TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
53üncü
Birleşim
6
Şubat 2020 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Eyüp Ersoyun, doğal afetlere ve devletin
yaptığı yardımlara ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kayseri Milletvekili
Dursun Ataşın, Hakkâri ili Çukurca ilçesinde el bombasının
patlaması sonucu şehit düşen hemşehrisi Piyade
Sözleşmeli Er Özgür Çelike Allahtan rahmet dilediğine, Kayseri
ilinde yaşanan fırtınanın neden olduğu hasarların
giderilmesi konusunda ilgili kurumları göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
2.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın, Van ili Bahçesaray ilçesinde meydana gelen
çığ faciasında şehit olan hemşehrisi Özen Akşama
ve tüm Mehmetçiklere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
3.- İzmir Milletvekili
Fehmi Alpay Özalanın, Sabiha Gökçen Havalimanında yaşanan elim
kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
4.- İzmir Miletvekili
Yaşar Kırkpınarın, İzmir-İstanbul seferini yapan
uçağın Sabiha Gökçen Havalimanında pisten çıkması ve
Van ili Bahçesaray ilçesinde çığ düşmesi sonucu
hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
5.- Adana Milletvekili Ayhan
Barutun, Elâzığ ve Malatya depreminde, Van ili Bahçesaray ilçesinde
meydana gelen çığ felaketlerinde ve İstanbuldaki uçak
kazasında hayatını kaybeden yurttaşlara Allahtan rahmet
dilediğine ve devlet ile milletin göstermiş olduğu yüce
dayanışma duygusunun her türlü takdire şayan olduğuna
ilişkin açıklaması
6.- Ordu Milletvekili Mustafa
Adıgüzelin, Ordu ili Çaybaşı ilçesi İlküvez Mahallesi
sakinlerinin bölgelerinde kurulması planlanan katı atık düzenli
depolama alanına yönelik tepkilerine ve yaşanılan hukuk
garabetine ilişkin açıklaması
7.- Kocaeli Milletvekili
İlyas Şekerin, İstanbul ilinde yaşanan uçak kazasında
ve Van ili Bahçesaray ilçesinde meydana gelen çığ felaketinde
şehit olan hemşehrileri Jandarma Astsubay Fatih Karagöz ile Jandarma
Uzman Çavuş Özgür Işıka ve tüm şehitlere Allahtan rahmet
dilediğine, doğal afetlerde can kaybının en aza
indirilmesinde arama kurtarma ve ilk yardımın önemine ilişkin
açıklaması
8.- Hatay Milletvekili Lütfi
Kaşıkçının, Hatay ilinin hâlâ altyapı ve kanalizasyon
bekleyen ilçeleri olduğuna ve yaşanılan mağduriyetin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
9.- Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, can ve mal kayıpları
yaşanmadan Adıyaman ili başta olmak üzere Doğu Anadolu fay
hattı üzerinde bulunan yerleşim birimlerinde gerekli tedbirlerin
alınması konusunda Cumhurbaşkanlığına ve ilgili
bakanlıklara çağrıda bulunduğuna ilişkin
açıklaması
10.- Eskişehir
Milletvekili Jale Nur Süllünün, Van ili Bahçesaray ilçesinde meydana gelen
çığ faciasında şehit olan hemşehrisi Uzman
Onbaşı Tarkan Karacaya Allahtan rahmet dilediğine,
yaşanılan fırtına sonucu Eskişehir ili Mihalgazi,
Sarıcakaya ve Günyüzü ilçelerinde meydana gelen maddi hasar nedeniyle
Eskişehirli çiftçilere destek verilmesi çağrısında
bulunduğuna ilişkin açıklaması
11.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, İzmir-İstanbul seferini yapan uçağın
Sabiha Gökçen Havalimanında pisten çıkması ve Van ili
Bahçesaray ilçesinde çığ düşmesi sonucu hayatını
kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
12.- Balıkesir
Milletvekili Fikret Şahinin, 6 Şubat Mustafa Kemal Atatürkün
Balıkesire gelişinin 97nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
13.- Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksalın, Van ilindeki çığ felaketinde ve
İstanbul ilindeki uçak kazasında yaşamını yitiren
vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine, Afyonkarahisar ili merkez
ilçesinde Atatürk İlkokulu ile Şemsettin Karahisarı Ortaokulu
öğrencilerinin ortak kullandığı okul bahçesinde kartopu
oynarken vücutlarında yanıklar oluşması olayının
takipçisi olacaklarına ilişkin açıklaması
14.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, Suriyenin İdlib kentinde şehit
düşen hemşehrisi Uzman Çavuş Serkan Depreme, Elâzığ
depreminde, Van ili Bahçesaray ilçesinde meydana gelen çığ
felaketlerinde ve Sabiha Gökçen Havalimanında yaşanan uçak
kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet
dilediğine, Brükselde düzenlenen Avrupa Parlamentosunda Yunan
Milletvekili Ioannis Lagosun Türk Bayrağını yırtması
olayını şiddetle kınadığına ilişkin
açıklaması
15.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, Van ili Bahçesaray ilçesindeki çığ
felaketlerinde ve Sabiha Gökçen Havalimanındaki uçak kazasında
hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine,
yaşanan felaketlerin can ve mal kayıplarını en aza indirecek
tedbirler alınması gerektiğini gösterdiğine, 6 Şubat
Osman Bölükbaşının ölümünün 18inci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
16.- Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, İnşaat Mühendisleri
Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrakın olası
bir Bursa depremi için yapılması gerekenlere yönelik açıklamasına
ilişkin açıklaması
17.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, 6 Şubat Osman Bölükbaşının
vefatının 18inci yıl dönümüne, Elâzığ ve Malatya
illerindeki deprem, İdlib şehitleri, Van ili Bahçesaray ilçesindeki çığ
felaketi ve Sabiha Gökçen Havalimanındaki uçak kazasıyla ülkemizin
2020 yılına tarifsiz acılarla başladığına
ilişkin açıklaması
18.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, tüm şehitlerimize Allahtan rahmet
dilediğine, enkazdan ve çığ altından insan
kurtarılması ile acil sağlık hizmetlerinin uzmanlık
gerektirdiğine ilişkin açıklaması
19.- Samsun Milletvekili
Neslihan Hancıoğlunun, Van ilindeki çığ felaketinde ve
İstanbul ilindeki uçak kazasında hayatını kaybeden
vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine, borç batağında
olan çftçi, esnaf ve sanayiciler için tedbirler alınması
gerektiğine ilişkin açıklaması
20.- Aydın Milletvekili
Süleyman Bülbülün, Van ilinde yaşanan çığ felaketinde
şehit olan hemşehrisi Uzman Çavuş Muammer Keskine Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
21.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, tüm şehitlere ve
hemşehrisi Uzman Onbaşı Mesut Denize Allahtan rahmet
dilediğine, riskleri asgariye indirmek için gereken tedbirlerin
alınması gerektiğine ilişkin açıklaması
22.- İzmir Milletvekili
Tamer Osmanağaoğlunun, İzmir-İstanbul seferini yapan
uçağın Sabiha Gökçen Havalimanında pisten çıkması ve
Van ili Bahçesaray ilçesinde çığ düşmesi sonucu
hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
23.- İzmir Milletvekili
Atila Sertelin, Suriyenin İdlib kentinde, Van ilindeki çığ
felaketlerinde ve İstanbul ilindeki uçak kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlara ve şehitlere Allahtan rahmet dilediğine,
ambulans ile yaralılara yardım konusunun gözden geçirilmesinin önemli
olduğuna ilişkin açıklaması
24.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Malatya ve Elâzığ
illerindeki deprem felaketi, Suriyenin İdlib kentinden gelen acı
haberler, Van ili Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketleri ve
İstanbul ilinde yaşanılan uçak kazasının
sıkıntılı günler geçirilmesine vesile olduğuna ve bu
olaylarda hayatını kaybeden şehitler ile vatandaşlara
Cenab-ı Allahtan rahmet dilediğine, sorumlulukların üst düzeye
çıkarılması, ihmal söz konusu ise sorumlularının
belirlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
25.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Van ili Bahçesaray ilçesinde yaşanan
çığ felaketlerinde ve İzmir-İstanbul seferini yapan
uçağın piste inişi sırasında meydana gelen kazada
hayatını kaybeden vatandaşlar ile şehitlere Allahtan
rahmet dilediklerine, Giresun ili Duroğlu beldesinde heyelan meydana
geldiğine, 6 Şubat Osman Bölükbaşının
vefatının 18inci seneidevriyesine, Avrupa Parlamentosu
çatısı altında tertiplenen toplantıda teröristlerin yer
almasını kınadıklarına ilişkin
açıklaması
26.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Elâzığ ve Malatya
illerindeki depremde, Van ilindeki çığ felaketlerinde, Sabiha Gökçen
Havalimanında yaşanan uçak kazasında hayatını
kaybedenlere Allahtan rahmet dilediğine, ardı ardına
yaşananların felaketler karşısında yeterince
hazırlıklı olunmadığını gösterdiğine,
partilerin ortak önergesiyle gerek deprem gerekse çığ
konularının konuşulması gerektiğine, Eş Genel Başkanlarının
Başkanlığında HDPli vekillerden olaşan bir heyetin
Van ili Bahçesaray ilçesine gittiğine ve böyle zamanlarda toplumda
dayanışma ruhunun büyümesinin önemli olduğuna, içinde bulunulan
koşullarda 161 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine katılmayı uygun bulmadıklarına ilişkin
açıklaması
27.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Van ili Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketlerinde ve
İstanbulda yaşanılan uçak kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediklerine, AKUT Genel
Başkanı Recep Şalcının Van ilinde yaşanılan
çığ felaketine yönelik açıklamalarını dikkate
değer bulduklarına, Sabiha Gökçen Havaalanında yardıma
giden ekibin kaza geçirmesinin arama kurtarma faaliyetlerindeki zafiyeti ortaya
koyduğuna, Ulaştırma ve Altyapı Bakanının
yaşanılan uçak kazasından bir gün önce yaptığı
açıklamasındaki Pist çok yoruldu, her gece bakım
yapıyoruz. ifadesine, bugünkü birleşimde grup önerisi vermediklerine
ve 161 sıra sayılı Kanun Teklifinin tartışmalı
maddesine gelindiğinde Meclis çalışmalarının
sonlandırılması konusunda ortak mutabakatın olduğuna,
şehir hastanelerine, bir milletvekilinin Hatanın tarafı olmayan
mükelleflere paralarının iade edilmemesi haksız bir
cezalandırma değil midir? sorusuna Hazine ve Maliye
Bakanının verdiği cevaba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın 10 Kasım Atatürkü Anma Töreni
konuşmasının kitapçık hâline getirilerek okullara
dağıtılmasına ilişkin açıklaması
28.- Ankara Milletvekili
Servet Ünsalın, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir
doktorun hastasına mezhep üzerinden ayrımcılık
yaptığına ve olayla ilgili başlatılan hukuki süreci
yakından takip edeceğine ilişkin açıklaması
29.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Malatya ve Elâzığ
illerindeki depremde, Suriyenin İdlib kentindeki hain
saldırıda, Van ilindeki çığ felaketlerinde, İstanbul
ilindeki uçak kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara ve
şehitlere Allahtan rahmet dilediklerine, gücünü ve metanetini tüm dünyaya
defalarca gösteren aziz milletimizin bu zor dönemi de devlet, millet
kaynaşmasıyla atlatacağına, 6 Şubat Osman
Bölükbaşıyı ölümünün 18inci yıl dönümünde rahmetle yâd
ettiğine, Avrupa Birliğinin terör örgütleri listesinde yer alan PKK
terör örgütü elebaşları ile destekçilerinin Avrupa Parlamentosunda
düzenlenen etkinliğe katılmalarına izin verilmesini
kınadıklarına, nasıl seksen yıldır
cumhurbaşkanları devleti ve milleti temsil ettiyse bugün de
Cumhurbaşkanının devleti ve milleti temsil ettiğine,
yaşanan felaketler münasebetiyle grup başkan vekillerinin Genel Kurul
çalışmalarıyla ilgili ortak kararına ilişkin açıklaması
30.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
31.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
32.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, 161 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 15inci maddesiyle kentsel rantların vergilendirilmesi olarak
ifade edilebilecek bir ilkeden hareket edilmekle birlikte bu rantların
vergilendirilmesi ya da kamuya aktarılması yönünde yeterli
düzenlemenin yapılmadığına ve uygulamada
yaratacağı sorunlara ilişkin açıklaması
33.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Demirin, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
34.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, İstanbul Milletvekili Mustafa
Demirin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
35.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili
Yavuz Ağıralioğlunun 161 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 16ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Yurtdışı Türkler
ve Akraba Topluluklar Alt Komisyonunun 9-14 Şubat 2020 tarihleri
arasında Almanya, Belçika ve Hollandaya ziyarette bulunmasına
ilişkin tezkeresi (3/1066)
VII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Demir ile 70 Milletvekilinin Coğrafi Bilgi Sistemleri
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/2512) ve Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 161)
VIII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili
Rıdvan Turanın, Mersindeki yağışlardan olumsuz
etkilenen üreticilerin ve mevsimlik tarım işçilerinin
mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin cevabı (7/23599)
6 Şubat 2020
Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER:
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Barış KARADENİZ (Sinop)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
53üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 1 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı söz, doğal afetler
ve devletimizin yaptığı yardımlar hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Eyüp Özsoya aittir.
Buyurun Sayın Özsoy.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Eyüp Özsoyun, doğal
afetlere ve devletin yaptığı yardımlara ilişkin gündem
dışı konuşması
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yaşamış olduğumuz doğal
afetler ve devletimizin yapmış olduğu yardımlarla ilgili
gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce
heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, geçtiğimiz
günlerde Elâzığ, Malatya, Van illerimizde meydana gelen afetlerde ve
dün, seçim bölgem olan İstanbulda yaşanan uçak kazasında
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu vesileyle deprem,
afet ve kazalardan etkilenen tüm vatandaşlarıma da geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum.
Yaşadığımız tüm bu
afetlerde, Allaha hamdolsun ki ülkemiz, tarihinin en hızlı ve etkili
afete müdahale faaliyetlerini gerçekleştirmiştir. Başta AFAD
olmak üzere, Jandarma, Sağlık Bakanlığı, İtfaiye
teşkilatları, Kızılay, UMKE ve devletimizin tüm
kurumları; 7.171 personel ve 661 araç deprem bölgesindeki
vatandaşlarımızın hizmetine sunulmuştur. Sadece
İstanbul ilimizden ilk üç saat içerisinde 300 arama kurtarma uzman görevli
personeli ve 8 adet tam donanımlı araç ve ekipmanın
Elâzığdaki deprem bölgesine ulaşmış olması bile
devletimizin ne kadar hızlı hareket ettiğini göstermektedir.
Deprem haberinin alınmasıyla birlikte,
Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla afet
bölgesine İçişleri Bakanımız, Sağlık
Bakanımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanımız hemen
hareket etmiş, olay yerinde incelemeler yaparak gerekli tedbirleri ve
önlemleri almışlardır. Diğer tüm bakanlarımız da
kendi görev alanlarıyla ilgili olarak, depremden etkilenen
vatandaşlarımıza destek olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Şu ana kadar, Elâzığda 4 konteyner
kent kurulması planlanmış olup toplamda 2.490 konteyner kurulumu
için gerekli çalışmalar başlamıştır. AFAD
tarafından Elâzığ ve Malatya Valiliklerimize 25 milyon TL acil
yardım ödeneği hâlihazırda gönderilmiş durumdadır.
Ayrıca, AFAD ve Türk Kızılayı lojistik depolarından
30.453 aile çadırı, 400 genel maksatlı çadır, 46.084 yatak,
102.083 battaniye, 3.244 uyku seti, 11.730 ısıtıcı deprem
bölgelerine sevk edilmiştir. Elâzığ ve Malatyada 4 bini
aşkın hanemiz ziyaret edilmiş ve 14 bin kişiyle destek
görüşmeleri yapılmıştır. Ayrıca, Türkiye'nin her
yerinden vatandaşlarımız ve sivil toplum
kuruluşlarımız deprem bölgesindeki kardeşlerimiz için
seferber olmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğanın da belirttiği gibi, bu tür afetlerin bizler
için bir imtihan olduğunun bilincinde olarak milletçe her zaman
sabırla hareket ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Komşusu
açken tok olarak geceleyen kişi olgun mümin değildir. diyen,
insanlığın son uyarıcısı ve son Peygamber Hazreti
Muhammed Mustafanın (SAV) ümmeti olarak milletimiz dünyaya bir kez daha
birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden birini göstermiştir.
Sizlerin huzurunda, bu duyarlılığı gösteren tüm vatandaşlarıma
teşekkürlerimi arz ediyorum.
İktidara geldiğimiz günden bugüne kadar,
AK PARTİ hükûmetleri olarak deprem ve doğal afetlerle ilgili konuya
hassasiyet gösterdik ve milletimiz için birçok icraatta bulunduk. Sadece 99
depreminin yaralarını sarmak için 103 milyar TL yatırım
yapıldı. Van, Kütahya, Bingöl, Afyonkarahisar depremlerinin
ardından, vatandaşlarımıza 80 bine yakın konut
yapılıp teslim edildi. Depreme dayanıksız binaların
dönüşümü için kira yardımı, hibe, kamulaştırma, harç
muafiyeti, bina inşaatı için 61 milyar liraya yakın kaynak
kullanıldı. Görüldüğü üzere, gerek toplanan yardımlar ve
gerekse de millî bütçemizden harcanan 110 milyar TL
vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için
kullanıldı.
Bununla birlikte, ülkemiz, sadece yurt içinde
değil yurt dışında da 5 kıtada 50den fazla ülkenin
yardımına koşarak bu manada dünya lideri konumuna geldi.
Yapılan yardımların yanında AFAD
çalışanlarımız da bu ülkelere gönderilerek destek olundu.
Türkiye Cumhuriyeti dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın
yapmış olduğu bu yardımlarla sadece Müslümanların
değil bütün insanlığın da umudu hâline geldi. Devletimiz
her zaman milletimizin ve yardıma ihtiyacı olan herkesin
yanındadır ve yanında olmaya devam edecektir; bundan hiç
kimsenin şüphesi olmasın.
Rabbim ülkemizi ve aziz milletimizi her türlü
felaketlerden muhafaza eylesin. duasıyla hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Dursun Bey, şehidimiz
münasebetiyle söz talebiniz var; buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın, Hakkâri
ili Çukurca ilçesinde el bombasının patlaması sonucu şehit
düşen hemşehrisi Piyade Sözleşmeli Er Özgür Çelike Allahtan
rahmet dilediğine, Kayseri ilinde yaşanan fırtınanın
neden olduğu hasarların giderilmesi konusunda ilgili kurumları
göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Hakkârinin Çukurca ilçesinde el bombası
patlaması sonucu, seçim bölgem Kayserinin Develi ilçemiz nüfusuna
kayıtlı Özgür Çelik kardeşimiz şehit olmuştur.
Şehidimize Allahtan rahmet, ailesine başsağlığı ve
sabır diliyorum; ruhu şad, mekânı cennet olsun.
Ülke olarak peş peşe derin acılar
yaşadığımız bugünlerde, seçim bölgem Kayseride dün
itibarıyla, saatteki hızı 90 kilometreye ulaşan, yer yer
120 kilometre hıza çıkan şiddetli rüzgâr meydana gelmiştir.
Şehir merkezinde ve ilçelerde şiddetli bir şekilde hissedilen
fırtınada can kaybı yaşanmamış olması
sevindiricidir. Fırtına sonucu şehirde büyük hasarlar meydana
gelmiştir.
Mal kaybına uğrayan
vatandaşlarımızın zararlarının ve
mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda ilgili kurumları göreve davet
ederken hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN Uğur Bey, buyurun.
2.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Van
ili Bahçesaray ilçesinde meydana gelen çığ faciasında şehit
olan hemşehrisi Özen Akşama ve tüm Mehmetçiklere Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Van Bahçesarayda meydana gelen çığ
faciasında Artvinli hemşehrimiz, Artvin Ardanuç Bulanık köyünden
evladımız Özen Akşam da şehit olmuştur diğer
Mehmetçiklerimizle beraber.
Bu üzücü olay neticesinde şehit olan tüm
Mehmetçiklerimize Allahtan rahmet diliyorum. Aynı şekilde,
değerli hemşehrime Allahtan rahmet diliyorum, Türk milletinin
başı sağ olsun. Büyük acıları paylaşıyorum.
Yaralı kurtulanlara acil şifalar diliyorum.
Yarın şehidimizi Artvin Ardanuç
Bulanık köyünde sonsuzluğa uğurlayacağız. Bu vesileyle
bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Şehitlerimizi bir kere daha rahmetle
anıyorum, mekânları cennet olsun diyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Alpay Bey, İzmirden de
şehidimiz var;, buyurun.
