TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
15inci
Birleşim
11 Kasım
2020 Çarşamba
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Kemal Bülbülün, Seyit
Rızaya ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın,
emeklilikte yaşa takılan vatandaşların sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Antalya Milletvekili Atay Uslunun, Antalya
ilinin tarımsal gücüne ilişkin gündem dışı
konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Adana ili
Karataş ilçesi açıklarında yaşanan deniz kazasında
yaşamını yitiren balıkçılara Allahtan rahmet
dilediğine, açık denizde avlanan balıkçıların zarar
görmemesi için yetkilileri önlem almaya çağırdığına
ilişkin açıklaması
2.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, 239 sıra sayılı Kanun Teklifine
çiftçi borçlarının da dâhil edilmesi için AK PARTİye
seslendiğine ilişkin açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin,
sıcak havalardan dolayı narenciye üreticisinin
yaşadığı mağduriyetin giderilmesini talep
ettiğine, kamyoncu esnafının mazot desteği ve otoyol
ücretleriyle ilgili bir düzenleme talep ettiğine ilişkin
açıklaması
4.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, zeytin üreticilerinin yüksek maliyetlerden
dolayı desteğe ihtiyacı olduğunu Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirliye duyurduğuna ilişkin açıklaması
5.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, ağustos
ayı içinde Adana ili Kozan ilçesinde yaşanan orman
yangınından sonra verilen sözlerin yerine getirilmesi
gerektiğine ettiğine ilişkin açıklaması
6.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Ağaç Dikme Seferberliği adı altında ağaç dikim
kampanyası yapıldığına ilişkin
açıklaması
7.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın,
zeytin üreticilerinin sorunlarını Tarım ve Orman Bakanı
Bekir Pakdemirlinin dikkatine sunduğuna ilişkin açıklaması
8.- Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun,
kömür gibi yakıt türlerinin denetime tabi tutulmasının zorunlu
olduğuna, doğal gaz kullanımının
yaygınlaştırılması için gerekli
yatırımların artırılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
9.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Özyavuzun, 3083 Sayılı Kanuna dayanarak arazi alan çiftçilerin
kredi ödemelerinde yaşadığı sorunlara, Şanlıurfa
ilinin kırsal mahallelerinde hâlen devam eden içme suyu
sıkıntılarının çözülmesi ve altyapı
sorunlarının giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
10.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Malatya ilinde kırsal kesimlerde yaşanan elektrik,
telefon ve GSM şebeke problemlerinden kaynaklanan sorunların
giderilmesinin önem arz ettiğine ilişkin açıklaması
11.- Kırklareli Milletvekili Vecdi
Gündoğdunun, Kırklareli ili Vize, Pınarhisar, Lüleburgaz,
Babaeski, Pehlivanköy, Kofçaz ve Demirköy ilçelerinin kurtuluş
bayramlarını yürekten kutladığına ilişkin
açıklaması
12.- Osmaniye Milletvekili Baha Ünlünün, deprem
riski taşıyan Osmaniye ve diğer illerdeki yerleşim
yerlerinin zemin etütlerinin yapılıp
yapılmadığını, kamu binalarında depreme
karşı dayanıklılık testi yapılıp
yapılmadığını, deprem bölgesi olan Osmaniye ilinde
yurttaşların deprem konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla bir
çalışma yapılıp yapılmadığını
sorduğuna ilişkin açıklaması
13.- Aksaray Milletvekili Ramazan
Kaşlının, Ankarada bulunan askerî birliklerden birinin ya da
yeni bir birliğin Aksaray ili Eskil ilçesinde
konuşlandırılmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
14.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin,
yaşanan pandemi sürecinin bilim ve bilginin önemini bir kez daha ortaya
koyduğuna, atama bekleyen tüm fizik öğretmenlerinin
atamalarının yapılması için Millî Eğitim
Bakanlığına çağrıda bulunduğuna ilişkin
açıklaması
15.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Sağlık Bakanlığının maske, mesafe, hijyen
diyerek yaşanan pandemi sürecindeki sorunların çözülemeyeceğini
anlaması ve bir an önce atanamayan sağlık
çalışanlarını ataması gerektiğine ilişkin
açıklaması
16.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin 9 ceylanın
avlanmasına ilişkin ihaleyi iptal ettiğine, devlet eliyle av
turizmi adı altında hayvanların öldürülmesi uygulamasına
son verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
17.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan
Aygunun, 239 sıra sayılı Kanun Teklifiyle çiftçilerin
Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına olan borçlarının
yapılandırmasının da yapılmasını
dilediğine ilişkin açıklaması
18.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, Covid-19 salgınından sağlık
çalışanlarının da etkilendiğine, yeni sağlık
personeli alımı yapılması ve filyasyon ekiplerinin
kuvvetlendirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
19.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
Adana ili Karataş ilçesinde yaşanan deniz kazasında
hayatını kaybeden balıkçılara Allahtan rahmet
dilediğine, ülkenin her alanda yeniden yapılanmaya ve bunun için de
mimar, mühendis ve şehir plancılarına ihtiyaç olduğuna,
liyakat esasına dayalı olarak kamuda görevlendirmelerin
zamanının geldiğine ilişkin açıklaması
20.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu
Köksalın, Afyonkarahisar ili Sandıklı Devlet Hastanesinde
çeşitli branşlarda doktor olmadığı için
mağduriyet yaşandığına, et ve süt
hayvancılığı yapan üreticilerin mağduriyetlerinin
giderilmesi için acilen tedbir alınmasını beklediklerine ilişkin
açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin,
Sivas Koçgiri olayları sırasında idam edilişlerinin 83üncü
yılında Alişer Bey ile eşi Zarife Hanım ve Seyit
Rızanın anıları önünde saygıyla eğildiğine
ilişkin açıklaması
22.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Mersin ilinde yaşanan trafik sorununun giderilmesi için Mersin-Silifke
D400 Karayolu sahil şeridine alternatif bir yol açılması,
raylı sistem yapılması ile liman giriş ve çıkışlarının
direkt otobana verilmesi gerektiğine, Adana ili Karataş ilçesi
açıklarında yaşanan deniz kazasında hayatını
kaybeden balıkçılara Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
23.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Toprak
Mahsulleri Ofisi Yozgat Yerköy Şube Müdürlüğüne bağlı
Osmanpaşa, Sarıkent, Doğankent, Saray ve Sekili ofislerinin
taşınmazlarının satışı için ihale ilanı
yayımlandığına, Toprak Mahsulleri Ofisinden sonra
sıranın nereye geleceğini sorduğuna ilişkin açıklaması
24.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Coronavirüs salgını koşullarına
rağmen ekim ayında ihracatın yüzde 5,6 artmasının ülke
ekonomisinin ne kadar sağlam olduğunun göstergesi olduğuna
ilişkin açıklaması
25.- Şanlıurfa Milletvekili Zemzem
Gülender Açanalın, Dağlık Karabağda Şuşa
şehrinin ele geçirilmesi dolayısıyla Azerbaycan Devlet
Başkanı İlham Aliyevi canıgönülden tebrik ettiklerine ve
Yaşasın Azerbaycan. dediklerine ilişkin açıklaması
26.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, TÜİK verilerine göre ülkede işsiz
sayısı 456 bin kişi azalırken çalışan
sayısının 975 bin kişi azaldığına, bu garip
rakamları ülkenin kaderini bir kişinin kontrolüne veren
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
yarattığına, İYİ PARTİ olarak iyileştirilmiş
ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi önermeye devam edeceklerine,
milletin gerçekleriyle iktidarın ekonomik verilerinin
örtüşmediğine ilişkin açıklaması
27.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
bütün vatandaşları 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Gününe
destek olmaya davet ettiğine, Adana ili Karataş ilçesi
açıklarında yaşanan deniz kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine, olayda hukuki
açıdan gereken araştırmanın yapılmasını
talep ettiklerine, Coronavirüsü engellemekte yüzde 90 başarılı
olan aşıyı bulan şirketlerden birisinin
kurucularının 2 Türk bilim insanı olmasının
memnuniyetlerini artırdığına ilişkin
açıklaması
28.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, TÜİKin rakamlarının hormonlu rakamlar olduğunu
herkesin bildiğine, DİSK-ARın rakamlarına göre, iş
başında olanların sayısının son bir yılda 1
milyon 471 bin kişi azaldığına Artık iş
bulamayacağım. diyenlerin 1 milyon 331 bine yükseldiğine,
Diyarbakır Valisinin işsizlikle ilgili sözlerine, on iki aylık
cari işlemler açığının 27 milyar 539 milyon dolar
olmasının nedeninin Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin ülkeyi ekonomik olarak fiyaskoya sürüklemiş olması ve
liyakatsiz ekonomi yönetimi olduğuna, 10 Kasım itibarıyla 63ü
hekim 145 sağlık çalışanının Covid-19 nedeniyle
hayatını kaybettiğine, Covid-19un sağlık
alanında meslek hastalığı sayılmamasının
ciddi bir sorun olduğuna bir kez daha işaret etmek istediklerine,
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın Kaz Dağları ve İda
Dağlarındaki yüz binlerce ağacın kesilmesini
engelleyebilmiş olmasını istediklerine ilişkin
açıklaması
29.- Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlunun, pek kısa söz taleplerinin geçmişten kalan
güzel bir gelenek olduğuna, gündeme getirilen sorunların o
sırada Genel Kurulda bulunan bakanlar tarafından not alınarak
çözümleriyle ilgili gerekenlerin yapıldığına, yeni sistem
içerisinde bunun bir anlamı olduğunu düşünmediğine, Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvanın Hazine ve Maliye
Bakanı olmasından sonra bazı milletvekillerinin Bingöl
Milletvekili Cevdet Yılmazı Komisyon Başkanı olmadan önce
sosyal medyada kutlamasıyla Meclis iradesiyle ilgili
yanlışlık yapıldığına, iktidar
tarafından 11 Kasımın Millî Ağaçlandırma Günü olarak
ilan edildiğine, geçen yıl ekildiği söylenen 5 milyar ağaç
fidanının ne kadarının tuttuğunu öğrenmek
istediklerine, Covid-19 aşısıyla ilgili
çalışmalarından dolayı Profesör Doktor Uğur
Şahini gururla izlediklerine ve desteklediklerine, istihdam konusuyla
ilgili olarak devletin güven verici rakamlarının
olmamasının toplumu sıkıntıya soktuğuna ilişkin
açıklaması
30.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Kütahya Milletvekili Ahmet Tanın İYİ
PARTİ grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
31.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın,
engelli vatandaşlar ile şehit aileleri için araç limitlerinin fiyat
artışı oranları göz önünde bulundurularak yeniden
düzenlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
32.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, Millî Ağaçlandırma Günü kapsamında
Kahramanmaraş ilinde 15 bin fidanın toprakla
buluşturulduğuna, yapılan çalışmalarla ülkenin orman
varlığında dünyada 27nci sıraya yükseldiğine
ilişkin açıklaması
33.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, kadınların 1980lerden beri hatta Osmanlıdan beri bu
topraklarda mücadele yürüttüğüne ve bu sayede kazanımlar elde
ettiğine, mücadeleye devam edeceklerine ilişkin açıklaması
34.- Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun,
kamuoyunda barış akademisyenleri olarak bilinen akademisyenlerle
ilgili Anayasa Mahkemesinde hak ihlali kararı verilmesi ve yerel
mahkemelerde beraat etmelerine rağmen OHAL İnceleme Komisyonunun bir
karar vermediğine, bu açık hak ihlaline bir an önce son verilmesi
konusunda yasama organını göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
35.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbakın, 11
Kasım Millî Ağaçlandırma Gününü kutladığına, son
on yedi yılda Tarım ve Orman Bakanlığınca 4 milyar 637
milyon fidanın toprakla buluşturulduğuna ilişkin
açıklaması
36.- Ankara Milletvekili Gamze Taşcıerin,
Covid-19un meslek hastalığı sayılabilmesi için Türk
Tabipleri Birliğinin çağrısıyla 11-15 Kasım tarihleri
arasında her akşam saat 21.00de ışıkları
açıp kapamaya tüm yurttaşları davet ettiğine ilişkin
açıklaması
37.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Çanakkale ilinde, Ordu ili Ünye ilçesinde, Artvin ilinde insanların
maden aramaya karşı mücadele ettiklerine ilişkin
açıklaması
38.- Gaziantep Milletvekili İrfan
Kaplanın, Hükûmetin on sekiz yılın enkazını yine
emekliye, işçiye, EYTliye, çiftçiye, esnafa yüklediğine ilişkin
açıklaması
39.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl
Kasapın, iktidardan Kütahya ilinden ve çevreden ellerini çekmesini
istediklerine ilişkin açıklaması
40.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın kararlı
tutumuyla Türkiyenin sahada olduğu gibi masada da Azerbaycanın
yanında iki devlet, tek millet bilinciyle örnek bir duruş
sergilediğine, Azerbaycanın zaferini kutladığına
ilişkin açıklaması
41.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Artvin ili Murgul ilçesindeki maden arama işinin ruhsatının
kompleks ruhsat olmasına rağmen altın değil bakır
arama üzerine olduğuna, çevreye karşı duyarlı
olduklarına fakat ülke kaynaklarını da ekonomiye
kazandırmak durumunda olduklarına ilişkin açıklaması
42.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, Kamu Başdenetçiliği seçimi sırasında
oluşturulan tasnif komisyonu üyesi milletvekillerinden birisinde Covid-19
tespit edildiğine ilişkin açıklaması
43.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, bugüne kadar 145ten fazla sağlık emekçisinin
hayatını kaybetmesine rağmen Covid-19un meslek
hastalığı sayılmadığına, Türk Tabipleri
Birliğinin bu konuya dikkat çekmek için 11 Kasımdan itibaren beş
gün boyunca saat 21.00de herkesin ışıklarını bir
dakika boyunca açıp kapatmasını istediğine, bütün
milletvekillerini sağlık emekçilerinin taleplerini acilen yerine
getirmek için adım atmaya çağırdıklarına ilişkin
açıklaması
44.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldızın 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 33üncü maddesi üzerinde verilen önergeyle
ilgili yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
45.- Aydın Milletvekili Hüseyin
Yıldızın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
46.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 36ncı maddesi üzerinde verilen
önergeyle ilgili yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
47.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı iadelerine
ilişkin açıklaması
48.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
milletin beklentilerini karşılayacak, pandemi sürecinde
çalışanları ve esnafı rahatlatacak bir düzenlemeye destek
veren bütün siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine teşekkür
ettiklerine ilişkin açıklaması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Başkanlıkça, esas komisyon olarak
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna
tali komisyon olarak Adalet, Anayasa, İnsan Haklarını
İnceleme ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına havale edilen (2/3052) esas
numaralı Kanun Teklifinin Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan
tarafından geri alındığına ilişkin önergesi
(4/96)
2.- Başkanlıkça, Bursa Milletvekili Efkan
Alanın Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyeliğinden
istifasına ilişkin önergesi (4/97)
B) Tezkereler
1.- Depreme Karşı Alınabilecek
Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi
İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla
Kurulan (10/3200, 3361, 3362, 3364, 3365) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonunun Başkan, Başkan Vekili, Sözcü
ve Kâtip seçimine dair tezkeresi (3/1393)
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, 14/10/2020
tarihinde İzmir Milletvekili Grup Başkan Vekili Dursun Müsavat
Dervişoğlu tarafından vergi adaletsizliğinin önlenmesi için
yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/3304) esas numaralı Meclis Araştırma Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, 11/11/2020 tarihinde,
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve arkadaşları
tarafından Covid-19 salgınının kadınlar üzerindeki
sosyoekonomik etkilerinin araştırılması ve artan kadın
yoksulluğunun engellenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Kasım 2020 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
Artvin ili Murgul ilçesinde yapımı planlanan siyanür havuzunun
doğaya vereceği olası zararların
araştırılması amacıyla verilmiş olan (10/3293)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4.- AK PARTİ Grubunun, Gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmının sıralaması ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 11 Kasım 2020
Çarşamba günkü birleşiminde, Kamu Başdenetçiliği seçiminin
tamamlanmasına ilişkin önerisi
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin yeniden
görüşülmesine dair Plan ve Bütçe Komisyonu talebinin İç Tüzükün
89uncu maddesi uyarınca uygun görüldüğüne ilişkin önerisi
2.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun
12/11/2020 Perşembe günü toplanmamasına ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Trabzon Milletvekili Hüseyin Örsün, Trabzon
Milletvekili Muhammet Baltanın CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşmasında kendisine
sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Güvenlik ve İstihbarat Komisyonunda
boş bulunan üyeliğe seçim
B) Kamu Başdenetiçiliği Seçimi
1.- Kamu Başdentçisi Seçimi (S.
Sayısı:240)
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239)
B) Yeniden Görüşmeleri Yapılan Teklifler
(Tekririmüzakere)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Madde 4)
X.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, Kamu Başdenetçiliği seçimi sırasında
tasnif komisyonu üyesi olan ve Covid-19 testi pozitif çıkan
milletvekilinin temas ettiği kişilerin uyarıldığına
ve Genel Kurul salonunda gereken tedbirlerin alındığına
ilişkin konuşması
XI.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:239) İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin oylaması
11 Kasım 2020 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
15inci Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Birleşime yarım saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.01
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati:14.30
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz Seyit Rıza
hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Kemal Bülbüle aittir.
Buyurun Sayın Bülbül. (HDP
sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Kemal Bülbülün, Seyit
Rızaya ilişkin gündem dışı konuşması
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Seni andım yine
pirlerin piri,
İçip ellerinden, kanmaya geldim.
Bedenim kül oldu, yüreğim diri,
Mansurun aşkıyla yanmaya geldim.
Evet, 15 Kasım 1937 Seyit Rıza ve 7
arkadaşının hukuksuz bir şekilde idam edildiği
tarihtir. Burada hukuki bir mahkeme yoktur. Burada yargısal bir süreç
yoktur. Tamamen keyfî bir tutum vardır, bunu belgeleriyle size
açıklamaya çalışacağım.
Birincisi: Serap Yeşiltunanın Devletin Dersim
Arşivi kitabı, yaklaşık 1.100 sayfa. Burada belgeler var
ve bu belgelerin tamamı aslında hukuksuzluğu da ifade eden
belgeler. İkincisi: Hüseyin Ayrılmazın Dersim
Yazıları. Bu, bir sözlü tarih çalışmasıdır.
Bilinmektedir ki 25 Kasım 1935 tarih ve 2884 sayılı Tunceli
Kanunu, bu kanun hâlâ yürürlüktedir. Oysa bu kanunun 1 Kânunusani 1940ta
yürürlükten kalkacağı kanunun 37nci maddesinde yazmaktadır yani
1 Ocak 1940ta ve bu kanun hâlâ yürürlüktedir.
İkincisi, Elâzığda kurulan
mahkemenin hâkimi, savcısı, mübaşiri Abdullah
Alpdoğandır. Türkiyede Çalışma Bakanlığı,
Dışişleri Bakanlığı, senatörlük ve Cumhurbaşkanı
vekilliği yapmış olan İhsan Sabri Çağlayangil
anılarında, hatıratında aynen şöyle diyor: Abdullah
Alpdoğan boş bir kâğıdın altını
imzaladı, bize bıraktı gitti. Biz kazara oraya Abdullah Alpdoğan
idam edilecek. yazsaydık kendisi idam edilecekti. Bunu söyleyen, Türkiye
Cumhuriyeti devletine -Cumhurbaşkanı vekâleti dâhil- hizmet
etmiş bir kişidir ve bu kişiyle Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı Sayın Kılıçdaroğlunun
yaptığı röportaj arşivlerdedir, bu arşivlere de
bakılabilir.
Mahkeme tatil günü kurulmuştur, mahkemede
izleyici yoktur ve asker eşleri mahkemeye izleyici olarak davet
edilmiştir. Mahkemede avukat yoktur. Sanıklar Türkçe bilmediği
hâlde, Türkçe çeviri yapacak biri yoktur ve mahkemenin sonucunda temyiz
hakkı da yoktur. Aynı şekilde, Seyit Rıza 75
yaşında, idam edilen oğlu Resik Hüseyin de 16 yaşında
olduğu hâlde, Seyit Rızanın yaşı
düşürülmüş, oğlu Resik Hüseyinin yaşı yükseltilerek
idama götürülmüştür.
Şimdi, burada söz konusu olan şudur: Bu
hukuksuz bir mahkemedir, bu uyduruk bir mahkemedir. Dersim ismi tekrar iade
edilmeli ve hakikatleri araştırma komisyonu kurulup bu dava süreci
tekrar incelenmelidir. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar
yeri bir an önce tespit edilmelidir ve Gerekiyorsa özür diliyorum.
değil, hukuken, ahlaken, siyaseten, insani, vicdani ve ahlaki olarak ne
gerekiyorsa o yapılmalıdır. Hatta bunun içerisinde tazmin,
tazminat da söz konusudur. Ben buradan Uşene Seyidi, Ali Mirze
Sıleyi, Cebrail Ağayı, Hasan Ağayı,
Fındık Ağayı, Hesene İbrahime Qıjiyi ve Resik
Hüseyini sevgiyle, saygıyla anıyorum.
Biliyorsunuz, Seyit Rıza Erzincana
görüşmek için davet edilmişti ve o görüşmede kendisine şu
soruldu, denildi ki: Rızo sen misin? Halk arasında Seyit
Rızaya Rızo denir. Dedi ki: Sizin aradığınız
Rızo benim ama şu anda Dersimde hangi ağacın, hangi
taşın altına bakarsanız bir Rızo çıkar. ve
şu anda kürsüde de bir Rızo var. Seyit Rızanın idam
süreci, Dersime yapılan tedip, tenkil, tehcir harekâtı tekrar
hakikatleri araştırma komisyonu bağlamında ele
alınmalı, incelenmeli, gözden geçirilmedir ve Seyit
Rızanın idama gitmeden önce şu söylediği çok önemlidir:
Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu ama ben
de sizin önünüzde eğilmiyorum, bu da size dert olsun. sözü oldukça
manidar, oldukça tarihî ve oldukça anlamlıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Tamamlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Evet, çok ağır bir konudur, netameli bir
konudur, üzerinde hakikatle düşünülmesi gereken bir konudur. Seyit
Rıza Kürt kimliğini, Kürt dilini, Kürt tarihini bilen, aynı
zamanda bir ocakzadedir. Bu idamla Alevi ocakzadeleri, Alevi pirleri idam
edilmiştir.
Bakınız, İhsan Sabri Çağlayangil
çok saygılı bir şekilde, idama gidişini şöyle
anlatıyor: Bu ihtiyar, idama giderken yeri sarsarcasına yürüdü,
celladı kenara itti, sehpanın üzerine çıktı ve şöyle
dedi: Evlad-ı Kerbelâyık, bihatayık; ayıptır,
günahtır, yazıktır, cinayettir. Evet, ayıptır,
günahtır, yazıktır, cinayettir. Bu cinayetin hakikatleri
araştırma bağlamında yeniden
araştırılması ve hukuki bir sürece, hakkaniyetli bir sürece
kavuşturulması gerekir.
Sevgi ve saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
emeklilikte yaşa takılan vatandaşların sorunları
hakkında söz isteyen Uşak Milletvekili Sayın Özkan Yalıma
aittir.
Buyurun Sayın Yalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın,
emeklilikte yaşa takılan vatandaşların sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bizi izleyen tüm vatandaşlarımıza,
özellikle, 5 milyon 276 bin 187 kişi kalan, emeklilikte yaşa
takılan vatandaşlarımıza ve de onların
yakınlarına sesleniyorum, yüce heyeti de selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ilk önce, EYT kimdir,
ne istiyor? Emeklilikte yaşa takılanlar lütuf değil, sadaka
değil, erken emeklilik hiç değil; Anayasa ve uluslararası
sözleşmelerle güvence altına alınmış emeklilik
haklarını istiyorlar. 1999 öncesi çalışma hayatına
adım attıklarında kadınlardan yirmi yıl, 5.000 prim
günü, erkeklerden ise yirmi beş yıl, 5.000 prim günü istenirken
maalesef maç oynanırken kural değiştirildi. Genelde, çıkan
kanunlar ileriye dönüktür ama bu tarihte çıkarılan 4447 sayılı
Kanunla geriye dönük bir işlem yapıldı ve de birçok mağdur
meydana getirildi.
Bunun yanında, emeklilikte yaşa
takılanlar büyük bir toplumsal sorundur. İşverenin
Yaşlısın. diye işe almadığı EYTliler,
devletten emeklilik haklarını istediğinde Daha gençsin.
denilip Arafta bırakılmışlardır. İşsiz
kalan pek çok EYTli, ekonomik sıkıntıların yanında,
psikolojik sorunlarıyla da baş edemez hâle gelmiştir. Aileler
parçalanmış, boşanmalar artmış, çocuklarına
harçlık veremez, evinde tenceresi kaynayamaz hâle gelmiştir. Bunun
yanında, Cumhur İttifakı bu sorunu görmezlikten gelmiştir.
Maalesef, burada olan AK PARTİ milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi
milletvekilleri bunu duymazlıktan gelmiştir. Sayın Bülent Turan
burada, bunun tekrar tekrar altını çiziyoruz; maalesef, emeklilikte
yaşa takılanların sorunlarını, buraya gelen
önergeleri, buraya gelen kanun tekliflerini her zaman görmezlikten geldiniz ve
de her zaman da reddettiniz. Emeklilikte yaşa takılan 5 milyon 276
bin 187 kişi ve de bunların yakınları sizleri bu anlamda
izlemektedirler ve de en yakın seçimde de bunları
değerlendireceklerdi, bundan hiç şüphemiz yok.
Diğer bir taraftan, biliyorsunuz, 2008
yılında AK PARTİ Hükûmetinin çıkarmış olduğu
5510 sayılı Kanunu. Bu kanunla ne oldu? Emekli olan birçok
vatandaşımızın aylık bağlama oranları yüzde
70lerde iken 2008de çıkarılan kanunla yüzde 28e düştü. Yani
bir anda, asgari ücret seviyesinde olması gereken emekli ücretleri 1.600
seviyelerine düştü, bazıları hatta daha da düşük oldu. Ben
buradan özellikle intibak yasasının bir an önce çıkarılmasını
talep ediyorum. Çünkü insanlık adına, bu memlekette yaşayan
Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir vatandaşı, bir emeklisi, 2.324 TL olan
asgari ücretten aşağı emekli maaşı almasın.
Bununla ilgili defalarca kanun teklifi verdik ama hepsini yine siz Cumhur
İttifakı olarak reddettiniz. Onun için intibak yasasının da
bir an önce çıkarılmasının özellikle tekrar buradan
altını çiziyorum.
Diğer bir taraftan, 2020 Temmuz
itibarıyla, biraz önce belirttiğim gibi 5 milyon 276 bin 187
emeklilikte yaşa takılan kişi vardır. Bunların
birçoğu her ay emekli olmaktadır. Eğer bu kanun
çıkarılırsa yaklaşık olarak şu anda, ilk etapta
700 bin ile 1 milyon kişi arasında emekli olacaktır ve de bunun
maliyeti ise 13-15 milyar TLdir. Peki, size sormak istiyorum, özellikle AK
PARTİ milletvekillerine: Sizler defalarca söylediniz, dediniz ki Biz
gelen misafirlerimize -özellikle Suriyelilere, 4,5 milyon Suriyeliye- 40 milyar
dolar para harcadık. Peki, 40 milyar dolar ne yapıyor? Bugünün
parası yaklaşık 340 milyar TL. Yani kendi öz evladımız
olan yaklaşık 5 milyon 276 bin 187 kişiye bir yıl
içerisinde 15 milyar TLyi fazla görüyorsunuz ama dışarıdan
gelen Suriyelilere 340 milyar TLyi harcıyorsunuz. Takdir tabii ki yüce
milletimizindir, bunun tekrar tekrar altını çiziyorum.
Peki, ne yapılması gerekiyor? Burada bir
an önce bu kanun tekliflerimiz değerlendirilip Cumhur İttifakı
bunu kabullendiğinde göreceksiniz, biz Millet İttifakı olarak
direkt buna onay vereceğiz. Buradan özellikle, EYTli olan 5 milyon
vatandaşımıza bunu belirtmek istiyorum. Umarım, AK
PARTİ milletvekilleri ve de Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri de
bunu duyuyorlardır. Bir an önce getirdiğimiz kanunları da
gündeme almalarının özellikle altını çiziyorum.
Diğer bir taraftan, özellikle Haziran 2018
seçimleri öncesi ne oldu? Ben buradan bunun da özellikle altını
çizmek istiyorum. Bu 3600 yasası biliyorsunuz. Özellikle 2018 Haziran
öncesi birçok bakan, Sayın Cumhurbaşkanı, zamanın
Başbakanı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖZKAN YALIM (Devamla) Evet, Haziran 2018 seçimleri
öncesi Sayın Cumhurbaşkanı, o zamanın Sayın
Başbakanı defalarca ilk yüz gün içinde yapılacak olan
vaatlerinin içerisinde 3600ü çıkaracaklardı, söz verdiler. Ama siz
sekiz yüz seksen gün olmasına rağmen -Haziran 2018den bugüne sekiz
yüz seksen gün oldu- sekiz yüz seksen gündür İlk yüz günde
yapacağız. diye söz verdiğiniz, öğretmenlerimize,
polislerimize, din görevlilerimize, hemşirelerimize yani tüm devlet
memurlarımıza verilen sözü yerine getirmediniz. Siz tüm devlet
memurlarımızı kandırdınız, kandırmaya da
devam ediyorsunuz. Çünkü bunu defalarca televizyonlarda, billboardlarda söz
verdiğiniz hâlde -bu elimizde belgeli- siz tüm
memurlarımızı kandırdınız; bunun da özellikle
altını çiziyoruz. İnanın, ilk seçimlerde iktidar
olduğumuzda Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı olarak
hem emeklilikte yaşa takılanları hem 3600 ek göstergesini hem de
intibak yasasını çıkaracak olan, bu işi çözecek olan, ekonomiyi
düzeltecek olan Cumhuriyet Halk Partisidir, bunun da özellikle altını
çiziyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayaller, hayatlar
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Antalyanın tarımsal gücü hakkında söz isteyen Antalya
Milletvekili Sayın Atay Usluya aittir.
Buyurun Sayın Uslu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- Antalya Milletvekili Atay Uslunun, Antalya
ilinin tarımsal gücüne ilişkin gündem dışı
konuşması
ATAY USLU (Antalya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Antalyanın tarımsal gücü üzerine söz
aldım. Yüce Meclisimizi ve Anadolunun bereketli topraklarından
rızık kazanan, çalışan, üreten tüm çiftçilerimizi en kalbî
duygularımla selamlıyorum.
Çiftçilik zor bir meslektir, zor olduğu kadar
saygın ve zevkli bir meslektir. Çünkü çiftçilik, üretmektir; çünkü
çiftçilik sadık yârimiz kara toprakla dost olup canları
doyurmaktır. Çiftçilerimiz pandemi sürecinin önemli
kahramanlarındandır çünkü bu zor süreçte aralıksız
çalıştılar, aralıksız ürettiler, ülkemizi hatta
dünyayı beslediler. Bu zor günlerde üreten, çalışan
çiftçilerimize en kalbî duygularımla şükranlarımı
sunuyorum, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Antalyamızda 150
bin tarımsal işletmemiz var. Antalyalı çiftçilerimiz on iki ay,
yazın yaylada kışın ise sahilde üretime devam ediyor.
Antalyanın her ilçesi ayrı bir tarım markası.
Gazipaşada, Alanyada muz, avokado gibi tropikal meyveler; Kaş,
Demrede domates, biber, Margaz üzümü; Finikede portakal, nar, Yazır
üzümü; Kumlucada domates, biber; Korkutelide mantar, armut;
Döşemealtında nar; Akseki, İbradı, Gündoğmuşta
yazlık meyveler; Elmalıda elmalar ve sebze; Konyaaltında
fasulye; Kemerde narenciye; Manavgatta, Serikte muz, çilek, pamuk; Aksu,
Kepez, Muratpaşada kesme çiçek âdeta bir markadır.
Türkiyenin örtü altı domates, biber, patlıcan
ve salatalık üretiminin yüzde 60ı Antalyadan
sağlanmaktadır. Ülkemizin portakal üretiminin, nar üretiminin, muz
üretiminin neredeyse yarısı; tropikal meyve üretiminin de yüzde 95i
Antalyada gerçekleşmektedir. Antalya, tohum sektöründe de fide sektöründe
de öncü konumdadır. Üreten Antalyalı çiftçilerimize bir kez daha
şükranlarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve AK PARTİ
hükûmetlerimiz 2002den bu yana çiftçilerimize sahip
çıkmıştır, çıkmaya devam etmektedir. Türk
tarımı bugün Avrupanın en büyüğü hâline gelmiştir.
Tüm Türkiyede olduğu gibi Antalyada da on yedi yıldır
çiftçilerimize destek vermeye devam ediyoruz. Son on yedi yılda
Antalyanın bitkisel üretim değeri 10 kat artmıştır.
Bugün Antalyamız 14 milyarlık bitkisel üretimiyle Türkiyenin
1incisi konumundadır.
Sayın milletvekilleri, Antalyada
akıllı arılar, faydalı böcekler, bilinçli çiftçilerimizle
doğal, sağlıklı üretim yapılıyor. Zaman zaman
farklı medya mecralarında tarımsal ürünlerimiz hakkında
Hormonludur. Kalıntı vardır. gibi yalan ve yanlış
bilgiler verilmektedir. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan bu
mecraları Antalyamıza, seralarımıza ve bahçelerimize davet
ediyoruz; çiftçilerimizle görüştükten sonra haber yapmalarını
bekliyoruz. Artık yirmi beş yıl önceki, otuz yıl önceki
sistem yok; Bakanlığımız her aşamayı kontrol
ediyor. Bugün Antalya seralarında döllenme akıllı arılarla
yapılmaktadır; zararlılarla mücadele kimyasallarla değil,
faydalı böceklerle yapılmaktadır. Antalyalı çiftçi, kendi
sofrasına koymadığını Türkiyenin sofrasına
koymaz. Antalyalı çiftçilerimiz kendi çocuklarına yedirmediğini
ülkemize yedirmez.
Değerli milletvekilleri, 19 Ekim tarihinde
Finike ve Kumluca ilçelerimizde dolu ve şiddetli bir hortum afeti meydana
geldi. Yaşanan afette bir vatandaşımız hayatını
kaybetti. Hayatını kaybeden kardeşimize Allahtan rahmet
diliyorum. Bölge çiftçilerimize bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Afet
olduğu gün ben de bölgedeydim, afetten on beş dakika sonra
Kumlucalı çiftçilerimizi Ziraat Odası Başkanımız,
kaymakamlarımız, tarım yetkililerimizle beraber ziyaret ettik,
sahadaki durumu inceledik ve ilgili bakanlarımıza anında bilgi
aktardık. Tarım teşkilatımız, valiliğimiz,
TARSİM Bölge Müdürlüğümüz hemen zarar tespit çalışmalarına
başladı. Afet sonrasında 2 ilçemizde 10 bin dönüm narenciye
bahçesi, 9 bin dönüm de sera zarar gördü. Geçmişte de bu tür felaketler
yaşamıştık, hem Hükûmetimiz hibe desteği
sağladı hem de TARSİM çiftçimizin yanındaydı.
Hükûmetimize, Cumhurbaşkanımıza geçmişte ve bugün
verdikleri destek için Antalya çiftçisi adına teşekkür ediyorum.
Yine, bu afette de Hükûmetimiz çiftçimizin yanında. Hem TARSİM hem de
Hükûmetimiz her türlü gayretin içinde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ATAY USLU (Devamla) Afetler nedeniyle Antalyada
2020 yılı içerisinde örtü altına 41 milyon lira, bitkisel
üretime 16 milyon lira, hayvansal üretime 5 milyon lira olmak üzere 62 milyon
lira sigorta kapsamında ödeme yapılmıştır. Çiftçinin
zor zamanlarında yanındayız, yanında olmaya devam
edeceğiz; son afette de yanındaydık.
TARSİMi genişletme konusundaki
çalışmalarımız ve çabalarımız da devam ediyor.
Bir taraftan çiftçiyi bilinçlendiriyoruz, diğer taraftan sigorta
yaptırma konusu önündeki bürokratik engelleri tek tek
kaldırıyoruz. Nitekim, bölgemizde, Kumlucada yüzde 70, Finikede
yüzde 65 oranında sigortalılığa ulaştık ama
hedefimiz tüm çiftçilerin TARSİMe kavuşması.
Sözlerimin sonunda çiftçilerimize bir kez daha
şükranlarımı sunuyorum. İyi ki üreten, toprağı
berekete çeviren çiftçiler var.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim.
Sayın Barut
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, Adana ili
Karataş ilçesi açıklarında yaşanan deniz kazasında
yaşamını yitiren balıkçılara Allahtan rahmet
dilediğine, açık denizde avlanan balıkçıların zarar
görmemesi için yetkilileri önlem almaya çağırdığına
ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) Sayın Başkan,
Adana'nın Karataş ilçesi 15 deniz mili açıklarında
Yunanistan bayraklı bir tanker ile Türk bayraklı bir
balıkçı teknesi çarpıştı. Maalesef, bu elim kazada
teknede bulunan balıkçılarımızdan 4ünün cansız
bedenine ulaşıldı, kayıp olan 1inin ise arama kurtarma
çalışmaları sürüyor. Üzüntümüz çok büyük. Kaybettiğimiz
balıkçılarımıza Allah'tan rahmet, kederli yakınlarına
sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Bölgemizde ilk kez böyle bir kazanın yaşandığı
belirtiliyor ama bir daha yaşanmaması için de önlem
alınması gerekiyor çünkü Karataştaki
balıkçılarımız böyle bir riskin bulunduğunu sürekli
söylüyorlar. Balıkçılık yaparak geçimini sağlayan
yurttaşlarımız açıktaki büyük gemilerin bazen
balıkçı teknelerini fark edemediğini, bu nedenle de her an bir
felaket yaşanabileceğini ifade ediyorlar. Açıkta çapa atıp
dinlenen, ağını toplayan, avda bulunan
balıkçılarımızın zarar görmemesi için yetkilileri,
uzmanları ve balıkçıları dinleyerek etkin önlem almaya
çağırıyoruz.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
2.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, 239 sıra sayılı Kanun Teklifine
çiftçi borçlarının da dâhil edilmesi için AK PARTİye
seslendiğine ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Çiftçimizin gözü kulağı Mecliste. 500
milyar liralık kamu borcu yapılandırılıyor ama
sıra çiftçiye gelince yapılandırma yok. Hâlbuki tüm çiftçiler
Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının
yapılandırılmasını istiyor. Özellikle iki yıl önce
Tarım Kredi Kooperatifleri piyasanın çok üzerinde çiftçilerimize faiz
uygulamış, çiftçimizin borcu da katlanmıştır.
Şimdi köylerimize bir gidin, çiftçinin ne kadar üzgün ve çaresiz
olduğunu göreceksiniz. Ayrıca internette satılık tarla,
satılık ahır ve satılık traktör ilanları son
derece artmıştır. Çiftçinin desteklerini
artırmıyorsunuz, buğdaydan mercimeğe kadar her şeyi
ithal ediyorsunuz. AKPye sesleniyorum: Borç yapılandırma kanunu hâlen
Mecliste görüşülürken gelin, çiftçinin borçlarını da buna dâhil
edin, yoksa çiftçimizi kaybediyoruz.
BAŞKAN Sayın Şimşek.
3.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin,
sıcak havalardan dolayı narenciye üreticisinin
yaşadığı mağduriyetin giderilmesini talep
ettiğine, kamyoncu esnafının mazot desteği ve otoyol
ücretleriyle ilgili bir düzenleme talep ettiğine ilişkin
açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, geçtiğimiz nisan
ayında Çukurova bölgesinde yaşanan yoğun sıcaklardan
dolayı narenciyede yüzde 80e varan zararlar oluşmuştur.
Tarım Bakanlığı, ilçe tarım müdürlükleri ve il
tarım müdürlüğü vasıtasıyla gerekli tespitleri
yapmış, yalnız o günden bu yana çiftçilere henüz bir ödeme
yapılamamıştır. Ben Bakanlığın bu zor
dönemde çiftçinin, üreticinin yanında olmasını, narenciyede
sıcaktan dolayı oluşan zarardan dolayı mağduriyetinin
giderilmesini ve ödeme yapılmasını talep ediyorum.
Tabii, bir de kamyoncu esnaflarımız bu
ürünleri Türkiyenin ve dünyanın dört bir yanına taşımak
için gerçekten kontak kapatmadılar, fedakârca çalışıyorlar
pandemiye rağmen. Kamyoncu esnaflarımız özellikle mazot
desteği istiyorlar ve otoyollardaki ücretlerde özellikle nakliye
sektöründe uğraşan esnaflarımız için ayrı bir statü
uygulanmasını, bunların gerekirse toplu ödeme yaparak daha uygun
fiyatta geçiş yapmalarının sağlanmasını talep
ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Kayışoğlu.
4.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, zeytin üreticilerinin yüksek maliyetlerden
dolayı desteğe ihtiyacı olduğunu Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirliye duyurduğuna ilişkin
açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Geçtiğimiz günlerde Bursada Orhangazi
ilçemizde İlçe Başkanımız Ender Tekeyle zeytin
hasadına başlayan çiftçilerimizi dolaştık.
Soframızın kara elmasını üreten zeytinciler dertli.
Elektrik maliyetinden dolayı sulama yapamıyorlar, işçilik
maliyetinden dolayı budama yapamıyorlar, gübre atamıyorlar,
işçi tutamadıkları için gençler de köyleri terk ettiği için
60-70 yaşlarındaki çiftler merdivenlerin tepesinde zeytin topluyorlardı.
Diyorlar ki: Üç yüz, dört yüz yıllık bu ağaçlar
atalarımızı, dedelerimizi, annelerimizi,
babalarımızı doyurdu ama maalesef artık bizim
çocuklarımızı doyuramayacak. Zeytincilerin bu yüksek
maliyetlerden dolayı gerçek anlamda desteğe ihtiyacı var,
buradan Tarım Bakanına duyuruyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Sümer
5.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, ağustos
ayı içinde Adana ili Kozan ilçesinde yaşanan orman
yangınından sonra verilen sözlerin yerine getirilmesi
gerektiğine ettiğine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ağustos ayı içinde Adana Kozan ilçemizde
ormanlık alanlarda yangın çıkmıştı.
Yangından sonra yetkililer yaraların
sarılacağını, yangından etkilenen her
vatandaşımıza destek olacakları sözünü verdiler ancak öyle
olmadı. Resmî kayıtlara göre 127, aslında 150 tane,
yangında zarar gören, yanan ev var. Konut ihtiyacıyla ilgili şu
ana kadar atılmış hiçbir adım yok.
Vatandaşlarımız Kızılayın
dağıttığı çadırlarda yaşamaya devam ediyor.
Yanan evler için 100 bin ila 120 bin TL
arasında faizsiz, 12 ay vadeli para
dağıtılacağını söylediler ancak köylülerimize
intikal eden hiçbir şey yok. Bugüne kadar dağıtılan
paralardan en yüksek rakam ise 18 bin lira. Bu rakamları da tüm
vatandaşlarımız aynı şekilde almış
değil.
Tekrar söylüyorum: Kozanda
vatandaşlarımız için yangın devam ediyor. Kış
kapıya dayanmadan vatandaşlarımızın konut
ihtiyaçları çözülmeli, ekonomik destek sözleri yerine getirilmelidir.
