TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
95inci
Birleşim
4
Haziran 2020 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili
Hacı Ahmet Özdemirin, 5 Haziran Dünya Çevre Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Gaziantep Milletvekili
Abdullah Nejat Koçerin, ülkedeki ekonomik gelişmelere ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Muğla Milletvekili
Metin Ergunun, Akdeniz ve Ege Bölgelerinde meydana gelen afet nedeniyle
narenciye üreticilerinin karşı karşıya
kaldığı mağduriyetlere ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Yalova Milletvekili Özcan
Özelin, Yalova ilinde millet bahçesi yapılması amacıyla Atatürk
Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsüne ait arazinin Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından TOKİye
devredildiğinin ifade edildiğine ilişkin açıklaması
2.- Gaziantep Milletvekili
Ali Muhittin Taşdoğanın, ülkede devam etmekte olan
salgının etkilerinin azaltılması noktasında yeni bir
evreye geçildiğine, istihdamın sürdürülebilirliğine etkisinin
olumlu olacağı düşüncesiyle kısa çalışma
ödeneğinin süresinin uzatılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
3.- Kırklareli
Milletvekili Vecdi Gündoğdunun, Kırklareli-Edirne bölünmüş yol
çalışmalarının neden yedi yıldır
bitirilemediğini ve neden Trakya ile Kırklareli illerinin
yatırımlardan yoksun bırakıldığını
Ulaştırma ve Altyapı Bakanından öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
4.- Tekirdağ
Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, 2019 yılına ait ödenmeyen
ayçiçeği, kanola, soya, pamuk, mazot ve gübre desteklerinin ödenmesi
gerektiğine, 22 Şubat 2017 tarihinde Bakanlar Kurulunda alınan
kararla çiftçilerin elektrik ve sulama borçlarının tarımsal
desteklerden tahsil edilmesi yolunun açıldığına
ilişkin açıklaması
5.- Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksalın, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim
Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi kapsamında atanan
öğretmenlere hak ettikleri kadroların verilip verilmeyeceğini öğrenmek
istediğine ve kamuda açığı bulunan birimlerde engelli
istihdamının sağlanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
6.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, 2020 yılının ilk
çeyreğinde millî gelirde yıllık bazda sağlanan yüzde 4,5
oranındaki artışla Avrupa Birliği, OECD ve G20 ülkeleri
arasında en fazla büyümenin kaydedilerek tarihî bir başarıya
imza atıldığına ilişkin açıklaması
7.- Hatay Milletvekili Serkan
Topalın, coronavirüs pandemisinin Suriyedeki çatışmalar
nedeniyle ekonomik anlamda sıkıntılar yaşayan Hatay ili
esnafını krizin içine sürüklediğine ve alınan önlemlerin
yeterli olmadığına ilişkin açıklaması
8.- Aksaray Milletvekili
Ayhan Erelin, şiddetli sağanak yağmur ve dolu
yağışı nedeniyle tarım ürünleri zarar gören Aksaray
çiftçilerinin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
9.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, Adıyaman ili ve ilçelerinde şiddetli dolu
yağışı nedeniyle tarım arazileri zarar gören bölgenin
afet ve acil durum bölgesi ilan edilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
10.- Gaziantep Milletvekili
Bayram Yılmazkayanın, vatan savunmasının sadece tankla
silahla olmayacağına, pandemiyle mücadelede de görüldüğü gibi
bazı savaşları kazanmak için inanç, emek ve özveri gerektiğine,
Covid-19 tanısıyla görevi başında vefat eden
sağlık çalışanlarının görev şehidi
sayılabilmeleri için gerekli çalışmaların
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
11.- Adana Milletvekili Orhan
Sümerin, Covid-19 salgınından zarar gören esnafın
mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
12.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Demirin, on sekiz yıldır sağlık
alanında yapılan atılımlar sayesinde oluşturulan
sağlık altyapısıyla salgında dünya ülkelerinin
yaşadığı olumsuzlukların
yaşanmadığına ilişkin açıklaması
13.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, coronavirüs salgınının Türkiyenin önde
gelen turizm kentlerinden olan Mersin ilinde turizmi olumsuz yönde
etkilediğine ve beklentilerinin Hükûmetin yaşanılabilecek
olası mağduriyetleri gidermesi yönünde olduğuna ilişkin açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin, coronavirüs salgınının toplumun
yüzde 1ini etkilediğine, yüzde 99u için riskin devam ettiğine
ilişkin açıklaması
15.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, yaşanılan pandemi nedeniyle Millî Eğitim
Bakanlığında çalışan tüm kadrosuz görevlilere kadro
verilmesi için iktidara çağrıda bulunduğuna ilişkin
açıklaması
16.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, AK PARTİnin seçim beyannamesindeki polislere,
hemşirelere, din adamlarına ve öğretmenlere 3600 ek gösterge
verme vaadine yönelik en ufak bir adımın
atılmadığına, İYİ PARTİ olarak millete
verilen sözlerin takipçisi olmaya devam edeceklerine, Covid-19
tanısıyla görevi başında vefat eden sağlık
çalışanlarının görev şehidi sayılabilmeleri için
hazırladıkları kanun teklifini Meclis
Başkanlığına sunduklarına, 65 yaş ve üstü
vatandaşların daha fazla sokağa çıkmasına yönelik
düzenlemeyi olumlu bulduklarına, Çinin Müslümanlara yönelik insan hakları
ihlallerinin uzun süredir devam ettiğine, Çin rejiminin şirk ifadeler
kullanarak Kuran-ı Kerimi yeniden yazmasını Diyanet
İşleri Başkanlığının ve Hükûmetin gündemine
ne zaman alacağını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın da bu konuda bir demecinin olup
olmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
17.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, 4 Haziran Cevdet Karakaşın idam
sehpasında şehadete yürüyüşünün 39uncu yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
18.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan
yerel seçimlerde yüzde 53 oyla Van Büyükşehir Belediye
Başkanlığını kazanan Bekir Kayanın 17 Kasım
2016 tarihine kadar görevini sürdürdüğüne, üç yıl altı ay on
sekiz gündür darbeci zihniyetin asılsız iftiraları sebebiyle
tutuklu olduğuna, siyasi mahpusların, rehinelerin serbest bırakılması
gerektiğine, corona virüsün bulaşı riskinin devam etmesi
nedeniyle LGS ve YKS sınavlarına giriş tarihlerinin
değiştirilmesine, Dünya Sağlık Örgütünün pandemi sürecinde
kısıtlamaların azaltılması için en az on dört gün
süreyle yeni olgu sayısının değişmemesinin ya da
azalmasının düzenli şekilde dikkate alınması
gerektiğine, Amerika Birleşik Devletlerinde George Floydun polis
tarafından katledilmesiyle başlayan eylemlerin tüm dünyaya yayıldığına,
belli grupların şiddetin hedefi hâline gelmesinin rastlantısal
olmadığına ilişkin açıklaması
19.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, kuvvetler ayrılığı
ibaresinin Anayasada, kanunlarda ve Meclis İçtüzüğünde müteaddit
defalar yer aldığına, Meclisi sevk ve idare eden partinin
çoğunlukçu yaklaşımıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Anayasadan aldığı gücü zaman zaman gereği gibi
kullanamadığına, demokrasiye olan inançlarını
yitirmediklerine ve yitirmeyeceklerine, demokrasinin bir tepki ve protesto
rejimi olduğunun unutulmaması, Meclisinin uyumlu çalışabilmesi
için istişarenin kalıcı olması gerektiğine
ilişkin açıklaması
20.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, Parlamentonun hiçbir baskı ve tehdit altında
kalmadan milletten aldığı Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. anlayışıyla, darbe kültürü olan anayasal
düzenlemeleri değiştirmek suretiyle anayasal hukuk düzenini
sivilleştirerek demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir
niteliğe büründürdüğüne ilişkin açıklaması
21.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları içerisinde bilgiye sunulacak olan 3 adet
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin Anayasaya ve İç Tüzüke
aykırılığı nedeniyle okutulmaması
gerektiğine, Başkanlığın tutumunun tezkereleri okutmak
yönünde olması hâlinde usul tartışması
açılmasını talep ettiğine ilişkin açıklaması
22.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları içerisinde Cumhurbaşkanlığı tezkereleri
bilgiye sunulurken Başkanlığın tutumunun ayıplı,
kusurlu, kabahatli olduğu kanaatini taşıdığına,
usul tartışması açılmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
23.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, seçilmemiş, atanmış bir
kişinin imzasıyla gelen tezkerenin Genel Kurulda okutulmasıyla
demokrasinin ayaklar altına alındığına, demokratik siyaseti
savunmaya devam edeceklerine ilişkin açıklaması
24.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, demokrasi tarihimizde Anayasa ve Parlamento teamülleri
çerçevesinde tarihe not düşülecek kararlar alındığına,
tezkerelerin görüşmelerinin Anayasaya, hukuka uygun şekilde cereyan
ettiğine, kimsenin milletin birlik beraberlik, kardeşlik ve
demokratik hukuk devleti mücadelesine gölge düşüremeyeceğine,
bağımsız yargıyı örselemeye çalışanlara
müsaade etmeyeceklerine ilişkin açıklaması
25.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
26.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
27.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
28.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Cumhuriyet Halk Partisinin hiçbir
milletvekilinin dokunulmazlık zırhına ihtiyacı
olmadığına, Türkiye Büyük Millet Meclisinin hiçbir üyesinin de
dokunulmazlık zırhına bürünmemesi gerektiğine, Enis
Berberoğlunun yargılanma sürecinin tamamlanmadığına
ve geçmiş uygulamalarda bu tip kararların dönem sonuna
bırakıldığına ilişkin açıklaması
29.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Anayasanın 83üncü maddesinin
dördüncü fıkrasında Tekrar seçilen milletvekili hakkında
soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden
dokunulmazlığını kaldırmasına
bağlıdır. ibaresinin yer aldığına ilişkin
açıklaması
30.- Aydın Milletvekili
Bülent Tezcanın, 15 Temmuz 2016 tarihinde Meclis kürsüsünden sosyal
medyaya hitap ederek darbeye direnmiş olmanın onurunu
taşıdığına, Anayasanın 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası ile Anayasanın 83üncü maddesinin dördüncü
fıkrasının açık olduğuna ilişkin
açıklaması
31.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, adil, tarafsız ve
bağımsız bir yargıdan zerre miskal kadar korkuları
olmadığına, Cumhurbaşkanlığı sisteminde yargının
etkisiz ve yetkisiz bir kurum hâline geldiğine ilişkin
açıklaması
32.- İstanbul Milletvekili
Engin Altayın, okunan tezkerelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinin tümü tarafından duyulmadığı için yok hükmünde
olduğuna ilişkin açıklaması
33.- Denizli Milletvekili
Milletvekili Cahit Özkanın, emperyalistlerin, silah
baronlarının, faiz lobilerinin ülkeyi, coğrafyayı, birlik
beraberliği karıştırmak suretiyle millî emaneti darbelerle,
ihanetlerle alaşağı etmesine müsaade etmeyeceklerine
ilişkin açıklaması
34.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
35.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
36.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
37.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin talimatla
çalışmasını kabul edilemez bulduklarına, demokrasinin
bir tepki ve protesto rejimi olduğuna, CHP Grubunu Meclise yapılan
baskıyı, tasallutu ve bu baskıya boyun eğen Meclis
Başkanını protesto etmeye çağırdığına
ilişkin açıklaması
38.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, CHP Grubunun Meclise yapılan
baskıya, tasalluta ve bu baskıya boyun eğen Meclis
Başkanına yönelik başlatmış olduğu protestoya HDP
Grubu olarak katıldıklarına ilişkin açıklaması
VI.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Anayasanın 84üncü
maddesine göre milletvekillerinin kesin hüküm giydiklerine dair kesinleşen
mahkeme kararları hakkındaki Cumhurbaşkanlığı
tezkerelerinin Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
kısmında okutulmasının uygun olup olmadığı
hakkında
2.-
Cumhurbaşkanlığı tezkerelerinin bilgiye sunulmasında
Başkanlığın tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.-
Cumhurbaşkanlığının, İstanbul Milletvekili Kadri
Enis Berberoğlunun siyasi ve askeri casusluk maksadıyla Devletin
güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları
bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklama
suçundan 25 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına
dair İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/6/2017 tarihli ve
esas 2016/205, Karar 2017/97 sayılı kararının
kaldırılarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin
13/2/2018 tarihli ve Esas 2017/2075, Karar 2018/287 sayılı
kararının onanmasına dair Yargıtay 16. Ceza Dairesinin
20/9/2018 tarihli ve Esas 2018/2088, Karar 2018/2728 sayılı
kararı ile ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
83üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine dair
tezkeresi (3/1218)
2.-
Cumhurbaşkanlığının, silahlı terör örgütüne üye
olma suçundan Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/3/2017
tarihli ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı kararıyla dokuz
yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen,
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 18/4/2018 tarihli ve
2017/1428 esas, 2018/1000 sayılı istinaf başvurusunun esastan
reddine dair kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/9/2019
tarihli ve 2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı ilamıyla
onanması suretiyle cezası kesinleşen Diyarbakır
Milletvekili Musa Farisoğullarıyla ilgili olarak, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 83üncü maddesinin üçüncü fıkrası
ile 84üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca
milletvekilliğinin düşürülmesine dair tezkeresi (3/1219)
3.-
Cumhurbaşkanlığının, silahlı terör örgütüne üye
olma suçundan Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/3/2017
tarihli ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı kararıyla altı
yıl üç ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar
verilen, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 18/4/2018 tarihli
ve 2017/1428 esas, 2018/1000 sayılı istinaf başvurusunun esastan
reddine dair kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/9/2019
tarihli ve 2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı ilamıyla
onanması suretiyle cezası kesinleşen Hakkâri Milletvekili Leyla
Güvenle ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83üncü
maddesinin üçüncü fıkrası ile 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine dair
tezkeresi (3/1220)
B) Önergeler
1.-
Başkanlığın, esas Komisyon olarak Dışişleri
Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî, Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor Komisyonuna havale edilen (2/2003) esas numaralı İslam
Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (ISESCO) Şartının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifinin
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop tarafından geri alındığına
ilişkin önerge (4/78)
yazısı
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kırıkkale
Milletvekili Ramazan Canın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Kırıkkale
Milletvekili Ramazan Canın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklaması sırasında
tekraren şahsına sataşması nedeniyle konuşması
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ PARTİ
Grubunun, Grup Başkan Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan
tarafından, 2019 Aralık itibariyle Mesut Barzani destekli Suriye Kürt
Ulusal Konseyi ile PKK-PYD arasındaki iş birliği ve
bütünleşme çalışmaları ABD girişimleriyle
somutlaşmıştır. Özellikle nisan ayından itibaren ABD
önderliğinde Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve PKK-PYD'yi
birleştirme çabaları yoğunlaşmıştır. 25
Nisan 2020'de terörist Mazlum Kobanenin Kamışlıda
yaptığı açıklamada tarafların bir araya gelmesi
noktasında büyük ilerleme kaydedildiği ifade edilmiştir. ABD
önderliğinde Türkiyeye karşı oluşturulan bu terör
ittifakından doğacak tehditleri tespit ve bertaraf etmek
amacıyla 4/6/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Haziran 2020 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kırklareli
Milletvekili Türabi Kayan'ın, 21 Nisan 2020 tarihli Resmî Gazetede
açıklanan kişisel bakım ve hijyen ürünlerine getirilen ek
vergilere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin
Kocanın cevabı (7/29010)
4 Haziran 2020
Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.02
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER
: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Burcu KÖKSAL (Afyonkarahisar)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95inci Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Dünya Çevre Koruma Günü ve Haftası
münasebetiyle söz isteyen Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemire aittir.
Buyurun
Sayın Özdemir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin, 5 Haziran
Dünya Çevre Gününe ilişkin gündem dışı konuşması
HACI
AHMET ÖZDEMİR (Konya) Çok Kıymetli Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi bu önemli günde sevgiyle
saygıyla selamlıyor, bizleri ekranları başında izleyen
değerli vatandaşlarımıza da selamlarımı,
saygılarımı sunuyorum.
Çevre,
eski tabirle muhit olarak ifade edilir; insanı kuşatan, sarıp
sarmalayan her şey demektir. Bugün dilimize yakışan tabirle de
çevre, insanı çevreleyen her şey demektir. Dünyaya geldiğimizde
hazır bir çevreye doğuyoruz, bugünkü tabirle -gençler bu tabirleri
çok seviyorlar- hazıra konuyoruz. İnsan yaratılmazdan önce ona
uygun bir ortam hazırlanmış; kozmografik olarak, tabiat
bilimlerinin, botanik biliminin, zoolojinin ve antropolojinin ele
aldığı konulara uygun olarak hazır bir ortam elde
edilmiş ve nihayet en sonunda da insan yaratılarak bu hazır
ortama indirilmiştir. İnsan varlık kategorisinin en üst
basamağındadır ve en güzel biçimde yaratılmış, en
şerefli, en değerli mahlukat olarak da tanımlanmıştır.
Ayrıca insana muazzam bir yetenek daha verilmiştir ki biz bu yeteneğe
temsil kabiliyeti diyoruz.
Şüphesiz,
insanın yaratıcısıyla ilişkisi çok önemlidir fakat en
az onun kadar önemli olan bir başka husus daha vardır; o da
insanın insan dışı varlıklarla ilişkisidir.
Şüphesiz, bu, insanın Tanrıyla ilişkisiyle alakalı
bir durum olarak da ayrıca kayda değer. Şöyle formüle
edebiliriz: İnsan dışı her şey, canlı veya
cansız, insanın emrine verilmiş ama aynı zamanda bütün bu
emrine verilenler de insana emanet edilmiştir. Yetki ne kadar
büyümüşse sorumluluğun da o kadar büyük olacağı bir gerçek
olarak önümüzde durmaktadır. Dolayısıyla insan olarak çevreye
karşı sorumluluğumuz hakikaten çok büyük. Bütün bir dünya, bütün
bir kâinat ve yaratılan canlı cansız her şey Kuranın
eşsiz beyanıyla bir hesap üzerine yaratılmıştır.
Her şey bir miktar ve ölçü üzerine yaratıldığından
dolayı da iktisatçıların formüle ettiği husus önümüze
çıkmaktadır. İnsanların ihtiyaçları sonsuzdur fakat
imkânlar sınırlıdır. Dolayısıyla biz bu dengeyi,
ölçüyü ve hesabı bozmamakla mükellef olduğumuzu asla unutmamalıyız
çünkü bu husus bizlere Dengeyi bozmayın. şeklinde emir kipiyle
ifade edilmiştir. Dolayısıyla keyfî davranışlardan
çevreye karşı uzak durma ve bizim emrimize verilen canlı cansız
varlıklardan yararlanma noktasında son derece dikkatli ve titiz
uygulamalar içinde bulunmak zorundayız. Eğer bunlara uymazsak,
görüyorsunuz, dünyada ozon tabakasının delinmesi gibi bir tehlikeyle
karşı karşıya kalıyoruz, daha başka tehlikelerin
de bunun arkasından gelmesi kaçınılmazdır.
İyi bir
avcının bana söylediği bir söz vardı. Niye çifte
kullanmıyorsun? diye sorduğumda, tek fişekli tüfek kullanan bu
avcı bana şunu demişti: Ben katliam yapmaya gitmiyorum, ben
ihtiyacım için avlanmaya gidiyorum. Çifteyle avlanmaya gidersem bir defa
attığımda vuramadığım canlının kurtulma
şansını ortadan kaldırmış ve ikinci defa
ateş etmek zorunda kalmış olurum ki bu
avcılığın şanına da yakışmaz, aynı
zamanda benim doğaya karşı, çevreye karşı emrime
verilmiş olan av hayvanlarına karşı sorumluluk duygumu da
zedeler. Biz bu düşüncelerle hareket etmek zorundayız. Çevremizdeki
hayvanlara eziyet edemeyiz, çevremizi hor kullanamayız. Canlı
cansız bütün yaratıklara emanet gözüyle bakmak ve çok hassas bir
denge gözeterek davranmak zorundayız.
Bu
duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor,
Meclis çalışmalarında başarılar diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz, ekonomik gelişmeler hakkında
söz isteyen Gaziantep Milletvekili Abdullah Nejat Koçere aittir.
Buyurun
Sayın Koçer. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Gaziantep Milletvekili Abdullah Nejat Koçerin, ülkedeki
ekonomik gelişmelere ilişkin gündem dışı
konuşması
ABDULLAH
NEJAT KOÇER (Gaziantep) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
tüm dünya coronavirüs salgını karşısında büyük bir
sınav veriyor. Ülkemiz de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın liderliği ve Sağlık
Bakanımız Sayın Fahrettin Kocanın yönetiminde son derece
başarılı bir mücadele sergiliyor. Polis, asker ve AFADın
içerisinde yer aldığı Vefa Sosyal Destek Grubu üyesi
gönüllülerimiz bu mücadeleye büyük destek veriyor. Her birine ayrı
ayrı yürekten teşekkür ediyorum.
Türkiye,
güçlü sağlık sistemi sayesinde kendi kendine yetmekle kalmayıp
bu süreçte dünyanın dört bir yanına yardım elini
uzatmış ve desteklerini göndermiştir. Ülkemizle ve milletimizle
bu anlamda gurur duymamak mümkün değil.
Salgının
ülke ekonomimize olan etkilerini azaltmak, işsizlik başta olmak üzere
her türlü olumsuzluğun önüne geçmek, iş gücü piyasasını
ayakta tutmak için Ekonomik İstikrar Kalkanı devreye
alınmıştır. Bu kapsamda, altı ay süresiz, otuz
altı ay vadeli, 25 bin TL limitli işletme finansmanı
desteği hiçbir ayrım olmaksızın esnafımızın
istifadesine sunulmuştur. Beyanname ve vergi ödeme süreleri
uzatılmış, tüm sektörler ve firmalar için hazine destekli KGF
kefaletiyle işe devam kredi desteği
başlatılmıştır. Firmalara maliyet ve istihdam
desteği sağlamak için kısa çalışma desteği
uygulanmış ve KOBİlere sunulan devlet destekli alacak
sigortasıyla yararlanma kapsamı genişletilmiştir. Aylık
5 bin TLnin altında geliri olan tüm vatandaşlarımız için 6
ay ödemesiz, 36 ay vadeli 10 bin TLye kadar temel ihtiyaç desteği devreye
alınmıştır. Devletimiz tüm imkânlarını seferber
ederek işçimizin, işverenimizin ve esnafımızın
yanında yer almıştır. Çalışanlarımız
korunmuş, firmalarımız ve dar gelirli
vatandaşlarımız desteklenmiştir.
Sayın
milletvekilleri, ülkemiz 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde
4,5 büyüdü, üstelik Avrupa Birliği, G20 ve OECD ülkelerinin
tamamını geride bırakarak; gurur verici bu başarı.
Covid-19 etkisine rağmen ikinci çeyrekte de ekonomik büyümemizin daha iyi
olacağına dair ümitlerimizi artırmıştır. Nisan ve
mayıs ayı ihracatımızdaki düşüşün kısıtlı
olması bu anlamda sevindiricidir. Haziran ayından itibaren ihracatta
toparlanmanın hızlanacağına inanıyorum. Coronavirüs
salgınının küresel ticareti ve dünya ekonomisini
sarstığı bir dönemde elde ettiğimiz bu veriler ekonomimizin
güçlenerek toparlandığını göstermektedir.
Sayın
milletvekilleri, Türkiye 5,5 milyon ailesine 1.000er TL sosyal yardım
desteği, 6 milyon vatandaşına 37 milyar TL ihtiyaç kredisi, 1
milyon 100 bin esnafına 25 milyar TL finansman desteği, 181 bin
işletmesine 146 milyar TL işe devam finansmanı desteğiyle
toplamda 262 milyar TLye ulaşan destek sağlarken yatırım
ve proje üretmeye devam etmiştir. Yerli ve millî solunum cihazı,
dezenfektan, maske ve medikal ürünlerde önemli başarılara imza
atılmıştır. Coronavirüs sürecinde gördük ki üretim gücümüz
ve gıda güvenliğimiz rekabet gücümüzü oluşturmuştur.
Şehrim
Gaziantepin dünyanın en büyük maske üretim kapasitesine sahip olması
ve başta makarna olmak üzere tüm gıda ürünlerinde Gaziantepin
gıda üretim merkezi olması da ayrıca salgın sürecinin öne
çıkan ülkemizdeki başarılarından bir tanesidir. Gaziantep
sanayisinin salgın sürecinde ürün çeşitliliğiyle medikal ve
gıda güvenliğini sağlamış olması Türkiye için
önemli bir kazanımdır. Türkiye bir yandan Covid-19la mücadele
ederken diğer yandan üretim ve ihracatına devam ediyor. Türkiye'nin
ilk insansız hava aracı olan Akıncı ülkemiz
semalarında süzülüyor, ilk yerli sondaj gemisi olan Fatih Karadenize
yelken açıyor. Devletimiz vatandaşlarımızı ve
firmalarımızı desteklemeye, istihdamı korumaya ve üretimi
güçlendirmeye yönelik uygulamalara devam ettikçe, Türkiye, üretim ve ihracat
odaklı büyüme modeliyle istikrarlı ve güçlü büyümeyi sürdürecektir.
Bu
duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Gündem dışı üçüncü söz, Akdeniz ve Ege Bölgelerimizde meydana
gelen afet ve narenciye üreticilerimizin karşı karşıya
kaldıkları mağduriyetlerle ilgili söz isteyen Muğla
Milletvekili Metin Erguna aittir.
Buyurun
Sayın Ergun. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
3.- Muğla Milletvekili Metin Ergunun, Akdeniz ve Ege Bölgelerinde
meydana gelen afet nedeniyle narenciye üreticilerinin karşı
karşıya kaldığı mağduriyetlere ilişkin
gündem dışı konuşması
METİN
ERGUN (Muğla) Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Dün
bu kürsüde birçok milletvekili arkadaşımızın dile
getirdiği gibi, mayıs ayının ortalarında Akdeniz ve
Ege Bölgelerimizde yaşanan sıcaklık afetiyle ilgili
görüşlerimi ifade etmek için huzurlarınızdayım. Bu afette
ürünleri zarar gören çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha
ifade etmek istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, bu afetle birlikte Türkiyede büyük bir tarımsal kriz
yaşanacak gibi görünmektedir. Türkiye'nin dört bir tarafında
tarlalar, bağlar, bahçeler büyük oranda zarar görmüş durumdadır.
Ege ve Akdenizde yaşanan afet, narenciye, üzüm, zeytin gibi meyveleri
yaktı ve dalında kuruttu. Ani ve sert iklim
değişikliklerine bağlı olarak ortaya çıkan bu afet,
tarım konusunda son yılların en büyük felaketlerinden biridir.
Ancak bilinmelidir ki iklim değişikliğine bağlı olarak
ortaya çıkan bu durum karşısında Tarım
Bakanlığının yeni bir strateji oluşturması
gerekmektedir. Zira bu, gelecekte de tekrarlanması muhtemel bir felaket
olarak karşımızda durmaktadır. Aşırı
sıcaklar ve rüzgâr nedeniyle Akdeniz Bölgesinde yüzde 95lere, Egede ise
yüzde 70-80lere ulaşan oranlarda narenciye meyveleri zarar görmüş
durumdadır. Seçim bölgem olan Muğlanın Ortaca, Köyceğiz ve
Dalaman ilçelerinde narenciyede rekolte kaybı maalesef yüzde 90lara
ulaşacak durumdadır.
Turizm konusunda zaten
büyük bir kayıp yaşayan Muğla, bu afetle beraber ciddi bir darbe
daha yemiş olacaktır. Yıllardan beri iktidarın bütün
vurdumduymazlığına karşı fedakârca üreten
çiftçilerimiz, şimdi de zikrettiğimiz afetle karşı
karşıya kalmış ve işler içinden çıkılmaz bir
noktaya gelmiştir. Yaşanan bu afet neticesinde ocak ayından
itibaren mecburi harcamalarını yapan çiftçilerimiz, çok büyük
zararlara uğramıştır. Dalamanda, Ortacada,
Köyceğizde üreticiler perişan vaziyette, devletin kendilerine el
uzatmasını beklemektedir. Bu nedenle, söz konusu afet sonucu
ağır şekilde maddi kayıplar yaşayan üreticilerimize
devletimizin acilen sahip çıkması gerekmektedir.
Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşenerin de ifade ettiği
üzere biz İYİ PARTİ olarak bu afetin zararlarının ortadan
kaldırılması ve çiftçimize sahip çıkılması için
iktidardan 4 maddelik bir destek paketi uygulamaya koymasını talep
ediyoruz.
İlk olarak, söz
konusu yörelerimiz afet bölgesi ilan edilmelidir.
İkinci olarak,
sıcaklık ve fırtınanın yol açtığı
zararların da TARSİM sigortası kapsamına alınması
gerekmektedir. Bununla beraber iklim değişikliğine
bağlı olarak tarımsal sigorta anlayışının
değişmesi ve kapsamının genişletilmesi
lazımdır. Şu an ülkemizin dört bir yanında
yaşandığı gibi iklimsel zararların sigortalanmaması
artık kabul edilebilir değildir.
Üçüncü olarak, mağdur
olan üreticilerimizin Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan borçları faizsiz bir şekilde ertelenmeli ve
uygun ödeme koşulları sağlanmalıdır.
Son olarak, çiftçilerimize
zararlarıyla orantılı olarak nakdî destek
sağlanmalıdır. Eğer bu destekler sağlanmaz ise
çiftçilerimiz bu badireyi kendi başlarına atlatamayacak, birçoğu
tarlasını, bahçesini ve arazisini satmak zorunda kalacaktır.