3.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalanın,
Sabiha Gökçen Havalimanında yaşanan elim kazada hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dün akşam yaşanan elim
kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan
rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerim.
BAŞKAN Yaşar Kırkpınar
4.- İzmir Miletvekili Yaşar
Kırkpınarın, İzmir-İstanbul seferini yapan
uçağın Sabiha Gökçen Havalimanında pisten çıkması ve
Van ili Bahçesaray ilçesinde çığ düşmesi sonucu
hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Dün akşam,
İzmir-İstanbul seferini yapan uçak kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Yine, dün çığ düşmesi sonucu Vanda
meydana gelen elim kaza sonucu şehit olan güvenlik güçlerimize ve
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Barut
5.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Elâzığ ve
Malatya depreminde, Van ili Bahçesaray ilçesinde meydana gelen çığ
felaketlerinde ve İstanbuldaki uçak kazasında hayatını
kaybeden yurttaşlara Allahtan rahmet dilediğine ve devlet ile
milletin göstermiş olduğu yüce dayanışma duygusunun her
türlü takdire şayan olduğuna ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) Sayın Başkan,
Elâzığ ve Malatya depreminin yaralarını sarmaya
çalışırken şimdi de Vanda meydana gelen çığ
felaketi ve İstanbuldaki uçak kazasıyla yüreklerimiz
dağlandı. Can kurtarmak için can veren kahraman askerlerimizi ve
güvenlik güçlerimizi, arama kurtarma görevlilerimizi, hayatını kaybeden
yurttaşlarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.
Bu süreçte görüldü ki halkımız tüm
yaşanan acıları insanüstü bir gayret ve toplumsal
dayanışma duygusuyla bertaraf etmek için seferber oldu. Hiçbir
ayrım gözetmeksizin devletin ve milletin göstermiş olduğu bu
yüce dayanışma duygusu her türlü takdire şayandır. Deprem
gerçeğine karşı her türlü tedbirin alınması için
yetkililer harekete geçmelidir. Çığ gibi bir felaketle mücadele
ederken çağın gerektirdiği gibi bilimsel ve profesyonel arama kurtarma
çalışmaları organize edilmelidir. İlgili kurum ve kişilerin
acil durumlara ilişkin yurttaşlarımız için ülke genelinde
eğitim planlaması yapılmalıdır.
Tekrar ülkemize geçmiş olsun diyoruz.
BAŞKAN Sayın Adıgüzel
6.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, Ordu ili
Çaybaşı ilçesi İlküvez Mahallesi sakinlerinin bölgelerinde
kurulması planlanan katı atık düzenli depolama alanına
yönelik tepkilerine ve yaşanılan hukuk garabetine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Ordu Çaybaşı
İlküvezde köylülerin çöpe karşı kadını,
erkeğiyle direnişleri devam etmektedir. Yerel idare halka terörist
muamelesi yapıp karakolda sorguya çekmek dâhil her türlü yöntemle alandan
uzaklaştırmayı başaramayınca, köylüleri alandan
uzaklaştırmak ve gerekirse tutuklamak için 3 belediye çalışanına
halktan 27 kişiyi şikâyet ettiriyor. Tabii, genel ceza kanunları
delil istiyor, tutuklama öyle kolay değil. Bu nedenle, buraya dikkat: Bu
şikâyetler 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına
Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamına alınıp,
sorgusuz sualsiz karar alınıp bu kişilere tebliğ ediliyor.
Şikâyet edenler ile edilenler arasında hiçbir resmî ya da gayriresmî
aile hukuku yok, şaka gibi. Karar sonrası, yapılan operasyonla
da birçok kadın ezilip coplanıyor. Böylece, Türkiyede, Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
Kanunla kadınlar şiddete uğruyor, çöp alanları korunuyor.
Ben buradan, Adalet Bakanlığını da siyasi baskıya
boyun eğerek bu hukuk garabetine yol açan hâkim hakkında
gereğini yapmaya davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
7.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
İstanbul ilinde yaşanan uçak kazasında ve Van ili Bahçesaray
ilçesinde meydana gelen çığ felaketinde şehit olan
hemşehrileri Jandarma Astsubay Fatih Karagöz ile Jandarma Uzman Çavuş
Özgür Işıka ve tüm şehitlere Allahtan rahmet dilediğine,
doğal afetlerde can kaybının en aza indirilmesinde arama
kurtarma ve ilk yardımın önemine ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, dün İstanbulda
yaşanan uçak kazası ile Van Bahçesarayda meydana gelen çığ
düşmesinde hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum,
yaralılara acil şifalar diliyorum. Van Bahçesarayda meydana gelen
çığ düşmesinde görevi başında şehit olan, seçim
bölgem Kocaeli Kartepe ilçemizden Jandarma Astsubay Fatih Karagöze,
Çayırova ilçemizden Jandarma Uzman Çavuş Özgür Işıka ve
bütün şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine
başsağlığı diliyorum, milletimizin başı
sağ olsun.
Ülke olarak, mevsimlere ve hava şartlarına
bağlı olmaksızın, yaşanacak deprem riskiyle,
aşırı yağmurlarda toprak kayması riskiyle,
kış aylarında çığ düşmesi riskiyle her zaman
karşı karşıyayız. Yaşanan bu doğal afetlerde
can kaybının en aza indirilmesinde arama kurtarma ve ilk
yardımların önemine dikkat çekiyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kaşıkçı
8.- Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçının,
Hatay ilinin hâlâ altyapı ve kanalizasyon bekleyen ilçeleri olduğuna
ve yaşanılan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Yıl 2020, Hatayın hâlâ altyapı ve
kanalizasyon bekleyen ilçeleri var. Bunlardan en zor durumdaki ilçemizse Hassa
ilçemiz. Özellikle Aktepe ve Akbez Mahallerimizdeki
vatandaşlarımız bu sorunun bir an önce çözülmesini yetkililerden
beklemekteler. Yetkili makam olan Hatay Büyükşehir Belediyesi ise Bu
altyapıyı ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
krediyi onaylarsa yaparız. diyor. Buradan Hatay Büyükşehir
Belediyesi ve Çevre Bakanlığına sesleniyorum:
Vatandaşlarımız zor durumda, bu kredi sorununu çözün ve
hemşehrilerimiz rahatlasın.
BAŞKAN Sayın Tutdere
9.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, can
ve mal kayıpları yaşanmadan Adıyaman ili başta olmak
üzere Doğu Anadolu fay hattı üzerinde bulunan yerleşim
birimlerinde gerekli tedbirlerin alınması konusunda
Cumhurbaşkanlığına ve ilgili bakanlıklara
çağrıda bulunduğuna ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Elâzığ Sivrice depreminin ardından,
konunun uzmanları ve bilim insanları tarafından yapılan açıklamalara
baktığımızda, Doğu Anadolu Fay Hattının
Adıyaman, Sincik, Çelikhan, Gölbaşı, Türkoğlu hattında
önümüzdeki süreçte bir depremin beklendiği ifade edilmektedir. Buradan tüm
kurumları uyarıyorum, başta Cumhurbaşkanlığı
olmak üzere ilgili tüm bakanlıklara çağrıda bulunuyorum:
İş işten geçmeden, can ve mal kayıpları
yaşanmadan Adıyamandaki yerleşim birimleri başta olmak
üzere, bu fay hattı üzerinde bulunan bütün yerleşim birimlerinde
gerekli tedbirleri alın, gerekli çalışmaları
başlatın diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Süllü
10.- Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllünün, Van ili
Bahçesaray ilçesinde meydana gelen çığ faciasında şehit
olan hemşehrisi Uzman Onbaşı Tarkan Karacaya Allahtan rahmet
dilediğine, yaşanılan fırtına sonucu Eskişehir
ili Mihalgazi, Sarıcakaya ve Günyüzü ilçelerinde meydana gelen maddi hasar
nedeniyle Eskişehirli çiftçilere destek verilmesi
çağrısında bulunduğuna ilişkin açıklaması
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) Bahçesarayda
çığ düşmesi sonucu şehit olan kahraman
jandarmalarımız arasında yer alan Eskişehirli Uzman
Onbaşı Tarkan Karacaya Allahtan rahmet, acılı ailesine ve
şehrimize başsağlığı diliyorum.
Eskişehirimizin Mihalgazi, Sarıcakaya ve
Günyüzü ilçelerinde, dün yaşanan fırtına sonucu büyük çaplı
maddi hasar meydana geldi. Seracılık yapan Sarıcakaya ve
Mihalgazide seralar yerle bir olurken ürünler büyük zarar gördü. Günyüzünde
fırtına çatıları uçurdu, elektrik hatlarında
arızalara neden oldu.
Geçtiğimiz yıl yaşanan sel
felaketinin yaralarının henüz sarılmadığı ve
verilen sözlerin unutulduğu ilçelerimizde üretime zor koşullarda
devam eden çiftçimiz perişan. Bölge halkı acilen yardım
bekliyor.
Yüce Meclisin huzurunda Eskişehirli
çiftçilerimize destek verilmesi çağrısında bulunuyorum.
BAŞKAN Sayın Taşkın
11.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
İzmir-İstanbul seferini yapan uçağın Sabiha Gökçen
Havalimanında pisten çıkması ve Van ili Bahçesaray ilçesinde
çığ düşmesi sonucu hayatını kaybeden vatandaşlara
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Dün yaşanan talihsiz olaylarda meydana gelen
can kayıpları milletçe hepimizi derin üzüntüye boğdu.
Vanın Bahçesaray ilçesinde meydana gelen çığ düşmesi
sonucunda şehit düşen askerlerimize, itfaiye
mensuplarımıza, korucularımıza ve hayatını
kaybeden sivil vatandaşlarımıza ve yine İstanbul Sabiha
Gökçen Havalimanında yaşanan uçak kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara
da acil şifalar diliyorum. Cenab-ı Hak vatanımızı,
milletimizi her türlü afetlerden, kazalardan, belalardan korusun, muhafaza
eylesin. Milletçe bir ve beraber olarak afetlerden ve kazalardan etkilenen
vatandaşlarımızı, şehitlerimizin ailelerini, gazilerimizi
her zamanki gibi kucaklayacak ve onlara destek olacağız.
İnşallah, bu zor günlerden güçlenerek çıkacağız diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şahin
12.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahinin, 6
Şubat Mustafa Kemal Atatürkün Balıkesire gelişinin 97nci
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Mustafa Kemal Atatürkün Balıkesire
gelişinin 97nci yıl dönümü. Atatürk, Kurtuluş Savaşı
sonrası Balıkesire ilk ziyaretini 6 Şubat 1923 tarihinde
gerçekleştirmiştir. Ertesi gün, 7 Şubat Çarşamba günü,
Mustafa Kemal Paşa öğle namazını kalabalık bir
cemaatle birlikte Fatih Sultan Mehmetin Sadrazamı Zağanos Paşa
tarafından yaptırılan Paşa Camisinde kılar, namaz
sonrası şehitler için okunan mevlide katılır,
sonrasında minbere çıkarak tarihî konuşması olan
Balıkesir Hutbesini okur. Balıkesir Hutbesi, Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürkün hayatında okuduğu ilk ve tek cami içi
konuşmasıdır. Balıkesir Hutbesinden üç gün önce, 4
Şubatta Lozan Barış Konferansı görüşmeleri
kesilmiş ve heyetimiz Türkiye'ye dönmek üzere yola
çıkmıştır. Atatürk, Balıkesir Hutbesi sayesinde Türk
milletinin ve Türk ordusunun dimdik ayakta olduğu mesajını tüm
dünyaya duyurmuştur. Bu vesileyle başta Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehit ve
gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum, ruhları şad olsun.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Köksal
13.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Van
ilindeki çığ felaketinde ve İstanbul ilindeki uçak
kazasında yaşamını yitiren vatandaşlara Allahtan
rahmet dilediğine, Afyonkarahisar ili merkez ilçesinde Atatürk
İlkokulu ile Şemsettin Karahisari Ortaokulu öğrencilerinin ortak
kullandığı okul bahçesinde kartopu oynarken vücutlarında
yanıklar oluşması olayının takipçisi olacaklarına
ilişkin açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Öncelikli olarak
Vandaki çığ felaketinde ve İstanbuldaki uçak kazasında
yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allahtan
rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Afyonkarahisar merkezde Atatürk ve Şemsettin
Karahisari okullarının ortak kullandığı bahçede karla
oynayan çocukların vücudunda oluşan yanıklarla ilgili AFAD
İl Müdürlüğü tarafından çocuklardan alınan pantolon, çorap,
ayakkabı ve okul bahçesinden alınan su örneklerinin analiz
sonuçları açıklandı. Buna göre, çocukların
vücutlarındaki yanıklara pH parametresi en yüksek olan alkali
özellikteki bir maddenin neden olduğu belirlendi.
Şimdi, bu doğrultuda konunun
kapatılmamasını, bu maddeyi okul bahçesinde kullanan,
kullanımına izin veren ve çocukları bahçeye çıkararak
hiçbir önlem almayıp onların vücudunda yanıklar oluşmasına
neden olan tüm sorumlular hakkında gerekli cezanın verilmesini
istiyor ve çocuklarımız adına konunun takipçisi
olacağımızı bir kez daha yineliyoruz.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
14.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun,
Suriyenin İdlib kentinde şehit düşen hemşehrisi Uzman
Çavuş Serkan Depreme, Elâzığ depreminde, Van ili Bahçesaray
ilçesinde meydana gelen çığ felaketlerinde ve Sabiha Gökçen
Havalimanında yaşanan uçak kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine, Brükselde
düzenlenen Avrupa Parlamentosunda Yunan Milletvekili Ioannis Lagosun Türk
Bayrağını yırtması olayını şiddetle
kınadığına ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkanım.
İdlibde uğradıkları alçak
saldırı sonucu şehit olan 7 askerimiz ve 1 sivil personelden
biri olan Düziçili hemşehrimiz şehit Uzman Çavuş Serkan Depremi
dün yapılan cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurladık.
Elâzığ depremi, İdlib saldırısından sonra Vanda
meydana gelen çığ felaketleri ve Sabiha Gökçen Havalimanında
yaşanan uçak kazasıyla yaşadığımız
acılar katlandı. Tüm bu hadiselerde hayatını kaybeden
şehitlerimize ve vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Ayrıca, geçtiğimiz hafta Avrupa
Parlamentosu Genel Kurulunda çok çirkin bir olaya şahit olduk: Irkçı
Yunan Milletvekili Ioannis Lagosun, haddini aşarak ve uluslararası
hukuk kurallarını hiçe sayarak kirli elleriyle
bayrağımıza yönelik sergilediği
saygısızlığı şiddetle kınıyorum. Ne
yaparlarsa yapsınlar, hangi kirli oyunları oynarlarsa oynasınlar
bayrağımız her yerde şerefle dalgalanmaya devam edecek
diyorum.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Filiz
15.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Van
ili Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketlerinde ve Sabiha Gökçen
Havalimanındaki uçak kazasında hayatını kaybeden
vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine, yaşanan felaketlerin
can ve mal kayıplarını en aza indirecek tedbirler
alınması gerektiğini gösterdiğine, 6 Şubat Osman
Bölükbaşının ölümünün 18inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Vanın Bahçesaray ilçesinde 4 ve 5 Şubat
tarihlerinde çığ düşmesi sonucu hayatını kaybeden 39
vatandaşımıza Allahtan rahmet, ailelerine
başsağlığı, 75 yaralımıza da acil
şifalar diliyorum.
Ayrıca, Sabiha Gökçen Havalimanında
pistten çıkan uçakta hayatını kaybeden 3
vatandaşımıza Allahtan rahmet diliyorum. Allah her türlü
doğal afetlerden ülkemizi ve milletimizi korusun.
Yaşadığımız bu tür
felaketler açıkça göstermektedir ki toplum olarak her an
hazırlıklı olunmalı, can ve mal kayıplarını
en aza indirecek tedbirler alınmalıdır.
6 Şubat 2002 tarihinde aramızdan
ayrılan, ülkemiz siyasetinde fevkalade renkli simasıyla yeri
doldurulamayan siyaset ve devlet adamı, milliyetçi lider, yiğit,
yürekli, halkın sesi olan Osman Bölükbaşını rahmetle
anıyorum. Onu hep Anadolu fırtınası olarak
hatırlayacağız diyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Kayışoğlu
16.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa
Şube Başkanı Mehmet Albayrakın olası bir Bursa
depremi için yapılması gerekenlere yönelik açıklamasına
ilişkin açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün, Bursada İnşaat Mühendisleri
Odası Başkanı Mehmet Albayrak, bilim insanlarıyla birlikte
yaptığı çalışma neticesindeki raporu
açıkladı ve özetle, asıl konunun fay hatları değil,
depreme dayanıksız yapılar olduğu ve buna
odaklanılması gerektiği, afet acil durum eylem planına
ihtiyaç duyulduğu, Bursadaki yapı stokunun büyük oranda kaçak
yapı olduğu ve yüzde 80inin hisseli parsel üzerinde olduğu,
depremde çökmesi muhtemel yapıların ya güçlendirilmesi ya da insan
eliyle bir an evvel yıkılması gerektiği, kentsel
dönüşümün yanlış uygulandığı, Çevre İl
Müdürlüğünün açıkladığına göre Bursada 1 milyon 100
bin kayıtsız bağımsız bölümün bulunduğu ve
1948den beri bunların imar barışıyla
ödüllendirildiği, toplanma alanlarının plan
değişiklikleriyle imara açıldığı, mevcut boş
alanların da hemen yanı başında 5 katlı kaçak
yapıların olduğu ve toplanma alanlarıyla ilgili yeterli
bilginin olmadığı belirtiliyor, meslek odalarının ve
bilim insanlarının açıklamalarına, uyarılarına
dikkat çekilmesi ve önemli bir şekilde tedbir alınması
gerektiği belirtiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kılavuz
17.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, 6 Şubat
Osman Bölükbaşının vefatının 18inci yıl
dönümüne, Elâzığ ve Malatya illerindeki deprem, İdlib
şehitleri, Van ili Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketi ve Sabiha
Gökçen Havalimanındaki uçak kazasıyla ülkemizin 2020
yılına tarifsiz acılarla başladığına
ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Çok kıymetli büyüğümüz Osman
Bölükbaşının vefatının 18inci yıl dönümünde
kendilerini rahmetle, minnetle anıyorum.
2020 yılı ülkemiz adına tarifsiz
acı ve felaketlerle başlamıştır. Elâzığ ve
Malatyadaki deprem içimizi yakmış, İdlib şehitlerimiz
yüreğimizi dağlamış, Van Bahçesarayda yaşanan
çığ felaketi acımızı artırmış, Sabiha
Gökçendeki uçak kazası hepimizi derinden yaralamıştır.
Vatanımız üzerinde kara bulutlar
dolaşmakta, milletimiz acılarla sınanmaktadır. Birçok
badireyi atlatan, nice zor güne göğüs geren necip milletimiz bu kahredici
günleri de aşacak ferasete ve imana sahiptir. Millet olmak acıda,
sevinçte bir olmaktır. Birlik beraberlik ve dayanışma ruhu
içinde bu zor günleri atlatacağımıza inanıyorum.
Şehitlerimize ve hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum. Yüce Allah ülkemizi ve milletimizi her türlü kaza,
bela, felaket ve musibetten korusun.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Aycan
18.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet dilediğine, enkazdan ve çığ
altından insan kurtarılması ile acil sağlık
hizmetlerinin uzmanlık gerektirdiğine ilişkin
açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkanım, tüm şehitlerimize Allahtan rahmet,
vatandaşlarımıza başsağlığı,
yaralılarımıza acil şifa diliyorum.
Enkazdan, çığ altından insan
kurtarmak profesyonel iştir; uzmanlık gerekir, tedbirli olmak
gerekir. Acil sağlık hizmetleri de uzmanlık işidir. 112
ekipleri artırılarak ve donanımı tamamlanarak her zaman
hazır olmalıdır. Burada çalışan personelin çalışma
şartları iyileştirilmelidir. 112 istasyon sayısı ve
çalışan personel sayısı artırılmalıdır.
Vatandaşlarımızın olay yerinde profesyonel elemanlara
destek olmaları gerekir, uyarılara dikkat etmeleri, dikkatli önlem
almaları gerekir.
Askerî sağlık hizmetleri de özel
hizmetlerdir; ayrı eğitim ve teşkilatlanması gereken bir konudur,
buna da özen göstermek gerekir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Hancıoğlu
19.- Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlunun,
Van ilindeki çığ felaketinde ve İstanbul ilindeki uçak
kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet
dilediğine, borç batağında olan çftçi, esnaf ve sanayiciler için
tedbirler alınması gerektiğine ilişkin açıklaması
NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) Vandaki
çığ felaketi ve İstanbulda yaşanan uçak kazasında
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine sabır, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum.
