TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
14üncü
Birleşim
10
Kasım 2020 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU
VE TAZİYELER
1.- Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümü nedeniyle saygı duruşu
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Haydar Akarın, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Millî
Mücadele hareketinin Başkomutanı, Meclisin ilk Başkanı Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete intikal edişinin 82nci yıl
dönümünde saygı ve rahmetle andığına ilişkin
konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İzmir Milletvekili
Yaşar Kırkpınarın, İzmir ilinde yaşanan depreme
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Ali Öztunçun, İzmir ilinde yaşanan depreme ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Abdul Ahat Andicanın, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili
Abdul Ahat Andicanın yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine, Atatürkün ebedî âleme irtihalinin
82nci yıl dönümüne ve Azerbaycanın zaferine ilişkin açıklaması
2.- Adana Milletvekili Ayhan
Barutun, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın istifasına
ilişkin açıklaması
3.- Manisa Milletvekili Bekir
Başevirgenin, iktidarın 2021 yılında Tarım ve Orman
Bakanlığına ayrılan bütçeyle tarıma ve üreticiye verdiği
değeri bir kez daha ortaya koyduğuna ve bakanların verdiği
atama sözlerinin yerine getirilmediğine ilişkin açıklaması
4.- Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuzun, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ebediyete irtihalinin 82nci
yıl dönümüne, Covid-19 tedavisi gören 23, 24, 25 ve 26ncı Dönem MHP
İstanbul Milletvekili Atila Kayaya ve tüm hastalara geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna, Karabağın azatlığa
kavuştuğuna ilişkin açıklaması
5.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
6.- Muğla Milletvekili
Burak Erbayın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin, Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde
saygıyla andığına, Profesör Doktor Uğur Şahini
coronavirüs aşısını bulması nedeniyle tebrik
ettiğine, hızla yayılan virüse karşı Hükûmetin gerekli
tedbirleri alması ve sağlıkçıların mağduriyetinin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
8.- Denizli Milletvekili
Gülizar Biçer Karacanın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
9.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
10.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, Saros Körfezini ve burada yaşayan
insanları tehlikeye atacak olan FSRU Doğal Gaz Limanı
Projesinden vazgeçilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
11.- Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksalın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci
yıl dönümünde saygı ve rahmetle andığına,
Afyonkarahisar iline yeni bir müze yapılmadan eski müzenin niçin
satıldığını hemşehrilerinin öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
12.- Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
ölümünün 82nci yıl dönümünde saygı ve minnetle
andığına, atanamayan öğretmenlerin umudunu
kaybettiğine ilişkin açıklaması
13.- Uşak Milletvekili
Özkan Yalımın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl
dönümünde saygı ve minnetle andığına, esnafın mağduriyetlerinin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
14.- Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, pandemi nedeniyle zor durumda olan üzüm
üreticilerine destek olunmasını Tarım ve Orman Bakanından
talep ettiklerine ilişkin açıklaması
15.- İzmir Milletvekili
Murat Çepninin, İş Sağlığı ve İş
Güvenliği Meclisi tarafından yayınlanan ekim ayı
İş Cinayetleri Raporuna ve işçilerin kıdem
tazminatını yok etmeyi amaçlayan 239 sıra sayılı Kanun
Teklifinin geri çekilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
16.- Şanlıurfa
Milletvekili Zemzem Gülender Açanalın, demokrasinin güçlendirilmesi ve
2023 hedeflerine ulaşılması için yorulmadan çalışmaya
devam ederken geleceğe her zamankinden daha büyük ümitle baktıklarına,
vefatının 82nci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemali, silah
arkadaşlarını ve vatan uğuruna şehit olanları
rahmetle andığına ilişkin açıklaması
17.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete
irtihalinin 82nci yıl dönümünde saygıyla yâd ettiğine, Hazine
ve Maliye Bakanı olarak atanan Mersin Milletvekili Lütfi Elvanı
tebrik ettiğine, bakanlığı döneminde
başarılı hizmetler gerçekleştiren Berat Albayraka
teşekkürlerini sunduğuna ilişkin açıklaması
18.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün
82nci yıl dönümünde saygı ve minnetle andığına,
parlamenter sistemden uzaklaşıldıkça ülkenin
yönetilemediğine ilişkin açıklaması
19.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
20.- Bartın Milletvekili
Aysu Bankoğlunun, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
21.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın, Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl
dönümünde şükran ve minnetle andığına, Artvin ili Ardanuç
ilçe girişi ile Değirmenler mevkisinde kara yollarında
yaşanılan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
22.- Iğdır
Milletvekili Yaşar Karadağın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
vefatının 82nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle
andığına, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Karabağ
ihtilafının son bulduğuna ilişkin açıklaması
23.- İstanbul
Milletvekili Şamil Ayrımın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
vefatının 82nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle
andığına, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Karabağ
ihtilafının son bulduğuna ilişkin açıklaması
24.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete
irtihalinin 82nci yıl dönümünde minnetle yâd ettiğine, İzmir
ilinde yaşanan deprem ve sonrasında görev yapan başta bakanlar
olmak üzere Hükûmet yetkililerine ve belediye başkanlarına
gerçekleştirdikleri çalışmalar için teşekkür ettiğine,
Şuşa kentinin işgalden kurtarılarak büyük bir kazanım
elde edildiğine ve mutlak zaferin Azerbaycanın olduğuna, Berat
Albayrakı bakanlık görevinden istifa kararı için tebrik
ettiğine, Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mersin Milletvekili
Lütfi Elvana başarılar dilediğine, Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin millete külfet olmaya devam ettiğine, devleti
ciddiyetle yönetmekten aciz bir siyaset anlayışı için en
doğru tercihin istifa etmek olduğuna ilişkin
açıklaması
25.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Büyük Lider Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
vefatının 82nci yıl dönümüne, Azerbaycan ordusunun Karabağ
topraklarının azat edilmesindeki muvaffakiyeti sebebiyle
Azerbaycanı kutladıklarına ve her zaman her türlü zorlukta
yanlarında olacaklarına, bakanlık görevinden istifa eden Berat
Albayraka yapmış olduğu çalışmaları
dolayısıyla teşekkür ettiklerine, Hazine ve Maliye
Bakanlığına atanan Mersin Milletvekili Lütfi Elvana üstün
muvaffakiyetler dilediklerine ilişkin açıklaması
26.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, cumhuriyetin kurucusu Mustafa
Kemalin ölümünün 82nci yıl dönümü vesilesiyle Kürt-Türk bütün
halkların eşit olduğu bir ülke olunması için mücadele
çağrısını bir kez daha yinelediklerine, Hazine ve Maliye
Bakanı Berat Albayrakın istifasına, işsizlik konusunda da
garabet yaşandığına, birikmiş
maaşlarını ve tazminatlarını alamadan işten
çıkarılan Bimeks işçilerinin haklı mücadelelerini
desteklediklerine, Şırnak ili Silopi ilçesinde
kullandığı panzerle bir eve çarparak 7 yaşındaki
Muhammed Yıldırım ile 6 yaşındaki Furkan
Yıldırımın ölümüne neden olan polise 19 bin lira ceza veren
yargıyı tanımadıklarına ilişkin
açıklaması
27.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl
dönümünde saygı ve özlemle andıklarına, demokratik cumhuriyete,
Parlamentoya sahip çıkılarak yeniden, daha güçlü şekilde güçler
ayrılığının, hukukun üstünlüğünün ve yargı
bağımsızlığının sağlanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
28.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete
irtihalinin 82nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle andıklarına,
Ermenistana karşı elde edilen zafer nedeniyle Azerbaycan ordusunu
tebrik ettiklerine ve Türkiyenin Azerbaycan halkının haklı
davasında yanında olmaya devam edeceğine, Hazine ve Maliye
Bakanlığı görevine getirilen Mersin Milletvekili Lütfi Elvanı
tebrik ettiklerine, Türkiye ekonomisinin en az hasarla pandemi sürecini
atlatması için büyük mücadeleler gösteren ve bakanlık görevinden
müsaadesini isteyen Berat Albayraka hizmetlerinden dolayı teşekkür
ettiklerine ilişkin açıklaması
29.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Muşun, Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın
İYİ PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
30.- Ankara Milletvekili
Zeynep Yıldızın, Ermenistanın Karabağdan
çekildiğini açıklamasının Azerbaycan
topraklarının tamamının azatlığı için
yürünen yolda önemli ve kritik bir adım olduğuna ilişkin
açıklaması
31.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, Türkiye Cumhuriyetinin ilk
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ahirete irtihal
edişinin 82nci yıl dönümünde rahmetle yâd ettiğine,
Ermenistanın işgali altındaki Azerbaycan
topraklarının özgürlüğüne kavuştuğuna ilişkin
açıklaması
32.- Kırklareli
Milletvekili Vecdi Gündoğdunun, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete
uğurlayışın 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
33.- Amasya Milletvekili
Hasan Çilezin, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü ahirete irtihal edişinin 82nci yıl dönümünde
rahmetle yâd ettiğine, Ermenistanın işgali altındaki
Azerbaycan topraklarının özgürlüğüne kavuştuğuna
ilişkin açıklaması
34.- Amasya Milletvekili
Mustafa Levent Karahocagilin, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde rahmetle andığına
ve AK PARTİ iktidarı döneminde yaşanan ilklerin saymakla
bitmeyeceğine ilişkin açıklaması
35.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, Türkiye Cumhuriyetinin ilk
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ahirete irtihal
edişinin 82nci yıl dönümünde rahmetle yâd ettiğine,
Ermenistanın işgali altındaki Azerbaycan
topraklarının özgürlüğüne kavuştuğuna ilişkin
açıklaması
36.- Sivas Milletvekili
Ulaş Karasunun, Sivas Milletvekili İsmet Yılmazın CHP
grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
37.- Karaman Milletvekili
İsmail Atakan Ünverin, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete
uğurlayışın 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
38.- Bursa Milletvekili
Atilla Ödünçün, Türkiyenin içinde bulunduğu coğrafyada
etkinliğini ve yetkinliğini her geçen gün
artırdığına, Mersin Milletvekili Lütfi Elvana Hazine ve
Maliye Bakanlığı görevinde başarılar dilediğine,
ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü vefatının
82nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle yâd ettiğine ilişkin
açıklaması
39.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, 10 Kasımın
Atatürkün vefatının 82nci yıl dönümü ve Azerbaycanın
Karabağı işgalden kurtardığı onur günü
olduğuna, 7 Kasım Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan tarafından açılışı yapılan
Kahramanmaraş-Göksun yolunun hayırlı olmasını
dilediğine ilişkin açıklaması
40.- Çanakkale Milletvekili
Özgür Ceylanın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl
dönümünde saygı ve rahmetle andığına, Anıtkabirden
canlı yayın yapılmasının engellendiğine
ilişkin açıklaması
41.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Batman Milletvekili Mehmet Ruştu
Tiryakinin görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 24üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
42.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Batman Milletvekili Mehmet Ruştu
Tiryakinin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
43.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
44.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
45.- Bursa Milletvekili
İsmail Tatlıoğlunun, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusunun
anıldığı bir günde Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
aykırı kavramların kullanılmasını şiddetle
reddettiklerine ilişkin açıklaması
46.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
47.- Gaziantep Milletvekili
İrfan Kaplanın, Gaziantep ili İslâhiye ilçesi ile birçok köy ve
mahallelerinde yaşanılan mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
48.- Tekirdağ
Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, herkesin görevinin Anadoluya
bağımsızlık, özgürlük, ulusal onur ve demokrasi getiren
Atatürkü ve onun manevi mirasını yaşatmak olduğuna
ilişkin açıklaması
49.- Ağrı
Milletvekili Abdullah Koçun, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevindeki
uygulamalara ilişkin açıklaması
50.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
51.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadeleri ile Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
52.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun
görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 25inci
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
53.- Adana Milletvekili
Burhanettin Bulutun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
54.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Diyarbakır Milletvekili Garo
Paylanın görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun
Teklifinin ikinci bölümü üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.-
Cumhurbaşkanlığının, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 104 ve 106ncı maddeleri gereğince Hazine ve
Maliye Bakanlığına 9/11/2020 tarihli ve 2020/507
sayılı Kararla Mersin Milletvekili Lütfi Elvanın
atandığına ilişkin tezkeresi (3/1392)
B) Önergeler
1.- Kütahya Milletvekili Ali
Fazıl Kasapın, (2/2604) esas numaralı 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/95)
VIII.- ANT İÇME
1.- Hazine ve Maliye
Bakanı Lütfi Elvanın ant içmesi
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ PARTİ
Grubunun, Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ve 20 milletvekili tarafından,
genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından kâr amacı
gütmeyen kuruluşlara yapılan transferlerin
araştırılması amacıyla 14/10/2020 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/3302)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 10 Kasım 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Grup
Başkan Vekili Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
tarafından, ekonomik ve sosyal krizin yarattığı
tahribatların ortaya çıkarılması ve çoklu krize çözüm
bulunması amacıyla 10/11/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 10 Kasım 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Sivas
Milletvekili Ulaş Karasu ve arkadaşları tarafından, Sivas
ilinin Türkiye bölgesel teşvik haritasındaki yerinin kentin ekonomisi
üzerinde yarattığı etkinin incelenmesi amacıyla 28/10/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 10 Kasım 2020 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Zonguldak Milletvekili
Deniz Yavuzyılmazın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Batman Milletvekili
Mehmet Ruştu Tiryakinin, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Diyarbakır
Milletvekili Garo Paylanın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
XI.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık
Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve Bütçe
Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim
XII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Giresun Milletvekili
Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46
Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/3147) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239)
XIII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili Ali
Mahir Başarır'ın, 1 Ocak 2003 tarihinden bu yana
Bakanlığın ve bağlı kuruluşlarının Kamu
İhale Kanunu'nun 21/b maddesine göre yapmış olduğu
ihalelere ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı
Bakanı Adil Karaismailoğlunun cevabı (7/34819)
2.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, 2020 yılı
şeker pancarı taban fiyatına ilişkin sorusu ve Tarım
ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin cevabı (7/34903)
3.- Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in,
Ağrı Şeker Fabrikasında şeker pancarı ihalesini
üstlenen yüklenici firma nedeniyle yaşandığı iddia edilen
bazı sorunlara ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı
Bekir Pakdemirlinin cevabı (7/35048)
4.- Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan'ın, Bursa'daki dolu
afetinden olumsuz etkilenen zeytin üreticilerinin zararlarının telafi
edilmesi talebine ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirlinin cevabı (7/35050)
5.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm'ün, İstanbul'da
sahnelenmek istenen bir tiyatro oyununun yasaklanmasına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35069)
6.- Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın,
İstanbul'da sahnelenmek istenen bir tiyatro oyununun bir ilçe
kaymakamlığınca yasaklanmasına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35070)
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, bakanlıkların
kiralık bina sayısına ve kira tutarlarına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35073)
8.- Ankara Milletvekili Murat Emir'in, GSM operatörlerinin ortak
çalışmasıyla oluşturulacak deprem hattı projesine
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/35074)
9.- Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca'nın, Türkiye
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı
tarafından yapılan bir açıklamaya ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35075)
10.- İzmir Milletvekili Atila Sertel'in, Dokuz Eylül Üniversitesinin
Sayıştayın 2019 yılı Denetim Raporuna göre usulsüz
olduğu iddia edilen bazı faaliyetlerine ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı
(7/35076)
11.- Adana Milletvekili Kemal Peköz'ün, AFAD'ın
son 10 yılda yaptığı afet konutlarına,
AFAD'ın son 10 yılda yaptığı afet
konutlarına ve 2020 Yılı Yatırım Programı
kapsamında yapılacak projelere,
İlişkin soruları ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35252), (7/35253)
12.- Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın,
Sayıştayın Selçuk Üniversitesine dair 2019 Yılı
Denetim Raporunda yaptığı bazı tespitlere ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35489)
13.- Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi'nin, kamuda
çalışan avukatlardan yeni kurulacak barolar için imza istendiği
iddiasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/35610)
14.- Siirt Milletvekili Sıdık Taş'ın,
Sayıştayın İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
hakkında 2019 Yılı Denetim Raporunda yaptığı
bazı tespitlere,
Sayıştayın Osmaniye Korkut Ata Üniversitesine
dair 2019 Yılı Denetim Raporunda yaptığı bazı
tespitlere,
Sayıştayın Siirt Üniversitesine
dair 2019 Yılı Denetim Raporunda yaptığı bazı
tespitlere,
İlişkin soruları ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35612), (7/35613), (7/35614)
15.- Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü'nün,
Sayıştayın Spor Toto Teşkilat
Başkanlığına dair 2019 Yılı Denetim Raporunda
yaptığı bazı tespitlere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35615)
16.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 68
sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan
Sanayileşme İcra Komitesinin hakkında karar alması
öngörülen sektörlere ve şirketlere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/35617)
10
Kasım 2020 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14üncü
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
III.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER
1.- Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl
dönümü nedeniyle saygı duruşu
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bugün Ulu Önder Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüdür.
Genel Kurulumuzu Yüce Atatürkün aziz hatırası önünde iki
dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.
(Saygı duruşunda
bulunuldu)
BAŞKAN
Ruhu şad olsun.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar
Akarın, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Millî Mücadele hareketinin
Başkomutanı, Meclisin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü ebediyete intikal edişinin 82nci yıl dönümünde saygı
ve rahmetle andığına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bugün Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
ölümünün 82nci yıl dönümü. Genel Kurulumuzda Büyük Önder Atatürkün aziz
hatırası önünde iki dakikalık saygı duruşundan sonra,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Millî Mücadele hareketinin ve İstiklal
Savaşımızın Başkomutanı, Meclisimizin ilk
Başkanı ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal
Atütürkün aramızdan ayrılışının 82nci yıl
dönümünde onu bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz.
Değerli
milletvekilleri, sadece dönemin şartlarında değil,
yüzyıllar sonraki zamanda da çığır açan Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü, bugün onun kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisinde anarken
kendisine ve Meclis çatısı altında görev yapmış tüm
milletvekillerine millî egemenliği ve cumhuriyeti kurdukları için
şükranlarımı sunuyorum.
Atatürk
bir önder olarak sadece yaşadığı zamana değil,
ölümünden çok uzun yıllar geçtikten sonra da eserleriyle ve
düşünceleriyle geleceğe ışık tutmuş, aydınlatmış
ve aydınlatmaya devam etmektedir. Bugün de onun açtığı
yolda Türk milleti olarak ilerlemeye devam ediyoruz.
Atatürkün
önemini ve değerini o dönemin bazı liderlerine bakarak da
anlayabiliriz. Dönemin dünyadaki isimlerine baktığımızda
Almanyada Hitler, İtalyada Mussolini, Portekizde Salazar, Sovyetler
Birliğinde Stalin, İspanyada Francoyu görüyoruz. Bugün hepsi
tarihin kara sayfalarına gömülmüştür. Hepsinin
dayattığı ideolojiler, kurduğu rejimler çökmüştür.
Atatürkü farklı kılan ve ölümsüzleştiren unsur, yedi düvele
karşı vermiş olduğu bağımsızlık
mücadelesiyle ulusuna katı bir ideolojiyi dayatmak yerine özgürlüğün,
bilimin, değişimin ve yenileşmenin yollarını açması,
ezilen ulusların bağımsızlık savaşlarında
örnek aldığı bir lider olmasıdır. Mustafa Kemal
Atatürkün siyasal bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde
benimsediği tek ilke, burada yazılı olan Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. sözleridir. Bu yüzdendir ki
insanlık tarihinin yetiştirdiği en büyük asker ve devlet
adamlarından, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
kurtuluş destanının en büyük kahramanı, sadece tarih
sayfalarında değil yüce Türk milletinin kalbinde yer edinmiştir.
Büyük liderler için kuşkusuz ki matem değil, fikirlerine sadakat
gereklidir. düşüncesinden hareketle, 10 Kasım tarihini, bir matem ve
millî bir yas günü olarak kabul etmek yerine, fikirlerine yönelmek için bize
verilmiş bir fırsat olarak görmeliyiz.
Demokratik,
laik ve çağdaş değerlerden oluşan kişiliğindeki
bütünleştirici kimliği ve bilimi rehber edinmiş olan
anlayışıyla Atatürkçü düşünce sistemi, Türkiye Cumhuriyeti
devletini, milletiyle sonsuza dek bölünmez bir bütün olarak yaşatacak en
büyük ateşleyici güçtür.
Bu
duygularla, bir ülkenin onurunu, haysiyetini koruyarak nasıl
değiştirebileceğini, nasıl çağdaş ve örnek bir
cumhuriyet hâline getirilebildiğini hem tarih yazarak hem tarihe not
düşerek göstermiş, hem de mazlum milletlere örnek olsun diye tarihe
tescil ettirmiş olan Gazi Mustafa Kemal Atatürkü, aramızdan
ayrılışının 82nci yılında saygı ve
rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun. (Alkışlar)
Gündeme
geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, İzmir depremi hakkında söz isteyen
İzmir Milletvekili Sayın Yaşar Kırkpınara aittir.
Buyurun
Sayın Yaşar Kırkpınar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- İzmir Milletvekili Yaşar
Kırkpınarın, İzmir ilinde yaşanan depreme
ilişkin gündem dışı konuşması
YAŞAR
KIRKPINAR (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli
hemşehrilerim; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
30
Kasım Cuma günü saat 14.51de İzmir ve çevresinde meydana gelen
depremle ilgili gündem dışı söz almış
bulunmaktayım.
Sözlerimin
başında, devletimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü, aramızdan ayrılışının 82nci yıl
dönümünde rahmetle ve şükranla anıyorum.
Merkez
üssü İzmirin Seferihisar ilçesi olan ve 6,6 büyüklüğündeki depreme
maruz kalan İzmir ve çevresindeki şehirlere bir kez daha geçmiş
olsun dileklerimi iletiyorum. İzmirimizin başı sağ olsun.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan
rahmet, yakınlarına başsağlığı,
yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Başta
Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, depremin hemen
ardından AFADın, UMKEnin, Kızılayın, Emniyetin,
Jandarma teşkilatımızın, sağlık
kuruluşlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın
katkılarıyla milletimizle birlikte enkaz altında kalan
vatandaşlarımızı kurtarmak ve depremden etkilenen
vatandaşlarımıza yardımcı olmak için hep birlikte
harekete geçtik. Depremde maalesef 115 vatandaşımızı
kaybettik, 1.035 vatandaşımız yaralanırken bunlardan
1.012si tedavisini almış olup 23 vatandaşımızın
tedavileri hastanelerde devam etmektedir. Deprem anından itibaren arama
kurtarma, enkaz kaldırma, hasar tespiti ve sağlık hizmetleriyle
ilgili barınma ve gıda destekleri başta olmak üzere
depremzedelerin tüm ihtiyaçlarının eksiksiz bir şekilde
karşılandığını ifade etmek istiyorum. Bu depremin
ilk anından itibaren yurdumuzun her köşesinden
vatandaşlarımız koştu, hemşehrilerimize yardım
etmek için seferber oldular. Bakanlıklarımız, belediyelerimiz,
Valimiz, kaymakamlarımız velhasıl devlet bütün imkânlarıyla
İzmirde yer aldı. Özellikle milletvekillerimiz sahadan hiç
ayrılmadı, günlerdir canla başla çalışan
Cumhurbaşkanlığı Kabine üyelerimize, sivil toplum
kuruluşlarımıza, bu işi yakından takip etmek suretiyle
çalışan herkese ve vatandaşlarımıza
teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum. Yaraların
sarılıp acıların hafifletilmesi için elden gelen bütün
gayret gösteriliyor. İnşallah bir ay içerisinde deprem
konutlarının yapımına başlanacak, bir yıl
içerisinde de hak sahiplerine konutları teslim edilecek. Sayın
Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda
oluşturulan yol haritamızın da bu olduğunu belirtmek
istiyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İzmirde yaşanan depremin
ardından özellikle barınma noktasında hiçbir
sıkıntı yaşanmadığını, bölgede
Kızılay ve AFADın 4 bin civarında çadır
kurduğunu ve bu çadırların yaklaşık yüzde 30unun
boş olduğunu, yine bin adet konteyner yapımına da
başlandığını belirtmek istiyorum. Ayrıca
bunların dışında, hem KYK yurtlarımız hem de
misafirhanelerimiz vatandaşlarımızın hizmetine
sunulmuştur.
Depremzede
vatandaşlarımıza, hasar tespit
çalışmalarının ardından, taşınma, kira ve
eşya yardımları da yapılmaya
başlanmıştır. Seferihisarda tsunamiden etkilenen 222 konut
ve iş yerinin zarar tespit çalışmalarının
tamamlanmasının ardından 1 milyon 904 bin lira da ödeme
yapılmıştır. Yıkılmış ve
yıkılacak binalara ilişkin, eşyalarını alamayacak
vatandaşlara, hane başına 30 bin lira eşya
yardımı yapılacaktır. Yıkık, acil
yıkılacak ve ağır hasarlı hane sahiplerine 13 bin
lira, kiracılarımıza da 5er bin lira taşınma ve kira
yardım bedeli yapılmıştır. Bu kapsamda, 3.900
başvuru alınmış ve bunların ödemeleri
yapılmıştır. Vatandaşlarımıza bugüne kadar
yapılan kira ve taşıma yardımı toplamı 14 milyon
liraya ulaşmıştır. Çadır kentler içinde Covid-19 testi
dahi yapılabilecek, poliklinik hizmetler verilebilecek sağlık
kabinleri oluşturulmuştur. Vatandaşlarımızın
sağlığı bizim için her şeyin ötesindedir. Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, Gençlik
ve Spor İl Müdürlüğümüz, Kızılayımız, İl
Müftülüğümüz çocuklarımıza, gençlerimize ve
yetişkinlerimize yönelik psikososyal destek çalışmaları
yürütmektedirler. Bu kapsamda, 23 bin çocuğumuza psikososyal destek
hizmeti verilmiştir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
YAŞAR
KIRKPINAR (Devamla) İşin başından itibaren
taşınma süreçleri, riskli binaların yıkım süreci,
geçici barınma alanlarının yapım süreci dâhil tüm
çalışmalar koordinasyon ve uyum içerisinde sürdürülmüştür. Bu
noktada, devletimiz İzmirimizin, İzmirli kardeşlerimizin yanında
oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız, İzmirliye verilebilecek
bütün desteklerin verilmesi ve çalışmaların büyük bir
hassasiyetle ve titizlikle takip edilmesi talimatını vermiştir.
Son
olarak, depremin olduğu ilk andan itibaren deprem mahalline gelerek konuyla
yakından ilgilenen başta Sayın Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Meclis Başkanımıza,
bakanlarımıza, milletvekillerimize, dinlenmeden canını
tehlikeye atan tüm arama ve kurtarma ekiplerimize, STKlerimize, devletimizin
bütün kurum ve kuruluşlarına ve tüm kardeşlerime
şükranlarımı sunuyorum. Depremde hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza bir kere daha Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz, İzmirde yaşanan depremle
ilgili söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Ali Öztunça
aittir.
Buyurun
Sayın Öztunç. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunçun, İzmir
ilinde yaşanan depreme ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekillerimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün
kurucumuz, kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürkün 82nci
ölüm yıl dönümü; Büyük Atatürkün önünde saygıyla eğiliyorum.
Birileri belki kem gözlerle, kötü sözlerle Atatürkümüze laf edebilir ama biz
onu seviyoruz, Türk toplumunun, Türkiye Cumhuriyetinin her
yurttaşının da Mustafa Kemal Atatürkü çok sevdiğini
biliyoruz; ruhu şad olsun bir kez daha. (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekillerimiz, bir deprem yaşadık. İzmirde yaşanan bu
depreme İzmir depremi deniyor ama bu aslında İzmir depremi
değil; işte, Samos Adası depremi olarak bilinen deprem ve
İzmirde etkisi ciddi anlamda hissedildi.
Depremi yaşadık,
üç gün beş gün deprem konuşuldu, televizyonlarda haberler
çıktı; Ayda bebek, arama kurtarma ekipleri, enkazlar, bizler
siyasiler
Yani az önce konuşan değerli hatip bizi saymadı,
İzmir Büyükşehir Belediyesini saymadı ama herkes oradaydı,
AK PARTİli milletvekilleri de vardı, devlet de geldi, herkes orada,
hep beraber bir görev yapıldı ama yavaş yavaş yine
gündemden düşmeye başladı. Hep böyle oluyor, her depremde;
gündeme geliyor, konuşuluyor, bir süre sonra -haber bültenlerinde-
aşağı düşmeye başlıyor gündemden, sonra hiçbir
şekilde konuşulmuyor ta ki yeni bir deprem olana kadar. Oysa Anadolu
deprem gerçeğinin olduğu bir coğrafyadır. Bu topraklar,
ciddi, büyük depremlerin yaşandığı, tarihte 1509dan bu
yana -1509da bilinen 7,2lik ilk İstanbul depremiyle birlikte- bilinen
depremlerin yaşandığı bir bölgedir. Deprem gerçeğini
unutmamamız gerekiyor. Bu kapsamda deprem gerçeğini unutmadan
tedbirleri de almamız gerekiyor.
Bakın, depremin
ardından sonuç şöyle: 90.813 bina var İzmirde, 85.829u
hasarsız, 4.187si az hasarlı, 413 orta hasarlı, 336
ağır hasarlı; 16 yıkık, acil yıkılacak
32dir 90.813 bina içerisinde. Bu kadar çok binanın
yıkılmasının sebebi nedir? Japonyada böyle şiddette
bir deprem oluyor, ölüm yok; bizde ölüm fazla çıkıyor. Bunun
sorumlusu, kimse kusura bakmasın, hepimiz, herkes yani şu anki
Hükûmet de ondan önceki hükûmetler de bizler de hepimiziz, siyaset müessesesi,
bunun sorumlusu siyasettir arkadaşlar. Şapkamızı
çıkartıp önümüze koyacağız ve doğru olanı
söyleyeceğiz.
Bu kadar çok imar
affı, bu kadar çok olmayacak yerlere yapılan apartmanlar, dikey
binalar, hiç olmayacak yandan çıkmalar, bunlara izin verildiği
müddetçe biz maalesef bu acı gerçeği yaşamaya hep birlikte devam
edeceğiz. Bugün İzmirde yıkılan apartmanlara
baktığımız zaman -ben günlerce kaldım orada,
yarın yine gidiyorum- Rıza Bey Apartmanı, Doğanlar, Karagül
Apartmanı, baktığınız zaman, 1979da, 1983te imar
planları onaylanmış, 1997-1998 yıllarında yapılmış.
O günden bugüne, pek çok siyasetçinin yanlışı yüzünden maalesef
bu noktaya gelindi. Evet, içerisinde oturan yurttaşlarımız da
tedbir almamışlar mı? Evet, maalesef almamışlar.
İzmirde Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi bu konuda bir
çalışma yapmış, bilgi vermiş ama orada
vatandaşı suçlamak da yanlıştır. Bir şekilde
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevidir. (AK
PARTİ sıralarından Hadi oradan! sesi)
Ya, Hadi oradan! diye
laf atma, ayıp oluyor ya, konuşuyoruz burada ya. Şimdi sen öyle
dersen ben burada bir laf söylerim, kalkamazsın ayağa, haberin olsun.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
öyle bir uygulama yapacak ki fay hatları üzerinde ne kadar bina varsa risk
analizi yapacak, risk analizi belirlenecek. Belirlenen risk analizine göre de
bu binalara kentsel dönüşüm mü yapılacak, güçlendirme mi yapılacak,
bunların hepsinin tespit edilmesi gerekiyor.
Bir başka
gerçeğimiz daha var: İstanbul gerçeği. Yani, İzmirde az
sayıda yıkık oldu ve sonuç böyle. İstanbulda, Allah
göstermesin bir deprem olsa, emin olun değerli arkadaşlar, çok büyük
sonuçları olur. 1999 Marmara depremini hatırlayın, 1999 Marmara
depremi bugün yaşadığımız bu son İzmir depreminin
kaç yüz katı, kaç bin katı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ALİ ÖZTUNÇ (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Birileri o dönemki hükûmeti
eleştiriyorlar. 1999 depremi, Erzincandan sonra Anadolu
coğrafyasında yaşanan en büyük depremlerden bir tanesiydi. O
günkü hükûmet de üzerine düşeni fazlasıyla yaptı, görevini de
yaptı bunları da görmek gerekir. Ha, şimdi, çıkıp
deniyor ki: 1999da devlet yoktu. Sayın Fuat Oktay söylüyor ve bizi
suçlayarak söylüyor. Bunu bize söylemeyeceksin, 1999da hükûmet DSP, MHP,
ANAPtı, o partilere söyleyeceksin, onlardan bunu soracaksın
eğer varsa bir sorun ki yok. Ben o depremi bire bir yaşamış
ve o depremde görev almış biriyim. O dönemki hükûmet görevini
aslanlar gibi yapmıştı, bu depremin kaç bin katı
olmasına rağmen.
Değerli
arkadaşlar, fay kanunu bir an önce çıkarılmalı, tüm dünyada
olduğu gibi deprem kurulu mutlaka kurulmalıdır. Deprem
gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Deprem gerçeğine göre de bu
saatten sonra gerekli tedbirleri almamız; hep birlikte, siyasi parti
ayrımı gözetmeden, partizanlık yapmadan, el ele vererek bunu
yapmamız gerekiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
ÖZTUNÇ (Devamla) Deprem geldiği zaman CHPliyi öldürüyor, AK
PARTİliyi öldürüyor değil, herkese etki ediyor diyorum ve
saygılarımı sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Gündem dışı üçüncü söz, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün
ölüm yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Abdul
Ahat Andicana aittir.
Buyurun
Sayın Andican. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
3.- İstanbul Milletvekili Abdul Ahat Andicanın,
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
ABDUL
AHAT ANDİCAN (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, Sevr Anlaşmasıyla Türkleri Anadoluda birkaç
vilayette sıkıştırmayı hedefleyen, ikinci aşamada
da onları Orta Asyaya göndermeyi amaçlayan Batı emperyalizm
projesini müthiş diyebileceğimiz bir savaşla akamete
uğratmış bir lideri anıyoruz.
ABDli
tarihçi Profesör Doktor Justin McCarthynin Eğer Atatürk olmasaydı
Anadoluda bir Türk devleti olmazdı. sözleri bu Büyük Önderin, Türk
tarihi ve Türk milleti için ne kadar büyük önem
taşıdığını gösteriyor.
Batı
emperyalizminin, ne yazık ki, Sovyetler Birliğinin
dağıldığı 1990lı yıllardan itibaren,
Mustafa Kemal Atatürk ve onun kurduğu cumhuriyet üzerinden Türkiyeye ve
Türklüğe karşı yeni bir haçlı seferi
başlattığını görüyoruz. Sözde yeni Türkiye
yaratılmasını hedefleyen bu girişimin diğer Haçlı
Seferlerinden farkı silahla değil, ideolojiyle yapılıyor
olmasıdır. Bu yeni Türkiye projesinin fikrî mimarlarından Graham
Fuller Bugün Türk devletinin bir sorunu varsa bu da aslında Kemalizmin
değişmez bir değerler paketi olarak var olmayı
sürdürmesidir. diyor 2000 yılında yayınladığı
bir makalede. Liberal olmayan bu düzen Türkiyenin demokratik
değişimini engellemekte altını çiziyorum-
İslamcılık ve Kürtler gibi iki ana sorununun çözümünü de
zorlaştırmaktadır. Öyleyse ne yapılmalıdır? Bu
sorunun cevabını da Samuel Huntingtonun 1996da
yazdığı meşhur Medeniyetler Çatışması
kitabında görüyoruz: Türkiye kendini laik ülke olarak
tanımladığı sürece İslam medeniyetinin önderi olamaz.
Bu sebeple Türkiyenin bir an önce Atatürkten ve Atatürkün laiklik
tanımından kurtulması gerekir. Türkiye, Atatürkün
mirasını bilinçli bir şekilde reddedip kendisini
İslamın bir lideri olarak yeniden tanımlamalıdır. Sözlere
dikkat edin. Fuller ve Huntington gibilerinin takipçilerinin bu
saldırılarının nedenini anlamamız kolay. Çünkü Atatürk
diyor ki: Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti
denir. Ve Ne mutlu Türküm diyene! diyor, Türk olana demiyor ve
kurduğu cumhuriyet, laik karakterde bir cumhuriyet. Görüldüğü gibi,
Atatürk milliyetçiliği dine, ırka, etnisiteye değil; dile,
kültür birliğine ve tarih bilincine dayanmaktadır. Bu tanımlama
ümmet kavramını dışlaması ve laik karakteri öncelemesi
nedeniyle siyasal İslamcılar tarafından, etnisiteye vurgu
yapmaması nedeniyle de ayrılıkçılar tarafından
reddedilen bir tanımlamadır.
Sonuç
olarak, Türkiyeyi siyaseten ılımlı İslam ülkesi hâline
dönüştürüp Orta Doğu için örnek bir ülke rolü biçmek isteyen ABD
emperyalizmi önderliğinde Atatürke ve onun kurduğu cumhuriyete
yönelik sistematik bir itibarsızlaştırma projesi ve süreci
başlamıştır. Bu çalışmanın ne kadar etkili
olduğunu anlatmak için yüzlerce örnek verebilirim ama vakit yok. Sadece,
İslamcı bir yazar olan Ömer Turanın geçen yıl
attığı iki tweeti huzurunuza getireceğim, şöyle
diyor: Kanadaya gideli henüz altı ay olmamış. 19-20
yaşlarındayım. İslamcı olmuşuz. Ne devlet ne
Türklük tanıyoruz. Ağzımızdan tâgut, tuğyan
kelimeleri eksik olmuyor. Mustafa Kemal düşmanlığı o
noktaya gelmiş ki Mustafa Kemali savunur vaziyette gözükmemek için
neredeyse Kurtuluş Savaşındaki Türk ordusunu değil de
Yunanlıları destekleyeceğiz. Bir yerlerden hatırlıyor
musunuz?
Atatürk
ve Türk Cumhuriyeti karşıtı kampanya FETÖ
aracılığıyla daha sonra daha da güçlendirilmiş ve
Türkiyede ciddi bir zemin kazanması sağlamıştır. Ne
yazık ki AKP iktidarı da Atatürke ayyaş göndermesi yaparak,
cumhuriyete altı yüz yıllık imparatorluğun reklam
arası diyerek, okullardan Andımızı çıkarıp
resmî kurumlardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresini kaldırarak bu
emperyalist projenin desteklenmesini ve kökleşmesini
sağlamıştır. Bu konuda da yüzlerce örnek verebilirim ama
vakit yok.
Arkadaşlar,
Atatürk düşmanlığı, demokratik, sosyal hukuk devleti olan
Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığıdır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ABDUL
AHAT ANDİCAN (Devamla) Atatürkün vücudu, söylediği gibi, toprak
olmuştur ama bize emanet ettiği laik, demokratik, bağımsız
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Bunun mirasçısı
olacağız. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
Son
olarak, bir başka mutlu olayı bu üzücü olayın arkasından-
konuşmak istiyorum. Ermenistan dün, biliyorsunuz, teslim oldu ve teslim
şartları içerisinde çok önemli bir şey var, o da şudur:
Nahçıvan ile Azerbaycan arasındaki Zengezur koridorunun
açılmasını da Ermeniler kabul ettiler. Bu çok büyük bir
olaydır, Türk Cumhuriyeti, Türk devletleri açısından önemlidir.
Şuşa
kurtarıldığı gün attığım bir tweeti
okuyarak bu sözlerimi sonlandırmak istiyorum; şöyle bir tweet
atmıştım: Azerbaycan ordusu Karabağı
kurtarıyor. Batının şımarık çocuğu
Ermenistanın sözde büyük Ermenistan hayalleri tuzla buz oluyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Cümleyi bitirelim.
ABDUL
AHAT ANDİCAN (Devamla) Türkiyeden Türkistana güçlü Türk devletleri
topluluğuna doğru büyük bir adım daha atılıyor.
Yaşasın Azerbaycan, yaşasın Türk milleti! (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Akbaşoğlu.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili Abdul Ahat Andicanın
yaptığı gündem dışı konuşmasındaki
bazı ifadelerine, Atatürkün ebedî âleme irtihalinin 82nci yıl
dönümüne ve Azerbaycanın zaferine ilişkin açıklaması
MUHAMMET
EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) Biraz evvel hatibin
kürsüden, tweet atan bir kişiden ilhamla, AK PARTİyle ilgili
söylediği sözlerin külliyen gerçek dışı olduğunu ifade
etmek isterim, birinci olarak ifadem bu.
İkinci
olarak da, bugün Atatürkün ebedî âleme irtihalinin yıl dönümünü hep
beraber idrak ediyoruz. Atatürk, cumhuriyeti kurarken bir hedef ortaya
koymuştur ve istiklali tam, tam bağımsız Türkiye idealini
milletimize emanet etmiştir. Milletimiz de Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
liderliğinde AK PARTİ iktidarında bu emaneti, tam
bağımsız Türkiyeyi, elhamdülillah gerçekleştirmiştir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ve Azerbaycanın
bu zaferinde de Türkiyenin, Türk milletinin ve
Cumhurbaşkanımızla beraber Kabinemizin ne kadar büyük bir
emeği olduğunu bütün dünya görmektedir.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekiline
yerlerinden birer dakika söz vereceğim.
Sayın
Barut
2.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Hazine ve Maliye
Bakanı Berat Albayrakın istifasına ilişkin açıklaması
AYHAN
BARUT (Adana) Sayın Başkan, hafta sonunda ülke tarihimize kara bir
leke olarak geçecek hazin anlara tanıklık ettik. Tek adam rejiminin,
saray saltanatının ülkemize nasıl büyük zararlar verdiğini,
daha da verebileceğini dünya âlem bir kez daha gördü. Ekonomimiz
cayır cayır yanarken bu tablonun sorumluları hiçbir adım
atmadı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak istifa etti, devleti
yönetenler ise tam yirmi yedi saat boyunca halkımıza bir
açıklama yapmadı. Koca basın kuruluşları dut
yemiş bülbül gibi sustu. Bu ülkenin cesur gazetecileri ve gerçek
basın kuruluşları olmasa kimse süreçten haberdar
olmayacaktı. İşte, bugün yaşadığımız
buhranın asıl nedeni bu durumdur. Tek adam rejimi, onun kontrolündeki
bağımlı medya, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması
ülkemizi uçurumdan aşağı sürüklüyor. Veziri verip şahı
kurtaracağını sananlar yanılıyorlar. Size,
halkımız, sandıkta tokadı vuracak.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Başevirgen...
3.- Manisa Milletvekili Bekir Başevirgenin,
iktidarın 2021 yılında Tarım ve Orman
Bakanlığına ayrılan bütçeyle tarıma ve üreticiye
verdiği değeri bir kez daha ortaya koyduğuna ve bakanların
verdiği atama sözlerinin yerine getirilmediğine ilişkin
açıklaması
BEKİR
BAŞEVİRGEN (Manisa) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Geçen hafta görüşmelerini
tamamladığımız Tarım ve Orman Bakanlığı
bütçesiyle iktidarın tarıma, çiftçiye ve üreticiye verdiği
değeri bir kez daha gördük. İçerisinde üretim artışına
ilişkin tek bir adım bile yok. Çiftçinin 170 milyar lira borç
altında ezilmesine göz yuman, buna rağmen çiftçiye olan 211 milyar
lira borcunu ödemeyen, mazot, gübre gibi en önemli destek kalemlerinde
kesintiye giden, ithalat kapılarını sonuna kadar açan, kendi
çiftçisi yerine yabancı çiftçiyi kalkındıran bir iktidar var.
Bu iktidar, önceki Bakanlarının
verdiği atama sözlerini de yerine getirmiyor. Fakıbaba döneminde söz
verilen 10.551 ziraat mühendisi, gıda mühendisi ile veteriner hekimler
hâlâ bu sözlerin yerine getirilmesini bekliyor. Politikasını ürettirmemek
üzerine kuran bir anlayış devam ediyor. Bu anlayış Türk
tarımını geriye götürmektedir. Bizler Türk
tarımının sizin ellerinizde çökmesine izin vermeyeceğiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Kılavuz
4.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Gazi Mustafa
Kemal Atatürkün ebediyete irtihalinin 82nci yıl dönümüne, Covid-19
tedavisi gören 23, 24, 25 ve 26ncı Dönem MHP İstanbul Milletvekili
Atila Kayaya ve tüm hastalara geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna, Karabağın azatlığa kavuştuğuna
ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Cumhuriyetimizin kurucusu,
yüce Türk milletinin ebedî yolbaşçısı, büyük Türk Gazi Mustafa
Kemal Atatürkü ebediyete irtihalinin 82nci yılında rahmetle,
minnetle ve hasretle anıyor; aziz hatırası önünde saygıyla
eğiliyorum. Emanet bıraktığın cumhuriyet ebediyen
yaşayacaktır.
Covid-19 tedavisi gören
23, 24, 25 ve 26ncı Dönem Milletvekilimiz, geçmiş dönem Ülkü
Ocakları Genel Başkanımız, davamıza büyük emekleri
olan Atila Kaya Başkanıma ve tüm hastalarımıza geçmiş
olsun dileklerimi iletiyor, Cenab-ı Allahtan acil şifalar diliyorum.
Gözün aydın Türk
dünyası, Garabağ azatlığa kavuşmuştur.
Garabağ, Azerbaycandır. Şehitlerimizi rahmetle ve minnetle
anıyor, gazilerimize sağlıklı bir ömür diliyorum.
Sen bizimsen, bizimsen,
durdukça bedende can,
Yaşa yaşa, çok
yaşa, ey şanlı Azerbaycan!
BAŞKAN Sayın
Gürer
5.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Gazi Mustafa
Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Mustafa Kemal Atatürkü,
aramızdan ayrılışının 82nci yıl dönümünde
saygıyla anıyorum.
Atatürk, her konuda
öncülüğüyle ve düzenlemeleriyle örnek bir liderdi. Tarımda da
ülkemizin kendi kendine yeten ülke olmasının yolunu
açmıştı. Tohumdan fidana, tarımsal alet, ekipmandan katma
değerli ürüne, tarım ürünlerinin dönüşmesine yönelik
çalışmalar başlatmıştı. Müteşebbise
sağlanan desteğin yanında ona yol gösterici kamusal
yatırımlar gerçekleştirdi. Ekim alanlarının
genişletilmesi, verimin artırılması, bilimsel tarıma yönelinmesi,
çiftçiye destek verilmesi, aşar vergisinin kaldırılarak
Osmanlıdan çiftçiye kalan yükün sonlandırılması
başlıca çalışmaları oldu. Örnek çiftlikler kurarak
çiftçiyi bilgiyle buluşturmayı başardı.
Ne yazık ki her
alanda olduğu gibi onun yol göstericiliğinden uzaklaşmak
tarımı sorunlu kıldı. İthalatçı, rantçı bir
anlayışla bugün tarım yönetiliyor. Atatürkün yolundan
ayrılmanın bedelini her geçen gün, her konuda ödüyoruz.
Onu bir kez daha rahmetle
anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Erbay
6.- Muğla Milletvekili Burak Erbayın, Gazi Mustafa
Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
BURAK ERBAY (Muğla)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün, yenilmez denilen
emperyalist güçler tarafından dört bir yanı işgal edilmiş
bir ülkede, yokluk ve yoksulluk içinde bağımsızlık
mücadelesini başlatan, cepheden cepheye mücadele eden, dünyanın
yetiştirdiği en büyük devrimcilerden birinin, Türkiye Cumhuriyetinin
kurucusu, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkün aramızdan
ayrılışının 82nci yılı.
Uçurum kenarında,
yıkık bir ülkede, türlü düşmanlarla yıllarca süren
kanlı boğuşmalar sonucunda içeride ve dışarıda
saygıyla tanınan, yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet kurarak bize
armağan eden, bağımsız bir ülkede özgür bir millet olarak
yaşamamızı sağlayan, bu ülkenin tek Başkomutanı
ve Büyük Önderi Atatürkü özlem, saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
Her ne kadar yok
sayılmaya, unutturulmaya çalışılsa da biz her zaman onun
ilke ve devrimlerinin takipçisi olacağız. Karanlığa inat,
büyük Atatürk her zaman bu ülkenin ışığı
olacaktır.
BAŞKAN Sayın
Şeker
7.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, Atatürkü
ölümünün 82nci yıl dönümünde saygıyla andığına,
Profesör Doktor Uğur Şahini coronavirüs aşısını
bulması nedeniyle tebrik ettiğine, hızla yayılan virüse
karşı Hükûmetin gerekli tedbirleri alması ve
sağlıkçıların mağduriyetinin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Atatürkü, 82nci ölüm
yıl dönümünde saygı ve minnetle anıyoruz. Ona layık bir
ülke olmak için üzerimize düşeni yapacağız.
Uğur Şahin
coronavirüs aşısını buldu. Bu hepimizi
gururlandırdı. Kendisini tebrik ediyorum.
Virüs
hızla yayılıyor. Bugüne kadar 51 milyonu geçti dünyadaki toplam
vaka, 2 milyona yakın insan da hayatını kaybetti. Her gün 10 bin
civarında insanın hayatını kaybettiği bir
hastalık döneminden geçiyoruz. Bu bir dakikalık konuşma sürem
içerisinde 8-10 kişi hayatını kaybetmiş olacak. Bu kadar
ciddi bir durumda özellikle İstanbulda salgının çok daha
hızlı bir şekilde yayıldığını
yakından gözlüyorum. Hükûmetin gerekli tedbirleri bir an önce alması,
insanları evlerinde tutacak önlemleri devreye sokması
gerektiğini düşünüyorum; insanları evlerinde tutacak ekonomik
destekleri mutlaka ve mutlaka sunmalıdır.
Sağlıkçılar
hayatlarını kaybediyor. Sağlıkçılar için Covid-19
meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir. Tükeniyoruz. diye
bas bas bağırdıkları bu dönemde sağlıkçılara
bu hakkı Meclisin vermesi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Karaca
8.- Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karacanın, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
GÜLİZAR
BİÇER KARACA (Denizli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İşgal
altında kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesi
verirken Maarif Kongresini toplayarak cumhuriyetin fikri hür, vicdanı hür
nesilleri için eğitim devriminin, İzmir İktisat Kongresini
toplayarak ekonomik bağımsızlığımızın
temelini atan; Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin,
devlet hâlinde varlığı kabul olunamaz. diyerek hukukun
üstünlüğü temelinde, yargı
bağımsızlığı ülküsüyle cumhuriyeti hukuk
devleti olarak tanımlayan, kurtuluş ve kuruluşumuzun eşsiz
önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürkü sonsuzluğa gidişinin 82nci
yılında saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi çatısı altında, cumhuriyetin 100üncü
yılında, cumhuriyetimizi demokrasiyle
taçlandıracağımıza olan inancımız ve Cumhuriyet
Halk Partisi milletvekilleri olarak verdiğimiz sözle kendisini anıyor
ve rahmet diliyoruz.
BAŞKAN
Sayın Özkan
9.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, Gazi Mustafa
Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
HACI
ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın Başkan.
Türkiye
Cumhuriyetinin kurucusu, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
vefatının 82nci yıl dönümünde saygı ve minnetle
anıyoruz.
Atatürkü
anmak, cumhuriyete ve kazanımlarına sahip çıkmakla mümkündür.
Birinci Dünya Savaşı sonrası her türlü imkânsızlık ve
yokluğa rağmen kahraman milletimizle birlikte başlattığı
kurtuluş mücadelesinde büyük bir zafer kazanarak tarihin
akışını değiştiren Atatürkün En büyük eserim.
dediği Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmak ve daha güçlendirerek
sonsuza dek yaşamasını sağlamak hepimizin öncelikli görevi
olmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
ve istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını bir kez daha rahmet,
minnet ve şükranla anıyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın
Gaytancıoğlu
10.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun,
Saros Körfezini ve burada yaşayan insanları tehlikeye atacak olan
FSRU Doğal Gaz Limanı Projesinden vazgeçilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dünyanın kendi
kendini temizleyen nadir körfezlerinden olan Saros Körfezini yok edecek FSRU
sıvılaştırılmış doğal gaz limanı
için AKP elinden geleni yapıyor; yapıyor çünkü bu işin
arkasında Katar var, yandaşların çıkarı var. Daha önce
mahkeme tarafından farklı alanlardan 14 uzmanın olumsuz
görüşüyle iptal edilen proje için Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı kanunları hiçe sayarak ÇED Olumlu raporu verdi.
Şimdi bunun iptali için Edirne İdare Mahkemesine
yurttaşlarımızca dava açıldı. Ben de bu davanın
keşif ve incelemelerine Keşan Sazlıdere köyünde
yurttaşlarımızla birlikte katıldım. Yasaya ve bilime
aykırı, doğayı yok edecek bu projeden bir an önce
vazgeçilmelidir. FSRU limanın yapılması için planlanan yer Saros
fayına 7 kilometre uzaklıkta ve deprem bölgesindedir. AKPye deprem
gerçeğini bir defa daha hatırlatmak istiyorum. Katarlıların
kazancı için doğa harikası Saros Körfezi ve burada yaşayan
insanlar ve doğa tehlikeye atılamaz, yok edilemez.
BAŞKAN - Sayın
Köksal
11.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde saygı ve
rahmetle andığına, Afyonkarahisar iline yeni bir müze
yapılmadan eski müzenin niçin satıldığını
hemşehrilerinin öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
BURCU KÖKSAL
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan, yurdumuzda önderlik ettiği
ulusal kurtuluş mücadelesiyle, gerçekleştirdiği devrimlerle tüm
dünyaya örnek olan cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü ölüm yıl dönümünde bir kez daha saygıyla, minnetle,
rahmetle ve şükranla anıyorum.
Seçim bölgem
Afyonkarahisarda müze yapımı için 2007 yılında
TOKİyle anlaşılmış, Kurtuluş Caddesinde bulunan
müze TOKİye devredilmiş, bunun karşılığında
TOKİnin yeni müzenin kaba inşaatını yapması
kararlaştırılmıştır. Ancak bugün gelinen noktada
Kurtuluş Caddesindeki eski müze 45 milyona sahibinden.com adlı
internet sitesinde satışa çıkarılırken, yeni müzenin
de inşaatı henüz tamamlanmamıştır. Bakanlık,
inşaatın eksikleri olduğu gerekçesiyle inşaatı kendilerinin
tamamlayacağını ifade etmiştir.
Şimdi,
Afyonkarahisarlı hemşehrilerim merak ediyor, yeni bir müze
yapılmadan ve üstelik TOKİ taahhüdünü yerine getirmeden, eski müze
niçin satılıyor? Eğer TOKİ satmıyorsa bu müzeyi kim
satıyor, bu işten kimler kârlı çıkıyor?
BAŞKAN
Sayın Kayışoğlu...
12.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun,
Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde saygı ve
minnetle andığına, atanamayan öğretmenlerin umudunu
kaybettiğine ilişkin açıklaması
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Devrimlerinin
önemini her gün daha çok anladığımız, her gün bir önceki
güne göre daha çok özlediğimiz, cumhuriyetimizin kurucusu,
bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü,
kulluktan kurtuluşumuzu borçlu olduğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü
saygıyla, minnetle ve özlemle anıyorum.
Değerli
milletvekilleri, dün Orhangazi ilçemizde çiftçilerimizi ziyaret
ettiğimizde maalesef üzücü bir durumla karşılaştık ki
bu şekilde binlercesinin olduğunu biliyoruz. Biber tarlasında
çalışan kadınlar arasında genç bir kızımız
atanamayan bir öğretmen olduğunu ve tarlada çalışmaktan da
utanmadığını söyledi. Atatürkün yeni nesli emanet
ettiği bu genç öğretmenimizin umudunu da kaybettiğini maalesef
üzülerek gördük. On sekiz yıldır buradan size çağrı
yapıyoruz ama çözüm üretmiyorsunuz. Biz söz veriyoruz,
çaldığınız umutları gençlerimize geri vereceğiz.
BAŞKAN
Sayın Yalım...
13.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde saygı ve
minnetle andığına, esnafın mağduriyetlerinin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZKAN
YALIM (Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ulu
Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 82nci yılında
saygıyla, minnetle ve özlemle anıyorum.
Sayın
Başkan, özellikle büyükşehirlerde şehir içlerine maksimum 3,5
tonluk araçlar girebilmekte. Esnaflar, ürün tedariklerinde ciddi anlamda zorluk
çekmektedirler. Bu sebepten dolayı şehir içlerine giriş
tonajının 3,5 tondan 7,5 tona çıkarılmasını
esnaflarımız özellikle talep etmektedirler.
Diğer
bir yandan, ehliyeti herhangi bir sebepten alınan birçok vatandaşımız
var. Bu vatandaşlarımız iki yıl sonra alacak oldukları
bir kursla ehliyetlerini tekrar alabiliyorlardı ancak sekiz aydır
yeni bir kurs açılmamaktadır. Bu sebepten dolayı da çok sayıda
vatandaşımız mağdurdur. Ehliyetlerini tekrar alabilmeleri
için yeni kursların açılmasını özellikle talep ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Tutdere...
14.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin,
pandemi nedeniyle zor durumda olan üzüm üreticilerine destek
olunmasını Tarım ve Orman Bakanından talep ettiklerine
ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN
TUTDERE (Adıyaman) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Adıyamanımızın
Besni, Gölbaşı ilçeleri ile Belören ve Harmanlı beldelerinde
üretim yapan üzüm üreticileri başta olmak üzere, ülkemizin
değişik illerinde üretim yapan üreticiler ekonomik anlamda
mağdur durumdadırlar. İlimizin vazgeçilmez ürünleri
arasında yer alan peygamber üzümü ile ülkemizin diğer bölgelerinde ve
illerinde üretilen kuru üzüm çeşitlerimiz iç piyasada ve dış piyasada
hak ettiği değeri maalesef bulamamaktadır. Bu nedenle
üreticilerimiz emeklerinin karşılığını
alamamaktadırlar. Üzüm için alım garantisini sağlayacak
çalışmaların bir an evvel yapılması önem arz
etmektedir.
Buradan iktidara ve
Tarım ve Orman Bakanlığına açıkça çağrıda
bulunuyorum: Pandemi nedeniyle zor durumda olan üreticilerimizin ekonomik
anlamda rahatlamaları için Toprak Mahsulleri Ofisi eliyle ürünlerinin
derhâl alınmasını ve çiftçilerimize destek olunmasını
talep ediyoruz. Üzüm için alım garantisi sağlayacak yasal
koşulların da bir an evvel oluşmasını bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Çepni
15.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, İş
Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
tarafından yayınlanan ekim ayı İş Cinayetleri
Raporuna ve işçilerin kıdem tazminatını yok etmeyi
amaçlayan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin geri çekilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
MURAT ÇEPNİ
(İzmir) Teşekkürler Sayın Başkan.
İş
Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, ekim
ayı raporunu İzmitte açıkladı. Kaza değil, bu bir
cinayet. Çalışırken ölmek istemiyoruz. diyerek yapılan
açıklamada ekim ayında 207, yılın ilk on ayında ise
1.730 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını
yitirdiği belirtildi. 11 Marttan beri en az 325 işçinin pandemi nedeniyle
hayatını kaybettiği koşullarda Meclise getirilen,
kıdem ve ihbar tazminatını yok etmeyi amaçlayan ve esnek
çalışmayı yasalaştıracak olan yasal düzenleme,
işçi sınıfını tümden açlığa ve ölüme mahkûm
edecek, emeği sermaye karşısında güvencesiz
bırakacaktır. Düzenleme tekrar getirilmemek üzere tümden geri
çekilmelidir.