BAŞKAN Sayın Gürer
6.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Ağaç Dikme Seferberliği adı altında ağaç dikim
kampanyası yapıldığına ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ağaç Dikme Seferberliği adı
altında ağaç dikim kampanyası yapılmaktadır. Ülkemizde
ister orman içinde isterse orman dışında olsun, ağaç
varlığının artırılması önemlidir. Ülkemizde
ormanlık alanlarda fidan dikimlerinin yörenin ekolojik
koşullarına bağlı olarak yapılması hâlinde sonuç
alınacağı mutlaktır. Küçük alanlarda tüplü fidan her mevsim
dikilse de fidanlar sonbahar ve ilkbaharda dikime uygundur. Fidanlar
dikildiği yerin ekolojik koşullarına uygun türler olmalı ve
dikim bilgisi olanlar tarafından dikilmelidir.
Uzmanlar 11 Kasımda ülkemizde farklı
coğrafi bölge ve yüksekliklerde dikilmesi yerine 21 Martta Orman Günü ve
Haftası evresinde dikilmesi gerektiğini belirtmektedir. Geçen
yıl kasım ayında dikilen fidanların bir kısmı
tutmamış, daha sonra bunların yerine yenileri dikilmiştir.
Ağaç dikimi bir siyasi şov değildir; doğru zamanda,
doğru yerde doğru fidan dikimi yapılmalıdır. Aksi
hâlde fidanlar boşa gitmekte, yapılan harcamalar sonuç vermemektedir.
Bu tür değerlendirmeleri Bakanlığın yapmasını
öneriyorum.
Teşekkür ederim Başkanım.
BAŞKAN Sayın Ceylan
7.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın, zeytin
üreticilerinin sorunlarını Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirlinin dikkatine sunduğuna ilişkin açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
iklim koşulları nedeniyle birçok bölgemizde zeytin hasadı yeni
başladı ve rekolte düşük. Çiftçi, tohumu atmadan önce
alacağı desteği bilmek ve üretime ona göre karar vermek ister.
2020 üretim yılına ait tarım destekleri ancak 5 Kasımda
açıklanabildi, bunu da 2021de alacaklar. Zeytinde dekara 15 TL mazot ve 4
TL gübre, zeytinyağında 80 kuruş destekleme primi ödenecek. Dane
zeytin destekleme primi geçen sene olduğu gibi 15 kuruş.
Marmarabirlik tavan fiyatı 15,5 TL, taban fiyatı 6 TL olarak
açıkladı. Birliğin yapacağı alım sofralık
zeytinde 51 bin ton, geri kalan ürünler tüccarın insafına kalacak.
Desteklemeler yetersiz ve üretici fatura ibraz edemediği için kilo
başına desteklerden faydalanamıyor. Zeytinyağı
üreticileri Suriye ve özellikle Afrin ve çevresindeki zeytin ürünlerinin
piyasayı baskılamasından endişe ediyor, Tarım
Bakanının dikkatine.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Koç
8.- Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun,
kömür gibi yakıt türlerinin denetime tabi tutulmasının zorunlu
olduğuna, doğal gaz kullanımının
yaygınlaştırılması için gerekli yatırımların
artırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Sayın
Başkan, solunum yollarına bağlı hastalıkların
Ağrıda kış aylarında yaşlılarda ve
çocuklarda sıkça görülmesinin kullanılan yakıtın kalitesine
bağlı olduğu endişesi hâkim bir yargıdır.
Alım gücü olmayan yoksul kesimlerin kullandığı düşük kalitedeki
kömürlerin satışının kısıtlanması ve ihtiyaç
sahibi ailelerin kışlık kömür ihtiyaçlarının
karşılanması elzemdir. Bütün bu hususlar dikkate
alındığında halk sağlığını olumsuz
etkileyen kömür ve yakıt türlerinin bir denetime tabi tutulması
zorunludur. Ayrıca doğal gaz kullanımının
yaygınlaştırılması için gerekli
yatırımların artırılması gerekmektedir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özyavuz
9.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Özyavuzun, 3083 Sayılı Kanuna dayanarak arazi alan çiftçilerin
kredi ödemelerinde yaşadığı sorunlara, Şanlıurfa
ilinin kırsal mahallelerinde hâlen devam eden içme suyu
sıkıntılarının çözülmesi ve altyapı
sorunlarının giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
3083 sayılı toprak reformu yasasıyla,
arazi alan çiftçilerimiz bankalara ipotek veremedikleri için kredi
kullanamamakta ve sıkıntıya düşmektedirler. Bu
çiftçilerimizin tarımdan kaynaklı borçlarının faizlerinin
silinmesi veyahut bahse konu borçların ertelenmesi
Şanlıurfalı çiftçilerimizin menfaatine olacaktır.
Yine, Şanlıurfanın kırsal
mahallelerinde içme suyu sıkıntıları hâlen devam
etmektedir. Yer altından temin edilen içme suları, sulama suyu
kanallarının yetersiz olmasından dolayı mahallelerde su
yükselmesine neden olmakta ve insanlarımızın
sağlığını tehdit etmektedir. İçme suyu olmayan
mahallelerin problemlerinin çözülmesi ve kırsal mahallelerdeki
altyapı sorunlarının bitirilmesi gereklidir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Fendoğlu
10.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Malatya ilinde kırsal kesimlerde yaşanan elektrik,
telefon ve GSM şebeke problemlerinden kaynaklanan sorunların
giderilmesinin önem arz ettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Malatya ilimiz Yazıhan ilçemizin Tahtalı,
Sonevler mezrası ve Mısırdere Tomalar mezrasında elektrik
ve telefon şebeke problemleri; yine, Kale ilçemizin Tepebaşı
Mahallesinde elektrik kesintileri, Çanakçı Mahallesinde telefon
şebeke problemleri bulunmaktadır.
Yine, güzel ilçemiz Darendenin Yeniköy ve
Başdirek köylerinde telefon, telekom, şebeke problemleri mevcuttur.
Yeşilyurt ilçemizin Kadiruşağı köyü Koyungözü Mahallesinde
Türk Telekom ve mobil şebeke problemleri vardır. Bu ilçelerimizdeki köylerimiz
uzun süredir elektrik kesintileri, telekom ve GSM şebeke problemleri
yaşamaktadır. Bu köylerde yaşayan vatandaşlarımız
elektrik, iletişim ve özellikle öğrencilerimiz on-line ortamda ders
takibi yapamadıkları için mağduriyet
yaşadıklarını iletmektedir; köylerimizdeki elektrik ve
telekom şebeke probleminin giderilmesini önemle arz etmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gündoğdu
11.- Kırklareli Milletvekili Vecdi
Gündoğdunun, Kırklareli ili Vize, Pınarhisar, Lüleburgaz,
Babaeski, Pehlivanköy, Kofçaz ve Demirköy ilçelerinin kurtuluş
bayramlarını yürekten kutladığına ilişkin
açıklaması
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Tarihin hiçbir döneminde işgale ve esarete
boyun eğmeyen ulusumuz bağımsızlık ve özgürlük yolunda
her zaman kahramanlık destanları yazmıştır. Bu
duygularla Kırklarelimizin şirin ilçesi Vizeden başlayıp
Pınarhisar, Lüleburgaz, Babaeski ve Pehlivanköyde
kutladığımız, bugün de Kırklarelimizde Kofçazda ve
Demirköyde kutladığımız kurtuluş
bayramlarımızı yürekten kutluyor, tüm Mustafa Kemal Atatürk
sevdalısı Kırklarelili hemşehrilerime
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ünlü
12.- Osmaniye Milletvekili Baha Ünlünün, deprem
riski taşıyan Osmaniye ve diğer illerdeki yerleşim yerlerinin
zemin etütlerinin yapılıp yapılmadığını,
kamu binalarında depreme karşı dayanıklılık testi
yapılıp yapılmadığını, deprem bölgesi olan
Osmaniye ilinde yurttaşların deprem konusunda bilinçlendirilmesi
amacıyla bir çalışma yapılıp
yapılmadığını sorduğuna ilişkin
açıklaması
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Doğu Anadolu fay hattı üzerinde bulunan
Osmaniye ili birinci dereceden deprem bölgesinde yer almaktadır. Son
depremlerdeki can ve mal kayıplarının tümünün inşaat ve
tasarım hatalarının sonucu meydana geldiği de bir
gerçektir.
Daha önce yazılı olarak sorduğum ve
cevap alamadığım sorularımı buradan tekrardan sormak
istiyorum: Deprem riski taşıyan Osmaniye ve diğer illerde
bulunan yerleşim yerlerinin zemin etütleri yapılmış
mıdır? Kamu kurumu olarak kullanılan özellikle hastane,
kreş ve okul gibi yapılara depreme karşı
dayanıklılık testi yapılmış mıdır? Bir
deprem bölgesi olan Osmaniyede yaşayan yurttaşlarımızı
deprem konusunda bilinçlendirmek amacıyla bir çalışma
yapılmış mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kaşlı
13.- Aksaray Milletvekili Ramazan
Kaşlının, Ankarada bulunan askerî birliklerden birinin ya da
yeni bir birliğin Aksaray ili Eskil ilçesinde
konuşlandırılmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
RAMAZAN KAŞLI (Aksaray) Teşekkürler
Sayın Başkan.
İkinci büyük ilçemiz olan Eskil Aksaray
merkezine 60 kilometre uzaklıkta olup Tuz Gölüne kıyı
sahası bulunmaktadır. Özellikle millî silahlarımızın
denemeleri ve atış tatbikatları Tuz Gölü havzasında yapılmaktadır.
Ankaraya bir buçuk saat mesafede bulunan Aksaray, konumu itibarıyla
kuzeyi güneye, doğuyu batıya bağlayan yolların
kesişiminde yer almakta ve coğrafyanın askerî eğitimlere
uygun olduğu aşikâr olarak görülmektedir. Diğer taraftan 15
Temmuz hain kalkışma esnasında Ankara şehir merkezinde
bulunan askerî birliklerin konumlarının bir tehdit unsuru olduğu
açıkça görülmüştür. Bu sebepten dolayı Ankarada bulunan
birliklerden birinin ya da yeni bir askerî birliğin Eskil bölgesine
konuşlandırılmasını talep ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Tutdere
14.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, yaşanan pandemi sürecinin bilim ve bilginin önemini bir kez
daha ortaya koyduğuna, atama bekleyen tüm fizik öğretmenlerinin
atamalarının yapılması için Millî Eğitim
Bakanlığına çağrıda bulunduğuna ilişkin
açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Değerli
milletvekilleri, tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan ve âdeta
hayatı durma noktasına getiren pandemi süreci bilimin ve bilginin
önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Ülkemizin bilgi
çağının gerisinde kalmaması, çağı yakalayabilmesi
için eğitim kurumlarımızda bilgiyi esas alan derslerin verilmesi
zorunluluk arz etmektedir.
Öğretmenlerimizin bilgi çağının
gereğini yerine getirmeleri için, eğitim kurumlarında bilime
esas teşkil eden derslerin verilmesi zorunluluktur. Fizik dersleriyle
birlikte kimya ve biyoloji gibi birtakım bilimi esas alan derslerin ders
saatlerinin artırılması gerekmektedir. Buradan iktidara ve Millî
Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunuyorum. Atama
bekleyen tüm fizik öğretmenlerinin atamalarını yapın,
gençlerimizin bilgi çağını yakalamaları için önündeki bütün
engelleri kaldırın diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Aydın
15.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Sağlık Bakanlığının maske, mesafe, hijyen
diyerek yaşanan pandemi sürecindeki sorunların çözülemeyeceğini
anlaması ve bir an önce atanamayan sağlık çalışanlarını
ataması gerektiğine ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Dün İstanbul Tabip Odası coronavirüs
salgını nedeniyle acil kapanma talep etti, aksi hâlde hastanelerin
yetersiz kalacağı ve ölümlerin artacağını
vurguladı. Bursada da durum aynı maalesef, nisan, mart
aylarında 400 civarında olan vaka sayısı bu aylarda 3-4
binleri bulmuş durumda ve böyle giderse yoğun bakım
yatağı ve aynı zamanda da normal yatak
bulunamayacağını sağlık çalışanlarından
bizzat bilgi olarak ediniyoruz. En kötü döneme girmiş durumdayız
ancak durum bu kadar vahimken hastane personelleriyle ilgili, sağlık
çalışanlarıyla ilgili maalesef atamalar yapılmıyor.
Hemşirelerden ebelere, acil tıp teknisyenlerinden paramediklere,
fizyoterapistlerden perfüzyoniste kadar birçok kesim atama bekliyor.
Sağlık Bakanlığı sadece maske, mesafe, hijyen
diyerek bu işin çözülemeyeceğini anlamalı ve bir an önce
atanamayan sağlık çalışanlarını göreve
atamalı diyorum.
BAŞKAN Sayın Tanal
16.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin 9 ceylanın
avlanmasına ilişkin ihaleyi iptal ettiğine, devlet eliyle av
turizmi adı altında hayvanların öldürülmesi uygulamasına
son verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sizin vasıtanızla Tarım ve Orman
Bakanlığına soruyorum: Şanlıurfa 2. İdare
Mahkemesi yapmış olduğumuz başvurumuz üzerine 9
ceylanın avlanmasına ilişkin ihaleyi iptal etmiştir.
Mahkeme kararında söz konusu olan av ihalesi için belirlenen paranın
ceylanların yaşam hakkına tercih edilemeyeceğine, nesli
tükenmekte olan ceylanların korunması gerektiğine ilişkin
karar vermiştir. Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin iptal
kararı diğer katliam ihaleleri için de emsal olmalıdır. 3
kuruş için bu ülkenin kurduna, kuşuna, ceylanına
kıymayın. Devlet eliyle av turizm adı altında
hayvanların öldürülmesi uygulamasına son verilsin.
Milletimizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Aygun
17.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan
Aygunun, 239 sıra sayılı Kanun Teklifiyle çiftçilerin
Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına olan borçlarının
yapılandırmasının da yapılmasını
dilediğine ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Torba
kanunla 500 milyarlık borcu yapılandırıyoruz ama
çiftçimizin borcunu yapılandırmıyoruz. Geçtiğimiz hafta
Genel Kurulda bir önergeyle tarımsal amaçlı kooperatifler ve
ortaklarına kullandırılan kredileri, Orman Genel
Müdürlüğüne ait olan, orman köylülerinin borçlarını, yine
Tarım Kredilerin devlete olan borçlarını
yapılandırdık ama bu köylü -milletin efendisi köylünün-
borçlarını yapılandırmadık. Tarım Kredinin
borcunu, devlete olan borcunu yapılandırdık ama ortada olan
çiftçisinin borcunu yapılandırmadık, Ziraat Bankasına olan
borcunu yapılandırmadık. 2018-2019 yılları arasındaki
yüksek faizle çiftçinin borcunu katladık. Geldiğimiz noktada, aldığınız
da 2002de 2,4 milyar olan borç, bugün 170 milyar lira oldu. Gelin, bu ülkenin
gerçek efendisi çiftçinin borçlarını yol yakınken
yapılandıralım. Bu kanun teklifi içerisinde, torba kanunla
çiftçilerin tarım kredi ve Ziraat Bankasına olan borçlarının
yapılandırmasını, gelin, hep beraber yapalım diyorum.
Bakınız, şu anda çiftçi 4 gram
altın alabiliyor, 2002de ise 1 ton buğday sattığında
33 gram altın alıyordu.
BAŞKAN Sayın Aycan
18.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, Covid-19 salgınından sağlık
çalışanlarının da etkilendiğine, yeni sağlık
personeli alımı yapılması ve filyasyon ekiplerinin
kuvvetlendirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Covid-19 salgınıyla sağlık personeli özveriyle
mücadele etmeye devam etmektedir. Bu arada, sağlık personeli de
hastalığa yakalanmaktadır ve çalışamamaktadır. Bu
durum, sağlık personeli açığına sebep olmaktadır.
Ayrıca, artan yoğunlukta sağlık personeline ihtiyaç
artmaktadır. Bu nedenle, yeni sağlık personeli alımı
yapılmalıdır. Ayrıca, filyasyon ekiplerini araç ve idari
personelle desteklemek, ekipleri kuvvetlendirmek gerekiyor.
Sağlık personelini her konuda desteklemek
gerekir. Çalışan tüm sağlık personeli kadro
ayrımı gözetmeden aynı işi yapmaktadır. Bu nedenle,
aile sağlığı merkezlerinde çalışan kamu
dışı çalışan olarak tanımlanan sağlık
personeli kadroya geçirilmeli, farklılıklar giderilmelidir.
Çeşitli adlarla sözleşmeli olarak çalışan sağlık
personeli, öğretmenler, diğer kamu çalışanları da
kadroya geçirilmeli, personel arasındaki farklılık
giderilmelidir.
Saygılarımla
BAŞKAN Sayın Şevkin
19.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
Adana ili Karataş ilçesinde yaşanan deniz kazasında
hayatını kaybeden balıkçılara Allahtan rahmet
dilediğine, ülkenin her alanda yeniden yapılanmaya ve bunun için de
mimar, mühendis ve şehir plancılarına ihtiyaç olduğuna,
liyakat esasına dayalı olarak kamuda görevlendirmelerin
zamanının geldiğine ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Adanamızın Karataş ilçesinde
hayatını kaybeden balıkçılara Allahtan rahmet, kayıp
balıkçının da bulunmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin tüm
kentlerinde ve her alanda yeniden yapılanmaya, düzenlemeye ve
çağdaş normlara ulaşmaya büyük ihtiyaç var. Kentleri güvenli
hâle getirmek, depremlere ilişkin önlemler almak, kentsel dönüşümü
amacına uygun olarak gerçekleştirmek, yer altı zenginliklerini
de çevreye zarar vermeden insanlığın kullanımına sunmak,
yer altı sularını faydalı hâle getirmek, doğal
olayların afete dönüşmesini önlemek, tarım alanlarında,
hayvancılıkta, kentleşmede atılım sağlamak için
inşaat, jeoloji, jeofizik, çevre, maden, ziraat, makine, elektrik,
elektronik, gıda, endüstri, fizik, kimya, harita, orman, su ürünleri
mühendisleri, mimar, iç mimar ve şehir plancılara büyük ihtiyaç var.
Ülkemizi çağdaş geleceğe
hazırlayacak yüz binlerce mimar, mühendis ve şehir plancısı
dinamik şekilde beklemektedir. Pırıl pırıl
gençlerimizi liyakat esasına dayalı KPSS puanlarıyla kamuda
görevlendirmenin zamanı gelmiş de geçiyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Köksal
20.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu
Köksalın, Afyonkarahisar ili Sandıklı Devlet Hastanesinde
çeşitli branşlarda doktor olmadığı için
mağduriyet yaşandığına, et ve süt hayvancılığı
yapan üreticilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için acilen tedbir
alınmasını beklediklerine ilişkin açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, seçim bölgem Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinde
bulunan Sandıklı Devlet Hastanesinde cildiye, kadın doğum,
enfeksiyon, psikiyatri, kardiyoloji, nöroloji, göğüs
hastalıkları gibi branşlarda doktor olmadığı için
büyük bir mağduriyet yaşanmaktadır. Hemşehrilerim
Sandıklı Devlet Hastanesine niçin bu branşlarda doktor
ataması yapılmadığını merak ediyorlar.
Sandıklıya neden üvey evlat muamelesi çekiliyor?
Öte yandan, et ve süt üreticileri hayli zor günler
yaşıyor. Son on beş günde yeme 4 defa zam gelmesine rağmen
çiğ süt neredeyse bir yıldır yerinde sayıyor. Üretici,
çiğ sütün en azından 3 lira olmasını istiyor; yoksa birçok
süt ineği kesilecek. Et üreticileri ise yemin ham maddesine gelen zamlar
nedeniyle artık ayakta duramaz hâle geldiler. 41-42 lira olan kesim ücreti
36-37 lira bandına kadar geriledi.
Eğer pandemi döneminde gerekli önlemler
alınmazsa et ve süt açısından telafisi mümkün olmayan zararlar
oluşacak. Üretici, yemin ham maddesinin ucuz bir şekilde teminini ve
uzun vadeli ödeme seçeneklerini istiyor. Özellikle, sucuk ve et üreticileri
baharat, bağırsak, ambalaj gibi maddelerin ithal ve döviz endeksli
olması yüzünden sürekli yükselen maliyetlere karşı bir an önce,
acilen tedbir alınmasını bekliyorlar.
BAŞKAN Sayın Özen
21.- İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin,
Sivas Koçgiri olayları sırasında idam edilişlerinin 83üncü
yılında Alişer Bey ile eşi Zarife Hanım ve Seyit
Rızanın anıları önünde saygıyla eğildiğine
ilişkin açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) Teşekkürler
Başkan.
Sivas Koçgiri bölgesinde 1918-1921 yılları
arasında Topal Osmanın kanlı organizasyonuyla haritadan onlarca
Kızılbaş, Kürt, Alevi köyünün silindiği büyük bir
kıyım yaşanmıştır. Koçgiride uygulanan
şiddetin sonuçları üzerinden Koçgirinin tarihsel olarak parçası
olduğu Dersim kuşatılmış, birbirini tamamlayan politik
yönelimlerle 1938de Dersim tertelesine evrilen süreç yaşanmıştır.
Bu nedenlerledir ki Koçgiri anlaşılmadan cumhuriyet tarihi boyunca
Alevilerin maruz kaldığı katliamlar, Maraş, Malatya, Çorum,
Sivas, Gazi anlaşılamaz. Koçgiri 21 ve Dersim 38le yüzleşmeden,
kurumsallaşan faşizmle hesaplaşılamaz. Koçgiri direnişinin
öncüleri Alişer Bey ile eşi Zarife Hanımın ve idam
edilişinin 83üncü yılında Seyit Rızanın
anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kılavuz
22.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Mersin
ilinde yaşanan trafik sorununun giderilmesi için Mersin-Silifke D400
Karayolu sahil şeridine alternatif bir yol açılması, raylı
sistem yapılması ile liman giriş ve
çıkışlarının direkt otobana verilmesi
gerektiğine, Adana ili Karataş ilçesi açıklarında yaşanan
deniz kazasında hayatını kaybeden balıkçılara
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Mersinimizin en önemli problemlerinin
başında şehir içi trafik sorunları gelmektedir. Mersin kent
merkezinin cazibe merkezi hâline getirilmesi ve yaşanılabilir bir
şehir oluşturulması adına trafik sorunları
giderilmelidir. Trafik karışıklığı ve
sıkışıklığı şehrimiz adına
kangrene dönüşmüştür; esnaflarımız, meydana gelen bu
sorundan ötürü problem yaşamaktadır. Mersin-Silifke D400 Kara Yolu
sahil şeridinin rahatlatılması adına alternatif bir yol
açılması, Mersin trafiğini rahatlatacak raylı sistemin
uygun bir güzergâhla yapılması ve liman giriş ve
çıkışlarının direkt otobana verilmesi,
yapılması gerekenler arasındadır.
Adananın Karataş ilçesi
açıklarında Yunan bayraklı tankerin balıkçı teknesine
çarpması sonucu hayatını kaybeden Mersinli hemşehrilerime
Allahtan rahmet diliyorum, ailelerinin ve Mersinimizin başı
sağ olsun.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Keven
23.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Toprak
Mahsulleri Ofisi Yozgat Yerköy Şube Müdürlüğüne bağlı
Osmanpaşa, Sarıkent, Doğankent, Saray ve Sekili ofislerinin
taşınmazlarının satışı için ihale ilanı
yayımlandığına, Toprak Mahsulleri Ofisinden sonra
sıranın nereye geleceğini sorduğuna ilişkin
açıklaması
ALİ KEVEN (Yozgat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü,
hepimizin bildiği gibi, artık sadece buğday ithal eden ve kendi
siloları boş dururken özel şirketlerin lisanslı
depolarına hububat alımı yaptıran bir kuruma
dönüştürüldü. Adım adım tasfiye edilen Toprak Mahsulleri Ofisi
şimdi de elindeki taşınmaz tesisleri satışa
çıkarıyor. Yozgat Yerköy Şube Müdürlüğüne bağlı
Osmanpaşa, Sarıkent, Doğankent, Saray ve Sekili ofislerinin
taşınmazlarının satışı için ihale ilanı
yayımlandı. Toplamda 27 bin ton kapasiteli çelik siloları içinde
bulunduran bu tesisler ne yazık ki 13 Kasımda yapılacak ihaleyle
satılacaktır. Çiftçinin kara gün dostu olan bu kurumu mahvettiniz.
Mirasyedi, hayırsız evlat gibi, cumhuriyetin kurduğu bütün
fabrikaları, bütün kurumları sattınız. Toprak Mahsulleri
Ofisinden sonra sıra nereye gelecek?
BAŞKAN Sayın Taşkın
24.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Coronavirüs salgını koşullarına
rağmen ekim ayında ihracatın yüzde 5,6 artmasının ülke
ekonomisinin ne kadar sağlam olduğunun göstergesi olduğuna
ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Geçen hafta açıklanan ekim ayı ihracat
rakamlarına göre Türkiye olarak ihracattaki kapasitemizi koruyor, yeni ve
tarihî rekorlarla, hedeflerimiz doğrultusunda güçlü adımlarla
ilerliyoruz. Buna göre, ekim ayında ihracat yüzde 5,6 artışla 17
milyar 333 milyon dolar olarak gerçekleşerek hem bu yılın en
yüksek aylık ihracat rakamı hem de cumhuriyet tarihi aylık
ihracat rekoru olarak tarihe geçti. Coronavirüs salgını
koşullarına rağmen bu rekor ihracat, Türkiye ekonomisinin
temellerinin ne kadar sağlam olduğunun göstergesidir.
Bu veriler, Türkiye'nin pandemiyi mümkün olan en az hasarla
atlatacak ve pandemi sonrasında en hızlı toparlanacak ülkeler
arasında olacağının ayrı bir teyididir diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Açanal
25.- Şanlıurfa Milletvekili Zemzem
Gülender Açanalın, Dağlık Karabağda Şuşa
şehrinin ele geçirilmesi dolayısıyla Azerbaycan Devlet
Başkanı İlham Aliyevi canıgönülden tebrik ettiklerine ve
Yaşasın Azerbaycan. dediklerine ilişkin açıklaması
ZEMZEM GÜLENDER AÇANAL (Şanlıurfa) -
Teşekkürler Sayın Başkan.
Yirmi sekiz yıl önce işgal edilen Azeri
mülkü Dağlık Karabağı işgalden kurtarmak için
yaşanan günde, merhum Haydar Aliyevin sarf ettiği ve sonraki onlarca
zaman için çok kıymetli olan iki devlet tek millet düsturunu benimsedik.
Bu düstur, şimdi, yalnızca Hocalı şehitlerini değil, Sarıkamışın
kar kuzularını da Çanakkalenin kınalı kuzularını
da mezarlarında daha bir huzura kavuşturmuştur.
Azerbaycanımızın irfan şehri Şuşa şehrini esaretten
azat eden nefer, zabit ve serdarlarıyla Azeri Mehmetçikimizi ve ilk
günden beri dünyadan gelen baskılara karşı yerinde dirayetle
duran Karabağ fatihi İlham Aliyev cenaplarını
canıgönülden tebrik ederiz. Aşk olsun Azerbaycan! diyoruz,
Yaşasın Azerbaycan! diyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini
karşılayacağım.
İlk söz talebi, İYİ PARTİ Grup
Başkan Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurun Sayın Dervişoğlu.
26.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, TÜİK verilerine göre ülkede işsiz
sayısı 456 bin kişi azalırken çalışan
sayısının 975 bin kişi azaldığına, bu garip
rakamları ülkenin kaderini bir kişinin kontrolüne veren
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
yarattığına, İYİ PARTİ olarak iyileştirilmiş
ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi önermeye devam edeceklerine,
milletin gerçekleriyle iktidarın ekonomik verilerinin
örtüşmediğine ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Yakın takvim içerisinde açıklanan
TÜİK işsizlik verilerine göre, işsiz sayısı geçen
yılın aynı dönemine göre 456 bin kişi düşmüş,
işsizlik oranı 0,8 puanlık azalışla yüzde 13,2
seviyesinde gerçekleşmiştir. İstihdam edilenlerin
sayısı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 975 bin
kişi azalmış, istihdam oranı da 2,4 puanlık bir
azalış göstermiştir. TÜİKe göre, Türkiyede işsiz
sayısı 456 bin kişi azalırken aynı dönemde istihdam
sayısı yani çalışan sayısı da 975 bin kişi
azalmıştır. Bir yandan çalışan sayısı
azalırken diğer yandan nasıl oluyor da işsizlik
sayısı düşebiliyor? sorusu hepimizin zihnini
tırmalıyor. Bu garip rakamlar, basit bir matematik hatası ya da
gözden kaçmış basit bir siyasi propaganda değildir; aklı,
bilimi ve sağduyuyu öteleyen, ülkenin kaderini bir kişinin kontrolüne
veren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
yarattığı basit bir sonuçtur. Şeffaflık, adalet,
demokrasi ve zenginlik maalesef bu ucube sistemle yaşama geçirilemeyecektir.
Bunlar ancak kuvvetler ayrılığına dayalı güçlü ve
bağımsız kurumlarla mümkündür. Bu sebeple, her zaman olduğu
gibi, İYİ PARTİ olarak iyileştirilmiş ve
güçlendirilmiş parlamenter sistemi önermeye devam edeceğiz.
Kamu ve özel sektör emekçilerimiz hak ettikleri bir
yaşama ulaşamamaktadır. Türk emekçileri gelişmiş
ülkelerdeki çalışanların şartlarına sahip
değildir. Çalışanlarımızın
sağlığını tehlikeye atan iş kazalarının
önemli bir bölümü fazla çalışma sürelerinden kaynaklanmaktadır.
Çalışma sürelerinin kısılması, gerekli iş
sağlığı düzenlemelerinin yapılması
çalışanın sağlığını
koruyacağı gibi işveren ve devlet üzerindeki yükleri de
kaldıracaktır. Devletin işverenden aldığı
vergileri azaltıp çalışanlarımız için gelir kaybı
yaratmadan çalışma süreleri kısaltılmadır.
Türk milletinin gerçekleri ile iktidarın
ekonomik verileri örtüşmemektedir. İstanbul İstatistik Ofisi
verilerine göre geçtiğimiz ay İstanbulluların yüzde 40ı
borç almış, yüzde 20si ise kredi kartının asgari borcunu
bile ödeyememiştir. Esnaf siftahsız dükkânını
kapatıyor, emekli geçinemiyor, genç işsizlik rekor kırıyor,
işçi, memur ay sonunu getiremiyor. Türk lirası 2020
yılının başından bu yana yüzde 30un üzerinde
değer kaybetmiştir. TÜRK-İŞin ekim ayı için açıkladığı,
4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli
beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması
tutarı -yani açlık sınırı- geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 20 artarak 2.482 lira olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bu ülkede 8 milyon kişinin asgari ücretle yani 2.324
lirayla geçindiği unutulmamalıdır. 10 milyon emekli ise asgari
ücret seviyesinde ya da altında maaş alıyor. 20 milyona
yakın vatandaşımız açlık sınırının
altında yaşamlarını sürdürmeye gayret sarf ediyor. Üstelik
döviz kuru artıkça fakirleşmemiz de artarak devam ediyor. Hâl
böyleyken Hükûmetin Ekonomi uçuyor, kaçıyor. gibi söylemlerini
milletimizin vicdanına bırakıyorum. Milletimizin gönlünde ve
cebinde bu söylemin karşılık bulmadığını
ifade ediyor, Sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sağ olun.
İkinci söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Muhammed Levent Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül.
27.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
bütün vatandaşları 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Gününe
destek olmaya davet ettiğine, Adana ili Karataş ilçesi
açıklarında yaşanan deniz kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlara Allahtan rahmet dilediğine, olayda hukuki
açıdan gereken araştırmanın yapılmasını
talep ettiklerine, Coronavirüsü engellemekte yüzde 90 başarılı
olan aşıyı bulan şirketlerden birisinin
kurucularının 2 Türk bilim insanı olmasının
memnuniyetlerini artırdığına ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizin orman sahasını ve ağaç servetini
çoğaltmak, erozyon kontrolünü teşvik ederek toprak, su ve bitki
arasında bozulan dengeyi yeniden oluşturmak, biyolojik çeşitliliği
geliştirmek, çevre değerlerini korumak, ağaç ve orman sevgisini
yaygınlaştırmak, toplumun çevreye olan
duyarlılığına katkı sağlamak maksadıyla
2019/24 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle 11
Kasım Millî Ağaçlandırma Günü ilan edilmiştir. Son
zamanlarda ormanlarımıza yapılan kundaklamalar ve çıkan yangınlar
göz önüne alındığı zaman, ülkemiz için son derece önemli
olan ormanlarımızın korunması ve yeniden
ağaçlandırılmasının millî bir görev olduğu
kuşkusuzdur. Bu nedenle bütün vatandaşlarımızı 11
Kasım Millî Ağaçlandırma Gününe destek olmaya ve ağaçlandırma
faaliyetlerine katılmaya davet ediyorum.
Sayın Başkan, Adananın Karataş
ilçesi açıklarında, saat 05.50de, denize açılan Türk
bayraklı balıkçı teknesi ile Yunanistan bayraklı bir tanker
çarpışmıştır. Balıkçı teknesinin alabora
olması üzerine bölgeye üç sağlık güvenlik botu ve bir Sahil
Güvenlik dalış timi sevk edilmiştir. Teknede bulunan ve
kayıp olduğu değerlendirilen 5 kişinin bulunması
amacıyla arama kurtarma çalışması başlatılmıştır.
Çalışmalar kapsamında 4 denizcinin cansız bedenine
ulaşılmıştır, 1 denizcimizi kurtarmak için ise arama
çalışmaları hâlen devam etmektedir. Buradan, hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, aranmakta olan
vatandaşımızın da tez zamanda bulunmasını
diliyoruz. Bu meselenin detaylı bir şekilde değerlendirilmesini
ve hukuki açıdan gereken bütün muamelenin yapılmasını
buradan yine talep ediyoruz.
Sayın Başkan, dünyayı etkisi
altına alarak hem sosyal hem ekonomik hem de en önemlisi insan
sağlığı açısından oldukça tehlikeli olan Covid-19
hastalığı küresel olarak insanları tehdit etmeye devam
etmektedir. Yapılan aşı ve ilaç çalışmaları
insanlar üzerinde denenmeye başlanmış ve iyi haber Almanyadan
gelmiştir. 43 bini aşkın insan üzerinde denenen ve Alman
BioNTech ve ABD Pfizer ilaç firmalarının bulduğu aşı
hastalığı engellemekte yüzde 90 oranında
başarılı olmuştur. Bu gelişme oldukça memnuniyet
vericidir. Memnuniyetimizi daha da artıran bir diğer husus ise
aşıyı geliştiren 2 şirketten birinin, Almanya merkezli
BioNTech şirketinin kurucularının 2 değerli Türk bilim insanı
olan Profesör Doktor Uğur Şahin ve Profesör Doktor Özlem Türeci çifti
olmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açalım lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bizleri oldukça
gururlandıran bu gelişme, inşallah, dünyayı etkisi
altına almış olan bu küresel salgına da şifa olur diye
umut ediyoruz. Bu bulunan aşıların tabii ki sadece
bulunması değil, dünyada bu hastalıktan zarar gören bütün
kesimlere, hiçbir ayrım yapılmaksızın sosyal katmanlara
ulaşabilmesidir. İnşallah, bu aşı gelişmesi
dünyada meydana gelen bu salgının ortadan kalkmasında büyük rol
oynayacaktır diye ümit ediyor, tekrar 2 değerli Türk bilim
insanını kutluyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkan Vekili, İstanbul Milletvekili Sayın Hakkı Saruhan
Oluç
Buyurun Sayın Oluç.
28.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, TÜİKin rakamlarının hormonlu rakamlar olduğunu
herkesin bildiğine, DİSK-ARın rakamlarına göre, iş
başında olanların sayısının son bir yılda 1
milyon 471 bin kişi azaldığına Artık iş
bulamayacağım. diyenlerin 1 milyon 331 bine yükseldiğine,
Diyarbakır Valisinin işsizlikle ilgili sözlerine, on iki aylık
cari işlemler açığının 27 milyar 539 milyon dolar
olmasının nedeninin Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin ülkeyi ekonomik olarak fiyaskoya sürüklemiş olması ve
liyakatsiz ekonomi yönetimi olduğuna, 10 Kasım itibarıyla 63ü
hekim 145 sağlık çalışanının Covid-19 nedeniyle
hayatını kaybettiğine, Covid-19un sağlık
alanında meslek hastalığı sayılmamasının
ciddi bir sorun olduğuna bir kez daha işaret etmek istediklerine,
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın Kaz Dağları ve İda
Dağlarındaki yüz binlerce ağacın kesilmesini
engelleyebilmiş olmasını istediklerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, evet, TÜİK dar
işsizlik oranını açıkladı. Fakat TÜİK her
işsizlik oranını açıkladığı zaman Devrimci
İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Bölümü de
kendi raporunu yayınlıyor, yine bir rapor yayınladılar.
TÜİKin rakamlarının hormonlu rakamlar olduğunu ve
çarpıtma olduğunu biz hepimiz biliyoruz elbette.
Şimdi, ben DİSK-ARın raporundan
bazı bölümleri aktarmak istiyorum çünkü bu işsizlik meselesi
gerçekten son derece yakıcı bir sorun. TÜİK, sadece
araştırmanın yapıldığı referans
haftasından geriye doğru dört hafta içinde iş arayanları
işsiz sayıyor. Covid-19 döneminde işten çıkarma yerine
yaygın olarak kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin
ödeneği uygulanması nedeniyle milyonlarca işçi
çalışmadığı hâlde istihdamda gözükmüyorlar.
İŞKURa göre bugüne kadar yaklaşık 3,5 milyon işçi
kısa çalışma ödeneği ve 2 milyon işçi ücretsiz izin
ödeneği aldı, TÜİK bu işçileri de istihdamda kabul ediyor.
Hâlbuki gerçeğin böyle olmadığını biliyoruz.
DİSK-AR Covid-19 etkisiyle revize edilmiş
geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı
Ağustos 2020de 10,5 milyon olarak gerçekleşti. diyor, Revize
edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı
yüzde 29,3. diyor; TÜİKin verileriyle hiç alakası olmayan bir
durumdayız. Covid-19 Ağustos 2020de en az 2 milyon 159 bin yeni
eş değer istihdam kaybına yol açtı. diyor DİSK-AR
yine. İstihdam bir yılda 975 bin kişi azaldı, istihdam
oranı yüzde 43,9a geriledi. diyor DİSK-ARın araştırması.
İşbaşında olanların sayısı son bir
yılda 1 milyon 471 bin kişi azalmış, ümitsiz
işsizlerin yani Artık iş bulamayacağım. diyenlerin
oranı da bir yılda 613 binden 1 milyon 331 bine yükselmiş
vaziyette.
Şimdi, bütün bu gerçekler böyleyken, tabii yani
sadece TÜİK ve iktidar bu işsizlikle ilgili rakamlarla
oynamıyor. Diyarbakır Valisi var, kayyum olarak atanmış
olan. Diyarbakır halkının iradesini gasbetmiş olan
Diyarbakır kayyumu ve Valisi, geniş tanımlı işsizlik
milyonları bulmuş olmasına rağmen, dün Aslında
işsizlik değil iş beğenmezlik var memlekette. demiş.
Yani, Diyarbakırdan bakınca böyle görmüş durumu. Şimdi,
Diyarbakırın sayılarına, TÜİKin verdiği
sayılara -hormonlu sayılar yine bunların hepsi-
baktığımız zaman Diyarbakırda iş gücüne
katılım oranı yüzde 37,2.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Diyarbakırda işsizlik oranı yine TÜİKin hormonlu verisine
göre yüzde 18,7, istihdam oranı -bu da TÜİKin hormonlu verisi- yüzde
30,2. Bölgesel olarak baktığımızda -yine TÜİKin
hormonlu verilerine göre- yüzde 20nin üstünde işsizlik var. Bütün bunlara
rağmen -ki gerçek rakamlar açıklanmıyor- biz iktidara ve
TÜİKe de bu yönde çağrı yapıyoruz, hem Diyarbakır
açısından hem bölge açısından gerçek rakamların
açıklanması çağrısını yapıyoruz.
TÜİKin bu verilerinden bile aslında bu Valinin, kayyum olarak
atanmış olan kibirli Valinin, kentte yaşayan halkın
iradesini gasbetmiş olan bu kibirli kayyumun halkı nasıl rencide
ettiğini görüyoruz. Yani, Mesele işsizlik değil de iş
beğenmemezlikmiş. Öyle değil kayyum efendi! Mesele
işsizlik ve siz bu işsizliği böyle gizleyemezsiniz,
insanları rencide etme hakkınız yoktur. Çok açık olarak
bunu söyleyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Toparlıyorum
efendim.
İkinci olarak değinmek istediğim bir
konu daha var. Eylül 2020 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verileri
açıklandı ve buna göre, geçen yılın eylül ayında 2
milyar 828 milyon dolar fazla veren cari işlemler hesabında bu
yılın aynı ayında 2 milyar 364 milyon dolar açık
gerçekleşti. On iki aylık cari işlemler açığı 27
milyar 539 milyon dolar oldu. Durum bu. Yeni açıklandı bu veriler.
Nedir bunun nedeni? Yanlış ekonomi politikaları, Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin iki yıldır ülkeyi ekonomik olarak fiyaskodan
fiyaskoya sürüklemiş olması, liyakatsiz ekonomi yönetimi. Bütün
nedenler bunlardır esas itibarıyla, baktığımızda.
Ve Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı kuru yönetemediği için
ülke içi kaynakları ve alın teri sömürüsünü dış
dünyanın kârlı ticaretine dönüştürmüş vaziyette. Şimdi,
Türkiyenin kaynakları ve alın teri dış dünyaya transfer
ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Tamamlıyorum efendim.
Bu yanlış politikalar nedeniyle
Türkiyenin kaynakları ve alın teri dış dünyaya transfer
ediliyor, halk yoksullaşıyor, emek ucuzlaşıyor ve kaynaklar
tüketiliyor. Şimdi, bu duruma baktığımızda, hâlâ ama
hâlâ bugün Faiz sebep, enflasyon netice. cümlesini sarf etmek ve bu cümlenin
arkasına bir ekonomi politikasını yığmış
olmak gerçekten bu iktidarın affedilmez hatasıdır. Sadece
ekonomi bilimine dünya açısından baktığımızda çok
tuhaf bir şekilde katkı yapılmamış oluyor, aynı
zamanda ülkenin kaynakları da emekçileri de son derece zor duruma
düşürülmüş oluyor.
Söylemek istediğim son bir konu var:
Biliyorsunuz, 10 Kasım itibarıyla 63 hekim ve toplam 145
sağlık çalışanı Covid nedeniyle hayatını
kaybetmiş vaziyette; bunların her biri can ve Covid-19 hâlâ meslek
hastalığı sayılmıyor. Türk Tabipler Birliğinin
bir çağrısı var: Bugünden başlamak üzere 11-15 Kasım
tarihleri arasında her akşam saat 21.00de bir dakika boyunca
ışıklarımız açıp kapatmak istiyoruz. diyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son cümlenizi alayım Sayın
Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bunun
çağrısını bizler de yapıyoruz. Sağlık
çalışanları tükendikçe karanlık çöküyor. diyorlar. Hâlâ
Covid-19un sağlık alanında meslek hastalığı
sayılmaması son derece ciddi bir sorun, bu konuya da bir kez daha
işaret etmek istiyoruz.
Efendim, son bir cümlem var, onu da söylemek
istiyorum. Bugün Sayın Bülent Turan burada yoktu, ağaç dikmiş ve
ağaç dikerken de Geleceğimize bırakabileceğimiz en büyük
miras daha yeşil bir doğa. demiş. Bu yaptığı
işi hakikaten çok sevinerek izledik fakat isterdik ki Çanakkale
Milletvekili Sayın Bülent Turan, şu Kaz Dağları ve İda
Dağlarındaki bu çoraklaşmayı, yüz binlerce ağaç
kesilmesini de engellemiş olsaydı. Sadece Meclis bahçesine ağaç
dikmekle yetinmeseydi.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Bülent Kuşoğlu
Buyurun Sayın Kuşoğlu.
