TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
38inci
Birleşim
24
Aralık 2020 Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Gaziantep Milletvekili Mehmet
Sait Kirazoğlunun, Gaziantep ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 99uncu yıl dönümüne ve isimsiz kahramanlardan Mamatoya ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutanın, Artvin ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, Gaziantep ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 99uncu yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuzun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2021 yılının
İstiklal Marşı Yılı olarak kabul edilmesinin
memnuniyet verici olduğuna, Diyanet İşleri Başkanlığı
bünyesinde fahri statüsünde görev yapan ve pandemi sürecinde zor günler
yaşayan personelin kadro talebi olduğuna ilişkin
açıklaması
2.- Muğla Milletvekili Suat
Özcanın, Milas Zeytinyağının 23 Aralık 2020 tarihinde
Avrupa Birliği tarafından coğrafi işaretli ürün olarak
tescillendiğine ilişkin açıklaması
3.- İzmir Milletvekili Murat
Çepninin, Kocaeli ili Çayırova ilçesi Şekerpınar Organize
Sanayi Bölgesinde Baldur Süspansiyon fabrikasında TÜRK METAL
Sendikasından BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikasına
geçen işçilerin işten çıkarıldığına, 25
Aralık 2020 günü greve başlayacaklarına ilişkin
açıklaması
4.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, borçların
yapılandırılmasına ilişkin kanundan yararlanarak prim
borçlarını ödeyip emekli olmak isteyen vatandaşların
sorunlarının çözülmesi için bankalarla protokol yapılması gerektiğine
ilişkin
açıklaması
5.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın, bazı illerde verilen tohum desteğinin Düzce
ilinde verilmediğine, Düzce ilinde üretilen çeltik ve dane mısır
gibi ürünler için kurutma tesisi olmadığına, TMOnun bu soruna
çözüm bulmasını ve Düzce ili Gümüşova ilçesinde yaşanan
tapu sorununun çözülerek mağduriyetlerin giderilmesini Tarım ve Orman
Bakanlığından talep ettiğine ilişkin açıklaması
6.- Niğde Milletvekili Ömer
Fethi Gürerin, kalsitin Niğde ili için önemli bir gelir kaynağı
olduğuna, iktidarın Niğdeli kalsit üreticilerinin
sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
7.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, 2021 yılının İstiklal
Marşı Yılı olması teklifinin TBMMde kabul edilmesinin
Mehmet Akif Ersoy ve kurtuluş mücadelesinde görev alıp bu
toprakları vatan kılan tüm şehitlere karşı vefa
borcunun bir ifadesi olduğunu düşündüğüne ilişkin
açıklaması
8.- Burdur Milletvekili Yasin
Uğurun, Gazi Mecliste tüm partilerin ortak imzasıyla 2021
yılının İstiklal Marşı Yılı olarak
kabul edildiğine, Birinci Meclis Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoya
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
9.- Muğla Milletvekili
Süleyman Girginin, Muğla ili Fethiye ilçesinde daha önce reddedilen
Akmarin Yat Limanı Projesinin yeniden hayata geçirildiğine, Fethiye
Körfezi taşıma kapasitesi raporları güncellenmeden bu tür
kararların alınmasının bilimsellikten uzak olduğuna ve
geri dönülmesi imkânsız hasarlara sebebiyet vereceğine ilişkin
açıklaması
10.- Kırşehir
Milletvekili Metin İlhanın, Atatürk ve Temsil Heyetinin
Kırşehir iline gelişinin 101inci yılını en içten
dilekleriyle kutladığına ilişkin açıklaması
11.- Sivas Milletvekili Ulaş
Karasunun, Sivas ili Kangal ilçesinde TMO tarafından dönüm başı
580 kilogram üretim barajındaki ÇKS buğday desteğinin ilçe
tarım müdürlüğü tarafından 410 kilograma indirilmesiyle
çiftçilerin uğradığı zararın ortadan
kaldırılması gerektiğine, Sivas ili Gemerek ilçesinde
taksici esnafın yaşadığı mağduriyetlerin
giderilmesinin lazım geldiğine ilişkin açıklaması
12.- Adana Milletvekili Orhan
Sümerin, Millî Eğitim Bakanlığının yeni araç kiralama
ihalesine çıktığına, uzaktan eğitimde yaşanan
sorunlar, atama bekleyen, 3600 ek gösterge ve kadro hakları için mücadele
eden öğretmenler varken Bakanlığın yeni araç
kiralamasının savurganlık olduğuna ilişkin
açıklaması
13.- İzmir Milletvekili
Yaşar Kırkpınarın, İzmir Büyükşehir Belediyesi
tarafından Mizah Festivali kapsamında yapılması planlanan
söyleşinin tepkiler sonucu iptal edildiğine, Şebiarus programında
Kur-an ve ezanı Türkçe okutmak isteyen İstanbul Büyükşehir
Belediyesini kınadıklarına ilişkin açıklaması
14.- Bursa Milletvekili Yüksel
Özkanın, Bulgaristanda Todor Jivkov döneminde Türk ve Müslümanlara
uygulanan asimilasyon politikalarına karşı demokrasi ve
direnişin sembolü olmuş Türkan bebek ve tüm şehitleri rahmetle
andığına, bu insanlık suçlarının hiçbir yerde,
hiçbir zaman yaşanmamasını dilediğine ilişkin
açıklaması
15.- Gaziantep Milletvekili Derya
Bakbakın, Gaziantep ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun
99uncu yıl dönümünde bu gazi şehri kurtarmak için can veren tüm
şehitleri rahmetle yâd ettiğine ilişkin açıklaması
16.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Yeneroğlunun, kanun teklifi oylaması sonrasındaki söz
hakkı talebi için kürsüye gidilmesi gerektiğine, söz hakkı için
Genel Kurul salonunda birbirleriyle yarış içinde bulunmayı
milletvekillerine yakıştıramadığına, kanun
teklifinin görüşmelerine geçildiği zaman usul tartışması
açılmasını talep edeceğine ve bu konuda muhalefetin
desteğini beklediğine, bir milletvekili Meclisteki bir
konuşmayla ilgili kamera kayıtlarını istediğinde
verilmiyorsa burada bulunmalarının bir anlamı
olmadığına ilişkin açıklaması
17.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, tarihe Kanlı Noel olarak geçen
Kıbrıstaki saldırının 57nci yıl dönümünde
İlhan ailesini ve tüm şehitleri rahmetle andığına,
kamuda atanmayı bekleyen yaklaşık 200 bin engelli adayın
mevcut olduğuna ancak 3 bin yeni atama yapılacağının
duyurulduğuna, açıklanan toplam engelli kontenjanının ise
7.119 olduğuna, kamudaki yüzde 3lük engelli kotasının yüzde
6ya çıkarılmasını önerdiklerine, usta öğreticilerin
sorunları derinleşmeden özlük haklarının verilmesi
gerektiğine, ülkede
yüksek enflasyon ve Türk lirasındaki değer kaybının devam
etmesinin yoksul sayısını hızla
artırdığına, devlet desteklerini artırmazsa 2021
yılında artan pandemi şartlarıyla birlikte ülkedeki yoksul
sayısının 2 kat artabileceğine, ekonomide bu kötü tablonun
on sekiz yıllık AKP iktidarının eseri olduğuna,
Hükûmetin ekonomiyi yönetemeyerek vatandaşları yoksulluğa mahkûm
ettiğine ilişkin
açıklaması
18.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Libyanın millî güvenliğimizin kilit
taşı olduğuna, Türk kargo gemisine uluslararası hukuka
aykırı olarak yapılan baskını destekleyenleri görmenin
üzücü olduğuna, Doğu Akdenizin jeopolitiğinin Türkiye ve
Libyanın meşru çıkarları doğrultusunda atılacak
adımlarla şekilleneceğine, dost ve kardeş ülke
Libyanın bağımsızlığının 69uncu
yıl dönümünü kutladığına, Libyanın İtalyanlara
karşı sergilediği destansı direnişle sembol olan Çöl
Aslanı Ömer Muhtarı rahmetle andığına ilişkin
açıklaması
19.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, çıplak aramaya cevaz veren
yönetmelik düzenlemesinin derhâl kaldırılması gerektiğine,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun bir insan hakları
savunucusu olduğunu ve mücadelesinden asla taviz vermediğini
İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun da bildiğine, devletin
SMA hastası çocuklarla ilgili bir çözüm üretmesi gerektiğine,
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine atanan kayyumun belediyeyi
babasının şirketi gibi yönettiğine, kayyumların derhâl
alınması ve belediye başkanlarının görevlerine iade
edilmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istediğine ilişkin
açıklaması
20.- Sakarya Milletvekili Engin
Özkoçun, pandemi nedeniyle aylardır ücret alamayan ve
mağduriyetlerinin giderilmesini talep eden usta öğreticilerin sesini
yetkili makamlara duyurmanın görevleri olduğuna, Genel Kurul
gündemindeki Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının
Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifinin
çıkarılma gerekçisinin temel olarak OECDnin Mali Eylem Görev Gücünün
kriterlerini yerine getirmek olduğuna, tüm siyasetçilerin siyasi nüfuz
alanlarının, ailelerinin, yakınlarının mal
varlıkları ve hesap hareketlerinin incelenmesini istediklerine,
ülkenin en büyük probleminin yolsuzluk, yoksulluk, israf ve kayırma
olduğuna ilişkin
açıklaması
21.- Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın, doksan dokuz yıl önce Antep müdafaasının zaferle
sonuçlanmasının yüz yıl sonra bugünlerde yaşanılan
coğrafyada verilen mücadelenin ne kadar anlamlı olduğunu
gösterdiğine, tarihin bıraktığı mirasa sahip
çıkılarak yüz yıl sonra ülkeye kasteden düşmanlara ve
iş birlikçilerine karşı kutlu mücadeleyi aynı
kararlılıkla vermeye devam edeceklerine, taraf olunan
uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine
getirilmesi, iç hukuk düzenlemelerini uyumlulaştırmak ve terörizmin
finansmanı ile kitle imha silahlarının
yaygınlaştırılmasının finansmanının
önlenmesiyle ilgili 247 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlanacağına, teklifin
olgunlaşmasında yapacakları eleştiri, destek ve
katkılar için bütün siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine
teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ PARTİ
Grubunun, Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve 19 milletvekili
tarafından sokak hayvanlarının usulsüz toplatılması,
şüpheli ölümleri, bakım ve can güvenliğinin sağlanarak
gerekli önlemlerin alınması, veteriner olmaksızın halk ve
hayvan sağlığını tehdit eden etkenlerin araştırılması
amacıyla 18/12/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Aralık 2020
Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili Zeki
Hakan Sıdalı'nın, navlun fiyatlarındaki artışa
karşı ihracatçıları korumak için alınan önlemlere
ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil
Karaismailoğlunun cevabı (7/37233)
24 Aralık 2020
Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan
Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER: Sibel ÖZDEMİR
(İstanbul), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 38inci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Gaziantepin
düşman işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl dönümü ve
isimsiz kahramanlardan Mamato hakkında söz isteyen Gaziantep Milletvekili
Mehmet Sait Kirazoğluna aittir.
Buyurun Sayın Kirazoğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Gaziantep
Milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlunun, Gaziantep ilinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl dönümüne ve isimsiz
kahramanlardan Mamatoya ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Gaziantep) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Gaziantepimizin
kurtuluşunun 99uncu yılı vesilesiyle gündem dışı
söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlarım.
Öncelikle, geçtiğimiz cumartesi Gaziantepteki
hastane yangınında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
yaralılara acil şifalar diliyorum ve bir daha
yaşanmamasını temenni ediyorum.
Coronayla mücadelede fedakârca görev yapan başta
sağlık çalışanlarımız olmak üzere, güvenlik,
sosyal yardım, belediye ve tüm gönüllülere şükranlarımı arz
ediyorum.
Ayıntab müdafaası istiklal, istikbal,
namus ve şerefine kasteden işgalcilere ve iş birlikçilerine karşı
Türkü, Kürtü, Arapıyla, kadını, çocuğu, genci
yaşlısıyla Ayıntab halkının imanı,
inancı ve iradesiyle yürüttüğü kutlu bir direnişin destanıdır.
Değerli milletvekilleri, bugün
yaşadığımız bu toprakları, Millî Mücadeleye
canı, kanı, malı pahasına katılmış, şehit
olmuş, gazi olmuş isimsiz nice yiğit vatan evlatlarına
borçluyuz. Bu isimsiz halk kahramanlarından birisini tüm şehit ve
gazilerimizi yâd etme adına yüce heyetinize arz ederek tarihe not düşmeyi
temenni ederim.
