3 büyükşehrin su problemi hep
konuşuluyor. Biz, inşallah, ne Ankarayı ne İzmiri ne de
İstanbulu susuz bırakmadık, bırakmayız ve
bırakmayacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bakın, bazıları temel atmama törenleri
düzenlerken biz temel attığımızda tören düzenlemedik;
yapıp açtıklarımıza, hizmete aldıklarımıza
dahi tören düzenlemedik.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Başkanım, sataşma bu, kürsüden sataşma var.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Mesela Ankarada Geredeyi, Gerede sistemini
açtık ve 2045 yılına kadar Ankaranın su problemini çözdük.
Sizin temelle olan ilişkiniz ancak fıkrayladır. Sizde bir Temel
daha var, o da temel atmayı sevmiyor. O yüzden
ATİLA SERTEL (İzmir) Çok
başarılısın, çok!
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Ya ne
alakası var şimdi? Ne alakası var?
CAVİT ARI (Antalya) Sayın Bakanım,
ne diyorsunuz, anlamadık yani bu espri miydi?
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Bunun ne
alakası var Temelle, temel atmayla?
CAVİT ARI (Antalya) Espri mi
yaptınız, ne yaptınız; bir anlatsanıza bize.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Bunun ne
alakası var temelle?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Arkadaşlar, şimdi, şunu
söylüyorum: Bakın, bu, İstanbulda sizin
yarattığınız manzara arkadaşlar; bu, İstanbulda
sizin yarattığınız manzara.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Kim diyor
bunu ya, kim?
CAVİT ARI (Antalya) Ne var orada?
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Sayın Bakan, yirmi beş yıldır siz yönetiyorsunuz; ayıp
ya bunu söylemeniz! Yirmi beş yıldır siz yönetiyorsunuz.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Biz İstanbulu susuz da
bırakmayacağız. Melende ufak bir teknik problem olduğu
doğrudur, bunun da gereğini yapacağız.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) Yirmi
beş yıldır siz yönetiyorsunuz. Üç ayda mı bu hâle geldi?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Cumhurbaşkanlığı Strateji
Ofisi bunu imzaladı ve bu konuyla ilgili de gereğini yapıyor
olacağız. Hiç iş yapmazsan hata da yapmazsın. Binlerce
baraj yaparsan bir tanesinde de ufak bir problem olabilir.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Ne kadar kolay!
1 milyar lira zarar, ne kadar kolay ifade ediyorsun!
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - 2020 küçükbaşta hamle
yılımız olacak. Geçen yıldan bu yana küçükbaşta hayvan
sayımızı 46 milyondan 50 milyona çıkardık, bu yıl
da en az 54 milyona çıkarıyor olacağız. Bakın, burada
2020 yılı hedeflerimizi veriyorum, bunları not edebilirsiniz;
bir dahaki bütçede inşallah nasipse bunları konuşuyor
olacağız.
Beyaz et üretiminde 2,4 milyon ton hedefliyoruz.
Kırsal kalkınma destek programlarında 4,1 milyar lira destek ve
16 bin yeni istihdam hedefliyoruz.
Su ürünlerinde ilkleri yaptık. Avrupa ve
Türkiye'de bir ilk, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Su Ürünleri
Yetiştirme Bölgesini 16.500 ton kapasiteyle devreye alıyoruz.
Gazi Meclisimize bir teşekkürüm var: Su
Ürünleri Kanunu 1971den beri bekliyordu. Bu Kanunla birlikte hem kaçak
avcılığın üstesinden gelmiş olacağız hem de
su ürünleri yetiştiriciliğinde 2023 hedefimiz olan 2 milyar
dolarlık ihracatı inşallah yakalıyor olacağız.
ATİLA SERTEL (İzmir) İzmirde her
gece trolcüler var. Her gece trolcüler denizin dibini tarıyor, her gece.
Karaburuna, Güzelbahçeye bakın.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ
(Devamla) 2020yi de dijitalleşme yılı olarak ilan ediyoruz ve
e-devlet üzerinden inşallah çiftçimiz, üreticimiz, müstahsilimiz bütün
sorunlarını çözüyor olacak.
Siyasetüstü bir mesele olduğunu tekrar
hatırlatıyorum, bu işin bir memleket meselesi olduğunu
tekrar hatırlatıyorum. Günlük siyasete bu işi alet etmeyin; beni
arayın, ben her zaman telefonlarınıza çıkarım. Sizin
soru önergelerine bu kadar çalışmanıza gerek yok. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
ATİLA SERTEL (İzmir) Telefonunuzu
söyleyin Sayın Bakan.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
konuşmasını tamamlamasına izin verelim Sayın
Bakanın.
Buyurun.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Şimdi, Bosna ve Sırbistandan et
ithalatı; 2018de 3.600 ton Sırbistandan et ithal etmişiz,
2019da 428 ton.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Pamuktan
bahset, pamuktan!
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Zeytin ne oldu, zeytin?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) 1 milyon ton et üretilen, et yenilen bir ülkede
karşılıklı tavizlerin değiştiği, ticari
anlaşmaların olduğu bir ülkede, Ticaret
Bakanlığının da yapmış olduğu bazı
anlaşmalar varken devletin ali menfaatlerini kenara mı
atacaktık?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Buzağı
desteği ne oldu Sayın Bakan?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Osmanlının altı yüz sene hüküm
sürdüğü bu topraklarda kardeşlerimiz bize muhtaçken onları
elimizin tersiyle itecek miydik? Türkiye bu kadar âciz bir ülke mi?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) 2018
buzağı desteği ne oldu Sayın Bakan?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) - Türkiye bu kadar âciz bir ülke mi? (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Türkiye at eti, eşek eti ithal etmiyor; bu,
uluslararası ticari emtia ayrı kod
tanımlanmadığından kaynaklı sizin bir yanlış
anlamanızdır. Bunu Mecliste dile getireceğinize bir telefonla
bana sorabilirdiniz.
Sudandan et ithalatına bir iznimiz yok; bunu
da şimdilik 2020de düşünmüyoruz, 2021de bu konuyu tekrar
konuşalım. Tüm et konusunda ithal veya yerli; ülkemiz örf, âdet, dini
inançlarına uygunluk her zaman arıyoruz.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Ya bir
pamuk de Tarım Bakanı! Allah rızası için bir pamuk de
ya!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Çiğ süte 10
kuruş verdiniz Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Devamla) - Seçim kampanyasındaki ifadelerim
PKKlılara aittir ve bu konuda da fikrimin aynen arkasındayım.
Bu konuyla ilgili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerimi toparlayalım;
bir dakika süre veriyorum ama sözlerinizi bağlamanız için Sayın
Bakan.
Buyurun.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ (Devamla) Tabii, hemen toparlıyorum.
2018 kesin hesap; bütçenin yüzde 96sını
harcadık, 2020 teklifimiz bir önceki yıla göre yüzde 19,4
artışla 40,3 milyar lira. Yüzde 54,5u yani 22 milyar lirası
tarımsal desteklere gidiyor. Huzurunuzda çiftçilerimize, üreticilerimize,
ülkemize değer katan herkese teşekkür ediyorum.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Ormanda
çalışan geçici işçiler kadro bekliyor Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ
(Devamla) - Bütçe hazırlıklarına destek için başta
Sayın Cumhurbaşkanımıza, katkıda bulunan
bakanlarımıza, parti grubumuza, Cumhur İttifakına, siz
değerli vekillerimizin hepsine, Plan ve Bütçe Komisyonumuza teşekkür
ediyorum.
AYLİN CESUR (Isparta) Çiftçinin yüzde 1
hakkını ne zaman vereceksiniz Sayın Bakan?
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ
(Devamla) - Herkesi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Bütçemizin hayırlara vesile olmasını
diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Pakdemirli.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın Bakan,
telefon, telefon
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, hepsi bitince mi söz vereceksiniz?
BAŞKAN - Yürütme adına konuşmalar
tamamlandıktan sonra söz vereceğim Grup Başkan Vekillerine
Sayın Altay.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın
Bakanım, bütün iktidarları suçladınız. Vallahi olmadı,
bütün hükûmetleri suçladınız. Rahmetli Ekrem Pakdemirli benim
Bakanımdı; olmadı vallahi Sayın Bakanım, olmadı.
Benim Bakanımdı ya!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Kıyaslama
yapıyor, kıyaslama.
BAŞKAN Şimdi de söz sırası
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlunda.
Buyurun Sayın Kasapoğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi üç dakikadır.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığımızın
2020 yılı bütçesi ve 2018 yılı kesin hesabı için
huzurlarınızdayım. Bu vesileyle Genel Kurulumuzun
Başkanını, siz değerli milletvekillerimizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu vesileyle, 2020 yılı bütçemizin
başta gençlerimiz, çocuklarımız, kadınlarımız,
sporcularımız olmak üzere tüm milletimize hayırlı
uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Evet, 2020 önemli bir yıl. 2020de
inşallah Meclisimizin kuruluşunun 100üncü yılını hep
birlikte kutlayacağız. Bu Gazi Meclis millî iradenin kalbi, millî
iradenin ruhu ve bu milleti bir arada tutan bu kutlu çatıda olmak ve bu
kutlu çatıda gençlerimiz için, sporcularımız için
yaptığımız çalışmaları sizlerle paylaşmak
bizler için ayrı bir onur, ayrı bir heyecan. Bu vesileyle,
gençlerimiz sadece yarınlarımız değil, bugünümüz de olan
gençlerimiz için yaptığımız ve yapacağımız
çalışmalar, projeler... Bu vesileyle başta
Cumhurbaşkanımız olmak üzere, siz değerli milletvekillerimize,
tüm partilerimize, değerli çalışma arkadaşlarıma
ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Gençler bizim için, her şeyden öte, en
kıymetli varlık. O yüzden, gençlerimiz için ne kadar
çalışsak, tüm imkânları ne kadar seferber etsek az. O yüzdendir
ki başta, Sayın Cumhurbaşkanımızın o engin
vizyonu, güçlü liderliği, ta Belediye Başkanlığından
itibaren gerek gençlerimize gerek sporcularımıza verdiği önem,
hassasiyet bizler için önemli bir ilham kaynağı. Bu vesileyle bundan
sonraki çalışmalarımızda da bundan sonraki süreçte de
tıpkı bugüne kadar olduğumuz gibi, inşallah, gençlerimizin,
çocuklarımızın, sporcularımızın, onların
küresel rekabette çok daha güçlü olmaları ve bundan sonraki süreçte bizden
alacakları bu emaneti daha güçlü bir şekilde yarınlara
taşımaları için var gücümüzle çalışacağız. O
yüzden, biliyorsunuz, geçtiğimiz aylarda kahraman askerimiz, kahraman
ordumuz Barış Pınarı Harekâtıyla ve Hükûmetimiz,
devletimiz bu harekâtı hem sahada hem masada kazanma amacıyla önemli
bir misyonu ifa ettiler ve bu süreçte de sporcularımızın asker
selamıyla Mehmetçikimize olan sempatisi, Mehmetçikimize olan sevgisi
bizleri, hepimizi heyecanlandırdı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu vesileyle, özellikle son
altı ayda tüm branşlarda sporcularımızın
kazandığı başarılar, aldıkları madalyalar
hepimizi gururlandırdı. Bu ülkenin, bu şanlı
bayrağın gururu için değerli sporcularımıza,
gençlerimize de ayrıca teşekkür ediyorum. İnşallah bizler
de bu değerli gençlerimize, bu kıymetli sporcularımıza
layık olmak için daha fazla çalışacağız, daha fazla
üreteceğiz ve şanlı bayrağımızı
dalgalandırmanın onurunu, gururunu, sevincini hep birlikte
yaşayacağız.
Biliyorsunuz,
Bakanlığımızın bütçesi, inşallah, 17 milyar 810
milyon 481 lira olacak ve inşallah, bizler bu bütçenin her kuruşunun
sorumluluğunu hissederek, gençliğimiz için, sporumuz için
değerlendireceğiz ve bu çıtayı, az önce de ifade
ettiğim gibi, daha yükseklere taşıyacağız. Bu
süreçlerde sizlerin katkısı, sizlerin desteği bizler için çok
önemli. Zira bizler, katılımcı demokrasiyi,
çoğulculuğu ve ortak aklı hedef alıyoruz, misyon
alıyoruz. Bu vesileyle gençlerimiz için yeni metotlar, yeni yöntemler
geliştirmeye gayret ediyoruz. Bu gençliğimiz sadece bu ülkenin
değil, tüm insanlığın umudu bir gençlik ve bizim
gençliğimiz de tüm insanlığa layık olacak donanıma,
vicdana, ehliyete sahip bir gençlik. Gençlerimizle gurur duyuyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) O yüzden, gençlerimizin
yarınlara kültürle, sanatla, bilimle, sporla yürümesi için; gençlik
merkezlerimizle, yurtlarımızla, gençlik kamplarımızla, tüm
imkânlarımızla, spor tesislerimizle, gece gündüz onların
hizmetine sunduğumuz bu imkânlarla tüm desteği veriyoruz ve
inşallah, çocuklarımızı, gençlerimizi hiçbir kirli
odağın tuzağına düşürmemek için gayretimizi göstereceğiz.
Bakanlık olarak, gençlerimizin gerek karar alma
ve uygulama süreçlerinde Bakanlığımızın
çalışmalarına katkı vermeleri, her alana etkin bir
şekilde katılmaları için gayret gösteriyoruz. Gençlerimizi
politikalarımızda merkeze alıyoruz ve Bakanlık olarak
Gençler neredeyse biz oradayız. anlayışıyla;
üniversitelerimize, liselerimize, ortaokullarımıza genç ofislerimizi
kurmaya başladık. Sayısı 320 olan gençlik merkezlerimizi,
inşallah, önümüzdeki yıl çok çok daha yukarılara
taşıyacağız. Başta üniversitelerimiz olmak üzere, pek
çok yerde, liselerde, ortaokullarda gençlik merkezlerimiz gençlerimizin
yarınlara daha güçlü hazırlanmaları için onların
hizmetinde, onların emrinde olacak.
