TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
78’inci
Birleşim
7
Nisan 2020 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge
ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Levent Gök’ün, coronavirüs adı verilen görünmez bir düşmanla baş
edilmeye çalışıldığına, Genel Kurul Salonu’nda Başkanlık Divanı üyeleri,
milletvekilleri ve görevli personelin maske takarak çalışmalarının ve sosyal
mesafenin korunmasının zorunlu olduğuna, tüm İslam âleminin ve yurttaşların
Berat Kandili’ni kutladığına, verimli ve hayırlı bir çalışma haftası dilediğine
ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Levent Gök’ün, coronavirüs şüphesiyle hastaneye kaldırılan ve
test sonucu negatif çıkan MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili
Feti Yıldız’a geçmiş olsun demek istediğine ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Levent Gök’ün, Meclisin gündemine hâkim olduğuna ilişkin
konuşması
4.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Levent Gök’ün, demokratik ortamda tepkilerin, eleştirilerin ve
her türlü tartışmanın özgürce yapılmasının doğal olduğuna, Meclis Başkan Vekili
olarak Genel Kurul gündemine alınmış bir kanun teklifini görüştürmeme
yetkisinin bulunmadığına ilişkin açıklaması
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Mersin Milletvekili
Rıdvan Turan’ın, Covid-19 salgınının tarım sektörüne yönelik olumsuz etkilerine
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, insan hakları ihlallerine ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Ankara Milletvekili
Emrullah İşler’in, Berat Kandili’ne ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşek’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle
öğrencilerin uzaktan eğitim gördüğü süreçte internet erişiminin bedava olmasını
Ulaştırma ve Altyapı Bakanından talep ettiğine ilişkin açıklaması
2.- Osmaniye Milletvekili
İsmail Kaya’nın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması
3.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlu’nun, Berat Gecesi’nin insanlık için kurtuluşa ve hayırlara
vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ettiğine ve 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü
kutladığına ilişkin açıklaması
4.- Hatay Milletvekili Serkan
Topal’ın, Kuveyt’te mahsur olan Hataylı hemşehrilerinin ülkeye getirilmesi
hususunda gösterdikleri hassasiyetten ötürü başta Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Levent Gök olmak üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CHP Grup
Başkan Vekili Özgür Özel, AK PARTİ Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, TBMM İdare
Amiri Kadim Durmaz, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve Hatay
Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’na teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
5.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkın’ın, tüm İslam âleminin Berat Gecesi’ni tebrik ettiğine,
coronavirüs salgınından kurtulabilmek için sosyal izolasyona uyulması
gerektiğine ve salgında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
6.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan’ın, Artvin ili Arhavi ilçesinde yaşanılan mağduriyetin
giderilebilmesi için maske satışlarının serbest bırakılması, Eti Bakır AŞ’nin
Artvin ili Murgul ve Cerattepe ilçelerindeki işletmelerinde çalışan işçiler ile
Yusufeli Barajı inşaatında çalışan işçilerin mağduriyetinin önlenebilmesi ve
hijyenik koşulların sağlanabilmesi için ücretli izin işleminin devreye
sokulması gerektiğine ilişkin açıklaması
7.- İzmir Milletvekili Murat
Çepni’nin, coronavirüs salgını sebebiyle tüm çalışanlar için ücretli izin ilan
edilmesi, iktidarın şirketlerin kârını değil halkın sağlığını dikkate alması
gerektiğine ilişkin açıklaması
8.- Niğde Milletvekili Selim
Gültekin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uygulanmaya
başlanılan Sağlıkta Dönüşüm Programı sayesinde coronavirüs salgınıyla
mücadelenin başarıyla yürütüldüğüne, 6 Mayısta ihalesi yapılacak olan 400
yataklı hastanenin Niğde iline kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür
ettiğine ve Berat Gecesi’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
9.- Mersin Milletvekili Hacı
Özkan’ın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması
10.- İstanbul Milletvekili
Hayati Arkaz’ın, Berat Kandili’ni kutladığına, Covid-19’la mücadelede virüse
enfekte oldukları için hayatını kaybeden doktorların ve sağlık çalışanlarının
şehit sayılması gerektiğine, Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu ve Profesör Doktor
Feriha Öz’ün şahsında görevi başında vefat eden sağlık çalışanlarını rahmetle
andığına ilişkin açıklaması
11.- Erzurum Milletvekili
İbrahim Aydemir’in, küresel iktisadi aktörlerden Fitch Ratings’in “Türkiye son
iki yıldır aldığı tedbirlerle bu yıl enflasyonu yüzde 8 düzeyinde tutacak.”
tespitine ve başarılarının sırrının hükûmet etme biçimleri olduğuna ilişkin
açıklaması
12.- Balıkesir Milletvekili
Yavuz Subaşı’nın, Covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara
Yüce Allah’tan rahmet dilediğine, salgınla mücadele eden başta Sağlık Bakanı
olmak üzere Bilim Kurulu üyelerine, doktorlara ve tüm sağlık çalışanlarına
şükranlarını sunduğuna, Berat Kandili’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
13.- Gaziantep Milletvekili
Ali Muhittin Taşdoğan’ın, zor şartlarda görevini yapmaya çalışan posta
dağıtıcıları ile PTT çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi
gerektiğine ve Berat Kandili’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
14.- Denizli Milletvekili
Yasin Öztürk’ün, Berat Kandili’ni kutladığına, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un
vatandaşlara “23 Nisan saat 21.00’de evlerden İstiklal Marşı okuyalım.”
çağrısını desteklediğine ve Diyanet İşleri Başkanlığından Meclisin açılışının
100’üncü yılı vesilesiyle minarelerden de İstiklal Marşı’nın okunması konusunda
hassasiyet göstermesini rica ettiğine ilişkin açıklaması
15.- Adana Milletvekili Orhan
Sümer’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle yaşamını
yitiren yurttaşlara Allah’tan rahmet dilediğine, minibüs ve servis aracı
esnafının mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
16.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Demir’in, corona virüsün dünyada ve ülkede tehdit oluşturmaya devam
ettiğine, Türkiye’nin üçüncü büyük sağlık projesi olan Başakşehir İkitelli
Şehir Hastanesi yol yapımını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının üstlendiğine
ilişkin açıklaması
17.- Kocaeli Milletvekili
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, milyonların infaz yasasını beklediğine, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde milletvekillerinin kendilerini maskeyle korurken
cezaevlerinde dezenfektesiz kapalı ortamlarda bekleyen insanların ne yapması
gerektiğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
18.- Ağrı Milletvekili
Dirayet Dilan Taşdemir’in, iki yüz seksen sekiz gündür ölüm orucunda olan Grup
Yorum üyesi Helin Bölek’in yaşamını yitirdiğine, İbrahim Gökçek ile Mustafa
Koçak’ın taleplerine Meclisin seyirci kalmaması ve ölümleri durdurma noktasında
sorumluluk alması gerektiğine ilişkin açıklaması
19.- Mardin Milletvekili Tuma
Çelik’in, 11 Ocaktan beri kayıp olan Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi Mehri
köyünde yaşayan Hürmüz Diril ile Şimuni Diril’in bulunması için etkili bir
arama çalışması yapılmadığına, 20 Martta Şimuni Diril’in cansız bedenine ulaşıldığına,
Hürmüz Diril’in bulunması için harekete geçilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
20.- Kocaeli Milletvekili
İlyas Şeker’in, coronavirüsle mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
liderliğinde ve Sağlık Bakanının koordinasyonunda önemli çalışmalar
yapıldığına, Kocaeli İl Sağlık Müdürü Operatör Doktor Şenol Ergüney başta olmak
üzere ilçe sağlık müdürleri ile ekiplerine ve tüm sağlık çalışanlarına teşekkür
ettiğine, Berat Kandili’ni kutladığına ilişkin açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili
Turan Aydoğan’ın, Ankara Üniversitesi öğrencilerinin bursunu kesen
Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunu sosyal devlet olgusuna ve gençlerin
anayasal teminatlarının işletilmesine davet ettiğine ilişkin açıklaması
22.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan’ın, Berat Kandili’ni tebrik ettiğine, coronavirüs salgını
nedeniyle Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesinin
başlattığı dar gelirli ve ihtiyaç sahibi ailelere yardım kampanyasının İçişleri
Bakanlığınca durdurulmasını kınadıklarına, Et ve Süt Kurumunun depolarındaki 50
bin ton ithal etin bozulduğuna dair duyumlara ilişkin açıklama beklediklerine,
salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanlarının özlük haklarının
iyileştirilmesi ve İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener’in talimatıyla
koronavirüs mücadelesinde ölen sağlık çalışanlarının şehit sayılması için
verdikleri kanun teklifinin Meclis Genel Kuruluna bir an evvel getirilmesi
gerektiğine, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul
Salonu’ndaki maske uygulaması için teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
23.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Feti
Yıldız’ın coronavirüs testinin negatif çıktığına, endişe edecek bir durumun söz
konusu olmadığına ve geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına, Berat Kandili’nin
tüm İslam âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını niyaz ettiğine, 4
Nisan ülkücü hareketin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatının 23’üncü
seneidevriyesine, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü kutladığına, coronavirüs salgını
nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediğine, Sağlık
Bakanlığının virüsün dünyaya deklare edildiği 10 Ocak 2020 tarihinden önce
gerekli çalışmaları başlattığına, müzisyen ve bestekâr Ahmet Şafak’ın şarkı sözleriyle
sözlerini tamamlamak istediğine ilişkin açıklaması
24.- İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluç’un, Berat Kandili’nin sağlık, huzur ve barış getirmesini
dilediklerine, Mecliste coronavirüsten korunma konusunda gerekli özenin
gösterildiğine ancak cezaevlerinde bulunan insanların ve zorunlu olmamasına
rağmen üretimin sürdüğü iş yerlerinde çalışan emekçilerin aynı özen ve dikkati
gösteremediğine, uluslararası birçok kurum ve kuruluşun cezaevlerindeki tutuklu
ve hükümlülerin coronavirüs sebebiyle tahliye edilmesine dair ülkelere çağrıda
bulunduğuna, bir hekimin daha corona testinin pozitif çıkması nedeniyle İzmir
Şakran Cezaevinde önlemlerin yeterince alınıp alınmadığını öğrenmek
istediklerine, Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğünün yaptığı açıklamaya göre yirmi
yedi günde Diyarbakır ilinde yapılan toplam test sayısına ve gerçeğin ortaya
çıkması açısından yapılan coronavirüs test sayısının önemli olduğuna ilişkin
açıklaması
25.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan
rahmet dilediklerine, salgınla mücadele eden herkese şükranlarını sunduklarına,
Berat Kandili’nin tüm insanlığa sağlık ve huzur getirmesini temenni
ettiklerine, ceza infaz düzenlemesinin herkesin adalet duygusunu zedelemeyecek
şekilde yapılmasının önemli olduğuna, coronavirüs salgınıyla mücadele edilen
bir dönemde Kanal İstanbul ihalesine çıkılarak yanlış yapıldığına, Manisa ili
Kırkağaç ilçesi Karakurt Mahallesi’nde yaşanılan mağduriyetin giderilmesi
gerektiğine, sağlık alanında şiddetin önlenmesine yönelik hazırladıkları kanun
teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergenin oylamasının herkes
için samimiyet testi olduğuna, ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin
Bölek’in hayatını kaybetmesi üzerine sosyal medya aracılığıyla yapılan
açıklamaya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiği cevaba ilişkin açıklaması
26.- Tokat Milletvekili Özlem
Zengin’in, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul
Salonu’nda maske takılması konusunda gösterdiği hassasiyet için teşekkür
ettiğine, virüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet,
sağlık çalışanlarına kolaylıklar, Ankara ili Elmadağ ilçesi ROKETSAN
fabrikasında meydana gelen patlamada yaralananlara şifa dilediğine, 4 Nisan
Alparslan Türkeş’i vefatının 23’üncü seneidevriyesinde rahmetle yâd ettiğine,
Berat Gecesi’nin herkesin duasının kabul olduğu bir gece olmasını Yüce
Allah’tan niyaz ettiğine, Grup Yorum’un konserlerinde terör propagandası
yapıldığına, ölüm orucu denilen itiraz yönteminin artık kalmadığına, İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerinin Grup Yorum’un kendi gerçeğini ortaya
koymak olduğuna ilişkin açıklaması
27.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
28.- Tokat Milletvekili Özlem
Zengin’in, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
29.- Diyarbakır Milletvekili
Oya Eronat’ın, Diyarbakır ilinde ateş, öksürük ve solunum problemiyle hastaneye
başvuran hastaların tomografsinin çekilip, corona testinin yapıldığına, Gazi
Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dicle Üniversitesi Hastanesinde
istenirse günde 500 kişiye test yapılabileceğine ilişkin açıklaması
30.- Eskişehir Milletvekili
Utku Çakırözer’in, Tarım ve Orman Bakanı tarafından 21 ile stratejik ürünler
için yüzde 75 tohum desteği yapılacağının açıklandığına, tohum desteğinin
Eskişehir ve kalan diğer illeri de içine alacak şekilde genişletilmesini talep
ettiklerine ilişkin açıklaması
31.- Muş Milletvekili
Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, İçişleri Bakanlığının kararıyla Muş ili merkez,
Varto, Bulanık ve Malazgirt ilçe belediyesindeki 7 HDP’li meclis üyesinin
görevlerinden uzaklaştırılmasını kınadıklarına ilişkin açıklaması
32.- Tokat Milletvekili Özlem
Zengin’in, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un AK PARTİ grup önerisi
üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
33.- İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluç’un, Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
34.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, sağlık alanında şiddetin önlenebilmesi için hazırladıkları kanun
teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergenin oylamasına hep
birlikte el kaldırmak suretiyle sağlık çalışanlarını Meclis olarak alkışlama
fırsatının yaratılması gerektiğine ilişkin açıklaması
35.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş’ın, sağlık alanında şiddetin önlenmesi amacıyla hazırlanan yasa
teklifine Halkların Demokratik Partisi olarak destek vermeye hazır olduklarına
ilişkin açıklaması
36.- Tokat Milletvekili Özlem
Zengin’in, hekimlere karşı yapılan şiddeti kabul etmelerinin mümkün olmadığına
ve meseleyle alakalı hazırlıklarının bulunduğuna ilişkin açıklaması
37.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay’ın, sağlıkta şiddet konusunun gündemlerinde olduğuna ilişkin
açıklaması
38.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, sağlık alanında şiddetin önlenmesi meselesini uzlaşı ortamında
değerlendirmek üzere teklifte bulunduklarına ilişkin açıklaması
39.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, Başkanlık Divanı olarak oylaması bekleyen işlerin işleme
alınmasının İç Tüzük ihlali olduğuna ancak coronavirüs şartlarında Meclisin
çalışması açısından olabilir gördüklerine ve “Normal şartlardaki müzakerelere
örnek teşkil etmemek kaydıyla.” diyerek şerh düşmek istediklerine ilişkin
açıklaması
40.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş’ın, 207 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılan Komisyon Raporu’nun af
kanunu niteliğinde olduğuna ve beşte 3 çoğunluğun aranması gerektiğine, Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün Raporu görüşmeye açması hâlinde usul
tartışması talep ettiğine ilişkin açıklaması
41.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş’ın, 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin beşte 3 nisapla kabul
edilmemesinin hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğuna, Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Levent Gök’ün tutumunu reddettiklerine ilişkin açıklaması
42.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün görüşülmekte olan
207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde MHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
43.- Tokat Milletvekili Özlem
Zengin’in, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ve eleştirilerin belli bir dozda ve ciddiyet içerisinde yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
44.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbül’ün, Manisa Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
45.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in, Cumhuriyet Halk Partisinin tavrının adaletten, haktan ve
hukuktan yana olduğuna ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
46.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş’ın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ve ilk günden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle
cezaevlerinin boşaltılması, uygun adli kontrol ve denetimli serbestlik
yöntemleriyle önlem alınmasını söylediklerine ilişkin açıklaması
47.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbül’ün, Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Grup
Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından, sağlık
merkezlerine ulaşılabilirliğin kolaylaştırılması, hasta yatak sayısının ve
ekipmanlarının artırılması, salgın hastalıklarla mücadele ve karantina
hastanelerinin oluşturulması, salgın hastalık tehlikesi süresince diğer
hastalıkların tedavisinde mağduriyetlerin yaşanmaması için başta kapatılan kamu
hastanelerinin açılması olmak üzere gerekli tüm tedbirlerin tespit edilerek
ivedilikle uygulamaya geçilmesi amacıyla 7/4/2020 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, İzmir
Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü ve 19 arkadaşı tarafından, işçilerin
koronavirüs salgınının tıbbi, ekonomik ve sosyal sonuçlarına karşı korunması
için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/2752) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Gündemi’nin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında yer alan, yeni tip corona virüsün iş ve
işçi sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınacak önlemlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/2699) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel
Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 207 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin kırk sekiz saat geçmeden Gündem’in “Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1’inci sırasına alınmasına ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; 207 sıra sayılı Kanun
Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler
hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili Ali
Şeker’in, (2/1133) esas numaralı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/73)
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk
Hastanesi’nin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının
Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1456) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 50)
2.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Transit ve Ulaştırma
İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)’nın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1195) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 24)
3.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1460) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 51)
4.- İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1589) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 61)
5.- İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Askeri Eğitim Öğretim Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1599) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 63)
6.- İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve Öğretim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1
Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi (2/1601) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 65)
7.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna
Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1800) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 77)
8.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Avrupa Bölge Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık Örgütü Arasında İnsani
ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi Ayrık Ofisi’nin İstanbul
Türkiye’de Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1803) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 78)
9.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük
Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi
(2/1359) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 80)
10.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Uluslararası Demiryolu
Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) Hakkında Kısmi Revizyonun Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1544) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 81)
11.- İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin
Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1595) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 85)
12.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti ile
Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1196) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 107)
13.- Tekirdağ Milletvekili
Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/2022) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 115)
14.- Tekirdağ Milletvekili
Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Paylaşımına İlişkin İş Birliği Uygulama
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2057) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 122)
15.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve
Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207)
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 207 sıra sayılı Komisyon
Raporu’nun işleme alınmasının Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
X.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı: 50) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye
Dostluk Hastanesi’nin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin
Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına Dair Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
2.- (S. Sayısı: 24) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Transit ve
Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)’nın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
3.- (S. Sayısı: 51) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
4.- (S. Sayısı: 61) İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya
Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
5.- (S. Sayısı: 63) İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim Öğretim Alanında İşbirliği
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
6.- (S. Sayısı: 65) İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve Öğretim İş Birliği Anlaşmasına
Dair 1 Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi’nin oylaması
7.- (S. Sayısı: 77) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Ukrayna Hükümeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
8.- (S. Sayısı: 78) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Bölge Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık Örgütü
Arasında İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi Ayrık
Ofisi’nin İstanbul Türkiye’de Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
9.- (S. Sayısı: 80) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası
Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi’nin oylaması
10.- (S. Sayısı: 81) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Uluslararası
Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) Hakkında Kısmi Revizyonun Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
11.- (S. Sayısı: 85) İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve
Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
12.- (S. Sayısı: 107) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye
Cumhuriyeti ile Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
13.- (S. Sayısı: 115)
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin oylaması
14.- (S. Sayısı: 122)
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Paylaşımına İlişkin İş Birliği
Uygulama Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin
oylaması
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Yozgat Milletvekili Ali Keven'in, Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinde
bulunan kurşun-çinko maden işletmelerinin faaliyetinin durdurulmasına ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in cevabı (7/26403)
7 Nisan 2020 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent
GÖK
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 78’inci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, coronavirüs adı verilen
görünmez bir düşmanla baş edilmeye çalışıldığına, Genel Kurul Salonu’nda
Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personelin maske takarak
çalışmalarının ve sosyal mesafenin korunmasının zorunlu olduğuna, tüm İslam
âleminin ve yurttaşların Berat Kandili’ni kutladığına, verimli ve hayırlı bir
çalışma haftası dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, tüm dünyada olduğu
gibi, ülkemizde de görülen ve pek çok canın yitirilmesine neden olan görünmez
bir düşmanla baş etmeye çalışıyoruz. “corona virüsü” adı verilen bu düşman
kimseyi ayırt etmiyor, dikkat etmeyen herkes tehdit altında.
Özellikle, Dünya Sağlık Örgütü ve ülkemizdeki Bilim
Kurulunun yaptığı açıklamalar çerçevesinde artık kapalı yerlerde, marketlerde,
otobüslerde maske takılması zorunlu hâle geldi, doğrusu da budur.
Bizler de Türkiye Büyük Millet Meclisinde kapalı
alanda çalışan ve görev yapmaya çalışan milletvekilleri olarak bu tehditle
burun buruna olan kişileriz. Milletvekillerimizin sağlığı önemli.
Milletvekillerimizin yaptıkları görev nedeniyle çalışmalarını aksatmamaları,
sağlıklarını korumaları ve özellikle sosyal mesafeyi koruyarak da maske
takılmasının zorunlu olduğu bir sürecin içerisindeyiz. Bu nedenle, Meclis
Başkanlığımız olarak bundan sonraki çalışmalarımızı maske takarak sürdüreceğiz
ve özellikle, yine sosyal mesafeyi korumaya özen göstereceğiz.
Milletvekillerimizin ve Türkiye Büyük Millet
Meclisinin maske takarak, sosyal mesafeyi koruyarak yapacağı çalışmalar ayrıca
toplumumuz için de önemli olacaktır. Bizler topluma örnek olması gereken
insanlarız ve çalışmalarımızı bundan sonra çok daha dikkatli, tedbirlerimizi
daha çok artırarak, “Bana bulaşmaz.” mantığının çok ötesinde, herkese
bulaşabileceğini bilerek ama tedbirlerimizi alarak çalışmalarımızı
sürdüreceğiz. Bu anlamda, sayın milletvekillerimizin istisnasız, maske takmadan
Meclis Genel Kuruluna gelmemelerini rica ediyorum ve sosyal mesafenin
korunmasına özen gösterilmesini tekrar tekrar rica ediyorum. Bütün
masalarımızda maskeler mevcuttur, kapı girişlerinde maskeler mevcuttur,
dezenfekte ilaçları masalarımızda vardır. Bütün bunlara özen göstererek hiçbir
milletvekilimizin ve elbette ki bütün yurttaşlarımızın inşallah bu tehlikeden
bir an önce kurtulması için özenli bir çalışma sürecini hep beraber
götüreceğiz. Ben, bu dikkat ve özeni gösteren bütün üye arkadaşlarıma teşekkür
ediyorum.
Tabii, bu arada, bizleri takip eden basın mensupları
ve herkesin maske takmalarının önemini tekrar hatırlatıyorum değerli
arkadaşlarım. Salonda bulunan herkesin maske takmasının zorunlu olduğunu
arkadaşlarımız lütfen uyararak yerine getirsinler; basın mensupları da bunlara
dâhildir değerli arkadaşlarım.(x)
Değerli arkadaşlarım, bugün Berat Kandili. Berat
Kandili nedeniyle İslam âleminin ve tüm yurttaşlarımızın Berat Kandili’ni
kutladığımı belirtmek istiyorum.
Hepinize verimli ve hayırlı bir çalışma haftası
dileyerek çalışmalarımıza başlıyoruz. (Alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, gündeme geçmeden önce 3 sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, coronavirüs kaynaklı Covid-19
salgınının tarım sektörüne olan olumsuz etkileri hakkında söz isteyen Mersin
Milletvekilimiz Sayın Rıdvan Turan’a aittir.
Sayın Turan, süreniz beş dakikadır. (HDP
sıralarından alkışlar)
RIDVAN TURAN (Mersin) – Sayın Başkan, sosyal mesafe
kuralına uygun. Maske kuralına kürsüde de uyacak mıyız?
BAŞKAN – Bir bakın, bence konuşmalar net duyuluyor.
Yani kısa konuşmalarda belki gerek duyulmuyor ama siz nasıl ihtiyaç
hissederseniz.
RIDVAN TURAN (Mersin) – Arkadaşlar, sosyal mesafeye
uyan bir nokta yani genel olarak bir itiraz yoksa çıkartarak konuşma
niyetindeyim.
(“Çıkarma, çıkarma” sesleri)
BAŞKAN – Bence beş dakikalık konuşmalarda dikkat
edelim isterseniz Rıdvan Bey, belki daha uzun konuşmalarda arkadaşlarımız
çıkarabilirler.
RIDVAN TURAN (Mersin) – Peki, tamam.
BAŞKAN - Çünkü bugün topluma da belirli bir mesaj
vereceğimiz için arkadaşlarımızın özen göstermesini hep beraber temin edelim.
Buyurun Sayın Turan.
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Mersin Milletvekili Rıdvan Turan’ın, Covid-19 salgınının tarım sektörüne
yönelik olumsuz etkilerine ilişkin gündem dışı konuşması
RIDVAN TURAN (Mersin) – Değerli arkadaşlar, hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Ekran başında bizleri izleyen halkımızı da en
içten duygularımla selamlıyorum.
Coronavirüsün sebep olmuş olduğu pandemi dünyanın
her tarafında çok ciddi biçimde etkisini ne yazık ki gösteriyor; ölümler
birbiri ardına sıralanmış durumda. Tabii böyle bir durum söz konusu olduğunda
insan sağlığı temel mesele, en az onun kadar önemli ve onu etkileyen bir başka
mesele de gıda sorunumuz, beslenme sorunumuz, tarım sorunumuz.
Veba salgını 1300’lü yıllarda milyonlarca insanın
ölümüne sebep olmuştu fakat ölüme sebep olan yalnızca veba bakterisi değil,
aynı zamanda vebanın sebep olmuş olduğu kıtlık süreciydi. Kıtlık ve açlıktan
milyonlarca insan vebayla birlikte hayatını kaybetti.
(Uğultular)
BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar, lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar,
meseleye bu zaviyeden baktığımızda, böyle bir pandemiyle karşı karşıya
kaldığımız günümüzde gıda egemenliğinin, gıda güvencesinin ve gıda güvenliğinin
ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hep beraber görüyoruz. Fakat iktidarın
birbiri ardına açıkladığı öneriler, paketler nazarıitibara alındığında bunun
içerisinde, tarımı, gıda güvenliğini, gıda egemenliğini ilgilendiren hemen
hemen hiçbir şeyin olmadığını üzülerek vurgulamakta fayda var. Örneğin,
önlemler paketinde tarıma yer yok. Erdoğan 2020 desteklerinin ödendiğine
ilişkin bilgi verdi; bu doğru değil, belli ki danışmanlar tarafından
yanıltılmış durumda.
Türkiye'nin tarımsal ürünleri ithal eden bir ülke
konumuna gelmiş olması dikkate alındığında ki 81 milyar dolarlık tarımsal ham
madde ve ürün ithalatımıza karşı, 13 milyar doların üzerinde bir tarımsal ham
madde ihracatımız var. Böylesine bir mutlak ithalatçı pozisyona düşmüş olmamız
sebebiyle herhâlde, çok sorgulamamız gereken konuların başında gıda güvencesi
geliyor. Hele, 2019 yılında 10 milyon ton buğdayı Rusya’dan aldığımız ve
Rusya’nın ithalatı engellemeye başladığı dikkate alındığında sürecin ciddiyeti
bir kez daha ortaya çıkıyor.
Arkadaşlar, Türkiye’nin farklı illerinde, 10 farklı
ilinde çiftçilerle görüştüm. Herkesin ortak tedirginliği, tedarik zincirinin
eskisi gibi kurulamıyor olması. Üretici ürettiği malı büyük kentlere
nakledemiyor, bazen zararı pahasına, sırf tarla temizlensin diye toplatıyor.
Zaten, girdi fiyatları başta olmak üzere tarımın pek çok problemi vardı, bunun
üzerine coronavirüs krizi de eklenmiş oldu. Doku kültürü ve fide üretenlerin en
çok kullandıkları eldivenler, maskeler, dezenfektan ürünleri ve diğer şeylerin
hemen tümü yeni maliyetler hâline dönüştü.
FAO geçtiğimiz günlerde bir bilgi notu paylaştı
değerli arkadaşlar. Bu salgının, gıda tedarik zincirlerini ciddi olarak etkisi
altına alacağı ve dünyada bir kıtlığın söz konusu olabileceğine ilişkin önemli
bir vurgu yaptı. Şimdi, mesele böyleyse, böylesine kritik bir durumdaysak,
birtakım tedbirleri, bir acil eylem planını, iktidarın, Bakanlığın bir an evvel
gündeme alması lazım.
Biz Halkların Demokratik Partisi Tarım Komisyonu
olarak bu mesele üzerinde yaptığımız çalışmalar sonucunda şu kanaate vardık ve
şu önerileri sizlerle paylaşmayı uygun gördük: Corona tehdidi ve kıtlık riskine
karşı tarımla ilgili acil olarak bir eylem planı hazırlanmalı ve tarladan
tabağa kadar tüm tedarik zinciri güvence altına alınmalıdır. 2019 yılına ait
bütün tarımsal desteklemeler hemen ödenmeli, destekleme kapsamına bütün
bitkisel ve hayvansal ürünler dâhil edilerek destekler artırılmalıdır. Çiftçilerin
üretim yapabilmesi ve tarımın sürdürülebilir olması için tarım girdi
fiyatlarının düşürülmesi gerekir, mazot ve diğer girdilerde KDV ve ÖTV’nin
kaldırılması lazım. Bütün tarım emekçilerinin hijyenik koşullarda çalışmaları
sağlanmalıdır. İşçiler tarlada en az 2 metre fiziksel mesafe olacak şekilde
çalışmalıdır ve işçilere özel koruyucu giysi, maske, eldiven ve dezenfektan
ürünler ücretsiz verilmelidir. Tarım alanları, virüssüz ortamda tarımsal
üretimin sürmesini sağlamak amacıyla yabancıların giriş ve çıkışına kapatılmalı
ve karantina alanı ilan edilmelidir. Üreticinin gerçekleştirdiği üretime devlet
tarafından alım garantisi verilmelidir. Mevsimlik tarım işçilerinin seyahatleri
İçişleri Bakanlığı ve…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Turan.
RIDVAN TURAN (Devamla) – …Tarım ve Orman
Bakanlığının koordinasyonuyla coronavirüs faktörü göz önüne alınarak, güvenlik
ve hijyen koşulları sağlanarak gerçekleştirilmelidir. Mevsimlik tarım işçileri
yola çıkmadan sağlık kontrolleri yapılmalı ve barınacakları yerler normlara
uygun olmalı, periyodik olarak dezenfekte edilmelidir. Kırsalda çalışanların
tümü sosyal güvenlik kapsamına alınmalıdır. Tahıl ürünleri gibi risk grubundaki
ürünlerin ihracatı yasaklanmalıdır. Çiftçilerimizin bankalara ve Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan borçları kamu borcu olarak devletçe karşılanmalıdır. İcra
sebebiyle çiftçinin elinden toprağının alınması yasaklanmalıdır.
Önümüzdeki ramazan ayıyla birlikte, artan gıda
talebinden dolayı haksız fiyat artışlarının önlenmesine yönelik önlemler
alınmalıdır. Sınırların kapatıldığı, ticaretin askıya alındığı bu kriz
döneminde gıda egemenliğinin sağlanması amacıyla yerli atalık tohumun yeniden
kullanımı için acil olarak yasal bir düzenleme yapılmalıdır. 90’lı yıllarda
yakılan, yıkılan ve boşaltılan köylere üretim amaçlı geriye dönüş özendirilmeli
ve halkın tarımsal üretime yeniden başlama çabaları devletçe desteklenmelidir.
Bunlar birkaç milyar lirayla hallolacak işler arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) – Son cümle Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Son cümlenizi ve selamlamanızı alalım.
RIDVAN TURAN (Devamla) – Mehmet Cengiz’e 19 milyar
liralık ihaleyi veren, sonra da 425 milyon liralık borcu silen iktidar umuyorum
ki halkımızın geleceği için bu birkaç milyarı esirgemez.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, tabii sosyal
mesafeyi koruyalım derken arkadaşlarımızın arasında mesafeler olup ve
konuşmalar da ona göre olunca salonda ciddi bir gürültü var, uğultu var; buna
lütfen dikkat edelim.
Ayrıca, değerli milletvekilleri, bugün, belirli
aralıklarla birleşime ara vereceğim; bütün arkadaşlarımızın dışarıda hava
almasını temin ederek ve ayrıca, Meclis Genel Kurulunun da havalandırılmasını
temin etmeye hep beraber çalışacağız.
Gündem dışı ikinci söz, insan hakları ihlalleri
hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekilimiz Sayın Sezgin Tanrıkulu’na aittir.
(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Tanrıkulu.
(Uğultular)
BAŞKAN – Arkadaşlar, uğultuyu lütfen keselim.
2.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, insan hakları ihlallerine
ilişkin gündem dışı konuşması
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Yurttaşlarımızın Berat Kandili’ni de kutluyorum ve sağlığa vesile olmasını
diliyorum.
Değerli arkadaşlar, zor zamanlardan geçiyoruz, bütün
dünya zor zamanlardan geçiyor. Yani herhâlde dayanışmayla, adalet duygusuyla ve
bir arada bu zor günleri de aşacağız ancak bu zor günlerde bizden beklenen, bu
Parlamentodan beklenen, devletten beklenen çok önemli şeyler var. Öncelikle,
yurttaşlarımızın tam da bu dönemde devlete güven duyacakları bir yönetim
tarzının olması lazım; keza, adalet duygusunun herkes bakımından eşit
uygulandığı bir dönemin olması lazım. En çok yardıma ihtiyacı olan
yurttaşlarımıza, yoksullara, emekçilere, işsizlere, işsiz kalanlara, gündelik
çalışanlara en fazla devlet elinin, yardımın, dayanışmanın uzanması gereken bir
dönemdeyiz aynı zamanda ve tabii ki yaşam hakkı devletin güvencesi altında olan
cezaevlerindeki yurttaşlarımızın, tutuklu ve hükümlülerin başta yaşam haklarını
ve sağlık haklarını gözetmek durumundayız.
Bugün görüşmelerine başlanacak infaz yasası var yani
bir diğer anlatımla af yasası, kısmi bir af yasası, Parlamentonun gündeminde
olacak bugün, yarın belki. Şimdi, kulakları bizde olan, gözleri bizde olan
binlerce insan var, sadece cezaevinde olan insanlar değil; onların yakınları,
kardeşleri, çocukları var.
Bugün bu
Parlamentoya gelecek yasa teklifi sadece hükümlülerle ilgili ve kısıtlı bir
yasa teklifi ve infaz bakımından eşitliği, adaleti sağlamayacak bir yasa
teklifi. Aynı zamanda da bu dönemin ihtiyaçlarını karşılamaya dönük ve infazda
eşitliği esas almayan, çağdaş infaz hukukunun asıl hedefi olan suça göre infaz
değil, suçun türüne göre değil suçluya göre, suçlunun tehlikeli olup
olmamasına, mükerrir olup olmamasına ve toplum için tehlikeli olup olmamasına
göre bir infaz sisteminden daha öteye, suç tiplerine göre infaz indirimi
sağlayan bir yasa teklifi ve gerçek anlamda adaleti sağlamayan bir yasa
teklifi.
Ama bunun da
ötesinde, cezaevlerinde binlerce tutuklu var değerli dostlar, değerli
milletvekilleri; binlerce tutuklu var. Bunlarla ilgili olarak bir yasal
düzenlemeye ihtiyaç yok elbette ki. Sonuçta mahkemelerin, savcılıkların; eğer
soruşturma varsa savcılıkların, kovuşturma varsa mahkemelerin, istinaf
mahkemelerinin, Yargıtayın ilgili dairesinin bu konularda bir karar vermesi
gerekir. Ancak mahkemelerin ve savcılıkların bu konuda adım atmadıklarını
görüyoruz. Tutuklama yerine geçen adli kontrol tedbirlerinin tutuklular
bakımından uygulanmadığını görüyoruz. Oysa duruşma günlerini beklemeksizin
dosyaları resen ele alıp bu konuda karar verebilirlerdi. Bütün Türkiye’nin
neredeyse karantina altında olduğu bir dönemde hangi suçlu, hangi tutuklu hangi
delili karartacak, hangi tanığı etkileyecek ve nasıl kaçma şüphesi içerisinde
olacak, nasıl? Bir şehirden başka bir şehre, bir ilçeden başka bir ilçeye
gitmenin bile mümkün olmadığı bir dönemde, bu salgın döneminde nasıl bu
gerekçelerle mahkemeler hâlen tutukluluk hâlinin devamına karar veriyor? Hem de
başka tedbirlere dönüştürülmesi mümkün olan, eğer mahkûm olsalar mümkün olan
tutuklular bakımından; gazeteciler bakımından, aktivistler bakımından nasıl
böyle kararlar veriyor?
Ben burada bir
çağrıyı da Sayın Cumhurbaşkanına yapmak istiyorum: Sayın Cumhurbaşkanının
koyduğu rezerv nedeniyle, tahliye olup sonradan tekrar tutuklanan
yurttaşlarımız var, siyasetçiler var, aktivistler var. Tahliye olmuşlardı ama
Sayın Cumhurbaşkanının koyduğu rezerv nedeniyle tekrar tutuklandılar. Bunların
başında, yıllarca bu Parlamentoda üyelik yapmış meslektaşım Selahattin Demirtaş
var; tahliye olmuştu ancak Sayın Cumhurbaşkanı “Nasıl tahliye olur?” dediği
için bir daha tutuklandı. Osman Kavala var. Osman Kavala da tahliye olmuştu ama
Sayın Cumhurbaşkanının grup toplantısında yaptığı konuşmadan sonra, akşam başka
bir suçtan dolayı tekrar tutuklandı. Ahmet Altan var 70 yaşında; tahliye
olmuştu, hüküm veren mahkemede tahliye olmuştu ama yapılan kampanya sonrasında
yetkisiz bir mahkeme tarafından tekrar tutuklandı. Selçuk Kozağaçlı tahliye
edilmişti, tekrar tutuklandı. Bunun gibi onlarca ismini sayamayacağımız insan var. İdris Baluken var;
tahliye edilmişti sonra tekrar tutuklandı ve konulan rezerv nedeniyle mahkûm
oldu. Böyle birçok siyasetçi var.