Ülkemizin üzerinde felaket bulutları
dolaşıyor. Felaketlerden biri de ekonomimizde yaşanıyor;
şöyle ki: Bugün çiftçimiz, esnafımız, sanayicimiz büyük bir borç
batağına saplanmış ve çok daha da kötüsü, o borç artık
ödenemez hâle gelmiştir. Çarşıda, pazarda yaprak
kımıldamıyor. Bu durgunluk reel sektörün kredi geri ödeme
performansına da yansıdı. 2019 yılında takipteki
kredilerin parasal değeri 150 milyar lirayı aştı. Yani bu
para artık ödenecek durumda değil ve şimdi bu borcu ödemesi
gerekenler bir bir iflas ediyor. Bu gerçek artık daha fazla
hasıraltı edilemez. Gerekli tedbirlerin acilen alınması
gerekmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bülbül, buyurun.
20.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, Van ilinde
yaşanan çığ felaketinde şehit olan hemşehrisi Uzman
Çavuş Muammer Keskine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Aydın Çineden hemşehrimiz Jandarma Uzman
Çavuş Muammer Keskin Vanda yaşanan çığ felaketiyle
şehit olmuştur; yarın, cuma namazını müteakip Çine
Karahayıt köyünde toprağa verilecektir. Şehidimize Allahtan
rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun, milletimiz sağ olsun.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Bu şehitlerimizden dolayı,
Sayın Kılıç, buyurun.
21.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, tüm şehitlere ve hemşehrisi Uzman
Onbaşı Mesut Denize Allahtan rahmet dilediğine, riskleri
asgariye indirmek için gereken tedbirlerin alınması gerektiğine
ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Tüm şehitlerimize ve Kahramanmaraş
Türkoğlu ilçesi Avşarlı Mahallemizden Uzman Onbaşı
Mesut Deniz şehidimize Allahtan rahmet diliyorum. Ayrıca, uçak
kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkemize geçmiş olsun, tüm
milletimizin başı sağ olsun.
Riskleri asgariye indirmek için gereken tedbirleri
almalı, üstümüze gelen felaketlerden dolayı da milletçe
(x)
demeliyiz.
BAŞKAN Sayın Osmanağaoğlu
22.- İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlunun,
İzmir-İstanbul seferini yapan uçağın Sabiha Gökçen
Havalimanında pisten çıkması ve Van ili Bahçesaray ilçesinde
çığ düşmesi sonucu hayatını kaybeden vatandaşlara
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Van Bahçesarayda çığ altında kalan
vatandaşlarımızı kurtarmak için çalışan
ekibimizin üzerine düşen ikinci bir çığla gelen felakette
şehadete erişen kahramanlarımıza Allahtan rahmet
diliyorum, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar
diliyorum. Çığ altında kurtarılmayı bekleyen
vatandaşlarımıza da sağ salim
ulaşılmasını temenni ediyorum.
Dün akşamüstü yüreğimizi
ağzımıza getiren diğer bir haber ise İstanbuldan
geldi. İzmir-İstanbul seferini yapan uçağın pistten
çıkarak uğradığı kırımda hayatını
kaybeden 3 vatandaşımıza Allahtan rahmet diliyor, tedavileri
devam eden vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyorum.
Bu vesileyle, hepimizin ortak dileği
olduğunu düşündüğüm temennilerimi de dile getirmek istiyorum:
Allah, aziz Türk milletinin üzerinden rahmet ve bereketini eksik etmesin, daha
büyük acılardan ve felaketlerden milletimizi ve ülkemizi esirgesin.
BAŞKAN Sayın Sertel, buyurun.
23.- İzmir Milletvekili Atila Sertelin, Suriyenin
İdlib kentinde, Van ilindeki çığ felaketlerinde ve İstanbul
ilindeki uçak kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara ve
şehitlere Allahtan rahmet dilediğine, ambulans ile yaralılara
yardım konusunun gözden geçirilmesinin önemli olduğuna ilişkin
açıklaması
ATİLA SERTEL (İzmir) Ben de bütün şehitlerimize
Allahtan rahmet diliyorum; çığ altında kalan
yurttaşlarımıza, İdlibde can veren şehitlerimize,
yerleri doldurulamayacak insanlarımıza rahmet diliyorum; geride kalan
acılı ailelerine de başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, dün İzmirden İstanbula giden
ve çok sayıda hemşehrimiz içinde bulunduğu uçağın kaza
geçirmesi sonucunda 3 vatandaşımız vefat etti, çok sayıda
yaralı var. Yaralıların taşınmasının servis
arabalarıyla yapılmasını gerçekten üzüntüyle izledim.
Ambulanslar ve yaralıya yardım konusunda tekrar bir gözden geçirme
yapılması noktasında da sözlerimi belirtiyorum.
Başımız sağ olsun, Allah rahmet
eylesin.
BAŞKAN Şimdi Sayın Grup Başkan
Vekillerine söz vereceğim.
Sayın Dervişoğlu, buyurun.
24.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Malatya ve Elâzığ illerindeki deprem
felaketi, Suriyenin İdlib kentinden gelen acı haberler, Van ili
Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketleri ve İstanbul ilinde
yaşanılan uçak kazasının sıkıntılı
günler geçirilmesine vesile olduğuna ve bu olaylarda hayatını
kaybeden şehitler ile vatandaşlara Cenab-ı Allahtan rahmet
dilediğine, sorumlulukların üst düzeye çıkarılması,
ihmal söz konusu ise sorumlularının belirlenmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Önce deprem felaketi, sonra İdlibden gelen
acı haberler, akabinde Van Bahçesarayda çığ felaketi ve dün de
-amiyane tabirle- yüreğimizi ağzımıza getiren uçak
kazası bayağı sıkıntılı günler geçirmemize
vesile oldu. Bu olaylarda hayatını kaybeden şehitlerimize,
vatandaşlarımıza Cenab-ı Allahtan rahmet diliyorum,
kederli ailelerine başsağlığı temennilerimi
iletiyorum; yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Kaza kırım görüntülerini izledikten sonra,
çok büyük bir felaketin eşiğinden döndüğümüzü de gözden
kaçırmamamız icap ediyor. Bazı olaylar üzerinde de çeşitli
spekülasyonlardan bahsediliyor. Bütün bu olupbitenler çerçevesinde,
sorumluluklarımızı üst düzeye çıkarıp işin
gereğini yerine getirmeye de gayret sarf etmemiz lazım. İhmal
varsa sorumlularının mutlak surette belirlenmesi lazım.
Türkiye'nin bundan sonra bu kabîl olaylar
yaşamamasını temenni ediyorum. Cenab-ı Allah milletimizi,
memleketimizi, güzel yurdumuzu kazalardan, belalardan muhafaza eylesin
temennisini dile getiriyorum.
Genel Kurulumuza başarılı bir
çalışma günü diliyor, saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül
25.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Van ili
Bahçesaray ilçesinde yaşanan çığ felaketlerinde ve
İzmir-İstanbul seferini yapan uçağın piste inişi
sırasında meydana gelen kazada hayatını kaybeden
vatandaşlar ile şehitlere Allahtan rahmet dilediklerine, Giresun ili
Duroğlu beldesinde heyelan meydana geldiğine, 6 Şubat Osman
Bölükbaşının vefatının 18inci seneidevriyesine,
Avrupa Parlamentosu çatısı altında tertiplenen toplantıda
teröristlerin yer almasını kınadıklarına ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Vanın Bahçesaray ilçesinde yaşanan iki ayrı
çığ felaketi sonucunda maalesef 39 vatandaşımız
yaşamını yitirmiştir. Yaşamını yitiren
vatandaşlarımızın 11i asker, 8i de köy korucusu olmak üzere
güvenlik güçlerimizden; ayrıca arama kurtarma ekiplerinden de acı
kayıplarımız meydana gelmiştir. Dünden beri
aralıksız yapılan kurtarma çalışmaları sonucunda
157 vatandaşımız yaralı olarak kurtulmuş, çeşitli
hastanelerde tedavilerine devam edilmektedir. Yaşanan bu felakette
yaşamını yitiren aziz şehitlerimize ve
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralı
vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Cenab-ı Hak
milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın.
Dün akşam saatlerinde İzmir-İstanbul
seferini yapan uçağın piste inişi sırasında meydana
gelen kazada da maalesef 3 vatandaşımız hayatını kaybetmiş,
179 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu elim
hadisede hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza
Allahtan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da acil
şifalar diliyoruz.
Sabah saatlerinde yine Giresun-Dereli kara yolu
Duroğlu belde girişinde heyelan meydana gelmiş. Yaşanan
olayda herhangi bir can kaybının olmaması tesellimizdir.
Heyelanın yaşandığı bölgedeki
vatandaşlarımıza, buradan, geçmiş olsun dileklerimizi
iletiyoruz.
Sayın Başkan, bugün, devletini ve
milletini aşk derecesinde seven, Türk siyasetinin korkusuz, cesur büyük
hatibi, Başbuğumuzun yol arkadaşı, mümtaz siyaset
adamı Osman Bölükbaşının vefatının 18inci
seneidevriyesidir. Buradan kendisine rahmet ve minnet
duygularımızı iletmek istiyor, ruhu şad olsun, mekânı
cennet olsun diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın
Başkan, son olarak şunu söylemek istiyorum: Geçtiğimiz gün PKK
teröristleri içerisinden olup kırmızı listede yer
almış olan teröristlerin Avrupa Parlamentosu çatısı
altında tertiplenen bir toplantıda yer aldıkları, burada
bulundukları haberini almış bulunuyoruz. Bu konu, gerek
Dışişleri gerek Cumhurbaşkanlığı yetkilileri
tarafından açıkça kınanmıştır. Avrupa
Parlamentosunun terör örgütüne, PKKya özellikle bu şekilde yardım,
yardakçılık, destekçilik mahiyetini taşıyacak bu
faaliyetlerini, yüce Meclis çatısı altında da bizlerin en
şiddetli şekilde kınadığımızı ifade
etmek istiyor, saygılar sunuyoruz.
BAŞKAN Sayın Oluç
26.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
Elâzığ ve Malatya illerindeki depremde, Van ilindeki çığ
felaketlerinde, Sabiha Gökçen Havalimanında yaşanan uçak
kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet
dilediğine, ardı ardına yaşananların felaketler
karşısında yeterince hazırlıklı
olunmadığını gösterdiğine, partilerin ortak
önergesiyle gerek deprem gerekse çığ konularının
konuşulması gerektiğine, Eş Genel
Başkanlarının Başkanlığında HDPli
vekillerden olaşan bir heyetin Van ili Bahçesaray ilçesine gittiğine
ve böyle zamanlarda toplumda dayanışma ruhunun büyümesinin önemli
olduğuna, içinde bulunulan koşullarda 161 sıra sayılı
Kanun Teklifinin görüşmelerine katılmayı uygun
bulmadıklarına ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, sayın vekiller; son iki
haftada ardı ardına gerçekten son derece talihsiz felaketlerle
karşı karşıya kaldık ve çok sayıda
yurttaşımız hayatını kaybetti. Önce Elâzığ,
Malatyada bir deprem 41 insanımızı aramızdan aldı,
ardından Van Bahçesarayda bir çığ felaketiyle karşı
karşıya kalındı ve birinci felakette 5
yurttaşımız hayatını kaybetti, ardından
yaşanan ikinci çığ felaketinde ise -bugün sabah 1 kişi daha
çıkarıldı- şu ana kadar toplamda 39
yurttaşımız hayatını kaybetti. Hâlâ kar altında
insanların olabileceğine dair iddialar var, bu konuda resmî
açıklama henüz netleşmiş değil. Bunları
konuşurken gerçekten çok vahim bir kaza daha yaşandı Sabiha
Gökçen Havalimanında; 3 yurttaşımız hayatını
kaybetti, yararılar var ve ucuz atlatılmış bir kaza oldu.
Öncelikle, bütün bu kazalarda, felaketlerde hayatını kaybedenlerin
hepsine Allahtan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve
halkımıza başsağlığı ve sabır ve
yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
Aslında, bu ardı ardına
yaşananlar, bize bazı felaketler karşısında yeterince
hazırlıklı olmadığımızı gösterdi, insan
hayatının ülkemizde ne kadar ucuz olduğunu bir kez daha
gösterdi. Aslında, bu, hepimiz açısından düşünmemiz
gereken, konuşmamız gereken bir tabloyu ortaya koydu.
Van Bahçesarayı bilenler bilir, zaten o yol
hani kar kış olmadığı zaman bile geçilmesi son derece
zorlu bir güzergâhtır, tehlikeli bir yerdir,
sıkıntılıdır ve kar kış
koşullarında ise bu tür sorunlarla karşı karşıya
kalınabildiği bir kez daha görülüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Şimdi, özellikle ikinci çığ
açısından ciddi tedbirsizlik olduğuna dair iddialar ortada ama
elbette ki bugün, henüz daha insanların tamamı çığın
altından çıkarılamamışken bunları konuşmak
çok uygun değil ama bunları elbette sonra konuşacağız.
Şimdi, biz isterdik ki -burada geçen günlerde
de konuştuk- deprem sonrasında bütün partilerin ortak önergesiyle bu
konuların konuşulması, tartışılması,
araştırılması için adımlar atılsın; yine
çığ konusunda eksikler nedir, tedbirsizlikler nedir, bundan
sonrası için ne gibi önlemler alınabilir, bunlar ortak önergelerle
tartışılabilsin, konuşulabilsin,
araştırılabilsin ama öyle görüyoruz ki bu, gerçekleşmeyecek
bir durum. Aslında biz, bu koşullarda sürdürmekte olduğumuz
kanun teklifine dair tartışmalara katılmayı çok uygun
bulmadık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum efendim.
Özellikle Van açısından
baktığımızda, biliyorsunuz, Van Gölünün bir tarafı
Bahçesaraydır, orada bir acı yaşanıyor, hâlâ çok taze bir
acı, cenazeler daha bugün defnediliyor; Vanın diğer
tarafıysa Ahlat ve Ahlatta bir Cumhurbaşkanı sarayı
yapılsın mı, yapılmasın mı? tartışması
20nci maddede önümüzde; biz bu tartışmayı bugün burada
sürdürmenin doğru olmadığı kanaatindeyiz. O nedenle, bu
tartışmaya katılmayacağız, bu
tartışmanın içinde yer almayacağız; bu konuda bir
karar aldık. O nedenle, ben bu açıklamayı yaptıktan sonra
Grup Başkan Vekili olarak Genel Kuruldan çıkacağım,
vekillerimiz de katılmayacak.
Bir vekil heyetimiz dün Bahçesaraydaydı, onlar
hastaneleri de ziyaret ettiler, ilgileniyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Bugün de
Eş Genel Başkanımız Başkanlığında bir
vekil heyetimiz Bahçesaraya gitti; onlar da hem yaralılarla hem
acılı ailelerle görüşecekler, yapılabilecekleri yapacaklar.
Böyle zamanlarda toplumda dayanışma
ruhunun büyümesinin, herkesin birlikte hareket etmesinin, acıları
paylaşmasının ve acıları birlikte sarmasının
çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu gerekçelerle bugünkü
çalışmalara katılmayacağız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Özel
27.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Van ili Bahçesaray
ilçesindeki çığ felaketlerinde ve İstanbulda
yaşanılan uçak kazasında hayatını kaybeden
vatandaşlara Allahtan rahmet dilediklerine, AKUT Genel Başkanı
Recep Şalcının Van ilinde yaşanılan çığ
felaketine yönelik açıklamalarını dikkate değer
bulduklarına, Sabiha Gökçen Havaalanında yardıma giden ekibin
kaza geçirmesinin arama kurtarma faaliyetlerindeki zafiyeti ortaya
koyduğuna, Ulaştırma ve Altyapı Bakanının
yaşanılan uçak kazasından bir gün önce yaptığı
açıklamasındaki Pist çok yoruldu, her gece bakım
yapıyoruz. ifadesine, bugünkü birleşimde grup önerisi vermediklerine
ve 161 sıra sayılı Kanun Teklifinin tartışmalı
maddesine gelindiğinde Meclis çalışmalarının
sonlandırılması konusunda ortak mutabakatın olduğuna,
şehir hastanelerine, bir milletvekilinin Hatanın tarafı olmayan
mükelleflere paralarının iade edilmemesi haksız bir
cezalandırma değil midir? sorusuna Hazine ve Maliye
Bakanının verdiği cevaba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın 10 Kasım Atatürkü Anma Töreni
konuşmasının kitapçık hâline getirilerek okullara
dağıtılmasına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, dün
kapanıştaki duygularımızı tekrarlayarak, tüm
kayıplara Allahtan rahmet dileyerek, yaralıların bir an önce
sağlıklarına kavuşmasını dileyerek başlamak
isteriz.
Hem Bahçesarayda çığ altından
kurtarılan yaralılara hem Sabiha Gökçen Havaalanında uçaktan
kurtulan yaralılara acil şifalar; her iki kaza ve faciada
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine sabır
diliyoruz.
Sayın Başkan, AKUT Başkanı Recep
Şalcının açıklamalarını çok dikkate değer
buluyoruz. Bugünlerde acı tazeyken işi siyasi eleştiri
noktasına getirmiyoruz ancak bazı şeyleri not etmek adına
ve tekrar edilmemesi için bu Meclisin üzerinde hassasiyetle durmasına
dikkat etmek gerekiyor. AKUT Başkanının Olayda ihmal var
diyemeyiz, olay yeri kontrolünün sağlanamadığı ortada
diyebiliriz. Koordinasyon zayıflığı var. Orada, AFAD,
itfaiye ve köylüler hep birlikte iyi niyetle müdahale etmeye
çalışıyor ancak zaten kurtarılması mümkün olmayan 2
kişi için bunca kayıp verilmemesi gerekirdi. diye bir
değerlendirmesi var. Bu konuda, Bayburtta ve Niğdede de yakın
zamanda arama kurtarma sırasında kayıplar vermiştik. Yine,
dün havaalanına kazazedeleri kurtarmaya giden bir ekibin kaza geçirmesi,
bu arama kurtarma faaliyetleri sırasındaki koordinasyon, eş
güdüm ve kararların doğru şekilde verilebilmesiyle ilgili bir
zafiyeti ortaya koyuyor. Bu konunun önümüzdeki günlerde Mecliste
tartışılmasının son derece faydalı
olacağını değerlendiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan bu kazadan bir gün
önce Sabiha Gökçen Havalimanının mevcut pistinin çok
yorulduğunu, her gece piste bakım yapıldığını
ve bir an önce ikinci pistin açılması gerektiğini, bunun da bu
yılın sonuna yetiştirileceğini söyleyince ben, bu konudaki Sayıştay
Başkanlığının Meclise yolladığı ve
KİT Komisyonunda henüz görüşülmeyen raporu inceledim. Bunu bilmemiz
gerekiyor ki raporda Sabiha Gökçen Havalimanı, ikinci pist ve mütemmimleri
etap işlerinin bitirilmesi gereken tarih 21 Haziran 2017. Sonra 362 gün 1
kez, 111 gün 1 kez, 111 gün 2nci kez uzatılarak işin son bitiş
tarihi 3 kez tadil ediliyor ve bitiş tarihi 24 Haziran 2019; onu da
geçmişiz. Sayın Bakan şimdi bu tarihten de bir yıl sonra,
bir buçuk yıl sonrasını söylüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayıştay Meclis
adına denetim yapıyor, bunu bize yolluyor. Dün büyük bir
facianın eşiğinden dönüldü, kayıplar yüreğimizi
yakıyor ama yangın anında kontrol altına alınmasa
yolcuların, mürettebatın tamamını kaybedebilirdik; oradaki
müdahale çok önemli. Ama ikinci pist 2017nin Haziranında bitecekken
sürekli erteleme ve hâlen bir buçuk yıl daha erteleme
Ve Sayın
Bakanın kendi ifadeleri, kazadan bir gün önce Cahit Turhan diyor ki: Pist
çok yoruldu, her gece bakım yapıyoruz. Dün de uzmanlardan kötü hava
koşullarında iniş için çok kötü bir pist olduğunu, durma
mesafesini uzattığını falan hep birlikte dinledik. Bu
konunun da üzerine hep beraber gitmeliyiz. Bu Sayıştay raporları
birer evrak olmanın ötesine geçebiliyor bazen bu tip facialarda. Bu
işi dikkate almamız ve dikkatle üzerinde tartışmamız
gerekiyor.
