TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
72nci
Birleşim
24
Mart 2020 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, Meclisin
en şiddetli felaket günlerinde bile işlevini sürdürerek ufukları
karanlığa teslim etmeyen bir ışık hüzmesi olarak umut
aşıladığına, corona virüsün de bu milletin
boğuştuğu ve galibi geldiği onlarca felaketten birisi
olarak kısa sürede tarihe karışacağına ilişkin
konuşması
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürkün, ülkedeki dijital
bağımlılık sorununa ilişkin gündem dışı
konuşması
2.-
Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, corona virüsün ekonomiye
etkilerine ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın, 25 Mart Büyük Birlik Partisi kurucu Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğlunun vefatının 11inci yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İzmir Milletvekili Murat Çepninin, iktidarın Evde kal Türkiye
çağrısına çağrı merkezlerinde
çalışanların dâhil olmadığına, tüm
çalışanların ücretli izne çıkarılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
2.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 21-26 Mart Orman
Haftasına ilişkin açıklaması
3.-
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, 22 Mart Dünya Su Gününe
ilişkin açıklaması
4.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, 22-28 Mart Acil
Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftasına ilişkin
açıklaması
5.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, çiftçilerin ve
hayvancılıkla uğraşanların Tarım Kredi, Ziraat
Bankası ve diğer bankalara olan borçlarının faizsiz
ertelenmesi, ilave kredi limiti sağlanması, sosyal yardım alan
her aileye nakdî yardımda bulunulması gerektiğine ilişkin
açıklaması
6.-
Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın, 22-28 Mart Acil Tıp
Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftasına ilişkin açıklaması
7.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, coronavirüs salgınıyla
mücadele edebilmek için kişisel temizliğe dikkat edilmesi, sosyal
temastan kaçınılması ve zorunlu ihtiyaçlar
dışında evlerden çıkılmaması gerektiğine
ilişkin açıklaması
8.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
bulaşıcı hastalıklara karşı temizlik ve
sağlık kurallarına riayet edilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
9.-
Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, 25 Mart Büyük Birlik Partisi kurucu Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun vefatının
11inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
10.-
İstanbul Milletvekili Eyüp Özsoyun, Hükûmetin coronavirüs
salgınıyla mücadelede gerekli önlemleri ve tedbirleri
aldığına, vatandaşların evlerinde kalarak bu sürece
destek olması gerektiğine ilişkin açıklaması
11.-
Hatay Milletvekili Serkan Topalın, yurt dışında mahsur
kalan vatandaşların mağduriyetlerinin giderilebilmesi için
Dışişleri Bakanlığının çözüm üretmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
12.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, coronavirüsle mücadelenin en
önünde yer alan sağlık çalışanlarına başarılar
dilediğine, şehirlerarası yolcu taşıyan otobüslere ve
Yusufeli Barajında çalışan işçilere yönelik yeterli
tedbirlerin alınması gerektiğine ilişkin
açıklaması
13.-
Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlının, virüs tehlikesinin
tamamen ortadan kalktığı yetkililer tarafından
açıklanıp sosyal hayata dönülünceye kadar esnaf ve sanatkârların
giderlerinin ertelenmesi, geri ödemesiz, faizsiz kredi ve finans imkânı
verilmesi, kredi borçlarına esneklik getirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
14.-
Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğanın, 22-28 Mart Acil
Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftasına ilişkin
açıklaması
15.-
Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin, virüsle mücadelede en etkili
kavramların toplumsal dayanışma ve toplumsal
duyarlılık olduğuna, Erzurum Büyükşehir Belediyesi
başta olmak üzere Yakutiye, Palandöken, Aziziye, Pasinler, Horasan,
Köprüköy, Tekman, Karayazı, Aşkale, Çat, Pazaryolu, Hınıs,
İspir, Tortum, Narman, Oltu, Olur, Uzundere ve Şenkaya ilçe
belediyelerine hassasiyetlerinden ötürü minnettarlıklarını ifade
etmek istediğine ilişkin açıklaması
16.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, coronavirüsle mücadelenin devam
ettiğine, test sonuçları pozitif çıkan Galatasaray Teknik
Direktörü Fatih Terime şifa dilediklerine, Bilim Kurulunun tavsiyeleri
doğrultusunda daha radikal tedbirler alınarak sokağa
çıkılmasına sınırlama getirilmesi gerektiğine,
sağlık çalışanlarını tebrik ettiğine, 20 bin
öğretmen atamasını olumlu bulduklarına, KHKyle
görevlerinden uzaklaştırılan doktorların göreve çağrılmasının
düşünülmesi gerektiğine, Sağlık Bakanının bugüne
kadarki şeffaflığını ve çabasını
değerli gördüklerine ancak bilgilendirme yaparken vaka ve kayıp sayısıyla
birlikte varsa iyileşenlerin sayısının, solunum
makinelerinin yeterli olup olmadığının, üretiminin veya
ithalatının ne aşamada olduğunun ve yoğun bakımda
yatan kaç hasta bulunduğunun da ifade edilmesi gerektiğine, Hükûmetin
vatandaşın derdine derman olacak tedbirleri hâlâ almadığına
ilişkin açıklaması
17.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, coronavirüs salgını
nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet
dilediğine, olası bir salgın tehlikesine karşı
Sağlık Bakanlığı bünyesinde Operasyon Merkezi ve Bilim
Kurulu kurularak alternatif mücadele planları geliştirildiğine,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen
Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin sosyal devlet
anlayışının sonucu olduğuna, yabancı medya
organlarının ülkenin itibarını zedeleme gayreti içinde
bulunduğuna, devletin ve milletin virüs salgınını yenecek dirayete,
deneyime ve bilimsel birikime sahip olduğuna, vatandaşların
resmî açıklamalar dışında hiçbir açıklamaya itibar
etmemesi gerektiğine, 25 Mart Büyük Birlik Partisi kurucu Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunu vefatının
11inci seneidevriyesinde rahmetle andığına ilişkin
açıklaması
18.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Batman Belediyesi,
Diyarbakır ili Silvan, Lice, Ergani, Eğil ile Bitlis ili Norşin
ilçe belediyeleri, Iğdır ili Halfeli ve Siirt ili Gökçebağ belde
belediyelerine kayyum atanarak belediye eş başkanlarının
gözaltına alındığına, bu belediyelerin coronavirüsle
mücadelede yaptığı uygulamalara, kayyum atamalarının
ve kayyum atayanların tarihe kara
bir leke olarak geçeceğine, corona virüse karşı mücadelede
dayanışma, iş birliği gerekirken Kürt halkına yönelik
düşmanca tutumu asla kabul etmediklerine ilişkin açıklaması
19.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, virüs salgını nedeniyle
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet dilediğine, coronavirüsle
mücadelede daha fazla test yapılması, sürecin daha şeffaf
yürütülmesi ve yurttaşların evde kalabilmesinin ekonomik ve sosyal
koşullarının sağlanması gerektiğine, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun virüs salgını
sürecinin en az hasarla atlatılabilmesi için kamuoyuna
açıkladığı 13 maddeden oluşan öneri paketine ve bu
önerilerin hayata geçirilebilmesi için önergelerini Genel Kurul gündemine
taşıdıklarına ilişkin açıklaması
20.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, coronavirüsle mücadelede büyük
emek ortaya koyan sağlık çalışanlarını tebrik ettiğine,
virüs sebebiyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet
dilediğine, kız kardeşinin Rahmetirahmana kavuşması
sebebiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluna
taziyelerini ilettiklerine, Adalet ve Kalkınma Partisinin
vatandaşlara karşı düşmanlık beslemesinin söz konusu
olmadığına ilişkin açıklaması
21.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemirin HDP grup
önerisi üzerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
22.-
Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, 25 Mart 2009 tarihinde ebediyete intikal
eden hemşehrisi Büyük Birlik Partisi kurucu Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğlu, İsmail Güneş, Erhan Üstündağ, Murat
Çetinkaya, Yüksel Yancı ile Kaya İstektepeye ve 19 Martta
İdlibde şehit düşen hemşehrisi Piyade Uzman
Onbaşı Ramazan Nayire Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
23.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Adıyaman
Milletvekili İbrahim Halil Fıratın HDP grup önerisi üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
24.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
25.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
26.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, etnik kökeni ne olursa olsun, dinî
aidiyeti ne olursa olsun bu vatan üzerinde yaşayanlara Türk milleti
dediklerine ilişkin açıklaması
27.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 83 milyon vatandaşı
düşüncesi, etnik aidiyeti, inancı ne olursa olsun bir görmek
gerektiğine ilişkin açıklaması
28.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, demokratik siyaset
açısından kayyum atamaları konusunda da hassasiyet
gösterilmesini beklediklerine ilişkin açıklaması
29.-
Ordu Milletvekili Cemal Enginyurtun, coronavirüs salgını sebebiyle
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere
bakanların başarılı bir mücadele verdiğine, özel
sektör çalışanlarına da izin verilerek evde
kalmalarının sağlanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
30.-
İstanbul Milletvekili Oya Ersoyun, coronavirüs salgını
nedeniyle cezaevlerindeki mahkûmların tahliyesinin
konuşulduğuna, kadın katillerinin ya da cinsel saldırı
faillerinin topluma salıverilmesinin kabul edilemez olduğuna
ilişkin açıklaması
31.-
İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun, Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın görüşülmekte olan
196 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde
şahsı adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
32.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Ağrı Milletvekili
Abdullah Koçun görüşülmekte olan 196 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 21inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
33.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
34.-
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın, Şırnak
Milletvekili Nuran İmirin görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki benzetmeyi reddettiklerine
ilişkin açıklaması
35.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
36.-
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, Türkiyede olduğu gibi
Aydın ili Nazilli ilçesinde de yaşanılan koruyucu ekipman
konusundaki problemlerin bir an önce giderilmesi, sağlık personelinin
kaderine terk edilmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
37.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, sağlık
çalışanlarının ihtiyaç duyduğu ekipman ve malzemelerin
tedarik edildiğine ilişkin açıklaması
38.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
hazırlanan ceza infaz paketinin mevcut talebi karşılamaktan uzak
olduğuna, Anayasanın eşitlik ilkesi gereğince infaz
indiriminin herkese uygulanması, tutuklu ve hükümlülerin ölüm riskine
karşı korunaksız ortamda bırakılmaması
gerektiğine ilişkin açıklaması
39.-
Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erimin, Nazilli Devlet Hastanesinde
maske, eldiven, bone, koruyucu kıyafet konusunda sıkıntı
yaşanmadığına ilişkin açıklaması
40.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Şırnak Milletvekili
Hüseyin Kaçmazın görüşülmekte olan 196 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 29uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
41.-
Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmazın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
42.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Hatay Milletvekili Serkan
Topalın görüşülmekte olan 196 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 30uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
43.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Milletvekili Ahmet
Şıkın görüşülmekte olan 196 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 30uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve
vatandaşların toplanan vergiler ile kendilerine sunulan hizmetler
arasında bir problem görmediği için AK PARTİ
iktidarını görevde tuttuğuna ilişkin açıklaması
44.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
45.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, test merkezlerinden verilerin
toplanması zaman aldığı için açıklamaların
akşam yapılabildiğine ilişkin açıklaması
46.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, sıkıntılı günlerden
geçildiğine, her sektöre her vatandaşa destek olacak kararların
alınması gerektiğine, vatandaşların tümünü kapsayacak
ve geniş bir tabana yayılacak önerilerinin kabul görmediğine
ilişkin açıklaması
47.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, virüs salgınının
uzun süre devam etmesi hâlinde getirilen önlemlerin anlamının
kalmayacağına, İYİ PARTİ olarak talep ve önerilerine
ilişkin açıklaması
VI.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaş tarafından, HDPli belediyelere kayyum atanmasının
yol açtığı hukuksuzluğun araştırılması
amacıyla 23/3/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24
Mart 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
B) Danışma Kurulu
Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 24 Mart 2020 Salı günkü
birleşiminde 197 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin önerisi
2.-
Danışma Kurulunun, görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 20nci maddesinin yeniden görüşülmesine
dair Plan ve Bütçe Komisyonu talebinin İç Tüzükün 89uncu maddesi
uyarınca uygun görüldüğüne ilişkin görüşü
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Önergeler
1.-
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, (2/2477) esas numaralı Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/72)
VIII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 196)
2.-
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop ve 1 Milletvekilinin Afrika
Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasına
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanunun
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/2691) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 197)
B)
Yeniden Görüşmeleri Yapılan Teklifler (Tekririmüzakere)
1.-
Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 196) (Madde 20)
IX.-
OYLAMALAR
1.-
(S. Sayısı: 196) Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin oylaması
2.-
(S. Sayısı: 197) Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop ve 1
Milletvekilinin Afrika Kalkınma Bankası Kuruluş
Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair
Kanunun Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin oylaması
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
İzmir Milletvekili Ednan
Arslan'ın, Bakanlığın merkez ve bağlı
kuruluşlarının kullanımında olan hizmet ve makam
araçlarına ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat
Albayrakın cevabı (7/25564)
2.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, 2018-2019 yıllarında Et ve Süt Kurumunun depolarında
bulunan donmuş etlere ve Kurum tarafından yerli ile ithal hayvan
kesimlerine ve maliyetlere ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin cevabı (7/25619)
3.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, hayvan ölümleri ve mecburi kesim verilerine ilişkin sorusu ve
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin cevabı (7/25622)
4.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, TİGEM'in banka kredisi kullandığı iddiasına
ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin
cevabı (7/25623)
5.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, orman yollarının yapımına ilişkin sorusu ve
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin cevabı (7/25624)
6.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, TURQUALITY Programı kapsamında destek verilen firmalardan
yabancı uyruklu firmalar tarafından satın alınanlara
ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcanın cevabı
(7/25633)
7.-
Mersin Milletvekili Alpay Antmen'in, 2010-2020 yılları arasında
doğalgaza yapılan zamlara,
Akkuyu
Nükleer Enerji Santralini işletecek şirkete verilen ödeme
garantisine,
İlişkin
soruları ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın
cevabı (7/25740), (7/25741)
8.-
Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer'in, Kürtçe seçmeli
dersine ve bu dersin öğretmen atamalarına,
-Antalya
Milletvekili Kemal Bülbül'ün, Bakanlık tarafından Eğitim ve
Ahlak adıyla düzenleneceği iddia edilen kongreye,
-Aydın
Milletvekili Bülent Tezcan'ın, Aydın'da karot testi yapılan okul
sayısı ve testler sonucunda yıkılması gereken
okullara,
-Ankara
Milletvekili Yıldırım Kaya'nın, Köy Enstitüsü
binalarının depreme dayanıklı olmadığı
gerekçesiyle yıkılacağı iddialarına,
İlişkin
soruları ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçukun cevabı
(7/25749), (7/25750), (7/25751), (7/25752)
9.-
İzmir Milletvekili Murat
Bakan'ın, Bakanlığın bir vakıf ile
imzaladığı protokol kapsamında gerçekleştirilecek olan
etkinliklerin denetimine ilişkin sorusu ve Milli Eğitim Bakanı
Ziya Selçukun cevabı (7/25754)
10.-
Antalya Milletvekili Cavit
Arı'nın, Isparta ilinde bulunan Meyvecilik Araştırma
Enstitüsünün tasarrufundaki tarımsal alana TOKİ tarafından konut
inşa edileceği iddiasına ilişkin sorusu ve Tarım ve
Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin cevabı (7/25758)
11.-
Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaş'ın, Kanal İstanbul Projesinin geçeceği
güzergahta yer alan taşınmazların mülkiyetine ilişkin
sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın cevabı
(7/25846)
12.-
Adana Milletvekili Burhanettin Bulut'un,
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürlüğünün
logosundan Türkiye ibaresinin kaldırılması ve Genel Müdür ile
yardımcılarının maaşlarıyla ilgili çeşitli
iddialara ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat
Albayrakın cevabı (7/25849)
13.-
Şanlıurfa Milletvekili
Nusrettin Maçin'in, intihar girişiminde bulunan kişilere psikososyal
destek verilip verilmediğine ve intihar vakalarının önlenmesi
amacıyla yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Hazine
ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın cevabı (7/25851)
14.-
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, bir kişinin
aldığı telefonun yasal süresi içinde gönderilmemesi ve para
iadesi için yaptığı başvuruların olumsuz
sonuçlanmasına,
Bir
kişinin satın aldığı ürünleri iade etmek istemesi ve
şirketin para iadesi yapmamasına,
Bir
kişinin aldığı ürünün yasal süresi içinde gönderilmemesi ve
para iadesi için yaptığı başvuruların olumsuz
sonuçlanmasına,
İlişkin
soruları ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcanın cevabı
(7/25913), (7/25914), (7/25915)
15.-
Eskişehir Milletvekili Arslan
Kabukcuoğlu'nun, yüksek yoğunluklu tatlandırıcı
ithalatına ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ruhsar
Pekcanın cevabı (7/25916)
16.-
İzmir Milletvekili Ednan
Arslan'ın, 2018-2020 yılları arasında Bakanlığa
yapılan bilgi edinme başvurularına ilişkin sorusu ve
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcanın cevabı (7/25918)
17.-
Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya'nın,
Rize'nin kuru çay ithalatına ve gerekçelerine ilişkin sorusu ve
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcanın cevabı (7/26062)
18.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, kamu kurum ve kuruluşlarındaki kiralık bina
sayısına ve toplam kira tutarına ilişkin sorusu ve Hazine
ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın cevabı (7/26112)
19.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, kamu kurum ve kuruluşlarının sahip olduğu binek
araç sayısına ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrakın cevabı (7/26113)
20.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, ülkemizde illere göre sosyal yardım alan kişilerin
istatistiki verilerine ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrakın cevabı (7/26114)
21.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, kamu kurumlarına tahsis edildiği halde atıl halde
bulunan Hazine taşınmazlarına ilişkin sorusu ve Hazine ve
Maliye Bakanı Berat Albayrakın cevabı (7/26116)
22.-
İstanbul Milletvekili Ali
Kenanoğlu'nun, toplanan deprem vergilerinin hangi amaçla
kullanıldığına ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye
Bakanı Berat Albayrakın cevabı (7/26119)
23.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, KİT'lerin yurt dışında yaptığı
ticari faaliyetler sonrasında alacağını tahsil
edemediği durumlara ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ruhsar
Pekcanın cevabı (7/26186)
24.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürer'in, C2 yetki belgesi sahiplerinin yalnızca uluslararası
eşya taşımacılığı yapması önerisine
ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcanın cevabı
(7/26314)
24 Mart 2020 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.04
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 72nci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Celal Adanın, Meclisin en şiddetli felaket günlerinde bile
işlevini sürdürerek ufukları karanlığa teslim etmeyen bir
ışık hüzmesi olarak umut aşıladığına,
corona virüsün de bu milletin boğuştuğu ve galibi geldiği
onlarca felaketten birisi olarak kısa sürede tarihe
karışacağına ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, küresel
bir soruna karşı milletçe mücadele verdiğimiz şu günlerde
Meclisimizin çalışmalarında yer almak ve Genel Kurulu yönetmek
benim açımdan çok anlamlıdır çünkü bu Meclis, milletimizin ümit,
heyecan ve şevk kaynağıdır. En şiddetli felaket
günlerinde bile bu Meclis işlevini sürdürmüş, ufukları
karanlığa teslim etmeyen bir ışık hüzmesi olarak
herkese umut aşılamıştır. İstiklal Harbi
esnasında Ankara bozkırlarına bombalar düşerken dahi bu
Meclisin mensupları vazifelerine dört elle
sarılmışlardır. Meclisin gayretini gördüğü vakit
vekilleriyle beraber, millet de dimdik ayakta durmuştur. Corona virüsü de
bu milletin boğuştuğu ve galibi geldiği onlarca felaketten
birisi olarak inşallah kısa sürede tarihe karışacaktır.
Bin yıl önce Asya bozkırlarına dikilen Orhun Abideleri ile yüz
yıl önce Ankara bozkırına açılan Millet Meclisi aynı
sözleri söylemektedir: Aşağıda yağız yer
yarılmadıkça, yukarıda mavi gök çökmedikçe bu millet pes
etmeyecektir. (AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Türkiyede
dijital bağımlılık sorunu hakkında söz isteyen
Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürke aittir.
Buyurun Sayın Öztürk. (MHP
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Kırıkkale Milletvekili Halil
Öztürkün, ülkedeki dijital bağımlılık sorununa
ilişkin gündem dışı konuşması
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiyede dijital
bağımlılık sorunu hakkında gündem dışı
söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları
başında bizleri izleyen saygıdeğer izleyicilerimizi
hürmetle, saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında şunu
söylemek istiyorum: İçinden geçtiğimiz ve milletçe ciddi mücadele
verdiğimiz coronavirüs sürecinde tüm vatandaşlarımızın
evde kalma konusundaki hassasiyetlerini yüksek tutmalarını istiyoruz.
Biz vekilleriniz olarak iradenizi temsilen çalışıyoruz. Lütfen
siz kendi OHALinizi ilan ediniz ve evinizde kalınız. Ancak
coronavirüse karşı alınan tedbirler nedeniyle evlerinden
çıkmayan vatandaşlarımıza da bir hatırlatmada bulunmak
istiyorum. Bir kısmımız vakit geçirmek adına dijital teknolojiyi
kullanıyoruz. Lütfen teknoloji aletlerinin sizi bağımlı
hâline getirmesine müsaade etmeyin. Bu duyarlılığınız
kendiniz kadar evdeki tüm bireyler için de geçerli olsun. Kitap okumak, müzik
dinlemek, resim yapmak, eş ve çocuklarımızla sohbet etmek sosyal
uğraşlarımız olsun.
Yine, bu kritik coronavirüs sürecinde sosyal medyada
terör örgütlerinin halkı korku ve paniğe düşürerek, gerçeğe
aykırı bilgi ve belge yayarak, yayınlayarak provokatif
coronavirüs paylaşımı yapmalarına
müsaade edilmemeli, resmî açıklamalara itibar edilmesinin önü
açılmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, günümüzde teknoloji çok hızlı bir şekilde
ilerleyip gelişiyor, gittikçe de yayılıyor. Çok sayıda
insan, kendini tatmin etme adına, internet, sosyal medya, oyun gibi
farklı mecraları bağımlılık arz edecek
şekilde aşırı derecede kullanmaktadır. TÜİK
verilerine göre, Türkiyede yaş grupları incelendiğinde,
bilgisayar ve internet kullanım
oranları her geçen yıl daha da artmaktadır. Ülkemizdeki dijital
bağımlılık sadece yeni nesil ve orta yaş
insanları tehdit etmekle kalmayıp evdeki çocuklardan çocuk
arabasındakilere kadar herkesi tehdit eder hâle gelmiştir. Tehdit
eder diyorum çünkü teknolojiyi aşırı ve bilinçsiz bir
şekilde kullanan yani dijital bağımlılık yaşayan
bireylerde çok yönlü olumsuz etkiler de görülebilmektedir. Fiziksel olarak
hâlsizlik, beden duruşunda bozukluk, ellerde uyuşma, gözlerde yanma
ve kas ağrıları gibi şikâyetler bu kapsamda öne
çıkmaktadır. Tüm bunların yanı sıra, obsesif,
depresif, aşırı savunmacı, kaygılı, dikkat dağınıklığı, öz
güvende düşüklük, yalnızlaşma ve yüz yüze ilişki kurmakta
güçlük çekme gibi problemler de görülebilmektedir. Bu alanda ciddi
çalışmalar yapan Profesör Doktor Sayın Tuncay Dilci ve
çalışma arkadaşlarının -ki buradan kendilerini dijital
bağımlılık konusundaki özverili
çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum- en son 842
işçi üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre,
akşamları evde veya dinlenme saatinde üç saatin üzerinde dijital
nesnelere temas eden çalışanların yüzde 28, üretkenlik
noktasında, performans düşüklüğü yaşadığı,
dikkat eksikliği ve buna bağlı iş kazalarında da
artış gözlendiği tespiti yapılmıştır.
Değerli
milletvekilleri, dijital bağımlılık konusunda öne
çıkan bir diğer sorun da çocuk ve gençlerimizi bağımlı
hâle dönüştüren dijital oyunlardır. Küçük yaşlardan itibaren
şiddet içerikli oyunlar oynayan çocuk ve gençlerimizde şiddete
eğilimin arttığını görebilmekteyiz. Bu oyunlar
çocuklarımızın iç dünyasında kargaşa, karmaşa
yaratırken vicdan
duygusunu da olumsuz yönde tetikleyebilmekte ve problem çözebilme becerilerini
kısıtlamaktadır. Türkiyede dijital oyunların sebep
olduğu çok sayıda intihar vakası da daha
hatırlarımızdan çıkmamıştır.
Sosyalleşme ihtiyaçlarını sanal ortamda değil de gerçek
hayatta yaşayacağı veya kuracağı ilişkileriyle
sağlamasında ise aile faktörü büyük önem arz etmektedir.
Unutmayalım ki Türk milletinin en önemli özelliği aile bağlarının
çok güçlü olmasıdır. Biz bu bağla Adriyatikten Çin Seddine
kadar yüzyıllarca hüküm sürdük ve kendi özümüzü kaybetmedik. Bu sebeple
dijital bağımlılık yoluyla aile
bağlarımızın çözülmesine müsaade etmeyelim.
Çocuklarımızla çok daha geniş zaman geçirecek ortamlar yaratarak
onları dijital bağımlılıktan uzak tutalım.
Unutmayalım ki teknoloji iyidir ama teknolojikolik olmamak çok daha
iyidir.
En kısa sürede coronavirüs mücadelemizden
milletçe zaferle çıkacağımıza inanıyor,
sağlık çalışanlarımızı bir kez daha
kutluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
coronavirüsün ekonomiye etkileri hakkında söz isteyen Uşak
Milletvekili Özkan Yalıma aittir.
Buyurun Sayın Yalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın,
corona virüsün ekonomiye etkilerine ilişkin gündem dışı
konuşması
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın Başkan,
Değerli Divan, çok değerli çalışma
arkadaşlarımız ve bizi izleyen tüm
vatandaşlarımız; hepinize en içten duygularımla sevgi ve
saygılarımı sunuyorum.
İnşallah virüssüz, hastalıksız
günler geçirmek dileğiyle, başta sağlık
çalışanlarımız olmak üzere, verdikleri emeklerden
dolayı hepsini tebrik ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bu illetin, hepimizin,
hep birlikte mücadele edeceği, başta Parlamento olmak üzere tüm
Kabinenin, değerli bakanlarımızın ve belediye
başkanlarımızın, valilerimizin yani tüm
vatandaşlarımızla birlikte, hep birlikte aşacak
olduğumuz bir sorun olduğunun altını çiziyorum. Onun için,
burada yapacak olduğum konuşma da kesinlikle muhalefet değil
sadece vatandaşlarımızın lehine, bu süreci en iyi
şekilde atlatmak adına gerekli olan desteklerimizle alakalı bir
konuşma olacaktır.
İlk önce, iki gündür çok sayıda şoför
kardeşimiz Bulgaristan tarafında yaklaşık 60 kilometre,
Türkiye tarafında 10 kilometre kuyruklar oluştu- kumanyaları
bittiğinden dolayı bize ulaştı. Ben dün gece Edirne
Belediye Başkanımız Recep Gürkan Beyi aradım; kendisi
yaklaşık binin üzerinde kişiye yapmış olduğu
kumanya desteğiyle geçici bir süre bu sorunu çözdü. Buradan özellikle
Edirne Belediye Başkanımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli vatandaşlarımız,
değerli milletvekili arkadaşlarımız; biliyorsunuz geçen
hafta, özellikle bizden önce bu illet virüsün sardığı ülkelerin
başında olan Fransada Cumhurbaşkanının
yapmış olduğu bir konuşmayla size bir iki örnek
vereceğim. Ben, Sayın Cumhurbaşkanının,
İçişleri Bakanının, Maliye Bakanının ve
Sağlık Bakanının bu konuyla ilgili gerekli
adımları atmasıyla alakalı buradan bu konuşmayı
da örnek almalarını özellikle rica ediyorum.
Biliyorsunuz İşsizlik Fonunda
yaklaşık 131 milyar TLmiz olduğu Sayın Hükûmet
tarafından açıklandı. Umarım bu para yerindedir çünkü
artık bu paranın bugünlerde kullanılması gerektiğinin
altını çiziyorum.
Sayın Emmanuel Macron bu illetle savaş
için -bir savaş ilan edildi, kesinlikle başka bir ülkeyle değil
sadece bir virüsle ilgili- bu savaşla alakalı 300 milyar euroluk bir
bütçe ayrıldığını açıkladı. Biliyorsunuz tabii
ki ilk önce sağlık ancak sağlık, bu virüsle gelecek
gidecek; sağlık çalışanlarımızla birlikte
kesinlikle elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ancak akabinde,
bu virüs süresince kapatılan iş yerlerimizin ve bu iş yerlerinde
çalışan vatandaşlarımızın sorunları var. Bu
sebepten dolayı, Sayın Macron -biraz önce dediğimiz gibi-
şöyle bir açıklama yaptı: 300 milyar euro tutarında bir
bütçe ayrılmıştır. Hiçbir şirket bu süreçte iflas
vermeyecek, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayacak.
Bu süreçte askerler hastaları nakletmekle görevli olacak. Bütün
şirketlerin zararı ödenip işten çıkarma olmayacak,
çalışanların sigorta ve işsizlik parası ödenecek.
Halkın sabun, jel ve deterjan gibi bütün ihtiyaçları bedava
karşılanacak. Bu süreçte bütün oteller ve taksiler gerekli destekleri
ücretsiz verecekler ve bu, devlet tarafından karşılanacak. Buna
benzer daha çok sayıda
Ancak ben bugün Halk Bankasının
esnaflarımıza 25 bin artı 25 bin, 50 bin TLlik kredi
verdiğini gözlemledim. Tabii ki bu faydalı, kötü değil ancak
vatandaşımızı ve esnafımızı daha fazla
borçlandırmayalım, borçlandırmaktan öte, yapılması
gerekenleri anlatalım.
Bakın, Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle neler açıklandı, hangi sektörler kapatıldı?
Kısacası ben, ilk önce bunu sizinle paylaşmak istiyorum.
Bakın, değerli milletvekillerimiz, değerli
vatandaşlarımız; oteller, restoranlar, kafeler, tiyatrolar,
sinemalar, erkek berberleri, kadın kuaförleri, hamamlar, güzellik
salonları, eğlence mekânları, düğün salonları,
toplantı salonları, ulaştırma sektörü, hava
taşımacılığı, deniz
taşımacılığı, kara
taşımacılığı, ulaştırmadaki tüm sektörler,
seyahat acenteleri hatta çiçek üreten çiçek sektörleri kapatıldı,
bugün haberlere de düştü biliyorsunuz. Onun için, nasıl Kanada 83
milyar dolar ayırdıysa, Fransa 300 milyar euro ayırdıysa
bir an önce bu 131 milyar TLlik bütçemizle bu gerekenleri yapmamız
gerekiyor; ben, Sayın Cumhurbaşkanından
Bu sektörlerde çalışan işçilerimiz
belli, sicilleri belli, esnaf kayıtları belli, tüm o sektörlerde
çalışan işçi kardeşlerimizin SGK girişleri belli. Bu
sebepten dolayı, bu kayıtlar incelenerek, bu kişilerin
batmaması adına, işçilerin ilk önce sigortalarının
karşılanması, işçilerin sigortalarının ya
dondurulması ya devlet tarafından karşılanması ve de
kesinlikle maaşlarının da karşılanması
Çünkü bu
vatandaşlar evlerinde yaşamak zorunda, bu vatandaşlar bir
şekilde yaşam faaliyetlerini sürdürmek zorunda.
Bunun yanında, biliyorsunuz, birçok sektörde
olduğu gibi elektrik, su, doğal gazı da aynı şekilde,
bu süreç, bu olağanüstü durum atlatılıncaya kadar, bu virüsün
etkisi gidinceye kadar, 4 kişilik bir ailenin ne kadar su, elektrik ve
doğal gaz ihtiyacı varsa kesinlikle bizim devletimiz tarafından
karşılanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZKAN YALIM (Devamla) Peki, diyeceksiniz ki:
Bütün bunları nasıl yapacağız? Değerli
vatandaşlarımız, değerli milletvekili
arkadaşlarımız; tekrar söylüyorum, 131 milyarlık bu
İşsizlik Fonundaki bütçe eğer yetmez ise bakın size
şunu söylüyorum: Yaklaşık 8,5 milyar lira, bir yıllık,
bu verilen geçiş garantili otobanlara, köprülere, tünellere ve de hastane
ve havaalanlarına ödemeler var; bu ödemeleri sadece bir yıl, sadece
bir yıl uzattığımızda, tüm bu sektörün bir aylık
ihtiyaçlarını, kiralarını, işçilerinin
maaşlarını ve de sigortalarını ödemeye yetecektir.
Onun için, bunu bu şekilde çözeceğimiz kanaatindeyim; ben bunun da
özellikle altını çiziyorum.
Diğer, son bir konu ise -biliyorsunuz- ceza
indirimi. Buradan AK PARTİli vekil arkadaşlarımıza
sesleniyoruz: Komisyondaki bizim vekil arkadaşlarımız sizlerden
bunu da talep ettiler, bekliyorlar; vatandaşımız için acilen bu
öneriyi getirin, bir an önce de doğru bir şekilde sonuçlandırmak
adına gereken çalışmayı yapalım diyorum, hepinize
saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Büyük Birlik Partisi kurucu Genel Başkanı merhum Sayın Muhsin
Yazıcıoğlunun vefatının 11inci yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Osman Boyraza aittir.
Buyurun Sayın Boyraz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın,
25 Mart Büyük Birlik Partisi kurucu Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun vefatının
11inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
OSMAN BOYRAZ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Büyük Birlik Partisi kurucu Genel
Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunun
vefatının seneidevriyesinde gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle, sizleri ve ekranları başında bizleri seyreden aziz
milletimizi en kalbî duygularımla, hasret ve muhabbetle selamlıyorum.
Hepimizin de yüreğinde hissedip diline pelesenk
olan kendisine ait şiirini paylaşmak istiyorum.
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak
istiyorum.
Durun, kapanmayın pencerelerim,
Güneşimi kapatmayın,
Beton çok soğuk, üşüyorum.
İşte böyle anlatıyordu hislerini
Üşüyorum. diyordu. Ne o bilebilirdi ne de bir başkası, hayata
veda edeceği yerin yirmi beş yıl önce yazdığı
şiirdeki kadar soğuk olacağını. Mamak Cezaevinin
kırık taşları üzerinde yazılan mısralar, bir
anlamda Yazıcıoğlunun yazgısının da
satırlarıydı. Kapkara bir dehlizde beyaz bir sayfaya değil
de sanki Beritin bembeyaz karlarının üzerine
yazılmıştı.
Hayatı bitmek bilmeyen mücadelelerle dolu, bir
duygu, bir düşünce, bir dava adamıydı Yazıcıoğlu.
Onunla aynı görüşü paylaşsın ya da paylaşmasın
herkesin, her kesimin, insanlığını, beyefendiliğini, saygınlığını takdir
ettiği bir kişiydi. Anadolunun bağrında yetişen
binlerce, milyonlarca vatan âşığından biri olarak yaşadı
ve bir akşamüstü, canı kadar sevdiği memleketinin
bilinmezliğinde kayboldu. Gidişi de varlığı gibi
efendice, sessizce, kendince oldu.
Bu ne ateş ki, yandıkça yanmakta? / Bilen
yok mu, nasıl diner, nasıl söner? / Yokluğu hançer gibi
saplanmakta. / Kekik kokulu değil artık dağlarım.
Şairin de ifade ettiği gibi o günden bu güne hasreti yüreğimizde
kor ateş gibi yanan Anadolunun teni kavruk yiğit evladı Muhsin
Yazıcıoğlunu ilk defa 1991 yılında tanıma
fırsatım olmuştu.
1991 yılında Sivasın
sokaklarını, caddelerini, meydanlarını donatan iki
afiş dikkatimizi çekiyordu: Muhsin kim? Caddeler, sokaklar, her taraf
Muhsin kim? afişiyle donatılıyor; dalga dalga bütün
Sivasın illerine, ilçelerine kadar herkes merak ediyordu ve ondan bir
hafta sonra bir başka afiş asılıyordu: O,
inançlarımızı Meclise taşıyacak.
Evet Muhsin kim? Aynı soruyu yıllar
sonra bir gazeteci -vefatından iki ay önce- kendisine Size göre Muhsin
kim? diye sordu. Cevabında Muhsin Yazıcıoğlu:
Hakkımdaki değerlendirmeleri kendim yapmaktansa aziz milletime
bırakmayı tercih ederim. Çünkü, siyasetçinin sahibi bir yerde kendisi
değil, millettir. Milletin sevgisi, duası ve desteği
siyasetçinin aynasıdır. demişti. İşte, bu sorunun
cevabını millete bırakmıştı. Muhsin
Yazıcıoğlu hakkında söz söylemenin, cümle kurmanın ne
kadar zor olduğunu biliyorum. Onu anlatmaya ne
dağarcığımdaki kelimeler yeter ne de zaman, bunun da
farkındayım.
Şimdi, milletin temsilcisi olarak dilimin
döndüğünce Muhsin Yazıcıoğlunu anlatmaya
çalışacağım. Muhsin kim? Çamura bulanmış eller,
yamalı elbiselerle Şarkışla bozkırlarında
düşe kalka koşup oynayan, her düşmesiyle yeniden ayağa
kalkmanın hayaline tutunan yağız bir Anadolu çocuğu.
Bozkırlarda biteviye uzanan yılkılar misali, başı
Kulmac Dağlarına odaklanmış, kara kuru bir memleket
çocuğu. Göze başlarında tek başına göğü
selamlayan bir selvi ağacı, dağların koynunda, kekik kokan koyaklarda
öte hülyaların aşkıyla yüreğini öğüten asude
adanmışlık. Sultanlar sultanının mağaraya
sığınma günlerinde Korkma Allah bizimledir. düsturunu içine
yerleştiren bir inanmış adam.
Refah Partisi tarafından kurulan hükûmete
destek açıklamasından sonra ziyaretine gelen birisi tarafından
odasında Muhsin, sen bilmiyorsun, adamı 2 kilometreden
sırtından vuruyorlar. diye üstü kapalı tehdidine
karşı, yakasına yapışıp kravatından tutarak Git,
kim bunları sana söylediyse onlara söyle. Biz adamı 2 kilometre
sırtından değil, 10 santimetre alnından vururuz. diyerek
15 Temmuzda Ömer Halisdemire selam gönderen, Allahtan başka hiçbir
güçten de korkmayan yiğidin adıdır Muhsin
Yazıcıoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Beylerbeyi Osman Gazinin bağrından
çıkıp deniz gören dağlara kadar dalları uzayan bir
çınar, Sultanlar Sultanı Ahmed Yesevînin altmış üç
yıllık adı güzel Muhammed aşkına tutulan ve kendine bu
dünyayı zindan gören bir tasavvuf sevdalısı. Bir güz vakti, tam
kıtlık kapıyı kesmişken Tapduk Emre dergâhına
alıç götürüp ahalisine buğday getirmeyi murat eden lakin onun dizinin
dibinde diz çöküp ruhunu tımarlayan bir Yunus misali.
Muhsin kim? dersek Kafkas Dağlarında
Ruslara diz çöktüren Çeçen gönüllülerinin en yakın yareni, onların
dertleriyle dertlenen bir âdemoğlu, bir serdengeçti. Egede zeybek,
Karadenizde horon, Anadoluda halay, Doğuda zılgıt; memleketin
her zerresini kendi gönlüyle bütünleyen yedi iklim bir seher
yıldızı. Çevrili dağlara, aşılmaz ırmaklara,
mazlum yüreklere dokunan bir kardelen çiçeği.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın, buyurun.
OSMAN BOYRAZ (Devamla) Ovalarda salınan bir
kartal misali bütün zincirleri kıran, bütün bendeleri aşan bir öte
memleketler sevda muştucusu. Soğuk, ızdıraplı zindan
günlerinde işkenceye, çileye rağmen, verilmeyen karanlık odada
teyemmümle namazını kılan bir Anadolu sevdalısı.
28 Şubatın en zalim, ürkütücü
zamanlarında yüreğinde taşıdığı kefeni
sözleri üzerine bir libas gibi serip Namlusunu millete çevirmiş tanka
selam durmam. diyerek 15 Temmuzda tanklara karşı direnen, milletine
seneler öncesinden yol gösteren biri.
Hasılıkelam Muhsin kim? dersek; Muhsin,
bir yiğit delikanlı; sordum, aslı Sivaslı; o, milletin
evladı; Muhsin Yazıcıoğlu.
Mekânı cennet olsun, Allah rahmet eylesin. (AK
PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim. Bu sözlerin ardından Sayın Grup
Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Sayın Çepni
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin,
iktidarın Evde kal Türkiye çağrısına çağrı
merkezlerinde çalışanların dâhil olmadığına, tüm
çalışanların ücretli izne çıkarılması
gerektiğine ilişkin
açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
Çağrı merkezlerinde 100 bine yakın
insan çalışıyor. İktidarın Evde kal Türkiye
çağrısına dâhil olmayanlar, çağrı emekçileri. Kronik
hastalıklara sahip olanlar da dâhil olmak üzere tüm çağrı
emekçileri aynı kalabalık çalışma koşullarında ve
bu ortamlar ortalama bin kişilik.
Ferhat Ceylan, Vodafone müşteri temsilcisi;
riskli çalışma koşullarını paylaşınca
işinden atıldı fakat şirket taşeron
aracılığıyla çalıştırdığı
için olayı kabul etmedi. İktidar milyonlarca işçiyi, emekçiyi
ölüme terk ediyor. Tüm çalışanlar acilen ücretli izne
çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Sayın Taşkın
2.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, 21-26 Mart Orman Haftasına ilişkin
açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Millî servetimiz ormanlar, ülkemizin
akciğerleri ve en büyük zenginlik kaynağıdır.
Faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz ormanlar, ekonomik
faydalarının yanında erozyonu önler, sel felaketlerinin önüne geçer,
yer altı su kaynaklarını besler ve doğal dengeyi
sağlar. Bu sebeple, ormanlarımızın korunması ülkemizin
geleceği açısından çok önemlidir. Bu bilinçle, Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, AK
PARTİ hükûmetleri olarak yaklaşık on sekiz yıldır
Türkiyenin orman alanı ve ağaç sayısını
çoğaltmak, biyolojik çeşitliliğini geliştirmek, çevreyi
korumak amacıyla çok büyük yatırımlar yaptık. Dünyada orman
varlığı azalırken Türkiyenin orman varlığını
artırdık. 2002 yılında 20,8 milyon hektar olan orman
varlığımızı son on sekiz yılda 1,8 milyon hektar
artırarak 22,6 milyon hektara çıkardık. Yanan alanların 40
katı kadar ağaçlandırma yaptık. İçinde
bulunduğumuz Orman Haftası vesilesiyle tüm bu başarıda
emeği olan Orman teşkilatımızın bütün
çalışanlarını tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
3.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, 22 Mart Dünya Su Gününe ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 22 Mart Dünya Su
Günüydü. Bugün, dünyanın başının belası olan
coronavirüsten korunmak için kullanılması gereken en önemli
ilacın su olduğu ve ellerin sıklıkla suyla, sabunla
buluşturulması doktorlarımız tarafından
önerilmektedir. Gelişen ülkelerde tüm hastalıkların yüzde 80i
su ve sıhhi temizliğin yetersiz olmasından kaynaklanıyor.
Türkiye su zengini bir ülke değildir. 2030
yılından itibaren su fakiri ülke olma ihtimali yüksektir. Bu sebeple,
Türkiyenin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su
bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup akıllıca
kullanılması gerekmektedir. Gri su kullanımı
önemsenmelidir. Seçim bölgem Kocaelide Büyükşehir Belediyesi, özellikle
sanayide gri su kullanımını
yaygınlaştırmaktadır. Su sadece içmek için değil
aynı zamanda temizlik için ve hastalıklardan korunmak için de koruyucu
hekimlik görevi görmektedir diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
4.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, 22-28 Mart Acil Tıp
Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftasına ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Her türlü zorluğa ve sıkıntıya
göğüs gererek gece gündüz fedakârca çalışan acil tıp
teknisyenleri ve teknikerlerinin 22-28 Mart Acil Tıp Teknisyenleri ve
Teknikerleri Haftasını kutluyorum.
Sağlıklı bir toplum olma hedefimize
ulaşmadaki en büyük gücümüzün her biri kendini sağlık hizmetine
adamış olan sağlık çalışanlarımız
olduğu bilinciyle her zaman yanlarında olduk ve olmaya devam
ediyoruz. İçinde bulunduğumuz bu zorlu süreçten de özveriyle görevini
yapan sağlıkçılarımız sayesinde
kurtulacağımızı bir kez daha dile getirmek istiyorum.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan önderliğinde İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın. anlayışıyla ülkemiz sağlık
alanında tüm dünya ülkelerine örnek olmuştur. Coronavirüs
salgınında izlemiş olduğumuz politikayla bu bir kez daha
görülmektedir. Birçok Avrupa ülkesinin sağlık sistemi çökmüşken
bizler yerli solunum cihazımızı, yerli test kitlerimizi
üretmeye, aşı geliştirme çalışmalarına
başlıyoruz.
Türkiye artık, olayları takip etmek yerine
sonuçları hesaplayarak yol izliyor diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şimşek
5.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, çiftçilerin ve
hayvancılıkla uğraşanların Tarım Kredi, Ziraat
Bankası ve diğer bankalara olan borçlarının faizsiz
ertelenmesi, ilave kredi limiti sağlanması, sosyal yardım alan
her aileye nakdî yardımda bulunulması gerektiğine ilişkin açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
esnaflarımızın ve insanlarımızın kredi kartı
ve kredi ödemelerini erteleyen Maliye Bakanımıza teşekkür
ediyorum.
Tabii, Sayın Bakanımızdan
çiftçilerimiz de bir müjde bekliyorlar. Çiftçilerimizin ve
hayvancılıkla uğraşan insanlarımızın
Tarım Kredi, Ziraat Bankası ve diğer bankalara olan
borçlarının faizsiz olarak ertelenmesi, ilave kredi limiti açılması,
üreticilerimizin desteklenmesi gerekmektedir. Köylü olmazsa, çiftçi olmazsa,
hayvancılıkla uğraşan insanlarımız olmazsa biz
olmayız. Borç erteleme bankaların inisiyatifine
bırakılmamalı, herkesi kapsayan, genel bir karar
alınmalıdır.
Ayrıca, Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığımız fakir ailelere kişi
başı yaptığı nakdî yardımdaki aile
sayısını artırmalı ve sosyal yardım alan her
aileye nakdî yardımda bulunmalıdır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Kaya
6.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın, 22-28 Mart Acil
Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftasına ilişkin açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Teşekkürler
Sayın Başkan.
22-28 Mart tarihleri arasında anılan Acil
Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Haftası önemli ve bir o kadar da
duyarlı olmamız gereken, başımıza her an ne
gelebileceğini hatırlatan çok önemli bir haftadır. Acil tıp
teknisyenlerimiz yaşam ile hayatın kesiştiği o ince noktada
insanların beklediği umut olmuşlardır.
Doktorundan hemşiresine ve tüm sağlık
çalışanlarına kadar herkesin özverili ve fedakârca
çalıştığı, gecesini gündüzüne katarak, tüm milletimize
moral ve şifa vererek salgın hastalığa karşı
mücadele ettiği bugünlerde tüm sağlık personelimize
şükranlarımızı sunuyoruz.
Bu vesileyle, büyük fedakârlıklarla
çalışan, yaşam kurtarmayı kendine ilke edinmiş,
insanlara kaliteli sağlık hizmeti ulaştırmanın
vazgeçilmez bir parçası olan, görevlerine fedakârca devam eden acil
tıp teknisyenleri ve teknikerleri ile tüm sağlık
çalışanlarımızı kutluyor, görevlerinde üstün
başarılar diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan
7.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, coronavirüs
salgınıyla mücadele edebilmek için kişisel temizliğe dikkat
edilmesi, sosyal temastan kaçınılması ve zorunlu ihtiyaçlar
dışında evlerden çıkılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Baharı
karşıladığımız bugünlerde aynı zamanda
Covid-19 yeni tip coronavirüs salgınıyla mücadele ediyoruz. Bu
konuda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
başta olmak üzere, bakanlıklarımız ve yetkili bütün
makamlarımızca alınan tedbirleri tüm
vatandaşlarımızın uyguladığına yürekten
inanıyorum. Salgının yayılmasını önlemek ve
kendimizin, yakınlarımızın ve toplumun
sağlığını koruyabilmek için kişisel
temizliğe dikkat edilmesi, sosyal temastan kaçınılması ve
zorunlu ihtiyaçlar dışında evlerimizden dışarı
çıkılmaması gerekmektedir. Kendimizi, sevdiklerimizi, komşularımızı
ve ülkemizi düşünerek hareket etmeliyiz. Bu, topyekûn bir mücadeledir;
salgından kurtulmak ve hep birlikte başarmak bizim elimizde.
Çocuklarımızın, ailemizin, sevdiklerimizin ve ülkemizin
yarınları için tüm vatandaşlarımıza
çağrımız. Evde kal Türkiye! diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kılıç
8.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
bulaşıcı hastalıklara karşı temizlik ve
sağlık kurallarına riayet edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Sayın
Başkanım, bulaşıcı hastalıklara karşı
temizlik ve sağlık kurallarına riayet etmeliyiz ve bunu her
zaman yapmalıyız, uzmanların tavsiyelerini yabana
atmamalıyız. 1400lü yıllarda Amasyalı tabip cerrah
Sabuncuzade Şerafettin Efendi Mücerrebname adlı eserinde Salgın
hastalık günlerinde ellerini onat yu. Güzelce yıka. Galebeliğe girme.
Kalabalığa girme. Selamı uzakça vir. Uzaktan
selamlaş. Eyi yi vü eyi iç. Dengeli beslen. Haste isen yativir.
İstirahat et. Taşra çıkma. Dışarı
çıkma. Taşrada yüzün ört. Dışarıda yüzünü kapa.
Biiznillah nesne dokunmaz. Allahın izniyle hastalık
bulaşmaz. diyor. Ve yine ecdadımız, o günün
şartlarında kirli yerleri kireç tozuyla dezenfekte etmişlerdir.
Sağlık, bir beden meselesi olmakla beraber bir kafa işidir.
BAŞKAN Sayın Erel
9.- Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, 25 Mart Büyük Birlik Partisi kurucu
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun
vefatının 11inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
AYHAN EREL (Aksaray) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Hayatının her döneminde,
karşılıksız bir adanmışlık duygusu
içerisinde, millî ve manevi değerlerin yücelmesi, millet ve vatanın
varlığı ve birliği için kendi varlığını
ve geleceğini feda edebilmeyi ilke edinmiştir. Ben Türküm, Türk
bayraksız olmaz; ben Türküm, Türk ezansız olmaz; ben Türküm, Türk
devletsiz olmaz; ben Türküm, Türk hürriyetsiz olmaz; ben Türküm, Türk esir
olmaz. O, daima büyük bir davanın, büyük bir yolun dümdüz bir takipçisi,
katıksız ve temiz bir ülkünün saf ve sade lideri olmuştur. Vatan
ve millet sevdalısı Muhsin Yazıcıoğluna, 11inci ölüm
yıl dönümünde, Cenab-ı Haktan rahmet diliyorum; mekânı cennet,
ruhu şad olsun.
BAŞKAN Sayın Özsoy
10.- İstanbul Milletvekili Eyüp Özsoyun, Hükûmetin coronavirüs
salgınıyla mücadelede gerekli önlemleri ve tedbirleri
aldığına, vatandaşların evlerinde kalarak bu sürece
destek olması gerektiğine
ilişkin açıklaması
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dünyayı etkileyen coronavirüs
salgınında mümkün olduğu kadar dikkatli ve özenli davranmak
zorundayız. Coronavirüse karşı verdiğimiz mücadelenin dünyadaki
benzerlerinden çok daha güçlü olduğu aşikârdır. Konuya ilk
günden itibaren hassas şekilde yaklaşıp güçlü bir irade ortaya
koyan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğana,
Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Kocaya ve tüm
sağlık çalışanlarımıza, ekonomik önlemleri
süratle alan Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayraka,
fırsatçılara meydan vermeyen İçişleri Bakanımız
Sayın Süleyman Soyluya, Emniyet teşkilatımıza ve bu
süreçte emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Hükûmetimiz, gerekli bütün önlemleri ve tedbirleri
almıştır; konunun ne kadar ciddi ve hassas olduğunun
bilincindedir. Bizlere düşen en büyük görev, hijyen kurallarına
uymamız ve evlerimizde kalarak bu sürece destek olmamızdır.
Herkesin, kendi evinde ve yakın çevresinde kendi OHALini ilan etmesi
gerekmektedir.
BAŞKAN Sayın Topal
11.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın, yurt dışında
mahsur kalan vatandaşların mağduriyetlerinin giderilebilmesi
için Dışişleri Bakanlığının çözüm üretmesi
gerektiğine ilişkin
açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın iktidara sesleniyorum: Değerli
milletvekili arkadaşlarımız, özellikle yurt
dışında binlerce vatandaşımız mahsur kaldı.
Özellikle Suudi Arabistanda, Kuveytte, Katarda, Kıbrısta ve
sayamadığım daha birçok ülkede işçilerimiz,
vatandaşlarımız ciddi anlamda mağdur oldu, şu anda da
mahsur kaldı. Dolayısıyla bir an evvel Dışişleri
Bakanlığı bu konuda bir ekonomik paketle gelmeli, oradaki
vatandaşlarımızın sorunlarını çözmeli.
Ayrıca birkaç uçak gönderip onları da getirebiliriz, çok zor durumda
olanları çünkü bir odada 7-8 kişi kalanlar var. Sizlerden
ricamız, bir an önce bu konuda çözüm üretmeniz. Gerçekten
vatandaşlarımız mağdur, işçilerimiz mağdur. Bir
kez daha burada dile getiriyorum: Çözüm bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bayraktutan
12.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, coronavirüsle
mücadelenin en önünde yer alan sağlık çalışanlarına
başarılar dilediğine, şehirlerarası yolcu
taşıyan otobüslere ve Yusufeli Barajında çalışan
işçilere yönelik yeterli tedbirlerin alınması gerektiğine ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de coronavirüsle mücadelenin en önünde yer alan
sağlık çalışanlarına bir kere daha başarılar
diliyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin arkalarında olduğunu ifade
etmek istiyorum.
Bunun dışında, yerel yönetimlerin
özellikle toplu taşımacılık konusundaki
başarılı çalışmalarını takdirle izliyoruz
ama ne yazık ki şehirler arası otobüs taşımacılığına
ilişkin olayda bir problem var. Benim seçim bölgemde de buna ilişkin
sorunlar ortaya çıktı. Bu konuda hijyenik koşullar ne yazık
ki sağlanmıyor. Bugün birtakım önlemler alındı ama
bunların yeterli olduğunu sanmıyoruz. Bu konuda sektörün
desteklenmesini ve şehirler arası otobüs yolcu taşımacılığıyla
ilgili olarak corona virüsüyle alakalı ileride mağduriyetlerin ortaya
çıkmaması açısından tedbirlerin alınmasını
önemle rica ediyorum.
Bir de ayrıca seçim bölgem Yusufelide,
Yusufeli Barajında çalışan 1.500 kişilik bir işçi
topluluğu var. Burada hijyen koşulları yok. Bu konuda da
gerekenlerin yapılmasını, gerekirse işçilerin ücretli izne
ayrılmasıyla alakalı tedbirlerin alınmasını
hassaten rica ediyorum.