Yine, gençlerimizin proje
destekleriyle, fikirlerini desteklemek, onların inovasyon
noktasındaki çalışmalarını güçlendirmek için proje
desteklerimiz var ve bu proje desteklerimizle de bu yıl 1001 projeyi
destekledik. Geçtiğimiz yıllarda devam eden bu projeye her geçen gün
bütçesini de artırarak alanını da genişleterek devam
ediyoruz. Tabii ki Gönüllülük Yılı kapsamında gerek Damla
gönüllülerimizle gerek gençlik merkezlerimizdeki gönüllülerle gençlerimizin pek
çok alanda hem tecrübe kazanmasını hem de toplumsal
dayanışma, birlik beraberlik ruhu, kardeşlik
anlayışı çerçevesinde kendilerini yarınlara
hazırlamalarını da bu vesileyle sağlamış
oluyoruz. Yine Millî Mücadelenin 100üncü yılı vesilesiyle,
biliyorsunuz, 19 Mayıs 2019da İstanbuldan yolcu ettiğimiz
gençlerimizi Sayın Cumhurbaşkanımız Samsunda
karşıladı. Çok anlamlı bir töreni sizlerle birlikte
gerçekleştirdik. 57nci Alay Vefa Yürüyüşümüz, 30 Ağustos
Meydan Muharebesi kutlamamız, Sarıkamış şehitlerimizi
anma vesileleri ve buna benzer pek çok faaliyetle gençlerimizin geçmiş ve
gelecek arasındaki köprüyü kurma ve tarih bilincini daha nitelikli, daha
donanımlı bir şekilde sahip olmalarına
çalışıyoruz ve bu aşamada da her geçen gün gayretlerimizi
gösteriyoruz.
Özellikle bu vesileyle merhum
Haluk Dursun Hocamızın ifadesiyle, Fıratın, Diclenin
kuzularını çakallara kaptırmama adına gece gündüz demeden
çalışacağız ve inşallah ne Fıratın ne
Diclenin ne Sakaryanın ne Menderesin kuzularını
kaptırmayacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Kandan, gözyaşından beslenenlere hiçbir
fırsatı vermeyeceğiz.
AYLİN CESUR (Isparta)
On yedi yıldır kaptırdınız.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) - İçişleri Bakanı olursun yakında.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Bizim
yaptığımız
Onların yıktığı,
yaktığı tesisleri yeniden yaptık. inşallah bundan
sonraki süreçte yakıp yıkmalarına da müsaade etmeyeceğiz,
gençlerimizle orada spor yapacağız, gençlerimiz oradan
şampiyonlar çıkaracaklar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu ülkenin hiç bir kaynağını kötü emeli olan
insanlara kullandırmayacağız; gençlerimiz, bizim en büyük
imkânımız, en büyük kaynağımız, her şey onlar
için.
Sayın Cumhurbaşkanımız ta
Belediye Başkanlığından itibaren
Sayın Bartın Milletvekilimiz, sabahleyin
kartvizitinizi bıraktınız, onu bırakıyorum; hoş
olmayan bir şekilde bıraktınız ama ben size nezaket
çerçevesinde bırakacağım ancak şunu bilin: Sayın
Cumhurbaşkanımız gençlerin en büyük dostu. Onun
ısrarıyla sizlere rağmen bu Meclis 18 yaşındaki
gençlerle tanıştı, size rağmen. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) 18
yaşındaki vekili göster!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ve yine burslardan bahsediyorsunuz, kredilerden
bahsediyorsunuz.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Bütçeye gel,
bütçeye!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Cumhurbaşkanımızın Belediye
Başkanıyken başlattığı bursları siz
kestirdiniz; Anayasa Mahkemesine götürdünüz, iptal ettirdiniz. Şimdi de
gençlerin mutsuz olduğundan bahsediyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Bütçeye gel,
bütçeye!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sayın Vekil, sizi kartvizitinizi getirirken
biraz gergin gördüm, kartvizit öyle takdim edilmez. Size acilen spor
yapmayı tavsiye ediyorum, spor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tabii, herkese spor yapmayı tavsiye ediyoruz; daha çok spor, daha çok
sağlık, daha çok mutluluk.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Bu biraz daha
fazla spor yapsın.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bu ülkeyi ilçelerine, köylerine kadar spor
tesisleriyle donattık; hepsi sizler için, çekinmeyin, herkese yer var bu
tesislerde; şimdi de 7/24 açtık.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Gençlik ve
Spor Bakanısınız, gençlere böyle hitap edemezsin!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi, ülkemizin 2071 vizyonu açısından önemli bir
aşaması; hamdolsun, yine Sayın
Cumhurbaşkanımızın, o beğenmediğiniz
Cumhurbaşkanımızın önderliğinde geçtiğimiz sistem
ve inşallah yine tüm bakanlıklarımızla -ben burada Kabine
üyelerimize teşekkür ediyorum, burada olanlara, olmayanlara- etkin,
verimli işleyen bir sistem var. Milletvekillerimize, Meclisimize
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
CAVİT ARI (Antalya) Niye gerginsiniz
Sayın Bakan, niye gerginsiniz? Rahatça anlatsanıza işlerinizi.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Yarınlara gençlerimizle yürüyeceğiz. Biz
her bir gencimize, hiçbir ayrım gözetmeksizin güveniyoruz,
inanıyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) Niye gerginsiniz?
Ayıptır, ayıp! Gencecik kıza sataşıyorsunuz.
Yazıklar olsun size! Ayıp!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ve biz imtiyazlı kitlelerin değil, sessiz
çoğunlukların temsilcisiyiz, sessiz. (AK PARTİ sıralarından
Bravo! sesleri, alkışlar) O
katılımcılığı
Bakın, bakın, ben bir
şey söyleyeyim size.
CAVİT ARI (Antalya) Ayıp sizin
yaptığınız. Ayıp sizin yaptığınız.
Genç bir kıza sataşamazsınız. Çok ayıp Sayın
Bakan. Siz Spor Bakanısınız, gergin davranamazsınız.
Ne var gergin davranacak?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ben Gençlik Bakanıyım. Gençlik ve Spor
Bakanıyım.
AYLİN CESUR (Isparta) Ayıp oluyor
Sayın Bakan, siz bütçenizi savunun, bütçenizi.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Hamdolsun, ben
Sayın
Cumhurbaşkanımız 1994te İstanbula Belediye
Başkanı seçildi.
CAVİT ARI (Antalya) Ne var gergin davranacak?
İşinizi anlatın burada. İşinizi anlatın.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ben ilk kez onun için oy kullandım ve onun o
belediyesinde gençlik meclisinde üyelik yaptım. Hamdolsun, Rabbim bugün
bu Mecliste sizlerle beraber olmayı lütfetti. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
NİLGÜN ÖK (Denizli) Bravo!
CAVİT ARI (Antalya) Ayıp! Ayıp! Hiç
yakışmıyor size!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Ve biz gençlerimizle, güvendiğimiz,
inandığımız gençlerle bu ülkeyi, size rağmen çok daha
yukarılara taşıyacağız, çok daha yukarılara. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
CAVİT ARI (Antalya) Gençlik ve Spor
Bakanısınız, centilmen olmayı öğrenin, centilmen. Çok
ayıp!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bizim, bu ülkenin her karışında
Cumhurbaşkanımızın alın teri var, ilçelere kadar,
köylere kadar alın teri var. Sizin neyiniz var, neyiniz?
AYHAN BARUT (Adana) Bütçeyi söyle, bütçeyi!
CAVİT ARI (Antalya) Spor
Bakanısınız, centilmen olmayı öğrenin önce. Centilmen
olmayı öğrenin önce. Hiç yakışmıyor!
ORHAN SARIBAL (Bursa) Bırakın masal
anlatmayı. Başka bir ülkede mi yaşıyorsunuz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Artık, bakın, çamur siyasetiyle, lafla
peynir gemisi yürütemezsiniz! Lafla peynir gemisi yürütemezsiniz! (CHP
sıralarından gürültüler)
NİLGÜN ÖK (Denizli) Devam
Devam
Devam
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Yıllarca Atatürkü istismar ettiniz,
gençliği istismar ettiniz. Artık kimse inanmaz bunlara. (AK
PARTİ sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
CAVİT ARI (Antalya) Yazıklar olsun, bir
de Spor Bakanı olacaksın!
BAŞKAN Değerli milletvekilleri
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan
Değerli milletvekilleri,
lütfen
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakınız, bir konumuz daha var.
(CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, lütfen
konuşmayı sükûnet içinde dinleyelim. İhtiyaç hâlinde
(CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Siz de konuşacaksınız. Sadece yirmi
beş dakikam var.
(CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 20.59
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.10
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Rümeysa
KADAK (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
35inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun
Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
En son Gençlik ve Spor Bakanı Sayın
Kasapoğlunun konuşmasını dinliyorduk, ara vermek zorunda
kaldık. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Sayın Kasapoğlunu kürsüye davet ediyorum.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Kalan süreniz ekranda görünüyor; dokuz dakika otuz
yedi saniye süreniz var.
GENÇLİK ve SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; biliyorsunuz spor, bizler için çok önemli bir olgu, önemli bir
araç hem toplumsal anlamda hem bireysel anlamda hem uluslararası anlamda.
Sporla ilgili çalışmalarımız,
sporla ilgili yatırımlarımız hem inşa anlamında
hem sportif kültürü yaygınlaştırma ve aynı zamanda tabii ki
sporda başarıyı daha yukarılara taşıma
noktasında devam ediyor. Bu çerçevede, özellikle gençlerimizi, yetenekli
gençlerimizi tespit etme noktasında çok önemli bir projemiz var.
Geçtiğimiz yıl başlatılan, 2017 yılında
başlatılan bir proje var: Yetenek Taraması ve Spora Yönlendirme
Projesi. Bu, çok önemli çünkü bu vesileyle ilkokul 3üncü sınıftaki
çocuklarımızın çok bilimsel yöntemlerle sportif anlamda
taramasını gerçekleştiriyoruz ve çok anlamda nitelikli
olduğunu tespit ettiğimiz noktalarda, onları, ilgili spor branşına
yönlendiriyoruz. Bu vesileyle geçtiğimiz yıllarda taradığımız
1 milyon 200 bin çocuğumuzdan 100 binini şu an gerek olimpiyat
hazırlık merkezlerimizde gerek sporcu eğitim merkezlerimizde
yarınlara hazırlıyoruz. İnşallah onların içinden
yüzmede, jimnastikte, atletizmde pek çok branşta yarınların şampiyonlarını
çıkaracağız. Bu vesileyle yeteneğimizi tesadüfi anlamda
değil, ciddi bir emek neticesinde keşfedeceğiz ve sportif
anlamdaki yetenek havuzumuzu, olimpik sporcu havuzumuzu da inşallah çok
daha yukarılara taşıyacağız.
Biliyorsunuz,
sporcularımıza verdiğimiz destekler var hem mali anlamda hem
teknik anlamda. Ve bunun yanında, özellikle geçtiğimiz ay çok önemli
bir devrimi gerçekleştirdik. Ben bu vesileyle bunu gündeme getiren Alpay
Vekilimize, Saffet Vekilimize özellikle teşekkür ediyorum. Zira Spor mu,
eğitim mi? ikilemi gerçekten önemli bir ikilemdi sporcularımız
için, ailelerimiz için. Sporda başarılı olan ve eğitim
hayatına da devam etmek isteyen
Hem sporcu hem avukat olmak istiyor, hem
sporcu hem mühendis olmak istiyor, farklı kariyer hedefleri var gençlerimizin.
Ama üniversite çağına geldiği an hangisine gideceğini
Ya
sporu bırakıyor ya eğitimini
Şimdi, inşallah, avukat
sporcularımızı, mühendis sporcularımızı daha
fazla göreceğiz çünkü attığımız adımla,
vakıf üniversitelerimizle gerçekleştirdiğimiz anlaşmayla
sporcularımıza yüzde 100 burs imkânı sağlıyoruz.
Ve inşallah,
sporun önündeki engelleri yine sizlerle birlikte
Her birinizin
katkısı bizler için çok ama çok önemli. Ben bu manada sizlerin
önerilerine, sizlerin tekliflerine -elbette eleştiriler de olur-
eleştirilerinize her zaman açık olduğumuzu,
kapımızın da gönlümüzün de açık olduğunu özellikle
ifade etmek istiyorum. Çünkü biz katılımcılıktan
yanayız, farklı fikirlerden güçlü fikirlerin
oluşacağına inanıyoruz. Bu vesileyle de inşallah,
gerek sporu tabana yayma noktasında
Spor yapan bir toplum olmak
durumundayız. Meclisimizin spor yapması lazım, daha çok spor
yapmak lazım. Sayın Başkanım, spora teşvik etmemiz
lazım milletvekillerimizi. Bunun için Bakanlığımıza
bir görev düşüyorsa onun için de varız. Ama sadece milletvekillerimiz
değil, tüm toplumumuzu biz spora davet ediyoruz. O yüzden tesislerimizi
7/24 hizmete açtık ve o yüzden bahane tanımıyoruz. Spor için
bahane yok; gündüz işiniz varsa gece geleceksiniz, spor
yapacaksınız. Tüm imkânlarımız, tüm tesislerimiz tüm
milletimiz için
Kadın
odaklı spor politikası diyoruz, stratejimizin temelinde,
odağında kadın var. Çünkü kadınlar
başımızın tacı, toplumun direği. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) O yüzden,
kadınlarımızın öncülüğünde sporu tabana yayma
politikalarımızda çok daha başarılı noktalara
gideceğimize de inanıyoruz. Bu vesileyle biliyorsunuz Yüzme Bilmeyen
Kalmasın kampanyası başlattık. İlk Hükûmet
dönemimizde İkinci 100 Günlük Eylem Planında Yüz günde 100 bin
kişiye yüzme öğreteceğiz. demiştik fakat öyle bir
teveccühle karşılaştık ki 100 bin hedefimizi 125 binde
ancak tutabildik ve yeni hedefimiz 1 milyon kişi. Her tarafı
denizlerle, sularla ve inşa ettiğimiz havuzlarla dolu olan bu ülkede
yüzme bilmek isteyen herkese yüzme öğreteceğiz. İl il, ilçe
ilçe, belde belde hedefler koyduk ve inşallah 2020 yılı sonunda
hedefimiz 1 milyon. Ben sizlerin de desteğiyle, spor
teşkilatımızla, kulüplerimizle bu rakamı da çok güzel bir
şekilde aşacağımıza inanıyorum.