Bu kahraman, Rışvanların
Beynamlı Oymağına mensup, Nizipin Peşke
Binamlısı köyünde yaşamış, çevresinde Mamato
adıyla bilinen Mahmut Karayılandır.
Antep müdafaasında çevre köylerinden çete
oluşturmuş, Kuvayımilliyenin çekirdeğini oluşturan
diğer çetelerle birlikte Fransızlara karşı
çarpışmış, Antep harbi kahramanlarından yakın
silah arkadaşı Karayılanın hatırasına hürmeten
onun lakabını kendine soyadı edinmiştir.
Profesör Doktor Cahit Tanyol Mamato adlı
eserinde, dönemin olaylarını yansıtan yalın bir
anlatım ve ilk ağızdan aktarımla, Şam-Nablus
cephesindeki askerliğini, yenilgi sonrası ordunun
dağılışını, iaşesiz ve ikmalsiz, umutsuz bir
şekilde köyüne dönüşünü ve köyünde ailesine yönelik bir husumet
nedeniyle jandarmadan kaçarak dağa çıkmasını anlatmaktadır.
Mamato, 1919a kadar olan bu dönemde, her ne kadar
dağda eşkıyalık yapsa da, gerektiğinde jandarma
komutanlarının isteğiyle silah arkadaşı
Karayılanla birlikte, halkı sömüren ve zulmeden gerçek
eşkıyalara karşı bölgede asayişi sağlamaya
yardım etmiştir.
1918de mütarekenin ardından Nizipi teslim
almak isteyen İngilizler ve Kral Faysalcı iş birlikçilerine
karşı Nizipli Hacı Mehmet Efendi Yediden yetmişe Nizip
halkı ölmedikçe seni Fıratın bu geçesine sokmayız; geleceğin
varsa göreceğin de var. diyerek bir kuvvet oluşturmuş ve bu
kuvvetin başına Mamatoyu Nizip Muhafız Komutanı olarak
atamıştır. Mamato ve adamları sayesinde Ermeni çeteciler ve
eşkıyalar uzak tutulmuş ve dahi, İngilizler ve iş
birlikçisi Kral Faysalın yeğeni, Fıratın bu yanına,
Nizipe geçememiştir.
Fransız kontrolüne geçene kadarki sürede Nizip
savunmasında adamlarını kaybeden Mamato, kendisine
Eşkıyasın ama Nizipi savunuyorsun. diyen Cahit Tanyola A
Hocam, burası bizim vatanımız, namusumuz. şeklinde cevap
vererek vatan sevgisini en açık şekilde ifade etmiştir.
Değerli milletvekilleri, Antepin Kasım
1919da Ermeni iş birlikçilerle Fransızlar tarafından
işgaline karşı şehirde direniş örgütlenmeye
başlamış ve Mamato Vurun Antepliler, namus günüdür! diyen
Karayılanla birlikte Şahin Bey ve diğer komutanların
emrine geçerek 200 kişilik çetesiyle şehrin savunmasında nice
kahramanlıklar göstermiştir ve Fransızların Karahöyük
köyüne yaptığı bir baskında kardeşi Mesti Küllük
fedakârca çarpışarak askerleri kurtarmış ancak kendisi
şehit olmuştur. Kendisine bu kahramanlık, fedakârlık ve
hizmetlerinden ötürü İstiklal Madalyası alıp
almadığı sorulduğunda ise Askerden kaçmış,
eşkıyalık yapmış bir adama bir de madalya mı
versin devlet? Af çıkardı, bu yetmez mi? diyecek kadar da
alçakgönüllüdür.
Mamato, kendi hâlinde bir insanın Mesele vatan
olduğunda gerisi teferruattır. diyerek kahramana dönüşmesinin
en çarpıcı örneklerinden biri olarak, kardeşinin şehadete
erdiğindeki kanlı gömleğini kendine bir servet kabul ederek
öldüğü 1974 yılına kadar mütevazı bir insan olarak
yaşamış ve onun hikâyesi, bizden birinin, içimizden isimsiz bir
kahramanın hikâyesi olarak hafızalara
kazınmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kirazoğlu.
MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, bir dakika daha söz istiyorum.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Gazi
şehrimiz için bir dakika
BAŞKAN Yok, bir dakikalar yok artık.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Selamlamak için bir
dakika verin Başkanım, bu insani bir şey. Bu çok insani bir
şey Sayın Başkan.
BAŞKAN Ama sözünüzü tamamlayın,
kayıtlara geçsin.
MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Devamla) Bu
cümleden sayısız adsız kahramanın da destanı olan
Antep müdafaası, Millî Mücadelenin de fitilini ateşleyen bir emsal
olmuş ve Antep halkı, millet iradesinin tecelligâhı Meclisimiz
tarafından gazilik unvanı ve İstiklal Madalyasıyla
onurlandırılmıştır.
Bu vesileyle tüm şehitlerimize rahmet diler,
onlara her daim şükranlarımızı sunar, yüce heyetinizi
saygıyla selamlarım. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Tanal, Bu insani bir şey. diyerek
bizim insani bir tutumun dışında bir tutum sergilediğimizi
ima ediyorsunuz, bunu doğru bulmuyorum.
Teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, selamlamak için sayın hatip bir dakika istedi.
BAŞKAN Daha farklı şekilde dile
getirebilirsiniz bu söylediğinizi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani bir
dakikanın insani anlamda ne zararı var?
BAŞKAN Üslup önemlidir, bunu gayet iyi
biliyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Anladım da
Değerli Başkanım, üslubu içerisinde söylüyorum.
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Artvinin sorunları hakkında söz isteyen Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutana aittir.
Buyurun Sayın Bayraktutan. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.-
Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Artvin ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve bizleri
televizyonları başında izleyen hemşehrilerimizi, hepsini
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, öncelikle,
Artvinin sorunlarıyla alakalı, bu Parlamentoda birçok konuşma
yaptım. Sözlerimin başında sıcak bir sorunu dile getirmek
istiyorum. Artvin ilinin sorunlarını dile getirirken Mart 2011den
beri kapalı olan Sarp Sınır Kapısıyla alakalı
ciddi bir sorun var. Bu kapının kapalı olması nedeniyle
oradaki esnaf, özellikle tekstil dükkânları, kontağını
açmayan taksiciler, dolmuşçular, otobüsçüler ciddi bir mağduriyet
içerisinde. Bunu buradan bir kere daha dile getiriyorum. Hükûmetin bu konuda,
Sarp Sınır Kapısının kapalı olması
nedeniyle özellikle Kemalpaşa esnafının
yaşadığı bu sorunların giderilmesi anlamında,
mağduriyetlerin giderilmesi anlamında olaya el koymasını
talep ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, Parlamentoda
bundan önce en son gündem dışı konuşmayı 1
Aralıkta yaptım, hemen arkasından 17 Aralıktaki bütçe
konuşmalarımda da bunu dile getirdim, bunu dile getirmekten de
bıkmayacağım. Artvinle alakalı en büyük sorun
denildiği zaman ne yazık ki -tekrar tekrar dile getiriyorum- bu
koroner anjiyografi ünitesi ve bunun yanında kalp damar cerrahisi ünitesi
kurulmasıyla alakalı ciddi bir mağduriyet var. Hâlen, o tarihten
bugüne kadar da Artvinde ölümler devam ediyor, insanlarımız yollarda
ölüyorlar değerli arkadaşlarım.
Bakın, daha önceki konuşmamda da ifade
etmiştim, Artvin-Rize arasında 150 kilometrelik bir uzaklık var,
Artvin ile Trabzon arasında 225 kilometre var, Artvin ile Erzurum
arasında 185 kilometrelik bir uzaklık var.
Değerli arkadaşlarım, Artvinde
koroner anjiyografi ünitesi yok. Bakın, daha önce, 2018 yılında,
bizden önceki milletvekili Artvine bir müjde veriyor, diyor ki: Artvinde
buna ilişkin, Sağlık Bakanlığı tarafından bu
ünitenin kurulmasına ilişkin bir onay verilmiştir. Koroner
anjiyografi ünitesi ve onun yanında da gerekli kalp damar cerrahisi
ünitesi kurulacaktır. İlgili başhekim Artvinlilere müjde
veriyor, diyor ki: Gereken yapılacaktır, artık insanlar,
Artvinliler yollarda ölmeyecektir.
2017 yılında ben birçok kere soru sordum;
Sayın Bakana, ilgili bakanlara, Cumhurbaşkanı
Yardımcısına sordum. Artvinliler yollarda ölüyor. 2017de,
2018de, 2019da sevklerde ölen hasta sayısı ne kadardır? Kaç
kişi illere sevk ediliyor? diye, bugüne kadar bir tane yazılı
cevap alamadım değerli arkadaşlarım. Ama 2017yle
alakalı olarak ilgili baştabip bir açıklama yapıyor, diyor
ki: 2017de Artvin Devlet Hastanesinden komşu illere 1.028 hasta sevk
edildi. Değerli arkadaşlarım, onların ne
kadarının öldüğünü bilmiyoruz, o nedenle buradan bir kere daha
dile getiriyoruz. Bakın, ısrarla söylüyorum, bir kere daha söylüyorum
değerli arkadaşlarım. Şunu ifade ettik: Rizede var, Trabzonda
var, Erzurumda var, Karsta var, Giresunda var, Orduda var, Samsunda var,
Sinopta niye yok?
Bütçe görüşmeleri sırasında
Sayın İçişleri Bakanı Hakkâriyle alakalı bir şey
söyledi. Değerli arkadaşlarım, tabii ki Hakkâride de olacak,
biz onu Niye oldu? diye sorgulamak durumunda değiliz ama bu
şekilde, Türkiye'nin illerinde, 21inci yüzyıla giriyorken, bir
çağdaşlıktan, tıpla alakalı bir ilerlemeden
bahsediliyorken eğer bir kent merkezinde anjiyo ünitesi
kuramıyorsanız, bu insanlar yollarda ölüyorsa bunu şiddetle
reddediyoruz ve kabul etmiyoruz.
Bakın, en son konuşmamdan sonra
Ardanuçtan bir kardeşimiz -Nermin kardeşimiz, adını da
veriyorum- kalp krizi geçirdi, 40 kilometre Artvine, Artvine zar zor
yetiştiler, Artvin Devlet Hastanesinde kaybettik. Bir dakikanın bile
ne kadar önemli olduğunu biliyorduk. Yine, çok önem verdiğim bir
kardeşimin annesi, Hayriye teyze -iki tane çarpıcı örnek vermek
istiyorum değerli arkadaşlarım- Artvinde kalp krizi geçirdi,
yapacak bir şey yok, bir şey yapamıyor doktorlar. Bakın,
Artvin Devlet Hastanesinin çalışanlarına, özellikle kalp damar
cerrahlarına, diğer cerrahlara hiçbir diyeceğim yoktur;
insanüstü gayret ve çaba gösteriyorlar ama ellerinde gerekli teknik ekipman
olmadığı için hiçbir şey yapamıyorlar ve bu teyzemizi
de ne yazık ki Rizeye sevk nedeniyle kaybettik değerli
arkadaşlarım.
Bakın, buradan Artvinlilere sesleniyorum:
Geçtiğimiz günlerde ilimizin Valisi, Sayın Vali bir açıklama
yaptı Artvindeki 4 büyük barajın üretmiş olduğu 35 milyar
kilovatsaat elektrik karşılığında bugüne kadar Türkiye
ekonomisine 20 milyar TLlik bir pay kazandırdık. dedi değerli
arkadaşlarım. Artvinliler ekonomiye 20 milyarlık bir güç
veriyorlar, 2 milyon liralık, 250 bin liralık bir aleti ne yazık
ki Artvinlilere çok gördünüz. Bu konuda Bakana birçok kere sorular sordum,
birçok kere cevabını alamadığım konuşmalar
yaptım. Buradan, bir kere daha yüce Parlamentodan sesleniyorum: Bu konu
halledilene kadar, Artvinde bu koroner anjiyografi ünitesi, kalp damar
cerrahisiyle alakalı bütün aletler kullanılana kadar, hizmete geçene
kadar ben Parlamentoda susmadan konuşmaya devam edeceğim değerli
arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar) O
nedenle Hükûmete de önerim şudur: Bir an önce bunu gerçekleştirin.
İlimizin milletvekillerine de buradan bir çağrıda bulunuyorum:
Bunun partisi falan yok; ambulanslarda kaybettiğimiz, arkasından
gittiğimiz zaman fren lambası yanmasın diye dua ettiğimiz
ambulans içerisindeki kişilerin siyasi görüşlerine bakmıyoruz
değerli arkadaşlarım. Bu kişiler öncelikle insan; o nedenle
bir araya gelelim, bu sözümüzün arkasında duralım, Türkiye'nin her
yöresinde olan insanlar nasıl sağlık hizmetinden
yararlanıyorsa Artvin de bu hizmetlerden yararlansın diyorum.