BAŞKAN Sayın
Açanal...
16.- Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender
Açanalın, demokrasinin güçlendirilmesi ve 2023 hedeflerine
ulaşılması için yorulmadan çalışmaya devam ederken
geleceğe her zamankinden daha büyük ümitle baktıklarına,
vefatının 82nci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemali, silah
arkadaşlarını ve vatan uğuruna şehit olanları
rahmetle andığına ilişkin açıklaması
ZEMZEM GÜLENDER AÇANAL
(Şanlıurfa) Teşekkürler Sayın Başkan.
Cumhuriyetimizin 97nci
yılını iftiharla kutlayan Türkiye istikrar içinde güçlenmeye ve
büyümeye devam ederken, ecdadımızın her dönemde önüne çıkan
engelleri birlik ve beraberlik içinde aştığını, millî
ve manevi değerlerini her şart altında yaşattığını,
inandığı yoldan asla dönmediğini, istiklaline ve
istikbaline canı pahasına sahip çıktığını da
unutmamalıyız. Millî iradeye sahip çıkılması,
demokrasinin güçlendirilmesi ve 2023 hedeflerimize ulaşılması
için yılmadan, yorulmadan çalışmaya devam ederken
geleceğimize her zamankinden daha büyük bir ümitle bakıyoruz.
Bu
düşüncelerle, vefatının 82nci yıl dönümünde
cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları ile
vatanımız uğruna fedakârca şehit ve gazi olan tüm
kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Taşkın
17.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete irtihalinin 82nci yıl dönümünde
saygıyla yâd ettiğine, Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan
Mersin Milletvekili Lütfi Elvanı tebrik ettiğine,
bakanlığı döneminde başarılı hizmetler
gerçekleştiren Berat Albayraka teşekkürlerini sunduğuna
ilişkin açıklaması
ALİ
CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ebediyete
irtihalinin 82nci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
saygıyla yâd ediyorum.
Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Hazine ve Maliye
Bakanı olarak atanan Mersin Milletvekilimiz, Meclis Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanımız Sayın Lütfi Elvan
Bakanımızı tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar
diliyorum.
Bu
vesileyle, Hazine ve Maliye Bakanlığı yaptığı
dönem ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
yaptığı dönemde başarılı hizmetler
gerçekleştiren Sayın Berat Albayraka teşekkürlerimi sunuyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Özdemir
18.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Büyük Önder
Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde saygı ve
minnetle andığına, parlamenter sistemden
uzaklaşıldıkça ülkenin yönetilemediğine ilişkin
açıklaması
SİBEL
ÖZDEMİR (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Kurtuluş
Savaşının önderi,
bağımsızlığımızın mimari; laik,
demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürkü
82nci ölüm yıl dönümünde saygı, minnet ve özlemle anıyorum.
Değerli
milletvekilleri, parlamenter sistemden uzaklaştıkça ülkemiz
yönetilemiyor, ekonomimiz savruluyor. Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonu
görüşmelerine devam ederken Cumhurbaşkanının kararıyla
önce Merkez Bankası Başkanı, ardından Hazine ve Maliye
Bakanı değişti ve son olarak da Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanı değişti. Şahit olduğumuz bu süreç
-Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi görüşmelerinde,
tartışmalarında da özellikle dikkat çektiğimiz,
öngördüğümüz ve uyardığımız üzere- kuvvetler
ayrılığının, bağımsız kurumsal
yapıların ortadan kaldırılmasının ve
partilileşen ve şahsileşen devlet yapısının bir
sonucudur ve karşı karşıya olduğumuz bu tablo,
önlenemez yönetimsel ve ekonomik bir krizdir.
BAŞKAN
Sayın Filiz
19.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
İMAM
HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bugün
yüce Türk milletinin büyük lideri ve cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürkün sonsuzluğa göçünün 82nci yıl dönümü. Her Türk'ün görevi,
onu iyi anlamak ve genç nesillere anlatmak olmalıdır. Efendiler,
dünyada her şey için; uygarlık için, hayat için, başarı
için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. diyerek gerçek kurtuluşun
bilim ve teknolojiden ve dolayısıyla ekonomik
bağımsızlıktan geçtiğini, ülkenin her bakımdan
kalkınıp güçlenmesinin şart olduğunu belirten Atatürk,
cumhuriyetin en büyük davasını En medeni, en müreffeh millet olarak
varlığımızı yükseltmektir. şeklinde ifade
etmiştir. Bunun için çok çalışmak gerektiğini vurgulayarak
şu veciz sözleri söylemiştir: Çalışmadan, yorulmadan,
üretmeden rahat yaşama yollarını kazanmayı itiyat hâline
getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha
sonra da istiklallerini kaybederler.
Ruhu şad, mekânı
cennet olsun.
BAŞKAN
Sayın Bankoğlu
20.- Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlunun, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün ölümünün 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
AYSU
BANKOĞLU (Bartın) Seksen iki yıldır fiziken ayrı
olsak da Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk her daim gönüllerimizde.
Atamıza olan sevgimiz hiçbir zaman bitmeyecek ve onun koyduğu
değerlerle ilerleyeceğiz.
Herkesin
ama özellikle de biz gençlerin en önemli görevi, emaneti olan ülkemizi
çağdaş uygarlığa ulaştırmaktır.
Atamıza söz, biz Türk istiklalini, cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve
müdafaa edeceğiz.
Ruhun
şad olsun Atam, biz senin izindeyiz.
Son
sözüm de Sayın Sağlık Bakanına: 10 Kasımda siyah maske
görseli paylaşacağınıza, keşke o maskeyi, Atatürkün
kurduğu, ilaç, aşı ve serum üretirken Hükûmetinizin
kapattığı Hıfzıssıhha Enstitüsünün kapı
koluna assaydınız daha güzel dururdu diyorum. İki buçuk saat
sonra atılan, Atamızın fotoğrafının olduğu
tweet, ayıbınızı örtmeye ne yazık ki yetmiyor.
BAŞKAN
Sayın Bayraktutan, buyurun.
21.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın,
Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde şükran ve
minnetle andığına, Artvin ili Ardanuç ilçe girişi ile
Değirmenler mevkisinde kara yollarında yaşanılan
mağduriyetin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
UĞUR
BAYRAKTUTAN (Artvin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben
de modern Türkiye'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü şükran ve
minnet duygularıyla anıyorum.
Artvinin
Ardanuç ilçesi ile Ardanuç-Şavşat yol ayrımından, Berta
Viyadüğünden sonra kanyon girişine kadar kara yolu, kara
yolları standartlarına uygun şekilde kısmen hizmet
vermektedir. Ardanuç ilçe merkezi çıkışından sonra Ardahan
ve Olur yolu istikametine doğru da yol çift şerit olarak devam
etmektedir. Ancak kanyon ile ilçe girişi ve Değirmenler mevkisi
arasında kalan 3 kilometrelik güzergâh kara yollarının
sorumluluğunda olmuş olmasına rağmen hiçbir
çalışma yapılmamıştır. Bu güzergâh, yani ilçe
girişi ve Değirmenler mevkisi tamamen kara yolları
standartları dışındadır. Söz konusu 3 kilometrelik
güzergâhta kara yolunun standartlara uygun bir şekilde hizmet vermesi
yaşanabilecek olası kazaları önleyecektir. Ardanuç
halkının beklentisi budur. Karayolları Genel Müdürlüğünce
ilçe girişi ve Değirmenler mevkisinde gerekli
kamulaştırmaların yapılarak ilgili mağduriyetin
önlenmesi için ivedi bir çalışmanın yapılması
zaruridir. Bu konuda Ardanuç ilçe girişinde Karayolları Genel
Müdürlüğünün bir an önce çalışmalara başlaması ve
yolda iyileştirme yapılması Ardanuç
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Karadağ
22.- Iğdır Milletvekili Yaşar
Karadağın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü vefatının 82nci
yıl dönümünde rahmet ve minnetle andığına,
Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Karabağ ihtilafının son
bulduğuna ilişkin açıklaması
YAŞAR KARADAĞ
(Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cumhuriyetimizin kurucusu,
ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
vefatının 82nci yıl dönümünde rahmet, minnet ve özlemle
anıyorum. Ulu Önderimizin dediği gibi Azerbaycanın sevinci
bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir. Bizler bugün kardeş
Azerbaycanımızın sevincini paylaşıyoruz. Kahraman Azerbaycan
ordusunun mücadelesiyle, yaklaşık otuz yıldır devam eden
işgal, Karabağın azatlığıyla son buldu.
Yapılan anlaşmayla Ermenistan yenilgiyi kabul etti; tüm Türk
dünyasına kutlu olsun. Şehitlerimizin ruhları şad,
mekânları cennet olsun.
Tarih bir daha gösterdi ki
Kürşadın narasıyla indik Tanrı Dağından/
Ruhumuzu kandırdık Orhunun kaynağından/ Bu kaynaktan
içenin yürekleri tunç olur/ Türke kefen biçenin ölümü korkunç olur.
Teşekkür ederim
Sayın Başkanım. (MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ayrım
23.- İstanbul Milletvekili Şamil
Ayrımın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü vefatının 82nci
yıl dönümünde rahmet ve minnetle andığına,
Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Karabağ ihtilafının son
bulduğuna ilişkin açıklaması
ŞAMİL AYRIM
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
82nci ölüm yıl
dönümünde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkü minnet, şükran ve
rahmetle yâd ediyorum.
Bildiğimiz gibi
bugün, otuz yıldır devam eden Ermenistan-Azerbaycan arasındaki
Karabağ ihtilafı bir anlaşmayla son buldu ve kazanan
tarafın Azerbaycan olduğu gözüküyor.
Ben sözlerime Sayın
Aliyevin şu cümlesiyle devam etmek istiyorum: Biz şehitlerimizin
intikamını aldık, Hocalı kurbanlarının
intikamını fazlasıyla aldık, ordumuzla gurur duyuyoruz. Bu
tarihî anlaşmaya imza attığım için mutluyum. Kendi
vatanımıza, Karabağımıza, Karabağın
tacı olan Şuşaya döndüğümüz için mutluyum. Ebediyen
yaşayacağız bu topraklarda, bundan sonra hiç kimse bizi bu
topraklardan çıkaramaz. Büyük gururla diyoruz ki Füzuli bizimdir, Cebrayıl
bizimdir, Zengilan bizimdir, Kubadlı bizimdir, Ağdam bizimdir,
Laçın bizimdir, Kelbecer bizimdir, Şuşa bizimdir, Karabağ
bizimdir, Karabağ Azerbaycandır. Yaşasın Azerbaycan
halkı!
Ben, buradan, Azerbaycan
halkına, Türk halkına, Azerbaycana destek veren 83 milyon
insanımıza, Millet Meclisimin değerli milletvekillerine en derin
saygılarımı sunuyorum Azerbaycanımıza verdikleri bu
destekten dolayı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ayrım.
Şimdi Sayın Grup
Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
İlk söz talebi
İYİ PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Dursun Müsavat
Dervişoğlunun.
Buyurun Sayın
Dervişoğlu.
24.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete irtihalinin
82nci yıl dönümünde minnetle yâd ettiğine, İzmir ilinde
yaşanan deprem ve sonrasında görev yapan başta bakanlar olmak
üzere Hükûmet yetkililerine ve belediye başkanlarına
gerçekleştirdikleri çalışmalar için teşekkür ettiğine,
Şuşa kentinin işgalden kurtarılarak büyük bir kazanım
elde edildiğine ve mutlak zaferin Azerbaycanın olduğuna, Berat
Albayrakı bakanlık görevinden istifa kararı için tebrik
ettiğine, Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mersin Milletvekili
Lütfi Elvana başarılar dilediğine, Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin millete külfet olmaya devam ettiğine, devleti
ciddiyetle yönetmekten aciz bir siyaset anlayışı için en
doğru tercihin istifa etmek olduğuna ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Türk milletinin istiklal
mücadelesinin önderi, hürriyet ve
bağımsızlığının simgesi, ebedî
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete irtihalinin 82nci
yıl dönümünde büyük bir özlem, şükran ve minnetle yâd ediyorum.
Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün En büyük eserim. dediği Türkiye Cumhuriyetini ebediyen
yaşatmak, ecdadımızdan aldığımız güç ve
ilhamla daha ileriye taşımak, daha güçlü, daha müreffeh bir ülke
hâline getirmek yegâne ülkümüzdür. İYİ PARTİ olarak, Türk devletinin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve Atatürkün kurduğu
Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel ilkelerine sıkı sıkıya
bağlı kalarak ülkemizde parlamenter demokrasiyi, hukukun
üstünlüğünü ve güçler ayrılığını tahkim etmek
değişmez gayemizdir.
Bu düşüncelerle,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ve istiklal
mücadelemizin tüm kahramanlarını bir kez daha minnet, rahmet ve
şükranla yâd ediyorum.
İzmirde 30
Kasım günü bir deprem yaşandı. Doğrusunu isterseniz, çok
büyük üzüntülere vesile oldu. Dertlerin paylaşılması,
yaraların sarılması noktasında, koordinasyon
noktainazarından ciddi kaygılarım vardı ama şükür
olsun Allaha ki Hükûmet, Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere
ilçe belediyeleri, sivil toplum kuruluşları büyük bir özveriyle,
karşılıklı anlayışla, koordinasyonsuzluk gibi bir
sıkıntıyla karşı karşıya
kalmamızın önüne geçtiler ama sarılamayan yaralar var,
sıkıntılar var. İnsan önce canını
kurtarıyor, ondan sonra diğer dertleriyle baş başa
kaldığında da o dertlere çare arıyor. Bu dertlerin çözümü
noktasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan ortak komisyonda
görüş ve düşüncelerimizi de paylaşacağız.
Yaraların en kısa zamanda sarılmasına yönelik adımları
el birliğiyle atacağız. Deprem ve sonrasında görev yapan başta
Bakanlarımız olmak üzere Hükûmet yetkililerine, Büyükşehir
Belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanlarımıza
gerçekleştirmiş oldukları çalışmalar için Türkiye
Büyük Millet Meclisinden teşekkürü borç biliyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
DURSUN
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Bilindiği gibi Ermenistan
ordusunun 27 Eylülde başlayan saldırıları sonrası
harekete geçen Türk Azerbaycan ordusu, Dağlık Karabağın
güney ve kuzeyini birleştiren ve Karabağın kalbi olarak ifade
edilen Şuşa kentini işgalden kurtararak büyük bir kazanım
elde etmişti. Bugün geldiğimiz noktada Ermenistan teslim
olmuştur ve mutlak zafer Türk Azerbaycanındır. Hocalı
kurbanlarının kanı yerde kalmamış, şehitlerin
ruhu şad olmuş, intikamları alınmış ve Türk
ordusu yine muzaffer olmuştur. Moskova yönetiminin, Dağlık
Karabağ sorununun daha fazla çözülmemiş hâlde
kalamayacağının ve Azerbaycanın özellikle askerî alanda
giderek güçlendiğinin farkında olduğunu gözlemliyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
DURSUN
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Ancak, yine de Rusya ve
Ermenistan arasındaki geleneksel bağların göz önünde
bulundurulması ve bu konuya ihtiyatla yaklaşılması
gerektiğini düşünüyoruz.
Pazar günü akşam
saatlerinde sosyal medya hesabından istifa ettiğini duyuran
Sayın Berat Albayrakı aldığı geç ama isabetli karar
için tebrik ediyorum. Ayrıca, göreve atanan Sayın Lütfi Elvana da başarılar
diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanının istifa
etmesine rağmen haberi duyurmayan, duyuramayan medya ve saatler geçmesine
rağmen resmî açıklama yapamayan İletişim
Başkanlığı bu süreçte sınıfta
kalmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin getirdiği tek adam anlayışıyla devlet
kurumları çalışamaz duruma gelmiş, kadim ve mukaddes Türk
devlet geleneğini partizan bir anlayışa kurban etmişlerdir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi milletimize külfet olmaya
devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Dervişoğlu, tamamlayalım.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Bakanların sosyal medya üzerinden
istifa ettikten sonra kayıplara karışması sadece partili
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde rastlanabilecek bir
garabettir. Türk milleti böyle bir siyasal düzeni hak etmemektedir. Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşenerin de ifade ettiği
gibi, devlet yönetmek ciddiyet ister. Ciddiyetle yönetmekten âciz olan bir
siyaset anlayışı için en doğru tercih, istifa etmek ve Türk
siyasetinin önünü açmaktır.
İYİ
PARTİnin siyaset sahnesine girmesiyle birlikte Türk milleti, bu düzene
mecbur, mahkûm ve müstahak olmadığını idrak etmektedir.
Bu hususu bilgilerinize
sunuyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum efendim.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Milliyetçi Hareket Partisi
adına Grup Başkan Vekili Muhammed Levent Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül.
25.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Büyük
Lider Gazi Mustafa Kemal Atatürkün vefatının 82nci yıl
dönümüne, Azerbaycan ordusunun Karabağ topraklarının azat
edilmesindeki muvaffakiyeti sebebiyle Azerbaycanı
kutladıklarına ve her zaman her türlü zorlukta yanlarında
olacaklarına, bakanlık görevinden istifa eden Berat Albayraka
yapmış olduğu çalışmaları dolayısıyla
teşekkür ettiklerine, Hazine ve Maliye Bakanlığına atanan
Mersin Milletvekili Lütfi Elvana üstün muvaffakiyetler dilediklerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün 10 Kasım 2020; istiklal mücadelemizin
Başkumandanı, başmimarı, cumhuriyetimizin kurucusu, büyük
komutan, büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürkün vefatının 82nci
yıl dönümüdür. Atatürk, sadece Türk milleti ve Türk tarihinin gördüğü
değil insanlığın ve dünya tarihinin gördüğü en büyük
liderlerdendir. Türk milletinin tarih sahnesinden silinmeye
çalışıldığı, millet ve medeniyet
varlığımızın en zor ve hayati dönemecinde ordumuzun
dağıtıldığı, yurdumuzun işgal edildiği,
âdeta adım atacak takatimizin kalmadığının
düşünüldüğü bir anda, Türk milletinin tarihin hiçbir döneminde esir
olmayacağını, olmadığını ve esir
yaşamadığını bilerek âdeta milletimizin küllerinden
yeniden doğmasını sağlamış
Bağımsızlık benim karakterimdir. şiarıyla tam
bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletini bizlere hediye
etmiştir. Atatürk, Türk milletine karşı duyulan büyük sevginin
ve ona duyulan büyük bağlılığın zirvedeki sembol
ismidir. Atatürk, Türk milletinin ve Türk devletinin her alanda muasır
medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefinin sahibidir.
Bizler de Atatürkün
gösterdiği hedefler doğrultusunda Türkiye'yi ve Türk milletini tam
bağımsız, hür, müreffeh ve güçlü kılmak için samimiyetle
mücadele etmekteyiz. Yüz yıllık hesapların yeniden
açıldığı, âdeta yeniden bir Millî Mücadelenin
verildiği günümüzde, Türk milleti ve Türk devleti birlik beraberlik
içerisinde, millî ruh ve millî şuurla çok çalışarak önümüzde
duran tehdit ve tehlikeleri bertaraf edecek ve inşallah, lider ülke
Türkiye hedefine en yakın zamanda ulaşacaktır.
Bu vesileyle Gazi Mustafa
Kemal Atatürkü ve onun silah arkadaşlarını, aziz
şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş olan gazilerimizi
şükranla ve rahmetle anıyorum.
Sayın Başkan,
1992 yılında Ermeni terör devleti tarafından işgal
edilmiş olan Karabağ, yirmi sekiz yıllık diplomatik
süreçlerin ardından, 27 Eylül 2020 tarihinde Azerbaycan tarafından
başlatılmış olan harekâtla işgalden kurtarılmaya
çalışılmış
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) -
bu harekât doğrultusunda, sürecinde
Karabağ ve etrafında bulunan 7 rayon, 7 şehirde büyük mesafe
katedilmiş ve nihayetinde, Ermenistan devleti, Ermenistan terör devleti
çok büyük zayiata, çok büyük kayıplara uğrayarak -hem asker
kaybı hem de 2 milyar doları bulan mühimmat kaybı da dâhil olmak
üzere- dün gece itibarıyla yenilgisini ilan etmiştir. Biz,
başından itibaren Karabağ Azerbaycandır dedik,
yaşasın Azerbaycan dedik, işgal altındaki topraklar er ya
da geç kurtarılacaktır dedik. Bugün ifade edilen ve yapılan
açıklamalara bakıldığında, Azerbaycan, dün gece
yapılan bu anlaşma doğrultusunda büyük ve önemli kazanımlar
elde etti.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen Sayın Bülbül.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Kuşkusuz, yapılan anlaşmanın
ayrıntıları bu ilerleyen günlerde ortaya çıkacak, uygulama
süreçleri dikkatle takip edilecektir. Fakat yirmi sekiz yıldan beri
dondurulmuş ve bir adım dahi atılamayan, bir adım dahi
mesafe kazanılamayan bir meselede, Azerbaycan ve Azerbaycan ordusu, büyük
bir mesafe kazanmış, Allaha şükürler olsun, Karabağ
topraklarının azat edilmesine muvaffak olmuştur. Biz,
kardeş Azerbaycanı bu muvaffakiyeti sebebiyle kutluyoruz; her zaman,
sadece bugün, bu meselede, bu olayda değil, bundan sonra karşılaşacakları
her türlü zorlukta yanlarında olduğumuzu,
olacağımızı buradan açık bir şekilde ifade
ediyoruz; var olsun Türkiye, var olsun Azerbaycan, can Azerbaycan diyoruz.
Sayın
Başkan, bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin ilk Kabinesinde Hazine ve Maliye Bakanı olarak görev yapan ve Türkiye'nin
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bülbül, son cümlelerinizi alayım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Son cümlem zaten Sayın Başkanım.
millî ekonomi hamlesinde
önemli çalışmaları bulunan, önemli faaliyetler ve başarılar
göstermiş olduğunu düşündüğümüz Sayın Berat Albayrak
görevinden affını istemiştir. Kendisine bu zamana kadar
yapmış olduğu çalışmaları dolayısıyla
teşekkürlerimizi ifade etmek istiyoruz. Yine, arkasından, Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanımız ve geçmiş dönem
Bakanlarımızdan Sayın Lütfi Elvanın Hazine ve Maliye
Bakanlığına atandığını öğrenmiş
bulunuyoruz. Yine, Sayın Lütfi Elvana da bu zamana kadar Meclisimizde
yapmış olduğu faaliyetlerden ötürü teşekkür ediyor,
Bakanlığında da üstün muvaffakiyetler diliyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Meral
Danış Beştaş.
Buyurun Sayın
Beştaş.
26.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemalin ölümünün
82nci yıl dönümü vesilesiyle Kürt-Türk bütün halkların eşit
olduğu bir ülke olunması için mücadele çağrısını
bir kez daha yinelediklerine, Hazine ve Maliye Bakanı Berat
Albayrakın istifasına, işsizlik konusunda da garabet
yaşandığına, birikmiş maaşlarını ve
tazminatlarını alamadan işten çıkarılan Bimeks
işçilerinin haklı mücadelelerini desteklediklerine, Şırnak
ili Silopi ilçesinde kullandığı panzerle bir eve çarparak 7
yaşındaki Muhammed Yıldırım ile 6 yaşındaki
Furkan Yıldırımın ölümüne neden olan polise 19 bin lira
ceza veren yargıyı tanımadıklarına ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün 10 Kasım.
10 Kasım dolayısıyla cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemali
anıyoruz. Yurttaşlarımızdan siyaset kurumuna, Parlamentodan
tüm demokratik kurumlara ve sivil toplum kuruluşlarına varıncaya
kadar hepimizin ortak hedefinin demokratik cumhuriyet, özgür
yurttaşlık, adalet içinde özgür ve Kürt, Türk bütün halkların
eşit olduğu bir ülke olunması için mücadele
çağrısını bugün vesilesiyle bir kez daha yineliyoruz.
Evet, dün Türkiye'nin
ekonomi koltuğu boştu; koltuktan koltuk affını
dilememişti, resmî olarak boşalmasa da o koltukta kimse oturmuyordu.
Doğal olarak döviz kurlarında yüzde 5 seviyelerinde bir
düşüş gerçekleşti, TL uzun zamandır hasret
kaldığı değer artışına bir istifayla
aslında kavuştu. Bu, bize şunu çok açıkça gösterdi: AKP
iktidarının -yönetimsizliğinden- yönetmesindense yönetmemesi
daha büyük bir katkı yapıyor. Yani TLdeki değer
artışını çok dikkat çekici buluyoruz.
Şimdi, bu istifa
neydi, ne oldu? İki gündür bütün Türkiye bunu tartışıyor
diyemeyeceğim, sadece 5 kanal ve 5 gazete tartışıyor. Dün,
resmî açıklamadan sonra 180 yayın kuruluşu, merkez medya denilen
yayın kuruluşu ancak İletişim
Başkanlığının açıklamasından sonra sözünü
söyleyebildi. Aslında bu, sadece iktidarın iflasını
değil, Türkiyede basının olmadığını da
basın-yayın özgürlüğünün olmadığını da tüm
dünyaya göstermiş oldu.
Peki,
istifa nasıl oldu? Yirmi sekiz saat, istifanın ilk saatlerinde Acaba
hesap hacklendi mi, ne oldu? diye milyonlarca insan merak etti, bizler de
merak ettik çünkü ne yalanlanıyor ne doğrulanıyor. Instagram
hesabından istifayı da ilk defa duyduk, genellikle daha resmî ve
politik bir mecra olan Twitterdan olurdu; bu sefer, bu istifa Instagram
hesabından yapıldı. İstifanın içeriği çok
tartışıldı, daha çok tartışılacak ama
iktidarın yaklaşımı yine maalesef, ciddiyetten uzak, bir af
yaklaşımıyla yaklaşılıyor. Şimdi,
insanların ülkenin...
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ya, siz işinize bakın ya! Adam istemiyor,
zaten bu yüzden istifa etmiş. Kendi politikanıza bakın!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Muş, siz
konuşacaksınız.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Konuşacağım ben.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Müsaade ederseniz görüşümü
söyleyeyim.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Yarım saattir, İstifa öyle miydi, böyle
miydi? diyorsunuz, size mi soracak?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ha, bizi de mi susturacaksınız?
180 medya organını susturdunuz, biz de mi konuşmayalım?
Yani burada konuşma özgürlüğü yok mu?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Konuşun, buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hani talimat gelmeden biz de mi
konuşmayalım?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sabahtan beri takmışsınız...
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ha, birilerinin talimatını
beklemiyoruz, onu söyleyeyim yani bizim sözlerimize itiraz edeceğinize...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Grup Başkan Vekillerimiz, lütfen...
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yani tamam da ben konuşurken...
Olmaz böyle...
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Fuzuli bir konuşma.
BAŞKAN
- Hem birbirimize müdahale etmeyelim hem de Genel Kurula hitap edelim, lütfen,
çok rica ediyorum.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama Sayın Başkan yani ben
grubum adına konuşurken başka bir grup başkan vekilinin bu
yöntemi hiç şık değil. Ben özgürlük
olmadığını söylüyorum, neredeyse Genel Kurulda
konuşmamızı engelleyecekler yani böyle bir şey kabul
edilemez. Bütün Türkiye bunu görsün, işte 180 basın organı,
yayın organı, en önemli Bakanlığın istifa haberini
nasıl veremiyorsa, bu Genel Kurulda da bu yaşatılmak isteniyor.
Yirmi sekiz saat devlet yoktu, yoktu ortada ve 83 milyon yurttaş ne
olduğunu anlamadı, sadece 5 kanal bu haberi verdi. Evet, at izi it
izine karışmıştı, doğru. İstifa mektubunda
da bu, böyle ifade ediliyor. Bu at izi kimdir, it izi kime aittir, neler
oluyor; devletin tepesinde, Adalet ve Kalkınma Partisinin içinde neler
yaşanıyor, herkes, bütün yurttaşlar merak ediyor tabii ki. Evet
Allah, sonumuzu hayreylesin. temennisi var ama sonumuz Adalet ve
Kalkınma Partisi gitmeden hayır olmayacak.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir de şunu söyleyeyim: Sayın
Başkan, zaten bugün ekonomi konusunda genel görüşme talebimiz var; o
konuda sözlerimizi söyleyeceğiz ama şunu söyleyeyim: Af saraydan
dilenmez, af halktan dilenir. Bu halka bir sorsunlar; halk affediyor mu
affetmiyor mu, en önemlisi odur.
Şimdi,
işsizlik konusunda başka bir garabet yaşanıyor. TÜİK,
işsizlik oranının düştüğünü söyledi ama aynı
TÜİK, istihdam oranının da düştüğünü söyledi. Bu,
ancak bir Zaytung haberi olabilir. Yani hem istihdam düşüyor hem
işsizlik düşüyor. Nasıl böyle bir çelişkiyi aynı kurum
ifade ediyor; bunu kamuoyunun takdirine sunuyorum. Ama TÜİK
hesaplarındaki bu çelişki, hani yalancının mumu gibi, hemen
sönüyor, kendi kendini tekzip ediyor. Ne diyor? İstihdamın ve iş
gücüne katılımın düşüp işsizliğin de
düştüğü matematikle TÜİKin yönetilmesi AKP
iktidarının bu ülkeyi yönetemediğinin başka bir
kanıtıdır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Toparlayalım.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Türkiye'de gerçek işsiz
sayısı 9 milyondur; genç işsizliği ise TÜİKin aksine
çok vahimdir, her 2 gençten 1isi işsizdir. Evet, 9 milyonu
aşkın, genel yüzde 50ye varan genç işsizliği, bu
iktidarın Türkiye halklarına dayattığı ekonomik
çöküşün resmidir. Bu felaket tablosunun mimarı da Türkiye ekonomisini
yönetemeyen aynı iktidardır.
Bimeks
işçilerinin adalet aradığını da paylaşmak
istiyorum, Boğaziçi Üniversitesi önünde eylemleri sürüyor. Yarın, 11
Kasımda saat on ikide bir basın açıklaması yapacaklar ve
onlar şu cümleyi kuruyorlar: İşçiye adalet yoksa patrona huzur
yok. Aslında çok doğru söylüyorlar, işçiye adalet yoksa
iktidara huzur yok. Bence hiçbirimize huzur olmaması gerekiyor. Bimeks
işçilerinin yanındayız ve haklı mücadelelerini
desteklediğimizi ifade etmek istiyorum. Çünkü maaşlarını
alamayan ve tazminatsız bir şekilde işten çıkarılan
Bimeks işçileri dört yıldır haklarını almak için
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Beştaş, son kez
Lütfen, tamamlayalım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama tartışmayı katmamanız
lazım Başkan.
BAŞKAN Onu
kullandırtıyorum size ben.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kullandırtmadınız henüz.
Evet, Bimeks
işçilerinin mücadelelerini selamlıyorum.
Şimdi, çok önemli bir
karar çıktı geçen hafta, gerçekten, bütün vekillerin dinlemesini
istiyorum. Silopide, hatırlanırsa bir eve panzer çarptı ve 2
çocuk öldü. Evin içine panzer girdi. O fotoğraflar bugün gibi
hafızamızda. 7 yaşındaki Muhammet Yıldırım
ile 6 yaşındaki Furkan Yıldırımın ölümüne sebep
oldu o çarpma. Peki, ne ceza verildi biliyor musunuz? On beş yıla
kadar ceza isteniyordu; 19 bin lira para cezası verildi, amire de beraat
kararı verilmişti. İstinaf başvurusunda bulundu müdahil
avukatları, çocukların ailesinin avukatları ve geçen hafta, üç
gün önce istinaf mahkemesi, bölge mahkemesi bu başvuruyu reddetti. Burada
söz söylemek hakikaten çok zor. Türkiyede yargının geldiği
tablo budur. 2 çocuğun ölümüne sebep olan, panzerle evin içine giren
insanlar 19 bin lira ceza alıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Beştaş, bitirelim lütfen.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Devam edin Sayın Başkan; Genel Kurul faaliyetlerini
bitirmeye devam edebilirsiniz! Böyle yöneticilik olmaz!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bitiriyorum.
Ya, bir trafik
cezasında bile, hafif bir müessir fiilde bile, bir parmağın
kırılması bile 19 bin liradan daha fazla bir cezayı
gerektirir. 2 çocuğun hayatına 19 bin lira biçen yargı,
yargı değildir. Bu yargıyı tanımıyoruz. Bu
yargı kolluğun, devletin, resmî ideolojinin ve iktidarın
yanında, sadece ve sadece yargısal faaliyeti yapıyormuş
gibi yapıyor. Furkan ve Muhammetin katillerinin, onların ölümüne
sebebiyet verenlerin mutlak surette vicdanı askıya
aldığını, şu anda adaletin askıda olduğunu
önemle ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Özkoç.
Buyurun
Sayın Özkoç.
27.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Büyük Önder Mustafa
Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde saygı ve özlemle
andıklarına, demokratik cumhuriyete, Parlamentoya sahip
çıkılarak yeniden, daha güçlü şekilde güçler
ayrılığının, hukukun üstünlüğünün ve yargı
bağımsızlığının sağlanması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün,
cumhuriyetimizin kurucusu, aydınlık yarınlarımız için
umut ve sorumluluk duyduğumuz Büyük Önderimiz, liderimiz Mustafa Kemal
Atatürkün aramızdan ayrılışının 82nci yıl
dönümü. Kendisini sonsuz sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz.
Kurmuş olduğu cumhuriyetin önemini, güçlü Parlamento
gerekliliğini, devlet geleneğinin anlamını her geçen gün
daha fazla kavrıyoruz. Güç, milletindir; ne sarayların ne
saltanatların, kişilerin değil yüce Türk milletine aittir. Büyük
Önder, devletimizi bu temel üzerine inşa etmiştir. Türkiye
Cumhuriyeti, bu temel üzerinde güçlenmiş, dünyada ve bölgesinde itibar
sahibi, söz sahibi olmuştur. Atatürkün bizlere
bıraktığı en büyük miras ve sorumluluk, demokratik
cumhuriyetimize, Parlamentomuza, devlet yapımıza sahip çıkmak ve
yeniden, daha güçlü bir şekilde güçler
ayrılığını, hukukun üstünlüğünü ve yargı
bağımsızlığını sağlamaktır.
Bir
kez daha kendisini saygıyla, sevgiyle, şükranla ve özlemle
anıyoruz; ruhu şad olsun.
BAŞKAN
AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Mehmet Muş.
Buyurun
Sayın Muş.
28.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete irtihalinin 82nci yıl dönümünde rahmet
ve minnetle andıklarına, Ermenistana karşı elde edilen
zafer nedeniyle Azerbaycan ordusunu tebrik ettiklerine ve Türkiyenin
Azerbaycan halkının haklı davasında yanında olmaya
devam edeceğine, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine
getirilen Mersin Milletvekili Lütfi Elvanı tebrik ettiklerine, Türkiye
ekonomisinin en az hasarla pandemi sürecini atlatması için büyük
mücadeleler gösteren ve bakanlık görevinden müsaadesini isteyen Berat
Albayraka hizmetlerinden dolayı teşekkür ettiklerine ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, İstiklal Harbimizin Başkomutanı,
cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete irtihalinin
82nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyoruz.
Dün
gece itibarıyla, Azerbaycan ordusunun zaferi karşısında
Ermenistanın yenilgiyi kabul etmesiyle ateşkes ilan edildiğini
memnuniyetle öğrenmiş bulunmaktayız. Kardeş Azerbaycan
halkını elde edilen bu zafer nedeniyle kutluyoruz. Azerbaycanın
işgal altındaki topraklarının önemli bir
kısmının kurtarılması memnuniyet verici olmuştur.
Bu süreçte Türkiye, her daim olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan
halkının bu haklı davasında yanında olmaya devam
edecektir. Uluslararası hukukun gereği olarak Karabağın
tamamının Azerbaycana teslim edilmesi konusunda Türkiye, her türlü
girişimde bulunmayı sürdürecektir. Buradan bir kez daha kahraman
Azerbaycan ordusunu tebrik ediyor, kardeş Azerbaycan halkına
selamlarımızı iletiyoruz.
Bugün
itibarıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Lütfi Elvan
Bey getirilmiştir; kendisini tebrik ediyoruz, kendisine
başarılı bir çalışma dönemi diliyoruz. Nice güzel
hizmetlere imza atacağına Grubumuz olarak eminiz. Görevi devreden,
görevden müsaadesini isteyen Kıymetli Bakanımız Berat Albayrak,
çok zor bir süreçte bu görevi üstlendi, üreten Türkiye'nin büyümesi için büyük
mücadeleler verdi, dünyanın yüz yılda bir göreceği en büyük
felaketin yaşandığı bir dönemde, bir pandemi sürecinde Türk
ekonomisini yönetti, dünya ekonomilerinin yüzde 20, yüzde 30, yüzde 35
küçüldüğü bir dönemde Türkiye ekonomisinin en az hasarla bu süreci
atlatması için büyük mücadeleler gösterdi. Azmine, gayretine, samimiyetine
şahidiz, biz kendisinden razıyız, Rabbim de kendisinden
razı olsun. Kendisine hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyoruz,
yeni süreçte kendisine hayatında başarılar diliyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Cumhurbaşkanlığının
bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Cumhurbaşkanlığının, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 104 ve 106ncı maddeleri
gereğince Hazine ve Maliye Bakanlığına 9/11/2020 tarihli ve
2020/507 sayılı Kararla Mersin Milletvekili Lütfi Elvanın atandığına
ilişkin tezkeresi (3/1392)
10/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 104 ve 106ncı maddeleri
gereğince Hazine ve Maliye Bakanlığına 9/11/2020 tarihli ve
2020/507 sayılı Kararla Mersin Milletvekili Lütfi Elvan
atanmıştır.
Bilgilerinize
sunarım.
Recep
Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, okunan tezkereye göre Hazine ve Maliye
Bakanı olarak atanmış bulunan Mersin Milletvekili Sayın
Lütfi Elvanın Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği 10 Kasım
2020 Salı günü itibarıyla sona ermiş bulunmaktadır.
Bilgilerinize
sunulur.
Sayın
milletvekilleri, Anayasanın 106ncı maddesi gereğince,
Sayın Bakanın, Anayasanın 81inci maddesinde yazılı
şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde ant içmesi gerekmektedir.
Sayın
Bakanı ant içmek üzere Genel Kurul Salonuna davet ediyorum.
Buyurun.
(AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
VIII.- ANT İÇME
1.- Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvanın ant
içmesi
HAZİNE
VE MALİYE BAKANI LÜTFİ ELVAN Devletin varlığı ve
bağımsızlığını, vatanın ve milletin
bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız
egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik
ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı
kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve
temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan
ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve
şerefim üzerine söz veririm." (AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bakan, Anayasa gereğince metni tam olarak okumanız
gerekiyordu, son kısımda Ant içerim. demeniz gerekiyordu; Söz
veririm. dediniz.
Sizi,
lütfen, tekrar kürsüye davet ediyorum. (AK PARTİ, MHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Teşekkür
ediyorum.
HAZİNE
VE MALİYE BAKANI LÜTFİ ELVAN Devletin varlığı ve
bağımsızlığını, vatanın ve milletin
bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız
egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik
ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı
kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve
temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan
ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve
şerefim üzerine andiçerim. (AK PARTİ, MHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, Sayın Bakan, tebrik ediyoruz, Divan olarak başarılar
diliyoruz.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.23
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.51
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN
(İstanbul), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
İYİ
PARTİ Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Denizli Milletvekili
Yasin Öztürk ve 20 milletvekili tarafından, genel yönetim
kapsamındaki kamu idareleri tarafından kâr amacı gütmeyen
kuruluşlara yapılan transferlerin araştırılması
amacıyla 14/10/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan (10/3302) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
10 Kasım 2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
10/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 10/11/2020 Salı günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Denizli
Milletvekili Yasin Öztürk ve 20 milletvekili tarafından, kâr amacı
gütmeyen kurumlara yapılan transferlerin maddi boyutunun ve
uygunluğunun araştırılması amacıyla 14/10/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 10/11/2020 Salı günkü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
İYİ PARTİ grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere
öneri sahibi İYİ PARTİ Grubu adına Denizli Milletvekili
Sayın Yasin Öztürk.
Buyurun
Sayın Öztürk. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
İYİ
PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubu önerisi
hakkında söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle,
dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran,
bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Büyük Komutan, Ebedî
Lider, Başbuğ, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün aramızdan
ayrılışının 82nci yıl dönümünde rahmet, minnet
ve şükranla anıyor; onun emaneti olan Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Grup
önerimiz, merkezî idareye bağlı kamu kurum ve
kuruluşlarından kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan
yardımların hangi kuruma, ne kadar, ne amaçla verildiğinin ve
yardımların amacına uygun kullanılıp
kullanılmadığının araştırılması
üzerinedir.
5018
sayılı Kanunun 29uncu maddesi kâr amacı gütmeyen
kuruluşlara yapılacak yardımlarla ilgili hükümleri içermektedir.
Hükme göre, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde
öngörülmüş olmak kaydıyla kamu yararı gözetilerek dernek,
vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere
yardım yapılabilir. Bu doğrultuda da kamu kaynaklarından
kâr amacı gütmeyen kuruluşlara genel yönetim idareleri
tarafından çeşitli transferler yapılmaktadır. Genel yönetim
kapsamındaki idarelerin kâr amacı gütmeyen kuruluşlara
yardımda bulunmasına, ayrım yapılmaksızın
verilmesi ve kuruluşların amacı doğrultusunda
kullanılması kaydıyla bir itirazımız
bulunmamaktadır ancak 5018 sayılı Kanunun 29uncu maddesinde
yer alan hükümlerin bazı kamu kurum ve kuruluşlarınca
farklı yorumlanarak uygulandığı Sayıştayın
2019 yılı denetim raporlarında ortaya çıkmıştır.
Kanunun uygulama yönetmeliği hazırlanırken de bu hususa dikkat
çekilmiş; yardımlarda kamu yararı gözetilmesi,
yardımların öncelikle toplumun ihtiyaç ve sorunlarına çözüm
sağlaması ile toplumsal gelişmeye katkıda bulunmasına
yönelik olması gerektiği vurgulanmıştır.
Yine,
yönetmelik kapsamında yapılan yardımları alan
teşekküller, yardımları kamu yararı gözeterek veriliş
amacına uygun olarak kullanmak zorundadır. İdareler de
yardım yapılan teşekküllerin isim listesini, teşekküllere
ilişkin bilgileri, yardımın amacını, konusunu ve
yapılan yardım tutarlarını kamuoyuna açıklamakla
yükümlüdür. Buraya kadar her şey normal, olması gerektiği gibi
ama uygulama böyle mi? İşte bu durum tartışmalıdır.
Sayıştayın 2019 yılı denetim raporuna göre, kâr
amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan toplam ödeme miktarı
yaklaşık 6 milyar 217 milyon Türk lirasına
ulaşmıştır. 2017 yılında aynı kapsamda
verilen yardım tutarının ise 652 milyon olduğunu, son iki
yılda yapılan yardımın ise 5,5 milyar liranın üzerinde
arttığını da özellikle vurgulamak isterim. Merkezî idareler
içinde kâr amacı gütmeyen kuruluşlara transfer yapan bakanlıklar
arasında ilk sırayı yaklaşık 2 milyar 242 milyon
lirayla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı almaktadır yani
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bile 2017 yılının
toplam yardım tutarını fazlasıyla aşmış
durumdadır. Yine kâr amacı gütmeyen kuruluşlara YÖK ve
diğer kamu üniversitelerinden yapılan transfer tutarı 28 milyon
340 bin lira civarındadır.
Peki,
bu transferler hangi kurumlara gitmiştir? Bunun
açıklamasını kurumların kamuya açık bilgi
kaynaklarından elde edebilmek mümkün değil, kamu idarelerince kâr
amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan yardımların
mahiyeti belli değil, idareler şeffaf bilgilendirmede bulunmuyor. Hâl
böyle olunca kamuoyunda bu yardımların iktidar destekli dernek,
vakıf, cemaat ve bu gibi kurumlara amacı dışında
aktarıldığı algısı devreye giriyor; ki iktidara
yakın, kuruluşu on yıla yaklaşmayan birçok dernek ve vakfa
sadece kamu kurum ve kuruluşlarından değil ihale kapmak için
yarışan birçok özel firmadan da bağış adı
altında para aktarılıyor. Karşılıklı
yardımlaşma konusu da artık ne bir iddia ne de bir algı
yaratmadır, parayı verenin düdüğü çaldığı gibi
bir realite hâlini almıştır.
Değerli
milletvekilleri, Sayıştay raporunda kamu kurumlarından kâr
amacı gütmeyen kuruluşlara yardımlarla ilgili tespitlere yer
verilmesinden sonra, Radyo ve Televizyon Üst Kurulundan bir itiraz geldi.
Raporda RTÜKün bu kapsamda 700 bin lira transfer yaptığı
açıklanmaktaydı. RTÜK, basın aracılığıyla
Kurumumuz herhangi bir kuruluşa yardımda
bulunmamıştır. Bu tutar devlet memurlarının yemek
parasıdır. demiştir. RTÜKe göre personelin yemek parası
kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yardım koduyla muhasebeleştiriliyormuş
ve bu, bilinen bir uygulamaymış. Devlete olan güvenimiz gereği
RTÜKün yani kamu kurumunun açıklamasını doğru kabul etmek
durumundayız ama Sayıştay da devletin kurumlarını
denetlemekle görevli, başka kamu kurum ve kuruluşlarının
bütçelerini hangi kodla işlemeleri gerektiği konusunda uzman bir
kurum. Velev ki RTÜK doğru söylüyor ve kamu kurumları da
memurlarının yemek parasını bu kodla
muhasebeleştiriyor; o zaman şunu sormamız gerekiyor:
Kurumların bütçelerinde personel giderleri başlıklı bir
kodlama sistemleri var, neden memurlara yapılan yemek yardımları
bu giderler arasında gösterilmiyor? Bir soru daha sormamız
gerekmekte: Devlet memurları kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda
mı çalışıyor? Kamu kurumları kâr amacı gütmeyen
bir kuruluş mudur?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN
ÖZTÜRK (Devamla) Sayın Başkanım, tamamlayayım.
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
YASİN
ÖZTÜRK (Devamla) Ortada bir kanun ve yönetmelik var ancak anlaşılan
o ki bazı durumlarda kanunun ruhuna aykırı bir uygulama
yapılıyor. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan
yardımlar adı altında ya kurumların bütçelerindeki
açıklar bu başlık altında gizleniyor ya da bazı
yandaş dernek ve kurumlara bağış yine yapılıyor
ama Biz memurların yemek parasını ödedik. bahanesiyle kamuoyu
baskısından kaçırılıyor. Hâl böyleyken RTÜKün bu bahanenin
arkasına saklanması, kamu adına denetim görevini üstlenen
Sayıştayı yalanlamak bir yana, 5018 sayılı Kanunun
29uncu maddesinde yer alan açık hükme de aykırı
davranıldığının itirafıdır. Bir kanun ya
uygulanır ya da ihtiyaçlara cevap vermiyorsa, güncelliğini yitirdiyse
maddeler değiştirilir ya da kanun yürürlükten kalkar. 5018
sayılı Kanunun 29uncu maddesi de artık amacı
dışında uygulanılmaya başlanmıştır. Ya
kanunun ruhuna uygun davranılacak, kanuna uymayanlara gereken müeyyide
uygulanacak ya da kurumların bütçelerindeki açıkları bu yolla
kapatmaya çalışmamaları için bütçe muhasebe kodları net bir
şekilde tarif edilecektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN
ÖZTÜRK (Devamla) - Basiretli idarecilerin ülkeyi yöneteceği iyi günler
görmek dileğiyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İYİ PARTİ grup önerisi üzerine, Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Erol
Katırcıoğlu.
Buyurun
Sayın Katırcıoğlu. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet,
bütün bütçelerde bir kara delikten söz edilir. Bu, esas itibariyle genel olarak
bütçe kavramıyla ilgilidir. Yani bir işletmeye ait bütçede de kara
delik olabilir, devlete ait bir bütçede de kara delik olabilir. Nitekim bu kâr
amacı gütmeyen kuruluşlar ve hane halkına yapılan transfer
kalemleri genellikle bir kara delik gibi çalışıyor,
Çalışıyor. diyorum çünkü ayrıntısını
bilemiyoruz. Ayrıntısını bilemeyince Niçin bu miktarlarda
harcama yapılıyor? sorusunun cevabı askıda kalıyor.
Şimdi, son Sayıştay raporuna göre, 2019 yılı
itibarıyla bu tutarın aşağı yukarı 6 milyar
civarında olduğu gözüküyor yani tam söyleyeceksek 5 milyar 932 milyon
TL olduğu ortaya çıkıyor. Şimdi, bu, çok büyük bir rakam
esas itibarıyla küçük bir rakam değil ve hane halkına
yapılan transferlere bakarsanız o daha da büyük bir rakama tekabül
ediyor. Şimdi, diyeceksiniz ki: Bunlar sosyal amaçlı, kâr amacı
gütmeyen kuruluşlar, STKler vesaire. Bunlarla ne derdiniz var?
Doğrusunu isterseniz, bir derdimiz yok ama bir sorunumuz var. Şimdi
mesela, Adalet ve Kalkınma Partisindeki arkadaşlar bizim bazı
eleştirilerimize cevaben Ya, o kadar yol yaptık, metro yaptık.
Evet yaptınız, doğru yani yapmış olmanızdan
dolayı rahatsız olmuyoruz. Bizim rahatsızlık kalemimiz
diyelim, Kaça yaptınız? ve Nasıl yaptınız?
soruları ve Kıt kaynaklarımızın nasıl
kullanıldığıyla ilgili ne ima ediyor
yaptıklarınız? gibi sorular var bizim cevabını
aradığımız. Dolayısıyla, bu konu da öyle bence.
Yani bu konuda da ne diyebiliriz ki? Tabii ki iyi
yapmışsınız.
Fakat,
arkadaşlar, iyi yapmışsınız ama mesela ben vakıf
üniversitelerinin bu listede olduğunu görüyorum, miktarları
görmüyorum ama. Arkadaşlar, vakıf üniversitelerinin hemen hemen
hepsinin ticarethane olduğunu duymayan kimse kalmadı ülkede ve burada
bir vakıf üniversitesi kalemi var ve oraya da bir harcama
yapılıyor anlaşılan, biz görmüyoruz. Dolayısıyla
da esas olarak istediğimiz şey bunların, bu harcamaların
nereye yapıldığı ve nasıl
yapıldığı, yani bunları öğrenmek istiyoruz ve
dolayısıyla da bu araştırma önergesi o bakımdan
doğru ve anlamlı geliyor bize de.
Benim
zamanım azaldı ama hızla şunu söyleyeyim, bütün
bunların sebebi: 2019 yılıydı, Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığının bütçesi konuşulurken Plan ve
Bütçe Komisyonunda biz Sayın Bakan Cahit Turhanı epey
eleştirdik.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EROL
KATIRCIOĞLU (Devamla) Sayın Başkanım, bir dakika daha
verirseniz.
BAŞKAN
Devam edin lütfen.
Buyurun.
EROL
KATIRCIOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim.
Bu
eleştirimizin sebebini de biliyorsunuz, bu garanti ödemeleri ne ola ki diye
sorduk. Çok sıkıştırdık herhâlde, Sayın Cahit
Turhan şöyle bir cümle söyledi, aynen buraya aldım, nereye gizlediniz
diye bir soru sormuşum, Gizlemedik. diyor. Ulaştırma
Bakanlığı ve Karayolları bütçesinde Hane Halkına
Yapılan Transferler kalemine koyduk." diyor. Şimdi anlıyor
musunuz neden rahatsız olduğumuzu? Şimdi, bu garanti
ödemelerinin hane halkına transferlerle ne ilgisi var arkadaşlar?
Yani halkın bunu bilmesi lazım ve dolayısıyla da bunu
bilebilecek bir bütçeleme mantığını Türkiye'nin gündemine
getirmek lazım ve bu konuda verilen araştırma önergesini de
ifade ettiğim gibi doğru ve desteklenmesi gereken bir önerge olarak
düşünüyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İYİ PARTİ grup önerisi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Zonguldak Milletvekili Sayın Deniz Yavuzyılmaz.
Buyurun
Sayın Yavuzyılmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkü vefatının
82nci yıl dönümünde saygı ve minnetle anıyorum.
Bugün
size, AK PARTİnin kurduğu uluslararası saadet zincirini
anlatacağım. Bu öyle bir zincir ki Kızılay gibi kâr
amacı gütmeyen, gütmemesi gereken kurumları dahi halkalarına
katıyor. Bu öyle bir zincir ki Rıza Sarraf, AK PARTİnin
sarraflığının yanında çömez kalıyor.
Değerli
milletvekilleri, Sayıştay raporlarına göre, Eti Madenin yurt
dışı şirketleri bir mekanizma tarafından
denetlenemiyor; bağımsız denetim raporları, yapılan
harcamaların doğru yapılıp
yapılmadığını yazmıyor; bu raporlar
Sayıştaya sunulmuyor. Şimdi gelelim konuya, konu şu: Eti
Madenin 2017 yılına kadar kendi yurt dışı
şirketlerine yaptığı satışlarda
uyguladığı iskonto oranı yüzde 1,5; kaynak,
Sayıştay raporları. 2018 ve 2019 yıllarındaysa yani
14/12/2017 tarihindeki Eti Maden Genel Müdürlüğü atamasından sonra
yapılan iskonto oranı ortalaması yüzde 5,25. Şimdi
diyeceksiniz ki: Bu rakamlar küçük. Ama yurt dışı
satışlarının yıllık ortalaması 725 milyon
dolar, bu da 6 milyar TL yapıyor yani 2018 ve 2019 yıllarında
dünya piyasalarını bor madeninde tekel olarak yöneten ve yüzde 134
kâr eden Eti Maden, 70 milyon doları yurt dışındaki kendi
şirketlerinin kasasında topluyor; bu andan itibaren de bu para takip
edilemez; uluslararası finans piyasalarında hareket edebilecek bir
hâle geliyor. Peki, sonra ne oluyor? Sonra, asıl soru şu: Bu
paranın izini takip ettiğimizde Eti Madenin Amerikadaki
şirketinin Genel Müdürüne rastlıyoruz. Bu Genel Müdür kim? Haluk Gani.
Aynı Genel Müdür TÜRKEN Vakfının aynı zamanda Amerikadaki
Genel Sekreteri.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
DENİZ
YAVUZYILMAZ (Devamla) - Fotoğrafta Sayın Cumhurbaşkanı
TÜRKEN Vakfının bir toplantısında Amerikada, burada da
Sayın Haluk Gani var. Aynı zamanda, Sayın Haluk Gani, TÜRKEN
Vakfına yapılan bağışı da kabul eden kişi;
2017, halka açık resmî bir belge, 1 milyon 500 bin TL; 2018
yılındaysa 22 milyon doların TÜRKEN Vakfına nereden
geldiği belli değil. TÜRKEN Vakfının aynı zamanda New
Yorkta Manhattanda yaptırdığı 21 katlı gökdelenin
kaynağını nereden bulduğu da büyük bir soru işareti.
Türkiyede yaptığınız soygun yetmedi, yurt
dışından da vatandaşı soymaya, fakirleştirmeye
devam ediyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Daha
dün vatandaşlarımız gördü ki boş koltuk ekonomiyi
bakanlarınızdan daha iyi yönetiyor. Bir an evvel tüm kabine istifa
etsin, boş koltuklar en azından yolsuzluk yapmaz, gerisini Cumhuriyet
Halk Partisi iktidarında biz yaparız. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, yerimden kısa bir söz
talebim var.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Muş.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın İYİ PARTİ grup
önerisi üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, konuşmacıyı dinledim.
Ne anlattığını inanın anlayamadım ben. Kendi
meramıdır, kendi görüşleridir fakat sonunda Türkiyeyi
soyduğunuz yetmediği gibi
şeklinde hiç kabul
edemeyeceğimiz bir ifade kullanmıştır; bunu reddediyoruz.
Bu soygunculuk, soyma işi herhâlde sizin çok üstadı olduğunuz
bir iş, onun için bu ifadeleri böyle çok kolay kullanıyorsunuz.
Koskoca bir partiye, on sekiz yıldır iktidarda olan bir partiye en sert
ifadelerle, bunlarla yüklendiniz, aldığınız netice ortada;
dolayısıyla ağzınızdan çıkanı
kulağınızın duymasını size tavsiye ederim. Yoksa
siz soygun yaparak mı buralara geldiniz? Bu soruyu yöneltmek bizim en
doğal hakkımızdır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DENİZ YAVUZYILMAZ
(Zonguldak) Yerimden söz alabilir miyim?
BAŞKAN Niçin söz
istiyorsunuz?
DENİZ YAVUZYILMAZ
(Zonguldak) Sataşma var açıkça.
BAŞKAN Ne dedi
size?
DENİZ YAVUZYILMAZ
(Zonguldak) Bu soygunları bu kadar rahat ifade ediyorsanız siz de
bir soygun yaptınız herhâlde. dedi.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Kişi kendinden bilir işi.
BAŞKAN 69a göre
söz istiyorsunuz sataşmadan.
Buyurun kürsüye.
İki dakika süreniz
var. (CHP sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Evet, meramımı sanırım Sayın
Grup Başkan Vekili anlamamış, tekrar net olarak ifade edeyim
KEMAL PEKÖZ (Adana) Onun
anlayacağı şekilde anlatın.
DENİZ YAVUZYILMAZ
(Devamla) Eti Madenin yurt dışı şirketlerinin, büyük
paraların döndüğü yurt dışı şirketlerinin
hesaplarını Sayıştay denetleyemiyor, harcamaların
doğru yapılıp yapılmadığını da
denetleyemiyor, böyle bir mekanizma da yok. Şimdi, bu bir gerçek olarak
burada dursun. Bu yurt dışındaki Eti Madenin şirketleri
üzerinden hareket eden para 700 milyon dolar ve bu 700 milyon dolarla ilgili de
her yıl yüzde 5,25lik fahiş bir iskonto oranını Eti Maden
Genel Müdürlüğü uygulamış, ne yapmış? Yurt
dışı şirkete iskonto uygulamış ancak yurt
dışı şirketi zaten çok kârlı bir şekilde yurt
dışında bor ürünlerini satıyor ve pazarlıyor. Bu
parayı yurt dışı şirketlerinin kasasında
biriktireceğine Türkiyedeki Eti Maden İşletmelerinin Genel
Müdürlük kasasında tutarak hem vergilendirebilirdi hem de paranın
takip edilebilirliği ortaya çıkardı. Buradaki konu bundan
ibaret.