Tabii spor turizmi
başlığımızı açtık. Ülkemizin dört bir
yanı cennet vatan. Doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle
her yer hem tesis noktasında hem imkânlar noktasında mükemmel ve spor
turizmi çalışmalarımızda da inşallah, çok güzel bir
aşamayı da ülkemizin önemli bir spor turizmi destinasyonu olması
noktasında önemli bir aşamayı da yine sizlerle birlikte
gerçekleştireceğiz.
Geçtiğimiz pazar günü önemli bir
yönetmeliği yayınladık. Çalışma
arkadaşlarıma, bu işte emeği olan çalışma
arkadaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Antrenör olmak
isteyen, spor okullarında okuyan sporcularımızın önünü
açan, sporcu olmak isteyen gençlerimize kolaylıklar sağlayan pek çok
özelliği sunan bu yönetmelikle, inşallah,
sporcularımızın önündeki engelleri kaldırarak hem
onları daha da rahatlatacağız hem de daha fazla sporcuyu, daha
fazla lisanslı sporcuyu hep birlikte yakalayacağız.
Zorlukları ortadan kaldıracağız ifade ettiğim gibi.
Amacımız, engelleri ortadan kaldırmak.
Son günlerde yaşadığımız
başarılar tesadüfi değil, on sekiz yılda gerçekleştirilen
devrimlerin sonucu ve inşallah, bunlar daha büyük
başarıların da öncüleri, emareleri
Saffet Vekilim, ümitvar olalım, 2020
Olimpiyatlarına da çalışıyoruz. Yine, önümüzdeki günlerde
sizleri ben Olimpiyat Hazırlık Merkezlerimizde
ağırlayayım. İnşallah, oradaki aşamayı,
kotaları falan masaya bir yatıralım.
Ben inanıyorum ki hepimizin yürekleri bu
ülkenin evlatlarının daha güçlü yarınlarda daha güçlü
olmaları için çarpıyor ve bu amaçla sizlerle olan birliktelikleri,
sizlerle olan istişareleri çok önemsiyoruz ve inşallah bunları
da aşama aşama daha güçlü bir şekilde beraberlikle de
gerçekleştireceğiz. Biliyorsunuz, Millî Takımımız
inşallah 2020 Avrupa Şampiyonasında güzel başarılara
imza atacak, buna inanıyoruz. Ben, A millîlerimize başarılar diliyorum.
İnşallah onlar ilk maçta, İtalyayla olan maçta, tüm dünyayı
Fransa maçında Konyada şaşırttıkları gibi orada
da şaşırtacaklar, hep birlikte onların yanında
olacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tabii, Kredi Yurtlar Kurumu, yurtlar ülkemizde
alnımızın akıyla gerçekleştirdiğimiz en önemli
faaliyetlerden bir tanesi. Az önce eleştirildi ama ben bu
eleştirileri hakikaten çok ölçülü bulmuyorum çünkü 2002deki yatak
kapasitesi ile şimdiki yatak kapasitesi arasında 3 kat fark var,
konfor açısından çok ciddi ranzalarda- bir aşama var, otel
konforunda yurtlarımız var ve bunları da hakikaten
ENGİN ALTAY (İstanbul) Öğrenci
sayısı ne? Öğrenci sayısı kaç kat arttı?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Öğrenci sayısı 190 binden 700 bine
geldi Sayın Başkanım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Toplam öğrenci,
üniversite öğrencisi; üniversite öğrenci sayısı
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Daha fazla yurt yapalım istiyoruz ama
bakın, yeni yurtları kampüslere yapıyoruz, yeni hedefimiz bu.
İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Marmara
Üniversitesi; bunlarla anlaştık, başlıyoruz. Ama ODTÜye
geldik, tıkandık; her şey hazır, CHP Grubunun muhalefetiyle
karşılaştık. Tabii, CHP Grubu her şeye karşı.
(CHP sıralarından gürültüler)
CAVİT ARI (Antalya) Ne alakası var ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Havaalanından Marmaraya kadar, Kanal
İstanbula kadar her şeye karşısınız, yapacak bir
şey yok. (CHP sıralarından gürültüler) Ama siz istemeseniz de
biz yapmaya, inşa etmeye devam edeceğiz. Sadece inşaat
değil, gönülleri de yapacağız, sizlerin gönlünü de
yapacağız, siz de sevineceksiniz inşallah. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Amacımız, gençlerimizin
(CHP
sıralarından gürültüler)
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Sen Spor
Bakanısın, bırak bunları!
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, lütfen,
konuşmayı tamamlamasına izin verelim.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN Ben uyarıyorum zaten, siz devam
edin Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Tamamlayacağım.
Kampüse yurdu yaparsak ne olacak?
Başkanım teknik dedi, teknik
konuşuyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Konuşmayı dinleyelim lütfen
değerli milletvekilleri.
Buyurun Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Şimdi, Başkanım, kampüse yurdu
yapacağız, öğrenci yol parası vermeyecek; öğrenci
istediği zaman yurduna gelecek, istediği zaman kütüphaneye gidecek
ama buna karşı çıkmayın. Gelin beraber yapalım, ismini
de siz koyun gerekiyorsa. Maksat
ENGİN ALTAY (İstanbul) Neyine
karşıyız? Ya, neyine karşıyız, anlamadım.
Bizimle ne ilgisi var?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sor, CHP Grubuna sor, belediyeye sor, buradaki gruba
sor, Yıldırım Beye sor, Yıldırım Kayaya sor.
(CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Belediyeye mi?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Sen
nerede yaşıyorsun? Nerede yaşıyorsun?
BAŞKAN Karşılıklı
olmasın, lütfen.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, değerli milletvekilleri,
inşallah hep birlikte, yarınlar, çok daha anlamlı, gençlerimiz
için, milletimiz için çok daha mutlu yarınlar olacak; biz buna
inanıyoruz, biz bunun için çalışıyoruz. Gençlerimiz
pırlanta, gençlerimiz tüm dünyaya model olacak gençler; zihinleriyle,
akıllarıyla, vicdanlarıyla, merhametleriyle, adalet
duygularıyla. Biz onlarla gurur duyuyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
O yüzden, karamsarlığa, umutsuzluğa
kapılmaya gerek yok ama biz, umudu da çoğaltmak için varız,
merak etmeyin. Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde inşallah, dur durak bilmeden
Kendilerinin on sekiz
yıldır az önce söyledim- bu ülkenin taşında toprağında
mührü var, parmak izi var, alın teri var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan,
toparlayalım.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Biraz daha
bağır, biraz daha bağır, saraya yetişecek.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) İnşallah size de nasip olur bu ülkeye eser
kazandırmak ama bilmiyorum, ne zaman nasip olur, bu vaziyetle zor. Ama ben
size şunu tavsiye ediyorum... (CHP sıralarından gürültüler)
CAVİT ARI (Antalya) Hepsini biz
kazandırdık, siz sattınız Sayın Bakan.
BAŞKAN Biraz sükûnet sayın
milletvekilleri, lütfen.
Buyurun Sayın Bakan.
CAVİT ARI (Antalya)
Kazandırdıklarımızı siz sattınız Sayın
Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Az önce birisi bir şey söyledi ama
Başkanımın hatırına hürmeten
cevaplamayacağım onu.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bizim amacımız, bu ülkenin onurunu, bu
ülkenin şerefini yücelten gençliğin umudu olmak ve bu ülkenin
yarınlarına ihanet edenlere de gereken cevabı vermek; mesele
budur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, lütfen
konuşmayı bağlamasına izin verelim.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Bakın Biz gelmedik dava için, bizim
işimiz sevi için/Dostun eli gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.
Başka amacımız yok. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Biz yaratılanı Yaradandan ötürü seviyoruz, biz
sizleri de seviyoruz, hepinizi seviyoruz. (CHP sıralarından
gürültüler) Biz birlikte Türkiyeyiz, merak etmeyin ve yarınlara daha
güçlü yürümek için inşallah, omuz omuza olalım diyorum, el ele
verelim diyorum, beraber olalım diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayalım lütfen,
tamamlayalım Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Önümüzde hiçbir güç duramayacaktır, ben buna
inanıyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Allah
Allah!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) Sözü uzatmayayım, az önce Başkanımla
da konuştuk, şunu söylüyorum: Bakın,
Bakanlığımız sizlerin Bakanlığı, bu milletin
Bakanlığı, gençlerin Bakanlığı, sporcuların
Bakanlığı.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Burası saray
değil!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla) O yüzden, kapımız her zaman açık,
gönlümüz açık, telefonlarımız açık. Bize projeyle gelin,
bize öneriyle gelin
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Sen anlat,
gel! Bakan sensin! Bütçeyi anlat, bütçeyi anlat!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU (Devamla)
gerekirse eleştirilerinizle gelin ama gelin.
Gelin konuşalım, gelin bağ kuralım, köprüler kuralım
ve bu memleketi yarınlara birlikte taşıyalım.
Saygılar sunuyorum, sağ olun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Atatürk der
ki: Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim. Biz de
onu seviyoruz.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Bakanım, son üç dakikanıza aynen katılıyorum,
alkışlıyorum.
BAŞKAN Şimdi de konuşma
sırası yürütme adına Ulaştırma ve Altyapı
Bakanı Mehmet Cahit Turhanda.
Buyurun Sayın Turhan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dört dakikadır.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN Gazi Meclisimizin Sayın Başkanı, saygıdeğer
milletvekilleri; 2020 yılı bütçe görüşmeleri çerçevesinde
Bakanlığın bağlı kuruluşlarımız
Karayolları Genel Müdürlüğü ve Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü ile ilişkili kurumumuz Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu Başkanlığı bütçeleri
münasebetiyle söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisimizi ve
aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Çalışmalarımıza katkı sunma
kabîlinden bütçemiz üzerinde söz alan, görüş ve önerileriyle projelerimize
zenginlik katan sayın milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Gazi
Meclisimizin bu oturumunda ortaya koyacağı her öneri ve
düşüncenin ülkemiz ve milletimiz adına hayırlara vesile
olmasını diliyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
takdir edersiniz ki ulaştırma ve haberleşme
yatırımları doğrudan veya dolaylı şekilde
hayatın her alanına etki ediyor. Bakanlığımın
yaptığı işler, dünyanın her yerinde olduğu gibi
hayati önem taşıyor çünkü kalkınmamızın, refah
artışımızın, sosyal, kültürel ve ekonomik
gelişmemizin yolu büyük oranda bu işlerden geçiyor. Şöyle ki:
Bir yere yol yaparsınız, hızlı tren hattı
döşersiniz, havalimanı yaparsınız, liman
yaparsınız; oranın ulaşımını
kolaylaştırırsınız, ekonomik hayatını
canlandırırsınız. Bir yere fiber hat döşersiniz;
oradaki insanları dünyayla buluşturursunuz, farklı kültürleri
tanımalarını, bilgiye ulaşmalarını, ticaret
yapmalarını ve karşılıklı etkileşimde
bulunmalarını sağlarsınız. Tüm bunların
neticesinde oradaki insanların siyasal katılım düzeyini
artırmak suretiyle demokrasinin gelişimine de katkı sunmuş
olursunuz.
Biz, işte tüm bunları sağlamak için
çalışıyoruz. Yani ülkemizin hem bugünü hem de geleceği için
çalışıyoruz. Bunun yekûnuna da beka meselesi diyoruz.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; meseleye bu zaviyeden baktığımız için
ulaştırma ve haberleşme sektöründe ter akıtan 250 bin
kişiye medeniyet neferleri payesi biçmemiz gerekir. 40 derece
sıcağın altında yollarda asfalt seren işçilerimiz,
dağları, vadileri hızlı tren hatlarıyla donatan demir
yolcularımız, coşkun sularda bile havalimanı yapan
mühendislerimiz, işçilerimiz, buz gibi havalarda limanlarımızda
gece gündüz demeden elleçleme yapan kardeşlerimiz, ülkemizin dört bir
yanına fiber hatlar döşeyen emekçilerimiz, yöneticilerimiz ve
memurlarımız yani her kademede bu işlere emek veren, imza atan
250 bin insanımız; tamamı milletimizin yolunu aydınlatan
medeniyet neferleridir. Hani Sayın Cumhurbaşkanımız Yol
medeniyettir. diyordu ya, işte bu insanlar yaptıkları
işlerle yolumuzun, medeniyetimizin kilometre taşlarını
döşemektedir. Huzurlarınızda hepsine tek tek teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
biz de ne yaptıysak güzel vatanımızın bekası, aziz
milletimizin selameti için yaptık. Bizden önce de tüm
bakanlarımız ve yöneticilerimiz ne yaptıysa hep bu
anlayış üzerine yaptılar. Biz de aynı yol, aynı
anlayış üzerinde ilerliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde ülkemizi, milletimizi
geleceğe taşımaya, yollarına ışık tutmaya
devam edeceğiz. Dünya medeniyetinin bugünkü seviyesine
ulaşmasında büyük katkısı olan aziz milletimizi,
cumhuriyetimizin 100üncü yılına taşıma, Türkiyeyi
dünyanın sayılı ülkeleri arasına sokma çabamız
kararlılıkla sürecektir.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; yoğun çalışmalarımız sonucu
ulaştırma alanında Türkiyenin yıllardır süren
altyapı problemini büyük ölçüde giderdik. Ulaştırma, denizcilik
ve haberleşme hizmetleri için son on yedi yılda 757 milyar 200 milyon
Türk lirası harcama yaptık. Temel hedefimiz, farklı
ulaşım modları arasında denge oluşturmak.
Yapmamız gereken çok iş olduğunun da bilincindeyiz ancak
aşama aşama bütün modlardaki yükü dengeli hâle getireceğiz
inşallah.
Bakanlık olarak kara yollarımızdaki
özellikle yük trafiğinin demir ve deniz yollarına
kaydırılması için pek çok önemli projeyi hayata geçirdik.