Değerli arkadaşlar, bakın, bunların bütün vicdani
yükü bu Parlamentonun ve başta Sayın Cumhurbaşkanının üzerindedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) – Zira bu
pandeminin, bu salgının ilk vuracağı yer cezaevleridir, nitekim vurmaya
başladı. Biraz önce aldığımız bir bilgiye göre Şakran Cezaevinde ikinci bir
cezaevi hekimi daha virüs ön tanısıyla tedavi altına alınmış yani sonuç
itibarıyla, bu hekim mutlaka cezaevi ortamından bunu kapmıştır dolayısıyla
yaygınlaşması hâlinde bir kırımın meydana gelmesi mümkündür. O nedenle,
buradan, bu Parlamentonun hep birlikte aynı zamanda yargıya, yargıçlara,
savcılara çağrı yapması lazım. Çünkü bu kararı vermeyen yargıçlar, bu davalar
bakımından söylüyorum, ileride olası kasıtla adam öldürme suçunun failleri
olabilirler. O nedenle bugün, burada bu görüşmeler başlarken yargıya da
mesajlarımızı iletelim ve siyasetçiler de yargının yolunu bu şekilde açsınlar.
Hükümlüler bakımından da gelecek yasanın infazda eşitlik ve adaleti sağlayacak
bir yasa olması için çaba içerisinde olacağımızı bir kez daha buradan ifade
ediyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi ile MHP milletvekillerini de bu konuda
tutum almaya çağırıyorum.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum ve sağlıkla
kalın diyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Berat Kandili
nedeniyle söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın Emrullah İşler’e aittir.
Buyurun Sayın İşler.
Süreniz beş dakika.
3.-
Ankara Milletvekili Emrullah İşler’in, Berat Kandili’ne ilişkin gündem dışı
konuşması
EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; bu anlamlı gecenin mübarek Berat Kandili’nin sizlere, ülkemize
ve insanlığa huzur ve barışa vesile olması temennisiyle gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Necip milletimiz başta olmak üzere yüce heyetinizi saygı ve
muhabbetle selamlıyorum.
Rahmet, mağfiret, bereket ve şifa ayı olan mübarek
ramazan ayının habercisi Berat Gecesi’ni bütün dünya ve insanlık ailesi, büyük
bir salgın hastalığın sebep olduğu acılarla ve kederlerle karşılıyor. Bu kandil
akşamında, Yüce Yaratıcı’ya yeryüzünün dört bir tarafından gelen yakarışlara,
yalvarışlara, güzel ülkemizden yükselen ezan sesleriyle, dualarla ve
samimiyetle akıtılan gözyaşlarıyla eşlik edeceğiz. Türkiye’mizin bütün
hanelerinde, kıvançta ve tasada milletçe birlik ve beraberlik bilincimizin
tezahürü olarak hep birlikte, evlerimizden ellerimizi semaya kaldırarak Yüce
Allah’ımıza yalvaracak, ondan âciz kullarına acımasını ve acil şifalar
lütfetmesini dileyeceğiz.
Berat Gecesi ve müjdecisi olduğu ramazan ayı,
ahiretin tarlası hayat yolculuğumuzda, insanlığımızın muhasebesini yapabilme
fırsatı veren Yüce Allah’ımızın ikramı olan özel zaman dilimleridir. Berat
Gecesi, bizlere, insan olma sorumluluğumuzu nasıl icra ettiğimizi ve bütün bir
varlık âlemiyle ilişkimizin nasıl cereyan ettiğini gözden geçirme fırsatını vermektedir.
Duralım ve düşünelim; insan olarak ne yaptık, ne yapmaktayız? Bireysel olarak
insanlık hâlimiz nasıl? Toplumsal olarak insanlık hâlimiz nasıl? İnsan-insan
ilişkimiz ve insan-evren ilişkimiz nasıl? Bu gecede, bu ve benzeri yüksek
insanlık sorularına vereceğimiz cevaplar, yaşadığımız bu büyük musibeti ola ki
rahmete dönüştürecektir çünkü Berat Gecesi, ilahî sevginin ve şefkatin tecelli
etmesiyle bütün âleme yayılan bağışlanmaktır, rahmettir ve şifadır; bütün
insanlığı çaresiz bir gelecek endişesinin kapladığı bugünlerde bütün insanlık
âlemi için bir ışık ve umuttur. Af, arınma ve kurtuluş olan Berat Gecesi
hakkında Sevgili Peygamberimiz (SAV) Yüce Allah’ın “Dünyaya sevgi ve şefkatiyle
tecelli ederek fecre kadar bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık
isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belaya düçar olan yok mu, ona afiyet
vereyim!” buyurduğunu bizlere müjdelemiştir.
Devlet yetkililerimizin ve bilim insanlarımızın,
insanlığı kasıp kavuran corona virüs mikrobuna çare bulmak için her türlü idari,
ilmî ve teknolojik çalışmaları büyük bir gayretle sürdürmeleri, hadisişerifte
ifade edilen müjdeye erişmeye bir yol aramaktır. Öte yandan, bu kutsal gecede
her birimiz kendi varoluş alanında bu müjdeyi hissetmeye çabalamalı hep
birlikte ve içtenlikle Sevgili Peygamber’imizin bu müjdesine kalbî dualarımızla
katılmalı ve Yüce Allah’ın merhamet, sevgi ve şefkatine sığınıp yardımını
lütfetmesini istemeliyiz.
Aslında, her insanın beratı kendi elinde ve kendi
sorumluluğundadır. Her musibette olduğu gibi bu kriz döneminde de sıkıntı ve
zorlukları birlikte göğüsler, nimetleri paylaşır, fakir fukaraya sahip çıkar,
ihtiyaç sahibini görüp gözetir ve içinde yaşadığımız kâinata, çevreye, tabiata,
tüm yaratılmışlara ve bütün insanlara sevgi, şefkat ve merhamet gösterebilirsek
inşallah, tüm yeryüzü darüsselama -yani barış ve güvenlik yurduna-
dönüşecektir.
Bu zor zamanlarda kalbimizden kin, nefret, haset,
öfke ve düşmanlık duygularını atıp sevgi ve barış yolunu tutarsak Yüce
Rabb’imiz bizleri bağışlar ve nimetlerini lütfeder. Kendimiz için istediğimiz
güzellikleri, başkaları için de isteyebilirsek Cenab-ı Hak bizlere tüm
güzellikleri ihsan eyler. Mazlum ve mağdur insanların zorda ve darda kalmış
kardeşlerimizin imdadına yetişebilirsek Yüce Rabb’imiz bizlere beratımızı
lütfedecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt
dışındaki millet varlığımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve tüm
İslam âleminin mübarek Berat Gecesi’ni tebrik ediyorum. Bu gece vesilesiyle
içinde bulunduğumuz şu zor günlerde yaratılmışların en şereflisi insanı
yaşatmak için gece gündüz demeden çalışan sağlık çalışanlarımıza, musibetten
kurtulmamız konusunda fedakârca çalışan güvenlik güçlerimize, belediye
çalışanlarımıza, bütün kamu görevlilerimize gönülden teşekkürler sunuyorum. Bu
kıymetli insanlarımıza yüce Allah’tan sabır, metanet ve gayret vermesini niyaz
ediyorum. Bu amansız hastalıktan ölen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kederli
ailelerine sabırlar diliyorum,
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın İşler.
EMRULLAH İŞLER (Devamla) – Bu hastalığın yayılmaması
için “Evde kal” çağrısına hassasiyetle uyan büyüklerimize, gençlerimize ve
bütün duyarlı vatandaşlarımıza en kalbî şükranlarımı sunuyorum.
Suriye, Filistin, Yemen, Libya başta olmak üzere
dünyanın farklı coğrafyalarında akan gözyaşının bir an önce dinmesini,
milletimize zeval vermemesini, Muhammed ümmetini iyiliğe kavuşturmasını, tüm
beşeriyeti hidayete eriştirmesini ve ramazanışerife barış, huzur ve güven
içinde milletçe kavuşmayı Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
Bir kez daha, siz değerli milletvekillerinin ve
ekranları başında bizleri izleyen necip milletimizin Berat Gecesi’ni tebrik
eder, saygılar sunarım.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, şimdi sisteme
giren değerli milletvekillerimize söz vereceğim. Tabii, bu sürecin zorluklarını
bilerek biraz konuşmaları kısa tutmakta yarar var değerli arkadaşlarım. Ben ilk
30 milletvekiline söz veriyordum ama bugün ilk 20’ye söz vereyim diye
düşünüyorum. Yani zamanı sizler lehine kullanarak bir an önce sizleri temiz
havayla buluşturmak için de hep beraber bir çalışma yürütelim. Bugünler böyle
olsun, bunların telafisini daha sonra yaparız hep beraber.
Sayın Şimşek…
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs
salgını nedeniyle öğrencilerin uzaktan eğitim gördüğü süreçte internet
erişiminin bedava olmasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanından talep ettiğine
ilişkin açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Berat Kandili’ni kutluyorum, Türk ve
İslam âlemine sağlık ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum.
Coronavirüs sebebiyle 20 milyona yakın öğrenci
okullar tatil edildiği için evlerinde durmaktadır ve bunların birçoğu da
uzaktan eğitim görmektedir. Çağrım Ulaştırma Bakanına: Bu süre zarfında bu
öğrencilerimizi bir nebze rahatlatacak internetin bedava olması ya da bedava
yapılamıyorsa bunun en az yüzde 50 indirimli olarak sunulması. Çünkü toplumun
büyük bir kısmı evde, ekonomik seviyeler de ortada, aynı zamanda internet,
sosyal medya ve “YouTube” üzerinden de öğrencilerimiz ders görüyorlar. Bu
konuda Hükûmetin gerekli kararları alarak bu internet erişimi sağlayan
firmalara verilecek talimatlarla, internet erişiminin bu süreç içerisinde
bedava olmasını talep ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Sayın Kaya…
2.-
Osmaniye Milletvekili İsmail Kaya’nın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Berat Gecesi, biz müminlere Yüce Allah’ın kurtuluş
beratı sunduğu, ilahi ve müstesna bir gecedir. Her türlü keder ve sıkıntıdan,
insanı inciten hata ve günahtan, insana yakışmayan söz, tutum ve davranıştan
kurtulmak için güzel bir fırsattır.
Berat Gecemiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için
Covid-19 virüsünden kurtuluşa ve hayırlara vesile olacak, dargınlıkları ve
küskünlükleri unutup dostluğa, kardeşliğe, barışa, daha da önemlisi birlik ve
beraberliğimizi yeniden tesis etmemize vesile olacak müstesna bir gündür. Bu
vesileyle, ramazanışerifin habercisi, Allah’ın rahmetinin yeri ve göğü
kapladığı Berat Gecesi’nin milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için
kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Covid-19 virüsünden dolayı vefat eden
vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tüm hastalarımıza da acil şifalar dileyerek
Berat Kandili’miz mübarek olsun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Durmuşoğlu…
3.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu’nun, Berat Gecesi’nin insanlık için
kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ettiğine ve 7 Nisan
Dünya Sağlık Günü’nü kutladığına ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Teşekkürler Sayın
Başkan.
Bu akşam idrak edeceğimiz, ramazanışerifin
müjdecisi, Allah’ın rahmetinin yeri ve göğü kapladığı Berat Gecesi’nin
milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için kurtuluşa ve hayırlara vesile
olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Kendini sağlık hizmetine adayıp gecesini gündüzüne
katarak her türlü zorluğa ve sıkıntıya göğüs geren doktorundan hasta bakıcısına
tüm sağlık çalışanlarımızın 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nü kutluyorum.
Sağlık alanında önemli bir sınav verdiğimiz şu
günlerde birçok ülkenin sağlık sistemi çökerken Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan önderliğinde sağlık alanında yapılan dev projeler sayesinde
sağlık sistemimizin ne kadar güçlendiği bir kez daha görülmüş oldu.
Bu ülke için özverili ve fedakârca hizmet eden
kahramanlarımız sayesinde inşallah bu zorlu süreci atlatacağımıza yürekten
inanıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Topal…
4.-
Hatay Milletvekili Serkan Topal’ın, Kuveyt’te mahsur olan Hataylı
hemşehrilerinin ülkeye getirilmesi hususunda gösterdikleri hassasiyetten ötürü
başta Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök olmak üzere Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, AK PARTİ Grup Başkan Vekili
Özlem Zengin, TBMM İdare Amiri Kadim Durmaz, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz
Selim Kıran ve Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’na teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, ben her zaman bu kürsüde toplumun
sorunlarını dile getiriyorum. Bu sefer teşekkür etmek için söz aldım.
Öncelikle başta size olmak üzere, değerli
arkadaşlar; Kuveyt’te mahsur kalan Hataylı hemşehrilerimizin Türkiye’ye
getirilmesi noktasında Sayın Dışişleri Bakanımıza, Grup Başkan Vekilimiz Sayın
Özgür Özel’e, yine, AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin’e, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İdare Amirimiz Sayın Kadim Durmaz’a ve yakinen ilgilenen
Dışişleri Bakan Yardımcımız Sayın Yavuz Selim Kıran’a, AK PARTİ Hatay Milletvekilimiz
Sayın Hacı Bayram Türkoğlu’na çok teşekkür ediyorum ve diğer ülkelerde de aynı
hassasiyeti bekliyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN – Sayın Taşkın…
5.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın, tüm İslam âleminin Berat Gecesi’ni
tebrik ettiğine, coronavirüs salgınından kurtulabilmek için sosyal izolasyona
uyulması gerektiğine ve salgında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Öncelikle, başta aziz milletimiz olmak üzere, tüm
İslam âleminin Berat Gecesi’ni tebrik ediyorum. Bu mübarek gece vesilesiyle
milletimizin ve tüm insanlığın bu ölümcül salgından kurtulmasını Yüce Allah’tan
niyaz ediyorum.
Coronavirüse karşı alınması gereken tedbirlere
uyulmadığı zaman neler olabileceğini hep beraber görüyoruz. Virüsün yayılımını
durdurmak ve tamamen kurtulmak için sosyal izolasyona mutlaka uymalıyız.
Kendimizi âdeta karantinaya almalıyız, maske takmalı, sosyal mesafeyi
korumalıyız, gerektiğinde ellerimizi usulüne uygun olarak yıkamalıyız.
Müslümanlar olarak, bela ve müsriflikler karşısında
duruşumuzun üç temel ilkesi vardır; bunlar, tedbir, tevekkül ve duadır. Alınan
tüm tedbirlere titizlikle uyarken bu mübarek gecede ve her zaman tevekkül ve
duayla Allah’tan yardım isteyecek, takdire de rıza göstereceğiz.
Salgında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza
Allah’tan rahmet, tedavisi devam etmekte olan hastalarımıza da acil şifalar
diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Bayraktutan…
6.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin ili Arhavi ilçesinde yaşanılan
mağduriyetin giderilebilmesi için maske satışlarının serbest bırakılması, Eti
Bakır AŞ’nin Artvin ili Murgul ve Cerattepe ilçelerindeki işletmelerinde
çalışan işçiler ile Yusufeli Barajı inşaatında çalışan işçilerin mağduriyetinin
önlenebilmesi ve hijyenik koşulların sağlanabilmesi için ücretli izin işleminin
devreye sokulması gerektiğine ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Biraz önce telefonda Artvin’in Arhavi ilçesinden
ilçe başkanımız Erkan Özyazıcı beni aradı. Arhavi’deki yurttaşlarımız -her ne
kadar biz Meclis Genel Kurulunda maske taksak da- eczanelerinde maske olmasına
rağmen talimat verildiği için vatandaşlarımız ne yazık ki maskeden
yararlanamıyor. Bu konuda derin bir mağduriyet var, bu tehlikenin bir an önce
bertaraf edilmesi için ilgili makamların talimat vermesini bekliyor ve maske
satışlarının serbest bırakılmasını diliyoruz.
Bunun haricinde yine, Artvin Cerattepe’de, Murgul’da
bakır işletmeleriyle alakalı Cengiz Grubu Eti Bakır İşletmeleri birtakım
faaliyetlerde bulunuyor. Burada iş güvenliğiyle alakalı, sağlıkla, hijyenle
alakalı sorunlar var. Yine aynı şekilde, Yusufeli ilçe merkezinde yürütülen
baraj çalışmalarıyla alakalı problemler var. Burada çalışan işçiler görevlerini
tamamladıktan sonra il merkezine, ilçe merkezine inmektedirler. Bu nedenle, bu
mağduriyetin önlenmesi ve hijyenik koşulların sağlanması için ücretli izin
işleminin bir an önce devreye sokulması gerekir. Buradaki ivedilik, acele
nedir? Cerattepe’deki bu maden kıyımıyla alakalı bu zor günlerde bile…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Çepni…
7.-
İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin, coronavirüs salgını sebebiyle tüm çalışanlar
için ücretli izin ilan edilmesi, iktidarın şirketlerin kârını değil halkın
sağlığını dikkate alması gerektiğine ilişkin açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) – Teşekkürler Başkan.
Tüm dünyada pandemiyle mücadele sürüyor. Ancak
Türkiye’de iktidar virüsle değil halkla mücadele için fırsatları
değerlendirmekle meşgul. Çalışma hayatı sürerken “Evde kal.” demek tümüyle
anlamsızdır. İktidar, 18-20 yaş arasındaki insanlara resmen çalışma izni
vermiştir. İzmir Çiğli’de Akar Tekstil’de 20’ye yakın vaka olmasına rağmen
Bakanlık ise bu iş yerine çalışma izni vermiştir, 2 bin işçi ölümle karşı
karşıyadır; böyle binlerce örnek söz konusudur. Acilen tüm çalışanlar için
ücretli izin ilan edilmeli, iktidar şirketlerin kârını değil, halkın sağlığını
dikkate almalıdır.
BAŞKAN – Sayın Gültekin…
8.-
Niğde Milletvekili Selim Gültekin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde uygulanmaya başlanılan Sağlıkta Dönüşüm Programı sayesinde
coronavirüs salgınıyla mücadelenin başarıyla yürütüldüğüne, 6 Mayısta ihalesi yapılacak
olan 400 yataklı hastanenin Niğde iline kazandırılmasında emeği geçenlere
teşekkür ettiğine ve Berat Gecesi’ni tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) -Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”
düsturuyla AK PARTİ döneminde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde uygulanmaya başlanan Sağlıkta Dönüşüm Programı sayesinde bugün
coronavirüs salgınıyla mücadelenin özveri ve başarıyla yürütüldüğünü
görmekteyiz. Sağlıkta dönüşümün bir örneğini de Niğde’mizde hayata geçiriyoruz.
Takibini yaptığımız, 2020 yılı bütçe görüşmelerinde Niğdeli hemşehrilerime
müjdesini verdiğim son model teknolojik cihazlarla donatılacak, Niğde’mizin
sağlık alanında yakalamış olduğu ivmeyi daha da yükseltecek, şehir ekonomimize
ve istihdama büyük katkı sağlayacak; yaklaşık 400 milyon TL maliyetli, modern,
400 yataklı ek hastanemizin ihalesini 6 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirip
inşallah hızlı bir şekilde de inşaatına başlayacağız. Hastanemizin Niğde’ye
kazandırılmasında başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Sağlık
Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’ya ve emeği geçen herkese tüm Niğdeliler adına
teşekkür ediyor, hastanemizin Niğde’mize hayırlı olmasını diliyor, ramazan
ayının müjdecisi olan mübarek Berat Gecemizi tebrik ediyor, Gazi Meclisimiz ve
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Özkan…
9.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkan’ın, Berat Kandili’ne ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Kulluk yolculuğumuzdaki değişim ve dönüşümün en
önemli işaretini resmeden berat, kişinin doğuştan günahlardan beri olduğunu
bize haber veren önemli bir müjdedir. Mübarek Berat Gecesi, nurlu gölgesi
üzerimize düşmeye başlayan ramazan ayına bizi hazırlayan, diri bir zihin ve
berrak bir gönüle aşama aşama kemale ulaştıran, Rabb’imizle itaat zemininde
bizleri buluşturan bir yakınlaşmadır. Bu itibarla berat, ruhumuza ağır gelen
her türlü keder ve sıkıntıdan, insanı inciten hata ve günahtan, insana
yakışmayan söz, tutum ve davranıştan beraat etmek için eşsiz bir fırsattır.
Berat Kandili’nizi tebrik ediyor, bu mübarek gece vesilesiyle milletimizin ve
insanlığın salgın ve her türlü sıkıntıdan beri olmasını Allah’tan diliyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Arkaz…
10.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz’ın, Berat Kandili’ni kutladığına,
Covid-19’la mücadelede virüse enfekte oldukları için hayatını kaybeden
doktorların ve sağlık çalışanlarının şehit sayılması gerektiğine, Profesör
Doktor Cemil Taşçıoğlu ve Profesör Doktor Feriha Öz’ün şahsında görevi başında
vefat eden sağlık çalışanlarını rahmetle andığına ilişkin açıklaması
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Öncelikle milletimizin Berat Kandili’ni kutluyorum.
Türk milleti olarak Covid-19’la çetin bir mücadele
içerisindeyiz. Görünmeyen, sinsi bir düşmanla savaşırken cephedeki
kahramanlarımız ise başta doktorlarımız olmak üzere bütün sağlık
çalışanlarımızdır. Canlarını siper eden kahramanlarımızdan enfekte olanların
sayısı 700’e ulaşmak üzeredir.
Görevi başındayken Hakk’a yürüyen kahramanlarımız
milletimizin gözünde birer şehittir. Bu anlamda, yüce Meclisten beklentim, oy
birliğiyle, bu virüse enfekte olarak hayatını kaybeden doktorların ve sağlık
çalışanlarımızın şehit sayılması kararının alınmasıdır. Profesör Doktor Cemil
Taşçıoğlu ve Profesör Doktor Feriha Öz Hocalarımızın şahsında, görevi
başındayken vefat eden bütün sağlık çalışanlarımızı rahmet ve minnetle
anıyorum.
Unutma Türkiye’m, sağlık çalışanlarımız bizim için
hastanede kalıyor, siz de onlar için evde kalın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Aydemir…
11.-
Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir’in, küresel iktisadi aktörlerden Fitch
Ratings’in “Türkiye son iki yıldır aldığı tedbirlerle bu yıl enflasyonu yüzde 8
düzeyinde tutacak.” tespitine ve başarılarının sırrının hükûmet etme biçimleri
olduğuna ilişkin açıklaması
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) – Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Covid-19 dünyadaki bütün dengeleri altüst etti.
İktisadi gelişmelere yön veren kuruluşlar endişeli açıklamalar yapıyorlar. IMF
“Dünya derin bir resesyona gidiyor, tarihin en güçlü krizine hazırlanın.”
diyor. Bunu görmek için allame olmaya gerek yok, en ümmi olanı dahi farkında.
Ancak bir başka hakikat var, onu da yine küresel
iktisadi aktörler ifade ediyorlar. Fitch Ratings’in tespiti şöyle: “Türkiye son
iki yıldır aldığı tedbirlerle bu yıl enflasyonu yüzde 8 düzeyinde tutacak.” ve
ekliyor: “Merkez Bankasının faizleri indirmeye her an hazır olduğu sinyalini
vermesi ekonomisini dirençli kılıyor.” Biz de diyoruz ki: Başarının sırrı
hükûmet etme tarzımızdadır. Görmek isteyen, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın
2018 yılında ilan ettiği Yeni Ekonomi Programı’ndaki dengelenme, disiplin ve
değişim etaplı sürece baksın.
Ve son not: Zaman bizden yanadır Allah’ın izniyle.
BAŞKAN – Sayın Subaşı…
12.-
Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı’nın, Covid-19 salgını nedeniyle hayatını
kaybeden vatandaşlara Yüce Allah’tan rahmet dilediğine, salgınla mücadele eden
başta Sağlık Bakanı olmak üzere Bilim Kurulu üyelerine, doktorlara ve tüm
sağlık çalışanlarına şükranlarını sunduğuna, Berat Kandili’ni tebrik ettiğine
ilişkin açıklaması
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Covid-19 hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden dün
itibarıyla 649 vatandaşımıza Yüce Rabb’imden rahmet, ailelerine ve sevenlerine
başsağlığı ve sabırlar diliyorum, hastalarımıza da acil şifalar diliyorum. Bu
salgın hastalıkla mücadelede, Sayın Sağlık Bakanımız başta olmak üzere Bilim
Kurulu üyelerimize, tüm doktorlarımıza, tüm sağlık çalışanlarımıza fedakârca
çalışmalarından dolayı şükranlarımızı sunuyorum. Bu vesileyle, mübarek Berat
Kandili’mizi tebrik ediyorum, bu gecenin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bize bugün bu kolonyayla birlikte sosyal izolasyon imkânı sağlayan Meclis
Başkanımıza da teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Taşdoğan…
13.-
Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan’ın, zor şartlarda görevini yapmaya
çalışan posta dağıtıcıları ile PTT çalışanlarının özlük haklarının
iyileştirilmesi gerektiğine ve Berat Kandili’ni tebrik ettiğine ilişkin
açıklaması
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) – Sayın Başkan,
bundan doksan dokuz yıl önce Gaziantep muhasara altındayken telgraf çökmüş,
haberleşme için yalnızca posta güvercinleri kalmıştı. Bugün PTT’nin nereden
nereye geldiğini görmek muhteşem bir duygudur. Dünyayı corona virüsü baştan
başa kuşatmışken, her türlü zor şartlara rağmen görevini yapmaya çalışan posta
dağıtıcıları ve tüm PTT çalışanlarını unutmamak gerekiyor. Kimsenin evinden
çıkmasını istemediğimiz bugünde dünyayla iletişimimizi sağlayan, 65 yaşın
üstündeki insanlarımıza maaş gibi ihtiyaçlarını evine kadar taşıyan, hatta
evlere maske taşıyan, bu insanlarımızın bu zor günlerdeki hizmetlerini takdir
ediyor, başarılar diliyorum. Bu bela bitince özlük haklarının da düzenlenmesi
için devletimizin yetkili kurumlarına hatırlatma yapmak istiyorum.
Bu kuşatmanın beraate vesile olmasını dilediğimiz
Berat Kandili’nizi kutlarım.
BAŞKAN – Sayın Öztürk…
14.-
Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ün, Berat Kandili’ni kutladığına, Meclis
Başkanı Mustafa Şentop’un vatandaşlara “23 Nisan saat 21.00’de evlerden
İstiklal Marşı okuyalım.” çağrısını desteklediğine ve Diyanet İşleri
Başkanlığından Meclisin açılışının 100’üncü yılı vesilesiyle minarelerden de
İstiklal Marşı’nın okunması konusunda hassasiyet göstermesini rica ettiğine
ilişkin açıklaması
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) – Peygamber Efendimiz’e
şefaat hakkının verildiği, hayır kapılarının sonuna kadar açıldığı, bereket ve
rahmet gecesi olarak da inandığımız Berat Kandili’nde Cenab-ı Allah’tan bu zor
günlerden sağlık, huzur, afiyetle kurtuluşumuzu niyaz ediyor, bütün
milletimizin mübarek kandilini kutluyorum.
Bu vesileyle söz almışken Meclis Başkanımız Sayın
Mustafa Şentop’un 23 Nisanda vatandaşlarımıza “Saat 21.00’de evlerimizden
İstiklal Marşı okuyalım.” çağrısını destekliyorum. Diyanet İşleri
Başkanlığımızdan da Meclisimizin açılışının 100’üncü yılı vesilesiyle,
minarelerimizden coronavirüs konusunda her gün uyardığı gibi 23 Nisan gecesi
saat 21.00’de birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek, halkımıza coşku ve moral
vermek adına İstiklal Marşı’mızın minarelerimizden okunması konusunda bir
hassasiyet göstermesini rica ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Sümer…
15.-
Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Berat Kandili’ni kutladığına, coronavirüs
salgını nedeniyle yaşamını yitiren yurttaşlara Allah’tan rahmet dilediğine,
minibüs ve servis aracı esnafının mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Müslüman âleminin Berat Kandili’ni kutluyorum.
Corona virüsü salgını dolayısıyla yaşamını yitiren
yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, hasta olanlara da acil şifalar dilerim.
Yaşanılan sürecin zorluklarını elbette biliyoruz
ancak minibüsçü ve servisçi esnafımız gibi birçok kesim de acilen yardım ve
destek bekliyor. Taşıyacak yolcu bulsa bile araç kapasitesinin yarısı kadar
yolcu taşımak zorunda kalan minibüsçülerimiz artık mazot parasını bile
çıkaramıyor, zarar etme pahasına da olsa kontaklarını çeviriyorlar.
Minibüsçülerin ve servisçilerin taleplerini ben de buradan yetkililere
aktarıyorum. Yüzde 18 olan KDV oranı yüzde 1,5’a çekilsin, minibüslerin
güzergâhları boyunca kilometre başı mazot yardımı veya mazot indirimi
uygulansın, minibüsçü ve servisçi esnafımızın kredi ve kredi kartı borçları
sekiz ay faizsiz ertelensin.
BAŞKAN – Sayın Demir…
16.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Demir’in, corona virüsün dünyada ve ülkede tehdit
oluşturmaya devam ettiğine, Türkiye’nin üçüncü büyük sağlık projesi olan
Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi yol yapımını Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığının üstlendiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Coronavirüs dünyada ve ülkemizde tehdit oluşturmaya
devam ediyor. On sekiz yıldır sağlık alanında yaptığımız atılımlarla salgında
kullanılabilecek 43 bin yoğun bakım ünitesine ve şehir hastanelerine sahip
olduk. 2.682 yatak, 456 yoğun bakım ünitesiyle Türkiye'nin üçüncü büyük sağlık
projesi olan Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi nisan ortasında açılacak ancak
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yolları bir türlü yapılmadı ve
maalesef bunu yapamayacağını yazıyla da Valiliğe bildirdi. Milletin sağlığının
söz konusu olduğu şu günlerde siyasi çıkar elde etmenin peşinde koşmak yerine
birlik ve dayanışma içerisinde olmamız gerekirken ne yazık ki İstanbullular
İstanbul Büyükşehir Belediyesinden gerekli desteği alamadılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - En sonunda iş yine ehline
kalmış, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yol yapım
çalışmaları Ulaştırma Bakanlığımız tarafından yapılmıştır.
BAŞKAN – Sayın Gergerlioğlu…
17.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun,
milyonların infaz yasasını beklediğine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
milletvekillerinin kendilerini maskeyle korurken cezaevlerinde dezenfektesiz
kapalı ortamlarda bekleyen insanların ne yapması gerektiğini öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Milyonlar acilen tahliyeyi sağlayacak infaz yasasını
bekliyor. Komisyon görüşmelerinde, önemli ihlallere, dramlara çözüm bulacak bir
değişiklik olmadı. Legal tavırlara, düşünce özgürlüğü içindeki sözlere “terör”
tanımı getirmeyen değişiklik sağlanmadı ve gazeteciler, siyasetçiler maalesef
hâlâ cezaevlerinde. Günlerdir, her gün sosyal medyada adil bir yasa için
milyonlarca "tweet" atıldı, milletvekillerinin telefonlarına binlerce
mesaj geldi, mailler gönderildi; sivil toplum, millet, vekillerinden adaleti,
hukuku bekliyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak şu anda hepimiz
maskelerle kendimizi, irademizle, gayet iyi bir şekilde koruyoruz ama ya
cezaevlerinde çaresiz, kapalı ortamda susuz, dezenfektesiz bekleyen insanlar ne
yapsın soruyorum size?
BAŞKAN – Sayın Taşdemir…
18.- Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’in, iki yüz
seksen sekiz gündür ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in yaşamını
yitirdiğine, İbrahim Gökçek ile Mustafa Koçak’ın taleplerine Meclisin seyirci
kalmaması ve ölümleri durdurma noktasında sorumluluk alması gerektiğine ilişkin
açıklaması
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Teşekkür ederim
Başkan.
Bildiğiniz gibi Grup Yorum üyeleri, konserler
üzerindeki baskı ve yasakların son bulması yani özgür bir biçimde sanat yapmak
talebiyle başlattığı açlık grevini ölüm orucuna dönüştürmüştür. Grup Yorum
üyesi sanatçı Helin Bölek iki yüz seksen sekiz
gün boyunca sesini duyurmak için herkesin gözü önünde eriyerek yaşamını
yitirdi. Yani bir ülke düşünün ki sanatçılar sanatlarını yapabilmek için
bedenlerini açlığa yatırmak zorunda kalıyor. Helin bunun için yaşamını yitirdi
ve bu ülke, bu coğrafya tarihine utanç sayfalarından biri olarak girdi. Grup
Yorum üyesi İbrahim Gökçek iki yüz doksan beş, adli yargılama talebiyle ölüm
orucunda olan Mustafa Koçak iki yüz sekseninci gününde ve yaşamları şu an pamuk
ipliğine bağlı diyeceğimiz kadar kritik bir noktadadır. Salgın ortamında
hayatta kalmayı bu kadar kutsadığımız bir süreçte, bu insanların ölümüne hiç
kimse, özellikle de Meclis seyirci kalamaz. Talepleri, karşılanmayacak talepler
asla değildir. Meclisin bir an önce devreye girip ölümleri durdurma noktasında
sorumluluk almasını talep ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Çelik…
19.- Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in, 11 Ocaktan beri kayıp
olan Şırnak ili Beytüşşebap ilçesi Mehri köyünde yaşayan Hürmüz Diril ile
Şimuni Diril’in bulunması için etkili bir arama çalışması yapılmadığına, 20
Martta Şimuni Diril’in cansız bedenine ulaşıldığına, Hürmüz Diril’in bulunması
için harekete geçilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
TUMA ÇELİK (Mardin) – Teşekkür ederim Başkan.
Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi Mehri köyünde yaşayan
Hürmüz Diril ve Şimuni Diril 11 Ocaktan beri kayıplar. Yaptığımız bütün
çağrılara rağmen etkili bir arama çalışması yapılmadı. Açılan soruşturma
ciddiye alınmadı, hiçbir açıklama yapılmadı. Kayıp yurttaşların bulunması için
devlet hiçbir adım atmadı. Bunun sonucu olarak da 20 Martta Şimuni Diril’in
cansız bedeni bulundu. Devlet, yurttaşlarının yaşam hakkını korumak zorundadır.
Ancak bugüne kadar bu görevini yerine getirmemiştir. Yetkililerin bu tavrı,
bölgede sayıları giderek azalan Süryanilerde endişe yaratmaktadır. Devlet
görevini yerine getirmelidir, etkili bir arama kurtarma faaliyeti yapılmalı,
olay titizlikle soruşturulmalıdır; soruşturmayı yürüten makamlar da soruşturmaya
dair açıklama yapmalıdırlar. Hayatta olduğunu umut ettiğimiz Hürmüz Diril’in
bulunması için de acilen harekete geçilmelidir.
BAŞKAN – Sayın Şeker…
20.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’in, coronavirüsle
mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ve Sağlık
Bakanının koordinasyonunda önemli çalışmalar yapıldığına, Kocaeli İl Sağlık
Müdürü Operatör Doktor Şenol Ergüney başta olmak üzere ilçe sağlık müdürleri
ile ekiplerine ve tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ettiğine, Berat Kandili’ni
kutladığına ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde coronavirüsün
yayılmasını yavaşlatmak için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
başkanlığında, Sağlık Bakanlığımızın koordinasyonunda önemli çalışmalar
yapılmaktadır. İlimizde pandemi hastanelerinin oluşturulmasını, yurt dışından
getirilen misafirlerin karantina süreçlerini ilimizde konforlu bir şekilde
geçirmelerini, coronavirüs hastalarının sevkini ve gerekli sağlık malzemelerinin
tedariki ve koordinasyonunu başarıyla sağlayan başta İl Sağlık Müdürümüz
Operatör Doktor Şenol Ergüney’e ve ilçe sağlık müdürlerine ve ekiplerine,
coronavirüsün teşhis ve tedavisinde her türlü riski göz önüne alarak gecesini
gündüzüne katarak fedakârca çalışan başta hastane başhekimlerimiz olmak üzere
tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu süreçte siz değerli sağlık
çalışanlarımızın özverili çalışmalarını asla unutmayacağız. Allah sizleri
korusun diyor, Berat Kandili’nizi tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN – Son olarak, Sayın Aydoğan…
21.- İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan’ın, Ankara
Üniversitesi öğrencilerinin bursunu kesen Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumunu sosyal devlet olgusuna ve gençlerin anayasal teminatlarının
işletilmesine davet ettiğine ilişkin açıklaması
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Teşekkür ediyorum
Başkanım.
Kredi ve Yurtlar Kurumu, Ankara Üniversitesi
öğrencilerinin bursunu kesti. Neden? Çünkü bir gösteri yaptılar ve bu düzeni
eleştirdiler. Yani muhalif olanları artık Kredi ve Yurtlar Kurumu da
cezalandırıyor. Özellikle salgının olduğu bir dönemde, tüm gençlerimiz, tüm
vatandaşlarımız sosyal devlet koruması altında olması gerekirken, aksine
öğrencilerin bursunun kesilmesi Gençlik ve Spor Bakanlığının da bakışı altında
gerçekleşmiş bir şeydir. Bakanlığı ve Kredi ve Yurtlar Kurumunu sosyal devlet
olgusuna, gençlerin anayasal teminatlarının işletilmesine davet ediyorum. Yoksa
virüs ve salgın nedeniyle bir dünya edebiyat yapan iktidar, sadece bu olaydan
bile sabıkalı hâle gelecektir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, maskeyle konuşmayı
–değil mi- bu aşamada yapabildik yani iyi de oldu. Herkesin sesinin net olarak
duyulduğunu görüyorum.
Teşekkür ederim değerli arkadaşlarım hepinize.
Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekillerimizin söz
taleplerini karşılayacağım.
İlk olarak, İYİ PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın
Türkkan.
Buyurun.
22.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın, Berat Kandili’ni
tebrik ettiğine, coronavirüs salgını nedeniyle Ankara ve İstanbul başta olmak
üzere birçok büyükşehir belediyesinin başlattığı dar gelirli ve ihtiyaç sahibi
ailelere yardım kampanyasının İçişleri Bakanlığınca durdurulmasını
kınadıklarına, Et ve Süt Kurumunun depolarındaki 50 bin ton ithal etin
bozulduğuna dair duyumlara ilişkin açıklama beklediklerine, salgınla mücadelede
en ön safta yer alan sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi ve
İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener’in talimatıyla koronavirüs mücadelesinde
ölen sağlık çalışanlarının şehit sayılması için verdikleri kanun teklifinin
Meclis Genel Kuruluna bir an evvel getirilmesi gerektiğine, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul Salonu’ndaki maske uygulaması için
teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün Berat Kandili’ni idrak ediyoruz, mübarek olsun,
milletimizin kandilini tebrik ediyorum, hayırlara vesile olmasını niyaz
ediyorum. Allah, bu salgın hastalık belasından kurtulmamıza vesile kılsın bu
mübarek geceyi. Bizleri, beraat eden kullarından eylesin, ülkemizi huzura
erdirsin, hepimizin Berat Gecesi mübarek olsun.
