TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
31inci
Birleşim
14
Aralık 2020 Pazartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 230)
2.- 2019 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan 2019
Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait
Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel
Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 231)
A) TARIM VE ORMAN
BAKANLIĞI
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü
2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2019
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
1) Dışişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Dışişleri
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA
BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) TÜRK
AKREDİTASYON KURUMU
1) Türk Akreditasyon Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu
2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe
Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde CHP Grubu adına konuşma
yapan konuşmacıların bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
3.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
4.- Uşak Milletvekili
Özkan Yalımın, Uşak ilinde 13 Aralık 2020 tarihinde
belediyenin kazı çalışması sırasında doğal
gaz borusunun patlatılmasından sonra ilde doğal gazın tamamen
kesildiğine, çevre illerden gelen ekiplerle regülatörlerin aktive
edilmesine başlandığına, Uşak ilinde doğal
gazın yeniden kullanıma açıldığına,
vatandaşların doğal gaz vanalarını kendileri
açmayıp ekipleri beklemesini talep ettiklerine ilişkin
açıklaması
5.- Uşak Milletvekili
İsmail Güneşin, Uşak ilinde iki ayrı noktada meydana gelen
patlamalardan dolayı Uşaklılara geçmiş olsun dediğine,
doğal gaz şirketinin kendileri gelene kadar vatandaşların
doğal gaz vanalarını açmamaları konusunda uyarıda
bulunduğuna, yaralıların tedavilerinin devam ettiğine
ilişkin açıklaması
6.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, İstanbul Milletvekili Rümeysa
Kadakın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun
Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Covid-19 pandemisinden en çok etkilenen
sektörlerin başında esnafların olduğuna, siyasetin
görevinin toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına çare olmak olduğuna,
CHP olarak esnafa kira yardımı yapılmasını, SGK
primlerinin ve kredi ödemelerinin ertelenmesini talep etmeye devam
edeceklerine, bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısından esnafa
hayırlı ve müjdeli haberler beklediklerine ilişkin
açıklaması
8.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, PKKnın aslında bir narko terör örgütü
olduğunu bir kez daha ifade etmek gerektiğine, Şemdin
Sakıkın uyuşturucu geliri olmazsa terör örgütünün ayakta
kalamayacağına dair itirafını da not etmek
gerektiğine, PKK, KCK, PYDnin Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgelerinde vatandaşlara zorla kenevir ektirdiğini ifade eden 2020
Yılı Türkiye Uyuşturucu Raporunun son derece açık
olduğuna, sistematik olarak devleti suçlayan bir parti grubunun bu
faaliyetleri kınamasını beklemediklerine ilişkin
açıklaması
9.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, esnafın Covid-19 pandemi sürecinde
içinde bulunduğu hâle Meclisin sessiz kalamayacağına,
sağlık çalışanlarının moralinin yüksek
tutulması gerektiğine, bütçe görüşmelerinin yedinci turunda
konuşan 3 genç milletvekilini Kabinenin dikkatine sunmak istediğine
ilişkin açıklaması
10.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, görüşülen 3 Bakanlığın bütçelerinin
memlekete ve millete hayırlar getirmesini Allahtan niyaz ettiğine,
bugün gençlerin kendi açılarından fikirlerini dinlediklerine,
esnafın gerçekten zor durumda olduğuna, pandemi nedeniyle iş
yerlerini açamayan ve gelir kaybına uğrayan esnafa aylık 2 bin
lira karşılıksız yardım yapılmasını,
kira stopaj oranının yılbaşından itibaren altı ay
süreyle sıfırlanmasını, kredi geri ödeme sürelerinin bir
yıl uzatılmasını, vergi borçlarının ödemelerinin
altı ay ertelenmesini talep ettiklerine, kırmızı et
fiyatlarının düşmesi için bir çalışma
yapılıp yapılmadığını, yangınlar
neticesinde yok olan ormanların yeniden ağaçlandırma
oranını, yanan alanların yüzde kaçının imara
açıldığını, salgın destekleri kapsamında
tarımsal üretim destek programının olup
olmadığını, ihracatta geri dönen tarımsal ürünlerin
akıbetinin ne olduğunu Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirliye sormak istediklerine, çiğ süt üreticilerine verilen 50
kuruş zammın yeterli olmadığına, Toprak Mahsulleri
Ofisinin güncel buğday stok durumunu merak ettiklerine, Sayıştay
raporlarına geçen ihale takiplerinin yapılmamasının
nedenini öğrenmek istediklerine ilişkin açıklaması
11.- Ankara Milletvekili
Mustafa Desticinin, Meclisteki bütün vatansever milletvekillerine ve gruplara
saygısı olduğuna, Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin 230
sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra
sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine, Mecliste bulunan 5 partiye 2021
yılı bütçesinden verilecek olan 481 milyonun bu partiler tarafından
esnafa bağışlanması çağrısı
yaptığına, bütçe görüşmelerinin ilk gününde özellikle
DSİye ayrılan yüksek yatırım payının çok önemli
olduğunu çünkü tarımsal sulamanın hayati önem
taşıdığını ifade ettiğine, gençliğe son
yıllarda yapılan yatırımlardan dolayı Gençlik ve Spor
Bakanlığına teşekkür ettiğine, Tarım ve Orman
Bakanına da Bakanlık adına teşekkür ettiğine,
Dışişleri Bakanlığının cumhuriyet tarihinin
en önemli adımlarını attığına, bedeli ne olursa
olsun sonuna kadar gidilmesini arzu ettiğine, bütün emperyalistler
birleşse de Suriyenin kuzeyinde bir PKK devleti kurdurmayacaklarına
ilişkin açıklaması
12.- Diyarbakır
Milletvekili Hişyar Özsoyun, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021 Yılı
Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
13.- Batman Milletvekili
Feleknas Ucanın, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021 Yılı
Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021 Yılı
Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
15.- İstanbul
Milletvekili Yunus Emrenin, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021 Yılı
Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
16.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin 230
sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231
sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
17.- Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın, İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun ve Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkanın sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
18.- Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin, ülkenin bölgenin ve dünyanın
zenginliğinden daha fazla pay alması, Hollanda örneğinde
olduğu gibi tarımsal ürünleri alıp işleyip satması
gerektiğine, 2 bin ton tarımsal ürün ithalatının
yanında 84 bin ton ihracat olduğuna ilişkin açıklaması
19.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, milletin kendilerine 2023e kadar yetki verdiğine,
seçimleri Anayasanın öngördüğü zamanda yapmakta kararlı
olduklarına, AK PARTİyi 12 Eylül ve 28 Şubat tarzı olağanüstü
dönemlerin sonucu olarak ifade etmenin haksızlık olduğuna
ilişkin açıklaması
20.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
21.- Denizli Milletvekili
Şahin Tinin, İstanbul Milletvekili Engin Altayın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
22.- Ordu Milletvekili Cemal
Enginyurtun, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin ülkenin
ihracatta en önemli ürünü olan fındıkla ilgili tek kelime
etmediğine, fındık alımını mart veya mayıs
ayına kadar uzatmayı ve fındık fiyatını 24 TL
olarak revize etmeyi düşünüp düşünmediklerini tekrar sorduğuna
ilişkin açıklaması
23.- Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirlinin, Ordu Milletvekili Cemal Enginyurtun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
24.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Tarım ve
Orman, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Bakanlarının
hizmetlerinden ötürü kendilerine ve bütün Bakanlık personeline teşekkür
ettiklerine, bütçelerine destek vereceklerini ifade ettiğine ilişkin
açıklaması
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Aydın Milletvekili
Süleyman Bülbülün, Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erimin 230 sıra
sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra
sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz
Gürelin 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi
ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasında CHPye sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasında AK
PARTİye sataşması nedeniyle konuşması
4.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasında CHPye ve
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ,
Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ve Batman Milletvekili Feleknas
Ucanın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun
Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına
yaptıkları konuşmalarında AK PARTİye
sataşmaları nedeniyle konuşması
6.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasında
HDPye sataşması nedeniyle konuşması
7.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021 Yılı
Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptığı konuşmasında CHPye
sataşması nedeniyle konuşması
8.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasında HDPye
sataşması nedeniyle konuşması
9.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 230
sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231
sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptıkları
konuşmasında İYİ PARTİye sataşması nedeniyle
konuşması
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Nimetullah Erdoğmuşun, Batman Milletvekili
Feleknas Ucanın şahsında Ezidi toplumunun bayramını
tebrik ettiğine ilişkin konuşması
VII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaranın,
Şanlıurfa Hilvan 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde kalan ve
koronavirüse yakalanan bazı kişilerin temizlik
koşullarının iyileştirilmediği iddiasına ve
cezaevinde koronavirüse karşı alınan önlemlere ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/36644)
2.- İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir İslamın,
karantina süresi biten ancak Covid-19 belirtileri devam eden ve iş
başı yaptırılan sağlık personeline ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/36645)
3.- Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmazın, Covid-19dan
etkilenen müzisyenlere ekonomik destek sağlanmasına ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/36646)
4.- İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındırın, 30
Ekim 2020 tarihinde İzmirde yaşanan depremde zarar gören depremzedelere
yapılan gıda yardımlarına dair bazı iddialara
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/36647)
5.- İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kayanın, son 5
yılda İstanbul ilinde çıkan orman yangınları ile orman
yangınlarının önlenmesi ve yeniden ağaçlandırma
konularında yürütülen çalışmalara,
-Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaranın, Ilısu
Barajında elektrik üretimi başladıktan sonra meydana gelen
balık ölümlerine,
İlişkin soruları ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Murat Kurumun cevabı (7/36688), (7/36689)
6.- İzmir Milletvekili Aytun Çırayın, Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası Başkanı değişikliğine ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/36781)
7.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürkün, RTÜK Başkanı
tarafından yapılan bir açıklamaya ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/36782)
8.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarırın, ülkemizdeki
avukat sayısına ve kamu kurumlarına yapılan avukat
alımlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/36785)
9.- Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğitin,
OHAL Komisyonunca verilen ret kararlarına ve idari yargı sürecine
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/36786)
10.- Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmazın, 2011
yılında Antalyada bir otelde staj yapan gencin şüpheli ölümünün
araştırılmasına ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı
(7/36787)
11.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun,
İstanbuldaki Formula 1 yarışı için yapılan asfalt
yenilemesine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/36788)
12.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, 10 Temmuz 2018 tarihinden bu
yana döviz kurundaki artışın dış borca etkisine ilişkin
sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/36789)
13.- Antalya Milletvekili Feridun Bahşinin, İdlibde AFAD
koordinatörlüğünde briket ev yapılması için başlatılan
kampanyaya ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/36791)
14.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, elektrik
faturalarındaki bazı kalemlerin kaldırılması önerisine
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/36792)
15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Ziraat Bankası ve
Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından verilen kredilere dair
bazı verilere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/36794)
16.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, elektrik, su ve
doğal gaz faturalarında indirim yapılması önerisine
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/36795)
17.- Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneşin, pandemiyle
mücadele kapsamında alınan tedbirlerden dolayı etkilenen
işletmelere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/36797)
18.- İstanbul Milletvekili Ümit Beyazın, kamu kurumları
tarafından kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan
transferlere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/37089)
19.- Hatay Milletvekili Suzan Şahinin, akademide cinsiyete
dayalı eşitsizlik ve dezavantajların ortadan
kaldırılmasına ve kadın akademisyen oranının
artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sorusu
ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/37092)
20.- Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önalın, Covid-19
nedeniyle uygulanan bazı kısıtlamaların yeniden gözden
geçirilmesi talebine ve esnafa yönelik desteklemelere ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı
(7/37094)
21.- Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmazın, Vanda bulunan
geri gönderme merkezinde yaşandığı iddia edilen adli bir
olaya,
Munzur Üniversitesi öğrencisi bir kadının
kaybolmasına dair yapılan soruşturmanın akıbetine ve
bazı iddialara,
İlişkin soruları ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/37095), (7/37096)
22.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, KADES
uygulamasını kullanan kadın sayısı ile uygulama
aracılığıyla müdahale edilen olay sayısına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/37101)
23.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Dahilinde
İşleme Rejimi kapsamında 2018 ve 2019 yıllarında
ithalatı yapılan ürünlere ve bunların tutarlarına
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/37102)
24.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesinden sonra
devletin borç tutarına ve bu tutarın kalemlerine ilişkin sorusu
ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı
(7/37103)
25.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, ÇAYKURun
vekalaten yönetilmesinin gerekçesine ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/37104)
14 Aralık
2020 Pazartesi
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 11.02
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Necati TIĞLI (Giresun)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 31inci Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri,
gündemimize göre 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile
2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki
görüşmelere devam edeceğiz.
Program uyarınca bugün
yedinci turdaki görüşmeleri yapacağız.
Yedinci turda Tarım ve
Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü,
Türkiye Su Enstitüsü, Gençlik ve Spor Bakanlığı,
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği
Başkanlığı ve Türkiye Akreditasyon Kurumu bütçe ve kesin
hesapları yer almaktadır.
III.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (x)
2.-
2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet
Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (x)
A)
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
1)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B)
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Orman Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C)
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ
1)
Türkiye Su Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Su Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
1)
Dışişleri Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G)
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
1)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ğ)
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU
1)
Türk Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türk Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti
gruplarına ve İç Tüzükün 62nci maddesi gereğince istemi
hâlinde görüşlerini bildirmek üzere yürütmeye yetmişer dakika söz
verilecek, bu süreler birden fazla konuşmacı tarafından
kullanılabilecek ve şahsı adına yapılacak
konuşmaların süresi ise beşer dakika olacaktır.
Ayrıca, konuşmalar tamamlanınca soru-cevap işlemi, on
dakika soru, on dakika cevap olarak yapılacak ve sorular gerekçesiz olarak
yerinden sorulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Yedinci turda siyasi parti
grupları, yürütme ve şahısları adına söz
alanların adlarını sırayla okuyorum:
Gruplar:
Cumhuriyet Halk Partisi:
Sayın Kamil Okyay Sındır, Sayın Ayhan Barut, Sayın
Aydın Özer, Sayın Okan Gaytancıoğlu, Sayın Cengiz
Gökçel, Sayın Ömer Fethi Gürer, Sayın Aysu Bankoğlu, Sayın
Mustafa Adıgüzel, Sayın Ahmet Ünal Çeviköz, Sayın Yunus Emre,
Sayın Sibel Özdemir.
Adalet ve Kalkınma
Partisi: Sayın Yaşar Kırkpınar, Sayın Bekir Kuvvet
Erim, Sayın İbrahim Aydın, Sayın Cihan Pektaş,
Sayın Selahattin Minsolmaz, Sayın Oğuzhan Kaya, Sayın
Nevzat Ceylan, Sayın Rümeysa Kadak, Sayın Fehmi Alpay Özalan,
Sayın Ahmet Kılıç, Sayın Ahmet Yıldız, Sayın
Ahmet Berat Çonkar, Sayın İsmail Emrah Karayel, Sayın Vildan
Yılmaz Gürel.
İYİ PARTİ:
Sayın Fahrettin Yokuş, Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu,
Sayın Orhan Çakırlar, Sayın Hüseyin Örs, Sayın Ahmet Kamil
Erozan, Sayın Zeki Hakan Sıdalı.
Milliyetçi Hareket Partisi:
Sayın Hasan Kalyoncu, Sayın Mehmet Celal Fendoğlu, Sayın
Saffet Sancaklı, Sayın Olcay Kılavuz, Sayın Kamil
Aydın, Sayın İsmail Özdemir.
Halkların Demokratik
Partisi: Sayın Rıdvan Turan, Sayın Sait Dede, Sayın Muazzez
Orhan Işık, Sayın Dersim Dağ, Sayın Hüseyin Kaçmaz,
Sayın Hişyar Özsoy, Sayın Tulay Hatımoğulları
Oruç, Sayın Feleknas Uca.
Şahıslar: Lehinde,
Sayın Rizgin Birlik; aleyhinde, Sayın Gültekin Uysal.
Yürütme: Sayın Bekir
Pakdemirli, Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Sayın Mevlüt
Çavuşoğlu,.
Şimdi, ilk söz
Sayın Kamil Okyay Sındırın.
Buyurunuz Sayın
Sındır. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi üzerine grubumuz
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
sözlerime, devletin gelecek mali yıl içerisinde toplayacağı
gelirleri ve yapacağı harcamaları bir tahminî olarak ortaya
koyan ve bu gelirlerin toplanması ve harcamaların da
yapılması için yürütme organına uygulama izni veren bir kanun
olan bütçenin 2021 yılı için amaç ve hedefleri ve önceliklerini ya da
bu bütçe rakamları içerisinde olup olmadıklarını
sorgulayarak başlamak isterim. Mesela, yoksulluğu ortadan
kaldırmak, gelir adaletini sağlamak, üretimi ve istihdamı
artırmak, işsizliğe son vermek, israfı önlemek veya en
azından bunlar için belirli düzeylere ulaşabilmek, ekonomik büyümeyi
sağlamak, dünyanın sayılı ülkeleri arasında olabilmek
ama görünen o ki bu hedeflerin, yapılan sunuşlardaki süslü sözlerden
öte, bütçe değerleri içerisinde varlığından bahsetmek
neredeyse imkânsız. Peki, ne var bu bütçede? İsraf var, bir elin
parmaklarıyla sayılabilecek yandaş sermayenin kasaları var
ve faiz lobilerinin istikbali var. Bu iktidarın 2023 yılı gayrisafi
yurt içi hasıla hedefi 2 trilyon dolardı, 2020 için gerçekleşme
tahmininin yaklaşık 690 milyar doları ancak bulduğu
anlaşılıyor. Sadece son iki yılda 200 milyar dolara
yakın küçüldük değerli arkadaşlar. Merkez Bankası net
rezervi, Cumhuriyet tarihimizin en büyük açığıyla, eksi 57
milyar dolara ulaşmış durumda. Devletin toplam borcu 2 trilyon
liraya dayanmış, sadece son on ayda 606 milyar lira artış
göstermiştir. Dış ticaret açığımız son on
bir ay içerisinde 45,3 milyar doları bulmuş ve geçen yıla göre
neredeyse yüzde 100 artmış durumda. İktidarınız döneminde
bütçeden yapılan faiz ödemesi toplam 492 milyar doları bulmuş
değerli arkadaşlar.
Aynı şekilde 2023
yılı için kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla
hedefiniz 25 bin dolardı, 2020 yılı için gerçekleşme
tahminine göre 8.200 doları bile bulamayacağı anlaşılıyor.
Diğer yandan,
vatandaşın bankalara borcu 2020 yılı başından
günümüze 239 milyar lira artarak yani son bir yıl içeresinde 830 milyar
liraya yükselmiş ve borcunu ödeyemediği için maalesef 3,5 milyona yakın
vatandaşımız bu bankalar tarafından yasal takibe
alınmış durumda.
İşsizlik oranı
2023 hedefiniz yüzde 5ti bugün ise TÜİK resmî rakamlarına göre yüzde
13,2. Oysa geniş tanımlı işsizliğe göre yüzde 27,3. 10
milyona yakın yurttaşımız ve her 3 gencimizden 1i maalesef
işsiz kalmış durumda. Bu bütçenin maalesef vatandaşa ne bir
umut ne bir heyecan ne de pozitif bir enerji verdiği söylenebilir.
Öğretmenlere, iç güvenlik personeline, sağlık
çalışanlarına, din görevlilerine vermiş olduğunuz 3600
ek gösterge sözleriniz havada kalmış, EYTliler, 500 bine yakın
kamu hizmeti gören 4/B sözleşmeli memurlar haklarını bekliyor.
600 bine yakın öğretmen ve yüz binlerce mühendis, mimar atama
bekliyor. Pandemi nedeniyle kepenkleri
kapattırdığınız, kontak kapattırdığınız,
açlığa, yoksulluğa terk ettiğiniz esnaflarımız
kendilerine verilen kredilerden ve borç
yapılandırılmalarından daha öncelikli olarak kira,
elektrik, su, SGK ve benzeri borçlarını
karşılayabilecekleri doğrudan hibe nakdî destek bekliyorlar.
Zira 3,8 milyon KOBİnin bankalara olan kredi borçları 865 milyar
liraya ulaştı ve yaklaşık 300 bine yakını borcunu
ödeyemediği için bankaların takibinde.
Yine, pandemi nedeniyle
uyguladığınız kısmi çalışma ödeneğini
ve ücretsiz izin ödemelerini bütçe dışı bir kaynak olan
İşsizlik Sigortası Fonuna çullanarak ödediniz, işvereni
destekleyen bir fona dönüştürdünüz. Çalışanları
açlığa mahkûm etmek yerine, insanca yaşam için, en az açlık
sınırının üzerinde ücret garantisini işçilerin
fonundan değil, bütçe kaynaklarından artık vermelisiniz.
Değerli milletvekilleri
Yerli malı Türkün malı, herkes onu kullanmalı. diyerek Yerli
Malı Haftasını, daha doğrusu Tutum, Yatırım ve
Türk Malları Haftasını on yıllardır, 1929
yılından bugüne kutlarız. Meğerse bugünkü iktidar Herkes
onu kullanmalı. sözünü yanlış anlamış olacak ki yerli
ve millî olan neyimiz varsa her şeyi satma derdine düşmüş.
Herkes derken de bu ülkenin yurttaşlarından bahsediyoruz,
yabancılardan değil tabii ki. Yerli olan neyimiz varsa
sattınız, henüz satamadığınız kalanları da
Varlık Fonu adı altında toparlayıp yine bir satma
telaşına düştünüz. Peki, 177 milyar liralık bu Varlık
Fonu denetlenebiliyor mu? Hayır. Sayıştay denetimine, İhale
Kanununa tabi mi? Hayır. Kanal İstanbul arazilerini, Ataköy sahilini,
Antalya Limanını, Tank Palet Fabrikasını, Haliçi, İstinyeParkı,
şirketleri, yalıları, bankaları, borsaları, hepsini
katar, katar! sattınız, satmaya da devam ediyorsunuz. Bu
gidişle Yerli Malı Haftamızı yakında Katarlılar
kutlamaya başlayacak. Zira, bu iktidar döneminde, bu haftanın ne
tutumlulukla ne yatırımla ne de yerlilikle hiçbir ilgisi
kalmamıştır.
Değerli milletvekilleri,
Tarım Bakanlığımızın bütçesi hakkında da
birkaç konuya değinmek istiyorum. Sayın Bakan, siz de gayet iyi
biliyorsunuz ki tarım ve gıda ülkemizin en stratejik, yaşamsal,
vazgeçilmez ve sürdürülebilir olması gereken sektörleridir. Oysa
Sayın Bakan, eksikleriniz ve almakta olduğunuz yanlış
kararlar ve uygulamalarınız ne yazık ki
tarımımızın çöküşüne neden oluyor.
Bakın, Sayın Bakan,
size iki grafik göstereceğim. Bunları Plan ve Bütçe Komisyonumuzda da
sizlere göstermiştim. Siz iktidara geldiğinizde, TÜİK verilerine
göre, 2002 yılında 26 milyon 579 bin hektar olan tarım
alanımız bugün 23 milyon 95 bin hektara gerilemiş durumda.
2002den 2019a kadar gelen bu gerileme tarım alanlarında 3 milyon
484 bin hektar daralmayı getirdi. Burada, tarım alanı olarak
bahsettiğimiz alanlar, ekilen alanlardan -nadas alanları da buna
dâhil- süs bitkileri, sebze ve meyve alanlarından oluşuyor.
Bir başka grafiği,
bir başka gerçeği daha sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dış ticarette bitkisel ve hayvansal üretimin durumu nedir diye
baktığımızda -işte, bu grafikte onu gayet güzel
gösteriyor- 2002 yılından 2020 yılına kadar gelen bu
süreçte 2005, 2006 yıllarında biraz direnç gösterilmiş olsa da
gittikçe artan bir dış ticaret açığı dengesi söz
konusu. Aslında bu 2 grafiği alt alta, üst üste koyduğumuzda
tarım alanlarındaki daralmayla net ithalatçı olduğumuzu,
aradaki ilişkiyi, korelasyonu gayet iyi görebiliyorsunuz.
2003-2019 döneminde
ihracatımız 77,6 milyar dolarken ithalatımız 104,6 milyar
dolar oldu ve 27 milyar dolar net dış ticaret açığı
verdik. İktidarınızda bitkisel ürünlerde ithalatımız
5,6 kat, hayvancılıkta ithalatımız 17 kat arttı ve
ithalat yapmadığımız hiçbir ürün kalmadı maalesef
Sayın Bakan.
Sayın Bakan, bir
televizyon kanalında 10 Aralık günü yaptığınız
bir değerlendirmede çiftçinin son iki yılda rekor düzeyde gelir elde
etmiş olduğunu -bu geçtiğimiz hafta- çiftçimizin moralinin
şu anda son derece iyi olduğunu, hepsinin birçok borcunu
ödediğini, traktörünü yenilediğini belirtmiş ve Şu anda
tarım ve hayvancılık sektöründe Benim işim kötü. diyen
bir arkadaşımız olmamalı, olamaz. Demişsiniz, böylesi
akıl almaz ifadeler kullanmışsınız. Peki, bu çiftçiler
bu ülkenin çiftçileri değil mi Sayın Bakan? Ne diyorlar? Beraber
battık biz bu yollarda. Peki, bu çiftçiler bu ülkenin çiftçileri
değil mi Sayın Bakan? Traktörleri ve inekleri haczediliyor.
Tabii, bu traktörleri 2004
sayılı İcra ve İflas Kanununun 84üncü maddesine de
aykırı bir şekilde haczedilen Tarım Kredi Kooperatifi
mağdurlarına da söyleyecek bir şeyiniz olsa gerek Sayın
Bakan. Samimi olarak soruyorum: Bu sözleriniz bir şaka mı gerçekten?
Bu bir şakaysa hep beraber gülelim ama yok şaka değil de siz
gerçekten buna inanarak söylediyseniz ya siz başka bir ülkeden, başka
bir ülkenin çiftçilerinden bahsediyorsunuz ya da birileri size pembe gözlük
takmışlar. (CHP sıralarından alkışlar) Aman,
dikkat edin, zira Ülkemiz tarımının bekası için en büyük
tehlike. durumuna sokuyorlar sizi Sayın Bakan.
Çiftçimizin, bankalara ve
Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borcu 128 milyar lirayı, çiftçi
başına ise ortalama 61 bin lirayı buldu. Zamanında
ödenemeyen yaklaşık 5 milyar lira borç, bankalar tarafından
yasal takibe alınmış durumda. Sadece bu
yılbaşından bugüne kadar borç değerinde 18 milyar liradan
fazla artış oldu. Tarıma bu yıl vermiş olduğunuz
22 milyar lira desteklemenin de nereye gittiği ortada, öyle değil mi
Sayın Bakan?
Bakınız, Tarım
Kanununun 21inci maddesinin gereğini yapmadığınız
için yapılan eksik desteklemeleriniz nedeniyle esasen çiftçimize 211
milyar lira borçlandınız. 2021 yılı tarımsal
destekleme bütçesinin 2020yle aynı yani 22 milyar lira
olacağını biliyoruz. Son bir yıl içinde sadece döviz
kurunda yüzde 33lük bir artış olurken, tohumda, gübrede, ilaçta,
mazotta, elektrik fiyatlarında yüzde 20 ile 50 arasındaki
artışlar ortadayken, merkezî yönetim bütçe büyüklüğünde
2020-2021 arasındaki artış oranının yüzde 22,88
olması teklif edilirken tarımsal desteklemelerin aynı
kalması asla kabul edilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Sındır, artı bir dakika; riayet edeceğiz.
Buyurun efendim.
KAMİL OKYAY SINDIR
(Devamla) Belki selamlama için
Ayrıca 2021
yılı Bakanlık bütçesinde artmasını beklediğimiz
mazot ve gübre desteğinin 229 milyon lira, hayvancılık
desteklerinin 558 milyon lira, arz açığımızın
olduğu ürünlere ödenen desteklerin ise 252 milyon lira düşürülmesini
de açıklamaya muhtaç ve kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek isterim
Sayın Bakan.
Değerli milletvekilleri,
iktidar, ekonomide ve yargıda reformdan bahsediyorsa önce sorunu açık
ve anlaşılır bir şekilde, bir dille ortaya koymalı ve
ekonomideki krizin ve yargıdaki adaletsizliğin mevcut durumunu nesnel
bir şekilde tanımlamalı. Reform gereksinimi olacak bütçe
büyüklüklerini, tercihlerini, önceliklerini belirlemeli ve bugün önümüzde olan
çalakalem ve âdet yerini bulsun diye hazırlanmış bu bütçe yerine
reforma uygun bir bütçeyi milletin önüne getirmelidir. Esas itibarıyla,
ekonomide ve yargıda reform için bir problemden bahsediyorsak bunun 1inci
maddesi yürütmenin ta kendisidir ve mutlaka değişmesi gerekir.
Diğer bir deyişle, yapacağınız en büyük reform, bu
ülkenin aydınlık, refah dolu, huzurlu ve güçlü bir ekonomi için,
güçlü bir devlet için, vatandaşlarımızın huzur ve
mutluluğu için derhâl istifa etmeniz ve
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR
(Devamla) Bir cümlem kaldı Sayın Başkan.
BAŞKAN İzin verir
misiniz efendim. Arz edeyim efendim: Uygulama bütünlüğü
açısından artı 1, bir de grup başkan vekillerimize 2
artı 1 şeklinde bir planlama yapıldı. Beni
bağışlasanız ve
KAMİL OKYAY SINDIR
(Devamla) Cümlemi tamamlayayım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Sındır.
Tamamlayın efendim.
KAMİL OKYAY SINDIR
(Devamla)
demokrasinin, özgürlüklerin, liyakatin, bağımsız ve
tarafsız bir yargı sisteminin ve hukukun üstünlüğünün önünü
açmanızdır.
Her hâlükârda 2021
yılı bütçesinin vatanımıza ve milletimize iyilikler ve
yararlar getirmesini diliyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Sındır.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan, daha başındayız, bu, tek
uzatma olsun, rica ediyoruz. Lütfen, bütün konuşmacılar da riayet
etsin.
ORHAN SARIBAL (Bursa)
Sayın Başkan, özgür iradenizi kullanın, burayı siz
yönetiyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Bülbül
Sayın Bülbül
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Biz de karar vermiyoruz, rica ediyoruz; konuştuğumuzu
anladınız herhâlde.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz arkadaşlara.
Buyurunuz Sayın Barut.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYHAN BARUT
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım ve
Orman Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Hepinizi en içten dileklerimle selamlıyorum.
Sonda söyleyeceğimi
başta söylemek istiyorum: Tarım ve tarımsal destekler için
ayrılan bu bütçe kabul edilebilir bir bütçe değildir. Bu bütçe, AKP
iktidarının tarıma bakışını göstermektedir.
Bu bütçede tarımsal destekler için ayrılan 22 milyar liralık
desteklerin geçen yılla aynı oranda kalması çiftçiye
vurulmuş ve vurulacak en büyük darbedir. Başta
Cumhurbaşkanlığı bütçesi olmak üzere, diğer bütün
bakanlıkların bütçeleri artırılırken ve özellikle son
bir yılda tarımsal üreticilerin kullandığı temel
girdilerin hepsi yüzde 50 ve üzerinde fiyat artışı
göstermişken tarımsal desteklerin yerinde saymasını
Sayın Bakanım, vicdanınız kabul ediyor mu?
Bu bütçe, tarımdaki
sorunları çözmez ve tam aksine de tarıma öldürücü bir darbe vurur.
İktidarınız döneminde çiftçiyi üvey evlat gördünüz. Çiftçi için
bıçak kemiğe dayanmıştır. Unutmayın beyler,
çiftçiyi yok sayanı çiftçi de yok sayar ve ilk seçimde de
sandığa gömer, bunu böyle bileseniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bir musibet bin nasihatten
iyidir. diye bir söz var. Tüm dünya bu musibette tarımın önemini bir
kez daha anladı ama AKP iktidarı maalesef anlamadı. Çünkü bu
dönemde çiftçiye hiçbir destek verilmedi, hiçbir iyileştirme
yapılmadı. Hatta, geçtiğimiz günlerde yine bu yüce Mecliste,
burada, vergi ve kredi borçlarının
yapılandırılmasına yönelik torba kanun görüşüldü;
içerisinde her sektör vardı ama sadece tarım yoktu, çiftçi yoktu
çünkü çiftçi sizin umurunuzda değil.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
İnsaf, insaf!
AYHAN BARUT (Devamla) On
sekiz yıllık AKP iktidarı döneminde 6 Bakan eskittiniz ve bu
süreçte ülkeyi, üreten ülke değil, ithalat yapan ülke durumuna getirdiniz.
Sayın Bakan, bütçesi 168,7 milyar avro olan Avrupa Birliği ülkeleri,
tarımına yüzde 35 oranında yani 58,6 milyar avro, Amerika ise 42
milyar dolar destek ayırırken ülkemizde bütçemizin yüzde 1,63ünün
tarıma destek olarak ayrılması sizin ve
iktidarınızın utancıdır, ayıbıdır.
Buradan da anlayacağınız üzere iktidar tarıma, çiftçiye
değil de bir avuç ithalat lobisine çalışmıştır.
Sonuçta da ülkemiz net bir şekilde ithalatçı hâle gelmiştir.
Yaptığınız bu yanlışlara tepki koyup
eleştirdiğimizde ise, her bakanlığı aklından
geçirip Tarım Bakanlığını aklından
geçirmemiş ama o koltukta Tarım Bakanı sıfatıyla
oturan Sayın Bakan, eleştirilerimize karşılık ilginç
cevaplar veriyor, ilginç cevaplarda bulunuyor. Örneğin Paramız var
ki ithalat yapıyoruz. diyor. Örneğin Et fiyatları yüksek
değil, aksine çok ucuz. gibi söylemlerde bulunuyor. Geçtiğimiz
günlerde bir televizyon programında bir yenisi daha eklendi buna.
Çiftçimiz son iki yılda rekor bir gelire sahip, çiftçimizin morali
şu anda son derece iyi durumda. diyerek âdeta aklımızla alay
etti.
Öyleyse bir bakalım,
çiftçimizin durumu gerçekten nasıl ve hangi durumdadır. Eğer
çiftçimizin durumu iyiyse yüksek faizden dolayı kapısındaki
traktörler ve ahırındaki inekler neden hacizde ve neden
satılıktır? Eğer çiftçimiz iyi durumdaysa
iktidarınız döneminde 700 bin üretici üretimden neden koptu? Bu arada
dipnot olarak söyleyelim, üretimden kopan çiftçiyi bir daha üretime
kazandırmanız mümkün değil. Eğer çiftçimiz iyi durumdaysa
iktidara geldiğinizde çiftçi borcu 2,5 milyar iken döneminizde 180 milyar
liraya nasıl çıktı? Eğer çiftçimiz iyi durumdaysa 2 Trakya
büyüklüğündeki ekim alanları neden terk edildi? Çünkü çiftçiye
değil, ithalata destek verdiniz. Sayın Bakan, çiftçi iyi durumda
değil, çiftçinin feryadını, figanını duyun. Sayın
Bakan, bu işten anlamıyorsunuz, çekilin de anlayan biri gelsin. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
parlamenter sistemdeki Hükûmetiniz döneminde ziraat, gıda, veteriner
hekim, su bilimleri mühendisleri ve tekniker ve teknisyenlere 10.551 atama sözü
verildi, beş yılda 2.300 civarında atama yapıldı. Ben
bir ziraat mühendisiyim, her yıl 5 bine yakın ziraat mühendisinin
mezun olduğu bir yerde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
AYHAN BARUT (Devamla)
tüm
meslek gruplarına bu sayı oldukça yetersizdir. Söyleminiz, Özel
sektörde deneyim kazanın. diyorsunuz. İktidarınızın
yapmadığını, yapamadığını neden özel
sektörden bekliyorsunuz? Bu gençler hangi özel sektöre, hangi güçle, hangi
imkânla girecekler? Bu meslek grupları sizden net bir şekilde, kaç
kişi ve ne zaman atama yapılacağı yönünde haber
bekliyorlar. Bu gençlerin, bu meslek gruplarının
sorunlarını, atamasını yıllardır burada haykırıyoruz,
bu gençlerin sorunlarına sahip çıkıyoruz, sahip çıkmaya da
devam edeceğiz. Lütfen, bu gençlere verdiğiniz sözü tutun. Bu
bütçenin içerisinde işçi yok, çiftçi yok, esnaf yok, hiç kimse yok. Bu
bütçe rantçı bir bütçedir, bu nedenle bu bütçeye hayır diyoruz.
Hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Aydın Özer
Buyurunuz Sayın Özer.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYDIN ÖZER
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Dün akşam saatlerinde,
İzmir ve Antalyanın ilçelerinde aşırı
yağıştan dolayı meydana gelen sel ve su
baskınlarından zarar gören çiftçilerimize ve
vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun diliyorum.
Tarım ve Orman Bakanlığı
bütçesi için bu yönetime Bu bütçede, üretimden ve üreticiden yana değil.
demeye gerek yok. Politikası, üretim ve üreticiden yana değilken
bütçesi nasıl olsun?
Değerli arkadaşlar,
on sekiz yıl önce buğday üretimi 19,5 milyon tondu, bugün 20,5 milyon
ton; aradaki fark 1 milyon ton. On sekiz yıl önce nüfus 65 milyondu, bugün
83 milyonu geçti; aradaki fark 18 milyon. Yani on sekiz yılda, nüfusumuz
18 milyon kişi artarken buğday üretimi sadece 1 milyon ton
artmış. Demek ki on sekiz yılda bu Hükûmet ne üretimi ne de
çiftçiyi önemsemiş çünkü bu Hükûmetin en sevdiği şey ithalat.
Bilindiği üzere ekim ayında, buğday ithalatında yüzde 45
oranındaki gümrük vergileri sıfırlandı. Buğday
üreticisini dünya çiftçisiyle rekabete sokan Hükûmet İhracat için ithalat
gerek. dedi. Bakan, makarna işletmelerini işaret etti, ithal
ürünlerin onlara gittiğini söyledi. Oysa 2019da toplam 9,8 milyon ton
ithal edilen buğdayın sadece 1,4 milyon tonu makarnalık
buğdaydı. Un hâline getirip ihraç etmek için 8,4 milyon ton ekmeklik
buğdayı ithal etmek, kendi üreticimizden almaktan daha çok
işlerine geldi. Yani şu azgın pandemi bile, bizim Hükûmete,
üretimin önemini göstermeye yetmedi.
Değerli arkadaşlar,
Rusyanın uyguladığı domates kotası üç
yıldır çözülemedi, âdeta bir yılan hikâyesi. 120 bini
Antalyadan olan 200 bini aşkın üretici, yıllık toplam 13
milyon ton domates üretiyor; bunun 9 milyon tonu tarla, 4 milyon tonu örtü
altı üretimden sağlanıyor. Dünyada 4üncü sıradayız
ama biz -Rusya gibi- mis gibi domateslerimizi kotayla satıyoruz ve yirmi
gün önce 200 bin tonluk kota doldu. Kotanın dolması domates
çiftçisini, işçisini, tedarikçisini, ihracatçısını, hepsini
birden olumsuz etkiliyor. Sadece bu kadar değil, giden domateslerimizde
Mozaik virüsü var. diye Rusyadan geri gönderilmesi de ayrı bir hikâye.
Türkiye laboratuvarlarında yapılan analizlerde domatesimiz temiz
çıkıyor, Mozaik virüsü yok, ihracata uygundur. deniliyor. Peki, o
zaman, neden geri gönderilen domatesin analiz sonuçları hakkında
Rusyaya gereken söylenmiyor? (CHP sıralarından alkışlar)
Krizi yaratan siz, üreticiyi bozan siz, sonuçlarını düşünmeyen
siz, umursamayan siz, Bana ne. diyen siz, başından savan siz,
çözemeyen yine siz; mağdur olan hep emekçimiz, çiftçimiz. Sektöre bir
açıklama yapılmalı ve bu yılan hikâyesi artık son
bulmalıdır.
Değerli arkadaşlar,
2020 Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırmasına göre 100
çiftçiden 93ü girdilerin pahalı olmasından şikâyetçi; 100
çiftçiden 89u ürününü beklenenin altında fiyata sattığını
söylüyor; 100 çiftçiden 61i TARSİM yaptırmıyor; 100 çiftçiden
22si Hasar ya ödenmiyor ya da eksik ödeniyor. diyor. Mutlu mu bizim
çiftçimiz yani hâlinden çok mu memnun? Araştırmaya göre 100 çiftçiden
sadece 2si hâlinden çok ama çok memnun.
Değerli arkadaşlar,
Tarım ve Orman Bakanlığının bu yıl çiftçiyi
destekleme miktarı geçen yılla aynı, 22 milyar lira. Maliyete
doğrudan etkisi olan tüm kalemlerin fiyatı yükselirken destek
miktarlarının yerinde sayması gerçekten anlaşılır
değil. Belli ki çiftçimiz bu Hükûmetle bu yılı da mutsuz geçirecek,
hatta o kadar çok memnun olan yüzde 2nin de memnuniyeti
sıkıntıya girecek.
Değerli arkadaşlar,
çiftçimiz borç yükü altında, ne yapacağını
şaşırmış durumda. Amasyada, Konyada, Malatyada
elinde ne araç gereç varsa -traktör- satıyor; yetmiyor icra geliyor,
köylüler ineklerine kadar icralık oldu. Antalyada beni gören çiftçi, önce
borcundan yakınıyor, diyor ki: Tarım Kredi Kooperatiflerinin
köylülere verdiği kredi, Merkez Bankasının faizlerinden daha
yüksek. Çiftçi ödeme yapamadığında yüksek faiz nedeniyle borcu
katlanarak artıyor, sonra da kapısına icra memurları
dayanıyor. Aracı gereci olmayan çiftçi mahsulü nasıl ekip
biçecek? Bu uygulamadan derhâl vazgeçilmelidir; icralar durdurulmalı, araç
gereçleri, traktörleri, inekleri çiftçiye iade edilmelidir. Çiftçinin tüm
borçları yapılandırılarak ertelenmelidir hem de faizsiz
ertelenmelidir. Fidede, tohumda, zirai ilaçta, mazotta, gübrede ve tüm
tarım aletlerinde özel tüketim vergileri
kaldırılmalıdır. Hatta bu kalemler sübvanse edilerek yüzde
50ye varan destekler sağlanmalıdır.
Büyük şirketlere
dünyanın affını, ötelemesini, muafiyetini veren zihniyetinizde
çiftçiye yer açmak zorundasınız. Üretime devlet desteği
altında verdiğiniz üç kuruşta huzur bulamazsınız.
Allah, kimseyi bulunduğu yerden aşağı düşürmesin,
düzenini bozmasın. Kimsenin icralık olmasını istemeyiz.
Hiçbir üretici en önemli malzemelerini icra yoluyla kaybetmek istemez.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
AYDIN ÖZER (Devamla) -
Teşekkür ederim.
Çiftçi borçtan korkar ama
artık borçsuz yaşayamaz oldu. Tüm bunlara sebep, sizsiniz.
Sayın Bakan,
ayrıca, başta veteriner hekimler, ziraat, gıda, su ürünleri ve
orman mühendisleri olmak üzere Bakanlığınız bünyesinde
büyük bir umutla alım bekleyen diğer mühendislikler ve meslek
gruplarına bir açıklama yapar mısınız; buradan bir
müjde verecek misiniz? Hangi birimlere, kaç kişi alacaksınız?
Çok teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bütçemizin hayırlı
olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Özer.
Sayın Okan
Gaytancıoğlu.
Buyurunuz Sayın
Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA OKAN
GAYTANCIOĞLU (Edirne) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kapatılsa çiftçinin haberi olmayacak bir
Bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar) Hakikaten Bakanlıkla çiftçinin
bağı tamamen kopmuştur.
Bakın, bunları
televizyonlar gösteriyor, bu traktörleri; Türkiyenin her yerinde bu
şekilde fotoğraflar var. Burada da inek var, inekler. İnekleri bile
haczediyorsunuz. Bakan, bunları nereden öğreniyor, biliyor musunuz?
Televizyondan. Yalansa söylesin; açıyor televizyonu, bakıyor
televizyona, il müdürünü arıyor: Bu fotoğraflar doğru mu?
diyor. Evet, doğru olduğunu öğreniyor. Hâlbuki anayasal olarak üretim
araçları haczedilemez. Bir çiftçinin üzerine traktör yok, bir tane ticari
araç var; sanayiye götürmüş, motorunu çıkarmışlar, sanayide
motoru çıkmış hâlde haczediliyor. Ya, bu ne biçim uygulama?
Çiftçi nasıl üretecek? Sizin çiftçinin durumundan hiç haberiniz yok mu?
Evet, çiftçimiz gerçekten bu
durumda. İl müdürü de dediğim gibi- bu olayı onaylıyor,
Bakan ve kadrosu bu şekilde Türkiye tarımına yön vermeye
çalışıyor. Yani bu şekilde, bakın, traktörler çekicilere
konuluyor, yükleniyor. Ya, bunun tarlada olması lazım; buğday
ekimi var, tarlaların sürülmesi lazım. Böyle bir uygulamayı
Türkiye, hayatında ilk defa yaşıyor. Cumhuriyet cumhuriyet
olalı, yüzyıllık cumhuriyetimiz ilk defa böyle bir uygulamayı
görüyor bu Bakanlığın döneminde.
Geçen haftalarda burada
toplandık, sabahlara kadar çalıştık, 500 milyar
liralık borcu yapılandırdık; içinde çiftçi yok. Ha, bir ara
bir önerge verildi, dediler ki: Çiftçi borçları da yapılandırılıyor.
Hatta Meclis TVde -baktım- 3 defa gösterdi, Tarım Kredi
borçları da yapılandırılıyor. Demeçler verdi AKP
milletvekilleri, ulusal kanallar bile verdi ama biz
olmadığını biliyoruz, anlatıyoruz. Yani devlet
ciddiyetinden de koptunuz, çiftçiyi kandırdınız. Ve bu sabah
gelen mesaj, bakın, daha yeni, saat 09.59 yani bir buçuk saat önce ne
diyor? Çiftçiye yazmışlar, Bakana vereceğim biraz sonra:
Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borcunuzu derhâl ödeyin, aksi takdirde
borcun tahsilini teminen kefillerinizle birlikte takibata başlayacağız.
Avukatlık ücretlerine de katlanacağınızı ihbar ve
ihtar ederiz. diyor.
Ha, şimdi, bir de
basında -tek adam rejimiyle yönetiliyoruz ya- tek adam dedi ki: Çiftçiye
de bir kolaylık... Öğrendik aşağı yukarı ne
olduğunu, işte, bu traktörleri haczedilenlere sadece kolaylık getireceksiniz
diye umuyoruz ama o da net değil. Ya, çiftçinin borcu 180 milyar,
getireceğiniz yapılandırma 5 milyar. Çiftçi artık tarlaya
gidemiyor; gübreye yüzde 50 zam yapmışsınız, mazota yüzde
30 zam yapmışsınız. Dünyanın en pahalı
elektriğini bizim çiftçimiz kullanır, en pahalı mazotunu bizim
çiftçimiz kullanır. Siz hâlâ ithalat peşindesiniz, ithalat lobileri
sizi yönetiyor. Dünyadan pahalıya buğday alıyorsunuz, arpa
alıyorsunuz, mısır alıyorsunuz; çiftçiye gelince geçen
yılki destekleme bütçesini reva görüyorsunuz. Ben hayatımda böyle bir
şey görmedim. (CHP sıralarından alkışlar) Ya, ne demek
arkadaşlar, geçen seneki paranın aynısını çiftçiye
veriyorsunuz. Hiç mi elektriğe zam gelmedi, mazota zam gelmedi, gübreye
zam gelmedi? İnsan en azından enflasyon oranında
arttırır ya. Destekleme bütçesi geçen sene 22 milyardı, yine 22
milyar. Ben böyle bir şey inanın, görmedim, cumhuriyet tarihinde de
bunun uygulaması yok. Dünya tarıma destek veriyor, gıda çok
önemli bir hâle geldi, su krizleri var, kıtlık var; biz
tarımın bütçesinden kesiyoruz. Ama size yakın yandaşlara
gelince borçlarını siliyorsunuz, yapılandırıyorsunuz;
çiftçiye gelince böyle, traktörlerini çekiyorsunuz.
Tarım Kredi
Kooperatifleri kurumsal bir kurum, en güzel kurum. Biz geldiğimizde,
inanın, o kadar güzel yöneteceğiz ki o kooperatifleri, birlikleri,
tarım satış kooperatifleri ve birliklerini, Tarım Kredi
Kooperatiflerini, Toprak Mahsulleri Ofisini. (CHP sıralarından
alkışlar) Asıl görevleri neyse onu yapacaklar yani sizin
kullandığınız gibi o kurumları kullanmayacaklar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Devamla) Hiç unutmayalım, referandum gününden bir gün önce, sizin
Tarım Kredinin Genel Müdürü herkese mesaj atmıştı -bundan
üç sene önce- evet oyu istemişti, Tarım Kredinin Genel Müdürü. Yani
siz, bu tip kurumları kendinize yakın yaptınız, tek adam
rejimiyle parti devleti hâline getirdiniz; bunları kullanıyorsunuz,
bunlar da çiftçiden yüksek faizle geçinmeye çalışıyorlar. Bunlar
son derece yanlış. O Tarım Kredi Kooperatiflerinin 1 no.lu
ortağı kim biliyor musunuz? Mustafa Kemal Atatürk. (CHP
sıralarından alkışlar) Mersindeki Tekir Çiftliğinin
1 no.lu ortağıdır, telefon açmamıştır, telgraf
çekmemiştir yani Beni ortak yapın. dememiştir; dilekçe vermiş
Ziraat Bankasına Ben de bu kooperatifin ortağı olmak istiyorum.
O çiftçi benim efendim, köylü benim efendim, ben de örnek olmak istiyorum.
diye çünkü üretmeyen bir ülke başkalarının oyuncağı
olur arkadaşlar. Siz her şeyi ithalatla çözmeye
çalışıyorsunuz, Türkiyede ekilmeyen 50 milyon dönüm arazi
boş kalıyor. Her şeyi ithal etmeye
çalışıyorsunuz, ziraat mühendisleri, su ürünleri mühendisleri,
veterinerler, gıda mühendisleri işsiz, e, çiftçimiz hacizli; böyle bir
ülke olmaz arkadaşlar.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Cengiz Gökçel
Buyurunuz Sayın Gökçel.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA CENGİZ
GÖKÇEL (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
On sekiz yılda çiftçi
sayımız 7 milyon 458 binden 5 milyon 289 bine düştü. AKP bunu
nasıl başardı? Çiftçilere yasadaki hakkını vermedi,
şu anda çiftçi, AKPden 176 milyar lira alacaklı. AKP, çiftçimiz
üretmesin diye yurt dışından ithal tarım ürünü getirip
Paramız var ki ithal ediyoruz kardeşim. diyor. Türk çiftçisi niye
üretiyor o zaman? (CHP sıralarından alkışlar)
AKP döneminde tarım
topraklarının tamamına yakını ipotekli.
Toprağını eken çiftçinin traktörünü haczettiniz, çiftçimizin
hayvanlarını bile haczedip elinden aldınız. Bence bütün
bunların bir tek anlamı var: AKP, çiftçiden nefret ediyor, Türk
çiftçisinden nefret ediyor, çiftçiyi gözden çıkarmış. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Yapmayın ya!
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla)
Ama benim Türk çiftçim, Türk köylüm hiç merak etmesin; onun geçmişte de
sahibi vardı, gelecekte de sahibi olacak, Cumhuriyet Halk Partisi var.
(CHP sıralarından alkışlar)
AKPde öyle bir
anlayış var ki Yabancı ülkelerin çiftçisi zenginleşsin,
ithalat baronlarının cebi dolsun, varsın çiftçinin anası
ağlasın. Sizdeki anlayış bu işte.
Arkadaşlar, gıda
enflasyonu artık saklanamıyor. Bunun sebebi çiftçi değil.
Tarlada üç kuruşa satılamayan ürün, market zincirlerinde çiftçinin
geleceğiyle birlikte satılıyor. Siz, çiftçinin geleceğini
satıyorsunuz. Çiftçiyi piyasanın oyuncağı
yaptınız, çiftçiyi koruyacak devletin hiçbir kuruluşu
kalmadı, piyasaya müdahil olacak kuruluşları sattınız,
bitirdiniz.
Tarımsal desteklere
ayrılan pay, arkadaşlarım Geçen yılla aynı. dedi ama
hiç de öyle değil. Millî ekonomi yönetiminiz sayesinde bu yıl
tarıma verdiğiniz destek 1 milyar dolar azaldı Sayın Bakan,
kur farkını hesaba katıyor musunuz? (CHP sıralarından
alkışlar) Bütçeyi yüzde 27 artırdınız, tarımsal
destekleri neden aynı oranda artırmadınız? Bu demek oluyor
ki yine çiftçinin boğazından keseceksiniz. Ey çiftçim, üzülerek
söylüyorum ama yine ezileceksin.(CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi size soruyorum:
Yandaşınız istiyor diye şans oyunlarında KDVyi
kaldırıyorsunuz, gerekçeniz neydi? Şu meşhur maç
yayını yapan şirket var ya, ödemesi gereken 90 milyon
lirayı almadınız, sildiniz, neden? Ha, devletimizin bütçe
imkânları buna uygun diyebilirsiniz. O zaman, neden çiftçinin borcunu
yapılandırmıyorsunuz? Neden faizlerini silmiyorsunuz? Eğer
birazcık vicdanınız varsa bunu derhâl yaparsınız
Sayın Bakan.
Gelin, çiftçinin
kullandığı mazottan ÖTVyi kaldıralım, hodri meydan!
Çıkacak bütün kanunlarla alakalı, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Grup Başkan Vekilimiz de burada, Sayın Genel Başkanımızın
da bizim çiftçilerimize vaadidir bu... Sizin minnacık
ortağınız Büyük Birlik Partisinin Genel Başkanı da
bunu çıktığı televizyon programında söyledi, bu
yapıcı muhalefetmiş, ÖTV kaldırılsın. diyor.
Biz de yapıcı muhalefet yapıyoruz, gelin mazottaki ÖTVyi
kaldıralım. Hodri meydan! (CHP sıralarından
alkışlar)
2008 yılından önce
çiftçiler on beş gün üzerinden tarım BAĞ-KURuna prim ödüyordu,
bunu otuz güne çıkardınız; 2008 yılında çiftçiler
aylık 110 lira ödüyordu, 110 lira Sayın Bakan; şu an 913 lira
tarım BAĞ-KURu ödüyor, 913 lira. Reva mı bu!
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Duyuyoruz, duyuyoruz.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla)
Şimdi, aslında bu söylediklerimizden utanır
mısınız bilmem, memlekette atalık tohum kalmadı; tohum
ithal ediyoruz dolarla, hayvan üreticimiz üretim yapayım diye diretirken
hayvan ithal ediyoruz, dolarla; yem ithal ediyoruz, dolarla; gübre ithal
ediyoruz, dolarla. Bakın, aslında konuşulacak çok şey var
ama
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla)
Sayın Başkanım, şurada 3 tane fotoğraf var,
Sayın Bakan, bakar mısınız lütfen. Bu, sizin eseriniz,
limonun ihracatını yasakladınız, limon bu şekle geldi geçen
sene. Pazarı kaybettik, şu an limon ihracatçısı
sıkıntı çekiyor, ürün satamıyor. Bundan hiç utanıyor
musunuz! (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bülent Turan, bu
görüntüler sizin Çanakkaleli çiftçilerinizin görüntüleri, sizin
memleketinizden. Bu da benim memleketim Mersinin ilçesinden. Benim üreticim
hayvan yerine kendini sabana koşup üretim yapmaya
çalışıyor. İşte, benim de o üreticilerden biri olarak
bu dakikaya kadar yaptığım bütün bu konuşmalar bu
insanların hakkını almak için, bunun için buradayız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla)
Ama benim köylüm, benim çiftçim hiç merak etmesin; kurulacak olan Cumhuriyet
Halk Partisi iktidarında biz beraber üreteceğiz, hakça
bölüşeceğiz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ömer
Fethi Gürer, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, Sayın Bakan; yanlış tarım
politikaları nedeniyle çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi bitirdiniz. Yetmedi,
zulmediyorsunuz; tarlasını, traktörünü, ineğini haczediyorsunuz;
banka borcundan dolayı kendini yakıyor, seyrediyorsunuz.
Acilen Tarım Kredi
Kooperatifleri ve banka kredi borçlarını uzak ara öteleyin,
faizlerini silin, icralarını durdurun. (CHP sıralarından
alkışlar) İlaç, gübre, tohum, yem, mazot ve sulama suyu için
kullanılan elektrik fiyatlarını düşürün. İthalatçı
ve yabancı çiftçiyi zengin etme anlayışından vazgeçin. 2021
yılı için kuraklık tehdidi var; TARSİMin kuraklık
riski için çiftçiyi korumaya alması ve ürün kayıplarına
karşı sigortalama yapıp çiftçinin yanında bugünden
durmasını sağlayın. Tarım dışı kalan
3,5 milyon hektar ile çiftçiliği bırakan 700 bin üreticiyi yeniden
üretime kazandırın. Destekleri zamanında verin.
Üretici ürettiğinden
kazanamıyor, tüketici pahalı ürün alıyor. Serbest piyasa
ekonomisi serbest soygun ekonomisi olarak işliyor.
Bakın, Sayın Bakan,
bu yıl fasulye üreticisi zarar etmedi ancak fasulye üreticisinin 7-8
liradan sattığı bu ürün tüccara geçtiğinde -ambalajı,
nakliyesi, işçiliğine 1 lira koyuyorum, 1 lira tüccar kârı
koyuyorum, 1 lira da market kârı koyuyorum- 18 lira 50 kuruştan
markette satılıyor. Hiç vicdan yok mu? Siz tüketiciyi de soyuyorsunuz
Sayın Bakan. Bakınız, nohut. Nohudun üreticisi bu yıl para
kazanamadı. 4,5 liradan satılamayan nohudun marketten
aldığım fiyatı 13 lira 80 kuruş. Tüketiciyi de böyle
soyduruyorsunuz Sayın Bakan.
Bakınız,
kalktınız, 16 bin ton nohut ithal ettiniz, 17 bin ton da kuru fasulye
ithal ettiniz. Anadoluda en iyi yetişen ürünlerden biri mercimekti. Siz
bu mercimeğin tohumunu Kanadaya verdiniz. Bu yıl 375 bin ton
mercimeği Kanadadan ithal ediyorsunuz ve şu anda da 15 lira 80 kuruştan
tüketiciye bu mercimek gidiyor Sayın Bakan.
Benim bölgemin ürünü
patatesin 1 liraya maliyeti var. Bu 1 liraya mal olan patatesi çiftçi 60
kuruşa satamadı, depoya koydu. Eğer şubat, martta da
satamazsa bu patates çürüyecek ama siz bu sene kalktınız; mayıs
ayında, büyükelçisi olmayan Mısırdan patates ithaline izin
verdiniz. Patates çiftçisinin deposundaki ürünü Toprak Mahsulleri Ofisine
aldırın, çiftçinin ürünü çürümesin Sayın Bakan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, bu yıl
kalktınız; 1.650 lira buğday çiftçisine ekmeklikte taban fiyat
verdiniz, makarnalıkta 1.800 lira verdiniz. Hasat bitti,
kalktınız; 2.450 liradan makarnalık ithal buğday
getirdiniz, 1.800 liradan ekmeklik buğday ithal ettiniz. Daha sonra da
2.450 liradan ithal ettiğiniz buğdayı 1.950 liradan piyasaya
veriyorsunuz, sonra diyorsunuz ki: Türkiyede ortalama 20 milyon ton
buğday yetişiyor. 10 milyon ton da ithal ediyorsunuz, biz diyorsunuz
DİR kapsamında ithal ettiğimiz buğdayı yurt
dışına satıyoruz. Kendi çiftçimiz bunu yetiştirse
daha iyi değil mi Sayın Bakan? Bu yıl domates çiftçisi zarar
etti. 70 kuruşa ürettiği domatesi 40 kuruşa satamadı. 10
kilo domatesten 1 kilo salça çıkar. Şu anda salçanın kilosu 10
lira. Siz, çiftçiyi değil, tüketiciyi değil yalnızca
rantçıları, ithalatçıları koruyorsunuz Sayın Bakan.
(CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, pancar
çiftçisiyle bu yıl oyun oynadınız. Pancarı 2018
yılında tonunu 235 liradan alıyordunuz, 2019 yılında
pancarın alım fiyatını 300 lira yapınca, kalktınız;
Sayın Cumhurbaşkanına Müjde diye açıklama
yaptırdınız. 2020 yılında pancar taban
fiyatını kim açıkladı Sayın Bakan? Çünkü
utandınız, tonu 336 liradan pancar fiyatını
açıklayınca ne Cumhurbaşkanı açıklama yapabildi ne siz
açıklama yapabildiniz. TÜRKŞEKER genelgeyle kiloda 36 kuruşluk
bir fiyat artışı sağladı. Vicdan, Sayın Bakan,
vicdan! Bu ülkenin çiftçisini bitiriyorsunuz, üreticisini soyduruyorsunuz.
Çiftçisinin, işçisinin, esnafının, emeklisinin, engellisinin
dertlerine çözüm üretmiyorsunuz. On sekiz yıldır bu ülkeye Verdik.
dedikleriniz aldıklarınızdan daha az, bırakın
artık, bu işi yapamıyorsunuz. Bu ülkenin üreticisinin
sorunlarını çözemiyorsunuz.
Sayın Bakan,
bakınız, sulama suyu sorunlarını çözemediniz, GAPı
bitiremediniz, toplulaştırmayı tamamlayamadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Gürer.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Devamla) Bir milletvekiline iki saatlik Bakanlık bütçesiyle ilgili
beş dakika konuşma verirseniz biz de bu kadar hızlı
konuşmak zorunda kalırız. (CHP sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Engin Altaya mı söyledin bunu?
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Engin Beyden kaynaklanıyor, Engin Beyden.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Devamla) Sayın Bakan, bakınız, tarım stratejiktir.
Eğer gıdada önümüzdeki süreçlerde ithalata dayalı
politikanız devam ederse ithal edecek ürün bulamayabilirsiniz. Her ülke
kendini korumaya alıyor; onun için gelin, ekilmeyen arazilerimizi
ektirelim, üreticilerimize desteği zamanında verelim, onların
üretim yapmasını sağlayalım.
Hayvancılıkta da
ülkeyi perişan ettiniz, 38 liradan eti alıyorsunuz, markette bölüm
bölüm etin 100 liraya kadar satılmasına göz yumuyorsunuz. Süt
fiyatlarını bir yıldır sabit tutuyorsunuz. Çiğ süt
üreticisi 2 lira 30 kuruştan sütünü veriyordu, kalktınız, buna 2
lira 80 kuruşa
Yeme yüzde 65 zam gelmişken hayvancılık
yapan buna nasıl dayanacak Sayın Bakan?
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan,
fiyatların da faturaları burada.
BAŞKAN Sayın Aysu
Bankoğlu
Buyurunuz Sayın
Bankoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYSU
BANKOĞLU (Bartın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, Sayın Bakan; hoş geldiniz.
Bugün, sizlere, AKPnin on
sekiz yıldır bitmeyen masalları karşısında
gençlerin gerçek hayatlarından ve beklentilerinden bahsedeceğim yani
masallar ve gerçekler. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, partinizin
2018deki seçim beyannamesine baktım. Masal bir: İşsizliği
kalıcı olarak düşüreceğiz. demişsiniz; bildirgenizin
sayfa 91i. Peki, ya gerçek ne? İşsiz sayımız ortada. Sizin
şaibeli verilerinize göre bile 10 milyondan fazla işsiz var.
TÜİKe göre ise her 4 üniversite mezunu gençten 1isi işsiz.
İşte, asıl beka sorunu işsiz gençlerdir, bu ülkedeki genç
işsizlerdir değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar) Ama siz yurttaşlardan aldığınız
milyarları yandaşlarınıza dağıtıyorsunuz ve
bunu ısrarla ve açıkça yapmaya devam ediyorsunuz; milyarlık
vergi borçlarını siliyorsunuz, israfta sınır hiçbir
şekilde tanımıyorsunuz, Somalinin IMF borcunu ödüyorsunuz, 8
uçakla Kıbrısa gidiyorsunuz, verilen garantilere ise girmiyorum
bile.
Şimdi, pandemide on
binlerce genç işini kaybetti, bunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz, zaten
sigortasız çalıştığı için İşsizlik
Fonundan yararlanamayan pek çok gencin de olduğunu biliyorsunuz. Biliyorsunuz
ama Hükûmetiniz böyle dönemlerde ölü
taklidi yapmaya devam ediyor Sayın Bakan. (CHP sıralarından
alkışlar) Dinlerseniz çok memnun olacağım.
AKİF
ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) Dinliyor, dinliyor.
AYSU
BANKOĞLU (Devamla) Pandemi döneminde gençlere bir defaya mahsus
karşılıksız ödeme bile yapmadınız. Biraz vicdan
diyorum. Komik şeyler anlatmıyorum, niye gülüyorsunuz bilmiyorum.
İkinci
masalınıza geleyim, Başvuran her gencin barınma ve burs
ihtiyacını karşılayacağız. demişsiniz.
Peki, ya gerçek? Gençler devlet yurtlarında aylarca kontenjan arıyor,
imkânı olanlarsa torpil atıyor. Kredi ve Yurtlar Kurumu
borçlarını ödeyemeyen 3 milyondan fazla genç var değerli
arkadaşlar, 300 binini de icraya vermişsiniz, sayenizde hayatına
icralarla yeni bir sayfa açan gençlik var ama AKP, Tunusa 5 milyon dolar
yolluyor, gençlerine icranın yollarını gösteriyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Yine, Katarlı yayıncı
kuruluşa eski parayla 703 katrilyon indirim
sağlamışsınız. Şimdi, söyler misiniz bu parayla
kaç gence burs verilebilirdi, kaç gence iş imkânı
yaratılabilirdi ve kaç gencin KYK borcu ödenirdi değerli
arkadaşlar? Biraz vicdan diyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Üçüncü
masal, mutlu gençlik vaadi. Peki, ya gerçek? Gelecek kaygısı ve geçim
derdi içindeki gençler, tabii ki mutsuz ve umutsuzlar. En çok da kim biliyor
musunuz değerli arkadaşlar? Sizin döneminizde doğup büyümüş
gençler mutsuz. (CHP sıralarından alkışlar) Size göre tabii
ki her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok ama
İstanbul'da çekirdek satmak zorunda kalan doktora öğrencisini,
sanayide çalışmak zorunda kalan üniversite öğrencilerini, paket
servise çıkan öğretmenleri hatırlatmak istiyorum size.
Aslında, masalların sonu hep mutlu biter ama sizin
masallarınızda ne yazık ki bu mümkün değil.
Sayın
Bakan, keşke bunları konuşup da keyfinizi
kaçırmasaydık ama bir genç, üniversite harcını
yatıramadığı için inşaatlarda çalışmak zorunda
kalıyor, biliyor musunuz? İş bulamadığı, ailesine
daha fazla yük olmaya dayanamadığı için intihar eden gençler
var, biliyor musunuz? Gençlerin hayallerinde eğitim için, gezmek için yurt
dışına gitmek vardı; şimdiyse ardına
bakmadan kaçıp gitmek var, bunun nedenlerine gerçekten hiç kafa yoruyor
musunuz? Bakın, Z kuşağı size ne demişti? Size oy moy
yok! demişlerdi. Bu tepkinin nedenini hiç düşündünüz mü?
Siz bu ülkenin
geleceğinden sorumlusunuz; milyonlarca genç işsiz, mutsuz ve
borçluyken Sayın Cumhurbaşkanına gidip de neden Bu işe bir
çözüm bulabilmeliyiz. diye sormuyorsunuz, soruyorsanız neden çözülemiyor?
Yoksa Instagramdan ya da TikToktan istifa etmem gerekir diye korkuyor
musunuz? (CHP sıralarından alkışlar) 20 milyon gencin
birkaç müteahhit kadar değeri yok mu sizin için?
Bakın, ben bu
Parlamentonun en genç milletvekillerinden birisi olarak şimdi 20 milyon
gencin ne dediğini size söyleyeceğim. Yaklaşık 20 milyon
genç ne diyor? Biz ilk önce fikirlerimiz ve düşüncelerimiz ciddiye
alınsın istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
AYSU BANKOĞLU (Devamla)
Saygı görmek istiyoruz, kaygılarımız dikkate
alınsın diyoruz. Özgür bir yaşam istiyoruz. Geri ödemeli
kredilerinizi değil, öğrencilere burs istiyoruz. Bakanlık,
kaynaklarını betona değil, Atamızın ülkeyi emanet
ettiği gençlere harcasın istiyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar) Zengin bir yandaşın milyonlarca liralık
vergi borcunu değil, KYK borçlarını silin istiyoruz.
Üniversiteyi kazandığımızda yurt konusunda endişe
etmemek istiyoruz. Kimseye yük olmak istemiyor, ekonomik özgürlük talep
ediyoruz. İş bulabilmek için Acaba torpil yaptıracak
tanıdık var mı? diye düşünmemek istiyoruz. Eşit
muamele bekliyoruz ve beyin göçündeki artış rakamlarıyla
değil, yaptığımız buluşların
sayısıyla anılmak istiyoruz. "Tweet"
attığımızda ya da bir devlet büyüğünü
eleştirdiğimizde gözaltına
alınmayacağımızı bilmek istiyoruz değerli
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Ama en çok ne
istiyoruz, biliyor musunuz ve ne diye haykırıyoruz? Adalet istiyoruz
değerli arkadaşlar, adalet istiyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın.
AYSU BANKOĞLU (Devamla)
Bunları saydım ama hiçbirini yerine getirmeyeceğinizi de çok
iyi biliyorum çünkü siz, biz gençlerden korkuyorsunuz çünkü biz size
güvenmiyoruz, size inanmıyoruz ve bizi kolaylıkla
kandıramıyorsunuz ama hiç merak etmeyin ilk seçimde yolcusunuz ve bu
gidişinizi de asla unutamayacaksınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sevgili genç
arkadaşlarım, umutsuz bir tablo çizdim ama Yok öyle umutları
yitirip karanlığa savrulmak. Unutma, aynı gökyüzü altında
bir direniştir yaşamak. Sabredin gerçekten az kaldı, gelecek
biziz. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, geçmiş
olsun, umarım sağlığınız daha iyidir. Bu sene
size Oscar getirmedim çünkü işsizlik ve mutsuzluk birinciliği
Oscarı hâlâ sizde.
Başkan, teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Yaş ortalaması kaç CHPde, kaç genç vekil var? En genci Engin
Altay(!)
BAŞKAN Sayın
Mustafa Adıgüzel
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA
ADIGÜZEL (Ordu) Değerli arkadaşlarım,
mevzuatlarımıza göre Türkiye Futbol Federasyonu özerk, diğer
federasyonlar bağımsızdır. Genel kurullar da
federasyonların en üst kuruludur. Hâl böyle iken Spor Genel Müdür
Yardımcısı imzasıyla 5 Kasımda bir genelge
gönderiliyor ve spor genel kurulları erteleniyor, süresi biten başkan
ve yönetimler süre uzatımı alıyor. Aslında bir kişi
talimatla genel kurulları yok sayıyor. Bu, tek
adamcılığı sporda da getirmeye
çalıştığınızın ispatı. Spor kulüpleri
yasası diye bir taslak Kulüpler Birliğine ve spor kulüplerine
gönderilmiş. Bu 66 madde taslak tam bir dehşet vesikası. Neler
var bu taslakta? Türkiye Futbol Federasyonunun özerkliği bitiriliyor, mal
varlığına ve yetkilerine el konuluyor, şike ve teşvik
yasallaşıyor, paralel federasyonlar geliyor.
Bakın, madde 9da
deniyor ki: Spor Kulüplerinin faaliyet gösterdiği spor dallarından
biri veya birkaçı bir bütün olarak başka bir spor kulübüne
katılabilir. Yanlış duymadınız, sezon ortası
rakip takımı satın alıyorsunuz. Yani ligden bir takım
eksiliyor. Ya, siz bu aklı nereden alıyorsunuz? Madde 13, paralel
federasyon yasası: 15 kulüp bir araya gelerek federasyon devam ederken
ayrı bir çatı oluşturuyor, ayrı bir federasyon
oluşturuyorlar. Şampiyonluk, kümede kalma, milyonlarca taraftar,
bahis şirketleri, artık hesap edin olacakları. Ne diyor: Kaynak
ve güçlerini birleştirerek yani açıkça Şike yapabilirsiniz
diyor. Siz aklınızı mı yitirdiniz? Bu maddeyle
kurulması planlanan bu federasyonlar resmen paralel federasyondur.
Bakana
sınırsız yetkiler tanınıyor, Kasapoğlu âdeta
kesiyor asıyor. Bakan Federasyon Genel Kurulunu iptal edebiliyor,
federasyon yönetimini görevden alabiliyor. Tahkim Kurulu, Federasyon Genel
Sekreterini ve il temsilcilerini Bakan atıyor; Futbol Federasyonunun mal
varlığına el koyabiliyor. Bakın, burada bir madde 48 var,
Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu -bu kurulda 7 kişi
var, 7 mucize insan- kuralları farklı, başarı ölçütleri
farklı 65 federasyonun her şeyini anlayabiliyor,
başarısını ölçebiliyor fakat dikkat edin bunlar spor
adamı olmak zorunda değil yani bakkal, kasap da olabilir bu 7 mucize
insan.
Sporda kölelik düzeni,
artık bu şike, teşvik, iltimas yasal zemine kavuşuyor. Bunu
yapabilirseniz heykelinizi dikerler ama emin olun iyi şekilde anmak için
değil sabah akşam gelip size beddua etmek için. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu taslağa kulüpler ses
çıkaramıyor korkudan. Peki, Türkiye Futbol Federasyonu resmen
katlediliyor, tüm yetkileri, özerkliği elinden alınıyor,
mallarına el konuluyor ama Türkiye Futbol Federasyonu susuyor, neden?
Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu
Üyesi Mehmet Baykan aynı zamanda Spor Bakanlığının
Spor Genel Müdürü; bir koltukta iki karpuz yani iki tarafta da var.
Aslında Türkiye Futbol Federasyonu içten fethedilmiş yani oradaki
konumu itibarıyla. Çünkü Sayın Erdoğanın -değerli AK
PARTİ milletvekilleri, rahat olun, benim sözlerim bu tarafa- ve sizin bu
taslaktan haberiniz yok. Yani bütün işler Erdoğanın
arkasından çevriliyor ve Sayın Erdoğan bu sürecin sonunda yine
aldatılan olmaya mahkûm.
Ocak 2019da kamu
bankaları üzerinden spor kulüplerinin borçlarını
yapılandırıp para aktardınız. Kulüplere gitse
yanmayacağım Aktif Banka ve Denizbanka kamu bankaları üzerinden
para aktarmak için kulüpleri kullandınız. Şimdi teminat
istemeden yapılan bu aktarımları nasıl geriye tahsil
edeceksiniz.
Devletin birçok kurumunda
çürümüşlük var; sporda adam kayırma, akçeli işler, mevzuata
aykırı pratikler o kadar çok ki. Tam burada soruyorum: Bugün
itibarıyla adli ve idari ceza alan federasyon yöneticileri var mı,
görevlerine nasıl devam ediyorlar? Ulusal ve uluslararası müsabakalarda
başarı elde eden sporculardan sonradan dopingli oldukları
anlaşılanlardan verilen ödüller geri alındı mı?
İlgili federasyon başkanı hakkında da soruşturma
yapıldı mı? Çünkü elimde bunlar var, bunları istiyorum
sizden.
Yasa dışı
bahis bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi. Devlet ve kulüpler muazzam
gelir kaybediyor. Ayrıca bu kayıt dışı paranın
uyuşturucu ve teröre kaynak olduğuna dair bilgiler var. Geçen
söyledim, Altın İşletmeleri FETÖ terör örgütünün
kaynaklarından biriydi. Bu kayıt dışı bahisten de
FETÖnün beslendiğine dair iddialar var. Her kurumdan FETÖcü
çıktı. Mesela, merak ediyorum, Spor Toto Teşkilat
Başkanlığından hiç FETÖden dolayı ihraç edilen oldu
mu acaba? (CHP sıralarından alkışlar) Neden yapmıyorsunuz?
Mesela, mevduat değişikliği vesaire yapıp, daha cazip hâle
getirip milleti yasa dışı bahisten yasal bahse doğru neden
yönlendirmiyorsunuz? Mesela, 6 acente var, neden daha fazla ruhsat
vermiyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Sayın Bakan, önce Spor Toto Genel Müdürü, arkasından Bakan olarak tam
sekiz yıldır bu işin içerisinde ve
başındasınız. Aklıma 2 seçenek geliyor; ya bu
işte yandaşlar, nemalananlar var ses çıkarmıyorsunuz ya da
bu işi beceremiyorsunuz. Başka bir seçenek aklıma gelmiyor çünkü
istenirse bir gecede çözülür. Az paradan bahsetmiyorum, yıllık
100-150 milyar para ve on altı yılda devletin tam 1 trilyon
parasından bahsediyorum.
Bakın, değerli AK
PARTİ vekili arkadaşlarım, Aysu kardeşim biraz önce bir
istifadan bahsetti. Eğer bu tarafta olanları Sayın Erdoğan
bilsin, emin olun istifaya gerek kalmaz, bir dakika bu Bakan görevde kalamaz.
(CHP sıralarından alkışlar) Sayıştay raporunda
Spor Toto Teşkilat Başkanlığının 6 milyar lira
reklam geliri harcadığı söyleniyor, bu kurumdan
bazıları da eğitim kurumları. Yani siz bu eğitim
kurumlarında çocuk ve gençlere bahis ve şans oyunları
reklamı mı yapıyorsunuz Anayasamızın 58inci
maddesine rağmen? En iyisi sporun yakasından elinizi çekin, milletin
rahatlayıp huzur bulduğu tek yeri de finans ve iltimas
oyunlarına alet etmeyin.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ahmet Ünal Çeviköz
Buyurunuz Sayın Çeviköz.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AHMET ÜNAL
ÇEVİKÖZ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Dışişleri Bakanlığı bütçesi
hakkında söz almış bulunuyorum, bu vesileyle yüce Meclisi ve
Sayın Bakanları saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
sözlerime bütçe teklifinde gördüğümüz teknik bir sıkıntıdan
söz ederek başlamak isterim. Kurumların bütçelerine konulacak
ödeneklerin Merkezî Yönetim Bütçe Kanun Teklifine ekli (E) cetveline konulan
hükümlerle özel hesaplara aktarılmasını veya özel hesaplar gibi
kullanılmasının amaçlanmasını doğru bulmuyoruz.
Bu tür kullanım ve aktarımlar Anayasanın 161inci maddesi
hükmüne aykırıdır. Dışişleri
Bakanlığı gibi birçok kurum ve idarenin bütçelerine bu tür
ödenekler konuyor, öncelikle bunun altını çizmek isterim.
Dışişleri
Bakanlığının bütçesine baktığımda dikkatimi
çeken bir konu var: Bakanlığın hizmet gerekçesi ve hedeflerinde
Türkiye aleyhine sürdürülen propaganda ve eylemlerle mücadele etmek, FETÖ
hakkında uluslararası toplumun bilgilendirilmesi için
çalışma yürütmek üzere bir birim bulunuyor: Araştırma ve
Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü. Bu Genel Müdürlük, sözü edilen
mücadelenin akademik, siyasi, diplomatik, kültürel ve hukuki alanlarda
sürdürülmesi için çalışmalar yürütüyor. Aynı zamanda, sözde
soykırım iddialarıyla mücadele ediyor ama bütçesi 2019
yılındakinden daha az. Geçen yıl da bu konuya dikkat
çekmiştik, 2019 yılında 11,22 milyon Türk lirası olan
bütçe, 2020 yılı için 5,9 milyon Türk lirasına
düşmüştü. Biz geçen yıl bu konuya dikkat çekince bu defa 2021
yılı için 7,14 milyon Türk lirası olarak belirlenmiş ama
hâlâ 2019 yılındaki bütçenin yüzde 64ü.
Lobi şirketlerine
akıtılan oluk oluk paralarla bu işlerin yürümediği
ortadayken ve geçtiğimiz yıllarda ülkemiz aleyhine onlarca karar
alınmışken bu Genel Müdürlüğün bütçesinin 2019
yılından daha az olmasının sebebi nedir? Ülkemize yönelik
söz konusu tehdit ve meydan okumalar 2019da son buldu da haberimiz mi yok?
Tehditler son bulduysa neden iç politikada sıkıştıkça
Dış güçlerin oyunları bunlar. diye çıkışlar
yapılıyor? İktidarın bu dış güçler mazeretinin
dışında bir alışkanlığı daha var:
Dış politikada ülkemizin güvenliği ve çıkarları söz
konusu olduğunda bölgedeki ülkelerle ilişkilerin düzeltilmesi
gerektiğini söylediğimiz zaman açıklama getirmek yerine
kişileri ve muhalefeti yaftalayarak inanılmaz iftira ve ithamlarda
bulunmak. Örneğin Doğu Akdenizde karşı karşıya
olduğumuz maksimalist tezlere karşı Mısır, İsrail
ve Suriyeyle diplomatik ilişkilerin olması gereken düzeye
çıkarılması ihtiyacını yaşanan ilk krizden bu
yana tekrarlıyoruz, uyarılarımızı yapıyoruz.
İktidar bu ilişkileri zamanında düzeltmiş olsaydı
Türkiyeyi dışlayan bir Doğu Akdeniz Gaz Forumu
oluşmayacak, Avrupa Birliği tarafından sınırlı
dahi olsa yaptırımlara maruz kalmayacaktık.
Değerli milletvekilleri,
iktidar, muhalefetle uğraşmaktan, İç siyasette nasıl
karşılık alırız? diye davranmaktan dış
politikadaki önceliklerimizi unutmuş, ülkemizin itibarı için
mücadeleden tamamen vazgeçmiştir. Bu durum, araştırma ve
güvenlik konularına önem verilmemesiyle kendini gösterdiği gibi
Muhalefeti nasıl sıkıştırırım? diye planlama
yaparken yandaş basının iftiralarına
sığınılmasından da belli oluyor. Söylemler ancak
yandaş basından üretilen iftira haberlerine
dayandırılıyor ve maalesef bu tür yalan ve iftiralar yüce
Meclisin çatısı altına kadar yansıyor.
Elimde çok örneği var
ama son dönemlerdeki en etkileyici olanını söyleyeceğim. Plan ve
Bütçe Komisyonunda bir rapora atıfta bulundum ve bu rapora neden
atıfta bulunduğumu da Komisyonda açıkladım. Söz konusu
rapor, SETAnın bir raporu. İktidarın sevdiği bir
düşünce kuruluşu, her hafta bir bakanın konuk olduğu bir
düşünce kuruluşu. Değerli milletvekilleri, şimdi Bu, bir
düşünce kuruluşunun raporu, Hükûmeti ve iktidarı
bağlayıcı değildir. diyeceksiniz ama Cumhurbaşkanlığı
Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi ve SETAnın Genel
Koordinatörü bu rapora bir önsöz yazıyorsa o rapor elbette
bağlayıcı olur. Önsözde şöyle deniyor: Raporun
yazarı, Türkiyenin Suriyedeki yerel müttefiki olan Suriye Millî Ordusu
hakkında verilere dayanan bilgiler sunmakta ve Türkiye kamuoyuna Suriye Millî
Ordusunu ve askerlerini tanıtmaktadır. Her ne kadar Suriye Millî
Ordusu hakkında Türkçe literatürde farklı çalışmalar
bulunsa da bu rapor somut rakamlar ve veriler sağlaması
açısından kendi alanında bir ilktir. Raporun içeriği çok
vahim, hatta size şunu söyleyeyim: Raporda ülkemizin itibarını
ve güvenliğini tehdit edecek çok ciddi unsurlar bulunuyor. Şimdi,
bunu söyledim diye malum yandaş basın, kimin raporu olduğuna
bakmadan, referans noktalarına bakmadan haber yapacak olursa, bunun
değerlendirmesini bir kez daha sizlerin ve bizi ekranları
başında izleyen yurttaşlarımızın takdirlerine
bırakıyorum. Rapor, Suriye Millî Ordusunda bulunan Suriye kökenli
1.551 savaşçının katıldığı bir ankete
dayanıyor; 22 Kasım-3 Aralık 2019 ile 12-16 Şubat 2020
tarihlerinde ordudaki savaşçılarla Tel Abyad Suluk, Resulayn Tel
Halaf bölgelerinde, Suriyede Azez, Al-Rai, Afrin, Cinderes ve Şeyh Hadid
ile Gaziantep, Kilis, Şanlıurfada iki ayrı araştırma
gezisi sonucunda yapılan anket çalışmalarının
sonuçlarını gösteriyor. Ayrıca, raporda
savaşçıların yaşları, savaş deneyimleri, etnik
kökenleri, orduya katılmaları, maddi gelirleri, siyasi
bakış açıları da ele alınıyor. Bu
savaşçılar nereden maaş alıyor? Yüce Meclisimizin
çatısı altında bütçeyi konuşurken bunları
konuşabildik mi? Eğer konuşabilseydik raporda yer alan Suriye
Millî Ordusu savaşçılarının yüzde 90ının siyasi
bir dönüşüm olursa merkezî Suriye ordusuna
katılacağını kim dile getirirdi? Rapor getirmiş. Bu
konuların Türkiyeye zarar vereceği anlaşılınca da
rapor sanki hiç yayınlanmamış gibi SETAnın sitesinden
kaldırılıyor. Bizim dile getirdiğimiz gerçekleri çamur
atarak sıvamak ve gizlemek mümkün değildir sayın
milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar) Tank Palet
Fabrikası Katar ordusuna satıldı mı? İşletme
devri denilen işlemin bir özelleştirme olduğunu Resmî Gazete
yazmadı mı? Türk Silahlı Kuvvetlerine ve ülkemizin
güvenliğine ne kadar büyük zarar verildiğini görmüyor musunuz? Biz
söylüyoruz, siz anlamaza yatıyorsunuz. Yetmiyor gibi, bir de bu unsurlarla
ülkemizin göz bebeği Silahlı Kuvvetlerimizi yan yana getirmekte
ısrar ediyorsunuz. Bu durumu kendi düşünce kuruluşunuz
sağlam bir dille raporlaştırınca da dönüp bizi
suçluyorsunuz. Rapordaki ifadeleri bizim söylediğimizi iddia ediyorsunuz.
Gerçekler acıdır sayın milletvekilleri. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu gerçekler ortaya çıkmadan
önce tedbir alınmalıydı. Artık atı alan Üsküdarı
geçti, geçti de kimileri hâlâ Salacakta sandal sefası yapıyor.
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Nereye gittiğini biliyor musunuz? Kendiniz itiraz ediyorsunuz.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Şu Özgür Suriye Ordusunun, yeni adıyla Suriye Millî
Ordusunun ülkemize nasıl zarar verdiğini görüyor musunuz sayın
milletvekilleri? Bunları söylemek bizim görevimiz. Bu konuşmamız
tarihe bir not olarak düşsün.
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Muhalefet yapın da iftira atmayın. Türkiye Cumhuriyeti
devletine iftira attınız, iftira.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Ama milletin asla affetmeyeceği bir konuyu vurgulayayım:
Bu grupları utanmadan Kuvayımilliyeye benzetenler oldu ya,
Kurtuluş Savaşı şehit ve gazilerinin iki eli ahirette
onların yakasında olacak. (CHP sıralarından
alkışlar) 2018 yılında Soçide, Rusyayla bir anlaşma
imzalandı. Bu anlaşmanın Türkiyenin altından
kalkamayacağı yükümlülükler içerdiğini söyledik, dinletemedik.
2019 yılı boyunca Rus yetkililer: Türkiye Soçi Mutabakatıyla
üstlendiği yükümlülükleri de yerine getirmedi. dediler, durdular.
İşler iyi gitmiyor dedik, Suriye ordusuyla yakın temas tehlikesi
artıyor dedik, Gözlem noktalarımızı M4 ve M5 karayollarının
kuzeyine çekelim dedik, Mehmetçikin can güvenliği dedik, dinletemedik.
Sonunda, bu yılın başında 28 Şubat tarihinde
İdlibte 34 şehit verdik. O şehitlerimizin de elleri ahirette o
sorumluların yakasında olacak. (CHP sıralarından
alkışlar) Nedenini biliyor musunuz? Şimdi sessiz sedasız
kimseye duyurmadan gözlem noktalarımız M4 ve M5in kuzeyine çekiliyor
da ondan, Üstelik Rusyanın baskısıyla. Eğer bu
zamanında yapılmış olsaydı aslan gibi 34 Mehmetçik
şimdi hayatta olacaktı. Azerbaycanda Rusyayla imzalanan ortak
gözlem noktalarına ilişkin anlaşmanın içeriği neden
gizli? Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ateşkes
anlaşmasında her türlü ayrıntı açık açık
yazılmışken bu anlaşmada Türkiyenin gözlem
noktalarında ne maksatla ve ne kadar personelle görev yapacağı
neden açıklanmıyor?
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Karabağ Azerbaycanın oldu mu?
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Hadi bunları milletimizden gizliyorsunuz. Zaten millete
saygınız olmadığı buradan belli ama Azerbaycandan
niye gizliyorsunuz?
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Karabağ Azerbaycanın oldu mu?
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Bidendan medet uman
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Değerli milletvekilleri, söylediklerimiz dinlenmedikçe
Türkiyenin egemen bir dış politika izlemesine engel olunuyor. Büyük
ülkelerle dengeli bir siyaset izleyeyim derken sadece onların ve
ailelerinin izin verdiği kadar ilerleme sağlanabiliyor. Rasyonel
olarak alınmayan kararlarla hem ülkemizin itibarı
sarsılıyor hem de geleceğimize ağır bir ipotek
konuyor. Çocuklarımız, torunlarımız nasıl bir
Türkiye'de nefes alacak dersiniz?
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Bidendan demokrasi bekliyorsun.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri oluşan
köklü hariciye geleneğini bir kenara bırakıp tek adam
diplomasisine indirgenen iktidarın dış politikası
yanlış bir zemindedir. Bu zemini düzeltecek ve ülkemizi yeniden
itibarlı bir ülke yapacak unsur elbette yalnız bütçe değildir
ama bütçe bunun en önemli parçasıdır.
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Bidendan demokrasi beklediğini de açıklasana.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) 2020 yılının sonuna geldiğimiz şu noktaya
bakın. Cebren ve hile ile aziz vatanın Süleyman Şah Türbesi
yerinden edilmiş, Haliç Tersanelerine girilmiş, Tank Palet Fabrikası
satılmış durumda. (CHP sıralarından
alkışlar) Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere
memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet içinde. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit
ediyorlar.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Sen sefil adamsın.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş durumda
ama kimin umurunda.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Sefil adamsın sen.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla)
Öyle bir noktadayız ki Türkiye yaptırım uygulanması
konuşulan bir ülke durumunda .
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Türkiye düşmanlığı
yapmış bir adamsın sen.