Dolayısıyla,
Eti Maden İşletmelerinin Amerikadaki Genel Müdürü aynı zamanda TÜRKEN
Vakfının da Genel Sekreteri oldu ve bağışları da
kabul etti. Onun kabul ettiği resmî evraklarda kayıtlıyken
buradaki kayıp iskontolarla oluşturulmuş 600 milyon TLnin izini
sürüyoruz. Siz eğer bu 600 milyon TLnin nereye gittiğinin
yanıtını biliyorsanız buyurun burada söyleyin,
aydınlatın. Ama aydınlatmadığınız sürece bu
konunun üzerinde büyük bir soru işareti kalmaya devam edecek. Bu konuda
aydınlatıcı bilgi vermeye sizler mecbursunuz ve bu sizin
sorumluluğunuzda. Ben soruyorum, buyurun siz cevap verin: Nerede 600
milyon TL? (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Denizli Milletvekili
Yasin Öztürk ve 20 milletvekili tarafından, genel yönetim kapsamındaki
kamu idareleri tarafından kâr amacı gütmeyen kuruluşlara
yapılan transferlerin araştırılması amacıyla
14/10/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/3302) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 10 Kasım 2020 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- İYİ PARTİ grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
görüşlerini açıklamak üzere Tokat Milletvekili Sayın Yusuf
Beyazıt konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Beyazıt. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA YUSUF BEYAZIT (Tokat) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla
selamlıyorum ve cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürkün
irtihalinin 82nci yıl dönümünde kendisini rahmetle, minnetle
anıyorum.
Bu
arada, Karabağda kahramanca mücadele eden, işgalci Ermenistana
karşı savaş kazanan can Azerbaycanı da tebrik ediyorum,
kutluyorum.
Ben
bu önergenin aleyhinde söz aldım. Öncelikle -buralara girmeyecektim ama-
Cumhuriyet Halk Partisinin sözcüsüne Soruyorum. dediği için cevap verme
sadedinde bir şey söylemek istiyorum: Değerli milletvekilleri,
eğer bir yolsuzluk arıyorsanız daha yeni, İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanının, kendi kardeşinin de
Genel Sekreter olduğu İZTAVa 8 milyon TL
aktardığının cevabını vereceksiniz. Geçen sene de
yine aynı vakfa 7 milyon TL para aktardığından dolayı
Sayıştay sorgusunda zimmet çıkmış bulunuyor.
Değerli
milletvekilleri, kamu giderleriyle ilgilenen herkesin bildiği üzere,
devlet memurlarının yemek ödenekleri, bahsedilen bütçe faslı
içerisindedir. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara aktarmalar (05.3)
koduyla ifade edilir. Bütçe tekniği açısından da bu konu,
ödenekleri ve harcamaları belirlidir. Çevre ve Şehircilik
Bakanlığımızla ilgili aynı bapta 3 tane harcama
yapılmıştır. Birisi, afet riski altındaki
alanların dönüşüm giderleri; diğeri, Mesleki Yeterlilik Kurumuna
yapılan ödenek; üçüncüsü de memurların öğle yemeği. Yani
devlet memurlarının bütün yemek giderleri bu fasılda ifade
edilir; kırk yıllık devlet memurluğu yapmış
birisi olarak söylüyorum. Dolayısıyla afet riski olarak da
Şehircilik Bakanlığından 2 milyon 433 bin 918 TL para
buraya aktarılmıştır ve kamu amacıyla herhangi bir
derneğe, vakfa aktarılan para yoktur. Aslında -içinizde
sayın vekillerimizden de var- benim genel müdür olduğum dönemde 2004
yılında, 5072 sayılı bir Yasa
çıkartılmıştır bizim o zamanki
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından ve bu
yasayla kamu kurum ve kuruluşlarının, dernek ve
vakıfların ilişkileri düzenlenmiştir. Hiçbir kamu kurumu
bütçesi buraya aktarılamamaktadır, burada görev
yapılamamaktadır, hatta ücret ve ödenek de alınamamaktadır.
Dolayısıyla burada bahsedilen olayda herhangi bir değerlendirme
yoktur. RTÜKteki olan da yine yemek giderleridir. Yani ne yapalım,
memurlara yemek vermeyelim mi? Memurların yemek giderlerini bu bütçede, bu
fasılda göstermeyelim mi? Bir kuruş bunun dışında yok.
YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Meclis başka bir bütçede gösteriyor o giderleri.
YUSUF
BEYAZIT (Devamla) İşte, ben size söylüyorum, İzmiri
araştırın, ortağınızın olduğu
İzmiri araştırın.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Bana ne İzmirden, sen Sayıştayın
raporlarına cevap ver.
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen, Genel Kurula hitap edelim.
YUSUF
BEYAZIT (Devamla) İZTAVa ne kadar para verilmiş?
YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Onu onlara sorun!
YUSUF
BEYAZIT (Devamla) Siz ortaksınız, gizli ortaksınız,
âşık ortaksınız . Dolayısıyla İZTAVa ne
kadar para verilmiş bir bakın, daha yeni mahkemeye taşındı
konu, hem de belediye başkanının kardeşinin olduğu bir
vakfa, 5072 sayılı Yasaya muhalif olarak bu paralar
aktarılmıştır.
YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Yanlışa yanlışla cevap verme.
YUSUF
BEYAZIT (Devamla) Dolayısıyla bütçe faslında ifade
edilmektedir.
YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Muhasebe kodunu farklı gösteriyor.
YUSUF
BEYAZIT (Devamla) Benim anlatmak istediğim, burada risk alanındaki
yerleşik yerlerle ilgili yapılan harcamalarla ilgilidir. Devlet
memurluğu yapan, bu konuda bütçeyle ilgili çalışmaları olan
herkes bu konuyu zaten takdir edecektir diye düşünüyorum. Bu fasılda,
bu bapta yapılan ödemelerin herhangi bir dernekle, vakıfla
ilişkisi kesinlikle söz konusu değildir. Hiçbir kamu kurum ve
kuruluşundan bir kuruş dahi herhangi bir yere
aktarılmamıştır.
YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Adını değiştirme o zaman.
YUSUF
BEYAZIT (Devamla) Bunu çok net bir şekilde altını çizerek
ifade etmek istiyorum.
Ben
bu düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum, sağ olun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
DURSUN
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın Başkan
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sayın Başkanım, tutanaklara
geçmesi için
BAŞKAN
Buyurun Sayın Öztunç.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sayın Başkanım, hatip az önce
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına yönelik ağır
ithamlarda bulundu. Hiçbir doğruluğu yok, elinde belgesi yok. Eti
Madenle ilgili bir iddia geliyor, ona cevap veremiyor. Burası oklava
diyor, orası baklava diyor, ondan sonra çıkıyor, İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanına iftira atıyor.
BAŞKAN
Peki, tutanaklara geçmiştir Sayın Öztunç.
YUSUF
BEYAZIT (Tokat) Sayıştay raporu var, Sayıştay raporu.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sayıştay raporlarına bakarsak,
Sayın Başkanım, AK PARTİnin her tarafı yolsuzluklara
bulaşmıştır, her tarafı.
YUSUF
BEYAZIT (Tokat) Ali Öztunç, göstereceğim Sayıştay raporunu.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Dervişoğlu.
DURSUN
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Partimizin verdiği
önergeyle ilgili olarak önerge sahibi arkadaşımız çeşitli
açıklamalarda bulundu.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ali Öztunç, İBBdekileri de
açıklasanıza.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Neyi açıklayayım?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Açıkla işte, bak, öyle diyordunuz.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Mehmet Bey, siz şu damat işini
açıklayın önce, boş verin siz onu ya.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Açıkla kardeşim, her şeye laf
atıyorsun.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sayın Muş, damat işini
açıklayın.
DURSUN
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Aynı zamanda da
Cumhuriyet Halk Partisinin sözcüsü yaşanan olumsuzluklara dair
birtakım görüşlerini serdettiler.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ya, kardeşim, doğru konuş. Bakan
ayrıldı görevinden, yeni Bakan var. Tamam mı? Laf
kalabalığı yapmayacaksın. İBBdekileri,
söylediğimizi açıklayın; elinde, hadi.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Cevabını verdik, cevabını
verdik Sayın Muş.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Hadi açıkla İBByi.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Cevabını verdik işte Sayın
Muş.
DURSUN
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Bu görüşlerin hiçbiriyle
alakası olmayan, sadece İzmir Büyükşehir Belediyesini kapsayan
başka bir ithamı kürsüye taşıma gayreti içindeler.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ne oldu? Açıklayamıyorsunuz.
ALİ
ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sinirleriniz çok gerilmiş sizin. Niye bu
kadar sinirlisiniz Sayın Muş?
(AK
PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf
atmalar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, kürsüden anlaşılmıyor. Lütfen
DURSUN
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Bizim sorduğumuz
soruların cevabını vermek yerine, suçlayıcı bir
üslupla hem önerge sahibi arkadaşımızı töhmet altında
bırakıyorlar hem devlete bağlı bir diğer kurumu töhmet
altında bırakıyorlar. Bu hususun zapta geçmesini istiyorum.
Eğer söylerlerse yani nerede, ne olduğunu söylerlerse, itiraf için
kürsü kendilerine açıktır.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Peki,
teşekkür ediyorum.
İYİ PARTİ
grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi, 3 sayın
milletvekiline 60a göre yerlerinden birer dakikalık söz vereceğim.
Sayın
Yıldız
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- Ankara Milletvekili Zeynep Yıldızın,
Ermenistanın Karabağdan çekildiğini
açıklamasının Azerbaycan topraklarının
tamamının azatlığı için yürünen yolda önemli ve kritik
bir adım olduğuna ilişkin açıklaması
ZEYNEP YILDIZ (Ankara)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Kafkasya
dağlarında çiçeklerin açtığı bir güne uyandık
bugün. Ermenistanın Karabağdan çekildiğini
açıklaması Azerbaycanın topraklarının
tamamının azatlığı için yürünen uzun soluklu yolda
önemli ve kritik bir adımdı.
Türkiyenin, Boraltan
faciasının yaşandığı siyasi düzlemden Azerbaycan
nasıl isterse o şekilde yanında olacağız. idrakine
kavuşması çok değerli ve gurur verici. Bir ve beraber hareket
ettiğimizde neler başarabildiğimizi, ortaya koydukları
güçlü siyasi iradeyle somutlayan Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğana ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın
İlham Aliyeve şükranlarımı sunuyorum. Sahada elimizi güçlü
kılan, üstün harp teknolojisi üreten mühendislerimize
şükranlarımı sunuyorum. En önemlisi bu yolda canından
vazgeçen şehitlerimize, gazilerimize ve ailelerine duyduğum
minnettarlığı bir kez de buradan ifade etmek istiyorum.
Eşk olsun
Azerbaycan ordusuna! Eşk olsun Azerbaycan-Türkiye
kardeşliğine! Eşk olsun Türk milletine! Karabağ
Azerbaycandır!
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Durmuşoğlu
31.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun,
Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü ahirete irtihal edişinin 82nci yıl dönümünde rahmetle yâd
ettiğine, Ermenistanın işgali altındaki Azerbaycan
topraklarının özgürlüğüne kavuştuğuna ilişkin açıklaması
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teşekkürler Sayın Başkan.
Tarihi boyunca
şanlı zaferler yazan, büyük Türk milletine cumhuriyet gibi büyük bir
eser bırakan, millî iradenin tecelli ettiği Gazi Meclisin ilk
Başkanı, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü ahirete irtihal edişinin 82nci yıl dönümünde
saygı ve rahmetle yâd ediyorum.
Ermenistanın
hukuksuz ve pervasız saldırıları sonrasında
Azerbaycanın Artık yeter! diyerek başlattığı
işgalden kurtuluş harekâtı bu gece itibarıyla sona ererek
Allaha hamdolsun Ermenistan işgali altındaki topraklar sonunda
özgürlüğüne kavuştu.
Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye olarak bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da Bir millet iki devlet
anlayışıyla hem sahada hem masada Azerbaycanın
yanında olunacaktır.
Ermenistanın
saldırıları sonucu şehit olan Azerbaycanlı
kardeşlerimize Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyor
Azerbaycan Karabağ, Karabağ Azerbaycandır. diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Gündoğdu
32.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun,
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete
uğurlayışın 82nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
VECDİ
GÜNDOĞDU (Kırklareli) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Aklın
ve bilimin ışığında gelecek nesillere cumhuriyeti
anlatma, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkma, laik Türkiye
Cumhuriyetini her hâl ve şartta koruma sorumluluğuyla Büyük Önder
Gazi Mustafa Kemal Atatürkü aramızdan
ayrılışının 82nci yılında saygı ve
özlemle anıyoruz. İlke ve devrimlerinin izindeyiz.
Ruhu
şad olsun.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt Milletvekili
Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, ekonomik ve sosyal krizin
yarattığı tahribatların ortaya çıkarılması
ve çoklu krize çözüm bulunması amacıyla 10/11/2020 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel
görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 10 Kasım
2020 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
10/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 10/11/2020 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
HDP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
10
Kasım 2020 tarihinde Siirt Milletvekili Grup Başkan Vekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Grup Başkan
Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından verilen, (9707 grup
numaralı) ekonomik ve sosyal krizin yarattığı
tahribatların ortaya çıkarılması ve çoklu krize çözüm
bulunması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan
genel görüşme önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
10/11/2020 Salı günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak
üzere Siirt Milletvekili Sayın Meral Danış Beştaş.
Buyurun
Sayın Beştaş. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet,
aslında bu ekonomik krizle ilgili genel görüşme önergemizi geçen
haftadan hazırlamıştık ama son iki günde yaşanan
gelişmeler vesilesiyle çok daha acil ve gündem oldu; üzülerek tabii ki
bunu öncelikle belirtmek istiyorum. Ekonomi ne durumda? Türkiye ekonomisi, 80
darbesinden bu yana adım adım kamu varlıklarının yok
edildiği, zenginin daha zengin, fakirin ise daha fakir olduğu bir
modelle yönetilmeye devam ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisinin
iktidarıyla birlikte ekonomik politikalar ve eşitsizlik tamamen daha
fazla körüklendi. Her mahallede bir milyoner diye yolan çıkılan
küçük Amerika hayali, her mahallede binlerce işsiz ve yoksul yarattı,
yaratmaya devam ediyor. 2015i hatırlayalım, çözüm sürecinin
bitirilmesiyle başlayan süreçte ekonomik olarak yaratılan
tahribatları aslında işsiz sayısına bakarak
görebiliriz. 1 Haziran 2015te 3 milyon olan işsiz sayısı,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle 3 milyon
500 bine, bugün ise 9,8 milyona ulaşmış durumda. Evet, 2015
yılından bu yana Basın Özgürlüğü Endeksinde 149uncu
sırada olan Türkiye, bugün 154üncü sırada; Türkiye 5 sıra
geriledi. 2015 yılında 2,68 TL olan dolar, bugün 8 TL bandında
devam ediyor. Evet, 2014 yılında Hukukun Üstünlüğü Endeksinde
59uncu sıradaydı Türkiye. Bugün, 2020 yılında hangi
sırada? 124üncü sıraya gerilemiş vaziyette. Evet, bu gerileme
ile ekonomik çöküş arasında doğrudan bir bağ vardır ve
hukukun üstünlüğünü feda eden AKP, bu ülkede genç işsizliğini
beş yılda yüzde 18den yüzde 30a çıkardı. İktidarda
kalmak için hukuku hiçbir zaman ciddiye almadı, takmadı; geride
milyonlarca işsiz bıraktı. Evet, iktidar, hukukun
üstünlüğünü, basın özgürlüğünü, demokratik çözümü halkların
elinden aldı. Karşılığında aslında bir
kaşık daha az çorba, bir tane daha az ekmek verdi. Sizler daha fazla
savaş, yandaş ve rant dedikçe, daha fazla açlık ve yoksulluk bu
ülkeye musallat oluyor. Çünkü, koltuklarınızı savaşa,
ranta, israfa endeksledikçe; özgürlük, adalet ve eşitlik endekslerinde
Türkiye geriliyor. Bu gerilemenin yükünü kim çekiyor? Aslında, kaynamayan
tencereyle, boş kalan sofrayla, milyonlara ulaşan borçla halk
çekiyor. Evet, ekonomik krizde havyarları, altın tabakları,
günlük 10 milyon TLlik masrafı kendinize; işsizliği,
açlığı, yoksulluğu, intiharları ise halka
bırakıyorsunuz. Günlük 10 milyon TLyi Sayıştayın
Cumhurbaşkanlığı bütçesini denetim raporundan
aldığımı da önemle ifade etmek istiyorum.
Evet,
bu eşitsizliğin ve krizin sorumlusu, ekonominin sorumlusu Benim,
ben! diyen Erdoğandır. Başkasına yüklemesin, çünkü bu
ülkede Merkez Bankası Başkanı da Erdoğandır, Maliye
Bakanı da Erdoğandır, vergi dairesi müdürü de
Erdoğandır. Tek kararı kendisi veriyor, fakat ne kadar yetkili
olursanız olun, güçsüzleşiyorsunuz, mızrak kabına
sığmıyor. Ruhsuz bırakmak istediğiniz mücadele,
Türkiye halklarının itirazlarıyla ruh kazanıyor.
Geçinemiyorum, evime ekmek götüremiyorum, işsizim. diyen her ses,
Türkiye halklarının adil ve demokratik geleceğine bir nefes
oluyor. Nefes alamıyorum. diyen yoksullar, işsizler, gençler,
kadınlar birbirinin sesine ses, nefesine nefes oluyor. Her geçen gün
Türkiye'nin demokratik ve adil, eşitlikçi geleceğini inşa edecek
denklem daha net ortaya çıkıyor. Evet, denklem açıktır; AKP
iktidarı, saray rejimi yönetimde oldukça Türkiye ekonomisi daha fazla
krizlere girecektir. Türkiyede saray rejimi halkla olan bağını,
hikâyesini kaybetmiştir. Maliye Bakanının AKP Genel
Başkanı tarafından affedilmesi bir istifanın değil aslında
suç işlediğinin kanıtı olabilir ancak. Af niye olur? Bir
suç olursa af olabilir, ancak ve ancak suçlu affedilir, bunu da anlamak mümkün
değil ama bu af AKP Genel Başkanı tarafından
yapılamaz. Eğer bir af olacaksa bu takdir sadece halktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Evet, Albayrak ne diyordu? Her
fırsatta Ekonomiyi uçuracağız. diyordu. Kendisi uçtu ekonomik
krizle. Şimdi bu ekonomik kriz aslında sarayı da uçuracak
aşamaya gelmiş.
Evet,
şu anda hakikaten Türkiye, basınla haber alma hakkı konusunda
büyük bir darbe yemiştir ve aynı zamanda basının da kartel
medyanın- büyük bir suç işlediğini ifade etmek istiyorum. New
York Timesın, Reutersın, Financial Timesın gördüğü
haberi Sabah ve Hürriyet ya da diğer gazeteler görmedi. Bu da suçtur tabii
ki. Evet, bu konuyu dün Merkez Yürütme Kurulumuz tarafından da kamuoyuna
açıkladık; AKP-MHP ittifakından bir an önce kurtulmak ve
demokrasi ittifakını yapmak Türkiye halklarının önünde çok
büyük gündem olarak duruyor. Evet, hepimizin hayrına olan şey,
Albayrakın dediğinin tersine, ülkede bu ittifaktan, bu iktidardan
kurtulmaktır. Bu arada, biz kesintisiz bir şekilde mücadelemize devam
edeceğiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Sadece selamlayacağım
Başkan, izninizle.
BAŞKAN
Peki, son cümlenizi alayım.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Kesintisiz mücadelemizle şunu
talep ettiğimizi ve bir an önce istifa talebimizi buradan da yinelemek
istiyoruz. Bu Cumhurbaşkanının istifasıyla bu ülke derhâl
erken seçime gitmek zorundadır. Önümüzde duran görev, güçler
ayrılığını tesis etmek, tabii ki
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine son verilmesi;
demokratik bir anayasa yapmak hepimizin önünde bir görev. Demokrasiyi
güçlendirerek demokratik cumhuriyete geçiş Türkiyenin tek kurtuluşu
olabilir. Aksi hâlde hepimiz gün geçtikçe kan kaybediyoruz, umudu kaybediyoruz
ama neyse ki bu konuda milyonlar umudu tazelemeye, mücadeleyi büyütmeye,
kesintisiz bir direnişle halklara umut olmaya devam ediyor.
Hepinizi
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi üzerine İYİ
PARTİ Mersin Milletvekili Sayın Zeki Hakan Sıdalı.
Buyurun
Sayın Sıdalı. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
İYİ
PARTİ GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizin ilk
Başkanı ve cumhuriyetimizin kurucusu, liderimiz Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü vefatının 82nci yıl dönümünde saygı, sevgi,
rahmet ve özlemle anıyorum. O, fikirleri ve idealleriyle birlikte
hepimizin gönlünde sonsuza kadar yaşayacaktır.
Değerli
milletvekilleri, on sekiz yıllık tüketim ve beton ekonomisinin
çöküşüne maalesef hep birlikte şahitlik ediyoruz. Genel görüşme
talebinde çoklu kriz denmiş ama bu tabir hafif olmuş. Her geçen gün
daha da kötüye giden ve tüm sektörleri etkisi altına alan total bir krizle
karşı karşıyayız.
Dünyanın
stratejik sektör olarak gördüğü tarım, iktidarınızda en
atıl sektör hâline geldi. Son on iki yılda çiftçi sayımız
yüzde 48 azaldı. Tarım hasılamız on yılda 75 milyar
dolardan 45 milyar dolara geriledi. Üretimi bırakan çiftçiler, boş
kalan tarlalar, ödenemeyen borçların sebebi ekonomik modeliniz.
Tarımda küresel ihracatçı olabilecekken küresel ithalatçı hâline
gelmemiz de öyle.
Üretimimizin
belkemiği KOBİlerimize baktığımızdaysa son iki
yılda 2,5 milyon istihdam kaybettiğini, borçlarının da 810
milyar liraya ulaştığını görüyoruz. KOBİlerimiz,
esnaflarımız, çiftçilerimiz fakirleşiyorsa Türkiye
fakirleşiyor demektir.
Çalışan
başına 10 bin lira işletme desteğini aylardır
öneriyoruz. Sizse bunları yapmak yerine yandaşın vergi borcunu
tek kalemde sıfırlıyor, vergi istisnaları
dağıtıyorsunuz. Bu nasıl iştir? diyen vatandaşa
Sabredin, acıyı bal eyleyin. demekle de olmuyor. Türkiyede
açlık sınırı 2.431 lira, yoksulluk sınırı
7.942 lira. Milyonlarca vatandaşımız bırakın
yoksulluğu, açlık sınırının altında
yaşıyor. Millet sabrının sonuna geldi, dayanacak gücü
kalmadı. Getirdiğiniz ekonomik düzende milyonlarca vatandaş
geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı,
alım gücünün düşmesiyle kıt kanaat ay sonunu getirmeye
çalışırken diğer yandan milyonerlerin sayısı
hızla artıyor. Yalnızca pandemi döneminde milyonerler 76 bin
kişi arttı. Bu ülkeye dayatmaya çalıştığınız
neoliberal sistem hiçbir zaman zenginliği paylaşmadı. Siz,
zenginleri daha da zengin ederken diğer yandan fakirliği yönetmeye
çalışıyorsunuz. Fakirlik, yönetilecek bir durum değil,
giderilmesi gereken bir sorundur. Fakir fukaranın mağduriyetinden
siyasi rant elde etmeyi bırakmalısınız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ZEKİ
HAKAN SIDALI (Devamla) Değerli milletvekilleri, ekonominin bugünkü hâle
gelmesindeki en önemli sebep, AK PARTİnin dış sermaye
girişlerine, ithalata, borçlanmaya dayanan ve inşaat odaklı bir
ekonomik büyüme modelini tercih etmesidir. Burada önceliğimiz, Türk
ekonomisinin neden dış sermaye ve ithalata bağımlı
olduğunu, neden istihdam yaratamadığını tespit etmek
olmalıdır. Doğru tedavinin ilk adımı teşhistir.
Bu
sebeple, öncelikle ekonomiden sorumlu bir Cumhurbaşkanı
yardımcısının atanması, ilgili kurumları
güçlendirerek makro perspektifin yakalanması gerekiyor. Makro perspektif
ancak istişareyle olur. Memleket masasına gelmediniz bari ekonomi
masasına gelin. Tam bağımsızlık ancak ekonomik
bağımsızlıkla sağlanır. diyerek millî ekonominin
önemine dikkat çeken ve bu doğrultuda İzmir İktisat Kongresini
toplayarak millî ekonomiye hız ve yön veren Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
yolundan giderek yeni bir iktisat kongresi şarttır. Doksan yedi
yıl önce İzmirde bize doğru yolu gösteren, ilk adımı
atan Atamızı tekrar rahmetle anıyorum.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Kocaeli Milletvekili Sayın Tahsin Tarhan
Buyurun
Sayın Tarhan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TAHSİN
TARHAN (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ekonomik ve sosyal krizle ilgili HDP grup önerisi hakkında söz aldım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün 10 Kasım.
Cumhuriyeti kuran, ülkeye demokrasiyi getiren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkü
saygıyla anıyorum.
Değerli milletvekilleri,
işsizlik ortada, 10 milyon işsiz var; gençler iş aramaktan
vazgeçiyor. Esnafın durumu perişan. Enflasyon yüzde 12nin üzerinde.
2020 yılında elektriğe yüzde 32 zam gelmiş, doğal gaza
yüzde 34,7 zam gelmiş. Her gün zamların geldiği ülkede ne sanayi
ne vatandaş ayakta kalabilir. Sanayide her 4 tezgâhtan 1i
çalışmıyor. Bu sene 425 bin senet protesto olmuş, icra
dairelerinde bekleyen dosya sayısı 1 milyon 600 bin artarak 23
milyona yükselmiş. KOBİ borcu 900 milyara ulaştı, sadece bu
yıl 250 milyar liralık yeni borç almış KOBİler.
Sadece KOBİler değil vatandaş da borçlu. Kredi kartı borcu
800 milyar seviyesini aşmış durumda. Vatandaşımız
kredi kartı borcunu ödeyemediği için intihar ediyor, iş
bulamadığı için evine ekmek götüremiyor.
Ekonomik kriz var, evet ama
ülkede asıl siyasi kriz var. Merkez Bankası bağımsız
diyoruz, Merkez Bankası Başkanı faiz indirmediği için
görevden alınıyor; olmadı, yeni gelen Merkez Bankası
Başkanı faiz düşürüyor, kurlar patlıyor, tekrar görevden
alınıyor. Neden alındı, niçin alındı, kamuoyuna
açıklama yapma gereği dahi duyulmuyor. Bir gecede Merkez Bankası
Başkanı değişiyor, eski bakan AKP milletvekili
bankanın başkanı oluyor. Uluslararası sermaye size güvenir
mi? Buna karşılık Hazine ve Maliye Bakanı sosyal medya
hesabından istifa ettiğini açıklıyor; aradan saatler,
günler geçiyor, ne partiden ne Hükûmetten açıklama geliyor.
Cumhurbaşkanı ne yapıyor? Elinde mikrofon, ülkede her şey
çok güzelmiş gibi AKP il kongrelerinde muhalefete hakaret etmekle
meşgul.
Değerli milletvekilleri,
ekonominin resmi ortada. Cumhurbaşkanının damadı dahi
bırakıp kaçıyor arkasına bakmadan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım Sayın Tarhan.
TAHSİN TARHAN (Devamla)
Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
ekonomiyi yönetemiyorsunuz. Bugün Genel Başkanımız
KOBİlerle ilgili 13 tane madde açıkladı; hiç bir şey
bilmiyorsanız alın, bunları kullanın. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu işi yapamıyorsanız
gelin, ekonomi nasıl ayağa kalkar, onun programını sizin
elinize verelim. Sadece tribünden izlemeyle bu iş olmaz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubu
adına Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan
Buyurun
Sayın Erdoğan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik ve sosyal politikalar
üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün
10 Kasım. Cumhuriyetimizin banisi Aziz Atatürkü saygıyla
selamlıyorum, rahmetle anıyorum.
Tabii, bugün Karabağda
çok ciddi gelişmeler oldu. Yirmi sekiz yıldır gasbedilen
topraklar bağımsızlığına kavuştu, asli
unsurlarına kavuştu. Orada en önemli olaylardan bir tanesi de
Nahçıvan ile Azerbaycan arasında bir koridor oluşması. Bu
koridor çok önemli değerli arkadaşlar çünkü bu koridor
asırlardır var olan ancak son yüz yılın bir eseri olarak
Anadoluyu diğer Kafkas coğrafyasından koparmış bir
engeli ortadan kaldırıyor. Biz bundan sonra Kafkaslara sadece
Gürcistan üzerinden değil, Nahçıvan üzerinden, Azerbaycan üzerinden
ve Ermenistan koridorundan da geçeceğiz; ayrıca, Azerbaycanlılar
birleşecek, bir araya gelecekler.
Tabii, ekonomiyle ilgili çok
ciddi tedbirlerin alındığını zaten bu kürsüde sürekli
müşahede ediyoruz ve izliyoruz. Değerli arkadaşlar, gerek
pandemi süreci, gerek coğrafyamız üzerine sürekli oynanan oyunlar,
Türkiyeye çekilen dolar spekülasyonları ve ülkemize yapılan bu kadar
sıkıntılara rağmen ülkemiz bunların
tamamının hakkından gelmiş ve ekonomiyi en az zayiatla
sürdürmeyi başarmıştır.
Bugün dünya coğrafyasına baktığımızda bu
durumdan etkilenmeyen ülke yok gibi. En az zayiatla çıkan bir ülkeyiz.
Sadece İngiltereye bakıyorsunuz, bu süreçte İngilterenin
borçları 2 trilyon doları aşmış durumda. Yani
Avrupanın emperyal bir ülkesinden örnek vermemin nedeni, Orta Doğuda
ve başka unsurlarda gelirleriyle ayakta duran ülkelerin bile ekonomisi
eksiden giderken Türkiye çok şükür bu badireleri hep atlatarak devam
ettirmiştir.
Bu vesileyle hepinizi
saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Hayırlı
çalışmalar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Halkların
Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
60a göre 3 sayın
milletvekilimize birer dakika söz vereceğim.
Sayın Çilez, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.- Amasya Milletvekili Hasan Çilezin, Türkiye
Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
ahirete irtihal edişinin 82nci yıl dönümünde rahmetle yâd
ettiğine, Ermenistanın işgali altındaki Azerbaycan
topraklarının özgürlüğüne kavuştuğuna ilişkin
açıklaması
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Cumhuriyetimizin
kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 82nci
seneidevriyesinde saygıyla, rahmetle anıyorum. Kurduğu Türkiye
Cumhuriyetimizin muasır medeniyetler seviyesine çıkması ve
ilelebet payidar olması için verdiğimiz mücadele
kararlılıkla ve azmimiz artarak devam etmektedir.
Atatürkün
vefatının hüznünü yaşadığımız bu günde
Azerbaycanlı kardeşlerimizin yirmi sekiz yıl aradan sonra
Karabağı Ermeni zulüm ve işgalinden kurtarmasının da
sevincini yaşıyorum. Bu zafer Azerbaycan halkına ve bütün Türk
dünyasına kutlu, mazlumlara umut olsun.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Karahocagil...
34.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci
yıl dönümünde rahmetle andığına ve AK PARTİ
iktidarı döneminde yaşanan ilklerin saymakla bitmeyeceğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA
LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Ölümünün
82nci yıl dönümünde Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü
ben de rahmetle anıyorum.
Türkiye
Cumhuriyeti devleti ve AK PARTİ Hükûmeti olarak başımız
dik, alnımız açık tarihe tanıklık ediyoruz. Otuz
yıl sonra Ermenistanın işgal ettiği Karabağ geri
alınıyor, kırk altı yıl sonra Kıbrısta
kapalı Maraş Kıbrıs halkının
kullanımına sunuluyor, seksen yedi yıl sonra Ayasofya-ı
Kebir tekrar ibadete açılıyor. Karadenizde ilk kez doğal gaz
bulunuyor, mavi vatanda sondaj gemilerimiz ilk kez Türk
sancağını dalgalandırarak petrol arıyor; ilk kez
Libyada, Suriyede dış güçlere, şer güçlere Dur! deniliyor;
ilk kez Amerika ne der? Rusya ne der? Avrupa Birliği ne
düşünür? demeden dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistana
işgalci haydut devlet diyerek açıkça Azerbaycan bizim kardeş
devletimiz, bizler tek millet, iki devletiz. deyip kardeşinin
yanında yer aldığını beyan ediyor. On sekiz yılda
yaşanan ilkler saymakla bitmez...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Aycan...
35.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın,
Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü ahirete irtihal edişinin 82nci yıl dönümünde rahmetle yâd
ettiğine, Ermenistanın işgali altındaki Azerbaycan
topraklarının özgürlüğüne kavuştuğuna ilişkin
açıklaması
SEFER
AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, cumhuriyetimizin kurucusu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle, minnetle anıyoruz. Mustafa Kemal
Atatürk askerî dehaya sahip bir komutandı. O, entelektüel bir
aydındı, geometriye meraklıydı, bilimsel gelişmeleri
takip ederdi; millî dil, millî tarih konusunda şuurlu bir Türk
milliyetçisiydi, güçlü bir devlet adamıydı. O, cumhuriyetimizin
kurucusu, siyasi bir deha ve önderdi.
Ruhu şad, mekânı
cennet olsun.
Ayrıca, Azerbaycan
ordusunun, kardeşlerimizin askerî başarısını
kutluyorum. İşgalci, şımarık, terörist Ermenistan
yönetimine karşı kazanılan başarılarda emeği olan
herkesi tebrik ediyorum. Karabağdaki acıların dinmesini, huzura
ulaşılmasını diliyorum.
Saygılarımla.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Sivas Milletvekili Ulaş Karasu ve
arkadaşları tarafından, Sivas ilinin Türkiye bölgesel
teşvik haritasındaki yerinin kentin ekonomisi üzerinde
yarattığı etkinin incelenmesi amacıyla 28/10/2020 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 10 Kasım 2020 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
10/11/2020
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
10/11/2020 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Özkoç
Sakarya
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Sivas Milletvekili
Ulaş Karasu ve arkadaşları tarafından, Sivas ilinin Türkiye
bölgesel teşvik haritasındaki yerinin kentin ekonomisinin üzerinde
yarattığı etkinin incelenmesi amacıyla 28/10/2020 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin (2058 sıra no.lu)
diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 10/11/2020 Salı
günlü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisi üzerine görüşlerini açıklamak üzere Sivas
Milletvekili Sayın Ulaş Karasu
Buyurun Sayın Karasu.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ULAŞ
KARASU (Sivas) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri
ve ekran başında bizi izleyen başta Sivaslı
hemşehrilerim olmak üzere tüm vatandaşlarımızı
saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle ülkemizin kurucusu, kurucu Genel
Başkanımız Mustafa Kemal Atatürkü saygı ve şükranla
anıyorum.
Cumhuriyetin temellerinin
atıldığı, Millî Mücadeleye yüz sekiz gün başkentlik
yapan, Kuvayımilliyenin kalesi Sivas, bugün eski günlerini mumla
arıyor. On sekiz yıllık AKP döneminde sanayiden tarıma,
ekonomiden eğitime kadar her geçen gün geriye giden bir Sivasla karşı
karşıyayız. Esnafından işçisine, köylüsüne kadar;
gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına kadar
tüm kesimlerin ümitsizleştiği bir Sivas tablosu var.
Değerli
milletvekilleri, Sivasın en önemli iki markası on sekiz
yıllık iktidarınız döneminde işlevsiz bir hâle
getirilmiş durumda. 1939 yılında kurulan ilk yerli otomotiv
Devrim motor bloklarının dökümünün yapıldığı, o
zamanki ismiyle Sivas Cer Atölyesi olarak bilinen Türkiye Demiryolu
Makinaları Sanayii AŞ (TÜDEMSAŞ) Sivas için çok önemli bir değer
ancak bu iktidar döneminde 3 şirketle birleştirilerek merkezi
Ankara'ya taşındı ve TÜDEMSAŞ bir genel müdürlük hâline
dönüştü. Bununla birlikte üretim kapasitesi, üretim planlaması, her
şeyi değişti. Bugün bile Sivasta hâlâ TÜDEMSAŞın
kente kazandırdığı üretim
alışkanlığından dolayı yük vagonu üreten, demir
yolu kolunda faaliyet gösteren KOBİlerimiz mevcut.
Bir
diğer önemli marka ise Sivas Demir Çelik Fabrikası ancak o da
özelleştirme dalgasına kurban gitti. Yani demir çelik kenti
Sivasın iki değeri yok ediliyor.
Ülkemizin
dört bir yanında olduğu gibi, şu anda Sivaslılar için de en
büyük sorun işsizlik. 45 bin hemşehrim ailesini geçindirmek, evine
ekmek götürebilmek için iş arıyor, istihdam istiyor ve bunun için de
en önemli noktalardan birinin teşvik bölgesi olduğunu biliyor. Fakat
Sivasta benzer özellikleri barındıran illeri 5inci teşvik
bölgesi veya cazibe merkezi ilan eden, Sivası ise 4üncü teşvik
bölgesinde tutan Cumhurbaşkanlığı kararı, Sivasa bu
dönemde yatırımın gelmeyeceğini ne yazık ki ilan
etmiş durumda.
Bakın,
bir elimde cazibe merkezi haritası, bir elimde teşvik bölgelerinin
haritaları var. Diğer kentlerin sorun ve taleplerinin de
haklılığını elbette biliyorum ancak bu iki
haritanın ortak noktası, Sivasın mağduriyeti ve
unutulmuş olmasıdır.
Sivaslılar
soruyor: Bizim memleketimize ne zaman yatırım gelecek? Gençler ne
zaman iş imkânı bulacak? İktidar yetkililerinden gelen
yanıt şu: Nuri Demirağ Organize Sanayi Bölgesi bitecek.
Cumhurbaşkanı söz verdi, o bölge için teşvik kararı
çıkacak.
Birincisi:
Biz Sivasta sadece belirli bir bölge için teşvik kararı istemiyoruz,
tüm Sivası kapsayacak bir karar istiyoruz. Yurt dışında ve
büyük şehirlerdeki Sivaslı yatırımcılar memleketlerine
yatırım yapmak için teşvik kararını bekliyor ve bu
konuda söz değil, artık icraat bekliyor.
İkinci
olarak, teşvikten faydalanacak Nuri Demirağ Organize Sanayi
Bölgesinde durum ne, bir de ona bakalım. 2018 yılında
altyapı ihalesi yapıldı, bu yıl tamamlanması gereken
altyapı bitirilemedi. 94 milyon altyapı ödeneğinin sadece 4
milyon lirası gönderildi, geriye kalan 90 milyonun akıbetini bilen
yok. Bu hızla kaç yılda bitecek veya bitecek mi? (CHP
sıralarından alkışlar)
Yine,
aynı OSBnin yanına lojistik köy kurulacaktı. Çevre illerde
temeli daha sonradan atılan lojistik köyler bitirildi, hizmete girdi. Sivas
lojistik köyle ilgili üç beş sefer temel atıldı ancak ödenek
olmadığı için orası da şimdi aynı durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun sözünü 31 Mart 2019 yerel
seçimlerinden önce verdi ama aradan geçen bir buçuk yılda görüyoruz ki
ortada ne organize sanayi bölgesi ne teşvik bölgesi ne de teşvik
kararı var. Yine, Cumhurbaşkanı, kenevir ekimi noktasında
Sivasa söz vermişti ancak aradan geçen zamanda herhangi bir gelişme
yaşanmadı.
Değerli
milletvekilleri, İzmirde çok acı bir deprem yaşadık, 115
vatandaşımız hayatını kaybetti. Buradan, bir kez daha,
kaybettiklerimize Allahtan rahmet diliyorum, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum.
Deprem
bir gerçek ve bizler bu gerçeğe uygun yaşamak zorundayız ancak
şunu da biliyoruz ki başta İstanbul olmak üzere deprem bölgesi
içerisinde yer alan büyük şehirler artık kapasitelerinin üzerinde
nüfusa sahip ve bunu aşabilmenin tek yolu istihdamı Anadoluya
kaydırmaktan geçiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ULAŞ
KARASU (Devamla) Teşekkür ediyorum Başkan.
Bu
nedenle, Sivasın istihdamda, ekonomide, üretimde hak ettiği noktaya
gelmesini isteyen, Sivasın teşvik kararlarında
haksızlığa uğradığını düşünen tüm
milletvekillerimizden önerimize destek vermesini talep ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisi üzerine İYİ PARTİ Trabzon Milletvekili
Sayın Hüseyin Örs
Buyurun Sayın Örs.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin Sivas ilinin Türkiye
bölgesel teşvik haritasındaki yerinin, kentin ekonomisi üzerinde
yarattığı etkinin incelenmesiyle ilgili vermiş olduğu
önerge hakkında İYİ PARTİ grubu adına söz aldım.
Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bugün 10 Kasım; Türkiye Cumhuriyetinin banisi Gazi
Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrılalı bugün tam seksen iki
yıl oldu. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete irtihalinin
yıl dönümünde saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.
Değerli
milletvekilleri, İYİ PARTİ olarak halkın sorun ve
taleplerini takip için, başta Genel Başkanımız Sayın
Meral Akşener olmak üzere, Anadoluyu il il, ilçe ilçe
dolaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Teşkilat
Başkanımız Sayın Koray Aydın ve Ankara Milletvekilimiz
Sayın İbrahim Halil Oralla birlikte Sivas ilimizdeydik, esnafı
ziyaret ettik, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve yönetimiyle
bir araya geldik, Sivas ilimizin sorunlarını dinledik.
Değerli
arkadaşlar, Sivas ilimizde geçmişte çok değerli
yatırımlar yapıldığını biliyoruz; Sivas
Divriği Demir Çelik işletmeleri, lokomotif ve vagon atölyeleri, Sivas
Sümerbank Çimento Fabrikası, Askerî Dikimevi bunlardan sadece birkaç
tanesidir ama gelin görün ki bugünkü Sivasın durumu çok
farklıdır.
1939 yılında,
illerin gelişmişlik sırasında Sivasın yeri Türkiyede
8inci sıradayken özelleştirme adı altında Sivas Çimento
Fabrikası, Sivas Demir Çelik Fabrikası, Sivas Hazır Giyim
Fabrikası, Divriği demir madenleri, Sivas Yem Fabrikası, Sivas
Süt Fabrikası elden çıkarılmış, Askerî Hastane
kapatılmış, Et Balık Kurumu satılmış, Askerî
Dikimevi İstanbula taşınmıştır. Cumhuriyet
şehri Sivasın illerin gelişmişlik
sıralamasındaki yeri bugün çok gerilerdedir. Sivastaki
temaslarımız sonucunda gördüğümüz, ilin ekonomisinin kan
kaybetmeye devam ettiği, üretim ve istihdamda geriye düştüğü,
işsizliğin her geçen gün arttığıdır.
Değerli
milletvekilleri, Sivas ziyaretimizde, bu durumun önemli sebeplerinden biri olarak,
Türkiye bölgesel teşvik kararları doğrultusunda Sivas ilinin
haksız rekabetle karşı karşıya kaldığı
ve bunun sonucu olarak da Sivas iline yatırım yapmayı
düşünen yatırımcıların daha avantajlı olarak
gördükleri diğer bölgelere yöneldikleri ifade edilmiştir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
HÜSEYİN
ÖRS (Devamla) - Ayrıca, var olan organize sanayi bölgesinde 135 fabrika
olduğu görünse de bunun 45 ile 50 tanesinin üretim, diğerlerinin
toptan gıda ve hırdavat deposu olarak kullanıldığı,
bunun yanında yaklaşık dört yıl önce Sivasta Seyfebeli
Sanayi Sitesi Projesi adıyla geliştirilen projenin hâlâ
kâğıt üzerinde kalan bir proje olmaktan öteye gidemediği belirtilmiştir.
Son
olarak Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen bu araştırma
önergesini İYİ PARTİ olarak desteklediğimizi ifade ediyor,
Genel Kurulumuzu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine Halkların Demokratik
Partisi İstanbul Milletvekili Sayın Dilşat Canbaz Kaya
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri, ekranlarının
başında bizleri izleyen değerli halkımız; CHP grup
önerisi üzerine söz almış bulunuyorum.
Coğrafyamız
emekçileri, son dönemlerin en büyük ekonomik kriziyle karşı
karşıyadır. Geçen yıla oranla çalışanların
alım gücü zayıflamış ve borç yükü artmış durumdadır.
Ekonominin adaletsiz paylaşımı zengini daha zengin, yoksulu daha
yoksul bir hâle getirmektedir. Ekonomik adaletsizliğe paralel olarak
bölgeler arası eşitsizlik de her geçen gün daha ağır
biçimde kendini hissettirmektedir.
Teşvik
anlayışıyla mevcut kapitalist düzen bağlamında
bazı yönleriyle ileri sayılabilecek uygulamalar yaratılabilir.
Bölgesel gelir dengesi, sanayi ve tarım yatırımlarında
pozitif ayrımcılık anlaşılır ancak halk, özel
sermaye ve piyasa ekonomisinin insafına bırakılamaz. Devlet,
özel girişimcilere teşvikler vermek yerine, doğrudan ekonomik
olarak gelişmemiş veya sınırlı gelişmiş
alanlara yatırım yapmalıdır.
AKP
dönemi ekonomi politikalarında halk, piyasa ekonomisinin insafına
terk edilmiş ve bulunduğumuz Meclisten patronlar lehine
sayısız kanunlar çıkarılmıştır.
Teşviklerden yararlanan birçok özel sektör patronunun bu teşvikleri
ne derece yerinde kullandığı ise bir muammadır.
Teşvikler çoğu zaman iktidar yakını kesimlere
verilmektedir. Teşviklerden yararlanmanın en temel kıstası,
iktidar partisi AKPyle dolaylı veya doğrudan ilişkili
olmayı gerektirir olmuştur.
Ekonominin
bölüşümündeki adaletsizlik artarken birçok ilimiz işsizlik,
eğitim, sosyal, kültürel imkânsızlıklardan kaynaklı olarak
genç nüfusunu kaybetmektedir. Eğer devlet kırsal illeri kendi
kaderlerine ve özel sektörün insafına terk etmeye devam ederse kırsal
şehirler boşalıp hayalet şehirlere dönüşecek, büyük
şehirler ise kapasitelerinin çok üstünde bir göçe ve nüfus
artışına maruz bırakılacaktır. Şehirlerin
kontrolsüz büyümeleri de küçülmeleri kadar risklidir, halk
sağlığını tehlikeye atmaktadır. Pandemi süreci ve
İzmir depreminde açıkça gördüğümüz gibi, büyük şehirlerde
artan nüfus ve buna bağlı olarak artan yapılaşma, kriz
süreçlerini kontrol edilemez bir noktaya taşımıştır.
Sonuç
olarak, yeniden ifade etmemiz gerekirse Sivas gibi; Elâzığ, Dersim,
Erzincan, Kars, Hakkâri ve Şırnak gibi birçok kırsal ilimiz
başta olmak üzere kamusal devlet yatırımları
yapılmalı, bununla birlikte teşvik politikalarında bu gibi
kırsal illerimize öncelik tanınmalıdır.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine AK PARTİ Sivas Milletvekili
Sayın İsmet Yılmaz.
Buyurun
Sayın Yılmaz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubumuzun
görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım.
Önergede,
Sivasta yatırımların yapılmadığı,
yatırımcıların tereddüt içinde bulunduğu ifade
edilmektedir. Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Biz
yaptığımızı biliyoruz, mevcut durumu biliyoruz.
Dolayısıyla da bugünümüz dünden çok çok daha iyi; hem Türkiyenin
durumu çok çok daha iyi hem Sivasın durumu çok çok daha iyi.
Somut
rakamları vermek isterim: Sivasta bir organize sanayi var. Sanayi parsel
sayısı, 2002de 190 iken şimdi 312; tahsisli parsel
sayısı 117 iken şimdi 307; toplam firma sayısı 76 iken
şimdi 264 ama bilin ki geçen yıl 233 iken şimdi 264e
çıktı. Yani bu sıkıntılı dönemde dahi Sivasa
yatırımcı geliyor. Üretim yapan tesis sayısı 2002de
30du, şimdi 160ın üzerinde, 5 katından fazla. İşçi
sayısına bakın, gidin SGKye sorun; 2002de 990dı. Bugün
ne kadar? 9.152.
Yine,
Gemerekte bir organize sanayi bölgemiz var; 50 parsel vardı, 50si de
tahsis edildi. Allah için, tereddütte kalan bir yatırımcı gelir
mi? Aksine yer istiyor.
Yine,
Şarkışla Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi
Bölgesi, Tarım Bakanımız Bekir Pakdemirli tarafından 23
Eylül 2020de kuruluş protokolü onaylanarak tüzel kişilik
kazandı ve Türkiyenin 23üncü tarıma dayalı ihtisas organize
sanayi bölgesi olacak ve Şarkışla kendi hayvan pazarıyla
birlikte Türkiyenin ileri gelen hayvancılık bölgelerinden biri
olacak.
Yine, rakamları
söylüyorum. 2002de, Sivasta Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı
işçi sayısı 27 bindi, şimdi 91 bin. Allah için, geriye
gittiği söylenebilir mi? İşçi çalıştıran firma
sayısı -bunlar rakamlar- 3.556ydı, şimdi 10.291.
Sivasın en büyük firmalarından ESTAŞ, 2002de 297 işçisi
vardı, gelmeden önce teyidini aldım, şimdi 1.100ün üzerinde.
Alonet, bizim dönemimizde kuruldu, 1.100ün üzerinde işçisi var. ASELSAN
Sivas, bizim dönemimizde kuruldu, alt yüklenicilerle birlikte binin üzerinde çalışanı
var. Ancak Sivas 4üncü Organize Sanayi Bölgesinde yatırım
yaparsanız 5inci bölgenin teşviklerini alıyorsunuz. Ancak
Cumhurbaşkanımızın kararıyla; Akıncılar,
Zara, Ulaş, Gölova, Kangal, Altınyayla, Hafik, Yıldızeli,
Koyulhisar 5inci bölgede, organize sanayi bölgelerinde yatırım
yaptığınızda 6ncı bölge teşviklerini
alacaksınız.
Yine, Sayın
Cumhurbaşkanımızın söylediği 2nci Organize Sanayi
Bölgesini kuruyoruz, altyapı çalışmaları devam ediyor;
Demirağ Organize Sanayi Bölgesi. Her bir parseline demir yolu hattı
geliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
İSMET YILMAZ
(Devamla) Teşekkür ediyorum Muhterem Başkan.
Dolayısıyla da
demir yolu hattının gelmesi, fabrikaların limana
bağlanması demektir. Limana bağlanması bittiğinde de
Allah nasip ederse 40 bine yakın işçi çalıştıracak.
Bütün bunların özünde
Sivas tarım ili, tarım beldesi; yulafta Türkiye 1incisi, tritikalede
Türkiye 2ncisi, korungada Türkiye 6ncısı, buğdayda Türkiye
6ncısı, şeker pancarında Türkiye 7ncisi, arpada 8incisi,
patates tohumunda 1incisi. Biz, Sivasın iklimini değiştirdik.
Seksen yılda yapılan barajlardan, göletlerden çok daha
fazlasını yaptık ama öz olarak nedir? denildiğinde
Aldığımız
oylar da bunu gösteriyor, bizimki yüzde 50nin üzerinde sizinki yüzde 15
civarı, kaç kat? 3 katından fazla. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu milletin
terazisi şaşmaz.
Son olarak -sözlerime son
veriyorum- bakın, bu illerin Türkiyenin millî gelirine olan
katkısı: İstanbul yüzde 31le 1inci, Ankara yüzde 9la 2nci.
CENGİZ GÖKÇEL
(Mersin) Başkan, 5 milletvekiline düştü, 5 milletvekiline ya!
İSMET YILMAZ
(Devamla) 81 ilimiz var, Sivas ilk 30un arasında. Bir çok
büyükşehrin önüne geçmiştir. Türkiyede Sivas, AK PARTİ
iktidarı döneminde 30 milyar TLnin üzerinde yatırım
almıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMET
YILMAZ (Devamla) - Bu yatırımın içine 16 milyar TLlik
hızlı tren yatırımı da dâhil değildir. Eğer
bunu da koyarsak Türkiyede yatırım alan iller arasında ilk
5tedir.
GÖKAN
ZEYBEK (İstanbul) Her on yılda 1 milletvekiliniz azalıyor. Her
on yılda Sivasın 1 vekili azalıyor.
İSMET
YILMAZ (Devamla) - Umudumuz var, yarınımız bugünden daha iyi
olacaktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GÖKAN
ZEYBEK (İstanbul) Sivasta insan kalmadı.
ULAŞ
KARASU (Sivas) Başkanım, sataşma
BAŞKAN
Buyurun Sayın Karasu.
ULAŞ
KARASU (Sivas) Bizim aldığımız oy yüzde 50nin üzerinde,
sizin aldığınız yüzde 15. Bu sataşmadan dolayı
söz istiyorum.
SEMİHA
EKİNCİ (Sivas) Sataşma değil o, gerçek, gerçek!
BAŞKAN
Yani, oyunuz yüzde 15ten farklı mı?
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Evet.
BAŞKAN
Peki, o zaman size yerinizden bir dakika söz vereyim ben.
SEMİHA
EKİNCİ (Sivas) Sayın Başkan, Seçim Kurulunun
açıkladığı sonuç, ne sataşması?
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Öyle olmadı.
SEMİHA
EKİNCİ (Sivas) Yani, 30du da 15 mi dedik?
GÖKAN
ZEYBEK (İstanbul) Biz İstanbuldaki Sivaslıların yüzde 50
oyunu alıyoruz ama; 52 oy aldık Sivaslılardan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Karasu.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Sivas Milletvekili Ulaş Karasunun, Sivas
Milletvekili İsmet Yılmazın CHP grup önerisi üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ULAŞ
KARASU (Sivas) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi,
sayın vekil konuşmasında, Sivasta şu anda organize sanayi
bölgesinde 9 bin kişinin çalıştığını ifade
etti. Ne yazık ki Sivasta 1977 yılında tek fabrikada 7.500
kişi çalışıyordu, şu anda o fabrika kaderine terk
edilmiş durumda.
Ayrıca,
Şarkışla Organize Sanayi Bölgesine en son ne zaman gitti
iktidar milletvekilleri, çok merak ediyorum. Organize sanayinin yolu yok, suyu
yok, altyapısı yok. Daha geçen hafta milletvekilimizle beraberdik;
fabrikaya gidecek insanlar, fabrikalarına gidecek yol bulamıyorlar ne
yazık ki.
Alonet
bir yatırım değil, Alonet sadece 20li yaşlardaki
gençlerimizin -ne yazık ki- asgari ücretle
çalıştığı bir kurum ve geleceği olmayan bir
kurum. Bunu yatırım olarak göstermesinler lütfen.
Ayrıca,
Sayın Bakan, hızlı trenin 16 milyar TLlik bir yatırım
olduğunu söylüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ULAŞ
KARASU (Sivas) Şubat ayında kendisi 13 milyar TL söylemişti,
Devlet Demiryolları 9 milyar TL söylüyor; hangisine inanalım biz de
şaşırdık. (CHP sıralarından alkışlar)
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Sivas Milletvekili Ulaş Karasu ve
arkadaşları tarafından, Sivas ilinin Türkiye bölgesel
teşvik haritasındaki yerinin kentin ekonomisi üzerinde
yarattığı etkinin incelenmesi amacıyla 28/10/2020 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 10 Kasım 2020 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi kabul
edilmemiştir.
Şimdi
3 sayın milletvekilimize yerinden bir dakika söz vereceğim.
Sayın
Ünver
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünverin, Büyük
Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete uğurlayışın
82nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
İSMAİL
ATAKAN ÜNVER (Karaman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün
10 Kasım, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete
uğurlayışımızın 82nci yılı. Her 10
Kasımda olduğu gibi, bugün de içimizdeki hüzünden daha büyük bir
özlemle Atamızı anıyoruz. Bazıları, bulundukları
makamları ona borçlu oldukları hâlde, 10 Kasımlarda, 30
Ağustoslarda, 19 Mayıslarda, 23 Nisanlarda onun adını anmak
istemeseler de Atatürk, Türk milletinin gönlünün en müstesna köşesinde
sarsılmaz bir makama sahiptir ve biz, onu, her 10 Kasımda rahmet,
minnet ve şükranla anıyoruz, anmayı da sürdüreceğiz. Herkes
bilmeli ki onu sevenler, mirası olan cumhuriyet ile ilke ve devrimlerine
yüksek bir sadakatle sonsuza dek bağlı kalacaklardır. Bu noktada
Atamızın şu sözünü hiç unutmamalıyız: Hayatı ve
özgürlüğü için ölümü göze alan bir millet asla yenilmez.
Ruhun
şad olsun Atam.
BAŞKAN
Sayın Ödünç
38.- Bursa Milletvekili Atilla Ödünçün, Türkiyenin içinde
bulunduğu coğrafyada etkinliğini ve yetkinliğini her geçen
gün artırdığına, Mersin Milletvekili Lütfi Elvana Hazine
ve Maliye Bakanlığı görevinde başarılar
dilediğine, ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
vefatının 82nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle yâd
ettiğine ilişkin açıklaması
ATİLLA
ÖDÜNÇ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz,
etkinliğini ve yetkinliğini bulunduğu coğrafyada her geçen
gün biraz daha artırmaktadır. Ülkemizin kalkınması için, AK
PARTİ olarak on sekiz yıldır büyük bir özveriyle
çalışıyoruz. Bir zamanlar bölgesinde güçsüz bırakılmış
bir Türkiye'den, bugün geldiğimiz noktada bölgenin en büyük aktörü, oyun
kurucusu olan bir Türkiye'ye; nereden nereye.
Alt
yapısıyla, liyakatiyle ve tecrübesiyle 27nci Dönemde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığını
yürüten, ülkemizde Ulaştırma ve Kalkınma
Bakanlıklarında bulunmuş Sayın Lütfi Elvana yeni görevi
olan Hazine ve Maliye Bakanlığında üstün başarılar
diliyorum. İnanıyorum ki birikimiyle Sayın Elvan büyük
çalışmalara imza atacaktır.
Bugün
10 Kasım, İstiklal Harbimizin Başkomutanı,
cumhuriyetimizin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü vefatının 82nci yıl dönümünde rahmet ve minnetle yâd
ediyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Kılıç
39.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, 10 Kasımın Atatürkün vefatının
82nci yıl dönümü ve Azerbaycanın Karabağı işgalden
kurtardığı onur günü olduğuna, 7 Kasım Cumartesi günü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından
açılışı yapılan Kahramanmaraş-Göksun yolunun
hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Bugün
Atatürkün vefatının 82nci yıl dönümü. Aynı zamanda,
Azerbaycanın Karabağı işgalden kurtardığı
onur günü.
7
Kasım Cumartesi günü, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın teşrifleriyle 64 kilometre uzunluğunda 2
viyadük, 3 köprü, 11 çift tünel, 6 köprülü kavşağın yer
aldığı Kahramanmaraş Göksun-Kayseri yolumuzun en zor ve
önemli bölümünü milletimizin, bölgemizin, Kahramanmaraşlı
hemşehrilerimizin hizmetine açtık. Bu yolumuzla zamandan ve
yakıttan büyük tasarruf sağlanacaktır. Yolumuza Edebiyat Yolu
ismi, tüneller ve viyadüklere Kahramanmaraşlı şair, yazar ve
mütefekkirlerin isimleri verildi. Hayırlı olsun. Devler gibi eserler
bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazımdır.