29.- Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlunun, pek kısa söz taleplerinin geçmişten kalan
güzel bir gelenek olduğuna, gündeme getirilen sorunların o
sırada Genel Kurulda bulunan bakanlar tarafından not alınarak
çözümleriyle ilgili gerekenlerin yapıldığına, yeni sistem
içerisinde bunun bir anlamı olduğunu düşünmediğine, Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvanın Hazine ve Maliye
Bakanı olmasından sonra bazı milletvekillerinin Bingöl
Milletvekili Cevdet Yılmazı Komisyon Başkanı olmadan önce
sosyal medyada kutlamasıyla Meclis iradesiyle ilgili
yanlışlık yapıldığına, iktidar
tarafından 11 Kasımın Millî Ağaçlandırma Günü olarak
ilan edildiğine, geçen yıl ekildiği söylenen 5 milyar ağaç
fidanının ne kadarının tuttuğunu öğrenmek
istediklerine, Covid-19 aşısıyla ilgili
çalışmalarından dolayı Profesör Doktor Uğur
Şahini gururla izlediklerine ve desteklediklerine, istihdam konusuyla
ilgili olarak devletin güven verici rakamlarının
olmamasının toplumu sıkıntıya soktuğuna
ilişkin açıklaması
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Grup Başkan Vekilim Sayın Engin Özkoç bir
mazereti olduğundan biraz gecikecek, ben de kıdemli bir milletvekili
olarak müsaadenizle grubum adına konuşacağım. Bu,
aslında geçmişten kalan çok güzel bir gelenek, bundan önceki dönemden
kalan çok güzel bir gelenek. Grup Başkan Vekilleri her oturum öncesi
gündemde olan konuları, sorunları, sıkıntıları
anlatırlar. Burada da en az 2 bakan nöbetçi olduğu için ya da
kanunlarla ilgili olarak gelen bakanlar konuları dinlerler, not
alırlar ve ilgililerine iletirlerdi, sorunların çözümüyle ilgili
olarak da gereken yapılmış olurdu. Bu bir dakikalık sorular
da yine yürütme erkine yönelikti, sayın bakanlara yönelikti. Gerçekten
güzel bir gelenekti ama bir sonucu vardı. Şimdi, yeni sistem
içerisinde bunun pek bir anlamı olduğunu düşünmüyorum maalesef,
bu konuda üzüntümü bildireyim.
Bir de Sayın Başkanım, sizin
delaletinizle iletmek istiyorum, dün şöyle bir olay oldu Plan ve Bütçe
Komisyonunda: Biliyorsunuz Komisyon Başkanımız
değişti, Hazine ve Maliye Bakanı oldu Sayın Lütfi Elvan.
Dün akşam Plan ve Bütçe Komisyonu olarak toplandık -on bir buçuk
gibiydi hatırladığım kadarıyla- yerine Sayın
Cevdet Yılmazı seçtik. Ancak daha Plan ve Bütçe Komisyonunda konu
bilinmeden Sayın Cevdet Yılmazı sosyal medyada kutlayan
milletvekillerimiz aslında bir taraftan da Meclis iradesiyle ilgili
yanlışlıklar yapmışlardır; üzüntümü bildirmek
istiyorum.
Bugün 11 Kasım Millî Ağaçlandırma
Günü ilan edildi iktidar tarafından. Ağaçlandırmayla ilgili tüm
faaliyetleri tabii ki destekleriz, arkasındayız. Ancak geçen yıl
galiba 5 milyar kadar bir ağaç dikiminden bahsediliyor. Bunun ne
kadarının tuttuğunu da öğrenmek isteriz, memnun oluruz.
Biraz önce diğer Grup Başkan Vekillerinin
de belirttiği gibi yurt dışında aşıyla ilgili,
Covidle ilgili güzel çalışmaları olan iş adamı,
Profesör Doktor Uğur Şahini biz de gururla izliyoruz, mutluluk
duyuyoruz çalışmalarından. Dünyayla ilgili, pandemiyle ilgili,
Türkiyeyle ilgili güzel işler yapıyor, kendisini destekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür
ederim.
İstihdam konusuyla ilgili olarak da
biliyorsunuz bir kanun görüşmesi gündemimizde de var. Çok
önemli, şu anda Türkiyenin en önemli sorunu bu. Bu konuyla ilgili olarak
da tüm kesimlerin katıldığı, devletin de
işçi-işveren kesimleri arasında hakem rolü
oynadığı geniş katılımlı bir toplantı
yapılması, istişare yapılması, tüm meslek
kuruluşlarının katılması, ondan sonra bu alanla ilgili
düzenleme yapılması lazım ama rakamların da güven verici
olması lazım konuyla ilgili olarak. Bu kadar önemli bir konuyla ilgili
olarak, toplumun bu kadar önem verdiği, toplumu değiştirebilecek
kadar önemli bir konuyla ilgili olarak, Covidde olduğu gibi, pandemide
olduğu gibi devletin güven verici rakamlarının olmaması
maalesef toplumu sıkıntıya sokmaktadır, çözümü
zorlaştırmaktadır. Özellikle de bunu belirteyim.
Çok teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN AK
PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Mehmet Muş
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Konuşmayacağım.
BAŞKAN Peki.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Başkanlıkça, esas komisyon olarak
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna
tali komisyon olarak Adalet, Anayasa, İnsan Haklarını
İnceleme ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına havale edilen (2/3052) esas
numaralı Kanun Teklifinin Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan
tarafından geri alındığına ilişkin önergesi
(4/96)
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, esas komisyon olarak Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna, tali komisyon olarak
Adalet, Anayasa, İnsan Haklarını İnceleme ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına havale edilen (2/3052) esas numaralı Kanun Teklifi
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan tarafından geri
alınmıştır.
Bilgilerinize
sunulmuştur.
2.- Başkanlıkça, Bursa Milletvekili Efkan
Alanın Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyeliğinden
istifasına ilişkin önergesi (4/97)
BAŞKAN - Bursa
Milletvekili Sayın Efkan Alanın Güvenlik ve İstihbarat
Komisyonu üyeliğinden istifasına ilişkin yazısı 11
Kasım 2020 tarihinde Başkanlığımıza
ulaşmıştır.
Bilgilerinize
sunulmuştur.
Depreme
Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin
Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması
Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan (10/3200, 3361, 3362,
3364, 3365) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun
Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimine dair bir tezkeresi
vardır, okutuyorum:
B) Tezkereler
1.- Depreme Karşı Alınabilecek
Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi
İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla
Kurulan (10/3200, 3361, 3362, 3364, 3365) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonunun Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimine dair
tezkeresi (3/1393)
10/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Komisyonumuz Başkan, Başkan Vekili, Sözcü
ve Kâtip seçimi için 10/11/2020 Salı günü saat 15.30'da
toplanmış ve kullanılan 18 adet oy pusulasının tasnifi
sonucu, aşağıda adları ve soyadları yazılı
üyeler karşılarında gösterilen oyu alarak, İç Tüzük'ün
24'üncü maddesi uyarınca Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip
seçilmişlerdir.
Bilgilerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Ziya YILMAZ
Samsun
Komisyon
Geçici Başkanı
Başkan: Recep Uncuoğlu (Sakarya)
(12) oy
Başkan Vekili: İlyas Şeker (Kocaeli)
(12) oy
Sözcü: Selahattin Minsolmaz (Kırklareli) (12) oy
Kâtip: Lütfi Kaşıkçı (Hatay) (13) oy
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
İYİ PARTİ Grubunun İç Tüzükün 19uncu
maddesine göre verilmiş bir önergesi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, 14/10/2020
tarihinde İzmir Milletvekili Grup Başkan Vekili Dursun Müsavat
Dervişoğlu tarafından vergi adaletsizliğinin önlenmesi için
yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/3304) esas numaralı Meclis Araştırma Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
11/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 11/11/2020 Çarşamba
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Dursun
Müsavat DERVİŞOĞLU
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İzmir Milletvekili Grup Başkan Vekili D.
Müsavat Dervişoğlu tarafından ÖTV başta olmak üzere
vatandaşlar arasında adaletsizlik oluşturan dolaylı
vergilerin toplam vergiler içindeki payının azaltılması,
otomotiv sektörü dâhil tüm sektörleri düzenleyici doğru vergi
sistemlerinin belirlenmesi amacıyla 14/10/2020 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin
11/11/2020 Çarşamba günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN İYİ PARTİ grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ PARTİ Samsun
Milletvekili Sayın Erhan Usta
Buyurun Sayın Usta. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA
(Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, öncelikle
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Bizim verdiğimiz Meclis
araştırması önergesinin konusu: Türkiyede vergi sisteminin daha
adil yapılması, çok kazanandan çok, az kazanandan az bir vergi
nasıl alınır, bu konunun Meclis tarafından
araştırılmasına yönelik bir önergedir. Biraz daha açacak
olursak önergemizi, biliyorsunuz şu anda bizim vergi sistemimizde, gerek
bütçede gerekse genel devlette vergilerin -kabaca söyleyecek olursak- 1/3ü
vasıtasız vergilerden, 2/3ü de vasıtalı vergilerden
alınmaktadır. Yani vasıtasız vergi dediğimiz, gelir
ve kurumlar vergisi diye kazanç üzerinden alınan vergilerin toplam vergi
içerisindeki payı 1/3tür ama fakir zengin ayırt etmeyen
vasıtalı vergilerin yani mal ve hizmet üzerinden alınan
vergilerin payı da 2/3 oranındadır. Dolayısıyla bu,
adaletsiz bir vergidir. Aslında, bu tür bir vergileme dünyada olup biten
vergi yapısına da çok aykırıdır. Şöyle izah
edebiliriz bunu: Mesela OECD ülkelerine -OECD ülkeleriyle zaman zaman kendimizi
mukayese ediyoruz, biz de üyesiyiz- baktığımızda son veri
itibarıyla millî gelire oran açısından, gelir ve kazanç
üzerinden alınan vergilerin oranı yüzde 11,5, bizdeyse en son
elimizdeki görüşmekte olduğumuz 2021 bütçesinde bu oran yüzde 5,4.
Yani, OECDde yüzde 11,5 olan bizde yüzde 5,4 millî gelire oran olarak. Ciddi
bir şekilde gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerde
uluslararası mukayeseyi yaptığımızda -tabii, OECDdeki
rakam OECD ortalaması yani ülke bazında değişiyor- biz en
az vergilendiren -kazanç vergisi dediğimiz de işte normal gelir
vergisi ve kurumlar vergisi- hatta bu oran bizde aslında daha da az yani
bizim gelir vergisi dediğimizin de önemli bir kısmı ücretler
üzerinden alınan vergilerdir. Yani orayı da ayırt etmiş
olsak, gerçekten kurumsallaşmış gerçek kişilerden
alınan vergi açısından baktığımızda
aslında Türkiye tam bir vergi cenneti. Buna mukabil, mal ve hizmet
üzerinden alınan vergilerde hemen hemen OECD ortalamasındayız.
OECD ortalaması -yine millî gelire oran olarak söylüyorum- 11,1 iken bizde
bu 10,7. Şimdi, bunun gelişimine baktığımızda
nasıl yani bizde hep böyle miydi? Böyle değil. Bu, özellikle Adalet
ve Kalkınma Partisi Hükûmetleri döneminde çok adaletsiz bir seyir
almış. Az önce ifade ettiğim gelir ve kazanç üzerinden
alınan vergiler örneğin bizde 2000 yılında yüzde 7; 2001
yılında yüzde 7,4 iken bu yüzde 5,4e kadar gerilemiş. Yani
biraz daha vatandaşın anlayacağı dille zenginden,
kurumlardan, çok kazanandan aldığımız vergilerin millî
gelir içerisindeki payını 2 puan düşürmüşüz. Buna mukabil
bir çamaşır makinesi alıyorsunuz -aylık geliriniz
isterseniz 1 milyon olsun isterseniz 5 bin lira olsun- herkes bir
çamaşır makinesinde aynı ÖTVyi veriyor, aynı KDVyi
veriyor veya ekmek veya bir kıyafet aldığınızda. Bu
vergide yani bu adaletsiz vergide ise geçmişe nazaran
baktığımızda bizim payımızın
arttığını, OECDde ise aynı
kaldığını görüyoruz. Dolayısıyla bizim sistemimiz
giderek adaletsizleşiyor. Bu konunun hakikaten Meclis tarafından
araştırılması lazım. Yani burada ne yapmak gerekiyor?
Çünkü bizim ciddi açıklarımız var, bu açığı
kapatmamız lazım. Harcamalarımızı kesebiliyor muyuz?
Hükûmet diyor ki: Kesemiyoruz. Vergide bakıyorsunuz; fakirden vergi
alan, zenginden vergi almayan bir sistemimiz var. Dolayısıyla vergi
hakkı madem Meclisinse bu anlamda Meclisin bu konuda
Yani Meclis
araştırması komisyonunun kurulması gerçekten çok önemli,
bunu sıradan bir önerge olarak lütfen algılamayalım.
Hele hele bugün Sayın Erdoğanın grup
toplantısında bir kısım ifadeleri oldu. Neler dedi? Mesela,
ekonomiye ilişkin değerlendirme yaparken Güven kazanmaya daha fazla
odaklanacağız. dedi. Yapısal reformlar sürecek. dedi. Buradan
kasıt aslında Yapısal reform yapmadık ama
yapacağız. demek istedi. Serbest piyasadan taviz verilmeyecek.
Öngörülebilirlik artırılacak. TCMBnin adımlarının
yanında olacağız. Türkiyeyi riski az, kazancı makul ülke
hâline getireceğiz. dedi. Hakikaten eğer bu söylediği
şeylerde samimiyse Sayın Erdoğan, o zaman bu konunun da
işte tam da bugünkü konjonktüre uygun olarak Meclis tarafından mutlak
suretle araştırılması lazım. Meclisin bütçe
hakkını kullanarak burada bir adım atması lazım.
Nasıl adım atacağının da iktidarıyla
muhalefetiyle yan yana gelerek -bu konunun- tartışılması
gerekiyor. Tabii, Sayın Erdoğanın bugünkü
konuşmasının inşallah hayata geçirilebilir bir konuşma
olmasını arzu ediyoruz ama geç kalınmış ve itiraf
mahiyetinde bir konuşmadır; onu da ifade etmem lazım. Yani
bugüne kadar öngörülebilirliği bozduk biz, güven kazanmaya
odaklanmadık, serbest piyasadan tavizler verildi ama bundan sonra
bunlardan tövbe ettik, bunları biz artık
değiştireceğiz anlamında sözlerdir. Tabii, piyasa bir kredi
daha verdi, onu görmek lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Devamla) Teşekkür ederim
Başkanım.
Piyasanın verdiği bu kredinin boşa
çıkmaması için de Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün eğer burada
bu önergenin araştırılması konusunda olumlu oy
kullanırsa Sayın Erdoğanın yarattığı
ortamla da uygun bir şey olacağını düşünüyorum.
Biz burada İYİ PARTİ Grubu olarak
daha önceki konuşmalarımızda da ifade ettik, özellikle faiz ve
faiz benzeri kazançlar üzerinden alınan vergiler çok düşük orandadır,
çok düşüktür. Bunların üzerine mutlaka odaklanmamız lazım
ve bu anlamda, faizin yanı sıra diğerlerinin de -onların
teknik boyutlarını konuşabiliriz- sermaye gelirlerinin daha
fazla vergilendirilmesi Türkiye açısından uygun olacaktır. Bu
adaletsiz vergi sistemini daha fazla sürdürme imkânımız yok. Türkiye
her geçen gün biraz daha köşeye sıkışıyor. Daha fazla
köşeye sıkışmadan bu konuda karar
alınmasının biz doğru ve yerinde olacağını
düşünüyoruz. Önergemize sizlerden olumlu bir tavır bekliyoruz.
Ben bu vesileyle Genel Kurulu tekrar saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup önerisi
üzerinde söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Batman
Milletvekili Sayın Necdet İpekyüz.
Buyurun Sayın İpekyüz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aslında bir ülkede özgürlük demokrasi
tercihler gibi kavramlara baktığınızda bir de vergiye
bakarsınız. Eğer bir ülkede vergi sağlıklı
toplanıyorsa, iyi amaçla kullanılıyorsa siz dersiniz ki Bu ülke
gelişmiş, özgür, demokratik ve eşitlikten yanadır. ama
bununla ilgili bir şüphe varsa, kaygı varsa sorunlar daha da artar ve
tercihler, iktidar kimi tercih ederse onun lehinde olur. O nedenle insanlar;
iktidarlar, siyasi partiler vergileri düzenlerken tercihlerinin ne
olduğuna bakar. Türkiyede iktidar 10 kez -şu anda görüşülenle
beraber- vergi düzenlemesi yaptı; hiçbirinde işçiyle ilgili, memurla
ilgili, ücretlilerle ilgili bir şey yoktu.
Arkadaşlar, Türkiyedeki açlık
sınırından söz ediyoruz, asgari ücret onun altında ve ciddi
bir oranda vergi veriliyor, asgari ücretli sayısı da çok fazla. Peki,
bu vergi verenler nasıl veriyorlar? Dolaylı. Markete gidiyorlar,
alışveriş yapıyorlar, vergi veriyorlar; birçok
ihtiyaçlarını gideriyorlar, vergi veriyorlar.
Şimdi, önergeyi destekliyoruz, önerge çok
anlamlı. Özel tüketim vergisi
Özel tüketim vergisi ilk
çıktığında sosyal tercih için, refah için düşünülmüştü
ve ne denilmişti? Lüks olandan alacağız. Gerçekten, lüks
olandan alınıyor mu, alınmıyor mu? Bugün buzdolabı
sayısının arttığını söyleyip iddia edenler,
övünenler; her evde buzdolabı olması lazım mı? Olması
lazım. Niye ÖTV alıyorsunuz? Niye çamaşır makinesinden
alıyorsunuz?
Pandemi
Her öğrencinin evinde bilgisayar
olması lazım. Niçin alıyorsunuz? Niçin öğretmene
kolaylık sağlamıyorsunuz? Yok, birilerine tercih için. Ama
Kalyon İnşaata 9,5 milyar vergi affı getiriyorsunuz, istisna
sağlıyorsunuz. Burada tercihler öne çıkıyor.
Bir diğeri -ya ÖTVyle ilgili öyle örnekler
vereceğim ki- arkadaşlar; elmastan ÖTV alınmıyor,
pırlantadan ÖTV alınmıyor, yattan ÖTV alınmıyor,
tekneden ÖTV alınmıyor. Ya, siz kimden alacaksınız?
Ücretlilerden mi alacaksınız?
Araç
Yerli araç üretilecek, üretilecek.
Üretmenize gerek yok ki? 150 bin liraya gelen aracı 500 bin liraya
satıyorsunuz, üretenden daha fazla kazanıyorsunuz. Bugün, siz,
gerçekten tercihinizi sağlıktan, ihtiyaçtan, eşitlikten yana
koyuyorsanız düzenleme yapmalısınız.
Bakın, vergi, bir taraftan eşit
şekilde insanların hizmetine ulaşacakken bir taraftan da daha
sağlıklı olması için harcanır; ekolojiyi, iklimi,
yaşamı ve dezavantajlı kesimleri korumaya yönelik olması
lazım. Bütün Avrupa ve dünya, dizel araçlardan vazgeçiyor ve diyor ki:
Araçların emisyonuna bakılması lazım. Çevreye
karşı nasıl bir düzenleme yapılacağına
bakıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Fakat niçin böyle oluyor, bir izahı yok.
Türkiye ne yapıyor? Gelin Manisaya, siz Almanlar orada dizel üretmeyin,
burada üretin. Ne yapacağız peki? Size vergi kolaylığı
sağlayacağız, istisnalar sağlayacağız? Ya, onlar
insan, biz insan değil miyiz? Bu halk insan değil mi?
Bir diğeri, siz tercihinizi yoksuldan yana
yapacaksınız. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi
alacaksınız ve insanların vergilerini de
sağlığı, eğitimi, eşitliği için, daha iyi yaşaması
için, barış içinde yaşaması için harcama yapmanız
lazım. Bunu yapmadığınız zaman doğru yolda
değilsinizdir; tercihleriniz farklı yöndedir, tercihleriniz
sermayeden yanadır, barıştan yana değildir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup önerisi
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Aydın
Milletvekili Sayın Süleyman Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlarım. İYİ PARTİnin araştırma
önergesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Vergi adaleti, verginin bireyler arasında
hakkaniyetli ve eşit bir şekilde
dağıtılmasını, tabana yayılmasını
amaçlar. Vergilerin toplumun yoksul ve zengin kesimlerine
dağılımının adaletli olması, her
vatandaşın gelirine göre vergi ödemesi gerekir. Vergi adaleti, bir
siyasi tercih sorunudur. Siyasi iktidar tercihini vergi adaleti
açısından yoksul kesimin, çalışan kesimin lehine de
yapabilir, yandaş kesimin lehine de yapabilir. Burada, günümüzde, AKP
iktidarı on sekiz yılda siyasi tercihini nerede yapmış? 1
simitte bile yüzde 8lik vergi var. İşçinin, emeklinin, memurun
maaşı eline geçmeden vergilerden geçiyor.
Arkadaşlar, AKP iktidarında şunu
gördük: Vergi muafiyetini gördük. Vergi muafiyeti nedir? Vergi muafiyeti
şudur somut olarak: 9 Ekimde yayımlanan Ticaret
Bakanlığı tebliğiyle Ülkere, Türk Hava Yollarına,
Kalyona, ASELSANa, hatta Katar ortaklığı olan Tank Paletin
peşkeş çekildiği BMC şirketine milyarlarca lira vergi
muafiyetidir.
İkincisi nedir? Ülkemiz salgınla
uğraşırken, ÖTV, KDV başını almış
giderken KİT denetim ve yönetim kurulu üyelerinin maaşlarına
vergi muafiyeti getirilmesidir. Vergi muafiyeti AKP iktidarı tarafından
yabancı çiftçiye tanınan bir muafiyettir. Siz mısıra,
arpaya, buğdaya 21 Ekimde gümrük vergisini sıfırlarsanız
yabancı çiftçiye vergi muafiyeti getirirsiniz, Türk çiftçisini sefalete
bırakırsınız. Bunun dışında vergi muafiyeti
olmayanlar, siyasi tercihler nelerdir? Şudur arkadaşlar: Siz çiftçiye
verilen destekleme priminden yüzde 2, yüzde 4 gelir vergisi
alırsanız, vergi muafiyeti tanımazsanız bu siyasi
tercihinizi ortaya koyar.
Asgari ücretten vergi alıyorsunuz. Diyoruz ki
brütü 2.943 lira olan asgari ücretten vatandaşın eline geçen 2.324
lira 70 kuruşun içerisinden gelir vergisi, damga vergisi, SGK primi
İşsizlik Sigortası Fonuna gidiyorsa nerede, o yandaş
şirketlere tanıdığınız vergi muafiyetleri nerede?
Arkadaşlar, bir de geçmiş günlerde sahte
alkolden olan ölümler var. Siz 2006 yılında her 100 liralık
ÖTVnin 5 lirası alkollü içkilerden elde edilirken şu anda, 2020
yılında ise bunu 10 liraya çıkarmışsanız; bir
70lik rakının bayi kârıyla beraber 47,63 olan
rakamını 112 lira 37 kuruşa, ÖTV ve KDV rakamıyla birlikte
160 liraya getiriyorsanız, bu, sahte rakıdan ölümlere yol
açıyorsunuz anlamına gelir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) ÖTVyi
düşüreceksiniz arkadaşlar, bunun anlamı bu. Bu çerçevede tek
adam rejiminin tercihi yoksulun, işçinin, memurun, çiftçinin yanında
olmamaktır. Tek adam rejimi ağır vergi yüküyle, hayat
pahalılığıyla, güven bunalımıyla, artan
borçlulukla, düşen alım gücüyle, önü alınamayan yolsuzlukla,
servet transferiyle ve sonunda adaletsizlikle vergi adaletini ortaya koymamaktadır.
Makasın bu kadar açık olduğu bir
düzende bu önerge çok da yerindedir. CHP Grubu olarak önergeye destek veriyoruz
ve yurttaşlar arasında adaletsizlik oluşturan dolaylı
vergilerin payı bir an önce azaltılmalıdır diyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup önerisi
üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kütahya Milletvekili
Sayın Ahmet Tan.
Buyurun Sayın Tan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET TAN (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ
Grubunun dolaylı vergiler konusunda vermiş olduğu grup önerisi
hakkında AK PARTİ adına söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere,
vergi, kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla kişilerden ve
kuruluşlardan kanun yoluyla toplanan paralardır; Anayasada yer
alması nedeniyle yerine getirilmesi zorunlu ve çok önemli bir ödevdir. Devletlerin
güvenlik, adalet, sağlık, eğitim, yol, su, enerji gibi ortak
ihtiyaçlarının karşılanması için
kullandığı en güçlü kaynaklar vergilerdir.
Değerli arkadaşlar, göreve geldiğimiz
2002 yılından itibaren kararlılıkla uygulamış
olduğumuz maliye ve vergi politikaları sayesinde bir taraftan ülkemiz
üzerindeki borç ve faiz yükünü hafifletmek, diğer bir taraftan vergi
gelirlerimizi tabana yayarak adaletli bir şekilde artırmak için ciddi
bir mücadele verdik. Hamdolsun, bu politikalar sayesinde 2013 yılında
IMFye olan borcumuz bitmiş, başarılı politikalarımız
sayesinde ülkemizde üretim, ihracat ve istihdam artmıştır. Bu
bağlamda, on sekiz yıllık iktidarımızda
yapmış olduğumuz köklü yatırımlar, vergi
gelirlerimizin kamu yatırımlarına büyük bir
yansımasıdır.
Yukarıdaki sözlerimden
anlaşılacağı üzere, devletlerin en önemli gelir
kaynağı olan vergiler olmazsa kamu için hayati önem taşıyan
yatırımlar da olmaz. AK PARTİyle birlikte devletin gelirlerinin
yatırıma harcanabileceğini anlayan muhalefet her aklına
estiğinde Vergileri indirelim. diyor. Dün de açıktan ortak olan
ittifakın üyesi CHP, KDV Kanununda indirim yapılmasını
talep etti. Şunu unutmayalım ki AK PARTİ iktidarı öncesinde
toplanan vergi gelirleri faize ve dış borca gitmekteydi bizim dönemimizde
ise yatırım olarak milletimize geri dönmektedir.
Türkiye, OECD ülkeleri arasında yüzde 24,4
oranıyla en düşük vergi yüküne sahip 5inci ülke olup 36 üye
arasında 32nci sıradadır. Dolaylı vergilerin gayrisafi
yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 9,9la OECD ortalamasının
1, AB ortalamasının ise 3,7 puan da altındadır.
Yaptığımız düzenlemelerle de vergi oranlarını hem
düşürdük hem de çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almayı
hedefledik.
Bize vergide indirim yapılması
gerektiğini söylüyorsunuz fakat başta İstanbul Büyükşehir
Belediyesi olmak üzere yönettiğiniz belediyelerde su faturasına,
ulaşıma, halk ekmekten sosyal tesislere kadar her alanda zam
yapıyorsunuz. Bunu yerel seçimlerde İstanbulda israfa son
vereceğiz. Hayatı ucuzlatmak için gece gündüz çalışacağız.
Sizin derdiniz, bizim derdimiz. diyen fakat seçimi kazandıktan sonra ise
hizmet yerine sadece zam yapan belediye başkanlarından net bir
şekilde görebiliyoruz. Yani bunu Sözcü gazetesinden
alıntıladığım örneklerden de söyleyebilirim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET TAN (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
AHMET TAN (Devamla) Teşekkür ederim.
19/2/2020 tarihinde UKOMEden
aldığınız kararla İstanbulda ulaşıma yüzde
35 zam kararı alındı, Sözcü gazetesi haberi. Yine Sözcü
17/7/2020, 12,6 zam. Yine Sözcü 11/11/2020 yani bugün, yüzde 25 zammı
tekrar gündeme alıyorsunuz.
ORHAN SÜMER (Adana) Dolara bir ayda gelen
zammı niye söylemiyorsunuz?
AHMET TAN (Devamla) Dolayısıyla, bu
sırada söylediklerinizde bu anlamda gerçekten samimi olsaydınız
bizden indirilmesini talep ettiğiniz KDV kadar bunlarda indirim
yapardınız ama siz söylediğinizin, bize teklif ettiğinizin
tam aksine zam yapıyorsunuz, bize de İndirim yapın.
diyorsunuz.
Dolayısıyla, buradan İYİ
PARTİye de şunu söylemek istiyorum: Sizlerin oylarıyla seçilen
gizli ve açık ortaklarınızın belediye
başkanlarına da zam yapmamaları teklifinde bulunmanızı
öneriyorum.
Bu vesileyle İYİ PARTİ grup önerisine
aleyhte oy kullanacağımızı belirtiyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, Sayın Dervişoğlu
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Kütahya Milletvekili Ahmet Tanın İYİ
PARTİ grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) - Efendim, hatibi izledim. Doğrusunu isterseniz
şaşkınlık içindeyim. Biz, İYİ PARTİ olarak
verdiğimiz önergelerin tarafınızdan kabul edileceğini
bilsek her zamma karşı önerge veririz. O sebeple önergemize destek
istiyoruz. Bunlara karşı vermiş olduğumuz önergeye bir
destek verirseniz, Millet İttifakının belediyelerinin
yaptığı zamlara karşı da bir önerge veririz, orada hep
birlikte hareket etmeye çalışırız.
Teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ PARTİ Grubunun, 14/10/2020
tarihinde İzmir Milletvekili Grup Başkan Vekili Dursun Müsavat
Dervişoğlu tarafından vergi adaletsizliğinin önlenmesi için
yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/3304) esas numaralı Meclis Araştırma Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ PARTİ grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Sayın Kaya
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın,
engelli vatandaşlar ile şehit aileleri için araç limitlerinin fiyat
artışı oranları göz önünde bulundurularak yeniden
düzenlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
AHMET KAYA (Trabzon) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Engelli vatandaşlarımızın ve
şehit ailelerimizin ÖTV muafiyetli araç alma hakları, ağustos
ayında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle otomobillere
getirilen ek ÖTV zammı ve döviz kurundaki anormal artışlar
nedeniyle neredeyse kullanılmaz hâle gelmiştir. Engelli
vatandaşlarımızın kullanımına uygun bir araç
haziran ayında ortalama 250 bin liraya alınabiliyorken bugün
aynı aracın fiyatı 400 bin liraya
ulaşmıştır, sadece birkaç ay içinde araç fiyatlarında
100-150 bin liraya varan artışlar olmuştur; bu nedenle, bugün
303 bin lira ÖTV muafiyet sınırı altında araç bulmak çok
zordur. Geçtiğimiz günlerde açıklanan yeniden değerleme
oranına göre ise 2021 yılı için 330 bin lira olarak belirlenen
ÖTVsiz araç alma limitleri yetersizdir ve daha şimdiden
aşılmıştır. Engelli vatandaşlarımız ve
şehit ailelerimiz için araç limitleri fiyat artışı
oranları göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir ve bu düzenleme
2021 yılı beklenmeden uygulamaya konmalıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kılıç
32.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, Millî Ağaçlandırma Günü kapsamında
Kahramanmaraş ilinde 15 bin fidanın toprakla
buluşturulduğuna, yapılan çalışmalarla ülkenin orman
varlığında dünyada 27nci sıraya yükseldiğine
ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Millî Ağaçlandırma Günü kapsamında bu
yıl ilk defa tüm Türkiyede ve 30 ülkenin de katılacağı
programlarla 83 milyon fidan toprakla buluşturuluyor.
11/11 kapsamında Kahramanmaraş il merkezi
ve ilçelerinde toplam 15 bin fidan toprakla buluşturulmuştur.
Kahramanmaraş ilinin ormanlık alanı 5 milyon 214 bin 130 dekar
olup yüz ölçümünün yüzde 36sı ormandır.
Ağaçlandırma çalışmaları
kapsamında 2003-2019 yılları arasında 1 milyon 240 bin 561
dekar arazide çalışma yapılarak 150 milyon 777 bin 509 adet
fidan toprakla buluşturulmuştur. Yapılan çalışmalarla
ülkemiz orman varlığı bakımından dünyada 46ncı
sıradan 27nci sıraya yükselmiştir.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 11/11/2020 tarihinde,
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve arkadaşları
tarafından Covid-19 salgınının kadınlar üzerindeki
sosyoekonomik etkilerinin araştırılması ve artan kadın
yoksulluğunun engellenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Kasım 2020 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
11/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 11/11/2020 Çarşamba
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
11 Kasım 2020 tarihinde, İstanbul
Milletvekili Züleyha Gülüm ve arkadaşları tarafından, 9722
sıra numaralı, Covid-19 salgınının kadınlar
üzerindeki sosyoekonomik etkilerinin araştırılması ve artan
kadın yoksulluğunun engellenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 11/11/2020 Çarşamba
günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere Ankara Milletvekili Sayın
Filiz Kerestecioğlu.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Covid-19 salgınında, topluma evde kalın
çağrısı yapılırken evlerde kalmanın yükü de yine
kadınlara yüklendi.
Hastaların ve hasta olmayan bireylerin
bakımı; kreşlerin, okulların, özel rehabilitasyon
merkezlerinin pandemi tedbirleri için kapalı tutulmasından sonra
tabii ki evde bakımlar; çocuk bakımı, hijyen
uygulamalarının artması ve sağlıklı beslenme yani
kadınların çoğu zamanını ev içi emek ve bakım
işlerine ayırmak zorunda kaldılar. Çalışan
kadınlar çifte yükü çok ağır biçimde yaşadılar ve bu
nedenle ya işten çıkarılmak durumunda ya da istifa etmek zorunda
kaldılar; okullarda okuyanlar da okullarını bırakmak
zorunda kaldılar. İşten çıkarma yasağının
engellemediği kayıt dışı, güvencesiz işlerde,
geçici süreyle çalışan kadınların bir çoğu ise çoktan
işlerini kaybettiler.
İşsizlik Fonu veya kısa
çalışma ödeneği kapsamının dışında
tutulduğundan mevsimlik tarım işçilerinden ev işçilerine
birçok kesim neredeyse hiçbir geliri olmadan yaşamakla karşı
karşıya. DİSK araştırma verilerine göre, Covid-19
etkisiyle revize edilen geniş tanımlı kadın işsizlik
oranı yüzde 45,3 yani şu anda 5 milyon 219 bin kadın işsiz
yani şunu demek isterim daha açık olarak: Bugün çalışma
çağındaki her 4 kadından sadece 1i istihdama
katılıyor. Mart 2020de 8 milyon 122 bine, yüzde 25,8e gerileyen
istihdam edilen kadın sayısından sonra bir yılda istihdam
edilen erkeklerin sayısı yüzde 4,5 azalırken,
kadınlarınki ise yüzde 9 azalma gösteriyor.
Karantina dönemi birçok kadın için ev içi
şiddet riskinin de artması anlamına geldi. Pandemi boyunca önce
6284 sayılı Kanun tedbirlerinin uygulanmasına
kısıtlılık getirildi, daha sonra İnfaz Kanununda
değişiklik yapılarak kadınlar için şiddet tehdidi oluşturabilecek
erkekler hiçbir tedbir alınmadan salıverildi ve yaz boyu da İstanbul
Sözleşmesinden çekilme tartışmaları bizzat iktidar
tarafından gündemde tutuldu. Karantina döneminde hizmetlere
ulaşmanın tek yolu telefon ya da internetti, oysa pek çok kadın
şiddet uygulayanla aynı evde kaldığı için bunları
kullanamadı; ayrıca, internet erişimi olmadığı
için de bunlara ulaşamadı ve çok dilli başvuru
mekanizmaları hayata geçirilmediği için, kayıtsız göçmenler
sınır dışı edilme endişesi nedeniyle, yine çok
sayıda kadın göçmen başvuru yapamadı.
Evet, biz salgın sürecinde ŞÖNİMleri -Şiddet Önleme ve İzleme
Merkezi- aradık ve nasıl
hizmet verdiklerini araştırdık. ŞÖNİMler nitelikli
hizmet veremez durumdaydı. Genel bilgi paylaşımı
yapmanın dışında çoğunlukla 155e ve karakola
yönlendirme yapıyorlardı. Görüşmelerin çoğunda sorulara
muğlak yanıtlar verdiler ve Psikolojik, hukuki destek yüz yüze
görüşme desteği sağlanamadığı için verilemiyor.
dediler. Hâlbuki bu da yapılabilirdi. Ekonomik destek için
kadınları nereye yönlendirebileceklerini bilmiyorlardı.
Valiliklerle, kaymakamlıklarla koordinasyon hâlinde değillerdi. On
dört gün karantina uygulamasını da zorunlu kıldıkları
için gelen kadının sığınaktan
çıkamayacağını ya da bazıları hiçbir şekilde
zaten kabul edemeyeceklerini söylüyorlardı. KADES uygulaması
hakkında ise gerçekten, sadece 183 Hattı bilgi verdi. O da
biliyorsunuz, torba bir hat, torba yasalar gibi yani tek başına,
kadınların arayabileceği bir alo şiddet hattı
Türkiyede hâlen yok. Sizden önce de yoktu, sizle beraber de yok. Niye olmuyor?
Yani bu kadar mı yoksun ve yoksuluz ya da beceriksiziz? Gerçekten bunu
anlamak ve ifade etmek zor.
Biz bütçe dönemindeyiz ve bütçe döneminde kadın
yoksulluğuyla ilgili aslında yapılması gereken şey
şuydu: Farklı sivil toplum örgütlerinden, kadın
örgütlenmelerinden, sendikalardan görüş alınması, onların
bütçede bulunması, bütçe görüşülürken temsilcilerinin olması ama
tabii ki bunlar yapılmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Bitireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Bu sefer de OHAL yerine, pandemi bahane ediliyor ve hiçbir temsilci
bulundurulmadı orada. Biz yaptığımız küçük çaplı
bütçe çalıştayında kadınların görüşlerini
aldık. Kadınlar, bakım yüklerini hafifletecek ücretsiz
kreşler, kamusal bakım merkezleri, ev kadınları için
sağlık güvencesi, kadınlar için özgün, daha adil bir vergi
politikası, erken emeklilik, eğitimde eşitliği
sağlamak için üniversite öğrencisi genç kadınların
ihtiyaçlarının kamu kaynaklarından
karşılanmasını talep ediyorlar.
Ben son olarak Covid-19 aşısıyla
ilgili bir şey söylemek istiyorum. Yine ne diyorsun? diyeceksiniz ama
orada 2 bilim insanı var, sadece Uğur Şahin yok, Özlem Türeci
var ve bu insanlar düğün günlerinde bile laboratuvarda beraber
çalışmışlar. Dolayısıyla eğer bir
başarıya imza atılıyorsa burada Özlem Türecinin de
hakkını vermek ve onların önünde saygıyla eğilmek
lazım.
Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz talep eden
Eskişehir Milletvekili Sayın Arslan Kabukcuoğlu.
Buyurun Sayın Kabukcuoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN
KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisinin grup önerisi üzerine
İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlarım.
Günümüzde, dünyada kadınlar dezavantajlı
cinsiyeti teşkil etmektedirler. Covid-19un kadın yoksulluğuna
etkisi konusunda spesifik bir araştırma yoktur, ancak Covid-19un tüm
dünyada yaşattığı sıkıntılara dayanarak bir
fikir sahibi olabiliriz, birtakım gözlemsel araştırmalara
yaslanarak fikir sahibi olabiliriz.
Covid-19la ülkemizde işten
çıkarılmalar veya asgari ücretin yarısından daha az
maaş alarak ücretsiz izne ayrılmalar bir vakıadır. Bunlar
ailelerin geçimini zora sokmuştur, ailelerde yalnızlaşma ve
içine kapanma artmaktadır. Bu sosyal faaliyetlerdeki azalma
kadınları daha çok etkiliyor. Birleşmiş Milletler
Kadın Birimi, Covid-19un kadınlar üzerindeki sosyal ve ekonomik
etkilerine dikkat çekiyor. Covid-19un sadece bir sağlık tehdidi
olmadığını belirten Birim, Covid-19un tüm kesimler ve
ekonomiler için tehdit oluşturduğunu ancak ücretli ya da ücretsiz tüm
bakım işlerini merkez alan kadınların daha fazla ve derinden
etkilendiğini vurgulamaktadır.
Kadın ve erkekleri farklı şekilde
etkileyen Covid-19 gibi salgın hastalıklar, kadın ve kız
çocuklarına yönelik mevcut eşitsizlikleri artırırken
engelliler, yoksullar gibi kırılgan gruplara yönelik dolaylı ve
doğrudan yapılan ayrımcılıkları daha da görünür
hâle getirmektedir.
Yoksul kadınlar daha fazla doğum
yapıyorlar, daha az iş sahibi oluyorlar, daha az eğitimli
oluyorlar, daha az seçme özgürlüğüne sahipler, daha fazla evlenmiş
oluyorlar ve daha az irat sahibidirler. Covid-19 pandemisinin uzun bir süre
devam etmesi durumunda bu dezavantajların daha da artacağı
aşikârdır. Covid-19 döneminde gelişmiş ülkeler gayrisafi
millî hasılanın yüzde 10 kadarını dar gelirli gruplara
yardım olarak ayırmışken ülkemizde ayrılan bu miktar
sadece 10 milyar liradır. Yine pandemi döneminde enflasyon beklentisi
beklentinin üzerinde artmıştır. Örneğin, Şubat 2020de
1 dolar 6,57 lira iken günümüzde 8,5 lira seviyesine yükselmiştir.
Türkiyede ev ve bakım işlerinde
çalışan kadınların sayısı erkeklerin 5 katı
kadardır. Covid-19 nedeniyle kadınlar hem bu işlerini
kaybetmişler hem de evlerinde daha fazla çalışır hâle
gelmişlerdir. Son bir yılda erkeklerin yüzde 4,9u işlerini
kaybederken bu oran kadınlarda yüzde 11,1dir. Yine, Covid-19 nedeniyle,
geniş tanımlı işsizlik oranında kadınlar
erkeklerin 5 puan ilerisindedir.
Salgın sebebiyle aileler evde, birlikte daha
fazla vakit geçiriyor, ekonomik yetersizlik gerginliklerin artmasına neden
oluyor. Buna bağlı olarak ise aile içi şiddet artmakta, cinsel
istismar artmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) Yine, evde
kapanmaya bağlı, dünyayla kurulan dijital ilişkilenme siber
şiddetin artmasına, genç kadınların daha fazla siber
şiddete maruz kalmasına neden oluyor. Örneğin, 2019un Mart-Ekim
aylarında ülkemizde işlenen kadın cinayet sayısı 309
iken 2020de bu sayı 329a yükselmiştir.
Kadınların aile içi kararlara
katılımı kriz döneminde önem taşımaktadır.
Kadınların ihtiyaçlarının kriz yönetim planlamasına
dâhil edilmesi gerekir. Büyük Önder Atatürk demektedir ki: Bir milletin
gelişmişlik düzeyi, kadınlarına vermiş olduğu
değerle anlaşılır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talep eden
İstanbul Milletvekili Sayın Sibel Özdemir.
