TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
5inci
Birleşim
14 Ekim 2020
Çarşamba
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III - YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Muş Milletvekili
Gülüstan Kılıç Koçyiğitin, Muş ilinde yaşanan
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Balıkesir
Milletvekili Yavuz Subaşının, işgal altındaki
Karabağ sorunu ve Azerbaycan-Türkiye kardeşliğine ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Kırıkkale
Milletvekili Ahmet Önalın, Kırıkkale ilinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili
İlyas Şekerin, Kocaeli ili Gebze ilçesinde Gebze Teknik Üniversitesinin
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin katılımıyla
2020-2021 akademik yılı açılış törenine ilişkin
açıklaması
2.- Gaziantep Milletvekili
Bayram Yılmazkayanın, coronavirüs pandemisi sürecinde,
yapılacak yasal düzenlemeyle kronik rahatsızlığı olup
prim ve gün sayısını doldurmuş olanların
emekliliklerinin önündeki engelin kaldırılmasının
beklentileri karşılayacak bir adım olacağına
ilişkin açıklaması
3.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, üniversite öğrencilerine verilen öğrenim kredisinin
miktarının artırılmasına, bir nedenle üniversiteyle
ilişiği kesilen gençler için af çıkarılması
gerektiğine, atama bekleyen binlerce üniversite mezunu gence kamuda
iş verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
4.- Hatay Milletvekili Serkan
Topalın, sağlıkta atama kılavuzunun ne zaman
yayınlanacağına, paramedik personeliyle ilgili atama takviminin
ne olduğuna, kılavuzun yayınlanmasındaki gecikmenin
sebebini Sağlık Bakanı Fahrettin Kocadan öğrenmek
istediğine ve bu sorunun bir an önce çözülmesini talep ettiklerine
ilişkin açıklaması
5.- Kırşehir
Milletvekili Metin İlhanın, SAĞLIK-SEN Kırşehir
Şube Başkanı Yasin Yücesanın Kırşehir ilindeki
sağlık çalışanları adına dile getirdiği tespitlerin
Hükûmetçe görülmesi ve ivedi olarak sağlık
çalışanlarının kadro, döner sermaye ve diğer özlük
haklarıyla ilgili çalışmaların başlatılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
6.- Adana Milletvekili
Müzeyyen Şevkinin, ulaşım, akaryakıt, barınma ve
beslenme ürünlerinde fahiş zamların uygulandığı bir
ortamda eski bakanlara lüks araç kullanımı, personel, yakıt
serbestisi getirilmesini kamuoyunun dikkatine sunduklarına ilişkin
açıklaması
7.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, milletin on sekiz yıldır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana ve kadrolarına
inandığına ve desteklediğine, ülkenin yarınlarına
inanan ve güvenen milletin ümitsizliğe yatırım yapanlara prim
vermeyeceğine ilişkin açıklaması
8.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, esnafın, çiftçinin, öğrencinin
ödeyemediği borçlarının faizsiz
yapılandırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
9.- İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlunun, ormanlar katledilirken İstanbul
Büyükşehir Belediyesine Yeşil alanlar yok ediliyor. diye tepki
gösterilmesini samimi bulmadıklarını belirtmek istediğine
ilişkin açıklaması
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, günümüzde çevresel
unsurların da terör örgütlerinin öncelikli hedeflerinden biri hâline
geldiğinin görüldüğüne ilişkin açıklaması
11.- Kayseri Milletvekili
Çetin Arıkın, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin Erciyes Kayak
Merkezinde bilet fiyatlarına yüzde 20 zam yaptığına
ilişkin açıklaması
12.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, Osman Kavalanın yargılama sürecindeki
tutarsızlıkların ortadan kaldırılmasına ve adil
yargılama hakkının hak, hukuk, adalet, tarafsız ve bağımsız
yargı arayan mağdur yurttaşların ortak talebi olduğuna
ilişkin açıklaması
13.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Demirin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan liderliğinde demokrasiyi, anayasal düzeni, demokratik
değerleri milletle omuz omuza, demokrasi karşıtı
vesayetçilere karşı sonuna kadar korumaya kararlı
olduklarına ilişkin açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, Düzce ilinde yaşanan sel felaketinin
üzerinden uzun süre geçtiği hâlde Düzce ilini Sakarya iline bağlayan
Uğurlu köyü Bezirgan Köprüsünün hâlen yapılmadığına,
Düzce ili Melenağzı köyünün sahil kesiminde elektrik direkleri
olduğu hâlde elektrik verilmediği için köylülerin
yaşadığı mağduriyetin bir an önce giderilmesi talebiyle
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana seslendiğine
ilişkin açıklaması
15.- Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, Bursa ilinde Ali Osman Sönmez
Huzurevinin tadilatının 2019 yılında bitirileceğinin
ilan edilmesine rağmen huzurevinin hâlâ açılmadığına,
2016 yılında bitirileceği söylenen Bursa-Ankara Hızlı
Tren Projesinin sekiz yıldır bitirilemediğine, öncelikle mevcut
projelerin bitirilmesi ve verilen sözlerin yerine getirilmesi için iktidara
seslendiklerine ilişkin açıklaması
16.- Düzce Milletvekili Ümit
Yılmazın, esnafın borçlarına ilişkin asıl
yapılandırma yapılması gereken dönemin Covid-19
salgınının devam ettiği bu dönem olduğuna ve Hazine ve
Maliye Bakanlığının gerekli tedbirleri bir an önce
almasını ve esnafın beklentisini
karşılamasını beklediklerine ilişkin
açıklaması
17.- Manisa Milletvekili Bekir
Başevirgenin, iktidarın övündüğü sosyal koruma
kalkanının açlık sınırının 3 bin TLye
ulaştığı ülkede vatandaşa kalkan
olamadığına, iktidarın vatandaşa sabretmeyi tavsiye
ettiğine, sosyal devletin vatandaşına tavsiye
vermeyeceğine, refahını yükselteceğine ilişkin
açıklaması
18.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, ülkede iş kazalarının en çok
inşaatlarda ve madenlerde olduğuna, iş güvenliğinin
öncelikli olması ve denetimlerin artırılması
gerektiğine, sağlık sektöründe de hastane
enfeksiyonlarının iş kazası kapsamına
alınması ve hastalanan veya vefat eden sağlık personeline
tazminat verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
19.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, 14 Ekimin Dünya Standartlar Günü olarak
kutlandığına, ülkenin küresel pazarlarda güçlü olmak için
uluslararası standardizasyon kuruluşlarında etkin olarak yer
aldığına ve almaya devam edeceğine ilişkin
açıklaması
20.- Çanakkale Milletvekili
Özgür Ceylanın, Çanakkale ilinde Sone Enerji tarafından RES yapmak
için Lapseki Çamyurt, Dumanlı ve Beyçayırı köylerinde başka
bir şirketin maden sahası işgal edilerek, şahıs
arazileri usulsüz kiralanarak ve orman tahrip edilerek inşaat
yapıldığına, mühürlenen inşaatlara mühürlerin
sökülerek devam edildiğine, bu şirketin arkasında kimlerin
olduğunu öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
21.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Hatay ilinin İskenderun, Belen ve
Arsuz ilçelerinde meydana gelen yangınlar sırasında halkın
panik yaşadığına, ormanların Hatay ilinin üç
tarafını çevirecek şekilde yakıldığına,
Kahramanmaraşta da durumun farklı olmadığına,
günlerdir alevleri söndürmek için çabalayan yangın söndürme ekiplerine
teşekkür ettiklerine, İçişleri Bakanlığının
soruşturmayı bir an önce tamamlaması ve faillerin
yakalanması gerektiğine, bölgedeki vatandaşlara ve millete bir
kez daha geçmiş olsun dileklerini ilettiklerine, Azerbaycan ve Ermenistan
arasında insani bir ateşkes ilan edilmesine rağmen
Ermenistanın Azerbaycanın Gence şehrine düzenlediği füze
saldırısında 9 kişinin hayatını kaybettiğine
ve 39 kişinin de yaralandığına, Ermenistanın bir
devlet gibi değil bir terör örgütü gibi davranmakta ısrar