Bazı projeleri tamamlamak için de çalışmalarımız devam
ediyor. Demir yollarına toplamda 137 milyar 500 milyon Türk lirası
yatırım yaptık. Ulaşım türleri arasında dengeli
bir dağılımın sağlanması amacıyla,
yıllardır ihmal edilen demir yollarımızı yeni bir
anlayışla ele aldık. Demir yollarındaki hizmetleri birazdan
detaylandıracağım ama bunu şu noktada eklemek
durumundayım: Yaptığımız ve yapacağımız
yatırımlar sayesinde yükün, demir yolu ile kara
taşımacılığındaki payını 2 kat
artırmayı hedefliyoruz. Seyahat güvenliğini artırmak ve
yollarda konforu en üst seviyeye çıkarmak için kara yolu, üzerinde en çok
durduğumuz ulaşım sistemi oldu. Çünkü kara yolu,
hâlihazırda bütün dünyada, yolcu ve yük taşımada entegrasyon
sağlayıcı yönüyle öncelikli ulaşım türü olma
özelliğini koruyor.
Bölünmüş yol uzunluğumuzu 27.123
kilometreye ulaştırdık. Bugün, kara yolu ağımızda
3.060 kilometresi otoyol olmak üzere toplam 68.254 kilometre yol bulunuyor.
Bölünmüş yollar sayesinde, yakıt ve iş gücünden yıllık
18 milyar Türk lirası üzerinde tasarruf sağladık. Bölünmüş
yollar, toplam yol ağımızın yüzde 40ını oluşturmasına
karşın, bütün yol ağımızda hareket eden trafiğin
yaklaşık yüzde 82sine hizmet veriyor. Ortalama hız 40
kilometreden 88 kilometreye çıktı. Bununla kalmadı, bizim için,
bölünmüş yolların önemli bir fonksiyonu daha oldu. Yol
ağında 2003-2018 yılları arasında trafik
hareketliliğinde yüzde 92lik artış gerçekleşti ama trafik
kazalarında hayatını kaybeden kişi sayısında
yüzde 71lik azalma oldu. Bunu da 2003ten bugüne en çok önemsediğimiz
fayda olarak görüyoruz.
Son on yedi yılda, 13.422 kilometre tek
platformlu yolunun da standardını yükselterek hizmete soktuk.
Yıllık ortalama 14.586 kilometre asfalt çalışması ve
onarımı yaptık. Bitümlü sıcak karışım
kaplama yol ağımızı 3 kattan fazla artırdık,
25.962 kilometreye ulaştık. Artık daha güvenli ve konforlu
yollarda seyahat edebiliyoruz. Şehir
giriş-çıkışlarında artan trafik yoğunluğu
sorununu çözmek, şehirler arası trafiğin şehir
trafiğini etkilememesi için de çevre yolları yapıyoruz. Son
yıllarda, farklı seviyeli kavşaklarla geçilen çevre
yollarında 1.513 kilometreyi tamamladık, 1.183 kilometrede
çalışmalarımız devam ediyor, 915 kilometrede ise plan ve
proje çalışmaları sürüyor.
Avrupayı Kafkaslara, Orta Doğuya ve Orta
Asyaya bağlayan köprü konumundaki ülkemizin batıdan doğuya
kesintisiz ulaşım imkânını sağlayacak otoyol
ağlarını kamu-özel sektör iş birliğiyle
yapıyoruz. Bu noktada şunu vurgulamakta fayda var: Kamu-özel sektör
iş birliği yöntemiyle yapacağımız yüksek standartlı
ve yüksek maliyetli projelerin yatırım kararını almadan
önce, projeye ilişkin ekonomik ve finansal analizlerini yapıyoruz.
Her projenin sağlayacağı zaman, taşıt işletme,
bakım, kaza ve benzeri ekonomik faydalarıyla maliyetlerini
değerlendiriyoruz.
Böylece, işletme gelirlerinden de faydalanarak
projelerin finansmanını sağlıyoruz. Bütçe
imkânlarını sosyal faydası yüksek başka projelere
aktarmış ve ulaşım hizmetini yurt sathına
yaymış oluyoruz. Bu projeleri çok daha kısa sürede
vatandaşlarımızın hizmetine sunarak da ekonomik
gelişimin ivmesini artırıyoruz. Örneğin, Kuzey Marmara Otoyolu,
7 milyar 950 milyon dolarlık bir proje. Yükleniciler, projeyi bitirip
işletme sürelerini 2027 yılından başlamak üzere kesimler
hâlinde 2030 yılı ortasına kadar tamamlayarak devlete teslim
edecek yani ömür boyu bunlara garantörlük yok, on yıl içerisinde bunlar
milletin malı olacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ayrıca özellikle altını çizmekte
fayda gördüğüm bir hususu daha bu noktada açmak istiyorum. Yapım
kararı almadan mutlaka çevresel etki ve değerlendirme
çalışması yapıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolundan
bahsetmiştim. Projeden etkilenen 1 milyon 371 bin ağaç yerine 7
milyon 142 bin ağaç diktik. Projenin sonuna kadar 540 bin ağaç daha
dikeceğiz. Gelecek nesillerimize yaşanabilir temiz bir dünya,
yaşanabilir bir çevre sunma gayretindeyiz. Projelerimiz kapsamında
yapılan toplam dikim 68 milyonu aştı.
2003 öncesi otoyol uzunluğumuz 1.714
kilometreydi. Önemli bir bölümünü yap-işlet-devret modeliyle olmak üzere
1.346 kilometre daha otoyol yaptık. Bugün otoyol ağımız
3.060 kilometreye ulaştı. 2023 ve 2035 yıllarına kadar
toplam 20 projede 5.532 kilometre daha otoyol yapımını hayata
geçirmeyi planlıyoruz. Bu projelerin 573 kilometrelik kesiminde yapım
çalışmaları hâlen devam ediyor, kalan kesim içinse proje
hazırlık çalışmalarımız sürmekte.
Karayollarında yap-işlet-devret modeliyle
yaptığımız 4 projenin yatırım bedeli 109 milyar
820 milyon Türk lirası. Bu projeler için ödediğimiz toplam garantiyse
bugüne kadar sadece 9 milyar 640 milyon. Bütün bu saydığım
otoyol projeleri de dâhil olmak üzere önemli projelerin yap-işlet-devret
yöntemiyle yapılması, AK PARTİ hükûmetleri döneminde
yakaladığımız ekonomik ve siyasi istikrar fırsatı
sayesinde yurt dışı finans kuruluşlarından sağlanan
finansmanla gerçekleşmiştir.
Ülkemizin coğrafi şartları zor,
biliyorsunuz; bu zorlu şartları aşmak için
başvurduğumuz yolların başında tünel, köprü, viyadük
yapımı geliyor. Son on yedi yılda tünel uzunluğumuzu 9 kat,
köprü ve viyadük uzunluğumuzu 2 kat artırdık. İstanbula
rahat bir nefes aldıran mega projelerimizden Avrasya Tünelini 2016da
hizmete aldık, 2 yaka arasındaki seyahat süresini yüz dakikadan on
beş dakikaya düşürdük; bugüne kadar -bu projeden- 48 milyon araç
geçiş yaptı.
Türkiye genelinde, 533 kilometre uzunluğunda
148 tünelde çalışmalar devam ediyor; 636 kilometre uzunluğunda
250 tünelde ise proje çalışmaları sürüyor. 142 kilometre
uzunluğunda 46 tünelin de projesi hazır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - E26 ne oldu, E26?
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN (Devamla) Gümüşhane Zigana, Sivas Geminbeli, Erzurum Kop, Van
Güzeldere, yapımına devam ettiğimiz tüneller arasında.
Peki, köprülere gelince, son on yedi yılda 333
kilometre uzunluğunda 2.955 köprü ve viyadük yapımını
tamamladık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bunlar arasında Nissibi, Ağın, Hasankeyf ilk aklıma gelen
örnekler. 62 kilometre uzunluğunda 539 köprü ve viyadükte ise yapım
çalışmaları devam ediyor; Kömürhan Köprüsü ve Eyiste
Viyadüğü de bunlar arasında, yine, kullanılan teknik ve
teknoloji açısından öne çıkan sanat yapılarımız.
Sadece 2019da 23 kilometre uzunluğunda 92
köprü, viyadük ve kavşağı bitirmeyi hedeflemiştik; bu
hedefin üstüne çıktık, 40 kilometrelik 171 köprü, viyadük ve
kavşağı tamamladık. 1.077 köprünün bakım ve
onarımı ile 256 tarihî köprünün de restorasyonunu yaptık.
Trafiğe hizmet veren toplam 8.922 köprünün uzunluğu 644 kilometreye
ulaştı. Ayrıca deprem güçlendirme kapsamında Marmara
Bölgesinde 2 boğaz köprüsü dâhil olmak üzere, 239 köprü ve viyadük ile 5
tünelde çalışmaları tamamladık. Tüm bunları
milletimizi, ülkemizi sevdiğimiz için yapıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yine, kara yolunda seyahat eden yolcuların
gönderilen kargo ve eşyalarının elektronik ve anlık olarak
takip edilmesi için Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi
Projesini hayata geçirdik; bu, bir ilk.
Tehlikeli madde
taşımacılığı alanında da önemli düzenlemeler
yaptık. Kara yolu tehlikeli madde
taşımacılığı yapan kuruluşların
uzmanlaşmasını ve kayıt altına
alınmasını sağladık.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; demir yollarını sürdürülebilir kalkınma
hamlelerinin en önemli halkalarından biri olarak görüyoruz.
Yıllardır ihmal edilen bu alanı canlandırmak için
yoğun çaba sarf ettik.
ATİLA SERTEL (İzmir) İzmir-Ankara
hattı ne oldu?
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN (Devamla) Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde demir yollarımızı tekrar devlet
politikası hâline getirdik. Mevcut 11.590 kilometrelik demir yolu
ağımızdaki ana hatların tamamını yeniledik.
Bunların içinde ülkemizin ilk demir yolu hattı olan
Aydın-İzmir hattı da bulunuyor. Bu hattı yüz elli altı
yıl sonra altyapısıyla birlikte biz yeniledik. Kırk
yıl aradan sonra ilk defa bir il merkezini Tekirdağ-Muratlı
hattıyla demir yolu ağına bağladık, böylece
Tekirdağ Limanı da demir yoluna kavuşmuş oldu. (CHP
sıralarından gürültüler)
Yüce Meclisimizin takdirleriyle
yaptığımız yasal düzenlemeler çerçevesinde demir yolunu
özel sektöre açtık. Demir yolu şebekemiz üzerinde özel sektörün kendi
trenleriyle yük ve yolcu taşıması için gerekli yasal zemini
hazırladık. 1.213 kilometre yüksek hızlı tren hattı
yaptık.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nereye yaptınız?
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN (Devamla) Dünyada 8inci, Avrupada 6ncı yüksek hızlı
tren işletmecisiyiz. Ankara-Eskişehir-İstanbul,
Ankara-Konya-İstanbul güzergâhlarında 52 milyona yakın seyahat
gerçekleşti.
Tüm demir yollarında sadece bu yıl 200
milyona yakın yolcu taşıdık. Şu anda Ankara-İzmir
ve Ankara-Sivas arasında toplam 1.889 kilometre yüksek hızlı
tren hattı yapımına devam ediyoruz. Yüksek hızlı tren
hatlarının yanı sıra, yük ve yolcu
taşımacılığının birlikte
yapılabileceği hızlı tren hatları da inşa
ediyoruz.
Bursa-Bilecik,
Konya-Karaman-Niğde-Mersin-Adana, Osmaniye-Gaziantep,
Çerkezköy-Kapıkule ve Sivas-Zara olmak üzere 1.626 kilometre
hızlı demir yolu hattının yapım
çalışmalarına devam ediyoruz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Çerkezköy daha başlamadı.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN (Devamla) 429 kilometre konvansiyonel demir yoluyla birlikte toplam
3.944 kilometre demir yolu yapımı devam ediyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ülkemizin ekonomik hedeflerine
ulaşabilmesine katkı sağlayacak demir yolu projelerini,
diğer taşıma modlarıyla entegre olacak şekilde
önceliklendirdik.
Ayrıca, yüksek hızlı tren ve
hızlı tren hatlarının gittiği illerimizin gar ve
istasyonlarına da farklı bir dokunuşta bulunuyoruz.
Projelerimizi bu kentlerimizin kültürel dokusunu esas alarak biçimlendiriyoruz.
Hatlarımızda işletme maliyetlerini düşürmekle yüksek
kapasiteli güvenli taşımacılık sağlayabilmek için
elektrifikasyon ve sinyalizasyon çalışmalarımıza devam
ediyoruz. Sinyalli ve elektrikli hatlarda yüzde 45 civarındaki hat
oranımızı 2023 yılında yüzde 77ye çıkarmayı
hedefliyoruz.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; millî ve yerli demir yolu endüstri oluşturma, demir
yollarını, üretim merkezlerini de limanlara bağlama yönündeki
çalışmalara özel önem veriyoruz. İşletmelerimizin rekabet
güçlerini artırmak, pazarlama imkânlarını
kolaylaştırmak ve kombine taşımacılığı
daha faal hâle getirmek amacıyla lojistik merkezler kuruyoruz. Planladığımız
25 lojistik merkez tamamlandığında sektöre 73 milyon ton ve 4
milyon TEU ilave taşıma imkanı sağlayacağız.
Ayrıca, 16 milyon metrekare konteynerde stok ve elleçleme sahası
sunmuş olacağız. Ülkemizin bölgesinde lojistik üs olması
temel hedeflerimizdendir. Bu amaçla, Türkiye lojistik master plan
çalışmalarını tamamladık, lojistik mevzuatıyla
ilgili çalışmalarda da önemli mesafeler aldık.