Buyurun Sayın Özdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, ben de Halkların
Demokratik Partisi Grubu tarafından, salgının kadınlar
üzerindeki sosyoekonomik etkileri ve artan kadın yoksulluğunun
önlenmesi üzerine verilen öneri üzerinde söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin gerekçesinde
ve sayın hatibin de belirttiği üzere, pandeminin zaten çok
eşitsiz durumda olan kadınların yaşamlarını,
istihdamını, çalışma koşullarını, ev
işi şiddeti, yoksulluğu artırdığı verilerle
de desteklenerek ortaya konuldu. Evet, ekonomik büyümenin ve
kalkınmanın yolunun kadınların ekonomiye
katılmasından ve kapsayıcı ekonomi politikalarından
geçtiğini defalarca burada gündeme getirdik. Pandemi sürecinde en fazla
etkilenecek olan kadınlara yönelik politika üretilmesi
çağrıları yaptık ancak bir karşılık
bulmadı. Ülkemizde kronikleşen işsizlik sorununu
derinleştiren Covid-19 salgın krizi zaten sorun alanımız
olan kadın istihdamını daha da olumsuz etkiledi. TÜİKin -geçen
Temmuzdan- bu yılın Temmuz ayı verilerine göre 818 bin
kadın daha iş gücünün dışında
kalmıştır, her 10 kadından 4ü kayıt
dışı çalışmaktadır.
Şimdi bu sorunlara bir çözüm üretmek varken
iktidar partisinin milletvekilleri tarafından verilen ve Meclis gündemine
getirilen torba yasalarla, esnek çalışma gibi düzenlemelerle
kadınlar güvencesiz çalışmaya, istihdam dışına
itilmektedir. Kadınların istihdam oranı yüzde 30un altına
düşmüştür, ki Cumhurbaşkanlığı Yıllık
Programında kadın istihdamının yüzde 27ye
düştüğü verisi paylaşılmıştır. Kadın
nüfus oranımızı da Avrupa Birliği ve OECD ülkeleriyle
karşılaştırdığımızda çok çok gerilerde
olduğumuz ortadadır.
Gerekçeye de atıf yapıldığı
gibi, DİSK-ARın yaptığı Covid-19 Döneminde Kadın
İş Gücünün Görünümü Raporu verilerine göre, salgın döneminde
neredeyse her 2 kadından 1isi işsiz kalmış,
işbaşında olmayan kadınların sayısı son bir
yılda 5 katına çıkmış, kadın iş gücü yüzde
11, kadın istihdamı yüzde 9 azalmıştır. Geniş
tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 45 olmuş ve
kadın yoksulluğu artmıştır. Bu tablo ortadayken
geçtiğimiz hafta Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar
Bakanlığının bütçe görüşmelerinde bu konuda gerçekçi
bir tespit ve çözüm ortaya konulamadı. Sayın Bakan
Aşırı yoksulluğu sıfırladık, göreceli
yoksulluğu azaltma mücadelesindeyiz. dedi. Bu göreceli yoksulluk içinde
en fazla etkilenen kadınlar başta olmak üzere halkı göreceli
yoksulluğa mahkûm eden ve yöneten bir anlayışla maalesef
karşı karşıyayız. Sorunlara çözüm üretmek yerine
kadın istihdamının arttığı yönünde bir övünç
tablosu ortaya konuldu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının bütçesinde ve birazdan da benzer bir tablo
muhtemelen ortaya konulacak. Ancak değerli milletvekilleri, biz bu
araştırma komisyonunu kurarak gerçeklikte kadınlar için övünç
duyulacak bir tablonun olmadığını ortaya koyabiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Kuracağımız bu araştırma
komisyonuyla kadın istihdamı, çalışan kadınların
sorunları, çalışma hayatındaki cinsiyet
eşitsizlikleri, ücret eşitsizlikleri gibi temel sorunları
doğru tespit ve teşhis ederek çözüm üretme ve aynı zamanda
yasama organı olan Meclisten, bizlerden beklenen acil yasal düzenlemeleri
yapma fırsatına sahip olabiliriz.
Ben, tekrar, bu öneriyi desteklediğimizi
vurgulamak istiyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP, HDP
ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talep eden
Denizli Milletvekili Sayın Nilgün Ök.
Buyurun Sayın Ök. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP Grubunun vermiş
olduğu öneri hakkında konuşmak üzere Genel Kurulda söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle ekranları
başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarımızı
sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Tabii bütün dünyayı etkisi altına alan,
birçok insanı da ilgilendiren Covid-19 salgınıyla maalesef ciddi
anlamda sıkıntılar yaşanıyor. Yüksek bulaş
kabiliyetiyle bütün dünyayı öldürücü etkisi altına almış
bulunmakta. Bilimin ve teknolojinin bu kadar ilerlediği
çağımızda bu kadar çaresiz kalınan bir salgına
karşı alınan hayati, kısıtlayıcı tedbirler
neticesinde neredeyse bütün ülkelerde âdeta hayat durdu. Zaten stresli olan
küresel ekonomi, pandemiyle birlikte daha önce hiç
karşılaşmadığı bir buhran içerisine de
girmiş bulunmakta. Bu bunalım sadece ekonomi ve sağlık
alanında değil, tabii ki birçok alanda da ciddi boyutlara
ulaşmış ve vatandaşlarımızı etkiler hâle
gelmiş durumda. Tabii ki tüm dünyayı etkisi altına
aldığı bu süreçte kadınlarımız da bu durumdan,
Covid-19 salgınından olumsuz etkilenen kesim oldu. Birçok ülkede
kadına yönelik şiddet eylemlerinin tırmandığına,
ekonomik ve sosyal olarak kadınların omuzlarındaki yükün daha da
arttığına hep birlikte şahit olduk. Yakın zamanlara
kadar kadınların ev dışında, özellikle iş ve
siyaset dünyasında yer alamadığı, başarının,
gücün ve iktidarın hep erkeklere ait bir durummuş gibi
düşünüldüğü bir gerçektir.
AK PARTİ dönemleriyle birlikte,
kadının ekonomik ve sosyal hayattaki rolünün güçlendirilmesi için
tarihî nitelikte adımlar attık. Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü
Toplum ilkesinden hareketle kadın ve kız çocuklarının eğitimi
ve kadınların iş gücüne katılımıyla ilgili birçok
teşviki hayata geçirdik ama şunu da ifade etmek istiyorum: Özellikle,
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
kadınlarla ilgili pozitif ayrımcılık ilkesi de biz
kadınlar için çok önemli bir adım olmuştur. Türkiye'de
kadın iş gücünü 3 milyon 926 bin kişi artırarak 10 milyon
686 bine, kadın istihdamını 2 milyon 802 bin kişi
artırarak 8 milyon 924 bine çıkartmış bulunmaktayız.
Yine, bu dönemlerde kadının iş gücüne katılma oranı
6,5 puan artarak yüzde 34,4e yükseldi. Tabii, yeterli midir? Değildir.
Ama bu birden olmaz; bunu kadının da istemesi lazım, özel
sektörün de güçlenmesi lazım, toplumun da güçlenmesi lazım.
Tabii, teşviklerle kadın
istihdamını desteklemeye yönelik özel düzenlemeler getirdik. Bu
kapsamda, 2018 yılında hayata geçirdiğimiz ve son istihdam
paketiyle birlikte süresini uzattığımız ilave istihdam
teşvikiyle, ilave işe alınanların vergi ve sosyal güvenlik
primlerini kadınlarda on sekiz ay süreyle karşılamaya
başladık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
NİLGÜN ÖK (Devamla) - Yine, son istihdam
paketiyle birlikte, süresini uzattığımız istihdam
teşviki kapsamında, 18 yaş ve üzeri kadınlarımız
için, istihdama, elli dört ay kadar süreyle, prime esas kazanç üst
sınırına kadarki sosyal güvenlik primi paylarını
karşılıyoruz. İşbaşı eğitim
programlarından program başlangıcı olan 2009
yılından 2019 yılının sonuna kadar 770.629; 2020
yılı Ocak-Eylül döneminde ise 117.006 kadın faydalandı.
İşte Anne Projesiyle 0-15 yaş
grubunda çocuğu olan kadınların aktif iş gücü
programlarında yer almasını sağlıyoruz. Aile ve
iş uyumunu sağlamak için, belirli prim ve başvuru
şartlarını sağlamaları hâlinde kadınların
çalışmadıkları dönem için yardımda bulunuyoruz. Yine,
çocuk bakım desteğimiz var, 400 TLye kadar olan.
Tabii ki kadınların ekonomik ve sosyal
statülerinin güçlendirilmesi, çalışma hayatına, toplumsal hayata
katılımlarının artırılması amacı bizim
hükûmetlerimiz döneminde, özellikle pandemi döneminde de birçok düzenleme ve
yardımla -burada sürem kısıtlı olduğu için
değinemedim- teşvikle hız kesmeden devam etti ve edecektir.
Sizlerin de takdir edeceği üzere tüm dünyayı etkisine alan bu zorlu
pandemi sürecini olabildiğince başarılı bir şekilde
devletimizle, milletimizle, hep birlikte el ele atlatacağımıza inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİLGÜN ÖK (Devamla) Son cümle, bitiriyorum.
BAŞKAN Peki, selamlayın.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisi selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Sadece tutanağa geçmesi için, bir iki cümle için 60a göre söz
istiyorum.
BAŞKAN 60a göre yerinizden bir
dakikalık söz veriyorum.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, kadınların 1980lerden beri hatta Osmanlıdan beri bu
topraklarda mücadele yürüttüğüne ve bu sayede kazanımlar elde
ettiğine, mücadeleye devam edeceklerine ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Teşekkürler Sayın Başkan.
Biz sadece pandemi döneminde salgının
kadın yoksulluğunu nasıl etkilediğini, kadınlara
etkisinin araştırılmasını istedik. O yüzden oylamaya
sunmadan önce bir kez daha söz almak istedim.
Biz şuna çok alıştık yani AK
PARTİden önce hiçbir şey yoktu, tarih onlarla başladı.
cümlelerine gerçekten çok tanık olduk ama kadınlar daha önce
vardı ve 1980lerden beri, hatta Osmanlıdan beri Türkiyede, bu
topraklarda kadınlar mücadele yürütüyorlar. O kazanımlar
onların, bizlerin mücadelesiyle elde edildi ve o yüzden de zaten bugün
haklarımızı gasbettirmiyoruz ve bunun için mücadele etmeye devam
ediyoruz.
Saygılar sunarım.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 11/11/2020 tarihinde,
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve arkadaşları
tarafından Covid-19 salgınının kadınlar üzerindeki
sosyoekonomik etkilerinin araştırılması ve artan kadın
yoksulluğunun engellenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Kasım 2020 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın Toğrul
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun,
kamuoyunda barış akademisyenleri olarak bilinen akademisyenlerle
ilgili Anayasa Mahkemesinde hak ihlali kararı verilmesi ve yerel
mahkemelerde beraat etmelerine rağmen OHAL İnceleme Komisyonunun bir
karar vermediğine, bu açık hak ihlaline bir an önce son verilmesi
konusunda yasama organını göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, kamuoyunda barış
akademisyenleri olarak bilinen akademisyenler, biliyorsunuz, KHKyle ihraç
edildi. Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi ve tamamı yerel
mahkemelerden beraat etti. Tüm bunlar ortadayken OHAL İnceleme Komisyonu
bir karar vermekte hâlâ direniyor. Türkiye'nin yetişmiş bu kadar
insanı hâlâ görevlerine döndürülmedi. Ortada bir suç yok ama
ağırlaştırılmış bir ceza var, bu arada
yaşamını yitirenler var. Bu kararın üzerinden
yaklaşık dört yıl geçti, barış akademisyenlerine
yönelik bu açık hak ihlaline bir an önce son verilmesi konusunda yetkili
organları ve en önemlisi, yasama organını göreve davet ediyorum.
Hocalarımız koşulsuz, tüm haklarıyla derhâl kürsülerine
döndürülmelidir diye çağrıda bulunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bakbak
35.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbakın, 11
Kasım Millî Ağaçlandırma Gününü kutladığına, son
on yedi yılda Tarım ve Orman Bakanlığınca 4 milyar 637
milyon fidanın toprakla buluşturulduğuna ilişkin
açıklaması
DERYA BAKBAK (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün fidan, yarın nefes olmak amacıyla
daha yeşil bir Türkiye için başlatılan 11 Kasım Millî
Ağaçlandırma Günümüz kutlu olsun. Millî bir gün olarak
başlattığımız ve bugün dünyanın desteğini de
alan Millî Ağaçlandırma Günümüz, ormanlarımızı
korumak ve dünyayı daha yaşanabilir kılmak adına büyük bir
adımdır. AK PARTİ olarak iktidara geldiğimiz günden beri
toprakla buluşturduğumuz her ağacın kökünün geçmişimiz,
yapraklarının ise geleceğimiz olduğu bilinciyle, gelecek
nesillerimizi ormanların içinde büyütmek ve onlara yeşil bir Türkiye
bırakabilmek için durmadan, yorulmadan çalışıyoruz.
Tarım ve Orman Bakanlığımızca Türkiye genelinde son on
yedi yılda 5 milyon 402 bin hektar alanda çalışma yapılarak
yaklaşık 4 milyar 637 milyon adet fidan toprakla
buluşmuştur. Aziz milletimizin de desteğiyle, yeşile sözde
değil, özde önem vererek Türkiye'nin sahip olduğu orman
varlığını katlanarak büyütecek ve
ormanlarımızı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Taşcıer
36.- Ankara Milletvekili Gamze Taşcıerin,
Covid-19un meslek hastalığı sayılabilmesi için Türk
Tabipleri Birliğinin çağrısıyla 11-15 Kasım tarihleri
arasında her akşam saat 21.00de ışıkları
açıp kapamaya tüm yurttaşları davet ettiğine ilişkin
açıklaması
GAMZE TAŞCIER (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
AK PARTİ iktidarının salgına
karşı etkili bir mücadele yürütememesi nedeniyle sağlık
çalışanları tükendiklerini söylüyor, sağlık
çalışanları tükendikçe de memlekete karanlık çöküyor.
Salgın tüm yakıcı etkisiyle sürerken neredeyse her gün bir
sağlık çalışanını daha kaybediyoruz. Bu
gidişata dur demek için, Covid-19un meslek hastalığı
sayılabilmesi için, sağlık çalışanlarının
tükenmeden, ölmeden, emeklerinin karşılığını
alarak çalışabilecekleri bir sağlık ortamı için Türk
Tabipleri Birliğinin çağrısını Meclisten dile
getiriyorum. 11-15 Kasım tarihleri arasındaki her akşam saat
21.00de bir dakika boyunca ışıklarımızı
açıp kapamaya tüm yurttaşlarımızı davet ediyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
Artvin ili Murgul ilçesinde yapımı planlanan siyanür havuzunun
doğaya vereceği olası zararların
araştırılması amacıyla verilmiş olan (10/3293)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 11/11/2020 Çarşamba
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin
Özkoç
Sakarya
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan Siyanürle altın
ayrıştırılması amacıyla verilmiş olan
(10/3293) esas numaralı Meclis Araştırma Önergesinin
görüşmesinin Genel Kurulun 11/11/2020 Çarşamba günlü (bugün)
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin
gerekçesini açıklamak üzere Artvin Milletvekili Sayın Uğur
Bayraktutan.
Buyurun Sayın Bayraktutan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bizleri televizyonları başında
-özellikle Murgulda- izleyen değerli seçmenlerimize de buradan
saygılarımızı sunuyoruz.
Değerli arkadaşlarım, Cerattepeyle
alakalı bir bela var başımızda. Yirmi beş
yıldır Cerattepeyle uğraşıyoruz. Ben bu Parlamentoda
onlarca konuşma yaptım, Meclis araştırma önergeleri verdim.
Bu Parlamentoda yirmi dört saat oturma eylemi yaptım ama bir şirketi
aşamadık değerli arkadaşlarım. O şirketin
sahibinin halka olan, halkın anasına olan ilgisini siz gayet iyi
biliyorsunuz. Başka bir şey demiyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bakın,
Cerattepeye ilk geldikleri, buradan maden çıkarmaya
başlayacakları zaman dediler ki: Biz kapalı işletme
yapacağız ve kesinlikle burada altına dokunmayacağız.
O zaman çevre örgütleri, bizler dedik ki: Bunlar, kapalı işletme
yapmayacaklar, yarın bir gün bu taleplerini geriye alacaklar, yeni bir ÇED
raporunda bulunacaklar ve mutlaka altınla alakalı bir başvuru
yapacaklar. Keşke yanılsaydık. 2014 yılı içerisinde
yeni bir ÇED başvurusu yaptı ilgili şirket. Biz burada mutlaka
ve mutlaka açık işletme yapacağız. dediler ve altınla
alakalı da talepte bulundular değerli arkadaşlarım. Artvin
merkezde, merkezin üzerinde -gelenler bilir- Kafkasların üzerinde tabir
edilen, yüzde 70 eğimi olan bir yerde siyanür havuzu kurmak istediler,
Artvin halkından gelen yoğun tepki sonucunda -3-4 tane havuz
vardı- bu taleplerini geri aldılar. Aradan zaman geçince Bunu nerede
yapalım? dediler. Cerattepede altını çıkaracaklar,
Murgulda buna ilişkin bir siyanür ayrıştırma havuzu kurmak
istediler.
Değerli arkadaşlarım, 2014
yılında Murgulda bütün bir halk -buradan Murgulu içtenlikle tebrik
ediyorum- 7 bin nüfuslu bir ilçede 5 bin kişiyle yürüyüş
yaptılar; oradaki esnafından, simitçisinden alın, eczacısından
işçisine kadar herkes direniş gösterdi. Okulları
kapattılar, iş yerlerini kapattılar; (CHP sıralarından
alkışlar) o iş adamına karşı bir halkın
nasıl dik durabileceğinin, nasıl direniş
sergileyeceğinin bir destanını yazdılar. Murgul
halkını içtenlikle kutluyorum değerli arkadaşlar.
İlgili şirket 2014 yılında Murgulda siyanür havuzu
kuramayacağı gerçeğini görünce bir taahhütname
yayınladı değerli arkadaşlarım. Taahhütname burada.
Taahhütnamede dedi ki: Ben herhangi bir şekilde Murgulda siyanür havuzu
kurmayacağım. Altına imza attı, yukarıda kaşesi
var. Buna ilişkin taahhütnamenin orijinali de çevre örgütlerinde ve Murgul
halkında var.
2014 yılından sonra Murgul halkı dedi
ki: Her hâlde bu şirket bu taahhütname ortada iken, yazılı
taahhütte bulunmuşken, buna ilişkin de Murgul halkına bu tip
angajmanlarını ortaya koymuş iken herhangi bir şekilde bunu
yapmayacaktır. Aradan geçti altı ay, günaydın değerli
arkadaşlarım. İlgili şirket bunun bir paçavradan ibaret
olmadığı gerçeğinden hareketle ve geçmişindeki
sabıkalarla alakalı destan gibi öykülerinden hareketle şimdi bu
yapmış olduğu taahhütnameden vazgeçti; ne yazık ki, oradaki
bazı yerel yöneticilerle de iş birliği ve irtibat içerisine girerek
Murgulda siyanür havuzu kurmasıyla alakalı girişimde bulundu.
Değerli arkadaşlarım,
altının başka türlü
ayrıştırılmayacağını biliyoruz,
altının ayrıştırma yönteminin siyanür havuzu
olduğunu da biliyoruz ama bir gerçeği de biliyoruz; bir kenti yok
etmeyle alakalı bir yol ayrımındayız. O 7 bin nüfuslu, bu
ülkede madenin, bakırın başkenti olan bir ilçeyi siyanür
havuzuyla yok etmeye çalışıyoruz değerli
arkadaşlarım. Buna şiddetle karşı çıkıyoruz.
(CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, Murgullular -buradan ifade ediyorum-
büyük bir imza kampanyası başlattılar. Şu anda, benim bu
konuşmayı yaptığım saatlerde de Murgulda hangi
siyasal düşünceden ve gelenekten gelirse gelsin insanlar bir tavır
ortaya koyuyorlar; AK PARTİlisi var, MHPlisi var, İYİ
PARTİlisi var, CHPlisi var, diğer siyasi partiler var ve bir ortak
noktada buluşuyorlar Biz büyük Murgul partisinin
mensuplarıyız. diyorlar. Siyanüre Hayır Platformunun
mensupları olarak diyorlar ki: Murgulda siyanür havuzu kurulması bu
kenti, bu kentte yaşayan doğal yaşamı, insanları
öldürecektir. Biz de Mustafa Kemalin Parlamentosundan Murgula bir el uzatmak
istiyoruz değerli arkadaşlarım, diyoruz ki: Evet, burada,
Murgulda yapılmak istenen bu siyanür havuzu Murgulu ve Murgulluyu yok
edecektir. O nedenle hangi siyasal düşünceden ve gelenekten gelirseniz
gelin buna dur diyecek, Murgullunun bu sesine kulak verecek bir siyasal
tavrı ve düşünceyi bu Parlamentoda sergilemeniz gerekiyor
değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) O
nedenle, bir kere daha ısrarla şunu söylüyoruz
Bakın, yerel yöneticilere de buradan
sesleniyorum değerli arkadaşlarım, onları incitmek istemem,
buradaki amaç üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil. 2014te
bu direnişi ortaya koyduğumuz zaman dönemin Belediye
Başkanı, milletvekili olarak ben ve arkadaşlarım
çıktık o halka bir taahhütte bulunduk, angajmanlarda bulunduk ve
dedik ki: Bakın, Murgulla alakalı gerekeni yapmak zorundayız.
Belediye Başkanının bir sözünü hiç unutmuyorum, onu buradan
paylaşmaktan da mutluluk duyuyorum Birebir sağlığımızı
ilgilendirin siyanür havuzunun burada kurulmasına müsaade ederek çoluk
çocuğumuzun yarın bize beddua etmesine vesile olmayacağız.
diyordu değerli arkadaşlarım. Bakın, Murgul, yüzde 60-70
eğimi olan, 1950den bu tarafa madencilik faaliyetlerinin bolca
sergilenmiş olduğu bir kent.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Eğer bu kentte madencilikle alakalı bir
faaliyette bulunursak
Bu kentte heyelanlar var değerli
arkadaşlarım, heyelanlar var; burada eğer bir siyanür havuzu
kurarsak bu heyelanları engellememiz mümkün değil.
Bakın, ilgili şirket şu anda
Murgulda bakırla alakalı bir çökertme havuzu yapıyor
değerli arkadaşlarım, dört yıldır bu çökertme
havuzundaki sızmayı engelleyemiyor. Bu sabıkalı bir şirket;
burada bakır çıkartmayla alakalı bir çökertme havuzu
yapıyor ve bu çökertme havuzundaki sızmayı engelleyemiyor.
Şimdi, çıkıp birtakım angajmanlarla, birtakım kamuoyu
araştırmalarıyla, kafa karıştırmalarla Ben bu
Murgulda bir siyanür havuzu kurarım ve bu siyanür havuzu çevreye zarar
vermez. diyor. Onu külahıma anlatsınlar değerli
arkadaşlarım, onu külahıma anlatsınlar. (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu
açık açık ifade ediyorum, Murgullular, Artvinliler tabuta
çakılacak son çiviye izin vermeyeceklerdir değerli
arkadaşlarım.
Bu vesileyle, Mustafa Kemalin Parlamentosundan
Murgul halkının -hangi siyasi gelenekten gelirse gelsin- bu
şanlı direnişini selamlıyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz isteyen Trabzon
Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi üzerine İYİ PARTİ Grubu
adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, öncelikle şunu
söyleyeyim ki üzerinde konuştuğumuz bu konu yeni bir konu değil.
2014 yılında firmanın gündeme getirdiği, Murguldan çok
uzakta bulunan Cerattepe mevkisinde çıkarılan altın madenini
işleme amaçlı Murgulda siyanür tesisi kurma projesi yöredeki
vatandaşlarımız ve yerel yönetimin karşı
çıkmasıyla rafa kaldırılmış ve şirket
antetli, ıslak imzalı protokolle projenin iptal edildiği
açıklanmıştı. Artvinin Murgul ilçesine siyanür havuzu
kurma projesi altı yılın ardından yeniden gündeme geldi.
Altı yıl sonra bugün, öncelikle yerel yönetimin halkı siyanür
tesisi kurulmasına yönelik ikna çabasıyla başlatılan süreç
Murgulda hareketli günlerin yaşanmasına neden olmuştur. Bu
süreçte ilçe belediye başkanı ve bazı yerel yöneticilerin halka
haber vermeden, sivil toplum örgütlerinin görüşlerine başvurmadan
siyanür havuzu açılması için firmayla anlaşma
yaptığı iddiası Murgul halkında tepkilere neden
olmuştur.
Değerli arkadaşlar, Murgul halkı
madenciliğe değil, Murgulun ve zamanla diğer ilçelerin ölüm
fermanı hâline gelecek olan siyanür tesisi kurulma projesine
karşıdır. Murgul Damarın siyanür havuzuna uygun bir yer
olmadığı konusunda uzmanların da pek çok görüşü
vardır. Zaten yıllardır maden çalışmaları
nedeniyle patlatılan dinamitlerin bölgenin jeolojik yapısını
bozduğu, toprağı çok esnek hâle getirdiği bilinen bir
gerçektir. Bölgenin yoğun yağış alan bir bölge olduğu
gerçeğini de dikkate alırsak havuzun taşması kuvvetli bir
ihtimal olup Allah göstermesin Murguldan Borçkaya, oradan da Karadenize
kadar zehir saçılması tehlikesi söz konusudur.
Değerli arkadaşlar, Murgullu vatandaşlarımız
diyorlar ki: Bizler bakırı biliyoruz. Bizler madenciliğe veya
değerli metallere değil, istihdam adı altında siyanür
tesisi gibi, Murgula ölüm getirecek ve Murgulu harabeye çevirecek, işçi
veya halktan ziyade birkaç müteahhidin cebini dolduracak planlara
karşıyız. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Murgul eski günlerdeki
gibi, madenciliğin yanında, tarım ve turizmle kalkınabilir.
Tüm Türkiyenin bildiği kestane balı ile mısır, fasulye,
üzüm, patates gibi tarım ürünleri ve hayvancılık devlet destekli
hibe projeleriyle desteklenerek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) -
yöre
halkının geçim kaynağı hâline getirilsin. Dünyanın
bildiği Borçka Karagölden sonra Murgul Deliklikaya, Gemkaya, Molla Hamit
Cana Türbesi, Cencel Şelalesi, Damar Karagöl gibi ekoturizm
değerlerinin turizm destinasyonlarına katılması için
harekete geçilsin.
Murgullu vatandaşlarımızın,
siyanür havuzunun Murgulun doğasını katledeceği, binlerce
insanın yaşamını çalan bir cehennem çukuru hâline
geleceği endişesiyle yaptıkları itiraza milletin vekilleri
olarak kayıtsız kalamayız. Bu nedenle, bölgede doğa
katliamının önüne geçmek, gerekli önlemlerin bir an evvel
alınmasını sağlamak, vatandaşların dile getirdiği
ve endişelere sebep olan konuların yerinde incelenmesini
sağlamak adına Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen bu
araştırma önergesini desteklediğimizi ifade ediyorum.
Artvinin üstü altından daha değerlidir
diyerek Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili
Sayın Rıdvan Turan.
Buyurun Sayın Turan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Sayın
Başkan, değerli vekiller; tabii, Cengiz Holdingi tanıyoruz.
Memlekette her taşın altından çıkmasından, ülkenin
kaynaklarını har vurup harman savurmasından, aldığı
milyar dolarlık kamu ihalelerinden ve millete en galiz küfürleri eden
Mustafa Cengizden tanıyoruz; onu unutmadık, o da bizi
unutmasın.
Değerli arkadaşlar, kalkınma, ne
pahasına olursa olsun genişleme, büyüme anlamına gelmez.
Kalkınma demek, kurumsal kapasitenin artması demektir. Kurumsal
kapasiteyi yalnızca ekonomi planında ele almak, ekonominin büyümesine
paralel olarak bu kurumsal kapasitenin ve kalkınmanın ortaya
çıkacağını düşünmek olsa olsa bir vehimdir, gerçeklik
değildir. Kalkınma denilen şey, aynı zamanda kültürel
hayatın, aynı zamanda sanatsal hayatın, aynı zamanda
biyoçeşitliliğin, toplumsal huzurun ve bunlarla birlikte eşit ve
adil bir paylaşımın olduğu yerde söz konusu olur. AKPnin
kalkınması ise ne pahasına olursa olsun, hangi koşullarda
olursa olsun ekonominin hormonlu bir biçimde şişirilmesine dayanmaktadır.
Hormonlu bir biçimde şişirilmesi diyorum: Gayrisafi millî
hasılanızın 25 bin dolarlara, 30 bin dolarlara çıkması
tek başına kalkınma adına bir anlam ifade etmez.
Bakın, dünyada pek çok otokratik yapılar var. Orta Asyadan Arap
coğrafyasına kadar. Bunların her birinin gayrisafi millî
hasılası Türkiyeden çok çok daha fazla, belki dünyanın pek çok
ülkesinden fazla ama eğer söz konusu olan kalkınmaysa yani kurumsal
kapasitenin artmasıysa bunun ancak doğayla, insana olan
saygıyla, kültüre, bilime, teknolojiye olan yatırımlarla ve
saygıyla olacağını görmek gerekir.
Arkadaşlar, on sekiz yıldır Türkiye
doğasına etmediğiniz kalmadı; uçağa binince görüyoruz,
delik deşik edilmemiş dağ kalmadı, orman kalmadı,
-özel çalışma alanım- kirlenmemiş akarsu kalmadı
memlekette ve bunun sonucunda birileri buradan elde ettiği kaynaklarla
zenginleşirken bu gayrisafi millî hasılanın 25 bin dolarlara
çıkmayacağı zaten çoktan belliydi, şimdi 7 bin dolarlar
seviyesindeyken bunun da az bir elde, AKP'ye yakın olanların elinde,
bir saadet zincirinin elinde temerküz ettiğini hep beraber on sekiz
yılın sonunda üzülerek izliyoruz.
Eğer kalkınacaksa bu ülke
doğasıyla kalkınacak, tarımıyla kalkınacak, iyi
insani ilişkilerle kalkınacak, entelektüel hayatıyla
kalkınacak ama lütfen artık şu doğanın
yakasını bırakın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) Şimdi, bu Artvine son
yıllarda yapılan şey, kalkınmaya dönük bir adım
değil, taammüden biyoçeşitliliği yok etme
adımıdır. Ya, başka bir yerde yapsaydınız
demiyorum, hiçbir yerde yapmayın. Doğa, bizim çocuklarımıza
bırakacak olduğumuz, onlardan almış olduğumuz
emanettir. Artvini biliyorsunuzdur, muhtemelen gitmişsinizdir, o kadar
biyoçeşitliliğin olduğu, dünyada sayılı flora ve faunanın
olduğu bir yere gidip siyanür havuzu yapmak olsa olsa size nasip oldu
arkadaşlar; binlerce yıldır bunu kimse düşünmedi, siz
düşündünüz ve yaptınız.
Herkes düşünür, AKP yapar! (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili
Sayın Muhammet Balta.
Buyurun Sayın Balta. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET BALTA (Trabzon)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri arkadaşlarım,
grup önerisini inceledim, bir maden mühendisi olarak inceledim. Şimdi,
Doğu Karadeniz Bölgesi metal madenleri açısından Türkiyenin en
zengin bölgesidir. Bütün dünyada, gelişmiş ülkelerde olduğu
gibi, Türkiyede de bizler de yer altı zenginliklerimizi sürdürülebilir
bir çevre doğrultusunda ekonomiye kazandırmak için o zenginlikleri
üretip milletin hizmetine sunmak lazım.
Şimdi, özellikle Artvin ilimiz Murgul
ilçesindeki Damar köyünde kurulacak olan siyanür havuzundan bahsediliyor. Bir
kere siyanür havuzu değil -vatandaşlarımız zanneder böyle
siyanür havuzu gibi- bunlar siyanür tankları; kaldı ki bütün
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiyede de 18 civarında
siyanürle alakalı üretim yapılan bölgeler var. Ama konuyu inceledim
ben. Burada Murgulla alakalı -hukuk devletiyiz- üretim yapan
firmanın bir yerlere müracaat etmesi lazım, bir yerlerden izin
alması lazım ve bu müracaatların neticesinde de eğer
müracaat varsa, eğer orada bir siyanür tesisi kurulacaksa ilgili
bakanlıklardan görüş alınır ve bunların
doğrultusunda da diğer yerlerde kurulduğu gibi kurulur. Bizim
görevimiz -milletvekillerinin denetim görevi olarak- bunun teknik
şartnamelere göre uygunluğunu araştırmak.
Hüseyin Bey konuşuyor Orası çok
yağmurlu bir bölgedir; siyanür havuzu yağmur yağarsa
taşar. diyor. Ya, buna kargalar güler. Öyle bir şey yok. Hüseyin
Bey, öyle bir şey yok; siyanür havuzu yağmur yağacak,
taşacak ve oradaki insanları öldürecek. Şunu söylemek istiyorum:
Böyle bir şey yok, böyle bir düşünce de yok şu anda. Dereyi
görmeden paçaları sıvamaya benziyor bu iş, onu söyleyeyim ve
milletin kafasını bulandırarak, kaos oluşturarak yeni gündemler
araştırılıyor.
Sevgili kardeşim, sevgili arkadaşlar;
şu gördüğünüz maske var ya şu gördüğünüz. Bize buradan
çevre dersi kimse veremez. 90lı yıllarda bu maskenin ne
olduğunu öğrendik; sizin zihniyetinizdeki İstanbulu yönetenler
bu maskeyi insanlara taktırmak zorunda kalmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Balta.
MUHAMMET BALTA (Devamla) Şu anda pandemi
süreciyle biz bu maskeyi takıyoruz.
SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul)
Süper bir mantık!
OYA ERSOY (İstanbul) Maskeden kaç kişi
hakkında dava açtınız?
MUHAMMET BALTA (Devamla) Bize buradan kimse çevre
dersi vermeye kalkmasın. HESe karşıyız, RESe
karşıyız, enerji, petrole karşıyız, doğal
gaza karşıyız, yola karşıyız, madenciliğe
karşıyız her şeye karşıyız; bir taraftan da
sanayiyi güçlendireceğiz. Nasıl yapacağız bu işleri?
Birisi bunun formülünü bize anlatsın, bir formülünü anlatsın da biz
de bilelim, ona göre hareket edelim. Bize çevre dersi vermeye kimse
kalkmasın.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel
Başkanımız Recep Tayyip Erdoğanın 1994
yılında başlattığı çevresel hassasiyetlerle
beraber on sekiz yıldan beri AK PARTİ iktidarında Türkiyede
çevresel hassasiyetler en üst düzeyde oldu. Hava, su, toprak, insanlık
gülüyor ve burada da ben Borçkadaki, Murguldaki hemşehrilerimizi
saygıyla selamlıyorum. Milletimizin kabul etmediği hiçbir
şeyi biz yapmadık, milletin rotasında yürüyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Hatip hem ülkeyi hem
dünyayı aydınlatacak çok önemli bir konuşma
yapmıştır. Siyanür havuzuyla ilgili, siyanür tankı
diyerek de toplumu ve bilim adamlarını
aydınlatmıştır. Murgul halkı da, Türkiye de kendisine
vefa borçlarını sunuyorlar, ben de aracısı oluyorum.
Dünyadaki bu çevreyle ilgili araştırmaların hepsi çöpe gitti
kendisinin konuşmasından sonra. Kendisinden daha fazla yararlanmak
için kendisine zaman zaman bilgi danışacağız. Buradan ifade
etmek için söz aldım. (CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) İyi olur.
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Örs, sisteme girin.
Sayın Örs, önce niye söz istediğinizi
söyler misiniz?
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sataşma var.
BAŞKAN - Kalkın, bir söyleyin nedir
sataşma?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ne dedi?
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın
Başkanım, konuşmacı konuşmasında benim
konuşmamı referans verip sataştığından
dolayı, Kargalar güler. dediğinden
BAŞKAN Evet, Kargalar güler. dedi,
değil mi?
Ben size kürsüden söz veriyorum iki dakika,
sataşma olduğu için.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Yani karga
gülmesi
Sayın Başkan, sataşma mı oluyor?
BAŞKAN Sayın Muş, evet Kargalar
güler söylediklerine bu bir sataşmadır ve sataşma, 69a göre
söz süresi kürsüden iki dakikadır.
İki dakika süre veriyorum.
Buyurun.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Trabzon Milletvekili Hüseyin Örsün, Trabzon
Milletvekili Muhammet Baltanın CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşmasında kendisine
sataşması nedeniyle konuşması
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; aslında biz Trabzonlular birbirimize çok
sataşmayız ama her ne hikmetse bu konuda bir sataşma oldu.
Sayın Çevre Komisyonu Başkanımız Trabzon Milletvekilimiz
benim söylediklerimden hareketle öyle bir konuşma yaptı ki sanki hiç
çevre sorunu filan yok, her şey güllük gülistanlık. Ben kendisine
sadece Artvini değil bir de Fatsayı soracağım; o da
terkimde duruyor. Fatsada yapılan bu altın madenciğiyle ilgili
yaşananları da gündeme getireceğim, onu da buradan söyleyeyim.
O kadar güzel konuşuyor ama bütün siyasi
partili arkadaşlarla beraber mesela bizim Sürmeneye gidelim. Sürmenede
bizim meşhur, aynı böyle anlatılan, dillere destan bir çöp
depolama tesisimiz var, hem de Karadenizin kıyısında, çok güzel
bir yerimizde olan bir tesis var. Bu tesis -aynen böyle söyleniyor Burada bir
şey olmaz, her şey güzel- doldu ve patlamak üzere, patlamak üzere
hatta bununla ilgili orada sadece bizlerin değil, muhalefete mensup
insanların değil, AK PARTİye mensup arkadaşlarımız,
oradaki yerel yöneticilerimizin de şikâyetleri var.
Ben aslında bu konuları böyle polemik
konusu yapmayı seven bir arkadaşınız değilim ama
Sayın Başkana şunu hatırlatmak istiyorum: Ya, bu
firmalarınıza söyleyin, şu bizim Karadenizden ellerini çeksinler;
madencisi, diğeri, öbürü kim varsa bizim Karadenizden ellerini çeksinler;
yeşilimiz, denizimiz, mavimiz ayakta dursun diyoruz.
AHMET TAN (Kütahya) Maden çıkarmayalım
mı?
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Aynısını
her yerde yapıyorsunuz ama Allahınızı seversiniz ya,
şu Karadenizi rahat bırakın, rahat bırakın!
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET TAN (Kütahya) Madeni çıkaralım
mı çıkarmayalım mı?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Oluç, siz neden söz
istediniz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan, bir dakika yerimden söz istiyorum, bir konuya işaret etmek
istedim.
BAŞKAN Peki, buyurun Sayın Oluç.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Çanakkale ilinde, Ordu ili Ünye ilçesinde, Artvin ilinde
insanların maden aramaya karşı mücadele ettiklerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın hatibi dinledik, hakikaten çok etkili
oldu konuşması. Ben bugün bu fotoğrafı tesadüfen başka
bir şey için getirmiştim yanımda; bakın, siz Kaz
Dağlarını siyanürle altın aramak için bu hâle getirdiniz.
Bu, sadece bir tane fotoğraf, bunun gibi onlarca fotoğrafı size
getiririz. Yahu, Karadenizden gerçekten elinizi çekin. Şu anda Ünyedeki
insanlar oradaki maden aramaya karşı mücadele ediyorlar. Ne çekti bu
Karadeniz sizden yahu, ne çekti ama. Gerçekten illallah dedirttiniz. Her
tarafı bu hâle getiriyorsunuz; yapmayın, etmeyin. Bak, bu Çanakkale.
Kaz Dağları da böyle, Ünye de öyle, Artvin de böyle; her yeri
mahvediyorsunuz.
Teşekkür ederim.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
Artvin ili Murgul ilçesinde yapımı planlanan siyanür havuzunun
doğaya vereceği olası zararların
araştırılması amacıyla verilmiş olan (10/3293)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisi kabul edilmemiştir.
Sayın Kaplan
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
38.- Gaziantep Milletvekili İrfan
Kaplanın, Hükûmetin on sekiz yılın enkazını yine
emekliye, işçiye, EYTliye, çiftçiye, esnafa yüklediğine ilişkin
açıklaması
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
DİSK Araştırma Merkezi raporuna göre,
Türkiye'de 7 milyon 900 bin emekli asgari ücretin altında maaş
alıyor, 4 milyon 300 bin emekli yaşamak için ya çalışmaya
devam ediyor ya da iş arıyor, 2 milyon 600 bin emekli ise sadece 763
TL maaşla yaşamaya çalışıyor. AK PARTİ Hükûmeti
on sekiz yılın enkazını yine emekliye, işçiye,
EYTliye, çiftçiye, esnafa yüklüyor. Artık mızrak çuvala
sığmıyor; Türkiye yönetilemiyor, savruluyor. İşlerine
geldiğinde Aynı gemideyiz. diyen iktidara seslenmek istiyorum: Siz,
işçiyle, emekçiyle, emekliyle, EYTliyle, öğrenciyle çiftçiyle,
esnafla değil siz sadece kendi yandaşınızla aynı
gemidesiniz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kasap
39.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl
Kasapın, iktidardan Kütahya ilinden ve çevreden ellerini çekmesini
istediklerine ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Kütahyadan elinizi çekin diyorum. Daha önce,
hatırlıyorsunuz, üç yıllığına
Termik santraller
bacalarından zehir akıtmaya devam ediyordu. Orada bir git gel oldu;
grup olarak karar verdiler, dediler ki: Bu kanun teklifiyle üç yıl
erteleyelim bacalara filtre takılmasını. sonra ne hikmetse geri
adım attılar. Twitterdan, sosyal medyadan ikisini de
beğendiler, alkışladılar; geri aldılar, tekrar
alkışladılar.
Kütahyadan ve çevreden elinizi çekin diyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Özkan
40.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın kararlı
tutumuyla Türkiyenin sahada olduğu gibi masada da Azerbaycanın
yanında iki devlet, tek millet bilinciyle örnek bir duruş
sergilediğine, Azerbaycanın zaferini kutladığına
ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Azerbaycan halkı Karabağ fatihi Sayın
İlham Aliyevin liderliğinde büyük ve özverili bir mücadele vererek
Dağlık Karabağda şanlı bir zafer kazandı; teslim
olan Ermenistan, işgal ettiği Karabağdan çekileceğini
açıkladı. Yıllardır süren büyük mücadeleler neticesinde
zafere ulaşılmış ve Azerbaycan yirmi sekiz yıldır
işgal altında olan öz topraklarına kavuşmuştur.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
kararlı tutumuyla, Türkiye'nin sahada olduğu gibi masada da
kardeş Azerbaycanın yanında iki devlet, tek millet bilinciyle
örnek bir duruş sergilenmiştir.
Dost ve kardeş Azerbaycanın zaferi kutlu
olsun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Muş, bir söz talebiniz
var.
41.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Artvin ili Murgul ilçesindeki maden arama işinin ruhsatının
kompleks ruhsat olmasına rağmen altın değil bakır
arama üzerine olduğuna, çevreye karşı duyarlı
olduklarına fakat ülke kaynaklarını da ekonomiye
kazandırmak durumunda olduklarına ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu bir konu hakkında
bilgilendirmek için söz talebinde bulundum.
Şimdi, Murgul ilçesindeki bir işletmeye
ait siyanür tankının kurulması ve siyanürle altın
aranmasıyla alakalı bir araştırma önergesiydi bu.
Şimdi, ben bunun ruhsatını istedim. Bunun ruhsatı kompleks
ruhsat, yani birden fazla; içinde altın, bakır, çinko, gümüş,
kurşun, pirit gibi araştırma yapmaya yetkin bir ruhsat fakat
işletmenin tamamı bakır arama üzerine kurulmuş, bir
altın arama faaliyeti söz konusu değil, bakırda da siyanür
kullanılmıyor. Devletin ilgili kurumlarına bir siyanür kurulumu
veya siyanürle faaliyette bulunmakla alakalı herhangi bir müracaat, bir
ruhsat talebi de söz konusu değil. Dolayısıyla, burada siyanürle
ilgili herhangi bir girişim yok.
