TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
61inci
Birleşim
26
Şubat 2020 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlunun, orman
mühendislerinin istihdam sorununa ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecanın, İstanbul
ili kentsel dönüşüm ve imar uygulamalarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Van Milletvekili İrfan Kartalın, İranda meydana gelen,
Van ili Başkale ilçesinde etkisi görülen deprem felaketine
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, vatandaşların vergilerini sadece kamu
bankalarından ödeyebilmesinin yarattığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
2.- Adana Milletvekili
Müzeyyen Şevkinin, Yeniçağ gazetesi yazarlarından Murat
Ağırel ve Batuhan Çolakın sosyal medya hesaplarının
ele geçirilmesine yönelik yasal işlemlerin başlatılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
3.- Gaziantep Milletvekili
Bayram Yılmazkayanın, Sağlık Bakanlığı
verilerine göre psikiyatrik ilaç kullanımının
arttığına ilişkin açıklaması
4.- Kahramanmaraş Milletvekili
İmran Kılıçın, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
5.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
6.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
7.- Adana Milletvekili
Burhanettin Bulutun, Türkiyenin olası bir coronavirüs vakası
durumunda en önemli koruma aracı olan maskelerde yeterli stokunun olup
olmadığını ve Sağlık Bakanlığının
bu konuda gerekli tedbirleri alıp almadığını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
8.- Eskişehir
Milletvekili Utku Çakırözerin, Kırımın yasa
dışı ilhak edilmesiyle birlikte bölgedeki insan hakları
ihlallerinin arttığına ilişkin açıklaması
9.- Adana Milletvekili Orhan
Sümerin, Adana ilinde yaşanan don nedeniyle üreticilerin
mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
10.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, 26 Şubat Hocalı katliamının
28inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
11.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş ve Komisyon
üyelerinin Alvimedicanın İtalyadaki Türk tıbbi cihaz üretim
tesislerine yaptığı ziyarete ilişkin açıklaması
12.- Kütahya Milletvekili Ali
Fazıl Kasapın, 2018 yılında çıkarılan yönetmelik
gereğince doğal gaza gelen zammın daha önce alınan gaza da
yansıtılmasına ilişkin açıklaması
13.- Çanakkale Milletvekili
Özgür Ceylanın, Çanakkale ilinin yaşam alanlarının hedef
alındığına, Truva Bakır Maden İşletmelerinin
arama ve işletme ruhsatının Cengiz Holdinge devredilip
devredilmediğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Şamil Ayrımın, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
15.- İzmir Milletvekili
Tamer Osmanağaoğlunun, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
16.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, 26 Şubat Hocalı katliamının 28inci
yıl dönümü vesilesiyle hayatını kaybeden soydaşlara
Allahtan rahmet dilediklerine ve Azerbaycan devletinin acısını
paylaştıklarına, Sağlık Bakanlığı
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu müfettişlerinin Türk Kızılayı
Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinde yaptığı denetim sonucunda
hazırlanan rapora, TRT Worldün Heyet Tahrir el-Şamın lideri
Ebu Muhammed El Culaniyle röportaj gerçekleştirdiğine, Heyet Tahrir
el-Şamın Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilip
edilmediği konusunda Hükûmetten açıklama beklediklerine ilişkin
açıklaması
17.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, 19 Şubat 2020 tarihinde Türklerin ve göçmenlerin yoğun olarak
yaşadığı Almanyanın Hanau şehrinde düzenlenen
saldırıda hayatını kaybeden 5 vatandaşa Allahtan
rahmet dilediğine, 25 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelandada 50 kişinin
ölümüyle sonuçlanan saldırının krizin küresel boyutunu ortaya
koyduğuna, dünyanın birçok ülkesinde vatandaşları ve
diplomatik temsilcilikleri bulunan Türkiyenin terörizme ve bütün
teşekküllerine karşı olduğuna, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümü vesilesiyle Hocalıda
yaşanan soykırımın hesabının mutlaka
sorulması gerektiğine ve hayatını kaybetmiş bütün
mazlumları rahmetle andıklarına ilişkin açıklaması
18.- Samsun Milletvekili
Neslihan Hancıoğlunun, Samsun ilinde içme suyundan kötü kokular
gelmesinden vatandaşların muzdarip olduğuna, Samsun
Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresinin yirmi yedi
yıllık logosunu değiştirerek kentin kimliği olan
Atatürk Anıtını logo üzerinden silmesine ilişkin
açıklaması
19.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İzmir ilinde
gerçekleştirilen Ege, Akdeniz ve Marmara Genişletilmiş Baro
Başkanları Toplantısında açıklanan sonuç bildirgesine
ve yargı üzerindeki baskıların, özellikle yürütmenin
baskısının bir an evvel sona ermesi gerektiğine, TÜRK-İŞin
açıkladığı şubat ayı açlık ve yoksulluk
sınırı rakamlarına, ekonomiyi düzeltmek için adımlar
atmak yerine suni gündemlerle vakit kaybedildiğine,
Cumhurbaşkanlığı yazlık sarayının
yapıldığı Muğla ili Marmaris ilçesi Okluk Koyundaki
talanın devam ettiğine ilişkin açıklaması
20.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, 26 Şubat Hocalı katliamının 28inci yıl
dönümü vesilesiyle masum insanların hayatlarına kasteden tüm
katliamların son bulması temennisiyle Hocalıda hayatını
kaybedenleri saygıyla andığına, 26 Şubat Millî
Eğitim eski Bakanı Hasan Ali Yücelin 59uncu, yazar Tarık
Buğranın 26ncı, toplumcu şiirin önde gelen isimlerinden
Hasan Hüseyin Korkmazgilin 36ncı ölüm yıl dönümlerine, Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın
21 bin dersliğe, 13 bin yeni okula ihtiyacımız var. ifadesine,
Meclisin gündemine hâkim olacağı, ihtisas komisyonlarının
etkin çalışacağı söylenmesine rağmen ihtisas
komisyonlarının yerine Plan ve Bütçe Komisyonunun
çalıştığına, Plan ve Bütçe Komisyonunun Varlık
Fonunu denetlemesi gerektiğine, soru önergelerinin oranının
yüzde 4ten yüzde 8e çıkmasına ilişkin açıklaması
21.- İstanbul
Milletvekili Hayati Arkazın, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
22.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, 26 Şubat Hocalı katliamının 28inci
yıl dönümünde şehit edilen 613 soydaşı rahmetle
andıklarına, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ve değişen sisteme
ayak uydurulması gerektiğine ilişkin açıklaması
23.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
24.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın kendisine gönderilen soru
önergelerini ciddiye almadığına ilişkin
açıklaması
25.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, yeni sistemde usul hataları olabileceğine ve
bunların tartışılarak değerlendirileceğine
ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Başkanlıkça, Mardin Milletvekili Mithat Sancarın
Başkanlık Divanı üyeliğinden istifasına ilişkin
önerge yazısı (4/65)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ PARTİ
Grubunun, İYİ PARTİ Grup Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın sosyal devlet olmanın sorumluluğuyla yüksek
doğal gaz faturalarını karşılamada zorluk yaşayan
vatandaşların bu sorununu çözmeye yönelik politikaların
belirlenmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla 25/2/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 26 Şubat 2020 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Balıkesir
Milletvekili Ensar Aytekin'in, Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin
üzerinden fay hattı geçen bir bölgeyi imara açacağı
iddialarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/24909)
2.- İzmir Milletvekili
Atila Sertel'in, pilotluk eğitimi veren kurumlara ve bu kurumlardan mezun
olanların istihdam durumuna ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/24910)
3.- İzmir Milletvekili
Atila Sertel'in, üniversite sayısına ve üniversite
mezunlarının istihdam durumuna,
İletişim fakültesi
sayısına ve bu fakültelerden mezun olanların istihdam durumuna,
İlişkin
soruları ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/24911), (7/24913)
4.- İzmir Milletvekili
Atila Sertel'in, ülkemizde bulunan mühendis sayısı ve mühendislerin
işsizlik oranlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/24912)
5.- Kırklareli
Milletvekili Türabi Kayan'ın, asgari ücret tutarına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/24914)
6.- Adana Milletvekili
İsmail Koncuk'un, bir şirket tarafından Kızılay'a
yapılan şartlı bağışa ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/24915)
7.- İstanbul
Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya'nın, YÖK tarafından Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi'nin kaldırılmasına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/24916)
8.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Kızılay'da bazı
yöneticilerin maaşlarına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/24918)
9.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından 2020 yılı Ocak ayı
burslarının yatırılmamasına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/24919)
10.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan'ın, Artvin ilinin Arhavi ilçesinde bulunan Dikyamaç
Köyüne giden yolların bakımsız olması ve yeni bir yol
ihtiyacına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/24920)
11.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, 2002-2019 yılları arasında aynı bölümde
eğitim gören öğrencilerin puan farklarına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25064)
12.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, son 10 yılda kolluk
kuvvetleri tarafından yapılan müdahaleler nedeniyle AİHM'de
açılan dava ve ödenen tazminatlara ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25066)
13.- Kastamonu Milletvekili
Hasan Baltacı'nın, Türk Kızılayı Kastamonu
Şubesinin sahip olduğu taşınmaz sayısı ve
yardım malzemesi stokları ile yapılan bağışlara
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/25067)
14.- Osmaniye Milletvekili
Baha Ünlü'nün, kamu kurumlarındaki boş engelli kadro sayısı
ile engelli memurların mezuniyet durumlarına uygun istihdam edilmesi
önerisine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/25068)
15.- Kastamonu Milletvekili
Hasan Baltacı'nın, Türkiye genelinde ve Kastamonu ilinde çiftçilerin
kredi borçlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/25069)
16.- Antalya Milletvekili
Rafet Zeybek'in, Sayıştay'ın 2018 Denetim raporunda yer alan
Kepez Belediyesinin İlim Yayma Cemiyetine bir taşınmazı
otuz yıl süresince ücretsiz tahsis etmesine ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25070)
17.- İzmir Milletvekili
Kani Beko'nun, 2003 yılından bu yana mühürlenen maden ocağı
sayısına ve bunlardan çalışmaya devam edenlere ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25071)
18.- Şırnak
Milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın, Elazığ ve Malatya illerinde
evleri hasarlı olan bazı kişilerin KHK'lı oldukları
gerekçesiyle yardım yapılmadığı iddialarına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/25072)
19.- Mersin Milletvekili
Behiç Çelik'in, 4 Şubat 2020 tarihinde Van'ın Bahçesaray ilçesinde
yaşanan çığ felaketine ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25073)
20.- Adana Milletvekili
Burhanettin Bulut'un, çocuk yaşta evliliği savunan bir açıklama
yapan profesör hakkında soruşturma açılıp açılmadığına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/25204)
21.- Ankara Milletvekili
Servet Ünsal'ın, Başkentgaz'ın Türk Kızılay'ına
yaptığı bağışın bir kısmının
Ensar Vakfı'na aktarıldığı iddiasına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25206)
22.- Kocaeli Milletvekili
Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, Hatay'ın Samandağ ilçesinde bir
kişinin evinde polis ve jandarmaların kötü muamelesine maruz
kaldığına ve annesinin bu durumdan dolayı kalp krizi
geçirerek hayatını kaybettiğine dair iddialarına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/25207)
23.- Kocaeli Milletvekili
Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz
Kurumunda tutuklu bulunan bazı kişilerin gözaltı ve yargılanma
sürecine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/25208)
24.- Adana Milletvekili Tulay
Hatımoğulları Oruç'un, Başkentgaz'ın Ensar
Vakfına bağışlanmak şartıyla Kızılay'a
yapmış olduğu bağışa ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/25210)
25.- İzmir Milletvekili
Atila Sertel'in, Kızılay Derneğine ait çeşitli bilgilere
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/25211)
26.- Ankara Milletvekili
Murat Emir'in, Kızılay aracılığıyla bir vakfa
yapılan bağışa ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25212)
27.- İstanbul
Milletvekili Oya Ersoy'un, mahalle bekçisinin bir vatandaşa kötü muamele
uyguladığı iddiasına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25213)
28.- Tunceli Milletvekili
Polat Şaroğlu'nun, Tunceli ilinin Pülümür ilçesinde bulunan
konutların depreme karşı güçlendirilmesi ve ilde depreme
karşı alınan tedbirlere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25214)
29.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Diyarbakır ilinin Sur
ilçesinde yapılan restorasyona ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25215)
30.- Mardin Milletvekili Ebrü
Günay'ın, Mardin ilindeki ilçelerde bazı belediye binalarına
belediye meclisi üyelerinin alınmadığı iddialarına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/25216)
31.- Adana Milletvekili
İsmail Koncuk'un, Kızılay Başkanının internet
ortamında yaptığı bir paylaşıma ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25217)
32.- Eskişehir
Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu'nun, bir şirket tarafından
Kızılay'a yapılan şartlı bağışa
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/25218)
33.- Çanakkale Milletvekili
Özgür Ceylan'ın, Çanakkale ilinde depreme karşı alınan
önlemlere ve binaların depreme dayanıklılığın
tespitine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Fuat Oktayın cevabı (7/25221)
34.- Manisa Milletvekili
Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu'nun, deprem riski bulunan kırsal
bölgelerde köysel dönüşüm projesi yapılmasına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/25222)
26 Şubat 2020
Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Burcu KÖKSAL (Afyonkarahisar)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, orman
mühendislerinin istihdam sorunu hakkında söz isteyen İstanbul
Milletvekili Hayrettin Nuhoğluna aittir.
Buyurun Sayın Nuhoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İstanbul Milletvekili Hayrettin
Nuhoğlunun, orman mühendislerinin istihdam sorununa ilişkin
gündem dışı konuşması
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; orman mühendislerinin
sorunlarını konuşmak için gündem dışı söz
aldım. Selamlarımı sunarak başlıyorum.