ettiğine, dünyanın gözü önünde insanlık suçu işleyen
Ermenistanı kınadıklarına, dost ve kardeş
Azerbaycanın yanında olduklarını bir kez daha
tekrarladığına, profesyonel futbol ligleri 11 Eylülde
başlamasına rağmen amatör liglerin henüz
başlatılmadığına, Türkiye Futbol Federasyonunun bu
liglerle ilgili kararın Ekim ayı sonunda tekrar değerlendirmeye
alınacağını açıkladığına, bu kararla
amatör kulüp ve sporcuların mağdur edildiğine, Federasyonun bu
durumu görmezden gelmemesi gerektiğine, Kültür ve Turizm
Bakanlığı koordinasyonunda İzmir ilinde yürütülen Ege
Turizm Merkezi-Çeşme Projesinin mimari ve teknik
çalışmaları için tek bir şirketin yetkili olduğunun
kamuoyunun gündemine geldiğine, yüzde 97si kamuya ait arazilerden
oluşan bölgenin bir kıyıma maruz kalmaması için
Bakanlığın süreci dikkatle ve ciddiyetle takip etmesini
önerdiklerine ve kendilerinin de aynı dikkat ve ciddiyetle konunun peşinde
olacaklarını bildirdiğine, Anayasa Mahkemesi üyesi bir hâkimin
attığı tweetin maksadını
aştığını fakat buradan bir darbe
çığırtkanlığı çıkarmanın da abesle
iştigal olduğuna, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin
hukuk tanımaksızın Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali
kararını reddetmesinin açık bir hukuk darbesi olduğuna
ilişkin açıklaması
22.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, ülkenin zor ve çetin zamanlardan geçtiğine,
Libya, Doğu Akdeniz, Ege, Suriye, Kıbrıs, Irak, Güney Kafkasya
ve Karabağdaki çarpışmalar ile dengesizliklerin ülkenin büyük
bir çevrelenme ve kuşatma tehdidiyle karşı karşıya
olduğunu gösterdiğine, bunun yanında ülke içinde faaliyetlerini
sürdürmeye çalışan PKK, DEAŞ, DHKP-C, FETÖ gibi terör örgütlerinin iç dinamikleri
sarsmak ve ülkeye zarar vermek noktasında fırsat
kolladığına, Hatay, Osmaniye, Trabzon ve diğer illerde
yaşanan orman yangınlarının terör odakları
tarafından gerçekleştirildiği şüphelerinin her alanda
teyakkuzda olunması gerektiği gerçeğini gösterdiğine,
aynı zamanda küresel salgında sadece ülke topraklarında
değil dünya çapında bir mücadeleye katkı
sağlandığına, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğluyla
ilgili verdiği kararın hukuki sürecin hâlen devam ettiği bir
durumu gösterdiğine, Anayasa Mahkemesi üyesi bir hâkimin
attığı tweete şahit olunduğuna, Türkiye Cumhuriyeti
devletinin ve demokrasinin yaşadığı travmalar göz önüne
alındığında hiç de hafife alınmayacak bir durum karşısında
olunduğunu düşündüklerine, bunun şahsi olarak
değerlendirilmesinin mümkün olmadığına, Anayasa
Mahkemesinin bugüne kadar vermiş olduğu birçok kararın
tartışmalı olduğu gibi bunun bundan sonra vereceği
kararları da tartışmalı hâle getirecek bir gelişme
olduğuna, herkesin bulunduğu mevkide elinde bulundurduğu gücü
hukuka uygun bir şekilde hakkaniyetle kullanmak durumunda olduğuna,
ülkenin bir daha darbe, vesayet gibi ifadelerle veya birtakım
girişimlerle karşılaşmaması noktasında
hassasiyetlerini tekrar dile getirdiğine ilişkin açıklaması
23.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, İtalyan oyun yazarı Dario
Fonun Yüzsüz adlı oyununun Kürtçe olarak oynanmasının
İstanbul ili Gaziosmanpaşa Emniyet Müdürünün imzası ve
Gaziosmanpaşa Kaymakamının talebiyle yasaklandığının
sanatçılara tebliğ edildiğine, Şehir
Tiyatrolarının Ekim 2020 programına alınan oyunun Kamu
düzenini bozabilir. gerekçesiyle yasaklanmasını nasıl
değerlendireceklerini uzun süre düşündüklerine, bir hukuk devletinde
kaymakamın ve valinin böyle bir açıklamasının aslında
nefret suçu olduğuna ve yargının harekete geçeceğine, bu
anlayıştan bir an evvel vazgeçilmesi gerektiğine, ülkede
yaşayan Kürt yurttaşların dillerine, kültürlerine sahip
çıkacaklarına ve geliştireceklerine, hiçbir
açıklamanın ana dildeki çalışmaları, kültürel ve
sanatsal faaliyetleri engelleme imkânına sahip olmayacağına, bu
kararın bir an evvel kaldırılmasını ve bu oyunun
sahnelenmesini talep ettiklerine, Bağımsız Maden
İşçileri Sendikası üyelerinin 12 Ekimde hak mücadelesi ve
seslerini duyurmak için Soma ve Ermenekten Ankaraya yürüyüşe başladıklarına
ama önlerine polis barikatı konulduğuna, maden işçilerinin
taleplerini ve yürüyüşlerini desteklediklerine ilişkin
açıklaması
24.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Aydın
Tabip Odası Başkanı Esat Ülkü ve tüm sağlık emekçileri
ile bu salgında hayatını kaybeden bütün vatandaşlara rahmet
dilediklerine, coronavirüsün sağlıkçılar açısından
meslek hastalığı sayılması için Meclisin adım
atması gerektiğine, sağlık eğitimi almamış
ama sağlık emekçisi olarak çalışanların ek ödeme
alabilmelerine yönelik bir çalışma yapılması
gerektiğine, tüm grupları ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunu
bu konuya eğilmeye ve sorunu çözmeye davet ettiklerine,
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası üyelerinin
kendilerini ziyaretleri sırasında partilerinin üzerine ne
düşüyorsa onu yerine getirmeyi taahhüt ettiklerine, coronovirüs nedeniyle
her gün 50 ila 60 vatandaşın öldüğüne, 44 vatandaşın
da kaçak içki üretimi ve metanol yüzünden zehirlenerek öldüğüne, ülkenin
millî gelire oranlandığında dünyada alkollü içkilerden en yüksek
vergi alan ülke olduğuna, son sekiz yılda Adalet ve Kalkınma
Partisi hükûmetlerince alkollü içkilerden alınan verginin 10 kat
artırıldığına, içkiye uygulanan verginin yaşam
biçimine müdahale maksatlı olduğunu, bir yandan da
vatandaşın sağlığıyla oynanan bir noktaya
gelindiğini ifade etmek istediğine, İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesinin Anayasa Mahkemesini yok saydığına,
yapılan itirazın karara bağlanmasını beklediklerine,
bu karara karşı susanların bugünlerinden utanç duyacaklarına,
Anayasa Mahkemesi üyesinin attığı tweeti kabul etmelerinin
mümkün olmadığına ilişkin açıklaması
25.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam edileceğine, Anayasa Mahkemesinin bir üyesinin
attığı tweeti kınadıklarına, görevi hukuku
tesis etmek olan bir mahkemeden gelen Kişinin ifadesi kurumumuzu
bağlamaz. şeklindeki geçiştirme ifadesinin yanlış
olduğu kanaatinde olduğuna, tweet atan kişi kadar bu
açıklamayı yapanların da meseleye yanlış
yaklaştığını düşündüğüne ilişkin
açıklaması
26.- Aydın Milletvekili
Süleyman Bülbülün, son üç günde coronavirüs nedeniyle hayatını
kaybeden 6 hekime ve Aydın Tabip Odası Başkanı Doktor Esat
Ülküye Allahtan rahmet dilediğine, sağlık çalışanlarının
haklı taleplerinin mutlaka karşılanması ve özlük
haklarının iyileştirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Mustafa Şentopun beraberindeki Parlamento heyetiyle
birlikte Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclis Başkanı Sayın
Sahibe Gafarovanın vaki davetine icabetle 18-20 Ekim 2020 tarihlerinde
Azerbaycana resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Tezkeresi (3/1337)
VII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürer'in, Kestelek Açık Ocağı ile Orhaneli Çayı
arasında geçirimsiz duvar yapım işinde ortaya çıkan kurum
zararının karşılanmasına ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmezin cevabı (7/32827)
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2018-2020 yılları
arasında RTÜK'e yapılan logo ve çağrı
değişikliği talebi sayısına ve özel bir gazetenin logo
değişikliği talebinin yerine getirilmediği iddiasına
ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil
Karaismailoğlunun cevabı (7/33376)
14 Ekim 2020 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Muşta
yaşanan sorunlar hakkında söz isteyen Muş Milletvekili
Sayın Gülüstan Kılıç Koçyiğite aittir.