Şunu da ifade edeyim: Çevreye tabii ki
saygılı ve duyarlıyız fakat bir taraftan da bu ülkenin
kaynaklarını ekonomiye kazandırmak durumundayız.
Dolayısıyla, bir taraftan madencilik faaliyetlerini
geliştirirken -bugün Millî Ağaçlandırma Günüydü; binlerce,
milyonlarca ağaç toprakla buluştu- bir taraftan da doğayı
koruyacak faaliyetlerimize devam edeceğiz. Bu ikisini dengede götürmek
durumundayız; birinden vazgeçip diğerini geliştiremeyiz.
Dolayısıyla, ikisini eş zamanlı sürdürmek
durumundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bitti Sayın
Başkan.
Teşekkür ederim.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, Gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmının sıralaması ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 11 Kasım 2020
Çarşamba günkü birleşiminde, Kamu Başdenetçiliği seçiminin
tamamlanmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi
grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır.
Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
11/11/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 11/11/2020 Çarşamba
günü (bugün) toplanamadığından, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mehmet
Muş
İstanbul
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmında bulunan 232, 83, 142, 153,
235 ve 237 sıra sayılı kanun tekliflerinin bu kısmın
sırasıyla 4, 6, 7, 8, 9 ve 10uncu sıralarına
alınması ve diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesi;
Genel Kurulun 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü
(bugün) birleşiminde, Anayasa'nın 74'üncü ve 6328 sayılı
Kanun'un 11'inci maddeleri gereğince, Dilekçe Komisyonu ile İnsan
Hakları İnceleme Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyonca
belirlenen 3 aday arasından Kamu Başdenetçiliği seçiminin
yapılması, birinci oylamada seçimin tamamlanamaması hâlinde
diğer oylamaların art arda aynı birleşimde yapılarak
seçimin bu birleşimde tamamlanması;
11 Kasım 2020 Çarşamba günkü (bugün)
birleşiminde, 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
görüşmelerinin 11 Kasım 2020 Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde
tamamlanamaması hâlinde 12 Kasım 2020 Perşembe günkü
birleşiminde 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
12 Kasım 2020 Perşembe günkü
birleşiminde 239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
görüşmelerinin tamamlanamaması hâlinde haftalık
çalışma günlerinin dışında 13 Kasım 2020 Cuma
günü saat 14:00'te toplanması ve bu birleşiminde denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında bulunan
işlerin görüşülmesi ve bu birleşiminde 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına
kadar çalışmalarını sürdürmesi önerilmiştir.
BAŞKAN AK PARTİ grup önerisi üzerine söz
talebi bulunmuyor.
AK PARTİ grup önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Grup önerisi kabul edilmiştir.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.01
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:17.21
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-------0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
Gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Güvenlik ve İstihbarat Komisyonunda
boş bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN Güvenlik ve İstihbarat
Komisyonunda boş bulanan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Burdur Milletvekili Sayın Yasin Uğur aday
gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
B) Kamu Başdenetiçiliği Seçimi
1.- Kamu Başdentçisi Seçimi (S.
Sayısı:240) (x)
BAŞKAN Şimdi bu kısımda yer
alan Kamu Başdenetçiliği için yapılacak seçime
başlıyoruz.
Anayasanın 74üncü maddesi ile 6328
sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 11inci maddesinin
hükümlerine göre seçim gizli oylamayla yapılacaktır.
Başdenetçi seçilmek için ilk iki oylamada üye
tam sayısının üçte 2 çoğunluğu yani 400 oy, üçüncü
oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu yani 301 oy
aranacaktır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bu
oylamada en çok oy alan 2 aday için dördüncü oylama yapılacak ve dördüncü
oylamada karar yeter sayısı olmak şartıyla en fazla oy alan
aday seçilmiş olacaktır.
Şimdi, Dilekçe Komisyonu ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinden oluşan Karma
Komisyonca belirlenen 3 Kamu Başdenetçisi adayının
adlarını okutuyorum:
Kamu Başdenetçiliği Aday Listesi
Murat Dede
Orhan Göçer
Şeref Malkoç
BAŞKAN Komisyonca belirlenen adayların
adlarını içeren mühürlü oy pusulası Başkanlıkça
bastırılmıştır.
Şimdi gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon sıralarından
birinci sıradaki Kâtip Üye Adanadan başlayarak İstanbula kadar,
İstanbul dâhil, ikinci sırada yer alan Kâtip Üye ise İzmirden
başlayarak Zonguldaka kadar, Zonguldak dâhil, adı okunan
milletvekillerinin adını defterden işaretleyecektir. Adı
işaretlenen milletvekillerine mühürlü oy pusulası ve zarf
verilecektir. Oyunu kullanacak sayın milletvekili mühürlü oy pusulası
ile zarfı aldıktan sonra oy kabinine girecek, oy pusulasında
adları yazılı adaylardan hangisine oy verecekse o adayın
adının önündeki kutucuğu çarpı işaretiyle
işaretleyip oy pusulasını kabindeki zarfa koyduktan sonra
Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutularına
atacaktır.
Sayın üyelerin oylamada dikkat edecekleri
hususları arz ediyorum: Oy kullanırken adaylardan sadece birinin
adının önündeki kutucuk işaretlenecektir. 1den fazla
adayın işaretlendiği oy pusulaları geçersiz
sayılacaktır. Kabinlere aynı renk tükenmez kalemler
konulmuştur, sayın üyeler bu kalemleri kullanacaklardır. Oy
pusulasında oyun kime ait olduğunu belirleyecek herhangi bir
işaret, imza ve karalama durumunda oy geçersiz sayılacaktır.
Sayın kâtip üyelerin yerlerini
almalarını rica ediyorum.
Birinci oylamada kullanılacak mühürlü oy pusulaları
ve zarflar sayın kâtip üyelere teslim edilsin.
Sayın milletvekilleri, oylamanın
sayım ve dökümü için ad çekme suretiyle 5 kişilik bir tasnif
komisyonu tespit ediyorum:
Sayın Selim Gültekin? Burada.
Sayın Olcay Kılavuz? Yok.
Sayın Mehmet Cihat Sezal? Burada.
Sayın Zeynep Yıldız? Yok.
Sayın Mücahit Durmuşoğlu? Burada.
Sayın Ali Cumhur Taşkın? Burada.
Sayın Esin Kara? Burada.
Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonuna
seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra komisyon
sıralarındaki yerlerini alacaklardır.
Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Genel Kurulda olup oyunu kullanmayan
milletvekilimiz var mı? Gördüğüm kadarıyla Genel Kurulda olup
oyunu kullanmayan milletvekili yok.
Sandıkları kapatıyoruz.
Oylama işlemi tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın.
Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini
alsınlar.
Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını
tekrar okutuyorum: Selim Gültekin, Niğde Milletvekili; Mehmet Cihat Sezal,
Kahramanmaraş Milletvekili; Mücahit Durmuşoğlu, Osmaniye Milletvekili;
Ali Cumhur Taşkın, Mersin Milletvekili; Esin Kara Konya Milletvekili.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Tasnif
Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu
Kanununun 11inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için
yapılan birinci oylamaya 216 üye katılmış, kullanılan
oyların dağılımı aşağıda
gösterilmiştir.
Saygılarımızla arz olunur.
Tasnif
Komisyonu
Üye Üye Üye
Selim Gültekin Mehmet
Cihat Sezal Mücahit
Durmuşoğlu
Niğde Kahramanmaraş Osmaniye
Üye Üye
Ali Cumhur Taşkın Esin Kara
Mersin Konya
Kullanılan oy sayısı: 216
Şeref Malkoç: 212
Geçersiz oy: 4
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bu sonuca
göre Kamu Başdenetçiliği seçiminde 6328 sayılı Kanunda
öngörülen üçte 2 çoğunluk bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.55
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:18.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-------0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Kamu Başdenetçisi seçimine devam ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, şimdi, ikinci
oylamaya başlıyoruz. Bu oylamada Başdenetçi seçilebilmek için
üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu yani 400 oy
aranacaktır.
Sayın kâtip üyelerin yerlerini
almalarını rica ediyorum.
İkinci oylamada kullanılacak mühürlü oy
pusulaları ve zarflar kâtip üyelere teslim edildi.
Sayın milletvekilleri, oylamanın
sayım ve dökümü için ad çekme suretiyle 5 kişilik bir Tasnif
Komisyonu tespit ediyorum:
Sayın Oğuzhan Kaya? Burada.
Sayın Fetani Battal? Yok.
Sayın Arzu Aydın? Yok.
Sayın Muhammed Fatih Toprak? Burada.
Sayın Ünal Demirtaş? Yok.
Sayın Refik Özen? Burada.
Tülay Kaynarca? Yok.
Zafer Işık? Burada.
Mehmet Celal Fendoğlu? Burada.
Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonuna
seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra Komisyon
sıralarındaki yerlerini alacaktır.
Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Genel Kurulda olup oyunu kullanmayan
milletvekilimiz var mı? Gördüğüm kadarıyla Genel Kurulda olup
oyunu kullanmayan milletvekili yok.
Oylama işlemi tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın.
Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini
alsınlar.
Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını
tekrar okutuyorum: Oğuzhan Kaya, Çorum Milletvekili; Muhammed Fatih
Toprak, Adıyaman Milletvekili; Refik Özen, Bursa Milletvekili; Zafer
Işık, Bursa Milletvekili; Mehmet Celal Fendoğlu, Malatya Milletvekili.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Tasnif
Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu
Kanununun 11inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için
yapılan oylamaya 230 üye katılmış, kullanılan
oyların dağılımı aşağıda
gösterilmiştir.
Saygılarımızla arz olunur.
Tasnif Komisyonu
Üye Üye Üye
Oğuzhan
Kaya Muhammed Fatih
Toprak Refik Özen
Çorum Adıyaman Bursa
Üye Üye
Zafer
Işık Mehmet
Celal Fendoğlu
Bursa Malatya
Toplam oy: 230
Murat Dede: 1
Şeref Malkoç: 227
Geçersiz oy: 2
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bu sonuca
göre, Kamu Başdenetçiliği seçiminde Anayasada ve 6328
sayılı Kanunda öngörülen üçte 2 çoğunluk
bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.31
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati:18.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus Dinçel (Mardin), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-------0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Kamu Başdenetçisi seçimine devam ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, şimdi üçüncü
oylamaya başlıyoruz. Bu oylamada Başdenetçi seçilebilmek için
üye tamsayısının salt çoğunluğu yani 301 oy
aranacaktır.
Sayın kâtip üyelerin yerlerini
almalarını rica ediyorum.
Üçüncü oylamada kullanılacak mühürlü oy
pusulaları ve zarflar kâtip üyelere teslim edildi.
Sayın milletvekilleri, oylamanın
sayım ve dökümü için ad çekme suretiyle 5 kişilik bir Tasnif
Komisyonu tespit ediyorum:
Sayın Hasan Turan? Burada.
Sayın Serkan Topal? Yok.
Sayın Remziye Tosun? Yok.
Sayın Müzeyyen Şevkin? Yok.
Sayın Mehmet Uğur Gökgöz? Burada.
Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu? Yok
Sayın Ahmet Çakır? Burada.
Sayın Ahmet Çelik? Yok.
Sayın Ednan Arslan? Yok.
Sayın Semiha Ekinci? Burada.
Sayın Hasan Subaşı? Yok.
Sayın Abdulahat Arvas? Burada.
Sayın Hasan Turanın mazereti nedeniyle
bir başka arkadaşı çekeceğiz tekrar.
Sayın Tamer Dağlı? Burada.
Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonuna seçilen
üyeler oylama bittikten sonra komisyon sıralarındaki yerlerini
alacaklardır.
Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Salonda oy kullanmayan sayın üye
var mı? Sandıkları kapatıyorum çünkü.
Oylama işlemi tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın.
Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini alsınlar.
Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını
tekrar okutuyorum: Mehmet Uğur Gökgöz, Isparta Milletvekili; Ahmet
Çakır, Malatya Milletvekili; Semiha Ekinci, Sivas Milletvekili; Abdulahat
Arvas, Van Milletvekili; Tamer Dağlı, Adana Milletvekili.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Tasnif
Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu
Kanununun 11inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için
yapılan üçüncü oylamaya 232 üye katılmış, kullanılan
oyların dağılımı aşağıda
gösterilmiştir.
Saygıyla arz olunur.
Tasnif Komisyonu
Üye Üye
Üye
Mehmet Uğur Gökgöz Ahmet
Çakır Semiha
Ekinci
Isparta Malatya
Sivas
Üye Üye
Abdulahat Arvas Tamer
Dağlı
Van Adana
Murat Dede: 10
Şeref Malkoç: 219
Geçersiz: 3
Toplam: 232
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bu sonucu
göre, Kamu Başdenetçisi seçiminde Anayasa ve 6328 sayılı
Kanunda öngörülen üye tam sayısının salt çoğunluğu
bulunamamıştır.
Sayın milletvekilleri, bir tur daha oylama
yapacağız.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.04
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati:19.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak Gazel (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-------0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
Kamu Başdenetçisi seçimine devam ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, şimdi, dördüncü
oylamaya başlıyoruz. Üçüncü oylamada en çok oy alan 2 aday için
dördüncü oylama yapılacak ve dördüncü oylamada karar yeter
sayısı olmak şartıyla en fazla oy alan aday seçilmiş
olacaktır.
Üçüncü oylamada en fazla oy alan 2 adayın
isimlerini okutuyorum:
Murat Dede, Şeref Malkoç.
BAŞKAN Sayın kâtip üyelerin yerlerini
almalarını rica ediyorum.
Dördüncü oylamada kullanılacak mühürlü oy
pusulaları ve zarflar kâtip üyelere teslim edilsin.
Sayın milletvekilleri, oylamanın
sayım ve dökümü için ad çekme suretiyle 5 kişilik bir Tasnif
Komisyonu tespit ediyorum:
Sayın Hüda Kaya? Yok.
Sayın İbrahim Ethem Sedef? Burada.
Sayın Sami Çakır? Burada.
Sayın Refik Özen? Burada.
Sayın Ali İhsan Arslan? Yok.
Sayın Emine Zeybek? Burada.
Sayın Nazım Maviş? Yok.
Sayın Mustafa Levent Karahocagil? Burada.
Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonuna
seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra komisyon
sıralarındaki yerlerini alacaklardır.
Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın üye var
mı? Yok.
Oylama işlemi tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın.
Tasnif komisyonu üyeleri lütfen yerlerini
alsınlar.
Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını
tekrar okutuyorum: İbrahim Ethem Sedef, Yozgat Milletvekili; Sami
Çakır, Kocaeli Milletvekili; Refik Özen, Bursa Milletvekili; Emine Zeybek,
Kocaeli Milletvekili; Mustafa Levent Karahocagil, Amasya Milletvekili.
Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonuna kura
sonucu belirlediğimiz arkadaşlardan biri sağlık nedeniyle
katılamadı. Yerine Batman Milletvekili Ziver Özdemir Tasnif
Komisyonunda yerini aldı.
Bilgilerinize.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Tasnif
Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu
Kanununun 11inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için yapılan
4üncü oylamaya 253 üye katılmış, kullanılan oyların
dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Saygıyla arz olunur.
Tasnif
Komisyonu
Üye Üye Üye
İbrahim Ethem Sedef Sami
Çakır Ziver
Özdemir
Yozgat Kocaeli Batman
Üye Üye
Emine Zeybek Mustafa
Levent Karahocagil
Kocaeli Amasya
Kullanılan oy sayısı: 253
Murat Dede: 3
Şeref Malkoç: 249
Geçersiz: 1
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bu sonuca
göre Sayın Şeref Malkoç 4üncü oylamada Anayasada ve 6328
sayılı Kanunda öngörülen çoğunluğu sağlamış
ve 249 oyla Kamu Başdenetçisi seçilmiştir. Kendilerini tebrik eder,
başarılar dilerim.
Birleşime on beş dakika ara veriyoruz.
Kapanma
Saati: 19.43
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu
açıyorum.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Giresun Milletvekili
Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46
Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 239 sıra sayılı
Kanun Teklifinin ikinci bölümünde yer alan 31inci maddenin önerge
işleminde kalınmıştı.
31inci madde üzerinde 3 önerge vardır.
İlk okutacağım 2 önerge aynı
mahiyettedir. Bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 31inci maddesinde yer alan eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Bedri Yaşar Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Hüseyin
Örs
Samsun Adana Trabzon
Hasan Subaşı Fahrettin
Yokuş İmam
Hüseyin Filiz
Antalya Konya Gaziantep
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Süleyman
Girgin Ayhan
Barut Ali
Keven
Muğla Adana Yozgat
Mustafa Adıgüzel Süleyman Bülbül Turan Aydoğan
Ordu Aydın İstanbul
Cavit
Arı Fikret
Şahin Kamil
Okyay Sındır
Antalya Balıkesir İzmir
Ali
Fazıl Kasap
Kütahya
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Mahmut Bey.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, Kamu Başdenetçiliği seçimi sırasında
oluşturulan tasnif komisyonu üyesi milletvekillerinden birisinde Covid-19
tespit edildiğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sizden çok özür
dilerim.
Biraz önce çok üzücü bir haber aldık Tasnif
Komisyonundan bir arkadaşımız Covid çıktı. diye.
BAŞKAN Evet.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Şimdi, burada
çalışan gerek personel arkadaşlarımızın gerek
milletvekili arkadaşlarımızın
sağlığını tehlikeye sokmaya hiçbirimizin hakkı
yok. Hiçbir arkadaşımızın yaşam hakkının
üzerinde bir hak da olamaz.
BAŞKAN Evet.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani netice
itibarıyla, buranın biraz daha havalandırılıp
dezenfekte edilmesi lazım ve o Komisyonda bulunan
arkadaşlarımızın kimler olduğu, bu kişilerin
kimlerle temas hâlinde olduğu tespit edilerek en azından bunun daha
fazla bulaşmasını engellemek lazım.
X.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Haydar Akarın, Kamu Başdenetçiliği seçimi sırasında
tasnif komisyonu üyesi olan ve Covid-19 testi pozitif çıkan
milletvekilinin temas ettiği kişilerin
uyarıldığına ve Genel Kurul salonunda gereken tedbirlerin
alındığına ilişkin konuşması
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Mahmut Bey.
Söylediğiniz tedbirleri aldık. Kimlerle
temas ettiyse uyarıldı, ayrıca salon dezenfekte edildi ve
havalandırıldı. Biz dezenfekte eden arkadaşlarla ve teknik
elemanlarla konuştuk, o süreyi muhafaza ettik ve daha sonra Genel Kurulu
açtık. İnşallah bundan sonraki süreçte bir tatsızlık,
bir sağlık sorunu yaşamayız diyorum. Belki araları
daha sık vererek salonun daha sık
havalandırılmasını sağlayabiliriz.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerine söz isteyen İYİ PARTİ Samsun Milletvekili Sayın
Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Üniversitelerde birlikte kullanılan
sağlık tesislerinde sözleşmeli olarak görev yapan personelin
disiplin dâhil tüm özlük işleri bugün, kadrolarının
bulunduğu kurum tarafından yapılmıştır. Yapılan
bu düzenlemeyle birlikte, üniversitelerde birlikte kullanılan
sağlık tesislerinde görev yapan personelin disipline aykırı
tüm işlemleri bundan böyle kadrosunun bulunduğu kurum yerine
sözleşmeli olarak görev yapmakta olduğu kurumların
başhekimleri tarafından yapılacaktır. Böylece düzenleme
kapsamında personelin disipline edilmesi ve daha iyi bir hizmet sunumu
amaçlanmaktadır, diyor madde. Tabii, bizim bu maddeye diyebileceğimiz
herhangi bir şey yok ama söz de üniversitelerden açılmışken
şunu ifade edebiliriz. Özellikle son dönemlerde üniversitelere
yapılan rektör atamalarını hepiniz biliyorsunuz. Bazı
üniversitelere, milletvekilleri dâhil, AK PARTİde görev yapan
bürokratların da atandığını biliyoruz. Hiç olmazsa
eskiden üniversitelere rektörler bir şekilde seçiliyordu, bir anlam ifade
ediyordu. Ondan da ötesi bugün üniversitelerimiz maalesef işsizlik üreten
-genç işsizlikle- işsiz üreten fabrikalara dönüştü. Özellikle
gençlerimiz arasındaki işsizlik oranına
baktığımızda bugün neredeyse her 3 gençten 1i işsiz.
Biz istiyoruz ki üniversitelerimiz bilim yuvası olsun,
yaptıkları çalışmalarla hiç olmazsa dünya literatüründe
yerini alsın. Yani bugün dünyadaki 500 üniversite arasında maalesef
Türkiyeden bir elin parmaklarını geçmeyen üniversiteler var. Hatta
öyle üniversite rektörleri var ki zaman zaman siz de izliyorsunuzdur
televizyonlarda. Şahsen ben bir üniversite rektörü görüyorum, sanki
kadrolu uzman; bütün programlarda, bütün bu tartışma
programlarında her seferinde baş köşede oturuyor. Her konuda
uzman. Askerî mesele var, uzman. Siyasi mesele var, uzman. FETÖ konusu var,
uzman. Şahsen ben o arkadaşın adına utanıyorum.
İşte bilmiyorum hangi üniversitenin rektörü. Ayıptır,
günahtır; madem bir üniversiteden maaş alıyorsunuz, gidin
üniversitenin hakkını verin. O üniversitenin
başarılarıyla biz övünelim O rektörümüz, işte şu
kadar yayını var, bu kadar makalesi var, şu kadar öğrenci
yetiştirdi. Bu yetiştirdiği öğrenciler de işte şu
şu şu konularda imza attılar. densin, biz de mutlu olalım.
Tabii, bunun yanı sıra bugün
üniversitelerin de ödemeleri var. Hepinize geliyordur, sadece muhalefete
geldiğini zannetmiyorum. Özellikle Samsunda bu medikal sektör çok
gelişmiş seviyede, bugün dünyanın belli yerlerinde -işte
Almanyada, Hindistanda- buna paralel Türkiyede de Samsunda. Hatta
medikalcilerin sanayisi var, kendilerine özgü bir sanayi siteleri de var. Ama
hepsinin derdi şu, diyorlar ki: İki senedir üniversitelere
gönderdiğimiz medikal aletlerin parasını alamıyoruz. O da
bir tarafa aradan on altı ay geçmiş, on sekiz ay geçmiş devlet
gelip diyor ki: İşte bundan ilaç olursa bilmem şu kadar indirim
yap, medikal olursa bu kadar alacağından vazgeç, biz de bunları
belli bir takvim çerçevesinde ödeyelim.
Arkadaşlar, ticaretin hiçbir kademesinde böyle
bir yöntem yok, böyle bir yol yok. Hakikaten Samsun bundan çok ciddi oranda
etkileniyor, Samsundaki medikalciler bunlarla ilgili çok ciddi
İş
yerini kapatanlar var, mağazalarını kapatanlar var, üretimi
durduranlar var. Zaten bir pandemi sürecinden geçiyoruz, bir sürü
sıkıntıları var. Dolayısıyla devlet, sözünde
durur, aldığı malın da bedelini öder. Böyle olması
lazım. Devlet deyince bu işler akla gelir.
Keşke şu medikalcilere
yaptığınız uygulamaları, şu köprüler, şu
hava alanları, şu hasta garantili şehir hastaneleriyle ilgili
onları da bir çağırsanız da
Ya arkadaş, ülke zor
günlerden geçiyor, zor zamanlardan geçiyor. diye nasıl onlara böyle bir
bildirimde bulunduysanız, bunlara da bir bildirimde bulunun. Bunlara da
deyin ki mesela: Gelin, şu fiyatlarda biraz iskonto yapalım, siz de
alacaklarınızdan vazgeçin. Madem devir fedakârlık yapma devri
Biz fedakârlığı maalesef hep dar gelirliden,
çalışandan, böyle tırnaklarıyla üretenlerden istiyoruz ve
de bekliyoruz. İşte bunun en bariz örneği de -bizden önce de
yapılan konuşmalarda- dolaylı vergiler yüzde 70, direkt
alınan vergiler yüzde 30 yani ha bire milletin
sırtındasınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Hiç olmazsa,
dediğimiz gibi, şu medikalcilere yaptığınız gibi
Bu mahşerin 5 atlısı var ya hani, dünyada maalesef ilk 10 firma
içerisinde 5 tanesi Türk firmaları
Yani böyle bir şeye sizin
aklınız yatıyor mu? Bugün Avrupanın ekonomik
büyüklüğüne bakın ilk 10un içerisinde 5 tane firma varsa artık
bunda bir olumsuzluk olmadığını düşünmek insanın
aklıyla alay etmektir diyorum, kanunun hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum.
Tabii pandemi süreci. Ben de
arkadaşımıza geçmiş olsun diyorum. İçinde
bulunduğumuz şartlar gerçekten zor. Sayın Başkanım,
bununla ilgili de hiç olmazsa çalışma sürelerini, çalışma
zamanlarını ayarlayabilirseniz
Benim bildiğim en az 15-20
arkadaşımız şu an hastanede. Şahsen bizim partimizden
-bu arada geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum- Hayrettin Nuhoğlu
şu an tedavi görüyor, yine Erzurum Milletvekilimiz Naci Cinisli Bey
şu an tedavi görüyor. Tahmin ediyorum diğer siyasi partilerde de
arkadaşlarımız vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Bunun da dikkate
alınmasını sizlerden rica ediyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci söz Cumhuriyet Halk Partisi Kütahya Milletvekili Sayın Ali
Fazıl Kasapın.
Buyurun Sayın Kasap. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu kanun teklifinde gündeme gelen hadise ortak
kullanımlı hastanelerle ilgili. Ortak kullanımlı hastane
ya da daha çok güncel kullanımıyla afiliye hastane AK PARTİ
devrisaadetinde ortaya çıkarılan bir kavram. Biliyorsunuz, önce Kamu
Hastaneleri Birliği diye bir kavram çıkardınız, CEO olarak
atadınız bazı eski milletvekillerini ve çoğunlukla da
siyasiler illerde Kamu Hastaneleri Birliğine sekreter olarak atandı,
yöneticiler aynı kadrodan geldi. Sonra olmadı, o sistemi
kaldırdınız, bu defa sağlık bilimleri hastaneleri,
üniversiteleri kurdunuz; yine oraya hiç olgunlaşmamış, yeterli
akademik yapıya ulaşmamış
Üniversiteleri ortadan ikiye
böldünüz; bir tanesi Kütahyada, bir tanesi Afyonda -bir tanesi eski
adıyla Gülhane- ve burada akademik bir cinayet işlediniz.
Yardımcı doçentlerin -küçümsemiyorum- bile olmadığı
birimlerde Türkiyenin ilk 10 bine giren çocukları, öğrencileri orada
eğitim gördüler, ihtisas aldılar ve yetersiz diyemeyeceğim ama
arkadaşların kaderi bu olmamalıydı, şu anda bir
kısmı sahada hekimlik yapıyorlar, eğitim alamıyorlar.
Şehir hastanelerini, şu andaki yoğun
bakımların facia hâlini, hepsini zaten biliyorsunuz. Sağlık
personelimiz şu anda canla başla çalışıyor,
halkın sağlığı için elinden geleni yapıyor, kendi
hayatlarını hiçe sayıyor ve burada hiçbir beklentileri yok,
maddi beklentileri yok ama siz maddi beklenti gibi bir şeyler sundunuz,
dediniz ki: Aile hekimlerine 3 bin liraya varan ödemeler yapacağız.
Şu ana kadar hiçbir ödeme yapılmadı değerli arkadaşlar
ve aile hekimlerine bu yapılmadığı gibi, şu anda
sahada çalışan aile hekimleri günde -bakın, Türkiyede 125 bin
civarında aile hekimi var, her gün bunları bir çağrı
merkezi gibi çalıştırıyorsunuz- ortalama 40 ile 100
arasında hastaya telefonla -bir çağrı merkezindeki bir
telefonla- her gün ulaşmaya çalışıyor ve bununla bir hizmet
yapıldığı zannediliyor, aslında hiçbir şey
yapılmıyor, onu söyleyeyim. Şu anda yoğun bakımlar -demin
bir mesaj geldi Afyondan, Kütahyadan- yüzde 100 civarında dolu. Acil
servislere başvuran hasta sayısı orta karardaki, bu bölgedeki
iller için günde yaklaşık 600 ile 1.000 civarında. O
hastanelerde ben de çalıştım.
Bakın, maske diyoruz, mesafe diyoruz, temas
diyoruz, hijyen diyoruz, tiye alınmıştı bazı
şeylerde. Dünyanın her yerinde alışverişlerde
kâğıt paralar hemen hemen kaldırıldı -yani fiziki para
kaldırıldı, madeni para kaldırıldı- bununla
ilgili hiçbir tedbir alınmadı. Bakın, burada Mecliste, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde demin bir vaka yaşadık ve bunlara rağmen
çalışmaya devam ediyoruz, burada bile eksiklikler var.
Bakın, bu kâğıtların
arkasında bir şey yazıyor, özellikle bunu kullanmak istedim:
Sizin ve çevrenizin sağlığı açısından yeterli
mesafeyi koruyarak oturduğunuz için teşekkür ederiz. Biz bile
çoğumuz dikkat etmiyoruz. Artı, işçilerimiz için gerekli
tedbirler yok, şu anda iş yerleri dip dibeler, işçi
servislerinde koltuk boşaltmayı kaldırdınız, hastanelerde
hekim arkadaşlarımız şu anda çok
sıkıntılı durumda. Sağlık personelimiz olarak
bugün itibarıyla 60 hekim arkadaşımız, 140 civarında
da yardımcı sağlık personeli ve diğer sağlık
personeli hayatını kaybetmiş vaziyette. Bu aymazlık, bu
umursamazlık; ne olursa olsun ölsün, kalsın ama hiç umurunuzda
olmayan bir sistem, bir yapılanma bence doğru değil. Sürü
bağışıklığının çok çok ötesinde
Saldım çayıra
diye gidiyor, bu doğru değil değerli
arkadaşlar.
Bu arada, sağlık personelimiz için gelin,
AK PARTİ Grubu olarak siz verin, biz de Evet. diyelim. Covid-19 hastalığından
dolayı -mağduriyetlerinden dolayı- ölen sağlık
personelini şehit statüsüne, bundan dolayı mağdur olan
arkadaşlar için Covid-19u meslek hastalığı statüsüne
alalım, kategorisine alalım. Rahmetli olmuştu, Burhan Kuzunun
söylediği gibi, Yasama bizim, yargı bizim, yürütme bizim; oğlan
bizim, kız bizim. diyordu. Gelin, siz getirin, biz de Evet. diyelim,
sağlık personeli için bunu meslek hastalığı kabul
edelim.
Hepinize
teşekkür ediyorum. Coronasız günler diliyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 31inci maddesinde yer
alan aşağıdaki ibaresinin aşağıda bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül Zeynel Özen Filiz Kerestecioğlu Demir
Antalya İstanbul Ankara
Erdal Aydemir Murat Çepni Kemal Peköz
Bingöl İzmir Adana
Dilşat
Canbaz Kaya
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi Ankara Milletvekili
Sayın Filiz Kerestecioğlu Demir.
Buyurun Sayın
Kerestecioğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; vallaha bu şartlar altında,
sanıyorum, hep beraber yakalanacağız hastalığa, öyle
gözüküyor. Ne için? Daha anlamlı bir şeyler için olsa, gerçekten
halka bütçe için olsa mesela, hadi diyelim Canımız feda. ama öyle
bir şey yok.
Ben, bizim için çok
üzücü sözle başlamak istiyorum. Kars Belediyesi Eş
Başkanımız Şevin Alaca cezaevinde, maalesef, Covide
yakalandı ve Şevin Alaca ağustosta da Covide
yakalanmıştı, akciğerlerinden rahatsız. Aynı
zamanda şu anda bakanlıklara buradan ulaşmaya
çalışıyoruz. Lütfen, bunu dikkate alsınlar, kendisinden iyi
haber alalım ve bir an önce tahliye edilsin, hastaneye sevk edilsin,
öncelikle bunu belirtmek isterim. Ve cezaevindeki bütün
arkadaşlarımı da sağlıkla sevgiyle selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; pazar akşamı oldukça tuhaf
bir istifa açıklamasına tanık olduk. Bu açıklama, kerameti
kendinden menkul başkanlık sisteminin yarattığı tek
sesliliğin ülkeyi ne duruma getirdiğini de bir kez daha gösterdi
hepimize. Gün boyu bir açıklama bekledik ama ortada ne basın
vardı ne yayın ne de bir devlet yetkilisi. Bir yandan uluslararası basın
kuruluşları, diğer yandan yurttaşlar istifanın
gerçekliğini araştırırken
Cumhurbaşkanlığından açıklama ancak ertesi gün
gelebildi. İstifa müessesinin de ortadan kalktığı bir
sisteme geçmiş olacağız ki Bakan görevinden affedilmişti.
İstifanın sağlık sorunları mı yoksa birtakım
izlerin birbirine karışması nedeniyle mi vuku bulduğunu ise
kimse henüz anlamadı. Bu ülke insanı gerçekten bunları hak
etmiyor arkadaşlar. Bu istifa Hükûmetin ülkeyi yönetemez hâle
geldiğini çok açık bir biçimde göstermiş oldu. Siyasi veya
ekonomik normalleşmenin de birkaç Bakanın veya bürokratın
değiştirilmesiyle sağlanamayacağını çok iyi
biliyoruz. Artık kesinlikle değişim zamanı.
Uzun süredir ekonomi gerçek ekonomik sorunlara
değil, semptomlara dönük bir üstünü örtme çabasıyla yönetiliyordu.
Doları düşürmek için yapılmadık şey kalmadı;
Merkez Bankasının 120 milyar dolarlık döviz rezervi piyasaya
satıldı, kamu bankalarının kaynakları döviz kurunu
sabit tutmak için seferber edildi, faiz düşürüldü ama TÜİK rakamlarla
oynasa bile enflasyon düşmedi. Bu politikalar Türk lirasını
tarihî olarak en değersiz seviyeye taşıdı. Ve öyle
enteresan ki bir ülke Maliye Bakanı normalde istifa ettiğinde
piyasalar sarsılır -ve dolara da etki eder bu- ama tam tersi oldu. Herhâlde
İstersem doları düşürürüm. diyen Albayrakın kastı
buydu, Ben gidersem dolar düşer. demek istiyordu.
Bugün ülkede geniş tanımlı işsiz
sayısı ise 10 milyon 513 bin, iş aramaktan ümidini kesen
işsizlerin sayısı bir yılda 718 bin artarak 1 milyon 333
bin oldu. Fakat nasıl ki darbe girişimi, OHAL ve baskı
politikalarıyla otoriter rejim pekiştirilmek için
kullanıldı, bugün de pandemi işçilerin haklarını
gasbetmek için kullanılıyor.
Kanun teklifinde görüyoruz ki patrondan tahsil
edilmesi gereken sigorta primleri yine kamuya ve İşsizlik Fonuna
yükleniyor. İşsizlik Sigortası Fonu, Bülent Ecevit Hükûmeti
döneminde ne amaçla oluşturulmuştu? Sigortalı çalışan
çalıştığı süre boyunca ödediği primler
karşılığında işsiz kalsa da insanca bir
yaşamdan mahrum kalmasın diye. Oysa bugün
baktığımızda yani bırakın yatırdıkları
paranın faizini, işçiler yatırdıkları parayı bile
İşsizlik Sigortası Fonundan geri alamıyorlar ama biz
diyoruz ki: Yapılacak şeyler var. Asgari ücret 4 bin lira olsun,
vergiden muaf yapalım. Ya Allah aşkına, gerçekten bir empati
kurun 4 bin lirayla hanginiz geçinebilirsiniz? Peki, bunu yapmaktan yoksun
muyuz biz bu Türkiye Büyük Millet Meclisinde? Ya da emeklilerin, her emeklinin
aylığını 2.500 lira yapmaktan aciz miyiz gerçekten?
Eğer böyleysek o zaman hep beraber çıkalım, gidelim buradan ama
bu niyet meselesi, yapılmak istenmemesi meselesi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) 4 bin lirayı gerçekten hak görmeyenler, her türlü lüks
harcamayı ya da yandaşlara rantçı, kayırmacı
politikaları hak görebiliyorlar ama artık gerçekten halkın
burasına kadar geldi; Yeter. diyor, herkes Yeter. diyor, biz de
Yeter. diyoruz.
Son olarak şunu söylemek isterim: İstifa
gerçekten kıymetli bir tutumdur arkadaşlar. Bundan sonra istifayı
da daha usturuplu ve hep beraber yapmanızı temenni ederim.
Saygılarımla. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
31inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 31inci madde kabul edilmiştir.
32nci maddede 3 önerge vardır, önergeleri
aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 32nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 32 29/6/2001 tarihli ve 4706
sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi
ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde ilave
edilmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 26 Kanunları
uyarınca ilgili bakanlıklar tarafından üzerinde turizm tesisleri
yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen Kültür ve Turizm
Bakanlığından belgeli yatırımcılar ve
işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip edilmediğine veya
kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın 1/7/2020
tarihi ile 31/12/2020 tarihi arasındaki dönemde geçici 25 inci madde kapsamında
ertelenen bedeller de dâhil tahsil edilmesi gereken kira, kesin izin, kesin
tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni, yararlanma, ilave yararlanma
bedelleri ve hasılat payları ile Kültür ve Turizm
Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin
yatırımcıları ve işletmecilerinden bu faaliyetleri
dolayısıyla Hazine taşınmazlarını izinsiz
kullanımlarından dolayı aynı dönemde tahsil edilmesi
gereken ecrimisillerin ödeme süreleri, başvuru şartı
aranmaksızın bir yıl ertelenir ve bu alacaklar ertelenen süre
sonuna kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilir. Bu döneme
ilişkin tahsil edilen bedeller iade edilmez.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
yetkilidir.
Cavit
Arı Süleyman
Bülbül Turan Aydoğan
Antalya Aydın İstanbul
Kamil
Okyay Sındır Ayhan
Barut Süleyman
Girgin
İzmir Adana Muğla
Fikret
Şahin Mustafa
Adıgüzel
Balıkesir Ordu
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Cumhuriyet
Halk Partisi Aydın Milletvekili Sayın Süleyman Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül. (CHP
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlarım.
Kamu arazilerimizin her türlü yatırımlara
tahsis edilmesi çeşitli kanun ve yönetmeliklerle teşvik edildi, hatta
peşkeş çekildi. Son dönemde de âdeta şirketlerin var olan
ihtiyaçlarına göre düzenlemeler yapıldı. O kadar ki kanun ve yönetmeliklerde
şirketler lehine sık sık yapılan değişiklikleri
takip etmek zorlaştı.
2018 yılında Kamu
Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi
Hakkında Yönetmelikte değişiklik yapıldı. Bu
kapsamda, duyuru yapılmaksızın yani ihale olmaksızın
bölgede kamu taşınmazında yatırımı bulunan
turizmcilere tahsis edilebilir hâle getirildi. Bir başka teşvik ise
geçtiğimiz temmuz ayında yapıldı; günübirlik turizm tesisi
yapılması için, yatırımcılara tahsis edilen kamu
taşınmazları için on yıl olan kullanım süresi yirmi
yıla çıktı.
Diğer yandan, salgının ilk
haftalarında Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli
yatırımcılar ve işletmecilerden tahsil edilmesi gereken
ödemeler hiçbir başvuru şartı aranmaksızın 30 Hazirana
kadar ertelendi. Bu durum, kamu arazileri üzerinde bulunan 564 otel, tatil
köyü, günübirlik tesis, golf tesisi ve benzeri turizm tesisinden elde edilecek
toplam 300 milyon lira tutarındaki geliri kapsıyor. Şimdi ise
teklifte yer alan 32nci maddedeki hükümle 30 Hazirandan yıl sonuna kadar
olan ödemeler dâhil olmak üzere ödeme süreleri bir yıl ertelenecek. Yine,
başvuru şartı yok ve ertelenen süre sonuna kadar herhangi bir
zam veya faiz uygulaması da mevcut değil.
Turizmcilere verilecek teşvikleri destekleriz
ancak teşviklerle yarattığınız dengesizlikleri
desteklemek olası değil. Siz, küçük ölçekli turizmcileri
görmüyorsunuz, sizin destekleriniz turizmcilerin ağababaları. Bir de
bunları hazine arazilerine peşkeş çekerek yapıyorsunuz.
2021-2023 döneminde Hükûmet, hazine arazilerinin değerlendirilmesine yönelik
çalışmalar kapsamında önümüzdeki üç yılda
yatırımcılara 60 milyon metrekare arazi tahsis edecek. 2019
yılında turizm amaçlı toplam 164 turizm tesisinin irtifak
hakkı süresi kırk dokuz yıla kadar uzatılırken 2,5
milyar lira gelir elde edildi. Ancak bu gelirin sadece 1 milyar TLsi tahsil
edildi.
Bunlar bir kenara, bir de kamu arazileri
özelleştiriliyor. On yedi yılda 3,7 milyar metrekarelik kamu arazisi
özelleştirildi. 2003-2019 yılları arasında hazineye ait 2,1
milyar metrekare sözde orman vasfını yitirmiş alan, 971 milyon
metrekare arsa, 586 milyon metrekare tarım arazisi elden
çıkarıldı. Böyle giderse kamu arazisi kalmayacak. Ülke parsel
parsel satılıyor. diyoruz ya, işte, tüm bunlar bu sözlerimizin
kanıtı şeklinde.
Kamu arazilerinin özel kullanımlara tahsis
edilmesi, tahsislerinin önünün açılması ve özelleştirilmesi kamu
yararına aykırıdır. Tüm bu araziler -adı üstünde-
kamuya aittir, babanızın tapulu arazisi gibi tahsis edemezsiniz,
özelleştiremezsiniz.
Değerli arkadaşlar, asgari ücret 2.324 lirayken
yoksulluk sınırı 8.249 lira olmuş. Geniş
tanımlı işsiz 9,6 milyon, Covid etkisiyle işsizlik ve
iş kaybı 10,5 milyon olmuş. İstihdam 975 bin
azalmış, ümitsiz işsiz sayısı yüzde 117
artmış. Bunlara çözüm bulmak yerine hâlâ arsa, arazi
peşindesiniz.
İşçilerin bile alın teri hakkı
kıdem tazminatlarında gözünüz vardı da; Allahtan bu ülkede hâlâ
örgütlü işçi sınıfı var, onların tepkileri sayesinde
yapmak istediğiniz düzenlemeyi geri çekmek zorunda kaldınız.
Yurttaşın ekmek almaya parası yokken
siz hâlâ yandaşların cebinin derdindesiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Bülbül.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Salgın döneminde
esnafın SGK ve vergi borçlarını -lütfeder gibi- üç ay ertelerken
şimdi ise ödemek zorunda oldukları toplam 40 milyar lira SGK prim
borcunu ve 29,4 milyar lira vergi borcunu ertelemiyorsunuz.
Küçük ölçekli turizmcileri desteklemiyorsunuz ama
hazine arazilerini peşkeş çektiniz. Parası olan kesime hâlâ
teşvikler vererek makasın ağzını iyice açıyorsunuz.
Bu düzen böyle gitmez ama siz gideceksiniz.