Diğer yandan Sayın Başkan, bütün
gruplar hassasiyet gösteriyorlar; işte, dilimizi düzeltiyoruz, dilimize
dikkat ediyoruz böyle bir dönemde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZÜR ÖZEL (Manisa) Polemik olmasın diye grup
önerileri verilmiyor. Bugün, işte, tartışmalı bir maddeye
gelindiğinde Meclisin çalışmalarını bırakmasıyla
ilgili ortak bir mutabakat var falan. Halkların Demokratik Partisinin
bugünkü yaklaşımını da aslında son derece
anlaşılır buluyoruz, keşke böyle bir şeyde hep
birlikte de ortaklaşabilsek. Bir yandan, elbette sert siyasi dil
kullanmamak lazım ama bu öğütlerin hepsi bu Meclisin çatısı
altında olanlara mı? Tamam, biz yasama olarak böyle yapalım;
peki, yürütmenin başının da böyle davranması gerekmez mi?
Miting yapıp o mitingde siyasi muhataplarına en ağır
eleştirileri söylemesi
Veya bakın Siyasete alet etme. Bu tek,
muhalefete söylenecek bir söz mü?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Türkiye'nin bugün en
tartışmalı konularından bir tanesi şehir hastaneleri.
Yapılan anketlerde, biliyorsunuz, Adalet ve Kalkınma Partisinin en
güçlü yanı sağlıkken şehir hastaneleri nedeniyle şimdi
en zayıf 3 noktasından 1ine dönüştü. Anketlerde alt
kısımlara bakıyorsunuz Doğumevimizi kapattılar.
Devlet hastanemizi kapattılar. Çocuk hastanemizi kapattılar.
Hepsi 20 kilometre ötede. Bir tahlilden bir bilmem neye, ilacımı
yazdırmaya gidemiyorum, doktora ulaşamıyorum; dilim
çıkıyor, çok yoruluyorum. tartışmaları Adalet ve
Kalkınma Partisinin en çok
Dün Sayın Cumhurbaşkanının,
Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanının Ah
kardeşlerim ah! Şu Elâzığ, Malatya depreminde o şehir
hastanelerimiz ya olmasaydı? Gittim gördüm ki
yaralılarımızın yüzünde huzur var, aynı huzura ben de
kavuştum. deyip şehir hastanelerinin kaybettiği itibarı
bir facia üzerinden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi, sadece muhalefete
Kardeşim, böyle günlerde eleştiri yapmamak lazım, muhalefet
yapmamak
Tamam ama bu tip hamasetleri de yapmamak lazım. Şehir
hastanelerinin itibarını Elâzığ depremi üzerinden
kurtaracaksanız bırakın bu iktidarı. Siz çıkıp
takır takır takır şehir hastanelerinin
aldığı eleştiriyi yanıtlayıp, eksiğini
gediğini yapıp ankette yine memnuniyeti yükseltirseniz ne âlâ.
İktidar bunun için var; iktidar, deprem üzerinden bunu yapmak için yok.
Sayın Başkan, hafta başında bir
örnekle rakamların sorulduğu bir soru önergesine verilen gayriciddi
cevabı hepimiz ibretle izlemiştik burada. Tabii, öyle olunca
milletvekillerimiz yağmur gibi örnek getirmeye başladılar. Bir
milletvekilimiz Hatanın tarafı olmayan mükelleflere
paralarının iade edilmemesi haksız bir cezalandırma
değil midir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hem de yukarıda Devletin
hatasından dolayı zaman aşımından yararlanılma ve
vatandaş mağduriyetini giderecek misiniz? diye soruyor. Gelen cevap
Berat Albayraktan bu sefer, Süleyman Soyludan değil:
www.mevzuat.gov.tr diye cevap vermiş yani Mevzuata bak. Gören de ona
mevzuatı soruyorsun sanır. Biz de biliyoruz zaman
aşımı süresini. Soruyu soran milletvekilimiz de diyor ki: Ya,
zaman aşımı var ama anlaşılan o ki mağdurun
vatandaş, kusurlunun da devlet olduğu çıktı ortaya. Bu
zaman aşımı mağduriyetini gidermek istemez misiniz? Tam
böyle, damat beye yakışır cevap: www.mevzuat.gov.tr
Bunları yapmamak lazım Sayın Başkan.
Bakın, Anayasa değişikliğini
yaparken burada ne konuştuk? Cumhurbaşkanından soru
sorulmamasını biz kabul etmeyiz, doğru değil. dedik çünkü
hangi bakanın uzmanlık alanına girdiğini
bilemediğimizde eskiden Başbakana soruyorduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başbakanlık Kanunlar
Kararlar Genel Müdürlüğü de ne yapıyordu? Onu ilgili
bakanlığa yönlendiriliyordu. Cevap da ya doğrudan ilgili
bakanlıktan ya da Başbakanlıktan Sorunuzun yönlendirildiği
bakanlığın cevabı ektedir. diye geliyordu. Şimdi,
Cumhurbaşkanına sordurmayacaksınız. Biz dedik ki: Olmaz
bu. Dediler ki: Cumhurbaşkanı Yardımcısına
soracaksınız, dağıtımı o yapacak, cevabı o
verecek. Ben çok az yaptığını eleştirdim bütçede,
Yapıyoruz. dedi.
Sayın Başkan o günden sonra, o
eleştirilerden sonra herhâlde çareyi şöyle bulmuş:
Soruların tamamıyla ilgili olarak ilgili milletvekillerine cevap
yazıyor. Ömer Fethi Gürere Cumhurbaşkanı
Yardımcısı yazmış: Bu soruyu İçişleri
Bakanlığına sormalısın. Yani eskiden
Başbakanlığın yaptığı gibi
yapılacağını taahhüt etmiştiniz, ayrıca da eline
mi yapışır kardeşim Ömer Fethi Gürere yazacağına
o kâğıt kadarını yaz ilgili bakana, o versin
cevabını.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sorunuzun muhatabı o
bakandır, bu bakandır. Bize dediniz ki: Sen Başbakana
yazdığın gibi Cumhurbaşkanı
Yardımcısına yazarsın, dağıtımını
o yapacak. Milletvekili şüphede kalmış Hangi bakanlık
olabilir? diye Cumhurbaşkanı Yardımcısına
yazmış, o da hepsini iade etmiş. Bunların
tamamının Meclis Başkanlığı eliyle düzeltilmesi
lazım.
Son olarak Sayın Başkanım, elimde bir
kitapçık var: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın 10 Kasım Atatürkü Anma Töreni Konuşması.
İletişim Başkanlığı basmış, önce
Ordudaki okullara dağıtıyorlardı, şimdi Muğlaya
dağıtıyorlar, Aydına
dağıtıldığı söyleniyor. Bir kere arkadaşlar,
demokrasilerde bir siyasi partinin lideri hangi sıfatı
taşırsa taşısın yaptığı bir
konuşmanın öyle okullara dağıtılması falan
-bunlar seksen yıl, doksan yıl, yüz yıl önceki işler-
yanlış işler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Dağıtılan
konuşmaya bakın Sayın Başkan, bunu ortaokul
öğrencilerine yolluyor.
Bir: Cumhuriyetimize en büyük katkıyı
şahsım ve başında bulunduğum hükûmetler
yapmıştır. Cumhuriyete yani burada şunu diyor Sayın
Başkan: Hani ben Atatürk, İnönü falan onlar duracak, cumhuriyete en
büyük katkıyı şahsı yapmış. Bunu
söylediğinde bunu izledik, bunu siyaseten eleştirdik ama devletin
parasıyla ilkokul öğrencilerine
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin tamamında
yapılanların 3, 5 değil 10 katı hizmetlere biz
kavuşturduk.
14üncü sayfa: Gazi Mustafa Kemal Ankaradaki
Meclisi Osmanlı adına faaliyete soktu.
20nci sayfa -hani diyor ya damat bey- burası
çok önemli: Sakaryadaki Tank Palet Fabrikasında yapılan
işletme hakkı devrini diline dolayanlar
Bunun devamında, arka arkaya
isim vermeden
.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Abdülhamit Han, Osmanlı
güzellemesi, Abdülhamit Han övgüleri, hepsini ayrı ayrı geçiyorum.
Öyle bir şey ki 6 milyon öğrenciye
dağıtacaklarmış bu kitabı. Akıl var, vicdan var,
insaf var; partinizin parasıyla dahi bassanız siyasi rakiplerinizi...
Tank Paleti diline dolayanlar diye bize söylüyor ve daha bir sürü
eleştiri var arkasında. Devletin parasıyla basıp okullara
dağıtıyor, küçücük çocuklara.
Sayın milletvekilleri, bir an için şöyle
düşünün: Yıl 2024, muhalefettesiniz, Kemal
Kılıçdaroğlunun yapmış olduğu
konuşmayı basıp okullarda çocuklara dağıtıyoruz;
kabul eder misiniz ya, Allah aşkına kabul eder misiniz? Ya da 1998de
Bülent Ecevitin yaptığı konuşma sizin çocuğun
çantasına sokulsaydı -devlet parasıyla- ne hissederdiniz? Hak
mı, vicdan mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son sözüm Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Parti devleti aile devleti
şirket gibi devlet yönetme diyoruz ama bu olmaz artık, olmaz, 12
yaşındaki çocuğun çantasına Tank Palet polemiği
girmez! Bunları gerçekten milletimize de şikâyet ediyoruz. Hani
diyorsunuz ya Bizim partide istişare çoktur. İnşallah hâlâ
vardır. Kahvaltı mahvaltı yapıyorsunuz ya, bir kapalı
toplantıda Yahu Kemal Kılıçdaroğlunun konuşması
bizim çocukların çantasına girince biz ne hissedeceksek Türkiyede
nüfusun dörtte 1i bunu hissediyor; Demirtaşın konuşması,
Akşenerin konuşması bizim çocukların çantasına
girdiğinde ne hissedeceksek seçmenin geri kalan yarısı da bunu
hissediyor. Bu bize yaramaz. deyin. Yaramaz, ayrıca da kul hakkı
yiyorsunuz, bunun vergisini hepimiz veriyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ünsal, buyurun.
28.- Ankara Milletvekili Servet Ünsalın, İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir doktorun hastasına mezhep üzerinden
ayrımcılık yaptığına ve olayla ilgili
başlatılan hukuki süreci yakından takip edeceğine
ilişkin açıklaması
SERVET ÜNSAL (Ankara) Teşekkürler.
Sayın Başkan ve değerli milletvekili
arkadaşlarım; bugünlerde yaşanan türlü felaketler ülke
gündemiyken İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir doktorun
hastasına etnisite, mezhep üzerinde ayrımcılık
yaptığı, hakaret ettiği ortaya çıktı. Profesör
unvanı bile almış olan bu kişi, hastasına Alevi
olduğu için düşmanca davranmış ve çağdaş toplumun
ve Atatürk Türkiyesinin vazgeçilmez unsuru olan Aleviler için Hepsi
teröristtir, Aleviler ve Kürtler terör örgütlerine üyedir. gibi ahlaksız
ve kabul edilmez sözler kullanmıştır. Önceden yaşanan bu
skandal olayla ilgili olarak hukuki süreç başladı ve bu
şahıs hakkında, halkı kin ve
düşmanlığına tahrikten dava açıldı. Bir toplumun
birlik ve beraberliği, huzur ve güveni için en tehlikeli olan şey
ayrımcılıktır, ötekileştirmedir; gerici, yobaz
düşüncelerdir. Bir hekim olarak, buradan onurlu doktorluk mesleğine
uygun davranmayan bu şahsı ve çağ dışı sözlerini şiddetle
kınıyor, konuyla ilgili hukuki süreci yakından takip
edeceğimi belirtiyorum.
Teşekkürler Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu
29.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Malatya ve Elâzığ illerindeki depremde,
Suriyenin İdlib kentindeki hain saldırıda, Van ilindeki
çığ felaketlerinde, İstanbul ilindeki uçak kazasında
hayatını kaybeden vatandaşlara ve şehitlere Allahtan
rahmet dilediklerine, gücünü ve metanetini tüm dünyaya defalarca gösteren aziz
milletimizin bu zor dönemi de devlet, millet kaynaşmasıyla
atlatacağına, 6 Şubat Osman Bölükbaşıyı ölümünün
18inci yıl dönümünde rahmetle yâd ettiğine, Avrupa Birliğinin
terör örgütleri listesinde yer alan PKK terör örgütü elebaşları ile
destekçilerinin Avrupa Parlamentosunda düzenlenen etkinliğe
katılmalarına izin verilmesini kınadıklarına,
nasıl seksen yıldır cumhurbaşkanları devleti ve
milleti temsil ettiyse bugün de Cumhurbaşkanının devleti ve
milleti temsil ettiğine, yaşanan felaketler münasebetiyle Grup
Başkan Vekillerinin Genel Kurul çalışmalarıyla ilgili ortak
kararına ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bahçesarayda meydana gelen çığ felaketleri ve
Sabiha Gökçen Havalimanında yaşanan uçak kazası hepimizi
hakikaten derinden üzmüş, Elâzığ depremi ve İdlibde
askerlerimizin şehit edilmesi sonrası
yaşadığımız acılar daha da
katlanmıştır. Tüm bu hadiselerde hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza, şehit olan askerlerimize, kamu
görevlilerimize Allahtan rahmet ve mağfiret, yaralılara acil
şifalar, aziz milletimize başsağlığı diliyoruz.
Art arda gelen bu felaketler, kazalar ve menfur
saldırılar karşısında her zaman tek yumruk olan;
gücünü, azmini ve metanetini tüm dünyaya defalarca gösteren aziz milletimiz ve
Türkiye Cumhuriyeti devleti, inşallah, bu dönemi de devlet, millet
kaynaşmasıyla hep beraber atlatacaktır. Bu vesileyle,
yaralarımızı hızla saracak, afetlerden ve kazalardan
etkilenen vatandaşlarımızı, şehit ailelerimizi, gazi
ailelerimizi kucaklayacak ve hep birlikte onlara destek olmaya devam
edeceğiz. İnşallah, bu zor dönemlerden de milletçe ve devletçe
hep birlikte güçlenerek çıkacağız. Felaketlere
hazırlığımızı daha da güçlendireceğiz ve
inşallah, her zaman olduğu gibi, tüm kurum ve
kuruluşlarımızla, sahada, milletimizin yanında olmaya ve
onlara her türlü hizmeti ulaştırmaya hep birlikte gayret
göstereceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bu vesileyle, tekrar aziz milletimizin başı
sağ olsun diyorum ve Cenab-ı Hak bir daha bu felaketleri, bu
kazaları milletimize göstermesin diye de dua ediyorum.
Ölüm yıl dönümü münasebetiyle Osman
Bölükbaşıyı rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Değerli arkadaşlar, dün Avrupa
Parlamentosunda düzenlenen skandal bir etkinlik söz konusuydu. PKK terör
örgütünün elebaşılarının ve destekçilerinin de
katılımıyla terör propagandası yapılan bu etkinlikte,
Türkiyemize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza, milletimize
hakaretler edilmiş, sözler sarf edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Avrupa Birliğinin terör örgütleri listesinde yer
alan PKK terör örgütü elebaşılarının Avrupa Parlamentosunda
böyle bir etkinliğe katılmalarına izin verilmesi ve etkinlikte
terör propagandası yapılması açıkça teröre destek
vermektir. Terör örgütleriyle ayırım yapılmaksızın
mücadele edilmesi prensibini yok sayan bu gayriresmî faaliyeti şiddetle
lanetlediğimizi, kınadığımızı ifade etmek
isterim. Bu faaliyete izin verilmesi, terörle mücadeleye ilişkin 2017/541
sayılı Avrupa Birliği Direktifini ve Avrupa Parlamentosu
Başkanlık Bürosunun 2 Ekim 2017 tarihinde aldığı
kararı da ihlal etmekte, dolayısıyla Avrupa Birliğinin
kendi ilkeleriyle de çelişmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Avrupa Birliğinin bu ikircikli
yaklaşımını hakikaten hepimizin şiddetle
kınadığını ve bu konuda Avrupa Birliğinin bütün
kurum ve kuruluşlarıyla, Parlamentosuyla terörle mücadele konusunda
Türkiyeyle birlikte hareket etmesi gerektiğini tekraren hatırlatmak
istiyorum. Yüce Meclisimiz bu konuda gereken takibi, bundan evvel
yaptığı gibi bundan sonra da hep birlikte mutlaka yapacak ve
-gerekli cevabı da- her türlü yaklaşımı icra organıyla
beraber Parlamentomuz da bu konuda yerine getirecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Değerli arkadaşlar, malum, bir süredir
yaşanan felaketler münasebetiyle, Grup Başkan Vekillerinin ortak
yaklaşımıyla, burada, dünkü
çalışmalarımızı belirli bir çerçevede yürütme öngörüsü
ve kararını ortaya koyduk. Bu noktada, hepimizin meselelere daha
dikkatli bir şekilde yaklaşmasının sürecin mehabetiyle
doğrudan ilintili olduğunu da ifade etmek ve hatırlatmak
isterim. Bununla beraber, hiç kimsenin bu tür olaylardan bir politik
çıkarsamaya yönelik yaklaşımlar içerisinde olmaması hepimiz
için geçerli bir kuraldır; buna dikkat edilmesi gereğini
hatırlatmak isterim.
Seksen yıldır, seksen yıl öncesinden
bugüne kadar Sayın Cumhurbaşkanlarımız devletimizi ve
milletimizi nasıl temsil ediyorlar idiyse bugün de
Cumhurbaşkanımız devletimizi ve milletimizi temsil etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Dolayısıyla bu noktadaki ayrımları
dikkatli bir şekilde hepimizin gündeme getirmesi ve ona göre bu konuyu
irdelemesi hususunu hatırlatmak isterim. Ve biz, aziz ve asil milletimize
her an ve her zaman -felaketlerde de kazalarda da normal yaşam döneminde
de her zaman- elimizden gelen her türlü imkânlarla, hizmet
seferberliğiyle, hastaneleriyle, ulaşımlarıyla, bütün
imkânlarıyla hizmet etmeye, onların duasını ve desteğini
almaya inşallah hep beraber devam edeceğiz diyor, bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Özgür Bey.
30.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kısaca bir konuya
açıklık getirelim. Ben tabii, bugün biraz günün anlamından
dolayı dikkatli bir dil seçerken anlaşılacağını
düşünerek söyledim ama artık somutlaştırma ihtiyacı
doğdu. Benim seksen yıl öncenin alışkanlıkları
dediğim, bizim Cumhurbaşkanlarımız seksen yıl önce
yaptıkları siyasi konuşmaları okullara
dağıtmıyordu ama Alman Propaganda Bakanı, Hitlerin
yapmış olduğu tüm konuşmaların çocukların
okullarda çantalarına konularak çocuklara okutulmasını,
ailelerine okutulmasını savunuyordu ve yapıyorlardı. Benim
Seksen yıl öncenin kötü alışkanlıklarını tekrar
etmeyin. dediğim budur. Ne Atatürkün ne İnönünün siyasi
konuşmalarının okullarda
dağıtılmışlığı yoktur.
Elimdeki kitap, 10 Kasım Atatürkü Anma Günü
konuşmasına aittir. Elde Atatürkün Meclis
açılışında dua ederken -ki hepimizin beğendiği- 1
fotoğrafı, tek fotoğrafı vardır; ardından,
Atatürkü Anma Gününde Recep Tayyip Erdoğanın tam 6 farklı
fotoğrafı vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle yaparsanız yani
herkesin vergisiyle basılmış olan bir kitapta Atatürkü Anma
Gününde Atatürke tek fotoğraf, Recep Tayyip Erdoğana 6
fotoğraf koyarsanız, bu kitabın içine tarihi kendinize göre yorumladığınız
ve çarpıttığınız ifadeler koyarsanız ve üstüne
üstlük, siyasi rakiplerinize saldırıları bu konuşmada
yapmak bir ayıp, bunu kitabın özetine koymak başka bir ayıp.
Bunun kabul edilir, taşınır, savunulur bir tarafı yoktur.
Kastettiğimiz, seksen yıl öncesinin lideri Adolf Hitlerdir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu
31.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Seksen yıl önce ilk
Cumhurbaşkanımız, kurucu Cumhurbaşkanımız,
istiklal mücadelemizin önderi olan Mustafa Kemal Atatürkün Cumhurbaşkanı
sıfatıyla yapmış olduğu konuşmalar o günün
şartları çerçevesinde nasıl bir nitelikteyse, bugünün -seksen
yıl sonrasında- istiklal ve istikbal mücadelesinin kahramanı ve
son Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğanın da bugünün
bağlamında yapmış olduğu konuşmalar aynı
mahiyettedir. Dün neysek bugün de oyuz, yarın da böyle olacağız.
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teessüf ederim, teessüf
ederim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Atatürkü hiç
anlamamışsın, hiç!