Sayın Başkan, bu fırsatı
verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kaşlı
13.- Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlının, virüs
tehlikesinin tamamen ortadan kalktığı yetkililer tarafından
açıklanıp sosyal hayata dönülünceye kadar esnaf ve sanatkârların
giderlerinin ertelenmesi, geri ödemesiz, faizsiz kredi ve finans imkânı
verilmesi, kredi borçlarına esneklik getirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
RAMAZAN KAŞLI (Aksaray) Sayın
Başkanım, ülkemizin içinde bulunduğu bu
sıkıntılı günlerde, ekonomimizin temel
taşlarından biri olan esnaflarımız ve işverenlerimiz
için Hükûmetimizin aldığı tedbirlerin yanında ekonomik
anlamda fayda sağlayacak tedbirler de alınmalıdır. Çünkü
bilinmektedir ki sermayesi sınırlı olan esnaf ve
sanatkârlarımız büyük işletmeler kadar dayanma gücüne sahip
değildir. Salgın yüzünden çarşı ve sokakların
boşalmasıyla esnaf ve sanatkârlarımız iş yapamaz oldu
ancak çek, senet, kira, vergi, kredi, elektrik, SGK gibi ödemeleri aynen devam
etmektedir. Virüs tehlikesinin tamamen ortadan kalktığı
yetkililer tarafından açıklanıp insanlar sosyal hayata dönene
kadar tüm giderler ertelenmeli, geri ödemesiz, faizsiz kredi ve finans
imkânı verilmeli, kredi borçlarına esneklik getirilmelidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Taşdoğan
14.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin
Taşdoğanın, 22-28 Mart Acil Tıp Teknisyenleri ve
Teknikerleri Haftasına ilişkin açıklaması
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 22-28 Mart
Acil Tıp Teknisyenleri ve Paramedik Haftası olarak
kutlanmaktadır. Acil sağlık hizmetleri, özünde fedakârlığın
olduğu, cansiparane, azim ve özveriyle hizmetlerde bulunan,
halkımızın en zor anlarında ihtiyaç duyduğu
sağlık hizmetini karşılayan önemli hizmet birimimizdir. Bu
vesileyle, içinde bulunduğumuz bu süreci, sağlık
çalışanlarımızın gösterdikleri gayret ve özverili
çalışmayla atlatacağımızdan kimsenin şüphesi
olmasın. Böyle dönemlerde devletimizin gücü, büyük bir özveriyle
çalışan sağlık çalışanlarının
omuzlarında yükselmektedir.
Acil Tıp Teknisyenleri ve Paramedik
Haftası kutlu olsun. Yüce Türk milleti, acil tıp teknisyenleri ve
paramedikler görevleri başında, Sen evinde kal Türkiye! diyor,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Aydemir
15.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin,
virüsle mücadelede en etkili kavramların toplumsal dayanışma ve
toplumsal duyarlılık olduğuna, Erzurum Büyükşehir
Belediyesi başta olmak üzere Yakutiye, Palandöken, Aziziye, Pasinler,
Horasan, Köprüköy, Tekman, Karayazı, Aşkale, Çat, Pazaryolu,
Hınıs, İspir, Tortum, Narman, Oltu, Olur, Uzundere ve
Şenkaya ilçe belediyelerine hassasiyetlerinden ötürü
minnettarlıklarını ifade etmek istediğine ilişkin
açıklaması
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum)
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Şu ortamdaki en efsunkâr, en etkileyici
kavramlar, toplumsal dayanışma ve toplumsal
duyarlılıktır. Sen-ben öznelerini lügatten
çıkaracağımız zamanları yaşıyoruz.
İnsanlığın sıhhati açısından müşterek
hareket, olmazsa olmazımızdır. Buna uygun davrananlar baş
tacımız.
Hususen bu duyarlılığı doruklara
taşıyan Erzurum Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere,
Yakutiye, Palandöken ve Aziziye İlçe Belediyelerimize minnettarız.
Hane hane temizlik yapılıyor, kenar köşe mikroplardan
arındırılıyor. Yine, Pasinler, Horasan, Köprüköy, Tekman,
Karayazı, Aşkale, Çat, Pazaryolu, Hınıs, İspir,
Tortum, Narman, Oltu, Olur, Uzundere, Şenkaya İlçe Belediyelerimiz de
hassasiyetleriyle hakikaten göz dolduruyorlar. Aynı şey Mamak
Belediyemizin özgün gayretleri için de geçerli. Sorumlulukla hareket eden ak
yürekli yerel yönetimler ve diğer bütün birimlerle birlikte hepsine
şükran duyuyoruz, minnettarlığımızı ifade
ediyoruz.
BAŞKAN
Şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerine söz vereceğim.
Sayın Türkkan
16.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, coronavirüsle mücadelenin
devam ettiğine, test sonuçları pozitif çıkan Galatasaray Teknik
Direktörü Fatih Terime şifa dilediklerine, Bilim Kurulunun tavsiyeleri
doğrultusunda daha radikal tedbirler alınarak sokağa
çıkılmasına sınırlama getirilmesi gerektiğine,
sağlık çalışanlarını tebrik ettiğine, 20 bin
öğretmen atamasını olumlu bulduklarına, KHKyle
görevlerinden uzaklaştırılan doktorların göreve
çağrılmasının düşünülmesi gerektiğine,
Sağlık Bakanının bugüne kadarki
şeffaflığını ve çabasını değerli
gördüklerine ancak bilgilendirme yaparken vaka ve kayıp
sayısıyla birlikte varsa iyileşenlerin sayısının,
solunum makinelerinin yeterli olup olmadığının, üretiminin
veya ithalatının ne aşamada olduğunun ve yoğun
bakımda yatan kaç hasta bulunduğunun da ifade edilmesi
gerektiğine, Hükûmetin vatandaşın derdine derman olacak
tedbirleri hâlâ almadığına ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tüm insanlığı etkisi altına
alan coronavirüsle mücadele etmeye devam ediyoruz. Dün Galatasarayın
teknik direktörü, sevgili dostum Fatih Terimin de test sonuçlarının
pozitif çıktığı haberlerini aldık, bunu üzüntüyle
öğrendim. Türkiye Futbol Federasyonunun ve maçlarla ilgili zamanında
erteleme kararı vermeyen Hükûmetin ihmali maalesef bizim bu üzücü haberi
almamıza vesile oldu. Sevgili Fatih Hocaya ve bütün hastalarımıza
geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz, acil şifalar diliyoruz.
Ben günlerdir söylüyorum; tedbirler daha da
artırılmalı, daha radikal tedbirler alınmalı,
sokağa çıkmaya sınırlama getirilmeli diye ısrarla
söylemeye devam ediyorum.
Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin
Kocanın bugüne kadarki şeffaflığını ve
çabasını değerli görüyoruz. Fakat Hükûmet eğer sokağa
çıkmayı kısıtladığını ilan etmezse,
daha fazla gecikirse vakaların sayısı ardı arkası
kesilmeden artacak ve ne yazık ki Sayın Bakanın her gün
açıkladığı bu rakamlar da -üzülerek söylüyorum- bizim bu
görüşümüzü doğruluyor.
Fark ettiğim bir şey var, siyasiler Bilim
Kurulunu çok dinlemiyor. Bana ulaşan bilgilere göre, Bilim Kurulu,
sokağa çıkmayı kısıtlama başta olmak üzere daha
radikal tedbirler istediği yönünde Hükûmete raporlar sunuyor ancak Hükûmet
bunu uygun görmüyor. Neden uygun görülmediğini hâlâ anlayabilmiş
değiliz. Virüsün yayıldığı birçok ülkede sokağa
çıkma yasağı ilan edilirken ve ülkemizde de durum daha da kötüye
giderken Bilim Kurulu raporuna rağmen Hükûmet neyi bekliyor, merak ediyoruz.
Diğer yandan, canla başla mücadele eden
sağlık çalışanlarımızı da canıgönülden
tebrik ediyorum. Böylesi bir zamanda önemli bir yükü omuzladılar ve
omuzlamaya da devam ediyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Cumhurbaşkanı
Sayın Erdoğan, geçtiğimiz hafta Bakanlarla
yaptığı coronavirüs toplantısının ardından
20 bin öğretmen atamasının yapıldığını
açıkladı. Geç de olsa bu atamanın yapılmasını
olumlu buluyoruz, atanan öğretmelerimizi de tebrik ediyorum.
KHK'yle uzaklaştırılmış
olan ve göreve dönmeyi bekleyen doktorların dahi göreve
çağırılması düşünülmeliyken bu hassasiyeti bugünlerde
henüz göremedik. 32 bin sağlık personeli ataması yapılacağını
Sağlık Bakanı Sayın Koca dün akşamki
açıklamasında ifade etti.
Sayın Kocaya bir uyarıda bulunmak
istiyorum: Halkı bilgilendirirken vaka ve kayıp sayısıyla
birlikte, iyileşen var ise iyileşenlerin sayısını;
elimizde yeterli miktarda solunum makinesi yoksa eksiğimizin ne kadar
olduğu, üretiminin veya ithalatının ne aşamada olduğu
gibi daha net açıklamalar; yoğun bakım ünitesinde kaç
hastanın rezerv olarak beklediğini, yoğun bakımda yatan kaç
hastamız olduğunu daha net rakamlarla ifade etmesini bekliyoruz. Aksi
hâlde, o yarattığı güven ortamı çok çabuk kaybolabilir.
Bir diğer husus da Hükûmetin
vatandaşın derdine derman olacak tedbirleri hâlâ alamamış
olmasıdır. Bakın, ortalama 1.350 lira maaş alan 80 bin
ücretli öğretmene, bir akşam çıkıp Ben okulları tatil
ediyorum, size de maaş yok. dediniz. Nasıl yaşayacak bu
insanlar? 1.350 lira maaş alıyorlardı zaten.
Faturalarını ödeyemeyenler, işe gidemeyenler nasıl
yaşayacak, nasıl geçinecek? Cumhurbaşkanı
Erdoğanın bugünkü açıklamalarını da dinledik,
Faturaların ödenmesinin ertelenmesini görüşmek faydalı olabilir.
demiş. Böyle bir karar alınabilir. Doğal gaz ve elektriğin
kapanması durumu olamaz. Devlet, sosyal bir devlettir; bu konuda
kararlıyız, sosyal devlette böyle bir adım atılamaz.
demiş Sayın Cumhurbaşkanı. Biz de bunun bir an önce hayata
geçirilmesini istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Önerimiz şu: Bilim
Kurulunun tavsiyelerini dinleyerek, insanımızın
sağlığını biraz daha dikkate alarak, daha
kapsamlı değerlendirmeler yaparak gerekli önlemlerin
alınmasıdır.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
17.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, coronavirüs salgını
nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet
dilediğine, olası bir salgın tehlikesine karşı
Sağlık Bakanlığı bünyesinde Operasyon Merkezi ve Bilim
Kurulu kurularak alternatif mücadele planları geliştirildiğine,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen
Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinin sosyal devlet
anlayışının sonucu olduğuna, yabancı medya
organlarının ülkenin itibarını zedeleme gayreti içinde
bulunduğuna, devletin ve milletin virüs salgınını yenecek
dirayete, deneyime ve bilimsel birikime sahip olduğuna,
vatandaşların resmî açıklamalar dışında hiçbir
açıklamaya itibar etmemesi gerektiğine, 25 Mart Büyük Birlik Partisi
kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunu
vefatının 11inci seneidevriyesinde rahmetle andığına ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Corona virüsü salgını nedeniyle
hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, tedavisi süren
hastalarımıza şifalar diliyorum.
İnsanlık ve bütün ülkeler, 21inci
yüzyılda, kaynağı Çin olan corona salgını felaketiyle
yüzleşmektedir. Dünya artık yeni bir düzene kapı
aralamaktadır. Corona dönemi ekonomik, sosyal, bireysel ve siyasal
dönüşümler meydana getirecek ve ardından beşeriyetin yol
haritasını belirleyecektir. Şimdiden, her ihtimale karşı
hazırlıklı olmamız, hâkim bir iradeyle hareket etmemiz
tarihî bir görevdir.
Küreselleşmeyle ortaya çıkan kıtalar
arası etkileşim, bu salgının dünyanın dört bir
tarafına yayılmasına neden olmuştur. Olası bir
salgın tehlikesine karşı 6 Ocak 2020de Sağlık
Bakanlığı bünyesinde bir Operasyon Merkezi kurulmuş, 10
Ocak 2020de de Bilim Kurulu teşekkül ettirilerek ölümcül virüsün
gelişmesi yakın takibe alınmış ve gerekli önlemler
alınarak alternatif mücadele planları oluşturulmuştur.
Coronavirüs, 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü
tarafından pandemi ilan edilmiştir. Ülkemiz, salgının
önlenmesi için, Bilim Kurulunun analizleri doğrultusunda, Avrupa ve
Amerika kıta ülkelerinden daha önce harekete geçmiştir. Salgın,
Avrupa ülkelerinin birliğini çökertmiş, sınır
komşularımızı sonuçları ilerleyen yıllarda ortaya
çıkacak köklü sorunlara gark etmiştir. Ülkemizde son iki aydır
yoğun bir corona gündemi söz konusudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu durum göz önünde
bulundurulduğunda, coronavirüs karşısında, millî seferlik
ruhuyla, devlet-millet el ele önemli başarılara imza
atıldığı bir gerçektir. İnsanı yaşat ki
devlet yaşasın. şuuruna devletin her kademesinde liyakatle
sahip çıkılmaktadır. 18 Mart 2020 tarihinde Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından ilan edilen Ekonomik İstikrar
Kalkanı Destek Planı vatandaşlarımıza nispeten nefes
aldıracaktır; yerinde bir hamle, sosyal devlet
anlayışının bariz bir sonucudur. Ülkemiz
açısından önemli olan, virüs kuşatmasını birlik,
beraberlik ve sorumluluk şuuruyla göğüslemek, doğabilecek hasar
ve zararları kademe kademe azaltmaktır. Evde kal! kuralı millî
bir vazife, her vatandaşımızın dikkatle uygulaması
gereken bir kaidedir.
Pensilvanya kırıntıları ve
yabancı medya organları her fırsatta ülkemizin
itibarını zedeleme gayretine girmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) İplerinin ucu
Pensilvanyada olan şarlatanların ve medya tetikçisi
şuursuzların karalama kampanyaları nafile bir çabadır. 15
Temmuz günü Türk milletinin çelik yüreğine, perçinlenmiş iradesine
çarpan bu şer odaklarının son
çırpınışları da trajikomiktir. Milletimiz, FETÖ
kliklerinin ve tıyneti bozukların kara propagandalarına
karşı teyakkuzda olmalıdır. Her karanlık, bir
ışığın habercisi; her musibet, müreffeh günlerin
müjdecisidir. Devletimiz ve milletimiz, tüm dünyayı sarıp sarmalayan
bu salgını yenecek dirayete, deneyime ve bilimsel birikime sahiptir.
Bütün vatandaşlarımız Sağlık Bakanlığı
ve Bilim Kurulu tarafından açıklanan kurallara uymalıdır,
kurallara uymak sorumluluk ve mecburiyettir ve resmî açıklamalar
dışında hiçbir yoruma ve açıklamaya da itibar
edilmemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, 25
Mart 2009 tarihinde elim ve şüpheli bir helikopter kazasıyla
hayatını kaybeden ülküdaşımız, Büyük Birlik Partisi
Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlunu
vefatının 11inci seneidevriyesinde rahmetle anıyorum. Bugün
itibarıyla ortaya çıkan gerçekler ve deliller, bu helikopter
kazasının bir FETÖ terör örgütü suikastı olduğunu da ortaya
çıkarmıştır. Bu vesileyle, bu alçak ve hain FETÖ terör
örgütünü de lanetliyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurun.
18.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Batman
Belediyesi, Diyarbakır ili Silvan, Lice, Ergani, Eğil ile Bitlis ili
Norşin ilçe belediyeleri, Iğdır ili Halfeli ve Siirt ili
Gökçebağ belde belediyelerine kayyum atanarak belediye eş başkanlarının
gözaltına alındığına, bu belediyelerin coronavirüsle
mücadelede yaptığı uygulamalara, kayyum atamalarının
ve kayyum atayanların tarihe kara
bir leke olarak geçeceğine, corona virüse karşı mücadelede dayanışma,
iş birliği gerekirken Kürt halkına yönelik düşmanca tutumu
asla kabul etmediklerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, yani, tabii, bugünlerde
konuşmak istemediğimiz bir konu ama mecburen konuşmak durumunda
kalıyoruz. Bakın, dün inanılmaz bir şey oldu; belki
birçoğunuz farkında değilsiniz fakat pazartesi sabahı
itibarıyla, İçişleri Bakanlığı, 8 belediyemize
kayyum atadı; kayyum atadı 8 belediyemize. Batman İl Belediyesi,
Diyarbakır Silvan, Lice, Ergani, Eğil İlçe Belediyeleri,
Iğdır Halfeli Belde Belediyesi, Bitlis Norşin İlçe
Belediyesi, Siirt Gökçebağ Belde Belediyesi; 8 belediyeye kayyum
atandı dün. Coronavirüse karşı bütün toplumda, her yerde
dayanışmayı artıralım, birlikte mücadele edelim, insan
sağlığını, halk sağlığını
koruyalım diye uğraşırken, çabalarken, konuşurken
birdenbire 8 belediyemize kayyum atandı.
Şimdi, bu belediyeler ne yaptı, bu corona
virüsü ortaya çıktığından beri ne yaptı, ben size
kısaca bunu özetlemek istiyorum.
Bu belediyeler, birincisi,
yurttaşlarımızın ihtiyaç hâlinde ulaşabilecekleri acil
iletişim hatları oluşturdular.
Bu belediyeler, temel gıda ve temizlik
ürünlerini temin edemeyen yurttaşlarımıza yönelik olarak sosyal
yardım paketlerini hazırlayıp, yaşlılar ve
dezavantajlı grupların tespit edilip ihtiyaçlarının
karşılanması için çalışmalarını sürdürdüler.
Bu belediyeler, 12 yaşından küçük çocukları bulunan, hamile,
kronik rahatsızlığı bulunan personellerine ve 60 yaş
üstü ve engelli personellerine izin verdiler.
Bu belediyeler, Covid-19 salgınına
karşı fırsat devşirmeye çalışan işletmelere
yönelik denetimlerini artırdılar.
Bu belediyeler, su kesintisine yol açacak
altyapı çalışmalarını erteleyip önümüzdeki aylarda su
borcundan kaynaklı hiçbir hane ve iş yerinin suyunu kesinlikle
kesmeyeceklerini ilan ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Bu belediyeler, toplu taşıma
araçları, ibadethaneler, meyve sebze halleri, mahalle pazarları,
hayvan pazarları, parklar, toplu ulaşım durakları,
otogarlar, otoparklar ve yurttaşların yoğun olarak
kullandığı alanların düzenli olarak dezenfekte
işleminin yapılması hizmetini verdiler ve bu hizmeti vermeye de
devam ediyorlar.
Bu belediyeler, bünyesinde planlanan toplu kültür,
sanat vesaire etkinliklerin ileri bir tarihe ertelenmesine karar verdiler ve bu
belediyeler bünyesinde faaliyet sürdüren tüm yerleşke ve binalarda titiz
ve ayrıntılı bir temizlik, dezenfekte
çalışmasının sürekli olarak yapılmasını
sağladılar.
İşte bu belediyeler, corona virüsü ortaya
çıktığından beri yaptıkları bu
çalışmalarla esas olarak uğraşıyorlardı. Fakat ne oldu? Bu belediyelere şimdi
kayyum atandı. Bu iktidar şimdiye kadar, 65 belediyemizden 26
belediyemizi bırakmıştı; şimdi 8 belediyeye daha
kayyum atadı, 18 belediye kaldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Şimdi, bunu konuşurken işi neresinden
tutalım diye düşünüyoruz yani hukuken baksanız, hukuksuzluk
başından beri; insani olarak baksanız, gerçekten insanlık
düşmanı bir tutum; halk
açısından baksanız, halka düşman bir tutum; siyaseten
baksanız, siyasi olarak bu, Adalet ve Kalkınma Partisi
iktidarına soruyorum, grubuna soruyorum- böyle bir şeyi nasıl
savunabiliyorsunuz? Yani, hep beraber coronavirüse karşı mücadele
edelim derken, siz, Kürt halkına bu hizmeti veren belediyelere kayyum
atayarak, görevlerinden uzaklaştırarak bu hizmetlerin verilmemesini
mi savunuyorsunuz?
Şimdi biz Her attığınız
adımla Kürt halkına düşmanlık yapıyorsunuz.
dediğimizde kızıyorsunuz, tavana sıçrıyorsunuz ama
tekrar söyleyelim: Bu nedir? Corona virüsüne karşı mücadele eden
belediyeleri görevinden uzaklaştıran İçişleri
Bakanlığı ve iktidarın kafasına ne virüsü
kaçmıştır Allah aşkına? Bu, savunulabilecek bir
şey mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Oluç, toparlayalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Toparlıyorum
efendim.
Gerçekten, insan bazen söyleyecek laf
bulamıyor. Yani hiç elle tutulabilir bir şey değil. Sizin de
bunu nasıl savunduğunuzu çok merak ediyoruz. Çıkın, şu
kürsüden savunun bunu.
Şimdi, görevden alıyorsunuz, bu yetmedi
-hani İnfaz Yasası üzerinde çalışılıyor ya,
yetmedi- belediye eş başkanlarını da gözaltına
aldınız. Bu 8 belediyenin belediye eş başkanları
şimdi gözaltında. Ya, belediyenin önüne gitti 8-10 kişi Niye
görevden alıyorsunuz? diye, onları da gözaltına
aldınız. Bir kısmı dün akşam bırakıldı,
bir kısmı hâlâ gözaltında. Yani, İnfaz Yasasıyla
sözde cezaevlerini boşaltacaksınız ama bir taraftan da bu
işi yapıyorsunuz.
Şimdi, gerçekten insan bunun hangi kelimelerle
eleştirilmesi gerektiğine karar vermekte zorlanıyor ama ben bir
kez daha, birkaç şeyi özellikle söyleyeyim. Bunu, çok açık bir
biçimde, Kürt halkına düşmanlık olarak tanımlıyoruz ve
bu tanımladığımız işi nasıl
gerçekleştirdiğinizi iktidar her adımıyla bir kez daha
halka gösteriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son cümle
efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Emin olun,
sadece Kürt halkı değil, bu ülkede yaşayan herkes, bütün toplum
-Türk halkı başta olmak üzere- bu düşmanca tutumunuzu asla
benimsemeyecek ve bu yapılan, bu fırsatçı tutum, bu yerel
yönetimlerle iş birliği yapmak yerine yerel yönetimleri görevden
uzaklaştırmak fırsatçı tutumu mutlaka kaybedecek. Kayyum
atamak da kayyum atayanlar da tarihe kara bir leke olarak bir kez daha
geçecekler.
Özellikle, coronavirüse karşı mücadelede
dayanışma, iş birliği gerekirken halka yönelik bu
düşmanca tutumunuzu asla kabul etmediğimizi bir kez daha size
vurgulamış olalım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özkoç
19.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, virüs salgını nedeniyle
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet dilediğine, coronavirüsle
mücadelede daha fazla test yapılması, sürecin daha şeffaf
yürütülmesi ve yurttaşların evde kalabilmesinin ekonomik ve sosyal
koşullarının sağlanması gerektiğine, CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun virüs salgını
sürecinin en az hasarla atlatılabilmesi için kamuoyuna
açıkladığı 13 maddeden oluşan öneri paketine ve bu
önerilerin hayata geçirilebilmesi için önergelerini Genel Kurul gündemine
taşıdıklarına ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; coronavirüs salgınında dün
itibarıyla 37 insanımız yaşamını yitirdi; hepsine
Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı
diliyorum.
Sağlık Bakanının dün
açıkladığı veriler ışığında 24.017
yurttaşımıza test yapıldı, 1.529
yurttaşımız da şu an tedavi görüyor; acil şifa
diliyorum.
Dünya Sağlık Örgütünün ortaya koyduğu
gerçek mücadelede temel unsur taşıyıcılar olduğu için,
daha fazla test yapılmalı, süreci daha fazla şeffaf
yürütmeliyiz. İnsanlarımızın bu dönemde evde kalması
hayati önem taşıyor. Tüm yurttaşlarımızın evde
kalmaları için çağrı yapıyoruz ancak halkımıza
evde kalma çağrısı yapıyorsak evde kalabilmelerinin
ekonomik ve sosyal koşullarını da sağlamak zorundayız.
Corona salgını sürecine ne yazık ki yüzde 14e
dayanmış bir işsizlikle girdik. Evde kalın.
dediğimiz insanlarımızda hem işsizlik hem de iş
kaybetme kaygısı var. Verdiği ders saati başına
maaş alan ücretli öğretmenler, pazarda tezgâh açanlar, asgari ücretle
ay sonunu getirmeye uğraşanlar, sokakta kâğıt toplayarak
geçimini sağlayan insanlarımız var; yanındaki işçinin
ücretini nasıl ödeyeceğini kestiremeyen üreticilerimiz var; kepengi
indirmiş esnaf var. Yurttaşlarımıza bir soluk vermezsek
evde tutamayız, bu süreci atlatamayız. Sosyal devlet,
yurttaşına şimdi sahip çıkmalıdır.
Dün Genel Başkanımız Sayın Kemal
Kılıçdaroğlunun kamuoyuna açıkladığı 13
maddelik öneri sosyal devletin sorumluluklarını, sürecin en az
hasarla atlatılabilmesi için gereken temel koşulları
içermektedir.
Genel Başkanımızın gündeme
getirdiği önerilerimiz şöyledir:
1) 5 Şubat 2019 tarihinden beri toplanamayan
Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalı, tüm ilgili kurumlar davet
edilmelidir.
2) Sağlık kuruluşlarının
tıbbi ihtiyaçları ve konaklama ihtiyaçları derhâl
karşılanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) 3) Kamu
sağlık kuruluşlarındaki eleman açığı
hızla giderilmeli, KHKyle gönderilenler ise sağlık
kuruluşlarına geri çağrılmalıdır.
4) Hem salgın hem de millî güvenlik
açısından askerî hastaneler açılmalıdır.
5) Merkezî yönetim ve belediyeler eş güdüm
içinde çalışmalıdır.
6) Geçici olarak kapatılan iş yerlerinde
esnafın kira harcamaları Hazine Bakanlığınca
karşılanmalı; çalışanların ise asgari ücret
üzerinden, İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmalı
ve çalışanların kredileri üç ay ertelenmelidir.
7) Çiftçilerin borçları yeniden
yapılandırılmalı ve faizsiz olarak ertelenmelidir.
8) Okulların zorunlu olarak tatil edilmesi
nedeniyle ücret alamayan ücretli öğretmen ve kursiyer öğretmenlerin
mağduriyetleri giderilmelidir.
9) Küçük ve orta boy işletmelerin kredi
kullanmaları için Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeni bir düzenlemeye
gidilmelidir.
10) Konaklama, ulaşım gibi faaliyetleri
gösteren yerlere kolaylık sağlanmalıdır.
11) Yoksullar sağlıklarıyla
uğraşırken 2 bin liralık gelir güvencesi
sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) 12) Kendi
sağlıklarını tehlikeye atanlara her ay 2 maaş
yatırılmalı ve sağlıkta şiddet derhâl
engellenmelidir, bu yasa çıkartılmalıdır.
13) Kamu ve özel iş birliğiyle
yaptırılan Hazine garantili ödemeler bir yıl ertelenmelidir.
Biz Sayın Kılıçdaroğlunun dün
açıkladığı bu esasların hayata geçirilmesine yönelik
22 önergemizi bugün Genel Kurul gündemine taşıdık. Ülkemizin bu
süreci en az hasarla atlatabilmesi, insanlarımızın can
sağlığını koruyabilmek için birlik ve
beraberliğe, dayanışmaya ihtiyaç vardır.
Vatandaşlarımız için elzem olan bu düzenlemelerin el
birliğiyle hayata geçirilebileceğine inanıyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Muş
20.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, coronavirüsle mücadelede
büyük emek ortaya koyan sağlık çalışanlarını
tebrik ettiğine, virüs sebebiyle hayatını kaybeden
vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine, kız kardeşinin
Rahmetirahmana kavuşması sebebiyle CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğluna taziyelerini ilettiklerine, Adalet ve
Kalkınma Partisinin vatandaşlara karşı düşmanlık
beslemesinin söz konusu olmadığına ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Dünyayı etkisi altına alan ve dünyada
hemen hemen tüm coğrafyalara yayılan coronavirüsle mücadelede büyük
emek ve çaba ortaya koyan sağlık
çalışanlarımızı buradan bir kere daha selamlıyor,
onları tebrik ediyorum. Yine, bu virüsle mücadelede enfekte olup
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, geçtiğimiz günlerde
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal
Kılıçdaroğlunun kız kardeşi Fikriye
Dalkılıç Rahmetirahmana kavuştu, biz de AK PARTİ Grubu olarak
taziyelerimizi tekrar kendilerine iletiyoruz.
Burada yapılan konuşmalarda iktidarın
belli politikalarına yönelik eleştiriler yapıldı. Tabii ki
siyasi partiler eleştiri yapacaktır, buna bir şey diyemeyiz,
herkes kendi zaviyesinden meselelere yaklaşmaktadır. Fakat bizi,
partimizi Kürt düşmanlığıyla itham etmenin doğru
olmadığı kanaatindeyim. Bunu kabul etmiyoruz. Bizim
vatandaşlarımızın hiçbirine karşı bir
düşmanlık beslememiz asla söz konusu olamaz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önergesi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş tarafından, HDPli
belediyelere kayyum atanmasının yol açtığı
hukuksuzluğun araştırılması amacıyla 23/3/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Mart 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
24/3/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 24/3/2020 günü (bugün)
toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
23 Mart 2020 tarihinde Siirt Milletvekili Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş tarafından (5920
grup numaralı) HDPli belediyelere kayyum atanmasının yol
açığı hukuksuzluğun araştırılması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 24/3/2020 Salı günkü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Ağrı
Milletvekili Sayın Dirayet Dilan Taşdemir, buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Genel Kurulu selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biz 2016dan beri bu
kürsüde kayyum rejimini, kayyum gasbını, kayyumların
yolsuzluklarını konuşuyoruz. Bu, Meclis için de, demokrasi
tarihi açısından da açıkçası, utanç verici bir durum ama
maalesef, dört yıldır bu utanç verici durumu sürdürmeye devam ediyorsunuz,
kürsüye her çıktığınızda bu utanç verici durumu
sahipleniyorsunuz, bir parçası olmakta da ısrar ediyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bir kez daha
söyleyeyim: Burada kayyum, irade hırsızlığının
adıdır; kayyum, talandır; kayyum, gasptır. Bakın,
dünya tarihinin en büyük salgınlarından biriyle
uğraşırken AKP bu salgını da bir kez daha
Allahın lütfuna çevirerek açıkçası, politik
fırsatçılık yapıyor. Herkes coronayla mücadele telaşındayken
AKP Kürtlerle, belediyelerimizle mücadele ediyor. İnsanlar can derdinde,
her gün onlarca kişi yaşamını yitiriyor. Bu kızıl
kıyamette sizin aklınıza gelen ilk şey ne oluyor? Bir sabah
kalkıyorsunuz, belediyelerimizi gasbediyorsunuz, talan ediyorsunuz.
Bizler, halkımızı, sağlığımızı bir
kenara bırakarak AKP'nin yarattığı bu faşizmle
uğraşmak zorunda kalıyoruz bu dönemde. Dün Batman Belediyemizle
birlikte Ergani, Silvan, Lice, Eğil, Gökçebağ, Halfeli ve Güroymak
belediyelerimize el konuldu, 31 Marttan bugüne 40 belediyemiz AKP
tarafından gasbedildi. Eş başkanlarımız gözaltına
alındı, tutuklandı. Yargılama konusu yapılan her
şeyin ama her şeyin iftira, yalan ve komplo olduğunu sizler de
çok iyi biliyorsunuz, bizler de biliyoruz.
Tarafsız, bağımsız bir
yargı olmuş olsaydı bu iddianameleri hazırlayanlar ve
belediyelerimizi gasbetmek için genelge üstüne genelge yollayanlar bugün
yargılanacaktı çünkü asıl, suçu işleyenler bunlardır,
halkımızın iradesini gasbedenlerdir. Siz algı
operasyonlarıyla gerçeği ters yüz etmek isteyebilirsiniz ama
halklarımız çok iyi biliyorlar ki belediyelerimiz demokratik,
şeffaf halk belediyeciliğinin ender örneklerini bu coğrafyada
gösterdiler, göstermeye de devam ediyorlar; tahammülsüzlüğün bir nedeni
bu.
Değerli arkadaşlar, dün gasbettiğiniz
Batman Belediyemiz -Grup Başkan Vekilimiz aslında saydı neler
yaptığını- salgın ilk
başladığında, Batman halkına yönelik, su paralarını
almayacağını ifade eden belediyelerin başında
gelmişti. Ama siz ne yaptınız? Batman halkını
cezalandırdınız, iradelerine el koydunuz, çünkü siz, bu
halkı hizmete layık görmüyorsunuz, bu kayyumun bir adı da budur.
Değerli arkadaşlar, yine halkın
kaynaklarını bu salgın döneminde talan etmenin
peşindesiniz, bu ganimetçi anlayışınızdan da bir an
önce vazgeçin. Bakın, günlerdir toplumsal dayanışma
kaynaşma birlik, beraberlik dilinizden düşmedi, bu
kavramları dilinize pelesenk ettiniz ama gelin bakın ki böylesi bir
durumda ne yaptınız? Belediyelerimizi gasbettiniz. Demek ki siz,
Kürtleri bu toplumsal bütünün bir parçası olarak görmüyorsunuz. Onun için
de AKP ayrıştırıcıdır, ötekileştiricidir ve
AKP, Kürt düşmanıdır; açık ve net, bu politikanın
adı da budur. Ama sizin bu politikalarınız
karşısında kimse susmayacak, boyun da eğmeyeceğiz; içeride,
dışarıda, nefes aldığımız her yerde size
karşı mücadele edeceğiz, direneceğiz.
Bakın, binlerce arkadaşımız
iradesini sahiplendiği için bugün cezaevlerinde sizin
tarafınızdan rehin tutuluyor. Onun için de öyle sizin
hukuksuzluklarınız, keyfî uygulamalarınız
karşısında susacak bir halk, bir HDP gerçekliğini de
göremeyeceksiniz. Gidip öyle Rusyalarda kapı arkalarında bekleyip,
dönüp bize efelenmenizi de biz kabul etmeyeceğiz, bizlere de
kükremeyeceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar) Onun için de
biz, sizin ve bu anlayışınızın
karşısında mücadelemizi de yükselteceğiz.
Değerli arkadaşlar, bakın, size bir
önerimiz var. Sizin sanki, gerçekten on sekiz yıldır bir nefret
ajandanız var, bu topluma yapmadığınız kötülük
kalmadı, yaz yaz bitmiyor. Bakın, herkes coronayı bir milat
olarak görüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla)
Son sözüm Başkan.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla)
Gelin, siz de coronadan sonra bir milat başlatın, bir değişim
yaşayın; halkın iradesini gasbetmekten vazgeçin, Kürtlerin seçme
ve seçilme hakkına saygı duyun ve bu topluma bir özür borcunuz var,
onun için de bir an önce bu kötülük yapma hâlinizden vazgeçin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, yerimden pek kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Muş, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Ağrı Milletvekili Dirayet
Dilan Taşdemirin HDP grup önerisi üzerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bizim bir nefret ajandamız asla
olamaz. Burada, bizim vatandaşlarımıza yönelik sanki böyle bir
içgüdüyle, böyle bir motivasyonla hareket ediyormuşuz gibi
eleştiriler yapılmasını kabul etmiyoruz. Her siyasi parti
kendi zaviyesinden eleştirilerini yapacaktır fakat toplumumuza
karşı biz nefret değil ancak muhabbet besleriz, sevgi besleriz,
onlarla beraber yürümeyi düşünürüz ve bunu sağlayabildiğimiz
için de milletimizin desteği hâlen en güçlü şekilde bizim
arkamızda bulunmaktadır. Bunun Meclis Genel Kurulu tarafından
bilinmesini isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Semiha Hanım, buyurun.
22.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, 25 Mart
2009 tarihinde ebediyete intikal eden hemşehrisi Büyük Birlik Partisi
kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, İsmail
Güneş, Erhan Üstündağ, Murat Çetinkaya, Yüksel Yancı ile Kaya
İstektepeye ve 19 Martta İdlibde şehit düşen
hemşehrisi Piyade Uzman Onbaşı Ramazan Nayire Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Teşekkür
ediyorum Kıymetli Başkanım.
Zulüm, Azrail olsa da hep Hakk'ı
tutacağım. Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir. diyen
kıymetli hemşehrim Muhsin Yazıcıoğlunun ebediyete
intikalinin 11inci yıl dönümü. Muhsin Başkanımızla
birlikte Hakka yürüyen gazeteci İsmail Güneş, Büyük Birlik Partisi
İl Başkanı Erhan Üstündağ, Başkan Yardımcıları
Murat Çetinkaya, Yüksel Yancı ve pilot Kaya İstektepeye de Allahtan
rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, 19 Mart günü İdlibde şehit
olan hemşehrim Piyade Onbaşı Ramazan Nayire de tekrar buradan
rahmet diliyorum.
Şehit babamızın o gün
evladını toprağa verdikten sonra söylemiş olduğu bir
sözü de burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Şehit babamız
Hüseyin amcamız: Bin evladım olsa bin evladım da bu vatana feda
olsun. dedi ve şehit annemiz de sizlere şunu iletmemi istedi:
Şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak, arkadan yetişen
evlatlarım var. diye söyledi.
Ben buradan başta Hüseyin amcamız ve
Fadime ablamız olmak üzere tüm şehit annelerimizin ve
babalarımızın ellerinden öpüyorum.
Sultan şehir Sivasa Evde kal Sivas. Biz,
burada sizin için çalışıyoruz. diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş tarafından, HDPli
belediyelere kayyum atanmasının yol açtığı
hukuksuzluğun araştırılması amacıyla 23/3/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Mart 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Adıyaman Milletvekili Sayın Abdurrahman Tutdere.
Buyurun Sayın Tutdere.(CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Türkiye son günlerde coronavirüs
salgınıyla savaşa kilitlenmişken bir taraftan da
iktidarın hukuk dışı uygulamalarıyla karşı
karşıya kaldık. Medyadan da basından da takip
ettiğimiz kadarıyla, geçen günlerde, halkın iradesiyle seçilmiş,
31 Mart seçimlerinde vatandaşların sandıkta özgür iradeleriyle
seçtikleri belediye başkanları -Batman Merkez Belediye
Başkanı başta olmak üzere bir kısım belediye
başkanları- İçişleri Bakanlığı
tarafından görevlerinden alındı; yerlerine kaymakamlar, valiler
görevlendirildi.
Değerli milletvekilleri, Anayasamıza göre
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yine Anayasamızın 127nci
maddesine göre, belediyeler -özellikle
Sayın Genel Kurulun dikkatini çekmek istiyorum- seçmenler tarafından
seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir. Bakınız,
burası çok önemli: Seçmenler tarafından
Sizin bu kayyum
uygulamanız, belediyeleri kayyumlar tarafından seçilen tüzel
kişilik hâline getirdi; hukukta ve demokraside bunun hiçbir yeri yoktur.
Değerli milletvekilleri, demokrasinin olmazsa
olmaz, temel ilkeleri hukuk devletidir, halk egemenliğidir.
Şimdi, bu kayyum uygulaması, kayyum siyaseti son dönemlerde iktidar
tarafından olağan bir durum hâline getirildi. Hepiniz çok iyi
hatırlıyorsunuz, olağanüstü hâl döneminde 674 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameyle Belediye Kanununun 45inci maddesine yapılan
bir eklemeyle ne yapıldı? Terör suçlarından dolayı,
yardım ve yataklık suçlarından dolayı istisnai bir
düzenleme getirildi ve bu istisnai düzenlemeyle belediye
başkanlarının görevden alınmasının, yerlerine
atama yapılmasının yolu açıldı. Ancak görüyoruz ki son
dönemlerde bu istisnai uygulama esas hâline geldi ve Doğuda,
Güneydoğuda neredeyse belediye kalmadı. İçişleri
Bakanlığının, işte, Ceyhan Belediyemize, Yalova
Belediyesine ilişkin uygulamaları gündemde,
tartışılıyor. Son dönemlerde de özellikle bu belediye
başkanlarının görevden alınmasının hukukla bir
alakası kesinlikle yoktur. Burada herkesin şunu çok iyi bilmesi
gerekiyor: İktidar, özellikle sandıkta yenemediği, sandıkta
deviremediği belediyeleri, iktidar gücünü kullanarak kayyumlar siyasetiyle
devirmeye çalışıyor. Bu, demokrasiye kesinlikle en büyük
zararı veriyor. Demokratik bir devletin gerekleri ile kayyum siyaseti
kesinlikle bağdaşmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) Özellikle iktidar
milletvekillerine sesleniyorum: Demokrasinin en temel ilkesi Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. Kayyum uygulaması halk
egemenliğini tırtıklıyor, halk egemenliğini ortadan
kaldırıyor. Bu uygulamalar devam ederse demokrasimiz, demokrasi
iklimimiz bundan zarar görecektir.
Onun için buradan, milletin kürsüsünden
çağrıda bulunuyoruz: Antidemokratik uygulamalardan vazgeçin. Anayasa
ve hukuk, iktidarı da sınırlıyor, size keyfî uygulamalar
yapma yetkisi vermiyor. Bu yanlış uygulamalardan vazgeçin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Adıyaman Milletvekili Sayın İbrahim Halil
Fırata söz veriyorum.
Buyurun Sayın Fırat. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM
HALİL FIRAT (Adıyaman) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, terör
insanlık suçudur. Öyle ya da böyle teröre destek veren ya da terör
karşısında sessiz kalan bu suça ortaktır. Ülkemiz kırk
yıldır terör belasıyla mücadele etmektedir. Belediyelerin teröre
kaynak aktaran kurumlar hâline gelmesine kesinlikle göz yummamalıyız.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kim? Hangi belediye? Adını da söyle. AKP belediyesi mi?
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla)
Ülkemizin birliğe, beraberliğe, kardeşliğe en çok ihtiyaç
duyduğu bir dönemde terörle, terör örgütleriyle, hukuksuzlukla
arasına mesafe koymayı başaramamış belediye başkanları
elbette görevlerine devam etmemelidir. Seçimle gelen seçimle gitmelidir ancak
vatandaşlarımız devletin imkânlarını kullanarak
devletin kaynaklarını başka noktalara götürmeleri için belediye
başkanlarını seçmiyor.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
İspatlayın! İspatlayın! Konuşmayın öyle,
ispatlayın!
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) Seçilmiş olmak, terör örgütünün
şubesi gibi çalışmayı ve aziz vatanımıza ihaneti
asla meşrulaştıramaz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Nerede yazıyor? Hangi kayyum zamanında? Hangi Sayıştay
raporunda? Sayıştay raporları sizin yolsuzluğunuzla dolu.
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla)
Terörün önünü kesmek, mazlumun hakkını korumak en temel insanlık
görevimizdir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Utanır insan biraz.
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) Belediyeler
hizmet üretme merkezleridir. Belediyelerin imkânları vatandaşa hizmet
için vardır.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Belediyenin imkânlarıyla sadece HDPde vatandaşa hizmet ediliyor;
AKPde talan ediliyor, kayyum talan ediyor, kayyum.
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Belediyeler terörle değil; hayata geçirdiği projelerle, hizmetleriyle
anılmalıdır.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kayyum talan ediyor. Bir de utanmadan konuşuyorsun!
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Belediye başkanları da tüm vakitlerini ve imkânlarını
kullanarak doğrudan şehrin sorunlarının ve halkın
sıkıntılarının çözümüne odaklanmalıdır.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Hatta Sayıştay raporları kayyum yolsuzluğuyla doludur.
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) - Hiç
kimse sandıktan çıkan iradeyi teröre peşkeş çekemez.
Hukuku çiğneyeceksiniz, kanunları
çiğneyeceksiniz, ondan sonra demokrasiden, millet iradesinden
bahsedeceksiniz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Sizden başka çiğneyen yok.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Siz çiğniyorsunuz, sandıkları da siz çiğniyorsunuz, hukuku
da siz çiğniyorsunuz!
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Kusura bakmayın, hiçbir devlet bunu kabul etmez.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ne oldu, FETÖcüler ne oldu? FETÖcülere ne oldu, belediyelerinizi
peşkeş çekti.
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Belediyeleri terör örgütünün lojistik üssüne çeviren belediye
başkanlarının görevden alınması kimseyi üzmemelidir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ne oldu parsel parsel sattığınız arsalar?
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Yasalara inanıyorsak yasalara ve hukuka uygun olarak yapılan bu
işlemleri de saygıyla karşılamak zorundayız.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Bütün FETÖnün ağabeyleri belediyenize kamp kurmuştu. Ne oldu?
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Milletimiz bizden birlik bekliyor, beraberlik bekliyor, hizmet bekliyor. Biz
milletin emanetini sırtımızda taşıyoruz. Demokratik
bir devlet vatandaşlarının güvenliğini sağlamak
zorundadır. Biz bu feryadı duymazlıktan gelemeyiz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Millet tekrar seçti. Kayyumu seçmedi millet, belediye başkanını
seçti.
NURAN İMİR (Şırnak) Kamp
kurdunuz.
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Milletin hakkını, hukukunu korumak, demokrasiye yönelik tehditleri
bertaraf etmek için her zaman meşru adımlar atacağız.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kayyumu seçmedi, kayyumu seçmedi; aday gösterdiniz seçmedi.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Dinle ya, dinle dinle!
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) - Grup
önerisinde Yönetimini, Kürtlere bakışını somut olarak
ortaya koyuyor. beyanına katılmıyoruz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Halkın iradesine saygı duyacaksınız! Halkın iradesine
saygı duyacaksınız! Halkın iradesine saygı
duyacaksınız!
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Kürtlerle hiçbir sorun yoktur, sorun tamamen bir terör sorunudur. Ben de bir
Kürt olarak bunun bir Kürt sorunu olmadığına inanıyorum.
Bunun bir terör sorunu olduğunu
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Öğreneceksiniz, öğreneceksiniz! Kürtün iradesine saygı
duymayı öğreneceksiniz!
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) Biz,
aziz milletimize -780 bin kilometrekarede- 83 milyon
vatandaşımıza hizmet ediyoruz. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kürtün iradesine saygı duyacaksınız, Kürt halkının
iradesine saygı duyacaksınız!
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla)
Eğer belediyenin terörle bir bağı varsa bunu kesmek
zorundadır.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kürt halkının iradesine saygı duyacaksınız.
İBRAHİM HALİL FIRAT (Devamla) -
Teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Kimdir terör ya?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, hatip
konuşurken müdahale etmenizi doğru bulmamaktayım. Sayın
Grup Başkan Vekilinizin söz talebi var.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
İftira atıyor Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Oluç.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
23.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
Adıyaman Milletvekili İbrahim Halil Fıratın HDP grup
önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, hani insan böyle bir dönemde
corona virüsüyle mücadele ederken bu tür bir adım
atıldığı zaman -kayyum atanması gibi- biraz utançla
karşılanacağını bekliyor ve bu iktidarın
sözcülerinin de biraz bu sıkıntıyla konuşmalarını
bekliyor ama sayın hatip, gerçekten, sanki böyle bir durum yokmuş
gibi bir konuşma yaptı üstelik de söylediği her şey
külliyen yalan, külliyen yalan! (HDP sıralarından alkışlar)
Burada anlattık, her kayyum atandığında bunu bir kez daha
anlattık, biz ölene kadar da anlatmaya devam edeceğiz ta ki her
biriniz bunu anlayana kadar.
Bakın, size anlatayım: Bir tek belediyemiz
yoktur ki teröre kaynak aktardığı için ceza almış
olsun, bir tek belediye eş başkanımız yoktur ki teröre
kaynak aktardığı için ceza almış olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bir tek
belediye eş başkanımız yoktur bu konuda ceza
almış olan. Bir tek belediye eş başkanı hakkında
hazırlanmış böyle bir rapor yoktur. Külliyen yalan
söylüyorsunuz! Halkı aldatıyorsunuz, halkı
kandırıyorsunuz. Bu yalanları kendinize nasıl
söyleyebiliyorsunuz ya! Birazcık sıkılmıyor musunuz?
Bakın, siz evet, çok açık söylüyoruz- Kürt halkının
iradesini gasbediyorsunuz. Sandık hukukunu çiğniyorsunuz, sandık
adaletini çiğniyorsunuz, seçim hukukunu çiğniyorsunuz.
KADİR AYDIN (Giresun) Yalan söylüyorsunuz!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Eğer
Sandıktan çıkan iradeyi teröre peşkeş çekmek diye bir
ifadeyi kullanıyorsanız FETÖye bakacaksınız. On iki sene
boyunca iktidar ortaklığı yaptığınız
kişilere bakacaksınız, on iki sene boyunca bu devletin bütün
kademelerine yerleştirdiğiniz teröre bakacaksınız. Siz
yaptınız bunu. Sandıktan çıkan iradeyi teröre siz
peşkeş çektiniz. (HDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Efendim, son
bir cümlem vardı, onu da söyleyebilir miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Evet, bunu,
bu hukuksuzluğu tartışmaya devam edeceğiz ve özellikle
coronavirüs salgınının bu döneminde Kürt halkının
seçmiş olduğu Kürt halkının seçmiş olduğu
belediyelere yönelik bu düşmanca tutumunuzu ve görevden
uzaklaştırma tutumunuzu doğrudan doğruya Kürt halkına
yönelik corona virüsüyle ilgili bir tehdit yaratma olarak
algılıyoruz. Bunu söylemeye devam edeceğiz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ne alakası var
ya!
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bakın, ben
bugün burada anlattım, bu belediyelerin corona virüsü
karşısında yaptığı çalışmaları
anlattım, siz bunları engelliyorsunuz. Dolayısıyla
halkın corona virüsünden tehdit altında kalmasına da neden
oluyor bu iktidar. Bunu da söylemiş olalım.
BAŞKAN Sayın Muş, buyurun.
24.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biz burada fikirlerimizi herhangi
bir partiye kabul ettirmek için anlatmıyoruz. Burada her parti fikirlerini
vatandaşa anlatır, halka anlatır; halk, her partinin fikrini,
görüşünü değerlendirir, günü geldiği zaman sandık
başında kanaatini ona göre belirtir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
E, verdi, tanımıyorsunuz ki! Halk fikrini verdi.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bizim
fikirlerimiz... Yalan söylüyorsunuz. ifadesini, bir kere, kabul etmiyoruz.
Siz kendi görüşlerinizi anlatırsınız, bizim
arkadaşlarımız da kendi görüşlerini anlatır.
İkinci konu şudur: FETÖyle mücadele
Tabii, bu konuyla alakalı dilimizde tüy bitti. Bakın, bu ülke
FETÖyle de mücadele ediyor, PKK terör örgütüyle de mücadele ediyor,
DEAŞla da mücadele ediyor, DHKP-Cyle de mücadele ediyor ve FETÖyle de
en çetin mücadeleyi veren iktidar ve parti bizim partimizdir; bunun bilinmesini
isterim.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
İrade gasbederek mi mücadele ediyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bir diğer
konu da şudur: 81 vilayeti var ülkemizin ve bu vilayetlerin hepsinde bizim
her etnik kökenden vatandaşımız yaşamaktadır.
Güneydoğuda başka etnik kökenden olan insanlar da
yaşamaktadır. Sadece orada göreve gelenlere Kürtler oy verdi. demek
veya sadece orada yapılan uygulamalarla alakalı Kürtlere
düşmanlık yapıyorsunuz. demek veya O bölgede sadece Kürt
kökenli vatandaşlarımız yaşıyor." demek,
partisinin isminde -Halkların Demokratik- bakın, Halkların
çoğul ifadesini kullanan bir partinin böyle bir ikiliğe düşmesini
de yadırgadığımızı ifade etmek isterim. O bölgede
Türkmenler de var yaşayan, Araplar da var yaşayan, Zazalar da var
yaşayan, diğer etnik kökenden vatandaşlarımız da var;
bunların hepsi bizim için aynıdır.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
HDPliyi niye görevden alıyorsunuz?
MEHMET MUŞ (İstanbul) HDP de Halkların
Partisi diyor isminde, sadece Kürt partisi demiyor. Halkların Partisi
dediği için... Türkiye'de Kürtlerden başka halklar da
yaşamaktadır; Araplar yaşamaktadır, başka pek çok
etnik kökenden vatandaşımız yaşamaktadır, buna dikkat
çekmek istedim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Tartışma bu değil ki.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Oluç, bu açıklamada
herhangi bir şey yok.
Buyurun.
25.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Evet,
teşekkür ederim.
Sadece şunu söyleyeceğim: Sayın
Muş partimizin ismini söyleyerek doğru bir noktaya parmak bastı
gerçekten. Evet, doğru, HDP, Halkların Demokratik Partisi yani
Türkiye'de yaşayan bütün farklı kimliklerin, kültürlerin, ana
dillerin, inançların bir partisi olduğunu söylüyor ve bu konuda da
politikalar geliştiriyor. Doğru, o bölgede Araplar yaşıyor,
Türkler yaşıyor, Zazalar yaşıyor, Ezidiler
yaşıyor; haklısınız bu konuda, söylediğinizde
fakat şuna işaret ediyoruz: Kayyum atadığınız
yerlerdeki bu seçmenlerin -eğer bir araştırma yapılacak
olursa- çok büyük bir çoğunluğu yani yüzde 80i, 90ı gibi bir
çoğunluğu Kürttür esas itibarıyla. Dolayısıyla biz
bunu vurgularken bu gerçekliğe işaret etmek için söylüyoruz yoksa
diğer halkların herhangi bir şekilde haklarını yok
saydığımız, görmediğimiz için değil.
Teşekkür ediyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, müsaade ederseniz söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Türkkan
26.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın,
etnik kökeni ne olursa olsun, dinî aidiyeti ne olursa olsun bu vatan üzerinde
yaşayanlara Türk milleti dediklerine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ben her iki Grup
Başkan Vekilinin ifadelerine baktığımda ciddi bir söylem
birliğinde buluştuklarını görüyorum. Türkiye'de etnik
kökeni ne olursa olsun, dinî aidiyeti ne olursa olsun biz bu vatanın
üzerinde yaşayan bütün insanlarımıza Türk milleti diyoruz.
Eğer bunları etnik kökenlerine göre ayırmaya
başlarsanız bu işin sonunu alamazsınız, teröristlerin
de iddialarına destek vermiş olursunuz belki de istemeden.
Teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş tarafından, HDPli
belediyelere kayyum atanmasının yol açtığı
hukuksuzluğun araştırılması amacıyla 23/3/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Mart 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
27.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, 83 milyon vatandaşı düşüncesi, etnik
aidiyeti, inancı ne olursa olsun bir görmek gerektiğine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tabii tartışma konusu, kayyum meselesi
ayrı bir bahis; bu, tartışılır, görüşlerini dile
getirirler. Fakat 83 milyon Türk vatandaşına etnik kökenlerine göre
ayrımcılık yapmak ve bu konuda bir tasnifte bulunmak düpedüz
ırkçılıktır veya ırki etnisiteye dayalı bir
politika yürütüldüğünü ifade eder. Tabii bu, doğru bir
yaklaşım değildir; hem doğru değildir hem de ciddi bir
yanlışlığı ifade eder. Dolayısıyla 83 milyon
insanımızı, vatandaşlarımızı,
düşüncesi, etnik aidiyeti, inancı her ne olursa olsun bir görmek
gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Aksi takdirde bu,
ayrımcılık yapmak anlamına gelir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bir cümle
söylemek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Oluç.
28.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, demokratik siyaset açısından kayyum
atamaları konusunda da hassasiyet gösterilmesini beklediklerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yani bu konuda
polemik yapma niyetinde değilim, yanlış
anlaşılmasın. Fakat ben özellikle son 2 Grup Başkan
Vekilinin bu konudaki hassasiyetlerini anlıyorum ancak demokratik siyaset
açısından aynı hassasiyeti kayyum atamalarında da
göstermelerini doğrusu beklerdik.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, İç
Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi var, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün,
(2/2477) esas numaralı Ailenin Korunması ve Kadına
Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/72)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/2477) esas numaralı Kanun Teklifimin
İç Tüzükün 37nci maddesi uyarınca doğrudan gündeme
alınması hususunu saygılarımla arz ederim.