Buyurun Sayın Koçyiğit. (HDP
sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Muş Milletvekili Gülüstan
Kılıç Koçyiğitin, Muş ilinde yaşanan sorunlara
ilişkin gündem dışı konuşması
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün gündem dışı olarak, Muş ilinde
yaşanan sorunları dile getirmek için söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, ilimizin
sorunları çok fazla. Muş ilinin neresine elinizi atsanız
aslında bin ah işiteceğiniz bir durum söz konusu fakat bütün bu
sorunlara duyarsız, kör, sağır; bütün bu sorunları
çözmekten uzak bir iktidar aklı olduğunu, bir devlet aklı
olduğunu da ifade etmemiz gerekiyor.
Şimdi, Muş ilimiz genel olarak geçimini
tarım ve hayvancılıktan sağlayan bir il ve aslında
küçükbaş ve büyükbaş üretimin de yüksek olduğu illerden biri
fakat özellikle AKP iktidarının ve ondan önceki devrihükûmetlerin güvenlikçi
politikaları nedeniyle bugün Muş ilinde neredeyse tarım ve
hayvancılık yapılamaz bir noktaya gelmiştir. Neden?
Özellikle küçükbaş hayvancılıktaki mera yasakları, yayla
yasakları ve bir köyden bir köye geçişte yaşanan sorunların
kendisi bugün küçükbaş hayvan üreticilerini gerçekten iflasın
eşiğine getirmiş durumdadır.
Yine, büyükbaş hayvan açısından da
yeterli desteklerin sunulmaması, özellikle yem desteğinin yeterli
düzeyde olmaması, buzağı desteğinin düşük olması,
süt desteğinin bu yıl için 12 kuruş gibi çok komik bir rakam
olarak açıklanması da aslında yaşanan sorunların
başında geliyor. Şimdi, AKP Hükûmeti sürekli
dışarıdan et ithal ediyor; yetmedi süte, yumurtaya kadar her
şeyi ithal ediyor. Oysaki gerçek anlamda üretici desteklense, köylü
desteklense bugün bu ithalata hiç ihtiyaç kalmayacak.
Bakın, geçen yıl küçükbaş keçi ve
koyun için süt desteğini 25 kuruş vermişsiniz -bazı
yerlerde 10 kuruş keçi açısından- bu yıl ise 15 kuruş
olarak açıklamışsınız. Yani litre başına 15
kuruşluk bir destekle siz Muşlu üreticilerin, Muşlu çiftçilerin
gerçekten gelip üretim yapmasını ve ekonomiye katkı
sunmasını bekliyorsunuz. Bunun gerçekçi
olmadığını ifade edelim.
İkinci bir şey: Yapılan
yanlış hibeler. Proje bazlı yapılara destek veriyorsunuz;
bunların yüzde 65i ahır için, yüzde 45i hayvan başına
veriliyor fakat bu tesislerin çoğu şu anda atıl durumda, hiçbiri
üretim yapamıyor. Oysaki siz aile hayvancılığını
geliştirmiş olsanız ve aslında aileleri üretime katmak için
bu teşvikleri ailelere verseniz bugün için bu sorun ortadan kalkacak hem
ekonomi canlanacak hem geçimlik aile üretimine katkı olacak hem de
kırdan kente göçün önü kesilmiş olacak değerli arkadaşlar.
Fakat ne yazık ki bunların hiçbiri yapılmıyor.
Bununla beraber, özellikle, Muş
Ovasındaki taban suyu yüksekliğini de ifade etmemiz gerekiyor. 80
kilometreye 30 kilometre genişliğinde büyük bir ovaya sahip Muş
Ovası, büyük bir ova ama taban suyu yüksekliği nedeniyle geç tarıma
giriyor ve bu anlamda hem ikinci ürün açısından hem de birinci ürün
açısından çeşitli zorluklar yaşanıyor. Oysa
yapılacak bir drenaj sistemiyle bu anlamdaki sorunlar giderilebilir,
Muşta hem ikinci ürün elde edilebilir hem de hızlı bir
şekilde aslında tarımsal faaliyete geçilebilir değerli
arkadaşlar.
Yine, bölgedeki kayırmacılık ve
yandaşlık politikalarına da değinmeden edemeyeceğim.
Özellikle İŞKUR üzerindeki istihdamlarda temel kriterin ihtiyaç
sahibi değil, AKP yandaşlığı olmasının temel
bir sorun olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. AKP il, ilçe teşkilatından
referans getirmeyen hiç kimsenin İŞKURda istihdam edilmediğini
söylemeliyiz. Bununla da yetinilmiyor değerli arkadaşlar, bakın,
ilçemiz Vartoda HDPye yüksek oranda oy çıkan ilçelerde ve köylerde
yeşil kartlar ve yaşlılık aylıkları, bakım aylıkları
kesiliyor. Sosyal hizmetlere gittiği zaman halkımız şu
cevabı alıyor: Eğer AKPye üye olursanız yeşil
kartınızı yeniden hallederiz ve yaşlılık ve
bakım aylığınızı da bağlarız. diyorlar
değerli arkadaşlar.
Peki, sadece sorunlar bunlar mı? Hayır. Bakın,
Muş ilinin tek fabrikası olan şeker fabrikasını AKP
özelleştirdi; TİGEMi özelleştirdi, TEKELi özelleştirdi.
Bugün itibarıyla Muş Malazgirtte yaşanan tabloyu sizlere
göstermek istiyorum. Evet, bu Malazgirtli şeker pancarı
üreticilerinin yaşadığı sorunlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla)
Ağrıdaki şeker fabrikasına ürünlerini götürüyorlar ama
nakliyeci firma, yüklenici firma yeterli düzeyde günlük ürün
taşımadığı için, bakın, Muş Malazgirtteki
kantar noktalarında bu kuyruklar oluşuyor ve çiftçinin bir
yıllık ürünü şu anda küspe olmak üzere. Neden? Çünkü AKP ranta
doymuyor, AKP talana doymuyor. Muşlu üreticiler, Malazgirtli üreticiler
kendi illerindeki şeker fabrikasına sorunsuz bir şekilde
ürünlerini götürürken orası özelleştirildiği için ve üretim
kapasitesini düşürdüğü için şu anda Ağrıya götürmek
zorundalar. Yeterli destek sunulmadığı için de ürünleri kantarda
çürüyor, sırada çürüyor ve bütün bunlar da aslında üreticiyi
tarımdan koparan, üreticiyi mağdur eden, yoksullaştıran ve
yoksullukla bağımlılık politikasını
pekiştiren AKP-MHP ittifakının ürünüdür.
Halkımızı yoksullukla terbiye etmeye
çalışıyorsunuz. Buna izin vermeyeceğimizi ifade etmek
istiyorum.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
işgal altındaki Karabağ sorunu ve Azerbaycan-Türkiye
kardeşliği hakkında söz isteyen Balıkesir Milletvekili
Sayın Yavuz Subaşına aittir.
Buyurun Sayın Subaşı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2.-
Balıkesir Milletvekili Yavuz
Subaşının, işgal altındaki Karabağ sorunu ve
Azerbaycan-Türkiye kardeşliğine ilişkin gündem
dışı konuşması
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında,
Azerbaycana ait Karabağı işgal eden Ermenistanı
yaptığı hain, alçak ve kalleş saldırıları
için kınıyorum. Saldırıda vefat eden Azerbaycan Türkü
kardeşlerimize Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar
diliyorum.
1991 yılında Sovyetler Birliğinden
bağımsızlığını kazanan 2 komşu devletin
birlikte barış içinde yaşaması gerekirken Ermenistan
Dağlık Karabağı çevreleyen, Azerbaycanın Laçın,
Kelbecer, Ağdam, Füzuli, Kubadlı, Zengilan ve Cebrayıl bölgelerini
işgal etmiş, Azerbaycanlı nüfusu bu bölgelerden
çıkarmıştır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi
ihtilafla ilgili olarak 1993 yılında 822, 853, 874 ve 884
sayılı 4 adet kararı kabul ederek işgal edilmiş
Azerbaycan topraklarından bütün işgalci güçlerin derhâl çekilmesi
çağrısında bulunmuştur. Ermenistan söz konusu kararlara
uymamıştır.