Bu vesileyle yüce heyetinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Gaziantepin düşman işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl
dönümü münasebetiyle söz isteyen Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filize aittir.
Buyurun Sayın Filiz. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Gaziantep ilinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gaziantepin Fransız
işgalinden kurtuluşunun 99uncu yılı nedeniyle gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi,
Gazianteplileri ve yüce Türk milletini saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, o zamanki adıyla
Ayıntab Mondros Mütareke Anlaşmasına aykırı olarak
önce İngiltere tarafından 15 Ocak 1919da işgal edildi, sonra da
29 Ekim 1919 tarihinde Fransızlar tarafından işgal edildi. O
günler Ayıntab için kapkara günlerdi. Fransızların işgalin
daha birinci günü Akyol Karakolunda asılı Türk
Bayrağını indirme teşebbüsünde bulunmaları,
silahlandırdıkları Ermenilerin saldırgan, onur
kırıcı davranışları ve daha sonra 12
yaşlarındaki Mehmet Kamilin annesini korumaya
çalışırken Fransız askerleri tarafından süngülenerek
şehit edilmesi üzerine halk ayaklanmış, şehit Kamilin
cenaze merasimi âdeta bir mitinge dönmüştür. Halkın tepkisi sonucu
işgale tam olarak muvaffak olamayacağını anlayan
Fransızlar bütün ümitlerini Kilisten gelecek takviye kuvvetlerine
bağlar fakat o yolu tutan Şahin Bey bir avuç Kuvayımilliye kahramanlarıyla
3 Şubatta ve 18 Şubatta tam donanımlı Fransız
birliklerini durdurur. 29 Mart sabahı durum kritik bir hâl alır ve
yanında kalan az sayıda arkadaşları Geri çekilelim.
deseler de Şahin Bey çekilmemeye kararlıdır, Siz gidin, ben tek
başıma savaşacağım. der. Tüm mermilerini
harcadıktan sonra Elmalı Köprüsünün üzerine çıkar ve o koca
yürekli adam Ben yumruklarımla dövüşeceğim. dercesine elini
kaldırarak Fransız ordusuna Dur! diye meydan okur;
şaşkın Fransız kuvvetleri, savaş adap ve ahlakına
yakışmayan insanlık dışı hareketlerde bulunarak,
Şahin Beyi süngüleyerek şehit ederler. Şahin Beyin
şehadeti haberi dalga dalga Antep semalarında yankılanır ve
1 Nisan 1920de düşmanlarını bile hayran bırakan Antep
savunması yani çatışmalar başlar.
En başta askerî mühimmat olmak üzere her alanda
ihtiyaç vardır; esnaf örgütlenir, ihtiyaçlar yerel imkânlarla
karşılanmaya çalışılır. Hastane de yok, mevcut
sahra hastanesi Fransızların bombardımanıyla
yıkılmıştır. Heyet-i Merkeziye, Şıh Camisi
Külliyesini halkın destekleriyle Müdafaa-i Milliye Hastanesi yapmaya
karar verir. Belediyenin eczanesi Müdafaa-i Milliye Hastanesine
taşınır ama birkaç kutu kara merhemden ve bir iki şişe
gül suyundan başka ilaç yok, ameliyathane için mutlak ihtiyaç olan
malzemeler de kalmamış. Esnaf yine organize olur ve bazı
malzemeleri kendileri üretirler. Tentürdiyot yok, sargı bezi yok,
vatandaşın getirdiği tülbentler kullanıyor; hidrofil pamuk
yok, ameliyat için uyuşturucu yok. Gerçekten perişan bir hâl, bu
durumda yaralıların kol ve bacaklarının iplerle
bağlanarak acılar içinde ameliyat edilmelerinin hayali bile sonsuz
acı vermektedir. Toplam 5 doktor var. Antepte Fransızlarla harp
olduğunu öğrenen üniversiteli gençlerimiz Ömer Asım Aksoy ve 4
arkadaşı üniversitelerini bırakıp desteğe gelirler. Bu
hassasiyet her türlü takdirin üzerindedir. Ömer Asım Aksoy, tıp
1inci sınıf öğrencisidir ve yardımcı doktor
sıfatıyla Müdafaa-i Milliye Hastanesinde görev yapar.
Değerli milletvekilleri, bu kutsal mücadele
devam ederken Mustafa Kemal Paşa, Müslümanların halifesine
karşı gelmiş, rütbe ve nişanları alınarak asi
ilan edilmiştir. Böyle bir asinin arkasına düşmek şerhen
caiz değildir. diyerek Kuvayımilliyeyi ve mücadeleyi sekteye
uğratan Müftü Bulaşıkzade Hoca Arif Efendi gibi hainlerin mevcudiyetini
de unutmamak gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, işgal
sırasında halk aylarca zerdali çekirdeği unuyla
karışık bir undan mamul ekmek yemek zorunda kalmış, bu
yüzden de beslenme bozukluğu, trahom, Antep çıbanı gibi
hastalıklar yaygınlaşmıştır. Bu şartlara on
ay dokuz gün direnen Antep, sonuçta teslim olur. Lohanizade Teğmen Mustafa
Nurettin şöyle diyor: Bizi ne top mağlup etti ne tüfek; bizi
yalnız bir şey ezdi, büzdü, gözlerimizden kanlı yaşlar
döktürdü, o da açlık.
Değerli milletvekilleri, Anteplilerin,
yokluklara rağmen Fransızlara ve iş birlikçileri Ermeni
yandaşlarına karşı 6.317, Lohanizadeye göre 12 bin
şehit vererek eşine az rastlanan ve gazilik unvanıyla
taçlandırılan zorlu mücadelesinin sonunda Ankara
Anlaşmasıyla Fransızlar geldikleri gibi gittiler.
Değerli milletvekilleri, Antep savunması,
daha sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Ben Gazianteplileri gözlerinden
nasıl öpmem ki? Onlar, yalnız Gaziantepi değil, Türkiyeyi de
kurtardılar. sözlerinde anlamını bulmuş bir savunmadır.
(İYİ PARTİ ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Rahatça aldığımız nefeslerimizi
borçlu olduğumuz, haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz
tüm şehitlerimize ve ebediyete irtihal eden gazilerimize Allahtan rahmet
diliyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim.
Sayın Kılavuz, buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Mersin
Milletvekili Olcay Kılavuzun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2021
yılının İstiklal Marşı Yılı olarak
kabul edilmesinin memnuniyet verici olduğuna, Diyanet İşleri
Başkanlığı bünyesinde fahri statüsünde görev yapan ve
pandemi sürecinde zor günler yaşayan personelin kadro talebi olduğuna
ilişkin
açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Öncelikle, kabul edilişinin 100üncü
yılında, 2021 yılının İstiklal Marşı
Yılı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul
edilmesi çok memnuniyet vericidir.
Diyanet İşleri
Başkanlığı bünyesinde uzun süre fahri statüsünde görev
yapan personel, özellikle pandemi sürecinde oldukça zor günler
yaşamaktadır. Kursların kapatılması sebebiyle
mağduriyet yaşayan fahri statüsündeki personelimizin kadro talebi
bulunmaktadır. Yaklaşık 24 bin civarında olan, bu statüde
görev yapan personeller bizlerden sevindirici bir haber beklemektedirler.
Kamuda sözleşmeli geçici gibi ayrımları ve statü
farklarını kaldırarak bütün personelimizi kadroya geçirelim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özcan
2.-
Muğla
Milletvekili Suat Özcanın, Milas Zeytinyağının 23
Aralık 2020 tarihinde Avrupa Birliği tarafından coğrafi
işaretli ürün olarak tescillendiğine ilişkin açıklaması
SUAT ÖZCAN (Muğla) Muğla, turizmiyle
olduğu kadar özellikle tarımsal ürünler yönünden çok zengin bir
ildir. Milas ilçemiz, zeytinyağıyla, Avrupa Birliği
tarafından tescil edilen 5inci coğrafi işaretli ürünün
şehri oldu. Sağlık kaynağı Milas zeytinyağı,
23 Aralık 2020 tarihinde Avrupa Birliği tarafından tescillendi.
Başta Milas zeytin üreticilerimiz olmak üzere, 2017 yılında
tescil için başvuru yapan ve emek veren Milas Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanımızı kutluyorum. Coğrafi işaretli
ürünlerin ekonomimize kazandırılmasına ve yeni coğrafi
işaretlere yönelik çalışmaların azimle sürdürüleceğine
inanıyorum. Bu vesileyle herkesi, sağlık ve şifa
dağıtan Milas zeytinini ve zeytinyağını kullanmaya
davet ediyor, teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Çepni
3.-
İzmir
Milletvekili Murat Çepninin, Kocaeli ili Çayırova ilçesi
Şekerpınar Organize Sanayi Bölgesinde Baldur Süspansiyon
fabrikasında TÜRK METAL Sendikasından BİRLEŞİK
METAL-İŞ Sendikasına geçen işçilerin işten
çıkarıldığına, 25 Aralık 2020 günü greve
başlayacaklarına ilişkin açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Kocaeli
Çayırova Şekerpınar Organize Sanayi Bölgesinde, Baldur
Süspansiyonda, TÜRK METALden BİRLEŞİK METAL-İŞe
geçen işçiler ekim ayı sonunda işten atıldılar.
İşçiler fabrika önünde direniş çadırı kurdular.
Sendikalı olmak anayasal hak ama devlet sendikası olmak
şartıyla. Gebze bölgesi, sendikalı işçilere
saldırının bölgesi oldu. İşçiler, yarın, 25
Aralık 2020de greve başlayacaklar. Direnen işçileri
selamlıyor, yanlarında olduğumuzu buradan bir kez daha ilan
ediyoruz.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
4.-
Edirne
Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, borçların
yapılandırılmasına ilişkin kanundan yararlanarak prim
borçlarını ödeyip emekli olmak isteyen vatandaşların
sorunlarının çözülmesi için bankalarla protokol yapılması
gerektiğine ilişkin
açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Sayın
Başkan, borçların yapılandırılmasına ilişkin
kanundan yararlanarak prim borçlarını ödeyip emekli olmak isteyen
vatandaşlarımız güçlükler yaşıyor.
Vatandaşlarımız alacakları emekli maaşını
teminat göstererek bankalardan kredi kullanmak ve bu krediyle
borçlarını ödeyip emeklilik hakkını kazanmak istiyor ancak
gittikleri bankalardan, SGKyle böyle bir protokol yapılmadığı
gerekçesiyle ret cevabı alıyorlar. Kimsenin bu paraları
peşin ödeyecek birikimi yok. SGKnin vatandaşlarımızın
mağduriyetlerinin giderilmesi ve emekli olabilmeleri için bankalarla acil
protokol yapması gerekmektedir. Meclisimiz vatandaşlarımıza
bir kolaylık getirmişse kurumlar da bunun daha kolay yapılması
için gerekli çalışmayı yapmalıdırlar. SGK bankalarla
bir protokol yapıp prim borçlarını ödemek ve emekli olmak
isteyen vatandaşlarımızın bankalardan bu parayı kredi
olarak çekmesini ve buna karşılık, bu kredi
borçlarının, alacakları emekli maaşından taksitler
hâlinde kesilmesini sağlamalıdır.
BAŞKAN Sayın Tanal
5.-
İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, bazı illerde verilen tohum
desteğinin Düzce ilinde verilmediğine, Düzce ilinde üretilen çeltik
ve dane mısır gibi ürünler için kurutma tesisi olmadığına,
TMOnun bu soruna çözüm bulmasını ve Düzce ili Gümüşova
ilçesinde yaşanan tapu sorununun çözülerek mağduriyetlerin
giderilmesini Tarım ve Orman Bakanlığından talep
ettiğine ilişkin
açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sizin vasıtanızla Tarım ve Orman
Bakanlığına soruyorum. Türkiyenin bazı illerinde verilen
tohum desteği Düzce iline verilmemektedir. Bu eşitsizliğin
giderilmesini talep ediyorum.
İki: Düzcede üretilen çeltik ve dane
mısır gibi ürünlerde kurutma tesisi bulunmamaktadır. Toprak
Mahsulleri Ofisinin devreye girerek -kurutma tesisi sorununa çözüm getirerek-
Düzcelilerin mağduriyetinin giderilmesini talep ediyorum.