Hızlı trenle ilgili malzemelerin önemli
bir kısmını artık kendi ülkemizde üretiyoruz. Millî yük
vagonunu ürettik, kullanıyoruz, uluslararası düzeyde rekabet gücü
kazanmak için, millî elektrikli ve dizel tren setleri
çalışmalarımıza devam ediyoruz. Millî Yüksek
Hızlı Tren Projesinin ise Sanayi İş Birliği
Programıyla gerçekleştirilmesi yönünde
çalışmalarımız sürüyor; 2023 yılına kadar 294
kilometre iltisak hattını tamamlamayı hedefliyoruz. Yapılan
altyapı çalışmaları ve işletmecilik
anlayışını gerçekleştirerek demir
yollarımızda taşınan yükü, 16 milyon tondan 32 milyon tona
yükselttik.
Bakanlık olarak şehir içi raylı
sistem taşımacılığına desteklerimiz ise devam
ediyor; başta İstanbul olmak üzere İzmir, Ankara, Konya,
Kocaeli, Kayseri, Gaziantep, Bursa, Erzurum ve Erzincanda raylı sistem
projelerimiz bulunuyor. Tüm bunları insanımızı
sevdiğimiz için yapıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk sivil havacılığı, son on yedi
yıllık dönemde yaptığımız uygulama ve
düzenlemelerle küresel ölçekte bir güç hâline geldi. İç hat yolcu
taşımacılığını rekabete açtık, yeni
havalimanları yaptık, atıl olanları sivil
havacılık sektörüne kazandırdık, yüksek kapasiteli modern
terminaller inşa ettik ve aktif havalimanı sayısını
26dan 56ya yükselttik. Cumhuriyetimizin 95inci yıl dönümünde
İstanbul Havalimanını gururla açtık. Burası
tamamlandığında 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en
büyük havalimanlarından biri olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan,
tamamlayın sözlerinizi.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ayrıca ülkemizin önemli destinasyon ve transfer
merkezlerinden biri olma konumunu güçlendirecek, dünyada sayılı
örneği bulunan, denize inşa edilmiş havalimanlarından biri
olan Ordu-Giresundan sonra deniz üzerine inşa edilen 2nci
havalimanı olan Rize-Artvinde de yapımına devam ediyoruz.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde
birçok yeni havalimanı inşa ettik. Bingöl, Şırnak, Hakkâri,
Ağrı, Kars Havalimanlarıyla illerimizi ve bölgelerimizi
birbirine bağladık. Bir taraftan yeni havalimanları yaparken
diğer taraftan da modern terminaller inşa ediyoruz. Son dönemde
Diyarbakır, Van, Çanakkale, Sinop, Muş, Balıkesir ve
Kahramanmaraş Havalimanlarının terminallerini tamamlayarak
hizmete açtık. Gaziantep, Samsun, Çarşamba, Kapadokya, Kayseri
Havalimanlarının terminal binası projelerini de hayata
geçireceğiz. Yaptığımız tüm bu çalışmaların
ne manaya geldiğini en iyi yolcu trafiğindeki artışla
görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi bağlayın lütfen
Sayın Bakan.
Buyurun.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN (Devamla) Toplam yolcu trafiği 211 milyona ulaştı.
Uçuş ağını en hızlı geliştiren ülkeyiz. 126
ülkede 326 noktaya uçuyoruz. Havacılık sektöründeki ciro 143 milyar
Türk lirasına, istihdam ise 209 bine ulaştı.
ATİLA SERTEL (İzmir) İzmir-Ankara
uçak yok.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN (Devamla) Denizcilik sektöründe de çok önemli atılımlar
gerçekleştirdik. Denizcilik açısından ülkemizin coğrafi
konumunun sunduğu avantajlardan en iyi şekilde yararlanmak için iyi
planlanmış bir denizcilik politikasıyla hareket ediyoruz. Yük ve
yolcu taşımacılığı ve gemi inşa sanayisi
başta olmak üzere birçok endüstriyel alanda yeni istihdam imkânları
oluşturduk. Özel sektörün önünü açacak düzenlemeler yaptık. 19uncu
sıradaki Türk sahipli filomuz, bugün dünyada 15inci sıraya yükseldi.
Toplam yük elleçlemesi, 190 milyon tonken 460 milyon tona ulaştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, son bir kez daha bir dakika süre
veriyorum Sayın Bakan, lütfen bağlayın.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURAN (Devamla) - İstanbul Boğazına alternatif sağlayacak,
mal ve can güvenliğinin teminatı olacak Kanal İstanbulun
güzergâhını belirledik, proje ve planlama
çalışmalarını tamamlayıp yapımına başlayacağız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu konuyla
alakalı doğrudan bilgiye sahip olmayan kişilerin
eleştirilerini saygıyla karşılıyoruz ancak kimsenin
şüphesi olmasın, projenin fizibilitesini en ince
ayrıntısına kadar yaptık. Tüm bunları büyük devlet ve
vatan sevdasıyla yapıyoruz.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; malumunuz, siber saldırılar tüm dünyanın
sorunu. Bakanlık olarak ulusal siber olaylara müdahale organizasyonumuzu
başlattık. Yaklaşık 1.300 kurum ve kuruluşta siber
olaylara müdahale ekiplerini kurduk, siber güvenlik eğitimi
verdiğimiz kişi sayısı 3 bini aştı.
Yine, Ulusal Akıllı Ulaşım
Sistemleri Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırladık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son demiştim ama bir dakika daha
veriyorum. Lütfen selamlayıp bağlayın.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT TURAN
(Devamla) Yerli ve millî kaynaklardan azami ölçüde yararlanacağız,
505 kilometrelik akıllı yolun inşası için de
çalışıyoruz. Tüm bunları ülkemizi muasır medeniyetler
seviyesine çıkarmak için yapıyoruz.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; ülkemizin kalkınmasını, aziz milletimizin
refahını yükseltmek en temel gayemizdir. Bütün bunları
milletimizden ve dolayısıyla yüce Meclisimizden
aldığımız güçle yaptık. Bundan sonra da yolumuza aynı
azim, aynı inanç ve aynı gayretle devam edeceğiz. Bir yandan milletimizin
önüne varlığımızı, birliğimizi,
kardeşliğimizi, kuvvet ve kudretimizi geleceğe
taşıyacak yollar yapıyoruz. Diğer yandan, ülkemizin
çağın gerektirdiği dinamiklerle, dünyayla bütünleşmesini
sağlıyoruz.
Burada, Bakanlığımın
hizmetlerinin özetini sizlerle paylaşma fırsatı buldum. Tüm bu
hizmetlerde bize yol gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan ve önceki Başbakanımız, Ulaştırma
Bakanımız Sayın Binali Yıldırıma
huzurlarınızda teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
Yine, sağladığınız
katkılar için yüce Meclisimize teşekkür ediyorum. Beni sabırla
dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, 2020 bütçemizin
Bakanlığımız, kurumlarımız, ülkemiz ve milletimiz
için hayırlı olmasını Yüce Allahtan niyaz ediyorum.
Heyetiâliyenizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
Böylece, yürütme adına konuşmalar
tamamlanmış oldu.
Şimdi, şahıslar adına
konuşmalarda aleyhte olmak üzere, Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Gürer. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu bütçede işçi, emekçi,
tarımla uğraşan hiçbir kesimin sorunlarına çözüm üretecek
bir şey yok ama ben gene de tarımla ilgili
konuşacağım.
Sayın Tarım Bakanı biraz evvel
çıktığında dedi ki: Muhalefet her şeyi bizden daha
iyi anlatıyor, hatta iktidar milletvekilleri bile onlara inanıyor.
dedi. Sayın Bakan, siz Aksaraya gitmişsiniz, çiftçiler demişler
ki: Kepek pahalı. Seneye çok ekersiniz. demişsiniz. E, şimdi
size çiftçi nasıl inanacak? (CHP sıralarından
alkışlar)
Durum böyle olunca sorunlar tabii ki katlıyor.
Çiftçimiz icralık. Yalan mı? Gidiyorsunuz bir kent merkezine,
girişinde ya da çıkışında yediemin deposu var, bir
bakıyorsunuz, traktörler dizilmiş; sanırsınız ki
teşhir var, hepsi icralık, borçlarını ödeyemiyorlar. 2020
yılında eğer çiftçinin borçlarını ertelemezseniz,
bugünkü çiftçi sayısı daha da çok düşecek.
Köyler boşaldı, yaşlılardan
başka köyde kimse yok. Genç nüfus kırsal kesimden
uzaklaştı, çiftçilik yapmıyor çünkü ürettiği ürün,
değerine satılmıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Üretici, girdi fiyatları yüksek olduğu için maliyetine ürününü
satamıyor, tüketici de pahalı ürün almak zorunda kalıyor.
Ülkeyi ithalata mecbur bıraktınız,
130 ülkeden ithal ürün geliyor, diyorsunuz ki "İthalat
yapmıyoruz." Gidin, bir bakın bakayım, bir ilaç bayisinden
içeri girin, orada, satış noktasında Türkiye yazılı
bir tane ürün yok. İlaç ithal, gübre ithal, tohum ithal, mazot
pahalı, bir de yer altından su çıkaran çiftçi, elektriğe
gelen yüzde 72 zamla "Yandım anam! diyor, siz de gelip diyorsunuz ki
çiftçilerimize Onu yaptık, bunu yaptık. Televizyon
başında sizi izleyen çiftçi ne diyor...
NİLGÜN ÖK (Denizli) Cumhuriyet tarihinin en
büyük teşviklerini verdik.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Bakın -son
Başbakanımız burada- geçtiğimiz günlerde
Erzincan'daydık, Erzincan Tercan'a gittik, kulağında küpe olan
hayvanları damızlık diye
dağıtmışsınız çiftçiye, brusella
hastalığı nedeniyle çiftçi, hayvanını şartlı
kesime gönderiyor, 14 bin lira edecek hayvan, 8 bin liraya
satılamıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Değerli arkadaşlar, Niğde, patates
üretiminde 1'inci; lahana üretiminde Türkiye 2'ncisi; fasulye üretiminde
Türkiye 3üncüsü; çavdarda Türkiye 1'incisi; Amasya elma ağacında
Türkiye 1'incisi; kirazda Türkiye 8'incisi ama Adalet ve Kalkınma
Partisinin uyguladığı tarım politikası anlayışında
Niğde, IPARD kapsamında değil yani Avrupa Birliği
Kırsal Kalkınma Destek Projesi'nde Niğde yok.
Niğde, 42 ilde olan lisanslı
depoculuğa da alınmadı. Onun için, tarımda planlı bir
öngörünüz yok. Geleceğe bakışınız ile tarımla
ilgili yapacaklarınız, bu ülkenin geleceğini kurtaracak
olandır çünkü Türkiye'nin tarımdan başka kurtuluşu yok.
Endüstride sıfırı anlatıyorsunuz, artık fabrikalarda
on bin, yirmi bin insan çalışmayacak, robotlar dönemi geliyor. Tek
kurtuluş, tarım ve hayvancılıktır. Onun için,
yapmanız gereken de katma değerli ürün üretecek tarım sanayisini
geliştirmektir. Niğde'de patates şu anda depoda, 90 kuruşa
mâl oldu, 60 kuruşa tüccara satılamadı. Siz diyorsunuz ki taban
fiyatları açıkladık, 1.350 liradan buğdayı
açıkladınız, 1.100 liradan tüccar aldı. Niye? Toprak
Mahsulleri Ofisi gidip de çiftçinin ayağına, alım yapmadı.
Çiftçiye diyor ki: Çiftlikten kalk, Niğdeye git; mazot parasıyla
birlikte hesap, aynısına geliyor.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Taban
fiyatını zamanında açıkladı Tarım
Bakanlığı.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Bakınız
değerli arkadaşlarım, ikide bir çıkıp buraya diyorlar
ki: Buğdayda şunu yaptık, diğer ürünlerde bunu yaptık.
Dâhilde işleme rejimi diye bir şey var. Yurt dışından
buğday getiriyorlar, makarna ürettirip yurt dışına bunu
geri satıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) TMO,
taban fiyatlarını zamanında açıkladı Sayın Gürer.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Ne
yapıyorsunuz? Sanayiciyi destekliyorsunuz. Sanayiciye destek verirken
aynı desteği çiftçiye veriyor musunuz? Bırakın sanayiciyi,
çiftçiler alsın. Niye ithal buğday getiriyorsunuz? Türkiye'nin
çiftçisini niye gömüyorsunuz?
NİLGÜN ÖK (Denizli) Makarna yapıyoruz,
katma değer de üretiyoruz, ihraç ediyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakınız, çiftçilerin yaşadığı
sorunları, besicilerin yaşadığı sorunları biz
size anlatıyoruz Gelin, bu işlere çözüm üretin. diyoruz. Sulama
suyu konusunda da toplulaştırma konusunda da alanda yaptıklarınız
yok. Siz de gidiyorsunuz Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili
arkadaşlar; sizlere dert yanmıyor mu çiftçi? Tarım Bakanı
diyor ki: Bizim milletvekilleri de muhalefete inanıyor. Çünkü siz köye
gidersiniz ama o, köye gidiyor mu? Köye gitmeyen ne bilsin köylünün hâlinden,
ne bilsin çiftçinin hâlinden? (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bakınız,
şu anda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Gürer.
Buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Daha diğer
bakanlıklara geçecektim Başkanım.
BAŞKAN Buyurun, devam edin. Beş dakikaya
bir dakika eklerim, size on dakika veremem ki.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) O zaman son bir
dakikada da Ulaştırma Bakanına sesleniyorum: Niğdeye
havaalanı yapacağız. demişti eski Sayın
Başbakanımız, onu yapmadınız.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Niğde-Ankara otoyolu yapıldı.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Ama Sayın
Bakan sizden bir isteğim var: Demiryolunda, Karayolunda, PTTde, kamuda
kiralık araç şoförleri hâlâ taşeronda kaldı; onlara bir
kadro verdirin, iyilik yapmış olun işçiye, emekçiye. (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Son sözüm de Gençlik ve Spor Bakanına:
Sayın Bakan, buraya geldiniz, siyaset yaptınız. Sayın
Cumhurbaşkanı, hükûmet sistemini açıklarken ne diyordu: Benim
bakanım siyaset yapmayacak, iş üretecek; siyaseti milletvekilleri
yapacak. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Yok öyle bir
şey.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Siyaset yapmadı,
görüş bildirdi.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Siz madem
yapacaktınız, buradaki arkadaşların günahı neydi?