1992de AGİT bünyesinde Azerbaycan ve
Ermenistanın katılımlarıyla ABD, Rusya ve Fransanın
eş başkanlığında 11 ülkenin üye olduğu Minsk
Grubu kurulmuştur. Türkiye AGİT Minsk Grubunun üyesi olup diğer
üye ülkeler Belarus, Almanya, İtalya, İsveç ve Finlandiyadır.
Minsk Grubu süreci kapsamında, 1990lardan bu yana taraflara muhtelif
çözüm önerisi sunulmuş ancak toplanıp toplanıp
dağılmış, bunlardan sonuç alınamamıştır.
Kasım 2007de Madridde yapılan görüşmelerde de Madrid
Prensipleri çerçevesinde bazı kararlar alınmıştır:
Dağlık Karabağı çevreleyen Ermenistan işgali
altındaki Azerbaycan topraklarının Azerbaycana iadesi;
Dağlık Karabağa güvenlik ve otonom yönetim garantileri
sağlayan geçici statünün verilmesi; Ermenistan ve Dağlık Karabağı
birbirine bağlayan bir koridorun, Laçın Koridorunun tahsisi;
bağlayıcı irade beyanı yoluyla nihai statünün gelecekte
belirlenmesi; yerlerinden edilmiş kişilere geri dönüş
haklarının verilmesi; 1988deki nüfus oluşumu esasında
plebisitin düzenlenmesi ve barışı koruma operasyonunu içeren
uluslararası güvenlik uygulamaları konularını kapsayacak
şekilde kararlar alınmıştır. Maalesef bu kararlara da
bugüne kadar Ermenistan tarafından uyulmamıştır.
Daha sonraki yıllarda Azerbaycan ve Ermenistan
Cumhurbaşkanlarının, Dışişleri
Bakanlarının bir araya geldiği zirveler ve çözüme yönelik
çabalar sürdürülmüş, Ermenistanın küstah ve kural tanımaz,
saldırgan tutumu nedeniyle yine somut bir sonuç alınamamıştır.
Türkiye başından beri Karabağ
ihtilafının Azerbaycanın toprak bütünlüğü ve
egemenliği çerçevesinde çözülmesi için, işgal altındaki
toprakların Azerbaycana iadesi için çaba göstermektedir.
Ermenistanın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin
Karabağa ilişkin kararlarını tatbik ederek işgal
ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmasını Türkiye
savunmaktadır.
Yine bu yıl 12-16 Temmuz tarihleri
arasında Ermenistan ordusu Azerbaycanın kuzeybatısındaki
sınır bölgesinde bulunan Tovuza top atışlarıyla
saldırmıştır ve kural tanımaz tutumu tekrar tekrar
sergilenmiştir. Çatışmaların yaşandığı
Tovuzun enerji, ulaştırma hatlarının geçtiği,
Gürcistan sınırına çok yakın stratejik bir bölge
olması dikkat çekicidir. Bu bölgede, Tovuzda Bakü-Tiflis-Kars demir yolu,
Azerbaycanı Gürcistana bağlayan kara yolu, Bakü-Tiflis-Ceyhan
petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hatları geçmektedir.
Saldırgan ve işgalci tavrı nedeniyle hiçbir yaptırım
yapılmayan, şımaran Ermenistan, yine en son 27 Eylül 2020 Pazar
günü Dağlık Karabağ hattı boyunca ağır silahlar
kullanarak Azerbaycan mevzilerini ve yerleşim merkezlerini tekrar
yoğun ateşe tabi tutmuştur. Azerbaycan ordusu,
Birleşmiş Milletler Şartının 51inci maddesinden
kaynaklanan meşru müdafaa hakkını kullanarak sivil halkını
ve toprak bütünlüğünü korumak üzere geniş bir cephe hattı
boyunca harekâta başlamıştır. Azerbaycanın
yaptığı, işgal altındaki topraklarını
korumak ve saldırıya karşı kendi topraklarını
savunmaktır.
Gazi Meclisimizden sesleniyorum: İşgalci
ve haydut görünümlü Ermenistan otuz yıldır işgal ettiği
Azerbaycana ait Karabağ topraklarını hiçbir şart öne
sürmeden derhâl şartsız terk etmelidir. Türkiye, Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde
Azerbaycana şartsız ve koşulsuz desteğini sürdürmektedir
ve sürdürecektir. Şunu herkes bilmelidir ki Azerbaycanın
ayağına taş değse, bizim canımız yanar;
canımızı yakanın da hiç tereddüt etmeden canını
yakarız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
YAVUZ SUBAŞI (Devamla) Boşuna tek
millet iki devlet demiyoruz. Her zaman can Azerbaycanın
yanındayız.
Sözlerimin sonunda Gazi Meclisimizden can
Azerbaycana sesleniyorum: Sayın Başkan İlham Aliyev,
Azerbaycanlı kardeşlerimiz; üzülmeyin, tasalanmayın, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün dediği gibi Azerbaycanın sevinci bizim
sevincimiz, kederi bizim kederimizdir. sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti devleti
81 milyon ferdiyle Azerbaycanın yanındadır. Yaşasın
Türkiye-Azerbaycan kardeşliği ve dostluğu! (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Kırıkkalenin sorunları hakkında söz isteyen
Kırıkkale Milletvekili Sayın Ahmet Önala aittir.
Buyurun Sayın Önal. (CHP sıralarından
alkışlar)
3.-
Kırıkkale Milletvekili Ahmet
Önalın, Kırıkkale ilinin sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
AHMET ÖNAL (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Kırıkkalenin
sorunları hakkında parti grubum adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle ekranları başında bizleri izleyen,
başta hemşehrilerim olmak üzere, tüm
vatandaşlarımızı selamlıyorum.
Pandemi döneminde çok önemli görevler üstlenen,
başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere, tüm
görevlilerimize teşekkür ediyorum. Hayatını kaybeden
yurttaşlarımıza, kamu görevlilerimize Allahtan rahmet,
hastalarımıza acil şifalar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bilindiği üzere ülkemiz ve dünya çok ciddi bir
salgın hastalıkla karşı karşıya. Her geçen gün
hasta sayısı artıyor, yoğun bakım üniteleri doluyor
taşıyor. Bu zor şartlarda Kırıkkalede hastanelerde,
aile sağlığı merkezlerinde çalışan
doktorlarımız, hemşirelerimiz, ebelerimiz, hasta
bakıcılarımız, kısacası tüm sağlık
personelimize teşekkür ediyorum fedakârlıkları için; sağ
olsunlar, var olsunlar. Ancak bu süreçte çalışanlarımız hak
ettikleri ek ödeme ve ücretlerini alamıyor. Sayın Bakan
tarafından bizzat verilen müjde ve sözler tutulmuyor; bugün söylenen
yarın yalanlanıyor.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde uzun
dönemdir yaşanan derin ekonomik kriz ve devamında gelen pandemi
süreci sebebiyle vatandaşlarımız bir hayli zor durumda
kalmış, iktidarın açıkladığı önlem paketi
Kırıkkale esnafının hiçbir derdine derman
olmamıştır. 50 bin emeklinin yaşadığı,
çalışan nüfusun yarısından fazlasının asgari
ücretli olduğu şehrimizde en büyük sıkıntı geçim derdi
ve işsizlik. Bir de buna her gün gıdadan temizlik maddelerine,
akaryakıttan elektriğe, doğal gaza kadar birçok ürüne gelen
zamlar vatandaşımızın belini büküyor. Sadece
aldığı emekli maaşıyla ya da asgari ücret düzeyindeki
maaşıyla geçinen Kırıkkaleliler perişan durumda. Bir
dönem şehrimizde vatandaşlarımızın en çok
uğradığı, en gözde dükkânların bulunduğu Zafer
Caddesi ve Toprak Mahallesi esnafları sıkıntılı günler
geçiriyor. Birçok iş yeri boşaltılmış ya da kira
borçları yüzünden tahliye edilmiş durumda. Gürler Mahallesi, Sanayi
Mahallesi, Yenimahalle esnaflarımız da aynı sıkıntılarla
karşı karşıya. Bir esnafımız devlete kırk
yıl vergi ödediğini ancak devletin bu süreçte kendisine bir gün bile
bakmadığından şikâyet ediyor. Yine, Kırıkkale
Üniversitemizin bulunduğu Yenişehirde apart esnafı, kafe
sahipleri, servis, minibüs ve taksici esnafımız öğrenci
olmaması sebebiyle oldukça zor günler geçiriyor. Yahşihan ilçemizde
bulunan apart sahipleri kiracı bulamadıklarından dolayı
apartlarını satılığa çıkardılar.