Üçüncüsü: Gümüşova ilçemizde
vatandaşlarımızın tapu sorunu var. Bu tapu sorununun bir an
önce giderilerek Düzcelilerin mağduriyetinin giderilmesini talep eder,
selam ve saygılarımı iletirim hepinize.
BAŞKAN Sayın Gürer
6.-
Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, kalsitin Niğde ili için önemli bir gelir
kaynağı olduğuna, iktidarın Niğdeli kalsit üreticilerinin
sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Başkan.
Niğdede kalsit önemli gelir
kaynağıdır, yurt dışına ihracatı
yapılmaktadır ancak son aylarda Mersin Limanında boş
ekipman sorunu yaşanmaktadır. Yerli üretici bu sıkıntıyı
yaşarken yabancı firmalar ise bu durumdan etkilenmemektedir. Mersin
Limanında yaşanan konteyner ve gemi
sıkıntısının aşılması için Ticaret
Bakanlığı gerekli girişimlerde bulunmalıdır.
Ayrıca, Kuzey Afrika ülkeleriyle ilgili gümrük
düzenlemesi sağlanmaması nedeniyle Türkiyeden giden kalsit için
yüzde 15 gümrük vergisi alınması sorun yaratmaktadır. AB
ülkeleri sıfır gümrükle aynı ürünleri satabilmektedir.
Dünyanın en nitelikli kalsitini üreten üreticiler ihracatta navlun
desteği beklemektedir. İktidar sorunlara çözüm getirmeli,
Niğdeli kalsit üreticilerinin sorunlarıyla ilgilenmeli ve bunlarla
ilgili gündeme getirdiğimiz konulara Ticaret Bakanlığı
duyarlılık göstermelidir.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın Taşkın
7.-
Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 2021 yılının
İstiklal Marşı Yılı olması teklifinin TBMMde
kabul edilmesinin Mehmet Akif Ersoy ve kurtuluş mücadelesinde görev
alıp bu toprakları vatan kılan tüm şehitlere
karşı vefa borcunun bir ifadesi olduğunu düşündüğüne ilişkin
açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Kıymetli milletvekilleri, Millî Mücadele
döneminde şiirleri ve fikirleriyle aziz milletimize güç ve heyecan veren,
İstiklal Marşımızın yazarı, millî şairimiz,
Birinci Meclis Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoyu Anma Haftası içerisinde,
2021 yılının İstiklal Marşı Yılı olması
teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda dün gece kabul edildi.
İstiklal Marşının yazılmasının ve Meclis
tarafından kabul edilişinin 100üncü yılı olan 2021
yılının İstiklal Marşı Yılı olarak ilan
edilmesini, millî şairimiz Mehmet Akif Ersoya ve kurtuluş
mücadelesinde görev alarak bu toprakları bizlere vatan kılan tüm
şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarına karşı vefa
borcumuzun bir ifadesi olarak düşündüğümü ifade ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Uğur
8.-
Burdur
Milletvekili Yasin Uğurun, Gazi Mecliste tüm partilerin ortak
imzasıyla 2021 yılının İstiklal Marşı
Yılı olarak kabul edildiğine, Birinci Meclis Burdur Milletvekili
Mehmet Akif Ersoya Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
YASİN UĞUR (Burdur) Teşekkürler
Sayın Başkan.
İstiklal Marşımızın
şairi Mehmet Akif Ersoy, aziz milletimizin destan yazdığı
istiklal mücadelemize tüm ruhuyla, benliğiyle katılmış,
sözleriyle, şiirleriyle milletimizin hislerine tercüman olmuş, en zor
gününde milletimize umut aşılamıştır. Millî
şairimiz Mehmet Akif şehir şehir gezerek
insanımızı İstiklal Savaşımıza
katılmaya çağırmış; mücadeleci kişiliği,
derin ilmi ve ahlakıyla, hitap ettiği Anadolu insanını
derinden etkilemiştir. Büyük bir mücadeleyle kazanmış
olduğumuz İstiklal Savaşımızı muhteşem
mısralarıyla ebedîleştiren Mehmet Akif Ersoy, bu
toprakların ruhunu, milletin özünü yansıtan İstiklal
Marşını kalemiyle değil yüreğiyle
yazmıştır.
Gazi Meclisimizde tüm partilerin ortak
imzasıyla 2021 yılı İstiklal
Marşı Yılı olarak kabul edilmiştir. Bu vesileyle,
Birinci Meclis Burdur Milletvekilimiz, Türk milletinin ebedî sesi olan millî
şairimiz Mehmet Akif Ersoya Allahtan rahmet diliyor, kendisini hürmet ve
minnetle yâd ediyorum.
BAŞKAN Sayın Girgin
9.-
Muğla Milletvekili
Süleyman Girginin, Muğla ili Fethiye ilçesinde daha önce reddedilen
Akmarin Yat Limanı Projesinin yeniden hayata geçirildiğine, Fethiye
Körfezi taşıma kapasitesi raporları güncellenmeden bu tür
kararların alınmasının bilimsellikten uzak olduğuna ve
geri dönülmesi imkânsız hasarlara sebebiyet vereceğine ilişkin
açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığına:
Fethiyede daha önce reddedilen Akmarin
Yat Limanı Projesi yeniden hayata geçirildi. Binlerce metrekare deniz
dolgusu ve yüzlerce tekne için marina yapılacak.
Fethiye Körfezinin doğal ve arkeolojik
güzelliğinin yanında zengin bir flora ve fauna yapısından
oluşan biyoçeşitliliğe sahip olmasından dolayı, bu tür
yapılaşmaların kapasitesinin çok üzerinde yapılması
kıyı ve denizel alanlardaki ekosistemi yok etme tehlikesi
yaratacaktır. Turizm de olumsuz etkilenecek, doğal güzelliklerin ve
arkeolojik değerlerin gelecek nesillere aktarılması
engellenecektir. 2014 yılında başlatılan ve
kesinleşmemiş durumdaki bütünleşik kıyı alanları
planlaması sağlıklı planlama kararları alınarak
sonuçlanmadan ve Fethiye Körfezi taşıma kapasitesi raporları
güncellenerek hazırlanmadan bu tür bilimsellikten uzak yapılaşma
kararları alınması körfezde geri dönülmesi imkânsız hasarlara
sebebiyet verecektir. Kahverengi bayrak değil mavi deniz için yat
limanı yapımı girişimlerinden vazgeçilmelidir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın İlhan
10.-
Kırşehir
Milletvekili Metin İlhanın, Atatürk ve Temsil Heyetinin
Kırşehir iline gelişinin 101inci yılını en içten
dilekleriyle kutladığına ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
19 Mayısta Samsundan başlayan kutlu
kurtuluş yolu Kırşehirle devam etmiştir. Onu asla
yalnız bırakmayan Millî Mücadelenin her
noktasında yanında olmuş aziz Kırşehir halkı, Ulu Önderi büyük bir coşkuyla
karşılamıştır.
Değerli milletvekilleri, Kırşehir,
Türk kültürünün eğitim, bilim ve özgür düşünce başta olmak üzere
temel birikimine sahip, kadim bir kentidir. Bu sebepledir ki Atatürk yüz bir
yıl önce Kırşehire geldiğinde Anadolu en büyük hazinedir.
Sineyivatanda istihlas çarelerini beraberce,
ölünceye kadar aramaya, temin etmeye çalışacağız.
demiştir.
Halkın kendini yönetmesinin
kıvılcımları, Ahi Evran, Yunus Emre, Âşık
Paşa, Hacı Bektaş Veli gibi âlimlere beşiklik
yapmış bir medeniyet şehri olan Kırşehire nasip
olmuştur. Cumhuriyet ifadesini ilk naklettiği yerlerden biri de
olması işte bu birikimlerden dolayıdır. Bu duygularla,
Atatürk ve Temsil Heyetinin Kırşehire gelişinin 101inci
yılını en içten dileklerimle kutluyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Karasu
11.-
Sivas
Milletvekili Ulaş Karasunun, Sivas ili Kangal ilçesinde TMO
tarafından dönüm başı 580 kilogram üretim barajındaki ÇKS
buğday desteğinin ilçe tarım müdürlüğü tarafından 410
kilograma indirilmesiyle çiftçilerin uğradığı zararın
ortadan kaldırılması gerektiğine, Sivas ili Gemerek
ilçesinde taksici esnafın yaşadığı
mağduriyetlerin giderilmesinin lazım geldiğine ilişkin
açıklaması
ULAŞ KARASU (Sivas) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sivas Kangal ilçemizde çiftçilerimize Toprak
Mahsulleri Ofisi tarafından verilen dönüm başı 580 kilo üretim
barajındaki ÇKS buğday desteği İlçe Tarım
Müdürlüğü tarafından 410 kiloya düşürülmüş, Kangallı
buğday üreticilerimiz dönümde 170 kilo destekten mahrum bırakılmıştır.
Tüm planlarını TMOnun verdiği miktara göre yapan çiftçilerimizin
uğradığı bu zarar ortadan
kaldırılmalıdır.
Ayrıca, Sivas Gemerek ilçemizdeki taksici
esnafına yönelik haksız cezai işlemler uygulanmaktadır.
Mesafe bakımından Kayseriye daha yakın olan Gemerek ilçemizde
hastalarımızı tedavi amaçlı Kayseriye taşıyan
ticari taksi şoförleri dönüş yolunda yetki belgesi
olmadığı gerekçesiyle 2.174 lira ceza yemektedir.
Hastaların zamanla yarıştığı pandemi döneminde
yapılan ve hem Gemerek sakinlerini hem de taksici esnafını
mağdur eden bu uygulamaya derhâl son verilmelidir.
BAŞKAN Sayın Sümer
12.-
Adana
Milletvekili Orhan Sümerin, Millî Eğitim Bakanlığının
yeni araç kiralama ihalesine çıktığına, uzaktan
eğitimde yaşanan sorunlar, atama bekleyen, 3600 ek gösterge ve kadro
hakları için mücadele eden öğretmenler varken
Bakanlığın yeni araç kiralamasının savurganlık
olduğuna ilişkin
açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Millî Eğitim Bakanlığı, 1 Ocak
2021 tarihinde kullanmaya başlamak, 31 Aralık 2021 tarihinde bitmek
üzere bir yıllık 2020 model 4 tane öncü ve artçı koruma
aracı kiralama ihalesine çıkıyor. Bu demek oluyor ki kamudaki
lüks makam arabaları galerisine Millî Eğitim Bakanlığı
eliyle 4 tane daha eklenmiş olacak. Milyonlarca öğrenci interneti
olmadığı için derslerinden geri kalırken, atama bekleyen on
binlerce öğretmenimiz varken, öğretmenlerimiz 3600 ek gösterge ve
kadro hakları için yıllardır mücadele ederken,
Bakanlığın hizmetinde onlarca hizmet aracı varken yeni
araçların kiralanması israftır, savurganlıktır,
günahtır; eğitim değil, demek ki lüks sevdalısı
olmaktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kırkpınar
13.-
İzmir
Milletvekili Yaşar Kırkpınarın, İzmir Büyükşehir
Belediyesi tarafından Mizah Festivali kapsamında yapılması
planlanan söyleşinin tepkiler sonucu iptal edildiğine, Şebiarus
programında Kur-an ve ezanı Türkçe okutmak isteyen İstanbul
Büyükşehir Belediyesini kınadıklarına ilişkin
açıklaması
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İzmir Büyükşehir
Belediyesinin Mizah Festivali kapsamında Türkiye ve İslam
düşmanlarını Türkiyeye davet ettiği söyleşi, tepkiler
sonucu iptal edildi. Türkiye ve İslam düşmanı karikatüristleri
İzmirle buluşturmaya çalışan, İzmirin
değerlerini hiçe sayan bu zihniyeti şiddetle kınıyoruz.
Aynı şekilde, Şebiarus programında
Kuran-ı ve ezanı Türkçe okutmak isteyen İstanbul
Büyükşehir Belediyesini de kınıyoruz. Millî ve manevi
duygularımıza saygı göstermekten imtina eden zihniyetin
yetmiş yıl sonra yeniden hortladığına şahit
oluyoruz. Kutsallarımıza yönelik saldırı ve saygısızlık
karşısında tüm farklılıklarımızı bir
tarafa bırakıp İslamın ortak paydasında buluşmak
hepimizin en önemli görevidir. Kimsenin inancımıza ve kültürümüze el
ve dil uzatmasına müsaade etmeyeceğiz. Her şeyi istismar etmeye
çalışan Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden asıl görevlerine
geri dönmelerini, milletin dini ve diyaneti işlerinden el çekmelerini
buradan salık veriyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan
14.-
Bursa
Milletvekili Yüksel Özkanın, Bulgaristanda Todor Jivkov döneminde Türk
ve Müslümanlara uygulanan asimilasyon politikalarına karşı
demokrasi ve direnişin sembolü olmuş Türkan bebek ve tüm
şehitleri rahmetle andığına, bu insanlık
suçlarının hiçbir yerde, hiçbir zaman yaşanmamasını
dilediğine ilişkin
açıklaması
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Bulgaristanda Todor Jivkov totaliter rejimi
döneminde, Bulgaristan Türk ve Müslümanlarına asimilasyon
politikaları, 1984-1985 yıllarında rejim güçleri tarafından
cinayetlerin işlendiği bir noktaya ulaşmış idi.