BAŞKAN Lütfen
değerli arkadaşlar
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) Şu düşürüldüğümüz duruma bakın;
yaptırıma maruz kalmamaya değil, yaptırımların
ağır olmamasına, hafif olmasına şükreden bir
durumdayız.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) - Amerikancı. Mandacı, mandacı.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) - Ama bu ahval ve şerait içinde dahi üzülmeyin, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak vazifemiz, ülkemizin istiklal, istikbal ve cumhuriyetini
kurtarmaktır. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Atatürkün partisi için bu bir züldür, zül.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Dinle, dinle!
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Atatürkün partisine yakışıyor mu? Atatürkün partisi
bu mu?
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Amerikancı.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi olarak söz veriyoruz, itibarlı bir
dış politika, güvenilir bir ortak, inanılır ve sözü
dinlenir bir uluslararası aktör olarak Türkiyeyi yeniden, dünyanın
gözünde yükselen yıldız yapacağız. Yatırımlarla
değil, katılımlarla anılan bir Türkiyeye şimdiden
selam olsun. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Atatürkün partisine yakışmıyor.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Karabağ iyi oldu. deseydin ya.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Efendim, buna ilişkin cevapları Dışişleri
Bakanımız verecek az sonra.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Yunus Emre. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Mandayı reddeden Atatürkün patisinde
mandacı bir vekil. Mandacı!
ATİLA SERTEL
(İzmir) Dinlesen öğreneceksin ama, nerede!
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Sen de mi mandacısın, sen de mi Amerikancısın?
(CHP sıralarından gürültüler)
ATİLA SERTEL
(İzmir) - Kafa yok kafa sende, akıl yok akıl. Akıl
kaçmış sende.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Amerikancı mısın sen de?
Mandacılar!
ATİLA SERTEL
(İzmir) Ya, bir kez de dinle, dinle de öğren.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) - Yazıklar olsun.
HALİL ETYEMEZ (Konya) -
Ya bir kez de Karabağı tebrik etseydi.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Doğu Türkistandan bahsediyor. Doğu Türkistan da var, onu da
HÜSEYİN
ŞANVERDİ (Hatay) Takdir edin, takdir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
lütfen
Hatibimiz kürsüde, lütfen
riayet edelim.
Buyurunuz Sayın Emre.
CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiyenin karşı karşıya
bulunduğu yönetim krizinin en açık olduğu alanlarının
başında dış politika gelmektedir. O bakımdan, biz Dışişleri
Bakanlığı bütçesine ret oyu vereceğiz. Bu kapsamlı
başarısızlıklar karşısında Meclisten bütçe
istemeye hakkınız olmadığını düşünüyorum,
bunu gerekçeleriyle açıklayacağım:
Değerli arkadaşlar,
bakın, ülkemiz, Doğu Akdenizde, Egede, Kıbrıs
itilafında yaptırım tehditleri de devreye sokularak bir
baskı politikasıyla karşı karşıya. Deyim
yerindeyse, ne yazık ki, Türkiyeye karşı bir kol bükme
politikası uygulanıyor.
Arkadaşlar, Türkiyemiz
bu davalarında haklıdır. Bakın, biz bunları
yılladır söylüyoruz. Bir Meis Adasına, 7 kilometrekarelik Meis
Adasına 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı tanımlayıp
uluslararası hukukun çok temel bir ilkesini, hakkaniyet ilkesini devre
dışı bırakan bir baskı politikası Türkiyenin
önüne konuluyor. Ancak değerli arkadaşlar, sizler bu kürsülere gelip
Türkiyenin haklı olduğunu falan bize anlatmayın, biz
bunları biliyoruz. Mesele, siz bu haklılığı
uluslararası camiaya kabul ettirebiliyor musunuz?
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Ettiriyoruz.
YUNUS EMRE (Devamla) Siz
bunu kabul ettiremeden nasıl gelip hangi yüzle bu Meclisten bütçe
istiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
bakın, Suriye en ciddi meselemiz. On yıl oldu, on yıl oldu.
Suriyede siyasi çözüm yok. On yıl oldu milyonlarca Suriyeli Türkiyede,
geri gitmiyorlar. Suriyenin toprak bütünlüğü hâlâ çok ciddi bir mesele
olarak masada duruyor. Bunların hangisini çözdünüz ki bu Meclisten bütçe
istiyorsunuz?
Mısır, Yunanistan,
Güney Kıbrıs orduları yaptıkları tatbikatlara
Fransayı da, Birleşik Arap Emirliklerini de ekleyerek Türkiyeye
karşı pazı gösteriyorlar. Değerli arkadaşlar, buna konuşmaktan
başka hangi karşılığı verdiniz ki bütçe
istiyorsunuz?
KEMAL ÇELİK (Antalya) -
Suriyedeyiz, Libyada dayız.
YUNUS EMRE (Devamla)
Arkadaşlar, bakın, Avrupa Birliğiyle 2016da bir anlaşma
imzalandı. Türkiye olarak milyonlarca Suriyeliyi ülkemizde barındırıyoruz.
Bu anlaşmanın karşılığı Türkiyeye
karşı mükellefiyetlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Arkadaşlar,
vize serbestisi Allah aşkına ne oldu? Yurttaşlarımıza
vizesiz Avrupa kapıları açıldı mı ki siz Meclisten
bütçe istiyorsunuz?
Arkadaşlar, Avrupa
Birliğiyle ilerleme süreci, Avrupa Birliği entegrasyon süreci
ilerlemiyor. Avrupa Birliği üyeliği bir hayal oldu. Türkiyeyi Avrupa
Birliği üyeliğine taşıdınız da mı bütçe
istiyorsunuz? Kafanıza göre siyasi atamalar yapıyorsunuz, işsiz
güçsüz eski arkadaşlarınızı büyükelçi atıyorsunuz.
(CHP sıralarından alkışlar)
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) Rüşvetçi
YUNUS EMRE (Devamla)
Arkadaşlar, adı rüşvetçiye çıkmış bir kimseyi
büyükelçi atadınız. Bu beyefendinin karısı, eşi sosyal
medyadan bir mesaj paylaştı atamadan önce. Dedi ki: Söyleyecek çok
söz var ama bir kere söylersem yer yerinden oynar. Söylemesin diye, yer
yerinden oynamasın diye bu kimseyi büyükelçi atadınız,
yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)
DENİZ YAVUZYILMAZ
(Zonguldak) Yazıklar olsun.
YUNUS EMRE (Devamla)
OECDye bir iktisatçıyı büyükelçi atıyorsunuz. Ya,
atadığınız kimsenin bir tane uluslararası
yayını yok arkadaşlar. Üşenmedim baktım, bir tane
uluslararası yayını olmayan bir iktisatçıyı OECDye
büyükelçi atıyorsunuz. Türkiyede iktisatçı mı bitti Allah
aşkına, Türkiyede iktisatçı mı bitti? Bu kadar kendi
yandaşlarınızı, ehliyet, liyakat sahibi olmayan
insanları devlet görevlerine getirerek nereye varmaya
çalışıyorsunuz? İş bilmeyen, ehliyet sahibi olmayan bu
kadroların elinde dış politikamız duvardan duvara tosluyor.
Ehliyeti, liyakati gözettiniz de mi bütçe istiyorsunuz arkadaşlar?
2004 yılında, 24
Nisan 2004 tarihinde Rumlar, Annan Planını referandumla reddettiler.
Bu karar olmasaydı, Rumların referandumdaki bu kararı
olmasaydı bugün biz ne Akdenizde vardık ne Kıbrısta
vardık arkadaşlar. Rahmetli Denktaşa
yapmadığınız hakaret kalmadı. Denktaşın
mezarına gittiniz af dilediniz de mi, sağlığında
gönlünü aldınız da mı bu Meclisten bütçe istiyorsunuz? (CHP
sıralarından alkışlar)
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Maraşı da anlat.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Maraşı unutma, Maraşı.
YUNUS EMRE (Devamla) -
Azerbaycan meselesini çok konuştuk. 2009 yılında, 10 Ekim 2009
tarihinde, AK PARTİ olarak Zürihte büyük devletlerin gözü önünde,
onların denetiminde o protokolleri imzaladınız, o protokolleri
imzaladınız ve o protokolleri bu Meclise getirecektiniz, 12 Ocak
2010da Ermenistan Anayasa Mahkemesi o protokolleri iptal etti. Ermenistan
Anayasa Mahkemesi onları iptal etmeseydi o protokolleri buraya getiriyordunuz.
Bursada millî maçta Azerbaycan bayrağını stada
sokmadınız. Size o dönemde bunları anlattık
Yapmayın. dedik. Azerbaycan da bunları söyledi, biz de CHP olarak
bunları söyledik. Bu hatadan dönün. dedik, dönmenizi bekledik.
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Karabağ, Azerbaycanın oldu mu?
YUNUS EMRE (Devamla) - Bütün
Kafkas politikamızı ne yazık ki Ermenistanın Anayasa
Mahkemesi kurtarmıştır arkadaşlar.
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Tebrik et, tebrik et.
YUNUS EMRE (Devamla) O
bakımdan, bu konuda bir öz eleştiri yaptınız da mı siz
bu Meclisten bütçe istiyorsunuz?
ZİVER ÖZDEMİR
(Batman) Karabağa diktik bayrağı.
YUNUS EMRE (Devamla)
Yunanistan, ABDyle birlikte Batı Trakyada İskeçede atış
talim alanında tatbikat yapıyor. Yeni yeni tatbikatları bizim
sınırımızda yapsınlar diye mi bütçe istiyorsunuz?
Yine, Yunanistan, Batı
Trakyada Gökçepınar Köyünde silahlı tatbikat yapıyor.
Soydaşlarımıza yönelik bir güç gösterisidir arkadaşlar bu.
Bunlara engel olabildiniz de mi bütçe istiyorsunuz bu Meclisten?
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Hepsine olduk.
YUNUS EMRE (Devamla) - Rusya,
Mısırla birlikte Karadenizde Türkiyeye karşı tatbikat
yapıyor arkadaşlar, Türkiyeye bu yolla mesaj vermeye
çalışıyor. Bunları engelleyebildiniz de mi bütçe
istiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
Sisi, darbecidir.
diyorsunuz, Mısırla siyasi diyaloğu ortadan
kaldırıyorsunuz, Malide darbe olunca koşa koşa Maliye
gidiyorsunuz.
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Sen anlamazsın.
YUNUS EMRE (Devamla)
Aynı tutarsızlıklara tekrar tekrar imza atmak için mi bütçe
istiyorsunuz?
34 askerimiz bir hava
saldırısında Suriyede şehit oldu. Bu olayın üzerine
Rusyanın gölgesi düştü. Hemen arkasından, koşa koşa
Moskovaya gittiniz, kapılarda dakikalarca beklediniz; yetmedi, akşam
Rus TV kanallarında kapıda nasıl bekletildiniz bütün millete
seyran oldu. Bu skandalları tekrar tekrar etmek için mi bütçe
istiyorsunuz? Trump Ekonominizi mahvederim. deyince Bu can bu bedende
olduğunda ben bu papazı vermem. dediğiniz papazı uçağa
koyup gönderdiniz. ABD Başkanı Türkiye rehin diplomasisi
yapıyor, fidye istiyor Türkiye. dedi suspus oldunuz,
ağzınızı açamadınız, sesiniz çıkmadı. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Buna karşılık dostum Trump diye
buradan sevgi mesajlarını gönderdiniz. Siz bunun için mi bütçe
istiyorsunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ya, siz ne yaptınız? Diz çöktünüz siz orada! Ne anlatıyorsun
sen?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Karabağı tebrik et Hoca.
YUNUS EMRE (Devamla) - Trump,
Erdoğana hakaretler yağdıran bir mektup yazdı, bu mektubu
Türkiyeden sakladınız, bu mektubu Türk milletinden
sakladınız. Trump bu mektubu gazetecilere gösterince bu milletin
haberi oldu bu mektuptan.
OSMAN AŞKIN
BAK (Rize) El pençe divan duruyordunuz ya!
YUNUS EMRE
(Devamla) Hak ettiği cevabı vermek yerine mektubu takdim etmekle
yetindiniz. Ulusal onurumuzu koruyamıyorsunuz. Korudunuz da mı bütçe
istiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
ABD Kongresinde kabul edilen
bir yasa tasarısı Türkiyeye yaptırımlar öngörüyor,
aynı tasarıda Cumhurbaşkanı Erdoğanın mal
varlığının da araştırılması isteniyor,
böylelikle Erdoğana göz dağı veriliyor, suskunlukla
karşılıyorsunuz. Orta yere çıkıp göğsünüzü gere
gere Bizi mal varlığı incelemesiyle tehdit edemezsiniz.
dediniz de mi bütçe istiyorsunuz? (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Kıbrısta Rumlar
siyasi gücü de Akdenizdeki zenginliği de Kıbrıs Türküyle
paylaşmak istemiyor, Rumların politikalarını
değiştirmeyi başardınız,
haklılığımızı uluslararası camiada kabul
ettirdiniz de mi bütçe istiyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Maraşı tebrik et Maraşı! Maraşı dile getir
Maraşı! Karabağı tebrik et.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ya siz manşet olursanız Yunanistanla
Yunanistanda manşet
oldunuz ya! Yunanistanda manşet oldunuz Yunanistanda!
YUNUS EMRE (Devamla)
Mısır, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs, İtalya,
Ürdün, bunların hepsi bir araya gelmiş Doğu Akdeniz Gaz Forumunu
kuruyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Yunanistanda manşet oldunuz be!
YUNUS EMRE (Devamla) -
Doğu Akdenizde en uzun kıyısı olan ülke biziz, bu
Türkiyeyi dışlama girişimidir. Bunu engelleyebildiniz de mi
bütçe istiyorsunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Yunanistanda manşet oldunuz ya!
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Yunanistan niye manşet yaptı, onları da söyle.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ülkesini şikâyet eden başka milletvekili mi var?
YUNUS EMRE (Devamla) - Avrupa
Birliğinin Güney ülkeleri MED7 zirvesinde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Emre.
YUNUS EMRE (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
YUNUS EMRE (Devamla) Laf
atmayın.
Arkadaşlar, konu
şu
S-400ler yılan hikâyesine döndü. Neden hâlâ aktive etmediniz,
neyi bekliyorsunuz? Hem parayı verip hem aktive etmemek nasıl oluyor?
Nisanda edeceğiz. diyordunuz, aralık bitiyor aralık bitiyor,
neyi bekliyorsunuz?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Kıskanma, kıskanma!
YUNUS EMRE (Devamla) Hava
savunma sistemi kurmayı başardınız, teknoloji
paylaşımını mümkün kıldınız da mı bütçe
istiyorsunuz? F35 projesi kapsamında 12 milyar dolarlık iş
yapacaktı silah sanayimiz.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Azerbaycanı tebrik et!
YUNUS EMRE (Devamla) 12
milyarlık bu işi kaybetti ülkemiz, bunun yerine ne koydunuz? Ne koydunuz ki bütçe istiyorsunuz?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Karabağdan bahset.
YUNUS EMRE (Devamla) Avrupa
Parlamentosu kaç defa Türkiyenin aleyhinde karar aldı. Doğu
Akdenizle ilgili karar aldı, Müzakereleri kes. diye karar aldı,
Türk-Yunan ihtilafı için karar aldı, aldı da aldı, aldı
da aldı. Siz bunların hangisini engelleyebildiniz ki bütçe
istiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Amerika Suriyede PYDden
silahları toplayacaktı, sözünü tutmadı, biz bu sözü
unutmadık. Siz de bu sözün altını birçok defa çizmiştiniz,
bu sizin de taahhüdünüzdür. ABD bu silahları geri topladı mı ki
bütçe istiyorsunuz?
HÜSEYİN
ŞANVERDİ (Hatay) Siz Esada destek çıkmayın, Suriyedeki
mesele bir günde çözülür. Esada destek çıkmayın, bir günde çözülür
Suriye meselesi, bir günde.
YUNUS EMRE (Devamla) Bize
gelecek F35ler Emirliklere gidiyor. F35 projesinden
dışlanmamıza engel oldunuz mu ki bütçe istiyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
YUNUS EMRE (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, konuşacak çok şey var. Sürem
bitti, Sayın Başkanın iyi niyetini suistimal etmek istemiyorum.
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Destan yazıldı Karabağda.
YUNUS EMRE (Devamla)
Türkiyenin sorunları vardır, bu sorunların çözümü de
vardır.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ya Azerbaycandan bir şey söylesene. Karabağ için bir şey dedin
mi?
BAŞKAN Sayın
Sibel Özdemir
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
Buyurunuz Sayın Özdemir.
(CHP sıralarından alkışlar)
ZAFER IŞIK (Bursa)
Sizce de CHPde taciz var mı?
CHP GRUBU ADINA SİBEL
ÖZDEMİR (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021 Yılı Avrupa Birliği
Başkanlığı bütçesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, siyasi
iktidarınızın ilk döneminde 2005 yılında Avrupa
Birliğiyle müzakere sürecine başladığımız
tarihten itibaren bugün geldiğimiz aşamada güçlü bir Avrupa
Birliği üyelik perspektifine sahip olduğumuzu kim iddia edebilir. Bu
süreçte Avrupa Birliğinin tüm tutarsızlıklarına, içsel
krizlerine, iç tartışmalara rağmen bu süreci üyeliğimize
dönük gerçekçi bir politika ve ulusal stratejiyle ülkemiz açısından
bir fırsata çeviremedik. Zamanında gerekli demokratikleşme ve
yapısal reform sürecini kalıcı kılamadınız, hatta
geriye gittik. Ve iktidarınız döneminde yine dönemsel pazarlık
konusuna indirgediğiniz ve başarısız olduğunuz, sonuç
alamadığımız Kıbrıs, mülteci sorunu, vize
muafiyeti, Gümrük Birliği Anlaşması ve şimdi de Doğu
Akdeniz ki bütün bu konularda haklı tezlerimizi savunamadık ve bir
aşama kaydedemedik. Üyeliğimiz önündeki blokajı
kaldıramadık. Fon kesintileri ve yaptırım gündemiyle bugün
karşı karşıya kaldık. İki adım ileri
attığınızı sandınız ama ulusal
çıkarlarımızı hep üç adım geri götürdünüz.
İşte son Avrupa Birliği Türkiye raporunda, birçok alanda geriye
gittiğimiz gibi, ülkemizin hızla kurumsuzlaşan, giderek
kişiselleşen, güçler ayrılığı ve denge denetleme mekanizmalarından
uzaklaştığı vurgulanmıştır. Özellikle de bu
hızlı uzaklaşmanın en büyük nedeni olarak da
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve uygulamaları
olmuştur. Denge denetlemeden emir komutaya dönen sürece hepimiz şahit
olduk. Gücün ve kararın tek kişide toplandığı bir
yönetim sistemiyle karşı karşıyayız. Bunun sonucu,
ulusal düzeyde tüm alanlarda geriye gidişle birlikte Avrupa Birliği
ilişkilerimize de yansıdı. İşte sizin döneminizde
müzakereye açtığımız, mevzuat uyumlaştırması
yaptığımız, kazanım da
sağladığımız 16 başlık da dâhil, bu sistemle
birlikte yaptığımız yasal düzenlemelerle hızla geriye
gidiyoruz. Çevre, vergi, rekabet, mali hükümler bunlardan birkaç tanesi.
Şöyle ki: Yapılan yeni yasal değişikliklerde,
bağımsız ve özel kurumlarla ilgili düzenlemelerde bütün kararları
siyasi temsili olan bir Cumhurbaşkanına bırakıyoruz.
İşte Merkez Bankası örneği değerli milletvekilleri.
Avrupa Birliği tarafından
bağımsızlığının ve özerkliğinin
güvencede olması istenirken, uyarırken bizi Avrupa Birliği, biz
ne yaptık Sayın Bakan? Biz bir gecede Merkez Bankası
başkanlarını Cumhurbaşkanının keyfî
kararıyla değiştirdik ve bu da yetmezmiş gibi partili bir
Merkez Bankası Başkanı atadık. (CHP sıralarından
alkışlar) Üyeliğimizin temel kriterleri olan demokrasi, hukukun
üstünlüğü, temel hak ve özgürlükleri içeren Kopenhag siyasi kriterlerinden
hızla uzaklaştık, demokrasi indeksinde geriledik. Bütün
bunların sonucu, uluslararası alanda itibar ve güven kaybıyla
birlikte özellikle de ekonomik alanda ciddi maliyet ve
kırılganlıklara sebep oldu.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; peki, bütün bunların sorumlusu kim? Uzun
vadeli ve öngörüden uzaklaşan bir yönetim anlayışıyla,
ulusal değil, hatta bir siyasal partinin de ötesinde kişisel
tercihlerle, dönemsel günübirlik önceliklerle belirlenen bir dış
politika tercihinizdir. Dış politika ve Avrupa Birliği
ilişkilerimizi, çatışmacı, karşılıklı
tehditkâr, iç politikaya dönük, güç ve iktidarınızı sürekli
kılma aracı olarak kullanmaktan vazgeçmediniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
İkili sorunlar ve ön
yargılar içinde olduğumuz ülkeleri merkeze koyan değil, bizim
ülke olarak Avrupa Birliğiyle üyelik sürecimizi, istediğimiz
uluslararası çıkarlarımızı maksimize edeceğimiz
bir sürece neden eviremediniz ve arkanızda tüm toplumsal, yasal destek ve
Parlamentonun desteği olmasına rağmen, Avrupa Birliğiyle
süreci kısır ve sığ bakış açısından
çıkarıp, karşılıklı taahhüt ve
sorumluluklarımızı taşıyacağımız bir
noktaya neden taşıyamadınız? Kendi uygulama ve
politikalarınıza odaklanmak yerine Avrupa Birliğinin dönem
Başkanlarının değişmesinden medet umdunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, Sayın Bakan,
yine günün sonunda buraya çıkacaksınız, sunuşunuzda
diyeceksiniz ki: Yunanistan Güney Kıbrıs İslamofobi ön
yargılar Kendi işlerine baksınlar. Elbette, biz bu ülkenin
tüm argümanlarını, ülkemize karşı tüm ön
yargılarını şiddetle reddediyoruz ancak bizim burada
tartışmamız gereken, sorgulamamız gereken, bu
sorunları, ikili ilişkilerimizde sorunlu ülkelerin Avrupa
Birliği düzlemine taşımalarına neden izin verdik?
Çatışma ortamına girmek yerine Avrupa Birliğiyle resmî,
teknik, hukuksal, diplomatik kanalları neden doğru işletemedik?
Agresif ve tutarsız açıklamalarla hep güven yitirdik,
kazanımlarımızdan neden geriye gittik? Uluslararası hukuk
açısından haklı tezlerimizi zamanında ve yerinde neden
savunamadık? Bunca süre Avrupa Birliği nezdinde
haklılığımızın ülke ve kurumsal desteğini
neden sağlayamadık?
Sahada ve masada
dış politika savınızın uluslararası alanda
ülkemiz açısından karşılığı
çatışmacı ve agresif dış politika olarak
algılanıp tanımlanmasını hiç dikkate
almadınız Sayın Bakan. Uluslararası ilişkilerdeki
kazan-kazan ilkesini kavga-kavgayla iç politikada
araçsallaştırdınız. Ey Avrupa! Ey Merkel!
politikası evet, iç siyasette prim yapsa da uluslararası
ilişkilerde hiçbir karşılığı yok; kazanımı
olmadığını hiç kabul etmediniz. (CHP sıralarından
alkışlar) Ve ısrarla kapsayıcı, diplomatik, uzun
vadeli, stratejik ve barışçıl dış politikadan
uzaklaşmayı tercih ettiniz.
Sayın Bakan, diğer
yandan, bir konuya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Avrupa Birliğiyle
ilişkilerde var olan kurumları ve kurumsal iletişim
kanallarını etkin kullanmadınız. Nasıl mı? Avrupa
Birliği Genel Sekreterliğinin kurumsal yapısı
değiştirildi. Karşılıklı taahhütleri
gerçekleştirmek için kurulan onca kurumsal yapıyı, diplomasi
kanallarını ve şimdi de Avrupa Birliği
Başkanlığını işlevsiz kıldınız,
geri plana attınız. Örneğin, Sayın Bakan, 2010
yılında uygulamaya başlanan ABİSi hatırlıyor
musunuz? Türkiyenin Avrupa Birliği İletişim Stratejisi
ABİS. ABİSle üye ülkelere yönelik oldukça kapsamlı,
farklılaştırılmış ülke stratejileri belirlendi
ama siz bunların hiçbirini uygulamadınız. İşte, en son
Avrupa Birliği Başkanımız Sayın Kaymakcının
ön sözünü yazdığı bu stratejinin temeli iletişim, kurumsal
ve diplomatik kanallarla bir süreç yönetimi. Ama siz ne yaptınız
Sayın Bakan? Siz, Avrupa Birliği zirvesi öncesi tüm bu
kurumları, Başkanı, bütün iletişim kanallarını
bir kenara bıraktınız, Avrupa Birliği zirvesinden sadece
birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Sözcüsüyle lobi yapmaya
çalıştınız. İşte, sizin bu sürece
yaklaşımınızın bir kanıtı değil mi bu?
Maalesef geldiğimiz aşamada, Avrupa Birliğiyle var olan
kazanımları da heba eden başarısız bir yönetimin
sorumlusu sizin iktidarınız ve sizin
Bakanlığınız. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
SİBEL ÖZDEMİR
(Devamla) - Şimdi, Sayın Bakan, önünüze üç aylık bir takvim
sunuldu. Siz, tüm bu başarısız süreç yönetiminize,
hatalarınıza devam mı edeceksiniz yoksa
uyarılarımızı dikkate alıp gerçekçi, güven veren,
kurumsal, diplomatik bir süreci başlatacak mısınız?
Sonuçta, Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri ve Sayın Bakan,
geleceğimizi Avrupada dönemsel ve araçsal olarak gören bu
yaklaşımın, bu zihniyet ve bu iktidarın bunu
başaramayacağını biz çok iyi biliyoruz.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Bakan başarılı, başarılı Bakan. Allah var,
başarılı, çalışıyor, gayret gösteriyor.
SİBEL ÖZDEMİR
(Devamla) - Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak, İkinci Yüzyıla
Çağrı Beyannamemizde de deklare ettiğimiz gibi, güçlü
demokrasimizle
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Takdir edin, destek verin. Destek verin bu Bakana, çalışıyor
Allah var.
SİBEL ÖZDEMİR
(Devamla) -
temel hak ve özgürlüklerle, güçler ayrılığına
dayalı, demokratik, laik, sosyal hukuka dayalı yönetim sistemimizle
Avrupaya ve tüm dünyaya katkı sağlayacak ve gelecek nesillerimiz
açısından da Avrupa Birliğinin onurlu, itibarlı, güçlü
stratejik bir üyesi olmayı biz başaracağız diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Turan.
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, 230 sıra sayılı
2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
CHP Grubu adına konuşma yapan konuşmacıların bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Arkadaşlar beni mi alkışlıyor, Sibel Hanımı
mı anlayamadım Sayın Başkanım.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Seni kendi grubun alkışlamıyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Meclis
Başkanımızın takdiriyle gruplar adına
konuşmalarda sataşmalara en sonunda söz verme durumu söz konusu oldu.
Bizler de sabırla bunları dinledik. Zaman zaman belki de kürsünün
mehabetine aykırı olan ifadeler oldu ama buna rağmen dinleyip...
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ne oldu ya?
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Zaten akşam Sayın Bakanların konuya ilişkin cevapları
olacağını hatırlatmak isterim. Az sonra da grubumuzun
konuşmacıları bunu yapacak ancak iki konuyu ifade etmek isterim
Sayın Başkan.
Bakınız, bugün biz
Tarım, Gençlik ve Dışişleri Bakanlığı gibi 3
önemli Bakanlığın görüşmelerini yaptık.
Konuşmacıların -özellikle takip etmeye çalıştım-
bugünkü örnekleri, konuşmaları neredeyse geçen seneyle aynı
Sayın Başkan.
CAVİT ARI (Antalya)
Çözememişsiniz işte hiçbir şeyi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Tarım bitti. dendi, bütün rakamlar...
ATİLA SERTEL
(İzmir) Dinlememişsiniz, hiçbir şeyi
anlamamışsınız.
CAVİT ARI (Antalya)
Hiçbir şeyi çözememişsiniz bir yıldır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bu
ayıp bir şey ama ya, yapmayın bunu. (AK PARTİ
sıralarından Dinleyin lütfen, dinleyin. sesleri)
BAŞKAN
Tamamlayalım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, yetmiş dakika konuştular,
ağzımızı açmadık; toplam bir dakika söyleyeceğim,
izin verin, en azından demokratik yapınızı göstermeye
çalışın, öyle olmasa da gösterin hiç olmazsa yani.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tamam Bülent Bey, devam edin siz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, tarımla ilgili verilen tüm verilerin uygun
olmadığını, hatalı olduğunu zaten Sayın
Bakan akşam açıklayacaktır. Ben bir rakam vermek isterim: 2002 yılında
tarımla ilgili politikalarımız başladığında
52 milyar dolar olan tarımsal üretimimiz 2019da 450 milyarı
aşmış durumda; muazzam gelişme var. Eksik var mı?
Yanlış var mı? Dünya krizimiz var,
yapamadıklarımız da var ancak fotoğrafın büyüğüne
baktığımızda nasıl büyük bir başarı hikâyesi
yazıldığı ortada.
Onun dışında,
Sayın Başkan, demeden geçemeyeceğim, Dışişleri
konusundaki konuşmacılarımız da... Zaten Sayın
Bakanımız da akşam cevap verecek ama bu ülkenin bir evladı
olarak şunu söylemek isterim: Partiler bugün var yarın yok, bunlar
gelir geçer ancak konuşmacıların neredeyse tümünün, Türkiyenin
politikaları yerine sadece sorunlu alanların sahiplerinin sözcüsü
gibi davranmasını üzülerek, ibretle izledik Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
İstiyorum ki akşam hep beraber izleyelim dinleyelim. Ancak, tüm dünya
Türkiyenin tehditlerle, ambargolarla boyun eğmeyeceğini
öğrendi. İstiyorum ki o konuşmacı da Türkiyenin böyle bir
ülke olduğunu öğrensin Sayın Başkan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
Sayın Altay
2.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sizi
ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Coronadan yeni kurtulan
Sayın Bakana geçmiş olsun diyorum.
Aslında, ben, öncelikle,
veda bütçesinin 8inci gününde birbirinden kıymetli konuşmalar yapan
milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Bir dahaki dönem yoksun herhâlde.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, mesela bir milletvekilimiz
Zenginlerin borcunu sileceğinize gençlerin kredi borcunu silin. dedi.
Bunun neresi yanlış?
Bir milletvekilimiz
Çiftçinin traktörünü, ineğini haczetmeyin. dedi. Bunun neresi
yanlış?
Bir milletvekilimiz
Tarladan, üreticiden 1 liraya alınan mahsul markette vatandaşa 18
liraya satılıyor. dedi. Bunun neresi yanlış, bunu merak
ediyorum.
Genç bir milletvekilimiz Her
4 gençten 1i işsiz. dedi. Bunun da neresi yanlış, bunu da çok
merak ediyorum ve Sayın Başkan, Digiturkü alan Katarlılara kur
farkından dolayı 90 milyon kıyak geçerken milleti perişan
etmeyin. dedi. Bunun neresi yanlış, merak ediyorum.
Çok doğal olarak,
Parlamentoda muhalefetin bardağın boş tarafını
göstermesi görevidir. Yürütmeyi savunan siyasi partilerin, destekleyen siyasi
partilerin de bardağın dolu tarafını göstermeleri işin
doğasındandır. Ancak şunu belirtmek lazım Sayın
Başkan; hani eskiden bu bardak hikâyesi şöyle
yapılırdı: Yarısı boş, yarısı dolu.
Şimdi bardak örneği verildiği zaman Türkiyede, şöyle
yapılıyor: Dörtte 1i dolu, dörtte 3ü boş. Bizim
arkadaşlarımızın söyledikleri -bu kısıtlı
zaman içinde- az bile, az bile söylediler. Yani bu ülkenin, vatandaşın
içinde bulunduğu hâle baktığımız zaman
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bir dakikayı kullandım mı?
BAŞKAN Hayır,
kullanmadınız.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Peki.
Dış politikada da
şunu söyleyeceğim: İçeride didişiriz, iç meselelerde
didişiriz, tartışırız. Yalnız şunu yapmayın:
Yürütmenin dış politikadaki kimi yanlışlarını
burada konuştuğumuz zaman iki şeyle bizi itham ederseniz
küçülürsünüz: Bir; ne diyorsunuz? Türkiye düşmanlığı.
Bunu yapan alçaktır, şerefsizdir, bu ülkede de yatacak yeri yoktur.
(CHP sıralarından alkışlar) İkincisi; milletin
değerlerine bağlılık, sadakatsizlikle bizi suçlamayın.
Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Müteaddit defalar Sayın
Erdoğana buradan seslenmişliğim vardır. Dışarıda
Türkiyeye karşı, Türkiyenin Cumhurbaşkanına edilen her
laf bizi incitir. Onun için, Erdoğana hep şunu derim: Arkana AK
PARTİ Grubunu alma, arkana Türkiye Büyük Millet Meclisini al ki
dışarıda başın dik olsun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Bakan da
buradayken Doğu Akdeniz meselesinde bir hatırlatmayı hemen
yapmak lazım: 1974, merhum Erbakan ile merhum Ecevitin güç ve iş
birliği simgesinde -o günkü Türkiye sanıyorum 65 milyon falandı-
60 milyonluk Türkiyenin bir çıkışıydı, hak
korumasıydı. Doğu Akdenizdeki hak ve menfaatlerimizi çok
şükür, aslanlar gibi koruyabildik.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Ama yürütmenin şimdi, burayı es geçerek
Kıbrısı yeniden fethetmiş bir eda içine girmesini çok
yakışık alır bulmuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Altay.
BÜLENT TURAN
(Çanakkale) Sayın Başkan, Engin Beyin
iddialarına akşam yürütme cevap verecek demiştim, bir daha
söyleyeyim, bunlara cevap vereceğiz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Yürütmeye gaz veriyorsun herhâlde sen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Ancak şu ifadesini her gün tekrar ediyormuş ya Sayın
Başkan: Veda bütçesi, veda bütçesi. diye. Ben, on yıldan beri
milletvekiliyim, Engin Bey bu -tırnak içerisinde- büyük espriyi on
yıldır her bütçede yapar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır, hiç de
Yalan söylüyor.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Bir dakika, bir dakika Sayın Başkan.
Yalan mı doğru mu,
onu söyleyeceğim şimdi.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Engin Beyi biz seviyoruz, gitmesini istemiyoruz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
2018 seçimlerine gidiyoruz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Seçim ayrı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Altayla bizim ayrı bir hukukumuz vardır. Önemli bir
televizyon kanalına beraber katılmışız, o televizyon
kanalında ben konuşmamı yaptıktan sonra tam giderken Sayın
Altay da muhtemelen yine bir espri yapmış, demiş ki:
Gidişiniz hayırlı olsun, güle güle.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Ben de dönmüşüm ekrana Sayın Başkan, bu iddianızı not
edin. demişim ancak iddiamızı kazanmışız ama o
zaman iddia karşılığında bir talepte bulunmamışız.
Keşke takım elbisesine girseydik Sayın Başkanla iddiaya.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Girseydik alırdım.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Benim var öyle AKPlilerden kazandığım takım
elbise yerel seçimlerde ama almadılar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Her seçimde bunu söyler, her bütçede bunu söyler ama bu millet on sekiz
yıldan beri kendisine yanlış yapmayan AK PARTİyi
bırakmadı, yine bırakmayacak Sayın Başkan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Seneye de söyleyecekler aynısını.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Kazandığım var ama almadı
arkadaşlarınız.
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben veda bütçesi sözünü ilk defa bu bütçede kullandım,
takdir tabii ki milletimizindir, yüce milletindir ama geçen seçimdeki bir
polemiği, tartışmayı veda bütçesiyle ilişkilendirmeyi
pek anlayamadım. Takdir milletin, herkes görecek. Bu millet inim inim
inlemektedir ve bir dahaki bütçe de AK PARTİ bütçesi olmayacaktır.
Tekrar tutanaklara geçiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Ya, Engin Beyin gitmesini istemiyorum, kalsın, kalsın.
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati:12.46
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 12.58
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Necati TIĞLI (Giresun)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 31inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
2021 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
III.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)
2.-
2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet
Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)
A)
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI (Devam)
1)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B)
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Orman Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C)
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1)
Türkiye Su Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Su Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G)
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ğ)
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1)
Türk Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türk Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon
yerinde.
Şimdi Adalet ve
Kalkınma Partisi konuşmacılarına söz vereceğim.
İlk söz Sayın
Yaşar Kırkpınara ait.
Buyurunuz Sayın
Kırkpınar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Tarım ve Orman Bakanlığımızın
2021 yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz
aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri takip eden
kıymetli hemşehrilerimi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Ayrıca, selden zarar
gören İzmirli hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimi buradan
iletiyorum.
Tarım ve
hayvancılık genelde herkesin fikir beyan ettiği bir alan; bu da
kolay eleştirebilmeyi ya da çözüm sunabilmeyi beraberinde getiriyor.
Tarımın artık ne kadar stratejik bir sektör olduğunu bugün
burada bir kere daha ifade etmeye gerek yok. Şunu çok rahatlıkla
ifade edebiliriz ki tarıma konu olan tüm kaynaklar dünyanın en
kıt kaynakları, dolayısıyla bu kaynakların en verimli
şekilde kullanılması gerekiyor. Gelecekte gıdayı
kontrol edenlerin dünyayı da kontrol edeceğini daha önce ifade
etmiştik; bunu pandemi sürecinde bütün dünyayla birlikte müşahede
ederek yaşamış olduk. Pandemi sürecinde dünyanın o en
anlı şanlı ülkelerinin, Amerikasından Avrupasına
kadar bütün ülkelerinin durumunu yakından görmüş olduk. Hepsi, âdeta
çuvalladılar, rafları boşaldı, gıda zincirleri
bozuldu, hatta birbirlerinin malzemelerini çalmaya başladılar;
kısacası, mahşeri yaşadılar. Ama şükürler olsun
ki Türkiyede böyle bir sıkıntı yaşanmadı, gıda
zincirimiz bozulmadı. Bu güçlü altyapının
sağlanmasında, her zaman üreticinin yanında olan başta
Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, çok
Saygıdeğer Bakanlarımıza, kıymetli çiftçilerimize ve
en önemlisi de gıda ordumuza ben burada bir kere daha en kalbî
şükranlarımı arz ediyorum.
Bu süreçte
Bakanlığımızın sektörlerle birlikte verdiği
sınavın da altını çizmek gerekiyor çünkü herkes evde
otururken çiftçimiz, gerçekten, bu süreçte üretmeye devam etti.
Dolayısıyla, bu ikinci çeyrekte de tarım sektörümüz yüzde 4
oranında büyümüş oldu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ayrıca, başka bir
başlığa baktığımızda, 2050 yılında
dünya nüfusunun 10 milyarı, ülkemiz nüfusunun ise 100 milyonu bulması
hedefleniyor ya da öngörülüyor; bu veri, gelecekte durumumuzun ne kadar ciddi
olduğunu bize gösteriyor. Betonlaşmanın artması, iklim
değişikliği, toprağın ve suyun yanlış
kullanımı gibi etkenler, tarım sektörümüzün ve
toprağımızın ne kadar büyük bir tehdit altında
olduğunu bize gösteriyor. Bizler de bundan hareketle, üretim potansiyeli
yüksek 65 ilimizde 265 ovayı koruma altına aldık. Diğer bir
iyileştirme olarak ise arazi toplulaştırması yaptık.
Bir başka alan, yine, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini ve
parçalanmasını engellemiş olduk. Verimi artırmak, kaynak
israfını önlemek için havza bazlı tarımsal sistemi
benimsedik. Yine bu kapsamda 945 havzamızda onlarca ürüne destek sağlıyoruz.
Ayrıca, tarıma elverişli hazine arazilerinin de tarım
yapılabilmesi için çiftçilerimizin hizmetine
açıldığını da ifade etmek istiyorum.
Dünyada ve ülkemizde bugün
itibarıyla en kıt kaynağın su olduğunu herkes biliyor.
Biz de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizde ve ülkemizin
dört bir yanında suyla ilgili yatırımlarımıza devam
ediyoruz. Su yatırımlarıyla ilgili yine, iklim
değişiklikleri nedeniyle klasik yöntemler dışında
farklı yöntemlerin de benimsenmiş olması dolayısıyla,
ben, Tarım Bakanlığımızı burada bir kere daha
teşekkürle ve şükranla anmak istiyorum çünkü gerçekten son zamanlarda
yer altı barajlarının hem kaynak israfının
olmaması hem çok kolay bir yatırım aracı olması
dolayısıyla şu an ülkemizin dört bir tarafında
yüzlercesinin başladığını buradan memnuniyetle ifade
etmek istiyorum. Diğer taraftan, yine, barajlarımız,
göletlerimiz, HESlerimiz, sulama alanlarımız ve su alanlarıyla
ilgili yapılan bütün yatırımlar hızlı bir şekilde
devam ediyor. Ayrıca, su işleyişiyle ilgili on altı
yılda 7.200 eser ürettik, 81 vilayetimizin içme suyu problemini tamamen
ortadan kaldırmış olduk. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
Yine, hedeflerimize
ulaşmak için tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesini ve
özendirilmesini amaçlıyoruz. Tarıma dayalı
ihtisaslaşmış organize bölgelerinin
yaygınlaştırılması ve gelişmesi için elden gelen
bütün gayret gösteriliyor.
Yine,
hayvancılığımızın gelişmesi için bu kapsamda
çok ciddi anlamda kooperatifçiliğe önem veriyoruz.
Her zaman üreticinin
yanında olan Bakanlığımız onlarca ürüne hasattan önce
fiyat açıklayarak üreticimizin dostu olduğunu bir kere daha
göstermiş oldu. On sekiz yılda hükûmetlerimiz tarım sektörünün
büyümesi ve gelişmesi için daima çiftçimizin yanında yer aldı,
devletimiz tüm imkânlarını bu anlamda seferber etmiş oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
YAŞAR KIRKPINAR
(Devamla) Özellikle girdilere yönelik mazot ve gübre desteği, tohum
desteği ve yem bitkisi desteği hızlı bir şekilde devam
ediyor ve yine, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine
geçtiğimizde tarımsal hasılamızın da yüzde 46
oranında arttığını ifade etmek istiyorum.
Sayın
Cumhurbaşkanımızın tarımla ilgili bir sözünü burada
hatırlatmak istiyorum: Bizler, AK PARTİ hükûmetleri olarak hiç kimsenin
ne üreticimizin alın terine, emeğine ne de tüketicimizin
sofrasına, ekmeğine göz dikmesine asla müsaade etmeyeceğiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Tarım sektöründeki
spekülatörleri yine millî güvenlik sorunu olarak görüyor ve buna göre de muamele
yapıyoruz. Bu doğrultuda Bakanlığımızın
çalışmalarını bundan sonraki süreçte de artırarak
devam ettireceğini ben burada bir kere daha ifade etmek istiyorum ve buna
inancımızın tam olduğunu belirtiyorum.
Yine,
Bakanlığımızın 2021 yılı bütçesinin ülkemize
ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, özellikle
Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ve
Dışişleri Bakanlığımızın da
bütçelerinin hayırlar getirmesini arzu ediyor, hem ekranları
başındaki hemşehrilerimizi hem de sizleri saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Bekir Kuvvet Erim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Tarım ve Orman Bakanlığımızın
2021 yılı bütçesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen
vatandaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Konuşmamın
başında bir konuyu arz etmek istiyorum. Şimdi, Sayın Bülbül
burada.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Ben de ne zaman konuşacaksın diye bekliyordum.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Senin bu konuyu tekrar dile getireceğini biliyorum, diline de
doladın.
Sayın Bülbül, bülbüller
genelde güle konar ama sen dikene konuyorsun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu şekilde seçim
kazanamazsınız. Şu jeotermalleri daha iyi yapsanız,
şöyle olur. desen daha iyi olacak.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Pencereyi açtın mı? Pencereyi açıp da o kokuyu duydun mu?
Hidrojen sülfür gazının kokusunu duydun mu?
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Bütçede de gösterdiniz bu kuru zeytin ağacını, bak
Bütçede de gösterdiniz. Bak yüce Mecliste bu kuru zeytin ağacını
gösterdiniz. Bu hastalığın adı verticillium
solgunluğu. Bu, yüzyıllardır olan bir hastalık,
jeotermalle olan bir hastalık değil. Bak, Tarım
Bakanlığının sitesinden herkes öğrenebilir. Burada
algı yapmaya gerek yok çünkü vatandaş arkadaşlarınıza
diyor ki: Allah, Allah, bu ne oluyor? Yani jeotermal zararlı bir
şey olsa biz yapmayız, bak, biz yapmayız.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Erim, pencereyi açıp da o hidrojen sülfür kokusunu duydun mu?
Çiğ yumurta kokusunu duydun mu?
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Bak, onunla ilgili...
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
O akan akışkanları, Büyük Menderese akan
akışkanları biliyor musun?
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Bak, her şeyin artısı vardır, eksisi de
vardır; önemli olan artı olanları almak. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Muhtarlara sor, muhtarlara. Muhtarlar ne diyor?
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Bak, bir dakika, müsaade edersen...
Avrupa İmar ve
Kalkınma Bankası tarafından Bakanlığımızla
iş birliği içerisinde Türkiyedeki jeotermal sahalar için bir
kümülatif etki değerlendirilmesi çalışması
gerçekleştirildi. Çok katılımcı bir anlayışla,
bölge halkı başta olmak üzere, proje çıktılarının
tüm paydaşlara hizmet etmesi sağlandı. Bu değerleme
sonucunda
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Kanser oranı ne kadar oldu Aydında?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Kıskanmışlar! Kıskanmışlar!
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) - Bunların önerisi doğrultusunda 6 Kasım 2020
tarihinde 2 yönetmelik ile 1 tebliğ revize edildi. Yapılan
değişikliklerle kurulu gücü 5 megavat ve üzerinde olan jeotermal
enerji üretim tesislerinde hidrojen sülfür emisyonları için
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Maske takmaya gerek yok, nasılsa hidrojen sülfürü soluyoruz.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla)
tesislerin üretim kapasitelerine göre sınır
değerleri ile emisyon miktarına bağlı olarak sürekli
emisyon ölçümü ve çevre izni alma zorunluluğu getirildi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Jeotermal enerji santrallerinde
Bakanlığımız ve il müdürlüklerimiz tarafından 2018
yılından itibaren 947 adet çevre denetimi gerçekleştirildi.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Aydında yaşamıyor, Aydında. Aydında
yaşamıyor. Yaşasa
Yaşamıyor.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Tespit edilen uygunsuzluklara istinaden 67 tesise
yaklaşık 5,5 milyon lira idari para ceza kesildi.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Ankarada yaşayarak Aydını anlatıyor. Böyle bir şey
olabilir mi? Yani Aydını anlat da Ankarada yaşayıp da
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Sen, jeotermale
Bak, sen Niye sera
yapmıyorsunuz? diye
Sera yapıyoruz; bak, seracılık
yapıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Erim
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Nerede sera? 28 tane elektrik santrali var.
BAŞKAN Sayın
Bülbül...
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Neyse, vatandaş anlayacağını anladı; bak,
yoldaki çocuk bile biliyor bu işin faydalı olduğunu.
SALİH SORA (Trabzon)
Devam et.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) 2021 Yılı Bütçe Teklifi AK PARTİ hükûmetlerimizin
19uncu, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin de 3üncü
bütçesi olma özelliğini taşımaktadır. Bütçemizin temel
misyonu, Covid-19 salgınına bağlı olarak ortaya çıkan
küresel yeniden yapılanma sürecinde Türkiye ekonomisinin sağlam ve
öngörülebilir adımlarla ilerlemesini temin etmek, ülkemizin küresel
ölçekte hak ettiği yeri alması olacaktır. Bu vesileyle,
görüştüğümüz ve görüşeceğimiz tüm bakanlık ve
bağlı kuruluşlarımızın 2021 yılı
bütçelerimizin ülkemize, Gazi Meclisimize ve yüce milletimize hayırlar
getirmesini Cenab-ı Allahtan temenni ediyorum.
Binlerce yıllık
medeniyet birikimimizin ve ecdadımızın zaferleriyle nam
saldığı Anadolu, zengin ve bereketli topraklarıyla
yeryüzündeki en değerli hazinemizdir. Bu bilinçle hareket ederek bereketli
topraklarımızın ve emektar çiftçilerimizin kıymetini
biliyor, tarım ve orman politikalarımızla on sekiz
yıldır ilkleri gerçekleştiriyoruz. Vatanımız için,
toprağımız için, evlatlarımız ve gelecek nesiller için
buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Türkiye ekonomisinin
ve sosyal yapısının en önemli sektörlerinin başında
gelen tarım ve ormancılık sektörü, etkin ve kararlı
politikalarla ekonomimize önemli katkılar sağlayan bir sektör olmaya
devam etmektedir.
Şunu da parantez içinde
söyleyeyim: Bizden önceki konuşmacılar, işte, kredilerden söz
ettiler. Ben 94 yılında, yüzde 28le aldığım zirai
kredinin bir gecede yüzde 120 olmasından dolayı bütün
tarlalarımı ve traktörümü satmak zorunda kaldım. Bugün
geldiğimiz noktada, AK PARTİ hükûmetleri zamanında,
sıfırdan başlayan, on bir on iki yıllık, ortalama
yüzde 5-6 bazında, cinsine göre, üretimine göre, yatırımına
göre kredi faizleri var, sıfırdan başlıyor.
Tarım sektörümüz 2019
yılını yüzde 3,7 büyümeyle tamamladı. 2020
yılında ise birinci çeyrekte yüzde 2,6, ikinci çeyrekte ise yüzde 4
büyümeyle âdeta doğru yolda ilerlediğimizi gösterdi.
Dünya Bankası
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Çiftçi batmış, sen burada ne anlatıyorsun ya!
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Kıskanma, kıskanma!
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Ya, her işte vardır batma çıkma, her işte
vardır, ticarette de vardır, önemli olan asgariyi temin etmek. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Sayın Hatip, Allah aşkına, 180 milyar çiftçinin borcu. Bunun
çıkışı nerede ya? Tamam batırdınız
anladık, hadi çıkışını da söyle!
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Nerde 180 milyar? Atıyorsun
BAŞKAN Buyurun.
BEKİR KUVVET
ERİM (Devamla) Dünya Bankası kriterlerine göre 2003-2019
döneminde ortalama yüzde 2,8lik büyümeyle hamdolsun ki birçok Avrupa ülkesini
geride bıraktık. Son on sekiz yılda tarımsal destek
tutarını 12 katına çıkardık.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Çiftçi sizi dinliyor!
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Dinlesin.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Hadi anlat! Hadi anlat!
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Onun için, dinlesin diye konuşuyoruz zaten.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sen devam et, devam et!
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) 2002 yılında 1,8 milyar liralık tarımsal destek
miktarı 2020 yılında 22 milyar liraya yükseldi. Prim
desteği 5 ürüne verilirken bugün prim desteklerinde 18 ürüne
ulaşmış durumdayız.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Hiç mi memleketine gitmiyor bu arkadaş?
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Yem fiyatlarından bahset, yem fiyatları! Bir ayda yeme 5 kere zam
geldi.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Dinle, dinle! Dinle, öğren! Öğren!
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Tabii, sektörün her alanında yapılan, anlatılacak o
kadar şey var ki zaman yetmez. Ülkemizdeki tarım potansiyelini en
yüksek seviyede değerlendirmenin gayreti içerisindeyiz. Yatırımlarımızla
bereketli topraklarımızı daha da zenginleştirerek verimi en
üst noktaya taşımaya devam ediyoruz.
Devlet Su İşlerinin
bütçesi bu sene 3 kat arttı. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Devlet Su İşleriyle, sulama, baraj ve
gölet çalışmalarıyla sulu tarımı yaygınlaştırarak
topraklarımızın değerine değer katıyoruz. Bunun
yanı sıra, hidroelektrik enerji üretme, şehirlerimizde içme,
kullanma ve sanayi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BEKİR KUVVET
ERİM (Devamla) Sözümü tamamlayayım
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Çiftçi bankada kendini yakıyor çiftçi! Ne
anlatıyorsunuz? Bu dönemin dışında ne zaman çiftçi kendini
yaktı? Borçlarından dolayı çiftçi kendini yakıyor.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Bunun yanı sıra, taşkınlara karşı can
ve mal emniyetini sağlamak gibi birçok projeyi on sekiz yılda
milletimizin hizmetine sunduk, sunmaya devam ediyoruz.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Erim.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan, bir dakika verelim.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Sayın Bakanım, Toprak Mahsulleri Ofisiyle -zamanım yetmedi-
yaptığınız destekler için çok teşekkür ediyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Hiç anlatma Toprak Mahsulleri Ofisini, ithalat ofisi oldu.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Özellikle incir, buğday, kayısı, kuru üzüm,
fındık; bütün hepsi için çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Erim, teşekkür ediyoruz.
BEKİR KUVVET ERİM
(Devamla) Teşekkür ederim.
Bütçemizin hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan
Sayın Başkan
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Böyle bir usul yok.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan Bülbül dikene kondu. dediği için bana
sataşma var. Konuşmalarından sonra söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın
İbrahim Aydın, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
İBRAHİM AYDIN (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Orman Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine AK PARTİ
Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve
aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Antalya ve İzmirde
yağışlardan zarar gören vatandaşlarımıza
geçmiş olsun diyorum.
Şahsımın da
otuz yıl hizmet ettiği ve mensubu olmaktan şeref duyduğum
Orman Genel Müdürlüğü, ülkemizin orman kaynaklarının
sürdürülebilir yönetimini sağlayarak kaynakların milletimizin
menfaatlerine sunulmasından sorumlu, yüz seksen bir yıllık köklü
bir kurumumuzdur.
Bugün, ülke olarak dünyada
orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz. Son
on sekiz yılda yaklaşık 5 milyon 400 bin hektar alanda
ormancılık faaliyeti gerçekleştirerek yaklaşık 4
milyar 660 milyon adet fidan toprakla buluşturulmuştur. Hedefimiz,
2023 yılı sonunda -dünya nüfusu kadar- 7 milyar fidan dikerek orman
varlığımızı ülke topraklarımızın yüzde
30u olan 23 milyon 400 bin hektara çıkarmaktır. Erozyonla mücadelede
dünya lideriyiz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ağaca ve çevreye değer veren
Hükûmetimiz 11 Kasımı Millî Ağaçlandırma Günü ilan
etmiştir. Bu karar Cumhurbaşkanımız tarafından
imzalanan genelgeyle tüm kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın da bizzat
katılımlarıyla gerçekleştirilen Geleceğe Nefes
kampanyasına yurt genelinde vatandaşlarımızın
yoğun ilgisi olmuştur. Etkinlik sürecinde her kesimden 1 milyon 200
binden fazla insanımız 14 milyon fidan dikerek rekorlar
kırmış, tüm yurtta bayram havası
yaşanmıştır. Bu seferberlik kapsamında bu yılki
temanın konusu ise sadece ülkemiz için değil, dünyamızın
geleceği için de ağaçlandırmanın
taşıdığı önem dikkate alınarak Geleceğe
Nefes, Dünyaya Nefes şeklindedir. 81 ilimiz ve 922 ilçemizin yanında
30 ülkede ortak fidan dikimleri gerçekleştirilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
ormanları kırsal kalkınmanın lokomotifi yaptık.
Kırsal nüfusun gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve
ülke ekonomisine fayda sağlanması maksadıyla ceviz, badem,
harnup, dut ve benzeri gelir getirici türler ile yabani zeytin rehabilitasyonu
olmak üzere 38 eylem planı uygulamaya geçirilmiştir. Orman
köylülerimizi doğduğu yerde doyurmak, yaşatmak, kalkındırmak
ve göçlerini önlemek için 5 Bin Köye 5 bin Orman Eylem Planı
doğrultusunda bugüne kadar 5.420 köyde gelir getirici tür
ağaçlandırması yapılmıştır. Bugüne kadar
arıcılığa ve bal üretimine verdiğimiz destekler
sayesinde ülkemiz bal üretiminde dünyada 6ncı sıradan 2nci
sıraya yükselmiştir.
Değerli milletvekilleri,
Keçin var, suçun var. anlayışından vazgeçerek
ormanlarımızda otlatma planları yapılarak
hayvancılığımıza büyük destek verilmektedir. Orman
köylülerimize 2002 yılında verilen 15 milyon TL destek miktarı
2020 yılında 250 milyon TLye çıkarılmıştır
ve 2021 yılında 300 milyon TL ORKÖY kredisi verilecektir.
Değerli milletvekilleri,
ülkemizde son yıllarda önem arz eden konulardan biri de hiç şüphesiz
tıbbi ve aromatik bitkilerdir. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinde
de araştırma komisyonu kurulmuş ve
çalışmalarını tamamlayarak raporunu sunmuştur. Son
düzenlemelerle tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğine ve
işlenmesi amacıyla tesis kurulmasına bozuk orman alanlarından
izin verilebilecektir. Tıbbi ve aromatik bitkilerden 2020 yılında
ülke ekonomisine 6 milyar TL, orman köylüsüne 800 milyon TL katkı
sağlanmıştır. Dünyadaki 115 milyar dolarlık tıbbi
ve aromatik bitkiler pazarından pay almak için odun dışı
orman ürünlerinin üretimi artırılmış olup ilk 10 ülke
arasına girmeyi hedeflemekteyiz. Tıbbi ve aromatik bitkilerin
ihracatı şu anda 1 milyar dolar civarındayken 2023
yılında 5 milyar olarak hedeflenmektedir.
Vatandaşlarımıza sağlıklı yaşam
alanları oluşturmak gayesiyle 2003 yılından bugüne kadar
1.566 adet mesire yeri, 134 adet şehir ormanı kurulmuştur.
Devlet ormancılığından millet
ormancılığına geçilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
ormanlarımıza yapılan bakım, gençleştirme gibi
faaliyetler sonucu yapılan üretimle, ülkemizin orman ürünleri
ihtiyacını yerli kaynaklardan karşılamayı hedefliyoruz.
Bu kapsamda sektörde dışa bağımlılığı
azaltmak için 2002 yılında 14 milyon metreküp olan endüstriyel odun
üretimini, 2020 yılında 25 milyon metreküpe, 2021
yılındaysa 28 milyon metreküpe çıkaracağız. Hedefimiz,
2023 yılında yerli kaynaklarımızla ülke üretimimizin yüzde
100ünü karşılamaktır.
Değerli milletvekilleri,
2021 yılı sonu itibarıyla orman kadastrosu kesinleşen
alanların tescilleri sağlanacak, 2023 yılı sonunda da 2/B
programları tamamlanacaktır. Böylece uzun yıllar çözülemeyen ve
orman-halk ilişkilerini olumsuz etkileyen mülkiyet sorunları tamamen
çözülmüş olacak, ormanlarımızın daha etkin bir şekilde
korunması da sağlanmış olacaktır. Nitekim yapılan
çalışmalar neticesinde teknik ve hukuki problemler azalmış,
yargıya intikal eden davalarda ciddi düşüşler olmuş, orman
köylüsüyle hasım değil hısım olunmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
İBRAHİM AYDIN
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, orman yangınlarıyla
mücadele çalışmaları kapsamında, Orman Yangın Yönetim
Sistemiyle insan gücü, kara ve hava araçları tek merkezden yönetilerek Türkiye,
orman yangınlarıyla mücadelede çevre ülkelere de her an yardım
edebilecek güçlü bir yapıya kavuşturuldu. Bu sayede orman
yangınlarıyla mücadelede bölgemizde lider ülke olduk. Kurmuş
olduğumuz erken uyarı sistemiyle orman yangınlarına
müdahale süresi kırk dakikadan ortalama on iki dakikaya düşürüldü.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Evet, ülkemizde askerî
amaçlar dışında ilk kez orman yangınlarıyla mücadelede
İHA kullanılmaktadır ve orman yangınlarında Akdeniz
ülkelerinde son on yılda ortalama yanan alan istatistiklerine baktığımızda
yine en az yanan alan konusunda Akdeniz ülkeleri arasında lider
konumdayız. Portekizde 134 bin, İspanyada 95 bin, İtalyada 64
bin, Yunanistanda 24 bin hektarken ülkemizde ise 7 bin hektar
civarındadır.
Orman Genel
Müdürlüğümüzün yaptığı çalışmalar kapsamında
yangından dolayı zarar gören alanlar aynı yıl içerisinde
ağaçlandırılarak orman varlığının yok
olmasına izin verilmemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İBRAHİM AYDIN
(Devamla) - Bu gayretli çalışmalardan dolayı işçisinden
memuruna, mühendisinden genel müdürüne ve emeği geçen herkese
teşekkür ediyorum.
Yangınla mücadelede
şehit olan 117 kardeşimize ve tüm şehitlerimize Allahtan rahmet
diliyorum.
2021 yılı
bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Cihan Pektaş, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün bütçesi
üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Sizleri
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DSİ sadece baraj yapan
değil, aynı zamanda tarımsal sulamaları inşa eden
kuruluştur. 2021 yılı bütçesinde tarımsal sulamalara
ayrılan yatırım ödeneklerinde geçen yıllara oranla ciddi artış
olduğunu görüyoruz. Bu durum sulamalara verilen önemin göstergesidir.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Şanlıurfada sulamalar yok.
CİHAN PEKTAŞ
(Devamla) Tarımsal üretimde artışın en önemli parametresi
sulu tarımdır. Kuru tarımdan sulu tarıma geçildiğinde
verim 4 kattan 13 kata kadar artış göstermektedir.
Ülkemiz yüz ölçümünün
yaklaşık üçte 1i yani 231 milyon dekarı tarım arazisidir.
Ekonomik olarak sulanabilir arazimiz ise 85 milyon dekardır. Peki,
sulamada ne durumdayız? 1950li yıllarda başlayan sulamaların
yaklaşık 10 milyon dekarı vatandaşlarımızın
kendi imkânlarıyla yaptığı halk sulamalarıdır, 13
milyon dekar sulama ise eski Köy Hizmetleri tarafından
yapılmıştır, 43,6 milyon dekar arazinin sulama projeleri
DSİ tarafından bitirilmiş ve toplam rakam 66,6 milyon dekara
ulaşmıştır. Geriye kalan 18,4 milyon dekar arazinin 6,2
milyon dekarının inşaatı devam ediyor, 7,2 milyon dekar
arazinin ise projeleri tamamlanmış, ihale aşamasına
gelmiştir. İnşallah, birkaç yıl içerisinde sulanabilir
arazilerimizin tamamını bitirip işletmeye açacağız.
Değerli milletvekilleri,
son on sekiz yılda 19 milyon dekar araziyi sulamaya açtık. 2003
yılından itibaren yeni başlamış projeleri durdurup
revize ederek tamamını borulu sistem olarak inşa ettik, yüzde 6
olan kapalı sistem sulamayı yüzde 29a çıkardık.
İşletme ömrü uzun olan, işletme maliyetleri açık sisteme
göre oldukça düşük olan, en az yüzde 30 daha su tasarrufu sağlayan
yağmurlama ve damlama yöntemini teşvik eden bir sistemi inşa
ediyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Canım Vekilim, bu Şanlıurfada bir şey yok! Biz de
anlamadık!
CİHAN PEKTAŞ
(Devamla) - Bu sistemle aynı zamanda suyun kontrollü şekilde
kullanılmasıyla toprağın tuzlanması önlenmektedir.
Kaynaklar yönünden su zengini bir ülke değiliz ancak suyumuzu iyi
kullandığımız zaman su fakiri de değiliz.
Yıllık 112 milyar metreküp içme suyu kullanma potansiyeline sahibiz.
Biz bunun hâlihazırda 57 milyar metreküpünü kullanıyoruz; 44 milyar
metreküpünü tarımda, 13 milyar metreküpünü ise içme, kullanma ve sanayide
tüketiyoruz. Görüldüğü üzere en fazla sarfiyat tarımsal sulamada
oluyor. Bizim bitirdiğimiz sulamaları açık sistem yapsaydık
bugün 44 milyar metreküp yerine 50 milyar metreküp su kullanacaktık.
Hedefimiz, geçmişte yapılan sulamaları, projenin
tamamını borulu sistem olarak inşa etmektir. Tabii, sulama
projesi yapılması için önce barajların ve göletlerin
yapılması gerekiyor. Zira, yağış rejimimiz gereği
depolama yapmak mecburiyetindeyiz. Bir örnek verecek olursak: İnşaatı
devam eden Silvan Barajı 2022 yılında bitecek ve 2 milyon 350
bin dekar araziyi sulayacaktır.
Projelerin inşaat
maliyetlerini de düşürdük, daha önce yapılan projelerle ciddi maliyet
farkları var. 2001 yılında İsrail
ortaklığıyla yapılan Şanlıurfa Yaylak Ovası
sulamasının hektar başına maliyeti 14 bin dolardır.
Daha zor coğrafya şartlarına rağmen aynı teknoloji
kullanılarak yapılan, 2012 yılında başlanan ve 2015
yılında bitirilen Antalya Korkuteli sulamasının hektar
başına maliyeti 3.500 dolardır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Projeleri hem kısa zamanda
bitiriyoruz hem de maliyetleri düşürüyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Ya arkadaş, yirmi yıl oldu, yirmi yıl! Ne zaman bitiriyorsunuz
ya!
CAVİT ARI (Antalya)
Parasını geri almadınız mı vatandaştan? Haberiniz
olsun, yarısını vatandaş ödedi onun!
CİHAN PEKTAŞ
(Devamla) - Memleketim Gümüşhanede 2003 yılına kadar biten
sulamalar sadece 3.400 dekardı, biz bunun üzerine 191 bin dekar ilave
ettik, 240 bin dekar sulamanın da çalışmaları devam ediyor.
Projelerin yapımında kullanılan boru ve parçaların
tamamı yüksek teknolojiye sahip yerli firmalarımız
tarafından üretilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
belli kesimler tarafından sürekli karşı çıkılan
HESlerimiz, enerji üretiminin yanı sıra milyonlarca dekar arazinin
de sulama suyunu temin etmektedir. Türkiye'nin en büyük hidroelektrik santrali
olan Atatürk Barajının suyu, 221 kilometre uzunluğunda
inşa ettiğimiz dünyanın en büyük yapay nehri
vasıtasıyla Mardin ovalarına kadar iletilmektedir. Tarımsal
üretimde işletme girdilerini düşüren önemli bir kalem de arazi toplulaştırmasıdır.
Avrupanın yıllar önce hallettiği toplulaştırmaya biz
de 1961 yılında başlamışız. 142 milyon dekar
arazide toplulaştırma yapılması planlanmış,
2002ye geldiğimizde sadece 4,5 milyon dekar arazinin işlemini
yapmışız. Biz bu rakamı 10 kattan daha fazla artırarak
47,2 milyon dekara çıkardık, 35,3 milyon dekar arazide ise
hâlihazırda çalışmalar devam ediyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Arazi kullanımının
anayasası niteliğinde olan 1/100.000lik çevre düzeni
planlarımız yoktu, yüzde 3lerden aldığımız
çalışmaları yüzde 99a biz getirdik. Zaman zaman birileri
çıkıyor, bürokraside ehliyet ve liyakat olmadığından
bahsediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya)
Evet.
BAŞKAN Buyurunuz.
CİHAN PEKTAŞ (Devamla)
- On yılların kronikleşmiş problemlerini Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ehliyet ve liyakat
sahibi kadrolarla biz çözüyoruz, inşallah, geriye kalan projeleri de biz
bitireceğiz. Biz memurlarımıza, uzmanlarımıza,
mühendislerimize ve bürokratlarımıza güveniyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bütün bu projelerin
yapımında emeği geçen başta Sayın Bakanımız
olmak üzere, Bakan Yardımcılarına, DSİ Genel Müdürüne ve
çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Kırklareli Milletvekili Sayın Selahattin Minsolmaza
aittir.
Buyurunuz Sayın
Minsolmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
SELAHATTİN MİNSOLMAZ (Kırklareli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2021 yılı bütçemiz hakkında,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi, aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ülkemizin yüz akı
kurumlarından biri olan Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğümüz, 1953 yılında kurulmuş, 1954 yılında
teşkilatlanmasını tamamlamış ve 2008 yılında
4 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Tarım ve
Orman Bakanlığımız bünyesinde faaliyetlerini sürdüren
önemli kuruluşlarımızdan bir tanesidir. Yapmış
olduğu sulama faaliyetleri, hidroelektrik santralleri, taşkın
önleme tesisleri, toplulaştırma çalışmaları ve
şehirlerin içme suyunun teminine yönelik önemli
çalışmalarıyla hem kırsal alanda hem de kentsel alanda
önemli hizmetleri yerine getirmektedir.
Su temini kadar, suyun
zararlı olduğu yerlerde taşkın önleme tesisleri, öncelikle
insanımızın hayatının ve malının
korunmasında çok önemli tesisler yapmaktadır. Su akarsa nehir,
düşerse şelale, durursa göl olur ama Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü bu konuya el atarsa enerji olur, çorak topraklara can olur. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
1954 yılından
Hükûmetimizin göreve geldiği 2002 yılına kadar çok önemli
çalışmalar yapan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2002
yılından bugüne kadarki on sekiz yıllık dönemde de
bunları katbekat artırmış ve gerçekten çiftçimizin,
üreticimizin, enerjiyi kullanan sanayicimizin ve şehirlerimizin birçok
derdine deva olmuştur. Bilimi kendisine rehber alan ve mühendisliğin
tüm imkânlarını kullanan Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü yapmış olduğu bu çalışmalarla dünyada
örnek projeleri yerine getirmiştir.
Bu bahsettiğimiz
-kurulduğu 1954 yılından 2002 yılına kadar- kırk
sekiz yıl içerisinde yaptığı bazı
çalışmalara ve bu süreç içerisinde, on sekiz yıllık Hükûmetimiz
döneminde yaptığı çalışmalara göz atarsak: Kırk
sekiz yıllık dönemde 276 tane baraj ama on sekiz yılda buna 585
tane baraj ekleyebilmişiz; hidroelektrik santralleri 97 taneyken bunlara
584 tanesini yani 6 katını ilave edebilmişiz.
Toplulaştırma, bu bahsettiğimiz kırk sekiz yıllık
dönemde 10 adet yapılmışken tam 22 katı yani 222 adet
toplulaştırma projesi Devlet Su İşleri tarafından
hayata geçirilmiştir. Tabii, bu çalışmaların
bahsettiğimiz on sekiz yıllık dönemin 2020 fiyatlarını
eskale ederek bugünkü değeri
tam 245 milyar Türk lirası olabilmiştir. Buna bağlı olarak
da yıllık 50 milyar lira ortalama tarımsal ve elektrik
gelirinden kaynaklı katma değer sağlanmıştır.
Türkiyenin gururu olan bu
projelerden birkaç tanesine değinmek gerekirse değerli milletvekilleri,
Ermenek Barajı 218 metre gövde yüksekliğiyle Türkiyenin kendi
alanında 2nci en yüksek barajı niteliğindedir ve bir
mühendislik harikası olarak çift eğrilikli, ince kemer beton
niteliğinde yapılarak ekonomimize çok ciddi bir değer
kazandırmıştır. Mavi Tünel, Çine Adnan Menderes Barajı
ve Hidroelektrik Santrali, Egenin yüz kırk yıllık hasretine bir
son vermiş ve hayalini gerçekleştirmiştir. Deriner Barajı
ve Hidroelektrik Santrali, 240 metre yüksekliğiyle kendi kategorisinde
Türkiyenin en yüksek barajlarından bir tanesidir. Yine, Borçka
Barajı, Dalaman Akköprü Barajı, Zamantı Tüneli, Naras
Barajı, Ilısu Profesör Doktor Veysel Eroğlu Barajı ve
Hidroelektrik Santrali de çok önemli projelerdendir. Bu barajımız
dolgu hacmi bakımından kendi alanında dünyanın 1inci
barajı olmuştur. Tamamlandığı zaman ekonomiye
katılacak ve büyük değer sağlayacak Yusufeli Barajı, Çoruh
Nehri üzerinde 270 metre gövde yüksekliğiyle sınıfında
dünyanın 3üncü barajı olacak, Silvan Barajı da
tamamlandığında Dicle Nehri üzerinde yılda 1 milyar lira
gelir temin edecektir.
Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğümüzün çalışmaları sadece barajlar,
toplulaştırmalar ve taşkın önleme tesisleriyle bitmemekte,
81 ilimizin de içme suyunun 2040lı, 2050li ve 2070li yıllara doğru
su güvencesi altına alınması çabasındadır. Bunlardan
en önemlisi, Ankarada Sayın Cumhurbaşkanımızın
açılışını yaptığı, Gaziantepte,
Konyada -Mavi Tünel Projesiyle- hep birlikte ülkeye katılan bu katma
değerin sonuçlarını alıyoruz.
Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü sadece Türkiye sınırlarında, il
merkezlerinde değil aynı zamanda ülke sınırları
dışında da çok önemli çalışmalar yapmaktadır.
Bildiğiniz üzere, Afrikada 9 ülkede yapmış olduğu 512
kuyuyla beraber 2 milyon dünya insanının sağlıklı ve
temiz suyu elde etmesine olanak sağlamıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Evet, Devlet Su
İşlerinin çalışmaları hem tarımsal alanda hem
taşkınların önlenmesi hem enerjinin üretilmesi anlamında
çok önemli projelerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Sayın Başkan, izninizle, bir dakika daha
alayım.
BAŞKAN Buyurunuz.
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Ama bu beş dakika içerisine
sığdırılamayacak kadar önemli ve faydalı
çalışmalardır.
Benim de bölgem olan Trakya
bölgesinde Kırklareli ilinde ve tüm Trakya sathında da
Cumhurbaşkanımızın talimatıyla başlatılan
Trakya Gelişim Planının ayaklarından bir tanesi olan
Ergene Havzası Koruma Eylem Planı bütününde de çok önemli
çalışmalar yapılmıştır. Bu plan bütününde
yapılan 13 tane arıtma tesisinin tamamı Trakya bölgesinde
olmuştur. Eski Bakanımız Sayın Veysel Eroğlu Hocama da
çok teşekkür ediyorum, bölgenin bütün çevreye dönük projelerinde
emeği çoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanımıza, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü çalışanlarına, mühendis
meslektaşlarıma, tekniker, teknisyen ve her şeyde emeği
olan işçi kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bütçemizin
hayırlara vesile olması temennisiyle tüm bunların üzerine siyasi
iradesini koyan Cumhurbaşkanımıza teşekkürle
konuşmamı tamamlıyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Oğuzhan Kaya
Buyurunuz Sayın Kaya.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, aziz milletimiz; sizleri Gazi Meclisimizin kürsüsünden
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Her ne kadar Meteoroloji
Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde söz almışsam da -Meteoroloji
Genel Müdürlüğü bütçesinin hayırlara vesile olmasını
temenni ediyorum- konuşmama Tarım ve Orman
Bakanlığımızın Çorum ilimize yapmış
olduğu yatırımları anlatarak devam etmek istiyorum.
Çorum, tarım ve
hayvancılık alanında ülkemizde önemli bir yere sahip olduğu
kadar, aynı zamanda bir sanayi ve üretim kentidir. Şehrimiz, makine, tuğla,
döküm, altın, kiremit ve yumurta üretiminde birçok fabrika ve tesisle
üretime ve istihdama katkı sağlamaktadır. Türkiyedeki 3
altın rafinerisinden 1 tanesi Çorumda bulunmaktadır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bakıldığında,
çevre illerdeki ihracat rakamları 10-15-20 milyon dolar iken Çorumun 2019
yılı verilerine göre ihracat rakamları 1,5 milyar dolardır;
burası çok önemli, Çorumun 2002 yılındaki ihracat
rakamları 29 milyon dolar iken bugün 1,5 milyar dolardır, Çorum
sanayisinin daha fazla üretim yapması, istihdam sağlaması için
işlediği mamul maddeyi limanlara götürmesi ve işleyeceği
ham maddeyi Çoruma taşıması, lojistik merkezlerine
ulaşması için Çorum için elzem olan hızlı yük treni için
çalışmaları başlattık, projelendirme aşaması
geçildi; inşallah Çoruma en yakın yer olan Deliceden Çorum ve
Samsuna kadar olan kısım da ihale edilerek Çorumlu
hemşehrilerimizin hizmetine sunulacaktır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yine, Çoruma ihracat için
gelen iş adamlarının geliş gidişi, Çorumlu iş
adamlarının yurt içine ve yurt dışına seyahatleri,
üretilen malzemelerin taşınması için Çorumun ihtiyacı olan
havaalanı için de önceki dönem Ulaştırma Bakanımız
Çorum ziyaretlerinde yerinde incelemelerde bulunmuş ve
çalışmalarını başlatmıştır.
Biz Çorumda en önemli üretim
kaynağının tarım olduğunu düşünerek sulanabilecek
tüm arazilerin sulanması için yüzde 10 olan sulanabilir arazi
miktarını bugün yüzde 42lere çıkardık. İnşallah,
şu anlatacağım projeler bittiğinde Çorumun sulanabilir
arazi miktarı yüzde 70-80lere çıkacak. Bu kapsamda Alaca ilçemizde
Koçhisar Barajını yaptık. Koçhisar Barajı bittiğinde
-sulamasıyla beraber- 120 bin dönüm araziyi sulayacak. İlk etapta 75
bin dönüm araziyi sulayan birinci kısmını tamamladık,
kapalı sulama devresiyle hizmete sunduk; Alacalı hemşehrilerimiz
ayçiçeğinden patatese, soğana, buğdaya kadar her türlü ürünü
üretmekteler. Tarım Bakanımızdan da -inşallah- Alacalı
üreticilerimiz soğan ihracatının devam etmesini beklemekteler.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yine, Koçhisar
Barajının ikinci etabını 11 Ocakta ihale ediyoruz ve bu
ihaleyle beraber 45 bin dönüm araziyi sulayacağız. Yine,
Tımarlı Sulama Projesiyle 80 bin dönüm araziyi suluyoruz.
İskilipte Derekargın Barajıyla büyük bir araziyi suluyoruz.
Osmancıkta Dutludere Sulama Projesini ihaleye çıkarıyoruz ve
Osmancık, Laçin, Dodurga ekonomisine 40 milyon liralık bir katkı
sağlayacağız. Bunlarla beraber, Osmancık içme suyu isale
hattını 2021 Ocak ayında ihale ediyoruz ve
Uğurludağda, Dodurgada, Oğuzlarda, Kargıda, diğer
ilçelerimizde de birçok içme suyu barajlarımızı ve
sulamalarını hizmete sunuyoruz. Sungurlumuz için çok önemli olan
Kırankışla Barajının inşaatına 2021de
başlıyoruz ve Sungurlu ilçemize de buradan içme suyu vereceğiz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bunlarla beraber, Çorumda
tarım ve hayvancılığı geliştiriyoruz ve
tarım ve hayvancılık alanında Çorumu bir merkez
yapıyoruz, Damızlık Sığır Yetiştiricileri
Birliğimizin de öncülüğünde Çorum İli Damızlık
Sığır Yetiştiricileri Birliği kuruyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
OĞUZHAN KAYA (Devamla)
Yine, pirince ismini veren Osmancık ilçemizde pirinç üretiminde önemli
mesafeler alıyoruz. Çorum ilimiz tarım ürünlerinin
sıralamasında da Türkiyede söz sahibidir ve tritikale
dediğimiz ürünün üretiminde Çorum ilimiz 1inci sıradadır,
soğan üretiminde 3üncü sırada, yeşil mercimek üretiminde de
4üncü sıradadır. İnşallah, Hükûmetimizin verdiği
katkılarla bu üretimler devam edecektir ve Tarım ve Orman
Bakanlığımızın Çoruma desteklemelerle bugüne kadar
verdiği yatırım 328 milyon liradır.
Ben bu vesileyle, bu
hizmetlerin Çorumumuza gelmesinde emeği geçen başta
Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğana, Tarım ve Orman Bakanımıza, DSİ Genel
Müdürümüze, Tarım ve Orman Bakan Yardımcılarımıza ve
diğer genel müdürlerimize teşekkür ediyor, aziz milletimizi ve
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Nevzat Ceylan
Buyurunuz Sayın Ceylan.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
NEVZAT CEYLAN (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye Su Enstitüsü hakkında söz almış bulunuyorum. Gazi
Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Küresel iklim değişimi
bütün dünyayı etkisi altına almış bulunuyor. Bu yıl
sonunda yılların en sıcak ve en kurak iklimini
yaşadığımıza hep beraber şahit oluyoruz.
İnsanoğlunun görmezden geldiği bu sorunun gittikçe kendini
hissettirdiği hepimizce malumdur.
Küresel ısınma en
çok su kaynaklarını etkilemektedir. Dünyada suyun yanlış
kullanımı ve yanlış yönetiminden dolayı su dengesi
gittikçe, ciddi manada bozulmaya başlamıştır. Küresel
boyutta denizler, akarsular, göller ve yer altı suları
kirlenmiştir. Su dengesini ve doğal dengeyi sağlayan sulak
alanlar önemli oranda kurutulmuştur. Küresel ısınmanın
gittikçe net bir şekilde hissedildiği ülkemizde de en önemli
konuların başında su gelmektedir.
Türkiye, son on sekiz
yılda su konusunda önemli çalışmalara imza
atmıştır. Sulak alanların kayıplarını
önlemek amacıyla Sulak Alanları Koruma Yönetmeliği
çıkarılmış, Çevre Kanununda değişiklik
yapılarak sulak alanların kurutulması ve doldurulması yasaklanmıştır.
Sulak alanların kurutulmasına imkân veren kanun yürürlükten
kaldırılmış ve Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün bataklıkları kurutma görevine son verilmiş,
kurutulan sulak alanların eski hâline getirilmesi için
çalışmalar başlatılmıştır.
Değerli milletvekilleri,
bu dönemde bütün şehirlerin içme suyu ihtiyacını
yaklaşık elli yıl karşılayacak şekilde
yatırımlar yapılmıştır. Sulanabilir arazilerin
yüzde 73ü sulanabilir hâle gelmiştir. Borulu sulama yüzde 6dan yüzde
22ye yükseltilmiş ve damlama sulama yaygınlaştırılmıştır.
Asrın projesi olarak kabul edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Su Temin Projesi tamamlanmıştır. Yapımı tamamlanan
hidroelektrik santralleriyle her yıl yaklaşık 10 milyar TL
değerinde doğal gaz ithalinden tasarruf
sağlanmıştır. 2002 yılında 145 atık su
arıtma tesisi hizmet verirken, bu sayı 1.148e
ulaştırılmıştır. 2002 yılında belediye
nüfusunun yüzde 35ine atık su arıtma hizmeti verilirken, bu oran
yüzde 87ye çıkarılmıştır. Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğünün yatırım harcamaları devasa boyutlara
ulaşmıştır.
Sayın milletvekilleri,
bu dönemde su kaynaklarının korunması, iyileştirilmesi ve
kullanılmasına ilişkin politikaların belirlenmesi
amacıyla Su Yönetimi Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Yine, 2009
yılında ülkemizin ev sahipliğinde İstanbulda gerçekleştirilen
ve 190 ülke ile 30 binden fazla kişinin katılım sağladığı
5inci Dünya Su Forumunun başarısının ardından,
Türkiye dünya ölçeğinde su çevrelerinde etkin bir aktör hâline
gelmiştir. Bu tecrübeyi ve vizyonu hayata geçirmek amacıyla su
konusunda uluslararası bir düşünce kuruluşu olarak 2011
yılında Türkiye Su Enstitüsü kurulmuştur. Enstitü, küresel su
meselelerinin çözümüne katkı sağlamak, ülkemizin sürdürülebilir su
politikalarının ve stratejilerinin oluşturulmasına yeni
fikirler ve bilimsel modellerle katkıda bulunmak, su konusunda küresel
iş birliğini desteklemek gibi hedefler çerçevesinde faaliyetler
göstermektedir.
Küreselleşen
dünyamızda su meseleleri sınırları aşmaktadır.
Türkiye, su alanında gerçekleştirdiği büyük projeler,
yetişmiş insan kaynağı ve engin bilgi birikimi sayesinde
bölgesinde su konusunda lider konuma gelmiş durumdadır. Türkiye Su
Enstitüsü, ülkemizi temsilen su alanında saygın pek çok
uluslararası etkinliklerde yer alarak su diplomasisi faaliyetlerini
yürütmektedir. Enstitü, ülkemizin yurt dışında temsilinde, su
alanındaki uluslararası etkinliklerde önemli rol üstlenmektedir.
Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği
Teşkilatı, D8, Dünya Su Konseyi, UNESCO, AGİT ve OECD gibi
birçok uluslararası kuruluşla su yönetimi ve teknolojiler konusunda
ortak çalışmalar yürütülmektedir. Örneğin İslam
İşbirliği Teşkilatı bünyesinde İslam
coğrafyasındaki su meselelerinin çözümü için kurulan Su Konseyinin
faaliyetleri Enstitü tarafından koordine edilmektedir. Ayrıca suyun
barış aracı olması gayesiyle kurulan ve bu bağlamda
çok önemli bir yapı olan Ortadoğuda Mavi Barış
Girişiminin koordinasyon ofisi vazifesi Türkiye Su Enstitüsü
tarafından yerine getirilmektedir. Görüldüğü gibi, su konusunda da AK
PARTİ son on sekiz yılda önemli başarılara imza
atmış bulunuyor. Bu vesileyle, en stratejik ve en hayati öneme sahip
su konusunda görev alan kuruluşlarımıza ve bu
kuruluşların başarısında katkısı olan
çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum.
2021 bütçesinin
hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası
İstanbul Milletvekili Sayın Rümeysa Kadakta.
Buyurunuz Sayın Kadak.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Meclisin en genç vekili, en genç vekil bu Mecliste, hadi bakalım.
AK PARTİ GRUBU ADINA
RÜMEYSA KADAK (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çok kıymetli Genel
Kurul, bugün Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 2021
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi hakkında grubum
adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Tabii, aslında bugün
şununla başlamak istiyorum: Gençlik ve Spor Bakanlığı
denildiğinde yurtlardan ve burslardan bahsediliyor ama Gençlik ve Spor
Bakanlığımız bundan çok daha fazlası. Bence gençlere
sadece barınma ihtiyacını karşılamakla, cep
harçlığını vermekle gerçek anlamda yardımcı
olmuyoruz; biz aynı zamanda onlara imkân tanıyoruz ve kendi
yeteneklerini keşfedecekleri alanlar oluşturmaya
çalışıyoruz.
Aslında ben bugün size
salt yapılanlardan ve yapmak istediklerimizden bahsedecektim fakat
konuşmaların gidişatını görünce birkaç şey
eklemenin farz olduğunu gördüm. Birincisi, sıklıkla gençlerin oy
vermeyeceğinden bahsediliyor, özellikle geçtiğimiz aylarda çok çok
bahsedildi. Çok kısa bir araştırma yaptım hemen, burada,
kendi telefonumdan. Son 3 seçimde de benzer konuşmaları çokça
görmüşüz ama gençler kime oy verdi? AK PARTİye oy verdi. Demek ki
konuşmakla olmuyormuş, çalışmakla oluyormuş. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Tabii, gençler buradaki
çalışmalardan hoşlanmayabilirler, oy vermeyebilirler; demokrasi
böyle bir şey. Ama ben çok kısa bir hatırlatma yapmak istedim,
tüm enerjinizi bir kişinin ve bir grubun iktidardan gitmesine
ayırdığınız zaman biz sadece 3 şeyi
düşünebiliyoruz; birincisi, kendimizle ilgili konuşmayı
engellemeye çalıştığınızı; ikincisi,
başarısızlığınızı; üçüncüsü de
aslında iktidardan gitmesini istediğiniz grubun aslında ne kadar
başarılı olduğunu. Bu noktada da Allah kimseye böyle uzun
ve kurumsallaşmış bir başarısızlık nasip
etmesin diyerek konuşmalarıma devam edeceğim. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Diğer bir nokta
gençlerin mutsuz olduğu noktasıydı. Bu noktada, ben de
araştırmaların sonuçlarından çok memnun değilim. Bu
konuda, naçizane, ben de çalışmalar yapıyorum. Hangi alanlarda:
Sosyal hayat, eğitim ve istihdam alanlarında. Fakat
açıkçası, yani madem bu konuda bu kadar dertlisiniz, o zaman,
hazır buradayken sizden birkaç söz isteyeceğim. Mesela gençler bugün
tacize uğrarken ilçe binalarınızda, vekiliniz gelip burada
Evet, oldu, yine olacak. derken siz bu gençlerin mutlu olmasını
bekleyemezsiniz. Ya da çocuklar ölürken, Yasinler yanarken mesela, Aybüke
Öğretmen artık aramızda yokken bu gençlerin asla mutlu
olmasını bekleyemezsiniz. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Ya da baktığınızda
Eren hiçbir zaman 17 yaşına giremeyecekken, Bedirhan bebek hiçbir
zaman büyüyemeyecekken bizim mutlu olmamızı bekleyemezsiniz burada.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gencecik kızlara
-bunu söylemeye bile çekiniyorum- pislik teröristler tarafından tecavüz
edilirken dağda, nasıl mutlu olmamızı bekleyebilirsiniz ki?
Madem bu konuda bu kadar dertlisiniz o zaman gerçekten çıkın, burada
yürekli bir şekilde, tutarlı bir şekilde ciddi adımlar
atın.
Biz bugün, maalesef, herhangi
bir ülkenin yaşadığı şeyleri yaşamıyoruz.
Baktığınızda, mesela, 700den fazla saldırı
geliyor sınırımıza bir buçuk sene içerisinde. Biz
sınırlarımızı korumak için, teröristlerle mücadele
etmek için bir harekât başlatıyoruz ve maalesef, kendi Meclisimizde,
burada eleştiriler görebiliyoruz bunun sonucunda. 16 yaşında bir
genci, 20 yaşında, benim yaşlarımda bir öğretmeni,
bebekleri katleden insanların cenazesine giden vekiller görebiliyoruz
aramızda ya da buna sesini çıkarmayan vekiller de görüyoruz; bence
aynı şey. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) O
sebeple, bunları gördüğümüz için, maalesef, böyle şeyleri
görmezden gelip başka şeylerden bahsedemeyiz.
Baktım çok kısa,
PKKyla mücadele kapsamında 84ten beri 1,5 trilyon dolar
harcamışız. Bunu insanlar yaşasın diye harcadık,
kadınlara tecavüz edilmesin diye harcadık. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bugün çocuklar
dağa kaçırılmasın diye harcadık; kurban eti
dağıtan çocuklar, Yasinler yanmasın diye harcadık;
bakıldığında, öğretmenlerimiz, o gül sesli, güzel
sesli öğretmenlerimiz, gencecik öğretmenlerimiz öldürülmesin diye
harcadık.
Ha, tabii ki burada hatip bir
soru sordu Kaç gence burs verildi, kaç gence iş imkânı
oluşturuldu? diye. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Bu parayla,
bakıldığı zaman, çok şey yapılabilirdi. Evet, birçok
meblağla da öyle. Mesela sadece TOGGun maliyetine bakıyorum,
fabrikanın, 540 tane otomobil fabrikası açabilirmişiz biz bu
parayla. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) 2 milyondan fazla gence istihdam
sağlayabilirmişiz.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ
(Batman) Biz de aynı şeyleri söylüyoruz.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Biz de aynı şeyi söylüyoruz.