Coronavirüs salgınına karşı Ankara ve İstanbul başta
olmak üzere birçok büyükşehir belediyesinin öncü olarak başlattığı, dar gelirli
ve ihtiyaç sahibi ailelere yardım kampanyası İçişleri Bakanlığınca durdurulmuş.
Bu kararı hayretle karşılıyoruz, kınıyoruz. Hükûmet, milyonlarca vatandaşın
yardım ettiği ve muhtaç ailelere nefes aldırtacak bir kampanyayı durdurarak ne
amaçlamaktadır, anlamak mümkün değil. Ankara Büyükşehir Belediyesine yardım
edenler ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin yardım ettikleri de bizim
vatandaşlarımız değil mi? İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağışta bulunanlar
ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin maddi destek verdikleri de bizim vatandaşlarımız
değil mi? Böylesine zor günlerde bile bu milleti kutuplaştırmanızdan gerçekten
bıktık. Birlik beraberliği sağlamak yerine bölüp ayrıştırmanızdan gerçekten
artık sıkıldık. Başımızda tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi bir virüs
varken ve tüm insanlık bununla mücadelede seferber olmuşken bile siz, sırf
“bizden ve bizden değil” diye yapılan yardımları durduruyorsunuz. Yardımları
çeşitlendirmek ve her kesime ulaştırmak yerine yasaklar getirmeniz ne akla
sığar ne insanlığa ne de vicdana.
Bu noktada bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Et ve
Süt Kurumu -eskiden Et ve Balık Kurumuydu bu, ismi değişmiş, yeni öğrendim, Et
ve Süt Kurumu olmuş- depolarında bekletilen ithal etler var. 50 bin ton ithal
etten bahsediliyor orada, karkas et.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Bu, Et ve Süt Kurumu
depolarında bekletilen etlerin çürüdüğüne, bozulduğuna dair duyumlar alıyorum,
50 bin ton etten bahsediyorum. Eğer bu duyumum yanlışsa, şimdi tam zamanı,
vatandaşa ucuza verin bunları, iyi beslensin vatandaşlar, bağışıklık kazansın,
virüse karşı mücadele edebilsin. Niye bekliyorsunuz bunları dağıtmak için?
Yoksa bu etlerle ilgili başka bir niyetiniz mi var? Eğer öyleyse söyleyin, biz
de öğrenelim. Eğer bu duyumumuz yanlışsa Sayın Bakandan bu konuda bir açıklama
bekleyelim.
Hep vurgulanıyor ama ben de buradan bir kez daha
vurgulamak istiyorum: Salgınla mücadelede en ön safta yer alan tüm sağlık
çalışanlarımız öncelikli olarak korunmalı ve kollanmalıdır. Alkışlamak
önemlidir gerçi moral açısından ama yeterli değildir; özlük hakları ve maddi ek
prim desteği mutlaka verilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ayrıca, Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşener’in dile getirdiği gibi, coronavirüsle mücadele ederken
Covid-19’a yakalanıp vefat eden tüm sağlık çalışanlarımızın ayrım yapılmaksızın
şehit ilan edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Çünkü onlar da tıpkı
Mehmetçik’imiz gibi bu zor zamanlarda bizler yaşayalım diye kendilerini
tehlikeye atıyorlar. İYİ PARTİ olarak, Sayın Genel Başkanımızın talimatıyla,
coronavirüs salgınıyla mücadele ederken hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının
şehit sayılması için vermiş olduğumuz kanun teklifimizin bir an önce Meclis
Genel Kuruluna gelmesini istiyoruz. Ülkemizde bu kayıpların hiç yaşanmamasını
temenni etmekle birlikte, bahse konu olan sağlık mensuplarımızın ifa ettikleri
görevin kutsallığı göz ardı edilmemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – İçinde bulunduğumuz
süreçte salgınla mücadelede tereddüt etmeden görevlerini yerine getiren sağlık
meslek mensuplarının vazifelerinin kutsallığını yasallaştırmak ve bu
doğrultuda, vefat eden personelin hukuken, görevleri esnasında hayatını
kaybeden Silahlı Kuvvetler, Emniyet, Jandarma, Millî İstihbarat Teşkilatı ve
ilgili diğer personellerle eş değer statüye sahip olmalarını sağlamak için Gazi
Meclisimizin üstüne düşen elzem bir vazifeyi bir an önce yerine getirmesi gerekiyor.
Bu arada, Sayın Başkan, bu maske konusunda bugünkü
uygulamanız için sizlere teşekkür ediyorum. İki haftadır bu konuda ciddi
anlamda uyarılarda bulunmamıza rağmen biraz gevşek davrandık. Bizim kürsü
dokunulmazlığımız var -uzun bir süredir bu da olmamasına rağmen var diye
gözüküyor- ama bizim hastalıklar karşısında dokunulmazlığımız yok. Bunu
hatırlattığınız için teşekkür ediyorum.
Sağ olun.
BAŞKAN – Ben de sizlere teşekkür ederim.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün,
coronavirüs şüphesiyle hastaneye kaldırılan ve test sonucu negatif çıkan MHP
Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’a geçmiş olsun demek
istediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN - Söz sırası Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Akçay’da.
Sayın Akçay, öncelikle bir hususta da bir açıklama
yapmanızı rica edeceğim. Genel Başkan Yardımcınız ve İstanbul Milletvekilimiz
Sayın Feti Yıldız’ın sosyal medyadan duyurduğu, daha sonra sevinerek
öğrendiğimiz bir test sonucu oldu. Geçmiş olsun dileklerimle, eğer uygun
görürseniz, bu konuda bilgilendirme yapma ihtiyacı duyarsanız ona da seviniriz.
Tekrar geçmiş olsun diyorum.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
23.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, MHP Genel Başkan Yardımcısı
İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’ın coronavirüs testinin negatif çıktığına,
endişe edecek bir durumun söz konusu olmadığına ve geçmiş olsun dileğinde
bulunduklarına, Berat Kandili’nin tüm İslam âlemi ve insanlık için hayırlara
vesile olmasını niyaz ettiğine, 4 Nisan ülkücü hareketin kurucusu Başbuğ
Alparslan Türkeş’in vefatının 23’üncü seneidevriyesine, 7 Nisan Dünya Sağlık
Günü’nü kutladığına, coronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybeden
vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediğine, Sağlık Bakanlığının virüsün dünyaya
deklare edildiği 10 Ocak 2020 tarihinden önce gerekli çalışmaları başlattığına,
müzisyen ve bestekâr Ahmet Şafak’ın şarkı sözleriyle sözlerini tamamlamak
istediğine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sizin de ifade ettiğiniz gibi Genel Başkan
Yardımcımız, İstanbul Milletvekilimiz ve çok kıymetli ağabeyimiz Feti Yıldız
Bey’in dün Twitter’den bir paylaşımı oldu. Kendisi de zaten bu coronavirüs
salgınından bu yana, bu salgına karşı önlemlere son derece hassasiyetle dikkat
eden ve özen gösteren bir ağabeyimizdi fakat yaşı münasebetiyle bazı endişeler
de taşımıyor değildi. Hastaneye gitmeden evvel zaten gerekli tetkikler, bu
coronavirüs tahlilleri neticesinde ilk tahlil negatif çıkıyor, daha sonraki doğrulama
testi de negatif çıkmakla birlikte tabii yaş ve daha evvel yaşadığı tıbbi
sorunlar nedeniyle diğer tetkik ve tahlillerinin de yapılması için birkaç gün
daha hastanede kalacak. Kendisine buradan tekrar geçmiş olsun dileklerimizi
ifade ediyoruz ve endişe edecek bir durumun söz konusu olmadığını da ifade
etmek istiyorum.
Sayın Başkan, ramazan ayının müjdecisi, rızık ve
şifa kapılarının açıldığı, müminlerin rahmet, bereket ve mağfiret gecesi Berat
Kandili’nin milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile
olmasını niyaz ediyorum.
4 Nisan 2020 tarihinde, partimizin ve ülkücü
hareketin kurucusu Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’in vefatının 23’üncü
seneidevriyesini yâd ettik, idrak ettik. Rahmetli Başbuğ’umuzun hatırası aynı
tazelikle kalbimizdedir, mücadelesi aynı heyecanla devam etmekte, fikirleri dün
olduğu gibi bugün de geleceğimize ışık tutmaktadır. Başbuğ Türkeş, bizlere Türk
milliyetçiliği, ülkücülük ve Milliyetçi Hareket Partisi gibi büyük bir miras
bırakmıştır.
Alparslan Türkeş, ülkü sahibi bir fikir ve hareket
adamıdır. Başbuğ Türkeş şöyle der: “Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi
gibidir.” Genç yaşta gönlüne düşen sevdayı bir fikir hareketine dönüştürmüş,
zamanın ve mekânın kervanına katmıştır. Milliyetçilik fikrini siyasi bir program
hâlinde siyasetin merkezine oturtmuş, siyasi bir program hâline getirmiştir. Bu
siyasetin merkezinde millet ve demokrasi vardır, çok partili demokrasiyi esas
alan, kapsayıcı ve bütünleştirici bir temel vardır. Bütün özellikleriyle,
topyekûn varlığıyla ayrılık kabul etmeyen “Türk milleti” anlayışı ve
siyasetidir bu. Bu nedenle, Milliyetçi Hareket Partisi, milleti bir bütün
olarak referans aldığı için etnikçiliğe, ırkçılığa, mezhepçiliğe, cemaatçiliğe
karşıdır. Ayrıca, demokrasiyi referans aldığı için de her türlü totaliterliğe
karşıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Devam edin.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Başbuğ’umuzun izinde,
liderimizin emrinde ve milletimizin hizmetinde Türk milliyetçiliği meşalesini
ilelebet yaşatıp taşıyacağız.
Bu vesileyle, Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’i tekrar
rahmet ve şükranla anıyoruz, mekânı cennet “Şahidimdir.” dediği şehitler
yoldaşı olsun.
Sayın Başkan, dünya, tarihin farklı dönemlerinde
sağlığın önemini salgın hastalıkların hazin sonuçlarıyla tecrübe etmiştir.
Sağlıklı bir dünyanın koşulu sağlıklı bir çevre, sağlıklı toplum ve sağlıklı
bireylerdir. Sağlığın insan hayatındaki önemini yeniden tecrübe ettiğimiz
bugünlerde Dünya Sağlık Günü’nü de kutluyorum.
Corona virüsü salgını nedeniyle hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, tedavisi süren hastalarımıza acil şifalar
diliyorum.
Virüs dünyaya 10 Ocak 2020 tarihinde deklare edilmiş,
Sağlık Bakanlığı ilan tarihinden önce gerekli çalışmaları yürütmeye
başlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bugün gelinen noktada, devlet
kurumlarımız ve milletimiz salgınla mücadelede ciddi mesafe katetmiştir.
Sayın Başkan, bu vesileyle de değerli sanatçımız,
müzisyen ve bestekârımız, entelektüel aydın kimliğiyle de temayüz etmiş aziz
kardeşimiz Sayın Ahmet Şafak’ın yeni bestelediği şarkısının sözleriyle
sözlerimi tamamlamak istiyorum: “Dayan milletim! Geceyi gördük, güneşi de
göreceğiz biz/Umudumuzu besleyeceğiz, yarınlara ereceğiz biz/Yine başaklar
buğday verecek yine bahar, yaz gelecek/Çocuklar koşup eğlenecek, hep beraber
görüp eğleneceğiz biz/Aş olacağız, iş olacağız, yüzlerde gülüş olacağız/Yine,
yeniden başlayacağız; mutluluğa varacağız biz/ Yine başaklar buğday verecek
yine bahar, yaz gelecek”
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Söz sırası Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Sayın Oluç’ta.
Buyurun Sayın Oluç.
24.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Berat
Kandili’nin sağlık, huzur ve barış getirmesini dilediklerine, Mecliste
coronavirüsten korunma konusunda gerekli özenin gösterildiğine ancak
cezaevlerinde bulunan insanların ve zorunlu olmamasına rağmen üretimin sürdüğü
iş yerlerinde çalışan emekçilerin aynı özen ve dikkati gösteremediğine,
uluslararası birçok kurum ve kuruluşun cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin
coronavirüs sebebiyle tahliye edilmesine dair ülkelere çağrıda bulunduğuna, bir
hekimin daha corona testinin pozitif çıkması nedeniyle İzmir Şakran Cezaevinde
önlemlerin yeterince alınıp alınmadığını öğrenmek istediklerine, Diyarbakır İl
Sağlık Müdürlüğünün yaptığı açıklamaya göre yirmi yedi günde Diyarbakır ilinde
yapılan toplam test sayısına ve gerçeğin ortaya çıkması açısından yapılan
coronavirüs test sayısının önemli olduğuna ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın vekiller; öncelikle sizlerin ve
bütün halkımızın Berat Kandili mübarek olsun.
Kandillerdeki iyi niyetlerimizin ve dualarımızın
içerisinde her zaman sağlık olmuştur. Bu kandilde de bütün insanlığa en başta
sağlık, ardından da en çok ihtiyaç duyduğumuz huzur ve barışın gelmesini
diliyoruz. İnsanlığın bu krizi de -corona krizini de- dayanışmayla atlatmasını
diliyoruz. Bu bağlamda tüm İslam âleminin ve halklarımızın Berat Kandili’ni
kutluyoruz.
Sayın Başkan, çok isabetli bir tutumla bu maske
takma meselesini çözmüş olduk; bu, elbette ki önemli. Gerçekten zor günlerden
geçiyoruz ama şunu hatırlatmak istiyorum: Bizler Mecliste bu özeni ve dikkati
gösterirken -haklı olarak- bu özeni ve dikkati gösteremeyenler var, onları
hatırlatmak istiyorum. Bir tanesi, cezaevlerinde bir koğuşta çok sayıda insanın
bir arada kaldığı yerlerdir ve bunu bugün, yarın, önümüzdeki günlerde
tartışmaya devam edeceğiz. Hiçbir şekilde böyle önlem alma imkânları yoktur.
İkincisi de zorunlu olmamasına rağmen üretimin sürdüğü iş yerlerinde çalışan
işçiler, emekçiler aynı özeni ve dikkati gösterememektedirler ne yazık ki.
Bütün vekillerimizin bu maskeli durumdayken bu yurttaşlarımızın da durumlarını
bir kez daha düşünmelerini, hissetmelerini doğrusu istiyoruz.
Şimdi, bütün dünya corona virüsü salgını karşısında
yoğun bir mücadele sürdürüyor. Bu mücadele içinde alınan çeşitli önlemler var.
Bunların bir kısmını biz de alıyoruz, tartışıyoruz, konuşuyoruz, taleplerimizi
dile getiriyoruz. Bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Uluslararası kurumların
çağrıları var son günlerde özellikle yoğunlaşmış olarak. Hem dünyanın bütün
ülkelerine dönük çağrıları var hem de Türkiye’ye dönük çağrıları var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Devam edelim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Konu cezaevleriyle
ilgili. Örneğin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Birleşmiş Milletler İnsan
Hakları Yüksek Komiserliği, Uluslararası Af Örgütü, Dünya Müslüman Âlimler
Birliği, Avrupa Parlamentosu, Dünya İşkence Karşıtı Organizasyonu, İnsan
Hakları İzleme Örgütü gibi birçok kurum ve kuruluş uluslararası alanda
cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin coronavirüs sebebiyle, mücbir bir sebep
nedeniyle tahliye edilmelerine ve gereken önlemlerin dışarıda alınması
gerektiğine dair açıklamalar yapıyorlar, çağrılar gönderiyorlar. Bunları
hatırlatmak istedim, uluslararası kurumların bu çağrılarını. Niye bu önemli şu
anda? Bakın, biraz evvel aldığımız bilgilere göre Şakran Cezaevinde, İzmir
Şakran Cezaevinde, bir hekimin daha sonuçlarının pozitif çıktığı belli oldu.
Beş gün önce de bir hekimde çıkmıştı, ikinci hekim oldu ve bu ikinci hekimin de
özellikle son hafta içinde tutuklularla yakın temasta olduğu biliniyor.
Dolayısıyla bu konunun önemini bir kez daha vurgulamış olalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Cezaevleri gerçekten
son derece sıkıntılı bir durumla karşı karşıya. Bu bağlamda Şakran Cezaevinde
de önlemlerin yeterince alınıp alınmadığını elbette ki öğrenmek istiyoruz.
Yine corona virüsüyle ilgili bir noktaya daha
değinmek istiyorum. Şüphesiz ki test sayısının çok önemli olduğunu ilk günlerde
de tartışıyorduk ve ne kadar çok test yapılırsa gerçeğin o kadar fazla ortaya
çıkacağını söylüyorduk, haklı da olduğumuz ortaya çıktı. Şu anda Türkiye’de
günde 21 bin teste varıldı. Bu sayının daha da artması gerekiyor. Yani çok
düşük sayılarla başlamıştı, 21 bin önemli bir nokta ama daha da artması
gerekiyor. Fakat bir gerçeğe de işaret etmeden duramayacağım. Diyarbakır İl
Sağlık Müdürlüğü açıklama yaptı, yirmi yedi gün içerisinde Diyarbakır’da
yapılan toplam test sayısı 500. Yirmi yedi günde Diyarbakır’da 500 test
yapılmış, başka yapılmamış; İl Sağlık Müdürlüğünün açıklaması.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Diyarbakır’da 500
test yapılmış ama mesela, Diyarbakır’da hastanelerde şu anda 148 yurttaş
tedavide. Yani 500 test karşılığında 148 yurttaşın tedavide olmasının ne kadar
vahim bir tablo olduğunu orantısal olarak söylememe herhâlde gerek yok; 9
yurttaş ölmüş. Dolayısıyla Diyarbakır bir örnektir ama mutlaka bu konuda ciddi
bir çalışmanın yapılmasına ihtiyaç var, aksi takdirde çok büyük eşitsizliklerin
bu konuda da yaşanmakta olduğunu hep birlikte görmüş oluyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Söz sırası, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Grup Başkan Vekili Sayın Özel’de.
Buyurun Sayın Özel.
25.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, coronavirüs nedeniyle
hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediklerine, salgınla
mücadele eden herkese şükranlarını sunduklarına, Berat Kandili’nin tüm
insanlığa sağlık ve huzur getirmesini temenni ettiklerine, ceza infaz
düzenlemesinin herkesin adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde yapılmasının
önemli olduğuna, coronavirüs salgınıyla mücadele edilen bir dönemde Kanal
İstanbul ihalesine çıkılarak yanlış yapıldığına, Manisa ili Kırkağaç ilçesi
Karakurt Mahallesi’nde yaşanılan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine, sağlık
alanında şiddetin önlenmesine yönelik hazırladıkları kanun teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergenin oylamasının herkes için samimiyet testi
olduğuna, ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in hayatını
kaybetmesi üzerine sosyal medya aracılığıyla yapılan açıklamaya İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu’nun verdiği cevaba ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bütün gruplara ve değerli milletvekillerimize
başarılı ve sağlıklı bir çalışma haftası diliyoruz.
Şu ana kadar corona virüsten kaybettiğimiz 649
vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz ve vakaların hızla kontrol altına
alınıp kayıpların en kısa sürede durmasını ümit ediyoruz. Bu uğurda da gayret
gösteren herkese takdirlerimizi, şükranlarımızı ve dayanışma duygularımızı bir
kez daha ifade ediyoruz.
Sayın Başkan, bu akşam Berat Gecesi; II. Selim’in
camilerin minareleri arasına kandiller koymak suretiyle müjdelediğinden beri de
Berat Kandili olarak kutlanıyor. Tüm Müslümanlara ve insanlığa Berat
Kandili’nin sağlık ve huzur getirmesini temenni ediyoruz. Berat, hem kelime
anlamıyla hem de bu gecenin önemini idrak açısından, kurtuluş, arınma ve af
anlamına geliyor. Hesap verme, suçtan kaçma, özür dileme, af dileme, arınmanın
yanında affedici olmanın da öğütlendiği ve kırgınların, küskünlerin birbirini
affetmesinin öğütlendiği bir gecenin, 7 Nisan günü Mecliste kamuoyunda af
olarak bilinen infaz düzenlemesi kanununun görüşmelerinin başladığı bir güne
denk gelmesini de son derece anlamlı buluyoruz. Bu konuda hatiplerimiz,
partimizin tutumunu ve maddeler ilerledikçe her maddedeki önerilerimizi,
eleştirilerimizi dile getirecek ama affedici olmanın siyasi kategorizasyonlarla
ve kendi partisinin siyasi tutumuna göre değil…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Devam edelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – …yürekten, gerçekten adalet
duygusuna sahip olarak infaz adaletini ve kişilerin iç dünyalarında bu kararı
verenlerin de taşıyabileceği bir adalet duygusu ve bu kararın uygulandığı ve
uygulanmayacağı herkesin adalet duygusunu zedelemeyecek bir şekilde
müzakerelerin yapılması kapsamının belirlenmesinin, kararların verilmesinin son
derece önemli olduğunu düşünüyoruz.
Sayın Başkanım, Türkiye coronavirüsle mücadele
ediyor. Örneğin, geçtiğimiz haftalarda büyük bir yanlış yapılmıştı: Millet
coronavirüsle, canıyla uğraşırken birileri Kanal İstanbul ihalesiyle
uğraşıyordu. Türkiye genelinde çok tartışıldı ve siyasi sonuçları da oldu ama
bir yandan da daha küçük ölçekte, hepimizin buralarda olduğu, sosyal teması
kestiğimiz süreçte, Manisa’nın Kırkağaç ilçesinin eski beldesi, şimdiki
mahallesi Karakurt ile Kars’ın Gölesi Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu
çerçevesinde arazilerin toplulaştırılması için pilot bölge ilan edilmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin, tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Millet canıyla uğraşırken
birileri Karakurt’a gitmiş, kazıkları çakmış, arazinin yüzde 70’i zeytinlik
olup orada toplulaştırma yapılamayacağına dair görüş, kanaat, karar varken
oradan yol getirme bahanesiyle yüzde 2-yüzde 3’lük bir feragat isteyip tapuları
yeniden düzenlemiş. Ben gittim -sosyal temasa uyarak- ve İlçe Başkanımızdan
Karakurt’taki yüzlerce kişinin imzalı dilekçesini aldım, elimde ve hepsi, bütün
Karakurt bunun Mecliste dile getirilmesini istiyor. Şöyle söyleyeyim,
Karakurt’u şöyle hatırlatayım AK PARTİ Grubuna özellikle: Biz gittiğimizde
siyasi propaganda yaparken –AK PARTİ o kadar güçlü ki orada- bize diyorlardı
ki: “Aman, eleştirelim ama AK PARTİ’ye, Cumhurbaşkanına çok fazla bir şey
söylemeyelim, burada çok yüksek destek alıyor AK PARTİ.” Böyle bir mahalle,
seçim sonuçlarına bir bakın, özellikle, on yedi sene önceki seçim sonucuna bir
bakın. Bu Karakurt’ta sorun şu anda şu: Arazi sınırları değişiyor; zeytini
olmayan komşuya eski toprak sahibinin zeytini, boş arazisi olana zeytin
geliyor, adamın dedesinden kalan altmış yıllık zeytin başkasına geçiyor.
Damlama sulama yaptırmış, damlama sulama sistemleri bozuluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Parsel aralarında açılan
yollarda binlerce zeytin kalmış. Sosyal barış bitmiş. Bu dönemde
Karakurtluların evde izolasyonda bulunmaları gerekirken malının ve zeytininin
peşine düşme gibi bir sorunla karşı karşıyalar. Bunu AK PARTİ’nin duyması,
görmesi, bu işe müdahale etmesi gerekir diye düşünüyoruz.
Sayın Başkan, bugün coronavirüsle mücadele
sırasında, hepimizin takdir ettiği hekimlerimizin, meslek örgütünün, onların
kardeş meslek örgütlerinin, sağlık alanında örgütlü sendikaların üzerinde
mutabık olduğu ve Ali Şeker Vekilimizin ilk imzasıyla partimizin verdiği hekime
karşı şiddet yasası, bugün İç Tüzük 37 kapsamında birazdan gündeme gelecek. Bu
konuda Sağlık Bakanı burada dedi ki: “Alkışlayın ama daha fazlasını yapın.” Ben
içeride sordum “Sayın Bakan -mesajı doğru almak adına- neyi kastediyoruz?”
diye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, biraz da zor
oluyor ifade etmek, ondan dolayı süre konusunda her zaman gösterdiğiniz
esnekliği daha da cömertçe göstereceğinizi ümit ederek…
Kendisi bana söyledi, Sayın Bakan dedi ki: “Sağlıkta
şiddet yasası.” Herkes biliyor, Sayın Bakan bunu istiyor, sağlık çalışanları
istiyor, meslek örgütleri istiyor, doktorlar istiyor. Bugün oylanacak, lütfen,
vakit varken… Bugün kanunu aynen geçirmeyi oylamayacağız, gündemimize almayı
oylayacağız. Bu konuda hepimiz için bir samimiyet testidir bu. Gündeme alınır,
uygun gördüğümüz bir günde 1’inci sıraya çeker, önergelerle en doğru hâle
getiririz ama bu konuda tüm grupların önemli görevleri olduğunu düşünüyorum.
Sayın Başkanım, son olarak bir hususu, bir
haksızlığı milletimize ve Millet Meclisimize şikâyet etmek üzere sözümün bu
kısmını kullanacağım. Kendisi, yürütmenin görevinde olan İçişlerinin atanmış
Bakanı Süleyman Soylu, geçtiğimiz hafta…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlıyoruz Sayın Özel, son kez.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – ...Grup Yorum üyesi Helin
Bölek’in ölümünden sonra bizim bu konuda attığımız bir “tweet”e cevaben -biz
“Başka ölümler olmaması için herkes gayret sarf etsin, gençleri toprağa
vermeyelim.” dedik- diyor ki: “Hastaneye kaldırıldığı hâlde DHKP-C’nin
talimatıyla tedavisini engelleyerek hastaneden çıkartıp ölüme yatıran sizin
milletvekilleriniz.” Tek tek bütün milletvekillerimizle konuştuk. Ziyaret yapan
milletvekilimiz Ali Şeker salonda. Başhekimin, doktorların varlığında Helin
Bölek’le konuşuyor, diyor ki: “Biz CHP olarak ölüm orucunu doğru bulmuyoruz,
bunu bırakmanızı tavsiye ediyoruz. Tam teşekküllü bir üniversite hastanesine
gitmenizi size teklif etmek, sizi ikna etmek ve size bu konuda yaşama
tutunmanız için ricada bulunmak için geldim.” Herkes şahit. Bunu nasıl
bırakırsınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel, son kez.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Geçmişte AK PARTİ’de de birçok
milletvekili ölüm oruçlarında aracılık yaptı. Diyor ki: “Tek şartım, coronavirüs
salgını geçtikten sonra Grup Yorum konser versin, aletlerimizi alıp
parçalamasınlar, haksız gözaltı ve tutukluluk yapılmasın.” Devlet kendisine
“Corona geçince bir konser verirsiniz.” dese -oradaki herkesin huzurunda
söylüyor- ölüm orucunu bırakacak. Bu söz verilmiyor, Helin hayatını kaybediyor.
“Gençler hayatını kaybetmesin.” dedik diye o Süleyman -soyadıyla namütenasip
bir şekilde- çıkıyor ve bize diyor ki: “Siz onun tedavi edilmesine engel
oldunuz.” Biz, onun üniversite hastanesine alınması için mücadele ettik.
Çıkıyor, sonra da paralı trollerle robot hesaplardan Twitter’da yaygınlaştırıp,
oradan burada haber yaptırıp CHP’yi suçlamaya çalışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Özel, tamamlıyoruz, değil mi? Lütfen…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bitiriyorum Sayın Başkan.
CHP, DHKP-C’den ve Süleyman Soylu’dan farklı olarak
ölümü değil, yaşamı kutsar. Aklını başına al hadsiz Süleyman, aklını başına al!
(CHP sıralarından alkışlar) DHKP-C ile senin aranda gencecik bir kadın öldü,
yenileri de ölebilir. “Sazımı almasın, kırmasın, beni içeri atmasın. Konser
verme sözü…” Bir konser sözü versek yaşayacaktı. Avukatlarının başvurusu
üzerine kendisini hastaneden alıp evine götüren şey mahkeme kararı. O kararı
desteklemiyoruz. Helin’i ikna etmeye çalıştı arkadaşımız “Üniversite
hastanesine git.” diye. Bu yalanı kınıyoruz. Hadsiz Süleyman haddini bilecek,
gün gelecek hesap verecek! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Söz sırası, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Zengin’de.
Buyurun Sayın Zengin.
26.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Levent Gök’e Genel Kurul Salonu’nda maske takılması konusunda
gösterdiği hassasiyet için teşekkür ettiğine, virüs nedeniyle hayatını kaybeden
vatandaşlara Allah’tan rahmet, sağlık çalışanlarına kolaylıklar, Ankara ili
Elmadağ ilçesi ROKETSAN fabrikasında meydana gelen patlamada yaralananlara şifa
dilediğine, 4 Nisan Alparslan Türkeş’i vefatının 23’üncü seneidevriyesinde
rahmetle yâd ettiğine, Berat Gecesi’nin herkesin duasının kabul olduğu bir gece
olmasını Yüce Allah’tan niyaz ettiğine, Grup Yorum’un konserlerinde terör
propagandası yapıldığına, ölüm orucu denilen itiraz yönteminin artık
kalmadığına, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerinin Grup Yorum’un kendi
gerçeğini ortaya koymak olduğuna ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan, çok değerli
milletvekili arkadaşlarım; sizleri saygıyla selamlıyorum, hayırlı haftalar
diliyorum.
Aslında, ne kadar özgürmüşüz maskelerimiz yokken. Bu
manada, insan, aslında içinde bulunduğu hâlin kıymetini bir taraftan biliyor.
Size çok teşekkür ediyorum gösterdiğiniz hassasiyet
için, bu planlama için. Ümit ediyorum, hiçbir arkadaşımızın en ufak bir
rahatsızlığına sebebiyet vermeden bu haftayı tamamlarız.
Elbette, ben de konuşmamın başında, şu ana kadar bu
virüs nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Zor bir
süreç. Sağlık çalışanlarının her birine, doktorundan, hemşiresinden temizlik
görevlisine kadar bütün çalışan arkadaşlarımıza kolaylıklar diliyorum, onlara
minnetimizi sunuyorum, hatta saygıyla önlerinde eğiliyorum.
Ankara’nın -tabii, çalışmaya devam eden insanlarımız
var çünkü Türkiye’de devam eden süreçler var, terör diye bir bela var, oraya da
geleceğim biraz sonra- Elmadağ ilçesinde -çok yakın, bir yarım saat içerisinde-
ROKETSAN Fabrikasında saat 14.00 gibi bir patlama oldu ve bu patlama
neticesinde can kaybımız yok ama yaralılar var, 3 insanımız, çalışanımız
yaralandı. Onlara acil şifalar dilemek istiyorum.
Ben de Sayın Türkeş’i vefat yıl dönümünde -4
Nisanda- rahmetle yâd ediyorum. Geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmayı
hatırlıyorum Adana’daki üniversiteye kendisinin isminin verilmesini. Bu manada
tekrar kendisini rahmetle yâd ediyorum.
Berat Kandili -Sayın Özel ne anlama geldiğini çok
güzel ifade ettiler, uzunca anlattılar- tabii, camiamız, İslam camiası
acısından çok önemli bir gece. Biz “gece” olarak söylemeyi tercih ediyoruz.
Çünkü, bu gecelerde büyük sırlar saklı, ramazana giden bir yol. Biliyorsunuz,
23 Nisanda, o gece ilk sahura kalkılacak. Üç aylar içerisindeki en önemli
gecelerden bir tanesi. Bu gecelerde biz bütün…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Devam edelim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Özellikle camilerde muazzam
bir şenlik gibi olur neredeyse. Yani insanlar koşar coşkuyla, camilere akın
akın insanlar… Sabaha kadar durmayan bir hareketlilik olur. Kadınlar, kadınlar
daha çok olur o camilerde. Şu anda camilerimize insanlarımız gidemeyecekler ama
ben biliyorum ki aynı heyecanı, aynı aşkı, muhabbeti evlerinde, kendilerinden
öte ülkemizdeki insanlar için, dünya insanları için dualarla geçirecekler. Bu
manada Berat Gecesi’nin her birimizin duasının kabul olduğu bir gece olmasını
tekrar Rabb’imden niyaz ediyorum.
Şimdi, Grup Yorum’la alakalı birkaç şey söylemek
istiyorum. Her ölüm hüzünlüdür. Çünkü, ben insanların hesabının vefatla beraber
-dünyaya dair hesabın- noktalandığına inanıyorum, hukuk da böyle söylüyor.
Davanız varsa düşer, yargılanıyorsanız biter, artık dünyaya dair mesele
kapanır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Devam edin Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Bundan sonrasıyla alakalı
meseleyi biz o yüzden -insanlarla ilgili- kapatırız. Yani, ne kadar canımız
yanarsa yansın kapatırız meseleyi. Şimdi, bu konuyla ilgili, Grup Yorum’la
alakalı mesele gündem olunca ben Grup Yorum’un konserlerine bakma ihtiyacı
duydum. Hani söylüyor ya Grup Başkan Vekili arkadaşım: “Bir söz verseydiniz,
bir konser sözü.” Eğer vermiş olsaydık -ben merak ettiğim için- nasıl olacaktı
bu konser? Bak, konser gibi olmuyor, şöyle oluyor konser: O konsere çıkanlar
-hatırlayacaksınız bugün de rahmetle yâd etmek istiyorum- Selim Kiraz’ı, hâkim
arkadaşımızı katledenleri yaşıyorlarmış gibi, oradaymış gibi -adlarını ben
burada söylemeyeceğim- adlarını alkışlatmak, ailesinden insanları oraya
çağırarak “Onlar ölmedi, aramızda.” diye onları alkışlamak, onlara ağıtlar
yakmak -hatta yanımda aslında okuyabilirim de- onlardan bir tanesinin adı
üzerine…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Devam edelim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Suç işleme ihtimaline binaen
değil zaten suç işleniyor. Zaten o konserde -siz görmüyorsunuz- terör
propagandası yapılıyor, ben izlemenizi tavsiye ederim. O şarkıları, oradaki
tavrı, bunları izlemenizi tavsiye ederim. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar, sessiz olalım lütfen, herkes
sakin olsun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Yani siz şunu istiyorsunuz:
Devlet mücadele ettiği bir fikriyat için çıkacak söz verecek ve orada bu
ülkenin savcısını, hâkimini öldüren insanları alkışlatacak. Bu mudur yani! (HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar lütfen, lütfen dinleyelim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Bu mudur sizin önerdiğiniz?
Ben ve bizim grubumuz Sayın Özel’i hiç kelime etmeden dinledik. Sayın Başkanım,
ben arkadaşlarımı sükûnete davet ediyorum, bu da benim fikrimdir.
BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, lütfen sessiz olalım.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Özel fikrini söyler ben
de fikrimi söylerim.
Bizim itirazımız bunadır. Ha, şunu da söyleyeyim:
Doğrusu ölüm orucu denen itiraz yöntemi artık kalmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Zengin.
Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, bunlar daha
evvel özellikle İrlanda’da IRA merkezli terörün yöntemlerinden bir tanesiydi.
HÜDA KAYA (İstanbul) – Filistin’de hâlâ devam
ediyor.
BAŞKAN – Sayın Kaya…
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Filistin’i ben gayet iyi
biliyorum.
Bu insanlar hapishanelerde çok zorlandı.
BAŞKAN – Siz Genel Kurula hitap edin Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Yakıldı, mahkûmları yaktılar
kendi davaları için. O sebeple biz hiç kimsenin ölüm orucuna yatmasını zinhar
istemeyiz, asla, hiçbir arkadaşımız, her birimiz de bundan vazgeçmesi için
gayret sarf ederiz, ikna etmeye çalışırız. Bu süreçte daha evvel Filiz
Kerestecioğlu Hanım’la bizim çok konuşmalarımız da olmuştur. Bu manada şunu
söylemek istiyorum: Bir insanın hayatını kaybetmesinden her daim üzüntü duyarız
ama neticede, gelinen noktada, buraya gelmek bir tercih meselesidir ve buradan
da yola çıkarak, Sayın Bakanımızla alakalı eleştirinizi yapabilirsiniz ama bir
üslup sorunu olduğunu da kabul etmeniz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Son bir cümle.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) – Helin Bölek’i
öldürene sor...
BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Öldürme sorunu olan
sizlersiniz. İnsanları katleden...
BAŞKAN – Sayın Zengin, siz Genel Kurula hitap edin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – O zaman laf atılmayacak Sayın
Başkanım. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, lütfen...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Öyle kafanıza göre laf atıp
cevabı ortada bırakmak olamaz, ben buna tahammül edemiyorum.
Bu manada, Sayın Bakanımızın söylediği, Grup
Yorum’un kendi gerçeğini ortaya koymaktır. Grup Yorum -sizin savunduğunuz şey-
bu ülkenin hâkimini, savcısını katletmiş insanları öven bir gruptur.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Sayın Özel, lütfen siz de kısa bir
açıklamayla bitirin, gündemimize devam edelim.
27.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Tokat Milletvekili
Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, bir: Bu ölüm
orucu ilk kez Gandi tarafından kullanılmış, IRA tarafından yaygınlaştırılmış,
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün İsrail zindanlarında çokça kullandığı bir yöntem.