İsimlerin zorla değiştirildiği,
mezarlarımızın taşlarının kırılıp
haç dikildiği bu dönemde, 1984 yılının Aralık
ayının son haftasında 18 aylık Türkan bebek ve yüzlerce
Türk katledilmişti.
Bulgaristan Türklerinin demokrasi direnişinin
sembolü olmuş Türkan bebek ve tüm şehitleri rahmetle, saygıyla
anıyorum, ruhları şâd olsun. Bu insanlık
suçlarının hiçbir yerde, hiçbir zaman yaşanmaması
dileğiyle bu karanlık dönemi kınıyorum.
BAŞKAN Sayın Bakbak
15.-
Gaziantep
Milletvekili Derya Bakbakın, Gaziantep ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 99uncu yıl dönümünde bu gazi şehri kurtarmak için
can veren tüm şehitleri rahmetle yâd ettiğine ilişkin
açıklaması
DERYA BAKBAK (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tarih, 25 aralık 1921; Antepi Gazi yapan
kahramanlık destanının yazıldığı gün,
uğrunda nice şehitler verilerek Antepin düşman işgalinden
kurtarıldığı gün, yüreklerindeki vatan sevgisiyle
düşmanın üzerine cephanesiz yürüyen gazi ve şehitlerimizin tarih
yazdığı gün.
1921 yılında 35 bin nüfusun 6.317sini
şehit veren, bağımsızlık mücadelesinin en
şereflisinin yaşandığı bir memleketin evladı
olmaktan onur duyuyorum. Tam doksan dokuz yıl önce gazi şehrimiz
düşman işgalinden kurtularak tüm Türkiyeye
bağımsızlık yolunda ışık tutmuş, umut
olmuştur. Bugün de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın önderliğinde, gazi şehrimiz gücüne güç
katıyor, büyük ve güçlü Türkiye hedefine aynı azim ve
kararlılıkla yürüyor. Bu gazi şehri bizlere bırakan tüm
şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, hepinizi
sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi Grup Başkan
Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım fakat öncesinde
Sayın Yeneroğlu bir söz talebiniz var mıydı? Kürsüden
değil yerinizden vereceğim eğer söz talebiniz varsa.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkanım, sesim oradan duyulmuyor. Ben kanunla ilgili görüşmeler
başlayınca usul tartışması noktasında söz
isteyeceğim çünkü
BAŞKAN Yani kanunun görüşmelerine
ilişkin bir usul tartışması açmayacağım ama
istiyorsanız, bir dakika yerinizden söz verebilirim size, 60a göre.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkanım, usul tartışması konusunda ben size bir
şey demedim ki nereden biliyorsunuz?
BAŞKAN Siz kendiniz söylediniz şimdi.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Tamam da
içeriğini söylemedim.
BAŞKAN Kürsüde de söylediniz, onu söylüyorum.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkanım, ben içeriğini söylemedim ki! Ya, bakın
BAŞKAN Buyurun.
16.-
İstanbul
Milletvekili Mustafa Yeneroğlunun, kanun teklifi oylaması
sonrasındaki söz hakkı talebi için kürsüye gidilmesi
gerektiğine, söz hakkı için Genel Kurul salonunda birbirleriyle
yarış içinde bulunmayı milletvekillerine
yakıştıramadığına, kanun teklifinin
görüşmelerine geçildiği zaman usul tartışması
açılmasını talep edeceğine ve bu konuda muhalefetin
desteğini beklediğine, bir milletvekili Meclisteki bir
konuşmayla ilgili kamera kayıtlarını istediğinde
verilmiyorsa burada bulunmalarının bir anlamı
olmadığına ilişkin açıklaması
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkanım, siz Meclisin onurunu korumakla mükellefsiniz. Ben, sizin de
şahit olduğunuz ve haklı olduğumu ifade ettiğiniz bir
konuyla ilgili sizden söz talep ediyorum, usulle ilgili bir mesele.
BAŞKAN Ben de vereceğim yerinizden,
buyurun diyorum.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Tamam da
bu, usulle ilgili bir mesele. Yani bu kadar onur kırıcı bir
muameleyi siz kabul ediyorsanız, benim zaten söyleyecek bir şeyim
yok, burada bulunmamızın bir anlamı da yok.
BAŞKAN Sayın Yeneroğlu, az önce de
ifade ettim, kayıtlara da geçsin.
Burada, Kanunlar ve Kararlarda çalışan
bürokrat arkadaşlarımız İç Tüzük hükümlerine uygun hareket
ediyorlar.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Hayır,
Başkanım, bakın, ben size anlattım, siz buna
şahitsiniz. Ben
BAŞKAN Müsaade edin.
Onların görevlerini yaparken yapmış
oldukları meselelerini sizin kişisel olarak addetmenizi ben
doğru bulmuyorum. Eğer burada
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Hayır
BAŞKAN Müsaade edin.
Eğer, burada milletvekillerinin söz
haklarına ilişkin bir tartışma var ise bunu gene çözecek
olan buradaki milletvekilleridir. Yani buradaki İç Tüzük hükümlerinde
düzenlemeye gidilmesi gerekiyorsa veyahut da bir uygulamada bir teamül
oluşturulmak isteniliyorsa bunu yapacak olan gene milletvekilleridir.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bürokrat
arkadaşlarımızın bu konuda yapabilecekleri bir şey
yoktur.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Evet,
müsaade buyurursanız
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkanım, siz o konuyla ilgili bu meseleyi İç Tüzük meselesi
olarak addediyorsunuz, ben de size diyorum ki bu mesele sadece İç Tüzük
meselesi değil. Siz oylamaya sundunuz; oylama sonrasıyla ilgili de
bizim kuraya girmek için söz taleplerimiz noktasında oraya gelmemiz
gerekiyor, değil mi? Ben de arkadan kalktım, oraya geldim.
Kırıkkale Milletvekilimiz Ramazan Can Bey koştuğu için
benden önce geldi, ben kendisinin on-on beş saniye arkasından geldim.
Eğer bu Mecliste birbirimizle yarış içerisinde
bulunmamızı, ayağımıza çelme takmamızı istiyorsanız,
bu sizin takdiriniz. Bunu siz kendinize
yakıştırıyorsanız, ben
yakıştıramıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) Ben
söylüyorum, usul tartışması başlatacağım biraz
sonra.
Muhalefet
partilerinden de rica ediyorum, bu konuda destek vermelerini kendilerinden
istirham ediyorum çünkü bu, yakışıksız bir durum, sadece
benim meselem değil.
BAŞKAN Bu,
İç Tüzük meselesidir, usule ilişkin bir şey değildir.
MUSTAFA
YENEROĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum.
Bütün
arkadaşlar arasında da...
Bir de kamera
kayıtlarını özellikle istirham ediyorum. Bakın, bir
milletvekili Meclisteki bir konuşmayla ilgili kamera
kayıtlarını istiyorsa ve verilmiyorsa o zaman, burada
bulunmamızın hiçbir anlamı yok.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Dervişoğlu,
buyurun.
17.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, tarihe
Kanlı Noel olarak geçen Kıbrıstaki saldırının
57nci yıl dönümünde İlhan ailesini ve tüm şehitleri rahmetle
andığına, kamuda atanmayı bekleyen yaklaşık 200
bin engelli adayın mevcut olduğuna ancak 3 bin yeni atama
yapılacağının duyurulduğuna, açıklanan toplam
engelli kontenjanının ise 7.119 olduğuna, kamudaki yüzde 3lük
engelli kotasının yüzde 6ya çıkarılmasını
önerdiklerine, usta öğreticilerin sorunları derinleşmeden özlük
haklarının verilmesi gerektiğine, ülkede yüksek enflasyon ve
Türk lirasındaki değer kaybının devam etmesinin yoksul
sayısını hızla artırdığına, devlet
desteklerini artırmazsa 2021 yılında artan pandemi şartlarıyla
birlikte ülkedeki yoksul sayısının 2 kat artabileceğine,
ekonomide bu kötü tablonun on sekiz yıllık AKP iktidarının
eseri olduğuna, Hükûmetin ekonomiyi yönetemeyerek vatandaşları
yoksulluğa mahkûm ettiğine ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın
Başkanım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Tarihe Kanlı
Noel olarak geçen ve 21 Aralık 1963te başlayan
Kıbrıstaki Kıbrıs Türklerine karşı Rum
katliamında 24 Aralıkta Lefkoşa da Kumsal bölgesinde
Binbaşı Nihat İlhan ve eşi Mürüvvet İlhan ile
çocukları Murat, Kutsi ve Hakan banyo küvetinde kurşuna dizilerek
katledilmiştir. Rum Albay Grivas ve çetesi, Kıbrıslı
Türkleri adadan silmek ve Enosis idealini gerçekleştirmek için birçok
kanlı saldırı düzenlemiştir. Tabip Subay Nihat
İlhanın küvette kurşuna dizilen 3 çocuğu ve eşi,
yüzlerce masum sivilin katledildiği bu saldırıların en
trajik sembolü olarak hafızalarımızda yer edinmiştir. Alçak
saldırının 57nci yıl dönümünde İlhan ailesini ve
hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle
anıyorum.
97.646 aday 2020
EKPSS sınavına girmiştir, bunların dışında
kura başvuruları da yapılmıştır. Geçen seneki
sınav ve kuraya girenlerle birlikte kamuya atanmayı bekleyen
yaklaşık 200 bin engelli aday mevcuttur. Buna
karşılık, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili
tarafından, sadece 3 bin yeni atamanın yapılacağı
duyurulmuştur. Bu sayı ihtiyacı karşılamakta oldukça
düşük kalmaktadır. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel
Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2020 Mart Engelli ve
Yaşlı İstatistik Bültenine göre, toplam engelli kontenjan
açığı 7.119 olarak açıklanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ocak ayında 3 bin yeni atama değil, kamuda hâlen
boş olan 7.119 kişilik kontenjanı dolduracak bir biçimde
planlama yapılmasını talep ediyoruz. Kamudaki yüzde 3lük
engelli kotası ise artık ihtiyacı
karşılamamaktadır, bu rakamın yüzde 6ya
çıkarılmasını öneriyoruz.
Günümüzde eğitim sadece okullarla
sınırlı değildi; özellikle zorunlu öğrenim
yaşını tamamlamış bireyler için yüzlerce eğitim
seçeneği bulacağınız sanat ve meslek edindirme
kursları bulunmaktadır. Okullarda eğitimciye öğretmen
denirken bu tür kurslarda usta öğretici olarak anılmaktadırlar.
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Halk Eğitim
Merkezlerinde görev yapan usta öğreticilerin hak kayıpları
telafi edilmelidir. Usta öğreticilerimizin sorunları
derinleşmeden, özlük haklarının verilmesi icap etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN Devam edin lütfen.
Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ülkemizde, güzide eğitimcilere kadro verilerek
kalıcı istihdamları sağlanmalıdır. Usta
öğreticiler, on aydır maaş almadan ayakta durmaya çalışıyorlar.
On aydır evinize maaş girmediğini düşünürseniz, durumun
vahametini daha iyi idrak edebilirsiniz.
Bir yandan yüksek enflasyonla giderek artan hayat
pahalılığı, diğer yandan binlerce iş yerinin
faaliyetlerini durdurmasıyla azalan ya da tamamen kesilen gelirler,
toplumda ağır bir gelir kaybı yaratmıştır.
Türkiye'de milyonlarca kişiyi etkileyen geçim
sıkıntısı 2021de de milletimizin başlıca gündem
maddesi olmaya devam edecektir. Ülkemizde yüksek enflasyon ve Türk
lirasındaki değer kaybının devam etmesi yoksul
sayısını hızla artırmaktadır. Türkiye'nin
toplumsal refah konusunda Avrupa Birliği ülkeleriyle arasındaki makas
da giderek artmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Son cümlem efendim.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Pandeminin etkisiyle birlikte yoksulluk oranı yüzde 25lere
kadar çıkmaktadır. Devlet desteklerini artırmazsa önümüzdeki
yıl artan pandemi şartlarıyla birlikte, Türkiyedeki yoksul
sayısı 2 kat artışla 20 milyonu geçebilir. Ekonomide bu
kötü tablo on sekiz yıllık AKP iktidarının eseridir.