RÜMEYSA KADAK (Devamla) Ama
tabii ki tüm bunlar devam ederken bunlar bizi yıldırdı mı?
Asla. Biz bunlara devam ederken aynı zamanda 782 tane yurt yaptık,
350 tane gençlik merkezi açtık. 350 inovasyon atölyesi kurduk; burada
gençlere yazılım, kodlama ve robotik öğrettik, Türkiyedeki
gençlere. Bakıldığında, 129 tane gençlik ofisi
oluşturduk; bunlardan hiç bahsetmiyoruz tabii. 30 tane DENEYAP Atölyesi kurduk,
55 bin gence yazılım öğrettik, robotik öğrettik. Her sene 2
milyon gence dokunuyor bu Bakanlığımız. Yapılan
şeylerden de bahsetmeniz gerekiyor ki gerçekten haklılık
payı olduğunu görebilelim konuşmalarınızın. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Mesela, bu sene pandemiye
rağmen 500 genç ilk kez keman aldı eline, ücretsiz bir şekilde,
kurslarımız sayesinde. Bence bunlar çok heyecan verici, bunların
artacağını da biliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
RÜMEYSA KADAK (Devamla)
Mesela, daha geçtiğimiz hafta dünyada ilk olma özelliği
taşıyan, benim de bizzat yakından takip ettiğim,
Balıkesirde Birleşmiş Milletler Gençlik Merkezimizi
açtık. Buradan Balıkesirimize ve Türkiyemize hayırlı
olmasını, dünyaya da örnek olmasını diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Tabii, bunlardan
bahsedilmiyor Mecliste.
Biz artık Türkiyenin
batısında ve doğusunda yaşayan gençlere imkân
noktasında hiçbir farklılık gözetilmemesini istiyoruz.
Baktığınızda, Siirtte yaşayan bir gencin kodlama
öğrenmemesinin tek sebebinin bu alana ilgili olmaması
olmasını istiyoruz, daha fazlası değil.
Gençlik ve Spor
Bakanlığı, kredi ve yurtlardan çok daha fazlasını
temin ediyor. Bir kere, umut veriyor, imkân veriyor, eşit fırsatlar
veriyor ve Bakanlığımız her yıl milyonlarca gence
ulaşıyor. En az 2 milyon gence direkt dokunuyor
Bakanlığımız ve dokunmaya da devam edecek.
Bir şeylerin
ısrarla nasıl mümkün olmayacağını dile getirenlere
inat, bu kürsüden bir şeylerin mümkün olabildiğini söylemeye,
başaran gençleri haykırmaya devam edeceğiz demiştik. Genç
vekillerimiz de sağ olsunlar, buradan çokça genci dile getiriyorlar. Biz
biliyoruz ki daha nice Ceren Savaşlar gelecek bu ülkeye.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Gençlik
hissesi.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RÜMEYSA KADAK (Devamla)
Teşekkür ederim Başkanım.
Biliyoruz ki TEKNOFESTte
Uluslararası ODTÜ Robot Günlerinde daha nice gençlik merkezimiz ödül
alacak. Maalesef arkadaşımız gençlik merkezlerinden beton
binalar diye bahsetti, bizce bu bir vizyon meselesi. Ben oraya
baktığımda İHAlar görüyorum, oraya
baktığımda girişimci gençler görüyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Baktığımda yeni unicornlarımızı görüyorum, daha
fazlası, Millî Teknoloji Hamlemizin nasıl aslında daha çok gence
ulaşacağını görüyorum. Tabii ki bu sebeple sizi suçlayamam
ama bir de bu pencereden bakmanızı dilerim.
Bakanlığımıza
her daim gençlerin, amasız koşulsuz her gencin arkasında
durduğu için ben bir genç olarak teşekkür ediyorum. Ayrım
yapmadan tüm gençlerin arkasında durmaya devam edeceklerini biliyorum.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Her grubumuzun, her görüşten
arkadaşımızın, vekillerimizin de buradan desteklerini
bekliyoruz çünkü bizce bu gençlik meselesi partilerüstü bir mesele olmalı,
desteklerinizi bekliyorum.
Teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Fehmi Alpay Özalan
Buyurunuz Sayın Özalan.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021 yılı Gençlik ve Spor Bakanlığı
bütçesi üzerinde grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle siz değerli milletvekillerini ve aziz milletimizi saygıyla
hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Bravo Kaptan!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) Bu bütçe yerli ve millî bir bütçedir, gençliğe ve sporculara
değer veren bir bütçedir. Bu bütçe geçmişin yaralarını
sararken geleceğe umutla bakan bir bütçedir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bu bütçe
Arakandaki kardeşlerimizin hüzün gözyaşını silerken
Azerbaycandaki kardeşlerimizin ise sevinç gözyaşlarına ortak
olan bir bütçedir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Bu bütçe önemli bir bütçedir.
Terörün başını ezen, dosta güven, düşmana korku salan,
zalime dur mazluma geç diyen bir bütçedir. Aylan ve Ayda bebeklerin,
kimsesizlerin, garibanların, dul ve yetimin sadece ülkemizde değil
bütün dünyadaki hak ve hukukunu arayanlara selam veren bir bütçedir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Özetle, bu bütçe
insanlığa hizmet eden bir bütçedir çünkü 100ü aşkın her
ülkeye pandemi sürecinde dinine, diline, ırkına, milliyetine bakmadan
yardım eden bir bütçedir. Sadece kendi ülkemizdeki değil,
yardıma ihtiyacı olan diğer ülkelerdeki hastaları uçakla
binlerce kilometre uzaktan getirip tedavi ettiren bir bütçedir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Bütçemiz ülkemize ve
insanlığa hayırlı olsun. Bu nedenle bu bütçe ulusal
değil uluslararası bir bütçedir. Bu vesileyle, bize 19 kez bu bütçeyi
hazırlamaya imkân veren aziz milletimize ve Sayın
Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; spor evrensel bir alandır, spor
barışın elçisidir, sporun dili tekdir, spor kardeşliktir,
spor herkes içindir ilkesine gönülden inanıyoruz. Bu sebeple, gençlerimizi
spora teşvik etmek için ülkemizin istisnasız her şehrini
stadyumlarla, yüzme havuzlarıyla, spor salonlarıyla, kortlarla, kayak
merkezleriyle, mahalle tipi spor sahaları ve gençlik merkezleriyle
donattık. Spor tesisi altyapınız olmazsa hayata geçireceğiniz
hamleleri yapma imkânınız da olmaz. Tesisleşme ve sporcu
gelişimini birlikte değerlendiriyoruz. Uluslararası
faaliyetlerde şanlı Türk Bayrağımızı göndere
çektirip İstiklal Marşımızı okuyacak
başarılı sporcuları yetiştirmek için altyapı
devrimi gerçekleştirdik.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Bravo.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) 1.500lerde olan spor tesisi sayısını 3.700lere
çıkarttık ve buna ek olarak 2.500 mahalle tipi spor
sahalarını inşa ettik.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Maşallah.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) Lisanslı sporcu sayısını 280 binlerden 10
milyon civarına çıkardık. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ
(Nevşehir) Yeni Alpaylar geliyor.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) Türkiye olimpiyat hazırlık merkezlerimizde bini
aşkın sporcumuz bulunmaktadır. Bu sahalarda ter döken
kardeşlerimizin arasından da geleceğin şampiyonları da
çıkacaktır inşallah.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Alpaylar çıkacak gelecekte.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim
gençliğimiz, milletin mazisine ve istikbaline, millî ve manevi
değerlerine bağlı, demokrasiyi, hukuku savunan, milletin
dertleriyle dertlenen, neşesiyle neşelenen bir gençlik. Gençlerimiz
bizim heyecanımız, ufkumuz, istikbalimizdir. Göğsünde iman,
gönlünde heyecan, meşalesi ilim olan, maziye saygı, atiye selam çakan
bir bütçedir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Cumhurbaşkanımızın riyasetinde böyle
bir gençlik hedefledik ve bu hedefe adım adım ilerliyoruz. Öyle bir
gençlik ki her zaman hakkın ve hukukun yanında olan, elinde taş,
silah, sopa, yüreğinde şiddet değil; elinde kitap, bağlama
ve saz, yüreğinde heyecan ve heves olan bir gençlik. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Öyle bir gençlik ki
Alparslanlar, Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler, Abdülhamitler, Gazi Mustafa
Kemaller, Hasan Tahsinler, Necip Fazıllar, Arif Nihat Asyalar, Aziz
Sancarlar ve Recep Tayyip Erdoğanlar yetiştiren bir gençlik
istiyoruz. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) Futbol maçında mıyız ya, anlamadık!
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) İlave süre verin Başkan, beş dakika daha verin(!)
BAŞKAN Buyurunuz.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) Delikanlım, işaret aldığın gün atandan/
Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan/ Sana selam getirdim Ulubatlı
Hasandan/ Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın/ Fatih'in
İstanbul'u fethettiği yaştasın. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Nazımdan da oku, Nazımdan da.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) Gençler, size asla emretmeyeceğiz, size asla dikte
etmeyeceğiz, sizi asla kalıplara sokmayacağız; sizinle
çalışıp sizinle yürüyeceğiz.
Kim var? diye sorulunca
sağına soluna bakmadan Ben varım." diyen gençlik. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Zaman
bendedir ve mekân bana emanettir." diyen bir gençlik; kökü ezelde,
dalı ebette bir sistemin akışına, vecdine,
diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(Devamla) Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes/ Ey kahpe rüzgâr,
artık nereden esersen es.
Hepinize saygı ve
selamlarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ahmet Kılıç
Buyurunuz Sayın
Kılıç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA AHMET KILIÇ (Bursa) Sayın Başkan, Gazi
Meclisimizin kıymetli milletvekilleri; Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın 2021 yılı bütçesi üzerine
grubum adına söz almış bulunmaktayım. Başta sizleri ve
ekranları başlarında bizleri izleyen aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bilindiği
üzere, ülkemizde gençlerimizin bütün nüfusa oranı yüzde 16
civarındadır. Bu oranla, Avrupa ülkeleri içinde en genç nüfusa sahip
ülkeyiz. Tabii, genç bir nüfusa sahip olmak, eğer bu muazzam güç atıl
bırakılırsa tek başına bir anlam ifade etmeyecektir.
AK PARTİ olarak, kuruluşumuzdan bu yana gençlik politikalarına
verdiğimiz önem sayesinde, gençlerimizin her anlamda kendilerini
yetiştirebileceği fırsatları sunmak için devletimizin
imkânlarını seferber ettik. Gençlerimizin gelişimine yönelik
olarak atılan adımların en önemlilerinden bir tanesi de gençlik
merkezlerimizdir. Bu merkezlerimiz, Millî Eğitim Bakanlığı
ve üniversiteler iş birliği içerisinde gençlerimizin akademik
eğitim ve öğretimleri dışında hem kişisel, sosyal
hayatlarında hem de mesleki yaşamlarında ihtiyaç
duyacakları becerileri kazandırmak için çalışmaktadır.
Daha
düne kadar insanlı veya insansız hava araçları alanında
esamesi okunmayan bir ülke durumundaydık; bugün ise hedeflerine yönelen
bir avuç insan sayesinde aynı alanda dünyanın sayılı
ülkeleri arasına girdik. İnşallah, benzer bir
başarıyı otomotivde, yazılımda ve diğer yüksek
teknoloji gerektiren ürünlerde de yakalayacağız. Yeter mi? Tabii ki
yetmez çünkü biz, ülkemizin ve gençlerimizin potansiyelini verimli bir
şekilde kullanarak yukarıda saydığımız alanlarda
gelişimi sürdürmek ve çok daha ilerilere taşımak amacı ve
gayretindeyiz. Teknoloji devrimini gençlerimizle birlikte yürütme çabamız
ise bu dönüşümü enerjik bir şekilde hayata geçirme
amacımızın bir kaynağıdır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bunun için, Kod Adı 2023
Projesi kapsamında, gençlerimize algoritma, web ve mobil uygulama
geliştirme, elektronik, İHA yapımı ve kullanımı
ile robotik eğitimleri vermekteyiz. Üç yılda 87.579
gencimize kodlama eğitimi vermişiz.
Deneyap Projesiyle
geleceğin teknoloji yıldızları yetiştirilmektedir.
Ayrıca, ülke genelinde birçok gençlik merkezimizde sertifikalı
eğitimler, İŞKURla ortaklaşa yürütülen programlar,
KOSGEBle birlikte yürüttüğümüz Uygulamalı Girişimcilik
Eğitimlerimiz bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
zaman zaman muhalefet partilerinin gençlerin hayatlarından memnun
olmadıklarını, mutsuz olduklarını dile getirdiklerini
duyuyoruz. Hatta görüşmeler sırasında Genel Kurulumuzda
konuşan bazı milletvekillerimizin 90lı yıllarda ülkenin
her anlamda daha iyi durumda olduğunu ifade ettiklerine hayretle
şahitlik ettik. Arkadaşlar, 90lı yılların bu ülke
için tek olumlu yanı, artık o yıllardan geçmiş zaman olarak
bahsedilmesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Bravo.
RECEP ÖZEL (Isparta) Bravo.
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Bravo.
AHMET KILIÇ (Devamla)
Özellikle, Bakanlığımız KYK yurtlarında üst üste
ranzalarda her odada 8-10 öğrencinin kaldığı, doğru
düzgün ısıtması bile olmayan mekânlarda öğrencilerin barındığı
günlerden, bugün otel konforu sağlayan yurtlara geldik.
Eskiden, bırakın
burs almayı, öğrenim kredisine bile başvurduklarında
öğrencilerimiz ret cevabıyla karşılaşıyordu.
Bugün ise başvuran her öğrencimize öğrenim kredisi veriliyor,
gerekli şartları sağlayan öğrenci kardeşlerimize de
burs imkânı sağlanıyor. AK PARTİ iktidara geldiğinde
45 TL olan burs, bugün 550 TL tutarında. Biz, bunları, gençlerimizin
geleceğini her zaman için önemsediğimiz için bu güzel
organizasyonları gerçekleştiriyoruz.
AK PARTİ gençlik
dendiğinde bu ülkenin geleceğini anlıyor, gençliğin
sorunlarına bigâne kalmıyor ve bu sorunların çözümü için çaba
gösteriyor. Her ilde yenilenen veya sıfırdan yapılan spor
kompleksleri gençlerimizin hizmetindedir.
Bakanlığımızın bilabedel sunduğu hizmetlerden gençlik
kampları ve gezileri
Ki bu geziler ve kamplar gençlerimizin vizyon
kazanmalarında ve yeni hedeflere ulaşmalarında önemli bir
motivasyon kaynağı olmuştur.
Değerli milletvekilleri,
şimdi bir hususu geçmeden konuşmamı tamamlayacağım
inşallah. Her fırsatta gençlerden, adaletten, insan haklarından
bahseden muhalefetin gençlerimize biçtiği rolü halkımız gayet
iyi bir şekilde görüyor. Biz gençliğimizi geleceğimizin
teminatı olarak görüyoruz, gençlerimizin hem zihinsel hem de fiziksel
şartlarının en iyi duruma getirilmesi için
çalışıyoruz. Bazı muhalefet partileri için gençlik, yasa
dışı oluşumlar ve terör örgütleri için kullanabilecekleri
maşadan ibaret. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Özgürlük denince anladıkları da bu örgütlere
kolay adam devşirebilmenin yolunun açılmasıdır. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
AHMET KILIÇ (Devamla) Bu
vesileyle Diyarbakırda aylardır evlat nöbeti tutan analara da selam
olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Helal olsun, bravo!
AHMET KILIÇ (Devamla)
Devletimizin, milletimizin destekleri her zaman için onlarla beraberdir.
AK PARTİnin gençlik
politikalarının pozitif etkisine bir örnek daha sunmak istiyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, önceki dönemlerde
gençlerin sorunlarını gençler adına konuşan ve gençler
adına kararlar alanlar vardı, hepsi büyüğümüzdü hürmet ediyoruz.
Bugün, Meclisimizin her partisinde genç milletvekilleri siyaset yapıyor,
ülkemizin gençliğini genç milletvekillerimiz temsil ediyor. Artık,
sadece gençler adına konuşan değil, gençler için
çalışan bir Meclisteyiz. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Bu noktada da Meclisimizdeki bu güzel
değişimin mimarı olan, Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğana da gençlerimize duyduğu bu güven,
verdiği değer için bir kez daha ülkemizin gençleri adına
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Bu vesileyle bütün genç
kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum, Genel Kurulumuzu da
saygıyla selamlıyorum. Bütçemiz hayırlara vesile olsun. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ahmet Yıldız
Buyurunuz Sayın
Yıldız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
AHMET YILDIZ (Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ben de grubumuz adına Dışişleri Bakanlığı
bütçesi üzerindeki konuşmacı olarak hazır notları okumak
yerine, ortamın ruhuna uygun bazı hususlara değinmek isterim.
Öncelikle bu yılı,
2020yi çok sevindirici ve gurur verici bir gelişmeyle bitiriyoruz.
İnşallah, Azerbaycanın toprak bütünlüğü otuz yıl
aradan sonra sağlanmış olacak. Bu, bizim için unutulmayacak bir
an. Nasıl 90lı yıllarda o mahcubiyeti, burukluğu unutamadıysak
bu muzafferiyeti, bu gururu da unutmayacağız. Şahsen ben, o
yıllarda diplomat olarak başka bir ülkede görevliydim,
Azerbaycanlı bir kaçkına tutulan mikrofona kendisinin bize yönelik
söylediği Neden köm eylemediniz? yani Neden yardım etmediniz?
sözünü unutamıyorum. Dileyelim, bu kez Ermenistan taahhütlerini yerine
getirsin ve bölgedeki denklemin bir parçası olmayı seçsin. Maalesef,
Ermenistan hep ya Moskovaya ya Brüksele bakmayı tercih etti ve bu arada
sıkıştı; dileyelim, bundan sonra biraz da Ankaraya ve
İstanbula baksın.
Tabii, burada gurur verici
ikinci bir gelişme bu çatışma bağlamında; hani
Türkiye'nin bazı markaları diyorduk ama şimdi herkes bir de
Türkiye'nin SİHA teknolojisini bir marka olarak görüyor, bütün
uluslararası forumlarda bazıları sevinçle, bazıları
şikâyet konusu olarak söylüyor. Ayrıca, dileyelim yine Ermenistan,
diasporadaki aşırı uçların fantezileri yerine bölgenin
gerçekleri ve ihtiyaçlarıyla amel etsin ve böylece Türk ve Ermeni
halkları arasında inkıtaya uğramış olan, tarihten
gelen münasebet yeniden canlansın.
Değerli arkadaşlar,
Dışişleri Bakanlığı, benim de içinden
geldiğim bu Bakanlık bu bütçeyi fazlasıyla hak ediyor.
Aslında, misyon sayısındaki genişleme, döviz kurları
ve görev alanındaki çeşitlenme dikkate alındığında
daha fazla bütçe de olabilirdi ama inşallah, ekonomik şartlar geliştikçe
önümüzdeki yıllarda o da olur.
Bir konu: Tabii,
salgında gösterilen performans. Bu kolay değil, bu kadar misyonununuz
yoksa, azminiz yoksa salgın döneminde gerçekleştirilen bu tahliyeyi,
vatandaşlarımıza sahip çıkmayı yapamazsınız,
başka ülkelere yardımı yapamazsınız. Bunun herkesin
hissiyatına tercüman olduğunu düşünüyorum çünkü hepimizin bu
süreçte Bakanlıktan, büyükelçiliklerimizden,
konsolosluklarımızdan beklentileri, talepleri oldu. Çok müteşekkirim
ve mağrurum ki hepsi layığınca karşılandı.
Neden bütçe istiyorsunuz?
Hak etmiyorsunuz. eleştirilerine gelince: Bunlardan bir tanesi
yalnızlık. Ben, meslekten gelen bir diplomat olarak ve şu anda
AKPM Komisyonu Başkanıyım, NATOPAda üyeyim. Şimdi,
sıkıntılı olduğumuz konular var, uluslararası forumlar
var ama bu yalnızlık kavramı tam olarak gerçeği
yansıtmıyor. Yakın çevremizde Türkiye'nin ulusal
çıkarlarının, hayati çıkarlarının ihtilaf konusu
olduğu yerlerde yalnız kaldığınız durumlar var
ama bunlar gerekiyor. Ama bir bütün olarak baktığınızda,
Afrika, Latin Amerika, bütün dünyaya baktığınızda böyle bir
yalnızlığımız söz
konusu değil. Evet, Türkiye karşıtlarının sesinin daha
çok çıktığı oluyor ama genel durum öyle değil.
Şimdi,
yalnızlık iddiasına sebep olan, AKPMde, Avrupa Birliğinde,
NATOda, konulardan bir tanesi Kıbrıs. Yani Kıbrıs Türk
halkı uzun yıllardır Yunanistanın, Kıbrıs Rum
kesiminin uzlaşmazlığı nedeniyle gayriinsani bir hayata
maruz bırakılıyor. Türkiye'nin bu konuda artık, Annan
Planı ve son Crans-Montana başarısızlığından sonra bir tavır göstermesi
gerekirdi. Onunla ilgili sıkıntılar, eleştiriler, özellikle
Avrupa Birliğinde bir bütün olarak karşımıza geliyor ama
buna direnmek lazım. Avrupa Birliği kurulmadan da Kıbrıstaki
sui generis durum vardı, daha sonra ihtilaf belliydi, Doğu
Akdenizdeki ihtilaf belliydi; Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan girmeden
de bu ihtilaf vardı. Buna benzer konulardan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
AHMET YILDIZ (Devamla)
kaynaklanan sıkıntılara tabii el birliğiyle göğüs
gereceğiz. Özellikle, parlamenter diplomaside, ben komisyonlardaki,
dostluk gruplarındaki arkadaşlarımızdan bunu bekliyorum.
Diğer konu,
çatışmacılık; gereksiz çatışmalara
girildiği, dâhil olunduğu yönünde. Şimdi bir konu, tabii, biz,
Kıbrıs Harekâtı sonrasında böyle bir eleştiriye maruz
kalmıştık. Bakın, Kıbrısta o günden bu yana
hiçbir şiddet eylemi yok, ihtilaf var ama çatışma yok. En son
örnek Libyadır. Askerî danışmanlarımız orada çok iyi
bir iş yapmıştır, Akın
Türkiyenin dahlinden önce,
başkent Trablus düşmek üzereydi, orada bir soykırım
yaşanmak üzereydi, bunu çevre ilçelerdeki toplu mezarlardan görüyoruz.
Şu anda, Libyada barış umutları yeşermiş
durumda. Dışişleri Bakanlığımız olmadan,
diplomasi olmadan, sırf askerî yöntemlerle bunları başarmak
mümkün olmazdı.
Daha çok konu var ama süremiz
bitiyor; Başkanın tahammülünü de istismar etmemek
bakımından, ben Sayın Bakana ve Bakanlık
mensuplarımıza, meslektaşlarımıza bereketli bir bütçe
diliyorum, başarılı bir yıl diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ahmet Berat Çonkar
Buyurunuz Sayın Çonkar.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Dışişleri
Bakanlığımızın bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına söz aldım. Aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin etkin yönetişim alanında
sağladığı faydalardan dış politika alanında
da istifade ediyoruz ve 2023 hedeflerimize doğru emin adımlarla
ilerliyor, hedeflerimize ulaşmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Son
yıllarda, dış politikamızda çok önemli başarılara
imza atıldığını yakından müşahede ediyoruz.
Türkiyemizin bağımsızlığını, hak ve
menfaatlerini merkeze alan, insani ve evrensel değerlere dayanan, millî
bir dış politikanın uygulanmasında Dışişleri
Bakanımız ve değerli Bakanlık
çalışanlarımız çok önemli görevler ifa ediyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Dışişleri
Bakanımızın özverili liderlik ve gayretleriyle, belirsizliklerle
dolu ve çalkantılı bir ortamda millî menfaatlerimizi en etkili
şekilde savunuyoruz.
Değerli milletvekilleri,
bugün, dünya, etkileri her alanda hissedilen kapsamlı bir
değişim ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Bu süreçte siyasi ve
ekonomik alanlarda ciddi küresel kırılmalar yaşanmakta, güç
dengeleri yeniden şekillenmektedir. Aktif, donmuş ve potansiyel
çatışmaların bulunduğu büyük insani kayıplara
ilaveten, zorunlu göç, ekonomik yıkım, tarihî mirasın ve
çevrenin tahrip edilmesi gibi sorunlarla yüzleşen bir
coğrafyanın kalbinde bulunuyoruz.
10uncu yılına
giren Suriye krizi başta olmak üzere önemli ihtilaflarla çevriliyiz.
Bölgemizdeki ve komşularımızdaki ihtilafların çözümü,
doğal olarak dış politikamızın da önceliğidir.
Nitekim, Libyada, Suriyede, Irakta Türkiyenin attığı
kararlı ve etkili adımlar hep siyasi çözümün,
uzlaşının önünü açmaya, kalıcı ve sürdürülebilir
barışın kök salmasını sağlamaya yönelik
olmuştur. Karabağ ihtilafı da Türkiyenin kalıcı
çözüme yönelik kararlılığının ve liderliğinin
fark yarattığı bir meseledir. Çatışmaların
başladığı andan itibaren, Azerbaycana
kararlılıkla, diplomasi sahası da dâhil olmak üzere gereken her
türlü destek verilmiştir. Neticede, Azerbaycan işgal altındaki
topraklarını kurtarmış ve Karabağın Azerbaycan
olduğu sahada ve masada tescil ve ilan edilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Gerek millî davamız
Kıbrıs sorununun siyasi eşitlik temelinde çözümü gerekse
Doğu Akdenizdeki kaynakların bölge ülkelerince hakça
paylaşımı konusunda sahadaki oyun kurucu
adımlarımızla, ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin hak ve
çıkarlarının korunması noktasında gereken tüm
adımları cesaret ve kararlılıkla atıyoruz. Ülkemizin
her türlü diyalog çağrılarına rağmen, her zaman olduğu
gibi gerginliği artırmaya devam eden Yunanistanın tavrı ve
bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin AB dayanışması
kisvesi altında her konuda Yunanistana ve Güney Kıbrısa
verdikleri haksız destek, bölgedeki sorunların derinleşmesine ve
çözümsüzlüğe hizmet ediyor.
Değerli arkadaşlar,
geçtiğimiz dokuz yıldır NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu
üyesi olarak, ülkemizin NATO içindeki önemine ve ittifaka olan
katkılarına en yakından şahit oldum. NATO harekât ve
görevlerine en çok katkı sağlayan ilk 5 ülke arasında yer alan
ülkemiz, NATO bütçesine de en fazla katkı sağlayan ilk 10 müttefikten
biridir. Türkiye, ittifakın güncel tehditler karşısında
uyarlanması ve NATOnun geleceğine dair değerlendirme
süreçlerine de etkin katkı sağlamaktadır. Bizler, NATOPA grubu
içinde Türkiyenin ittifaka katkısının tüm çevrelerce daha iyi
idrak edilmesi için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Yetmiş
yıldır transatlantik güvenliğin belkemiği olan
ittifakın gücünün dayanışmadan geldiğini, bu dayanışmanın
suni gündemlerle yıpratılmaması, bencil ve ön yargılı
AB dayanışmasının gölgesinde kalmaması
gerektiğini savunuyoruz.
Ülkemizin sahada ve masada
etkin gücünün muhafazası, içeride olduğu gibi dışarıda
da birlik hâlinde bölgesinde bir yıldız gibi parlaması hepimizin
ortak hedefi olmalıdır. Bizim de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak
bu hedef etrafında kenetlenmemiz, Dışişleri
Bakanımıza etkin bir parlamenter diplomasiyle bu yolda hep birlikte
destek vermemiz boynumuzun borcudur. Ülkemizin güvenliğinin ve millî
menfaatlerinin söz konusu olduğu tüm meselelerde muhalefet partilerinden
beklentimiz, rakip ve hasımlarımızın tezlerini ve ellerini
güçlendirecek açıklama ve tavırlardan hassasiyetle
kaçınmalarıdır. Millî duruş ve gerçek vatanseverlik bunu
gerektirir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
AHMET BERAT ÇONKAR (Devamla)
Değerli milletvekilleri, hem diplomasi hem de savunma ve güvenlik
sahalarında artırdığımız imkân ve kabiliyetler
çerçevesinde, gerek yakın coğrafyamızda gerekse küresel düzeyde
güvenlik, barış ve refahın sağlanması hedefiyle
girişimci ve insani bir dış politika yürütmekteyiz. Bu
dinamizmden rahatsız olan şer odakları bilmelidir ki Türkiye,
insanlığa barışın ve adaletin temel alındığı
Dünya 5ten büyüktür. şiarını haykırmaya devam edecektir.
Dış politika ufkumuzun
genişlemesinde, Afrikadan Asyaya, Latin Amerikadan Karayiplere 248
dış temsilcilikle dünyada 5inci sıraya yükselen Türkiyenin,
küresel ölçekteki tüm gelişmeleri yakından izleyerek etkin rol
oynamasını sağlayan ve uzak coğrafyalarda da varlık
göstermesi için çaba gösteren Sayın Cumhurbaşkanımıza,
Dışişleri Bakanımıza ve devletimizin dış
siyasetle ilgili tüm kurumlarının çalışanlarına
teşekkür ediyorum.
Bu duygularla bütçenin
milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
İsmail Emrah Karayel
Buyurunuz Sayın Karayel.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Kayseri) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri, Değerli Bakanlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Avrupa Birliği
Başkanlığının 2021 yılı bütçesi
hakkında söz aldım. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri 1959
yılında başlamış, 1963 yılında Ankara
Anlaşmasıyla devam etmiş ve 2005 yılında
müzakerelerin başlamasıyla bugünkü hâlini almıştır.
Bugün itibarıyla, elli yedi yıllık inişli
çıkışlı süreçten bahsediyoruz Avrupa Birliği
ilişkilerinde.
Evet, Avrupa Birliği
üyeliği ülkemizin stratejik önceliğidir, bu kapsamda gereken
adımlar atılmış, reform çalışmaları
yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Ancak özellikle son
dönemde, ülkemize karşı bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin
iç siyaset amaçları ve kendi dış politika gayeleri
kapsamında alınmasını istedikleri olumsuz kararlar ülkemiz
ve Avrupa Birliği arasında olumsuz sürecin başlamasına
neden olmuştur. Avrupa Birliğiyle Gümrük Birliğinin
güncellenmesi ve vize serbestisi başlıkları altında
müzakereler yürütülmektedir. Ancak özellikle Kıbrıs Rum Kesiminin Avrupa
Birliği tarafından -bence kasten- üyeliğe alınmasından
sonra, siyasi blokajla karşı karşıyayız ve Avrupa
Birliği bunu her zaman karşımıza çıkarmaya devam
etmektedir. Türkiye olarak biz, Türkiyenin Avrupa Birliği üyeliğinin
öneminin anlaşılması hâlinde Türkiyeyle olan müzakerelerin daha
da hızlanacağına ve Türkiyedeki reform iradesinin
destekleneceğine inanıyoruz. Biz de Türkiye-Avrupa Birliği Karma
Parlamento Komisyonu Başkanı olarak ben ve Başkanlık
Divanı üyelerimiz, Avrupa Parlamentosu mensuplarıyla yaptığımız
toplantılarda Türkiyenin Avrupa Birliği üyeliğinin ne kadar
önemli olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz.
Evet, tabii, Türkiyenin
dış politikası yalnızca Avrupa Birliğinden ibaret
değil ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden de ibaret değil.
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve
Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt
Çavuşoğlunun gayretleriyle çok katmanlı ve aktif bir
dış politika yürütüyoruz. Türkiye olarak, AK PARTİ olarak
kurulduğumuz günden bu yana, millî şairimiz, istiklal şairimiz
Mehmet Akifin dediği gibi Adam aldırma da geç git, diyemem
aldırırım/ Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar
kaldırırım/ Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.
anlayışı içerisinde dünyada zalimlerin karşısında
ve mazlumların yanında yer almaya devam ediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Özellikle Somaliden Arakana, Filistinden
Libyaya kadar mazlumlara her zaman kol kanat germeye devam ediyoruz.
Libya krizinin
başından beri, Türkiye olarak, bu sürecin ancak siyasi müzakerelerle
çözülebileceğini ifade ediyoruz. Bu anlamda, bugünlerde siyasi anlamda çok
önemli bir süreçten geçiyoruz Libyada. Türkiye, gerek Libyadaki
istikrarın korunması için gerekse ülkemizin Libyadaki
kazanımlarının kaybedilmemesi için gereken tüm
adımları atmaktadır.
Önemli hususlardan bir tanesi
de Azerbaycanın başlattığı operasyonla birlikte, bizim
de Türkiye olarak iki devlet tek millet anlayışı içerisinde ve
Azerbaycan nasıl isterse o şekilde yanında olarak can
Azerbaycanın otuz yıldır işgal altındaki
topraklarının özgürlüğe kavuşturulmasıdır. Bu
anlamda, otuz yıldır işgal altında bulunan Karabağ
topraklarının özgürlüğe kavuşturulmasından ve bize
bunu görmeyi nasip ettiğinden dolayı Allaha hamdediyoruz. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Yine önemli hususlardan bir
tanesi, Doğu Akdenizde Yunanistanın akla izana sığmayan
talepleridir. Yunanistan, kendisine 580 kilometre, ülkemize yalnızca 2
kilometre uzaklıktaki 10 kilometrekarelik bir ada için 40 bin
kilometrekare deniz alanı talep etmektedir. Bunun kabul edilemeyeceği
Yunanistana her fırsatta dile getirilmiş, değil 40 bin
kilometre, 1 santimetrekare deniz alanımızın ya da bir damla
suyumuzun kendisine yâr edilmeyeceği masada ve sahada gösterilmiştir
ve gösterilmeye devam edilecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Yine, Kıbrısta
kapalı Maraşın açılmasıyla ilgili olarak, burada bütün
hakkın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde olduğu ve Güney
Kıbrıs Rum kesiminin burayla ilgili hiçbir hakkının ve
yetkisinin olmadığı her şekilde ifade edilmektedir.
Özellikle ifade etmek istiyoruz ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
tarafından iki devletli çözümün dile getirilmesi bu anlamda son derece
önemlidir.
Evet, İsrail işgali
altındaki Filistin topraklarının serbestleştirilmesi,
özgürlüğüne kavuşturulması bizim için son derece önemlidir. O
anlamda, Amerikan barış planını kabul etmediğimizi,
İsrailin Filistin toprakları üzerindeki ilhak planlarını
reddettiğimizi, Kudüsün statüsüyle ilgili attığı
adımları reddettiğimizi ve Harem-i Şerifle ilgili
mütecaviz tavırları da reddettiğimizi buradan bir kez daha ifade
etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
İSMAİL EMRAH
KARAYEL (Devamla) Evet, sayın milletvekilleri, hassaten, özellikle
Avrupada yükselişte olan İslamofobi, yabancı
düşmanlığına dikkat çekmek istiyorum. Avrupa ve bütün dünya
ülkelerini bu konuda adım atmaya davet ediyorum. Bu kapsamda, âlemlerin
yüzü suyu hürmetine yaratıldığı, sevgililer sevgilisi,
âlemlere rahmet olarak gönderilen Resul-ü Ekrem Efendimize değil
saygısızlığa, olumsuz imaya dahi en sert cevabı
vereceğimizi ve özellikle Fransada bunu yapan çukur yaratıkları
lanetlediğimizi Meclisimizin kürsüsünden bir kez daha ifade etmek
istiyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Cumhurbaşkanımıza 24 Temmuzda Ayasofyayı açma
kararından dolayı hassaten teşekkür ediyoruz. Milletimizin yüreğindeki
seksen altı yıllık yaraya merhem olan bu karar, bizi son derece
memnun etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti olarak
Asyadan Avrupaya, Amerikadan Afrikaya kadar çok katmanlı ve aktif
politikamıza milletimizin desteği ve
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz
diyor, 2021 bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor,
yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Vildan Yılmaz Gürel
Buyurunuz Sayın Gürel.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
VİLDAN YILMAZ GÜREL (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Dışişleri Bakanlığının
ilgili kuruluşu Türk Akreditasyon Kurumunun bütçe görüşmeleri
münasebetiyle AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Türk Akreditasyon Kurumu
(TÜRKAK) ülkeler arası ticari ilişkiler ve bunun temelini
oluşturan ithalat ya da ihracat konu, ürün ve hizmetlerinin
uluslararası standartlara uygunluğunun değerlendirilmesi,
denetlenmesi ve belgelendirilmesi gibi çok önemli bir faaliyeti yürüten,
ülkemizde akreditasyon hizmeti sunan tek kuruluşumuzdur.
TÜRKAK,
sağlıklı gıda temini, bakımlı ve güvenilir
araçlarla yol alma, asansörde kalmadan kat inip çıkma gibi farkına
dahi varmadığımız birçok alanda insanın günlük konfor
ve yaşam güvenliğine dolaylı yollardan dokunmaktadır.
Bunlar, müreffeh bir Türkiyenin inşa edilmesine önemli katkı
sağlayan çok önemli hususlardır; Türkiye ekonomisinde, sanayisinde ve
sosyal hayatta kritik izleri bulunmaktadır.
TÜRKAK, Covid pandemi
sürecinde maske, dezenfektan ve dezenfeksiyon cihazları konusundaki test
ve belgelendirmeye yönelik akreditasyon taleplerini ivedilikle
karşılayarak ihtiyacı gidermiştir. Aşı ve ilaç
geliştirme konularından, millî imkânlarla gerekli geliştirme ve
tasarım işlemlerinin ön şartı olan İyi Laboratuvar
Uygulamaları Uygunluk Beyanını pandeminin hemen öncesinde 3
laboratuvara vermiş ve bu alanda OECDyle verilerin karşılıklı
kabulü anlaşmasını imzalayarak ülkemizde yapılan
aşı, ilaç geliştirme faaliyetlerinin dünyada muteber hâle
gelmesini sağlamıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Gelinen nokta, Türkiye adına
büyük bir başarıdır.
Yine Türkiyede üretilen,
terör örgütünün korkulu rüyası İHA, SİHA, drone sistemleri
gibi inovatif ürünler her türlü donanım ve sarf malzemeleri için
üreticilerinin uluslararası pazarda boy göstermesinin ön şartı
olan AS9100 belgelendirmesine yönelik akreditasyon hizmetinin
hazırlıklarını tamamlamıştır. Bu
şekilde, son yıllarda çıkış
yakaladığımız ve hızla ivme kazanan savunma ve
havacılık alanında TÜRKAK endüstriye de katkı
sağlamaktadır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Aralık 2020
itibarıyla TÜRKAKın akredite ettiği kuruluş
sayısı 1.841dir. Bugün, akreditasyon sayısı,
çeşitliliği ve insan kaynağı açısından TÜRKAK
Avrupada ilk 5, dünyada ise 10 akreditasyon kuruluşu arasında
konumlanmaktadır. Bu başarı, kuşkusuz, AK PARTİ
iktidarının ve politikalarının sonucudur. Bu itibarla,
Türkiyenin on sekiz yıldır istikrarla yürütülen dış
politikasının mimarı olan Sayın
Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Zira Davos
çıkışıyla başlayıp Dünya
5ten büyüktür. söylemiyle gelişen ve Doğu Akdenizden
Kıbrısa, Suriyeden Azerbaycana geniş bir coğrafyada
geçerli kılınan, nice milletlerin gönlünde karşılık
bulan dış politikamız bugün bizim gurur
kaynağımızdır. Sayın Bakanımızın Türk
milletinin girişimci ruhunu, vicdanlı ve adaletli kültürünü dış
politikamıza yansıtıyoruz; sahada ve masada güçlü, yerli ve
millî bir dış politika izliyoruz. söylemi rehberliğinde
çalışan TÜRKAK, akreditasyon hizmetini ve
ulaştığı know-howu ihraç ettiği ülkeler ve
aralarında Çin, Güney Kore, Pakistan, Kosova, Tunus, Körfez ülkeleri gibi
30a yakın ülkenin kuruluşlarıyla akreditasyon
altyapılarının güçlendirilmesi projelerindeki
yaptığı iş birlikleriyle, karşılıklı
güven ortamında Türk sanayicisi ve ihracatçılarının yeni
pazarlara açılmasına destek olmuştur. Ayrıca test,
tıbbi tahlil, sera gazı hizmetleri başta olmak üzere, uygunluk
değerlendirme hizmetlerinin büyük bir kısmı artık yerli ve
millî kuruluşlarımızca verildiği için geçmişte bu
hizmetler nedeniyle yurt dışına akan güncel pazar hacmi 20 ila
25 milyar lira şimdi ülkemizde kalmaktadır.
Özetle, Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetinin uluslararası politikaları, TÜRKAKın gelişimine
ve etki alanını artırmasına etken olurken TÜRKAK da Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetinin dış işleri politikalarına hizmet
etmektedir. Dış politika vizyonu, gayret ve başarıları
için Sayın Bakanımıza ve yol arkadaşlarına teşekkür
ediyorum.
AK PARTİ olarak biz,
Türk dış politikasını yurtta ve dünyada barış
ekseninde sürdürmeye devam edeceğiz, kararlıyız.
Cumhurbaşkanlığımızı, sistemimizi, icraat ve
politikalarımızı ve varlık sebebimizi milletimize
anlatmaya; 2023, 2053 ve 2071 vizyonumuzu her ortamda konuşmaya devam
edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ülkemizin iç siyaset
meselelerinde de dış siyaset politikasında da katkı
görmediğimiz, âdeta bir çağrı merkezi gibi hattın
diğer ucuna bağlanan, yabancı aktörlerle iş tutan muhalefetten
destek ve takdir beklemiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
VİLDAN YILMAZ GÜREL
(Devamla) Ancak sayın milletvekilleri, bütçe görüşmeleri
başladığından bu yana, Gazi Meclis çatısı
altında 19uncu bütçeyi yapma salahiyetini milletimizden
aldığımız hâlde, siyaset etiğinden ve gerçeklerden
tamamen uzak, popülist söylemlerle süreci sabote eden bir muhalefetle muhatap
olmaktayız. Malumunuz, akreditasyon, kelime anlamıyla standarda
uygunluğu, kalite ve doğru altyapıyı edinmiş bir
hizmet demektir. Bu minvalde, gönül ister ki bu ülkede siyaset yapan ana
muhalefet ve ortakları da siyaseten bir akreditasyona sahip olsun.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
VİLDAN YILMAZ GÜREL
(Devamla) Öyle ki bu akreditasyonla güven veren siyasetin ana ilkeleri,
dürüstlük, omurgalılık, şeffaflık gibi ilkeler
doğrultusunda hareket edilsin. İşte, bu ülkenin bir ferdi olarak
muhalefetten tek beklentim budur.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
VİLDAN YILMAZ GÜREL
(Devamla) Milletin bütçesi, 2021 bütçemizin bereketli olmasını
temenni ediyor, Dışişleri Bakanlığımız ile
ilgili ve bağlı kuruluşlarının göğsümüzü kabartan
hizmetlerinin devamını diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkanım, gençlik kotasından, buradan, bir söz
verebilir misiniz bana Başkanım?
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Hayır, efendim. Öyle bir şey olur mu ya?
SALİH CORA (Trabzon)
Ya, biz de söz istiyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkanım, Şanlıurfa ili Suruç ilçesinde
elektrikler kesildiği için, vatandaşlar köydeki elektrik trafosunun
önünde toplanarak yağmur duası gibi elektriklerin gelmesi için dua
ediyorlar ve şimdi bu elektrikler kesildiği için bir, köye su
akmıyor; iki, uzaktan eğitimden yararlanan öğrenciler
eğitimden yararlanamıyor.
BAŞKAN Sayın
Tanal
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Sayın Başkanım, böyle bir şey
olabilir mi ya? Sabote ediyor resmen, böyle bir şey olamaz ya!
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Hükûmeti temsilen 2 Bakan
buradayken bu sorunla ilgilenilmesini istirham ediyoruz.
Teşekkür ediyorum,
sağ olun.
BAŞKAN Sayın
Tanal, hem benim mesleğime hem de temsilcisi bulunduğum ile şu
anda müdahaleniz oldu. Size teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu konuşmaları
tamamlanmıştır.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Yalnız,
sataşmadan dolayı Sayın Bülbüle bir söz vereceğim.
Buyurunuz Sayın Bülbül.
(CHP sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, Aydın Milletvekili Bekir
Kuvvet Erimin 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun
Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşmasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aydın, Herodotun
dediği gibi, gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzüdür. Aydın,
Evliya Çelebinin dediği gibi, dağlarında yağ,
ovalarında bal olan güzel bir şehirdir. Ama siyasi tercih söz konusu.
AKP on sekiz yıllık iktidarında
Aydın, tarım ilidir; sarılop inciri, zeytin ve
kestanede Aydın, Türkiye'de 1incidir, tarımda 1incidir. Siyasi
tercihi konusunda AKP on sekiz yıllık iktidarında bu tercihini
enerji adı altında Aydının havasını, suyunu,
toprağını bitiren denetlenmeyen JESlerden -jeotermal elektrik
santrallerinden- yana kullanmıştır. Aydında 28 tane JES
vardır, 18 tane de JES şu anda planlanmaktadır.
SALİH CORA (Trabzon)
En büyük barajları, sulama kanallarını Aydına yaptık.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla)
Türkiye'nin JESlerinin yüzde 56sı Aydında bulunmaktadır. Bu
JESler denetlenmeyince bacalarından neler çıkmaktadır
arkadaşlar biliyor musunuz? Karbondioksit, hidrojen sülfür, argon,
amonyak, azot, metan, radon gazları atmosfere yayılmaktadır.
SALİH CORA (Trabzon)
Sayın Vekilim, Adnan Menderes Barajını yapmasaydık
Aydının toprakları kuruyacaktı, Aydında tarım
denen bir şey kalmayacaktı.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla)
Aydında bu gazlardan dolayı vatandaşlar hidrojen sülfür
solumaktadır. Aydında ne yazık ki kanser ölümleri dörtte 1
olarak yükselmiştir. Aydında vatandaş şunu demektedir:
Artık biz sağlıklı yaşamak istiyoruz. Biz -maske tak
diyenlere- hidrojen sülfür gazını solumak istemiyoruz. O nedenle
JESler konusunda iktidarın siyasi tercihleri, Aydının
havasından, suyundan, toprağından yana
olamamıştır, ekosistemi bitirecek duruma getirmiştir.
SALİH CORA (Trabzon)
Sayın Vekilim, yüz elli yıl önce Sultan Abdülazizden
beklediğiniz barajları bile AK PARTİ ve Recep Tayyip
Erdoğan yaptı.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Adnan Menderes Barajını kim yaptı?
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla)
Değerli milletvekilleri, biz diyoruz ki gerekli denetimler, ölçümler yapılarak
mevzuata uygun olarak çalışmayan JESlerin ruhsatları iptal
edilsin, ÇED kararları iptal edilsin. Neden yapmıyorsunuz? Neden
denetlenemeyen halkın
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla)
Bitireyim Başkanım, selamlayacağım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Bülbül.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) On-line denetleniyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Süleyman Bey, neye karşı geliyorsanız bilin ki o milletin
hayrınadır, faydasınadır ve biz, bunları yapmaya devam
edeceğiz, Aydına hizmet etmeye devam edeceğiz.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Bak, Bekir Bey söylüyor, on-line denetleniyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Grup Başkan Vekillerimizin affına
sığınarak Uşakta doğal gazdan mütevellit bir
takım patlamalar olmuş. Sanıyorum bir uyarı ihtiyacı
hasıl oldu, şimdi Uşak ilimizin 2 sayın vekiline
yerlerinden birer dakika söz vereceğim.
Buyurunuz Sayın
Yalım.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
4.-
Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, Uşak ilinde 13
Aralık 2020 tarihinde belediyenin kazı çalışması
sırasında doğal gaz borusunun patlatılmasından sonra
ilde doğal gazın tamamen kesildiğine, çevre illerden gelen
ekiplerle regülatörlerin aktive edilmesine başlandığına,
Uşak ilinde doğal gazın yeniden kullanıma
açıldığına, vatandaşların doğal gaz
vanalarını kendileri açmayıp ekipleri beklemesini talep
ettiklerine ilişkin açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün, belediyemizin
yapmış olduğu kazı çalışmalarında hatayla
ana doğal gaz giriş borusunun patlatılmasından sonra,
maalesef, ilimizde doğal gaz tamamen kesilmişti. Buradan Sayın
Bakanlara, özellikle Enerji Bakanına talebimizden sonra, çok sayıda
çevre ilden ekipler gelip doğal gaz işleminin ve de regülatörlerin
tekrar aktivite edilmesine başladılar. Dün gece sabaha kadar
çalışıldı, bugün sabah Atatürk Mahallesine de doğal
gaz verilmeye başlandı. Doğal gaz verilmeye
başlandıktan sonra, Yunus Emre Sokakta ve 2nci Şeker Sokakta
2 evde patlama meydana geldi. Maalesef çok sayıda, 5 veya 6 civarında
yaralımız var, ölü olmasından da korkuyoruz, inşallah
yoktur diyorum. Buradan yaralılarımıza acil şifalar
diliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
efendim.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ancak,
vatandaşlarımızı özellikle uyarmak istiyorum.
Değerli
hemşehrilerim, şehre gaz tedariki yeniden sağlanıyor. Can
ve mal güvenliğimiz için kesinlikle yapılması gerekenleri
özellikle belirtiyorum buradan: İlk önce, ocakların kapalı
olduğuna emin olalım yani ocakların düğmelerinin
kapalı olduğuna emin olalım. Kesinlikle doğal gaz
vanalarını vatandaşlarımız kendileri açmasın.
Evlerin içlerinin sık sık havalandırılmasını
özellikle talep ediyoruz. Şüpheli en ufak durumda 187 acil
çağrıyı aramalarını özellikle talep ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Güneş
5.-
Uşak Milletvekili İsmail Güneşin, Uşak ilinde iki
ayrı noktada meydana gelen patlamalardan dolayı Uşaklılara
geçmiş olsun dediğine, doğal gaz şirketinin kendileri
gelene kadar vatandaşların doğal gaz vanalarını
açmamaları konusunda uyarıda bulunduğuna, yaralıların
tedavilerinin devam ettiğine ilişkin açıklaması
İSMAİL GÜNEŞ
(Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün saat 13.00
sıralarında Uşakta iki ayrı noktada meydana gelen
doğal gaz patlaması nedeniyle ben, öncelikle Uşaklı
hemşehrilerimize geçmiş olsun diyorum.
Bir önceki gün Uşakta
kazara bir doğal gaz borusu delindi. Bunun tamiratı
sağlandı doğal gaz kesilerek. Doğal gazın tekrar
verilmesinde de bu saatlerin tekrar aktive edilmesi lazım. Ve burada da
doğal gaz dağıtım şirketi tüm abonelerine -80 bin
abonemiz var- uyarıda bulundu Doğal gaz saatlerinizi kapatın,
biz gelene kadar da açmayın. diye. Fakat buna rağmen -herhâlde-
vatandaşlarımızın bilgi sahibi olmaması veya bunu
unutması neticesinde -veya başka nedenlerle de olabilir- iki
ayrı noktada patlama meydana geldi. Burada da birinci patlamada Allahtan
içeride kimse yoktu fakat etraftaki insanlarımızdan 4 kişi
yaralandı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız sözlerinizi.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
- Diğer patlamada içeride 1 kişi vardı; orada da içeride 1
kişi, dışarıda 1 kişi olmak üzere 2 kişi
yaralandı. Şimdilik Allaha şükür hayati tehlikeleri yok,
tedavileri de devam ediyor. Umarız ki en kısa zamanda
sağlıklarına kavuşurlar.
Ben de buradan
Uşaklı hemşehrilerime tekrar geçmiş olsun diyorum. Burada
mutlaka doğal gaz dağıtım şirketinin tavsiyelerine
uyun, mutlaka onların dediklerini yapın ve doğal gaz
vanalarınızı kapalı tutun, evlerinizi sık sık
havalandırın.
Doğal gaz kullanan
diğer hemşehrilerimizin de bundan dolayı korkmasına,
doğal gazlarını kapatmasına da gerek
olmadığını şirket açıkladı ve hemen hemen
şehrimizin çok büyük bir kısmına doğal gaz verildi.
İnşallah böyle bir
şeyi bir daha yaşamayız diye ben düşünüyorum, tekrar
Uşaklı hemşehrilerimize geçmiş olsun diyorum, sizleri
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kürsüden Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
6.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadakın 230 sıra sayılı
2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
AK PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet, genç milletvekili
arkadaşımızın burada konuşması güzel gerçekten,
gençlerin siyasetle uğraşması da güzel. Ayrıca
gençliğin sorunlarının siyasetüstü olması gerektiği
konusundaki dileklerine aslında katılmamak da mümkün değil.
Ancak Gençler niye mutlu? demişti. Ben de madalyonun diğer yüzünü
çevireyim: Gençler niye mutsuz? Asıl bugün gençlerin mutsuzluğunu
konuşmak istiyoruz çünkü gençlerin pasaportları ve bavulları
hazır, her an yurt dışına gitmek istiyorlar. Genç Yönetici
ve İş İnsanları Derneğinin yaptığı bir
ankette yüzde 40ı iş arıyor gençlerin, yüzde 64ü sadece yemek
ve yol masrafı için çalışmaya hazır.
Evet, gençlerin gerçek
sorunları görülmüyor. Nedir bu gerçek sorunlar? Şimdi, genç
işsizlik yüzde 30, KYK borçları var, atamalar yapılmıyor,
yüksek puan alan gençler torpil sebebiyle hak ettikleri yerlere
yerleşemiyorlar. Gelecekten umutlarını yitirttiniz.
Bir anket daha var: Ülkeyi
siz yönetseydiniz çözeceğiniz sorun nedir? diye gençlere sorulmuş.
Yüzde 46,7si İşsizlik ve istihdam. demiş, yüzde 8i
Pahalılık. yüzde 7si Adalet. demiş. Yurt
dışına gitmek ister misiniz? sorusuna yüzde 76,2si Kesinlikle
evet. yüzde 14ü Evet ama aynı şartlar ülkemde olursa
kalırım. demiş. Vatandaşlık verilirse gider
misiniz? sorusuna yüzde 64ü Giderim. yüzde 14ü Kalırım.
demiş.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Niye belgeleyemiyor bunları? Meral Hanım
nereden duymuş bunları? Bunları kime söylemiş en son? Biz
de yaptırdık, tam tersi çıktı.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Evet, Adalet Bakanlığının soru
önergesine verdiği yanıta göre, 69.301 öğrenci tutuklu.
Şimdi, genç vekilimiz
spor tesislerinin ve gençlik merkezlerinin açıldığını
söyledi. Evet, bu spor tesisleri ve gençlik merkezleri açılıyor da
hepsi yandaş vakıflara tahsis ediliyor, yandaş değilseniz
mahalledeki tesise bile gitme hakkınız yok.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bu
cevap tarzı olmadı Sayın Başkan.
BAŞKAN
Tamamlayın.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Sentetik uyuşturucuyla mücadele
rakamlarına göre, Avrupada 1inci ve çoğu genç maalesef madde
bağımlısı, korkunç boyutlarda. Buna ilişkin
verdiğimiz önergelerin tümü reddedildi.
Genç kadınlardaki
işsizlik oranları zaten dâhil edilmiyor. Cinsiyetçi politikalarla
İki yıllık üniversite mezunu 1 milyon genç kadın işsiz
ve bunlara iktidarın önerisi Erken evlenin. demek. Genç
İşsizler Platformunun rakamlarını söylüyorum.
Evet, bu bütçe gençlerin
geleceğini makam arabalarına, özel uçaklara, saraylara kurban eden
bir bütçedir. Hakikaten, gençleri ayırmayalım. Şimdi, gençler
buradan düşüncesini söylesin ama düşüncesini söyleyen gençlerden 70
bininin de cezaevlerinde olduğunu bir an olsun unutmayalım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Kategorize yapmaktan vazgeçin, gençler cezaevinde niye olsun ya, suçlular
cezaevinde; insaf!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Son olarak, kemanların verilmesinden söz
etti. Kemanların verilmesi çok güzel tabii ki ama kemanları
vakıflar da veriyor. Bırakın, kemanları vakıflar
versin de siz gençlere umudu, gelecekte işsiz kalmamalarını ve
güveni sağlayın. İktidarın görevi budur diyorum ve
teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Kimseye sataşmadım
Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
İyi ki sataşmadınız ya! Gençler bizimle beraber, hamdolsun.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Gençler gayet mutlu.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Öyle demiyor anketler hiçbir şekilde.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Anketler öyle demiyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) O
anketleri ben biliyorum, on sekiz yıldan beri aynı şeyi söylüyor
ya.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Hangi anket, hangi anket? Hikâye anket. Nerede
anketler?
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) İbrahim Bey, tüm anketler, tüm anketler.
HÜDA KAYA (İstanbul)
AKPli gençleri bile kaybettiniz.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Biz de yaptırıyoruz anket.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Engin Bey, ne oldu?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) E, sataşma var.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Mahmut Bey, bizim anketlerde hiç öyle bir şey
yok. Hikâye anket sizdekiler.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Siz okumuyorsunuz anlaşılan, okumuyorsunuz.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Ya, boş versene!
HÜDA KAYA (İstanbul)
AKPnin gençleri bile yok oldu, eridi, gitti.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Biraz önce konuşan saygıdeğer bir hatip,
partimize atfen, dış mihraklarla iş birliği yapma
ithamında bulunmuş, sataşmıştır.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Sahici anketler bizde, nerede anket? Doğru
değil o anketler, o anketler doğru değil.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hadi ya!
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Ya, sizin dedikleriniz doğru hep zaten o anketler
yanlış söylüyor, kamuoyu yanlış söylüyor, bir tek senin
dediğin doğru.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Herkes yanlış söylüyor, onlar doğru
söylüyor.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Vallahi, bizde de var, gerçek anketler bizde,
doğru anketler bizde; onlar hep uyduruk.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Arkadaşlar, Sayın Altay konuşuyor.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Altay.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz
Gürelin 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi
ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasında CHPye sataşması
nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan,
sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, bütçe
konuşuyoruz. Bu bütçede de gördüğüm bir manzaranın
altını bir kere daha çizmek istiyorum: Bütçe sanki muhalefetin
bütçesi, CHPnin bütçesi. AK PARTİ adına konuşan hatipler
bütçeyi savunmak, millete Şunu yaptık, şunu yapamadık,
şu sebepten yapamadık, demek yerine CHPye sağdan soldan
-diğer muhalefet partilerine de- saldırarak bütçeyi savuşturmaya
çalışıyorlar. Bu bütçenin savuşturulacak bir hâli de yoktur
çünkü bakın, bütçe görüşüyoruz, 8inci gündeyiz; bir haftadır
bağırıyorum, sesim kısıldı. Asgari ücret
komisyonu çalışmaları sürüyor, bütçe konuşuyoruz; kardeşim
şu millet biraz nefes alsın, gülmesi mümkün değil ama biraz
tebessüm etsin, şu asgari ücretle ilgili çıkın siz de
düşüncenizi söyleyin Bizce parti olarak doğrusu şudur. deyin
dedik, maalesef, AK PARTİden bu konuda tek ses duymadık.
Ben asıl, bu
dış mihrak meselesine geleceğim, söylenecek çok şey var.
Daha önce yine söylediğim bir şeyin altını çizmek
istiyorum: AK PARTİyi eleştirmek vatan hainliği değildir;
AK PARTİye oy vermemek, AK PARTİye karşı olmak, AK
PARTİye biat etmemek vatan hainliği değildir. Vatan
hainliğinin neler olduğunu biraz sonra söyleyeceğim ya da eğer
bir dış mihrak aleti olma noktasında eleştiri varsa onu
söyleyeceğim ama bu bütçede bir şey daha gördüm: On sekiz
yıldır burada bütçe yapıyoruz, ilk defa bu kadar çok Recep
Tayyip Erdoğana, Sayın Cumhurbaşkanına selamlar
yollanıyor; hatta subliminal olarak bazen de işi
karıştırıyorsunuz, Recep Beyi, Sayın
Cumhurbaşkanını eleştiriyorsunuz subliminal yolla. Bir
tane örnek vereceğim bir AK PARTİli sözcü: Gençlere asla dikte
etmeyeceğiz. dedi, Gençlere bir şeyin dikte edilmesini de
doğru bulmuyoruz. dedi Ben de bunu doğru bulmuyorum ama Türkiyede,
siyaseten gençlere bir dikte etme olayı varsa bu, hepimizin ve herkesin
hafızasında olan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın kindar
ve dindar nesil talebidir, talimatıdır. (CHP sıralarından
alkışlar) İşte dikte arıyorsanız gençlere, budur.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ne
dayattı, ne dayattı?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, eleştiriye cevap vereceğim dış mihrak
meselesine ama şunu söyleyeyim
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Tekrar söyleyeyim: 500 bin insanın -bakın, Uşakta da
sıkıntılar var- doğal gazı kesikken, 123 bin ailenin
elektriği kesikken Tunusa 5 milyonu vermek kul hakkı yemektir, yetim
hakkı yemektir ve bu da milletin değerleriyle bağdaşmaz.
36 askerin ölümünde dahli
olanların ayağına gitmek dış mihraklarla iş
birliğidir, asıl iş birliği arıyorsak ordunun, Türk
Silahlı Kuvvetleri unsurlarının başına çuval geçirilmesine
sessiz kalmak da dış mihraklarla ilişkidir, dış
mihraklara alet olmaktır; Obama tarafından kandırılıp
Suriyeye dalıp bataklıkta debelenirken bir gün Amerikanın, bir
gün Rusyanın talimatları arasında sıkışıp
pinpon topuna dönmek de dış mihraklara alet olmaktır.
Değerli arkadaşlar,
bir kere daha söyleyeyim, bugün Dışişleri Bakanlığının
bütçesini görüşüyoruz; bu konuda Türkiyede 83 milyonun mutabakatı
gerekir, bu konuda kimse sizden daha az vatansever değil. Türkiyede
yaşayan 83 milyonun 83 milyonu da Recep Tayyip Erdoğan kadar vatanına
-hatta ondan daha fazla- milletine bağlıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Millete, muhalefete millet düşmanlığı, dış
mihraklarla iş birliği diyerek kendi kusurlarınızı,
kendi günahlarınızı -yani milletvekilleri bakımından
söylemiyorum- Tayyip Erdoğanın kusur ve günahlarını,
muhalefete Dış mihraklarla iş birliği yapıyorsunuz.
diyerek örtemezsiniz.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Milletin değerleri diyerek, bağırarak milleti içine
düşürdüğünüz vahim tablodan sıyrılamazsınız. Bu
günahlarınızın, bu bedellerinizin sorumluluğunu
-umarım çok kısa sürede olur- ilk seçimde zaten millet gerekli
cevabı vererek size gösterecektir.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) ABDye Türkiyeyi şikâyet eden vekilinize bir
şey söyleyin; manda talep etti, manda!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Manda talep eden şerefsizdir!
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Konuşmasına bakarsın!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sen bak! Okuduğunu anlayamıyorsan ben ne
yapayım?
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Aynen onu söyledi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sensin mandacı!
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Manda talep eden aynen şerefsizdir.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Oturmuş oradan herkese laf yetiştiriyor, o doğru
değil ki ya!
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Turan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasında AK PARTİye sataşması nedeniyle
konuşması
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Engin Bey, daha sakin bir
üslupla konuşurdu, bugün erken saatlerde niye bu kadar gerildiğini
açıkçası anlamış değilim.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Gergin değilim ben.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Kendisini bir daha ara verdikten sonra bir çay içmeye davet ediyorum,
sakinleşmeye davet ediyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yahu ben en sakin konuşmamı yaptım.
BÜLENT TURAN (Devamla) Bu
bütçe kanunu herhangi bir kanun değil; beraber çalışılacak,
beraber tartışılacak bir kanun. CHPnin yetmiş
dakikalık konuşmasında doğru olmadığını
düşündüğümüz bir sürü iddiaya rağmen cevap bile
vermemişken...
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hangisi doğru değil, bir tane söyle; bir tane
söyle, bir tane söyle, bir tane söyle!
BÜLENT TURAN (Devamla)
...ufacık bir eleştirimizden sonra bu kadar cevap vermiş
olması akla ziyan.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bir tane söyle ya! Şu doğru değil. de.
BAŞKAN Sayın
Altay, lütfen...
BÜLENT TURAN (Devamla)
Sizin gibi tecrübeli bir insanın bizim sözümüzü kesmeye
çalışmasını ayıplıyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sen oturduğun yerden vır vır...
BÜLENT TURAN (Devamla)
Cevap vereceğim Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Laf atma konusunda sen Grup Başkan Vekillerinde liste
başısın.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Maskeni de kapat bakalım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Laf atmada Grup Başkan Vekillerinde liste
başısın. Bir tane doğru olmayan iddiamızı söyle.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Değerli arkadaşlar, az önce dedi ki Sayın Başkan: Tayyip
Erdoğan kindar ve dindar nesil yetiştirmekten bahsetti.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) E yüz kere söyledi...
BÜLENT TURAN (Devamla)
Yapmayın bunları, yapmayın.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tayyip Beye mi söylüyorsun?
BÜLENT TURAN (Devamla) Siz
yalan söylüyorsunuz, buna inanmaya başlıyorsunuz; bu,
yanlış. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Aynen öyle.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Bakın, Sayın Erdoğanın söylediği, imam-hatipler
kapatıldıktan sonraki süreçte, makulleşme sürecinde Bu ülkenin
siyasi tarihinde, demokratikleşme mücadelesinde yanlışlar
yapıldı. Dindar nesil yetiştirilmesi talebim var. dedi. Dindar
talebi bulunmasını söyledi ama kindar sizin ifadeniz. Nerede var
dindar ve kindar ifadesi? Arkadaşlar, bir lider en şeffaf hâliyle
kanaatini ortaya koymuş, siz dersiniz ki: Dindar olmayan nesil
yetiştirelim. Eyvallah kardeş ama kindar ne ya? Kim bu ülkede kin
istemiş, kim kindar nesil istemiş? Böyle yapmayın, sizin gibi
tecrübeli bir insana gençler üzerinden kindar ve dindar tarzı bir
yaklaşım asla yakışmıyor Sayın Altay.
İkincisi: AK PARTİ
bir şey yapmamış, AK PARTİ muhalefetteki parti gibi
davranıyormuş. İnsaf edin, insaf edin! Biz yapılanları
anlatmaya imkân bulamamaktan şikâyetçiyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Devamla) Güya
geçen gün -tırnak içerisinde- ilk esprisi olduğunu
düşündüğümüz bir vekiliniz çıktı, buradan şu masaya
kadar CHPnin yaptığı yatırımlar. deyip bir rulo
kâğıt gösterdi; doksan yıllık parti için şu kürsüden 3
metreye bir yazı gösterdi. Bak Sayın Altay, eğer biz buradan ne
yaptığımızı sizin gibi basit yollarla, rulo
kâğıdıyla anlatmaya çalışsak buradan Karabağa
yol olur, buradan Libyaya yol olur, buradan Azerbaycana yol olur. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
NİHAT YEŞİL
(Ankara) Hangi yol, hangi yol
BÜLENT TURAN (Devamla)
Buradan Kapalı Maraşa yol olur, buradan Marmaraya, Avrasyaya,
Çanakkaleye yol olur. Bu nasıl bir yaklaşım? Bizim
bildiğimiz muhalefet Bütçede şu eksik var, bunu ekleyin. demektir.
Ne demek ya? Rulo kâğıt koyacaksın, patates sallayacaksın,
patlıcan atacaksın. Bu muhalefet ucuz, basit ve yanlış
muhalefet.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Doğrusunu gelince siz yaparsınız.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Bakınız, bir parti tek başına on sekiz yıl iktidar
oluyorsa sadece o partinin başarısı değildir. Sadece
konuşup istikrarlı bir şekilde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NİHAT YEŞİL
(Ankara) Başkanım, hangi fabrika hangi parçayı
yapmış?
BÜLENT TURAN (Devamla)
Başkanım, bir dakika daha istirham edeceğim izin verirseniz,
Engin Beyin izniyle
Engin Bey izin
veriyorsanız
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet, evet; yok rica ederim tabii, bana da
sataştığın için teşekkür ederim ayrıca.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Başkanım, izin verdiler galiba, bir dakika daha istiyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama anlaştık hepimiz üç dakika diye.
TURAN AYDOĞAN (Ankara)
Başkanım, söz vermediniz Engin Başkana.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Engin Beye vermedi ama şimdi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama hepimiz anlaştık.
BÜLENT TURAN (Devamla)
İstemiyorsanız inerim.
Bir dakika süre istiyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Sayın Başkan, aslında CHP Grubunun konuşmasından sonra
söz istemedim ama AK PARTİ Grup konuşmasından sonra Sayın
Altay bu denli konuşunca mecbur kaldım.
Son cümlem şu: Biz
Türkiyede dış politikayı eleştiren hiçbir partiye, kendi
kararlarımızı eleştiren hiçbir partiye dediğiniz gibi
Vatansever değilsiniz. demeyiz. 83 milyonun -prensip olarak- bu ülkede
vatansever olduğuna inanırız, bunu isteriz ancak bu ülkede
bırakın partiyi -bir daha söylüyorum- bir vatandaş olarak, bu
ülkenin bir evladı olarak bir derdim var: Bizim ülkemizin, muhalefet
partisinin Genel Başkanının Yunanistana manşet
olmasına isyan ediyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
NİHAT YEŞİL
(Ankara) Doğru değil!
BÜLENT TURAN (Devamla)
Mesele öyle olması, böyle olması değil, siz de buna isyan edin.
Bizim bildiğimiz Atatürkçü, ulusalcı, milliyetçi partinin Genel
Başkanı Bravo! şeklinde Yunanistana manşet olursa bundan
en çok, kendi partisinin Grup Başkan Vekilinin rahatsız olması
lazım. O yüzden isyan ediyoruz, yoksa herkes eleştirebilir yaptıklarımızı,
herkes aynı şeyi söyleyebilir.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Muhalefet partisinin Genel Başkanına hakaret
edilmesine isyan etsenize!
BÜLENT TURAN (Devamla)
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Beni yalan söylemekle itham etti.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Estağfurullah
TAMER DAĞLI (Adana)
Çok tecrübelisiniz. de dedi ama onore etti yani.
BAŞKAN - Buyurunuz
Sayın Altay.
4.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasında CHPye ve şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Cumhuriyet Halk Partisinin bütçe görüşmelerindeki
performansının AK PARTİyi rahatsız ettiği bilinen bir
gerçek. Ahmet Kaya arkadaşımıza da teşekkür ediyorum.
Oraya, kâğıda yazılanlar buradan dünyayı 3 kere turlar,
Cumhuriyet Halk Partisinin yaptıkları. Buradan attığı,
sizin sattıklarınızla dünyayı 6 defa turluyor; onu
söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, politika
yapın, yaparız tabii yani her söze verilecek bir cevabımız
var. Şu Yunanistan meselesinden başlayalım: Ben ve Sayın
Genel Başkanımız, biz parti olarak Roseline-A gemisine bir savaş
helikopterinin inmesini İzmir Konak Meydanına inmiş gibi
algıladık; böyledir bu iş. Genel Başkanın
Türkiyede
her şeye Sayın Erdoğan karar verdiği için, antlaşmalar
gereği Türkiyeye arama izni için yapılan başvuruya Türkiyenin
cevap verememesi çok vahim bir tablodur; Genel Başkanın
değindiği odur. Bizim isyan ettiğimiz, sizin o gemiye savaş
helikopteri indirilmesini engelleyememenizdir. Velev ki Sayın
Cumhurbaşkanına ulaşamadınız; Sayın
Dışişleri Bakanı burada, İçişleri Bakanı
var, bir sürü bakan var, Millî Savunma Bakanı var. Yani Türkiyede Türk
bandıralı bir gemiye bir savaş helikopteri, elin askeri,
Almanı, Yunanı, İtalyanı inecek ve Türkiye
İnemezsin kardeşim. demeyecek; bunun utancıyla yerin dibine
gireceğinize Yunan basını Kılıçdaroğluyla
şunu yazmış. diyebiliyorsunuz ya, bu hakikaten
ayıptır, hakikaten ayıptır! (CHP sıralarından
alkışlar) O gemiye o helikopteri indirmek, yürütmenin
-milletvekillerinin ne kabahati var- AK PARTİ Genel Başkanı,
Cumhurbaşkanı Erdoğanın ve Kabinesinin
ayıbıdır. Sayın Dışişleri Bakanı
burada, gelsin, Meclisi ikna edecek bir şey yapsın. Beş saat...
22sinde biz yabancı basından öğreniyoruz, 22 Kasımda; 23
Kasımda Dışişleri bir açıklama yapıyor, 24
Kasımda Millî Savunma Bakanlığı bir açıklama
yapıyor. Üstelik Dışişleri ile Millî Savunma
Bakanlıklarının açıklamaları da örtüşmüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sayın Turan, buraya çıkıp hamaset yaparak suçluluğunuzu ve
günahlarınızı kapatamazsınız. Bak, bir şey
söyleyeyim, polemiklere
Millet nedir biliyor musun, millet? MR çektirdin mi
hiç? MRa girmişsindir, tomografiye girmişsindir; tabii, Allah
ihtiyaç düşürmesin, ayrı. Benim nezdimde millet MR
cihazıdır, siyasetçi de içindeki hastadır; içini,
dışını, beynini, kalbini, yüreğini, niyetini tek tek
okur. Onun için, burada yalan yanlış hamasetle... Sana mahsus, yalan
söyledin dedim ki sen de gel bana sataş...
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) On sekiz yıldır millet tomografi çekiyor, on sekiz
yıldır.
ENGİN ALTAY (Devamla) ...böyle,
milletin aklıyla, hâliyle alay ederek işin içinden çık...
Somut öneri göstermiyor
CHP. diyorsun. Benim asgari ücret somut önerim belli, seninki belli mi? Belli
mi? Benim somut önerim belli: Ölen sağlık çalışanları
şehit olsun, Covid meslek hastalığı olsun diyorum; ek
performans ücretleri insanların utanacağı rakamlarda
olmasın, ambulans şoförüne 7 lira verme diyorum. Senin somut
önerilerin ne? Gel burada bunlara cevap ver, gel bunlara cevap ver; demin söylediğin
gibi yalan yanlış konuşma. Al bak, bu sana sataşma! (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati:14.58
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 15.26
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Necati TIĞLI (Giresun)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 31inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
2021 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 230) (Devam)
2.- 2019 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan
2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)
A) TARIM VE ORMAN
BAKANLIĞI (Devam)
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2019
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Dışişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Dışişleri
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA
BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) TÜRK
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu
2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon
yerinde.
Şimdi, İYİ
PARTİ Grubu konuşmacılarından ilk
konuşmacımız Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.
Buyurunuz Sayın
Yokuş. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Tarım ve Orman Bakanlığı
bütçesi hakkında İYİ PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği gibi, bu hafta
Yerli Malı Haftası. Hani eskiden çocukluğumuzda
kutlamış olduğumuz ama sonra unuttuğumuz bir hafta.
Dileğimiz, Tarım Bakanımız da buradayken, Yerli Malı
Haftaları yine bizim çocukluğumuzda olduğu gibi coşkunlukla
kutlanır ve millî şuur pekiştirilir. Ve bu vesileyle,
çocukluğumuzda söylediğimiz o güzel sözü tekrar etmek isterim: Yerli
malı Türkün malı, her Türk onu kullanmalı. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
ülkemiz tarım ve hayvancılık noktasında çok önemli bir ülke
ama gelin görün ki AK PARTİ iktidarıyla birlikte ülkemizde tarım
ve hayvancılık geriye doğru gitmiştir. Özellikle, 2002
yılında gayrisafi yurt içi hasıla içinde tarımın
payı yüzde 10,3 iken 2019 yılında bu oran yüzde 6,4e
düşmüştür. Eğer 2002 yılındaki gayrisafi yurt içi
hasıla gibi yani yüzde 10,3lük pay devam etmiş olsaydı, 2019
yılında 440 milyar TL tarım gelirimiz olacaktı. 2002
yılına göre, 2019 yılında gayrisafi yurt içi hasıla 12
kat artarken tarımsal hasılanın büyüme oranı 7,5 kat
olmuştur. Burada da görüldüğü gibi, tarımımıza, hayvancılığımıza
gerekli desteği vermemişiz. Elbette, tarımsal
hasılanın düşük olması tarım sektörünün büyüme
oranlarına da yansımıştır. AK PARTİnin iktidar
olduğu 2003-2019 döneminde tarım sektörü ortalama yüzde 2,7
büyümüştür. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine
geçildikten sonra büyüme oranı daha da aşağı düşerek
2018-2019 yıllarında ortalama büyüme yüzde 2,5a gerilemiştir.
Tarımsal hasıla kayıpları, büyüme oranlarının
düşük olması ve AK PARTİnin ithalatçı politikası,
ülkemizi tarımda net ithalatçı konumuna getirmiştir. 2009-2019
döneminde tarım ve hayvancılık ithalatımız 105 milyar
dolar olmuştur. Bu dönemde 27 milyar dolar açık oluşmuştur.
İthalatla ülke döviz kaybına uğramış, çiftçi de
desteklenmemiştir. Ülkemiz çiftçisine 2003-2019 döneminde 135 milyar TL
destek verilirken, bu desteğin yüzde 59u yani 79 milyar TLsi
yabancı çiftçilere ithalat yoluyla aktarılmıştır.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
2006 yılında
çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanununun 21inci
maddesindeki Üreticiye verilecek destekler gayrisafi millî hasılanın
yüzde 1inden az olamaz. hükmüne rağmen Bakanlığınız
maalesef, hiçbir zaman bu oranda çiftçimizin hakkını vermemiş,
en son, bu yıl yani 2020de sadece 22 milyar lira verirken 2021de de yine
22 milyar bütçe ayırmıştır. Bunu anlatırken çok
üzülüyorum, ekonomi, enflasyon, çiftçiye değer, hepsi unutulmuş. Yani
çiftçiyi, hayvancılıkla uğraşan besicileri, köylümüzü
maalesef, iktidar gözden çıkarmıştır.
Değerli milletvekilleri,
istihdamda yüzde 18,2 pay alan tarım sektörümüz millî gelirin
yalnızca yüzde 6,4ünü alabiliyor. Ülkeyi yönetenler 2002yle
kıyaslama yapmayı çok seviyorlar, bir mukayese de ben yapayım.
2002de iktidara geldiğinizde çiftçilerimizin toplam borcu 2,6 milyar TL
idi, şu anda borcu 135 milyar TLye çıktı yani rekor üstüne
rekor kırdınız. 2002de çiftçilerimizin toplam geliri 37,2
milyar TL idi, şimdi 307 milyar TLye çıktı; yani,
borç/hasıla oranı -borcun hasılaya oranı- yüzde 7yken
2020de bu oran yüzde 43e çıktı. Bu rakamlar şunu ifade ediyor:
2002 yılına göre çiftçilerimizin, köylülerimizin, besicilerimizin
borcu 6 kat artmıştır. Bugün, tohum alamayan,
tarlasını ekemeyen, hayvanına yem bulamayan çiftçiler,
üreticiler size ne kadar beddua okusalar vallahi yüzde yüz haklılar! (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Bütün dünyayı etkisi
altına alan pandemi bulaşı nedeniyle bir kez daha
tarımın, dolayısıyla gıdanın önemi
anlaşılmıştır. Sayın
Cumhurbaşkanımız Ekilmedik bir karış
toprağımız kalmamalı. demişlerdir. Tarım ve
Orman Bakanımız ise 22 Nisan 2020 tarihinde üreticilerimize Kimse
tedirgin olmasın; ürününüz tarlada, serada; etiniz ve sütünüz ise elinizde
kalmayacak, gerekirse biz alırız. diyerek güvence vermiştir.
Bugün geldiğimiz noktada ise bu söz havada kalmış, her zaman
olduğu gibi üreticilerimiz tüccarların insafına
bırakılmıştır. Daha üzücü olan, 2021 yılı
bütçesinde hibe destek tutarlarının sadece ve sadece 22 milyar TL
olması. Yüzde 14 yıllık enflasyon bile maalesef göz ardı
edilerek artış yapılmamıştır. 2021
yılında çiftçi ve besicilere vermeniz gereken destek ve hibe
tutarı en az 48 milyar TL olmalıydı 2020 yılı
gayrisafi yurt içi hasılasına göre ama sadece yüzde 0,45ini
veriyorsunuz.
Sayın Bakan, buradan
soruyorum: Çiftçilerimizin borçlarını neden yeniden
yapılandırmaya sokmuyorsunuz? Çiftçilerimizin, sulamada
kullandıkları elektrik ücretlerinden belediye payı kesilmesine,
TRT payı kesilmesine hâlâ göz yumuyorsunuz; neden eskiden olduğu gibi
çiftçinin, köylünün elektrik faturaları altı ayda bir ya da hasat
zamanı ödenmez? Vallahi çocukluğumda köyümde altı ayda bir
gelirdi elektrik parası. Size ne oldu? Hani, eskiydi ya, 2002 eskisiydi
ya?
Değerli milletvekilleri,
süt üreticisine on üç ay sonra yapılan 50 kuruşluk artış
yeterli değildir. Kaldı ki çiğ süt üreticileri diyor ki
Sayın Bakanım, iyi dinle: Süt satıyoruz, nakliyesi bizden
kesiliyor. Bu yalnız, bize mahsus bir yük. Borsayla işimiz yok, borsa
payı ödüyoruz, üstüne stopaj ödüyoruz. Yani diyor ki bizim süt
üreticimiz: Bize verilen fiyatların hepsi bizim cebimize girmiyor.
Girmeden, yol parası, borsa parası, stopaj kesiliyor. Ülkemizde,
süt/yem paritesi, bir litreye 1,5 kilogram yem olması gerekirken şu
anda 1in altına düşmüştür.
Besicilerimizin hâli de
sütçülerimizden çok iyi değil. Besicilerin feryadını duyan yok.
Karkas et fiyatını en son 34 TLden 36 TLye çıkarmış
olmanız sorunu çözmüyor Sayın Bakan; 1 kilogram etin üreticiye
maliyeti 38 ila 40 TL arasında. Karkas etin kilosu en az 40 TLnin üzerine
çıkarılmalı -ki bu da yetmez- Et ve Süt Kurumu da alım
yapmalı. Yani besicimizi, tüccarın insafına bırakmamanız
lazım, fiyatları artırıp Et ve Süt Kurumuna alım
yaptırmazsanız bu fiyatların
-artırdığınız fiyatların- maalesef hiçbir
anlamı olmuyor.
Değerli milletvekilleri,
tarım ve hayvancılıkta verimin artırılması ve
ziraat denetimlerinin yoğun olarak yapılabilmesi için ziraat
mühendisleri, gıda mühendisleri ve veteriner hekimler atanması
lazım. Ben Konyamda dolaşıyorum; ilçelerimizde köylümüze,
kasabalımıza, vallahi, çiftçiye soruyorum: Yahu, veterineri hiç tanıyor
musunuz? Veteriner falan yok. Efendim, ziraat mühendisi var mı? Yok,
olanlar da büro memuru gibi orada çalışıyor. Niye? Onlara
soruyorum: Niye siz büro memuru gibi çalışıyorsunuz? E, bu
evrakları yapacak adam yok. diyor ama bunları gören, duyan, hisseden
bir Bakan yok ki, ülkeyi yöneten yok ki. Hele, gıda mühendisleri...
Hepimiz zehirleniyoruz, perişan oluyoruz, denetim mi var? Yok, o da Hak
getire!
Şimdi, değerli
milletvekilleri, Ziraat Mühendisleri Odası 2021 yılı için
şöyle diyor: 2021 yılı, ülkemiz tarım sektörü için hüsran
yılı olacaktır. Çiftçilere yapılacak 2021 destekleri
hayreti, gayreti, sabret devrini bitirmiştir. İşte,
aslında söylenen son söz bu.
Değerli milletvekilleri,
Bakanlığın ilgili kuruluşu var, Tarım Kredi
Kooperatifleri Birliği. Köylüye ve çiftçiye hizmet etmekten tamamen
uzaklaşmış, çiftçilerin kâbusu olmuş âdeta. Borçlu
çiftçileri yüksek faizlerle canından bezdiriyor, böyle bir dönemde
üreticilerin traktörlerine icra koyabiliyor bu kurum. Allahtan korkun ya! Bu
kurum tamamen iktidar yandaşlarının arpalığı
hâline gelmiş. Yediden yetmişe ne kadar eski AK PARTİli
milletvekili, seçilememiş aday, eski belediye başkanı varsa bu
kurumun, Tarım Kredi Kooperatifinin yönetiminde, denetiminde; akçeli
maaşlar, ye babam ye, ye babam ye! (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Çiftçi perişan, besici
perişan, köylü perişan ama onlara gelince bin üstüne faiz, üstüne
faiz; Allahtan korkun ya, bu kadar mı vicdanınızı
kaybettiniz? Ve daha önemlisi, TİGEM Genel Müdürümüz var. Devletin
verdiği makam aracı yetmiyor, hanımefendi özel VIP minibüs
yaptırıyor, bununla geziyor. TİGEM zarar ediyor, keyfekeder
devleti yönetiyorlar.
Değerli milletvekilleri,
Tarım ve Orman Bakanlığı büyük bir yönetim zafiyeti
yaşıyor. Sayın Bakan Pakdemirli, Bakanlığı
liyakatsiz, birikimsiz ve sorumsuz danışmanlarla yönetiyor; defalarca
söyledik. Bakanlıkta resmî danışmanların yanı
sıra fahri danışmanlar da
çalıştırılıyor. Devlette böyle bir yönetim
tarzıyla ilk defa karşılaşıyoruz. Ya, kırk
yıllık devlet memuriyeti yaptım, şaşkınım,
şaşkınım, şaşkınım; söyleyecek söz
bulamıyorum.
Değerli milletvekilleri,
kurumda atama ve görevlendirmelerde liyakat yerine akraba, tanıdık
olmak öne çıkıyor. Sayın Bakan, özel sektörde
çalıştığı daha önceki kurumlardaki ne kadar eşi
dostu, arkadaşı, eşi hanımefendinin yakınları,
hepsini, çok şükür, Bakanlığa danışman, bilmem ne diye
doldurmuş. Evet, böyle bir Bakanlık yönetilemez.
Tarım Komisyonu üyeleri
olarak -çok önemli burası sayın milletvekilleri- 11 Kasım 2020
tarihinde TAGEMde bir toplantıya katıldık. Bu toplantı
sonrası Sayın Pakdemirli bana dönerek Fahrettin Bey, iki dakika
görüşebilir miyiz? dediler. Ben hayhay Sayın Bakanım, elbette
görüşürüz." dedim. Orada bulunan bütün milletvekilleri ve
bürokratların içinde bana Verdiğiniz soru önergelerine cevap
vermeyeceğim. Siz içeriden bilgi alıyorsunuz, içeriden size bilgi
sızdırılıyor. O kişi şu mu? diye bir de isim
verdi. Şimdi, vicdanınıza soruyorum: Böyle bir Bakanlık
anlayışı olabilir mi? (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar) Bunu soracaksan özel bir yere çek,
sor; o da yok ve diyor ki: Sana cevap vermeyeceğim. Şimdi, benim
sorularıma cevap vermeyecekmiş, önergelerime cevap
vermeyecekmiş, canı sağ olsun, demek ki sorduğum sorular
doğru. Bir Bakanın bu tavrı kabul edilebilir bir durum
değildir Sayın AK PARTİliler, böyle bir anlayışla
devlet yönetilemez Sayın AK PARTİliler. Biz bu sisteme boşuna
ucube sistem demiyoruz. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Ucube bir sistemin, ucube bir yönetimin sonucu işte
bu.
Şimdi, burada, milletin
iradesiyle seçilmiş bir milletvekiline aleni olarak Soru önergenize cevap
vermeyeceğim. Ben yasaları tanımam, Türkiye Büyük Millet
Meclisini tanımam." diyor. Bu tavır 600 milletvekilinedir, bu
tavır 83 milyon Türk milletinedir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın
Başkanı, yüce Meclisi itibarsızlaştıranlara
karşı Meclisin itibarını korumakla mükelleftir. Sayın
Meclis Başkanı, korumakla mükellefsin, bu Meclisin
itibarını, bu 600 milletvekilinin itibarını; onun için
göreve davet ediyorum seni.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, Sayın Bakan ne yapmış biliyor musunuz?
ZAFER IŞIK (Bursa)
Geçen gün programda konuşmadın mı Tarım
Bakanımızla?
FAHRETTİN YOKUŞ
(Devamla) Sayın Bakan ne yapmış biliyor musunuz? Tarım
Bakanlığındaki makamını terk etmiş, Orman Genel
Müdürlüğünde bir makam oluşturmuş, bir yıldır gitmiyor,
gitmeyebilir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FAHRETTİN YOKUŞ
(Devamla) Bir dakika daha
BAŞKAN Buyurunuz.
FAHRETTİN YOKUŞ
(Devamla) Şimdi, ne yapmış? Orman Genel Müdürlüğünde
makamı var, makamın koridorlarını da resimleriyle doldurmuş;
ne güzel, çok güzel, yapabilir.
ZAFER IŞIK (Bursa)
Bakan Beyle oturdun, konuştun, masada çay içtin, kahve içtin; biz de
oradaydık.
AYHAN EREL (Aksaray) Bir
dinle.
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon)
Dinle, dinle.
FAHRETTİN YOKUŞ
(Devamla) Şimdi, Tarım Bakanlığındaki memurlar diyor
ki: Sayın Bakan, bizim Bakanlığa da bir uğrasın ya,
hasret kaldık. Hatta, o resimlerini bizim Bakanlığın
etrafına da, koridorlara da koysun.
Daha önemlisi, 2016
yılında biteceği söylenen Melen Barajı 3 defa ihale
edilmiş ve kusur bürokratların olduğu hâlde bürokratlara gerekli
ceza verilmemiş.
Et ve Süt Kurumunun -çok
önemli burası- iki yıl önce aylık kilogram depolama ücreti 45
kuruşken iki yıl sonra, şimdi 15 kuruşa indirilmiş.
İki yıl önce ihale verenler devleti tam 100 milyonlarca lira zarara
uğratmış. Şimdi, bunun hesabını Sayın Bakan
sormamış.
Yine, TİGEM,
Sayıştay raporlarına göre 2019 yılında 98 milyon zarar
etmiş, bunun hesabını da soran yok. Yani Tarım
Bakanlığı bir batak Bakanlık. Tarım
Bakanlığı tam bir bataklık bakanlığına
dönmüş.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FAHRETTİN YOKUŞ
(Devamla) Selamlama için süre alabilir miyim çünkü yetmiyor.
Tarım
Bakanlığında şu anda bir talimat var: Çikolata, bisküvi,
cips gibi pek çok gıda maddesinin ambalajında yer alan Trans
yağ yoktur. ibaresini çıkartıyormuş Tarım
Bakanı. Soruyorum Sayın Bakan, bunu da yapıyorsan, vallahi,
helal olsun sana derim.
Değerli Bakan,
şimdi, burada, Bakanlığın bütün meselelerini söyleyemedim.