BAŞKAN
İç Tüzükün 37inci maddesine göre verilmiş bir doğrudan
gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım
ve oylarınıza sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
B) Önergeler
1.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın,
(2/2604) esas numaralı 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/95)
6/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/2604)
esas numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzükün 37nci maddesine göre
doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ali
Fazıl Kasap
Kütahya
BAŞKAN
Teklif sahibi olarak Kütahya Milletvekili Sayın Ali Fazıl Kasap.
Buyurun
Sayın Kasap.
Süreniz
beş dakikadır.
ALİ
FAZIL KASAP (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Katma
Değer Vergisi Kanununda bir değişiklik yapılmasıyla
ilgili bir teklifimiz olacak. Şu anda, günümüzde aile bütçesinin en önemli
kalemlerinden biri elektrik, bir diğeri de doğal gaz. Doğal gaz
ve elektrik için ödenen meblağ gün geçtikçe artmakta. Türkiye
İstatistik Kurumu tarafından son açıklanan verilere göre,
konutlarda kullanılan elektriğin fiyatı bir yılda yüzde
32,3; doğal gazın fiyatı ise yüzde 37 zamlandı.
İğneden ipliğe her şeye zam geldi. 2019
yılının ilk dokuz ayında 3 milyon 365 bin abonenin
borcundan dolayı elektriği kesildi, 710 bin abonenin de doğal
gaz borcunu ödeyemediği için doğal gazı kesildi.
2020
yılında, malum, bir pandemiyle boğuşuyoruz. Ülkemiz çok
ciddi salgın tehdidi altında ve bu tehdit -inşallah olmaz ama-
2021 yılında da aynı ağırlıkla seyredecek ve
soğuk havaların başlamasıyla birlikte gribal
enfeksiyonlarda ciddi düzeyde artışlar meydana gelecek.
İnsanlarımızı hasta etmeyelim diyorum. Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliğinin yaptığı bir tespite göre,
2019 yılında ev halkı harcamalarında, asgari ücretin
yaklaşık yüzde 10u doğal gaza, yüzde 10 civarı da elektrik
ve suya gitmektedir maalesef. Aile bütçesinde bu 3 fatura, elektrik, su ve
doğal gaz ciddi düzeyde yıkım oluşturmakta özellikle asgari
ücretli kesim için. Demin de bahsetmiştim, 700 bin küsur abonenin
elektriği, doğal gazı kesildi, 3 milyonun üzerinde abone de
elektrik borcundan dolayı elektrik kesintisi yaşıyor. Bu yüzde
37 sadece 2019 yılında doğal gaza gelen zam ama asgari ücrete
yaptığımız zam yüzde 15, sadece ve sadece yüzde 15.
İnsanlarımız geçimini sağlayamamakta, bu faturaları
ödeyememekte, çok ciddi sıkıntı içindeler. Avrupa son on
yılın şu anda en ucuz doğal gazını
kullanırken, biz en yüksek meblağlarla doğal gaz
kullanıyoruz. Karadenizde 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi
bulduk, çok güzel bir şey; zenginliği de paylaşmamız
gerekiyor. Biraz önce konuşan sayın vekilimin dediği gibi,
maşallah, ülkemiz bolluk içinde, refah içinde, huzur içinde ama bu
bolluktan nedense asgari ücretliler yararlanamıyor. Asgari ücrete yüzde 15
zam yapıyorsunuz, doğal gaza yüzde 37. Faturalarda keşke yüzde
30 indirim yapabilseydik 320 milyar metreküpten sonra. Vatandaş şu
anda doğal gaz ve elektrik kullanımında çok ciddi düzeyde
tasarrufa gitmeye başlıyor. Battaniyelerin altında tek odada
toplanıyorlar, hastalık riski artıyor. Pandemi riski
altındayız şu anda değerli milletvekilleri, elektriklerini
kapatıyorlar, tek odada kalıyorlar. Kur farkını
yansıtıyorsunuz, amenna, şimdi zaruri ihtiyaç olarak
kullandığı doğal gaz, su ve elektrikte -bizim teklifimiz
odur- gelin, yüzde 1 yapalım hepsinin KDVsini. Kar, kış,
kıyamet diye Anadoluda bir söz var, bu zor günlerde
halkımızın bu sıkıntısını birlikte
paylaşalım. Bizi buraya gönderen, temsilci olarak gönderen, yemin
ederken de toplumun huzur ve refahı için diye yemin ettiğimiz halkımız
için, milletimiz için, gelin hep beraber bu kanun teklifine evet oyu verelim.
Bu bir turnusol kâğıdı olsun, halkın yanında
olduğumuzu belli edelim. Buradaki yüzde 18den yüzde 17lik bir indirim,
halkımız için ve özellikle asgari ücretliler için bir can suyu
olacaktır. Bu konuda, özellikle tekrar yemindeki, ahdîmizdeki şeyi
gündeme getirmek istiyorum. Bu önergeye grup olarak zaten evet
vereceğiz, özellikle AK PARTİ ve MHP milletvekili
arkadaşlarım, siz de halkın yanında olduğunuzu
gösterin. Gelin, toplumun huzuru ve refahı için söz verdiğimiz ahdî
yerine getirelim. Hepinizden özellikle istirham ediyorum, gelin, buna evet
oyu verelim.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş olan doğrudan
gündeme alınma önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Çoğunluktayız Başkan.
BAŞKAN
- Gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
XI.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan üyeliğe
seçim
BAŞKAN
Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.16
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.35
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Emine
Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan
karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin
Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili
Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
XII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
5/11/2020
tarihli 13üncü Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülen 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin
birinci bölümünde yer alan 21inci maddenin önerge işleminde
kalınmıştı.
21inci
madde üzerinde 3 önerge vardır.
İlk
okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir. Bu önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 21inci maddesinin kanun
teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hüda
Kaya Mehmet
Ruştu Tiryaki
Mahmut Celadet Gaydalı
İstanbul Batman Bitlis
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Kemal
Peköz Erol
Katırcıoğlu
Muş Adana İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Süleyman
Girgin Turan
Aydoğan Süleyman
Bülbül
Muğla İstanbul Aydın
Kamil
Okyay Sındır Fikret
Şahin
İzmir Balıkesir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen, Halkların
Demokratik Partisi adına Muş Milletvekili Sayın Gülüstan
Kılıç Koçyiğit.
Buyurun
Sayın Koçyiğit. (HDP sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN
KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. Geçen hafta görüşmelerine
başladığımız 239 sıra sayılı Yasa
Teklifinin 21inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
En
son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; öncelikle, bu maddenin
düzenlemeden geri çekilmesi gerekiyor, asla kabul edilebilir bir düzenleme
değil. Neden, onu da ifade edeyim. AKP çok uzun süredir şöyle bir
şey yapmaya çalışıyor: Gerçek anlamda istihdamı
artırmıyor ama artırmış gibi yapıyor, gerçek
anlamda işsizliği düşürmüyor ama düşürmüş gibi
yapıyor. Bunu nasıl yapıyor? Birkaç yöntemi var.
Birincisi:
Verilerle oynuyor değerli arkadaşlar; işte, TÜİKin
işsizlik verilerini hesaplama yöntemlerini, istihdam verilerini hesaplama
yöntemlerini değiştiriyor, enflasyon verilerini hesaplama
yöntemlerini değiştiriyor ve verilerle oynuyor. Bu anlamıyla bu
işte de mahir olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.
İkincisi:
Ne yapıyor değerli arkadaşlar? 1 birimlik bir iş var, bu
işi normalde 1 işçi bir günde yapıyor; AKP işi bölüyor yani
aynı işi yarım gün 1 işçiye, öğleden sonra başka
bir işçiye yaptırıyor ve sonuçta şöyle bir tablo ortaya
çıkıyor: Bir işi 2 işçi yapıyor ve AKP
İşte, bakın size istihdamı artırdık. diyor.
Oysaki gerçek bu değil, gerçek şu: İş bölünmüş oluyor,
ücret bölünmüş oluyor, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı,
emeklilik hakları gibi bütün haklar tırpanlanmış oluyor ve
AKP bunu çok büyük bir müjdeymiş gibi veriyor. Peki, bu uygulamalardan kim
faydalanıyor? Bu uygulamalardan tabii ki işverenler
faydalanıyor, tabii ki yandaş müteahhitler faydalanıyor ve bu
AKPnin işine geliyor.
Şimdi,
bu düzenleme de damga vergisi ve gelir vergisinden istisna tanıyan bir
düzenleme yani kısmi çalışmayı düzenliyor. Peki, soruyoruz:
Bu kadar yandaşı düşündüğünüz bir yerde, bu kadar
işvereni düşündüğünüz bir yerde, Allahın bir günü bir saat
de işçi için kafa yorsanız olmaz mı değerli
arkadaşlar? Örneğin, şunu getirseniz hep beraber el
kaldırsak: Asgari ücret vergiden muaf olsun, asgari ücreti vergi dışı
tutalım değerli arkadaşlar. 3600 ek göstergeyi getirelim. 2001
yılından 2008 yılına kadar tahkim edilen bu otokratik, bu
faşist yani artık en katı hâliyle yaşanan bu emek rejimini
değiştirelim. Bakın, siz emeği örgütsüzleştirdiniz,
yandaş sendika yarattınız. Siz çalışma rejimini
değiştirdiniz; esnek, güvencesiz ve kuralsız
çalışmayı bir istisna olmaktan çıkardınız ve
çalışma rejiminin asli unsuru hâline getirdiniz. Bugün, artık
sendikalı olmak neredeyse istisna bir duruma dönüşmüş durumda. Bugün,
tam zamanlı, tam ücretli çalışmak bir istisnaya
dönüşmüş durumda; yarı zamanlı çalışmak, esnek
zamanlı çalışmak, kuralsız çalışmak, güvencesiz
çalışmaksa çalışma yaşamının temel bir
göstergesi, temel bir hâli olmuş durumda. Bunun anlaşılabilir
bir yanı olmadığını ve sınıfın,
emekçinin lehine bir düzenleme olmadığını ayrıca ifade
etmek gerekiyor.
Değerli
arkadaşlar, bütün dünya Covid-19 pandemisiyle uğraşıyor ve
insanlık kendisini sorguluyor. Hangi açıdan? Ya, diyor ki:
İnsanlar insan gibi, hayvanlar hayvan gibi yaşamadığı
için Covid-19 pandemisi oldu. Ne yapalım? Doğayla uyumlu olalım,
tüketim ve üretim alışkanlıklarımızı, tüketim ve
üretim ilişkilerini düzenleyelim, değiştirelim. Bu neoliberal
politikalardan vazgeçelim ve doğayı ve insanı merkeze alan,
birinin birine üstün olmadığı bir sistem kuralım. Peki,
AKP ne yapıyor? AKP, neoliberal otoriterleşmede son hız devam
ediyor. İşte, bu 239 sıra sayılı yasal düzenleme tam
da bunun göstergesi değerli arkadaşlar; sınıfı
parçalayan, sınıfı örgütsüz bırakan ve deyim yerindeyse
dikensiz bir çalışma rejimini yerleştirmeye çalışan
bir uygulama olduğunu söyleyelim.
Bu
neoliberal politikaları nasıl yerleştiriyorsunuz? Demin de
söyledim, altını çizmekte fayda var: Özelleştirme,
kuralsızlaştırma, esnek çalışma ve
serbestleştirme; değerli arkadaşlar, bütün bunları
yapıyorsunuz ve bütün bunlar size 24 Ocağın bakiyesi olan
kararlar. 24 Ocağın yapamadığını, 12 Eylülün
yapamadığını AKP iktidarı 2002 yılından beri
yapıyor, yapmaya devam ediyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Tamamlayacağım Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, tabii ki bu bizim kaderimiz değil, bunu
değiştirebiliriz. Bu köhnemiş düzene mecbur değiliz, mahkûm
değiliz. Değiştirecek gücümüz ve irademiz var. Bu
anlamıyla, her birimizin itiraz etmesi gerekiyor. İşçiden yana,
ezilenden yana, yoksuldan yana, çiftçiden yana, kadından yana ve
doğadan yana bir emek rejimini kurmamız gerekiyor. Bu nasıl
olur? Bu, işçilerin birliğiyle olur. Bu nasıl olur?
İşçilerin anayasal hakları olan grev hakkını
kullanmasıyla olur. Bu, tek adam rejimiyle olmaz değerli
arkadaşlar. Onun için bu tek adam rejiminin en nihayetinde sınıf
düşmanı bir rejim olduğunun, işçi düşmanı bir rejim
olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Bu yasal düzenlemeyle de AKP,
zaten kimin iktidar olduğunu, kimin yanında yer
aldığını açık ve net göstermiştir. Sermaye
getirdi sizi, siz de sermayeyi koruyorsunuz ama işçiler bu iktidarı
değiştirecek, bu düzeni değiştirecekler.
Teşekkür ediyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki 2nci önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Teklifin bu maddesiyle;
kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden
çalışanların ücretlerinin, eksik çalışılan süre
için yeni bir kişi istihdam edilmesi koşuluyla, gelir vergisinden ve
damga vergisinden istisna edilmesi hususunda düzenleme yapılmaktadır.
Söz konusu istisnadan
yararlanılabilmesi için kısmi süreli çalışmayı kabul
eden mevcut çalışanın çalışmadığı gün
sayısı kadar kısmi zamanlı yeni bir çalışan istihdam
edilmesi ve bu çalışanın en az altı ay süreyle
çalışmaya devam etmesi gerekmektedir. Bu kapsamdaki istisna
uygulaması nedeniyle vazgeçilecek gelir vergisi her bir çalışan
için aylık brüt asgari ücretin %10unu aşamayacaktır.
İstisna, on iki
ayı geçmemek üzere, kısmi süreli olarak yeni istihdam edilen
çalışanın çalışmaya devam ettiği sürece
uygulanır. Buna ek olarak, gelir vergisinden istisna edilen ücretler damga
vergisinden de istisna edilmektedir. Böylece, mevcut çalışanlardan
kısmi zamanlı olarak çalışmayı isteyenlere destek
sağlanmakta ve çalışılmayan süreler için de yeni istihdam
sağlanması amaçlanmaktadır. Getirilmek istenen düzenleme tam
süreli çalışırken 31/12/2020 tarihine kadar kısmi süreli
olarak çalışmaya başlayan hizmet erbabı ücretlerinin
kısmi çalışan yeni bir işçinin en az altı ay süreyle
istihdam edilmesi şartıyla gelir vergisinden istisna
olacağıdır. Bu kapsamdaki istisna uygulaması nedeniyle vazgeçilecek
gelir vergisi her bir çalışan için aylık brüt asgari ücretin
yüzde 10'unu aşamayacaktır, demektedir. Madde düzenlemesinin
amacı istihdamı teşvik edici gibi görünse de her hâlükârda
işin ve ücretin bölünmesi kabul edilemez bir düzenlemedir. Sırf
teşvikten yararlanmak için işin ve ücretin bölünmesi geri dönülmez
sorunlar yaratacak ve çalışma barışını
bozacaktır.
Kısmi zamanlı
iş sözleşmesi, çalışan işçi açısından
kapsamlı iş sözleşmesi değişikliği anlamına
gelmektedir. Bu durumu kabul etmeyen işçinin haklı nedenle
sözleşmesini ilk başta anlattığım gibi fesih
hakkı vardır ama getirilen düzenlemeyle işçinin onayı
alınmadan işçiyi direkt olarak kısmi süreli iş
sözleşmesinde çalıştırılabilmesinin önü
açılmaktadır.
Öte yandan, bu madde,
teklifin diğer maddeleriyle birlikte düşünüldüğünde,
örneğin 25 yaş altında ve 50 yaşın üstünde
bulunanların tam süreli işlerin yerine belirli süreli iş
sözleşmesiyle istihdam edilmelerinin önünde artık yasal hiçbir engel
de bırakılmamaktadır.
Kıdem tazminatı
işçinin son ücreti üzerinden ödenir. Bu maddeyle gelen asıl
tehlikenin ne olduğuna dikkat etmek gerekir.
Yasa teklifi küçük bir
vergi indirimi vererek yıllardır tam süreli çalışan
işçileri kısmi süreli çalışmaya geçmeye teşvik
etmektedir. Ekonomik krizin etkilerinin arttığı koşullarda
önümüzdeki aylarda işten çıkarılacak işçilerin kıdem
tazminatı bu uygulamayla yaklaşık yarıya indirilmiş
olacaktır. Bu nedenle mevcut işin ve ücretin bölünmesine yol açacak
düzenlemeler kabul edilemez niteliktedir. Örneğin, emekliliğini hak
etmiş bir işçi düşünelim; emekliliğini hak eden
işçinin işveren tarafından kısmi çalışmaya
teşvik edildiğini düşünelim. İşçinin
şartlarıyla işverenin şartları eşit
değildir. İşveren şu veya bu şekilde
çalıştırdığı işçisini, art niyetli
işverense eğer, kısmi çalışmaya zorlayabilir. Akabinde
emekliliği gündeme geldiğinde kısmi çalışmadan
dolayı ücreti düşecek olan işçi yirmi beş yıllık,
otuz yıllık kıdemini son ücret üzerinden alacaktır. Bu
düzenleme ileriye yönelik olarak işçinin kıdem tazminatının
yarıya düşürülmesine neden olabilir.
Kısmi
çalışma müessesesinin işsizliği azalttığı
varsayımı diğer ülke örneklerinden de anlaşılacağı
üzere doğrulanmamaktadır.
Söz konusu düzenleme;
Anayasa'nın 2nci, 5inci, 49uncu, 60ıncı ve 65inci
maddelerine aykırı bulunmaktadır.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239
sıra sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 21inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
İstanbul İstanbul Kırıkkale
Mücahit
Durmuşoğlu İshak
Gazel
Osmaniye Kütahya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, teklifte yer
alan maddenin tekraren değerlendirilmesi amacıyla metinden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, kabul edilen önerge doğrultusunda 21inci madde metinden
çıkarılmıştır. Herhangi bir
karışıklığa mahal vermemek adına görüşmelere
mevcut madde numaraları üzerinden devam edilecektir. Madde numaraları,
kanun yazımı sırasında
Başkanlığımızca teselsül ettirilecektir.
Sayın
milletvekilleri, 22nci madde üzerinde 3 önerge vardır. İlk
okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesinin Kanun
Teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hüda
Kaya Mehmet
Ruştu Tiryaki Zeynel
Özen
İstanbul Batman İstanbul
Mahmut
Celadet Gaydalı Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Kemal
Peköz
Bitlis Muş Adana
Erol
Katırcıoğlu Mahmut
Toğrul
İstanbul Gaziantep
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Süleyman
Girgin Turan
Aydoğan Süleyman
Bülbül
Muğla İstanbul
Aydın
Fikret
Şahin Kamil
Okyay Sındır Cavit
Arı
Balıkesir İzmir Antalya
Mahmut
Tanal
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen, Halkların
Demokratik Partisi adına Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut
Toğrul.
Buyurun
Sayın Toğrul. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bu vesileyle Genel Kurulu, Genel Kurulun sevgili emekçilerini
ve ekranları başında bizleri izleyen sevgili
yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, geçtiğimiz hafta, aslında değil ciddi
ülkelerde, muz cumhuriyetlerinde bile yaşanmaması gereken bir
haftayı yaşadık. Bakın, daha birkaç ay önce bu ülkede
Merkez Bankası Başkanı değiştirilmişti ve ülkenin
Cumhurbaşkanı Lafımızı dinlemiyor, biz Faizi indir.
dedik, indirmedi, dolayısıyla onu değiştiriyoruz. dedi ve
yerine yeni Merkez Bankası Başkanı atandı. Değerli
arkadaşlar, üzerinden çok zaman geçmeden, aynı Merkez Bankası
Başkanı aslında faiz indirimine de gitmeye
çalıştı ama yine anlaşılmaz bir şekilde
değiştirildi ve yerine daha önceki Maliye Bakanı Naci Ağbal
getirildi.
Değerli
arkadaşlar, bununla da bitmedi gariplikler, ülkenin Hazine ve Maliye
Bakanı Instagram hesabında, dediğim gibi muz cumhuriyetlerinde
bile olmayacak bir yöntemle bir açıklama yaptı ve görevinden
çekildiğini söyledi. İşin doğrusu, yirmi dört saat bu
ülkede kimse ne olduğunu anlayamadı. Merkez medyada AKPnin
kalemşorluğunu yapan, propagandasını yapan gazeteci,
akademisyen adı altında birçok kişi afalladı, destek mi
çıksın, eleştirsin mi bir türlü karar veremedi. Hatta bir
kısmı önce tweet attılar, sonra tweetlerini silmek zorunda
kaldılar. Ve düşünün, bir ülkenin, ekonomisi çökmüş bir ülkenin
Hazine ve Maliye Bakanı görevinden ayrılıyor ama yirmi dört saat
ülkenin medyasında tık yok çünkü herkes acaba ofsayta düşer
miyim ve bundan dolayı Hükûmetin şamarını yer miyim diye,
Başkanın şamarını yer miyim diye derin bir
kaygıya kapıldı. Değerli arkadaşlar, dediğim gibi
bunlar ancak muz cumhuriyetlerinde olabilir ve tabii ki bu ucube
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denilen sistemde ancak bu
kadarı yaşanabilir diyorum.
Üzerine
konuştuğumuz 22nci madde kamuoyunda varlık
barışı olarak nitelendiriliyor ve şu ana kadar, son on iki
yılda 6 kez aynı yasa getirilmiş değerli arkadaşlar.
Ve en son 2019da getirilmiş, şimdi 2020de, bundan sonra da her
altı ayda bir Cumhurbaşkanına bunu uzatma yetkisini veriyoruz.
Şimdi, tüm bunlara rağmen biz dünyaya şunu söylüyoruz, Sermaye
piyasası araçlarını sorgusuz sualsiz getirin. diyoruz ama tüm
bunlara rağmen değerli arkadaşlar, mevcut son verilere göre
beş yılda yabancı sermayenin Türkiyeye doğrudan
yatırımları yüzde 54 azalmış, son üç yılda 60
milyar dolarlık doğrudan yatırım, yabancı
yatırımcı ülkeden kaçmış. Yani eğer bir ülkede
savaş politikaları egemense, eğer bir ülkede ekmek
askıdaysa, anayasa askıdaysa, hukuk askıdaysa vallahi siz ne
yaparsanız yapın o ülkeye yatırım gelmiyor.
Bu getirdiğiniz
maddeyle neyi sağlayabilirsiniz? Bir tek kara paranın cenneti
olmayı sağlayabilirsiniz. Ancak kara para bu ülkeye gelir ve
aklanmaya çalışılır. Şimdi, dolayısıyla
sizin yaptığınız bu teklif aslında ekonominin ne kadar
zorda olduğunu, kasanın tamamen boşaltılmış
olduğunu
Bu şekilde kara parayı transfer ederek tekeri bir
miktar döndürebilir miyiz acaba? diyorsunuz. Ama bu şekilde hukuku
askıya aldığınız, Anayasayı askıya
aldığınız
Tüm insan hakları, hukuk ayaklar
altındaysa maalesef bu tekeri döndürmeniz mümkün değil.
Değerli
arkadaşlar, bakın Merkez Bankası Başkanı
değiştiriliyor, Maliye Bakanı değiştiriliyor, piyasa
nasıl cevap veriyor biliyor musunuz? Döviz kurları 0,5 yani 50
kuruşun üzerinde düşüyor değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
MAHMUT TOĞRUL
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Yirmi dört saat Bakan yok
-askıdayken- döviz düşüyor; Bakan atıyorsunuz, döviz
kurları hareketlenmeye başlıyor. Yani bu ülke piyasası,
halkı size şunu söylüyor Yönetemiyorsunuz, çekilin. diyor ve bunun
için, bir an önce bu ülkenin başından çekilmeniz için sizleri erken
seçime davet ediyoruz. Aksi takdirde bu piyasayla, bu ekonomiyle siz 2023e
ancak eziyeti ve zulmü taşıyabilirsiniz diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde ikinci söz İstanbul Milletvekili Sayın
Mahmut Tanaldadır.
Buyurun Sayın Tanal.
(CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Değerli Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin
kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü vefatının 82nci
yılında rahmetle anıyorum.
Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; çocuklar nasıl ağlayarak
dünyaya geliyorsa devletler de vergiyle doğar. Tabii, devlet demek ortak
giderlere katılmak demektir. Kamu hizmetlerinin ifası için, gerek
orduya gerek devlet kurumlarına, adalet kurumuna kamu hizmetlerinin
devamı için gelirlere de ihtiyaç var. Kısaca, devlet olgusuyla
birlikte onun ayrılmaz parçasıdır vergiler. Ancak, biz vergi
sistemine baktığımız zaman iktidarın kimden yana
olduğu, kimi desteklediği, kimi desteklemediği turnusol
kâğıdı gibi ortaya çıkar. Yani devlet, iktidar
uyguladığı politikalarla kimden yana olduğunu
-çalışandan yana mı, emekten yana mı; hırsızdan
yana mı, rüşvetçiden yana mı; yolsuzluktan yana mı,
kaçakçıdan yana mı; kanun dışı yaşayandan yana
mı, kanuna uyarak yaşayandan yana mı- iktidar
politikasının rengini belirtir. Yani iktidar aldığı
vergilerle Ben emekçiden mi yanayım, dürüst, namuslu insandan mı
yanayım, kanun dışı insandan mı yanayım, kanuna
uyan, kanun içi insandan mı yanayım. der, vergiler bunun turnusol
kağıdıdır.
Şimdi,
getirilen bu 229 sıra sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesi
diyor ki: Ben kanun dışı para kazananları vergi vermeden,
herhangi bir cezai soruşturma yapılmadan affediyorum. Vergi
vermeyecek, ceza soruşturması olmayacak. Peki, bu ne demek? Bu,
şu demek: Rüşvet alanı, yolsuzluk parasını, efendim
terörün parasının finansmanını, onun legalize hâle
getirilmesini, hırsızlık parasını yani
gayrimeşru, yasa dışı tüm kazançları resmî hâle
getiriyor. Bu ne demek? Bu kanun teklifiyle -hiç kimse alınganlık
yapmasın- iktidar gayrimeşru yaşayan, gayrimeşru para
kazanan insanlardan yanadır; meşru para kazanan insanların
karşısındadır, bunun Türkçesi bu. Bakın, biraz önce
sayın hatip 6 kezdir. dedi. Özür dilerim, 6 kez değil, keşke 6
kez olsaydı; bu 8 kez, bu 9uncu kezdir. Cumhuriyetin kurulduğu
tarihten 1950 yılına kadar 12 sefer olmuş, AK PARTİ
iktidara geldiği günden itibaren bu on
sekiz yılda 9 sefer olmuş. Hem de bir yıl yani Haziran 2021
tarihine kadar. Eğer o süre yetmezse Sayın Cumhurbaşkanına
yetki veriliyor bununla. Bu, yasama yetkisinin devridir, Anayasaya
aykırıdır.
Değerli
Başkanım, değerli milletvekilleri; bunun adı vergi
barışı aslında adı çok süslü ve bu vergi
barışı filan değil. Eğer bu toplumda vergi
adaletsizlikleri ortadan kaldırılırsa vergi
barışı olur. Bu toplumda hukuksuz düzenlemeler ortadan
kaldırılırsa vergi barışı olur. Bakın,
değerli arkadaşlar, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatına üye olan ülkelerde dolaylı vergi yüzde 35,
dolaysız vergiler yüzde 65 ama Türkiyede dolaylı vergi yüzde 67,
dolaysız vergi yüzde 33. Bu vergi adaletsizliğinin sebebi nedir?
Eğer bu şekilde gayrimeşru para kazananların
parasını legal hâle getirmezseniz, herkes dürüst bir şekilde
vergisini verirse bu sıkıntılar olmaz değerli
arkadaşlar.
Şimdi,
bu vergi barışıyla vergisini veren dürüst insanları resmen
enayi yerine koyuyorsunuz, resmen bu insanlarla gırgır geçiyorsunuz,
dalga geçiyorsunuz. Vergi veren dürüst insanı cezalandırıyorsunuz.
Bundan sonra vergisini veren o dürüst insanlara ne diyeceksiniz? O insanlar ne
diyecek şimdi kendi kendilerine: Ya, ben niye bu vergiyi verdim?
Hakikaten keşke ben de vermeseydim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Tamamlayalım Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bundan sonra dürüst vergi verecek insanların da
duygularını zedelemiş olursunuz. Devlet adaletle yaşar
arkadaşlar, hiçbir devlet bu şekilde ahlaksız bir yasayı
kendi parlamentosunda milletvekillerinin oylamasına sunmaz. (CHP
sıralarından alkışlar) Hiçbir devlet, hiçbir yasama
organı ahlaksız bir yasayı teklif etmez, yasa
dışı yaşamayı özendirmez. Bununla ne
yapılıyor? Gayrimeşru para meşru hâle getiriliyor. Ben bu
teklifi sunan arkadaşları kınıyorum. Bu, arkadaşlarımızın,
maalesef siyasi iktidarın gayrimeşru para kazanan insanlardan yana
olduğunun, namuslu para kazanan, namuslu vergisini verenden yana
olmadığının açıkça karinesidir. AK PARTİ Grup
Başkan Vekiline de sataşıyorum, gelsinler kimden yana olduklarını
söylesinler. Meşru vergisini verenden mi, meşru para kazanandan yana
mı, yolsuzluk, rüşvet
Yani, vergiyi affediyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) -
Son cümle, selamlıyorum Başkanım. Özür dilerim,
affınıza sığınıyorum.
BAŞKAN
Selamlayalım Sayın Tanal.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, hakikaten aynı şeyi tekrarlayıp tekrarlayıp
duruyor ya. Sayın Başkan, lütfen ya. Böyle bir usul yok Sayın
Başkan.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Şimdi, Sayın Muş, şöyle bir usul da yok.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, beş dakika süresi, yedi dakika
oldu.
BAŞKAN Mahmut Bey
siz Genel Kurula hitap edin ve sözünüzü tamamlayın lütfen.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Peki, özür dilerim.
Şimdi, kanun yapma
tekniğinde ahlaksızlığı özendiren bir düzenleme olmaz.
Dürüst insanları ödüllendireceksiniz, dürüst olmayanları da
cezalandıracaksınız, kanun yapma tekniği budur. Onun için
size önerim şu: Mademki bu gayrimeşru kazançları vergiden muaf
hâle getiriyorsunuz, vergisini veren dürüst insanları da ödüllendirecek
şekilde beş altı yıl vergiden muaf tutun. Bunu size teklif
ediyoruz. Eşitlik ilkesine de uygun olur, adalet ilkesine de uygun olur.
Teşekkür
eder, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 22nci
maddesinde yer alan belirlemeye ibaresinin belirlemek için ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Orhan
Çakırlar Yasin
Öztürk
Adana Edirne Denizli
İmam
Hüseyin Filiz Ahmet
Çelik
Gaziantep İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde İYİ PARTİ Denizli Milletvekili Sayın
Yasin Öztürk konuşacak.
Buyurun
Sayın Öztürk. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 22nci
maddesi üzerinde İYİ PARTİ adına söz almış
bulunmaktayım. Kazancı karalanmamış, helal kazancın
her kuruşunu belgeleyebilen vatandaşlarımızı ve yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
kazancı karalanmamış vatandaşlarımızı
selamlamak istedim çünkü görüştüğümüz madde, sisteme sokulmak istenen
menkul ve gayrimenkulün kara mı ak mı olduğu konusunun tartışıldığı,
AK PARTİsinin geleneksel hâle getirdiği bir düzenlemenin yasal
adı, 7nci varlık barışı.
Kanun
teklifinin soslandırılarak tatlandırılan içeriğinin
özeti şöyle: Maddeyle, yurt dışında bulunan para,
altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarının Türkiyeye getirilmek suretiyle millî ekonomiye
kazandırılmasına ve bu varlıklarını Türkiyeye
getiren gerçek ve tüzel kişilerin maddedeki hükümler çerçevesinde bu
varlıkları serbestçe tasarruf edebilmelerine imkân
sağlanmaktadır. Ayrıca, yurt içinde vergi mükellefi
olmasına rağmen işletme kayıtlarında göstermedikleri
para, altın, döviz, menkul kıymet, daha da özeti para eden ne varsa
kaydedilmesine imkân getiriliyor. AK PARTİsi Hükûmetinin durup durup bu
yönteme başvurmasının nedeni belli: Deniz bitti, kara göründü.
Dolar bugün itibarıyla yaklaşık 8,5; euro 10 TL civarında.
Dolarla maaş almıyoruz ama yabancı para stokları tükendi,
hazinenin kaynağa ihtiyacı var. Bu düzenlemenin yegâne ve tek
amacı ilave kaynak bulmak. Bu düzenlemenin sonucu elde edilebilecek
kaynak, ihtiyacı karşılayacak mı? Hayır. Çünkü 7nci
defa bu yönteme başvurulmuş olmasına rağmen bugün dolar 8,5
lira seviyesinde, paramızın değer kaybı konusunda dünya
liderliğini yakalamış durumdayız.
Varlık
barışı, özü itibarıyla hem itiraf hem trajedi
barındıran bir düzenleme. Hükûmet bu düzenlemeyle hem
sırrını açık ediyor hem de büyük bir sırrı bütün
vatandaşlardan gizlemeye çalışıyor ancak parayı
getiren ve parayı kayda alanın bildiği sır, artık
sır olmaktan çıkıyor.
Yurt
dışından getirilerek sözde kayda alınacak para eden
değerlerin kaynağı şüpheli. Bildirim veya beyana konu olan
varlıklar nedeniyle belirtilen şartların yerine getirilmesi
kaydıyla hiçbir surette vergi incelemesi yapılamayacak ya da
finansın kaynağı sorulamayacaktır. Ayrıca,
kaynağı sorgulanmayacak varlıkla barışılan son
düzenlemenin diğerlerinden farklı bir yanı daha var:
Geçmişte, yurt dışından getirilen finansal kaynaklar için
yüzde 1, yüzde 3 arasında vergi alınırken bu son düzenlemede
herhangi bir oranda vergi de alınmayacaktır. Hem yurt içinde hem
yurt dışında varlıklı kişiler kayıt
dışı varlıklarının neden kayda
alınmasını ister? gibi bir soru tabii ki aklımızı
kurcalıyor. O da şu: Arap sermayesi adı altında
getirdikleriniz yetmedi, kıymeti parayla ölçülemeyecek olan Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığını 250 bin Türk lirasına
sattınız yetmedi, kamuoyunda söylenen, yurt dışında
siyasi saiklerle tutulan paralarınızı mı getireceksiniz?
Geçmişte
Nereden buldun? diye bir kanun vardı, artık yok. Ülkemizde bir
servet vergisi yok, servet beyanı yok Nereden buldun, nasıl
aldın, nasıl harcıyorsun? diye soran da yok.
Dolayısıyla paranızın kayda alınmasını
gerektiren bir zorunluluk da yok ama siz, hangi yöntemle
kazanıldığı ahlaken sorgulanan bir gelire sahipseniz, yasa
dışı yollardan bir kazanç elde ettiyseniz ve bu geliri
başkasının üzerinde göstermek zorunda kaldıysanız
işte varlık barışı imdadınıza yetişen
bir düzenleme.
Değerli
milletvekilleri, bir kurulumuz var: MASAK, Mali Suçları
Araştırma Kurulu. Mali istihbarat olarak da bilinen bu Kurul
terörün finansmanı ve suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele ediyor,
incelemeler yapıyor, raporlar hazırlıyor. MASAKın elinde
2019 yılına ait çeşitli mali suçlarla ilgili 22.436 adet
bildirim var. MASAKa yapılan bildirim bildirim konularından biri
Hukuki gerekçesi anlaşılmayan işlemler
başlığını taşıyor. Nedir bu işlemler?
Şüpheli para hareketleri, kaynağı belirsiz kazançlar,
haksız kazanç elde edilmesi ve suçu bilinmeyen işlemler. Terör ve
terörizmin finansmanı başlıklı bildirimler gibi, bu
işlemler de aslında, kısaca kara para. Nedir kara para?
Haksız ve gayrikanuni yollardan para yerine geçen her türlü kıymetli
evrak ile mal ve gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para
birimine çevrilmesi de dâhil sözü edilen para; evrak, mal ve gelirlerin
birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü menfaat ve değer.
Kara paranın müsaderesinin nasıl önüne geçer, rahat bir şekilde
kullanırsınız? Vergisiz, sorgusuz, incelemesiz bir fırsat
çıkarsa aklayarak. Varlık Barışı ile MASAK, ikisini
yan yana getirince kocaman bir çelişki açığa çıkıyor.
MASAK bir anda hükümsüz kalıyor. Devletin kendi koyduğu kurallardan
vazgeçip Getirin paranızı, ben görmezden geleyim ya da suç olma
kapsamından çıkartayım. demesi içine düşülen açmazın
bir göstergesidir.
Değerli
milletvekilleri, AK PARTİsi tarafından 2003te yürürlükten
kaldırılan Nereden buldun? kanununa göre bildirilmeyen ve vergisi
ödenmeyen bir gelirle tasarruf edildiği tespit edilen mal ve haklar, safi
irat olarak kabul ediliyordu.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım Sayın Öztürk.
YASİN
ÖZTÜRK (Devamla) Yani vatandaşın gelirleri ile mal
varlığı arasındaki uyuşmazlık sorgulanabiliyor ve
kazancın kaynağı ile vergisi denetlenebiliyordu. Kaynak
belgeleriyle ispat edilebilirse sorun yoktu. Aksi hâlde tespit edilen servet
farkı safi irat yani gelir kabul ediliyor ve yüzde 35 gelir vergisi, bir o
kadar cezası ve ayrıca faizi isteniyordu. İktidar, ekonomiyi
kilitlediği, girişimcilik ruhunu öldürdüğü, yatırım
şevkini kırdığı gerekçesiyle kanunu yürürlükten
kaldırdı.
Evet
Nereden buldun? kanununun ceza ve faiz oranları yüksekti ama yürürlükten
kaldırılan sadece kanun maddesi olmadı nereden buldundan
nereden bulursan bula evrilen bir zihniyet değişikliği de
yaşandı. Getirilen düzenlemeyle, parayı kimin getirdiği
sorgulanmayacak, nasıl kazanıldığına
bakılmayacak, paranın tekrar yurt dışına çıkışına
engel olunmayacak, vergi alınmayacak, belki bugün boşalan döviz
stoklarında göreceli bir doluluk yaşanacak ama Türkiyeye duyulan
güven bir kez daha sorgulanacak.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
22nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
22nci madde
kabul edilmiştir.
23üncü madde üzerinde 3
önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239
sıra sayılı Kanun Teklifinin 23üncü maddesinin kanun
teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hüda
Kaya Necdet
İpekyüz Gülüstan
Kılıç Koçyiğit
İstanbul Batman Muş
Mehmet
Ruştu Tiryaki Erol
Katırcıoğlu Mahmut
Celadet Gaydalı
Batman İstanbul Bitlis
Kemal
Peköz
Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde konuşmak isteyen Halkların Demokratik Partisi Batman
Milletvekili Sayın Necdet İpekyüz.
Buyurun Sayın
İpekyüz. (HDP sıralarından alkışlar)
NECDET İPEKYÜZ
(Batman) Sayın Başkan, Parlamentonun değerli üyeleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Halkların Demokratik
Partisi adına Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mütevelli Heyetinin
yetkileri ve diğer hususlara ilişkin düzenleme yapılması
hakkında konuşacağım.
Arkadaşlar,
Türkiyede üniversiteler ciddi problem yaşıyorlar. Her kentte bir
üniversite açıldı, her kentte üniversitelerin
yaşadığı ciddi problemler var; ekonomik
sıkıntı yaşıyorlar. Bir taraftan da öğrenciler
ciddi mağduriyet yaşıyor ama moda deyimle Her kente bir
şehir hastanesi, her kente bir üniversite.
Bunun
dışında bir de Sağlık Bilimleri diye bir üniversite
kuruldu. Bir taraftan da ülkenin yöneticileri diyorlar ki: İlk 500de
niye üniversitemiz yok? Arkadaşlar, bu Sağlık Bilimleri
Üniversitesiyle ilgili düzenleme daha önce yapılmış ve Anayasa
Mahkemesi aslında yönetimiyle ilgili bir konuda karar vermiş.
Mütevelli heyetinin oluşumunda Sağlık Bakanlığı
ağırlıklı olduğu için, burada tümüyle
Bakanlığa bağlı olacağı düşünülerek
yönetimin değişmesi teklif edilmiş. Fakat biz biliyoruz ki
aslında birçok şey saraydan, Cumhurbaşkanı tarafından
belirleniyor; bakan da belirleniyor, rektör de belirleniyor, birçok yapı
oradan belirleniyor. Buna rağmen Anayasa Mahkemesi bunu
değiştirmiş.
Peki,
arkadaşlar mütevelli ne demek? Mütevelli kelimesinin anlamı
şu demek: Bir vakfın ya da bir kuruluşun yönetiminde görev
almış ve karar alma yetkisi olan bir kurul. Hem karar alacak hem bu
uygulamalarla ilgili çaba harcayacak. Peki, bize getirilen bu teklifte
mütevelli heyetine ne deniyor? Sağlık Bakanlığından 2
kişinin, YÖKten 1 kişinin, Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığından 1 kişinin katılımıyla
oluşturulan 5 kişilik heyet. Fakat daha önce, bu mütevelli heyetiyle
ilgili bir karar alma süreci var. Şimdi, diyor ki: Siz, bütçenizle ilgili
karar alamazsınız, görüş bildirirsiniz. Dil Kurumundaki
tanıma baktığınızda, buraya baktığınızda...
Bir diğeri ne diyor? Diyor ki: Siz kamu veya özel nitelikli kurumlarla
bir proje, iş birliği geliştirmekte, iş birliği
yapmakta yine karar alamazsınız, teklif edebilirsiniz. Bir
diğeri ne diyor? Yurt dışında, yurt içinde bir şube,
bir çalışma yürüttüğünüzde yine YÖKe teklif edebilirsiniz.
Yurt içini ve yurt dışını niçin söylüyorum arkadaşlar?
Bu Sağlık Bilimleri Üniversitesi -siz biliyor muydunuz- Somalide,
Sudanda, Özbekistanda, Filipinlerde, Afganistanda, Filistinde,
Pakistanda, Lübnanda da çalışmalarını yürütüyor; bir
kısmında bölümleri var.
Şimdi,
bir mütevelli heyeti oluşturuyorsunuz; bu, projelere karar veremeyecek,
görüş bildirecek; onaylayamayacak bütçesini, eli kolu bağlı ama
ona ekonomik destek vereceksiniz, birçok çaba harcayacaksınız. Bir
taraftan da biz biliyoruz ki vakıf üniversitelerinde mütevelli heyeti var;
kamuda yok, devlet üniversitelerinde yok, daha çok senato var, burada da senato
var. Senatoyu bir tarafa bırakıyorum, mütevelli heyetini niçin
oluşturmuşsunuz, niye bunu yapmışsınız? Bunun izahı
yok. Yani, bir karar alamıyorsa, bir şey yapamıyorsa bunu niçin
oluşturdunuz, kimse bilemiyor.
Nedir
ihtiyaç? Asıl ihtiyaç şu: Bir taraftan birçok hastane açtılar
Daha önce, işte, eğitim ve araştırma hastaneleri
vardı; orada şef, şef yardımcısı gibi kadrolar
vardı. Bunlara profesör, doçent gibi bir şeyi nasıl
verebiliriz? diye düşünüyorlardı, En iyisi bir üniversite
çatısı oluşturalım... Bunun başka bir yöntemi
bulunabilirdi, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Meclisin, bakanlıkların
veya yapıların hülle yapmasına, allem kallem yapmasına
gerek yok; ihtiyaç neyse ona göre düzenlenirdi ama nedense birilerine
kıyak geçilmesi lazım. Arkadaşlar, bu böyle tümüyle keyfî
Ama asıl önemli olan
bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum: 3 Kasımda Millî Eğitim
Bakanlığının bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşüldü. Daha önce bu teklif, biliyorsunuz, 2 kez geldi. İlk
geldiğinde YÖK üyesiyle biz konuşmuştuk, o zaman kabul
etmişti ve pandemiyi öne sürmüştü; Millî Eğitim Bakanı
geldiğinde biz tekrar bu konuyu gündeme getirdik. Milyonlarca insanı
ilgilendiriyor, milyonlarca öğrenciyi ilgilendiriyor, milyonlarca veliyi
ilgilendiriyor. Soru şuydu, Millî Eğitim Bakanı ve YÖK
Başkanına şunu sordum ben, partimiz adına dedik ki: Siz,
Türkiyede üniversite sınavlarında 700
bininci, 800 bininci olanlara pandemi döneminde yurt
dışından yatay geçiş için bir düzenleme
yapmışsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Tamamlayalım lütfen.
NECDET İPEKYÜZ
(Devamla) - Türkiyede üniversite sınavlarında 700 bininci, 800
bininci olanlar, bu dönemde burada tıp fakültesine, diş
hekimliğine, eczacılığa, hukuka yatay geçiş
yapmışlar ve buna pandemi nedeniyle diyorlar. Pandemi Batmanda,
Hakkâride, Rizede, Denizlide, Afyonda, Sinopta, Türkiyenin birçok yerinde
var ve ölümler oluyor. Oradaki öğrenciler belirli kriterlerle girecek 10
bine, 20 bine, 30 bine veya özel üniversitelere gidecek; başkaları
parası olduğu için gidecek -gidip gitmediği meçhul- oradan gelip
buraya yatay geçiş yapacak. YÖK Başkanı ne dedi, biliyor musunuz
arkadaşlar: 700 bininci-800 bininci iyimser bir rakam, daha alt
sıralar da var. Ve ne dedi: Maalesef bizi kandırdılar, biz bir
şey yapamıyoruz. Geldiler gittiler, bunu kısa sürede
yaptılar. Rektörlere yazı yazdık. Bu gelenlerle ilgili bir
işlem yapamıyoruz. Biz de buradan soruyoruz: Bu gelenler kim, kim?
Açıklanması lazım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECDET
İPEKYÜZ (Devamla) Sayın Başkan, toparlıyorum.
BAŞKAN
Peki, tamamlayalım, artık vermeyeceğim ikinci kez.
NECDET
İPEKYÜZ (Devamla) Türkiyede sınavlarda kaç puan
almışlardı, hangi yüzdelik dilime girmişlerdi, hangi
yüzdelik dilimlerle oraya gittiler? Şimdi, geldikleri üniversitelerde
hangi yüzdelik dilimlerle... Bunu açıklamıyorsanız siz gençlerle,
o ailelerle dalga geçiyorsunuz, kendi çocuklarınıza
ayrıcalık yapmış oluyorsunuz, halkın
çocuklarını görmezden geliyorsunuz. Eşitlikten, adaletten söz
etmek istiyorsanız bunun yanıtının verilmesi lazım,
düzeltilmesi lazım. Geçmişe dönük kazanılmış hak,
eşitsizlikler üzerine kurulamaz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekili arkadaşlarım, normal konuşma süresinin üzerine bir
dakikalık ilave bir süre de veriyoruz ama ikinci bir dakikayı
zorlamayın lütfen. Bundan sonraki konuşmacı
arkadaşlarıma vermeyeceğimi buradan bildirmek istiyorum.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
23üncü maddesi ile 2809 sayılı Kanunun ek 158inci maddesinin
dördüncü fıkrasına eklenen cümlelerin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Madde
23 Bu personel fiili çalışmaya bağlı ödemeler hariç kadro
ve pozisyonlarına bağlı mali ve sosyal haklardan faydalanmaya
devam eder. Bunlara yurt dışındaki görevleri süresince gündelik
verilmez. Üniversite yurt dışındaki birimlerinde mahallinden
sözleşmeli veya saat başı ücret
karşılığı personel çalıştırabilir. Bu
kapsamda çalıştırılan personele bir ayda ödenebilecek
toplam ücret görev yaptıkları ülkelerde 14/7/1965 tarihli ve 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B)
fıkrasına göre çalıştırılan personele ödenen
ücretten, 2547 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (m) ve (n) bentlerinde tanımlanan akademik
unvanlarda öğretim elemanı olarak çalıştırılanlara
yapılacak toplam aylık ödeme tutarı ise görev
yaptıkları ülkelerde sürekli görevle bulunan ve dokuzuncu derecenin
birinci kademesinden aylık alan bekâr meslek memurlarına ödenmekte
olan yurt dışı aylığından fazla olamaz. Bu
fıkra kapsamında çalıştırılacak personelin görev
türü ve sayısı ile ücretlerine ilişkin usul ve esaslar
Üniversitenin önerisi, Yükseköğretim Kurulunun teklifi ve
Cumhurbaşkanının onayı ile belirlenir. Üniversitenin
yurtdışındaki faaliyetlerinden elde edilen gelir ilgili ülkeye
özgü yurt içi veya yurt dışında üniversite adına
açılacak hesaba yatırılır ve yurt dışında
eğitim amaçlı yapılan faaliyetlerin gerektirdiği giderler
öncelikle bu hesaplardan karşılanır. Bu hesaplarda yer alan
kaynaklarla ilgili ülke yurt dışı faaliyetlerin
gerektirdiği giderlerin karşılanamaması durumunda
Sağlık Bilimleri Üniversitesinin bütçesinden kaynak
aktarılabilir. Bu hesabın harcanmasına,
muhasebeleştirilmesine ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe
Başkanlığının görüşü alınarak Üniversite
tarafından belirlenir. Söz konusu hesap Hazine ve Maliye
Bakanlığı Müfettişleri ve Sağlık
Bakanlığı Müfettişleri tarafından denetlenir.
Neslihan
Hancıoğlu Cavit
Arı Süleyman
Bülbül
Samsun Antalya Aydın
Süleyman
Girgin Turan
Aydoğan Kamil
Okyay Sındır
Muğla İstanbul İzmir
Fikret
Şahin
Balıkesir
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Samsun Milletvekili Sayın
Neslihan Hancıoğlu.
Buyurun Sayın
Hancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
NESLİHAN
HANCIOĞLU (Samsun) Sayın Başkan, konuşmama
başlamadan önce sonsuzluğa
uğurlayışımızın 82nci yıl dönümünde
ulusumuzun kurtarıcısı, cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu,
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkü saygı, özlem ve minnetle
anıyor, devrimlerinin ve eserlerinin ilelebet payidar kalması için
bütün benliğimizi bu uğurda adama sözümüzü bu vesileyle yineliyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İşsizlik
Sigortası Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik öngören bir
kanun teklifi olarak Meclise gelen ve Komisyonda, bazı
alacakların yeniden yapılandırılmasına dair bir
başka teklifle birleştirilerek âdeta mutasyona uğrayan 239
sıra sayılı Teklifin 23üncü maddesi üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz önerge hakkında söz
aldım.
Söz konusu madde, Anayasa
Mahkemesince iptal edilmiş bir kanun hükmünün yeniden düzenlenmesini
içeriyor. İptal edilen hükmü kısaca hatırlayacak olursak
kanunla, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin Mütevelli Heyeti
olağanüstü yetkilerle donatılıyordu. Yüksek mahkeme bunun
Anayasaya aykırı bir düzenleme olduğuna hükmetmiş ve
iptaline karar vermişti. İşte şimdi bu maddeyle iptalden
kaynaklı hukuki boşluk giderilmek isteniyor.
Değerli
milletvekilleri, başlı başına sırf bu olay bile
ülkemizin büyük bir sistem sorunuyla karşı karşıya
olduğunun bir kanıtı niteliğindedir. Sarayda adamı
olanlar kendi çıkarları için kanun teklifleri hazırlatıyor,
milletvekillerine imza attırılıyor, Meclis gündemine getiriliyor
ve sonra parmak çoğunluğuyla buradan geçiriliyor. Peki ya sonra
Anayasa Mahkemesi Bu kanun Anayasa'ya aykırı, bunu iptal ettim.
diyor, sonra mecburen konu yine önümüze geliyor. Memleketimizin başka
hiçbir derdi, tasası kalmadı; biz, Anayasa'ya
aykırılığı önceden bilinen, bu konuda bütün
uyarılar yapıldığı hâlde inatla Meclisten geçirilen
bir düzenleme için tekrar tekrar mesai yapmaya devam ediyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, doğruları söylemek,
uyarılarımızı yapmak bizim görevimiz, tıpkı
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin devletimizin yönetim
anlayışını felce uğrattığı
gerçeğini söylememiz gibi. Hazine ve Maliye Bakanının istifa
süreci, işte, bunun en somut örneğidir. Mesele, Berat Albayrak ya da
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan meselesi de
değildir; mesele, bir rejim sorunudur ve bu yeni rejim bir gemi misali her
yerinden su almaktadır.
Değerli
milletvekilleri, bütün dünya, bütün insanlık ve tabii ki ülkemiz de çok
talihsiz bir dönemden geçiyor. Küresel boyuttaki salgın, siyasal, ekonomik
ve sağlık sistemleri başta olmak üzere hayatın her
alanında bütün ülkelere hasar verdi. Bizim ülkemiz ise diğer ülkelere
kıyasla 2 kat daha talihsiz bir dönemi yaşamaktadır.
Sayıları 10 milyonu aşan işsizlerimize, yoksulluğun
pençesindeki yurttaşlarımıza, dükkânını siftahsız
kapatan esnafımıza, kur dalgalanması ve borç yükü altında
üretemez hâle gelen sanayicimize ışık olacak politikalar
üretmemiz gereken şu dönemde ülkemiz bir sistem kriziyle karşı karşıyadır.
İki yıldır uygulanan ve yetkilerin tek kişide
toplandığı, halka hesap verme mekanizmasının baypas
edildiği Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, bizim bu
süreçte çok daha ağır bedeller ödememize sebep oldu. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu sistem için ne denilmişti:
Devlette, bürokraside çarklar hızla dönecek; ekonomi düze çıkacak,
Türkiye uçacak. Peki, ya sonra
Hazine ve Maliye Bakanı görevi
bırakıyor, devlet bunu ancak yirmi yedi saat sonra teyit ediyor.
Geldiğimiz yer işte burasıdır.
Değerli
milletvekilleri, bu kürsüye her çıktığımda şunu
vurgulamaya çalışıyorum: Biz çok güçlü ülkeyiz, büyük
zenginliklere sahibiz ve milletçe her zorluğu aşarız. Bir
kişinin, bir partinin, bir ailenin çıkarları hiçbir zaman ve
hiçbir koşulda Türk milletinin ortak çıkarları üzerinde
değildir ve asla olamaz. (CHP sıralarından alkışlar)
Yaşadığımız
zorlukları aşmak için yapabileceğimiz şeyler var:
Sağduyumuzu korumak, bilimin yolunda ilerlemek, hukuka saygılı
olmak ve ortak akılla hareket etmek. Ülkemizin bu ilkeler ışığında
yönetileceği günlere en yakın zamanda kavuşacağına
inanıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Edilmemiştir.
BAŞKAN Kabul
edilmiştir.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Edilmemiştir.
Başkanım,
elektronik yapalım. MHP de oy kullandı.
BAŞKAN Çok dikkatli
baktım.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Başkanım, elektronik yapalım.
BAŞKAN Vallahi, hiçbir
uyumsuzluk yok Divanda şu anda, çok da net gözüküyor. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) MHPnin de kullandığı oylar var.
BAŞKAN - Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.24
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.51
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
23üncü maddede Cumhuriyet
Halk Partisinin önergesi üzerinde yapılan oylamada Divan üyeleri
arasında anlaşmazlık olduğu için oylamayı bir kez daha
tekrarlayacağım.
Cumhuriyet Halk Partisi
değişiklik önergesini kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
23üncü maddesinde yer alan Bakanlığınca ibaresinin
Bakanlığı tarafından ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Yasin
Öztürk Orhan
Çakırlar
Adana Denizli Edirne
Şenol
Sunat Ahmet
Çelik İmam
Hüseyin Filiz
Ankara İstanbul Gaziantep
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde İYİ PARTİ Ankara Milletvekili Sayın Şenol
Sunat
Buyurun.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
ŞENOL
SUNAT (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 10
Kasım, muzaffer başkomutan, cumhuriyetimizin banisi ve büyük devlet
adamı, Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkümüzün ebediyete intikal
edişinin 82nci yılı; rahmetle, minnetle, özlemle ve
saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun, mekânı cennet olsun.
Evet,
yine, değerli milletvekilleri, Karabağ, Azerbaycan Türkünün ve
Türkiye Türklüğünün otuz yıldır gözyaşı oldu. Evet,
bugünümüze şükürdür. Karabağlı, Azerbaycanlı Türkler,
artık inşallah Karabağa dönebilecek, inşallah bu
sıkıntılar son bulacak ama inşallah masada da kaybedilmez
diyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bugün 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 23üncü maddesi üzerine İYİ
PARTİ Grubu adına vermiş olduğumuz değişiklik önergesi
üzerine söz almış bulunuyorum. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Bu
maddede Sağlık Bilimleri Üniversitesinin mütevelli heyetinin
oluşumu, personel temini ve görevlendirilmesiyle ilgili ödeneklerine
ilişkin düzenlemeler getiriliyor.
Değerli
milletvekilleri, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından
tekrar getirilen maddeler Anayasa Mahkemesi kararını
destekleyebilecek özellikte değil maalesef. İşte, mütevelli
heyetinin sayısı belirleniyor, yine Cumhurbaşkanı
belirliyor, Sağlık Bakanı belirliyor -uzatmayacağım-
yani Yine bizim olsun, biz hükmedelim. gibi bir anlayış
Sağlık Bilimleri Üniversitesinde de devam ediyor.
Şimdi,
bir medeniyet tasavvurundan bahsediyor Sayın Cumhurbaşkanı,
fikrî iktidardan bahsediyor Sayın Cumhurbaşkanı. Bu zihniyeti
değiştirmediğiniz takdirde asla ve asla fikrî iktidarı
sağlayamazsınız, medeniyet tasavvurundan ne
anladığınızı bilmiyoruz ama medeniyet tasavvurunu da
gerçekleştiremezsiniz; o yüzden, zihniyetin değişmesi gerekiyor.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun teklifinde görülmüştür ki bütçeden her türlü
harcama karşılanamıyorsa fonlara akın edelim, fonlara hücum
edelim. Bilindiği üzere, Hükûmet yetkilileri her dara düştüklerinde
İşsizlik Fonunu kullanmayı alışkanlık hâline
getirdiler. Deprem için biriken paralar da yok ortada, birisi sormaya kalksa
Reis kızıyor. O yüzden de kimse bir şey soramıyor.
Görüştüğümüz
kanun teklifi yasalaştığında sigorta primi ve diğer
bazı ödemeler de artık İşsizlik Fonundan ödenebilecek.
İşsizlik Sigortası Fonundan bugüne kadar nerelere, ne kadar
para harcandığı maalesef belli değil fakat son bir
yılda baktığımızda erimenin ne boyutta olduğunu
anlayabiliyoruz. 2019 yılında 131,5 milyar lira olan Fon
varlığının 2020 yılında 92,5 milyar liraya
düştüğü görülüyor.