Değerli arkadaşlar, internet sitelerinde
en çok satılık apart ilanı verilen yer Kırıkkale
Yenişehir. Birçok esnafımıza bankalardan ödeme ihtarnamesi
gönderilmiş. Böyle giderse esnafımızın elinde ne
apartı ne de minibüsü kalmayacak.
Kırıkkale şehir merkezinde 28
mahalleye hizmet götüren minibüs hattı esnafı ile Kırıkkale
Yahşihan ve Keskin ilçe minibüs hattı esnafımız yedi sekiz
aydır kontak açamıyor. Buna rağmen araç sigortası, bandrol
ve muayene paraları esnafımızın canına okuyor.
Gelirleri yüzde 90 oranında düşen Kırıkkale esnafları,
bir de artan kredi borcu, biriken kiralar, vergi borçları ve sigorta
primleri yüzünden kara kara düşünüyor. Tüm bunları çözmesi gereken
iktidarınız vatandaşımızın feryadını
duymuyor, görmüyor.
Değerli arkadaşlar, tablo bu kadar
karanlık gözükse de emekliyi, çiftçiyi, asgari ücretliyi,
çalışanı önceleyen ekonomik programlarla
vatandaşımızı rahatlatmak pekâlâ mümkün. Örneğin,
yandaş şirketlere yaptığınız vergi indirimi ve
muafiyetini bu ülkenin öz çocuklarına da yapabilirsiniz; devlet garantili
ihalelere verilen parayı gariban vatandaşa verebilirsiniz.
Değerli arkadaşlar, yaklaşık on
gün kadar önce, Kırıkkalemizde, İŞKUR
aracılığıyla Toplum Yararına Program kapsamında
üç, altı ve dokuz aylık sürelerle geçici personel istihdamı
yapıldı. Geçici süreyle, üstelik asgari ücret
karşılığı yapılan bu alım için
yaklaşık 4 bin Kırıkkaleli müracaat etmiş, sadece 500
kadarı kura sonucu bir işe başlatılmıştır.
Mevsimlik, üstelik asgari ücret düzeyindeki bu işe dahi razı olan
ancak kurada adı çıkmayan yaklaşık 3.500
Kırıkkaleli kışa girerken ekmeksiz, işsiz,
aşsız, umutsuz bırakılmıştır.
Değerli arkadaşlar, okullar
açıldı, önümüz kış mevsimi. Kasım ayından
itibaren elektrik ve doğal gaz faturaları el yakmaya başlayacak.
Okul ve kırtasiye masrafları geçen yıla göre yüzde 30 düzeyinde
arttı. Bir dönem Türkiyenin sanayi kenti, Anadolunun göz bebeği
olan Kırıkkale, son on sekiz yılda maalesef bu duruma
düşürüldü. Kırıkkaleli analar, babalar kara kara
düşünürken, gençler işsiz, aşsız, kısacası
sahipsiz bırakıldı.
İktidara geldiğiniz günden beri
Kırıkkale devamlı göç veriyor, küçülüyor. Son on sekiz
yılda bir tane fabrika yapılmayan Kırıkkalede, var olan
kamuya ait işletmeler hızla küçüldü, âdeta kapanma noktasına
geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET ÖNAL (Devamla) Başkanım,
bitiriyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
AHMET ÖNAL (Devamla) Bu anlamda
Kırıkkaleye verdiğiniz zararla ne kadar gurur duysanız
bence az olacak.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kırıkkalenin sorunları bununla da bitmiyor.
Yaşanan ekonomik kriz ve yükselen döviz kuru nedeniyle uzaktan eğitim
için kullanılması zorunlu olan bilgisayar, laptop, tablet gibi
cihazlara olan ihtiyaç neredeyse 10 kat arttı. İmkânı olan
aileler bu cihazları temin edebildi ancak Kırıkkalede birçok
yoksul aile çocuğu bu cihazlara ulaşamadı, eğitim ve
öğretim hakkından mahrum bırakıldı. 21inci
yüzyıl Türkiyesinde bırakın interneti, televizyonu bile olmayan
Kırıkkaleli aileler var. Kırıkkalede bazı aileler tek
televizyonla 2-3 çocuğuna eğitim vermeye çalışıyor.
Ekonomik durumu iyi olan aileler her türlü imkâna sahipken, yoksul aile
çocukları EBAya dahi erişemiyor. Burada devletimize düşen,
eğitim için kullanılması zorunlu olan cihazları tüm
öğrenci ve öğretmenlerimize ücretsiz dağıtmak ya da en
azından bu cihazlardan alınan vergileri ortadan kaldırmak
olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son
verirken, yoksulluğun ve emek sömürüsünün olmadığı, gelirin
hakça paylaşıldığı bir Türkiye diliyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Buyurun Sayın Şeker.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, Kocaeli ili Gebze ilçesinde
Gebze Teknik Üniversitesinin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirlinin
katılımıyla 2020-2021 akademik yılı
açılış törenine ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; seçim bölgem Kocaeli Gebzede Tarım ve Orman
Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirlinin katılımıyla
Gebze Teknik Üniversitesinin 2020-2021 akademik yılı
açılış töreni yapıldı ve Akıllı Tarım
Uygulamaları İşbirliği Protokolü imzalandı.
Akıllı Tarım konulu ilk dersi de Sayın
Bakanımız verdi.
Gebze Teknik Üniversitesi, yapmış
olduğu akademik çalışmalar ve sosyal sorumluluk projeleriyle
adından söz ettirmeye devam ediyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesinin
akademik performans ölçüm ve değerlendirme kuruluşu URAP,
Türkiyedeki 166 üniversitede yaptığı çalışmanın
2020-2021 sıralamasında Gebze Teknik Üniversitemiz 8inci
sırayı alarak büyük bir başarıya imza attı. Gebze
Teknik Üniversitesinin başarısının devamını ve
yeni öğretim yılının öğrencilerimize, üniversite
çalışanlarımıza, kentimize ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya.
2.-
Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, coronavirüs pandemisi
sürecinde, yapılacak yasal düzenlemeyle kronik
rahatsızlığı olup prim ve gün sayısını
doldurmuş olanların emekliliklerinin önündeki engelin
kaldırılmasının beklentileri karşılayacak bir
adım olacağına ilişkin açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Pandemi süreciyle birlikte yeni koşulların
oluştuğu dünyada ve ülkemizde insanların yaşam
kaygısı ile sağlık sebeplerinden ötürü tedirgin
oldukları görülmektedir.
Emeklilikte yaşa takılanlar
arasından, ilk etapta kronik rahatsızlığı olan
çalışanlar için Covid-19 süreci de göz önünde bulundurularak
emeklilik hakkı tanınması gereklilik arz etmektedir. Bağışıklık
sistemi zayıf kişilerin ve kronik rahatsızlığa sahip
insanların corona virüsü salgını gibi durumlarda çok daha büyük
risk altında olduğu bilimsel olarak da ortaya konmuş bir
gerçektir.
Özellikle sağlık
çalışanları, öğretmenler ve diğer EYTliler gibi
birçok çalışanın pandemi sürecinde riskli meslekler içerisinde
olduğu, yaptıkları işlerin birçok kişiyle teması
gerektirdiği ortadayken bu süreçte bulaş riskinin fazla olduğu
mesleklerde çalışan kronik rahatsızlığı olanlar
göz ardı edilmemeli ve bunlara emeklilik hakkının bir an önce
tanınması gereklidir. Yapılacak yasal düzenlemeyle, kronik
rahatsızlığı olup da prim ve gün sayısını
doldurmuş olan insanların emekliliklerinin önündeki engelin
kaldırılması doğru ve beklentileri karşılayacak
bir adım olacaktır.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Gürer
3.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, üniversite öğrencilerine
verilen öğrenim kredisinin miktarının
artırılmasına, bir nedenle üniversiteyle ilişiği
kesilen gençler için af çıkarılması gerektiğine, atama
bekleyen binlerce üniversite mezunu gence kamuda iş verilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
İşçi, işsiz, çiftçi, esnaf, memur,
emekli, engelli her kesim çok ciddi ekonomik sorunlar altında
ezilmektedir. Ülke nüfusunun önemli çoğunluğu açlık
sınırı altında yaşarken iktidar
yandaşlarının bir eli yağda bir eli baldadır. Bu
düzende fakir daha fakir olurken zengin daha zengin olmaktadır.