2 soru önergesinde 27 sorum vardı, o sorular duruyor, onun peşini
bırakmam. İster cevap ver, ister cevap verme ama çiftçimizin,
köylümüzün, besicimizin hakkını yediğiniz sürece bunun
hesabını sorarım. Ben Konyalıyım, ben çiftçi
merkezinden geliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Konyalı çiftçinin, Türk çiftçisinin, besicisinin,
köylüsünün hakkını yedirmem, hakkını yedirmem, bilmiş
ol! (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurunuz Sayın
Çulhaoğlu. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2021 yılı Orman Genel Müdürlüğü
bütçesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına görüşlerimi
ifade etmek üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlarım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hiç kuşkusuz ki ormanlar
insanlığın temel yaşam alanlarıdır. Eğer
insanlar hâlâ temiz havayı soluyabiliyorsa, suya
ulaşılabiliyorsa, güvenilir gıdaya erişiyorsa bunda
ormanların payı büyüktür. Ormanlar aynı zamanda ekosistemin
temel kaynağıdır. Ormana ekonomik ve sosyal boyutuyla bakmak
lazım. Orman turizm merkezidir, orman doğal yaşam
alanıdır, orman ülkenin akciğeridir, bizim oksijen
kaynağımızdır.
Değerli arkadaşlar,
ormanlarımız, ağaç işleri, kâğıt ve ilaç gibi
sanayi sektörleri için önemli bir kaynaktır, ülke kereste
ihtiyacının da yüzde 70ini karşılar ve ülkemiz bütçesine
önemli oranda gelir sağlar. Birçok canlıya ev sahipliği yaparak
ekolojik sistemi dengeleyen, ülkemizin yüz ölçümünün yüzde 28ini kapsayan
ormanlarımızı yeterince korumakta mıyız? Bence
hayır.
Bakın, değerli
arkadaşlar, Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsünün Birleşmiş
Milletler dâhil 40tan fazla kurumla birlikte hazırladığı
uydu verileri ve diğer bilgileri derleyen Küresel Orman Takip ve Uyarı
Sistemine göre, 2001-2017 yılları arasında Türkiyenin tam 425
bin hektar ağaç örtüsünü kaybettiği ifade edilmekte. Maalesef,
azalmanın temel nedeni ise çıkardığınız yasalar.
Bir AK PARTİ klasiği olan torba yasa tekniğini kullanarak 6831
sayılı Orman Kanunu ile 7139 sayılı Kanunun maddelerinde
kamu yararı adı altında orman alanlarında maden, turizm,
enerji yatırımlarına izin veren, orman alanlarının
amaç dışı kullanılmasıyla ilgili AK PARTİ
döneminde tam 25 kez değişiklik yaptınız. Evet,
değerli arkadaşlar, tam tamına 25 kez. Kanun ve ilgili
yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle yeni kullanımlar
için orman alanları, kâğıt üstünde olmasa da fiilen
azaltıldı. Açık alan işletme izni ve ruhsatı alan
şirketler binlerce hektar birinci derece orman alanlarındaki su
kaynaklarının yok olmasına, kirlenmesine ve erozyona sebep
oldular. Altın madeni için binlerce hektar ormanın yok olmasına
Kaz Dağları ormanlarını örnek gösterebiliriz. Siyanürle
yapılan altın madeni çıkarma faaliyetleri önemli su
kaynaklarını kullanılmaz hâle getirmiştir. Ormanların
yukarı havzalarında son yıllarda hidroelektrik santrali izin ve
ruhsatları binleri aşmıştır. Bu nedenle de endemik
bitki ve balık türleri yok edildiği gibi, bu derelerden içme ve
kullanma suyu olarak faydalanan orman köylüleri hayati zarar görmektedir.
Dünyanın gıptayla baktığı doğa zenginliğimiz
kıyı ormanlarımız ve denizlerimizin en güzel yerleri, son
on sekiz yılda yerleşim ve özel kullanımlar için tahrip edilip
âdeta yağmalanmıştır.
Yapılması
gerekenler: Öncelikle, güncel sistematik veri eksikliği giderilmeli ve 25
akarsu havzamız için arazi etüt ve kullanım haritaları
hazırlanmalı ve ekosistem temelli bir yaklaşımla
gereğine uygun üretim planlaması katılımcı bir
anlayışla acilen uygulamaya konulmalıdır. Orman
ağaçlandırma çalışmalarına hız verilerek alan
olarak ormanlarımızın alanı genişletilmelidir. Daha
önce kaldırılan veya özel şahıslara satılan orman içi
ve dışı fidanlıklar en kısa zamanda tekrar tesis
edilmeli, eski teknik ve uygulama gücüne kavuşturulmalıdır.
Bunun için bu iktidar döneminde kapatılan orman muhafaza memurluğu,
orman ağaçlandırma memurluğu, orman teknik elemanları
yetiştiren okullar en kısa sürede açılmalı, eski gücüne
kavuşturulmalıdır.
AK PARTİnin
yaptığı en kötü uygulamalardan biri de Büyükşehir
Yasasıyla orman köylerimizin mahalle statüsüne dönüştürülmesidir ve
orman işçiliğinin özelleştirilmesidir. Ormanların
sürdürülebilir yönetimi ve korunması için ülkemizdeki 7 milyonu
aşkın orman köylüsünün kalkındırılması
sağlanmalı ve bu köylerde artan göçün önüne geçmek için orman
faaliyetlerini yürütecek personelin istihdamında orman muhafaza memuru,
üretim işçisi, ağaçlandırma ve bakım işçilerinin
kesinlikle orman köylüsü olma şartı geri getirilmelidir. Orman Genel
Müdürlüğü, Milli Parklar Genel Müdürlüğü Yaban Hayatı Daire
Başkanlığı, Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü ile
Orman Köylerini Kalkındırma Genel Müdürlüğünün kapatılan
birimleri tekrar açılarak Orman Bakanlığı tek bakanlık
olarak ayrılmalı ve bu kurumlar Orman Bakanlığı çatısı
altında eski gücüne ve yararlı faaliyetlerine
kavuşturulmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Orman yangını
yönünden daha hassas olan Akdeniz, Ege, Marmara, Batı Karadeniz
bölgelerimiz başta olmak üzere yılın üç yüz altmış beş
günü orman yangını müdahale ekipleri hazır
bulundurulmalıdır. Buralarda geçici işçi değil, kadrolu
yangına müdahale ekipleri olmalıdır. İktidardan, bundan
sonrası için, orman alanlarımızın yandaşlara
peşkeş çekilmemesini ve ülkemizin ciğerlerine gerekli değerlerin
verilmesini bekliyoruz.
2021 bütçesinin
hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Orhan Çakırlar
(İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Edirne Milletvekili
BAŞKAN Edirne
Milletvekili Sayın Orhan Çakırlar.
Buyurun. (İYİ
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve
Türkiye Su Enstitüsü bütçeleri üzerine İYİ PARTİ Grubumuz
adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, ülkemizdeki bütün su
kaynaklarının planlanması, yönetimi, geliştirilmesi ve
işletmesinden sorumlu, merkezî yönetim bütçesine tabi, özel bütçeli
yatırımcı bir kuruluştur. Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü Sayıştay raporlarında Konusu aynı olan ve
aynı tarihlerde doğrudan temin yöntemiyle temini
gerçekleştirilen bazı mal ve hizmet alımları ile proje
yapımı işlerinin, 4734 sayılı Kanunun 22/d
maddesinden faydalanmak amacıyla parçalara bölündüğü tespit edilmiştir.
ibaresi yer almaktadır. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
mal, hizmet ve yapım işlerinde rekabete açık bir yol olan
açık usule tek bir iş adına ihaleye çıkması gerekirken
ne sebeple doğrudan temin usulüyle birden çok ihaleye
çıkmıştır? Açık usul ihalelerde rekabet
yaratılarak kamu yararının gözetileceği belli olduğu
hâlde doğrudan teminle işleri bölmek kamu zararı oluşturmaz
mı?
Bu konuda bir başka
hususu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün kendi bünyesinde çalışan binlerce işçisi var.
Doğrudan temin olarak ihale edilen işleri kendi uhdesinde çok
rahatlıkla yapabilecek kapasitedir. Devlet Su İşleri
bürokratları, kendi işçilerinin ve envanterinin kapasitesini
bilmemekte midir? Yoksa burada birilerine iş edindirilmeye mi
çalışılmaktadır?
Değerli milletvekilleri,
Genel Müdürlük ve bölge müdürlüklerinin yatırım programlarında
bulunan ve ihalesi yapılacak olan baraj, gölet, sulama, taşkın
koruma, atık su toplama ve arıtma tesisleri ile içme suyu tesisleri
ve isale hattı işlerine ait planlama raporlarının ve
yapım projelerinin hazırlanması işlerinin kendi
imkânlarıyla yapılması mümkün iken piyasadan hizmet
alımı suretiyle temin edildiği ve bedellerinin de bütçeden
ödendiği tespit edilmiştir. Buradan anlaşılıyor ki bölge
müdürlüklerinin ve Genel Müdürlük kadrolarının şeffaflıktan
uzak bir anlayışla, liyakatsiz bir şekilde doldurulmaya
çalışılması sonucunda maalesef, yeterlilik sahibi olmayan,
niteliklerini yitirmiş kurum ortaya çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri,
bilindiği üzere, dünyada su meselesinin önemi herkes tarafından
biliniyor ve yaşadığımız kriz döneminde tasarrufun
yanı sıra daha büyük ve makro yöntemlere de dikkat edilmesi
gerekiyor. Eskiden su kaynaklarının sonsuz olduğu
düşünülüyordu fakat günümüzde birçok ülke, su kaynaklarının
kısıtlı olduğunun farkına vararak suyu daha verimli
kullanma yollarını bulmaya uğraşıyor. Bu yıl
ülkemizin yeteri kadar yağış almaması sebebiyle
yaşanan aşırı kuraklık, su kaynaklarının
yeteri kadar verimli kullanılması gerekliliğini gözler önüne
sermiştir.
Değerli milletvekilleri,
Devlet Su İşleri 11inci Bölge Müdürlüğü tarafından
Trakyada baraj doluluk oranları açıklanmasıyla birlikte
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün kuraklık haritasında Edirne
ilimizin, şiddetli kurak ve çok şiddetli kurak kategorisinde
olduğu görülmüştür. Edirnede behemehâl olarak gerekli
çalışmaların başlaması, yarım bırakılan
eksikliklerin ivedilikle giderilmesi gerekmektedir. Edirne ilimizin en önemli
sorunlarının başında su ve sulama yetersizliği
gelmektedir. Şehrimizde bu sene yaşanan kuraklık sonucunda
buğday ve ayçiçeği verimlerinin düştüğü gözlenmiştir.
Edirnenin Lalapaşa
ilçesinde yapılması düşünülen ve altı yıl önce proje
çalışmalarına başlanan Çömlekköy Barajı için henüz bir
gelişme yaşanmadı. Bakanlığınıza projenin
yatırım kapsamında olup olmadığıyla ilgili
vermiş olduğum yazılı soru önergemde net bir cevap
alamadım. Baraj yatırım programında mıdır? Edirne
çiftçisinin, barajın bir an önce yapılmasını
istediğini de belirtmek istiyorum. Çömlekköy Barajının
yapılması durumunda 56.500 dönüm arazi sulanabilir hâle gelecek.
Bölge çevresinde bulunan 11 köy, yapılacak olan baraj neticesinde
sulamadan fayda sağlayacaktır. Bu sayede hem ürün verimliliği
artacak hem de çiftçimizin ürün çeşitliliğini artırma
şansı olacaktır. Neyi beklediğinizi hâlen daha
anlamış değilim. Projeler hazırlanmış, her türlü
fizibilite çalışması tamamlanmış, zaman kaybetmeden
Çömlekköy Barajının bir an önce yatırım programına
alınıp yapım işine başlanması zarureti
doğmuştur.
Çakmak Barajındaki
eksiklikleri ne zaman tamamlayacaksınız? Çakmak Barajı tam
kapasite olarak çalışmamakta, buradaki eksikliklerin de bir an önce
tamamlanması çiftçimizi rahatlatacaktır. Şehir merkezine en
yakın köylerimizden biri olan Uzgaç köyündeki gölet yarı açık
yarı kapalı sulama sistemine sahip olmasına rağmen, on
sekiz yıldan beri çalışmamaktadır.
Çalışmamasının sebebi nedir?
Bakanlığınız, Edirne merkez Uzgaç sulamasını 225
hektar tarım alanına hizmet verecek şekilde inşa
etmiştir. 2000 yılında işletmeye açılmış,
2002 yılında işletme bakım ve yönetim sorumluluğu
Uzgaç ve Ahi köyleri sulama kooperatiflerine devredilmiştir.
Sulama tesisleri izleme ve
değerlendirme raporlarında, 2002 yılında 38 hektar, 2003
yılında 150 hektar, 2004 yılında 50 hektar, 2006
yılında 98 hektar, 2008 yılında 40 hektar, 2010 yılında
62 hektar, 2013 yılında 93 hektar, 2015 yılında 68 hektar,
2017 yılında 38 hektar alan sulanmıştır.
Bakanlığınızca 2005, 2007, 2009, 2011, 2012, 2014, 2016
yıllarına ait verilere neden yer verilmemiştir?
225 hektar tarım
alanına hizmet verecek şekilde inşa edilen bu yapı, verilen
veriler neticesinde ortalama yüzde 30 verimle çalışmaktadır.
Bahse konu verilerin, sistemin kapalı olması sebebiyle motopomplar
yardımıyla alınan verileri yansıttığı
kanaatindeyim.
Kırk yılı
aşkın süredir gündemde kalan ancak bir türlü başlanamayan,
Tunca Nehri üzerine kurulması planlanan Suakacağı
Barajıyla ilgili bir çalışmanız var mı? sorusunu da
sormak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
çiftçimizin 2019 yılı Ekim ayında ekip 2020 Haziran ayında
biçtiği buğday ürününün prim destek ödemeleri için on beş gün
önce Tarım ve Orman Müdürlüklerince müstahsil makbuzları toplanmaya
başlanmış. Geçmiş yıllarda hasat sonrası, temmuz,
ağustos aylarında sattığımız buğdayların
müstahsil makbuzları il ve ilçe tarım ve orman müdürlüklerince
toplanıp sisteme girişleri yapılır; eylül, ekim ayı
gibi icmaller askıya çıkar ve prim destekleri ödenirdi.
Zamanında ödenmeyen desteklerin çiftçinin nazarında hiçbir
kıymetiharbiyesi yoktur. Bu sadece buğday için geçerli bir durum
değil, çiftçi, destek beklediği bütün ürünler için aynı problemi
yaşamaktadır.
Bir başka husus da
destekleme ücretlerinin çiftçinin ekimini yapmadan önce belirlenmesi
gerektiğidir. Çiftçi ekim yapacağı ürünü ona göre
değerlendirmek istemektedir. Destekleme ücretlerinde madem geçen
yılla hemen hemen aynı destekleri açıklayacaktınız,
neden on bir ay beklediniz? Bu bile çiftçiye verilen değeri gözler önüne
sermektedir. 2006 yılında hiçbir zaman
uymadığınız bir yasa çıkarıldı. Yasaya göre
tarımsal destekler için bütçeden ayrılan pay, gayrisafi millî
hasılanın yüzde 1inden az olmayacaktır. Ne yaptınız?
Yarısını ödeyemediniz. Tarım politikası güttünüz,
sanmayın ki çiftçi bunun hesabını sormayacak.
Ayrıca bir hususu daha
dile getirmek istiyorum: Ülkemizde tarım arazilerinin yaklaşık
yüzde 50si Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı değildir.
Nedeni, çiftçilerimizin kullandıkları arazilerin
mirasçılarının intikalini yapamamış
olmasıdır. İntikali yapılamayan tarım arazilerinin ÇKSye
kayıt yaptırılamadığından dolayı, bu
tarım arazileri için çiftçilerimiz hiçbir tarımsal desteklemeden
faydalanamamaktadır, tarım sigortası da
yaptıramamaktadırlar. Bu konuda nasıl bir çözüm öneriniz var?
Ayrıca Saros Körfezine
kıymayın. diyorum.
Bütçenin hayırlara
vesile olmasını diler, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Trabzon
Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi
üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en
derin saygılarımla selamlıyorum.
AYHAN EREL (Aksaray) Bize
her yer Trabzon!
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) -
Değerli milletvekilleri, akademik çevrelerce sporun tanımı,
temel işlevi ve spor yönetimlerinin bu işlevi yerine getirebilmesi
için neler yapması gerektiğiyle ilgili birçok bilimsel çalışma
vardır. Bu çalışmalardan bir özetle sözlerime başlamak
istiyorum.
Sporun temel işlevi,
ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın temel unsuru olan
insanın beden ve ruh sağlığını
geliştirmektir. Ayrıntılı bir biçimde sporu,
kişiliğin oluşumunu ve karakter özelliklerinin gelişimini
sağlamak amacıyla kişiye bilgi, beceri ve yetenek
kazandırarak çevreye uyumu kolaylaştırmayı sağlayan
faaliyetler şeklinde tanımlayabiliriz. Bunun yanında spor,
kişiler, toplumlar ve milletler arasında dayanışmayı
ve barışı sağlamak, kişinin mücadele gücünü
artırmanın yanında, belli kurallara göre rekabet ölçüleri
içerisinde mücadele etmek, heyecan duymak, yarışmak ve
yarışırken üstün gelme amacıyla da yapılmaktadır.
İnsanların
kişisel gelişimi ve ülkelerin tanıtımında önemli bir
yeri olan sporun yaygınlaştırılması ve istenilen
başarıların kazanılması, büyük ölçüde, güçlü ve
dirençli bir teşkilatlanma ve yönetime bağlıdır. İnsan
davranışları ve işlerin idare edilme süreci olarak
algılanabilen yönetim, insanların ve kuruluşların sonuçlar
elde ettikleri esnek ve değişebilir özelliklere sahip aktif bir
meslek ve süreçtir. Spor yönetimi ise genel yönetimin ilke, yöntem ve
kurallarını spor alanında uygulayarak spora ilişkin
politika, karar ve hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetlerin
akılcı ve bilimsel bir biçimde yürütülmesinin yollarını
araştırmak, bulmak ve bunları genel ilkelere dönüştürmekle
ilgilidir. İnsan kaynakları, uzun vadeli planlama, program yapma,
tesis, bütçe, hukuki sorumluluk, pazarlama ve halkla ilişkiler konularının
dışında pek çok alanla da ilişkili olan spor yönetimi,
yönetici ile beden eğitimi ve spor sürecine katılan
paydaşların karşılıklı olarak birbirini
etkilemesidir. Spor yönetimi, yapısı ve büyüklüğüne
bakılmaksızın her türlü spor kuruluşunun
devamlılığını sürdürebilmek için ekonomi, teknoloji,
politika, rekabet, katılımcılar, sosyal ve kültürel etkinlikler
gibi dış etkenlerin ve mesleki kademe, beceri ve rolleri kapsayan iç
etkenlerin bilincinde olup karşılık verebilmesi olarak da
tanımlanabilir.
Ülkemizde spor
teşkilatlanmasının nasıl olacağı konusunda
tartışmalar uzun yıllar devam etmiş, Türk sporunun
sorunlarını çözmek amacıyla çeşitli arayışlar söz
konusu olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri,
Plan ve Bütçe Komisyonunda Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın bütçesi görüşülürken Türk sporunun
yaşadığı sorunlar ve özellikle de pandemi süreciyle
birlikte giderek artan problemleri dile getirmiş, sorumlu muhalefet
anlayışıyla yapıcı eleştirilerde
bulunmuştum.
İSMET YILMAZ (Sivas)
Teşekkür de ettik Hüseyin Bey.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Teşekkür ederim.
Türk sporunun yıllardan
beri beklediği bir yasa var, üzerinde çok konuşulan ama hâlâ daha
çıkarılmayan bir yasa, spor kulüpleri ve federasyonları
yasası. Bunu Komisyonda dile getirmiştim, bir kez daha Genel Kurulun
huzurunda da söylemek istiyorum çünkü bu yasa çok önemli. Türkiyede özellikle
futbol kulüplerinin durumu herkesin malumu, birçoğu borç
batağında, ekonomik şartları el vermediği için
bazı müeyyidelerle karşı karşıyalar, yasaklamalar var.
Âdeta tekelleşmiş bazı kulüp yönetimleri kontrol
dışı harcamalar yapmaya devam ediyorlar yani bir denetim
mekanizması yok.
Değerli arkadaşlar,
Gençlik ve Spor Bakanlığımız 13-17 Ocak 2020 tarihlerinde
Ankarada bir çalıştay yapmıştı, bu
çalıştayı ben de basın ve medyadan takip etmiştim. Gerçekten
faydalı bir çalışma idi Sayın Bakanım, bunu da burada
söyleyeyim çünkü bu çalıştaya, beş ayrı oturuma futbol
federasyonu temsilcileri, 145 futbol kulübü temsilcisi ve diğer ilgililer
katılmıştı. Toplantı sonrasında yayınlanan
çalıştay sonuç raporuna baktım, orada spor kanunu öncesi
yapılan bir çalışma olduğu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisine katkı sağlamak amacıyla bu çalıştayın
gerçekleştirildiği ibaresi de vardı. Sayın Bakanım, bu
çalıştayda bir konuşma yaptınız ve dediniz ki Spor
kulüpleri ve federasyonları yasası, yakın bir zamanda Meclis
gündemine alınacak. Aradan hemen hemen bir yıl geçti çünkü ocak
ayındaydı -baktığımız zaman bir yıla
yakın zaman geçti- ancak bu yasa çıkarılamadı. Bu yasayla
ilgili çalışmalar hangi aşamadadır? Kulüplerin bütçelerinin
aşılmaması, yönetimlerin kendi dönemlerine ait her türlü
borçlanmadan da sorumlu tutulması ve kontrolsüz harcamaların ortadan
kaldırılmasına yönelik beklentileri karşılaması
gereken spor kulüpleri ve federasyonları yasasının hâlâ daha
çıkmaması gerçekten düşündürücüdür. Bu noktada şunu
söyleyeyim: Her ne kadar başka partilerde siyaset yapsak da başka
parti mensubu olsak da Meclisimizde hem Sayın Saffet Sancaklı hem de
Alpay Özalan gibi Türk futboluna hizmet etmiş 2 milletvekili
arkadaşımız da var. Bu çalışmalar için bu
arkadaşlarımızın da katkılarının çok önemli
olacağını, ben de eğer gerekirse eski bir kulüp
başkanı, 1461 Trabzon Kulübü Başkanı olarak katkı
koyabileceğimi de buradan sizlere arz etmek isterim.
Değerli arkadaşlar,
Türk futbolunun mevcut durumuyla ilgili bir hususu da burada hatırlatmak
isterim. Bu yıl Avrupada mücadele eden tüm
takımlarımızın elenmesi sonucunda, Türkiye, ülke puanı
klasmanında 30,1 puanla maalesef 13üncü sıraya gerilemiştir. Bu
durumu, kulüplerimizin yaşadığı ekonomik
sıkıntıların uluslararası arenadaki
başarısızlıklarına etkisini göstermesi
açısından da dikkatlerinize arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
konuşmamın bu bölümünde de amatör kulüplerimizin
yaşadığı sorunlara, problemlere değinmek istiyorum.
Amatör sporun sorunları zaten vardı ama pandemi süreciyle bu sorunlar
daha da arttı. Şimdi, baktığımızda, amatör
kulüplerimizin hemen hemen hepsi çok büyük maddi sıkıntılar
içerisindedir ve maddi sıkıntılarla
uğraşmaktadırlar, malzemelerini temin edememektedirler. Amatör
kulüpler için en büyük problemlerden bir tanesi de malzeme
sıkıntısıdır. Birkaç yıl evveline kadar bu
kulüplerimize malzeme yardımı yapıldığını
biliyorum ama bunun sürekli olmadığı ve kesintiye
uğradığı kulüplerimiz tarafından dile getiriliyor. Bir
amatör futbol takımını ele alırsak; sezon öncesi
hazırlığında eşofman, krampon, forma, yağmurluk,
konç, futbol topu gibi malzemelerin hazır edilmesi, kulüplerin maddi
durumlarının çok üstünde meblağlara karşılık
gelmektedir. Sporun, futbolun içinde olan arkadaşlarımız bilir,
bir de buna lisans ücretleri eklendiğinde durum daha da içinden
çıkılmaz bir hâl almaktadır. Bu nedenle, özellikle Anadoluda
birçok amatör kulüp kapanmakta ya da kapanma tehlikesiyle karşı
karşıya kalmaktadır.
Amatör kulüplere malzeme
yardımı yapılmalıdır Sayın Bakanım. Bununla
ilgili olarak belediyelerin bütçelerinden spora ayrılan payın,
belediyelerin yetki alanındaki amatör kulüplere verilmesi
sağlanmalıdır. Bu pay, eğer yanlış
hatırlamıyorsam, büyükşehir belediyelerinde yüzde 7, il
belediyelerinde yüzde 12 oranındaydı. Burada da şöyle bir
aksaklık oluyor: Bu belediyeler, uygulamalarda kendi bünyelerinde
oluşturdukları çeşitli branşlardaki kulüplere bu
yardımları yapıyorlar. Kanunda belirtilen miktarların,
belediyelerin yetki alanındaki tüm amatör kulüplere eşit olarak
kullandırılması daha doğru olacaktır diye
düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri,
amatörün sadece malzeme sıkıntısı yok, amatör sporda
sağlıkla ilgili birtakım sorunlar var. Mesela, müsabakalarda
çarpışma sonucu sakatlık -ki Allah göstermesin çok tehlikeli-
dil kaçması gibi istenmeyen vakaların yaşanması durumunda
anında müdahale edebilecek sağlık personelinin olması çok
önemli. Bu noktada şikâyetler var; müsabakalarda hazır bulunan
sağlık personelinin yetersiz olduğu, çok kısa süreli
birtakım eğitimler veya kurslar sonrasında elde edilen
belgelerle görev yaptıkları söylenmektedir. Ayrıca,
sağlık malzemesi ve ekipmanda da yetersizlikler olduğu dile
getiriliyor. Müsabakalarda görev yapan sağlık personeline serum
aparatı, tedavi sedyesi veya kalp için şok aleti gibi
sağlık ekipmanlarının da tedariki
sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
amatörün çok daha fazla sorunları var ama ben ikisiyle özetleyeyim dedim.
Bir başka konu da -çok önemsediğim bir konu olduğu için
konuşmama aldım- engelli bireylerin spora yöneltilmesinin
sağlanması. Bu konuda bir şeyler söyleyeceğim: Ülkemizde
engelli vatandaşlarımızın toplumla bütünleşme
noktasında sosyalleşmeyle ilgili sorunları olduğunu ve bu
sorunları yaşadıklarını biliyoruz. Birçok alanda
karşımıza çıkan bu sorunlar, engelli bireylerin içinde
oldukları toplumla aktif bir bütünlük içinde yaşamalarını
zorlaştırmaktadır. Engelliyi tanımak, onu anlamak ve ona
karşı yönelen davranışlarımızı doğru
biçimlendirmek son derece önemlidir. Engellilerin toplum hayatıyla
kaynaşmasını sağlamanın bir yolu da spor
hayatında diğer bireylerle birlikte yer almalarına imkân
sağlamak, onların toplumsal yaşama tam ve eşit
katılımlarını sağlamaktır. Engelli birey kendi
başına ne kadar spor yapmaya istekli olursa olsun spor yapabilmesi
için ona diğer bireylerden farklı bazı imkânların
sunulması gerekir. Engellilerin spor yapma ihtiyacının
karşılanmış sayılabilmesi için spor alanlarında
engellilerin özel ihtiyaçlarının karşılanabileceği
spor merkezlerinin kurulması ve merkezlerde bu doğrultuda
-burası önemli- eğitim görmüş personelin bulundurulması
gerekir. Ancak bu şartların sağlanması hâlinde engelli
birey bu alanlarda tek başına, birine bağımlı olmadan
spor yapabilir hâle gelecektir. Engellilerin spor ortamına katılımında
seçilecek olan aktivite çeşidi ve spor türü de engellinin kapasitesine
uygun olarak seçilmelidir. Spor, engelli bireylere yeni bir yaşam
penceresi açarken kendi aralarında rekabet etme imkânı da
sağlayacaktır. Sporcu sıfatı kazanan engellilerin sosyal
yaşam bağlarının gelişeceği de
aşikârdır. Ülkemizde engelli bireylerin spor hizmetlerinden
yararlanabilmeleri için, spor hizmeti verebilecek nitelik
taşımaları için imkânlar maalesef yetersizdir. Spor
politikasının hedefleri içerisinde yer alacak, engelli
sporlarının yaygınlığını artıracak her
türlü projeye destek vereceğimizi de buradan ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
bugün burada Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesini
görüşüyorsak gençlerimizin işsizlik problemini de
konuşmalıyız diye düşünüyorum. Geçen yıl Plan ve Bütçe
Komisyonunda Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçe görüşmelerinde
Sayın Bakanı dinlemiştim. Sayın Bakanın Gençlik ve
Spor Bakanlığıyla ilgili kurumların 2020 bütçesine
ilişkin yapmış olduğu sunumda, Bakanlık olarak
gençlerle ilgili projelerden bahsetmişti. Sayın Bakan toplumun her
kesiminden gençlerle irtibat hâlinde olduklarını belirterek Biz
sadece kulak veren değil, aynı zamanda ses veren bir gençlik görmek
istiyoruz. Birlikte düşlemenin, birlikte düşünmenin, birlikte
çalışmanın, birlikte üretmenin kapılarını
aralamak istiyoruz. Katılımcılık ilkesini önemsiyor,
gençlik merkezlerimiz aracılığıyla gençleri karar alma
sürecine dâhil ediyoruz. ifadelerini kullanmıştı. Şimdi,
ben de diyorum ki, Sayın Bakan, gençlerimizin kulak vermesini, ses
vermesini, düşlemesini, düşünmesini ve üretmesini istiyorsak evvela
onların işsizlik problemini çözmeliyiz. TÜİK işsizlik
rakamları ortada, milyonlarca gencimiz ne okuyor ne
çalışıyor. Bir yıldan fazla süredir iş arayan
gençlerin sayısı katlanarak artıyor. İşsizler içindeki
üniversite mezunu oranı aldı başını gidiyor.
Sektörlerin ihtiyaçları gözetilmeden plansızca açılan
üniversiteler gençlerimiz için bir umut kapısı olmaktan çıkmış
ve büyük umutlarla mezun olmalarına rağmen istihdamda yerlerini
alamamışlardır. Milyonlarca genç işsizimiz var.
İktidar olarak bu gençler için ne yaptınız, hangi iş
imkânını sağladınız?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
On sekiz yıldır iktidardasınız, gelin, torpille işe
adam alma mekanizması gibi çalışan mülakat sistemini ortadan
kaldırın. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar) Gelin, bu beton aşkından vazgeçin, istihdama
yönelik projeler gerçekleştirin.
Arkadaşlar, bugün
gençlerimiz sıkıntılı, gençlerimiz geleceklerinden umutsuz.
İşsizlik kaygısı, faturalar, masraflar
Öğrenciler ve
yeni mezun gençler, Türkiyede ekonomik zorluk yaşayan kesimlerin
başında geliyor. Oysaki gençler, istihdam istiyor; gençler,
devamlı iş istiyor; gençler, sosyal güvenceli iş istiyor;
gençler, birkaç ay sonra sokakta kalmayacağı, iş
kaygısı duymayacağı, yeniden işe girebilmek için
partiden adam aramak, milletvekilinden referans almak zorunda
olmayacağı kalıcı işler istiyor. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Her şeyden
önce, bu gençlere istihdam sağlayacak somut adımlar atın,
nasihat değil, kadro verin diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
İlave bir dakika daha süre isteyebilir miyim?
BAŞKAN
Kullandınız Sayın Örs ama.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) Peki,
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Örs.
Bursa Milletvekilimiz
Sayın Ahmet Kamil Erozan.
Buyurunuz Sayın Erozan.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, Sayın Bakan; dış politika bir
ülkenin ön savunma hattıdır; güvenliğidir, ekonomik
coğrafyaya hükmetme yeteneğidir, çatışmaların
silahsız olarak çözümlenmesine imkân verecek gücüdür, yurt
dışındaki vatandaşa götürülen hizmettir, devletin
prestijidir, sadece düşmanlara karşı değil, dost ve
müttefiklere karşı da ülkenin hak ve hukukunun karada, havada,
denizde, denizin altında ve dibinde, zamanı geldiğinde uzayda da
korunmasının aracıdır, egemenliğinin garantisi ve
sonucunda her bir vatandaşımız için aş ve iştir. Ben
size dış politikanın temel hedeflerinin neler olması
gerektiğini ana hatlarıyla sıraladım. Oysa, günümüzde, bu
iktidarın yönetimindeki Türkiye Cumhuriyetinin -burada değerli
yalnızlığı diyecektim ama Sayın Ahmet
Yıldız hoşlanmadığını ifade etti-
değerli yalnızlığı yoktur, onurlu izolasyonu
vardır. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Dışişleri
Bakanlığının harcamalarının yüzde 80inden
fazlası yurt dışında harcanır. Geçen sene bu bütçe 812
milyon dolardı, bu sene küçülerek 735 milyon dolara düştü yani 77
milyon dolar azaldı. 24 Kasım tarihinde bu bütçeyi biz Komisyonda
konuşurken azalan miktar olarak 66 milyon dolardan bahsetmiştim,
şunu ifade etmek istiyorum, demek ki Dışişleri
Bakanlığının bütçesi son üç hafta içinde 11 milyon dolar
daha azaldı. On beş dakika konuşacağım, on
beşinci dakikaya geldiğimde, büyük ihtimalle, bütçe birkaç bin dolar
daha azalmış olacak. Şunu diyebilirsiniz:
Maaşlarını dolarla mı alıyorlar? Evet, dolarla
alıyorlar hatta euroyla alıyorlar. Dolayısıyla, kurdaki
oynamalar her geçen gün Dışişleri
Bakanlığının TL bütçesinde ve dolayısıyla yurt
dışındaki ödemeler açısından eksiye yol açıyor.
Ne kadar bu bütçe? Topu topu yüzde 0,44 ve bakanlar, kurumlar
sıralamasına girerseniz 18inci sırada. Bu sıra, bu
rakamlar sadece devleti yönetenlerin dış politikaya atfettikleri
önemin göstergesi değil, aynı zamanda talep ettiği ödenekleri
alamayan Bakanın siyasi sıkletinin de ölçüsüdür.
Küresel anlamda aktör olan
ülkeleri bir yana bırakın, komşularıyla bir ilişkisi
kalmayan bir Türkiyeyle karşı karşıyayız. Aynı
apartmanda tüm komşularıyla kavgalı, huysuz bir adama çevrildi
ülke; sıra şimdi İrana geldi galiba. Bugün Türkiyenin Amerika
ile Rusya ile Almanya ile Fransa ile Çinle ilişkileri yok ama Sayın
Erdoğanın Trumpla şimdilik Trumpla- Putinle, Merkelle,
Macronla, Şiyle kişisel ilişkileri var ve bu ilişkiler
maalesef Sayın Erdoğanın ruh hâllerine bağlı olarak
istikrarsız bir şekilde dalgalanmakta. Oyun bozucu olmaktan öteye
gidemeyen iktidarın, başkalarının kurduğu Büyük
Ortadoğu Projesi gibi oyunlarda satrancın piyonu durumuna gelmiş
olması da üzücüdür. Uluslararası ilişkilerde dost veya
düşman nitelendirmeleri mutlak değildir; ülkelerin olsa olsa millî
çıkarlarına uygun, öngörüyle atacakları akılcı
adımlar vardır.
Uluslararası siyasette
aktif ve de başarılı olabilmenin 3 değişmez
şartı vardır: Güçlü ve üretken bir ekonomi, güçlü ve yetenekli
bir ordu, akılcı ve millî çıkarların gözetilmesini düstur edinmiş
bir diplomasi. Ordumuz çok şükür güçlüdür ama iktidarın
caydırıcı olmaktan uzak siyasi yaklaşımları
nedeniyle uğranılan kayıplar saymakla bitmeyecektir. Tek bir
örnek vermekle yetineyim: Bir gece ansızın gelebilirim.
teranelerinden ancak iki buçuk sene sonra Suriyede terörle mücadele operasyonu
başlatılabilmiştir. Geçen sürede neler kaybedilmiştir bunu
hepimiz çok iyi biliyoruz. Fıratın doğusunda -adını
isterseniz siz koyun- komşu Iraktakine benzer ve onu anımsatan özerk
bir entite yeşermiştir. Fıratın doğusundaki
Barış Pınarı Operasyonu ise daha başından
itibaren ABD ve Rusyanın çizdikleri yol haritasına ve zaman
çizelgesine göre gerçekleşmiştir. Biz İYİ PARTİ olarak
Suriyenin tamamı güvenli bölge olmak durumdadır. derken siz
Fıratın doğusundaki 450 kilometrelik hattın ancak 120
kilometresine hâkim olabildiniz ve âdeta yine başkalarının
senaryosuna uygun olarak Suriyeyi kantonlaştırdınız.
Bunlar olup biterken ülkemiz âdeta istilaya uğradı. Türkiyeye sığınan
savaş kaçkını 5 milyona yakın kişi günümüzde ekonomik
kaçkına dönüştü. Vatandaşa pandemi ortamında
veremediğiniz sosyal desteği on senedir yabancılara
veriyorsunuz. Bu durumun bir toplumsal tümöre dönüşmekte ve bir iç
güvenlik sorunu hâline gelmekte olduğunun hiç farkında değil
misiniz?
İktidarın dayatmacı
politikalarının değerli yalnızlık ortamındaki
maddi ve siyasi maliyetleri giderek artmakta, ekonomimizin
kırılganlığının farkında olan
muhataplarımız Türkiyenin dış baskılara dayanma
direncinin de zayıfladığını görerek cepheleşerek
hareket etmektedirler. Ayrıca, dış politikadaki pek çok tercihin
iç politik gündemi gölgelemeye matuf olduğu da kimse için artık bir
sır değildir. Sayın Erdoğanın siyasi anlamda yerel
seçimlerden bu yana topal ördek konumu da dışarıdaki
kayıplarımızın bir diğer nedenidir. İktidar
ekonomide olduğu gibi, dış politikada da günü kurtarmaya
çabalamakta, dış politikada da harikalar diyarında
olunduğunu sokağa yansıtmaya çalışmaktadır.
Sergilenen ise orta oyunundan öteye gidememektedir. Dünyanın ilk 10
ekonomisi arasında yer alma hedefimiz ise buharlaşmış, G20
ülkesi olan Türkiye bugün G21 olmak durumuna düşmüştür. Oysa bizler
iktidarlar değişse de içinde ekonomik ve sosyal
yapımızın da korunduğu, bütünleştirici, istikrarlı
bir dış politika ekseninde yürümek durumundayız.
Bu ülke hepimizin. Demokrasi
varsa bu ülkede yaşayan herkesin söz hakkı var ve
yanlışları dillendirmek, kandırılmalara Dur! demek
görevimiz. Derdimiz sadece eleştirmek değil, dış
politikamızı doğru rayına oturtmak. Gelişmelerin
akılcı tahlillerini yapmak ve yeri geldiğinde yanlış
yolda olduğunuzu söylemek de bizim muhalefet olarak görevimiz.
Dış politikada
İYİ PARTİ olarak bugüne kadar muhataplarımızla,
örneğin Sayın Dışişleri Bakanı ve Sayın
Millî Savunma Bakanıyla yaptığımız görüşmelerde
gündeme getirdiğimiz sorulara tatminkâr cevapları hiçbir zaman
alamadık. Benim ve milletvekili arkadaşlarımızın TBMM
kürsüsünde veya basın toplantılarında gündeme
taşıdığımız uyarılara kulak asan olmadı.
Maalesef söylediklerimiz de acı sonuçlarıyla doğru
çıktı. Bizi her seferinde acılara gark eden kaybettiğimiz
vatan evlatlarını da bu vesileyle bir kere daha rahmetle anar;
ailelerine sabır, gazilerimize de acil şifalar dileriz.
Türkiyenin dış
politikası bir çözümsüzlükler ve mecburiyetler yumağına
dönüşmüştür. İktidar ise iç politikadaki açmazlardan dolayı
bunları çözmek değil tırmandırmaktan medet ummaktadır.
Kendi kurguladığınız algılamalarla kamuoyunu
yönlendiriyor ve sonunda yönlendirdiğiniz kamuoyunun rehinesi durumuna
geliyorsunuz. Biz sizin zikzaklarınıza alıştık ama
yurt dışından Türkiyeye bakıldığında
Türkiyeye önem atfedenler bile Ne oluyor bunlara? Türkiye nereye gidiyor?
sorusunu sormaktadırlar. İktidarınızın dış
politikadaki tek başarısı, bizim sorunlarımızı
onların sorunları hâline getirebilmiş olmanızdır. O
dış güçler çaresizlik içinde kendi dertlerine çözüm üretmek
arayışına düşmüş bulunmaktadırlar.
Dış politikada
iktidarın aldığı pek çok karar karşısında
Bu da yapılır mı? Bu hataya nasıl düşülür? Hiç mi
aklınız yok! gibi nidalar yükselttiğimiz olmuştur. Bu
gelişmelerin bir analizini yaptığımızda, hata gibi
gözüken pek çok şeyin mecburiyet, aidiyet veya sabitelerden kaynaklanan
bilinçli tercihler olduğunu gözlemlemek bizi kahretti. Bizi bugün
çaresizlik içinde yerli ve millî olarak değerlendirenlerin davranışlarına
ve geriye doğru aldıkları kararlara
baktığımızda kendilerinin yerli ve millîlikten ne kadar
uzak olduklarını ve aldıkları hatalı kararların
sonuçlarının bu millet tarafından üstlenildiğini de
üzüntüyle gördük. Ekonomide olduğu gibi dış politikada da
devralacağımız enkazın her geçen gün büyümesi bizi
rahatsız etmektedir.
İktidarın
dış politikasının birçok kayıt dışı
cephesinin bulunduğunu da bilmekteyiz. Bu bağlamda, özellikle
liderler arasındaki telefon görüşmelerini kastediyorum tabii ki.
Günün birinde bizim muhataplarımız herhâlde bize çıkacaklar Ya,
biz bunu Sayın Erdoğanla bu şekilde anlaştık. Sizin
haberiniz yok muydu? diyecekler. Büyük ihtimalle biz bunun
kayıtlarını bir yerlerde bulamayacağız.
İzninizle birkaç güncel
konuya değineyim. Yukarı Karabağ meselesiyle ilgili olarak
Azerbaycan topraklarında kurulacak Türk-Rus ortak merkezi konusunda
nihayet mutabakat sağlandığını öğrendik. Bundan
memnuniyet duyduğumuzu söyleyemeyeceğim, zira bu ortak merkezle
birlikte, Rusya Barış Gücü, operasyonlarını yürüttüğü
bölgenin dışında, başka bir noktaya da Türkiyenin
tavassutuyla ayak basacaktır. Geçmiş bir konuşmamda bu konudaki
hassasiyetimizin altını çizerek Niye biz bu işi, ikili düzeyde
Azerbaycanla yapmadık? diye sormuştum. Bu soru hâlâ bugün de
gerçek. Bu ortak merkez denilen şey nerededir, işlevi ne
olacaktır, gözlem için hangi teknik imkânlarla donatılacaktır?
İmzalanan metin bir uluslararası anlaşma niteliğinde midir,
süresi nedir? Bu merkezde kaç Türk, kaç Rus askeri bulunacaktır? Azerbaycan
bu mutabakatın neresindedir? Binası bile olmayan bu ortak merkeze
ilişkin sorunların muhatabı Sayın Çavuşoğlu ve
Sayın Akardır. Bu sorularımızdan en azından birisine
sizlerden değil, Aliyevden yanıt geldi ve ortak merkezin sizin
söylediğiniz gibi Yukarı Karabağda değil, Ağdam
bölgesinde olacağını nihayet öğrendik.
Doğu Akdenizde ise son
yıllarda keşfedilen hidrokarbon kaynaklarının cazibesi
sadece bölge ülkelerinin değil, bölge dışındaki ülkelerin
de ilgisini çekmiş ve bölge bir çıkar çatışması alanına
dönüşmüştür. 2003 yılında başlayan
paylaşımlar karşısında sessiz kalan iktidarın ve
Yedi yıl bekledik. diyen Sayın Cumhurbaşkanının neyi
ve niye beklediğini de sormak durumundayız.
Türkiye derin bir uykudan
uyandıktan sonra 2011 yılında KKTCyle bir deniz yetki
alanı anlaşması imzalamıştır. Oysa uyuyan güzel
bile bir kere öpüldükten sonra uyanmaktadır. Öpüldükçe sevenlerinizin
arttığını da sakın ha düşünmeyin. Aradan sekiz
yıl geçtikten sonra geçen yıl, 2019 yılında Libyayla bir
deniz yetki alanı mutabakat muhtırası imzaladınız.
İşin garabeti, bu yaptığınız anlaşma
Yunanistanın Mısırla yaptığı anlaşmayla
çatıştı. Oysa bu coğrafyayı kıyıları
itibarıyla paylaşan Kıbrıs ve Libyayı bir tarafa
bırakacak olursak Mısır, Filistin, Suriye, İsrail ve Yunanistanla,
bunların hepsiyle ilişkilerimiz sorunlu. Dolayısıyla
ileriye doğru baktığımızda biz daha iki sene evvel
bunun çok taraflı bir zeminde görüşülmesi gerektiğini, ikili
formüllerle çözülemeyeceğini ifade etmiştik.
İktidar bugün
yapamıyorsa emin olun, biz bunu iktidara geldiğimizde, önümüzdeki
sene yapacağız. Önümüzdeki sene yapacağız derken ne demek
istediğimi birazdan açıklayacağım. Bu arada İsrail
dediğim için İsraile atanan -Sayın Büyükelçi diyemiyorum,
büyükelçi değil çünkü gidecek olan- maslahatgüzara da değinmek
ihtiyacı duyuyorum. İyi ki maslahatgüzar çünkü büyükelçi olarak
atamaya kalksaydınız o arkadaşımız agreman
alamazdı çünkü İsraille ilgili beyanlarının geçmişi
çok kirli. Dolayısıyla o arkadaşı olsa olsa zaten büyükelçi
değil, maslahatgüzar olarak gönderebilecektiniz, sonunda maslahatgüzar
olarak gidiyor.
Avrupa Birliği ve
ABDnin önümüzdeki dönemde işbirliği içinde karşımıza
geçecekleri de bir vakadır. Ha, bir yandan seviniyorsunuz tabii,
diyorsunuz ki: Avrupa Birliği bize yaptırım uygulayamadı.
Ama siz yazılanlara bakıyorsunuz, yazılmayanları hiç
düşünen yok. Ben size yazılmayanlardan örnek göstereceğim. AB
bildirisi bunu yazmıyor ama söylüyor. Şunları söylüyor: Görelim
bakalım geleceğiniz ne kadar Avrupa Birliğinde? Ortaya koyun bunu
diyecekler. Görelim bakalım nasıl ve ne reformlar
yapacaksınız? Görelim bakalım Oruç Reisi denize
çıkarabilecek misiniz? Görelim bakalım tartışmalı
bölgelerde donanmanız tatbikat yapacak mı? Görelim bakalım
NAVTEX ilan etmeye devam edecek misiniz? Bunların hepsi sorulmuş
sorular, yazmıyor ama bu sorular gündemde. Bunu şunun için
söylüyorum: Bugün bir yaptırım olmadı ama herhâlde Türkiyenin
ekonomik durumunu dikkate alarak taksitli ve vadeli bir yaptırım serisi
gündemde. Yani bir anlamda Türkiyeye bir hodri meydan denilmiştir. Bunu
da yani ihtiyaten söylüyorum, zamanı geldiğinde, Allah,
inşallah, bize tekrarlatmaz bugünkü söylediklerimizi.
Rusyayla
ilişkilerimizin neresinden başlayayım bilmiyorum. Rusyayla
diplomatik ilişkilerimizin kuruluş tarihi 1492dir. Dünya küresi
üzerinde bırakın ABDyi, Amerikan kıtası dahi yoktu.
Asırlara varan bu ilişkilerin zor dönemleri olmuşsa da genel
tabloya bakıldığında, Osmanlı Döneminde de Cumhuriyet
Döneminde de karşılıklı saygı, anlayış ve
çıkar genelde ilişkilerimize hâkim olmuştur. Ancak bu denge,
maalesef, AKP iktidarı döneminde değişmiştir. Dış
ticaret açığımız artmış, Rusya
asırlardır stratejik hedef olarak gördüğü Akdenize yerleşerek
Orta Doğuda artık güney komşumuz hâline gelmiştir. Garip
bir cümlesi var Putinin. Diyor ki: Erdoğan sert mizacına
rağmen esnek ve güvenilir bir ortaktır. Ben şimdi sormak
durumundayım, hangi konuda esnek acaba Sayın
Cumhurbaşkanı? Yani bu Suriye mi? Libya mı? Yukarı Karabağ
mı? Doğu Akdeniz mi veyahut güvenilir bir ortak diyorsa hangi
alanda Sayın Putine göre Sayın Cumhurbaşkanınız
güvenilir bir ortak? Güvenlik mi, enerji mi, savunma sanayi mi? Enerji
alanında da dengesiz bir ilişkimiz var yani bu Akkuyu Santrali
diyoruz, o da Rusyayla ilişkilerimizin bir parçası ama Akkuyu
Santralinin, maalesef, arsası dışında hiçbir şeyi
bizim değil. Bir tek arsası bizim, toprağı bizim, üstündeki
her şey Rusların, işletmesi de Rusların. Hangi fiyata?
Kilovatı 12,35 sente yani 12,35 sentlik bir kilovat fiyatıyla, bunun
yapılan tüneller, hastaneler, köprülerden farkı yok. Yani bir enerji
satın alma garantisiyle ve 12,35 sent; böyle bir fiyat yok dünyada ama biz
bunu yıllarca alacağız, on beş yıl alacağız.
İSMET YILMAZ (Sivas)
Yap-işlet-devret.
AHMET KAMİL EROZAN
(Devamla) Kime devrettiğini göreceğiz yakında.
Ayrıca, bu S-400
meselesi de var, biliyorsunuz. Bu S-400, ikincisini almaya teşebbüs
ettiğinizi duyuyoruz, sizden duymuyoruz ama Ruslardan duyuyoruz, maalesef,
burada da bir açmazla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz
gözüküyor.
Ben, ayın 17sinde
15inci maddeyi görüşürken devam edeceğim, -şimdi, burada
bitireceğim konuşmalarımı yani on dakikam daha var- bütün
konuları burada kapsayamadığımın ben de farkındayım
ama Sayın Bakana bir çağrım olacak: Bir defa Bu bütçeyi
tasarruflu kullanın. deyin çünkü yılın 2nci
yarısında biz devralacağız bu bütçeyi. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Bütçeyi biz
devraldığımızda tamtakır kuru bakır bir bütçeyle
karşılaşmak istemiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZKAN YALIM (Uşak) Ne
kaldı ki, ne kaldı ki?
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
AHMET KAMİL EROZAN
(Devamla) - İkincisi, biraz evvel, bardağın ne kadar dolu ne
kadar boş olduğu sorusu konuşuldu. Dışişleri
Bakanlığı açısından bardağın dolusu boşu
yoktur çünkü bardak kırılmıştır.
Saygılarımı
sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Hayaller
TAMER DAĞLI (Adana)
Hayal görmeye devam edin, hayal görmeye! Hadi, hayal görmeye devam et sen!
BAŞKAN Mersin
Milletvekili Sayın Zeki Hakan Sıdalı.
Buyurunuz Sayın
Sıdalı. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakikadır
Sayın Sıdalı.
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 1959da başlayan Avrupa Birliği
iddiamızda yarım asrı fasılları tamamlayarak
ilerlememiz gerekirken adım adım ilerliyoruz. Tam üyelik, vize
serbestisi derken, ticaret artarken şimdi, bakıyoruz, Avrupa
Birliğinin yayınladığı raporlarda tam bir gerileme
var, dahası yaptırımlarla tehdit ediliyoruz. Buraya nasıl
geldik, yoksa gelmek istediğimiz yer burası mıydı; cevap
vakti geldi de geçiyor. Avrupanın çifte standardına Türkiyeyle
ilgili konulardaki art niyetli yaklaşımlarına hepimiz
şahidiz. Bu tavırla hep beraber mücadele ediyoruz ancak maalesef, her
söylenen de mesnetsiz değil. Biz doğruları biliyoruz,
raporları da o gözle okuyoruz. Mesela basın özgürlüğünde
154üncü, yargı ve yasama denetiminde 124üncü, hukukun üstünlüğünde
107nci sıralarda oluşumuz, hadi sırayı boş verin ama
gerilediğimiz ne yazık ki gerçek. Bu verileri TÜİK
hazırlamayınca böyle acı gerçekler, maalesef, aleyhimize
kullanılıyor.
Avrupalı
kuruluşların hazırladığı ilerleme, daha
doğrusu ilerleyememe raporlarını okurken yazılanları
içimize sindiremiyoruz. Asırlarca adaletiyle kurulmuş ve kurulacak
devletlere örnek olmuş bir milletin torunlarına başka
milletlerin adalet dersi vermesini kabul edemiyoruz. Maalesef, bu hazin tablo
sizin eseriniz. Özgürlükleri, adaleti ve ekonomiyi bu hâle siz
getirmemişsiniz gibi Reform gerekiyor." diyorsunuz. Reformlar
endekslerde onar onar düşerken değil de neden şimdi
yaptırım haberlerinin hemen ardından geldi diye de merak
ediyoruz. Demokrasi ve özgürlükleri biri istedi diye değil,
halkımız layık olduğu için savunuyoruz." diyorsunuz
ya, hangisi doğru: Halk için reform mu, ekonomi için reform mu? Reformlar
ekonomik mecburiyetlerdense, gerçekten gerekli değilse veya siz
inanmıyorsanız, o zaman ekonomi düzelirse reformları geri mi
çekeceksiniz?
Faiz sebep, enflasyon sonuç. teoriniz nasıl yanlışsa Ekonomi
sebep, adalet sonuç. da yanlıştır. Doğrusu adalet sebep,
ekonomi sonuçtur. Anlaşılıyor ki teşhisiniz yine
yanlış, dolayısıyla tedavi de sağlıklı
olmayacak.
Kendimizi Avrupada
görüyoruz. lafıyla diplomasi gemisi yürümüyor. AByle bir gelecek
hedefliyorsak güvensiz ilişkileri tamir edecek bir diplomatik
yaklaşım yaratmak zorundayız. Bu yaklaşım konjonktürel
kararlarla savrulmamalı; kurumsal, planlı ve tutarlı
olmalı. Yani bugüne kadarki rüzgâr gülü diplomasinizden çok farklı
bir sistem gerekiyor. Haklı olmamıza rağmen ne söylediğimiz
kadar nasıl söylediğimiz ve iddiamıza destek
sağlayabilmemiz de önemli. Farklılaştırılmış
entegrasyon modeliyle ticaret, turizm, bilim, çevre ve sağlıktaki
iş birliğinin derinleştirilmesi, Türkiye'nin vazgeçilmez konumunu daha da perçinleyecektir.
Avrupaya değer katan Türkiye, üyelerin bize çifte standart uygularken 2
kere düşünmelerini, daha temkinli açıklamalarda
bulunmalarını sağlayacaktır. Avrupa Birliği,
iktidarınıza reform yapacağını, birlikte yol
yürüyeceğimizi söyledin. Hadi bakalım, hodri meydan, neler
yapacaksın? dedi. Neler yapacağınızı biz de merak
ediyoruz. Umarım yapacaklarınız siyasi ikbalinizin değil,
milletimizin faydasına olur.
Sayın
milletvekilleri, yönümüzün neresi olacağı pandemi sonrasında
daha da önem kazanacak. Küresel ticaret, NAFTA, TTIP, Avrupa Birliği ve
Asya Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığı gibi
yapılanmalarla hiç olmadığı kadar derin bir kümelenmeye gidiyorken,
Türkiye'nin artık nerede başat unsur olmak istediğine karar
vermesinin de zamanı gelmiştir.
Geçtiğimiz
ay, Asya ve Pasifikte 15 ülke ekonomik ortaklık anlaşması
imzaladı. Diğer yandan, Amerikan eski yönetiminin
başlattığı ancak Trumpın akamete
uğrattığı Transatlantik Ticaret ve Yatırım
Ortaklığı bu dönem yeniden gündeme gelebilir. Amerika ve Avrupa
Birliği arasında yapılacak olan TTIP, mevcut hâliyle Türkiye'nin
ihracatına büyük bir darbe vuracaktır. Dünyanın en büyük
piyasasını doğuracak olan bu anlaşmaya ülkemiz de mutlaka
taraf olmalıdır. Taraf olabilmenin yolu gümrük birliğinin
güncellenmesinden geçiyor. Bu güncellemenin gerçekleşmesi için iktidar tüm
girişimleri acilen başlatmalıdır. Bu fırsat doğru
yönetilirse fayda; yönetilmezse ciddi bir zarar yaratır. Hiç kimse
tarafından istenmeyen olmak ile herkes tarafından istenen olmak gibi
iki alternatifi ekonomik, siyasi, diplomatik hedeflerimiz ve
performansımız belirleyecek. Yani en çok ithalat
yaptığımız Asya Birliği ve
ihracatımızın yarısını
yaptığımız Avrupa Birliğiyle ilişkilerin
Kazan-kazan ilkesi çerçevesinde geliştirilmesi ekonomik konumumuz
açısından çok önemli olacak. Peki, biz bu ilişkilerin
neresindeyiz? Dün ekonomimize doğrudan yatırımların
çoğunluğu Avrupadandı ancak yarattığınız sanal yönetim
yüzünden artık yatırımcıyı gündüz vakti mumla arar
hâle geldik. Reform çıkışınıza rağmen,
Volkswagenin CEOsu Siyasi saiklerle, yönetime anlatamayız. diyerek
milyar dolarlık yatırımı iptal etti, fırsatı
Slovakyaya kaptırdık. Yarattığınız
itibarsız ortamın bedelini, maalesef, millet olarak ödüyoruz.
Ekonominin patronu güveni sadece hukukun üstünlüğü ve şeffaf
yönetimle kazanırız. Bunlar olmazsa, son haftalarda ilk defa
duymuş gibi sarıldığınız sanal reform söylemleri
ne güven kazandırır ne yatırımcı getirir ne de
istihdama katkı sağlar.
Değerli milletvekilleri,
Avrupa Birliğiyle aramızdaki çatışmalardan biri de
yönetemediğiniz göç meselesidir. 2016 yılında imzalanan Geri
Kabul Anlaşması, ülkemizi dünyanın göç tampon bölgesi hâline
getirdi. Bu anlaşmayla Avrupa Birliği transit göçleri
durdurmayı, Türkiyeye iade etmeyi ve Avrupayı göç
dalgasının dışında bırakmayı amaçladı.
Aday ülkelerin geri kabul anlaşması yapmasına gerek yok. diyen
Avrupa Birliğinin bize bu anlaşmayı dayatması ciddi bir
tartışma konusudur.
Avrupa Birliği hiçbir
vaadini yerine getirmemişken, Türkiye dünya ile düzensiz göçmenler
arasında gönüllü baraj ülkesi oldu. Bu keyfî gönüllülük bize en az 60
milyar dolara mal oldu. Diğer yandan, 2011-2015 arası uygulanan
açık sınır politikasıyla, 12 bin olan Suriyeli
sığınmacı sayısı 2020de, resmî kayıtlara
göre 3 milyon 638 bine ulaştı ki bize göre en az 2 katı.
İktidar önce kapıyı sonuna kadar açarak içeriye milyonları
doldurdu, sonra duvar örerek kendince düzensiz göçü önlemeye çalıştı.
Hangi politika doğruydu? Sonuncusu doğruyken bunu anlamanız
neden dört sene sürdü? Ülkedeki 20 kişiden 1i Suriyeli olduktan sonra
duvar örseniz ne olur? (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Türkiyedeki
sığınmacılar ekonomi, demografi ve siyaset gibi alanlarda
ayrı ayrı, çok kapsamlı sorun hâline geldi. Yüksek doğum
oranlarıyla 2040ta her 13 kişiden 1isinin Suriyeli
olacağı hesaplanıyor.
Memleketim Mersinde
kayıtlı Suriyeli sayısı 221 bini -ki gerçekte çok daha
fazla olduğunu biliyoruz- resmî rakamlarda kentin yüzde 12sini buldu. Ki
tekrar ediyorum, bu rakamlara da güvenmiyoruz. 2040 projeksiyonuna göre Mersin,
Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay gibi illerimiz Türk kenti olma
özelliğini kaybedecek. Bile isteye buna göz yummayı kabul edemeyiz.
Savaş ve diplomasiyle yapılamayan, demografiyi değiştirerek
deneniyor. Bu sebeple, çok geç olmadan geri dönüş strateji ve eylem
planı hazırlanmalı, Şamla ortak bir komisyon
kurulmalı ve Suriyelilerin evlerine hızlıca dönmeleri
sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
Muhataplarımızdan Türkiye'nin uzattığı eli havada
bırakmamalarını bekliyoruz. diyorsunuz. 1932de, Milletler
Cemiyetine davet üzerine katılan bir devleti eli havada bırakan bir
pozisyona düşürdünüz. Geldiğimiz noktada, 2005 yılında
başlattığınız Avrupa Birliği sürecini
tamamlayamadığınız gibi, Türkiye başladığından
daha da geride bir ülke konumuna geldi. Bu yolda harcanan milyonlarca dolar,
kurulan bakanlıklar, değiştirilen kanunlar, verilen vaatlere
rağmen, bu on beş yılın sonunda Avrupa Birliği nezdindeki
Türkiyeyi, verilerine güvenilemez, hukuktan uzaklaşmış,
diplomaside rotası belirsiz bir ülke hâline getirdiniz. Demek ki itibar
binalarda değil, içindekilerdeymiş.
Onurlu izolasyondan kurtulup
Türkiyeyi yeniden itimat edilen ve aynı zamanda caydırıcı
bir ülke konumuna taşımak, döneminizde bozulan imajınızı
düzeltmek için çok yönlü bir dış politika anlayışı ve
liyakatli diplomatik kadrolarla etkin bir strateji
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ZEKİ HAKAN SIDALI
(Devamla) Tamamlıyorum Başkanım.
MUHAMMED FATİH TOPRAK
(Adıyaman) Volkswagen tüm dünyada yatırım yapmayı
durdurdu, Volkswagen. Türkiyeyle bir ilgisi yok.
ZEKİ HAKAN SIDALI
(Devamla) Seçilememiş siyasetçileri büyükelçilik makamıyla
ödüllendirerek, dış politikayı şahsi dostluklar ve
düşmanlıklar üzerinden değerlendirerek olumlu sonuçlar
alamazsınız. İlaveten Doğu Akdenizdeki
komşularımızla ilişkilerin yeniden
yapılandırılması, Kazan-kazan ilkesiyle ulusal menfaat
ilişkisi kurulması oyun değiştirici olacaktır. Avrupa
Birliğinin Türkiye'yi çağırdığı fakat kendi
taleplerini dayatacağı masaya güçlü ve etkin bir şekilde
oturmak, kararları ülkemiz lehine aldırmak için bu politika elzemdir
fakat siz, cephe daraltmak, müttefik çoğaltmak yerine maalesef tersini
yapmayı tercih ediyorsunuz.
Doğru yolun, ideolojik
sempatilerle hareket etmek değil, ulusal çıkarlar eksenli bir
dış politika yürütmek olduğunu anlamanızı ve buna göre
hareket etmenizi temenni ederek yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, uygun görürseniz 60a göre söz talep
etmekteyim efendim.
BAŞKAN Buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Covid-19 pandemisinden en çok
etkilenen sektörlerin başında esnafların olduğuna,
siyasetin görevinin toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına çare olmak
olduğuna, CHP olarak esnafa kira yardımı
yapılmasını, SGK primlerinin ve kredi ödemelerinin ertelenmesini
talep etmeye devam edeceklerine, bugünkü Bakanlar Kurulu
toplantısından esnafa hayırlı ve müjdeli haberler
beklediklerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
ülkemiz ve dünya Covid-19 pandemisiyle amansız bir mücadele ediyor
malumunuz. Bu mücadelenin, Türkiye'de de hem sağlık boyutu,
tıbbi boyut bakımından hem ekonomik boyut bakımından
olabildiğince büyük sorunlara yol açtığı bir gerçek.
Sayın Başkan, gerek
Sayın Genel Başkanımızın gerek bizlerin, Cumhuriyet
Halk Partisi olarak aylardır dilimizde tüy bitti. Pandemiden en çok
etkilenen kesimlerin başında esnafımız gelmekte,
bildiğiniz gibi. Biz de sanıyorum üç ay önce esnafımıza
yönelik 17 maddelik bir çözüm önerisini Meclisimizle de kamuoyuyla da paylaştık.
Sayın Başkan,
Covid-19da, esnafın kapanan iş yerleri bakımından büyük
darbe aldığı bir gerçek; bununla beraber,
çalışanların da büyük bir darbe aldığı gerçek.
Hükûmete bu konudaki önerilerimizi müteaddit defalar sıraladık.
Siyasetin görevi, toplumun tüm kesimlerinin yaşadığı
sorunlara çare olmaktır, hem burası hem yürütme, çare müessesesi gibi
iş yapmak zorunda. Böyle baktığımız zaman,
geçmişte mesela biz Emekliye 2 maaş ikramiye verelim, 2 bayramda
ikramiye verelim. diye çok büyük ısrar ettik, çok büyük mücadele verdik
ve şimdi yürürlüğe geçti, hayata geçti. Aynı şekilde
Taşerona kadro verelim. diye çok mücadele etti Cumhuriyet Halk Partisi,
bu da eksikleriyle beraber hayata geçti. Şimdi, bildiğim
kadarıyla, Bakanlar Kurulu, 3 Sayın Bakan burada olmakla birlikte
toplantıda yani saray kabinesi toplantıda.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hemen bitireceğim efendim.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak esnafımıza kira yardımı yapılmasını,
SGK primlerinin ertelenmesini, belgelerinin ertelenmesini,
aldığı kredilerin ertelenmesini ve devletin esnafa olan
borçlarının bir an önce ödenmesi konusundaki ısrarlı
taleplerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Vatandaşımızın her zaman yanındayız, merak
etmeyin.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Yürütmenin bu konuda er geç yapmak zorunda kalacağı bu hizmetleri,
bu katkıları bir an önce hayata geçirme konusunda bir adım
atmasını, bu konuda Meclisimize ve partimize bir görev düşüyorsa
kayıtsız şartsız destek olacağımızı
buradan bir kere daha tekrar ediyor, bugünkü Bakanlar Kurulundan
esnafımız için mutlaka ama mutlaka hayırlı ve müjdeli
haberler beklediğimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Mutlaka çıkacağını duydun galiba sen.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bu vesileyle hiç yılmadan asgari ücret
hatırlatmamı tekrar yapıyorum.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Başkan çıkacağını duymuş, konuşuyor.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Asgari ücrette insanımızın bir parça tebessüm
etmesine vesile olacak bir rakamda mutlaka Hükûmetin de katkısıyla
uzlaşılmalıdır.
Teşekkür ederim efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Engin Bey Bakanlar Kurulundan kulis bilgisi almış.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Dinliyor musunuz, ne yapıyorsunuz Bakanlar Kurulunu Sayın
Başkan?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Bakanlar Kurulundan çıkacağını duymuş
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Esnaflara verdiğimiz destekler aşikâr Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
III.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)
2.-
2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet
Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)
A)
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI (Devam)
1)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B)
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Orman Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C)
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1)
Türkiye Su Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Su Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G)
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ğ)
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1)
Türk Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türk Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi
Milliyetçi Hareket Partisi grubunun değerli konuşmacılarına
söz geldi.
İlk konuşmacı
İzmir Milletvekili Sayın Hasan Kalyoncu.
Buyurunuz Sayın
Kalyoncu. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA HASAN
KALYONCU (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı
kuruluşlarının 2021 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi
Hareket Partisi adına söz aldım. Gazi Meclisimizi ve aziz Türk milletini
saygıyla selamlıyorum.
İzmirde yaşanan
sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza
Allahtan rahmet diliyorum, tüm hemşehrilerimize geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum.
Tarım
politikalarımızın küresel pazarlar ve ihtiyaçlar, bilimsel ve teknolojik
gelişmeler ve iklim değişiklikleri dikkate alınarak
belirlenmesi zorunlu bir hâl almıştır.
Politikalarımız, Türk tarımını yerellikten küresel
ölçeğe yükseltmek amacıyla sürdürülebilir ve gerçekçi planlamalara
dayanmalıdır. Tarımın öncelikli ihtiyaçları, orta ve
uzun vadeli sorunları ve hedefleri makro seviyede belirlenerek tarım
ürün ve üretim deseni bunlarla uyumlu şekilde planlanmalıdır.
Tarım arazilerinin korunması ve verimliliğinin artırılması,
biyolojik ve genetik varlığının muhafazası, ıslah
çalışmalarında kullanılması, istilacı türlerle ve
salgınlarla mücadele, zararlı organizmalar konusunda erken uyarı
sistemlerinin oluşturulması ve bu tehditlere karşı mücadele
yöntemleri geliştirilmesi gereklidir. Ülkemizin sahip olduğu
potansiyel doğrultusunda, ürünlerde ıslah yapma, üstün
vasıflı çeşit ve ırklar geliştirme, bu
geliştirilen ürün çıktılarının pazarlanmasında
ham madde olarak satılmasından daha çok, işlenerek, katma değeri
ve iş gücü ülkemizde kalacak şekilde planlanmalıdır.
Tarım üretiminde ürün
deseninin yeniden planlanması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bu
planlamayla, yetiştiricilikte modern yöntemler, tarım kültürü ve
yetiştirme teknikleri de kullanılarak birim alanda en yüksek verimin
elde edilmesi sağlanmalıdır. İklim, toprak ve ürün
ilişkisi en verimli şekilde değerlendirilerek kaliteli ve pazar
değeri yüksek ürünlerle, iç ve dış pazarın ihtiyaçları
doğrultusunda, monokültür üretim biçiminden çıkılarak ürün
çeşitliliği artırılmalıdır.
Su
kıtlığı çeken ülkeler arasında olan ülkemizde suyun
verimli ve etkin kullanımı için, suyun üretim alanına
taşınmasında kayıpların önlenmesi ve
yetiştiricilikte toprağın değil de bitkinin sulanması
sağlanmalıdır. Üreticilerin tarım kültürünün
artırılmasıyla ve sulama anlayışının
değiştirilmesiyle, daha az maliyetle daha fazla kaliteli ve verimli
ürünler elde edilecektir. Tarımsal envanterlerin belirlenmesi ve
güncellenmesi, sağlıklı tarımsal istatistiklerin
tutulması sayesinde tarım planlamaları daha gerçekçi şekilde
yapılabilecektir. Tarımsal varlığımızın
mevcut durumu ve potansiyeli ile ülke ihtiyacının belirlenmesi,
dış pazarlarda alacağımız rekabetçi konumun
belirlenmesi, dış pazara sunacağımız ürünleri ve
sürdürülebilirliğini de belirleyecektir.
Sayın milletvekilleri,
ülkemizde Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı uygulanmaktadır. Bu
uygulamanın temel yaklaşımı bölgesel kalkınmadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kırsal kalkınmanın dayanak
noktası olmak üzere 1969 yılından beri güncelliğini koruyan
bir teklifimiz, tarım kentleri gözler önündedir. Son aylarda yine
Bakanlığın gündemine gelen bu konu, akıllı tarım
kenti olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarım
kentleri planlaması çok önemli bir konu olup çok dikkatli ele alınmalıdır.
Tarım kentleri önerimiz, birden çok kırsal yerleşim biriminin
bulunduğu bölgelerde coğrafi ve iktisadi şartlara göre
belirlenecek ve en azından temel kamu hizmetlerinin düzenli ve yeterli
olarak götürülebileceği merkezler oluşturmak fikrine
dayanmaktadır. Tarım kenti düşüncemiz, farklı zamanlarda
farklı hükûmetler tarafından da gündeme getirilmiş olsa da
nitelikli bir uygulama gerçekleştirilememiştir. Ülkemizde, bölgeler
arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması,
istihdam ve üretim potansiyelinin artırılması ve terörün
faaliyet alanının ortadan kaldırılması hedeflerine yönelik
olarak uygulanmakta olan cazibe merkezi yaklaşımının,
tarım alanında ve bütün ülkeyi kapsayacak şekilde
tasarlanmasıyla tarımsal üretimimizin desteklenmesi
sağlanmalıdır.
Tarım kentleri veya
merkez köyler önerimiz bu yolla hayata geçirilebilecektir. Partimiz
tarafından, 1969 yılından beri bu önerimiz günün
şartlarına uygun güncellemelerle ortaya konmaktadır. Çünkü, bu
toplumsal ve siyasi ihtiyaç hâlâ devam etmektedir. Özellikle Milliyetçi Hareket
Partisi olarak diyoruz ki: Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi,
verim ve kalitenin arttırılması, yerinde işlenerek katma değer elde edilmesi ve
istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı
temel tarımsal yapılanma oluşturularak; yatırım ve
teknolojiyi kırsal alanlara yöneltmek üzere katılımcı kalkınmayı
destekleyecek tarım-sanayi entegrasyonunun sağlandığı
kırsal cazibe birimleri olan tarım kentleri kurulmalıdır.
Küresel ısınma sebebiyle su sorununun ön plana çıkması tarım
kentlerini de zorunlu hâle getirmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tarım kentlerinin hayata geçirilmesiyle kırsal yerleşim
bölgelerinde sağlanacak sosyoekonomik gelişme sayesinde terör
propagandasına konu olacak alanlar da ortadan
kaldırılacaktır. Köyden şehre yönelen göçün ve düzensiz
kentleşmenin önüne geçilerek pek çok sosyal sorun çözülecektir. Tarım
kentin bünyesinde oluşturulacak tarımsal üretimde rehberlik edecek
uzmanların ve makine parkının sayesinde köylümüzün tarımsal
faaliyet girdilerinde azalma yaşanırken, üreticimizde tarım
kültürünün gelişimi sağlanacaktır. Çiftçilerimizin, üretim
sürecinde, toprak ve tohum kalitesinden başlayarak zararlılarla
mücadele, ilaçlama ve hasat sürecinde bilimsel ve teknolojik gelişmeleri
etkin biçimde kullanmaları sağlanacaktır.
Üretici birliklerinin
katkısı ve devletin öncülüğünde ürünlerinin pazara arzı ve
işlenmesi sayesinde köylünün kazancı ve maddi refah düzeyi
yükselecektir. Maddi refahın artması, tarım kentlerinin
parçası olan köyün ve bağlı bulunduğu il ve ilçenin
kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Merkez köylerde
güçlendirilecek eğitim kurumları sayesinde yeni nesillerin de köyden
ayrılmasının bir gerekçesi ortadan
kaldırılacaktır. Sosyoekonomik gelişme sonucunda arzu
ettikleri iyi eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri, sigorta yaptırma
imkânları neticesinde, köy nüfusunun yaşadığı toprakları
bırakıp bir göç serüvenine girişmesi tarım kentleri
sayesinde önlenebilecektir. Maddi refahı ve gündelik hayat kalitesi
yükselen köylerimizin, kentlere göç etmek yerine tersine göç içinde cazibe
merkezi hâline gelmesi mümkündür. Bunun sağlanması amacıyla
tarıma dayalı sanayinin desteklenmesi için planlamalar
yapılmalıdır. Tarım ve sanayi arasında bu entegrasyon,
tarımsal üretimde sözleşmeli çiftçilik uygulamasını ve
pazarlama sıkıntısını da ortadan
kaldıracaktır. Tarımsal üretimde akıllı teknolojiler
ve otomasyon sayesinde ürünlerin kalitesi de güvenceye alınacaktır.
Ayrıca, tarım kentleri çarpık kentleşmeyi önlerken,
ekolojik kent özelliği taşıyan, altyapısı modern,
kanalizasyon arıtım işlemlerini, çöp toplamayı
kolaylaştıran, deprem, fırtına ve seller gibi doğal
afetlere dayanaklı şehirler oluşturma fırsatını
verecektir. Yani ülkemizin bir an önce dirençli tarım kentleri
oluşturma zorunluluğu vardır. Bu kentler, köylümüzün
doğayla barışık, tarımın üretkenliğini
yükselten ve her açıdan güvenliği tam olan merkezlerde
yaşamasını sağlayacaktır. Ulaşım,
sağlık, eğitim, yönetim ve güvenlik sorunları çözülmüş
ve altyapısı modern şekilde planlanmış şehirler
olacaktır.
Bu vesileyle, 2021
yılı bütçesinin hayırlı olmasını dilerken,
tarım politikaları ve planlamalarda kırsal kalkınmanın
dayanak noktası olacak tarım kentlerine öncelik verilmesini
Hükûmetten ve Tarım Bakanlığından beklediğimizi
belirtmek istiyorum.
Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Malatya
milletvekili Sayın Mehmet Celal Fendoğlu.
Buyurunuz Sayın
Fendoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET CELAL
FENDOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sizleri, bizleri ekranları başında izleyen yüce Türk milletini
saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Tarım ve Orman
Bakanlığı ile Bakanlığımıza bağlı
kurumlarımızın bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Sözlerime, son Türk
devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürkün şu sözleriyle başlamak
istiyorum: Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi ikincisine
daima yenildi. Türkiyenin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan
köylüdür. Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi
olmasıydı biz bugün dünya üzerinde olmayacaktık. Millî
ekonominin temeli tarımdır. demiştir. Bu şiarla, 1969
yılından beri, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden Milliyetçi
Hareket Partisine yani günümüze gelen süreçte Milliyetçi Hareket Partisinin en
temel politikalarından biri tarımdır.
Cennet mekân
Başbuğumuz Alparslan Türkeş, yüce Türk milletine hedef
göstermek için Dokuz Işık doktrinini miras
bırakmıştır. Dokuz Işık doktrininin 9 ana
ülküsünden biri de köycülüktür. Başbuğumuz Alparslan Türkeş,
Dokuz Işık doktrinindeki köycülük ilkesinde şu ifadeleri tarihe
not düşmüştür: Köyleri tarım kentleri hâlinde birleştirerek
kalkındırmayı, köylünün tefecilerin elinden
kurtarılması ve ihtiyacı olan kredi ve diğer
yardımların sağlanması için kooperatifleşmeyi, bilhassa
orman bölgesinde yaşayan köylüleri öncelikle ve hızla refaha kavuşturmak
ve köylüye yatırım yapılmasını belirtmiştir.
Başbuğumuzun bize bıraktığı mirası bugüne
kadar onur ve şerefle taşıyıp getiren, kendi ikbal ve
istikbalini, dünyevi istekleri elinin tersiyle iten, kendisini ülkesine,
ülküsüne, davasına adayan bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçelinin
liderliğinde, çatlamış ve kurumuş Anadolu
topraklarının bağrından en ücra dağ köylerine,
kısacası Anadoluyu ana yurt yapan, mazisi 1071e uzanan
geleneğin temsilcileri olarak bizler, tarımın millî ekonominin
temeli olduğunun bilinciyle tarım politikalarında Hükûmetimizin
aldığı kararları desteklerken, sahada uygulanması
aşamasında ülkemizin, köylümüzün, çiftçimizin yararına olacak
tavsiye ve temennilerimizi de belirtmekle mükellefiz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tarım, istikbalin, hatta istiklalin
teminatıdır. Toprağın bereketi, birlik, dirlik ve
güvenliğin farikasıdır. Toprağın dilini ve
dimağını bilen birisiyim, çiftçilerimizin meselelerini,
beklentilerini, hedeflerini yakından takip eden bir maziye ve müktesebata
sahibim yani ben köylüyüm. Tarlalara ekilen yalnızca tohum değildir;
umuttur, hayaldir, yürektir, emektir, gönüldür.
İnsanoğlu binlerce
yıl önce tarımı ilk bizim topraklarımızda yani
Anadoluda başlattı. Türkiye tarımsal bakımdan
Avrupanın, dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Türkiye
tarımda net ihracatçıdır. Tarımsal gayrisafi yurt içi
hasıla 40 milyar dolar civarında, toplam gayrisafi hasılaya oranıysa
yüzde 5in üzerindedir. Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim
ve kalitenin artırılması, yerinde işlenerek katma
değer elde edilmesi ve istihdam sağlanması, marka olarak
pazarlanmasına dayalı temel tarımsal yapılanma
oluşturularak yatırım ve teknolojiyi kırsal alanlara
yöneltmek üzere katılımcı kalkınmayı destekleyecek,
tarım-sanayi birlikteliğinin sağlandığı,
kırsal cazibe birimleri olan tarım kentleri kurulmalıdır.
Toprak veri tabanı oluşturulmalıdır. Erozyonla mücadele
etkinleştirilmeli ve toprak yönetiminde koordinasyon güçlendirilmelidir.
Tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması
önlenmelidir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin
tarımsal üretim yapılmak üzere öncelikle taşınmazın
bulunduğu yerlerdeki topraksız veya yeterli toprağı olmayan
çiftçilere, bunların talep etmemesi üzerine diğer gerçek veya tüzel
kişilere kiraya verilmesi sağlanmalıdır.
Tohum en önemli konulardan
biridir. Türkiye gelecek yıllara ve nesillere aktarabileceği bir
millî tohum politikası ortaya koymalıdır. Bu nedenle Türkiyede
tarımın güçlenmesi için tohumculuk sektörünün desteklenmesi
gerekmektedir. Başta gübre, yem, elektrik olmak üzere tarımsal
girdilerin fiyatları yüksek oranda artmaktadır; çiftçilerimizin
mazot, gübre, ilaç, yem gibi girdileri uygun fiyatla alabilmesi sağlanmalıdır.
Tarım, avcılık ve ormancılık sektörünün kredi
borçları BDDK verilerine göre 2020 Ekim ayı itibarıyla 126,5
milyar liraya çıkmıştır. Bu kredilerin yüzde 4
oranındaki 5 milyarlık kısmı takiptedir. Üreticilere
borçlarını ödeyebilecekleri bir yapılandırma imkânı
verilmelidir. Tarımsal kredilerde faiz indirimi uygulanması ile
hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredi uygulamasına
devam edilmesi sektöre önemli katkı sağlayacaktır. Organik
nitelikli tarımsal üretim daha da teşvik edilmelidir. Havza
bazlı ürünler, destekleme programı, bölgesel avantaj ve
dezavantajları göz önüne alınarak yeniden düzenlenmelidir.
Hal yasasında
yapılması gereken değişiklikler hakkında henüz somut
adımlar atılmamıştır. Gıda güvenliği
sağlanmalı, et ve süt ihtiyacımızın yurt içinde
sürdürülebilir şekilde karşılanması, hayvan
varlığımızın artırılması,
niceliğin geliştirilmesi için suni tohumlama
çalışmalarının yaygınlaştırılması,
hayvancılık işletme ölçeklerinin büyütülmesine yönelik
destekleme programları devam ettirilmelidir. Bu bağlamda yem
bitkileri desteklemeleri de sürdürülmeli.
Mera tespit ve tahdit
çalışmaları doğal yapıyı bozmadan hızla
tamamlanmalı. Et ve Süt Kurumu ile Toprak Mahsulleri Ofisi piyasayı
düzenleyecek müdahale kurumları olarak daha etkin bir şekilde yapılandırılmalıdır.
Bu kapsamda, Malatyada
çiftçilerimizin yanında olup kayısı alımını
sağlayan Toprak Mahsulleri Ofisimize, Genel Müdürümüze ve
Bakanımıza Malatyalı hemşehrilerim adına teşekkür
ederim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Çiftçimiz üretim
aşamasında ve sonrasında doğal afetlere maruz
kalmaktadır. Birçok ilimizde meydana gelen don, dolu ve sel afetlerinden
çiftçimiz büyük zarar görmüş, yaşanan afetler
karşısında devletimiz hızla harekete geçerek yaraları
sarmıştır.
Ülkemizde hâlen su
varlık ve kaynaklarının korunması yönetimi konusunda
yeterli mevzuat bulunmamaktadır; bu, çok önemli bir eksikliktir. Su kanunu
acilen çıkarılmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
ormanlarımız millî servetimizdir. Ağaç bir murat, ilahi bir
sanattır. Yedi yüz, sekiz yüz, bin yaşındaki ağaçlara
bakınız, onlar eşsiz bir sanat eseridir yani ilahi
sanattırlar. Yeşil huzurun, huzur barışın temeli ve
sembolüdür. Orman temiz havadır, temiz hava ise sıhhattir. Ormana
uzanan el canımıza uzanan el gibidir. Orman ve ağaç
güzelliğin simgesidir. Aşıkların otağı, hayvan ve
haşeratın yatağıdır orman.
Herkesin bir
düşmanı vardır, plansız kesim, tarla açma isteği,
kontrol edilemeyen kıl keçileri, özellikle orman yangınları,
anız yakmak, teröristlerin ihanetleri, ağaç sevgisinin toplumda
düşük seviyelerde olması ormanın, ağacın ve
yeşilin düşmanlarıdır. Hadisişerifimizin
buyurduğu gibi, ağaç ayakta kaldığı müddetçe diken
için sadaka-i cariye, devamlı sevaptır, sadakadır; Sizden
biriniz kıyametin kopacağını bilse bile elinde bir fidan
varsa onu diksin. demiştir.
Değerli milletvekilleri,
çiftçilerimizin sorunları vardır. Bunların etap etap çözülmesi
de memnuniyet vericidir. Şu zorlu günlerde Hükûmetimizin çiftçilerimize
yönelik adım adım aldığı kararlar yerindedir,
değerlidir. Üretim maliyetlerinin aşağılara çekilmesi,
finansman sıkıntılarının giderilmesi temennimdir.
Toprağı kucaklayan eller dualıdır; her takdirin ve övgünün
üstündedir. Çiftçilerimiz toprağı sevdayla yoğurup emekle
işleyendir. Uyanan toprak, kırık ve kırgın
düşleri nimet ve ihtişamıyla diriltecek; tertemiz niyetleri,
engin bağrında tıpkı bir ana gibi kucaklayacaktır.
Kredi ekip borç biçmek geride kalmalıdır. Türk çiftçisi hak
ettiği seviyelere ulaştırılmalıdır ki yüce Türk
devleti de bunu yapmaya muktedirdir.
Son olarak, atanmayı
bekleyen ziraat, orman ve gıda mühendisleri, inşaat mühendisleri,
veteriner hekimler, gıda, tarım, orman ve hayvancılıkla
ilgili teknikerler için ihtiyaç nispetinde kadro açılmalıdır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; coronavirüs salgını sebebiyle
hayatını kaybedenlere rahmet, hastanelerde tedavi görenlere Allahtan
şifa niyaz eylerim.
Gazi Meclisimizi ve
milletimizi saygıyla selamlıyorum. Allaha emanet olun. Sadakatimiz
devlete ve yüce Türk milletinedir.
Saygılarımla. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Kocaeli Milletvekilimiz
Sayın Saffet Sancaklı
Buyurunuz Sayın
Sancaklı.
MHP GRUBU ADINA SAFFET
SANCAKLI (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve
bizleri televizyonları başında izleyen büyük Türk milleti;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kabinemizin 3 Değerli
Bakanı, sizler de hoş geldiniz.
Gençlik ve Spor
Bakanlığı hakkında konuşacağım. Üç dönemdir
milletvekiliyim, defalarca burada sporla ilgili eleştiriler yaptım
-ağırlıklı yapıcı eleştiriler- daha sonra da
çözüm önerilerini nasıl yapabiliriz, o konuda uzun uzun konuşmalar
yaptım ve en çok istediğim şey de inşallah yakında
olacak, bugün Bakan Beyle görüştüm. Bu nedir? Türk futbolunda ve Türk
sporunda büyük problemler var. Bununla ilgili bir yasa, on yıldır aşağı
yukarı dört beş defa Meclise gelmesine rağmen geri giden ve bir
türlü çıkarılamayan baronların istemediği yasa
Bu
yasanın adı spor kulüpleri ve spor federasyonları yasası.
Bu nedir? Birçok şey var bunun içinde ama ben içinden iki üç tanesini aldım,
sizinle paylaşmak istiyorum. Futbol üzerinden örnek verirsem daha iyi
anlaşılır. Spor kulüplerinin büyük borçları var. Yani
şöyle not aldım, çok kısa söyleyeyim, Galatasaray, Fenerbahçe,
Beşiktaş ve Trabzonsporumuzun borcunu söyleyeyim: 2015te 4ünün
borcu toplam 4,7 milyar TL, 2020de 13,1 milyar TL yani beş senede yüzde
178 artmış. Süper Ligdeki 18 takımın borcu 2017de 7
milyar, 2019da 12 milyar, 2020de 20 milyar TLye yakın. Şimdi, bu
neyi gösteriyor? Kulüplerin çoktan battığını gösteriyor ki
geçen sene de Bankalar Birliği Başkanı ve Maliye Bakanıyla
beraber yürütülen bir çalışmada kulüplere de ciddi manada müdahale
edildi ama kurtulması mümkün değil. Tabii, bu kulüpler neden bu
durumda? Bugün Süper Ligde 20 tane takım var -şu anda 21 galiba- bir
20 tane de TFF 1. Liginde desek, 20şer yönetici desek
aşağı yukarı 400-500 yönetici var. 2nci ligler var,
federasyon var, o var bu var, Türk futbolunu yöneten 1.000 kişi var
Türkiye'de. Siz biliyor musunuz o 1.000 kişinin içinde bir tane millî
futbolcu yok yönetim kurullarında. Peki, yönetim kurullarında bir
tane millî futbolcu olmayan, bu işin içinden gelmeyen bir tane adam
olmayan bir yerde nasıl iyi gidebilir ki bir şeyler? Peygamber
Efendimiz demiş ki: İşi ehline verin. Biz işi tamamen
tersine vermişiz, şimdi ağlıyoruz niye bu hâle geldik diye.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, bu yasada 3 tane
konuya değineceğim, çok şey var da 1 tanesi şu... Bu
paralar nasıl harcanmış? Bunların çoğu iş
adamı, holding patronu yani parayı yönetmeyi biliyor. Holdingleri de
almış başını gidiyor, Allah daha çok versin. Aynı
adamlar kulüp yönetiyor, kulüp batıyor. Neden? Holdingde kişisel
sorumluluğu var, kendi cebinden harcıyor parayı; kulüplerde yok,
istediği gibi harcıyor. Ver 5 milyon euro, ver 10 milyon euro, ver
20 milyon euro. Sorumluluğu yok, ondan sonra alıp
başını gidiyor, borçları da bırakıyor.
Şimdi, bana göre bu yasada en önemli iki üç tane şey var, bir
tanesini söylüyorum size: Spor federasyonları yalnız futbolda
değil, diğer federasyonlar da- başkanları veya yönetim
kurulu üyeleri, bulundukları dönemdeki fazla borçlardan kişisel
sorumlu olacaklar, bulundukları dönemin dışında borçlanma
yapamayacaklar. Şimdi, bu yasa çıktıktan sonra buyurun verin
bakalım 10 milyon euro, 20 milyon euro oyunculara cebinizden.