Bunun sonucunda da başta narenciye olmak üzere birçok kalemde
tarımsal üretimin bu bölgelerdeki geleceği riske girecektir. Allah
göstermesin, böyle felaketler karşısında üreticiyi kaybedersek
açlık riskiyle yüz yüze kalır ve ithalata daha fazla bağımlı
hâle geliriz.
Konuşmama
son verirken, şimdiye kadar tarımda Türkiye'nin kendi kendine
yetebilirliğini ortadan kaldıran ve çiftçiyi ihmal eden ithalat
politikalarıyla Türkiyeyi tarımda net ithalatçı durumuna sokan
iktidara sesleniyorum: Geçtiğimiz yıllarda yaşanan afetlerde
yaptığınız gibi bu felakete de bigâne kalmayın. Bugün
dünyada stratejik önemi daha iyi anlaşılan tarıma ve üreticiye
böylesi kara günlerde sahip çıkın. Bir an önce zikrettiğimiz
adımları atın ve ekonomik destek programını ivedilikle
hazırlayın. Üreticilerimizi yaşadıkları felaket karşısında
rahatlatın, rahatlatın ki ülkemizin başta narenciye üretimi
olmak üzere birçok tarımsal ürün konusunda geleceği riske girmesin.
Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
milletvekilleri, şimdi sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden
birer dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın
Özcan Özel...
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Yalova Milletvekili Özcan
Özelin, Yalova ilinde millet bahçesi yapılması amacıyla Atatürk
Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsüne ait arazinin Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından TOKİye
devredildiğinin ifade edildiğine ilişkin açıklaması
ÖZCAN
ÖZEL (Yalova) Sayın Başkan, Yalovada Atatürk Bahçe Kültürleri
Merkez Araştırma Enstitüsüne ait 113,4 dekar arazi üzerine millet
bahçesi yapılacağı, bu arazinin Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından bu amaçla TOKİye
devredildiği ifade edilmektedir. Burası birinci sınıf
tarım arazisidir, Yalova benim kentimdir. diyen Mustafa Kemal Atatürkün
Türk tarımının geliştirilmesi için millete
bağışladığı arazilerden bir tanesidir. Bu arazi
tarımsal AR-GE faaliyetlerinin yapıldığı bir
alandır. Buranın tarım dışı amaçla
kullanılması, millet bahçesine dönüştürülmesi, Atatürkün
mirasına saygısızlık, Yalovaya, Türkiyeye ve Türk
tarımına ihanettir. Türkiyeyi, bereketli topraklarını
tarım dışı amaçlarla kullanarak tarımsal ürünleri
ithal eden bir ülke hâline getirdiniz. Buna yenisini eklemeyin, bu
yanlıştan dönün, birinci sınıf tarım arazilerine
dokunmayın diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Taşdoğan
2.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin
Taşdoğanın, ülkede devam etmekte olan salgının
etkilerinin azaltılması noktasında yeni bir evreye
geçildiğine, istihdamın sürdürülebilirliğine etkisinin olumlu
olacağı düşüncesiyle kısa çalışma ödeneğinin
süresinin uzatılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ALİ
MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) Sayın Başkan,
ülkemizde devam etmekte olan salgının etkilerinin
azaltılması noktasında yeni bir evreye geçildi.
Kısıtlamalar kalktı ve normalleşme süreci
başladı. Covid-19un üretime olumsuz etkilerine rağmen
istihdamı önceliğine alan sanayicilerimiz kamunun da desteğiyle
istihdama devam ettiler. Sanayide toparlanma ve normalleşmenin sağlanabilmesi
için reel sektörün bu geçiş sürecinde desteklenmesine devam edilmesi
gerekmektedir. Bu süreçte yapılan desteklerden kısa çalışma
ödeneğinin üreticimize önemli katkıları olmuştur. Ancak
kısa çalışma ödeneğine başvurular 30 Haziranda sona
erecektir. İşveren ve çalışanlar açısından
salgının olumsuz etkilerinin atlatılabilmesi için bu
desteğin bir süre daha uzatılmasının değerlendirilmesi
gerekmektedir. İstihdamın sürdürülebilirliğine etkisinin olumlu
olacağını düşünmekteyiz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Gündoğdu
3.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun,
Kırklareli-Edirne bölünmüş yol çalışmalarının
neden yedi yıldır bitirilemediğini ve neden Trakya ile
Kırklareli illerinin yatırımlardan yoksun
bırakıldığını Ulaştırma ve Altyapı
Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
VECDİ
GÜNDOĞDU (Kırklareli) Teşekkürler Sayın Başkan.
Ulaştırma
ve Altyapı Bakanına sormak istiyorum: Kentlerin gelişmişlik
düzeyinin bir göstergesi de ulaşım imkânlarının
hızlı, kaliteli ve güvenli olmasıdır. AKP hükûmetleri
tarafından on sekiz yıldır sahipsiz bırakılın
Kırklareli ve Trakya bölgemiz, AKP Hükûmeti tarafından âdeta
cezalandırılmaktadır. Marmarayı denizin altından
geçirdik, köprü yaptık, otoyollar açtık. diye her gün övünenlere de
buradan soruyorum: Neden Kırklareli-Edirne bölünmüş yolu yedi
yıldır hâlâ bitirilmemiştir, hizmete
açılmamıştır? Bu yolla ilgili verdiğimiz soru
önergelerine niye cevap verilmemiştir? Trakya ve Kırklareli
halkının yatırımlardan yoksun bırakılması
nedendir? Neden Kırklarelimizi hizmet fukarası hâline getirdiniz,
merak ediyoruz.
Teşekkürler
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Aygun
4.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun,
2019 yılına ait ödenmeyen ayçiçeği, kanola, soya, pamuk, mazot
ve gübre desteklerinin ödenmesi gerektiğine, 22 Şubat 2017 tarihinde
Bakanlar Kurulunda alınan kararla çiftçilerin elektrik ve sulama
borçlarının tarımsal desteklerden tahsil edilmesi yolunun
açıldığına ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) 2019 yılına ait ödenmeyen yağ bitkilerini; ayçiçeği,
kanola, soya, pamuk ve mazot, gübre desteklerini ödeyiniz. Yine,
yayınlanmayan 2020 tarımsal destekleme tebliğini
çıkarınız.
22 Şubat 2017de
Bakanlar Kurulunda alınan kararla ve Resmî Gazetede yayımlanan
29/987 sayılı Tebliğe göre tarımsal desteklerden elektrik
ve sulama borçlarına tahsil yolu açılmıştır. Ancak 19
Aralık 2019da Danıştay 10. Dairesi, çiftçilerimiz
tarafından açılan davaya vermiş olduğu kararla, Bakanlar
Kurulunun 5488 sayılı Tarım Kanununun 19uncu maddesinde
verilen yetkinin dışında bir karar aldığını
belirtmiş ve bu tebliğin geçersizliğine karar vermiştir.
Ancak pandemi sürecinde hâlâ hukuksuz yargılamaya devam edildiği
sahadan gelen bilgilerle sabittir. Bir an evvel Bakanlığın bu
hukuksuzluğa son vermesi gerekmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Köksal
5.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın,
Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun
Desteklenmesi Projesi kapsamında atanan öğretmenlere hak ettikleri
kadroların verilip verilmeyeceğini öğrenmek istediğine ve
kamuda açığı bulunan birimlerde engelli istihdamının
sağlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine
Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi kapsamında mülakat, KPSS ve güvenlik
soruşturmasıyla atanan PIKTES öğretmenleri kadro bekliyor. Millî
Eğitim Bakanlığı bu konuda ne düşünüyor? PIKTESli
öğretmenlerimize hak ettikleri kadro verilecek mi? Öte yandan istihdama
katılım oranları son derece düşük olan engelli
yurttaşlarımız EKPSS sınavında aldıkları
yüksek puanlara rağmen atanamıyorlar. Buradan Bakanlığa bir
kez daha sesleniyoruz: Engellilerin EKPSSye göre atamaları
yapılsın, kamuda açığı bulunan birimlerde engelli
istihdamı sağlansın.
BAŞKAN Sayın
Durmuşoğlu
6.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun,
2020 yılının ilk çeyreğinde millî gelirde yıllık
bazda sağlanan yüzde 4,5 oranındaki artışla Avrupa
Birliği, OECD ve G20 ülkeleri arasında en fazla büyümenin
kaydedilerek tarihî bir başarıya imza atıldığına
ilişkin açıklaması
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teşekkürler Sayın Başkan.
Ülkemiz
2020 yılının ilk çeyreğinde millî gelirimizde
yıllık bazda yüzde 4,5 artışla Avrupa Birliği, OECD ve
G20 ülkeleri arasında en fazla büyümeyi kaydederek tarihî bir
başarıya imza atmıştır. Bu veriler ekonomimizdeki
güçlü toparlanmanın devam ettiğini ve salgın sonrası siyasi
ve ekonomik bakımdan yeniden yapılanma sürecinde küresel sistemde
ülkemizin çok iyi bir yere geleceğinin işaretidir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde ülkemizi sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda,
enerjide, ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, sporda,
savunma sanayisinde ve hayatın her alanında parlayan bir
yıldız yapmaya kararlıyız. Seçim bölgem Osmaniye de son
verilere göre Adana, Hatay ve Kahramanmaraş illeri arasında sanayiye
dayalı elektrik tüketiminde bölgede öncü olarak ülke ekonomisine
katkısını her geçen gün artırmaktadır. Kim ne derse
desin, hangi kirli kumpasları kurarsa kursun Rabbimin izni ve aziz
milletimizin desteğiyle büyüyüp güçlenerek yolumuza emin adımlarla
ilerlemeye devam edeceğiz diyor, Genel kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Topal
7.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın, coronavirüs
pandemisinin Suriyedeki çatışmalar nedeniyle ekonomik anlamda
sıkıntılar yaşayan Hatay ili esnafını krizin
içine sürüklediğine ve alınan önlemlerin yeterli
olmadığına ilişkin açıklaması
SERKAN
TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Hatay,
uzun yıllardır Suriyedeki çatışmalardan en çok etkilenen,
bu sebeple ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşayan bir
ilimizdir. Yaşanan pandemi Hataylı esnafımızı
diğer illerden çok daha ciddi bir krizin içine sürüklemiştir.
Alınan önlemler yeterli değildir. Birçok defa dile getirdik, bir kez
daha Hükûmeti göreve çağırıyorum. Vergi öteleme, beyanname
erteleme esnaflarımızın sorununu çözmüyor. Önümüzdeki bir
yıllık süre için esnafın SGK primleri ve vergileri devlet
tarafından ödenmelidir. Esnafa can suyu olacak destek ödemeleri mutlaka
yapılmalıdır. İşsizlik ödeneği bir
yıllık süre için yapılmalıdır, istihdam yükü
esnafın üzerinden alınmalıdır. Bunlar
yapılmadığı takdirde, mevcut şartlarda, esnaf kepenk
kapatmak zorunda kalacak, binlerce insan işsiz kalacak ve Hatay ekonomisi
çökme noktasına gelecek. Hatay halkı ve esnafı devleti
yanında görmek istiyor.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Erel
8.- Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, şiddetli
sağanak yağmur ve dolu yağışı nedeniyle
tarım ürünleri zarar gören Aksaray çiftçilerinin mağduriyetinin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
AYHAN
EREL (Aksaray) Geçiminin büyük bir bölümünü tarımdan sağlayan
Aksarayımızda önceki gün şiddetli sağanak yağmur ve
dolu yağışı nedeniyle başta Eskil, Sultanhanı
ilçelerimiz olmak üzere Eşmekaya beldemizde, Ekecik ve Hasandağı
köylerimizin bazılarında yaklaşık 70 bin dekar tarım
arazisinde tarım ürünleri zarar görmüştür. Arpada yüzde 100e varan
zararın yanında diğer tarım ürünlerinde yüzde 40 ile yüzde
100 arasında zarar tespit edilmiştir. Daha önce de aynı
şekilde İncesu ve Armutlu köylerimizde tarım alanları
aynı şekilde zarar görmüştür. Zor şartlarda, borç harç ekim
yapabilen çiftçilerimizin uğramış olduğu zarar bir an önce
devletimiz tarafından giderilmelidir. Çiftçilerimizin Ziraat
Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları faizsiz
olarak, ödeyebilecekleri şekilde
yapılandırılmalıdır. Yoksa çiftçilerimiz
borçlarını ödemek için tarlalarını, traktörlerini satmak
zorunda kalacaktır.
BAŞKAN
Sayın Filiz
9.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin,
Adıyaman ili ve ilçelerinde şiddetli dolu yağışı
nedeniyle tarım arazileri zarar gören bölgenin afet ve acil durum bölgesi
ilan edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
İMAM
HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
24
Mayıs Ramazan Bayramının birinci günü Adıyaman ili ve ilçelerinde
şiddetli dolu yağışı nedeniyle Kahta ilçemizde 22
köyde yaklaşık 15 bin dönüm hububat, 5 bin dönüm meyve bahçesi;
Sincik ilçemizde 4 köyde yaklaşık 200 dönüm üzüm bağı ve
arpa tarlaları; Tut ilçemizin genelinde yaklaşık 30 bin dönüm
Antep fıstığı ve Samsat ilçemizin Çiçek ve Tepeönü
köylerinde yaklaşık 5 bin dönüm arpa ekili arazi zarar
görmüştür. Zaten ekonomik dar boğazda olan köylülerimiz dolu
afetinden dolayı iyice perişan olmuşlardır. Bölgenin afet
durum bölgesi ilan edilerek zarar ve ziyanlarının bazı illerde
olduğu gibi AFAD veya Cumhurbaşkanlığı fonundan ya da
Tarım ve Orman Bakanlığından karşılanması
çiftçilerimize bir nefes aldıracaktır diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Yılmazkaya
10.- Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkayanın,
vatan savunmasının sadece tankla silahla olmayacağına,
pandemiyle mücadelede de görüldüğü gibi bazı savaşları
kazanmak için inanç, emek ve özveri gerektiğine, Covid-19 tanısıyla
görevi başında vefat eden sağlık
çalışanlarının görev şehidi sayılabilmeleri için
gerekli çalışmaların yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA
(Gaziantep) Sayın Başkan, vatanın savunması sadece
tankla, silahla, askerle olmaz. Bazı savaşları kazanmak için ise
inanç, yürek, emek ve özveri gereklidir. İşte pandemiyle mücadele,
tüm dünyada olduğu gibi böyle bir savaştır. Savaşın
askerleri doktorlar, hemşireler ve sağlık
çalışanlarımız olmuştur. Doğru olduğuna inanmak
istediğimiz bu sonuçların oluşumunda emeği geçen tüm
insanları yürekten kutluyorum. Özellikle bu mücadelede hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza ve sağlık
çalışanlarımıza başsağlığı
dilerim. Hasta olan sağlık çalışanlarımıza da
geçmiş olsun.
Bu savaşın
unsurları olan sağlık çalışanlarına gereken tüm
yardımlar mutlaka sağlanmalıdır. Onlara gerekli maddi,
manevi tüm destekler devletimiz tarafından verilmelidir. Meclisimiz,
Covid-19 testi pozitif sonrası veya sağlık kurulları
tarafından Covid-19 tanısıyla görevi başında vefat
etmiş sağlık çalışanlarımızın görev
şehidi sayılmaları için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Bu
yüce Meclis en kısa sürede fedakâr
sağlıkçılarımız için bu yasayı
çıkarmalıdır.
Yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Sümer
11.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, Covid-19
salgınından zarar gören esnafın mağduriyetinin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Covid-19
salgınından en fazla zarar gören kesimlerin başında gelen
esnaf normalleşme süreciyle birlikte hemen normalleşmeyecek,
işlerini yeniden oturtmaları için zaman gerekecek. Bir dizi önlem
hayata geçirilmeli. Öncelikle esnaf için SSK ve vergi affı getirilmeli
hatta uzun süre iş yerini kapatmak zorunda kalan, iflasın
eşiğinde olan esnafın belli bir miktara kadar borçları
affedilmeli, bu miktarın üzerindeki borçlar faizsiz ve uzun vadeli tahsil
edilmeli. 65 yaş üzerindeki esnaf iş yerlerini hâlâ açamıyor ve
büyük bölümü iflas noktasında. Bu soruna acil bir çözüm bulunmalı.
Minibüsler, otobüsler uzun süre kapasitelerinin yarısı kadar yolcu
taşımak zorunda kaldılar. En azından salgın bitene
kadar ticari araçların kullandığı akaryakıttan KDV ve
ÖTV alınmamalıdır. İş yeri kapalı kalan esnafa
süre tanınmalı, bitene kadar kira desteği yapılmalı ve
stopaj kaldırılmalıdır; tabela vergisi, çevre vergisi ve işgaliye
harcı geçici olarak alınmamalıdır.
BAŞKAN Sayın
Demir
12.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demirin, on sekiz
yıldır sağlık alanında yapılan
atılımlar sayesinde oluşturulan sağlık
altyapısıyla salgında dünya ülkelerinin yaşadığı
olumsuzlukların yaşanmadığına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
On sekiz yıldır
sağlık alanında yapılan atılımlar sayesinde
oluşturulan sağlık altyapısıyla salgında dünya
ülkelerinin yaşadığı olumsuzlukları yaşamadık.
Doktorlarımızın, yoğun bakım ünitelerine öncelikle
hangi hastaların alınacağı gibi hayati ve üzücü kararlar
almasına gerek kalmadı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın liderliğinde Sağlık
Bakanlığımızın koordinasyonuyla sağlık
çalışanlarımızın olağanüstü gayretleri sayesinde
bu süreci başarılı bir şekilde geçiştiriyoruz.
Başakşehir
İkitelli ve Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastaneleri,
Sancaktepe Feriha Öz ve Yeşilköy Murat Dilmener Acil Durum Hastaneleri,
İsmail Niyazi Kurtulmuş Hastanesinin açılışıyla
sağlık sistemimizin gücüne güç kattık. Dünya sağlık
sistemi büyük sıkıntılar yaşarken sorunsuz ilerleyen
sağlık sistemimizin altyapısı için yeni hastaneler açmaya,
millî ekipmanlar üretmeye devam edeceğiz.
Ülkemize,
milletimize hayırlı olsun.
BAŞKAN
Sayın Kılavuz
13.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, coronavirüs
salgınının Türkiyenin önde gelen turizm kentlerinden olan
Mersin ilinde turizmi olumsuz yönde etkilediğine ve beklentilerinin
Hükûmetin yaşanılabilecek olası mağduriyetleri gidermesi
yönünde olduğuna ilişkin açıklaması
OLCAY
KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Mersin,
doğası, antik kentleri, tarihî dokusu ve kültürel iklimiyle
Türkiyenin önde gelen turizm kentlerinden biridir. 321 kilometrelik sahili
eşsiz güzelliklere ve doğal plajlara ev sahipliği
yapmaktadır. Nice medeniyetlerin ve kültürlerin mirası üzerine
kurulan Mersinimiz açık hava müzesini andırmaktadır.
Ülkemizi
ve dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgını turizmi
olumsuz yönde etkilemiştir. Mersinimiz gibi turizmin önemli gelir kaynaklarından
biri olan şehirlerimizde turizm sektörü ve turizme bağlı
sektörlerin yaşanılan durumdan etkilendiği aşikârdır.
Güzel Mersinimizin turizm sezonunda bu olumsuzluktan en az şekilde
etkilenmesi Hükûmetimizin yaşanılabilecek olası
mağduriyetleri gidermesi Mersinimizin turizm konusunda hak ettiği
yatırımlara kavuşması beklentilerimiz
arasındadır.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Şeker
14.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin,
coronavirüs salgınının toplumun yüzde 1ini etkilediğine,
yüzde 99u için riskin devam ettiğine ilişkin açıklaması
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Coronavirüs salgınında cansiparane
mücadele veren sağlık çalışanları tavandan ödeme
alacak denildi ancak üniversite hastanelerinin bütçesi kasten
batırıldığı için üniversite tıp fakülteleri bu
ödemeleri yapamıyor, sağlıkçıların eli boş
kaldı.
Yeni
normale anormal bir biçimde geçiyoruz ve bu anormal geçişte toplu
ulaşımda, toplu çalışılan yerlerde, kalabalık
ortamlarda bu risk devam ediyor. Salgın yüzde 1i etkiledi, yüzde 99
tehdit altında, bu yüzde 99 için risk devam etmekte. Herkes tedbirlere
riayet etmeli, halk da tedbirlere riayet etmeli, Hükûmet de gerekli tedbirleri
alacak destekleri sağlamalıdır.
Özellikle
ehliyet cezası almış olanların bu salgın sürecinde bu
cezaları ertelenmeli, toplu ulaşıma mahkûm edilmemelidir bunlar.
Yirmi
dört haftadan sonra gebeler izinli sayılıyor, özel sektördeki
çalışanlarda bu izin yok, sadece kamuda bu izin var.
Yeni
açılan hastanelere yeni kadrolar verilsin, yeni açılan hastanelere
diğer hastanelerden
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Sayın Gürer
15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
yaşanılan pandemi nedeniyle Millî Eğitim
Bakanlığında çalışan tüm kadrosuz görevlilere kadro
verilmesi için iktidara çağrıda bulunduğuna ilişkin
açıklaması
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Millî Eğitim okullarında önceki
dönemde taşeron firmalardaki çalışanlar 696 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameyle on ay üzerinden geçici işçi olarak işe
alınmışlardı. 15 Haziran tarihinden itibaren Millî
Eğitim Bakanlığı bünyesinde 32 bin çalışan iki ay
süreyle işsiz kalacaklardır. Diğer kurumlarda
çalışanlara on iki ay üzerinden sürekli işçi statüsü
tanınırken Millî Eğitim Bakanlığı
çalışanlarına bu hak verilmemiştir. Bu durumda emekçiler
evine ekmek götürmede, kira ödemede hatta çocuklarına harçlık vermede
büyük sıkıntı yaşayacaklardır; ciddi hak kaybına
uğrayacaklardır. Ayrıca, Toplum Yararı Projesi
kapsamında Millî Eğitim Bakanlığında görev yapanlar da
haziran ayında işsiz kalacaklardır.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, pandemi sürecinde işçi
çıkarılmayacağını söylemişti. Özel güvenlik
dâhil, pandemi dikkate alınarak Millî Eğitim
Bakanlığında çalışan tüm kadrosuz görevlilerin
yaptıkları asıl işin kadrosunun alınması için
iktidara çağrıda bulunuyorum: Emekçileri işsiz bırakmayın
ve Millî Eğitim okullarında tüm hizmetlerin kadrolarını
verin.
BAŞKAN
Değerli milletvekilleri, şimdi Sayın Grup Başkan
Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Sayın
Türkkan, buyurun.
16.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, AK
PARTİnin seçim beyannamesindeki polislere, hemşirelere, din
adamlarına ve öğretmenlere 3600 ek gösterge verme vaadine yönelik en
ufak bir adımın atılmadığına, İYİ
PARTİ olarak millete verilen sözlerin takipçisi olmaya devam edeceklerine,
Covid-19 tanısıyla görevi başında vefat eden
sağlık çalışanlarının görev şehidi
sayılabilmeleri için hazırladıkları kanun teklifini Meclis
Başkanlığına sunduklarına, 65 yaş ve üstü
vatandaşların daha fazla sokağa çıkmasına yönelik
düzenlemeyi olumlu bulduklarına, Çinin Müslümanlara yönelik insan
hakları ihlallerinin uzun süredir devam ettiğine, Çin rejiminin
şirk ifadeler kullanarak Kuran-ı Kerimi yeniden yazmasını
Diyanet İşleri Başkanlığının ve Hükûmetin
gündemine ne zaman alacağını, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğanın da bu konuda bir demecinin olup
olmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK
PARTİ seçim beyannamesinde polis, öğretmen, hemşire ve din
görevlilerine ek gösterge imkânı vereceğini vadetmişti. Seçimin
üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bu konuyla ilgili en ufak bir
adım atılmadı bugüne kadar. Oysa, iki yıllık süre
iktidarda olan bir partinin 3600 ek göstergeyi çıkarması için çok
fazla bir zaman.
Oy
isterken ağızlardan kolayca çıkan sözler iktidar olunca
unutuluyorsa bunun adı vatandaşı kandırmaktır. Süreci
daha fazla uzatmayın; gelin, 3600 ek göstergeyi birlikte
yasalaştıralım. Bunun, özellikle içinde bulunduğumuz
pandemi sürecinde canı pahasına görev yapan sağlık
çalışanlarımıza da moral motivasyon
olacağını hatırlatmak istiyorum. Biz, İYİ
PARTİ olarak milletimize verilen sözlerin takipçisi olmaya yılmadan
devam edeceğiz. Salgınla mücadelede en ön safta yer alan tüm
sağlık çalışanlarımız öncelikle korunmalı ve
kollanmalıdır. Alkışlamak önemlidir ama yeterli
değildir. Özlük hakları ve maddi ek prim desteği muhakkak
verilmelidir.
Ayrıca,
Sayın Genel Başkanımızın dile getirdiği gibi,
virüsle mücadele ederken Covid-19a yakalanıp vefat eden tüm
sağlık çalışanlarımızın ayırım
yapılmaksızın şehit ilan edilmesi gerektiğini bir kez
daha ilan etmek istiyorum, size hatırlatmak istiyorum çünkü onlar da
tıpkı Mehmetçiğimiz gibi böylesine zor zamanlarda insan
yaşatmak, can kurtarmak için kendilerini feda ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
İYİ PARTİ olarak coronavirüs salgınıyla mücadele
ederken hayatını kaybeden sağlık
çalışanlarının şehit sayılmasıyla ilgili
kanun teklifimizi daha önce hazırlayıp Meclis
Başkanlığına sunmuştuk. Ülkemizde bu kayıpların
hiç yaşanmamasını temenni etmekle birlikte, bahse konu olan
sağlık mensuplarımızın ifa ettikleri görevin
kutsallığı gözardı edilmemelidir.
Bilim Kurulu
toplantısının ardından açıklama yapan Sağlık
Bakanı Sayın Fahrettin Koca 65 yaş ve üzeri yaştaki vatandaşların
daha fazla sokağa çıkmasına yönelik bir düzenleme üzerine
çalışıldığını bildirdi. Bunu olumlu
buluyoruz çünkü bu vatandaşlarımız üç aya yakın bir süredir
evlerinde âdeta hapis hayatı yaşıyorlar, hafta sonları
sadece bir gün belli saatler arasında sokağa çıkmalarına
izin verilse de bu onlara yetmiyor çünkü 65 yaş ve üzeri
vatandaşlarımız birçok normalleşme kararı
alınmışken kendileri de buna dâhil olmak istiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Örneğin en azından hafta içi günlerden birinde de belirli saatlerde
dışarı çıkıp işlerini halletmek istiyor bu
vatandaşlarımız. Birçoğu gidip emekli
maaşını kendisi çekmeye, devlet dairesinde işini elden
halletmeye alışmış senelerdir. O yüzden 65 yaş ve
üzeri vatandaşlarımızla ilgili böyle bir düzenlemenin bir an
önce yapılmasının acil olduğunu düşünüyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Çinin özellikle Müslümanlara karşı
yaptığı insan hakları ihlalleri uzun süredir devam ediyor.
Daha önce Çin Hükûmeti, İslamı Çinlileştirmeyi amaçlayan bir
tasarıyı yasalaştırmıştı. Söz konusu yasa,
İslam dinini komünizmle uyumlu hâle getirmeyi öngörmekteydi ve
geçtiğimiz günlerde Çin Hükûmeti Kuran-ı Kerimi tahrif etmeye
başladı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Geçen sene Dinî metinlerin eksiksiz bir şekilde
değerlendirilmesi ve metinlerin yeniden çevrilmesi ifadesini kullanarak
Kuran-ı Kerimi yeniden yazacağını duyuran Çin Hükûmeti,
dediğini yaptı. Hazırlattığı Fatiha suresinin
mealini Çin Komünist Partisinin övgüleriyle değiştirerek
Kuran-ı Kerimi tahrif etti. Tüm İslam âleminin şu an
Kuran-ı Kerime yapılan bu hakareti konuşuyor olması
gerekliydi. Buradan, başta Diyanet İşleri
Başkanlığı olmak üzere Hükûmete sesleniyorum: Çin rejiminin
şirk ifadeleriyle Kuran-ı Kerimi yeniden yazması, sizlerin
gündemine ne zaman girecek? Bu konuda, dünyadaki Müslümanların liderliğine
soyunmuş Sayın Cumhurbaşkanının da bir demeci olacak
mı? Sormak istiyorum.
Yüce
Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Bülbül
17.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, 4
Haziran Cevdet Karakaşın idam sehpasında şehadete
yürüyüşünün 39uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
12 Eylül 1980 darbesi sonrasında kurulan düzmece askerî mahkemelerde
yapılan sözde yargılamalar neticesinde, ülkücü şehidimiz Cevdet
Karakaş 4 Haziran 1981 günü, hakkında verilen idam kararının
onaylanması neticesinde, idam sehpasında şehadete
yürümüştür. 39uncu yılını idrak ettiğimiz bugün de
ülkücü şehidimiz Cevdet Karakaşı ve vatan, millet, devlet
yolunda hayatını, canını feda eden ülkücü şehitlerimiz
ve bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve dualarla yâd ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Beştaş, buyurun.