Gençliğin sorunları her geçen gün
artmaktadır. Eğitimin bütününde yaşanan sorunların
yanında, üniversiteli gençlere verilen kredi enflasyonla erimiştir.
Öğrenci kredileri artırılmalıdır. Öğrenci burs
talepleri patlamıştır. Sosyal devlet, eğitimde ekonomik
koşulları el vermeyen tüm öğrenci ailelerine destek
sağlamalıdır. Bir nedenle üniversiteyle ilişkisi kesilen
gençler için öğrenci affı mutlaka çıkarılmalıdır.
Sağlıkta, eğitimde, tarımda, ulaştırmada atama
bekleyen binlerce üniversite mezununa kamuda iş verilmelidir. Mezun
öğrencilerin kredi borçları ötelenmeli, öğrencilerin yaşadıkları
sorunlar AKP iktidarı tarafından ciddiye alınmalıdır.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın Topal
4.-
Hatay Milletvekili Serkan Topalın, sağlıkta atama
kılavuzunun ne zaman yayınlanacağına, paramedik
personeliyle ilgili atama takviminin ne olduğuna, kılavuzun
yayınlanmasındaki gecikmenin sebebini Sağlık Bakanı
Fahrettin Kocadan öğrenmek istediğine ve bu sorunun bir an önce
çözülmesini talep ettiklerine ilişkin açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Pandeminin yoğun şekilde
yaşanmasına rağmen Sağlık Bakanlığı
sağlık personeli atamasıyla ilgili personel atama takvimini bir
türlü açıklamıyor. 2020 yılının bitimine çok az bir
süre kalmasına karşın atama kılavuzu ne zaman
yayınlanacak, açıkçası bunun yanıtını bir türlü
alamıyoruz.
Özellikle paramedik personel atama bekliyor. Evde
oturmak yerine bu zorlu süreçte sağlık ordumuza katılmak ve
pandemi mücadelesine omuz vermek istiyorlar.
Buradan Sağlık Bakanına sesleniyoruz:
Sayın Bakan, sağlıkta atama kılavuzunu ne zaman yayınlayacaksınız?
Paramedik personeliyle ilgili atama takviminiz nedir? Tüm ısrarlı
taleplere karşın her defasında Bakanlık Bir iki hafta
içerisinde kılavuz yayınlanacak. yanıtını veriyor. Bu
gecikmenin sebebi nedir, bütçe mi yok? Bunun bir an önce çözülmesini talep
ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın İlhan
5.-
Kırşehir Milletvekili Metin İlhanın, SAĞLIK-SEN
Kırşehir Şube Başkanı Yasin Yücesanın
Kırşehir ilindeki sağlık çalışanları
adına dile getirdiği tespitlerin Hükûmetçe görülmesi ve ivedi olarak
sağlık çalışanlarının kadro, döner sermaye ve
diğer özlük haklarıyla ilgili çalışmaların
başlatılması gerektiğine ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün değilse ne zaman? diyerek Meclisteki
sağlıkçı milletvekillerine seslenen Kırşehir
SAĞLIK-SEN Şube Başkanının taleplerini olduğu
gibi size aktarmak istiyorum. Onun çığlığını
herkesin duyması özellikle zor günler yaşadığımız
pandemi sürecinde büyük önem arz etmektedir.
Sahanın gerçeklerinden uzak, masa başında
alınan kararlar, en alt kademedeki yöneticiden üst yöneticisine kadar
sirayet eden yönetici körlüğü ve organizasyon hataları; gece gündüz
demeden forma terleten, alın teri döken, emek veren ebe, hemşire,
sağlık memuru, sağlık teknisyeni, güvenlik görevlisi,
temizlik görevlisi, kısacası sağlık ordusunun isimsiz
kahramanlarını tüketti, bitirdi. Bugün geldiğimiz noktada
Kırşehirde canhıraş görev yapan hemşire, hekim, ebe,
şoför mutsuz.
Evet, Başkanın sağlık emekçileri
adına yaptığı bu tespitlerin Hükûmetçe görülmesi ve ivedi
olarak sağlık çalışanlarının kadro, döner sermaye
ve diğer özlük haklarıyla ilgili çalışmaların
başlatılması gerekmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Şevkin
6.-
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, ulaşım, akaryakıt,
barınma ve beslenme ürünlerinde fahiş zamların
uygulandığı bir ortamda eski bakanlara lüks araç
kullanımı, personel, yakıt serbestisi getirilmesini kamuoyunun
dikkatine sunduklarına ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Çarşı, pazar âdeta yangın yerine
dönmüşken elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar
vatandaşın tam anlamıyla belini bükmüştür. Son bir yıl
içinde elektrik fiyatları yüzde 32,3; doğal gaz fiyatları ise yüzde
34,7 oranında artmıştır. Vatandaş
faturalarını ödeyemez hâle gelmiştir.
Tarım Bakanı, vatandaşların
kişi başına eskiden 2 kilo et yerken şimdi 15 kilo et
yediğini iddia etmektedir. Oysa Kırmızı Et Sanayicileri ve
Üreticileri Birliği Derneğinin verilerine göre et tüketimi yüzde 40
oranında azalmıştır. Pandemi sürecinde ise sofralarda et
görmek mucizedir. Sayın Bakan kendileriyle karıştırmakta
herhâlde. Süt, şeker, çay, ulaşım, akaryakıt, içecek ve
daha sonra sıralayabileceğimiz birçok barınma, beslenme ürünlerinde
fahiş zamlar uygulanırken pazardaki, mutfaktaki yangına
rağmen Sayıştay raporlarında yer alan eski bakanlara lüks
araç kullanımı, personel, yakıt serbestisi gibi hangi akıl
ve vicdanla izah edilecek durumu kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
Ey iktidar, aklımızla alay etmeyin!
BAŞKAN Sayın Özkan
7.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, milletin on sekiz yıldır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana ve kadrolarına
inandığına ve desteklediğine, ülkenin yarınlarına
inanan ve güvenen milletin ümitsizliğe yatırım yapanlara prim
vermeyeceğine ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Batının nüfuz alanında olanlar tek
bir potada birleşerek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan üzerinden Türkiye karşıtlığı bir
cephe oluşturuyorlar. Tüm küresel güçler, büyük ve güçlü Türkiye yolunda
bizleri durdurmak, hedeflerimizden saptırmak için var güçleriyle
çalışıyorlar ancak bunu asla başaramayacaklar. Milletimiz
on sekiz yıldır liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve
kadrolarına inanıyor ve en yüksek teveccühle destekliyor.
İçeriden ümitsizliğe yatırım yapanlara, eski mevzilerine
tutunanlara, psikolojik yılgınlık oluşturanlara,
Türkiyenin yarınlarına inanan ve güvenen milletimiz prim vermeyecek.
Vesayet özlemi içinde olanlar bilsinler ki
açtıkları ışığın şalteri kahraman
milletimizin elindedir. Aziz milletimiz sahte ışıklara
aldanmayacak kadar berrak ve bir idrak sahibidir diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
8.-
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, esnafın, çiftçinin,
öğrencinin ödeyemediği borçlarının faizsiz
yapılandırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Çiftçi borç içinde, esnaf siftahsız dükkân
kapatıyor, işsiz üniversite mezunu gençlerimiz icra takibinde. AKP
Yandaşın hangi borcunu silebilirim? derdinde.
Yandaşlarınızın milyarlarca borcunu bir kalemde
siliyorsunuz. Borçlarını sildiğiniz, devletin tüm
kaynaklarını aktardıklarınız sizin gibi tuzu kurular.
Yapılması gerekeni yapın; esnafın, çiftçinin,
öğrencinin ödeyemediği borcunu faizsiz yapılandırın; 5
müteahhit değil, milyonlar nefes alsın.
Vatandaşımızın artık dayanacak gücü kalmadı.
Çiftçiler tarlalarını ekemiyor, icra kıskacı
tarlaları, dükkânları sarmış durumda.
Ey AKP, elindeki müteahhit keserini artık
bırak! Yorulmadınız mı ülkenin bütün kaynaklarını
üç beş kişiye aktarmaya? İşe yarar bir şeyler
yapacaksanız çiftçinin, esnafın, öğrencinin borcunu faizsiz
erteleyin. Bu insanların daha neyini alacaksınız? Esnaftan,
çiftçiden, öğrenciden boğazına yapışarak faiz istemek,
elinde ne var ne yoksa almak haramdır, devlete yakışmaz. Acil
olarak vatandaşı rahatlatacak önlemler almazsanız ülkedeki
yangın artarak sürecek.