Biz, parti olarak, açlık grevini ve ölüm orucunu insan bedenine karşı da
işlenen bir suç olduğu için doğru bir eylem biçimi olarak hiçbir zaman görmedik,
rolümüz hep bunun sonlandırılması konusunda oldu ama sıkıntı şurada -ben Sayın
Zengin’in vicdanına teslim edeceğim durumu- Süleyman Soylu diyor ki: “CHP
milletvekili gitti -Ali Şeker’i kastediyor, başka giden yok- ve onu alıp evinde
ölüme götürdü.” Oysa biz, ölüm orucunu bırakması için ricada bulunduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Özel; konuyu
kapatalım artık, tamamlayın lütfen.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oradaki mesele, Süleyman
Soylu, geçmiş dönemlerden Cumhuriyet Halk Partisine duyduğu kin ve husumetle
buradaki böyle bir hassas konuyu istismar ederek yalan yoluyla ve kasten itibar
suikastı yapmaktadır arkadaşımıza, iftira atmaktadır, özre muhtaç bir durumdur.
Yanındaki kamu görevlileri şahittir, ölüm orucunu durdurması için telkinde
bulundu arkadaşımız, Süleyman Soylu’nun iftira ettiği gibi değil.
BAŞKAN – Konu kayıtlara geçmiştir, Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ayrıca, bir ülkede
devriiktidarınızda, 2020’de bir konser verilirse o konseri izleyenlerin bir
kısmı suç işleyeceklermiş vehmiyle konser iptalini savunmak çağdaş demokraside
olmaz, sizin böyle bir önleyici hizmetiniz, önleyici çabanız olamaz. Konser
yapılır, suç varsa o konuda ilgili merciler görevini yaparlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel, bitirelim artık.
Lütfen değerli arkadaşlar bir cümleyle bitirelim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Zengin, ben size de söz vereyim, siz
de bir cümleyle tamamlayın, kapatalım bu konuyu artık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, suç şahsidir,
suç işlendikten sonra oluşur, işlenmeden önce öngörülüp engel olunmaya
çalışılması demokratik devlet aklı değildir. Suç şahsidir, sazın, sözün,
hayatının baharındaki Helin’in olamaz. Helin’i DHKP-C denilen örgüt İle
Süleyman Soylu müştereken öldürmüşlerdir.
Teşekkür ediyorum.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Zengin.
Siz de lütfen kısaca konuyu toparlayın artık,
gündemimize devam edelim.
28.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, çok kısa
olarak…
Şimdi, şunu ifade etmek istiyorum: Elbette suç
şahsidir fakat bu konserlerde yapılan şeyin hiç kimse suç olmadığını
söyleyemez. Ben şu ana kadar mevcut olan, yapılanları söylüyorum, bunlar
kayıtlarda vardır. Açılıp izlendiği takdirde o alkışlamaları, aileyle
bağlanmayı, o ana övgüleri… Sayın Başkanım, Selim Kiraz’ın vefatı günü ben
evine ailesini ziyarete gittim. Annesini, babasını gördüm, eşini gördüm, ne
hâlde olduklarını gördüm, nasıl bir ızdırap olduğunu… Hatta bakın şu var:
Bunlar mahkeme duruşmalarında var. Ölmeden evvel Grup Yorum’un dinletildiğine
dair iddialar var. Şimdi, böyle bakıldığı zaman bunların hiç olmadığını
söyleyemezsiniz. Ben vakayı söylüyorum, geleceğe dair değil ve siz ne teklif
ediyorsunuz? Böyle davranan bir gruba teklif etseymiş de onlar konser
verseymiş. Siz yaptırın konserinizi, biz yaptırmayız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Siz teklif edin, siz
yaptırın, biz bunu yaptırmayız.
Bu manada arkadaşlarımıza katil sıfatı
yakıştırılıyor. Bunu da zinhar reddediyoruz. Burada ölmeye karar veren, madem
adı ölüm orucu, bizatihi kendisidir. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ölmeye karar veren, bu
iradeyi ortaya koyan bizatihi kendisidir. Herkes kendi eyleminden mesuldür,
başkalarına kimse suç atmasın.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, bugün sabah da
belirttim belirli aralıklarla birleşime ara vereceğim diye, çünkü buna ihtiyaç
var. Hem salonun havalandırılması açısından hem de sizlerin sağlıklı bir hava
teneffüsü açısından.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:16.29
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent
GÖK
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
İYİ PARTİ Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Grup Başkan Vekili Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından, sağlık merkezlerine ulaşılabilirliğin
kolaylaştırılması, hasta yatak sayısının ve ekipmanlarının artırılması, salgın
hastalıklarla mücadele ve karantina hastanelerinin oluşturulması, salgın
hastalık tehlikesi süresince diğer hastalıkların tedavisinde mağduriyetlerin
yaşanmaması için başta kapatılan kamu hastanelerinin açılması olmak üzere
gerekli tüm tedbirlerin tespit edilerek ivedilikle uygulamaya geçilmesi
amacıyla 7/4/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 7 Nisan
2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
7/4/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün)
toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Lütfü
Türkkan
Kocaeli
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Grup Başkan Vekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkan tarafından, sağlık merkezlerimizin ulaşılabilirliğinin
kolaylaştırılması, hasta yatak sayısının ve ekipmanlarının artırılması, salgın
hastalıklarla mücadele ve karantina hastanelerinin oluşturulması ve salgın
hastalık tehlikesi süresince diğer hastalıkların tedavisinde mağduriyetlerin
yaşanmaması için, başta kapatılan kamu hastanelerimizin geri açılması olmak
üzere gerekli tüm tedbirlerin tespit edilerek ivedilikle uygulamaya geçilmesi
amacıyla 7/4/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak
görüşmelerinin 7/4/2020 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ
PARTİ Grubu adına Eskişehir Milletvekilimiz Sayın Arslan Kabukcuoğlu konuşacaktır.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Kabukcuoğlu.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
– Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ olarak şehir hastanelerinin
yapım sürecinde kapatılan kamu hastanelerinin yeniden açılması hakkında vermiş
olduğumuz grup önerisi için söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım.
Sözlerime başlarken İslam âleminin mübarek Berat
Kandili’ni kutluyorum.
Çin’den başlayıp dünyayı saran Covid-19 salgını
milletimizin sağlığı için büyük bir tehdit olmaya devam etmektedir. Sağlık
sistemimiz ülkemizde coronavirüs salgınına göre dizayn edilmeye başlanmıştır.
Yalnız sağlık sistemi değil sosyal yapı da buna göre şekillenmektedir.
Tüm hastaneler pandemi hastanesi olarak ilan edilmeden
önce buradaki hastalara hizmet veren hastanelerimiz vardı, daha doğrusu mevcut
sağlık sisteminin hepsi bunlara hizmet veriyordu ve yüzde 70-80 kapasiteyle
çalışmaktaydılar. Şu anda, pandemi hastaneleri kurulduktan sonra enfeksiyon
hastalıkları uzmanları her hastanede parça parça çalışmaktadırlar. Onlar,
şimdilik, corona pozitif olan hastaları orada tedavi etmekte ve orada
kontrollerini yapmaktadırlar.
(Uğultular)
BAŞKAN – Biraz sessiz olalım arkadaşlar.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) – Eğer ki bu hastalar
her şehirde, şu an için belirlenecek bir hastanede toplanırlarsa ve doktorlar,
personel burada toplanırsa personelin sağlık yükü azalacak, tecrübeleri artacak
ve hastalara daha da faydalı olacaklardır.
Şu anda tüm hastanelerin pandemi hastanesi ilan edilmesinden
dolayı eski hastalar, bildiğimiz klasik hastalar, rutin hastalar birtakım
hizmet kaybına uğramışlardır. En baştan tüm hastaneler enfeksiyon hastanesi,
pandemi hastanesi olarak ilan edildiği için, bu hastalar o hastanelere
enfeksiyon alacakları korkusuyla gitmek istememektedirler, tedavileri
aksamaktadır. Örneğin “miyokart enfarktüsü” geçiren bir hasta “Nasıl olsa ufak
tefek ağrım var.” diye evinde kalmakta ve daha sonra bu, önüne geçilmesi, tamir
edilmesi, onarılması daha zor durumlara neden olmaktadır.
Şu andaki hastaneler, pandemi hastanesi olarak ilan
edilmekle birlikte zaten bunlar tamamen coronavirüs enfeksiyonlarıyla dolu
hastaneler değildir. Şu andaki hastanelerin, belli şehirlerdeki belli
hastanelerin pandemi hastanesi olarak ayrılması ve diğer hastanelerin rutin
hasta hizmetlerini yürütmeleri oradaki hastaların hizmet kaybına engel olacak
ve hastalara iyi bir hizmet vermemizi sağlayacaktır. Bu sav, tamamen bir
organizasyon yetersizliğidir.
Şehir hastaneleri, modern hastanecilik anlayışının
kabul etmediği devasa hastanelerdir; ısıtılması, temizlenmesi, aydınlatılması
zordur, ulaşımı zordur. Bu hastaneler hele hele bir enfeksiyon hastanesi olmaya
hiç uygun değildir. Her gün hastaneye giden binlerce insan, Covid pozitif ya da
Covid negatif olarak gelen giden insanlar birbirlerinden hastalık almaktadır,
devlet eliyle bunlara bir nevi enfeksiyon aşılanmaktadır. Son kertede, tüm
hastanelerin coronavirüs hastanesi olması olasıdır. Şu anda ülkemizdeki
salgının ulaştığı boyut bu seviyede değildir, inşallah buna da ihtiyaç olmaz,
inşallah o seviyeye gelmeyiz.
Şehir hastanelerinin ne kadar iyi olduğunu, ihtiyaç
giderdiğini anlatmak için yapılan gayretler cılızdır. Atıl tutulan on binlerce
yatağa sahip kamu hastaneleri yani devlet hastaneleri ve bunun yanında askerî
hastaneler hizmete sokulursa çok büyük bir eksiklik yerine getirilmiş
olacaktır. Biz biliyoruz ki bu hastanelerin hiçbir donanımına, içindeki
yapısına müdahale edilmedi, personel kapıyı çekti gitti. Bunların bir kısmında
hâlâ yataklar ve alet edevat aynen korunmaktadır. Arkadaşlar, bu hastanelerin
hizmete girmesi için yapılması gereken, kapısını açıp girmek ve orada hasta
kabul etmektir. Bu eski kamu hastaneleri vatandaşın rahatlıkla ulaşabileceği
merkezlerdedir. “Bu hastaneler çürüktür, enkazdır.” gibi söylemler bu
hastanelere kulp takmaktır. Salgın sürecinde vatandaşın bu hastanelere acil
ihtiyacı vardır. Havaalanlarına hastane yaparken, sahra hastaneleri kurulmaya
uğraşılırken, bunlar planlanırken mevcut kamu hastanelerinin hizmete sokulmaması
olsa olsa bir komedidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - İYİ PARTİ olarak,
salgın hastalıklarla mücadele ve karantina hastanelerinin oluşturulması, salgın
hastalık tehlikesi süresince diğer hastalıkların tedavisinde mağduriyetin
yaşanmaması için başta, kapatılan kamu hastanelerimizin geri açılması olmak
üzere gerekli tüm tedbirlerin tespit edilmesi ve ivedilikle uygulanması için
Meclis araştırmasını talep ediyoruz.
Saygılarımla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Kavas arkadaşlarımız, sayın konuşmacıdan
sonra lütfen kürsüyü temizleyelim.
Değerli arkadaşlar, her konuşmacıdan sonra kürsüyü
bir temizlik işleminden geçiriyoruz. Maske takılsın ama temas oluyor; azami
dikkat ediyoruz.
Değerli arkadaşlarım, şimdi söz, önerinin gerekçesi
açıklandıktan sonra öneri üzerinde söz isteyen Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Muş Milletvekilimiz Sayın Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Koçyiğit.
HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de sözlerime, ölüm orucunun 288’inci gününde
yaşamını yitiren Helin Bölek’i anarak başlamak istiyorum. Biz hep beraber,
Meclis olarak Helin’i yaşatamadık ama İbrahim Gökçek ve Mustafa Koçak’ı
yaşatabiliriz. Bu anlamda da Meclisi, Mustafa ve İbrahim için harekete geçmeye,
yaşamdan yana tavır almaya davet ediyorum.
Değerli arkadaşlar, corona günlerindeyiz, bütün
dünya coronayla uğraşıyor ve gerçekten her geçen gün coronanın aslında insanlık
tarihine telafisi imkânsız zararlar verdiğini de görüyoruz. Bir yönüyle bizleri
yaşadığımız sistemle yüzleştirirken kapitalizmin çarpıklığını gözler önüne
sererken bir yandan da içinde bulunduğumuz ulus devlet yapısının aslında böyle
salgınlarda nasıl yetersiz kaldığını ve küresel bir salgının karşısında her
devletin kendi kaderine terk edilmesinin, her devlette yaşayan halkların kendi
kaderine terk edilmesinin de insanlık utancı olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Şimdi, ülkemizde ilk önce ne yapılması gerekiyordu?
Sağlık Bakanlığının çok hızlı bir şekilde ulusal pandemiyle mücadele eylem
planını açıklaması gerekiyordu. Henüz böyle bir eylem planı açıklanmış değil.
Bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Bu çok doğru ve yerinde bir karardı fakat Bilim
Kurulunun her tavsiyesi ne yazık ki “Ben bilirim kurulu”na takılıyor ve “Ben bilirim
kurumu” da ne yazık ki aslında alınması gereken önlemleri almıyor. Niye bu
önlemleri almıyorlar? Çünkü üretim artsın istiyorlar, çünkü kriz koşullarında
da ekonominin çarkları dönsün istiyorlar, çünkü “patronlar kazansın, işçilerin
canı önemli değil.” diyorlar değerli arkadaşlar.
Bu, aslında şu anda sağlık çalışanları açısından da
geçerli. Bu kürsüden çokça ifade ettim, birkaç şeyin çok hızlı bir şekilde
yapılması gerekiyor. Birincisi, sağlık çalışanlarına, belediye çalışanlarına ve
zorunlu hizmet kollarında çalışanlara test yapılmalı, çok yaygın test
yapılmalı, bu testlerin sonuçları açıklanmalı.
İkincisi, testleri çalışan laboratuvar sayıları
artırılmalı; koruyucu ekipman sorunu çok hızlı bir şekilde çözülmeli. Sağlık
Bakanlığı kendi ifadesiyle “601 sağlık çalışanı hasta.” dedi; biz biliyoruz ki
bu sayıların çok üzerinde sağlık emekçisi, aslında şu anda hasta olmasına
rağmen, Covid’li olmasına rağmen çalışıyor.
Üçüncüsü, çalışma saatlerinin düşürülmesi gerekiyor.
Yirmi dört saatlik bir çalışma süresi böyle bir salgında insanları kasten
öldürmedir. Bu, kabul edilemez. Altı saatlik dilimler hâlinde vardiya usulüyle
çalışma olmalı ve bu çalışma aralarında mutlaka dinlenme koşulları da sağlık
çalışanlarına sağlanmalıdır.
Ek ödeme, ayrımsız bir şekilde herkese ödenmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) – Tamamlıyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Tamamlayın, buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) – Teşekkür ederim.
Yani hekime ödenen, hemşireye ödenen ek ödemenin
yardımcı sağlık hizmetlerindekilere, ambulans şoförüne, orada çöpleri toplayan
arkadaşa ödenmemesi kabul edilemez. Bunun, bir şekilde, hemen önüne geçmek
gerekiyor değerli arkadaşlar.
Bunun dışında ne yapmak gerekiyor? Bunun dışında,
çok hızlı bir şekilde Bilim Kurulunun önerilerine kulak vermek gerekiyor. Yani
ücretli izin hızlı bir şekilde yaşama geçirilmeli. Bakın, akşam Bakanlık bir
öneride bulunuyor, Cumhurbaşkanı çıkıyor, açıklama yapıyor; ertesi gün o
açıklamanın genelgeyle delindiğini görüyoruz. Neden? Tek bir gerekçeyle: Üretim
durmasın diye.
Şimdi 65 yaş üstü, 20 yaş altı değil toplumun tamamı
risk altında ve bu tamamının riskini bertaraf etmek de şu anda siyasal
iktidarın elinde ama ne yazık ki bunu yapmıyor. Halk, kitlesel ölüm tehdidiyle
karşı karşıya. Buradan, bu kürsüden bir kez daha uyarıyoruz bizler de.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Fikret Şahin. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Şahin.
CHP GRUBU ADINA FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) – Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Berat Kandili, tüm milletimizin Berat
Kandili’ni tebrik ediyorum. Umarım bir an önce bu salgın belasından milletçe
kurtulmuş oluruz. Yine, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet
diliyorum, Helin Bölek’e Allah’tan rahmet diliyorum ve tedavileri devam eden
vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Evet, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık
çalışanlarımız büyük fedakârlıklar yaparak kısıtlı imkânlarla canları pahasına
bu coronavirüs salgınıyla mücadele etmeye devam ederken iktidar yetkililerinin
bu salgını bir fırsata çevirip şehir hastaneleri üzerinden yapılan kamuya ait
zararları ve yolsuzlukları örtbas etme çabalarını ibretle izliyoruz. Özellikle
AK PARTİ Genel Başkanının ve AK PARTİ sözcüsünün “Bu şehir hastaneleri
olmasaydı bu salgınla nasıl baş ederdik?” gibi ifadeleri belli ki bu şehir
hastanelerini aklamaya yönelik bir telaşın ifadesi. Madem şehir hastanelerine
bu kadar güveniyordunuz… Şehir hastanesi açarken kapattığınız Zekai Tahir Burak
Hastanesini tekrar açmak zorunda kaldınız ve Çin’den tahliye ettiğimiz Türk
vatandaşlarını orada karantinaya aldınız. Bunu dahi yani Zekai Tahir Burak
Hastanesini -kapattığınız hastaneyi- dahi tekrar açmak zorunda kalmanız, şehir
hastanesi kurgulamasının ne kadar yanlış olduğunun büyük bir göstergesidir.
Salgın başladığı andan itibaren hastaneleri ayırmamız
gerektiğini defaatle söylemiş olmamıza rağmen, işte böyle devasa tek bir çatı
altında yaptığınız hastaneler sebebiyle kronik hastaların başvuracağı
hastaneler ile coronavirüslü, salgınlı hastaların başvuracağı hastaneleri
maalesef ayıramıyorsunuz.
Bunun da ötesinde hâlen Bakanlık bu şehir
hastanelerinin maliyetini açıklayamıyor. Bakınız, önümde, bir soru önergesiyle
geldim. Kasım ayında Sağlık Bakanına “Hizmetteki bu şehir hastanelerinin aylık
kira ve hizmet bedelleri nedir?” diye soruyorum. Sağlık Bakanının bana verdiği
cevap şu: “Maliye Bakanlığından öğrenebilirsiniz.” Maliye Bakanına soruyorum,
Maliye Bakanı da bana “Bunun cevabını Sağlık Bakanlığı verecek” diyor. İşte
geldiğiniz nokta, şehir hastanelerinde bu noktadasınız ve verdiğiniz resmî rakamlarla
bunu itiraf ediyorsunuz. Bu hastaneler için ödemiş olduğunuz bir yıllık kira ve
hizmet bedeliyle bu hastaneleri yapabiliyorsunuz. Yani bir yıllık ödediğiniz
kira ve hizmet bedeliyle hastaneyi yapacakken siz, maalesef, yirmi beş yıl bu
hastanelere ödeme yapıyorsunuz. 2017 yılında bu şehir hastaneleri ilk kez
hizmete açıldı. Eğer siz, şehir hastanelerinin modelini tercih etmeyip de
klasik şekilde, devlet bütçesiyle bu hastaneleri yapmış olsaydınız şu anda
elimizde şehir hastanelerinin en az 2-3 katı miktarda yatak olacaktı ve yoğun
bakım yatağı olacaktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Şahin.
FİKRET ŞAHİN (Devamla) – Şimdi, bakın, sıkıntı
yaşıyorsunuz, kapattığınız hastaneleri tekrar açmak zorunda kalıyorsunuz. Efendim,
işte, Atatürk Havalimanı’nı hastane hâline getirmeye çalışıyorsunuz. Demek ki
bu şehir hastaneleri doğru bir yatırım şekli değil ve muazzam şekilde kamu
zararı var ve yolsuzluk var.
Yine, efendim, buradan şunu da söylemek istiyorum.
Sizler, hep, ağzınızda, birlik ve beraberlik diye söylüyorsunuz ama maalesef
Genel Başkanınız, Cumhuriyet Halk Partisini, ana muhalefet partisini bir fitne
odağı olarak nitelendiriyor. Yani bunun çok yanlış olduğunu ifade etmek
istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, bakın bu yüce çatının var
olmasının en büyük gerekçesidir. Bu, Türkiye’nin birleştirici gücüdür. Bunu
kesinlikle reddettiğimi söylemek istiyorum. Ve yine, biz, bakınız, bu salgın
sayesinde, bu getirdiğiniz Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin, yani bu tek
adam yönetim sisteminin ne kadar ucube bir yönetim sistemi olduğunu da gördük.
Bu salgın gibi felaket anlarında dâhi Cumhurbaşkanı…
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
FİKRET ŞAHİN
(Devamla) – Çok az kaldı Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Peki,
selamlayın Sayın Şahin.
FİKRET ŞAHİN
(Devamla) – Alışmış olduğumuz Cumhurbaşkanlığı sistemi… Bakınız, liderleri yan
yana getirip, tüm kurumları bir araya getirip toplu bir şekilde bununla
mücadele etmek varken şimdi bu şekilde ayrıştırmanın manası nedir? Hiçbir
anlamı yok. Bakın, bu salgının bize öğrettiği çok şey var, elbette bunları daha
sonraki süreçte tartışacağız ama gelin, buradan, bu yanlıştan dönün, bu şehir
hastaneleri yanlışından dönün. Öncelikle bu şehir hastanelerinin ödemelerini,
gelin, Türk lirasına çevirin ve daha sonra da kamulaştırın ve vatandaşımıza,
halkımıza mal edin.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri
üzerinde söz isteyen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Bursa
Milletvekilimiz Sayın Mustafa Esgin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika
Sayın Esgin.
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlamadan önce, rahmet, mağfiret, arınma vesilesi olan Berat Gecemiz’in
mübarek olmasını diler, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlığın temize çıkmasını
ve feraha ermesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.
Değerli arkadaşlar,
dünya genelinde 1 milyon 300 bin kişinin enfekte olduğu, 73 bin insanın
hayatını kaybettiği coronavirüs salgınıyla ilgili olarak Türkiye, mücadelesini
kararlılıkla sürdürmektedir. Coronavirüsle mücadelemizde, hastanelerimizde
teşhis ve tedavi konusunda herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi, dünyanın en gelişmiş
ülkelerinin dahi çok ciddi bir sorun yaşadığı bu süreçte Türkiye olarak hem
hazırlık hem malzeme hem de müdahale konusunda sağlam bir duruş sergiliyoruz.
Türkiye, on sekiz yıllık AK PARTİ iktidarıyla birlikte, tüm alanlarda olduğu
gibi sağlık yatırımları alanında da cumhuriyet tarihinin en verimli dönemini yaşıyor. Sadece on
yedi yılda hastane ve diğer yataklı tedavi kurumlarının sayısını 2.600’den
5.500’e yükselttik. Hastanelerimizin toplam yatak sayısını 3 kat artırarak 240
bine, nitelikli yatak sayısını 20 kat artırarak 145 bine, yoğun bakım yatak
sayısını da 20 kat artırarak 40 binin üzerine çıkardık. Doktor sayımızı 92
binden 161 bine, toplam sağlık çalışanı sayısını ise 378 binden 1 milyon 25
bine çıkardık. Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde
açıkladı, 32 bin sağlık çalışanını bu süreçte istihdama kazandırarak alımlarını
gerçekleştiriyoruz.
AK PARTİ iktidarımızın ilk yıllarında sağlık
altyapımızın güçlenmesine büyük ihtiyaç duyulmaktaydı. Mevcut hastanelerimizin
yaş ortalaması 49 iken birçoğu da deprem güçlendirmesi ve fonksiyonel açıdan
kötü durumdaydı. Bugün hastanelerimizin yaş ortalamasını 49’dan 13’e düşürdük.
Bakın, bir yandan dünyayı önemli ölçüde etkileyen coronavirüsle mücadele
ederken bir yandan da sağlık yatırımlarımıza ve hizmetlerimize devam ediyoruz.
Geçtiğimiz hafta Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ilk etabını
tamamladık ve ilk sağlık şehidimiz Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu Hocamızın ismini
verdik. İkitelli Şehir Hastanemizi bağlantı yollarıyla 20 Nisanda açıyoruz.
Kısa bir süre içerisinde de Yeşilköy ve Sancaktepe’de toplam 2 bin yataklı
salgın hastanelerini hizmete açıyoruz.
Seçim bölgem Bursa’da son on yedi yılda toplam 68
sağlık yatırımını -ki bunlardan 26 tanesi hastane yatırımları- hizmete açtık.
Bakınız, grup araştırma önergesinde adı geçen Bursa
Devlet Hastanesi -ki benim de gururla hizmet ettiğim bir hastanedir- fiziksel
ömrünü yitirmiş bir hastane konumundaydı ve biz evet 2020 programına alarak,
Memleket Hastanesi olarak yenilenmiş modern hâliyle…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Esgin.
MUSTAFA ESGİN (Devamla) – Tamamlıyorum Başkanım.
Evet, Memleket Hastanesi ilk adı. Bursalıların 1947’de
merkezî hükûmetten bütçe gelmediği günlerde imece usulüyle para toplayarak
yaptığı Memleket Hastanesini açmak yine AK PARTİ iktidarına nasip olacaktır
değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kıymetli milletvekilleri, AK PARTİ olarak Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Hakk’ın ve halkın rızasını kazanacak
işler yapmaya devam edeceğiz.
Salgın nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza
Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum, tedavisi süren hastalarımıza acil şifalar
diliyorum. Coronavirüsle mücadelede, azim ve fedakârlıkla, gece gündüz çalışan
tüm sağlık çalışanlarımıza Gazi Meclisimizin çatısı altından bir kez daha
teşekkürlerimi sunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.
Sayın Eronat, az önce, Diyarbakır’daki yetkililerle
görüşüp bir açıklama yapmak istediğinizi belirttiniz Diyarbakır’la ilgili ifade
edilen hususlarda. Hemen ben size söz vereyim, fazla da zaman geçmeden, lütfen,
bu konuda aldığınız bilgiyi iletirseniz sevinirim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat’ın, Diyarbakır ilinde
ateş, öksürük ve solunum problemiyle hastaneye başvuran hastaların tomografsinin
çekilip, corona testinin yapıldığına, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma
Hastanesi ile Dicle Üniversitesi Hastanesinde istenirse günde 500 kişiye test
yapılabileceğine ilişkin açıklaması
OYA ERONAT (Diyarbakır) – Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, az önce bir Grup Başkan
Vekilimiz Diyarbakır’da bugüne kadar 500 test yapıldığını söyledi ve bu sayının
az olduğuna dair bir anlam yükledim ben. Diyarbakır’la yaptığım görüşmede;
ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı olan hastalar başvurduğu takdirde tomografi
çekilip test yapıldığı, vaka sayımızın oldukça düşük olduğu, 28 kişinin taburcu
olduğu, yoğun bakımda 6 kişinin yattığı ve makineye bağlı hastamızın olmadığı;
ayrıca Diyarbakır’ın günlük test kapasitesinin 500 olduğu, Gazi Yaşargil Eğitim
ve Araştırma Hastanesi ile Dicle Üniversitesi Hastanesinde istenirse günde 500
kişiye test yapılabileceği bilgisini aldım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Peki, teşekkür ederiz.
Sayın Çakırözer, sizin de bir talebiniz vardı, onu
da alalım, ondan sonra diğer partimizin grup önerisine başlayalım.
Buyurun.
30.- Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in, Tarım ve Orman
Bakanı tarafından 21 ile stratejik ürünler için yüzde 75 tohum desteği
yapılacağının açıklandığına, tohum desteğinin Eskişehir ve kalan diğer illeri
de içine alacak şekilde genişletilmesini talep ettiklerine ilişkin açıklaması
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) – Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Tarım Bakanlığı dün bir açıklama yaptı ve stratejik
ürün olarak kabul ettikleri ürünlerde, 21 ilde, yüzde 75 tohum desteği
yapılacağını belirttiler. Ekimi yapılacak ürünler ise buğday, arpa, fasulye,
mercimek, mısır, ayçiçeği ve çeltik olarak belirlendi. Bu 21 il arasında,
aralarında Eskişehir’in de olduğu birçok ilimiz maalesef bulunmamakta. İç
Anadolu’da belki de mısır için, ayçiçeği için, buğday için en fazla üretimin
yapıldığı yer Eskişehir’imiz ama Eskişehirli çiftçiler doğal olarak bu karara
baktıklarında üvey evlat muamelesi gördükleri düşüncesine kapılıyorlar. Bu
nedenle, bu kararın değiştirilmesi, mümkünse tabii ki Eskişehir ve kalan diğer
illeri de içine kapsayacak şekilde bu tohum desteğinin genişletilmesini
istiyoruz.
Teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegü ve 19 arkadaşı tarafından, işçilerin koronavirüs salgınının tıbbi,
ekonomik ve sosyal sonuçlarına karşı korunması için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan
(10/2752) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
7/4/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün)
toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
23 Mart 2020 tarihinde İzmir Milletvekili Serpil
Kemalbay Pekgözegü ve arkadaşları tarafından verilen 5937 sıra numaralı,
coronavirüs salgınına karşı emekçilere güvence sağlayacak, ekonomik ve sosyal
açıdan koruyacak üst düzey önlemlerin alınması amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 7/4/2020 Salı günkü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz isteyen İstanbul Milletvekilimiz
Sayın Oya Ersoy. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) – Sayın Başkan,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Covid-19 salgınıyla mücadele, tıbbi bir mücadele
olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir mücadeledir. Salgının sosyal tahribatının
önüne geçmek, bu tahribata karşı halkı koruyan önlemler almak öncelikle bu
Meclisin görevidir. Bu ülkenin dörtte 3’ü emeğiyle geçiniyor. Halk sağlığını
korumak, öncelikle işçileri korumaktan geçiyor ancak ne yazık ki Covid-19’la
mücadele, açık bir sınıf ayrımcılığı yaşanarak bu ülkede devam ediyor. İşçiler
ve aileleri ölümle burun buruna çalışmaya zorlanıyor.
Diğer yandan, Covid-19 salgını dünyada ve Türkiye’de
milyonlarca çalışanın işini ve gelirini kaybetmesine yol açıyor. Türkiye,
tarihinin en büyük işsizlik felaketiyle karşı karşıya. Aynı şekilde, geçtiğimiz
günlerde Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), bu salgının dünya genelinde
yaklaşık 25 milyon kişinin işini kaybetmesine yol açacağını raporladı. Emek ve
meslek örgütleri, bugüne kadar defalarca açıklamalar yaptılar ve işçilerin,
çalışanların haklarının korunması için neler yapılması gerektiğine dair
taleplerini her defasında açıkladılar. Biz, bu taleplere, Meclis olarak
kulağımızı kapatamayız.
Ne diyorlar: “Zorunlu ve acil işler dışında mal ve
hizmet üretimi salgın süresince durdurulmalı. İşçilere ücretli izin verilmeli,
işten çıkarmalar yasaklanmalı ve tüm çalışanların geliri güvence altına
alınmalı. Karantina ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle işini ve gelirini
kaybedenlerin, kendilerinin ve ailelerinin geçimi devlet tarafından
sağlanmalıdır. Karantina süresince artan, kadına yönelik şiddete karşı İstanbul
Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde kullanılmalıdır,
uygulanmalıdır. Hanelere elektrik, su, doğal gaz parasız olarak verilmeli;
tüketici kredisi, kredi kartı, fatura borçları ertelenmelidir. En düşük emekli
aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.”
Şimdi, halk sizden, yani buradan, Meclisten önlem
bekliyor. İşçiler, bir yandan salgına yakalanmamak, diğer yandan işlerini
kaybetmemek için bir düzenleme bekliyor. Peki, burası ne yapıyor? İktidar ne
yapıyor? Halka IBAN atıyorsunuz, kirasını ödeyemeyen, faturasını ödeyemeyen,
gıda sorunu yaşayan halktan bağış bekliyorsunuz.
Bakın, sizlerle birkaç rakam paylaşmak istiyorum;
Millî Dayanışma Kampanyası’nda 5 Nisan 2020 itibarıyla 1 milyar 70 milyon lira
bağış toplanmış. Oysa sadece bu yılın ilk iki ayında yani ocak ve şubat ayında
patronlara İşsizlik Sigortası Fonu’ndan 3 milyar 700 milyon lira aktarılmış.
2019’da ne kadar bu rakam, biliyor musunuz? 16 milyar lira. Peki, bu parayla ne
yapılabilirdi, düşünebiliyor musunuz? 2 milyon 867 bin işçiye salgın döneminde
üç ay boyunca asgari ücret düzeyinde destek sağlanabilirdi.
Siz bu parayı yani işçilerin parasını işçilere
vermek yerine patronlara vermeyi tercih ediyorsunuz. Onlar da bir yandan
işçileri kapının önüne koyuyor bu salgın nedeniyle, öbür taraftan da sosyal
medyada, medyanın karşısında işçilerin parasıyla hayırseverlik şovlarını
yapıyor.
Değerli milletvekilleri, bir örnek daha; 20 yaş
altına sokağa çıkma yasağı getirildi, hemen ertesi gün bu yasak kaldırıldı ve
bu yasaktan 18-20 yaş arası çalışanlar muaf tutuldu. Bunun adı muafiyet
değildir, bu düzenlemenin adı hasta olma zorunluluğudur, ailesine virüs taşıma
zorunluluğudur.
Soruyorum: Bu ülkenin 811 bin genç çalışana verecek
5,6 milyar lirası yok mu? Çünkü bu çalışanlara, 811 bin kişiye sadece asgari
ücret düzeyinde ücret verdiğinizde bunun maliyeti 5,6 milyar lira.
Şimdi, hiç kimse “Kaynak yok.” demesin, kaynak var,
bunu defalarca saydık; sizin müteahhitlere, bankalara akıta akıta
bitiremediğiniz bu halkın kaynakları var. En başta, İşsizlik Sigortası Fonu’nu
işçiler için kullanın; geçmediğimiz köprülerin, kullanmadığımız
havalimanlarının, hastanelerin parasını şirketlere ödemekten vazgeçin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
OYA ERSOY (Devamla) – Asgari ücreti değil, serveti
vergilendirin. Türkiye’de toplam servetin yüzde 42’si, yüzde 1’in elinde.
Halkın cebine göz dikeceğinize zenginlerden vergi alın.
“Çarklar dönecek.” dayatmanızın en büyük bedelini bu
salgın koşullarında çalışmak zorunda bıraktığınız işçiler ve aileleri ödeyecek.
Ancak meselemiz salgındır ve bedel sadece bununla sınırlı kalmayacaktır. Gelin,
işçilerin, ailelerin ve dolayısıyla halkın hayatını kurtarmak için gerekli
önlemleri almak üzere bir araştırma komisyonu kuralım.
Teşekkür ederim. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Malatya Milletvekilimiz Sayın Veli Ağbaba. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Ağbaba.
CHP GRUBU ADINA VELİ AĞBABA (Malatya) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, salgın nedeniyle ölen bütün
yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, hasta olanların da bir an önce sağlığına
kavuşmasını diliyorum.
Değerli arkadaşlar, hem dünya hem de Türkiye
herhâlde son elli altmış yılın en büyük kriziyle karşı karşıya. Tabii, bu
krizde, böyle bir krizde ne yapılması lazım? Özellikle ülkeyi yönetenlerin
“millî birlik, beraberlik” dediklerini -tırnak içerisinde söylüyorum- sağlaması
yani insanları ayırmaması lazım.
Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanı coronayla ilgili
bir toplantı yapıyor, corona toplantısında olması gereken birinci kişi, birinci
kurum Türk Tabipleri Birliği çağrılmıyor, Türk Eczacıları Birliği çağrılmıyor,
Veterinerler Birliği çağrılmıyor, sendikaların bir kısmı çağrılıyor, DİSK
çağrılmıyor, KESK çağrılmıyor, BİRLEŞİK KAMU-İŞ çağrılmıyor. Değerli
arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun, bu, doğru mu değil mi bir düşünün. Türk
Tabipleri Birliğinin olmadığı bir toplantı ya da Türk Eczacıları Birliğinin
olmadığı toplantı kimin içine sinebilir. Yani, bu insanları dışlamanın ne
mantığı var, ne anlamı var? Bunu da sizin vicdanınıza bırakıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Veterinerler Birliği.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Veterinerler Birliğini de
söyledim.
Yine arkadaşlar, bizim belediyelerimiz geçtiğimiz
haftalarda bir bağış kampanyası yaptı, anormal ilgi gördü, İçişleri Bakanlığı
gitti, bu bağış kampanyasını, dayanışma kampanyasını yasakladı. Dün Muratpaşa
Belediyesinde bir olayla karşılaştık değerli arkadaşlar, insan hakikaten hayret
ediyor. Muratpaşa Belediyesi, daha önce var olan aşeviyle ilgili fakir fukara
yemek yesin diye, AK PARTİ’lisi, MHP’lisi, CHP’lisi yemek yesin diye, bağış
hesabı açıyor ve İçişleri Bakanlığı kararıyla bu bağış hesabı da kapatılıyor.
Ya, böyle bir siyasi ahlak, böyle bir vicdan var mı? Bunu da sizin
takdirlerinize sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun
83’üncü maddesi “Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit
edilen kimselerle 76 ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının
kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir.” diyor. Ne
diyor 76’ncı madde? “Etrafında bulunanlara sari ve salgın hastalıklardan birini
nakle vasıta olduğu muhakkak olan kimseler muvakkaten ve bu zail oluncaya kadar
meslek san’atlarının icrasından hıfzıssıhha meclisleri karariyle menolunur.”