18.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde
yüzde 53 oyla Van Büyükşehir Belediye
Başkanlığını kazanan Bekir Kayanın 17 Kasım
2016 tarihine kadar görevini sürdürdüğüne, üç yıl altı ay on
sekiz gündür darbeci zihniyetin asılsız iftiraları sebebiyle
tutuklu olduğuna, siyasi mahpusların, rehinelerin serbest
bırakılması gerektiğine, corona virüsün bulaşı
riskinin devam etmesi nedeniyle LGS ve YKS sınavlarına giriş
tarihlerinin değiştirilmesine, Dünya Sağlık Örgütünün
pandemi sürecinde kısıtlamaların azaltılması için en
az on dört gün süreyle yeni olgu sayısının
değişmemesinin ya da azalmasının düzenli şekilde
dikkate alınması gerektiğine, Amerika Birleşik
Devletlerinde George Floydun polis tarafından katledilmesiyle
başlayan eylemlerin tüm dünyaya yayıldığına, belli
grupların şiddetin hedefi hâline gelmesinin rastlantısal
olmadığına ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
30
Mart 2014 tarihinde, bundan tam altı yıl önce yapılan yerel
seçimlerde Van Büyükşehir Belediyesini Barış ve Demokrasi
Partisi belediye başkan adayı Bekir Kaya yüzde 53 oyla
kazanmıştı. O zamandan 17 Kasım 2016ya kadar görevini
sürdürdü ve kayyum atanmasından itibaren kendisi
tutuklanmıştı. Yine, sevgili Bekir Kaya, ondan sonra da üç
yıl altı ay on sekiz gündür, yani tam bin iki yüz doksan altı
gündür darbeci zihniyetin asılsız, mesnetsiz iftiraları nedeniyle
tutuklu bulunuyor. Mesnetsizdir, neden? İtfaiye yangınına
müdahale etmediği iddia edildi, iftira çöktü. Kandile çuvalla para
götürdü. denildi, bu iftiralar çöktü. Örgüt için köprü yaptı. denildi,
bu iftira da çöktü. Araziler örgüt talimatıyla yeşil alana
dönüştürüldü. dendi, bu da çöktü ama halkın iradesi olan Bekir Kaya
hâlâ rehin tutuluyor. Bekir Kayanın tutuklanmasının ve
açılan bu davaların tümünün dayanaktan, hukuktan yoksun bir
şekilde yapıldığını biliyorduk. Havuz
medyasının manşetlerine taşınan iftiralardan, sözüm
ona gizli tanık ifadelerinden öteye geçmeyen iddialarla dava açanlar bir
kez daha halk iradesine düşman olduklarını kanıtlamaktan
öteye gitmediler. Darbeci zihniyet iftira ve kumpaslara devam etti. 31 Mart
2019 seçimlerinde de yine Bekir Kayaya, Vanlı halkın iradesine darbe
yapıldı, 654 bin seçmenin iradesi yok sayıldı. Biz, Bekir
Kayanın davasının örnek olması itibarıyla bugün
burada ifade ettik: Tüm siyasi sebeplerle tutuklanan
arkadaşlarımız tutuklu değil rehindirler.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu rehinelik siyasetine son verip bütün
siyasi mahpusları, rehinleri serbest bırakın.
LGS
ve YKS sınavlarına ilişkin iktidar her ne kadar normalleşme
sinyalleri vermişse de bir normalleşme söz konusu değil ve
coronanın bulaşı riski yüksek oranda devam ediyor. Dünya
Sağlık Örgütü pandemi sürecinde kısıtlamaların
azaltılması için en az on dört gün süreyle yeni olgu
sayısının değişmemesinin ya da sayının
azalmasının, ölüm sayısının düzenli bir şekilde
dikkate alınmasının gerektiğini vurgulamaktadır. Oysa
YKS sınavı ve Liselere Giriş Sınavına tüm taleplere
rağmen bir düzeltme yapılmamış, tarihler
değiştirilmemiştir. Sınav günlerinde üç aydır
sokağa çıkmayan 20 yaş altı genç nüfus, velileri ve
sınav görevlileriyle birlikte milyonlarca kişi sokaklara çıkacak
ve çoğunlukla da toplu taşıma araçlarını
kullanacaklardır. Sınava giriş ve sınav süresince önlem
alınsa bile temasın ve bulaşın artma riski çok yüksektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen sözlerinizi.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Uzun saatler boyu süren bu
sınavlarda sürekli maske kullanımının sınav
performansını etkileyeceği ortadadır. Öğrencilerin
gelecekleri bakımından çok önemli bu sınavlar zaten kaygı
kaynağıdır. Öğrenciler ve velileri, sağlık ve
sınav performansı bakımından haklı bir endişe
içindedirler. Bütün bu ve daha yüzlerce sorunun cevabını derhâl,
hemen istiyoruz. Bu eğitim sistemi gerçekten neresinden tutarsanız
elimizde kalan bir eğitim sistemidir.
(HDP
sıralarından pankart açılması)
Evet,
değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, Amerikada George Floyd
polis tarafından gaddarca katledildi. Günlerdir bütün Amerikada halk
isyanda. Amerikada başlayan bu eylemler tüm dünyaya yayıldı.
Hatta bu hafta başında çok sayıda global şirket Floydun
işkenceyle öldürüldüğü süre kadar, tam sekiz dakika kırk
altı saniye ekran kararttılar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Protestolara katılanlar bu cinayetin
anlık bir öfke olmadığını, yüzlerce yıldır
süren yapısal ayrımcılıktan
kaynaklandığını haykırıyor. Amerikada
siyahların polis şiddetinin hedefi olması rastlantısal
değil. Hiçbir ülkede belli grupların şiddetin hedefi hâline
gelmesi rastlantısal değildir. Türkiyede her sene onlarca kişi
polis tarafından vurularak öldürülüyor. Bu kişiler dillerinden,
kültürlerinden, inançlarından, fikirlerinden ve kimliklerinden dolayı
ayrımcılığa maruz kalan kişiler. Polis şiddeti
ayrımcılık ve nefretten kaynaklanıyor ve
normalleşiyor. Bugün Amerikada haklı ve meşru bir direniş
ortaya koyan protestocuları Vururuz. diye tehdit eden Trumpın sözleri
2006da Kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacaktır.
diyen Erdoğanın sözlerini hatırlatıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN
Son sözlerinizi alayım, tamamlayın lütfen.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Şimdi, sizlere 6 yaşından
85 yaşına kadar, iktidar emriyle öldürülen bazı isimleri
hatırlatacağız. Çünkü tıpkı Amerikada olduğu
gibi Türkiyede de insanlar nefes alamıyor. Bizler nefes alamıyoruz.
Kemal Kurkut, Festus Okey, Abdullah Duran, Medeni Yıldırım,
Ethem Sarısülük, Berkin Elvan, Uğur Kaymaz, Tebriz Dora, Ceylan
Önkol, Ali Hemdan, Dilek Doğan, Cemile Çağırga, Kadri Çakmak,
Muhammet Aydemir, Orhan Aslan, Uğur Kurt, Baran Tursun, Emrah Gezer, Nihat
Kazanhan, Hande Şeker, Soner Çankal, Pakize Hazar, Muhammed
Yıldırım, Furkan Yıldırım, Enes Ata, Efe Tektekin
ve daha niceleri
Biz, tüm bu cinayetlerin takipçisi olmaya devam
edeceğiz, halklarımıza sözümüz olsun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Altay
REFİK
ÖZEN (Bursa) Şehitlerimizin isimlerini yazın bir kez de!
Şehitlerimizin adını anın!
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Toplum nefes alamıyor.
(HDP
sıralarından Nefes alamıyoruz! Nefes alamıyoruz!
sesleri)
REFİK
ÖZEN (Bursa) Şehitlerimizin isimlerini yazın! Katil PKKnın
öldürdüğü şehitlerimizin isimlerini yazın!
BAŞKAN
Arkadaşlar, rica ediyorum. Lütfen sakin olalım.
Meral
Hanım
Sayın Beştaş, amaca ulaşmıştır.
(HDP
sıralarından ayakta alkışlar)
BAŞKAN - Lütfen
oturalım yerlerimize.
Bakın Sayın
Altaya söz verdim, mevkidaşınıza. Rica ediyorum
Sayın Oluç...
Mevkidaşınıza söz verdim, rica ediyorum...
Buyurun Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan, Sizi ve yüce
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Umarım ve dilerim ki
burada bulunduğumuz sürece her konuşmamda Sizi ve yüce Genel Kurulu
saygıyla selamlarım. ifadesini bugüne kadar olduğu gibi
isteyerek ve içselleştirerek
(Uğultular)
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen biraz sessiz, lütfen.
ENGİN ALTAY
(İstanbul)
Genel Kurulumuzun yüceliğinin yücelerek süreceğine
olan inancımla burada daha çok konuşma yapmayı arzu ederim.
Bu konuşmayı
niçin yaptım? İlerleyen saatlerde anlaşılır.
Umarım, ben bu konuşmayı yapmamış olsaydım,
ilerleyen saatlerdeki gelişmelere, akışa göre keşke böyle
bir konuşma yapmasaydım, gerek kalmadı da diyebilirim. Lakin bir
şeyin altını çizmemiz lazım. Gerek eski sistemde gerek yeni
sistemde, her ikisinde de kâğıt üzerinde kuvvetler
ayrılığı ifadesi ve ibareleri hem Anayasada hem diğer
kanunlarda, Meclis İçtüzüğünde müteaddit defalar
yazılmış, çizilmiştir ve geçmektedir. Biz her ne kadar yeni
sistemde kuvvetler ayrılığı ilkesinin sadece Anayasa
metninin içinde kâğıdın üstüne siyah renkle
yazılmış bir yazı olarak, yazıdan ibaret
kaldığını düşünsek de hep şunu dedik, şunu
murat ettik: Evet, demokrasimiz örseleniyor. Evet, demokrasimiz tahrip
ediliyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Çoğulculuk anlayışıyla değil,
çoğunluk anlayışıyla Türkiyeyi sevk ve idare eden, Meclisi
sevk ve idare eden partinin, çoğunlukçu yaklaşımıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasadan aldığı gücü zaman zaman
gereği gibi kullanamıyor. Zaman zaman Türkiye Büyük Millet Meclisine
yürütme organı tarafından baskı ve basınç
yapılıyor. derken bile ki bunlar gerçeklerdir- demokrasimize olan
umudumuzu ve inancımızı hiçbir zaman yitirmedik ve
yitirmeyeceğiz, çok ağır tahrip edilmiş, yara
almış demokrasimize inanacağız. Bunu göstermek için de bundan
sonraki siyasal süreçlerde de kaynağını Anayasadan
almadığımız hiçbir yetkiyi kullanmayacağız,
kaynağını Anayasada görmediğimiz hiçbir iş ve
işlemin içinde olmayacağız. Biz bunu yaparken çok doğal
olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin de kaynağını Anayasadan
almadığı bir yetkiyi kullanmamasını talep etmek kadar
doğal bir şey olamaz, bunu talep etmeye devam edeceğiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Lakin, bu Meclisin yaklaşık on yedi
yıldır aralıksız üyesi olan bir siyasetçi olarak benim
zaman zaman hazmetmediğim, içime sinmeyen, demokrasimizle
bağdaşmayan, cumhuriyetin temel değerleriyle
bağdaşmayan kimi uygulamalarla ilgili zaman zaman yüksek refleks,
zaman zaman makul refleks göstermek kaydıyla demokratik hak ve
taleplerimizi kullandık, kullanageldik. Zaten demokrasiyi şöyle
tanımlarsak herhâlde daha doğru olur: Yönetenlerin sabrı ve
tahammülüyle doğru orantılı demokrasinin yüceliği azalır
ya da eksilir. Yönetenler sabır ve tahammül göstermezse o demokrasi
yücelmez ve yönetenlerin demokrasinin bir tepki ve protesto rejimi
olduğunu hiçbir zaman unutmamaları lazım.
Bununla
beraber, Sayın Başkan, umarım ve dilerim ki günün
akışı içerisinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir talimatla
iş ve işlem yapmak yolunu tercih etmez.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Evet, toparlayayım Başkanım,
sabrınıza da teşekkür ederim.
Umarım
ve dilerim ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Başkanlık
Divanı, geçmiş olaylardaki yapılan iş ve işlemlerle
orantılı bir uygulama birliği içinde bugün Meclisi sevk ve idare
eder. Burada keyfî, ihtirasa dayalı, garaza dayalı bir iş ve
işlemin yapılabilecek olmasından endişe, kaygı
duyarız. Bu, beraberinde şunu da getirir -doğaldır- hani
derler ya: Kör Allaha nasıl bakarsa Allah köre öyle bakar.
Bugüne
kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yürütülen istişareyle, -herkesin
bildiği mutfak dediğimiz arka oda- diplomasiyle görüşülen ve
birçok konuda çok olumlu, aziz milletimizin menfaatine çok olumlu yasalar
çıkaran bu Meclisin, bundan sonra da hiç şüphesiz, her şeye
rağmen önceliği millettir, milletin menfaati, huzuru,
refahıdır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Lakin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ahenkli ve
uyumlu çalışabilmesinin bir yolu da istişarenin kalıcı
olmasıdır, temasın kalıcı olmasıdır,
kapının açık kalmasıdır. AK PARTİ Grubumuza, AK
PARTİnin Sayın Genel Başkanına, Sayın
Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın
Başkanına tavsiyem şudur: Kapıyı kapatmayın,
istişareyi öldürmeyin, teması kesmeyin.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Özkan
20.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Parlamentonun
hiçbir baskı ve tehdit altında kalmadan milletten
aldığı Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir. anlayışıyla, darbe kültürü olan anayasal
düzenlemeleri değiştirmek suretiyle anayasal hukuk düzenini sivilleştirerek
demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir niteliğe büründürdüğüne
ilişkin açıklaması
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tarih boyunca dünyada ve ülkemizde
demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarının anayasal tekâmül
süreçleri değerlendirildiğinde ortaya çıkan anlayış,
devletleri, milletleri geçmişten geleceğe, birlikte, aynı kader
anlayışıyla yürüyüşünü bir arada tutan en önemli unsur
demokratik hukuk devleti anayasal rejimdir. Anayasamız yaklaşık yüz elli
yıldan beri parlamenter sitem, Meclis hükûmeti ve yine
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi olarak bugünlere
gelmiştir. Özellikle son on yedi-yirmi yıllık süre zarfında
Parlamento, hiçbir baskı ve tehdit altında kalmadan, tamamen
milletten aldığı Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir. anlayışıyla, darbe kültürü olan anayasal
düzenlemeleri bir bir değiştirmek suretiyle anayasal hukuk düzenimizi
sivilleştirmiş; demokratik, katılımcı, çoğulcu
bir niteliğe büründürmüştür. Elbette yapılması gereken
belki pek çok düzenlemeler var ancak her bir milletvekili olarak, yine
bakanlarımızın göreve başlarken milletin kürsüsünden
Anayasaya bağlılık yeminlerimiz var. Bu noktada, biz, birlikte
bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa ederken
Anayasanın çizmiş olduğu sınırlar çerçevesinde,
inşallah, nice hayırlı güzel çalışmayı hayata
geçireceğiz. Bu anlamda, Meclisimiz de milletimizden aldığı
yetkiyle, dünden bugüne, millet adına, milletin gösterdiği
istikamette, çizdiği rotada faaliyetler yürütmüştür. Bu faaliyetlerin
ve çalışmaların, hamdolsun, refahtan kalkınmaya,
sağlık politikalarından eğitime, adaletten diplomasiye...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) ...küresel güç olma
mücadelemizde, ulusal barışımız ve hukuk düzenimizin
inşa sürecinde, hayırlı ve başarılı
sonuçlarını görüyoruz.
İnşallah, bundan sonra da her şeye
rağmen, Anayasamızın çatısı altında, al
bayrağımızın altında, birlik ve beraberlik içerisinde
bu ülke için nice güzel, hayırlı hizmetleri hayata geçireceğiz.
Bu vesileyle bugün yine bekçiler yasamızla
beraber görüşeceğimiz diğer hususların hayırlı ve
başarılı şekilde tamamlanarak, inşallah, bu
çalışma günümüzde tamamlamayı temenni ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
21.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları içerisinde
bilgiye sunulacak olan 3 adet Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin
Anayasaya ve İç Tüzüke aykırılığı nedeniyle
okutulmaması gerektiğine, Başkanlığın tutumunun
tezkereleri okutmak yönünde olması hâlinde usul tartışması
açılmasını talep ettiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları içerisinde
Divandan aldığımız
3 Başkanlık tezkeresinin okutulmasının geçmiş Meclis
uygulamalarına ve Anayasanın 83üncü maddesine aykırı
olduğu kanaatindeyiz. Bu sebeple bu 3 Cumhurbaşkanlığı
yazısının ekiyle bize bildirilen, size bildirilen Başkanlık
tezkerelerini Anayasaya ve İç Tüzüke aykırılık nedeniyle
okutmamanızı talep etmekteyim. Hayır, okutmak konusunda bir
ısrar içerisindeyseniz öncelikle ve ivedilikle tutumunuzla ilgili bir usul
tartışması talep etmekteyim. Eğer tutumunuz okutmak yönünde
olacaksa tutumunuzun aleyhinde de peşinen söz talep etmekteyim.
Arz ederim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Başkanın takdirinde olan bir iş değil ki.
Başkanın takdirinde değil.
BAŞKAN
Arkadaşlar, tutumum okutmak yönündedir ve burada da İç Tüzüke
veyahut da Anayasaya herhangi bir aykırılık görmüyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben görüyorum.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Çok demokratik! Çok demokratik!
BAŞKAN Müsaade
edin.
Usul
tartışmasını açacağım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Lehte
RECEP ÖZEL (Isparta)
Lehte
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Aleyhte
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Aleyhte
BAŞKAN Lehte Engin
Altay
Lehte Meral Danış Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Aleyhte
BAŞKAN Aleyhte
Cahit Özkan
Aleyhte Recep Özel
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tam tersi efendim, tam tersi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bizim aleyhte
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Tutumunuz aleyhinde
BAŞKAN Lehte ve
aleyhte yani
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Usul tartışması açılmasının
lehinde ama tutumunuz bakımından aleyhte
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Tutumunuzun aleyhinde
BAŞKAN Tamam. Siz,
Başkanın tutumunun aleyhinde konuşacaksınız.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet.
BAŞKAN Tamam. Ben
de beni destekliyorsunuz zannetmiştim!
GARO PAYLAN
(Diyarbakır) Başkan, dalga geçmeyin!
BAŞKAN Sayın
Altay, buyurun.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Dalga geçeceğiniz bir ortam yok Sayın Başkan.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Başkan, bu konu ciddi. Parlamentonun ve milletin
temsiliyetinin esas olduğu konuda dalga geçilecek bir husus yoktur!
(HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN Değerli
arkadaşlar, kendi yanlış anlamamı düzelttim, burada
başka bir şey yok.
İlk söz aleyhte
olarak Sayın Engin Altayın.
Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Anayasanın 84üncü maddesine göre
milletvekillerinin kesin hüküm giydiklerine dair kesinleşen mahkeme
kararları hakkındaki Cumhurbaşkanlığı
tezkerelerinin Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
kısmında okutulmasının uygun olup olmadığı
hakkında
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Burada
da sizi ve yüce Genel Kurulu içselleştirmiş olarak selamlıyorum
ve umarım hep böyle isteye isteye, yüceliğine güvene güvene yüce
Genel Kurulu selamlamayı da Allah bana ve sizlere, hepinize nasip etsin.
Sayın
Başkan, konuyu bilmeyen milletvekillerimiz olabilir. 3 mahkeme
kararını biraz sonra okutmak suretiyle
vatandaşlarımızın oylarıyla seçilmiş 3 sayın
milletvekilinin zaten Anayasa gereği milletvekilliklerinin -doğal
olarak- başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın düşeceği
bir durumdayız.
Değerli
arkadaşlar, vicdanlarınıza da seslenmek istiyorum: Bugün
görüşülecek olan bekçilik kanununda da zaten, hukuk kökenli
milletvekillerimiz bu konuda size ve Türkiye'ye âdeta bir hukuk dersi verir
gibi içeriği, işin esasını anlatacaklar.
Şimdi,
evet, Sayın Başkan şunu diyebilir: Kardeşim,
Anayasa'nın 84üncü maddesinin ikinci fıkrası çok açık.
Evet. Lakin burada HDPli milletvekillerinin hakkını da savunmak
hepimizin görevi ama nasıl olsa konuşacaklar diye ben Enis
Berberoğlu üzerinden yürümek istiyorum.
Sayın
Başkanım, Enis Berberoğlunun, şu anda, bu 20 Eylül 2018de
Yargıtayda onaylanan cezasıyla ilgili Anayasa Mahkemesine
kişisel başvurusu var. Anayasa Mahkemesi de daha üç gün önce Enis
Berberoğlundan evrak istemiş Senin başvurunu inceliyorum, bana
şu evrakları da ver. Böyle bir hâl var. Başka nasıl bir
hâl var değerli arkadaşlar? Geçmişte Sayın Binali
Yıldırım Meclis Başkanı iken bu konuda Türkiye'de
temayüz etmiş, herkesin üstatlığını kabul ettiği
3 anayasa hukukçusundan Meclis tarafından istenmiş bir mütalaa var ve
bu mütalaada da Enis Berberoğlunun yargılama süreci hem AYMye
başvurusu bakımından bitmediğinden, geçmişte
Hüsamettin Cindorukun Meclis Başkanlığı döneminde
örneğin Kemal Aktaşla ilgili bir kararın okunmasının
dönem sonuna bırakıldığına dair örnek ve benzer
çeşitli örnekler de olduğundan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına Bunun okunmaması doğru
olandır. mütalaası verilmiş. Meclis Başkanı
değişmiş
Ben Sayın Mustafa Şentopla da müteaddit
defalar bu konuyu görüştüğümde, Sayın Şentop aslında
benim gibi düşündüğünü ama ayrıca hukukçulardan -o da önceki
Meclis Başkanı gibi- görüş alacağını da
söylemiş.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Bu, usulî bir işlem.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN
ALTAY (Devamla) Başkanım, müsamahanızı isteyeceğim.
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Ve artık ondan sonra Sayın Şentopla aramda
geçen konuşmaları burada konuşmam doğru olmaz.
Ama
bir şey var: Burada bu 3 fezlekenin okunması kararının apar
topar dün ya da evvelsi gün alınmış olması ve bugün tatbik
ediliyor olması -üzülerek söyleyeceğim, alınmayın,
darılmayın- Parlamentoya bir darbedir. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar; HDP sıralarından
alkışlar) Parlamentoya bir dayatmadır, Parlamentoya bir
talimattır.
Şimdi,
siyasi parti aidiyeti içinde elbette Parti Genel Başkanınızın
siyasi tasarruflarını desteklemenizi ben doğal
karşılıyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Son kez söz veriyorum.
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Başkanım, özel bir şey, rica ediyorum.
Lakin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının, her ne kadar AK
PARTİ Grubu içinden seçilmiş bile olsa, bu Anayasaya göre
tarafsız olması, buna bağlı kalması, Meclisin
geçmiş içtihatlarına göre Meclis Başkanlığının
uygulamalarında bir uygulama bütünlüğü yapmak, yaşatmak gibi bir
görevi var. Sizin AK PARTİ Genel Başkanının tavsiye,
talimat, emir, ne derseniz deyin
Bizde de aynısı geçerli.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Bu mahkeme kararı ama ya.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Bir dakika Bülent Bey ya! Sen Grup Başkan Vekilisin ya!
Ayıp ya!
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) İtham ediyorsunuz, etmeyin.
ENGİN
ALTAY (Devamla) İtham etmiyorum kardeşim! Yüzlerce, yüzlerce
değil ama çokça, bu mahkeme kararlarının
okunmamasının, dönem sonuna bırakılmasının
örneği var. Ben şimdi apar topar Kemal Aktaşı buldum, Hüsamettin
Cindoruku buldum. Hüsamettin Cindoruk, bir başka hususta da, bir
milletvekilinin Mecliste yaptığı bir konuşmadan dolayı
fezleke geldiğinde -işte kuvvetler ayrılığı o
arkadaşlar- o fezlekeyi alıp, yargıya Haddini bil! diye
fırlatabilen adamdır. Helal olsun. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar) Ama şimdi, saraydan talimatla fezleke
yazdırıldığında, apar topar Meclise geldiğinde
Meclis, Hüsamettin Cindorukun tavrını gösteremiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Bitiriyorum.
Şimdi
ben size şunu soruyorum
(CHP sıralarından Ses, ses
sesleri)
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade eder misiniz lütfen. Bakın, 2 kez uzattım
ben, Sayın Altay bunu biliyor.
MUHARREM
ERKEK (Çanakkale) Özel bir durum Başkan.
BAŞKAN
Buyurun.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Kaç dakika uzattınız Sayın
Başkanım?
BAŞKAN
Sayın Turan, müsaade ederseniz... Önemli bir konuyu görüşüyoruz.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Bu, Anayasa Mahkemesi Başkanlığının
Sayın Kadri Enis Berberoğlunun vekili, Avukat Yiğit Acara
yazısı, belge istiyor. Yani bir yargılama süreci devam ediyor.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Yapmayın.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yapmayın mı?
ENGİN
ALTAY (Devamla) Burada bu var iken
Tarihi 6 Mayıs, bu. Yani kaç gün
önce? İşte, hesaplayın, yirmi gün önce. Sayın Başkan,
bu varken -Sayın Şentopa da buradan sesleniyorum; yüzümü,
milletvekillerim beni bağışlasın, Divana dönüyorum- bunu
okutarak, yani önünüzdekileri okutarak hukuku iğfal etmeyin, hukuku
iğfal etmeyin! Velev ki okutabilirsiniz
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum. Evet, teşekkür ediyorum.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Bizim tavrımızı da söyleyeyim: Cumhuriyet Halk
Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğüne ve Anayasaya
bağlı olarak, Anayasadan kaynaklı, İç Tüzükten
kaynaklı bütün hakları, bütün obstrüksiyonları
kullanacaktır. Bu, ayrıca, bugüne kadar AK PARTİyle
aramızda kanunların yapılması noktasındaki
kapıyı da kapatacaktır. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN
ALTAY (Devamla) - Burada son sözüm şu olsun: Demokrasi
(CHP
sıralarından Ses, ses
sesleri)
Selamlamak için
Başkanım.
BAŞKAN Selamlama
için açalım. Son kez açıyorum, bir daha açmayacağım
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Evet, son söz, merak etmeyin.
Demokrasi, el
kaldıran 2 ördeğin 1 file üstünlük sağladığı
rejimin adı da değildir.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Lehte
Sayın Cahit Özkan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar; CHP ve HDP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Teşekkürler.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Evet, şu anda
konuştuğumuz usule ilişkin tartışmanın konusunu,
özünü iyi anlamak gerekiyor. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Milletin iradesiyle seçilmiş insanları yok
sayıyorsunuz!
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Özü darbeciliktir, özü faşizmdir!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
- Özü şudur: Bakınız, yapılan bir yargılama,
mahkemenin vermiş olduğu karar, kararın içeriği, bunlarla
ilgili herhangi bir konuşma yapmıyoruz. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, müsaade eder misiniz, lütfen
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
- Konu, özellikle, Anayasanın geçici 20nci maddesi çerçevesinde
yargı, yasama dokunulmazlığı kapsamında
değerlendirilmeyen bir konuda yapılan yargılama neticesinde
mahkeme bir karar verip de bu karar kesinleştiği takdirde
AYŞE ACAR
BAŞARAN (Batman) Ne mahkemesi, hangi mahkemeler? Hangi mahkemeden
bahsediyorsunuz siz?
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
özellikle Meclis Başkanlığının yapması gereken
görev nedir? Tartışmanın özü budur. Özellikle, kesinleşen
bir yargı kararının Anayasa Mahkemesinde bireysel müracaata konu
olması veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde herhangi bir
yargılamaya konu oluyor olması, acaba, İç Tüzük ve Anayasa
çerçevesinde, kesinleşen yargı kararıyla ilgili Meclis
Başkanlığının ve Parlamentonun yapması gereken
görevleri engeller mi, engellemez mi? Meselenin özü budur.
AYŞE ACAR
BAŞARAN (Batman) Anayasa demeyin, Anayasa falan
bırakmadınız!
EBRÜ GÜNAY (Mardin)-
Darbe, darbe!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
- Bakınız, özellikle Anayasanın 148inci maddesi çerçevesinde
Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruya konu olmuş bir konu
hakkında yargılama yaparken o yargılanan konu, iç hukuk
mekanizmasında kesinleşme sürelerinin, kesinleşme
aşamalarının herhangi bir mekanizması değildir. (HDP
sıralarından gürültüler)
TURAN
AYDOĞAN (İstanbul) FETÖcü hâkimlerin verdiği kararlar da hâlâ
kesin karar değil mi? FETÖcü hâkimlerin verdiği kararlar da kesin
karar!
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin, lütfen.
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Şöyle bir simülasyon yapalım, diyelim ki yüksek
yargıda kesinleşmiş
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) O yargı dediğiniz, FETÖcülerdi,
FETÖcüler!
CAHİT
ÖZKAN (Devamla)
arkasından Anayasa Mahkemesine de gitmiş, Anayasa
Mahkemesi de bu konu hakkında karar vermiş
(HDP
sıralarından gürültüler)
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Mahkeme de bu dönem FETÖcülükten cezaevinde!
TURAN
AYDOĞAN (İstanbul) FETÖcü hâkimlerin verdiği kararlar da
kesin karar!
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Savcı cezaevinde! Polis cezaevinde! Siz hangi
mahkeme kararından söz ediyorsunuz!
BAŞKAN
Arkadaşlar
Sayın milletvekilleri
CAHİT
ÖZKAN (Devamla)
ve Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar
neticesinde de herhangi bir değişiklik söz konusu olmamış.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Cemaat her yerde yanlış, bir tek HDPye
saldırırken problem yok.
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Hâl böyleyken, acaba bu iddialarla ilgili Anayasanın
83üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki hususu işletebilir miyiz,
işletemez miyiz?