BAŞKAN Sayın Kenanoğlu
9.-
İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlunun, ormanlar katledilirken
İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yeşil alanlar yok ediliyor.
diye tepki gösterilmesini samimi bulmadıklarını belirtmek
istediğine ilişkin açıklaması
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi dikey bahçe veya duvar
bahçe diye bilinen, otoyolların kenarlarındaki duvarlara uygulanan
peyzajları kaldırma kararı aldı. Bunların yerine
grafiti denilen çalışmalar yapılmaya başlandı. AKP
döneminde yapılan dikey bahçelerin metrekare maliyeti 1.280 lira; toplam
44.283 metrekare alan var, toplam maliyetse 56 milyon 682 bin lira ediyor;
yıllık gideriyse 12 milyon lira. Toplam harcanan rakam ne diye
baktığımızda, imalat ve bakım tutarlarıyla
birlikte bugüne kadar 179 milyon lira harcanmıştır. Takdir tabii
ki kamuoyunun. Yetkililer var olan 45 bin metrekare dikey bahçe yerine,
aynı parayla, 400 bin metrekare aktif yeşil alan
yapılabileceğini belirttiler yani park, bahçe. Bir İstanbul
Milletvekili olarak daha estetik, daha göze hoş gelen uygulamalar
yapılmasını istiyoruz. Bu milyonlar her yıl hepimizin
cebinden çıkıyor. Ormanlar katledilirken İBBye Yeşil
alanlar yok ediliyor. diye tepki gösterilmesini samimi
bulmadığımızı da belirtmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kılıç
10.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, günümüzde
çevresel unsurların da terör örgütlerinin öncelikli hedeflerinden biri
hâline geldiğinin görüldüğüne ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Özellikle yaz aylarında meydana gelen orman
yangınları kamuoyu gündeminde geniş yer bulmuştur. Dünyada gerçekleşenlerden
farklı olarak Türkiyedeki birçok yangınsa çevre terörizmi
yöntemlerine başvuran terör örgütlerinin sabotajları sonucu
gerçekleşmiştir. Terörizm konusunda yaşanan gelişmeler,
doğal kaynakları hem çatışmaların araçları hem de
hedefleri hâline getirmiştir. Bu anlamda, ekoterörizm çevre terörizmi
ateş terörizmi gibi kavramlar ortaya atılmış ve özellikle
ormanlara yönelik gerçekleştirilen sabotajlar terör yöntemi ya da
terörizmin yeni yüzü olarak akademik tartışmaların içinde yer
almaya başlamıştır. Günümüzde çevresel unsurların da
terör örgütlerinin öncelikli hedeflerinden biri hâline geldiği
görülmektedir çünkü bu daha az maliyet ve teknoloji gerektirip daha az
kişiyle icra edilebilmektedir.
BAŞKAN Sayın Arık
11.-
Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, Kayseri Büyükşehir
Belediyesinin Erciyes Kayak Merkezinde bilet fiyatlarına yüzde 20 zam
yaptığına ilişkin açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Erciyes Kayak
Merkezinde bilet fiyatlarına yüzde 20 zam yaptı. Bu karara itiraz
eden Meclis Üyemiz Özgür Özer İnsanların alım gücü azaldı,
insanlar evlerine ekmek götüremez hâlde, madem zam yapmaya
kararlısınız, bari enflasyon oranında zam yapın da dar
gelirli vatandaşlarımız da Erciyese çıkıp nefes
alsınlar, onlar da kaysınlar. diyor, AKPli Meclis Üyesi Ahmet
Tural, Kayak lüks bir spordur, dar gelirlinin yapacağı bir spor
değildir. İstersek yüzde 20 değil, yüzde 50 oranında zam
yaparız. diyor. Ben Kayserili hemşehrilerimin vicdanına seslenmek
istiyorum: Senden garip gureba, fakir fukara diye oy isteyenler; Sen fakirsin,
ne işin var senin kayakla kaymakla, ne işin var senin Erciyes Dağında
diyor. Sen yoklukta sabret, acıyı bal eyle. Diyor. Takdir de karar
da yüce milletimizin, Kayserili hemşehrilerimin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özdemir
12.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Osman Kavalanın
yargılama sürecindeki tutarsızlıkların ortadan
kaldırılmasına ve adil yargılama hakkının hak,
hukuk, adalet, tarafsız ve bağımsız yargı arayan
mağdur yurttaşların ortak talebi olduğuna ilişkin
açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Osman Kavala, 17 Ekim 2017 tarihinden bugüne aradan
geçen 1.092 gündür, üç yıldır, özgürlüğünden yoksun olarak
cezaevinde bulunmaktadır. Somut delillere dayanmadığı ve
varsayımsal kurgular olarak hazırlandığı konusunda
kamuoyunda kayda değer değerlendirmelerin
yapıldığı 3üncü Kavala iddianamesinin geçtiğimiz
hafta yayınlanan AB-Türkiye raporunda da kaydedildiği üzere bir hukuk
devletinde hazırlanması asla mümkün değildir. Osman
Kavalanın yargılama sürecindeki tutarsızlıkların
ortadan kaldırılması ve adil yargılanma hakkı sadece
Kavala için değil ülkemizde hak, hukuk, adalet, tarafsız ve
bağımsız yargı arayan mağdur yurttaşlarımızın
da ortak talebidir. Bağımsız yargı ve adalet için Türkiye
Büyük Millet Meclisine, biz milletvekillerine seslenen Osman Kavalanın
eşi Profesör Doktor Ayşe Buğranın sesini duyduğumuzu,
hak, hukuk ve adalet arayışında yanında olduğumuzu
paylaşmak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Demir
13.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Demirin, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde demokrasiyi, anayasal düzeni, demokratik
değerleri milletle omuz omuza, demokrasi karşıtı
vesayetçilere karşı sonuna kadar korumaya kararlı
olduklarına ilişkin açıklaması
MUSTAFA DEMİR (İstanbul)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Dün akşam aslında hiçbir demokratik ülkede
göremeyeceğimiz, geçmişin karanlık darbe günlerini
hatırlatan bir tweetle karşılaştık. Ülkemizde
hukukun temsilcisi Anayasa Mahkemesi Üyesi darbeye, darbe günlerine atıfta
bulunamaz. Demokrasi hukuk devleti olmayı gerektirir. Unutulmasın ki
demokratik ülkelerde hâkimler kararlarıyla konuşurlar ve
kararları da tartışılabilir. Kim olursa olsun, tarihteki
karanlık günleri, acı olayları ima ederek anayasal düzeni hedef
alamaz, demokrasimizi tehdit edemez. Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde demokrasimizi ve
anayasal düzenimizi, kazandığımız demokratik
değerleri, milletimizle omuz omuza, demokrasi karşıtı
vesayetçilere karşı sonuna kadar korumakta kararlıyız.
Varlık sebebi hukuk olan Anayasa Mahkemesi, anayasal düzeni ortadan
kaldırmayı ima eden üyesinin kullandığı militarist,
milleti tehdit eden dile müsaade etmemelidir, gereğini
yapmalıdır.
BAŞKAN Sayın Tanal
14.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Düzce ilinde yaşanan sel
felaketinin üzerinden uzun süre geçtiği hâlde Düzce ilini Sakarya iline
bağlayan Uğurlu köyü Bezirgan Köprüsünün hâlen
yapılmadığına, Düzce ili Melenağzı köyünün sahil
kesiminde elektrik direkleri olduğu hâlde elektrik verilmediği için
köylülerin yaşadığı mağduriyetin bir an önce
giderilmesi talebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana
seslendiğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sizin vasıtanızla Sayın
Cumhurbaşkanına bu sorumu yöneltiyorum: Düzcede daha önceden sel
olmuştu, sel felaketi nedeniyle yolların tamamı, köylerin
yollarının tamamı harap olmuştu, köprüler
yıkılmıştı ve bu kadar uzun süre geçtiği hâlde
Düzceyi Sakaryaya bağlayan Uğurlu köyü Bezirgan Köprüsü hâlen
yapılmamıştır. Köyün yarısı köprünün diğer
tarafında, diğer yarısı da köprünün diğer
tarafında kalmaktadır. Yani bu Bezirgan Köprüsü yapılmadığı
için, Uğurlu köyündeki vatandaşlarımız tarlasına
gidebilmek için -eğer yağış çok fazla varsa-
karşı tarafa geçememektedir, bu mağduriyetleri devam etmektedir.