Orman mühendisliği önemli, önemli olduğu
kadar da zor bir mühendislik dalıdır. Orman zengini bir ülke
değiliz, üstelik her yıl yangınlarla orman alanlarımız
daralmaktadır. Bu sebeple, orman mühendislerine her zaman ihtiyaç
vardır. Orman alanlarının tespiti, korunması,
işletilmesi, ağaçlandırmaya devam edilerek genişlemesi ve
geliştirilmesi gibi konularda orman mühendisleri hizmet verir.
Uzun yıllar boyu sadece İstanbul
Üniversitesi Orman Fakültesi ihtiyacı karşılamaya yeterken mezun
olan her orman mühendisinin işi hazırdı. Bugün, 11 üniversitede
orman mühendisi mezun eden fakülte bulunmaktadır. Buralardan mezun olan
orman mühendisleri genellikle işsiz kalmaktadır. Şu anda 5 bine
yakın orman mühendisi işsizdir. Orman mühendisleri yoğun olarak
kamuda görev yaparlar. Orman Bakanlığına bağlı genel
müdürlüklerde, millî parklarda, av, yaban hayatı koruma,
ağaçlandırma, orman köylerini kalkındırma gibi
alanların dışında Karayolları ve Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü ve il müdürlüklerinde, çevre ve baraj
havzaları düzenlemesi işlerinde ve belediyelerde hizmet üretirler.
Orman mühendislerine az da olsa özel sektörde de ihtiyaç duyulmaktadır.
2019 yılı sonlarına doğru, Orman
Genel Müdürlüğü 4/Bli çalışmak üzere 1.150 orman mühendisi
kadrosu açtı. Başvuru şartı olarak daha önceki bütün
alımlarda KPSSden en az 70 puan alma şartı aranırken bu
defa 60 puana indirildi. 3.044 kişi başvuruda bulundu, 2.900 civarında
mühendis mülakata girdi. 22 Ekim-26 Aralık 2019 tarihleri arası sözlü
ve uygulamalı mülakat yapıldı, sonuçlar 7 Şubat 2020 günü
açıklandı. Buraya kadar normal görünse de KPSS puan sınırının
70ten 60a indirilmesinin sırrı anlaşılamadı.
Açıklanan sonuçları incelediğimizde sırrı çözdük ve
gördük ki 60 sınırına yakın KPSS puanı alan adaylar ne
hikmetse mülakatta çok yüksek puanlar aldılar, daha doğrusu tam da
kazanmalarına yetecek kadar puan aldılar. KPSSde çok yüksek puan
alanlar ise genellikle mülakatta başarılı olamadılar ve
düşük puanlar aldılar. Örnek isterseniz, KPSSde 64 puan alan
mülakatta 85; 62 puan alan 86; 60 puan alan 90 puan alarak kazanmış
oldu. Liste böylece devam ediyor. 70 puanın altında KPSS puanı
almış olmak âdeta avantaja dönüşmüştür. Kısaca
şunu söylemek gerekir: KPSSden düşük puan alanlar
mükâfatlandırıldı, yüksek puan alanlar
cezalandırıldı.
Mülakatta 70in altında puan alanların
otomatik olarak elendiğini de bilgilerinize sunmak isterim. Buna da örnek
vermek gerekirse KPSSden 85 puan alana mülakatta 63; 86 puan alana 61; 92 puan
alana 59 puan verilerek elenmiştir.
Değerli milletvekilleri, bu ülkede
yıllarca sınav soruları çalındı. Aslında,
çalınan sınav soruları değil, Türk çocuklarının
emekleriydi, Türk gençliğinin hakları, umutları ve gelecekleri
çalınmış oldu. Çalanlar FETÖcüydü ama onlarla beraber bu
işi yürütenler kimlerdi? Şimdi yapılanlar da benzer değil
mi? Bu uygulama orman mühendisleri arasında haksızlık
yaratmıyor mu, birilerinin hakları çalınmıyor mu? Buna hangi
vicdan Evet. diyor. Bunu yapanlar, talimat verenler kimdir? Siyasi
ayağı yok mudur? MEMUR-SENe bağlı TOÇ BİR-SENin
Orman Bakanlığındaki atamaları
yaptırdığı söylenmekteydi, şimdi de işe
alımları gerçekleştirdiği söyleniyor. Bu nasıl bir
iştir?
Bir önemli hususa daha dikkat çekmek istiyorum:
Kadın orman mühendislerine negatif ayrımcılık
yapıldığı ifade edilmektedir. Eğer gerçekse, bu
davranışı nefretle kınıyorum, yazıktır,
günahtır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Hayrettin Bey.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Değerli
milletvekilleri, buradan Orman Bakanına seslenmek istiyorum: 1.150 orman
mühendisi için yapılan uygulama derhâl incelenmeli ve haksızlık
ortadan kaldırılmalıdır. En kısa zamanda, sınava
giren, KPSSde 60 puan üzeri alan bütün orman mühendislerinin işe
alındığı açıklanmalıdır. Bu 60 puan
seviyesine indirilmesine bakılmaksızın mağduriyetin
giderilmesini bekliyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
İstanbul ili kentsel dönüşüm ve imar uygulamaları hakkında
söz isteyen İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecana aittir.
Buyurun Sayın Emecan. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.-
İstanbul Milletvekili Emine
Gülizar Emecanın, İstanbul ili kentsel dönüşüm ve imar
uygulamalarına ilişkin gündem dışı
konuşması
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle, son aylarda meydana gelen depremlerde
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yaralılarımıza şifa diliyorum.
Türkiye her gün sallanıyor. En son bu sabah
Malatyada 4,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Ülkemiz bir deprem
ülkesi ve son aylarda daha sık yaşanan depremler bu gerçeği bize
yeniden hatırlatmış ve bir an önce önlem almamız gerektiğini
de göstermiştir. Bilim insanları da uzun süredir Marmarada
yoğun bir enerji birikimi olduğunu söylüyor ve İstanbul için
olası bir depremin yakın olduğuna dikkat çekiyorlar. Olası
bir İstanbul depreminde yaşanacak kayıpların ve kaosun
büyüklüğüne baktığımızda, deprem olmadan önce önlem
almanın aciliyeti de ortadadır. Bu konuşmayı yapma
amacım da İstanbul başta olmak üzere deprem tehlikesine
işaret edilen bölgelerde bir an önce siyasetüstü adımlar
atılması gerekliliğidir.
Peki, İstanbulda son durum nedir?
Yaklaşık 2 milyon, mühendislik hizmeti almamış, güvenli
olmayan yapı mevcuttur. Son günlerde, özellikle CHPli belediye
başkanları, ilçelerinde riskli yapıların
dönüştürülmesi için İBB Meclisine planlarını sunuyor ancak
Meclisten bir türlü yapıcı kararlar çıkmıyor değerli
vekiller. Örneğin, Bakırköy ilçemizde binaların birçoğu
eski ve bir deprem anında yıkılmaları, yüksek can
kayıpları yaşanması muhtemeldir. İlçede birinci derece
deprem bölgesinde yer alan mahallelerde konutlara 1 kat
artışıyla ilgili getirilen planlar İBB Meclisinde AKP
Grubunun oylarıyla reddedildi. İnsanların ekonomik gücü,
konutlarını yıkıp yeniden yapmaya yetmiyor. Örneğin,
bir vatandaş şöyle diyor: Elli yıllık binamızı
güçlendirmek için müteahhitlerle konuştuk, daire başına 250 bin
lira masraf çıkardılar; maddi gücümüz yok. Aynı şekilde,
Avcılar ve Büyükçekmece ilçelerimiz
Avcılar, 1999 depreminde en çok
etkilenen ilçelerimizdendi; 270 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce
kişi yaralandı. Belediye Başkanımız Turan Hançerli
Avcılarda 7-8 bin binanın acilen dönüştürülmesi
gerektiğini ifade ediyor ama depreme karşı güçlendirmeyle ilgili
İBBye sunduğu imar planı notu değişikliği
İBB Meclisinde dört aydır gündeme getirilmeyi bekliyor. Keza,
Büyükçekmece; hazırladığı kentsel dönüşüm
planlarını Kadir Topbaş döneminde İBBye göndermişti
fakat Topbaş görevden alındıktan sonra o planlar iade edildi.
Şimdi, yeniden gelecek meclise, ne olacağını
göreceğiz.
İstanbul İmdat! diyor değerli
vekiller. Öncelikle iktidarın Belediye Meclis üyelerine seslenmek
istiyorum: Karar alma noktasında belediyelerin önünü tıkamayın;
lütfen, yetkilerinizi siyaseten değil, vatandaştan yana
kullanın.
Sorun sadece CHPli belediyelerde de değil,
İstanbul genelinde sorun büyük. Çevre ve Şehircilik Bakanı en
son bir adım attı. Geçtiğimiz hafta İstanbulda tüm
belediye başkanlarıyla birlikte bir Kentsel Dönüşüm Zirvesi
düzenlendi. Her ne kadar geç kalınmış olsa da bu adımı
olumlu bulduğumu da belirtmek isterim. Geçmişe dönük alınmayan
önlemleri, imara açılan toplanma alanlarını, nereye
harcandığı belli olmayan deprem paralarını şu
anda gündeme getirmek istemiyorum ama on yedi yıldır İstanbulda
rant odaklı ve yapı stokunu artırıcı politikaların
izlenmiş olması, bugün atılacak olan ve atılan
adımların önünde de bir engel teşkil etmekte, Sayın
Bakanın işi kolay değil yani. Çözüm için iş birliği
yapmak zorundayız değerli vekiller.
Üç gündür Plan ve Bütçe Komisyonunda 37 maddelik bir
torba yasa görüşüyoruz. Bu paketin içerisinde depremle ilgili sadece 2
tane madde var, bir tanesi de yeni getirildi. Biri, deprem olup bittikten sonra
mağdur olan vatandaşların elektrik, doğal gaz
borçlarının bir yıl ertelenmesi, diğeri de afet
durumlarında 112 Acil Çağrı Merkezinin ve Valiliğin ihtiyaç
duyduğu telefon abone ve konum bilgilerine hızlı erişimle
ilgili. Hâlbuki biz depremden sonra değil, depremden önce gereken
önlemleri almak için kanuni düzenlemeler yapmalıyız ama kriz
nedeniyle sürekli finansal kaynak yaratmak üzerine kanunlar düzenliyoruz ve de
deprem, önceliğimiz olamıyor.
Bizler hem yerel meclislerde hem de Türkiye Büyük
Millet Meclisinde dönüşümün hızlanması için birlikte acil
kararlar almak zorundayız. Örneğin, verilen kredilere dönük daha
teşvik edici düzenlemeler yapılabilir. Yüksek riskli deprem
bölgelerinde; müteahhitlerin maliyetlerini düşürücü düzenlemeler de
yapılabilir, yıkımları hızlandırıcı
mevzuat düzenlemeleri de yapabiliriz ve daha fazlasını
düşünmeliyiz değerli vekiller.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla)
Toparlıyorum Başkanım.
Devlet güven verirse, destekleyici kararlar
alırsa, tüm yaşadıkları ekonomik zorluklara rağmen
vatandaş da mutlaka harekete geçecek ve kentsel dönüşümle ilgili
iş birlikçi olacaktır. Devlet neden var? Devletin görevi,
vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Biz,
üzerimize düşeni muhalefet olarak yaparız değerli vekiller.
Olağanüstü bir dönemdeyiz ve hızlı bir şekilde
olağanüstü kararlar almak zorundayız; aksi takdirde o ölümlerin
tamamından iktidarınız sorumlu olur ve o depremin altında
siz kalırsınız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz
Vanda yaşanan deprem felaketi hakkında söz isteyen Van Milletvekili
İrfan Kartala aittir.
Buyurun Sayın Kartal. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.-
Van Milletvekili İrfan
Kartalın, İranda meydana gelen, Van ili Başkale ilçesinde
etkisi görülen deprem felaketine ilişkin gündem dışı
konuşması
İRFAN KARTAL (Van) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Van Başkale ilçemizde meydana gelen deprem hususunda
gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce
Meclisi, bizleri izleyen halkımızı saygıyla
selamlıyorum.
Bilindiği üzere, son günlerde Vanda art arda
yaşanan felaketler hemşehrilerimizi ve milletimizi ziyadesiyle
üzmüştür. 23 Şubat Pazar günü İranın Hoy kentinde saat
08.53te 5,9 ve aynı gün saat 19.00da tekrar 5,7 şiddetinde iki deprem
yaşanmıştır. Bu deprem Van Başkale ilçemizde
Ömerdağı, Özpınar, Böğrüpek, Eşmepınar, Gelenler,
Güvendik, Yanal, Kaşkol ve Yavuzlar Mahallerinde yıkımlara sebep
olmuş, 9 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Vefat eden hemşehrilerimize Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyorum. Bunun yanı sıra 68
vatandaşımız enkazdan yaralı olarak
kurtarılmış, yaralı vatandaşlarımızdan 50
kişinin tedavisi tamamlanarak taburcu edilmiş, 15 kişinin
tedavisi ise devam etmektedir. Yaralı vatandaşlarımıza acil
şifalar diliyorum. Depremin ilk anından itibaren İçişleri
Bakanımız Sayın Süleyman Soylu başkanlığında
kriz masası oluşturularak çalışmalar
başlatıldı. Van ve çevre illerimizden AFAD, UMKE ve İl
Jandarma Komutanlığı ekipleri derhâl
müdahale etmiş, acil hizmetler kapsamında enkaz kaldırma
çalışmalarıyla beraber vatandaşlarımızın
yaralarının sarılmasına başlanmıştır.
Bu süreçte devletimiz tüm kurum ve kuruluşlarıyla -araç gereç ve
yardım malzemeleri- tam donanımlı bir şekilde,
başarılı bir organizasyonla yaşanılan afetin
etkilerini en az seviyeye indirmeyi başarmıştır. Devlet ve
millet olarak birlikte el ele verdiğimiz sürece hiçbir zorluğun
bizleri yenemeyeceği bir kez daha görülmüştür.