Bakınız,
diyelim ki bir mahkeme kararı kesinleşse, üzerinden yirmi yıl
geçse, yeni bir delil ortaya çıksa, bu delil çerçevesinde taraflardan biri
yeniden yargılama talebinde bulunsa, yeniden yargılama talebi
reddedilse, bu da Anayasa Mahkemesine gitse
TURAN
AYDOĞAN (İstanbul) Ergenekonu anlat, Ergenekonu! Ergenekonu
anlat sen!
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Bakınız, yargıda teselsül
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Cemaatçilerin ruhu
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Yani sonu olmayan tartışmalarla yol gidilemez.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Usul anlatma bize!
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Meclisi bombalayanların kararını
okuyorsunuz!
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Yani kesinleşmeye bakmak lazım. İç hukuk
yolları tüketilmiştir. Dereceli yargılamada ilk derece, istinaf
ve yüksek yargı kararını vermiştir.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Usulü anlatma bize, usulü!
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Meclisi bombalayanların kararı bu karar,
siz onların ruhunu taşıyorsunuz!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen, sessiz
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Usulü anlatmasın Başkan! Usulü anlatma bize!
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Bu çerçevede acaba bir yargı kararıyla ilgili
Anayasa ve İç Tüzük kuralları çerçevesinde Meclis
Başkanlığı yapması gereken bir görevi yapmalı
mı, yapmamalı mı? (HDP sıralarından gürültüler)
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) O mahkeme başkanı cezaevinde,
savcısı cezaevinde, polisi cezaevinde!
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi.
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Demek oluyor ki şu anda yargıda
kesinleşmiş ve iç hukuk yolları tüketilmiş ve bu çerçevede
de Anayasanın 83üncü maddesi çerçevesinde Meclis
Başkanlığına gelen bir tezkere var. (HDP
sıralarından gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Usulü anlatma!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, sessiz, lütfen
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) İşte, Meclis Başkanlığının
Anayasa ve İç Tüzük kuralları çerçevesinde bu hususta bir tercih hakkı
yok.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) İşinize gelince düşman,
işinize gelince cemaatin, FETÖcülerin kararını okuyorsunuz!
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Şu anda Meclis Başkanlığı böylesi
bir tezkereyle ilgili eğer iddia edilen usule ilişkin
tartışmayı açsa veya bu tezkerenin okunmasını
engellese, net söylüyorum, Anayasa ve İç Tüzük kurallarına
aykırı hareket etmiş olur. (HDP sıralarından
gürültüler) Biz yargı mercisi değiliz. Anayasamızın 138inci
maddesi çerçevesinde, hiç kimse mahkemelere emir ve talimat veremez, tavsiyede
bulunamaz. Demek oluyor ki biz bahsi geçen üyelerin işlediği iddia
edilen ve kesinleşen suçlarıyla ilgili bir konuda konuşmak,
yargılama yapmak durumunda değiliz.
MUHARREM
ERKEK (Çanakkale) Okumak zorunda mısın? Anayasa Mahkemesi hak ihlali
kararı verirse ne yapacaksınız? Nasıl dönüşü olacak
bunun?
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Onunla ilgili, kuvvetler ayrılığı
dediğimiz çerçevede yargı kararını vermiş,
kesinleşmiş, iç hukuk yolları tüketilmiş ve Anayasada,
İç Tüzükte belirtilen kurallar işletiliyor. (HDP
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihazlar tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi.
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Bu noktada, Başkanlığın
kararının lehinde, usul tartışması
açılmasının aleyhinde görüşümüzü beyan ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Aleyhte ikinci söz Sayın Meral Danış Beştaşın.
(HDP sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Evet, söze sondan başlayayım. Cahit
Özkanı, Sayın Grup Başkan Vekilinin tarihini çok iyi biliyoruz.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Aa, ne güzel, ne mutlu bize. Sen PKKyla, FETÖyle arana
çizgi çek, ondan sonra. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Balyoz davasında, cemaatin
kurduğu kumpas davalarında hukuksuzlukları nasıl
meşrulaştırmaya çalıştığını daha
dün gibi biliyoruz; o yüzden, derdinizi gayet iyi biliyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar) Bugün de başka bir hukuksuzluğu
meşrulaştırma derdindesiniz. Boşuna bize FETÖ terör örgütü
falan demeyin. Daha dün, Reşat Petekle birlikte nasıl
canhıraş bir mücadele verdiğinizi hepimiz, bütün Türkiye
biliyor; bunu da böyle not edelim.
Değerli
milletvekilleri, 4 Kasım darbesi devam ediyor. Bu iktidar, darbecidir. Bu
iktidar, hukuku esas almıyor. Bu iktidar, insanlığı esas
almıyor. Bu iktidarın Parlamentoyla, halk iradesiyle hiçbir işi
kalmamıştır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, müsaade edin.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Geçen dönemde bunları defalarca
anlattık. Bize gönderdiğiniz kararlar var ya, bize gönderdiğiniz
kararlar, KCK ana davasında Sayın Leyla Güven ve Musa
Farisoğulları ceza aldı.
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Maskeni tak, maskeni.
EKREM
ÇELEBİ (Ağrı) Sayın Başkan, maske?
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Başkan, maskesini taksın.
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin lütfen. Maske düşebilir, bir şey
olmaz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) O davada ceza veren hâkim ve
savcılar şu anda FETÖ davasından içerideler biliyor musunuz?
(HDP sıralarından alkışlar) İçerideler, içeride! Ahmet
Karaca da Menderes Bey de -diğer hâkimlerin adını tek tek
biliyorum- müebbet cezalar, ağırlaştırılmış
cezalar aldılar. FETÖden ceza verdiğiniz hâkimlerin ceza
verdiği milletvekillerimizi, bugün, halkın yüz binlerce oy
verdiği ve vekil seçtiği milletvekillerini düşürmeye
çalışıyorsunuz. Sakın FETÖyle mücadele ediyoruz.
demeyin, en iyi esin kaynağınız FETÖcülüktür, kumpastır,
kumpas! (HDP sıralarından alkışlar) Onlar sizin kıblenizi
gösteriyor. Çünkü birazcık FETÖyle mücadele edilmesi gerektiğine
inansaydınız, ceza verenlerin hapiste olduğu bir davada yeniden
yargılanma talebini kabul ederdiniz. Defalarca, avukat arkadaşlar
başvuruda bulundular. Bu davayı hazırlayan savcı FETÖden
içeride, mahkeme başkanı FETÖden içeride, mahkeme heyeti FETÖden
içeride. Onların kararlarını nasıl geçerli kabul
ediyorsunuz, bunu bütün Türkiye yurttaşlarına ve kamuoyuna soruyorum.
Evet,
şimdi, 4 Kasım darbesinde ne olduğunu
arkadaşlarımız konuşmalarında uzun uzun anlatacaklar.
27nci Dönemde de 25 ve 26ncı Dönemlerde olduğu gibi Biz darbeci
olmaya devam edeceğiz. diyorsunuz. Darbe tamtamları çalarken
aslında en büyük darbecinin siz olduğunu bütün Türkiye halkı da
biz de gayet iyi biliyoruz, gayet iyi biliyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Şimdi size şunu soruyorum:
Hani bize diyeceksiniz ya, biraz sonra Meclis Başkan Vekili diyecek ya
Ya, ne yapayım, yani Meclis Başkanı önüme gönderdi, işte
İç Tüzük var, Anayasa var, ben mecburen okuyacağım. Ben de
onlara şunu söylüyorum: Hakan Fidanın yargılanmasına neden
izin vermediniz? Kim izin vermedi? Hukuk değil miydi o da?
Peki,
başka meselelerde, burada, 17-25 Aralıktan başlayıp bugüne
kadar gelen, Man Adasından dünyanın öbür ucuna kadar gelen
hırsızlıklara, yolsuzluklara, hilelere, suçlara neden
yargılama izni verilmedi ve engellendi? Siz, işinize gelince
yargılamayı engelleyen, işinize gelince yargıya talimat
verip, kararı çıkarttırıp, onaylattırıp Meclis önüne getiriyorsunuz. Bu nedenle soruyorum, Sayın Meclis
Başkan Vekiline de Sayın Meclis Başkanına da soruyorum:
Neden bugün geldi bu dosya buraya? Bugün kimden talimat aldınız?
Talimat almadıysanız bugün vahiy mi geldi? Ne oldu?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Beştaş, sözlerinizi tamamlayın.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Aylardır biz buradayız. Neden
bu dosyalar okunmuyordu da
Bugünün anlam ve önemi nedir acaba? Bu
talimatın halk iradesine, halk iradesinin temsil edildiği sözde en yüksek
makama
Burada sizler gibi, bizler gibi sandıktan çıkıp gelen
halkın vekillerinin vekilliğini hangi yetkiyle düşürüyorsunuz
ya? AYMnin önünde, bizim de dosyamız AYMnin önünde. Anayasa Mahkemesini,
AİHMin önüne gitmesini engellemek için, davalar gitmesin diye
çıkardınız, bunu biliyoruz. Anayasa Mahkemesinin önündeki bir
davada, AİHMden yüzde yüz ihlal çıkacak, aklanacak, hatta AYMden
çıkabilecek -talimat vermezseniz, rahat bırakırsanız- bir
davada, siz yüz binlerce insanın iradesini nasıl gasbediyorsunuz ya?
Bunu nereye sığdırıyorsunuz? Bunu
sığdırdığınız bir kavram varsa, bunu
yürekten söylüyorum, anlamak istiyorum. Bu, bu çoğunluğun
oligarşisidir. Bu, faşizmdir. Darbecilik kaynağını
işte tam da buradan alıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Bitiriyorum Başkan.
Ama bugün
parti ayrımı gözetmeksizin bütün milletvekillerine sesleniyorum:
Lütfen, hukuk bilginize, seçilme sürecinize, bu halkla olan
bağınıza ve Türkiyenin geleceğine ve en önemlisi
evlatlarınızın yüzüne nasıl bakabileceğinizi
düşünün ve bu darbeye ses çıkarın. Bu darbedir, darbedir,
darbedir! (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Tutumumun lehinde son söz Sayın Recep Özelin. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; HDP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) YSK darbecileri! YSK darbecileri!
EBRÜ GÜNAY
(Mardin) YSKye neler yaptığını da anlat sen!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın
Özel, buyurun.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
geldiğimiz noktada Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı sadece usuli bir işlem yapıyor. (HDP
sıralarından gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Darbe yapıyorsunuz, darbe! Darbeyi savunuyorsunuz,
darbeciler!
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Önce YSKden başla, YSKden!
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Bu usuli işlem nedir? 20 Mayıs 2016 tarihinde yüce
Meclis bir Anayasa değişikliği yapmış, Meclisin
gündeminde olan tüm dokunulmazlık dosyalarını
savcılıklara, mahkemelerin mercilerine iade etmiş.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Ya, yargı mı bıraktınız ya!
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Bunu bu Meclis kabul etmiş, Yargılansın
milletvekilleri. demiş. (HDP sıralarından gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Sen halkın iradesine darbe yapıyorsun, darbe!
FETÖnün yapamadığı darbeyi yapıyorsunuz!
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Neticede mahkemelere gitmiş,
yargılanmışlar, neticede mahkûmiyet almışlar. Daha
sonra bu seçimlere engel olduğu için buraya, Yargıtay
Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı Dosyalar
kesinleşmiştir, siz de Anayasanın 83üncü ve 84üncü maddesine
göre gereğini yapın. diye Meclis Başkanlığına
göndermiştir. Ne yargılama süreçlerinin içerisinde, başlatan
biziz ne bunu neticelendiren biziz.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Ne olduğunu bilmiyorsun, ne olduğunu.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Halkın iradesine darbe yapıyorsun ya, darbe! Usul
anlatma bize!
RECEP
ÖZEL (Devamla) Sadece, yapılmış olan, verilmiş olan bir
yargı kararının neticesinde anayasal bir hükmü yerine getirmekten
ibarettir. Meclis Başkanlığı da kendisine gelen bu
tezkereleri burada okuyarak usuli bir işlemi yerine getirecektir.
Mahkûmiyet kararlarını veren bağımsız mahkemelerdir.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Usulü anlatma, darbeyi anlat, darbeyi! Usul anlatma, FETÖnün
darbesini devam ettiriyorsunuz!
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Bağımsız mahkemelerin kararları herkesin
uyması gereken kararlardır. Seçme, seçilme yeterliliği bellidir;
milletvekilliğinin hangi hâllerde düşeceği Anayasamızda
yazılıdır.
Biz
buraya yeni bir kural koymuyoruz, var olan kuralları uyguluyoruz diyorum,
hepinize saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Enis Berberoğlu 800 bin oy
farkla seçilir bir dahaki dönem.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, müsaade eder misiniz lütfen.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzükün 49uncu maddesinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunun gündeminin kısımları belirtilirken ilk
sırada Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
yer almaktadır bildiğiniz gibi.
Cumhurbaşkanlığının Anayasanın 84üncü maddesine
göre milletvekillerinin kesin hüküm giydiklerine dair kesinleşen mahkeme
kararları hakkında tezkereleri bu kısımda okutulmakta ve
Genel Kurulun bilgisine sunulmaktadır. Aynı şekilde, Anayasanın
76ncı maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir suçu
teşkil eden ve Anayasanın 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme
kararları doğrultusunda milletvekilliklerinin düştüğü de
bilgiye sunulmaktadır. (HDP sıralarından gürültüler)
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) FETÖcülerin fezlekesini okuyorsun,
FETÖcülerin fezlekesini!
BAŞKAN
- 19 Nisan 2018 tarihli 88inci Birleşimde de aynı usulde gelen
tezkereler bilgiye sunulmuş ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir
ile Hakkâri Milletvekili Selma Irmakın milletvekilliklerinin
düştüğü bilgiye sunulmuştur.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Okuduğunuz FETÖ bildirisidir, FETÖ!
BAŞKAN - Burada bir
talimat değil, anayasal bir sorumluluğun yerine getirilmesi söz
konusudur. Başkanlıktan bu, sunuş olarak Başkanlık
Divanımıza intikal ettirilmiştir. Bu sebeple de tutumum Anayasa
ve İç Tüzüke uygundur ve tutumumda bir değişiklik yoktur.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Anayasa mı kaldı Başkan, Anayasa mı
kaldı? Hangi Anayasadan bahsediyorsunuz!
BAŞKAN - Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Cumhurbaşkanlığının
Anayasanın 84üncü maddesine göre İstanbul Milletvekili Kadri Enis
Berberoğlu
KÂTİP ÜYE BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Yıllarca hukuk ve adalet mücadelesi vermiş
bir hukukçu olarak, milletin oylarıyla seçilmiş Kadri Enis
Berberoğlunun milletvekilliğinin hukuksuz bir şekilde
düşürülmesine ortak olmayacağım!
(Kâtip Üye Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksal Başkanlık Divanını terk etti,
Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik Başkanlık Divanında
yerini aldı)
BAŞKAN -
Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile Hakkâri
Milletvekili Leyla Güvenin kesin hüküm giydiklerine dair kesinleşen
mahkeme kararları hakkında tezkereleri vardır, ayrı
ayrı okutup bilgilerinize sunacağım. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Cumhurbaşkanlığının,
İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlunun siyasi ve askeri
casusluk maksadıyla Devletin güvenliği veya iç veya dış
siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken
bilgileri açıklama suçundan 25 yıl hapis cezasıyla
cezalandırılmasına dair İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesinin 14/6/2017 tarihli ve esas 2016/205, Karar 2017/97 sayılı
kararının kaldırılarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi
2. Ceza Dairesinin 13/2/2018 tarihli ve Esas 2017/2075, Karar 2018/287
sayılı kararının onanmasına dair Yargıtay 16.
Ceza Dairesinin 20/9/2018 tarihli ve Esas 2018/2088, Karar 2018/2728 sayılı
kararı ile ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
83üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine dair
tezkeresi (3/1218)
(Kâtip Üye Mardin
Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunmasına
başlandı)
26
Kasım 2018
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi: 12/11/2018
tarihli ve 35601974-103-0477-2016-E.1863/79658 sayılı
yazısı.
İstanbul
Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu'nun siyasi ve askeri casusluk
maksadıyla Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri
açıklama suçundan 25 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına dair İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesinin 14/6/2017 tarihli ve E:2016/205, K:2017/97 sayılı
kararının kaldırılarak Devletin güvenliği veya iç
veya dış siyasal yararları bakımından niteliği
itibariyle gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak suçundan 5
yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına
ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 13/2/2018
tarihli ve E: 2017/2075, K:2018/287 sayılı kararının
(CHP ve HDP
sıralarından Kahrolsun faşizm! şeklinde slogan
atılması, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
(Kâtip Üye Mardin
Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunmasına devam edildi)
onanmasına dair
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 20/9/2018 tarihli ve E:2018/2088, K:2018/2728
sayılı kararı ile ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 83 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile 84 üncü
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Adalet
Bakanlığından alınan ilgi yazı sureti ve eki dosya
ilişikte gönderilmiştir.
Bilgilerinize
sunarım.
Fuat
Oktay
Cumhurbaşkanı
Yardımcısı
2.- Cumhurbaşkanlığının,
silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Diyarbakır 2. Ağır
Ceza Mahkemesinin 27/3/2017 tarihli ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı
kararıyla dokuz yıl hapis cezasıyla
cezalandırılmasına karar verilen, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi
4. Ceza Dairesinin 18/4/2018 tarihli ve 2017/1428 esas, 2018/1000
sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair
kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/9/2019 tarihli ve
2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı ilamıyla onanması
suretiyle cezası kesinleşen Diyarbakır Milletvekili Musa
Farisoğullarıyla ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 83üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile 84üncü
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca milletvekilliğinin
düşürülmesine dair tezkeresi (3/1219)
(Kâtip
Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunmasına
başlandı)
30 Ocak 2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi:
23/1/2020 tarihli ve 35601974-103-0025-2020-E.41/6148 sayılı
yazı.
(HDP
sıralarından Direne direne kazanacağız! şeklinde
slogan atılması, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına
vurmalar)
(Kâtip
Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunmasına devam edildi)
Silahlı
terör örgütüne üye olma suçundan Diyarbakır 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin 27/3/2017 tarihli ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı
kararı ile 9 yıl hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar verilen, Gaziantep Bölge Adliye
Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 18/4/2018 tarihli ve 2017/1428 esas, 2018/1000
sayılı istinaf başvurusunun
(HDP
sıralarından Faşizme karşı omuz omuza! şeklinde
slogan atılması, gürültüler, sürekli sıra kapaklarına
vurmalar)
(Kâtip
Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunmasına devam edildi)
esastan
reddine dair kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/9/2019
tarihli ve 2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı ilâmı ile
onanması suretiyle cezası kesinleşen Diyarbakır
Milletvekili Musa Farisoğulları ile ilgili olarak, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesinin üçüncü fıkrası
ile 84 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Adalet
Bakanlığından alınan ilgi yazı sureti ve eki dosya
ilişikte gönderilmiştir.
Bilgilerini
ve gereğini arz ederim.
Fuat
Oktay
Cumhurbaşkanı
Yardımcısı
3.- Cumhurbaşkanlığının,
silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Diyarbakır 2. Ağır
Ceza Mahkemesinin 27/3/2017 tarihli ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı
kararıyla altı yıl üç ay hapis cezasıyla
cezalandırılmasına karar verilen, Gaziantep Bölge Adliye
Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 18/4/2018 tarihli ve 2017/1428 esas, 2018/1000
sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair
kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/9/2019 tarihli ve
2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı ilamıyla onanması
suretiyle cezası kesinleşen Hakkâri Milletvekili Leyla Güvenle
ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83üncü maddesinin
üçüncü fıkrası ile 84üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine dair tezkeresi
(3/1220)
(Kâtip
Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunmasına
başlandı)
30
Ocak 2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi:
23/1/2020 tarihli ve 35601974-103-0024-2020-E.40/6147 sayılı
yazı.
(CHP
ve HDP sıralarından Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap
verecek! şeklinde slogan atılması, gürültüler, sürekli
sıra kapaklarına vurmalar)
(Kâtip
Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından
Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunmasına devam edildi)
Silahlı
terör örgütüne üye olma suçundan Diyarbakır 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin 27/3/2017 tarihli ve 2014/235 esas, 2017/103 sayılı
kararı ile 6 yıl 3 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar verilen, Gaziantep Bölge Adliye
Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 18/4/2018 tarihli ve 2017/1428 esas, 2018/1000
sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair
kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/9/2019 tarihli ve
2018/7107 esas, 2019/5300 sayılı ilâmıyla onanması
suretiyle cezası kesinleşen Hakkâri Milletvekili Leyla Güven ile
ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesinin
üçüncü fıkrası ile 84 üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca Adalet Bakanlığından alınan ilgi yazı
sureti ve eki dosya ilişikte gönderilmiştir.
Bilgilerini
ve gereğini arz ederim.
Fuat
Oktay
Cumhurbaşkanı
Yardımcısı
(CHP
ve HDP sıralarından Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap
verecek! şeklinde slogan atılması, gürültüler, sürekli
sıra kapaklarına vurmalar)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, ara vermeniz lazım.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturun.
Değerli milletvekilleri,
Anayasanın 76ncı maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye
engel bir suçu teşkil eden ve Anayasanın 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme
kararları doğrultusunda İstanbul Milletvekili Kadri Enis
Berberoğlu, Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile
Hakkâri Milletvekili Leyla Güvenin milletvekillikleri düşmüştür.
Bilgilerinize
sunulur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar; HDP
sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler)
Birleşime
yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.28
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.04
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER
: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Sayın
Altay, buyurun.
Sonra
size söz vereceğim Sayın Oluç.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
22.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları içerisinde
Cumhurbaşkanlığı tezkereleri bilgiye sunulurken
Başkanlığın tutumunun ayıplı, kusurlu, kabahatli
olduğu kanaatini taşıdığına, usul tartışması
açılmasını talep ettiğine ilişkin açıklaması
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Üzülerek
müşahede ediyorum ki yönettiğiniz oturumda, sizin kılavuzunuz ve
rehberiniz olan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünü âdeta
ayaklar altına alıyorsunuz. İç Tüzükün 68inci maddesini
Divandaki bürokratların da size hatırlatmamış olmalarından
dolayı büyük bir görev kusuru işledikleri kanaatindeyim.
Zira
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 68inci maddesini okuyorum:
Başkan, görüşmeler sırasında gürültü veya kavga çıkar
ve bu nedenle çalışma düzenini kuramazsa kürsüde ayağa kalkarak -Siz
kalkmadınız- toplantıya ara vereceğini ihtar etmek
suretiyle gerekli gayreti gösterir -gerekli gayreti göstermediniz- buna
rağmen gürültü ve kavga devam ederse oturuma en çok bir saat ara verir.
Bunu yapmadınız.
Bürokrat,
ben konuşurken Başkanı meşgul etme! Benim konuşmam
bitince ne vereceksen ver!
Oturumun
yeniden açılmasında gürültü veya kavgaya son verilemiyorsa,
Başkan birleşimi kapatır. Şimdi o hâlde değiliz, daha
gürültü ve kavga yok.
Sayın
Başkan, bir yetkiyle orada oturuyorsunuz, bu yetkiyi size Türkiye Büyük
Millet Meclisi verdi, AK PARTİ Grubuna düşen Başkanlık
kontenjanından sizi aday gösterdi, Genel Kurulu oluşturan bütün
siyasi partiler size oy verdi. Biraz önce okuttuğunuz tezkereleri, siz
dâhil bir kişi Allahtan korkarak kuldan utanarak Ben duydum,
anladım. derse ben bugün milletvekilliğini bırakırım,
bir kişi! (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir olay
yaşanmamıştır! Okuttuğunuz fezlekeler, halkın
oyuyla seçilmiş 3 sayın milletvekilinin Meclis üyeliklerinin sona
erdirilmesiyle ilgilidir. Alelade bir Başkanlık tezkeresi
değildir. Bunun, bu tutumunuzun ayıplı, kusurlu, kabahatli ve
hak ihlalli bir tutum olduğu kanaatini taşıyorum. Her ne kadar
bir önceki oturumda yaşanmış dahi olsa bundan sonra örnek
teşkil etmemesi bakımından, bu tutumunuz ve olası bu
konulardaki tutumunuzla ilgili olarak bir usul tartışması talep
ediyorum.
Tutumunuzun
aleyhinde de söz talep ediyorum.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Lehinde
RECEP
ÖZEL (Isparta) Lehinde
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin
Usul
tartışmasını açacağım.
Tutumumun
aleyhinde olmak üzere Sayın Engin Altay, Sayın Meral Danış
Beştaş; lehte, Sayın Ramazan Can, Sayın Recep Özel.
Usul
tartışmasına girmeden önce, Sayın Oluçun da bir söz talebi
var; onu da karşılayayım.
Sayın
Oluç, buyurun lütfen.
23.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
seçilmemiş, atanmış bir kişinin imzasıyla gelen
tezkerenin Genel Kurulda okutulmasıyla demokrasinin ayaklar altına
alındığına, demokratik siyaseti savunmaya devam
edeceklerine ilişkin açıklaması
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz
evvel, demokrasi açısından, demokratik usuller açısından,
demokratik içtihatlar açısından son derece vahim bir şey
yaşandı. Gerçekten Egemenlik, kayıtsız şartsız
milletindir. yazan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, aslında, bu
yaşananla egemenliğin kayıtsız şartsız milletin
olmadığı, egemenliğin kayıtsız şartsız
tek kişinin, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
Tayyip Erdoğanın olduğu çok açık ortaya çıktı.
(HDP sıralarından alkışlar)
Şimdi,
bakın, bir tezkere gelmiş, tezkerenin altında seçilmemiş
olan, atanmış bir kişinin imzası var;
Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Fuat Oktay. Siz,
seçilmemiş, atanmış bir kişinin gönderdiği tezkereyi
Meclis Başkanı ve onun vekili olarak burada okuttunuz ve demokrasiyi
ayaklar altına aldınız, çiğnediniz ve yok ettiniz. Utanç
verici buluyoruz bu durumu Sayın Başkan!
Şimdi,
bir hafta evvel 27 Mayıstı. Burada, iki gün önce, bütün Meclis
grupları 27 Mayıs darbesine ilişkin konuşmalar
yaptılar ve hep birlikte, bu konuşmaları yaparken 27 Mayıs
darbesi, milletin iradesine yönelik bir darbedir, idam milletin iradesinedir.
dedik. İşte, sizin şimdi yaptığınız da
aslında, milletin iradesini, halkın iradesini yok etmektir,
gasbetmektir, halkın iradesini yok saymaktır. Türkiye bir darbeler
tarihidir. Türkiyede darbeler hep apoletliler tarafından
yapıldı ama evrensel tarih bize gösterir ki kimi zamanlar, kimi
coğrafyalarda darbeler sadece apoletliler tarafından değil,
siyasetçiler, sivil siyasetçiler tarafından da yapılır.
İşte, 27 Mayısta apoletliler darbe yaptı, bugün ve bugünden
önceki günlerde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı kravatlılar
olarak darbe yaptı. Darbecisiniz ve tarihe sivil darbeciler olarak
geçeceksiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
AÇIKGÖZ (Nevşehir) Hadi oradan!
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Hayır efendim
BAŞKAN
Peki, tamamlayın sözlerinizi.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sizin bu yaptığınız,
öncelikle, İstanbul, Hakkâri ve Diyarbakır seçmenlerinin iradesini
çiğnemek, gasbetmek ve yok etmektir ama ondan sonra, Kürt
halkının iradesini çiğnemek ve gasbetmektir; ondan sonra,
Türkiye demokrasi güçlerinin iradesini çiğnemek ve gasbetmektir. Bunu
kesinlikle kabullenmeyeceğiz. Bir kez daha söylüyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Hayır efendim. Bu konu tarihsel bir
konudur, sözümü lütfen kesmeyin. Böyle, iki dakikada konuşarak bitirilecek
bir konu değildir.
BAŞKAN
Başkanım, zaten usul tartışması açıyoruz bu
konuyla ilgili olarak da.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Olsun, usulde de konuşacağız
efendim.
BAŞKAN
Buyurun.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi, maalesef demokratik politik kültüre
sahip değilsiniz, maalesef demokrat değilsiniz; zorbasınız
ve zalimsiniz! Bakın, bunu sadece vekillikleri düşürerek
göstermiyorsunuz -burada hep konuşuyoruz- kayyumlar atayarak da
halkın iradesini, Kürt halkının iradesini çiğniyorsunuz.
Bu, ilk değil.
BAŞKAN
Sayın Saruhan Oluç, biz burada bir hüküm tesis etmedik ki.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Ettiniz, ettiniz.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ettiniz, hüküm tesis ettiniz.
BAŞKAN
Bir mahkeme kararının anayasal sorumluluk gereği burada
okunmasıdır. (HDP sıralarından gürültüler)
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Hayır, hüküm tesis ettiniz, Anayasayı
çiğnediniz.
BAŞKAN
Hayır, sadece Anayasanın gereği yerine getirilmiştir;
budur. (HDP sıralarından gürültüler)
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Hayır efendim, ne alakası var!
BAŞKAN
Bir mahkeme kararının okunmasıdır. (HDP
sıralarından gürültüler)
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ben de görüşlerimi açıklayayım.
BAŞKAN
Görüşlerinizi açıklarken itham ediyorsunuz, ben de
cevabını veriyorum.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Tamam, ben açıklayayım.
BAŞKAN
Tamamlayın, buyurun.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) İzin verirseniz ben görüşlerimi
açıklayayım, siz cevap verin sonra. Ben sizin sözünüzü kesmedim ki.
BAŞKAN
Buyurun.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi, bakın, Allahtan korkun ya!