Verebiliyorsanız buyurun verin. Vermeyecekler.
Onlara kötü bir haberim daha
var. Bu tip adamlardan bahsediyorum, bu tip yöneticilerden, işi buraya
getirenlerden bahsediyorum. Artık bir kriter kondu. Başkan olmak
istiyorsun, yönetici olmak istiyorsun, disiplin kurulunda veya diğer kurullarda
olmak istiyorsun, kriter var. Kriter de şöyle, çabuk çabuk okuyorum bir
kısmını: 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun 53üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, kasten
işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis
cezası ya da affa uğramış olsa bile devletin
güvenliğine karşı işlenen suçlar, anayasal düzene ve bu
düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar iyi dinleyin
zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli
iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat
karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı
değerlerini aklama, kaçakçılık, cinsel dokunulmazlık,
uyuşturucu -ve en sonunda diyor ki- şike veya teşvik primi,
bahis
Bütün bunlara karışanlar bundan sonra -gözünüz aydın-
kulüp başkanı, yönetici ve federasyon başkanı da
olamayacaklar. Peki, niye bu arkadaşlara Kötü haber onlar için. diyorum?
Bu etrafımızda gördüğümüz insanların ciddi bir kısmı
artık yönetici olamayacak ne Futbol Federasyonunda ne diğer
federasyonlarda ne de kulüplerde. Tabii ki bu bize neyi getirecek o zaman? Hem
denetimi getirecek hem kulüplere bir sistem gelmiş olacak. O zaman kulüp
yöneticisinin, başkanının veya yöneticisinin kim olduğu çok
önemli değil. İşte, futbolla burada ilgileniyoruz hepimiz bir
şekilde, ben size sorayım. Dünyanın en büyük üç beş kulübü:
Manchester United, Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, Paris Saint-Germain, o
bu
Bir tane kulüp başkanının ismini söylesenize bana, bu kadar
ilgileniyoruz ya hani. Ben de bilmiyorum arkadaşlar çünkü çok önemli
değil. Veya o ülkelerin federasyon başkanı kim? O da çok önemli
değil, neden? Sistem kurulmuş, oturmuş sistem ve işliyor.
Başkan o olmuş bu olmuş falan çok fark etmiyor.
Sayın Bakanla bu
çalışmaya ben de biraz katkı sağladım. Şimdi, bu
arkadaşlar, kulüp başkanları ve yöneticiler şöyle bir
şey söylüyorlar, diyorlar ki: Yönetecek yönetici bulamazsınız,
başkan bulamazsınız, işte, yönetim kuruluna girecek adam
bulamazsınız.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) İnşallah.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Niye biliyor musunuz? Diyor ki: Bu kriterleri koyarsanız biz gelemeyiz.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) İnşallah.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) E
zaten siz bu hâle getirdiniz bu kulüpleri, siz getirdiniz bu duruma. Koca
Türkiye Cumhuriyetinde 83 milyonun içinde adam gibi yönetecek, ahlaklı
yönetecek, güzel yönetecek insanlar mı yok, bir tek siz mi
varsınız yani? (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar) Kötü haberim var onlara, maalesef kötü haberim var: Bundan
sonra bu mahallede olmayacaksınız siz.
Şimdi, tabii itiraz
ediyorlar. Bakan Beye de baskı yapıyorlar, beni de arayanlar oldu,
bundan sonra da baskı yapacaklar belki de. Sayın Bakanım, bu
baskıya boyun eğmeyeceğiz. Bunlar yıllardır geldiler
istedikleri gibi at oynatıyorlar, istediklerini yapıyorlar. Geliyor
kulübün borcu 10 milyon TL, giderken 500 milyon TL. Çekip gidiyor, sonra
sorumluluk yok bir şey yok. Peki bu adamlar niye bu kulüplerde başkan
oluyor veya yönetici oluyor, çok mu seviyorlar bu renkleri, çok mu seviyorlar
bu futbolu?
HÜSEYİN
ŞANVERDİ (Hatay) Parayı seviyorlar.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Bakan Beye destek olacağız hep birlikte.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Teşekkür ederim Alpay.
Hep beraber Sayın Spor
Bakanına destek olacağız ve bu yasayı
çıkaracağız. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Çünkü benim bu konuştuğum şey siyaset üstü
arkadaşlar. Burada herhangi bir parti adına falan da
konuşulmuyor ama tabii ki, Bakan Bey burada, getirecek olan o, çıkaracak
olan da bu yüce Meclis. Benim sizden ricam şu: Lütfen, hep beraber
yapalım bunu.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Evet.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Çünkü bu Türk sporunun ve Türk futbolunun geleceğiyle direkt alakalı
bir şey.
Federasyonlarla ilgili bir
madde, güzel bir madde daha var. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak onu
geçen yıl kanun teklifi olarak vermiştik. Federasyonlar seçiliyor,
bir bakıyorsunuz ne başkanı millî sporcu ne de yönetim kurulunda
bir millî sporcu var. Dedim ki kanun teklifinde: Şöyle yapalım:
Federasyon seçimleri yapılıyor -bu sene, 2020de
yapılacaktı da pandemiden dolayı yapılamadı- gelin,
başkanlarının millî olması şartını
koyalım; illa o branşta millî olacak o başkan, en az 2 de
yönetim kurulu üyesi millî olacak.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Bana uyar.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) -
Şimdi, bu yeni yasada var, diyor ki: O branşta millî olmuş en
az 2 kişi 9 kişilik yönetim kurulunda olacak.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
İşi bilenler gelsin.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Bu neyi getirecek?
Arkadaşlar, ben millî
oldum, o şerefe nail oldum; Alpay da burada, oldu. Bak, Kuran
çarpsın, ejderha olmanız lazım ha millî takıma çıkmak
için. Türkiyede 83 milyon var, 11 kişi oynuyor orada; öyle kolay bir
iş değil. Bu noktaya gelmiş adam gelip federasyonda yöneticilik
yapamıyor da turizmci yapıyor, inşaatçı yapıyor, öbürü
yapıyor, beriki yapıyor. Şimdi, işte, bu branşlarda,
bütün federasyonlarda 2şer millî sporcu olacak ve bu neyi getirecek? 1) O
branşta prestijin artmasını, vizyonun artmasını sağlayacak.
2) E, Türk milleti vefalıdır, bizim de bu millî sporculara biraz da
vefa göstermemiz lazım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Liyakat, liyakat.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Lütfen, lütfen.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Bunlar millî bayrağı göndere çekmişler, bu çok kolay bir
şey değil.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Hamitle başladık Ağabey, Hamitle
başladık.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Tabii, bu sene Futbol Federasyonun Yönetim Kurulunda var. Hamit
arkadaşımız var, Selim Ağabey var ama bunlar yetersiz,
bütün federasyonlara bunu şey yapmamız lazım.
Şimdi, buna
karşı çıkmak isteyen çok var Sayın Bakanım, boş
verin, kim ne konuşursa konuşsun. Bu yasa buradan çıkmak
zorunda. Bütün partilerden de rica ediyorum: Herkes bu yasa teklifine destek
versin.
ABDULLAH NEJAT KOÇER
(Gaziantep) Destekliyoruz.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) -
Sizin için bir şey daha söylüyorum: Şu anda belki fark edilmeyecek,
belki üç sene, beş sene, on sene daha fark edilmeyecek ama
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Tarih yazacağız, tarih.
BAŞKAN Buyurunuz.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Birkaç sene belki fark edilmeyecek Bu nedir, ne oldu, ne bitti? diye ama
beş sene sonra, on sene sonra, inanın tarih yazacak sizi ekibinizle
birlikte Sayın Bakanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
O yüzden kalıcı şeyler yapmamız lazım. Biz burada
Meclisteyiz, geliyoruz geçiyoruz vallaha; ben de üç dönemdir milletvekiliyim,
bundan sonra olur muyuz olmaz mıyız veya burada kim olur kim olmaz
Allah bilir onu. Gelin kalıcı bir şey yapalım, Türk sporuna
öyle bir damga vuralım ki
İnanın bu söylediğim -çok madde
var, sadece vakit yok diye 3 tanesini anlattım- Türk sporuna yeni bir
çığır açacak, onun için bütün partilerden ricam buna destek
olmanız.
Tabii, bugün fazla vaktim
olmadı, yirmi dakika konuşmam lazımdı 10ar dakikadan ikiye
bölündü, perşembe günü inşallah ikinci on dakikayı
konuşacağım. Türk gençliğine ve Türk sporuna buradan bir
proje sunacağım buradan, hep beraber onu anlatacağım
sizlere ve hepinizden de destek isteyeceğim. Konu tabii ki Sayın Bakanla
ilgili de ama kendisi burada olmayacak, ben daha sonra kendisine de bunu
anlatacağım. Türk sporu ve Türk gençliğine Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, spor temsilcisi olarak ben buradan yeni bir proje
açıklayacağım.
Beni dinlediğiniz için
teşekkür ederim. Bütçeniz de hayırlı uğurlu olsun. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Mersin
Milletvekili Sayın Olcay Kılavuz
Buyurunuz Sayın
Kılavuz. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA OLCAY KILAVUZ
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye, sahip olduğu genç nüfusla
dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Böylesi yüksek genç nüfusa sahip
olmak, vatanımız ve milletimiz adına kazanımdır,
zenginliktir. Gençlik, bir milleti geleceğe taşıyacak iradedir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Bütün ümidim gençliktedir. sözü rehberimizdir.
Türk gençliği, Bilge Kağanla ebedî taşlara mühür vuran, Sultan
Alparslanla Anadolunun kapısını Türklere aralayan, Fatihle
cağ açıp çağ kapatan, Sultan Süleymanla 3 kıtada zafere
koşan, Atatürkle yedi düvele meydan okuyan, Yeseviden hikmeti, Yusuf Has
Hacibden bilgiyi,
Kaşgarlıdan Türkçeyi, Yunusla sevmeyi, Kürşadla cesareti,
Edebali otağında öğüdü bulan binlerce yıllık Türk
kültür ve medeniyetinden ilham alıp kızıl elma yolunda, millî
hedefler doğrultusunda Türkiyeyi 2023 Lider Ülke Türkiye hedefine
ulaştıracak aklın, ahdin ve andın adıdır.
Asımın nesli, diyordum ya, nesilmiş gerçek/ İşte
çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Türk gençliğine
karşı üzerimize tarihî görevler düşmektedir. Gençliğe
yeterince yatırım yapmayan ülkelerin gelişmesi
imkânsızdır. Bu doğrultuda Gençlik ve Spor
Bakanlığımıza Türk gençliğine yönelik
yaptığı başarılı çalışmalardan ötürü
teşekkürlerimi sunuyorum.
Gençliğe yönelik
çalışmalarda aynı hedeflere odaklı sivil toplum
kuruluşlarının da önemi büyüktür. Bu noktada
Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyin Kudretimizin
kaynağı, ümidimizin mihrakı, yarınımızın
teminatı sizlersiniz. sözü, bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçeli
Beyin Gelecek sizsiniz, gelecek sizin. ifadesi doğrultusunda millî
kültürümüzü nesillere aktarıp millî kimliğimizi muhafaza edecek
çalışmalar yapan; sanatta, sporda, bürokraside, sanayide, ticarette
ve akademide nitelikli, vatan ve millet sevdalısı bir gençlik
yetiştiren; eğitimde, kültürde ve çevre
duyarlılığında marka projelere imza atan dünyanın en
büyük gençlik teşkilatı Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür
Vakfının çalışmaları ve faaliyetleri her türlü
takdirin ve övgünün üzerindedir. (MHP sıralarından
alkışlar) Ülkü Ocakları Genel Başkanımız
Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım Beyefendiye, çok
kıymetli yöneticilerine teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunuyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; asrın belası ve musibeti olan,
gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu ve madde
bağımlılığına karşı yürütülen
başarılı mücadele devlet, millet, aile ve sivil toplum iş
birliğiyle devam ettirilmelidir. Evlatları bu illete düşmüş
anaların feryadını, babaların yürek
yangınını seferberlik ruhuyla hep birlikte dindirelim.
Bağımlılığa karşı mücadeleyi görev kabul
ederek ana kuzularının bu bataklığa düşmesini
engelleyip tedavisinde sonuç alıcı, daha kararlı, planlı ve
çok yönlü bir çalışmayla bu illetin kökünü kurutalım.
Kültür emperyalizminin her
türlü yıkıcı etkisine karşı gençliğin millî ve
manevi değerlerle donanımlı olarak yetişmesini
sağlamak, gençlerimizin Türk kültürüne dair bilgi ve görgülerini
artırmalarına katkıda bulunmak, popüler kültür
karşısında millî şuuru artırıcı faaliyetlere
hız vermek; Türk dili, Türk sanatı, Türk müziği, Türk sporu,
geleneksel Türk oyunları gibi millî kültür unsurlarını
öğretecek Her şey Türk için Türke göre Türk tarafından
iradesiyle ideallerimizi gerçekleştirmelerini sağlamak asli
vazifemizdir. Gençlik üzerinde olumsuz etkileri olan dizi ve programların
kaldırılması konusunda girişimlerde bulunmak, kumarı,
bahsi ve her türlü ahlak dışı tutum ve davranışı
özendiren video paylaşım sitelerindeki reklamları engellemek,
sosyal medya platformlarını denetlemek, özellikle TikTok denen
rezalete son vermek, cep telefonu ve internet
bağımlılığı ile şiddeti tetikleyen bilgisayar
oyunlarına karşı önlem almak hayatidir. Bununla birlikte
eğitim, kültür, sanat, spor ve gençlik politikalarının
oluşturulmasında kurumlar arası iş birliğini
öncelemek, genç nüfusun salgın sürecinde yaşadığı
sosyal, ruhsal ve fiziksel problemlerin çözümü noktasında geliştirici
etkinlikler yapmak oldukça önemlidir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gençlerden öğrenecek çok şeyimiz var.
Her şeyden önce, gençlerimizi ön yargısız dinlemek ve anlamak,
gelecek konusunda ümitlerini daima diri tutmak, ülkemize ve milletimize aidiyet
duygularını pekiştirmek, onlara imkân sağlayıp
hayallerini ve hedeflerini bu ülkede gerçekleştirmelerine olanak
tanımak, Aziz Sancar gibi nice başarılara imza
atacaklarını göstermek, yeni mezun oldukları dönemde iş
bulmaları noktasında işverenleri teşvik etmek oldukça
önemlidir. Bedenleri, akılları, yaratıcılıkları
ve ruhlarıyla ülkemize değer katacak üstün ve yüksek meziyetlerle
donanmış Türk gençliğine devletimiz ve yüce Türk milleti
kayıtsız şartsız güvenmektedir. Çünkü Türk gençliği
demek Ergenekondan demir dağları eritip çıkan, Türke yol
gösteren bozkurt demektir. Aynı zamanda, Türk gençliği küllerinden
Anka gibi doğmayı bekleyen, milletimize güç verecek ruhtur. Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün ifadesiyle Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz.
Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. (MHP
sıralarından alkışlar) Dünyayı değiştirecek
inanç, şanla, şerefle dolu mazinizde yatmaktadır. Muhtaç
olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur. sözü
şiarımızdır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; zeki, çevik ve ahlaklı olmanın,
kardeşlik duygusunu pekiştirmenin yolu olan sporun gelenek ile
gelecek arasında bir köprü olmasını sağlamalıyız.
Küçük yaşlardan itibaren spor alışkanlığını
kazandırmalıyız. Mahalle ölçeğinde her branşı
kapsayacak cep spor salonlarının inşa edilmesi, teknofestlerin
sürdürülmesine yönelik çalışma yapılması, yazılım
ve donanım uzmanı, yapay zekâ, robot üretimi ve kod
yazılımı gibi geleceğin mesleklerini edinmeleri hususunda
imkân sağlanması, sporda çocuk koruma programının
uygulamaya konulması büyük önemi haizdir. Uluslararası spor
organizasyonlarında millî sporumuz güreş ve diğer
branşlarda bayrağımızı dalgalandıran,
İstiklal Marşımızı okutan, olimpiyat ve dünya
şampiyonları Taha Akgül, Rıza Kayaalp, İbrahim Çolak ve
Ramil Guliyev gibi rol model sporcularımızın gençlerimizle bir
araya gelmesi sağlanmalıdır. Ülke genelinde yetenekli
sporcuların keşfedilmesi, takibinin yapılıp
gelişiminin izlenmesi hususunda çalışmaların
yapılması, spor branşlarında olimpik
ayrımının netleştirilmesi, sporcu eğitim merkezleri,
olimpiyat hazırlık merkezleri ve gençlik merkezlerinin
yaygınlaştırılması, yurt ücretlerinin makul seviyelere
çekilmesi, ihtiyaç duyulan yerlere yurt yapılarak öğrencilerimizin
barınma sorununun giderilmesi, burs ve kredilerin ihtiyaçları
karşılayacak biçimde düzenlenmesi, Türk soylu devletlerle geleneksel
Türk spor oyunlarının devam ettirilmesi, Türk dünyası
gençliğini kapsayacak gençlik kamplarının
oluşturulması ve yaygınlaştırılması
elzemdir.
Tarihî dokusu, kültürel
iklimi, bereketli toprakları, eşsiz ve doğal güzellikleriyle,
turizm değerleriyle ülkemize önemli katkılar sunan Akdenizin incisi
Mersinimiz, ülkemizin parlayan yıldızı olacak enerji ve
potansiyele sahiptir. Bu nedenle, Mersinin geçmişte Akdeniz
Oyunlarında olduğu gibi, gelecekte de ulusal ve uluslararası
spor organizasyonlarına ev sahipliği yapması, şehrimizin
spor turizmi merkezi hâline getirilmesi Mersine ve ülkemize her anlamda olumlu
katkılar sunacaktır. Örneğin, 2020 Avrupa Artistik Jimnastik
Şampiyonasının Mersinde başarıyla
gerçekleştirilmesi Mersinli hemşehrilerimize ve milletimize büyük
sevinç ve gurur yaşatmıştır; katkılarından
dolayı Mersinliler adına Sayın Bakanımıza teşekkür
ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
OLCAY KILAVUZ (Devamla)
Mersin şehir merkezinde ve ilçelerinde ihtiyaç duyulan yerlere gençlik
merkezleri, spor salonları ve tesislerin yapılması da Mersinli
gençlerimizi spora teşvik edecektir. Çamlıyayla, Toroslar, Erdemli,
Silifke, Bozyazı, Anamur, Mut, Gülnar belediyelerimizin spora yönelik
yatırımları ve düzenledikleri başarılı sportif
faaliyetleri kurumlar ve yerel yönetimler koordinasyonuyla
artırılmalıdır. Bu konuda emeği geçen belediye başkanlarımıza
teşekkürlerimi sunuyorum.
Gençlik ve Spor Bakanlığı,
Tarım ve Orman Bakanlığı ve Dışişleri
Bakanlığı bütçelerinin ülkemize, milletimize, devletimize
hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Erzurum
Milletvekili Sayın Kamil Aydın.
Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA KAMİL
AYDIN (Erzurum) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri,
bugün bütçelerini görüşmek üzere bir araya geldiğimiz 3
Bakanlığımızın Kıymetli Bakanları ve
bürokratları; sözlerime başlarken hepinizi en kalbî duygularımla
selamlıyorum.
Evet, sözlerime ünlü bir
sosyal antropolog Martin Bernalin 2 ciltlik Kara Atena kitabından,
Batı sosyolojisini altüst eden bir cümlesiyle başlamak istiyorum.
Göbeklitepedeki kazılar da zaten onun söylediklerini bire bir
ispatlamaktadır. İnsanlığın ve insanlıkla beraber
medeniyetin, ışığın -ya da üstat Cemil Meriçin ifade
ettiği gibi- doğup beslendiği kaynak, yön Doğudur. Yine,
bu anlamda bir başka sosyolojik gerçek de şunu ifade eder ki tarih
süresince, insanlık yaşamı boyunca göçler de, yürüyüşler
de, fütuhatlar da -adına ne derseniz deyin- Batıya doğru
olmuştur. Bunu niye ifade etmeye çalışıyorum? Özellikle
uluslararası ilişkilerde, dış ilişkilerde tek yönlü
bakmama adına, cumhuriyetimizin banisinin de çok veciz bir şekilde
ifade ettiği gibi Yurtta barış, cihanda barış.ı
ete kemiğe büründürmenin diğer bir ifadesidir.
Soğuk savaş
dönemlerindeki o iki kutupluluğun artık 21inci yüzyılda çok da
geçerli olmadığını ifade etme adına bunları
söyledim ama yani bir taraftan Doğu Bloku-Batı Bloku gibi değil
ya da bugün birilerinin zorlamayla ifade etmeye
çalıştığı bir Avrasyacı blok, bir de
Transatlantik blok gibi sıkıştırılmış bir
düşünce söz konusu olamaz uluslararası ilişkilerde
geldiğimiz nokta itibarıyla.
Dolayısıyla, bizim
burada aslolan şiarımız ne olacak? Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
ifade ettiği gibi bağımsızlığı karakter
edinip özellikle egemenliği en ufak bir şekilde sekteye
uğratmadan bir uluslararası ilişkiler duruşu sergilemektir.
Bu, hem iç siyasette hem dış siyasette çok etkin bir şekilde
öncelenmesi gereken bir duruşun adıdır. Dolayısıyla,
aynen, Genel Başkanımızın çift başlı kartalla,
güzel bir sembolle ifade ettiği gibi, bir yönüyle, bir
başımızla Doğuyu yani değerlerimizi unutmadan,
insanlığın, ışığın buradan
kaynaklandığını unutmadan, unutturmadan; diğer
yönümüzle, diğer başımızla da muasır medeniyetler
ötesinin işaret edildiği noktasında Batıya yönelimimiz söz
konusudur.
Ama burada aslolan
şudur: Birine teslim olma değildir. Yani şu ana kadar konuşmaları
dinledik. Şimdi, bu Yurtta sulh, cihanda sulh. kavramını
gerçekten iyi algılayıp iyi anlamak lazım. Burada
bilakayduşart bir teslimiyet söz konusu değildir ya da her şeyi
masada, zorunlu olarak masada halletme gibi bir yaptırım, bir
mecburiyet de değildir. Burada, biraz önce söylediğimiz gibi,
hürriyet ve bağımsızlığımızdan,
istiklalimizden en ufak bir taviz vermeden haklarımızı
açık, net bir şekilde, zaman zaman sahada, zaman zaman da alanda
geçerli olan enstrümanlarla savunmaktır.
Şimdi, gerçekten
uluslararası ilişkiler bağlamında, şu ana kadarki
konuşmalarda ya da bugüne kadarki bazı şeylere
tanıklık ettik. Özellikle, efendim, nasıl olur
Hey Macron!
Hey Miçotakis! Hey Paşinyan! Hey Trump! demekle neyi hedefliyoruz?
Niye bunu söylüyoruz? Ya, şimdi arkadaşlar, uluslararası
ilişkilerde bir mütekabiliyet söz konusudur yani Türkiyenin durduğu
yerde, böyle bir anda efelenme gibi durumu bir durumu söz konusu değil,
burada karşılıklılık esastır. Yani ben bekliyorum
ki biri de acaba Hey Erdoğan! diyen zihniyeti sorgulamaya tabi tutsun.
Acaba ne var bunun arkasında? (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bir çözümlemeye tabi tutalım, niye? Çünkü Yurtta
sulh, cihanda sulh. böyle içe çekilme, pasif durma, eziklik hissiyatına
boğma bir yapı değil artık. Artık
haklarımızı
Bakın, 1949dan itibaren
üyesi olduğumuz uluslararası birliktelikler içerisinde bugüne kadar
hayal edip, düşünüp, efendim, içten içe pazarlayıp ama bir türlü
aktive edemeyip, itiraz edemeyip ya da zaman zaman edip karşılığında
ambargolar, şunlar bunlar yediğimiz dönemlerin vermiş
olduğu o psikolojik rahatsızlık, bizi bu anlamda tamamen bir içe
kapanıklılığa itti.
Peki Hey Erdoğan! ne
dedi, niye dediler? Yani Macron durup dururken niye bize efelendi? Çünkü biz
Akdenizdeyiz artık, çünkü ilk defa orada hidrokarbon
arayışı başlattık, Karadenizde sondaj yaptık,
Kıbrısla ilgili meseleleri artık buzdolabından
çıkardık, kırk altı yıllık bir meseleyi bir günde
çözdük, açtık Maraşı. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yani bunları niye görmüyoruz?
Yirmi sekiz yıllık, otuz yıllık bir Karabağ
meselesinde ilk defa açık, net malla, canla, bütün varlıkla destek
olunacağı söylendi. Ve inanın, bu elde edilen
başarıları gerçekten hasımların birçoğu görüp
itiraf ettiler, şimdi ben okuyacağım birinci kaynaktan.
İngiliz Dışişleri Bakanı diyor ki: Türkiyenin
uluslararası büyük silah üretim noktalarından uzak tutulması,
maalesef Türkiyeyi kendi kendine silahlarını üretmeye götürdü. Yani
amiyane ifadeyle Biz kötü komşuluk yaptık, kötü müttefiklik
yaptık ama onu da ev sahibi yaptık maalesef. dedi. İki gün
önceki açıklaması, bakın, Sayın Wallaceun ifadeleri. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi,
bunları çoğaltabiliriz. Yine, bir zamanlar boğazın iki
yakasında birileriyle Türkiyede rejim projelerine katkıda bulunan
sözüm ona Stratejist de benzer ifadelerde bulunuyor, iki gün önce o da
basına düştü. Diyor ki: Türkiye artık eski bir Türkiye, o bizim
talimat verdiğimiz, yönlendirdiğimiz, efendim, yardıma muhtaç,
bir parça havuç, bir sopa reva gördüğümüz yapıda değil.
Artık Avrupa Birliği ülkeleri de Amerika da bunu algılayıp,
anlayıp buna göre pozisyon almak zorunda. Şimdi, bunu söyleyenlerin
gerçekten hiç dikkatleri çekilmiyor. Ama nedense Niye Fransaya, Macrona
itiraz ettik? Ee, niye etmeyeyim? Şimdi söyleyeyim. Yani biz gerçekten
bağımsızlığı karakter edinmiş yapıda
insanlar olarak, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak dün de söyledik, bugün
de söyleyeceğiz: Bizim kimseden korkacağımız,
çekineceğimiz herhangi bir şey yoktur. Bizim dalımızı
koparanın kökünü dibinden koparırız. şiarıyla hareket
eden bir hareketiz biz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şimdi, Fransa da benim
dinimi reforma tabi tutacak, Fransız İslamı, Alman
İslamı deyip efendim, camilerimi kapatacak, oradaki
vatandaşlarımıza binbir eziyeti reva görecek, ben Hey Macron!
diyemeyeceğim. Yunanistanda bir tane mabedim olmayacak, Batı
Trakyada Türklüğün sömürüldüğü bir dönemde, feryat ettiği bir
dönemde sesimizi çıkarmayacak, Ey, Miçotakis ne yapıyorsun? Haddini
bil! demeyecek miyiz? Paşinyana, yirmi sekiz yıllık zulmü
bitirme adına, o Boraltan Köprüsü utancını silme adına Hey
Paşinyan, haddini bil! demeyecek miyiz? Bunu milletçe diyeceğiz,
bunu hep beraber diyeceğiz.
Bakın, bireysel bir
anımı paylaşayım. 90lı yılların
başında rahmetli İnönü Başbakan
Yardımcısıyken Londraya bir toplantıya geldiğinde,
inanın -beslendiğim kaynak olarak sol bir kaynaktan gelmiyorum, herkesçe
malum ama- oradaki Erdal İnönü Türkiyeyi temsilen vardı.
İnanın, işte bizim, işte Türk milliyetçilerinin ebet müddet
bakışı budur. Orada benim ülkem adına gelmiş, ülkemi
temsil ediyor. Ermeni ve özellikle Rum lobilerinin, o grupların
yuhalaması karşısında biz dik duruş sergiledik.
Dahasını
söyleyeyim, o da basına düştü: Eski bir Büyükelçi, Suriye Temsilcisi
-şimdi Ey Erdoğan! Ey Bahçeli! demeye de başladılar
çünkü Cumhur İttifakının gerçekten iradesinin özellikle
uluslararası ilişkilerde sahaya çok net yansımasını artık
görüyorlar- Hangisini koparırsak ancak öyle bir başarı elde
etme imkânımız doğabilir? deyip diyor ki: Efendim, SDGliler
iyi çocuklar. Aslında Milliyetçi Hareket Partisi bunu, Suriyedeki bizim
düşündüğümüz şeylerin yapılmasını, gerçeklemesini
engelliyor. Şimdi ben o adamı bir deşifre edeyim: O Büyükelçi,
Genel Başkanımızla bir randevu sonucu görüşme
sırasında, dönemin Başbakanı Sayın
Cumhurbaşkanımızla ilgili özel bir soruyla mevzuya girmeye
çalışınca Genel Başkanımız kalkıp nezaketini
bozmadan Bu görüşme burada bitmiştir Sayın Büyükelçi, buyurun
diyor. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz,
sizin burada jurnalciniz; sizin burada, ülkemizin herhangi bir
Muhalefet
olabiliriz, iktidar olabiliriz ama biz iç siyasetimizle ilgili meseleleri
sizlere peşkeş çekecek bir durumda değiliz. İşte, bu
duruşu özlüyoruz, bu duruşu hâkim kılmaya
çalışıyoruz inşallah.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Yıl 2020.
KAMİL AYDIN (Devamla) -
Şimdi, efendim, Amerikan Kara Kuvvetlerinde
Biraz reel politik
konuşalım ya; hep on yıl, yirmi yıl önce
Yani, insana, bir
kürsüdeki akademisyene diyorsunuz ki: Rönesansı anlatın bana. O,
kürsüye geliyor, diyor ki: Ben önce Orta Çağı size bir
anlatayım. Ya, kardeşim, bana Rönesansı anlat; bana bugünkü
gerçek siyaseti anlat, günü anlat. On yıl öncesinden -sekiz, on, on
beş- başlıyorlar mugalatalar yapmaya; buna gerek yok.
Şimdi, ben size reel bir
şey anlatayım: Amerika Birleşik Devletlerinin Kara
Kuvvetlerinin Teksastaki bir askerî üssünde, inanın bir taciz, tecavüz
şikâyeti sonrası 70 intihar, 7 cinayet; 150 asker -2016dan 2020ye
kadar- öldü. Şimdi, ülkemizde böyle bir şeyin olduğunu
düşünsenize. Olmayan şeyler abartılarak mercek altına
alınırken bunları görmezlikten gelmeyi, ben vicdanlı bir
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kabullenemiyorum.
Fransada, inanın, 8
kadından 1isi tecavüze uğruyor, istatistiksel bilgiler elimizde. Bu,
yüzde 12ye tekabül ediyor, korkunç bir şey. Ama inanın,
katıldığımız -işte, burada çok kıymetli
arkadaşlar var delegasyona ait diğer partilerden- Avrupa Karma
Parlamentosunda olsun, NATO Parlamenterler Meclisinde olsun, AGİTte
olsun
Ya, Türkiyede bir FETÖ olayı yaşandıktan sonra, aman
Yarabbi, kıyametler koptu, bütün raporlar Türkiye aleyhine
sırasıyla. Hatta daha da ileri giderek Ya, Ayasofyayı niye
açtınız? diyorlar ya, düşünebiliyor musunuz? Egemenlik
hakkımıza dil uzatmaya varıncaya kadar, hâlâ Türkiyeyi böyle
müstemleke mantığıyla görmeye çalışanlar var.
Hatta bir Danimarkalı
hızını alamayıp Türkiyeyi NATOdan atalım. dedi.
Stoltenberg gülerek Ya, Türkiyede Danimarkanın nüfusu kadar mülteci
var. dedi yani Etin ne, budun ne? der gibi. Allahtan kork ya, Allahtan
kork ya! (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NATOnun güney kanadının en güçlü ordusu Türkiye; Türkiye olmasa
kırk yılda bu coğrafya tamamen teslim edilmişti soğuk
savaş döneminde. Şimdi bunları söylüyor: Türkiye olmasa
IŞİDle mücadele mümkün değildi. Örnek veriyor, 4 bin küsur
IŞİDli teröristin elimine edildiğini, Sayın NATO Genel
Sekreteri söyledi bunu, resmî ağız. Şimdi, biz söyleyince
sıkıntı oluyor, hâlbuki o söyledi. Ya, onu da bırakın,
Adanada bir IŞİD mensubu yakalandı, planları
açıklandı. Bilgisayarında çıkan bilgilerde
Ayasofyayı bombalayacağız, 10 yürekli adama ihtiyacım
var. Adanada 3 canlı bomba
İstanbulda milletvekilleri başta
olmak üzere ünlü insanları kaçırıp kaos yaratacağız.
Bunlar kayıtlarda çıktı. Avusturyaya yakalayıp
gönderdiğimiz IŞİD teröristi, iki sene Türkiyede takip edildi,
belgelendirildi ve Avusturya makamlarına sınır
dışı edilirken de hakkındaki bilgiler verildi ama
inanmadılar, inanmadılar ve Viyanada o şahsı serbest
bıraktılar ve patlattığı bombayla ya da neden
olduğu şeyle 3 Avusturyalı vatandaş can kaybına
uğradı.
Şimdi, arkadaşlar,
bunları niye söylüyoruz? Gerçekten, hiç değilse uluslararası
bağlamda birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için olmayı artık
sahaya sürüp bunu uygulamak zorundayız. Allah korusun, çünkü gerçekten
bizim bizden başka dostumuz yok. Bizi biz eden değerlere sağlam
bir şekilde bağlanalım diyorum.
Vaktim de bitmek üzere, yine
böyle bir dörtlükle veda edeyim istiyorum ben.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Devamla)
Mehmed'im, sevinin,
başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek
de!
Sanma bu tekerlek kalır
tümsekte!
Yarın, elbet bizim,
elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün
batmış, ebed bizimdir!
(MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Şimdi ben bu
dörtlüğü niye okudum? Bu dörtlüğü Necip Fazılı bile
bilmezler. diyen şom ağızlılara renkli ofset bir
baskı olsun diye; bir de yüreklerini avucuna alıp tankın üstüne
binip Kızılelmaya giden yiğit Mehmetlere hediye olsun diye söylüyorum.
Yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Kayseri
Milletvekili Sayın İsmail Özdemir...
Buyurunuz Sayın Özdemir.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
İSMAİL ÖZDEMİR (Kayseri) Sayın Başkan, Sayın
Bakanlar, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği
Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumu bütçeleri üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum.
Avrupa Birliğinin temeli
olan Avrupa Ekonomik Topluluğunun 1958 yılında
kurulmasından kısa bir sonra Türkiye, 31 Temmuz 1959da
Topluluğa ortaklık başvurusunda bulunmuştur. Akabinde
Türkiyenin yapmış olduğu başvuru olumlu
karşılanmış, üyelik koşulları
gerçekleşinceye kadar geçerli olacak ortaklık anlaşması 12
Eylül 1963te imzalanmıştır. Aralık 1999da Helsinkide
yapılan zirvede ise Türkiyenin adaylığı resmen onaylanarak
diğer aday ülkelerle eşit konumda olacağı açık ve
kesin bir dille ifade edilmiştir. Bu tarihten sonra ülkemiz üyelik
müzakerelerine ilişkin hukuki ve uygulama olarak pek çok adım
atmıştır. Ancak ne yazık ki aradan geçen elli yedi
yıllık süre boyunca olmadık bahanelerle
oyalanmıştır. Ülkemizin samimi ve gayretli tutumuna rağmen,
Türkiyeyle hiçbir alanda mukayese edilemeyecek ülkeler dahi üye olarak
Birliğe kabul edilirken bize karşı ne yazık ki ikircikli
bir tutum benimsenmiştir. Dahası, Türkiyeye yönelik eşit
davranıldığını söyleyebilmek de ne yazık ki
mümkün değildir. Üstelik bu durum zaman içerisinde hukuksuz bazı
adımların Avrupa Birliği tarafından atılmasına
kadar varmıştır. Örneğin, Kıbrıs meselesinde
adada herhangi bir çözüme ulaşılmadan bir tarafın başka bir
uluslararası birliğe dâhili mümkün değilken Kıbrıs Rum
kesiminin Avrupa Birliğine 2004 yılında üye olarak
alınması pek çok sorunu beraberinde getirmiştir. Bugün dahi
gerek Kıbrıs meselesinde gerekse Doğu Akdenizde yaşanan
gelişmelerde Avrupa Birliğinin yanlış, bölgesel
barış ve istikrara zarar verici tutumunun altında yatan
nedenlerin temelinde de bu hatalar vardır.
Avrupa Birliğinin
ülkemize samimi olmayan tutumunun bir başka somut hâli kendisini 16
Aralık 2013 tarihinde imzalanan vize muafiyeti süreci ve geri kabul
anlaşmasında göstermiştir. Bu çerçevede, Suriyede yaşanan
iç savaşın ardından sınırı aşan göçlerin
yoğunlaşması Avrupa üzerinde toplumsal, ekonomik ve siyasi
baskı oluştururken Türkiyeyle anlaşarak bu etkiden kurtulmak
isteyen Brüksel müdavimleri sonraki aşamalarda farklı tavra
bürünmüştür. Türkiye, geri kabul anlaşmasında üzerine düşen
tüm sorumlulukları yerine getirmesine karşın Avrupa Birliği
kendi yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Dahası, Türkiye,
sığınmacılara karşı insani ve vicdani olarak
örnek bir devlet olma sorumluluğunu gösterirken Avrupa Birliği ise
savunduğu değerleri yok sayarak Akdeniz ve üye ülkelerin
sınırlarında sığınmacılara karşı
sergilenen insanlık ayıpları sebebiyle kendi değerleriyle
çeliştiğini göstermiştir.
Yaşanan bunca soruna
rağmen Türkiye üyelik hedefinden sapmamış olsa da Avrupa
Birliği, ülkemize karşı faaliyet gösteren terör örgütlerini hâlâ
kollamakta; ilave olarak Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Libyada
giriştikleri eylemlerle ortaklık, müttefiklik ve dostane olmayan
tutumlar takınmaya koyulmaktadır. Her çevrenin anlaması gereken
ana konu, Türkiyenin Doğu Akdenizde kendi egemenlik haklarını
savunduğudur. Ülkemiz, bölgenin hukuk ve vicdana uygun olarak hakça ve
adilce paylaşılmasından yana taraftır ve her fırsatta
bu anlamdaki yapıcı diyaloğa açık, gerginlikten değil,
diplomasiden yana taraf olduğunu ilan etmiştir. Gerginliği
arttıran ise silahsız ve askersiz olması gereken adaları
her gün silahlandıran, uluslararası hukukta yeri olmayan
yaklaşımlar benimseyen, Türkiyenin haklarını
gasbedebileceğini zanneden Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimidir.
Mevzubahis Doğu Akdeniz
ve deniz yetki alanlarının tayini olduğunda Avrupa Birliği,
bilhassa, deniz yetki alanlarının kara ülkelerininki gibi
olmayacağını en iyi kavraması gereken taraftır.
Burada, adaların deniz yetki alanlarının nasıl
olacağı yine hukukta kendisini göstermektedir. Bu anlamda, bazı
üye ülkelerin benzer yöndeki anlaşmazlıklarında
Uluslararası Adalet Divanının verdiği emsal kararlar
malumdur. Bu kararlar, Türkiyenin haklılığını,
Yunanistanın haksızlığını çok açık biçimde
ortaya koymaktadır. Bugün, ülkemiz, 1.870 kilometrelik kıyı
uzunluğuyla Doğu Akdenizde en uzun kıyı şeridine
sahip ülke konumundadır. Buna karşın sadece Antalya Körfezine
hapsolacak tezlerle egemenliğimizden taviz verilmesi beklenmektedir.
İşte, bunun kabulü mümkün değildir.
Kıbrıs konusundaysa
Türkiye garantör bir ülkedir fakat Avrupa Birliğinin adayla ilgili
herhangi hukuki ve meşru yükümlülüğü yoktur. Kıbrıs Rum
kesiminin üye olarak alınmış olması kendilerini
Kıbrıs konusunda hak sahibi yapamayacaktır. Ülkemizin,
Kıbrıs Türklüğünün hak ve menfaatlerinin korunması
konusundaki meşru kararlılığından geri adım
atmasını da kimse beklememelidir.
Ayrıca, uzun
yıllardan beri çoğu Avrupa Birliği ülkesinin ülkemize yönelik
faaliyet gösteren terör örgütlerini beslediği, koruduğu ve
kolladığı malumumuzdur. Bugün, hâlâ Avrupanın çeşitli
yerlerinde PKK, DHKP-C ve FETÖ terör örgütü mensubu olan teröristler ile
yöneticileri barınmaktadır. Üstelik Türkiye, Birliğe üye olan
çoğu sayıdaki Avrupa ülkesi gibi NATO üyesidir. Buna rağmen
terörle mücadele alanındaki hassasiyetlerimizin Avrupalı
muhataplarımızca tam anlamıyla gözetildiğini söyleyebilmek
mümkün değildir. Hatta zaman zaman üyelik müzakerelerinde açılan
çoğu fasılda, terör örgütlerine zemin ve alan kazandırabilecek
gündemlerle meşgul edilmek istendiğimiz de malumdur.
Suriye iç
savaşının başlamasından sonra Avrupanın
çeşitli yerlerinde görülen terör eylemleri ise Türkiyenin terörle
mücadeledeki hassasiyetinin ve haklı gerekçelerinin
muhataplarımızca acı da olsa tecrübe edilmesi sonucunu
doğurmuştur. Terör örgütleri arasında ayrım yapmak,
ideolojilerine bakarak iyi ve kötü olarak sınıflandırabilmek
mümkün değildir. Ne yazık ki Avrupalı bazı ülkeler
şimdiye kadar bu gerçeği ayırt edememiştir. Terör
örgütlerinin her biri insanlık düşmanıdır, sadece bir ülkenin
değil insanlığın ortak düşmanlarıdırlar.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 23 Kasım 2020 günü Avrupa Birliği
tarafından sürdürülen ve her yönüyle tartışmalı olan
İrine Harekâtı kapsamında Libyaya doğru seyreden ve insani
yardım taşıyan bir gemimize müdahale edilmesi asla kabul
edilemeyecektir. Yunan bir komutanın emrindeki Alman Deniz Gücüne mensup
askerlerce tam bir korsanlık edasıyla müdahale edilen gemimiz ve
personelinin maruz kaldığı muamele, hiç şüphe yok ki
uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğu kadar Avrupa
Birliğinin Libya konusundaki ikiyüzlülüğünün de dışa vurumu
olmuştur. NATO kapsamı dışında icra edilen bir
harekâtta, NATO üyesi olan ülkemizin bayrağını taşıyan
bir gemimiz açıkça hedef alınmıştır. Akdenizde insani
yardım gemilerini durduran Avrupa, sığınmacıları
denizin orta yerinde ölüme iten paydaşlarının yanında
sabıkasına yeni bir kara leke daha eklemiştir.
Avrupa Birliğinin
şimdiye kadar Libyada darbeci Haftere ulaşan yardımlara sessiz
kalması ise üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Şimdiye
değin Hafter güçlerine yönelik yoğun bir silah sevkiyatının
yapıldığı, üstelik bunun Birleşmiş Milletler
tarafından da tespit edildiği gerçeği ortadadır. Hatta
Libya iç savaşı başladığı günden bugünlere kadar
geçen süre içerisinde Fransanın da Haftere silah yardımında
bulunduğu yine Birleşmiş Milletler raporları
tarafından teyit edilmiştir. Buna rağmen, Avrupa Birliğinin
sadece Ulusal Mutabakat Hükûmeti üzerine yoğunlaşması
manidardır. Bu durum Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında da
tartışma konusu olmuş ve Malta, İrini Harekâtından
çekildiğini açıklamıştır. Elbette bütün bunlar, bizi,
Libyaya olan taahhütlerimizi yerine getirmekten, Doğu Akdenizde haklarımızı
savunma kararlılığımızdan geriye asla
döndüremeyecektir. Akdenizde Türkiye'nin ve Türk milletinin sakalını
kesebileceğini düşünenler, kollarını kaybetmeyi göze almak
durumundadırlar. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bugün, Avrupa Birliği,
kendi değer ve politikalarını uygulamaktan, Birliğin genel
hassasiyetini gözetmekten ziyade bazı üye ülkelerin hakikatlerden uzak
gündemine hapsolmuş görüntüsü vermektedir. Avrupa Birliği elbette
kendi içerisinde üyelik dayanışması görüntüsü sergileyebilir
ancak Türkiyeye karşı hukuksuz, temelsiz, vicdan ve ahlak
dışı siyasetin takip edilmesi yanlıştır.
Şayet böyle davranarak Birlik motivasyonuna katkı
sağlanabileceği zannediliyorsa bunun ne derecede büyük bir
yanılgıya ve ağır bir kayba sebep olacağı çok
geçmeden görülecektir. Avrupadaki karar alıcıların, her yönden
ortada bulunan ve günden güne dağ gibi büyüyen sorunlara odaklanmak ve
Türkiyeyle iş birliği yapmak yerine ülkemiz karşıtı
bir tutum benimsemeleri doğru olmayacaktır. Son dönemlerde
Fransanın çarpık ve hasmane politikaları ile Yunanistan ve Rum
kesiminin hukuksuz ve uzlaşıdan uzak yaklaşımlarıyla
ilgili Avrupa Birliğini kullanmaya çalışmaları
Birliğin itibar ve saygınlığını yok etmektedir.
Nitekim, Yunanistan Başbakanının, 2020 yılının
son Liderler Zirvesi öncesinde katıldığı bir televizyon
programında, ülkemizle ilgili yaşadıkları
anlaşmazlığı Türkiye ve Avrupa Birliği anlaşmazlığına
çevirmeyi başardıklarına dair beyanı malumunuz
olmuştur. Böylesi bir gündem içerisinde ülkemize karşı zaman
zaman yaptırım içeren cümlelerin kullanılması kof
hesaplardan öteye varamayacak, Türkiye'nin güç ve potansiyelinin ne derecede
büyük bir önem arz ettiği gerçeğini gölgeleyemeyecektir. Uzun süreden
beri yapısal reformlarla ilgili bir türlü çözüm geliştirilememesi,
yönetim ve temsil anlamında hırslı ülkelerin ortaya
çıkması, kıta genelinde ırkçı siyasi ve toplumsal akımların giderek güç
kazanması, Britanyanın üyelikten ayrılma kararı ve nihai
aşamada Covid-19 salgınında Birliğin üye ülkelerin
beklentilerini karşılayamaması, sonraki süreçte de
yaralarını saramaması gibi asıl sorunlar Avrupa
Birliğinin kapıldığı girdabın kendisidir.
Bütün bunlarla
birlikte Avrupa Birliğinin Türkiyeyi dışlayan tutumunun sürmesi
ve tam üyelik kapısının kapanması yönündeki gelişmeler
Türkiyeyi bir yol ayrımına getirmiştir. Bu kapsamda Milliyetçi
Hareket Partisi Türkiyenin ne pahasına olursa olsun Avrupa
Birliğinin yörüngesinde sürüklenmeye mecbur, mahkûm ve muhtaç olmadığını
değerlendirmektedir.
Sayın milletvekilleri,
bugün Avrupadaki karar alıcılar 2 temel gerçeği
akıllarından çıkarmamak durumundadır: Bunlardan ilki, Türk
milleti ve devleti var olmadan Avrupa tarihinden bahsedilemeyeceğidir.
İkincisi, yine, Türkiyeyle makul bir ortaklık geliştirilmeden
Avrupanın güvenlik, istikrar ve barış ortamında yer alarak
sağlıklı bir gelecek inşasının mümkün
olmadığıdır. Zira Avrupa Birliğinin karşı
karşıya kaldığı meydan okumalar, öngörülemeyen ve ani
gelişen gündemler, üyelik anlayışına dair güvenin Birlik
içerisinde sarsılmış olması, küresel rekabetin
kızışması gibi çok farklı konu
başlıkları ülkemizle makul ve beklenen seviyede iş
birliği geliştirilmesi gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Bu gerçeklik siyasi ve güvenlik alanlarını kapsadığı
gibi ekonomi sahasında da kendini göstermektedir.
Ülkemiz Avrupa
Birliğinin en büyük 5inci ticari ortağı konumundadır. Bir
önceki yılın verileri dikkate alındığında,
aramızda olan ticaret hacmi 145 milyar doları bulmuştur; bunun
76 milyar doları aşan kısmı ihracatımızı
oluştururken yaklaşık olarak 68 milyar dolarlık bölümü ise
ithalatımızı kapsamaktadır. Hâlihazırda
ihracatımızda ilk 20 sırayı alan ülkelerin yarısı
Avrupa Birliği üyesi ülkelerdir. Dolayısıyla ekonomi
alanında karşılıklı ve yadsınamaz bir
bağımlılık vardır. Bu gerçeklik muhatabımız
nezdinde iyi mülahaza edilmelidir. Gelinen aşamada Gümrük Birliği
Anlaşmasının revize edilmesi ve ülkemizin hassasiyetlerinin
dikkate alınması hâlâ gerçekleşmiş değildir.
Üzerinde
durulması gereken bir başka konu da Avrupada yükselen
ırkçılık, İslam ve Türklük
karşıtlığının ulaştığı
seviyedir. Bugün Avrupada yükselmeye başlayan ırkçılık ve
yabancı düşmanlığı hiç kuşku yok ki günden güne
endişe verici boyutlar kazanmaya başlamıştır. İslamofobik
söylem ve eylemler artık yalnızca küçük ve marjinal gruplar
tarafından sürdürülegelen meseleler olmaktan
çıkmıştır. Siyasi zemin kazanan çoğu parti,
yabancı karşıtlığını Avrupa ülkelerinde
iktidarı baskılama ve politikalarını etkileme aracı
olarak kullanmaktadır. Ne yazık ki bundan, zaman zaman, yurt
dışında yaşayan vatandaşlarımız da
etkilenmekte, kutsalımız olan yüce dinimiz İslama ve iki cihan
serverimiz Sevgili Peygamberimize yönelik asla kabul edemeyeceğimiz
çirkin benzetmeler yapılmaktadır. YTBnin verilerine göre, 2018
yılında yurt dışında yaşayan Türk
vatandaşlarına yönelik dinî ve ırkçı saiklerle toplam 128
saldırının gerçekleştirildiği tespit edilmiştir,
2019 yılına gelindiğinde ise bu sayı 253e
çıkmıştır. Vatandaşlarımızı hedef alan
saldırılar bir yıl içerisinde neredeyse yüzde 100
artış göstermiştir. Bu durum endişe vericidir ancak daha
endişe verici olanı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron
örneğinde olduğu gibi, 10 yaşındaki çocukların bile
hedef alınmaya başlandığı karanlık bir döneme
girildiğinin görülmesidir. İslamı hedef almak ve bunu,
çocukları tutuklamaya kadar vardıracak bir anlayışın
barışı öncelediği asla söylenemez. Bugün,
IŞİDvari terör örgütlerini siyaset ve istihbarat
laboratuvarlarında üreterek yüce dinimizi hedef alacak, Müslümanlara
zulmedecek anlayışın temellerini attığını
düşünenler, hiç kuşku yok ki kendi yanlışlarında
boğulacaktır. Temennimiz, bu çarpık zihniyetin Avrupada siyasi
ve toplumsal sahanın herhangi bir alanında yer tutmamasıdır.
Şayet, bu karanlık ruh kıtada yeniden hortlarsa arkası
alınamayacak ve sonu malum olan neticeler insanlığı yeniden
ağır şartlara sürükleyebilecektir.
Bu kapsamda, Avrupa
Birliği Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumu
bütçeleri ile Dışişleri Bakanlığımızın
2021 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını niyaz
ediyor, Bakanlık personelimize üstün muvaffakiyetler diliyor, bütçeyi
desteklediğimizi belirterek Gazi Meclisimizi sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına yapılan konuşmalar
tamamlanmıştır.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
18.04
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 18.22
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Necati TIĞLI (Giresun)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 31inci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
2021 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, Halkların
Demokratik Partisi adına Mersin Milletvekili Sayın Rıdvan Turan.
Buyurunuz Sayın Turan.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN
(Mersin) Sayın Başkan, değerli hazırun ve Kıymetli
Bakanlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Paramız var ki ithalat
yapıyoruz. bakanlığının bütçesi üzerine söz
aldım. Bu vesileyle, ülkenin dört bir yanında alın terini,
emeğini ürününe katan tarım emekçilerinin, yoksul köylülerin,
topraksız köylülerin önünde saygıyla eğilirken aynı zamanda
zindanlarda bulunan, tutsak edilen partililerimizin, partili
yoldaşlarımızın önünde de saygıyla eğiliyor ve
onları en içten devrimci duygularımla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
günlerdir bütçe konuşuyoruz ve kimse şimdiye kadar Allahtan Yoğurdum
ekşi. demedi. Bütün bakanlıkların her nevi işleri gayet
yolunda. Bir Bakan çıktı, dedi ki: Yoksulluk diye bir sorun
kalmadı memlekette. Aslında doğru söyledi, artık yoksulluk
diye bir sorun yok, artık açlık diye bir sorun var; mesele daha da
radikalleşmiş durumda. Halk bütçesi yapıyoruz. diyorsunuz on
sekiz yıldır, bu 19uncu bütçe, yanılmıyorum değil mi?
Madem halkın bütçesini yapıyorsunuz değerli AKPliler, on sekiz
yıldır neden siz sürekli zenginleşirken halk sürekli
yoksullaşıyor? Parmağında alyansıyla gelen, Bu
alyanstan başka hiçbir servetim yoktur. diyen şimdi neden saraylarda
oturuyor -yürüyeni, uçanı kaçanı bir yana, 2-3 tane de saray
yaptırıyor- ve halkın büyük çoğunluğu niye yoksullukla
karşı karşıya?
Değerli arkadaşlar,
muazzam bir yabancılaşma yaşıyorsunuz. Kıymetli Bakan,
sözüm size de; halka ve onun değerlerine ve siyasete karşı
olağanüstü bir yabancılaşma yaşıyorsunuz. Bir Bakan
çıktı Her vaka hasta değildir. dedi, o Hasta değildir.
dediklerinin bir kısmı hayatını kaybetti. Bir başka
Bakan EBAnın çökmesi sorun değildir. dedi, binlerce öğrenci
eğitimden mahrum kaldı. Birisi Kur benim için önemli değil.
dedi, ona ne oldu bilmiyoruz, haber alamıyoruz kendisinden. (HDP
sıralarından alkışlar) Bizim Bakan da -kendisi burada- diyor
ki: Et fiyatları yüksek değil. Devam etti ve dedi ki: İki
yıldır çiftçiler rekor gelir elde ediyorlar. Değerli Bakan,
geçen günlerde bir anket yapıldı -bilmiyorum, izleyebildiniz mi- o
ankette Bakanın bu sorusuna ne diyorsunuz? diye çiftçilere sorulmuş,
yüzde 70 gibi bir çoğunlukla Bakanın çiftçilerden haberi yok.
sonucu çıkmış. Köylülerin dediği bu, elçiye zeval olmaz.
Sürekli birtakım mitler
yaratılıyor, sürekli, birtakım varmış gibi gösterilen
ama olmayanlar pazarlanıyor; bunlardan bir tanesi Tarımsal gayrisafi
millî hasılada dünya 1incisiyiz. Bakın, bunun hiçbir pratik
tarafı yok. Bir defa, bu bir mukayese ölçüsü olamaz. 780 bin
kilometrekaresiyle 23 milyon hektar tarım arazisine sahip olan Türkiyeyi
ne Liechtensteinla ne Monakoyla ne İsviçreyle ne Almanyayla, hatta
-daha ilerisini söyleyeyim- Fransayla kıyaslayamazsınız, bu
mümkün değil. Zaten mesele şudur: Bu gayrisafi millî hasıla
denilen şey cari fiyatlarla ölçülür. Bakın, size tarımda daha
başarılı olmanız için bir öneri yapayım Sayın
Bakan: Türkiyedeki tarım ürünlerinin fiyatını 2 katına
çıkarın, böylece gayrisafi millî hasılanız 2 kat artar. Bu
mukayese üzerinden, örneğin kır emekçilerinin, örneğin köylülerin
durumunu, yoksul, topraksız köylülerin durumunu izah edemezsiniz, bu
mümkün değil. Bu mümkün değil ama zannediyorum, Mehdi Eker
zamanından beri bu Kardeşim, tarımsal gayrisafi millî
hasılada biz Avrupa 1incisiyiz, dünya bilmem
kaçıncısıyız. propagandası hiçbir bilimsel ve nesnel
temeli olmadan pazarlanıyor. Bu, bizim tarım sektörümüzdeki hiç
kimsenin refahını, hiç kimsenin huzurunu gösteren ve garanti
altına alan bir şey değil ama AKP propaganda makinesinin direkt
yöneldiği ve siyasi sonuç elde etmeye çalıştığı
palavradan ibarettir değerli arkadaşlar. Bir şeye bakacaksanız
ben size söyleyeyim, neye bakacağınızı? Mesela,
dış ticaret hadlerine bakın. İşte, bak burada -ben
baktım, bunu da kendim yaptım- dış ticaret hadlerinde,
Sayın Bakan, yani ihraç ettiğiniz ile ithal ettiğiniz
arasındaki oranı dikkate aldığınızda, iktidara
geldiğinizden bu zamana kadar ithalatçı olduğunuz burada
yazılı. Eğer merak eden varsa gelsin, ben onlara anlatayım.
(HDP sıralarından alkışlar)
Benim bu konuşmada
söyleyeceğim her şey TÜİK, BDDK ve Bakanlık tarafından
refere edilmiş şeylerdir, onların verilerine dayanarak
konuşuyorum. Mesela diyorsunuz ki: 2009 yılında 3,7 büyüdük.
Maşallah! Peki, Sayın Bakan, bunu söylerken niye iktidarı
aldığınızda Türkiyenin tarımda yüzde 8,7 büyüdüğünü
ve bugün gelinen yerde 3,7ye düşürdüğünüzü söylemiyorsunuz? Böyle
bir şey var mı? Şöyle bir kurnazlık yapıyorsunuz
Değerli Bakan: Bir yıl önce ile bir yıl sonrayı
kıyaslayarak bunun arasında söz konusu olabilecek iyilikleri,
güzellikleri karnenize yazıyorsunuz ve biz bunu çoğalttık,
diyorsunuz. Oysa iktidara geldiğinizden bu zamana kadarki durum neyse,
bakın, bunları konuşmak lazım. İşte, iktidara
geldiğinizde yüzde 8,7yle büyüyen bir Türkiye tarım sektörü
vardı, şu anda 3,7.
Sayın Bakan bize ne
anlattı bütçede? Dedi ki: Biz bu sene 3,7yle büyüdük. Kardeşim,
büyüdüysen küçülmüşsün aslında, anlattığınız
şeyin esası bu.
Mesela Sayın Bakan,
2006da sizin yasa hâline getirdiğiniz yüzde 1den az olmamak üzere
tarım desteklemelerini niye en fazla yüzde 30 ila yüzde 60 arasında
gerçekleştirdiğinizi söylemiyorsunuz, bundan niye bahsetmiyorsunuz?
Başarılardan bahsediyorsunuz, 3,5 milyon hektar tarım
alanını betona boğduğunuzdan niye bahsetmiyorsunuz?
Yalnızca başarılardan bahsediyorsunuz. 26,5 milyon hektardan 23
milyon hektara düşmüş bir tarım alanından bahsediyoruz, bu
var ya, korkunç, korkunç; bir sürü Avrupa ülkesinden fazla, 2 tane Trakya
ediyor değerli arkadaşlar. 2 tane Trakyayı iktidar on sekiz
yılın içerisinde betona boğmuş durumda. Bunda
gururlanılacak, onore olacak bir şey var mı?
Bakın, 661 bin kişi
Çiftçi Kayıt Sisteminden çıkmış durumda. Değerli
Bakan, halka doğruları söylemiyorsunuz. Söyleyecekseniz, bakın,
bunları söyleyin. 600 küsur bin kişi niye Çiftçi Kayıt
Sisteminden çıkmış durumda? BDDKnin verilerine göre,
değerli arkadaşlar, ÇKSdeki 2 milyon 121 bin kişinin 1.964ü ne
durumda biliyor musunuz? Tarım alanı ipotekli durumda yani yüzde
92,5unun tarım alanı bankalar tarafından ipoteklenmiş
durumda. Kıymetli Bakan, bir tablo çiziyorsanız bunlardan niye halka
bahsetmiyorsunuz? Niye insanlara doğru bilgiler vermiyorsunuz?
NUSRETTİN MAÇİN
(Şanlıurfa) Bakan istifa! Bakan istifa!
RIDVAN TURAN (Devamla) Bak,
tarımsal istihdam konusunda, 7 milyon 500 bin kişiyle
aldığınız ve yüzde 34 istihdamla
başlattığınız süreci şu anda 5 milyon kişiye
düşürmüş durumdasınız ve şu anda istihdam oranı
yüzde 18,4; TÜİK verisidir ha, ben kendim uydurmuyorum. Kıymetli
Bakan, bunlardan niye bahsetmiyorsunuz siz insanlara? Dünyada şöyleyiz,
Avrupada böyleyiz. derken halkın bunları öğrenmeye hiç
ihtiyacı olmadığı kanısında
mısınız?
Tarım ve
ormancılık dış ticareti; bak, yine TÜİK verisi: AKP
iktidara geldiğinden bu zamana kadar, toplamda 82 milyon liralık
ihracat ile 115 milyar liralık ithalat yapmış durumda. Kesin
ithalatçılık bu değil de nedir değerli arkadaşlar? Ama
Bakan bundan da bahsetmiyor.
Tarım ve
hayvancılık: Yine iktidara geldiğiniz zamandan bu zamana kadar,
değerli AKPliler, 82 milyar ihracat ve 112 milyar ithalat
yapmışsınız. Bakın, benim rakamlarım değil
bunlar, bunlar TÜİKin rakamları.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) İthalat ara mallar için yapılıyor, ara mallar
için.
RIDVAN TURAN (Devamla)
TÜİK, bereket ki geçmişteki sayılarla oynayamıyor,
yalnızca şimdiki sayılarla oynayabiliyor; yoksa bunlarla da
mutlaka oynardınız. (HDP sıralarından alkışlar)
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Ara mallar için yapılıyor ithalat.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Hadi, o zaman şunu söyle: 600 bin tarımsal işletme AKP iktidara
geldiğinden beri yok olmuş durumda
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Açılanlara bak.
RIDVAN TURAN (Devamla)
ve destekleme
de 17 milyon dekar azalmış durumda. Kıymetli Bakan, bunlardan
niye hiç bahsetmiyorsunuz?
Büyükbaş hayvan
ticareti: 11 milyon dolarlık büyükbaş hayvan ihracatı yaparken,
7 milyar küsurluk büyükbaş hayvan ithalatı yapmışız;
değerli arkadaşlar, Kıymetli Bakan, bunları atlamayın.
Koyun ticaretinde -yine TÜİK verisidir ha- 83 milyonluk ihracata
karşılık 359 milyonluk ithalat var. Tohumculuk: İthalat
Saman ya, 20 milyon dolar. Bütün iktidarınız boyunca 20 milyon dolar
samana vermişsiniz sadece. Ben size ne diyeyim? Gübre: 20 milyar dolar
ithalata karşılık yalnızca 2 milyar dolarlık ihracat
var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Başka? Gübre fiyatları yüzde 600-700 civarında artmış
durumda. Çiftçi borçlarından bahsetmiyorum, büyük bir batak hâline
gelmiş durumda.
Şimdi, Kıymetli
Bakan, bakın, bu zamana kadar geldiğiniz istikametle bundan sonra yol
yürüyecekseniz buradan bir çıkışın
olmadığını size söylemek istiyorum, sizinle polemik
yürütüyorum. Neoliberal politikaların, şirket
tarımcılığının, endüstriyel
tarımcılığın bu memlekete bir faydası yok. 22
milyar destekle bu sorunların hangisi çözeceksiniz? Borç yapılandırmasında
köylüye yer vermeden bu meseleleri nasıl çözeceksiniz? Toplumsal cinsiyete
duyarsız, acayip bir bütçe, adaletsiz bir bütçe var. Ya, kırsal
kavramı yok, kooperatifler yok. 2 lira 30 kuruş olan süte 50
kuruş zam yaptınız, sütçüler sizi ahıra davet ediyorlar
Sayın Bakan, diyorlar ki: Gelsin, bizimle bir gün, süt nasıl
üretiliyor bir baksın, ondan sonra 50 kuruş zam nasıl
veriliyormuş, ondan bahsetsin.
Bakın, yüzde 21in
üzerinde gıda enflasyonu var. Bu memlekette günlüğü 50 liraya
mevsimlik işçiler çalışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla)
Selamlamak için bir dakika alabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun,
selamlayalım.
RIDVAN TURAN (Devamla)
Bakanlığınızda -Sayıştay çarşaf çarşaf
yazmış- pek çok usulsüzlük ve yolsuzluk var. Ziraat mühendisleri,
veterinerler, su ürünleri mühendisleri, teknikerler, bunların hepsi
iş bekliyor, iş Sayın Bakan. Orman yangınlarına
zamanında müdahale edilmiyor.
Dağ keçileriyle sizin
derdiniz nedir Sayın Bakan? (HDP sıralarından
alkışlar) Amerikadan katiller geliyor, Hızırın
keçilerini vurmak için burada saf tutuyor ya! Sizin ne derdiniz var bu ülkenin
zenginlikleriyle?
Kıymetli
arkadaşlar, değerli vekiller; bakın, çözüm şudur: Bir,
neoliberal politikalardan uzaklaşmak gerekir. Bunun yerine sosyal,
halkçı, kooperatiflere dayanan, yoksul köylülüğü, kadınları
ve eşitsizlikleri gözeten bir tarım politikasına ihtiyaç var ve
ikincisi, olmazsa olmaz olan şey şudur: Bu ülkede huzurun yer
bulması için Kürt sorununun demokratik ve siyasal biçimde çözülmesi,
insanların rahatça merasına gitmesi, tarımını
yapması, koyununu otlatması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) - Bu
ikisi olmadan bu politikalar, yalnızca ve yalnızca uluslararası
tarım tekellerine yeni bir vize mahiyetindedir.
Bu anlamda, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sait
Dede
Buyurunuz Sayın Dede.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SAİT
DEDE (Hakkâri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde görüşlerimizi
belirtmeden önce, şu anda cezaevinde rehin tutulan Figen Yüksekdağ,
Selahattin Demirtaş, Abdullah Zeydan, Gültan Kışanak, Musa
Farisoğulları, Sebahat Tuncel, Gülser Yıldırım, Ayla
Akat Ata, Selçuk Mızraklı, Remziye Yaşar ve Cihan
Kahramanın şahsında bütün yoldaşlarımıza buradan
selam gönderiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
2021 yılı merkezî
yönetim bütçesinde Devlet Su İşleri bütçesine ayrılan payda bir
artışa gidildiğini görüyoruz ama bu artışı,
ülkenin su kaynaklarını bilim ve tekniğe uygun olarak
kullanıma sunmak için, su ve ilgili toprak kaynaklarını çevre
duyarlılığı için kullanmayacaklarını biliyoruz.
Bu kurumun, iktidar için savaş ve güvenlik politikalarına hizmet etme
ve yandaşa kaynak sağlama noktasında iki önemli görevi
vardır. Birincisi, coğrafyamızı
insansızlaştırma politikalarının bir aracı olarak
enerji kaynağı yaratma adı altında barajların
yapılması; HES projeleriyle Kürt coğrafyasının
insandan arındırılmasının amaçlanması; tarihî,
kültürel mirasların sular altında bırakılarak kültürel,
tarihsel ve ekolojik bir kıyım yapılması.
Bakın, on iki bin
yıllık tarihi olan Hasankeyf şu an sular altında bırakıldı.
Bu zihniyet, sadece insana değil, kurda, kuşa ve doğaya
düşman bir zihniyettir. Bunun en yakın örneği, Dersimde
yapılan Pembelik Barajıdır. Bu barajla,
Dersim-Bingöl-Elâzığ alanında bulunan yaban keçileri bugün sular
altında kalarak boğuluyorlar. Bir zamanlar Diclenin kenarında
kurdun kaptığı koyun da benim mesuliyetimdedir. diyen AKP Genel
Başkanı, bugün Diclenin, Fıratın kenarında
boğdurulmadık ne koyun ne keçi bırakmadı. Sağ
kalanların ise ABDli bir iş insanına, avcılarla
öldürülmesi için ihaleye verildiğini görüyoruz.
İkincisi, tüm kurumlar
-DSİ de- insana, tarihe, kültüre ve doğaya düşman, yandaşa
ise yoldaş hâline getirilmiştir. Sayıştay raporlarında
açıklık kazandırılması, yargıya taşınması
gereken birçok bulgu var ama ne yazık ki hiçbir soruşturma
açılmıyorken diğer yandan borçlarını
ödeyemediklerinden dolayı çiftçilerin destekleme paralarını bile
bloke eden Tarım Bakanlığına bağlı
fırsatçı bir kuruluşla karşı
karşıyayız. Kurumun uygulamalarına
baktığımız zaman iktidarın dümenine nasıl su
taşıdığını görebiliyoruz. Devlet Su
İşlerinin, TEDAŞ, VEDAŞ, DEDAŞ gibi farklı adlar
altındaki elektrik dağıtım şirketleriyle
anlaşmalı bir şekilde yurttaşları nasıl
elektriksiz ve susuz bıraktığını; Yüksekovadaki gibi,
VEDAŞ ekiplerinin, kolluk kuvvetleriyle beraber, zırhlı
araçlarla, gaz bombası kullanarak, bazen sabaha karşı
baskınlarla yurttaşları denetim adı altında
nasıl mağdur ettiğini de çok iyi görüyoruz. Ne diyordu AKP Genel
Başkanı? Türkiyede on beş sene önce acaba evlerde
fırın bulabiliyor muyduk, acaba evlerde buzdolabı bulabiliyor
muyduk? Şu an evlerde elektrik yok.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Var, var.
SAİT DEDE (Devamla)
Hakkârinin Esendere beldesine günlerdir neredeyse hiç elektrik verilmiyor.
Pandemi yüzünden evlerinden çıkamayan insanlarımız, elektrik
veremeyen VEDAŞ yüzünden karanlıkta, öğrenciler eğitim
alamamakta. Tabii, iktidar için dert değil; iktidarın derdi
yandaşının cebinin dolması, dağıtım şirketlerinin
kasalarının dolması. Esenderede elektrik yokmuş,
öğrenciler karanlıkta kalmış; bu, bu iktidarın derdi
değil.
Tarım ve Orman
Bakanlığı İl Yatırım Rehberleri adı
altında, her şehir için Tarımsal Yatırım Rehberi
adında bir çalışma hazırlamış, Hakkâri
Tarımsal Yatırım Rehberinde ilin tarımsal potansiyeli
konusunda 10 maddelik bir çerçeve sunmuş. Bakın, Tarım ve Orman
Bakanlığı Hakkâri için diyor ki: İlin arazisinin yüzde
52sini çayır ve meralar oluşturduğundan
hayvancılığın gelişimine uygundur. İlin
coğrafi yapısı ve mera alanlarının önemli yer
tutması nedeniyle küçükbaş hayvancılığın
gelişimine uygundur.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Yüzde 50
SAİT DEDE (Devamla)
Cevap vereceğim.
İlin zengin
florası ve fauna yapısı, ekolojik olarak arıcılık
yapmaya ve gelişimine uygundur. İlde endemik türlerin yetişmesi
(ters lale) yanında; kivi, incir, susam, nar gibi ürünlerin
yetişmesine uygun iklim alanları mevcuttur.
Şimdi Bakana sormak
istiyorum: Acaba başka bir ülkenin Bakanı mı? Çünkü Hakkâride
çayırlıklar, meralar, otlaklar yasak. Çünkü Hakkâride neredeyse her
karış güvenlik bölgesi. Çünkü Hakkâride bir mahalleden başka
bir mahalleye geçmek için güvenlik noktalarından geçmek
zorundasınız. Çünkü Hakkâride bir çoban hayvanlarını
otlatırken asker kurşunuyla vurulabiliyor. Çünkü Hakkâride bir
kadın ot biçen çocuklarına yemek götürürken yine asker
kurşunuyla vurulabiliyor; vuran terfi ediyor, kurşun Hakkârideki
vatandaşa kalıyor. (HDP sıralarından alkışlar)
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Müsebbibi sensin!
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
SAİT DEDE (Devamla)
Kürt kentlerinde tarım ve hayvancık yapılan arazilerin neredeyse
tamamına yakını düzenli olarak valiliklerce
yasaklanmaktadır; bunu Hakkâri Valiliğinin sitesinde görebilirsiniz.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Niye yasak?
SAİT DEDE (Devamla)
Yurttaşlar artık, bırakın hayvanlarını
otlatmayı, canlarının derdine düşmüş durumda.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Niye yasak?
SAİT DEDE (Devamla) -
Kürt sorunundaki çözümsüzlükten dolayı yasak.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Yapmayın Allah aşkına, siz de yapmayın.
SAİT DEDE (Devamla) Bu
yasakların dışında, birçok mera ve kışlaya
karakollar yapılmakta, tarım ve hayvancılıkla
uğraşan yurttaşlarımız mağdur edilmektedir.
Son olarak, Esendere Beldesi
Güvenli Mahallesine ait meraya karakol yapılacağından
dolayı mera diye bir yer kalmamıştır. O yüzden Tarım
Bakanına şunu söylemek istiyorum: Bu raporu öncelikle Millî Savunma
Bakanı ve İçişleri Bakanına gönderin, işte o zaman
burada yazılan potansiyellerin hepsinin iktidarın ana politikası
olan güvenlik bariyerlerine çarpacağını göreceksiniz.
Halkın parasına,
malına el koyduğu için oh çeken İçişleri Bakanı da
Hakkârinin festivallerin yapıldığı bir şehir hâline
getirildiğini söylüyor.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Doğru.
SAİT DEDE (Devamla) Ya
hepiniz birbirinizden habersizsiniz ya da ölümlerin, yasakların,
güvenlikçi politikaların kol gezdiği bir yerde muazzam bir tiyatro
performansı sergiliyorsunuz; bunların hepsi kâğıt üstünde.
(HDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SAİT DEDE (Devamla) -
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Ya, terörden vazgeçin, terörden vazgeçin, her şey güllük
gülistanlık olur.
BAŞKAN Sayın
Muazzez Orhan Işık
Buyurunuz Sayın Orhan
Işık. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MUAZZEZ ORHAN
IŞIK (Van) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
yaşamın iki temel kaynağı hava ve sudur. Bildiğiniz
gibi, canlıların tümü bu iki kaynak olmadan yaşayamaz.
Dolayısıyla, suyun ve havanın seyri, erişilebilirliği,
temizliği, kirliliği yaşamı doğrudan etkilemektedir.
İktidarınızın
da politikalarıyla katkı sunduğu küresel ısınma,
çiftçi ürünlerinin kuraklığa ve dona karşı
korunmasızlığı, hava kirliliği, Covid gibi çok boyutlu
sorunlar doğrudan havayla ilgilidir.
Çevre Mühendisleri
Odasının Hava Kirliliği Raporuna göre Türkiyede her yıl
hava kirliliği nedeniyle 30 bin kişi yaşamını
yitirmektedir. Vanın da aralarında olduğu birçok şehirde
kükürtdioksit oranları insan yaşamını tehdit etmektedir.
Sivas Kangal, Milas, Ören gibi bazı yerlerde termik santraller
işletilmesine rağmen neden hava kirliliği ölçümü
yapılmamaktadır? Avrupaya göre ülkemizde yüzde 30dan daha fazla
olan havadaki partikül oranı her geçen gün daha da artmaktadır. Fosil
yakıtlara dayalı enerji üretimi, doğayı kirletmek üzerine
kurulu sanayi, denetimsiz tarım ilaçları kullanımı, oy
karşılığı bedava dağıttığınız
kalitesiz kömür gibi politikalarınız sonucunda 75 milyondan fazla
insan kirli hava solumaktadır. Sizin ve politikalarınızın
insanlığa ve yaşama hakkına saygısı yok zaten.
İktidarınız döneminde Kuzey Ormanları, Kaz
Dağları, Toroslar, Cudi Dağı ormanları talan edildi.
Maden şirketlerinin Egede, Karadenizde girmediği ormanlık alan
kalmadı. Dersim ve Şırnak bölgeleri başta olmak üzere,
birçok bölgede ormanlar yakılmıştır. Bu yangınlara
müdahale edilmediği gibi, halkın müdahale etmesine, söndürülmesine de
izin verilmemiştir. Bölgemizde ormanlar yanarken, görüntüleri ayan beyan
ortadayken yangınların büyümesine, oradaki canlıların
ölmesine göz yumdunuz. Yangınlara müdahale etmeyen, ettirmeyen bir
zihniyetiniz var çünkü siz doğa ve yaşam
düşmanısınız, ormanlar arasında bile
ayrımcılık yapan bir zihniyete sahipsiniz. Güvenlik gerekçesiyle
veya şüpheli bir şekilde yakılan ormanlık alanları
yapılaşmaya, imara açmanız, yandaşlarınıza
peşkeş çekmeniz iktidarınızın yaşama ve
doğaya olan düşmanlığını gün yüzüne
çıkarmıştır. Hiçbir gerekçe gelecek kuşakların ve
canlıların yaşam hakkını yok etmeye bahane edilemez.
Değerli arkadaşlar,
su o kadar önemlidir ki Uzayda hayat var mı? sorusu ile Su var
mı? sorusu aynıdır. Uzayda tek bir yerde su ve yaşam var,
orası da dünyadır. Sizler politikalarınızla yaşamı
ve suyu bir sektöre, rant alanına, metaya, kısacası ülkeyi ve
dünyayı bir cehenneme çeviriyorsunuz. İktidarınız döneminde
su kaynakları kirletildi, HESleştirildi, ticarileştirildi.
Gözünüzü rant bürümüş ve ekosistemi geri dönülemez bir şekilde yok
ediyorsunuz. Halkın tüm itirazlarına rağmen HESleri Paraya
ihtiyacımız var. diyerek yapmaya devam ediyorsunuz. HES
yaptığınız her yerde, Zilanda, Çatakta, Muradiyede;
ülkenin her yerinde canlı yaşamını yok ediyorsunuz. Vanda
inci kefalini yok ediyorsunuz.
Su sadece insan
yaşamı için değil, canlıların tümü için gereklidir.
Suyu kâr edilebilir bir meta olarak görüyorsunuz. Halkın birçok yerde içme
suyu sorununu çözmek yerine siz suyu ticari bir araca dönüştürdünüz.
Hâlbuki su yaşamdır ve yaşam satılamaz. Sizler
yaşamın kaynağı olan suyu bile savaş
politikalarınıza alet ediyorsunuz. Size kalsa Suriyeye, Rojava
halklarına giden tüm ırmakların suyunu keseceksiniz. Çeteleriniz
Rojavada halkın tarlalarını yakıyor; yetmiyor,
yakamadığı tarlaları da susuz bırakıyor.
Desteklediğiniz çetelerce Haseke bölgesindeki Aluk Su Tesisinde bu
yıl en az 20 kere su kesintisi yapıldığı
bilinmektedir. Bu talan 460 bin sivilin yaşamını etkilediği
için konu Birleşmiş Milletler gündemine taşındı.
Kerbelâda insanları susuz bırakan Yezidden hiçbir
farkınız yok sizin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK
(Devamla) Yüz yılı aşkındır devam eden, tarihsel ve
toplumsal bir mesele olan Kürt meselesinin güvenlikçi yaklaşımla,
savaş politikalarıyla çözülmek istenmesi gelinen aşamada doğa,
ekoloji ve toplum kırımına yol açmaktadır. Ekoloji ve
ekosisteme yönelik her türlü müdahale bütün canlı ve cansız
varlıkları etkilemektedir. Bunun içinde sizler de varsınız.
Ekolojik yaşamı korumak ve gözetmek bir tercih değil,
yaşamın sürekliliği açısından bir zorunluluktur.
Tekrar tekrar söylüyoruz: Temiz bir hava, çevre ve su için, enerji, sanayi,
ulaşım odaklı değil, doğa ve toplum odaklı
olması zorunludur. Bize yetki veren tüm halklar adına sarayın bu
savaş ve rant bütçesini reddediyoruz.
Tüm halkımızı
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Diyarbakır
Milletvekili Sayın Dersim Dağ
Buyurunuz Sayın
Dağ. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA DERSİM
DAĞ (Diyarbakır) Sevgili Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bugün Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesini
konuşuyoruz ama nüfusun yüzde 16sını oluşturan gençlere
2021 yılında da maalesef bütçe yok. İktidar
kadınların, gençlerin, halkların bütçesi yerine bu yıl da
sarayın ve savaşın bütçesini tercih etti ve Hükûmetin 13
milyonluk genç kitlesine sunduğu tek şey, yoksulluk, açlık,
sefalet ve koca bir geleceksizlik.
Pandemi nedeniyle gençler
eğitimine on-line devam ediyor. Toplamı 19 milyon olan öğretmen
ve öğrencilere Eğitime EBA üzerinden devam edin. denildi ama
EBAnın kapasitesi sadece 1 milyon düzeyindeydi.
Başarısızlıklarına başarısızlık
ekleyen eğitim sistemimiz on-line eğitimde de sınıfta
kaldı, EBA sistemi daha ilk günden çöktü. On-line devam eden eğitim
sistemi için öğretmenler farklı yollar aradı. İnternet
üzerinden eğitime devam eden, eğitim vermeye çalışan
öğretmenlerimiz var. Ama maalesef ne ücretsiz internet verildi
öğrencilere ne bilgisayar verildi ne tablet verildi ve onlarca
öğrenci şu an, bilgisayarı olmadığı için,
internete ulaşamadığı için eğitimini alamıyor.
Değerli arkadaşlar,
işsizlik 2020de yüzde 20 oranlarına ulaştı ve maalesef, bu
işsizler topluluğunun büyük çoğunluğunu genç işsizler
oluşturmakta. Genç işsizlik oranı son yedi yılda düzenli
bir şekilde artıyor ve sayenizde rekor üzerine rekor
kırıyor. Üniversite mezunu gençlerin çoğunluğu
işsizlik ve yoksullukla boğuşuyor. Her şehre bir
üniversite yaptık. diye övünen iktidar, ne bu üniversitelerde akademik,
bilimsel bir eğitim verebildi ne de bu üniversitelerden mezun olan gençlere
çalışabilecekleri istihdam alanı açtı.
Bakın arkadaşlar,
2005 yılından 2019 yılına kadar üniversitelerden mezun olan
genç işsiz sayısı: Bu tabloda aslında iktidarın
gençlere dönük politikasını çok açık bir şekilde görüyoruz.
Üniversite mezunu işsiz sayısı 2005 yılında 105.792
kişi iken 2019 yılında bu sayı 1 milyon 340 bin kişiye
kadar çıkmıştır. Yani 2005te toplam nüfusta her bin
kişiden 1,5i işsiz iken bugün toplam nüfusta her bin kişiden
16,3ü işsiz. Yani yüzde 1.100lük bir artış söz konusu arkadaşlar,
yüzde 1.100lük bir artış.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) İşsizlik üretiyoruz.
DERSİM DAĞ
(Devamla) Elbette atanamayan öğretmenlere de değinmek gerekiyor.
Atanamayan öğretmenlere değinirken Kürtçe öğretmenlerine
değinmeden geçemiyoruz. 2020 yılının Haziran ayında
19.910 öğretmen atandı ama Kürtçeye sadece 1 kontenjan verildi.
Kürtçeye lütfederek sadece 1 kontenjanın verilmesi siyasi iktidarın
Kürt halkına ve Kürtçeye yaklaşımını açık bir
şekilde gözler önüne serdi. Kürtçe öğretmen atamaları 2012den
bugüne yüzde 98,31 azalırken iktidarın Kürt
düşmanlığı yüzde 900 arttı. (HDP
sıralarından alkışlar)
Evet, arkadaşlar,
gençler işsiz ama gençler aynı zamanda borçlu da. Çünkü üniversiteyi
bitirip hayata yeni başlayan gençlerin ödemesi gereken öğrenim
kredileri var. KYK öğrenim kredisi alan gençlerin sayısı 5
milyona ulaşmış durumda. Eğitim hayatını
tamamlamak için öğrenim kredisi alan gençlerin yaklaşık 300 bini
geri ödeme kredisini yatıramadığı için haklarında
yasal işlem başlatıldı. Hükûmet hem bu gençlere istihdam
alanı açmıyor hem de hayatlarına, eğitimlerine devam etmek
için almak zorunda kaldıkları bursu kendilerinden faiziyle geri
istiyor. Borçlarını ödeyemeyenler hakkında yasal işlem başlatıyor,
e-haciz uyguluyor.
Bir de bu iktidar ne
yapıyor biliyor musunuz? Düşüncelerini beğenmediği
gençlerin burslarını kesiyor. Daha birkaç ay önce Ankara
Üniversitesinde Las Tesis dansı yapan genç kadınlar işkenceyle
gözaltına alındı ve bursları kesildi. İşte bu da
sizlerin gençleri yoksulluk ve açlıkla terbiye etme çabanızdır.
(HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
evet, gençler işsiz; evet, gençler borçlarla boğuşuyor ama genç
kadınlar aynı zamanda her gün taciz, tecavüz ve ölüm tehdidiyle de
yaşıyor. (HDP sıralarından alkışlar) Gülistan
Doku, 21 yaşında, Munzur Üniversitesi öğrencisi; kaybettirildi
ve tam üç yüz kırk beş gündür bulunmuyor. Merve Aslan, 24
yaşında; Diyarbakırda, yakını olan erkek
tarafından vahşice katledildi. Ece Çiçek, henüz 18 yaşında;
yakını olan bir erkek tarafından vahşice katledildi.
İpek Er, 18 yaşında; Batmanda Uzman Çavuş Musa Orhan
tarafından tecavüze uğradı, intihara sürüklendi, iktidar eliyle
Musa Orhan serbest bırakıldı. (HDP sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Aşağılık adam!
DERSİM
DAĞ (Devamla) Sadece 2020 yılının ilk on
ayında 436 kadın katledildi. İzlediğiniz ve
ısrarcı olduğunuz ayrıştırıcı ve
kadın düşmanı politikalardan kaynaklı erkek şiddetine
maruz kalan binlerce kadının yaşamı son buldu.
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Dağa çıkarılan kadınları
görmüyorsunuz galiba; dağa çıkarılan, tecavüz edilen, öldürülen?
Hiç bu kadınlardan bahsetmiyorsunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Dinleyin, dinleyin.
DERSİM DAĞ
(Devamla) 2002 yılında 66 kadın cinayete kurban giderken 2019
yılında 474 kadın cinayete kurban gitti. Yani kadın
cinayetleri yüzde 720 arttı.
Bir de kalkmış
kadın üniversitelerinden bahsediyorsunuz, Kadınlar için üniversite
kuracağız. diyorsunuz. Yahu, İnfaz Yasasıyla tacizcileri,
tecavüzcüleri, kadın katillerini serbest bırakan siz değil
miydiniz? (HDP sıralarından alkışlar)
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Yalan söylüyorsun, yalan!
DERSİM DAĞ
(Devamla) Kadın üniversitesi kurup kadınları sosyal hayattan
ve akademiden soyutlayacağınıza yaşamın her
alanını genç kadınlar için yaşanılabilir bir alan
olarak kurun. (HDP sıralarından alkışlar) Kadın
katillerini, faillerini yargılayın, Musa Orhanlara hak ettikleri
cezaları verin.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Veriyoruz, veriyoruz. Herkese hak ettiği cezayı veriyoruz.
DERSİM DAĞ
(Devamla) Ve değerli arkadaşlar, en önemlisi de ne biliyor musunuz?
Bu iktidara karşı siyaset yürüten gençler hukuksuzca gözaltına
alınıyor ve tutuklanıyor. Daha da korkunç olanını
söyleyeyim, kaçırılıp ajanlık dayatmalarına maruz
bırakılıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ya, genç bir milletvekiline karşı susun
bari ya, ayıptır yani. Genç bir milletvekili var, bir dinleyin ya.
Ayıp gerçekten. Sizin genç konuşurken biz dinledik onu.
DERSİM DAĞ
(Devamla) Gençlik Meclisi üyelerimiz, MYK üyelerimiz, PM üyelerimiz defalarca
illegal bir şekilde kaçırıldı. Gençlik Meclisi üyemiz Lider
Polat -kaçırılma anına ait görüntüler- 27 Ağustosta İstanbulun
ortasında kendini kolluk güçleri olarak tanıtan kişiler
tarafından alıkonuldu, saatlerce işkenceye maruz
bırakıldı. Bunun sonucunda ne oldu biliyor musunuz? Lider Polat
ıssız bir yerde serbest kaldı, serbest kaldıktan sonra
İHDye başvurdu, suç duyurusunda bulundu, elinde araç plakası
olmasına rağmen, kaçırıldığı ana ait
görüntüler olmasına rağmen tek bir kişi hakkında dosya
açılmadı, tek bir kişi hakkında bir yargılama
olmadı; hatta bunun da ötesinde, daha önce
kaçırıldığı için İHDye başvurmuş, suç
duyurusunda bulunmuş arkadaşlarımız hakkında
halkı kin ve nefrete sürüklemekten dosya açıldı. Yani
kaçırılanlara değil, bu olayla yüz yüze kalan gençlere, PM
üyelerimize dava açıldı. Biz buradan soruyoruz: HDP Gençlik
Meclisinin -kaçırılan arkadaşlarımıza çünkü bunlar
soruluyor- illegal bir gençlik yapılanması olduğu söyleniyor.
Gençlik Meclisinin faaliyetleriyle ilgili polislere bilgi akışı
yapılması için teklifte bulunuluyor ve daha da trajik olanı,
eğer bu tehditlere boyun eğmezlerse haklarında uydurma dosyalar
oluşturulup ömür boyu cezaevinden çıkamamakla tehdit ediliyorlar. Biz
buradan söylüyoruz: Ant olsun ki, bir değil bin defa tehdit edilip
kaçırılsak dahi, demokratik siyaset kanallarını kapatmaya
çalışsanız da biz bu onurlu mücadeleyi sürdürmeye devam
edeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)
Buradan da yetkililere
şu soruları sormak istiyoruz: Gençlerin iktidara karşı
siyaset yapması kimi, neden rahatsız ediyor? JİTEMvari
yöntemlerle arkadaşlarımızı alıkoyanlar, Meclisin
3üncü büyük siyasi partisinin Gençlik Meclisini illegalize etmeye
çalışanlar kimlerdir ve bu gücü nereden alıyorlar?
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Gençleri dağa götürüyorlar, dağa. Siz gençleri
dağa çıkarıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
DERSİM DAĞ
(Devamla) Ortada ses kayıtları, araç plakası,
kaçırılma anlarına ait görüntüler olmasına rağmen yargı neden gereğini
yapmıyor? Hükûmet yetkilileri defalarca sormamıza rağmen neden
bu konu hakkında tek bir açıklama yapmıyor? Başka bir ülkede
bu olaylar yaşansa iktidar utancından istifa ederdi. (HDP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ÇİĞDEM
ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) Sen gençleri savunamazsın!