Diğer
kısım olarak, hasar tespit çalışmaları
kapsamında, Van ve yakın çevre illerimizden destek olarak gelen Çevre
ve Şehircilik Müdürlüklerine bağlı personelin yoğun gayret
ve çabaları neticesinde enkaz kaldırma çalışmaları
mobil ekipler tarafından gerçekleştirilmiş, hayvan
itlaflarına bağlı olarak gerekli çalışmalar
yapılmış, acil yıkılması gereken konutlarda
inceleme yapılmış ve gelen veriler doğrultusunda her türlü
çalışma yerine getirilmiştir.
Malum olduğu
üzere, soğuk kış şartlarında
vatandaşlarımızın en öncelikli gereksinimi olan
barınma kapsamında yaklaşık 558 bin metrekarelik alanda
konteynerlerin yerleştirilmesi hususu için ön çalışma
yapılmış olup bu konuda Toplu Konut İdaremizin de
desteği her anlamda devam etmektedir.
Vatandaşlarımızın temel ihtiyaçları olan
ısınma ve güvenlik gereksinimleri üst düzeyde
karşılanmış olup bunun yanında yiyecek ve içecek temini
anlamında devletimizin ve milletimizin şefkatli elleri
omuzlarında hissedilmiştir. Başkale ilçemizde hasar gören
mahallelerde telef olan büyükbaş ve küçükbaş hayvanların tespiti
yapılmış, hayvanların barınması için hayvan
çadırları ivedilikle kurulmuştur. Bu kapsamda
vatandaşlarımızın telef olan hayvanlarının
tamamının Tarım ve Orman Bakanlığımız
tarafından tespiti yapılmış olup zararları tazmin
edilecektir. Sağlık hizmetleri çalışmaları
kapsamında tüm vatandaşlarımıza, depremzedelere ve
yakınlarına yerinde psikolojik ve ilk yardım tedavileri, evde
bakım hizmetleri uygulanmış olup afetin
yaşandığı ilk günden itibaren bu kapsamda hizmet verilmeye
devam edilmektedir.
Sayın
milletvekilleri, acil yardım ödenekleri kapsamında Hükûmetimiz
tarafından gerekli olan nakdi yardımlar yapılarak ihtiyaç sahibi
olan vatandaşlarımıza ilk günden itibaren ulaştırılmaya
başlanmıştır.
Son olarak, Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak
üzere, konu hassasiyetle takip edilmiş ve İçişleri
Bakanımız tarafından olay yerinden bilgiler anında
verilmiştir. Yıkılan bütün binaların yerine en iyi binaların yapılması konusunda
talimat verilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İRFAN KARTAL (Devamla) Toparlıyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun toparlayın.
İRFAN KARTAL (Devamla) Bu konuda, mülki idare
amirlerimiz ile ilgili kurum kuruluşlarımızın tüm vefakâr
personeline, afet çalışmalarında emeği geçen herkese
şahsım ve Van halkı adına sonsuz
şükranlarımı sunuyorum. Hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza bir kez daha Allahtan rahmet,
yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralı
vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Rabbim bir daha
böyle acı yaşatmasın.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim. Bu sözlerin ardından Sayın Grup Başkan
Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Buyurun Sayın Gaytancıoğlu.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, vatandaşların
vergilerini sadece kamu bankalarından ödeyebilmesinin
yarattığı mağduriyete ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Akıllı hükûmetler vatandaştan vergi
almak için vatandaşların işini kolaylaştırır.
Şimdi, siz vergi ödemek isteyen vatandaşların ödemelerini sadece
kamu bankalarından almaya başladınız. 2020 yılı
başında hangi gerekçelerle
başladığınızı bilmediğimiz bu uygulama
vatandaşı mağdur ediyor. Örneğin, esnafımız zaten
kazanamıyor, zar zor geçiniyor, Devlete borcum olmasın. diyerek,
çoluk çocuğundan kısarak vergisini ödemeye gidiyor, bir de görüyor ki
Bu bankaya ödeyemezsin, sadece devlet bankalarına ödeyebilirsin.
deniliyor. Orada bir süre sıra bekliyor, zaman kaybediyor; kamu
bankalarında yığılmaya, kamu bankalarının
sistemlerinde yavaşlamaya ve vatandaşın vergi ödemek için bile
bekleyip zaman kaybetmesine neden olan bu uygulamadan bir an önce vazgeçin.
Bırakın vatandaş hangi bankadan olursa olsun borcunu kolayca
ödesin. Nefes almaya bile neredeyse vergi koyacak bir Hükûmet olarak zaten zor
durumda olan vatandaşımızın işini daha da
zorlaştırıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Şevkin...
2.-
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, Yeniçağ gazetesi
yazarlarından Murat Ağırel ve Batuhan Çolakın sosyal medya
hesaplarının ele geçirilmesine yönelik yasal işlemlerin
başlatılması gerektiğine ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Yeniçağ gazetesi yazarları Murat
Ağırel ve Batuhan Çolakın Twitter hesaplarının
bağlı bulunduğu mail hesapları yaptıkları Libya
paylaşımı sonrasında şüpheli bir şekilde ele
geçirilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının Libya
şehitleriyle ilgili Birkaç tane şehit
gibi kabul edilemez
açıklamasının ardından, kamuoyunun haber alma
hakkını gözeterek haber ve paylaşımlar yapan 2 gazeteci tam
anlamıyla siber zorbalıkla karşı karşıya
kalmıştır. Ancak telefonlarla açılabilen hesaplara normal
şartlarda girilebilmesi mümkün olmazken, bir GSM operatörü de
kullanılarak tüm sosyal medya hesapları ele geçirilmiş, yasa
dışı yöntemlerle bir hukuksuzluk
yaşanmıştır. Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan her birey
için büyük bir tehdit oluşturan, basın özgürlüğü için de önemli
olan bu olay derhâl araştırılmalı, sorumlu kişi,
kişiler ve kurumlar kamuoyuna açıklanmalı, gerekli yasal işlemler
başlatılmalıdır.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya
3.-
Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, Sağlık
Bakanlığı verilerine göre psikiyatrik ilaç
kullanımının arttığına ilişkin
açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Sayın
Başkan, insanlarımızın psikolojisi iyice bozuldu.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, psikiyatrik ilaç
kullanımı son beş yılda 50 milyon kutu artarak 308 milyona
ulaşmış durumda. Ekonominin kötü olduğu, sanayicinin borç
batağına düştüğü, esnafın kan
ağladığı, işsizlik oranının her geçen gün
arttığı, birçok şirketin battığı; çiftçinin,
esnafın, vatandaşın geleceğe kaygıyla
baktığı bu kötü tablodan ötürü herkes ümitsiz. Vatandaş
bankalara borçlu, icra dosyaları artmış. İnsanlar evine
ekmek götüremiyor. Gazeteciler haber yaptığı için işten atılıyor,
basın kartlarına el konuluyor, yenilenmiyor. Saraydakiler sorunlara
çözüm üretmek yerine tweet atan vatandaşı fişliyor. Maalesef,
ülkedeki bu ortamda bu ilaçları sadece işsiz vatandaş kullanmıyor;
gazeteciler, memurlar, emekliler, çiftçiler, köylüler kullanıyor; hatta
rahatmış gibi görünen ancak psikolojisi bozulmuş iş
adamları da sıkça kullanmaya başlamış durumda.
Gidişat iyi değil. Yeter artık! diyoruz.
BAŞKAN Sayın Kılıç
4.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, 26
Şubat Hocalı katliamının 28inci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Dünya, insanlık tarihinin en korkunç
katliamlarından birine uyandığında takvimler 26 Şubat
1992yi gösteriyordu. Tarihe kara bir leke olarak geçen katliam
Azerbaycanın Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında
meydana geldi. Ermeni kuvvetleri, kadın, erkek, çocuk ayrımı
yapmaksızın önüne geleni katletti. 25 Şubat 1992
akşamı Ermeni kuvvetleri saldırıya başladı, 26
Şubat sabahına kadar süren katliam 613 kişinin canına mal
oldu, 1.275 kişiyse Ermenilerin elinde esirdi. Hocalı bölgesindeki
tek havaalanının burada olması nedeniyle stratejik bir öneme de
sahipti burası. Azerbaycan Parlamentosu dâhil, bugüne kadar 15 ülkenin
parlamentosu ve ABDnin 16 eyalet meclisi Hocalıda yaşananları
kınayan ve soykırım olarak niteleyen kararlar aldı.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
5.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, 26
Şubat Hocalı katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Hayatını devletine, milletine, mazlum ve
mağdurlara adayan dünya liderimiz, Genel Başkanımız,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğana
milletimize hizmet yolunda sağlıklı, uzun ömürler diliyorum.
Bundan yirmi sekiz yıl önce, 26 Şubat 1992
tarihinde Azerbaycanın Hocalı kasabasında 63ü çocuk,
106sı kadın ve 70i yaşlı olmak üzere toplam 613
Azerbaycan Türkü iki saat içerisinde Ermeni silahlı güçlerince
vahşice katledilmiştir. Yapılan bu katliamı şiddetle
kınıyorum. Sadece Türk oldukları için bu zulme maruz
bırakılan soydaşlarımızı anmak, onların
acısını hatırlamak ve tarihten de ibret alarak milletimize
istikamet çizmek noktasında Hocalı katliamını
unutmayacağız, unutturmayacağız. Bizler Azerbaycanlı
kardeşlerimizle birlikte iki devlet tek millet olarak
acımızı ve sevincimizi birlikte yaşamaya devam
edeceğiz.
İnsanlık tarihinin en büyük kara
lekelerinden biri olan Hocalı katliamında şehit olan
kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Taşkın
6.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 26 Şubat
Hocalı katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycanın
Yukarı Karabağ bölgesinin Hocalı kasabasında insanlık
tarihinin en büyük kara lekelerinden biri yaşandı. Sivil, kadın,
çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan 613 kardeşimizi en ağır
işkencelerle saldırıya tabi tuttular. 83 çocuk, 106 kadın,
70ten fazla yaşlı olmak üzere toplam 613 soydaşımız
şehit oldu. Türk tarihinin en acı hatıralarından biri olan
Hocalı katliamının üzerinden yirmi sekiz yıl geçmesine
rağmen, ülkemizde her zaman gerekli hassasiyet gösterilmiş;
devletimiz, Hükûmetimiz ve milletimiz her zaman kardeş Azerbaycanın
yanında olduğunu göstermiştir.
Bizler Azerbaycanlı kardeşlerimizle
birlikte iki devlet tek millet olarak acımızı ve sevincimizi
birlikte yaşamaya devam ettikçe Hocalıda katledilen
şehitlerimizi unutmayacağız diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Bulut
7.-
Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun, Türkiyenin olası bir coronavirüs
vakası durumunda en önemli koruma aracı olan maskelerde yeterli
stokunun olup olmadığını ve Sağlık
Bakanlığının bu konuda gerekli tedbirleri alıp
almadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
BURHANETTİN BULUT (Adana) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Dünya Sağlık Örgütünün pandemik bir hâl
almasından endişe ettiği corona virüsü nedeniyle komşu
ülkeler dâhil olmak üzere yaşamını yitiren ve etkilenen insan
sayısı her geçen gün artmaktadır. Küresel bir sağlık
tehdidi hâline dönüşen bu virüse karşı önlem amacıyla
kullanılan maskelere talep artmıştır. Türkiyedeki firmalar
tarafından maskelerin, üretim merkezi Çinden ithal edilen maskelerin
tekrar bu ülkeye satıldığı gazetelere
yansımıştı. Bugün vatandaşlar eczanelere
gittiğinde medikal maske bulamamaktadır. İnternet üzerinden
sipariş ettiklerinde ise medikal olup olmadığı belli
olmayan maskeler de fahiş fiyatla satılmaktadır.
Türkiyenin olası bir coronavirüs vakası
durumunda en önemli koruma aracı olan maskelerde yeterli stokumuz var
mıdır? Sağlık Bakanlığı bu konuda tedbir
almış mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Çakırözer
8.-
Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözerin, Kırımın
yasa dışı ilhak edilmesiyle birlikte bölgedeki insan
hakları ihlallerinin arttığına ilişkin
açıklaması
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sovyetler Birliğinin 1991 yılında
dağılmasının ardından Ukrayna Cumhuriyetinin
egemenliğinde kalan Kırım yarımadası, 27 Şubat
2014 tarihinde Rusya Federasyonu tarafından yasa dışı bir
şekilde işgal edilmiştir. İşgal, Mart 2014te
düzenlenen sözde referandumla bir ilhaka dönüşmüştür.
Kırımın işgal ve ilhakını asla kabul
etmediğimizi bir kez daha vurgulamak isterim.
Kırımın yasa dışı bir
şekilde ilhak edilmesiyle birlikte bölgedeki insan hakları
ihlallerinin arttığına ilişkin birçok rapor vardır.
2014 yılından bu yana liderleri dâhil olmak üzere on binlerce
Kırım Tatarı yurtlarından sürülmüş, 15 Kırım
Tatarı faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş, bir o kadarı da
kaçırılmıştır. Hâlen yüzlerce Kırım
Tatarı uydurma gerekçelerle tutsaktır. Bunlara ek olarak işgal
altındaki Kırım topraklarında yaşayan halka
vatandaşlık dayatması uluslararası sözleşmelere
aykırıdır.
2014te gerçekleşen yasa dışı
ilhak sonrasında hayatını kaybeden Kırımlı
kardeşlerimizi rahmetle anıyor, kaçırılanların
ailelerine kavuşması, tutsak edilenlerin serbest
bırakılması ve yasa dışı ilhakın en
kısa sürede sona erdirilmesi talebimizi bir kez daha tekrar ediyorum.