Süleyman
Bülbül
Aydın
BAŞKAN Önerge üzerinde teklif sahibi
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Bülbül. (CHP
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bugün, aralık ayında kadına yönelik
her türlü şiddet olayıyla ilgili 6284 sayılı Kanunda
değişiklik yapılmasına dair vermiş olduğum kanun
teklifi için karşınızdayım.
Kanun teklifi, kadın, çocuk ve aile bireylerine
yönelik uygulanan her türlü şiddet olayında önleyici ve koruyucu
tedbirler almakla görevli olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığına, kolluk ve soruşturma aşamasında
şikâyetçinin onayı alınarak haberdar edilmesi için
verilmişti.
Anayasanın 41inci maddesi gereği
devletin yükümlülüğü, sadece kovuşturma aşamasına
gelmiş şiddet ve istismar vakalarını takip etmekten öte
anayasal sorumluluk gereği önleyici tedbirler almaktır. Bu sebeple,
devletin ilk temas noktaları olan kolluk ve savcılık
aşamasına yansımış vakalar ivedi bir şekilde
Bakanlığa bildirilmelidir. Bu sayede, Bakanlığın,
devam eden süreçte mağduru karşı karşıya kalacağı olası tehditlerden
koruması sağlanabilecektir.
Tabii, aradan geçen iki ayda sadece ülkemizde
değil dünyada da çok şey değişti. Covid-19 virüsü nedeniyle
binlerce insan hayatını kaybetti, binlerce insan enfekte ve tedavi
görüyor. Yaşadığımız bu salgın öyle boyutlarda ki
artık sadece solunum yolumuzu etkilemiyor, ateşimizi yükseltmiyor,
toplumsal olarak da zarar görüyoruz. Salgın nedeniyle kapanılan
evlerde kadına ve çocuğa yönelik şiddet artıyor. Yani,
zaman geçse de durum değişmiyor, hatta kadın ve çocuklar kriz
döneminin yine çifte mağduru oluyor.
Değerli vekiller, 2019 yılındaki
kadına yönelik şiddet verilerine bakıldığında,
oran vermek gerekirse kadın cinayetlerinin yaklaşık yüzde 52si
ev içinde işlendi. Bu da kadınların kalmak zorunda
oldukları evlerinde, erkek şiddetiyle karşılaşma
ihtimallerinin artacağını
kaçınılmaz kılmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre 3
kadından 1i fiziksel ve cinsel istismara maruz kalıyor. Doğal
afet, savaş ve salgın gibi kriz dönemlerinde cinsiyete dayalı
şiddet görme riski artıyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri
de bu dönemde sosyal yaşamdan uzak durmanın, eve kapanmanın
şiddet uygulayanlara daha fazla şiddet uygulamak için fırsat
sunduğunu söylüyor.
Virüsün çıkış noktası olan
Çinde, şubat ayında yerel polis teşkilatlarına bildirilen
aile içi şiddet vakalarının 3e katlandığı
belirtildi. ABDdeki ulusal aile içi şiddet danışma
hattını arayan kadınlar benzer sorunlar
yaşadıklarını söylüyor. Kısaca, kadınlar ve
çocuklar, kendilerini virüsten korumaya çalışırken şiddete
karşı daha açık hâle gelmiş durumda. STK ve dernekler
kadına yönelik her türlü şiddetle ilgili Hükûmetin
yapmadığı saha araştırmalarını
yapıyorlardı. Şimdi, STK ve dernek çalışmaları
sağlık tedbirleri kapsamında ertelendi. Bu nedenle şiddet
daha görünmez hâle gelebilir. Adliyelerin tam zamanlı ve
randımanlı çalışmadığı bugünlerde en ufak
şiddet ihbarı için kolluk güçleri hızla ve ivedilikle hareket
etmelidir ve bu ihbarlar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığına bildirilmelidir. Bu vesileyle bu kanun teklifi de
kabul edilmelidir. Ayrıca hatırlatmakta yarar var: Kadınlar her
türlü şiddet durumunda Bakanlığın Alo 183 ya da Aile
İçi Şiddet Acil Yardım Hattını aramalıdır.
Halk sağlığı yanında güvenliği de öncelememiz
gerekiyor. Bir de ev içi işler ve bakım yükü artan
kadınların yükünü, yaşadığı eşitsizliği
unutmamak gerekir. Evde kal. diyorsak eşitlikçi iş bölümünün de
gerektiğini söylemeliyiz. Ev içi işleri ve bakım yükünü
eşit bölüşmeye gayret etmeliyiz.
Değerli arkadaşlar, halk
sağlığı demişken çok önemli bir konuya da
değinmek isterim. Her gün yüzlerce vatandaşa bakan sağlık
çalışanlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum
ancak her akşam saat 21.00de yapılan ve gerçekten çok kıymetli
olan Destek eylemi artık bir itiraz eylemine dönüşmelidir çünkü
artık doktorlarımızı, sağlık çalışanlarımızı
tedavi etmeye başladık. İşlerini yapabilmeleri için hayati
öneme sahip eldiven, maske, gözlük, kıyafet ihtiyaçları ne yazık
ki tam anlamıyla giderilmiyor. Buna itiraz etmemiz lazım. Sayın
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bir an önce bu güvencesiz
çalışma koşullarını iyileştirmek için
adımlar atmalıdır. Özellikle triyaj, Covid-19 poliklinikleri,
servisleri ve yoğun bakımlarında çalışanlar başta
olmak üzere olası teması olan sağlık
çalışanlarının mesai dışında evlerine
gitmeden kalabilecekleri ve dinlenebilecekleri yerlerin planlaması mutlaka
yapılmalıdır. Virüsün bulaştığı
düşünülen tüm sağlık çalışanlarına ivedilikle
uygun tanı testi uygulanmalı ve bu çalışanlar yakından
izlenmeye başlanmalıdır. Sağlık çalışanlarının
çalışma süreleri ivedilikle düzenlenmeli; ataması
yapılmayan on binlerce sağlık emekçisinin ataması mutlaka
yapılmalıdır çünkü her türlü zorluğa ve ekipman
eksikliğine karşın büyük bir fedakârlıkla bu salgınla
mücadele eden sağlık çalışanlarımızın
sağlığının korunması öncelik olmalıdır.
Kanun teklifinin yüce Meclis tarafından
kabulünü diliyorum ve teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Alınan karar gereğince gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Denizli Milletvekili
Nilgün Ök ile 46 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (´)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
18/3/2020 tarihli 70inci Birleşimde İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştı.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm, 21 ila 40ıncı maddeleri
kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde ilk söz, İYİ
PARTİ Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Zeki Hakan
Sıdalıya aittir.
Buyurunuz Sayın Sıdalı.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN
SIDALI (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sağlık Bakanının son açıklamasında 1.529
vatandaşımızın enfekte olduğunu, 37
vatandaşımızın ise hayatını kaybettiğini
büyük bir üzüntüyle hep beraber öğrendik. Şu anda hastanelerimizde
tedavi gören vatandaşlarımıza acil şifa, vefat eden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum.
Dün ülkemize ulaşan ve on beş dakikada
sonuç veren Covid-19 hızlı tanılama kitlerinin acilen
coronavirüs şüphesi görülen kişilerde çok daha hızlı bir
şekilde uygulanmaya başlanması gerekmektedir, geç kalmamalıyız.
Ayrıca, bu kitlerle yapılan testlerin pozitif çıkması
durumunda başvurulacak referans laboratuvarlarının da
artırılması hızlı tanıyı daha da
işlevli hâle getirecektir. Tanı koymakta ağır
davranıldığı sürece enfekte olmuş kişileri ne
tespit edebilirsiniz ne de yeni kişilerin enfekte olmasının
önüne geçebilirsiniz. Böyle konularda yalnızca samimi, şeffaf ve iyi
niyetli olmak yetmez, süreci yönetebilme kapasitesi ve sonuç alma
hızı da çok önemlidir. Bu merkezleri acilen tüm
Türkiyeye yayın.
Sayın milletvekilleri,
coronavirüsün insanlar üzerindeki bir diğer etkisi de ekonomiktir.
Salgının dünya ekonomisine verdiği zarar 3 trilyon doları
aşmış durumda ve görünen o ki bu zarar artarak devam edecek. Türkiyede de durum hiç farklı
değil; zaten ciddi bir kriz içerisinde bulunuyorduk, global bir tehdide
dönüşen bu salgın neticesinde ülkemizdeki kriz gün geçtikçe derinleşiyor. İlk olarak
yapmamız gereken, kıt kaynakları daha iyi ve ihtiyaç dâhilinde
yönetebilmek ve süreci en az hasarla atlatabilmek için somut hamleler
geliştirebilmektir. Devletin en temel görevi, halkının refah ve
huzur içerisinde sağlıklı bir hayat sürmesidir. Bu süreçte
sanayicilerin, KOBİlerin ve vatandaşların sağlık
konusunda olduğu kadar, ekonomik konularda da korunması ve
endişeden uzak bir şekilde yaşaması gerekiyor. Hepimiz
görüyoruz, virüsün dünya çapında yarattığı ekonomik
pandemi, ülkemizi ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Bu tehditlere
karşı alınan önlemler yeterli değil.
Sayın
milletvekilleri, vatandaşlarımızdan kendilerini sosyal olarak
izole etmelerini talep ediyor, onlara Evde kalın. diyoruz. Evet, bu
gerekli bir önlem. Salgının geçmesini güvenli ve huzurlu bir
şekilde evde beklemeyi kim istemez? Çoğu vatandaşımız
şu an evlerinde güvende, ancak huzursuz. Salgın tehdidiyle mücadele
eden tüm hükûmetler gibi siz de ekonomik tedbirler aldınız. Ekonomik
tedbir paketinizde olumlu bulduğumuz bazı noktalar var, ne yazık
ki bu paket, milletimize yeterli faydayı sağlamıyor. Paketten
büyük patronlara ve yandaşlara teşvik, çiftçiye, işçiye ve
işsize hayal kırıklığı, emekliye ise kolonya ve
maske çıktı; o da sadece Ankara ve İstanbuldakilere.
Açıklanan paket, krizin finansal yükünün ağırlıklı
olarak KOBİlerin ve çalışanların sırtında
kalacağını açık seçik gösteriyor. Kamusal yükümlülüklerin
ödemesini üç ay erteleyeceğinizi söylüyorsunuz, bu bile günü kurtarma
stratejinizin bir ürünü. Şu an kepenk açamayan, iş yapamayan KOBİlerimiz
üç ay sonra bu borcu nasıl ödeyecek? Genel Başkanımız
Sayın Meral Akşenerin sunduğu çözüm önerisini burada dile
getirmek istiyorum: KOBİlerimizin bu kamu yüklerine bir yıl
üzerinden vade farkı olmaksızın taksit imkânı
sağlayın ki esnafımız biraz nefes alsın, madden biraz
toparlansın.
Açıklanan bu ekonomi paketinde maalesef ki yine
ihtiyaç sahiplerine yer yok. 100 milyar liralık destek paketinin sadece 2
milyarının ihtiyaç sahiplerine ayrılmış olması,
sizin sosyal devlet anlayışından çok uzak olduğunuzu
gösteriyor. Bugünlerde Fransa Ülkede kimse iflas etmeyecek, kimse maddi
kaygıya düşmesin, devlet var. diyor. Almanya da aynı minvalde
devletin varlığını, vatandaşların ekonomisinde
net hissettiriyor. Amerikada virüs salgınından dolayı evlerine
kapanan Amerikalı gençlere aylık bin dolarlık, yetişkinlere
2 bin dolarlık dijital para ödemesi yapılması konuşuluyor.
Peki, ya biz? Burada herkes bıraktığı işi ve iş
yerini bulamayacağı korkusunu yaşıyor. Eğer bizi
dinleyip zor gün paramızı israf etmeseydiniz yani ihtiyat akçesine
dokunmasaydınız, siz de bugün vatandaşa devletin
varlığını hissettirebilirdiniz. İtibardan tasarruf
olmaz. diyorsunuz ama ağustos böceği misali saz çalarak, önümüzdeki
zor günleri bekliyorsunuz.
Sayın milletvekilleri,
vatandaşlarımıza Evde oturun, dışarı
çıkmayın. diyoruz. Peki, borçları ne olacak? Ücretsiz izne
çıkartılan, yevmiyeyle çalışan, maaşı
satış primine bağlı yüz binlerce
vatandaşımız var; bu ay hiç gelirleri olmayacak, nasıl
geçinecekler? Bu sebeple, en azından elektrik, su, doğal gaz, telefon
ve internet faturalarının mutlaka ertelenmesi gerekiyor. Ayrıca,
bu hizmetlerdeki vergi yükünün de bir yıl süreyle ertelenmesi,
vatandaşlarımızı bir nebze olsun rahatlatır.
Yine, devletin okullarında ücretli
öğretmen olarak çalışan 80 bin öğretmenimiz de burada büyük
bir mağduriyet yaşıyor. Özel sektör
çalışanlarının mağduriyet yaşamaması için maaşlarının
kesintisiz yatırılmasını beklerken devletin böyle bir
mağduriyet alanına izin vermesi kabul edilemez. Ücretli
öğretmenlerimizin mağduriyetleri bir an önce giderilmelidir.
Ayrıca, normal şartlarda dahi KYK
ödemelerinde büyük sorunlar yaşayan üniversite
mezunlarımızın şu anda borçlarını ödemeleri
mümkün değil. KYK ödemelerini acil şekilde üç ay erteleyin ve
sonrasında yeniden yapılandırın.
Biz, Ekonomi İstikrar Kalkanı altına
işçimizi, emeklimizi, işsizimizi almanızı beklerken siz
yine müteahhit ve yakınlarını almayı seçtiniz. Biz, sizden
temel ihtiyaç ürünlerinde katma değer vergisinin indirilmesini beklerken
siz uçaklardan indirmeyi seçtiniz, anlam veremedik. Vatandaş sizden Bu
krizi beraber atlatacağız, salgından en sağlıklı
şekilde çıkacağız; bu süreçte hiç kimse işsiz
kalmayacak, hiçbir iş yeri kapanmayacak; borç faturalarını dert
etmeyin, erteleyeceğiz; geçim diye bir derdiniz olmasın, kaynak
yaratacağız; siz rahatça evlerinizde oturun; sizin sağlığınızı
da, ekonominizi de, geleceğinizi de korumak bizim işimiz.
diyebilecek devlet aklını, devlet ferasetini bekliyordu. Ancak ilan
ettiğiniz kalkan bırakın vatandaşı yandaşı
bile koruyacak çapta değil. Bir kere olsun doğru hamle yapın.
Senelerdir tıkanmış olan ve coronayla bu
tıkanıklığı ciğerlerine inmiş olan
ekonomimizi bu hastalığın pençesinden kurtarın. Yoksa bu
yanlış tercihleriniz hepimizi batıracak ve gemi batarsa sadece
bize oy verenler değil, size oy verenler de boğulacak.
Sayın milletvekilleri, salgınla mücadelede
en ön safta canla başla mücadele eden isimsiz kahramanlar,
sağlık çalışanlarımız ne yazık ki gerekli
ekipmanları olmadan bu mücadeleyi sürdürmek zorunda kalıyorlar.
Reddediyorsunuz ama size ulaşamayanlar bize yazıyorlar. Türkiye'nin
dört bir yanından bu eksiklik dile getiriliyor. Aslında
Sağlık Bakanımız dün basın açıklamasında bu
konuya değindi, Küçük örnekler kasıtlı büyütülüyor. dedi ve
konuşmasının devamına da ekledi: Sağlık
personeli içerisinde coronavirüs testi pozitif olan kişiler var.
Sayın Bakan, kendi tezini kendi konuşmasıyla çürüttü. Virüsle
mücadele ederken, ekipman eksikliğinden virüs kapan sağlık
personellerimiz varken bu işin küçüğü, büyüğü mü olur? Daha
ciddi bir yaklaşım olmalı. diyoruz, olmuyor. Bu konuda
istisnalar kaideyi bozar arkadaşlar. Her bir sağlık
çalışanımızın hayatı bizim için önemlidir. Her
ihmal zincirleme riskler doğurur. diyorsunuz; peki, bu ihmal zincirleme
risk sayılmıyor mu? Siz, böyle devam ettikçe bırakın
bulaşma zincirini kırmayı, zincire yeni halkalar eklemiş
oluyorsunuz. Bu eksiklik, salgınla mücadelede büyük bir zafiyet
yaratmakta, hem sağlıkçılarımız hem onların
aileleri hem de toplum sağlığı açısından büyük
riskler doğurmaktadır. Bu vahim duruma bir an önce müdahale edilmeli,
tüm hastanelerimizde sağlık çalışanlarımızın
ekipman eksikleri acilen tamamlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla)
Yaşadığımız bu zorlu dönemin en can alıcı ve
etkili tedbiri aslında evden çıkmamaktır. Bu bilinçle, tüm
vatandaşlarımıza ben de Evde kalın, iyi kalın.
diyerek saygılarımı sunuyorum. Asla umutsuz olmayın,
Türkiye iyi olacak.
Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Enginyurt
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Ordu Milletvekili Cemal Enginyurtun,
coronavirüs salgını sebebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan başta olmak üzere bakanların başarılı bir
mücadele verdiğine, özel sektör çalışanlarına da izin verilerek
evde kalmalarının sağlanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) Sayın
Başkanım, corona virüsü sebebiyle dünya büyük bir tehlikeyle
karşı karşıya. Türkiye, başta
Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün Bakanlarıyla çok
başarılı bir mücadele veriyor. Evde kal. diyerek
vatandaşlarımızın evde kalmasını sağlamaya
ve virüsün yayılmasını engellemeye çalışıyoruz.
Lakin, 10 milyonunun üzerinde özel sektörde çalışan, tekstilden
inşaata, tarımdan sanayi sitelerine varıncaya kadar
işçilerimiz her gün, her dakika coronavirüs tehlikesi
yaşıyorlar. Özel sektöre de izin verilmeli ve özel sektör
çalışanlarının, inşaat işçilerinin, tekstil
işçilerinin de evde kalması sağlanmalıdır diyor,
teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Konya Milletvekili Sayın Esin Kara.
Buyurun Sayın Kara. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ESİN KARA (Konya) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 196 sıra sayılı Kanun
Teklifinin ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz
adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin içinden geçtiği bu zor süreçte,
Türkiye'nin her yerinden gelen milyonlarca faturayı işleyen, virüs
tehdidine açık kalan meslektaşlarımızın sesini duyup
mücbir sebep ilan ederek beyannameleri erteleyen Sayın
Bakanımız Berat Albayraka teşekkürlerimi iletiyorum. Mücbir
sebebin, gelir vergisi ve sektör bazında kurumlar vergisi mükelleflerinden
ziyade tüm kurumlar vergisi mükelleflerini de kapsamasını temenni ediyorum.
65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunan serbest
muhasebeci mali müşavirlerin mücbir sebepten yararlanamayan
mükelleflerinin beyannamelerini nasıl vereceği de muallaktadır.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz
kanun teklifiyle pek çok alana yönelik teknik düzenlemeler
yapılmaktadır. İşverenlere aylık 75 TL asgari ücret
desteği verilmesi, derneklere ilişkin üyelik takip işlemlerinin
elektronik ortamda yapılabilmesi, vazife ve harp malullerinden
çalışmaya devam edenlere yaşlılık
aylığı imkânının sağlanması, mali suçlar ve
illegal bahisle ilgili caydırıcı müeyyideler getirilmesi,
vakıflara ait taşınmazların kiralarının
ödenmesindeki suistimallerin önlenmesi, doğal afetlerde doğal gaz ve
elektrik borçlarının bir yıla kadar ertelenmesi, tüketicilere
yenilenebilir enerji kullanabilme tercihlerinin sunulabilmesi bunlardan
bazılarıdır.
Değerli milletvekilleri, dünyanın
karşılaştığı en önemli sorunlardan biri de
giderek artan enerji talebidir. Enerji, yüzyıllardır ülkelerin
sosyoekonomik ve politik gücünü belirleyen etkenlerden biri olmuş ve olmaya
da devam etmektedir. Hâlen dünyada üretilebilmekte olan enerjinin
yaklaşık yüzde 80i petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil
yakıtlardan oluşmaktadır. Bununla birlikte, yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelim dünyada olduğu gibi ülkemizde de artmaktadır.
Dışa bağımlılığın en aza indirilerek
enerji tedariki ve güvenliğinin sağlanması, enerjide
verimliliğin ve millî kaynakların payının
artırılması, aynı zamanda enerjinin çevre ve insan dostu
olmasının temin edilmesi millî enerji politikamızın
esası olmalıdır. Bunun için, seçim beyannamemizde ifade
ettiğimiz gibi, yenilenebilir enerjinin
yaygınlaştırılarak enerji üretimindeki payının
artırılması, kamu enerji yatırımlarıyla birlikte
yerli ve yabancı özel sermayenin enerji sektöründeki
yatırımları için uygun zemin oluşturulması
gerekmektedir.
2019 yılı sonu itibarıyla ülkemizde
elektrik üretiminin yüzde 62si yerli ve yenilenebilir kaynaklardan, kurulu
gücün yüzde 48,7si yenilenebilir enerji kaynaklarından
karşılanmaktadır. Böylece, Türkiye yenilenebilir enerji kurulu
gücünde Avrupada 6ncı, dünyada ise 13üncü sıradadır.
Kanun teklifiyle, ülkemizde büyük ölçekli
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) oluşturularak enerji
kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması
hedeflenmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin
dağınık mevzuatın bir araya toplanması, YEKA olarak
ilan edilen yerlerde üç yıllık süre içinde kamulaştırma
işlemlerinin başlaması ve YEKA yarışmaları
kapsamında uygulanan döviz cinsinden taban fiyat yerine ihalelerin Türk
lirası cinsinden yapılması öngörülmektedir. Ayrıca, kanun
teklifiyle, güneş ve rüzgâr gibi sadece yenilenebilir enerji
kaynaklarından üretilen elektriği tüketme imkânı
getirilmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak elektrik
üretiminde rüzgâr, güneş ve jeotermal kaynakların daha fazla
değerlendirilmesi için etkili teşvik düzenlemelerinin hayata
geçirilmesini gerekli görüyor, enerji
bağımlılığını en aza indirmiş bir
Türkiyenin uluslararası enerji piyasasının önemli aktörlerinden
birisi olacağına inanıyoruz.
Değerli milletvekilleri, gazilik fazilet ve
fedakârlık nişanesidir. Türk milleti, gazi bir millettir. Elbette
şehitlerimize ve gazilerimize hem vefa hem gönül hem de manevi borcumuz
bulunmaktadır. Seçim beyannamemizde de ifade ettiğimiz gibi,
gazilerimizin mevcut sorunlarının çözümü hususunda herkesin
duyarlılıkla hareket etmesini ve sorumluluk almasını
zaruret olarak görüyoruz.
Devleti yaşatmanın yolunun insanı
yaşatmaktan geçtiğine, ülkelerinin değerinin insanlara
verdiği değerle artacağına ve istikbale güvenle bakabilmek
için şehit yakını, gazi, emekli ve yaşlıların
onurlu bir yaşam sürmesinin temin edilmesi gerektiğine
inanmaktayız.
Teklifle, gazilerimizin çözüm bekleyen
sorunlarının bazılarına yönelik iyileştirmeler
yapılmaktadır. Bu kapsamda, vazife ve harp malullüğü
aylığı alan gazilerimize, çalışmaya devam etmeleri
hâlinde vazife malullüğü aylığı bağlanma tarihinden
sonra geçen hizmetleri esas alınarak, en az yirmi yıllık
sigortalılık süresi ve 5 bin günlük prim ödemiş olmak
şartıyla yaşlılık aylığı bağlanmasına
imkân sağlanmaktadır. Ayrıca, sehven yapılan işleme
bağlı olarak aylığı kesilen az sayıda gazimize
ilişkin mağduriyet de giderilmektedir. Bununla birlikte, muharip
gazilere ödenen şeref aylığının geliri olsun
olmasın tüm muharip gazilerimize aynı tutarda ödenmesini, şehit
yetimlerinin tamamına iş hakkı sağlanmasını,
gazilerimize ÖTVsiz araç verilmesini, malul sayılmayan gazilerin
mağduriyetlerinin giderilmesini ve gazilerimizin diğer haklı taleplerinin
mutlaka dikkate alınmasını gerekli görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz
kanun teklifiyle dernekler tarafından fiziksel ortamda tutulan her türlü
kayıtların hem dernekler hem de yetkili merciler tarafından
elektronik ortamda tutulması konusunda Dernekler Kanununda
değişiklik öngörülmektedir.
Sivil toplum kuruluşları ve dernekler,
demokrasimizin kuşkusuz olmazsa olmazlarıdır. Nitekim,
Anayasamızın 33üncü maddesinde düzenlenen dernek kurma
hakkının teminat altına alınması, kişilerin bu
hakkın kullanımından kaynaklı mağduriyet
yaşamamasına bağlıdır. Yapılan düzenlemeyle,
derneklere üyelik işlemlerinin kişilerin iradesine dayalı ve
şeffaf bir zeminde yapılması mümkün hâle getirilmekte, bireysel
özgürlüklerin ve demokrasinin güçlendirilmesi sağlanmaktadır.
Düzenlenen bir diğer konu ise, Vakıflar
Genel Müdürlüğüne ve mazbut vakıflara ait uzun süreli kiraya verilen
taşınmazlara ilişkindir. Hükümle, sözleşme süresi içinde üç
aylık kirasını ödemeyen kiracıların otuz günlük sürede
kira borcunun tamamını ödememesi hâlinde tahliye edilmesine imkân sağlanılmaktadır.
Bu şekilde, vakıfların kira gelirlerinin ve vakıf
hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanması hedeflenmektedir. Tüm
vakıf eserlerinin ortaya çıkarılması, devletçe desteklenip
varoluş amacına uygun hâle getirilerek korunması ve
yaşatılması kuşkusuz ki atalarımızın
emanetlerine sahip çıkılmasının gereği olacaktır.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle
düzenleme yapılan önemli bir konu ise işverenlere sağlanan
asgari ücret desteğidir. Değişiklikle, 2020 yılı
içerisinde gerekli şartları sağlayan işverenlere
çalıştırdıkları işçi başına sektör
ayrımı yapılmaksızın aylık 75 TL asgari ücret
desteği sağlanmaktadır. İşverenlerimizin iş gücü
maliyetini düşürmek ve istihdamı artırmak amacıyla
uygulanacak olan bu destekten 2020de yaklaşık 7 milyon sigortalının
yararlanması öngörülmektedir. Seçim beyannamemizde, asgari geçim
standardı düzeyi dikkate alınarak üretim ve istihdamın
artırılması, çalışma hayatında işçi ve
işveren haklarının
dengeli bir şekilde korunması, orta ve uzun vadede büyümeye ivme kazandıracak
ve istihdamın artırılmasını sağlayacak
yapısal nitelikteki tedbirlerin alınmasına vurgu
yapılmıştır. Bu çerçevede, asgari ücret desteğinin
devamının üretime ve istihdama katkısı bakımından
önemli ve yararlı olduğunu değerlendirmekteyiz. Bununla birlikte,
asgari ücretten vergi alınmamasını ve ücretlilerin asgari ücret
kadar gelirinin vergi dışı bırakılmasını da
gerekli görüyoruz. Biz, Türkiyenin önüne aydınlık ufuklar açarak
ülkemizi ve milletimizi güvenli yarınlara taşımaya
kararlıyız. İnanıyoruz ki,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ekonomik büyüme, sosyal
gelişme ve millî bütünleşme temin edilerek Türkiyenin lider ülke
olma ülküsü gerçekleşecek, Türkiye istiklal içinde istikbale
taşınacaktır.
Bu düşüncelerle kanun teklifinin ülkemize ve
milletimize hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, Gazi Meclisimizi ve
ekranları başında bizleri izleyen büyük Türk milletini
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Sayın Garo Paylan
Buyurun Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bütün dünya maalesef
coronavirüs salgını altında ve her gün insanları
kaybediyoruz. Bu şartlarda, demokratik bütün dünya parlamentoları bu
konuyu konuşuyorlar arkadaşlar; komisyonlar oluşturdular, acilen
alınması gereken bütün tedbirleri bütün partiler bir arada
konuşuyorlar.
Bakın arkadaşlar, coronavirüs
salgını bütün dünyayı sarıp sarmalamış, bu konuda
bu Parlamento tek bir görev almış durumda değil, tek bir
komisyon kurabilmiş değil. Sağlıkla ve ekonomik krizle
ilgili alınacak tedbirlerle ilgili tek bir şeyi bir arada konuşamadık.
Ne yapıyoruz şimdi: Saraydan ferman
gelmiş, Ekonomik İstikrar Kalkanı diye bir paket, bunu mevcut
torba yasaya yamayacağız arkadaşlar eğer bugün buna yol
verirsek. Yapmamız gereken, ortak akılla alınacak bütün
tedbirleri bir arada almak olmalıydı ama maalesef saray ferman
yazıyor, bu Meclis yalnızca mühür basmakla yetkilendiriliyor. Bunu
reddediyoruz, bunu hep beraber reddetmeliyiz.
Değerli arkadaşlar, elbette
sağlıkla ilgili salgın var, coronavirüs salgını var
ama bunun yanında ekonomik kriz salgını var ve bütün
dünyayı sarıp sarmalamış durumda. Dünyada ekonomi çöküyor
ve işletmeler faaliyetlerini durduruyor. Bu şartlarda, bütün dünya
parlamentoları diyor ki: Gidin evde kalın. Ama Evde kalın.
derken parlamentolar şunu yapıyorlar: Evde kalan her
vatandaşının işini, aşını güvence
altına alıyor, faturalarını erteliyor, banka
borçlarını erteliyor ve evde kalan vatandaşın temel
yaşamsal ihtiyaçlarını güvence altına alıyor. Bizim
Parlamentomuz şu anda bunu konuşuyor mu? Hayır.
Değerli arkadaşlar, Evde kal.
çağrısında da eşit değiliz. Kimler evde kalabiliyor?
Zenginler evde kalabiliyor. Kimler evde kalamıyor? Yoksullar evde
kalamıyor. Ne yapıyorlar onlar? Zenginlere kuryelerle market
alışverişi yapıyorlar. Siz, internetten sipariş
veriyorsunuz, yoksullar o kalabalık ortamlarda sizin paketlerinizi
hazırlıyorlar, eve getiriyorlar; benzin istasyonlarında
çalışıyorlar, arabanızın deposuna benzin
dolduruyorlar. Değerli arkadaşlar, bu anlamda marketlerde
çalışan insanlarla ilgili bir tedbirimiz var mı? Hayır,
yalnızca zenginleri gözeten bir anlayışla bakıyoruz. Bu
anlamda coronavirüs salgınına karşı da eşit
değiliz arkadaşlar.
Bakın, damat beyin getirdiği Ekonomik
İstikrar Kalkanı paketinde ne var arkadaşlar? 100
milyarlık bir paket dendi, 98 milyarı sermayeye gidiyor, yüzde 1e
gidiyor. Yüzde 99a ne var? 2 milyarlık bir paket yalnızca, 2 milyon
aileye biner lira verilecekmiş. Değerli arkadaşlar, bu paketi
kabul edecek miyiz? Yoksullara ne var arkadaşlar? 65 yaş üstündekilere
yalnızca kolonya barındıran bir paket var, kolonya, o da
İstanbul ve Ankarada. Bunu kabul edecek miyiz? İşte, bugün,
bunun cevabını arayacağız.
Değerli arkadaşlar, herkes evde kalmak
istiyor ama evde kalanların temel yaşamsal ihtiyaçlarını da
bu Meclis mutlaka güvence altına almalı. Eğer vicdanlı bir
Meclissek Mutlaka evde kal. dediğimiz
vatandaşlarımızın bütün yaşamsal
ihtiyaçlarını da güvence altına almalıyız. Bu pakette
bunlar var mı? Hayır, yok arkadaşlar.
Bakın, bizim önerimiz, temel yaşamsal
ihtiyaçları üreten yani gıda elektrik, sağlık malzemeleri,
temizlik malzemeleri, enerji
Yani temel yaşamsal ürünleri üreten
fabrikalar ve bunları satan esnaflar dışında bütün
faaliyetin durdurulmasını öneriyoruz arkadaşlar. Herkes evde
kalma hakkına sahip olmalıdır. Bu sektörlerde de yani gıda,
elektrik, temizlik malzemesi, ilaç sektörü gibi sektörlerde de işçilerle
ilgili en radikal tedbirler alınmalıdır, onların
sağlığını güvence altına alacak en radikal
tedbirleri bu Meclis almalıdır, bu pakette bunlar var mı?
Bakın, bir şemsiye var bu pakette. Kimi koruyor o şemsiye? Yüzde
1i koruyor arkadaşlar. Yüzde 99 ayazda bu pakette, yüzde 99.
İşte bunları konuşmalıyız.
Değerli arkadaşlar, temel yaşamsal
ihtiyaçları üreten sektörler dışında bütün sektörlerde
işçiler ücretli izne çıkarılmalıdır. Şu anda
milyonlarca işçi evinde oturmak zorunda çünkü işletmelerin ya
faaliyeti durduruldu ya da talep yokluğundan durduruluyor. Patronlar ne
yapıyorlar? Arkadaş, gidin evinize. Ee? Ücretsiz izne
çıkarıyorum sizi.
Değerli arkadaşlar, Evde kalın. denilen
işçiler taş mı yiyecekler ya, taş mı yedireceğiz
bu vatandaşlarımıza? Bakın, İngiltere ne diyor: Git
evinde otur, maaşın benim güvencemde. diyor. Amerika ne diyor:
Herkese her ay biner dolarlık çek göndereceğim. diyor. Biz ne
diyoruz? Kolonya vereceğiz size, kolonya! diyoruz. Bu Meclisin
vatandaşına yapacağı güvence bu mudur?
Değerli arkadaşlar, bu oluşan yük de
işveren ve devlet tarafından paylaşılmalıdır. Bu
anlamda, bakın, ABD 2 trilyon dolarlık paket açıkladı, 2
trilyon dolar. Almanya 800 milyar dolarlık paket açıkladı;
aynı nüfustayız, 800 milyar dolarlık sosyal paket
açıkladı. Biz ne açıkladık? Damat beyin paketi ne? 14
milyar avro yani 45te 1i bir paket açıkladı damat bey. Onların
da yüzde 98i yandaş sermayeye gidiyor. Bu mudur bizim açıklayacağımız
paket? Bakın, bugün biz bir paket açıkladık arkadaşlar,
HDPnin coronavirüs salgınına karşı ekonomik güvence
paketini açıkladık.
Değerli arkadaşlar, Evde kal.
dediğimiz bütün vatandaşlarımızın temel yaşamsal
ihtiyaçlarını bu paketle güvence altına alıyoruz. Bu
anlamda bu paketi size sunmak istiyorum. Bakın, 12 maddelik bir tedbirler
zinciri açıkladık, diyoruz ki:
1) Bütün kira ödemeleri salgın süresince
dondurulmalıdır diyoruz.
2) Bankalara olan bütün kredi ödemeleri
dondurulmalıdır diyoruz.
3) Elektrik, su, doğal gaz, internet, telefon,
ihtiyaç sınırına kadar salgın süresince ücretsiz olarak
karşılanmalıdır diyoruz.
4) İşten çıkarmalar
yasaklanmalıdır, esnaflara ve KOBİlere yapılacak bütün
destekler işten çıkarmama şartına
bağlanmalıdır diyoruz.
5) Faaliyetini durduran bütün iş yerlerinde
işçiler ücretli izne çıkarılmalıdır ve işçilerin
SGK ve bütün vergileri devlet bütçesinden karşılanmalıdır
diyoruz.
6) Ücretli izne çıkarılan işçilerin
maaşının yüzde 50sini işveren, yüzde 50sini devlet
bütçesi karşılamalıdır diyoruz.
7) İşsizlik Sigortası Fonundan tüm
işsizlere kayıtsız şartsız doğrudan gelir
desteği verilmelidir diyoruz.
8) Faaliyeti durdurulan esnafların zararı
tazmin edilmelidir ve salgın süresince esnafların kira ve vergi
ödemeleri dondurulmalıdır diyoruz.
9) Çiftçi destekleri hemen ödenmelidir diyoruz.
10) Öğrencilerin Kredi Yurtlar Kurumuna olan
borçları silinmelidir diyoruz.
11) En düşük emekli aylığı 2.400
TL yani şimdilik asgari ücret seviyesine çekilmelidir diyoruz.
12) Günlük, ev eksenli çalışan,
yalnız yaşayan ve çocuklarına bakmak zorunda olan kadınlara
doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır diyoruz.
Değerli arkadaşlar, işte, bir yanda
HDPnin vatandaşlarına güvence veren paketi, bir yanda damat beyin
yalnızca yüzde 1e güvence veren paketi. İşte, vicdanlı bir
Meclis bütün vatandaşlarına Evde kal. derken onların temel
yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
Değerli arkadaşlar, biraz sonra paket, ek
madde ihdasları gelecek önünüze. Bakın, ne diyor saraydan gelen
ferman? Diyor ki: Efendim, çalışanlar çalışamazsa, evde
kalırsa onlara telafi çalışması veya kısmi
çalışma ödeneği vereceğiz. Neye göre Vereceğiz.
diyor? Son üç yılda dört yüz elli gün çalışmışsa
vereceğiz. diyor. Arkadaşlar, ben size söyleyeyim: Bir iş
yerinde 100 işçi çalışıyorsa bu şartı ancak 20
işçi sağlayabilir biliyor musunuz, en fazla. Peki, 20 işçiye üç
kuruş verdiniz, 80i ne yapacak? Taş mı yiyecek arkadaşlar?
Yapmamız gereken, bu ayrımı yapmadan Evde kal. dediğimiz
bütün işçilere güvence verecek bir düzenleme yapmak, şarta şurta
bağlamamak; yoksulu, işsizi, eve gönderilen işçiyi güvence
altına alan bir paket yapmak.
Peki, arkadaşlar, bizim dertlerimiz bunlar.
Vatandaş, biliyorsunuz, can derdinde. Bütün dünyada dayanışma
konuşuluyor biliyor musunuz bu şartlarda, dayanışma? Bütün
siyasi partiler o aralarındaki ayrılığı bir kenara
bırakıp el birliğiyle vatandaşın nasıl güvence
altına alınacağını konuşuyor değil mi?
Bakın, biz de canla başla katkı sunmaya
çalışıyoruz. Peki, biz bunu yaparken saraydakiler ne
yapıyor, İçişleri Bakanı ne yapıyor? Bizim
belediyelerimize kayyum atıyor, arkadaşlar. Dün 8 belediyemize daha
kayyum atandı. Yani Allahınızı severseniz, yarın
kıyamet kopacağını bilseniz, bakın, yani coronavirüs
salgını var ya bunu geçtim, yarın kıyamet
kopacağını bilseniz yine bugün HDP belediyesine kayyum
atarsınız siz biliyor musunuz? Böyle bir şey olabilir mi ya,
böyle ortamda olabilir mi? Vatandaş can derdinde, açlıkla
karşı karşıya, canını korumaya
çalışıyor, siz belediyelerimize kayyum atıyorsunuz. Bu
yaptığınız vicdansızlıktır, daha öteye
sıfat kullanmak istemiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun toparlayın.
GARO PAYLAN (Devamla) Bu
yaptığınız vicdansızlıktır!
Dayanışmaya ihtiyacımız olduğu günlerde, biz,
vatandaşımızın canını da
sağlığını da aşını da işini de
güvence altına almaya çalışıyoruz belediyelerimizle ve
Mecliste olan üyelerimizle, sizler ne yapıyorsunuz? Belediyelerimize
kayyum atama vicdansızlığını yapıyorsunuz. Size
söyleyecek başka bir söz bulamıyorum, ya bu yürütmeyi durdurun ya da
arkadaşlar, ülke büyük bir karanlığa doğru sürükleniyor.
Vicdani temelde bir ortaklaşma bulamazsak bu coronavirüs günlerinde daha
çok felaketler yaşarız. Durdurmamız gereken coronavirüs, elbette
virüsü durdurmalıyız. Ekonomik kriz virüsünü durdurmalıyız
ama kayyum virüsünü de durdurmalıyız arkadaşlar, kayyum virüsünü
de. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Buyurun.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tutanaklara geçmesi kabilinden söz istedim.
Öncelikle, hatibin konuşmalarına katılmıyoruz. Coronavirüs
sürecini en iyi yöneten ülkelerden biriyiz. Allaha hamdolsun,
Cumhurbaşkanımızın riyasetinde, Sağlık
Bakanımız, Bilim Kurulu, süreci en iyi şekilde yönetmekte ve
kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmektedir, gerekli önlemler de
alınmaktadır.
Diğer taraftan,
Cumhurbaşkanımızın riyasetinde geçen hafta kamuoyuna bir
paket açıklandı. Bu paket de bu sürece bir müdahaledir, süreci
rahatlatmak için açıklanmıştır. Süreç dinamiktir. Evet,
aksayan yönler varsa, ekonomik anlamda tedbir alınması gerekli hâller
varsa Türkiye Büyük Millet Meclisiyle istişare içerisinde yeniden
değerlendirme yapılabilecektir.
Kayyumla ilgili hadiselere de grup önerisinde
gerekli cevaplar verilmiştir. Kamuoyunun bilgisine, Genel Kurulun
takdirine arz ederim.
BAŞKAN Oya Hanım, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- İstanbul Milletvekili Oya Ersoyun,
coronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerindeki mahkûmların
tahliyesinin konuşulduğuna, kadın katillerinin ya da cinsel
saldırı faillerinin topluma salıverilmesinin kabul edilemez
olduğuna ilişkin açıklaması
OYA ERSOY (İstanbul) Şimdi, corona salgını
dolayısıyla cezaevlerindeki mahkûmların tahliyesinin
konuşulduğu şu günlerde kadın katillerinin, cinsel
saldırı ve çocuk istismarı faillerinin tahliye edilmesinin
tartışıldığını basından okuyoruz. Biz,
kadınlar olarak, kadın katillerinin içimizden bir
başkasını daha öldürmesi için ya da cinsel saldırı
faillerinin yeni suçlar işlemesi için toplum içerisine
salıverilmesini kabul edilemez görüyoruz. Salgının önlenmesi
için evlerimizde izole olduğumuz şu günlerde zaten ev içi şiddet
gören kadınlar için riskler artmışken, yapılması
gereken, bu suçluları aramıza göndererek güvenliğimizi daha da
tehlikeye atmak, cinsel şiddeti cezasız bırakmak değil,
kadına yönelik şiddeti önleyici tedbirleri etkin şekilde
uygulamaktır. Tasarı son hâlini almamışken ve henüz Komisyona
gelmemişken uyarıyoruz. Çocuğun cinsel istismarı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Ankara Milletvekili Sayın Bülent Kuşoğlu
konuşacak.
Buyurun Sayın Kuşoğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara)
- Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde söz aldım.
Gündemimiz ağırlıklı olarak her
ne kadar farklı kanunları görüşüyor olsak da- bu coronavirüs
meselesi. Şimdiye kadar -ki dün akşam itibarıyla
açıklandı- 37 kaybımız var. Allahtan rahmet diliyorum,
yakınlarına başsağlığı diliyorum,
milletimize başsağlığı diliyorum, sabırlar diliyorum,
metanet diliyorum.
Değerli arkadaşlar, bu Covid-19 nedeniyle,
corona nedeniyle ne kadar sıkıntı
yaşayacağımız belirsiz. Ne kadar süre bu
sıkıntının devam edeceğini tam olarak bilmiyoruz. Dileğimiz,
en kısa zamanda bu sıkıntıların bitmesi. Fakat bizim
tabii ki en iyisini dileyip, en hayırlısını dileyip, en
kötü ihtimallere karşı hazırlıklı olmak görevimiz,
bunu yapmak zorundayız hep beraber. En kötü senaryoya karşı
hazır olmak zorundayız. Bu tüm dünyayı etkiliyor ve alınan
tedbirler sonucu özel yaşantımızın da, kamusal
yaşantımızın da çok önemli ölçüde değişeceği
ortada. Devletlerin yaşantısında da, birey
yaşantısında da önemli değişiklikler söz konusu olacak.
İş yaşantımızda da değişiklikler söz konusu
olacak. Bunlar ayrı bir tartışma konusu, tartışmamız,
konuşmamız gerekiyor ama görünen o ki özellikle sağlık,
tarım, enerji ve eğitim alanında, kamunun daha fazla
ağırlıkta olduğu politikaların izlenmesi gerekecek.
Tekrar söylüyorum, sağlık, eğitim, tarım ve enerji
alanında kamunun daha fazla ağırlıkta olduğu
politikaların izlenmesi gerekecek ve buna göre bazı tedbirler
geliştirmek gerekecek, bunu bilmemiz lazım. Çünkü bu
saydığım alanlar bizi, doğrudan doğruya halkın
sağlığını, vatandaşı etkileyen
alanlardır, bunu görmemiz lazım.
Şimdi, çok farklı konuların
olduğu bir torba kanun görüşüyoruz. Ben bütünü üzerinde
konuşmuştum, 22 farklı kanun olduğunu biliyorsunuz. 22
farklı kanunla ilgili düzenleme yapıyoruz. Ancak virüsün bu kadar
tehlikeli olduğunu Türkiye henüz idrak etmeden önce
hazırlanmış bir kanun teklifiydi bu. Komisyonda görüşüldü,
geldi. Şimdi burada çok daha farklı bir şekilde bu konuları
görüşmemiz lazım çünkü virüsle etkilenen alanlar ekonomiyle ilgili,
sağlıkla ilgili, günlük yaşantımızla ilgili, kamusal
alanlarla ilgili birçok konu var burada konuşup yeniden
değerlendirmemiz gereken. Bu yeni gelişmeler
karşısında tekrar değerlendirmemiz gereken. birçok madde
var burada. Buna göre de yeni bir tartışma ortamı
oluşturmamız lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisinde -adı
üzerinde- milleti temsil ediyor milletvekilleri. Milletvekillerinin alınan
önlemleri, yapılan işlemleri denetlememesi,
tartışmaması söz konusu olamaz. Değerli
arkadaşlarım, oturup bunu tartışmak zorundayız.
Milletin vekiliysek bu konuları tartışmak, denetlemek
zorundayız. Bunun başka türlü izahı mümkün değil. Devletin
bağımsızlığı, vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğü üzerine yemin etmiş milletvekillerinin bu konuları, bu
olağanüstü durumu değerlendirmemesi, tartışmaması,
alınan önlemleri -tekrar söylüyorum- denetlememesi çok büyük bir garabet
olur, anormallik olur.
Bakın, bu virüs karşısında iki
tür tedbir almak mümkün, farklı uçta iki tane tedbir göstermek mümkün. Bir
tanesi, şu anda bizim de yaptığımız gibi, bütün
ülkelerin de yaptığı gibi, mümkün olduğunca halkı
evlerine kapatacaksınız, temas ettirmeyeceksiniz, özellikle, virüs
bulaşanlar ile diğerleri temas etmeyecek, bir süre sonra bu bitecek.
Ne kadar sürer? En az üç ay sürer, beş ay sürer, bilmiyoruz ve Dünya
Sağlık Örgütünün de gösterdiği şekilde, mümkün
olduğunca herkesin aynı anda etkilenmemesini
sağlayacağız, mümkün olduğunca bunu da yayacağız.
Dünya Sağlık Örgütüne göre, sonuç olarak herkesin bu virüsten
etkilenmesi de bekleniyor, bir taraftan da o var ama iki ay içerisinde, üç ay
içerisinde değil de mümkün olduğunca bir yıla
yayılması durumunda çok daha başarılı
olunacağı, dolayısıyla sağlık hizmetlerinin
kapasitesinin yeterli olacağı söyleniyor. Bunu anlıyorum.
Bununla ilgili olarak da bütün dünya bu şıkkı kabul ederek
tedbirler uyguluyor yani dünyadaki sağlık kapasitesinin, ülkelerdeki
sağlık kapasitesinin yetmesine göre virüsün
bulaşmasını, yayılmasını sağlamaya
çalışıyor en azından. Bu tamam, bizim ülkemiz de bunu
yapmaya çalışıyor. Eleştireceğimiz taraflar
vardır muhakkak ki ama şöyle bir durum var değerli
arkadaşlar: Şimdi, Türkiye, işsizi çok fazla olan bir ülke;
resmî rakamlara göre, TÜİK rakamlarına göre 5 milyona yakın
işsizimiz var. Biliyoruz ki bu 8 milyon civarında bir rakam, en
azından 8 milyon işsizimiz var. Borçlanmamız
aşırı vaziyette, rezervlerimiz çok sıkıntılı,
rezervlerimiz de çok düşük vaziyette. Biz ekonomik bir krizde
yakalandık bu corona virüsüne. Yani Amerikanın, İngilterenin,
Almanyanın biraz önce söylediğim tedbiri almasında bir
anormallik yok. Onlar dışarıdan sisteme para akıtarak, para
basarak, virüs nedeniyle zarar gören işletmeleri ve
vatandaşlarını doğrudan gelirle destekleyerek ekonomik
etkilerini, kültürel etkilerini, sosyal etkilerini izole etmeye
çalışıyorlar. Önemli ölçüde de bunlarda başarılı
olabilirler fakat biz, Türkiye olarak zaten bir ekonomik krizde
yakalandığımız için sıkıntılarımız
var. Bizim, sisteme para şırınga etmemiz, şırınga
değil de burada tabii çok daha farklı, boca etmemiz mümkün değil
çünkü Amerikada, Almanyada sisteme para boca ediliyor, bizim böyle
yapmamız mümkün değil. O zaman da bizim, bu tedbirleri burada daha
farklı bir şekilde ele almamız, düşünmemiz,
tartışmamız lazım. Bizim para basmamız tabii ki belli
bir yere kadar mümkün ama bunun ölçüsü ne olacak? Bizim
dışarıdan borç almamız nereye kadar mümkün olacak? Nereye
kadar vatandaşlarımıza bu imkânları sağlayabiliriz,
nasıl sağlarız? Bu konuların Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından konuşulması, değerlendirilmesi lazım,
bilmiyoruz. Eğer bu tedbirler alınmazsa Türkiyede büyük bir
sıkıntı olacak, ancak bu tedbirlerin alınması
durumunda ve bunun üç ay ve daha sonrasına kalması, uzaması
durumunda da Türkiye büyük bir sıkıntıyla karşı
karşıya kalacak. Beka sorunu dediğimiz sorun burada ortaya çıkacak,
bunu görmemiz lazım. Bunlar Türkiyede doğru dürüst konuşulan
konular değil maalesef, nedense konuşulmuyor ama
konuşulması gereken yer burasıdır, Türkiye Büyük Millet
Meclisidir, milletin meclisidir ancak bunlar konuşulmuyor. Bunları
hep beraber konuşmamız lazım, tartışmamız
lazım.
Değerli arkadaşlar, bu ikinci bölümde de
çok önemli konular var. Mesela, son maddeydi, 20nci maddeydi, KGFyi, daha
önce 35 öngörülmüşken 50ye çıkardık. Şimdi sorarım
ben: Neden 50ye çıkardık? Kime soracağımı da
bilmiyorum. Şimdi burada yürütme erkinin bir temsilcisi yok. Teklif veren
arkadaşımız 35 olarak vermiş, şimdi de 50ye
çıkarıldı. Neden 50ye çıkarıldı KGF? Yani
esnafın desteklenmesiyle ilgili olarak Kredi Garanti Fonu,
İşsizlik Sigortası Fonundan alınacak parayla 50ye çıkarılıyor.
Neden çıkarılıyor? Yetecek mi, yetmeyecek mi, kimlere verilecek?
Bunlarla ilgili hiçbir bilgimiz yok çünkü burada yürütme erkinin temsilcisi de
yok. Böyle bir ortamda, bakın, ekonomik krize yakalandık ama siyasi
bir krize de yakalandık. Şurada, şu milletin temsilcileri,
milletin vekilleri yürütme erkiyle beraber durumu görüşemiyor,
tartışamıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Burada bir bakan yoksa bunları kime anlatacağız? Siyasi
sorumluluğu yoksa -bakan da olsa siyasi sorumluluğu yok,
seçilmiş değil- kime anlatacağız, kiminle
tartışacağız? Bakın, kendi kendimize konuşuyoruz.
Ancak bu, aynı zamanda siyasi bir krizdir, bu tarafını da
görmemiz lazım. Gerçekten böyle.
Diğer bir konu, 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu var, bunda da önemli
bir değişiklik yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Geçen yıla kadar -üç senedir- işletmedeki
işçi başına, çalışan başına 150 lira olarak
uygulanan teşvik şimdi 75 lira olarak uygulanacak. Baktım, bu
durum değişmiş. 75 lira çok yetersiz kalacak çünkü 150 lira
yetersiz kaldı -ilgili maddede anlatırım- kapanan işletme
sayısında fazlalık var. Böyle bir durumda -çalışan
sayısında azalma var- 150 liralık tedbir yetmemiş, biz 75
liraya düşürüyoruz. Bunun yeterli olacağını
düşünmemiz, ummamız mümkün değil.
Bunları konuşmadan, tartışmadan
bu Meclisin görevini yapması mümkün değildir değerli
arkadaşlarım.
Tabii burada bunu bir normal kanun gibi her yönüyle
de görüşmüyoruz, komisyondan da geldi artık.
Ayrıntılarına da burada girmemiz mümkün değil çünkü burada
farklı bir görüşme düzeni var maalesef. Bu şekilde gerçekleri de
ortaya çıkarmamız mümkün değil ama teklifin geri çekilerek
komisyona gönderilip tekrar gündeme alınmasını öneriyorum.
Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum,
milletimize geçmiş olsun diyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gruplar adına yapılan
konuşmalar tamamlanmıştır.
Teklifin ikinci bölümü üzerinde şahsı
adına ilk söz, Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğana
aittir.
Buyurun Sayın Taşdoğan. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel
Başkanım Sayın Devlet Bahçeli Beyin Corona döneminin bir
felsefesi, bir edebiyatı, bir fikrî zemini, sosyal ve siyasal bir iklimi
oluşacak, ardından da beşeriyetin yol haritasını
belirleyecektir. Şimdiden her ihtimale karşı
hazırlıklı olmamız, hâkim ve hadim bir iradeyle hareket
etmemiz tarihî bir görevdir. sözünün kıymetini bütün milletimize tekrar
hatırlatmanın faydalı olacağını belirtmek
isteriz.
Dünya uzun zamandır hiç bu kadar büyük ve ortak
bir tehditle karşılaşmamış ve hiçbir tehdit karşısında
ortak bir tavır alıp birleşmemiştir.
Her millet, her devlet bu salgınla mücadele
için neredeyse eş güdüm hâlinde çareler aramaktadır. Birbirinden
habersiz, komşu ülkelerin sorunlarına duyarsız kalıp
gözlerini kapatmış milletler dâhi insanlık ve ahlaki
değerlerle sınav olmaktadır.
Ülkelerin farklı siyasi ve stratejik
bakışları, dünya meselelerine karşı farklı ilgi
ve algıları devam etmekteyken ülkelerine giren virüs
salgını neticesinde siyasetin kaybolmuş dengesi düzelme yolunda,
ülkeler arası yardımlaşma ve yakınlaşma
artmaktadır.
Bu belanın sonucunda birbirini gözetmenin
kendini gözetme olduğunu insanlık bir kez daha anlamış
olacaktır. Zira, şanlı tarihimiz insanı
yaşatmanın, komşuya yardımın en kesif ve nadide
örnekleriyle doludur. İnsanlığın karşısındaki
salgınla mücadelede ülkelerin eş güdümle hareket etmesi, birlik ve
beraberlikle insanlığın daha büyük kazanımlarının
olduğunu anlaması bakımından kıymetli bir kazanımdır.
Bu itibarla günün eleştiri günü değil, birlik, beraberlik günü
olduğunu bir kez daha yenilemek isterim. Burada Hükûmetimizce
Bakanlıklarımızın almasını gerekli
gördüğümüz tedbirleri, yapılan hizmetleri üzerimize düşen
sorumluluk bilinciyle takip ediyor ve tavsiyelerde bulunuyoruz.