DERSİM
DAĞ (Devamla) Ama siz sessiz kalarak bu olayları aklamaya
çalışıyorsunuz. Boşuna uğraşmayın, buna asla
izin vermeyeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar) Buradan
bir kez daha söylüyoruz: İllegal olan gençlik faaliyetlerimiz değil,
illegal olanlar gençleri kaçıranlar ve onların arkasındaki
karanlık güçlerdir. (HDP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
ÇİĞDEM
ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) Gençleri siz kaçırıyorsunuz.
POLAT
TÜRKMEN (Zonguldak) Diyarbakır Annelerimizi dinle, Diyarbakır
Annelerimizi.
DERSİM
DAĞ (Devamla) Arkadaşlar, siz burada yaptıklarınızla
övünüyorsunuz ama ben size biraz gerçeklerden bahsedeyim. Sizin
yürüttüğünüz siyaset yüzünden gençler yaşamak istemiyor. Sizin
geleceksizlik politikalarınız yüzünden gençler intihar ediyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Gençlik payı
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
DERSİM
DAĞ (Devamla) Son süreçte, sadece Diyarbakırın Silvan
ilçesinde 7 genç intihar etti. Silvanda intihar eden 7 genç Türkiye'de
yaşayan gençlerin içinde bulunduğu durumun vahametini açık bir
şekilde gözler önüne sürüyor. Gençleri böylesi bir karanlığa,
çaresizliğe mahkûm etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Gençlere vadedilen
geleceksizlik bu ülkeyi karanlığa sürüklüyor. Yapılan
araştırmalara göre, 2 gençten 1i mutsuz ve bu ülkedeki gençlerin
yüzde 76,2si ülkeyi terk etmek istiyor, Türkiye'de yaşamak istemiyor.
Türkiye'de yaşayan gençlerin çoğu umutsuz ve geleceklerine dönük tek
bir hayalleri bile yok. Şimdi, gerçekliğimiz bu iken siz hâlâ,
kalkmış yaptıklarınızla övünüyorsunuz, vatan millet
edebiyatı yapıyorsunuz. Dönüp gençlerin neden mutsuz olduğuna,
neden bu ülkeyi terk etmek istediklerine bakın ve bize bunun
hesabını verin.
Buradan
bir kez daha tüm genç arkadaşlarıma sesleniyorum: Atanamayan, iş
bulamayan, siyaset yapmasına izin verilmeyen
(HDP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DERSİM
DAĞ (Devamla) Bitiriyorum Başkanım.
Her
gün taciz, tecavüz, katledilme korkusuyla yaşayan, geleceğini
göremeyen gençler, umudunuzu kaybetmeyin. Bizleri geleceksiz
bırakmak isteyenlere karşı umudunuzu kaybetmeyin. Daha atacak
çok dislikeımız, söyleyecek çok sözümüz var. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Ancak dislike atarsınız, ancak onu
yaparsınız. Dislikela siyaset olmaz!
DERSİM DAĞ
(Devamla) Ve bütün gençler, inanın ki diktatörleri saraylarından
edecek, aydınlık bir gelecek kuracak gücümüz de var. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Dağ.
DERSİM DAĞ
(Devamla) Bizler umudun ta kendisiyiz, halkların ve aydınlık
geleceklerin umuduyuz. (HDP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Şırnak Milletvekili Sayın Hüseyin Kaçmaz
Buyurunuz Sayın Kaçmaz.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN
KAÇMAZ (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tabii, AKPli vekillere geçmiş olsun demek istiyorum,
Dersim Vekilim gerçekten çok iyi bir konuşma yaptı, gerçekleri tüm
çıplaklığıyla söyledi size. Ve aslında
haklısınız değerli arkadaşlar, siz de
haklısınız, sözünü söyleyen ötekiye daha
alışamadınız ama merak etmeyin,
alışırsınız, alışırsınız, hiç
şüpheniz olmasın.
Değerli arkadaşlar,
bugün, 14 Aralık 2015 tarihinde Şırnakın Cizre, Silopi ve
İdil ilçelerinde ilan edilen ve kıyamet gibi bir dönemin
yaşandığı sokağa çıkma yasaklarının
yıl dönümü. Bu sebeple, öncelikle yasaklarda hayatını
kaybetmiş tüm yurttaşlarımızı saygıyla, rahmetle
anıyorum. (HDP sıralarından alkışlar) Ve yine,
cezaevindeki, siyasi rehine olarak tutulan tüm yoldaşlarımızı
bir kez daha selamlıyorum buradan.
Bütçeye
baktığımızda, Gençlik ve Spor Bakanının
aslında gençlerin bütçesini iyi savunamadığını
görüyoruz çünkü bütçede bu yıl yine saraylara, yandaşlara, faize
kaynaklar aktarılmış ama Gençlik ve Spor
Bakanlığının bütçesi bir enflasyon kadar bile
artmamış.
KYKye borçlu olan
milyonlarca genç isyan durumuna gelmiş durumda. Bugün, Türkiyede
işsizlik almış başını gidiyor. Gençlerin de en
önemli sorunu işsizliktir. Nüfusun dörtte 1i genç, gençlerin yüzde 27si
işsiz yani her 3 gençten 1i işsiz. İşsizlik, bilinmezlik
ve belirsizlik gençleri karamsarlığa itmekte. İşsizlik,
yoksulluk, baskı ve geleceksizlik madde
bağımlılığını arttırmakta ve yine,
işsizlik ve yoksulluk sebebiyle intiharlar artmakta. İşsizlik
sebebiyle, arkadaşlar, artık gündüz uyuyan gençler türedi. Hani,
yanlış anlamayın, tembellikten değil çünkü yıllarca
okul okuyup, üniversite okuyup mezun olduktan sonra iş bulamayan bu
gençler özellikle babalarının yüzüne bakamadığı için
gündüz uyuyorlar ve bunların da müsebbibi aslında AKP
iktidarının politikalarıdır.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak)
Gece yatmadığı için.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla)
Ve yine, uyuşturucu kullanımının tabii ki birçok nedeni
var; çatışma, göç, işsizlik, eğitimsizlik gibi sorunlarla
birlikte sosyopolitik alanda yaşanan baskılar bunlardan biridir.
Gençlerin siyasal eylemselikleri baskı altına alınıyor. Tüm
bu hususlar madde bağımlılığını
inanılmaz bir derecede artırmaktadır.
Yine, memleketim olan
Şırnaktan sadece size bir örnek vereyim: Bir kurumun
yaptığı bir çalışmada sadece Uludere ilçemizde, sadece
bir köyde 30 madde bağımlısı tespit edilmiş, bu sadece
bir köy. Varın, siz, Uludere ilçesini ve Cizre, Silopi gibi büyük nüfusa
sahip ilçeleri düşünün. Aslında
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Maddeyi kim üretiyor, kim getiriyor?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla)
Maddeyi, birazdan size söyleyeyim
Licede karakol komutanı, mahkûm
aracıyla, 3 askerle birlikte uyuşturucu sevkiyatında
yakalandı. Bunu mu diyorsunuz? Bunu mu diyorsunuz? Alın.
İstiyorsanız, açın izleyin oradan, açın izleyin. (HDP
sıralarından alkışlar) Şırnakta, özellikle 2015
yılında yaşanan çatışmalar ve yıkımlar
gençleri ruhsal anlamda çökertti.
Değerli milletvekilleri,
Sayın Bakan; evet, birçok arkadaşımız, birçok
kardeşimiz, birçok hemşehrimiz doğdukları, büyüdükleri,
bırakın artık sokakları, tüm anılarının
olduğu mahalleleri kaybettiler, yıkıldı, 2015teki
çatışmalı dönemde ve bir ruhsal çöküntüye sebep oldu. Bu ruhsal
çöküntü sonrasında da maalesef, ailesinden yakınlarını
kaybeden, arkadaşlarını kaybeden gençlerin birçoğu maalesef
ki çareyi uyuşturucuda aradı. Aileler yardım istiyor. Şu an
Şırnakta bu uyuşturucu batağından, madde
bağımlılığından kurtulmak isteyen binlerce genç
var ancak en yakın arındırma ve rehabilitasyon merkezi Antep ve
Elâzığda; Diyarbakırdaki işlevsiz ve hiçbir şeyi
karşılamıyor. Dolayısıyla öncelikle,
Şırnaka bir arındırma ve rehabilitasyon merkezi
açılmasını buradan bir kez daha dillendirmek istiyorum.
Bir de Komisyon
çalışmalarında bahsettiğimiz, pandeminin çifte
mağdurları vardı. Kim bunlar? Bölgesel ve yerel amatör kulüpler,
spor kulüpleri. Amatör liglerde oynayan sporcular, teknik ekipler ve yine kulüp
çalışanları büyük mağduriyet yaşamakta. Biz zaten HDP
olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda, bu kulüplere, amatör kulüplere ayrılan,
120 milyon TL olan bütçenin 1 milyar daha artırılmasını
talep etmiştik çünkü şunu biliyoruz ve çok önem veriyoruz: Amatör
kulüpler, bu spor kulüpleri gençleri kötü alışkanlıklardan, uyuşturucudan
ve benzeri birçok beladan koruyor. Ancak verdiğimiz bu önerge de AKP, MHP
oylarıyla reddedildi. Bu kulüpler uzun zamandır seslerini duyurmaya
çalışıyorlar, sosyal medyadan seslerini duyurmaya
çalışıyorlar. Dediğim gibi, sporcular, teknik ekip ve kulüp
çalışanları, aileleriyle birlikte sayıları yüz binleri
buluyor; büyük bir mağduriyet söz konusu. Derhâl bunlara yardım
edilmeli, bütçeden hakları olan derhâl verilmeli yoksa şöyle bir
tehlikemiz var: Hem kötü alışkanlıklardan koruyan bu kulüpler
artık kapatılma noktasına gelmiş durumda hem aynı zamanda,
spor anlamında bir nesli kaybediyoruz değerli milletvekilleri.
Sayın Bakanın bütçe
konuşmasında ilgimi çeken yine bir şey vardı, tabii daha
önceki yıllarda da arkadaşlarımız itiraz etmişti.
Sayın Bakan aslında sürekli itiraz etmemize rağmen bu dili kullanmaya
devam ediyor. Biz ısrarla çoğulculuk vurgusu yapılması
gerektiğini söylerken Sayın Bakan Dinî İlimler Atölyesi ve Dil
Eğitim Atölyelerinden bahsetti.
Size Dil Eğitim
Atölyelerinden biraz bahsedeyim. Burada Osmanlıca ve Farsça eğitim
veriliyor; doğru, iyi, güzel, verilsin. Aynı zamanda, yabancı
dillerden İngilizce, Almanca, Rusça, Çince hatta Korece bile Dil
Atölyeleri var; çok güzel, tebrik ederiz. Ama değerli arkadaşlar, bir
şeyi unutmuşsunuz, bin yıllık Kürt kardeşinizin dilini
unutmuşsunuz; bir Kürtçe atölye yok, atölye. (HDP sıralarından
alkışlar) Sonra da bize bin yıllık Kürt
kardeşliği teranesinden bahsediyorsunuz. Yine, tabii ki sadece Kürtçe
de değil, Lazca da Çerkezce de, Ermenice de atölyelerimiz olmalı.
Kumar
alışkanlığının da Spor Toto Genel Müdürlüğü
eliyle, kamu eliyle yürütülüyor olmasını da şiddetle
karşılıyoruz. Kumarın, haramın yasalı yasa
dışısı olmaz arkadaşlar. İçkinin yasalı ya
da yasa dışı olanı oluyor mu da kumarın yasa içi
olanı, yasa dışı olanı olsun? Bu durum da kabul edilemez.
Gençlerin ve gençlerin
şahsında bu toplumun iktidar eliyle sürüklendiği bir nokta daha
var: Irkçılık ve ayrımcılık. Özellikle, spor
müsabakalarında ırkçılığın vücut bulmuş
hâliyle maalesef, sürekli karşılaşıyoruz. Yakın
zamanda Paris Saint-Germain ile Başakşehir arasında oynanan
maçta hakemin ırkçı ifadeleri sebebiyle herkes, tüm siyasi gruplar
neredeyse, neredeyse tüm yurttaşlar bir tepki gösterdi. Evet, olması
gereken bu, Türkiye Futbol Federasyonu da tepki gösterdi ama Türkiyedeki
birkaç örneği size hatırlatayım: Haim Revivoya Hitler seni
daha iyi anlıyoruz. denildi çünkü Haim Revivo İsrailliydi,
Yahudiydi. Ya da yine Pini Baliliye Kahrolsun İsrail! diye
ırkçı sloganlar atılmıştı. Hrant Dink
Ogün
Samast cinayeti işlediğinde kafasındaki beyaz bereyi, bir
takımın bir kısım taraftarı kafasına
takmış ve o cinayeti sahiplenmişti, o cinayeti
desteklemişti.
Değerli arkadaşlar,
yine, Emre Belezoğlu bir siyahi futbolcuya yine ırkçı ifadelerde
bulunmuştu ama maalesef ki yine, Türkiyede ödüllendirilmişti Millî
Takımın kaptanı olarak.
Amedspor ise Çocuklar
ölmesin, maça gelsin. pankartıyla sahaya çıktığı için
ciddi cezalara maruz kalmış durumda; neredeyse beş senedir
deplasmanlarda seyircisiz maç oynamaya zorlanıyor ve bu şekilde cezalandırılıyor.
Çıktığı birçok maçta teknik ekibine, futbolcularına
karşı yapılan linç girişimi ve ırkçı söylemlere
karşı, bugün Irkçılığa karşıyız.
diyenlerden tek bir çıt çıkmamış, bugüne kadar hiç kimse
Diyarbakırsporun, Amedsporun uğradığı bu
mağduriyete ilişkin bir söz söyleyememiş. Ulusal alandaki
ırkçılığı, ayrımcılığı geçtik
artık! Ya, arkadaşlar, Dalkurd İsveç Liginde oynuyor,
İsveç Liginde! Oraya bile müdahale ettiniz. Çinli Huawei şirketi
sponsorluk yapıyor Dalkurd takımına ama Türkiyeden yetkililer
Huaweiyi tehdit ediyor Siz bu sponsorluğu iptal etmezseniz Türkiyedeki
operasyonlarınızı durdururuz. diyor ve Huawei şirketi
Aldığınız para sizde kalsın ama sponsorluğumuzu
kullanmayın. diyor ve yine, aynı takım, Dalkurd, nesine.com
sitesinde -Spor Toto Teşkilat Başkanlığına
bağlı- orada maç oynanırken, müsabaka devam ederken Dalkurd ismi
siliniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla)
Yine, Kürt ismi yok edilecek ya, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9
aynen bu
şekilde yazılıyor. Yani yine ayrımcılık, yine
ırkçılık burada da kendini gösteriyor. Dediğim gibi, ya,
Çinli şirkete bile artık müdahale ettiniz. Ha, yalansa, yalansa
çıkıp açıklayın yoksa arkadaşlar, belki Çinliler, bin
yıllık kardeşlerimizle aramızı bozmaya
çalışıyordur. Hakikaten, merak ediyorum, varsa bir şey,
Sayın Bakan çıksın, açıklasın.
Bakın, bu, Amedsporun
Ankaragücü maçında uğradığı saldırıdan
sonraki görüntüler; yönetim kadrosu. Videolar internette dolaşıyor.
Bakın, Amedspor sanki bir silahlı güçmüş gibi, Amedspor maça
çıktığında, çatışmada, operasyonlarda
hayatını kaybeden askerlerin, polislerin resimleri
asılıyor, helikopterli operasyon gösterileri gösteriliyor statlarda.
Alın size, Çocuklar ölmesin. pankartı açtı diye, Amedspor
ayrımcılığa, ırkçılığa maruz
kalıyor.
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Darbetti Sakaryasporu, darbetti o bahsettiğin
arkadaşlar.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla)
Bu riyakârlıktan, bu ikiyüzlülükten de vazgeçilmeli. Gençleri savunmayan
bu bütçeyi desteklemiyoruz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Diyarbakır
Milletvekili Sayın Hişyar Özsoy
Buyurunuz Sayın Özsoy.
(HDP sıralarından alkışlar)
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Sakaryasporu darbetti o arkadaşlar! Haberlerini
yollarım ben size.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siz orada mıydınız?
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Evet, oradaydım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Biz de darbedildiğinde oradaydık da.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Özsoy.
HDP GRUBU ADINA
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Kıymetli arkadaşlar,
müsaade ederseniz ben de birkaç kelime edeyim.
Sayın Bakan, hoş
geldiniz.
Değerli Başkan,
milletvekili arkadaşlarım; dış politika konusunda
konuşacağım ve Dışişleri Bakanlığı
bütçesine dair birkaç fikrimi paylaşacağım. Tabii, buna geçmeden
önce, çok yakın zamanda tutuklanan HDP Dış İlişkiler
Komisyonu üyesi Sayın Nazmi Gür, Nazmi ağabeyimiz -daha önce bu
sıralarda milletvekilliği yapmış- ve yine, MYK üyemiz Alp
Altınörs
Alp Altınörs ile Günay Kubilay Hocamız -daha önce
parti sözcülüğümüzü, MYK üyeliğimizi yapmış- aynı
hücreyi paylaşıyorlar. Yakın zamanda, saçma sapan, hukuka doksan
takla attıran bir operasyonla tutuklandılar. Ben buradan kendilerine
selam ve sevgilerimizi iletiyorum grubumuz adına. (HDP
sıralarından alkışlar) Sayın Bakan, Nazmi Beyi Nazmi
Gürü- siz tanıyorsunuz, müsaadenizle sizin de selam ve sevgilerinizi
göndereyim, hücrede şu an. Göndereyim çünkü birlikte
çalıştınız kendisiyle. (HDP sıralarından
alkışlar) Yani tanıyanlar bilir, Nazmi Gür uzun dönem burada
milletvekilliği falan da yaptı. Gerçekten, şu an hayretler
içerisinde bekliyoruz, bir bakalım ne çıkacak diye.
Şimdi, kıymetli
arkadaşlar, Plan ve Bütçe Komisyonunda ve burada, bu seneki bütçe
konuşmalarını mümkün mertebe dikkatle dinlemeye
çalışıyorum, bir gözlemimi paylaşmak istiyorum,
samimiyetimle söylüyorum: Şimdi, heybede rasyonel argüman kalmayınca,
rasyonel bir şekilde tartışma kalmayınca son derece mitik,
destansı konuşmalar hâkim. Bugün özellikle baktım, ya bazı
arkadaşlarım size yemin ediyorum, Mehmet Tiryaki yazmış da
az önce listemize- Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan. coşkusuyla,
gözlerini de kapatarak böyle, gözler de kapalı, bir vatan millet
edebiyatı, akıl almaz! (HDP sıralarından
alkışlar) Zannedersiniz 1970lerde, 1980lerde Cüneyt Arkın film
çekiyor, Malkoçoğlu, Kara Murat! Bunun ruh hâli var burada ve inanın
bana, bu çok sağlıklı bir ruh hâli değil; çok patolojik bir
ruh hâlidir, gerçekten, çok samimiyetle söylüyorum. Bakın, dış
politika bütçesi konuşacağız, birtakım rasyonel
argümanlarla gitmemiz lazım.
Şimdi, ben bugün
tribünlere konuşmayacağım gerçekten. Çünkü buraya gelip o
gözlerini kapatıp, şiir okuyup böyle mit, destan anlatanlar şu
karşı kameraya konuşuyorlar. Ben her zaman
yaptığım gibi, buradaki arkadaşlarıma konuşmaya
çalışacağım çünkü hâlâ, ısrarla Meclisin bir
istişare yeri olması gerektiğini düşünüyorum, gerçekten
düşünüyorum; aksi hâlde, bırakır gideriz yani burada
kalmanın çok bir anlamı yok. (HDP sıralarından
alkışlar)
Kıymetli
arkadaşlar, Türkiyede iç ve dış politikada çok ciddi bir
transformasyon yaşanıyor, ciddi bir dönüşüm var; bunu ciddiye
alın. Bu dönüşüm şöyle: Siyaset, ekonomi, kültür, sanat, spor,
sağlık, akademi, basın, hukuk, diplomasi yani devlet yönetmenin
birçok alanı var ama Türkiyede bütün bu alanların çok
hızlı bir şekilde militarize edildiğini düşünüyoruz.
Çünkü Türkiyenin iç, dış, ekonomik, hukuki, etnik, dinsel,
mezhepsel, sınıfsal, toplumsal, cinsel, dünya kadar meselesi var ama
neredeyse, bütün bu meseleler bir asayiş, bir güvenlik meselesine
indirgenmiş. Hâl böyle olunca, masada kalmanın tek yolu askerî
anlamda sahada olmak gibi düşünülüyor; sahada olmanın tek yolu bu ama
öyle değildir. Yani toplumların birçok açıdan gücü vardır.
Mesela, Türkiye -kimse düşünmüyor bunu çok fazla ama- demografik
açıdan ciddi bir güçtür. Ya, 85 milyon insandan bahsediyoruz, 85 milyonluk
bir pazardan bahsediyoruz, genç iş gücünden bahsediyoruz.
Eğitim kurumları
çok önemli olabilir değil mi? Finans önemli bir alan, ekonomi önemli bir
alan, demokrasi ve insan hakları alanı önemli bir alan. Yani bir
toplum çok değişik biçimlerde sahada olabilecekken bize sürekli olarak,
birisi bunları yine kandırmış Sahada olmazsak masada
olmayız. gibi konuşuyorlar. Ben size bunu söyleyeyim mi, bu nereden
geliyor? Niye böyle; bu iktidar niye bunun
alıcılığını yapıyor?
Şimdi kıymetli
arkadaşlar, az önce bahsettiğim diğer alanlar var ya, ekonomi,
finans, hukuk, demokrasi, demografi, ideoloji, kültür, bütün bunlarda
Türkiyeye de Orta Doğuya da dünyaya da önerebileceğiniz çok fazla
bir şey kalmadığı için, bir noktaya oynuyorsunuz.
Bakın, Türkiye, Orta Doğuya ve dünyaya ne ihraç ediyor? Asker,
askerî malzeme, bulamazsa da Suriyeden milis çete ihraç eder bir duruma
gelmiş; ediyor ya, Libyaya milisleri gönderdiler işte, herkes
biliyor, dünya âlem biliyor. Fakat Orta Doğuda biz antiemperyal bir
mücadele yürütüyoruz diyenlere -az önce de bahsedildi- James Jeffrey makalesini
-yakın zamanda Al-Monitorda çıktı- okumasını tavsiye
ederim. Ne diyor biliyor musunuz? Diyor ki: Biz Türkiyeye büyük ihtiyaç
duyuyoruz çünkü (
)(x) Bu (
)(xx) birkaç anlamı olabilir.
Kafkaslar, Karadeniz ve Orta Doğuda Türkiyesiz yapamayız ve biz,
Türkiye sayesinde Suriye savaşını bitirtip İrana ve
Rusyaya bir zafer hediye etmeyeceğiz. Biz ancak Türkiyenin askerî gücünü
kullanarak Suriye savaşına nokta koydurmuyoruz. James Jeffreynin
söylediği bu. Sayın Bakan tanıyor, yakından diyaloğu
da var.
Şimdi, bakın,
defalarca burada, bu kürsüde söyledik. Türkiyenin öyle insancıl ve
girişimci bir dış politikası yok; gayet müdahaleci,
fırsat buldukça bütün boşluklara girmeye çalışan, alt
emperyal yani bölgesel anlamda emperyal hevesleri olan bir siyaset, güdüyor.
(HDP sıralarından alkışlar) Bunu yaparken de sizi temin
ediyorum, ben kaç gündür dinliyorum, bütçede dinledik, o kadar esip gürlenecek
bir durum değil. Türkiye hâlen NATO ülkesi ve Amerika bölgeden yavaş
yavaş çekilmeye başlarken Türkiyeyi o boşluğu
doldurması için konumlandırmak istiyor. Bunu açıkça
söylüyorlar, bu benim argümanım falan değil. Diyorlar ki: Ya,
Libyada ve Suriyede Rusya olacağına ya da işte Suriyede
İran ve Rusya olacağına, en nihayetinde Türkiye bir NATO
gücüdür, bari Türkiye olsun diyorlar. Bunu diyorlar.
ŞAHİN TİN
(Denizli) - Bu kadar basit değil.
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Şimdi, aynı şekilde, girdiğimiz
uluslararası parlamentolarda bu argümanı Türkiye tarafı da dile
getiriyor zaten yani Rusya mı olsun orada? diyorlar.
Şimdi bakın -zaman
çok hızlı geçiyor- bitirmeye çalışayım, çok konu var,
giremedim. Şimdi, kıymetli arkadaşlar, Amerikayla
ilişkiler sallantıda; Trump gitti, Biden gelecek, Biden nasıl
bir yaptırım rejimi uygulayacak daha bilmiyoruz fakat
yaptırımlar geliyor. Avrupa Birliğindeki
yaptırımları marta kadar ertelediler ama Avrupa Birliğinde
de Ciddi anlamda Türkiyede tavizler olmasa, yaptırım gelecek.
deniyor. Avrupa Konseyinde olan arkadaşlar biliyor, ilk defa Türkiyenin
Konseyden atılma tartışmaları başlamış. Bunu
şunun için söylüyorum: Türkiye, yetmiş seksen yıldır
Batı Bloku içerisinde bir NATO gücü olarak yer bulmaya
çalışıyor, bakın yetmiş seksen yıllık bir
geçmişi var -1950lerden bu yana, yetmiş yıllık bir
geçmişi var- ama geldiğimiz noktada, Amerika, Avrupa Birliği ve
Avrupa Konseyi, her 3ü birden yaptırım uygulama noktasına
gelmişse şu
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Çok beklersin sen! Çok yazık, çok yazık! Avrupanın
yaptırımıyla övünüyor, bunu bekliyorsunuz, yazık!
ŞAHİN TİN
(Denizli) Yani Türkiyenin kötülüğünü istemek doğru bir şey
değil ki!
BAŞKAN Sözlerinizi
tamamlayın Sayın Özsoy.
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Avrupanın yaptırımını bekliyor ya!
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Başkanım, ben yapmayacağım
Siz ekler misiniz
sonra? Ben konuşamıyorum, benim başım ağrıyor ya!
Ben konuşamıyorum böyle! (HDP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, şunu
söylemeye
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Çok beklersin!
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Ya, bir saniye, iki dakika dur ya! Gelip konuşursun. Zaten
ayda bir gelip burada konuşuyoruz. Bu kadar mı tahammülsüzsünüz siz
ya!
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Bakanlar konuşurken masaları yumrukluyorsunuz.
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Çok yazık! Ne Avrupa yaptırımı ya, karşı
çıksana!
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Tamam, siz öyle
Ben başka bir şey diyorum. Diyorum ki
bakın
KEMAL ÇELİK (Antalya)
Siz o zaman destekliyorsunuz...
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) La ilahe illallah! Ya, ne kadar saygısızsınız
siz ya! Ya, konuşmaya çalışıyorum, sözümü kesiyorsunuz, bir
durabilir misiniz ya! Ya, siz harbiden çok ilginçsiniz, gerçekten ilginçsiniz
ya!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, lütfen müdahale eder
misiniz.
BAŞKAN Sayın
Özsoy, siz Genel Kurula hitap edin.
Sayın milletvekilleri,
lütfen
SALİH CORA (Trabzon)
Hişyar Bey, devam edin.
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Başkan, yapamıyorum. Ben gerçekten ciddiye alıyorum
insanları. Ben, şu söylenenleri ciddiye aldığım için
konuşamıyorum çünkü bakın Sayın Vekil, ben şu kameraya
konuşsam, konuşurum ama size konuştuğum için
dağılıyorum. Yani sizi hiçten saymam lazım burada,
kulağımı kapatmam lazım, bunu yapmıyorum. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Tabii ki
birbirimizi ciddiye alacağız Sayın Özsoy, bu yanlış
bir şey değil.
Siz devam edin Sayın
Özsoy.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Tamam
SALİH CORA (Trabzon)
Hişyar Bey, devam edin. Biz masalara vurmuyoruz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ya, devam edip etmeyeceğini size sormuyor,
Dinleyin! diyor.
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Kıymetli arkadaşlar
Peki, neyse
Kıymetli arkadaşlar,
şöyle tamamlamaya çalışayım: Türkiye, dış
politikayı bir iç politika malzemesi olarak kullanmış, üzerinde
tepinmiş tepinmiş, bunun sınırlarına gelmiş,
bitmiştir. Türkiyenin şu mevcut noktada, bir ülke olarak çok ciddi
sorunları var, bunlar iç politika malzemesi, hamaset malzemesi olarak
kullanılabilecek meseleler değil. Onun için diyoruz ki bakın,
bunlar ciddi meseledir. Hatta biz size diyoruz ki
Son olarak şuna
gireyim, bu reform tartışmaları yapıldı, bir taraftan
Türkiye yaptırımlardan kurtulsun, diğer taraftan da
yatırımlar çekebilsin diye bir güvenlik ortamı
oluşturulmaya çalışılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Başkanım, bitiriyorum, özür diliyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, bu reform tartışmaları aslında
dış politikada bir bitmişliğin, tükenmişliğin
memleket içerisinde yarattığı sıkıntılara geçici
bir çözüm fakat reform meselesini de şöyle düşünmek lazım.
Orada, Sayın Cemil Çiçek -birçok düşüncesine katılmıyorum
ama- konu hakkında bir demeç vermişti Bizim reforma değil de
bir Tevbeinasuha şiddetle
ihtiyacımız var. demişti yani samimi bir tövbeye; söyledi bunu.
Bundan da kastı şu, sonuna kadar katılıyoruz kendisine:
Bakın, Türkiyede şu an için hemen, anında reform yapmaya kanımca
ihtiyaç yok. Belki size biraz şaşırtıcı gelecek;
reform yapmadan, yeni yasa yapmadan önce mevcut olan yasaları doğru
düzgün uygulayın, bakın, anında birtakım
farklılıklar olacak. Mesela, tek bir örnek vereceğim,
kapatacağım: Geçen gün, Süleyman Soylu buraya geldi, bu Hakkâri
meselesi
Girmeyeceğim şeye, Grup Başkan Vekillerim
bakıyor, başka bir noktaya değineceğim. İki
insanın helikopterden atılıp herkesin gözü önünde gözaltına
alındıktan sonra cesetleri verildi; birisi ağır hasta,
birisi ceset hâlinde ailelerine verildi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Hemen bitiriyorum Başkanım, bir dakika eklediniz, bir
dakika da girdikleri için mümkün olabilir mi? Geçen gün, burada, Meclis
Başkan Vekili İçişleri Bakanına on iki dakika verdi, siz de
bir dakika kayırın bizi.
BAŞKAN Buyurun.
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Kıymetli arkadaşlar, ne oldu biliyor musunuz?
İçişleri Bakanı buraya geldi, dedi ki: Evet, gözaltına
aldık ama
Mealen şunu söyledi: Onlar yardım, yataklık
yaptılar, biz de onları öldürdük. Bunu burada dedi ve
alkış aldı. (HDP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Yargı süreci devam ediyor. dedi. Soruşturma açıldı,
yargı süreci devam ediyor.
HİŞYAR ÖZSOY
(Devamla) Bakın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ne diyor
arkadaşlar? Diyor ki: Vatandaşa suçu ne olursa olsun, itham ne olursa
olsun işkence yapmayacaksın yani Türkiye Cumhuriyeti devletinde
güvenlik güçlerinin halka işkence yapmaması için bizim reform,
İnsan Hakları Eylem Planı yapmamıza gerek yok ki sadece,
mevcut olan yasaları uygulatmak için siyasi bir irade
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Ama Süleyman Soylu gibi buraya gelip bütün
herkese hakaret yağdırdıktan sonra -işkence altında
öldürülmüş insanları- burada, o güvenlik güçlerini
meşrulaştıran bir mantık olursa vallahi, biz bu
Dışişleri Bakanlığına 3 milyar değil, 300
milyar dolar para versek Türkiyenin imajını dışarıda
toparlama imkânı olmaz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Batman
Milletvekili Sayın Feleknas Uca
Buyurunuz Sayın Uca.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA FELEKNAS UCA
(Batman) Teşekkürler Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanun
Teklifinin Avrupa Birliği Başkanlığı bütçesi üzerinde
partim adına söz almış bulunuyorum.
Buradan, ekranları
başında bizi izleyen halkımızı, cezaevinde bulunan
parti Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye
Eş Başkanlarımız, MYK, PM ve parti üyelerimiz başta
olmak üzere, tüm siyasi rehinleri selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
bu yıl da diğer yıllardan farksız bir şekilde ama dibe
daha yakın bir ekonomik çöküşün içinde debeleniyoruz. Hâl böyleyken,
tabii ki iktidarın sunduğu bütçe, refah seviyesini yükselten, bu
çöküşe karşı önlem alan bir bütçe olmaktan uzak; yandaşa,
ranta, savaşa alan açan bir tekliften ileriye gitmemiştir.
Bilindiği gibi,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte
Avrupa Birliği Bakanlığı kapatılarak
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Dışişleri
Bakanlığına bağlanmıştır. AKPnin
iktidarı boyunca propaganda malzemesi olarak kullandığı
Avrupa Birliği üyelik vaatleri, Avrupa Birliğinin demokrasi eksenli
değişim taleplerine karşılık verememesiyle
durmuş. AKP Hükûmeti son beş yıldır tamamen demokrasi ilkelerinden
uzaklaşarak aksi bir rota izlemiştir. Avrupa Birliği
Komisyonunun 2020 yılı raporu AKPnin Avrupa Birliğinden
nasıl uzaklaştığını açık bir şekilde
göstermektedir. Raporda, Türkiye Avrupa Birliğinin hukukun
üstünlüğü, temel haklar ve yargı alanında devam eden olumsuz
gelişmelerle ilgili ciddi endişeleri Türkiye tarafından ciddi
bir şekilde ele alınmadı. ifadeleri
kullanılmıştır. Raporda Türkiye her geçen gün Avrupa
Birliğinden daha da uzaklaşıyor. vurgusu da
yapılmıştır.
Sayın milletvekilleri,
dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılında
yaptığı bir konuşmada Kopenhag Kriterleri, Ankara
kriterleri olacak. demiş, Avrupa Birliğine üyelik için önemli
eşik olan bu kriterlerin Türkiye'de uygulanacağı sözünü
vermişti. Avrupa Birliği üyeliğine aday olan ülkelerin Kopenhag
Kriterlerine göre demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları,
azınlıklara saygı gösterilmesi ve korunması
koşullarını karşılaması gerekir. Ancak AKP
iktidarı halkın iradesine kayyum atayarak, yargıyı iktidar
malzemesi yapıp tamamen siyasi kararlar aldırarak; seçilmişleri,
akademisyenleri, gazetecileri tutuklatarak; insanların ifade
özgürlüğünü gasbederek 2002nin de gerisine nasıl gittiğini,
Kopenhag Kriterlerine karşı Ankara kriterlerini nasıl
uyguladığını bize açık bir şekilde
göstermektedir.
Avrupa ülkelerini birçok
bakımdan eleştirmeyi biliyorsunuz ancak kendinize gelince hiçbir hak
hukuk gözetmiyorsunuz. Fransadaki polis şiddetini eleştiriyorsunuz
ama burası, özellikle 2016dan sonra tamamen bir polis devletine dönüşmüş
durumda. İşkenceye sıfır tolerans. dediniz ancak
Diyarbakır başta olmak üzere, Kürt illerinde genç yaşlı
demeden insanlar kolluk kuvvetlerinin saldırılarına maruz
kaldı; cezaevlerinin önünde 70 yaşındaki analara gaz
sıkıldı, yerlerde sürüklendiler. Bakın bu
fotoğraflara, burada sıfır tolerans görebilecek misiniz?
Sayın Bakan, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
Almanyada Türkler asimile
ediliyor, Türk dili yok edilmeye çalışılıyor. Baskı
var. dediniz. Peki, sizin burada Kürtlere yaptığınız
nedir? Kürtçe tiyatroları yasaklıyorsunuz, belediyelerin
astığı Kürtçe tabelalar indiriliyor, web siteleri
kapatılıyor. Kürtçeyi yok sayma ve tahammülsüzlük sadece içeride
değil, dışarıda da kendini gösteriyor; Japonyada,
Fransada açılan Kürtçe dil bölümlerine bile buradan müdahale ettiniz,
kapatmaya çalıştınız.
Sayın
Cumhurbaşkanı Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa'da
görüyor, geleceğimizi Avrupayla birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz.
diyor. Yıllardır Kopenhag Kriterlerinin bırakın
uygulanmasını, bu Kriterlerin tam tersi bir yönde politika üreten
iktidar, sıkıştığı yerden Avrupa vaadiyle
çıkabileceğini sanıyor. Buradan sormak istiyorum: Avrupada
gördüğünüz geleceğinizi hangi uygulamalarınız üzerinden
kurmayı düşünüyorsunuz? Halkın iradesini gasbedip kayyum
atayarak demokrasiye vurduğunuz darbeyle mi? Seçilmişleri
tutukladığınız, yargıyı
siyasallaştırdığınız temellerle mi?
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Teröre yardım, yataklık yapan herkes tutuklanır.
FELEKNAS UCA (Devamla) -
İnsan haklarını ayaklar altına
aldığınız, AİHM kararlarını hiçe
saydığınız politikalarınızla mı? İfade
ve basın özgürlüğünde Türkiyeyi dünyada son sıralara
yerleştirdiğiniz politikalarınızla mı? Orta
Doğuda barışı tesis edecek politikalar yerine, selefi
örgütlerle iş birliği yaparak sürdürdüğünüz şiddet ve
savaşla mı?
ŞAHİN TİN
(Denizli) Biz teröristlerle savaşıyoruz ya!
FELEKNAS
UCA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Sayın
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2005'te, Avrupa Birliği tam üyelik
müzakereleri için Avrupa Parlamentosundaki tarihî oylamada "evet"
oylarına atıf yaparak "Avrupa Parlamentosunda bugüne kadar
Türkiye'nin lehinde acaba 10 tane 'evet' oyu çıkar mıydı?
Şimdi, Türkiye'nin lehine, oradan, 400'ü aşkın 'evet' oyu
çıkıyor." demesi üzerinden on beş yıl geçtikten sonra,
Avrupa Türkiyeye yaptırım kararı alma noktasına
gelmiştir. Yarattığınız şiddet ortamı,
hukuksuzluk, insan hakları ihlalleri, irade gaspı, kadın
düşmanı politikalarınızın faturası Türkiye
halklarına kesiliyor. Bu gerilemeler başlı başına
Avrupa Birliği Başkanlığının
işlevselliğini tartışmalı hâle getirmektedir. Avrupa
Birliğiyle ilişkilerin dondurulma noktasına geldiği,
varılan mutabakatların yerine getirilmesi için hiçbir somut
girişimin olmadığı bütün kamuoyunca bilinmekte ve
görülmektedir. Bu sebeple Avrupa Birliği Başkanlığına
ayrılan bütçenin de sonuç alınmayan çalışmalara harcanacağı
kaygısını taşımaktayız. Biz, bu sebeple Avrupa
Birliği Başkanlığının
kapatılmasını ya da yeniden bakanlık düzeyine getirilerek
Avrupa Birliğiyle ilişkilerin demokrasi yararına ilerlemesini
öneriyoruz.
Değerli milletvekilleri,
AKP iktidarının özellikle son on yıllık dış
politika tarzı, Türkiye sınırlarının hem içinde hem dışında
kutuplaşmaları ve çözümsüzlükleri derinleştirmiştir.
AKPnin iktidara geldiği ilk yıllardan itibaren komşularla
sıfır sorun ve Avrupa Birliğine üyelik iddialarıyla
toplumdan onay alan dış politika vaadinin, bugün itibarıyla
Neoosmanlıcı, müdahaleci ve yıkıcı
yaklaşımlara dönüştüğünü gözlemliyoruz.
Şu an, Suriye başta
olmak üzere kriz yaşamadığımız tek bir komşumuz
yok. Özellikle Kürtlere içeride olduğu gibi dış politikada da
düşman hukukunu sürdürüyorsunuz. Kürtler başta olmak üzere bölge
halklarıyla müzakere, diplomasi ve demokratik çözüm politikaları
yerine çeşitli selefi örgütlerle iş birliğine giriliyor. Bu
durum bölgede gerilimi artırmakta, şiddet ortamını
büyütmektedir.
Afrin işgalinden sonra
bölgede Kürt kültürüne, ekonomisine yönelik sistematik saldırılar
gerçekleştirilmiş, demografik yapı değiştirilmeye
çalışılmıştır.
ZEHRA
TAŞKESENLİOĞLU BAN (Erzurum) Afrin işgal edilmedi
ŞAHİN TİN
(Denizli) Ya, Kürtlere karşı bir saldırı olmadı,
teröristlere karşı saldırıldı.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Afrinde işgal yok.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hatibi
dinleyin, hatibi!
FELEKNAS UCA (Devamla)
Farklı inançlara ait mezarlar ve ibadethaneler tahrip edildi.
Kontrolünüzdeki selefi örgütler tarafından kaçırılan yüzlerce
kadının akıbeti hâlen belli değil.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Çok iftira atıyorsun, çok!
FELEKNAS UCA (Devamla)
Değerli arkadaşlar, önümüzdeki cuma Ezidi halkının temel
dinî ve toplumsal değerlerinden
biri olan Ezi Bayramı. Buradan Ezi Bayramını kutluyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Ezidiler Türkiyeye geldi, hatırlayın.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Biz onları koruduk ya Suriyede, Irakta.
FELEKNAS UCA (Devamla) Bu
vesileyle şunu belirtmek istiyorum: 3 Ağustos 2014te yüz binlerce
Ezidi topraklarından edildi, 7 bin Ezidi kadın bu DAİŞ
barbarları tarafından kaçırıldı.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan)
Türkiye sahip çıktı, Türkiye.
FELEKNAS UCA (Devamla) -
Dinini değiştirmeyen kadınları canlı canlı
yaktılar. 2.800 kadının akıbeti hâlen belli değil.
Çocuklarının gözünün önünde babalarının başları
kesildi.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Biz Ezidileri koruyoruz.
FELEKNAS UCA (Devamla) Bu
fermandan dolayı, Şengalde hâlen yeni toplu mezarlar bulunuyor.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Bunlar yalan söylemler, doğru olmayan söylemler; vatandaşı
kandırıyorsunuz, halkı kandırıyorsunuz.
FELEKNAS UCA (Devamla) - Bu
insanlık suçu, Birleşmiş Milletler tarafından
hazırlanan bir raporla da açıklandı ve bu suçların
Türkiyeye sıçrayan örnekleri de mevcut.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Ülkenizi şikâyet ediyorsunuz.
FELEKNAS UCA (Devamla) -
Örneğin, DAİŞ çetelerinin Şengalde esir
aldığı Ezidi bir kadın, Ankarada IŞİD emirinin
evinde dört yıl boyunca köle olarak tutuldu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Yalan bunlar, gerçekleri saptırıyorsunuz.
BAŞKAN Buyurunuz.
FELEKNAS UCA (Devamla) -
Ailesi genç kadını Türkiyenin başkentinden satın almak
zorunda kaldı. Buradan soruyorum: DAİŞ emirinin Türkiyenin
başkentinde ne işi var? Bu kadını kaçıran barbarlar kontrolünüzdeki
sınırlardan nasıl bu kadar kolay geçebilir?
İkinci bir örnek de
Gaziantepte. İnternette kurulan köle pazarında kız
çocukları ve kadınlar IŞİD çeteleri tarafından
satıldı. Bunu Avrupa basınından bile okuduk.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Biz onları yakalayıp kodese tıkıyoruz, merak
etmeyin.
FELEKNAS UCA (Devamla) -
Bütün bunlar yetmedi, Türkiye bu katliamdan sonra 6 kez Şengali
bombaladı. Hâlen Rojava ve Şengal tehdit altında.
Size sormak istiyorum: Siz
Ezidi halkından ne istiyorsunuz? Ezidiler size ne yaptı? (HDP sıralarından
alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Provokatör ya!
ZEHRA
TAŞKESENLİOĞLU BAN (Erzurum) Orada Ezidilerin ne
yaşadığını bırakın, Kürtlerin ne
yaşadığına bakın. Biz yıllardır Ezidilere de
Kürtlere de kucak açtık.
FELEKNAS UCA (Devamla) - Ne
74 ferman ne DAEŞ ne de Erbil-Bağdat Anlaşması Ezidileri
bitirebilir; ne Şengali boşaltabilir ne de oradaki yeni
yaşamın önüne geçebilir.
(x)
(HDP sıralarından alkışlar, MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
ŞAHİN TİN (Denizli) Bunların
hepsi gerçek dışı, yalan propagandalardır, Kürt
halkını kandırıyorsunuz.
BAŞKAN Son
konuşmacı Adana Milletvekili Sayın Tulay
Hatımoğulları Oruç
Buyurunuz Sayın Oruç.
(HDP sıralarından alkışlar)
ŞAHİN
TİN (Denizli) Kürt halkını kandırıyorsunuz,
yalan propaganda ortaya atıyorsunuz hep. Yezidileri koruyan biziz, burada
Türk devletidir.
ZEHRA
TAŞKESENLİOĞLU BAN (Erzurum) Afrinde 14 tane köy
yaktınız.
ŞAHİN TİN
(Denizli) PKKnın arkasındasınız her zaman.
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Oruç.
Sayın milletvekilleri
Sayın milletvekilleri hatip kürsüde.
HDP GRUBU ADINA
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Sayın Başkan,
sayın Bakanlar, değerli milletvekilleri; Nijeryada Boko Haram
saldırısı sonucu yaşamını yitiren sivilleri
burada anarak sözlerime başlamak istiyorum, bu katliamı
kınıyorum, Nijerya halkının acısını
paylaşıyorum.((HDP sıralarından alkışlar)
Değerli
halkımız, biz burada bütçeyi konuşmaya
çalışıyoruz; bütçede yaşanmış olan
açıkları, ülkede yaşanan açlığı, yoksulluğu,
sefaleti; gençliğin geleceksizliğini konuşurken hâlâ buradan,
şu sıralardan terör diye bağırmaya devam ediyorlar çünkü
ülkeyi batırdılar, parsel parsel sattılar; ellerindeki tek
savunu terör ama biz, burada, bu kürsüde, asli gerçekleri; bu kürsüde,
yaşanan ekonomik krizi, açlığı ve yoksulluğu; bu
kürsüde, uyguladığınız dış siyasette Türkiye
halkının boynuna geçirmiş olduğunuz zincirin
halkalarını tek tek anlatmaya devam edeceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ŞAHİN TİN
(Denizli) O sizin görüşünüz
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Evet, Geçmişten almayın. diyorlar. Neolitik
Çağdan başlayacak değilim, sadece son on senede Orta Doğu
ve Kuzey Afrikada yaşananlardan bahsedeceğim. Bakın, Suriyede
2011 Martında savaş başladığında Türkiye, hemen
orada bir rol üstlendi; üstlenmesi gereken rol, orada emperyalist güçlerin
açığa çıkarmış olduğu IŞİD ve Müslüman
Kardeşlerden devşirmiş olduğu örgütlerle, El Kaideden
devşirmiş olduğu örgütlerle bir arada olmak, Suriyede
onları desteklemek yerine tam tersi, Suriyenin toprak bütünlüğünü
koruyacak, barış ve diyaloğa onları çağıracak,
masa kuracak bir komşu ülke olmalıydı. Bu görev tabii ki
Türkiyeye düşerdi çünkü bizim Suriyeyle 911 kilometrelik
sınırımız var. Oysa ne yaptı AKP iktidarı, Cumhur
İttifakı? Dostları olan Esadı birden Esede çevirdiler ve
orada gerçekten -değerli yalnızlık diyoruz, zorunuza gidiyor-
değerli yalnızlığın startı verilmiş oldu.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Dik duruyoruz, başımız dik duruyor.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Bakın, kamuoyuna Terör koridoru oluşuyor. diye
propaganda ettiniz. Ben burada çok merak ediyorum
Suriye, Birleşmiş
Milletler tarafından kabul edilen bir ülkedir ve Suriye diyor ki Ben sizi
toprağımda istemiyorum. Burada bir sorun varsa ben çözeceğim.
ama siz Yok, biz toprağınıza geleceğiz. diyorsunuz.
Buradaki savaş Suriye devletiyle mi? Buradaki savaş Kürt
halkıyla mı?
SALİH CORA (Trabzon)
DAEŞle
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Buradaki savaş sizin deyiminizle terör mü? Buna siz yanıt
veremiyorsunuz; bakın, yanıt veremiyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon)
DAEŞle mücadele ediyoruz.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Kürt halkıyla bir derdimiz yok bizim.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Bakın, geldiğimiz nokta şu:
Hatırlayacaksınız, Doğu Gutadan İdlibe gelen selefi
cihadist bir çete mensubu dedi ki: Eğer bizi İdlibde yalnız
bırakırsanız, eğer yarın Rusya -12 gözlem noktası
kuracaktınız ama bu 100ü falan geçmiş galiba- sizi zorlar ve bu
gözlem noktaları
Şimdi M4ün yakınındaki bütün gözlem
noktalarını tek tek terk ettiğiniz gibi; o zaman da terk etmeniz
gündemdeydi ama şimdi terk ediyorsunuz. Bizi terk ederseniz iki saat
içinde Reyhanlıda oluruz. dedi.
Bakın, bugün sizin
Suriye politikanızın Türkiyeye armağanı, sınır
boyu selefi cihadist çeteler; sınır boyu El Kaide, El Nusra
uzantıları; sınır boyu IŞİD çeteleri. (HDP
sıralarından alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Ne alakası var ya?
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) PKK, PKK
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Sadece sınırda değil Ankaranın göbeğinde,
İstanbulun göbeğinde, Antakyanın göbeğinde patlamaya
hazır birer bomba armağan ettiniz siz bu topluma, birer bomba.
SALİH CORA (Trabzon)
Hepsi hücre yapılanmasına döndü; hepsini etkisiz hâle getirdik, hücre
yapılanmasına döndüler. Şu an DAEŞ diye bir şey
kalmadı orada, hücre yapılanmasına döndüler.
HÜDA KAYA (İstanbul)
Ya konuşmayın!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Bakın, şimdi, Suriyede Cenevre Görüşmeleri oluyor,
anayasa yazım süreci başlamış durumda. Daha da önemlisi ve
çarpıcı olan, Şamda Uluslararası
Sığınmacı ve Yerelde Yer Değiştiren Kişiler
Konferansı yapıldı. Buraya Rusya ve Çin başta olmak üzere
27 ülke dâhil oldu. Mültecilerin Suriyeye dönüşü konuşuluyor,
Altyapısını nasıl kurarız? diye konuşuyorlar
ama Türkiye bu masada yine yok, yine yok, yine yok.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Türkiye her yerde var, merak etme!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Türkiyede 4 milyon Suriyeli var, en başta o masada
olması gereken Türkiyeydi. Türkiyedeki 4 milyon
sığınmacının -ki mülteci statüleri bile yok
Türkiyede- Suriyeye, kendi ana vatanlarına, topraklarına en
sağlıklı şekilde dönmesinin bile önünü açan toplantıda
yoksunuz, davet de edilmediniz, davet edilseydiniz gider miydiniz; onu da ben
gerçekten bilmiyorum.
Bakın, neden mülteci
sorununu çözmek istemiyorsunuz? Çünkü iki ülkenin komşuluk hakkına
birincisi saygı duymuyorsunuz. İkincisi: Kürt halkının
yaşadığı Türkiye ve Suriye sınırında bir ara
koridor oluşturmak istiyorsunuz, bir tampon bölge oluşturmak
istiyorsunuz, bir uydu oluşturarak Kürtlerin komşuluk
sınırlarını ortadan kaldırmak istiyorsunuz.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Öyle mi, PKKya mı bırakacağız?
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Mültecileri Avrupa Birliğine karşı şantaj
malzemesi olarak kullanıyorsunuz. Araçsallaştırdınız
siz mültecileri. Öyle mültecisever gibi falan gözükmeyin.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Öldürülecekler!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Bu soruları çok sorduk, bir daha soracağız:
Bakın, S-400 füzeleri ve F-35 programı; milyarlarca dolar
harcadı Türkiye bu programa ve bu hava savunma sistemine. S-400 hangarda
duruyor, F-35 programından çıkarıldı Türkiye. Bu ülkenin bu
kadar ekonomik kriz yaşadığı bir yerde, Libyaya
savaşçı gönderip onları finanse ettiğiniz bir yerde
buranın işçisi, çiftçisi, köylüsü, vatandaşı, esnafı
aç, aç; siz bunun farkında değilsiniz.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Taşeronlar...
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Türkiyenin bölünmez bütünlüğü her şeyden önemli.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Farkında olmadığınız için de kendi
sonunuzu kendiniz hazırlıyorsunuz. (HDP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Neden bahsediyorsun sen ya?
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Bakın, şimdi yeni trend: Doğu Akdenizde suları
kaynattınız, köpürttünüz; elinize bir şey geçmedi. Şimdi
mesela Oruç Reis gemisini geri çektiniz, mesela mavi vatan stratejisi, teorisi
ne oldu bilmiyoruz. Bu teorinin babalarından biri olan Cihat Yaycı
sessizce istifa etti, ülkede doğru düzgün gündem dâhi olmadı ama
burada stratejik derinlikte yapılan hata aynı şekilde mavi vatan
teorisinde yapılmıştır, yapılmaya da devam ediyor.
Bunun bedelini yalnız siz ödemiyorsunuz, hepimize ödetiyorsunuz.
Bakın, iktidar,
Suriyeyi, Libyayı, Irakı çözdü de şimdi sıra Kafkasyaya
gelmiş. Cumhurbaşkanı Azerbaycana gidiyor, bir şiir
okuyor, ortalık karmakarışık oluyor.
Sayın
Dışişleri Bakanı size görev düştü,
Cumhurbaşkanının arkasını toplama görevi size
düştü, bakın, İranla diyalog size düştü. (HDP
sıralarından alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Kimse bunu saklamıyor; bu, bir devlet ruhudur, devlet
siyaseti
Ne olduğunu bilmeden konuşuyor.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Burada İranın Dışişleri Bakanı diyor
ki: Bu okunan şiirin, Fırat Nehrini kum doldurdular cümlesinin
manasını bilmeyen bir Cumhurbaşkanı olur mu? Hemen
Dışişleri Bakanı devreye giriyor ve bunu diplomatik
yollarla çözmeye çalışıyor. Ne yaparsanız yapın tek
adam rejiminin dış siyasette dağıttığı,
şimdi de İranla kurmaya çalıştığı bize
hediye edeceğiniz yepyeni süreci -ki bu şiir öyle çok da tesadüf
okunmamıştır diye kanaatim var, bilemiyorum, göreceğiz,
süreç bize bunları gösterecek elbette- bunu toparlamak sizlere
kalıyor ama toparlanamıyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Rahatsız olduğunuz konu hangisi? Neden rahatsız oluyorsunuz onu
söyleyin, neden rahatsız oluyorsunuz?
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Bakın, burada değerli yurttaşlarımız,
Türkiye ve bu Hükûmetin tek adam rejimi ABD, AB, Rusya ve İranda sarkaç
siyaseti üzerinde sörf yaparak bugüne geldi. Oyun kuruyoruz. dediniz,
kesinlikle kurduğunuz oyuna kendiniz kurban oldunuz ve halkların
kaderiyle, ülkenin kaderiyle gerçekten oyun oynadınız, oyun falan
kuramadınız siz.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Her oyununu bozduk.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Oyun bozarız biz, oyun kurmayız.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Siz söylüyorsunuz, ben söylemiyorum.
Burada bizim hep beraber
şuna ihtiyacımız var: Bizler, savaş ve ölüm ihraç edecek
bir ülke değiliz, böyle bir ülke olmaktan çıkacağız emin
olun. Sınır ötesine, Afrine, İdlibe, Ayn İsaya,
Suriyenin bütününe, Libyaya, Şengale, Iraka, elimiz uzandıkça
Yemene, Azerbaycana savaşçı değil, çözüm siyaseti
göndereceğiz, çözüm siyasetiyle gideceğiz. Kürt halkının
gerek Türkiyede gerekse Suriyedeki sorunlarının
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Kandildeki gibi mi?
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla)
barışçıl, demokratik, Anayasada güvence
altına alınmasının yöntemini bulmak üzere bizler
çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
ŞAHİN TİN
(Denizli) PKKya söyle, Amerikaya söyle.
SALİH CORA (Trabzon)
Astana süreci nedir? Astana süreci barış sürecidir.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Bölge halklarının siyasal, ekonomik, toplumsal,
demokratik ve ekolojik talepleri yüzyıllardır mevcuttur. Bakın,
kurduğunuz oyunda perde inerken sadece siz kaybetmemiş
olacaksınız, ülke kaybediyor, bölge kaybediyor, halklar kaybediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Amerikaya da sorsana Suriyede ne işin var? diye 10 bin
kilometre ileride ne işin var? diye sorsana.
BAŞKAN Buyurunuz.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Emperyalizmin aksına ortak olarak ülkelerin içişlerine,
askerî müdahale dâhil olmak üzere, her türlü müdahaleyi kendinde hak gören bir
anlayış asla ve asla bu ülkeyi daha ileri taşıyamaz, bölge
barışına hizmet edemez. Bizler, bölgenin barışı
için, ülkemizin barışı için çalışacağız.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Biz de barış için Suriyedeyiz,
sınırımızı koruyoruz.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Biz, Türkiyenin jeostratejik konumunu, halkların
çeşitliliğini, Orta Doğu ve bölgenin barışına
hizmet etmek için uğraşacağız ve
HÜDA KAYA (İstanbul)
Saygı duyun arkadaşlar, saygı duyun.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla)
ülkemizin jeostratejik konumunu sizler gibi savaşa, sizler
gibi şantaj siyasetine, sizler gibi başkalarının
hakkına göz diken bir siyasete asla yol vermeyeceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Kimsenin toprağında gözümüz yok.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) Daha sesli konuş, duyamadım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, grubumuza yoğun sataşma oldu, cevap vermek
isterim kürsüden.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Turan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Diyarbakır Milletvekili
Dersim Dağ, Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ve Batman
Milletvekili Feleknas Ucanın 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
HDP Grubu adına yaptıkları konuşmalarında AK
PARTİye sataşmaları nedeniyle konuşması
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, en uç görüşlerin
de bu kürsüden özgürce ifade edilmesini saygıyla
karşılıyoruz, sabırla takip ediyoruz. Ancak
konuşmalarda öyle ifadeler vardı ki bırakın vekilliği,
bu ülkede yaşayan hiçbir insanımızın kabul etmeyeceği,
çok özel anlamlar yüklenebilir. Örneğin Fikirlerinden dolayı
gençlerimizin bursları kesiliyor. gibi çok afaki bir ifade kullandı
Sayın Vekil.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) Kestiniz ama.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Niye müdahale ediyorsunuz?
BÜLENT TURAN (Devamla)
Essükûtu hayrülminel dırdır... Başlamadım daha bir dakika,
bir dakika
Oysa biliyorsunuz
bursların verilmesi de kesilmesi de somut kriterlere
bağlıdır. Adli sicilde sorun varsa, başarıda sorun
varsa bunlar kesilebilir.
Yine, aynı şekilde
genç diye ifade edilen konuşmacı, konuşmasında bazı
ağır ifadeler kullandığında,
arkadaşlarımız yerinden uyarıda bulundular. Sayın Grup
Başkan Vekili de belki haklı olarak dedi ki: Gence niye laf
atıyorsunuz? Gençlere sabredemiyorsunuz. Arkadaşlar, konu asla
genç değil. Gençler başımızın tacı ama genç
ifadesinin arkasında, bu ülkenin terörle olan imtihanında terörün
yanında yer alan ifadeler kullanırsanız bu grup ayağa
kalkar ve Dur! der. O yüzden, mesele genç değil, diğer bir mesele.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
Aynı genç hatip Kürt
düşmanlığı yüzde 900 arttı. Kürtçe
konuşamıyoruz. dedi ama baktım -zor değil- hatibin mezun
olduğu okul, Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı
Bölümü.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Atama
yapmadınız, atama! Bir kadın öğretmen atamadınız,
bir vekil öğretmen ataması yapamadınız; sizin
saygınız bu!
BÜLENT TURAN (Devamla)
Dolayısıyla, aslında üniversitenin adı da size cevap,
bölümü de size cevap.
Bakınız,
değerli arkadaşlar, bir önemli mesele de... Aslında bunu
demeyecektim ama hâlâ bağırdığınız için demek
zorunda hissediyorum kendimi çünkü sizin derdiniz anlamak değil, Bizim
konuşmalarımızı nasıl anlamışlar, bir
anlayalım. değil; siz, sadece bağırmayı, sadece
gerginlik yapmayı bir siyaset zannediyorsunuz. Bakınız,
şunu söyleyeceğim değerli arkadaşlar... (HDP
sıralarından gürültüler)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Bir dinleyin önce, Grup Başkan Vekiliniz cevap verir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Devamla)
Başkanım iki dakika daha izin verseniz...
BAŞKAN Buyurunuz.
BÜLENT TURAN (Devamla) O
arkadaş, o hatip, HDP Vekili 4 kızın fotoğrafını
gösterdi ve dedi ki Siz kaybettiniz. Daha ötesi, tecavüze
uğradığını iddia ettiği bir kızın
fotoğrafını gösterip Sizin elinizle bu serbest kaldı.
dedi. Bakınız, bunlar çok ayıp laflar.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Evet, kaldı.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Sizin cezasızlığınız.
BÜLENT TURAN (Devamla) Biz
AK PARTİnin kuruluşundan bugüne kadar İşkenceye
sıfır tolerans. demiş, işkenceyi bu ülkeden
kaldırmış bir ekibiz, partiyiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler) Eğer uygulamada hata varsa, şahsi sorumluluklar varsa,
kusurlar varsa bunu, böyle, bir iktidara, bir partiye mal edemezsiniz. Suçların
şahsiliği ilkesi vardır. Siz eğer suçların şahsiliği
ilkesini ihlal ederseniz o zaman bize şu hak doğar
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Yeni bir şey anlat, yeni bir şey
söyle, yeni bir şey!
BÜLENT TURAN (Devamla) O
konuşmacınız yani az önceki konuşmacınız Dersim
Dağın ağabeyi Mazlum Dağ adlı terörist, bizim
devlet görevlimizi şehit eden bir terörist. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler) O zaman şunu mu diyeceğiz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Devamla) Biz
bundan sorumluysak siz de ağabeyinizin terör faaliyetinden sorumlusunuz.
mu diyeceğiz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
HDP sıralarından gürültüler) Bu yanlış, bu ayıp!
Suçların şahsiliği ilkesine saygı duyan insanlarız,
ekibiz.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Siz kardeşi misiniz?
HÜDA KAYA (İstanbul)
Musa Orhanın kardeşi misin sen şimdi?
BÜLENT TURAN (Devamla) Bir
dakika daha verirseniz çok kısa konuşacağım
Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Diplomatımızı şehit eden teröristin kardeşisin. mi
diyelim biz de?
HÜDA KAYA (İstanbul)
Ne demek şimdi bu?
BÜLENT TURAN (Devamla) O
yüzden diyorum ki şahsi suçları Hükûmetin tümünün işiymiş
gibi sunmanız büyük yanlış.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Sen çarpıtma, çarpıtma!
BÜLENT TURAN (Devamla) Bir
başka arkadaş, bizim üzerine titrediğimiz, rüyalar
gördüğümüz, 83 milyonun kardeşliğini esas edindiğimiz
Türk-Kürt kardeşliğini bir terane diye ifade etti. Ben buna cevap
vermeye utanıyorum. Bin yıllık tarihimize terane tarzı
bir yaklaşımla eğer söylem hâline getirirseniz yazık
derim sadece. Derdinizin Kürtler olmadığını, bin
yıllık kardeşliğimiz olmadığını bir
daha itiraf etmiş olursunuz ancak bu ifadeyle. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Aynen.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Bakınız, bir diğer hatibiniz, efendim, Ezidileri
öldürüyorsunuz. dedi.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Evet.
BÜLENT TURAN (Devamla)
İnsaf, insaf!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
İnsaf! İftira, iftira.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Arkadaşlar, bizim için insan var.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Hikâye anlatma.
BÜLENT TURAN (Devamla)
İnsanın mezhebi, dini, ırkı yok. Biz kapıları
açarken Sen Ezidi misin, sen değil misin? demedik, kim mazlumsa
kapımızı açtık ama bir şey daha söyleyeyim. O
arkadaş bütün konuşması boyunca
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Devamla)
Başkanım, affınıza sığınıyorum, önemli
bir konu bu.
BAŞKAN Buyurunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama üç dakika anlaşmıştık.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Başkanım, değerli arkadaşlar, o arkadaş, baktım,
Almanyada yetişmiş, büyümüş bir siyasetçi.
Değerli arkadaşlar,
o konuşmanın yarısını Almanyada
yapamazsınız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Yapamazsınız, asarlar orada asarlar.
BÜLENT TURAN (Devamla) Bu
ülkede her şeyi söyleme hakkını kendinizde görüyorsunuz, ülkenin
birliğine, beraberliğine kastetmesine rağmen söylüyorsunuz.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Aynen.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Bakınız, değerli arkadaşlar, vekilliği
yanlış anlamışsınız. Vekillik, bu ülkenin
birliğine hizmet etmektir. Vekillik, yeri geldiğinde omuz omuza millî
konularda beraber olmaktır. Vekillik, Kandilin sözcülüğü
değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler) Vekillik, terörist cenazesine katılmak
değildir. Vekillik, teröristi aracına alıp şoförlük yapmak
değildir. Vekillik, Türkiyeyi gidip Avrupaya şikâyet etmek
değildir. Vekillik, teröristlerin cep telefonunu alıp da emniyetten
kaçırmak değildir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, HDP sıralarından gürültüler) Vekillik, bu ülkenin
beraberliğine omuz vermek, adım atmak demektir.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Zulme karşı baş
kaldırmaktır.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Biz,
bunları konuşmaktan bıktık, yüzünüze anlatmaktan
bıktık ama siz duymaktan bıkmadınız.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Bunlar demokrasi, özgürlük, eşitlik arkasına
saklanıp terör savunuculuğu yapıyorlar, başka bir şey
değil, vatan hainliği yapıyorlar.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sataşmadan
MUHAMMED LEVENT
BÜLBÜL (Sakarya) Meral Hanım, ben de konuşayım ondan
sonra cevap verin.
Sayın Başkan, ben
de konuşayım ondan sonra
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama siz de sataşacaksanız ben sonra yine
konuşurum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Yok, hayır. Size dair bir şeyler söyleyeceğim, onu
sataşma olarak kabul ederseniz
BAŞKAN Sayın Grup
Başkan Vekilleri, sadece bir defa söz hakkınız var, ondan
dolayı da sürenizi biz ilave ederek tamamlayacağız ama bir tur
olacak haberiniz olsun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) O zaman
Şimdi ben konuşursam sonra
sataşırsa
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Şimdi, öyle olacağı için böyle olması daha iyi.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bülbül. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
8.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, PKKnın aslında bir
narko terör örgütü olduğunu bir kez daha ifade etmek gerektiğine,
Şemdin Sakıkın uyuşturucu geliri olmazsa terör örgütünün
ayakta kalamayacağına dair itirafını da not etmek
gerektiğine, PKK, KCK, PYDnin Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgelerinde vatandaşlara zorla kenevir ektirdiğini ifade eden 2020
Yılı Türkiye Uyuşturucu Raporunun son derece açık
olduğuna, sistematik olarak devleti suçlayan bir parti grubunun bu
faaliyetleri kınamasını beklemediklerine ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri,
HDP Grubunun konuşmalarını hep birlikte dinledik. Tabii,
Sayın Turanın yapmış olduğu açıklamaların
tamamına biz de imzamızı atıyoruz, sonuna kadar
destekliyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, burada
Dışişleri Bakanımız, Gençlik ve Spor
Bakanımız, burada Tarım Bakanımıza mevzu çok girmese
de yine bütün Bakanlarımız bu hususlarda cevaplarını
vereceklerdir ancak bir hususu belirtmemiz lazım: Şimdi,
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, Doğu Anadoluda uyuşturucudan
-efendime söyleyeyim- gençlerin, insanların uyuşturucuya bağımlı
hâle geldiğinden, uyuşturucu ticaretinden de bahsedenler oldu hatta
bir askerin Licede yakalandığından falan bahseden oldu.
Şimdi, burada şunu ifade etmemiz lazım: PKK terör örgütünün
aslında bir narko terör örgütü olduğunu burada bir defa daha ifade
etmek gerekiyor.
Yine, Amerika Birleşik
Devletlerinin kaçakçılık yapan örgütler listesinde, PKKnın,
PYDnin yine bulunmuş olduğunun tekrar burada altını çizmek
gerekiyor. Aynı şekilde, PKK üst düzey yöneticilerinin özel olarak
belirlenmiş uyuşturucu kaçakçısı olarak ABD Hazine
Bakanlığı tarafından tespit edildiğini ifade etmek
gerekiyor.
Yine, Almanyada Der Spiegel
dergisinin yayınladığı bir yazıda, 8-12
yaşları arasında olan çocuklara PKK tarafından sokaklarda
uyuşturucu sattırıldığını ve buralardan
komisyon alındığını ifade ettiğini yani sadece çocukları
dağa çıkarıp terörist yapmak değil, Almanyada da o terör
örgütünün yine aynı şekilde çocukları, 8-12 yaş
arasındaki çocukları, burada uyuşturucu ticaretinde
kullandığını ifade etmemiz gerekiyor.
Yine, Şemdin
Sakıkın ifadesinde, bölücübaşına atfen söylediği
-eğer narkotik gelirleri, uyuşturucu geliri olmazsa terör örgütünün
ayakta kalamayacağına dair- itirafını burada yine not etmek
gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Devamla) Yine, en son, PKK, KCK, PYDnin Doğu ve Güneydoğu
Anadoluda vatandaşlara zorla kenevir ektirdiğini ve bundan üretilen
esrardan komisyon aldığını, köylüleri ve bölge
insanını bu vesileyle suça iştirak ettirdiğini ve
zulmettiğini ifade eden 2020 yılı Türkiye Uyuşturucu Raporu
son derece açıktır. Buradan da yaklaşık 500 milyon dolar
civarında gelir elde ettiği ifade edilmektedir. Bölge
insanını uyuşturucuya ve uyuşturucu ticaretine alet eden
PKK, KCK, PYDnin uluslararası narko terör faaliyetleri aslında sadece
Kürt kardeşlerimize değil, insanlığa karşı
işlenen suçlardır. Tabii, buradan, bütün bu
anlattıklarımdan dolayı devleti sistematik olarak suçlayan bir
parti grubunun kalkıp da PKK, KCK, PYDnin yapmış olduğu bu
faaliyetleri kınamasını biz tabii ki beklemiyoruz; onlar,
onları kutsamaya devam etsinler, Türkiye Cumhuriyeti devleti de onlarla
mücadele etmeye devam edecek.
Saygılar sunuyorum. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş
(HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) - Vallahi herkes PKKnin ekmeğini yiyor.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) - Ekmeğini yiyen sizsiniz, siz ekmeğini yiyorsunuz.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) - Vallahi öyle yani.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) - PKK olmasa burada olmazsınız. İsminizi bile tercih
eden PKK!
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) - Başka bir şey söyleseniz
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasında HDPye sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) - Güceneceğiniz hiçbir şey yok. PKKnın
yaptığı listelerle buradasınız.
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Yüzde 6 bile oyunuz yok!
MUSTAFA BAKİ ERSOY
(Kayseri) Oya bakmaz o iş! (HDP ve MHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Bir müdahale ederseniz
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Arkadaşlar, Sayın Turanı dikkatle
dinledim. Doğrusu, not aldım ama hepsine
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) - Ekmek yiyormuşuz biz! O ekmek yerin dibine batsın!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Sanırım beş dakikayı bana da
verecek Değerli Başkan.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Ben iki dakika konuştum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Hepsine cevap veremem ama genel hatlarıyla
söyleyeyim.
Önce şunu söyleyeyim:
İktidarın görevi, muhalefeti dinlemek ve ülkeyi yönetmektir. Biz
burada muhalefet partisiyiz; eleştirilerimizi yöneltiriz, tespitlerimizi
yaparız ve iktidarın bu konularda nerelerde eksiklik
yaptığını söyleriz.
Fotoğraflardan
başlayalım. Bizim değerli hatibimiz sevgili Dersim Dağ çok
güzel bir gençlik konuşması yaptı ve gençlerin
fotoğraflarını getirdi; bunu bile eleştirdi.
Gülistan Doku
-duymayanınız yoktur arkadaşlar, inanmıyorum- üç yüz
kırk beş gündür kayıp.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
E, benim oğlumunkini de getirseydin. Eren Şahinimi de getirseydin,
ne vardı?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Annesine, ablasına 50 bin lira para
cezası verildi.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
17 yaşındaydı!
ŞAHİN TİN
(Denizli) - Onlar kendi gözlüğünden bakıyor, kendi penceresinden.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Gözaltına alındı. Sebep ne, biliyor
musunuz? Çocuklarını aramak, kızlarını arıyorlar.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Benim oğlumun fotoğrafını da getirseydin! 17
yaşındaydı!
ŞAHİN TİN
(Denizli) Ya, bırak! Dinlemiyor bak ya.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - İktidar kimse onlar bu kayıp
olayından sorumludur; bu, anayasal bir sorumluluktur. Bunu arayıp
bulmak zorundadırlar.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Bunlar ülkeyi şikâyet ederler Avrupaya.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Kuş uçsa buluruz. diyorlar; bir genç
kadın üç yüz kırk beş gündür kayıp, annesi gece gündüz
ağlıyor, bulunamadı.
İpek Er, Uzman
Çavuş Musa Orhanın tecavüzüne uğradı. Serbest
bırakıldı. Bir hafta tutuklu kaldı itiraz üzerine. Ve
İçişleri Bakanı tabii ki Musa Orhanın da savundu, tabii ki
savundu.
Şimdi, biz buradaki
eleştirimizde AKP Grubu yaptı. demiyoruz ki, Tecavüz failini
cezalandırmak iktidarın sorumluluğudur. diyoruz. Yargıya
her konuda talimat veren bir iktidar neden tecavüz suçlusu uzman çavuş olunca
bu kadar large oluyor, bunu sordu hatibimiz.
Hatibimizin söylediği
diğer bir mesele
Kürtçe konuşamıyoruz. demedi. Kürtçe
öğretmen
19 bin küsur, 20 bin öğretmen mezun oldu; 1 öğretmen
atandı, 1. dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Değil mi? Yani, ben bunu böyle dinledim.
Yoksa evimizde, sokağımızda, ailemizde Kürtçe konuşuyoruz.
Bizim söylediğimiz, kamusal alanda, ana dilde eğitim. Eğitimi işaret
ederek söylüyor: 1 öğretmen atandı, 1 öğretmen 25 milyon nüfusa
nasıl Kürtçe öğretecek? bunu söyledi.
Diğer meseleyse
sayın milletvekilleri, evet, gerçekten IŞİDe ilişkin
Sevgili Feleknas Uca Milletvekilimiz, üç dönem Avrupa Parlamentosunda görev
yapmış. Türkçeyi de biliyor, İngilizce, Almanca, Kürtçe,
diğer dillere daha hâkim, o yüzden belki kendisini tam ifade edemedi ve
kendisi Yezidi bir milletvekili, farklılıklardan biri. Şengalde
73üncü Fermandan sonra Yezidi halkını, şimdi de Türkiye
bombalıyor Şengali, biliyor musunuz?
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Yapmayın ya! Yapmayın ya!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz, IŞİD
saldırısını kınadık. IŞİD,
Şengale yönelik soykırım suçu işliyor şu anda.
IŞİD, Şengale karşı
Ve niye ses sizden geliyor,
hakikaten anlamıyorum.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Biz de Yezidileri koruyan tarafız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Ben size bir örnek vereyim: Kırşehirde
2 Yezidi çocuk bulundu biliyor musunuz? Kim kaçırmıştı?
IŞİD. Türkiyede ne işi var, ne işi var? IŞİDe
laf söylüyoruz, ses sizden geliyor, niye ses sizden geliyor? Hani,
IŞİD terör örgütüydü? Yani diğeri, Zozan K. Yine, 2014
yılında kaçırıldı 16 yaşında; dört yıl
sonra, Ankarada bulundu. Ankarada, IŞİDin
kaçırdığı kadının ne işi var? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Hakikaten, suçların
şahsiliği, vesaire diyorsunuz ya, bizim muhalefet olarak tabii ki
hedefimizde iktidar var, tabii ki iktidarı eleştireceğiz,
başka kimi eleştirelim?
ŞAHİN TİN
(Denizli) Ama doğru eleştiri yapın, yalan değil.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) İçişleri sizde, Adalet sizde, Millî
Savunma sizde, dış ilişkiler sizde. Biz nasıl olması
gerektiğini anlatıyoruz, siz burada, bizim söylediklerimize cevap
veriyorsunuz.
Şimdi, diğeri de,
son olarak şunu söyleyeceğim
Çok özür diliyorum
Başkanım, bir yarış içinde değilim.
BAŞKAN
Estağfurullah, buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Burada Vekillik nasıl olur?
sıralaması yaptı Sayın Turan Konuşabiliyorsunuz.
dediler. Ya, bu da yeni moda, bize Konuşabiliyorsunuz. diyorlar.
ŞAHİN TİN
(Denizli) - Her şeyi söylüyorsunuz ya, istediğinizi söylüyorsunuz ya.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Ya, bizim konuşan -öyle anladım-
arkadaşlarımızı... Şu anda konuştuğu için
içeride olan yüzlerce arkadaşımız var, belediye
başkanımız var; Figen Yüksekdağ var, Selçuk
Mızraklı var, Alp Altınörs var, Ali Ürküt var. (HDP
sıralarından alkışlar)
ŞAHİN TİN
(Denizli) Onlar terörle iş birliği yapanlar...
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz konuştuğumuz için cezaevine giriyoruz
biliyor musunuz, gerçekleri söylediğimiz için.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Hayır, konuştuğunuz için değil, terörle iş
birliği yaptıkları için cezaevinde onlar.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ayrıca, bu konuşma
hakkımızı halktan alıyoruz, Türkiyedeki anayasal sistemden
alıyoruz. Biz vekillik nasıl yapılırı biliyoruz ama
siz iktidar nasıl olunuru on sekiz yılın sonunda hâlâ
öğrenememişsiniz, gerçekten bu gidişle zaten
öğrenemeyeceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Kararınıza saygı duyuyorum, kürsüye çıkmayacağım
ancak kayıtlara geçmesi için şunu söylemek isterim: Bir defa,
birbirimizi ikna etme imkânımız yok, onu görüyorum.
Sayın hatip bizi
dinlerken çok farklı yorumladı konuşmamızı.
Örneğin, ben kimse konuşmasın, konuşamaz değil,
aksine, konuşmama başlarken en uç fikirler dahi konuşulsun, buna
saygı duyarız diye başlamıştım.
İkincisi,
konuşmacı hiçbirimizin kabul edemeyeceği şekilde
IŞİDe laf atıyoruz, cevap sizden geliyor. gibi çok hamaset
yüklü bir cümle kullandı.
Bakınız, Sayın
Başkan, tüm dünya şahittir ki IŞİDi yok eden ülke
Türkiyedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, ben
bu AK PARTİnin Grup Başkan Vekili olarak buradan bir daha altını
çizerek teyit ediyorum ve diyorum ki: IŞİD bir terör örgütüdür,
nokta. Ama ilave ediyorum: PKK da bir terör örgütüdür, bir daha nokta.
Kendilerinin bu konudaki kanaati ne?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) FETÖ ne?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) -
IŞİD ve PKK diyebiliyorlar mı? Ona tekrar davet ediyorum
Sayın Başkan. O yüzden PKKnın terör örgütü olduğunu
söylemeyen bir anlayışın bize terörle ilgili ithamda
bulunmasını külliyen reddediyoruz Sayın Başkan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
ŞAHİN TİN
(Denizli) - Onlar PKKyı kınayamaz ki, emri oradan alıyorlar
çünkü.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın
Altay...
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan...
BAŞKAN Söz yok.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kayıtlara geçsin... Sadece kayıtlar için
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Beştaş...
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Belki PKKyı lanetleyecektir Sayın Başkan, söz verelim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Biz kararınıza saygı duyuyoruz.
Biz burada demokratik siyaset
yaptığımız için birileri çok rahatsız oluyor. Biz
şiddeti bitirmek için bu ülkede hakikaten bütün sorunların
demokratik, barışçıl, diyalog, müzakereyle çözülmesini
savunduğumuz için birileri ısrarla bizi suçlamaya devam ediyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Lafı evirip çevirme, PKK terör örgütü mü, değil mi?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yani bu aynı zamanda dışarıda
olan gençleri, halkı şiddete teşvik etmektir.
Ben, AK PARTİ Grubundan
genç milletvekili arkadaşımızı dinledim, hakikaten büyük
bir saygı ve sempatiyle dinledim ve ona cevap verirken de gençlerin burada
olmasından çok mutluyum dedim. O mutluluğu tarif etti, ben de kendi
bakış açıma göre mutsuzluğu ettim.
Bu Parlamentoda birbirimizi
dinlerken eğer buradan girip buradan çıkıyorsa ve genç
vekilimize bu kadar saldırı yapılıyorsa bazı
şeyleri düşünmemiz lazım diyorum.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Hep politika yapıyorsunuz ya, siyaset yapıyorsunuz ya!
Yalan, dolan ya! Boş sözler, boş!
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Konu başkaydı Başkanım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben siz istediğiniz için bir şey yapmak
zorunda değilim.
BAŞKAN Sayın
Altay...
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bülent Turan bana mutlaka sataşmıştır
efendim. Orada konuşabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sataşmadım Başkanım, yapmayın.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tutanaklara bak.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Engin Beyin ortağına sataştım diyebilirsiniz.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
9.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, esnafın Covid-19 pandemi
sürecinde içinde bulunduğu hâle Meclisin sessiz kalamayacağına,
sağlık çalışanlarının moralinin yüksek
tutulması gerektiğine, bütçe görüşmelerinin yedinci turunda konuşan
3 genç milletvekilini Kabinenin dikkatine sunmak istediğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Almış bir terör malzemesi, milletin hâlini
unutturmak için kullanıp duruyor, kullansın. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
HDPye böyle yaklaşamazsın Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Değerli arkadaşlar, Bakanlar Kurulu devam ediyor.
Bülent Bey, biz geçmişte
Emekliye 2 bayram ikramiye verin. dedik, çok mücadele ettik, oldu
Meclisimizin dirayetiyle.
Geçmişte Taşerona
kadro diye çok mücadele ettik, yüce Meclisimizin dirayetiyle oldu, iyi de
oldu.
SALİH CORA (Trabzon)
Onu biz yaptık.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, bağırıp duruyoruz, esnaf darda ve zorda;
kirası, SGKsi, vergisi, kredi borçları, gerçekten çok kötü durumda. Cumhuriyet
Halk Partisi olarak esnafın bu Covid-19 mücadelesi kapsamında içinde
bulunduğu hâl ortamına bu Meclis sessiz kalamaz. Bu Meclis 380 bin
dükkânını kapatmış esnafın, sadece 750 bin garson,
komi, şef, aşçı, bulaşıkçı kardeşimizin,
servis şoförlerinin içinde bulunduğu hâle sessiz kalamaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sen az terörist dedin, ben
çok terörist dedim. olmaz. Biz geçmişte gördük, bugün terörist
dediğiniz adamlarla masalar kurdunuz, hendekler
kazdırdınız; orasında değilim, başka bir
yerindeyim.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Onlar geçmişte kaldı ya, şimdiye bak!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bakın, Millet aç." dedikçe hopluyorsunuz. Niye hopluyorsunuz ben
bunu da anlamış değilim. Tekrar söylüyorum: Şimdi ara
verecek, hepimiz yemek yiyeceğiz. Arkadaş, yemek yerken bir dakika
gözümüzü kapatalım ya! 750 bin garsondan, bulaşıkçıdan,
aşçıdan, servis şoföründen -lokantanın servis
şoföründen- bahsediyorum. Bir anlık, bu akşam, şimdi ara verince
yemek yerken aklımıza onları getirelim. Evinize gidin. dediler.
Eski Bakan diyordu ki: Şu kadar milyar verdik. Vallahi verilmedi
arkadaşlar, kredi verildi, borç verildi. (CHP sıralarından
alkışlar) Borçlar ertelendi.
Ya biz milletvekiliyiz. Dün
de söyledim, bir şey daha yapalım: Sağlık
çalışanlarının moralini yüksek tutmamız lazım.
Aşı geldi diye rahat
Dün, bu kürsüden inen 4
arkadaşımızın Covid testi pozitif. denildi. Biz
şimdi biraz sonra
Ben de test yaptırdım, belki yarın
pozitif çıkacağım. O sağlık
çalışanını mutlu etmezsek, motivasyonunu yüksek tutmazsak
değerli arkadaşlar olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Dolayısıyla bu Meclisin
3 Sayın Bakan burada,
hoş geldiniz, siz de o Kabinenin üyelerisiniz. Teferruatı, teknik
işleri boş verin. Millet aç deyince hoplamayın
arkadaşlar, millet aç, perişan. Evet, herkesin midesine bir şey
giriyor, kuru ekmek giriyor.
ŞAHİN TİN
(Denizli) O zaman aç değil demek.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Kuru ekmek
İyi, hah, bu
tutanağı alacağım, bu tutanağı
alacağım, bak, göreceksin, milletten özür dileyeceksin.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Sen kendin dedin Midesine ekmek giriyor. dedin.
(CHP sıralarından
Yazıklar olsun! sesleri)
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Milletin midesine kuru ekmek giriyor sadece diyorum, beyefendi diyor ki: O
zaman aç değiller. Ben bunu milletin takdirine bırakıyorum.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Öyle demedi, öyle demedi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Tutanaklarda var.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Yok, öyle demedi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, süreyi istismar etmek istemiyorum. Bugün, burada, bakın, 3
konuşmayı özellikle Sayın Kabinenin dikkatine sunmak istiyorum:
1inci konuşmacı Aysu Bankoğlu, genç bir milletvekili
arkadaşımız -konuşmacı sırasına göre
gidiyorum- 2nci konuşmacı Rümeysa Kadak, benim evladımla
yaşıt.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla)
3üncü konuşmacı Dersim Dağ, benim evladımla
yaşıt. Sayın Kabine üyeleri -ben sizin yerinizde olsam- bu 3
konuşmacı, AK PARTİ, CHP, HDP, farklı siyasi renkteler,
farklı perspektiften bakıyorlar. Ben orada otursaydım şunu
yapardım
(AK PARTİ
sıralarından Oturamazsın! sesleri)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bu 3 konuşmacının
ŞAHİN TİN
(Denizli) Her şeyi çarpıtıyor, sözlerimi de
çarpıtıyor zaten o yüzden.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Seni dinlemiyorum, sen onun hesabını nasıl vereceksin, onu
düşün.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Sen kendi sözlerine bak Engin.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bu 3 konuşmacının konuşmalarını
-uzmanlarınız var- tek metne çevirirdim, tek metne. 3
konuşmacının hepsinin müşteki olduğu yanlar var,
takdir ettiği, olumladığı yanlar var.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Şiş yanmasın kebap da.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Ne alaka ya, ne alaka, ne ayıp şey ya! Ya, 3ünde de
gençlerin feryadı vardı, 3ünde de gençlerin feryadı vardı
ya! (CHP sıralarından alkışlar) Tabii, gençler sizin için
sadece oy makinesi. Yazıktır, günahtır!
3 konuşmayı tek
metne toplayın, yemin ediyorum, Hükûmetinizin alacağı
birtakım kararlarda büyük faydasını görürsünüz.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay, Milliyetçi Hareket Partisinin de genç konuşmacıları
Sayın İsmail Özdemir ve Sayın Olcay Kılavuzu ben de dikkatle
dinledim, onları da ilave edelim efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok özür dilerim. Onlar genç değiller, ben genç
oldukları için örnek verdim, gene de özür dilerim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Sayın Başkan, bu halkı kuru ekmeğe
layık gören anlayışı kınıyorum. Zabıtlara
geçsin, kınıyorum!
BAŞKAN Sayın
Türkkan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ben
de söz alıyorum müsaadenizle.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Türkkan. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
10.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, görüşülen 3 Bakanlığın bütçelerinin
memlekete ve millete hayırlar getirmesini Allahtan niyaz ettiğine,
bugün gençlerin kendi açılarından fikirlerini dinlediklerine,
esnafın gerçekten zor durumda olduğuna, pandemi nedeniyle iş
yerlerini açamayan ve gelir kaybına uğrayan esnafa aylık 2 bin
lira karşılıksız yardım yapılmasını,
kira stopaj oranının yılbaşından itibaren altı ay
süreyle sıfırlanmasını, kredi geri ödeme sürelerinin bir
yıl uzatılmasını, vergi borçlarının ödemelerinin
altı ay ertelenmesini talep ettiklerine, kırmızı et
fiyatlarının düşmesi için bir çalışma
yapılıp yapılmadığını, yangınlar
neticesinde yok olan ormanların yeniden ağaçlandırma oranını,
yanan alanların yüzde kaçının imara
açıldığını, salgın destekleri kapsamında
tarımsal üretim destek programının olup
olmadığını, ihracatta geri dönen tarımsal ürünlerin
akıbetinin ne olduğunu Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirliye sormak istediklerine, çiğ süt üreticilerine verilen 50
kuruş zammın yeterli olmadığına, Toprak Mahsulleri
Ofisinin güncel buğday stok durumunu merak ettiklerine, Sayıştay
raporlarına geçen ihale takiplerinin yapılmamasının
nedenini öğrenmek istediklerine ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle,
bugün bütçesi görüşülen 3 Sayın Bakanın bütçelerinin
memleketimize, milletimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allahtan
niyaz ediyorum.
Ben, biraz evvel
Sayın Altayın ifade ettiği gibi, gerçekten bugün gençlerin
-başta Rümeysa Kadak kızım olmak üzere- hepsinin de kendi açılarından,
kendi perspektiflerinden güzel fikirlerini dinledik. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ZİVER
ÖZDEMİR (Batman) Sayın milletvekilimiz Başkanım.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Pardon?
BAŞKAN
İstirham ediyorum sayın milletvekilleri
Buyurunuz Sayın
Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Duymadım bir şey.
SALİH CORA
(Trabzon) Devam et bir şey yok, sen Genel Kurula hitap et.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Belki bir ikaz etmiştir, o yüzden kulak vermek istedim.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Evet, 2 milyona yakın esnafın sorunlarının gerçekten
aileleri dağıtmak üzere arşıâlâya
ulaştığı bir dönemde, biz suni gündemlerle Türkiye'nin
önünü tıkıyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gerçekten esnafımız çok zor durumda.