BAŞKAN Sayın Sümer, buyurun.
9.-
Adana Milletvekili Orhan Sümerin, Adana ilinde yaşanan don nedeniyle
üreticilerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Adanada geçen hafta yaşanan
aşırı soğuklar ve don nedeniyle başta karpuz olmak
üzere seralarda ekili ürünler zarar gördü. Adana, iklim özelliğinden
dolayı erkenci ürün dediğimiz turfanda üretiminde Türkiyenin ilk
sıralarında geliyor. Yaşanan dondan dolayı bu yıl
Adananın böyle bir avantajı olamayacağı gibi çiftçiler
yeniden ekim yapabilmek için destek bekliyor. Tarım Krediye ve Ziraat
Bankasına başvuran çiftçilere Sen kredi kullanmışsın,
bir daha kullanamazsın. diyorlar. Bu
çiftçi nasıl yeniden ekim yapacak?
Adana çiftçisi, üreticisi hem geçen yıl hem de
bu yıl sel felaketinden dolayı büyük mağduriyet yaşamıştı.
Bunların yaralarını bile sarmadan don felaketiyle
karşılaşan çiftçilerimizin zararları tespit edilip
karşılanmalı, yeniden ekim için destek verilmeli. Çiftçi
Kayıt Sistemine kayıtlı olmayan çiftçiler de ihmal edilmemeli
ve bu desteğe onlar da eklenmelidir.
Çiftçiyi, üreticiyi desteklemek, ülke
tarımını ve ekonomiyi desteklemek demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Filiz
10.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İnsanlık tarihinin en utanç verici ve en
büyük katliamlarından biri yirmi sekiz yıl önce Hocalıda
gerçekleştirildi. 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan
topraklarının beşte 1ini işgal edip 1 milyon Azerbaycan
Türkünü yaşadıkları topraklardan tehcir eden Ermeni birlikleri,
Dağlık Karabağın başkenti Hocalıda katliam
gerçekleştirmiş ve 106sı kadın, 83ü çocuk olmak üzere
toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmiştir. Aynı
saldırılardan 487 Azerbaycanlı ağır yaralı olarak
kurtulmuş, 150 kişiden de bir daha haber
alınamamıştır. Bu arada, Ermeni birlikleri 1.275
kişiyi rehin alarak askerî kamplara götürmüştür.
Azerbaycan, 1994 yılında parlamentoda
aldığı bir kararla, olanları soykırım ilan etti
ve birçok ülke bu soykırımı kabul etti.
Can Azerbaycanın acısını
paylaşıyor, hayatını kaybeden kardeşlerimize Allahtan
rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan
11.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş
ve Komisyon üyelerinin Alvimedicanın İtalyadaki Türk tıbbi
cihaz üretim tesislerine yaptığı ziyarete ilişkin
açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Başkanımız Sayın Mustafa Elitaş ve
Komisyon üyelerimizle çeşitli temaslarda ve incelemelerde bulunmak üzere
hafta sonu İtalyadaydık. İtalyada, sağlık
teknolojisine yönelik yatırımlarıyla Süper Teşvik
kapsamında desteklenen Türk iş insanlarımızın
kurduğu Alvimedica şirketinin tıbbi cihaz üretim tesisinde
incelemelerde bulunduk.
Şirketin, İtalyadaki fabrika gibi,
Türkiyede kurduğu tesisde yılda 1 milyon stent üretiliyor; bunun 500
bini iç piyasada kullanılıyor, kalan kısmı ihraç edilerek
ülkemize döviz girdisi sağlanıyor. Teknolojisi, kalitesi ve
kapasitesiyle dünyaya örnek olan tesis kalp kapakçığı da
üretiyor.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Leyla Alatonu kutluyor, misafirperverliğinden dolayı
teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kasap
12.-
Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, 2018 yılında
çıkarılan yönetmelik gereğince doğal gaza gelen zammın
daha önce alınan gaza da yansıtılmasına ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP
(Kütahya) Teşekkürler Sayın Başkan.
2018
yılında çıkarılan yönetmelikle doğal gaza -peşin
alınan gaza- zamlı fatura düzenlenmesine izin verdiniz. En son,
vatandaşlarımıza gelen faturalarda şöyle bir ibare var:
2018 tarihli 30493 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan
yönetmeliğe göre elektronik sayacınızda TL düzeltmesi
uygulanmış olup 442 metreküp fiilî tüketiminize istinaden KDV dâhil
52,42 TL tutarında adil -pardon zalim- fatura kesilmiştir. Zalim
fatura ibaresi olması gerekiyordu, adil fatura diye
yazılmış. Avrupa piyasasına göre Türkiyede tüketici
şu anda 2 kat yüksek ücretle doğal gaz kullanıyor. Zarar hep
vatandaşa yazıyor. Kışın aylık maksimal 450 lira,
yazın da 100 liralık yükleme yapılıyor. Bakanlıklar
hep sermayeden yana, hep yandaştan yana mı olmalı? Ne zaman
halkın lehine, halkın menfaatine yönetmelik
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ceylan
13.-
Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın, Çanakkale ilinin yaşam
alanlarının hedef alındığına, Truva Bakır
Maden İşletmelerinin arama ve işletme ruhsatının
Cengiz Holdinge devredilip devredilmediğini öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN
(Çanakkale) Sayın Başkan, Çanakkalenin yaşam alanları
hedef alınmaya devam ediliyor. Kaz Dağlarında Halilağa
köyü yakınlarında Kanadalı 2 firmaya ait altın-bakır
madeni ruhsat sahasının Cengiz Holding tarafından 55 milyon
dolara alındığı ve sonrasında mülki idare amirlerinin
yöre halkına süreci zorlaştırmamaları yönünde telkinlerde
bulunduğu iddiaları var.
Çanakkale binlerce
yıldır onlarca medeniyete ve efsaneye ev sahipliği
yapmıştır ve şimdi yok edilmek isteniyor. Buna
direneceğiz, Cengiz dâhil kimsenin şüphesi olmasın.
Yapılacak madencilik faaliyetlerine sadece yerin altındaki
değerli metallerin çıkarıldığı ekonomik bir
iş olarak bakılamaz, madencilik faaliyetleri yüksek risklidir ve
ekosistem üzerinde geriye dönüşü mümkün olmayan tahribatlar yaratır.
Satışı yapan şirketlerin iştiraki Truva Bakır
AŞnin arama ve işletme ruhsatları gerçekten Cengiz Holdinge
devredilmiş midir?
BAŞKAN
Sayın Ayrım
14.-
İstanbul Milletvekili Şamil Ayrımın, 26 Şubat
Hocalı katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ŞAMİL
AYRIM (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bundan yirmi sekiz
yıl önce Azerbaycan toprağı Karabağın Hocalı
kentinde sivil halka katliam yapıldı. Bu katliam, Azerbaycanlı
kardeşlerimize Türk oldukları için yapıldı. 63 çocuk, 70
yaşlı, 106 kadın ve 374 erkek olmak üzere 613 Türk hunharca
katledildi. Bu katliam, modern çağda haberleşme teknolojisinin
zirvede olduğu bir dönemde işlendi. Suçlular yargılanmadan serbest
dolaşıyor. Uluslararası toplumun bu katliama hak ettiği
önemi vermesini bir kez daha vurguluyoruz. Hocalıya adalet diyoruz.
Katliamı unutmadık, unutmayacağız ve
unutturmayacağız.
Şehitlerimize tekrar Allahtan rahmet
diliyorum.
BAŞKAN Sayın Osmanağaoğlu
15.-
İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlunun, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
1992 yılının Şubat
ayının 25ini 26sına bağlayan karanlık gecede
insanlık unutulmuş, vicdan varlığından hicap
etmiş, beşerî onur ayaklar altında alınmış,
yeryüzü maziden atiye kalacak büyük bir vahşete şahitlik
etmiştir. Azerbaycanımızın Dağlık Karabağ
bölgesinde bulunan Hocalı kasabasında yaşayan 613 soydaşımız,
Ermeni devlet terörünün kurbanı olmuş, şehadete
erişmiştir. Oyun oynaması gereken 81 çocuğumuz Ermenilerden
oluşan katil sürüsünün iğrençlikleriyle şehit edilmiş,
şefkatin membası olan 107 kadınımız sadist,
aşağılık yaratıklar tarafından katledilmiş,
onlarca savunmasız yaşlı vatandaşımız hayattan
koparılmıştır.
Türk milleti Hocalıda soydaşlarına
karşı Ermenistan devleti tarafından gerçekleştirilen
soykırımı unutmayacaktır, bu hesabı ahirete
bırakmayacaktır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
söz talebi olan Grup Başkan Vekillerine söz vereceğim.
Buyurun Sayın Türkkan.
16.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümü vesilesiyle hayatını
kaybeden soydaşlara Allahtan rahmet dilediklerine ve Azerbaycan
devletinin acısını paylaştıklarına,
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu müfettişlerinin Türk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge
Kan Merkezinde yaptığı denetim sonucunda hazırlanan rapora,
TRT Worldün Heyet Tahrir el-Şamın lideri Ebu Muhammed El Culaniyle
röportaj gerçekleştirdiğine, Heyet Tahrir el-Şamın Türkiye
tarafından terör örgütü olarak kabul edilip edilmediği konusunda
Hükûmetten açıklama beklediklerine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yirmi sekiz yıl önce, 26 Şubat 1992de
dünya, insanlık tarihinin en korkunç katliamlarından biriyle
uyandı. Tarihe kara bir leke olarak geçen katliam Azerbaycanın
Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında meydana
geldi. Ermeni kuvvetleri, kadın, erkek, çocuk ayrımı
yapmaksızın önüne geleni katletti. Katliamın üzerinden yirmi
sekiz yıl geçse de acısı hâlâ kalplerde dinmedi. 28 Şubat
sabahına kadar süren katliamda 63ü çocuk, 106sı kadın, 70i
yaşlı 613 kişinin canına kıyıldı. Yüzlerce
soydaşımız ağır yaralı olarak kurtuldu, binden
fazla kişi ise Ermeni güçlerince esir alındı. Esir alınanlardan
haber alınamadı. Dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen ve
sessiz kalınan bu katliamı lanetle yâd ediyoruz. Hayatını
kaybeden soydaşlarımıza bir kez daha Allahtan rahmet diliyoruz.
Nerede bir Türk varsa bizlerin kalbi orada, onunla
atar. Azerbaycan devletinin acısını paylaşıyorum. Soy
ise soy, kan ise kan, can ise can; Azerbaycan Türkiyedir, Türkiye
Azerbaycandır.
Son zamanlarda israflarıyla,
yolsuzluklarıyla ve Ensar Vakfına para aktarmasıyla gündemden
düşmeyen Kızılayın yeni bir skandalı daha ortaya
çıktı. Basında çıkan haberlere göre, Sağlık
Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz kurumu
müfettişleri 9-12 Aralık tarihleri arasında Türk
Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinde denetim yaptı.
Teftişin ardından Kurum Başkanı Doktor Hakkı Gürsöz
imzasıyla da bir rapor hazırlandı. Raporda yer alan bilgilere
göre, proje kapsamında Sağlık Bakanlığı, Sosyal
Güvenlik Kurumu ve Kızılay protokol imzaladılar. Protokolle, kan
toplama ve ilaç üretimine uygun plazma elde etme görevi Kızılaya
verildi. Kızılay da bu iş için Ethem Sancakın yeğeni
Murat Sancaka ait Maxicells Anonim Şirketi adlı şirketle
anlaştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Kızılay, kendi
yapacağı işi, laboratuvar kapasitesi yeterli olmasına
rağmen ihale etti; hem de yine, tanıdığımız,
bildiğimiz, meşhur bir aileye. Üç yıl boyunca protokolün
gereğini yerine getirmeyen, Türkiyede de tesis kurmayan Sancakların
şirketi de Almanyada bir şirketle, kan göndermek üzere anlaşma
imzaladı. 17 Şubat tarihli ve ivedi ibareli teftiş raporunda,
Ethem Sancakın yeğeninin şirketinin kanları Almanyaya
göndermesinin DNA bilgileri açısından risk yarattığına
dair vurgu yapıldı. Raporda, bağışçılara
bilgilendirme yapılmadan kanların yurt dışına
gönderilmesinin Kızılayın kan toplama faaliyetlerini de sekteye
uğratabileceği uyarısında bulunuldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Bitiriyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sözleşmelerin revize
edilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
denildi bu raporda. Tank Palet Fabrikasındaki o meşhur ihaleyle
yakından bildiğimiz Ethem Sancak, şimdi de yeğeni
vasıtasıyla, bu kez de vatandaşın
sağlığıyla ilgili bir konuda karşımızda.
Kızılaya gelince, bu kurum ve
başındaki zat; bunlarla ilgili konuşmaktan hepimiz yorulduk.
Sağlık Bakanlığının teftiş raporu
doğrultusunda gerekenler yapılmalıdır. Yetkililerden bu
konuyla ilgili açıklama bekliyoruz.
Daha önce kırmızı bültenle aranan
Osman Öcalanla röportaj gerçekleştiren TRT bir skandala daha imza
attı. TRTyi babasının çiftliğine çeviren bir Genel Müdür
var; her seferinde söylüyorum, bir daha tekrar edeceğim. TRT World, terör
örgütü Heyet Tahrir el-Şamın lideri Ebu Muhammed El Culaniyle bir
röportaj gerçekleştirdi. Heyet Tahrir el-Şam, Türkiye tarafından
terör örgütü olarak kabul edilmiyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Türkiye'nin HTŞyi
terör listesine alması, Resmî Gazetede yayınlanan DEAŞ ve El
Kaide ile Bağlantılı Tüzel Kişi, Kuruluş ve
Organizasyonlar başlıklı maddenin (c) fıkrasındaki
El Nusra cephesi isminin güncellenmesiyle olmamış mıydı?