Niye, bunlardan bakanlık yapacak adam çıkmıyor mu? Onun için,
işinizi bilin, işinizi doğru yapın. Buraya siz Bakanlar
bütçenizi sunmaya geleceksiniz. Buradaki Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine
dahi davranış biçimi olarak yanlış yapıyorsunuz. Sizin
siyaset yapmaya hakkınız yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bağlayalım lütfen Sayın
Gürer.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Sizin
yapacağınız işinizi yapmaktır diyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Gürer.
Değerli milletvekilleri, konuşmalar
tamamlanmış oldu.
Şimdi soru-cevap kısmına geçiyoruz.
Bu kısımda toplam yirmi dakika süremiz
var. Bunun on dakikası sorulara, on dakikası cevaplara
ayrılacaktır.
Şimdi sisteme giriş sırasına
göre milletvekillerine yerlerinden, en fazla bir dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Çelebi
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Kasapoğlu, 1.400e yakın
işçi statüsünde gençlik lideri alacağız. diye duyurdunuz.
Adaylara da Gençlik lideri belgeniz olmalı. dediniz. Bu belgeyi nerede,
hangi kursta verdiniz? Kime duyurdunuz? Gizli kapaklı, sadece
yandaşlarınıza dağıttığınız
doğru mudur? Adaletten bahsetmeye utanmıyor musunuz?
Sayın Pakdemirli, İzmir
yangınına neden uçakla müdahale etmediniz? Burada bize
Bilmiyorsunuz. diyorsunuz. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
onayı varken hangi yetki ve bilgiyle Uçuşa elverişli değil.
dediniz? Kuşların motoruna yuva yaptığı uçakların
Airshowda yangın söndürme gösterisini izlediniz mi?
Sayın Turan, size bağlı bir otorite
olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünü tanımayan
yanınızdaki Tarım Bakanına iki çift lafınız
olacak mı diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özdemir
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de Gençlik ve Spor Bakanlığına
sormak istiyorum. Hatırlıyorsanız Sayın Bakan, bütçe sunumu
aşamasında, Komisyonda da ben bunu dile getirmiştim, bu gençlik
merkezlerinizin faaliyetleriyle ilgili. Şimdi, ilginç bir şekilde,
Düzcede bir çalışmamız oldu ve Düzcede gençlik merkezinde,
gençlik merkezi aracılığıyla KYK yurtlarında gençlerle
yapılan toplantıların belli bir siyasi parti çizgisinde, belli
bir yaşam tarzında yapıldığı, bu çerçevede
hazırlandığı ve buna göre bütçe
ayrıldığı belirtildi. Yani oradaki vatandaşların
bana söylediği bu.
Bunun yanında, yine Düzcede, Gençlik ve Spor
Bakanlığının il ve ilçelerdeki temsilciliklerine, sportif
faaliyetlerle hiç ilgisi olmayan, gerçekten liyakatten uzak, partizan
atamaların yapıldığı gibi bazı iddialar oldu ve
bu kadroların ağırlıklı olarak belli bir siyasi
partinin faaliyetlerini destekleyici, çalışmalar yaptıkları
gibi ciddi iddialar vardı. Bu konuda bir incelemeniz olacak mı?
Yine, KYK yurtlarında psikolog görevlendirmek
yerine
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Adıgüzel
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sorum Sayın Ulaştırma Bakanına.
Sayın Bakan, sizin de çok iyi bildiğiniz
üzere, Türkiye fiber altyapı konusunda geri kalmıştır.
Türkiyede bugün itibarıyla mevcut fiber altyapı yalnızca 364
bin kilometredir. Afrikanın en geri kalmış ülkelerinden Ganada
600 bin kilometre fiber altyapı olduğu belirtiliyor. Türkiye
açısından öyle bir geri kalmışlıktan bahsediyoruz ki
Sayın Cumhurbaşkanı bile geçtiğimiz günlerde
yaptığı bir açıklamada Fiber hat konusunda yavaş
gittiğimizi görüyoruz. Bu şekilde devam edersek 5G teknolojisini
etkin kullanamayız. ifadesini kullandı. Sadece
Cumhurbaşkanı mı bu durumdan şikâyetçi, Sayın Bakan,
herkes bu durumdan şikâyetçi de bunun sorumlusu kim? On yedi
yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz. On yedi yıldır en çok
yatırımı yapan Bakanlık sizin. Peki, fibere gerekli
yatırımları yapmamanızın nedeni nedir? Kim sizi engelledi?
Bunu açıklamanızı bekliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Taşkın
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın, Tarım ve Orman
Bakanlığımızın, Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarımızın
2020 bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını
diliyorum.
Sorum Ulaştırma ve Altyapı
Bakanımıza olacak.
Sayın Bakanım, 2002 yılından
itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde AK PARTİ hükûmetlerince Ankara-Eskişehir ve
Ankara-Konya yüksek hızlı tren hatlarını yaparak Türkiyeyi
yüksek hızlı tren kullanan ülkeler ligine çıkarttık. Bunun
için, başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğana, AK PARTİ hükûmetlerinin ilk Ulaştırma
Bakanı ve son Başbakanımız Sayın Binali
Yıldırıma, Sayın Lütfi Elvana, Sayın Ahmet Arslana
ve zatınıza teşekkür ediyorum.
Konya-Karaman-Ulukışla,
Adana-Osmaniye-Gaziantep ve seçim bölgem Mersine hızlı tren
hattı çalışmaları devam ediyor. Bu
çalışmaları ne zaman sonuçlandırmayı hedefliyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Aygun
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Hâkim
amca, benim babamı kim öldürdü? diyen kızların annesi
sesleniyor eşine: Devlet Demiryolları bir aile kurumu. diyordun.
Senden sonra aradığım telefonlar yüzüme kapandı.
Kuzuların bana emanet ama biz kurumuna emanet olamadık. Kim diyor?
Saliha Erbil diyor. Yirmi bir yıl yedi ay
çalışmışlığı var Devlet Demiryollarında
ama maalesef hayatını kaybetti, malulen emekli edilemedi.
Yine, Tarım
Bakanıma soruyorum
Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki kenevirle
ilgili
Şaşaalı bir şekilde tanıtım
yapıldı. Ülkemizde kenevir üretimi nedir? 2019da üretime
geçilecekti, acaba yapılan bir şey var mı diye soruyorum. Sayın
Gençlik ve Spor Bakanıma soruyorum: Naim Süleymanoğlu
anıtının ve tesisinin açılışına
Bulgaristana -Mestanlıya- gelmediniz ama acaba Naim
Süleymanoğlunun -Cep Herkülünün- filmini seyrettiniz mi diyorum?
Teşekkür eder,
saygılar sunarım.
BAŞKAN
Sayın Barut
AYHAN BARUT (Adana)
Tarım Bakanına soruyorum: Tarım ve Orman
Bakanlığının yurt dışı müşavirliklerine
yapılan atamalarla ilgili pek çok hukuksuz, yandaş,
kayırmacı tutum ve tercihlerde bulunulduğuna dair iddialar dile
getirilmektedir. Bu bağlamda, yurt dışı tarım
müşavirliklerine talimatınız doğrultusunda atama yapılmış
mıdır? Bizzat VIP mülakat yaptığınız oldu mu?
Müşavir atanan bazı kişilerin, eski yöneticilerin yakın
akrabası olduğu doğru mudur? Üst düzey yöneticilik yaparken
başarısız bulunan ve görevden alınan kişilere atama
yoluyla yurt dışı temsiliyet verilmesi hangi liyakate göre
yapılmıştır?
Genç
meslektaşlarımız için 10.551 atamayı
yapmayacağım. dediniz, sözünüzü neden yerine getirmiyorsunuz? Sizi
gençlere ve Allaha havale ediyoruz.
Övündüğünüz
elektrikli traktörlerin OECD tarafından belirlenen kriterlere göre test ve
deneylerinin yapılmadığına dair iddialar var, doğru
mudur? Bu traktörlerden 10-15 tanesi TİGEMe satılmış
mıdır?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Kılavuz
OLCAY KILAVUZ
(Mersin) Sorum Sayın Tarım Bakanımıza: Mersin narenciye
memleketidir, şu an narenciye sezonunun ortasındayız. Narenciye
teşvik priminin açıklanmasını Mersinli hemşehrilerimiz
sabırsızlıkla beklemektedir. Ayrıca, Mersinde meyve suyu
fabrikaları yapılmalıdır, devletimiz öncülük etmelidir.
Sorum Sayın
Ulaştırma Bakanımıza: Mersin-Antalya ve Silifke-Mut-Karaman
yolları ne
zaman tamamlanacaktır?
Sorum Sayın Spor Bakanımıza:
Niğde için yapılması planlanan yeni stadyumun ihale ve
başlama süreci ne durumdadır? Aynı zamanda, yüksek kapasiteli
yeni bir kapalı spor salonu yapılması için bir çalışma
var mıdır?
Belediyeler başta olmak üzere, kamudaki
sözleşmeli işçi ve memurlarımıza kadro verilmesiyle ilgili
talebimizi huzurlarınızda bir kez daha belirtmek istiyorum. Kadrosuz
işçi ve memurumuzun kalmaması için, insanlarımızın
işlerinden, ekmek kapılarından olmaması için gereken önemi
bekliyoruz.
BAŞKAN Sayın Ceylan yerine, Sayın
Kılıç
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Tüm dünyada kadına yönelik şiddet ve
tacize dikkat çekmek için yapılan Las Tesis dansı eylemi dün
İzmirde de binlerce cesur kadın tarafından yapıldı.
Bugün sabah saatlerinden itibaren 9 kadın, bu eyleme katıldıkları
için evlerinden alınıp Emniyete götürüldüler. Saatlerce Emniyette
bekletilip ifadeleri alındı ve az önce serbest
bırakıldılar. Bu eyleme katıldıkları için 16
kadın hakkında daha yakalama kararı olduğunu biliyoruz.
Kadınları değil, katilleri
durdurmanız gerekiyor; kadınları değil, katilleri yakalamanız
gerekiyor. Eşit ve özgür bir yaşam kurana dek biz kadınlar
olarak durmayacağız.
Son sözüm: Zulmünüz artsın ki tez zeval
bulasınız. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Başarır
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin)
Sayın Spor Bakanına soruyorum: Ne kadar farkındasınız
bilmiyorum ama size hatırlatmak isterim, burası Türkiye Büyük Millet
Meclisi. Burada bütçenizi anlatacaksınız, milletvekillerini ikna
edeceksiniz, bütçeyi konuşacaksınız ama sürekli Cumhurbaşkanını
övdünüz. Bunun sebebi bütçenize güvenmemeniz mi yoksa Cumhurbaşkanına
olan aşırı ilginiz mi, merak ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Trakyanın kanayan yarası, Ergene
Nehrindeki kirliliktir. Geçen dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu, DSİnin Ergene Havzası Eylem Planına vurgu
yaparak 31 Temmuz 2018de Ergenede suların yüzde 40ı, 31
Aralık saat 16.59da -yani on beş gün sonra- tamamı
arıtılacak. Bu arıtmalardan sonra, 2021de Ergenede canlı
hayatı yeniden başlayacak. demişti. Siz halef-selef
olduğunuz Bakanın verdiği sözün arkasında
mısınız yoksa siz de halef-selef olduklarıyla beraber
yürüdüğünü unutanlardan mısınız?
Ergenede zehir akmaya devam ediyor. Edirnede,
şubat ayında, parasını belediyelerimizin ödemekte olduğu
arıtma tesislerini DSİ olarak işiniz olmadığı
hâlde yaptığınızı söylemiştiniz. Nehirlerimizin
doğdukları gibi temiz akması işiniz değilse sizin
işiniz nedir? Ergene Havzası Koruma Eylem Planınızla
ilgili söyleyecek sözünüz var mıdır?
2/B arazilerinin yani orman vasfını
kaybetmiş arazilerin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öztunç
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Spor Bakanına soruyorum: Kürsüde çok
gergindiniz, Spor Bakanı olarak biz de size spor yapmanızı
öneriyoruz. Eliniz ayağınız titreyerek, parmak sallayarak
mı gençlere Gençlik Bakanı olarak örnek olacaksınız?
Tarım Bakanına soruyorum: Sayın
Bakan, Telefonla arayın, konuşalım, size anlatayım.
dediniz, telefon numaranızı vermediniz, numaranız bizde yok.
Kürsüden telefon numaranızı açıklamaktan çekiniyor musunuz? Bir
Bakan, millete telefon numarasını vermez mi?
Sayın Ulaştırma Bakanı,
Kahramanmaraş Havalimanına uçaklar inemiyor. Cihaz eksikliği
neden giderilmiyor? Haftada en az 3-4 uçuş iptal oluyor. Bu gidişle
bu millet size Hoşça kalın. diyecek. İnşallah önümüzdeki
günlerde bye bye yapacağız size.
BAŞKAN Sayın Keven
ALİ KEVEN (Yozgat) - Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tarım Bakanına soruyorum: Çiftçilerimizin
sertifikalı tohum desteğini ve buzağı desteğini neden
ödemiyorsunuz? Sayın Bakan, 2 milyon çiftçiye bir cevap dahi vermiyor,
verme lütfunu bile göstermiyorsunuz ama maşallah, Sudanlı çiftçilerle
aranız çok iyi; Allah dostluğunuzu bozmasın. Biraz da Türk
çiftçisini hatırlasanız diyorum. Şu an on bir aylık
gerçekleşmeye baktığımızda, tarımsal desteklemeye
harcanması gereken 1,5 milyar liralık bütçe var. Bu parayı
çiftçilere ne zaman ödeyeceksiniz?
Son olarak, Ziraat Bankası, biliyorsunuz, simit
işine girdi. Tüpçüyü kurtardınız, topçuyu kurtardınız,
simitçiyi bile kurtardınız, bir tek Türk çiftçisini
kurtarmadınız. Ziraat Bankasının düştüğü bu
durumu Türk çiftçisinin vicdanına bırakıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Ataş
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Teşekkürler
Sayın Başkan.