Ben
sizlere ve aynı zamanda iktidar yetkililerine şunu sormak istiyorum:
Pandemi dolayısıyla dokuz aydır olağanüstü bir dönem
yaşıyoruz, doğrudur ama plansız ve programsız geçen on
sekiz yıl dokuz ayda vatandaşı destekleyecek bir
politikanız, bir stratejiniz hiç olmadı mı? Babanızdan
kalmış miras gibi satıp savdınız, borç alıp
betona gömdünüz rant uğruna, israf ise anlatılacak gibi değil;
sarayın günlük harcaması 10 milyon TL.
Şimdi,
geldik bugüne, yıllarca işçimizin emeğiyle biriken bir fonun
üçte 1i dokuz aylık bir pandemi döneminde harcandı. Peki, pandemi
iki yıl daha devam ederse sayın milletvekilleri, ya da Allah korusun,
millet olarak başka bir felaketle -ki geçen İzmirde
yaşadık- karşılaşırsak sahi bu Hükûmet ne
yapacak? Ne yapacaksınız? Bunları hiç değerlendiriyor
musunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen
ŞENOL
SUNAT (Devamla) Bugün işçinin emeğini, biriken parasını
harcayan devlet yarın işçinin evine, eşyasına mı göz
koyacak? İşsizliğin azaltılması adı
altında işçilerin en büyük çalışma güvencesini yani
kıdem tazminatını yok etmeye çalıştınız ama
inşallah vazgeçmişsinizdir diye düşünüyorum. 17 milyon
işsizin olduğu bir ülkede İşsizlik Fonunu büyütmeyi
düşünmeyenler, her geçen gün daha fazla eritmenin yollarını
arıyorlar. Evet, bu kanun teklifiyle, torba kanun teklifleriyle birçok
madde getirir, işçinin İşsizlik Fonuna veya iş
tazminatına el koyabilirsiniz ama bugün zengini işçiye tercih
edebilirsiniz ama bu devran bir gün döner, iktidar gider, bir ömür biter,
unutmayın.
Saygılar
sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
23üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
Sayın
Ceylan
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
40.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü ölümünün 82nci yıl dönümünde saygı ve
rahmetle andığına, Anıtkabirden canlı yayın
yapılmasının engellendiğine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR
CEYLAN (Çanakkale) Sayın Başkan, Gazi Mustafa Kemal Atatürkü,
aramızdan ayrılışının 82nci yıl dönümünde
saygı, minnet, şükran ve rahmetle anarken her türlü yok sayma
girişimine rağmen Atatürkün ilke ve devrimlerinin yolumuzu
aydınlatmaya, rehberimiz olarak ulusumuzun yarınlarına yön
vermeye devam edeceğinin altını çizmek isterim.
Üzülerek
ifade etmem gerekir ki yok sayma girişimlerinin bir örneğini de bugün
Anıtkabir Komutanlığı yaşatmıştır.
Basın akreditasyonlarının Cumhurbaşkanlığı
ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yapıldığı
bildirilen 10 Kasım Atatürkü Anma Anıtkabir Programını
resmî tören sonrası canlı yayınlayan özel bir kanalın
yayını, sivil giyimli askerlerin müdahalesiyle sonlandırılmıştır.
Buradan saraya seslenmek istiyorum: Bu ulusun Atasıyla
buluşması için, Anıtkabirde kendine slogan
attıranların ve bu duruma sessiz kalanların
dağıtacağı akreditasyona ihtiyacı yoktur. Millet,
Anıtkabirin taşı, harcındaki kum tanesidir.
Teşekkür ediyorum.
XII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Devam)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 24üncü madde üzerinde 4 önerge vardır, aynı
mahiyetteki bu önergeleri birlikte işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239
sıra sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 24üncü maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Mücahit
Durmuşoğlu
İstanbul İstanbul Osmaniye
İsmail
Bilen İsmet
Yılmaz Ramazan
Can
Manisa Sivas Kırıkkale
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Hüda
Kaya Mahmut
Celadet Gaydalı Mehmet
Ruştu Tiryaki
İstanbul Bitlis Batman
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Kemal
Peköz Erol
Katırcıoğlu
Muş Adana İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Süleyman
Girgin Turan
Aydoğan Süleyman
Bülbül
Muğla İstanbul Aydın
Kamil
Okyay Sındır Fikret
Şahin Cavit
Arı
İzmir
Balıkesir Antalya
Mehmet
Bekaroğlu
İstanbul
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Yasin
Öztürk Orhan
Çakırlar
Adana Denizli Edirne
İmam
Hüseyin Filiz Ayhan
Erel Ahmet
Çelik
Gaziantep Aksaray İstanbul
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelerin ilkinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, teklifte yer
alan maddenin tekraren değerlendirilmesi amacıyla metinden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Halkların Demokratik Partisi
Batman Milletvekili Sayın Ruştu Tiryaki.
Buyurun
Sayın Tiryaki.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
239
sıra sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 24üncü maddesiyle ilgili bir değerlendirme yapmaya
çalışacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
teklifle Cumhurbaşkanlığında görevlendirilmek üzere yeni
bir kadro ihdas ediliyordu; Cumhurbaşkanlığı
raportörlüğü. Şimdi anlıyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekili arkadaşlarımız da bu maddenin geri çekilmesini
istiyorlar. Bunu tam anlayamadık; iki hafta önce de gene bir başka
kanun teklifinde bu madde vardı, geri çektiniz, işsizlik
sigortasıyla ilgili kanun teklifine yine eklediniz, yine geri
çekiyorsunuz. Bu konudaki tartışmanın kaynağı nedir
bilmiyoruz ama bu Cumhurbaşkanlığı raportörlüğü
meselesiyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
Şimdi,
bu teklife göre, özel yarışma sınavıyla raportör
yardımcısı alınacak, bunlarda yabancı dil koşulu
aranabilecek, hem mali haklar hem de sosyal haklar açısından yasama
uzmanıyla aynı statüye tabi olacaklar ve atandıktan sonra iki
yıllık süre içerisinde bir tez hazırlayacaklar, iki
yıllık yetiştirme döneminin sonucunda da yeterlilik
sınavına girip başarılı olurlarsa raportör olarak
atanacaklar. Neden uzman olarak değil de raportör olarak
alınıyorlar, bunu bilmiyoruz. Neden yasama uzmanıyla aynı
statüye tabi tutuluyorlar, bunu da bilmiyoruz.
Bir
de önemli bir şey umarım bir daha getirmezseniz bunu-
Cumhurbaşkanlığı raportörü kadrolarında bulunanlardan
hizmetine ihtiyaç kalmayanlar başka Bakanlıkta ve
Cumhurbaşkanlığı bağlı kuruluşlarında
uzman olarak, özel yarışma sınavına tabi tutularak girilen
uzman kadrolarında görev yapabilecekler. Ben şunu söyleyeyim: Böyle
bir sistem birkaç yıl devam etsin, emin olun, bütün Bakanlıklarda
Cumhurbaşkanlığı eskisi raportör kadrolarıyla
karşı karşıya kalacağız.
Şimdi,
iki şeyi özetle söylemek istiyorum, biri şu: Gerçekten bu hafta parti
devleti konusunda önemli bir gelişme oldu; Niğdenin Alay ilçesinde
belediye, belediyecilik işlerinin arasına parti üyeliğini de
ekledi. Belediyenin internet sayfasına giriyorsunuz, sol üst köşede
Parti Üyeliği diye bir bölüm var, oraya
tıkladığınızda Adalet ve Kalkınma Partisi üyelik
formunu görüyorsunuz.
Mayıs
2020 tarihinde Diyarbakır Valisi, Adalet ve Kalkınma Partisi
Diyarbakır İl Başkanı ve ilçe başkanlarıyla ortak
bir toplantı yapmıştı; Mayıs 2020de, bütün il ve ilçe
başkanlarının tamamının katıldığı
bir toplantı. O zaman da söylemiştik, bir daha söylüyoruz: Gerçekten
ülkeyi parti devleti hâline getirdiniz. Devlet kurumlarının
bürokratlarına ak kadro diyorsunuz, konuşurken ak kadro
diyorsunuz yani Adalet ve Kalkınma Partisinin kadrosu; genel müdürler için
de söylüyorsunuz -müsteşarlar şimdi yok- Bakan
Yardımcıları için de söylüyorsunuz, daire başkanları
için de. Emniyet Genel Müdürü söyledi ya İçişleri
Bakanlığının toplantısında, geçen yıl ben
katıldım, ak kadro diyor ya devletin kurumlarının
bürokratlarına.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) O bizim sitemizde var. Öyle değil,
karıştırma, sen karıştırıyorsun. Bizim
sitemize gir, orada Ak Kadro var. Tamam mı?
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Bunun ismi parti devletidir. Emin olun
Mehmet Bey, bunun ismi parti devletidir ve sonu hiç hayra gitmez.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Mehmet Bey, arkadaşıma cevap vermek yerine
yerinden laf atıyorsun ya. Grup Başkan Vekili böyle bir şey
yapmaz.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Bir şey daha söyleyeyim: Evet,
geçen hafta işsizlik sigortası ve bu esnek çalışmaya dair
birkaç şey söylemiştim ama gerçekten ülkenin ekonomisi iyiye
gitmiyor. Kişi başına millî gelir 10.600 dolardan 7.200 dolara
düştü yani neredeyse yüzde 30 fakirleşti; her yurttaş
fakirleşti, 10.600 dolardan 7.200 dolara. 420 milyar dolar civarında
ülkenin dış borcu var; çocuklarımız değil,
torunlarımız bile borçlu doğacaklar.
Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı geçen gün bütçe
görüşmesi sırasında yoksulluğa ilişkin
eleştirilere yanıt verirken şöyle bir şey söyledi, dedi ki:
Türkiye'de artık aşırı yoksulluk yoktur. Arkadaşlar,
Türkiye'de artık aşırı yoksulluk yoktur, doğru ama
kitlesel yoksulluk var, kitlesel. 16 milyon kişi yoksulluk sınırının
altında ve 18 milyon kişi yoksulluk sınırıyla
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Sizin Gini katsayısından haberiniz yok
sanırım. Gini katsayısını biliyor musunuz?
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Hangi katsayıyı esas
alırsanız alın fark etmez.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) En yüksek eşitsizlik seviyelerinden en yüksek
eşitlik seviyesine çıkmış vaziyette.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Dolayısıyla, yoksulluk yüzde
50, yüzde 60larda. 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı
2.447 TL, yoksulluk sınırı 7.973 TL.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Önce rakamları bileceksiniz, sonra
konuşacaksınız. İnsani Gelişmişlik Endeksine bir
bakın, nereden nereye geldiğini görün.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Sayın Başkan, böyle bir şey olur mu?
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Nereden nereye geldiğimize bakın.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Yani bu rakamlara göre gerçekten ülke
nüfusunun yüzde 56sı yoksul. Çıkar bu rakamlara yanıt
verirsiniz.
Bakın,
diyorum ki şöyle sanıyor Sayın Bakan herhâlde:
Aşırı yoksulluk yok.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Şu anda İnsani Gelişmişlik Endeksi en
yüksek noktada.
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) - Başkan, böyle bir şey var mı
ya?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Başkan, niye müdahale etmiyorsunuz?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, kürsüdeki hatibe müdahale etmeyelim lütfen.
Buyurun,
siz de Genel Kurula hitap edin.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Aralıksız bir sataşma var.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Neden? Yanlış söylüyor.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Tamam Sayın Başkanım,
tamamlıyorum. Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bir
daha söylüyorum: 16 milyon kişi yoksul
BAŞKAN
Sayın Vekilim, bir saniye
Aynı
şekilde, evet, Meclis literatüründe var, laf atılabilir ama sürekli
laf atarsanız, ben de sürekli konuşma süresini uzatacağım.
Buyurun
Sayın Milletvekilim.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bakın,
bir daha söylüyorum: 16 milyon kişi yoksul, 18 milyon kişi de
yoksullukla karşı karşıya yani 7 bin TLnin altında
geliri olan 4 kişilik ailelerden bahsediyoruz.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Siz rakamları çarpıtıyorsunuz.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bu rakamlar veri güvenilirliği
olmayan TÜİK verileri, ben söylemiyorum. İşsizlik rakamı da
tutmuyor TÜİKin, hiçbir rakamı tutmuyor ama bu veriler bile
yoksulluğun arttığını gösteriyor.
Kürt
illerinde yoksulluk ve işsizlik çok daha üst seviyelerde, Türkiye
ortalaması yüzde 11 mi, 13 mü, 15 mi, 19 mu tartışılır
ama TÜİK diyor ki: 4 tane ilde, benim milletvekili olduğum Batman da
dâhil, Şırnak, Siirt ve Mardinde işsizlik oranı -resmî
rakam- yüzde 29; yüzde 29 işsizlik rakamı. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Türkiyede Kürt illeri diye iller yok.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Lütfen, müdahale etmeyi bırakır
mısınız!
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Genç işsizlik oranı yüzde
25in üzerinde. Özetle, ülkede ekonomi iyiye gitmiyor.
Bakın,
Türkiyede Maliye Bakanının olmadığı yirmi dört saatte
Türk lirasının değeri yüzde 5 arttı.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Türkiyede Kürt illeri diye iller yoktur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) İşsizliğin sonu
işte budur diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Hayret bir şey ya! Sürekli müdahale ediyorsunuz.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Doğru konuşsun o zaman, doğru konuşsun!
BAŞKAN
- Arkadaşlar, lütfen sessiz olalım.
Görüşmelere
devam ediyoruz.
MEHMUT
MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım, yerimden bir söz
talebim var.
BAŞKAN
- Sayın Muş, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Batman
Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryakinin görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 24üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, şimdi, bizim
arkadaşlarımız çıktığı zaman inanın biz
arkadaşlarımızı bazen duymakta zorluk çekiyoruz.
Yerlerinden milletvekili arkadaşlar, özellikle muhalefet tarafından
müdahalede bulunabiliyorlar, bunu da bir hak olarak görüyorlar.
Şimdi,
ben Ruştu Beye buradan şunu söylüyorum: İşte Ak kadrolar
var. diyor; doğru, ak kadrolar var. Akparti.org.trye girdiğiniz
zaman orada Ak Kadro diye bir bölüm var, oraya girerseniz ak kadroların
ne olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla ak kadronun, partimizdeki
yöneticilerin
Ve bizim, patenti, ismi bize ait olan bir terim, bir tanım;
bu da sitemizde var, kendisine bunu söyledim.
Yoksullukla
alakalı ortaya koymuş olduğu rakamlarla alakalı kendisi
Şimdi, istatistikte bir şey vardır, açıklamak
istediğiniz rakamları söylersiniz, görmek istemediğiniz
rakamları saklarsınız, bunları ifade etmezsiniz,
dolayısıyla bir tablo ortaya koyarsınız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Burada milletvekilimiz de kendisine Gini
katsayısını hatırlatıp bir milletvekilinin doğal
hakkıdır- Gini katsayısının nereden nereye
geldiğini ifade etti, burada bir iyileşmeden bahsetti. Türkiyede
bütün vatandaşlarımız sosyal güvenlik kapsamına
alınmış vaziyettedir, bu önemli bir devrimdir. Dolayısıyla
bizim kendi görüşlerine katılmadığımızı
ifade etmek isterim, Türkiyede bir iyileşme
sağlanmıştır. Ve burada ısrarla HDP bu huyundan
vazgeçmeyecek; şu saptırma, şu bölme, parçalama,
ayrıştırma, fitne fesat sokma huyundan vallahi bunlar vazgeçmeyecek;
bunlar ölse de bu huylarından vazgeçmeyecekler.
Bakın,
az önce ısrarla
Ruştu Bey akıllı bir adam, ne
söylediğini gayet iyi biliyor, söylediği lafın nereye
gittiğini de iyi biliyor. Şimdi, özellikle Batman dese bir problem
yok, der, Diyarbakır der, Hakkâri der, Şırnak der; bunu
demiyor veya Kürtlerin yoğun yaşadığı iller demiyor,
Kürt illeri diyor, özellikle bir tanım üretmeye
çalışıyor. Sonra biz bunlara Siz bölücüsünüz. dediğimiz
zaman zorlarına gidiyor. Kardeşim, bölücüsünüz; sizin amacınız
bu, ifadeleriniz, kullandığınız terminolojiniz bu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) Bölücü sizsiniz!
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Memlekette bölücü varsa o da sizsiniz!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Busunuz siz, siz busunuz. Ya, siz busunuz arkadaşlar.
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) Böldünüz ülkeyi, böldünüz.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Öyle bir terminoloji yok Sayın Başkan. Sen de
müsaade ediyorsun!
BAŞKAN
Sayın Beştaş, buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, açıkça
hatibimize sataşmada bulunmuştur.
(AK
PARTİ ve HDP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN
Pardon, duyamıyorum.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bölücü diyerek sataşmada
bulunmuştur, söz istiyoruz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Dedim, evet.
BAŞKAN
Evet, Sayın Tiryaki, 69a göre kürsüden iki dakika süre veriyorum.
Yeni
bir sataşmaya mahal vermeyin lütfen.
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryakinin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklaması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Şimdi,
önce şu ak kadrolar meselesini söyleyeyim.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Söyle.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Size nerede olduğunu söylüyorum:
İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken daha önce
Emniyet Genel Müdürlüğü yapan milletvekiliniz gösterdi İçişleri
Bakanlığının bürokratlarını, Bunlar ak
kadrolar. dedi. Yani bunu ben mi söylüyorum? Şimdi, ak kadrolar
dediği, Bakanlığın bürokratlarına ak kadrolar
diyorsunuz dedim. Biz kendi internet sitemizde ak kadrolar derken partimizin
kadrolarından bahsediyoruz. ne anlama geliyor?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Çarpıtma, çarpıtma.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) İstediğiniz kadar söyleyin,
ben diyorum ki: Bunun ismi parti devletidir. Adalet ve Kalkınma Partisinin
kadroları ile devletin bütün bürokratlarına aynı gözle
bakıyorsunuz, onları da kendi kadrolarınız olarak
görüyorsunuz. Bu, parti devletinin örneği.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bürokratlar devletin bürokratlarıdır.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Bu Kürt şehri meselesine gelince,
bundan niye rahatsızlık duyuyorsunuz anlamıyorum. Şimdi,
biz, ülkeyi bölelim, Kürtler ayrı devlet kursun, Kürtlerin ayrı
şehirleri var, bunları ayrıştıralım mı
diyoruz? Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı
şehirlere Kürt şehirleri diyoruz.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayar mısın, sayar mısın, hangi
iller? Hangi illerin olduğunu söyle, hangi iller?
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Bunun neresi bölücülük? Bunun neresi
bölücülük? Dünyanın herhangi bir yerinde insanların etnik olarak
çoğunlukta olduğu ülkeler olabilir.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Hangi iller olduğunu söyle, hangi iller?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir dinleyin.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Dinlemiyoruz, dinlemiyoruz.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Bakın, açın
Wikipediayı, açın Wikipediayı, dünyanın herhangi bir
şehrine bakın. Bakın, Kirmanşah
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Hangi iller olduğunu söyle.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bölücüsünüz siz, bölücü!
BAŞKAN
Sayın Grup Başkan Vekilleri, lütfen
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Örnek veriyorum ya, örnek veriyorum,
İranda Kirmanşah kenti.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) İlleri say, illeri.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Açın, Wikipediada diyor ki: 10
bin kadar şu etnik kökenden, şundan, şu kökenden bu kadar insan
var. 1 milyon 600 bin nüfuslu eyaletin nüfusunun büyük bir bölümü Kürtlerden
oluşuyor.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Siz bölücüsünüz ama size böldürtmeyeceğiz.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Bunun neresi bölücülük ya? Kürtün
adına bile tahammül edemiyorsunuz. Bu mu kardeşlik? Her zaman
söylüyorum.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sen bölücüsün, bölücü!
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Söyle, hangi iller, söyle. Hangisi, söyle.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bölücüsünüz siz!
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) Bölücülük sizin
yaptığınızdır. Kürtün adına tahammül edememek en
büyük bölücülüktür ya. Bu kadar net!
O
kadar, daha ne söyleyeyim size! (HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Siz bölücüsünüz, bölücü! Bölücüsünüz siz!
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Hangisinin olduğunu söyleyeceksiniz.
Çıktığınız zaman söyleyeceksiniz.
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Kürtlerin çoğunlukta olduğu
şehirler var. Başkan, Kürtlerin çoğunlukta olduğu yerler
var.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Araştırmasını yapın,
söyleyin bakalım. O zaman tartışalım. Söyleyin, hangileri
Kürt ili?
MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) O zaman sorun, nüfus müdürlüğü
sorsun. Nüfus sayımı yapılırken vatandaşa sorsunlar,
öğrenirsiniz.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) İddia eden sensin, çıkıp söyleyeceksin
hangi iller olduğunu. Yarım iş yok.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) İstanbul örneğin.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İstanbul, Diyarbakır
Sayalım mı?
BAŞKAN
- Sayın Grup Başkan Vekilleri, müsaade eder misiniz.
Sayın
Bülbül, arzu ederseniz kürsüyü kullanabilirsiniz, o konuda
açığım; sonuna kadar, sabaha kadar buradayız,
tartışabiliriz.
Bütün
Grup Başkan Vekili arkadaşlarıma söylüyorum: Lütfen yerinizden
konuşmacıya laf atmayalım. Hele Grup Başkan Vekilleri bunu
yapmamalı diye düşünüyorum. Milletvekili
arkadaşlarımız laf atabilir, bu normaldir, Meclisin
klasiğidir bu ama Grup Başkan Vekilleri ne zaman arzu ederlerse söz
veriyorum zaten.
Sayın
Muş, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Batman
Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryakinin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkanım, bakın,
söylediğim çok açık ve ısrarla bu terminolojide ısrar
ediliyor. Bu hiç masum bir terminoloji değil.
Efendim,
hemen olayı şuna getiriyorlar: Siz Kürtlerin ismine tahammül
edemiyorsunuz da
Ya, öyle bir şey yok arkadaşlar. Bakın,
burada etnik bir kimlik üzerinden bir ayrıştırma projesi bu. Bu
bilinçli yapılıyor. Yani burada safa yatıyor, işte Biz
Kürtlerin yoğun yaşadığı yerleri söylüyoruz da
O
zaman Kürt vatandaşlarımızın yoğun
yaşadığı yerler." de. Bunu demiyor, bilerek bunu
yapıyor.
TULAY
HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Size mi soracağız ne
söyleyeceğimizi!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Şimdi, HDP terminoloji yerleştirmeye
çalışıyor; amacı, gayesi bu. Burada Kürtlere
düşmanlık yapan birisi var, çok iyi tanıyorsunuz.
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elâzığ) PKK.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) PKK. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Binlerce insanı katletti, seslerini çıkaramazlar.
Bakın,
kendi milletvekilleri diyor ki: Artık devekuşu gibi yapmanın
manası yok. HDP başını kuma gömüp Bizim ilişkimiz yok
Bu aşikâr bir ilişkidir, bu inkâr edilemez bir ilişkidir.
Şimdi, Kürtleri katledenlerle ortak hareket eden bir HDP var. Bunu
söyleyen milletvekilleri; kendi milletvekilleri, 2 dönem milletvekilliğini
yapmış Altan Tan söylüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, bakın, burada fikrî
tartışmalara biz her zaman açığız ama bu
arkadaşların yaptığı, bilinçli, sistematik bir
terminoloji yerleştirme, bir doktrinasyon ve nihayetinde bir bölgeyi
Türkiyeden fikrî olarak da, ruhsal olarak da, fiziki olarak da bölme
amacıdır. Bunu silah koluyla PKK yapıyor, fikrî olarak da bunlar
yapıyorlar. Bunun farklı yerlerde uzantıları var, topyekûn
bir organizasyon bu. Dolayısıyla, siz hakikaten samimiyseniz
Bunun
bu anlama geldiğini bizden çok daha iyi bilmelerine rağmen
ısrarla tekrarlıyorlar. Bununla alakalı düzenlemeler getirdik
fakat bundan vazgeçmiyor.
Şunu
söyleyeyim size: Bakın, yer yarılsa, gök çatlasa size
HİŞYAR
ÖZSOY (Diyarbakır) Binali Yıldırım Diyarbakıra
gelip Kürdistan dedi yahu!
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) Onu Binali Yıldırıma sorun,
Kürdistan dedi, Kürdistan!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) - İlişki hâlinde olduğunuz o terör
örgütüne, bağlı olduğunuz ve talimat
aldığınız o dağdakilere de söyleyin, bu yer
yarılsa, gök çatlasa size asla ve asla müsaade etmeyeceğiz, buna izin
vermeyeceğiz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Kimin kiminle ilişkide olduğunu halk biliyor.
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) Kürdistan diyen Binali
Yıldırıma söyleyeceksin sen onu Başkan.
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bu yer yarılır, gök çatlar; buna müsaade
etmeyeceğiz, izin vermeyeceğiz. Bunu bilin, bunu kafanıza koyun,
ona göre hareket edin, ona göre davranın.
KEMAL
PEKÖZ (Adana) Yoksulluğun üzerini örtmek için yapıyorsun
bunları, çarpıtıyorsun.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Cumhurbaşkanınıza sorun Kürdistan
neresi? diye.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Beştaş.
43.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, öncelikle
şunu söyleyeyim: Konu bilinçli bir şekilde AKP ve MHP ittifakı
taraflarınca saptırılıyor. Bugünkü temel gündem kendileri
olduğu için ve bütün kamuoyu bu konuda kendilerinin sözünü merak
ettiğinden dolayı tartışmayı gelip
Bizim hatibimiz ak
kadrolar üzerinden bir konuşma yaptı, konuşmasının
arasında Kürt illeri geçti ve bunun üzerinden, oradan bir itiraz patladı.
Bir
kere, şunu söyleyeyim: Bu konuda burada yüzlerce defa tartışma
yaptık, yüzlerce defa. Bir kere, bizimle bu konuşma üslubuna hiç
kimsenin hakkı ve haddi yoktur.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Var, benim var.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bize hiç kimse burada
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Benim temsil ettiğim sistemin var.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir müsaade edin arkadaşlar.
Bize
hiç kimse burada şöyle bir dil kullanamaz: Müsaade etmeyiz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Etmeyeceğiz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İzin vermeyiz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Vermeyeceğiz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Şunu yapmayız.
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elâzığ) PKK devletine müsaade etmeyiz.
KEMAL
PEKÖZ (Adana) Hadi be!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Siz kimsiniz yahu? Siz kimsiniz?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Biz milletin kendisiyiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Buraya onlar nasıl seçilerek
geldiyse biz de aynı sandıklardan, halktan oy alarak buraya geldik.
Bu üsttenci, bu hiyerarşik, bu böyle, ötekileştiren,
ayrımcı tutumu reddediyoruz ve onları da menediyoruz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Hiç alakası yok. Konuştuğunuz
müddetçe mütekabiliyet yapacağız.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir daha böyle bir üsluba izin
vermeyeceğiz. Bir daha böyle bir üsluba asla izin vermeyeceğiz.
Gelelim
Kürt illeri meselesine. Eğer bir bölücülük varsa burada Kürt halkına,
Kürtlere
Daha bugün örnek verdim, 7 ve 10 yaşındaki 2 çocuk panzerle
öldürülmüş, 19 bin lira para cezası verilmiş; önce ona
karşı çıksınlar. Kürtler kurşuna diziliyor Roboskide,
33 insan öldürülüyor, önce ona karşı çıksınlar.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Nupeldanın hesabını ver sen,
Nupeldanın hesabını ver! Tuncelili Nupeldanın
hesabını verin, ondan sonra konuşun!
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elâzığ) PKKnın dağa götürdüğü
12-14 yaşındaki çocuklar ne olacak?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Asıl bölücülük burada, Türkiyede 83
milyon yurttaşın hepsine
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bir kazayı kasıtlıymış gibi
göstermeye çalışmayın.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kasıtlı.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Kasıtlı gibi göstermeye çalışma!
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Kasıtlı, kasıtlı.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Nupeldanın hesabını verin!
İlişki hâlinde olduğunuz, mayınları döşeyenlere
sor!
BAŞKAN
Sayın Beştaş, son sözlerinizi alayım.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, son söz falan
Bunu bitirmek istiyorum, uzatmayacağım.
BAŞKAN
Lütfen, rica ediyorum
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biz Kürt illeri diyoruz, demeye devam
edeceğiz; biz kürdistan coğrafyası diyoruz, demeye devam
edeceğiz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Biz de size müsaade etmeyeceğiz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Onların Cumhurbaşkanı, AKP
Genel Başkanı daha beş yıl önce gidip Diyarbakırda
eyalet sistemini ve kürdistanı savundu. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Hiç eyaleti savunmadı, hiç savunmadı.
OYA
ERONAT (Diyarbakır) Yalan söylüyorsun, yalan söylüyorsun!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Daha dün Binali Yıldırım
gidip Diyarbakırda
(x) kürdistan şehirleri. diye
selamlama yaptı.
OYA
ERONAT (Diyarbakır) Yalan söylüyorsun!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Kürtçe selam verebilir, sizin tekelinizde mi Kürtçe!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - İşimize gelince biz söyleriz
ama işimize gelmezse size söyletmeyiz. üslubunu reddediyoruz. Ayrıca
Kürtlerin ağırlıklı, yoğunluklu
yaşadığı illere Kürt illeri diyoruz, bu bir sır
değil
OYA
ERONAT (Diyarbakır) İstanbula ne diyeceksin!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bölücülük yapıyorsunuz!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O coğrafyaya kürdistan
coğrafyası diyoruz ve biz HDP olarak bu ülkede 83 milyonun eşit
ve özgür yurttaşlığını savunuyoruz, herkesin bir arada
yaşamını savunuyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ne mutlu Türküm diyene. demiyoruz,
Bir Türk dünyaya bedeldir. demiyoruz, böyle ırkçı
etkileşimleri reddediyoruz; herkes eşittir diyoruz, herkes
eşittir. Bölücü biz değiliz, onlardır. (HDP
sıralarından alkışlar)
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Bir Türk dünyaya bedeldir! Bunu da böyle bilin.
BAŞKAN
Sayın Bülbül
44.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın Başkan, şimdi, Milliyetçi
Hareket Partisinin ve Adalet ve Kalkınma Partisinin
tartışmayı saptırmakla ve bu konuşma üzerinden
meseleyi farklı mecralara çekmekle itham edildiğini duyduk HDP Grup
Başkan Vekili tarafından. Bunu kabul etmek mümkün değil. Siz
dünyanın en doğru şeylerini söyleseniz de siz dünyanın en
güzel sözlerinden, en güzel meselelerinden bahsetseniz de duruşunuz,
tavrınız, siyasetiniz gereğince samimi bir duruşa sahip olmadığınız
için, hiçbir zaman söyledikleriniz ile yaptıklarınız bir
olmadığı için bu millet nezdinde -bu millet derken içerisine
Kürtü, Türkü, hepsi; Türk milleti diyoruz biz buna, burada ayrıştırma
falan yok- itibar görmeniz, kabul görmeniz mümkün değil.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hadi ya!
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Ama halktan sizden daha fazla oy aldık.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Şimdi, arzu ettiklerinize kavuşabilmeniz de mümkün
değil. Sayın Muşun bahsettiği gibi, buna müsaade
etmeyeceğiz; bu memleketi bölmenize, bu manada bir yarık
oluşturmanıza, bu memlekette bu milletin içerisine fitne fesat
tohumları ekmenize hakikaten müsaade etmeyeceğiz. Zaten bu bizim
müsaademize kalmaz, bu millet zaten bu konuda tavrını, duruşunu
yıllardan beri gösteriyor. Bunun içerisine o bölgede yaşayan Kürt
kökenli kardeşlerimiz de aynı şekilde dâhildir. Sizler,
kendinize destek vermeyen kişiyi, Kürt kökenli olsa bile Kürtten
saymıyorsunuz, insandan saymıyorsunuz. Bu kadar can
kayıpları, PKKnın katlettiği, yok ettiği aileler,
insanlar, bebekler, efendime söyleyeyim, siviller varken bunlara dair tek bir
söz ağzınızdan çıkmış değil. Sizler o
katliamları yapan teröristlerle beraber olan yapılarsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Bu gerçeklik ortadayken burada barıştan,
kardeşlikten falan bahsetmenizin hiçbir yerde makes bulması mümkün
değil. Bu tavır değişmediği sürece Türkiye Büyük
Millet Meclisinde sizin bu manada ifade ettiğiniz her husus, bu manada
söylediğiniz Kürt illeri ifadesi
Neyi ölçtünüz, neyi biçtiniz de siz bu
memlekette, Türkiye Cumhuriyeti devletinde -Anayasası belli-
Anayasasının ilgili hükümlerine tamamen aykırı bir
şekilde ve bunun dışında Türkiyeyi oluşturan sosyal
manadaki bu ortak iradenin hilafına, kalkıp da burada illeri etnik
köken ayrımı gözeterek farklı şekilde adlandırmaya
cüret edebiliyorsunuz? Bunun kabulünü, bunun nasıl gerçekleştir...
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Cüret lafını geri alın lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Kalktınız, İstanbul
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siz hangi cüretle konuşuyorsunuz!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Hayır, bu milletin
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siz kimsiniz cüret diyorsunuz ya!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Hukuka karşı, Anayasaya karşı buna cüret
edemezsiniz. Ben bunu, cüret ifadesini rahatlıkla kullanırım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Biz de size kullanacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Son sözlerinizi alayım Sayın Bülbül.
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Siz kalkıp oturduğunuz yerden bizim
konuşmalarımızı menetmekten bahsediyorsunuz. Siz kimsiniz?
Bizim konuşmalarımızı menedecek hadde ve hakka ne zaman
sahip oldunuz? (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Biz,
Türkiyede Anayasanın, hukukun ve millî birlik, beraberliğin
gereğini ifade ediyoruz, burada siyaseten konuşmuyoruz. Biz bunu
söylediğimiz zaman Bu memleketin sahibi siz misiniz? diyorsunuz. Bu
memleketin sahibi Türk milletidir! Bunun bir ferdi olarak buna sahip
çıkmak da hepimizin görevidir. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Buna sahip
çıkacağız. dediniz de sizin elinize vuran mı oldu,
ağzınızı kapayan mı oldu? Çıkın, sahip
çıkın milletin ortak geleceğine, ortak kaderimize sahip
çıkın. Ortak geleceğimizle, kaderimizle alakalı bir gün
hangi hadise var ki sizin bunun yanında durduğunuz veya bununla
beraber hareket ettiğiniz vaki olsun? Böyle bir şey söz konusu
değil. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi,
barış ve kardeşlik
Yesinler sizin barış ve
kardeşlik anlayışınızı!
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMED
LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Öldürün, eli kanlı olanlarla beraber olun, eli
arkada silahlı, önünde el sıkanlarla beraber onları kamufle
etmeye çalışın; ondan sonra barış, insan hakları
ve demokrasiden bahsedin. Bu problem çözülmediği sürece bu fitne
bitmeyecek. Ve Allahın izniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu
memlekette bu vatanın evlatları var olduğu sürece siyasi parti
ayrımı yapmaksızın söylüyorum- buna asla ve asla müsaade
edilmeyecektir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İstediğiniz
kadar konuşun, istediğiniz kadar söyleyin, her sözünüze cevap
vereceğim.
BAŞKAN
Sayın Grup Başkan Vekilleri, şimdi İYİ PARTİye
de söz vereceğim; bundan sonraki turda da sataşmadan dolayı
kürsüden sadece iki dakika, yerinden talep edenlere sadece bir dakika söz
vereceğim. Görüşmelere böyle devam edeceğiz, isterseniz sabaha
kadar da söz alabilirsiniz.
Buyurun
Sayın Tatlıoğlu.
45.- Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusunun anıldığı bir
günde Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırı kavramların
kullanılmasını şiddetle reddettiklerine ilişkin
açıklaması
İSMAİL
TATLIOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, Meclisimizin kıymetli
mensupları; bugün 10 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusunu
özenle andığımız bir gün. Bugün burada, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına aykırı kavramların
kullanılmasını şiddetle reddediyoruz. Biz, Kürtlerin de hiç
kimsenin marabası olmadığına ve Türkiyenin, Türk
milletinin ve Türk devletinin çatısı altında 84 milyonun birlik
ve beraberlik içerisinde yaşaması gerektiğine inanıyoruz.
Siyasetimizin uzun süredir, önce birlikte yürürken şimdi karşılıklı
bu tür konulardan beslenmesini de şiddetle kınıyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
İSMAİL
TATLIOĞLU (Bursa) Diyarbakır da, Edirne de, İstanbul da,
Erzurum da, Bursa da birdir, beraberdir; Türkiye Cumhuriyeti devletinin
şehirleridir, toplumun bir bütünüdür.
Saygılar
sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Beştaş, size kürsüden söz vereceğim sataşmaya
göre.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben buradan konuşacağım.
BAŞKAN
O zaman sadece bir dakika vereceğim, açmayacağım mikrofonu.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Neden? Oraya yerinden söz verdiniz.
BAŞKAN
Hayır, bir turu tamamladım dedim ve bunu da izah ettim. Bundan
sonra
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben müsaade ederseniz buradan
BAŞKAN
Tamam, yerinizden 60a göre bir dakika söz veriyorum Sayın Beştaş.
46.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, miting
meydanında değiliz, kimse kimseye böyle hamaset yapmasın. Burada
bu ittifak güçlerinin -AKP ve MHPnin- işlediği suçları bu
yöntemle örtemezler; ne işsizliği ne yoksulluğu ne aç
olduğu için intihar edenleri ne kadın cinayetlerini ne Kürtlere
yapılan düşmanlığı bu yöntemlerle örtemezler. Biz
Anayasaya aykırı kavramlar diye söz edilen kavramları
yıllardır kullanıyoruz, altı yıldır burada
kullanıyoruz. Burada ne zaman ki AKP MHPye teslim oldu, ne zaman ki bir
anlaşma yaptılar, o gün bugündür nedense kendi Genel
Başkanlarının kullandığı kavramlara burada
kendilerini her defasında itiraz etmek zorunda hissediyorlar. O zaman bu
ülkenin Cumhurbaşkanı defalarca Anayasa suçu işledi, öyle mi?
Erdoğanın
şu sözlerini hatırlatıyorum: Osmanlıya
baktığımız zaman, o güçlü Osmanlıda mesela, çok daha
enteresan, Lazistan eyaleti var, Kürdistan eyaleti var.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun, devam edin, tutanaklara geçsin.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İniyoruz güneye, yine aynı
şekilde eyalet sistemleri var. Niye? Osmanlı güçlü ve oralarda, hiç
çekinmeden, rahatlıkla bunları vermiş. Belli ki AKPden
bazı vekiller bunları okumuş ama MHPliler okumamış
henüz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Biz Osmanlıda değiliz, Türkiye
Cumhuriyetindeyiz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz Meclis kayıtlarına, kurucu
Meclisten bu yana Türkiye Büyük Millet Meclisi kayıtlarına -bugün 10
Kasım- herkesin lütfen, dönüp bakmasını istiyoruz, herkesin,
bütün milletvekillerinin bakmasını istiyoruz. Kürtlerin
ağırlıklı yaşadığı illere Kürt illeri
demenin Anayasaya aykırı hiçbir yanı yoktur. O bölgeye
Kürdistan coğrafyası demenin Anayasaya hiçbir
aykırılığı yoktur. Bu konuda Yargıtay dâhil,
uluslararası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden sayısız
karar vardır. Bu, düşünce ve ifade özgürlüğüdür.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Tabii, amacını söyledim size.
BAŞKAN Sayın
Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ayrıca şunu da hatırlatmak istiyorum:
Bu kürsünün masuniyeti vardır. Burada sadece milletvekilleri söz kurabilir
ve hiçbir milletvekili başka bir milletvekiline Burada sen bu sözü
kuramazsın. diye bir şey diyemez. Böyle bir yöntem yoktur. Burada
kendi güçlerine dayanarak Terör, terörizm, terörörör
laflarıyla
cezaevine attıkları Ayhan Bilgen üzerinden
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Altan Tana cevap verin ya! Bana bakma, Altan Tana cevap
ver!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ayhan Bilgen bizim arkadaşımız
ayrıca
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Beştaş, Altan Tana cevap verin, Altan
Tana! Bana sorma ya!
BAŞKAN Sayın
Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) E, ona da müdahale etseniz Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş, bitirelim lütfen çünkü konuşmacıyı kürsüye
alacağım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, lütfen
Bitiriyorum zaten.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Fesüphanallah! Milletvekiliniz!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Altan Tan şu anda bizim milletvekilimiz
değildir.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan, Anayasayı hatırlatır
mısınız? Anayasayı hatırlatın lütfen.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Altan Tan şu anda Saadet Partisinden
milletvekili adayı olmuş, kendisince konuşuyor.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sizde iki dönem milletvekilliği yaptı.
BAŞKAN Sayın
Beştaş, teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bu konuda, Bağdadiyi kucağında
besleyip 10 tane gözetleme kulesinin olduğu yerde kendilerine haber
verilmeden
Dünyada en büyük terör örgütü liderinin kucaklarında
olduğunu unutmasınlar hiçbir zaman.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Geç, geç! Bağdadi PKKyı seviyor, PKKyı!
Sizinkilerle beraber. Bağdadi, sizinkilerle beraber.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) O bölge sizin elinizdeydi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Asıl terör diyenler terörle iç içe
yaşıyor.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bağdadi sizinkilerle kucak kucağa. İkisi de
haklandı.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Terörle iç içe olanın Allah belasını versin!
XII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Devam)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul
Milletvekili Sayın Mehmet Bekaroğlu
Buyurun Sayın
Bekaroğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, bu görüştüğümüz torba yasa teklifinde gariban
yani bu -Türk milletini konuşuyoruz ya- Türk milletinin esas
garibanları, işçisi, memuru, çiftçisi, işsizi, emeklisi filan
yok. Öyle kanunlar çıkarıyoruz ki işçinin kıdem
tazminatını ortadan kaldırıyoruz, kazanılmış
haklarını elinden alıyoruz ve bu yaptığınız
değişiklikle Kürtü, Türkü, Lazı hiçbir ayrım olmuyor,
hepsi aynı şekilde etkileniyor. Deminden beri yapılan bu
milliyetçilik yarışında kaybeden bu ülkenin garibanları
oldu, burada ne görüşülüyor, bu kaynadı gitti.
Değerli
arkadaşlarım, bu meseleyi hiç kimse çözemeyecek. Bu mesele -Kürt
meselesini kastediyorum- yani Böldürmeyiz. dediğiniz iş ancak
gerçek anlamda bir eşit yurttaşlıkla mümkün olur. Bu da bir yeni
sosyal demokrat programla olur değerli arkadaşlar.
Şimdi,
bakın, Adalet ve Kalkınma Partisi geri çekti bu maddeyi. Saraya
raportör diye özel bir memur kadrosu, kariyer kadrosu geliyordu, geri
çektiler ama değerli arkadaşlarım, niye konuşuyoruz biz?
Daha önceki torba yasadan da geri çekmişlerdi, bundan da geri çektiler;
bundan sonra gelecek torba yasada yine koyacaklar çünkü kafalarına koymuşlar
bunu. Ne yapıyorlar? Niye kafalarına koymuşlar? Çünkü
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi dedikleri ucubeyi güya
hayata geçirmeye çalışıyorlar. Yani Cumhurbaşkanı,
maalesef, Türkiye Cumhuriyeti devleti bakanlıklarındaki kadrolardan
filan ciddi bir şekilde hazzetmiyor, kendisi ayrı bir paralel
bürokrasi oluşturuyor, özel bir şekilde de kanunlarla, yetkilerle
donatarak oluşturuyor değerli arkadaşlarım.
Size
güvenmiyoruz, bir süre sonra bunu tekrar getireceksiniz. Bu, yasama
kurnazlığıdır değerli arkadaşlarım.
Alıştıra alıştıra
Yani gerçekten, bu bir
neoliberal kanundur, dünyanın birçok yerinde
kanunlaşmıştır bu düzenlemeler, şimdi Türkiyeye de
yavaş yavaş bunları getiriyorsunuz, alıştıra
alıştıra getiriyorsunuz. Böyle tartışmalarla da Aman,
memleket bölünüyor! filan gibi tartışmalarla da bunu örtmeye
çalışıyorsunuz.
Bakın
değerli arkadaşlarım, bu Cumhurbaşkanlığı
sistemi denen sistem var ya, siz bir defa, bir süre sonra Bu sistem
değişsin. demeye başlayacaksınız. Onun için fuzuli
uğraşmayın. Niye böyle demeye başlayacaksınız?
İlkesel olarak bir şeyi anladığınızdan
dolayı değil ama çoğunluğunuzun
kalmadığını gördükçe Bu sistemi değiştirelim,
parlamenter sisteme geçelim, en çok oy alan parti kazansın. demeye
başlayacaksınız değerli arkadaşlarım.
Zaten
bu son iki günde yaşadığımız tartışmalarla
Türkiyedeki Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti yani
Cumhurbaşkanlığı Hükûmeti yavaş
yavaş bir teknokrat hükûmete doğru gidiyor. Bakın, şu anda
öne çıkan 2 arkadaş teknokrattır yani siyasetçiden çok -hem
Ağbal hem Lütfi Bey- böyle siyasetçilerdir, yavaş yavaş buraya
gidiyor. Ben bunu 1971de görmüştüm oysa siz oligarşik demokrasiyle
mücadele etmek için gelmiştiniz değerli arkadaşlarım. Ne
oldu oligarşik mücadele? Olmuyor çünkü seçimi kaybedeceksiniz. Nasıl
kazanacağız? Ya, biraz rasyonaliteye dönelim, gidip bakalım, bu
demokrasi memokrasi
Hak ve özgürlüklerle ilgili problemler oldu geçmişte;
Bunu FETÖ yaptı.... Beraber yaptınız hepsini ama FETÖ
yaptı bunu, her şeyi ona yıkalım
Uluslararası
ilişkilerde, dış politikada önemli sıkıntılar oldu
Orta Doğuda, Osmanlıcılık filan, maceralar oldu, Rus
uçağı filan düşürüldü; Bunu da Ahmet Davutoğlu
yaptı. Hadi bakalım, bir günah keçisi, öyle mi değerli
arkadaşlar? Ekonomide büyük yanlışlıklar yapıldı,
dünya kadar cambazlıklar yapıldı; bu, memleketi
batırdı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında 1 kuruş para
yok, eksi 20-25 milyar dolar, tam da bilmiyoruz. Bu hâle getirildi. Kim getirdi
bu hâle? Damat da olsa Berat Albayrak getirdi, hadi ona da güle güle.
Arkadaşlar, çok yakındır, esasen size güle güle olacak.
Başınızı kuma gömmekle bir yere gidemezsiniz, rasyonaliteyi
çalıştırın, bu el yordamıyla
yaptığınız şeyleri samimi bir şekilde yapın,
muhalefete elinizi uzatın. Türkiyenin bu geçiş dönemi
sıkıntısız bir şekilde ya da daha az
sıkıntılı bir şekilde geçsin yoksa şark
kurnazlıklarıyla hiçbir yere gidemezsiniz diyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen İYİ PARTİ
Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erel
Buyurun
Sayın Erel. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYHAN
EREL (Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce
Türk milleti; kelimelerin anlatmaya yetmediği Atatürkümüzü ben de
rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. Mekânı cennet, ruhu
şad olsun.
HDPli
milletvekilinin Kürt illeri kavramını kabul etmek mümkün
değil; Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı bir
coğrafya denilebilir. Bizi, Allahı bir, kitabı bir,
Kuranı bir, aynı kıbleye yönelen, aynı bayrak için
mücadele eden insanları (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
yaşadıkları coğrafya üzerinden bölmeye kalkışmak
bu vatana yapılacak en büyük ihanettir. Ben Ayhan Erel olarak sadece
Aksaray Milletvekili değilim, Muşun da Vekiliyim, Batmanın da
Vekiliyim, Diyarbakırın da Vekiliyim, Edirnenin de Vekiliyim dolayısıyla
Türkiye'nin Vekiliyim. Bu söylemlerle hiçbir yere varmak mümkün değil. O
yörede yaşayan insanlarımızın hiçbirisinin Ben Kürt
ilindenim. dediğini duymadım. Lütfen, bu söylemlere itibar
etmeyelim. (İYİ PARTİ ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; geçen cuma günü, Grup Başkanımız
Sayın İsmail Tatlıoğluyla beraber seçim bölgem
Aksaraydaydık, orada hem Ziraat Odasını hem Ticaret
Odasını ziyaret ettik. Ticaret Odasında bulunan
esnafımızın, sanayicimizin talebi matrah artırımı
yönünde. AK PARTİli milletvekili arkadaşlarımıza ve
Komisyona duyurmak istiyorum. Ticaretle meşgul olan
vatandaşımızın, bu konuda çok büyük bir talebi var, lütfen
bu talebe duyarsız kalmayın. Yine, orada vergisini zamanında
ödeyen, imkânlarını zorlayıp vergisini ödeyen, devlete olan
görevini zamanında yapan insanlarımız: Bu vergiyi ötelemeye,
yapılandırmaya bir şey demiyoruz ama biz kıt kanaat
vergimizi zamanında ödedik, o zaman bir dahaki döneminde tahakkuk edecek
vergiden bize bir ödüllendirme yapılsın, ödeyeceğimiz vergiden
belli bir oranda düşme olsun. diyor. Ziraat Odasını ziyaret
ettiğimizde Ziraat Odası Başkanımız: Bizler
çatısız, açık havada fabrika işleten insanlar gibiyiz
dolayısıyla sanayicilere tanınan haklar ve pozitif
ayrımcılık bize de tanınsın, İŞKUR üzerinden
çiftçilerimize de hayvancılıkla uğraşan
vatandaşlarımıza da işçiler verilsin. Bizim
kullandığımız elektrikte de tıpkı sanayiciler gibi
indirim yapılsın. diyor. Bu konuda da 1inci partiye
vatandaşlarımızın uyarısını iletmek
istiyorum. Yine çiftçilerimiz diyor ki: Adan Zye bütün borçları
yapılandırıyorsunuz, Tarım Kredi Kooperatiflerinin devlete
olan borçlarını yapılandırıyorsunuz ama çiftçinin
Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını, kamu
bankalarına olan borçlarını yapılandırmıyorsunuz.
Geçen sene biz, Tarım Kredi Kooperatifleriyle
yaptığımız yapılandırmada yüzde 15 faizle
yapılandırma işlemine girdik; yüzde 15 nerede, şimdiki
yüzde 2ler nerede. Biz de bu haktan faydalanmak istiyoruz. Alın teri göz
nuruyla çalışan ve her zaman dediğim gibi- sabah ezanıyla
çilesi başlayan, yatsı namazına kadar çilesi devam eden
çiftçilerimize de bu konuda bir yapılandırma yapmanızı
bekliyoruz. Yine çiftçilerimiz sulama birliklerine, kamu bankalarına ve
elektrik idarelerine olan borçlarında da yapılandırma talep
ediyorlar. Yine onlar diyor ki: AK PARTİ iktidara geldiğinde biz 1
ton buğdayla 30 gram altın alırken şimdi 1 ton
buğdayla ancak 4 gram altın alabiliyoruz.
Yine,
gittiğimiz yerlerde şöyle bir taleple
karşılaştık: Sosyal Güvenlik Kurumu girişi olup
işten ayrılan bir kadının doğum süreci borçlanmaya
sayılırken Sosyal Güvenlik Kurumu girişi öncesinde doğum
yapan kadının bu süreçte borçlanma hakkı bulunmuyor. Değerli
annelerimiz de erkeklerimizde olduğu gibi, emeklilikte askerlik
borçlanması gibi doğum borçlanması istiyorlar.
Yine,
en çok karşılaştığımız taleplerden bir
tanesi de yüzde 30, yüzde 70 diye bir kriter koymuşsunuz taşeron
işçilerine, bunu anlamak mümkün değil. Bir hastanenin
mutfağında bulaşık yıkayan vatandaş taşeron
işçiliğine devam ederken diğer yerde yeri süpüren, lavaboyu
temizleyen vatandaş ise kamuda kadrolu olmuş. Bu ayrımı
neye göre yaptınız? Vatandaşlar arasında bu
ayrılığı niye getirdiniz? Çalışma huzurunu,
çalışma barışını niye bozdunuz hâlâ
anlamış değiliz. Gelin, bu yanlıştan vazgeçin. Bir an
önce, kamuda çalışan tüm taşeron işçilerini Allah
rızası için bu çocukların, bu çalışanların
umutlarını çökertmemek adına kadroya geçirin diyorum.
Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, kabul edilen önergeler doğrultusunda 24üncü madde
metinden çıkmıştır. Herhangi bir
karışıklığa mahal vermemek adına,
görüşmelere mevcut madde numaraları üzerinden devam edilecektir.
Madde numaraları kanunun yazımı sırasında
Başkanlığımızca teselsül ettirilecektir.
Sayın
Kaplan
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
47.- Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplanın,
Gaziantep ili İslâhiye ilçesi ile birçok köy ve mahallelerinde
yaşanılan mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
İRFAN
KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler Sayın Başkan.
Seçim
bölgem Gaziantepin İslâhiye ilçesindeki birçok köy ve mahalle yolu kullanılmayacak
durumdadır. Alaca, Yeniceli, Karacaören, Kale, Burunsuzlar,
Çınarlı, Karakaya mahallelerinin yolları acilen
yapılmalıdır. İslâhiye Alaca mahallesine bağlı
bölgede görev yapan orman bekçilerimiz içme suyuna ulaşamamaktadır.
En yakın bölge 1 kilometre uzakta olup bekçilerimizin kulübelerine içme
suyu ivedilikle çekilmelidir. İslâhiye Yeniceli ve Karacaören
mahallelerinde yapılan tapu yanlışlıkları
düzeltilmelidir. 21inci yüzyılda olmamıza rağmen Alaca,
Yeniceli, Karacaören, Kale ve Burunsuzlar mahallelerinde telefon çekmemektedir.
Pandemiyle birlikte internet ve telefona daha çok ihtiyaç duyduğumuz
bugünlerde bu sorun çözülmelidir.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Sayın Aygun
48.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, herkesin görevinin
Anadoluya bağımsızlık, özgürlük, ulusal onur ve demokrasi
getiren Atatürkü ve onun manevi mirasını yaşatmak olduğuna
ilişkin açıklaması
İLHAMİ
ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Anadoluya bağımsızlık,
özgürlük, ulusal onur ve demokrasi getiren Atatürkü ve onun manevi mirasını
yaşatmak hepimizin en temel görevidir çünkü Atatürk Türkiyedir.
Atatürkün harekete geçirdiği Kuvayımilliye ruhu ve Anadoluya
uyanış getiren Atatürk devrimleri her zaman yol göstericimiz olmaya
devam edecektir. Daima halkına güvenmiş, Kurtuluş
Savaşının en çetin ve zor koşullarında dahi
milletinden yani Türkiye Büyük Millet Meclisinden yetki almış,
Meclisi çalıştırmış olan Atatürk hâlâ bugünümüz ve
yarınımızdır. Ulu Önder Atatürkü bir kez daha minnet ve
şükranla anıyorum.
BAŞKAN
Sayın Koç
49.-
Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun, Patnos L Tipi Kapalı
Cezaevindeki uygulamalara ilişkin açıklaması
ABDULLAH
KOÇ (Ağrı) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Patnos
L Tipi Kapalı Cezaevinde aileleriyle görüşen mahpuslardan Yakup
Turgut elektrik faturası gösterilmeden kendilerinden aylık 200 ila
300 TL ücret tahsil edildiğini aktarmıştır.
Yine,
mahpuslar, pandemi koşullarında bile 20 kişilik ekiplerle
koğuşlara baskın yapıldığını ve
sağlıklarından endişe ettiklerini ailelerine
aktarmışlardır. Bu uygulamalara derhâl son verilmesini talep
ediyor, saygılar sunuyorum.
XII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim
ile 46 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/3147) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 25inci madde üzerinde 4 önerge vardır.
Aynı
mahiyetteki bu önergeleri birlikte okutup işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239
sıra sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 25inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Mücahit
Durmuşoğlu
İstanbul İstanbul Osmaniye
İsmail
Bilen İsmet
Yılmaz Ramazan
Can
Manisa Sivas Kırıkkale
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Hüda
Kaya Mahmut
Celadet Gaydalı Mehmet
Ruştu Tiryaki
İstanbul Bitlis Batman
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Kemal
Peköz Erol
Katırcıoğlu
Muş Adana İstanbul
Hişyar
Özsoy
Diyarbakır
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Süleyman
Girgin Turan
Aydoğan Süleyman
Bülbül
Muğla İstanbul Aydın
Kamil
Okyay Sındır Fikret
Şahin Cavit
Arı
İzmir
Balıkesir Antalya
Burhanettin
Bulut
Adana
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Yasin
Öztürk Orhan
Çakırlar
Adana Denizli Edirne
İmam
Hüseyin Filiz Ahmet
Çelik
Gaziantep İstanbul
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelerin ilkinin gerekçesini okutuyorum.
Gerekçe:
Önergeyle, teklifte yer
alan maddenin tekraren değerlendirilmesi amacıyla metinden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerine söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi
Diyarbakır Milletvekili Sayın Hişyar Özsoy.
Buyurun Sayın Özsoy.
(HDP sıralarından alkışlar)
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, az önce hayretler içerisinde, böyle bol polemikli bir
tartışmaya şahit olduk. Ben bu polemiği
uzatmayacağım. Sadece bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Mehmet Muş da dinlese aslında fena olmaz ama neyse.
Kıymetli
arkadaşlar, bu Kürt illeri tartışmasını belki
şöyle değerlendirebilirsiniz: Biz, tam da Kürt illerine beş
yıldır, ısrarla Kürt illeri dediğimiz için 6 milyondan
fazla insanın oyunu alıyoruz. Bu, neyi gösterir biliyor musunuz? Biz
bir sosyolojiye, bir tarihsel duruma konuşuyoruz dolayısıyla
mesela, bize oy veren insanların da bir taraftan beklentisi bu.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Değil, değil, beklentisi o değil.
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Bir sosyolojiye
Değilse seçim geldiği zaman, sandık
kurulduğu zaman bizi cezalandırırlar. Ben şunu söylüyorum:
Anayasa tartışmaları oldu, iktidara çok yazık 80 darbesinin
anayasasını burada savunmak. Biz şöyle diyoruz: Anayasa
toplumsal bir sözleşmedir. Her anayasa toplumu yansıtmak
zorundadır, toplumun içindeki farklılıkları da
yansıtmak zorundadır. Dolayısıyla anayasa, ucube bir
anayasa. Bizi yani tarihi, sosyolojiyi anayasaya uydurmaktan ziyade anayasayı
tarihe, sosyolojiye uydurursanız, inanın bana, herkes için
hayırlı olur. Bunu çok uzatmayacağım arkadaşlar.
Başka bir şey
konuşacağım: Son dört buçuk, beş yıldır Hükûmet
olarak bize, HDPye sürekli Terörist, Bölücü falan diyorsunuz ya, ben size
basitçe küçük iki hikâye anlatacağım, Kürtün duygusunu
anlamanız için. Yine, bir Kürt ilinden, Diyarbakırdan
bahsedeceğim size.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bir de hocasın ya, vallahi ya yazık sana!
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Çok hoş bir hocayım, vallahi çok iyi bir hocaydım,
iyi bir siyasetçi olmayabilirim ama.