O zaman soruyorum size: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bunun
adı, bu terörist örgütün ve liderinin reklamı değil de nedir? Bu
konuda Hükûmetten açıklama bekliyoruz.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
17.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 19 Şubat 2020 tarihinde Türklerin ve göçmenlerin yoğun olarak
yaşadığı Almanyanın Hanau şehrinde düzenlenen
saldırıda hayatını kaybeden 5 vatandaşa Allahtan
rahmet dilediğine, 25 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelandada 50 kişinin
ölümüyle sonuçlanan saldırının krizin küresel boyutunu ortaya
koyduğuna, dünyanın birçok ülkesinde vatandaşları ve
diplomatik temsilcilikleri bulunan Türkiyenin terörizme ve bütün
teşekküllerine karşı olduğuna, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümü vesilesiyle Hocalıda
yaşanan soykırımın hesabının mutlaka
sorulması gerektiğine ve hayatını kaybetmiş bütün
mazlumları rahmetle andıklarına ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; artık tarihen de sabit olmuştur ki Batı
kültürünün ve Batı siyasetinin zihnî ve fikrî kodları materyalizm,
Darwinizm, sömürgecilik ve ırkçılıkla özürlüdür. 19 Şubat
2020 tarihinde Almanyanın Hessen eyaletinde Türklerin ve göçmenlerin
yoğun olarak yaşadığı Hanau şehrinde düzenlenen
saldırıda 5 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Katilin münferit bir kararla
saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilse de Avrupada,
bilhassa Almanyada vatandaşlarımıza yönelik ırkçı
bakış açısının ve yabancı düşmanlığının
toplumsal temelde maalesef karşılık bulduğu
aşikârdır. Almanyada vatandaşlarımıza yönelik ilk
saldırı 22 Kasım 1982 tarihinde gerçekleştirilmiş,
2000-2007 yılları arasında Neonazi terör örgütü NSUnun
faaliyetleriyle saldırılar hız kazanmıştır. 20
Ekim 2014te göçmen karşıtlığı ve yabancı
düşmanlığı amacıyla kurulan PEGIDA hareketi,
vatandaşlarımızı endişeye sevk etmektedir. Avrupada
radikal ırkçı partilerin yükselişi, yabancı ve İslam
karşıtı örgütlerin faaliyetleri ve yaşanan hadiseler
birlikte değerlendirildiğinde vahim bir tablo ortaya
çıkmaktadır. Avrupa Birliği ülkeleri, yabancı
düşmanlığı üzerinden derinleştirilmeye
çalışılan fay hatlarını acilen tespit edip gereken
önlemleri almak zorundadır.
Diğer yandan, uluslararası sistemin
karşı karşıya kaldığı, yabancı
düşmanlığı üzerine kurulu terörizm, yalnızca bir
kıtaya, bir ülkeye mündemiç olmayıp küresel bir konjonktürün
konusudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) 25 Mart 2019da Yeni
Zelandada 50 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırı, krizin
küresel boyutunu ortaya koymaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde
vatandaşları ve diplomatik temsilcilikleri bulunan Türkiye,
terörizmin bu boyutuna ve bütün teşekküllerine karşıdır.
Çözüm adına yapılması gerekenler noktasında da elinden
geleni yapmaktadır, yapmaya hazırdır.
Sayın Başkan, bugün, tarihin en
ağır günlerinden birinin yıl dönümündeyiz. Yirmi sekiz yıl
evvel, Azerbaycanın Hocalı kasabasında, Ermenistan
tarafından organize edilen çeteler, 63ü çocuk, 70i yaşlı
toplam 613 Azerbaycan Türkünü katletmiştir; 152 kişi hâlâ
kayıptır. Kardeş Azerbaycanın acısını
paylaşıyor, soydaşlarımızı rahmetle
anıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Aradan geçen yirmi altı
yılda acımız ve eli kanlı katillere karşı adalet
arayışımız eksilmemiştir. Çünkü, Hocalı bir
insanlık dramıdır. Hocalıda, planlı, sistemli bir
vahşet yaşanmıştır. Soykırım,
uluslararası hukukta, millî, etnik, ırki veya dinî bir grubu
kısmen veya tamamen imha etmedir. Hocalıda yaşananlar,
tereddütsüz, bir soykırımdır. Birleşmiş Milletler
Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına
İlişkin Sözleşmenin 2nci maddesi, Hocalıda
yaşananların tartışmasız bir soykırım olduğunu
göstermektedir. Bu suç ve cezası uluslararası hukukta bellidir.
Hocalıda yaşanan soykırımın hesabı mutlaka
sorulmalıdır.
Hocalı, kabuk bağlamayan
yaramızdır. Arayışımız, Hocalı için
adalettir. Hocalı, Azerbaycan Türkünün öz yurdudur. Hocalıyı
unutmayacağız ve unutturmayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tarih insanları ve
kurumları yaptıklarıyla kaydeder, gelecek nesillere
aktarır. Bazı emperyal güçler, emperyal emellerini hayata geçirmek
amacıyla Dağlık Karabağ meselesinin ve Hocalı
katliamının çözümü konusunda herhangi bir adım
atmamaktadır. Bu meseleleri dondurulmuş krizler olarak
değerlendirmektedirler.
Bu vesileyle, Hocalıda, Kelbecerde, Doğu
Türkistanda, Türkmenelide şehit edilen bütün
soydaşlarımızı, 1915te Hınçak ve Taşnak
çetelerinin saldırılarında hayatlarını kaybeden
atalarımızı, ASALA saldırılarıyla şehit olan
diplomatlarımızı, hayatını kaybetmiş bütün mazlumları
bir kez daha saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sizin bir söz talebiniz vardı
Neslihan Hanım.
Buyurun.
18.-
Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlunun, Samsun ilinde içme
suyundan kötü kokular gelmesinden vatandaşların muzdarip
olduğuna, Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon
İdaresinin yirmi yedi yıllık logosunu değiştirerek
kentin kimliği olan Atatürk Anıtını logo üzerinden
silmesine ilişkin açıklaması
NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) Sayın
Başkan, Samsun ilimizde dört gündür musluklardan lağım kokulu su
akıyor. İdare gerekçeler, bahaneler üretiyor ama Samsunlular bundan
çok muzdarip, inanmıyorlar da. Bu kurumu yöneten zihniyet -zihniyet
diyeceğim ne yazık ki- merkez sayılabilecek ilçelerimizin birçok
mahallesine hâlâ su ulaştırmamış ve şimdi de bu kurum,
işi gücü bırakmış bir kenara, kendisine yeni bir logo
hazırlamış; yirmi yedi yıllık SASKİ logosundan bu
kentin kimliği olan Atatürk Anıtını, -Onur
Anıtımızı- silmiş.
Yani biz de tüm Samsunlular olarak şöyle
söylüyoruz: Atatürke itibar etmeyene Samsunlu asla itibar etmeyecektir. Böyle
bir zihniyet Samsunumuzu asla temsil edemez; bunu buradan herkes böyle bilsin.
Samsunun kimliğiyle, değerleriyle oynanmasın; herkes kendi asli
görevini yapsın diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurun efendim.
19.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İzmir ilinde
gerçekleştirilen Ege, Akdeniz ve Marmara Genişletilmiş Baro
Başkanları Toplantısında açıklanan sonuç bildirgesine
ve yargı üzerindeki baskıların, özellikle yürütmenin
baskısının bir an evvel sona ermesi gerektiğine,
TÜRK-İŞin açıkladığı şubat ayı
açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına, ekonomiyi
düzeltmek için adımlar atmak yerine suni gündemlerle vakit kaybedildiğine,
Cumhurbaşkanlığı yazlık sarayının
yapıldığı Muğla ili Marmaris ilçesi Okluk Koyundaki
talanın devam ettiğine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, İzmirde yapılan Ege,
Akdeniz ve Marmara Genişletilmiş Baro Başkanları
Toplantısında 25 baro başkanının imzasının
bulunduğu 7 maddelik bir sonuç bildirisi açıklandı, yeni oldu
bu. Bu açıklamada, özellikle toplumsal önemi olan davalarda yaşanan
hukuksuzluklar ve yürütmenin yargıya doğrudan müdahalesi, HSKnin
tamamen siyasileşmiş olması ve yürütmenin talimat
niteliğindeki açıklamalarını görev addederek
bağımsız yargıçlar üzerinde baskı kurması,
hâkimlerin verdikleri kararlar nedeniyle haklarında soruşturmalar
açılması ve yargıç bağımsızlığı ilkesinin
her geçen gün yeni bir örnekle ihlal edilmesi, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararlarının uygulanamamasının dahi olağan
hâle gelmesi, avukatların pek çoğuna mesleki faaliyetleri nedeniyle
çok ciddi cezalar verilmesi, yurttaşların artık bir hukuk güvencesinin
tamamen ortadan kalktığı bir ortamda yaşamaları gibi
sorunlara değinildi ve tarihin belki de en ağır yargı
krizinin yaşandığına dikkat çekildi. Bu bildirgenin çok
önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu açıklama,
yargının artık bitkisel hayatta olduğunu ve geldiği
noktayı gösteren çok önemli bir bildirgedir; bunu bir kez daha dile
getirmiş olalım. Yargı üzerindeki baskıların,
özellikle yürütmenin baskısının bir an evvel sona ermesi gerektiğine
dair fikrimizi söylemiş olalım.
Efendim, TÜRK-İŞin şubat ayı
açlık ve yoksulluk sınırı araştırması
açıklandı. TÜRK-İŞin araştırmasının
sonucuna göre, 2020 şubat ayında 4 kişilik bir ailenin
sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması
gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık
sınırı 2.257 lira olarak belirlendi. Yine, 4 kişilik bir
ailenin gıda harcamasıyla birlikte giyim, konut, ulaşım,
eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçları için yapması
gereken zorunlu harcama yani yoksulluk sınırı ise aylık
7.353 lira olarak belirlendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Özellikle
gıda enflasyonundaki artış, ücretli çalışanların,
emekçilerin, işçilerin yaşam koşullarını gerçekten
zorlaştırmaktadır ve özellikle yaş sebze ve meyve fiyatları
da mevsim şartlarının etkisiyle yükselme eğilimindedir.
Görüyoruz, tüketici enflasyonu -ki TÜİKin oynadığı
rakamlardır- yine çift haneli seviyede devam etmektedir. Dolar
-farkında mısınız bilmiyoruz ama- çaktırmadan 6,14ü
bulmuştur çünkü düşük faizli kredilerle ekonomiyi
ısıtıyorsunuz. Bunlar, enflasyonu tırmandıracak ve
cari açığı büyütecek, döviz fiyatlarını yeniden
yukarı çekecek adımlar oluyor. Dolayısıyla,
TÜRK-İŞin açıkladığı açlık ve yoksulluk
sınırı rakamları da ekonomideki gelişme de iktidarın
aslında ne kadar yanlış ekonomi politikalarıyla vakit
geçirmekte olduğunu bir kez daha gösteriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ekonomiyi
düzeltmek için adımlar atmak yerine suni gündemlerle vakit kaybediliyor ve
yoksulun, işçinin, emekçinin sorunlarıyla, sosyal haklarıyla
ilgilenilmiyor.
Şimdi, bütün bunlar devam ederken Okluk
Koyunda da talan devam ediyor. Yaklaşık üç yıldır
inşaatı devam eden ve yapım aşamasında da binlerce
ağacın kesilmesine neden olan 300 odalı
Cumhurbaşkanlığı yazlık sarayının
yapıldığı Marmaristeki Okluk Koyundaki talandan yeni
haberler geliyor. Bölgede yüzme havuzlu küçük saraycıklar, 3 helikopter
pisti ve güvenlik alanı için imara açılan 65 hektarın
ardından 27 hektarlık alanın daha statüsünde
değişiklik yapıldı ve toplamda 92 hektarlık yani 130
futbol sahasına yakın alan yapılaşmaya
açılmış oldu. Yani bir tarafta işsizlik, yoksulluk,
açlık, yükselen hayat pahalılığı ama öbür tarafta
Okluk Koyunda 300 odalı saray, Ahlatta bir kışlık saray;
ekolojik dengeyi, ormanları ve suları yok eden projeler,
ormanların talan edilmesi, ekolojik tahribat devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu da
iktidarın ve yürütmenin topluma ve kendi koltuklarına nasıl
baktığının çok önemli bir göstergesidir diye
düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
20.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümü vesilesiyle masum insanların
hayatlarına kasteden tüm katliamların son bulması temennisiyle
Hocalıda hayatını kaybedenleri saygıyla
andığına, 26 Şubat Millî Eğitim eski Bakanı Hasan
Ali Yücelin 59uncu, yazar Tarık Buğranın 26ncı,
toplumcu şiirin önde gelen isimlerinden Hasan Hüseyin Korkmazgilin
36ncı ölüm yıl dönümlerine, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın 21 bin dersliğe, 13
bin yeni okula ihtiyacımız var. ifadesine, Meclisin gündemine hâkim
olacağı, ihtisas komisyonlarının etkin
çalışacağı söylenmesine rağmen ihtisas
komisyonlarının yerine Plan ve Bütçe Komisyonunun çalıştığına,
Plan ve Bütçe Komisyonunun Varlık Fonunu denetlemesi gerektiğine,
soru önergelerinin oranının yüzde 4ten yüzde 8e çıkmasına
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
26 Şubat 1992, tüm dünyanın
sarsıldığı Hocalı katliamının
yaşandığı gün. Hocalı katliamı başta olmak
üzere, masum insanların hayatlarına kasteden tüm katliamların
son bulması temennisiyle Hocalıda hayatını kaybedenleri
bir kez daha saygıyla anıyorum.
26 Şubat, bu topraklardaki en büyük
aydınlanma hareketlerinden, eğitim hamlelerinden köy enstitülerinin
fikir babası eski Millî Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücelin
ölüm yıl dönümü. Kendisini ve cumhuriyetin kurucu kadrolarını
bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.