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Alt Komisyonunun 9-14 Şubat 2020 tarihleri
arasında Almanya, Belçika ve Hollandaya ziyarette bulunmasına
ilişkin tezkeresi (3/1066)
5/2/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Alt Komisyonunun 9-14 Şubat 2020 tarihleri arasında Almanya, Belçika
ve Hollanda'yı ziyaret etmesi hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620
sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 6'ncı maddesi
uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 15.07
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.29
BAŞKAN: Başkan Vekili
Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER:
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Barış KARADENİZ (Sinop)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 53üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Alınan karar gereğince gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, İstanbul
Milletvekili Mustafa Demir ile 70 Milletvekilinin Coğrafi Bilgi Sistemleri
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ile 70
Milletvekilinin Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2512)
ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 161) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
4/2/2020 tarihli
51inci Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun
olarak görüşülen 161 sıra sayılı Kanun Teklifinin birinci
bölümündeki 11inci madde kabul edilmişti.
12nci madde üzerinde
3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına
göre işleme alacağım.
Buyurun, okuyun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
161 sıra sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ednan Arslan Ulaş
Karasu Orhan
Sümer
İzmir Sivas Adana
Ayhan Barut Murat
Emir İlhami
Özcan Aygun
Adana Ankara Tekirdağ
Vecdi Gündoğdu Gökan
Zeybek
Kırklareli İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ METİN YAVUZ (Aydın) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge
hakkında konuşmak isteyen Ankara Milletvekili Murat Emir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
MURAT EMİR
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletçe
olağanüstü acı dönemlerden geçiyoruz. Önce Elâzığ-Malatya
depremi, sonra İdlibte şehitlerimiz, sonra Vandaki çığ
faciası, dün de yaşadığımız Sabiha Gökçendeki
uçak kazası. Bu vesileyle milletimize başsağlığı
diliyorum ve şehitlerimize ve kaybettiğimiz canlarımıza
Allahtan rahmet diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, iki gün önce bu Mecliste depremle ilgili ve
Elâzığla ilgili araştırma önergesini nasıl bir
sevinçle ve heyecanla reddettiğinizi düşününce de milletimizin
gerçeklerinden nasıl bu kadar kopabildiğinize doğrusu
şaşıyorum. Bu bir siyasal şizofreni hâlidir.
Bakınız, bir
Cumhurbaşkanı, bir siyasi iktidar kurtardığı
vatandaşlarla övünmemeli, tedavi olan hastalarla övünmemeli; evinden barkından
olan, depreme uğrayan o vatandaşlarımıza battaniye,
çadır verildi diye övünmemeli, bunlar zaten yapılmalı. Ama
asıl yapılması gereken değerli arkadaşlar, şu
anda yüz binlerce insan Elazığda, Malatyada, başka yerlerde
çadırlarda yaşamak zorunda kaldı. Bu sorunları önceden
çözmemiz gerekmez miydi? Bu sorunları nasıl çözeceğimizi,
vatandaşlarımızı depreme dayanıklı konutlarda
nasıl yaşatacağımızı bugünden tartışmak
bu Meclisin görevi değilse nedir? Bakın, dün yaşanana
dikkatinizi çekerim: İstanbulda bir kaza oluyor, yaralılar bir saat
bekletildikten sonra servis otobüslerine bindirilmek zorunda
kalınıyor. Siz bu hâldesiniz, böyle bir iktidarsınız. Peki,
bir İstanbul depreminde ne yapacaksınız? Bu Meclis bunu
konuşmayacaksa neyi konuşacak? Siz bu Meclise bunu
konuşturmayarak bir şey yaptığınızı
zannediyorsunuz ama hepimiz, hep beraber ülke olarak bu depremin altında
kalacağız. Aslında bugünlerde yapılması gereken,
sadece depremi konuşmaktır. Bu vesileyle deprem ve doğal
afetlerle nasıl mücadele edeceğimizi hep beraber tartışmak
zorundayız.
Değerli arkadaşlar, bir konunun daha
altını çizeyim, siz bunu unutmuş olabilirsiniz ama
Türkoğlu-Pütürge-Amanos hattı hâlâ son derece risk içeriyor, hâlâ
kırılganlıklara açık ve hâlâ oralarda deprem olabilir. Bu
aymazlıktan vazgeçin, bu konu ciddi bir konu; bu konu, sizin üzerinde
tepine tepine siyaset yapabileceğiniz bir konu değil, bu konu
ciddidir arkadaşlar.
Üzerine söz aldığım 12nci maddeyle
ilgili değerlendirmelerimi paylaşmak isterim. Bir defa, kaçak
yapı stoku, imara aykırı yapılar için belediyeye
Yık. diyorsunuz, Süresi içerisinde yıkmazsa Bakanlık
yıkacak. diyorsunuz. Peki, ülkede imara aykırı, mevzuata
aykırı kaçak yapınız kaç tane, haberiniz var mı,
biliyor musunuz? Mesela, 1 milyon mu, 5 milyon mu, 20 milyon mu; ne kadar? En
son yaptığınız imar barışına 3 milyon 600
bin başvuru oldu. Şimdi milyonlarca konutu kaçak diye belediyeye
Yık. diyeceksiniz. Bir defa, burada fiilî imkânsızlık var.
Neye göre seçeceksiniz hangi binanın
yıkılacağını? Sonra o da yetmiyor Belediye
yıkmazsa ben yıkacağım. Ee, yık. Ama ben
yıkarsam parasını 2 kat alırım. diyorsunuz. Niye,
neden, hangi gerekçeyle? Sizin yapmanız gereken yerel yönetime
yardımcı olmak mı, yerel yönetimin kasasına elinizi uzatmak
mı? Aslında, 31 Martta vatandaşımızın
attığı tokadı sizin hâlâ
anlamadığınızı görüyoruz. Görün bunu, artık
belediyelere destek olun; siyasi iktidar olarak, merkezî yönetim olarak
belediyeler ile vatandaşlarımızın sorunlarını
çözme noktasında ortaklaşma yoluna gidin. Bu
gidiş, gidiş değil. Siz her getirdiğiniz teklifte
Belediyeleri nasıl sıkıştırırız, nasıl
boğazlarını sıkarız, nasıl kasalarına el
uzatırız? derseniz bu işin sonu gelmez, altında siz
kalırsınız.
Devam ediyoruz
değerli arkadaşlar, kaynağından kesme
Yani Bakanlık,
eğer belediye o yıkım paralarını ödemezse
kaynağından kesecek. Bu, bir defa bizim mevzuatımıza da
uygun değil. Belediyenin zaten gelirleri son derece azalmış
durumda, zaten yandaş belediyelere büyük oranlarda kaynaklar
aktarıyorsunuz; bu da yetmiyor gibi bir de kaynağından
keseceksiniz. Bütün bunlar aslında bir kafa
karışıklığının sonucu. Siz, bir defa, karar
verin; imar barışı yapıyorsunuz, depreme dayanaksız,
mevzuata aykırı kaçak yapılara parasını verdi diye
belge veriyorsunuz, sonra güçlendirme diyorsunuz, o yapı ile
vatandaşı baş başa bırakıyorsunuz, vatandaş
kendi kendine o binaları güçlendirecek, sonra bir de yıkım
diyorsunuz. Bir defa, karar vermeniz lazım; bir defa, sizin depreme
karşı ve vatandaşlarımızın özellikle nitelikli
konutlarda yaşamasına dönük olarak bütüncül bir politikayla ortaya
çıkmanız lazım.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun, toparlayın.
MURAT EMİR
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bütüncül bir
politikaya ihtiyaç var. Böyle günübirlik, günü kurtaran, belediyeleri
kaybedince belediyelerin kasasına el uzatan, yetkileri olabildiği
kadar merkezîleştiren ama bunu yaparken de ülkemizin deprem gerçeğine
gözlerini, kulaklarını tıkayan, kulağının üstüne
yatan ama kendi hayallerini, projelerini ve kendi rant projelerini yaşama
geçirmek için her şeyi yapan bir siyasi iktidarla ve onun lideriyle
karşı karşıyayız. Bu yol, yol değildir, bir an
evvel Meclisin de Sayın Cumhurbaşkanının da ülkenin temel
sorunlarına dönük olarak gerçekçi, ciddi çalışmalar
yapmasını ve yerel belediyelerle de Meclisle de iş birliği
yapmasını tavsiye ediyoruz.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Coğrafi Bilgi Sistemleri
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 12nci maddesinin ilk fıkrasında yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ayhan
Erel Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Feridun
Bahşi
Aksaray Adana Antalya
İbrahim
Halil Oral Yasin
Öztürk Hasan
Subaşı
Ankara Denizli Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ METİN YAVUZ
(Aydın) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Antalya Milletvekili Hasan Subaşı.
Buyurun Sayın Subaşı. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
HASAN SUBAŞI (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
161 sıra sayılı Kanun Teklifinin
12nci maddesinde verdiğimiz önerge hakkında partim adına söz
almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce, son haftalarda üst
üste gelen felaketlerde, önce Elâzığ ve Malatya depremi,
ardından İdlibdeki saldırı ve ardından Vandaki
çığ felaketi, dün de Sabiha Gökçen Havalimanında yaşanan
kaza nedeniyle kaybettiğimiz şehitlerimiz, yurttaşlarımız
için başsağlığı dileklerimi sunuyorum; milletimizin başı
sağ olsun, Allah rahmet eylesin.
Geçen gün 161 sıra sayılı Teklifin
genel gerekçesini okurken kanunun odağında insan olduğunu
yazdığını söylemiştim ve de bu kanunun hiçbir yerinde
insanın odağa alınmadığını ifade
etmiştim. Tabii, her kanunda insan vardır ama bizim hiçbir
kanunumuzda insan odağa alınmamıştır. Eğer biz
yasalarımızı yaparken insanı odağa alabilsek
gerçekten, bu felaketler belki bu derece yaşanmayacak, bu kadar can kaybına
neden olmayacak ve öncesinde tedbirler almayı düşünmeye
başlayacağız. Ama Türkiyede yasalarımızın
odağında insan olmadığı için, maalesef, bu tedbirleri
almayarak, ancak sonrasında kader ya da imtihan diyerek,
halkımızın sağduyusuna, dayanışmasına
güvenerek onarmaya çalışıyoruz; bunun da hem can hem de mal
bakımından büyük maliyetleri çıkmaktadır.
Ben, söz aldığım 12nci maddede
partilerin muhalefetini görmedim. Ancak, ben bu konuda muhalefet etmek
istiyorum. Sayın Emir konuşurken bahsetti, 7 kere çıkarılan
imar affıyla Türkiyede kaçak ve ruhsatsız yapı milyonlara
ulaşmıştır. Tabii, belediyelerin bunun altından
kalkması imkânsızdır. Yalnız, bu kanunla yapılmak
istenen şey şudur: Belediyeler doğal olarak bunları
yıkamayacaktır ama bu yıkım yetkisini bu kanunla
merkezîleştirmiş ve Hükûmet kendi üzerine almıştır.
Yani şunu demek istiyorum: Belediyeler, hizmet alanlarında araziyi
boşaltmak için yıkım yapmak yerine, devletin, merkezî yönetimin
gösterdiği yıkımları yapmak zorunda kalacaktır. Yani
merkezî yönetim nasıl ki belediyelerin imar yetkilerini, plan yapma
yetkilerini merkeze almıştır, yıkım yetkisini de bir
nevi merkeze almış. Ancak, kendi yatırım yapmak
istediği, kamulaştırmak istediği ya da TOKİye
devretmek istediği yerlerde belediyelere Yık. diyerek onların
bu hizmetini oraya teksif edecektir. Belediye yıkmadığı
takdirde de yıkım maliyetinin 2 katı belediyenin payından
düşülecektir. Yani bu yasada Kıyı Kanunu ihlal edilmiştir,
Kanal İstanbul çevresindeki tarım toprakları imara açılmak
suretiyle Toprak Kanunu ihlal edilmiştir ve dünyada yerelleşmeye alan
açılırken Türkiye tam tersine merkezîleşerek tersine
gitmektedir. Oysa yerelleşme hem hizmetleri hızlandırır hem
demokrasi kültürünün gelişmesini sağlar hem de maliyetlerin denetimi
sağlanır. Ama siz merkezîleşirseniz denetim
sağlayamazsınız ve bugün görüldüğü gibi, merkezî hükûmeti
sorgulayamazsınız, denetleyemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) Toparlıyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkan.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Oysa bu hizmetleri
belediyeler veriyor olsa her alan denetlenir ve mali kayıplar da bu derece
olmaz, can kayıpları da olmaz.
1999 yılındaki depremden sonra çok ciddi
kararlar alınmıştır. Bir kere, Deprem Yönetmeliği
çıkarılmıştır ki bugün Deprem Yönetmeliği
sayesinde güvenilir ve depreme dayanıklı 5 milyonluk yapı stoku
elde edilmiştir. Ya bunlar yapılmasaydı ya 1999daki Hükûmet bu
önlemi almasaydı hâlimiz ne olurdu? Yine, deprem kanunu
çıkarılmıştır; yine, imar affı
çıkarılmasının engellenmesi için teklif verilmiştir; yine,
deprem vergisi çıkarılmıştır ve deprem konusunda
üniversitelerin ayrı bilgi sunması istenmiştir, çok ciddi
tedbirler alınmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN Evet, buyurun, toparlayın.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Ben, 1999daki
depremden sonra bu kadar önlem alınmış ise bu Hükûmete sadece,
felaketler olduktan sonra koşuşturması yerine, bu felaketlerden
önce alınması gereken tedbirler nelerdir diye sormak istiyorum ve
bunun cevabını da biliyorum. Bir tek tedbir
alınmamıştır ve bu yasada da hiçbir tedbir yoktur.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Başkanım, bir daha sayın, biz fazlayız, orada kimse yok.
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 161 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 12nci maddesi ile 3194
sayılı Kanunun 32nci maddesinin beşinci fıkrasına
eklenen birinci cümlenin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Yapı tatil tutanağının
düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içerisinde yapı sahibi
tarafından yapının ruhsata uygun hale getirilmediğinin veya
ruhsat alınmadığının ilgili idaresince tespit
edilmesine rağmen iki ay içerisinde hakkında yıkım
kararı alınmayan yapılar ile hakkında yıkım
kararı alınmış olmasına rağmen altı ay
içinde ilgili idaresince yıkılmayan yapılar, yıkım
maliyetleri döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanmak
üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya
yıktırılabilir.
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Mehmet
Doğan Kubat Abdullah
Güler
Çankırı İstanbul İstanbul
Mustafa
Demir Şeyhmus
Dinçel
İstanbul Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ METİN YAVUZ
(Aydın) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle imar mevzuatına aykırı
yapıların yıktırılma usulü
detaylandırılmaktadır.
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 12nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
13üncü madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 161 sıra
sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
13üncü maddesinin birinci fıkrasındaki muhtarlık izni
olmaksızın ibaresi valilik onayı alınmadan ve
muhtarlığa bildirim yapılmadan ibaresinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ulaş
Karasu Ednan
Arslan İlhami
Özcan Aygun
Sivas İzmir Tekirdağ
Vecdi
Gündoğdu Orhan
Sümer Ayhan
Barut
Kırklareli Adana Adana
Gökan
Zeybek Burak
Erbay
İstanbul Muğla
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ METİN YAVUZ
(Aydın) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Muğla Milletvekili Burak Erbay.
Buyurun Sayın Erbay. (CHP
sıralarından alkışlar)
BURAK ERBAY (Muğla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
13üncü maddesinde verdiğimiz önerge üzerinde CHP Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Son günlerde, maalesef üst üste bizleri üzen birçok
acı haber aldık. Bu vesileyle, Elâzığ, Malatya, Van,
İdlib ve İstanbulda hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza ve şehitlerimize Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifine
coğrafi bilgi sistemleri gibi masum bir isim verilmiş olsa da
teklifi incelediğimizde imarla ilgili 8 kanunda, İdari Yargılama
Usulü Kanununda, Kamu İhale Kanununda ve benzer yasalarda
değişiklik içeren bir torba yasa olduğu görülmektedir. 37
maddeden oluşan bu kanun teklifiyle on ayrı kanunda
değişiklik yapılmaktadır. Her zaman söylediğimiz gibi,
çağdaş hukuk devletlerinin yasa yapma biçimlerine aykırı
olan bu yöntemle yama yaparak sorunlara çözüm üretilemez. Yasalar, toplumun
ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılamak için
yapılır ve değiştirilir. On sekiz yıllık AKP
iktidarında, diğer birçok yasada olduğu gibi imarla ilgili
çıkarılan yasaların neredeyse tamamında halkın
ihtiyaçları değil maalesef dar bir grubun çıkarları esas
alınmıştır. Her ne kadar teklif içinde desteklediğimiz
maddeler olsa da önümüze yine böyle bir yasa teklifi gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu üyesi olmama rağmen, seçim bölgem olan Muğlada
çığ gibi büyüyen imar sorunlarını bildiğim ve bu
sorunları dile getirerek katkı sunabilmek için teklifin görüşüldüğü
Komisyon toplantısına katıldım. Komisyonda, yasa teklifinin
tali komisyon olarak Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına havale
edildiğini, ancak teklifin maalesef bu komisyonlarda
görüşülmediğini öğrendik. Kanun teklifinin içeriğinde,
ivedi yargılama gibi hukuku ilgilendiren birçok madde olmasına
rağmen bu teklif Adalet Komisyonunda görüşülmemiştir. Adalet
Komisyonu Başkanı Hakkı Köylünün verdiği cevapta, konunun
Komisyonda gündeme alınmama sebebi olarak hiçbir gerekçe
yazılmamıştır. Teklifin havale edildiği diğer bir
Komisyon da Plan ve Bütçe Komisyonudur. Teklif içinde para cezaları,
harçlar gibi bütçeyi ilgilendiren maddeler olmasına rağmen Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvanın verdiği cevapta,
teklifi süresi içerisinde görüşme imkânı bulunmadığı
belirtilmiştir. Bu, aslında itiraf niteliğinde bir
açıklamadır. Başından beri kanun teklifinin yangından
mal kaçırır gibi gündeme getirildiğini söylemiştik.
Dahası, bu Komisyon Başkanları CHPli üyelere nezaketen dahi
haber verme gereği duymamıştır. Görüşülen yasa
teklifinin esas muhatapları olan Jeoloji Mühendisleri Odası, Mimarlar
Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası Genel
Başkanları Komisyonun CHPli üyeleri tarafından davet
edilmiş fakat onlara da Komisyonda sadece beşer dakika konuşma
hakkı tanınmıştır. Bu kadar geniş kapsamlı
ve toplumun büyük bölümünü ilgilendiren önemli bir teklif hakkında uzman
kişilerin görüşlerinin alınmaması çözüm odaklı
bakılmadığının en somut delilidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin birçok
yerinde olduğu gibi seçim bölgem Muğlada da çok ciddi imar
sorunları ve planlama sorunlarıyla karşı
karşıyayız. Muğlada insanların yüz
yıllardır yaşadığı, evlerinin, tarım
alanlarının bulunduğu çeşitli bölgeler dönemin
Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından onaylanan 5/7/1988 tarih ve
(1988/13019) sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla özel çevre koruma
bölgeleri olarak ilan edilmiştir. Bu alanlar özel koruma alanı ilan
edilirken buralarda imar planlaması yapılacağı ve bu
alanlar içinde yaşayan vatandaşların mağduriyetlerinin
giderileceği söylenmişti ancak bu kararların üzerinden otuz
yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen bugüne kadar gerekli imar
planlaması yapılmamıştır. Her yıl milyonlarca
yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bu alanlarda
planlamanın olmaması, altyapı hizmetlerinin yeteri kadar
yapılmaması ile kanalizasyon sisteminin de olmamasından
dolayı birçok bölgemizde hâlâ vidanjör kullanılarak geçici çözümler
üretilmeye çalışılmaktadır. Bu durum, dünya cenneti
Muğlamızda yakışmayan görüntülerin ortaya
çıkmasına neden olmaktadır. Bu sorunlara köklü çözümler bularak
dünya standartlarına uygun, çağdaş ve modern kentler
oluşturmak için bütün paydaşlarla birlikte ortak akılla hareket
etmemiz gerekmektedir.
Özellikle sahil kenarındaki illerimizin önemli
bir sorunu da kıyı kenar çizgisidir. Kıyı kenar çizgisi
sınırlarında kalan alanlarda uzun yıllar öncesine dayanan
bir yapılaşma söz konusudur. Bu alanların koruma alanı
kapsamına alınmaması ve bu alanlarda herhangi bir plan
yapılmaması, burada doğan ve büyüyen vatandaşlarımız
açısından büyük sıkıntılar doğurmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
BURAK ERBAY (Devamla) - Koruma altına
alınan bu alanların hâlihazır durumları ciddi bir
çalışma yapılarak tespit edilmelidir. Böyle bir
çalışma yapılmadan hazırlanan hiçbir kanun çözüm
üretmeyecektir.
Sürem yetmediği için, vatandaşı
mağdur eden İmar Affı Yasasının
yarattığı sorunlara değinemiyorum.