Şu anda, 27nci dönem milletvekillerine, burada oturanları
kastediyorum, 802 fezleke gelmiş vaziyette, bu milletvekillerine,
hepimize. Allahtan korkun be! 802! Bu ne demek? Bu ne demek? Neden geldi bu
fezlekeler? Yaptıkları konuşmalardan, basın açıklamalarında,
halk toplantılarında ettikleri sözlerden. Başka bir şey mi
gördünüz burada sizlerle birlikte çalışan milletvekillerinden?
Hayır ama siz, demokratik siyaseti tasfiye etmek için bu
adımları atıyorsunuz, onun için bu fezlekeleri gönderiyorsunuz.
Yani şunu söyleyelim size: Bakın, hukuk sizin emrinizde, yargı
sizin emrinizde; mahkemeler, hâkimler sizin baskınız ve tahakkümünüz
altında. Yürütme, yargı üzerinde tam bir tahakküm kurmuş
vaziyette. Yürütme, yasama üzerinde tam bir tahakküm kurmuş vaziyette. Siz,
istediğiniz gibi hâkimleri ayarlayıp istediğiniz sonuçları
çıkartabiliyorsunuz ama şunu da tarih yazacak: Bu fezlekeler ve daha
önceki fezlekeler, bizim vekillerimizin yargılandığı
davalardaki iddianameler sizin Fethullahçı dediğiniz, FETÖcü
dediğiniz hâkimler ve savcılar tarafından hazırlandı.
Siz, FETÖcü dediğiniz hâkim ve savcıların arkasına
sığınıyorsunuz, onların takipçisiniz. (AK PARTİ
sıralarından Hadi oradan! sesleri)
BAŞKAN
Sayın Oluç, teşekkür ediyorum.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Asla onlara karşı mücadele
etmiyorsunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Oluç
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Efendim
BAŞKAN
Toparlayın lütfen.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Toparlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin yani. Sayın Bakanım, müsaade edin.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Burada hukuku ayaklar altına
alıyorsunuz, çiğniyorsunuz ama bu, sizin usulünüz. Demokrasi, hukuk,
adalet, evrensel kurallar, ilkeler; asla sizin böyle bir derdiniz yok ve
demokratik siyasetteki bu saldırılarınız
karşısında demokratik siyaseti bizler savunmaya devam
edeceğiz. Biz bunu niye yaptığınızı biliyoruz.
Bizi demokratik siyasetten, toplumsal ve siyasal muhalefeti demokratik
siyasetten uzaklaştırmak için yapıyorsunuz ama biz asla buna
boyun eğmeyeceğiz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Oluç. Lütfen
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son cümlelerim efendim.
Bakın,
şunu da söyleyeyim: Ya, siz şunu düşünebiliyor musunuz?
Yıllardır bunu görmediniz mi be, anlamadınız mı? Kürt
halkının baskıdan, zulümden, cezaevinden, bedel ödemekten korkup
da boyun eğdiğini, diz çöktüğünü gördünüz mü? (HDP
sıralarından alkışlar) Türkiye demokrasi güçlerinin
faşizmin karşısında boyun eğdiğini ve diz
çöktüğünü gördünüz mü? Görmediniz. Buna rağmen, bütün
saldırılarınıza rağmen hem Kürt halkı hem Türkiye
demokrasi güçleri demokratik siyaset mücadelesini sürdürdü ve sürdürecek ve
şundan emin olun: Sizin bu iktidarınızı bu mücadeleyle, demokrasi
mücadelesiyle mutlaka değiştireceğiz, mutlaka haklılığımızı
bu toplumun çok önemli bir kısmı kabul edecek.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Oluç.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bundan bir an bile, bir an bile tereddüt
etmiyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son cümlem efendim.
BAŞKAN
Sayın Oluç, son cümle olarak alayım; başka türlü sesi
açmayacağım.
Buyurun.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Halk, başta Kürt halkı ve Türkiye
demokrasi güçleri siyasi iradesine, kendi geleceğine sahip çıkacak,
bundan emin olun. Nasıl daha önce vekillerimizi -11 vekilimizi-
düşürdünüz ve biz size boyun eğmediysek bugün -2 vekilimizi ve
Cumhuriyet Halk Partisinden 1 vekili düşürdünüz- yine size boyun
eğmeyecek ve bu kararlı mücadele sonucunda bu iktidarın
değişimini mutlaka sağlayacağız ve mutlaka
kazanacağız. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Tamam Sayın Oluç.
Sayın
Özkan, buyurun.
24.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, demokrasi
tarihimizde Anayasa ve Parlamento teamülleri çerçevesinde tarihe not
düşülecek kararlar alındığına, tezkerelerin
görüşmelerinin Anayasaya, hukuka uygun şekilde cereyan
ettiğine, kimsenin milletin birlik beraberlik, kardeşlik ve
demokratik hukuk devleti mücadelesine gölge düşüremeyeceğine, bağımsız
yargıyı örselemeye çalışanlara müsaade etmeyeceklerine
ilişkin açıklaması
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler Sayın Başkan.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Fetullah Gülenin söyleyecekleri var.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün,
demokrasi tarihimizde, Anayasa ve Parlamento teamülleri çerçevesinde tarihe not
düşülecek kararlar alıyoruz.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Demokrasiden bahsetmezsen iyi olur!
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) FETÖcülerin kararı, FETÖcülerin.
FETÖnün kararı, FETÖnün.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bunun iki yönü vardır. Biraz önce usule ilişkin
tartışmalarda da ortaya koyduğumuz üzere, yapılan
Başkanlık tezkeresi görüşmeleri Anayasaya, hukuka uygun bir
şekilde cereyan etmiştir.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Hadi oradan!
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Ne hukuku ya? Hangi hukuk?
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bunun altını çizmek gerekiyor.
Bakınız,
biraz önce Anayasanın geçici 20, 83 ve
Cumhurbaşkanlığı makamının ve Parlamento
Başkanımızın, Meclis Başkanımızın 94 ve
104üncü maddeler çerçevesinde
(HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, sizlerin Grup Başkan Vekilleri konuşurken hiç kimse
müdahale etmedi. Yani bu mudur sizin hoşgörünüz?
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
yapılan işlem Anayasa değişim kurallarına uygun
olarak cereyan etmiştir. Biz, kendi milletimizden, medeniyetimizden,
tarihimizden referans aldığımız zaman dinlemezler. İllaki
Fransadan, Avrupadan örnekler gelecek.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) FETÖ kararı, FETÖ kararı! Bu mahkeme kararları
FETÖnün kararları.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
- Bakınız, Fransız Anayasasının 43üncü maddesine,
Alman Anayasasının 67inci maddesine göre, verilen bir yargı
kararı çerçevesinde milletvekilinin, parlamenterin kesinleşen bir
hükmü parlamentoda okunduğu takdirde Almanyada, Fransada, bütün
gelişmiş demokrasilerde milletvekilliği düşer. (HDP
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) İsrailde düştü, İsrailde!
ZÜLEYHA GÜLÜM
(İstanbul) Darbeyi savunuyorsun, darbeyi savunuyorsun!
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Şimdi, ben bunun anayasal tarafını bir kenara
bırakıyorum çünkü tartışıldı, konuşuldu
ancak diğer taraftan, bu tartışmanın tarih, hukuk, insan
hakları, özgürlük, demokrasi mücadelesi çerçevesinde de
yapılması gerekir. Kimse bu milletin birlik, beraberlik,
kardeşlik, demokratik hukuk devleti mücadelesine asla gölge
düşüremez.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Ne beraberliği? Ne kardeşliği? (HDP
sıralarından gürültüler)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
- Sizleri duymuyorum, sizleri dinlemeyeceğim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, müsaade edin
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
- Bakınız, bu ülkede, geçmişte bu tartışmalar yeri ve
zamanında yapılmadığı için, 1960 darbesinden itibaren
altmış yıl bu ülkenin millî iradesi, özgürlüğü,
demokrasisi, birlikte yaşama kültürü maalesef örselendi. (HDP
sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar) Şu
anda, bu milletin ülkesine ve medeniyet değerlerine, yüz elli-iki yüz
yıldan beri emperyalistler, Türkiye düşmanları, Türküyle,
Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, 83 milyon aziz
milletimizin birlikte yaşama kültürüne kastediyor. (HDP
sıralarından gürültüler) Bunlara müsaade edeceğimizi mi zannediyorsunuz?
Elbette hayır.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) - FETÖcü, FETÖcü!
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
- Bakınız, sadece hukuk, yargı nezdinde değil, tarih
nezdinde, demokratik hukuk devleti çerçevesinde, göreceksiniz ki bu aziz millet
tarih yazmayı; Türkiyeye düşmanlık besleyenlere, Anayasayı,
hukuk düzenini, birlikte yaşama kültürümüzü tehdit edenlere
karşı sandıkta da bugüne kadar verdiği mücadeleyi
geleceğe taşıyacaktır. (HDP sıralarından
gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Sen git, FETÖcü müvekkillerini savun ya, ne işin var
burada!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Onun için, biz buradan milletimize sesleniyoruz: Aziz
milletimiz, açıkçası, burada alınan kararlar vaktinde ve
saatinde alınsın diye
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Sen git, FETÖcü müvekkillerini savun ya!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
yargı ve hukuk çerçevesinde
(HDP
sıralarından gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Ya, ne yargısı ne hukuku ya!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
ak-kara ortaya çıksın diye ve yapılan
yargılamalar neticesinde hem Anayasamız hem insan hak ve
özgürlükleri
(HDP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özkan, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
hem de hukukumuz çerçevesinde bu kararlar verilsin diye
sabır taşı oldu
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Ne hukukundan bahsediyorsun sen ya, hangi hukuktan! Saray
hukuku!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
sabırla bekledi ve bugün, sabrın neticesinde,
mahkeme kararları çerçevesinde, Batı demokrasilerinde olduğu
gibi, anayasal hukuk düzenimiz çerçevesinde
(HDP sıralarından
gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Ne anayasası be! Anayasa mı
bıraktınız! Saray hukuku bu, saray!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
yargılamalar yapılmış;
bağımsız yargı, Fransadaki gibi, Almanyadaki gibi,
kararını vermiş ve bu karar, hukuk çerçevesinde ilan
edilmiştir. (HDP sıralarından gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Hukuk mu bıraktınız ya!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Son söz olarak: Eğer burada, FETÖ üzerinden, şu
üzerinden, yapılan yargılamaları
(HDP sıralarından
gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) FETÖcüsün sen, FETÖcü!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
bağımsız yargıyı örselemeye
çalışanlar varsa bunlara müsaade etmeyeceğiz. (HDP
sıralarından gürültüler)
Bakınız,
bilindiği üzere, Anayasanın 20nci maddesi çerçevesinde, bu Meclis
çatısı altında yapılan düzenleme çerçevesinde, 2016
yılında dokunulmazlıklar, yargı yolu açılmak
suretiyle, yargılanmaya başlanmıştır. 2016, her
şeye rağmen
(HDP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Darbecisiniz siz, darbeci!
BAŞKAN
Sayın Özkan, son cümlelerinizi alayım.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bu, 2016 yılında yine kararlı bir şekilde
aldığımız kararlar çerçevesinde, FETÖcü hâkim ve
savcıların ihraç edilmesi çerçevesinde, yargı denetimleri,
değerlendirmeleri çerçevesinde, dereceli hukuk sisteminin adil
yargılama ilkeleri çerçevesinde verilmiş bir karardır. (HDP
sıralarından gürültüler)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Sen git, FETÖcü müvekkillerini savun ya!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Tarihe not düşüyoruz.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Sen git, FETÖnün avukatlığını yap,
FETÖcü müvekkillerini savun ya!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Evet, hukukun gereği, Anayasanın gereği
yapılmıştır ancak tarih nezdinde de milletimizin ve
medeniyetimizin yargılaması devam edecek, millet nezdinde çok daha
büyük mahkûmiyetlere duçar olarak sandığa gömülecektir bu zihniyet.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Sandığa siz gömüleceksiniz, siz!
Göreceksiniz!
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Oluç, size de söz vereceğim ama Sayın Altay sizden önce
istemişti.
Sayın
Altay, buyurun.
25.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Önce şunu söyleyeyim, Sayın Özkanın
mikrofonu sınırsız açılıyor, bizimkiler birer
dakikalık.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Aynen öyle, hiç kesilmedi.
BAŞKAN
Değil Başkan, değil; aynı, sistemde aynı.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Hayır efendim, hiç kapanmadı ya! Hiç
kapanmadı. Bu işle ilgili teknik arkadaşı da
uyarıyorum: Bu işi yapan kimse, bu mikrofon kesilmesin.
BAŞKAN
İki dakika ve bir, bir gidiyor.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Hayır Başkanım, dört dakika kesintisiz
çalıştı.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Benim sesim yüksek çıkıyor, ondan dolayı
kesilmemiş gibi
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Şimdi uzatmayacağım,
uzatmayacağım. Bugün, bütün gün bu işi
konuşacağız, onun için uzatmayacağım ama Sayın
Cahit Özkana bir soru sormak istiyorum. Kararı siz alsanız
gerçekten, vallahi billahi, bütün grup olarak başımıza taç
ederiz.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Haberi bile yok onun!
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Siz, bir çoğunuz bu kararı bugün
öğrendiniz. Yapmayın!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Ne demek? Kararı biz mi alıyoruz, mahkeme
alıyor kararı.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Cahit Özkan, hem de söz hakkı
doğuruyorum sana.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Cahit Özkan biliyordur, özellikle KCKyi!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Mahkeme kararı bu ya, biz mi alıyoruz?
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Cahit Özkan, bugünkü yapılan iş
hukuki mi?
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Kürsüde konuştuk, hukuki dedik.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Bir dakika
Hukuki değil mi? Peki, size göre bugün
yapılan
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Fransız Parlamentosundan örnek verdik.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sözümü kesme! Bir dakika arkadaşım.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Hayır, bizim kendi Anayasamızı yok
sayıyorsunuz, bari Fransadan örnek verelim dedik.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Cahit Bey, ben de onu bekliyordum zaten ya.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) 43üncü madde.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Bir dakika ya
Hukuki diyorsun değil mi? Evet
ya da Hayır ya! Bugünkü iş hukuki ise kamu vicdanında, sizin
vicdanınızda, hukuk normlarında bir
karşılığı, müspetliği var ise kardeşim, bu
fezleke geleli iki yıl oldu ya! Siz iki senedir niye hukuku
çiğnediniz? (CHP sıralarından alkışlar) Niye çiğnediniz
iki senedir hukuku? Ayıp!
Bakın,
Sayın Başkan, oturduğunuz koltuğun ilk Başkanı
Gazi Mustafa Kemal Atatürktür ve bu Meclis, Atatürkten hesap soran bir
Meclistir. Lanet olsun, yazıklar olsun; Atatürkten hesap soran bir
Meclis, Erdoğandan talimat alır hâle geldi! Yazıklar olsun!
Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Usul
tartışması açılması talebimiz devam ediyor.
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin
Sayın
Oluç
26.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
vekiller, şimdi, 2016 yılında
Cumhurbaşkanlığı forsuyla basılmış olan bir
broşür vardı 15 Soruda FETÖ Gerçeği diye ve
basılmış olan bu broşür, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığının
web sitesine konulmuştu. O broşürün maddelerinden bir tanesinde FETÖ
Savcı ve Hâkimlerinin Kumpas Davaları başlığı
vardı ve o kumpas davaları sayılırken Ergenekon Balyoz
KCK Davaları diye sayılıyordu. Sonra, ben bunu bir gün bu
Meclise getirdim, dedim ki: Bakın, bizim vekillerimizin
yargılandığı davalara Cumhurbaşkanlığı
forsuyla basılmış olan broşürde FETÖ kumpası
deniyor. Ben bunu dedim ya, hemen o web sitesinden indirildi, o broşürdeki
KCK lafı silindi, o broşür tekrar yüklendi. Tabii, aslı ve
fotoğrafları bizde var. İşte, o KCK davalarında FETÖ
kumpası dediğiniz o davalarda yargılanmış olan Leyla
Güven ve Musa Farisoğullarının milletvekilliğini bugün düşürmeyi
alkışlıyorsunuz ya! Ben, FETÖcü savcı ve hâkimlerin
arkasına sığınıyorsunuz diye bunun için diyorum
işte, bunun için diyorum. Cumhurbaşkanlığı forslu
broşürden bahsediyorum, bir.
İki:
Yani Sayın Cahit Özkan, hukuktan bahsediyorsunuz, sizin
anladığınız Burhan Kuzunun hukukudur, sizin hukukunuz
Burhan Kuzu hukukudur. (HDP sıralarından alkışlar)
Anlaşıldı mı?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Oluç
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitmedi efendim, bir cümlem daha var.
BAŞKAN
Sayın Oluç ama müsaade edin yani
(HDP sıralarından
gürültüler)
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ama o çok uzun konuştu.
BAŞKAN
Sayın Oluç, az önce size altı dakika süre verdim.
Tamamlayın.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi, sayın vekiller, ben yine bu
Meclis çatısı altında söyledim, yine söylüyorum, bakın,
düşünün diye söylüyorum: Yassıadada Menderes, Ankarada Kenan Evren
olunamaz, böyle demokratlık olmaz! Siz Yassıadaya gidip Menderes
oluyorsunuz, Ankaraya geliyorsunuz burada Kenan Evren oluyorsunuz, darbeci
oluyorsunuz; olmaz böyle!
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Öyle bir şey yok! Menderese de aynı şeyleri yaptılar,
tarih yazıyor. Menderes de aynı iddialara muhatap oldu. Menderes
neyse Erdoğan o, Özal o; milletin adamları, aynı iddiaları
ileri sürüyorlar.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Tarihe geçeceğiz. dedi AKP Grup Başkan Vekili
Sayın Özkan. Tarihe şöyle geçeceğiz efendim: Tarihe bizler
barış, demokrasi, eşitlik, adalet, hukuk için mücadele
etmişler olarak geçeceğiz, sizler ise yüz yıl önce
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Milletin adamına, milletin iradesine saldıranlar olarak
geçeceksiniz.
BAŞKAN Son
cümlenizi alayım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) -
tarihe gömülmüş olan mutlakiyetçiliği, mutlak
iktidarı, tek kişi yönetimini tekrardan ihya etmek isteyenler olarak
geçeceksiniz ve kara harflerle anılacaksınız, bunu da bilin.
(HDP sıralarından alkışlar)
(HDP
sıralarından darbeci AKP! şeklinde slogan atmalar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Evet, tutumumla ilgili
açılan usul tartışmasında ilk söz tutumumun aleyhinde olmak
üzere Sayın Engin Altayın.
Sayın Altay, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, uygun görürseniz söz
hakkımı Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Erkeke
devretmek istiyorum.
BAŞKAN Sayın
Erkek, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- Cumhurbaşkanlığı tezkerelerinin
bilgiye sunulmasında Başkanlığın tutumunun İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Bugün, maalesef,
demokrasiye ve millî idareye bir kumpas kuruldu. Bunu siyaseten söylemiyorum,
büyük bir samimiyetle söylüyorum. Cumhurbaşkanlığı
Yardımcılığı, atanmış bir makam, Meclis
Başkanlığına böyle bir müzekkere gönderebilir mi? Meclis
Başkanlığına yani yasama organının
Başkanlığına yani millî iradenin tecelli ettiği yerin
Başkanlığına müzekkere gönderirken bari Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanlığı göndersin, yürütmenin başı
olarak. Yürütme, bugün, ülkemizde yalnızca yargıyı değil
yasamayı da tahakküm altına almış durumda maalesef.
Anayasanın 83üncü
maddesinin dördüncü fıkrasını lütfen, herkes okusun, lütfen. Ne
diyor? Tekrar seçilen milletvekili hakkında kovuşturma yani dava,
yargılama, dokunulmazlığı kaldırılmadan devam
edemez. Çok açık değil mi?
Milletvekilimiz Enis Berberoğlu, 24 Haziran 2018de seçildiğinde
dosyası Yargıtaydaydı yani kovuşturma devam ediyordu.
Dokunulmazlığı kaldırıldı mı, bu yüce Genel
Kurul onun dokunulmazlığını kaldırdı mı?
Hayır, kaldırmadı. Nasıl devam etti dava, nasıl
onandı?
Enis
Berberoğlu ne yaptı? Anayasa Mahkemesine gitti, Hak ihlali var,
Anayasa ihlali var. dedi. Şimdi bir hukukçu olarak, bir milletvekili
olarak, bir vatandaş olarak vicdanlarınıza soruyorum ve büyük
bir samimiyetle soruyorum: Milletvekilliğini düşürdünüz, yarın
cezaevine girecek; Anayasa Mahkemesi yarın hak ihlali tespit ederse ne
yapacaksınız? Ne yapacaksınız? Lütfen biri çıkıp
açıklasın.
İLHAMİ
ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Utanmazlar!
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Sayın Grup Başkan Vekili, çıkın
açıklayın.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) - Biraz önce açıkladım tafsilatlı.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Anayasa Mahkemesi yarın o dosyada hak ihlali tespit
ederse, Adil yargılanmadı. derse, Delil yoktu. derse ne
yapacaksınız? Niye beklemiyorsunuz Anayasa Mahkemesi
kararını, neden?
Anayasa
Komisyonunda tartışırken Sayın Şentop ne demişti?
O zaman ben Komisyon üyesiydim, Sayın Şentop Başkandı; ne
demişti? Bir milletvekili yeniden seçilirse bu yüce Genel Kurul
dokunulmazlığını kaldırmadığı sürece
davası devam edemez. demişti. Ne oldu? Ne oldu? (CHP
sıralarından alkışlar) Ne oldu biliyor musunuz? Türkiyede
sivil darbe oldu. Demokrasiyi yok etmek, kuvvetler
ayrılığını yok etmek, hukuk devletini yok etmek sivil
darbedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Maalesef, siz ne yaptınız biliyor musunuz?
Egemenliği şahsileştirdiniz, egemenlik şahsileşti.
Türkiye Cumhuriyeti devleti yeniden bir şahıs devletine dönüştü,
mutlakiyete büyük bir geri adım attınız. Saray düzeni ve
maalesef şahıs devleti, adaletsizlikleri büyütüyor. Ama hiç kimse
endişe etmesin, Türkiyede demokrasiye, hukuka inanan herkes, milyonlar
birleşecek ve biz, bu memlekette tüm adaletsizlikleri adaletle ortadan
kaldıracağız, adaletle! Milletvekilleri bedel ödeyebilir, cezaevine
gidebilir ama siz bu hukuksuzlukları, adaletsizlikleri büyüttükçe
-halkın ekmeğidir adalet- işte işsizliği,
yoksulluğu, sefaleti de büyütüyorsunuz. Sizin bu
hatalarınızın, adaletsizliklerinizin bedelini gariban ödüyor,
millet ödüyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Bugün,
demokrasiye kurduğunuz kumpas için mutlu musunuz? Yürütmenin
talimatıyla hareket ettiğiniz için mutlu musunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Yargı kararı, yargı.
BAŞKAN
Sayın Erkek, ilave ek süreniz yok, tamamlayın.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumun
lehinde ilk söz Sayın Ramazan Canın.
Buyurun
Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP
ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına
vurmalar)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sayın Başkan
MUSTAFA
AÇIKGÖZ (Nevşehir) Korkuyorlar senden, Ramazan ağabey korkuyorlar.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bu bir usul değil.
Yaptığınız doğru değil.
Buyurun
Sayın Can.
RAMAZAN
CAN (Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle
şunu söylemek isterim: Hiçbir milletvekili, hiçbir siyasi parti
milletvekilliğin düşmesinden memnun olmaz. Türkiye Büyük Millet
Meclisi milletvekilliği düşürme kararı
almamıştır. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler,
sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Sayın Erkek konuşurken hiçbir milletvekilinin bir müdahalesi
olmadı; lütfen, grubunuzdan rica ediyorum.
Sayın
Can, siz tamamlayın.
RAMAZAN
CAN (Devamla) Başkanım
(CHP ve HDP sıralarından
gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Ben dinliyorum sizi Sayın Can. Benim tutumumla ilgili değil mi?
RAMAZAN
CAN (Devamla) Türkiye Büyük Millet Meclisi görevini ifa etmiştir.
Değerli
arkadaşlar, Anayasa 84 ve İç Tüzük 136ya göre kesinleşmiş
mahkeme kararını, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Meclis
Başkan Vekili okumuştur, bilgiye sunmuştur, tebliğ
etmiştir. Dolayısıyla, bunun dayanağı nedir? (AK
PARTİ sıralarından alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
Bunun dayanağı Anayasa değişikliğidir. Anayasa
değişikliğinde dokunulmazlıkların
kaldırılmasında o zaman efelenenlerin, o zaman efelenenlerin
şimdi söz hakkı yoktur onların. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar; (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
Diğer
taraftan, Meclis Başkan Vekili görevini yapmıştır, Meclis
Başkan Vekili görevini yapmıştır ama Kâtip Üye şov
yapmıştır. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler,
sıra kapaklarına vurmalar)
SALİHA
SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Sabahtan beri burada şov yapan
sizsiniz, saray talimatıyla iş yapan sizsiniz.
RAMAZAN
CAN (Devamla) - Burada denildi ki Siz, Genel Başkandan talimat
alıyorsunuz. denildi. Biz, Cumhurbaşkanımızdan ve Genel
Başkanımızdan seve seve talimat alırız, bundan
şeref duyarız. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar) Peki, siz talimat almıyor musunuz? Hem de
tıpış tıpış!
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) - Saraya git sen, saraya; sarayda konuş! Burası
halkın Meclisi.
RAMAZAN
CAN (Devamla) - Diyor ki 15 milletvekili buraya verdim geç, 20 milletvekili
buraya verdim geç. Bırakın, geçin bunları. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Yazıklar olsun hepinize!
RAMAZAN
CAN (Devamla) Çok değerli milletvekilleri, şunu
tartışabiliriz: Milletvekilliğini düşürme yetkisi
yargıda olmamalı; yargıda dokunulmazlıkların
kaldırılmasını hep beraber tartışabiliriz,
yargıya bu yetki niye verildi diyebiliriz ama siz o zaman şov yapıyordunuz,
Dokunulmazlıklar kaldırılsın. diyordunuz, efeleniyordunuz
efeleniyordunuz! (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli
sıra kapaklarına vurmalar)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi, hiçbir milletvekilliğinin düşürülmesini
istemez, hiçbir milletvekilinin böyle bir beyanı yoktur ama yargı
kararlarını yerine getirmek de yasama, yürütme, yargı
denkleminde bir görevdir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sözlerinizi tamamlayın Sayın Can, buyurun.
RAMAZAN
CAN (Devamla) Bugün Başkan görevini yapmıştır, Sayın
Başkana teşekkür ediyorum. Bu usul tartışmasında
Meclis Başkan Vekilimiz görevini yapmıştır, gereğini
yapmıştır; görevini yapmasaydı, görevini ihlal etmiş
olacaktı. Burada hiçbir milletvekilinin bu karardan, daha doğrusu
mahkemenin vermiş olduğu karardan memnuniyet duyduğunu asla
düşünmüyoruz ama verilmiş, kesinleşmiş bir mahkeme
kararı varken Türkiye Büyük Millet Meclisi rutini
yapmıştır.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Saraya git, saraya!
RAMAZAN
CAN (Devamla) Rutin nedir? 84e göre burada bilgiye sunmadır,
tebliğ etmektir. Bizim yaptığımız başka bir görev
yoktur.
Genel
Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Tutumum aleyhinde
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, sataşma var.
BAŞKAN
Sayın Köksal, müsaade edin; usul tartışmasını devam
ettiriyorum.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sataşma var, sataşmadan dolayı
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Duyamadık zaten, ne sataşması!
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Açıkça Kâtip Üye şov
yapmıştır. diyerek şahsıma
sataşmıştır.
BAŞKAN
Usul tartışmasını tamamlayayım, tutanakları
isterim.
Buyurun
Sayın Beştaş. (HDP sıralarından alkışlar)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sevgili Türkiye yurttaşları,
Meclise seslenmektense size seslenmeyi tercih ediyorum. Tabii ki burada bu
kararın darbe olduğuna inanan milletvekillerini hariç tutuyorum. Bu
belge -demin de söyledik- bu iktidarın yüz karasıdır.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı burada iki yıldır
bekleyen dosyalar için Meclis Başkanına yazı yazıyor
Okuyun. diyor ve okunuyor; talimat veriyor. Bu bir talep değil, bu bir
talimat. Deminki AKPli vekil diyor ki: Biz Cumhurbaşkanımızdan
seve seve talimat alırız. E, bunu biliyoruz, bilmediğimiz bir
şey söyleyin; siz zaten talimat alıyorsunuz, siz zaten
alıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Biz dağdan değil, Sayın
Cumhurbaşkanından talimat alırız.
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Siz nereden talimat alıyorsunuz? Meral Hanım,
siz nereden talimat alıyorsunuz?
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade eder misiniz.
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Biz Genel Başkanımızdan,
Cumhurbaşkanımızdan alıyoruz; Kandilden almıyoruz,
almayacağız da bunu bilin! (HDP sıralarından gürültüler)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Otur yerine, otur yerine!
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Bugün yaptığınız şov yeter! (HDP
sıralarından gürültüler)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Otur yerine!
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Biz Genel Başkanımızdan talimat
alıyoruz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Sayın Başkan, müdahale edecek
misiniz?
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Boş konuşmayacaksın, boş
konuşuyorsun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Sen boş konuşma! Sen kimsin
ya!
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Benim Genel Başkanımı öyle alma
ağzına!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Başkan, müdahale edecek misiniz,
üstüme yürüyor.
BAŞKAN
Müsaade edin arkadaşlar, böyle bir usul yok.
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Başkanım, konuştuklarına dikkat
etsin. Herkes düzgün konuşacak. Böyle bir dünya yok ya! Biz burada
sabrediyoruz iki gündür.