Genel Kurula saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Oluç
(HDP sıralarından milletvekillerinin
ayağa kalkması)
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
43.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, bugüne kadar 145ten fazla sağlık emekçisinin
hayatını kaybetmesine rağmen Covid-19un meslek
hastalığı sayılmadığına, Türk Tabipleri Birliğinin
bu konuya dikkat çekmek için 11 Kasımdan itibaren beş gün boyunca
saat 21.00de herkesin ışıklarını bir dakika boyunca
açıp kapatmasını istediğine, bütün milletvekillerini
sağlık emekçilerinin taleplerini acilen yerine getirmek için
adım atmaya çağırdıklarına ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, şu anda saat dokuza iki
var. Türkiyede 1 milyondan fazla sağlık emekçisi
çalışıyor ve sağlık emekçileri bugün, toplumdaki
pandemi koşullarında insanların hayatlarının
kurtarılması için çok müthiş bir fedakârlıkla büyük bir
emek harcıyorlar gerçekten.
Bugüne kadar 145ten fazla sağlık emekçisi
hayatını kaybetmiş vaziyette ve hâlâ Covid-19 meslek
hastalığı olarak sayılmıyor. Bu nedenle Türk Tabipleri
Birliği bir eylem çağrısı yaptı, bugün saat dokuz
itibarıyla, 5 gün boyunca, herkesin ışıklarını
bir dakika boyunca bu konuya dikkat çekmek için açıp kapatmasını
istedi. Bizler de bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bütün
milletvekillerini bu konuda hassas davranmaya, sağlık emekçilerinin
bu taleplerini acilen yerine getirmek için adım atmaya
çağırıyoruz ve sağlık emekçileriyle bir kez daha
dayanışmamızı çok açık bir şekilde ifade
ediyoruz.
Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 239)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 32nci maddesinde yer alan
belirlemeye ibaresinin belirlemek için ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Fahrettin
Yokuş Hasan
Subaşı
Trabzon Konya Antalya
Mehmet Metanet Çulhaoğlu İmam Hüseyin Filiz
Adana Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İYİ PARTİ Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 32nci maddesi üzerinde
İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ilgili madde hazineye
ait taşınmazlar üzerindeki turizm tesislerinden pandemi döneminde
tahsil edilmesi gereken kira, irtifak hakkı ve benzeri ödemelerin
sürelerinin bir yıl daha ertelenmesini öngörüyor. Komisyondaki
görüşmelerde 1 Nisan 2020-30 Haziran 2020 tarihleri arası üç
aylık dönem için ertelemeden kaynaklanan hasılat payı bedeli 200
milyon TL iken bir yıllık bedel de 200 milyon TL olarak
belirtilmişti; üç aylık bedelle on iki aylık bedelin aynı
olmasının tutarsızlık olduğu söylendiğinde ve
nedeni sorulduğunda gerek bürokrat arkadaşlarımızdan
gerekse teklif sahiplerinden ne yazık ki tatmin edici bir cevap
alamadığımızı da belirtmek isterim.
2021 yılında bile akıbeti belli
olmayan
Hazine arazisindeki kiracı turizmcinin kira borçlarını
bir yıl ertelemek tedavi değil, sadece geçici bir rahatlamadır.
2020 sezonunu kapalı olarak geçiren kiracılar için bir yıl
ertelemeye ek olarak yüzde 50lik indirim düşünülmelidir, diyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiyede turizm
sektörü gerek sağladığı istihdam gerekse ülkenin en büyük
ihtiyacı olan döviz rezervlerinin güçlendirilmesi bakımından
ayrı bir öneme sahiptir.
2020 yılında tüm dünyayı etkisi
altına alan coronavirüs salgını tüm sektörler gibi turizm
sektörünü de etkisi altına almıştır. Pandemi sürecinin
hâlen devam etmesi ve ne zaman biteceğinin belli olmamasından
dolayı yaşanan bu durumun etkileri üzerinde de bir sonuca
varılamamaktadır. Covid-19 insan sağlığını
tehdit etmekte ve bu tehdit hem ekonomik hem de sosyal etkileri sonucu küresel
bir krizin yaşanmasına sebep olmaktadır. Salgın nedeniyle
turizm sektörünün İkinci Dünya Savaşından bu yana ilk kez bu
şekilde durma noktasına gelmiş olması, ekonomisinin önemli
bir bölümünü turizmden sağlayan birçok ülke gibi Türkiye için de olumsuz
sonuçlar doğurmaktadır.
Değerli milletvekilleri, pandeminin turizm
hareketine etkisini azaltmak için Kültür ve Turizm Bakanlığınca
Güvenli Turizm Sertifikası uygulanmaya başlansa da bu uygulamadan
turizmcilerin bir şikâyeti vardır; bu uygulamanın zor süreçten
geçmekte olan turizm işletmelerine ekstra bir yük getirdiği ifade
edilmektedir. Bu sertifikanın uygunluğu devlet eliyle değil de
Bakanlıkça akredite edilen özel firmalar tarafından verilmesi
işletmelere büyüklüklerine göre 400 TL ila 2.200 TL arası bir ek yük
getirmektedir.
Pandemi, hem dünyadaki hem ülkemizdeki tüm
turizmcileri etkiledi ancak Karadeniz Bölgesi bu süreçten çokça etkilenen
bölgelerimizden bir tanesidir. Bölgemizin hedef pazarı olan ve
yabancı turist yoğunluğunun yaklaşık yüzde 70ini,
80ini oluşturan Suudi Arabistanın pandemi sürecinde uçuşlara
izin vermemesi bölgemizdeki yabancı turist sayısının
neredeyse yok denebilecek rakamlara düşmesine sebep olmuştur. Tur
otobüslerinin kapasite kısıtlamasından dolayı yükselen
maliyetler ve pandeminin oluşturduğu seyahat korkusu birçok acentenin
kültür turu satışlarını durdurmasına sebep olmuş
ve bu durum da Karadeniz Bölgemize gelen turist sayısını olumsuz
etkilemiştir.
Salgının ülkemizde görülmeye
başlanması ve beraberinde getirilen kısıtlamalar nedeniyle
sektörde büyük bir düşüş yaşandığı hepimizin
malumudur. Salgın nedeniyle, konaklamalarda yaşanan düşüş,
salgın sonrası gelen kısıtlamalar nedeniyle
yapılamayan organizasyonlar, ülkede yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve
tedarik edilen ürünlere gelen ilave zamlar sebebiyle sektör ve
paydaşları çok zor duruma düşmüştür. Bu şartlarda
sektörde çarkların dönmesi de oldukça zor görünmektedir.
Salgın riskini minimize etmiş hedef
pazarlarımızdaki ülkelerden bölgemize turizm hareketliliğini
teşvik için, iki yıl önce uygulanmasına son verilen charter
uçuş düzenleyen hava yolu şirketlerine yönelik yakıt
desteğinin devreye alınmasını öneriyorum. Turizm sektöründe
yaşanan bu sorunlara çözüm bulmak adına gerekli adımlar bir an
önce atılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Teşekkür ederim.
Yaşanan bu virüs salgınının bir
an önce bitmesini, Türk ekonomisine büyük katkı sağlayan turizm
sektörünün eski günlerine dönmesini diliyorum.
Ayrıca bugün, burada, milletvekili
arkadaşlarımızdan Covid tespit edilen
arkadaşlarımız oldu. Ben, tüm Covid hastalarımıza
Cenab-ı Haktan şifalar diliyorum, inşallah en kısa zamanda
bu beladan da kurtuluruz diyorum, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 32nci maddesinde yer alan
aşağıdaki ibaresinin aşağıda bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Zeynel
Özen Murat
Çepni Kemal
Bülbül
İstanbul
İzmir
Antalya
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Kemal
Peköz Dilşat
Canbaz Kaya
Muş
Adana
İstanbul
Erdal
Aydemir
Bingöl
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Sayın Gülüstan
Kılıç Koçyiğit.
Buyurun Sayın Koçyiğit. (HDP
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 239 sıra sayılı Yasa Teklifinin 32nci maddesi
üzerine söz aldım.
Bu maddenin kendisi, aslında olumlu bir
düzenleme çünkü turizm alanındaki işletmelerin en azından kira
ve borçlarını ötelemeyi içeriyor, bir yıl, başvurusuz olmak
üzere. Fakat yetersiz olduğunu ifade edelim çünkü pandemiden sadece turizm
sektörü olumsuz etkilenmedi; birçok sektör olumsuz etkilendi ve özellikle de
küçük ölçekli işletmelerin, esnafın, KOBİlerin çok ciddi
etkilendiğini biliyoruz. Onun için, bunun aslında
kapsamının genişletilmesi ve zorda olan bütün kesimler
açısından da bir iyileştirmenin yapılması
gerektiğini ifade etmem gerekiyor.
Tabii, pandemiden bahsediyoruz. Bugün TTBnin
başlattığı bir eylem var. Ben öncelikle, Covid-19
salgınıyla mücadelede yaşamını yitiren bütün
sağlık emekçilerini saygıyla, sevgiyle, rahmetle andığımı
ifade etmek istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Buradan şunu söylemek gerekiyor: Bu Meclis ilk
günlerde iyi tutumlar aldı, sağlık
çalışanlarını alkışladı. Sağlık
Bakanı bir çağrı yaptı Sağlık
çalışanlarımızı alkışlıyoruz. diye,
Hükûmet buna ciddi bir şekilde katıldı ama bugün geldiğimiz
nokta, değerli arkadaşlar, sağlık
çalışanlarının yaşamı hiçe sayılıyor.
Evet, her gün, her başımız
sıkıştığında, dişimiz
ağrıdığında, başımız ağrıdığında,
kaza geçirdiğimizde, çocuğumuz ateşlendiğinde gidip
başvurduğumuz, yanı başımızda bulduğumuz,
terminal dönemindeki bir kanser hastasının, yaşamının
son anındaki bir hastanın yanında olan sağlık
emekçileri bugün de Covid-19 hastalarının yanında, onların
iyileşmesi için, yeniden sağlıklarına, ailelerine kavuşması
için canla başla çalışıyor. Peki, sonuç ne değerli
arkadaşlar? Sonuç: Ölüyorlar. Sonuç: Tükeniyorlar. Sonuç: Onların
yaşamı hiçe sayılıyor. Kim tarafından? AKP
iktidarı tarafından değerli arkadaşlar. Kim
tarafından? Mevcut Sağlık Bakanlığı tarafından.
Yaşamlarının hiçbir değeri yok. Sistematik test
yapılmıyor, kontroller yapılmıyor, izin alma hakları
yok, istifa etme hakları yok; deyim yerindeyse, savaş alanına
sürülmüş, savaşta cephede ölümüne tutulmaya çalışılan
asker misali. Peki, buna hakkımız var mı değerli arkadaşlar?
Bir insana, öleceğini bile bile Çalışmak zorundasın. deme
hakkımız var mı? Yok. Ama biz diyoruz. Üstelik bunu söylerken de
onların hiçbir koşulunu düzeltmiyoruz, onların
yaşaması için, sağlıkları için, esenlikleri için
hiçbir önlem almıyoruz.
Herhâlde bu Mecliste Covid-19 pandemisinde
Covid-19, meslek hastalığı olsun. diye yasa teklifi veren ilk
vekillerden biriyim. Çıt çıkmıyor değerli arkadaşlar
sizlerden. Ne bekliyorsunuz? Daha kaç kişi ölecek? Kaç
meslektaşımız daha ölecek? Kaç hekim, kaç hemşire, kaç
laborant, kaç yardımcı sağlık hizmeti teknisyeni, kaç temizlik
personeli arkadaşımız daha Covid-19la mücadele ederken
yaşamını yitirecek? Sizin için hiçbir önemi yok mu değerli
arkadaşlar? Bu insanlar sadece sayı değil; bu insanlar birer
anne, birer baba, birer eş, birer can; yaşamları var,
umutları var ve gencecik yaşlarında bu pandemiyle mücadele için
yaşamlarını ortaya koyuyorlar. Bunun bir değeri
olmalı, bunun bir karşılığı olmalı, bunun
bir ederi olmalı değerli arkadaşlar. Bu, sadece üzerinden geçip
gideceğimiz, sadece rahmetle anacağımız,
anılarına bağlı kalacağımız bir mesele
değil. Artık insanları anmaktan değil, insanları
yaşatmaktan yana tutum almak zorundayız. Hani diyorsunuz ya
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Söylüyoruz işte,
sağlık çalışanlarını yaşatamıyorsunuz,
ölüyorlar işte, bağırıyorlar Tükeniyoruz. diye. Her gün
rapor açıklıyorlar, her gün sayı veriyorlar,
koşulların düzeltilmesini istiyorlar, sosyal hareketliliğin
sınırlandırılmasını istiyorlar, zorunlu meslekler
dışında, zorunlu üretim alanları dışında
çalışmanın sınırlandırılmasını
istiyorlar; herkese 1.116 lira gibi komik rakamların değil, insanca
yaşayacağı bir ücretin verilmesini istiyorlar, evde
çalışanların giderlerinin karşılanmasını,
insanca çalışacakları koşulların
sağlanmasını istiyorlar. Bunların sizin için bir önemi var
mı değerli arkadaşlar? Bir hekim, bir hemşire, bir
sağlık çalışanı bir Limak, bir Kolin, bir Cengiz
İnşaat etmiyor mu değerli arkadaşlar? Limakın,
Kolinin bu ülkeye ne faydası var? Her gün ülkemizi beton
yığınına çevirmeleri dışında, iş
kazalarında her gün canlarımızı kaybetmemiz
dışında ülkemize nasıl bir faydaları var? Ama bu
hekimler, hemşireler, sağlık çalışanları,
laborantlar, temizlik işçileri bizi yaşatıyor değerli
arkadaşlar, sizleri de yaşatıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
Hani her gün gidiyoruz ya Meclis Hastanesine; testimizi alıyorlar, test
sonucumuzu veriyorlar, tansiyonumuzu ölçüyorlar, her türlü işimizi
yapıyorlar değerli arkadaşlar, her türlü sağlık
hizmetini görüyorlar ve bizim, en azından bu Meclisin, bu kadar zorlu
koşullarda sekiz aydır, her türlü zorluğa göğüs gererek
çalışan sağlık emekçilerine bir vefa borcu olmalı.
Gelin, -hep beraber- siz getirin, biz onaylayalım; getirin, Covid-19
meslek hastalığı olsun, diğer üretim alanlarında
Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirenler için Covid-19u bir
iş kazası olarak tanımlayalım değerli arkadaşlar.
Bir kez olsun gerçekten bu halkın yararına hep beraber el
kaldıralım, hep beraber sağlık
çalışanlarını yaşamda tutalım. Onlar yaşama
tutunsunlar ki bizler de yaşama tutunalım değerli
arkadaşlar. Onlar yaşamadan biz de yaşamayacağız, bu
pandemiyle baş edemeyeceğiz.
Lütfen, herkes şapkasını önüne
koysun; insanı, toplumun sağlığını,
insanların sağlığını ve sağlık
çalışanlarının sağlığını merkeze
alan düzenlemeleri hep beraber buradan geçirelim diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
32nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
32nci madde kabul edilmiştir.
33üncü madde üzerinde 4 önerge vardır,
aynı mahiyetteki bu önergeleri birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra sayılı
Kanun Teklifinin çerçeve 33üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Muhammed
Levent Bülbül Mehmet
Doğan Kubat
İstanbul
Sakarya
İstanbul
Ramazan
Can İbrahim
Halil Fırat Recep
Özel
Kırıkkale Adıyaman Isparta
Atilla
Ödünç Orhan
Yegin Mehmet Ali
Cevheri
Bursa Ankara Şanlıurfa
Aynı mahiyetteki ikinci önergenin imza
sahipleri:
Kemal
Bülbül Zeynel
Özen Murat
Çepni
Antalya İstanbul İzmir
Erdal
Aydemir Kemal
Peköz
Bingöl Adana
Aynı mahiyetteki üçüncü önergenin imza
sahipleri:
Süleyman
Girgin Turan
Aydoğan Süleyman
Bülbül
Muğla İstanbul Aydın
Kamil
Okyay Sındır Cavit
Arı Fikret
Şahin
İzmir
Antalya Balıkesir
Mustafa
Adıgüzel Hüseyin
Yıldız
Ordu Aydın
Aynı mahiyetteki dördüncü önergenin imza
sahipleri:
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Fahrettin
Yokuş Hüseyin
Örs
Adana Konya Trabzon
İmam
Hüseyin Filiz Hasan
Subaşı Bedri
Yaşar
Gaziantep Antalya Samsun
İbrahim
Halil Oral
Ankara
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki önergelerden
ilkinin gerekçesini okutuyorum:
Mehmet Muş (İstanbul) ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önerge gerekçesi:
Gerekçe:
Önergeyle, teklifte yer alan maddenin tekraren
değerlendirilmesi amacıyla metinden çıkarılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi Bingöl Milletvekili
Sayın Erdal Aydemir.
Buyurun Sayın Aydemir. (HDP
sıralarından alkışlar)
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki ülkemiz son derece içinden
çıkılmaz bir hâl alan ekonomik kriz içerisinde, Bingöl ilinin vekili
olarak -Bingöl halkının sorunlarını Meclise
taşıma adına- Bingöl halkının, Bingöl esnafının
sorunlarını sizlerle paylaşmak isterim.
Sayın vekiller, Bingöl ili yoksullukta
Türkiyenin 2nci sırasında; Bingöl ili işsizlikte Türkiyenin
2nci sırasında; Bingöl ili açlık sınırında
Türkiyenin 2nci sırasında.
Geçen ay Bingöl ili ve ilçelerinde esnaf
ziyaretlerinde bulunduk, bütün esnaflarımızı tek tek dinledik.
Arkadaşlar, Bingöl ilinde Hacı Halim Bor isminde, yaklaşık
kırk yıldır gıda toptancılığı yapan bir
esnafımızla sohbette bulunduk. Bana dönüp dedi ki: Erdal, Bingölün
ağır sanayisini size sayıyorum -bakın, bir ilin
ağır sanayisi- bir; döner ekmek ve lokantacılar; iki, berberler;
üç, çay ocakları ve kıraathaneler; dört, cep telefonu esnafı.
Arkadaşlar, Bingölün ağır sanayisinin on sekiz yıllık
AKP iktidarında geldiği nokta maalesef ki bu. Bunlar benim
düşüncelerim değil, Bingöl ilinde yaklaşık kırk
yıldır toptan gıda esnaflığı yapmış
Hacı Halim Borun yapmış olduğu bir değerlendirme.
Arkadaşlar, buradan iktidar partisine
sesleniyorum: Bingölün ticareti, Bingölün esnafları nefes alamaz bir
durumda. Bingölde eğer biraz önce saydığım bu sektörler
iş yapamaz hâle gelirse
Ki yaklaşık 1.500-2 bine yakın
esnaf kepenk kapattı, dükkanlarını kapattılar.
Yine, bu esnaf ziyaretlerimizde
esnaflarımızla paylaştığımız husus
şuydu, dedik ki: Özellikle Bingölde esnaf odalarına
kayıtlı yaklaşık 4 bin esnafımız var, Hükûmetin
bunlara yönelik 10 bin TLlik bir hibesi olsun. Dönüp dediler ki: Bunun
kaynağı nerede? Biz de dedik ki: Eğer saray, Hükûmetin
başı Tayyip Erdoğan İtibardan tasarruf olmaz. demezse
Arkadaşlar sarayın bir günlük gideri eski parayla 10,5 trilyon lira,
yeni para birimiyle 10,5 milyon lira. Eğer saray, Tayyip Erdoğan dört
günlük bu giderinden vazgeçerse yaklaşık 40 trilyon lira eder, bu 40
trilyon lira da Bingöldeki esnafın birikmiş kirasına,
ödemediği BAĞKUR primine ilaç olacak, sarayın dört günlük
giderini, 40 trilyon lirayı eğer Bingöl esnafına hibe ederse
Bingöl esnafının sorunları çözülmüş olacak arkadaşlar.
Bakın, yine, Bingöl esnafını ziyaret
ettiğimiz zaman arkadaşlar, işsizlik had safhada. Kamu
yönetimini bitirmiş bir arkadaşımız şu anda Bingöl
ilinde bir dükkânda, bir büfede çalışıyor arkadaşlar, bu
arkadaşımızın ismi Recep Vural. Recep Vuralın bizden
talebi şuydu: Meclise gittiğiniz zaman benim bu durumumu lütfen yüksek
sesle ifade edin. dedi. Recep Vural hem kamu yönetimi mezunu hem adalet
öğretmenliği mezunu hem de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERDAL AYDEMİR (Devamla)
girmiş
olduğu sınavlarda 89 puan almış bir arkadaşımız.
Maalesef ki şu an işsiz arkadaşlar, işsiz. On sekiz
yılın AKPsinin getirdiği Türkiye gerçekliği bu. Yine,
Bingölü bilen bütün hemşerilerimize Haydarın Çayevi diye bilinen,
çay ocağında çalışan Mehmet Kılıç diye bir
arkadaşımız var, bu Mehmet Kılıç
arkadaşımız muhasebe ve işletme mezunu. Maalesef ki şu
an o da Bingölde bir çay ocağında garsonluk yapmak durumunda.
Buradan bütün Bingöllü esnaflarımıza
sesleniyorum: Eğer makul insan, mümin insan israfından
kaçınırsa Türkiyedeki bütün esnafların sorunları çözülür
arkadaşlar.
Bakın, Türkiye genelinde 2 milyon esnaf var.
Eğer yürütmenin başı Sayın Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan 2,5 milyar dolar, S400lere vermiş olduğu
parayı Türkiyenin esnaflarına harcamış olsaydı, bütün
Türkiye esnaflarına karşılıksız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Aydemir
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Son cümlelerim
Başkanım, lütfen.
BAŞKAN Son cümlenizi söyleyin lütfen.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) İstirham
ediyorum.
Arkadaşlar 2,5 milyar dolar S400lere verildi.
Türkiyedeki bütün esnaflar lütfen dinlesin: Eğer bu 2,5 milyar
doları Türkiyedeki esnaflara harcamış olsaydı bütün
Türkiye genelindeki esnaflarımıza 10 bin lira bağışta
ve hibede bulunacaktı.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim Sayın
Aydemir.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) İşte makul
mümin ve makul insanın yapması gereken buydu.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili Sayın
Hüseyin Yıldız.
Buyurun Sayın Yıldız. (CHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu madde çekildi ama
en önemli konuyu demin söylemiştik, turizm konusu. Biliyorsunuz -her
dönemde- geçen sene 34,5 milyar dolar turizm geliri geldi ve dış
açığın yüzde 90ını turizmden gelen gelirle
kapattınız. Bu sene Covidden dolayı turizm kötüye gitti ama en
büyük kötülüğü de biz kendi kendimize yapıyoruz.
Değerli milletvekilleri, özellikle AKPnin grup
başkan vekillerine sesleniyorum. Ben Aydın Milletvekiliyim,
Aydının bir köşesinde, yüzde 50si turizm kaynağıyla
geçinen bir ilçede yaşıyorum, Didim ilçesi. Didim ile Akbük
arasında şu an 400-500 tane tekne çalışıyor. Sebebi ne
biliyor musunuz? Tarım Bakanının izniyle deniz
patlıcanlarını topluyorlar. Deniz patlıcanları ne
işe yarıyor biliyor musunuz arkadaşlar? Normalde bir tane deniz
patlıcanı, yani size gösterdiğim şu deniz
patlıcanı yılda 120 bin ila 150 bin ton deniz altındaki
kumu temizliyor yani denizi temiz bırakıyor. Bunun toplam, yılda
Türkiyeden Çine ihracatımız 3 milyon dolar arkadaşlar. Bizim
-tekrar ediyorum- sadece bizim Didimde yılda turizmden gelirimiz 500 milyon
dolar. Eğer siz Tarım Bakanı olarak bu firmaya izin verirseniz
iki yıl içerisinde Didim Altınkumda, Akbükde -toplam 38 tane
koyumuz var- hiçbirisinde denize giremezsiniz değerli
arkadaşlarım. Böyle bir şey olabilir mi? Bir Tarım
Bakanı bu işi bilmeden izin veriyor 2 tane şirkete, o
şirket 300-400 tane tekneyle dünden beri Didimi yerle bir ediyor. Demin
Belediye Başkanı Deniz Atabay beni aradı, konuştuk.
Sayın Vekilim, 400 tane tekne şu an gece gündüz
çalışıyor. Değerli arkadaşlar, 3 milyon dolar bir
firma kazanacak diye her yıl 500 milyon dolar gelir gelen bir yere katliam
yaşatıyorsunuz. Onun için, ben özellikle AK PARTİnin grup
başkan vekillerinden rica ediyorum; bir an önce şu dış
işlerine bağlı yani sizin Tarım Bakanınız
maalesef Türkiye'nin Tarım Bakanı değil; bunu defalarca burada
izah ettim, maalesef yabancı şirketlerin
danışmanlığını yapan bir Bakan. Çünkü
tarımla ilgili girdileri, çıktıları bütün dış
ülkelerin ticaretle uğraşan şirketleri belirliyor
arkadaşlar. Lütfen bir an önce, bu geceden itibaren bu sorunu çözün
değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, demin yine turizmle
ilgili
Arkadaşlar burada erteleme yapıyor ama maalesef Turizm
Bakanı kendi şirketlerine ait kiralanmış otellerin
kiralarını erteliyor. Siz Didime, Kuşadasına, Aydın
esnafına gidip sordunuz mu? Küçük esnafın hiçbir kirası, bir
elektrik, bir vergisi veya bir banka borcu ertelenmedi. Önemli olan, küçük
KOBİlerin desteklemesi gerekiyor; aksi takdirde, önümüzdeki dönemde
turizme hizmet edecek bir tane esnaf bulamazsınız.
Onun için, özellikle, bir, bu deniz patlıcanlarının
avlanmasını hemen durdurmanız gerekiyor; acilen
Bakanınızı arayın, iki, deniz patlıcanlarından
yılda sadece 3 milyon dolarlık ihracat yapacağız diye 500
milyon doları göz göre göre çöpe atmayın. Didimde yaşayanlar
değil sadece, yılda 500 bin insan Didime geliyor ve denize giriyor.
Bunu yapmadığınız takdirde, yarın burada denize girme
şansımız yok. Bu nedenle, özellikle AKPnin milletvekilleri,
Aydın milletvekilleri; rica ediyorum, bir an önce bu cinayeti
durdursunlar; aksi takdirde, samimi söylüyorum, önümüzdeki dönemde, yani
önümüzdeki yazın Didime geldiğinizde hiçbirinizin denize girme
şansı yok ve her taraf leş gibi kokar. Bu nedenle, lütfen,
özellikle rica ediyorum. AK PARTİnin milletvekilleri bu işe el atsın
ve hemen o tekneleri Akbük Koyundan ve Didim Koylarından çeksinler.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
44.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldızın 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 33üncü maddesi üzerinde verilen önergeyle
ilgili yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkanım, Hüseyin Beyin anlattığı bu meseleyle
alakalı şunu ifade etmek isterim: Turizm, hakikaten bizim
açımızdan çok önemli. Zaten bizim 2023le alakalı bu pandemi
falan olmamış olsaydı 65 milyar dolar gibi bir gelir hedefimiz
vardı ve Didim de önemli bir turizm bölgesi olarak şu an
çalışılıyor, Çeşme ve Didim bölgeleri.
Bu deniz patlıcanlarının illegal
şekilde avlanması, bunların tahrip edilmesiyle alakalı çok
ağır yaptırımlar getirildi ve buna hiçbir şekilde
müsaade edilmiyor, oradaki bütün ekipmana el konuyor, tekrarı hâlinde
hapis cezasına kadar, ağır para cezalarına kadar iş
gidiyor; bununla alakalı bir sorun yok. Ben şimdi Hüseyin Beyin
bahsettiği meseleye bakacağım Bu legal midir, değil
midir? diye çünkü kanunda Turizm Bakanlığının uygun
görmesiyle izin verilebiliyor. Dolayısıyla o koyların
tamamının turizme kazandırılması gibi bir çabamız
var.
Aslında burada dikkat edilmesi gereken bir konu
da şudur: Özellikle bu sahil kesimindeki ilçelerin ve illerin arıtma
tesislerinin tamamlanması lazım. Yani arıtma tesisinin
olmaması durumunda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) -
biz
istediğimiz kadar deniz patlıcanlarıyla
uğraşalım, o arıtma tesislerinin denizde
oluşturacağı tahribatı geri çeviremiyoruz. Bir an önce
oradaki arıtma tesislerinin de bitirilmesi lazım.
Ben, Hüseyin Beyin bu anlattığı
konuya da ayrıca bakacağım, birazdan konuşacağım
kendisiyle. Genel Kurula bu bilgileri aktarmak istedim.
Sağ olun.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Sayın
Başkan
BAŞKAN Hüseyin Bey, Mehmet Bey konuyla
ilgileneceğini söyledi.
Buyurun.
45.- Aydın Milletvekili Hüseyin
Yıldızın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Grup Başkan
Vekiline teşekkür ediyorum.
Bizim, Didimde arıtma sorunumuz yok.
Cumhuriyet Halk Partili belediye olarak Didimde yapılan arıtma yirmi
yıl, otuz yıl bile yeterli oluyor. Şu an Didim Akbük
tarafında kanalizasyondan denize giden herhangi bir şeyimiz yok ama
sıkıntı şurada: Sayın Grup Başkan Vekilinin
haberi yok, maalesef Tarım Bakanlığı izin vermiş 2
firmaya. O firma da -aşağı yukarı- diğer alt firmalara
yetki vermiş. Arayabilirler; Didim ile Akbük koyları arasında
500 tane tekne çalışıyor şu an, 500 tekne. Acilen
durdurulması gerekiyor; aksi takdirde, samimi söylüyorum, bir daha böyle
65 milyar değil de 10 milyar dolar bile bulamayız.
İlgilendikleri için de AK PARTİ Grup
Başkan Vekiline teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan Vekili bu
konuyla ilgilenecektir.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239)
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde son söz İYİ PARTİ Samsun Milletvekili Sayın Bedri
Yaşara aittir.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu 33üncü madde işçi
haklarını düzenleyen, onların kıdem tazminatını
düzenleyen
Kısa çalışma süreleri sizin de bildiğiniz gibi
kıdem tazminatından sayılmıyordu, bütün gruplar bu
önergenin çekilmesini arzu etti, bizim de önergemiz o yöndeydi.
Dolayısıyla, yine bir araya gelmemizin güzel sonuçları oldu.
Biz zaman zaman söylüyoruz: Aynı zamanda,
işçilerin talebi olduğu gibi işverenlerin de talebi var. Şu
an işverenler diyor ki
Özellikle KDV alacakları var, bugün çok ciddi
oranda biriken KDV alacakları var. Bu KDV alacaklarının
yanı sıra devlete de vergi, SSK borçları var. Diyor ki: Sizin
bu yaptığınız incelemeler bayağı uzun sürüyor. Bu
incelemeler bitip kesinleştikten sonra ancak, devlet Siz, bu
kesinleşme rakamından sonra bu paralarınızı vergi veya
SSK borçlarına sayabilirsiniz. diyor. Sizin de bildiğiniz gibi,
içinde bulunduğumuz şartlarda bu dosyaların incelenmesi çok
uzunca bir süre alıyor. Bu zaman dilimi içinde ne oluyor? Vergi ve SSK
borcu olanlar devlete bu parayı ödemediği zaman devlet buna faiz
işletiyor yani vatandaşın alacağına faiz yok ama
devlet kendi alacağına faiz işletiyor. Bu önergeyi Plan ve Bütçe
Komisyonunda verdik, bakın, gecenin de sonuna geldik, burada tekrar ediyorum:
Bununla beraber, bu KDV alacaklarıyla ilgili müracaattan itibaren burada
devletin bir kaybı yok, alacağını borcuna mahsup etmiş
olacak; bunu da değiştirirsek en azından işverenler
açısından güzel bir çalışma olmuş olur.
Yine aynı şekilde önergelerimiz vardı
matrah artışıyla ilgili, stok affıyla ilgili.
Arkadaşlar, burada, ticaretin içinde bulunduğu durumdan kaynaklanan
sebeplerden dolayı bu tür muafiyetlere ihtiyaç var. Geçtiğimiz
dönemde, 2016da da 2018de de en yüksek parayı devlet matrah
artışlarından toplamıştı. Size bir kez daha bunu
hatırlatıyorum.
Tabii işçi deyince aklımıza gelen
şehirlerin başında Zonguldak geliyor. Zonguldak İl
Başkanımız Yavuz Erkmen Bey diyor ki
Zonguldak
yıllardır emeğin ve alın terinin başkenti olarak
bilinmektedir. Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri, bugün sizlerin beğenmediği
o Zonguldak kömürü cumhuriyet döneminde Ereğli ve Karabükte 2 adet demir
çelik fabrikası kurmuştur. Bugüne kadar Zonguldak kömürle hep iç içe
yaşamıştır. Zonguldak demek kömür demek; evliliklerin, düğünlerin,
merasimlerin tamamı kömüre endekslidir.
Son dönemde şöyle bir şey çıktı:
Sanki Zonguldak kömürlerinin, özellikle taş kömürünün
özelleştirilmesine yönelik kamuoyunda bir bilgi var ve hatta TTK,
Varlık Fonuna devredilecek. diye, Varlık Fonuna bağlı
Maden Holding AŞ kurulmuş, buraya devredilecek. diye söylenti var.
Tabii, KİT Komisyonunda da biz görüyoruz yani Türkiye Kömür
İşletmeleri özellikle Zonguldakta zarar ediyor. Geçmişte de
gördük ki sizler zarar eden bu kurum ve kuruluşları
özelleştirme adı altında satışa
çıkardınız. Maalesef, Anadoludaki bu işletmelerin
çoğunda şu an çalışan sayısı sıfır.
Zonguldakın akıbeti de diğer yapılan özelleştirmeler gibi
olmasın istiyor gerek işverenler gerek işçi temsilcileri,
Zonguldak için bu özelleştirmeye karşı olduklarını
ifade ediyorlar, diyorlar ki: Şu an Türkiyede üretilen taş kömürü
Türkiyedeki ihtiyacın sadece ve sadece yüzde 10unu
karşılıyor. Bunun yerine, bu işletmelere lütfen
yatırım yapın, teknolojisini geliştirelim ve bu üretimler
devam etsin çünkü Türkiyedeki taş kömürünün kalitesi dünya
standartlarına baktığınız zaman oldukça yüksek.
Bugün, Türkiye çok ciddi oranda da ithal kömüre
muhatap, dolayısıyla kendi kaynaklarımız varken ithal
kömüre milyon dolarlar ödüyoruz. Bunun yerine -Zonguldak milletvekilimiz de
burada- madenlere devlet yatırım yapsın, teknolojisini
geliştirsin, birim başına düşen üretim maliyetleri
düşsün, Zonguldakta üretim devam etsin. Bakın, bugün işçilerle
ilgili güzel bir haber verdik. İnşallah, Zonguldaka da bu manada
güzel haberleri hep beraber verelim, teknolojisini yenileyelim. Zonguldakta
üretim devam etsin, milletin de yüzü gülsün. diyor Zonguldak İl
Başkanımız Yavuz Erkmen Bey.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmiştir.
Böylece 33uncu madde metinden
çıkarılmıştır.
Herhangi bir karışıklığa
mahal vermemek için mevcut madde numaraları üzerinden görüşmelere
devam edeceğiz. Madde numaraları, kanun yazımı esnasında
teselsül ettirilecektir.
34üncü madde üzerinde 1 önerge vardır.
Önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 34üncü maddesinde yer alan
kaldırılmıştır ibaresinin
çıkarılmıştır ibaresiyle değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu Hüseyin
Örs Fahrettin
Yokuş
Adana Trabzon Konya
İmam Hüseyin Filiz Hasan
Subaşı Arslan
Kabukcuoğlu
Gaziantep Antalya Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İYİ PARTİ Eskişehir Milletvekili Sayın Arslan
Kabukcuoğlu.
Buyurun Sayın Kabukcuoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, bu idari bir şey,
teknik bir şey değil diye, zannediyorum Meclis fazla ilgi göstermiyor
ama son derece önemli ve kritik bir madde bence. 239 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 34üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum,
yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Düzenlemeyle 4904 sayılı Kanunun 14üncü
maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılarak, kamu
görevlisi olan Türkiye İş Kurumu çalışanlarının,
memuriyet ve hizmetlerini yerine getirirken işledikleri görev suçları
nedeniyle ceza soruşturması ve kovuşturmasına tabi
tutulmalarına ilişkin usul ve esasları düzenleyen 4483
sayılı Kanun, kapsamına alınması amaçlanmaktadır.
4483 sayılı Kanun kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle
işledikleri suçlardan dolayı ileri sürülen iddia ve şikâyetler
nedeniyle gereksiz ithamlarla rahatsız edilmemeleri, bir anlamda bu tür
şikâyetleri kullanarak işlerin aksatılmaması için idari bir
güvence olarak getirildiği kabul edilmiştir. Ceza
soruşturması öncesi bir süzgeç mahiyetinde düzenlenmiş olan bu
sistemde, soruşturma aşamasına geçebilmek için idari mercilerin
soruşturma izni verilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Memur ve kamu
görevlileri haklarında özel bir soruşturma ve yargılama
sisteminin öngörülmesi, ceza yargılamasının genel
işleyişini çok yakından ilgilendirmektedir. Birçok olayda
soruşturmanın bu prosedürler sebebiyle geciktiğine yönelik
yakınmalar da vardır.
Kamu görevlilerinin özel bir soruşturma usulüne
tabi kılınmasının, kamu hizmetinin
devamlılığını sağlamak ve idarenin otorite ve
kudretinin sarsılmasını önlemek amacıyla benimsendiği
anlaşılmaktadır. Ne var ki, bugün, çoğu ülkelerde
artık bu kamu görevlileri için özel yargılama sistemi
uygulanmamaktadır. Danıştay ise memurların özel
soruşturması için, memurların görevinden doğan ya da
görevleri sırasında işledikleri ileri sürülen suçlarda özel soruşturma
yöntemine tabi tutulmalarının, görevlerinin gerektirdiğini ve
düzenli bir biçimde yerine getirilmesini sağlayacağını
bildirmiştir. Bu yöntemin memurun şahsı için değil,
memuriyet görevinin teminatı için olduğu, bu tür bir güvence
ihtiyacının kamu hizmetlerinin birtakım özel ilkelere ve
yöntemlere bağlanmış olmasından
kaynaklandığının altı çizilmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
devletlerin kamu görevlilerine isnat edilen iddialarla ilgili etkin bir
soruşturmanın belli nitelikleri haiz olmasını istemektedir.
Eğer ki kamu hizmetinin devamlılığı için kamu
görevlilerini her isnatta ve iddiada savcı karşısına
çıkarmayıp izne tabi bir mekanizma kurmuşsak bu
mekanizmanın pratikte bazı özellikleri olması gerekir.
Soruşturma yapmakla sorumlu olan kimse bağımsız ve
tarafsız olmalıdır. Kamu görevlisinin suçlandığı
olaya dair deliller güvence altına alınmalıdır.
Soruşturma derhâl başlatılmalı, makul bir sürede
sonlandırılmalıdır.
İdare yürütmenin bir organı olup siyasi
iktidara bağlı olduğu düşünüldüğünde, soruşturma
izninin şahsi değerlendirmelerde kullanılması, birtakım
ayrıcalıklar tanınarak subjektif bir yargı muafiyetine
dönüşmesi hukuk devleti ilkesini zedeleme potansiyeli
taşımaktadır. Dileriz 4483 sayılı Kanunda yer alan bu
özel soruşturma mekanizmasını işletirken yukarıda
sayılan kurallara uyulur.
Saygılarımı sunarım.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
34üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
34üncü madde kabul edilmiştir.
35inci maddede 1 önerge vardır, okutup
işleme aldırıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Hakkında Kanun Teklifinin 35inci maddesinde yer
alan değiştirilmiştir ibaresinin yeniden düzenlenmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Hasan
Subaşı Fahrettin
Yokuş
Trabzon Antalya Konya
Mehmet Metanet Çulhaoğlu İmam Hüseyin Filiz
Adana Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İYİ PARTİ Gaziantep Milletvekili Sayın İmam Hüseyin
Filiz.
Buyurun Sayın Filiz. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 35inci maddesi üzerinde İYİ
PARTİ Grubumuzun vermiş olduğu önergeyle ilgili söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Bu maddeyle 13/12/2004 tarihli ve 5275
sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun geçici 9uncu maddesinin (5)inci fıkrasında yer alan üç
kez ibaresi yedi kez ve (6)ncı fıkrasında yer alan
31/12/2020 ibaresi 31/7/2021 şeklinde değiştirilerek
Covid-19 tedbirleri çerçevesinde denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan
hükümlüler için belirlenen süre ileri taşınmaktadır. Bu madde
isabetlidir, katılıyoruz.
Değerli milletvekilleri, tüm dünyanın
korkulu rüyası hâline gelen coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden
kişi sayısı dünya genelinde 1 milyon 248 bin, virüs tespit
edilen toplam kişi sayısı 49 milyon 667 bin, dünya genelinde
hastalığı yenerek iyileşenlerin sayısı ise 33
milyon 706 bindir.
Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı
tarafından bugün açıklanan verilere göre, şu ana kadar 402.053
hasta olduğu, 11.145 hastanın vefat ettiği ve 344.613
hastanın iyileştiği tespit edilmiştir. Son günlerde
maalesef hasta sayımızda büyük artışlar olmuştur, sıkıntılarımız
her geçen gün büyüyor.
Değerli milletvekilleri, tarihçiler salgın
hastalıkları toplumsal birçok değişime yol açan ve
değişimi hızlandıran önemli bir etken olarak
değerlendirmektedir. Yayılma hızıyla dünyayı derinden
sarsan coronavirüs uzun süre hayatımızı etkileyecek gibi
görünüyor. Bu virüsün ortaya çıkmasının ve
yayılmasının bazı toplumsal nedenleri ve sonuçları o
kadar önemli ki, belki de kişisel olarak bugüne kadar var olan günlük
yaşantımızı sorgulamamıza, tüm kurumların
işleyişini ve devletlerin politik mekanizmalarını yeniden
düşünmelerine yol açmaktadır.
Bizler bu rekabetçi ortamda hayatı bireyci bir
yarış olarak algılarken belki de Covid-19 gerçeğiyle
kelimenin tam anlamıyla burun buruna gelince aslında bu yaşam
tarzının ne kadar yıpratıcı ve
yalnızlaştırıcı olduğunu anladık. Tıp
bilimi her ne kadar ilerlese de bazı hastalıklar ve ölüm
karşısında hâlâ kırılgan ve çaresiz hissediyoruz. Bu
Ben yaptım olducu dünya düzeninin getirdiği yalnızlık
hissi de olumsuz hisleri pekiştiriyor. Bu virüs yüzünden toplumsal
hayatımızın sekteye uğramasını ve bunun insanlarımızda
yol açtığı yalnızlık hissini, ancak
başkalarının yararını da kendi yararımız
gibi gözeterek aşabiliriz. Herkes evine kapanıyor, 65 yaş üstüne
ilave sınırlamalar var. Eve kapanmak iyi de, altyapısı
sorunlu olan eski evlerde kalabalık düzende oturanları ve aile içi
şiddet görenleri daha çok zorluyor, onlar daha zor durumdalar. Aynı
şekilde, üzerinde konuştuğumuz bu maddeye konu olan tutuklular
Coivid-19 korkusunu çok daha farklı bir boyutta yaşıyorlar. Bu arada,
sağlık çalışanlarının emeklerinin ödenemeyeceğini,
Covid-19un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi
gerektiğini ve vefat edenlerin de görev şehidi
sayılmalarını çok yerinde görüyorum. Vefat eden sağlık
çalışanlarının hepsine rahmet diliyorum.
Bugünlerde bir diğerimizin yaşam ve
sağlık koşullarının iyileşmesine az da olsa
katkımız olmalı, yaşadığımız süreç
içinde yaptığımız katkılar aslında
vicdanımızı rahatlatmak için değil, bu dünyada hepimizin
aynı teknede olduğu, yaşamımızı sürdürebilmek
adına birbirimize bağımlı olduğumuz
anlayışından kaynaklanmalıdır; devletlerin
politikaları da bu çerçevede olmalıdır.