Sayın milletvekilleri, hastanelerin hasta
kontrol, işleyiş ve iş akışlarının
sağlıklı olarak devam edebilmesi adına hastaların
triyaj ve ilk değerlendirmelerinin yapılacağı, hastane
bahçelerinde oluşturabileceğimiz sahra hastane modellerinin
artık uygulamaya alınması gerekliliğini tekrar vurgulamak
isteriz. Yani bu hastalıktan şüphelenilen kişileri normal
hastalarla yan yana getirmemek için, hastane bahçelerinde kurulacak sahra
hastane modellerinde hastayı karşılayıp önce burada tedavi
etmek, mümkünse çadır hastanelerinde izolasyon süresini takip etme imkânlarını
değerlendirmek gerekir. Bunun normal poliklinik hastalarına ve yatan
hastalara bulaş riskini azaltmak veya engellemek açısından
önemli olduğunu belirtmek isterim.
Sayın milletvekilleri, 65 yaş ve üzerinde
olan hastalarımız ve yaşlılarımız bizim büyüklerimiz,
yakın tarihimizin şahitleri, milletimizin ak saçlıları,
atalarımızdır. Yaşlılarımız bizim en
kıymetli değerlerimiz, başımızın üstünde
taşıyacağımız kıymetlerimizdir. Onlara
sokağa çıkmayla ilgili getirilen kısıtlama onları
salgından korumak, incitmemek, hasta etmemek için önemli sayılan
tedbir ve güven içindir, yoksa diğer Batılı uygulamalarda
görülen ilgisizlik ve sorumsuzlukla karıştırmamak gerekir.
Mücadelenin psikolojik boyutuna da vurgu yapmak
gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenle yüce milletimizin Evinde kal
Türkiye. çağrısına uyan mensuplarına
hatırlatıyoruz ki coronavirüs riskinden korunma yöntemlerini
öğrenme ve uygulama başlıca koşuldur. Kaynağı
belli olmayan ya da alanında yetkin olmayan kişi ve kurumlar
tarafından sunulan bilgilere kesinlikle itibar etmeyin. Coronavirüs
sürecine ait görüntü, resim, haber ve tartışmalara gereğinden
fazla odaklanmayın; kendinizi olduğunuzdan daha fazla tehlike ya da
tehdit altında hissetmenize, panik olmanıza ve stres tepkilerinizin
artmasına neden olabilir. Düzenli beslenmeye ve sağlıklı
yiyecekler tüketmeye özen gösterin. Yeterince dinlenmeye
çalışın, mümkünse bulunduğunuz yerde spor yapın. Bu
süreçte yaşadıklarımız karşısında stres,
endişe, kaygı, panik, depresyon ve benzeri gibi duygusal tepkiler yoğun
bir şekilde ortaya çıkabilir. Çevrenizde bu olup bitenleri anlamak
için kendinize zaman verin. Geçmişte yaşadığımız
zorlu olayların nasıl üstesinden geldiğimizi
hatırlayın. Kendinize zaman ayırın, ailenizle zaman
geçirin. Duygu ve düşüncelerinizi sevdiklerinizle telefon, e-posta, sosyal
medya ya da internet üzerinden paylaşın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Devamla) Yüce Türk milleti, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli
Bey diyor ki: Geceye sabredene bir gündüz müjdelenmiştir. Zorluklara
metanet ve feragatle katlananlara huzur ve nice güzellik vadedilmiştir.
Yokuşun ardı düzlük, fecaatin sonu ve sonucu mutlaka felah ve
ferahtır. Karamsarlığı semtimizden kovalım,
kötümserliği yöremizden uzak tutalım.
Türkiye bu virüs kuşatmasını da
yaracaktır. Allah bes bâki hevestir.
Gaziantep gibi Gazi Meclisimizi saygıyla
selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şahsı adına ikinci
olarak Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan konuşacaktır.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşeceğimiz kanunun önüne geçen bir
defakto durumla karşı karşıyayız. Coronavirüs bütün
gündemimizi değiştirdi, hayatımızı
değiştirdi, önceliklerimizi değiştirdi. Hatta belki de
hepimiz hayatı tekrar sorgulamaya başladık yani bu hayatın
içerisinde unuttuğumuz, farkına varmadığımız
birçok şeyin farkına vardık. Yani bakıyorsunuz, bütün
insanların hayatında bir tek şey önemli; evimizde ilk
yaptığımız iş, çocuklarımız aç
kalmasın, barınırken herhangi bir ısınma problemi
olmasın, işte, ilaç da varsa
Asgariye indirdik hayatımızla
alakalı bütün ihtiyaçlarımızı. Gerçek hayat belki de bu.
Doğa bize bir ders verdi, Peşinde bu kadar fazla
koştuğunuz hayatın bir de böyle bir tarafı var, dikkat
edin! diye bizi uyarıyor.
Ben burada başka bir şeyi konuşmak
istiyorum: Türkiye, tükettiğini üreten bir ülke değil, en başta
gıdada. Yani, bizim, başta, en temel ihtiyacımız un; unun
ham maddesi buğdayın çok önemli bir kısmını ithal
ediyoruz. Yağ; tükettiğimizin üçte 1ini üretiyoruz, üçte 2sini
ithal ediyoruz. Bu hazinede para kalmamasıyla da alakalı bir durum
değil, borç aldınız, IMFden para buldunuz ama bu salgın
nedeniyle şu anda dünyadaki limanların çok önemli bir
kısmında liman işçileri çalışmıyor yani gemiler
yükleme yapmıyor. Dünyadaki belli başlı limanların önemli
kısmında yüklemeler yapılmıyor yani ithal edeceksiniz,
paranız var ama o ülkeden ithal edecek herhangi bir lojistik imkânınız
yok.
Başka bir şey daha, dün Rusya karar verdi,
bütün gıda maddelerinin ihracatını yasakladı. Yarın
öbür gün buna benzer kararları başka ülkeler de yaparsa ve bu
salgın bir ay, iki ay, üç ay değil, bir yıl sürerse bir yıl
sonunda Türkiyede insanlar açlıkla mücadele eder. Bu çok uzak bir ihtimal
değil. Yani, kötümser bir tablo çizmek istemiyorum ama böyle bir tehlike
hep var. Bunun için, ülkede, sadece hastalıkla mücadele ederken
değil, hastalıktan kurtulup kalanların da hayatını
idame ettirebilmesi için nasıl bir önlem alınıyor? Bu
dediğim meselelerin çözümü yolunda herhangi bir önlem alındı
mı, herhangi bir çalışma yapıldı mı; kamuoyunu bu
konuda bilgilendiren yok. Yani, sağ olsun, Sağlık
Bakanımız akşamları çıkıyor bize o günkü vefat
haberlerini veriyor, vaka haberlerini veriyor ama onun dışında,
Hükûmetten hiç kimse diğer ülkelerin liderlerinin yaptığı
gibi, diğer ülkelerin liderlerinin yanında bulunan bakanların ve
bürokratların yaptığı gibi bu tip meselelerde, temel
meseleler üzerinde topluma en ufak bir bilgi vermiyor.
İddia ediyorum; bu ülkeye üç ay gemi gelmesin,
üç ay sonra
Hatırlarsınız -benim jenerasyonum bilir- Sana
yağı kuyrukları vardı, o zaman döviz yok diye Sana
yağı bulunamıyordu, yağ ithal edemiyordu ülke; şimdi,
döviziniz olsa bile ithal edemezseniz aynı şeyler olur, çok daha
büyük sıkıntılar olur. O zaman nüfusumuz 50 milyondu, şimdi
82-83 milyon.
Bir de bir şey daha var: Paramız
kalmadı arkadaşlar ya, diğer konuşmacı
arkadaşlara da bakıyorum, burada bir sürü önlemden bahsediyorlar,
bunların hepsi yapılması gerekli olan şeyler de bir
meseleyi atlıyorlar; Türkiye hazinesi paraları harcadı. Yani
Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına söylüyorum:
Paraları yediniz, yediniz ya, 5 müteahhide attınız, Suriyelilere
attınız, siyaseti finanse ettiniz; hazinede bir kuruş para
kalmadı. Şimdi, corona virüsüne teslim olduk. Hazinede paramız
yok, belki IMF coronavirüsün görüldüğü ülkelere para yardımı
yapar diye IMFye bakıyoruz. Bu hâle gelinmemesi için biz sizi çok
uyardık.
Hatırlayın, fazla değil iki ay evvel,
ben bu kürsüde 40 milyar dolar harcadınız Suriyelilere, günah
değil mi? Bu ülkenin insanlarının daha çok ihtiyacı var.
dediğimde Bir 40 milyar dolar daha harcarız, ne olur? dediniz. Ben
de diyorum ki: Gelin, şimdi bu 40 milyar doları bu ülkenin
insanına harcayın. Bırakın Suriyelileri, Türkiyenin insanına
bu 40 milyar doları harcayın. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
Hani, Kanal İstanbul için Biz onu bir elimizin
hareketiyle buluruz. dediğiniz 75 milyar dolar vardı ya, iki hareket
daha yapın, 75 milyar dolar daha getirin, bu ülkenin insanına
harcayın. Bu ülkenin insanı, şimdi, eve kapanmış kara
kara düşünüyor: Yarın öbür gün işe gidemezsem ne yaparım?
Sokağa çıkma yasağı koyun, ben
diyorum en başta, sokağa çıkma yasağı koyun; enterne
edin insanları, izole edin. Ama sokağa çıkmayan adam ne yiyecek
arkadaş? Sosyal devlet onun kapısına ekmeğini nasıl
götürüp bırakacak, aşını bırakacak, giyimini
bırakacak, elektriğini ödeyecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Çok özür diliyorum
Başkanım, hemen kesiyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bunun için bir maddi
kaynağa ihtiyaç var, bu maddi kaynağı hovardalar gibi
harcadınız, perişan ettiniz; Türkiye'nin hazinesini
boşalttınız, zerzebil bıraktınız. Emin olun bu
günah sizi takip edecek, göreceksiniz. Gelecek nesiller diyecek ki: Siz bizim
atamızı, dedemizi aç bıraktınız, paraları
yandaşlara yedirdiniz, sizler yediniz, Esadı devirmek için
Suriyelilere harcadınız. Bu hesabı hem tarih önünde hem millet
önünde hem kıyamette mutlaka vereceksiniz.
Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ
ve CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) Buna çok sert cevap
vermen lazım, sert, çok sert olsun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkanın görüşülmekte olan 196 sıra sayılı Kanun
Teklifinin ikinci bölümü üzerinde şahsı adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, Sayın Türkkanı dinledim, ekonomiye yaklaşım
konusunda çeşitli eleştirileri oldu fakat hazineye yönelik de
bazı eleştirileri oldu. Burada kullanılan boşaltmak
ifadesini sanki cebimize indirmek gibi bir ima olarak anlıyoruz biz.
Böyle bir şey olması söz konusu değil. Ben yandaş falan da
tanımam.
Ülkelerin borçlarını millî gelirine
oranlayarak ölçersiniz. Bu dönemlerde, özellikle iktidarda olduğumuz bu
süreç içerisinde Türkiye'nin döviz borcunu daha çok TLye çevirdik ve
borçların millî gelire oranı şu an yüzde 30 seviyelerindedir
yani bu oran -geldiğimizde 2 katı gibi bir orandı, daha da
fazlaydı- buralara inmiştir. Dolayısıyla, bu bilgiyi
kamuoyuyla paylaşmak istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN İkinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.34
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.51
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.52
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.25
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
196 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa
o maddeler üzerinde önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
21inci madde üzerinde 3 önerge vardır; ilk
okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri birlikte
işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 21inci maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Murat
Çepni
Ağrı Muş İzmir
Şevin
Coşkun Oya
Ersoy Abdullah
Koç
Muş İstanbul Ağrı
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Gamze
Taşcıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Cavit
Arı Saliha Sera
Kadıgil Sütlü Alpay
Antmen
Antalya İstanbul Mersin
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen, Mersin Milletvekili Alpay Antmen.
Buyurun Sayın Antmen. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALPAY ANTMEN (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülke olarak, tıpkı dünyada olduğu gibi, çok zor
bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde elbette en hızlı ve gerekli
tedbirlerin alınması gerekiyor. Sağlık hayatında,
sosyal hayatta, ekonomik hayatta alınması gereken ve alınan
tedbirlerin mutlaka vatandaşın lehine olması gerekiyor ancak
açıklanan ekonomik pakette maalesef halkın değil, sadece
patronların kurtarıldığını izledik. Umarız
iktidar bir an önce bu yanlışından döner ve bu kriz en az
hasarlı bir şekilde atlatılır.
Buradan coronavirüs nedeniyle hayatını
kaybeden yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, tedavi gören
vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, keşke bugün
burada esnafımızın ekonomik sorunlarını
konuşsaydık; keşke çalışanlarımızın
ekonomik koşullarını iyileştirmeyi konuşsaydık;
avukatların, serbest mali müşavirlerin, diğer serbest meslek
erbaplarının ekonomik durumlarını iyileştirmeyi
görüşseydik; kargocuları, AVM çalışanlarını, PTT
çalışanlarını corona virüsünden nasıl koruyacağımızı
konuşsaydık ve önlemlerini alsaydık ama biz burada bir torba
yasayı görüşüyoruz.
Ben, şimdi size teklifin 21inci maddesiyle
ilgili görüşlerimizi anlatmak istiyorum. Bakın, bu maddede
derneklerin üye kabul ve üye bildirimleriyle ilgili işlemlere değişiklik
getirilmek isteniyor.
Şimdi burada dikkatinizi çekmek istiyorum. 2018
yılında, o zamanki adı İçişleri
Bakanlığı Dernekler Dairesiydi sonradan Sivil Toplumla
İlişkiler Genel Müdürlüğü adını aldı, bu daire
tüm derneklere yazı gönderdi. O yazıda 2019 Mayıs ayına
kadar DERBİS -yani Dernekler Bilgi Sistemi- üzerinden tüm üyelerin T.C.
kimlik, adres ve kayıt anında tutulan tüm bilgileri sisteme
kaydedilsin. dediler. Eğer kaydedilmezse otomatikman kaydedilmeyen tüm
üyelerin üyeliklerinin düşürülmüş sayılacağını da
aynı yasada derneklere ilettiler.
Şimdi, siz, bugün yeniden bu konuyu kanunla
Meclisin gündemine getiriyorsunuz. Bundan zaten iki yıl önce derneklere
göndermiş olduğunuz yazıda bahsetmiştiniz yani yönetmelikle
yapılabilecek bir değişiklik için şu an kanun
çıkarmaya ne gerek var? Bunu kanun değişikliğiyle
yapacaktınız madem neden iki yıl önce yönetmelikte konuyla
ilgili değişikliğe gittiniz? Değerli milletvekilleri, çünkü
o zaman sadece dernek yöneticilerinin kimlik bilgilerinin Bakanlığa
verilmesi zorunluyken bu düzenleme, tüm dernek üyelerinin kimlik bilgilerinin
otuz gün içinde Bakanlığa verilmesini öngörüyor.
Değerli milletvekilleri, işin esası,
bu bir fişleme yasasıdır yani bu yasa Yönetmelikte
fişleyemedik, kanunla fişleriz. demektir. Bu teklifin,
Anayasanın temel hakları düzenleyen 13üncü maddesine, örgütlenme ve
ifade özgürlüğü ile Kişisel Verilerin Korunması Kanununa
aykırı olduğunu bilmeniz gerekiyor, bilmiyorsanız bu büyük
bir ayıp ancak bu teklifin Anayasaya ve tarafı olduğumuz
uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu bilerek bunu
getiriyorsanız ve el kaldıracaksanız bu çok daha büyük bir
ayıp olacak değerli milletvekilleri.
Bakın, bu teklif yemin ettiğiniz, yemin
ettiğimiz Anayasaya aykırı bir teklif. Ne demiştik?
Hepimiz bu kürsüde yemin ettik, dedik ki: Anayasaya bağlı
kalacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim. Gerisi
sizlere kalmış değerli milletvekilleri.
Sayın milletvekilleri, normalde dernekler üye
kabulünü kendi tüzük ve kuralları, Anayasanın da verdiği haklar
üzerinden yapar; şimdi ise bu teklifle tüm üyeler valinin onayına
gönderilecek yani valilik kimin hangi derneğe üye olacağını
ya da olmayacağını belirleyebilecek. Eğer bir şey arz
ediyorsanız onun reddi de söz konusu olabilir. O zaman ne anlamı var
sivil toplum kuruluşu olmanın? Açın bakın demokratik kitle
örgütü nedir diye, dünyada nasıl diye; bilmiyorsanız öğrenin,
öğrenmenin ayıbı yok. Bu teklifle derneklerimiz dernek olmaktan
çıkıyor. O zaman kapatalım bütün dernekleri, nasıl olsa
kimin üye olup olmayacağına vali karar verecek, gidelim bir valilik
derneği kuralım, tüm dernek üyeleri valilik derneği üyesi
sayılsın olsun bitsin. Anayasayı ve Anayasa üzerine
ettiğimiz yemini hatırlamamız gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, inşallah bu
coronavirüs tehlikesi geçecek ama bugünler geçtikten sonra esnafımız,
çalışanımız, serbest meslek erbabı, avukatlar, mali
müşavirler ve emekleriyle çalışan birçok kesim bundan çok büyük
ekonomik zarar görecek. İşte, biz şimdiden bu ekonomik
tedbirleri de almak zorundayız diyor, tüm Büyük Millet Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen, Ağrı Milletvekili Abdullah Koç.
Buyurun Sayın Koç. (HDP sıralarından
alkışlar)
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi coronavirüs
salgını nedeniyle deniliyor ki Türkiye evde kal. Ya, tamam da Evde
kal. da evde ne bıraktınız, evde ne var peki? Evde yoksulluk
var; evdeki tencere kaynamıyor, binlerce işsiz var. Peki, siz ne
hakla bu halka Evde kal. diyorsunuz? Hangi hakla bunu söylüyorsunuz? Bu
ülkeyi soyup soğana çevirdiniz, bu halka Evde kal. diyorsunuz.
Milyonlarca işsiz insan var, milyonlarca. Kendi evine bir ekmek
parası götüremeyecek, bir ekmek götüremeyecek milyonlarca insan var. Siz
bu insanlara Evde kal. diyorsunuz. Bakın, öncelikle halkın zorunlu
ihtiyaçlarını gidermeden böyle bir talepte bulunmak insan
haklarına büyük bir aykırılıktır. Böyle bir şey
olamaz. Bu halkı açlığa mahkûm ediyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, coronavirüs
salgını inanılmaz boyutlara geldi. Bakın, Dünya
Sağlık Örgütü Genel Direktörü Doktor Tedros Adhanom ne diyor biliyor
musunuz? Diyor ki: Bu salgını yenebilmenin tek yolu
dayanışmadır, dayanışmadır,
dayanışmadır. Peki, başka ne diyor? Bu,
insanlığa karşı görünmez bir düşmandır,
dayanışmayla ancak yenebilirsiniz. diyor.
Değerli arkadaşlar, insanlığa
karşı görünmez olan bu virüse karşı dayanışmayla
mücadele edilmesi gerekirken AKP Hükûmeti yine Kürt
düşmanlığına başladı, yine bir Kürt düşmanlığıyla
ortaya çıktı. HDPye ait olan belediyelere yine kayyumlar atadı.
Bu barbarlık ve hukuk tanımazlık, bu iktidarın
sıkıştığı dönemlerde sığındığı
bir liman hâline geldi. Bu iktidar, virüsten daha çok bu halktan, HDPden
korkar hâle geldi ve HDPden korkuyor değerli arkadaşlar.
Sağlık sistemine, topluma, emekliye, işçiye, köylüye yönelik
ekonomik paket tedbirleri alması gerektiği yerde, durumu fırsata
çevirip Kürt düşmanlığı yaparak, belediyelere kayyum
atayarak yalan yanlış iddialarla halkın iradesini gasbetmekle
meşgul. Bakın, bu tablo tesadüf mü sizce?
Bakın değerli arkadaşlar,
mazbataları iptal edilen belediyeler: Bağlar, Tuşba, Edremit,
Çaldıran, Tekman ve Dağpınar beldesi. Bu da tesadüf mü sizce?
Bakın, Diyarbakır Büyükşehir, Mardin Büyükşehir, Van
Büyükşehir Belediyelerine el konuldu. Bu da mı tesadüf sizce?
Bakın, Batman, Hakkâri illerimizin belediyelerine el konuldu. Bu da
mı tesadüf sizce? Güroymak, Bismil, Eğil, Ergani, Hazro,
Kayapınar, Kocaköy, Kulp, Lice, Silvan, Sur, Yenişehir, Karayazı,
Yüksekova, Derik, Kızıltepe, Mazıdağı, Nusaybin,
Savur, Bulanık, Varto, Cizre, İdil, Suruç, Başkale, Erciş,
İpekyolu, Muradiye, Özalp, Saray ilçelerine de el koydu bu iktidar. Bu da
mı sizce normal bir durum?
Bakın, İkiköprü, Akpazar, Halfeli, Erentepe,
Gökçebağ beldelerine el koydu bu iktidar. Bu da mı sizce tesadüf?
Tesadüf değil değerli arkadaşlar. Bu, Kürt
düşmanlığıdır, Kürt
düşmanlığının başka bir anlatımıdır,
başka bir uygulamasıdır; bu da nettir değerli
arkadaşlar. Biz bunu kesinlikle burada kabul etmiyoruz, kabul
etmeyeceğimizi belirtiyoruz. Bu halk size boyun eğmeyecek, bunu da bu
şekilde bilin, bunu, net bir şekilde, bütün halkımızın
huzurunda sizlere sesleniyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu
hukuksuzlukların yanında, bu teklifle, yine halkın örgütlenme
şekline, halkın örgütlenme özgürlüğüne, halkın derneklere
üye olma anlayışına da şu anda bu AKP Hükûmeti müdahale
etmek istiyor. Ne yapıyor? Bütün verileri İçişleri Bakanlığının
havuzuna göndermek istiyor. Ya, biz bu İçişleri
Bakanlığına nasıl güveneceğiz? Hukuksuzlukları
her gün bize dayatan bir Bakanlık. Bir de biz ne yapacağız? Bu
bilgileri de bu halkın bilgilerini de bu şekilde İçişleri
Bakanlığına göndereceğiz. Mümkün mü bu? Hukuk ayaklar
altında, mahkeme diye bir sistem kalmadı, bırakmadınız.
Bir de halkın bütün gizli bilgilerini de İçişleri
Bakanlığına göndereceksiniz ve o halkı
fişleteceksiniz. Biz bunu da kabul etmiyoruz, buna da şiddetle
karşı koyacağız ve şiddetle karşı
duracağız.
Değerli arkadaşlar, peki, uygulamayla
ilgili bir şey söyleyeyim ben size: Bakın, Terörle Mücadele
Yasası adı altında yaptıkları bütün operasyonlarda,
bütün soruşturmalarda halka soruluyor, gözaltındaki kişiye
soruluyor Sen hangi derneğe üyesin, hangi partiye üyesin? diye. Kanuna
aykırı olmasına rağmen halka bu dayatılıyor.
Kaldı ki bu kanun geçtiği zaman da kim bilir bu halka neler
dayatılacak. Bu nedenle değerli arkadaşlar, biz bu
hukuksuzlukları kesinlikle kabul etmiyoruz, karşı da
duracağız.
Bak, virüs salgınıyla bu halk mücadele
ediyor, bu halkın bütün ihtiyaçlarını giderin, bu halktan
aldıklarınızı bu halka verin. Bizim size seslendiğimiz
nokta budur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun görüşülmekte olan 196
sıra sayılı Kanun Teklifinin 21inci maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, hatip konuşmasında Bu ülkeyi soyup soğana
çevirdiniz. gibi bir ifade kullanmıştı, bunu kesinlikle kabul
etmiyoruz. Ülkeyi soyup soğana çeviren bir iktidar, iktidar
koltuğunda oturamaz, millet ona gereken dersi verir.
Az önce de ifade ettik Kürt
düşmanlığı ifadesi kullanılıyor, böyle bir
düşmanlığımız kesinlikle yok, milletimizin
tamamını aynı samimiyetle kucaklamaktayız. Şunu da
söyleyeyim: Milletten yetki alırız, milletin emrine amade
şekilde çalışırız, kimseden çekindiğimiz yok,
hele hatip de diyor ya: Bizden çekiniyorsunuz, valla hiç çekindiğimiz
falan da yok. Bunu da Genel Kurulun takdirlerine sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun, Sayın Beştaş.
33.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, İstanbul Milletvekili
Mehmet Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Doğrusu, hatibimiz gerçekleri ifade etti, hatta
zaman olmadığı için az söyledi yani bizim dün itibarıyla 8
belediyemize el konuldu. Kayyum atandı deme lafı bile az
kalıyor, gasbedildi. Bu soyup soğana çevirme meselesi de,
Diyarbakır Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere, diğer
belediyelerde Sayıştay raporlarında da
ispatlandığı üzere, ne kadar büyük yolsuzlukların
olduğunu, halka hizmet olarak götürülmesi gereken meblağların,
paraların nasıl şatafat için
kullanıldığını bütün Türkiyeye söylüyoruz. Kürt
düşmanı değiliz. diyorlar, bunu söylerken biz de çok mutlu
olmuyoruz ama düşmanlığı nasıl tarif edelim. Corona
salgını gibi bir belayla bütün dünya uğraşırken,
insanlık ailesi nasıl başa çıkacağım diye gece
gündüz yerel yönetimlerle nasıl iş birliği yaparız diye
projeler üretirken, bir gece yarısı, bir sabah ya da mesaiden sonra
gidip belediye başkanlarını göz altına almak, şu anda
Batman Belediye Eş Başkanlarımız için 4 günlük göz
altı süresi alınmış, corona tehlikesi var. Benim vekili
olduğum ilde Gökçebağ Belediye Eş Başkanı Serhat Bey,
Jandarmada ifade veriyor ve görüntüleri gösterebilirim size onlarca askerle eve
baskın yapılıyor, herkesin yaşamı tehdit ediliyor yani
bu konuda düşmanlığı nasıl başka türlü ifade
edelim, Türkçede böyle bir kavram yok.
Ama Türkiye halklarına, Türk halkına,
diğer herkese şunu söylemek istiyorum: Lütfen bir an için
Batmanlı olun. Bir Didimli, Batmanlı bir vatandaş olsun, bir
Yozgatlı bir an için Diyarbakırlı olsun, bir Kayserili bir an
için Mardinli olsun ve oy verdiği belediye başkanlarının
bir sabah ya da bir gece yarısı elleri kelepçelenerek gözaltına
alındığını ve kayyumun belediyeyi karakola
çevirdiğini, lütfen, düşünsün, empati yapsın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Toparlıyorum.
Buna düşmanlık dışında
bir kavram buluyorlarsa biz bunu tartışabiliriz.
Teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 21inci maddesinde yer alan otuz
gün ibaresinin kırk beş gün şeklinde
değiştirilmesini, maddeye ibaresi eklenmiş ibaresinden sonra
gelmek üzere ,fıkrada yer alan mülkî idare amirliğine ibaresi merkezinin
bulunduğu dernekler birimine şeklinde ibaresinin eklenmesini ve
maddede yer alan fıkrada ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bekir
Kuvvet Erim
İstanbul İstanbul Aydın
Vildan
Yılmaz Gürel Emrullah
İşler Asuman
Erdoğan
Bursa Ankara Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Meclisin takdirine bırakıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle 5253 sayılı Kanunun 23üncü
maddesindeki bildirim yükümlülüğü süresinin otuz günden kırk beş
güne çıkarılması ve maddede yer alan bildirim
yükümlülüğünün dernek merkezinin bulunduğu dernekler birimine yapılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 21inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
22nci madde üzerinde 3 önerge vardır. İlk
okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri birlikte
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesinin kanun teklifinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Murat
Çepni Oya
Ersoy
Ağrı İzmir İstanbul
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Şevin
Coşkun Nuran
İmir
Muş Muş Şırnak
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ayhan
Erel Ümit
Dikbayır Ümit
Beyaz
Aksaray Sakarya İstanbul
Enez
Kaplan Yasin
Öztürk
Tekirdağ Denizli
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Şırnak Milletvekili Nuran İmir.
Buyurun Sayın İmir. (HDP
sıralarından alkışlar)
NURAN İMİR (Şırnak)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
AKP, bu torba yasalarla yapılan her kanun
değişikliğiyle yurttaşların temel hak ve
özgürlüklerini kısıtlamaktadır. Sarayın yetki alanları
genişlemekte, devletin bütün kurumlarını tekelleştiren
iktidar artık sivil toplum kuruluşlarını da gözetim ve
denetim altına alarak muhalif tek bir ses bırakmamaktadır. Söz
konusu maddeler, açık bir şekilde, en temel anayasal haklardan biri
olan örgütlenme özgürlüğünü ve buna bağlı olarak da ifade
özgürlüğünü kısıtlamaya yöneliktir. Dernekler,
kuruluşlarında dahi valilikten izin alarak değil sadece
bildirimde bulunurken, dernek üyelerinin kişisel verilerini elektronik
ortama aktarma zorunluluğu özel hayatın gizliliğini ihlal eder.
Dernekler Kanununun 9uncu maddesine göre Derneklerde iç denetim
esastır. İnsan Hakları Derneğine göre bireylerin dernek
kurma özgürlüğü, hukukta, derneğin kendi iç düzenini, üyelik hak ve yükümlülüklerini
ve etkinlik alanını belirleme serbestliğiyle
tanımlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün
insanlığın sağlığını tehlikeye atan bir
salgınla karşı karşıyayız. AKP, bu insanlık
dramını dahi fırsata çevirme peşinde. Kendi
başarısızlığını halkın iradesi olan
HDPye saldırarak örtmeye çalışmaktadır. Her seferinde ülke
olarak ortaya çıkan kriz karşısında Nasıl çözeriz?in
üzerine yoğunlaşırken, çabalarken AKP iktidarı demokratik
yollarla mücadele edemediği HDPnin kazanımlarını
nasıl ortadan kaldıracağının derdine düşüyor.
Evet, iktidar bu kez corona virüsünü fırsata çevirip, dün 8 belediyemize
kayyum virüsünü atamıştır. Bir kez daha söylüyoruz: Bu,
halkın iradesinin gasbedilmesidir, bu bir halkın seçmenine de
seçilmişine de tahammül etmemektir, bu demokratik yollarla
yenemediğin partiye darbe yapmaktır.
HDPli olsun olmasın, herkes kayyum zihniyetine
karşı çıkmalıdır. Herkes açısından bu bir
demokrasi sınavıdır. Halkımız, kayyumları asla
tasvip etmedi. Bunu en son yapılan yerel seçimlerde de gördük. Bu ne
vicdansızlıktır, bu ne şuursuzluktur!
Arkadaşlar, AKP polis zırhıyla
saldırıyor ve zorbalık yapıyor, düşman hukuku
işletiyor. Bunu asla kabul etmeyiz, etmeyeceğiz. İnanın, en
büyük hastalık ülkenin başındaki iktidarın kendisindedir.
Darbe olur HDPye saldırırsınız, OHAL olur HDPye
saldırırsınız, ekonomik kriz olur HDPye
saldırırsınız, deprem olur HDPye
saldırırsınız, salgın olur yine HDPye
saldırırsınız! Çok korkuyorsunuz, HDP sizin iktidarınızın
alternatifini oluşturuyor. HDP, bu ülkenin güvenceli
sigortasıdır, HDP rant düzeninize son verecektir ve toplumu
kemirmeniz son bulacaktır.
AKP iktidarının testini koymak için
herhangi bir kite ihtiyaç yoktur. Direkt olarak bu zihniyet aslında
karantinaya alınmalıdır. Ancak, on dört gün yetmez. Bu zihniyet
bir bütün tedavi edilmelidir. Çünkü, uygulamalarıyla topluma ciddi
zararlar vermektedirler, toplumda derin
yaralar açmaktadırlar. AKP rejimi, Türkiye halkları
açısından en büyük tehlike salgınıdır. Yıllardır
kendisiyle çelişen, toplumu yavaş yavaş kemiren bir virüs
gibidir. Corona virüsünden korunmak için nasıl hijyen çok önemliyse,
AKPden kurtulmak için de demokrasi o kadar önemlidir.
SALİH CORA (Trabzon) Ayıp ya!
NURAN İMİR (Devamla) Kolonya ve
dezenfekteyle bu virüs geçmiyor ne yazık ki!
SALİH CORA (Trabzon) Virüs sensin!
NURAN İMİR (Devamla) Bu siyasi virüsün
tek çözümü birlikte hareket etmek, direnmek, mücadele etmektir.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi oradan!
NURAN İMİR (Devamla) Biz direnmekten
vazgeçmeyeceğiz. Seçim olsa da o sandıklarda yine sizi
gömeceğiz. Yine sizi gömeceğiz! Yine sizi gömeceğiz!
SALİH CORA (Trabzon) Hadi oradan!
NURAN İMİR (Devamla) Ve buradan bütün
halkımıza, bütün halkımıza çağrımızdır:
Virüse karşı tedbirinizi alın, evinizden çıkmayın
ancak AKPye karşı da örgütlenin, birleşin, direnin diyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi oradan!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun, yerinizden söz vereyim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- Kırıkkale
Milletvekili Ramazan Canın, Şırnak Milletvekili Nuran
İmirin görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki benzetmeyi reddettiklerine
ilişkin açıklaması
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, hatip virüs ile AK PARTİyi benzetmiştir. Bu
talihsiz bir benzetmedir. Kem söz sahibinindir. Bunu şiddetle
reddediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeler hakkında
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
RECEP ÖZEL (Isparta) Bir şey demedi ki ya
Ramazan! Daha önce senin dediğini demedi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Niye
virüs olduğunu söyleyeceğim.
BAŞKAN Sayın Beştaş, buyurun.
35.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, teşekkürler.
Biz, halk sağlığını da halk
iradesini de koruyan bir yerden konuşuyoruz. Salgın halkın
sağlığını tehdit ediyor ama kayyum da halkın
iradesini gasbediyor. Bu nedenle virüs benzetmesi oldukça yerindedir
diyebiliriz. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından Hadi oradan! sesleri)
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Önergeleri hakkında konuşmak
isteyen, Denizli Milletvekili Yasın Öztürk. (İYİ PARTİ ve
CHP sıralarından alkışlar)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin,
namıdiğer bir torba kanunun 22nci maddesi üzerine İYİ
PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu saygıyla selamlarım.
Gönül isterdi ki madde içeriğinde yer alan
yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi
amaçlı kullanımı üzerine konuşabilecek bir durumda
olsaydık ama ülke olarak enerjimiz bitti. Şu an tek derdimiz
vatandaşımızın umutlarını yenileyebilmek. Malum
virüs, vatandaşımızı da ekonomimizi de karantina
altına aldı. Şu an tek yapmamız gereken ülkemiz için çözüm
üretmek. Bilim adamlarımızın, tıp dünyasının görevi
aşı, ilaç ve tedavi yöntemleri üzerine çalışmak. Buradan
bütün sağlık çalışanlarını bir kez daha gönülden
alkışlıyorum. Bizlerin görevi de sağlık
açısından önlemleri almak kadar sosyal ve ekonomik tedbirler üzerine
de kararlar almak. Şu aşamada iktidarın muhalefetten gelen
önerileri reddetme lüksü yok. Tek isteğimiz ve dileğimiz
sağlıkla, birlik ve beraberlik içerisinde bu zorluğu da
aşmak ve karantina süreci bittikten sonra
vatandaşımızı ekonomik karantinadan kurtarmak, tekrar
sosyal yaşama dahil etmek.
Vatandaşa Evde kal. diyoruz. Diyoruz ama
işsizin bol olduğu ülkemizde evde kalma lüksüne sahip olmayan
çalışanlarımız var. Evde kal çağrısına
uymak zorunda olan asgari ücretle çalışan personelin iş yerleri
de iznini ücretsize çeviriyor. Bu aşamada çalışan da mağdur
iş veren de mağdur. İş veren vergisini, kirasını,
çalışanının maaşını, sigortasını,
elektriğini, suyunu ve doğal gazını daha birçok gider
kalemini düşünmek zorunda ama iş yapamıyor.
Vergiler bir süre ertelendi, ötelendi, taksite
bağlandı. Karantina sürecinin ne kadar süreceği belli mi? Belli
değil. Çalışanlarını ne kadar süre koruyabilecekler,
çalışamayan nüfusumuz ne kadar artacak, belli değil. Hepimiz
elimizi taşın altına koymalıyız ve sosyal devlet
anlayışıyla vatandaşımıza yardımcı olmalıyız,
işte bugünler için bu şart. İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın. Devleti yaşatabilmemiz için ise kamu ekonomisinin yeni
yönetim stratejisi, tasarruf, tedbir olmalı ve bugünlerde kamu kaynakları
öncelikle sağlık ve yardıma muhtaç kesim için kullanılmalı.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; küçük bir tavsiyem var, başından söyleyeyim. Belki,
yıllardır hac için birikimini yapmış, planını
yapmış, beklediği kuradan bu yıl kutsal topraklara gitme
hakkını kazanmış vatandaşlarımızdan tepki
alabilirim ancak hayati bir durum ortada, Coronavirüs denilen bu illet,
ilacı, aşısı bulunsa bile, bir süre daha, sadece ülkemizin
değil dünyanın başına dert olmaya devam edecek, virüs
hayatımızdan hemen çıkmayacak. Malum, bu sene, hac takvimi
Diyanet İşleri Başkanlığımız
tarafından, 22 Haziran-25 Temmuz 2020 çıkış, 6
Ağustos-2 Eylül dönüş olacak şekilde
açıklanmıştır. 2020 hac ön kayıtları 11
kasım-13 aralık tarihleri arasında yapılmış, kura
çekimi sonrasında kesin kayıt süreci tamamlanarak 83.430
vatandaşımız kutsal topraklara gitmeye hak
kazanmıştır. Diyanet İşleri
Başkanlığı coronavirüs salgınıyla mücadele
amacıyla umre ziyaretlerini 27 şubatta askıya almış, aynı zamanda Suudi Arabistan da umre ziyaretlerini
askıya almıştır. Diyanet İşleri
Başkanlığı 15 Mart 2020 tarihinde hac görevi
sırasında görev yapacak sağlık personelinin
mülakatını ileri bir tarihe ertelemiştir. Diyanet
İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel
Müdürlüğü 20 Mart tarihinde hac ödemelerinin ikinci ve üçüncü taksit
ödemelerini ikinci bir duyuruya kadar ertelemiştir. 20 Mart tarihinde
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı Bilim Kurulu kararı gereğince Suudi
Arabistana olan uçuşları karşılıklı olarak
durdurmuştur. Son umre kafilesinden dönen vatandaşlarımız
hâlen karantina altında.
Geçtiğimiz
yıl hac görevini ifa eden 77 bin vatandaşımızın
yaklaşık 40 bini 60 yaş üzeri vatandaşlarımızdan
oluşmakta. Ne yazık ki bu virüsün en fazla etkilediği yaş
grubu 60 yaş üstü. Hacca gitmek, maddi gücü olan ve bu ibadeti yerine
getirebilecek sağlıklı kişiler için Cenab-ı
Allahın kısmet etmesi hâlinde tabii ki farz. Cenab-ı Allah
Bakara Suresi 196ncı ayetikerimesinde şöyle buyurur: Haccı da
umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenmiş olursanız
artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Buradaki engelden maksat,
ağırlıklı görüşe göre, hac yapma imkânını
ortadan kaldıran veya tehlikeye düşüren hastalık, yol
emniyetinin olmayışı, düşman tehlikesi gibi
olumsuzluklardır. Nitekim ayetin devamında güvenlikte
olduğunuzda ifadesi de bunu desteklemektedir. Ancak umre dönüşü
coronavirüs vakalarındaki artış dikkate alınınca da
Diyanet İşleri Başkanlığının bugünden
radikal bir karar alması gerekiyor. Gelin bu sene, kurada çıkan hacıların
hakkı seneye baki kalmak kaydıyla hac organizasyonunu iptal edelim.
Diyanet
İşleri Başkanlığımız, hac ibadetine
yardımcı olmak maksadıyla, içinde başta din görevlisi ve
sağlık görevlisi olmak üzere yaklaşık 4.500 personeli,
kurum içinden veya sınavla geçici olarak görevlendirme yapıyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK
(Devamla) Sayın Başkanım, tamamlıyorum.
BAŞKAN
Buyurun toparlayın.
YASİN ÖZTÜRK
(Devamla) Kendilerinin harcırahı dışında yol, otel,
yemek masrafları bütçede ciddi bir rakam tutuyor. Diyanet İşleri
Başkanlığımız bu organizasyona
ayırdığı bütçeyi ve 2020 bütçesinde kâr amacı gütmeyen
kuruluşlara ayırdığı 39 milyon 300 bin liralık
bütçeyi Sağlık Bakanlığına aktarsa, bu rakam
salgın dolayısıyla yapılan harcamalara kullanılsa
sosyal sorumluluk ve sosyal devlet anlayışıyla her kesimin
takdirini kazanır. Allahın resulü, Buhariden aktarılan
hadisişerifinde Ameller niyetlere
göredir. buyurmuştur.
Son söz olarak diyorum ki bu sene hacca gidemeyen
vatandaşlarımızın niyet ve gayretlerini inşallah
Cenab-ı Hak, Hakka gitmiş gibi mükafatlandırır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 22nci maddesinin
aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Madde 22: 5253 sayılı Kanunun 32nci
maddesinin birinci fıkrasının (I) bendinde bulunan ,23 ibaresi
madde metninden çıkarılmış ve fıkraya
aşağıdaki bent ilave edilmiştir.
s) 23 üncü maddede belirtilen bildirim
yükümlülüğünü yerine getirmeyen dernek yöneticilerine beş yüz Türk
Lirası idarî para cezası verilir.
Gamze
Taşçıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Cavit
Arı Saliha Sera
Kadıgil Sütlü Faruk
Sarıaslan
Antalya İstanbul Nevşehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN -
Buyurun Sayın Bülbül.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün,
Türkiyede olduğu gibi Aydın ili Nazilli ilçesinde de
yaşanılan koruyucu ekipman konusundaki problemlerin bir an önce giderilmesi,
sağlık personelinin kaderine terk edilmemesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Coronavirüs salgınında mesai kavramı
gözetmeden canla başla çalışan sağlık
çalışanlarımızın rolü oldukça önemlidir.
Sağlık çalışanlarımızın, kendi
sağlıkları da bir o kadar önemlidir. Aydında 300 bin
nüfuslu 7 ilçeye hizmet veren yaklaşık 600 sağlık
personelinin çalıştığı Nazilli Devlet Hastanesinde
maske ve diğer koruyucu ekipman stokunun sadece iki gün yeteceği, dağıtılacak
maskelerden 1 adet verileceği ve tekrar kullanılmak üzere
poşette saklanılması istenildiği iddiaları basına
yansımıştır. Sağlık çalışanları
Sayıyla, taneyle kişisel koruyucu ekipman istemiyoruz,
alkış yerine maske istiyoruz. diyorlar. Türkiyede olduğu gibi
Aydın Nazillide koruyucu ekipman konusunda yaşanan problemler bir an
önce giderilmeli, sağlık personellerimiz kaderine terk edilmemelidir.
Teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan.
Buyurun Sayın Sarıaslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Dernekler Kanununda yapılmak istenen
değişiklikle ilgili konuşacağım.
Dernekler Kanununda yapılmak istenen
değişiklik teklifiyle yönetim kurulu, denetim kurulu ile
derneğin diğer organlarına seçilen asil ve yedek üyeleri,
üyeliğe kabul edilenler ile üyeliği sona erenlerin adını,
soyadını, doğum tarihini ve kimlik numarasını otuz gün
içinde mülki idare amirliğine bildirmek zorunluluğu getirilmektedir.
Teklifin gerekçesinde de yurttaşların
bilgisi dışında derneklere üye yapılması ve üyelikten
çekilenlerin işlemlerinin yapılmaması gibi sorunların
yaşandığı gösterilmektedir. Kanunun bu gerekçesi maddede
getirilmek istenen değişikliği haklı kılmaz çünkü Türk
Ceza Kanununda sayılan gerekçelere karşı yeteri kadar
yaptırımlar vardır. Anlaşılıyor ki amaç,
örgütlenmenin Fişleniyorum. korkusuyla engellenmesidir. Eğer siz
insanların örgütlenmesini doğrudan ya da dolaylı yollarla
engellerseniz illegal örgütlenmenin yolunu açarsınız. Sizlerin çok
kullandığı tabirle merdiven altı örgütlenmeler başlar.
Örgütlenme özgürlüğü bireylerin kendi
menfaatlerini korumak için kendilerini temsil eden bir toplu teşekkül
oluşturarak bir araya gelmeleri özgürlüğü olarak tanımlanabilir.
Örgütlenme özgürlüğü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin
20nci maddesinde, Türkiye'nin tarafı olduğu Medeni ve Siyasi Haklara
İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 22nci maddesinde ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11inci maddesinde koruma
altına alınmıştır. Türkiye örgütlenme özgürlüğüne
yer veren tüm bu belgeleri usulüne uygun bir şekilde onaylamış
ve tamamını iç hukukuna aktarmıştır. Anayasanın
90ıncı maddesi doğrultusunda bu belgeler iç hukukun bir
parçası hâline gelmiştir. Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 11inci maddesine ve Anayasanın örgütlenme
özgürlüğüne ilişkin, 33, 51, 53, 54, 68 ve 69uncu maddelerine göre
örgütlenme özgürlüğünün öznesi herkestir. Doğrudan ya da dolaylı
yollarla bu özgürlüğü engelleyemezsiniz. Bu konuda, 2007 tarihli Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi, Bulgaristanla ilgili bir kararında,
bir örgütün, devlet tarafından önüne üstesinden gelinmesi zor
koşullar getirilerek ve böylece örgütlenme özgürlüğünü etkili bir
şekilde kullanmasını engellemeyi doğru bulmamış,
Bulgaristan devletinin aleyhine karar vermiştir. Örgütlenme
özgürlüğünün demokrasiyle yakından ilişkisi ve bu bağlamda
taşıdığı önem Anayasa Mahkemesi tarafından da
kabul edilmiştir. Mahkemeye göre: Demokrasilerde, vatandaşların
bir araya gelerek ortak amaçlar izleyebileceği örgütlerin
varlığı, sağlıklı bir toplumun önemli bir
bileşenidir. Demokrasilerde böyle bir örgüt, devlet tarafından
saygı gösterilmesi ve korunması gereken temel haklardandır.
denilmektedir. Anayasanın 20nci maddesinin üçüncü fıkrasında
Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin
açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin
korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.
denilmektedir. Bu kanun teklifi ayrıca Kişisel Verilerin
Korunması Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil etmekte
ve çelişki oluşturmaktadır. Kişisel Verilerin
Korunması Kanununun 4üncü maddesinde düzenlenmiş olan kişisel
verilerin işlenmesine ilişkin genel ilkelerde Kişisel verilerin
işlenmesinin hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olması;
belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmesi; işlendikleri
amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak
ilkelerine aykırılık oluşturmamaktadır.
denilmektedir.
Değerli milletvekilleri, bilinmelidir ki
örgütlenme özgürlüğüyle ilgili bir hukuki uyuşmazlık söz konusu
olduğunda dikkate alınacak standartlar bu uluslararası
sözleşmelerde yer alan veya özellikle Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi ya da İnsan Hakları Komitesi gibi denetim organları
tarafından ortaya konulan standartlardır. Eğer, siz,
yukarıda saydığım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
Anayasa Mahkemesi kararlarını yokmuş varsayarak bu maddenin
geçmesinde ısrar ederseniz uluslararası alanda devleti zora sokar,
ciddi tazminatlar ödersiniz. Unutmamak gerekir ki korkarak ve korkutarak ülke
yönetilmez.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; demokrasi, özgürlüğü yok etme özgürlüğü
değildir; demokrasi, toplumsal barışı güvence altına
almak için uzlaşma ve denge rejimidir diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
22nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
23üncü madde üzerinde 4 önerge vardır.
İlk okutacağım 3 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri
birlikte işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 23üncü maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Oya
Ersoy
Ağrı Muş İstanbul
Şevin
Coşkun Murat
Çepni
Muş İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Gamze
Taşcıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Saliha Sera
Kadıgil Sütlü Cavit
Arı Alpay
Antmen
İstanbul Antalya Mersin
Serkan
Topal
Hatay
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ayhan
Erel Enez
Kaplan Ümit
Dikbayır
Aksaray Tekirdağ Sakarya
Ümit
Beyaz Muhammet Naci
Cinisli
İstanbul Erzurum
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen, Hatay Milletvekili Serkan Topal.
Buyurun Sayın Topal. (CHP
sıralarından alkışlar)
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Öncelikle, coronavirüs nedeniyle büyük bir özveriyle
çalışan bütün emekçi arkadaşlarımıza, hekim
arkadaşlarımıza, sağlık çalışanlarına,
belediye çalışanlarına, kamu görevlilerine ve bütün
işçilerimize, vatandaşlarımıza buradan
selamlarımı, saygılarımı sunuyorum; kendilerine
kolaylıklar diliyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
coronavirüs 12 Aralıkta yani bundan yaklaşık üç ay on gün önce
Çinde görüldü. Hükûmet çıktı, dedi ki: Biz önlem alıyoruz. Ne
tür önlem aldılar arkadaşlar? Değerli arkadaşlar,
sağlık çalışanları bakın, hepimiz sosyal
medyadan duyuyoruz- inanın, eldiven bulamıyorlar, dezenfektan
bulamıyorlar, maske bulamıyorlar; karaborsaya çıktı. Neden
peki? Nasıl? Hangi önlem?
Bir de değerli arkadaşlar, 17 bin solunum
cihazı var. Şimdi, üç aydır biz neden solunum cihazı
üretemedik? Neden arkadaşlar? Şimdi, geçen burada Bakan
çıktı dedi ki: Biz 500 bin test kiti sipariş aldık. Ya,
Güney Kore günde 20 bin test yapıyor, biz daha şu ana kadar toplam 25
bin test yapamadık değerli arkadaşlar. Nerede önlem,
arkadaşlar?
Değerli arkadaşlar, hani 500 bin
sipariş aldılar ya, biz 500 bin siparişi bırakın
Hani
önce vatan diyorduk, hani önce vatandaş diyorduk; önce vatandaş,
değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, şimdi, bir sorunu
özellikle dile getirmek istiyorum. Şu an bizi izliyorlar, yurt
dışında gerçekten mağdur olan ve şu anda ciddi anlamda
parasız olan nice vatandaşımız var; özellikle Suudi
Arabistanda, Kuveytte, Katarda, Kıbrısta ve dünyanın birçok
ülkesinde. Şimdi, kriz masası oluşturulduğunu söyledi
Sayın Grup Başkan Vekili. Buradan kriz masasına sesleniyorum;
Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın bakanlara, bütün
milletvekillerine sesleniyorum: Bakın, orada
vatandaşlarımız mağdur, ciddi anlamda işçilerimiz
mağdur. İnanın, Arabistanda bir odada 8 kişi kalıyor,
6 kişi kalıyor ve dışarı çıkamıyorlar. Bir
an evvel Dışişleri
Bakanlığımız oranın Dışişleri Bakanlığıyla
irtibata geçsin ve gelmek isteyen vatandaşlarımızı bir an
önce getirelim. Ha, diyorlar ki, karantinayla ilgili yeterli derecede yatak yok.
Hatay Serinyol bölgesinde, Hataya gelecek vatandaşlarımıza biz
yeteri derecede yer ayarlarız; ciddi anlamda söylüyorum, bütün kalbimle
söylüyorum. Bunun için ben üç aylık maaşımı da vermeye
hazırım, samimi söylüyorum. Yeter ki o
vatandaşlarımız, gelmek isteyen vatandaşlarımız
gelsin. Orada bütün belediye başkanlarımızla birlikte, yerel
anlamda bu sorunu çözebiliriz, vatandaşlarımız için orada
karantina bölgesi oluşturabiliriz.
Değerli arkadaşlar, ekonomik paket
açıklandı. Şimdi, ekonomik pakette -yani güler misiniz,
ağlar mısınız- uçak seyahatlerinde KDV yüzde 1e indirildi,
yüzde 18den yüzde 1e. Şimdi, değerli arkadaşlar,
vatandaşa bir yandan Dışarı çıkma. diyorsunuz, ondan
sonra, ekonomik pakette -neymiş efendim- uçak seyahatlerine indirim. Ya,
vatandaş nereden nereye gidecek? Salondan mutfağa mı yoksa
salondan yatak odasına mı uçakla gidecek arkadaşlar? (CHP
sıralarından alkışlar) Ya, dalga mı geçiyorsunuz siz?
Şimdi, yatak odasına da gitse neyse, yatacak psikoloji
bırakmadınız, samimi söylüyorum ama.
Değerli arkadaşlar, bu yüzden ivedi bir
şekilde
Sayın Genel Başkanımız da açıkladı,
buradan bir kez daha açıklıyorum; bu ekonomi paketi yetmez
değerli arkadaşlar. İvedi olarak yapılması gerekenleri
bir kez daha ben burada sıralamak istiyorum: Aile sigortası mutlaka
TBMMden acil bir şekilde geçmeli değerli arkadaşlar. Kamu ve
özel kesimde çalışan ve virüsün bulaşma riski yüksek kesimlerin
izin şartları kolaylaştırılmalı. Corona virüsü nedeniyle
özel sektörde ücretsiz izne çıkarılanların ücretlerinin bir
kısmı İşsizlik Sigortası Fonundan ödenmeli.
İşsizlik maaşı süreleri uzatılmalı.
Değerli arkadaşlar, yine,
İşsizlik Fonu kapsamında yaratılacak kaynakla,
okulların tatil edilmesi nedeniyle ücret alamayacak öğretmenlerin
mağduriyetleri giderilmeli. Zora düşecek küçük esnaf ve
KOBİlere yönelik vergi ve sigorta primleri ertelenmeli. Bir hafta
içerisinde sicil affı çıkarılarak bu kesimlerin krediye
ulaşmaları kolaylaştırılmalı.
Yurttaşlarımıza gıda, hijyen ve medikal alanlarında
sağlanacak destekler için hem merkezî Hükûmet hem de mahallî idareler
olarak stratejik planlar geliştirmeli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERKAN TOPAL (Devamla) Sayın
Başkanım, çok önemli, devam edebilir miyiz?
BAŞKAN Bir dakikada toparlayın.
SERKAN TOPAL (Devamla) Belediyelerin ve
dağıtım şirketlerinin su, elektrik ve gaz
faturalarının ödemelerindeki gecikmeler nedeniyle kesme
işlemleri derhâl durdurulmalı, ödeme yapılmadığı
için kesilen su, elektrik ve gaz yeniden bağlanmalı.
Değerli arkadaşlar, yine, bir hafta
içerisinde konaklama vergisi ve Turizm Tanıtma Fonu kesintisini
kaldıracak yasal düzenleme TBMMden mutlaka geçirilmeli. Tüm sektörlere
destek ve önlem paketi açıklanmalı. Cezaevlerinin koşulları
düzeltilmeli; yine, tutukluluk süreçleri yeniden değerlendirilmeli.
Değerli arkadaşlar, yine, zora
düşecek sektörlerde kısa çalışma ödeneğinin hak
ediş ve kullanım şartlarının
kolaylaştırılması için gerekli hazırlıklar
yapılmalı. Kapatılan iş yerlerine nakit destek verilmeli,
öğrencilerimize ücretsiz internet kullanımı
sağlanmalı. Yine, belediyelerimiz kısıtlı bütçelerine
rağmen canla başla çalışıyorlar, mutlaka özel ödenek
ayrılmalı.
Son olarak Sayın Başkanım
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bitirelim.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, yine, muhtarlara da
ayrıca bir ödenek sağlanmalı diyorum.
Çok teşekkür ediyorum. Umarım bunu dikkate
alırsınız.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç
Koçyiğit.