Şimdi, bakın,
ben 2015 yılından bu yana bu Meclisteyim, beş yıldır
milletvekiliyim, tam 10 il başkanıyla çalıştım. Niye
biliyor musunuz? Bizde eş başkanlık var; her yıl eş
başkanlarımı tutukladınız, 6 Bingölde -iki
yıldır Diyarbakırdayım- ikişer eş başkan da
Diyarbakırda. Diyarbakır da son tutukladıklarınızdan
birisi Zeyyat Ceylan, birisi de Hülya Alökmen Uyanık. Bu iki insanın,
şimdi, ben size kısaca kim olduğunu söyleyeyim,
uyguladığınızın nasıl bir devlet terörü
olduğunu herkes duysun. Kelimelerimi çok dikkatli seçiyorum, bu, devlet
terörüdür. Bakın, Zeyyat Ceylan Silvanlı bir hoca, harika Kürtçe
konuşur; tam yirmi bir yıl Türkçe öğretmenliği yaptı,
Türkçe öğretti çocuklara Diyarbakırda, 2 dönem de EĞİTİM
SENin Diyarbakır Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı.
29 Ekim -yani Cumhuriyet Bayramı- 2016da 675 no.lu KHKye ismi
iliştirildi ve hiçbir mahkeme kararı, gerekçe olmadan görevden
atıldı, işsiz. Burada bitmedi; 2019 Mart ayında
Diyarbakırda Bağlar Belediye Başkanı seçildi, yüzde 72 oy
aldı fakat onun yerine siz 2nci sıradakini, yüzde 20 küsur oy
alanı atadınız. Niye? Kanun hükmünde kararnameyle işten
atılmış diye. Sonra, pes etmedi Zeyyat Başkan; İl
Başkanı oldu. 29 Ekim 2020 tarihinde hapse girdi benim İl
Başkanım -geçen gün- sekiz gün gözaltında tuttular. sekizinci
güne kadar bir soru sormamışlar, yedi gün sadece işkence olsun
diye tuttular, sekizinci gün küçük ifadesini alıp 29 Ekimde cezaevine
gönderdiler.
2nci
Eş Başkanım Kıymetli -çok sevgilerimi gönderiyorum her 2
Eş Başkanıma- Hülya Alökmen Uyanık; yirmi yıllık
hemşire, binlerce hayatın kurtarılmasına yardımcı
olmuş.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) İsmini bile okuyarak söylüyorsun.
HİŞYAR
ÖZSOY (Devamla) SES Diyarbakır Şube Başkanı, KESKin
Genel Meclis üyeliğini yapmış; evli, 2 çocuk annesi. Eşiyle
birlikte ihraç edilmiş 29 Ekim 2016. Pes etmemiş, Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Eş Başkanımızdı; seçildi,
mazbatasını vermediler, yüzde 63 oy aldı, o da İl
Başkanımız oldu. O da Zeyyat Başkanla birlikte -29 Ekim
2020- cezaevinde.
Ben
bu hikâyeleri size niye anlattım arkadaşlar? Dört yıl
içerisinde, kanun hükmünde kararnameyle işten at; belediye
başkanı seçilsin, mazbatasını verme; siyaset
yapacağım desin düz ovada, götür cezaevine koy, sonra da biz oturacağız,
sizin milliyetçi, hamaset nutuklarınızı dinleyeceğiz, öyle
mi? HDP, beş yıldır sizin uyguladığınız
bütün bu vahşete rağmen, hâlâ Türkiyede demokrasiyle, müzakerelerle
meselelerin çözülmesi için mücadele veriyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
HİŞYAR
ÖZSOY (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Ben
daha önce de söyledim: Bence HDPye gerçekten şükür ve minnettarlık
ifade etmelisiniz. Bu vahşetin siyasi sorumluları sizsiniz. Hiç öyle
duygusal bir yerden şey yapmayacağım. Bizde siyaset yapan
insanlar niye siyaset yaptıklarını, nasıl bir bedel
ödediklerini biliyorlar. Bu noktada, herhangi bir çekingenliğimiz,
çekincemiz filan da yoktur. 5 binden fazla arkadaşımız
cezaevinde, hâlâ orada; yenilerini de siz oraya ekliyorsunuz. Bu vahşetin
sahibi sizsiniz ve bu vahşet dönüp sizi vuracaktır.
Teşekkür ediyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bu vahşetlerin sahibi de HDPdir. Türkiye
düşmanlığı onları bu noktaya getirmiştir.
Yargı gereğini yapıyor.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Başkan, bir sataşsın, biraz daha
konuşayım, ne olur.
OYA ERONAT
(Diyarbakır) - Bu ne ya! Biz de çocuğumuzun resmini mi koyalım
buraya Hişyar Bey? Biz de mi resim koyalım buraya?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bize söylerken aklınız neredeydi? Bize söylerken
aklınız neredeydi? Evet, bu vahşetlerin sahibi sizsiniz!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bu vahşetin sahibi dedi
BAŞKAN
Vahşet dedi, o da vahşetliği tanımladı,
karşılıklı sataştınız Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, açıkça söyledi
BAŞKAN Buyurun,
yerinizden söyleyin. Bir dakika süre veriyorum.
OYA ERONAT
(Diyarbakır) Biz de resim getirelim, çocukların resmini getirelim!
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bu vahşetin sahibi sizsiniz!
OYA ERONAT
(Diyarbakır) - Öldürülen çocukların resmini mi getirelim buraya
vahşetinizi göstermek için?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, kısa söyleyeceğim.
Sayın Oya Eronat iki gündür konuşmuyor; yoruldu herhâlde,
sıkıldı.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Niye? Zorunuza mı gitti?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bence depresyondan çıktı. Onlar bir
bunalım yaşıyor.
BAŞKAN Lütfen
Sayın Beştaş
Lütfen
OYA ERONAT
(Diyarbakır) - Saygılı ol biraz!
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Zorunuza mı gitti? Zorunuza mı gitti
konuşunca?
İSMAİL TAMER
(Kayseri) Evladı katledilen anne o!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bu bunalımdan çıkmak için bize
sataşmakla kurtulamazlar. Bu bunalım ve çöküş derindir.
Açıkça
(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar) Çıkıp söz verin,
konuşsun ya! Yazıktır gerçekten ya! Her gün oradan
bağırıyor. Söz verin, konuşsun. Hayret bir şey yani!
Sayın Başkan,
yargıyı
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Kürt değil mi? Onun evladı Kürt değil mi? Onu
sizinkiler öldürdü, sizinkiler.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) 17
yaşında çocuğunu öldürdünüz!
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Neyi yarıştırıyorsunuz? Ben size iki
tane hikâye anlattım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Biz mi öldürdük ya?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Ya, hikâye!
İSMAİL TAMER
(Kayseri) - Seninki hikâye işte, anlattığın hikâye zaten!
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Hikâye mi?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Gerçekleri anlatıyoruz.
İSMAİL
TAMER (Kayseri) - Gerçekleri
konuş, hikâye anlatma!
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Sizde de seviye bu kadar, bu kadar! Mesele değil.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Hayatınız hikâye zaten!
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Bakın, bunun hesabını sizden öyle bir
soracağız ki, öyle bir soracağız ki! Bekleyin.
İSMAİL TAMER
(Kayseri) Her zaman aynı şeyi söylüyorsunuz, aynı şeyi
konuşuyoruz.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) 3e bölündünüz, daha ne istiyorsunuz? 3e bölündünüz. Bizi yok
edecektiniz, siz yok oluyorsunuz.
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Siz ders almıyorsunuz! Anlatıyoruz iyi niyetle,
ifade ediyoruz
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Ne yapacaksınız ya, ne yapacaksınız
kardeşim? Ne yapacağınızı söyleyin, ne
yapacaksınız? Ne yapacaksınız Hocam, ne
yapacaksınız? Olduğunuz yer ora.
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Devam edin, devam edin, hepsini tutuklayın, devam
edin. Sandık gelecek, göreceğiz! (AK PARTİ ve HDP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Sandıkta sizi gömeceğiz! Gideceksiniz!
BAŞKAN Bitti mi
arkadaşlar? Tamam mı?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Öyle bir soracaksınız da
Öyle bir intikam mı
alacaksınız? PKK da intikam yeminleri ediyordu, kaçacak yer
arıyor şimdi.
BAŞKAN Tamam
mı?
Sayın
milletvekilleri, Grup Başkan Vekilinize söz verdim, Grup Başkan
Vekili Genel Kurula hitap edecek. Mutlaka oradan laf atacaklardır; ilk
defa da laf atılmıyor, siz de laf atıyorsunuz.
Onun için, Sayın Grup
Vekili, bir kez daha mikrofonunuzu açacağım ve sataşmadan söz
talep ediyorsanız iki dakika kürsüden söz vereceğim ama yerinizden
söz talep ediyorsanız sadece bir dakika veriyorum.
Buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
50.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yerinden sarf ettiği
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, hatibimiz çok
önemli bir konuşma yaptı, somut, verilere dayalı, bilgiye
dayalı bir konuşma yaptı. Evet, bu bir vahşet. TCK 77ye
göre siyasi soykırım diye bir suç var, eğer bilmiyorlarsa bir
baksınlar, Nürnberg Statüsünde de var, UCMnin kapsamına giriyor.
Şu anda, Halkların Demokratik Partisine karşı siyasi bir
soykırım -resmî anlamda söylüyorum- TCKye göre uygulanıyor ve
bunun sahibi de Adalet ve Kalkınma Partisidir. Bugün moralleri bozuk,
bugün iç çatışmaları var, bugün bir deprem yaşıyorlar,
bunu bizim üzerimizden, bize saldırarak hafifletemezler. Bütün Türkiye
onların ne yaşadığını merak ederken giderayak
bize saldırarak kurtulamazlar.
BAŞKAN
Peki.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Sayın Muş, neden istiyorsunuz, sataşmadan mı söz
istiyorsunuz?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Yok, Sayın Başkan, yerimden kısa bir
söz istiyorum.
BAŞKAN
Tamam, yerinizden sadece bir dakika söz veriyorum.
Buyurun.
51.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadeleri ile Diyarbakır Milletvekili
Hişyar Özsoyun yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bakın, burada fotoğrafta -ne kadar
görülüyor bilmiyorum- Ağrıda, elleri arkadan
bağlanmış bir bakkal; bunu katleden PKK terör örgütü; bu, bir
Kürt, Ağrıda yaşayan bir Kürt vatandaşımız.
Şimdi,
bizim orada ilçe başkanlarımız vardı, üyelerimiz
vardı; HDPye rakip diye PKK, bölgeye korku salmak üzere onları
katletti, milletvekili adayımızı katletti. Ahmet Budakı
katlettiler, buradan rahmetle anıyorum kendisini. PKK katletti
bunları. Niye? Siyaset yapıyorlar diye, HDPye rakipler diye,
onların dışında kimse o bölgede olmasın diye.
Dolayısıyla o tanımladığınız,
yaptığınız kavramlar tam bunlara uygun şeyler. Bak, bu
anlattıklarım işte o ortaya koyduğunuz ifadelere uygun
örnekler.
Bir
de Sayın Özsoy oradan bir tehdit etti, Öyle bir hesap soracağız
ki... Hayırdır, ne hesabı soracaksınız, ne
yapacaksınız, asacak mısınız, kesecek misiniz? (HDP
sıralarından gürültüler)
KEMAL
PEKÖZ (Adana) Sandık, sandık...
BAŞKAN
Sayın Muş...
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, öyle bir hesap
soracaklarmış ki... Ne yapacaksınız?
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) İstanbulda
yaptığımızı yapacağız, İstanbulda.
İstanbulda ne olduysa onu yapacağız.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bir söyleyin bize, ne yapacaksınız? Yani
öyle bir hesap soracaklarmış ki... Ne yapacaksınız?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) İstanbul, İstanbul... 31 Mart, 23
Haziran bir şey hatırlatıyor mu?
KEMAL
PEKÖZ (Adana) Anlasana, sandığın içine kapatacağız
sizi, sandığın içine!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Şimdi, neyse ki şunu... Bir intikam yemini
ediyor. Ya, bu intikam yeminlerini PKK yaptı, hâli ortada, kaçacak delik
arıyor. Bu intikam yeminlerini edenlerin hâli ortada. Bizi böyle tehdit
edemezsiniz arkadaşlar. Bir şey yapacağınız da yok,
oturun oturduğunuz yerde.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Bu söylemle kotaramayacaksınız. Gidiyorsunuz,
gideceksiniz!
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Buyurun, siz gelin gelebiliyorsanız! Hadi siz gelin,
gelebiliyorsanız! Hadi gelin! Biz gideceğiz, siz geleceksiniz!
XII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim
ile 46 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/3147) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Devam)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili
Sayın Burhanettin Bulut konuşacak.
Buyurun Sayın Bulut.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Gelin, gidelim, gidelim ama yargıyı ve kolluğu
sopa olarak kullanmadan gidelim. Hadi gidelim!
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Buyurun, gelin! Biz gideceğiz, siz gelin!
BAŞKAN
Arkadaşlar, konuşmacıyı kürsüye davet ettim, lütfen
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Ama o mütemadiyen benimle konuşuyordu, onu duymuyorsunuz.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bulut.
BURHANETTİN BULUT
(Adana) Bugün 10 Kasım, cumhuriyetimizin kurucusu, ebedi
Başkomutanımız, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
saygıyla, minnetle ve özlemle anıyoruz. Çağın ötesinde
görüşleriyle, ışığıyla bizi aydınlatmaya
devam edecek.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2017de başkanlık sistemi
tartışması başladı, referandumla başkanlık
sisteminin ne kadar önemli, ne kadar kıymetli olduğu
anlatıldı ilgili partilerle. Başkanlık sistemi gelecek tüm
sıkıntılar bitecek. dediler ancak bitmedi; daha sonra Hele bir
sistem otursun, ondan sonra her şey düzelir. dediler, işler daha
kötüye gitmeye başladı. Oysa başkanlık sistemi ya da
partili Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiyeyi uçurmayı
bırakın, Türkiyeyi yoksullaştırdı. Her ne kadar
itiraz etseniz de rakamlar ortada. TÜİK rakamlarıyla, Türkiyede 10
milyon insan şu anda gelirinden yoksun hâlde, yoksulluk 16 milyona
ulaşmış durumda. Yani her ne kadar bu kargaşa ve kaosun
içerisinde saklasanız da ülkede yoksulluk saklanamayacak düzeye geldi.
Ülke nüfusunun yüzde 15i şu anda yoksul kesim içerisinde. Sadece bu
yıl 550 bin nüfus yoksulluk sınırının içerisine girdi.
Eşitsizlik artıyor; eşitsizlik her kaosta, her felakette daha
çok artıyor. Çünkü yaşanan eşitsizlik, maalesef, masumları
vuruyor, yoksulları vuruyor.
Devlet
kurumlarının içi boşaltıldı yine bu sistemde.
Uzaktan eğitimle
binlerce öğrenci eğitimden uzaklaştırıldı çünkü
ihtiyaçları karşılanmadı, internete bile ulaşamayan
binlerce öğrencimiz var.
Esnaf çok zor durumda,
kirasını stopajını ödeyemiyor. Bari BAĞ-KUR, Sosyal
Güvenlik Kurumu priminde yardımcı olun. dedik, orada da
yardımda bulunmadılar. Geçen ay Adana'da bir kahveci esnafına
gittim; kahveci meslektaşları artık masalarını,
sandalyelerini satar hâle gelmişler, çay ocaklarını satar hâle
gelmişler. Ülkede, esnaf, ilk defa yardım paketine muhtaç bir hâle
gelmiş durumda. Siz ne yapıyorsunuz? Her ne kadar yasadan
çıkarmış olsanız bile, işçinin kıdem
tazminatına göz dikiyorsunuz ya da vatandaşa -aç karnına- Keyif
çayı için. diye öneride bulunuyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, bu başkanlık sisteminde birçok ilk
yaşanıyor. Bu kez de cumhuriyet tarihinde ilk defa bir bakan sosyal
medya üzerinden istifa etti. Ülkede askıda ekmeği gördük, askıda
faturayı gördük; bu defa da bir bakan askıya alındı. Her ne
kadar At izi it izine karıştı. dese de parti içi meselelere
girmiyorum ancak bu istifa yirmi dört saat boyunca askıda kaldı, tek
kelime edilmedi; sanki bir kabile devletinde yaşıyoruz. Bir
insanın kendi şirketi dahi olsa belli bir denetime muhatap olur ancak
bir bakan istifa ettiği hâlde hiçbir şekilde tek kelime edilmedi, bu
istifaya ne Hükûmet sahip çıktı ne partisi sahip çıktı ne
de medya sahip çıktı; aynı, cami avlusuna bırakılan
çocuk gibi bu istifa sahipsiz bırakıldı. Yabancı
basında yer aldı. Damat bu istifadan korkmadı ama ülkenin basını
bundan korktu. Sadece 5 tane televizyon kanalı bu istifayı verebildi,
onları da buradan kutluyorum.
Aile
krizi, devlet krizi hâline geldi ya da devlet krizi, aile kriziymiş gibi
algılatıldı. Partinin Sözcüsü de çıktı Bu,
Cumhurbaşkanının takdirindedir. dedi. Yani istifa bile
artık Cumhurbaşkanının iznine tabi oldu bu rejimde.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Anayasa'da öyle yazıyor Sayın
Milletvekili.
BURHANETTİN
BULUT (Devamla) Aslında Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi bir bütün olarak ülkeyi askıya aldı; yargıyı
askıya aldı, bürokrasiyi askıya aldı, medyayı
askıya aldı, Meclisi askıya aldı, basını
askıya aldı, bakanları askıya aldı, iş
dünyasını askıya aldı ve sivil toplum
kuruluşlarını askıya aldı; kısacası, saray,
bütün ülkeyi askıya aldı. Saraydan icazet alınmadan hiçbir ihale
yapılmıyor, saraydan icazet almadan hiç kimse istifa edemiyor,
saraydan icazet almadan kimsenin tutuklanmasına karar verilemiyor, onun
kararı bile saraydan veriliyor. Tüm kurumlar şahsının
Hükûmetinin tehdidi altında, âdeta esiri olmuş durumda.
Hükûmetin
piyasaya etkisine bakalım: Bir istifa sonrası elbette piyasa
etkilenir. Bakıyorsunuz, boş koltukta dolar düşüyor, euro
düşüyor, altın düşüyor. Bunun sebebi ne, biliyor musunuz?
Devrihükmünde ne hazine kalmış ne maliye. Hani Tamtakır kuru
bakır. derler ya, devletin hazinesi şu anda bomboş.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
BURHANETTİN
BULUT (Devamla) Efendim, bitiriyorum.
Uzun
lafın kısası, Albayrakın istifası, saray merkezli
belirlenen ekonomi politikalarında hiçbir değişikliğe yol
açmaz. Ekonomi güvenle düzelir, ekonomi yargı
bağımsızlığıyla düzelir, demokrasiyle, üreten,
istihdam yaratan ekonomik politikalarla düzelir; yoksa bir Albayrak gider, bir
başka Albayrak gelir; olan yine bu ülkenin gariban vatandaşına
olur.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Muş
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
52.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Adana Milletvekili Burhanettin
Bulutun görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 25inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; burada partilerin kendi politik görüşlerini ifade
etmeleri onların en doğal hakkı fakat bazı noktalar oluyor
ki
Bir
Anayasa değişikliği yapıldı -siz bunu
eleştiriyorsunuz, sevmeyebilirsiniz, millet buna onay verdi- burada
istifayı kabul edici makam Cumhurbaşkanlığıdır.
Dolayısıyla atamayı yapan, görevden alan ve istifayı kabul
eden Cumhurbaşkanlığı makamıdır; burada bir süre
kısıtlaması yoktur. Nihayetinde, bir gün içerisinde istifa kabul
edilip yeni bakan da hemen akabinde atanmıştır. Olay bundan
ibarettir.
Şimdi,
sayın milletvekili, burada Saraydan izin alınmadan ihale
yapılamıyor. dedi. Mesela, ben kendisine bir soru sorayım:
Hangi ihale saraydan izin alınarak yapılmış veya
yapılmamış? Bunun hangisinin olduğunu bize bir söyleyin;
hangileri, kaç tane?
Bir
başkası: İzin alınmadan istifa edilemiyor. dedi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, toparlıyorum.
BAŞKAN
Efendim, toparlayın, son kez
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Kim istifa edecekti ki kendisine izin
verilmediği için istifa edemedi?
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bakın, bunların bir altlığı yok.
Başka bir şey,
bir rakam daha söyleyeyim, yeri gelmişken söylüyorum: Sarayın günlük
harcaması burada birkaç istatistik vereceğim size- 10 milyon.
Şimdi, Başbakanlık kapandı, bütün bu kurumlar
Cumhurbaşkanlığı ismi altında birleştirildi. Bu
mantıkla giderseniz mesela, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin
iştirakleri hariç -ki onun iştirakleri daha büyüktür- günlük
harcaması 71 milyon lira. Evet İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin günlük masrafı 71 milyon. mu diyeceğiz? Veya Ankara
Büyükşehir Belediyesinin günlük masrafı 20 milyon. mu
diyeceğiz? Değerli arkadaşlar, yaptığımız
eleştirilerin ayağının yere basması lazım,
bunların bir karşılığı yok. İzmir
Belediyesinin günlük harcaması 22 milyon. mu diyeceğiz? Ya, bunlar
bir hizmet üretiyorlar. Siz bu sistemi seversiniz, sevmezsiniz; ha, millet size
yetki verir, çoğunluğu alırsınız, buyurun
değiştirin o zaman sistemi; arzu ettiğiniz sistemi getirirsiniz.
Bu, budur arkadaşlar. Bizim bir itirazımız yok başka.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Peki, anlaşıldı
konu Sayın Muş.
BURHANETTİN BULUT
(Adana) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın
Bulut
BURHANETTİN BULUT
(Adana) Bir soru sordu Grup Başkan Vekili, ona cevap vermek isterim.
BAŞKAN 60a göre
yerinizden bir dakika söz vereyim, sorunun cevabını verin o zaman.
53.-
Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
BURHANETTİN BULUT
(Adana) Sarayın hangi ihaleleri verdiğine dair bir soru sordu. Ben
de size şunu sorayım o zaman: Örneğin, şehir hastaneleri
sözleşmesini biliyor musunuz? Otoyolları sözleşmesini biliyor
musunuz? Bunların hepsi herhâlde sarayda kasada kilitli.
Size Çukurova
Havalimanını örnek vereyim: Bu yıl 2 defa ihalesi iptal edildi,
gerekçesi saray müteahhitlerinin bu ihaleleri almaması. Dünyanın en
çok ihale alan şirketlerinin Türkiyeden olması bir tesadüf mü?
Türkiyede yapılan tüm kamu ihalelerini bu beşli firmaların
alması bu kadar tesadüf mü?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın milletvekili, hangi ihale olduğunu söyleyin
bana, Şu ihale. deyin, ben müdahale edeceğim.
BURHANETTİN BULUT
(Adana) Hepsini söylüyoruz işte, hepsini söylüyoruz.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bakın, böyle olmaz. Şu ihale. deyin, ben müdahale
edeceğim. Bakın, Grup Başkan Vekiliniz şahit burada, ben
müdahale edeceğim.
BURHANETTİN BULUT
(Adana) Örneğin, Kütahyadaki Havalimanında şu anda yüzde 1
bile değil doluluk oranı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bakın, o ayrı bir şey. Hangi ihale? İhale
ismi verin, ben müdahale edeceğim diyorum.
XII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim
ile 46 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/3147) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Devam)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerine son konuşmacı İYİ PARTİ
Adana Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurun Sayın
Çulhaoğlu. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU
(Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ebediyete irtihalinin 82nci
yıl dönümünde İstiklal Savaşımızın önderi ve
cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü sonsuz minnet,
şükran ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
25inci maddesindeki önergemiz üzerinde İYİ PARTİ Grubu
adına söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, bu kanun teklifi İşsizlik Sigortası... diye
başlayıp en sonunda Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması adı altında Genel Kurula
getirilmiş bulunmaktadır. Bu kanun teklifiyle
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
Başkanlığının birimlerinde raportör unvanıyla
görev yapanlardan, hâkimler ve savcılar, yasama uzmanları, kamu kurum
ve kuruluşlarının merkez teşkilatlarında uzman,
müfettiş, kontrolör gibi kariyer meslek kadrolarında veya
pozisyonlarında bulunanların Cumhurbaşkanlığı
raportörlüğü kadrolarına atanabilmeleri öngörülmektedir.
Şimdi,
bu teklifi getiren iktidar mensuplarına soruyorum: Bu fıkranın
uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve uygulamayı
yönlendirmeye Cumhurbaşkanlığı yetkilidir. ibaresi
muğlak bir ifade değil midir? Keyfî uygulamaların da önünü
açmakta değil midir? Hep yaptığınızı yapmaya,
yanlışta ısrar etmeye devam ediyorsunuz. Biz, gelin ortak
akılda düzenlemeleri yapalım diyoruz; siz, tek akla hizmet etmek
arzusundan bir türlü vazgeçmiyorsunuz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyonda muhalefet şerhimizde
belirttiğimiz gibi partili Cumhurbaşkanlığı sistemine
geçilmesiyle birlikte kaldırılan Başbakanlıktaki
uzmanların birçoğu değişik kurumlara gönderilerek kurumsal
hafıza yok edilmiştir. Başbakanlık uzmanlarının
çok az kısmı Cumhurbaşkanlığında
görevlendirilmiştir. Bu eksikliğin giderilmesi için bu maddelerde
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
Başkanlığında Cumhurbaşkanlığı raportörlüğü,
kariyer meslek olarak tanımlanmaktadır. Başbakanlık
uzmanlarının heba edilmesini büyük bir israf olarak görmekteyiz.
Kariyer meslek personeli sayısı çok fazla olmamalıdır,
normal memurlar tarafından yapılacak işlerin de
Cumhurbaşkanlığı raportörü adı altında
alınan kişilere yaptırılma riski bulunmaktadır.
Standart memurlar tarafından yapılacak işlerin kariyer meslek
mensuplarınca yapılması mesleğin içini boşaltacaktır.
Düzenlemeyle Cumhurbaşkanlığı raportörü kadrolarında
bulunanlardan hizmetine ihtiyaç kalmayanların başka kurumlara
gönderilmesi sakıncalıdır ve kariyer meslek
anlayışıyla da bağdaşmamaktadır. Ayrıca, bu
yapılacaksa bile, burada objektif kriterler konmalıydı;
düzenleme bu açıdan eksiklik içermektedir.
Cumhurbaşkanlığı
gerek personel gerekse idari birimler açısından kontrolsüz bir
şekilde büyümektedir. Bu durum, idari açıdan yönetilememe sorununa ve
verimsizliğe neden olacaktır.
Ayrıca,
madem 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurumlardaki
uzmanların maaşları eşitlendi, neden
Cumhurbaşkanlığında ilave tazminat ödemesi
yapılmaktadır? Yandaşlık ve
kayırmacılığa; istediğine iş, istediğine
makam vermeye; ulufe dağıtmaya devam ediyorsunuz. Ülkemizi liyakatsiz
ve iş bilmez yandaşlarına emanet edip ekonomik olarak çok zor
duruma getiren iktidar, işsiz kalan vatandaşlarımızın
İşsizlik ödeneklerini nasıl kısıtlarız?
konusunu Meclis gündemine getiriyor.
İktidarın
getirdiği kanun teklifinde vatandaşımızın
yaralarına merhem, dertlerine derman olacak, geçim
sıkıntısını ortadan kaldıracak bir tek şey
var mı? Kesinlikle yok.
2021
Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık
Programında çiftçiye verilen mazot desteğinin önümüzdeki yıl
yüzde 6,1 oranında düşürüleceği yazmaktadır. Yine
Çiftçilerin en büyük maliyetlerinden biri olan gübre destekleri de yüzde 6,2
oranında kısılacak. denmektedir. Gübre fiyatlarına ekim
ayında yüzde 25 zam gelmişken, mazot fiyatları ise dolardaki
artışla birlikte yükselmeye devam ediyorken bunlar çiftçimizi daha da
zora sokacaktır.
Yine,
aynı 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında
arz açığı olan kütlü pamuk, ayçiçeği, zeytinyağı,
dane zeytin, soya fasulyesi, kanola, aspir ve mısırda da fark ödemesi
2021 yılında yüzde 7,3 oranında düşürülecek denmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MEHMET
METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) 2021 yılında
yapacağınız bu uygulamadan vazgeçilmesi ve çiftçimizin daha da
perişan edilmesinin şimdiden önüne geçilmesi ve bunların
yapılmaması gerekmektedir.
Partili
Cumhurbaşkanlığı sisteminin yerine iyileştirilmiş
ve güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi tekrar geri getirerek
etkisiz hâle getirilen yüce Meclisi milletimizin sorunlarını çözen
bir konuma getireceğiz diyor, bu duygu ve düşüncelerle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, kabul edilen önerge doğrultusunda 25inci madde metinden
çıkarılmıştır. Herhangi bir
karışıklığa mahal vermemek adına görüşmelere
mevcut madde numaraları üzerinden devam edilecektir. Madde
numaraları, kanun yazımı sırasında
Başkanlığımızca teselsül ettirilecektir.
Birinci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.14
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.35
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14üncü Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
Şimdi ikinci bölüm
görüşmelerine başlıyoruz. İkinci bölüm 26 ila 51inci
maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerine
söz isteyen İYİ PARTİ Grubu adına Samsun Milletvekili
Sayın Erhan Usta.
Buyurun Sayın Usta.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin
ikinci bölümü üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
Bugün 10 Kasım,
cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ebediyete
intikalinin 82nci yıl dönümü. Kendisini rahmetle, saygıyla
anıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugünkü görüşmelerde 21inci maddenin
Yani
sürekli çalışanların kısmi çalışmaya geçirilmesi
durumunda teşvik veren bir madde var; daha doğrusu bir işi iki
kişiye bölen bir madde vardı; o maddenin kanun teklifinden çıkarıldığını
memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. Bizim de ona ilişkin hem Plan
ve Bütçe Komisyonunda hem de Genel Kurulda itirazlarımız
olmuştu. Ayrıca, 33 ve 37nci maddelerin de çıkartılacağına
ilişkin basına da yansıyan haberler oldu. Bunu da memnuniyetle ifade
ediyoruz. Dolayısıyla çalışanların kıdem
tazminatı hakkını yok etmeye yönelik bu maddenin
çıkartılması son derece memnuniyet verici. Tabii, burada
şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Yani niye bu kadar çok enerjimizi
tükettik? Bunları saatlerce Plan ve Bütçe Komisyonunda
tartıştık, bunların
yanlışlığını ifade ettik; orada iktidar grubu
kulaklarını tıkadı, maddeyi orada kabul ettiler. Ancak,
tabii ki yine de çıkartılmasından memnuniyet duyduğumuzu
ifade ettik ama keşke bunlar olmasa, keşke teknik komisyonda bu
müzakereler esnasında bu sağduyuyu yakalayabilseydik; o olmadı.
İkinci
husus: Bu 24üncü ve 25inci madde; Cumhurbaşkanlığı
raportörlüğü meselesi. Burada da enteresan bir durum var; 2nci defa
bunların da kanun teklifinden çıkartıldığını
görüyoruz. Bu da Meclisin saygınlığını en hafif
tabiriyle- azaltan hususlardandır. Bunlar da Komisyonda
tartışıldı 2nci defa. Hem oradan buraya geliyor, burada
tekrar çıkartılıyor.
Şimdi,
madem bu çekilmelerden söz etmişken, 2 maddenin çok kritik olduğunu
tekraren burada ifade etmek istiyorum; bunlardan biri, 22nci maddedeki
varlık barışı adı altında sunulan ama esas
itibarıyla kayıt dışı geliri
Hatta illegal
faaliyetlerden yani konusu suç teşkil eden faaliyetlerden elde
edilmiş olsa bile hiçbir ayrım gözetmediği için bu şekilde
ifade ediyorum- bu tür gelirlerin beyan edilmesi durumunda bunlardan hiçbir
vergi alınmadan, hatta sermayeye eklenmeden, işletmede
kullanılmadan bile bunları aklamaya yönelik bir madde var; 22nci
madde. Umarım bu görüşmeler bitmeden sağduyu hâkim olur, bu
madde de tekliften çıkartılır. Şu anda görüşmeleri
geçti ancak hâlâ geç kalmış değiliz. Bu maddenin
çıkartılmasının hayati önemde olduğunu
düşünüyorum; Türkiye'nin başını ağrıtacak bir
maddedir, ülkeye hiçbir şey kazandırmayacak bir maddedir.
Diğer
bir madde de, Kurumlar Vergisi Kanunuyla ilgili olan madde. Kurumlar vergisi
oranı, biliyorsunuz, 40ıncı madde de 5 puan düşürülüyor.
Arkadaşlar, ben bunu birinci bölümü konuşurken de ifade ettim,
hakikaten hiçbir şekilde ihtiyaç olmayan -ihtiyacı da bir kenara
bırakın- yanlış olan bir maddedir. Bakın, OECD
ülkeleri içerisinde, 34 ülke içerisinde 27 ülkenin kurumlar vergisi oranı
bizden yüksek. Yani, bizde kurumlar vergisi oranı, biliyorsunuz yüzde 20.
Bir de garip bir durum var tabii; geçici madde kapsamında üç yıl için
22 puan olarak uygulanan kurumlar vergisinin yüzde 15e düşürülmesi için
yetki alınıyor. Hâlbuki, OECD ülkelerinde 27 ülkenin bizden yüksek,
düşük olanların da 4ü yüzde 19da; biz, yüzde 15e çektiğimiz
anda OECDnin en düşük kurumlar vergisi olan 3 ülkesinden 1 tanesi
olacağız. Bu yanlıştır. Bütçenin paraya ihtiyacı
var, buradan 28 milyar TLlik bir kayıp gelecek, bu yanlıştan
dönmek lazım. Yani bu, kamu maliyesi açısından da iktisadi
olarak da şu anda içinde bulunduğumuz sıkıntıları
da düşündüğümüzde yanlış bir maddedir; umarım bu madde
de geri çekilir.
Şimdi
birkaç madde özelinde daha konuşmak istiyorum, bunlardan bir tanesi de
26ncı madde, hemen bu bölümlerden sonra gelecek olan madde. Burada da KDV
Kanununun geçici 17nci maddesinde bir süre uzatımı var. Şimdi,
bu kanun 1998 yılında çıkmış, 1998den bugüne kadar
uygulanmış geçici madde kapsamında yani yirmi iki yıl
Ya,
bir kanun yapılıyor
Hani on sekiz yıllık bir iktidarı
konuşuyoruz, kendilerinden önce çıkmış ancak bu, defalarca
uzatılmış; 2008de uzatılmış, 2015te
uzatılmış, uzat, uzat şimdi tekrar bir daha uzatma
talebiyle geliyor. Bu, eğer doğru bir şeyse -buna ilişkin
düşüncelerim var, o ayrı bir konu- bunu sürekli madde hâline
getirelim ancak bu hakikaten geçiciyse yani yirmi iki yıl uygulanan bir
geçici maddeyi tekrar bir beş yıl daha uzatmayı düzgün
çalışan bir kamu yönetimi açısından son derece
sakıncalı buluyorum. Kaldı ki dâhilde işleme rejimiyle ilgili
de uygulamada ciddi sıkıntılar var yani Türkiye ekonomisi, daha
doğrusu ihracatımız, dâhilde işlemeye çok
bağımlı hâle geldi, çok yüksek miktarlarda, uluslararası
mukayeselerde çok yüksek oranlarda dâhilde işleme rejimi kapsamında
bir ithalatımız var, dolayısıyla buraya zaten çekidüzen
vermek gerekir.
Bunun
haricinde, KDV konusu gelmişken Plan ve Bütçe Komisyonunda hemen şunu
önermiştik: Firmalarımızın şu anda 200 milyar TL
civarında devletten KDV alacağı var. Bu, düşük oranlı
KDV uygulamalarından kaynaklı bir alacaktır. Şimdi,
zorluğu biliyoruz, firmalar finansmana erişimde zorlanıyor,
herkes finansman sıkıntısı çekiyor, efendim, finansman
maliyetleri son derece artmış, böyle bir durumda devletten
alacağı olan firmalara devletin -bu, KDV alacağı, vergi
alacağı, kesinleşmiş alacak- bunları vermesi kadar normal
bir şey olamaz, bunların verilmesi lazım veya hiç olmazsa,
doğan KDV borçları veya diğer vergi borçlarından bunlar
mahsup edilsin şeklinde önergelerimiz oldu, bunlar kabul edilmedi. Bu
konuda da inşallah önümüzdeki maddeler görüşülürken bir aklıselim
hâkim olur da bununla ilgili bir düzenleme yapılır. Türkiye'nin buna
ihtiyacı var. Bakın, yani oradan buradan kredi vermek yerine devletin
borcu ile devletin alacağının birbirine bir mahsup
işleminin yapılması herkesi rahatlatacaktır, firmaları
rahatlatacaktır. Dolayısıyla böyle bir şeyin de ben kritik
olduğunu düşünüyorum.
Arkadaşlar,
diğer bir madde, kritik olan maddelerden bir tanesi de 34üncü madde, bu
İŞKURla ilgili. İŞKUR Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu
üyeleri yıllardan beri gelen uygulama kapsamında 4483
sayılı Kanunun dışında. Yani devlet
memurlarını koruyucu, soruşturma ve kovuşturma için bir
izin gerektiren maddedir. Böyle bir izin İŞKUR için yok. Şimdi,
yıllardır olmayan bir şeyde burada İŞKUR Yönetim
Kurulu üyelerine, Genel Müdürüne ve çalışanlarına bir koruma
getiriliyor. Bu nereden çıktı diye soruyoruz. Hiçbir şey izah
edilemedi. Tabii, bunun nereden çıktığını anlamak
aslında çok zor değil. Çünkü İŞKUR son dönemde -bakın,
bu Cumhurbaşkanlığının yıllık programı,
oradan okuyacağım- olağanüstü bir şekilde devlette istihdam
alımı için uygulanan bir arayüz gibi bir model. Çok verimsiz -bununla
ilgili bir sürü çalışma var, akademik çalışmalar var- ne
çalışana bir faydası var, ne devlete bir faydası var fakat
burası çok keyfî bir kullanım alanı oluşturduğu için
Hükûmetin hoşuna gitti ve Hükûmet buradan kimi zamanlarda 900 bin
kişiye kadar alım yaptı. Şimdi tabii, bu kadar usulsüz,
keyfî alımlardan sonra bu alımları yapan bürokratları da
koruma ihtiyacı oldu. Şimdi bu madde de bu anlamda geliyor. Bunu
hiçbir şekilde anlamak, hiçbir şekilde bunu iyi niyetle
bağdaştırmak mümkün değil. Bu anlamda buradan da bir geri
dönüş olmasının gerekliliğini düşünüyorum.
Şimdi,
diğer bir husus, biliyorsunuz, pazar günü, Hazine ve Maliye Bakanı
sosyal medya hesabından, af dilediğini veya istifa ettiğini
açıkladı. Aradan bir gün geçtikten sonra bu af isteği kabul
edildi. Şimdi sosyal medyada dolaşan haberlere göre
sıkıntının bu rezervlerle ilgili husustan çıktığına
ilişkin bir kısım haberler var; bu doğrudur veya yanlıştır
ama gelmek istediğim nokta şu: Sayın Cumhurbaşkanına
bir sunum yapılıyor, o sunum çerçevesinde -Sayın
Cumhurbaşkanımız çünkü her yerde Rezervlerimiz pozitif, 70-80
milyar dolar. gibi sözler ifade ediyor- şimdi bunun eksiye
düştüğü söyleniyor. Biz bunu aylardır söylüyoruz; işte ben
buradaki konuşmalarımda da söyledim, 40 milyar dolar eksiye
düştü Türkiyenin rezervleri, bu kırılganlık ondan
kaynaklanıyor, başka yerlerde suç aramayın, suçu kendimizde
arayalım dedik. Bizim söylediğimizi tabii, hiç kimse duymadı,
işitmedi belki veya Sayın Cumhurbaşkanı işitmedi ama o
sunumda rezervlerin eksiye düştüğü kendisine ifade edilince tabii,
bir kriz çıkıyor ve o kriz sonrasında bir kısım gelişmelerden
sonra Hazine ve Maliye Bakanının istifa ettiği söyleniyor. Bunun
doğru veya yanlış olduğunu tartışmıyorum ama
bir hakikat var, hakikaten bu konu büyük ihtimalle bilinmiyor. Ben buradan bir
konuda ikaz etmek istiyorum. Şimdi, aynı yanlışı
Sayın Cumhurbaşkanı bugün bir konuşmasında Türkiyenin
hâlâ işte, 2023 hedeflerine ulaşacağını, 2023
yılında 10uncu büyük ekonomi olacağını söylüyor.
Bakın, arkadaşlar, 29 Eylülde açıklanan, eski Hazine ve Maliye
Bakanı tarafından açıklanan şu program bunun
olmayacağını söylüyor. Diyor ki: Buradaki programa göre,
işte, 10 bin dolar kişi başına gelir, 875 milyar dolarla
Türkiye olsa olsa bizim bu rakamlarla en iyi ihtimalle 18inci büyük ekonomi
olacak, IMFnin rakamlarına göre de 21inci ekonomi oluyor. Şimdi
hâlâ Sayın Cumhurbaşkanının ifadelerinde -bugün dahi
konuştu, şu kitapçıkta var- 1 Ekim Meclis açılış
konuşmasında da ilk 10 ekonomiye gireceğimizi, 2023 hedeflerini
yakalayacağımızı söyledi. Şimdi, birisinin Sayın
Cumhurbaşkanına bunu açıklaması lazım. Bakın, bir
kriz daha çıkacak, bir kişi daha sırf bu nedenden dolayı
gidecek. Benim onlara tavsiyem, Sayın Cumhurbaşkanına bunu
açıklamaları.
Diğer
bir husus da işsizlikle ilgili. Bugün yine Sayın
Cumhurbaşkanı
Ben bunları duyunca çok üzülüyorum yani
Türkiyeyi doğru tahlil edemeyen bir idare var arkadaşlar, bunu kabul
etmek mümkün değil. Bugün, Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki:
İşsizlik düştü. Şimdi, bakıyorsunuz manşette
evet, TÜİK bir rakam veriyor
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ERHAN
USTA (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Cumhurbaşkanına da muhtemelen sadece o rakam gösteriliyor ama bu
işin bir detayı var, bu işin altında bir kısım
çalışmalar var. Yine, TÜİK rakamlarına
baktığımızda, bunun için farklı çalışmalar
yapılabilir ama bizim kullandığımız rakamlara göre,
Türkiyede Covid etkisini de işin içerisine
kattığımızda işsizlik yüzde 33,3 ve geçen yıla
göre de 7,4 puan artıyor. Bakın, yarın bu gerçeği de
Sayın Cumhurbaşkanı öğrendiğinde bir kişinin daha
kellesi gidecek, ben bundan eminim. O yüzden şu andan itibaren ben yeni
Hazine ve Maliye Bakanını veya bununla ilgili Strateji Bütçe
Başkanlığı olabilir, TÜİK olabilir, onları ikaz
ediyorum, diyorum ki: Sayın Cumhurbaşkanına bu rakamların
doğrularını söyleyin, bu rezerv meselesinde olduğu gibi
başka bir sıkıntı daha çıkmasın. Bunlar
doğru olarak bilinirse o zaman belki doğru kararlar alınır
da ülkenin hayrına bir şey yapılır diye düşünüyorum,
bu değerlendirmemi de sizlerle paylaşmak istedim.
Genel
Kurulu saygıyla selamlarım.
Çok
teşekkür ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İkinci bölümde söz isteyen Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Diyarbakır Milletvekili Sayın Garo Paylan.
Buyurun
Sayın Paylan. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, parlamenter rejimden tek adam rejimine geçmek için
yapılan referandumda vatandaşlara neler vadettiğinizi
hatırlıyor musunuz? Sayın AK PARTİliler
hatırlıyor musunuz? Ne dediniz: Türkiyeyi uçuracağız.
dediniz. Değerli arkadaşlar, iki yılı aşkın süre
geçti, yalnızca iki buçuk yıl içinde Türkiye baş
aşağı çakıldı arkadaşlar tek adam rejimiyle.
Sayın Cumhurbaşkanı Türkiyeyi bir şirket gibi
yöneteceğim. Her şey çok daha hızla olacak. dedi ama şunu
söylememişti vatandaşlarımıza: Bu şirketin bir aile
şirketi olacağını söylememişti. Geçen hafta sonu,
arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanının kurduğu aile
şirketi iflasını açıkladı. İflas ilan etti
arkadaşlar aile şirketi. Berat Albayrak istifasında at izinin it
izine karıştığını söyledi ve istifasıyla
aslında memlekete belki de yapabileceği en büyük hayrı
yapmış oldu arkadaşlar. Berat Albayrak geçen hafta demişti
ki hatırlar mısınız Biz istersek doları
düşürürüz. demişti. Hepiniz buna, kiminiz gülmüştünüz, kiminiz
eğlenmiştiniz çünkü Berat Albayrak böyle dediği sürece dolar hep
yukarı gidiyordu, 4,5ta aldı doları 8,5a gönderdi.
Meğerse Berat Albayrakın bir bildiği varmış
arkadaşlar. Hani, şunu biliyormuş: Ben istifa edersem dolar
düşer diye biliyormuş meğerse Ben istersem doları
düşürürüm. demişti. Vallahi, helal olsun Berat Albayraka,
istifasıyla memlekete yapabileceği en büyük hayrı
yapmış oldu ve dolar bir miktar düşmüş oldu.
Değerli
arkadaşlar, ama Sayın Tayyip Erdoğanın takdir ettiğim
bir özelliği var; pek çok noktada kendisine kızıyoruz ama takdir
ettiğim bir özelliği var. Şimdi, pek çok AK PARTİli belli
konumlara gelmeye çalışıyorlar öyle değil mi? Sayın
Tayyip Erdoğan da onlara belli bir noktada yol veriyor. Mesela Sayın
Davutoğlunu da Başbakan yaptı, kimilerini Bakan yapıyor,
kimilerini Merkez Bankası Başkanı yapıyor, öyle değil
mi? Naci Ağbalı Merkez Bankası Başkanı yaptı bir
anda, Sayın Lütfi Elvanı şu anda ekonomiden sorumlu Bakan
yaptı ama ben herkese şunu tavsiye ediyorum: Sayın
Davutoğluna baksınlar, Başbakandı değil mi? Burada
âlâyıvalayla geziyordu. Şimdi ne oldu? Devrisabık oldu. İki
yıl Başbakanlık yaptı ve o dönemin bütün
günahlarını Tayyip Erdoğan Davutoğlunun sırtına
yükledi. Şimdi de sanki siyasi sorumlu kendi değilmiş gibi Berat
Albayrakı affetmiş Sayın Cumhurbaşkanı ve böylece bir
dönemin yani ekonomik krizin devrisabıkı olarak kendi
damadını bile ortaya koyabildi Tayyip Erdoğan. Bütün AKPlilerin
bundan ders alması lazım arkadaşlar. Sayın
Cumhurbaşkanı bu anlamda insanları çok iyi kullanabiliyor ama
buruşuk bir kâğıt gibi de kenara atabiliyor damadı dahi
olsa ve o dönemin devrisabıkı olarak bırakıyor
arkadaşlar. İşte herkesin bundan bir ders çıkarması
lazım.
Değerli
arkadaşlar, bakın, Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe
yasasını görüşüyoruz değil mi? Bakın, açıkça
söyleyeyim, geçtiğimiz yıllarda, yalnızca beş yıl önce
ben vekil olduğumda Plan ve Bütçe Komisyonu Türkiye'nin kalbi olurdu
arkadaşlar, kalbi. Memurlar, işçiler, emekliler, çiftçiler, bütün
vatandaşlarımız Acaba bütçeden bana ne düşecek? diye
düşünürdü. Şimdi gelin Plan ve Bütçe Komisyonuna, ne gazeteci var, ne
bir ilgi var, ne bir alaka var. Çünkü bütçeyi halktan kaçırıyorsunuz
arkadaşlar.
Bir
şey daha var, Plan ve Bütçe Komisyonunun da Meclisimizin de artık
herhangi bir güce sahip olmadığı konusunda
vatandaşımızda bir inanç oluştu arkadaşlar, hepimiz
şapkayı önümüze koyup bunu düşünmeliyiz.
Bakın,
dün Lütfi Elvan Başkanımızdı. Ya, bütçe görüşülüyor
öyle değil mi? Meclisin de en önemli komisyonlarından birisinin
Başkanı, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı dün Yarın
neleri konuşacağız? diye konuşurken saat altıda
tekrar konuştuk, başka görüşmeler yaptık, bir anda gece,
yasamanın en önemli Komisyonunun Başkanını Sayın
Tayyip Erdoğan alıyor, ekonomiden sorumlu Bakan yapıyor arkadaşlar;
sabahında yok. Sabah geldik buraya Efendim, Başkan Vekiliyle
toplantıyı açacaksınız. deniyor. Sonra ne duyduk biliyor
musunuz arkadaşlar? Sayın Cevdet Yılmazın Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanlığına Sayın Cumhurbaşkanı
tarafından atandığını duyduk. Kimlerden duyduk? AKPli
en az 50 vekil tebrik tweeti atmış arkadaşlar.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Ne istiyorsunuz? Nasıl olacak?
GARO
PAYLAN (Devamla) Bakın arkadaşlar, daha Komisyonumuz bir irade
koymadı, toplanmadı; eski bakanlarınız dâhil, milletvekilleriniz
dâhil Cevdet Yılmaza Cumhurbaşkanımızın
takdirleriyle Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
hayırlı olsun. diye tweet atıyor. İşte, Meclisimiz
bu hâlde arkadaşlar; Meclis irade koymadan, komisyonlar irade koymadan
Cumhurbaşkanı birilerini alıyor, bir koltuktan
kaldırıyor, öbürünü bir koltuğa oturtuyor arkadaşlar.
İşte, Meclisimizin maalesef durumu bu hâlde. Değerli
arkadaşlar, bunu, bu durumla ilgili hepimiz şapkayı önümüze
koyup düşünmeliyiz; bu Meclisin bir dengeleme, denetleme durumu maalesef
kalmamıştır.
Değerli
arkadaşlar, torbaya gelecek olursam, aynı tas aynı hamam yani
Lütfi Elvan da gitse, Cevdet Yılmaz da gelse bir şey
değişmiyor; torba yasada patronların yararına yani yüzde
1in yararına maddeler var. İşçiye, emekliye ne var? Buradan
vatandaşlarımıza söylüyorum, maalesef size zulümden başka
bir şey yok. Sevgili işçiler, emekliler, çiftçiler, gençler,
kadınlar; size zulümden başka bir şey yok. Beş
yıldır hep aynı şey, bütün torba yasaları yüzde 1 için
çıkarıyorsunuz. Bu torbada da yüzde 1e vergi affı var. Beş
yıldır sürekli vergi afları çıkarıyorsunuz. Bu torbada
da en zengin yüzde 1 için servet affı var. Efendim, servet sahiplerine
Sizin vergi vermenize filan gerek yok, yurt dışına
dolarlarınızı çıkarın, ben, vergisiz, cezasız
sizin bütün servetinizi affedeceğim. diyorsunuz. Başka ne var yüzde
1e? Kurumlar vergisini, çok yüksekmiş gibi, yüzde 20den yüzde 15e
düşürme hakkı var. Bu yetki Cumhurbaşkanına veriliyor
arkadaşlar. Elinizi vicdanınıza koyun be, bir emekçi sonuç
olarak 3 bin lira, 4 bin lira maaş alıyor, siz ondan yüzde 30-yüzde
35 vergi alacaksınız, anlı şanlı bankalar trilyonlar
kazanacak, holdingler Covid döneminde bile kârlarını yüzde 80
artırmış. Onlardan ne vergi alacaksınız? Yüzde 15. Hak
mıdır arkadaşlar ya? Bu hangi vicdana sığar, 3 bin
lira maaş alan vatandaştan yüzde 30-yüzde 35 vergi alıp da
trilyonlarca kâr elde eden bankalardan, holdinglerden yüzde 15 vergi almak? Bu
Meclis böyle bir karara imza atabilir mi ya? Vicdanlı, halkın
Meclisi, işçinin, emekçinin, yoksulun Meclisi böyle bir karara imza
atabilir mi arkadaşlar? Ben bunu yapmayacağınızı umut
etmek istiyorum.
Bakın,
esnek çalışmayla ilgili maddeler çıkarıldı. Nasıl
çıktı? Kamuoyu baskısıyla, sendikaların mücadelesiyle,
muhalefetin etkin mücadelesiyle bu maddeler buradan çıkarıldı.
Ya, size diyoruz ki: İşçinin hakkını keserek ekonomi
düzelmez arkadaşlar. Ne yapıyorsunuz? Aman işçiye daha az para
verelim. Aman onun kıdem tazminatını engelleyelim. Aman
emeklilik hakkını engelleyelim. Ya, arkadaşlar, şunu unutuyorsunuz
ya: İlla patronlardan yanaysanız bile işçiye daha çok gelir
sağlamanız lazım, bakın, illa patronlardan yanaysanız
bile. Ya, işçinin geliri olmazsa patronun ürettiği malı kim
alacak arkadaşlar, kim alacak ya? İşçinin geliri olmazsa
ekonominin çarkları nasıl dönecek? Arkadaşlar, işçi zaten
şu anda büyük bir yoksullukla karşı karşıya, 2.320
lira asgari ücretle karşı karşıya ya. Açlık
sınırı 2.500 lira olan bir ülkede -yani yalnızca
tenceresini kaynatması için 2.500 liraya ihtiyacı varken- 2.320 liraya
talim ediyor, o da işi olanlar.
Bir
de bir vicdansızlık daha var bu torbada. Arkadaşlar, Covid
başlayalı kaç ay oldu? Yedi ay oldu, öyle değil mi? Ücretsiz
izin diye bir uygulama çıkardınız. Ne yaptınız?
Patronlara Efendim, çalıştırmıyorsan işçiyi eve
gönder, ben ona 1.160 lira vereceğim. dediniz. Ya, arkadaşlar, o
zaman da itiraz ettik, 1.160 lirayla bir insan hayatta kalamaz dedik,
yapmayın bunu dedik, illa çıkaracaksa en azından 2.500 lira gibi
bir rakamla ücretsiz izine çıkarsın dedik, yapmadınız.
Arkadaşlar, 1.160 lira, günde 39 lira yapar, bir öğünde 13 lira
yapar. 2 çocuğu olan 4 kişilik bir aile bir öğünde 13 lirayla
kaç gün hayatta kalabilir arkadaşlar ya? Bakın, yüz seksen gündür 13
lira veriyorsunuz bir öğünde işçilerimize. Şimdi diyorsunuz ki:
Ben altı ay, yedi ay, sekiz ay 1.160 lirayla, efendim, günde 39 lirayla,
bir öğünde 13 lirayla milyonlarca insanı baş başa
bırakacağım. Hangi vicdan buna izin verebilir? Hepiniz
milletvekilisiniz ya.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
GARO PAYLAN (Devamla)
Hepiniz yerellerden geliyorsunuz. Hangi vicdan buna izin verebilir? Yollarda
işçiler sizin önünüzü kesmiyor mu? İşsizler önünüzü kesmiyor mu?
Gebermek istiyorum. diyen esnaf gibi esnaflar yolunuzu kesmiyor mu
arkadaşlar? Benim yolumu kesiyor Açım, yolsuzum, işsizim,
artık bıçak kemiğe dayandı. diyor. Sayın
Cumhurbaşkanı sabır diliyor değil mi? Kendisi bin
odalı sarayda otururken gecekonduda oturan, aç açıkta
vatandaşımıza sabır diliyor değil mi? Sayın
Cumhurbaşkanına söyleyin, nasıl ki Berat Albayrakın
batırdığını söylediğiniz gibi sahici darbeyle,
bunu da söyleyin. Sabır taşı çatlamak üzere arkadaşlar,
vatandaşın sabır taşı çatlamak üzere. Bununla ilgili
bu Meclis bir an önce sorumluluk almalıdır. Böyle torba yasalarla da
hiçbir yere varamayız.
Saygılar
sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Yerimden kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Muş.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
54.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Diyarbakır Milletvekili
Garo Paylanın görüşülmekte olan 239 sıra sayılı Kanun
Teklifinin ikinci bölümü üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, on dakikalık
konuşmanın üç dakikası maddelerle ilgili, yedi dakikası
-bundan önceki konuşmaların hepsini çıkaralım aynı-
matbu.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Bölüm üzerine konuşuyoruz, bölüm üzerine.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Zıplıyorlar.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bir değişiklik yapmış burada. Çok
nezaketsiz bir ifade: Recep Tayyip Erdoğan işi bitince
buruşturup bir kâğıt gibi atıyor. diyor; bunu kabul
etmemiz mümkün değil, çok yakışıksız. AK PARTİ on
sekiz yıldır iktidarda; pek çok bakanımız görev aldı,
genel başkanlarımız oldu, milletvekillerimiz oldu. Biz buna bir
dava şuuruyla bakarız. Birimizin bıraktığı
bayrağı öbürümüz alır, bıraktığı yerden çok
daha yükseğe çıkartmak için çalışırız biz, bu
şuurla hareket ederiz, bu şuurla hareket ettiğimiz için de bugün
buralardayız.
Şimdi, kendisi de bir
partili milletvekili. Onlar da, şimdi bu döneme bakın, ondan önceki
döneme bakın, milletvekilleri değişmiş. Onları
buruşmuş bir kâğıt gibi attınız mı siz? O
zaman siz bu mantaliteye sahipsiniz, bu anlayışa sahipsiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Dolayısıyla, bunun ötesinde,
eleştirinin, politik eleştirilerin ötesinde içerisinde bir kin, bir
nefret duruşuyla bir konuşma yapmış. Anlaşılan
Garo Paylana Karabağ çok dokunmuş.
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) Ya bir de polemik konusu
çıkartıyorsun, ayıp ya!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ama bu dokunmanın bir manası yok, çare
yok, orası aslına rücu etti, orası Azerbaycana
katıldı; bu agresifliğin arkasında ben bunu görüyorum,
geçmiş olsun! (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
HDP sıralarından gürültüler)
GARO
PAYLAN (Diyarbakır) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Paylan
GARO
PAYLAN (Diyarbakır) Sayın Başkan, sataşmadan söz
istiyorum.
BAŞKAN
Nerede sataştı?
GARO
PAYLAN (Diyarbakır) Başından sonuna sataştı efendim,
hangisini söyleyeyim?
TULAY
HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Etnik kimliğine saldırı
yapılıyor, daha ne olsun Başkan?
BAŞKAN
Ben Sayın Paylana soruyorum, lütfen, rica ediyorum.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ben açıklamalarına söylüyorum.
GARO
PAYLAN (Diyarbakır) Başından sonuna kadar sataştı
efendim.
BAŞKAN
Peki, kürsüden, sataşmadan dolayı iki dakika söz veriyorum.
TULAY
HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Siz zaten insanların etnik
kimliğiyle
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Açıklamalarına bakın,
açıklamalarına, işgalcilere tek laf edemiyordu.
TULAY
HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Sonra da Kardeş gibiyiz. değil
mi? Kürtle, Ermeniyle böyle kardeşsiniz değil mi!