Muğlada Marmaris-Bozburun, Marmaris-Selimiye,
Marmaris-Hisarönü, Turgut, Fethiye, Göcek, Köyceğiz, Bodrum gibi turizm
cenneti bölgelerimizde yaşayan, evleri ve iş yerleri yıkım
tehlikesiyle karşı karşıya olan hemşehrilerim kangrene
dönüşen sorunlarına Meclisimizden nihai bir çözüm beklemektedir.
İktidarınızın kalan kısa ömründe bu planlamaları
yapmayı düşünmüyorsanız yerel yönetim yetkilerini
kısıtlamak yerine bu yetkileri yerel yönetimlere devredin ki sorunlar
yerinde ve daha da gecikmeden çözülsün diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Coğrafi Bilgi Sistemleri
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 13üncü maddesinde yer alan altı iş günü
ibaresinin on iş günü ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ayhan
Erel Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Dursun
Ataş
Aksaray
Adana
Kayseri
Hasan
Subaşı Tuba
Vural Çokal Hüseyin
Örs
Antalya Antalya Trabzon
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ METİN YAVUZ
(Aydın) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; ilgili kanun teklifinin 13üncü maddesinde
verdiğimiz önerge üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, millet olarak
acılı günler yaşıyoruz. Dün İstanbuldaki elim kazada
ve öncesinde Van Bahçesarayda meydana gelen çığ felaketinde
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, arama kurtarma
faaliyetleri sırasında şehit olan asker, korucu, itfaiye eri,
kurtarma ekibi mensuplarına Cenab-ı Haktan rahmet, ailelerine
sabır, yaralı olan vatandaşlarımıza da acil
şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, 2018 senesinde
yapılan ve adına imar barışı denilen bir
düzenlemeyle 31/12/2017 tarihinden önceki imara aykırı ve
ruhsatsız yapıların kayıt altına alınması
hedeflenmişti. İmar barışı başvuruları devam
ederken Tarım ve Orman Bakanlığı valilikler ve
kaymakamlıklar kanalıyla meraların amacı
dışında kullanılmayacağını söyleyerek
yapı kayıt belgelerinin verilmesini iptal etmişti.
Başlangıçta böyle bir açıklama yapılmadığından,
vatandaşlarımız başvurularını ve gerekli
ödemeleri yapmışlardır. Bugün ise
vatandaşlarımıza yapı kayıt belgelerini
aldıkları yapılarıyla ilgili yıkım kararları
tebliğ edilmektedir. Bu durumda vatandaşlarımızın hem
ödemeleri boşa gitmekte hem de yapıları yıkılma
tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Maalesef
iktidar bu düzenlemeleri bir gelir kapısı olarak gördüğünden,
vatandaşlarımızın mağduriyetiyle pek de
ilgilenmemektedir.
Değerli milletvekilleri, seçim çevrem
Trabzonda pek çok vatandaşımız bu konudan mağdur
olmuştur. Çaykara Uzungölde, Düzköyde, Şalpazarında,
Maçkada, Köprübaşında, Sürmenede mağdur olan çok sayıda
vatandaşımız derdini anlatacak bir yetkili bulamamaktadır.
Burada gerçekleşen yıkımlarda büyük haksızlıklar
yapılmaktadır. Dededen, babadan kalma evlerini borç harç tadilatla
başını sokacak bir dam hâline getirenler, kendi tapulu arazileri
üzerindeki evleri yıkılanlar isyan etmektedir. Özellikle Uzungölde
on sekiz yıl boyunca imar planı yapmayanlar, seçim öncesi imar
barışıyla vatandaşın parasını alarak
yapı kayıt belgesi verenler, bugün vatandaşın
mağduriyetine kayıtsız kalamaz, vatandaşın hak
arayışında üç maymunu oynamaya devam edemez.
Değerli milletvekilleri, bölgemizde özellikle
kırsal kesimde tarım ve hayvancılıkla uğraşan
vatandaşlarımızda bir yayla kültürü vardır.
Vatandaşlarımız, ilkbaharın sonu, yaz ve sonbahar sezonunda
hayvanlarını yaylaya çıkararak yaylak alanlarda otlatmakta ve
yem olarak kullanılmak üzere ot kesimi yaparak kış
aylarında hayvanlarının ot ihtiyacını gidermeyi
amaçlamaktadır; bunu gerçekleştirmek için de yaylada ikamet
etmektedirler. 4342 sayılı Mera Kanununun 19uncu ve 20nci
maddeleri mera ve yaylak alanlarda kalıcı yapı
yapılmasına müsaade etmemektedir ancak
vatandaşlarımızın yaylada hayvanlarını
otlattıkları alanların dışında taştan
yapılar yaptıkları ve buralarda konakladıkları da
bilinen bir gerçektir. Bölgemizdeki çiftçilerimiz, daimi ikametlerinden
beş altı ay ayrılarak yaylalarda kalmakta, burada
hayvanlarını otlatmaktadır. Bu süre zarfında
vatandaşlarımızın kalacakları yapılara ihtiyaç
vardır. Bu yapılar, vatandaşların elde ettikleri yağ,
süt, peynir ve benzeri ürünleri hijyenik bir şekilde muhafaza edebilmeleri
için de gereklidir. Dolayısıyla,
vatandaşlarımızın yıllardır sürdürdükleri
yaylacılık faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için gerekli
yapılara izin verilmesi hususunda ilgili Bakanlık ve resmî kurumlar
bir araya gelerek bir çözüm üretmelidirler. Yaylalarda tespit edilecek, otlak
olarak kullanılmayacak alanlar da bu vatandaşlarımızın
barınabilmesi için, yayla taşıma kapasitesi de dikkate alınarak,
yöresel mimariye uygun, yaylanın doğal güzelliğini bozmayacak
şekilde tip projelerle taş ya da ahşap bir ahır ve
ahır eklentisi, yayla evi yapılabilmesi için yasal bir düzenlemeye
ihtiyaç vardır. Bu düzenlemeyle öngörülen yerlerin dışında
yapılaşmaya müsaade edilmemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) -
Yaylalarımızda Mera Kanununa aykırı olarak yapılan
çok katlı binalara yaptırımlar uygulanmalı, böylece,
hayvanların otlak alanlarının azalmasının da önüne
geçilmelidir diyor yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
14üncü madde üzerinde aynı mahiyette 3 önerge
vardır, okutup birlikte işleme alacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 161 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 14üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Mehmet
Doğan Kubat Selahattin
Minsolmaz
Çankırı İstanbul Kırklareli
Mustafa
Demir Cemil
Yaman Şahin
Tin
İstanbul Kocaeli Denizli
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ayhan
Erel Dursun
Ataş Feridun
Bahşi
Aksaray Kayseri Antalya
İbrahim
Halil Oral Yasin
Öztürk
Ankara Denizli
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ulaş
Karasu Ednan
Arslan İlhami
Özcan Aygun
Sivas İzmir Tekirdağ
Kani
Beko Utku
Çakırözer Gökan
Zeybek
İzmir Eskişehir İstanbul
Vecdi
Gündoğdu
Kırklareli
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ METİN YAVUZ
(Aydın) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergelerden
ilkinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, 3194 sayılı İmar
Kanununun ek 3üncü maddesinde değişiklik yapan maddenin teklif
metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önerge
hakkında konuşmak isteyen Denizli Milletvekili Sayın Yasin
Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; güzel ve yalnız ülkemin
gündeminde acıdan geçilmiyor.
Geçtiğimiz hafta, imarsız, plansız,
kaçak yapılaşmanın suratımıza bir tokat gibi
çarptığı deprem gerçeği nedeniyle hayatını
kaybeden vatandaşlarımızın acısı dinmeden, Vanda
ardı ardına yaşanan çığ felaketinde vefat eden
askerlerimizin, güvenlik korucularımızın, itfaiyecilerimizin ve
vatandaşlarımızın yakınlarına
başsağlığı diliyorum.
Geçen hafta Suriye bataklığında
şehit olan askerlerimizin acısı hâlâ yüreğimizde.
Başta şehitlerimize ve Elâzığ, Malatya ve Vanda
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet
diliyorum.
Saldırıya
uğradığımız yer, güya
çatışmasızlık bölgesiydi. Saldırıyı rejim
güçlerinin gerçekleştirdiği açıklansa da rejim güçlerinin
operasyonlarını Rus komutanlar yönetiyor. Askerlerimiz İdlibde
kalleşçe şehit edildi. Rusya Türkiye bize koordinat bilgisi vermeden
hareket etti. diyerek bizi suçladı. Hükûmetten ise Rusyanın haberi
vardı. savunması geldi. Dolayısıyla kendi verdiğimiz
bilgilerle -nokta atışı- askerlerimiz kalleşçe şehit
edildi.
Türkiye girdiği Suriye
bataklığında yapayalnız. Bir tarafta PKKnın adı
değiştirilmiş makyajlı örgütlerini destekleyen Amerika,
diğer tarafta rejim güçlerine destek olan Rusya. İki emperyal
arasına sıkıştırılmış yapayalnız
bir Türkiye. Türk milletini düşürdüğünüz bataklıkta, en büyük
hayali tarih boyunca sıcak denizlere inmek olan Rusyaya güvenmenin sonucu
budur. Emperyalist hayallerini Orta Doğuda gerçekleştirmeye devam
niyetinde olan Amerikaya güvenmenin sonucu budur. Siz kandırılmaya
devam ederken ana kuzularının düştüğü durum da ne
acıdır ki budur.
Değerli milletvekilleri, Elâzığ
merkezli deprem, Türk milletinin yüksek karakterini bir daha ortaya
çıkardı. Zor zamanlarda hep birlikte olup yardımlaşma ve
dayanışmayı gerçekleştirdik. Kederde, tasada, kıvançta
birlikte olabilen yüce Türk milletinin önünde saygıyla eğiliyorum ama
keşke Türk milletinin yaptığı yardımlarla ayakta duran
bir kurum da bu fedakârlığa saygı gösterebilseydi.
Deprem kadar, çığ kadar içimizi
acıtan bir durum da göz bebeğimiz Kızılayın
düştüğü durum. Niyetimiz, asla, dar gününde, zor gününde, yüz elli
iki yıldır insanların yardımına koşan
Kızılayın yıpratılması değil, aksine
Kızılayın başındaki zatın Kızılayı
yeterince yıprattığını gözler önüne sermek. Ancak,
Kızılay yönetiminin, bir şirketin Hükûmete hoş görünme,
vergiden kaçınma veya vergi kaçırma girişimine
aracılık etmesini de yüreğimiz kaldırmıyor. Sonunda,
Amerikada biten bir yurt yolculuğuna Bağış yap.
talimatının kim tarafından verildiği bellidir. Bu,
Torunlara verilen imtiyazlı ihalenin rüşvetidir. Kızılay
rüşvete aracılık etmiştir. Kızılay üzerinden önce
Ensara, oradan TÜRKENe giden para, rüşvetin belgesidir. Eğer
vakıf yöneticileri bir sorgulanırsa bu bağışın
kime şirin görünmek adına yapıldığı
ortadadır. Kızılay Tüzüğünde yapılan
bağışı devretme, satma, aracılık etme hakkı
bulunmuyor. Öyleyse, kurumun adını kirletme pahasına, böyle bir
aracılık sorgulanmalı ve Kızılay yönetimi
yapmıyorsa İçişleri Bakanlığı Kerem
Kınık hakkında gereğini acilen yapmalıdır ama
görüyoruz ki aksine; kurumun itibarını zedelediği yetmemiş,
kendi itibarı için Kızılayın resmî Twitter sayfasından
hâlâ cevap vermekle meşgul.
Değerli milletvekilleri, artık kanun
teklifleri önümüze gelince şuna bakıyorum: Ne itiraf ediyorlar? Ne
kadar para kazanmayı hedefliyorlar? Bu kanun aslında kim veya
kimlerin işine yarayacak? Bir de Cumhurbaşkanı için özel istek
madde var mı?
Bu kanun teklifi, 2002 Kasımından itibaren
göz yumulan kentsel cinayetin itirafıdır. Bu kanun teklifi,
kişisel imar rantının nasıl
yaratıldığının, nasıl
dağıtıldığının itirafıdır. Bu kanun
teklifi, iktidarın kaybettiği yerel yönetimlerden almaya
çalıştığı intikamın itirafıdır. Bu
kanun teklifi Biz önce yönetmelik hazırlarız, sonra yasayı
yönetmeliğe uydururuz. şeklinde yapılan kanun
tanımazlığın itirafıdır.
İmar mevzuatıyla ilgili bu düzenleme,
belediyelerin parsel bazlı plan değişikliğine
kısıtlama getiriyor. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere,
çok sayıda kentte kendi dönemlerinde sayısız imar planı
tadilatı yaparak çok katlı binaların yapımına olanak
sağlayan AK PARTİsi, kişi ya da kurumlardan gelen imar
planı değişikliği taleplerinin önünün
kapatılmasını hedefliyor -çok iyi niyetli düşünmeye
çalışıyorum- başından sonuna kadar da haklılar.
Yerel yönetimler, kişi ya da kurumların talepleri doğrultusunda
imar planı yapamazlar, yapmamalıdırlar da ama bunu sadece yerel
yönetimler değil, yerel yönetimleri idare eden merkezî yönetim de
yapmamalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) Diğer türlü,
zihniyet değişmedikçe sadece yetki mercisini değiştirirsiniz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım, sadece kayıtlara
geçsin diye ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Konuşmacının yöneltmiş olduğu
suçlamalar gerçek dışıdır. Sonuç itibarıyla 31
Martın intikamının alındığı gibi veya daha
önceki konuşmacıların kullandığı siyasal
şizofreni gibi birtakım tabirlerin hepsini reddettiğimizi
Tabii, herkes düzeyli bir şekilde eleştiri, siyasi eleştiri
getirebilir ancak bu kavramları, bu yaklaşımı
reddettiğimizi beyan etmek istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergelerden
sonuncusunun gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
İlgili maddenin kanun teklifinden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmiştir.
Kabul edilen önergeler doğrultusunda 14üncü
madde metinden çıkarılmıştır.
15inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 161 sıra
sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
15inci maddesi ile 3194 sayılı Kanuna eklenen ek madde 8in dört
ila yedinci fıkralarının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Gökan
Zeybek Ulaş
Karasu Ednan
Arslan
İstanbul Sivas İzmir
İlhami
Özcan Aygun Vecdi
Gündoğdu Kani
Beko
Tekirdağ Kırklareli İzmir
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek. (CHP sıralarından
alkışlar)
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz Coğrafi Bilgi
Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 15inci maddesiyle ilgili söz almış
bulunuyorum.
Aslında, bu yasa teklifinin tümünü
incelediğimizde iki tane önemli saptamayı yapmamız gerekiyor.
Bunlardan bir tanesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının
görev ve yetkilerinin giderek artırılması, üzerindeki yükün daha
da artırılması; ikincisi de devletin kentsel dönüşüm
adı altında riskli yapılar ve riskli alanlarla ilgili
yapacağı çalışmalarla ilgili bu süreci vatandaşa
bırakmış olmasıdır. Yani bu, deprem gerçeğinin
geçtiğimiz hafta gündeme gelmesiyle çokça konuşuldu Parlamentomuzda.
Adalet ve Kalkınma Partisinin getirmiş olduğu -bu teklifin
içinde- kentsel dönüşüm yasasıyla birlikte, devletin yapması
gereken görevlerde bütçe olanaksızları ve bugüne kadar da
yapılmış olan çalışmalarda elde edilen
başarısızlık vatandaşa Kendi işini kendin gör,
kendi binanı kendin güçlendir. anlayışını getiriyor.
Değerli arkadaşlar, teklifin içindeki
15inci maddede, parsel bazında plan tadilatlarının
yapılmasını engelleyen bir düzenleme var. Doğru mu? Evet,
doğru. Parsel bazında plan değişikliğine
karşıyız ama ada bazında plan değişikliği
acaba metnin içinde yer alan hükümleri yerinde sağlayabilir mi? Yani neden
parsel bazında plan değişikliğinin doğru olduğuna
inanıyoruz da ada bazındaki bir plan değişikliğinin de
planın bütünlüğünü bozma gerçeğini kabul etmiyoruz? Bizim
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konudaki temel
yaklaşımımız, plan bir bütündür ve planın parça parça
edilmesiyle, ada bazında fonksiyon ya da yoğunluk
artışı getirilmesiyle planın bütünlüğünün
bozulması konusundaki endişelerimiz aynen devam etmektedir.
Burada değer artış vergisiyle ilgili
de şunu belirtmek istiyorum: Bir plan tadilatıyla elde edilen
değer artışının nereye verilmesi konusu da Türkiyede
uzun yıllardır tartışılıyor. Bu konuda değer
artışından elde edilen bir rant varsa bu rantın
aktarılması gereken yerin biz, yerel yönetimler olduğunu
düşünüyoruz. O nedenle, Komisyon toplantılarında da Genel Kurul
aşamasında da biz
Buradan genel bütçeye pay ayrılmasıyla
yani bir bölgede plan tadilatı yapılmasıyla burada oluşan
değer artış vergisiyle genel bütçeye yüzde 25 ya da yüzde 30 oranında
pay aktarılmasıyla yerel yönetimlerin özerkliği, yerel
yönetimlerin bağımsız hareket etmesi -idari, mali ve hukuki
açıdan daha da gelişerek vatandaşın sorunlarına ve
altyapı yatırımlarıyla hizmet etmesi- konusunda
endişelerimizi belirtmek istiyorum.
Burada bir başka madde var. Bu maddeyle biz,
birtakım planlama ilkeleriyle ilgili kısıtlamalar getirirken
mazbut ve mülhak vakıfları istisna tutuyoruz. Yani mazbut ve mülhak
vakıflara ait olan araziler üzerinde yapılacak olan plan
tadilatları, plan bütünlüğünü sarstığına
inandığımız bu maddenin kapsamının neden
dışında bırakılıyor, bunu anlamak mümkün
değil. Zaten bir planın bütünlüğü korunacaksa,
ağırlıklı olarak -kamu elinde- hazine ya da belediye
parselleri ile vakıflara ait olan arazilerle ilgili plan hükümlerine
öncelikle kamunun ve vakıfların uyması gerektiğini mutlaka
belirtmemiz gerekiyor.
Burada önemli bir ayrıntı var,
vatandaşın kendi müracaatıyla bir değer
artışı oluştuğunda, buna ilişkin değer
artış vergisi malikler tarafından ödeniyor ama bir plan, ilgili belediye
ya da Bakanlık tarafından
yapıldığında bu değer artışı kapsam
dışında kalıyor. Bunun anlamı... Başından
beri itiraz ettiğimiz bir konuda şunu belirtmek istiyorum: Bu
yöntemle hiçbir adada parsel malikleri bir araya gelerek, kendileri müracaat
ederek plan tadilatı yapmazlar, bu plan tadilatının mutlaka
Bakanlık ya da belediye eliyle yapılmasını sağlarlar.
Ben buradan, konuyu, açıklığa
kavuşması açısından bir kez daha Genel Kurulun iradesine
getirmek istiyorum. Bu yöntemle yasanın öngördüğü denetim ve bir
planın bütünlüğünü bozacak plan tadilatlarının önüne
geçilmesi kısmen sağlanmış olur ama gerek belediyeler
gerekse Bakanlık, planın bütünlüğü...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) Gerek büyükşehir
belediyesi ya da ilçe belediyeleri gerekse Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının plan bütünlüğünü bozucu getirmiş
olduğu teklifler, önümüzdeki dönem çokça
karşılaşacağımız bir problem hâline gelecek
demektir.
Burada bina yükseklikleriyle ilgili düzenlemede de
şunu belirtmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, bir plan bütünü
içinde bina yükseklikleri bence çok önemli bir konu değildir. Bölgenin
genel düzeni içinde bina yüksekliklerini mutlaka düzenlememiz gerekir ama
Türkiye Büyük Millet Meclisinde eğer imarla ilgili bir düzenleme geliyorsa
bina yükseklikleri ya da H maksimumlara takılmak yerine o bölgede hektar
başına düşen yoğunluklar üzerinde bizim odaklanmamız
lazım. Yani yaşanabilir bir kent oluşması için
yüksekliklere değil, yoğunluklara dikkat etmemiz gerekir ve bir
kısıtlılık getirilecekse şehir merkezlerindeki plan
değişikliklerindeki yoğunlukları kısıtlayan
düzenlemenin getirilmesi gerektiğine inanıyorum ve Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler arasında ihtilaf söz konusu.
Elektronik oylama yapacağım, bir dakika
süre tanıyacağım.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Coğrafi Bilgi Sistemleri
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 15inci maddesinin altıncı fıkrasında yer
alan değer tespit komisyonunca ifadesinden önce gelmek üzere belediye
başkanlıklarınca belirlenecek ifadesinin teklif metnine
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Ayhan
Erel Feridun
Bahşi İbrahim
Halil Oral
Aksaray
Antalya
Ankara
Tuba
Vural Çokal Bedri
Yaşar
Antalya
Samsun
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI TAHİR AKYÜREK (Konya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Samsun Milletvekili Sayın Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Bu vesileyle, Van Bahçesarayda hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, kederli ailelerine de
başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, önce şu plan
nasıl yapılır, ben kısaca onu izah etmek istiyorum:
Bildiğiniz gibi 1/100.000, 1/50.000 ve 1/25.000lik planlar Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılır.