Öyle ümit etmek istiyorum ki, Covid-19un uzun
vadede toplumsal sonuçları küresel, neoliberal sistemin
dayattığı rekabetçi, bireyci ve
yalnızlaştırıcı düzeni biraz kırarak
dayanışmacı ve paylaşımcı eğilimlerin
artması, adil yönetimin gerçekleşmesi ve devletlerin, milletlerin
refahı için rekabet yerine birbirleriyle kooperasyona girmeleri yani
birlikte hareket etmeleri yönünde olur diyor, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
35inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
35inci madde kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.46
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati:22.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak Gazel (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-------0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu
açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
36ncı maddede 2 önerge vardır, önergeleri
okutup işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 36ncı maddesinin
kanun teklifinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül Zeynel Özen Ömer Faruk Gergerlioğlu
Antalya İstanbul Kocaeli
Erdal Aydemir Murat Çepni Kemal Peköz
Bingöl İzmir Adana
Dilşat
Canbaz Kaya
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi Kocaeli Milletvekili
Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu.
Buyurun Sayın
Gergerlioğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün ben size KHKyle ihraç edilmiş yüzbinlerce
emekçiden birisi olan, bir direnişçi olan Nazan Bozkurttan
bahsedeceğim, onun mektubunu okuyacağım.
Nazan Bozkurtu size
tanıtayım. Bize çok uzak değil, biraz ileride,
Kızılayda, Yüksel Caddesinde, 23 Ocak 2017de ihraç edildikten
sonra üç yıldır öğlen, akşam İşimi geri
istiyorum. diye eylem yapan bir insandır. Nazan Bozkurt üç
yıldır bu eylemini yapıyor ve kendisi bir sosyalisttir. Bir
sosyalisttir ama sadece sosyalistleri değil, zulme uğrayan herkesi,
tüm mazlumları kucaklayan bir insandır ve bunun
karşılığında da önemli bedeller ödemiştir.
Bakın, Nazan Bozkurt, Yüksel Caddesinde İşimi geri istiyorum.
sadece İşimi geri istiyorum. dediği için ne yapıldı?
Polis tarafından darp edildi, elmacık kemiği kırıldı,
görme kaybı tehlikesi yaşadı ve ne oldu biliyor musunuz? Polise
hiçbir şey olmadı. Götürüldüğü adli muayenelerin
parasını ödemek zorunda kaldı. İşte, Türkiye böyle bir
yer.
Nazan Bozkurt, Hazreti Alinin bir sözünü
gerçekleştiriyor. Hazreti Ali diyor ki: Bir zulme engel
olamıyorsanız onu herkese duyurun. o da öyle yapmaya
çalışıyor. Ve bundan dolayı üç yıldır
yaptığı Yüksel direnişinden dolayı cezaevine girdi,
Gebze Cezaevinde üç aydır.
Bana 1 mektup yollamış Nazan Bozkurt ve o
mektubu ben size okumak isterim arkadaşlar. Diyor ki: Merhaba Ömer Bey,
hikâyemi biliyorsunuz. Önce sorgusuz sualsiz ihraç edildik, sonra bu yasa
dışı işleme karşı yargı yolu
kapatıldı, İŞKUR ve SGK tarafından fişlendik, tüm
kapılar yüzümüze kapandı hatta bir iktidar yetkilisi tarafından
ağaç kökü yemeye teşvik edildik, isimlerimiz internette
yayınlanarak fişlendik. 140 bin kişiydik, kimimiz öldük, kimimiz
hayata küstük, kimimiz direndik. Öyle kolay gitmedi ölenlerimiz, kansere
yakalanıp acı çekerek, inşaattan düşen öğretmenler
olarak, pazarcılık yaparken Covide yakalanarak, Meriçte
boğularak, bir sabah namazında kalbimiz durarak,
dışlanarak, ötelenerek, selam sabah kesilerek acılar içinde can
verdik. Ve biz haksız, hukuksuz ihraçlara direnen Yüksel
direnişçileri, Nuriye Gülmenin, 9 Kasım 2016da İnsan
Hakları Anıtına attığı adımı,
adımlarımızla çoğaltarak Nuriye ve Semihin üç yüz yirmi
dört gün hücre hücre eriyen bedenlerinde vücut bulan bir umudumuz var, o da
direnmek deyip bunun bedelini yerlerde sürüklenerek, gözümüz çıkarılarak,
her gün sokakta işkence edilerek ödedik. Ekmeğimizi elimizden alan
siz ey zalimler, bu aşağılanmaya daha fazla dayanamayıp
kendini asan Sevgi Hemşirenin geride kalan 3 öksüz evladına Annesizlik
nasıl bir duygu? diye sormuyorsanız. demiş.
Bu arada size bir hikâye anlatacağım.
Bakın, Ispartada Sevgi Hemşire, KHKyle ihraç edilmişti, 2
çocuğu vardı ve hamileydi, eşi de ihraç edilmişti; neye
uğradıklarını şaşırmışlardı.
Maddi ve manevi büyük zorluklar yaşıyorlardı. Hamile kadın
depresyona girmişti ve bir türlü atlatamıyordu, çocuğu
doğdu atlatamıyordu, sekiz buçuk aylık olmuştu ve yine
kötüydü. Bir gün eve eşi geldi, kapıyı açtı, evde garip bir
sessizlik vardı, odanın kapısını açtı. Bir de ne
görsün? Tavana asılan ipe kendini asmış Sevgi Balcı vardı.
Biri sekiz buçuk aylık bebek olmak üzere 3 çocuk annesi olan, bir KHKyle
ihraç edilmiş, Hemşire Hanım Sevgi Balcı kendini
asmıştı, hayattan vazgeçmişti. İktidarınız
insanları o kadar çaresiz bir hâle soktu ki, o kadar mahvetti ki, o kadar
evler yıktı, ocaklar söndürdü ki işte bunun gibi en az 80
kişi intihar etti. Çok büyük suç ve günahlar sahibisiniz, büyük veballer
sahibisiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Bakın, ben bütün bunlar sonrasında Nazan Bozkurtun bu mektubunu size
okumayı bir borç bildim. Çünkü Nazan Bozkurt bir zulme engel
olamıyordu ama sonuna kadar onu duyurmaya çalışıyordu. Ben
Nazan Bozkurtu tebrik ediyorum ve ona, Gebze Cezaevindeki Nazan Bozkurta
buradan diyorum ki: Nazan, üç ay içeri girdin ama sesin
kısılmadı. Sesini bu Mecliste tüm milletvekillerine, tüm millete
duyurduk ama bütün bunlar sonrasında ben hâlâ susan iktidar yetkililerini
de tövbeye çağırıyorum, Nasuh tövbesine
çağırıyorum. Bu kadar cinayetlere sebep oldunuz Tövbe edin.
diyorum ve bu aslan yürekli kahraman kadını yüreğinden öpüyorum,
tebrik ediyorum. Nazan Bozkurt diren. diyorum; mutlaka bir gün
kazanacaksın, cezaevindesin, zindandasın ama sesin tüm dünyaya
duyuruluyor. (HDP sıralarından alkışlar)
MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman)
Konuşmaların hiçbir samimiyeti yok.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Muş, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
46.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 36ncı maddesi üzerinde verilen
önergeyle ilgili yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, bir kere, hatibin bize yönelik suçlamalarını kesinlikle
reddediyorum. Burada dile getirdiği unsurlarla alakalı hukuk
mekanizmaları açıktır. İlgili komisyonlara müracaat
yolları açıktır. Türkiye bir darbe teşebbüsü
atlatmıştır ve burada çeşitli tedbirler
alınmıştır, bunlarla ilgili insanların müracaat
edeceği alanlar açıktır. Orada hak kaybına
uğrayanlardan veya uğradığını düşünenlerden
müracaat etmek suretiyle görevinin başına döndürülenler
olmuştur. Dolayısıyla, bunlar bir hukuk mekanizması
içerisinde işlemektedir. Burada atmış olduğu
iftiraları kesinlikle reddettiğimizi bir kere daha ifade etmek
isterim.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
İftira atmıyorum, hepsi gerçektir.
Söz hakkı istiyorum.
Ben kesinlikle iftira atmıyorum, her şey
belgelidir.
BAŞKAN Buyurun, yerinizden bir dakika
veriyorum.
47.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı iadelerine
ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
KHK zulmü karşısında milyonlarca
kişiyi etkilemiş, insanları perişan etmiş ve büyük
sosyal dışlamalara neden olmuş bu zulüm
karşısında
Ki zulmen içeri atılan bir kişiyi örnek
veriyorum, onu darbeden polisin hiçbir ceza almadığı ama Sadece
işimi geri istiyorum. diyen bir insanın zulme uğrayıp
cezaevine atıldığı bir anı hatırlatıyorum
size ve bu insanın suçlanma gerekçesi Sen eylemlerde ısrar
ediyordun. denmesiydi.
Sevgi Balcı Hemşireyi anlattım, hiç
mi vicdanınız sızlamıyor. AK PARTİ Grubuna soruyorum:
Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? En az böyle 80 kişi
intihar etti. İnsandan bahsediyorum ya, bebek sahibi insanlardan
bahsediyorum, hamile insanlardan bahsediyorum, evlerini
yıktığınız, ocaklarını söndürdüğünüz
insanlardan bahsediyorum. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 36ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Madde 36 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 40ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan tablonun
16ncı sırası ile dördüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Kapsamdaki İşler/
İş Yerleri |
Kapsamdaki
Sigortalılar |
Eklenecek Gün
Sayısı |
16 1 5953
Sayılı Kanunun 1inci maddesi kapsamına giren iş yerleri Basın
müşavirlikleri |
a) 5953 sayılı
Kanun kapsamına tabi olarak
çalışan sigortalılar Gazetecilik yaparken kamu
kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde
istihdam edilen sigortalılar |
90 gün |
a) 16 2 a) Solunum ve cilt
yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle
çalışan iş yerleri b) Fazla gürültü ve ihtizaz
yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan
iş yerleri, c) Doğrudan doğruya
yüksek hararete maruz bulunarak çalışan iş yerleri d) Fazla ve devamlı adali
gayret sarf edilerek iş yapılan iş yerleri, e) Tabii
ışığın hiç olmadığı ve
münhasıran suni ışık altında çalışan
iş yerleri, f)
Günlük mesainin yarıdan
fazlası saat 20.00den sonra çalışarak yapılan iş
yerleri, |
II Basım ve gazetecilik
iş yerlerinden 4857 sayılı Kanun ve değişikliklerine
göre çalışan sigortalılar. |
90 gün |
|
|
|
Yukarıdaki fıkrada belirtilen yaş
haddi indiriminden yararlanabilmek için ölüm ve malûliyet halleri ile (18)
numaralı sırada bulunanlar hariç tablonun diğer
sıralarında yer alan sigortalıların en az 1800 gün
belirtilen iş yeri ve işlerde çalışmış olmaları
şarttır.
Cavit
Arı Turan
Aydoğan Süleyman
Bülbül
Antalya İstanbul Aydın
Mustafa
Adıgüzel Kamil
Okyay Sındır Fikret
Şahin
Ordu İzmir Balıkesir
Utku
Çakırözer Süleyman
Girgin
Eskişehir Muğla
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Cumhuriyet
Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Sayın Utku Çakırözer.
Buyurun Sayın Çakırözer. (CHP
sıralarından alkışlar)
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, gazetecilik
dünyadaki en riskli mesleklerden biridir. Gecesi gündüzü, yazı
kışı yoktur. Savaşlardan doğal afetlere her türlü
hayati risk içeren ortamda ön cephede gazeteciler vardır. Mesaisi
akşam beşte asla bitmez. Zaten krizler, afetler de sıklıkla
gece yaşanır. Yirmi dört saat boyunca zihninde haberle, görüntüyle
yatar kalkar. Hafta sonu ve bayram tatilleri hep yarımdır.
Gazetecilerin yaşadığı bu yıpranma, teknolojik
ilerlemeler sonrasında azalmaz tersine artar.
1977 yılından bu yana, 2008-2013
arasındaki istisnayı saymazsak, gazeteciler de diğer bazı
yıpratıcı işlerde çalışanlarla birlikte fiilî
hizmet zammından yararlanmaktaydı. Ancak, Anayasa Mahkemesinin
şubat ayında yayınlanan kararıyla bu hak ellerinden
alındı. Yeni düzenleme için verilen süre dolmadan, Meclisimizde
gazetecilerin hak kaybına uğramaması için düzenleme
yapılıyor olması olumludur. Ancak getirilen düzenleme çok
yetersiz, çok eksiktir. Bu hâliyle mağduriyetleri ortadan
kaldırmayacaktır. Öncelikle, gazetecilerin yıpranma
hakkının sadece basın kartı sahibi olma koşuluna
bağlanması baştan eşitsizlik yaratmakta.
Basın kartlarının devlet
tarafından veriliyor olması meslek örgütleri tarafından öteden
beri eleştirilmiştir. Kurulan tek adam yönetimi de
çıkardığı yeni basın kartları yönetmeliğiyle
gazeteciliği terör faaliyetiyle eş tutmuş, basın kartı
verilmesini soyut koşullara bağlayarak
zorlaştırmıştır. Yine soyut gerekçelerle saray
yönetiminin keyfî kart iptallerinin de önü açılmıştır.
Geçtiğimiz aylarda, binlerce gazetecinin basın kartları iptal
edilirken yüzlerce gazetecinin de hak ettiği kartlar hiç verilmemiş
ya da aylarca sebepsiz bekletilmiştir. Yani, basın kartı
engellenen gazetecilerin özlük haklarını da bu yönetmeliğe göre
düzenlemek binlerce basın çalışanını ikinci kez
mağdur edecektir.
Önümüzdeki düzenlemenin ikinci büyük eksiği
ise, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında
çalışan ve bilfiil gazetecilik yapan binlerce basın çalışanını
kapsam dışı bırakmasıdır. Yüzlerce internet haber
sitesinde, yerel basın kuruluşlarında bu şekilde
çalıştırılan binlerce gazeteci de mutlaka kapsam altına
alınmalıdır.
Ayrıca, gazetenin basılması için her
tür zehirli maddeyle yüz yüze çalışmak zorunda kalan matbaa
emekçilerimiz de mutlaka yıpranma hakkından
faydalandırılmalıdır. Son olarak, gazeteciler de dâhil
yıpranma hakkından faydalanacak tüm çalışanlar için on
yıl bekleme şartı beş yıla indirilmelidir.
Değerli arkadaşlarım, eksikleri
burada giderebilirsek gazetecilerin yıpranma hakkını
hakkaniyetli biçimde çözmüş; basın özgürlüğüne, halkın
haber alma hakkının korunmasına önemli bir kazanım
sağlamış oluruz. Ancak düzenleme bu şekliyle
kanunlaşırsa fiilen gazetecilik yapan basın
çalışanlarının yüzde 60ı yıpranma hakkından
faydalanamayacak, hak kaybına uğrayacaktır.
Değerli arkadaşlarım, şunu da
dikkatinize getirmek isterim ki Türkiyede kime basın kartı
verileceğine, kimin gazeteci olduğuna devlet karar vermemelidir.
Aynı, kimin avukatlık yapabileceğine baroların karar
verdiği gibi basın kartları da meslek örgütleri tarafından
verilmelidir. Türkiyede kimin gazeteci olacağına karar veren tek
adam yönetimi, maalesef, hangi durumda gazetecilik yapılacağına,
hangi durumda suskun kalınacağına da yine tek başına
karar vermekte. Beceriksiz, liyakatsiz ellerde ekonomide derin buhran
yaşanırken; yurttaşlarımız işsizlik, yoksulluk
altında ezilirken Hazine ve Maliye Bakanı istifa etti. Bu,
dünyanın neresinde olursa olsun büyük haberdir ama demokrasiden, hukuktan,
denge denetlemeden kopmuş ülkemizde yüzlerce ulusal ve yerel gazete, radyo
ve televizyon tarafından bir değil, beş değil, on
değil tam yirmi yedi saat bu haber görmezden gelindi.
Vergilerimizden maaşları ödenen Anadolu
Ajansı ve TRTyle anlı şanlı özel ajanslar, gazeteler,
televizyonlar suskunluğa gömüldü. Milyonlarca yurttaşımız
olanı biteni, habercilik yapmakta kararlı bir avuç özgür basın
kuruluşu ile yabancı ajanslardan takip edebildi. 20 küsur yıl
severek yaptığım gazetecilik mesleğinin içine düştüğü
bu durumdan büyük utanç duydum. Yirmi yedi saat boyunca üç maymun misali
suskunluğa gömülen bu basın kuruluşları ve yöneticileri
sadece meslek ahlakına değil halkın haber alma hakkına da
ihanet ettiler. Halk adına demokrasinin, kamu çıkarının
koruyuculuğunu yapması gereken basının tamamen, tek adam
yönetiminin bekçiliğine soyunması kabul edilemez. Yaşanan
rezalet şunu açıkça göstermekte: Türkiyede basın
özgürlüğünün önündeki en önemli engel siyaset ile medya sahipliğinin
iç içe geçmesi, siyasetin basını kontrol etmesidir.
Değerli arkadaşlarım, sözde, biz bu
Meclisten yargı reformu çıkardık ama gazeteciler
yargılanmaya devam ediyor. Bakın, az önce internete düştü:
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil üç yıl önce katıldığı
bir televizyon programında, bir bakanla gezmeye gitmeyeceğini
söylediği için beş ay hapis cezasına
çarptırıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) Akılla,
mantıkla bağdaşır işler değil; Oda TV yazarı
Müyesser Yıldız casusluk, devletin gizli belgelerini açıklama
gibi ağır iddialarla haksız, hukuksuz beş buçuk ay zindanda
tutuldu. Sonra, önceki gün ilk duruşmada tahliye edildi ama çilesi
bitmedi; inanması güç ama savcı, tahliyeden saatler sonra yeniden
tutukluluk istedi. Aynısı, bugün itibarıyla tam bin beş yüz
üç gündür cezaevinde tutulan yazar Ahmet Altanın başına geldi;
gazete yazıları ve televizyon yorumu nedeniyle önce müebbet hapse
sonra on yıl hapse mahkûm edildi, yattığı süre göz önünde
tutularak tahliye edildi ama savcının talebi üzerine yeniden
Silivriye gönderildi.
Yargı eliyle yapılan bu
haksızlıklar sadece mağduriyet yaratmıyor, ülkemizin
dünyadaki itibarını da zedeliyor.
Bakın, Cumhuriyet gazetesinin eski yönetici ve
yazarları teröre destek suçlamasıyla aylarca cezaevinde
yatırıldılar ama ne oldu? İşte dün AİHM hepsinin
hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Bu tutuklulukların
haksız, hukuksuz olduğunu tüm dünyaya duyurdu.
Bu vahim hatalardan ders
çıkarılmıyor, son dokuz ayda 29 gazeteci yazar mahkûm oldu, 20
gazeteci tutuklandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son cümlenizi alayım.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) Son selamlamayı
yaparak bitireyim Sayın Başkan.
57 gazeteciye yeni soruşturma açıldı,
65 gazeteci gözaltına alındı.
Bakın, Sözcü davasında Emin Çölaşan,
Necati Doğru, Metin Yılmaz, FETÖcülükten mahkûm edildiler; Halk TV,
Tele 1 günlerce karartıldı; Cumhuriyet, Evrensel, Birgün, Karar,
Yeniçağ gibi az sayıda gerçeğin peşindeki gazeteye ilan ambargoları
uygulandı. Biz burada reform yaptık; haber, eleştiri suç
olmayacak diye kendimizi kandırırken gazeteciler haberi,
eleştirisi, sosyal medya paylaşımı nedeniyle
yargılanmaya, tutuklanmaya devam ediyor.
Değerli arkadaşlarım, bu yasak,
baskı ve sansür ortamından çıkışın tek yolu, tek
ama tek yolu güçler ayrılığına dayalı bir hukuk
devletidir, demokrasidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
36ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
36ncı madde kabul edilmiştir.
37nci maddede 1 önerge vardır, önergeyi okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 37nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Muhammed
Levent Bülbül Ramazan
Can
İstanbul Sakarya Kırıkkale
Mehmet
Doğan Kubat Recep
Özel Atilla
Ödünç
İstanbul Isparta Bursa
İbrahim
Halil Fırat Mehmet
Ali Cevheri Orhan
Yegin
Adıyaman Şanlıurfa Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Gerekçe
Gerekçe:
Önergeyle, teklifte yer alan maddenin tekraren
değerlendirilmesi amacıyla metinden çıkarılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Böylece, 37nci madde metinden
çıkarılmıştır.
Herhangi bir karışıklığa
mahal vermemek için mevcut madde numaraları üzerinden görüşmelere
devam edeceğiz. Madde numaraları kanun yazımı
esnasında teselsül ettirilecektir.
38inci madde üzerinde 2 önerge vardır, okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
38inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Madde 38 - 5510 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 82 - 2020 yılında
götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi yapılmış
üniversite sağlık hizmeti sunucularının Kuruma 31/12/2020
tarihine kadar bu sözleşme kapsamında verdikleri tedavi hizmetlerine
ilişkin toplam tahakkuk tutarının götürü bedel sözleşme
tutarından düşük olması durumunda, aradaki fark terkin edilir.
Terkin edilen tutar Hazineden tahsil edilir.
Bu maddeye ilişkin usul ve esaslar Hazine ve
Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca
belirlenir.
Süleyman
Girgin Kamil Okyay
Sındır Fikret
Şahin
Muğla İzmir Balıkesir
Turan
Aydoğan Cavit
Arı Süleyman
Bülbül
İstanbul Antalya Aydın
Tekin
Bingöl
Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen,
Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Sayın Tekin Bingöl.
Buyurun Sayın Bingöl. (CHP
sıralarından alkışlar)
TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Hepimiz zor
koşullarda çalışıyoruz ama pandemiyle mücadele bir
savaş. Bu savaşın ön cephesindeki kahramanlar sağlık
çalışanları ve şu ana kadar maalesef, 145 sağlık
emekçisi hayatını kaybetti. Bunların her birisi şehit ve
maalesef, biz bu sağlık çalışanlarına karşı
son derece duyarsızız. Bizim süratle yapmamız gereken birkaç
şey varsa bunların başında da bu Covid-19 belasını
meslek hastalıkları grubuna almamız, yine, sağlık
çalışanlarından hayatını kaybedenleri şehit
olarak nitelendirmemiz gerekiyor. Bunu yapma iradesi var mı bu
Parlamentoda? Maalesef, iktidar mensuplarında yok. Çünkü tek adam
yönetimi, şirketleşen bir yönetim anlayışı mutlak
itaati gerektirdiği için böyle bir şeyi bağımsız bir
şekilde, kendi özgür iradeleriyle bu Parlamentoya getiremezler. Biz
dayatacağız, direneceğiz. Sağlık emekçilerinin bu
özverili, bu sıkıntılı, bu stresli süreçte
yaptıkları çalışmaları hiç kimse ama zerre kadar
vicdanı olan hiç kimse göz ardı etmemeli.
Değerli arkadaşlarım, görüşülen
madde 38inci madde. 43 üniversite hastanesinin 2020 yılındaki 12
milyar liralık ödeneğinin 3 milyarının terkinini öngörüyor,
böyle bir düzenleme. Gören de zanneder ki hastanelere bir lütuf
bahşediliyor. Oysa şu anda üniversite hastaneleri başta olmak
üzere bütün hastanelerin içinde bulunduğu koşullar inanılmaz zor
ve muhtemeldir ki bir süre sonra bu hastanelerde ameliyatlar dahi
yapılamayacak, tetkikler dahi yapılamayacak. Bunu niçin söylüyorum?
Bakın, utanç verici bir durum söz konusu. Bir yabancı firma grubu
Türkiyedeki hastanelere tıbbi cihaz ve ilaç satıyor. 2,7 milyar
dolar alacakları var. Alacaklarını tahsil edemiyorlar. Ne
yapıyorlar? Büyükelçilerine Türkiyeyi şikâyet ediyorlar Bizim
alacaklarımızı Türkiye Hükûmeti ödemiyor. diye. Hiçbirimizin
hiçbir yerde karşılaşmadığı, görmediği,
sümen altı edilen bu gerçeği büyükelçi ifşa ediyor, kendi
yurttaşlarının alacaklarını tahsil adına. Bundan
daha büyük bir utanç olabilir mi? Çünkü şirketleşerek devlet yöneten
anlayış iflas etmiştir, ekonomisi iflas etmiştir,
dış politikası iflas etmiştir, eğitimi iflas
etmiştir. Borç bununla sınırlı kalsa amenna; otuz
aylık alacağı olan tıbbi cihaz ve ilaç veren firmalar var,
otuz ay. Bu firmalara şöyle bir öneri getiriliyor: Gelin,
alacaklarınızın yüzde 25inden vazgeçin ve uzun vadeli bir plan
yapalım, taksitle ödeyelim. Evet, acaba siz bu öneriyi müşteri
garantili yol yapan, köprü yapan yandaşlarınıza yapabilir
misiniz? Onlara anında ödemelerini yapıyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sağlık Bakanlığının
2020 bütçesi 58 milyar lira. Bunun yarısı sağlık
emekçilerinin maaşına, sigortasına, vergisine gidiyor, 15 milyar
lirası işte o bahsettiğim şehir hastanelerine ödeniyor,
geri kalan 14 milyar lirayla da gelin, Türkiyedeki bütün hastaneler -üniversite
hastaneleri dâhil- ameliyat yapsınlar, tetkik yapsınlar, hasta
muayene etsinler; bu bir mucize! Yani iflas eden devlet
anlayışı, maalesef, üniversitelere ve devletin bütün
kurumlarına yansımış durumda.
Peki, üniversiteler sadece ekonomik olarak mı
zor durumda? Üniversiteler bilimsellikten ve çağdaşlıktan
uzaklaştırıldı. Önce FETÖ mensupları üniversitelere
rektör ve dekan atandı. Bunlar öyle bir anlayışla yönettiler ki
sonra ortaklık bozulunca onlardan vazgeçtiler, yerlerine başka
tarikatlara ve cemaatlere mensup şahısları, liyakate
bakılmaksızın, bilgi birikimine bakılmaksınız
getirip oralara rektör yaptılar, dekan yaptılar. Peki, ne oldu? Bir
şartla, daha katı bir anlayışla, mutlak itaat istediler,
mutlak itaat istediler, mutlak itaat, her şekilde, her
adımınızda saraya danışacaksınız. Tek adam
yönetimi böyle bir şey.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) Peki, onlar ne
yaptı? Onlar da itaatkâr olmanın mükâfatı olarak eşlerine,
çocuklarına, yandaşlarına, yakınlarına,
akrabalarına üniversitedeki kadroları peş keş çektiler.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde bir silsile
hâlinde o bahsettiğim FETÖcü rektörün başlattığı
anlayış devam etti; 250ye yakın yandaş, rektörün,
dekanın akrabaları, çoluk çocukları, eşleri o üniversitede
göreve başladı.
Bu Mersin Üniversitesinde de oldu, bu Karadeniz
Teknik Üniversitesinde de oldu, birçok üniversitede durum bu. Müdahale edildi
mi? Hayır. Niçin? İtaatkâr bir anlayış var. Bilim yok,
araştırma yok, bilimsel makale yok, bunların hiçbiri önemli
değil, bir tek şey önemli, siz tek adama itaat edecekseniz;
itaatinizin karşılığında da eşinize dostunuza
özelliklerine bakılmaksızın üniversitedeki olanakları
peş keş çekeceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TEKİN BİNGÖL (Devamla) İşte
onun için diyoruz ekonomisi iflas eden bir ülkenin hiçbir şekilde
demokratik bir anlayışla yönetilmesi mümkün değil. Bir
bakanı azlederek bunları düzeltemezsiniz ama en kısa zamanda,
hiç merak etmeyin, bu halk sizi azledecek ve Türkiye rahat bir nefes alacak.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 38inci maddesinde yer alan
Kurumca ibaresinin Kurum tarafından ibaresiyle değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu Orhan Çakırlar Dursun
Ataş
Adana Edirne Kayseri
Dursun Müsavat Dervişoğlu Aylin Cesur Hasan
Subaşı
İzmir Isparta Antalya
Fahrettin Yokuş
Konya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İYİ PARTİ Antalya Milletvekili Sayın Hasan
Subaşı.
Buyurun Sayın Subaşı. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
HASAN SUBAŞI (Antalya) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Pandemi nedeniyle kaybettiğimiz 145
sağlık emekçisini rahmetle ve şükranla anıyorum. Pandeminin
meslek hastalığı sayılması isteğini tüm
samimiyetimizle destekliyoruz ve sağlık
çalışanlarının pandemi sürecinde gösterdikleri
fedakârlıkları da şükranla ve saygıyla
karşılıyoruz, selamlıyoruz.
Konuşma talebim 239 sıra sayılı
Yasa Teklifiyle ilgili. Bu yasa teklifi, pandemi nedeniyle ertelen kamu
borçlarının taksitlendirilmesi, yapılandırılması
ve tahsilat kolaylığı elde edilmesi amacıyla
hazırlanmış bir yasa teklifi. Günlerdir görüştüğümüz
bu yasa teklifi hakkında en sevindirici olan, en iyi sonuç 33 ve 37nci
maddelerin çekilmesi olmuştur. Eski Maliye Bakanının sosyal
medya üzerinden istifa krizinden sonra 3 sendikanın topluca büyük tepkiye
hazırlandıkları 33 ve 37nci maddede ikinci bir sarsıntıyı
iktidar göze alamamıştır; iyi de olmuştur, bu 2 madde
çekilmekle çok büyük yarar sağlanmıştır. Çünkü kıdem
tazminatının bu ölçüde zedelenmesi çalışanın son derece
önemli kaybına neden olacaktı.
Biz bu yasa hazırlıkları,
konuşmaları ve Komisyon toplantılarında -mademki ertelen
kamu borçlarının taksitlendirilmesi, yeniden
yapılandırılması amaçlanmıştır- tarım
sektöründe Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan ve
2002 yılından bu yana 50 kat artan çiftçi borçlarının da
yapılandırılmasının uygun olacağını hep
ifade ettik fakat her defasında reddedildi. Bunun nedenini geçtiğimiz
günlerde daha iyi anladık çünkü Tarım
Bakanlığının bütçe çalışmalarına katıldığımda
Tarım Bakanımız, mazot desteği olarak çiftçiye yüzde 50
destek verildiğini, tarım sektörünün zirvede olduğunu ve dünya
tarımının en önde gelen sektörlerinden olduğunu, Türkiye'de
pik yaptığını ve zirve yaptığını ifade
etmişti. Ben de toprakla uğraşan bir kimse olarak şunu
ifade ettim: Biz yüzde 50 mazot desteğinden vazgeçtik, sadece tarım
sektöründe kullanılan mazotun KDVsinden vazgeçelim ve elektrik,
tarımsal sulamada kullanılan elektrik tahsilatlarından KDVyi
kaldıralım yeterlidir. demiştim. Fakat, Tarım
Bakanının Yüzde 50 destek veriyoruz. ve Tarımda zirve
yaptık. demesi de çok ilginç. Hele bugün değerli hemşehrim,
Milletvekilimiz Atay Uslunun konuşmasını da dinleyince
Antalya'nın neredeyse hem Türkiye'ye hem dünyaya örnek olduğunu ve
tarımsal gelişmeleri; Korkutelindeki mantardan, Finikedeki
portakaldan, Elmalıdaki elmadan, Alanyadaki muzdan, Demre ve
Kumlucadaki sera çalışmalarından, tohumdan fideye, çilekten
çiçeğe çok ciddi gelişmeler olduğunu bir güzel dillendirdi fakat
unuttuğu şu oldu: Tarım sektörü çok büyük borçlanmalar sonucunda
bu gelişmeleri sağlamıştır fakat küçük çiftçi de
toprağından vazgeçerek büyük şehirlere taşınmak
suretiyle iş arayan işsizler sınıfına
katılmıştır. Şimdi, hem Tarım Bakanının
hem buradaki milletvekili arkadaşlarımızın
konuşmalarıyla daha iyi anlıyoruz ki tarım sektörünün
gerçekte realiteyle bağdaşan sorunları yeterince
incelenmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) Bitiriyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Hele hele süt
sektöründe hâlen, geçen kasımdan bu yıla kadar, bir yıl boyunca
2,3 olan süt fiyatları hâlâ 2,3 olarak devam etmektedir fakat dolarla
paralel girdi fiyatları hem tarımda hem de süt girdilerinde, süt
hayvancılığında tam yüzde 66 artmıştır. Hâl
böyleyken hem süte destek verilmemesi hem de Ziraat Bankasına Tarım
Kredi borçlarının ertelenmemesi,
yapılandırılmaması son derece sakıncalı
olmuştur. Bizim ortak akılla, tartışarak, doğru
planlayarak ve gerçekleri doğru tespit ederek sorunları tespit etme
zorunluluğumuz vardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
38inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
38inci madde kabul edilmiştir.
39uncu maddede 2 önerge vardır, önergeleri
aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 39uncu maddesinde yer alan
aşağıdaki ibaresinin aşağıda bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel
Özen Murat
Çepni
Antalya İstanbul İzmir
Erdal
Aydemir Kemal
Peköz Hüseyin
Kaçmaz
Bingöl Adana Şırnak
Dilşat
Canbaz Kaya
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Halkların Demokratik Partisi Şırnak Milletvekili Sayın
Hüseyin Kaçmaz.
Buyurun Sayın Kaçmaz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Alman hukukçu Ernst Fraenkel 1941 yılında
diktatörlük kuramına bir katkı olarak ikili devlet
kuramını geliştirmiştir. Bu kuram Üçüncü Reichin ilk
evresi yani Hitler dönemine odaklanarak Nazi Almanyasında hukukun
nasıl işlediğini içeriden anlatmaya çalışır. Bu
kuram, Almanyada devletin ikili bir görünüm arz ettiği, kendini hiçbir
biçimde hukukla bağlı saymayan bir tedbir devleti ile en azından
mevcut kanunlar uyarınca işleri yürütmeye çalışan bir norm
devletinin bir biçimde iç içe ve yan yana olduğunu anlatır. Yani
tedbir devleti, hukuki öngörülebilirliğin temelini oluşturan genel
normlara tabi olmaksızın siyasi karar ve durumun icapları
uyarınca hareket ederken norm devletiyse yürürlükteki kanunlar ve mahkemelerin
tesis ettiği hükümler uyarınca işler.
Şimdi Bunu bize niye anlatıyorsunuz?
diyebilirsiniz. Şöyle söyleyeyim değerli milletvekilleri: AKP
iktidarları döneminde, özellikle en güçlü olduğunuz dönemde yani 7
Haziran seçimlerinde HDPnin stratejisi, HDPnin parti olarak seçimlere
girmesiyle birlikte aslında ilk yenilgiyi tattınız. Bu sebeple
2015ten beri HDPye karşı inanılmaz bir öfkeyle, hukuksuzlukla,
adaletsizlikle saldırıyorsunuz. Bütün faşist uygulamalarınızı,
bu tam da bahsettiğim Hitler Almanyasının yani Üçüncü reichin
ilk evresini tanımlayan bu ikili devlet kuramındaki tedbir devletine
ilişkin olan hususu yani ikili devlet hukukunu bize karşı
işletiyorsunuz.
2015ten beri 16 bin gözaltı var
partililerimize karşı; milletvekillerimiz, ilçe ve il
yöneticilerimiz, belediye eş başkanlarımız, partili
arkadaşlarımız, 16 bin gözaltı ve yaklaşık 5 bin
yoldaşımız da tutuklu. Bu, faşizm değil de nedir
değerli arkadaşlar? Yani siz eğer Burada hukuk var.
diyorsanız sizin hukuk anlayışınızdan ben şüphe duyarım
açıkçası. Son iki gün içerisinde seçim bölgem ve aynı zamanda
memleketim olan Şırnakta, Cizre ilçemizde 11 yönetici
arkadaşımız yine belediye meclis üyesi
arkadaşımız yerine kayyum atanan, halkın iradesinin
gasbedildiği Cizre Belediyesinin Belediye Eş Başkanı
arkadaşımız ve yine belediye meclis üyesi
arkadaşlarımız gözaltına alındı.
Dosyalarında arkadaşlar Niye pikniğe gittiniz? diye sorular
var; neredeyse Niye WhatsApp? Niye Skype? ya da Niye Telegram gibi
programlar kullanıyorsunuz? diye sorular var. Yani dosyada tek delil yok,
zorla delil üretilmeye çalışılmış; aslında
faşizm dayatmasının göstergesi var burada.
Yine, 5 il genel meclisi üyesi
arkadaşımız Şırnakta ihalelerde yolsuzluk
yapılmasını engellemeye çalıştığı için
görevden alındı. Tek birinin hakkında yeni
açılmış tek bir dosya yok. Hatta bir
arkadaşımızın görevden alınmasına ilişkin
yazılan idari karardaki gerek soruşturma dosya numaraları
gerekse kimlik bilgileri numaraları bu arkadaşımıza, bu il
genel meclisi üyemize ait değil. Bu durumu aslında Mardinde
yapılan yolsuzluk operasyonlarında da gördük.
Devlet bekası diyerek -tırnak
içerisinde- terör diyerek faşizmi uygulayan AKP iktidarının
aslında kayyumlar eliyle nasıl bir soygun düzeni kurduğunun
göstergesidir. Hakkında dosya yok, isim benzerliği dahi yok ama
dosyaya da ulaştık, o dosyada Hadi, sehven yapılmış.
diyebileceğimiz bir isim benzerliği yok -2015in dosyası- ve
idari kararla arkadaşımız görevden alınmış.
Faşizmin âlâsını yaşıyoruz değerli
arkadaşlar.
Tabii bunlarla birlikte biz ne zaman Kürte
karşı düşmanlık yapıyorsunuz. desek itiraz ediliyor.
Ama gelen bütün iktidarlar Kürt inkârına, Kürte zulme devlet
bekası diyerek aslında önce Kürte, sonra tüm topluma kan kusturdular;
şu an yaptığınız tam da bu. Ülkedeki faşizmin,
ülkedeki bu hukuksuzluğun temel kaynağı ilk başta Kürte
dayatılan, Kürte yaşatılan hukuksuzluktur.
Değerli arkadaşlar, Wilhelm Reich
isminde psikiyatr tarihinin en radikal isimlerinden biri vardır, belki
çoğunuz duymuşsunuzdur. Faşizmin Kitle Psikolojisi ve
Kişilik Çözümlemesi gibi çok bilinen ve dikkate değer
kitapların yazarıdır kendisi aynı zamanda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Sayın
Başkanım, müsaade eder misiniz?
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) Çok önemli bir sözü
vardır Kitleler aldatılmadı, faşizmi arzuladılar.
der. Sizler de aldatılmadınız, hiçbir zaman
aldatılmadınız, sizler faşizmi arzuladınız.
Şu an gerek Kürtlere gerek HDPye gerek tüm muhalif kesimlere
karşı uyguladığınız bu faşizmin sonu geliyor
arkadaşlar, tüm bu yapılanların hesabı elbet sorulacak.
Şunu buradan bir kez daha söylemek istiyorum:
Bin yıllık Kürt kardeşliği teranesinden bıktık,
Kürtler ile Türkler et ve tırnak gibidir. metaforundan da
bıktık
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Nasıl anlıyorsanız
?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) -
çünkü Kürtler ne
zaman bir şey istese, hakkını talep etse, eşit
yurttaşlık talep etse kullandığınız bu metaforla
uzayan tırnak oluyor ve kesilip atılıyor. Cezaevine
atılıyor, sürgüne gönderiliyor, katlediliyor; bugün de
yaşadığımız durum tam da bu. Bizler Kürtlere,
Türklere, bu topraklarda yaşayan halklara bir ebru olarak bakıyoruz;
iç içe geçmiştir, mozaik değildir, etle tırnak değildir.
Etle tırnağı da, dediğimiz gibi, tırnağı
kesersiniz, mozaiği ayırırsınız ama ebruyu
ayıramazsınız; bu sebeple bu faşist uygulamalardan vazgeçin
diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın hatibin
bize yönelik ithamlarını reddediyoruz, bunlara ilişkin
cevaplarımız kayıtlarda mevcuttur.
BAŞKAN Peki.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 39uncu maddesinde yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu Orhan Çakırlar Aylin
Cesur
Adana Edirne Isparta
Dursun Müsavat
Dervişoğlu Dursun
Ataş
İzmir Kayseri
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İYİ PARTİ Adana Milletvekili Sayın Mehmet Metanet
Çulhaoğlu.
Buyurun Sayın Çulhaoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin
39uncu maddesi için İYİ PARTİ Grubu olarak verdiğimiz
önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Muhterem milletvekilleri, partili
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle beraber emsali
görülmemiş derecede kötü bir yönetim anlayışı ve
yozlaşma her alana sirayet etmiştir. Hukukun üstünlüğünü,
demokrasiyi ve kamu yönetiminde geleneksel teamülleri ortadan kaldıran
keyfî ve otoriter politikalar neticesinde Türkiye ekonomisinin öngörülebilir
olma niteliği ortadan kaldırılmıştır.
İktidarın ekonomide güven vermeyen, rakamlarına itibar
edilmeyen, öngörülebilirliği ve sürdürülebilirliği kalmayan
politikaları neticesinde Türkiyenin risk primleri artmış,
borçlanma maliyetleri zirveye çıkarken, borçlanma vadeleri
kısalmıştır. Hâl böyle olunca Türkiye ekonomisi çok ciddi
bir krizin içine düşmüş ve ekonomimiz hiç olmadığı
kadar kırılgan bir hâle gelmiştir.
Son iki yıldır böylesine büyük bir krizin
içinde savrulan Türkiye ekonomisi, bir darbe de pandemiden yemiştir.
Pandemi öncesinde yaşanan derin ekonomik krizin içinde âdeta kavrulan,
borçluluk oranları tarihî zirvesinde olan reel sektör bileşenleri
pandeminin arz ve talep konusunda yaşattığı şoklara
karşı savunmasız kalmıştır. Esnafın,
çiftçinin, sanayicinin ve turizmcinin içine düştüğü zorluklara
karşı iktidarın pandemiden sonra açıkladığı
destek paketleri günü bile kurtaramayacak önlemlerden ibaret
kalmıştır. Şu ana kadar bu desteklerin etkili olup
olmadığına, daha kaç esnafın ve işverenin ne kadar
desteğe ihtiyaç duyduğuna ilişkin kamuoyuna veriye dayalı
bir açıklama yapılmamıştır. Kısacası,
pandemiden önce ekonomiyi krize sokan iktidar, pandemi sürecini de ekonomik
manada iyi yönetememiş, esnafı ve işvereni yalnız
bırakmıştır. Hâlbuki Genel Başkanımız
Sayın Meral Akşener liderliğinde İYİ PARTİ
kadroları olarak bizler, salgının başından beri
iktidara esnaflar konusunda şu çağrıları
yapmıştık: Esnafa çalışan başına 10 bin lira
işletme sermayesi desteği verilmesini, faizsiz ve ödemesi bir
yıl sonra başlayacak şekilde otuz altı aylık
işletme kredisi sağlanmasını, BAĞ-KUR ödemelerine en
az üç aylık muafiyet getirilmesini, vergi ve SGK ödemelerinin
yapılandırılmasını, her haneye kişi
başına 500 lira doğrudan devlet yardımı
yapılmasını önermiştik.
Çağrılarımız dikkate
alınmadığı gibi bu süreçte, esnafın gelirleri durma
noktasına gelmiş, giderleri ise her geçen gün
artmıştır. Bu çağrılarımızın ne kadar
haklı olduğunu ve esnafın nasıl feryat ettiğini, Genel
Başkanımızın liderliğinde
yaptığımız Anadolu gezilerinde bizzat gördük.