Eskiden kasa atan o esnaf, artık kasa atmaktan vazgeçmiş,
tabelaları aşağıya atmaya başlamış.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İntihar ediyor, intihar!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla)
İş, aş demiş, intihar etmiş. Hâl böyleyken işi
çok sulandırmadan biz somut öneriler sunmak istiyoruz. Sayın
Cumhurbaşkanı bugün açıklama yapacaktı, dinleyemedik, Genel
Kuruldaydık ama o açıklamaların içerisinde var mı yok mu
bilmeden, şu anda bizim önerilerimizi söylemek istiyorum: Pandemi nedeniyle
iş yerlerini açamayan veya açsa da gelir kaybına uğrayan esnaf
ve sanatkârlarımıza aylık 2 bin lira olmak üzere altı ay
boyunca karşılıksız yardım yapılmasını
talep ediyoruz. Kira stopaj oranının yılbaşından
itibaren altı ay süreyle sıfırlanmasını istiyoruz.
Mart 2020den sonra alınan kredilerin geri ödeme sürelerinin bir yıl
uzatılmasını ve bu nedenle oluşacak faizlerin hazine
tarafından karşılanmasını istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla)
Vergi borçlarından kaynaklanacak ödemelerin altı ay ertelenmesini
istiyoruz. Her esnaf ve sanatkâra çalışan başına 10 bin
lira kredi verilmesini, kredi ödemelerinin bir yıl geri ödemesiz, otuz
altı ay vadeli olmasını ve faizlerin de hazine tarafından
sübvanse edilmesini talep ediyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve
belediyelerin çok kiracıları var, diğer kamu idarelerinin de
kiracıları var. Esnaf ve sanatkârlardan bunların
kiralarını ödeyememeleri yüzünden ciddi şikâyetler
alıyoruz. Altı ay süreyle bunların kirası alınmasa
Türkiye batmaz ama bu esnaf biraz olsun nefes alır. Yılın
kalanı için de kiralara en azından bir yıl için zam
yapılmamasını talep ediyoruz.
Son derece makul olan bu
taleplerin yerine getirilmesi hem esnaf ve sanatkârlarımız ile
çalışanlarını bir nebze olsun rahatlatacak hem de ekonomik
aktivitenin zarar görmemesini sağlayacaktır.
Sayın Tarım ve
Orman Bakanı buradayken -daha sonra cevaplayacaklar ve konuşacaklar-
onlara da birkaç sorum var
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla)
Affınıza sığınıyorum.
BAŞKAN Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) -
Sayın Başkan, Sayın Bakanım; Cumhurbaşkanı
Erdoğan, 6 Mart 2019da Beştepede çiftçilerle yaptığı
konuşmasında şu ifadeyi
kullanmıştı: Hayvancılıkta maalesef
vatandaşlarımıza hâlâ istediğimiz seviyede uygun fiyatlarla
et sunamadığımızı itiraf etmem gerekiyor.
2003
yılında dana eti 9 liradan satılırken bugünlerde dana
etinin kilosu 60 liralara dayanmış, 50 lirayı geçmiş.
Kırmızı et fiyatının düşmesi için, dolaylı
olarak vatandaşımızın kırmızı et yemesi için
herhangi bir çalışma yapıyor musunuz? Son 15 yılda
yangın neticesinde yok olan ormanlarımızın yeniden
ağaçlandırılma oranı ne? Yanan alanların yüzde
kaçlık bölümü tekrar imara açılmıştır? Salgın
destekleri kapsamında tarımsal üretim destek programınız
var mıdır? Bakanlığın çiftçilerimizin
mağduriyetinin giderilmesi konusunda hedefleri nelerdir? İhracattan
geri dönen tarımsal ürünlerimiz var, onların akıbeti ne? Bu
ürünler tüketim için iç pazara mı satılıyor?
Çiğ süt
üreticilerine bugün 50 kuruş zam yapmışsınız; çiğ
süt üreticileri bu 50 kuruşla -size yemin ediyorum- hayvanının
yemini on beş gün sonra bir daha kısmaya çalışacak.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurunuz efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Herkesin hayvan başına aldığı süt verimi
azaldı. Eskiden süt ineğinden 22-25 kilo verim alan çiftçi, besici
şu anda 16-18 litre alıyor; sebebi şu: Yeterince yem veremiyor.
Bu yem fiyatları ile bu süt fiyatlarını kıyasladığınızda
gerçekten inekler sırayla kesime gidiyor. İthal süt çok uzakta
değil, dikkatinizi çekmek istiyorum.
Toprak Mahsulleri
Ofisinin güncel buğday stok durumunu merak ediyoruz. Biliyorsunuz, pandemi
başladı, Rusya kapattı ve Buğday ihracatını
yasaklıyorum. dedi; bir telaş başladı. Bu andaki stokumuz
nedir, onu merak ediyoruz, konuşmanızda değinirseniz seviniriz.
Bakanlığınızın
2019 Sayıştay Raporunda yer alıyor: Tarımsal destekleme
ve hibe nitelikli olup 5018 sayılı Kanunun 7nci maddesi
uyarınca belli dönemler itibarıyla teşvik ve desteklemelerin
kamuoyuna açıklanması gerekmektedir. diyor. Bu kapsamda kanuna
aykırı olarak tarımsal destek raporu
yayınlanmamasının gerçek sebebi nedir? Rapor
hazırlanmış mıdır? Kamuoyuyla ne zaman paylaşacaksınız?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurunuz.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Bitiriyorum Başkanım.
Bakanlığın
2019 Sayıştay Raporundan hareketle, Bakanlık tarafından
anahtar teslimi götürü bedel olarak ihale edilen yapım işlerinin
birçoğunda ihale edilen işin mahiyetinin değişmesine yol
açacak şekilde büyük kapsamlı imalat
değişikliklerine gidildiği, imalat değişikliklerinin
her birinin zorunlu teknik bir gerekçeye dayanması gerektiği hâlde
tüm değişikliklerin genel bir gerekçe raporu kapsamında olur
alınarak yapıldığı, ihale gününden sonra zorunlu nedene
dayanmayan proje değişiklikleri yapıldığı
görülmüştür. Bu, Sayıştay raporunda geçiyor Sayın Bakan.
İhale takiplerinin yapılmamasının nedeni nedir?
İhmaller neticesinde firmalara aktarılan bütçe ne kadar? Kamu
kaynaklarının fütursuzca harcanmasının sorumluları
hakkında hukuki işlem başlatılmış
mıdır?
Sayın Başkan, çok
teşekkür ediyorum hüsnüniyetinize.
Abdullah Bey, burada mı?
Abdullah Bey, ben sizin her
söylediğinizi duyarım. Eğer, duyarsam verilemeyecek de hiç
cevabım yok, gerçekten duymadım.
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Öyle oldu.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Bir
ikazsa onu duymak isterim. Ama ola ki sakın aklına getirme, eğer
Biz bir şey söyledik, duymadı. dersen, hiç öyle bir şey
olmadı. Bu kadar senedir bu Parlamentodayım, hayatımda hiç geri
vites yapmadan buradan ayrıldım.
Hayırlı
akşamlar diliyorum herkese. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Türkkan.
Büyük Birlik Partisi Genel
Başkanı Ankara Milletvekili Sayın Mustafa Destici,
sataşmadan söz istemişsiniz.
Buyurunuz Sayın Destici.
11.-
Ankara Milletvekili Mustafa Desticinin, Meclisteki bütün vatansever
milletvekillerine ve gruplara saygısı olduğuna, Mersin
Milletvekili Cengiz Gökçelin 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine, Mecliste bulunan 5 partiye 2021 yılı bütçesinden
verilecek olan 481 milyonun bu partiler tarafından esnafa
bağışlanması çağrısı
yaptığına, bütçe görüşmelerinin ilk gününde özellikle
DSİye ayrılan yüksek yatırım payının çok önemli
olduğunu çünkü tarımsal sulamanın hayati önem
taşıdığını ifade ettiğine, gençliğe son
yıllarda yapılan yatırımlardan dolayı Gençlik ve Spor
Bakanlığına teşekkür ettiğine, Tarım ve Orman
Bakanına da Bakanlık adına teşekkür ettiğine,
Dışişleri Bakanlığının cumhuriyet tarihinin
en önemli adımlarını attığına, bedeli ne olursa
olsun sonuna kadar gidilmesini arzu ettiğine, bütün emperyalistler
birleşse de Suriyenin kuzeyinde bir PKK devleti kurdurmayacaklarına
ilişkin açıklaması
MUSTAFA DESTİCİ
(Ankara) Başkanlık Divanı ve değerli milletvekilleri;
öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubuna saygım var. Benim, Meclisteki bütün vatansever, milletperver
milletvekillerine ve parti gruplarına saygım var. Bizim
istisnamız terör ve şiddet, terörün ve şiddetin sözcülüğünü
yapanlar. Bugüne kadar, Cumhuriyet Halk Partisinden ve diğer parti
gruplarından da aynı saygıyı ve nezaketi gördüm; onun için
de teşekkür ediyorum. Lakin bugün bu kürsüde konuşan Cumhuriyet Halk
Partisi Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, Büyük Birlik Partimizi ve
şahsımı istihza edecek, küçümseyecek ifadeler
kullanmıştır. Öncelikle bunu reddediyorum. Büyük Birlik Partisi,
kurulduğu günden bugüne kadar -yirmi yedi yıldır-
şanıyla, şerefiyle, onuruyla hazineden de bir kuruş almadan
devlete, vatana, millete hizmet için siyasetini sürdürmektedir.
Şimdi, büyüklük ve
küçüklük sayılarla ölçülmez. Eğer, siz Grubumuz Meclisin 2nci fazla
sayısına sahip, büyüğüz. diyorsanız,
yanılırsınız. Nice küçük taşların nice büyük
kafaları kırdığını herkes bilir. Bedirde de
İslam ordusu çok az sayıdaydı ama savaşı kazandı,
Malazgirt de büyük bir örnek, Kurtuluş Savaşı da büyük bir
örnek. Bir kere o arkadaşımıza nicelik ile nitelik
arasındaki farkı da hatırlatmak isterim, bilmiyorsa da
açsın Türkçe Sözlükten bunu bir öğrensin. Yeri gelmişken,
hazine yardımından bahsettim, biraz önce burada aşağı
yukarı muhalefet grubundaki bütün milletvekilleri esnafa destekten bahsetti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA DESTİCİ
(Devamla) Ben de dile getiriyorum, ben de söylüyorum, bir önerim var: Bu sene
yani önümüzdeki yılın bütçesinden bu grubu bulunan 5 partiye 481
trilyon para verilecek. Hadi hodri meydan, elinizi taşın altına
koyun, bunu esnafa bağışlayın. Zaten siyasi faaliyetler de
durmuş vaziyette. En az 20 bin esnafımıza, yirmi beşer bin
lira verilebilir. Siyasi partiler elini taşın altına koysunlar.
Söylediğim mevzuya gelince: Ben birinci gün yaptığım genel
konuşmada, Tarım Bakanlığının doğru
faaliyetlerini burada anlattım ve bütçeden özellikle Devlet Su
İşlerine ayrılan yüksek yatırım payının çok
önemli olduğunu çünkü tarımda sulamanın çok hayati bir önem
taşıdığını ifade ettim. Cumhuriyet Halk Partisi
Grubundan bir arkadaş da destek olmadığını söyledi.
Ben de kendisine dedim ki: Eğri oturun doğru konuşun, destekler
var ama daha fazla yapılması gerekiyor mu? Gerekiyor. Evet, mazottaki
ÖTVnin kaldırılması gerekiyor mu? Bana göre de
kaldırılması gerekiyor ama bu, diğer destekleri örtmez.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
MUSTAFA DESTİCİ
(Devamla) Son bir dakika daha istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Destici.
MUSTAFA DESTİCİ
(Devamla) Şimdi burada bugün 3 Bakanlığımızın
bütçesi görüşülüyor. Tabii, Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın hizmetlerini, bir gençlik hareketi
lideri de olarak yakından takip ediyorum ve özellikle gençliğe son
yıllarda yapılan yatırımlardan dolayı kendilerine
teşekkür ediyorum ve destekliyorum.
Aynı şekilde,
Tarım ve Orman Bakanımızla her istediğimizde
konuşuyoruz, çiftçinin problemlerini aktarıyoruz ve büyük ilgi
gösteriyor. Şahsına ve bütün Bakanlık kurumuna da teşekkür
ediyorum.
Dışişleri
Bakanlığımızı konuşmaya bile gerek yok, Türkiye
cumhuriyet tarihinin en önemli adımlarını atıyor; Suriyede,
Libyada, Doğu Akdenizde, Azerbaycanda hepimizin göğsü
kabardı. Bunlardan göğsü kabarmayan vatansever ve milletperver
olamaz. Onun için, ben bu adımlardan Türkiye'nin asla vazgeçmemesini ve
bedeli ne olursa olsun sonuna kadar gitmesini arzu ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA DESTİCİ
(Devamla) Ne Libyadaki haklarımızdan ne Doğu Akdenizdeki
haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun,
değil Amerika Birleşik Devletleri, bütün emperyalistler birleşse
Suriyenin kuzeyinde bir PKK devleti kurdurmayacağız Allahın
izniyle. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
20.29
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.53
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Necati TIĞLI (Giresun)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 31inci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
III.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)
2.-
2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet
Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)
A)
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI (Devam)
1)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B)
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Orman Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C)
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1)
Türkiye Su Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Su Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G)
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ğ)
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1)
Türk Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türk Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN 2021
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Şimdi,
şahıslar adına, lehte, Sayın Rizgin Birlik,
Şırnak Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Birlik.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RİZGİN
BİRLİK (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AK PARTİ Şırnak Milletvekili olarak
şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
yıllarca terör olaylarıyla anılan Şırnak ilimiz,
şu an tesis edilen huzur, güven ortamının sosyal alanda olumlu
yansımalarının görüldüğü bir cazibe merkezi hâline geldi.
Bölge insanlarımızın kardeşliği, huzuru, maddi manevi
sorunlarını en haklı ve en demokratik yollarla çözüme
kavuşturmak için Hükûmetimiz on sekiz yılda Şırnak ilimize
her alanda ciddi yatırımlar yaptı. (AK PARTİ sıralarından
Bravo! sesleri, alkışlar) Şırnak ilimize yapılan
yatırımları özetlersek; havaalanının
yapılması, üniversitenin açılması, sağlık
alanında 7 adet devlet hastanesi, 10 adet sağlık
ocağı, 1 kadın doğum ve çocuk hastanesi, 50 adet aile
sağlık merkezi, 5 adet 112 hizmet binası, 1 adet diyaliz merkezi
yapıldı ve ayrıca 500 yataklı bölge hastanesinin
yapılması için proje çalışmaları devam etmektedir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Çevre ve şehircilik
alanında Şırnak il ve ilçelerinde Hükûmetimiz tarafından
10.200 civarında konut ve 506 iş yeri yapıldı. Gençlik,
spor alanında 63 adet halı saha, 25 adet çok amaçlı basketbol
sahası, 7 adet gençlik merkezi yapıldı. Eğitim
alanında 408 okul binası ve 21 pansiyon yapıldı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Yapılan yollardan en
önemlisi -bir dönem teröristlerin yuvalandığı
Şırnaktaki Gabar ve Cudi Dağlarının güvenlik
güçlerimizin etkin mücadelesiyle teröristlerden temizlenerek Cudi
Dağından geçen ve 1997de ihalesi yapılan-
Şırnak-Cizre kara yolunun yirmi üç yılın ardından,
bütün terör saldırılarına rağmen Hükûmetimiz
tarafından yapımı tamamlandı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yapılan bu yol toplam 35
kilometre olmakla beraber Cizre-Şırnak yolundaki mesafeyi yarıya
indirdi. Yol güzergâhında toplam 3 bin metreye yakın 4 tünel, toplam
700 metrelik 2 viyadük yapılmasıyla beraber çalışmalar
tamamlandı. Hükûmetimiz tarafından hizmete sunuldu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Diğer önemli konu
başlığımız, güvenlik korucularımız. Güvenlik
güçlerimizle omuz omuza çok zor şartlarda terörle mücadele kapsamında
yoğun çaba gösteren ve binlerce şehit veren, hâlen de aktif görev
yapan yaklaşık 55 bin güvenlik korucumuzun özlük haklarıyla
ilgili Hükûmetimiz önemli adımlar attı. Bu kapsamda, emeklilik
yaşı bir defaya mahsus olmak üzere 45e indirildi, 18.482 korucu
emekli oldu. Emekli olanların kardeşi veya çocukları korucu
olarak alındı. Görev parası, ödül, operasyon, tazminat
almaları sağlandı. Uzman erbaşlığa geçiş
imkânı sağlandı. Harçsız silah alma ve silah taşıma hakkı verildi.
Şehit olanların çocuğuna veya kardeşlerinden 2sine memur
olma imkânı verildi. Şehit çocuklarından 1 kişi askerlikten
muaf tutuldu. Güvenlik korucularımıza bu haklar Hükûmetimiz döneminde
verildi.
Güvenlik
korucularımızın şu anki talepleri ise
Gece gündüz demeden
sınır dışı ve sınır içinde görev yapan
güvenlik korucularımızın çok zor şartlarda görev
yapmalarına rağmen, hak ettikleri maaşı
almadıkları için ekonomik olarak sıkıntılar
yaşadıkları dile getiriliyor. Güvenlik
korucularımızın maaşlarına zam yapılması,
emeklilik ikramiyesinin verilmesi ve ilgili mercilere ileteceğimiz
diğer taleplerin de değerlendirilmesi gerekir. Her şeyin en
iyisine layık olan korucu camiamızın bu haklı ve makul
taleplerinin Hükûmetimizce karşılanacağına inanıyorum.
Bütün bu
yatırımlara öncülük eden, başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Hükûmetimize Şırnak
adına teşekkürlerimi sunar, Genel Kurulu saygıyla
selamlarım. (AK PARTİ sıralarından Bravo! sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi söz sırası yürütmede.
İlk söz, Tarım ve
Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirliye ait.
Süreniz yirmi dört dakika.
Buyurunuz Sayın Bakan.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin çok
değerli milletvekilleri; 2021 yılı bütçemiz için
huzurlarınızdayım. Hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakanlık olarak tüm
imkânlarımızı seferber ettik; Türkiyeyi daha güçlü bir
tarım ve orman altyapısına kavuşturmak için, üretimde
verimlilik için, kazançta bereket için. 2021 yılını su ve
sulamada hamle yılı ilan ettik. Her zaman söylediğimiz gibi,
savunma sanayisinden daha önemli diyorduk tarım ve orman sektörüne,
pandemi de bizi haklı çıkardı ve 83 milyon da bu konuda
artık bizimle hemfikir.
Biraz daha rakam
ağırlıklı bir sunum yapmak istiyorum çünkü bizim
rakamlarımızı vermemiz lazım, bunları
paylaşmamız lazım ama sonuna doğru da burada gün içerisinde
çeşitli eleştiriler oldu; bunların bir kısmı
haklı eleştirilerdi, bir kısmında da cevap verilmesi
gereken unsurlar var, onları da sizlerin takdirlerine sunuyor
olacağım.
Pandemi süreciyle
alakalı dikkatinizi çekmek istediğim bir şey var: Tüm dünyada
market kuyrukları oldu, insanlar evlerinde aç kaldı, marketlere
insanlar sırayla alındı, Türkiyede hiç böyle bir şey
yaşadık mı? Yaşamadık. Şimdi, elbette muhalefet
tasvip etmez ama burada geri planda çok önemli bir çalışma var. Ben,
tabii, şahsiyet olarak bir yerde bir başarı varsa tüm
paydaşlarla paylaşmayı seven bir insanım. Yani diyorum ki
gıda sektörüyle, üretim sektörüyle konuştuk, onlara teşekkür
ediyorum. Perakende sektörüyle ilk vakayı görmemizden günler önce,
neredeyse bir ay önce konuştuk Hazırlık yapın. dedik,
onlara teşekkür ediyorum. Lojistik sektörüne aylar öncesinden Hazırlık
yapın. dedik, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tabii
ki bu gıda arzında bir problem yaşamamış
olmamızın en önemli sebeplerinden biri de on sekiz yıldır
oluşturmuş olduğumuz gıda ve tarım
altyapısının güçlülüğüyle de alakalıdır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Tabii ki bu kapsamda
neler yaptık? Çok hızlı
Ürün stoklarının kontrolüyle
ilgili çalışmalar yaptık. 2020 Aralık itibarıyla
desteklerimizin 19,9 milyarını yani 20 milyarını ödedik.
Çiftçimize diplomatik pasaport verdik. Nedir diplomatik pasaport? Biz evimizde
otururken, dedik ki: Siz çıkın, üretiminizi yapmaya devam edin;
ekin, dikin ve hasadınızı yapın. 24 ilde yüzde 75 hibe
tohumla Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi yaptık. Atıl hazine
arazilerini -Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla birlikte
çalıştık- isteyenlerin emrine sembolik rakamlarla kiralık
olarak tahsis ettik. Pandeminin hemen başında da zirai kredilerle
ilgili ertelemelerimizi yaptık.
Tarım ve orman
sektörüyle alakalı burada bütün gün rakamları konuştuk ama ben
tabii ki TÜİK, uluslararası rakamlar ve bunların üzerinden
gitmek istiyorum. Şimdi, tarım, orman ve balıkçılık
sektörümüzü son on yedi, on sekiz yıldır 14ü pozitif olmak üzere
ortalama yüzde 2,8 büyümeyle kapatmışız. Efendim, bu
azdır. Doğru, bu azdır, daha fazla olsun ama 60lı
yıllardaki büyümemize bir bakalım, TÜİK rakamlarından
sadece bu rakamları burada konuşurken çektim. 60larda büyümemiz
senelik ortalama yüzde 2. 2,8 büyümüşüz. 90larda da maalesef yüzde 1
büyümüş tarım, orman sektörü. Bu 2,8lik büyüme bütün Avrupa
ülkelerini geride bırakan bir büyüme. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bugün burada bir
arkadaşımız şunu söyledi: Efendim, 2002de 8,7 büyüme
var. dedi ama bir anomaliyi alıp ondan sonra ertesi yıldaki
büyüklüğü de buraya başarıymış gibi satmamak
lazım.
RIDVAN TURAN (Mersin)
Sayın Bakan, 8den başladı, aşağı doğru
geldik. 2,8i şimdi marifet gibi anlatıyorsunuz, böyle bir gerçeklik
yok.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) - 1999, 2000, 2001, 2002nin
ortalaması yüzde 0,4 büyüme. Şimdi, bakın, şunu da
söyleyeceğim: Bu pandemiyle ilgili biz kimseden bir teşekkür beklemek
için bu işleri yapmadık ama ne kadar doğru bir iş
yapmışız ki dünya sarsılırken tarım, orman
sektöründe ilk 3 çeyrekte 5,3 büyümüşüz, 5,3. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Tüm sektörlerden daha
hızlı, daha iyi bir büyümemiz var. 2018i 2,1; 2019u 3,7; 2020nin
9uncu ayı itibarıyla da 5,3. Son iki yılda tarımsal
gayrisafi millî hasılamız 277,5 milyar liraya gelmiş, yüzde 47
büyümeyle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sektörümüzün de gayrisafi yurt içi hasılaya katkısı 2018de 5,8;
2019da 6,4; 2020nin ilk dokuz ayında da yüzde 7,1. Şimdi,
tarımsal
Efendim, diyecekseniz ki: Ya, Sayın Bakanım, döviz
fiyatları arttı, senin de cirolar arttı, getiri arttı,
gayrisafi millî hasıla arttı. Döviz bazında da 2018de 44
milyar dolar olan tarımsal gayrisafi yurt içi hasıla, 2019da da 48,5
milyar dolar olarak Avrupada lider konumumuzun yine altını çizerek
garantiledi ve dünyada da ilk 10da olduğumuzu da söyleyelim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Rakamlarla
oynamayalım arkadaşlar.
BEKİR
BAŞEVİRGEN (Manisa) Rakamlarla sen oynarsın!
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) Ben burada çiftçinin,
paydaşların, emeğine sağlık diyorum, kimsenin de
çiftçimizin moralini bozmasına tahammülümüz yok, kusura bakmayın.
18 milyar, şimdi, bu net
ihracatçı meselesi
18 milyar dolar tarımsal ihracatımız
var, 5,3 milyar da dış ticaret fazlamız var. Son iki buçuk
yılda yüzde 6,5 ihracatımız artmış, 50,7 milyar dolar
ihracat yapmışız, 14,6 milyar dolar dış ticaret
fazlamız var. Rakamları eğmeye, bükmeye, başka şeyler
yapmaya kalkmayalım.
Tarımsal
ihracatımız, 2020de ilk on ayda 15,1 milyar dolar ve 4,5 milyar
dolar fazlamız var.
Hayvansal ürünlerde de
cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyoruz. Canlı
hayvan, hayvancılık ürün ve su ürünleri ihracatımız 9,5
misli arttı. Su ürünleri ihracatında son iki buçuk yılda da
yüzde 28 artışla 1 milyar doların üzerine geldik ve 200 bin tonu
geçtik.
Ağaçlandırma
çalışmaları, orman varlığımız
Forest
Resources Assessment (FRA), buna göre dünyada 47nci sıradan 26ncı
sıraya geldik. Odun dışı ürünler ihracatımızsa
2019 yılında 1,1 milyar, 2020 yılı sonu tahminimiz de 1,3
milyar. Burada önemli bir şey var çok değerli milletvekilleri,
dikkatinizi çekmek istiyorum, orman ürünleri ihracatımız 8 kat
artarak 826 milyon dolara geldi ve cumhuriyet tarihinde ilk defa 479 milyon
dolar dış ticaret fazlası vererek 2019u da 479 milyon dolar
fazlayla kapattık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) 2020de de 1 milyar dolardan daha büyük bir rakamla
dış ticaret fazlası veriyor olacağız.
Destekler konusunda da 2020
yılı üretim sezonu destek miktarlarını artırdık,
yeni desteklerimizi de devreye aldık. Şimdi, mazotta yüzde 50
desteğimiz var, biliyorsunuz; kütlü pamukta 1,1 liraya çıktık,
yağlık ayçiçekte 50 kuruşa çıktık, su ürünleri
yetiştiriciliğinde de toplam 1,6 milyar lira destek. Tarımsal
desteğimiz son on sekiz yılda 12 katlık rekor artışla
reel 311 milyar lira hibeye ulaşmıştır.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemindeyse -burada, maalesef,
muhalefet tarafından göz ardı edilmekle beraber- rekor bir
artışla, iki buçuk yılda yüzde 52 artışla
tarımsal desteklerimizin sadece çiftçiye verilen hibe kısmı 22
milyar liraya gelmiştir. 2018-2020 Aralıkta 51,6 milyar lira destek ödedik
ve 2021 yılı için de 22 olarak yola çıktık ama artı
2yle beraber 24 milyar lira destekle, inşallah 2021 yılını
kapatacağız.
Şu yüzde 1 meselesine
gelelim. Yani bir yandan eleştirilere cevap vermeye
çalışıyorum, bir yandan da benim
hazırladığım kartların üzerinden gidiyorum. Devlet Su
İşleri bu sene 2,5 misli bir yatırım bütçesi aldı,
15,4. Yani OECDye sorduğunuz zaman, OECD -bizim muhalefet gibi
değil- Siz yüzde 2 destek veriyorsunuz. diyor. Bu konunun konuşulması
beni rahatsız etmez, çiftçiye her zaman daha fazla destek verelim ama
şu an görünen o ki OECD diyor ki: Yüzde 2 destek veriyorsun. Nasıl?
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Teşkilatlara mı inanıyorsun, bize mi
inanıyorsun?
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) - Ziraat Bankasının sübvanse
kredileri, Devlet Su İşlerinin yapmış olduğu
yatırımlar, TMOnun yaptığı müdahale
alımları
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Onlar sayılmaz ki destek değil onlar, onlar borç.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) - Bunların hiçbirini
saymayıp sadece çiftçiye verilen destekler üzerinden bu hesaplamayı
yapma imkânımız yok arkadaşlar. Hayvansal desteklerin
kapsamını da tam 60 kat artışla yani 2020de 7,4 milyar
lira hayvansal destek verdik, son iki buçuk yılda da 16,2 milyar lira
destek verdik. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının
Desteklenmesi Programı kapsamında on sekiz yılda 12 bin projeye
10 milyar hibe ve 100 bin istihdam sağladık. Yine, son iki buçuk
yılda, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde 3.500
projeye 1 milyar lira hibe ve 18 bin istihdam sağladık.
Lisanslı Depo Genç Çiftçi Kırsal Kalkınma ve Uzman Eller
kapsamında 1,8 milyar lira verdik, IPARD kapsamında da 13 milyar lira
yatırım yaptık. ORKÖY kapsamında 3,3 milyar lira kredi desteği
sağladık.
TARSİM konusuna gelince,
TARSİMde biliyorsunuz, yüzde 50si vatandaş, köylümüz yüzde 50si de
devletten. 6,9 milyar lira devlet hasar tazminatını ödedi, iki buçuk
yılda 3,3 milyar lira da prim desteği verdik. Şöyle ki burada
gene bahis konusu oldu, TARSİM sigortalılık azalıyor diye.
2010 sigortalılık rakamlarımıza baktım, yüzde 10; 2020
sigortalılık rakamlarımıza baktım, yüzde 20. Gönül
ister, herkes TARSİM yaptırsın, hep beraber el ele
çalışalım, herkesi TARSİM yapacak vaziyete getirelim ama
burada tersine işleyen bir trend yok, aksine TARSİM
sigortasının gün geçtikçe değerini daha çok anlayan çiftçimiz,
köylümüz, besicimiz, yetiştiricimiz var.
Geçen yıl,
bildiğiniz gibi, Tarım Orman Şûrasını yaptık.
Gene, burada, bütçede bu konudan bahsetmiştik geçen yıl ama Bundan
farklı olarak bir şey yapacağız. demiştik. Onu
yaptığımızı ifade etmek için Tarım Orman
Şûramızdan bahsetmek istiyorum. Beş yıllık bir plan
çıksın, herkes konuşsun, fikirlerimizi damıtalım,
buradan bir plan çıkaralım, bir iş planı
çıkaralım. demiştik. Bunu da yaptık ve Diğer
şûraların da hepsi faydalı olmuştur ama şûraların
takibiyle ilgili bazı eksiklikler olmuş olabilir. Biz iki ay
içerisinde bir eylem planı açıklayıp bunu da takvimlendirip
açıklayacağız. demiştik. 2020 ve 2023e kadar eylem
planımızı açıklamıştık. 2020nin
değerlendirme toplantısını da önümüzdeki günlerde
yapıyor olacağız.
Yine, ben marka
projelerimizden bahsetmek istiyorum ama bir tanesinin üzerinde
duracağım, burada vakitle alakalı sıkıntımız
olmasın diye. Dijital Tarım Pazarımızı ortaya koyduk.
Bugün planlama, ölçek, çiftçinin pazara ulaşımı,
kooperatifleşme, birlikler, tarımın paydaşlarının
bir araya gelmesinin hepsini içeren ve sözleşmeli üretimi de içeren bu
Dijital Tarım Pazarı yere atılmış ufak bir tohum gibi,
çınar gibi çok büyüyecek ve bir ağaç olacak. Şimdiden, üç dört
ay önce açmış olduğumuz bu platform sayesinde de birkaç yüz
milyon lira cirolara geldik ve hızlı bir şekilde bunu da
tarımsal üretim entegre sistemimize dâhil edeceğiz ve bundan sonra da
çiftçimizin malını pazarlama problemini inşallah ortadan
kaldıracağız. Karsta malını üreten çiftçimiz
Edirneye malını pazarlayacak; Antalya Kumlucada üreten
seracımız Antalyada bunu herhangi bir zincir mağazada belki
pazarlama imkânına sahip olacak.
Marka projelerimizde,
hepinizin bildiği gibi, dijital Tarım Orman Akademimiz var;
Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık; e-tarım portalimiz,
Tarımın Geleceği-Geleceğin Tarımı ve
Geleceğe Nefes; hepinizin bildiği, artık dünyanın da bildiği
Geleceğe Nefes var. 28 ülkeyle bu sene Geleceğe Nefes
kampanyamızı sürdürdük. İnşallah, bu Covid musibetinden de
kurtulursak önümüzdeki sene gene çok iddialı hedeflerle 11 Kasım
Millî Ağaçlandırma Günümüzü hep beraber, yediden yetmiş yediye
kutluyor olacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Dijitalleşmeyle
alakalı
Biliyorsunuz, 2020yi dijitalleşme yılı ilan
etmiştik. Pandemi sırasında da öne çıkan bazı
uygulamalarımız oldu; akıllı küpe, elektrikli traktör,
İHAlar ve bunlarla ilgili teknolojiler. Geçen gün de Hollanda
Büyükelçimiz geldi ve Hollanda Büyükelçimizle de bunları
karşılıklı nasıl paylaşırız, nasıl
bilgi alışverişinde bulunuruz diye
Kendilerine bu bilgileri
vereceğimizi de söyledik.
Bitkisel üretimle ilgili
Arkadaşlar, Türk çiftçisi üretiyor, hep bahsettiğiniz Hollanda
çiftçisi değil bu. Yine TÜİK verisi söylüyorum. AK PARTİ
döneminde, 2002den 2018e kadar yüzde 18 artış; 97 milyon tondan 115
milyon tona, 2018de 115 milyon ton olan bitkisel üretim miktarımız
da 2020de 124 milyon olmuştur. Burada da yüzde 8 artışımız
var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yüzde 30 Türk
tütünü kullanılması konulu kanunla alakalı desteğiniz için
de Gazi Meclisimize teşekkür ediyorum.
Tohum meselesinde de 8 kat
artışla 1 milyon 150 bin tona geldik. Tohum ihracatımız da
17 milyon dolardan 9 kat artışla 155 milyon dolara geldi. Tarladaki
yerli tohumun yeterliliği yüzde 96 miktarındadır. Bununla
alakalı gerçekler muhalefetin söylediği gibi değil.
Hayvansal üretimle
alakalı da yine son iki yılda büyükbaşta yüzde 8,
küçükbaşta yüzde 20 artış var; 18,6 milyona geldik. 2002ye
bakarsan büyükbaşta 10 milyonluk, küçükbaşta 32 milyonluk bir
Türkiyeden yüzde ellişer, altmışar artışlar var. Süt
üretiminde iki senede yüzde 11 artış, kırmızı et
üretiminde yüzde 7 artış, su ürünlerinde yüzde 33 artış ve
2020nin ilk altı ayına göre de yüzde 4,2 büyükbaşta, yüzde
13,6da küçükbaşta artışımız var. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2020 yılı sonunda
barajlar olarak 876 baraj, 651 gölet ve bent, 3.221 sulama tesisi, 6,7 milyon
hektar sulanan alan, 4,8 milyon hektar toplulaştırma ve 4,7 milyar
metreküp içme suyu temin etmiş olacağız. Son iki buçuk
yılda da bugünkü rakamlarla DSİye 38 milyar lira yatırım
yaptık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 2,6
milyar lira da zirai gelir artışı sağladık. Ne
tamamladık bununla? 72 baraj tamamladık, 80 gölet tamamladık,
225 sulama tesisi tamamladık, 45 HES, 46 içme suyu, 5 atık su tesisi,
400 taşkın koruma ve 100 toplulaştırma projesi
tamamladık.
Gıda kontrol meselesiyle
de alakalı Denetimler yok. veya Eksik. denildi. 2019-2020 döneminde
2,4 milyon denetim yaptık, pandemide kontrolleri artırdık,
taklit ve tağşiş yapanları ifşa ettik. 2012-2020
döneminde 26 kez ifşa varken, sadece 2020de 5 kez ifşa yaptık.
Yani senelik ortalama 2 ifşa varken, biz 5 defa ifşa yaptık.
Ceza artırımı, taklit ve tağşişle ilgili ceza
artırımı için Gazi Meclisimize teşekkür ediyoruz.
Ormancılık
alanında on sekiz yılda 5,1 milyar fidan diktik. Dünyada en fazla
ağaçlandırma yapan ilk 4 ülke arasındayız. Orman
alanımız 22,7 milyon hektardan 22,9 milyon hektara geldi ve
Geleceğe Nefes, Dünyaya Nefeste de bu sene 28 ülkeyle bu programı
yaptık.
Yangınlara ilk müdahale
süremiz kırk dakikadan on iki dakikaya indi. 2020 orman
yangınlarında 27 helikopter, 2 amfibik uçak, 1 İHA, 6 idari
helikopter ve toplam 2.600 taşıt kullandık. İlk kez
İHAları kullandık ve Amerika ilk kez askerî İHAları
bizden sonra yangın söndürme faaliyetlerinde kullanmaya başladı.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hedeflerimizden de çok
kısa bahsetmek istiyorum: 2,5 milyon dekar mera ıslahı,
kırsal kalkınmada yüzde 50 hibeyle toplam 1,3 milyar destek,
Kırsal Kalkınma Uzman Eller Projesiyle de ülke genelinde 200 milyon
lira hibe, lisanslı depoda 170 milyon lira hibe, su ürünleri
yetiştiriciliğinde hedefimiz 450 bin ton üretim, 2023te 600 bin ton
üretim ve 2 milyar dolar ihracat, arazi toplulaştırma hedefimiz 8,5
milyon hektar alan ve orman alanlarında da Türkiye toplam
topraklarının yüzde 30u 2023 hedeflerimizde. İHA
sayımız 4 olacak. 2021de 270 milyon fidan üreteceğiz, 32 milyon
metreküp odun ürünleri üreteceğiz, odun dışı üretimimizde
1,6 milyar dolar ihracatımız olacak. 2021de DSİ olarak 51
baraj, 39 gölet, 92 sulama tesisi, 44 toplulaştırma tesisi, 15 içme,
atık suyu tesisi ve 137 taşkın kontrol tesisini
tamamlayacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Rahmetli Demirelin bir sözü vardır. Yağmur
yağarken ıslanmayacağım diyemezsiniz, mecbur
ıslanacaksınız. Tüm dünya kavrulurken ekonomik
sıkıntıyla, bu Covid belasıyla Hiçbir
sıkıntı yok, her şey güllük gülistanlık. da
diyemezsiniz ama görünen o ki tarımla ilgili her şey iyi gidiyor.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Esnafa gel, esnafa!
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) Şimdi, biraz analitik ve
bardağın dolu tarafından gitmemiz lazım. Yani
arkadaşlar diyor ki: Ya, sahada değilsiniz. Ben bir ölçüm
yaptırdım, biraz önce bütün gittiğim illerin ve hepsinin tek tek
kilometrelerini çıkardım. Arkadaşlar, iki buçuk yıldır
bu arkadaşınız 750 bin kilometre yol yapmış. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Ben tüm bayramlar da
dâhil olmak üzere ailemi bıraktım, bir şekilde ya yangındaydım
ya depremdeydim ya bir tarladaydım ya bir seradaydım ya bir
ağıldaydım ya bir ahırdaydım. Yani burada eğer
bilgilendirme eksikliği varsa verelim ama çok rahat, bizim sosyal medya
hesaplarımızı takip ederseniz, gazete küpürlerine
bakarsanız elli iki haftanın elli ikisinde de şeyiz. Geçen hafta
yedi günün yedisinde de televizyondaydım. Diyeceksiniz ki: Şudur
budur
Yedi günün yedisinde de televizyonda olmak için bir şey üretmeniz
lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ya bir
şey elde ediliyor ya bir proje açıklıyordum ya bir projeyi
kapatıyordum.
Şimdi, istihdamla ilgili
konu sürekli konuşuluyor. Efendim, AK PARTİ döneminde işte
tarımsal istihdam düştü, tarım alanları daraldı.
Bunlarla ilgili de gene bir şeyler vereceğim ama şimdi, cumhuriyet
kuruldu, tarımın gayrisafi yurt içi hasılanın içinde yüzde
43 payı var. 1950lere gelince yüzde 40, 80lere gelince yüzde 23, 93e
gelince yüzde 14, 2001e gelince yüzde 13 yani böyle bir trend var, bu trendi
de normal karşılamak lazım. Ha, Normal
karşılamıyoruz. diyorsanız, bakın, bu ülke İHA
da üretecek, SİHA da üretecek, tank da üretecek ve bunların kilogram
hesabı elbette ki tarımsal ürünlerden daha fazla olacak, bunun için
de yani bizim tarımsal üretimimizi tabii ki bu rakamların gerisine
çekmememiz hatta ilerisine taşımamız lazım ama toplam
tarımın pastadan aldığı payın düşüyor
olmasını normal karşılamak lazım. Bunu hangi
iktisatçıya sorarsanız sorun her iktisatçı size aynı
cevabı verecektir, Ekonomiyi çeşitlendireceksiniz. Ha,
diyorsanız ki: İHA da üretme, SİHA da üretme, tank da üretme,
savunma sanayin de olmasın, teknolojin de olmasın. O ayrı bir
şey. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, yine 1940larda
1.070 tane traktör var, 70lerde 105 bin var, 2002de 997 bin traktör var,
2019da 1 milyon 355 bin traktör var.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Kaç tanesi
ipotekli, kaç tanesi?
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) - Yüzde 36 bizim dönemimizde traktör
sayısı artmış. Sulanan alanlar da 3,5 milyondan 6,5 milyon
hektara gelmiş.
Şimdi, buğdayla
ilgili Efendim, şöyledir böyledir. diyorsunuz fiyatlarıyla
alakalı. Dünya fiyatları 160 dolarken, bu sene biz buğdayda 182
dolar fiyat açıkladık. Ha, ondan sonra bir devalüasyon, kurda bir
hareketlenme oldu, bunu kabul etmek lazım ama biz her zaman üreticinin
hakkını savunuruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Söz verdiğimiz şekilde her zaman üreticinin hakkını
savunduk.
Şimdi, size -ben bu
karşılaştırmaları doğru bulmuyorum ama-
sevdiğiniz tarzda bir karşılaştırma
yapacağım. 2002de bir traktör almak için 65.158 kilogram buğday
satmanız gerekirken, 2020de 58 bin kilogram.
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Yok ya, hangi traktör, bahçe traktörü mü?
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) - 2002de 1 kilogram buğday
sattığınız zaman 0,27 litre mazot alabilirken, 2020de 0,30
litre mazot alabiliyorsunuz. 2002de 32.579 kilogram çeltik satarak ancak 1
traktör alırken, 2020de 24 bin kilogram satıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ORHAN SARIBAL (Bursa)
Buğday fiyatınızı bir söyler misiniz? Hangi buğday
fiyatıyla, ithal ettiklerinizle söylüyorsunuz.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) 2002de çiftçi bir ton buğday sattığında 33
gram altın alıyordu, şimdi 3 gram altın alıyor.
BAŞKAN Buyurunuz.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) - Burada çiftçinin geliri
artmadı demek son derece yanlış olur.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Devam, devam! Tarıma devam!
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) - Domates, domates üreticisi zorda.
Domateste yüzde 36 üretim artmış, nasıl zorda bu? 13 milyon tona
gelmiş. İhracat 253 bin tondan 535 bin tona gelmiş, yüzde 100
artmış; fiyat 276 dolardan 567 dolara gelmiş, yüzde 105
artmış. Sadece Rusya Federasyonundan bugüne kadar topu topu 2.500
ton ürün geriye dönmüş.
Limon
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Sayın Bakanım, Malatyada kayısı üreticilerimiz çok
teşekkür ediyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Fındık üreticileri size teşekkür ediyor Sayın Bakanım.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) Elbette, biz, üretici dostu
politikalar üreteceğimizi söylemiştik ve alımları da hasat
zamanından önce açıklayarak yapacağımızı da
söylemiştik. Sayın Cumhurbaşkanımızın
desteğiyle, AK PARTİ hükûmetleri döneminde hem destek hem de müdahale
alımlarını başlattık. Çiftçimiz bu işten son
derece memnundur. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Limonla ilgili dünyada
ihracatta 3üncüyüz, Ey, Ömer Fethi, haberin var mı, dünyada 3üncüyüz?
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) 2019
yılında 177 bin ton ihracat varken, 2020 yılında, bu sene
yüzde 40 artışla 248 bin tona geldik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BEKİR
BAŞEVİRGEN (Manisa) Sayın Bakan, Manisada domates tarlada
kaldı.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) Ezbere konuşmayalım.
Bakın, bazı
tedbirleri pandemi döneminde almak zorunda kalırsınız; Rusya
alıyor, Romanya alıyor, Avrupa Birliği ülkeleri alıyor,
ihracat kısıtlaması kararı niye almayacağız. Üç
tane tüccarın deposundaki mal daha pahalıya satılacak mı?
Bunun için mi alacağız, yoksa tüketici malı
aradığında bulsun, markete gittiğinde limon bulsun diye mi
yapacağız?
Borç batağı
Tarım Kredi Kooperatifleri, 347 bin çiftçiden 3.863'ü, yüzde 1,1i
takipte, sadece yüzde 1,1i takipte. Bizim dönemimizde borç arttı ama
bizim dönemizde biz çiftçiyi tefeciden kurtardık, tefeciden. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
İthalata dayalı
tarım politikası söylemi
Allah aşkına, şunu
artık unutun: Bakın, muhalefetin de belli derecede seviyesini
yukarıya çıkarmamız lazım. Bizi eleştirecek konular
yoksa biz muhalefete memnuniyetle eleştirecekleri konu veririz ki
şimdi de vereceğim
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın
Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye
ithalat yapmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye'de üretim
de artmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye net ihracatçı
konumdadır arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hollanda, hep beğendiğiniz Hollanda, hep diyorsunuz ya, 17 milyar
dolar tarımsal hasılası var ama 100 milyar dolar mal
satıyor yurt dışına. Ben eminim ki Hollanda Meclisinde Ya,
sende 17 milyar dolar ürün var, 83 milyar dolarlık ürün
dışarıdan getiriyorsun da yurt dışına
satıyorsun. Ya, nasıl bir ithalat lobiniz var? falan diye bir görüşme, konuşma
olmadığına yüzde 100 eminim. Bu Hollanda Meclisi
tutanaklarına muhalefet baksın. Şunu diyebilirsiniz:
Türkiyenin 48 milyar dolar tarımsal gayrisafi millî hasılası
var ama sadece 18 milyar dolar ihracatın var. Sen, ey Tarım
Bakanlığı, bu işe önayak ol. Bölgenin ve dünyanın
zenginliğinden daha fazla faydalanmak için, Türkiye gibi hava
yollarının, demir yollarının, kara yollarının
buluştuğu bir noktada, gelin, siz Bulgaristanın ayçiçeğini
satın, Kazakistanın buğdayını satın. Tüm
dünyanın mallarını tüm dünyaya, bunları da işleyerek
satın diyor olmanız lazım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Selamlayın efendim.
TARIM
VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ (Devamla) Başkanım,
bitiriyorum birkaç dakikada inşallah.
Evet,
soru önergeleriyle de alakalı, 3.180 gelen soru önergesinin 2.830unu
cevaplamışız, yüzde 90 oranında, Bakanlık olarak
3üncü sıradayız. Değerli Fahrettin Yokuş Vekilimizin de 16
soru önergesinin 14ünü cevaplamışız ama Allah aşkına,
tabii ki yasama yürütmeyi destekleyecek, başımızın üstünde
yeri var ama sabah mesaiye nerede başlayacağımıza, nereye
gideceğimize, diğer işlere de
Ya, ne olursunuz bizi o kadar
serbest bırakın. Biz çalışıyoruz, çalışmaya
devam edeceğiz, milletimizin emrindeyiz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri ve alkışlar)
Ben
bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tüm Meclisimizi,
destek veren, vermeyen herkesi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Allaha emanet olun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
ORHAN
SARIBAL (Bursa) Sadece, neden gümrük vergilerini düşürdüğünüzü
söyleyin; o size yeter. Gümrük vergilerini neden
sıfırlıyorsunuz? Bu yeter. Politikanızın
çöktüğünü gösterir. Sadece gümrük vergileri, bu size yeter.
BAŞKAN
İkinci konuşmacı Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Mehmet
Muharrem Kasapoğlu.
Buyurunuz
Sayın Kasapoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz
yirmi üç dakikadır.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET
MUHARREM KASAPOĞLU Çok Değerli Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 2021
yılı bütçe konuşmasını gerçekleştirmek üzere
huzurlarınızdayım. Gazi Meclisimizi, siz değerli
milletvekillerimizi ve bizleri ekranları başından izleyen
halkımızı, değerli gençlerimizi saygıyla muhabbetle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Evet, bir Covid sürecini
bitirdik hamdolsun. Bu süreçte dualarıyla, destekleriyle,
mesajlarıyla, ilgileriyle yanımda olan herkese, değerli
Parlamentomuzun üyelerine, değerli sağlık
çalışanlarıma teşekkür ediyorum. Rabbim tüm şifa
bekleyen hastalarımıza şifa ihsan etsin ve tüm
insanlığı bu Covid salgınından hızlı bir
şekilde berî kılsın diye temenni ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından Âmin sesleri)
Evet, bugün bütçemizi
konuşuyoruz. Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkanı
ve üyelerine ve bu anlamda, bütçemizin hazırlanmasında emeği
geçen herkese, tüm partilerin milletvekillerine teşekkür ediyorum ve 2021
yılı bütçemizin milletimize, halkımıza, gençlerimize,
sporcularımıza hayırlı uğurlu olmasını
temenni ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2019 yılının sonunda
başlayan, pandemi hâlini alan coronavirüs gerçeğiyle bir
yılı geride bırakıyoruz. Hayatın tüm alanını
etkileyen bu pandemi süreci hem ülkemiz hem de tüm dünya ülkeleri
açısından son derece önemli bir mücadeleyi ortaya koymuştur.
Pandemiye karşı en
ön safta yer alan sağlık çalışanlarımıza, bilim
insanlarımıza, gönüllü destek gruplarımıza, güvenlik
güçlerimize ve mücadeleye omuz veren herkese ne kadar minnettar olduğumuzu
bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Pandemi sürecinde
olmamıza rağmen Meclis çalışmalarını aksatmayarak
milletimize olan sorumluluğunu çok güçlü bir şekilde ortaya koyan
Parlamentomuza da ayrıca teşekkürlerimizi sunuyorum.
Evet, karantina sürecinin pek
çok kahramanı var, bu kahramanlardan biri de
Bakanlığımızın yurtları. Virüs, biliyorsunuz,
yurt dışı kaynaklı ve ülkemize girişlerde konulan on
dört günlük karantina süreci bu yayılımın kontrol altına
alınmasında ve pandemiyle olan mücadelede, başarıda önemli
bir rol oynadı ve bu anlamda yurtlarımız bu süreci en güzel
şekilde yönetmemize imkân sağladı. Ve bu süreçte
yurtlarımız sadece gençlerimizin, öğrencilerimizin değil bu
milletin, bu aziz milletin yuvası olduğunu ortaya koydu. Şunu
gönül rahatlığıyla ifade edebilirim ki bu anlamda pek çok
problemin üstesinden gelemeyen Avrupa, yaptıkları pek çok uygulamayla
sınıfta kalan Avrupa ülkelerinin aksine Türkiye, sosyal devlet olma
gerekliliklerinden birini daha başarıyla, güçlü bir şekilde
ortaya koymuştur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) 81 ilimizde, 293 yurdumuzda dünyanın 97 farklı
ülkesinden gelen 100 binden fazla vatandaşımızı bir ev
sıcaklığında hamdolsun ki ağırladık. Gerek
sağlık çalışanlarımız gerek Adalet
Bakanlığı personelimiz, askerî personelimiz ve tedbir
amaçlı karantinaya alınan vatandaşlarımız için de
yurtlarımızı tahsis ettik. Şu an bile yurtlarımız
bu manada hız kesmeden vazifelerini ifa etmeye devam ediyorlar. Gururla
ifade etmeliyim ki hızlı ve pratik bir çözüm gerektiren anlarda
olağanüstü bir altyapıyı bizlere sunan yurt
altyapımız, Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğanın bizzat takibi ve on sekiz yılda
gerçekleşen yatırım hamlelerinden, yıldızlarından
bir tanesidir. Bu manada elimizi güçlendiren en önemli husus, yurt
yatırımlarının sadece öğrencilere yönelik olarak
değil, gerektiğinde her tür ihtiyaca cevap verecek şekilde
tasarlanmış, planlanmış ve inşa edilmiş olmasıdır.
Gençlerimiz; umudumuz, her
şeyimiz, bugünümüz, yarınımız. Gençlerimizin bugüne kadar
olduğu gibi bundan sonraki süreçte de her imkânla yanlarında olmaya
devam edeceğiz. Bu süreçte yine, yurtlarda barınan
öğrencilerimizin barınmadıkları süreçlerdeki ödemelerini
iptal ettik. Kredi ve burs ödemelerini kesintisiz bir şekilde devam
ettirdik ve bu manada tesislerimiz gerek Elâzığda gerek
İzmirde gerek Malatyada meydana gelen depremlerde ihtiyacı olan
vatandaşlarımızın 7/24 hizmetine sunuldu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Gençlik merkezlerimiz yine bu
şekilde halkımızın her daim hizmetinde oldu ve bu pandemi
sürecinin eve kapanma sürecinde Hayat eve sığar.
anlayışıyla, paydaşlarımızla olan
iletişimimizi artırdık, sosyal izolasyon sürecini yeni yöntemler
ve yaklaşımlar geliştirerek âdeta bir avantaja çevirdik.
Müsabakaların gerçekleşmediği
süreç içerisinde sporcularımızın kondisyonlarını,
vücut sağlıklarını ve motivasyonlarını korumak
ana hedeflerimizden bir tanesiydi; hamdolsun bunu da başarıyla gerçekleştirdik,
gerek devletimizin kurumları gerek sivil toplum örgütlerimizle gerçekleştirdiğimiz
etkili iş birliğini, koordinasyonu çok güçlü bir şekilde
sürdürdük. Yine, şartlar ve koşullar ne olursa olsun devletimizin tüm
imkânlarını gençlerimiz, sporcularımız ve tüm milletimiz
için seferber etmeye devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, çok
kıymetli milletvekilleri; ülkemiz, dünyadaki tüm gelişmelerle
yakından ilgilenen, düşünen, üreten, cesur, zeki, hayata adalet ve
vicdan penceresinden bakan bir gençliğe sahip. Gençlik ve Spor Bakanlığı
olarak, bağımsız karar alabilen, sorumluluklarına sahip
çıkan, yeteneklerinin farkına varan, hayal kurabilen,
farklılıklarla temas eden, insana ve çevreye ilişkin meselelerle
ilgilenen, üreten bir gençlik için çalışıyor, üretiyor ve
gayretler ortaya koyuyoruz.
AK PARTİ genç bir parti,
gençlerin partisi, gençler için var olan bir parti; on sekiz yıl boyunca
gençlerin fikirleriyle, düşünceleriyle, enerjileriyle, gayretleriyle
üretmiş, taş üstüne taş koymuş, gençlerden
aldığı bu güçle aziz milletimize hizmet etme şerefine nail
olmuş bir parti. Biz de gençlerle olan yol
arkadaşlığımızda sahip olduğumuz tecrübelerle
onlara kılavuzluk etmeye çabalarken onlardan da her gün yeni bir şey
öğreniyor, bu vesileyle de devletin sunduğu hizmetleri yine onlarla
birlikte sürekli güncelliyor, geliştiriyoruz.
Gençlerimizin
farkındayız; gençlik umut demektir, Türkiye umut demektir.
Bakınız, Türkiye'nin gücü arttıkça beyin göçünün nasıl
tersine döndüğünü hep birlikte görüyoruz. Artık, dünyanın en iyi
mühendisleri, en iyi hekimleri, en iyi öğretmenleri, gençleri,
sporcuları, bilim adamları burada. Lütfen, kimse gençlerin
umutlarını karartmasın. Şükürler olsun ki Sayın
Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde; gençlere değer
veren, gençleri gerçekten seven ve gençler için üreten bir liderin
öncülüğünde Türkiye artık büyük bir tünelden, karanlık bir
tünelden çıkmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Dünyanın hiçbir ülkesinden geri kalmayan, en güçlü
ülkelerle başa baş rekabet üreten bir Türkiye var artık. Bunun
ne demek olduğunu en iyi şekilde gençlerimiz biliyorlar,
hissediyorlar. Devlet tüm vatandaşlarını kucaklayınca,
bölgesel adaletsizlikler ortadan kalkınca, üniversiteler
kapılarını herkese açınca bu ülkenin evlatlarını
kimse kandıramıyor, kandıramayacak. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Gençlerimiz eğitimle, sosyal
imkânlarla, sanatla, sporla iç içe yetişiyorlar ve dünyanın her
yerinde ülkemizi, şanlı bayrağımızı en güçlü
şekilde temsil ediyorlar.
AK PARTİ hükûmetleri
döneminde kadınlarımıza yönelik gerçekleşen
atılımlar, çalışmalar, sporda da bu anlamda geldiğimiz
nokta açısından gurur kaynaklarımızdan bir tanesi.
Sporcularımızın, kadın sporcularımızın on
sekiz yılda göğsümüzü kabarttığı pek çok organizasyon
var, müsabaka var ve bu manada yüzde 22,5ten yüzde 41e çıkan kadın
sporcu oranı var Türkiyede. Güreşte, tekvandoda, jimnastikte, buz
pateninde, basketbolda, voleybolda, okçulukta, eskrimde, boksta, hemen hemen
tüm branşlarda kadınlarımız bizleri
gururlandırıyorlar. Olimpiyatlara baktığımızda,
son müsabakalara baktığımızda
kadınlarımızın ülkemizi ve milletimizi en iyi şekilde
temsil ettiğini görüyoruz ve inanıyoruz ki tesadüfi olmayan bu
başarılar önümüzdeki süreçte artarak devam edecek. Ve bu anlamda AK
PARTİ hükûmetlerinin her alanda gerçekleştirdiği devrimlerle,
bugün başarıya giden yolda asla vazgeçmeyen
kadınlarımızın önünde hiçbir engel bulunmuyor.
Kadınlarımızın hayatlarını bir korku içerisinde
yaşamalarına neden olanlara, onları şiddet ve istismara
maruz bırakmaya çalışanlara karşı da mücadelemiz
kararlılıkla devam edecek. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Kadına şiddetle mücadelede hep birlikte samimi
bir tutum içerisinde olmalıyız.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gün içerisinde bazı milletvekili
arkadaşlarımızın maalesef karanlık bir tablo çizme
noktasında gayretlerini şaşkınlıkla izledim. Gençlere
mutsuzluk, umutsuzluk virüsünü lütfen bulaştırmayalım, bunu
yapmayalım. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Gelin, gençlerimizle birlikte olalım, gençlerimizin
yanında olalım; kamplarımızda, yurtlarımızda,
gençlik merkezlerimizde, genç ofislerimizde gençlerimizle beraber olalım.
Orada hizmet veren kulüplerde, akademilerde gençlerimizin hangi
başarılara imza attığını hep birlikte görelim.
Anadolunun orta yerinde bir gençlik merkezinde açtığımız
atölyelerde kodlama öğrenen, yazılım geliştiren, robotik
kodlama alan gençlerimizle birlikte zaman geçirelim. Şikâyet etme
zamanı değil, umutsuz tablo çizme zamanı değil; umut
aşılama zamanı, bir ve beraber olma zamanı.
Biz bu ülkenin hangi
karanlık tablolardan bugünlere geldiğini iyi biliyoruz.
Bakınız, bu kürsüde bu ülkenin genç ve kadın bir milletvekiline
haddini bildirmeye çalışanları, bu anlamda Bu kadına
haddini bildirin. diyenleri hatırlıyoruz. Biz, bu ülkede
başörtüsünden dolayı okul kapılarında peruğa muhtaç
olanları, okullarına tuvaletten, banyodan girenleri biliyoruz. Biz bu
ülkede katsayı engeliyle üniversiteye giremeyen öğrencileri biliyoruz
ama biz hiçbir şekilde kin gütmüyoruz. Biz, yarınlarda, bu ülkede bu
tabloların bir daha yaşanmaması için buradayız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Gelinen bu
aydınlık tablonun devamı için buradayız. Bu ülkenin
gençleri, hangi mezhepten, hangi inançtan, hangi düşünceden olursa olsun;
hangi kıyafetle, hangi yaşam tarzıyla kendini ifade ediyor
olursa olsun onların bir arada olmasından, bu ülkenin tüm
imkânlarını sonuna kadar kullanmasından yanayız, onun için
gayret gösteriyoruz. Gelin, siz de bu anlamda bizimle beraber olun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Gençlerimizin umudunu, bu
anlamdaki motivasyonunu hep birlikte artıralım.
Bakın, genç
gönüllülerimiz var. Genç gönüllülerimizin ne emeklerle, ne alın teriyle ne
kadar güzel bir sevgiyi birlikte büyüttüklerini bir bilseniz. YÖKle
imzaladığımız, seçmeli ders olarak hayata geçirdiğimiz
bir çalışma var. Gönüllülük çalışmalarıyla gençlerimiz
arasındaki bu sevgi ortamını inşallah daha da
güçlendireceğiz ve yine, gençlik projeleri destekleriyle gençlerimize olan
desteklerimizi, onların üretime, onların girişime olan
motivasyonunu bugüne kadar artırdığımız gibi bundan
sonra da artıracağız.
Bakınız,
yurtlarımızı nereden nereye getirdiğimizi az önce ifade
ettim. On sekiz yılda yüzde 284 kapasite artışı var.
Eminim, içimizde yurtlarda kalan milletvekili arkadaşlarımız
var. O zamanki 20-25 kişilik yurt odalarını, ranzaları,
tuvaletleri, banyoları hepiniz hatırlıyorsunuz.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Yaşadık, yaşadık.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Kırk yıl önce ben 4 kişilik odadaydım, hangi
yurt o ya?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bu tesislere az önce beton
dediler; bu tesislerde ruh var, bu tesislerde gönül var, alın teri var.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Örneğin bir yurdumuz,
Sivastaki otellerle rekabet edebilecek derecede donanımlı, konforlu
yurdumuz. Yine, İstanbul Cevizlibağdaki Atatürk Öğrenci
Yurdumuz, İstanbulun göbeğinde kızlarımız için
inşa ettiğimiz bir yurt. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Lütfen, bunları görelim,
buralarda umudu büyütelim.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Oranın eski hâlini de getirseydiniz Sayın Bakanım.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Haklısınız, onu da
göstermek lazım ama inanıyorum ki onu hissediyorsunuz.
Yine, spor
tesisleşmemiz
Bakınız Gaziantepte açılışa
hazır hâle gelen tam donanımlı bir havuz. Burada yüzücüler
yetiştireceğiz, bu şanlı bayrağı
dalgalandıracak yüzücülerimizi yetiştireceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yine, İstanbuldaki
Burhan Felek Atletizm Pisti. Türkiyenin dört bir yanında tesisleşme
tüm hızıyla devam ediyor, pandemide bir dakika dahi durmadık.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Rallici yetiştirelim, rallici!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Rallisi, voleybolu, basketbolu,
60tan fazla branşa destek veriyoruz; her birinde iddiası olan,
gururumuz olacak gençleri yetiştiriyoruz, yetiştireceğiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakın, kredide gelinen
nokta 45 liradan 550 lira şu an itibarıyla. Yine burslar, 450 bin
öğrenciye burs veriyoruz. Artık, ülkemizin bu manada yarınlara
inanan, üreten, farklı düşüncede de olsa bir arada, yarınlar
için çalışan gençlerle yürüdüğünün hepinizin farkında
olmasını istirham ediyorum.
Evet, önem verdiğimiz
spor projeleri var. Bunlardan bir tanesi yüzme, diğeri atletizm, jimnastik
bir diğeri. Bu anlamda tüm branşlar
60tan fazla branştan
bahsettim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Saffet Beyin teklifine ne diyorsunuz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Saffet Beyin teklifine geliyorum;
teşekkür ediyorum hem kendisine hem sizlere, tüm Meclisimize.
İnşallah Meclisimiz, spordaki reformu güçlü bir şekilde
gerçekleştirerek, tüm üyeleriyle tarihe geçecek. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yüzmede hedeflerimiz var,
atletizmde hedeflerimiz var, jimnastikte hedeflerimiz var; inanıyoruz ki
sporcularımız Tokyodan gururla, madalyalarla dönecek, biz de
onları alkışlayacağız inşallah. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İnşallah.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Evet, İbrahim Çolak var, önceki
günlerde jimnastikte gururumuz olan, Süleyman Karadeniz var güreşte. Ben
birkaçını zikredeceğim. İnanın hepsini zikretmek
isterim; hepsi gururumuz, hepsi umudumuz. Emre Sakçı var yüzmede.
Kızlarımız var, Ritmik Cimnastik Takımı var; on beş
gün önce şampiyon oldular, onları alkışlıyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Atletizm
takımımız var, daha dün şampiyon olan, yine jimnastikçi
sporcularımız var. Serbest dalışçı
kızımız var, Pentatlonda İlke var. Herkes bu anlamda bu
başarıları yakından takip etsin. Sporun birkaç
branştan olmadığını hep vurguluyorum, vurgulamaya
devam edeceğim. Bu anlamdaki gayretlerimize sizden destek istiyorum.
Sizlerin bu anlamdaki katılımınızı istirham ediyorum
ve inşallah bu ülke, bu şanlı bayrağın ilelebet payidar
olması, bu sporcuların bu gururu yaşatmasıyla çok daha
aydınlık günlere yürüyor, buna inanalım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Eğitim mi, spor mu?
ikilemine son verdik, çok önemli bir gelişme. Bu manada da artık
sporcularımız Eğitim mi, spor mu? ikileminden ziyade
nasıl istiyorlarsa, hem okullarına devam edecekler hem de sporcu
olarak yarınlara yürüyecekler.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Ferhat Arıcan var.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Ferhat Arıcan var, Ahmet Önder
var, İbrahim Çolak var; hepsiyle gurur duyuyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Bunlar hep AK PARTİ döneminde oldu.
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Zelal Sarıoğlu var Zelal Sarıoğlu
ama şu anda mevsimlik tarım işçisi.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Evet, bir Spor
Çalıştayı düzenledik. Bakanlık olarak 2020de ortak
akıl bizim temel felsefemiz. İstişareye, ortak akla önem
veriyoruz. Bu ortak aklı her zaman bir yol haritası olarak, bir
felsefe olarak benimsedik. Bu manada da gerçekleştirdiğimiz Spor
Çalıştayıyla -Saffet Bey, çok detaylı bir şekilde
bahsetti sağ olsun- tüm meseleleri enine boyuna tartıştık
tüm paydaşlarla, herkesi davet ettik. Ben bu anlamda destek veren,
katılan, üreten herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu
çalıştayın çıktılarını, gerek mali gerek
idari gerek performans noktasındaki çalışmaları, beyin
fırtınalarıyla, inşallah, sporda bir reform stratejisi
olarak önümüzdeki günlerde Parlamentomuzla paylaşacağız. Gerek
kulüplerimizin gerek federasyonlarımızın gerek
sporcularımızın yarınlarda daha güçlü, daha
donanımlı olmaları adına inşallah bu tarihî
adımı da hep birlikte atacağız. Ben hem Saffet Beye hem
Alpay Beye hem de katkı sağlayan herkese canıgönülden
teşekkür ediyorum. Meclisimize de bu anlamda güvendiğimizi,
Meclisimizin bu çalışmada tarihî adımı atacağına
inandığımı özellikle ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bundan sonra yeni dönemde
herkes sorumlu olacak. Spor gündemi, konjonktürü içerisinde kimse har vurup
harman savuramayacak ve dikkatimize yeni Yusuflar, Merihler, İbrahimler,
İlkeler, Fatmalar, Cedi Osmanlar, Çağlarlar, Furkanlar,
Şahikalar yetiştireceğiz. Memleketin evlatlarına
yatırım yapacağız, hem sporcu havuzumuzu
geliştireceğiz hem de şampiyonlarımızın
sayısını artıracağız.
Değerli milletvekilleri;
spor birleştiren, spor dönüştüren bir olgu. Bu manada spor sektörü ve
ülkemizin sahip olduğu imkânlar bizler için çok zengin olduğuna
inandığımız imkânlar ve bu çerçevede yine ülkemizin spor
turizmi açısından bir destinasyon olması için yine Ortak
akıl dedik, bir spor çalıştayı gerçekleştirdik ve bu
vizyon belgesiyle de inşallah önümüzdeki süreçte ülkemizin spor turizmi
açısından gelişmesine yönelik, bu anlamda marka olmasına
yönelik adımları da bir bir atacağız.
Hakkârinin
dağlarında inşa ettiğimiz kayak merkezlerimiz,
Şırnakın nehirlerinde yaptığımız rafting
turnuvaları, terör örgütlerinin bombardımanından arınan
Sarıkamışın telesiyejleri bugün dünyanın pek çok
ülkesinden gelen kayakçıları misafir ediyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Terör örgütü bu ülkenin
insanına ihanet ettiği gibi o cennet topraklara, o cennet
şehirlere de maalesef ihanetin en büyüğünü gerçekleştirmiş
ama onlara rağmen, onların yıkmalarına, yakmalarına
rağmen o tesisleri bir bir inşa ettik, onları yeniledik. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Oralardan bu
şanlı bayrağı gururla dalgalandıracak
sporcularımızı da yetiştiriyoruz. Daha önceki hafta
Hakkârideydik. Bakın burası Hakkâri; birilerinin soldurmaya,
söndürmeye çalıştıkları Hakkâri, Zap Suyu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Hakkâride, Mardinde,
Şırnakta, Siirtte, Diyarbakırda, Adıyamanda, Urfada
sporu, sporcuyu geliştireceğiz, şampiyonlar yetişecek. Buna
inanıyoruz, bunun ilk adımları var, ilk meyveleri var. Bunu
müjdeliyorum.
Evet, değerli
milletvekilleri, maalesef yirmi üç dakika çok hızlı geçiyor.
Bahsetmem gereken, paylaşmam gereken pek çok konu var ama her zaman
şunu ifade ediyorum: Gelin, bu tür konuları bir güne, iki güne
sıkıştırmayalım; bizim Bakanlık olarak her türlü
iletişimimiz sizler için, o anlamda her zaman her türlü bilgiyi vermeyi,
her konuda istişare etmeyi bir mutluluk addediyorum. Elbette
eleştiriye önem veriyoruz, eleştiri ve muhalefet demokrasinin
vazgeçilmezi. Eleştiri olmasaydı insan aklının, bilimin,
felsefenin, düşüncenin gelişimi olmazdı. Yapmış
olduğunuz samimi eleştiriler üzerimizdeki sorumluluğu
layıkıyla gerçekleştirmek için, bizler için bir motivasyon
kaynağı, bunu son derece samimi bir şekilde ifade etmek
istiyorum.
Şunun da
altını özellikle çizmek istiyorum: Şartlar ne olursa olsun
ülkemizin kaynakları ile imkânlarını bu ülkenin gücü için, bu
ülkenin evlatları için kullanıyoruz. Ne kadar şehre, ilçeye,
kasabaya, beldeye ne kadar güzel tesisler kazandırdığımızı,
ne kadar önemli hizmetleri götürdüğümüzü gördüğümüzde
heyecanlanıyoruz, gurur duyuyoruz. Türkiyenin hiçbir ilçesi olmasın
ki bizim bir eserimiz olmasın. Biz bu yola revan olduk. Bu
toprakların evlatları söz konusu olduğunda buradaki hiç kimsenin
birbirinden farklı düşüneceğini zannetmiyorum. Bu ülkenin
gençleri bizim gözümüzün feridir. Bizim için yalnız bugünün değil,
her günün gündem maddesidir. Onların derdi her birimizin derdidir,
onların sevinci hepimizin sevincidir. Dolayısıyla, ne
yapıyorsak birlikte yapacağız.
Dünyanın vicdanı
olan bir ülkeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Dünya
5ten büyüktür. anlayışıyla her zaman mazlumun yanında,
hakkın yanında, adaletin yanında olan bir ülkeyiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) İşte, en son,
geçen hafta Pariste, Avrupanın orta yerinde
ırkçılığa karşı en güzel tavrı yine bizim
takımımız, bizim sporcularımız koydu; onlarla gurur
duyuyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yolumuz kardeşlik yolu,
bu yolu birlikte yürüyeceğiz. Biz birbirimizden ayrı gayrı
değiliz. Ne gençlerimizi ne milletimizin bir ferdini birbirinden kimse
ayıramaz. Biz aynı bahçenin gülüyüz, aynı dağın
yeliyiz, aynı sazın teliyiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Dağlar, çağlar boyu
yeminimiz var; kardeşiz, tek vücut milletiz.
Davamız insanlık
davası, davamız gençlik davası, davamız millet davası
değerli arkadaşlar. Bunu bir çağrı olarak kabul etmenizi
istirham ediyorum. Sizlerden gelecek her türlü fikre, her türlü projeye,
öneriye başımızın üzerinde yer vereceğimizi ifade
etmek istiyorum.
Katılımcılık
tüm politikalarımızın temeli. Gelin konuşalım,
tartışalım, gençler için daha iyiyi, daha güzeli nasıl
ortaya koyarız bunun arayışı içerisinde olalım. Bütün
bir yıl tüm çalışma arkadaşlarımızla, ekibimizle,
kabinemizle, Parlamentomuzla bu gayretle, bu inançla
çalışıyoruz. Biz on sekiz yıldır aynı gayretle
çalışıyoruz.
Bu anlamda, iğnesi olan,
taşı olan, kumu olan, alın teri olan herkese müteşekkiriz.
Var olsunlar, sağ olsunlar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bu vesileyle 2021
yılı bütçemizin milletimiz için, gençlerimiz için,
sporcularımız için hayırlar getirmesini temenni ediyor, sizlere
başarılı çalışmalarınızda
sağlıkla, afiyetle, hayırlı bir dönem diliyorum.
Sağ olun, var olun. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Konuşma
sırası Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt
Çavuşoğlunun.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Çok kıymetli
milletvekilleri, millî egemenliğimizin 100üncü yıl dönümünde Gazi
Meclisimize hitap etmekten ayrı bir gurur duyuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle, Cumhuriyetimizin banisi Gazi
Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm gazi ve şehitlerimizi de
rahmet ve minnetle anıyorum.
2021 bütçemiz hayırlara
vesile olsun.
Geçen ay Plan ve Bütçe
Komisyonunda dış politikamızla ilgili kapsamlı bir
sunuş yaptım. Milletvekillerimizden gelen soruları cevaplamaya
çalıştık ve daha sonra yazılı bir şekilde de
cevabımızı ilettik. Keza, kitapçığımızda da
dış politikamızın detayları ve dış politika
duruşumuz kapsamlı bir şekilde anlatılıyor. Burada tek
tek konuları sizlere anlatmak yerine, genel dış politika
vizyonumuzu sizlerle paylaşmaya çalışacağım ve bu
vesileyle de dış politikamız üzerine görüşlerini belirten
tüm siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine de çok teşekkür
ediyorum.
Dış
politikamızın detaylarına girmeden önce
Ağırlıklı olmak üzere İzmir ve Antalyada sel felaketi
oldu. 2 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini
öğrendik. Vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz.
Giden can geri gelmez ama vatandaşlarımızın
uğradığı zararlar her zaman olduğu gibi tespit edilir
ve gereği de inşallah yapılacaktır.
Çok kıymetli
milletvekilleri, Saygıdeğer Başkan; gerçekten bugün dünya köklü
bir değişimden geçiyor. Bunu hem küresel düzeyde hem de bölgemizde
hep birlikte yaşıyoruz ve pandemi bu dönüşümü çok
hızlandırdı. Artık dünya çok kutuplu; birden fazla güç
odağı, kendi çıkarları doğrultusunda gelişmelere
yön vermeye çalışıyor. Bölgesel sahiplenme,
dolayısıyla önem kazandı. Keza, büyük güçler arasındaki
rekabet giderek sertleşiyor. Bu rekabet, vekâlet savaşları,
ticaret ve enerji savaşlarına kadar çok geniş bir yelpazede
yaşanıyor. Artık haklının değil, güçlünün geçer
akçe hâline geldiğini görüyoruz. Zengin ve yoksul toplumlar
arasındaki uçurum derinleşiyor; küresel gelişmişlik
farkları ve refah eşitsizliği, iklim değişikliği
gibi konular artık kimsenin kayıtsız kalamayacağı
noktaya geldi. Gerçekten öyle bir düzen var ki biraz önce
saydığım sorunların gerisinde kalan tüm grupların
bunları düzeltmesi ya da açığı kapatması mümkün
görünmüyor. Çatışmalar da ne yazık ki hep aynı coğrafyalarda
yaşanıyor ve çatışmaların, sorunların büyük bir
bölümü de yine maalesef bizim coğrafyamızda seyrediyor. Ve özellikle
Batıda da popülizm, İslam karşıtlığı,
ırkçılık ve yabancı düşmanlığının
ciddi boyutlara ulaştığını görüyoruz. Biraz önce
pandeminin dönüşümü hızlandırdığını
söylemiştim, sadece dönüşümü hızlandırmıyor, maalesef
var olan sorunları daha da derinleştirdi.
Peki, bu gelişmelere
karşı Türkiye olarak ne yapıyoruz, onları sizlerle
paylaşmak istiyorum değerli milletvekilleri. Bizler dünyanın
böylesine kökten değiştiği bir ortamda olaylara seyirci
kalmıyor, girişimci ve aktif bir dış politika izliyoruz.
Bugün Türkiye olmadan veya Türkiye'ye rağmen Suriye, Libya, Doğu
Akdeniz, Kafkaslar, Afganistan, Irak gibi dosyalarda adım
atılamıyorsa bu Türkiye'nin aktif dış
politikasının sonucudur. Biz herkesin bizi sevmesini beklemiyoruz ama
herkesin Türkiye'nin haklarına saygı duymasını bekliyoruz.
Ayrıca, Türkiye artık küresel bir aktördür, herkes de buna saygı
duymasını öğrenecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Eğer, biz, bugün, biraz önce anlatmaya
çalıştığım gelişmelere karşı sessiz
kalırsak, seyirci kalırsak başkalarının
kurguladığı oyunların peşinden gitmek zorunda
kalırız ya da o senaryoları yaşamak zorunda
kalırız. Biz artık Türkiye olarak gerektiğinde oyun
kurucuyuz ama yeri geldiği zaman da ülkemizin menfaatlerine
karşı oyun kuranların oyunlarını da bozuyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla,
güçlü olmak zorundayız ve kendi hikâyemizi yazmak zorundayız.
Bu bilinçle nasıl bir
dış politika yürütüyoruz? Her şeyden önce
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin getirdiği
dinamizmle sahayla masayı uyum içinde kullanmayı öğrendik.
Diplomasi bizim her zaman önceliğimizdir. Sorunları müzakereyle ve
kazan-kazan ilkesi çerçevesinde çözme arzumuz her zaman vardır. Ancak,
diplomasinin yetersiz kaldığı yerde, sahada boy, mevcudiyet
göstererek tekrar diplomasiyi ve barışçıl çözümü zorluyoruz.
Yani burada Sayın Hişyar Özsoyun söylediği gibi, masada
kalabilmek için sahada mevcudiyet göstermiyoruz, masanın
çalışmadığı yerde sahada da gücümüzü göstererek tekrar
herkesin masaya dönmesini sağlıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar) Ve buna da mecburuz, aksi hâlde
sorunlar daha da büyür, bizim de çözemeyeceğimiz noktalara gelir.
Örnekler vermek istiyorum.
Suriyede, sınırlarımızın hemen ötesinde bir terör
devleti kurulmasın diye müzakere ve diyaloğu çok zorladık ama
gördük ki müzakereden ve diyalogtan anlamayanlar var. O zaman ne yaptık?
Sahaya indik ve teröristleri sınırımızın öbür tarafından
temizledik, kendi göbeğimizi kendimiz kestik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Keza, Libyada başından bu
yana siyasi çözümden yana rol üstlendik ve Suheyrat Anlaşmasına
bizzat katıldım. İstanbulda, Moskovada, Berlinde ve diğer
platformlarda siyasi çözüm için çaba sarf ettik fakat Libyada istikrarı
istemeyenler ve diyalogdan anlamayanlar savaşı devam ettirmek istedi,
işte o zaman da yüce Meclisimizin verdiği yetkiyle sahaya indik ve
tekrar herkesi siyasi çözüm masasına geri getirdik. Bu, Türkiyenin
sayesinde oldu. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Ve bu sayede kardeş kanının dökülmesini de
engellemiş olduk Libyada.
Doğu Akdenizde
başından beri diyaloğu ve hakça paylaşımı
savunduk. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve biz Herkes
kazansın. dedik, karşılığında hep tek
taraflı politikaları gördük ve yine sahada bayrak gösterdik. Diyalog
ve hakça paylaşım çağrımızı sahada
attığımız adımlarla destekledik. Ülkemizin ve
Kıbrıs Türkünün hakkını sonuna kadar korumaya devam
edeceğiz.
Şimdi, burada Grup
Başkan Vekilimiz Sayın Engin Altay da Kıbrısta 1974
ruhundan bahsetti. Biz tüm bu adımları atarken, Komisyonda da
söylediğim gibi samimiyetle söylüyorum: Biz, 1974 ruhuyla hareket
ediyoruz. Biz rahmetli Ecevitin ruhuyla, biz rahmetli Necmettin
Erbakanın ruhuyla, biz rahmetli Alparslan Türkeşin ruhuyla hareket
ediyoruz ve o ruhu yaşatıyoruz. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından alkışlar) Ama maalesef üzülerek söylüyorum ki
Kapalı Maraşı açmamızı bile sizin
mensuplarınız sorguladılar, bizi suçladılar.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tümünü açın. dedik, Sayın Bakanım, Tümünü
açın. dedik, Sahili değil, hepsini açın. dedik.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Yok, hayır, hepsini
Elbette
envanter çalışması yapıyoruz, uluslararası hukuka
uygun bir şekilde olması gerekiyor, BM Kararlarına uygun bir
şekilde olması gerekiyor. Orada herkesin mülkiyeti var, mülkiyet
haklarına saygılı bir şekilde yapmamız lazım. Her
şeyin bir zamanı var ama en azından ilk
attığımız adım konusunda da sizlerden doğrusu
destek beklerdik.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Destek verdik.
Sataşma var.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Aynı şekilde
Yukarı Karabağda sevgili milletvekilleri, otuz yıldır
diplomasi ve müzakere dedik. Olmayınca bu sefer can Azerbaycan sahaya
indi ve hakkı olanı, meşru olanı aldı can Azerbaycan.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Aksi takdirde
kim bilir daha nice otuz yıllar beklemek zorunda kalacaktı. Ve
şimdi bölgesel barışın temellerini hep birlikte
atıyoruz.
Burada da Sayın Ünal
Çeviközün bazı söylemleri oldu, onlara da cevap vermek durumundayım.
Azerbaycana öncelikle ta başında verdiğimiz desteği
maalesef sorguladınız hem de Ermenistanın diliyle hem de
Türkiyeyi burada eleştirenlerin diliyle sorguladınız, bunu hiç
yakıştıramadık.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Bravo Bakanım!
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Hele hele eski bir mensubumuza
-samimi söylüyorum- yakıştıramadık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yok işte Suriyeden onu
götürüyor, bunu götürüyor. Burada biz her zaman can Azerbaycanın
yanında tüm imkânlarımızla olmak durumundaydık ve olduk.
Azerbaycanın da zaten kendi topraklarını alacak gücü
vardı. Fakat o olabilir, farklı düşünceleriniz olabilir; siz
muhalefetsiniz biz iktidarız ama şunu sormak istiyorum: Sayın
Çeviköz, Rusyayla imzaladığımız bu gözlem merkezleriyle
ilgili anlaşmaların gizli olduğunu size kim söyledi? Peki,
Azerbaycandan gizlediğimizi kim söyledi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Biden söyledi, Biden.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Biz Rusyayla 2 tane protokol
imzaladık, 2 tane ve her 2sinde de taslağı önce Azerbaycana
gönderdik, Azerbaycan olur verdikten sonra imzaladık. Gizlediğimizi
kim söyledi size, kim söyledi? (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
İSMAİL KAYA
(Osmaniye) Dostları var Sayın Bakanım, dostları var onların;
dostları söyledi onlara.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Gerçekten, yani, burada,
Azerbaycana tüm bu destek
Ayrıca, yeriyle ilgili de ne dedik
anlaşmada, ne var? Azerbaycanın gösterdiği yerde merkezimizi
kuracağız. dedik. Değerli milletvekilleri, bu süreçte
Azerbaycana destek verirken aynı zamanda Boraltan utancından da o
mahcubiyetten de ülkemizi kurtardık. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
Özetle, biz önce, her zaman
masadan ve diyalogdan yana olduk, bundan sonra da böyle olmaya devam
edeceğiz; çıkarlarımız neredeyse oraya gittik, ülkemizin,
milletimizin çıkarlarını korumak için çalıştık
ancak sahada da her zaman barışı ve adaleti sağladık.
Değerli milletvekilleri,
naif değiliz, reel politiği çok iyi biliyoruz. Dış
politikada, siyasette duygu vardır ama özellikle dış politikada
her şeyin sadece duygularla gitmediğini çok iyi biliyoruz.
Dolayısıyla gerçekçi bir dış politika izlemeye
çalışıyoruz. Burada, kalıcı husumetlerin
olmadığını sizler de, dış politikayı biraz
bilen herkes bilir, tüm derslerimizde bizlere bunları da öğrettiler
fakat milletimizin çıkarı neyse ona yönelik dış politika
belirlemek ve uygulamak da bizlerin, sizlerin, hepimizin görevidir.
Dış politikada
sorunlar yok mu? Var. Dış politika dikensiz gül bahçesi değil ki
her yerde sorun var. Aynı şekilde, diplomasiyi yürütürken sorunlarla
karşı karşıya kalabilir misiniz, zorluklarla
karşı karşıya kalabilir misiniz? Evet, kalabilirsiniz, biz
de kalıyoruz ama bizim görevimiz bunları aşmaktır, bunun
için çaba sarf etmektir. Dolayısıyla, bir ülkeyle sorun
yaşadığımız zaman sayın milletvekilleri, bizi
eleştirin, evet ama ne olur burada, her şeyin sorumlusu olarak
Türkiyeyi göstermeye çalışmayın. Bütçede de söyledim, ne kadar
sorun varsa, hangi ülkeyle sorun yaşıyorsak mutlaka ve mutlaka
Türkiye haksız, AK PARTİ iktidarı haksız, Cumhur
İttifakı haksız; bu anlayıştan kurtulalım. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Yani, bize muhalif
olun, gerçekten muhalif olun. Bakın, Türkiye
düşmanlığı yapıyorsunuz demiyorum ama bize muhalif
olurken ne olur ve ne olur Türkiyeye ve millî çıkarlarımıza da
muhalif olmayalım ama bize muhalif olun, bizi eleştirin. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Örneğin,
Rusyayla adımlar atıyoruz, hemen Eksen kayması
yaşıyor. diyorsunuz. Arkasından, biz Ukraynanın ve
Gürcistanın NATO üyeliğini destekliyoruz, bu sefer de bütçede
olduğu gibi bizi Batıcı diye suçluyorsunuz. E, bir karar
vermek lazım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Siz karar verin ya. Siz bir karar verin.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Biz kararı
Bunun
dengesini çok iyi biliyoruz biz. Kararımızı verdik, uyguluyoruz,
dengeli bir şekilde götürüyoruz, siz de bunu anlayın.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Avrupa Birliği demeye
başladınız gene.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Şimdi, Rusyayla da
anlaşamadığımız noktalar var; Kırım
konusunda, Ukrayna konusunda, Gürcistan konusunda, Suriyede, Libyada
anlaşamadığımız konular, noktalar var. Bazen
farklı taraflarda olmanın avantajını da
yaşıyoruz; müzakerelerde olsun, işte Anayasa Komisyonunun
toplanmasında olsun, birçok alanda bunun faydasını da görüyoruz
ama anlaşamadığımız noktalarda da yine ortak
çıkarlarda buluşmaya devam etmemiz lazım. Diğer taraftan
siyasi, ekonomik, enerji, turizm gibi ortak çıkarları var iki ülkenin;
bu temelde de ilişkileri herkesle geliştirmemiz lazım. Aynı
şekilde, biz gerçekten bu konularda da sizden yapıcı ve
tutarlı eleştiriler bekliyoruz, bunu samimi bir şekilde
söylüyorum. Bakın, sizlere veya kişilik haklarınıza
saldırmıyorum. Gayet samimi bir şekilde siz düşüncelerinizi
söylediniz, ben de söylüyorum.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(İstanbul) Biz de sizden bekliyoruz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Göreceğiz.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Şimdi, bazı NATO
müttefiklerimiz diyor ki Türkiyeyi NATOdan çıkartalım. Birkaç
ülke bunu söylüyor. Ben NATOnun en güçlü ülkelerinden bir tanesiyim, en çok
katkı sağlayan ülkelerden bir tanesiyim dolayısıyla ben
neden NATOdan çıkayım? (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
İSMET YILMAZ (Sivas)
Ev sahibiyiz.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Biz, hiç kimsenin
çıkmasını istemeyiz ama NATOnun beyin ölümü gerçekleşti.
diyen varsa, bizim oradaki gücümüzden rahatsız olan varsa çıkmak
istiyorsa onlar çıksın ama biz onların da çıkmasını
istemeyiz. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Aynı şekilde,
Avrupa Birliği çifte standart uyguluyor mu bize? Uyguluyor. Bizim de
yaptığımız, yapacağımız çok sitemler var
mı? Var. Siz de bizi eleştirebilirsiniz, bizim de eksikliklerimiz var
bu süreçte, biz de öz eleştiri yapıyoruz ama bunlar var diye
şimdi tüm Avrupayla, Avrupa Birliğiyle, Avrupa ülkeleriyle
bağlarımızı koparmak gerçekçi mi? Gerçekçi değil;
ticari ilişkilerimiz var, enerji var, göç var, başka konular var,
vize serbestisi var. Dolayısıyla bu konularda da tabii ki
ilişkilerimizi geliştirerek sorunları aşmak ya da
sorunları aşarak ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz.
Dolayısıyla hakkımız olan yerlerde gerekli gördüğümüz
adımları bu doğrultuda atmak bizim görevimiz, tıpkı
Doğu Akdenizde olduğu gibi. Yine, Akdenizde hak ve
menfaatlerimizden bize yaptırım gelecek diye veya Avrupa Birliği
eleştirecek diye vazgeçmemiz de söz konusu olamaz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye bugün hem sert hem de yumuşak gücünü
çok dengeli bir şekilde, faydalı bir şekilde kullanıyor.
Dolayısıyla küresel bir akıllı güç olmuştur Türkiye
Cumhuriyeti. Sert güç unsurlarını tüm sahada kullanırken
yumuşak gücümüzden de aynı şekilde sonuna kadar
faydalanıyoruz. Örnekler vermek istiyorum: Türk Hava Yollarının
bayrağımızı taşıdığı uzak
kıtalardan, TİKAmızın yardım elini
uzattığı ücra köylere; Türk Maarif Vakfımızın
eğitim verdiği dersliklerden, Kızılayımızın
yardım kolileri dağıttığı mülteci
kamplarına; Türkiye burslarından, Balkanlarda din görevlilerimizin
okuttuğu mevlitlere veya ata yadigârımız
mirasımızın korunmasına kadar her yerde insana dokunuyoruz.