26 Şubat, aynı zamanda, devlet
sanatçısı unvanına sahip, roman, hikâye, oyun yazarı,
başta Küçük Ağa olmak üzere çok sayıda önemli romanın
yazarı Tarık Buğranın ve yine başta Haziranda Ölmek
Zor olmak üzere çok sayıda toplumcu şiirin önde gelen isimlerinden
Hasan Hüseyin Korkmazgilin ölüm yıl dönümü. Edebiyatımızın
bu 2 önemli ismini bir kez daha saygıyla anıyoruz.
Sayın Başkan, Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün
katıldığı bir toplantıda hayırseverlerle,
vatandaşlarla yüz yüze geldi ve kendilerine, hem orada hem ekranları
başında bulunanlara 21 bin dersliğe, 13 bin yeni okula
ihtiyacımız var. dedi ve devletimizin bu konuda
imkânlarının yeterli olmadığı noktasından
hareketle, hayırseverleri bir seferberliğe davet etti. Ekrana
yansıtılan görsellere göre, 1 dersliğin maliyeti 600 bin
liraydı ve 21 bin derslik ihtiyacı ifadesine göre 12 milyar 600
milyonluk bir kaynak lazım ve bu konuda, vatandaşın bunu
yapmasını istediğini, devletin bunu yapacak takatinin
olmadığını anlıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aslında hepimiz biliyoruz
ki devletimiz bunu yapacak güçtedir ama önceliği bu derslikler
değildir; önceliği 75 milyar lirayı Kanal İstanbula, talan
İstanbula
Damat beyin etrafında topladığı arsalar
haber olunca haberlere yayın yasağı getiren, mizah dergilerinin
kapaklarından ürken, o İstanbulun rant projesine 75 milyar bulanlar,
evlatlarımızın okuyacağı okullar için 12 milyar
lirayı bulamamaktadırlar ve vatandaşa çağrı
yapmaktadırlar.
Millî Eğitim Bakanlığına daha
önce de hatırlatmıştık: 4+4+4ün ilk etkilenen
öğrencilerinin yani küçük yaşta giden öğrencilerinin, okula
fazladan giden 1,5 milyon öğrencinin bu sene LGS sınavına
gireceği sene ve bu sene o öğrenciler aynı miktarda derslik,
aynı miktarda okul olduğu için, yaptıkları tercihlerden
sonra
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 8inci sınıf
öğrencilerinde 1 milyon 870 bin kişilik bir artış var bu
seneye özgü -4+4ün sekiz yıl sonraki tsunami etkisi bu- ve yüzde 54 daha
fazla dersliğe ihtiyaç var. İşin
kötüsü, seneye de o yüzde 54lük dersliğe ihtiyaç yok ama bu sene
lazım. Maalesef, bu sene o öğrenciler gelecek sene için aynı
kontenjanlara başvurunca puanlar yükselecek ve 4+4+4 olmasaydı
senesinde girecek olanlar çok gerilere düşecekler; çok çetin bir
yarış olacak, kontenjan sorunu var. Bunu eylül ayından beri
hatırlatıyoruz. Millî Eğitim Bakanı, toplumun bazı
kesimlerinde boşa bir ümit yaratan Millî Eğitim Bakanı sorunun
gerçekliğini tasdik ve teyit
ediyor, çözüme dair hiçbir şey söylemiyor. Bunu buradan bir kez daha
kayıtlara geçirmeyi önemsiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Plan
ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüş bir teklifi görüşeceğiz,
şöyle bir baktığınızda salonda Plan ve Bütçeci
bulamazsınız. Neden? Plan ve Bütçecilerimiz pazartesiden beri yeni
bir torbayla yukarıda meşguller, gece gündüz
çalışıyorlar. Ne yapıyorlar? Torba yapıyorlar. Binali
Bey, burada mısınız? Binali Bey sesimi duyuyor mu? Binali Bey
diyordu ki: Anayasa değişecek, torba kanun tarih olacak. Binali
Bey, haberiniz var mı, bir milletvekili olarak Plan ve Bütçe Komisyonunu
şereflendirsenize; millet size İstanbulda bir görev vermedi ama
burada verdi. Sayın Binali Bey Plan ve Bütçe Komisyonuna
katılsın. Görüşülmekte olan torba teklif 21 ayrı kanunda
değişiklik yapıyor, 21 ayrı kanunda; torbanın
daniskası. Kırkbayır gibi; açıyorum teklifi, bir kanun;
açıyorum, bir daha; bir daha, bir daha, bitmiyor; 21 kanun.
İmzasını koyan değerli milletvekili ne yapıyor,
biliyor musunuz? Anayasaya karşı muvazaa suçu işliyor, 1inci
imza sahibi ve diğer arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Niye muvazaa? Çünkü bu kanun
teklifindeki her madde
Örneğin, bir tanesini numune- torbadan çektim, ne
çıktı? Gazilerin ikinci maaş hakkı ellerinden
alındı ya, hepiniz de bu sorunu dile getirdiniz ya, yürütmenin
başı da Bu sorunu önümüzdeki günlerde çözeceğiz. dedi ya
Torbada o kanun var. Nasıl var? Yürütmenin talimatıyla var.
21 kanunun 18ini Bakanlar müjdeledi Sayın
Başkan. Hani Bakanlar kanun tasarısı sunmayacaktı?
Sunmuyor. Bakanlıkta hazırlanıyor, buraya geliyor; Anayasaya
karşı gizli iş birliği, muvazaa suçu. Plan ve Bütçeciler
burada olmaları gerekirken orada yeni bir torbayla uğraşıyorlar.
Oysa hani bu Meclis gündemine hâkim olacaktı? Hani ihtisas
komisyonları etkin çalışacaktı? Çalışan ihtisas
komisyonu var mı? Hepsinin yerine Plan ve Bütçe Komisyonu, hepsinin yerine
orası; alt meclis, yasak savma komisyonu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sağlık
konuşuluyor, Plan ve Bütçede; hukuk konuşuluyor, Plan ve Bütçede;
ulaştırma konuşuluyor, Plan ve Bütçede. Neden? Batır
çıkar, oldubitti, yolla buraya, geçir buradan. Olacak iş değil.
Millete yalan söylediniz. Anayasa değişikliği -rejime kasteden
Anayasa değişikliği- torbayı kaldıracak. dediniz,
kaldırmadı. Her taraf torba oldu.
Ayrıca, Anayasaya aykırı birçok
madde var. Gidiyoruz, Türkiye'nin en önemli anayasa hukukçularından
İbrahim Kaboğlu Anayasaya aykırılık
iddiamızı dile getirecek, dört saat sonraya söz veriyorlar, dört
saat; oysa Anayasaya aykırılığın öncelikle irdelenip,
varsa önergesi öncelikle işleme alınması lazım. Cevap:
Komisyon Başkanı Biz baktırdık, Anayasaya
aykırı değilmiş. Biz onlara baktırıyoruz,
Anayasaya aykırı olursa hiç getirmiyoruz. diyor.
Çatlarsınız ortanızdan! Olmaz böyle bir şey,
yanlış bu iş!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir kişi, bir
milletvekili Anayasaya aykırılık iddia ediyorsa öncelikle
müzakere edilip o konudaki önergenin öncelikle oylanması lazım,
yapmıyorlar. Ne diyorlar, Sayın Lütfi Elvan ne diyor? Torbadan biz
de rahatsızız, Grup Başkan Vekilleri toplansın, bu işe
bir çare bulsun. E, toplanalım. Yıllardır Grup Başkan
Vekilleri toplantısı yapılacak, yok. Hak veriyorlarmış
Plan ve Bütçe Komisyonunun bu kadar eşitsiz şartlarda
çalışmasına ama devamlı torba gidiyor. Yapmayın,
gerçekten Meclisi göstermelik hâle... O Plan ve Bütçe Komisyonundaki kanun
teklifi 6-7 farklı ihtisas komisyonuna bölünür, o komisyonlarda çok
kıymetli milletvekilleri var her gruptan, çıkılır, oraya
katkı verilir. Kanun dediğin böyle, tost yapar gibi bastı
çıktı olmaz, özenle, yemek yapar gibi olur; birimiz tuzunuzu
koyacağız, birimiz biberini ekleyeceğiz, birimiz tadına
bakacağız, birimiz Daha güzelini gördüm, böyle yapsak daha iyi
olur. diyeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Toparlayacağım
Sayın Başkanım.
Ama bu işler, artık bize... 600
kişiye maaş veriyoruz, onlar milletvekili görev ve
sorumluluklarını yapar gibi yapıyorlar, sarayın
istediği yasaları tık tık tık çıkarıyorlar.
Böyle iş olmaz; yemine de aykırı, vicdana da aykırı.
Sayın Başkanım, yine sizin
nöbetinizde de söylemiştim, sağ olun, tevazu gösteriyorsunuz,
ilgileniyorsunuz; Plan ve Bütçe Komisyonu bu işle meşgulken ne
işle meşgul değil? Varlık Fonunu denetlemesi lazım.
Neye göre? Sizin çıkardığınız kanuna göre. Kanunun
denetim maddesi diyor ki: 2019 yılının Ekim ayına kadar
Varlık Fonu denetim raporu gelmeliydi. Geldi mi? Gelmedi. Plan ve Bütçe
Komisyonu 2019da yapacaktı, yok; üstünden iki ay geçti, yok. Kendi kurdukları
Varlık Fonunu, zaten uygun olmayan denetim raporunu kendi Plan ve Bütçe
Komisyonuna yollayıp kendini denetlettirmeyen bir iktidar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kendi yaptığı
Anayasaya uymaz, kendi çıkardığı kanuna uymaz. Çadır
devleti desen, çadır devletinin de bir kuralı, bir kaidesi olur. Bu
ülkenin bütün değerlerini Varlık Fonuna koy, başına geç,
yönetime damadı koy, denetimi milletten kaçır! Aile şirketi
yönetir gibi yönetiyorsunuz. Aile şirketleri bile daha iyi, daha
şeffaf, daha akılcı yönetiliyor.
Sayın Başkan, soru önergeleri oranı
yüzde 4ten yüzde 8e çıktı, sevinir insan demek ki boşa
söylemedik diye. Bir bakıyorsunuz, artan oran Fuat Oktaya ait.
Cumhurbaşkanına soru soramamakla eleştiriliyordu rejime kasteden
anayasa. Ne dediniz? Eskiden de sormuyordunuz, Başbakana soruyordunuz, o
ilgili bakanlara dağıtıyordu. Cumhurbaşkanı
Yardımcısına soracaksınız, o ilgili bakana dağıtacak.
Yanıtlama oranını artırmak için beyefendi neyi tercih etti
biliyor musunuz Sayın Bakan? Ona sorulan soruları iade
yazısıyla cevaplıyor Konu Ulaştırma
Bakanınındır, ona sorun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son söz
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya, sen alıp versen eline
mi yapışır?
Sayın Başkanım, evraka yazık,
mürekkebe yazık, posta giderine yazık. Ben soruyu sormuşum,
örneğin Manisa tüneli, alıyor
Eskiden ne yapıyordu
Başbakanlık? Ulaştırma Bakanlığına
yolluyordu, cevap geliyordu. Beyefendi şimdi iade ediyor Bana sorma,
Ulaştırma Bakanına sor. E, aynı yerde oturuyorsun.
Aynı sarayda odadan odaya kâğıt yollamıyorlar, iade
ediyorlar. Bu tutumu da kınıyoruz. Fuat Oktay aklını
başına alsın, oranı yükseltmek için takiye yapmasın.
Teşekkür ediyorum efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Arkaz, buyurun.
21.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
1992 yılı 26 Şubatında, Ermeni
çeteleri Hocalıda son yüzyılın en büyük suçlarından birini
işlemiştir. Hocalıya giren insan kasapları 6sı
kadın, 63ü çocuk, 70i yaşlı olmak üzere 613
soydaşımızı şehit etmiş, 76sı çocuk 487
kardeşimiz de ağır yaralanmıştır. Bu katliam
sırasında esir alınan 1.275 kardeşimizin 150sinden hâlâ
haber alınamamıştır. Hocalıya nereden bakarsanız
bakın, hem orada büyük bir insanlık suçu vardır hem de bu hadise
sözde medeni dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiş, demokrasi
naraları atanlar mesele Türk olunca üç maymunu
oynamışlardır. Hocalıda yaşanan, net olarak,
uluslararası hukuk nezdinde insanlık suçu ve soykırım
suçudur. Sözde Ermenistan devleti bir gün bu suçun hesabını elbette
verecektir.
Hocalıda katledilen kardeşlerimizi
rahmetle yâd ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
22.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, 26 Şubat Hocalı
katliamının 28inci yıl dönümünde şehit edilen 613
soydaşı rahmetle andıklarına, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ve değişen sisteme ayak uydurulması gerektiğine
ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hocalı katliamı yirmi sekiz
yıldır dinmeyen bir acımız. Hocalı katliamında
insanlık sustu, vicdanlar sustu; insanlık, imtihanı o günde
maalesef kaybetti. Aradan geçen yıllara rağmen, uluslararası
toplumun, suçluları cezalandıracak bir adım atmaması bizleri
ayrıca üzmekte. İnsanlığın karşı
karşıya kaldığı en karanlık sayfalardan olan
Hocalı katliamına sessiz kalınması soykırım
hayali kuranları daha da cesaretlendiriyor. İnsanlık tarihinin
kara lekesi olan Hocalı katliamının 28inci yılında,
şehit edilen 613 Azerbaycanlı kardeşimizi rahmetle ve duayla
anıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; az önce Kıymetli Grup Başkan Vekilinin ifade
ettiği, okulların yıkılıp, bütçede para olmayıp,
hayırseverlerden bu konunun yerine getirilmesi talebi olduğu
iddiasını esefle karşıladım. Ufak bir bilgi vermek
istiyorum Sayın Başkan, mesele şöyle: 2000 yılından
önce yapılan okullarla yani Deprem Yönetmeliği olmadan önce
yapılan, evlatlarımız için risk olan okullarla ilgili
yapılan çalışmalarda 2016 yılında verilen bir karar
var. Bu çalışma, bugünün çalışması değil.