İlk sorum Ulaştırma Bakanına: On
yıldır her seçim döneminde Kayseriye sözü ve müjdesi verilen ve
yapımı yılan hikâyesine dönen yüksek hızlı trenin
akıbeti ne olmuştur, ihalesi yapılmış mıdır?
Diğer bir sorum şu: Ülkemizin
doğusunu batısına bağlayan Kayseri-Malatya yolunda
özellikle kış mevsiminde çok fazla kaza olmakta, çok sayıda can
ve mal kayıpları yaşanmaktadır. Projelerinin
tamamlandığı söylenen Pınarbaşı-Gürün
arasındaki kara yolu yatırım kapsamına
alınmış mıdır, alındıysa ne zaman
yapılacaktır?
İkinci sorum Tarım Bakanına: Ekonomik
kriz nedeniyle borç batağında olan çiftçilerimizin
borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili herhangi
bir çalışma var mıdır?
Son sorum Gençlik ve Spor Bakanına olacak:
Kayserimizin Pınarbaşı, Sarız ve Sarıoğlan
ilçelerinde çim sahalar yoktur. On senedir yazışmaları devam
eden, yapılacağının sözü verilen bu ilçelerimizle ilgili
bir çalışma yapılmakta mıdır? 2020 Yılı
Yatırım Programına alınmış mıdır?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Altıntaş
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Gençlik ve Spor
Bakanına soruyorum: KYK yurtlarına müdür atamalarında sınav
yapılmıyor. Kurum içerisinde bu işi yapabilecek nitelikli
çalışanlar varken atamaların dışarıdan
yapılması huzursuzluğa ve kurum içinde adaletsizliğe neden
olmaktadır. Bundan sonraki atamalarda sınav getirilecek midir?
KYKde görev yapan yurt yönetim memurları,
lisans mezunu olmalarına ve şartları yerine getirmelerine
rağmen 4üncü derece kadrodan ileri gidememektedirler, bundan dolayı
birçok hak kaybına maruz kalmaktadırlar. Yurt yönetim
memurlarının 3üncü derece kadroya yükselmeleri için
çalışma yapılmakta mıdır?
Sayın Tarım Bakanım, gıda,
ziraat ve su ürünleri mühendisleri ile veteriner hekimler üç senedir atama
bekliyorlar. Bunlara bir söz verilmiş. Bu konuda çalışma henüz
yok. dediniz ama inşallah yaparsınız, bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Evet, böylece soru kısmı
tamamlandı.
Gördüğünüz gibi, süre azalmış durumda
ama ben her bir Bakanın 5 dakika cevap verebileceği şekilde
süreyi yeniden ayarlıyorum ve kendi aranızda sırayla cevap
vermek üzere sözü size bırakıyorum.
Buyurun.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kenevirle ilgili bir soru oldu. Bu sene bin dekar ekildi ve yerli tohum için
ekildi.
Tarım müşavirlerinin yurt
dışı
Sonuçta, bu en nihayetinde benim takdirimde olan bir
konudur arkadaşlar ama seçimi de şöyle yaptık: İçeride 3-4
tane ayrı mülakat oldu ve hep çalışanlardan baktık bunlara.
Tarım Bakanları, kim çalıştırıyorsa, bunlarla
ilgili belli kriterler konuldu ve çalışanlar bunları yaptı.
Henüz bir atama yapmış değiliz, henüz bir karar da vermiş
değiliz bu konuda.
Traktörler OECD kriterlerine göre üretilmiştir,
TİGEM de bunlardan alacaktır. Bugün 10 defa daha bununla ilgili karar
vermem gerekse gene aynı kararı veririm, iyi bir iş
çıkardık orada.
Narenciye priminin
Eğer ihracat primini
konuşuyorsak Ticaret Bakanlığının işi.
Ergeneyle ilgili konuda ise hâlâ
tamamlanmamış tesisler var ama şunu da söyleyeyim: Belediyelerin
çoğu bizde olmamakla beraber, belediyelerin arıtma tesislerinin
çoğunu biz yaptık ama belediyelerin hâlâ kanalizasyonla ilgili
problemleri var, bunların da bir şekilde çözülüyor olması
lazım. Bunları da unutmamamız lazım.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Kendi
bütçelerinden yaptılar.
CAVİT ARI (Antalya) Daha düne kadar
çoğunluk sizdeydi Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Kalan tesislerle ilgili, bütçelerimizi ayarladık,
biz bitiriyor olacağız. İnşallah belediyeler de bizim kadar
hızlı olur.
Bizde devamlılık esastır.
Bakanların değişmesinin hiçbir önemi yok. Bizden önceki
Değerli Bakanımızın yaptığı ve yapmaya söz
verdiği her şey bizim de başımızla beraberdir.
İlhami Beyde, Engin Beyde ve birçok CHPli
milletvekilimizde, İYİ PARTİli, HDPli ve başka gruplardan
milletvekillerimizde benim cep telefonum mevcut, isteyen alabilir.
ALİ KEVEN (Yozgat) Destekleri söyleyin,
destekleri.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Buzağı desteklerini en yakın zamanda
ödüyor olacağız.
Sudanla ilgili bugün için bir projemiz yok.
Sudanla ilgili projemiz iç güvenlik sebebiyle şu anda askıda.
Eğer yapmamız gerekirse, Sudanla bu projenin devamını
yapmak isteriz çünkü Türkiyenin Afrikaya açılan kapısının
olması lazım. Hollanda nasıl yapıyorsa, İngiltere
nasıl yapıyorsa, Amerika nasıl yapıyorsa, diğerleri
nasıl yapıyorsa biz de bunları yapmaya devam ederiz.
Ziraat Bankasıyla ilgili çalışma
Ziraat Bankası tarafından yapılıyor, yakında bir
açıklama gelecektir diye düşünüyoruz.
Türk Hava Kurumuyla ilgili
Ya, Türk Hava Kurumuna
benim sevgimi kimse sorgulamasın arkadaşlar. Türk Hava Kurumu
uçaklarının motoruna kuşlar yuva yapmış mı?
Yapmış. Uçakların içerisinde yuva var mıydı?
Vardı.
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) Sivil
Havacılığın onayı var.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ
1 tanesini, 2 tanesini uçurmak değil, 9 tanesini uçurmak...
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) Sivil
Havacılık onaylamış, yanınızdaki Bakana sorun.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Biz böyle bir uçağı, böyle riskli bir
operasyonda uçurmayı uygun bulmadık.
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Bakın, burada, sertifikası burada.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Eğer Sivil Havacılık da buna yetki
verdiyse
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Yan
tarafta Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Bakın, bunu size Plan ve Bütçede anlattım, üç
yıllığına bu yetkiyi veriyor Sivil Havacılık, üç
yıllığına bu yetkiyi veriyor. Atatürkün kurduğu kurum
olarak Türk Hava Kurumuna ayrıcalık tanıyor Sivil
Havacılık, alicenaplık yapıyor. Eğer gitse her bir
uçak için 20şer tane No go item bulacaktır, ben size söyleyeyim,
bunu bir pilot olarak söylüyorum ben size.
Bir ağacın değerli olduğu yerde
bir insanın değeri yok mu? Beyefendi, Sayın Milletvekilim, size
soruyorum: Bir insanın değeri yok mu? Ya bir insanı öldürsek
burada? Ayıp değil mi ya? Bunu niye bu kadar uzatıyorsunuz?
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) Pilot
uçuşu kendisi kesebilir zaten, merak etmeyin. Ben de pilotum.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Burada gerçek pilot var.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Ulaştırma Bakanlığı
alicenaplık yapmıştır, bunu söylüyorum. Üç
yıllığına veriyor bunu. Türk Hava Kurumunun başka
uçakları uçurması kaydıyla ben Türk Hava Kurumundan uçak
kiralarım, ama başka uçaklar olması kaydıyla. Bugüne kadar
135 milyon dolar para ödemişim Türk Hava Kurumuna. Devlette 2 tane para
ödeyen kurumuz; biri Sağlık Bakanlığı, biri Tarım
ve Orman Bakanlığı. Ayıp değil mi Türk Hava Kurumunun
bize yaptığı? Arkadaşlar, bunu soruyorum. 135 milyon dolar
para ödemişim topu topu 10-15 milyon dolarlık uçaklara, 135 milyon
dolar. Bunlar yenilenemez miydi? Yani bunları da sormamız lazım.
Yani krala da bazen çıplak demek gerekiyor.
45 bin lira olan uçuş fiyatını 91 bin
liraya çıkarmışlar, gene de çağırmışım
adamları, 71 bin liraya yaparız. demişler.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Geldiğiniz günden beri Türk Hava Kurumuyla uğraşıyorsunuz.
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Biz de dedik ki: 1.200 lira helikopterle 1 ton su atma
maliyeti, 8 bin lira uçağın su atma maliyeti. Uçaklar da riskli,
personel de binmek istemiyor, çalışmak istemiyorlar. Buna
Hayır. mı diyeceğiz, personeli zorlamam mı gerekiyor bu
konuda arkadaşlar?
Teşekkür ediyorum hepinize. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kasapoğlu.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM
KASAPOĞLU Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Niğde Stadının ihale ve yapım süreci
Spor salonu
inşallah 2020de tamamlanıyor, stadın modernizasyonu için ödenek
planlandı, 2020de de bunun sürecini başlatıyoruz,
hayırlı olsun.
Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğümüzle ilgili,
biliyorsunuz, atama ve görevde yükselmeler soruldu. Tüm Bakanlıkta yeni
bir mevzuat çıkardık, görevde yükselme ve unvan
değişikliğiyle ilgili. Tamamen bir sınav süreci var ve
liyakate göre, objektif standartlarda bunu gerçekleştireceğimizden
şüpheniz olmasın.
Sayın Aygun, Naim Süleymanoğlu bizim
şampiyonumuz, kahramanımız; kendisini minnetle, rahmetle yâd
ediyorum. Onu yaşatmak, onu gençlere rol model olarak anlatmak bizim
görevimiz hep birlikte. Sizin hassasiyetiniz için de ayrıca teşekkür
ediyorum.
Biliyorsunuz, Bursada geçtiğimiz ay mükemmel
bir tesis açtık; içinde havuzuyla, salonuyla, pek çok imkânıyla Bursa
Kestelde hizmet veren o tesisin ismi Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi. Bursamıza
hayırlı olsun ama bununla kalmayacağız; Naim için
çalışmaya, Naimi anlatmaya ve yeni Naimler yetiştirmeye de
devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Gençlik liderlerini sordunuz. İşçi
statüsündeki 1.400 gençlik lideriyle ilgili sertifikaları bizim Gençlik
Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz veriyor ve herhangi bir yerden değil bu
tamamen resmî.
Sayın Özdemirin sorusu:
Yurtlarımızda, gençlik merkezlerimizde eğitim faaliyetlerimiz,
her şey açıktır, şeffaftır. Pek çok alanda, kültürden
sanata, bilime, spora pek çok faaliyet var. Ben özellikle sizden istirham
ediyorum, davet ediyorum gençlik merkezlerimize ve yurtlarımıza da
davet ediyorum. Hep birlikte bunları gözlemleme, bunları takip etme
şansımız var. Bunlar hepimizin merkezleri;
Bakanlığımız, hepimizin Bakanlığı.
Sayın Başarır bütçe
konuşmamızdaki Cumhurbaşkanı vurgumuzdan rahatsız
olmuş. Cumhurbaşkanımız bizim liderimiz, kimsenin
Cumhurbaşkanımıza haksızlık yapmasına gönlümüz
razı olmaz, buna da müsaade etmeyiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bütçe görüşmeleri süresince olsun, başka
ortamlarda olsun, söz konusu ithamlar, elbette müsaade edeceğim ithamlar
değil. Onları, gençlikle ilgili, sporla ilgili katkısına,
vizyonuna, ilhamına istinaden gururla ifade ettim, yine de konuşurum.
Ali Öztunç Bey, bugün spor yapamadık,
haklısınız. İnşallah, akşam gittikten sonra spor
yapacağız çünkü spor boş zaman işi değil; her gün
planlıyorum sporu, size de tavsiye ediyorum. O yüzden gergin olabilirim,
affınızı istirham ediyorum eğer öyle bir durum varsa.
Tekrar bütçemizin hayırlı
olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kasapoğlu.
Buyurun Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI MEHMET CAHİT
TURHAN Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Ali Cumhur Taşkının
sorusuna cevap veriyorum. Konya-Karaman hızlı trenin, Adana-Mersin
hızlı trenin tamamlanmasını istiyoruz. diyor. 423
kilometrelik Konya-Karaman-Niğde(Ulukışla)-Mersin-Adana Hızlı
Tren Projesinde; 102 kilometrelik Konya-Karaman Hızlı Tren Projesinin
2020 yılının ikinci çeyreğinde tamamlanmasını ve
hızlı tren işletmeciliğine geçilmesini planlıyoruz.
135 kilometrelik Karaman-Ulukışla kesimini 2022 yılında,
Ulukışla-Yenice kesimini ise 2025 yılında tamamlamayı
hedeflemekteyiz. Yine, 67 kilometrelik Adana-Mersin arası yolun yapım
ihalesi hazırlık çalışmaları devam ediyor, projenin
2022 yılında tamamlanması hedefleniyor.
Ali Öztunçun sorusu: Kahramanmaraş
Havalimanına uçaklar inemiyor, seferler iptal ediliyor. Haftanın
her günü İstanbul Havalimanına, haftanın beş günü de
Sabiha Gökçen Havalimanına, haftanın dört günü Ankara Esenboğa
Havalimanına karşılıklı seferler
yapılmaktadır. Havalimanında uluslararası standartlarda
VOR, DME ve NDB seyrüsefer cihazları bulunmaktadır.