Yani, iş yerleri kapatılır diyor. Kim bunlar? Değerli arkadaşlar, kapatılan
berber, kuaför ve güzellik merkezi çalışanlarının sayısı 504 bin; kapatılan
kahvelerin sayısı 71.103, çalışan sayısı 213 bin; okullarda, yurtlarda
karantina nedeniyle kapatılan kantinlerdeki işsiz sayısı 150 bin kişi. 6 milyon
sokak çalışanı var; simitçisi, kestanecisi, seyyar satıcısı, “Toz bezi değil ev
emekçisiyiz.” diyen gündelik yevmiyeyle geçimini sağlayan kadınlar var, 1
milyon kişi. İşsiz kalan 500 bin motorlu kurye var değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Yine, AVM’lerde çalışan 523
bin kişi, 42.350 lokanta çalışanı, toplam 350 bin güvenlik görevlisinin 50
bini, Türkiye genelinde 300 bin “amele” dediğimiz pazarda günlük çalışmaya
giden insan, okullar kapandığı için okul servisçisi 150 bin kişi, 2.850 özel
eğitim merkezinde çalışan 90 bin kişi yani değerli arkadaşlar, daha birçok
meslek sahibi var ancak bunların diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi mutlaka
kiralarının, masraflarının ödenmesi gerekiyor. Bu insanlara “Evde kal.” demek
“Evde aç kal, öl.” demektir. (CHP sıralarından alkışlar) O nedenle devletin
bunu karşılaması lazım.
Değerli arkadaşlar, bakın, dünyanın en yoksul
ülkelerinden Kongo “İki ay boyunca faturaları devlet ödeyecek.” diyor.
Almanya’sı, Fransa’sı, İsveç’i, Norveç’i hem çalışanlarına hem de iş yeri
sahiplerine iş garantisi vermiş ve “Sizin hiçbirinizi aç bırakmayacağım.” diye
taahhüt etmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Devamla) – Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN – Tamamlayın.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Değerli arkadaşlar, biz ne yapıyoruz?
Hiç para vermediğimiz esnaftan, el açıyoruz, para istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, bakın, bizim gibi kaç ülke var?
İflasını ilan eden Lübnan para topluyor, krizin eksik olmadığı Sri Lanka para
topluyor ve savaşın eksik olmadığı Irak para topluyor. Türkiye’yi koyduğunuz
nokta neresi? Türkiye’yi koyduğunuz nokta Irak’la, Sri Lanka’yla, Lübnan’la
aynı nokta. Bakın, hem para vermiyorsunuz hem desteklemiyorsunuz hem de
maalesef el açıp para dileniyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar.
VELİ AĞBABA (Devamla) – Yapacağınız şu: Ahlat’taki
sarayı bir an önce durdurun, Marmaris’teki sarayı bir an önce durdurun,
bindiğiniz uçakları bir an önce satın ve bu fakir fukarayı bu zor günlerde aç
bırakmayın.
Bir şey daha söyleyeceğim: Ayrımcılık yapmayın.
Ayıptır, yazıktır günahtır. (CHP sıralarından alkışlar)
YASİN UĞUR (Burdur) – Yalan söylüyorsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) – Yalancı sensin.
BAŞKAN – Öneri üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına söz isteyen İzmir Milletvekilimiz Sayın Necip Nasır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Nasır, süreniz üç dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA NECİP NASIR (İzmir) – Teşekkür
ediyorum Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup
önerisi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle, ramazanışerifin müjdecisi, Allah’ın
rahmetinin yeri ve göğü kapladığı Berat Gecesi’nin milletimiz, İslam âlemi ve
tüm insanlık için kurtuluşa ve hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Çin’in Wuhan kentinde 12
Aralıkta ortaya çıkan coronavirüs çok kısa zamanda tüm dünyayı sardı ve Dünya
Sağlık Örgütünce de tüm dünyada pandemi olarak ilan edildi.
Ülkemiz bu küresel salgına karşı zamanında aldığı
kararlı tedbirlerle şu ana kadar çok başarılı bir süreç yönetti ve yönetmeye de
devam ediyor. Ülkemizde salgının yayılmasını önleyici politikalar en başta
ciddiye alınmış ve uygulamaya konularak bu riskin azalması sağlanmıştır.
Sağlıkla ilgili yapılan bu başarılı çalışmaların yanı sıra bununla birlikte
sürecin gerektirdiği doğrultuda Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi hayata
geçirilerek vatandaşın mağdur olmaması yönünde çalışmalar uygulamaya konmuş ve
eksiklik tespit edildikçe gerekli çalışmalar yapılmaya devam edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, elimde Ekonomik İstikrar
Kalkanı Paketi’yle ilgili bir kitapçık var. Tek tek bunları ifade etmeye
kalksam uzun zaman alacağından sürem yetmeyeceği için öneri doğrultusunda bazı
başlıklara değineceğim. Hem işçinin işini kaybetmemesini hem de işverenin bu
süreç içerisinde mali anlamda desteklenmesini sağlayan pasif iş gücü
programları arasındaki en etkili uygulamalardan biri olan kısa çalışma ödeneği
şartları kolaylaştırılmıştır. Bu kapsamda, net ödeme miktarı yüzde 78’lere
ulaşmış olup başvuru sayısı yaklaşık 70 bin firmaya yaklaşmış, 1 milyon
çalışanı da geçmiş bulunmaktadır. Üretimine ara veren veya azaltan
işletmelerimizdeki çalışanlarımızın ücretlerinin asgari ücreti geçmeyecek
şekilde üçte 2’si devlet tarafından ödenecektir. 2 milyondan fazla mükellefin
muhtasar, KDV ve prim ödemeleri altı ay ertelenmiş olup gelir vergisi
mükellefleri 2 milyona yakın vatandaşımız mücbir sebep hâli kapsamına
alınmıştır. İşsizlik ödeneği ödemelerinde getirilen kolaylıkla hak sahipleri
vatandaşlara işsizlik ödeneği olarak 1.168 lira ödenecektir. Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen düzenlemeyle 7 milyar liraya yakın
asgari ücret desteği verilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
NECİP NASIR (Devamla) – 3294 sayılı Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile 2022 sayılı Kanun’a istinaden 2
milyon 111 bin haneye biner lira destek ödemesi vatandaşlarımızın
ikametgâhlarında teslim edilmektedir. Telafi çalışma süresi iki aydan dört aya
uzatılmıştır. Bu zaman zarfında işçimiz dış etkenler sebebiyle çalışmasını
devam ettirememişse daha sonraki dört ay boyunca bunu telafi edebilecek,
böylelikle ne ücret kaybı yaşanacak ne de iş gücü kaybı olacaktır. 2020 yılı
için en düşük emekli aylığı 1.500 lira olarak ödenmeye başlanmıştır. Yeni
coronavirüs tedbirleri kapsamında bayram ikramiyesi ödemeleri öne çekilmiş, 12
milyon emeklinin Ramazan Bayramı ödemelerine başlanmıştır. Bakanlığımız
tarafından yeni tip coronavirüsle mücadele kapsamında iş yerlerinde alınacak
önlemlere ilişkin kılavuz yayınlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
NECİP NASIR (Devamla) - Değerli milletvekilleri,
sürecin ilk gününden itibaren süreci hassasiyetle takip eden Sayın
Cumhurbaşkanımıza ve bu mücadeleyi en baştan çok başarılı bir şekilde yöneten
Kabineye ve sağlık çalışanlarına teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
Sayın Koçyiğit, bir talebiniz var, alalım onu.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, İçişleri
Bakanlığının kararıyla Muş ili merkez, Varto, Bulanık ve Malazgirt ilçe belediyesindeki
7 HDP’li meclis üyesinin görevlerinden uzaklaştırılmasını kınadıklarına ilişkin
açıklaması
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Teşekkür ederim.
Tüm dünya coronavirüsle mücadele ederken, AKP, Kürt
halkının iradesini gasbetmeye devam ediyor. Corona günlerinde, seçilmiş
belediye eş başkanlarını, belediye meclis üyelerini haksız, hukuksuz bir
şekilde görevlerinden alıyor. AKP, corona günlerinde bile Kürt halkına ve
HDP’ye yönelik dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir düşmanlık politikası
yürütüyor. Seçim bölgem olan Muş’ta son iki hafta içinde 7 belediye meclis
üyemiz İçişleri Bakanlığının kararıyla görevlerinden uzaklaştırıldı. Görevinden
alınan belediye meclis üyelerimizin 3’ü Muş merkez, 2’si Varto, 1’i Bulanık,
1’i de Malazgirt’ten. Bu arkadaşlarımız Muş halkının iradesi ve oylarıyla
seçildiler. Halkın iradesine yönelik yapılan bu darbeyi kınadığımızı ve bu
kararı tanımadığımızı ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündemi’nin
“Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmında
yer alan, yeni tip corona virüsün iş ve işçi sağlığı üzerindeki etkilerinin
araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/2699)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesi’nin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
7 Nisan 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır. Öneriyi okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
7/4/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün)
toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
yeni tip coronavirüsün iş ve işçi sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılarak
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/2699) esas numaralı
Meclis araştırması önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun 7/4/2020 Salı günkü
(bugün) birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, öneri
sahibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekilimiz Sayın Selin
Sayek Böke.(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) – Öncelikle,
coronavirüs salgını nedeniyle yaşamını yitiren herkese Allah’tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Salgın koşullarında kendi yaşamını
hiçe sayarak, toplum için durmaksızın ön cephede serdengeçti olarak virüsle
savaşan başta sağlık çalışanları olmak üzere kritik sektörlerdeki tüm
emekçilere de bir kez daha minnet duygularımı ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlar, ağır bir halk sağlığıyla karşı
karşıyayız, bir kriz var, alınacak tüm kararlar bu sağlık sorununu en az insani
hasarla atlatmaya odaklanmak zorunda. Böylesi bir krizde öncelik daha çok
insanı yaşatmak olmalı, başka her türlü ekonomik sonuç ikincil olarak
değerlendirilmeli. Halkın fiziksel sağlığı korunmalı ama halkın ruh sağlığını
da koruyacak olan, iş veya işsizlik kaygısına engel olacak adımlar da hemen,
vakit kaybetmeden atılmalı. Ülkemizde ne yazık ki vaka sayısı ve can
kayıplarımız her gün artıyor. Eğer ilk andan itibaren ekonomik ve siyasi
kaygılar değil de insani kaygılar öne alınmış olsaydı, eğer devlet “Halk
korunsun.” diyerek ekonomik faturayı görevi olduğu gibi üstlenmiş olsaydı, eğer
bilim insanları ve uluslararası deneyimler ciddiye alınsaydı bugün çok daha iyi
bir noktada olurduk. Eğer ilk günden itibaren “Evde kal.” diye nasihat etmek
yerine herkesi evde tutacak gelir ve iş güvencesi verilseydi kriz bu noktada
olmazdı. Eğer ilk günden itibaren sağlık sistemimizin kapasitesi eksikliklerini
gidermek için adımlar atılarak düzelseydi, “Sahra hastaneleri oluşturulsun.”
diye yırtınıyor olan belediye başkanlarımız daha erken dinlenseydi, canları
pahasına emek veriyor olan, mücadele eden sağlıkçılarımızın sağlığını koruyacak
adımlar erkenden atılmış olsaydı ve sağlıkçıların temel hakları korunsaydı
bugün her şey çok farklı olurdu. Eğer sadece parti devletinin belediye başkanlarıyla
değil de bütün halkı temsil eden bütün belediye başkanlarıyla görüşülseydi,
eğer kurulan tüm kurullara bütün sağlıkçı meslek örgütleri ve sendikalar davet
edilseydi ve Bilim Kurulu, Almanya’daki Robert Koch Enstitüsü gibi bir karar
kurulu olabilseydi bugün her şey çok farklı olurdu.
Değerli arkadaşlar, Hükûmet şu anda üç şeyi aynı
anda yapmaya çalışıyor: “Salgın yayılmasın.” diyor ama ekonomi olduğu gibi
devam etsin istiyor, bir yandan da siyasi algıyı yönetmeye çalışıyor. Bir
yandan “Evde kal.” diyor, mangalı ve pikniği yasaklıyor, diğer yandan
milyonlarca emekçiyi fabrikalarda, inşaatlarda, madenlerde çalıştırılmak üzere
her gün toplu taşımayla işe gitmeye ve dip dibe çalışmaya da mecbur bırakıyor.
Mangal yasak ama ölümüne çalışmak zorunlu. Bir yandan “Kaynak gerek.” diyor,
diğer yandan halkın güvendiği belediyelerin yardım kampanyalarını engelliyor.
Dayanışmak yasak ama parti devletine emekçilerin maaşından kesinti yapmak
zorunlu. Bir yandan Anayasa’da “Sosyal devletiz.” diyor, diğer yandan zaten olmayan
iş ve işçi güvenliğini evinin kapısında artık hak olarak kaybetmeye mahkûm
bırakıyor çalışanları. 18 ile 64 yaş arasında çalışan milyonlarca emekçi için
çalışmak zorunlu ama iş ve işçi güvenliğini görevi olduğu için devletten talep
etmek hatta dile getirmek yasak. Her şeyden önce bir ekonomist olarak kuvvetle
altını çizmek istiyorum: Kısa vadede ekonomi durmasın diye halkın canını
tehlikeye atmak, orta ve uzun vadede büyük bir vicdani yük getirecek, çok ağır
bir sağlık yükü getirecek ve bununla birlikte ekonomiyi de çökertecek. Hak
temelli adımlar bugün atılmazsa yarın bugünden de zor olacak. İş ve işçi
güvenliği bir haktır. Hakça bir kazanç haktır. Sağlıkla çalışabilmek haktır.
Sağlık ve eğitim haktır. Hak olan her şey de devlet tarafından sunulmak zorundadır.
Atılması gereken adımlar belli. Hemen acil ve zorunlu alanlar dışında işe gitme
zorunluluğunu ortadan kaldırıp halka gelir ve iş güvencesi verilmeli. Hemen
sosyal devlet bütün araçlarıyla hayata geçirilmeli, insanlar kaygısızca evinde
kalabilmeli. Temel ve zorunlu ihtiyaçları karşılamak için çalışıyor olan sağlık
emekçilerini koruyacak olan sağlıkta şiddet yasası bugün derhâl Meclisten
çıkarılmalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
SELİN SAYEK BÖKE (Devamla) – Kamu çalışanları,
belediye çalışanları, market kasiyerleri, bakkallar, evden eve koşuyor olan
kuryeler ve böyle pek çok milyonlarca emekçiyi korumak için iş ve işçi
güvenliğini sağlayacak adımlar hemen atılmalı. Daha kamucu, daha halkçı, daha
demokratik, daha dayanışmacı bir geleceğin adımlarını hemen atmak zorundayız.
Meclisten başlamak zorundayız. Halkla birlikte büyütmek zorundayız. Vakit
kaybetmemek zorundayız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum, herkese sağlıklı ve
“corona”sız günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, İYİ PARTİ Grubu
adına Trabzon Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örs. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz üç dakika.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi üzerinde
İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün, toplamda 30 binin
üzerinde vaka ve maalesef 649 ölümün yaşandığı ülkemizde bu salgının görülmeye
başlanmadığı 30 Ocak 2020 tarihinde Grup Başkan Vekilimiz Sayın Lütfü
Türkkan’ın imzasıyla “Küreselleşmeyle birlikte ulaşım teknolojilerinin ve
yoğunluğunun son derece arttığı bir dönemde hiçbir ülke, insandan insana hava
yoluyla bulaşabilen bir virüs riskinden uzak değildir. Bu sebeple, Türkiye’de
olası bir ölümcül salgının önlenmesi için gerekli tedbirler ivedi bir şekilde
alınmalıdır.” gerekçesiyle bir araştırma önergesi vermiştik. 30 Ocakta
verdiğimiz bu araştırma önergemiz maalesef burada reddedilmişti.
Yine, 11 Şubatta, Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşener, İYİ PARTİ grup toplantısında yaptığı konuşmada, dünyayı etkisi altına
alan corona belasına dikkat çekerek memleketi idare edenlere uyarılarda
bulunmuş ve “Karantina merkezlerimiz var mı? Maske, serum ve ilaç stoku
yapılıyor mu? Olası bir salgında hastanelerin kapasitesi yetişmeyebilir, hangi
bölgelerde çadır hastaneleri, sahra hastaneleri kurulacak, bunların planları
var mı?” diye sormuştu. Bugün 7 Nisan, Sayın Akşener’in bu soruları bundan tam
iki ay önce sorulmuştu. Değerli arkadaşlar, bu soruların cevaplarını maalesef
bugün yaşayarak öğreniyoruz.
Değerli arkadaşlar, tedbir almak, felaket başa
gelmeden çalışmak en kötü senaryoya göre hazırlanmaktır. İYİ PARTİ olarak,
ekonomik tedbirleri içeren 8 adet kanun teklifini 31 Mart günü Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunduk. Bu kanun tekliflerimizde, asgari ücretle
çalışan vatandaşlarımız gelir vergisinden muaf tutulsun; Kredi ve Yurtlar
Kurumuna olan borçlar bir yıllığına faizsiz olarak ertelensin; kısa çalışma
ödeneğinden yararlanma şartının kapsamı genişletilsin ve prim yatırma gün
sayısı 450 günden 150 güne indirilsin; yap-işlet-devret modeliyle hayata
geçirilen köprü ve otoyollar için ödenen garanti geçiş ücreti ödemeleri pandemi
süreci geçene kadar durdurulsun yani yükleniciye ödeme yapılmasın; elektrik,
doğal gaz ve su fatura tüketim bedelleri 1/7/2020 tarihine kadar ilgili
bakanlıklar tarafından karşılansın; elektrik faturalarındaki TRT payı
kaldırılsın; elektronik haberleşme ve fatura ödemelerinin gecikmesi hâlinde,
verilen hizmet durdurulmasın; salgın sürecinde bütün ürünlerden alınan KDV
oranları yüzde 1’e düşürülsün; corona mücadelesinde hayatını kaybeden kahraman
sağlık meslek mensuplarımız şehit sayılsın gibi önerilerde bulunduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Bu kanun tekliflerimize de
desteğinizi bekliyoruz.
Değerli arkadaşlar, süre çok az, son olarak şunu
ifade etmek istiyorum: Milletçe el ele verip büyük bir özenle uzmanların,
yetkililerin uyarılarına da uyarak, gerekli önlemleri alıp bu sıkıntının
üstesinden geleceğiz inşallah, buna inancım sonsuz ama bu noktada ortak akılla
hareket edilmelidir. Buradan, iktidar sahibi arkadaşlarıma, iktidarda bulunan
arkadaşlarıma sesleniyorum: En azından içinde bulunduğumuz bu zor süreçte
bizlerin uyarılarına kulaklarınızı tıkama alışkanlığından lütfen vazgeçin,
yaptığımız önerileri ciddiyetle ele alın diyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, verilen araştırma
önergesine destek vereceğimizi ifade ediyor, hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Adana Milletvekilimiz Sayın Tulay Hatımoğulları
Oruç. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Oruç.
HDP GRUBU ADINA TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu pandemi sürecini umuyoruz ki Türkiye
halkları ve bütün dünya halkları olarak en az hasarla geçirebiliriz.
Coronavirüs bize şunu göstermiştir: Kapitalizm,
aşırı kâr hırsı ve buna dayalı üretim biçimi insanlığı, doğayı katlediyor ve şu
an bu virüs bunun açık göstergelerinden biridir; aynı zamanda iktisadi ve
siyasi krizdir, tek başına tıbbi bir sorun ya da sağlık sorunu değildir.
Sermaye düzeni 2008’den beri ağır bir ekonomik kriz altında. Bu coronavirüsle
gerçekten birçok şey büyük bir altüst oluş yaşayacak ve çok büyük bir değişim
ve dönüşüm bizleri bekliyor. 14’üncü yüzyılda benzer değişim ve dönüşümü Avrupa
kıtasında veba salgını gerçekleştirmişti, şimdi ona benzer bir süreç yaşıyoruz.
Peki, sermaye düzeni ve onun hamiliğini yapan
iktidar şunu görüyor mu, görecek mi: Toplum sağlığını hiçe sayarak yerli yersiz
yatırımlar, silaha, tanka, topa, şatafata, yandaşa yapılan yatırımlar yerine
sağlık sistemine esaslı bir yatırım yapılmış olsaydı şu an sağlık sistemi
kumdan kale gibi çöker miydi?
Sermaye krizinin faturasını normal şartlarda da
işçiye, emekçiye ödeten bu sistem ve bu iktidarlar şimdi de pandemi sürecinin
bedelini işçiye, emekçiye ödetmeye çalışıyor.
Bugün şu çağrıyı yapmak durumundayız: İşçi işine
gidecek, asker savaşa devam edecek ama “Evde kal Türkiye.” diyeceksiniz; bu
olmaz. Temel üretim tabii ki durmaz, yaşam devam edecek ama orada bir vardiya
sistemi düzenlenmeli ve gerçekten üretim diğer anlamlarda durdurulmalıdır. Aynı
biçimde, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da savaşan asker geri dönmeli; genç ve
sağlıklı bir nüfustur, üretime katılmalı, toprağı işlemeli, fabrikalarda
üretime katılabilmelidir. Barışa da üretime de ihtiyacımız olan bir dönemden
geçiyoruz.
Bugün, Cumhurbaşkanının ağzından düşürmediği
Tekâlifi Milliye -10 madde- dönüp dönüp tekrarlanıyor. Burada da şunu görmek
durumundayız: Tek adam rejimine biat etmeyen sermayeye bu coronavirüs günlerinde
“Ya benim yandaşım olursun ya da senin sermayene -kaşına gözüne acımam,
gözyaşına acımam- el koyarım.” demiş oluyor. Burada da corona virüsünden bu
iktidarın nasıl faydalanmaya çalıştığını bir kez daha görmüş oluyoruz.
Şu vurguyu yapmak isterim: Az önce söz alan,
partimizin ayrıca Tarım Komisyonunda çalışma yürüten değerli milletvekilimiz
ayrıntılı ifade etti: “Gıda krizi.” Evet, bu koşullarda gıda krizi
kaçınılmazdır. Tedarik zinciri tökezlemeye başlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) – Cumhurbaşkanı,
açıklamalarında “Stoklarımız var, tedarik zinciri işliyor.” diyor ama bunun
gerçeği yansıtmadığını cümle âlem bilir. Marketlerde hızla fiyat artışları ve
buna rağmen rafların önemli bir bölümünün nasıl boş kaldığı sanırım hiç
kimsenin gözünden kaçmamıştır.
Her zaman olduğu gibi, hele de pandemi döneminde
tarım çok önemli. Bu ülkenin tarımsal kaynakları üzerinde bu kürsüden çok
vurgular yaptık ve şimdi bir kez daha diyoruz ki: Çiftçiden, topraktan ne
alındıysa hepsi geri verilmeli yoksa Türkiye aç kalacak. Bu konuyla ilgili
detaylı bir planlamaya girilmek zorundadır.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Konya Milletvekilimiz Sayın Halil Etyemez. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA HALİL ETYEMEZ (Konya) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına verilen
öneri üzerine söz almış bulunmaktayım, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, aziz milletimizin Berat Kandili’ni
kutluyorum. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan
rahmet, tedavi altındaki hastalarımıza acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Çin’de ortaya çıkan
Covid-19’a karşı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde
gerekli tedbirler ilk andan itibaren alınmaya başlanmıştır. Sağlık Bakanlığımız
tarafından 10 Ocakta Bilim Kurulu oluşturulmuş, Bilim Kurulunun aldığı tavsiye
niteliğinde kararlar süratle uygulamaya konulmuştur. İnsanlığın karşı karşıya
kaldığı bu krizin üstesinden gelebilmek için devletimiz ve aziz milletimizin
her bir ferdi fedakârlık yapmaktadır.
Değerli milletvekilleri, çalışma hayatında da diğer
alanlarda olduğu gibi önemli tedbirler alınarak işverenlerimiz ve işçilerimizin
sağlığı korunmaya çalışılmıştır. Bilim Kurulunun ortaya koyduğu tavsiyelere
uyularak iş ve iş sağlığı için önemli adımlar atılmıştır. Bu kapsamda öncelikle
alanında uzman sağlıkçıların ve akademisyenlerin yer aldığı 14 kişilik istişare
kurulu oluşturulmuş, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızca
çalışanların ateşinin ölçülmesi, hassas risk gruplarında yer alanların evden
çalıştırılması, iş yerlerine ziyaretlerin kısıtlanması, ekipmanların ortak
kullanılmaması gibi 16 maddenin yer aldığı bir çalışma yönergesi hazırlanmış ve
uygulanması gereken kurallar ilgili paydaşlarla paylaşılmıştır. Sahada görev
yapan toplam 45 bin iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve iş yeri hemşireleri
seferber edilmiştir. Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Manisa, Adana, Tekirdağ ve
Kayseri illerinde salgın kapsamında kullanılan kişisel koruyucu donanımların
imalatlarının, ithalatının ve satışının yapıldığı yerlerde denetimler
gerçekleştirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, alınan tedbirler
çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörde çalışanlara uzaktan
çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanmaya başlanmış,
ayrıca işletmelerimize kısa çalışma ödeneği verilmesi, istihdamdaki sürekliliği
temin etmek amacıyla iki aylık telafi çalışma süresinin dört aya çıkarılması,
asgari ücretlimize 7 milyar TL ücret desteğinin sağlanması, salgından etkilenen
tüm firmalara işe devam kredisi desteğinin verilmesi, firmaların kredi ödemelerinin
asgari üç aya ertelenmesi, nakit akışı bozulan firmalara gerektiğinde ilave
finansman desteğinin sağlanması, tüm işçilerimize ve vatandaşlarımıza ücretsiz
maske dağıtılması gibi uygulamalar devreye sokulmuştur.
Değerli milletvekilleri, hepimiz vatanımızın
geleceğini, milletimizin hayatını tehdit eden sinsi bir düşmanla mücadele
ediyoruz. Bu düşmanı birbirimizle kenetlenerek yenebiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
HALİL ETYEMEZ (Devamla) - Bu süreçte fedakârca
gayret gösteren esnafımıza, üretimimizi devam ettiren sanayicimize ve
işçilerimize teşekkür ediyor ve hepsini alkışlıyorum. Vatandaşlarımızın “Evde
kal.” çağrılarımıza uymalarıyla nice mücadeleyi birlikte yürüttüğümüz gibi bu
musibetin de üstesinden geleceğiz.
Bu mücadelede emeği geçen Hükûmetimize, Sağlık
Bakanlığımıza ve sağlık çalışanlarımıza buradan tekrar teşekkür ediyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul
edilmemiştir.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
öneriyi okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve
saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırk
sekiz saat geçmeden Gündem’in “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler” kısmının 1’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre
teselsül ettirilmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi
7/4/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 7/4/2020 Salı günü (bugün)
toplanamadığından İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki
önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Özlem
Zengin
Tokat
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Bastırılarak dağıtılan 207 sıra sayılı Kanun
Teklifi'nin kırk sekiz saat geçmeden gündemin "Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1'inci sırasına alınması ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
7 Nisan 2020 Salı günkü (bugün) birleşiminde 207
sıra sayılı Kanun Teklifi’nin birinci bölüm görüşmelerinin tamamlanmasına
kadar;
8 Nisan 2020 Çarşamba günkü birleşiminde 207 sıra
sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
8 Nisan 2020 Çarşamba günkü birleşiminde 207 sıra
sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanamaması hâlinde 9 Nisan 2020
Perşembe günkü birleşiminde 207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar;
9 Nisan 2020 Perşembe günkü birleşiminde 207 sıra
sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanamaması hâlinde haftalık
çalışma günlerinin dışında 10 Nisan 2020 Cuma günü saat 14.00'te toplanması, bu
birleşiminde denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer işler” kısmında yer alan işlerin görüşülmesi ve
207 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesi,
207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün
91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki
cetvellerdeki şekliyle olması,
Önerilmiştir.
|
207
sıra sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) |
||
|
BÖLÜMLER |
BÖLÜM
MADDELERİ |
BÖLÜMDEKİ
MADDE SAYISI |
|
1.
BÖLÜM |
1
ila 30 uncu maddeler |
30 |
|
2.
BÖLÜM |
31
ila 55 inci maddeler |
25 |
|
3.
BÖLÜM |
56
ila 70 inci maddeler |
15 |
|
|
|
70 |
BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kırıkkale Milletvekilimiz Sayın Ramazan Can.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle İslam âleminin Berat Kandili’ni tebrik
ediyorum, İslam âleminin beraatine bütün insanlığın nail olmasını Cenab-ı
Allah’tan temenni ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup
önerimizle… 207 sıra sayılı yani AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan,
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Muhammed Levent Bülbül ve AK
PARTİ Milletvekili Sayın Ali Özkaya ve arkadaşlarının vermiş olduğu Ceza Kanunu
ve İnfaz Kanunu’nda değişiklik getiren bir kanun teklifi… Kamuoyu yakinen takip
ediyor, yaklaşık altı aydır, yedi aydır da bu kanun görüşmeleri, kanun teklifi
mutfak çalışmaları devam etmektedir. Kamuoyunu yakından ilgilendiren, 207 sıra
sayısını alan bu kanun teklifinin gündemin 1’inci sırasına 48 saat geçmeden
getirilmesini Genel Kurulun takdirlerine sunuyoruz. Ayrıca bugün, yarın ve
perşembe günü bu kanun teklifinin görüşmelerine devam etmeyi planlıyoruz. Perşembe
günü bu kanun teklifini bitiremediğimiz takdirde cuma günü saat 14:00’te Genel
Kurulun bu kanun teklifinin görüşülmesi noktasında toplanmasını Genel Kurulun
takdirine arz ediyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerinde söz isteyen, Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekilimiz Sayın Hakkı Saruhan
Oluç. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Oluç.
HDP GRUBU ADINA HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) –
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, evet, çok önemli bir konu infaz
yasasıyla ilgili görüşmeler. İki nedenle önemli: Bir tanesi, infaz yasası uzun
zamandır tartışma konusu olan bir konuydu; çok büyük eşitsizlikleri, çok büyük
adaletsizlikleri barındıran bir konu. Fakat şimdiki tartışma infaz yasasındaki
eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri şimdi ortadan kaldırma konusu değil,
olmamalıydı aslında. Neden şimdi infaz yasasını konuşmalıydık? Mücbir sebep
var. Neden? Çünkü cezaevlerinde şu anda Türkiye tarihinin en büyük doluluk
oranına ulaşılmış; 294 bin kişi var 2020 verilerine göre, Adalet Bakanlığının
verilerine göre ve cezaevlerinde 20, 30, 40 kişiye, hatta 100 kişiye varan bazı
koğuşlar var. Dolayısıyla mücbir sebeple yani coronavirüs salgını nedeniyle
insanlar güvencesiz bir şekilde orada duruyorlar. Tutukluların ve hükümlülerin
bu mücbir sebep yüzünden bir an evvel tahliye edilmeleri gerekiyor, esas
tartışma buydu. Fakat iktidar fırsatçılık yaptı, bunu tartışmak yerine infaz
yasasındaki değişikliği gündeme getirdi ve içinden çıkılmaz bir noktaya
vardırdı. Ama şimdi bu konu önemli, biz bunu tartışacağız yani Halkların
Demokratik Partisi olarak bu konuyu, şu anda cezaevinde bulunan insanların,
tutuklu ve hükümlülerin, yaşlıların ve hasta tutukluların bir an evvel salınabilmesi
için, coronavirüs tehlikesiyle karşı karşıya kalmamaları için her türlü
tartışmayı en ciddi şekilde sürdüreceğiz. Ama şunu söyleyelim: İç Tüzük’ten
doğan bütün haklarımızı bu tartışmada kullanacağız. Yani bize, hani ölümü
gösterip sıtmaya razı eder gibi “Cuma da çalıştırırız sizi, bir an evvel
bunları bitirelim.” diye bu öneriyi getirdiniz. Evet, önerinizi destekliyoruz,
cuma da çalışalım, gerekiyorsa cumartesi-pazar da çalışalım, yeter ki
cezaevlerinde olan insanların sağlıklı bir şekilde oradan tahliye edilmelerinin
sonucunu hep birlikte ortaya çıkarabilelim. Aksi takdirde bu yasa bu iktidarın
getirdiği gibi çıkarsa -ki öyle görünüyor- herhangi bir adım atılmıyor. Bütün
muhalefet partilerinin hem Komisyon sürecinde hem Komisyon dışında yaptıkları bütün
görüşmeler iktidar partisi tarafından reddedilmiştir; bir kalemle çizilmiştir;
ellerinin tersiyle itmiştir iktidar partisi bütün önerileri. Eğer bu şekliyle
çıkaracaksanız bu infaz yasasındaki değişiklikleri, şimdiden söyleyelim ki
infaz yasasındaki bu değişiklik iktidarın cezaevindeki kendi yandaşlarına af
getirme yasasıdır. Dolayısıyla enine boyuna bütün İç Tüzük haklarımızı
kullanarak bu yasayı tartışacağız ve en olumlu şekilde çıkabilmesi için,
herkesin, tutuklu ve hükümlülerin faydalanabilmesini sağlaması için elimizden
geleni yapacağız.
Teşekkür ediyorum dinlediğiniz için. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan, bir söz
alabilir miyim? Bir söz rica edebilir miyim, kısa bir söz?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Zengin.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un AK PARTİ grup önerisi üzerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, çok teşekkür
ederim.
Şimdi, tabii ki itiraz hakkı, muhakkak herkesin
kendi tezleri var fakat şuna cevap vermem muhakkak zaruret hasıl oluyor çünkü
Sayın Grup Başkan Vekili aynı ifadeyi açılış konuşmasında da kullandı: “Kendi
yandaşları için yapmak.” Şimdi, bu bizim tahammül edemeyeceğimiz bir ifade. Biz
içeride... (HDP sıralarından “Öyle, öyle.” sesleri)
BAŞKAN – Arkadaşlar, sessiz olalım lütfen, bir
saniye.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hiç… Bunu şiddetle
reddediyoruz. Yapılan şey herkesin huzurunda oluyor, çok aleni bir şekilde. Hangi
suçlarla ilgili olarak neyin ne yapıldığı son derece açık ve netken bunu da
aynı kafa içerisinde, bunu da “yandaş” diye tanımlamayı biraz kolaycılık olarak
görüyorum. Kendi tezlerinizi lütfen başka argümanlar üzerinden anlatınız. Ben
bu ifadeyi reddediyorum grubum adına.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Oluç…
33.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, Tokat
Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın vekiller, evet, bu lafı kullandım ve
kullanmaya da devam edeceğiz çünkü iktidarın gerçekten kendi yandaşları için bu
tartışmayı yaptığını ve bu infaz yasası teklifini getirdiğini düşünüyoruz.
“Neden?” derseniz: Bakın, kimler yararlanamıyor bu İnfaz Yasası
değişikliğinden, sizin teklifinizle getirilmiş olan değişiklikten… (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OYA ERONAT (Diyarbakır) – PKK, PKK.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Teröristler yararlanamıyor.
BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, sessiz olalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Hayır, hayır, öyle
değil.
Ben sizin o bağırışlarınıza pabuç bırakmam, böyle
şey olmaz.
BAŞKAN – Sayın Oluç, siz Genel Kurula hitap edin.
Değerli arkadaşlarım, niye seslerinizi
yükseltiyorsunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Biz bu tartışmayı
yapacağız, ne kadar bağırırsanız bağırın bu tartışmayı yapacağız.
BAŞKAN – Daha yeni grup önerisini konuşuyoruz
değerli arkadaşlar.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Kimler
yararlanamıyor bu infaz yasası değişikliğinden? Yararlanamayanlar size muhalif
olanlardır, sizin iktidarınızı eleştirenlerdir, gazetecilerdir,
siyasetçilerdir, seçilmişlerdir, belediye başkanlarıdır, milletvekilleridir,
akademisyenlerdir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Efendim, bir dakika…
Tamamlayacağım.
BAŞKAN - Arkadaşlar, bu tartışmaları daha sonra
yapacağız zaten.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Siz onları susturun.
Öyle şey olur mu?
BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) – Dolayısıyla bu
tartışmayı yapacağız. Sizin iktidarınıza muhalif olanların faydalanamadığı bir
teklifle buraya geliyorsunuz ve bunu söylememizden niye rahatsız oluyorsunuz?
Söyleyeceğiz. Siz sadece kendi yandaşlarınıza, kendi söz verdiklerinize af
çıkarmak için bu infaz yasası değişikliğini getirdiniz, başka bir şey için
değil.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkan, o zaman sadece
kendi yandaşlarına mı istiyorlar? Bu nasıl bir üsluptur?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Hayır, biz herkes için
istiyoruz, herkes için.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Hayır, biz bunu reddediyoruz.
Onlar söylüyorsa sonuna kadar biz de reddedeceğiz. Olamaz böyle bir şey. Biz de
reddedeceğiz.
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, sakin olalım, şimdi
grup önerisini tartışıyoruz.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve
saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin kırk sekiz
saat geçmeden Gündem’in “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler”
kısmının 1’inci sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre
teselsül ettirilmesine; 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin İç Tüzük’ün 91’inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN - Öneri üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel.
Arkadaşlar, bir sessiz olalım lütfen. Grup başkan
vekilleriniz var, söz veriyoruz herkese. Rica ediyorum bir sakin olalım.
Buyurun Sayın Özel. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
saygıyla selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisinin kamuoyunda “af” olarak
bilinen, infaz indirimini konu alan ve ilişkili 9 kanunda değişiklik yapan
kanun teklifinin görüşülmesinin 1’inci sıraya alınmasını görüşüyoruz.
2011 yılından beri Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
Cezaevleri İzleme ve İnceleme Komisyonu –ki önemli bir döneminde ben de görev
yaptım- Türkiye cezaevlerini gezdi, 185 cezaevine 250’den fazla ziyaret yaptı.
Sorunu zaman zaman “hasta tutuklu ve yükümlüler” diye zaman zaman “insanlık
onuruna aykırı infaz” biçimiyle; nöbetleşe uyuma, nöbetleşe yemek yeme, hatta
nöbetleşe nefes alma boyutuyla Türkiye’nin infaz rejimindeki bir sorunu ve buna
bir müdahalenin gerekliliğini anlatmaya çalıştık. Bu, zaman zaman 24 Haziran
2018 seçimlerinden önce Milliyetçi Hareket Partisinin gündemindeydi, 23 Haziran
2019 İstanbul’un hukuksuz tekrar seçiminin öncesinde Adalet ve Kalkınma
Partisinin Genel Başkanının gündemindeydi. Temmuz ayı içinde “Bunları, bütün
sözleri enine boyuna tutalım.” dediğimizde 9 Temmuzda maalesef bu Meclis, bu
sorunu görmezden gelerek kapatıldı. Biz o zaman “Nereye gidiyorsunuz?” demiştik
ve “1 Ekimde bunu konuşacağız.” denildi, 1 Ekim geldi infaz paketinde yoktu.