2000den önce yapılan okullar söz konusu, 2016da verilen karar söz
konusu, bunun da kademe kademe uygulanması söz konusu. Bu uygulama
yapılırken Dünya Bankası kredisi gibi, genel bütçemiz gibi,
ayrıca hayırseverlerden, yardımseverlerden katma değer
üretilmesi gibi değişik argümanlarla 2.800 okulumuzun güçlendirilmesi
ve 683 okulumuzun da yıkılıp tekrar yapılması söz
konusu. Bunun, böyle siyasi bir polemik konusu olmasını doğru
bulmuyorum.
Onun dışında, Sayın Başkan,
biz Grup Başkan Vekilleri çok daha şık bir dil kullanarak devlet
usulüne, adabına uygun adımlar atmak durumundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Konuşma
arasında belki gözden kaçırılıyordur, dikkat edilmiyordur
ama sarayın istediği yasalar vesaire, bunları şık
bulmuyorum.
Bakınız, şu an onlarca vekilimiz
grubumuzda, kendi teklifleri bağlamında çalışma yapmakta.
Bizler mutfak çalışması diye ifade edeceğimiz
çalışmaları yapıyoruz. Tabii ki bu çalışmayı
yaparken Genel Başkanımızın kanaati, partimizin kanaati,
komisyonlar, bunlar beraber değerlendirilecek; bu, yanlış bir
iş değil. Hiçbirimiz bağımsız vekiller değiliz,
bizler partilerimizle beraber vekiliz. O yüzden -altını çiziyorum-
vekillere haksızlık yapmak hoş değil. Şu an, onlarca
vekilimiz kendi teklifleriyle ilgili ilgili bakanların
bürokratlarını çağırarak, onlarla bir araya gelerek
yasaların tekrar gözden geçirilmesi, yeni tekliflerin
değerlendirilmesi sürecine katma değer sağlıyorlar.
Bir de sorulan sorulara cevap verildiği zaman,
eğer yanlış adrese sorulmuşsa soru, bunun iadesine
bağlı olarak Aklını başına alsın. falan
tarzı ifadeyi, bir daha diyorum, bu Meclisin mehabetine, Grup Başkan
Vekilliği sıfatına yakıştıramadığımı,
şık bulmadığımı açıkçası ifade etmek
istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunlar usuli
işlemlerdir. Soruyu sorarsınız, eğer soru
yanlışsa Yan odaya elden ver. denmez; Soruyu doğru sor,
doğru kişiye sor. denir. Dolayısıyla Sayın
Cumhurbaşkanı Yardımcımızın kendisine ait
olmayan, cevaplandırma imkânı olmayan soruları soran kişiye
Doğru adrese iletin. demesinden daha doğal bir şey olmaz diye
düşünüyorum.
Sistem değişti, bu sisteme hep beraber
ayak uyduracağız. Sistemin kendi usullerini beraber belirleyip uygun
şekilde çalışacağız Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
23.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
şimdi burada bir yanlışlık var. Soru yanlış yere
falan sorulmuş değil. Öyle örnekler vardır ki örneğin,
orman müdürlüğünün yanındaki bir yol; milletvekili onu Orman ve Su
İşleri Bakanlığına sorarsa o yanlış olur,
der ki: Ulaştırmaya soracaktın. ya da Ulaştırmaya
sorarsın Orman bakıyor bu işe. der. Bu, ayrı bir
şey. Bu durumda deneyimli bir milletvekili ne yapar? Biz, daha yeni gelen
arkadaşlarımızla konuşurken örnek veriyoruz bunları.
Sizin tabii derdiniz yok; bir tane soru önergesi vermemiş daha grubunuz bu
dönem.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İktidarız
kardeşim ya! Ne yapalım? Çalışıyoruz hep beraber.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne yapıyor?
Başbakana sorarsın eski sistemde, Başbakan o konunun hangi
bakana ait olduğunu bilir, doğru yere yönlendirir. Bunu nasıl
yapacağız yeni sistemde? diye soru-cevap yaparken Anayasa
görüşmelerinde, Komisyonda Bunu Cumhurbaşkanı
Yardımcısı yapacak. dediniz. Siz Cumhurbaşkanı
Yardımcısına yazacaksınız,
dağıtımı o yapacak. Ama beyefendi, Anayasanın
propaganda dili ile gerçek niyeti farklı olduğu için kendisine giden
soruyu Konu benim konum değil, bakana sor. diye geri yolluyor. Bu, bilgi
eksikliğinden, devlet tecrübesiyle bağdaşmayan
davranış biçiminden kaynaklanıyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
- Asla ve asla, milletvekilimiz yanlış bakana sormuyor,
yanlış bakana sormamak için, tevzi görevini yapmak üzere
Cumhurbaşkanı Yardımcısına yolluyor, eski
Başbakan yerine. Burada bir yanlışlık yok.
Yanlışlık, bunu geri yollayıp zaman kaybettirmekte,
devletin parasını kaybettirmekte.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Oluç
24.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın kendisine gönderilen soru
önergelerini ciddiye almadığına ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller,
bakın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı daha vahim
işler de yapıyor. Ben kendisine bir soru önergesi gönderdim, soruda
Millî Savunma Bakanı Akar, Plan ve Bütçe Komisyonunda sorulan Millî
Suriye Ordusunu sizin Bakanlığınız mı finanse ediyor?
sorusuna Hayır, bizim Bakanlığımızla bu
finansmanın alakası yoktur. cevabını verdi. dedim, soru
önergesinde yazıyorum bunu, Başka bir yerden finansman var mı?
diye soru soruyorum. Ne yapıyor Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay? Yine, o soruyu Millî Savunma Bakanı
Akara gönderiyor, Millî Savunma Bakanı Akar da Bizim
Bakanlığımızdan finanse edilmiyor. diye cevap veriyor. Ya,
zaten ben onu soruda söylemişim, böyle yapıyor diye. Yani
Cumhurbaşkanı Yardımcısı gönderilen soru önergelerini
ciddiye bile almıyor. Ciddiye bile almıyor, sorun bu zaten ya da
okuduğunu tam olarak anlamıyor, öyle de diyebiliriz tabii.
BAŞKAN
Sayın Turan
ÖMER FETHİ
GÜRER (Niğde) Turanın diyecek lafı yok Başkanım.
25.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, yeni sistemde usul hataları olabileceğine
ve bunların tartışılarak değerlendirileceğine
ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Fethi Beye de cevap vereceğim Başkanım.
Sayın
Başkan, konunun uzaması taraftarı değilim. Biz, bu
önerilere saygı duyuyoruz. Yeni bir sistem söz konusu, bu sistemde
tartışmalar olacaktır, usul hataları olacaktır;
bunları tartışırız, bunları değerlendiririz.
Tevziyle ilgili konularda bu teklifleri değerlendirelim, bunların
hepsi kabul. Ben üslupla ilgili şık olmayan ifadelerin
yadırgandığını ifade etmek isterim, onun
altını çizmek istiyorum.
BAŞKAN
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Önergeler
1.-
Başkanlıkça, Mardin
Milletvekili Mithat Sancarın Başkanlık Divanı
üyeliğinden istifasına ilişkin önerge yazısı (4/65)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Mardin Milletvekili Sayın Mithat Sancarın Başkanlık
Divanı üyeliğinden istifasına ilişkin yazısı 25
Şubat 2020 tarihinde Başkanlığımıza ulaşmıştır,
bilgilerinize sunulmuştur.
İYİ PARTİ Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önergesi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ PARTİ Grubunun, İYİ PARTİ Grup Başkan
Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın sosyal devlet olmanın
sorumluluğuyla yüksek doğal gaz faturalarını
karşılamada zorluk yaşayan vatandaşların bu sorununu
çözmeye yönelik politikaların belirlenmesi ve mağduriyetlerin
giderilmesi amacıyla 25/2/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26
Şubat 2020 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
26/2/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 26/2/2020 Çarşamba
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasına
saygılarımla arz ederim.
Lütfü
Türkkan
Kocaeli
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İYİ PARTİ Grup Başkan Vekili ve
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın sosyal devlet olmanın
sorumluluğuyla, yüksek doğal gaz faturalarını
karşılamada zorluk yaşayan vatandaşlarımızın
bu sorununu çözmeye yönelik politikaların belirlenmesi ve mağduriyetlerin
giderilmesi amacıyla 25/2/2020 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
vermiş olduğu araştırma önergesinin diğer önergelerin
önüne alınarak görüşmelerin 26/2/2020 Çarşamba günkü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere, İYİ PARTİ Grubu adına Kocaeli Milletvekili
Sayın Lütfü Türkkan. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüksek
doğal gaz faturalarını karşılamada zorluk çeken
vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi
amacıyla grubumuzun verdiği araştırma önergesi
hakkında söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye genelinde artan soğuklarla beraber,
tüketilen doğal gazın miktarı da maliyeti de çok ciddi yükseldi.
Yani burada bulunan milletvekili arkadaşlarımızın hemen
hemen tamamının -hangi partiden olursa olsun- sosyal medya
hesaplarına vatandaştan mutlaka buna benzer şikâyetler geliyor.
Yani Biz doğal gaz faturalarımızı ödemekte zorluk
çekiyoruz. Geçen sene ödediğimden 2 misli fazla geldi. Bu sene,
artık, evde doğal gazı gündüz söndürüyoruz, akşam
yakıyoruz veya hepimiz çocuklarla akşam bir odada toplanıyoruz,
diğer odalardaki kalorifer peteklerini kısıyoruz. gibi
şikâyetler var.
Geçtiğimiz hafta Sayın Meral
Akşenerle beraber Trakyadaydım ben. Meral Akşener herhangi bir
kapalı spor salonunda veyahut da herhangi bir salonda toplantı
yapmıyor, herhangi bir sivil toplum kuruluşuna da gitmiyor, sokakta
ya da dükkâna girerek vatandaşı dinliyor sadece. Size yemin ediyorum,
ant olsun, bizim burada konuştuğumuz konuların hiçbir tanesi
vatandaşın gündeminde yok, yemin ediyorum yok yani hiçbirisi
kalkıp bize Ya, İdlibde ne oluyor? Suriye'de neler oluyor? Libyada
neler oluyor? demedi. Hepsinin tek bir şikâyeti var; pahalılık,
yoksulluk, fukaralık ve işsizlik. Herkesin elinde bir kâğıt
Ya, benim çocuğum işe giremedi, şunu işe sokar
mısınız. Herkesin elinde bir fatura Bak, ben doğal
gazımı iki aydır ödeyemedim, doğal gazım kapandı.
Ben ne yapacağım? Bu tip sıkıntılarla
vatandaşın gündemi meşgulken biz, burada, gerçek gündemi
karartan başka meselelerle uğraşıyoruz.
Ülkemizin enerjide dışa
bağımlılığının yüksek olması sebebiyle,
artan döviz kurları vatandaşın doğal gaz
faturalarını doğal olarak doğrudan etkiliyor. Yalnız enteresan
bir şey var; 2018den bu yana doğal gazın artış
oranı yüzde 60, ona baktım ben fakat gelen faturalar yüzde 100ün
üzerinde yani artışlar.
Vatandaş diyor ki Geçen sene 300 lira ödediğim yere bu sene
600 lira ödüyorum. Normalde, yüzde 60la beraber 480 lira fatura ödemesi
lazım, 600 lira geliyor. Burada, doğal gaz dağıtım
şirketlerinin fırsatı paraya çevirmek gibi girişimleri de
var. Üstelik, biraz evvel Sayın Ayhan Altıntaş bir fatura
gösterdi, KDVsiz tahsilat da yapıyorlar; bazı şeylerde,
kullanılan gaz bedelinin dışında hizmet bedeli adı
altında KDVsiz tahsilat da yapıyorlar. Dikkatinize sunuyorum, burada
vergi kaçırma sistemi de söz konusu.
Rusya, Avrupadaki herkese Türkiye'dekinden daha
ucuz doğal gaz satıyor yani Türkiye'ye daha pahalı satıyor.
Hükûmet de ne yapıyor? Bunun acısını vatandaştan
çıkarıyor? Avrupaya 120 dolara satarken Türkiye'ye 280 dolardan
satıyor Rusya; bakın, yüzde 100den daha fazla. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmezin verdiği bilgiye göre,
2019 Ocak-2019 Eylül arasında, dokuz aylık dönemde borcunu
ödeyemediği için hakkında işlem yapılan doğal gaz
abonesi sayısı 710.364müş. Eylüle kadar soğuk yok,
eylülden sonra, soğuklarda sonra soğuklarda gelen yüksek faturalarla
beraber bunun 1 milyonu aştığını düşünüyorum.
Vatandaşlar ne yapıyor, biliyor musunuz?
Aslında, bizim vatandaşımızın devlete karşı
boynu hep eğri; çoluğunun çocuğunun kursağından
kesiyor, götürüyor, bu faturayı yatırıyor; ekmek almıyor,
pazara çıkmıyor, faturayı yatırıyor.
Biz, bu önergemizde şunu teklif ediyoruz: Belli
bir metreküp kullanıma göre yani dar gelirli vatandaşın
kullandığı doğal gazdan KDV ve ÖTV almayın,
vatandaş biraz nefes alsın. Vatandaş ciddi anlamda
sıkıntılı arkadaşlar yani bu iş,
pahalılık sisteminden falan geçti, yokluk ve fukaralıkla
boğuşuyor vatandaş. Aynı, geçmiş dönemde o Demirperde
ülkelerinde rastladığımız manzaralara rastlıyoruz.