Buyurun Sayın Koçyiğit. (HDP
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, aslında corona günlerinden geçiyoruz,
bütün dünya bir altüst yaşıyor ama ne yazık ki biz burada
birinci gündem olarak coronayı da konuşamıyoruz çünkü AKPnin
bize dayattığı bir kayyum rejimi altında aslında
mücadele etmeye çalışıyoruz. Dün, 8 belediyemize daha AKP eliyle
kayyum atandı ve toplam kayyum atanan belediye sayımız 40a
çıktı. Şimdi, sabah akşam sandıktan, millet
iradesinden, millet iradesinin tecelli etmesinden dem vuran AKPnin
aslında Türkiyede demokrasi adına kalan son kaleyi, son
tutunduğumuz dalı da kendi elleriyle baltalaması ve yok
etmesiyle karşı karşıyayız. Yani, AKP sandık
iradesini yok ediyor, halkın sandığa olan, demokrasiye olan
inancını da yok etmek için elinden geleni yapıyor.
Şimdi, biz, bu uygulama
karşısında, bunun bir Kürt düşmanı politikası
olduğunu; Kürt halkına karşı, Kürt halkının
iradesini yok etmeye dönük bir politika olduğunu söylediğimiz zaman
bunu kabul etmiyorsunuz fakat bütün uygulamalarınıza baktığımız
zaman en ince detayına kadar sizin aslında bütün bölgedeki bütün
illerde kayyum rejimini yerleşik bir hâle getirmek ve bunu bir istisna
olmaktan çıkarıp rejimin asli unsuru olarak yerleştirmek
istediğinizi de aslında hep beraber görüyoruz.
Şimdi, dünya zor zamanlarda dediğimiz gibi
coronayla uğraşıyor ve dünya coronayla uğraşırken
biz AKPli yıllarda rejimle, aslında rejimin
değişikliğiyle mücadele ediyoruz, demokrasi için direniyoruz
değerli arkadaşlar. Dünya yaşamın anlamını,
ekolojik krizi, ekolojik yıkımın sonuçlarını
sorgularken ve bunun üzerinden dersler çıkarmaya çalışırken
biz aslında AKPnin corona günlerinde nasıl koruma altındaki sit
alanlarını talan ettiğine tanıklık ediyoruz. Dünya
ülkeleri devlet olmanın gereklerini yerine getirerek paket üzerine paket
açıklarken, halklarına Evinizde kalın. Sizin bir derdiniz
olmaz. Aç kalmayacaksınız. teminatını verirken biz ne
yaşıyoruz değerli arkadaşlar? AKP bizim halkımıza
kolonya ve maske dağıtmakla aslında süreci yönetmeye
çalışıyor. Şimdi, bütün bunları üst üste
koyduğumuz zaman ne görüyoruz? AKPnin yüzde 1 için çalışan,
sermaye taraftarı, sermayeye yandaş bir şekilde aslında
bütün politikalarını yürüttüğünü de söyleyebiliriz değerli
arkadaşlar.
Bugün insanlar en temel yaşam malzemelerine,
temiz suya, temiz gıdaya ulaşamazken, ısınma ve
barınma en büyük sorunken bu ülkede, AKP ne yapıyor? Corona
günlerinde açıkladığı paketle konutlardaki kredilerle
ilgili düzenleme yapıyor yani bazı müteahhitleri, bazı
yandaşları yine ihya etmenin derdinde, değerli arkadaşlar.
O zaman biz buradan soruyoruz: Bu ülkedeki yoksullar,
bu ülkedeki emekçiler, bu ülkedeki dar gelirliler yıllardır niye
vergi veriyorlar, niye bu devlete sırtlarını yaslıyorlar?
Eğer bugün siz en zor günlerinde bu halka ödedikleri verginin
karşılığını vermeyecekseniz niye ortalıkta
Hükûmetiz. diye geziyorsunuz ve millete caka satıyorsunuz?
Sanırım AKP Anayasayı yanlış anlıyor ve
Anayasanın en temel ilkesi olan sosyal devlet ilkesini de zenginler için,
yüzde 1 için, 5 müteahhit şirketi için konmuş bir madde olarak
düşünüyor olacak ki en zor zamanlarda da yine yandaştan yana
uygulamalar yapıp bunları hızlı bir şekilde
yasalaştırmaya çalışıyor.
Değerli arkadaşlar, bugün bir anket
yayınlansa, bir anket yapsak ve sokağa çıksak,
halkımıza mikrofon tutsak, sorsak: Corona mı daha zararlı,
AKP iktidarı mı daha zararlı? desek sanırım cevap
AKP iktidarı daha zararlı. olacaktır. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) Yazıklar olsun! Çok
ayıp ya! Dile bak ya! Zihniyete bak ya!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
Değerli arkadaşlar, şimdi corona günlerindeyiz. Sağlık
Bakanlığı bir Bilim Kurulu kurdu, süreci yönetiyor ama
nasıl yönetiyor? Tekelci bir mantıkla ve şeffaflıktan uzak
bir şekilde yönetiyor.
SALİH CORA (Trabzon) En büyük virüs sizsiniz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) -
Bu alandaki meslek odalarıyla, emek örgütleriyle ortaklaşmıyor,
partileri hiçbir şekilde kale almıyor ve gece yarısında
kişisel Twitter hesabından attığı tweetlerle bu
ülkedeki vaka sayısını ve gerçekleşen ölümleri kamuoyuna
duyuruyor. Bunun gayriciddi olduğunu, ciddiyetten uzak olduğunu en
hafif tabiriyle, ifade etmemiz gerekiyor. Başka ne yapıyor?
Kameraların karşısına geçiyor, corona
dışında onun yayılması, yaş, sınıf,
cinsiyet, meslek, nerelere, hangi illerde dağılımına dair
en ufak bir bilgi vermeden bol bol AKP Genel Başkanına ve Maliye
Bakanına teşekkürler ve övgüler diziyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
Tamamlayacağım Sayın Başkanım.
Şimdi, sağlık emekçilerini
alkışlattınız; çok iyi, biz de alkışlıyoruz,
onlara şükran borçluyuz, on sekiz buçuk yıldan fazla sağlık
alanında çalışmış biri olarak ifade edeyim. Peki,
bugün ne yapıyorsunuz? Dünya Sağlık Örgütü ne diyor? Diyor ki:
Sağlık emekçileri en büyük risk grubunda, ölüm oranları birçok
meslek grubuna göre daha fazla. Hem ölüyorlar hem de aslında onlar virüsü
ailelerine ve çevrelerine bulaştırıyorlar. Peki, siz onları
alkışlatmak
dışında örneğin, çok basit olan maskeyi
sağlayabiliyor musunuz sağlık emekçileri için? Hayır,
sağlayamıyorsunuz; sağlık emekçileri hasta bakmayı
bırakmışlar, inmişler, hastanelerin terzihanelerinde maske
dikiyorlar. Bu utanılacak bir durumdur, utanılacak bir durum.
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) Yalan, yalan!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
Bu maskeyi dikecek bir kurumunuz yoksa, bir atölyeniz yoksa bundan utanç
duymalısınız. Bu da sizin sürece nasıl
yaklaştığınızın açık ve net göstergesi. Daha
söylenecek çok şey var, ileriki bölümlerde ifade edeceğim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Muşun, sağlık çalışanlarının ihtiyaç
duyduğu ekipman ve malzemelerin tedarik edildiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, sağlık çalışanlarımızla alakalı
az önce de birisi ifade etti, hiçbir malzeme eksikliği yoktur. Bütün
ihtiyaç duydukları ekipmanlar, malzemeler sağlık
çalışanlarımıza sağlanmıştır, tedarik
edilmiştir. Nüfusa oranladığınız zaman Türkiye,
dünyanın yoğun bakım yatak kapasitesi en fazla ülkelerinden
biridir. Bu anlamda şu an bütün imkânlar seferber edilmiştir.
Sayın hatibe şunu da tavsiye ederim, bir
de çıkıp şu soruyu sorun halka: HDP mi daha zararlı corona
mı? Bakın, ne diyecekler size. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen Aksaray Milletvekili Ayhan Erel.
Buyurun Sayın Erel. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, yüce Türk milleti; Türkiye çok zor şartlardan
geçmektedir. Karşı karşıya kaldığımız
tehlike karşısında canla başla çalışan,
hastanelerde görev yapan çalışanlarımıza çok teşekkür
ediyorum. Bu çalışanlara, Sağlık
Bakanlığının söylediğine göre maddi anlamda
çeşitli imkânlar tanınacak ama bu imkânlar tanınırken
sağlık çalışanları arasında, hastanede tüm
risklerle karşı karşıya kalan ve bu alanda canla başla
mücadele eden personel arasında bir ayrım
yapıldığı; mesela tıbbî sekreterlerin, mutfakta
çalışanların, güvenlikçilerin, temizlik yapan işçilerin bu
haktan yararlanmadıkları yönünde şikâyetler almaktayız.
Hastanede çalışan insanların tamamını bir bütün olarak
ele alıp burada bir ayrım yapmaksızın tüm
çalışanların bu haktan yararlanmaları
sağlanmalıdır diyorum.
Yine belediyeler, bu zor şartlar altında
görev yapmaktadırlar. Özellikle belde belediyelerine
baktığımız zaman buralarda insanlar birbirleriyle daha
samimi ilişkiler içerisindedir. Bu şartlar altında vatandaşların
emlak vergisi, su parası, çeşitli vergileri ödemeleri mümkün
görünmemektedir. Dolayısıyla, belediyelerin bırakın asli
görevlerini, temel görevlerini yerine getirmeyi, çalışanlarına
bile ücret ödeyemeyecek durumda kalmaları söz konusudur.
Dolayısıyla İller Bankasından belediyelerimize gönderilen
ödenekte hangi nedenle olursa olsun yapılan kesintilerden en az altı
ay süreyle vazgeçilmesi belediyelerimizin biraz rahat nefes almasını
beraberinde getirecektir diye düşünüyorum.
Yine, aldığımız şikâyet ve
talepler arasında, şehirler arası yolcu taşıyan otobüs
firmaları bu konuda çok dertliler. Sağlık
Bakanlığının veya ilgili bakanlığın
genelgesi doğrultusunda yüzde 50 oranında yolcularını
azaltmışlar. Karstan İstanbula giden bir yolcu otobüsünü
düşünün, orada çalışan şoförün, muavinlerin bu 25e
yakın yolcuyla yaklaşık otuz altı, otuz sekiz saat bir
arada yolculuk etmeleri, akabinde tesisler kapalı olduğu için temel
ihtiyaçlarını giderememeleri bir yığın
sıkıntıyı beraberinde getirmektedir. Şehirler
arası kara yoluyla, otobüsle yolcu taşıyan bu firmaların ya
yolcu taşımalarına müsaade edilmemeli ya da sorunları
gözden geçirilerek en mantıklı ve akıllı bir şekilde
çözülmelidir diye düşünmekteyiz.
Yine, Evde kal, hayatta kal. sloganıyla
kahveler, lokantalar, berberler ve buna benzer serbest meslek
erbabının çalıştığı iş yerleri
kapatılmıştır ama burada çalışan ustalar,
kalfalar, garsonlar, aşçılar, bu insanlar evlerine maalesef
artık ekmek götürememektedirler, kiralarını ödeyememektedirler;
elektrik, su, doğal gaz paralarını ödeyemez hâle
gelmişlerdir. Sosyal devlet anlayışı gereği
devletimizin 2 milyon aileye yapacağı bin lira civarındaki
yardımdan bu tür durumda olan insanlarımızın da
faydalanması yönünde çalışma yapmasının; en azından
bu vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının, su
parasının, elektrik parasının, doğal gaz
parasının devlet tarafından karşılanmasının,
belediyeler tarafından karşılanmasının ve belediyelere
yapılan ödeneğin artırılmasının uygun olacağı
kanaatindeyiz. Bu, sosyal yardıma kayıtlı vatandaşlara
yapılacak yardım ne kadar sağlıklı, ne kadar verimli
olacak bilemiyorum. Daha önceden buraya kayıtlı olanların ne
şekilde kaydolduğunu biz bilmekteyiz. Çeşitli ilçe
teşkilatlarından aldıkları referanslarla Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna
kayıtlarını yaptırmakta ve siyasi iradeye yakın olan
vatandaşlar bu yardımdan full anlamda faydalanırken siyasi
iktidarla aynı görüşü paylaşmayan
vatandaşlarımızın bu konuda çok mağdur oldukları
maalesef hepimiz tarafından bilinmektedir. Bu ayrımın ortadan
kaldırılarak, gerçekten ihtiyaç sahibi olan insanların siyasi
parti tercihlerine bakılmaksızın, ihtiyaç sahibi olup
olmadıkları gözetilerek gerekli yardımların
yapılmasını beklemekteyiz.
Söylenecek çok söz var, süre bitti.
Hepinize teşekkür ediyorum. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 23üncü maddesiyle 5253
sayılı Kanuna eklenen ek madde 2nin 2nci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç altı
ay içinde İçişleri Bakanlığınca çıkarılan
yönetmelikle belirlenir.
Ali Muhittin
Taşdoğan Arzu
Erdem Olcay
Kılavuz
Gaziantep İstanbul Mersin
Ayşe
Sibel Ersoy Mehmet Celal
Fendoğlu
Adana Malatya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Arzu Erdem.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
ARZU ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 23üncü maddesi üzerine Milliyetçi
Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi
Meclisimizi, ekranları başında bizi izleyen aziz Türk
milletimizi ve basın mensuplarımızı saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, söz konusu kanun
teklifiyle, kamu kurum ve kuruluşlarımızın
ihtiyaçlarıyla, son dönemde milletimizden gelen taleplerin
karşılanması amacıyla 21 farklı konuda kanuni düzenlemelerin
hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır. Kanun teklifimizin ülkemize ve
milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri, 18-24 Mart
Yaşlılara Saygı Haftası olarak kabul edilmektedir.
Yaşlılar bizim geçmişimizle geleceğimizi birleştiren
değerlerimizdir. Bizler de yaşlanacağız,
yaşlandığımızda keşke dememek için bugün
yaşlılarımızın sorunlarına kulak vermemiz,
dertlerine ortak olmamız ve onların sorunlarıyla dertlenip çözüm
üretmemiz gerekmektedir.
Her insan için değişik anlam ifade eden
yaşlılık hayatın en önemli dönemidir.
Yaşlılarımız dünümüz ile bugünümüz arasında bir köprü
oluşturan, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara
taşımamızı sağlayan en değerli
varlıklarımızdır. Yaşlılık dönemi itibar
gerektirmektedir. Bu, bizlerin büyüklerimize minnet borcudur.
Coronavirüsün salgın hâline dönüşmesi
sonucu milletimizin, özellikle de yaş
almışlarımızın izole olması oldukça önem
teşkil etmektedir. Bu sebeple, 65 yaş ve üzerine sokağa
çıkma yasağı getirilmiştir. Yasakların yürürlüğe girmesiyle,
kendi ikameti dışında bir yerde olanlar başta olmak üzere;
seyahat etmesi, evden çıkması zorunlu olanların 155, 156, 112
acil arama hatları üzerinden taleplerini iletebilecekleri bir sistem
kurulmuştur. Yaş almışlarımızın yaşama
bağlı kalmaları adına ihtiyaçlarının
karşılanması ve sağlıklı bir şekilde
yaşamlarını sürdürebilmeleri için bizlere düşen
sorumluluklar vardır ve her birimizin bu sorumlulukları titizlikle yerine
getirmesi gerekmektedir.
Ömürlerinin büyük bir kısmını
toplumumuza ve ülkemize hizmetle geçirmiş insanların
yaşlandıkları ve bakıma muhtaç oldukları dönemde
ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışır bir şekilde
bakımlarını yapmak her birimizin büyüklerimize olan borcudur.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler zor durumda olan ve sorunlarına
çözüm arayan herkes için mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz.
Yaşlılarımıza ve onların
sorunlarına sahip çıkmak, çözüm üretmek hepimizin insanlık
görevidir. İstikbalimize güvenle bakabilmemiz adına, emekli ve
yaşlılara iyi bir yaşam sürdürebilmeleri için gerekli
şartları sağlamamız gerekmektedir. Bu hususta yapılan
düzenlemeler elbette ki çok kıymetlidir. Bizleri bugünlere ve
geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı
kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını
sağlamak devletimizin ve biz milletvekillerimizin asli görevidir.
Unutmayalım ki bir gün hepimiz yaşlanacağız.
Sözlerime cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa
Kemal Atatürkün sözleriyle son vermek istiyorum: Bir milletin yaşlı
vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin
yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok
güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı
minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı
yoktur. Hassas davranmamız gereken şu günlerde
yaşlılarımıza sahip çıkalım, onları korumak
için kurallara uyalım ve ihtiyaçlarını gidermek için
yardımcı olalım.
Sözlerime son vermeden önce, coronavirüsle mücadele
eden, büyük fedakârlık ve sabırla görevlerini yerine getiren tüm
sağlık personelimize yürekten şükranlarımı sunuyorum.
Coronavirüs sebebiyle hayatını kaybeden tüm
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum, bizlere ve kederli
ailelerine de sabır diliyorum. Yine, tedavi gören
vatandaşlarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
Unutmayalım ki bu zor günleri birlik beraberlik içerisinde, sabır
içerisinde ve bu birlik beraberliği daha da kenetlenerek, özellikle de
Türkiye Büyük Millet Meclisinde de bu tabloyu çizerek hepimizin bir kere
vatandaşlarımıza aktarması gerekiyor. Ben inanıyorum
ki bu zor günleri hep birlikte aşacağız ve
sağlıklı günlere hep birlikte kavuşacağız.
Saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
BAŞKAN Buyurun Sayın Can.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Vasıtanızla Komisyona bir soru yöneltmek
istiyorum, 23üncü maddeyle ilgili.
23üncü madde aynen şu şekilde: 5253
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
İşlemlerin elektronik ortamda
yapılması.
EK MADDE 2- Bu kanun ve 22.11.2011 tarih ve 4721
sayılı Türk edeni Kanununa göre derneklerle ilgili her türlü
kayıt ile iş ve işlem elektronik ortamda da yapılabilir.
Burada, dernek üyeleri elektronik devlet sistemi üzerinden istifa sürecini
yapabilir mi? Bu madde yani 23üncü madde buna cevaz veriyor mu? Komisyon bir
bilgilendirme yaparsa memnun olurum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sen eski bir milletvekilisin, bu
sorduğun soru bana göre çok yerli yerine oturmadı Ramazan. Yani böyle
bir usul yok.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Başkanım, gerekçe oluşsun diye sordum.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu getirmiş olduğumuz maddeyle, aynı,
mevcutta, siyasi partilerde olduğu gibi, sendikalarda olduğu gibi,
vatandaşlarımız istedikleri takdirde e-devlet üzerinden dernek
üyeliklerini görebilecekler, arzu ettikleri takdirde de e-devlet yani elektronik
devlet sistemi üzerinden üyelikten istifa edebileceklerdir.
BAŞKAN 23üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
24üncü madde üzerinde 4 adet önerge vardır,
ilk okutacağım 3 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri
birlikte işleme alacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 24üncü maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Murat
Çepni Gülüstan
Kılıç Koçyiğit
Ağrı İzmir Muş
Oya
Ersoy Şevin
Çoşkun
İstanbul Muş
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Gamze
Taşcıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Süleyman
Girgin Cavit
Arı Saliha Sera
Kadıgil Sütlü
Muğla Antalya İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ayhan
Erel Ümit
Dikbayır Enez
Kaplan
Aksaray Sakarya Tekirdağ
Ümit
Beyaz Ayhan
Altıntaş Muhammet
Naci Cinisli
İstanbul Ankara Erzurum
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Efendim, gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Teklifin 24üncü maddesiyle 5253 sayılı
Dernekler Kanununa Üyeliği devam edenlerin bildirilmesi
başlıklı geçici bir madde eklenmektedir.
Bu madde de TBMMde geçen yıl Aralık
ayında görüşülerek kabul edilen Bazı Kanunlarda ve 375
sayılı KHKde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinde madde 62 olarak yer almış ancak gelen tepkiler üzerine
Genel Kurul görüşmeleri sırasında tekliften
çıkarılmıştı. Teklif edilen bu maddeyle, daha önce 144
sıra sayısıyla Genel Kurulda görüşülen Kanun Teklifinden
çıkarılan madde metni ve gerekçesi büyük ölçüde aynıdır.
5253 sayılı Dernekler Kanununun 23üncü maddesinde yapılan
düzenlemeyle dernek üyeliğine kabul edilenler ile üyeliği sona
erenlerin bilgilerinin mülki idare amirliğine bildirilmesi zorunlu hâle
getirilmektedir.
Bu maddeyle, düzenlemenin yürürlüğe
gireceği tarih itibarıyla devam eden üyeliklerin de mülki idare
amirliğine bildirilmesine yönelik olarak altı aylık geçici bir
süre öngörülmektedir. İçişleri Bakanlığı
tarafından Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik 1/10/2018 tarihli ve 30552
sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış ve
değişiklik yapılan yönetmeliğin 1inci maddesiyle 31/3/2005
tarihli ve 25772 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Dernekler
Yönetmeliğinin 83üncü maddesine (8) numaralı şu fıkra eklenmiştir:
(8) Dernek Beyannamesinin Üye ve Çalışan
Bilgileri başlıklı üçüncü bölümünün 1inci sorusundaki
1.2.Gerçek Kişi Üyelerin: ve 1.3. Tüzel Kişi Üyelerin: alt
başlıklı tablolarında belirtilmesi istenilen bilgiler,
dernek üyeliğine kabul edilme veya üyelikten çıkma ya da
çıkarılma veya üyeliğin kendiliğinden sona ermesi
durumlarında, birinci fıkrada belirtilen beyanname verme süresi
beklenmeksizin işlem tarihini izleyen 30 gün içinde Dernekler Bilgi
Sistemi (DERBİS) üzerinden bildirilir. DERBİS
kullanıcısı olmayan dernekler bu bilgileri aynı usul ve
süre içinde mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirirler.
Bu değişiklikle derneklere, üyelerine dair
kişisel bilgilerin beyannameye eklenmesi ve üyelik durumunda
değişiklik meydana gelmesi hâlinde otuz gün içinde Dernekler Bilgi
Sistemi (DERBİS) üzerinden ya da yazılı olarak mülki idare
amirliğine bildirilmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Beyan
edilecek bilgiler, gerçek kişi üyeler için; adı soyadı, T.C.
kimlik numarası, mesleği, öğrenim durumu, üyeliğe
giriş tarihi ve üyelikten ayrılma veya çıkarılma tarihidir.
Tüzel kişi üyeler için ise; tüzel kişiliğin
adı/unvanı, MERSİS no, hukuki statüsü, hukuki temsilcisinin
adı soyadı, temsilcinin T.C. kimlik no, üyeliğe kabul tarihi ve
üyelikten ayrılma veya çıkarılma tarihidir.
21 ve 23üncü maddelerde yapılan düzenlemeyle
bağlantılı olan bu madde hükmüyle derneklerin altı ay
içerisinde hâlihazırda olan bütün üyelerinin kayıtlarını
elektronik ortamda bildirmesini düzenlemektedir.
Elektronik bilgi ve belgeler (kişiye
özgülenmiş olanlar) kişisel veri niteliğinde bulunduğundan,
kişisel verilerin korunması bağlamında, madde metni
özellikle Anayasanın 13, 17 ve 20'nci maddelerine
aykırılık teşkil etmektedir; aynı zamanda, 6698
sayılı Kişisel Verilerin
Korunması Kanunu'na da aykırı bulunmaktadır. KVK
özel kanun niteliğinde olduğundan öncelikli olarak uygulanmak
zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda ortak
uzlaşıyla 7196 sayılı Kanun metninden çıkarılan
ve Anayasanın 13, 17, 20, 33 ve 90ıncı maddelerine
aykırılık taşıyan bu maddenin, (2/2633) esas
numaralı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifine tekrar eklenerek, üstelik ilgisi itibarıyla
İçişleri Komisyonundan geçirilmeyerek aceleyle
yasalaştırılması gayretini uygun görmüyoruz
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen, Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan
Taşdemir. (HDP sıralarından alkışlar)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Söz konusu torba yasa teklifinin 24üncü maddesi
yani dernek üyeliklerine ilişkin düzenlemeleri içeren maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Bu maddeye ilişkin birkaç şey
ifade ettikten sonra, aslında, konuşmamı bugün ülkenin temel
gündemi olan corona virüsüyle ilgili sürdüreceğim.
Söz konusu madde, en temel anayasal haklardan biri
olan örgütlenme özgürlüğü ve buna bağlı olarak da ifade
özgürlüğünü kısıtlamaya yöneliktir. Dernekler
kuruluşlarında dahi valilikten izin alarak değil bildirim
yaparken, dernek üyelerinin kişisel veri niteliğindeki bilgilerini
derhâl elektronik ortama aktarma zorunluluğu özel hayatın
gizliliğini ihlal eder. Dolayısıyla, bu, bizim
açımızdan bir fişlemedir. Genel Kurulun bu maddeyi
onaylamaması gerektiğini düşünüyoruz.
Değerli arkadaşlar, hepimiz, günlerdir
coronayla mücadeleyi konuşuyoruz. Yine, toplumsal dayanışmadan,
toplumun bilinçlendirilmesinden ve kişisel tedbirlerden söz ediyoruz.
Elbette ki bunlar coranayla mücadele etmede önemli yöntemlerdir ama asıl
konuşulması, tartışılması gereken şey ise
iktidarın aldığı tedbirlerdir. İktidar hangi
tedbirleri alıyor, bu aldığı tedbirler ne kadar güven
veriyor ve toplumun, halkın kaygısını ne kadar gideriyor?
11 Marttan beri genelde açıklamalar gece
yarıları yapılıyor iktidar tarafından.
Açıkçası, gece yarısı yapılması da ayrıca
tartışılması gereken bir konu.
Kimi paketler açıklandı ama biz bu
paketlerin içeriğine dönüp baktığımızda
yoksulları, işsizleri, emekçileri, kadınları ilgilendiren,
bunların sorunlarını gideren bir şeyden söz etmek mümkün
değil. Yani, iktidar temsilcileri televizyonlara
çıktığında en fazla ifade ettikleri şey: Evde
kalın. çağrısında bulunuyorlar. Evet, evde
kalınmalı ama biz de bir kez daha burada söylüyoruz: Milyonlar için
evde kalmak bugün bir lüks konumunda yani milyonlarca insan
dışarı çıkmadan, çalışmadan bir gün evine ekmek
götüremeyecek durumda, aç kalma gerçekliğiyle karşı
karşıya. Yoksa Evde kal. demeyle, herhangi bir destek sunmadan,
aslında bu mantıkla alınacak bir yol yok. Eğer siz,
insanlara Evde kal. diyorsanız o zaman elektrik, su, doğal gaz,
internet faturasını ödemek durumundasınız. Peki Evde kal.
derken bunu ödeyecek misiniz? Yine, temel ihtiyaçlarını
karşılayacak mısınız? Ama biz, paketlere
baktığımızda ya da sizin açıklamalarınıza
dönüp baktığımızda hiç de böyle bir gündemin
olmadığını biliyoruz.
Açıkçası siz de bu evde kalmanın bir
gerçekliği, bir realiteyi ifade etmediğini çok iyi biliyorsunuz.
Sadece önceliğiniz aslında zenginleri neşelendirmek.
Açıkçası bu konuda da başarılısınız, onlar
da bayağı bir neşeli bu aralar.
Yine, değerli arkadaşlar, bu coronayla,
virüsle mücadelede bütünlüklü bir politika izlenmiyor. Açıkçası, son
günlerde bir 60 yaş kategorisi oluşturulmaya başlandı.
Neredeyse 65 yaş üzerindeki insanlara karşı nefret suçu
işleniyor, insanlar sokağa çıktığında
şiddete maruz kalıyor. Elbette ki bu, yanlış yürütülen
süreçle yakından ilgilidir. Sanki coronayı yaşlılar
bulaştırıyormuş gibi bir algı yaratıldı.
Yaşlılar evde kalsın. deniliyor ama bu yaşlılar o
evlerdeki bireylerle birlikte yaşıyor. Peki, buna dair bir öneriniz,
bir önleminiz var mı? Hayır, yok. İşte meselenin sadece mış
gibi yapmaktan, sanki gerçekten bir şeyler yapılıyormuş,
bir şeyler düşünülüyormuş imajı vermekten ibaret
olduğunu biz biliyoruz, en azından bu corona virüsüyle ilgili
mücadelenizde.
Değerli arkadaşlar, yine, tabii ki önemli
bir konuysa
Biz, daha bu coronavirüs tartışmaları çok bu kadar
sıcak ve gündemde değilken özellikle Ağrı ilimiz için bir
basın toplantısı yapmıştık, kentimizin
sorunlarını ifade etmiştik. Çünkü Ağrı,
açıkçası İranla sınır olmasından kaynaklı,
yine Gürbulak Sınır Kapısından dolayı, bu virüs
konusunda, bu salgın konusunda en hassas illerin başında
geliyor. Yine, Ağrının sağlık sistemini aslında
günlerdir, hatta yıllardır burada defalarca ifade ettim, gündeme
getirdim; sağlık hizmetleri zaten bir felaket. Dolayısıyla
bütün bu çağrılarımıza, açıklamalarımıza
rağmen herhangi bir adım atılmadı, yine ne doktor ne
ekipman konusunda bir önlem alınmadı, bir güçlendirme de
gerçekleştirilmedi.
Değerli arkadaşlar, son dönemde
Ağrıda yine en temel gündemlerden bir tanesi -yani bu coronavirüs ve
salgınla bağlantılı olarak- mülteci geçişleridir.
Biliyorsunuz Gürbulak Sınır Kapımız şu an kapalı
ama hâlâ kaçak mülteciler geçiş yapmaya devam ediyor, bununla ilgili
herhangi önlem alınmıyor. Yine kentteki yerel basın, bizler bu
konuda duyarlılık çağrısında bulununca Ağrı
Valiliği böyle bir şeyin olmadığını, bu
haberleri, bu iddialarımızı yalanlıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla)
Oysa ben geçen hafta Ağrıdaydım. Kendim
Doğubeyazıttan Ağrıya gelirken -bir saatlik yol yani 100
kilometrelik bir mesafe- ben kendi gözümle şahit oldum, altışar
yedişer, gruplar şeklinde, mülteciler ellerini kollarını
sallayarak özellikle karakolların önünden geçiyorlar, kimse de bunlara Nereden
geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz? demiyor. Dolayısıyla bu, hem
mültecilerin sağlığı için hem de kentin
sağlığı için ciddi bir risk barındırıyor. O
açıdan da hem mültecilerin güvenli geçişleri
sağlanmalıdır hem de bu on dört gün kuralının
mültecilere uygulanması gerekiyor. Dolayısıyla burada
Ağrı Valiliğine de bir çağrımız var:
Gerçekliği görmezden gelmek yerine, yapılan haberlere, bu
uyarılarımıza, yerel basının ve yerel dinamiklerin
çağrılarına kulak assın ve bu önemleri bir an önce
alsın ki gerçekten Ağrı bu anlamda ciddi bir risk ve tehdit
altında.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İç
Tüzük 60a göre söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Beştaş, buyurun
efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
38.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, hazırlanan ceza infaz paketinin mevcut talebi
karşılamaktan uzak olduğuna, Anayasanın eşitlik
ilkesi gereğince infaz indiriminin herkese uygulanması, tutuklu ve
hükümlülerin ölüm riskine karşı korunaksız ortamda bırakılmaması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Doğrusu biz Genel Kuruldayız ama
telefonlarımız özellikle cezaevlerinde tutulan tutuklu ve
hükümlülerin yakınları tarafından aralıksız
aranıyor. Bu infaz paketi sebebiyle açık cezaevlerinden, biraz önce,
hepimiz ayrı ayrı aranıyoruz. Bir açıklama yapma
ihtiyacı duydum. İnfaz paketi kamuoyuna kısmen
yansıdı, bugün görüşmeler de yapıldı ancak bu infaz
paketinin mevcut talebi karşılamaktan uzak olduğunu zaten görüşmelerde
ifade ettik. Şunu ivedi olarak ifade etmek yani söylemek isterim ki
İran ve İtalyada on binlerce
İranda 85 bin tutuklu ve hükümlü
corona salgını sebebiyle serbest bırakıldı. Yine
İtalyada, aynı oranda, cezaevleri boşaltıldı. Şu
anda Türkiyede cezaevlerinde tutulan 288 bin tutuklu ve hükümlü var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Tutukluların serbest bırakılmalarının önünde zaten
hiçbir engel yok. Yaşam hakkı bütün hakların üstündedir. Yani
cezaevinde bulunanlara corona salgınına karşı bir tedbir
geliştirmezsek hepsinin yaşamı ve can güvenliği büyük bir
tehlike altındadır. Hele hele teklifte uyuşturucu ve cinsel
dokunulmazlığa karşı suçlara indirim öngörülürken
düşüncesinden dolayı, siyasetten dolayı, siyasi
görüşlerinden dolayı, yazılarından dolayı,
haberlerinden dolayı hapishanelerde tutulanların kapsam
dışı tutulmasının hiçbir şekilde kabul edilebilir
bir yanı bizim açımızdan yoktur. Anayasanın eşitlik
ilkesi gereğince infaz indirimi herkese uygulanmalıdır. En acili
de corona salgını sebebiyle cezaevlerindeki mahpusların
behemehâl bir düzenlemeyle serbest bırakılmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN Toparlayın, buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum, bitiriyorum.
Ve bu suç tiplerine göre adli kontrol tedbirlerine
hükmedilebilir çünkü salgın hiç kimseyi ayırmadan vuruyor. Biz ölüm
cezasına karşıyız ve tutuklu ve hükümlüleri ölüm riskine
karşı bu korunaksız ortamda bırakmayalım diyorum.
Gelen sorulara da bu yolla cevap vermek istedim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Erim, buyurun.
39.- Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erimin,
Nazilli Devlet Hastanesinde maske, eldiven, bone, koruyucu kıyafet
konusunda sıkıntı yaşanmadığına ilişkin
açıklaması
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Nazilli Devlet Hastanesinde maske, eldiven, bone,
koruyucu kıyafet ve benzeri sıkıntısı yoktur. Halk
sağlığını siyasete alet ederek siyasi rant
sağlamaya çalışanları kınıyorum. Terziler var her
hastanede, büyük hastanelerde terziler var; salgın
başladığından beri bunlar dikiyor; dikmede ne sorun var, ne
şey var, onu da anlamış değilim. Ayrıca, nitelikli N95
maske ve diğer kıyafetler, diğer ihtiyaçlar sürekli takviye
ediliyor. Personelin bir haftalık ihtiyacı
dağıtıldıktan sonra, şu anda depoda 5.140 adet
koruyucu kıyafet, 6 bin adet maske, 474 adet N95 maske, 84 adet yüz
siperliği mevcut. Her hafta Sağlık Müdürlüğünden 5 bin ila
10 bin arasında takım geliyor.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen Erzurum Milletvekili Sayın Cinisli, buyurun.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; coronavirüs
salgınında hayatlarını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, tedavilerine devam eden
hastalarımıza acil şifalar dilerim. Haftalardır
coronavirüse karşı büyük bir özveriyle mücadele eden sağlık
görevlilerimize şükranlarımı sunar, Genel Kurulumuzu ve aziz
milletimizi saygıyla selamlarım.
Sağlık çalışanlarının
özveriyle görev yaptıklarına hiç şüphe yok fakat onların
çalışma şartları ve kullanmaları gereken malzeme
yeterliliği çok büyük bir soru işareti. Yakın doktor
arkadaşlarımın feryat figan bana gönderdikleri haklı
mesajlarını buradan okumak yerine, serinkanlı tespitler
yapalım. Öncelikle, hastanelerin yoğun bakım üniteleri, acil
servisleri gibi, virüsten enfekte olmuş
vatandaşlarımızın bulunduğu, tedavi gördüğü
alanlarda dile getirilen bazı sıkıntıları ifade etmek
isterim. Virüsten etkilenmeyecek standartlara sahip tıbbi maske, gözlük,
yüz koruyucu maske ve su geçirmez tuluma ihtiyaç duyulduğunu
belirtmeliyim. Gerekli tıbbi güvenlik ekipmanlarının
dağıtılmasıyla birlikte, mümkün olduğunca yüksek
sayıda test yapılmasının da önünün açılması
sağlanmalı. Zatürresi olmayan, tomografisi bulunmayan şüpheli
vakalara test yapılmaması gibi uygulamalar hepimizin
sağlığını tehdit etmekte. Tanı kitlerinin
kullanımından imtina edilmesi hâlinde, enfekte olmuş
vatandaşlarımız zamanında teşhis edilemeyecek ve belki
de sağlık görevlilerimize de virüsü bulaştırmış
olacaklar. Maalesef yeteri derecede korunma tedbiri alınmadığından,
enfekte olmuş sağlık görevlilerimizin bulunduğunu Sayın
Bakan dün açıkladı. Bu istenmeyen durumun önüne geçmek,
salgının yayılma hızını durdurabilmek için
yeterli sayıda tıbbi ekipmanın ilgili yerlere
ulaştırılması vakit kaybetmeden gerçekleştirilmeli.
Hükûmetin bazı fiyat emrivakileri yüzünden
maske imalatçıları yakında üretimden vazgeçerlerse
şaşırmayalım. Önlenebilir kayıpların
yaşanması acımıza acı katar. İhtiyaç duyulan
solunum cihazları, tanı kiti gibi donanımların millî
imkânlarımız dâhilinde üretilmesinin ne kadar kritik önemi haiz
olduğu, hayat kurtarmada zamanla yarışılırken, bir kez
daha anlaşıldı. Vaka sayısını az göstermek için
test yapılmadığı iddialarını çürütmenin en iyi
yolu, test yapılmasından kaçınılmamasıdır.
Salgının yayılmaya devam etmesi hâlinde hâlihazırdaki
sağlık görevlilerinin yetersiz gelebileceği de akla geliyor. Bu
nedenle diğer branş doktorlarının şimdiden
coronavirüse karşı bir eğitim programına
alınmalarını öneriyorum.
Diğer yandan, Sağlık
Bakanlığında 32 bin yeni sağlık
çalışanının göreve başlatılmasından önce bir
eğitimden geçirilmeleri de gerekiyor. Coronavirüse karşı en
etkili tedbir olarak vatandaşlarımıza Evde kal. dedik; gayet
doğru, fakat Sayın milletvekilleri, hükûmete Sarayda kal. demedik.
Virüsten etkilenen diğer ülkelerin başkanları her gün tüm
sorumlu bakan ve uzmanlarıyla çok etkili, halklarını teskin
edici basın toplantıları yapıp yeni tedbirler açıklarlarken
iktidarın sorumlularının, her gün yeni insanlar ölürken,
Sayın Sağlık Bakanı hariç, milletimize herhangi bir
açıklama yapma sorumluluğu hissetmemeleri bizleri üzüyor ve
endişelendiriyor.
Bu kürsüden, daha önce, Tarım
Bakanlığı hakkında konuşulurken üretim
yapmadığımızı, gıda güvenliğimizi
yalnızca ithalatla sağlayamayacağımızı,
dolarımızın olmaması hâlinde aç
kalacağımızı Allah milletimizi açlıkla imtihan
etmesin; bu vebalin altından ne siz ne de bizler kalkabiliriz. dediğimi
çok iyi hatırlıyorum. Maalesef bugün, büyük tarım üreticisi
ülkeler kendi gıda güvenlikleri için tarımsal ürün
ihracatını durduruyorlar. Çok üzülerek tekrar ediyorum, Allah
milletimizi, AK PARTİ yüzünden, açlıkla imtihan etmesin. Ayrıca
hem Evde kal. hem de Faturalara karışmam. demek hiçbir devlet
yöneticisinin hakkı değildir. Hazinenin ne hâlde olduğunu
biliyoruz maalesef fakat evlerinde ertesi günü kara kara düşünen
insanlarımıza ne yapıp edip devlet olduğunuzu hissettirmek
mecburiyetindesiniz. AK PARTİ iktidarını uyarıyorum, ülkeyi
ekonomik ve sosyal darboğaza itmeyin.
Değerli milletvekilleri, torba kanun teklifi
içinde geçen bir madde yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili
düzenlemeler içeriyor. Yenilenebilir enerji, doğada
sınırsız olan, sürekli olarak kendini yenileyebilen, kullandıkça
bitmeyen enerjidir; rüzgâr, jeotermal, hidrojen, metcezir, akıntı,
güneş, biyokütle, hidrolik ve dalga gibi kaynaklardan üretilmektedir.
Yenilenebilir enerji hem yerli ürün olması hem de kullandıkça
bitmeyen bir kaynak olması nedeniyle Türkiyede ve dünyada her geçen gün
önemini artırmakta. Ülkemiz, yenilenebilir enerji bakımından
yüksek potansiyele sahip. Bu potansiyelinden yararlanmak enerjide
dışa bağımlılığın ve çevreye verilen
zararların azalmasını şüphesiz sağlayacaktır.
Yenilenebilir enerji üretiminin artırılmasına yönelik
çalışmalarda genelde devlet teşviki verilerek özel
firmaların üretim yapması beklenmekte.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
Teşekkür ederim Başkan.
Toplam enerji üretiminde yenilenebilir enerji
üretiminin payının artırılması için sadece özel
şirketlerin yaptığı yatırımlarla yenilenebilir
enerji üretiminin istenilen sonuca ulaşması zaman alacaktır.
Dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşlarının kendi enerji
ihtiyaçlarının belli bir kısmını yenilenebilir enerji
kaynaklarından üretmesi gibi bir zorunluluk getirilebilir. Yenilenebilir
enerji üretiminde kullanılan makine ve cihazların tamamen yerli
olarak üretilmesi sağlanmalı ve ithal edilen makine ve
cihazların kullanılmasını zorlaştırıcı
tedbirler alınmalı.
Sözlerimin sonunda, ülkemizin coronavirüs
musibetinden bir an önce kurtulmasını diler, Genel Kurulumuzu
saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 24üncü maddesiyle 5253
sayılı Kanuna eklenen geçici 1inci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan mülki idare amirliğine ibaresinin merkezinin bulunduğu
dernekler birimine şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bekir
Kuvvet Erim
İstanbul İstanbul Aydın
Vildan
Yılmaz Gürel Asuman
Erdoğan Emrullah
İşler
Bursa Ankara Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle maddede yer alan bildirim yükümlülüğünün
dernek merkezinin bulunduğu dernekler birimine yapılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 24üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.53
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.13
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
196 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
25inci madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
1inci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 25inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 25- 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı
Gelir İdaresi Başkanlığı ile İlgili Bazı
Düzenlemeler Hakkında Kanunda bulunan mülga 33. madde
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
Atıflar ve yetkiler
MADDE 33 - Diğer mevzuatta Gelirler Genel
Müdürlüğüne yapılmış olan atıflar Gelir İdaresi
Başkanlığına; Gelirler Genel Müdürüne
yapılmış atıflar Gelir İdaresi Başkanına;
Başkanlığın görev alanına giren konularda mülki idare
amirlerine, mahallin en büyük memuruna, ilin en büyük malmemuruna, defterdara
ve defterdarlığa yapılmış atıflar ilgisine göre
vergi dairesi başkanı ve başkanlığına, vergi
dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürü
veya müdürlüğüne; gelir müdürlüğüne, takdir komisyonu başkanı
veya başkanlığına, tahsil dairesine, mal müdürü ve
müdürlüğüne yapılmış atıflar ilgisine göre vergi
dairesi başkanı ve başkanlığına veya ilgili müdür
veya müdürlüğüne yapılmış sayılır.
Gamze
Taşcıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Cavit
Arı Saliha Sera
Kadıgil Sütlü Servet
Ünsal
Antalya İstanbul Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Ankara Milletvekili Servet Ünsal.
Buyurun Sayın Ünsal. (CHP
sıralarından alkışlar)
SERVET ÜNSAL (Ankara) - Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sevgili Başkan, değerli
arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.
Evet, ülkemiz ciddi sıkıntı içinde.
Tabii, sıkıntıya 1 nanometre civarında olan bir virüsün
neden olduğunu görüyoruz ama
bunun arkasından gelecek ciddi bir ekonomik sıkıntı da
ekonomiyle ilgilenen arkadaşlarımız tarafından hepinize
söylenildi arkadaşlar.
Arkadaşlar, şimdi, özellikle -on gün önce
yaptığım konuşmada da söyledim- televizyonlara
baktığımızda şunu görüyoruz: Ne bir virolog
çıkıyor ne bir enfeksiyon uzmanı çıkıyor ne bu konuyla
ilgili tıbbi bir hekim çıkıyor ama çıkan bir gazeteci,
çıkan bir hukukçu, çıkan bir başka -ilgisi olmayan- meslekten;
herkes bir şeyler söylüyor. Önümüzde çok ciddi bir bilgi kirliliği
denizi var, bunu kesinlikle buradan vurgulamak istiyorum.
Tabii, bu ara en çok risk altında olan
sağlık merkezleri yani sağlık çalışanları.
Evet, bu sağlık çalışanlarının
sıkıntıları çok önemli: Bununla ilgili olarak sizlere daha
önce de konuşmalarımda söyledim -bu Mecliste yaklaşık
40ın üzerinde hekim arkadaşımız var- sağlıkta
şiddet yasası niyeyse çıkarılmadı arkadaşlar.
Bunun mutlak çıkarılması lazım. Bakın, bugünlerde
sağlık çalışanlarına bu kadar
ihtiyacımızın olduğu bir dönemdeyiz. Mutlak ve mutlak
sevgili Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Sağlık
Bakanı ya da diğer ilgili bakanlar bir araya gelip, bu
sağlıkta şiddet yasası mutlak çıkarılmalı.
Doktorlara, sağlık personeline gereken
saygının gösterilmesi gereklidir. Arkadaşlar, bunların
meslekleri sırasında, hizmet sunumunda yaşadıkları her
türlü şiddeti de iş kazası olarak değerlendirmeliyiz.
Muayene randevularını hastaya yeterli süre ayıracak şekilde
düzenlemeliyiz. Arkadaşlar, acil servislerde sadece acil hastalar
bakılmalı, birinci basamak sağlık hizmetleri
güçlendirilmeli ve sevk zinciri hayata geçirilmeli.
Değerli arkadaşlarım, daha önce
yaptığım konuşmada, ülkemize gelen bu tsunaminin daha da
sıkıntı çıkaracağını, daha büyük
olacağını dört gerekçeyle sizlere
açıklamıştım. Bu dört gerekçenin kendilerini ve gerekçeyi
yaratanları burada sizlere tekrar hatırlatmak istiyorum.
Birincisi: Arkadaşlar, 21 bine yakın,
umreden gelen vatandaşımız oldu. Yaklaşık 10 binin
üzerindeki vatandaşımız direkt memleketlerine gitti, karantinaya
alınmadı. Umre ziyaretleri yaklaşık bir ay önce
oluştu. Bu sıkıntı aralık ayından beri var
dünyada, pandemi yarattı. Burada yine Diyanet İşlerinde sıkıntı
var.
İkinci sıkıntı, gecikilmiş
bir sıkıntı; bu yumuşak karın, bunu da söylemek
istiyorum. Kimse cuma namazlarıyla ilgili söz söylemek istemiyor
arkadaşlar. Burada gerçekten vatandaşlarımızın çok
büyük bir kısmının Türkiye çapında
toplandığını hepimiz biliyoruz.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Cumaya
gidilmiyor.
SERVET ÜNSAL (Devamla) Ciddi bir
sıkıntıdır. Bu konuda da Diyanet gecikti arkadaşlar.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Cuma yok,
gidilmiyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Cuma yok, cuma
yok.
SERVET ÜNSAL (Devamla) Yeni çıktı daha,
ben on beş gün önce söyledim bunları, etmeyin arkadaşlar, biz
bizeyiz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) İki
haftadır cuma yok.
SERVET ÜNSAL (Devamla) Üçüncü
sıkıntı: Sevgili Sağlık Bakanının
açıkladığı test sayısı. On beş gün geçti, on
beş günde hâlâ 20 bindeyiz arkadaşlar. İçimizde de belki şu
an corona hastası var, biliyor musunuz? Onun için, şikâyeti olan
olmayan, günde 15 bin test yapılması gerektiğini sevgili
Sağlık Bakanımız söyledi ama hâlâ 20 binlerdeyiz on
beş günde.
Dördüncü sıkıntı: Arkadaşlar,
maçların ertelenmemesi ne kadar komik bir olay ya, ben anlayamıyorum.
Futbol Federasyonu Başkanı neye yarıyor, ben anlamıyorum.
Arkadaşlar, maçlar ertelenmedi, bakın, futbolcular, antrenörler,
Fatih Terim, şu bu, herkes ne oldu? Corona vakasına yakalandı.
Şimdi, maçları dışarıda izleyen
O gün Galatasaray-Beşiktaş
maçında bine yakın insan vardı arkadaşlar, maçın
içinde ya. Nasıl girdi bunlar? Dışarıda 5 bin kişi
futbolcuları bekliyor, kafelerde herkes gene bu futbolcuları
seyretmek için bekliyor.
Değerli arkadaşlar,
sıkıntımız büyük ama bu sıkıntının üstesinden
gelmemiz için
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERVET ÜNSAL (Devamla) Sevgili Başkanım
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekili.
SERVET ÜNSAL (Devamla) Tamam sevgili
Başkanım.
Şimdi, tabii, ben her zaman söylüyorum, bu
hastalık zengini fakiri, sağı solu ayırt etmiyor
arkadaşlar, hepimiz bu gök kubbenin altındayız. Bu bir pandemi
yarattı, hepimiz birleşmeliyiz. Bu birleşmenin neticesinde
bazı görevler düşüyor bize. Ekonomi Konseyi toplanmadı
arkadaşlar on bir yıldır, mutlak ve mutlak bunun toplanması
lazım. Sağlık personeli mesaisiz çalışacak, süresi
belli değil. Bir an evvel bunlar için konaklama ihtiyacı giderilmeli.
Evet, askerî hastaneleri mutlak geri kazanmalıyız çünkü bakın,
savaşı unuttuk corona yüzünden; daha yeni 34ün üzerinde
çocuğumuz, evladımız şehit oldu.
Arkadaşlar, geçici olarak kapatılan
iş yerlerinde -bakın, çok önemli, asıl kriz ekonomide dedim-
kira harcamaları Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından
mutlak karşılanmalı. Çalışanların ücretleri
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmalı.
İşçilerin kredi kartı ve banka kredisi borçları üç ay
boyunca faizsiz ertelenmeli. Çiftçilerin borçları
yapılandırılmalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERVET ÜNSAL (Devamla) Sevgili Başkanım,
2-3 madde kaldı. Teşekkür ediyorum.
Ücretli öğretmenler ile halk eğitimde
görev alan kursiyer öğretmenler ücret alamaz duruma düştüler,
perişanlar. Arkadaşlar, küçük ve orta boy işletmelerin kredi
kullanımı için sicil affı mutlaka çıkarılmalı.
Turizm, eğlence, konaklama gibi sektörlerin banka kredileri yeniden
düzenlenmeli. İşsiz sayımız olmuş 8 milyon
arkadaşlar. Bu anlamda kamu-özel iş birliğiyle yapılan
bütün taşınmazların ödemeleri bir yıl süreyle ertelenmeli ve
garantiler bir aya çevrilmeli.
BAŞKAN Sayın Milletvekili, teşekkürler.
SERVET ÜNSAL (Devamla) Büyük havaalanı, büyük
hastane, büyük köprüler, yollar; bunların hepsine -madem özveriyse
işveren de özveri göstersin- borçlarını Hükûmet -bunlara ne
kadar verdiğini de bilmiyoruz-
mutlak ve mutlak ertelemeli ya da bir yıl ücretini de
işverenler karşılasın arkadaşlar.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 25inci maddesinde bulunan ve ibaresinin
ile olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Murat
Çepni
Ağrı Muş İzmir
Şevin
Coşkun Oya
Ersoy
Muş İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Muş Milletvekili Şevin Coşkun.
Buyurun Sayın Coşkun. (HDP
sıralarından alkışlar)
ŞEVİN COŞKUN (Muş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 25inci madde üzerinde söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, dünya coronavirüse
karşı mücadeleyi ve alınacak önlemleri konuşuyorken ne
yazık ki dün yine Kürt halkının iradesi gasbedildi.
Ağustosta başlayan kayyum gasplarıyla birlikte dün tekrar 8
belediyemize kayyum atandı. Bizler bu kayyumu, bu irade gasbını,
dün olduğu gibi bugün de kabul etmiyoruz, yarın da etmeyeceğiz.
Kürt düşmanlığı vardır. dediğimizde
karşı çıkanlara soruyoruz: Süreçler ne olursa olsun,
koşullar ne olursa olsun, Kürtün iradesini yok sayan bir iktidar Kürt
düşmanı değildir de nedir?
Değerli milletvekilleri, coronavirüs bütün
dünyaya yayılmaya devam ediyor ve küresel çaresizlik örneği olarak
karşımızda duruyor. Virüsün ortaya çıkışı,
yayılması ve binlerce insanın ölümüne yol açması ciddi
sistemsel sorunları da barındırıyor. Dünya sistemi, sınırsız
bir büyüme ve kâr mantığıyla, tolere edilemeyecek kadar
doğayı tahrip ediyor, besin kaynaklarını tüketiyor, insan
dâhil tüm canlıları yok edecek bir yolda ilerliyor. Tüm bu
mantık ve uygulamalar corona gibi virüslerin ortaya
çıkışının zeminini hazırlamaktadır.
Corona virüsü ne ilktir ne de dünyanın bu yolda
ilerlemesi durumunda son olacaktır. Virüsün ortaya
çıkmasının zeminini hazırlayanlar, aynı zamanda
yayılmasına da neden olmaktadır; kentleşme bunların
başında gelmektedir. On milyonlarca insanın ekonomik, sosyal
politikalarla aynı kentte sağlıksız koşullarda
yaşamaya mahkûm edilmesi, salgın hastalıkların
yayılması ve ölümlerin artmasının önünü açmaktadır.
Sağlığın ülkemizde olduğu gibi, tüm dünyada
piyasalaştırılması, sorunları çözmek yerine
derinleştirmektedir. Sınırsız tüketimi kamçılayan
devlet-şirket politikaları virüsün hızla yayılmasına
neden olmaktadır.
Özetle, arkadaşlar, sorun üreten bir sistemin
sorun çözme kabiliyeti yoktur. Sorun çözemeyen bu sistem insanları komplo
teorileriyle manipüle etmekte ve gerçeklerden
uzaklaştırmaktadır. Gerçek olan ise şudur: Bu sistemi değiştirecek
ekonomik, ekolojik, toplumsal seçenekler dikkate alınmalı ve çözüm,
yüzeysel, anlık değil, kökten olmalıdır. Bunun için de
güçlü bir örgütlenmeye ve dayanışmaya ihtiyacımız
vardır. Coronavirüs günlerinde alternatifi tekrar tekrar ortaya koyuyoruz.
İçinde bulunduğumuz bu süreç demokratik, toplumsal ve ekolojik
paradigmanın ne kadar önemli ve yaşamsal olduğunu bize
kanıtlamaktadır. Ulus devletlerin, insanlığın
geleceği için sunacağı hiçbir şeyleri
olmadığını da göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, virüsün
hayatımızda yarattığı yaşamsal ve ekonomik
sorunları çözmek adına Cumhurbaşkanı bir paket
açıkladı. Peki, bu paket kimin sorunlarını çözecek?
Cumhurbaşkanının Neşen yerinde. dediği büyük sermaye
sahiplerinin sorununu çözdü. Hâlen fabrikalarda çalışmak zorunda
kalan, sokaklarda tezgâh açan, kâğıt toplayan, otobüslerde balık
istifi gibi işe gitmeye çalışan yoksulların sorununu
çözmedi. Ay sonu faturaları biriken, bir gün çalışmasa aç kalan,
sabah kazandığını akşam harcamak zorunda kalan
milyonların sorununu çözmedi.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan bir dizi
açıklamayla virüse karşı nasıl önlemler
alındığına dair kısmi olarak bilgilendirildik. Bu
açıdan, sağlık meslek örgütlerinin çok önemli önerilerinin dikkate
alınmasını istiyoruz. Hükûmet, Türk Tabipleri Birliği ve
adını sayamadığımız birçok sağlık
örgütüyle sürekli iletişim hâlinde olmalıdır. Alınacak
önlemlerde bu örgütlerin de yer almasının insan
sağlığı açısından son derece önemli olduğunu
düşünmekteyiz.