Hükûmet, her alanda olduğu gibi ekonomiyi de yönetemeyerek
vatandaşlarımızı yoksulluğa mahkûm etmekte, kendi
yarattığı fakirliği, fukaralığı yönetme ısrarını
sürdürmektedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Akçay, buyurun.
18.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
Libyanın millî güvenliğimizin kilit taşı olduğuna,
Türk kargo gemisine uluslararası hukuka aykırı olarak
yapılan baskını destekleyenleri görmenin üzücü olduğuna,
Doğu Akdenizin jeopolitiğinin Türkiye ve Libyanın meşru
çıkarları doğrultusunda atılacak adımlarla
şekilleneceğine, dost ve kardeş ülke Libyanın
bağımsızlığının 69uncu yıl dönümünü
kutladığına, Libyanın İtalyanlara karşı
sergilediği destansı direnişle sembol olan Çöl Aslanı Ömer
Muhtarı rahmetle andığına ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün, dost ve kardeş ülke Libyanın
bağımsızlığının 69uncu yıl dönümüdür.
üç buçuk asır Osmanlı Devletinin idaresinde adaletle yönetilen
Libya, 1911 yılından 24 Aralık 1951de bağımsızlığının
ilanına kadar İtalyanın işgalinde
kalmıştır. Bingazi ile Manisa, Trablus ile Ankara birbirine
kardeşlik bağlarıyla bağlıdır.
Kuloğlu Türkleri, Libyanın
bağımsızlığı için Trablusgarp
Savaşında İtalyanın işgaline karşı
canları pahasına mücadele etmişlerdir. Türkiye- Libya
ilişkileri, her şeyin ötesinde kardeşlik zeminine
dayalıdır ve ilkesel, tarihsel konumu vardır. Libyaya asker
gönderilmesine ilişkin tezkereye bu değer birlikteliği zemininde
bakmak gerekir. Bugün Libyada görevini başarıyla ifa eden
Mehmetçikimiz ile 1911de binbir meşakkatle Trablusgarp, Derne ve
Tobrukta Libyanın salahı için mücadele eden Mustafa Kemal, Enver
Paşa, Kuşçubaşı Eşref, Ali Fehti Bey, Nuri Bey ve
diğer nice kahramanlarımız aynı millî hafızanın
neferleridir.
Libya, millî güvenliğimizin kilit
taşıdır. Türkiye-Libya arasında imzalanan mutabakatlarla
Doğu Akdenizdeki şer oyunu bozulmuş, er oyunu kurulmuştur.
Emperyal heves güden devletler, Libyaya istilacı ve işgalci bir
mantıkla, sömürgeci zihniyetle yaklaşmaktadırlar.
Türkiyenin mavi vatandaki meşru hakları
için Libya Ulusal Mutabakat Hükûmetiyle imzaladığı iş
birliği anlaşmalarına Libyada ne işimiz var? diyerek
bakamayız. Türkiye, Doğu Akdenizi geriyor; Türkiye, Libyada
çizgiyi aştı. diyenleri, Libyadaki Türk askerlerini lejyoner
olarak nitelendirenleri üzülerek görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin lütfen.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Türkiye, Libyada
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi silah ambargosu kararına
uymuyor. diyerek Türkiyeyi hedef gösterenleri de gördük. Bu açıklamadan
bir gün sonra, Libyaya insani yardım götüren Türk kargo gemisine
uluslararası hukuka aykırı olarak Akdenizde baskın
yapıldığına da şahit olduk. Türk kargo gemisine
uluslararası hukuka aykırı olarak yapılan baskını
destekleyenleri hatta bu baskına meşruiyet kazandırmaya
çalışanları da görmek bizim için üzücüdür. Türkiye, Libyada ne
işgalci ne istilacı ne de lejyonerdir; Türkiye, huzurun ve
barışın inşası için gayret göstermektedir. Doğu
Akdenizin jeopolitiği, Türkiye ve Libyanın meşru
çıkarları doğrultusunda atılacak önemli adımlarla
şekillenecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu düşüncelerle, dost ve
kardeş ülke Libyanın
bağımsızlığının 69uncu
yılını kutluyorum. Libyada işgalci İtalyan güçlerine
karşı sergilediği destansı direnişle dünya
çapında sembol olan ve 16 Eylül 1931de idam edilerek şehit edilen
Çöl Aslanı Ömer Muhtarı da rahmetle anıyorum; ruhu şad,
mekânı cennet olsun.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Beştaş, buyurun.
19.-
Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, çıplak
aramaya cevaz veren yönetmelik düzenlemesinin derhâl
kaldırılması gerektiğine, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun bir insan hakları savunucusu olduğunu ve
mücadelesinden asla taviz vermediğini İçişleri Bakanı Süleyman
Soylunun da bildiğine, devletin SMA hastası çocuklarla ilgili bir
çözüm üretmesi gerektiğine, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine
atanan kayyumun belediyeyi babasının şirketi gibi
yönettiğine, kayyumların derhâl alınması ve belediye
başkanlarının görevlerine iade edilmesi gerektiğini bir kez
daha ifade etmek istediğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, bu sabah İçişleri Bakanı,
Kocaeli Milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğluna benim ağzıma
almak istemediğim çok sayıda söz sarf etti. Bir kere yani biz,
buradan da Meclisten de kendisinin konuştuğu oturumda da
söylediklerini milyonlarca kere iade ettiğimizi ifade etmiştik ancak
bu yetmemiş, bunu konuşmaya devam ediyor. Konu ne? Konu, çıplak
arama mevzusu. Ne yapıyor? Savcılara çağrıda bulunuyor ya,
çağrıda bulunuyor, diyor ki: Suç işliyor Gergerlioğlu.
Ama kendisi suç işlemiyormuş. Yani bir milletvekilini alenen tahkir
eden, hakaret eden, nefret söylemiyle açık suç işleyen bir Bakan, bir
de üstelik Türkiyedeki savcılara çıplak aramaya ilişkin bir
iftira olduğunu söylüyor hatta Alçaklık
Bir sürü kavram
kullanıyor, onları meşrulaştırmayacağım.
Her şeyden önce şunu söyleyeyim:
Çıplak arama meselesi niye buraya geldi ya? Çıplak aramada yönetmelik
var, İnsan Hakları Komisyonu raporlarında var. Ben kendim
gittim, cezaevlerinde -bizzat Komisyon Başkanının
imzaladığı tutanaklarda- çıplak arama tespit edilmiş,
Emniyetin bazı işlemlerinde, cezaevlerinde çıplak arama
yapılıyor. Ya, şu iktidar partisinde aklı başında
birisi yok mu, çıkıp Bu, yönetmelikte var ama çıplak aramaya
ilişkin çok sayıda itiraz var; insanlık onuruna
aykırıdır, biz bunu gözden geçireceğiz, yönetmeliği
değerlendireceğiz. dese, kamuoyunda başka bir şey
oluşacak.
Biz, en sonda söyleyeceğimizi başta
söyleyelim: Bir kere, çıplak aramaya cevaz veren bu yönetmelik derhâl
kaldırılmalıdır. İnsanlık onuruna
aykırı işkence olan çıplak aramayı
kaldıralım bu hukuk sisteminden.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Dün, bir
Milletvekili, Sayın Tuncay Özkan kürsüden kendisine yönelik işkenceyi
anlatmak zorunda kaldı ya! Yani bunu gerçekten izah etmek zor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu Vekilimize gelince:
Kendisinin bir insan hakları savunucusu olduğunu, bu konuda
yıllardır büyük emek verdiğini ve mücadeleden asla taviz
vermediğini herkes gibi Süleyman Soylu da biliyor bizce. Neden
rahatsız biliyor musunuz Soylu? Kendisinin yönettiği güvenlik
sisteminin işlediği suçların açığa
çıkmasından rahatsız, beş yüz altmış gündür
kayıp olan insanların duyurulmasından rahatsız,
işkence vakalarının teşhir edilmesinden rahatsız,
çıplak arama uygulamasının kamuoyuna açıklanmasından
rahatsız ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Demirtaş
kararında tam da bunu söylüyor, işte Soyluyu gösteriyor aslında
ve Cumhurbaşkanını gösteriyor; Bu açıklamalar, sizin emir
ve talimatlarınızla yargının
çalıştığını gösteriyor. diyor. Şimdi, bu
açıklamayı acaba savcılar duydu mu? Tersten söylüyorum: Süleyman
Soylunun savcılara çağrısının suç olduğunu
savcılar tespit etmezse zaten hiçbir şeyden söz edemeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Şimdi, biz, Ömer Faruk Gergerlioğlu Vekilimizin
yanındayız; bu saldırılara, bu isnatlara asla prim vermeyiz
ve savcıları da göreve çağırıyoruz.
İşkenceyi açıklayan değil, çıplak aramayı
açıklayan değil, bunu yapanlar ve yaptıranlar suçludur demek
istiyorum.
Sayın Başkan, bir diğer önemli mesele
şu: SMAlı hastaların, çocukların durumu. Hakikaten, her
gün onlarca mektup alıyoruz, sosyal medyada çok sayıda kampanya var.
Mesela, elimde bir mektup var; mektubu gönderen anne baba, Gökhan Gülmez ve
Ayşe Gülmez. Neymiş? Mustafa Yağız, otuz aylık bir
bebekleri varmış, SMA Tip 1 hastasıymış ve
trilyonlarca lira para gerekiyor; 2,4 trilyon.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yine, Kurtalanlı Roza bebek bunlardan birisi. Sayısız
örnek verebilirim ve bunlara karşı devletin, iktidarın bir çözüm
üretmesi gerekiyor. Bizim, bebekleri, çocukları ölüme terk etme gibi bir
lüksümüz yok. Yardım kampanyalarıyla sonuç alınamıyor. Bu
çok ciddi bir problemdir, buna çözüm bulunmasını istiyorum.
Umarım sürem vardır; kayyum
yolsuzluklarına ilişkin son bir not söyleyeceğim:
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyum olarak atanan Hasan Basri
Güzeloğlunun yolsuzluklara karıştığını
biliyoruz, merkeze çekildi ve şimdi, Münir Karaloğlu Belediyeyi
babasının şirketi gibi yönetiyor gerçekten; herkesi farklı
yerlerde görevlendirerek çoklu maaş sistemine geçmiş durumdalar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi, son kez
açıyorum.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitireceğim.
Kayyum da dâhil olmak üzere memurlardan oluşan
bir encümen grubu var. Belediye Meclisi üyeleri baypas edilmiş ve her bir
görevli 2 ayrı iştirakten ayrı ayrı huzur hakkı
alıyorlar, daire bakanlığı ve müdürlükten maaş
alıyorlar ve Belediye Meclisi feshedildiği için hiçbir denetim
faaliyeti de yok. Ayrıca, kayyumun hem Valilik hem Belediye Başkan
Vekilliği maaşını aldığını da söylemek
istiyorum. Kayyum darbesi, kayyum gasbı, bütün yolsuzluklarıyla,
hırsızlıklarıyla, iradesi dışında
halkın malına ve kendisine hizmet olarak gelecek gelirlere de el
konulduğunu; kayyumların derhâl alınması gerektiğini,
belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi
gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bunu söylemekten
vazgeçmeyeceğiz çünkü kayyumlar artık, halkın üzerinde
demoklesin kılıcı gibi her türlü hakkı gasbeden bir
mekanizmaya dönüşmüş.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özkoç
20.-
Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun, pandemi nedeniyle aylardır ücret alamayan ve
mağduriyetlerinin giderilmesini talep eden usta öğreticilerin sesini
yetkili makamlara duyurmanın görevleri olduğuna, Genel Kurul
gündemindeki Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının
Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifinin
çıkarılma gerekçisinin temel olarak OECDnin Mali Eylem Görev Gücünün
kriterlerini yerine getirmek olduğuna, tüm siyasetçilerin siyasi nüfuz
alanlarının, ailelerinin, yakınlarının mal
varlıkları ve hesap hareketlerinin incelenmesini istediklerine,
ülkenin en büyük probleminin yolsuzluk, yoksulluk, israf ve kayırma
olduğuna ilişkin
açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, her gün, Türkiyenin
her yerinden, her meslek grubuna ait insanlar feryat ediyorlar. Bugün de Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı halk eğitim
merkezlerinde ek ders karşılığı çalışan usta
öğreticiler feryat ediyorlar; diyorlar ki: Pandemi nedeniyle
aylardır ücret alamıyoruz. Yaklaşık 97 bin kişinin
mağduriyetinin giderilmesini talep ediyoruz. Bizim görevimiz,
onların sesini Türkiye Büyük Millet Meclisinden yetkili makamlara
duyurmaktır ve onların hakkını, hukukunu korumaktır;
onların hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğiz.