Daha sonrasında bu planlara da o bölgedeki sanayi bölgeleri, konut
alanları, rekreasyon alanları, kamusal alanlar işlenir. Bunun
devamında da büyükşehir belediyeleri bu çerçevede 1/5.000lik
planlarını yapar, bağlı belediyeler de 1/1.000lik
planları yapar. Burada asıl olan mesele şudur: Buradaki
asıl olan mesele, bu bölgede yaşayacak insanların
oluşturduğu nüfusun yoğunluğu. Yani biz katlardan, imardan
daha çok, yaşayacak nüfusun yoğunluğuyla imar
planlarını tanzim ederiz. Buna göre de o bölgedeki parsellere,
adalara belli inşaat alanları verilir. Bu verildikten sonra da
dünyanın hiçbir yerinde ne ada bazlı ne de parsel bazlı bir plan
yapılır. Ben inşaat mühendisiyim, böyle bir uygulamayı
görmedim, duymadım, işitmedim. Biz şimdi ne yapıyoruz?
Yapılmış, planlanmış alanlar üzerinden yeni bir
tasarruf hakkı kullanmaya çalışıyoruz. Bakın, bunun
adı bile çıktı; bu kanun geçtiği andan itibaren parsel
bazında plan uygulaması yapılmayacak dedik, şu an bütün
belediyeler bu kanuna yetişmek için parsel parsel plan yapıyorlar.
Geçmişte bu parsel parsel işini çok duyduk; bakın, bugün de
yine, parsel parsel, şu an, bu kanun çıkmadan önce yapılabilecek
ne varsa bunu yapmaya çalışıyorlar.
Devamında, ada bazlı plandan bahsediyoruz.
Şimdi, normal şartlar altında elde edilecek rant, maliklerine
verilmeyecek ise bu insanlar plan değişikliğine neden gitsin? Hiçbir
özel sektör, hiçbir arsa sahibi, hiçbir kat maliki bu plan
değişikliğine gitmez. Ne amaçla gider? Der ki: Bir müracaat
edelim, bakalım; burada tespit edilen değer eğer uygunsa veyahut
da -plan değişikliklerinden daha fazla şimdi plan notları
önemli- plan notlarına ilave bir şeyler yazdırabilirsem
işte Kot altındaki alanlar, bağımsız alanlar
yapılabilir, edilebilir, kullanılacak inşaat alanından
sayılmaz. gibi
Öyle plan notları geliştiriyorlar ki
maşallah, plandaki kullanılacak inşaat alanından daha fazla
plan notlarıyla elde edilen faydalar var. Ha, buna bakacak, bu amaca
bakacak, buradan bir şey çıkar mı diye. Çıkmazsa zaten plan
değişikliğine gitmez.
Ancak plan değişikliğine ne zaman
gidilir? İşte, deprem dolayısıyla, kentsel dönüşümle
ilgili, yıkılacak binalarla ilgili devlet oturur düşünür, der
ki: Tamam, biz burada bir planlama yapalım, bu planlamaya göre de elde
edilecek rantı devlet alsın. Belki bu alanda planlama yapmak mümkün
ama bu işin bütünü içerisinde her ikisini beraber
yaptığınız zaman burada bu işlemin yürümesi mümkün
değil. Dolayısıyla, daha baştan, yapılmış,
planlanmış, değerlendirilmiş bir plan üzerinden yeniden bir
planlama yapmaya çalışıyorsunuz ki bence bu çok tehlikeli ve de
sakıncalı. Netice itibarıyla, önceki planlara göre şehrin
altyapısı dizayn edilmiş, yolu, kanalı, içme suyu,
telekomünikasyonu neyse- bundan önceki planlara göre planlanmış. Siz
bunun üzerine ilave yüklemeler yaptığınızda ne oluyor,
biliyor musunuz? Ankaranın göbeğinde, sel geliyor, biz
insanlarımızı kaybediyoruz. Neden? İşte, bakın,
bu çarpık planlamadan, çarpık kentleşmeden, böyle akla hayale
gelmeyen plan uygulamalarından. Bu da yine bir adaletsizliğe sebep
olacak. Düşünün, 2 ada yan yana, kat maliklerinden bir tanesi müracaat
ediyor, aradaki farkı da ödüyor, belli bir yoğunluk, belli bir
yükseklik alıyor; onun yanındaki ada bunlardan istifade etmiyor.
Dolayısıyla burada bir adaletsiz uygulama da oluyor. Yani parası
pulu olan iyi bir organizasyon yapabilirse plan değişikliği
yapacak, onun dışındakiler bundan istifade etme gereği
duymayacak çünkü oluşacak bir rant yok. Ama işin en temelinde, bizim
bu uygulamaya kesinlikle karşı olduğumuzu ifade ediyorum. Netice
itibarıyla, toplam inşaat alanı üzerinden konuşmamız
lazım gelir, bir. Yani bizim, yoğunluklardan daha çok orada toplam ne
kadar inşaat alanı yapılacak, bunun üzerinden gitmemiz
lazım. Kat adetleriyle oynamak, özel yoğunluklarla
uğraşmak, plan dipnotlarıyla uğraşmak yani Ali Cengiz
oyunları oynamak kimseye bir şey kazandırmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Devamla)
Dolayısıyla bu planın uygulamada zorlukları olduğunu
düşünüyoruz; sadece depremle ilgili uygulamalar ve yıkılacak
binalarla ilgili yapabileceğiniz bir şey varsa o alanda
uygulanabilir. Onu da bu yapıdan ayırmak lazım. Öbür türlü,
yapılmış planlar var, yoğunluklar var, hak sahipleri var.
Bunun üzerine yeni bir moda, yeni bir plan getirmenin kimseye bir
katkısı olmadığını düşünüyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bedri Bey, bak, alkış
kuvvetli.
Şimdi önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Özgür Bey, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bu maddeyle iktidar partisinin, Adalet ve Kalkınma Partisinin bir önergesi
de ulaşmış durumda. Malum, madde üzerinde söz hakları
olmadığı için sadece o önerge üzerinde önerge sahipleri ya
konuşuyorlar ya da gerekçe okutabiliyorlar, temel kanun olarak ele
alınmasının böyle bir sakıncası var. Ancak
yapılacak değişiklikler ve murat edilen amaç ve yerine
ulaşıp ulaşmayacağı konusunda uygun görürseniz
grubumuz adına Sayın Akif Hamzaçebi kısa bir değerlendirme
yapacak.
BAŞKAN Hayhay.
Sayın Hamzaçebi.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
161 sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesiyle kentsel
rantların vergilendirilmesi olarak ifade edilebilecek bir ilkeden hareket
edilmekle birlikte bu rantların vergilendirilmesi ya da kamuya
aktarılması yönünde yeterli düzenlemenin
yapılmadığına ve uygulamada yaratacağı sorunlara
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Madde, kentsel rantların vergilendirilmesi
olarak ifade edebileceğimiz bir ilkeden hareket etmekle birlikte
varmış olduğu sonuç, bu rantların vergilendirilmesi ya da
kamuya aktarılması yönünde yeterli bir düzenleme yapmamaktadır.
Sorunlu bir maddedir, uygulamada birçok sorun yaratacaktır, çok
kısaca onları özetlemek istiyorum.
Birincisi: Madde parsel bazında yoğunluk
artıran düzenlemeleri yasaklarken en az 1.000 metrekare olmak
kaydıyla ada bazında yoğunluk artıran düzenlemeleri parsel
sahiplerinin oy birliğiyle talebine bağlamıştır. Bu
talep uyarınca yapılacak plan değişikliklerinde eski plana
ve yeni plana göre oluşan değerler arasındaki fark, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı, büyükşehir belediyesi ve ilçe
belediyeleri arasında paylaştırılacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Tamamlayabilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Burada parsel sahiplerine herhangi bir hak verilmemektedir. Oysa kentsel
rantlarda parsel sahiplerinin de haklarının olduğunu unutmamak
gerekir.
Bundan daha önemli olan husus şudur: Eğer
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ada bazındaki plan
değişikliğini resen yaparsa bu takdirde yeni plana göre
oluşan değer ile eski plana göre oluşan değer
arasındaki farkı hiç kimse ödemeyecektir. Böyle bir çifte
standardı kabul etmek mümkün değildir. Parsel sahipleri bir araya
gelecek, plan değişikliği için talepte bulunacak, ona,
müteahhide denilecek ki: Bu değeri ödeyeceksin, yoksa ruhsat bile alamazsın.
Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu
değişikliği yaparsa asla kimseye değer artış
payı ödemeyecektir; bu, kabul edilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Son söyleyeceğim husus şudur: Değer tespiti
idarece oluşturulacak kıymet takdir komisyonunca
yapılacaktır. Ancak bu kıymet takdir komisyonu, iki
değerleme şirketinden alınacak değerlerin
ortalamasını alacaktır. Böyle bir değer takdiri olamaz. Bir
yandan maddenin üstteki fıkralarında diyorsunuz ki: Değer
tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11inci
maddesindeki hususlar göz önünde bulundurulur. Ki 11inci maddede çok
ayrıntılı hususlar sayılmıştır;
taşınmazın cinsi, nevi, imar durumu, emsal geliri, çevrede
satılan bir taşınmaz var mı, onun değeri, varsa vergi
beyanı... Vergi değeri değil bakın, vergi beyanı.
Bunu, vergi dairesinden, belediyeden değerleme şirketi alamaz ama
kamu kurumu alabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Bitiriyorum Sayın Başkan. Çok teşekkür ederim.
Bir yandan Bütün bunlar dikkate
alınmalı. deniliyor üstteki fıkralarda, sonra da
aşağıda -AK PARTİ önergesiyle yapılan
değişiklik çerçevesinde ifade ediyorum- iki değerleme
şirketinin değeri alınacak ve bu değerin ortalaması
alınacaktır. O zaman değer takdir komisyonu kurmaya da gerek
yok. Komisyona bu kadar güvensizlik olabilir mi? İki değerleme
şirketinden değer alınsın ama komisyon bu değerleri de
göz önünde bulundurarak bir değer tespit etsin, doğrusu budur. Ben
uyarı görevimi yapıyorum. Aksi takdirde bu madde çok sorun
yaratacaktır ve inanıyorum, bu maddeyi değiştirmek için
buraya AK PARTİ Grubu yeni bir teklifi kısa zamanda getirecektir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu...
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Aslında hakikaten farklı bir usulle bu
konuşma yapılmış oldu, oraya girmiyorum ancak konunun
vuzuha kavuşması bakımından, kayıtlara geçmesi
bakımından, önerge sahiplerinden İstanbul Milletvekilimiz Mustafa
Demir Bey bu konuyla ilgili teknik bir açıklama yapacak, kendilerine söz
verilmesini istirham ediyorum.
BAŞKAN Buyurun Mustafa Bey.
33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demirin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) Sayın
Başkanım, şimdi, değerli konuşmacının
söylediği konulara teker teker değinmek gerekirse, birincisinde,
parsel bazlı yerine ada bazlı plan değişiklikleri
neticesinde oluşacak değer artışından parsel sahibinin
yani mal sahiplerinin faydalanmaması hususu var. Doğrusunu söylemek
gerekirse, biz, zaten bu çalışmaları yaparken bu plan
değişikliği neticesinde değer artışı
oluşacaksa eğer mülk sahibi yerine şehrin hak ve hukukunu
savunan, şehir için çalışan belediyelere ve deprem için
çalışmalarda bulunan Çevre ve Şehircilik
Bakanlığına gitsin arzusu içerisindeydik. Bunu tersinden
konuşursak eğer o zaman bütün mülk sahipleri, parsel bazında
değil ama ada bazında bir araya gelirler, plan değişikliği
talebinde bulunurlar, bundan da bir menfaat sağlarlar. Aslında,
ruhunda bu var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Çevre Bakanlığı resen yaparsa, asıl onu söylüyorum.
MUSTAFA DEMİR (İstanbul)
Konuşmacı Sayın Vekilimizin söylediği, aynı zamanda
bizim niyetimizi açıklığa, vuzuha kavuşturuyor.
İkincisi: Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı yaparsa
Şimdi, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının yetkilileriyle oturduk, konuştuk; Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı senede bir veya iki tane bu tür
düzenleme yapmak zorunda kalıyor.
Yine, CHP Grubundan arkadaşların talepleri
doğrultusunda, eğer Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
resen böyle bir plan değişikliği yapma gereği duyarsa
oradan oluşacak değer artışının yüzde 75i Çevre
ve Şehircilik Bakanlığına, yüzde 25i de plan
değişikliğini gerçekleştirecek olan belediyelere verilmesi
adına biz bir önerge hazırladık ve önergeyi o
arkadaşların arzusu doğrultusunda gerçekleştirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) Üçüncüsünde,
kıymet takdir komisyonu söz konusu olduğunda yine, muhalefetteki
arkadaşlarımızla yaptığımız müteaddit
görüşmeler neticesinde Burada, Kamulaştırma Kanunundan gelen
kıymet takdir komisyonu varken siz ayrıca neden değerlendirme
komisyonu oluşturuyorsunuz? diye bir itiraz gelmişti. Biz,
muhalefetin itirazları doğrultusunda bu konuyu getirdik.
Dolayısıyla şu anda burada konuşacak herhangi bir konu
göremiyorum. Gelinen durum, aslında muhalefet ile iktidarın bir araya
gelip uzun süre çalışmaları neticesinde oluşmuş bir
metindir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Akif Bey, var mı bir talebiniz?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Bir dakika özetleyebilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN Buyurun.
34.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
İstanbul Milletvekili Mustafa Demirin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, maddeye dikkatlice
bakıldığında, değer artış payı ödemesi,
münhasıran adadaki parsel sahiplerinin talebi üzerine, oy birliğiyle
alacakları karar üzerine gerçekleşebilir. Bütün değer
artış payı düzenlemeleri buna bağlı. Çevre ve
Şehircilik Bakanlığının resen yapacağı
planlarla ilgili bir değer artış payı düzenlemesi yok. Dikkatli
bakın, onu göreceksiniz; sanıyorum dikkatten kaçıyor.
Ayrıca bizim önerimiz üzerine Çevre ve
Şehircilik Bakanlığına yapılan payın
dağılımında değişiklik yaptık. diyorsunuz.
Evet, doğru ama fıkrada zaten Çevre Bakanlığınca
yapılan plan değişikliğinde Değer artış
payı, Bakanlık hesabına yatırılır. diye bir
düzenleme var; onu değiştiriyorsunuz sadece. Çevre
Bakanlığınca resen yapılan planlara ilişkin bir
düzenleme yok maddede. O durumda da değer artış payı
ödenmeyecektir.
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Anlayışınıza sığınarak, tutanağa
geçmesi açısından
Bu konularda, teknik maddelerde her partideki
teknik bilgi düzeyi uygun arkadaşların müzakere ettikleri
doğrudur. Ancak buradan şöyle bir şey yanlış
anlaşılmasın: Bizim bu yüzde 25te mutabakatımız yok,
biz bunun çok üzerinde bir oranın belediyelere verilmesi gerektiğini
söyledik. Kendileri ancak yüzde 25 yaptılar. Önerge de tek bir parti
tarafından verilmiştir. On bir sene sonra birileri tutup da CHP de
mutabıktı buna. demesin sonra.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ile 70
Milletvekilinin Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2512)
ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 161) (Devam)
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 161 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 15inci maddesi ile 3194
sayılı Kanuna eklenen ek 8inci maddenin beşinci
fıkrasının birinci cümlesine "yetkilendirilmiş
ibaresinden sonra gelmek üzere en az iki ibaresinin, belirlenen ibaresinden
sonra gelmek üzere ortalama ibaresinin eklenmesini ve oluşturulacak
değer tespit komisyonu ibaresinin oluşturulan kıymet takdir
komisyonu şeklinde, ikinci cümlesinde yer alan Değer tespit
komisyonunca ibaresinin Kıymet takdir komisyonunca şeklinde,
yedinci fıkrasının (c) bendinin aşağıdaki
şekilde ve fıkrada yer alan ve (c) bendindeki ibaresinin ile
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
c) Bakanlıkça onaylanan imar planı
değişikliğinden kaynaklanan değer
artışının %75i Bakanlığın Dönüşüm
Projeleri Özel Hesabına, kalan değer artış
payının; büyükşehir belediyesinin olduğu illerde %15i
büyükşehir belediyesinin ilgili hesabına, %10u ilgili ilçe belediyesinin
ilgili hesabına; büyükşehir belediyesi olmayan yerlerde ise Bakanlık
payının dışındaki kalan değer artış
payının tamamı plan değişikliğinin
yapıldığı yerdeki ilgili idarenin açılacak ilgili
hesabına,
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Mehmet
Doğan Kubat Mustafa
Demir
Çankırı İstanbul İstanbul
Abdullah
Güler Şeyhmus
Dinçel
İstanbul Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKAN TAHİR AKYÜREK (Konya) Takdire
bırakıyoruz.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Gerekçe
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile, değer artış payı
belirlenirken birden fazla lisanslı gayrimenkul değerleme
kuruluşundan rapor alınarak belirlenen bu değerlerin
ortalamasının esas alınarak daha objektif bir değer
tespitinin yapılmasının sağlanması öngörülmektedir.
Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından
onaylanan plan değişikliklerinden kaynaklanan değer
artış payının % 25inin yerel yönetimlere
aktarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Şimdi, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 15inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 161 sıra
sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
16ncı maddesindeki 1/7/2021 ibaresinin 31/12/2020 şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ulaş
Karasu Ednan
Arslan İlhami
Özcan Aygun
Sivas İzmir Tekirdağ
Vecdi
Gündoğdu Kani
Beko Cengiz
Gökçel
Kırklareli İzmir Mersin
Gökan
Zeybek
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI TAHİR AKYÜREK (Konya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel.
Süreniz beş dakika.
Buyurun Cengiz Bey. (CHP sıralarından
alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türk tarımı çöküyor,
çiftçi kan ağlıyor. Geçen sene 765 lira olan tarım BAĞ-KUR
primi, yüzde 20 artarak 913 liraya çıktı. Çiftçi, artan girdi
maliyetleriyle boğuşuyor; doğal afetlerle, iklim
değişiklikleriyle, düşük rekolteyle, borç baskısıyla,
icra baskısıyla boğuşuyor; üstüne Yılda 11 bin lira
BAĞ-KUR primi öde. deniyor. Sorun nerede, anlatayım.
5 dönüm narenciyesi olan çiftçi, en iyi
şartlarda 20 ton ürün alır, 20 bin liraya bile satamaz. Siz
diyorsunuz ki: İster sat, ister satma. 11 bin lirasını
BAĞ-KUR primi olarak öde. Çiftçi, bahçesine mi baksın, kendisine mi
baksın, sulama parası mı versin; ne yapsın, nasıl
üretsin, bu şartlarda nasıl geçimini sağlasın?
İlacı, gübresi, elektriği derken küçük çiftçi,
kazandığını görmeden toprağa koyuyor. Rekolte
düşüyor, afet vuruyor, çiftçi, üretimden zarar ediyor, siz hâlâ diyorsunuz
ki: Üretmeye devam et. Çiftçi, bu şartlarda üretemez, üretmez; arazisini
bırakır, şehre göçer; şehirde işsiz kalır,
iş bulamaz, bulursa da karın tokluğuna çalışmaya
razı olur. Türk çiftçisine ve tarımına bunu yapmaya kimsenin
hakkı yok.
Türk çiftçisi üretsin, Türk çiftçisi ülke
insanına sağlıklı gıda üretsin, Türk insanı yurt
dışından gelecek tarım ürünlerine muhtaç kalmasın diye
düşünmek gerekirken siz çiftçiyi girdi maliyetleri altında
eziyorsunuz, afetlere karşı çaresiz bırakıyorsunuz,
perişan ediyorsunuz. Bu, Türk çiftçisinin asla kabul edeceği bir
durum değil.
Çiftçi, borç batağında; eylül ayında
çiftçimizin sadece bankalara 115 milyar lira borcu vardı, aralık
ayı itibarıyla çiftçilerimizin bankalara borcu, 2 milyar lira daha
arttı. Çiftçilerimizin Tarım Kredi Kooperatiflerine 15 milyar liraya
yakın borcu var. Tarım Kredi Kooperatifleri, çiftçimizden bir
yıl vadeli işletme kredilerinde yüzde 27,5, dört yıl vadeli
yatırım kredilerinde yüzde 32,5 faiz alıyor. Bu kredi faiz
oranının özel bankalardan farkı yok. Çiftçimizin özel bankalara
borcu, 40 milyar liraya dayandı.