BAŞKAN
Değerli arkadaşlar, bizlerin konuşmacıları, Grup
Başkan Vekili, onlar da gereken cevabı verirler; müsaade edin.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Başkan, süremi baştan
başlatır mısınız.
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Bizim sizin böyle ayağa kalkmanıza,
böyle bağırıp çağırmanıza karnımız tok.
Sizden korksaydık sizden çekinseydik bugün bu sıralarda
olmazdık, olmaz!
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Arkadaşların ne yapıyor? Bugün burada bir hatibimizi
konuşturmadınız.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Biz sizin gibi değiliz, bizi kendinizle
karşılaştırmayın. Siz talimat alıyorsunuz çünkü
korkuyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Şu anda özgür bırakılsanız
yüzde 80iniz bu partiden çıkacak, bunu da gayet iyi biliyoruz. Siz
şatafatınızdan, rantınızdan, ihalelerinizden
vazgeçemiyorsunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
O senin hayal dünyan, hayal dünyan!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Bunu yapmayanları ayrı tutuyorum,
onları ayrı tutuyorum ama yapanlar kendini biliyor. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
O birilerini kandırmak için kurduğunuz sanal dünya! Birilerini
kandırıyorsunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Eğer Kenan Evren bir parti kursaydı emin
olun AKPyi kurardı, emin olun Kenan Evren sizin partinizi kurardı.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Birilerini kandırmak için kurduğunuz bir dünya o, öyle bir dünya
yok; bunu bil!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Hani Darbeciliğe karşıyız.
diyorsunuz ya şu anda uluslararası topluma hesap veremiyorsunuz. Size
bir bilgi vereyim, biliyor musunuz Birleşmiş Milletler üyesi devletlerin
parlamento üyelerinden oluşan bir birim var. Parlamentolar Arası
Birlik (IPU), orada dokunulmazlıklar dosyasıyla ilgili Türkiye dünya
rekorunu kırıyor, dünya!
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) Sayenizde!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Türkiye, orada yalanlarla dolanlarla yargı
süreci bitmiş gibi hikâye anlatıyor. Bütün dünyaya rezil oldunuz,
ülkeyi de rezil etmeye çalışıyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Yalan söylüyorsunuz!
BAŞKAN Sayın
Ravza Hanım lütfen yerinize.
Sayın milletvekilleri
lütfen yerinize oturun.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Yalan söylüyorsunuz!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz sizinle birlikte değiliz, biz sizin
yanınızda değiliz. Mecliste darbe var ve bu darbeciler de sol
tarafta oturanlardır.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Sizin IPUdan haberiniz yok.
BAŞKAN Sayın
Kan lütfen yerinize.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Ama yalan söylüyor!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Gel, gel, bir gel bakalım! Kavga mı
edelim? İstersen gel. Bir adım daha atma! Sakın teşebbüs
etme! Bana yaklaşma! Haddini bil, haddini! Kimse senden korkmuyor. Kimse
sizden korkmuyor. Geçin onları geçin!
BAŞKAN Ravza
Hanım siz benim işimi zorlaştırıyorsunuz.
Söyleyecekseniz, bağıracaksanız, müdahale edecekseniz yerinizden
yapın ama oturun lütfen.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Ama üyesi olduğumuz bir kurumdan bahsediyor, doğru
söylemiyor.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) IPUda ne kadar debelendiğinizi biliyoruz.
Sizi de dinledik.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Beştaş, tamamlayın sözlerinizi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) IPUda ne kadar sıkıntıya
düştüğünüzü de biliyoruz, savunamadığınızı
da biliyoruz.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Benden öğrendiniz.
BAŞKAN Sayın
Beştaş, tamamlayın sözlerinizi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Gelip burada böyle efelenmek
Ooo geçin
onları, geçin, geçin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Evet,
Sayın Başkan, şunu söyleyeceğim.
MUSTAFA
CANBEY (Balıkesir) Şov yapıyorsunuz!
BAŞKAN
Sayın Ök, siz de oturun yerinize.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Biz sizin
saldırılarınıza mücadelemizi büyüterek
karşılık vereceğiz.
İSMAİL
KAYA (Osmaniye) Kim saldırıyor ya?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Evet, darbecisiniz ve darbeci olmaya
devam edeceksiniz. Ama şunu unutmayın: Yakın tarihte hani o
imzalamayı reddettiğiniz Uluslararası Ceza Mahkemesi Protokolü
var ya, hani o Roma Statüsü var ya onun bir maddesi nedir biliyor musunuz?
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Maskeniz düştü, maskeniz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Siyasi soykırım
insanlığa karşı suçtur. Türk Ceza Kanununun 77nci
maddesinde de bu, Türkiye tarafından kabul edilmiştir. Siz, partimize
karşı 4 Kasımdan bu yana sistematik olarak bir siyasi
soykırım yapıyorsunuz. Halka karşı da
insanlığa karşı da suç işliyorsunuz.
İşkencecisiniz, darbecisiniz, cinayetlerin arkasında
duruyorsunuz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bunların
hepsinin hesabını Uluslararası Ceza Mahkemesinin önünde
vereceksiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Evet, Sayın Beştaş, süreniz tamamlandı.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Kaçışınız yok,
bunun hesabını hep birlikte vereceksiniz, yol yakınken dönün.
(HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Evet, tutumum lehinde
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
.
BAŞKAN
Buyurun.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan, usule ilişkin tartışma
devam ettiği için elbette usule ilişkin lehte hatibimiz, sayın
milletvekilimiz konuşacak.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Hayır, lehte Bülent Tezcan konuşacak, Bülent
Tezcanın söz talebi var önce.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Ancak müsaade ederseniz
BAŞKAN
Şöyle: Başkanlık Divanı, burada gördüğü lehte,
aleyhte taleplerden hangisini gördüyse onu kayıtlara geçiriyor ama sizin
talebiniz yerine grubunuz adına Bülent Tezcana yerinden söz
vereceğim.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Peki.
BAŞKAN
Siz tamamlayın lütfen.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan, kayıtlara geçmesi için mikrofonu
açarsanız
BAŞKAN
Evet, açıldı.
Buyurun.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Her şeyden önce bu ülkede millî iradenin hâkimiyeti
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Ya, hangi millî irade?
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
millî iradenin tecellisi için çalışan Parlamento
ve Hükûmetimiz var.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Darbe var, darbe!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Biz bu tür iddialardan dolayı gocunmuyoruz. Neden? Çünkü
geçmişte Sultan Abdülhamite yaptınız, istibdatçı
dediniz; geçmişte milletin adamı Menderese ağır hakaretler
yaptınız, ona da aynı iddiaları yaptınız. Daha
sonraları yapmadınız mı, Turgut Özala yapmadınız
mı? (HDP sıralarından gürültüler) Yaptınız, şimdi
de aynı iddialar... Biz bunlara fırsat vermeyeceğiz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Darbe var bu Mecliste!
BAŞKAN Sayın
Özkan, müsaade etseydiniz, şu usul tartışmasını bir
bitirseydim sonra bu konulara girseydik.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Bakın Sayın Başkan, hatip kürsüden usule ilişkin
konuşma yapmadı.
BAŞKAN Biliyorum
ama fark etmez ben usul tartışması açtım, içeriğe
müdahale edemem ki.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya,
hatip sana mı soracak ne konuşacağını?
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Bu ülkede, milletin iradesinin tecelligâhında, kimse bu ülkenin
seçilmiş hükûmetine, Parlamentosuna, milletvekillerine
Soykırımcısınız, darbecisiniz, işkencecisiniz.
diyemez, reddediyoruz! Millet bunun hesabını sandıkta da
soracak, göreceksiniz. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Bu
halk sizden hesap soracak, hesap! Tarihin mezarlarına gömüleceksiniz!
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Göreceksin, hesabını soracak size. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Mezardan bahsediyor, mezar kazacakmış!
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN Müsaade edin,
Sayın Altay söz istedi Sayın Oluç.
Sayın Altay
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
27.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın yerinden sarf ettiği bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bu Parlamentoda
(AK PARTİ ve HDP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
Ben konuşuyorum
(CHP
ve HDP sıralarından gürültüler) Ya, bir dakika
(CHP ve HDP
sıralarından gürültüler) Ya arkadaşım, bir dakika
Bu Parlamentoda
sayısal çoğunluğu ne olursa olsun kimsenin kimseye ayar verme
hakkı, haddi yoktur. Önce onu söyleyeyim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Biz talimatı milletten alırız.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bu Parlamentoda kimse kimseye ne söyleyeceğini
öğretemez, onu da söyleyeyim.
Size yöneltilen
soykırımcı iddiasına asla katılmam.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Ne güzel! Ver o tarafa cevabını.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ama darbeci iddialarının altına imzamı
çakarım. (CHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Menderese de dediniz, Abdülhamite de dediniz, Turgut Özala da dediniz.
VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- Cumhurbaşkanlığı tezkerelerinin
bilgiye sunulmasında Başkanlığın tutumunun İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında (Devam)
BAŞKAN Tutumum
lehinde ikinci söz Sayın Recep Özelin. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta)
Sayın Başkan
(CHP ve HDP sıralarından gürültüler,
sıra kapaklarına vurmalar)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Sen mi darbecisin?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, eğer sürekli konuşursanız,
bağırırsanız benim hatibi dinlemem mümkün olmuyor, lütfen.
Konu benim tutumum aleyhinde ise bırakın dinleyeyim ben. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
Buyurun Sayın Özel.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) O
tarafa da müdahale et, sadece bize değil.
RECEP ÖZEL (Devamla)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın
Özel, biraz yüksek sesle konuşursanız
RECEP ÖZEL (Devamla)
Biraz önce, CHPnin teklifi üzerine, İç Tüzükün 68inci maddesine göre
Başkanın bir tutumu hakkında görüşme açıldı. (CHP
sıralarından Maskeni tak! sesleri) 68inci madde ne diyor? (CHP ve
HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına
vurmalar)
BAŞKAN Sayın
Beştaş, Sayın Oluç, Sayın Engin; rica ediyorum.
RECEP ÖZEL (Devamla)
Başkan, görüşmeler sırasında gürültü veya kavga çıkar
ve bu nedenle çalışma düzenini kuramazsa, kürsüde ayağa
kalkarak, toplantıya ara vereceğini ihtar etmek suretiyle
(CHP ve
HDP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar) Ara
verebilir.
BAŞKAN Milletvekili
arkadaşlarımız da yani konuşmacıya
Parti sözcüsünü,
milletvekilini konuşturmamanın bir anlamı yok ki.
RECEP ÖZEL (Devamla) Hem
gürültüyü yapacaksınız, gürültü çıkaracaksınız daha
sonra diyeceksiniz ki: Başkan, biz gürültü çıkardık, sen
toplantıya niye devam ettin? Kötü niyeti hukuk korumaz. Kötü niyetli bu
davranışlar. Hakkaniyete aykırı olarak bir şekilde
(CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra
kapaklarına vurmalar) Eğer bu böyle olacak olursa Meclis oturumunu
sabote etmek isteyen 3 milletvekili şurada bağırır, daha
sonra Başkana der ki: Biz burada gürültü yaptık, sen niye oturumu
ertelemedin, ara vermedin? der. Hukuk kötü niyetli girişimleri korumaz. O
nedenle, açılmış olan bu usul tartışması yerinde
değildir. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra
kapaklarına vurmalar)
Bir diğer konu: Biraz
önce burada CHPnin çok değerli Genel Başkan
Yardımcısı Muharrem Erkek bir şey söyledi, bu
milletvekilliği düşürülen arkadaşlarla ilgili olarak
Bunların dokunulmazlığını Meclis 26ncı Dönemde
kaldırmıştı, tekrardan bunun 27nci Dönemde de
kaldırılması gerekirdi, usulde böyle bir hata
yapıldı. dedi. Herhâlde Muharrem Erkekin 2016
yılının Mayıs ayında burada çıkan Anayasa
değişikliğinden haberi yok. CHPnin çok değerli Genel
Başkanı Kılıçdaroğlu, kürsülerde çıkıp
çıkıp Dokunulmazlığı kaldırın. diye bir
propagandayı yaptınız mı? Yaptınız. Ondan sonra
AK PARTİ de buna Evet dedi mi? Dedi. Daha sonra geldi burada bütün
milletvekilleri yargının kucağına gitti mi? Gitti. Bunu
teklif eden sizdiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar;
CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına
vurmalar) Daha sonra milletvekillerini yargının önüne atan CHP
şimdi buna sığınarak İkinci defa niye
dokunulmazlığı burada kaldırdınız? diyor. Burada
bir Meclis kararıyla kaldırılmadı, burada bir Anayasa
değişikliğiyle kaldırıldığı için ikinci
bir defa daha 27nci Dönemde aynı kişilerin
dokunulmazlığını kaldırmaya gerek yok. Bu bir fuzuli
işlem olurdu, boşa uygulamak olurdu. (CHP ve HDP
sıralarından Maskeni tak! sesleri)
SALİHA SERA
KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) Sayın Başkan, maskesini
takmıyor.
BAŞKAN Sayın
Özel, maskenizi takınız.
RECEP ÖZEL (Devamla)
Diğer bir konu ise: Şimdi seçim mevzuatı belli, milletvekili
seçilme yeterliliği belli, seçim ehliyeti belli. Şimdi, elbette ki
Meclis bu milletvekillerimizin milletvekilliğini düşürmek istemez ve
bu milletvekillerinin milletvekilliğini Meclis düşürmedi. Bunu,
altını çizerek söylüyorum. Anayasa ve yasalar gereği mahkemenin
vermiş olduğu ve seçilme ehliyetini ortadan kaldıran bir hükmü
Meclis Başkanlığı sadece burada okudu, ne AK PARTİ
Grubunun ne İYİ PARTİnin ne MHPnin, hiçbir milletvekilinin
burada dahli yoktur. Yargı kararı seçim ehliyetini ortadan
kaldırdığı için Meclis Başkanlığı bir
vakIanın tespitini yaptı, anayasal bir görevi yerine getirdi. Onun
için bunu başka mecralara çekmeye
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sözlerinizi tamamlayın Sayın Özel.
RECEP
ÖZEL (Devamla)
bizi darbecilikle itham etmeye hiçbirinizin hakkı yok.
(CHP ve HDP sıralarından gürültüler, sürekli sıra
kapaklarına vurmalar) Bu, tamamen Anayasa ve yasalar çerçevesinde
yapılmış olan bir işlemdir. Bu, sizin, saygılı
Genel Başkanınız Dokunulmazlığı
kaldırın. diye efelenirken söylemeniz gereken bir konuydu.
Şimdi efelendiğiniz konu geldi başınıza bu çorabı
ördü.
Hepinize
saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Altay
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Cumhuriyet Halk Partisinin hiçbir milletvekilinin dokunulmazlık
zırhına ihtiyacı olmadığına, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin hiçbir üyesinin de dokunulmazlık zırhına bürünmemesi
gerektiğine, Enis Berberoğlunun yargılanma sürecinin
tamamlanmadığına ve geçmiş uygulamalarda bu tip
kararların dönem sonuna bırakıldığına
ilişkin açıklaması
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Genel Başkanımızın isminden de
bahsederek
(Gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar müsaade edin, Grup Başkan Vekiliniz konuşuyor; bari
onu sabote etmeyin.
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Sayın Altay, biz dinliyoruz, sizin grup
dinlemiyor.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Siz ayakta durun, ses kesiliyor, iyi oluyor, hep
ayakta durun çünkü ses kesiliyor, bizim de kulağımız dinleniyor.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ben ayakta durunca mı?
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Hep ayakta durun, çok iyi oluyor, sakinlik
oluyor.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Tamam, sabaha kadar buradayım, olur.
Sayın
milletvekili, Genel Başkanımızın milletvekillerini
yargının önüne attığını söyledi.
BAŞKAN
Ha, siz duydunuz mu?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
BAŞKAN
Ben duyamadım da o yüzden.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sükûneti sağlasanız duyacaksınız.
(AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ya, arkadaşlar müdahale etmeyin, muhatap
olmayın ya! Muhatap olmayın!
Cumhuriyet
Halk Partisinin hiçbir milletvekilinin dokunulmazlık zırhına
ihtiyacı yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin hiçbir üyesi de
dokunulmazlık zırhına bürünmemelidir. Biz dokunulmazlıklara
baştan beri karşı bir partiyiz ancak bunu, dönüp
dolaşıp yapılan Anayasa değişikliğine
bağlamak aymazlıktır. Biz, bu adamın
dokunulmazlığı kalktı, yargılandı, ceza
aldı, siz milletvekilliğini niye düşürüyorsunuz demiyoruz. Biz
diyoruz ki:
1)
Geçmişte bu cezaların dönem sonuna
bırakıldığının örnekleri var, bu
yapılmıyor.
2)
Madem öyle iki yıl niye tuttunuz? Bunu soruyoruz. Anayasa
hukukçularının, eski Meclis Başkanının ve şimdiki
Meclis Başkanının yorumlarından sebep bu tutuldu, bunun
için tutuldu. Anayasa yorumcuları Bu okunmamalı. dedi, tutuldu. Bir
talimatla bugün okundu.
3)
Enis Berberoğlu kararı, bizim hukuk sistemimizde henüz kesinlik
kazanmadı. Biraz önce gösterdim, Anayasa Mahkemesinin on beş gün önce
Enis Berberoğluna yazdığı bir yazı var, savunma
istiyor bir nevi. Yani, yürüyen bir iş var. Sayın Şentop da buna
dayanak olarak bunu okutmadığını söyleyegeldi. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Bakın, grubuma söylüyorum: Kürsüye çıkan her
AK PARTİli konuşurken masalara vurulacak. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Haydi,
siz de vurun, siz de vurun, şimdi siz de vurun; ben konuşurum. Böyle
bir şey olabilir mi ya? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Siz de vurun ben konuşurken, siz de vurun! Vurun, vurun, vurun!
Şimdi,
inşallah Meclis TV de benim sesimi kesmez. Buradan duyulmayacağı
belli de
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Bir kadın milletvekiline nasıl
davranılması gerektiğini öğretin! Oradan sizin
milletvekiliniz
(AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Milletvekili milletvekilidir, kadını
erkeği olmaz.
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Sayın Başkanım, bir Grup Başkan
Vekilinin kendi vekillerine dönüp Masaları yumruklayın, tepinin.
dediğini ilk defa duyuyorum. Sayın Altayı da tebrik ediyorum, tebrik
ediyorum bu hareketini.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Şimdi, bunu getirip de dokunulmazlığa
bağlamak hukuk bilmezliktir, aymazlıktır; bunu söylüyorum. Zira,
Enis Berberoğlunun yargılama süreci tamamlanmamıştır
ve geçmiş uygulamalarda bunların, bu tip kararların dönem sonuna
bırakıldığının da çok örneği vardır
diyorum.
BAŞKAN
Arkadaşlar, şu maskelerinizi bir takın, herkes maskesini
taksın ağzına.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Yani, biraz önce konuşan sayın hatibin bu
işi dokunulmazlıklara bağlamasını kabul etmiyoruz.
Hodri meydan! Yine söylüyoruz.
Ama
şuna da üzülüyoruz: 17-25 Aralıktan sonra 4 bakanı siyasetten
tahliye ettiniz ama yargının önüne koyamadınız. Bu
ayıp da size yeter. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, Sayın Beştaş
29.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Anayasanın 83üncü maddesinin dördüncü
fıkrasında Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma
ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına
bağlıdır. ibaresinin yer aldığına ilişkin
açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Anayasa
83 dördüncü fıkra, tekrar hatırlatıyorum: Tekrar seçilen
milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden
dokunulmazlığını kaldırmasına
bağlıdır.
Ben
geçen dönem de -2 dönem- bu dönem de hâlâ Anayasa Komisyonu üyesiyim ve
dokunulmazlıkların kaldırıldığı süreci
ŞAHİN
TİN (Denizli) Bak, masalara vurmuyoruz konuşurken
Başkanınız, gördünüz mü? Ders alın, ders!
BAŞKAN
Şahin Bey
Sayın Tin
ŞAHİN
TİN (Denizli) Ders alsınlar.
BAŞKAN
Sayın Tin, müsaade edin.
Evet,
buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Dokunulmazlığın
kaldırıldığı süreçte de
(Gürültüler)
Arkadaşlar,
konuşuyorum ya...
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ne diyorsun sen, ne?
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Sayın Oluç, onu bütün hatipler konuşurken
söyleyeceksiniz arkadaşlarınıza, her zaman söyleyeceksiniz tamam
mı, her zaman!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya, sen ne oradan
bağırıyorsun ya!
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) De ki: Hatip çıkacak konuşacak, herkes
dinleyecek.
FATMA
KURTULAN (Mersin) İki yıldır oradan konuşuyorsun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, gerçekten
tutumunuz oldukça taraflı.
HASAN
ÇİLEZ (Amasya) Hiç alakası yok Sayın Beştaş.
Bugünden beri sıraları dövüyorsunuz. Yapmayın.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Meclisi yönet Meclisi Sayın Başkan!
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Başkan! Başkan, uyar! Grup Başkan Vekilimiz
konuşuyor, müdahale etmesinler.
(AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Ya, Meclisi yönetin Sayın Başkan.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Başkan, tarafsız ol!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, orada siz sohbet
ederken, buradan bize saldırı olurken
BAŞKAN
Ben sohbet etmiyorum efendim. Bir erkek milletvekili
arkadaşımız bir hanım milletvekili arkadaşımıza
Saçın başın ağarmış. Sen git evinde otur. Burada
ne işin var? diyerek hakarette bulunmuş. Bunu anlatıyor. Bu
yakışır mı milletvekilliğine? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
Müsaade
edin...
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, böyle bir üslup
yok, böyle bağıramazsınız. Oradan müdahale ediliyor bize.
BAŞKAN
Ya, nasıl kadın hakları savunuculuğu, ben bunu
anlamıyorum. Kabul edilebilir bir şey mi bu? Bir milletvekili de
geliyor, bu konudaki maruzatını söylüyor.
Siz
tamamlayın lütfen, buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama oradan da saldırı var,
sizin göreviniz orayı yönetmek, birisiyle konuşmak değil.
BAŞKAN
Yani böyle bir cinsel ayrımcılığın bu Parlamentoda
bu şekliyle olması kadar yanlış bir şey yok.
Buyurun,
siz, lütfen tamamlayın.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Söz alıp konuşabilir.
(AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN
Arkadaşlar, bir müsaade edin, bakın
Müsaade edin
Siz
tamamlayın lütfen sözlerinizi.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bitmeden konuşmayacağım.
(AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, müsaade ederseniz Sayın Beştaş
sözlerini bitirecek.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Daha başlayamadım. Şimdi
(AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN
Evet, birleşime 15 dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.58
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 17.17
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER
: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Rümeysa KADAK (İstanbul )
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- Cumhurbaşkanlığı tezkerelerinin
bilgiye sunulmasında Başkanlığın tutumunun İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında (Devam)
BAŞKAN - Usul
tartışmasının konuşmaları
tamamlanmıştı. Buna ilişkin değerlendirmemi sizlerle
paylaşmak istiyorum. Sonra da Sayın Beştaş
konuşuyordu.
ZEYNEL EMRE
(İstanbul) Sayın Başkanım, iki dakika söz vereceğinizi
söylemiştiniz.
BAŞKAN
Vereceğim müsaade ederseniz.
Sayın
milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula
sunuşlarında, asker gönderme tezkereleri gibi görüşmeli
tezkereler olduğu gibi Genel Kurulun bilgisine sunulma şeklinde
görüşmesiz tezkereler de yer alabilmekte. Anayasanın 84üncü
maddesinin ikinci fıkrası gereğince gönderilen tezkereler
-Anayasa gereğince- bilgiye sunulma tezkereleridir, görüşmeye ve
oylamaya tabi değildir. Zaman zaman Genel Kuruldaki görüşmelerde
siyasi tansiyon yükselebilmekte, masalara vurmak, gürültü yapmak şeklinde
hatibin konuşmasını engelleme girişimleri de
olabilmektedir. Geçen oturumda yapılan bilgiye sunma işlemi
görüşmeli bir işlem değildir ve bilgiye sunma işlemi Divan
tarafından yerine getirilmektedir. Bilgiye sunma işlemi
başladıktan sonra işlem bitene kadar çıkarılan
gürültüler işlemin engellenmesine yöneliktir ve İç Tüzükün 68inci
maddesinde düzenlenen, görüşme sırasında gürültü ve kavga
çıkması şeklinde değerlendirilemez. Tezkerenin bilgiye
sunulması işlemi sırasında birleşime ara vermemem
Anayasaya ve İç Tüzüke uygundur ve tutumumda bir değişiklik
yoktur.
Sayın
Tezcan, size yerinizden söz vereceğim.
Parti
grubu adına konuştuğunuz için önce iki dakika açıyorum,
sonra da uzatmasını yapacağım.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın, 15 Temmuz
2016 tarihinde Meclis kürsüsünden sosyal medyaya hitap ederek darbeye
direnmiş olmanın onurunu taşıdığına,
Anayasanın 84üncü maddesinin ikinci fıkrası ile
Anayasanın 83üncü maddesinin dördüncü fıkrasının
açık olduğuna ilişkin açıklaması
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz 2016da, o gece burada, bu
kürsüde, Divanın önünde sosyal medyaya hitap ederek Türkiyede darbeye
karşı mücadele konusunda burada bulunan milletvekili
arkadaşlarla beraber o darbeye direnmiş olmanın onurunu omzumda
taşıyorum ve bütün yaşamım boyunca o onuru
taşıyacağım diğer arkadaşlar gibi.
Şimdi,
o gün demokrasinin namusunu koruduğumuz, o gün millî iradenin namusunu
koruduğumuz bu çatı altında bugün, şimdi millî iradeye bir
başka darbenin tanıklığını yapıyoruz.
Değerli
arkadaşlar, evet, Anayasanın 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası açıktır, doğru, hep bu söyleniyor.
Anayasanın 83üncü maddesinin dördüncü fıkrası da
açıktır: Bir milletvekili yeniden seçildikten sonra Anayasa
gereği, bizim keyfimiz gereği değil, iktidarın inayet ve
icazeti gereği değil, Anayasa gereği dokunulmazlığı
yeniden tesis edilir. Yargı bunu yanlış yorumlamış
olabilir. Yargı talimat alıp, çaresiz kalıp korkusundan da öyle
yapmış olabilir. Yargı daha önce FETÖ yargısında
olduğu gibi bir tuzağın bilerek ya da bilmeyerek bir
parçası da olabilir. Ama bu Parlamento o tuzağı bozabilecek güç
ve iradeye sahiptir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasanın 83üncü maddesinin
dördüncü fıkrasının uygun olmamasına karşı,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu tuzağı bozma imkânı
vardı. Nitekim, 2018 yılında bu fezleke gelmiş, iki sene
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bunu burada
okutmayarak bu tuzağı bozmuştu. Bugün, bu tuzağın
bozulmamış olmasının utancını, bunun
ortakları da ömür boyu omuzlarında taşıyacaktır. Ne
mutlu bize ki, o utancın parçası olmadık, olmayacağız
da. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Başkan, son bir cümleyle bitiriyorum.
Bakın,
Sayın Erdoğan bir şiirden bin yıllık mağduriyet
yarattı. O, bir utançtı tarihimizde; iktidar olan partinin Genel Başkanının
Parlamentoya şu veya bu şekilde sokulmaması bir utançtı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) - Ve ne mutlu bize ki 2002 yılının
Aralık ayında, o utancı temizlemek için Parlamentoda benim
partim, senin partin demeden Anayasayı değiştirmeye omuz
veren, bu utancı ortadan kaldıran Cumhuriyet Halk Partisi
sıralarında milletvekilliği yapıyorum. Bu onur bize yeter,
bu utancı da onun ortağı olanlar düşünsün.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tezcan.
Sayın
Beştaş buyurun.
31.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, adil, tarafsız ve bağımsız bir
yargıdan zerre miskal kadar korkuları olmadığına,
Cumhurbaşkanlığı sisteminde yargının etkisiz ve
yetkisiz bir kurum hâline geldiğine ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben
Anayasa Komisyonu üyesi olarak -üç dönemdir- söz almıştım.
Kürsüdeki hatipler kamuoyuna ve Meclise yanlış bilgiler verdiği
için söz aldım. Nedir bu yanlış bilgi? Bir kere, tekrar seçilen
milletvekilleriyle ilgili yani 2016da çıkarılan Anayasa
değişikliğiyle birlikte ayrı bir usul var ama 2016da hiç
vekil olmayıp yeni, sıfırdan, hani ilk kez vekil seçilenlerle
ilgili durum ayrı. Önce diğerinden başlayayım: Sayın
Şentop Anayasa Komisyonu Başkanıyken ben de üyeydim. Şu
sizin oturduğunuz yerden de defalarca söyledi, gayet iyi
hatırlıyorum. O tarihte, 2016da bir kereliğine mahsus
milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırıldı ve
bunun aksi zaten Anayasa 83/4e göre mümkün değil, bir kere
kaldırıldı. Yeniden milletvekili seçildiğinde o
yargılama durur, tekrar onu Meclisin kaldırması gerekiyor. Bu,
hani tartışmaya bile gerek olmayacak bir mesele.