Bugün, Genel Kurul gündemine yeni bir yasa teklifi
geliyor: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının
Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi. Kanunun
çıkarılma gerekçesi, temel olarak OECDnin kara para, terörün
finansmanı, kitle imha silahlarının yayılmasının
finansmanına karşı mücadele yürüten Mali Eylem Görev Gücünün
kriterlerini yerine getirmek.
Türkiye olarak biz, bu Mali Eylem Görev Gücüne üye
olduk; 40 kriterini yani 40 tavsiye kararını yerine
getireceğimizi de taahhüt ettik. Yaptık mı? Hayır. Türkiye;
Yemen, Suriye, Moğolistan gibi ülkelerle birlikte Gri Listeye
alınmak üzere. Mali Eylem Görev Gücü, 2019 yılı Türkiye
Değerlendirme Raporunda uyarı verdi, Düzelt ve kriterlerini yerine
getir yoksa Gri Listeye alınacaksın. dendi. İktidar ne
yaptı? Bunu fırsat bilip derneklere kayyum atama, avukatları
muhbirliğe zorlama yasası hazırladı. Bu düzenlemelerin kara
para mücadelesiyle, getirdiğiniz yasanın adıyla, amacıyla hiçbir
ilgisi yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Eğer OECD
kriterlerini yerine getirecekseniz, buradan söylüyorum, OECDnin Mali Eylem
Görev Gücünün 12nci kriteri Siyasilerin, siyasi nüfuz sahibi kişilerin
mal varlıklarına, hesap hareketlerine bakın. diyor. Raporda
Türkiyenin Uyumsuz, Düzeltilmeli. denilen kriteri de bu. Neden yasanın
içinde yok, bunu millete nasıl açıklayacaksınız, soruyorum?
Herkes denetlenecek, kara parayla, uyuşturucuyla ilgili herkes
denetlenecek ama siyasetçi, devlet başkanları ve onların
yakınları denetlenmeyecek! Neden yok? Madem bu yasaya
uyacağız, bunun 12nci maddesini neden çıkartarak
getiriyorsunuz? Gelin, biz muhalefetle birlikte, tüm siyasetçilerin siyasi
nüfuz alanlarının, ailelerinin, yakınlarının mal
varlıkları ve hesap hareketleri incelensin, denetim altında
tutulsun. Biz bunu istiyoruz, talep ediyoruz, teklif ediyoruz; kabul edin,
yasalaştıralım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi, buyurun.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Türkiyenin bugün en
büyük problemi yolsuzluktur, yoksulluktur, israftır, kayırmadır.
Esnaf paketi açıklandı; binlerce esnafa sadece 5 milyar lira destek
verenler, 2021 yılı için 5li çeteye 31 milyar 181 milyon lira para
ayıranlar, bir avuç faiz lobisine 179 milyar 542 milyon lira
ayıranlar, asgari ücretliye açlık sınırının
altında, 2.792 lira öneriyorlar yani bir avuç insan için saltanata; milyonlarca
işçi, esnaf, çiftçi için kuru ekmeğe devam ediliyor.
İktidarın böyle yasalarla, baskıyla, zorbalıkla, yalanla
örtmeye çalıştığı gerçek bu; ne düzeltmeyi ne de
gizlemeyi beceremiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan, buyurun.
21.-
Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, doksan dokuz yıl önce Antep
müdafaasının zaferle sonuçlanmasının yüz yıl sonra
bugünlerde yaşanılan coğrafyada verilen mücadelenin ne kadar
anlamlı olduğunu gösterdiğine, tarihin bıraktığı
mirasa sahip çıkılarak yüz yıl sonra ülkeye kasteden
düşmanlara ve iş birlikçilerine karşı kutlu mücadeleyi
aynı kararlılıkla vermeye devam edeceklerine, taraf olunan
uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine
getirilmesi, iç hukuk düzenlemelerini uyumlulaştırmak ve terörizmin
finansmanı ile kitle imha silahlarının
yaygınlaştırılmasının finansmanının
önlenmesiyle ilgili 247 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlanacağına, teklifin
olgunlaşmasında yapacakları eleştiri, destek ve
katkılar için bütün siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine teşekkür
ettiğine ilişkin
açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bundan tam yüz yıl önce ülkemizin kuruluş ve
kurtuluş mücadelesinde Sakarya, Kocatepe, Çanakkale neyse, özellikle Antep
müdafaası da vatanın kurtulması, cumhuriyetimizin kurulması
ve istiklalimizin kazanılması noktasında böyle bir anlam ifade
ediyor. Yavuz Bülent Bâkilerin o dizelerinde Antep müdafaası ne güzel
ifade edilmiş:
Ben Antepliyim, Şahinim ağam.
Mavzer omzuma yük.
Ben yumruklarımla dövüşeceğim.
Yumruklarım memleket kadar büyük. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Hey, hey!
Yine de hey hey!
Kaytan bıyıklarım, delişmen
çağım,
Düşman kurşunlarına inat köprü
başında,
Memleket türküleri çağıracağım.
Bu dağlar bizimdir.
Bu memleketin bizim olduğunu Yavuz Bülent
Bâkiler bu dizelerle çok güzel ifade etmiş. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
İşte, bundan yüz yıl önce Antepin
gazilik unvanını alışı, doksan dokuz yıl önce
Antep müdafaasının zaferle sonuçlanması, yüz yıl sonra, bugünlerde
Afrinde, Cerablusta, İdlibte, Ayn el Araptan ta Kandile, Sincara
kadar olan coğrafyada vermiş olduğumuz mücadelenin ne kadar
anlamlı olduğunu gösteriyor.
Biraz önce Sayın Akçay da ifade etti;
etrafımızın nasıl bir kuşatma altında
olduğunu ve Türküyle, Kürtüyle, Arapıyla bu coğrafyadaki
barışımızın nasıl hedef
alındığını görüyoruz. İşte, şanlı
tarihimizin bize bıraktığı bu kutlu mirasa sahip
çıkarak yüz yıl sonra bu ülkeye kasteden düşmanlara, iş
birlikçilerine ve şahsi menfaatleri müstevlilerin siyasi emelleriyle
tevhit edenlere karşı bu kutlu mücadeleyi aynı
kararlılıkla veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun, devam edin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün, özellikle, Türkiyenin taraf olduğu
uluslararası birlik ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan
yükümlülüklerimizi yerine getirmek, sözleşmelere uygun olarak Türkiyenin
iç hukuk düzenlemelerini uyumlulaştırmak ve terörizmle, terörizmin
finansmanı ile kitle imha silahlarının
yaygınlaştırılmasının ve finansmanının
önlenmesiyle ilgili 2 bölüm ve 44 maddeden oluşan 247 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
başlayacağız ve şimdiden, bütün siyasi parti gruplarına,
milletvekillerimize bu yasanın olgunlaşmasında yapacakları
eleştiri, destek ve katkılar için teşekkür ediyor;
hayırlı, başarılı bir çalışma günü temenni
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Milletvekilleri,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
İYİ PARTİ Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır. Okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ
PARTİ Grubunun, Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş ve 19 milletvekili
tarafından sokak hayvanlarının usulsüz toplatılması,
şüpheli ölümleri, bakım ve can güvenliğinin sağlanarak
gerekli önlemlerin alınması, veteriner olmaksızın halk ve
hayvan sağlığını tehdit eden etkenlerin
araştırılması amacıyla 18/12/2020 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Aralık 2020
Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
24/12/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 24/12/2020 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Konya Milletvekili Fahrettin YOKUŞ ve 19
milletvekili tarafından, Sokak hayvanlarının usulsüz
toplatılması, şüpheli ölümleri, bakım ve can
güvenliğinin sağlanarak gerekli önlemlerin alınması, veteriner
olmaksızın halk ve hayvan sağlığını tehdit
eden etkenlerin araştırılması amacıyla 18/12/2020
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 24/12/2020 Perşembe
günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ PARTİ Grubu adına Sayın Fahrettin
Yokuş.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN
YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye genelinde sokak hayvanlarının usulsüz toplatılması,
şüpheli ölümleri, bakım ve can güvenliğinin sağlanarak
gerekli önlemlerin alınması, veteriner hekimler olmaksızın
halk ve hayvan sağlığını tehdit eden etkenlerin
araştırılması için verdiğimiz araştırma
önergesi üzerine İYİ PARTİ Grubu ve şahsım adına
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, temel ödevimiz,
yaşayan bütün canlıların hukuken haklarının
olduğunu kabul etmek ve bunu güvence altına almaktır. Hayvanlara
kasıtlı zarar vermek üzere kötü davranmak, acımasız ve
zalimce muamele etmek, onları dövmek, aşırı soğukta ya
da sıcakta aç ve susuz bırakmak, hayvanların bakımlarını
ihmal etmek, onlara fiziksel ve psikolojik acı çektirmek yasalar
gereği suçtur. Avrupa Birliğine üye ülkelerin çoğunda hayvanlara
karşı sergilenen kötü içerikli fiiller kabahat olarak değil,
suç olarak nitelendirilir ve bu durum üye ülkelerce mutabakata
bağlanmıştır. Ülkemizde ise henüz bu konuda ciddi
adımlar atılmamıştır.
5199 sayılı, hayvan haklarını
korumaya yönelik bir kanunumuz olsa da maalesef yeterli değildir. Bu
kanun, hayvanlara hem ruhen hem de fiziken mal ya da eşya olarak
bakmaktadır. Aynı dünyada bizimle beraber yaşayan bu
canlıların varlıklarına karşı ihlalleri görmeli
ve buna en ciddi tedbirleri almalıyız, buna mecburuz.
Değerli milletvekilleri, büyükşehir olan
illerimizde barınak olması, ilçelerde de bakımevi olması
zorunludur. Bakımevi olmayan ilçeler ise barınağı olan
büyükşehirlerden toplama, kısırlaştırma, küpeleme ve
tedavi ettirme talebinde bulunmalıdır. Türkiye genelinde 1.398
belediyenin sadece 230 civarında hayvanlara barınak imkânı
sağlanmaktadır. Bunların yeterli olduğu söylenemez ve
çeşitli eksiklerinin olduğu herkesin malumudur. Bu yetersiz sistemde
de mecburen hayvanların çoğu sokaklarda yaşamaktadır.
Hayvan haklarında iyi bir düzenleme yapılmadıkça yine bu sokak
hayvanları en büyük zararı görenler olacaktır. Tecavüz,
işkence, canlı iken uzuvlarının kesilmesi, kötü
şartlarda yaşamaları ve aç bırakılmaları,
bahislerde dövüşe zorlanmaları gibi insan vicdanına
sığmayan muamelelere hayvanlar maalesef maruz kalmaktadır.
Unutulmaması gereken en önemli husus
şudur: Savunulan, bir kısım hayvanseverin hakkı değil,
hayvanların hakkı olduğudur. Savunmasız bütün
canlıların doğasından kaynaklanan yaşamsal, bedensel
ve özgürlük haklarının korunarak yasal teminat altına
alınması insan olmanın sorumluluğudur. Bunun yanında,
toplum açısından infial yaratan hayvanlara karşı
işlenen suçlarda suçu işleyen kişilere uygulanan
yaptırımın para cezası yönünde olması, Türk hukuk
sistemine güvenin ve inancın zedelenmesine sebep olmaktadır. Para
cezası bu tür durumlarda hafif kalmakta, hayvanlara yapılan kötü
muamelelerde gerekirse ağır hapis cezaları uygulanması
gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz
günlerde Konya Çeltik ilçemizde maalesef, korkunç bir olay
yaşanmış; uyuşturulmuş hâlde olan, baygın hâlde
olan bazı köpekler gömülmüş, ürpertici bir tablo ortaya
çıkmıştır. Yine Ankaramızın Keçiören ilçesinde
maalesef, köpek yavruları ses telleri alınarak sessiz hâle
getirilmiş ve bu yolla pazarlanmaktadır. Bütün bu acı
dramları görmezden gelemeyiz, her gün ülkemizin dört bir yanında
onlarca, yüzlerce hayvana tecavüzlerin olduğu, saldırıların
olduğu malumunuzdur.