Yani Trakya ekonomik olarak Anadolunun belki biraz daha üstünde gelir
seviyesine sahip insanların yaşadığı bir yer ama Orta
Anadoluya geçin, Doğu Anadoluya geçin, çok daha büyük
sıkıntı var. Bu, vatandaşı rahatlatan bir uygulama
olacaktır dolayısıyla bu önergemize destek vermenizi istiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Sağ olun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Rıdvan Turana söz
veriyorum.
Buyurun Sayın Turan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Sayın
Başkan, sayın vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle de ekran başında, doğal gaza yapılan zamlara ilişkin
olarak sorununun çözülmesini bekleyen halkımızı selamlamak
istiyorum.
Doğal gaz zamları politiktir değerli
arkadaşlar, bunu hiçbir biçimde bir zorunluluktan, uluslararası
âlemdeki doğal gaz fiyatının artmasından kaynaklı
olarak izah etmek mümkün değil. Az önce de söylendi, doğal gazın
bin metreküpü 120 dolara Avrupa'ya satılırken Türkiye'ye 250-280
dolar bandında satıldığını biliyoruz. Eğer
enerji politikası kamucu, herkesin eşit biçimde
yararlanabileceği, fahiş fiyata dayanmayan, ulaşılabilir
bir enerji politikası değilse buna benzer sorunlar ardı
ardına devam edecektir. Örneğin, Rusyayla yapılan doğal
gaz anlaşmaları ya da İranla yapılan doğal gaz
anlaşmaları, ne yazık ki ülkemizin çıkarlarını,
vatandaşın çıkarlarını ifade eden ya da savunan
anlaşmalar değil. Yani iktidarın dönüp Ya, biz bu fiyattan niye
anlaşma yapıyoruz? Bunları yeniden bir müzakere edelim. demesi
gerekmez mi normal koşullar altında? Hayır, böyle
olmadığı zaman da oradan neye alınıyorsa burada o,
tüketiciye yansıtılıyor. Yani hep söylenir, bu bir edebiyat
değil. Sonuçta, bir annenin saç kurutma makinesiyle evlatlarını
ısıtmaya çalışması politik bir mevzudur ve işte,
tam da bu doğal gaz, elektrik ve benzeri konularda iktidarın enerji
politikasıyla beraber ele alınması ve değerlendirilmesi
gerekir.
Son bir yılda, dünyada doğal gaz
fiyatı yüzde 50 civarında düşmüşken Türkiyede yüzde 53,8
zam gelmesinin bir izahı olmalı arkadaşlar, bunun bir
izahının olması lazım. Yine yüzde 18 KDV, ÖTV
Bu nedir
Allah aşkına ya? Doğal gazın özel tüketim vergisi nedir?
Değerli arkadaşlar, bu olacak bir şey mi? Buna bir çözüm bulmak
gerekir. Bunun çözümü de öncelikle enerji yoksullarına ve
yoksunlarına mutlaka doğal gaz, elektrik ve su -bunları uzatmak
mümkündür- bunların ücretsiz olması lazım. Bunlar ücretsiz
olduğunda
Emin olun ki şu yandaşlara aktarılan kaynakla
ölçülmeyecek miktarda bir kaynak karşılığında,
bunların hepsini çözmek mümkündür.
Yine, doğal gazın ucuza temin edilebilmesi
için yapılmış olan anlaşmaların tekrar gündeme
alınıp bunların tekrar değerlendirilmesi gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
BAŞKAN Toparlayın Sayın Turan.
RIDVAN TURAN (Devamla) Enerji temini için
kaynakların çeşitlendirilmesi gerekir; yurt içinde gaz üretiminin,
doğal gaz üretiminin artırılmaya çalışılması
gerekir; doğal gaz yerine yenilenebilir alternatif enerji
kaynaklarına yönelmek gerekir ve doğal gaz santrallerine artık
yeniden lisans verilmemesi gerekir. Doğal gaz tüketiminin belli bir
oranın, yüzde 25, yüzde 30 oranının altına düşürülmesi
ve bu sürecin yönetilebilir bir süreç hâline getirilmesi gerekir. Ancak ve ancak
kamucu, halkçı, eşit, ulaşılabilir bir enerji
politikasıyla insanlarımızın doğal gaz zamları
konusundaki sorunlarını çözmek ve bütün evlerin
ısınmasını sağlamak mümkün olacaktır.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Akın.
Buyurun Sayın Akın. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AHMET AKIN (Balıkesir)
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, sakın bunu bir rüya olarak
görmeyin; gerçek anlamda, şu anda, halkımız evlerinde bir odaya
girmiş, battaniyeleri üzerine çekmiş, doğal gazı
kapatmış, elektrikleri kapatmış durumda; net bu. Yani
Güneydoğu Anadoluya falan gitmenize de gerek yok, Balıkesire de
gelip bakabilirsiniz çünkü insanlarda artık, para ödeyecek bir güç
kalmadı. Zaten ne olsa vatandaşın üstüne yüklediğiniz için,
doğal gaz fiyatları da zam üstüne zam aldığı için
artık, insanlar bunu farklı yollarla çözmeye gidiyorlar. Ne
yapıyorlar? Odalarına soba kuruyorlar.
Arkadaşlar, sizin dünya lideri dediğiniz
Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp Eğer biz onu
yapamazsak, tezek yakın. diyorsa sizin bir düşünmeniz lazım
kendinizi. Çünkü bizler, Türk milleti olarak halkımızı çok iyi
noktalara getirmek için mücadele ederken sizin lideriniz ülkemizi tezek yakmaya
götürüyor. Onun için, buradan da vatandaşımıza sesleniyorum,
ayarı ona göre yapsınlar.
Şimdi, bakın, değerli
arkadaşlar, doğal gaz fiyatları dünyanın her yerinde
düşüyor, Türkiyede neden yükseliyor? Neden yükseliyor? Bunu bir
düşünün. TürkAkım Projesi yaptınız, sadece adında
Türk var, sadece adında. Bütün Avrupaya doğal gaz
satılıyor. Peki, biz ucuz mu alıyoruz? Hayır. Tam tersine,
önceden anlaşmaları yaptığımız için yine kazığı
vatandaşa yediriyorsunuz. Neden? Fiyatı önceden
belirlemişsiniz. İşin başı da şu:
İzlediğiniz dış politika, enerji politikaları zaten
bitik durumda. Dış politikada bir tarafta Rusya, bir tarafta
Amerikanın elinde oyuncak olduğunuz için, maalesef, kimseye bir şey
söyleyecek hâliniz kalmadı. Jest yaptınız, dediniz ki: Biz asgari ücrete jest yaptık, 2.324 lira
oldu. Arkadaşlar, bunun elektrik ile enerjisinin toplamı tam 715
lira yani sadece doğal gaz 550 lira. Yani bir insan, asgari ücretliyi
düşünün, 2.324 lira alacak, bunun 715 lirasını enerji
politikalarına harcayacak.
İthalat yapa
yapa, artık ülkeyi tamamen ithalat cenneti hâline getirdiniz. Kendi
enerjimizi üreteceğiz. diyoruz. Üretin diye uğraşıyoruz,
diyoruz ki: Güneşe, rüzgâra destek verin. Ama lobilere teslim
oluyorsunuz. Bu da gerçekten, doğru bir olay değil. Bize
Allahın verdiği nimetler var; güneşimiz var,
rüzgârımız var; bunu maksimum derecede kullanmamız lazım.
Ayrıca, 24 Haziran seçimleri öncesi Sayın Cumhurbaşkanı
şöyle bir laf söyledi, dedi ki: Biz ithalatı durduracağız.
Bizim bütçemizde cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi
enerji ithalatıdır. Arkadaşlar, sizin iktidara geldiğiniz
zaman dışa bağımlılık yüzde 67ydi, şimdi
yüzde 77ye dayandı.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
AHMET AKIN (Devamla) Teşekkür ederim.
Hani derler ya,
herkes gidiyor Mersine, siz gidiyorsunuz tersine! Gerçekten, doğru yolu
bulmanız gerekiyor çünkü sizin istikrarsız politikalarınız
bizim halkımızı zor durumda bırakıyor.
Değerli
arkadaşlar, bakın, burada İYİ PARTİ Grubu bir önerge
verdi. Bu önergeyi biz destekliyoruz, neden? Çünkü doğal gazdan muzdarip
olan vatandaşlarımızın çileleri çok. Bize
ulaşıyorlar, gittiğimiz yerde diyorlar ki: Kardeşim, bizim
evimiz ısınmıyor, bizim elektriğimiz yanmıyor; bize
destek olun, bu AK PARTİlileri uyandırın. Alın size
fırsat, 82 milyon izleyecek inşallah. Burada ellerinizi
kaldırdığınız zaman bu önergeye destek verirseniz,
doğal gazda olan bütün sorunları ortadan kaldırmak için
-pahalılığı başta olmak üzere- bir komisyon
kuracağız, bu komisyonda herkes fikirlerini söyleyecek; milletimiz de
rahat edecek. Milletimizden yana mısınız yoksa ithalattan
yanı mı göreceğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Nevzat
Şatıroğlu.
Buyurun Sayın Şatıroğlu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NEVZAT ŞATIROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ PARTİ grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubu adına
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
26 Şubat 1992de Hocalıda katledilen 613
Azerbaycan Türkü kardeşimizi rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Kıymetli hazırun, 2002 yılına
döndüğümüzde, ülkemizde sadece 5 büyük ilimizde doğal gaz
dağıtımı vardı; İstanbul, Ankara, Bursa,
Eskişehir ve Kocaeli ilerimizde. Ama gerek BOTAŞın iletim
hatlarındaki yatırımları gerekse dağıtım
özelleştirmeleri sonucunda şu an, Türkiyemizin 81 ilinde, 550
yerleşim yerinde doğal gaz arzı sağlanmış
bulunmaktadır ve hâlen Enerji Bakanlığımıza, çok küçük
olmasına rağmen, 3-5 bin nüfuslu yerleşim yerlerinden bile
doğal gaz dağıtım talepleri gelmeye devam etmektedir.
Hülasa, şu anda, ülkemizde 16,5 milyon konut doğal gaz
kullanmaktadır. Yani bu da 68 milyon vatandaşımıza
doğal gaz arz ettiğimiz ve 54 milyonun da fiilen
kullandığı anlamına gelmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizde 1 konutun, 1 hanenin yılda 1.500 metreküp
doğal gaz kullandığını yani aylık ortalama ki
yaz ve kış çok farklıdır; yazın 10 metreküp,
kışın 200 metreküp kullanabiliriz- 125 metreküp doğal gaz
kullandığınızı düşündüğümüzde; 2002
yılında asgari ücret 164 lira, bir aylık ortalama doğal gaz
maliyeti 52 lira, asgari ücretteki payı yüzde 32,2. Bugün asgari ücret
2.324 lira, bir aylık doğal gaz faturası ortalama olarak 224
lira yani asgari ücretin içerisindeki payının yüzde 9,7ye
düştüğünü söyleyebiliriz. Bu aşamada, 52 lira olan doğal
gaz 224 lira olurken, on sekiz yılda geldiği noktada 4,2 kat artarken
asgari ücretin 14 kat arttığını da unutmayalım.
Sayın Başkanım, sayın Genel
Kurul; doğal gaz fiyatlarına baktığımızda,
Türkiye, Avrupa ülkeleri içerisinde, yine, metreküp başına euro
bazında 0,21 euroyla doğal gazı uygun fiyata kullanan ülkelerden
biri. Bizden sonra Macaristan, Romanya ve Hırvatistan gelmektedir.
Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
III. - Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, yoklama
talebimiz var.
BAŞKAN Yoklama talebinde bulunan
arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeceğim:
Sayın Özel, Sayın Bankoğlu, Sayın Beko, Sayın Bulut,
Sayın Polat, Sayın Kaya, Sayın Güzelmansur, Sayın Sümer,
Sayın Purçu, Sayın Zeybek, Sayın Kadıgil Sütlü, Sayın
Gürer, Sayın Zeybek, Sayın Keven, Sayın Barut, Sayın
Çeviköz, Sayın Yılmazkaya, Sayın İlhan, Sayın
Yeşil, Sayın Aydınlık.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.34
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.47
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Burcu KÖKSAL (Afyonkarahisar)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
61inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III. - Y O K L A M A
BAŞKAN İYİ PARTİ Grubu
önerisinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkanım milletvekilinin görevi odasında oturmak, kuliste çay
içmek değildir; lütfen uyaralım.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya sen nereden geliyorsun, bu
nedir ya!
Saygısızlık yapıyor efendim,
böyle saygısızlık olmaz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Arkadaşlar, ciddiye
almıyoruz.
Geldik iki dakika sonra Veli Bey.
VELİ AĞBABA (Malatya) Böyle başka
işler yapmayın, milletvekili maaşı alıyorsunuz,
görevinizi yapın.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın
Başkanım, yüzsüzlük yapılıyor, yüzsüzlük!
VELİ AĞBABA (Malatya) Meclise gelin,
başka işler yapmayın sayın vekiller.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Yüzsüzlük
yapıyorsun Sayın Ağbaba, açık ve net.
VELİ AĞBABA (Malatya) Millet
açılıktan ölüyor.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ayda yılda bir kere
gelip karıştırıp gidiyorsun mikser gibi. Senin ne
olduğunu millet biliyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ben hep
buradayım.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Genelde yoksunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ben hep
buradayım.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Terbiyesizliğin
alemi yok.
RECEP ÖZEL (Isparta) Nerede buradasın? Üç
dakika sonra yoksun.
VELİ AĞBABA (Malatya) Milletvekillerinin
görevi Mecliste çalışmak; öyle kuliste, odalarda çay içmek
değil.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Yapılan ikinci yoklamada da
toplantı yeter sayısı bulunamadığından,
alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 27 Şubat
2020 Perşembe günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 15.51