Şimdi, Enis Berberoğlunun, Sayın
Vekilin durumu o; yani bu kabul edilemez. Bir kere tekrar seçildi ve bu
yargılamanın durması gerekiyordu, diğer
ayrıntıları geçiyorum. Bizim Sayın Musa
Farisoğulları ve Leyla Güven ise ilk defa seçildiler 27nci dönemde
ve onlar hakkındaki davanın katiyen durması gerekiyordu zaten,
yargılamaya devam edilmemesi gerekiyordu. Buna rağmen yerel
mahkemeler yargılamaya devam ettiler, mahkûmiyet kararı verdiler ve
ikisinin davasının da KCK ana dava olduğunu önemle ama önemle
belirtmek istiyorum. Kürsüden söyledim, mahkeme heyeti, savcı tutuklu,
şu anda Anayasa Mahkemesinin önünde ve her an Anayasa Mahkemesi bir ihlal
kararı verebilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu durumda
tablo şudur: Yargılamayı yürüten mahkeme, bunu göz önünde
bulundurmadan onayan Yargıtay ve bugün okunmasının tümü
Anayasanın çiğnenmesidir. Yani hani daha sert bir kavram kullanmak
istemiyorum, Anayasa yoktur şu anda. Bu Mecliste biz Anayasaya göre
oturuyoruz, anayasal haklardan dolayı seçilmişiz ama bu kararın
okunması ve milletvekilliğinin düşürülmesi asla ve asla
Anayasayla izah edilmesin. Siyasi olarak izah edilsin, desin ki... Sordum
kürsüden, kim talimat verdi? Niye bugün, niye
iki yıl önce değil? Bugünün ne özelliği var? Bu kararlar zaten
orada, Meclis Başkanlığında bekliyordu. Bunların
cevabını tahmin ediyoruz ama bunun açıkça herkes tarafından
bilinmesini istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Son olarak şunu söyleyeyim, sanırım
-gürültüden çok duymadım ama- sayın iktidar grubundan Yargıdan
niye korkuyorsunuz? gibi bir şey geldi. Sayın Başkan, burada
oturan bütün milletvekili arkadaşlarımla birlikte söylüyorum -benim
de bir davam var, yargılanıyorum- bizim adil bir yargıdan,
tarafsız ve bağımsız bir yargıdan zerreyimiskal kadar
korkumuz olmaz. (HDP sıralarından alkışlar) Şu anki
yargılamadan da korkmuyoruz çünkü ortada bir yargılama faaliyeti yok.
Yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Demirtaş ve Kavalayla
ilgili tahliye kararı verdi; burada hukuk dışı, asla
hukukla izah edilemeyecek manevralarla, oyunlarla hâlâ cezaevinde tutuluyorlar.
Şu anda Türkiyede yargı, yürütmenin -yürütmenin de değil-
Cumhurbaşkanlığı sisteminde etkisiz, yetkisiz bir kurum
hâline geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi. Son cümlelerinizi alayım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben 200 kişilik bir sınıfta okudum
hukuk fakültesinde; şu anda çoğu hâkim, savcı ve
görüşüyorum hâlâ. Şunu söyleyeyim, en az yani sayı vermeyeyim
onlarca hâkim, savcı şu cümleyi bana kurmuştur
arkadaşım olarak: Ya, biz nasıl bu kararı vermeyelim?
Bizim çocuğumuz var; bizim evimiz, barkımız, gelirimiz
Biz
tutuklanacağız talimat gereğini yerine getirmezsek. Bu nedenle
yargıyı çok rahat suçlayamıyorum da çünkü canım
acıyor, vicdanım kanıyor. Yargı rahat
bırakılsın. Yoksa biz yargılamadan falan niye
korkalım? Bütün arkadaşlarımız konuşmaları
sebebiyle cezaevindedir. Tek bir suçumuz var, o da AKPye etkili muhalefet
etmektir, AKPnin gerçek dışı beyanlarını deşifre
etmektir, AKPnin maskesini düşürmektir, AKPnin işkencelerini
teşhir etmektir, AKPnin eşitsizliğini haykırmaktır,
AKPnin Kürt halkına yönelik uygulamalarını anlatmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Son
cümlelerinizi alalım, lütfen.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yoksa bize şöyle şeyler söylemesinler:
Korkuyorsunuz. falan
Böyle bir korku yok. Ayrıca, biz
arkadaşlarımızla birlikte
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı
adayı Sayın Demirtaş, bu ülkenin ilk kadın liderlerinden
Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak ve Figen Yüksekdağ şu
anda cezaevinde, sadece siyaset yaptıkları için ve bu utanç iktidar
partisine yeter aslında. Kendi muhaliflerini tutuklayan, cezalandıran
ve cezaevine atan, onlarla mücadele edemeyen bir iktidar olarak tarihe
geçmiştir. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Özkan, gördüm, vereceğim ama sırayla. Sayın
Altayın da önce söz talebi vardı.
Sayın
Altay, buyurun.
32.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, okunan
tezkerelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tümü tarafından
duyulmadığı için yok hükmünde olduğuna ilişkin
açıklaması
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim.
Bazen
burada fotoğraf çekilir buradan oraya, AK PARTİ hoplar,
fotoğrafımızı çektiler, bilmem ne yaptılar; oradan da
buraya çekilir, biz hoplamayız, merak etmeyin.
Şimdi,
Sayın Sezer Katırcıoğlu Milletvekilimiz, Sayın Recep
Özel Milletvekilimiz, Sayın Sabri Öztürk Milletvekilimiz ve Sayın
Ramazan Can -onu özellikle sona bıraktım- Milletvekilimiz
fotoğraf çekiyorlar, hepsi şunu yazıyor: HDP ve CHP el ele, kol
kola Genel Kurulda eylem yaparak şer ittifakını güçlendirdiler.
SEMİHA
EKİNCİ (Sivas) Yalan mı?
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Hepiniz bunu yazıyorsunuz. (CHP
sıralarından Yazıklar olsun! sesleri, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Kafa öyle çalışıyor.
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen müdahale etmeyin, rica ediyorum.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Benim bundan bir gocunmam yok. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar, Grup Başkan Vekili konuşuyor, lütfen müdahale
etmeyin.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Çok şükür burada legal bir parti var, çok
şükür benim partim PKKyla masaya oturmadı, benim partim
IŞİDle düşüp kalkmadı, benim partim FETÖ'den şefaat
beklemedi, FETÖ'nün önünde diz çökmedi.
Şimdi
şunu okuyacağım
Bildiğim kadarıyla AK PARTİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Yönetim Kurulu üyesi Sayın Ramazan Can
fotoğrafımızı yayınlamış, çok teşekkür
ediyorum. Hani bir ilçe başkanımız bir arsanın
fotoğrafını yayınlamıştı Üsküdarda terör
örgütlerine hedef gösterildi diye hemen hâkim önüne
çıkarılmıştı.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Doğru
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Siz de bizi hedef gösteriyorsunuz kardeşim.
Ayıptır! Ayıptır!
SEMİHA
EKİNCİ (Sivas) Gerek yok, herkes biliyor zaten bu durumu.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) İğneyi kendinize, çuvaldızı bize
batırın. (CHP sıralarından gürültüler)
Ahmet,
bir dur ya! Bir dur ya!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Engin Bey, onlar durmaz.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ama onları hep sen
kışkırtıyorsun, onu da söyleyeyim Belma Hanım.
Onları hep sen kışkırtıyorsun.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Onlar hakaret eder ve siz arkasında
BAŞKAN
Belma Hanım
Sayın Satır
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Kimseye hakaret yok. Ben size kimseyi hakaret ettirmem.
Ben varken burada kimse size hakaret edemez ama size Susun. derler. Müsaade
edin desinler.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Ettiler
Ettiler
BAŞKAN
Sayın Satır, müsaade edin bitirsin Sayın Altay
konuşmasını, sonra Sayın Özkan cevap verecek.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Şimdi, 2008 seçimlerine gidiyoruz. Bu konuşma
YouTubeta var.
(AK
PARTİ sıralarından Seviye de var sizde! sesi, CHP
sıralarından gürültüler )
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Arkadaşlar, dinleyin
Bizim parti, beni dinleyin
Faruk Bey
(AK
PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf
atmalar)
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Başkanım, Seviye diyene cevap ver.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - Ya diyebilir. Ben kekeme değilim, ben cevap
veririm. Yeter ya! Ya beni bir konuşturun!
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ben size dedim: AK PARTİliler konuşurken de
siz gürültü yapın, ben varken bana yapmayın.(Gülüşmeler)
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Evet, Ramazan Can kardeşim konuşmasında
da terörle alıntı yaptı, bizi bulaştırdı etti.
(AK PARTİ sıralarından Kardeşim diyor, bak ne güzel!
sesi)
Ne
güzel, tabii
Düşüncelerimiz ayrı olabilir.
AK
PARTİ Kırıkkale İl Binası. Arkadaşlar, ben ona,
Fetullah Gülene niye gittim? Ziyaret ettik. Kim burada? AK PARTİ
Kırıkkale İl Binası. Allah aşkına, hani derler
ya Suçsuz olan ilk taşı atsın. diye. 17-25 Aralık hadisesinden
önce gerek ticarette gerek siyasette gerek bürokraside yükselme o yolla
oluyordu. Demek ki birçoğunuzu yükselten de o yolmuş Ramazan Can
hâlâ burada olduğuna göre. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Altay, sayın milletvekillerine bu, ağır bir hakaret
oluyor ama.
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) O nedenle, eğer burada bunun hesabını
verecek olanlar varsa başta siyasetçiler olmak üzere bizler vermek
zorundayız. demiş 2018de. Geliyor beyefendi, gel... İlave,
devam ediyor İnsanları
(Uğultular) Yani arkadaşlar, beni
bile tahrik ediyorsunuz, kızdırıyorsunuz, arkadaşlar ne
yapsın. İnsanları suçlamak durumunda değiliz,
fotoğraf aslında net olarak ortaya çıktı. Sayın
Ramazan Can, size çok teşekkür ediyorum, tarihî bir doğruyu
söylemişsiniz. Bu doğrunun gereğini de belli ki orada,
Kırıkkalede siz yapmışsınız, öz
eleştirinizi kısmen vermişsiniz. Yani demişsiniz ki
Kardeşim, Türkiyede ticarette, siyasette, bürokraside, yargıda
yükselmenin tek yolu Fetullah Gülendir, yol oradan geçer. demişsiniz, bu
böyle YouTubeta da var.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ondan sonra orayı burayı terörle
ilişkilendirerek, oraya buraya terör çamuru atarak bu işten
kurtulamazsınız. Elinizdeki çamur üstünüze yapışır, bize
bulaşmaz, bunu bir peşinen söyleyeyim.
Sayın
Başkan, 68e göre...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Vallahi
size ne diyorlarsa doğru söylemişler, iyi söylemişler. (CHP
sıralarından alkışlar)
68e
göre açtığım, talep ettiğim
(Gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, müsaade edin.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) -
usul tartışmasında gruplar,
arkadaşlar düşüncelerini söylediler.
BAŞKAN
Yani, tutumuma ilişkin hiçbir şey söylenmedi.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Efendim Her gürültü Meclisi kapattırmak içindir, ben
Meclisi kapatmam, burada adam da öldürülse Meclisi
çalıştırırım. mantığı doğru bir
mantık değil. Sizin bazen diyalogla bazen informel bazen idare
amirleri vasıtasıyla buranın sükûnetini sağlıyor
olmanız lazım, sağlayamıyorsunuz. Ben 3 tezkereyi duymadım.
diyorum, Duyan varsa beri gelsin. diyorum. Bu 3 tezkere hükümsüzdür, yok
hükmündedir.
BAŞKAN
Ben size gönderdim zaten, tezkereler elinizde var.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Gönderdiniz, bende var.
BAŞKAN
Var tabii.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Tutanaklarda da var, tutanaklarda var.
BAŞKAN
Buyurun lütfen.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ben kayıtlara geçsin diye söylüyorum.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Aylardır Mecliste
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Bu okunan 3 tezkereden dolayı -İstanbul
Milletvekilimiz Enis Berberoğlu ve 2 HDP milletvekilimizin, şimdi
isimleri aklıma gelmedi tabii- 3 milletvekilliğinin düşürülmesi
olayı yok hükmündedir.
BAŞKAN Değil,
değil.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çünkü bu tezkereler Türkiye Büyük Millet Meclisi sayın
üyelerinin tümü tarafından duyulmamıştır.
MUSTAFA AÇIKGÖZ
(Nevşehir) Duyulmadı da niye tepki gösteriyorsunuz?
BAŞKAN
Okutulmuştur, bilgilerinize sunulmuştur.
Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yok hükmündedir, yapılan iş kanunsuzdur.
BAŞKAN Yapılan
iş Anayasaya da İç Tüzüke de uygundur, kayıtlara geçmesi için
söylüyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yapılan iş Meclise darbedir.
Teşekkür ederim. (CHP
ve HDP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ
(Nevşehir) - Madem duymadınız niye tepki gösteriyorsunuz?
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Müsaade edin
Sayın Can.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sataşma var Sayın Başkan.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkanım, Meclis Başkan Vekilinin
hakikate aykırı beyanlarda bulunmaması gerekir.
BAŞKAN Hakikate
aykırı beyanda bulunmaz, anayasal sorumluluğunun bilinci
içerisindedir.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Biz duymadık, biz duymadık.
BAŞKAN Meclis
İçtüzüğünün emrettiği şekilde de görevini
yapmaktadır.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Şimdi, ben Siz yalan söylüyorsunuz. desem benim
edebime aykırı düşer. Biz duymadık ama okuttuğunuz
tezkereyi.
BAŞKAN Siz rahat
olun, bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Sayın Özkan, buyurun.
33.- Denizli Milletvekili Milletvekili Cahit Özkanın,
emperyalistlerin, silah baronlarının, faiz lobilerinin ülkeyi,
coğrafyayı, birlik beraberliği karıştırmak
suretiyle millî emaneti darbelerle, ihanetlerle alaşağı etmesine
müsaade etmeyeceklerine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
- Teşekkürler Sayın Başkan.
Tabii, bayağı
bir iddia ileri sürüldü ancak ben artık bu noktada kiyafetimüzakere etmek
gerektiğini düşünüyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Konuşalım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Açıkçası tarihe not düşecek, bu işin hukuk, Anayasa,
demokrasi, millî irade noktasında mesele tüm yönleriyle değerlendirildi.
Farklı görüşler olabilir, bu görüşlerin her birisi
değerlidir. Teamüller açısından, Anayasa hukukumuz
açısından, Parlamento hukukumuz açısından kayıtlara
geçti. Ama ben iki hususu ifade etmek istiyorum. Tabii, 83/4 yeniden seçilme
durumu dendi, ifade edildi, beri taraftan da geçici 20nci maddeye dayanarak
biz farklı ifade ettik ve bu çerçevede değerlendirmeler
yapıldı. Niçin bugüne kadar beklendi? Ee, bu kadar mesele
tartışılıyorsa demek ki üzerinde bir mütalaayı
gerektiren hadise hukuki açıdan
(AK PARTİ, CHP ve HDP
sıralarından karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın
Özkan
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Değerli ama geçersiz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Aynısını yapıyorsunuz.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ne
bağırıyorsun? Kime bağırıyorsun sen?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - 25te 25, 25te 25,
çıktığında 25
Yazıklar olsun! Bir kadın
milletvekilimize Ne dedilerse haklıdır. ne demek? Bu nasıl bir
saygısızlık. Böyle şey olur mu?
(CHP ve HDP
sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
- Dinleyeceksin! Bir grup başkan vekiline yakışmaz. Böyle olur
mu?
Sayın Başkan
BAŞKAN Evet
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
- Biz saygıyla dinledik, aynı saygıyı talep ediyoruz, bunu
kabul etmiyoruz.
BAŞKAN
Siz Genel Kurula hitap edin Sayın Özkan.
Buyurun.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Cahit Özkan, maskeni tak, maskeni.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bak, müttefikine de söyle, müttefikleriniz, ağzı
açık. Müttefiklerine de söyle, bak, ağzını açmış.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) O da taksın, sen de tak. Günah, onlara günah, bana
gelmiyor. Ya, mikrop saçıyorsun etrafına, günah, adamlara günah ya!
BAŞKAN
Sayın Özkan, lütfen Genel Kurula hitap edin.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Nefesimiz tükendi.
BAŞKAN
Buyurun.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bakın, eğer
(CHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
Yahu,
lütfen, bakın, müsaade ederseniz, bir
BAŞKAN
Sayın Özkan
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sen neye sinirleniyorsun, ben anlamadım.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Yahu, burada gürültü oluyor, diyorum ki: Sükûnete davet et.
(CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sen susturdun mu?
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Susturdum. Bakın, nasıldı, böyle bir gürültü
var mıydı?
BAŞKAN
Sayın Özkan
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan, müsaade edin
BAŞKAN
Bir sen müsaade et. Konuşmuyorsunuz ki!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Aynı saygıyı bekliyoruz.
BAŞKAN
Tamam, buyurun siz.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Şu anda ben kendimi duyamıyorum, sizi de
duyamıyorum; böyle bir şeyin kabulü mümkün mü?
BAŞKAN
Ben gayet iyi duyuyorum sizi.
Buyurun.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bakınız, şimdi, bunlar uzun zamandan beri
Parlamento tarihinde tartışıldı. Anayasanın 83üncü
maddesinin ikinci fıkrası, milletvekili seçiminden evvel
Anayasanın 14üncü maddesinde belirtilen suçlardan dolayı,
soruşturmaya başlanmış olmak şartıyla,
milletvekili seçildikten sonra
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Anayasanın 14üncü maddesindeki suçlardan dolayı,
soruşturmaya başlandığı tarih milletvekili seçiminden
önce olmak şartıyla, yasama dokunulmazlığından
yararlanılamaz ve yargı, yargılama yetkisini kullanır.
diye Anayasanın 83üncü maddesinin ikinci fıkrası ifade ediyor.
Biraz önce, bugün, burada kararı okunan milletvekillerinden 2siyle
ilgili, milletvekili seçilmeden evvel, Anayasanın 14üncü maddesindeki
suçlardan dolayı soruşturmaya başlandığı için
ayrıca yasama dokunulmazlığıyla ilgili karar almaya gerek
yok.
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Bir sürü yolsuzluk iddiasıyla yargılananlar var,
onlar niye gelmiyor?
GÜLÜSTAN
KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) 17-25 Aralığa gelin bir
de, 17-25 Aralığa!
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Şimdi, sair hususlarla ilgili, bakın, şu anda
-torba bir şekilde ifade ediyorum- Cumhur İttifakı olarak, bugün
Türkiyede gerek PKK gerek FETÖ gerek Türkiye düşmanlarıyla
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli)
yaptığımız mücadelede FETÖyü terör
örgütü olarak tespit edip, birileri şefaate mazhar olurken bedduaya mazhar
olan bu ittifaktır.
(CHP
ve HDP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Ne yaptın ya?
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen... Sayın milletvekilleri...
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) PKK terör örgütünün şiddetine, tehdidine muhatap olan
bizler, bu noktada biz milletimize sesleniyoruz. Ne kadar gürültü yapsanız
boş, artık bu tarih, bu millet geçmişin o
karanlıklarına tekrar gönderilemez.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Bu halk size hesap soracak.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Daha aydınlık yarınlara, emperyalistlerin,
silah baronlarının, petrol şirketlerinin, faiz lobilerinin
ülkemizi, coğrafyamızı, birlik beraberliğimizi
karıştırmak suretiyle...
EBRÜ
GÜNAY (Mardin) Ülkeyi bölen sensin.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) ...yeniden, millî emaneti darbelerle, ihanetlerle
alaşağı etmesine müsaade etmeyeceğiz. Mücadelemiz devam
edecektir.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sayın Başkan...
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Sayın Oluç, müsaade edin.
Sayın
Can, buyurun.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sayın Başkan... (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Duyamıyorum, arkadaşlar müsaade edin.
Sayın
Can, tekrarlar mısınız?
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) CHP Grup Başkan Vekili ismimi anarak
sataşmada bulunmuştur.
BAŞKAN
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklaması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Evet, çok değerli arkadaşlar,
aslında biraz da geriye...
(CHP
ve HDP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade edin lütfen. Sayın milletvekilleri, ya
Sayın Canın söyleyeceklerinden niye şey yapıyorsunuz?
RAMAZAN
CAN (Devamla) Bu resim 15 Temmuzda çekildi Milliyet gazetesi muhabiri
Rıza Yücel tarafından ve demokrasi ödülü aldı. 15 Temmuz gecesi
Türkiye Büyük Millet Meclisinde çekilen resim. Bu, benim. Buradan şunu
söylemek istiyorum: Benim konuşmam birilerini acıtmış. Ben
ne dedim ki? Cumhurbaşkanından talimat alıyorsunuz. dediniz,
Seve seve alıyoruz. dedik. (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri...
RAMAZAN
CAN (Devamla) Siz dediniz ki... Siz genel başkanınızdan
talimat almıyor musunuz? Hem de tıpış tıpış
alıyorsunuz, dedim. Biz 15 Temmuz gecesi burada tarih yazdık. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Eğer 15 Temmuz
gecesi başarılı
olsaydı biz kodeste, siz belki de bir yerlerde olacaktınız. 15
Temmuz gecesi biz burada kelle koltukta mücadele ederken birileri
tankların arasından sıvışarak kahve yudumluyordu,
kahve! [AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP
sıralarından alkışlar(!)] Dolayısıyla, haddinizi
bileceksiniz!
HAŞİM
TEOMAN SANCAR (Denizli) Yalan söylüyorsunuz, yalan!
RAMAZAN CAN
(Devamla) Kim ne söylerse cevabını da alır. Biz, bugün Türkiye
Büyük Millet Meclisi olarak milletvekilliklerini düşürmedik. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
HAŞİM
TEOMAN SANCAR (Denizli) Yalan söylüyorsun, yalan! Söylediklerinin hepsi
yalan!
BAŞKAN
Arkadaşlar, böyle bir usul yok.
(CHP ve HDP sıralarından
sıra kapaklarına vurmalar)
RAMAZAN CAN (Devamla) Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bir kanun görüşmesinde
(Hatibin
cep telefonundan fotoğraf göstermesi)
RAMAZAN CAN (Devamla) Evet, şu adam kim, şu adam? Kim bu? 15 Temmuz gecesi burada
Sizin lideriniz nerede? Tankların arasından
sıvışıp gitti, kahve içti. (AK PARTİ
sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) Nerede hani? Nerede hani? Nerede içmiş?
RAMAZAN CAN (Devamla) Hadi oradan, hadi oradan!
BAŞKAN
Değerli milletvekilleri, sizleri sükûnete davet ediyorum.
Yani,
değerli milletvekilleri, birbirinizi dinlemezseniz nasıl
anlayacaksınız? Böyle bir şey olabilir mi? Herkes aynı
düşünmek zorunda mı?
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın Altay, buyurun.
34.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın Ramazan Can 15 Temmuz gecesi bizim burada
olmadığımızı ima etti.
(AK
PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Arkadaşlar
Değerli milletvekilleri
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ben Ramazan Can -15 Temmuz gecesi değil- 17-25
Aralığa kadar FETÖ terör örgütünün üyesiydi. dedim, 17-25
Aralıktan sonra ayrıldı demek istedim. Kayıtlara geçsin
diyorum, bu bir. Ben 17-25 Aralıktan sonra Ramazan, FETÖde devam
ediyor. demedim. 17-25 Aralıktan sonra da FETÖde devam eden AK PARTİliler var, onlar ayrı, Ramazan
Beyi o kategoriye koymadım.
(AK
PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - Adam demiş ki: Siyasette, ticarette, bürokraside
yükselmenin yolu FETÖden geçer. Bu ayıbı ortaya koydum.
Yalnız,
15 Temmuz gecesine gelince şunu söylemek zorunda kalacağım için
üzgünüm: O gece Özgür Özel, Bülent Tezcan... İsimlerini tek tek sayamam,
Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri buraya gelemese Ramazan Can sen bu
Meclise gelmeye cesaret bile edemezdin, cesaret bile edemezdin! (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hadi oradan!
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Hadi oradan!
(AK
PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - O gece ıslak kedi gibi yalvarıyordunuz Aman
CHP, Meclise gel. diye. Korkmayın, geliyoruz, biz sizden önce oraya
gittik. dedik. O günleri çok iyi biliyoruz, merak etmeyin. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar, bir müsaade eder misiniz lütfen. Rica ediyorum sizlerden.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sayın Başkanım
HAŞİM
TEOMAN SANCAR (Denizli) Sen Genel Başkanın nerede olduğunu
soracak kimsin ya! Kemal Kılıçdaroğlunu soracak kimsin sen!
Nerede gördün kaçtığını? 14 Temmuzda neredeydin? Sen kimsin
Genel Başkanı soruyorsun! Binali Yıldırımı
sorsana, Başbakanın neredeydi?
BAŞKAN
Sayın Sancar
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sataşmadan dolayı söz almak istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Can.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklaması sırasında tekraren şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Bir şeyler söyleyeceğim, ama
konuşursam.
(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
RAMAZAN
CAN (Devamla) Çok değerli milletvekilleri, o gün Özgür Özel, Levent Bey,
Erkan Bey; bunlara teşekkür ediyoruz biz, hep beraber demokrasi mücadelesi
yaptık, Allah razı olsun onlardan, ben bunu inkâr etmem. Ama
şunu söylemek isterim ben: Demokrasiye hep beraber sahip
çıkmamız lazım. Biz 15 Temmuz gecesi biz bombaların
altında buraya geldik.
(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, FETÖ
dışarı sesleri)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bu usul doğru bir usul değil.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Onlara da söyleyin.
BAŞKAN
Onlara da söyledim Sayın Altay, herkese söyledim, ben bütün Genel Kurula
hitap ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu siz böyle yapın.
demiyorum.
Tamamlayın
sözlerinizi Sayın Can.
(HDP ve CHP
sıralarından FETÖ dışarı! sesleri; AK PARTİ
sıralarından PKK dışarı! sesleri)
RAMAZAN CAN (Devamla)
Engin Bey, Engin Bey! Yine söylüyorum: Levent Bey, Erkan Akçay Bey ve Özgür
Özel, burada hep beraber tarih yazdık. Biz tarih yazarken -hâlâ
söylüyorum- birileri kahve yudumluyordu, kahve
BAŞKAN Sayın
Oluç, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Tepkiniz
sadece Ramazan Cana mıydı bu kadar yani, Sayın Oluç
çıkınca herkes sustu?
Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, şimdi
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Ya susun! Sayın Oluç konuşuyor. Lütfen! Sayın Oluç
konuşurken susacaksınız.
BAŞKAN Değerli
milletvekilleri, bakın, ben hatipleri duyamıyorum,
anlayamıyorum, yapmayın lütfen.
Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bu tartışmayı yaparken, 15 Temmuz ve FETÖ
tartışmasını yaparken camdan kulenin içinde oturup oraya
buraya taş atamazsınız.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi
oradan!
(AK PARTİ
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bir taşlık canınız var, 15 Temmuz
darbesine karşı bu Mecliste karşı durup bildirinin
altına imza atan, darbe karşısındaki her türlü
adımı atan insanları cezaevine siz attınız. Hem de ben
bugün burada söyledim
(AK PARTİ
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ya vurun, vurun! Ne olacak? Vurun, vurun!
Şimdi
cevabını veremiyorsunuz, dedim ki
Cumhurbaşkanlığı forsuyla yayınlanmış olan
broşürde Fetullah kumpası diye açıklanan davalardan bir tanesi
KCK diye geçiyordu. Ergenekon, Balyoz, KCK
Niye onu sildiniz, niye? Çünkü o
kumpasın devamını siz getirdiniz, o kumpasın arkasına
sığındınız. Çok açık ortada bu, örtemiyorsunuz.
Bakın, 15 Temmuz darbesine Allahın lütfu deyip de 20 Temmuzda OHAL
darbesini siz yaptınız.
RECEP ÖZEL (Isparta)
Hadi oradan!
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - İki buçuk sene darbeci bir
anlayışla bu memleketi yönettiniz, ne konuşuyorsunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Tamamlıyorum efendim.
Bakın,
sizin büyük hocanız, âliminiz, en değerli insanınız,
şu anda Cumhurbaşkanlığı sarayındaki bir kurulda
oturan Burhan Kuzu geçen gün Biz, hepimiz onun rahleitedrisinden geçtik. diye
açıklama yaptı. Niye ayağa kalkıp
konuşmadınız, niye Ne biçim konuşuyorsun Burhan Bey?
demediniz? Çünkü hepiniz onun rahleitedrisinden geçtiniz, salya sümük
ağladınız. Gel hoca, nerede kaldın? diye bunu yaptınız
ve sizler Ne istedilerse verdik, Allah bizi affetsin. dediniz. Allah da sizi
affetmeyecek inşallah, halk da.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Allahın işine karışma!
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) İnşallah dedim, dua ettim;
inşallah affetmez. Halk hiç affetmeyecek sizi.
(AK
PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Arkadaşlar
Sayın
Oluç, tamamlayın lütfen sözlerinizi.
HAKKI
SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Efendim, bitirdim. Tamamlıyorum efendim.
Bakın,
geçen gün tartışıldı, bu darbe
tartışmalarıyla konuşuldu, niye cevap veremiyorsunuz? Neden
MİT raporu ve o dönemki Başbakanın görüşü varken Mehmet
Dişliyi görevden almadınız, neden? Kim almadı onu
görevden? Kim hazırlattı o darbeyi ona? Bunun cevabını da
veremiyorsunuz. Oturmuşsunuz bir cam kulenin içine oraya buraya taş
atıyorsunuz. Bak, tuz buz olur o sizin kuleniz ve illa ki olacak; bunu da
bilin. (HDP sıralarından Darbeci AKP! sesleri; AK PARTİ
sıralarından Terörist HDP! sesleri)
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özkan.
36.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan, milletimize sesleniyoruz: Evet, bu
ülkede, Türkiyede FETÖ bütün kurumlara sızma girişimini kırk
elli yıl önce yaptı ve bu ülkede yine FETÖnün kökünü kazıyan,
inlerinde boğan ve bütün unsurlarıyla kurumlarından temizleyen,
hamdolsun, liderimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğandır. (HDP sıralarından Darbeci AKP! sesleri)
Elbette, 15 Temmuz akşamı ne dedi Sayın
Cumhurbaşkanımız? Bu, Allahın lütfudur. dedi. Niye dedi?