Ziraat Bankasından kendisini döndürecek kadar
kredi bulamayan çiftçimiz, yerli özel bankalardan 18 milyar lira, yabancı
bankalardan 21 milyar lira kredi kullandı. Evini, arabasını,
tarım arazisini ipotek ettirdi. Hâl böyleyken çiftçimize 11 bin lira
tarım BAĞ-KUR primini öde. diyorsunuz. Çiftçimiz, karnını
doyurmakta zorlanıyor, ekili alanı, traktörü, arabası ipotekli.
Bu şartlarda tarım BAĞ-KUR primleri, çiftçimizin altından
kalkamayacağı kadar yüksek. Tarım BAĞ-KUR primleri, en az
yüzde 50 oranında sübvanse edilmeli, primler aşağı
çekilmeli.
Değerli arkadaşlar, tarım
BAĞ-KURuyla ilgili tek sorun, maliyetlerin yüksekliği değil;
çiftçiye BAĞ-KUR primini her ay öde. deniyor, tabii, çiftçi, yiyecek
ekmek parası bulabilirse, önce ekmek alacak, sonra sosyal güvenlik primini
ödeyecek. Çiftçi, ödemesini düzenli yaparsa yüzde 5 indirimden
yararlanabilecek, aylık ödemeyi bir gün bile geciktirse yıl boyunca
yüzde 5 fazla ödeyecek. Çiftçimiz, toprağını ekiyor, dikiyor,
Türkiye'nin çoğu yerinde yılda bir kere hasat alıyor. Hasat
döneminde elinde para kalırsa BAĞ-KUR primini yatırabiliyor.
Dolayısıyla, çiftçimizin BAĞ-KUR primlerini yılda bir kere
ödemesini sağlayacak bir yasal düzenleme yapmalıyız. Çiftçimizi
üretimde tutmak için, sigorta ödemelerini kolaylaştırmak için
BAĞ-KUR primleri yüzde 50 sübvanse edilmeli ve isteyenin yılda bir,
isteyenin on iki ay boyunca ödeme yapacağı bir düzenleme
yapılmalıdır.
Değerli arkadaşlar, yukarıda tabloyu
anlattık. Çiftçi, üretimdeyken çile çekiyor, BAĞ-KUR primini
ödeyebilmişse helal olsun, bunu becerebilmek maharet işi. Diyelim ki
çiftçi becerdi, emekli oldu. Emekli maaşı ne kadar arkadaşlar?
1.300 lira ila 1.418 arasında değişiyor. Siz bu ülkede
araştırma yaptırıyorsunuz, TÜİK, açlık
sınırını açıklıyor, 2.218 lira diyor.
Değerli arkadaşlar, açlık sınırı 2.218 lira olan
bir ülkede çiftçiye siz 1.300 lira, 1.400 lira emekli maaşı
veriyorsunuz ama siz tarım BAĞ-KURluya açlık
sınırının bile altında yani 800-900 lira
maaşı reva görüyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Gökçel.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Toparlıyorum
Başkanım.
Üretirken çile çek, emekli olabilirsen ömür boyu
ızdırap çek. Açlık sınırının altında
900 lira maaş al, yaşam boyu köle ol." diyorsunuz. Türk çiftçisi
bunu asla hak etmiyor. Türk çiftçisi de tarımı da bugün bitti, kan
ağlıyor. diyoruz ama böyle giderse çiftçiyi hayatından
edeceksiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Coğrafi Bilgi Sistemleri
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin ilk fıkrasında yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Feridun
Bahşi İbrahim
Halil Oral Aylin
Cesur
Antalya Ankara Isparta
Orhan
Çakırlar Ayhan
Erel Yavuz
Ağıralioğlu
Edirne Aksaray İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE
TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI TAHİR AKYÜREK (Konya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Yavuz Ağıralioğlu.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uzun zamandır Genel
Kurula hitap etmek gibi bir imtiyaz düşmedi hisseme. Söz talebim oldu ama söz talebim karşılanana kadar memlekette pek çok acı
hadise yaşandı. Başka şeyler söyleyecektim ama memlekette
hem yaşadıklarımız hem yaşadıklarımıza
siyasetçilerimizin mukabelesi, devletin başından, Hükûmet
yetkililerinden siyasi aktörlerimize kadar bu meseleleri konuşma
şeklimiz, benim de konuşacaklarımın
sıralamasını değiştirdi.
Evvelen, Suriye
hususunda endişelerimizi arz edecektim. Dışarıda
söylediklerimizi Genel Kurulda söylemek, sözü daha kıymetli, daha kuvvetli
hâle getiriyor çünkü burası millet iradesinin kalbi. Burada
milletvekillerine emanet ettiklerimiz, milletin vicdanında daha
hatırlı yer teşkil ediyor. Dolayısıyla, burada
söylemek istedim ama peşinden Suriyede askerlerimize bir
saldırı oldu.
Bu tozun dumanın
arasında, bu müzakere masalarında attığımız
imzaların arkasına yığdığımız zafer
çığlıklarının arasında Amerikayı dize
getirdik. Rusya bizim müttefikimiz. heveslerinin arasında dikkat
edelim, dikkat etmek zorundayız; bu Amerikalılarla Ruslar bu tozun,
dumanın arasında anlaşırlar ve biz, Orta Doğuda
ayazda kalırız. diyecektim, bunun üzerine oturtulmuş bir
çerçeve üzerinden endişelerimi ifade edecektim, askerlerimize
saldırı oldu.
Siyaset,
yaşadığımız acı hadiselerin üzerinden kendisine
mikrofon tutulan ya da bu sorumluluğu taşıyan insanların,
ölenlere rahmet dileyeceği bir mevki değildir, malumualiniz.
Burası, millet iradesinin kalbidir; Allahtan gayri kimseye
eğilmezliğiyle iftihar ettiğimiz milletimizin iradesini temsil
ettiğimiz yerdir. Dolayısıyla burada, millete rahmetten çok,
rahmet olunur; rahmet okunmaz, rahmet olunur millete. Burada siyasetçilerin
varlığı, devlet adamlarının kurmuş oldukları
cümleler, o cümlelerin arkasına yığdıkları devlet
kuvveti, hizmetini görmek zorunda oldukları millete rahmet olma sürecini
organize eder. Yani biz, millete rahmet dilemeye değil, millete rahmet
olmaya mesul insanlarız. Efendim, deprem oldu, ölenlerimize rahmet
olsun. Efendim, terör saldırısı oldu, ölenlerimize rahmet
olsun. Çığ felaketi oldu, ölenlerimize rahmet olsun.
Bir de rahmet
dileklerimizin içerisindeki hissizlik, can sıkıcı bir raddeye
vardı. Başka şeyler söyleyecektim, çığ felaketi oldu.
Çığ felaketinden kurtarmaya teşebbüs ettik çığın altında
kalanlarımıza -33tü, 34 oldu buraya gelirken yitirdiğimiz
canlar- cümle kuracaktım; kurduğumuz cümlelere, 34
canımıza, bunları kurtarma sürecindeki ihmallere cümle
kuracaktım, Sayın Cumhurbaşkanının Delicede
yaptığı konuşmanın tonlaması, can
sıkıcı hâle geldi.
Şimdi, siyasetçilerin vazifesi, tabii ki
milletin acılarını paylaşmaktır. Bu acıları
paylaşırken nezaret etmek zorunda oldukları ahlak, bu
topraklarda bin yıldır temsil ettiğimiz nezakete, zarafete özen
göstererek ihtimamla saygı duymayı da gerektirir. Efendim, tatile
gitmeyi nasıl rencide edici bulup nasıl ikazlarımıza konu
etmişsek, acıların üzerinden kurulan mitingdeki cümleleri de o
kabil bir tedip edici cümleyle tenkit etmek zorundayım.
Akşam bir daha izleyeceksiniz, kırk bir
dakikalık konuşmayı 4 sefer izledim; acaba bu
paylaşılan kısa videoların arkasında bir algı
operasyonu yapılıyordur da Hükûmetin aleyhine bir siyasi
algıyı bir siyasi muhalefet duygusuyla buluşturuyorlar
mıdır diye konuşmanın tamamını izledim; yani
sadece o iki üç dakikalık videoyu izlemedim, tamamını izledim.
Ben burada konuşunca AK PARTİ Grubumuzun pek tabii olarak Efendim,
ne alakası var? Senin dediğin gibi değil. deme hakkı
vardır ama ben, akşam evinize gittiğiniz zaman
çocuklarınızla, annelerinizle, eşlerinizle beraber seyretme
imkânı bulursanız onların sözlerine, hissiyatına sizin de
çok ihtimam göstereceğinize inanıyorum. Bu cümlelerin içerisindeki
hissizliği, can sıkıcı buldum. Yani, mitingi iptal
edersiniz, etmezsiniz, ayrı bir şey ama bu meseleler konuşulurken
bu meseledeki hissizliği, can sıkıcı buldum.
Devlet olmanın gereği her zaman şu
değildir: Efendim, bu başımıza gelen felaketten sonra çok
ciddi dersler aldık, soruşturma süreçlerini bütün ciddiyetimizle
takip edip bu mevzuda kabahati, kusuru olanların tamamına gerekli
müdahaleleri yapacağız ve devletimizi buradan tecrübeyle
çıkaracağız. Bu cümlelerden sonra başımıza gelen
felaketlerin haddi, hesabı, hududu yoktur. Efendim, Suriyede
ettiğimiz onca cümlenin, kurduğumuz onca cümlenin arkasındaki
zafer naralarının üzerine Rusların bizim askerlerimize
yaptığı saldırıya Kırımı ilhak
teşebbüslerini görmediğimizi zannetmeyin ha! gibi bir cümle kurarak
savuşturmaya çalışıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika Yavuz Bey.
Buyurun.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Dolayısıyla, arkadaşlar, biz davulcuya kızdık,
zurnacıya sitem ediyoruz falan gibi bir diplomasi ciddiyetsizliğini
kaldıramayız. Kırmızı çizgilerimiz var.
Kırmızı çizgilerimizin arkasında devlet ve millet beraberliğini
sağlamak zorundayız. Ne kırmızı çizgimiz? Efendim,
PKKya devlet kurdurmayacağız. İrademiz ne? Barış
Pınarı Operasyonu. Üçüncü günün şafağında bir
tweetle durmayacağız. 444 kilometrekarelik hattı,
canımız pahasına gireceğiz ve alacağız. Önce köy
kavgası gibi yapacağız işimizi: Önce dayak, sonra
barış.
Şimdi siz üçüncü günün şafağına
yaslanmışsınız zafer naralarıyla Efendim, harika bir
müzakere, muazzam bir diplomasi zaferi. Gördüğünüz gibi Amerikaya diz
çöktürdük, Rusları da safımıza aldık, hizaladık. Dünya
liderliği
cümlelerinin arkasına. Şehitlerimiz var
Şimdi,
bu şehitlerimizin arkasından kurduğumuz cümleler rahmet olsun
cümleleridir. Rahmet olsun şehitlerimize ama devlet, bütün bir milletin,
82 milyonluk milletin üstünde rahmet iradesi gösterecek kadar ciddiyetle
yönetilir. Bunun yolu da şuradan geçer: 444 kilometrekarelik
uzunluğun, 30 kilometrelik derinliğin bütün hâkimiyetini alacak bir
devlet kuvveti gösterebilecekseniz cümle kuracağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Gösterecekseniz bu iradenin arkasında muhalefet olarak duracağız
ve yığılacağız. Gösteremeyecekseniz, sizin
uluslararası toplantılarda cümle cümle kurup zafer naraları
attığınız şeylerin bedelini,
caydırıcılığımızı kaybetmişliğimizden
dolayı ödeyen askerlerimize rahmet okuyarak savuşturamayız. O
yüzden bir an önce ya yönettiğiniz devletin ciddiyetine uygun bir iradeyi
devlet-millet beraberliğiyle taçlandırın, biz de sözünüzün ve
iradenizin arkasında duralım yahut gücünüzle mütenasip cümleler
kurun. Savaşıyormuşuz gibi yaparak barışmak,
barışıyormuşuz gibi yaparak savaşmak yerine adam gibi
savaşacağız ya da adam gibi barışacağız.
Hepsi bundan ibarettir.
Çok söylenecek söz var. Birkaç madde daha, belki
itirazımız olmayan yani teknik olarak itirazımız olmayan
birkaç maddede birkaç hususu daha millet iradesinin kalbi olduğunuz için
size emanet etmek istiyorum. Fırsat olursa tekrar
konuşacağım çünkü birkaç hususun gözden kaçmaması lazım.
Biz cenaze olduğu zaman mahallede yüksek sesle konuşmayan,
çocukları ölmüşlere taziyeye giderken çocuklarıyla gitmeyen,
fakirlere
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
mahallemizin içerisinde ihtiyaç sahiplerinin yanına giderken,
onların ziyaretine giderken, onların rencide olmaması için o
hissiyatı taşıyacak nezakete biz dikkat ederiz.
Dolayısıyla, cenazede konuşulacaklar
bellidir, acıda konuşulacaklar bellidir, konuşma şekli
bellidir. Yani Erenin annesine anahtar gösterirkenki nobranlık, Erenin,
Erenimizin annesine ev almak gibi bir kıymeti, ona miting meydanında
anahtar gösterirkenki nobranlık, Ahmet Çamurun cenazesinde tabutun üstüne
elini vurarak konuşma nobranlığı, mitingde
Özellikle
dinledim. Burada bana kızıp cevap da verebilirsiniz. Akşam
gidince lütfen Sayın Cumhurbaşkanımızın
konuşmasını dinleyin, lütfen. O tonlamanın sizin de
kalbinizi tırmalayacağına inanıyorum. O tonlamanın 30
şehidimiz var, TOKİye ev yaptırdık
Depremden sonra Sayın
Cumhurbaşkanının konuşmasının, Delicedeki
konuşmasının bir tek makul tarafı var arkadaşlar. Bu
konuşmayı sadece şöyle makul karşılayabilirdik: Elâzığdaki
depremde 1 canımız gitmeseydi, 1 canımız gitmeseydi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Bitirebilir miyim Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
çığ felaketinde çığın altında kalmış
bütün vatandaşlarımızı sağ salim kurtarabilseydik, o
zaman Sayın Cumhurbaşkanının Delicedeki
konuşması, iftihar edilecek bir siyasi konuşmaydı. Ama
depremde 41 canımız, burada 39 canımız, askerlerimizden 8
şehidimiz, bu kadar canın yittiği yerde Hastane yaptık,
yaptık da hastanelerde tedavileri görünce huzur bulduk. Efendim,
çığdır, 33 kişi ölmüş, haberi geldi, 33 kayıp, 33
ölenimiz var. Depremdir, afettir, felakettir; bunlar tehditlerdir.
TOKİnin şu kadar konutunu yaptık. cümlelerini, lütfen,
akşam evinize gittiğinizde, istirham ediyorum, bir dinleyin, benim
söylediklerime hak vereceksiniz. Devlet acıları paylaşırken
de saygınlık olur. Buna ihtimam göstermek zorundayız.
Ekrem İmamoğlunun
yaptığına kızdık, sizinle beraber kızdık.
Bu, toplumun kabul edebileceği bir savunma değildir dedik. Aynı
şeyi Tayyip Bey için söylüyorum.
Genel Kurulunuza saygılarla. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu,
buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili Yavuz
Ağıralioğlunun 161 sıra sayılı Kanun Teklifinin
16ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Hani Böyle bir konuşma yapmayacaktım.
diyerek başlayıp söyleyeceği her şeyi söyleyerek
ayrılmanın da takdirini kamuoyu yapacaktır, önce sadece bunu
söyleyeyim. Yani Değerli Parti Sözcüsü, Değerli Hatip ne söylemedi
ki! Hatta süre yetmedi, bir o kadar da ilave etti kayıtlara geçsin diye.
Ancak şunu da herkesin bilmesi gerekir ki: Biz millî eksen, millî
politikalarımız çerçevesinde, hak ve menfaatlerimiz
doğrultusunda, proaktif bir dış politikayla Amerika
Birleşik Devletleriyle de, Rusyayla da, Avrupa Birliğiyle de, bütün
bölge ülkeleriyle de kendi hedeflerimiz doğrultusunda ilişki
içerisindeyiz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu ilişkiler zaman zaman
farklılık arz edebilir ama her hâl ve şart altında
önceliğimiz, millî politikalarımız ve millî hedeflerimizdir, 83
milyon milletimizin ve devletimizin hak ve menfaatleridir. Her tutum, her
davranışımızın temeli buna yöneliktir, bunun
bilinmesini isterim.
İkinci olarak,
biz duruma göre millî menfaatlerimizden sarfınazar ediyor değiliz.
Kırımın ilhakıyla ilgili tavrımız, Rusyayla
ilişkilerimizin en iyi dönemi olarak görülen dönemde nasılsa bugün de
öyledir. Biz Kırımın ilhakına o gün de karşı çıktık
uluslararası hukuk çerçevesinde, bugün de karşı
çıkıyoruz, yarın da karşı çıkacağız.
Dolayısıyla bu konuda ikircikli bir yapımız da söz konusu
değildir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu konudaki irade
tutarlılığımız ve netice alıcı
yaklaşımımız, Fırat Kalkanı Harekâtı, Zeytin
Dalı Harekâtı ve Barış Pınarı Harekâtıyla
ortadadır. Bu konuda tıpış tıpış
masamıza gelinip ilgili muhtıraların, mutabakat
zabıtlarının imzalandığı açıktır.
Bununla beraber, bunlara uyulmadığı da tespit edilmiştir; bu da açıktır.
Bununla ilgili muhataplara bunlar hatırlatılmış, ikili
ilişkiler çerçevesinde de her platformda da
hatırlatılmış ve gereğinin yapılacağı
da herkese bildirilmiştir. Sonuç itibarıyla, İdlibde
Mehmetçikimize yönelik menfur saldırı sonucunda da ilgili rejimin 52
noktasına gerekli müdahale yapılmış ve 70in üzerinde rejim
askeri unsuru yok edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Ve bu konuyla ilgili de gerekli her türlü müdahale
mutlaka yapılmıştır ve yapılacaktır. Suriyeye,
arkasındaki bütün güçlere de nazır olarak şubat ayının
sonuna kadar bizim gözetleme noktalarımızın gerisine
çekilmesiyle ilgili süre verilmiştir. Bu konuda gereken
yapılmadığı takdirde, Amerika ve Rusyayla ilgili mutabakat
muhtıralarının gereği yapılmadığı
takdirde, dün nasıl gereğini biz kendimiz yaptıysak bundan sonra
da yapacağımız net ve kesindir; bundan hiç kimsenin şüphesi
olmasın.
Ayrıca, Sayın
Cumhurbaşkanımız, dün daha evvelden belirlenen programlar
çerçevesinde Kırıkkalede Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Mühimmat
Ayırma ve Ayıklama Tesisini devreye alma açılışına
katılmışlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) -
ve bu konuda Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyacı
olan bir tesis devreye sokulmuştur ve akabinde de
vatandaşlarımızın içerisinde
vatandaşlarımızla beraber olmak suretiyle bu
yaşadığımız acılar ve olaylarla ilgili görüş
ve kanaatlerini ortaya koymuştur. Dolayısıyla bundan daha
doğal bir durum olamaz. Ancak bu doğallığı bile bir
siyaset malzemesi hâline getirmenin kendisi, aslında acul bir durum olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bunu da kamuoyunun takdirine
arz ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ile 70
Milletvekilinin Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2512)
ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 161) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Özgür Bey, buyurun.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
dünkü mutabakatın hilafındaki bu güzel konuşmayı bir
yoklamayla taçlandırmak isteriz.
BAŞKAN Önergeyi oylamak üzereyken yoklama
talebi söz konusu oldu.
Sayın Özel, Sayın Zeybek, Sayın
Ünsal, Sayın Hamzaçebi, Sayın Sümer, Sayın
Bakırlıoğlu, Sayın Kaya, Sayın Zeybek, Sayın
Tokdemir, Sayın Şahin, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın
Taşcıer, Sayın Yavuzyılmaz, Sayın Kılıç,
Sayın Çelebi, Sayın Tuncer, Sayın Gürer, Sayın Ünver,
Sayın Purçu, Sayın Koç.
Yoklama için bir dakika süre veriyorum ve
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.03
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.18
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER:
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Barış KARADENİZ (Sinop)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 53üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN 161 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 16ncı maddesi üzerinde İstanbul Milletvekili Yavuz
Ağıralioğlu ve arkadaşlarının önergesinin
oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, yoklama için iki dakika süre veriyorum
ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Yapılan ikinci yoklamada da
toplantı yeter sayısı bulunamadığından
alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 11 Şubat
2020 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 17.21