BAŞKAN
- Sayın Milletvekili, Sayın Paylanı kürsüye
çağırdım.
Buyurun
Sayın Paylan.
X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Garo Paylanın, İstanbul Milletvekili
Mehmet Muşun yaptığı açıklaması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
GARO
PAYLAN (Diyarbakır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, burada siyasi eleştiriler yapıyoruz ama yarası
olanlar gocunuyorlar maalesef. Değerli arkadaşlar, AKP kaynıyor.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Hiç alakası yok.
GARO
PAYLAN (Devamla) - Bu anlamda bize saldırarak bu kaynamanın, bu
dağılmanın, bu çöküşün önüne geçemeyeceksiniz.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) - Kaynayan sizsiniz, kaynayan sizsiniz; dibinize bakın,
ateşi koymuş yanıyorsunuz.
GARO
PAYLAN (Devamla) - Bakın, AKPnin oyları mum gibi eriyor ve muhalefet
ilk gelen seçimde, ne yaparsanız yapın kazanacak arkadaşlar.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sen mi kazanacaksın, sen mi geleceksin?
GARO
PAYLAN (Devamla) - Ama şunu unutmayın: Bakın, Bütçe Komisyonunda
sarayların, savaşların ve yandaşların bütçesini
görüşüyoruz. Bütün kaynaklar saray yapmaya, savaşlara ve
yandaşlara akıyor. Buna karşı halkın bütçesini
öneriyoruz.
Bakın,
Suriye politikasını ne yaptınız Sayın Muş?
Türkiyenin Suriyedeki ırkçı ve mezhepçi politikaları sonucu
Rusya Suriyeye yerleşti. Şimdi de Karabağdaki ırkçı
politikalar sonucunda ne oldu, sonuç ne oldu? Binlerce Azeri ve Ermeni genç
hayatını kaybetti. Sonuçta ne oldu? Karabağa Rusya
yerleşti, Rusya. Sorun çözümsüz kaldı, halklar büyük bir
yıkım yaşadılar. Hep beraber kaybettik arkadaşlar,
Suriyede halklar kaybetti ve Rusya oraya yerleşti, siyasi hâkimiyetini
kurdu. Karabağda da aynı şekilde halklar kaybetti, yoksul Azeri
ve Ermeni gençler hayatlarını kaybetti. Binlerce eve ateş
düştü. Siz akşamları evde bilgisayar oyunu gibi savaşı
izliyorsunuz değil mi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İSMAİL TAMER
(Kayseri) Otuz sene önce niye böyle düşünmüyordunuz?
GARO PAYLAN (Devamla)
Bilgisayar oyunu gibi izliyorsunuz. Arkadaşlar, insanlar
hayatlarını kaybettiler o savaşta. Sonuç ne oldu? Rusya
Kafkaslara yerleşti.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) O zaman Karabağı işgal etmeyeceklerdi.
GARO
PAYLAN (Devamla) Rusya Suriyeye yerleşti, Rusya Kafkaslara
yerleşti. Hep beraber kaybediyoruz.
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Yirmi sekiz yıl sonra
GARO
PAYLAN (Devamla) Sonuçta kazanan ABDnin çıkarları oluyor,
Rusyanın çıkarları oluyor. Azeri, Ermeni, Türkiye
halkları, Suriye halkları kaybediyor arkadaşlar.
Aklınızı başınıza devşirmenin zamanı
gelmedi mi acaba? (HDP sıralarından alkışlar)
XII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim
ile 46 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/3147) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Devam)
BAŞKAN
İkinci bölüm üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Ankara Milletvekili Sayın Bülent Kuşoğlu.
Buyurun
Sayın Kuşoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
10 Kasım akşamında Mustafa Kemal Atatürkü rahmet, minnet ve
özlemle anıyorum.
Değerli
arkadaşlar, 239 sıra sayılı İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin -torba kanunun- ikinci
bölümüyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
konuşacağım.
Biliyorsunuz
51 maddeden oluşuyor bu torba kanun. Çok önemli hükümler içeriyordu,
içeriyor hâlâ; geçen haftadan beri görüşüyoruz, daha önce Plan ve Bütçe
Komisyonunda çok hızlı bir şekilde görüştük. İçinde
çok önemli hükümler var; servet affı gibi, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren
borçlar var, kamu alacakları var, bunların yeniden
yapılandırılması gibi. Bana göre hepsinden daha önemlisi,
torba kanuna adını veren işsizlikle ilgili hükümlerdir,
istihdamla ilgili hükümlerdir. Çok önemli değişiklikler getiriyor.
Şimdi,
düşünebiliyor musunuz, 25 yaş altında evladınız var
-ya da milletvekillerimiz de var hâlâ 25 yaşın altında, 18
yaşın üzerinde- işe girecek. Üniversiteyi bitirmiş -ya da
lise mezunu olsun, ilkokul mezunu olsun- işe girecek, bildiğimiz
şekilde sigortalı, kıdem tazminatı olan, sosyal
güvenliği olan bir işe giremeyecek 25 yaş altında
olduğunda. Yani 25 yaş ve altı için böyle bir alternatif
sunuluyor kendisine: Kıdem tazminatı hakkı yok, sosyal güvencesi
yok, geleceğiyle ilgili bir garanti söz konusu değil maalesef ve
Anayasamızın da sosyal devlet ilkesine aykırı şekilde
bir düzenlemeyle çalışacak. Bir de bunun, aynı kişinin,
benzeri kişilerin, vatandaşımızın, toplumumuzun 49
yaş ve üstü olduğunu düşünün, aynı şekilde gelecek
güvencesi olmadan çalışacak. Böyle bir düzenleme yapılıyor.
Şimdi, maddelerin çekildiği söyleniyor ya da çekileceği
söyleniyor, inşallah farkına varılmış veya çekilmiştir.
Şimdi, şu var:
Bu tür maddeler, gelecek güvencesi olmayan bir toplum yaratmak, 25 yaş
altındakileri ve 49 yaş üstündekileri kıdem tazminatından,
sosyal güvenlik hakkından, gelecek güvencesinden yoksun bırakmak
sadece çalışma hayatıyla ilgili bir konu değil. Evet,
çalışma hayatıyla da ilgilidir, önemlidir; sosyal
tarafların, işçi-işveren kesimlerinin ve devlet
tarafının oturup bir masa etrafında bunu çok iyi
tartışmaları lazım. Toplumun kabul etmesi, sindirmesi için
ilgili meslek kuruluşlarıyla istişare edilmesi, ondan sonra
gündeme gelmesi lazım, bu kesin. Ama bu, çalışma
hayatının ötesinde bir düzenleme; bu, yaşantımızı
değiştirecek bir kanun. Yani, düşünebiliyor musunuz, 25 yaş
altı ve 49 yaş üstünün güvencesi yok, gelecek garantisi yok.
Nasıl bir toplum olur? Milyonlarca kişinin bu vaziyette
olduğunu, kıdem tazminatı olmadığını, sosyal
güvencesinin olmadığını düşünün. Bölük pörçük
işlerde çalışıyor kısa süreli, belirli süreli iş
sözleşmeleri yapıyor ve çalıştığı işi
bir başkasıyla paylaşıyor yani 2 kişi şu anda
yapılan bir işi paylaşıyorlar. Böyle bir toplumda
barış, böyle bir toplumda huzur, güven, geleceğe umutla bakmak
söz konusu olabilir mi? Çekildiğine gerçekten çok mutlu oldum Grup Başkan
Vekilimiz bugün söyleyince.
Hakikaten
çok çok önemliydi, tahmin edilenin ötesinde büyük sorunlar,
sıkıntılar getirecekti ve bu konu maalesef Komisyonumuzda
yeterince tartışılmamıştı. Biliyorsunuz, Bütçe
Kanununu görüşüyoruz, şu anda da görüşmeler devam ediyor,
bundan sonra oraya gideceğim. Orada, o hızlı gündem içerisinde
kayboldu, yeterince konuşulamadı.
Yeterince
konuşulamamasının bir sebebi de tabii bu konularla ilgili siyasi
iradeye sahip kimse yok, kiminle konuşacaksınız? Bürokrasi
tarafından getirilmiş bir kanun düzenlemesi. Bu yanlış, bu
eksik, bunu düzeltelim ama kime söyleyeceksiniz? Bürokrata mı
söyleyeceksiniz bunun düzelmesini? Karşınızda siyasi iradeye
sahip birileri olacak, Cumhurbaşkanından bir irade almış,
yetki almış bir bakan olacak, onlarla
tartışacaksınız, konuşacaksınız,
anlatacaksınız olayı ama yok öyle biri de, Komisyonda da bütün
bunları anlatamadık, buraya kadar geldi. Gerçekten çok büyük
sıkıntıydı, Türkiye için geçmiş olsun eğer
çıkarılıyorsa bu düzenlemeler. Hakikaten büyük
sıkıntılar getirecekti toplumumuz için. Bundan sonra da bunun
gelmemesini diliyorum.
Şimdi,
bu ikinci bölümde, yine, bakıyorsunuz, hani son 2 madde yürütme ve
yürürlük maddeleri, kalan aşağı yukarı 24 madde içerisinde
9 tane uzatma maddesi var değerli arkadaşlar, 9 uzatma maddesi. 24
madde içerisinde 9u uzatma maddesi. Ne demek uzatma maddesi? Burada,
komisyonlarda, Genel Kurulda kanun yapmışız, Şu şu
tarih itibarıyla uygulanacaktır şu kanunlar. demişiz,
bunların 9unu şimdi erteliyoruz. Biliyorsunuz, bu torba kanunlar
içerisinde geçen -bu yılın ilk torba düzenlemesinde de vardı- o
kadar çok erteleme var ki yani yalapşap, hızlı bir şekilde
komisyonlarda görüşülüyor, ne olduğu anlaşılmıyor,
sorumlusu yok. Aslında biz biliyoruz, kanun gerçekten yürütme erkinden
geliyor ama yürütme erki geçmişte olduğu gibi imzalayamıyor,
sahip çıkamıyor, anlatamıyor, ilgili taraflarla
görüşülmüyor, ilgili komisyonlarda görüşülmüyor, etki analizi
yapılmıyor, geliyor, burada hızlı bir şekilde geçiyor,
kanunlaşıyor. Ondan sonra da Bunun yürürlüğe girmesi
sakıncalıdır. diyoruz, tekrar tekrar uzatıyoruz. Maalesef
bu şekilde 9 tane uzatma maddesi var. Böyle bir kanun yapma söz konusu
olabilir mi, doğru olur mu? Bunlar doğru bir yöntem midir? Maalesef
değil. Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve
özellikle bu kanun yapma süreci, bu yasama süreci Türkiye için çok büyük
sıkıntılar getirmiştir değerli arkadaşlar, bunu
görmemiz lazım. Bu şekilde yasa yapmak, yasama süreci olması
mümkün değil.
Şimdi,
bu bölümdeki bir diğer önemli düzenleme de 40ıncı maddede.
Kurumlar Vergisi Kanununda 5 puanlık önemli bir indirim ya da tekrar
kanuni seviyesine çıkarma yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor.
Şimdi, kurumlar vergisi zaten 20 puan, 5 puan yani dörtte 1i kadar bir
puan Cumhurbaşkanına yetki olarak veriliyor. Bu önemli bir rakam,
dörtte 1i kadar bir oranı indirmek ya da çıkarmakta yetkili.
Şimdi, yatırımcı olsanız Türkiyede bu şekilde
yatırım yapar mısınız? Kurumlar vergisi kaç olacak
bilmiyorsunuz; 20 mi, 15 mi, arada bir oran mı? Şimdi, 2021
bütçesinde kurumlar vergisinden beklenen tahminî rakam 108 milyar yani en az
yüzde 5 kadar bir oynama olursa 5 milyarın üzerinde bir oynama söz konusu
olacak. Demek ki kurumlar 5 milyar daha fazla ya da daha az vergi verebilir.
Böyle ne olduğu belli olmayan, kesinleşmeyen bir rakam söz konusu
olabilir mi? Böyle bir ortamda sizlerin yatırım yapması
-eğer yatırımcıysanız- söz konusu olur mu değerli
arkadaşlar? Güvenli olur musunuz? Yabancı bir
yatırımcı Türkiyede kurumlar vergisi oranı kaç? diye
sorduğunda Yüzde 20 ama değişebilir... Ne kadar
değişir? 5 puan değişebilir; 15e de inebilir, tekrar
20ye de çıkabilir. Böyle bir düzenleme, aynı şekilde devlet
mefhumu konusunda soru işaretleri oluşturur değerli arkadaşlar.
Bunlar maalesef sakıncalı düzenlemeler, bunlarla ilgili olarak bu
kanun yapma sürecini ciddiye almamız lazım, daha dikkatli
davranmamız lazım, daha farklı bir şekilde kanunları
yapmamız lazım. Bakın, bütçe yapıyoruz, yürütme erki
sayın bakanlar sadece bütçe için geliyorlar Meclise, onun haricinde hiçbir
şekilde kanun yapma sürecine katiyen katılmıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
BÜLENT KUŞOĞLU
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kesin hesap ve bütçe de
çok hızlı bir şekilde geçiyor ama kanun yapma sürecinde
bakanların en azından olması lazım. Yürütme erki tek
kişiden oluşuyor, Cumhurbaşkanı. Ancak, hiç olmazsa,
Cumhurbaşkanından yetki alan, Cumhurbaşkanına
karşı doğrudan sorumlu olan, Meclise karşı değil,
halka karşı değil, millete karşı değil ama hiç
olmazsa Cumhurbaşkanına karşı doğrudan sorumlu olan
bakanların burada olması lazım ki onlara karşı hesap
soralım ya da bize nasıl bir düzenleme yapma ihtiyacı içerisinde
olduklarını anlatabilsinler ve yasama sürecimiz düzelebilsin. Bunlar
çok kısa olarak anlatmaya çalıştığımız
eksikliklerimiz. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN İkinci
bölüm üzerinde söz isteyen Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına Kayseri
Milletvekili Sayın Mustafa Baki Ersoy.
Sayın Ersoy,
şahsı adınıza da söz talebiniz olduğu için
konuşma süreniz on beş dakika.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP
GRUBU ADINA MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 239 sıra sayılı İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde
konuşma yapmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu ve şahsım
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi, ekran
başında bizleri izleyen yüce Türk milletinin tüm fertlerini
saygıyla selamlıyorum.
Millî
Mücadelemizin önderi ve cumhuriyetimizin kurucusu, büyük komutan ve devlet
adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ebediyete intikalinin 82nci yıl
dönümünde saygı ve şükranla anıyorum, ruhu şad olsun.
Kanun
teklifiyle, genel olarak, kamu kurum ve kuruluşlarımızın
ihtiyaçları ile son dönemde vatandaşlarımızdan gelen
taleplerin karşılanması amacıyla bazı kanunlarda
düzenlemelerin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır. Böylece basitlik,
etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde idarenin etkin ve hızlı
karar almasını sağlayan değişiklikler
yapılması sağlanacaktır.
Söz
konusu teklifle, ihraç yapılacak ürünlerin üretiminde yurt içinden temin
edilecek malların KDV tecil, terkin uygulamasının 31 Aralık
2025 tarihine kadar uzatılması öngörülmektedir.
Covid-19
salgını süresince en çok ihtiyacımız olan maddelerden
biriyle, Millî Eğitim Bakanlığına yapılacak bilgisayar
ve donanım bedelsiz teslimlerinde KDV istisnasının da 31
Aralık 2023 tarihine kadar uzatılması bu maddeyle
sağlanacaktır.
Ayrıca,
İstanbulda yapılacak olan ve pandemi nedeniyle ertelenen
Şampiyonlar Ligi finali organizasyonu için UEFAya, ilgili futbol
kulüplerine ve organizasyonda görevli tüzel kişilere ve iş merkezi
Türkiyede bulunmayanlara sağlanan KDV, gelir ve kurumlar vergisi
muafiyetinin 2021 finali için uygulanmasına yönelik
değişiklikler öngörülmektedir.
Yine,
özellikle de pandemi ve acil durumların söz konusu olduğu bu süreçte
önemsediğimiz bir başka değişiklikle, elektronik
haberleşme altyapılarındaki yapılardan bazı belgelerin
talep edilmemesi öngörülmektedir. Böylece haberleşme anlamında süreç
daha hızlı bir şekilde ilerleyebilecektir.
Sağlık
kurumlarıyla ilgili teklifle ise sağlık tesisinin yöneticisi
olan başhekime hizmet sözleşmesi imzalayan üniversite personelinin
sözleşme kapsamındaki hizmet ve faaliyetlerle sınırlı
olmak üzere gerekli durumlarda 657 sayılı Kanunun disiplin
hükümlerine göre işlem yapma yetkisi verilecektir.
Covid-19
salgınının turizm sektörüne olan olumsuz etkilerinin hâlen devam
etmesi nedeniyle hazineye ait taşınmazlar üzerindeki turizm
tesislerinden pandemi döneminde tahsil edilmesi gereken kira, irtifak
hakkı gibi ödemelerin sürelerinin bir yıl ertelenmesi öngörülen
teklifler arasında yer almaktadır.
Bir
diğer teklif de İŞKUR personelinin soruşturma iznine tabi
olmasıyla ilgilidir. Böylece kamu görevlisi olan Türkiye İş
Kurumu Genel Müdürlüğü personelinin de diğer kamu görevlilerinin tabi
olduğu gibi kamusal görev ve hizmetleri yerine getirirken işledikleri
suçlar nedeniyle doğrudan ceza soruşturması ve
kovuşturmasına tabi tutulmaları amacıyla 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun kapsamına alınması amaçlanmaktadır.
Bir
diğer maddeyle, hükümlüler için Covid-19 izin süresinin
uzatılmasıyla ilgili düzenleme öngörülmektedir. Maddeyle açık
cezaevinde bulunan hükümlülere yönelik 14 Nisan 2020 tarihinde verilen Covid-19
iznine ilişkin tarih 31 Ocak 2021 şeklinde yeniden düzenlenmektedir.
Salgının devam etmesi hâlinde bu süre Sağlık
Bakanlığının önerisi üzerine Adalet
Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı
geçmemek üzere 7 kez uzatılabilecektir. Böylelikle Covid-19 izin süresinin
en fazla 7 Temmuz 2021 tarihine kadar uzatılabilmesi öngörülmektedir.
Basın
ve gazetecilik mesleğinde basın kartı sahibi olmak suretiyle
çalışanların fiilî hizmet süresi zammından
yararlandırılmalarına ilişkin mevcut hüküm Anayasa
Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş ve iptal kararının
yürürlüğü, oluşacak yasal boşluğun giderilmesi
amacıyla dokuz ay sonraya bırakılmıştır.
Maddeyle, Anayasa Mahkemesi kararıyla doğan hukuki boşluğu
gidermek amacıyla düzenleme yapılması amaçlanmaktadır.
Ayrıca,
yine salgının etkisiyle, sağlık hizmet sunucularına başvurularda
öngörülemeyen bir artış sonucu kamu üniversite hastanelerinin
harcamalarının beklenmedik seviyelere ulaşması nedeniyle
kamu üniversite sağlık hizmeti sunucularının 2020
yılında verdikleri sağlık hizmet bedelinin götürü bedel
sözleşme tutarından düşük olması durumunda, aradaki
farkın silinmesi amaçlanmaktadır.
31
Ekim 2020 tarihi itibarıyla, prim borcu olan ve ödeme yapmayan
BAĞ-KUR sigortalılarının sigortalılık sürelerinin
durdurulması, prim borçlarının silinmesi, talep edilmesi hâlinde
durdurulan sigortalılık sürelerinin ihya edilmesi
sağlanacaktır. Payları Borsa İstanbulda işlem gören
kurumlara, 2 puan indirimli kurumlar vergisi uygulaması
amaçlanmaktadır. Dernek ve vakıfların bazı gelirlerinden
dolayı iktisadi işletme oluşmaması süresi uzatılarak
31 Aralık 2020 tarihinde sona erecek bu düzenlemenin 31 Aralık 2025
tarihine uzatılması da öngörülmektedir.
Maddeyle,
özellikle tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde mesleki yeterlilik belgesinin
yaygınlaştırılması, iş kazalarının
önlenmesi ve meslek standartlarının yerleşmesini sağlamak
amacıyla kişilerin kurs çalışmalarına ve iş yeri
açabilmelerine olanak sağlayan düzenlemenin yürürlükten
kaldırılması amaçlanmaktadır. Daha önceki düzenlemeye göre
belirlenen programları başarıyla tamamlayarak kurs bitirme
belgesi alanların kazanılmış hakları da korunmaktadır.
Ülkemizin
dört bir yanında meydana gelen deprem haberleri, bizleri derinden
sarsmaktadır. Bu sebeple, olası depremler için alınacak
tedbirleri elbette önemsiyoruz. Bu anlamda yapılacak olan düzenlemeyle,
İstanbul Sismik Riskin Azaltılması Ve Acil Durum
Hazırlık Projesi kapsamında İstanbul Valiliği
Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlığına
bağlı olarak faaliyet gösteren İstanbul Proje Koordinasyon
Birimine yapılacak teslim ve hizmetler için finansmanı yabancı
devletler, uluslararası kurum ve kuruluşlarca karşılanmak
kaydıyla KDV istisnası sağlanacaktır. Maddeyle, OHAL
kapsamında alınan ilave tedbirlere karşı başvuru yolu
açılmaktadır. Başvuru neticesinde verilecek karara
karşı idari yargı yolu açık olacaktır.
Yine, teklifle, 1 Ocak
2021 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen konaklama vergisi, süre
uzatımıyla, turizmi destekleme amacıyla 1 Ocak 2022 tarihine
ertelenmektedir.
Bir diğer
düzenlemeyle, vakıf taşınmazlarının
kiralanmasında teminat alınması ve kiraların ödenmemesi
hâlinde kiracının tahliyesine ilişkin süre uzatımı
öngörülmektedir.
Son madde ise Covid-19
nedeniyle dernek genel kurullarının ertelenmesiyle ilgili. Mevcut
durumda derneklerin genel kurul toplantılarını en geç üç
yılda bir yapmaları gerekmektedir. Önümüzdeki sonbahar ve
kış aylarında çok sayıda dernek tarafından
yapılacak genel kurul toplantılarına katılacak olan dernek
üyeleri aralarındaki fiziksel mesafenin korunması zor
olacağından teklifle, derneklerin genel kurul
toplantılarının 30 Nisan 2021 tarihine kadar ertelenmesi
öngörülmektedir.
Ekonomik anlamda
dalgalanmalar yaşadığımız bugünlerde özellikle de
birçok iş yerinin evden çalışma sistemine geçmesiyle birlikte
maalesef işsizlik bir sorun hâline de gelmeye
başlamıştır. Değerli milletvekilleri, Covid-19
döneminde firmalar bilanço ve mizanlarında maalesef sıkıntı
yaşamaktadırlar. Bu bilanço ve mizanların düzeltilmesi için hem
kasa affı hem de matrah artırımı, bize göre
yapılması gerekmektedir. Firmalar bozulan stoklarını,
işletmelerinden çeşitli nedenlerle çekmek zorunda oldukları kasa
mevcutlarını ve ortaklar cari hesaplarını düzeltmek için
Hazineden uygun yollu yeni bir yapılandırma
çıkarılmasını beklemektedirler. Aksi takdirde yapılan
incelemelerde firmalarımız vergi cezalarıyla karşı
karşıya kalacaklardır, bu da maalesef çoğu firmanın
zarar etmesine neden olacaktır. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan
emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları da envanterlerine
ekleyebilmek için bu affı vatandaşlarımız beklemektedir.
Yapılacak vergi affı ve matrah artırımları ülkemizdeki
işletmelerin sigortası olacaktır. En kısa sürede uygulamaya
konulmasıyla ilgili de vatandaşlarımızdan
tarafımıza yoğun bir talep vardır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem olan Kayserimizdeki
çiftçilerimizden de bahsetmek istiyorum.
Kayserideki
çiftçilerimiz Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankasından
kullandıkları kredilerin de yapılandırma kapsamına
alınmasını bekliyor; bu konuda da gerekli düzenlemenin
yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yanında, yine
çiftçilerimiz için tarımsal sulamada kullandıkları elektrikle
ilgili faturalarında indirim yapılması ya da sulu tarım
yapan çiftçilerimize destek verilmesi de uygun olacaktır diye
düşünüyoruz. Ayrıca, 16 polar şeker pancarı ton alım
fiyatı 336 TL olarak açıklanmıştır. Girdi maliyetlerini
de göz önünde bulundurarak pancar üreticisi mutlaka desteklenmelidir diye
düşünüyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu teklifi olumlu
değerlendiriyor, vatanımıza ve milletimize hayırlara vesile
olmasını Cenab-ı Allahtan temenni ediyorum.
Tarihî
bir zaferle Türkün şanlı bayrağını Karabağda
dalgalandıran kardeşlerimizin şanlı zaferini de kutluyor,
Turan ellere selam olsun diyor, Genel Kurulumuzu bir kez daha
saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Şahıslar adına ikinci söz, Konya Milletvekili Sayın
Abdulkadir Karadumana aittir.
Buyurun
Sayın Karaduman. (CHP sıralarından alkışlar)
ABDULKADİR
KARADUMAN (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması -ve vergi yapılandırması- Hakkında
Kanun Teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, Meclis Genel Kuruluna torba yasa olarak sunulan
değişiklik teklifleriyle, aslında büyük
yanlışları içeren bazı düzenlemelerin getirildiğini
hepimiz görüyoruz. Ülkemizin ciddi anlamda kaderini etkileyecek ya da
belirleyecek olan, vatandaşlarımızı yakından
etkileyecek konuların torba kanun usulüyle, kamuoyu, sivil toplum
kuruluşları, meslek odaları ve diğer paydaşlarla
paylaşılmadan, gizli saklı bir şekilde Genel Kurula
getirilmesini kesinlikle kabul etmediğimi öncelikle ifade etmek isterim.
Yine, aynı
şekilde, şu anda üzerinde konuştuğumuz İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması -ve vergi yapılandırması- Hakkında
Kanun Teklifi de torba yasa usulüyle Genel Kurula sunulmuş bir tekliftir.
Bu torba yasayla yapılmak istenen yanlışları,
yanlış uygulamaları aylarca konuştuktan sonra -işte,
geçtiğimiz bu süreçte sendikaların ve kamuoyunun
baskısıyla- yukarıdan gelen bir talimatla bu teklifin
içeriğinde olan bazı maddeleri geri çekiyorsunuz. Bu durumda, torba
yasanın içeriğini oluşturan ve günlerce o içeriği burada
savunan sizlere sormak istiyorum: Kıdem tazminatının, esnek
çalışma düzenlemesinin işçilerimize getireceği
olumsuzlukların
Yine, kıdem tazminatının işçinin en
temel hakkı olduğunu kabul etmeniz için yukarıdan bir
talimatın mı gelmesi gerekiyor?
Bu
teklif, aynı zamanda vergi borçlarıyla ilgili düzenlemeleri de
içeriyor. Holdinglerin borçları silinirken asgari ücretten damga ve gelir
vergisi kesintisi yapılıyor olmasının apaçık bir
haksızlık olduğunu görmek için yukarıdan bir talimatın
mı gelmesi gerekiyor? Yanlış olduğu aşikâr olan bir
şeye, işçilerimize, vatandaşlarımıza haksızlık
getirecek olan bir şeye Evet, bu yanlıştır." demek
için talimat bekleyecekseniz, o zaman bu koltuklarda oturmanın ne
gereği var Allah aşkına? İşte, özellikle ülkemizde
yaşanan asıl problemin sebebi bundan ibarettir. Onun doğru
dediğine hepiniz doğru onun yanlış dediğine de
hepiniz yanlış diyorsunuz. Bugün bahsettiğim gibi, ülkemizde
yaşanan bunca kaosun ve krizin en önemli sebebi budur. Ekonomiden hukuka,
dış politikadan eğitime, her alanda ülkemiz ciddi sinyaller
verirken eğer bir yönetim krizi yaşanıyorsa bunun yegâne sebebi,
bir kişinin doğru dediğine herkesin doğru bir
kişinin yanlış dediğine de herkesin yanlış
demesinden dolayıdır ve bu şekilde hakikati sadece bir
kişinin tutumuna, sadece bir kişinin tavrına göre
belirlediğiniz müddetçe, emin olun, hem o kişiye hem kendinize hem
temsilcisi olduğunuz millete ve nihayetinde insanlarımıza
yazık edeceksiniz.
Hakikat,
değerli milletvekilleri, ne parmak hesabıyla ne de hesap makinesiyle
asla hesaplanamaz. İçerisinden geçtiğimiz bu dünyada doğruya
doğru, yanlışa yanlış dememiz yani şahsiyetli bir
duruş göstermek bu dünyada varoluşumuzun yegâne sebebidir. Hep
beraber varoluşumuzun asıl yükümlülüğünü hatırlamak ve bu
yüce mesuliyete göre hareket etmek mecburiyetindeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ABDULKADİR KARADUMAN
(Devamla) Bakınız, aynı şey, işte bugünlerde
ülkedeki yönetim krizinin bir diğer tezahürü olan Hazine ve Maliye
Bakanının, hiçbir devlet ciddiyetine, hiçbir devlet teamülüne, kuralları
ve ilkeleri göz ardı etmek suretiyle, çiğnemek suretiyle Instagram
hesabı üzerinden yaptığı istifa meselesidir.
İşte, bu, aslında mevcut yönetim anlayışının
neye tekabül ettiğinin apaçık göstergesidir. Daha önce eşine ve
benzerine rastlamadığımız bu istifa modeli, yönetim
anlayışınızın ne olduğunu açık bir
şekilde gözler önüne seriyor ve emin olun, bu şekilde değil
ülkeyi, bu anlayışla leblebici dükkânını bile asla idare
edemezsiniz.
Değerli
milletvekilleri, bugün ülkemizde ciddi ekonomik krizlerle karşı
karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun,
sözlerinizi bitirin.
ABDULKADİR KARADUMAN
(Devamla) Sayın Başkan, bir dakika talep ediyorum.
Bu ekonomik krizlerle
ilgili sorunları görmediğiniz müddetçe, krizi algılayamadığınız
müddetçe, işte nasıl ki damadınızı getirip de
ekonomiyi düzeltemediyseniz, bu anlayış değişmediği
müddetçe değil damadınızı, 15 Temmuzu öğrendiğiniz,
o hain darbe kalkışmasını öğrendiğiniz
eniştenizi bile getirseniz bu ekonomik krizi ortadan asla
kaldıramazsınız.
Kimden yanayız?
Ekonomide yoksuldan yana mıyız, zenginden mi yanayız? Bu
anlayış değişmediği müddetçe, bakanları da
değiştirseniz bu ülkedeki sorunları asla ama asla çözemezsiniz.
Bu
duygu ve düşünceyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP,
HDP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi soru-cevap işlemini
yapacağız.
Sayın
Ataş
DURSUN
ATAŞ (Kayseri) Teşekkürler Sayın Başkan.
2020
Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin
Cumhurbaşkanlığı Kararı 5 Kasım 2020 tarihinde
yayımlandı. Dövizde günlük yükselişler yaşanırken,
dövize odaklı girdi maliyetleri sürekli artarken belirlenen bu destekleme
miktarları çiftçilerimizin beklentilerini karşılamamıştır.
Kayseri'de yoğun olarak üretilen ve Türkiye üretiminde 16.706 tonla 1inci
sırada yer alan kabak çekirdeği, 23.950 ton üretimle 1inci
sırada yer alan ay çekirdeği, 2 bin tonun üzerinde üretimle
Türkiye'de 3üncü sırada yer alan kimyon destekleme kapsamına alınmamıştır.
Pandemi süreci de dikkate alındığında, destekleme
kapsamının genişletilerek bu ürünlerin destekleme kapsamına
alınması, tarımsal üretim ve çiftçilerimizin daha fazla
desteklenmesi gerektiğini belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Köksal
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, gazetecilere
çalışma koşullarının
yıpratıcılığı nedeniyle erken emeklilik
imkânı sağlayan, 1977 yılında 506 sayılı Yasaya
eklenen bir maddeyle tanınan fiilî hizmet zammı hakkı yani
yıpranma payı 2008de iptal edildi, uzunca bir mücadeleyle 2013te
yeniden getirildi. Anayasa Mahkemesi, 2013te getirilen bu düzenlemeyi
haksızlığa neden olduğu gerekçesiyle iptal etti ve Meclise
yasal düzenleme için dokuz aylık süre tanıdı. Bu süre 14
Kasım 2020de doluyor. Eğer 14 Kasıma kadar Meclis yasal bir
düzenleme yapmazsa gazeteciler yıpranma payı olarak bilinen fiilî
hizmet zammı hakkını kaybedecek. Basın emekçisi gazeteciler
506 sayılı Yasa dönemindeki düzenlemeye geri dönülmesini istiyorlar.
Bunu, Meclisteki tüm siyasi partilerin vekilleri olarak basın
camiasına borçlu olduğumuzu düşünüyorum.
Ayrıca,
yine vatandaşlardan TÜVlerde araç muayenelerinde geciken aylar için
alınan özellikle geçmiş yıllara ait gecikme bedellerinin de
alınmaması yönünde bir talep var. Görüşülmekte olan düzenlemeye
eklenmesini istiyorlar.
BAŞKAN
Sayın Kasap
ALİ
FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Gazi
Mustafa Kemal Atatürk 1933 yılındaki İzmir ziyareti
sırasında diyor ki: Aldanmak gaflettir. Hususiyeten
aldandığını beyan etmek apaçık itimadı yitirmektir,
ahmaklıktır. Samimiyet ile ahmaklık münasebetini birbirinden
ayıran yegâne unsur ise haysiyettir. Haysiyeti olmayan yanılmaya,
aldanmaya ve aldatılmaya ilelebet mecbur kalacaktır.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Sayın Şahin
SUZAN
ŞAHİN (Hatay) Teşekkürler Sayın Başkan.
İskenderun
Demir Çelik Anonim Şirketi, Payasta karbon siyahı fabrikası
kurmaktadır. Karbon siyahı, yüksek dozda iltihaplanmaya neden olup
tümörler ve kardiyovasküler hastalıklara neden olan tehlikeli bir
maddedir. Çimento, gübre, demir çelik gibi birçok ağır sanayiye ev
sahipliği yapan İskenderun-Payas-Dörtyol üçgeninde hava
kirliliği sınır değerlerini aşmış
durumdadır ve daha fazla kirlilik yaratacak tesisi kaldıramayacak
durumdadır. Fabrika filtreleri denetimsizdir. Projenin yerleşim
yerlerine uzak bir yere yapılması konusunda çevre ve sağlık
örgütlerinin belirlediği sınırlar gözetilmemiştir. Karbon
siyahı tesisine ait proje sahası yerleşim alanlarıyla dip
dibedir. Ayrıca, ÇED alanı sınırları içerisinde yer
alan, çevre düzeni planında ağaçlandırılacak alan olarak
tanımlanan bu bölgede yapılacak olan fabrikanın
oluşturacağı is ve kurum, insan, hayvan ve çevre
sağlığı, sulu tarım alanları için tehlikeli
olacaktır. Payas halkının sağlığı görmezden
gelinmemelidir.
BAŞKAN
Sayın Kaya
YILDIRIM
KAYA (Ankara) Sayın Başkan, Kıdem tazminatı
kırmızı çizgimizdir. diyerek sokaklara çıkan işçi
sendikaları konfederasyonlarını ve emekçileri buradan
selamlıyorum.
Parlamentoda
işçi sendikalarının sesi olmaya çalıştık, hep
birlikte bir mücadele yürüttük. Türkiye Büyük Millet Meclisi kapısına
gelen DİSK Genel Başkanı Sayın Arzu Çerkezoğlu ve
yöneticilerini yerde sürüklemek ne anlam taşıyordu? Arzu
Çerkezoğlunun Covid-19 testi pozitif çıktı. Buna değer
miydi?
Buradan
işçi ve emekçilere bir çağrım var: Gelin, hep birlikte
direnelim. Silkele Başkan, düşecekler. sloganını hiçbir
zaman unutmayalım. Siz sokakta, biz Parlamentoda Silkele Başkan,
düşecekler. sloganını haykırmaya devam edelim.
Sokaklar
senin Arzu Çerkezoğlu. Bir an önce Covid-19u da yeneceğinden
şüphemiz yoktur.
BAŞKAN
Sayın Güzelmansur
MEHMET
GÜZELMANSUR (Hatay) Teşekkürler Sayın Başkan.
Eğitim,
ülkemizi, geleceği doğru şekillendirmede,
aydınlığa ve müreffeh yararlara ulaşmada çok önemli. Bu
anlamda da fen liseleri çok önemli çünkü fen liseleri çocuklarımıza
kaliteli eğitim sunuyor, onları doğru mesleğe
yönlendiriyor. Fen liseleri illerde ve büyükşehir statüsündeki illerin
nüfusu 50 binin üzerinde olan ilçelerinde açılıyor. Ancak gelin görün
ki 150 bini aşkın nüfusu olan Defnede, 120 bini aşkın
nüfusu olan Samandağda fen lisesi yok. Bu ilçelerimizde genç nüfus
yoğun; bu çocuklar kaliteli eğitime kavuştuklarında ülke
eğitimine katkı sağlayacak potansiyele sahiptir. Buradan Millî
Eğitim Bakanına sesleniyorum: Defne ve Samandağ ilçelerine fen
lisesi istiyoruz. Bu haklı talebin bir an önce yerine getirilmesini
temenni ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Aygun
İLHAMİ ÖZCAN
AYGUN (Tekirdağ) Teşekkür ederim Başkanım.
Holdinglerin
borçlarını sileceğimize asgari ücretteki vergiyi silsek daha iyi
olmaz mıydı? Yine, bakınız, Somalinin IMFe olan borcunu
sıfırlayacağımıza üniversitedeki öğrencilerimizin
yükseköğrenim borçlarını silseydik daha iyi olmaz mıydı,
çiftçimizin borçlarını silsek daha iyi olmaz mıydı diye
düşünüyorum.
Yine, bakınız,
şeker pancarı hasat dönemindeyiz. Geçen yıl 16 polar şekere
300 lira fiyat, bu yıl 336 lira fiyat. Size bu reva mı? Çiftçiye
verdiğiniz bu fiyatları, rakamları reva mı görüyorsunuz
kendinize?
Yine, bakınız,
Somalinin 3 milyon 478 bin dolar borcunu sıfırladınız.
Bugün, daha sıcağı sıcağına Sayın Elvan
tahvil ihracını yaptı. 3,3 milyarlık borcu yüzde 13-14le
borçlandık, bu sizin için uygun mu? Yüreğinize yatıyor mu?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Ödünç
ATİLLA ÖDÜNÇ (Bursa)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Dâhilde işleme rejimi
kapsamında Dâhilde İşleme İzin Belgesine sahip
mükelleflerin yurt içinden temin edecekleri maddeye tecil, terkin
uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesine imkân
sağlanmıştı. Bu düzenleme kapsamında istisna
kapsamına alınan tutar nedir? İkinci sorum da istisnanın
uzatma süresi neden beş yıl olarak belirlenmiştir?
BAŞKAN Sayın
Canbey
MUSTAFA CANBEY
(Balıkesir) Teşekkürler Sayın Başkan.
İşsizlik
Sigortası Kanununa eklenen geçici 26ncı maddeyle, kısa
çalışma ödeneğine veya nakdî ücret desteğine başvuran
özel sektör çalışanının normal çalışma düzenine
geçmesi hâlinde destek sağlanması hedeflenmişti. Şu ana
kadar bu destek kapsamında ne kadar destek sağlanmıştır?
BAŞKAN
Sayın Bankoğlu
AYSU
BANKOĞLU (Bartın) Teşekkürler Sayın Başkan.
Seçim
bölgem Bartında hâlihazırda mevcut bir termik santral tehdidi var ve
biz başka bir zehir daha istemiyoruz. Zehirli atık statüsündeki çinko
oksit ve diğer tehlikeli katı atıkları içerecek bir üretim
tesisi kurulması da depo inşa edilmesi de Bartının
doğasına ve hemşehrilerimin sağlığına ciddi
zarar verecektir. Bu özel şirket tarafından yapılan
çalışmalar daha önce Bursa ve Karabükte halkımızın yoğun
tepkisiyle karşılaşmış ve mahkeme kararlarına
konu olmuştu. Bartının doğası heba edilemez diyorum.
Kimyasal atıklarla çevrenin tahrip olmasına da hemşehrilerimizin
sağlığının tehdit edilmesine de göz yumamayız.
Çevreyle ilgili sorumluluklarını yerine getirmeyen şirketlerin
karşısında durmaya devam edeceğiz ve potansiyel
tehlikelerin gerçekleşmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu güzel ülke ve
eşsiz doğa hepimizin.
BAŞKAN
Komisyon, buyurun.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri,
kanun teklifiyle ilgili gelen sorulardan bir kısmına sürem
yettiği müddetçe cevap vereceğim.
Cumhurbaşkanına
tanınan kurumlar vergisi oranının 5 puan kadar düşürülme
yetkisinin hangi sektöre, hangi şirkete ne kadar
kullandırılıp kullandırılmayacağının
nasıl belirleneceği şeklinde bir soru gelmişti daha önce.
Anayasanın 73üncü maddesi Vergi, resim, harç ve benzeri malî
yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına
ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve
aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak
yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir. şeklinde
düzenlenmiştir. Yapılan düzenlemeyle, kurumlar vergisi oranı
2021 yılından itibaren yüzde 20 olarak uygulanacaktır.
Anayasamızın bu hükmüne uygun olarak Cumhurbaşkanına, bu
oranı 5 puana kadar indirme ve tekrar kanuni seviyesine çıkarma
yetkisi verilmektedir. Bu yetki tüm mükellefler için kullanılabilecek olup
kanunun belirlediği yetki sınırları çerçevesinde belirli
bir kişi, şirket ya da sektöre özgü oran belirlenmesi mümkün
değildir.
Ayrıca, düzenlemeyle,
payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem
görmek üzere yüzde 20 oranında halka arz edilen kurumların, 5 hesap
dönemine ait kazançlarına kurumlar vergisi oranının 2 puan indirimli
olarak uygulanması öngörülmektedir. Bu çerçevede düzenlemede sektörel bir
ayrım yapılması öngörülmemekte, yalnızca payları
borsada ilk defa halka arz edilecek kurumlar için indirim söz konusu
olmaktadır.
Varlık
barışıyla ilgili bir soru gelmişti. Geçmiş
yıllarda düzenlenen varlık barışı uygulamaları
neticesinde, önemli miktarda varlık millî ekonomiye
kazandırılmıştır. Kaynağı suç teşkil
edecek varlığın ülke içine transferi, hâlihazırda
başta MASAK olmak üzere, devlet kurumları tarafından
sıkı bir denetime tabi tutulmaktadır. MASAK, OECD bünyesinde yer
alan Mali Eylem Görev Gücü adlı uluslararası organizasyonun çok
takdir edilen bir üyesidir. Mali Eylem Görev Gücü ve MASAKın
uluslararası camianın üzerinde çalıştığı 2
tane çok önemli görevi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kara
paranın aklanmasıyla mücadele, ikincisi terörizmin finansmanıyla
mücadele. Bugüne kadar varlık barışı uygulamalarında
uluslararası kuruluşlardan Siz kara para aklıyorsunuz. diye
hiçbir eleştiri alınmamıştır. Bu konuda
uluslararası alanda şimdiye kadar herhangi bir sıkıntı
yaşanmamıştır. Türkiye'nin kara para aklama ve terörün
finansmanına yönelik mücadelesi takdirle karşılanmaktadır.
Ayrıca,
ülkeye gelen varlık sahibinin gelir veya kurumlar vergisi mükellefi
olması sağlanarak kayıt altına alınmaktadır. Öte
yandan, kamuoyunda varlık barışı olarak da bilinen
bazı varlıkların millî ekonomiye kazandırılması
hakkında yapılan düzenlemeler, esas itibarıyla kanun
kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle vergi
incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmamasını öngörmektedir.
Buradaki vergi incelemesinden maksat, 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 134üncü maddesi kapsamında yapılan incelemelerdir. Ancak
kara para incelemesi olarak da bilinen aklama suçu incelemeleri 5549
sayılı Kanun kapsamında yapılmakta olup yurt içi ve yurt
dışında bulunan bazı varlıkların ekonomiye
kazandırılmasına yönelik düzenlemelerin
yapıldığı bu kanunlarda, aklama suçu yönünden inceleme
yapılmayacağı yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yine,
5953 sayılı Basın İş Kanununda gazeteci
tanımı fikir ve sanat işleri ölçüt olarak
yapılmıştır -basın çalışanlarıyla
ilgili bir soruya vereceğimiz cevap- bu ölçüt son derece subjektiftir. Net
bir tanımlama yapılmaması, kimlerin gazeteci olduğunun,
kimlerin yıpranma hakkından
yararlandırılacağının tespitinin yapılmasını
imkânsız kılmaktadır. Kapsamın çerçevesinin belirsiz
olması, basın iş kolunda çalışan, gazetecilik
mesleğini yapıp yapmadığı belirsiz çok sayıda
sigortalının kendini fiilî hizmet süresi zammı kapsamında
göstermesine; bu belirsizliğin yol açacağı
uyuşmazlıklar nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yönelik dava yükünün
artmasına; kapsamın genişlemesi sonucunda, aktüeryal dengeleri
bozacak şekilde çok sayıda sigortalının haksız yere
fiilî hizmet süresi zammından yararlanma riskinin gerçekleşmesine neden
olacağından basın kartı ölçütünün mutlaka korunması
gerekmektedir.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Yani yıpranma payı verilecek mi; o önemli.
14 Kasıma kadar bekliyorlar adamlar. Sayın Başkan, gazeteciler
bekliyor yıpranma payı, erken emeklilik de bekliyorlar.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Dâhilde işleme düzenlemesi kapsamında istisna
kapsamına alınan tutar nedir? diye bir soru geldi. Dâhilde
işleme rejimi kapsamında ithal ürünlerin vergisiz temini nedeniyle bu
alanda yerli üreticiler aleyhine rekabet eşitsizliği
oluşturmasını önlemek üzere yapılan düzenlemeyle, Dâhilde
İşleme İzin Belgesine sahip mükelleflerin yurt içinden temin
edecekleri maddelerde 3065 sayılı Kanunun 11inci maddesinin 1inci
fıkrasının (c) bendinde düzenlenen tecil, terkin uygulaması
kapsamında işlem yapılabilmesine devam edilmesi
sağlanmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Söz konusu düzenleme kapsamında,
2018 yılında 8,6 milyar Türk lirası ve 2019 yılında da
13,8 milyar Türk liralık teslim gerçekleştirilmiş olup bu
kapsamda belirtilen yıllarda sırasıyla 200 milyon Türk
lirası ve 350 milyon Türk lirası tutarında KDV iadesi
yapılmıştır. Buna göre, belirtilen düzenleme
kapsamında yıllık yaklaşık 350 milyon Türk lirası
tutarında vergi etkisinin oluşabileceği tahmin edilmektedir.
Bir diğer soru,
normalleşme desteğiyle ilgili. İşsizlik Sigortası
Kanununa 23/7/2020 tarihli ve 7252 sayılı Kanunla eklenen geçici
26ncı maddeyle 1/7/2020 tarihinden önce kısa çalışma
ödeneğine veya nakdî ücret desteğine başvuran özel sektör
iş yerlerinde kısa çalışma ödeneğinden veya nakdî
ücret desteğinden yararlanan sigortalıların normal
çalışma düzenine geçirilmesi hâlinde...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Son
cümlenizi alayım.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
yararlanılan kısa
çalışma ödeneği veya nakdî ücret desteği, aylık
ortalama gün sayısı dikkate alınarak asgari ücret üzerinden
hesaplanan sigorta primleri yüzde 37,5 oranında, en fazla üç ay süreyle
31/12/2020ye kadar destek sağlanmaktadır. Cumhurbaşkanı,
bu üç aylık süreyi sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün
olarak altı aya kadar uzatmaya yetkilidir.
Maddeyle, normalleşme
desteğinin uygulama süresinin 30/6/2021 tarihine kadar uzatabilmesine
ilişkin Cumhurbaşkanına yetki verilmesi amaçlanmaktadır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Komisyon.
İkinci bölüm üzerinde
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümde
yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
26ncı madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
26ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE
26 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun geçici 17 nci maddesinin birinci fıkrasında bulunan
31/12/2020 ibaresi 31/12/2025 şeklinde
değiştirilmiştir.
Süleyman
Girgin Mustafa
Adıgüzel Cavit
Arı
Muğla Ordu Antalya
Süleyman
Bülbül Kamil
Okyay Sındır Turan
Aydoğan
Aydın İzmir İstanbul
Ali
Keven Yüksel
Mansur Kılınç İrfan
Kaplan
Yozgat İstanbul Gaziantep
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu
Bursa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında konuşmak isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili
Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu.
Buyurun Sayın
Kayışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 26ncı maddesi üzerinde grubum
adına söz almış bulunuyorum. Üzerinde konuştuğum
madde, KDV Kanununda yerli üretici lehine bir süre uzatımı içermekte
olup bununla ilgili söyleyecek çok fazla bir şey yok; kalıcı
olmasını temenni ederiz.
Kanun teklifinin geneliyle
ilgili olarak baktığımızda, getirilmeye
çalışılan esnek çalışma, kıdem tazminatından
yoksun bırakma, güvencesizlik, sosyal hakların geri
alınması gibi maddelerin sendikaların itirazıyla geri
çekilmesi sevindirici ama biliyoruz ki AKP iktidarı, on sekiz
yıldır her fırsatta torba yasaların içerisine bu ilkeleri,
daha doğrusu ilkesizlikleri bir şekilde yerleştirmeye ve
çalışma rejimini bu şekilde değiştirmeye
çalışıyor. Umarım, bu geri çekilme kalıcı olur ve
bir daha torba yasaların içerisine bunlar sokulmaya
çalışılmaz.
Yeri gelmişken,
aslında, bu maddelerin esinlenildiği 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun ek 9uncu maddesinden bahsetmek istiyorum: Orada, ev
hizmetlerinde çalışanlar ve kapıcılarla ilgili olarak
benzer düzenlemeler var, hâlihazırda uygulanıyor; ayda on gün
üzerinde çalışanlarla ilgili olarak, umuyoruz ki bu maddede yeniden
ele alınsın ve sosyal güvenlik koşulları düzenlensin bu
çalışma yaşamında bulunanlar için.
Değerli milletvekilleri,
şimdi söyleyeceklerim sadece tutanaklara geçsin, tarihe not edilsin diye
söylenmiyor. İnanın ki -hiçbir şekilde istemeyiz ama- bir deprem
gerçeğiyle karşı karşıyayız ve bir an önce tedbir
alınması gereken birçok yer var ama bunlardan en acili herhâlde
Bursanın Gemlik ilçesi. Bir gece yarısı KHKsiyle Gemlik
ilçesinin taşınmasına dahi karar verilmişti. Şimdi,
şu gördüğünüz Gemlikin -daha somutlaştırmak için
gösteriyorum- Hisar Sitesi ve Hisar Sitesi 5 bloktan oluşuyor, 1 blokun
karot testi yapılmış ve depreme karşı
dayanıksız olduğu belirlenmiş ve bir an önce
taşınması gerekiyor. Şimdi, bu vatandaşlar burada oturamıyorlar
ama hâlâ oturanlar var. Allah korusun, bir deprem olsa gerçekten yerle bir
olacak yerlerinden biri ki Gemlikin birçok yeri böyle. Hisar Sitesi sakinleri
aradılar Biz burayı dönüştüremiyoruz çünkü 2012
yılında 125 bin lira kredi limiti belirlenmiş Bakanlık
tarafından ve biz bunu çekemiyoruz, bundan faydalanamıyoruz. diyorlar.
Burada oturanların neredeyse hemen hepsi yaşlı, emekli,
gelirleri çok düşük, yaş itibarıyla da krediden
faydalanamıyor ve dolayısıyla da bir çözümsüzlüğe mahkûm
kalmış durumda. Hem Gemlik Belediyesi hem Büyükşehir Belediyesi
üzerine düşeni prosedür olarak yapmış olmasına rağmen
Bakanlıktan maddi olarak destek alamıyorlar ve
dönüştüremiyorlar. Bu insanların ölmesi mi gerekiyor destek
alabilmesi için? İlla birilerinin can kaybı mı yaşaması
gerekiyor? Evlatlarını, annelerini, babalarını enkaz
altında mı bırakmaları gerekiyor işte o
açıklamaları yapmanız için TOKİden ev yaptık,
efendim, şu zaman teslim edeceğiz, şu kaynağı
ayırdık, bu maddi desteği verdik. demeniz için? Lütfen,
vicdanlarınıza sesleniyorum: Gemlik gerçekten çok çok riskli bir yer
ve deprem açısından da her an olabilecek ve olduğunda da on
binlerce insanın hayatını kaybedebileceği, maalesef, bir
yer. Bir an önce Çevre Bakanlığınca -herkes üzerine düşeni
yapsın- gerekli kaynağın ayrılmasını buradan bir
kez daha talep ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, her gün yaşanan adaletsizliklerin en somut örneklerinden
bir tanesi yine Bursada yaşandı. Burada defalarca dile getirdik
Kirazlıyaylayı. Kirazlıyaylada Lübnanlı bir maden
şirketine karşı köylüler yoğun bir şekilde yaşam
haklarını, topraklarını, sularını geleceklerini
savunuyorlar ve mahkeme, kendisinin atadığı 7 kişilik
bilirkişi heyetinin raporuna karşı, rapor oradaki tesisin
zararlı olduğuna, eksik olduğuna dair bir husus içermesine
rağmen, mahkeme heyeti teknik bilgi sahibiymiş gibi raporun aleyhine
gerekçeler yazarak maalesef ÇED raporunun iptali davasının reddine
karar verdi hem de alelacele. Şimdi, aranızda bir sürü hukukçu var,
hepiniz biliyorsunuz eğer bilirkişi raporunda bir eksiklik varsa
mahkemenin yapacağı şey nedir? Yeniden bilirkişi heyetine
gitmektir ama mahkeme alelacele böyle karar verince insanların adalet
duygusu zedeleniyor.
Bugün
köyden gelen haberlere göre köy abluka altına alınmış, 30
kişinin yaşadığı köye 300 tane jandarma gidiyor.
Yazıktır, günahtır değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Bilin ki o abluka ancak ve ancak
rantiyecilerin vicdanını susturur, ne Kirazlıyaylalıları
korkutabilir ne onları susturabilir ne de bizler gibi her zaman
onların yanında olan, doğasına, çevresine, cumhuriyetin
temel niteliklerine, adalete, hukuka güvenen ve mücadele eden insanları
asla ve asla susturamaz ve korkutamaz. Bu mücadele sürecini üstünlerin hukuku
değil, eninde sonunda hukukun üstünlüğü kazanacak diyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
26ncı maddesinde yer alan değiştirilmiştir ibaresinin
yeniden düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Fahrettin
Yokuş Ayhan
Altıntaş
Adana
Konya Ankara
Hüseyin
Örs İmam
Hüseyin Filiz Hasan
Subaşı
Trabzon
Gaziantep
Antalya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında konuşmak isteyen İYİ PARTİ Ankara
Milletvekili Sayın Ayhan Altıntaş.
Buyurun Sayın
Altıntaş. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İşsizlik
Sigortası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 26ncı maddesi üzerine
İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu
Önder Mustafa Kemal Atatürkü vefatının 82nci yılında
rahmet, minnet ve özlemle anıyorum.
Ayrıca Azeri
kardeşlerimizi Ermenistan işgaline karşı verdikleri
savaşta başarılarından dolayı kutlar, barış
anlaşmasının kalıcı olmasını dilerim.
Bu kanun teklifinin
gerekçesinde amacının Covid-19un istihdam üzerindeki olumsuz
etkilerini azaltmak, işçi ve işveren üzerindeki yükün giderilmesi,
istihdamda devamlılığın sağlanması için destek
tedbirlerinin düzenlenmesi olduğu belirtilmektedir.
Değerli arkadaşlar,
işsizlik rakamları düşüşte görünüyor ama ilginç olan
istihdam sayısı da düşüşte görünüyor. Yükselişte olan
bir şey var, ümidini kaybeden işsizler, iş aramaktan
vazgeçenler. Sözcü gazetesinin bugünkü sayısında iş bulma ümidi
olmayanların sayısının 613 binden 1 milyon 331 bine
çıktığı yazıyordu, bir senede ümitsizlerin
sayısı 2ye katlanmış. İşsizlik için çözümlere
ihtiyaç var, katılmamak elde değil fakat bu kanun teklifi
yasalaşırsa sonucunun işsizlik üzerinde olumlu etkilerinin
olacağını düşünmüyoruz. Kanun teklifinin geneline
bakınca istihdamı artırmak gibi bir amacının
olmadığı, iktidarın işsizlikle mücadeleyi
yalnızca kâğıt üstünde yapmak için çabaladığı
kolayca anlaşılacaktır. Rahmetli Cumhurbaşkanımız
Süleyman Demirelin sözlerini uyarlarsam İşsizleri işsiz
saymazsanız işsizlik kalmaz. maalesef, bulduğunuz çözüm bu. Bu
teklifte kısmi süreli çalışma düzenlemesiyle TÜİKin
rakamlarına katkı sağlamak istiyorsunuz. Siz tam süreli bir
çalışanı alıp kısmi çalışmaya geçirir ve
yanına aynı şekilde birini daha
çalıştırırsanız bir kişi daha işsizlikten
kurtulmuş görünür, bir kişi daha istihdam edilmiş görünür. Hem
işi bölersiniz hem de ücreti. Zaten asgari ücretle açlık
sınırında yaşayan garibanlar bunun bile yarısına
razı olsunlar diyorsunuz. Bu şekilde istihdamı teşvik etmek
ileride büyük sorunlar yaratacaktır. Birçok işveren sırf
verdiğiniz teşvikten yararlanmak için işi ve ücreti bölecektir.
Kaldı ki teklif yasalaşırsa ilk defa işe girecek 25
yaşın altında bir gencimiz artık tam zamanlı
çalışma hakkını da bulamayabilir.
Teklifle
25 yaş altının ve 50 yaş üstünün kıdem tazminatı
hakkı da elinden alınmaktadır. 25 yaşındaki bir genç,
işveren tarafından beş altı senedir
çalıştığı iş yerinden rahatlıkla
çıkarılabilecektir. Çünkü işveren bir sene daha beklerse
kıdem tazminatı vermek durumunda kalacaktır. Ayrıca bu
kanun teklifi yasalaşırsa 25 yaş altı ve 50 yaş üstü
tam süreli işlerde çalışanların işverenleri
tarafından belirli süreli iş sözleşmesine geçmesi için baskıya
maruz kalacağı endişeleri de çalışanlarda mevcut.