Bu alınan önlemler kapsamında cezaevleri
çok kritik bir rol oynamaktadır. Cezaevlerinin izole yerler olduğunu
ve virüs tehlikesi oluşturmayacağını düşünenler
yanılmaktadır. Aksine, bu süreçte en fazla risk oluşturan
mekânlardır. Çünkü cezaevleri 300 bini bulan tutuklu ve hükümlü
sayısıyla kapasitesinin çok çok üzerindedir. Uzmanlar, virüsten
korunmak için sosyal mesafenin 1 metre olması gerektiğini
açıklıyorken, koğuşlarda insanlar iç içe yaşamakta, bu
da ciddi riskler barındırmaktadır. Ayrıca, cezaevlerinde,
sağlıklı beslenme koşulları yetersizdir, sıcak su
ve hijyen malzemelerine erişim de çeşitli gerekçelerle
kısıtlanmaktadır. Bu nedenle, virüs daha fazla
yaygınlaşmadan ve -aklımıza bile getirmek istemiyoruz ama-
cezaevlerinde bulaşma riski artmadan siyasi iktidar, başta
hastaların, yaşlı tutuklu ve hükümlülerin, çocuklarıyla
cezaevlerinde kalan kadınların tahliyelerinin önünü açmalı,
cezalarını ertelemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ŞEVİN COŞKUN (Devamla)
Toparlıyorum.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) Yoksa,
cezaevlerinde yaşanacak olası her türlü kötü senaryolardan kendileri
sorumlu olacaklardır. Coronavirüs gerçeği altında olsak da
olmasak da hasta tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerinde tutulmasının
hiçbir insani ve vicdani yanının olmadığını bir
kere daha hatırlatmak istiyoruz.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
25inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
26ncı madde üzerinde 3 önerge vardır.
İlk okutacağım 2 önerge aynı mahiyette olduğundan bu
önergeleri birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 26ncı maddesinin kanun teklifi
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Murat
Çepni Oya
Ersoy
Ağrı İzmir İstanbul
Şevin
Coşkun Gülüstan
Kılıç Koçyiğit
Muş Muş
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Gamze
Taşcıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Cavit
Arı Saliha Sera
Kadıgil Sütlü
Antalya İstanbul
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeler hakkında konuşmak
isteyen, İzmir Milletvekili Murat Çepni.
Buyurun Sayın Çepni. (HDP
sıralarından alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız;
yenilenebilir enerji üzerine uzunca zamandır tartışıyoruz.
Kuşkusuz, ilkesel olarak karşı değiliz fakat her durumda
olduğu gibi doğru bir aracın kimin elinde olduğuyla
ilgiliyiz biz. Yenilenebilir enerjiler
Karadenizde dereleri kurutan HESler
de Hasankeyfte on iki bin yıllık tarihi sular altında
bırakan barajın kendisi de yenilenebilir enerji; aynı zamanda
İzmiri, Egeyi -bütün Ege Bölgesini- zehirleyen JESler de yenilenebilir
enerji kategorisine giriyor. Dolayısıyla söz konusu olan AKP
olduğunda hangi aracın, nasıl bir işlev gördüğü
doğal olarak halklarımız açısından çok net olarak
biliniyor.
Şimdi Bozuk düzende sağlam çark olmaz.
demiş Pir Sultan Abdal. Düşünün ki her krizden fırsat
yaratmasını çok iyi bilen, her krizden, her virüsten beka
yaratmasını bilen bir iktidar var karşımızda; AKP
iktidarı tam olarak böyle bir iktidar. Biz, dün olduğu gibi bugün de
Kral çıplak. demeye devam edeceğiz. Tüm dünyada 6.500 insanın
virüsten hayatını kaybettiği, coronavirüsten hayatını
kaybettiği koşullardayız fakat aynı zamanda bu
koşullarda, tüm dünyada kapitalizmin de bir krizini yaşıyoruz,
çürüyen kapitalizmin krizini yaşıyoruz. Türkiyede de çürüyen
kapitalizmin biricik temsilcisi AKP politikalarına karşı
mücadele etmeye devam ediyoruz, bundan sonra da edeceğiz.
Şimdi, bakın değerli arkadaşlar,
Türkiyede coronavirüs salgını hızla tırmanıyor.
İktidarın buna dair çözümü ise dua, sabır ve kolonya. Şu
anda Türkiyede evlere kapanabilen insan sayısı yüzde 37,
çalışmak zorunda kalan insan sayısı yüzde 63. İktidar
Evlerde kalın. diyor. Evet, doğrudur, evlerde kalmak lazım
fakat iktidar şöyle söylüyor: Evde kal Türkiye ama işçiler siz
çalışmaya devam edin; evde kal Türkiye, işçiler ölüme terk
edilsin. İktidarın temel politikası budur.
Değerli arkadaşlar, yüzde 20si
patronlardan karşılanan, yüzde 80i emekçilerden karşılanan
bir paketle karşı karşıyayız. Aynı iktidar, 65
yaş üstü insanlara sokağa çıkmayı yasakladı.
Bakın, 7 milyon yaşlı var bu kategori içerisinde ve
bunların sadece 1 milyonu tek başına yaşıyor. Yani, 6
milyon yaşlı, 65 yaş üzeri insan evinde ailesiyle
yaşıyor.
AKP halkı kandırıyor, AKP ikiyüzlü
bir politikayla bu coronavirüs sürecini yönetmeye çalışıyor;
esas olarak kendini kurtarmaya çalışıyor. Bakın, AKP
iktidarı fırsatçı bir iktidardır. Tüm dünya ve Türkiyede
coronavirüs salgını sürerken AKP, Kürt halkının,
Halkların Demokratik Partisinin, HDPnin belediyelerine saldırmaya
devam ediyor. Batman Belediyesine saldırıyor, Batman Belediyesine
kayyum atıyor. Batman Belediyesi bir gün önce su faturalarının
ödemelerini almayacağını açıklamıştı ve HDP
bu kayyum politikasına karşı dün de bugün de yalanları
ortaya koydu. AKP için tüm dünya salgınla kırılabilir, tüm
Türkiyede salgın -virüs salgını- insanlarımızı
öldürebilir fakat sorun değil, sorun AKP için HDP belediyelerinin yok
edilmesidir.
Bakın, paylaşım yaptıkları
için bugün, bu süreçte, 316 bin kişi hakkında soruşturma
başlatıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
geçtiğimiz günlerde maske depolayan şirketleri tehdit etti. Burada
Maske sorunumuz yok. deniyor.
Şimdi, halk sağlığı söz
konusu olduğunda cezaevleri kanayan bir yara. AKP
fırsatçılığı burada gündeme geliyor. Tüm Türkiyede,
tüm demokrasi güçleri cezaevlerinin boşaltılmasını beklerken
AKP pratiği, AKP darbeci fırsatçılığı ne
yapıyor? Önümüze henüz daha gelmedi ama açıklandığı
kadarıyla siyasi tutsakları dışında tutuyor.
İşte AKP fırsatçılığı ve darbeciliği
halk düşmanı bir siyasettir. Halklarımız buna mecbur
değildir; işçi sınıfı, emekçiler,
halklarımız çaresiz değillerdir. İşçi
sınıfı, emekçiler isyan ediyorlar fakat bunun
karşısında kurduğumuz dayanışma alanıyla biz
bu çürümüş zulüm düzenini yıkabiliriz. Evde kal Türkiye
sloganı tümüyle yalan üzerine kurulu bir slogandır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, işçi sınıfı çalışmaya devam
ediyor. Bunun için önerdiğimiz, ısrar ettiğimiz çözüm, tüm
çalışanlara ücretli izin hakkının sağlanmasıdır,
tüm sağlık hizmetlerinin ücretsiz sağlanmasıdır.
Halklarımıza çağrımız
şudur: Özel değil, kamusal sağlık;
ayrımcılık değil, eşitlik; bireycilik değil,
paylaşma; bencillik değil, dayanışma; kapitalizm değil,
sosyalizm çağrısı yapıyoruz. Ve halklarımıza, bu
çürümüş düzene karşı örgütlenme, mücadele etme ve mücadele
bayrağını yükseltme çağrısı yapıyoruz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Teklifin 26ncı
maddesinde, yenilenebilir
enerji kaynaklarına ilişkin mükerrer mevzuatlar tek kanun maddesinde
birleştirilmekte, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmak
adına yeni geniş yetkiler almaktadır. Bakanlık,
bundan böyle yenilenebilir enerji üretim tesisleri için tavan fiyatı
Türk
lirası üzerinden belirleyebilecektir. Bakanlık tavan fiyat
belirlerken ve güncellerken Anayasaya aykırı biçimde,
artık herhangi bir yasal sınırlamaya tabi olmayacaktır. Bu madde teklifin 35 ve
37nci maddesiyle
bağlantılıdır.
Bu maddeyle, yenilenebilir enerji
kaynaklarına (YEKA) dair 2 kanunda geçen benzer hususlar tek kanun maddesinde
toplanmakta, YEKA alanlarının belirlenmesi ve hızlanması
için Bakanlığa yeni yetkiler verilmektedir. Bu
madde düzenlemesiyle, YEKA ihalelerinde tavan fiyat uygulaması TL bazında
yapılacaktır, 6446 sayılı Elektrik
Piyasası
Kanununun (EPK) madde 5/(12), (13)üncü fıkralarında düzenlenen hususlar, 5346
sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının
Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin
Kanunun (YEKA Kanunu) 4üncü maddesine taşınarak mükerrerlik
giderilmektedir. Birleştirme nedeniyle, teklifin
35inci maddesinde 6446 sayılı Kanunun madde 5/(12),
(13)üncü
fıkraları yürürlükten kaldırılmakta, eski maddedeki
atıfların yeni düzenlemede hangi atıflara
tekabül ettiği 37nci maddede düzenlenmektedir.
Birinci fıkradaki eklemeyle, Bakanlık,
alacağı yeni yetkiyle, kamu ve hazine taşınmazları ile
özel mülk üzerinde YEKA alanları oluşturma kararını, kurum, kuruluş görüşleri
alarak belirleyecek ve bunu tapu kütüğüne şerh düşecektir. Bu
şerhten itibaren üç yıl boyunca, 2942
sayılı Kamulaştırma Kanunu madde 10'a göre, eğer
kamulaştırma
bedelinin tespitiyle Hazine adına tescili isteğinde
bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz
edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince resen sicilden
silinecektir. Bu düzenleme Anayasa'nın 35inci maddesinde
tanımını bulan "mülkiyet hakkı açısından
tartışmalı bulunmaktadır.
Mevcut 5346 sayılı
Kanunun ekli (l) ve (II) sayılı cetvellerine bağlı
kalınarak belirlenen YEKA tesisleri için hesaplanan tavan fiyat
uygulaması değişmektedir. Her bir Yenilenebilir enerji kaynak
alanı için, ekli (l) ve (II) sayılı cetvele göre Bakanlık
tarafından belirlenecek tavan fiyatı üzerinden teklif edilecek en
düşük fiyat o yenilenebilir enerji kaynak alanı için
yarışma şartlarında belirlenecek süre boyunca
uygulanmaktayken; teklifte (2)nci fıkraya eklenen hükümle, yenilenebilir
enerji kaynak alanları için yapılacak yarışmalar,
artık ekli cetvellere bağlı kalınmadan
Bakanlığın TL üzerinden belirleyeceği tavan fiyat
uygulaması üzerinden gerçekleşecektir. İhalede TL bazındaki
bu tavan fiyata göre oluşacak en düşük fiyat, Yenilenebilir Enerji
Kaynakları Destekleme Mekanizması kapsamında, yarışma
şartlarında belirlenecek süre boyunca geçerli sayılacak, fiyat
değişmeyecektir. Bakanlık bu tavan fiyatı belirlerken
artık mevzuatta geçen ekli cetvellere bağlı
kalmayacaktır.
Bu düzenlemelerle, yenilenebilir enerji
yatırımlarına verilecek alım fiyat garantileri döviz cinsi
yerine artık TL cinsinden verilecektir. Ancak, mevcut durumda
yapılacak ihalelerde uygulanacak tavan fiyatlar kanuna ekli cetvellerdeki
sınırlara göre hesaplanırken yeni durumda herhangi bir
sınırlama olmayacak ve hem tavan fiyatlar hem ihalelerde oluşan
fiyatların güncellenmesinde takdir Bakanlığa ait olacaktır.
Maddedeki tavan fiyat uygulamasının yasal
sınırlamaya tabi olmaksızın bu biçimiyle
değiştirilmesi, idareye geniş takdir yetkisi vererek hukuk
devleti ilkesine, hukukun belirliliği, öngörülebilirliği ilkesine aykırı
içerik taşıdığı için Anayasanın 2nci maddesine, aynı zamanda
ve yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesini düzenleyen
7nci maddesine
ve rekabetin korunmasını düzenleyen 167nci maddesindeki düzenlemelere
aykırıdır.
Söz konusu önerge bu nedenle verilmektedir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26ncı maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "değiştirilmiştir ibaresinin
"yeniden düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ayhan
Erel Ümit
Dikbayır Enez
Kaplan
Aksaray Sakarya Tekirdağ
Ümit
Beyaz Hüseyin
Örs Ayhan
Altıntaş
İstanbul Trabzon Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 26ncı maddesi üzerinde
İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Corona belasıyla mücadele eden, bu süreçte
canını dişine takarak çalışan sağlık
emekçilerimizi yürekten alkışlıyorum. Ayrıca diğer
kamu kurum ve kuruluşlarında görev alan arkadaşlarımıza,
sivil toplum örgütüne mensup çalışanlarımıza da sizlerin
huzurunda teşekkür ediyorum, Allah yâr ve yardımcıları
olsun, onlara güç, kuvvet versin.
Corona virüsüyle mücadele ettiğimiz bu süreçte,
birlik ve beraberliğimizin her dönemden daha önemli olduğunun
bilinciyle sözlerime devam edeceğim.
Buradan, ayrıca, vatandaşlarımıza
da seslenmek istiyorum: Sağlık Bakanlığımız ve
diğer yetkili kurumlarımızın uyarılarına özenle
uysunlar, uyalım. Özellikle sokağa çıkma
kısıtlaması getirilen 65 yaş üstü büyüklerimize, bu
kısıtlamaya uymaları hususunda onları incitmeden,
sabırla, saygıyla, nezaketle hatırlatmalarda bulunalım ve
buna büyük bir özen gösterelim. İnanıyorum ki milletçe el ele verip,
büyük bir özenle uzmanların uyarılarına uyarak, gerekli
önlemleri alarak bu belayı da Allahın izniyle atlatacağız.
Evet, corona salgını İkinci
Dünya Savaşından bu yana en büyük küresel tehdittir ve ülkemiz de bu
tehditle karşı karşıyadır. Corona belasıyla
mücadele ederken ekonomik anlamda tedbirler almamız noktasında da
hepimiz hemfikiriz.
Bugün
baktığımızda değerli arkadaşlar, gıda
ihracatı ve lojistik sektörü bu süreçten olumsuz etkilenmiştir.
Birçok nakliye aracı yüklenmiş durumda, sınırlar
kapatıldığı için beklemektedir. Bu sektörlerdeki
firmaların durumları yakından gözlenmeli ve özellikle kredi
ödemeleriyle ilgili olarak borç ertelemesi ve kredi
yapılandırması dâhil mali destek sağlanmasında bir an
önce uygulamaya geçilmelidir.
Değerli
arkadaşlar, bu salgından kurtulmanın yolu önce gerçeklerle
yüzleşmektir. İYİ PARTİ olarak amacımız, ülkemize
ve milletimize karşı sorumluluğumuz gereği, bu meseleyi
cesaretle ele alıp eksikler ve hataların telafisi konusunda rehberlik
etmektir. Sayın Cumhurbaşkanımız ekonomik istikrar
kalkanı adı verilen bir ekonomik tedbir paketini kamuoyuyla
paylaştı, ilan etti. Olumlu bulduğumuz yanlar olmakla birlikte
paketin milletimizin her ferdini kapsamadığını, toplumsal
anlamda adil olmadığını da burada ifade etmek
zorundayım. Patronlara teşvik, vatandaşa kolonya öngören bir
ekonomik paket, milletimizin içinde bulunduğu bu hassas dönemdeki
ihtiyaçlarını karşılayamaz arkadaşlar. Corona
salgınının olumsuz ekonomik etkilerinin, öncelikle,
dünyanın kırılgan ekonomilerinde görüldüğünü hepimiz
biliyoruz. Türk ekonomisi de bir süredir maalesef en kırılgan
ekonomilerden biri hâlinde. Baktığımızda görüyoruz ki
açıklanan ekonomik tedbirler günü kurtarmacı bir
anlayışın yansıması şeklindedir.
Değerli
milletvekilleri, bu pakette, gelişen salgın şartları ve
karantina uygulamaları sonucunda işleri duran esnafımıza
sürecin sonrasında arayı kapatma imkânı verilmemiştir
maalesef. Bunun
için, ertelenen kamusal yükümlülüklerini ödemeleri için, en azından bir
yıl üzerinden vade farkı olmaksızın taksitlendirme
imkânı sağlanmalıdır. Açıklanan paketle ilgili önemli
bir endişemiz de krizin finansal yükünün ağırlıklı
olarak KOBİlerin ve çalışanların sırtına
kalacağıdır. Oysaki bu tür sıkıntılı
dönemlerde işletmelerin ayakta kalmalarını sağlamak elzem
olduğu gibi, aynı şekilde hane halkına yönelik gelir
akışının kesilmeden aktarılarak devam ettirilmesi de
hayati bir öneme sahiptir. Bu çerçevede, tüketiciye yönelik de finansal
destekler sağlanarak piyasanın ayakta tutulması gerekir.
Değerli milletvekilleri, bir hususa daha
dikkatinizi çekmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - İhtiyaç sahibi
ailelere yapılacak 2 milyar TL tutarındaki nakdî yardım olumlu
ama yetersizdir. 100 milyar liralık bir destek paketinde ihtiyaç sahibi
ailelere yalnızca 2 milyar lira ayrılması ve bunun dağıtımında
şeffaflıkla ilgili birtakım soru işaretleri olması da
her şeyden önce sosyal devlet anlayışımızla
bağdaşmaz diyor, hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
26ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
27nci madde üzerinde 2 önerge vardır.
1inci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 27nci maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Murat
Çepni
Ağrı Muş İzmir
Nuran
İmir Şevin
Coşkun Oya
Ersoy
Şırnak Muş İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Oya Ersoy.
Buyurun Sayın Ersoy. (HDP
sıralarından alkışlar)
OYA ERSOY (İstanbul) Sayın Başkan,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Dünya
tarihine baktığımızda salgın hastalıkların
savaştan daha çok can yaktığını ve toplumların
siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik yapılarında ciddi, köklü
değişimler yarattığını görüyoruz. Ve biz, bugün,
tüm dünya halkları kapitalizmin yarattığı yani kâr için
yaratılan bir tehditle karşı karşıyayız. Bu,
yaşamsal bir tehdit. Bu felaket, corona virüsü adını
verdiğimiz tehdit kendiliğinden gelmiş bir şey değil.
Nereden ilk çıktı? Wuhandan çıktı. Wuhanın
özelliği ne? Ucuz emek gücünün yoğun olarak bulunduğu bir üretim
merkezi Wuhan. Ve biz bunun nasıl bu kadar yayıldığına
şaşırıyoruz. Aslında şaşırmamız
gereken, tüm dünyadaki iktidarların bu kadar
yayılacağını önceden öngörebilecekleri bir salgın
karşısında gerekli önlemleri almamış olması.
Şimdi ülkemize dönelim. Deniyor ki, iktidar
diyor ki başından itibaren: Biz, gereken bütün önlemleri aldık
ve her şey kontrolümüz altında. Hayır, ocaktan itibaren bütün
dünyada görülen bu salgın karşısında siz gerekli önlemleri
almadınız ve hiçbir şey de kontrolünüz altında değil.
Üstüne üstlük, özellikle toplu gelişlerle beraber yani 21 bin kişinin
bu ülkeye gelmesiyle beraber artık iş tamamen kontrolünüzden
çıktı.
Şimdi, halk, iktidarın
aldığı önlemleri dinlemek için 2 kez ekranlara kilitlendi.
İlkinde sabır dilediniz, Dua edin. dediniz; sonra konut
kredilerinin kolaylaştırılmasından, halkın eve
kapandığı koşullarda uçuşlardaki KDV indiriminden,
konaklama vergisinin ertelendiğinden bahsettiniz.
Sevgili milletvekilleri, değerli
arkadaşlar; bankalar, ev sahipleri, enerji ve doğal gaz
dağıtımı yapan şirketler dua kabul etmiyor.
İkinci kez ekranlara çıktığınızda
Sağlık Bakanı Herkes, kendi OHALini ilan etsin. dedi.
Şimdi, mesela bir işçi kendi OHALini ilan edip işe gitmese
işten atılmasını engelleyecek misiniz? Bütün muhalefet
örgütleri şu an İşten atılmalar yasaklansın. diyor,
biz de diyoruz ve bunu, bu Meclis çıkarmak zorunda. Ya da bir kredi
kartı borçlusu, kendi OHALini ilan edip -faizlerin işlemesi
konusunda- banka borçlarını ödemese bankaları durduracak
mısınız? Hayır.
Değerli milletvekilleri, hani bir slogan
üretildi, şimdi diyoruz ki: Hep birlikte yeneceğiz. Bu
birlikteliğin içinde halk yok, işçi yok, emekçiler yok, kadınlar
yok, emekliler yok, çiftçiler yok, işsizler yok, göçmenler yok, Kürtler?
Kürtler, ikinci defa yok.
SALİH CORA (Trabzon) Etnik bir ayrım yok
ki.
OYA ERSOY (Devamla) Bakın, 8 tane belediyeye
bu corona salgını sırasında el koydunuz, gasbettiniz, kayyum
atadınız. Bunun adı klasik kayyum ataması da değil,
sadece halkın iradesinin gaspı değildir bu. Kürtlere diyorsunuz
ki: Sizin sağlığınız da hiç umurumuzda değil,
ilgilenmiyoruz biz. Verilen mesaj budur. Bu, şu ana kadar yapılan
kayyum atamalarından farklıdır ve siz, her hâlükârda Biz,
sermayeye sınırsız destekte Kürtü yurttaşlıktan
çıkarmada ve emekçiye sömürüde ısrar edeceğiz. diyorsunuz.
Açıklamış olduğunuz o ekonomik istikrar kalkanı
tamamen sermayeye verdiğiniz bir kalkan. Evde kal derken işçilere,
elektrik, doğal gaz faturası için hiçbir öneriniz yok; tüketici kredi
borçlarına, kredi kartı borçlarına dair bir öneriniz yok ve 7,5
milyon işsiz var bu ülkede. Bu 7,5 milyon işsizin evinde nasıl
geçineceğine dair bir öneriniz yok. Şimdi, eğer, gerekli
önlemler alınmazsa
Evet, biz hep birlikte yeneceğiz ya
Bu
salgın hepimizi aynı şekilde vurmuyor; önce yoksullardan
başlayarak yaygın bir klinik vaka hâline gelecek, buradan
uyarıyorum. Burada dünyada yapılan örneklere bakmamız
lazım.
Bir; şeffaflık şart, yaygın test
kitleri şart. Şu ana kadar niye yaygın yapılmıyor bu
testler, hâlâ anlayabilmiş değiliz. Burada sadece sokağa
çıkma yasakları ilan etmek çözüm değil. Her gün kaç kişiye
test yapılıyor? Hangi illerde, kaç kişide Covid-19 tespit
edildi? Hangi hastanelerde kaç kişi yatıyor ve kaç kişi
yoğun bakımda? Bugüne kadar iyileşip eve gönderilen var mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
OYA ERSOY (Devamla) Ve corona virüsüyle temas eden
sağlık çalışanlarından başlanarak hastane,
market, kargo, posta, eczane çalışanlarının
bulundukları bölgede test yapılması şarttır.
Sağlık ortamının iyileştirilmesi, halkın
sağlık hakkını korumak için şarttır her
şeyden önce. Burada deniyor ki: Sağlık
çalışanları için bütün önlemler alındı. Hayır
arkadaşlar, hepimize bu konuda şikâyetler geliyor. Eğer siz
sağlık çalışanlarını korumazsanız, coronaya
karşı en önde mücadele edenleri koruyamazsınız, halkın
sağlık hakkını koruyamazsınız. Ve siz, burada
Meclise gelmeye bile erinirken, bunu tehlike olarak görürken sağlık
çalışanlarına Gidin, hastanelerin en önünde coronayla mücadele
edin. diyemezsiniz.
Ve işten atılmalar
yasaklanmalıdır. Halkın en temel yaşamsal hakları,
elektrik, su, doğal gaz halka parasız sağlanmalıdır.
Ve kiralar ertelenmelidir, bu süreçte ödenmemelidir. Kaynak mı? Kaynak
var.
Ve buradan son söz olarak Ya sosyalizm ya
barbarlık. diyordum, bugün Ya sosyalizm ya ölüm. diyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) Hangi sosyalizm?
OYA ERSOY (İstanbul) Kübaya bak, Kübaya!
Kübaya bak, herkes kaçarken o gönderiyor.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önerge çekilmiştir.
27nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
28inci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 28inci maddesinde bulunan veya
ibarelerinin ya da olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Nuran
İmir
Ağrı Muş Şırnak
Şevin
Coşkun Murat
Çepni
Muş İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit. (HDP
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi Covid-19u konuşuyoruz. Benim
üzerinde konuştuğum maddeden ziyade
ben de daha çok bu sorunu ele almak istiyorum. Arkadaşlarım da
belirttiler aslında; bu, kapitalizmin, insanlığı,
doğayı, her şeyi sömürmesinin bir sonucu ve bugün bütün dünya,
içinde yaşadığımız kapitalist sistemi ve onun
neoliberal politikalarını sorguluyor. Ne yazık ki ülkemizde de
kapitalizm, neoliberalizm, AKPnin dinci saikleriyle, dinci
politikalarıyla buluşunca çok daha korkunç bir hâl almış
durumda.
Şimdi, ben az önce konuşurken
sağlık çalışanlarının, sağlık
emekçilerinin maske bulamadığından bahsettim. Siz de dönüp
dediniz ki: Maske var. Maske varsa niye stoklara gidip baskın
yapıyorsunuz? Niye el koymayla tehdit ediyorsunuz? Ya da niye hiç
dikilmeyen maskeler gidilip terzihanelerde dikilmeye başlandı?
Bakın, sizin, AKPnin sağlıkta
dönüşüm politikasının sonucu nedir? Performansa dayalı bir
sistem getirdiniz. Sağlık hizmeti bir ekip hizmetiydi, siz bu ekibi
böldünüz; ekibe prim başı, parça başı para vermeye
başladınız. Hastaneyi ticarethane, hastayı müşteri
hâline getirdiniz ve o yandaş müteahhitlerinize para kazandırmak için
güzelim, canım şehir merkezlerindeki kamu hastanelerini
kapattınız, gidip devasa şehir hastaneleri yaptınız.
Bir birimden bir birime gitmek bile neredeyse bir gün alıyor.
Bugün, bu sistem üzerinden, bu sistem içerisinde
Covid-19la mücadele etmek zor mu? Çok zor. Çünkü, siz aslında kamusal
sağlık sistemini tasfiye ettiniz, özelleştirdiniz ve
yandaşlarınıza peşkeş çektiniz. Şimdi,
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Covid-19la
mücadele kapsamında ne dedi? Bir açıklama yaptı, dedi ki: Özel
hastaneleri, vakıf hastanelerini pandemi hastanesi ilan ediyoruz. Doğru,
yerinde bir karar. Peki, şu anda Covid-19 başvurusuyla özel hastaneye
giden hastalardan katılım payı isteniyor mu? İsteniyor.
Peki Covid-19lu bir hasta nasıl gidip orada yatacak? Yatamayacak. Ne
olacak? Bir sürü örneği var; hasta gidiyor, yatışı için
acilde para makbuzu imzalaması isteniyor. Hasta kabul etmiyor, ambulansa
konuluyor, başka bir hastaneye götürülüyor. O hastane enfekte oluyor,
götüren ambulans enfekte oluyor, gittiği acil servis tekrardan enfekte
oluyor.
Şimdi, bu tarzla olmaz. Eğer bu
hastaneleri gerçekten pandemi hastanesi yapacaksanız gelin -önünüzde
fırsat var- hepsini kamulaştırın ve toplum yararına
hastaneler olarak hem Covid-19da hem de daha sonrasında toplumun,
halkın hizmetine sunun ama bunu yapar mısınız?
Yapamazsınız çünkü Sağlık Bakanınızın
kendisi aynı zamanda bir hastane zincirinin patronu. Nasıl bunu
yapabilirsiniz ki?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ne alakası
var ya?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
İkinci bir şey: Şimdi, üniversite hastaneleri bu Covid-19la
mücadelede en önemli kurumlardı. Peki, üniversite hastaneleri şu anda
bırakın bu salgınla mücadeleyi, normal sağlık hizmeti
verebilecek durumda mı? Hayır. Dozimetresinden eldivenine kadar,
enjektöründen tutun her şeye kadar sarf malzemesini hastanın eline
yazıp veriyorlar ve hasta gidip onları getirdiğinde ancak tanı
ve tedavi işlemleri gerçekleştirilebiliyor.
Bütün bunlar ortadayken siz ne yapıyorsunuz?
Sağlık çalışanlarını
alkışlıyorsunuz. Alkış çok güzel, peki, başka ne
istiyoruz? Sağlık çalışanlarını gerçekten düşünüyorsanız
koruyucu malzeme teminini hızlandırın. Bilime kulak verin. Bu
ülkede aşı yapan bir tesisimiz yok. Osmanlı zamanında bile,
cumhuriyetin ilk yıllarında bile aşı üretiliyordu,
sayenizde artık aşı üretilemiyor. O zaman, bilimsel tesisleri
hızlı bir şekilde aktive edin. Yemek ve barınma
imkânlarını sağlayın. Sağlık
çalışanlarının toplu taşımayla işe gidip
gelmesini engelleyin, özel servis tahsis edin.
SALİH CORA (Trabzon) Saat dokuz,
sağlık çalışanlarını alkışlayın,
saat dokuz şu an.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
Bu insanların mesaiden çıktıktan sonra evlerine gidip hem
evlerindeki sevdiklerini hem de yol boyundaki diğer insanları enfekte
etmesinin önüne geçin. Olmadı mı? 3600 ek göstergeyi getirin. Bu zor
günlerde jest yapmak istiyorsanız örneğin, sağlık
emekçilerinin dört gözle beklediği 3600 ek göstergeyi getirin.
184 SABİM hattı kurdunuz. SABİM
hattı bu ülkede sadece Türkçe hizmet veriyor. SABİM hattını
başta Kürtçe ve Arapça olmak üzere Türkiyede yaşayan bütün
diğer dillerde hizmet verecek şekilde çok hızlı bir
şekilde donanımlı hâle getiriniz.
Onun dışında ne yapabilirsiniz? Onun
dışında, meslek örgütleriyle, alanda yetkili olan sendikalarla
ortaklaşmanız gerekiyor ve bu ortaklığın göstergesi
olarak da onlarla iletişime geçmeniz gerekiyor. Bakın, siz şu
anda sağlık çalışanlarına ne diyorsunuz: On dört gün
hastanede kalacak şekilde hazırlık yapın. diyorsunuz. Bu
ne demek: On dört günlük bir nöbet demek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) -
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
Bu on dört günlük nöbetin kendisi hem moral bozucu hem de uzun
çalışma saatlerinin sağlık çalışanları
üzerinde yaratacağı basıncı, iş yoğunluğunu
gözetmeniz gerekiyor. Eğer bu yoğunluğu azaltmak
istiyorsanız -şimdi Bakan açıkladı, 32 bin sağlık
çalışanı alıyorsunuz- 15 bin KHKyle ihraç ettiğiniz
sağlık çalışanının da işe iadesini
hızlı bir şekilde yapmanız gerekiyor. Eğer
bunları yaparsanız ve tabii ki kolonya ve maske dışında
daha bilimsel, daha halkçı gerçekten toplum yararına önlemler
alırsanız bu toplum tabii ki COVİD-19 virüsünü yenecektir.
Bununla ilgili son olarak da şunu söyleyeyim:
Cezaevleri hem doluluk oranı itibarıyla hem de beslenme ve
barınma koşulları itibarıyla bu virüsün yayılması
için en önemli, en riskli grupta olan yerlerdir. Bir an önce cezaevlerinin
kapısını açın, siyasi tutsaklar başta olmak üzere
bütün insanların yaşam hakkını sağlayın diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
28inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
29uncu madde üzerinde 3 önerge vardır.
İlk okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri
birlikte işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 29uncu maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Murat
Çepni Nuran
İmir
Ağrı İzmir Şırnak
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Hüseyin
Kaçmaz Şevin
Çoşkun
Muş Şırnak Muş
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Gamze
Taşçıer Cavit
Arı Müzeyyen
Şevkin
Ankara Antalya Adana
Emine Gülizar
Emecan Saliha
Sera Kadıgil Sütlü
İstanbul İstanbul
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz.
Buyurun Sayın Kaçmaz. (HDP sıralarından
alkışlar)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında
bizleri izleyenler; sizleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, görüşülmekte olan torba yasada 29uncu
madde İşsizlik Fonuyla ilgili. İşsizlik Fonunun sermaye
sınıfına nasıl peşkeş çekildiğinin
aslında yine bir göstergesiyle karşı karşıyayız.
Ancak gündemde olan coronavirüs salgınıyla
ilgili birkaç soru sormak istiyorum iktidara. 500 bin test kiti ABDye
satılmışken neden yaygın test yapılamıyor? Yaygın
ve agresif test ile Güney Kore ve Singapur modeli varken neden İtalya olma
yolundayız? Destek paketi açıklanarak halkın kendi OHALini ilan
etmesini sağlamak için ne bekliyorsunuz? Daha çok ölüm mü? Halka Kendi
OHALinizi ilan edin. diyorsunuz da bu halk kendi faturalarını,
kendi kredi borçlarını, kendi kiralarını erteleyebiliyor
mu? Tabii ki hayır. Bu sebeple halkın ihtiyaçları öncelenerek
yeni ekonomi politikaları ivedilikle gündeme alınmalıdır.
Değerli milletvekilleri, sabahtan beri, tabii,
arkadaşlarımız da defalarca dile getirdi; maalesef ki bu
coronavirüs gündeminde AKP iktidarı hukuksuzlukta ve adaletsizlikte yine
kendine yakışanı yaptı diyebilirim. Şöyle ki dün
itibarıyla 8 belediyemize daha kayyum atandı yani şu güne kadar
40 belediyemize kayyum atanmış durumda. Bu ne demek? Dilinize
pelesenk ettiğiniz millî irade nasıl ayaklar altına
alınıyor tarafınızca
Aslında bu halk biliyor,
sizlerin ne şekilde HDPli belediyelere, Kürtlerin iradesine kayyum atama
isteğinizi herkes biliyordu.
Sizinle bir dosya hakkında birkaç bilgi
paylaşmak istiyorum ki bunlar Cizre Cumhuriyet
Başsavcılığının dosyasındaki evraklar.
Bunlar Cizre Belediye Eş Başkanımıza kurulmaya
çalışılan kumpasın ve hukuka aykırı deliller
toplanmasına çalışıldığının göstergesi.
Seçimden iki gün önce, 29/3/2019 tarihinde Cizre Cumhuriyet
Başsavcılığı, Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü
Güvenlik Büro Amirliğine ve yine Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü
TEM Büro Amirliğine iki müzekkere yazarak Belediye Eş
Başkanımız hakkında bilgi toplanmasını istiyor.
Peki, bunları nasıl istiyor? Cumhuriyet
Başsavcılığımızda yürütülmekte olan
soruşturmaya esas olmak üzere bilgileri yazılı bulunan
şüphelinin seçim süreci içerisinde yapmış olduğu
konuşmalar ve mahallî seçimler sonrası yapması muhtemel
konuşmada varsa suç unsuru teşkil edecek durumların tespiti,
yine bunun dosyaya ivedilikle gönderilmesi. Yine, TEM Büroda da aynen bu
şekilde ancak dördüncü dereceye kadar akrabalarının da
incelenmesi istenmiş. Dördüncü derece akrabalar incelenerek dosyaya konu
edilmiş ve kayyum atanmasına ilişkin dosyadaki bilgi ve evraklar
bunlar. Ne diyor bu temas sistem sorgulanmasında? Mehmet
Zırığ isimli şahsın yengesinin amcasının
hakkındaki dosyalar işlenmiş. Başka ne işlenmiş?
Yine, Belediye Eş Başkanımızın kız
kardeşinin eşinin kardeşi yani tabiri caizse
dıdısının dıdısı bile girmiş dosyaya.
Yine, Belediye Eş Başkanımızın amcasının
bilgileri girmiş. Yani değerli arkadaşlar, bu dosyalar
artık hukuka aykırı bile değil, ahlaka, adaba, vicdana bile
aykırı dosyalar. Yapmayın, bunların hesabı bir gün
verilecek. Hukuk, evet, bazen uyur; faşizmde, otoriter yönetimlerde hukuk
bazen uyur ama asla ölmez. Bu dosyaları hazırlayanlar, bunların
talimatını verenler er geç bunun hesabını verecektir. Biz
Bu politikalarınız Kürt düşmanıdır. dediğimizde
alınıyorsunuz ya ama size net söyleyeyim, ben 90larda
sığınaklarda kalmış, çatışmalı sürecin
tamamını yaşamış, maalesef ki onlarca otopsiye
girmiş bir arkadaşınız olarak şunu söyleyeyim: Bizler
burada birlikte yaşam için sürekli mücadele ederken, demokratik cumhuriyet
için sürekli mücadele ederken siz Kürtleri ötekileştiriyorsunuz, siz
Kürtlerin iradesini yok sayıyorsunuz. Bu durum ne bu ülkeye ne sizlere ne
de ortak geleceğimize hiçbir şey kazandırmaz. Bugün virüsle uğraşırken
bile sizler Kürtlerin iradesine darbe yaptınız, bu kabul edilemez.
Kürtler ne düşünüyor biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim: Ben Kürtüm ve
bana düşmanlık yaptığınızı düşünüyorum,
ben Kürtüm ve bu politikaların Kürt karşıtı olduğunu
düşünüyorum. Sizler bunu yaptıkça, sizler bunu yaptıkça
yıllardır, yıllardır şiddet sarmalında
kaybettiğimiz canlarımıza yenisi ekleniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Sizler bunu
yaptıkça, şiddet politikasında ısrar ettikçe bu ülkenin
kaynakları halkın gerçek ihtiyaçlarına harcanacakken maalesef ki
tanka, topa, tüfeğe ve bu güvenlikçi politikalara
yatırılıyor.
Arkadaşlar, biz bunu hak etmiyoruz, hiçbirimiz
hak etmiyoruz. Biz birlikte yaşam derken, biz birlikte bir ortak gelecekten
bahsederken bizim bunlara, bu ülkenin demokrasisinin bu duruma maruz
kalması ve demokrasinin bu kadar ayaklar altına alınması
kabul edilemez. Size söyleyeyim: Bu yaptığınız politikalar
Kürt karşıtıdır, bu yaptığınız
politikalar Kürt düşmanlığının göstergesidir.
(x)
O kadar.
Saygılar. (HDP sıralarından
alkışlar)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Önergeniz neydi?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Önergemiz
faşizmdi.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu.
Buyurun Sayın Kuşoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu madde önemli bir madde, biraz önce bölümle ilgili olarak
yaptığım konuşma sırasında da belirtmiştim.
2016-2019 arasında buradaki 5510la ilgili teşvik, işletmeler
için her işletmede çalışan 1 personel için 150 lira olarak
uygulandı ve buna rağmen başarılı olunamadı.
Şimdi, 2020den itibaren 75 lira olarak getiriliyor. 2020nin
koşulları, 2016dan sonraki koşullardan çok çok daha zor,
sıkıntılı. Görüyorsunuz neredeyse üçüncü dünya
savaşı koşulları söz konusu, inşallah çok fazla
sürmez. Şimdi, böyle koşullar altında -ki ne kadar sürerse
sürsün- muhakkak ki olumsuz etkileyecektir işletmeleri, piyasayı,
vatandaşımızı, çalışanları. Bu şartlar
altında 150 liranın yerine gelen 75 liranın derman olması
mümkün değil.
Bakın, rakamlar vereyim iş yeri
sayılarıyla ilgili: 150 liralık teşvike rağmen 2017
Ağustosunda 4/A kapsamındaki yani SGK diye bildiğimiz kapsamdaki
iş yeri sayısı 1 milyon 800 bin küsur, 2018
Aralığında bu yine 1 milyon 800 bin küsur, Aralık 2019da
da aynı şekilde 2019 süresince 1 milyon 800 bin küsur olarak devam
ediyor, hiçbir şekilde değişmiyor. Çalışan
sayılarına -ki çalışanların artması için
olduğunu ifade ediyor gerekçe- bakın, 2017 sonunda 4/Alı yani
SGK kapsamındaki çalışan sayısı 14 milyon 447 bin 817,
2017 sonu itibarıyla. 2018 sonu itibarıyla 14 milyon 229 bin 170. 14
milyon 447 binden 14 milyon 229 bine düşüyor bu teşvike rağmen,
150 liralık teşvike rağmen. 2019 sonunda ise 14 milyon 314e
düşüyor yani sürekli olarak düşmüş SGK kapsamındaki, 4/A
kapsamındaki zorunlu sigortalı çalışanlar. 4/B
kapsamında olanlar yani esnaflar, BAĞ-KUR kapsamında olanlarda
da benzer durum var. 2017 sonunda 2 milyon 777 bin olan sayı 2019un
sonunda 2 milyon 758 bine düşmüş.
Değerli arkadaşlar, değerli
milletvekilleri; 150 lirayken bu teşvik çalışan
başına, bakın, hem işletme sayısında bir
farklılık olmamış hem de çalışan sayısında
düşüş olmuş. Bu, teşvik değil, anlamı yok ve
Komisyonda görüştük, yılda 10 milyar liraya yakın bir para
veriyoruz, bunun karşılığını almıyoruz.
Yaptığımız şeyin akılcı olması
lazım, bir sonucu olması lazım. Şimdi, bunu 75 liraya
düşürüyoruz ve bundan bir çözüm bekliyoruz çok daha zor koşullar
altında. Bunun gerçekleşmesi mümkün değil ki, bir anlamı yok ki. Bunun çekilmesi, yeniden
düzenlenmesi lazım, akılcı bir şekilde yeniden düzenlenmesi
lazım. Şu coronavirüs şartlarında, dediğim gibi,
üçüncü dünya savaşı koşulları oluşmuş, ülkeler
kapanmış, bu kadar işsizlik var, sıkıntı var.
Verdiğimiz paranın, yaptığımız her işin
sonuçta anlamlı olması lazım, bilerek yapmamız lazım,
rasyonel olması lazım bu işin. Niçin yapıyoruz? Bizim için
para kıt kaynak bu dönemde. Niçin bunu yapıyoruz? Yılda en az 5
milyar lira, 6 milyar lira para gidecek bu şekilde? Boşu boşuna
gitmiş olacak, bir anlamı yok. Buradan tasarruf edilmesi, rasyonel
kullanılması lazım bu kaynakların. Onun için, kanun koyucu
olarak, yasama organı olarak bunun tekrar düşünülmesi lazım.
Biliyorum, boşa konuşuyorum, burada siyasi irade yok, bu işi
uygulayacak kimseler yok, bizi dinleyecek, anlayacak hiç kimse yok. Yasama
organı olarak boşa konuşuyoruz ama tutanaklara geçmesi
açısından en azından bunları söylemek zorundayız,
yoksa bu sistemle bu işin yürümesi, anlamlı işler yapmamız,
bu krizin altından kalkmamız maalesef mümkün değil.
İnşallah hallederiz ama maalesef sıkıntılı olarak
görüyorum. Tabii ki, bu talebimiz, bu haklı talebimiz yerine ulaşmayacak,
sıkıntı olacaktır.
Hepinizi bu vesileyle
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, pek kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Muş.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
40.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Şırnak Milletvekili Hüseyin
Kaçmazın görüşülmekte olan 196 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 29uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce
kürsüden konuşan HDP milletvekili, en son, Kürtçe bir ifade kullandı.
Tabii, ben Kürtçe bilmediğim için, anlamadım. Sonra arkadaşlarla
konuştum, kullandığı ifade şu: Biz Kürtüz, siz de
bizim düşmanımızsınız.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı)
Düşmanlık ediyorsunuz. dedi,
Düşmanımızsınız. demedi.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Şimdi, siz kimsiniz, biz kimiz?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kim dedi?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Siz kimsiniz, biz kimiz?
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Öyle demedi.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) - Arkadaşlar, bizde de Kürtçe bilen milletvekilleri var.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Düşman kim?
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Öyle bir şey demedi.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Ne dedi? Biz Kürtüz,
siz de bizim düşmanımızsınız.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Biz Kürtüz, bize düşmanlık
yapıyorsunuz. dedi.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Şimdi, arkadaşlar, siz kimsiniz, biz kim oluyoruz?
Böyle bir ifade olur mu?
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Irkçılık yapıyorlar ya, ırkçılık; tam rezalet.
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Kepazelik!
AYŞE KEŞİR
(Düzce) Özür dilesin.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Birlikten, beraberlikten, kardeşlikten,
barıştan bahsedeceğiz. Bu ifade kullanılır mı
arkadaşlar? Değilse düzeltin bunu o zaman. Ya, yapmayın bunu
arkadaşlar.
Bakın, bu, ülkenin
geleceğine, birliğine zarar verir, bunu yapmayın, bundan
vazgeçin, doğru bir şey değil yaptığınız.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Tamam, biliyorum, ben dinledim, öyle demedi.
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Irkçılığın en büyüğünü yapıyorlar maalesef.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Böyle bir şey
yok arkadaşlar ya. Ne söyledi, o zaman açıklasın.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Dedi ki: Biz Kürtüz, bize düşmanlık
yapıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Siz de bizim
düşmanımızsınız. ifade bu.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Hayır, Siz bizim düşmanımızsınız.
demedi. Siz yanlış çevirdiniz, öyle demedi. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Siz
PKKlısınız, o yüzden yapılıyor bunlar, PKKlı
olduğunuz için; Kürt olduğunuz için değil.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Devam edin.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, bakın, bir şey söylemek istiyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) PKKya karşı
yapılıyor bunlar.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Şimdi,
politikaları eleştirirsiniz, ekonomi politikalarını
beğenmezsiniz, ya, bunlar tartışılır fakat bu
zihniyet, bu anlayış doğru değil.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bunun arkasına
saklanıyorlar.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ya, biz 83 milyonu
beraber kenetlemenin, kucaklamanın derdindeyiz, siz, arkadaşlar,
dinamit koyarsanız bu ülkenin altına. Buradan kârlı
çıkmazsınız. Ve biz, bu ülkenin Kürt
vatandaşlarını, burada en samimi duygularımla söylüyorum,
başka bir vatandaşımızdan en küçük bir farkı varsa
bizim nezdimizde
Şimdiye kadarki yaklaşımımızda bunu
ortaya koyduk, en küçük bir farkı yok. Ama bu zihniyetle bizim meselemiz
var, bu zihniyetle bizim mücadelemiz var ve bu zihniyete biz bu memleketi
bırakmayacağız. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
VIII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
ÜMİT DİKBAYIR (Sakarya) Burada
bırakmayın, sözünü geri alsın öyle bir şey söylediyse.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Demedi öyle bir şey.
ÜMİT DİKBAYIR (Sakarya) Öyle bir
şey söylediyse sözünü geri alsın, burada bırakmayın.
Tutanaklardan çıkarın.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kürtçe biliyor musun? Kürtçe biliyor musun?
Bilmediğiniz bir şey üzerine
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir
dakika
Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler
kabul edilmemiştir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hatibimiz Kürtçe kurduğu cümleyi kendisi izah etsin, yanlış bir
çeviri var. Yani ne söylediğimizi biliyoruz.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kürtçe bilmiyorsunuz ama algı yaratıyorsunuz.
ÜMİT DİKBAYIR (Sakarya) Kim
konuşuyorsa ona söylüyorum, sözünü geri alsın.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak)
Başkanım, müsaadeniz varsa
BAŞKAN Sayın Muşun söylediği
doğrultuda bir açıklama yapacaksan söz vermem ben sana.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Yok, ne
dediğimi açıklayacağım Başkanım, burada
çarpıtılıyor.
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.- Şırnak Milletvekili Hüseyin
Kaçmazın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Konuşmamın tümü belliydi zaten. Ben
ısrarla bu politikaların bizde yarattığı hissi size
anlattım ve bu politikaların Kürt karşıtı
olduğunu defaatle söyledim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) PKK karşıtı,
PKK.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Yine,
Kürtçe söylediğim de tam da buydu, Bu politikalar Kürt
düşmanıdır. dedim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Kürt düşmanı
değil, PKK düşmanı.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Vatan hainlerine, memleket
düşmanlarına yönelik.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Hiç
çarpıtmaya gerek yok, net bir şekilde söyledim, net bir şekilde
söyledim. Açıklamam bundan ibarettir.
Teşekkürler Başkanım. (AK PARTİ
ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Yanlış çeviri yapılmış.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Kim
çevirdiyse yanlış çevirdi.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Siz biliyorsunuz
sadece Kürtçeyi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır, kayıtlara bakın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Yapmayın
arkadaşlar, yanlış bir şey.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sayılı
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 29uncu maddesinin (b) bendinin ikinci cümlesinde geçen esas
alınır ibaresinin kabul edilir şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Gereğini saygılarımızla arz
ederiz.
Ali Muhittin
Taşdoğan Sefer
Aycan Arzu
Erdem
Gaziantep Kahramanmaraş İstanbul
Ayşe
Sibel Ersoy Metin
Nurullah Sazak
Adana Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan.
Buyurun Sayın Aycan. (MHP
sıralarından alkışlar)
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerine söz
almış bulunuyorum. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
29uncu maddede, sektör ayrımı
gözetmeksizin, işverenlerin asgari ücret konusunda desteklenmesini
Milliyetçi Hareket Partisi olarak doğru buluyoruz ve bu desteklerin
artarak devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sadece işverene,
işçiye değil, özellikle esnafımıza yönelik destekleri de
destekliyoruz ve bundan sonra yapılacak her desteği de peşinen
destekleyeceğimizi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak belirtiyoruz.
Olağanüstü bir dönem geçiriyoruz. Bu
olağanüstü dönemde, hep birlikte kenetlenmemiz ve bu zor günleri birlikte
atlatmamız lazım. Şimdiden, daha on beş gün olmuşken
bazı özel sektör işverenlerinin işçi çıkarmalarını
doğru bulmuyoruz. Bu günler dayanışma günüdür, birlik beraberlik
günüdür. O yüzden özellikle işverenlere işçi çıkarmamaları
konusunda Milliyetçi Hareket Partisi olarak tavsiyede bulunuyoruz. Bu zor günleri
hep birlikte atlatacağız. Hükûmetimizin işverenlere ve esnaflara
bu konuda destekleri var, bu yasada da destekler var. Bu desteklerle birlikte
bu teklifin olumlu bir düzenleme olacağını düşünüyoruz. Hep
birlikte, birlik ve beraberlik içerisinde bu sıkıntılı
günleri inşallah atlatacağız.
Değerli milletvekilleri, biraz da coronavirüsle
ilgili konuşmak istiyorum. Şimdi, öncelikle, bir şey göstermek
istiyorum. Salgının epidemiyolojik incelemesinde -belki biraz küçük,
gözükmüyor ama- son üç günde vaka artışı var ama bunun geometrik
artış göstermediğini belirtmek istiyorum. Aslında,
bulaşıcı hastalıklar geometrik artış gösterir,
katlanarak artış gösterir ama Dünya Sağlık Örgütünün
verilerine göre, Türkiyedeki artışlar şu an için, son üç gün
içerisinde geometrik artış göstermiyor. Bu, olumlu bir şey; alınan
tedbirlerin faydalı olduğunu, bulaşmaların en azından
azaldığını gösteriyor. Şu an
yaşadığımız coronavirüs epidemisinde, coronavirüs çok
bulaşıcı bir virüs. Bunun önüne geçmek için mutlaka teması
önlemek lazım. Bu, iyi bir durum. Fakat kötü bir durum: Şu an yerli
vakalar görülüyor. Yerli vakaların görülmesi, özellikle, yurt
dışından gelen vakaların ülke içerisinde
temaslarının olduğunu gösteriyor. Bu da yanlış bir
durum. Özellikle, tekrar buradan hatırlatmak istiyorum ki: Temas
edilmemesi lazım; yurt dışından gelen veya şu an hasta
olan, bulaştırıcı olan kişilerin mutlaka temastan
kaçınması lazım, onları izole etmemiz lazım; sosyal
izolasyona uymamız lazım. Tedbirlere ne kadar çok uyarsak bu
epideminin önüne o kadar çok geçeriz diye düşünüyorum. Onun için,
alınan kararlar, öncelikle, sizin için alınmış
kararlardır. Tabii ki, Sağlık Bakanlığının
veya Hükûmetin kararlar alması yetmiyor, vatandaşın bu kararlara
uyması gerekiyor. Ne kadar çok kararlara uyarsak bu salgının o
kadar çok önüne geçebilir, vaka görülme hızını o oranda
azaltabiliriz diye düşünüyorum.
Bir diğer veri de -bu da
açıklanmış bir veri- özellikle, virüsün kronik
hastalığı olanlara ve sigara içenlere daha çok
bulaştığını gösteriyor. Bunu da bilim adamları
şu şekilde açıklıyor: Akciğer hücrelerinde
bağlanma reseptörlerini artırdığını ve kronik
hastalığı olanlar ile sigara içenlerde virüsün özellikle
akciğerlere daha çok yerleştiğini gösteriyor. Bu da önemli bir
nokta, buna da dikkat etmek gerekiyor.
Bir diğer husus da şu: Hükûmetimizin
sağlık personeliyle ilgili aldığı kararları da
destekliyoruz. Özellikle biz de bu dönemde yeni sağlık personeli
alınması gerektiğini belirtmiştik. Sağlık
Bakanımızın 32 bin yeni kadro ayrılacağını
ve alım yapılacağını belirtmiş olmasından
memnunuz. Bunun bir an önce yapılmasını istiyoruz. Burada
yalnız bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Özellikle diğer
kurumlardan kurumlar arası geçişler olmaması lazım yani
kastettiğim; üniversitelerden veya başka bir bakanlıktan
Sağlık Bakanlığına geçiş olmaması lazım
çünkü üniversitelerdeki veya diğer kurumlardaki personeli de azaltmamak
gerekiyor, yeni personel alarak mevcut sayıyı korumak, üstüne eklemek
gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
SEFER AYCAN (Devamla) - İkinci bir husus da,
yine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak desteklediğimiz bir konu da
şu: Sağlık Bakanlığının
aldığı karardan da memnuniyet duyduk; özellikle sağlık personeline bu üç aylık süre
içerisinde ek ödemelerin yüzde 100 üzerinden verilecek olması da memnuniyet
verici bir durum, bunu da Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
destekliyoruz.
Herkesi hem Sağlık
Bakanlığının hem de Hükûmetin aldığı
kararlara uymaya davet ediyorum ve birlik içerisinde bu zor günleri
atlatmayı diliyorum.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
29uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
30uncu madde üzerinde 2 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Buyurun, okuyun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan (2/2633) esas no.lu Kanun
Teklifinin 30uncu maddesine aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Milli mücadeleye iştirak eden ve bu
sebeple kendilerine İstiklal Madalyası verilmiş bulunan Türk
vatandaşları ile 1950 yılında Türk Tugayının
Kore'ye ayak bastığı Ekim ayında başlamak ve 1953
yılı Pan-Munjon
Ateşkes Anlaşmasına kadar Kore'de fiilen savaşa
katılmış olan Türk vatandaşlarına ve 1974
yılında Temmuz 1inci ve Ağustos 2nci Barış
Harekâtına Kıbrıs'ta fiilen görev alarak katılmış
olan Türk vatandaşlarına ve Devlet Övünç Madalyası alanlara,
hayatta bulundukları sürece, vatani hizmet tertibinden 14596 gösterge
rakamının her yıl Bütçe Kanunu ile tespit edilen memur maaş
katsayısı ile çarpılmasından bulunacak miktarda aylık
bağlanır. Bu aylık başka bir gelir veya aylık
alınıp alınmadığına ya da bir işte
çalışıp çalışılmadığına
bakılmaksızın kesintisiz ve tam olarak ödenir. Hak sahibinin
ölümü hâlinde bu aylık dul eşine
yüzde 75 oranında bağlanır.