Bu nedenle Samsun Milletvekilimiz Sayın Bedri
Yaşar Beyin 7 Kasım 2018de vermiş olduğu kanun teklifini
mutlaka görüşmeliyiz, gündeme almalıyız. Bu araştırma
önergemizi de özellikle gündeme almanızı rica ediyor, desteklerinizi
bekliyorum.
Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Sayın Murat Çepni, buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız;
evet, Konyada ortaya çıkan vaka aslında yıllardır
yaşanan olaylardan sadece bir tanesi. 5199 sayılı Kanuna göre,
sokak hayvanlarını kısırlaştırıp,
aşılayıp alındığı yere bırakmak
gerekiyor; oysa uygulamada belediyeler bu görevlerini yerine getirmedikleri
gibi, sadece yaşlı ve engelli hayvanların tedavi görmeleri ve
barınmaları gereken barınaklara sağlıklı
hayvanları istif etmekte, hayvanlar berbat koşullarda ömür boyu hapse
mahkûm edilmektedirler.
Hayvan hakları savunucuları on beş
yıldır Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik talep
ediyorlar ancak iktidar adım atmamakta ısrar ediyor ve bu süreci bir
biçimde, bazı yol ve yöntemlerle uzatmaya devam ediyor. 24üncü Dönemde,
Çevre Komisyonundan çıkan Hayvan Hakları Kanunu kadük kalınca
kamuoyu bir kez daha oyalanmış oldu. Kanun neden çıkmıyor?
Çünkü belli rant çevreleri bu yolla korunuyorlar. Örneğin, pet shoplar
ısrarla kapatılmıyor ve pet shoplar hayvan istismarlarının
en temel kaynaklarından bir tanesi. Yine, yunus parkları denen
işkencehaneler de kapatılmıyor ve buradan şunu soruyoruz:
Yunus park sahibi Fettah Tamincenin acaba bunda etkisi var mıdır,
AKPnin yandaşlarının bunda etkisi var mıdır? Yine, dağ
keçilerinin, ceylanların, yerli ve yabancı avcılık
turizmi adı altında avcılarca katledilmeleri için izinler
veriliyor, av izinleri veriliyor ve dolayısıyla özellikle Dersim
bölgesinde kutsal değerlere bu biçimde de bir saldırı
gerçekleştiriliyor.
Biz, aynı zamanda, hayvan tecavüzcülerine
karşı da güçlü bir yasanın çıkartılmasını
istiyoruz ve hayvan tecavüzcüleri de bu yol ve yöntemlerle korunuyor. Neden
korunuyor? Çünkü yapılan açıklamalar şöyle: Tecavüz çok
yaygın, adalet sistemimiz bu yükü kaldıramaz. diyor iktidar
yetkilileri. İşte, karşı karşıya
kaldığımız tablo bu.
Biz hayvanlara bakınca hissedebilen,
duyguları olan canlılar görüyoruz; iktidar ise yeşil
dolarları görüyor. Kadını, işçiyi, doğayı,
hayvanı, her şeyi kirletip metalaştıran bir anlayış
bu.
Evet, hayvan hakları kanunu mutlaka
çıkmalı ve hayvana karşı geliştirilen mücadele
hayvanseverlik değil, hayvan hakları mücadelesi kapsamında
yürütülmelidir.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Gülizar Biçer Karaca. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GÜLİZAR BİÇER KARACA
(Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Evet, hayvan hakları konusunda yeni bir
araştırma önergesi. Biraz geçmişe giderek sizlerin
hafızalarını tekrar bir yenilemek isterim. 24 Haziran
seçimlerine az bir zaman vardı ve Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel
Başkanı meydanda ne dedi? 27nci Dönemin ilk kanun teklifi hayvan
hakları yasası olacak. 24 Haziranda seçim bitti, iktidara geldiniz,
hayvan hakları unutuldu. Ardından, 31 Mart yerel seçimleri
başlayacaktı, Sayın Binali Yıldırımı aday
gösterdiniz ve onun önerisini gündeme getirerek bir komisyon kurdunuz.
Komisyonda ben de görev aldım ve komisyonda görev alan tüm siyasi
partilerin oy birliğiyle, beş aylık ciddi bir
çalışmanın ardından hayvan hakları konusunda 55
öneriyle Meclise raporumuzu sunduk. Ocak 2020de rapor Mecliste görüşüldü
ve hâlâ o rapora ilişkin, tüm siyasi partilerin oy birliğiyle
çıkardığı bir rapor olmasına rağmen, hâlâ ses
seda yok.
Değerli arkadaşlar, bu, bir samimiyet
testiydi, siz bu testten sınıfta kaldınız; hayvan
haklarını, can dostlarımızın haklarını
sadece ve sadece bir seçim malzemesi olarak gördünüz. Bizim orada bir laf
vardır, Vadetmekle vaat tükenmez, yerine getirmekten Hak saklasın.
derler. Siz de can dostlarımızın hakları için vadettiniz,
vadetmekle vaadi tüketmediniz ama Yerine getirmekten Hak saklasın.
diyerek 24 Hazirandan beri suspus oturuyorsunuz.
Biz ne istemiştik 55 maddede tüm siyasi
partilerin oy birliğiyle? Altını çizerek söylüyorum, hayvanlar
mal değildir, eşya değildir, candır; bu nedenle hayvan
hakları yasası olsun, hakları olsun bir can olarak. Onlara
karşı işlenen her türlü taciz, tecavüz, işkence
suçları, her türlü suç Türk Ceza Kanununda bir cana yapılan suç
olarak cezalandırılsın istemiştik. Başka ne
istemiştik? Altı ay içerisinde hayvan popülasyonu envanteri
çıksın, iki yıl içerisinde
kısırlaştırılsın ve tüm can
dostlarımızın hakları, güvenlikleri, can güvenlikleri
sağlansın; kısırlaştırma merkezleri
açılsın; genel bütçede hayvan hakları için hem belediyelere hem
il özel idarelere, hem sorumluluk yüklensin hem kaynak aktarılsın;
hepsi tamamdı ama hiçbir şey yapmadınız, bugüne kadar da
sustunuz, susmaya da devam ediyorsunuz. Ben şunu açıkça söyleyeyim:
Bu saatten sonra komisyon raporu oy birliğiyle çıkmışken o
saatten sonra tüm yitirdiğimiz can dostlarımızın,
hayvanların tek sorumlusu da sizlersiniz değerli arkadaşlar.
(CHP sıralarından alkışlar)
Yine, bütçe bitti; bütçe biter bitmez
arkasından apar topar milletin parasını yandaşlara aktaracağınız
rant kapıları açtınız. Şimdi de avukatları muhbir
yapan ya da dernekleri, sivil toplumu susturmak isteyen yasa teklifini
getiriyorsunuz; neden oy birliğiyle kabul ettiğimiz hayvan haklarıyla
ilgili yasa teklifini getirmiyorsunuz? Çünkü getirmeniz için rant çeteleri,
yandaşlarınız size izin vermiyor.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Sayın Zeynep Yıldız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP YILDIZ (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları
başından bizleri takip eden kıymetli milletimiz; İYİ
PARTİ grup önerisine karşı AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve hürmetlerimle
selamlıyorum.
Buraya Akyurttan geldim, Akyurtlu çiftçilerimizin
selamlarını getirdim. Tabii, buraya yetişeceğim diye
Kalecike uğrayamadım; Kalecikli çiftçilerimize de buradan
selamlarımı iletmiş olayım.
Öncelikli olarak şunu ifade etmek isterim: Bu
hayvan hakları meselesi, bizim ayrı yerlerde durduğumuz bir
mesele değil, hepimiz aynı noktada duruyoruz; dolayısıyla
birbirimizi suçlayarak Siz şöylesiniz, siz böylesiniz. Siz
şunları gözetiyorsunuz, bunları gözetiyorsunuz. diyerek sonuç
alabileceğimiz bir başlık değil. Gülizar Hanım söz
aldı, birlikte çok keyifli bir komisyon çalışması yürüttük;
bütün partilerin katılımıyla, oy birliğiyle mutabık
kaldığımız bir rapor metnini zaten oluşturmuştuk.
Bu noktada Allahın hayat bahşettiği her canlının
hayat hakkının korunması ve bunun bir hak kavramı olarak
değerlendirilmesi her birimizin kırmızı, kalın
çizgisiydi. Dolayısıyla komisyon raporumuz da bu mahiyette
oluşturuldu. Tabii, ben bu noktada açıkçası şeffaf ve hesap
verilebilir siyaset yürütülmesini çok önemli buluyorum.
Buraya gelmeden evvel Konya Çeltik Belediye
Başkanımızla görüştüm, belirli noktalarda ihbarlar
alınmış, çeşitli hayvanların zehirlendiği ve
belirli noktalara bırakıldığı hususunda. Onlar da
bunun üzerine il tarım ve orman müdürlüğünden bilgi talep
etmişler, yine, bu hususa ilişkin soruşturma da devam ediyor.
Tabii, Ankara Yenimahallede -malumunuz olduğu üzere- köpekler yine
zehirlenmişti, İzmitten yine benzer mahiyette haberler geldi. Bu
haberlerin her biri bizleri derinden yaralamakta ve üzmekte.
Tabii, bu noktada bizim yasama organı olarak
neler yaptığımız, neler yapacağımız bizim
temel ilgi alanımız, dolayısıyla biz bir
araştırma komisyonu kurmuştuk ve bu araştırma
komisyonu çok etkin bir rapor ortaya koydu. Tabii, arada pandemi süreci bir
şekilde yasanın Genel Kurula gelmesine engel oldu.
Ancak ve ancak bugüne kadar neler
yapıldığına çok kısa bir bakalım: AK PARTİ
gerçekten hayvanseverlerin olduğu bir parti ve hakikaten
baktığımızda hayvanseverlere dönük bir sürü şey yaptık.
2004te Hayvan Hakları Kanunu AK PARTİ döneminde
çıkarıldı ve yine, Hayvan Hakları Araştırma
Komisyonu AK PARTinin önerisiyle gündeme geldi ve bu noktada ben bütün parti
yetkililerine, Meclisimizdeki bütün partilere çok teşekkür ediyorum;
herkesin desteğiyle bu komisyon bir şekilde faaliyetini yürüttü.
Şimdi, ben şu soruyu soruyorum: Malumunuz
olduğu üzere, Grup Başkan Vekillerimiz Cahit Özkan ve Özlem Zengin
açıklama yaptılar; verilen aranın akabinde Hayvan Hakları
Yasası inşallah, Meclis Genel Kuruluna gelecek. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu takdirde bir araştırma
önergesi vermek bu süreci yavaşlatmak olmayacak mıdır
değerli milletvekilleri?
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Hayır,
hızlandırıyoruz.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Şu an
araştırma komisyonlarının çalışma süreçlerini
gözümüzden geçirelim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir, beş ay çalıştık biz öncesinde, dolayısıyla,
aynı mahiyette bir komisyon çalışmışken tekrar
aynı mahiyette çalışacak bir araştırma komisyonuna
neden ihtiyaç vardır?
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sözünüzü
tutsanız. Beş senedir milleti kandırıyorsunuz bu konuda.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Ben bu soruyu sormak
istiyorum.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Beş sene
daha beklemeyelim, acelemiz var.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Bu noktada ortak
hassasiyetleri paylaştığımızı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yıldız.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Hep
kandırıyorsunuz, beş senedir kandırıyorsunuz.
ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Ve en yakın zamanda
inşallah bu kanunu el birliğiyle çıkaracağız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Allahtan
korkun!
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunacağım ama öncesinde bir yoklama talebi vardır, onu
gerçekleştireceğim.
Sayın Özkoç, Sayın Köksal, Sayın
Yıldız, Sayın Beko, Sayın Hakverdi, Sayın Kaya,
Sayın Yalım, Sayın Zeybek, Sayın Keven, Sayın
İlhan, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın Kılınç,
Sayın Erbay, Sayın Durmaz, Sayın Biçer Karaca, Sayın
Kadıgil, Sayın Şevkin, Sayın Kaya, Sayın Bingöl,
Sayın Özkan.
Evet, yoklama için üç dakika süre veriyorum ve
yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.19
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.36
BAŞKAN: Başkan
Vekili Süreyya Sadi BİLGİÇ
KÂTİP ÜYELER: Sibel ÖZDEMİR
(İstanbul), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 38inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN İYİ PARTİ grup
önerisinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Pusula veren arkadaşlar lütfen
dışarıya çıkmasınlar. Hem pusula veren hem de sisteme
giren arkadaşımız olduysa lütfen pusulasını geri
alsın çünkü kontrolünü yapacağım.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Yapılan ikinci oylamada da
toplantı yeter sayısı bulunamadığından,
alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 25 Aralık
2020 Cuma günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 15.39
(x) ) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.