İkinci infaz paketi sırf içine “infaz” eklenemediği için getirilemedi -geldi
ama daha komisyonda görüşülemedi- ama bizim ikna edemediğimiz bir sürece gözün
görmediği bir musibet, bir virüs, Parlamentoyu, şimdi hem de kendisini de
tehdit edecek bu şartlarda ve bu önerilen yoğun çalışma temposunda çalışmaya
mecbur kıldı.
Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Burada dışarı
çıkmayı bekleyenlerin ailelerinin Cumhuriyet Halk Partisinden endişesi olmasın
ama geçmişte hiç içeri girmemesi gerekenlerin ya da bir an önce çıkması gerekip
de bu kanun kapsamına alınmayan kişilerin; düşünce suçlularının, gazetecilerin,
siyasetçilerin, akademisyenlerin, avukatların ve şiddete bulaşmadığı hâlde
sadece düşünce suçu terör kapsamı içinde, “Terör örgütü üyesi olmamakla
beraber.” diyerek yargılanıp da düşünce suçundan içeride olanların yakınları da
mücadelemizden endişe etmesin. İki uçlu, kararlı, yapıcı, direngen ve etkin bir
muhalefeti ortaya koymak ve hep birlikte devlete karşı eline silah alanları,
kendine emanet edilmiş bir tankla, bir F-16’yla milletin üstüne yürüyen, bu
Meclise saldıranları değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Herhâlde o konuda burada
kimsenin bir sözü yok ama infaz adaletini, Meclisin yetkilerini, siyasi kinle
ve bir fırsatçılıkla 70 maddelik torbanın içine bazı şeylerin konulmasını da
görmezden gelip nasıl diyorsanız öyle olsun dememizi de kimse beklemesin. (CHP
sıralarından alkışlar) Çok net.
Coronavirüsten cezaevlerini kurtarmak için
cezaevinin içinde bulunan kişiler arasında bir ayrım yapma tartışması burada
çok konuşulacak ama peki, düşünün ki cezaevine girecek gazete... Efendim, Basın
İlan Kurumunun ilan vermediği gazete cezaevine girmesin fırsatçılığı bugünün
konusu mu? Ya da açıkça, bakın, Cumhurbaşkanına hakaretten bir yıl civarında
ceza almış, normalde erteleniyor, para cezasına çevriliyor erteleniyor ama
şimdi, “Yüzde 40’ı yatsın, beş ay içeride yatsınlar.” Hani cezaevi
boşaltıyorduk. Cezaevinde örneğin, rüşvet suçundan içeride olanlardan boşalan
yere Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla doldurmak, coronavirüs mücadelesinin
neresinde var bu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Nerede vicdan? Nerede akıl?
Yeni suçlar, yeni cezalar üzerine normalde çekilmeyen ceza için cezaevine
yatsın. Genel Başkanımız, tarafsız Cumhurbaşkanı için yazılmış bir maddeden… O
maddeyi istismar ederek artık bir partinin Genel Başkanı hakaret ediyor, iftira
ediyor, cevabını aldığında o cevabı “retweet” edenleri de dava ediyor. Bu
anlayış fırsatçılıktır.
BAŞKAN – Tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) – Buna karşılık da mücadelemizi
sonuna kadar vereceğiz. Olumlu bakıyoruz, yetersiz buluyoruz, kapsam açısından
son derece sıkıntılı buluyoruz. İnfaz adaletini savunmaya ve hümanizm ile
caydırıcılık dengesinin doğru kurulmasına, eşitliğe ve vicdanları
yaralamayacak, fırsatçılık yapmayacak bir metne olumlu oy vermek üzere katkı
sağlayacağız, ona evriltmeye çalışacağız, bütün mücadelemiz bunun üzerine
olacak.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisinin grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri
kabul edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, İç Tüzük’ün 37’nci
maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in, (2/1133) esas
numaralı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/73)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/1133) esas numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzük’ün
37’nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınmasını talep ederim.
Ali
Şeker
İstanbul
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, şimdi, önerge
üzerinde söz isteyen, teklif sahibi İstanbul Milletvekilimiz Sayın Ali Şeker.
(CHP sıralarından alkışlar)
Yalnız, Sayın Şeker, benim Meclis uygulamalarımda
sembolik olarak izin veriyorum, selamlayıp hemen çıkartmanızı rica edeceğim.
Rica ediyorum, lütfen, lütfen çıkartalım, görüntü verilmiştir, İç Tüzük’e de
aykırı davranmamaya dikkat edelim, lütfen. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen sessiz olalım, ben
gereğini yapıyorum. Teşekkür ederim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) – Her ne kadar önlüğü çıkartsam
da hekim kimliğimle konuşacağım, vekil kimliğimle değil.
BAŞKAN – Tabii. Teşekkür ederim, sağ olun.
ALİ ŞEKER (Devamla) – Sağlıkta şiddet yasası çıkana
kadar da bu mikrofonda kalsın bu önlüğümüz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar, bir sessiz olalım lütfen, bir
saniye, bir saniye... Bir saniye değerli arkadaşlar, sessiz olalım.
Buyurun Ali Bey.
ALİ ŞEKER (Devamla) – Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Öncelikle Berat Kandili’nizi kutluyorum.
Yani üç gün biz halk olarak sağlıkçıları alkışladık
ama sonrası üç nokta, boşluk. Eğer biz halkla birlikte alkışladığımızın
ötesinde, Meclis olarak bu, sağlıkta şiddet yasasını çıkartmayacaksak ne
farkımız kaldı sokakta alkış yapandan. Sadece alkış yetmez, biz sorumlulukları
yerine getirelim istiyoruz.
Bugün Dünya Sağlık Günü. Bu anlamlı günde kendini
halkın sağlığı için feda eden sağlık çalışanlarını emekleri için kutluyor,
onlara minnet duygularımı ifade etmek istiyorum.
Konuşmama başlamadan önce, sağlıkta şiddet
sarmalının sonucunda, görevi başında katledilen hekimleri bir kez daha saygıyla
anmak istiyorum.
Yine, coronavirüse karşı sürdürülen mücadelede
kaybettiğimiz değerli hocamız Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu Hocamızı ve yine
binlerce patolog yetiştiren Profesör Doktor Feriha Öz Hocamızı da saygı, minnet
ve rahmetle anmak istiyorum. Dilerim bu pandemi sürecinde daha fazla can
kaybımız olmaz, tedbirler gecikmeksizin alınır ve bundan sonrası kurtarılır
diye umut ediyorum.
2018 yılının Ekim ayında vermiş olduğum Türk Ceza
Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, özü itibarıyla, sağlık
personeline karşı, sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle yapmaması gereken
bir işi yapması veya görev alanı içinde olan bir işi yapmaması için emir veren,
baskı yapan, nüfuz icra eden ve hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden
kişilerin üç yıldan beş yıla kadar uzayan hapis cezalarıyla cezalandırılmasını
içeriyor. Suçun nitelikli hâllerinde de verilen cezanın artırılmasını öngörüyor
ve bu suçların karşılığında alınan cezaların da ertelenmemesini içeriyor. Bir
buçuk yıldır bu teklif komisyonda bekliyor, hem Sağlık Komisyonunda hem Adalet
Komisyonunda ve kırk beş günlük süre geçtikten sonra bizim bu teklifi Genel
Kurula getirme ve gündeme alınma talebi hakkımızı kullanarak bugün tam da
ihtiyacımız olduğu bir günde bu kanun teklifini huzurlarınıza getirdik.
İki yılda iki defa toplandı sadece Sağlık Komisyonu
ve bunlardan birinde “sağlıkta şiddet yasası” diye getirildi, sağlıkçıya
çalıştırılmama şiddetini uygulayan bir kanuna dönüştürüldü ve onu da
mücadeleyle zararsız hâle getirmeye çalıştık yani düşünün sağlıkta şiddet
yasası geliyor, ama içinde sağlıkçıya çalışma yasağı içeriyor. Daha sonra,
bizim olağanüstü toplantı talebimizden on gün sonra coronavirüs salgınıyla
ilgili bir toplantı yapabildik ve Bakan Bey orada bize bilgilendirme yaptı, biz
de alınması gereken tedbirleri orada yapıcı bir şekilde önerdik. Çünkü bu
süreçte daha fazla can kaybımız olmasın, daha fazla hasta sayımız olmasın,
insanlar hasta kalmasın, sakat kalmasın diye. Bizim bu Komisyondan artık
geçmeyen ve Komisyonu toplantıya çağırdığımız hâlde toplamayan Sağlık Komisyonu
Başkanı bundan sonra ne dedi? “Dut pekmezi yiyin hiçbir şey olmaz, 15 Marttan
sonra kimse hastalanmaz, ‘hastalık’ diye de bir şey kalmaz.” dedi. Bu süreçte
-bizim bir buçuk yıllık- bu kanun teklifini verdiğimden bugüne 20 bin sağlıkçı
şiddete uğradı ve son yedi yılda 90 bin sağlıkçı şiddete uğradı. 2005 ila 2019
yılları arasında 9 hekim arkadaşımız şifa dağıtırken görevlerinin başında
maalesef katledildi. Bu ülkede bu 9 hekim bir rakamdan ibaret değil, bunlar
ülkenin değerleri, bu ülkenin canları; bir bir gidiyor.
Sağlıkta şiddet yasasının çıkmaması neticesinde
kaybettiğimiz yalnızca hekimlerin hayatı değil, halkın sağlığı, ülkemizin
sağlıklı yarınları, sağlıklı geleceği. AKP’nin sağlık politikalarının yarattığı
çöküş sonucunda Vandallar “Tutuksuz yargılanıyorum, bana bir şey olmaz.”
diyerek her türlü şiddeti uygulamaya devam ediyorlar. Daha geçen hafta bir kişi
saldırıyor orada hemşireye, doktora; sonra ifadesi alınıp bırakılıyor, sonra
çıkıyor ifadeden, doğru bir daha saldırmaya geliyor, bir daha bırakılıyor. Yani
bu yasaların ne kadar yetersiz olduğunun açık itirafı bu, açık işareti burada.
Bu kişiler yeterince ceza almadıkları için, beraat ettikleri için bu şiddeti
uygulamaya devam ediyorlar. Sağlık çalışanlarının önümüzdeki günlerde daha
büyük bir mücadele azmine ihtiyaçları var ve bu sıkışan sağlık kapasitesinden dolayı
daha fazla şiddete uğrama durumu söz konusu. Bunun için biz bu görevimizi
yapalım ve bu yasayı bir an önce gündeme alıp, yasa teklifimizi yasa olarak
buradan çıkartıp halk için mücadele veren sağlıkçılarımıza Meclisten bir moral
desteği sağlayalım. Bu coronavirüs pandemi döneminde bize düşen sorumluluk
budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ŞEKER (Devamla) – Sayın Başkanım...
BAŞKAN – Tamamlayalım.
ALİ ŞEKER (Devamla) – AKP, maalesef, sadece geçici
palyatif tedbirlerle bu süreci geçirmeye çalıştı, sağlıkta şiddet yasasıyla
ilgili kapsamlı bir düzenleme yapmadı.
Bu süreçte, şu anda 30.217 PCR pozitif Covid-19
hastası var Türkiye’de -bugün akşam açıklanacaklarla muhtemelen bu sayı 3-4 bin
daha artacak- ve 649 PCR pozitif kaybımız var. Bunlar sadece testi pozitif
olanlar, yaklaşık bir bu kadar da maalesef, kliniği olduğu hâlde testi pozitif
çıkmayan hastalarımız var. Bu konuda da herkesin komşusu “covid”liymiş gibi,
sokaktaki kişi “covid”liymiş gibi, coronavirüs varmış gibi tedbirini alması
gerekiyor ve yirmi gün önce konuştuğumuzda, dünyada vaka sayısı açısından
45’inci sıradaydık şu anda 9’uncu sıraya geldik.
İspanyol gribinden ölenlerin döneminde, o günün
yöneticileri yöneticilerin sorumsuzluğuyla hatırlanıyorlar, biz de bugün
sorumsuz davranmayalım ve bu yasayı bir an önce çıkartalım, hak ettikleri
güvenceyi sağlık çalışanlarına verelim.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Sayın Özel, Sayın Beştaş sizin talepleriniz
var.
Sayın Zengin, sizin de bir talebiniz var mı?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Var Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sağlık alanında
şiddetin önlenebilmesi için hazırladıkları kanun teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergenin oylamasına hep birlikte el kaldırmak suretiyle
sağlık çalışanlarını Meclis olarak alkışlama fırsatının yaratılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Oylamadan önce Grup Başkan
Vekillerine bu fırsatı vermeniz çok iyi oldu, çok teşekkür ediyoruz.
Şimdi İç Tüzük 37’ye göre oylama yapacağız. Bu,
bütün sağlık çalışanlarının istediği, Türk Tabipleri Birliğinin istediği,
sağlık meslek örgütlerinin istediği, sağcısı solcusu bütün sağlık
çalışanlarının çıkmasıyla kendilerini daha güvencede hissedecekleri bir kanun
teklifinin, şu kırmızı kitaba, gündeme girmesine “evet” demenizi bekliyoruz.
Yoksa burada “evet” deyince bu kanun geldiği gibi geçmeyecek, gündeme girecek.
Örneğin, yarın gruplar anlaşıp diyelim ki af kanunundan sonra gündemin 2’nci
sırasını alacak. Günü gelince 1’e alırsak yarın, 2’ye alırsak aftan sonra
oturacağız kanunu madde madde görüşeceğiz. Bütün katkılarla ama tabiplerin
“evet” dediği, istedikleri bir kanunu tüm yönleriyle müzakere edeceğiz. O
yüzden burada “evet” demek, kanun teklifini aynen kabul etmek değil, müzakere
için gündeme almak, hatta gündemin
şimdi son sırasına, daha sonra öne çekebiliriz.
Bu konuda bütün gruplardan… Yani burada “evet”
dersek ne olur? Meclis oy birliğiyle hekime karşı şiddeti gündemine aldı, tüm
sağlık çalışanlarına karşı şiddetle ilgili yasayı gündemine aldı, önümüzdeki
günlerde müzakere edecek…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım.
Lütfen bu konuşmaları bu verdiğim süreden fazla
uzatmayalım ki işlemlerimiz var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bundan büyük jest, bundan
büyük moral olmaz. Soruyorsunuz “Talebiniz ne?” diye “Para pul değil, yasamızı
çıkarın yeter.” diyorlar. Bu konuda Sayın Bakanın da yaklaşımı ortada. Tarihî
bir fırsat var. Burada ayrışmanın değil, uzlaşmanın, böyle bir meseleye hep
birlikte el kaldırmanın ve ardından, kendimizi değil, sağlık çalışanlarını tüm
Meclis olarak alkışlamanın bir fırsatı var. Lütfen bu fırsatı milletimizden ve
onun kahraman sağlık çalışanlarından esirgemeyin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Peki.
Buyurun Sayın Beştaş.
35.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, sağlık alanında
şiddetin önlenmesi amacıyla hazırlanan yasa teklifine Halkların Demokratik
Partisi olarak destek vermeye hazır olduklarına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın
Başkan.
Evet, sağlıkta şiddet yasa teklifiyle ilgili bizim de
Halkların Demokratik Partisi olarak görüşlerimizi ifade etmek için söz aldım.
Şu anda, bilindiği üzere, corona salgını sebebiyle
toplumun önemli bir kesiminin sağlık emekçilerine karşı her zaman olduğundan
çok daha büyük bir sahiplenmesini, bir sempatisini ve destek tablosunu hep
birlikte yaşıyoruz. Ama sağlık emekçilerinin, Tabipler Birliğinin, SES’in
-Emekçiler Sendikasının- ve daha birçok kurumun talebi sağlıkta şiddet
yasasının çıkarılmasıdır. Önümüzde şu anda hâlihazırda bir olanak var. İktidar
partisinin getirip başka bir kanuna eklemlemesi, başka bir torbanın içine
atması yerine, Genel Kurulun coronavirüs salgınıyla ilgili yapabileceği çok
önemli bir olanak şu anda önümüzde duruyor. Yani bunun ertelenmeden yarın
gündeme alınmasını ve Genel Kurulun oylarıyla öncelikle görüşme olanaklarını İç
Tüzük 37 ve devamı bize sağlıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın, lütfen, Sayın Beştaş siz de.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Biz de bu sağlıkta
şiddet yasasını, özellikle taraflarla, sağlıkçılarla, emekçilerle, tabiplerle,
diğer kesimlerle birlikte tartışarak taleplerin karşılanabileceği bir kanunu
çıkarabiliriz, buna destek vermeye hazırız diyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Zengin, siz de buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Siz oradan
konuşmasanız! Bir saygılı olun önce ya! Ayıp ya!
BAŞKAN – Arkadaşlar, sesiz olabilir miyiz lütfen.
Bir saniye Sayın Zengin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Biz “Yağmur yağıyor.”
diyoruz onlar “PKK” diyor ya. Ayıp ya! Utanın ya! Başka bildiğiniz bir şey yok
mu!
BAŞKAN – Sayın Beştaş, lütfen siz karşılıklı…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Ama Başkanım, orada biz
“sağlıkta şiddet” diyoruz “PKK” diye bağırıyor. İnsan utanır ya!
BAŞKAN – Yani rica ediyorum, lütfen. Siz niye şey
yapıyorsunuz Sayın Beştaş. Genel Kurula hitap edelim, lütfen.
Arkadaşlar, karşılıklı olmasın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Yüzün kızarsın ya!
Başka dağarcığınız yok mu sizin, başka bir bilginiz yok mu?
BAŞKAN - Sayın Beştaş, rica ediyorum...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bu kadar, genel kültür
bu kadar işte!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Lütfen arkadaşlar,
tartışmayınız artık.
BAŞKAN – Arkadaşlar, bakın, grup başkan vekilleri
konuşuyor, rica ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Çok ayıp bir şey ya!
BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.
36.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, hekimlere karşı
yapılan şiddeti kabul etmelerinin mümkün olmadığına ve meseleyle alakalı
hazırlıklarının bulunduğuna ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekilleri; Sayın Şeker, konuşmasına başlarken dedi ki: “Hekim kimliğimle
konuşmak istiyorum.” Ben de bir doktor annesi olarak konuşmak istiyorum, bir
anne olarak. Benim de doktor bir evladım var, ne kadar zor bir iş olduğunu
yakinen, evimizden biliyorum. Ben de Meclisteki bütün milletvekillerimizin bu
konuda hemfikir olduğunu düşünüyorum. Bu manada hekimlerimize karşı yapılan bu
şiddet hareketlerini başından beri kabul etmemiz mümkün değil.
Sayın Cumhurbaşkanımızla, bütün bakanlarımız ve
Türkiye'nin önemli STK’lerinin bütün kuruluşlarının başkanlarıyla yaptığımız o
ilk toplantıda Sağlık Bakanımızın bizlerden arzu ettiği iki şey vardı:
Bunlardan bir tanesi, performans sistemiyle çalışıldığı için bu süreçte en
yüksek tavandan ödeme yapılması, bir diğeri şiddetle alakalı bu kanunun
çıkarılması. Birincisini zaten gerçekleştirdi Hükûmetimiz, AK PARTİ, öyle
diyelim, Bakanlar Kurulu bunu gerçekleştirmiş oldu bu manada, teşekkür
ediyoruz. Önemli bir adım bu konuda.
Şimdi, bu meseleyle alakalı bizim zaten bir
hazırlığımız var fakat bu işi yaparken hep beraber yapalım istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen tamamlayın siz de Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Burada bir iş yapmayla
alakalı bir üslubumuz, bir tarzımız var. Bütün siyasi partilerin ortak katılımı
olsun istiyoruz. Gün içerisinde de hazırlığımızı zaten diğer gruplarımızla da
paylaştık. O manada biz bu işi hep beraber el birliğiyle yapalım ve bir an
evvel bu hafta içerisinde çıkaralım istiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Peki.
Sayın Akçay, siz de buyurun.
37.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, sağlıkta şiddet
konusunun gündemlerinde olduğuna ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim, Sayın
Başkan.
Şimdi, sağlıkta şiddet konusu uzun süredir
Türkiye'nin gündeminde ve zaman zaman da Parlamentonun, milletvekillerimizin yürüttüğü
faaliyetler kapsamında da gündeme getiriliyor ve doğru yapılıyor. Sağlıkta
şiddet konusunda belli bir uzlaşmayla, belli düzenlemelerin yapılabileceği
kanaatindeyiz. Sayın Özgür Özel’in konuşmasında bir cümlesi vardı, “Şimdi bunu
gündeme almak demek, çıkması demek değildir.” dedi. Doğru dedi. Yani gündeme
almamak da işte önümüzdeki zaman dilimi içerisinde bir uzlaşma sağlanarak
çıkmaması demek de değildir yani cümlenin bir devamı olarak ifade ediyorum.
İnşallah, bunu bu şekilde mütalaa edip parti gruplarıyla birlikte bu hadisede
belli bir mesafe alınıp neticeye varacağımız kanaatindeyim. Ama bu illa şimdi
kabul edilmezse “vay sanki sağlıkta şiddetten yanaymış” gibi bir durum da
herhâlde anlaşılmaz yani. O bakımdan gündemimizdedir. Bu konsensüsle, önümüzdeki
zaman dilimi içerisinde biz de o konuda gayret göstereceğiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, kısa bir cevap
vermek istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Özel, bir cümle…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Bir dakika Sayın Başkan.
BAŞKAN – Bir dakika yani bir dakikada toparlayın
lütfen.
38.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, sağlık alanında
şiddetin önlenmesi meselesini uzlaşı ortamında değerlendirmek üzere teklifte
bulunduklarına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Zaten meselenin hassasiyetine binaen meseleyi siyasi
bir kutuplaşma, siyasi bir tartışmadan ziyade bir uzlaşı ortamında
değerlendirmek üzere bir teklifte bulunuyoruz. Kırk beş gündür Komisyon
toplanıp da bunu gündemine almıyor. Bugün doğrudan gündeme alınması önerilecek
ve günü geldiğinde müzakere edilecek.
Adalet ve Kalkınma Partisinin bir taslağı var,
gördüm. Sayın Sağlık Bakanının talebinin yüzde 20’sini bile karşılamıyor.
Sağlık Bakanının talebiyle Türk Tabipleri Birliğinin ve bizim verdiğimiz
önergenin arasında küçük nüanslar var ama Adalet ve Kalkınma Partisi bu torbaya
ya da gelecek torbaya dediği bir paragraflık metin, dağın fare doğurması,
beklentinin boşa çıkması. O yüzden enine boyuna iki çalışmayı burada birleştirip
gündemimize sağlıkta şiddeti…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – …beş parti alırsa bu teklif
CHP’nin teklifi olmaktan da çıkıyor zaten. Bunu bekliyoruz. Böyle bir jesti
sağlık çalışanları hak ediyor diye düşünüyoruz.
BAŞKAN – Peki.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) Önergeler (Devam)
1.- İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in, (2/1133) esas
numaralı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/73) (Devam)
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, herkes görüşlerini
ifade etti.
Şimdi Genel Kurulumuz bu konuda bir karar alacak.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
HABİP EKSİK (Iğdır) – Sahtekâr alkışçılar.
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, gündemin oylaması
yapılacak işler bölümüne geçiyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, bir ara versek
yani çok yoğun oldu.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Evet Başkanım, bayağı uzun
bir süre oldu.
BAŞKAN – Beş dakika… Ben de onu planlıyorum zaten.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) – Oylamadan önce verirseniz
çok da iyi olur.
BAŞKAN – Oylamadan önce veriyorum, evet.
Değerli arkadaşlarım, bir bilgilendirme yapayım
ondan sonra kısa bir ara vereceğim.
(Uğultular)
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, sessiz olabilir miyiz
lütfen.
Değerli arkadaşlarım, geçen hafta Meclisimizde kabul
edilen 14 uluslararası anlaşmanın oylaması var gündemimizde; bunların
oylamaları için kısa süreler vereceğim başladığım zaman yani bilgilendirme yapmak
için söylüyorum. Oylamada bulunacak milletvekillerimizin yine sosyal
mesafelerini koruyarak oturmalarını özenle rica ediyorum herkesten. Diğer parti
gruplarında yeri olmayanlar başka parti gruplarında da yerlerini muhafaza
etsinler çünkü sosyal mesafe önemli yani kalabalık olan arkadaşlarımız diğer
grupların masalarını da kullanabilirler, sıralarını kullanabilirler. Bu özeni
belirtmek için söz aldım ben de.
14 uluslararası anlaşmanın her birini elektronik
oylamayla yapacağız; o konudaki kuralları da zaten başlarken hatırlatacağım.
Tüm arkadaşlarımızın bu dikkat içerisinde, vereceğim aradan sonra, burada
bulunmalarını rica ediyorum çünkü genel bir havasızlık hâkim olduğu konusunda
diğer gruplardan da bir öneri geldi; biz de onu dikkate alarak birleşime on
dakika ara veriyoruz.
Kapanma saati: 18.26
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.42
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent
GÖK
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez
KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 78’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
Sayın Başkan, bir söz talebim var müsaade ederseniz, bu yapacağımız işlemle
ilgili olmak üzere.
BAŞKAN – Buyurun
Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
39.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Başkanlık Divanı
olarak oylaması bekleyen işlerin işleme alınmasının İç Tüzük ihlali olduğuna
ancak coronavirüs şartlarında Meclisin çalışması açısından olabilir
gördüklerine ve “Normal şartlardaki müzakerelere örnek teşkil etmemek
kaydıyla.” diyerek şerh düşmek istediklerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
– Sayın Başkan, önemli bir husus, şöyle: Şimdi, birden fazla açık oylamanın bir
arada yapılmasını düzenleyen, İç Tüzük’ümüzün 145’inci maddesi bu konuda,
ikinci fıkrada “Başkanın gerekli görmesi hâlinde açık oylamayı oturumun sonuna
veya haftanın belli bir gününe bırakabilir. Ancak, muhtevası itibarıyla çelişki
doğurması muhtemel maddeler ayrı ayrı oylanır.” demektedir. Tutanaklara
baktığımızda, geçen hafta Sayın Sadi Bilgiç bu yetkisini kullanarak, tabii,
corona şartlarında olduğumuzu da göz önünde bulundurarak haftanın perşembe
gününe oylamayı bırakmıştır. Ancak perşembe günü de Meclis aç-kapa yaptığı için
oylama yapılma imkânı bulunmamış ve otomatikman, oylaması bekleyen işler de
Başkanlık Divanı tarafından şu anda işleme alınıyor. Bu, corona şartlarında
yapılması gereken bir iştir, ancak bunun normal şartlarda yani toplantı yeter
sayısının olmadığı bir oturumda, aynı komisyon varken komisyon kalkmadan bir
diğer maddeye geçme, bunu haftanın bir gününe bırakma ama o gün de toplanmama
suretiyle bir başka haftaya oylamanın bırakılması açık bir İç Tüzük ihlali
olur. Bunu biz, bu şekliyle, bu corona şartlarında Meclisin çalışması açısından
olabilir görüyoruz, ancak buna şerhimizi “Normal şartlardaki müzakerelere örnek
teşkil etmemek kaydıyla.” diye ifade etmek istiyoruz. Bu konuda siz de riyaset
makamı olarak uygun görür, görüşünüzü ifade ederseniz çok memnun oluruz.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Peki,
teşekkür ederim değerli arkadaşlar.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün, Meclisin
gündemine hâkim olduğuna ilişkin konuşması
BAŞKAN - Değerli
arkadaşlarım, Meclisimiz
kendi gündemine hâkimdir. Meclisimizde geçen hafta görüşülen kanunların
oylaması ertelenmiştir ve hepinize gönderilen bu Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminde Meclis Başkanlık Divanının nasıl çalışacağına dair bölümler
bulunmaktadır. “Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları”ndan sonraki “Özel Gündemde
Yer Alacak İşler” ve “Seçim” maddeleri bulunmadığı için, “Oylaması Yapılacak
İşler” kısmı görüşülecek kanun tekliflerinden önce gelmektedir. Bu, Meclis
İçtüzüğü’müzün bir gereğidir. Dolayısıyla geçen haftadan kalan bu kanun
tekliflerinin sıra da almış bulunduğundan dolayı ve gündemimizi de oluşturmuş
bulundurduğundan dolayı şu anda oylamalarını yapmak mecburiyetinde bulunuyoruz.
Çünkü Meclis İçtüzüğü bize yapacağımız her işlemin sırasını ve ne zaman
yapılacağına dair o takvimi bildiriyor ve dolayısıyla şu anda “Oylaması Yapılacak
İşler” kısmında olduğu için bu anlaşmaların da oylamasını şu anda yapmak
durumunda olduğumuzu ifade ediyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi süratle seri
oylamalar yapacağız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – İşte, yanlış olan bu.
BAŞKAN – 1’inci sırada yer alan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Filistin Devleti Hükûmeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk
Hastanesinin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının
Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti
Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi’nin Gazze’de Ortak İşletilmesi ve
Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye’de Almasına
Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1456) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 50) (x)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi yapacağımız ve
bugün bu kısımda yapılacak olan açık oylamaların tamamının elektronik oylama
cihazıyla yapılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Açık oylamaya ilişkin hususları her seferinde tekrar
etmeyeceğim. Şu anda bilgilerinize sunacağım kurallar bugün yapacağımız bütün
açık oylamalar için geçerlidir.
Oylama için verilen süre içinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için öngörülen süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu oylamada ve bundan sonra
da sisteme giremeyen arkadaşlarımız eğer Başkanlığımıza pusula göndereceklerse
lütfen hemen Başkanlığımızın solunda, sizlerin sağında, ileride bir yerde
durmalarını seçimin süratlice yapılması açısından rica ediyorum.
Arkadaşlarımızın ileriden, uzaktan tekrar gelip gitmelerinin de önünü kesmek
istiyoruz.
Şimdi oylama için iki dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını
yaptığımız 50 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu açıklıyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 274
Kabul : 273
Ret : 1 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu suretle teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Değerli milletvekilleri 2’nci sırada yer alan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın
Transit ve Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli Güzergâh Anlaşması)”nın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına
başlıyoruz.
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım’ın Transit ve Ulaştırma İşbirliği Anlaşması (Lapis Lazuli
Güzergâh Anlaşması)’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi
(2/1195) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 24) (xx)
BAŞKAN - Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 24 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin yapılan açık oylama sonucunu ilan ediyorum.
“Kullanılan oy sayısı : 263
Kabul : 257
Ret : 3
Çekimser : 3 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu suretle 24 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Değerli milletvekilleri 3’üncü sırada yer alan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti arasında Sosyal
Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin
açık oylamasına başlıyoruz.
3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi (2/1460) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 51) (x)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını
yaptığımız 51 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin oylama sonucunu açıklıyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 264
Kabul : 260
Ret : 4 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Değerli milletvekilleri, bu şekilde 51 sıra sayılı
Kanun Teklifi kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Değerli milletvekilleri, 4’üncü sırada yer alan,
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya
Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık
oylamasına başlıyoruz.
4.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik
İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi (2/1589) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 61) (xx)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri oylamasını
yaptığımız 61 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 266
Kabul : 262
Ret : 4 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde, 61 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Değerli milletvekilleri, 5’inci sırada yer alan
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim Öğretim Alanında
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin
açık oylamasına başlıyoruz.
5.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim Öğretim
Alanında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi (2/1599) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 63) (XX)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını
yaptığımız 63 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 275
Kabul : 266
Ret : 3
Çekimser : 6 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde 63 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
6’ncı sırada yer alan, İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve Öğretim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1
Numaralı Değişiklik Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.
6.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Eğitim ve
Öğretim İş Birliği Anlaşmasına Dair 1 Numaralı Değişiklik Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1601) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 65) (XX)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, oylamasını
yaptığımız 65 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum.
“Kullanılan oy sayısı : 272
Kabul : 261
Ret : 11 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde 65 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
7’nci sırada yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Ukrayna Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti
Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına
başlıyoruz.
7.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna
Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında
Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını Değiştiren Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1800) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 77) (xx)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 77 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 275
Kabul : 272
Ret : 3 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu suretle, 77 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Değerli milletvekilleri, 8’inci sırada yer alan,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Bölge Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık
Örgütü Arasında İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi
Ayrık Ofisi'nin İstanbul Türkiye'de Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına
başlıyoruz.
8.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Bölge
Ofisi Vasıtasıyla Dünya Sağlık Örgütü Arasında İnsani ve Sağlık Acil
Durumlarına Hazırlıklılık DSÖ Coğrafi Ayrık Ofisi’nin İstanbul Türkiye’de
Kurulmasına İlişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1803) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 78) (xx)
BAŞKAN -Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 78 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 272
Kabul : 270
Ret : 2 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde 78 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
9’uncu sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Özbekistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık
oylamasına başlıyoruz.
9.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Özbekistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1359) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 80) (xx)
BAŞKAN - Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 80 sıra sayılı
Kanun Teklfi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 270
Kabul : 262
Çekimser : 8 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde, 80 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Değerli milletvekilleri, 10’uncu sırada yer alan,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın
Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF) Hakkında Kısmi
Revizyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık
oylamasına başlıyoruz.
10.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım’ın Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme (COTIF)
Hakkında Kısmi Revizyonun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi
(2/1544) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 81) (x)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – 81 sıra sayılı Kanun Teklfi’nin açık oylama
sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 272
Kabul : 261
Ret : 1
Çekimser : 10 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde, 81 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
11’inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma
ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.
11.- İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü
Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada
Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi (2/1595) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 85) (x)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 85 sıra sayılı
Kanun Teklfi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 274
Kabul : 274 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde, 85 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
12’nci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti ile
Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.
12.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyeti ile Moğolistan Arasında Sosyal Güvenlik
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1196) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 107) (x)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 107 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 274
Kabul : 274 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde, 107 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
13’üncü sırada yer alan, Tekirdağ Milletvekili
Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi’nin açık oylamasına başlıyoruz.
13.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2022) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 115) (xx)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, 115 sıra sayılı
Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 283
Kabul : 266
Ret : 2
Çekimser : 15 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde, 115 sıra sayılı Kanun Teklifi kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Değerli milletvekilleri, 14’üncü sırada yer alan,
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Paylaşımına İlişkin İş Birliği
Uygulama Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin
açık oylamasına başlıyoruz.
14.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri
Paylaşımına İlişkin İş Birliği Uygulama Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2057) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 122) (xx)
BAŞKAN – Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN – Değerli
milletvekilleri, 122 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin açık oylama sonucunu ilan
ediyorum:
“Kullanılan oy sayısı : 279
Kabul : 263
Ret : 16 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Enez
Kaplan
Burdur Tekirdağ”
Bu şekilde, 122 sıra sayılı Kanun Teklifi de kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Kabul edilen tüm kanunlarımızın hayırlı olmasını
diliyorum.
Özellikle sosyal mesafenin korunması ve Meclisimizin
havalandırılmasının temini açısından birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.24
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.49
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent
GÖK
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 78’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince, gündemin “Kanun Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan,
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed
Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ile 57 Milletvekilinin
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine
başlayacağız.
15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya
ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (x)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Buyurun Sayın Beştaş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
40.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, 207 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılan Komisyon Raporu’nun af kanunu niteliğinde
olduğuna ve beşte 3 çoğunluğun aranması gerektiğine, Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Levent Gök’ün Raporu görüşmeye açması hâlinde usul tartışması talep
ettiğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın
Başkan.
İç Tüzük’ün 92’nci maddesine göre, şu anda
görüşeceğimiz kanun bir af kanunu niteliğinde; bu nedenle beşte 3 çoğunluğun
aranması gerekiyor. Başkanlığınızın bu konudaki görüşünü öncelikle öğrenmek
isteriz. Bu çoğunluğu, bu nisabı arayacak mısınız? Aramayacaksanız, usul
tartışması açmak istiyoruz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Lehinde söz istiyoruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Lehinde.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Aleyhte.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Önce Başkanın tutumunu
öğrenelim. Ne malum yani?
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, bir saniye…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Önce Başkanın tutumunu
öğrenelim.
BAŞKAN - Yani Sayın Beştaş, kanunun Anayasa’ya uygun
olmadığını düşünerek, Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla bir usul tartışması
açılmasını istiyorsunuz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Evet, evet.
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, benim görüşüm
-Komisyon yerinde- kanun teklifinin görüşülmesinden yanadır ancak ben usul
tartışması açılması talebini karşılayacağım.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Lehinde.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Lehinde.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Aleyhte.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Aleyhte.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Üzülerek aleyhte efendim.
BAŞKAN – Aleyhte olmak üzere, Sayın Beştaş, Sayın
Tezcan; lehte, Sayın Ramazan Can, Sayın Recep Özel.
Lehte konuşmalarla başlıyoruz.
Sayın Ramazan Can, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süremiz üçer dakika değerli arkadaşlarım.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) – Beş dakika olsun
Başkanım.
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, İç Tüzük’ün
hükümlerini uyguluyoruz, süremiz üç dakika.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 207 sıra sayılı Komisyon Raporu’nun işleme alınmasının
Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Anayasa’ya aykırılık itirazı bir
iddiadır. İddia, ispatlanmadığı müddetçe soyut bir tanımdır; hukuki tabirdir.
Dolayısıyla bir iddiaya karşılık vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
komisyonlarda bir kanunun görüşülmemesi gibi bir durum ortaya çıkartır ki bunu
kabul etmek de mümkün değildir hukuki açıdan.
Diğer taraftan, Anayasa’ya aykırılık iddiası…
Türkiye Büyük Millet Meclisine kanun teklifi sevk edildiğinde Başkanlık,
Kanunlar Kararlar, ardından sevkle beraber Komisyon… Komisyon gündemine hâkimdir,
Komisyonda da bu konu dile getirilmiştir. Yanlış hatırlamıyorsam, Ağrı
Milletvekili, HDP’den bir arkadaşımız bu konuyu sözlü olarak dile getirdi ve
Başkanımız Yılmaz Tunç da bunu oylamaya sundu, Adalet Komisyonu da bunu
reddetti. Dolayısıyla Anayasa’ya aykırılık itirazı Komisyonda varit olmadı. Bu
aşamada maddelerle ilgili de Anayasa’ya aykırılık önergeleri verilebilirdi,
verilmedi; verilmiş de olabilir. Dolayısıyla muhalefet, Komisyon raporuna
Anayasa’ya aykırılık iddiasını şerh düştü ve o şerhle beraber rapor tanzim
edildi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sevk edildi.