Mehmet Ali
Çelebi Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
İzmir Adana İstanbul
Gamze
Taşcıer Saliha
Sera Kadıgil Sütlü Serkan
Topal
Ankara İstanbul Hatay
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Hatay Milletvekili Serkan Topal.
Buyurun Sayın Topal. (CHP
sıralarından alkışlar)
SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, hepinize tekrar
saygılarımı sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, yine, coronavirüsle
ilgili konuşacağım çünkü gerçekten dikkat ederseniz yakalanmadan
önce zaten ülkemizde bir ekonomik kırılganlık vardı,
ülkemizde yoksulluk vardı, ülkemizde büyük bir işsizlik vardı.
Değerli arkadaşlar, bu konuşmamı
yaparken özellikle Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna daha çok seslenmek
istiyorum. Neden? Onu ifade etmek
istiyorum çünkü iktidarın ortağısınız.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Önüne bak, önüne.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sen Genel Kurula seslen.
SERKAN TOPAL (Devamla) Bakın değerli
arkadaşlar
ERKAN AKÇAY (Manisa) Genel Kurula hitap et, Genel
Kurula. Ayıp senin yaptığın be!
SERKAN TOPAL (Devamla) - Özellikle neden?
İktidarın ortağısınız. Devleti ve milleti ne
kadar sevdiğinizi çok iyi biliyorum. İşte bu yüzden bir
sorumluluğunuz var ve bu sorumluluk bilinciyle hareket etmek zorundasınız,
bizler de öyle hareket etmek zorundayız.
Bakın, ekonomik tedbirler yeterli değil.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ekonomik tedbirleri senin
partinin mümessili arka tarafta konuşuyor.
SERKAN TOPAL (Devamla) Biz
vatandaşlarımıza Evde oturun. diyoruz ama inanın, birçok
vatandaşımız dışarı çıkmak zorunda
kalıyor. Neden? Ya, adam zaten
işsiz, zaten parası yok.
Bizler, öyle ekonomik tedbirlerle gelmeliyiz ki
vatandaşlarımızı rahatlatmak zorundayız.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Serkan Bey, bilerek
konuş, bilerek konuş.
SERKAN TOPAL (Devamla) Sayın Grup Başkan
Vekilim, az sonra çıkarsınız buraya, tamam mı
Ben
sataşmadım, ben sadece size görevinizi hatırlatmaya
çalıştım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Genel Kurula konuş.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Önüne bak, önüne!
HASAN KALYONCU (İzmir) Genel Kurula hitap et.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Kendine
konuş, kendine.
BAŞKAN Sayın Milletvekilim, Serkan Bey,
Meclise hitap edelim.
SERKAN TOPAL (Devamla) Meclise hitap ediyorum.
Bakın, değerli milletvekili
arkadaşlarımız, bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak Toplumsal Dayanışma
Programını çıkardık ve bunu gerçekten dikkate
almanızı öneriyoruz. Burada hem ekonomik tedbirler var hem de
gerçekten çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler var. Bunu lütfen
dikkate alın.
Değerli arkadaşlar, yine, Sayın Genel
Başkanımızın Covid-19la Mücadele Programı var, bunu
da dikkate almanızı diliyoruz.
Değerli arkadaşlar, bakın, Almanya
550 milyar avro ayırdı. 38 milyonluk Polonya bile 47 milyar avro
ayırdı. Bizler ne ayırdık? 100 milyar TL.
SALİH CORA (Trabzon) 100 milyar.
SERKAN TOPAL (Devamla) Yani 15-16 milyar avro. Bu
15-16 milyar avrodan 2 milyar TLsi ailelere verilecek.
SALİH CORA (Trabzon) Devamı gelecek.
SERKAN TOPAL (Devamla) Ama devamını bir
an önce getirmemiz gerekiyor ki vatandaşlarımızı
rahatlatalım.
Bakın, vatandaşlarımızla ilgili
alacağınız her kararda biz sizin yanınızdayız.
Vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü
noktasında her türlü konuda biz sizin yanınızdayız, biz
destek oluyoruz.
Ama mesela, bakın, çok basit bir örnek
vereceğim: Geçen, Sarp Sınır Kapısından gelenler
nereye gitti biliyor musunuz arkadaşlar? Eskişehirdeki yurda
gönderildi. Nasıl? Kara yoluyla. Bu doğru mu arkadaşlar? Bunlar
molalarda mutlaka birilerine bulaştırmıştır.
Dolayısıyla, şimdi, Sarp Sınır Kapısından
gelen arkadaşlarımız orada karantina altına
alınmalı ya da Adanaya gelenler, Hataya gelenler orada en
yakın bir bölgede karantinaya alınmak zorundadır değerli
arkadaşlar.
Şimdi, ben bunu konuştuğum zaman
değerli MHP Grup Başkan Vekilimiz oradan
Yani lütfen, ben, sizi
seviyorum ancak burada sizin de bir sorumluluğunuz var ve burada ekonomik
paketin yeterli olmadığını söylüyorum.
HASAN KALYONCU (İzmir) Sunduğunuz paket
FETÖcülerin. FETÖ'cülerle mi kurtaracaksınız bu ülkeyi!
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) Meclise
konuş sen!
SERKAN TOPAL (Devamla) Bu ekonomik pakette çiftçi
yok, emekçi yok, işçi yok. Ya çıkın, burada, milletimizi
rahatlatacak ekonomik paketle destek olduğunuzu söyleyin, biz de burada
size teşekkür edelim değerli arkadaşlar.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Sen Kılıçdaroğlunun
başka şeylerini oku.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sen coronavirüsü nereden
biliyorsun, doktor musun sen?
SERKAN TOPAL (Devamla) - Bakın, bir ay sonra
böyle giderse, inanın, birçok vatandaşımız işsiz
kalacak, aç kalacak, intiharlarla karşı karşıya
kalacağız.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) -
Şov yapma, şov yapma!
SERKAN TOPAL (Devamla) - Dolayısıyla
şimdiden ben bu kürsüde bu ikazımı bir kez daha yinelemek
istiyorum değerli arkadaşlar.
CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Ajitasyon yapma,
ajitasyon!
SERKAN TOPAL (Devamla) - Gelin, bütün milletimizi
rahatlatacak, işçileri rahatlatacak, bütün
vatandaşlarımızı rahatlatacak yeni bir ekonomi paketi
üzerinde birlikte çalışma yapalım, bununla ilgili bir komisyon
kuralım. Bakın, neden Türkiye Büyük Millet Meclisi yok? Türkiye Büyük
Millet Meclisi bu işin içinde yok. Sağlık Bakanının
açıklamalarını milletvekilleri sadece Twitterdan öğreniyor
değerli arkadaşlar. Onun dışında, bir komisyon kuralım
ve yeniden bütün milletimizi rahatlatabilecek bir ekonomi paketiyle burada bu
işin çözümünü bulalım.
Çok teşekkür ediyorum. Hepinize
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir)
Şovunu yaptın, git, otur.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Hatay
Milletvekili Serkan Topalın görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 30uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, kürsüde konuşan kıymetli
milletvekili arkadaşımız Serkan Topala doğrusu bu
konuşmayı hiç yakıştıramadım, biraz çiğ
kaçtı ve yakışmadı; onu ifade etmek isterim.
Kendisi aklı sıra siyaset yapacak,
istismarcı bir üslupla bir meseleyi ele almaya çalışıyor.
Fakat kendi grubunun, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun şu anda bu
konularla ilgili hangi faaliyeti yürüttüğünden ve bütün parti
gruplarının, Plan ve Bütçe Komisyonu temsilcilerinin şu anda
bahsettiği konularla ilgili en az 20 başlıkta bir toplantı
yaptığından habersiz veya sırf yanlış bilgi
vermek maksadıyla bu konuşmayı yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Benim kendisine tavsiyem: Bu
bahsettiği konularla böyle mugalata, demagojik ve polemikçi bir üslupla
konuşma yapacağına, gruplarının temsilcisi
milletvekili Sayın Bülent Kuşoğludan bilgi almasını
tavsiye ediyorum.
Teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 30uncu maddesinde bulunan veya ibaresinin
ya da olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Şevin
Coşkun Ahmet
Şık Murat
Çepni
Muş İstanbul İzmir
Hüseyin
Kaçmaz Dirayet Dilan
Taşdemir
Şırnak Ağrı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Ahmet Şık. (HDP
sıralarından alkışlar)
AHMET ŞIK (İstanbul) Teşekkürler.
Herkese merhaba.
Birkaç hafta içinde tüm dünya ölümcül bir virüs
salgını ve yıkıcı etkileriyle boğuşur hâle
geldi. Virüs, ülkeler ve kıtalar arasında muazzam bir hızla
yayılırken Türkiyede sorumluluk ve görev sahibi olanlar ya sessiz
kaldı ya da gerekli önlemlerin alınmış olduğuna
halkı inandırmaya çalıştı. Hâl böyle olunca televizyon
ekranları da şarlatanlara kaldı. Ve şimdi göz göre göre
gelen bir felaketle yüz yüzeyiz. Ülkece alınan en yaygın önlem,
herkesin birbirine tekrarladığı bir öğütten ibaret: Evde
kalın, herkes evinde kalsın. Kuşkusuz herkesin, hepimizin buna
uyması gerekiyor ama herkes evinde kalabiliyor mu, sorun bu. Coronavirüs
belasından kurtulsa bile adına kaza denilen bir iş cinayetinin
kurbanı olacağını bildiğimiz inşaat işçileri
mesela. Ya da evinde oturanların siparişlerini hazırlayan kargo
şirketlerinde çalışanlar, o siparişleri kapımıza
getiren kuryeler. Fabrikalarda tekstil atölyelerinde gayriinsani
koşullarda çalışmaya devam ettirilenler. Evde kalın.
öğüdüne uyarak daha da çoğalttığımız çöplerimizi
toplayanlar. En küçük aksırığımızda Yoksa ben de mi?
şüphesiyle hastaneye gittiğimizde karşımıza çıkan
doktorlar, hemşireler, hasta bakıcılar, o hastaneyi temizlemeye
çalışanlar. Ezcümle gündelik emeğiyle karnını
doyurabilme yaşamak diye belletilen milyonlar bahsi geçenlerin kendisi.
Bu sınıfsal grubun içinde olduğu hâlde evde oturma
çağrılarına uyanlar da var elbet. Kimisi zorunlu
tutulduğundan kimisi de mecburiyetten kapanan iş yerlerinde
çalışırken zorunlu ücretsiz izne çıkarılanlar, hatta
işsiz bırakılanlar. Yani, neşemiz hiç yerinde değil.
Bir virüs belasıyla ülkelerin, devletlerin,
iktidarların ne tür yapısal sorunlar ve zihnî zafiyetler içinde
olduğu da tüm çıplaklığıyla görünür oldu. Her ülke
kendi meşrebince ve olanakları ölçüsünde mücadele etmeye
çalışıyor, teşvik paketleri açıklıyor. Ciddi bir
finansal destek gereken bu önlemleri alan ülkelerin
açıkladıkları mücadele programlarının ülke gayrisafi
yurt içi hasılası oranlarına baktığımızda en
yüksekte ABD var yüzde 19la, en düşük olanı Hollandada da yüzde 11.
Bu listeye sonradan katılan ülkelerden olan Türkiyede ise sadece yüzde 2.
Parasal karşılığı 100 milyar lira olan teşvik
paketinde akılda kalan tek şey dağıtılacak kolonyalar
oldu. Hak yemiş olmayalım, paketin yüzde 2sine denk gelen 2 milyar
lira da ihtiyaç sahiplerine nakdî yardım olarak ayrılmış
durumda.
Sözün özü, coronayla mücadele stratejisi diye
virüsün enfekte olma hızını ve ölümleri engellemeye hiçbir
etkisi olmayan tuhaf maddelerle doldurularak
kalabalıklaştırılmış bir paket
açıkladınız. Yağma ve talan ekonomisiyle ortaya çıkan
finansal krizin doğurduğu zayıflık görünür olmasın
diye de sahici bir mücadeleye yönelemiyorsunuz. Yani, neşemiz yerinde
değil. Tüm ülkeyi içine alan ağır bir salgınla mücadelede
dünyanın geri kalanı ile Türkiye arasındaki en temel fark da bu;
meselenin önemini ve büyüklüğünü anlamaya, anlatmaya ve çözüm üretmeye
yönelik tedbirlerin değil, fırsatların kollanması ya da
bilhassa yaratılması. Mesela, salgının 5inci gününde
koruma alanlarının imara açılması, 11inci gününde kayyum
gasbı ve seçilmişlerin tutuklanması, bir de yaşlı
yurttaşların nefret odağı hâline getirilmesine neden olan
sahte önlemleriniz var. İşte, fırsatçılık
dediğimiz de bu. Bunca yıllık iktidarınız döneminde
karşımıza çıkan tüm krizlerde olduğu gibi buradaki
refleksiniz de aynı, fıtrat diye başlıyor, mevzuyu
sabır ve duaya bağlıyorsunuz. Birlik ve beraberliğe en çok
ihtiyaç duyduğumuz diye başlayan cümlelerin ardından hepimizin
içinde olduğu yalanıyla süslü, bilindik gemi metaforuyla devam
ediyorsunuz. Neşemiz tabii ki yerinde değil.
Vergisiyle, sigortasıyla, kredi
borçlarında ertelemelerle, yapılandırılmalarla, aynı
gemide olduğunuz sermaye sahipleriyle Yüzün gülüyor. diye
şakalaşılarak açıklanan sözde mücadele paketinizden
yararlananların neşesi elbette yerinde. Gücünü
kutuplaştırmadan alan iktidarınızın emekçiler,
yoksullar ve yoksunlar başta olmak üzere toplumun bütününü kapsayan
önlemler alması fıtratınıza aykırı, biliyoruz.
Neyle yüz yüze olduğumuzun
farkındayız: Sermayeye neşe, yoksullara daha da yoksulluk ve
işsizlik, geniş yığınlara yalan, yaşlılara
kolonya, canını riske eden sağlık
çalışanlarına alkış ve bunların büyük bir lütuf
olarak görülmesini isteyen de bir iktidar anlayışı, her
seferinde Aynı gemideyiz. yalanıyla herkesten
iktidarınızı daim kılacak fedakârlığı
göstermeye zorlama, aksini savunanlara terörist, vatan haini, darbeci, casus
yaftalamasıyla zindan.
Hayır, neşemiz hiç yerinde değil,
devleti yöneten iktidarın rantına ortak olan sizler ile sizin
dışınızda kalan fedakârlığa
zorladığınız bizler aynı gemide değiliz. Salgın
başladıktan günler sonra ortaya çıkıp kalkan oldukları
sermaye sahiplerini neşelendirenler ile evine bir ekmek getirmek için
çalışmak zorunda olanlar, ölüm riskini göze alıp
dışarıya çıksa da para kazanması garantide olmayanlar
aynı gemide değiller. İş yerlerini kapatmak zorunda
kalanlar, kimi zorunluluktan, çoğu fırsatçılıktan ücretsiz
izne çıkarılan ya da işsiz bırakılanlar ile elektrik,
su, ısınma giderlerine ilişkin faturaların ertelenmesi
önerisine bile Gündemimizde yok. üstenciliği ve
aşağılamasıyla yaklaşanlar aynı gemide
değiller.
Bitirebilir miyim?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN -
Buyurun, toparlayın.
AHMET ŞIK (Devamla) Bir yanda bu
salgını, neden olduğu ekonomik sorunların ve siyasi
tıkanmışlığın önünü açacak bir fırsat, gücün
yeniden tahkimatı için Allahın ikinci bir lütfu olarak görenler, öte
yanda belirsizlik ve endişe içinde gerçek tehlikelerle yüz yüze olup
dertleri gündem edilmeyen, neşelenmeleri kimsenin umrunda olmayan
kalabalıklar. Hayır, ne neşemiz yerinde ne de aynı gemideyiz.
Basit bir fizik kuralıdır: Zincirin gücü
en zayıf halkası kadardır. Ülkeler ise en zayıf
halkası kadar, iktidarlar ise o zayıf halkayla kurdukları
bağ kadar güçlüdür. Bu yüzden yapmanız gerekenler şunlardır:
Yurt genelinde genel karantina getirilmeli, herkese test ve tedavi
olanağı sunulmalı, sağlık emekçilerine güvenli ve
güvenceli çalışma ortamı yaratılmalı, işten
çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izne zorlananlar ile işsiz bırakılanlara
maaşlarının asgari ücrete kadar olan kısmı ödenmeli,
kapanmak zorunda kalan küçük işletmelere önlemler süresince vergi
muafiyeti sağlanmalı, elektrik, su, ısınma giderlerini
oluşturan fatura tahsilatları iptal edilmeli
Bir cümleyle bitiriyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET ŞIK (Devamla) - Ceza infaz ertelemesi ve
erken tahliye yoluyla hapishaneler boşaltılmalı, erken terhisle
zorunlu olarak silah altında tutulanların da evlerine dönüşü
sağlanmalı ve elbette, her zaman şeffaf olmalısınız.
Şimdi kaynak soracaksınız, bunun için de bir önerimiz var:
İhtiyat akçesi dâhil hazineyi devlet ihalesi adı altında
yağmalattıklarınızın cebine el atabilirsiniz.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Muş
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
43.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
İstanbul Milletvekili Ahmet Şıkın görüşülmekte olan 196 sıra sayılı Kanun Teklifinin
30uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve vatandaşların
toplanan vergiler ile kendilerine sunulan hizmetler arasında bir problem
görmediği için AK PARTİ iktidarını görevde tuttuğuna
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hatip konuşmasında
talandan bahsetti, yağmadan bahsetti. Ben bu konuşmayı bundan
önce yaptığı konuşmalardan hatırlıyorum.
Aslında -şu an vaktimiz yok- çıkarsak konuşmaları, yan
yana koysak hepsi aynı, aynı ifadeler, aynı kelimeler, üzerine
daha farklı bir şey konulamamış. Şimdi, böyle bir
iktidar
OYA ERSOY (İstanbul) Aynı şeyi
yapıyorsunuz çünkü yağmaya devam, talana devam!
AHMET ŞIK (İstanbul) Çünkü siz
utanıp da vazgeçmiyorsunuz yağma yapmaktan, o yüzden.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bu meydanlarda,
seçim meydanlarında bunların aynısını anlattılar,
aldıkları oy ortada.
OYA ERSOY (İstanbul) Sizin
aldığınız oy ortada ya!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bütçe, milletten
toplanan vergilerin tekrar millete geri verilmesidir. Eğer millet,
verdiği vergilerin kendisine geri dönüşünde, kendisine geri
dağıtılmasında problem görüyorsa zaten iktidarı
değiştirir, yerine başkasını getirir. Bu, milletin
elindedir. Demek ki vatandaş, toplanan vergiler ile kendisine sunulan
hizmet ve dağıtım arasında şimdiye kadar bir problem
görmemiş ki AK PARTİ iktidarını görevde tutmuş.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Buyurun Sayın Beştaş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
44.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Hatibimiz aslında oldukça derin,
aydınlatıcı bir konuşma yaptı. Niye neşemiz
yerinde değil ve niye aynı gemide değiliz yoksullar ve zenginler
olarak, işsizler ve işçiler, diğer sermayedarlar olarak,
aslında oldukça iyi bir konuşmaydı. Bu vesileyle onu tebrik
ediyorum.
Sayın Muş söz alıp özellikle HDPnin
yalanları dedi. Biz halka yalan atmadık, seçim meydanlarında ne
söylediysek bugün de aynısını savunuyoruz, harfiyen savunuyoruz
ama iktidara şunu söylüyorum: Diyarbakıra kayyumu aday
yaptılar, kaybettiler -sadece bir örnek- sonra gelip el koydular,
gasbettiler. Kimin yalan attığı, kimin gerçekleri söylediği
Türkiye kamuoyunun takdirindedir.
Teşekkürler.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN 30uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
31inci madde üzerinde 2 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 31inci maddesinde bulunan edilen
ibaresinin olan olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Nuran
İmir
Ağrı Muş Şırnak
Murat
Çepni Şevin
Coşkun Meral
Danış Beştaş
İzmir Muş Siirt
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş.
Buyurun Sayın Beştaş. (HDP
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ben bizimle, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle ve
corona salgınıyla ilgili konuşmak istiyorum. Bu
bağlantıyı önce bizim burada kurmamız gerekiyor.
Birçok hatibimiz söyledi, başka partilerden de
milletvekili arkadaşlar söyledi, şu anda sadece Türkiye değil,
bütün dünya bu virüsle mücadele ediyor. Gerçekten, insanlığı
tehdit eden bir virüs. Yani vebayla, diğer tarihsel arka planla
umarız karşılaştırmak durumunda kalmayız ama
küresel olması, pandemi olması işin vahametini öğrenmemiz
için herhâlde yeterli. Bu veba tarzı -Allah korusun- virüse, coronaya,
Covid-19a karşı ne yapıyoruz? Eleştirilerimiz söylendi,
onları bir tarafa bırakarak, peki biz ne yapıyoruz?. Halkın
vekilleri olarak, biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak iki haftadır
çalışıyoruz, bu salgına karşı hangi
sağlık tedbirini aldık, neyi konuştuk? Ben bir şey
kaçırmadığımı sanıyorum. Geçen hafta
ayrımsız hepimiz corona virüsle mücadelenin farklı yönleriyle,
ekonomi, sağlık, farklı etkileşim alanlarıyla ilgili
önergeleri getirdik, hepsi reddedildi. Peki, ne konuşuyoruz? Şu anda
bir torba kanun teklifi konuşuyoruz. Bu torba kanun teklifinin pandemiyle,
halka her gün çağrı yaptığımız meseleyle bir
ilgisi var mı? Yok. Peki, halk bizi niye buraya gönderdi? Kendi
sorunlarını çözmemiz için, yasama faaliyetinde bu sorunlara çare
üretmemiz için. Şimdi, biz HDP olarak ne yaptık? Şunu açık
yüreklilikle söyleyeyim: Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimiz acilen, pandemi
ilan edildikten sonra Plan ve Bütçe Komisyonuna ekonomik tedbirler almak üzere
toplantı daveti yaptı, kabul edilmedi. Sağlık Komisyonu
-ya, Sağlık Komisyonu arkadaşlar; bütün partilerin
katılımıyla oluşan bir komisyonumuz var- üyelerimiz
Sağlık Komisyonuna toplantı daveti yaptı, o da kabul
edilmedi. Peki, İnsan Hakları Komisyonu? İnsan Hakları
Komisyonu üyelerimiz de Özellikle hapishanelerde cereyan eden ve insan
hakları ihlalleri anlamında vahamet arz eden tabloya vekiller olarak,
Komisyon olarak bir müdahil olalım. diye çağrı yaptı, o da
kabul edilmedi. Bu da yetmedi; biz -bizzat ben çağrı yaptım-
buradan Gelin, Mecliste bütün partilerin eşit üye katılımıyla,
aynı vekil sayısıyla bir kriz koordinasyon merkezi
kuralım. dedik, buna yanıt verilmedi. Ve şimdi biz
çalışıyoruz gibi görünüyor, böyle bir şey yok. Halkın
gündemi, coronayla mücadele. Bu virüsten nasıl korunurum? Benim
vekillerim, Meclisim bu işte beni korumak için hangi tedbirleri alıyor,
hangi çalışmaları yapıyor? diye bizi izlerken biz geçen
hafta görüştüğümüz -bugün oylaması yapılacak- Afrika
Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasına
katılımın uygun bulunup bulunmadığını,
efendim, oylayacağız. Ne alaka ya? Yangın var, yangın. Her
gün herkes çıkıp Evde kalın. diyor, biz gidip anlaşma
onaylıyoruz. Bir kere, burada Meclis ile halk arasına bir sosyal
mesafe girmiştir. Biz, halkın gündemini değil, kendi
gündemimizi; kendi gündemimizi de değil, iktidarın ortaya
getirdiği gündemi konuşmak zorundayız. Bu kabul edilemez bir
mesele; bu gerçekten asla tasvip edilebilir bir mesele değil.
Sağlık Bakanının her gece on birde bir tweet
atmasıyla ya da pandemiden sonra bir kere toplantı alınarak,
ekonomik tedbirler açıklanarak salgınla mücadele edilemez.
Ayrıca, işçi fabrikadaysa, doktor hastanedeyse, memur kamu görevini
yapıyorsa, halkın temsilcileri olarak biz milletvekilleri de burada
olacağız, burada bu çalışmalara ara vermemeliyiz. Eğer
onları koruyamıyorsak kendimizi de korumayalım. Biz halktan daha
iyi değiliz, biz halktan daha ayrıcalıklı bir konumda
değiliz, tam aksine halk bize -halk tabiriyle- genel vekâletname
vermiş, bize vekâletini vermiş, temsil vekâletini vermiş. Burada
biz ne söylersek söyleyelim, hangi talepte bulunursak bulunalım bir duvara
tosluyoruz ve geri durmak zorunda kalıyoruz ama şunu söyleyeyim, ben
de halkımıza şu çağrıyı yapmak istiyorum: Evet,
gerçekten evde kalmalıyız, gerçekten bu evde kalmak
yaşamımızı korumak için hayati önemdedir. Bu
çağrıyı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Toparlıyorum Başkan.
BAŞKAN Buyurun toparlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Daha
sağlıklı bir yaşam için evde kalmalıyız. Daha
sağlıklı bir mücadele için; haksızlığa,
hukuksuzluğa karşı mücadele için evde kalmalıyız.
Çocuklarımızı, yakınlarımızı, temas
ettiklerimizi korumak için evde kalmalıyız. Ayrıca, sadece evde
oturarak, kapanarak değil; çalışarak, becerilerimizi geliştirerek,
okuyarak, iletişimi güçlü tutarak, dayanışmayı büyüterek
evde kalmalıyız çünkü bu iktidardan umut yok. Bize Evde kal. diyor
ama evde ne yiyeceğimizi hesaplamıyor, Evde kal. diyor ama
elektriğimizin olup olmadığını hesaplamıyor,
Evde kal. Diyor, çocukların nasıl eğitim göreceğine dair
hâlâ bir tartışma almış başını gidiyor. Bu
nedenle Evde kal. çağrısının altını hep
birlikte, vatandaşla birlikte, toplumla birlikte bizler
dolduracağız diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 31inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Erel Enez
Kaplan Zeki Hakan
Sıdalı
Aksaray Tekirdağ Mersin
Yasin
Öztürk Ümit
Beyaz Muhammet Naci
Cinisli
Denizli İstanbul Erzurum
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz.
Buyurun Sayın Beyaz. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili madde üzerine İYİ
PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bütün dünya ve ülkemiz büyük bir salgınla
karşı karşıya. İnanıyorum ki Türk milleti olarak
bu büyük salgını toplumsal dayanışma ve yetkililerin
uyarılarına kulak vererek aşacağız. Coronavirüs
salgınına karşı topyekûn mücadele veren, fedakârca gayret
gösteren başta sağlık personelimiz olmak üzere herkese buradan
teşekkür etmek istiyorum. Bununla birlikte, önümüzde yeterli zaman
olmasına rağmen gerekli önlemlerin alınmasında
gevşeklik gösterildiğini düşünüyorum. Seçim bölgem
İstanbulda bulunduğum süre boyunca gelişmeleri yakından
takip etmeye çalıştım. Sayın Sağlık
Bakanının bütün iyi niyetine rağmen önlemler ve salgınla
mücadele konusunda özellikle İstanbulda büyük aksaklıklar
yaşanıyor.
Sağlık çalışanlarının
yüksek risk grubunda olduğu malum. Sağlık
çalışanlarımız için özel koruma önlemlerinin devreye
sokulmadığını görüyoruz. Bir salgına karşı
mücadele veriyorsanız önce sağlık personelini
koruyacaksınız. Korumasız sağlık personeli olmaz.
Böyle bir badireyle mücadele eden sağlık personelini sadece takdir
etmek yetmez, sağlık çalışanlarımızın
güvenliğini sağlamak zorundayız. Sağlık
çalışanlarımız şu anda salgına karşı en
ön cephede savaşıyorlar ama kendi sağlıkları konusunda
çok endişeliler. Her an neyle karşılaşacaklarını
bilmeyen, endişe içindeki insanlardan sağlık hizmeti bekliyoruz.
Sağlık çalışanlarının çalışma
koşulları düzeltilmeli ve güvenliği sağlanmalı ki daha
iyi hizmet verebilsinler. Sağlık personelimiz korunmadan halkın
korunması da mümkün değildir fakat bu konunun çok ciddi bir
şekilde ele alındığını göremiyoruz.
Değerli arkadaşlar, birçok hastaneye
yeterli ekipman dağıtılmadığı,
dağıtılanın yeterli olmadığı hakkında
şikâyetler alıyoruz. Özellikle coronavirüslü hastayla temas
sırasında kullanılan N95 tipi maskeler ve cerrahi maskeler
konusunda sağlık kuruluşlarında sıkıntı
yaşanıyor. Sağlık personeli maskeleri ücret vererek
satın alıyor çünkü imza karşılığı verilen
maskeler yeterli olmuyor. Sağlık çalışanları
kendilerinden çok ya bir yakınıma bulaşırsa korkusuyla
yaşıyorlar. Hâlâ bu konuda bir çalışma
yapılmış değil. Çalıştıkları süre
boyunca her türlü riske maruz kalan sağlık çalışanları
bu riski iş çıkışı evlerindeki sevdiklerine
taşıma korkusuyla salgınla mücadele ediyorlar. İstanbulda
bazı hastanelerin maskeleri kendi terzihanelerinde diktirip personele
dağıttığı iddia ediliyor. Personel
formalarını kendileri evlerinde yıkıyor. Bunlara kulak
tıkayamayız.
Bu salgın sebebiyle öğrendik ki bir
ülkenin savunması sadece sınırlarla olmuyor. Coronavirüs
salgınına karşı her türlü riske ve yetersiz
çalışma şartlarına rağmen Türk milletinin
sağlığı için savaş veren sağlık
çalışanlarımız da ülkemizin bütünlüğü, milletimizin
birliği için sınırlarımızda çarpışan
Mehmetçikimiz gibidir, birer kahramanlardır. Bu koşullarda onlara
gerekli güven ortamını, uygun çalışma
koşullarını sağlamak zorunda olduğumuza inanıyorum.
Değerli milletvekilleri, sağlık
ordumuz yaşanan eksikliklere rağmen olağanüstü bir mücadele
verirken, milletimizin göz bebeği Kızılayın bu dönemde yurt
dışında maske dağıtmasını da doğru
bulmadığımı buradan söylemek zorundayım. Bir
Kızılay yetkilisinin sosyal medya paylaşımı sayesinde
öğrendiğimiz bu yardımın yapılması en hafif
tabiriyle ayıptır, günahtır.
Hepinize sevgilerimi sunuyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
31inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
32nci madde üzerinde 3 önerge vardır.
Aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 32nci maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Murat
Çepni Oya
Ersoy
Ağrı İzmir İstanbul
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Nuran
İmir Ahmet
Şık
Muş Şırnak İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İzmir Milletvekili Murat Çepni. (HDP sıralarından
alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
Evet, coronavirüs salgınıyla ilgili
günlerdir tartışıyoruz fakat yaptığımız
bütün tartışmalara rağmen, başta sağlık
emekçilerinin ortaya koyduğu bütün emeğe rağmen salgın
devam ediyor ve nereye, hangi düzeye varacağı konusunda da henüz bir
bilgiye sahip değiliz. Fakat bütün bu süreçte ortaya çıkan en temel
veri, en temel bilgi, bütün bu sürecin bugüne kadar bildiğimizin, bugüne
kadar bütün yaptığımız tartışmaların, bugüne
kadar bütün yürüttüğümüz siyasi tartışmaların yerini yeni
bir boyuta taşımasıdır. Dolayısıyla Hiçbir
şey eskisi gibi olmayacak. kavramı tam olarak burada pekâlâ
kullanılabilir.
Örneğin, bu sürecin şeffaflıkla
yürütülmesi konusunda çok somut bir talebimiz var, en başta da belirttik.
Başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere, Sağlık ve Sosyal
Hizmet Emekçileri Sendikası başta olmak üzere bu
kurumlarımızın yani bu noktada uzman
kurumlarımızın bu sürece dâhil edilmemesi en temel
sıkıntılardan bir tanesidir. Bu süreç bir video oyunu biçiminde
yönetilemez. Bu biçimde bir yönetim anlayışı halkı kandırmakla
eş değerdir.
Biz bu sürecin tartışmasını
yaparken eğitime ara verildi ve evden eğitim
başlatıldı. Ve biz bu süreçte bir şeyi fark etmiş
olduk yani kuşkusuz öncesinde de eğitimin dinselleştirilmesine,
cihatçı kimi vurguların eğitim müfredatında yer
aldığına dair, cinsiyetçi kimi vurguların olduğuna
dair sendikalar başta olmak üzere eleştirilerimiz vardı fakat
bunları bir kez daha görmüş olduk. Neyi görmüş olduk?
Örneğin, Adnan Menderesin idam sahnesini biz EBA TVde görmüş olduk.
Adnan Menderesin idam sahnesi yetmiyor, yine bir kafa kesme sahnesinin EBA
ekranlarında çocuklarımıza öğretildiğini gördük. Bu,
fırsatçı siyasetin geldiği bir dip noktadır gerçekten. Yani
böylesine bir süreçte eğitim vermesi gereken bir devlet televizyonunun
burada da dindar ve kindar bir nesil, cihatçı bir nesil yaratmanın
derdine düştüğünü görüyoruz. İktidar bu politikadan derhâl
vazgeçmelidir. Bu politikanın kimseye bir katkısı yoktur.
Yine Evde kal. çağrısına dair
defaatle ifade ettik. Burada milyonlarca işçi evde kalamıyor maalesef
çünkü milyonlarca işçi açlık ve ölümle karşı
karşıya. Bugün, tersanelerde çalışan işçiler feryat
hâlinde; bugün, çağrı merkezlerinde çalışan binlerce emekçi
yine aynı risk altında. Yine, 120 bin mali müşavir aynı
eleştiriyi, aynı sıkıntıyı ifade eder durumda.
Ağır sanayi işçileri, küçük sanayi işçileri -hemen hemen
hepsi- milyonlarca işçi bu süreçte ölüme terk edilmiş durumda.
Değerli arkadaşlar, şöyle bir
istatistik verebilirim: İki haftalık ücretli iznin bedeli 5,4 milyar
dolar. Bu 5.4 milyar dolar nasıl karşılanabilir? diye
sorarsanız eğer, cevabı çok basit. Kanal İstanbul
bütçesinin yarısıyla bu bütçe pekâlâ karşılanabilir.
Savaş bütçesi yani güvenlikçi bütçenin beşte 1iyle bu bütçe pekâlâ
sağlanabilir fakat tabii ki halk sağlığı yerine
sağlık sektörü kavramını geçiren, hastaneleri iş
yeri, hastaları müşteri olarak gören bir neoliberal anlayış
elbette buna çare üretemez.
Değerli arkadaşlar, önerilerimizi
tekrarlıyoruz: Kira ödemeleri salgın süresince
durdurulmalıdır, bankalara olan bütün kredi ödemeleri salgın
süresince durdurulmalıdır. Elektrik, su, doğal gaz, telefon ve
internet ücretsiz
sağlanmalıdır. İşten çıkarmalar
yasaklanmalıdır. Zorunlu sektörler hariç tüm çalışanlara
ücretli izin sağlanmalıdır. Yaygın test koşulları
sağlanmalıdır ve çok sağlıksız koşullarda
yaşamaya çalışan göçmenlerin tüm sağlık
ihtiyaçları giderilmelidir.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar.)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.58
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.16
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
196 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
32nci madde üzerinde önerge işleminde
kalınmıştı.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 32nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 32- 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve
Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi
Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent ilave edilmiş ve dördüncü fıkrasında
yer alan "(6) numaralı alt bentlerinde ifadesi " (6) ve (7)
numaralı alt bentlerinde ve (c) bendinde şeklinde
değiştirilmiştir.
c) 29/4/1959 tarihli ve 7258 sayılı
Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları
Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
Gamze
Taşcıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Cavit
Arı Vecdi
Gündoğdu Saliha Sera
Kadıgil Sütlü
Antalya Kırklareli İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu.
Buyurun Sayın Gündoğdu. (CHP
sıralarından alkışlar)
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şu anda dünya ve
ülkemiz coronavirüs nedeniyle yaşamsal, ekonomik ve sosyal sıkıntılarla
karşı karşıyadır. Öncelikle, İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın anlayışı
doğrultusunda insan hayatının öncelendiği, tedbirlerin
ekonomik kaygılardan uzak, eksiksiz olarak alınması ivedilik ve
zorunluluk arz etmektedir.
Olağanüstü dönemde olağanüstü gayretle,
yaşamı pahasına mesleklerini yapan,
yaşamlarımızı emanet ettiğimiz sağlık
çalışanlarımızı sadece balkonlardan
alkışlayarak değil, Dünya Sağlık Örgütü ve Türk
Tabipleri Birliğinin kriterleri ve talepleri doğrultusunda
onların tüm ihtiyaçlarını süratle karşılayarak da
destek olmalıyız. Çalışma şartlarının
iyileştirilmesi, eksik tıbbi ihtiyaçlarının giderilmesi
ve ilerleyen günlerde oluşabilecek
yoğunluğa karşı önlemler de geciktirilmeden
alınmalıdır. Önümüzdeki günlerde oluşabilecek daha da
yoğun hasta sayısını düşünerek en kısa sürede
yoğun bakım ve yatak sayılarını
artırıcı tedbirler de alınmalıdır.
Virüsten korunmanın, bireysel korunma
yollarının dışında,
vatandaşlarımızın mutlaka vücut direncinin kuvvetli
olması gerekmektedir. Direncin en önemli düşmanı stres ve
kaygı ise uzmanlar tarafından da kanıtlanmıştır.
Bu doğrultuda, vatandaşların ekonomik kaygılarını
biraz olsun giderebilmek için Ekonomik ve Sosyal Konsey bir an önce
toplanmalı, işçi-işveren temsilcileri bir araya getirilmeli,
işten çıkarmalar yasaklanmalıdır. Zorunlu hizmetler
dışında ücretli izin uygulamasına geçilmeli, devlet tüm
çalışanların gelirlerini güvence altına
almalıdır. Tüm fatura ve kredi borçları öncelikle altı ay
uzatılmalıdır. Tüm kesimleri ekonomik çalkantıdan korumak
ve vatandaşların yaşamsal tedbirlere uyum maliyetini azaltmak
için bir aile sigortası süratle yaşama geçirilmelidir.
Olağanüstü koşullarda
kullanılmak üzere işsizlik sigortasından yararlanma
şartları yeniden güncellenmelidir ve düzenlenmelidir. Zora düşecek
esnaf ve KOBİlere hemen sahip çıkılmalı, sicil affı
derhâl çıkarılmalıdır.
İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın anlayışı doğrultusunda yediden
yetmişe tüm vatandaşlarımızın sağlık
güvencesinin sağlandığı, gıda ve beslenme tedarik
zincirinin aksamadan devam edeceğinin güvencesi
vatandaşımıza verilmelidir. Bu konuda
vatandaşlarımız rahat olmalı. Evinde kal. dediğimiz
vatandaşlarımızı sağlık, beslenme ve ekonomik
kaygılardan kurtarmak ve geleceğe umutla bakmalarını hep
birlikte sağlamak zorundayız. Bunun için de her türlü
fedakârlığı yapmak, öncelikle devleti yönetenlere, devlete ve bu
milletin sırtından yıllarca büyük paralar kazanarak servetlerine
servet katanlara da düşmektedir. Aynı gemideysek, tüm vatandaşlarımız
eşit ise fedakârlıkları da gelire göre eşit
paylaştırmak zorundayız. AKP hükûmetlerinin on sekiz
yıldır izlediği fakirden uzak, zengine yakın ekonomik
politikaları, yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapmaktadır.
Ülkemizde, 2002 yılında en zengin yüzde 10, servetin yüzde 68ine
sahipken, AKPnin zengini daha zengin yapan politikaları sonucu, 2018de
en zengin yüzde 10, servetin yüzde 81ine sahip olmuştur. Bunun da
sorumlusu, düzenin kurallarını on sekiz yıldan bu yana koyan
iktidardır. Kamu kaynaklarını kendi iktidarını ayakta
tutacak yandaş saadet zincirine aktarmayı seçen de rantçı
zihniyettir.
Sayın milletvekilleri, sağlıklı
yaşam güvencesini, adaleti, hakkı ve hukuku sağlamak hepimizin
görevidir. Burada var olma nedenimiz de budur. Demokrasimiz, vicdanlar yara
alıyor, kanıyor; bu kanı durdurmamız lazım ve bunu hep
birlikte başarmak zorundayız. Yoksa evlatlarımıza, hatta
doğmamış torunlarımıza hesap vermek zorunda
kalacağız ve veremeyeceğiz.
Sorun, aydınlık ve çağdaş bir
Türkiyeyi kurma, demokrasiyi yaşatma sorunudur. Sorun, ahlak ve vicdan
sorunudur. Hiç kimse endişe etmesin, hiç kimse de umutsuzluğa
kapılmasın. Başarısız olanlar, milletine
karşı şeffaflıktan uzak yönetemeyenler, aldatanlar, Allah
affetsin. diyenler artık gidecek, yerine bu işi daha iyi yapanlar da
gelecektir. Aklı, sağduyuyu, demokrasiyi ve özgürlükleri yaşama
geçirecekler gelecek arkadaşlar. Nefret dilini değil, sevgi dilini
tercih edenler gelecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 32nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "değiştirilmiştir ibaresinin
"yeniden düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ayhan
Erel Enez
Kaplan Zeki Hakan
Sıdalı
Aksaray Tekirdağ Mersin
Yasin
Öztürk Muhammet Naci
Cinisli
Denizli Erzurum
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Aksaray Milletvekili Ayhan Erel.
Buyurun Sayın Erel. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti;
yaşamakta olduğumuz sağlık problemlerini, bir şekilde,
milletçe el ele, gönül gönüle vererek devletin ve ilgili kurumlarının,
bilim adamlarının tavsiye ve telkinleri doğrultusunda bir gün
atlatacağımız muhakkak. Ancak bu tehlikenin getirmiş
olduğu ekonomik sıkıntılara
baktığımızda, bu sıkıntıların daha
büyük çapta ve uzun süre devam edeceği kanaati tüm ekonomistlerce ileri
sürülmektedir. Bu bağlamda, özellikle ileride milletimizin temel ihtiyaç
maddelerinde yokluk, kıtlık çekmemesi adına, ekilmiş
olanlarda rekolteyi çoğaltmak, ekimi yapılmamış olanlarda
da teşvik etmek amacıyla tarımda bazı önlemler almak
zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Buğday, nohut, şeker
pancarı, fasulye, patates, soğan, yağ için ayçiçeği,
mısır, pamuk gibi ürünlerde, şimdiden, çiftçilerimize,
tarımla uğraşan vatandaşlarımıza çeşitli
girdilerinde avantajlar sağlarsak ileride bu alanda verimi yükseltmiş
oluruz diye düşünüyoruz. Ne yapabiliriz? Bir kere, her şeyden önce,
her çiftçimizin çok büyük miktarda borcu var, bu borçlara da yüksek oranda
faizler uygulanmaktadır. Borçlarını faizsiz erteleyebiliriz,
yeniden bir yapılandırmayla çiftçilerimizin rahat nefes
almasını sağlayabiliriz. Yine, rekolteyi yükseltmek için,
ekilmiş ürünlerde sulamalarını rahat
yapabilmeleri adına, tarımda kullanılan elektrikten bu
tarım sezonunda ücret almama gibi bir durumu çiftçilerimize
sağlayabiliriz. Yine, gübrede, mazotta, diğer girdilerde
çiftçilerimize çeşitli avantajlar sağlayarak ileride
karşılaşabileceğimiz yokluğu, yoksulluğu ortadan
kaldırabiliriz diye düşünüyoruz.
Yine, ekonominin
canlanması için her şeyden önce tüketim ekonomisini bir tarafa
bırakıp üretim ekonomisine geçmek zorundayız. Üretim
yapmalıyız. Üretimde kullanılan yarı mamul maddeleri
Türkiyeden temin etmeliyiz. Yine, burada, üretimde de yüksek teknolojiyi
kullanmak zorundayız. Günümüzde, bir cep telefonunun karşılığında
yaklaşık 6 ton patates veriyorsak ekonomimizi, üretim şeklimizi
bir sorgulamamız gerekiyor diye düşünüyorum. Yine, şu ortamda AK
PARTİli arkadaşlarımızın, Türkiyeyi yöneten siyasi
iradenin artık Kanal İstanbul Projesini bir tarafa iterek
vatandaşlarımıza iş, aş sağlayacak, evlerine
ekmek götürebilecekleri, üretime yönelik fabrikaları hayata geçirmeleri
gerektiği kanaatindeyiz.
Yine, tabii ki,
üretim yaptıktan sonra talebi de teşvik etmek zorundayız. Talebi
teşvik etmek için de bir kere her şeyden önce vatandaşın
alım gücünün yükselmesi lazım. Ne yapabiliriz? Seçim
meydanlarında sözünü verdiğimiz, sözünü verdiğiniz,
memurlarımıza 3600 ek göstergeyi en kısa zamanda
gerçekleştirebiliriz. Hak ettikleri hâlde erken yaşta emekliliğe
takılan vatandaşlarımızın kademeli olarak bu haklarına
kavuşmasını sağlayarak alım güçlerinde belirli bir
oranda yükselmeyi sağlayabiliriz. Yine, memurlara da emeklilere
olduğu gibi, bayramlarda 2 maaş tutarında veya belli bir
miktarda ikramiye verilmesini hayata geçirebiliriz. Yine, okullar kapalı
olduğu için mağdur olan ve ücret alamayan, evlerine, çoluğuna
çocuğuna ekmek götüremeyen ücretli öğretmenlerimizin bu dönemde de
ücret almalarını sağlama durumunun bir vicdani görev, bir
insanlık görevi, bir devlet görevi olduğu kanaatindeyiz.
Yine, 32 bin
sağlık çalışanının atanacağını Sayın Sağlık
Bakanından duyduk; bu konuda gençlerimiz büyük bir heyecana
kapıldılar, sabırsızlıkla bu atamanın bir an önce
yapılmasını bekliyorlar. Bu atamayı duyan ağız
sağlığı ve diş tedavi teknikerleri de en azından
kendilerine de 500 kadro verilmesini
Sayın Bakandan beklemektedirler.
Yine, başta seçim bölgem Aksaraydan olmak
üzere, Kuveytte ve Orta Doğunun çeşitli ülkelerinde
çalışan işçilerimiz mağdur durumdadırlar.
İşveren, Başınızın çaresine bakın.
düşüncesinde; Kuveyt hükûmeti ise Ben karışmam. diyor. Ne
onlar orada huzur içindeler ne de
buradaki akrabaları huzur
içindeler. Devletimizin, bir an önce, yurt dışında, özellikle
Orta Doğuda çalışan işçilerimizin bu dertlerine derman
olması gerekmektedir.
Bu düşüncelerle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
32nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
33üncü madde üzerinde 3 önerge vardır.
Aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 33üncü maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Nuran
İmir Ahmet
Şık
Muş Şırnak İstanbul
Abdullah
Koç Oya Ersoy Murat Çepni
Ağrı İstanbul İzmir
Dirayet Dilan
Taşdemir
Ağrı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Ağrı Milletvekili Abdullah Koç.
Buyurun Sayın Koç. (HDP sıralarından
alkışlar)
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle halkımıza, bu
dünyada maalesef insanlığın başına bela olan corona
virüsünden korunmaları için bireysel tedbirlerini almaları, özellikle
evde kalmaları ve böylece bu hastalığın, bu virüsün fazla
yayılmaması yönünde kendilerine buradan çağrı
yapıyoruz.
Değerli Başkan, sayın
milletvekilleri; coronavirüs salgını birlikte mücadele verilmesi gereken
ortak bir düşmandır âdeta. Bu tanımlama Dünya Sağlık
Örgütü tarafından yapılan bir tanımlama. Bütün halklar ne
yazık ki Sağlık Bakanlığının bir tweetine
muhtaç kalmış durumda, yirmi dört saatte bir tek başına bir
tweet atmak suretiyle halkı bu şekilde bilinçlendirmektedir.
Gerçeği yansıtan kişiler hakkında, bu konuda tweet atan
veya açıklama yapan kişiler hakkında ise tırnak
içerisinde- terör propagandası suçlamasıyla hakkında soruşturma
açılmakta ve bu yönde bilginin yayılması ne yazık ki engellenmektedir.
Burada çağrımız şudur: Halka
derhâl bu konuda gerekli bilgiler verilmeli ve halk bilgilendirilmelidir. Bu mevcut olan virüsün yayılmasıyla
ilgili halk kesinlikle net bir şekilde bilgilendirilmelidir ve halkın
bilgi alma hakkı sağlanmalıdır. Türkiyede tablo nedir,
açık bir şekilde bu tablo anlatılmalıdır.
Değerli arkadaşlar, şimdi,
Sağlık Bakanı her gün yaptığı
açıklamalarında her yerde ücretsiz bir şekilde testlerin
yapıldığını ileri sürmektedir fakat yaptığımız
araştırmaya göre özel hastanelerde 1.500 lira
karşılığında test yapılmaktadır yani özel
hastanelerde ne yazık ki para karşılığında
testler yapılmaktadır ve bu konuda da henüz bir tedbir alınmış
değildir.
Yine, milyonlarca insan işsiz ve bu işsiz
insanların ihtiyaçları söz konusu. Bu yönde de Hükûmetin somut bir
şekilde almış olduğu bir tedbiri de yoktur.
Değerli arkadaşlar, son günlerde özellikle
65 yaş üstü insanlarımıza yönelik olan tavırları da
kesinlikle burada benimsemiyoruz ve kınıyoruz. Şimdi,
yaşlı bir yurttaşımıza polis soruyor: Niye evine
gitmiyorsun, niye evinde değilsin? Verdiği cevap: Benim evim
burası çünkü evsizim. Türkiye'nin gelmiş olduğu nokta
burasıdır.
Değerli arkadaşlar, bakın, Anayasada
mevcut olan ve yıllardır bu Hükûmetin neredeyse unuttuğu ve
ortadan kaldırdığı sosyal devlet
anlayışının ne kadar gerekli olduğunu ve bu yönde
tedbirlerin alınması gerektiğini biz burada belirtmek istiyoruz.
Sosyal devlet ilkesinden ne yazık ki uzaklaşılmıştır.
Biz, 21 Şubatta Meclise bir soru önergesi verdik, Tehlike kapıdadır.
dedik, İranda, komşumuzda çok ciddi bir tehlike olduğunu
belirttik, ne yazık ki bu konuda Hükûmet gerekli tedbirleri almadı ve
bu konuda da gecikti ve ne yazık ki çok ciddi bir tabloyla karşı
karşıyayız.
Bakın, cezaevlerinde toplamda 1.334 hasta
mahpus var ve corona virüsü nedeniyle çok büyük tehlike
altındadırlar. Bu, infaz düzenlemesi getirilmek isteniyor fakat bu
infaz düzenlemesinde de yine ayrımcılık yapılmaktadır.
Terörle Mücadele Kanunu, Türkiyede her muhalefetin
basın açıklaması, siyasal karşı duruşu Terörle
Mücadele Yasasının içerisine alınıyor, soruşturma ve
kovuşturmayla karşı karşıya kalıyor. Burada
getirilmek istenen İnfaz Yasasında yine bir ayrımcılığa
neden oluyor. Terörle Mücadele Yasası, Türkiye için bir tabu hâlini
almış durumda ve ne yazık ki bu siyasal iktidar da bu tabuya çok
ciddi bir şekilde, sıkı bir şekilde sarılmış
durumda. Siyasal iktidarın hoşuna gitmeyen her muhalefet bu yasak
kapsamına alınıyor ve takibata uğruyor. Getirilmek istenen
infaz yasası yine bir eşitsizliği, yine Anayasaya
aykırılığı da beraberinde getiriyor. Toplumsal
dayanışmaya bu Hükûmetin cevabı kayyumdur, bu Hükûmetin
cevabı yok saymadır, bu iktidarın cevabı
ayrımcılıktır. Bakın, tutuklama ve soruşturmalar
hızla devam ediyor, ne yazık ki biz, burada, bu uygulamayla
karşı karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, iktidarın İnfaz Yasasında
eşitlikçi yaklaşımı ne yazık ki söz konusu olmuyor.
İktidardan bir bağış, bir lütuf beklemek değildir bu
eşitlikçi yaklaşımı göstermesi; bu bir zorunluktur,
anayasal zorunluktur. Bu iktidarı Anayasaya uymaya
çağırıyoruz. Bakın, Anayasanın 2nci maddesi, hukuk
devleti ilkesini içermektedir. Yine 10uncu maddesi ise eşitlik ilkesini
içermektedir. Bu iktidarın derhâl Anayasaya uyması ve bu yönde
tedbir alınması gerektiğini ileri sürüyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önerge geri çekilmiştir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
45.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
test merkezlerinden verilerin toplanması zaman aldığı için
açıklamaların akşam yapılabildiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, burada, açıklamaların hep akşam saatlerinde
olmasıyla alakalı bir konu dile getirildi, onunla alakalı olarak
Genel Kurulu bilgilendirmek isterim.
37 tane test merkezi var, İstanbul ve Ankara
gibi yoğun kentlerimiz var. Buradaki test sonuçlarının
toparlanması, bitmesi akşam dokuzu-onu buluyor. Bunların hepsi
bütün merkezlerden toplandıktan sonra, anca akşam saatlerinde
açıklama yapılıyor. Yani bu açıklamalar, tüm bu
merkezlerden verilerin toplanması zaman aldığı için, uzun
sürdüğü için akşam on bir-on ikiye yakın yapılıyor.
Genel Kurulun takdirine sunarım.
Teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 33üncü maddesiyle 5737
sayılı Kanunun 20nci maddesine eklenen son fıkranın
birinci cümlesinde yer alan onarım veya inşa karşılığı
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Asuman
Erdoğan
İstanbul İstanbul Ankara
Vildan
Yılmaz Gürel Ramazan
Can Semiha
Ekinci
Bursa Kırıkkale Sivas
Bekir
Kuvvet Erim Recep
Özel Fehmi Alpay
Özalan
Aydın Isparta İzmir
Sermin
Balık
Elâzığ
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve
mazbut vakıflara ait olan taşınmazların tüm
kiralamalarında, sözleşme süresi içerisinde üç aylık
kirasını ödemeyen kiracıların verilecek otuz günlük süre
içerisinde borcunun tamamını ödememesi durumunda,
taşınmazın tahliyesinin mülki amirlikçe yapılarak kira
gelirlerinde sürekliliğin sağlanması ve yaşanan gelir ve
zaman kaybının önlenmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 33üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
34üncü madde üzerinde 4 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 34üncü maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Nuran
İmir Ahmet
Şık
Muş Şırnak İstanbul
Oya
Ersoy Murat
Çepni Dirayet Dilan
Taşdemir
İstanbul İzmir Ağrı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli)- Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, İstanbul Milletvekili Oya Ersoy.