Çünkü 17 Aralıktan 15 Temmuza kadar geçen süre zarfında sadece
beş hâkim ve savcı görevinden alındı diye yani FETÖyle
mücadele bağlamında FETÖ unsurları yargıdan, emniyetten
temizleniyor diye, sarayın yargısı dediler.
Cumhurbaşkanımız yapayalnız kalmıştı, illaki
acaba FETÖyle mücadele için 15 Temmuzu mu beklediniz? 15 Temmuz sabahı
FETÖnün tüm unsurlarıyla temizlenebilmesi için maalesef, illaki 15 Temmuzda
Cumhurbaşkanımızın mücadelede
yalnızlığının ortadan kalkması gerekiyordu.
(HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Evet, sadece beş hâkim ve savcı, üç beş
emniyet mensubu alındı diye bu ülkenin anayasal düzenine hakaret
edenler, yargısına hakaret edenler
15 Temmuz sonrasında
milletimizin desteğiyle o FETÖ unsurlarını temizlemeye
başladık. Bu gücü, bu kudreti milletimizle başardık. Onun
için bu ülkede düşünülmesi gerekenler, 15 Temmuzdan önce FETÖnün
şantaj ve montaj kasetlerini kendi içlerinde paylaşan,
gruplarında konuşan ve bu sayede de maalesef onların algı
operasyonlarına hizmet edenlerdir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sözlerinizi tamamlayın.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Tarih, siyasi olarak, hukuki olarak, demokratik olarak
elbette yargılamalar devam ediyor.
(HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bakınız, 17 ve 25 Aralıktan sonra FETÖyle
mücadele eden AK PARTİye ve Cumhur İttifakına bu millet
demokratik açıdan tam gaz destek verirken özellikle bu süreçlerde
turnusole takılan ve maalesef FETÖyle -teville olup- farklı
şekillerde terör örgütleriyle yan yana duranlar milletten de gereken dersi
aldı. Çünkü demokratik denetim, milletin iradesi bu noktada her şeyi
gösteriyor.
(HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Nasıl millet iradesinden bahsediyorsun?
Vekilliğin düşürüldüğü gün nasıl bahsediyorsun?
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Bu millet diyor ki: Ben, FETÖyle, PKKyla, Türkiye
düşmanlarıyla, emperyalistlerle, petrol şirketleriyle, silah
baronlarıyla, faiz lobileriyle
(HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Sayın Özkan, sözlerinizi tamamlayın.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Coğrafyamızda Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla,
Çerkeziyle, Alevisiyle, Sünnisiyle birlik ve beraberliğimize,
kardeşliğimize fitne tohumu ekmeye çalışanlarla mücadeleye
bu anlayış, Cumhur İttifakı tam gaz destek verdiği
için, bu mücadelenin ağır sorumluluğunu
sırtlandığımız için millet bize destek veriyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özkan, son cümlelerinizi alayım.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Onun için, her şey ortaya çıkmıştır;
ak koyun, kara koyun ayrıldı. FETÖden, PKKdan tehdit yiyen,
beddualara muhatap olan işte bu Cumhur İttifakıdır. Biz
her şeye rağmen, tehdide rağmen bu mücadelemizi
sürdüreceğiz.
Teşekkür
ediyorum.
(HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.
Değerli
milletvekilleri, birleşime yarım saat ara veriyorum.
Grup
başkan vekillerimiz de müsait olurlarsa kürsü arkasında
buluşalım.
Kapanma Saati: 17.56
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati:18.34
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER
: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95inci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Görüşmelere
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşlarını okuyordum, bir sunuş daha var.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın Başkan, bugün Türkiye Büyük Millet
Meclisi, daha doğrusu yüce Genel Kurulu kastetmiyorum, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Sayın Başkanı bir ayıbın altına
imza atmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin talimatla
çalışması, yukarıdan direktifle yönlendirilmesi bizce kabul
edilemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının, Anayasa
Mahkemesinin kararını beklemeden, Meclisin 3 üyesinin mahkeme
kararlarını -kaldı ki İstanbul Milletvekillimiz Enis
Berberoğlunun hukuki süreci daha tamamlanmamışken- Yargıtay
kararını Genel Kurulda okutmak suretiyle, Anayasanın 84üncü maddesine
göre milletvekillerinin üyeliğini düşürme yoluna gitmesi bir
demokrasi ayıbıdır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Şentopun
güvendiği Anayasa hukukçularından da görüş alarak
yaklaşık iki yıldır beklettiği, bu konuda -uzman hukukçular
bakımından burada bir netlik kazanmamışken- bugün apar
topar böyle bir karar almış olması belli ki bir talimatı
yerine getirmenin ağırlığıdır, ezikliğidir.
Ben ve grubumuz, bunu yani Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılan, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanına yapılan bu
dayatmayı kabul etmiyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - Demokrasinin bir tepki ve protesto rejimi olduğunu
da hatırlatmak suretiyle, grubumuzu, bu Meclise yapılan baskıyı,
tasallutu ve bu baskıya boyun eğen Meclis Başkanını
protesto etmeye çağırıyorum ve Meclis Başkanını
protesto ediyoruz. [CHP sıralarından ayakta sürekli
alkışlar (!)]
BAŞKAN
Sayın Altay, Meclis Başkanlığı
kayıtlarımızda Anayasa hukukçularından bir rapor
alındığına dair herhangi bir kayıt ya da bir belge
yok.
[CHP
sıralarından Hak, hukuk, adalet! şeklinde slogan
atılması, ayakta sürekli alkışlar (!)]
BAŞKAN
Ve Sayın Başkan Anayasanın 84üncü maddesindeki
sorumluluğunu yerine getirerek mahkemenin kesinleşmiş
kararını Mecliste okutmuştur. Onun dışında
söylenecek başka bir şey yoktur.
[CHP
sıralarından ayakta sürekli alkışlar (!)]
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) Önergeler
1.- Başkanlığın, esas Komisyon olarak
Dışişleri Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî,
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna havale edilen (2/2003) esas
numaralı İslam Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (ISESCO)
Şartının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifinin Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop
tarafından geri alındığına ilişkin önerge (4/78)
yazısı
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, esas Komisyon olarak Dışişleri
Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonuna havale edilen (2/2003) esas numaralı Kanun Teklifi
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop tarafından geri
alınmıştır.
Bilgilerinize
sunulur.
İYİ
PARTİ Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Grup Başkan
Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından, 2019 Aralık itibariyle Mesut Barzani destekli Suriye
Kürt Ulusal Konseyi ile PKK-PYD arasındaki iş birliği ve
bütünleşme çalışmaları ABD girişimleriyle
somutlaşmıştır. Özellikle nisan ayından itibaren ABD
önderliğinde Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve PKK-PYD'yi
birleştirme çabaları yoğunlaşmıştır. 25
Nisan 2020'de terörist Mazlum Kobanenin Kamışlıda
yaptığı açıklamada tarafların bir araya gelmesi
noktasında büyük ilerleme kaydedildiği ifade edilmiştir. ABD
önderliğinde Türkiyeye karşı oluşturulan bu terör
ittifakından doğacak tehditleri tespit ve bertaraf etmek
amacıyla 4/6/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4
Haziran 2020 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
(Kâtip
üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından önerinin
okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu, 4/6/2020 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Lütfü
Türkkan
Kocaeli
Grup
Başkan Vekili
[CHP
sıralarından ayakta sürekli alkışlar, HDP
sıralarından sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip
üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel tarafından önerinin
okunmasına devam edildi)
Öneri:
2019
Aralık itibarıyla Mesut Barzani destekli Suriye Kürt Ulusal Konseyi
ile PKK/PYD arasındaki iş birliği ve bütünleşme
çalışmaları ABD girişimleriyle
somutlaşmıştır. Özellikle nisan ayından itibaren ABD
önderliğinde Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve PKK/PYD'yi
birleştirme çabaları yoğunlaşmıştır. 25
Nisan 2020'de terörist Mazlum Kobani'nin Kamışlıda
yaptığı açıklamada, tarafların bir araya gelmesi
noktasında büyük ilerleme kaydedildiği ifade edilmiştir. ABD
önderliğinde Türkiye'ye karşı oluşturulan bu terör
ittifakından doğacak tehditleri tespit ve bertaraf etmek
amacıyla, Kocaeli Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Lütfü Türkkan
tarafından 4/6/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunulmuş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 4/6/2020 Perşembe
günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
[CHP
sıralarından ayakta sürekli alkışlar, HDP
sıralarından sürekli alkışlar (!)]
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Sayın Beştaşın bir söz talebi var.
Buyurun
Sayın Beştaş. [CHP sıralarından ayakta sürekli
alkışlar (!) ]
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hayır, olmaz.
BAŞKAN
Sayın Beştaş, konuşmanızı yapacak
mısınız?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Nasıl yapayım? Olmaz. [CHP
sıralarından ayakta sürekli alkışlar (!) ]
BAŞKAN
Ben duyuyorum sizi Sayın Beştaş.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Olmaz.
BAŞKAN
Sayın Altay, protestonuz Meclisin çalışmasına engel
olmaz.
Sayın
Özkoç
[CHP sıralarından ayakta sürekli alkışlar (!)]
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.42
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati:18.45
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER
: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
[CHP
sıralarından ayakta sürekli alkışlar, HDP
sıralarından sürekli alkışlar(!)]
İYİ
PARTİ Grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere
Pardon,
önce Sayın Beştaşın bir söz talebi vardı, onu
karşılayacağım.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
38.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, CHP Grubunun Meclise yapılan baskıya,
tasalluta ve bu baskıya boyun eğen Meclis Başkanına yönelik
başlatmış olduğu protestoya HDP Grubu olarak
katıldıklarına ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, bugün 3
milletvekilinin milletvekilliği dokunulmazlığının
kaldırılmasının hukukla, Anayasayla hiçbir ilgisi yoktur.
Bu karar kesinlikle İç Tüzüke aykırı okunmuştur. İç
Tüzüke, Anayasaya aykırı gelmiştir. Bu protestoya grubumuzla
birlikte biz de katılıyoruz.
[CHP
ve HDP sıralarından ayakta sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Meclis Başkanımızın yapmış olduğu uygulama
ve Başkanlık Divanının yapmış olduğu uygulama
tamamen Anayasa hükümlerine ve İç Tüzüke uygun olarak
gerçekleştirilmiştir. Kayıtlara geçmesi için söylüyorum.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Grup Başkan
Vekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan tarafından, 2019 Aralık
itibariyle Mesut Barzani destekli Suriye Kürt Ulusal Konseyi ile PKK-PYD
arasındaki iş birliği ve bütünleşme
çalışmaları ABD girişimleriyle
somutlaşmıştır. Özellikle nisan ayından itibaren ABD
önderliğinde Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve PKK-PYD'yi
birleştirme çabaları yoğunlaşmıştır. 25
Nisan 2020'de terörist Mazlum Kobanenin Kamışlıda
yaptığı açıklamada tarafların bir araya gelmesi
noktasında büyük ilerleme kaydedildiği ifade edilmiştir. ABD
önderliğinde Türkiyeye karşı oluşturulan bu terör
ittifakından doğacak tehditleri tespit ve bertaraf etmek
amacıyla 4/6/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4
Haziran 2020 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ PARTİ Grubu
adına Sayın Lütfü Türkkan.
Buyurun.
[CHP
ve HDP sıralarından ayakta sürekli alkışlar (!)]
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Arkadaşları susturun da ben de çıkayım
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Arkadaşlar, siz müsaade edin.
ŞİRİN
ÜNAL (İstanbul) Sayın Türkkan, korkma gel ya, korkma.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Müsaade edin de ben bileyim lan, durun siz!
BAŞKAN
Değerli milletvekilleri, lütfen
[CHP
ve HDP sıralarından ayakta sürekli alkışlar (!)]
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan, lütfen sükûneti sağlar
mısınız.
BAŞKAN
Efendim, Sayın Türkkan, siz kürsüye buyurun, sayın Cumhuriyet Halk
Partisi ve HDP grupları gereğini yapacaklardır.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Meclisin gündemi yok.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Meclis gündemi yok.
(CHP
sıralarından Hak, hukuk, adalet! şeklinde slogan
atılması)
BAŞKAN Sayın
Türkkan, buyurun.
(HDP
sıralarından Faşizme karşı omuz omuza! şeklinde
slogan atılması)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Grup Başkan Vekili kürsüde. Lütfen
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün Meclise sunduğumuz araştırma önergesi,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğine, bekasına ve geleceğine
yöneltilen çok büyük bir tehditle alakalı. Türkiye'nin güvenliğini
tehdit eden büyük kürdistan projesi, Amerikanın Irak ve Suriyede
attığı adımlarla artık
somutlaşmıştır. Bu projenin ilk hedefi, Amerika ve PKK
iş birliği çerçevesinde, özellikle Suriyenin kuzeyinde uygulanan
stratejik göç mühendisliğiyle gerçekleşti. Yaklaşık 5,5
milyon Suriyeli bilinçli politikalarla Türkiyeye göç ettirilirken,
Suriyelilerin terk ettiği coğrafya PKK/PYD terör örgütünün
insafına ve kontrolüne terk edildi. 2016, 2018 ve 2019
yıllarında Türkiye Cumhuriyeti devletinin yürüttüğü
operasyonlarla, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriyenin kuzeyinde
oluşturulmak istenen terör koridoru planlarını akamete
uğrattı ancak şimdi büyük kürdistan projesinin ikinci
aşamasıyla karşı karşıyayız. Bu aşama,
PKK terör örgütünün Irak ve Suriyenin kuzeyinde büyük bir hâkimiyet alanı
oluşturmasıdır.
Barzani
destekli Suriye Kürt Ulusal Meclisi ve PKK/PYD görüşmeleri, 21 Aralık
günü Amerika ve Fransa ara buluculuğunda anlaşmayla sonuçlandı.
İki örgüt, kendi aralarında federal ve çoklu bir Suriye
yapısı için mutabakat sağlamış durumda. Suriye PKKsi
sözcüleri her fırsatta yaptıkları açıklamalarla, Afrin ve
Resulayn gibi Türkiye'nin kontrolündeki bölgeleri gündeme getirerek olası
bir Barzani-PKK/PYD iş birliğinin ilk hedeflerini ortaya
koymuştur. Bu hedef, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletinin askerî
varlığı ve egemenliğidir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Şubat 2020 tarihinde,
Amerika Suriye Özel Temsilcisi Jeffreyin Barzaniyle birlikte Suriyedeki
Kürt taraflarını birleştirmeye çalışmaya devam
edeceğiz. ifadesi, rastgele söylenmiş bir ifade değildir.
Burada Amerikanın nihai hedefi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Barzani ile
Suriyedeki PKK/PYDyi aynı hüviyette birleştirerek tıpkı
Irakın kuzeyinde olduğu gibi Suriyenin kuzeyinde de otonom bir Kürt
devleti kurmaktır.
25
Nisan 2020 tarihi itibarıyla terörist Mazlum Kobaninin
Kamışlıda yaptığı açıklamalar da gösteriyor
ki iki örgüt arasındaki görüşmeler ilerlemiş ve Amerika
güdümündeki emperyalist proje tahkim edilmiştir. İç siyasette iktidar
bloğu seçim kanunu ve erken seçim tartışırken, yanı
başımızda çok parçalı bir terör devletinin temelleri
atılıyor. Eğer bu proje başarılı olur ve Amerika
güdümündeki Barzani ve Suriye PKKsı birleşirse, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin akamete uğrattığı terör koridoru masada
tekrar yeniden kurulacaktır. Eğer bu proje gerçekleşirse Kuzey
Suriyedeki tüm Kürt grupları PKK/PYD terör örgütünün insafına
bırakılacak ve PKKnın Birleşmiş Milletler Cenevre
görüşmelerinde meşru bir aktör olarak dünya siyaset sahnesine
çıkarılması çabaları daha da
yoğunlaşacaktır.
Tüm
gelişmeler göstermektedir ki AK PARTİ kongrelerinde Türkiye seninle
gurur duyuyor. diye tezahürat yapılan Mesut Barzani ve onun Suriyedeki
uzantıları, bugün geldiğimiz noktada PKK/PYDyle iş
birliği hâlinde Türk devleti egemenliğine pusu kurmuş, Amerikanın
icazetiyle ve onun gölgesinde Türkiyenin karşısına
dikilmiştir.
AK
PARTİ Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep
Tayyip Erdoğan, 26 Ekim 2017 tarihinde, bağımsızlık
referandumu düzenleyen Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut
Barzani için Son ana kadar böyle bir yanlışa düşeceğine
ihtimal vermiyorduk, demek yanılmışız. ifadesini
kullanmıştı. Biz, Sayın Erdoğanın, Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatını da
taşıması hasebiyle, Türkiyenin egemenliğine kastetmiş
düşmanları tarafından kandırılmasını ve
aldatılmasını asla arzu etmiyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sözlerinizi tamamlayın lütfen.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Devamla) Onun için, devlet yönetme mesuliyetini omuzlarında
taşıyan iktidara çağrıda bulunuyoruz: Türkiyeyi suni
gündemlerle meşgul etmekten vazgeçin. Şimdi harekete geçmezsek
yarın çok geç olabilir. İYİ PARTİ olarak, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin, varlığına kastedecek tüm
hasımlarını bertaraf edebilecek kudrette olduğuna kaniyiz.
Emperyalizmin taşeronluğunu yapan terör unsurları ve
onların işbirlikçileri güvendikleri kuvvetlerin sonu ile kendi
sonlarını karşılaştırmayı unutmasınlar.
Bugün Mecliste vuku bulan hadiselere baktığımızda,
eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti bu gelişmelerden haberdar olup ölü
balık taklidi yapmak için bugünkü girişimde bulunduysa bu memlekete
yazık edersiniz, bilginiz olsun. Bu konuyu hassaten vermemizin önemi de
buradan kaynaklanmaktadır. Türkiye'nin karşı karşıya
kaldığı meseleyi, gerçek meseleyi görmezlikten gelip Türkiyeyi
suni gündemlere süreklerseniz ödeyeceğimiz bedel bizimle bitmez,
çocuklarımız, torunlarımız bu bedeli öder.
Bu
vesileyle, araştırma önergemize katkı verilmesini
saygılarımla arz ediyorum.
Teşekkür
ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Zeynel Emre
(CHP
sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA ZEYNEL EMRE (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün
Parlamento tarihimizin en utanç verici anlarından birini maalesef yaşadık.
Bir milletvekilimizin ilgili yargı süreci tamamlanmadan evvel
milletvekilliği düşürüldü, millî irade gasbedildi. Bu konuda az evvel
Sayın Grup Başkan Vekili Cahit Özkan Dünyada da böyle örnekler var.
dedi ve Fransa Anayasasından örnek verdi.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) 46ncı madde.
ZEYNEL
EMRE (Devamla) Ben de Fransa Anayasasından bir örnekle devam edeyim o
zaman. Madem Fransa Anayasasını çok beğeniyorsunuz, gelin,
oradan bazı güzel maddeler alalım, siz de Okey. diyorsanız
pekâlâ bu değişikliği yapabiliriz.
Bir:
Fransa Anayasasına göre cumhurbaşkanı bir kereliğine
beş yıllığına seçilir. Var mısınız
Sayın Cahit Özkan, yapalım mı bu değişikliği?
(CHP sıralarından alkışlar)
İki: Fransa
Anayasasına göre Cumhurbaşkanının
dokunulmazlığı şu şekildedir: Sadece hakkındaki
davalar ertelenir, beş yılın sonrasında gider mahkemede
hesabını verir. Var mısınız Sayın Cahit Özkan, bu
değişikliği yapalım mı? Bizde Cumhurbaşkanının
görevi bittikten sonra bile 400 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var.
Yine Fransa Anayasasına
göre, Cumhurbaşkanı yüksek bürokratları atar, üçte 2 Konseyin
onayına ihtiyaç vardır, Parlamentonun onayına ihtiyaç
vardır. Var mısınız? Bu değişikliği
yapalım mı? Böyle işinize gelen değişiklikleri
cımbızla çekip buraya getirmeyin. Bir gerçek var ki dünyanın
hiçbir demokratik ülkesinde, son birkaç senedir sizin altına imza
attığınız bu antidemokratik uygulamaları yapan bir
parlamento olmaz. Millî idareyi tanımıyorsunuz, hak
tanımıyorsunuz, hukuk tanımıyorsunuz, yasa
tanımıyorsunuz, Anayasa tanımıyorsunuz, hiçbir şey
tanımıyorsunuz, varsa yoksa Tayyip Erdoğan ve AKPnin siyasi
ikbali. Bu yaptığınız tüm işlemler Türkiyede
algı operasyonuna yöneliktir. Siz aslında yardım çığlığında
bulunuyorsunuz, yardım çığlığı
Ne söylediyseniz
vatandaşa hepsinde çuvalladınız, reel siyasetin hepsinde
çuvalladınız.
Dolar 7ye geldi.
İşsizlik rekor kırıyor 6-7 milyonları buldu. Ekonomi
berbat durumda. Halkımızın yüzde 83ü yoksulluk
sınırının altında hayat mücadelesi veriyor.
Gerçekleri, halkın gerçek gündemini saklamak istiyorsunuz.
Biz, Enis Berberoğlu
için, onun şahsında, adaletsizliğe uğrayan tüm
vatandaşlarımız için buradan İstanbula yürüyüş
yaptık. Onur duyuyoruz. Sanmayın ki biz bir şeyden korkuyoruz.
Sanmayın ki Enis Berberoğlu bu karardan ötürü küsecek, üzülecek,
korkacak, sinecek. Sanmayın ki tek bir Cumhuriyet Halk partili
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın sözlerinizi.
ZEYNEL EMRE (Devamla)
demokrasi mücadelesinden geri duracak. İlk seçimde sizi sandığa
gömeceğiz sandığa.(CHP sıralarından
alkışlar)
Siz, büyükşehir
seçiminde nasıl ki o antidemokratik uygulamalarla üzerimize
saldırdınız, haksızlık yaptınız, hukuksuzluk
yaptınız, vatandaş sizi sandıkta cezalandırdı,
ilk seçimde de gideceksiniz. Bu yaptığınız, bu Parlamentoda
bir kara leke olarak kalacak, bunun yükü de sizin boynunuza
asılıdır.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Cahit Özkan,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, grup önerisinin
içeriğiyle ilgili hitap etmek istiyorum. Konu da Amerika Birleşik
Devletleri merkezli bölgemizde oynanmak istenen ve oluşturulmak istenen
terör devleti üzerine bir araştırma komisyonu kurulmasına
ilişkin. Bu, gerçekten özü itibarıyla doğru. Zaten Hükûmet
olarak, Parlamento olarak, uzun zamandan beri gerek FETÖyle gerek PKKyla
ilgili vermiş olduğumuz mücadele de tam da bu konunun içeriğiyle
ilgili yani meseleye vukufiyetimiz tamdır.
Hatırlarsınız,
bundan yedi yıl evvel güneydeki sevdiğim ülke isimli bir ses kaydı Türkiye gündemine gelmişti. O
Pensilvanya kaynaklı ses kaydında Süleyman Müftigil isimli
şahıs şunu söylüyordu: Amerika Birleşik Devletlerinde
Washingtonda bir kongre toplandı, terör kongresi ve toplanan bu terör
kongresinde -ki İsrail de buna destek veriyor, güneydeki sevdikleri ülke-
artık bu coğrafyada... Hani arkasından çukur terörü,
arkasından Türkiyeyi 15 Temmuz bataklığına, o hain
saldırıya götüren süreç ve FETÖnün, PKKnın içerisinde
olduğu o hain ittifakı ifade ederek Kanlı ve
çatışmalı dönem geri geliyor. demişlerdi.
İşte,
bu coğrafyada her zaman ifade ettiğimiz, petrol üzerinden, silah
üzerinden, faiz üzerinden yürütülen emperyalist hedeflerin odağında
Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, Sünnisiyle 83
milyonun kardeşliği; Türklerin, Arapların, Kürtlerin bu
coğrafyada yüz yıllar boyunca bir medeniyet şuuru içerisinde
sahip oldukları birlik, beraberlik ve kardeşlik şuuru
vardır. Bu noktada Parlamentoda siyasi parti gruplarının
tamamı, bütün milletvekillerimiz devleti ve milletiyle, birlik ve
beraberlik içerisinde bu ihanete bu coğrafyayı asla bırakmamalıyız.
Bugün
Mehmetçikimizle İdlibde, Münbiçte, Cerablusdan Ayn el Arapa, oradan
da Kamışlıya kadar olan coğrafyada yürüttüğümüz
mücadele zannediyorsak ki terörle ilgili bir mücadele
Hayır,
arkasında maalesef, uluslararası toplumda dünyayı 5ten ibaret
sayan ve emperyalist hedeflerini bu çerçevede yürüten uluslararası statüko
vardır. Bu uluslararası statüko terör üzerinden FETÖsü, PKKsı,
DEAŞı, YPGsi, PYDsi ve bütün o ihanet odaklarıyla -hani Gazi
Mustafa Kemalin dâhili ve harici bedhahları diye ifade ettiği o
sözü var ya- bu dâhili ve harici bedhahlarla mücadelemizi sürdürdüğümüz
takdirde, bu grup önerisinde sakınılması ve dikkat edilmesi
gereken hususun da Allahın izniyle üstesinden gelebileceğimize
inanıyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özkan, sözlerinizi tamamlayın lütfen, buyurun.
CAHİT
ÖZKAN (Devamla) Allahın izniyle, 15 Temmuzda iradesini ortaya koyarak
ve Halkımı, milletimi şehirlerimizin meydanlarına,
havalimanlarına bekliyorum. diyerek, bütün milletvekillerimizle, o
akşam bu kutsal çatı altında irademize sahip çıkarak
-işte biraz önce bahsettiğimiz- coğrafyamızda ekilmek
istenen ihanet tohumlarıyla mücadeleyi ortaya koyduk. İnşallah,
birlik ve beraberlik içerisinde yüz elli yıldan beri tarihsel
tecrübemizden imbikten süzülürcesine ortaya koyduğumuz bu irade
Artık bu millet makûs talihini yenmiş ve kurtuluş mücadelesiyle
başlayan, topraklarımızı işgalcilerden temizlerken
başlattığımız o mücadeleyi ekonomide, savunmada,
üretimde, refahta ve milli birlik ve beraberlik, kardeşlik şuuruyla
aydınlık yarınlara taşıyacağız. Bölgemizde
oluşturulmak istenen terör örgütlerine, ihanet odaklarına asla
fırsat vermeyeceğiz diyor; yeniden millî birlik ve beraberlik
şuuru içerisinde aydınlık yarınlara beraber
yürüyeceğimizi ifade ederek Genel Kurulu saygıyla sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Özkoç buyurun.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Kayıtlara geçsin diye söylüyorum efendim. Az önce
Sayın Grup Başkan Vekilinin ifade ettiği Dünya 5ten
büyüktür.ün içinde Amerika Birleşik Devletleri ve egemen güçler
vardır ancak Sayın Grup Başkan Vekili, Amerika Birleşik
Devletlerinin Orta Doğuda 3 milyon 750 bin Müslümanın
katledildiği Amerikan projesinin eş başkanı olduğunu
da asla unutmamalıdır, o da onun temsilcisidir. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İYİ PARTİ grup önerisini oylarınıza...
III.- YOKLAMA
(İYİ
PARTİ sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Bir yoklama talebi var.
Yoklama
talebinde bulunan arkadaşlarımızın isimlerini tespit
edeceğim: Sayın Türkkan, Sayın Kaplan, Sayın Çakırlar,
Sayın Kabukcuoğlu, Sayın Çulhaoğlu, Sayın Örs,
Sayın Tatlıoğlu, Sayın Cesur, Sayın Yokuş,
Sayın Sunat, Sayın Bahşi, Sayın Erel, Sayın Cinisli,
Sayın Erozan, Sayın Çelik, Sayın Sıdalı, Sayın
Beyaz, Sayın Altıntaş, Sayın Subaşı, Sayın
Filiz, Sayın Sezgin.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.09
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 19.18
BAŞKAN:
Başkan Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER
: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 95inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
- İYİ PARTİ grup önerisinin oylamasından önce istem üzerine
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklamaya başlandı)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Niye? Daha önce üç, dört veya beş dakika
veriyordun Başkan. Bu, Meclise yapılan bir kumpastır ya. Meclise
kumpas kuruluyor. Daha önce üç-dört dakika veren bir Başkan Vekiliyken
niye iki dakika veriyorsun?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Niye kaçıyorsunuz ya?
MAHMUT
TANAL (İstanbul) - Yani bu suça niye ortak oluyorsun Başkan? Hukuk
kumpasına niye ortak oluyorsun Başkan?
[HDP
sıralarından Darbeciler kaçıyor! şeklinde slogan atmalar,
sürekli alkışlar(!)]
SALİH
CORA (Trabzon) Terörist HDP! Terörist HDP! Terörist HDP!
[HDP
sıralarından Darbeci AKP! şeklinde slogan atmalar, sürekli
alkışlar(!)]
SALİH
CORA (Trabzon) Terörist HDP! Terörist HDP! Terörist HDP!
[HDP
sıralarından Darbeciler kaçıyor! şeklinde slogan atmalar,
sürekli alkışlar(!)]
SALİH
CORA (Trabzon) Terörist HDP! Terörist HDP! Terörist HDP!
[HDP
sıralarından Buradan kaçış var, halktan kaçış
yok! şeklinde slogan atmalar, sürekli alkışlar(!)]
(Elektronik
cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN
Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı
bulunamadığından, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 9 Haziran 2020
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.21
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.