Başkanımızın inisiyatifinden yanayım. Başkanımız
gündemine hâkim. Bu açıdan, kanun teklifi bugün Mecliste AK PARTİ grup
önerisiyle sıra sayısı olarak 1’inci sıraya geldi ve görüşülmesine başlandı. Bu
manada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, milletvekillerinin,
grupların Anayasa’ya aykırılık iddialarını, öncelikle görüşmek üzere, önerge
şeklinde ele alabilir. Bunu, Anayasa’ya aykırılık iddiasını takdir edecek kimdir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu. Buradan da sonuç alınamazsa tabii ki
Anayasa Mahkemesine gidilebilecektir. Anayasa Mahkemesinin kuruluş sebebi de
zaten budur. Meclis -atıyorum- Anayasa’ya aykırı bir kanun da çıkarabilir;
çıkarması doğru değildir, çıkarabilir. Bunun murakabesini de yapacak konum
Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
Diğer taraftan, burada afla ilgili bir iddiada
bulundu HDP Grup Başkan Vekili. Bu, bir af değildir; bu, bir infaz rejimi
düzenlemesidir. Burada, infaz rejiminde, lehe olan hükümlerle tahliye olan kişi
aslında tahliye edilmiyor af kapsamında olduğu gibi; burada tahliye olan kişi
-infaz rejimi devam ediyor- denetimli serbestlikten, koşullu salıvermeden iyi
hâli varsa yararlanacak. Burada aynı şartları haiz, infaz rejimine tabi
olanların arasında eşitlik iddiası varit olabilir. Farklı infaz rejimine tabi
olanların ise aynı şekilde düşünülmesi doğru değildir, bu da eşitlik ilkesine
aykırılık teşkil etmez. İnfaz rejimi dışarıda devam edecek; dışarıda devam
ederken infaz rejimi, bihakkın tahliye olmadığı için, denetleme bu kişinin
üzerinde devam edecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Can.
RAMAZAN CAN (Devamla) – Ve bu süreç içerisinde
denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanan ya da konutta infazına ya da
başka bir şekilde infazına devam edilen kişinin bu infaz hükümlerine aykırı
davranışları olması hâlinde, infaz rejimlerine ve cezaevine geri dönüş olacak
ve infaz hükümlerinden yararlandırılan için koşullu salıverme de yanacaktır
tabiri caizse. Bu nedenle, bu bir af değildir. Anayasa Mahkemesinin 4616 sayılı
Kanun’un iptal gerekçesinde de bu konu açıkça ortaya çıkmıştır. Bu bir infaz rejimi
düzenlemesidir, “taburcu olanlar, tahliye olanlar, salıverilenler” diye
düşünürsek bunların infaz rejimi devam etmektedir, bihakkın tahliye
olmamışlardır. Bu nedenle Anayasa’ya aykırılık iddiası da yerinde değildir.
Başkanın tutumunun lehinde olduğumu beyan ediyor,
Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Aleyhte olmak üzere, Sayın Meral Danış
Beştaş, buyurun.(HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; evet, İç Tüzük 92’ye göre, genel veya özel af ilanını içeren
tekliflerin Genel Kurulda kabulü üye tam sayısının beşte 3 çoğunluğuna tabidir;
bu çok net bir hüküm. Türk Ceza Kanunu 65’inci madde: “Genel af halinde, kamu
davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.”
(2)’nci fıkrasına dikkatinizi çekmek istiyorum: “Özel af ile hapis cezasının
infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda
çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.”
düzenlemesi mevcuttur.
Şimdi, Türk Ceza Kanunu İç Tüzük 92’yle birlikte
değerlendirildiğinde, geçmişteki uygulamalarda da çok açık bir tablo var. Bu
kanun tasarısında “özel af” niteliği bizce hukuken tartışma dışıdır. Bir kısım
hükümlülerin sürelerinin, aynen Türk Ceza Kanunu 65’te düzenlendiği üzere,
cezalarının çektirilmesi… Hem infaz süresi düşürülüyor hem denetimli serbestlik
süresi azaltılıyor ve -bunu biz değil siz söylediniz- 90 bin kişinin tahliyesi
öngörülüyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – İnfaz devam ediyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Birilerinin,
yandaşların, sizi destekleyenlerin dışarı çıkarılması için bu teklifi önümüze
getirdiniz, bir de böyle bir dönemde getirdiniz.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) – Bunu nasıl tespit
ettiniz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) – Bu nedenle, beşte 3
çoğunluğun aranması, ayrıca, Anayasa’nın 10’uncu maddesine göre emredici bir
düzenlemedir. Anayasa önünde herkes eşittir; bu konuda din, dil, ırk, siyasi
düşünce, hiçbir farklılık gözetilmez. Şimdi “infaz adaleti” dediğimiz mesele
tam da burada ortaya çıkıyor. Suç ve ceza arasındaki ilişki ile infazın
çektirilmesine ilişkin yöntemleri birbirine karıştırmamamız gerekiyor. “İnfazda
adalet” dediğimizde, bütün dünyada da bilindiği üzere, cezasını alan bir
kişiye, sonuçta, kanunda belirlenen bir nisapla o cezanın çektirilmesi
öngörülür. Burada cezanın çektirilmesine ilişkin 3 ayrı rejim öngörüyorsunuz:
1/2’yle af getiriyorsunuz; 3/2’yle uyuşturucu, cinsel dokunulmazlığa karşı
suçların infaz süresini azaltıyorsunuz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Azaltmıyoruz.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) – Asla öyle bir şey yok!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) – Siyasi mahpusları ise
dörtte 3’te bırakarak, ayrıca cezaevinde kalış koşullarını ayrı bir cezaya
hükmettirerek aslında özel bir rejim düzenliyorsunuz.
Özetle şunu diyorum: Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve İç
Tüzük gereğince bu Meclisin beşte 3’ünün, özel af niteliğinde olduğu için
mutlaka bu nisabın aranması gerekiyor; bu tarihsel bir sorumluluktur, hele hele
bu kadar büyük bir afet salgını karşısında bu Meclisin yaşatma görevinin de bir
sonucudur diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Lehte olmak üzere, Sayın Recep Özel. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) – Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Her şeyden önce, Sayın Beştaş’a katılmadığımızı da
belirtmek istiyorum. Bu bir af yasası değil; ne genel af yasası ne özel af
yasası. Af yasalarındaki temel amaç: Suçun ve suçun neticesinde verilen cezanın
bütün neticeleriyle birlikte ortadan kaldırılmasını sağlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – O, genel af!
RECEP ÖZEL (Devamla) – Bizim bu düzenlememizin hangi
maddesinde suçun ve cezanın tüm sonuçları ortadan kaldırılıyor? Getirilen
düzenlemeyle, sadece cezanın neticesindeki hüküm kısmında cezaevinde kalma
süreleri düzenleniyor.
Devlet, yasa koyucu farklı suç türlerine karşı,
farklı infaz rejimlerine farklı infaz sürelerini getirme hakkına da sahiptir.
Daha önce bu, Anayasa Mahkemesinin konusu olmuş. Anayasa Mahkemesinin 2009
yılında vermiş olduğu 2006/103 ve 2009/149 sayılı Kararlarının ilgili bölümünü
sizlere okursam Anayasa’ya aykırı bir durumun olmadığını da hep birlikte görmüş
olacağız. Anayasa Mahkemesi aynen şunu söylüyor: “Ceza hukukunun toplumun kültür
ve uygarlık düzeyi, sosyal ve ekonomik yaşantısıyla ilgisi olması nedeniyle suç
ve suçlularla mücadele amacıyla ceza, ceza muhakemesi ve ceza infaz hukuku
alanında sistem tercihinde bulunulması devletin ceza siyasetiyle ilgilidir. Bu
bağlamda, ceza hukukuna ilişkin düzenlemeler bakımından yasa koyucu,
Anayasa’nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak
koşuluyla soruşturma ve yargılamaya ilişkin olarak hangi yöntemlerin
uygulanacağı, toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı, suç sayıldıkları
takdirde hangi çeşit ve ölçüde ceza yaptırımlarıyla karşılanmaları gerektiği,
hangi hâl ve hareketlerin ağırlaştırıcı ya da hafifletici öge olarak kabul
edileceği ve cezaların ne şekilde bireyselleştirilerek hangi yükümlülükle
yerine getirileceğinin belirlenmesi gibi konularda takdir yetkisine sahiptir.
Bu nedenle, yasa koyucunun, iptal konusu kuralda olduğu gibi hükümlüler
arasında cezanın hangi şartlarla mahkemece bireyselleştirileceğine yönelik
düzenlemeler yaparak takdir yetkisini bu yönde kullanmasında Anayasa’ya aykırı
bir yön bulunmamaktadır.” Getirilmiş olan düzenlemeyle ilgili Adalet
Komisyonunda bununla ilgili bir tartışma yaşanmış, oylanmış ve karara
bağlanmıştır. İç Tüzük’ün 38’inci maddesi açıkça bunu düzenlemekte; komisyonlar
kendilerine havale edilen teklifi ilk önce Anayasa’ya -metin ve ruhuna- aykırı
olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğü Adalet Komisyonu
yerine getirmiş, teklifi görüşmüş, oylamış ve Genel Kurulun gündemine
girmiştir.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Meclisi yanlış
bilgilendirmeyin.
RECEP ÖZEL (Devamla) – Genel Kurulun gündemine gelen
bir konuyla ilgili olarak Başkanlık makamının şu anda takınmış olduğu tavır
doğru bir tavırdır. Beşte 3 gibi bir çoğunluk sağlanması gereken bir yasa
teklifi -af yasası olmadığından- değildir. Normal yasalar nasıl görüşülüyorsa
aynı usullere tabidir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Aleyhte olmak üzere Sayın Bülent Tezcan.
(CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TEZCAN (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; usul üzerine
tartışıyoruz. Herkes çok iyi bilir ki bugün görüştüğümüz teklif bir özel af
yasası teklifidir. Anayasa’nın 87’nci maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisine
genel af ve özel af çıkarma yetkisi tanımıştır ama genel affın ve özel affın ne
olduğu Anayasa’da tarif edilmemiştir. Herkes bilir ki -hukuk fakültesinde ilk
anlatılan konulardan birisidir bu- genel affın ve özel affın tarifi doktrinde
ve aynı zamanda da Türk Ceza Kanunu’nda yapılmıştır.
Genel af, suçu ve cezayı bütün sonuçlarıyla ortadan
kaldıran aftır. Sayın Recep Özel, biraz önce söylediğiniz genel aftır. Özel af
ise cezayı ortadan kaldıran –suç sabit ama- af düzenlemesidir. Türk Ceza
Kanunu’nun 65’inci maddesinin (2)’nci fıkrası da özel affı bu şekilde tarif
etmiş ve yasa koyucu, özel afta cezanın çekilmemesini, infaz ettirilmemesini
veya belirli bir kısmının infaz ettirilmemesini özel af olarak tarif etmiştir.
Bu getirilen teklifte 1/2, 2/3, 3/4 gibi oranlarda,
suç tiplerine göre, infazı ortadan kaldıran uygulamalar vardır. Bunun bir özel
af olduğunu aslında siz de biliyorsunuz, herkes biliyor ancak ısrarla “Bu, af
değil, infaz düzenlemesi.” diye anlatılmaya çalışılıyor. Bunun sebebi ne? Bunun
sebebini de hepimiz biliyoruz. Sebebi, bu meseleyi bir geniş ve büyük
uzlaşmayla, oturup gerçekten toplumun vicdanını da rahatlatacak, ihtiyaca uygun
bir yasa çıkarmaktan kaçtığınız için, ısrarla bunu basit çoğunlukla
geçirebileceğiniz bir kalıba sokmaya çalışıyorsunuz. Bu sebeple de bunu bir “Af
değil, infaz indirimi.” diye bize yutturmaya çalışıyorsunuz. Bakın, bunu hiç
kimsenin yutması mümkün değil hatta ben size Sayın Genel Başkanınızdan örnek
vereceğim: AK PARTİ Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, hatırlarsanız, bundan
önce defalarca, infaz indirimiyle ilgili teklifler gündeme geldiğinde çıkıp
dedi ki: “Devlet, kendisine karşı işlenen suçları affedebilir ama vatandaşa
karşı işlenen suçları affedemez.” O zaman bir af yasası görüşülmüyordu,
“Konuşulan af değildi, infaz indirimiydi.” diye konuşuyordunuz ama Sayın
Erdoğan bile bunun af olduğunu bilerek çıktı, dedi ki: “Devlete karşı suçları
ancak devlet affedebilir.” “İnfaz indirimi” dediğiniz şeyi “Af” diye tarif eden
Sayın Erdoğan’ın kendisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) – Örtülü af.
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Tezcan, lütfen.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan.
Buradaki mesele şu: Öyle bir teklif önümüzdeki
–maddelere girdiğimizde ayrıntılarını konuşacağız- devlet kendine karşı olan
suçları affetmiyor ama vatandaşa karşı olan suçlarda oldukça cömert. Siyasi
mahkûmları affetmeyen, düşünce suçlularını affetmeyen hatta “Bırakın onlar
cezaevinde coronadan da ölsün, başka şeyden de ölsün, nerede ölürse ölsün.” diyen
bir anlayış; örgüt kuran, çete kuran, tecavüzcü, başka, bildiğimiz gaspçı, kim
varsa bunları rahatça dışarı çıkarabilmenin hesabı içerisinde. Bugün yaptığımız
tartışma bir af tartışması değil aslında; bunu nasıl diğer grupları
karıştırmadan, kendi başımıza halledebiliriz, söz verdiğimiz grupları nasıl
cezaevinden çıkarabilirizin telaşı içerisindesiniz. Bu nedenle, Başkanlık
Divanının tutumunun aleyhine söz aldım. Beşte 3 çoğunlukla karar verilmesi
gereken bir özel aftır görüştüğümüz. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Tutumunuz değişmediyse
oya sunmanız gerekiyor.
BAŞKAN – Sayın Beştaş, ben sizleri dinledim.
Dilerseniz ben de bir açıklamamı yapayım, görüşmelere devam edelim.
Yani ben İç Tüzük’ü biliyorum, nerede ne yapılması
gerektiğini de biliyorum. Ben konunun hassasiyetini biliyorum, hepinizin
hassasiyetini de biliyorum ama ben de toplantıyı yöneten Meclis Başkan Vekili
olarak İç Tüzük’ten kaynaklanan yetkilerimi biliyorum.
Sizleri, hepinizi dinledim. Bir usul tartışması açma
niyetinizi ifade ettiniz; ona da olanak tanıdık, onu yaptık. Bu tartışmaların
her biri kıymetlidir değerli arkadaşlarım. Bunların her birinin kamuoyunda
değerlendirilmesinin, herkes tarafından bilinmesinin ve izlenmesinin ben
yararlı olduğunu düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi şu anda
görüştüğümüz kanun teklifi (2/2762) esas numaralı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi olarak Adalet Komisyonunda görüşülüp karara bağlanmıştır.
Komisyon Raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş ve
Başkanlıkça da 207 sıra sayısıyla bastırılarak milletvekillerine dağıtılmıştır.
Değerli milletvekilleri, komisyon görüşmeleri
sırasında İç Tüzük’ümüzün 38’inci maddesine göre kanun tekliflerinin Anayasa’ya
aykırılığı iddiasında bulunulması mümkündür ve bunun komisyonda
değerlendirilmesi söz konusudur. Yine, Genel Kurulda teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler sırasında Anayasa’ya aykırılık iddialarının dile getirilmesi
mümkündür. İç Tüzük’ün 84’üncü maddesine göre, teklifin belli bir maddesinin
Genel Kurulda görüşülmesi sırasında Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle
reddini isteyen önergeler diğer önergelerden önce oylanır. Görüldüğü gibi,
teklifin Anayasa’ya aykırı görülmesi hâlinde gerek komisyonda gerekse Genel
Kurulda reddedilmesine olanak tanıyan İç Tüzük hükümleri bulunmaktadır. Ayrıca,
kanun tekliflerinin, Meclisten geçtikten sonra yasal olarak Anayasa
Mahkemesince şekil ve esastan denetimi de mümkündür. Meclis Başkan
Vekilliğimiz, Meclis Başkanlığınca gündeme alınan ve Genel Kurulca görüşülmesi
kabul edilen kanun teklifiyle ilgili olarak, görüşmelerin devamı konusundaki az
önce ifade ettiğim görüşümde bir değişiklik yoktur. Bu çerçevede, söz konusu
talebe karşı yapılacak bir işlem bulunmamaktadır. Genel Kurulun bilgisine
sunulur.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – 60’a göre kısa bir söz
istiyorum Sayın Başkan. Sayın Başkan...
BAŞKAN – Bir saniye Sayın Beştaş, rica ediyorum ya,
rica ediyorum ama bakın, ben de bir açıklama yapıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Ben de rica ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN – İşlem yapıyorum ama şu anda, vereceğim ben
size söz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Görüşünüzü açıkladınız,
bitti, o nedenle söz istiyorum.
BAŞKAN – Ama bakın, ben işlem tesis ediyorum; rica
ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bekliyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
(Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya
ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (Devam)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Komisyon Raporu
207 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Alınan karar gereğince bu teklif, İç Tüzük’ün
91’inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle,
teklif, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul
edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler
ayrı ayrı oylanacaktır.
Şimdi, teklifin tümü üzerindeki görüşmelere
başlayacağız...
Buyurun Sayın Beştaş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, 207 sıra
sayılı Kanun Teklifi’nin beşte 3 nisapla kabul edilmemesinin hukuka ve
Anayasa’ya aykırı olduğuna, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün
tutumunu reddettiklerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın
Başkan.
Öncelikle, tutumunuzu kesinlikle kabul edilemez
bulduğumu ifade etmek istiyorum bir hukukçu olarak. Hukukçu bir Meclis Başkan
Vekili olarak ve daha önce yıllarca Grup Başkan Vekilliği yapmış ve bu
sıralardan Meclis Divanının, Başkanlık Divanının kararlarına nasıl tepki
verdiğinizi bilen bir yerden söylüyorum; bunu çok üzüntüyle karşıladık, daha
fazla bir şey söylemek istemiyorum.
Sizin söylediğiniz maddeleri biz de gayet iyi
biliyoruz; 84’ü de 63’ü de 38’i de Anayasa 10’u da özel affı da genel affı da
ne anlama geldiklerini naçizane en az sizin kadar biz de değerlendirebiliyoruz,
meslektaşız çünkü ama burada çok hayati bir tasarı görüşüyoruz. Şu anda yüz
binlerce insanın, bu tasarının kendilerini kapsayıp kapsamayacağını ya da ölüme
terk edilip terk edilmeyeceklerini düşündüğü bir afet dönemindeyiz, bir salgın
dönemindeyiz. Biz milletvekilleri olarak bu kadar korunaklı, yüzümüzde
maskemiz, önümüzde kolonyalarımız, özel araçlarımızla burada dururken orada, 60
kişi içeride temas hâlinde yaşamak zorundalar ve ölüm kapılarını her an
çalabilir. Bu yönüyle, sonuçta bu kanunlar belirli bir arka planla yapılıyor,
Anayasalar belirli bir arka planla yapılıyor ve özel af kanunlarının Türk Ceza
Kanunu’nda da düzenlendiği…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Beştaş, lütfen sözlerinizi tamamlayın
çünkü bir işlem tesis ediyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – İşlem de işlem hayat
bitiriyor Sayın Başkan, ben onu söylüyorum.
BAŞKAN – Sayın Beştaş, tamamlayın lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Tartışmayalım Sayın
Başkan bitireceğim zaten.
BAŞKAN – Ama ben görüşümü ifade ettim. Peki, ben
saygıyla karşılıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Şu anda, sizin
tutumunuz, bu kanun teklifinin Anayasa’ya aykırı bir şekilde yasalaşmasına yol
vermektir. Komisyonda çoğunluğumuz yok, olabilir. Biz Komisyonda da Anayasa’ya
aykırılık önergeleri verdik, biz de o yolu biliyoruz; Anayasa Mahkemesine
gideceğiz.
Bitiriyorum, son sözlerim. Corona salgını döneminde
böyle bir özel affın beşte 3 nisapla kabul edilmemesinin ölüme onay vermek
dışında bir anlamı yoktur, hukuka aykırıdır, Anayasa’ya aykırıdır, tutumunuzu
reddediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gök’ün,
demokratik ortamda tepkilerin, eleştirilerin ve her türlü tartışmanın özgürce
yapılmasının doğal olduğuna, Meclis Başkan Vekili olarak Genel Kurul gündemine
alınmış bir kanun teklifini görüştürmeme yetkisinin bulunmadığına ilişkin
açıklaması
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, ben Meclis Başkan
Vekili olarak tartışmalara katılamam ancak az önce görüşümü ifade ettim. Meclis
Başkan Vekillerinin de…
(HDP sıralarından basın locasına dönmek suretiyle
pankart açılması ve sıra kapaklarına vurmalar)
Bir saniye değerli arkadaşlar, sakin olalım, herkes
elbette bir mesajını versin, önemli bir yasa görüşüyoruz, bunların hiçbirinde
bir sıkıntı yok.
(HDP sıralarından basın locasına dönmek suretiyle
pankart açılması ve sıra kapaklarına vurmalar)
Sayın Oluç, bence yeterlidir, teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, teşekkür ederim; oturalım
isterseniz.
Değerli arkadaşlarım, bakın, Meclisimizde bir
demokratik tepkinin de öneminin altını çizerek bunları ifade ediyorum.
Teşekkür ederim hepinize.
Değerli arkadaşlarım, demokratik ortamda bu tepkiler
de doğaldır, eleştiriler de doğaldır, her türlü tartışmanın özgürce yapılması
son derece doğaldır.
Değerli arkadaşlarım, tabii, bizim Meclis Başkan
Vekili olarak, Meclis Başkanlığımızın bastırdığı ve Genel Kurulun gündemine
Genel Kurulun onayıyla alınmış olan bir kanun teklifini görüştürmeme gibi bir
yetkimiz bulunmamaktadır. Bu kanun teklifi görüşülür. Bu konuda Anayasa’ya
aykırılık iddialarının da araştırılacağı ve sonuçlandırılacağı yer Anayasa
Mahkemesi olarak belirlenmiştir.
Bu konuda yeterli sayıya ulaşan milletvekillerimizin
Anayasa Mahkemesine başvurması doğaldır.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Sayın Başkan, Anayasa
Mahkemesini...
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, bakın, ben çok saygın
bir şekilde görüşlerimi ifade ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Anayasa Mahkemesi mi
kaldı!
BAŞKAN – Sayın Paylan, rica ediyorum, bakın, ben
hepinizi çok iyi anlıyorum ama her görevin de kendine özgü hususiyetleri vardır
ve İç Tüzük’ün kuralları var değerli arkadaşlarım. Bu kurallar çerçevesinde
görev yapacağız. Benim Meclis Başkan Vekili olarak gelen bir kanun teklifini
görüştürmeme gibi bir durumum söz konusu değildir yani böyle bir durumu yapmam söz
konusu değildir ama sizin Anayasa’ya aykırılık iddialarını en güçlü bir şekilde
dillendirmeniz mümkündür ve bence bunu zaten kamuoyu da takdir edecektir,
herkes de takdir edecektir. Görüşmelerin bu çerçevede yürümesinin ben sağlıklı
olacağını düşünüyorum. Herkes bence ne düşünüyorsa, hangi hukuki
değerlendirmeyi yapıyorsa özgürce belirtsin değerli arkadaşlarım.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
(Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya
ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (Devam)
BAŞKAN – Teklifin tümü üzerindeki görüşmelere
başlıyoruz.
İlk olarak, teklifin tümü üzerinde İYİ PARTİ Grubu
adına söz isteyen Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Lütfü Türkkan konuşacaktır.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakika Sayın Türkkan.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kamuoyunun da beklediği, Adalet ve Kalkınma
Partisinin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve coronavirüs salgını nedeniyle
yeniden gündemine aldığı bu kanun teklifi, geçtiğimiz cuma günü Komisyona
geldi, saatler süren bir çalışma sonucunda Komisyonda kabul edildi. Sabah beşi
yirmi geçiyordu zannediyorum, takip ettim, Komisyonda görüşmeler bitti, bugün
de Genel Kurulda görüşmeye başlıyoruz.
Teklifin geneliyle ilgili konuşmadan önce genel bir
değerlendirme yapmakta ve bazı noktalara da değinmekte fayda görüyorum.
Anayasalarla ilgili hukuk metinleri, kendilerine ihtiyaç duyulduğu ilk günden
bu yana belli bir rejimde yöneten gücü dizginlemek ve ehlileştirmek amacı
taşımaktadır. İktidarın politik özellik taşıyan takdir hakkı yerine, hukuki
meşruluğa göre yönetim icra etmesi manasına gelen ve köklerini 1215’te ilan
edilen Büyük Özgürlük Fermanı, Magna Carta’dan alan hukukun üstünlüğü ilkesine
göre, idare anlayışında esas amaç, siyasetin hukukla kontrolünün sağlanması,
siyasal çoğunluğun belli bir normatif alanın dışına taşmasının engellenmesidir.
Buradan hareketle, hukukun üstün olduğu devletlerde
hükûmet ve devlet kurumları birbirinden tamamen ayrıdır. Bizim de önce
kendimize sormamız ve cevaplarını vermemiz gereken sorular var; bunların
başında, hukukun üstünlüğüne sahip miyiz, yargı bağımsız mı soruları geliyor.
Bu soruların cevabını aslında çok iyi biliyoruz. Ülkemizde devlet ve iktidar
kavramları siyasi saiklerle birbiriyle özdeşleştirilmiş, bu nedenle hukukun
üstünlüğü deforme edilmiştir. Adil yargılanma hakkının insanların elinden
alınması buna en iyi örnektir ve iktidar partisi şimdi görüştüğümüz çerçevede
düzenlemeler getirerek sorunun aslını görmezden gelmekte, bu yüzden esas
sorunlar çözülememektedir.
İçinde yargı bağımsızlığını güçlendiren, yargıçları
teminat altına alan bir düzenleme yoksa bu düzenlemenin hukuka yapıcı çözümler
getirdiğini nasıl söyleyebiliriz? Bu kararları verecek hâkimler bağımsız değil,
bağımsız karar veremiyor, temel sorunumuz bu.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde yargı erkinin kurucu
fonksiyonlarından biri olan yargı bağımsızlığında yaşanan problem bir yana, en
temel yapısal sorunlardan bir diğeri de cezaevlerindeki tutuklu ve mâhkum
sayısı. Uzun zamandan beri cezaevleri dolup taşıyor. Ek ranzalar konuyor hatta
bazı mâhkumların yerde yattığına dair duyumlar bile alıyoruz, nöbetleşe
yatanlar da var.
Tutuklu ve hükümlü sayısına değinmeden önce
cezaevlerinden bahsetmek istiyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde 178
cezaevi açılmış. Yalnız 2019 yılında açılan 14 yeni cezaevi var. Türkiye’deki
toplam cezaevi sayısı 375, bunların toplam kapasitesi 219.270 olarak
açıklanmış. Tutuklu ve mahkûm sayılarına gelince, Adalet ve Kalkınma Partisinin
iktidara geldiği 2002 yılında ülkemizdeki cezaevlerinde bu sayı ne kadardı
biliyor musunuz? 60 bin. Bugün ne kadar? 300 bin. Bazı sayıları vererek artışa
dikkatinizi çekmek istiyorum: 2003 yılında 64.296, 2006’da 70 bin, 2008’de 103
bin, 2012’de 136 bin, 2016’da 164 bin, bugün ise bu sayı, az evvel söylediğim
gibi, yaklaşık 300 bine ulaştı. Bakın, bir ülkede hapisteki insan sayısı hızla
artıyorsa bunun iki nedeni vardır. Birincisi: İktidar, suç oranının artmasına
neden olacak sosyal politikalar izliyor yani çok fazla suçlu üretiyor demektir.
İkincisi: İktidar yeni suçlar icat ediyor demektir. Peki, bizde nasıl? Bizde
ikisi de var. Yalnızca cezaevlerinde bulunan hükümlü sayısı dahi on sekiz
yıllık iktidarınızın gerek toplumsal politikalar nezdinde gerekse ceza hukuku
teorisinin zaruri kıldığı uygulamalar bakımından başarısızlığının ve
basiretsizliğinin tezahürü niteliğindedir. Bu başarısızlığı daha iyi izah etmek
amacıyla teklifin geneli ve maddeleriyle ilgili görüş beyan etmeden önce
cezaevleri ve buralardaki tutuklu ve hükümlü sayılarından bahsetmek istedim
çünkü on sekiz yıllık iktidarınızın özetini anlatıyor bu sayılar. Yani
cezaevlerindeki mevcut 60 binden 300 bine geldiyse burada kendinizle
yüzleşmeniz gereken çok ciddi meseleler var. Böyle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanun’da değişikliklerle bu meseleleri halledeceğinizi
zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk hukukuna
göre infaz hukukunun temel ilkeleri, gücünü Anayasa’nın 2’nci ve 10’uncu
maddelerinden alan hukuk devleti, insan onurunun dokunulmazlığı, eşitlik ve
sosyal devlet ilkeleridir. Bu doğrultuda, infaz hukukunun amacı ise hükümlünün
yeniden suç işlemesine engel olmak, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün
yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek ve hükümlünün üretken, kanunlara saygılı
bir yaşam biçimine uyumunu sağlamaktır.
Getirilen bu düzenlemeyle, ceza infaz kurumlarındaki
yaklaşık 300 bin hükümlünün 90 bin kişiye yakınının koşullu salıverme veya
denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanacağı öngörülmektedir.
Kanun teklifi Meclis Başkanlığına sunulmadan önce
Adalet ve Kalkınma Partisi heyetiyle yaptığımız görüşmelerde de grubumuz adına
düzenlediğimiz basın toplantılarında da kırmızı çizgilerimizi ifade ettik: Bu
doğrultuda, kasten yaralama suçunda cezayı artırıcı hâllerin kapsamının
genişletilmesi, cinsel saldırı suçlarının kapsam dışında bırakılması,
uyuşturucu madde kullanımına, imalatına ve ticaretine ilişkin suçlar ile devlet
güvenliğine karşı suçlar, terör suçları da dâhil olmak üzere örgütlü suçlar. Türk
milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını
aşağılama ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar gibi suçlar, İYİ PARTİ grubu
olarak bu kanun değişikliği teklifinin özüne ilişkin kırmızı çizgilerimizi
oluşturmaktadır. Ama biliyorsunuz ki bu tip kanun hazırlıklarında bazı maddelerin
arasına bazı ceza indirimleri gizlenebilir. Dolayısıyla ciddi olarak tahlil
etmek lazım diye düşünüyoruz. Topluma bir taraftan “Biz, kadına şiddet,
tecavüz, çocuklara istismar, uyuşturucu satıcılarına ceza indirimini kapsam
dışı bıraktık.” dense de diğer maddeleri de iyi incelemek lazım.
Kanun teklifinin 11’inci maddesine baktığımızda,
ülkemizde kadına karşı şiddet olaylarında yaşanan hızlı artış ve kadına karşı
şiddet vakalarının yalnızca eşe karşı işlenmemesi olgusu göz önüne alındığında,
bahse konu şiddet eyleminin kasten yaralama suçundan dolayı cezayı artırıcı
nedenlerden biri olarak düzenlenmesi zaruret teşkil etmektedir. Bu nedenle,
5237 sayılı Kanun’un 86’ncı maddesinin (3)’üncü fıkrasına “(g) Kadına karşı…”
bendi eklenmelidir kanaatini taşıyoruz. Zira orada eşe karşı işlenen suçlar
değerlendirilmektedir. Eş olmayan kadına karşı işlenen suçlar bu kapsama
girmiyor. Bakın, uzun zamandır tek bir gündemimiz var, coronavirüs salgını,
diğer sorunlar görünmez oldu, hâliyle toplumda dezavantajlı gruplar için hayat
daha da zorlaşıyor. Mesela kadınlar, özellikle de şiddete maruz kalan kadınlar,
pek çok kadının bu salgını yenebilmek için sığındığı evler onlar için güvenli
değil artık. Birleşmiş Milletler Kadın Biriminin “Değişen Dünyada Aile”
başlıklı 2019 Dünya Kadın İlerleme Raporu’nda aile içi şiddetin şaşırtıcı
derecede yaygınlaştığını gösteren istatistikler, kadınlar için en tehlikeli
yerlerden birinin evleri olduğunu ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz yıl ülkemizde 474 kadın cinayeti işlendi.
Ne yazık ki bu cinayetlerden 12’si, benim de memleketim olan, seçim bölgem
Kocaeli’ne aitti. Geçtiğimiz ay Türkiye’de 29 kadın cinayeti işlendi ve bu
kadınlarımızın 18’i evlerinde öldürüldü, kendi evlerinde. Ülkemizde kadınlar en
çok eşleri, babaları, sevgilileri, kardeşleri gibi yakınlarındaki erkekler
tarafından öldürülüyor. Dolayısıyla evde kalmak pek çok kadını korumadığı gibi
daha büyük bir ateşe atıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun
destek hattına mart ayında gelen başvurular coronavirüs mücadelesinde
kadınların gözetilmediğine işaret ediyor. Platforma göre, kadınlar virüsün
bulaşma riski yüzünden darp raporu almak için hastaneye gitmekte bile tereddüt
yaşıyorlar. En vahimi de kolluk birimleri corona virüsü bahane ederek kadınları
şiddetten koruyan 6284 sayılı Kanun kapsamındaki yükümlülüklerini yerine
getirmeyebiliyor. Bu yüzden, şiddet failleriyle ilgili tedbirlerde aksaklıkla
karşılaşma endişesi, kadınları haklarını kullanmaktan vazgeçiriyor.
Kadınlarımız “Saldırgan salınırsa şiddetini de artırır.” endişesi taşıyorlar.
Bu konudaki hassasiyetimizin temelinde, Genel Başkanlığını bir kadının yaptığı
bir partinin milletvekili olarak konuşmuş olduğumu da bildirmek istiyorum.
Geçen yıl temmuz ayındaki trafikte, hem de hamile
bir kadının, yol vermediği gerekçesiyle 2 adamın saldırısına uğradığı
görüntüleri hatırlayın. Aracın dikiz aynasını kıran, üzerinde zıplayan bu
kişiler önce gözaltına alındılar ve sonra da serbest bırakıldılar. İşte bu
nedenlerle, gözlerimizin önünde kadınlarımız şiddet görürken mağduru sadece
“eş” olarak tanımlayan ceza hukukumuza “kadın” kavramının müstakil olarak
girmesini istiyoruz. Bakın, çeşitli kadın derneklerinden sürekli telefonlar,
elektronik postalar aldık. Bu düzenleme için ne diyorlar biliyor musunuz? “Adı
geçici, tahribatı kalıcı olacak af taslağını kabul etmiyoruz.” diyorlar. Evet,
aynen öyle diyorlar. Adı geçici, tahribatı kalıcı olacak af taslağını kabul
etmiyoruz. Bu teklife göre, teklifin kanunlaştığı tarihten önce işlenmiş olan
suçlardan dolayı mahkûm olunan süre ne olursa olsun, hapis cezalarının infaz
sürecinden en fazla üç aylık bir süre kapalı ceza infaz kurumunda bulunan
hükümlüler ve açık ceza infaz kurumuna alınan bütün hükümlüler teklif
kanunlaştığı tarih itibarıyla geçici süreyle de olsa tahliye edilecek. Evet,
açık ceza infaz kurumuna alınan bütün hükümlüler teklifin kanunlaştığı tarih
itibarıyla geçici süreyle de olsa tahliye edilecek. Karısının yüzüne kezzap
atmış, kızına cinsel saldırıda bulunmuş, öğrencisine cinsel istismar yapmış
tutuklular elini, kolunu sallayarak dışarıda gezecekler.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Bu doğru değil. Bu doğru
değil.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) – Kadın dernekleri soruyor
iktidarın bu konuda kime ya da kimlere sözü var? Biraz sonra anlatacağım. Biraz
sonra anlatacağım, dinlerseniz.
İYİ PARTİ Grubu olarak kadına şiddetin bedelinin
ağırlaştırılması talebimizi sürecin her aşamasında kararlılıkla dile getirdik,
getirmeye de devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir
diğer kırmızı çizgimiz olan çocukların cinsel istismarı ve uyuşturucu madde
ticareti. Değişiklik teklif edilen 48’inci maddeyle, hükümlülerin koşullu
salıverilme sürelerine ilişkin üçte 2’lik genel oran, yarısı olarak
belirlenmektedir. İkinci fıkraya eklenen hükümle üçte 2’lik oran bazı suçlar
bakımından korunmaktadır. Fıkrada sadece çocuklar hakkında uygulanacak hükümler
açıkça belirtilmiş olup diğer hükümler hem çocuklar hem de yetişkinler için
uygulanacaktır. Maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğe bağlı olarak
dördüncü fıkrada yer alan koşullu salıverilme oranı üçte 2 olarak
belirtilmiştir. Değişiklikle ihdas edilen ikinci fıkranın 2/3 oranına tabi
tuttuğu ve kapsam dışında bıraktığı suçlar arasında TCK 103 var, çocukların cinsel
istismarı ve TCK 188, uyuşturucu madde ticareti suçlarının erişkinler
tarafından işlenmesi hâlinin de eklenmesi ve bu hâllerin 3/4’lük orana tabi
tutulması gereklidir. Bu düzenleme uygulamada bir muğlaklığa sebep vermemeli ve
doğrudan 107’nci madde kapsamında düzenlenmelidir. Zira bahse konu suçlar, kamu
düzeni tesisi ve toplumsal huzurun sağlanması için ¾’lük oran ile istisna
olarak ve koşullu salıverilmeyi düzenleyen 107’nci madde kapsamında tanzim
edilmesi gereken suçlardır.
Üç ay önce, Aralık 2019’da, Çanakkale’de 2 çocuğa
yönelik cinsel istismar davasında çocukların beyanlarına rağmen fail
tutuklanmadı ve hakkında adli kontrol uygulaması kararı verilmedi. Yine, Mersin
Tarsus’ta 12 yaşında bir çocuk din eğitimi almak üzere gittiği bir kursta imamın
tecavüzüne uğradı. Savcı, imamın cezalandırılmasını istedi, mahkeme reddetti.