Buyurun Sayın Ersoy.(HDP sıralarından
alkışlar)
OYA ERSOY (İstanbul) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu Meclisin yapacakları üzerine
konuşmamız lazım. Bu salgın başladığı
andan itibaren -biraz önce de ifade edildi Grup Başkan Vekilimiz
tarafından- Meclis olarak sınıfta kaldığımızı
söylemek istiyorum. Bu tarihsel bir süreçtir dedim biraz önceki konuşmamda
da. gerçekten belki, bu süreç geçtikten sonra anlaşılacak bütün
sonuçları itibarıyla. Bu süreç böyle yönetilemez, bu süreç emek
örgütlerini dışlayarak, sadece kendi istedikleriyle görüşerek,
bu ülkede halkın en çok güven duyduğu, hele ki bu AKP iktidarı
tarafından yaratılan sağlık ortamında en çok güven
duyulan Türk Tabipleri Birliğini sürecin dışında
bırakarak yönetilemez. Bu süreç Meclisi kapatarak -sakın ha
aklınızdan geçirmeyin- tek güvenilir yer, tek ilişki
kurduğumuz yer kapatılarak saraydan ve AKP teşkilatlarından
doğru yönetilemez.
Neden böyle diyorum? Bu süreci öngörebiliyorsunuz,
öngördüğünüz için bugün itibarıyla yoksul mahallelerde marketlerin
önünde akrepler bekliyor. Öngördüğünüz için aksi açıklama yapan,
gerçekleri açıklayanlar bugün ceza tehdidi altında gözaltına
alınıyor. Neden? Facebookta paylaşım
yaptığı için. Neden? Twitterda, sosyal medyada
paylaşım yaptığı için ve gerçek bilgileri
paylaştıkları için. Şimdi, bu önemli bir süreç ve bu önemli
süreci bir toplumsal mücadele konusu hâlinde karşılamazsak herkes bu
sürecin altında kalacak.
Şimdi, biraz önce de konuşuldu, özellikle
Sağlık alanında her şey tam. deniyor. Bakın, rica
ediyorum
Türk Tabipleri Birliği bir anket yaptı ve 74 ilden 1.820
sağlık çalışanının
yanıtladığı anketin sonuçlarını da bugün
itibarıyla sitesinden paylaştı. Bunların yüzde 70i
çalıştığı sağlık kurumunda 1den fazla
Covit-19 hastası bulunduğunu, yüzde 6sı bir sağlık
kurumunda teyitli Covit-19 hastasıyla yüz yüze teması
bulunduğunu belirtmiş ve ankete yanıt verenlerin yüzde 78i N95
maske, yüzde 74ü siperlik ya da koruyucu gözlük, yüzde 71i tek
kullanımlık önlük-tulum, yüzde 60ı tıbbi maske, yüzde 52si
önlük-forma ve yüzde 38i de eldivene erişim konusunda
sıkıntı yaşadıklarını belirtiyor.
Şemalar
Girin, bakın.
Bakın, bu çok önemli. Eğer
sağlık çalışanlarını gerçekten koruyamazsak
halkı koruyamayız. Biz burada toplanırken -milletvekillerinin
sayısı belli- tedirgin oluyorsunuz değil mi evden çıkarken?
Bu sağlık çalışanları en önde savaşıyorlar
ve bunlara ilişkin önlemler alınmadığı takdirde
nasıl bir sağlık ortamının olacağını ve
halkın ne duruma geleceğini biliyorsunuz herhâlde.
Onun dışında,
dışladığınız DİSK, KESK, TMMOB, TTB ortak
bir açıklama yaptı ve size Öncelikle bu salgınla mücadele
toplumsal bir mücadele olarak örgütlenmelidir. Mesele siyasi ikbal ve ekonomik
kâr ekseninde ele alındığı ölçüde bütün bir ülkenin
bağışıklığı zarar görmektedir. diyorlar ve
taleplerini söylüyorlar. Bunları biraz önce de tekrar ettim aslında,
aynı içerikte talepler ama özellikle herkes için yaygın test,
eşit, ulaşılabilir bir parasız sağlık bu dönemde
özellikle çok, çok, çok önemlidir. Bunun acilen yerine getirilmesi lazım.
Emekçilerin korunması çok önemlidir. İşten
çıkarılmalar yasaklanmalıdır, tüm çalışanlara
ücretli izin sağlanmalıdır. Tüm işçilerin ve emeklilerin
geçimleri güvence altına alınmalıdır. Sağlık
emekçilerinin ve temel hizmetlerde diğer tüm zorunlu
çalışanların güvenli çalışma koşulları
karşılanmalıdır, bunların her birine periyodik test
yapılmalıdır. Ebeveyn izni sağlanmalıdır, sadece
65 yaşın üstündekileri -riskli gruplar için- eve kapatmak yetmez,
istisnasız hepsine test yapılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
OYA ERSOY (Devamla) Bu insanlar evlerinde ne
durumdalar? Eve kapatılan bu insanların temel gıda
ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır.
Yaygın sağlık ve psikolojik destek hizmeti verilmelidir. Halk,
salgın hakkında düzenli, güvenilir bilgiye sahip olmalı,
şeffaflık sağlanmalı. Şu an hangi hastanelerde ne var?
Biraz önce de sordum. Hangi illerde bu var? Ve halk bunu bilmeli ki siz
doğru olmayan etrafa yayılan bilgiyi kontrol edebilesiniz. Bir,
güvenilir örgütlerle bunu yapabilirsiniz. İkincisi, doğru bilgiyi
yayarak şeffaflıkla bunu yapabilirsiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 34üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 34- 5737 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 14- 20 nci maddenin üçüncü
ve dördüncü fıkraları, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihte Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait
taşınmazların onarım veya inşa karşılığı
devam eden kiralamalarında da uygulanır. Ancak bu kiralamalarda
altı aylık teminat alınmaz.
Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait
taşınmazların onarım veya inşa
karşılığı devam eden kiralamaları ile devam eden
diğer kiralamalarında birikmiş üç aylık veya daha fazla
kira borcu olanların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren üç ay içinde borcunu tamamen ödememesi halinde kira sözleşmeleri
feshedilmiş sayılır. Bu durum Genel Müdürlük tarafından
mülki amirliğe derhal bildirilir ve taşınmaz mülki amirlikçe en
geç on beş gün içinde tahliye ve teslim edilir.
Gamze
Taşcıer Müzeyyen
Şevkin Emine Gülizar
Emecan
Ankara Adana İstanbul
Cavit
Arı Zeynel
Emre Saliha Sera
Kadıgil Sütlü
Antalya İstanbul İstanbul
Kemal
Zeybek
Samsun
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞE
KEŞİR (Düzce) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, İstanbul Milletvekili Zeynel Emre.
Buyurun Sayın Emre. (CHP sıralarından
alkışlar)
ZEYNEL EMRE (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Önemli bir madde. Maddeye ilişkin
değerlendirmede bulunacağım ancak öncelikle, son günlerde
yaşadığımız, tüm dünyayı etkisi altına alan,
ülkemizde de son bir haftadır ciddi can kayıpları
yaşadığımız corona salgınıyla ilgili 3 tane
notum var; bunları yüce Meclis çatısı altında dile getirmek
istiyorum.
Değerli arkadaşlar, birincisi, bakın,
vaka sayısı, ölüm oranları ve bunun gibi rakamlar her nedense
gizleniyor. Yani biz buna dünya ölçeğinde, diğer ülkeler ne
yapıyor diye bakıyoruz; bütün büyük, ciddi devletlerde, bakın,
Almanyada, Fransada, İtalyada, Korede, Meksikada, daha
sayabileceğimiz birçok ülkeye kadar resmî internet sitelerinde, web
sitelerinde hangi şehirde ne kadar vaka var, ne kadar kayıp var;
bunların hepsi şeffaf bir şekilde kamuoyuyla
paylaşılıyor.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Bizde de
paylaşılıyor.
ZEYNEL EMRE (Devamla) Şimdi, bizde nasıl
paylaşılıyor? Bizde şöyle paylaşılıyor: Biz,
hepimiz akşam bekliyoruz Sağlık Bakanı ne tweet atacak
diye. Hangi şehirde ne kadar vaka olduğu belli değil, ne kadar
kayıp olduğu belli değil; sadece, yapılan test
sayısı yeterli olmamakla birlikte çıkan sonuçlara ilişkin
toplam rakam veriliyor. Şimdi, şeffaf olmanın
sakıncası nedir? Açıkçası bunun bir izahatının
yapılması lazım.
İki: Bizim coronayla ilgili mücadele
planımız nedir somut olarak? Mücadelede başarılı olan
ülkelerin farklı farklı metotları oldu. Burada en
başarılı örneklerden biri Güney Kore. Güney Kore, yaygın
test ve izolasyon yöntemiyle minimize etti zararı. Şimdi, biz ne
yapabiliriz? Görülüyor ki değerli arkadaşlar, bu tüm yurda
yayıldı, Türkiyenin her tarafında var artık.
Dolayısıyla bizim, tüm Türkiyede, yaygın bir şekilde,
tıpkı nüfus sayımı yapar gibi, insanları evlerinde,
varsa evlerinde, bizatihi evlerinde, mümkün mertebe de sokağa
çıkmasını önleyerek test etmek dışında,
vakaları tespit edip izole etmek dışında bir
seçeneğimiz yok. Bu hızla yayılırsa ciddi kayıplara
sebebiyet verecek.
Üçüncüsü de şimdi, bir paket
açıklandı, evet, bizim ekonomimiz maalesef kötü yönetildiği için
çok güçlü değil, çok büyük bütçelere sahip değiliz. Bir paket
açıklandı ama bu paket neyi karşılayabilir? Mesela, yevmiye
usulü çalışan işçiler, günlük kazancına göre geçinen
esnaflar, bunlar çalışmak zorunda. Şimdi, bir paket açıklanıyor,
deniyor ki: Konut alımlarında yüzde 20 olan peşinat
oranını yüzde 10a düşürüyoruz. Bu konut alımını
yüzde 10a düşürmemizin yevmiyeyle çalışan işçiye evde
oturduğunda nasıl bir faydası olabilir? Evet,
şartlarımız zor ama şunu gözden kaçırmayalım
eldeki imkânlarla zorlamamız lazım, bunu geliştirmemiz
lazım çünkü virüs kadar önemli bir sıkıntı da sosyal
sıkıntılara, sosyal patlamalara sebebiyet verir bu işin
sonunda. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, burada
mantıklı çözüm önerilerine gitmek lazım.
Şimdi, kanuna gelince, torba kanun bir
alışkanlık hâline geldi, bu pazar sepetini de geçti. Şimdi,
bakıyorum, erişimin engellenmesi kararı verilen katalog suçlar,
illegal bahis vesaire ilişkin suçların eklenmesi
Ya, bu Adalet
Komisyonunun konusu. Bir bakıyorsunuz, boşanan taraflardan birinin
ölmüş olması, yabancı olması hâlinde Türk
vatandaşı olan diğer taraf veya vekilin tek başına
başvurması vesaire vesaire diye aile hukukuna ilişkin bir
şey, yine Adalet Komisyonunun işi. Bakıyorsunuz, Kültür ve
Turizm Bakanlığının konusu var, Turizm Komisyonunun
işi. Başka, Meclisin komisyonları ayrı ayrı
işlevsiz hâle getiriliyor. Bu çalışma usulü kabul edilir bir
çalışma usulü değil. Yani bunun hiç kimseye faydası yok,
Meclisin itibarına zarar veren bir şekil. Bunun önüne geçmek
lazım, böyle torba kanun olmaz.
Değerli arkadaşlar, düzenlemede maddeye
baktığınızda yeni bir hukuk ihdas edemeyiz. Bir alacak
verecek meselesinde nasıl davranılacağı bellidir, bir kira
sözleşmesinde taraflardan biri yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa
mahkemeye başvurursunuz; edimini ifa etmeyene bu gerekçeyle tahliye
talebinde bulunursunuz, mahkeme hâkimi karar verir, onu icra edersiniz. Bir
mülki idare amirine bir konutun tahliyesi konusunda yetki veremezsiniz ya,
hukuk devletinde böyle bir şey olmaz. Baktığınız
zaman, kuvvetler ayrılığını tamamen ortadan
kaldıracak bir düzenleme, bu kabul edilebilir bir düzenleme değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZEYNEL EMRE (Devamla) Hızla
toparlayacağım Başkanım.
BAŞKAN Buyurun toparlayın.
ZEYNEL EMRE (Devamla) Şimdi, Anayasanın
birçok hükmüne aynı anda aykırı bu düzenleme ve pratikte
baktığımızda da içinde yaşadığımız
ekonomik atmosfer göz önünde bulundurulduğunda bunu mülki amire bıraktığınızda
birkaç ay kirasını ödeyemeyenleri paldır küldür
kapının önüne koyacak, çok daha büyük sosyal
sıkıntılara sebebiyet verecek, Türkiyenin hukuk devletinden
çıkışı konusunda bir kez daha darbe vuracak, yönetim
prensibi anlamında darbe vuracak kabul edilemeyecek bir düzenleme. Bunu
nasıl getirdiniz, nasıl öngörüldü, hangi maksatla getirildi,
hakikaten anlaşılır değil. Değerli arkadaşlar,
dolayısıyla bundan vazgeçin yani bu düzenleme hukuk devleti ilkesine
aleni bir şekilde saldırıdır diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 34üncü maddesiyle 5737
sayılı Kanuna eklenen geçici 14üncü maddenin birinci
fıkrasında yer alan onarım veya inşa
karşılığı ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını ve ikinci fıkrasında yer alan
onarım veya inşa karşılığı devam eden
kiralamaları ile devam eden diğer ibaresinin devam eden
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Vildan
Yılmaz Gürel
İstanbul İstanbul Bursa
Semiha
Ekinci Fehmi Alpay
Özalan Asuman
Erdoğan
Sivas İzmir Ankara
Bekir
Kuvvet Erim Ramazan
Can Recep Özel
Aydın Kırıkkale Isparta
Sermin
Balık
Elâzığ
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞE
KEŞİR (Düzce) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
RECEP ÖZEL (Isparta) Gerekçe
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum.
Gerekçe:
Önergeyle sözleşme süresi içerisinde üç
aylık kira bedelini ödemeyen kiracıların mülki amirlikçe
tahliyesine ilişkin olarak Vakıflar Kanununun 20nci maddesine
eklenen fıkraların altı aylık teminat alınmasına
ilişkin hükmü hariç olmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve
mazbut vakıflara ait taşınmazların devam eden tüm
kiralamalarında da uygulanması öngörülmektedir. Ayrıca Genel
Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait taşınmazların devam
eden kiralamalarında birikmiş üç aylık veya daha fazla kira
borcu olanların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
üç ay içinde borcunu tamamen ödememesi hâlinde taşınmazın mülki
amirlikçe tahliye edileceği düzenlenerek vakıf
alacaklarının tahsilinin sağlanması hedeflenmektedir.
BAŞKAN Şimdi önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 34üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
35inci madde üzerinde bir önerge vardır,
buyurun okuyun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 35inci maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Murat
Çepni
Ağrı Muş İzmir
Oya
Ersoy Nuran
İmir Ahmet
Şık
İstanbul Şırnak İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞE
KEŞİR (Düzce) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde konuşmak isteyen,
Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir. (HDP
sıralarından alkışlar)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bugün gün içerisinde onlarca telefon aldım,
eminim sizler de aranmışsınızdır. Yakınları
cezaevinde olan ailelerin aslında gözü kulağı Mecliste, her an
bir adım atılmasını bekliyorlar çünkü gerçekten çok
kaygıyla bu süreci izliyorlar. Hepimiz biliyoruz ki şu an riskli
alanların başında aslında cezaevleri geliyor çünkü
cezaevlerinin hem koşulları hem de standartları gerçekten çok
kötü bir durumda. Şu an cezaevlerinde 300 bine yakın tutuklu ve
hükümlü var. Bu salgın döneminde, bu tutuklamaya hâlâ ara verilmiyor
maalesef hâlâ siyasi soykırım operasyonları hız kesmeden
devam ediyor. Her gün yeni insanlar tutuklanıyor ve cezaevine
gönderiliyor. Açıkçası tutuklama bir tedbir olarak değil
aslında şu an bir ceza verme durumuna dönüşmüş, bir
cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor artık.
Cezaevlerinin mevcut hâliyle -bu kadar kaygı verici bir salgın
karşısında- tutukluların kendilerini koruma, orada
yaşamlarını idame etmeleri elbette ki söz konusu değil.
Sadece, Patnos Cezaevinde bu duruma ilişkin
gelen kaygıları ve tutukluların bize ilettikleri durumu sizinle
paylaşmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, 5 kişinin
kalması gereken koğuşlarda 20ye yakın kişi kalıyor
yani kapasitenin çok çok üzerinde kişi aynı anda, aynı
koğuşlarda kalmak zorunda kalıyor. Yine, Adalet
Bakanlığının tedbirler kapsamında tutsaklara
dezenfektan, kolonya, maske dağıtılacağı yönündeki
açıklamasının da gerçekten karşılığı
olmamış ve bunların hiçbiri
dağıtılmamıştır. Salgının Türkiyede
tespit edildiği açıklamasından sonra koğuşlar sadece
bir kez dezenfekte edilmiş devamı gelmemiştir. Yine, tutsakların
kolonya, maske ve dezenfektan talebine, Kantinden satın alabilirsiniz.
yanıtı verilmiştir. Fakat bu malzemelerin kantinde fahiş
fiyata satılması nedeniyle tutsaklar bunları alamamaktadır.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ne tutsağı ya?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla)
Hatta bırakalım tüm bunları, Patnos Cezaevinde tutsaklar
doğru düzgün sabun dahi temin edemiyorlar.
RECEP ÖZEL (Isparta) Cezaevinde tutsak yok,
hükümlü var. Hukuki tanım yaptım.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla)
Nasıl tanımladığımız bize kalmış, siz
nasıl tanımlıyorsanız gelirsiniz burada ifade edersiniz.
Ben öyle tanımlıyorum, siz böyle tanımlamak durumunda
değilsiniz. Sizin tanımınıza göre de konuşmak zorunda
değilim. Dolayısıyla öyle ayar vermekten de vazgeçin yani, ikide
bir buradan laf atmayın. Gelirsiniz burada kendi görüşlerinizi ifade
edersiniz.
Değerli arkadaşlar, bakın, yine
Adalet Bakanlığı geçen bir açıklama yaptı.
Cezaevlerinde herhangi bir pozitif sonuç olmadığını yani
corona virüsüne dair pozitif bir sonuç çıkmadığını
söyledi ama biz buradan kendisine soruyoruz: Örneğin, kaç tutsağa bu
test uygulandı, test uygulandı mı, uygulanmadı mı?
Dolayısıyla, herhangi bir testin uygulanıp
uygulanmadığı konusunda da bir fikir söz konusu değil.
Sadece söylenen şudur: Yoktur. yani genel itibarıyla bütün sorunlara
aslında yaklaşımınız böyledir: Biz yoktur diyorsak
yoktur.
Değerli arkadaşlar, yine, biliyorsunuz, bu
corona virüsünden kaynaklı, salgından kaynaklı İnfaz
Yasasının düzenlemesi şu an gündemde. Öyle görünüyor ki bu
pakette siyasiler dışında tutulmak isteniyor. Açıkçası
bu, ayrımcılıktır, eşitlik ilkesinin ihlalidir.
Binlerce insan adil bir şekilde zaten yargılanmadı, talimatla,
aslında sizin talimatlarınızla yargı eliyle insanlar
ağır cezalara çarptırıldı. Sadece bir tweet attığı için, size
muhalefet ettiği için, düşüncelerini ifade ettiği için binlerce
insan şu an cezaevinde. Kimler cezaevinde? Siyasetçiler cezaevinde,
gazeteciler cezaevinde, akademisyenler cezaevinde. Şimdi siz bunları
dışında tutmak istiyorsunuz bu yasayla. Açıkçası yani
siz corona virüsünün kime bulaşıp bulaşmayacağını
nereden biliyorsunuz? Bunun kriteri sizin için nedir? Bu ayrımı neye
göre yapıyorsunuz? Açıkçası hukukta da, ahlakta da bunun
karşılığı yok; bu, keyfî, ayrımcı bir
tutumdur, bundan vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Yine, şu an cezaevlerinde, arkadaşlar,
yüzlerce hasta tutsak var, çocuklar var, yaşlılar var, kadınlar
var. Dolayısıyla bunların da durumu göz önünde bulundurularak
bir an önce tahliyeleri sağlanmalıdır. Eğer bu
yapılmayacaksa, bu, şu anlama geliyor, Biz bir kez daha siyasi
tutsaklara düşman hukukunu uygulamak istiyoruz. demek istiyorsunuz. Bu,
özgürlük adına da, demokrasi adına da kabul edilir bir durum
değildir. Bir an önce bütün cezaevlerinin boşaltılması
lazım. Gerekli denetim mekanizmaları ne ise uygulanır ama böyle
kitlesel ölümleri kimsenin kaldıracak gücü de yok, tahammülü de yok.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
35inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
36ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
37nci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 37nci maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Nuran
İmir Ahmet
Şık
Muş Şırnak İstanbul
Şevin
Coşkun Oya
Ersoy Dirayet Dilan
Taşdemir
Muş İstanbul Ağrı
Murat
Çepni
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞE
KEŞİR (Düzce) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde konuşmak isteyen
Muş Milletvekili Şevin Coşkun. (HDP sıralarından
alkışlar)
ŞEVİN COŞKUN (Muş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 37nci madde üzerine söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 11 Martta ilk
coronavirüs vakasının tespitinden sonra, bu sayı katlanarak
artmıştır. Vaka sayısı ve ölüm sayısı
kaygılarımızı artırmaktadır. İtalya ve
İspanya coronavirüsten etkilenen ülkelerin başında gelse de
Türkiyenin ölüm sayısının, kısa zamanda en hızlı
yükseldiği ilk 5 ülke arasında yer alması görmezden
gelinmemelidir. Türkiyede virüsün seyrine baktığımızda,
artık bütün gaye İtalya olmamaktır.
Türkiye ne zaman siyasi ve politik bir kriz
yaşasa, hedef olan bir meslek grubu vardır, o da gazetecilerdir.
Virüs krizinin derinleşmesiyle Hükûmetin baskı
aygıtlarının gazetecilere yönelmesini beraberinde getireceğinden
hiç kuşkumuz yoktur. Keza Türkiyede 150yi aşkın gazeteci
şu an cezaevlerindedir. Aynı şekilde, coronavirüs günleri
başladığından bu yana sosyal medya
operasyonlarının da ardı arkası kesilmemiştir. Sadece
Adanada 31 kişi son bir haftada gözaltına
alınmıştır. Coronavirüse karşı mücadelede
gazetecilere büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü biliyoruz.
Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi, halkın haber alma
hakkının her şartta ve koşulda yerine getirilmesini
gazeteciler sağlamaktadır. Hükûmet de buna göre bir
yaklaşım sergilemek zorundadır. İnsani, vicdani ve siyasi
olan da budur. Ancak, mevcut çalışma koşulları
gazetecilerin sorumluluklarını yerine getirmelerine engel
olmaktadır. Gazeteciler coronavirüs tehdidi altında haber peşinde
koşarken, sağlıklarının korunması elzemdir. Gazetecilerin
sağlığının korunması toplumun
sağlıklı bilgi alması demektir. Birçok dev medya
organının gazetecilere çalışma imkânı
sunmadığını öğrenmekteyiz. Gazetecilerin
sağlıkları, sağlıklarının korunması,
gerekli sağlık ekipmanlarının kendilerine temin edilmesi
öncelikli şarttır. Nasıl ki yetersiz ve yüzeysel de olsa
sağlık çalışanlarına bazı ayrıcalıklar
tanınmışsa bu süreçte gazetecilere de tanınması
gerekmektedir. Aynı zamanda, büyük risk altında olan cezaevlerinde
tutsak edilen düşünce ve fikir işçisi gazetecilerin derhâl serbest
bırakılması gerekmektedir. Bir gazeteci bu süreçte sadece haber
yapmayı düşünür. Gazeteciler bırakılmalı ve virüsle
mücadelede aktif rol oynamalıdırlar.
Değerli milletvekilleri, sağlık
çalışanlarının yararlanacağı bir dizi ekonomik
iyileştirme Hükûmet tarafından açıklanmıştır.
Olumlu bir adım olarak değerlendirsek de bunlar yetersizdir. Çünkü
sağlık emekçileri şu anda uzun süre mesai harcamakta ve
kendilerini koruyacak ekipmanlara ulaşamadıklarını beyan
etmektedirler. Türk Tabipleri Birliğinin daha bu sabah
açıkladığı risk anketine bir göz atmanızı
isterim. Ankete katılan hekimlerin yüzde 78i N95 maskeye, yüzde 74ü
siperlik ya da koruyucu gözlüğe; yüzde 71i tek kullanımlık
önlüğe, tuluma; yüzde 60ı tıbbi maskeye, yüzde 52si önlüğe,
formaya ve yüzde 38i de eldivene erişim konusunda sıkıntı
yaşadıklarını anlatmaktadırlar. Alkış iyi
bir jesttir ama asıl olan, sağlık emekçilerinin pratikte
gördüğü değerdir. Sağlık çalışanları sadece
virüs zamanında değil, her zaman toplumda kilit rol
oynamaktadır. Bu vesileyle Hükûmet derhâl, sağlık
çalışanlarını performans sistemine iten, onları sömürü
çarkına hapseden politikaların
yanlışlığını görmelidir. Virüsün gidişatına
baktığımızda, enfekte olan hasta sayısı on
binleri bulacaktır. Mevcut sağlık çalışan
sayısının bu yükü kaldıramayacağı
aşikârdır. Bu vesileyle, KHKyle ihraç edilen tüm sağlık
çalışanları derhâl görevlerine iade edilmelidir. KHKyle ihraç edilen
sağlık çalışanları bu süreçte aktif rol almak
istediklerini her fırsatta dile getiriyor, bu sese kulak vermeliyiz.
Bu süreçte iktidar akıl dışı
işler de yapmaktadır. Virüsün etkin olduğu mart ayında dahi
genç hekimler güvenlik soruşturmasına tabi tutulmakta ve işe
başlamaları engellenmektedir. Güvenlik soruşturması Anayasa
Mahkemesine göre ihlaldir. Virüs sürecinde dahi iktidar hem hukuku derdest
etmekte hem de genç hekimleri hastanelerin dışında tutarak
sağlığına zarar vermektedir.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle,
cezaevlerinde siyasi iktidar tarafından rehin tutulan çok çok değerli
doktor arkadaşlarımız, yoldaşlarımız Sayın
İdris Baluken ve Sayın Selçuk Mızraklıya saygı ve
selamlarımızı gönderiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) -
Toparlıyorum.
BAŞKAN Toparlayın.
ŞEVİN COŞKUN (Devamla) Onların
da bu süreçte Mecliste, belediye binasında ya da hastanelerde
olmamasının bu toplumun sağlığını
bozduğunu ve de bu ülkenin demokrasisini yerle bir ettiğini
hatırlatmak istiyoruz.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
37nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
38nci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 38inci maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dirayet Dilan
Taşdemir Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Murat
Çepni
Ağrı Muş İzmir
Nuran
İmir Oya
Ersoy Ahmet
Şık
Şırnak İstanbul İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞE
KEŞİR (Düzce) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde konuşmak isteyen,
Şırnak Milletvekili Nuran İmir.
Buyurun Sayın İmir. (HDP
sıralarından alkışlar)
NURAN İMİR (Şırnak)
Değerli arkadaşlar, bu torba yasanın tamamına
baktığımız zaman, düzenlenen tek şey rant
politikasıdır; elde avuçta hiçbir şey kalmadığı için
yeni rant alanları yaratılmaktadır, bunun için de her türlü yol
mübahtır. Yurt dışında yaşayan Türkiye
vatandaşları için dövizli askerliğin genişletilmesi
başlı başına askerlik sisteminin tartışmaya
açılmasına neden olmaktadır. Hükûmetin her alanı piyasaya
açan ve kâr amacı güden politikaları askerlik hizmetinde de
görülmektedir. Düzenlemenin kamu vicdanını rahatsız etmeyecek
bir şekilde olması gerekmektedir. Parası olanın askerlik
yapmadığı, parası olmayanın askerlik
yaptığı bir sistemde kamu vicdanı rahatsız
edilmektedir. Askerlik sistemi, yapısal olarak sorunlu bir
durumdadır. Zorunlu askerlik yerine zorunlu kamu hizmeti, vicdani hizmet
anlayışı üzerinden hareket edilmedikçe yapılan her
düzenleme askerlik sisteminde var olan sorunları ve adaletsizliği
derinleştirecektir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
AKP iktidarı dış politikada, iç politikada, sandıkta,
sokakta, Mecliste, başaramadığı her yerde, kaybettiği
her alanda HDPnin kazanımlarına saldırıyor. Sizlere
seslenmek istiyorum: Bu düşmanlıktan, bu
fırsatçılıktan vazgeçin. Bu düşmanlık sizi bitirecek.
Bu, sizin kendi yarattığınız krizlere benzemez,
altında kalırsınız. Biz, iktidarınızın
yanlışını gören ve alternatif geliştiren, Türkiye'nin
2nci büyük muhalefet partisiyiz. Bizimle siyaseten karşı
karşıya gelin. Kolluk güçlerini bizim üzerimize salarak, halkın
temsiliyetlerini gasbederek sadece güçsüzlüğünüzü ve düşmanca
yaklaşımınızı ortaya koyuyorsunuz ve bu, sonuç
vermeyecektir.
Uyguladığınız bütün şiddet
ve hukuksuzlukları bu ülkenin bekası için
yaptığınızı iddia ediyorsunuz. Emin olun ki savaş
ve kayyum politikalarınız bittiği gün, sizler de o koltuklardan
ineceksiniz. Bunu gerçekleştirecek güç ise çok korktuğunuz
kadınlar, Kürtler, gençler, emekçiler ve bu ülkenin ezilenleri
olacaktır.
Değerli milletvekilleri, ben de bir kez daha
dile getirmek istiyorum, bir çözüm bulana kadar da dillendireceğiz:
Cezaevlerinde risk altında olan tutuklu ve hükümlülerin hastalık
yayılmadan derhâl serbest bırakılmaları gerekmektedir.
Ölümler yaşanmadan önlemler alınmalıdır. Her alanda bu zor
sürecin üstesinden gelmek için yapmamız gereken en önemli şey,
dayanışmayı geliştirmek ve halkımızın
moralini yüksek tutmaktır, kayyum atamak değildir. Bu kadar vahim bir
tabloda siyasi hükümlü ve tutukluları kapsam dışına
çıkarmak, toplum vicdanını derin şekilde
yaralayacaktır.
Anayasada herkesin eşit olduğu
yazıyor. İnfaz sistemi eşit olmak zorundadır. Çeteler
çıkacak ama toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını
kullananlar çıkamayacak; kadın katilleri çıkacak ama Selahattin
Demirtaş, Gültan Kışanak ya da doktor olan İdris Baluken çıkamayacak;
hırsızlar çıkacak ama Osman Kavala çıkamayacak.
İnfazda eşitlik istiyoruz, bu corona
günlerinde bütün mahpuslara eşitlik istiyoruz. Önce, içeride
olanların yaşam hakkını korumak zorundayız.
İtalya ve İran başta olmak üzere
binlerce tutuklu tahliye edildi. Şartsız, koşulsuz tahliyelere
Türkiyede de başlanmalı, aksi takdirde yaşanacak her ölümün
sorumlusu iktidarın kendisi olacaktır.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
38inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.11
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 23.44
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 24
Mart 2020 Salı günkü birleşiminde 197 sıra sayılı
Kanun Teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesine ilişkin önerisi
24/3/2020
Danışma Kurulu
Önerisi
Danışma Kurulunun 24/3/2020 Salı günü
yaptığı toplantıda, Genel Kurulun 24/3/2020 Salı günkü
birleşiminde 197 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını
sürdürmesinin Genel Kurulun onayına sunulması önerilmiştir.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet Muş Engin Özkoç Meral Danış Beştaş
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Halkların Demokratik Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
Erkan Akçay Lütfü Türkkan
Milliyetçi Hareket Partisi İYİ PARTİ
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN - 196 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair 15 önerge vardır. Malumlarınız olduğu üzere, bir
bölümde madde ihdasına dair verilebilecek önerge sayısı 2dir;
bu önergelerin de görüşülmekte olan teklifle çok yakın ilgisi bulunması
gerekmektedir. İç Tüzükte öngörülen bu şartları
taşımayan mezkûr önergeleri, görüşmelere katılan siyasi
parti gruplarından bir itiraz gelmemesi ve önergelerin konusunun ülkemizde
görülen corona virüsü salgını kapsamında alınacak
önlemlerle ilgisi olması sebebiyle, emsal teşkil etmemek üzere
işleme alacağım.
Şimdi, önergeleri sırasıyla okutup
Komisyona soracağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım. Komisyonunun salt çoğunlukla katılmadığı
önergeleri ise işlemden kaldıracağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 39- 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı
İmar Kanununun 42 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a)
bendinin üçüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve
fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.
ç) Bu fıkra uyarınca idari para
cezası verilmesini gerektiren aykırılığa konu alan ile
bu alanın bulunduğu arsa veya arazinin emlak vergisine esas asgari
metrekare birim değerinin çarpımı ile bulunan bedel kadar idari
para cezası yukarıdaki bentlere göre verilen para cezalarına
ayrıca ilave edilir. Bu fıkraya göre verilen idari para
cezasının ilgilisine tebliğinden itibaren bir ay içinde
aykırılığın giderilmesi ve yapının mevzuata
uygun hale getirilmesi halinde bu bent uyarınca ilave edilen para
cezası tahsil edilmez.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
Orhan
Yegin İshak
Gazel Abdullah
Güler
Ankara Kütahya İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Sayın Başkan salt çoğunluğumuz
vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan, önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE
40- 3194 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 23- 7221
sayılı Kanunla değiştirilen 42 nci maddenin ikinci
fıkrası hükümlerine dayanılarak uygulanan idari para
cezaları, bu maddeyi ihdas eden Kanunla değiştirilen 42 nci maddenin
ikinci fıkrasındaki usul uyarınca hesaplanan tutarlarda tahsil
edilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce 7221 sayılı Kanunla değiştirilen 42 nci maddenin
ikinci fıkrası uyarınca verilen idari para cezalarına
ilişkin yapılan ödemelerden, bu maddeyi ihdas eden Kanunla
değiştirilen 42 nci maddenin ikinci fıkrasındaki usul
uyarınca hesaplanan tutarlardan fazla tahsil edilmiş olanları,
1/6/2020 tarihine kadar ilgilisi tarafından talep edilmesi halinde, talep
tarihinden itibaren bir ay içinde iade edilir.
Mehmet
Muş Orhan
Yegin Mehmet
Doğan Kubat
İstanbul Ankara İstanbul
İshak
Gazel Abdullah
Güler Bayram
Özçelik
Kütahya İstanbul Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
Sayın Başkan
Efendim, ben maddelere geçilmeden önce söz
istemiştim ama herhâlde fark etmediniz.
BAŞKAN Kesinlikle, kesinlikle.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Evet, ben öyle
görüyorum.
Müsaade ederseniz
BAŞKAN Tabii, tabii, ben görmedim, onu
bilesiniz yani.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Biliyorum efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkoç.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
46.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun,
sıkıntılı günlerden geçildiğine, her sektöre her
vatandaşa destek olacak kararların alınması
gerektiğine, vatandaşların tümünü kapsayacak ve geniş bir
tabana yayılacak önerilerinin kabul görmediğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
öncelikle teşekkür ederim.
Bu görüştüğümüz maddelerle ilgili AK
PARTİ Grup Başkan Vekilleriyle ve ilgili kişilerle görüşmeleri
yaptık, diğer arkadaşlarımızla görüşmeleri
yaptık. Bizim söylediğimiz, şu anda görüşmekte
olduğumuz bu 20 maddeye hiçbir itirazımız yok, Türkiye gerçekten
çok sıkıntılı günlerden geçiyor ve olabildiğince
insanlarımıza, her sektöre, her vatandaşımıza destek
olacak kararları almalıyız ancak bizim getirdiğimiz, buna
destek olacak ve çok daha geniş kitleyi kapsayacak önerilerimiz maalesef
kabul edilmemiştir. Bu görüşmeler esnasında arkadaşlarımıza,
özellikle gerek Komisyon Başkanımız olsun gerek ilgili
arkadaşlarımız olsun, bunları bildirdik. Söylediğimiz
şeyler, bu 20 maddenin getiriliş anlamının
dışında değildir. Bu 20 madde hangi ruh hâliyle
getirildiyse Cumhuriyet Halk Partisinin önerileri de tüm
vatandaşlarımızı kapsayacak, daha geniş tabana yayılacak
önerilerdi fakat hiçbiri kabul edilmedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika, buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Buna rağmen,
milletimizin ve ülkemizin bu zor zamanlarında, birlikte
alacağımız kararlar konusunda muhalefet etmenin doğru
olmadığını düşünüyoruz, özellikle de doğru olan
konularda. Muhalefetin görevi, yeri geldiği zaman, iktidarın
aldığı kararlarda destek de olmaktır. Bu anlamda destek
olacağız ama Grup Başkan Vekilleriyle ve diğer
arkadaşlarımızla görüşme yaptığımız
için burada bildirmeyi bir görev addediyoruz, kabul edilmeyen maddelerimizi de
kamuoyuyla paylaşacağız.
Genel Kurulun bilgisine arz ederim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN 3üncü önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 41- 4447 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 23- 30/6/2020 tarihine kadar
geçerli olmak üzere, yeni koronavirüs (Covid-19) kaynaklı
zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma
başvuruları için, ek 2 nci maddenin üçüncü fıkrasında
işçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için
öngörülen hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası hak etme
koşullarını yerine getirmesi hükmü, kısa çalışma
başlama tarihinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son üç
yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp
işsizlik sigortası primi ödenmiş olması şeklinde
uygulanır. Bu koşulu taşımayanlar, kısa
çalışma süresini geçmemek üzere son işsizlik ödeneği hak
sahipliğinden kalan süre kadar kısa çalışma
ödeneğinden yararlanmaya devam eder.
Bu madde kapsamında kısa çalışma
uygulamasından yararlanabilmek için, işyerinde kısa
çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25 inci
maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer
alan sebepler hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi
çıkarılmaması gerekir. Bu madde kapsamında yapılan
başvurular, başvuru tarihinden itibaren 60 gün içinde
sonuçlandırılır.
Bu madde kapsamında yapılan başvuru
tarihini 31/12/2020 tarihine kadar uzatmaya ve birinci fıkrada belirlenen
günleri farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
Orhan
Yegin İshak
Gazel
Ankara Kütahya
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
4üncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 42- 29/6/2001 tarihli ve 4706
sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların
Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 25- Kanunları
uyarınca ilgili Bakanlıklar tarafından üzerinde turizm tesisleri
yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen Kültür ve Turizm
Bakanlığından belgeli yatırımcılar ve
işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip edilmediğine veya
kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın 1/4/2020
tarihi ile 30/6/2020 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken
kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni, yararlanma,
ilave yararlanma bedelleri ve hasılat payları ile Kültür ve Turizm
Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin
yatırımcıları ve işletmecilerinden bu faaliyetleri
dolayısıyla Hazine taşınmazlarını izinsiz
kullanımlarından dolayı aynı dönemde tahsil edilmesi
gereken ecrimisillerin ödeme süreleri, başvuru şartı
aranmaksızın altı ay ertelenir ve bu alacaklar ertelenen süre
sonuna kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilir.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
yetkilidir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
İshak
Gazel Orhan
Yegin
Kütahya Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
müsaade ederseniz söz almak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Türkkan.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
47.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın,
virüs salgınının uzun süre devam etmesi hâlinde getirilen
önlemlerin anlamının kalmayacağına, İYİ
PARTİ olarak talep ve önerilerine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; aldığımız
bu tedbirlerin hepsinin, bugünkü şartlarda kısmi bir rahatlık
sağlayacağı kesin ama dua edelim, inşallah, bu salgın
çok daha uzun bir dönem devam etmez; uzun bir dönem devam ederse bu
aldığımız önlemlerin hiç birinin bir anlamı da
kalmayacağını özellikle belirtmek istiyorum. Yani bunlar aspirin
tedavisi gibi bir şey ama umudumuz, duamız, niyazımız o dur
ki bu salgın meselesinin bir an önce nihayet bulması. Bu paketi biz de
vatandaşlarımızın lehine olduğu için destekleme kararı
almıştık ama bununla beraber birkaç talebimiz var. Burada,
huzurunuzda onları da iletmek istiyorum -grubumuza iletmiştik-
bunlardan bir tanesi, harcama garantili hane halkı desteği istiyoruz.
Nasıl mı? Hazine, sıfır faizli bonoları hane
halkına, hanenin büyüklüğüne göre orantılayarak
dağıtsın istiyoruz. Tüketimi canlı tutmak için tüm
ürünlerdeki KDV oranları haziran ayının sonuna kadar
sıfırlansın, yılın geri kalanındaysa yüzde 50
indirimli uygulansın, en azından sene sonuna kadar. Ücretsiz izne
çıkarılan, yevmiyeyle çalışan, maaşı
yaptığı satışa bağlı olan birçok
vatandaşımız var; o yüzden, eşitlik ilkesi doğrultusunda
onların da kredi kartı, tüketici ve ihtiyaç kredisi ödemelerinin üç
ay ertelenip yeniden yapılandırılmasını talep
ediyoruz. Bu çerçevede, kısmi çalışma ödeneği özelinde
yapılan değişiklik olumlu ama yeterli bulmuyoruz. Tüm
çalışanlarımızın bu kapsama alınması ve
İşsizlik Sigortası Fonundaki paraların burada
kullanılması için talebimiz var.
Temel emekli maaşının 500 lira
artırılarak 1.500 liraya çıkarılması yerinde ama bize
göre yersiz bir adım. Yeni hazırlanan bir paket olduğu
şeklinde bir ifadesi oldu Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanının ve Komisyon Başkanının. Bütün emekli
maaşlarına, aynı şekilde, 500 lira zam
yapılmasını ve muhtaç aylıklarının da 1.500
liraya çıkarılmasını talep ediyoruz.
Dünya ticaretinde yaşanacak yavaşlama
nedeniyle gelir akışının aksaması söz konusu.
İhracatçı firmalarımıza altı ay sıfır faizli
ve bir yıl düşük faizli işletme kredisi talebimiz var.
Vakit kaybetmeden, işçilerimizin Ziraat
Bankasına olan kredi ödemelerini üç ay erteleyip üç ay sonunda bir
yıllık süreç için sıfır faizle yapılandırın.
Bu pakette çiftçilere gösterilen hiçbir
kolaylık yok, bunu özellikle belirtiyorum.
Öğrenciler için ise, zaten normal
şartlarda bile sorunlu olan öğrenci kredi geri ödemelerinin de
aynı şekilde üç ay ertelenip
yapılandırılmasını talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum, sağ olun.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
5inci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 43 - 22/5/2003 tarihli ve 4857
sayılı İş Kanununun 64 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan iki ibaresi dört şeklinde
değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına
kadar artırmaya yetkilidir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
İshak
Gazel Orhan
Yegin
Kütahya Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
6ncı önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 44 - 5510 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "alanlar ve bu Kanunun ek
9 uncu maddesinin birinci fıkrasına tabi olarak
çalışanlardan ibaresi "alanlardan şeklinde
değiştirilmiştir.
Mehmet Muş İshak
Gazel Orhan
Yegin
İstanbul Kütahya Ankara
Mehmet Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
7nci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 45 - 5510 sayılı Kanunun 88 inci
maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
"çalışanlar, ibaresi "çalışanlar ile
şeklinde, "alanlar ibaresi "alanlardan şeklinde,
"yirmi ibaresi "sekiz şeklinde değiştirilmiş ve
"ile bu Kanunun ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına tabi
olanlardan ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
Mehmet
Muş İshak
Gazel Orhan
Yegin
İstanbul Kütahya Ankara
Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
8inci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 46 - 5510 sayılı Kanunun ek 18 inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan ödemenin yapılacağı tarihte
ibaresi "bayramın içinde bulunduğu ayda şeklinde
değiştirilmiştir.
Mehmet
Muş İshak
Gazel Orhan
Yegin
İstanbul Kütahya Ankara
Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
9uncu önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 47 - 5510 sayılı Kanunun ek 19
uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "1.000 ibaresi
"1.500 şeklinde değiştirilmiştir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
İshak
Gazel Orhan
Yegin
Kütahya Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
10uncu önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 48 22/1/2009 tarihli ve 5834
sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile
Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin
Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 2- (1) Anapara ve/veya
taksit ödeme tarihi 24/3/2020 tarihinden önce olup da;
kullandığı nakdî ve gayrı nakdî kredilerinin anapara, faiz
ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel
kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin
ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek,
protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi
borçlarına ilişkin 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı
Bankacılık Kanununun ek 1 inci maddesi hükmü uyarınca kurulan
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan
kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi geciken
kısmının 31/12/2020 tarihine kadar tamamının ödenmesi
veya yeniden yapılandırılması halinde, bu kişilerle
yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal
kuruluşlar tarafından dikkate alınmaz.
(2) Kredi kuruluşları ve finansal
kuruluşların birinci fıkra hükmü uyarınca mevcut kredileri
yeniden yapılandırması veya yeni kredi kullandırması,
bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.""
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
İshak
Gazel Orhan
Yegin Erkan
Akçay
Kütahya Ankara Manisa
Abdullah
Güler Ali
Özkaya
İstanbul Afyonkarahisar
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
11inci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 49 - 14/12/2009 tarihli ve 5941
sayılı Çek Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 5- (1) 5 inci maddede
tanımlanan ve 24/3/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı
mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur. Hükümlü tahliye
tarihinden itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen
kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır.
Kalan kısmını altı aylık sürenin bitiminden itibaren
ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda
mahkemece, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan
kaldırılmasına karar verilir. İnfazın
durdurulduğu tarihten itibaren en geç altı ay içinde çek bedelinin
ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmediği takdirde
alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün
infazının devamına karar verilir. Hükümlü taksitlerden birini
süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit,
sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha
ödemediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece
hükmün infazının devamına karar verilir.
(2) Hükmün infazının durdurulması
hâlinde ceza zamanaşımı işlemez.
(3) Bu madde uyarınca infazı durdurulan
kişi hakkında mahkemece Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin
üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan adlî kontrol tedbirine
karar verilebilir.
(4) Bu madde uyarınca verilecek kararlarda,
hükmü veren icra ceza mahkemesi yetkilidir. Mahkemece bu madde uyarınca
verilecek tüm kararlar alacaklıya tebliğ edilir.
(5) Bu madde uyarınca verilecek kararlara
karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. İtirazın
incelenmesinde İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci
fıkrasında belirlenen itiraz usulü uygulanır.
(6) Bu madde hükümleri her bir suç için ancak bir
kez uygulanabilir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
Ali
Özkaya İshak
Gazel Abdullah
Güler
Afyonkarahisar Kütahya İstanbul
Erkan
Akçay
Manisa
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Sayın Başkanım, salt çoğunlukla
katılıyoruz ancak bir hususu dile getirmek istiyorum.
Burada altı ay ibaresi üç ay şeklinde
değiştirilmiştir. İlk cümlede bu değişiklik
yapılmış ama müteakip iki cümlede altı ay
kalmıştır. Dolayısıyla bir redaksiyon yetkisi alarak
onların da üç ay olarak değiştirilmesini talep ediyorum.
BAŞKAN Evet, dediğiniz doğrultuda
işleme alınacaktır.
Önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
12nci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 50 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu
İş Sözleşmesi Kanununun 26 ncı maddesinin onuncu
fıkrasında yer alan yüzde yirmi beşini ibaresi yüzde otuz
beşini şeklinde değiştirilmiştir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
Orhan
Yegin İshak
Gazel Abdullah
Güler
Ankara Kütahya İstanbul
Erkan
Akçay
Manisa
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13üncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 51 5/12/2019 tarihli ve 7194
sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinde yer alan 1/4/2020 ibaresi 1/1/2021 şeklinde
değiştirilmiştir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
Orhan
Yegin İshak
Gazel Erkan
Akçay
Ankara Kütahya Manisa
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
14üncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesi
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"GEÇİCİ MADDE 1- (1) COVID-19 salgın
hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle
yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi
amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma,
başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve
zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari
başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu,
kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982
tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu,
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011
tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü
içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler
ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve
uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil)
tarihinden,
b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer
kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri
tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin
icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip
işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması,
ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin
işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar
durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden
itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin
başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün
ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü
takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış
sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı
durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu
döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete'de
yayımlanır.
(2) Aşağıdaki süreler bu maddenin
kapsamı dışındadır:
a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım
ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen
zamanaşımı süreleri.
b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma
tedbirlerine ilişkin süreler.
c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati
tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.
(3) 2004 sayılı Kanun ile takip hukukuna
ilişkin diğer kanunlar kapsamında;
a) İcra ve iflas daireleri tarafından mal
veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün
durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma
süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince
satış günü verilir. Bu durumda satış ilanı sadece
elektronik ortamda yapılır ve ilan için ücret alınmaz,
b) Durma süresi içinde rızaen yapılan
ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan
işlemlerin yapılmasını talep edebilir,
c) Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu
bakımından sonuçları, durma süresince devam eder,
ç) İcra ve iflas hizmetlerinin aksamaması
için gerekli olan diğer tedbirler alınır.
(4) Durma süresince duruşmaların ve
müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere alınması gereken
diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;
a) Yargıtay ve Danıştay
bakımından ilgili Başkanlar Kurulu,
b) İlk derece adli ve idari yargı
mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından
Hâkimler ve Savcılar Kurulu,
c) Adalet hizmetleri bakımından Adalet
Bakanlığı,
belirler.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İstanbul İstanbul Burdur
İshak
Gazel Orhan
Yegin Abdullah
Güler
Kütahya Ankara İstanbul
Ali
Özkaya
Afyonkarahisar
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
15inci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"GEÇİCİ MADDE 2- (1) 1/3/2020
tarihinden 30/6/2020 tarihine kadar işleyecek işyeri kira bedelinin
ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Erkan
Akçay
İstanbul İstanbul Manisa
İshak
Gazel Abdullah
Güler Orhan
Yegin
Kütahya İstanbul Ankara
Bayram
Özçelik
Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, böylece teklife yeni 15
madde eklenmiştir. Herhangi bir karışıklığa mahal
vermemek için bundan sonra maddeler üzerindeki önerge işlemlerine mevcut
sıra sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden devam
edilecek, kanun yazımı esnasında madde numaraları teselsül
ettirilecektir.
39uncu madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 39uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"MADDE 52- (1) Bu Kanunun;
a) 2 nci, 15 inci ve 29 uncu maddeleri 1/1/2020
tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
b) 16 ncı ve 17 nci maddeleri 31/12/2019
tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
c) 33 ve 34 üncü maddeleri 1/1/2021 tarihinde,
ç) 41 inci maddesi 29/2/2020 tarihinden itibaren
uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
d) 44 üncü ve 45 inci maddeleri yayımı
tarihini takip eden ayın başında,
e) 47 nci maddesi 2020 yılı Nisan ayı
ödeme döneminden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
f) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Erkan
Akçay
İstanbul İstanbul Manisa
Orhan
Yegin Bayram
Özçelik İshak
Gazel
Ankara Burdur Kütahya
Abdullah
Güler
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, teklifte yapılan
değişikliklere uygun olarak yürürlük maddesinin yeniden düzenlenmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
39uncu maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
40ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Sayın milletvekilleri, Plan ve Bütçe
Komisyonunun, görüşülmekte olan kanun teklifinin 20nci maddesinin yeniden
görüşülmesine ilişkin İç Tüzükün 89uncu maddesine göre bir
talebi vardır, Başkanlık bu talebi yerine getirecektir.
Danışma Kurulunun, Komisyonun
görüşülmekte olan kanun teklifinin 20nci maddesinin yeniden
görüşülmesine ilişkin talebi hakkında görüşünü okutuyorum:
VI.- ÖNERİLER (Devam)
B)
Danışma Kurulu Önerileri (Devam)
2.-
Danışma Kurulunun,
görüşülmekte olan 196 sıra sayılı Kanun Teklifinin 20nci
maddesinin yeniden görüşülmesine dair Plan ve Bütçe Komisyonu talebinin
İç Tüzükün 89uncu maddesi uyarınca uygun görüldüğüne ilişkin
görüşü
24/3/2020
Danışma Kurulu
Görüşü
Danışma Kurulunun 24/3/2020 Salı günü
(bugün) yaptığı toplantıda, görüşülmekte olan 196
sıra sayılı Kanun Teklifinin 20'nci maddesinin yeniden
görüşülmesine dair Plan ve Bütçe Komisyonunun talebi İç Tüzükün
89'uncu maddesi uyarınca uygun görülmüştür.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet Muş Engin Özkoç Meral Danış Beştaş
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Halkların Demokratik Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
Erkan Akçay Lütfü Türkkan
Milliyetçi Hareket Partisi İYİ PARTİ
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
BAŞKAN Danışma Kurulunun
görüşü bilgilerinize sunulur.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Yeniden Görüşmeleri Yapılan Teklifler
(Tekririmüzakere)
1.-
Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 196) (Madde 20)
BAŞKAN - Şimdi Komisyonun istemini okutup
oylarınıza sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 20'nci maddesinin yeni gelişmelere göre
yeniden ele alınabilmesi amacıyla İç Tüzükün 89'uncu maddesi
gereğince yeniden görüşülmesini arz ve teklif ederiz.
Lütfi
Elvan
Mersin
Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanı
BAŞKAN Komisyonun istemini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bu durumda teklifin 20nci maddesini yeniden
müzakereye açıyorum.
20nci madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Madde üzerinde 1 önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 196 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 20nci maddesine "yer alan
ibaresinden sonra gelmek üzere firmalara ibaresi "gerçek ve tüzel
kişiler ile ticari işletmelere şeklinde ve ibaresi
eklenmiştir.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Asuman
Erdoğan
İstanbul İstanbul Ankara
Fehmi Alpay
Özalan Orhan Yegin Bekir Kuvvet Erim
İzmir Ankara Aydın
Ramazan
Can Semiha
Ekinci Recep
Özel
Kırıkkale Sivas Isparta
Sermin
Balık Vildan
Yılmaz Gürel
Elâzığ Bursa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ
ELVAN (Mersin) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20nci maddesi
çerçevesinde firmalara yönelik kredi garantisi sağlayan kurumların
yanına finansman imkânlarını geliştirmek ve kredi
sisteminin etkin işlemesine katkı sağlamak amacıyla,
önergeyle, şahısların kredilerine kefalet sağlayan
kurumların da mezkûr madde kapsamına eklenerek
şahısların krediye erişim imkânlarının
artırılması öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi, maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46
Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2633) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 196) (Devam)
BAŞKAN Teklifin tümü açık oylamaya
tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre
içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini,
bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy
pusulalarını verilen süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Denizli Milletvekili Nilgün Ök ile 46 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin açık
oylama sonucunu okutuyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 254
Kabul : 246
Ret :
8(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik İshak
Gazel
Burdur Kütahya
Bu sonuca göre
teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır;
hayırlı olsun.
2nci sırada
yer alan, Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop ve 1 Milletvekilinin
Afrika Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasına
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanunun
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop
ve 1 Milletvekilinin Afrika Kalkınma Bankası Kuruluş
Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair
Kanunun Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/2691) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 197) (´´)
BAŞKAN -
Komisyon? Yerinde.
19/3/2020 tarihli
71inci Birleşimde 197 sıra sayılı Kanun Teklifinin
maddelerinin görüşmeleri tamamlanmıştı.
Teklifin tümünün
oylanmasından önce İç Tüzükün 86ncı maddesine göre lehte ve
aleyhte söz talebi yok.
Görüşmeler
tamamlanmıştır.
Teklifin tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için bir
dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için öngörülen süre içinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop ve 1 Milletvekilinin Afrika Kalkınma Bankası Kuruluş
Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair
Kanunun Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin açık
oylama sonucunu okutuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 241
Kabul :
227
Ret :
14(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik İshak
Gazel
Burdur Kütahya
Bu sonuca göre teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Gündemimizdeki konular
tamamlanmıştır.
Alınan karar gereğince, kanun teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için, 25 Mart 2020 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.31
(´) 196 S. Sayılı Basmayazı 10/3/2020 tarihli 66ncı Birleşim Tutanağına eklidir.
(x)Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(´´) 197 S. Sayılı Basmayazı 19/3/2020 tarihli 71inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.