Sayın Onursal Adıgüzelin Fibere yeterli
yatırım neden yapılmıyor? sorusuna cevap veriyorum:
Ülkemizde 2010 yılından itibaren verilmeye başlanan fiber
geniş bant hizmetinde son yıllardaki yıllık büyüme ortalaması
yüzde 20 düzeyinde olup bugün itibarıyla 3,1 milyon aboneye
ulaşılmıştır. Abone sayılarındaki bu
gelişmeye uygun olarak altyapı da aynı şekilde gelişim
göstermiştir. Bu kapsamda, 2015 yılının ilk
yarısında 9 milyon olan erişilen hane sayısı, bugün
itibarıyla 14 milyonu aşmış ve son dört yılda yüzde 55
dolayında bir artış olmuştur. Ayrıca bu dönemdeki
fiber altyapı uzunluğumuz da yüzde 40 artarak 371 bin kilometreyi
geçmiştir. Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sistemi kurularak
işletmecilere ait elektronik haberleşme altyapı bilgilerinin tek
bir veri tabanında toplanması sağlanmıştır. EHAB
sayesinde işletmecilerin altyapı kurulumlarının
kolaylaşması ve hızlanmasıyla, fiber şebeke
uzunluğumuzun ve abone sayımızın çok daha hızlı
bir şekilde artış göstermesi beklenmektedir.
Sayın Olcay Kılavuzun Mersin-Antalya ve
Silifke-Mut yolu ne zaman tamamlanacak? sorusuna cevap veriyorum:
Mersin-Antalya arasında yapımı devam eden Akdeniz Sahil Yolu
Projesi 479 kilometre uzunluğunda olup söz konusu yolun
tamamlanmasıyla 40 kilometre kısalma sağlanarak yol 439
kilometreye düşecektir. Yolun 399 kilometresi
tamamlanmıştır. 2023 yılında projenin
tamamının bitirilmesini hedefliyoruz.
Karaman-Mut-Silifke yolu toplam 150 kilometre olup
99 kilometresi önceki yıllarda bölünmüş yol olarak
tamamlanmıştır. Karaman-Silifke arasında toplam
uzunluğu 51 kilometre olan 5 kesimde yol yapım çalışmaları
devam etmektedir. Sertavul Tüneliyle birlikte toplam 8 adet tünelde
çalışmalar devam etmekte olup güzergâhın 2022 yılında
tamamlanması hedeflenmektedir.
Sayın Dursun Ataşın sorusu:
Kayseriye yüksek hızlı tren projesi ne durumda? Yerköy-Kayseri
Yüksek Hızlı Tren Projesinin proje çalışmaları tamamlanmış
olup yapımı için ihale hazırlık çalışmaları
devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde ihalesini yapıp
çalışmalara başlayacağız.
Yine Dursun Ataşın sorusu:
Kayseri-Malatya yolunda çok sayıda kaza olmaktadır.
Pınarbaşı-Gürün yolu yatırım programına ne zaman
alınacaktır? diyor. Pınarbaşı-Gürün yolu
bölünmüş yol olarak trafiğe açılmıştır.
Pınarbaşı-Gürün arasında Mazıkıran Tünelini
kapsayan proje çalışmaları devam etmekte olup akabinde
yatırım programına teklif edilerek bütçe imkânları
doğrultusunda yapılması planlanmaktadır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım
Sayın Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Grubumuzun pek
kısa bir meramı vardır, müsaade ederseniz Bursa Milletvekilimiz,
Genel Başkan Yardımcımız bir dakika arz etmek ister
efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Sarıbal.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Bursa Milletvekili Orhan
Sarıbalın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin 129 sıra sayılı 2020
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 130 sıra sayılı 2018
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine, tarımsal gayrisafi yurt içi hasılada oransal olarak düşülmesi
ve 34 milyon dönüm arazinin ekilmiyor olmasının iktidarın
başarı öyküsü olarak ortaya çıktığına
ilişkin açıklaması
ORHAN SARIBAL (Bursa) Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Tarım Bakanı çeşitli rakamlar verdi,
Avrupa Birliğinde ve dünyada tarımsal gayrisafi millî hasılada
çok iyiyiz. dedi. Söyleyelim, artık Avrupada 1inci falan
değilsiniz, 2017den 2018e ne yazık ki 6 milyar dolardan daha fazla
bir payla 2nci sıraya düştük ama aynı zamanda, Fransa 40 milyar
dolardan 45 milyar dolara çıkarak 1inci oldu. Dünyadaysa 11inci sıradayız;
bilginize.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Batmamışız
demek ki.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Çok açık söylüyoruz
biz, buğdaydan elde edilmiş gıda maddeleri ihracatına
hiçbir zaman itiraz etmiyoruz, söylediğimiz şu: On yedi
yıldır 59 milyon ton buğday ithalatı yaptınız.
2019 yılında da rekor kırarak ilk on ayda 7,6 milyon ton ithalat
yaptınız. Bunların tümü bu topraklarda yetişirken neden
ithal ediyoruz? Sıkıntımız bu.
Hayvan varlığından bahsettiniz,
dediniz ki: 68 milyon hayvan varlığımız oldu. 8 milyon
canlı hayvan ithal ettiniz, 5 milyon büyükbaş, 3 milyon
küçükbaş; yetmedi, 300 bin ton et ithal ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Sarıbal.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Bunun
karşılığı 1 milyon 250 bin canlı hayvandır.
Toplam 9 milyon 250 bin canlı hayvan ithal edip hayvan
varlığını bu kadar az artıran bir iktidar daha
görülmemiştir.
Son olarak, gayrisafi millî hasıladaki
payı yüzde 10,2ydi 2002de, şu anda 5,85e düşürdünüz. Bu da
gerçekten sizin başarı öykünüz olarak ortaya
çıkmıştır.
Ve son olarak da 34 milyon dönüm arazi şu anda
ekilmiyor, ekilen tarım arazisi alanı da toplam 19 milyon
hektardır. Bunu da sizin başarı öykünüz olarak buradan
açıklamak gerekiyor.
Grubumuz adına teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, buyurun.
İki dakika süre veriyorum size de.
12.- Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve
gayrisafi millî hasılada 2nci olduğumuza, Türkiyenin çıtasının
2023te dünyada ilk 10un içerisinde yer almak olduğuna ilişkin
açıklaması
TARIM ve ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Evet, gayrisafi millî hasılada 2nci olduğumuz
doğrudur. Şu an değişen kurlardan dolayı birkaç yüz
milyon dolarla Fransanın gerisine düştük. Bu son derece normal, biz
bunu toplarız, Fransanın önüne geçeriz, hiç önemi yok. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Dünyada 10uncu ve
11inci sırada gidip geliyoruz.
Bakın, Türkiye dünyada her zaman ne çıta
koydu kendisine? 2023 çıtası, ilk 10da olmak. Biz burada
mıyız? Buradayız, buradaysak başarılıyız.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Değilsiniz, orada
değilsiniz!
TARIM ve ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Buğdayla ilgili, bu kadar ithalat yapıyorsak,
bu kadar ihracat da var. Bu sene artmasının sebebini söyleyeyim
Sayın Sarıbal, çok basit bir cevabı var: Biz dâhilde işleme
rejiminde önce ihracat, sonra ithalat yaptırıyorduk, şimdi dedik
ki Önce ithalatını yapacaksın, sonra ihracatını
yapacaksın. O yüzden bu sene ithalatlar biraz arttı ama önümüzdeki
sene ihracatlarımıza bunların
yansıdığını göreceksiniz.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Sayın Bakan; 7,6 milyon
ton buğdayın karşılığı gelmiyor, içeriye de
veriyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
soru sordu, dinlememek olmaz ki.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Benden öncekiler
yanlış yaptı. diyor, Hükûmete çatıyor(!)
TARIM ve ORMAN BAKANI BEKİR
PAKDEMİRLİ Canlı hayvan konusunda da ben geldiğimden
itibaren bu işle ilgili frene bastık; inşallah, tamamen
sıfırlanana kadar, çok kararlı bir şekilde, bu işi
götürmeye kararlıyız.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 129) (Devam)
2.- 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/277), 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Olarak Hazırlanan 2018 Yılı Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2018 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 189 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2018 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/871), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu
Uyarınca Hazırlanan 2018 Yılı Kalkınma Ajansları
Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/881) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 130) (Devam)
A) TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
(Devam)
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE
YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H)
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI (Devam)
1)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I)
KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Karayolları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Karayolları
Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ)
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU (Devam)
1) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
J)
SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, böylece
yedinci turdaki konuşmalar, soru-cevap işlemi tamamlanmış
oldu.
Şimdi, sırasıyla, yedinci turda yer
alan kamu idarelerinin bütçeleri ile kesin hesaplarına geçilmesi hususunu
ve bütçeler ile kesin hesaplarını ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
Değerli milletvekilleri, okunacak tüm
sayılar Türk lirası cinsindendir.
Tarım ve Orman Bakanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
30) TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 40.302.916.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tarım ve Orman Bakanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Tarım ve Orman Bakanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 21.790.517.631,36
Bütçe Gideri 20.949.772.252,41
Ödenek Üstü Gider 248.028.446,02
İptal Edilen Ödenek 1.088.773.824,97
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 340.970.150,74
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tarım ve Orman Bakanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
33) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı
2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 18.167.057.382,81
Bütçe Gideri 17.324.568.570,52
İptal Edilen Ödenek 842.488.812,29
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 2.668.545,55
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabı kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün
2020 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.17) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 3.484.151.000
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 3.474.151.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün
2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün
2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Orman Genel Müdürlüğü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 3.461.822.073,67
Bütçe Gideri 3.332.802.791,72
Ödenek Üstü Gider 63.960,85
İptal Edilen Ödenek 125.320.141,80
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 3.763.101,00
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelininin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe
Geliri Tahmini 3.190.729.000,00
Tahsilat 3.129.320.272,68
Ret
ve İadeler 40.407.177,92
Net
Tahsilat 3.088.913.094,76
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün
2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
40.57) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 9.454.219.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 9.449.219.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 16.743.769.184,73
Bütçe Gideri 16.555.564.181,94
İptal Edilen Ödenek 181.947.964,63
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 184.075.667,71
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelininin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe
Geliri Tahmini 12.962.780.000,00
Tahsilat 16.285.819.386,34
Ret
ve İadeler 2.719.034,73
Net
Tahsilat 16.283.100.351,61
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Meteoroloji Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
30.75) METEOROLOJİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 452.401.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meteoroloji Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Meteoroloji Genel
Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 408.633.656,34
Bütçe Gideri 376.875.329,55
İptal Edilen Ödenek 31.758.326,79
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meteoroloji Genel
Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.58) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 4.228.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 4.228.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsünün 2020
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsünün 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Su Enstitüsü 2018
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 4.688.000,00
Bütçe Gideri 4.092.235,49
İptal Edilen Ödenek 595.764,51
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel toplamlarını okuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe
Geliri Tahmini 4.688.000,00
Tahsilat 4.080.697,85
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsünün 2018
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Gençlik ve Spor Bakanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
29) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 17.810.481.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 14.630.344.000,00
Bütçe Gideri 13.204.859.909,43
İptal Edilen Ödenek 1.425.484.090,57
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Spor Genel Müdürlüğünün
2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
40.14) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Spor Genel Müdürlüğünün 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 2.619.923.464,35
Bütçe Gideri 2.594.394.098,40
İptal Edilen Ödenek 25.529.365,95
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel toplamlarını okuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe
Geliri Tahmini 1.284.808.000,00
Tahsilat 2.626.152.969,79
Ret
ve İadeler 209.867,00
Net
Tahsilat 2.625.943.102,79
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Spor Genel Müdürlüğünün
2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabı kabul edilmiştir.
Yüksek Öğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
40.13) YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU
1) Yüksek Öğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumunun 2018 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 16.311.860.480,51
Bütçe Gideri 14.690.455.483,27
İptal Edilen Ödenek 1.621.404.997,24
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe
Geliri Tahmini 13.899.262.000,00
Tahsilat 14.572.354.078,42
Ret
ve İadeler 8.872.084,65
Net
Tahsilat 14.563.481.993,77
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yüksek Öğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabı kabul
edilmiştir.
Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığının 2020 yılı merkezî
yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
34) ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI
1) Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 29.026.976.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2020
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığının 2018 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 47.700.096.547,04
Bütçe Gideri 43.405.236.723,09
Ödenek Üstü Gider 124.121,32
İptal Edilen Ödenek 4.294.983.945,27
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 2.328.031.993,72
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığının 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri
kabul edilmiştir.
Karayolları Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
40.52) KARAYOLLARI GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Karayolları Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 21.195.323.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 21.190.323.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Karayolları Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Karayolları Genel
Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Karayolları Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 33.795.353.993,17
Bütçe Gideri 33.547.343.445,12
Ödenek Üstü Gider 2.304,57
İptal Edilen Ödenek 36.798.470,47
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 211.214.382,15
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel toplamlarını okuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe
Geliri Tahmini 18.104.263.000,00
Tahsilat 32.742.189.427,82
Ret
ve İadeler 6.160.954,94
Net
Tahsilat 32.736.028.472,88
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Karayolları Genel
Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabı kabul
edilmiştir.
Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
42.02) BİLGİ
TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU
1) Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 5.535.000.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin
toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 5.535.000.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 3.531.480.000,00
Bütçe Gideri 3.531.060.495,71
İptal Edilen Ödenek 419.504,29
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel toplamlarını okuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe
Geliri Tahmini 3.065.000.000,00
Tahsilat 3.763.607.111,24
Ret
ve İadeler 411.798,69
Net
Tahsilat 3.763.195.312,55
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumunun 2018 yılı merkezî yönetim kesin
hesabı kabul edilmiştir.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2020
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
40.49) SİVİL
HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 59.102.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 67.988.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü 2018 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 58.407.166,00
Bütçe Gideri 53.843.103,00
İptal Edilen Ödenek 4.564.063,00
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel toplamlarını okuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe
Geliri Tahmini 74.500.000,00
Tahsilat 65.482.501,23
Ret
ve İadeler 383.929,64
Net
Tahsilat 65.098.571,59
BAŞKAN Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğünün 2018 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece, yedinci
turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ve kesin hesapları kabul
edilmiştir.
Hayırlı
olmasını temenni ederim.
Değerli
milletvekilleri, yedinci tur görüşmeleri tamamlanmıştır.
Programa göre, kamu
idarelerinin bütçe ve kesin hesapları ile 2020 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin maddelerini sırasıyla görüşmek
üzere 17 Aralık 2019 Salı günü saat 11.00de toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 22.44
(x) 129, 130 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 09/12/2019 tarihli 28inci Birleşim Tutanağına eklidir.