Sanığın tutuksuz yargılanmasından dolayı aile psikolojik olarak dağıldı. Bunun
gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu gibi suçlar toplumda infial yaratan,
toplumsal huzuru ve kamu düzenini yakından ilgilendiren suçlardır. Biz, bu
suçların, uygulamada tereddüde ve karmaşaya mahal vermeyecek bir biçimde,
107’nci madde kapsamında düzenlenmesini ve kamu vicdanının bir nebze de olsa
rahatlatılmasını arzu ediyoruz.
Teklifin 53’üncü maddesinin (5)’inci fıkrasıyla,
açık cezaevinde bulunan tüm hükümlüler coronavirüs nedeniyle yıl sonuna kadar
izinli sayılacak. Bu kapsama cinsel suçlar ve kasten öldürmeden mahkûm olanlar
da eklendi. O oylarıyla geldiğimiz insanlar şimdi ne diyor size biliyor
musunuz? “Önce uyuşturucu bağımlısı bir gencin annesine, tecavüze uğrayan bir
çocuğun babasına ‘Biz sizin evlatlarınızın hayatını karartanları affetmek
istiyoruz.’ deyin sonra gelip bizden bu tasarıyla ilgili destek istersiniz.”
diyorlar. Ne kadar acı gerçekten.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
düzenlemeye göre, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir suç işleyen, örneğin
basit bir gösteri ve yürüyüşe katılan, bir derneğe bağış yapan, kitap yazan
veya “tweet” atan kişi bu indirimlerden faydalanamayacak. Bu konuda sosyal
medyada yalnızca attığı “tweet” ya da yazdığı bir yazı nedeniyle sadece size ve
sisteminize muhalif diye cezaevine attığınız insanlar var. Bakın, Adalet
Bakanlığının açıkladığı verilere göre Cumhurbaşkanlığına hakaret davalarında,
Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde, çok büyük bir artış görülüyor. 11’inci
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde 848 sanığa dava açılırken
Erdoğan döneminde bu sayı 17.406’ya çıkmış. 1986 ile 2018 yılları arasında
açılan davaların sayısına baktığınız zaman, Erdoğan’ın dört yıllık dönemindeki
büyük artış biraz daha dikkat çekiyor. Söz konusu tarih aralığında 19.122 sanık
için dava açılmış, bunun 17.406’sını Sayın Erdoğan açmış. Düşünebiliyor
musunuz, 19.122 sanıkla ilgili açılan davadan 17.406’sı Erdoğan tarafından açılmış.
Bu rakamlar, açılan toplam davaların yüzde 91’ini teşkil ediyor.
Cumhurbaşkanının açtığı davalardaki sanık sayılarına bakarsak Türkiye
Cumhuriyeti’nin 7’nci Cumhurbaşkanı olan, dikta rejiminin kanlı paşası Kenan
Evren’in döneminde davalardaki sanık sayısı 340, Özal döneminde 207, Demirel
döneminde 158, Sezer döneminde 163, Abdullah Gül döneminde yüzde 420 artmış, o
da 848 olmuş ama esas dikkat çeken sayı, bu ucube sistemin gelmesinden sonra
12’nci Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la ilgili sayılar. Niye? Parti Genel Başkanı
Sayın Cumhurbaşkanı. Parti genel başkanları eleştirilir. Parti genel
başkanlarını eleştirmiyor muyuz? Hepimiz eleştiriyoruz diğer partilerin de
genel başkanlarını… Ama hayır, “Ben Cumhurbaşkanıyım.” diyor Sayın
Cumhurbaşkanı.
İSMAİL KAYA
(Osmaniye) – Eleştirene bir şey yok Başkanım, küfrediyor adam, hakaret ediyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) – İyi de, bakın, bir şey söyleyeceğim: Bu eleştiri ile, sizin
dilinizdeki eleştiri ile evrensel kaideler arasındaki eleştiri çok farklı. Siz
eleştirilmemek üzere bir düzen kurmak istiyorsunuz, o düzenin ismi diktatörlük.
Demokrasilerde böyle bir düzen yok, böyle bir sistem yok. Dolayısıyla demokrasi
ile diktatörlük arasındaki o çizgi çok kalın bir çizgi, onu sakın aşmayın.
YUSUF BAŞER (Yozgat)
– Hakaret etmeden…
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu düzenlemede, özellikle
ifade hürriyeti kapsamında kalan birtakım isnatlarla cezaevinde olan
gazetecilerin durumuyla ilgili hiçbir adımın atılmadığını da görmüş olduk.
Oysaki toplumun en fazla beklenti içinde olduğu ve basın özgürlüğü noktasında
yine en fazla tartışma yaratan konuyu bu konu oluşturuyordu. Aranızda
cezaevinde yatan ve cezasını tamamlayıp Parlamentoya dönen gazeteci
arkadaşlarımız var, onlar da kuşkusuz, yapacakları konuşmalarda bu konuya
değineceklerdir ama ben bir şey söylemek istiyorum: Murat Ağırel, Barış
Pehlivan, Barış Terkoğlu ve burada sayamadığım birçok gazeteci daha sizin
haksız, hukuksuz uygulamalarınız yüzünden, sadece haber yaptıkları için cezaevindeler.
Türkiye’nin adı cezaevindeki gazetecilerle ya da fikir suçlarıyla anılmamalı
arkadaşlar. Bu bizim ayıbımız olur sadece sizin değil, ülke olarak bizim
ayıbımız olur. Son dönemde gazetecilere yönelik yürütülen adli süreçlere
ilişkin ifade hürriyetini öne çıkaran ilerici adımların atılması gerekiyor.
Sadece infaz sisteminde değil, diğer kanunlarda da bunu sağlayacak adımların
atılması gerekiyordu.
Soma maden faciası gibi, ayrıca Çorlu gibi hızlı
tren facialarının faillerinin cezaevinden çıkması ama sadece yaptıkları haber
yüzünden yatan gazetecilerin cezaevinden çıkmaması toplum vicdanını yaralar,
bunu unutmayın. Birden çok insanın ölümüne yol açan taksirli insan öldürme suçu
paket dışında tutulmalı, getirilen düzenlemeye dâhil olmamalıdır.
Sözlerime son vermeden önce şunu ifade etmek
istiyorum: Asıl çare toplumda net, sürekli değişime izin vermeyen düzenlemeler
yapmaktır. Adalet, onu sağlayacak yargı sistemi, iktidarın kendi bekasını
korumak için kullanacağı bir araç değildir. Bu sistem güçler karşısında güçsüzlere
güç vermek içindir. Yargı bağımsızlığı, yargıçlık teminatı ceza hukukunun temel
ve evrensel prensipleri, hukuk devleti, erkler ayrılığı, makul sürede
yargılanma gibi yargı erkinin temel yapısal sorunları temele alınarak bunlardan
kaynaklanan uygulamaların bir an önce çözülmesi gerekmektedir.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teklifin tümü üzerinde söz isteyen
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına MHP Grup Başkan Vekili Sakarya
Milletvekilimiz Sayın Muhammed Levent Bülbül. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakika Sayın Bülbül.
MHP GRUBU ADINA MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 207 sıra sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
31 Mart 2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulmuş olan ve 70 maddeden oluşan kanun teklifinin öncelikle
ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Bilindiği üzere, 2018 yılı Mayıs ayında, Sayın Genel
Başkanımız, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ortaya çıkan siyasi ve
sosyal ortamda cezaevlerinin kapasitesinin oldukça üzerinde bir doluluğa sahip
olmasının endişe verici olduğunu ifade etmiştir. Genel Başkanımız,
cezaevlerindeki durumun, burada bulunan mahkûm ve tutuklular açısından insanca
ve sağlıklı yaşamayı imkânsız kıldığını; yine, ülke ve millet düşmanı yapılar
tarafından cezaevindeki koşulların istismar edilerek bunun üzerinden bir kaos
planının yürürlüğe konulabileceğini önemle vurgulamıştır. Tespit edilen bu
hassasiyetler çerçevesinde, cezaevlerindeki sıkıntıları gidermek maksadıyla bir
kanun teklifi hazırlanması talimatı üzerine, 24/9/2018 tarihinde, hukuk ve
seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız İstanbul Milletvekili Sayın
Feti Yıldız Bey’in ilk imza sahibi olduğu ve kamuoyunda “şartlı ceza indirimi
kanun teklifi” olarak bilinen teklifimiz Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulmuştur.
Kanun teklifinin Meclise sunulduğu tarihten bu yana,
gerek mahkûmlarda gerekse mahkûm yakınlarında ciddi bir beklenti oluşmuş, kanun
teklifinin Mecliste görüşülmesi ve yasalaşması toplum kesimlerince talep edilir
hâle gelmiştir. Başından beri, cezaevlerindeki mevcut sıkıntıların ortadan
kaldırılmasının sadece Milliyetçi Hareket Partisinin inisiyatif almasıyla
mümkün olamayacağını ifade etmiş bulunmaktayız. Bu konuda, Mecliste 1’inci
parti durumunda bulunan ve Cumhur İttifakı’nı birlikte oluşturduğumuz Adalet ve
Kalkınma Partisiyle bir anlayış birliğinin ve uzlaşma ortamının temin edilmesi
hâlinde bir yasal düzenlemenin hayat bulabileceğini de ayrıca süreç içerisinde
birçok defa dile getirmiş bulunmaktayız.
Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Yargı Vizyonu
ortaya çıktıktan sonra, yargıda reform niteliğini taşıyacak çalışmaların
başlaması ve yargı paketlerinin Meclise gelmesiyle birlikte, Sayın
Cumhurbaşkanımız ile Genel Başkanımız arasında oluşan fikir birliği
çerçevesinde, iki parti grubunun temsilcileri bir araya gelerek toplumsal
hassasiyetler ve millî manada müşterek kırmızı çizgiler göz önüne alınarak bir
uzlaşma ortaya çıkmış, Cumhur İttifakı olarak iki partinin de imzasıyla şu anda
görüşmekte olduğumuz kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştur.
70 maddeden oluşan kanun teklifinde, ceza infaz hukukuna dair önemli kalıcı
düzenlemelerin yanında, bir defaya mahsus olmak üzere uygulanacak geçici
düzenlemeler de bulunmaktadır.
Kanun teklifi, infaz hukukuna ilişkin birçok yeni ve
yerinde düzenlemeler içermektedir. Bunlardan biri, infaz hâkimliğiyle ilgili
düzenlemelerdir. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına dair mevzuat gereğince
belirlenmiş olan usul ve esaslar çerçevesinde icrai mahiyette olan hükümlülerin
infazı söz konusu olmaktadır. Bu çerçevede kesinleşmiş hükümlerle birlikte Ceza
Muhakemesi Kanunu’na göre başvurulan koruma tedbirleri de infaz hukukunun görev
ve yetki alanına girmektedir. Mahkeme ve hâkimliklerin kendi yetki alanında
uzmanlaşmış olması gayesiyle ihdas edilmiş olan infaz hâkimliğinin kanun
teklifiyle görev alanı genişletilmektedir. Yargılama neticesinde ortaya çıkan
ceza ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesine ilişkin infaz işlemlerinin
tek bir mercide toplanmış olması, kuşkusuz bu işlemlerin isabetinde artışa
neden olacaktır. Özellikle infaz işlemlerinin ülkemizde oldukça farklılık arz
ettiği ve uyumlu olamadığı bir düzende öngörülen değişiklikler ve yenilikler
birçok mağduriyeti önleyecek, mahkemelerin iş yükünde de azalmaya sebep
olacaktır.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun
teklifiyle, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kalıcı ve geçici
düzenlemeler getirilmektedir. Teklifin 46’ncı maddesiyle, kanunun yürürlük
tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından, denetimli serbestlik süresi yeniden
belirlenmektedir. Malum olduğu üzere, hâlihazırda denetimli serbestlik süresi
maktu olarak bir yıldır. Kanun teklifi, mevcut uygulamadan farklı olarak
denetimli serbestlikte, maktu yerine nispi bir sistem öngörmektedir. Buna göre
hükümlüler, açık ceza infaz kurumunda bulunan ve koşullu salıverme için ceza
infaz kurumlarında geçirilmesi gereken sürenin beşte 4’ünü açık veya kapalı
ceza infaz kurumunda geçireceklerdir. Hükümlüler, hesaplanan koşullu salıverme
-yani şartlı tahliye- tarihine kadar olan 1/5’lik kısmını ise denetimli
serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilecekler. Her hâlde denetimli
serbestlik süresi azami üç yıl olabilecektir.
Aynı madde kapsamında, 0-6 yaş grubunda çocuğu
bulunan kadın hükümlüler ile maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya
kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler, koşullu
salıverme için ceza infaz kurumlarında gereken sürenin beşte 3’ünü ceza infaz
kurumunda geçirmeleri hâlinde denetimli serbestlik tedbirinden
faydalanabileceklerdir. Her iki durumda da denetimli serbestlik süresi dört
yılı geçemeyecektir. Denetimli serbestlik hususunda öngörülen bu
değişikliklerin yanında, geçici maddelerde de birtakım düzenlemeler yapılmıştır.
Teklifin 52’nci maddesiyle, 30 Mart 2020’ye kadar işlenen suçlar bakımından,
mevcut kanunda bir yıl olarak düzenlenen denetimli serbestlik süresi, bir
defaya mahsus olmak üzere üç yıla çıkarılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, üç
yıllık denetimli serbestlik imkânından, bazı suçlardan hüküm giyenler
faydalanamayacaklardır.
Kasten adam öldürme suçunu işleyenler, üst soya, alt
soya, kardeşe, eşe karşı kasten yaralama suçunu işleyenler, işkence, eziyet ve
cinsel dokunulmazlığa karşı suç işleyenler, özel hayatın gizliliğini ihlal
suçunu işleyenler, uyuşturucu madde imal ve ticareti suçunu işleyenler,
devletin güvenliğine, anayasal düzene, millî savunmaya ve devlet sırlarına
karşı suç işleyenler ile terör suçluları üç yıllık denetimli serbestlik
uygulamalarından yararlanamayacaklardır.
Yine, 0-6 yaş arası çocuğu bulunan kadın hükümlüler
ile 70 yaşını bitirmiş olan hükümlülerin denetimli serbestlik süresi dört yıla
çıkarılmakta. Maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle
hayatını yalnız idame ettiremeyen ve 65 yaşını bitirmiş olan hükümlüler ise
usulüne uygun şekilde durumlarını tespit ettirdikleri takdirde denetimli
serbestlik imkânından faydalanabileceklerdir.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 48, 49 ve
66’ncı maddeleriyle koşullu salıvermeye ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır.
Koşullu salıverme, hükümlünün, cezasının infaz edildiği süreçte belirli bir
oranda hapis cezası infaz edildikten sonra tutum ve davranışları
değerlendirilerek ceza infaz kurumundan şartla tahliye edilmesi demektir.
Teklifle, süreli hapis cezaları için öngörülmüş olan
2/3’lük koşullu salıverme oranı, istisnalar hariç olmak üzere, ½ oranına
indirilmektedir. Kasten öldürme suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm
olanlar, işkence suçundan ve eziyet suçundan süreli hapis cezasına mahkûm
olanlar, cinsel saldırı, reşit olmayanla cinsel ilişki, cinsel taciz
suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, cinsel dokunulmazlığa karşı
işlenen suçlardan hapis cezasına mahkûm olan çocuklar, uyuşturucu veya uyarıcı
madde imal veya ticareti suçundan hapis cezasına mahkûm olan çocuklar, devlet
sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm
olanlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlardan hapis
cezasına mahkûm olanlar, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da
örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan mahkûm olan çocuklar, Terörle
Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar, suç işlemek
için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen
suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar
ve mükerrirler bakımından süreli hapis cezalarına mahkûm olanların koşullu
salıverme oranı 2/3 olarak belirlenmiştir yani infaz kanunumuzun 107’nci
maddesinde belirtilen sürelerdir, istisnai sürelerdir. Bunlar ½ oranında
indirimden faydalanmamaktadırlar.
Yine, Türk Ceza Kanunu’nun 102’nci maddesinin
(2)’nci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan mahkûm olan yetişkinler,
103’üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan mahkûm olan
yetişkinler, 104’üncü maddesinin (2)’nci ve (3)’üncü fıkrasında tanımlanan
reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkûm olan yetişkinler, yine 188’inci
maddede tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu
işleyen yetişkinler, terör suçlarından mahkûm olan yetişkinler açısından
koşullu salıverme oranı yine 3/4 olarak muhafaza edilmiştir. Burada, ciddi
birtakım çarpıtmaların olduğunu görmekteyiz. Bu kanunla, hiçbir şekilde,
bahsettiğimiz şekilde cinsel suçlardan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen
suçlar, uyuşturucu imal ve ticaretine ilişkin suçlar, terör suçları ve devlet
aleyhine ve anayasal düzenin aleyhine işlenen suçlar hiçbir şekilde infaz
indirimine tabi değildir ve aynı zamanda denetimli serbestlik sürelerinin üç
yıla çıkması imkânından faydalanamayacaklardır. Bunun dışında yapılan her
açıklama, bu kanun teklifine aykırıdır, kanun teklifine âdeta iftira atılır
nitelikte ifadeler olacaktır.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 50’nci
maddesinde, özel infaz usullerine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Kanun
teklifiyle özel infaz usullerinin kapsamı genişletilmekte ve geceleyin infaz
ile hafta sonu infaz bakımından geçerli altı aylık sınır, kasten işlenen
suçlarda bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere, taksirle
işlenen suçlarda ise üç yıl olarak belirlenmektedir. Özel infaz usullerine
karar verme yetkisi infaz hâkimine verilmektedir. Konutta infaz usulünün
kapsamı genişletilmekte ve çocuk hükümlüler de bu kapsama alınmaktadır. Kadın,
çocuk ve 65 yaşını geçmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl, 70 yaşını
bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl, 75 yaşını bitirmiş
kişilerin mahkûm oldukları toplam dört yıl veya daha az süreli hapis cezasının
konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir. Ancak
terör suçları ile örgüt kurmak ve yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarından ya
da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar, cinsel
dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar, adli para cezası infaz
sürecinde hapis cezasına çevrilenler, koşullu salıverme kararının geri alınması
nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hakkında yukarıda sayılı özel infaz
usulleri uygulanmayacaktır.
Toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına
mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen
hükümlülerden maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza
infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit
edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar
verilebilmesine imkân tanınmaktadır. Maruz kaldığı ağır hastalık veya
engellilik durumu, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca
belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp
Kurumunca onaylanan rapor kapsamında tespit edilmektedir.
Doğum yaptığı tarihten itibaren altı ayı geçen ve
toplam üç yıl ve daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan ya da adli para
cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının
konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir.
Özel infaz usullerinden yararlanan hükümlüler 105/A
maddesi kapsamında denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanamayacaklardır.
Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş
olması sebebiyle açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz
kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan
hükümlüler 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılacaklardır. Salgının devam etmesi
hâlinde bu süre Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından
her defasında iki ayı geçmemek üzere 3 kez uzatılabilecektir. Burada, bu
şekilde izne ayrılacak olanlarla ilgili olarak da ayrıca bir spekülatif durum
söz konusu. Bu noktada şunu bilmek gerektiği kanaatindeyiz: Açık cezaevinde
bulunan bu hükümlüler, zaten her üç ayda bir toplamda yedi gün izin hakkına
sahip olan kişilerdir. Dolayısıyla bunlar hiçbir şekilde elektronik kelepçe,
karakollara gidip imza atma mecburiyeti gibi birtakım yükümlülüklere tabi
değillerdir, serbestçe üç ayda bir yedi gün izne çıkarılmaktadırlar yani bir
yıl içerisinde toplam bir ay süreyle izin hakkına sahip olan kişilerdir ve bu
izin hakkını kullanan kişilerdir yani bunlar, bu manada, topluma karışan kişilerdir.
Bunların izin imkânlarının Covid-19 sebebiyle iki aya çıkarılması söz konusudur
bu kapsamda. Dolayısıyla kamuoyunda bunların sanki, bu zamana kadar cezaevinde
tutulan, hiçbir şekilde izin uygulamasından, izin imkânından faydalanmayan
kişilermiş gibi gösterilmesi de ayrıca haksız değerlendirmelere sebep
olmaktadır. Bunun da burada altını çizmek gerektiği kanaatindeyiz.
Yine, Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle açık
cezaevlerinde bulunan hükümlülerin izinli olarak ayrılması sonrasında devlet ve
anayasal düzen aleyhine işlenen suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren
suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere toplam
hapis cezası on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve daha fazla olanlar ise
üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi hâlli hükümlülerden açık
ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanlar açık
ceza infaz kurumunda barındırılacaklardır.
Saymış olduğumuz bu değişikliklerle birlikte 11 ayrı
kanunda değişiklik öngören kanun teklifinin spekülasyonlardan ve
provokasyonlardan uzak olabilmesi için azami gayret gösterilmiş, millî ve
toplumsal hassasiyetler azami ölçüde gözetilmiştir.
Cezaevlerinin mevcut durumu sürdürülebilir değildir.
Birçok risk ve birçok tehlikeli senaryodan bahsedebilmek mümkündür. Burada
sanki cezaevlerinden bir kısım insan kurtarılacak, geri kalanlar da… Cezaevleri
sanki habis bir şekilde virüsün kol gezdiği ve insanların ölüme terk edileceği
bir yermiş algısı yaratılmasını da oldukça haksız ve yanlış bulmaktayız. Belki
cezaevinden çıkanlar salgın hastalığa yakalanacak ve zarar görecek, belki de
bunun tam tersi, cezaevinin seyrelmesi, yoğunluğun azalması sebebiyle
cezaevinde kalanlar belki sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam
edebileceklerdir, bunu bilemeyiz. Bu noktada, sanki cezaevlerinin bu manada bir
virüs yuvası gibi gösterilmesi son derece yanlıştır. Burada ihtiyaç olan şey ve
acil olan şey, cezaevlerindeki yoğunluğun düşürülmesi ve cezaevindeki temas
ihtimalinin azaltılmasıdır. Şu anki siyasi koşullar içerisinde, şu anki
durumda, siyasi partilerin bir araya gelerek bütün bu meselelerde bütün
talepleri, özellikle CHP’nin ve HDP’nin taleplerini tamamen birlikte, beraber
bir şekilde kabul etmesi imkânsızdır. Bu siyasi koşulları görmemek de büyük bir
hatadır. Bu şartlar altında bunun kabulünün mümkün olmadığı, ay ile güneş yan
yana gelse olmayacak şeylerin üzerinde durup, bunun üzerinde diretip bu
görüşmeleri bloke etmek veya akamete uğratmak noktasındaki faaliyetler ancak ve
ancak cezaevinde şu an bulunan bütün mahkûm ve tutuklulara zarar vermekten
başka bir şeye sebep olmayacaktır; bunu bütün samimiyetimle ifade etmek
istiyorum. Bugün, burada geçirdiğimiz her bir saat, fazladan geçirdiğimiz her
bir saat mevcut temas ve yoğunluğun had safhada olduğu cezaevleri açısından
asıl tehdittir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – Niye bu saate bıraktınız?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Bu noktada,
cezaevinden ayrılacaklar veyahut da cezaevinde kalacaklar noktasında bir ayrım
yapmak yanlıştır; önemli olan, sağlıklı koşulların temin edilmesidir. (MHP
sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – O zaman siyasileri
çıkaralım, öbürleri kalsın.
BAŞKAN – Sessiz olalım değerli arkadaşlar.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Şu an koşullar
sağlıklı değildir, acilen tedbir alınması gerekmektedir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) – İki senedir neredeydiniz?
BAŞKAN – Arkadaşlar, sakin olalım, sessiz olalım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Küresel ölçekte
dünyayı ve ülkemizi etkileyen salgın hastalığın meydana getirmiş olduğu ilave
hassasiyetler de göz önüne alındığında Genel Kurul gündemine gelmiş olan infaz
paketi yalnızca cezaevinden tahliye olacaklar veya izinli ayrılacaklar
açısından değil, cezaevinde kalmaya devam edecekler açısından da son derece
önemlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Veballeri
boynunuzdadır.
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) – Bu açıdan, kanun
teklifinin herhangi bir şekilde siyasi hesaplaşmaya malzeme yapılmadan
ivedilikle yasalaşması ülkemiz ve milletimiz açısından hayati önem arz
etmektedir.
Son olarak, idrak etmekte olduğumuz Berat
Kandili’nin ülkemize, Türk milletine, İslam âlemine ve bütün dünyaya sağlık ve
huzur getirmesini temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbül’ün görüşülmekte olan 207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin
tümü üzerinde MHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, konuşmanın
sonunda, anlam veremediğimiz bir sataşma oldu. Meselenin önemine ve ciddiyetine
binaen birazdan veya yarın -ümit ediyorum- grubumuz adına konuşma yapıldığında
da grubumuzun yaklaşımı görülecek. Biz, suçtan hareketle bir infaz yasasının
olmayacağını, suçludan hareketle yani suça göre değil, suçluya göre bir adil infaz
yasası olması gerektiğini geniş platformlarda hep anlattık. Ancak bu tartışma…
Yani biz diyoruz ki: Bir kişi rüşvetten altı yıl almışsa çıkacak ama rüşveti
haber yapan gazeteciye majestelerinin bir aklıevvel yargıcı demişse ki: “Sen
bunu devletimizi yıpratmak, filanca terör örgütüne destek sağlamak için
yaptın.” O içeride üç buçuk sene yatacak. Bu, adalet değil. Gazetecinin içeride
tutulmasını savunan, aydınların içeride tutulmasını savunan, hukukçuların,
avukatların içeride tutulmasını savunan bir anlayışın Meclis kayıtlarına
geçmesi ibretlik olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Son sözlerinizi alalım Sayın Özel.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Biz çıkıp da burada size
“Bakın, kimleri salıyorsunuz.” diye kapsama aldığınız suçları ve
almadıklarınızı saydığımızda o zaman başka bir ruh hâline bürünürsünüz. Bizim
tercih ettiğimiz özenli dile karşı bu saldırgan ve özensiz dili kınadığımızı
ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, ben de bir
söz istiyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Bülbül, Sayın Zengin’e söz veriyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Durum tespiti yapıldı burada
ya, bir şey yok yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Ben de bir hakaret ederim,
durum tespiti derim MHP için, olacak şey mi?
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Neye hakaret edersin sen!
Hakaret olmadı ki.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Hakaret ediyorsunuz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Nasıl hakaret ediyoruz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – İftira atıyorsunuz, iftira;
hakaretten de kötü.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, lütfen, Sayın
Zengin’e söz verdim.
Size sonra vereceğim Sayın Bülbül.
Buyurun.
43.- Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Manisa Milletvekili
Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve eleştirilerin belli
bir dozda ve ciddiyet içerisinde yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, şimdi, uzunca
tartışmalarımız olacak ama özenli bir üsluptan bahsetti Sayın Özgür Özel.
Özenli üslup şu mudur: Bu ülkenin hâkimlerine, savcılarına “majestelerinin
yargısı” mı demektir, “hâkimi, savcısı” mı demektir? Bu nedir yani? (CHP
sıralarından “Gerçek” sesi) Neresi gerçek? Neresi gerçek? Ben otuz yıldır
avukatım yani. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar, bir sakin olalım; değerli
arkadaşlar, herkes bir açıklamasını yapsın.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – O yüzden, Sayın Başkanım,
hakikaten bugün gün içerisinde de vardı, birbirimize eleştirileri yaparken
adımızdan, soyadımızdan, tipimizden, yüzümüzden “majeste” “kral” ne kadar
meraklısınız yani bu ifadeleri kullanmaya? Bunları bize çocukken öğrettiler,
böyle saldırı yapmayalım diye. Biraz lütfen, eleştirilerimizi belli bir dozda
ve ciddiyet içerisinde yapalım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın Bülbül, buyurun.
44.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Manisa
Milletvekili Özgür Özel’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan, ben
konuşmamda son derece özenli bir dil kullandığımı düşünüyorum. Bu noktada,
siyasi değerlendirmemden alınganlık göstermek başka bir şey ama hakaret
ettiğimi ifade etmek veya özensiz bir dil kullandığımı söylemek de ayrıca başka
bir şey.
Şimdi, ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum, benim
dediğim şey aynen şu: Yani mevcut durumda, siyasi bir uzlaşmanın bu manada
temin edilmesinin imkânsız olduğu bir ortamda görüşmelerin uzaması ve akamete
uğramasının hiç kimseye, özellikle tutuklular ve hükümlüler açısından hizmet
etmeyeceği kanaatimizi ifade ettik. Orada ben “CHP” ile “HDP” ismini tekrar
ettim, sizlerin özellikle “siyasi suçlular” ifadesiyle ve gazeteciler üzerinden
yürüttüğünüz siyasetinizle ve politik tavrınızla alakalı olarak bir
değerlendirme yaptım. Bunun dışında, bizim hakaret ettiğimiz ve özensiz bir dil
kullandığımız noktasında bizi kınamanızı çok haksız ve yanlış görüyorum. Bu
noktadaki tavrınız devam ederse biz sizi kınıyoruz, bunu ifade edeyim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Peki, bu tartışmaları bitirelim ama artık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Siz bilirsiniz Başkanım.
Tamam, olur Başkanım.
BAŞKAN – Tartışmaları bitirelim. Birer cümleyle söz
vereceğim.
Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Şimdi sataştım mı
Allah aşkına? Neresi sataşma bunun?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkanım, iki sayın
mevkidaşımızdan…
BAŞKAN – Buyurun ama gündem de yoğun tabii Sayın
Özel.
45.- Manisa Milletvekili Özgür Özel’in, Cumhuriyet Halk
Partisinin tavrının adaletten, haktan ve hukuktan yana olduğuna ve Tokat
Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan…
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Siz bize sataştınız Sayın
Özel. Hem sataşıyorsunuz hem ondan sonra cevap verince…
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Şunu tamamlayayım, şunu
tamamlamama izin verin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Ben de cevap istiyorum yani
hem sataşılıyor hem cevap veriliyor hem bir daha cevap yani. Ben de cevap
istiyorum, ben de cevap istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Zengin, Sayın Zengin, ben zaten arzu
ettiğiniz zaman söz veriyorum ama bakın, görüşmelerin yürümesi açısından da
belli bir zaman dilimi içerisinde kesmemiz lazım bu tartışmaları.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Ya, bırakacaktık yarına ama
yani anlamı yok ki yarına bırakmanın. Ya, ben iyilik istiyorum, lütfen,
bırakalım şu işi artık.
BAŞKAN – Sayın Özel, buyurun siz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Sayın Başkan, Cumhuriyet Halk
Partisinin tavrı adaletten, haktan hukuktan yana bir tavırdır. Biz ilk
konuşmamızda da şunu söyledik, “Şu anda içeriden çıkmayı bekleyen kimsenin
yakınları ya da kendisi bizden endişe etmesin. Ama olmaması gerektiği hâlde
içeriye atılanlar –onları saydım- ve bir an önce çıkması gerekenler de
mücadelemizden şüphe etmesin.” bizim çizgimiz bu, daha fazla uzatmayayım.
BAŞKAN – Peki.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Majestelerinin yargıcı
hususuna gelince, tutanaklar açık ki çıkar, bir tane majestelerinin yargıcı
“Rüşvet alma haberi yaptı diye bir gazeteciye, bu haberle filanca terör
örgütüne yardım ederek Hükûmeti yıpratmaya çalıştı.” der ki diyorlar -böyle
yüzlerce örnek getiririm yarın buraya- ben o zatı eleştirdim. Bütün bir
yargıyı, bütün savcıları, hâkimleri eleştirmedim; hukuktan yana, vicdandan yana
karar verenlerin önünde saygıyla eğiliyoruz, sarayın, majestelerinin yargısı
gibi davrananların da sonuna kadar karşısındayız. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sayın Başkan…
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) – Sayın Başkanım, bir cevap
vermek istiyorum.
BAŞKAN – Bir saniye… Sayın Beştaş’ın bir talebi
olmuştu Sayın Zengin.
YUSUF BAŞER (Yozgat) – Cevap versin.
BAŞKAN – Verecek ama bir Grup Başkan Vekili de söz
almıştı Sayın Başer.
Buyurun.
46.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın, Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ve ilk günden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle cezaevlerinin
boşaltılması, uygun adli kontrol ve denetimli serbestlik yöntemleriyle önlem
alınmasını söylediklerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Teşekkürler Sayın
Başkan.
Şimdi, bizim de adımız zikredildi, partimizin adı.
Öncelikle şunu özen göstererek söyleyeyim: Nasıl bir pişkinlik olduğunu tarif
etmem mümkün değil.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Bu, hakaretamiz bir ifadedir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Bir kere bizim
durduğumuz yer, birileri cezaevinde kalmaya, ölümle burun buruna yaşamaya devam
etsin değil. İlk günden itibaren, corona salgını sebebiyle cezaevlerinin
tümünün boşaltılmasını ve uygun adli kontrol ve denetimli serbestlik
yöntemleriyle bazı suç tipleri açısından önlem alınmasını söylemiş bir partinin
Grup Başkan Vekiliyim. Bize, şu anda, daha ilk günden “Efendim, bu uzarsa
birileri cezaevinde kalmaya devam edecek.” demelerini kesinlikle gerçekleri
çarpıtma olarak görüyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Engellemeye çalışıyorsunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Biz “Birileri
cezaevinde kalmaya devam etsin.” demiyoruz, “Hepsi birden çıksın.” diyoruz.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) – Olmaz! Olmaz!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Çünkü şu anda “Evde
kal.” kampanyası ve kendilerini başta koruma yöntemlerine bakılırsa hiç
kimsenin evladı üzerinden….
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Beştaş, lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Hiç kimsenin evladının
ölüme gitmesine seyirci kalmamızı beklemesinler. Biz, yaşatma siyasetinin
sahibiyiz, biz yaşam siyasetinin sahibiyiz, onlar ise ölüm ve öldürme üzerine
bir siyasetin sahibi olarak konuşuyorlar.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Değerli arkadaşlarım, ben bütün Grup Başkan
Vekillerimizin son derece ehliyetli ve bilinçli olduklarını en iyi bilen
arkadaşlarınızdan bir tanesiyim. Ama bir tartışma başlayınca da artık bir, iki
turdan sonra da bitirmenin gerekli olduğuna inanıyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Vereceğim, vereceğim.
Yani sizlerin bu konuşmaları tamamlarken karşılıklı
ithamın ötesinde bir tamamlayıcı noktada bulunarak tamamlamanızı rica ediyorum.
(HDP ve MHP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar, gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen… Genel Kurul bu tarafta
değerli arkadaşlarım. Değerli arkadaşlarım, Sayın Bülbül’e söz vereceğim,
lütfen... Yani bu, Meclisimize yakışan bir…
(HDP ve MHP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar, gürültüler)
BAŞKAN – Lütfen, lütfen arkadaşlar… Bakın, Grup
Başkan Vekilleri söz alıyor, hepsi partinizi temsil ediyor yani onlara saygı
gösterelim. Rica ediyorum…
Sayın Bülbül, buyurun. Ama lütfen, az önce
belirttiğim bu çerçeve içerisinde bir toparlayalım artık konuşmayı. Arkadaşlar
yani bir yerde bitirelim bunu artık.
47.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül’ün, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Sayın Başkan, ben
o noktada özen göstermeye çalışacağım.
Bir defa, Grup Başkan Vekilinin işte bizim
konuşmamızı “pişkinlik” olarak ifade etmesini şiddetle kınıyorum. Asıl
hakaretamiz ifade budur. Bu kabul edilebilir bir ifade değildir, aynen
kendisine iade ediyorum.
Şimdi, burada konuşurken bizim yaptığımız konuşmalarda
“Bu tavır uygun bir tavır değildir ve kimseye hizmet etmez.” demenin böyle bir
siyasi analiz yapmanın, bir değerlendirme yapmanın neresi bu şekilde bir
kelimeyle muhatap olunacak bir iş? Nasıl bir değerlendirme şekli bu?
Şimdi, biz ölümün yanında olacağız, onlar hayatın
yanında olacaklar!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Evet.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Var mı böyle bir şey!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) – Sizin ağzınızdan
“ölüm” hiç düşmüyor.
BAŞKAN – Arkadaşlar, lütfen…
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Hayatları boyunca
ölümün yanında olanlara, ölüm kusturanlara, bu millete zulmedenlere, bu
milletin kanına girenlere karşı…
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) – Kendinizi tarif
ediyorsunuz, kendinizi tarif ediyorsunuz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – …bir defa
kınamamış olanların…
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) – Her şey kınayınca
düzeliyor zaten!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – …bunu terör
örgütü saymamış olanların “ölümün yanında” olarak bizi ifade ediyor olmasının
asla ve asla kabul edilebilir bir yanı yoktur. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Toparlayın Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Toparlıyorum, bir
saniye…
Bakın, şimdi, cezaevinden çıkacak olanları yandaş,
kanun teklifi sahiplerinin yandaşı, içeride kalacak olanları da düşman ilan
etmek, asıl kınanması gereken tavır budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın ve bitirelim lütfen Sayın
Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) – Biz böyle bir
değerlendirme içerisinde değiliz. Bunun karşısında, bunun dışında yapılan bütün
değerlendirmeleri şiddetle reddediyoruz.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlarım, konuşmaların gelinen bu
aşamasında ben bir beş dakika birleşime ara vereceğim.
Sayın Grup Başkan Vekillerini odama bekliyorum.
Kapanma Saati: 21.09
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.26
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent
GÖK
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 78’inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
207 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine
devam ediyoruz.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
(Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
15.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli
Milletvekili Cahit Özkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya
ile 57 Milletvekilinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) ve Adalet
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 207) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir konu bulunmadığından, alınan
karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 8 Nisan 2020 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.27
(x) 7/4/2020 tarihli 78’inci Birleşimden itibaren coranavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonu’ndaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 50 S. Sayılı Basmayazı 31/03/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 24 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 51 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 61 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 63 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 65 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 77 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 78 S.Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 80 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 81 S. Sayılı Basmayazı 31/3/2020 tarihli 75’inci Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 85 S. Sayılı Basmayazı 1/4/2020 tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 107 S.Sayılı Basmayazı 1/4/2020 tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 115 S. Sayılı Basmayazı 1/4/2020 tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 122 S. Sayılı Basmayazı 1/4/2020
tarihli 76’ncı Birleşim Tutanağı’na eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 207 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.