Türkiyeye diyorsunuz ki
Militarist politika izliyor. ama Türkiye biraz önce anlattığım
insani dış politikasının yanında, artık
akıllı güç dedik ya- yumuşak güçte de önemli bir aktör. Bugün
ara buluculukta Türkiye bir dünya markası oldu. Bugün AGİTte,
Birleşmiş Milletlerde, İslam İşbirliği
Teşkilatında ara buluculuk eş başkanlıklarını
farklı ülkelerle yürüten kimdir? Türkiye Cumhuriyetidir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Niye farklı ülkeler
değişirken Türkiye hep ara buluculukta eş
başkanlığı yürütüyor? Sayın milletvekilleri,
artık İstanbulda ara buluculuk konusunda yabancı diplomatlara
ders veriyoruz, kurslar veriyoruz, bizde eğitim alıyorlar; bu,
Türkiyenin gücüdür.
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Bir de burada yapsanız.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Diğer taraftan,
bakınız, sadece coğrafyamızda değil, Somalide,
Filipinlerde, Malide, Venezuela gibi uzak coğrafyalarda da biz dürüst ve
adil ara bulucu olarak saygı görüyoruz ve katkı sağlıyoruz.
Kavgacı ve militarist bir dış politika izlemiyoruz, bunu da
buradan söylemek isterim.
Değerli milletvekilleri,
günlük sorunlar var, bu sorunlarla boğuşuyoruz. Bugünün
sorunlarını çözerken geleceğe yönelik vizyonlar da ortaya
koymamız lazım. Nasıl bir gelecek bizi bekliyor? Pandemi
sonrası nasıl bir dünya bizi bekliyor? Coğrafyamızdaki
sorunları çözer miyiz, çözemez miyiz? Beş yıl sonra, on yıl
sonra neler olacak, bunlara da kafa yormamız gerekiyor.
Dolayısıyla biz, gündelik değil, vizyoner bir dış
politika izlemeye çalışıyoruz. Pandemi döneminde örneğin
herkes dijitalleşmeden, dijital diplomasiden bahsediyor oysa biz dijital
diplomasiye iki yıl önce başlamıştık. Pandemi
başladığı zaman herkes panik hâlindeyken biz
altyapısı güçlü bir ülke olarak dijital diplomasiye
hazırdık ve bunu da -daha önce bütçede de söylediğim gibi- çok
etkin bir şekilde kullandık. Ayrıca, yirmi yıllık
iktidarımız, güçlenen kurumlarımız sayesinde ve Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliği sayesinde; pandemi
döneminde tahliyeler, tıbbi malzemeye erişim, salgınla mücadele
ve küresel iş birliğinde Türkiye öncü bir ülke olmuştur. Öte
yandan, Bakanlığımızca hazırlanan kitaplar, 2 tane
kitap da ve diğer raporlar da dünyadaki ilk stratejik öngörü
çalışmaları arasında yer aldı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 2 tane kitap: Covid-19 Sonrası
Küresel Sistem: Eski Sorunlar Yeni Trendler Covid-19 Sonrası Dünya: İşbirliği
mi Rekabet mi? Bir tanesi Türk aydın, düşünür, yazarların
görüşleri; bir tanesi de dünyanın en saygın aydın, yazar,
eski devlet adamları ve Nobel ödüllü yazarlarının
düşünceleri. Rica ettik, bizim için yazdılar. Siz diyorsunuz ki:
Türkiyeyi kimse takmıyor, Türkiyenin itibarı yok. Dünyanın
en önemli yazarları, aydınları biz rica ettiğimiz için
gelecekle ilgili düşüncelerini bize gönderdiler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yani bu öyle gurur duyulacak bir
şey değil ama önemli, bu vizyonu ortaya koymak önemli.
Sayın milletvekilleri,
süremiz de azaldı. Çalışmalarımızın
odağında her zaman milletimiz var. Dolayısıyla yurt
dışında da soydaşlarımıza ve
vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermek için
çalışıyoruz, konsolosluk hizmetlerimizin kalitesini
artırmak için çalışıyoruz; daha önce bunları
anlatmıştık. Şimdi, yapay zekâyla, Hızır
uygulamasıyla da vatandaşlarımıza ve
soydaşlarımıza yirmi dört saat hizmet vereceğiz. Keza
Balkanlardan Kırıma, Çinden Iraka kadar
soydaşlarımızın hak ve menfaatlerini korumaya devam
edeceğiz.
Sonuç olarak, zorluklar var
ama fırsatlar da var, bunları iyi bir şekilde
değerlendirmemiz gerekiyor. Biz, özetle, diplomasiyi sonuna kadar etkin
bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz ve bu doğrultuda da
gücümüzü milletten alıyoruz ve tabii ki yüce milletimizin yetkisinin,
iradesinin tecelli ettiği yüce Meclisimizden alıyoruz.
Bakınız, Türk
dış politikasının dostlarımız tarafından
nasıl görüldüğünü anlatmak için sizlere bir şey
okuyacağım: Türkiye, dünya çapında bağımsız
siyaset yürüten bir ülkedir. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan
sayesinde dünya çapında güç merkezi hâline gelmiştir. Türkiye birçok
ülkede hakkı, adaleti koruyor, ezilmiş halkların
çıkarlarını savunuyor. Bugün Erdoğan Türkiyesi dünya için
bir örnektir; bağımsızlık, mertlik, cesaret örneğidir
ve gelişmişlik örneğidir. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Bu sözler benden ya da partimizin bir
mensubundan değildir, bu sözler perşembe günü ziyaret ettiğimiz
Baküde can Azerbaycanın Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev
tarafından basına verilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Kaldı ki sadece Sayın
Aliyev değil, tüm dünyadaki duygular budur.
Hâl böyleyken bazı
milletvekillerimizin eleştirilerine de yine buradan cevap vermek
istiyorum. Bakınız, savunma sanayisiyle ilgili
yorumlarınızı görüyorum, çok üzülüyorum. Bugün dünyanın en
büyük firmaları EUROSAM, Fransa, İtalya; Airbus, 5-6 ülke; F-35, tedarikte
zorluk çekiyoruz ama 9 ülke ortak. Savunma sanayisinde dışa
bağımlı olmak yerine yabancı küresel sermayeyi getirerek
ülkemizde üretimi güçlendirmekten rahatsız olmayın; bu, ülkeyi satmak
değildir. Ne olur bunlara tevessül etmeyelim, milletimiz de bunun ne
olduğunu çok iyi bir şekilde görüyor.
Diğer taraftan, Yunus
Emreye, Sayın Milletvekiline şunu söylemek istiyorum: Dayatma
olabilir, zorluklarla karşılaşabiliriz ama bugün kimse
Türkiyenin kolunu bükmeye çalışamaz, tam tersi, bize
doğrultulan Doğu Akdenizdeki rotaları da kolları da biz
büküyoruz, bundan emin olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Dışarından
atamalara itiraz ediyorsunuz ama 1965te çıkan bir yasa
OECDye de en
uygun kişiyi atadık, tüm çalışmalarını OECD
üzerine yapan bir profesörümüzü atadık; siyasi bir tercih değildir.
Şimdi, burada
arkadaşlarımızın söylediği yani biraz önce grup
başkan vekilinin söylediği üzerine, Meclisimizde 1 Yezidi
milletvekilimiz var. Meclisimizde 1 Yezidi milletvekillinin olmasından
mutluluk duydum; bu, ülkemizin zenginliğini gösteriyor. Ama Yezidiler
konusunda Türkiyeyi suçladığını gördüm.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Gerçekten, Sayın
Milletvekiline, Felaknas Ucaya bir soru sormak istiyorum: Siz Sincarda
Yezidilerin şimdi ne çektiğini biliyor musunuz?
ATİLA SERTEL
(İzmir) Yezidi değil, Ezidi Sayın Bakan.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Yezidi kardeşlerimiz önce
DAEŞten çekti, doğru, Keldaniler de çekti, Aramiler de çekti. Fakat
siz Nobel Ödüllü ve DAEŞ kurbanı Nadia Muradı dinlediniz mi?
Nadia Murad bana ve herkese şunu söyledi: DAEŞ gitti, PKK geldi.
Şimdi PKK Ezidilere zulmediyor. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Bana da dedi ki: Sayın Bakanım, ne olur,
operasyonlarınızı durdurun. Çünkü PKK, bizim
çocuklarımızı Sincar Dağına götürüyor, siz
uçaklarınızı gönderince kendileri saklanıyor, bizim
çocuklarımızı öne atıyor, ölen bizim
çocuklarımız. Nadia Murada sorun, bana inanmıyorsanız
Nadia Murada sorun. Siz bir Ezidi olarak bunu sorgulayabiliyor musunuz? (HDP
sıralarından gürültüler)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
DAEŞ saldırırken neredeydiniz?
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Neden sorgulayamıyorsunuz?
Parti grubunuz mu izin vermiyor, PKK mı izin vermiyor? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım efendim.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Aynı şekilde,
Aramilerin Suriyede çektiği zulme duyarsız mı
kalıyorsunuz? Siz Almanyada büyümüşsünüz, orada parlamenterlik de
yaptınız. Dünya Aramiler Kongresi Başkanına, Johny Messoya
ve diğerlerine sorun lütfen. PKKnın Kürtlere, Yezidilere, aynı
şekilde Keldanilere, aynı şekilde Aramilere ve oradaki
mazlumlara nasıl zulmettiğini onlardan bir dinleyin lütfen,
okulları nasıl kapattığını dinleyin onlardan,
rica ediyorum sizden. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
DAEŞ saldırırken niye korumadınız?
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) DAEŞ de teröristtir, alçak
bir terör örgütüdür, PKK da alçak bir terör örgütüdür ama siz bunun ikisini de
söylerseniz ben size saygı duyarım. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Yol
arkadaşların, IŞİD saldırırken neredeydin?
DİRAYET DİLAN
TAŞDEMİR (Ağrı) Neredeydiniz?
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ve son olarak, yine, mensubumuz
Ünal Çeviköze -Öncelikle bütçemiz yetersiz. dedi- verdiği destek için
Ahmet Erozana -özür dilerim- çok teşekkür ediyorum. Siz de müsteşar
yardımcılığı yaptınız. Hiçbir zaman ödenek
sıkıntımız olmadı. Ne zaman Maliye
Bakanlığımızdan ilave ödenek istediysek -siz de
İMADdan sorumluydunuz- hepsi geldi ama yine de desteğiniz için
teşekkür ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın.
BEDRİ YAŞAR
(Samsun) Uygur Türklerinden bahsedin Sayın Bakanım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Sayın Bakan, Uygur Türklerini duymak istiyoruz.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bir saniye efendim...
Fakat İsraile büyükelçi
atamadık, atasaydık yayınlardık;
atadığımız zaman olur. Peki, şunu sormak istiyorum
Sayın Erozan: Bütçeyi iktisatlı kullanın, yılın
ikinci yarısında biz alacağız. dediniz. Hayrola? Ne
oluyor? Siz de mi Bidendan umut bekliyorsunuz yoksa? (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Erken seçim var.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ülkede seçim yok. Seçim olsa da
iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz
mi var?
SÜLEYMAN GİRGİN
(Muğla) Sayın Bakan, darbenin merkezi burada.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Nereden
devralacaksınız, kimden devralacaksınız, neye göre
devralacaksınız? (AK PARTİ ve MHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Yani, bunu samimi söylüyorum İkinci
yarısında ben devralacağım, sizden devralacağım.
ne demek? Ha, gelip Bakanlığımızda bizimle
çalışmak istiyorsanız, yardım etmek istiyorsanız
kapımız açık; biz de geliriz partinize sizinle her türlü
dış politikada beraber çalışırız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BEKİR
BAŞEVİRGEN (Manisa) Son bütçen çıkacak, alınma, son
bütçen dedik.
BAŞKAN
Selamlayalım Sayın Bakan.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın Başkanım,
diğerlerini soru-cevap kısmında belki yanıtlarım.
BEKİR BAŞEVİRGEN
(Manisa) İlk seçimde gideceksiniz.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Değerli milletvekilleri,
gerçekten
ATİLA SERTEL
(İzmir) - Rüşvetçi büyükelçi ne oldu?
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
dış politika
yoğun bir mesai gerektirir ve biz, arkadaşlarımızla beraber
yoğun çalışıyoruz. Bizim milletvekillerimiz gibi
parlamenter diplomasisinde diplomatlarımız da her alanda çok
yoğun çalışıyorlar ve insana dokunuyorlar. Bugün NATOnun
geleceği hakkında rapor hazırlayan 10 diplomattan 1i bizim
arkadaşımız, bugün gemide ilacı biten vatandaşa
ilacını ulaştıran da bizim diplomatımız ve BM
Genel Kurulu gibi, UNESCO Genel Konferansı gibi önemli noktalarda da bizim
arkadaşlarımız var. Tüm arkadaşlarıma
huzurlarınızda, sizin huzurunuzda teşekkür ediyorum. Sizlere de
parlamenter diplomasi olarak ve bütçemize verdiğiniz destek olarak çok çok
teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Sayın Başkan, Sayın Bakan partimizi ulusal meselelerde Türkiye
politikalarına gerekli desteği sunmamakla itham etmek suretiyle
sataşmıştır efendim, söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
7.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasında CHPye
sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tarım
Bakanımıza ve Spor Bakanımıza cevap veremeyeceğim.
Cevap derken bir iki karşı husus vardı ama bunlara cevap
vermeyeceğim.
METİN GÜNDOĞDU
(Ordu) Sen iyi adamsın, ona göre davran.
SALİH CORA (Trabzon)
Engin Başkan, siz dış politikada millî davaları
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sayın Dışişleri Bakanım, önce, küçük bir teessüf
edeceğim. Şu Mecliste, Cumhuriyet Halk Partisi bir günde,
sanıyorum, 90a yakın uluslararası anlaşma ki onlar da
kanun gibi görüşülür
Yerine göre iki haftada 20 madde
görüşemediğiniz Mecliste, bir günde ya da iki günde, sanıyorum,
97 uluslararası anlaşma metnini kanun olarak geçiren bir Cumhuriyet
Halk Partisine haksızlık ettiğinizi düşünüyorum. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
İyi ki varsınız Engin Bey!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Çünkü biz her vesileyle uluslararası meselelerde ülkenin, milletin
menfaatlerini korumak, kollamak ve yanında olmak gibi bir duruşu
kuruluş gerekçemiz sayarız Sayın Bakanım, kuruluş
gerekçemiz sayarız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, yalnız, AK
PARTİnin şu huyuna
Arkadaşlar, adam gibi laf atın ama
taciz etmeyin. Taciz alçaklıktır, adam gibi laf atın. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Şimdi,
sıkışınca şuna sarılıyorsunuz: Ya
başörtüsüne sarılıyorsunuz
İşte burada
kardeşlerim, başörtüsü burada.
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Sakarya) Ne alakası var?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ne var bunda? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ya dine
sarılıyorsunuz ya terörle mücadeleye sarılıyorsunuz. Bazen
sizi şuna benzetiyorum, yanlışsam düzeltin beni
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Yanlışsın.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sanıyorum Sıffin Savaşıydı, mızraklarına
Kuran ayetleri takıp saldırmışlardı; bazen onlara
benzetiyorum sizi, hiç kusura bakmayın yani. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi Sayın Bakana
net bir soru soracağım. Ben, Türkiye Dışişleri
Bakanının, iki saat önce Türkiye aleyhine imzalanmış bir
karar hakkında neden bu kürsüden bir laf edemediğini merak ediyorum.
Yaptırımlar imzalandı. (CHP sıralarından
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon)
Açıklama yaptı.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Buradan bir laf etti mi kardeşim?
SALİH CORA (Trabzon)
Kötü müttefik
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, önce ben düşüncemi söyleyeyim. Bu ayıp da bu partiye
yeter.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sayın Başkan, müsamaha rica edeceğim.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Yaptırımlar imzalandı, Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki
Hükûmete: Onları elinizin tersiyle itin Hadi oradan! deyin, Hadi
oradan! deyin, zerre taviz vermeyin. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Yeter ki kandırılmayın da bu arada,
kandırılmayın. Minnet etmeyin, Türkiyeye hakaret ettirmeyin.
(CHP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Biz ettirmiyoruz. Siz de gidip şikâyet etmeyin.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ve Türkiyenin, Amerika Birleşik Devletlerinin himayesine ihtiyacı
yoktur.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Bunu siz mi söylüyorsunuz, siz mi söylüyorsunuz?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Türkiyenin, Rusyanın desteğine ihtiyacı yoktur. Türkiyenin,
Avrupa Birliğinin ayar vermesine ihtiyacı yoktur. Türkiyenin,
Katarın akçesine de ihtiyacı yoktur. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar; AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Türkiye büyük, güçlü bir ülkedir. Bu millet, büyük bir millettir.
Biden, Biden deyip de durmayın. Sizi Amerika mı getirdi de Amerika
götürecek? Kendinizden bir huylanmanız mı var? (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Biden
ne dedi? Muhalefetle iş birliği yapmamız lazım. dedi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sayın Başkan niye müdahale etmiyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Grup Başkan Vekili konuşuyor, lütfen
ENGİN ALTAY (Devamla)
2002de sizi Amerika getirdiyse inanın ki sizi Amerika götürür. Bu sizin
utancınızdır, bu sizin günahlarınızı örtüleme
gayretinizdir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Tekrar ediyorum, adam gibi
laf atın diyorum, sataşın diyorum. Sizin yaptığınız
tacizdir.
Bülent Bey, bu bütçe
yarın da devam edecek; yarın görüşeceğiz, yarın
görüşeceğiz.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Tehdit mi ediyorsunuz?
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Biden
sevenlere konuşun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Başkanım, buradan inmem. Ne söyleyeceksem söyleyeceğim.
BAŞKAN Tamamlayın
sözünüzü. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sana tacizin nerede olduğunu gösteririm de ayıp olur, bu işlere
girmeyelim. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Başkan, siz devam edin.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bizim Amerikaya da Rusyaya da Avrupa Birliğine de bir tane sözümüz var:
Orta Doğudan defolun, Orta Doğu halklarını kendi
kaderleriyle baş başa bırakın. Nokta, nokta. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Suriye bataklığı
Suriye krizinde Sayın
Erdoğanın itirafı var Obama beni aldattı. diye, bu bir
gerçek. Onun itiraf etmediği bir olguyu da şimdi ben söyleyeyim:
Obama aldattı, Trump oyaladı. Bakalım Biden ne yapacak?
Eğer Amerikaysa
Onun için bu Amerikadan size hayır gelmez,
Amerikanın ipiyle kuyuya indiniz Suriyede.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Genel Başkan Yardımcınıza da söyleyin
aynısını ya!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sayın Bakana soruyorum: Sayın Bakan, Suriyede önce müzakere
dedik, sonra sahaya indik. dediniz. Bu nasıl sahaya inmek? Bir gecede 36
askerimizin canına kıyıldı.
İSMAİL KAYA
(Osmaniye) Cevabını verdik!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Dahli olan Rusyanın ayağına gittiniz. Bu nasıl sahada
hâkimiyet?
İSMAİL KAYA (Osmaniye)
Cevabını verdik!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ben soruyorum, gözlem noktalarımız hangi noktada, nerede? Sayın
Bakana samimi bir soru soruyorum: Gözlem noktalarımız kurulduğu
yerde mi, değil mi? Ne kadar geri çektik? Cevap versin.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Son sorum
Bunları derken hep birlikte Türkiyenin hak ve menfaatlerini
doğru dürüst kullanalım. Hükûmet de
Sayın Bakanı severim,
kişisel olarak bir şeyim yok. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Lütfen, sayın
milletvekilleri
ENGİN ALTAY (Devamla)
Hükûmetin de AK PARTİ Grubunu değil, bütün bu Meclisi arkasına
alması için bunları söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ama şunu söylemeden inemem Sayın Başkan, çok tacize
uğradım
(Gülüşmeler)
BAŞKAN Peki,
tamamlayın efendim.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Fıratın doğusunda sahaya kim hâkim? Sayın Bakanım,
lütfen, Fıratın doğusunda sahaya kim hâkim? Ben şöyle
görüyorum: Fıratın doğusunda sahaya Amerika Birleşik
Devletleri ve PYD hâkim ya da YPG. Sayın Erdoğan onlara vay, pi, ci
bir şeyler söylüyor da, İngilizcesi çok iyi; ben onu bilmiyorum!
Değerli arkadaşlar, Fıratın batısında sahaya kim
hâkim? Rusya ile Suriye merkezî yönetimi hâkim. Amerika ile Rusya cirit
atıyor, benim askerim şehit oluyor kardeşim! Efendim
Şehitler ölmez... Tabii ölmez, inancımıza göre onlar
sağdırlar, Allahım gani gani rahmet eylesin ama bu yanlış
politikalar sonucu bir gecede 36 Mehmetimin şehit olması,
kanının dökülmesi, ocaklara ateş düşmesi bana zül geliyor.
Siz bunu bir siyaset malzemesi yapıyorsanız bence bu ayıp da
size yeter.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Altay.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Bakan
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Başkan, topluca cevap vermeli bize, topluca
cevap vermeli.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, biz konuşalım, Sayın Bakan hepsine cevap
versin.
BAŞKAN Topluca cevap
verelim efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben sataşmadım ki Bakana.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) -
Hepsinin bitiminde Sayın Bakan cevap verebilir Başkanım, öyle
yapalım, hepsinin bitiminde yapalım.
BAŞKAN - Sayın
Oluç, buyurunuz.
Sayın Oluç, süreye
riayet etmenizi istirham ediyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) - Engin Altayın ettiği kadar ederim.
BAŞKAN - Emsal
almayalım lütfen.
Buyurun.
8.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasında HDPye
sataşması nedeniyle konuşması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın vekiller; biraz evvel
Sayın Bakanı dinledim. İlk defa burada dinlemiyoruz; daha evvel,
önceki bütçelerde de dinledik, arada başka oturumlara da
katıldı, dinledik. Gerçekten, dinlerken biraz hayret ettim
doğrusu. Sayın Bakan, şimdi, bizim size yönelik bu Meclis
çatısı altında yaptığımız eleştirilerin
3 tane temel konusu vardı bugüne kadar yani diğer bütçelerde ve ara
toplantılarda.
Bir: Diplomasiyi öldürdünüz,
askerî gücü öne çıkardınız. Dolayısıyla, diplomasiyle,
müzakereyle görüşerek sorunları çözme imkânını Orta
Doğuda -Suriyede, Irakta- Akdenizde, Egede ve başka yerlerde
kaybettik. Siz, askerî gücü ve askerî operasyonları, hareketleri öne
çıkardınız, bu yanlıştır. dedik, bunu
anlattık.
İki: Türkiye,
dış politikası açısından oyun bozan ama oyun kuramayan
bir ülke hâline geldi. dedik, burada bunları konuştuk, tutanaklara
bakın; ikinci eleştirimiz buydu.
Üçüncü eleştirimiz:
Gerçekçi dış politika sürdürmüyorsunuz. dedik. Neden bunu söyledik:
Gerçekçi dış politika sürdürmüyorsunuz. Biraz evvel sizin burada
söylediklerinize dayanarak yani Bakın, Türkiye NATO üyesi. NATO üyesi
diğer komşularıyla askerî güç gösterisine giremez, tuhaf bir
durum. İki, Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi. Türkiye, Avrupa Birliğine
üyelik başvurusunda bulunmuş, görüşmelerini sürdürüyor,
fasıllar açılıp kapanıyor ve Türkiye Avrupa Konseyi üyesi.
Yani siz bütün bu müttefiklik ilişkilerini bir kenara bırakıp
Batı ittifakıyla savaşan, kavga eden, onların
kurallarını, birlikte oluşturduğumuz kuralları yok
sayan bir dış politikayla başarılı
olamazsınız, yanlıştır. diye eleştirdik ve bütün
bu stratejiniz çöktü, bütün dış politikanız çöktü; büyük bir
fiyaskoyla karşı karşıyayız. Biz haklı çıktık,
bütün eleştirilerimizde haklı çıktık Sayın Bakan.
Birincisi bu, bunu söyleyeyim. (HDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İkincisi, yani
haklı çıkmaktan dolayı üzülmüyoruz, çok da sevinmiyoruz. Neden
çok sevinmiyoruz? Yani Türkiye, herhâlde, çok uzun yıllardır uzun
yıllar derken 1980 darbesinden bugüne kadar yani son kırk yıla
baktığımızda- ilk defa, bütün Batılı
müttefikleriyle kavgalı olmaktan dolayı yaptırımlarla
karşı karşıya kaldı, ilk defa.
Sayın Bakan,
dinlemiyorsunuz ama önemli bir şey söylüyorum.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Dinliyorum, dinliyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Türkiye ilk defa Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği
ülkeleri ve Avrupa Konseyiyle kavgalı durumda yaptırımlarla
karşı karşıya kaldı. Avrupa Konseyinde izleme süreci
var; şimdi, ilk kez böyle bir durum... Demek ki sizin değerli
yalnızlık politikanız, stratejiniz iflas etti, durum budur. Yani buna sevinemiyoruz maalesef, biz
de bu ülkede hep birlikte yaşadığımız için.
Şimdi, o yüzden bir kez
daha şunu söylüyoruz, geçen zamanlarda da söylediğimiz gibi: Bizim
gerçekçi dış politika önerilerimizi ve bugün yapılan
yanlışları ortadan kaldıracak müzakereci diplomasiye
ağırlık veren dış politika önerilerimizi duyun,
ciddiye alın, konuşun bunları.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Toparlıyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Bu sadece Avrupayla ilişkiler için değil, Orta Doğuyla
ilişkiler için de geçerlidir, Doğu Akdeniz ve Egeyle ilişkiler
için de geçerlidir. Bakın, Suriyede Kürt halkıyla ilgili olarak,
Irakta Kürt halkıyla ilgili olarak barış ve dostluk elini
uzatanlara sırtınızı dönmeyin, bunu bir kez daha vurgulamış
olalım.
Ve son bir şey
söyleyeceğim: Evet, Batıyla ilişkileri düzeltmek güzel, iyi,
doğru politika ama Batıyla ilişkileri düzeltmek için hukukun
üstünlüğü lazım, demokrasi lazım, hak ve özgürlüklere riayet
etmek lazım, uluslararası demokratik sözleşmelere, Türkiyenin
imzalamış olduğu sözleşmelere riayet etmek lazım.
Demokrasi, hukuk, adalet olmadan Batıyla ilişkileri düzeltemezsiniz,
bunu da bir kez daha vurgulamış olalım.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Türkkan...
9.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, Tarım ve Orman Bakanı
Bekir Pakdemirli ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021 Yılı
Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptıkları konuşmasında İYİ
PARTİye sataşması nedeniyle konuşması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle Sayın Bakanın çok talihsiz bir konuşma
yaptığını burada vurgulamak istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Sayın Bakan, bizim
iddiamız şudur ki: Türkiye 2021 yılını seçimle
geçirecektir. (AK PARTİ sıralarından Hadi oradan! sesleri)
Zira Türkiye artık sizi taşıyamıyor, problem burada.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, arkadaşlar,
342 bin öğrenci şu anda kredi borcu altında inliyor, ödeyemiyor;
217 bin öğrencinin evine haciz göndermişsiniz siz.
Patatesi, soğanı
tanzim satışlarında satıyorsunuz ya! Tarım
politikasından bahsediyorsunuz, ne tarım politikası! Bu ülke
sizi taşıyabilir mi?
Sayın Bakan, kürsüye
geldiniz, Uygur Türkleriyle ilgili tek bir kelime etmediniz. Çin korkusu sizi
sarmış, Çinliler sizi idare ediyor, küçük ortağınız
Vatan Partisinin etkisiyle Uygur Türklerine tek bir laf edemiyorsunuz burada.
(İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, Amerika
yaptırımları açıklandı, bizim içimiz ağladı.
Bu haysiyetsiz, bu şerefsiz yaptırımların
karşısında tek millet, tek devlet, Parlamento olarak dimdik
duruyoruz, sizin yanınızdayız ama siz tek bir laf edemediniz.
Sayın Bakan, gelelim darbeye.
Sayın Bakan, siz, önce 12 Eylül, sonra 28 Şubat darbesinin ürünü bir
partinin Bakanısınız. Siz darbeden bahsederken iki kere
düşünmeniz lazım. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bizim kıblemiz ne Trump
oldu ne de Biden oldu; bizim tek bir kıblemiz var, o da Türk milletidir.
Hayırlı
akşamlar diliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Siz mi konuşuyorsunuz, bunu siz mi söylüyorsunuz!
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Yine, seçim fısıldadı birileri herhâlde.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, Sayın
Dışişleri Bakanı konuşmasında Feleknas Uca
Vekilimizin hem de Hişyar Özsoy Vekilimizin ismini söyleyerek
sataşmada bulunmuştur, söz istiyoruz.
BAŞKAN Ben yerlerinden
4 arkadaşa bu konuyla ilgili söz vereceğim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ama sataşma var.
BAŞKAN Sayın
Özsoy, lütfen yerinizden konuşun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bir de Uca var.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Özsoy.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
12.-
Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben Sayın Bakanı
dinledim. Sayın Bakan birçok eleştiriye de angaje oldu, kendisine
teşekkür ediyorum; birçok bakan yapmıyor, gelip burada küfür savurup
gidiyor. Size teşekkür ediyorum o açıdan, samimiyetle söylüyorum.
Şimdi, benim
yaptığım argüman çok basit bir argüman yani Türkiyenin sadece
diplomasisi değil; bakın, altını çizdim, dedim ki:
Ekonomi, finanstan tutun hukuk, spora kadar hemen hemen bütün alanlarında
bir militarizasyon var. Bundan kastım: Sağlık problemini bile
konuşurken askerî bir dil kullanıyoruz; maça gidiyoruz, sanki 2 tane
takım yarışmıyor da kavga ediyor, savaşıyor gibi.
Son üç beş yılda Türkiye önemli oranda ekonomik, finansal, kültürel,
ideolojik hegemonyasını bölgede yitirdikçe Batının da
işine geldiği üzere Türkiye, NATOnun Güneydoğu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Hemen bitiriyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Özsoy.
HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) NATOnun
BAŞKAN Sayın Uca
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Tamamlamadı Sayın Başkan.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Tamamlamadı Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Özsoy.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Ama sataşma var Sayın Başkan.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) - Bir dakikadır Sayın Başkan, 60a göre verdiniz.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Uca.
13.-
Batman Milletvekili Feleknas Ucanın, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
FELEKNAS UCA (Batman)
Sayın Başkan, bana Ezidi halkının ne
yaşadığını anlatmayın lütfen çünkü ben o
halkın bir evladıyım ve 3 Ağustos 2014de Şengale
DAİŞ saldırısı esnasında telefon üzerinden
Hasretle konuştum; 18 yaşında bir kız, IŞİD
eline geçmemek için intihar etti. Hasret, onların tek bir örneğidir,
daha yüzlerce örneği var. DAİŞ saldırısından
sonra yüzlerce insan aç ve susuz kaldı, o zaman siz neredeydiniz? Bugüne
kadar kimse Ezidileri korumadı, şu anda Ezidiler kendini savunmak
istiyor, bu da temel bir haktır. Ben defalarca Şengale gittim.
Sadece Nadya Muradla görüşerek Ezidilerin hakkını
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Uca.
Sayın Çeviköz
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(İstanbul) 69a göre
BAŞKAN Yerinizden
lütfen.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(İstanbul) 69a göre
BAŞKAN
Arkadaşlara da aynı şekilde, aynı muameleyi yaptık.
Sayın Çeviköz, lütfen
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Çeviköz, 60a göre
BAŞKAN Bir Çeviközü
dinleyelim Sayın Başkan.
ENGiN ALTAY (İstanbul) -
Başkanım, Sayın Çeviköze yönelik ağır, açık
sataşma var.
BAŞKAN Siz gereken
cevabı verdiniz ve sürenizi bonkörce kullandınız.
ENGiN ALTAY (İstanbul) -
Ben Çeviköz adına söz kullanmadım.
BAŞKAN Sayın
Çeviköz, lütfen arkadaşlara
Yerinizden bir dakika
efendim.
14.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(İstanbul) Sayın Bakanım, biz emekli de olsak eski bir
diplomat olarak ve Dışişleri mensubu olarak sizi hep
Bakanımız olarak görüyoruz, Sayın Bakanım diyorum onun
için. Bana muhabbetinizin ne kadar olduğu Ahmet Erozanla bile ismimi
karıştırmanızdan belli oldu, 3 defa Çeviköz dediniz.
Bakınız, 11
Kasımdan itibaren on beş gün boyunca gözlem misyonlarıyla ilgili
olarak Rusyayla müzakere ettiniz, sonunda 1 Aralık tarihinde
imzalandı. Savunma Bakanlığından yapılan
açıklamalarda bu anlaşmanın detaylarıyla ilgili olarak Ne
kadar asker sayısı bulundurulacağı veya hangi görevleri
üstleneceği gizlidir, onun için açıklanamaz. denildi. Siz demagoji
yapıyorsunuz, madem ki böyle bir açıklama yapılmadı, Biz
bu açıklamaları işte burada yapıyoruz. demenizi beklerdim
ben sizden. Sizin aslında o rakamları, o sayıları, o asker
sayısını ve o görev niteliğini burada
açıklamanızı beklerdim; bunu açıklamadınız.
İkincisi, siz Baküde üç
sene büyükelçilik yapmış biri olarak bana nasıl
Ermenistanın ağzıyla konuşuyorsun. dersiniz? Ben
Ermenistanın ağzıyla konuşmuyorum, böyle bir
haksızlığı da asla kabul etmiyorum, size de asla
yakıştırmıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Şimdi Azerbaycana gidebilir misiniz? Azerbaycana gidemezsiniz
Sayın Çeviköz şu anda. (CHP sıralarından Gider, gider
sesleri) Gidemez, şu anda Azerbaycana gidemez.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hakan, ayıp ediyorsun, sen Komisyon
Başkanısın ya!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Azerbaycana gittim, insanların ağzında hep bu var.
Bir de büyükelçilik yapmış, bir özür dileyin ya, erdemdir.
BAŞKAN Sayın
Emre.
15.-
İstanbul Milletvekili Yunus Emrenin, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 230 sıra sayılı 2021
Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019
Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
YUNUS EMRE (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; şimdi birkaç şey
söyleyeceğim. Birincisi, Sayın Bakan konuşması içerisinde
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
YUNUS EMRE (İstanbul)
Arkadaşlar, sürem gidiyor, susar mısınız lütfen.
Sayın Başkan,
baştan alabilir miyiz? Sayın Başkanım, konuşmama
başlayamadım, baştan alabilir miyiz lütfen.
BAŞKAN Baştan
alalım. Buyurunuz Sayın Emre.
YUNUS EMRE (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar,
Sayın Dışişleri Bakanı konuşmasında
muhalefet partisi olan İYİ PARTİye ve genel olarak aslında
muhalefete, yabancı desteği aramak, önümüzdeki yıl da darbe
beklemek gibi ithamlarda bulundu. Değerli arkadaşlarım,
bakın, bundan vazgeçin; biz ortak bir memleketin içerisinde
yaşıyoruz, sorunlarımız olmakla birlikte aynı
memleketin insanlarıyız, bunları yapmayın Sayın Bakan.
Ama size şunu hatırlatmak istiyorum: Siz AK PARTİ olarak ABDye
heyetler gönderen, Sayın Cumhurbaşkanının hâlihazırda
özel danışmanını ABDye gönderen, orada lobi
şirketleriyle görüşmeler yapan, bu görüşmelerin içeriklerinin
basına sızdığı, nasıl paraların
konuşulduğunun basına sızdığı, yeni Amerikan
yönetiminin gözüne girmeye çalışan bir iktidarsınız
arkadaşlar. Bunları hepimiz biliyoruz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay)
Bidendan talimat alan sizsiniz!
YUNUS EMRE (İstanbul) -
Sayın Cumhurbaşkanı daha Başbakan değilken, Amerika
Birleşik Devletlerinde Başkan Bushun Oval Ofisinde
ağırlanmadı mı arkadaşlar? Siz bize neyi
anlatıyorsunuz?
Bakın, size referans
vererek söylüyorum: 2004 yılının Ocak ayında Wall Street
Journal gazetesinde Sayın Erdoğanın yazdığı bir
yazı var Still The Best of Friends başlıklı. Yani bu 1
Mart tezkeresi ve arkasından yaşanan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Gürer
16.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Tarım ve Orman Bakanı
Bekir Pakdemirlinin 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe
Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Bakan Ey Ömer Fethi, limonda ihracatta dünya
3üncüsüyüz. dediniz. Sayın Bakan, beni dinlemiş ama
anlamamışsınız. Ben, mandalina, portakal, kayısı,
fındık ihracatçısı olduğumuzu ama buğday, arpa, soya,
pirinç, bitkisel ham yağ, bakliyatta dışa bağımlı
olduğumuzu söyledim. Limonu değil, pirinci, mercimeği, bitkisel
ham yağı, buğdayı on ayda ne kadar ithal ettiniz, onu
anlatın. Toprak Mahsulleri Ofisi olarak çiftçiden ne kadar buğday,
mercimek aldınız, onu açıklayın.
Sayın Bakan, 2002
yılında çiftçi 1 ton buğday satınca 33 gram altın
alıyordu, bu yıl 1 ton buğday satınca 3 gram altın
alabiliyor. Bu ayıp da size yeter. Çiftçinin, besicinin canına
okudunuz. Lafa limon sıkarak gerçeği örtemezsiniz.
BAŞKAN Sayın
Bakan
17.-
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili
Hakkı Saruhan Oluçun ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın
sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmalarındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Sayın Başkan, çok teşekkür
ediyorum.
Öncelikle, tabii,
konuşmalarında sayın milletvekilleri, grup temsilcileri
görüşlerini söylediler, bizi de eleştirdiler haklı olarak
-bazıları ağır oldu- biz de doğal olarak cevap vermek
durumundayız, kimsenin şahsına da bir hakaretimiz olmadı.
Sayın Engin Altaya ABD
yaptırımları konusunda verdikleri destek için çok teşekkür
ediyoruz. Biz de hemen Bakanlık açıklamamızı yaptık
-sizin dediğiniz gibi- elimizin tersiyle de ittik. Dolayısıyla
bu, millî meseledir, hepimiz bu dik duruşu, onurlu duruşu
göstereceğiz. Çok teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Diğer
milletvekillerimizin de gerçekten- görüşleri oldu. Biz oyun kuramayan bir
ülke değiliz Sayın Oluç, oyun da kuruyoruz, yeri geldiği zaman
-biraz önce de söyledim- oyunları da bozuyoruz. Lütfen, Türk dış politikasını ve Türkiyeyi
hafife almayın; sahada ve masada güçlüyüz.
Lütfü ağabey,
benim konuşmam talihsiz bir konuşma değil yani daha önce de
Komisyonda, her yerde -biz mensubumuz diye demiyoruz, seviyoruz 2
arkadaşımızı da- bazen çok ağır konuştular
ama ben de bu cevapları vermek durumundayım.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Sayın Bakan, tabii ki dinleriz cevabınızı,
memnuniyetle dinleriz ama Siz darbeden yana mısınız?
ithamı ağır bir ithamdır.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Dolayısıyla bu, cevap verince
talihsiz olmuyor, lütfen.
Şimdi, bugün
Uygur Türkleriyle ilgili
Yani diğer soydaşlarımıza da
girmedim ama Çinden ta Balkanlara kadar tüm soydaşlarımız
dedim. Bu arada, ben arada çıktım, Çin Dışişleri
Bakanıyla görüştüm ve o konuşmamızda da Uygur Türkleriyle
ilgili beklentilerimizi kendisine ilettim. Ayrıca New Yorkta 39 ülkenin
imzaladığı deklarasyona katılmadınız. diye
eleştirenler oldu ama biz o deklarasyona katılmadık -onun
karşısında da 45 ülke Çini destekledi- çünkü biz Uygurlar
bizim soydaşımızdır. diyerek siyasileştirmeden
eleştirilerimizi, düşüncelerimizi, beklentilerimizi net bir
şekilde kayda geçirdik; bunu da görmenizi rica ediyoruz. Biz her ortamda
Uygur Türklerinin haklarını savunacağız, hep birlikte
savunmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Sayın Uca, DAEŞten dolayı
çektiğiniz acıları biliyoruz, sizin gibi yaşamadık ama
biliyoruz. Bu acılar karşısında da biz DAEŞten kaçan,
PKKdan kaçan Ezidilere, Keldanilere, Ermenilere, tüm Kürtlere, Türkmenlere,
Araplara, Sünnilere, Şiilere, hepsine kapımızı açtık.
Siz gerçekten DAEŞten çok çektiniz ama ben şimdi başka bir
şey söylüyorum. DAEŞi temizledik, hem Irakta temizledik hem Suriyede
temizledik; sadece Türkiye 4 bin DAEŞli teröristi öldürdü. (AK PARTİ
ve MHP sıralarından alkışlar)
Ama şimdi
DAEŞten sonra PKK Ezidilere zulmediyor Sayın Uca, ben bunu
söylüyorum. Bunu, Nadya Murad da söylüyor; NATO toplantısında,
Amerikada herkese söyledi, bana da geldi anlattı.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) DAEŞlilerin İstanbulda
kampı var Sayın Bakan. DAEŞlilerin İstanbulda, Ankarada,
şurada yanı başımızda mahalleleri var. DAEŞ
neredeyse apartmanda komşumuz olacak.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) İhbar edin o zaman, bir bilginiz varsa. DAEŞ
nerede, söyleyin. Madem biliyorsunuz, istihbarat var.
BAŞKAN
Buyurun.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Şimdi, yine, çok sevdiğim bir
mensubumuz -hâlâ mensubumuz- Ünal Bey de söyledi. Ünal Bey,
televizyonlarda söylediniz. Ermenistan da bize diyor ki: Teröristleri gönderdi
Türkiye. onu söyledi. Siz de bunları dile getirdiğiniz için ben
sitem ettim. Bunu Fransa kullandı, Batılılar kullandı, bir
de Ermenistan bu üslubu kullandı. Ben sizden beklemediğim için sitem
ettim. Demagoji yapmıyorum.
Gerçekten, detaylarıyla
beraber anlaşma nedir? Detaylar ev sahibi Azerbaycanla belirlenecek.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Sayın Bakan, troller gibi konuşmayın. Ayıp
bir şey ya! Trol müsünüz siz?
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU - Merkez nerede olacak, kaç kişiye
ihtiyacı olacak; üçlü görüşmelerde belli olacak ama bizim
anlaşmamız gizli değil.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Bakan.
ATİLA SERTEL (İzmir)
Trollük yapıyorsunuz, trollük!
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Bağırmayın! Sizin
yaptığınız ayıp! Maskenizi indirip
bağırıyorsunuz, ayıp!
ATİLA SERTEL
(İzmir) Ünal Beyi yıpratıyorsunuz ama ayıp ediyorsunuz.
BAŞKAN - Buyurunuz
Sayın Pakdemirli.
18.-
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin, ülkenin bölgenin ve
dünyanın zenginliğinden daha fazla pay alması, Hollanda
örneğinde olduğu gibi tarımsal ürünleri alıp işleyip
satması gerektiğine, 2 bin ton tarımsal ürün
ithalatının yanında 84 bin ton ihracat olduğuna
ilişkin açıklaması
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Bu ithalat meselesi konuşmamda belki tam
anlaşılamadı, bir tekrar edeceğim.
Yani biz diyoruz ki:
Bölgenin ve dünyanın zenginliğinden Türkiye mutlaka daha fazla pay
almalı, elbette üretimini artırmalı ama üretimini
artırırken Kazakistanın buğdayını da
pazarlamalı, Ukraynanın ayçiçeğini de almalı, sanayi
tesislerinde işlemeli, buğdayı da getirmeli, sanayi tesislerinde
işlemeli ve dünyaya satmalı; aynı Hollanda örneğinde
olduğu gibi, aynı diğer örneklerde olduğu gibi.
Arkadaşlar, cumhuriyet
tarihi boyunca Türkiye ithalat yapmış, demagoji yapmayın.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu)
Fındık ne olacak? Sen de demagoji yapma!
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Türkiye, cumhuriyet tarihi boyunca üretimini
artırmış; Türkiye, cumhuriyet tarihi boyunca da net ihracat
fazlası vermiş. Bu konuları artık konuşmayalım. Yani
Türkiye üretimini artıracak, bölgesindeki buğdayı da arpayı
da her şeyi satacak.
Bir memnuniyetim vardı
ama ne yazık ki
En azından CHP Grubundan gelmedi, teşekkür
ediyorum CHP Grubuna, bir diğer grubumuzdan geldi, saman ithalatıyla
alakalı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Unuttum.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Unuttun mu?
En azından şu
memnuniyetimiz var: Ya, geçen yılki bu 2 bin ton ithalatı
görüyorsunuz da 84 bin ton ihracatı neden görmüyorsunuz, bilmiyorum. Bunu
maksatlı olarak mı görmüyorsunuz?
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Bakan.
RIDVAN TURAN (Mersin) 17
milyon dolarlık ihracat, 20 milyon dolarlık ithalat var, TÜİK
verisi. Sayın Bakan, ezbere konuşmuyoruz, burada, sizin verileriniz.
BAŞKAN - Sayın
Turan
19.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, milletin kendilerine 2023e kadar
yetki verdiğine, seçimleri Anayasanın öngördüğü zamanda
yapmakta kararlı olduklarına, AK PARTİyi 12 Eylül ve 28
Şubat tarzı olağanüstü dönemlerin sonucu olarak ifade etmenin
haksızlık olduğuna ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün 3 önemli
Bakanlığın görüşmelerini yaptık. Ben, Sayın
Bakanlar başta olmak üzere tüm partilerin vekillerine, Grup Başkan
Vekillerine teşekkür etmek istiyorum.
Gecenin bu saatinde polemik
olmasın. diye birçok konuyu belki hak ettiğinden daha az
değerlendirerek bu saate geldik ancak Dışişleriyle ilgili
önemli eleştirilere Sayın Bakan zaten cevap verdi.
Sayın
Başkanım, ancak, erken seçim iddialarına değinmeden
geçemeyeceğim. Bu millet bize 2023e kadar yetki verdi. Bu konuda sonuna
kadar yetkimizi kullanmakta, seçimleri Anayasanın öngördüğü zamanda
yapmakta kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim. Onun
dışında, AK PARTİyi ne 12 Eylül ne 28 Şubat
tarzı olağanüstü dönemlerin sonucu olarak ifade etmek
haksızlık diye düşünüyorum. AK PARTİ, Sultan Alparslandan,
Sultan Fatihten, Gazi Mustafa Kemalden bugüne gelen, tam
bağımsız Türkiye anlayışının vücut
bulmuş hâlidir, Kuvayımilliye ruhunun vücut bulmuş hâlidir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Son bir dakika Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) O
yüzden, haksız, yersiz birkaç ithamla sallanacak bir çınar
değildir.
Tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum Başkanım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkanım, tutanaklara geçsin diye
söylüyorum, açmanız gerekmez.
Bu ülkede, seçimin erken olup
olmayacağıyla ilgili inisiyatif AK PARTİde değildir,
Sayın Devlet Bahçelidedir. Arz ederim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) -
Cevap vermiyoruz Engin Beyin her söylediğine Sayın
Başkanım. Geç oldu, işleri var Başkanım, biliyorum ben
onu.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Beştaş
20.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkür ediyorum.
Doğrusu, Sayın
Bakanı dinledim. Şengal saldırısını,
IŞİD soykırımını hâlâ
kınamadığını, kınadıysa da
duymadığımı hatırlatmak istiyorum. Hâlâ
soykırım demedi, sadece Acı duydunuz. dedi Sayın
Ucaya. 73üncü soykırımdan sonra IŞİD, Ezidi halkına
yeni bir soykırım yaşattı. DAİŞ, 7 bin
kadını -ispatlı- çocuklarıyla beraber kaçırdı,
köle pazarlarında sattı. Bunun üzerine onlarca kitap
yazıldı ve bu kaçırılan, köle pazarlarında
satılan kadınların bir kısmının ailesi gidip
parayla kendi eşlerini, kızlarını, kardeşlerini
-tırnak içinde söylüyorum- maalesef geri almak zorunda kaldılar ve bu
kadınların bir kısmı, ben konuşmamda söyledim, bir
kısmını söyledim, 2si somut söylüyorum- Kırşehirde
bir öğrenci yurdunda bulundu, IŞİDliler getirdi oraya.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Bir kadın, Z.K isimli kadın Ankarada
ele geçti. Siz, bizim hâlâ gerçekten aklımızla alay ediyorsunuz
herhâlde. Yani biz Nadya Murad üzerinden binlerce insanın katledilmesini,
7 bin kadının köle pazarlarına götürülmesini diyoruz;
Anladım. diyorsunuz. Böyle bir dış politika olabilir mi? (HDP
sıralarından alkışlar)
Biz 21inci yüzyılda,
bir halkın 74üncü kere soykırımdan geçirildiğini
söylüyoruz ve Türkiye Cumhuriyeti devleti uluslararası alanda bunu
kınamadı, bunun karşısında durmadı. Siz
Yardım ettik. diyorsunuz. Yardım ettiniz de
sınırınıza gelen o çoluk çocuğu aldınız, çoğu
da Avrupaya gitti. Bu konuda hakikaten sözlerinizi talihsiz bulduğumu, en
azından bir özür dilemeniz gerektiğini -o kadınlar için
canım yanıyor- yani eğer kınamadıysanız Ezidi
halkına bir özür borcunuzun olduğunu söylemek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Beştaş.
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Meral Hanım, konuyu buraya nasıl taşıyorsunuz ya? Bu kadar
zorlama yapmayın ya!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Üzüldüğümüzü ifade ettik, ne diyelim yani? Biz bir şey
yapmadık ki!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kınamadığı için
HASAN ÇİLEZ (Amasya)
Konuyu buraya nasıl taşınıyorsunuz ya? Bu kadar mücadele
ettik.
VI.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Nimetullah
Erdoğmuşun, Batman Milletvekili Feleknas Ucanın
şahsında Ezidi toplumunun bayramını tebrik ettiğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, izninizle, ben de Sayın Uca hakkında çok kısa
birkaç cümle sarf etmek istiyorum: Siyasi kimliğinden
bağımsız, manevi bir şahsiyet olarak da Ezidi inancına
mensup, toplum içerisinde nasıl ki Alevi geleneğinde pirlik, ocaklık,
tarikatta şeyhlik veya Hristiyan dininde azizlik, azizelik varsa
Sayın Ucanın bir de böyle bir manevi kimliği var.
Dolayısıyla bugün o kimliğiyle ve her iki kimliğiyle kendi
toplumunun bayramını onların anlayabileceği Kürtçe diliyle
tebrik etti. Ben de izninizle, Sayın Ucanın şahsında Ezidi
toplumunun bayramını tebrik ediyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
III.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 230) (Devam)
2.-
2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin
Olarak Hazırlanan 2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet
Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)
A)
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI (Devam)
1)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B)
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Orman Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C)
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç)
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1)
Türkiye Su Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türkiye Su Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2)
Gençlik ve Spor Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
F)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
G)
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Avrupa Birliği Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ğ)
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1)
Türk Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Türk Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi,
aleyhinde söz isteyen Sayın Gültekin Uysal.
Buyurunuz Sayın Uysal.
(CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
GÜLTEKİN UYSAL
(Afyonkarahisar) Çok Değerli Başkan, çok değerli
milletvekilleri ve bütçeleri görüşülen Değerli Bakanlar; öncelikle,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, malumunuz, bir
reform kampanyasının başladığı bir dönemdeyiz.
Daha evvel, bütçenin başlangıcında Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanımız demokrasinin bir değerler manzumesi olduğu
bilinciyle, çoğulculuk anlayışı çerçevesinde söz veriyordu
ancak bir lütuf demokrasisinde lütfettiğini öğrendik. Bu vesileyle
bugün Tarım ve Orman Bakanlığı, Gençlik ve Spor
Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı
çerçevesinde değerlendirmelerimi de yapmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
burada sadece 2021 yılı bütçesini, sadece 2019 yılı kesin
hesaplarını değil, AKP sözcülerinin çok ısrarla ifade
ettiği gibi, on sekiz yıllık bir iktidar sürecini, 3 tane
beş yıllık kalkınma planını uygulamış,
üçer yıllık aralarla orta vadeli programlar uygulamış bir
iktidarın da icraatını değerlendirmek zorundayız. Bu
açıdan baktığımızda bugün bütçeler Türkiyenin tüm
millî güç unsurlarını azami noktada aktif hâle getirmeyi amaçlar.
Sadece imkânları değil, potansiyelini de azami ölçüde kullanmayı
hedefleyen, hem mali hem de siyasi bir metindir. Bu açılardan
baktığımızda, maalesef, bu bütçeyi, iktidarın
tükenmişliği, söyleyecek sözünün kalmadığı, öbür
tarafıyla da Türkiyenin tüketilmişliğinin göstergesi olarak
değerlendiriyorum. Uçuyoruz, kaçıyoruz retoriğinden hangi ara
acı reçeteye geldik, ben de merak ediyorum. Reform, Bakan
değişimi gibi olaylarla beraber bugün geldiğimiz noktada,
maalesef, Türkiye Cumhuriyetinin birliğinin, beraberliğinin
arkasına karnı tok, sırtı pek, alnı ak, başı
dik insanları koyabilmemiz gerekirdi. Oysa bugün 10 milyonun üzerinde
işsiz insanın, yüzde 30lara varan işsizliğin olduğu;
13,2 milyonluk emekli ve hak sahipleri içerisinde neredeyse 7,8 milyonun asgari
ücretin altında bir ücretle geçindiği bir Türkiyeyi
yaşıyoruz. Emeklilerin içerisinde, yüzde 47sinin çalışmak
zorunda kaldığı bir Türkiye portresiyle karşı
karşıyayız. Bu bütçeye baktığımızda, bu
kesimlere ne yer verildiğini... Âdeta bir darbımeselde olduğu
gibi, anlatılır ya: Zengin ile fakir camide yan yana
düşmüş. Fukara vatandaşın derdi belli, iaşe derdi var.
Dua ederken biraz sesi yüksek çıkınca zengin olanı cebinden o
gün için en yüksek banknotu çıkarmış -her neyse- onu vermiş
ve Hatları meşgul etme. diyerek hattan çıkmasını
istemiştir. Siz de başta çiftçi kesimi olmak üzere, tarımla
uğraşan insanlarımız olmak üzere, bugün, özellikle bu
pandemi ortamında milyonlarca insanımızın iş yerini
kapatmayı tedbir olarak koyuyorsunuz ama yedek akçelerini bile
tüketmiş bir ülke olarak bu süreç içerisinde onların temel
girdilerini bile karşılamakta yetersiz kalıyoruz. Bugün
Sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı
birtakım yardımlar var. Gönlümüz arzu eder ki milletimizin devletine
ihtiyaç duyduğu böyle bir anda insanlarımızın yanında
olabilelim.
Değerli milletvekilleri,
maalesef, Türkiye, uyguladığı siyasetle beraber arkasında
pek çok kara delikler bırakmıştır. Bugün gönlümüz arzu
ederdi ki
Zaman zaman buradan da ifade ettim, 15 Temmuz vesilesiyle de ifade
ettim; iktidara muhalefet etmek başka, Türkiyenin menfaatlerine muhalefet
etmek, uluslararası alanda Türkiyenin aleyhine argüman üretir bir söylemi
benimsemek başka ama şu gerçekleri de konuşmak
durumundayız: Türkiyenin tüm enerjisini emen, tüketen bir Suriye krizinin
ülkeye ödettiği bedelleri biliyoruz. Gönlümüz istiyor ki, bunca zaman
Türkiyenin kudret kapasitesini aşan bir şekilde bir siyaseti tercih
etmenin Türkiyeye ödettiği bir bedel var, bu noktada
iktidarımızın da bir muhasebe yapmasını istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla)
Fırat Kalkanı Harekâtıyla El Babda, Afrinde şehitler
vermek pahasına oyunu bozmaya çalışıyoruz. Oysa maalesef
buranın bir kara deliğe dönüşmesine, Türkiyenin de tercihlerinin
-uluslararası teoride dolaylı tutum teorisi olarak ifade
edebileceğimiz- attığımız adımların
oynattığı pek çok dinamiğin maalesef Türkiyeye
karşı meydan okumalara zemin verdiğini de ifade etmek isterim.
Bu vesileyle, eğer 2004
yılında Annan Planı kabul edilmiş olsa idi on beş
yıl sonra Doğu Akdenizde, Kıbrısta sahip olduğumuz
iddialarımızın hiçbirine sahip
olamayacağımızı da kayda geçirmek isterim.
Özellikle şunu belirtmek
istiyorum ki Türkiyenin, dünyanın yeni yeni gelişmeler
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın
lütfen.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Yeni yeni bölgesel güç
merkezlerinin yükseldiği böyle bir dönemde maalesef tarihi
ıskalıyoruz. Devletlere yeni yeni roller tarif edilirken,
demografimizin de önümüze koyduğu fırsat penceresinin yirmi
yılını maalesef geride bıraktık. Böyle bir iklim
içerisinde eğer Türkiye, demokrasisine, hukukuna, ekonomisine, eğitim
sistemi başta olmak üzere tarihin milletlerin yarışı olduğu
bilinciyle
Bu rekabette Türkiyenin de yerini alabilmesi; sadece üreten
değil, refah transfer eden bir ülke hâline gelebilmek adına önümüzde
çok kısa bir zamanın olduğunu biliyorum. O nedenle bu bütçe
vesilesiyle kendimize doğru soruları sormalıydık ve
doğru cevapları almalıydık. Doğru soruları
soramadığımız için küçük sorunlarımız büyüyor,
büyük sorunlarımız da kronikleşiyor. Ümit ederim, bütün bu
olumsuzluklara rağmen bu bütçe hayırlara vesile olur.
Bu vesileyle hepinizi en
derin saygılarımla selamlıyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, yedinci turdaki konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi soru-cevap
işlemine geçiyoruz.
Sayın Taşkın
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye, bugün,
hakkını ve menfaatlerini, hamdolsun, hem masada hem sahada koruyabilen
bir dış politika anlayışına sahiptir. Türkiye
artık, yakın çevresinde değil, dünyanın her köşesinde
tanınan, bilinen bir ülkedir. Türkiye, yaptığı
yardımlarla dünyanın en cömert ülkesidir; bunu salgın döneminde
de gösterdi. Tahliyeden yardımlara, yurt dışındaki tüm
çalışmalar Dışişleri
Bakanlığımızın koordinasyonunda
başarılı bir şekilde yürüyor. Hiçbir başarı
tesadüf değildir; etkin bir dış politikanın ve Sayın
Cumhurbaşkanının liderliğinde Dünya 5ten büyüktür.
diyerek küresel politikada söz sahibi olma iddiamızın bir sonucudur.
Sayın
Dışişleri Bakanım, corona döneminde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Özyürek
AHMET ÖZYÜREK (Sivas)
Gençlik ve Spor Bakanımıza sormak istiyorum: Sivassporumuz, hafta
içi UEFA grup maçını oynamak için gitmiş olduğu
İsrailin Tel Aviv şehrinden dönüşte, havalimanında
gayriahlaki bir tutuma maruz kalmıştır. Yaklaşık
beş saat havalimanında bekletilen Sivassporumuza yapılan bu
tutumu kınıyor, Bakanlığınızın nezdinde
bununla ilgili İsrailli yetkililere gereken cevabın verilmesini talep
ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Altaca Kayışoğlu
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Sayın Tarım Bakanı, bu
fotoğrafta iskelenin metrelerce gerisinde görülen yer İznik Gölü ve
ben bu fotoğrafı 30 Eylülde çekmiştim, şimdi İznik
Gölü çok daha geride. İznik Gölünü kurtarmak için bir planınız
var mı?
Yenişehirde
havaalanının karşısında mera statüsündeki alana
cezaevi yapılacağı söyleniyor, daha önce de Kestelde bir mera
alanına yapılmaya çalışılmıştı.
Meralara cezaevi yapmak hangi yönetim anlayışına
sığıyor? Buna izin verecek misiniz?
Yine Bursalı çiftçiler
soruyorlar: Zeytinyağı ve sofralık zeytin dane desteğini
artıracak mısınız? Son iki yıldır sulama
ücretleri artıyor ve yüzeyden sulamalardan da ücret alınıyor.
diyorlar. Çiftçi sulama ücretlerinin düşmesini istiyor, düşürecek
misiniz?
BAŞKAN Sayın
Barut
AYHAN BARUT (Adana)
Sayın Tarım Bakanı, çiftçi dört gözle bekliyor. Geçtiğimiz
günlerde Mecliste, burada torba kanunda çiftçinin borçlarına ve kredi
yapılandırmasına yönelik bir gelişme olmadı; bugünkü
Kabine toplantısında da borç yapılandırmasıyla ilgili
bir gelişme olmadı. Bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Geçtiğimiz dönemdeki,
parlamenter sistemdeki Tarım Bakanının söz vermiş
olduğu meslek gruplarına atamayla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Katarla imzalanan su
anlaşmasının resmî olarak içeriğini kamuoyuyla
paylaşacak mısınız?
Yakup Konan,
Kahramanmaraşta
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Girgin
SÜLEYMAN GİRGİN
(Muğla) Sağ olun Başkan.
Bodrumun turizm
açısından en kıymetli bölgelerinden olan Kargı Koyuna 100
milyon liralık külliye yapılmak isteniyor. 2012 yılında
sosyal, kültürel ve dinî alan olarak ayrılan arazi daha sonra Diyanetin
talebiyle dinî kültür ve bilgilendirme tesis alanına çevrilmek istendi.
Bodrum Belediyesinde 2 kez görüşülen plan tadilatı ve yapı
ruhsatı, yöresel mimari ve çevre yapılaşma özelliklerini
taşımadığı için reddedildi. Bu sefer Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı resen yapı ruhsatı düzenledi.
Temyiz süreci devam ediyor ve usulsüz verilmiş ruhsat ortadayken
inşaatına zamanında başlanmamış olan külliye
bölgedeki yurttaşlarımızın ibadet ihtiyaçlarıyla
orantılı bir büyüklükte midir? Ekonomik kriz ve pandemi döneminde
aciliyeti bulunmakta mıdır?
BAŞKAN Sayın
Karadağ
YAŞAR KARADAĞ
(Iğdır) Sorum Tarım Bakanımıza. Iğdır,
sofralık kayısı üretiminde Türkiyede 4üncü sırada yer
almaktadır. Kayısımızın gen kaynağının
korunması, veriminin artırılması ve dünyaya
tanıtılması açısından ilimizde kayısı
araştırma enstitüsü bulunması büyük bir önem arz etmektedir.
Ayrıca, ilimiz 1,3
milyon küçükbaş hayvan varlığıyla ülkemizde 9uncu
sırada, Doğu Anadolu Bölgesinde 3üncü sırada yer
almaktadır. Bu bağlamda, Iğdıra Et ve Süt Kurumunun
şubesinin açılması düşünülmektedir. Ayrıca,
Iğdırlılar olarak Iğdır Ovasının tarım
ve hayvancılık potansiyelinin yerinde görülmesi açısından
Tarım ve Orman Bakanımızı Iğdıra davet etmek
istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Yalım
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tüm Bakanlara sesleniyorum:
Pandemiden dolayı kapatılan esnafımız kan
ağlıyor. Şu 5li çete dediğimiz, hazinemize kene gibi
yapışan ihale çetesine altı ay garanti ödemesi
yapılması durdurulsun, buradan tüm kapatılan
esnafımıza altı ay boyunca 2 bin TL yardım bütçesi
çıktığını hep birlikte göreceğiz.
Sayın Tarım ve
Orman Bakanına soruyorum: Araziye değil de ekilen ürüne yeterli
destek vererek tüm arazilerin ekilmesini ne zaman
sağlayacaksınız Sayın Bakan? Çiftçiye, ekip biçerken
kullandığı tarım aletlerinde ÖTVsiz mazotu ne zaman
vereceksiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Sürücü
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Sorum Sayın Tarım ve Orman Bakanına.
Urfa başta olmak üzere DEDAŞın elektrik kesintileri ve faturalandırma
uygulamaları bölge halkını ve çiftçisini bir bütünen
bezdirmiş durumda; halk sosyal yaşama devam edemiyor, Urfa çiftçisi
ise desteklemesine el konulduğu için üretim yapamıyor. DEDAŞ,
kolluk güçlerini arkasına alarak istediği uygulamayı yürütüyor.
Sayın Bakan, defalarca kezdir bu sorunu dile getiriyoruz.
DEDAŞın halka ve çiftçiye yaptıklarını, yaşanan
mağduriyeti ne zaman göreceksiniz? Çözüm noktasında bir adım
atacak mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Osmanağaoğlu
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
İzmir ilimizin Menderes
ilçesinde etkili olan sağanak yağışların sebep
olduğu sel felaketinde hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum. Selden etkilenen
İzmirli vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi
sunuyorum.
Sayın
Dışişleri Bakanım, dünyanın her bir köşesinde
Türk milletinin haklarının savunuluyor olması aziz milletimizi
ziyadesiyle bahtiyar etmektedir. Dünyayı kendisine hayran bırakan bir
üslupla tuzakların bozulmasında Türk Dışişleri Bakanlığımızın
her bir diplomatına, her bir çalışanına ve sizlere
teşekkür ediyorum.
Tarım
Bakanlığımızın ve Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın bütçelerinin hayırlı
olmasını diliyorum.
BAŞKAN Sayın
Yaşar
SERAP YAŞAR
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe
konuşmamda Aylan bebekten bahsetmiş olmam CHP Grup Başkan Vekili
Engin Altayı rahatsız etmiş ki konuşmamın
ardından beni onurlu davranmamakla itham etmiştir.
Sayın milletvekilleri,
çocuklar üzerinden siyaset yapılamaz, onların acıları yarıştırılamaz.
Sadece göçmen diye bir çocuğun acısını görmezden mi
gelmeliyiz? Bu, düpedüz ırkçı ve ayrımcı bir zihniyettir.
Unutmayın ki onlar önce çocuk, sonra göçmendir. Evet, sahilde yüzükoyun
yatan Aylan bebeği unutamıyorum ben, insan olan her kişi de unutamaz
çünkü bu, insanlığın ayıbı, hepimizin
ayıbıdır. Aylan bebek bu dramın sembolü
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Erdem
ARZU ERDEM (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Dışişleri Bakanımız, yeni nesil serbest ticaret
anlaşmalarının kapsamı çok geniş. Avrupa Birliği,
siyasi saikle Türkiyeyle Gümrük Birliği Anlaşmasını
güncellememiştir. Çabalarınızı biliyor ve teşekkür
ediyorum. Bu hususta son durum nedir?
Sayın Tarım ve
Orman Bakanımız, dünyada birçok ülkede aylarca yanan ormanlarla
birlikte can ve mal kayıpları olurken, ülkemizde hızlı ve
etkin müdahale edilmektedir. 2021de orman yangınlarıyla ilgili yeni
teknolojiler kullanılacak mıdır, hangileri? Kahraman itfaiyecilerimizin
meslek tanımı, özlük haklarıyla ilgili çalışma var
mıdır?
Sayın Spor
Bakanımız, keyifle takip ettiğimiz Yüzme Bilmeyen Kalmasın
Projeniz 2021de devam edecek midir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Aycan
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, Sayın Tarım ve Orman
Bakanına sormak istiyorum: Tarım arazilerini yeteri kadar
sulayamıyoruz ve sulama imkânlarından her çiftçimiz
yararlanamıyor. Her çiftçinin yararlanması ve arazilerin yeteri kadar
sulanması için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Kahramanmaraş akarsu
zengini olmasına rağmen tarımsal arazilerin sadece yüzde 30u
sulanmaktadır. Kılavuzlu ve Adatepe Barajlarının sulama
kanallarının bitmesi çok önemlidir. Sulama
kanallarımızı ne zaman kullanabileceğiz?
Tarımsal verimin
artması için, bilimsel tarım, teknik destek ve denetim için ziraat
mühendisi ve veteriner hekim istihdamının artmasını
düşünüyor musunuz? 2021 yılında kaç ziraat mühendisi
alınacak?
BAŞKAN Sayın
Adıgüzel
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Sorum Sayın Gençlik ve Spor Bakanına. Ülkemizde
15-29 yaş grubundaki 5 milyon 759 bin genç ne eğitim görüyor ne de
çalışabiliyor. Genç işsiz sayımız 2,5 milyona
dayandı ve hepsinden önemlisi, gençler artık iş bulmaktan
ümidini kesti. Gençleri temsil eden bir Bakanlık olarak ne zaman somut bir
adım atacak, gençlerin yanında olduğunuzu hissettireceksiniz?
Kredi borcunu ödeyemeyen yüz
binlerce gencimizin beklediği müjde ne zaman gelecek? Yandaşın
milyonlarca liralık vergi borçlarını tek kalemde silmekle nam
salmış iktidarınız gençler için ne zaman adım atacak?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Kılıç
İMRAN KILIÇ
(Kahramanmaraş) Teşekkür ederim.
DSİ tarafından on
sekiz yılda Kahramanmaraşımıza toplam 4 milyar 462 milyon
liralık yatırım yapılmıştır. Barajlar,
göletler, sulama tesisleri, içme suyu, taşkın koruma tesisleri, dere
ıslahları, HESler inşa edilmiştir; birçoklarının
da planlama ve projelendirme çalışmaları devam etmektedir.
Halkımızın, toprağımızın ihtiyacı olan
su temin edilmiş, toprağımız korunmuş, ülkemizin
ihtiyacı olan kendi enerjimiz üretilmiştir.
Gerçeği yalanlayanlar,
bitişik olan gökleri ve yeri ayırdığımızı,
suyu hayat kaynağı kıldığımızı
görmüyorlar mı? Enbiyâ suresi, ayet 30.
Bütçemiz hayırlı
olsun.
BAŞKAN Sayın
Dağ
DERSİM DAĞ
(Diyarbakır) Sorum Gençlik ve Spor Bakanlığına.
Sayıları 5 milyona yaklaşmış gençlerin kredi
borçlarının silinmesi için çalışmalarınız var
mıdır? Bütün öğrencilere burs imkânı sağlanacak
mıdır?
Ülkede ve özellikle Kürt
illerinde hızla artmakta olan madde
bağımlılığıyla ilgili ne tür çalışmalar
yürütülmektedir? Madde bağımlılığına
karşı hangi ilde ne tür çalışmalar
yapılmıştır?
BAŞKAN Sayın
Bakanlar, on dakikalık süreniz var. 3 Sayın Bakanımız kendi
aralarında onu kullanacaklar.
Buyurunuz Sayın
Bakanım.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Personel alımıyla alakalı,
bugüne kadar 11.717 personel almışız. Aşağı
yukarı 150 bin kişilik bir Bakanlığız. Otuz sene memur
ömrü olduğunu düşünürseniz senede 5 bin memur gider, 5 bin gelmesi
lazım en fazlasından. Biz verimlilikten dolayı biraz daha az
gelsin istiyoruz ama iki buçuk sene içerisinde aşağı yukarı
11.800 kişi almışız; 2.500 kişiye yakın
Bakanlık merkez ve taşraya, OGMye 6.090, DSİye 545 kişi,
Meteoroloji Genel Müdürlüğüne 100, TMOya 231, ÇAYKURa 911, TİGEMe
496, Tarım Kredi Kooperatiflerine 810, Et ve Süt Kurumuna 115.
Görevde yükselme ve unvan
değişikliği sınavı çalışmalarımız
sürüyor, OGMmiz de rotasyon uyguluyor.
Katar su
anlaşmasının resmî içeriği tamamen yardımdan
ibarettir, başka hiçbir şey yoktur. Ne bir gizli ajanda vardır
ne de bir şey vardır. Zaten ticareti bilen bir insan, suyu buradan
alıp oraya götürmenin mantıklı olmayacağını
bilir. Suyun bir yere gittiği filan yok, biz sadece bilgimizi ve
görgümüzü
Ki DSİ bugün dünyanın en büyük, en çok yatırım
yapan kuruluşlarından biri çünkü Batıda bu yatırımlar
bitti, Amerikada bu yatırımlar bitti. Bu konuda know-howı
olan en iyi kuruluşlardan bir tanesi olarak biz onlara bilgimizi
aktarıyoruz. Bundan öteye de bir şey yok.
İznik Gölünü kurtarma
konusunda Boğazköyden su aktarması yapacağız.
Bursa Cezaevi
başvurusuyla alakalı elimizde bilgi yok.
Zeytinde dane desteğini
ilk biz başlattık. İnşallah ilerleyen yıllarda,
paramız oldukça daha fazla veririz.
Sulama ücretlerinde kâr amacı
gütmüyoruz. Kâr amacı gütmediğimizden dolayı fiyatlar sulama
birliklerinden sulama birliklerine değişiyor.
Tarım Kredi
Kooperatifleri, takipteki krediler ve genel çiftçi borçlarıyla ilgili
şunu söyleyebilirim: Borç yapılandırmasına Bakanlık
olarak karşı değiliz. İlgili kurumlarla da bunun
yapılabilirliğini ve kaynağını da Bakanlık olarak
çalışıyoruz. Ama Tarım Kredi özelinde 806 bin ortağa
2020de 7,7 milyar kredi verilmiş, yüzde 1,4 icra takibi var; onun da
yüzde 0,3ü yani binde 3ü hacze gitmiş.
2021de ormanla ilgili hem
İHAların sayısını artıracağız hem
uçaklarımızın sayısını artıracağız
hem de arazözlerimizi yeniliyoruz. Katabilirsek, araziye girebileceğimiz,
resmen, kırmızı bir tank gibi, yangının ortasına
girebileceğimiz bir aracı en azından denemeyi düşünüyoruz.
Maraş Kılavuzlu ve
Adatepe Barajlarıyla ilgili daha sonra bilgi verelim.
TİGEMle ilgili bir
şey gelmişti Kâr etti, zarar etti
2017de 59,3 milyon zarar,
2018de 9,3 milyon zarar, 2019da 20,8 milyar kâr etti; 2020de de 45 milyon kâr
bekliyoruz.
Süt fiyatıyla
alakalı: Ya, elbette biz sütçümüz, besicimiz için daha iyisini isteriz ama
bugün Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı -gazete
küpürü- 50 kuruşluk artış üreticiyi rahatlattı... Bir başka
gazete kupürü: Nazilli ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi
Ben
bu arkadaşı tanımıyorum, elbette Süt Birliği
Başkanını tanırım ama bu arkadaş da bekledikleri
kadar zam yapıldığını söyledi. Yani biz isteriz daha
da fazla olsun ama zaman zaman
Yani şu an itibarıyla 1,30un üzerine
çıkmıştır, herkesin kabul ettiği yem-süt
rasyonundadır.
Toprak Mahsulleri Ofisi
stoku: Pandemiye rağmen 4 misli daha fazla stokla girdi.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Bakan.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Bir yıl devam edilebilecek gibi bir hazırlığımız
var. 3 senaryodan, en kötü senaryoya göre TMO senaryolarına
çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Yanan alanlarla ilgili en son
BAŞKAN Sayın
Bakanım
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Peki.
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Sayın Bakan, DEDAŞla ilgili soruya cevap
vermediniz.
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Yazılı cevap vereceğiz.
BAŞKAN Sayın
Kasapoğlu, buyurunuz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Evet, değerli milletvekilleri,
teşekkür ediyorum sorular için.
Sivas Milletvekilimize,
öncelikle, Sivassporun maruz kaldığı muameleyle ilgili
Tüm
kulüplerimiz bizim gururumuz. Yurt dışında bizi temsil eden, bu
anlamda alın teri ortaya koyan tüm kulüplerimizi
kutladığımız gibi Sivassporu da canıgönülden
kutluyorum. Mücadelelerinin birkaçını yerinde izleme şansım
oldu. İnşallah, nice başarılar diliyorum. Tabii ki
karşılaştıkları muameleyi gerek Federasyonumuzla gerek
Dışişleri Bakanlığımızla, ilgili büyükelçiliklerimizle,
dış temsilciliklerimizle yakından takip ediyoruz. Hiçbir Türk
sporcusunun, Türk takımının, Türk kulübünün hiçbir şekilde
yanlış muameleye maruz kalmalarına gönlümüz razı
olmadığı gibi bunun da bizzat takipçisi olduğumuzu ifade
etmek istiyorum.
Milletvekilimiz Arzu Erdem
Hanımın, Yüzme Bilmeyen Kalmasın
Bizim en önem verdiğimiz
projelerden bir tanesi. Bu manada teşekkür ediyorum gündeme
getirdiğiniz için. Kürsüde çok fazla detaylı bilgi verme
şansım olmadı. Yüzme, biliyorsunuz, temel disiplinlerden bir
tanesi; atletizm gibi, jimnastik gibi. Bu noktada yüzme öğrenmek isteyen
herkese yüzme öğretme planımız var, projemiz var. Bu manada da
hamdolsun 2020 hedefimizi pandemiye rağmen yakaladık ve inşallah
2021 için çok sürpriz bir hedef çalışıyoruz. Çünkü bu kadar su
kaynağı var, inşa ettiğimiz havuzlar var ve su
kaynaklarımız çok zengin. Yüzme de çok faydalı bir spor, hem
performans noktasında uluslararası anlamda hem de sağlık
açısından. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle
yaşlısıyla bu projeyi daha da güçlendireceğiz inşallah
2021de ve inanıyorum ki Türkiyenin 81 ilinde gerek Millî Eğitim
Bakanlığıyla yaptığımız iş birliği
gerekse kulüplerimizle, valiliklerimizle, belediyelerimizle
yaptığımız iş birliği neticesinde hem yüzücüler
yetiştireceğiz hem sağlıkla geleceğe yüzen bir Türkiye
yolunda önemli bir adım atacağız. Ben bu anlamda tüm
vekillerimizi de yüzme kampanyamız noktasında aynı heyecanı
bizlerle paylaşmaya davet ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Vakit mi kalmadı?
BAŞKAN Süremiz
tamamlandı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Evet, bir de bağımlılıkla
ilgili tek bir cümle edeyim.
Bakınız,
bağımlılıklar bizim en büyük mücadele
alanlarımızdan bir tanesi; sadece madde
bağımlılığı değil, her alandaki dijital
bağımlılıklar ve diğerleri ve
Bakanlığımızın tüm faaliyetleri aslında birer
bağımlılıkla mücadele aracı ve bu manada inşallah
2021de, az önce bahsetmiş olduğum iş birlikleri bizim için çok
önemli. Bütün kurumlar, kuruluşlar, gönüllü teşekküller, spor
camiası el ele vereceğiz, bağımlılıkların
üzerine de inşallah daha güçlü bir şekilde gideceğiz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Çavuşoğlu, buyurunuz Sayın Bakan.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Çok teşekkür ederim.
Arzu Hanım,
Birleşik Krallıkla ilgili serbest ticaret anlaşmamız sona
doğru geldi, Ankara Anlaşmasının devamı olarak,
inşallah, vatandaşlarımızın hakları
bakımından da bunları İngiltereyle mutabakata
bağlayacağız.
Gümrük Birliği,
biliyorsunuz, her iki tarafın yararına ama siyasi saiklerle Avrupa
Birliği engellemeye çalışıyor.
Bugün yine Engin
Altayın bir sorusu daha vardı. Engin ağabeyle karşı
karşıya bugün çok soru-cevap yaptık.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Memleket için Sayın Bakan, memleket için.
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU Niye Türk gemisine çıkmayın.
demediniz? Engin Bey, çok net söylüyorum, dedik. Önce hemen Romadaki askerî
ataşemiz söyledi, arkasından yine bizim Brükseldeki Büyükelçimiz
iletti, daha sonra Bakanlığımıza e-mail olarak
ulaştılar, elektronik postayla. Biz de o gün G20 Zirvesindeydik,
videokonferansla, Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber. Daha
sonra bilgi bana da ulaştı ve yazılı olarak bayrak sahibi
ülkenin izni olmadan gemiye çıkılamayacağını,
uluslararası hukuk, denizcilik hukukuna göre dört saat gibi bir sürenin de
olmadığını kendilerine ilettiğimizde Biz zaten
formaliteden sorduk, böyle sormak zorunda değiliz. diyerek de gemiye
çıktılar. Yani biz, gemiye çıkmadan önce bunların hepsini
bildirdik. Gemiye çıktıktan sonra yine bir nota verdik, tepkimizi
ortaya koyduk, biraz önce söylediklerimizi hatırlattık. O zaman
panikleyerek gemiden ayrılacaklarını söylediler. Hava
şartlarından dolayı bazı askerlerin sabah ayrılacağını
söylediler, ayrıldılar. Yani burada lütfen Genel Başkana da
söyleyin, biz gereği neyse bunu yaptık, bari bunun suçunu bize
yüklemeyin. Yani burada bu gemiye çıkılmasının
yanlış olduğunu söyleyelim. Gerçekten biz gemiye
çıkamayacaklarını uluslararası hukuk çerçevesinde
anlattık.
Meral Hanım, biz DEAŞı
lanetliyoruz. Sadece lanetlemedik, DEAŞla mücadele ettik, yabancı
teröristler, savaşçılar dâhil yine edeceğiz. Aynı
şekilde Ezidi kardeşlerimizin uğradığı zulmü her
yerde anlattık ve BM İnsan Hakları Raportörünün
hazırladığı rapora da destek verdik. 4 binden fazla
teröristi öldürdüğümüzü söyledik. Bir kere daha lanetliyoruz,
kınıyoruz ve bundan sonra da DEAŞla mücadelemizi
sürdüreceğiz. DEAŞtan sonra Ezidi kardeşlerimize zulmeden
PKKyı da lanetliyoruz, kınıyoruz. Aynı şekilde,
şimdi Kuzey Irakta peşmergeye ve oradaki Kürt kardeşlerimize
saldıran PKKyı da kınıyoruz ama çok
uyarmıştık Size de saldıracaklar. diye, maalesef oldu.
Türkiyede de başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere vatandaşlarımıza
saldıran ve askerimizi, polisimizi şehit eden PKKyı da
DEAŞı da lanetliyoruz, her ikisini de lanetliyoruz.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın Şahin Tin,
yerinizden size bir dakika söz vereceğim.
Buyurunuz.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
21.-
Denizli Milletvekili Şahin Tinin, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ŞAHİN TİN
(Denizli) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
CHP Grup Başkan Vekili
Engin Altayın sözlerimi çarpıtarak siyaset devşirme
peşinde olması bizi şaşırtmamıştır,
zira benzerlerine daha önce de çok tanık olduk.
Öncelikle şuna
işaret edeyim: Türkiyede sosyal devlet anlayışı AK
PARTİnin iktidara gelişiyle vücut bulmuştur. Garibanın
derdiyle bizim kadar dertlenen bir iktidar daha gelmemiştir. Çok iyi
bildiğiniz ama kabul etmek istemediğiniz bu gerçeği
vurguladıktan sonra şimdi gerçek meramımı da anlatmak
istiyorum. Sizin derdiniz çarpıtma ve iftiralarla linç yapmak; zaten en
iyi yaptığınız da bu. Projeniz yok, bu ülkenin
geleceği adına söylenebilecek tek bir sözünüz yok, memlekete hizmet
etmek gibi bir derdiniz de yok. Ancak böyle ucuz siyasi malzemelerin
peşine düşerek sosyal medyada kullanmak ve rant sağlamak;
başka siyasetiniz de yok. Vicdan sahibi herkes kötü niyet taşımadığımı
bilmektedir. Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir. Aziz milletimizin
sizin
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Enginyurt
22.-
Ordu Milletvekili Cemal Enginyurtun, Tarım ve Orman Bakanı Bekir
Pakdemirlinin ülkenin ihracatta en önemli ürünü olan fındıkla ilgili
tek kelime etmediğine, fındık alımını mart veya
mayıs ayına kadar uzatmayı ve fındık
fiyatını 24 TL olarak revize etmeyi düşünüp düşünmediklerini
tekrar sorduğuna ilişkin açıklaması
CEMAL ENGİNYURT (Ordu)
Sayın Başkanım, Tarım Bakanımız otuz dakikadan
fazla konuşma yaptı ama Türkiyenin ihracatta en önemli ürünü olan
fındıkla ilgili tek bir kelime etmedi. Tıpkı rekolteyi 665
bin ton açıklayarak üreticiyi ve toplumu yanılttığı
gibi, yine fındıkla ilgili kendisine sormama rağmen, Toprak
Mahsulleri Ofisi 31 Aralıkta alımı durduracak, bunu uzatacak
mısınız? demiş olmama rağmen
Çünkü İtalyan
tekelci firma 31 Aralıkta fındıkla ilgili oyun kuruyor, tezgâh
kuruyor; fındık fiyatları geriye gelmeye başladı,
Sayın Cumhurbaşkanının verdiği rakamdan geriye
düştü.
Tarım Bakanına
tekrar soruyorum: 31 Aralıktaki fındık alımını
mayıs ayına veya mart ayına uzatmayı düşünüyor
musunuz? Fındık fiyatlarını 24 TL olarak revize etmeyi düşünüyor
musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül,
izninizle Sayın Bakanım bir cevap versin.
Buyurunuz Sayın
Bakanım.
23.-
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin, Ordu Milletvekili Cemal
Enginyurtun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
TARIM VE ORMAN BAKANI
BEKİR PAKDEMİRLİ Her zaman olduğu gibi, tüm
müstahsilimizin yanında olduğu gibi, fındık müstahsilimizin
de yanındayız, emrindeyiz. Şu an itibarıyla da
aldığım bilgi: Hazine ve Maliye Bakanlığından
iş, çıkmak üzere. Yani biz bu konuda, bunun uzatılması
konusunda bir inisiyatif kullandık. İlgili kurumlarla
konuşmalarımız devam ediyor, en kısa zamanda bu tedbirleri
alma yönünde adım atıyoruz.
CEMAL ENGİNYURT (Ordu)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Bülbül
24.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak Tarım ve Orman, Gençlik ve Spor ile Dışişleri
Bakanlarının hizmetlerinden ötürü kendilerine ve bütün Bakanlık
personeline teşekkür ettiklerine, bütçelerine destek vereceklerini ifade
ettiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün, bütçe görüşmelerinde 8inci günümüz
ve yedinci turu tamamlamış bulunuyoruz. Bugün, Tarım ve Orman
Bakanlığının, Gençlik ve Spor Bakanlığının
ve Dışişleri Bakanlığının bütçeleri
görüşülmüştür.
Bizler, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, her 3 Bakanımızın da bugüne kadar
yapmış olduğu hizmetlerden ötürü kendilerine,
şahıslarına ve bütün Bakanlık personeline, bütün
yetkililerimize, merkez teşkilatlarından taşra
teşkilatlarına ve hariciye teşkilatımızda ki, 250
ülkedeki bütün hariciye mensuplarımıza tekrar teşekkür ediyoruz.
Onların başarılı olmaları için duacı
olduğumuzu tekrar dile getiriyoruz.
Bütçelere desteği
Milliyetçi Hareket Partisi olarak vereceğimizi ifade ediyor, saygılar
sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 230) (Devam)
2.- 2019 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/280), 2019 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Olarak Hazırlanan
2019 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ile 2019 Yılı Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 190 Adet Kamu İdaresine Ait
Sayıştay Denetim Raporu, 2019 Yılı Faaliyet Genel
Değerlendirme Raporu ve 2019 Yılı Mali İstatistikleri
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/1322) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 231) (Devam)
A) TARIM VE ORMAN
BAKANLIĞI (Devam)
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2019
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) DIŞİŞLERİ
BAKANLIĞI (Devam)
1) Dışişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Dışişleri
Bakanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) AVRUPA
BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) TÜRK
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu
2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu
2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi,
sırasıyla yedinci turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ile
kesin hesaplarına geçilmesi hususunu ve bütçeleri ile kesin
hesaplarını ayrı ayrı okutup oylarınıza
sunacağım.
Tarım
ve Orman Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
TARIM VE ORMAN
BAKANLIĞI
1) Tarım ve Orman
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 51.518.086.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tarım
ve Orman Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Tarım
ve Orman Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Tarım ve Orman Bakanlığı 2019
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 36.949.478.696,29
Bütçe Gideri 36.096.946.149,38
İptal Edilen Ödenek 852.532.546,91
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 292.986.873,25
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tarım ve Orman
Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün 2021
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 4.205.954.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 4.200.954.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün 2021
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün 2019
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 3.708.028.721,50
Bütçe Gideri 3.494.632.037,57
İptal Edilen Ödenek 197.816.061,88
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 15.580.622,05
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelininin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 3.300.410.000,00
Tahsilat 3.410.170.681,06
Ret ve İadeler 41.570.850,76
Net Tahsilat 3.368.599.830,30
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün 2019
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2021
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 18.730.949.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 18.725.949.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2019
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 11.817.416.619,84
Bütçe Gideri 11.689.956.677,37
İptal Edilen Ödenek 120.694.979,83
Ertesi
Yıla Devredilen Ödenek 65.416.498,43
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelininin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 9.201.045.000,00
Tahsilat 11.695.782.014,45
Ret ve İadeler 17.462.259,54
Net Tahsilat 11.678.319.754,91
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün 2019 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2021
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2021 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 541.018.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2021
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2019
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2019 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 435.450.000,00
Bütçe Gideri 431.257.705,58
İptal Edilen Ödenek 4.192.294,42
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2019
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Türkiye
Su Enstitüsünün 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 4.247.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 4.247.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsünün 2021
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsünün 2019
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Su Enstitüsü 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 4.078.000,00
Bütçe Gideri 3.996.987,83
İptal Edilen Ödenek 81.012,17
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 3.958.000,00
Tahsilat 4.075.214,06
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsünün 2019
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 22.859.079.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Gençlik ve Spor Bakanlığı 2019
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 20.736.781.995,00
Bütçe Gideri 20.600.574.826,05
Ödenek Üstü Gider 5.545,72
İptal Edilen Ödenek 78.506.519,32
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 57.706.195,35
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
DIŞİŞLERİ
BAKANLIĞI
1) Dışişleri
Bakanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 5.786.984.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Dışişleri Bakanlığı
2019 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 5.118.048.815,30
Bütçe Gideri 4.695.447.460,11
İptal Edilen Ödenek 329.885.346,22
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 92.716.008,97
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2019 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Avrupa
Birliği Başkanlığının 2021 yılı merkezî
yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
AVRUPA
BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2021 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 787.432.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Avrupa
Birliği Başkanlığının 2021 yılı merkezî
yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Avrupa
Birliği Başkanlığının 2019 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Avrupa Birliği Başkanlığı 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 972.728.000,00
Bütçe Gideri 958.812.030,53
Ödenek Üstü Gider 3.590,04
İptal Edilen Ödenek 13.919.559,51
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Avrupa
Birliği Başkanlığının 2019 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türk
Akreditasyon Kurumunun 2021
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2021 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 42.301.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 59.995.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk Akreditasyon Kurumunun 2021
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türk Akreditasyon Kurumunun 2019
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2019 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 46.682.600,00
Bütçe Gideri 36.056.391,43
İptal Edilen Ödenek 10.626.208,57
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 44.851.000,00
Tahsilat 52.631.990,77
Ret ve İadeler 3.390.443,26
Net Tahsilat 49.241.547,51
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk
Akreditasyon Kurumunun 2019 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece
yedinci turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ve kesin hesapları
kabul edilmiştir. Hayırlı olmalarını temenni ederim.
Sayın
milletvekilleri, yedinci tur görüşmeleri tamamlanmıştır.
Programa
göre, kamu idarelerinin bütçe ve kesin hesapları ile 2021 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin maddelerini sırasıyla
görüşmek için 15 Aralık 2020 Salı günü saat 11.00de toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 23.42
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 230, 231 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 07/12/2020 tarihli 24üncü Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(xx) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.