Sayın milletvekilleri, iki yıldır
yaşanan ekonomik krizin vurduğu birçok esnaf, pandeminin olumsuz
ekonomik şartları iyice derinleştirmesiyle iş yerlerini
kapatmak durumunda kalmıştır. İş yerlerini kapatan ve
faaliyetlerine son veren esnaf ve işverenler artık işsiz
durumdadır. Hâlbuki iktidar, 2017 yılında böylesine zor zamanlar
için bir düzenleme yapmış ve esnaflar için esnaf işsizlik
sigortası vazifesini görecek olan Esnaf Ahilik
Sandığını 2018de hayata geçirmeyi
planlamıştı. Ne yazık ki Esnaf Ahilik
Sandığının uygulamaya geçmesi yine iktidar tarafından,
önce 2020 yılına, daha sonra da 2021 yılına
ertelenmiştir. İktidar eğer 2017de düzenlenen Esnaf Ahilik Sandığının
hayata geçirilmesini ertelememiş olsaydı, o sandıkta toplanacak kaynakla
bugün zor durumda olan esnaflarımıza ciddi destekler
sağlanabilirdi.
Muhterem milletvekilleri, pandeminin ekonomik
etkilerini hafifletme konusundaki politikaların daha rasyonel,
tutarlı ve yönetilebilir makro bir stratejiyle daha geniş,
kapsamlı bir şekilde ele alınması gerektiği
kanaatindeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son
verirken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
39uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 39uncu madde kabul edilmiştir.
40ıncı maddede 1 önerge vardır,
okutup işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 40ıncı maddesiyle 5520
sayılı Kanunun 32nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen
cümlenin madde metninden çıkarılmasını ve çerçeve
40ıncı maddesinin çerçeve hükmünde yer alan 32 nci maddesinin
birinci fıkrasına aşağıdaki cümle ve maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir. ibaresinin 32 nci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
İstanbul İstanbul Kırıkkale
Muhammed
Levent Bülbül Recep
Özel Atilla
Ödünç
Sakarya Isparta Bursa
İbrahim
Halil Fırat Mehmet
Ali Cevheri Orhan
Yegin
Adıyaman Şanlıurfa Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Cumhurbaşkanına verilmesi
öngörülen, kurumlar vergisi oranını 5 puana kadar indirebilmesine ve
tekrar kanuni seviyesine getirebilmesine ilişkin yetkinin madde metninden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
40ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 40ıncı madde kabul
edilmiştir.
41inci maddede önerge yoktur.
41inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 41inci madde kabul edilmiştir.
42nci maddede önerge yoktur.
42nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 42nci madde kabul edilmiştir.
43üncü maddede 2 önerge vardır, önergeleri
aykırılık sırasına göre okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 43üncü maddesinin kanun teklifinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel
Özen Ömer
Öcalan
Antalya İstanbul Şanlıurfa
Erdal
Aydemir Kemal
Peköz Murat
Çepni
Bingöl Adana İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen,
Halkların Demokratik Partisi Şanlıurfa Milletvekili Sayın
Ömer Öcalan.
Buyurun Sayın Öcalan. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; önemli maddeler bu Meclisten geçmeye
devam ediyor.
Siyasi tarihe bakınca aslında sermaye ve
iktidar ilişkilerini çok iyi sorgulamak lazım. Şu an ülkede
mevcut durum bundan ibarettir. Vekil arkadaşlar kalkıp
konuşuyorlar, çoğuna da katılıyoruz. 5 tane şirket
varmış, ihalelerin tamamını bu şirketler
alıyormuş ama bu şirketleri iktidardan ayrı bir pozisyona
konumlandırmak hatadır. Birbirini besleyen, birbirini güçlendiren,
birbirini finanse eden, kara parayı aklayan, birbirinin içine geçen bir
sistem oluşturmuşlar. Bu 5 şirket, sadece sahiplerinden ibaret
değildir. Alınan ihaleler -milyonlara alınıyor- yarı
fiyatına alt şirketlere veriliyor. Biz burada görüyoruz; cemaat döneminde
de, FETÖ döneminde de el konulan şirketler vardır. O şirketlerle
bir noktaya kadar geldiler, Kayseri ve Konya hattında yeşil bir
sermaye grubu yarattılar, palazlandırdılar, finanse ettiler,
sonra bir yol ayrımı oldu, onların mallarına el koydular, tüm
sermayeyi bu 5 şirket noktasında tekelleştirdiler. Şimdi ne
yapıyorlar? Kara para aklama yeridir, partiyi finanse etme yeridir,
aileleri zengin etme yeridir; bunun dışında bu 5 şirketin
bu ülkeye zerreyimiskal kadar faydası yoktur. Partiyi güçlendiriyor, parti
şirketi güçlendiriyor, usulsüz paralar bir şekilde aklanıyor.
İşsizlik Fonu, 99dan 2020ye gelen bir
hikâye. İşsizlik Fonunda biriken paranın büyük bir
kısmı işverene, yandaşa teşvik adı altında
verilmektedir. İşçi ne yapıyor? Şimdiye kadar biz
işçiden bahsederdik, işçiyle ilgili konuşurduk, artık
bambaşka bir sınıf ortaya çıktı. İşçiden
ziyade işsizleri konuşmak lazım; kapının önüne
konulan, ekmeğine el konulan, gasbedilen, büyük bir sınıf olan
işsizleri konuşmak lazım. İktidar ne yapıyor?
İşten atılan işsiz, protesto hakkını
kullanıyor, greve gidiyor, fabrikanın önünde duruyor. İktidar
mekanizması ne yapacak? Baskı aygıtını gönderecek,
işçinin kafasına sopayı, copu vuracak. Nerede görülmüştür
iktidar mekanizması işçinin yanında yer almıştır,
işçinin haklarını savunmuştur? Şu an despotik yönetim
anlayışlarında Türkiye de buna örnektir. İşçiler iki
adım yürüyecek, bir basın açıklaması yapacak,
ekmeğinden, aşından, işinden bahsedecek. Bimeks
işçilerinde olduğu gibi karşılarına dikilmişler,
devletin polisini, askerini, bu işçilerin, işsizlerin
karşısına koymuşlar. Biz, burada bu fonun hakka, adalete
uygun bir şekilde işsiz bırakılan insanlara
aktarılması gerektiğini düşünüyoruz.
Bakınız, 2 üniversite öğrencisi
Urfada bir araştırma yapmış; kendince, amatörce, gerçekten
anlamlı bir araştırma. Şanlıurfa Evren Sanayi
Sitesinde gidip fabrikaları ziyaret etmişler, çocuk işçilerle
ilgili veri çıkarmaya çalışmışlar. Maalesef, Evren
Sanayi Sitesinde 15 ile 17 yaş arasında -bu yaş kimi yerlerde 10
yaşına kadar da inmektedir- çocuk işçiler
çalıştırılıyor arkadaşlar. Bu çocuk işçilere
çalışma sebebi soruluyor Niçin çalışıyorsunuz? diye.
Bir kısmı meslek öğrenmek, bir kısmı aile ekonomisine
katkı sunmak, bir kısmı okulu bıraktığı için
ve ekonomisi iyi olmadığı için
çalıştığını söylemektedir.
Son dönemlerde, ülkede kayıt
dışı işçi modern köle şeklinde; işçi demek için
bin şahit lazım arkadaşlar. 2.400 liralık asgari ücretten
bahsediyor arkadaşlar, eleştiriyor; katılıyoruz ama bu
ülkede 2.400 lirayı bulamayan binlerce insan; kayıt
dışı çalışan, merdiven altında
çalıştırılan, fabrikada çalıştırılan
binlerce, yüz binlerce insan var. Çocuklar vardır, 10 yaşında
çocuklar bu fabrikalarda çalışmakta ama hamaset
Nasıl kendini
konsolide ediyor? Bir yandan PKK, bir yandan dincilik, bir yandan
.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Evet, dediğimiz gibi,
nasıl kendisini motive edecek? Irkçılık ve faşizm
üzerinden, dincilik ve milliyetçilik üzerinden. Bir yandan PKK diyecek, bir
yandan cemaat diyecek, bir yandan başka örgütler diyecek.
MEHMET MUŞ (İstanbul) PKK terör örgütü
değil mi? Değil mi?
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Şimdiye kadar bizi
PKKyle irtibatlandırdılar.
İSMAİL KAYA (Osmaniye)
İrtibatlı değil misiniz? İrtibatınız yok mu?
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Şimdi ülkenin
batısında kocaman bir cemaat, örgüt var; adına FETÖ
demişler, düne kadar birlikteydiler; 600 bin insan hakkında inceleme
başlatmışlar, 300 bin kişiyi gözaltına
almışlar, 100 bin kişiyi tutuklamışlar.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Neredeyse
savunacaksın ya!
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Şimdi 30 bin
civarında insan cemaatten içeride. Cemaati savunacak durumda değiliz,
savunmuyoruz da ama cemaat adı altında tüm muhaliflerinizi tasfiye
ettiniz. Herkesi bir örgüte bağlıyorsunuz. Siz gideceksiniz ama
nasıl gideceksiniz? Acı çekerek gideceksiniz. Bu halk size daha fazla
tahammül etmeyecek. İşçi karşınızda, işsiz
karşınızda, Kürt karşınızda, Alevi
karşınızda. Demokratik yöntemlerle bu yönetimden gideceksiniz.
Arkadaşlarımı selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Dağa bir
selam çak.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum. Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 43üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE
43- 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları
Kanununun 6 ncı maddesinin altıncı fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu
Kanun kapsamında faaliyet gösteren kurumlarda, Mesleki Yeterlilik
Kurumunca mesleki yeterlilik belgesi verilen meslekler hariç olmak üzere,
Bakanlıkça belirlenen programları başarıyla tamamlayanlar
aldıkları kurs bitirme belgeleriyle tamamladıkları
programlara ilişkin işyerlerinde çalışabilir ve işyeri
açabilirler. Bu durumda olan kişiler için başkaca bir meslek belgesi
aranmaz.
Mehmet
Muş Muhammed
Levent Bülbül Polat
Türkmen
İstanbul Sakarya Zonguldak
Hamdi
Uçar İmran
Kılıç Ramazan
Can
Zonguldak Kahramanmaraş Kırıkkale
Mücahit
Durmuşoğlu
Osmaniye
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Teklif metninde yer alan 5580
sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 6ncı
maddesinin altıncı fıkrasını yürürlükten kaldıran
maddenin değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Maddeyle, Mesleki
Yeterlilik Kurumunca mesleki yeterlilik belgesi verilen meslekler hariç olmak
üzere, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen
programları başarıyla tamamlayanların aldıkları
kurs bitirme belgeleriyle başkaca bir meslek belgesi aranmadan
tamamladıkları programlara ilişkin iş yerlerinde
çalışabilmesi ve iş yeri açabilmesi amaçlanmaktadır.
21/9/2006 tarihli ve 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu ile
İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun kapsamında
tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, mesleki yeterlilik belgesi
aranan tehlikeli ve çok tehlikeli mesleklerde ise özel öğretim
kurumları akredite olma şartlarını
sağladıkları takdirde uluslararası geçerliliği olan
mesleki yeterlilik belgesi düzenleyebileceklerdir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 43üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
43üncü madde kabul edilmiştir.
44üncü maddede 2 önerge vardır,
aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin
44üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Madde 44 5580 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.
Geçici Madde 7- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar 6ncı maddenin mülga altıncı
fıkrası uyarınca Bakanlıkça belirlenen programları
başarıyla tamamlayarak kurs bitirme belgesi alanların
kazanılmış hakları saklıdır.
Süleyman
Girgin Kamil Okyay
Sındır Turan
Aydoğan
Muğla İzmir İstanbul
Süleyman
Bülbül Cavit
Arı Gamze
Taşcıer
Aydın Antalya Ankara
Fikret
Şahin
Balıkesir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Cumhuriyet
Halk Partisi Ankara Milletvekili Sayın Gamze Taşcıer.
Buyurun Sayın Taşcıer. (CHP
sıralarından alkışlar)
GAMZE TAŞCIER (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Meclis çatısı altında
çalışma hayatıyla ilgili bir teklif geldiğinde her
seferinde heyecanlanıyorum Acaba kadınların lehine
yapılacak bir uygulama olacak mı? diye. Kadınların
istihdamda daha çok olması için neler yapılacak, bununla ilgili bir
teklif mi gelecek? diye ama her seferinde hüsrana uğruyorum. Türkiyede
kadın olmak ikinci sınıf insan görülmek demek, hayatın her
alanından dışlanmak demek; haksızlığa
uğratılmak, eşit olamamak demek. Çalışma
hayatında da bu eşitsizlik kadınlar için maalesef var.
Evet, TÜİK verileri
Aslında hiçbirimiz
inanmıyoruz ama hadi inanalım, pembe gözlüklerimizi takalım ve
bakalım TÜİK verilerine, inanıyormuş gibi yapalım.
Türkiyede kadın işsizliği oranı yüzde 15,9; istihdam
oranı -daha da büyük facia- yüzde 27, erkeklerin istihdam oranı ise
yüzde 61,3 yani 2 katından daha fazla. Daha kötüsü de iş gücüne
katılma oranı erkeklerde yüzde 69,6 iken kadınlarda bu oran
sadece yüzde 32. Kadınların üçte 2si iş gücüne bile dâhil
değil yani eve kapatılmış durumda. Böyle de bitmiyor, genç
kadınlarda işsizlik yüzde 33ü aşmış durumda,
neredeyse her 4 gençten 1i işsiz ve sadece yüzde 19u istihdam ediliyor.
Her 3 kadından 1i ne eğitimde ne de istihdamda.
Peki, çalışan kadınlar rahat mı?
Onlarda da durum farklı değil çünkü çalışan kadınların
yüzde 41i kayıt dışı olarak çalışıyor.
Milyonlar eve hapsedilmiş, çalışabilenler güvencesiz
çalışıyor, üstüne bir de güvencesizliği daha da yaymaya
çalışıyorsunuz. Allahtan bu ülkede emek mücadelesi veren sivil
toplum örgütleri var, emeği en yüce değer gören siyasi partiler var
ve alın terinin karşılığının
hesabını soran milyonlar var da bu çabanız boşa gitti.
Aile Bakanı, Plan ve Bütçe Komisyonu
görüşmelerinde, kadın istihdamının desteklenmesi konusunda
çalışmalar yapacağını ve bunun için de kurumsal çocuk
bakım hizmetlerini destekleyeceğini ifade etti. Doğru çünkü
kadın istihdamının önündeki en büyük engel maalesef çocuk
bakımı. Yine TÜİK verilerine göre, 3 yaşın
altında çocuğu olan her 4 kadından yalnızca 1i istihdama
katılabiliyor ki bu, geçen senenin oranı. Peki, Sayın
Bakanın bahsettiği çocuk bakım hizmetlerini nasıl
artıracaksınız? Örneğin ben iki yıldır kamudaki
kreş sayılarını soruyorum, iki seferdir önergeme cevap
verilmedi. Bilgi Edinmeden bilgiyi edinemedik. Sayın Bakana komisyonlarda
iki kez sormama rağmen hâlâ cevap alamadık. Dolayısıyla,
sayısını bilmediğiniz bir kurumla ilgili nasıl bir
çalışma yapacaksınız, tabii bu da merak konusu.
Bakanlık, kamudaki kreş
sayısını bilmediği gibi özel kreş sayısında
da bize verdiği sayıyla bugünkü sayıda maalesef bir geriye
gidiş söz konusu. Oysa yönetmeliğe göre 100 ila 150
çalışanı olan iş yerlerinde emzirme odası, 150den çok
kadın çalışanı olan iş yerlerinde de 0-6 yaş çocuklar
için kreş zorunluluğu var. Zorunlu ama çoğu işyerinde de
denetlenmediği için bu kurala uyulmuyor. Peki, çocuk bakımı
konusunda bu hizmet yeterli mi? Değil. Çünkü bu konuyla ilgili biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak da bir kanun teklifi verdik. Kadın
sayısına endekslenmiş olması hem kreşlerin
artmamasına neden oluyor hem de bakım hizmetlerini yalnızca
kadının yükü olarak gören bir anlayışı
yansıtıyor.
Zorunluluk kesinlikle toplam çalışan
sayı üzerinden olmalı çünkü bakım hizmeti ebeveynlerin ortak
sorumluluğu. Bu sorumluluğu sadece kadınlara yüklediğinizde
kadın, çocuk bakımı nedeniyle hem çalışma
hayatına dâhil olamıyor hem de sosyal hayatı
kısıtlanıyor. Eğer, Sayın Bakan gerçekten kadın
istihdamını artırma konusunda samimiyse ve çocuk bakımı
konusunda adımlar atacaksa bunun mutlaka bu şekilde olması
gerekiyor ama tabii siz derseniz ki bizim için kâğıt üzerindeki
veriler çok daha önemli, kadınların yaşamından ve
bağımsızlığından daha önemli veriler ve
kadınlar iş gücüne dâhil olursa işsizlik oranı daha da
artacaktır gibi bir endişe taşıyorsanız bu da
aslında en çok korktuğunuz ve asıl mücadele ettiğimiz sizin
asıl zihniyetiniz.
Keşke ilk söylediğim gibi bir derdiniz
olsa da kadınları çalışma hayatına katacak uygulamalar
yapsanız ama hiç sanmıyorum, bundan sonra da iktidarda olduğunuz
sürece de olmayacaktır.
SALİH CORA (Trabzon) Kadınların
iş gücüne katılım oranı yüzde 50nin üzerine
çıktı.
BAŞKAN Sayın Cora, lütfen
GAMZE TAŞCIER (Devamla) Çok teşekkür
ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Kerestecioğlu, buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Teklifin 4üncü maddesinin altıncı
bendiyle ilgili bir karışıklık vardı, az önce bir
istişarede bulunduk. Ben bunu Komisyona Genel Kurul huzurunda bir sormak
istiyorum çünkü bazı kurumların borçlarının
yapılandırılmasına cevaz veriliyor ama bazı kurumlar
yok burada ve Türk Tabipler Birliği de bu muameleye tabi olmak istiyor.
Bununla ilgili, başka bir teknik nedenle yeniden madde ihdasına
gidilecek olduğu için, bunu fırsat bilerek aslında bunu da
yapabiliriz diye önerdim ve bunu sormak istiyorum öncelikle: Türk Tabipler
Birliği bu borç yapılandırmasına dâhil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Önemli bir konu yani uzatmak için konuşmuyorum, gerçekten
aydınlığa kavuşturmak için konuşuyorum.
BAŞKAN Sorun sorunuzu Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Türk Tabipler Birliği bu yapılandırmaya dâhil mi?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Girmiyor, başvuran odalar
BAŞKAN Siz sorunuzu sorun,
karşılıklı konuşmayalım. Komisyon arzu ederse ben
söz vereceğim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Yok, Girmiyor. dediler zaten.
Benim bir sorum daha var: Peki, girmiyorsa kanun
taslağını sizler hazırlıyorsunuz ve bunu yaparken,
başvurmuş odaların, kurumların bazılarıyla
istişarede bulunuyor musunuz? Mesela, onlar ancak tasarı ortaya
çıkınca haberdar olmuşlar ve dolayısıyla bu
başvuruyu yapmaları zaten mümkün değil, belki bundan sonra
yapacaklar. Temenni ediyorum ki bir başka torba kanunda, onlar
başvuruyu yaptıktan sonra, bunu içerir şekilde ele
alırsınız yani ben şu anda biraz da bunun için
konuşuyorum, bu sorunsa eğer bunu çözebilmek için. Belki aynı
durum Mimarlar Odası
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Bu başvurular daha önce geldi,
yeni bir başvuru gelirse gene değerlendiririz.
BAŞKAN Sesi açalım cevap vermek
istiyorsanız, size de bir dakika yerinizden söz verelim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Başvuru gelirse
değerlendiririz diyorum. Daha önce geldi bu başvurular, başvuru
yapılırsa değerlendiririz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Yani bir başka sefer, bir başka kanun için
BAŞKAN Evet, diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 44ünü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE 44- 5580 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 7- Bu maddeyi ihdas eden kanunla
değiştirilen 6ncı maddenin altıncı fıkrası
uyarınca Bakanlıkça belirlenen programları bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihe kadar başarıyla tamamlayarak kurs
bitirme belgesi alanların kazanılmış hakları
saklıdır.
Mehmet
Muş Muhammed
Levent Bülbül Polat
Türkmen
İstanbul Sakarya Zonguldak
İsmail
Tamer Ramazan
Can Mücahit
Durmuşoğlu
Kayseri Kırıkkale Osmaniye
Hamdi
Uçar İmran
Kılıç
Zonguldak Kahramanmaraş
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle Teklifte yer alan Özel Öğretim
Kurumları Kanununun 6ncı maddesinin altıncı
fıkrasında değişiklik yapan hükmün yürürlüğe
girmesinden önce kazanılmış olan hakların korunması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 44üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenleler
44üncü madde kabul edilmiştir.
45inci maddede bir önerge vardır, okutup
işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
45inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Madde 45- 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun geçici 16ncı maddesinin
birinci fıkrasında bulunan İstanbul İl Özel
İdaresine ibaresi İstanbul Valiliğine şeklinde ve
31/12/2020 ibaresi 31/12/2025 şeklinde
değiştirilmiştir.
Süleyman
Girgin Kamil Okyay
Sındır Turan
Aydoğan
Muğla İzmir İstanbul
Cavit
Arı Süleyman
Bülbül Fikret
Şahin
Antalya Aydın Balıkesir
İlhami
Özcan Aygun
Tekirdağ
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Cumhuriyet
Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Sayın İlhami Özcan Aygun.
Buyurun Sayın Aygun. (CHP
sıralarından alkışlar)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İşsizlik Sigortası
Kanun Teklifinin 45inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet, iktidar
şimdi pandemiyi bahane ederek, işçi haklarını
tırpanlamak için büyük bir çim biçme makinesi almış, çim biçme
makinesiyle beraber işçinin bütün haklarını gasbediyor, biçiyor;
işçinin birikimlerini de tazminatlarını da yok ediyor.
İşçiye zor dönemde destek olmak gerekirken İşsizlik Fonu
içinden işverene destek oluyorsunuz ama asıl ihtiyaç sahibi olan
işçilere geldiği zaman ise maalesef hiçbir destek yok.
İşsizlik rekor kırıyor; gençlerimiz umutsuz, mutsuz. Mart
2002 tarihinden 30 Eylül 2020 tarihe kadar 14 milyon kişi işsizlik
maaşı için başvuru yapmış ama kaç kardeşimize
acaba bu işsizlik maaşı bağlanmış bilir misiniz?
Tam yarı yarıya; 8 milyon 127 bin kişiye işsizlik
maaşı bağlamışsınız. Yani siz bu fonu
işçilere değil işverenlere kullandırıyorsunuz.
Sendikaların Meclis önünde eylem yapmasına dahi engel oluyorsunuz.
Sayın
Başkan, değerli vekiller; Dünya 5ten büyüktür. diyor
Cumhurbaşkanımız ama siz her zaman torpilli 5 iş
adamını kolluyorsunuz, onlar için çalışıyorsunuz.
Sürekli Onların vergi ve prim borçlarını nasıl sileriz,
nasıl yok ederiz, onlara daha da fazla nasıl kazanç
sağlarız?ın mücadelesini veriyorsunuz. Yakın zamanda Genel
Başkanımızın talimatıyla Anadoludaydık, 81
ildeydik. CHPli vekil arkadaşlarımızla beraber Anadoluyu
dolaştık. Bizler de Bingöldeydik. Bingöldeki esnafın,
işçinin, çiftçinin AKP ve küçük ortağına selamı var. Esnaf
perişan. Esnaf siftahsız kepenk kapatıyor. Çiftçi perişan,
KOBİler perişan ama bunu anlayan yok, birileri de saraylarda çok
rahat bir şekilde yaşamını sürdürüyor.
Bakınız,
pandemi süresince ekonomik destek alamamaktan, bazı işçilerini
çıkaramamaktan dolayı zor durumda olan, SSK ve BAĞ-KUR
primlerinin ödemelerinin ertelenmemesi sebebiyle sıkıntı çeken
birçok esnafımız, KOBİmiz var ama siz bunlara kulak
asmıyorsunuz. Veresiye defterleri kabarmış, onları
görmüyorsunuz ama bir torba getiriyorsunuz, bu torba içerisinde 500 milyar liralık bir
affı getiriyorsunuz ama bu ülkenin efendisi olan, Atatürkün takdir
ettiği çiftçiyi unutuyorsunuz.(CHP sıralarından
alkışlar) Tarım Kredi Kooperatifinin devlete olan
borçlarını siliyorsunuz, destekliyorsunuz, tarımsal
kooperatiflerle ilgili yine çözüm buluyorsunuz ama çiftçiye, Tarım Kredi
Kooperatiflerinin gerçek üyesi olan çiftçiye geldiğiniz zaman ise
kapıları kapatıyorsunuz. Yazıklar olsun diyoruz size.
Ülkenin dinamiği olan çiftçileri hiçbir zaman kabul etmiyorsunuz,
tanımıyorsunuz ama kalkıyorsunuz, Bosna Hersekten, FAO
verilerinde kırmızı mercimek üretimi olmayan Bosna Hersekten
kırmızı mercimek ithalatında gümrüğü
sıfırlıyorsunuz. Yazıktır, ayıptır kendi
çiftçinize; Şanlıurfadaki, Antepteki, Diyarbakırdaki mercimek
üreten çiftçinize yazıktır diyorum. Hiç gitmiyor musunuz seçim
bölgenize, bakmıyor musunuz, size bir şey söylemiyorlar mı?
TAMER DAĞLI (Adana) Her hafta oradayız.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla) Evet, evet
ama oradaki çiftçi kan ağlıyor. Elektrik borçları, sulama
borçları, Tarım Kredi, Ziraat Bankası borçları
2002de 2,4 milyar lira olan çiftçinin borcu sizin
başarınız sayesinde, on sekiz yıllık başarı
hikâyenizle çığ gibi büyüdü, 170 milyar liraya geldi arkadaşlar.
Bakınız, 2002de 1 ton buğday
sattığı zaman 30 gram altın alan çiftçimiz, sizin sayenizde
2020te 1 ton buğday sattığı zaman 4 gram alıyor, 4
gram. Nerede hani sizin büyüttüğünüz çiftçi? Borç batağında
yatıyor. Gelin artık -bu yasada yolumuz daha erken- çiftçinin
Tarım Krediye olan borçlarını, Ziraat Bankasına
borçlarını yapılandıralım. Gidip 5 tane çetenin
borçlarını kurtarmayalım arkadaşlar. Gelin, bu ülkeye bir
iyilik yapın; gelin, bu ülkenin efendilerine bir iyilik yapalım, hep
beraber borçlarını yapılandıralım, faizlerini silelim.
Gidip 5li çetenin ve Cengiz İnşaatın vergilerini
sıfırlamayın. Çiftçilerin vergi faizlerini
sıfırlayın ki o zaman sizi yerli ve millî olarak baş
tacı yapalım diyorum.
Bakınız, gençlerimiz var, umutsuz; beyin
göçü var, neden acaba? Bu ülkeden umutlarını yitirmişler. Yine
bakınız, bir teklif verdim: Gelin, üniversiteyi bitiren
öğrencilerimize dokuz ay -Avrupada da örneği var- işsizlik
maaşından birer asgari ücretin yarısı destek verin diyoruz.
Anne babasının avuçlarına bakmasınlar; üniversite
okumuşlar, adam olmuşlar ama hâlâ daha işsizlikle
boğuşuyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Devamla)
Kalkıyorsunuz, Somalinin IMFe borcunu
sıfırladığınızı söylüyorsunuz ama kendi
öğrencilerinizin kredi borçlarına geldiği zaman ise ahkâm
kesiyorsunuz, ancak onları Yapılandıralım. diyorsunuz.
Siz önce kendi insanlarınızın borçlarını
yapılandırın. Öğrencilerinize iş bulun, onların
borçlarını bir kere silseniz ne olur acaba, batar mıyız?
Çiftçimizin 178 milyara yaklaşan borcuna bir yapılandırma
yapsanız batar mıyız? Ama siz Cengiz İnşaata
geldiğiniz zaman feriştah kesiliyorsunuz ama kendi çiftçinize
geldiği zaman ondan sonrada hiç sesiniz çıkmıyor, sessiz bir
şekilde kediler gibi sakin duruyoruz. Arkadaşlar, açın uykunuzu;
pandemide tarımın önemi ortaya çıktı, yol yakınken
gelin, Tarım Kredi Kooperatiflerinin borçlarını
yapılandıralım, Ziraat Bankası borçlarını
yapılandıralım ve ülkenin efendisini tekrar baş tacı
yapalım diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum,
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
45inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.19
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati:23.26
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak Gazel (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-------0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu
açıyorum.
239 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
46ncı maddede 1 önerge vardır, okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 46ncı maddesinin kanun teklifinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal
Bülbül Zeynel
Özen Mahmut
Toğrul
Antalya İstanbul Gaziantep
Erdal
Aydemir Murat
Çepni Kemal
Peköz
Bingöl İzmir Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen,
Halkların Demokratik Partisi Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut
Toğrul.
Buyurun Sayın Toğrul.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, üzerine söz
aldığım madde, daha önce (2/3113) sayılı bundan önceki
torbaya konulan bir madde. Burada maddeler hızlı geçmiyor diye
çekildi. Şimdi, bir madde çekildiğinde ne düşünürsünüz? Onunla
ilgili herhâlde Komisyonda bir iyileştirme yapılacak diye
düşünürsünüz. Fakat hiçbir iyileştirme yapılmadan, aynı
madde bu torbaya ilave edilmiş.
Peki, değerli arkadaşlar, şimdi
pandemi nedeniyle hızlandırıyoruz, maddeler bize çektiriliyor
ya; peki, bu söz konusu maddenin bu torbayla ilgisi var mı? Hiçbir ilgisi
yok, şimdi söyleyeceğim değerli arkadaşlar. Bu maddeyle,
KHKyle ihraç edilenlere biliyorsunuz- OHAL kapsamında ilave önlemler
başlığıyla birtakım ilave ekler alınıyor,
bunları düzenliyor. Bakın, ihraçların üzerinden dört yıl
geçti, OHALin üzerinden iki yıl geçti; peki, ne deniyor? Bu
insanların acılarını dindirmemiz, bu insanların
yaşadıkları sıkıntıları gidermemiz
gerekirken ilave önlemlerle ilgili diyor ki: Efendim, ihraç edildikleri
kurumlara tekrar başvursunlar, kuruma üç ay içinde başvursunlar,
kurum altı ay değerlendirme süresi içinde karar versin, eğer
karar olumsuzsa idare mahkemesine gitsinler. Nerede? Ankara idare mahkemesine
gitsinler, başka bir yerde de değil.
Değerli arkadaşlar, OHAL kapsamında
Türkiyede cumhuriyet tarihinin hatta belki tüm tarihimizin en kapsamlı
kamu görevlisi tasfiyesi yaşandı. Bakın, 12 Eylülde 1402
sayılı Yasayla bu ülkede 5 bin kamu görevlisi ihraç edilmişti.
20 Temmuz 2016 OHAL ilanı sivil darbesiyle tam bunun 26 katı, 130 bin
kamu görevlisi sorgusuz sualsiz kapı önüne konuldu. Şimdi, peki
değerli arkadaşlar, bu arkadaşların... Biraz önce Mehmet
Muş diyor ki: Yargı yolu açık. Kapalı değerli
arkadaşlar, kapalı. Bakın, ilave önlemlerle siz OHAL Komisyonuna
dahi başvuramıyordunuz, sonra Anayasa Mahkemesi ihlal kararı
verdi, ondan dolayı başvuru yapabildik ama buna rağmen OHAL Komisyonu
bakın hâlâ karar vermemiş.
Şimdi, değerli arkadaşlar, OHAL
kapsamında ilave önlemlerle ilgili, AİHS (Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi) Tabii ki önlem alabilirsiniz ama
sözleşmenin 2nci, 3üncü, 4üncü ve 7nci maddesine aykırı
tedbirleri OHAL kapsamı dönemi bile olsa alamazsınız. diyor.
Şimdi, bizler Halkların Demokratik Partisi
olarak diyoruz ki: Bakın, yaşam hakkına aykırı
tedbirler OHAL olsa dahi alınamaz, işkence yasağına
aykırı tedbirler OHAL olsa dahi alınamaz, kölelik ve zorla
çalıştırma yasağına aykırı tedbirler OHAL
olsa dahi alınamaz, kanunsuz ceza olmaz ilkesine ve geçmişe
yürümezlik kuralına aykırı tedbirler OHAL olsa dahi
alınamaz. Peki, değerli arkadaşlar, haklarında herhangi bir
yargı kararı olmaksızın, bu insanlar işlerine
dönebildiler mi? Hayır, dönemediler yani dört yıldır bu insanlar
büyük bir acı çekiyorlar, 80 kadarı intihar etti. Değerli
arkadaşlar, şimdi, bunun bu torbayla ne ilgisi var? Hiçbir virgülüne
dahi dokunulmadan, o torba senin bu torba benim, sırf hızlı
geçsin diye koyuyorlar.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
yargı karar verse bile sonuç alınabiliyor mu? Sayın Mehmet
Muş, barış akademisyenleriyle ilgili Anayasa Mahkemesi hak
ihlali kararı verdi; yerel mahkemelerin tamamında beraat ettiler.
Peki OHAL Komisyonu karar verdi mi? Hâlâ vermedi. Kaç yıl oldu? Dört
yıl oldu. Peki bu insanları niye görevlerine iade edemiyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Sağ olun
Başkanım.
Bakın, ortada bir suç yok. Anayasa Mahkemesi
bunun suç olmadığını ifade etmiş, yerel mahkeme beraat
kararı vermiş ama siz bu insanları hâlâ görevine döndürmemekte
ısrar ediyorsunuz. Şimdi, hangi yargı? Yargı olsa dahi
uygulamadığınız, kararlarını
tanımadığınız bir yargıdan söz ediyoruz.
Biz, buradan bir kez daha çağrı
yapıyoruz değerli arkadaşlar. Daha önce, birçok defa ifade ettik
bunu. Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş
yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç
edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhâl görevlerine
döndürülmelidir. Aksi takdirde vebal altındasınız ve bu vebali
mutlaka yaşarsınız. Bu kadar insanı mağdur ettiniz,
130 bin insandan bahsediyoruz, çocuklarını mağdur ettiniz,
kimisi Egede, Meriçte, şurada burada boğuldu, kimisi intihar etti
ama sizler hâlâ bu suçu işlemeye devam ediyorsunuz. Suç işleyenler
onlar değil tam da sizin iktidarınızdır diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
46ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
46ncı madde kabul edilmiştir.
47nci madde üzerinde önerge yoktur.
47nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
47nci madde kabul edilmiştir.
48inci madde üzerinde önerge yoktur.
48inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
48inci madde kabul edilmiştir.
49uncu madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 49uncu maddesinde yer alan (ç)
bendinde ibaresinin (ç), (d) ve (e) bentlerinde şeklinde ve
değiştirilmiştir ibaresinin değiştirilmiş ve
fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir şeklinde
değiştirilmesini ve buna bağlı olarak maddeye
işlenecek hüküm olarak aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
1) 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı
Tohumculuk Kanunu kapsamında 2020 yılında yapılması
gereken genel kurul toplantıları 31/12/2020 tarihine kadar ertelenir.
Bu süre, Tarım ve Orman Bakanınca dört aya kadar uzatılabilir.
Ertelenen genel kurul toplantıları, ertelemenin sona erdiği
tarihten itibaren üç ay içinde yapılır. Mevcut organların görev,
yetki ve sorumlulukları erteleme süresi sonrasında yapılacak ilk
genel kurula kadar devam eder.
Mehmet Muş Muhammed
Levent Bülbül Polat
Türkmen
İstanbul Sakarya Zonguldak
Hamdi Uçar İsmail
Tamer İmran
Kılıç
Zonguldak Kayseri Kahramanmaraş
Mücahit Durmuşoğlu Ramazan
Can
Osmaniye Kırıkkale
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile 5996
sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı,
Gıda ve Yem Kanunu, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri
Kanunu ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu kapsamındaki Genel Kurul
toplantılarının salgının durumu göz önünde
bulundurularak ertelenebilmesine ilişkin düzenleme
yapılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 49uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
49uncu madde kabul edilmiştir.
50nci maddede 1 adet önerge vardır, okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 50nci maddesinin birinci
fıkrasına (b) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
(c) bendinin eklenmesini, mevcut (c) bendinin (ç) bendi olarak teselsül
ettirilmesini, bu bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki (d)
bendinin eklenmesini ve mevcut (ç) bendinin (e) bendi olarak teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"c) 36 ncı maddesi 13/11/2020 tarihinden
itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
"d) 43 üncü ve 44 üncü maddeleri 1/1/2022
tarihinde,
Mehmet
Muş Hamdi
Uçar Polat
Türkmen
İstanbul Zonguldak Zonguldak
İsmail
Tamer Ramazan
Can Mücahit
Durmuşoğlu
Kayseri Kırıkkale Osmaniye
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçe...
Gerekçe:
Önergeyle basın ve gazetecilik mesleğinde
çalışanların fiilî hizmet süresi zammına ilişkin
36ncı madde düzenlemesinin yürürlük tarihinin bu Kanun Teklifinin
yayımı tarihi olması ve bu tarihin 14/2/2020 tarihli ve 31039
sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanunun
40ıncı maddesinin ikinci fıkrasının (16)
numaralı bendine yönelik Anayasa Mahkemesinin iptal kararının
yürürlük tarihi olan 14/11/2020'den sonraki bir tarih olması durumunda
basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanların hak
kaybına uğramamaları adına 36ncı maddenin yürürlük
tarihi 13/11/2020 olarak düzenlenmiştir.
Teklif metninde yer alan 5580 sayılı Özel
Öğretim Kurumları Kanununun 6ncı maddesinin altıncı
fıkrasını değiştiren maddenin ve 5580 sayılı
Kanuna eklenen geçici 7nci maddenin 1/1/2022 tarihinde yürürlüğe girmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 50nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
50nci
madde kabul edilmiştir.
51inci maddede önerge yoktur.
51inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
51inci madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Sayın milletvekilleri, Plan ve Bütçe
Komisyonunun görüşülmekte olan Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin yeniden
görüşülmesine ilişkin İç Tüzükün 89uncu maddesine göre bir
talebi vardır; Başkanlık bu talebi yerine getirecektir.
Danışma Kurulunun Komisyonun
görüşülmekte olan kanun teklifinin 4üncü maddesinin yeniden
görüşülmesine ilişkin talebi hakkında görüşünü okutuyorum:
VI.- ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, görüşülmekte
olan 239 sıra sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin yeniden
görüşülmesine dair Plan ve Bütçe Komisyonu talebinin İç Tüzükün
89uncu maddesi uyarınca uygun görüldüğüne ilişkin önerisi
Danışma Kurulu
Görüşü
Tarih:11/11/2020
Danışma Kurulunun 11/11/2020 Çarşamba
günü (bugün) yaptığı toplantıda, görüşülmekte olan 239
sıra sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin yeniden
görüşülmesine dair Plan ve Bütçe Komisyonunun talebi İç Tüzükün
89uncu maddesi uyarınca uygun görülmüştür.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet Muş Engin
Özkoç Hakkı
Saruhan Oluç
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Halkların
Demokratik Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Muhammed Levent Bülbül Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Milliyetçi Hareket Partisi İYİ
PARTİ
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
BAŞKAN Danışma Kurulu görüşü
bilgilerinize sunuldu.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Yeniden Görüşmeleri Yapılan Teklifler
(Tekririmüzakere)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 239) (Madde 4)
BAŞKAN Şimdi,
Komisyon istemini okutup oylarınıza sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin, yeni gelişmelere
göre yeniden ele alınabilmesi amacıyla İç Tüzükün 89uncu
maddesi gereğince yeniden görüşülmesini arz ve teklif ederiz.
Cevdet
Yılmaz
Bingöl
Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanı
BAŞKAN Komisyon istemini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bu durumda teklifin 4üncü maddesini yeniden müzakereye
açıyorum.
Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Madde üzerinde 1 önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 239 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesine aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
(16) Bu Kanun kapsamına giren ve 31/8/2020
tarihinden önce (bu tarih dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup bu
Kanunun yayımı tarihinden bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen başvuru tarihine kadar
kesinleşen ve bu tarihe kadar başvuruda bulunulan Sosyal Güvenlik
Kurumunca takip edilen idari para cezası asıllarının %50si
ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden başvuru tarihine
kadar geçen süre için aylık %0,35 oranında hesaplanacak tutarın,
bu Kanunun 3 üncü maddesi hükümlerine göre ödenmesi hâlinde, idari para
cezası asıllarının kalan %50si ile idari para
cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi feri
alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
Mehmet
Muş Polat
Türkmen Hamdi
Uçar
İstanbul Zonguldak Zonguldak
Ahmet
Çolakoğlu İmran
Kılıç Mücahit
Durmuşoğlu
Zonguldak Kahramanmaraş Osmaniye
Ramazan
Can
Kırıkkale
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sosyal Güvenlik Kurumunca takibi yapılan,
31/8/2020 tarihinden önce (bu tarih dâhil) tespitleri yapılan ve
yapılandırma son başvuru tarihine kadar kesinleşenlerin de
kanun kapsamında yapılandırılması amacıyla
düzenleme yapılması önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
4üncü maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
4üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın Muş, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
48.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
milletin beklentilerini karşılayacak, pandemi sürecinde
çalışanları ve esnafı rahatlatacak bir düzenlemeye destek
veren bütün siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine teşekkür
ettiklerine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir düzenlemeyi müzakere
ettik Genel Kurulda ve komisyonlarda. Bu düzenlemenin
olgunlaşmasında, bu noktalara gelmesinde katkı veren bütün
siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine AK PARTİ Grubu olarak
teşekkür ediyoruz. Milletimizin beklentilerini karşılayacak, bu
pandemi sürecinde çalışanlarımızı ve
esnafımızı rahatlatacak bir düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak müzakereyle bitirmiş bulunmaktayız. Bu pandemi
şartlarında, bu yoğun gündem içerisinde destek veren bütün
siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine tekrar teşekkür
ediyoruz.
Hayırlı akşamlar diliyorum.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın
Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin İşsizlik
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239) (Devam)
BAŞKAN Teklifin tümü açık oylamaya
tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre
içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini,
bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy
pusulalarını oylama için verilen süre içinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve
Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 Milletvekilinin
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi açık
oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :248
Kabul :214
Ret :34x
Kâtip Üye Kâtip Üye
İshak Gazel Emine Sare
Aydın
Kütahya İstanbul
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım:
VI.- ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma Kurulu Önerileri (Devam)
2.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun
12/11/2020 Perşembe günü toplanmamasına ilişkin önerisi
11/11/2020
Danışma
Kurulu Önerisi
Danışma Kurulunun 11/11/2020 Çarşamba
günü (bugün) yaptığı toplantıda, Genel Kurulun 12/11/2020
Perşembe günü toplanmaması önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulması uygun görülmüştür.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet Muş Engin
Özkoç
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan
Vekili
Hakkı Saruhan Oluç Muhammed Levent Bülbül
Halkların Demokratik Partisi Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan
Vekili
Dursun Müsavat
Dervişoğlu
İYİ
PARTİ
Grubu Başkan Vekili
BAŞKAN Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince, kanun teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 17 Kasım 2020 Salı günü saat 15.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 23.48
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 240 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) 239 S. Sayılı Basmayazı 3/11/2020 tarihli 11'inci Birleşim Tutanağına eklidir.
x Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.