Değerli
arkadaşlar, kanunlar iyi niyet çerçevesinde hazırlanmaz, siz
kanunlarla halkı korumak zorundasınız, yoksa ileride daha büyük
sorunlar ortaya çıkar. Bakın, mesela,
çıkardığınız kısa çalışma yasası
uygulaması; kısa çalışma adı altında tam süre
çalıştırıldıklarından şikâyetçi olan
işçiler var. İşçiler tam zamanlı çalışırken
işveren tarafından kâğıt üzerinde ödenek süresi kadar
çalıştırıldıkları gösterilmekte, işveren
kısa çalışma ödeneği dışında kalan ücreti de
elden vermektedir. Burada işvereni de suçlamak mümkün değil, ekonomik
durumdan o kadar mağdurlar ki her fırsatı değerlendirmek
durumundadırlar. Bu yüzden bu gibi daha sonrasında suistimal
edilebilecek düzenlemelerin kanun teklifinde olmaması gerekir.
İşçiyi de, işvereni de korumanız ve birbirleri aleyhine
uygulamaların önüne geçmemiz gerekir.
Son
olarak, bilinmesi gerekir ki bu kanun teklifi bu şekilde kabul edilir ve
yasalaşırsa çalışan nüfusun yaklaşık dörtte 1i
başta kıdem tazminatı olmak üzere İş Kanununun
koruyucu hükümlerinden mahrum kalacaktır. İşçilerin tek mahrum
bırakılacağı mevzu kıdem tazminatı hakkı da
değildir. Çalışanlar iş güvencelerini de yitirmektedirler.
İşe iade davası açmalarının da önüne geçilecek, ihbar
tazminatı da alamayacaklardır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
AYHAN
ALTINTAŞ (Devamla) Şimdi, istihdama bu şekilde nasıl
destek verilecek? İşçiye zaten açlık
sınırının altında kalan asgari ücret
maaşını bölüşmesini mi salık vereceğiz? Ya da
zaten işsizlik tırmanırken Bir tane daha kısmi
zamanlı işte çalış. mı diyeceğiz?
Halkımızın
ve tüm işveren ve çalışanlarımızın lehine karar
alacağınızı umuyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 26ncı maddesinde
yer alan şeklinde ibaresinin olarak şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel
Özen Oya
Ersoy
Antalya İstanbul İstanbul
Erdal
Aydemir Murat
Çepni Kemal
Peköz
Bingöl İzmir Adana
Dilşat
Canbaz Kaya
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Halkların Demokratik Partisi İstanbul
Milletvekili Sayın Oya Ersoy.
Buyurun
Sayın Ersoy. (HDP sıralarından alkışlar)
OYA
ERSOY (İstanbul) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi,
ülkenin pandemi gibi, deprem gibi, hayat pahalılığı gibi,
işsizlik gibi bu kadar ciddi sorunu varken bu Mecliste, halkın
Meclisinde biz ne konuşuyoruz? Yine defalarca burada söylendiği gibi
AKPnin bir kez daha getirdiği bir torba yasa ve bu torba yasanın
içinde de 3 tane şey var: Birincisi, sermayeye bol miktarda teşvik ve
tam bir ucuz emek cenneti yaratma iddiası vardı; ikincisi, yine
saraya yetkiler ve üçüncüsü, işçilerin yıllardır
tırnaklarıyla, mücadelesiyle kazandığı hakların
gasbı. Şimdi, bu üçüncüsünü, hak gasbını yine sendikalarımızın
ve muhalif bütün örgütlerimizin, bizlerin burada muhalefetiyle geri çekmek
zorunda kaldınız ama ne kaldı? Sermayeye teşvik
kısmı kaldı. Verdikçe veriyorsunuz, ne sermaye doyuyor ne siz
vermekten vazgeçiyorsunuz. Sadece 2017 ila 2020 arasında istihdamı
teşvik adı altında sermayeye verdiğiniz miktar 134 milyar
lira. Peki, istihdam arttı mı?
Bakın,
siz okumamışsınızdır, saraydan gelen talimatlar
dışında hiçbir şeye kulağınızı
açmadığınız için bilmiyorsunuzdur, ben buradan söyleyeyim:
DİSK-AR bugün bir rapor açıkladı. Raporda diyor ki: Bu ülkede
9,6 milyon işsiz var ve gerçek işsiz sayısı ve iş
kaybı Ağustos 2020de 10,5 milyon oldu. İstihdam bir yılda
975 bin azaldı. Ümitsiz işçilerin sayısı bir yılda 613
binden 1 milyon 331 bine yükseldi. Ve kadınlar, en fazla etkilenenler.
Covid-19dan kadın iş gücü yüzde 7, kadın istihdamı da
yüzde 5,1 azaldı.
Şimdi,
bir de utanmadan bu yasa teklifini halka istihdamı artırmak üzere
getirdiğinizi iddia ediyorsunuz ve aynı zamanda da o pandemi
koşullarının yükünü dağıtmaktan bahsediyorsunuz. Neye
göre? Sosyal devlet ilkesine göre.
Şimdi,
salgın döneminde yük nereden oluştu, biliyor musunuz? Ben tek tek
burada sayayım size. Ne devam etti salgında, pandemi
koşullarında? Bir: Halk pandemi koşullarında işsizlik
ve açlıkla boğuşurken Kalyon, Cengiz, Limaka giden
milyarlık ihaleleriniz durmadı. Neredeyse ihale bedeli kadar
sağladığınız vergi istisnalarınız da
durmadı. Döviz garantili sözleşmeleriniz gereği
yandaşlarınıza yaptığınız ödemeleriniz de
durmadı, Cumhurbaşkanı emrindeki örtülü ödenek harcaması da
azalmadı. Sadece temmuz ayında 117.883 kişinin asgari ücreti
kadar para harcadı Cumhurbaşkanınız. Bir de yandaş
dernek, birlik, vakıflara verdiğiniz paralar var; onlar da ocak ve
temmuz ayında 550,6 milyon lira. Bu yıl 196 milyar lira
alınması gereken vergiden vazgeçtiniz ama
artırdığınız o vergi dilimleri var ya, ücretli
çalışanları âdeta dilim dilim soydunuz ve asgari ücretlinin
yıllık gelirinin yüzde 35ini vergi olarak aldınız. Bütün
servet yüzde 1in elinde -bu işin, bu rakamların özeti budur- ve
bütün borç halkın sırtında. Şimdi, bir de yükten
arındırmaktan bahsediyorsunuz. Halkın sırtındaki yük
çok net. Bu yükün ne olduğu daha iki gün önce bir daha ortaya çıktı.
Bakın, damat göreve geldiğinden beri ekonomiye en büyük katkıda
bulundu istifa ederek; ülkenin dış borcunu bir gecede 189 milyar lira
düşürdünüz. Şimdi, küçüğün etkisi bu oluyorsa bir de büyüğü
düşünün, büyük istifa ettiğinde neler olur neler bu memlekette. (HDP
sıralarından alkışlar)
Ekonomik
krizin nedeni net arkadaşlar. Değerli milletvekilleri, bu olayla
beraber ekonomik krizin nedeninin AKP ve saray iktidarı yani tek adam
rejimi olduğu tescillenmiştir, herkes tarafından görülmektedir.
Çözüm de bellidir; bu tek adam rejimini halk sırtından söküp atacak.
Saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
26ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
27nci
madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 27nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Madde
27 3065 sayılı Kanunun geçici 23 üncü maddesinin birinci
fıkrasında bulunan 31/12/2020 ibaresi 31/12/2023 şeklinde değiştirilmiştir.
Süleyman
Girgin Ali
Keven Cavit
Arı
Muğla Yozgat Antalya
Yüksel
Mansur Kılınç Mustafa
Adıgüzel İrfan
Kaplan
İstanbul Ordu Gaziantep
Turan
Aydoğan Kamil
Okyay Sındır Mehmet
Göker
İstanbul İzmir Burdur
Fikret
Şahin Süleyman
Bülbül
Balıkesir Aydın
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde konuşmak isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Burdur
Milletvekili Sayın Mehmet Göker.
Buyurun
Sayın Göker. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
GÖKER (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 10
Kasım. O, hiçbir zaman eğilmediği, aldatmadığı ve
aldatılmadığı için bugün bizler dimdik ayaktayız.
Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkün vefatının
82nci yıl dönümünde kendisini şükran, minnet ve özlemle
anıyorum. Öğretileri ve ilkeleri, hukukun üstünlüğüne
dayalı Türkiye Cumhuriyeti kurma yolunda ve bunu yeniden başarma
yolunda bize ışık tutmaya devam edecektir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Üzerine
söz aldığım madde de istihdam değil, bir istismar
maddesidir. Burada yapılan ve başarılan tek şey, hayat ve
siyasi görüşleri farklı 3 işçi konfederasyonunun ortak hareket
etmesini sağlamanız olmuştur ve karşı
çıkmış oldukları maddelere direnişleriyle çok önemli 2
madde yasa teklifinden çekilmiş vaziyette. Buradan kendilerine
göstermiş oldukları direnç için teşekkür ettiğimi, son
derece müteşekkir olduğumu beyan etmek istiyorum.
Gerekçenizde
mağduriyeti çok sevdiğiniz için coronavirüsü bahane etmişsiniz.
Tüm dünyada etkisini artıran coronavirüs salgınının
istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması yazsa da bu
şekilde parlatılsa da aslında BAĞ-KUR primini ödeyemeyen
esnafa, siftah yapamayan esnafa; ürünü para etmeyen, sütünü satamayan çiftçiye;
enflasyonu düşük tutarak yaşam şartlarını
düşürdüğünüz memura, işçiye, emekliye yani kısacası
mağdur hiçbir kesime yönelik bir madde, düzenleme yok. Sürekli öteleme,
erteleme ve yapılandırmadan bahsediyorsunuz ama günü geldiğinde
bu mağdur kesimlerin bunları nasıl karşılayacağının
en ufak bir çözüm önerisini de söylemiyorsunuz. On sekiz yıldır
ürettiğiniz politika, dönüp dolaşıp geldiğiniz yer garip
gurebanın fakir cebi. Bunu nereden mi biliyoruz? Somaliye ödediğiniz
2,5-3 milyon liralık borç ödemesini Somalı maden işçisine yapmadığınızdan
biliyoruz. Neyse ki burada bu yasa teklifinde bu maddeleri çekmiş
olmanız son derece önemli.
Şimdi, burada
sağlıkçı olarak, sizlere samimi bir duygu içerisinde ifade etmek
istiyorum: Bakın, bugün Burdur Devlet Hastanesinde yani Burdurda, Burdur
gibi küçük bir yerde 235i aşkın pozitif vaka var. Yaklaşık
70 sağlık çalışanı pozitif ve bugün yine
yemekhanesindeki 8 personelinde Covid-19 virüsü pozitif çıktı.
Arkadaşlar, vatandaşın kendisinin alacağı tedbirlerle
bu salgını bizim yönetemeyeceğimiz ortadadır,
aşikârdır. Devlet, sosyal devlet kurallarına uyarak tedbirlerini
almalı ve vatandaşa, esnafa, işçiye yaşam
şartlarını devam ettirecek asgari ücreti temin ederek, ciddi ve
tutarlı kararlar almalıdır.
Aldığınız
kararlardan bir tanesi ne? Saat 22.00de AVMler kapanacak. AVMler zaten saat
22.00de kapanıyor. Bir diğeri ne? Sauanalar kapanacak. Saat gecenin
10unda toplu sauna partisine gideni gördünüz mü siz bu ülkede? Ama filyasyon
değerlerini açmadığınız, yayılma yerlerini
açmadığınız süre içerisinde, yayılma
odağını, kimlere, ne şekilde
yayıldığını biz bilim insanları olarak tespit
edemediğimiz sürece bu yayılmanın önüne geçmemiz mümkün
değil. Örneğin, eğer 100 vaka olsa, bunun 60ı düşse,
yüzde 60 bir düşüş sağlansa ve 40 vakaya düşse bu, tıbbi
açıdan bir başarıdır ama 10 bin vaka varsa ki var, bunda
yüzde 60 başarı sağlasanız dahi ki
sağlayamıyorsunuz, geriye kalan 4 bin vakanın ortalama yüzde
5inin kurallara uymayacağını düşünürsek dört ya da
beş hafta içerisinde bizim Covid-19la tsunami yaşamamız
işten bile değil. Bu seviyede sağlık
çalışanları artık özveri göstermekten yorulmuştur
ancak kendileri yine şiddete, darba maruz kalıyor. Daha bundan üç gün
önce Urfada bir hekim arkadaşımız başhekimin
yakınları tarafından maruz kaldığı şiddet dolayısıyla
kendisi mağdur vaziyete düşmüştür. Yani, demek istediğim
şu: Sağlık çalışanlarına hak ettikleri ek ödemeyi
verelim, sağlık çalışanlarına hak ettikleri sosyal
haklarını verelim ve lütfen gelin burada taşın altına
elimizi koyalım, Covid-19u bir meslek hastalığı olarak
kabul edelim.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 27nci
maddesinde yer alan değiştirilmiştir ibaresinin yeniden
düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan
Subaşı Hüseyin
Örs Fahrettin
Yokuş
Antalya Trabzon Konya
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Aylin
Cesur İmam
Hüseyin Filiz
Adana Isparta Gaziantep
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde konuşmak isteyen Isparta Milletvekili Sayın Aylin
Cesur. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun
Sayın Cesur.
AYLİN
CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Büyük
Atatürkün ebediyete intikalinin 82nci yılı bugün. Ben bir Türk
kadını olarak, bir Türk hekimi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin bir
bireyi olarak, bir ferdi olarak kendisine şükran ve minnet borçluyum ve
rahmetle anıyorum. İhtiramla aziz hatırası önünde
eğiliyorum.
Evet
27nci maddeyle hâlihazırda yanlış bulduğumuz Millî
Eğitim Bakanlığında bilgisayar ve donanımların,
bunlar için yazılım ve hizmetlerin bedelsiz teslimleri ve bu
bağışı yapacak olanlara katma değer vergisinden
muafiyetin 2023e uzatılmasını istiyorsunuz. Dolaylı
olarak, bağışçıyla ticari ilişkiye giren
yazılımcıya da KDV muafiyeti uygulamasının önünü
açıyor bu. Hangi bilgisayar ve donanım için bu alışverişin
gerçekleştiğinin tespiti ve takibi mümkün olmadığına
göre bağışı yapılacak bilgisayarlar için
alınmış gözüken yazılımlar başka cihazlarda
kullanılabilir yani yine suistimale açık bir yasa daha.
Şimdi,
eğitimde teknoloji kullanımını artırmak
istiyorsanız eğer, denetimsizlikten vazgeçmelisiniz arkadaşlar.
Çok daha kolay ve doğrudan politikalar yapmak mümkün. Biz sürekli
söylüyoruz, güçlü bir Türkiye için ihtiyaç duyduğumuz her şeye
sahibiz. Ancak, sahip olduklarımız ve 82 milyonun alın teri ve
vergileriyle ortaya çıkan bu güç, maalesef ki Türkiyenin gerçek
ihtiyaçları için yıllardır kullanılmıyor.
Şimdi,
israf ekonomisi yerine doğru bir kaynak yönetimiyle bütün
vatandaşlarımızın sorunlarını çözeriz biz.
Nasıl mı? Hemen saymaya başlayalım: Yap-işlet-devret
kapsamında yapılan köprü ve otoyol geçiş garantilerine
yalnızca 2019 yılı için vatandaşın cebinden kuruş
çıkmayacak. denilerek 2020 yılı bütçesinden ayrılan 7,8
milyar lirayı eğer oraya vermeseydiniz bakın neler olurdu:
50.278 mahalle ve köy muhtarımız var, her birine 155.137şer
lira yıllık bütçe verilebilirdi. KYK borçlarını
ödeyemediği için hakkında icra takibi başlatılan 280 bin öğrencimiz
var, 7 milyar liralık bütün borçları silinebilirdi. Kısa
çalışma ödeneğinden faydalanan ve sayıları aydan aya 1
milyon ila 3 milyon arasında değişen
vatandaşımıza nisandan ekim ayına kadarki her
maaşlarına ilaveten 537 lira daha verilebilirdi. Şehir
hastaneleri için bugüne kadar Hastanın da garantisi mi olur? demeden
ödenen 18 milyarla, 12 milyon öğrencinin yüzde 49,8i EBAya erişim
sorunu yaşıyor. dediniz ya hani, işte o 6 milyon öğrenciye
birer bilgisayar ve bir yıllık sınırsız internet
verilebilirdi. 1 milyon 791 bin esnaf ve sanatkârımıza geri ödemesiz
olarak 10.050 lira destek sunulabilirdi. Coronavirüse karşı fedakârca
mücadele eden 1 milyon 61 bin sağlık çalışanının
her birine 16.965 lira ek ödeme yapılabilirdi. Evet, bir tane daha örnek:
2021-2023 arasında bütçeden köprü ve otoyollar için çıkması öngörülen
48 milyar lira garantiler yerine, önümüzdeki üç yıl boyunca
altını çiziyorum, üç yıl boyunca- asgari ücretin altında
maaş alan 4 milyon 179 bin emeklimize aylık 319 lira daha destekte
bulunulabilirdi. 13 milyon 856 bin işçimize üç yıl boyunca yıllık
1.154 lira ikramiye verilebilirdi. 240 milyon dönüm ekili
alanımızı işleten 586.144 çiftçimize işledikleri dönüm
başına 10 litre mazot verilebilirdi üç yıl boyunca.
Evet,
bir örnek daha vereyim: 2021-2023 arasında bütçeden şehir
hastanelerine hasta garantileri için çıkması öngörülen 60 milyar
lirayla, yine önümüzdeki üç yıl boyunca son olarak 4 milyon 207 bin olarak
açıkladığınız işsizlerimize üç ayda bir olmak
üzere 1.188 lira destek verilebilirdi veya
bunun yerine 717.166 işsizimize asgari ücretle istihdam
sağlanabilirdi. Açlık sınırı altında yaşayan
4 milyon 125 bin hane için üç yıl boyunca aylık 404 lira gıda
yardımı yapılabilirdi. Emeklilikte yaşa
takılanların (EYT) ve şartın kaldırılması
durumunda hemen emekli olabilecek 1 milyon 142 bin vatandaşımızın
sosyal güvenlik sistemine vereceği yük karşılanabilirdi.
Evet,
bir örnek daha; 2012den beri ülkemizdeki Suriyeliler için kendi
kaynaklarımızdan harcanan 47,8 milyar dolarla 2012den beri verilen
228 milyar 789 milyon liralık sosyal güvenlik sistemi açığı
kapatılabilirdi. Edirneden Karsa, Antalyadan Trabzona uzanacak
hızlı tren hatları yapılabilirdi. Kamu-özel iş
birliği kapsamında yapılan bütün bu projeler -hiçbir garantisi
olmadan- vatandaşımızın ucuz bir şekilde
yararlanabileceği, faydalanacağı fiyatlar sunularak
rahatlıkla devlet tarafından yapılabilirdi ve dolarla olan bu
garantiler 2023ten sonra da devam edecek değerli arkadaşlar. Üstelik
hâlâ daha Kanal İstanbul gibi bütün bu israfların zirvesi olacak
projelerle vatandaşımızın huzurundasınız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
AYLİN
CESUR (Devamla) Geleceğimizi işte böyle ipotek altına
aldınız. Müteahhitlere ve Suriyelilere destek işte böyle
vatandaşımıza, ülkenin gerçek sorunlarını çözmeye tercih
edildi. Coronavirüs döneminde bu garantileri yüklenmemiş olsaydık,
hazinemizden bu kadar para çıkmamış olsaydı ne
esnafımız ne çiftçimiz ne işsizimiz ne öğrencimiz ne
emeklimiz ne sağlık çalışanımız hiçbirimiz, hiç
kimse bu durumda olmazdı. İşte böyle mağdur edildiler
hepsi.
İşte
bütçe dediğiniz böyle değil, böyle yapılır arkadaşlar.
Hesap böyle yapılır. Sizden sonra ne olacak biliyor musunuz? Bu
millet işte bir daha böyle israf görmeyecek. Bunlar son israf
bütçeleridir. Bizimle beraber Türkiye tarihindeki israf bütçeleri dönemi de
inşallah kapanacak, gelecek nesiller israfın getirdiği borçlara
esir edilmeyecek. Bu dönem tarihte yerini ikinci Lale Devri olarak alacak, bu
millet ilk seçimde zincirlerinden kurtulacak; yeniden yoksulluktan,
kaygıdan, adaletsizlikten kurtuluşunun tarihini yazacak.
Büyük Atatürkün
vefatının 82nci yılında bunları söylemek bu kürsüden
bana düşerdi.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
27nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
23.26
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 23.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya),
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14üncü
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
239
sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon?
Yerinde.
28inci
madde üzerinde 2 önerge vardır, aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
28inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE
28 3065 sayılı Kanunun geçici 40 ıncı maddesinin birinci
fıkrasında bulunan 2020 ibaresi 2021 şeklinde
değiştirilmiştir.
Süleyman
Bülbül Ali
Keven Cavit
Arı
Aydın Yozgat Antalya
Ayhan
Barut Süleyman
Girgin Yüksel
Mansur Kılınç
Adana Muğla İstanbul
Mustafa
Adıgüzel Kamil
Okyay Sındır Fikret
Şahin
Ordu İzmir Balıkesir
Turan
Aydoğan Faruk
Sarıaslan
İstanbul Nevşehir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde konuşmak isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Nevşehir
Milletvekili Sayın Faruk Sarıaslan.
Buyurun
Sayın Sarıaslan. (CHP sıralarından alkışlar)
FARUK
SARIASLAN (Nevşehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin
kurtarıcısı, kurucusu Mustafa Kemal Atatürkü saygı, sevgi
ve minnetle anıyorum.
Sizlere
bugün, Nevşehirin sorunları ve bu konularla ilgili çözüm
yollarını anlatacağım. Türkiye genelinde olduğu gibi
Nevşehir ilimizde de borcu olmayan çiftçi ve esnaf yok gibi. Çiftçilerimiz
çalışıyor, emek veriyor, ekiyor, ürün elde ediyor ama
maliyetinin altında satmak zorunda kalıyor ya da hiç satamıyor.
Bu kürsüden defalarca bu konular gündeme geldi ve
tartışıldı. Çiftçilerimizin üretimindeki en büyük maliyet
kalemi elektrik kullanımının pahalılığı ve
sulamanın yetersizliği. Bunu artık duymayan yok, bilmeyen de
kalmadı. İktidar hep söylüyor Eleştiriyorsunuz ama çözüm yolu
üretmiyorsunuz. diye. Ben size bu konularla ilgili iki tane çözüm önerisinde
bulunacağım: Bir tanesi, çiftçinin elektrik borcunu çözmek için
acilen güneş enerjisinden yararlanmak gerekiyor. Güneş enerjisinin en
verimli olduğu bölge İç Anadolunun Nevşehir ve Konya
hattıdır. Bu bölgelerde kuracağınız güneş
enerjisi panelleriyle çiftçilerimiz maliyeti neredeyse sıfıra
yakın elektrik kullanacaklar. Çiftçilerimiz, İç Anadoluda
-Nevşehir dâhil- mayıs ayında başlayıp ekim
ayının sonuna kadar sulamada elektrik kullanmaktadır. Bu aylar
güneş enerjisinin en yoğun olduğu dönemlerdir. Bu nedenle, on
sekiz yıllık iktidarınız döneminde bunu neden
yapmadığınızı hâlâ anlamakta zorlanıyorum. Bu
konuya hemen şimdi el atılmalı, zaman kaybetmeden bu işe
başlanılmalıdır. Örnek olarak Hacıbektaş
Belediyesini alabilirsiniz. Hacıbektaş Belediyesi mevcut 1
megavatlık güneş enerjisini şu an
çalıştırıyor, 500 vatlık projesinin ihalesini de
yapmış durumda.
Diğer
bir önerim de Nevşehirle birlikte 4 ile hayat verecek Kayseri Yamula
Barajının bitmesine rağmen yapılamayan sulama
kanalları
Yamula Barajı Seyfe-Kalaba sulama projesi her seçim
döneminde iktidarınız tarafından vadedilir ama hâlâ yerine
getirilmedi. Oysa bu proje hayata geçirilse Nevşehir, Kayseri, Yozgat ve
Kırşehiri de içine alan 4 ilimizde 150 bin hektarlık arazi sulu
tarıma kavuşacak. 24 ile 26ncı Dönemde AKP Nevşehir
Milletvekilliği yapan, şu anda Mecliste bulunmadığı
için ismini vermeyeceğim arkadaşımız, bakın, Mecliste
yapmış olduğu konuşmada ne diyor:
Kızılırmak Nehri üzerinde yapılan Yamula Barajı,
Nevşehirde tarımsal alanların sulanması konusundaki en
önemli projelerden biri olan Seyfe-Kalaba sulama projesinin ihalesi
yapıldı. Altını çizerek söylüyorum, ihalesi
yapıldı.
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Kesinlikle öyle değilmiş, sordum ben şimdi.
FARUK
SARIASLAN (Nevşehir) Tutanaklarda var, Meclis tutanağını
ben size söylüyorum. Sizden özür dileyeceğim, Meclis tutanaklarında
bu yoksa siz de gelip bu kürsüden özür dileyecek misiniz?
BAŞKAN
Sayın Sarıaslan, Genel Kurula hitap ediniz.
FARUK
SARIASLAN (Devamla) Bu sulama projesi hayata geçirilseydi şayet
Kozaklı, Avanos, Hacıbektaş ve Gülşehir ilçelerinde
tarlalar suya doyacaktı. diyor. Aradan bunca yıl geçmesine
rağmen, ortada ne kanal var ne sulama var ne de ihale. İhalesini
yaptık, sulama yapacağız. diyor, ortada ihale yok. Siz
eğer bunu iddia ediyorsanız hemen getirin, ben de size getirip ispat
edeceğim.
Şimdi,
oy deposu olarak görmüş olduğunuz İç Anadolu Bölgesine Niye
yapamadığınızı anlatmak zorundasınız.
Eğer Paramız yok, bunun için yapamıyoruz. diyorsanız onu
da açık açık söylemek zorundasınız. Halkı
aldatmamalısınız, halka karşı yalan söylememelisiniz,
bunu söyleyen AK PARTİ milletvekili. Şayet bu sulamaları
yapmış olsaydınız burada özellikle
Boğazlıyanın altından başlayan, Fakılı,
Kanlıca, Karasenir, Şefaatli gibi yerlerden geçerek Kızılırmaka
dökülen bu sulama sayesinde 20 bin dönümlük arazi sulanmış
olacaktı.
Gelelim
ilçelerimizin sorunlarına: Seçim vaadinizin üzerinden iki yıl
geçmesine rağmen, Kozaklıya hastane yapımını
gerçekleştirmediniz, hâlâ projesi bile yok. Avanosun trafiğini
rahatlatacak köprüyü yapmadınız. İnsanların
işsizlikten kıvrandığı dönemde Acıgöle fabrika
yapmak için bekleyen yatırımcıların doğal gaz sorununu
çözmediniz. Nevşehir merkezde bulunan sanayide doğal gaz hâlâ yok.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
FARUK
SARIASLAN (Devamla) Yine Özkonakta vatandaş Doğal gazı
kasabanın girişine kadar getirsinler, iç
dağıtımını biz kendi aramızda
topladığımız paralarla yapacağız. diyor, yine
ses yok. Her seçim döneminde Nevşehire hızlı tren vaadinde
bulunuyorsunuz, seçim bitiyor, vaatlerinizi unutuyorsunuz. Nevşehir
merkezde trafik sıkışıklığı İstanbulu
geçti, çözümü çevre yolunda, vaatte bulunuyorsunuz, yapmıyorsunuz.
Nevşehire yatırımlar yapsak da yapmasak da nasıl olsa
vatandaş bize oy veriyor. diye düşünüyorsunuz,
yanıldığınızı ilk seçimde göreceksiniz. Size
vatandaş dersinizi verecek diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Vekilim, iddianızı önümüzdeki hafta ispata davet ediyorum, ispat
edemezseniz burada tekrar hatırlatacağım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 28inci maddesinde yer
alan şeklinde ibaresinin olarak şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Kenanoğlu Kemal
Bülbül Zeynel
Özen
İstanbul Antalya İstanbul
Kemal
Peköz Erdal
Aydemir Murat
Çepni
Adana Bingöl İzmir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Halkların Demokratik Partisi İstanbul
Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.
Buyurun
Sayın Kenanoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller;
herkesi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
bu madde sporla ilgili bir madde. Salgın nedeniyle, UEFA tarafından
Şampiyonlar Ligine ilişkin yeni takvim belirlendi, 2020de
İstanbulda oynanması planlanan Şampiyonlar Ligi Finali
Portekizin başkenti Lizbonda oynandı ve 2021de Rusyanın St.
Petersburg şehrinde oynanacak olan Şampiyonlar Ligi Finali de
İstanbulda oynanacak. Yani bir tarih değişikliği söz
konusu ve buradan kaynaklı olarak da İstanbulda yapılacak olan
Şampiyonlar Ligi Finaliyle ilgili daha önce alınmış
birtakım muafiyetlerin 2021 yılına aktarılması,
aynı muafiyetlerin devam etmesine yönelik bir madde.
Tabii,
bunun üzerinden ben biraz spor konusunda bir şeyler aktarmak istiyorum.
Öncelikle şunu söyleyelim: Tabii, bu futbol, spor kulüpleri mahallelerde,
illerimizde, ilçelerimizde gençlerin heves ettiği, birliğin,
beraberliğin, oradaki dayanışma duygularının
sergilendiği önemli alanlar ancak günümüzde iş öyle bir hâl aldı
ki yani endüstriyel spor dediğimiz bir hâle dönüştü. Artık spor
kulüpleri iddia şirketlerinin oyuncağı hâline dönüştü;
halktan para toplama, para koparma yöntemi olarak kullanılmaya
başlandı, böyle düşünülmeye, böyle değerlendirilmeye
başlandı spor kulüpleri ve spor artık bir seçkinler oyunu
şekline dönüştürüldü ve tribünler, özellikle tribünler taraftar
gruplarına yönelik algı yönetimleri, operasyonlarla da başka bir
hâl aldı. Tribünler, âdeta kamplaşmanın,
kutuplaşmanın, ötekileştirmenin merkezi hâline dönüştürüldü.
Futbol, spor, tribün grupları iktidarın şakşakçısı,
borazanı hâline dönüştürülüyor. Buna itiraz eden, bunu kabul etmeyen,
iktidara karşı muhalif tavrını, çizgisini koruyan taraftar
gruplarına yönelik de yine klasik, bütün her konuda olduğu gibi
burada da terörizm algısı üzerinden birçok operasyon yapılıp
onlar susturulmaya çalışılıyor ve bu koşullar
altında, bu şekliyle spor müsabakaları yapılıyor ve
Türkiyede spor kulüpleri de bu koşullar altında spor yapmaya ve
futbol oynamaya ya da ilgili spor dalını organize etmeye
çalışıyor. Şimdi, dolayısıyla sporun endüstriyel
hâl almasından kaynaklı olarak, Anadolu takımları yani
illerdeki, ilçelerdeki, büyük şehirlerde olmayan, batı yakasında
olmayan, büyük şirketlerin destekleri olmayan futbol kulüpleri, spor
kulüpleri de ciddi sorunlar ve sıkıntılar yaşamaya başladı.
Şimdi, Dersimspor
var, örneğin ondan bahsedeyim: Başkanıyla görüştük
yakın zamanda, şu anda 3. Ligde oynayacak bir bütçesi yok; para
sıkıntısı, barınma ve ulaşım
ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor ve 3. Ligde
kalabilmek için SGK ve vergi borçlarını dahi ödeyemeyecek pozisyonda.
Tesis ve altyapı sorunları, sıkıntıları var ve
Başkan diyor ki: Biz bunları -sorunları-
karşılayamazsak önümüzdeki sezon artık bu liglerde oynama
şansımız da olmayacak. Ben, bu sorunları buradan dile
getiriyorum ve bu konuda yani yapılması gerekenleri ifade
edeceğim.
Şimdi, diğer
taraftan da tribünlerdeki faşizan uygulamalar var ve örneğin,
Cizrespor ve Amedspor bundan çok ciddi bir şekilde mağdur oluyor.
Yani, Cizrespor bu faşizan saldırılar karşısında
ligden çekilmek zorunda kaldı. Ligden çekilmek zorunda kalan spor kulübüne
cezalar yağdırıldı Futbol Federasyonu tarafından.
Yani, Cizresporun güvenliğinin sağlanarak sağlıklı
bir şekilde liglerde oynaması sağlanacağına tam tersi
yapıldı. Peki, Amedsporun durumu ne? Şimdi, bakıyorsunuz,
birçok yerde saldırıya uğramışlar; Bursada işte
Anadolu Selçukspor maçında, Sakarya Amedspor maçında, Sarıyer
Amedspor maçında. Bunları say say bitmiyor ve son dört sezondur Amedspor
artık deplasmana gidemiyor yani izleyicileri, taraftarları gidemiyor.
Gideceği yerde şu söyleniyor: Güvenlik sorunu var, biz sizin
güvenliğinizi sağlayamayız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ALİ KENANOĞLU
(Devamla) Toplamda 200 seyirci, ya 200 seyircinin güvenliğini
sağlayamıyor Türkiye Cumhuriyeti İçişleri
Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyetinin güvenlik güçleri 200
seyircinin güvenliğini sağlayamıyor, gerekçe bu ve oradan
kaynaklı olarak da hiçbiri deplasmana gidemiyor. Ve ilginç bir şey
var, bir ilin takımı Amedspor, Diyarbakır ilinin
takımı. Kayyum atandı ve kayyum buraya hiçbir şekilde
destek sağlamıyor ve onu bırakın, bütün
takımların kendi illerinde yapmış oldukları
yardım kampanyaları Amedspora yasak, yaptırılmıyor,
böyle bir şeyle karşı karşıya. Şimdi, burada deminden
beri tartışılıyor, bölücü, bölücülük filan. Alın size
bölücülük, bundan daha âlâ bölücülük mü olur? (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
28inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
29uncu madde üzerinde 3
önerge vardır. İlk okutacağım 2 önerge aynı
mahiyettedir, bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 29uncu maddesinin kanun
teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel
Özen Murat
Çepni
Antalya İstanbul İzmir
Erdal
Aydemir Kemal
Peköz
Bingöl
Adana
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Süleyman
Girgin Süleyman
Bülbül Ali
Keven
Muğla Antalya Yozgat
Yüksel
Mansur Kılınç Ayhan
Barut Mustafa
Adıgüzel
İstanbul Adana Ordu
Cavit
Arı Kamil
Okyay Sındır Turan
Aydoğan
Antalya
İzmir İstanbul
Deniz
Yavuzyılmaz
Zonguldak
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Halkların
Demokratik Partisi İzmir Milletvekili Sayın Murat Çepni.
Buyurun
Sayın Çepni. (HDP sıralarından alkışlar)
MURAT
ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler Başkan.
Genel
Kurul ve değerli halkımız; evet, daha birkaç saat önce ekonomiyi
uçurduğunu söyleyen Maliye Bakanı -damat Bakan- istifa ettiğini
açıkladı ve bu istifanın üzerine bir dizi tartışma
hâlen yürütülüyor. Peki, biz neyi görmüş olduk? Aslında uçan
şeyin sarayın ekonomisi olduğunu. Damat Bakan bütün bu süre
içerisinde, Bakanlığı sürecinde sarayın ekonomisini pekâlâ
güzel uçurdu ve istifasıyla birlikte yaptığı
açıklamada Allah sonumuzu hayretsin. diyerek aslında bir tabloyu
ortaya koymuş oldu.
Biz,
sarayın içerisinde dönen entrikalarla ilgili değiliz. Biz,
sarayın içerisinde kimin gelip kimin gideceğiyle de ilgili
değiliz. Biz, şununla ilgiyiz ve şunu ortaya koymaktan asla
vazgeçmeyeceğiz: İstifa eden Bakanın niye istifa ettiği
meselesinden bağımsız olarak şunu biliyoruz: Ortada bir
istifa değil, ortada bir çürüme var. Dolayısıyla, bu çürümenin sahibi
saray koalisyonu, aslında bu Bakan istifasıyla birlikte ortadaki
çürümenin ortaya ulu orta serilmesine engel olamamıştır.
Dolayısıyla, biz şunu söylüyoruz: Bakanın istifası
yetmez, öyle yağma yok, bütün saray koalisyonu istifa etmek
zorundadır ve bütün saray koalisyonu öyle istifayla
kurtulacağını falan da zannetmesin; yaptıkları bütün
suçların hesabını mutlaka ve mutlaka verecekler, bundan asla
kurtulma şansları yoktur.
2
tane tablo var. Bu tablonun bir tanesi, yüzde 1in iktidarı olan saray
koalisyonudur ve bunların tek derdi kasalarını
doldurmaktır.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Yüzde 1le mi iktidar oluyor?
MURAT
ÇEPNİ (Devamla) Bunların tek derdi yeni saraylar yapmaktır.
Bunların tek derdi etraflarındaki sermaye şirketlerine
halkın vergilerini, halkın bütçesini hortumlatmaktır. Biz kimin
yanındayız? Diğer tablonun yanındayız; buna teslim
olmayan, buna hayır diyen milyonların yanındayız.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Siz kimsiniz?
MURAT
ÇEPNİ (Devamla) Evet, bugün bu tablonun karşısında bir
direniş var. Bu çürümeyi yaratan, bu yönetme krizini ortaya çıkartan,
sarayı böyle panikleten şey, teslim alınamayan
milyonlardır; deresine, suyuna, tarlasına sahip çıkan
köylülerdir; kıdem tazminatına sahip çıkan maden
işçileridir, ulusal onuruna sahip çıkan Kürt halkının
direnişidir, ulusal onuruna sahip çıkan Türk halkının
direnişidir. Evet, biz bu direnişin yanındayız. Yani bu 2
tablo bizim bugün esas aldığımız tablodur.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hangi tablo?
MURAT
ÇEPNİ (Devamla) Bakın, Sayıştaya göre 2014-2019
arasında Hazine garantili projelere ödenen kur farkıyla arkadaşlar
bakın, sadece kur farkından bahsediyorum- 14 Avrasya Tüneli, 26 dev
köprü, 12 adet Osmangazi Köprüsü, 8 adet Çanakkale Köprüsü, 6 adet Yavuz Sultan
Selim Köprüsü yapılabilir yani kur farkıyla yapılabilecek
işler bunlar. İşte saray ekonomisi böyle bir ekonomidir
değerli arkadaşlar.
Peki,
biz ne yapacağız? Biz şunu yapacağız: Biz,
Halkların Demokratik Partisi olarak bu tablonun kader
olmadığını ve bundan kurtuluşun kader
olmadığını, bilinmez bir geleceğe ait
olmadığını söylüyoruz. Bugün bu direnişin merkezinde
olarak halklarımızın, işçi sınıfının ve
emekçilerin özgürlüğü ve geleceği için mücadele etmenin tam
ortasındayız. Bunun için HDP olarak faşizme karşı
kesintisiz demokratik eylem planımızı açıkladık,
faşizme karşı kesintisiz eylem programımızı
açıkladık değerli arkadaşlarımız.
Dolayısıyla bugün milyonlarca emekçiye şunu söylüyoruz: Hep
birlikte birleşerek, gücümüzü birleştirerek bu faşist
şeflik düzenini yıkabiliriz, buna bizim gücümüz var. Bize bugünkü
yaşadıklarımızı fıtrat diye anlatanlar, bize
açlık ve yoksulluk karşısında duayı salık
verenlere karşı şunu söylüyoruz: Biz güçlüyüz, biz çoğuz ve
biz birleşirsek eğer bu faşizmi yıkabiliriz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Kiminle birleşiyorsun ya?
MURAT
ÇEPNİ (Devamla) Biz faşizme karşı mücadelemizi kesintisiz
sürdüreceğiz. Siz ne derseniz deyin, ne kadar kendinizi
yıpratırsanız yıpratın, yalan imparatorluğunu
inşa etmeyi yeniden ve yeniden ne kadar isterseniz ve ne yaparsanız
yapın, gidişiniz yakındır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Zor tamamladı süreyi Sayın Başkan.
MURAT
ÇEPNİ (Devamla) Halklarımızın kurtuluş mücadelesi
yakındır, sizin de gidişiniz yakındır.
Teşekkür
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi
Zonguldak Milletvekili Sayın Deniz Yavuzyılmaz.
Buyurun
Sayın Yavuzyılmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
DENİZ
YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yılın başından beri Türk lirası yüzde 50ye yakın
değer kaybetti. Parası âdeta buharlaşan vatandaş,
yap-işlet-devret modeliyle yapılan kötü sözleşmelerin ve
yönetilemeyen ekonominin faturasını ödemeye, her geçen gün daha da
yoksullaşmaya devam ediyor. Ödeme garantili projelerle bugünümüzün ve
geleceğimizin çalınması yetmedi, şimdi de bu
anlaşmaların dolar üzerinden olması ve doların
yanlış politikalarla rekorlara doymaması nedeniyle vatandaş
bir de kur farkı belasıyla uğraşmak zorunda.
Bakın,
bu kur farkı belası ve yarattığı mağduriyet
yıllar içinde nasıl oluştu? Sosyal medyada bu aralar çok popüler
olan Nasıl başladı? Nasıl bitti? akımını
biliyorsunuz. Biz de tersinden anlatalım: Ne hâle getirdiniz? Ne yapmak
mümkündü? diyelim ve Sayıştay raporlarıyla anlatalım.
Sayıştay
Başkanlığının yayınlamış olduğu
genel uygunluk bildirim raporlarına göre, bu resmî raporlara göre
hazinenin ve vatandaşların garantili ödemeler için yandaş
şirketlere ödediği kur farkı dudak uçuklatıyor.
Sayıştayın tespitine göre, 2014 yılında yandaş
şirketlere ödenen kur farkı tutarı ne kadar biliyor musunuz? 4
milyar 652 milyon TL. 2015 yılında ödenen kur farkı tutarı
9 milyar 284 milyon TL, 2016 yılında 3 milyar 748 milyon TL, 2017
yılı için 8 milyar 798 milyon TL. Yeter mi? Yetmez. 2018
yılında 25 milyar TL kur farkı faturası ödendi ve 2019
yılında 10 milyar 117 milyon TL kur farkı ödemişsiniz. Yani
2014-2019 yılları arasında hazinenin ve vatandaşların
bu yandaş şirketlere ödemek zorunda kaldığı kur
farkı tutarı tam olarak 61 milyar 719 milyon TL.
Değerli
milletvekilleri, oysa Türkiye ekonomisi bu kadar kötü yönetilmeseydi Türk
lirası, yabancı para birimlerine karşı bu kadar değer
kaybetmeseydi yandaş şirketlere ödenen bu 61 milyar 719 milyon TLlik
kur farkı hazinenin kasasında, vatandaşın cebinde kalacaktı
ve bu paralarla neler neler yapmak mümkün olacaktı. Evet, bu
hesaplamaları bizzat yapan milletvekili olarak söylüyorum,
detaylarını verebilirim. Mesela bu parayla 14 adet Avrasya Tüneli
yapmak mümkündü veya 12 adet Osmangazi Köprüsü yapmak mümkündü veya 8 adet
Çanakkale Köprüsü yapmak mümkündü veya 6 adet Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapmak
mümkündü. Sayın AK PARTİ milletvekilleri eğer isteseydiniz,
halkı tercih etseydiniz bunların hepsini yapmak mümkündü.
Saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Aynı mahiyetteki önergeler kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremizin sonuna gelmiş
bulunmaktayız. İç Tüzük 55inci maddenin ikinci fıkrası
uyarınca çalışma süremizin görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 30uncu maddesinin oylanmasının
tamamlanmasına kadar uzatılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
29uncu maddesinde yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Hüseyin
Örs Fahrettin
Yokuş
Adana Trabzon
Konya İmam
Hüseyin Filiz Hasan
Subaşı Dursun
Ataş
Gaziantep Antalya Kayseri
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde konuşmak isteyen İYİ PARTİ Kayseri Milletvekili
Sayın Dursun Ataş.
Buyurun Sayın
Ataş. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
DURSUN ATAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
29uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde İYİ PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan
önce bugün 10 Kasım; Cumhuriyetimizin kurucusu bir milleti küllerinden
tutuşturmuş, devlet kurmuş, Ulu
Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürkün vefatının 82nci
yıl dönümü. İstiklal Savaşımızın
Başkomutanını sevgi, saygı, özlem ve minnetle anıyor,
ruhu şad olsun, mekânı cennet olsun diyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu maddeye göre insan sağlığına
zararlı olan baz istasyonları yasal hâle getirilmektedir. Teklif
yasalaşırsa arsalara 15 metrelik, bina çatılarına da 10
metrelik baz istasyon antenleri dikilebilecektir. Ayrıca bugüne kadar
ruhsatsız kurulan ve belediyelerin ruhsatsız baz istasyonları
nedeniyle Vodafone, Turkcell ve TÜRK TELEKOMa kestiği 6,8 milyar lira
ceza da affedilecektir.
Komisyonda kabul edilen bu
maddeye göre umumi hizmet alanları, yol, otopark, yaya bölgesi gibi yerler
ile kamu ve özel mülkiyete tabi arsa ve arazilerde baz istasyonu kurulabilecek
ve ruhsatlandırılabilecektir. Bu maddenin Komisyon görüşmeleri
sırasında Ulaştırma Bakan Yardımcısı Fatih
Sayan, haberleşme altyapısının güçlendirilmesinin
amaçlandığını belirterek bu maddeyi savunmuştur ancak
bu maddeyi savunan Bakan Yardımcısı aynı zamanda TÜRK
TELEKOMun da Yönetim Kurulu Başkanıdır yani kendi
yönettiği şirketin borcunu da silmektedir.
Değerli
milletvekilleri; iş bulamadığı için bunalımda olan
gençlerin öğrenim kredi borçlarını silmeyenler, maliyetlerin
artması, ürünlerinin para etmemesi yüzünden toprağını
işlemeyi bırakmak zorunda kalan çiftçilerin kredilerini faizsiz
ertelemeyenler, pandemide binbir zorluk çıkararak verdikleri esnaf
kredilerinin ödemesinin geldiği bugünlerde pandemi devam etmesine
rağmen kredi borçlarının ödemelerini ötelemeyenler, esnafın
Evime ekmek götüremiyorum. feryatlarına kulak tıkayanlar, milleti
ekmeğe muhtaç edenler, pandemi döneminde canla başla ve fedakârca
çalışan sağlıkçıların haklarını
gasbedenler, vatandaşın borcu olduğunda hemen e-haciz
gönderenler, birçok ülke vatandaşına karşılıksız
pandemi yardımı yaparken vatandaşa IBAN atanlar şimdi
devasa telekom şirketlerinin borçlarını siliyor, hem de üstüne
vatandaşı zehirleyen düzenlemeyle beraber yapıyor.
Değerli
milletvekilleri, yerleşim yerlerinin içine imar planlarına
aykırı olarak yerleştirilmiş çok sayıda baz istasyonu
insanlarımızı zehirlemekte, sağlığını
bozmaktadır. Teknoloji insan hayatını kolaylaştırmakta
ancak insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri de tüm
dünyada tartışılmaktadır. Bu kanun teklifi açıkça
Anayasamıza da aykırıdır. Anayasamızın
56ncı maddesinde Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşama hakkına sahiptir. denilmektedir. Yine, Anayasamızın
5inci maddesinde söz edilen devletin temel amaç ve görevlerine
aykırıdır. İletişim hakkı kapsamında
değerlendirilse dahi iletişim hakkının,
sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkını
tehdit etmeyecek bir biçimde düzenlenmesi gerekmektedir. Açıkça Anayasaya
aykırı bu maddenin tekliften çıkarılması ya da
Anayasamıza ve insan sağlığına uygun bir şekilde
yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Teknolojinin hayatımızı
kolaylaştırdığı bir gerçektir ancak
vatandaşların sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama
haklarını ellerinden alabilecek bir düzenleme de
yapılmamalıdır.
Değerli
milletvekilleri, devasa telekom şirketlerine kıyak yapmak, milyon
dolarlık şirketleri kollayıp yandaşlarınızın
vergi borçlarını silmek yerine ekonomik krizden bunalmış,
geçim sıkıntısı çeken vatandaş lehine düzenlemeler
yapalım. Kanunlarla bir avuç zengini mutlu etmek yerine milletimizin refah
seviyesini artıralım. Paramızın hızla değer
kaybettiği, vatandaşın her gün daha da
yoksullaştığı şu günlerde şirketlerin milyonluk
borçlarını silmenin mantığı nedir? Değerli
milletvekilleri, silecekseniz garibanın, yoksulun, asgari ücretlinin,
İzmirdeki afetzedelerin, öğrencilerin, zor durumdaki
esnafların, üretim yapamayan çiftçinin, hayvancılık
yapanların, batmak üzere olan küçük işletmelerin borçlarını
silin, tuzu kuru milyarlık şirketlerin değil diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
29uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
29uncu madde kabul edilmiştir.
30uncu
madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239
sıra sayılı Kanun Teklifinin 30uncu maddesinin kanun
teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel
Özen Abdullah
Koç
Antalya İstanbul Ağrı
Erdal
Aydemir Murat
Çepni Kemal
Peköz
Bingöl İzmir Adana
Dilşat
Canbaz Kaya
İstanbul
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge
üzerinde konuşmak isteyen, Halkların Demokratik Partisi
Ağrı Milletvekili Sayın Abdullah Koç.
Buyurun Sayın Koç.
(HDP sıralarından alkışlar)
ABDULLAH KOÇ
(Ağrı) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şimdi, AKP Hükûmetinin on sekiz yıllık mirası, maalesef
ekonomi alanında, sosyal alanda ve siyasal alanda kriz. On sekiz
yıllık iktidarın mirası, maalesef Türkiye halklarına
getirmiş olduğu sonuç koskocaman bir kriz.
Değerli
arkadaşlar, bu kanun teklifi yine ekonomiyi düzenleyen birtakım
düzenlemeler getiren bir kanun teklifi fakat burada ne var? Yine, bu on sekiz
yıllık geçmişinin getirmiş olduğu yoksulluk nedeniyle
bir sosyal kriz yaşıyoruz. Bakın, bu krizde ne var? Evlerine
ekmek götüremeyen bir halk yığınıyla biz karşı
karşıyayız. Dolar 8 lira, euro 10 lirayı geçecek durumda ve
buna bağlı olarak da iflas eden, maalesef Türkiye toplumunu, Türkiye
halklarını da beraberinde iflasa götüren bir iktidarla biz
karşı karşıyayız.
Bir diğer kriz
değerli arkadaşlar, işsizlik nedeniyle toplumun
yaşamış olduğu psikolojik ve sosyal kriz var
karşımızda. Bakın, TÜİK verilerine göre -bu ortamda
belki defalarca dile getirildi- 4 milyon işsiz var deniliyor, bugünkü
yıl sonu rakamlarına göre biz şu anda 13 milyonun üzerinde bir
gerçek işsizlik rakamıyla karşı karşıyayız.
Yine, bu iktidar ne
yaptı değerli arkadaşlar? Adım adım çalışma
hayatını yok edecek düzenlemeler karşımıza
çıkardı.
Bir
diğer kriz değerli arkadaşlar, hukuk düzeniyle oynamaları
nedeniyle yaşanan siyasal bir krizle biz karşı
karşıyayız. Bakın, yine, bu sıralarda, bu Meclis
kürsüsünde ve bu Meclis Genel Kurulunda savunmaya müdahale edildi,
savunmanın neredeyse alanları kısıtlandı; yargıya
müdahale edildi, uluslararası hukuk yok sayıldı ve
uluslararası hukukun ilkeleri Türkiyede uygulanmaz hâle getirildi.
Başka ne yapıldı? Anayasa askıya alındı ve
Anayasa yok sayıldı. Toplumun kimyası bu uygulamalar nedeniyle
ne yazık ki bozuldu değerli arkadaşlar.
Şimdi,
bu mevcut olan ekonomik krizi, siyasal krizi ve toplumsal krizi destekleyecek
nitelikte bir iki veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Değerli
arkadaşlar, Toplumun kimyası bozuldu. diyoruz ya, 2010
yılında ceza infaz kurumlarında yer alan kişilerin
sayısı 120 bin iken 2019 yılında bu sayı 292 bine
çıkmış durumda. Bakın, mali ve ekonomik suçlar da ciddi bir
artış göstermiş durumdadır. Bakın, cezaevindeki mevcut
olan kişilerin oranı, şu anda cezaevinde kalanların
oranı mali suçlarda yüzde 20,6dır değerli arkadaşlar. Bu
neyi gösteriyor? Bu, toplumun gerçek anlamda psikolojisinin bozulduğunu,
kimyasının bozulduğunu göstermektedir.
Bir
diğer husus nedir sevgili arkadaşlar? O da bugünkü yönetim krizidir.
Yine, bu iktidarın bu toplumu karşı karşıya
bırakmış olduğu yönetim kriziyle biz karşı
karşıyayız. Bakın, iki gün önce Hazine ve Maliye
Bakanı olan damat Berat Albayrak arkasında bir mektup bırakarak
kayıplara karıştı ve şu anda nerededir gerçekten kimse
bilmiyor. Bu istifa üzerinden şu anda, gerçek anlamda bir yönetim krizi
yaşıyor Türkiye. Bakın, ne kadar değişiklik
yaparsanız yapın, ne kadar yeni Kabineyle bu toplumun
karşısına çıkarsanız çıkın, artık, siz
bu toplumu, bu ülkeyi yönetemez durumdasınız. Bakın, benim
burada bu saatte sizlere seslenmek isteyeceğim tek nokta şudur:
Bakın, artık sizin, yönetemediğiniz bu ülkenin önüne sandık
koymaktan başka çareniz yoktur. Çünkü toplumu gerçek anlamda, her anlamda,
siyasal, sosyal, ekonomik anlamda Türkiyeyi krize sürüklediniz ve bu krizi de
artık yönetecek durumda değilsiniz. Dolayısıyla size
şu noktada ve bu kürsüde bir dost sözüyle söylemek isteyeceğim tek
şey: Ülkenin önüne sandığı koyun ve bu ülke yepyeni bir
tabloyla kendini yönetecek konuma gelsin ve Türkiyeyi bu şekilde krizden
kurtarın.
Teşekkür ediyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
30uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Hasan
Subaşı Ümit
Beyaz
Adana Antalya İstanbul
Behiç
Çelik İmam
Hüseyin Filiz Hüseyin
Örs
Mersin Gaziantep Trabzon
Fahrettin
Yokuş
Konya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen İYİ PARTİ Mersin Milletvekili Sayın
Behiç Çelik.
Buyurun Sayın Çelik.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 30uncu madde
üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi için söz aldım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, 10uncu madde üzerinde yapmış olduğum
konuşmada İzmir depremine değinmiştim, deprem
şehitlerimizi bu vesileyle rahmetle anıyorum. Beklentimiz, bu çürük
inşaatları yapan, yaptıran ve vatandaşlarımızın
iskânına izin veren, gerekli denetimleri yapmayan herkesin soruşturma
sonucu suçlu bulunması hâlinde cezalandırılmasıdır.
Ayrıca, bugün 10
Kasım, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve kurtarıcısı Ulu
Önder Atatürkün ölümünün 82nci yılını idrak ediyoruz. Onu
artan özlem ve sevgiyle, rahmetle anıyoruz.
Diğer taraftan,
biliyorsunuz, 27 Eylül 2020 tarihinde Güney Kafkasyada bir savaş
başladı. Azerbaycana ait topraklar yirmi sekiz yıldır
işgal altındaydı ve Ermenistan ile Azerbaycan arasında cereyan
eden bir savaş sürdürüldü. Bu savaş, doğal olarak hepimizin
savaşıdır. Son anlaşma Türk dünyasına ve Azerbaycana
hayırlı uğurlu olsun diyorum, inşallah Güney Kafkasyada
barışa katkı yapar diye beklenti içerisindeyiz.
Jeopolitik önemlidir
arkadaşlar. Türkiye, jeopolitik konumu çok ağırlıklı
olan bir ülkedir, dolayısıyla Asya ve Avrupa arasında âdeta bir
köprüdür. Böyle önemli bir coğrafyada olmamız nedeniyle hep
söylerler, stratejistler derler ki: Türkiye başsa Azerbaycan
boğazdır, boyundur. Boynumuzu kaptırmamamız gerekir ki
Asya Türklüğüyle bütünlük içerisinde, bağımsız, özgür ve
egemen olarak yaşayabilelim.
Dağlık Karabağ
savaşında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum. Biz
her zaman Azerbaycanın yanındayız ve her zaman Karabağ
Azerbaycandır. diyoruz.
Değerli milletvekilleri,
bu teklif 19 kanunda değişiklik yapıyor ve pandemiye
bağlayarak bu teklif getiriliyor ama tüm ülkenin kaynakları ve hatta
Merkez Bankası akçesi dahi çarçur ediliyor ve bu iktidar böyle çarçur ettikten
sonra ülkede oluşan, devam eden krizi sonlandıracak bir kaynak,
maalesef, elimizde kalmıyor. Bunu da biz, karşılık olarak
TLnin değer kaybetmesi olarak görüyoruz.
2019 yılında,
hatırlarsanız, iktidar sahte manavlar açarak sözde spekülatörlere
saldırmış, soğan ve patates depolarını
basmıştı; o zaman biz buna zabıta ekonomisi demiştik
ve 2020 yılında Covid-19un buna ilavesiyle iş artık
çığırından çıkmıştır ve bütün günahları
da Covid-19a yıkma kolaycılığı iktidarın
başvurduğu yöntemlerden biri hâline gelmiştir.
Arkadaşlar,
millî ekonomide gidişat kötüdür; 31 milyon çalışan varken
şu anda 27 milyona düştü, asgari ücret eridi, geniş
tanımlı işsizlik yüzde 30lar düzeyine çıktı. Sadece
2020 yılında ekonomik daralma ikinci çeyrekte yüzde 9,9 gözüküyor.
Aşırı vergileme halkı canından bezdirdi. Böyle bir
durumla karşı karşıyayız.
Şimdi,
teklifteki 29uncu madde ile 30uncu madde arasında bir paralellik var,
ikisi birbirinden kopuyor değil. Dolayısıyla benden önceki
hatibin konuştuğu haberleşme şirketlerinin
borçlarının kapatılması yönündeki görüşü ben de burada
ifade etmek istiyorum. Burada İmar Kanunu üzerinde bir
değişiklik öngörülüyor. 3194 sayılı İmar
Yasasına geçici 24üncü maddeyi getirerek bu af konusunun nasıl
uygulanacağına ilişkin pratiği ifade eden bir maddedir 30uncu
madde.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
BEHİÇ
ÇELİK (Devamla) - Dolayısıyla bunlara başvurmadan
halkın gerçek gündemine dönmenin önemini özellikle dikkatlerinize
sunuyorum.
3
Kasımda on sekiz yılını dolduran AK PARTİ
iktidarının böyle bir teklifi Genel Kurula sunması, artık
heyecanının ve dinamizminin kalmadığını
göstermektedir. Yönetme yetisini kaybedenler otoriterleşir, mütekebbir
olur ve körleşirler yani görünen budur. Bu sebeple, yeni bir millî ruha,
yeni bir millî şahlanışa ve bir millî ülküye ihtiyaç
vardır.
Değerli
milletvekilleri, son olarak önergemizin kabulünü diler, hepinize saygılar
sunarım.
Teşekkür ederim.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
30uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremiz sona erdiğinden, alınan
karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için 11 Kasım 2020
Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 00.18
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 239 S. Sayılı Basmayazı 3/11/2020 tarihli 11'inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.