Aynı şekilde, yine, Düzce
Melenağzı köyünün sahil kesiminde elektrik direkleri olduğu
hâlde elektrikler verilmiyor. Elektrikler verilmediği için
Melenağzı köylüleri mağdur durumdadır. Bu mağduriyetin
bir an önce giderilmesini talep ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Kayışoğlu
15.-
Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, Bursa ilinde
Ali Osman Sönmez Huzurevinin tadilatının 2019 yılında
bitirileceğinin ilan edilmesine rağmen huzurevinin hâlâ
açılmadığına, 2016 yılında bitirileceği
söylenen Bursa-Ankara Hızlı Tren Projesinin sekiz yıldır
bitirilemediğine, öncelikle mevcut projelerin bitirilmesi ve verilen
sözlerin yerine getirilmesi için iktidara seslendiklerine ilişkin
açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bursada kapasitesi en fazla olan huzurevlerinden
biri olan Ali Osman Sönmez Huzurevi tadilata alınmış, bitirme
tarihi olarak da 2019 yılı ilan edilmişti. Bu tarih geride
kaldı ama 300 yaşlımıza ev sahipliği yapan huzurevi
hâlâ açılamadı.
Bir zamanlar Türkiye'yi proje çöplüğü olarak
niteleyen AK PARTİ iktidarı farkındadır herhâlde,
Türkiye'yi asıl kendisi proje çöplüğüne dönüştürdü. Hiçbir
iş zamanında bitmiyor, verilen sözler yerine getirilmiyor. 2016da
bitirileceği söylenen Bursa-Ankara Hızlı Tren Projesi bunun en
çarpıcı örneğidir. Sürekli ihaleye çıkarılıyor
ama ortada iskelete dönmüş yapılardan başka hiçbir şey yok.
Bursa-Ankara Hızlı Tren Projesini sekiz yılda bitiremeyen AKP,
bir yandan da yeni projeler açıklıyor. Buradan sesleniyoruz: Önce
mevcut projeleri bitirin, tadilatları bitirin, verdiğiniz sözleri
yerine getirin ki vatandaş yeni projelerle
kandırılmadığını anlasın.
BAŞKAN Sayın Yılmaz
16.-
Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın, esnafın borçlarına
ilişkin asıl yapılandırma yapılması gereken
dönemin Covid-19 salgınının devam ettiği bu dönem
olduğuna ve Hazine ve Maliye Bakanlığının gerekli
tedbirleri bir an önce almasını ve esnafın beklentisini
karşılamasını beklediklerine ilişkin
açıklaması
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Covid-19 salgını döneminde
esnafımıza verilen 25 bin liralık destek
esnafımızın kısa bir süre rahatlamasına sebep
olmuştur. Ancak geçen altı ayı aşkın sürede
salgının ve ekonomik etkilerinin devam etmesi verilen miktarın
erimesine neden olmuş, bu arada esnafımız tarafından
alınan kredilerin ilk taksidi gelmiştir. Geçmiş senelerde
esnaflarımızın vergi, SGK, kredi borçlarına
yapılandırmalar düzenlenmesine rağmen yeni ekonomi
programında bu tür bir uygulama yapılmayacağı
öngörülmektedir. Esnafımızın asıl yapılandırma
yapılması gereken dönemi bence tam da Covid-19
salgınının devam ettiği bu dönemdir. Zira
esnafımız tarihin hiçbir döneminde bu kadar uzun süren bir
olağanüstülük yaşamamıştır. Hazine ve Maliye
Bakanlığımızın bu şartları göz önünde
bulundurarak gerekli tedbirleri bir an önce almasını ve tüm
esnafımızın beklentisini karşılamasını
beklemekteyiz.
BAŞKAN Sayın Başevirgen
17.-
Manisa Milletvekili Bekir Başevirgenin, iktidarın övündüğü
sosyal koruma kalkanının açlık sınırının 3
bin TLye ulaştığı ülkede vatandaşa kalkan
olamadığına, iktidarın vatandaşa sabretmeyi tavsiye
ettiğine, sosyal devletin vatandaşına tavsiye
vermeyeceğine, refahını yükselteceğine ilişkin açıklaması
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yurttaşların bankalara olan borcu bu
yılın ilk dokuz ayında yüzde 36,5 oranında artarak 806
milyar liraya ulaştı. İktidar pandemi döneminde 39 milyar liraya
yaklaştığını iddia ettiği destek ve
yardımlarla övünürken gerçek hayatta vatandaşın
yaşadıklarından habersiz, ekonomi yerlerde sürünüyor, TL
tarihinin en dip seviyesinde. İthalat coşmuş, ihracat
bitmiş vaziyette. İktidar işçi, emekçi, emekli ve esnafın
borç batağında olduğunun farkında değil. Bankalardan
çekebilecekleri bütün kredileri kullanan, kredi kartlarının
limitlerini dolduran vatandaş zor durumda. İktidarın
övündüğü sosyal koruma kalkanı ne yazık ki açlık
sınırının 3 bin TLye ulaştığı
ülkemizde vatandaşına kalkan olamıyor. İktidar ise borç
batağında olan vatandaşına sabretmeyi tavsiye ediyor. Tek
adam iktidarı yurt dışını gözden çıkarmaya ve bir
avuç yandaşını kayırmaya devam ediyor. Sosyal devlet
vatandaşına tavsiye vermez, refahını yükseltir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Aycan
18.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, ülkede iş
kazalarının en çok inşaatlarda ve madenlerde olduğuna,
iş güvenliğinin öncelikli olması ve denetimlerin
artırılması gerektiğine, sağlık sektöründe de
hastane enfeksiyonlarının iş kazası kapsamına
alınması ve hastalanan veya vefat eden sağlık personeline
tazminat verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, maalesef ülkemizde iş kazası vakaları görülmeye
devam ediyor. Geçen hafta şehrim Kahramanmaraşta 2 işçi
inşaat göçüğü altında kaldı ve hayatını kaybetti.
Bu işçilerimize ve tüm iş kazasından vefat edenlere Allahtan
rahmet diliyorum.
Ülkemizde iş kazaları en çok
inşaatlarda ve madenlerde olmaktadır. Maalesef ülkemizde iş
kazaları sık görülmektedir. Bu konuya önem vermek gerekir.
İş yerlerinde önlem almalıyız, iş güvenliği
öncelikli olmalıdır. Denetimleri artırmalıyız,
işçilerimiz de kişisel koruyucularını kullanmalı,
mutlaka iş kazalarını önlemeliyiz.
Sağlık kuruluşlarında da iş
güvenliği önlemlerine önem verilmelidir. Enfeksiyonlar, hastane
enfeksiyonları iş kazası kapsamına
alınmalıdır. Covid-19dan dolayı hastalanan veya vefat eden
sağlık personeline tazminat verilmelidir. Geride kalan ailelerine sahip
çıkmalıyız, onların mağduriyetini önlemeliyiz.
BAŞKAN Sayın Taşkın
19.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, 14 Ekimin Dünya Standartlar Günü olarak
kutlandığına, ülkenin küresel pazarlarda güçlü olmak için
uluslararası standardizasyon kuruluşlarında etkin olarak yer aldığına
ve almaya devam edeceğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Standardizasyon faaliyetlerinin önemine ve
faydalarına dikkat çekmek üzere her yıl 14 Ekim Dünya Standartlar
Günü olarak kutlanmaktadır. Günümüzde sanayiden hizmet sektörüne kadar her
alanda dünyanın ortak dili hâline gelmiş standartlar
geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam etmektedir.
Türkiye geçtiğimiz on sekiz yıllık AK
PARTİ iktidarında siyasal, sosyal ve ekonomik alanda
gerçekleştirdiği büyük değişim hamleleriyle dünyanın
en büyük 10 ekonomisi arasında olma hedefine kilitlenmiştir. Bu
hedefe ulaşmak için önemle üzerinde durulması gereken hususlardan
biri küresel ölçekte kabul görecek ürün ve hizmet üretimi yapabilmektir. Bunun
yollarından birisi de standardizasyondur. Bu amaçla ülkemiz küresel
pazarlarda güçlü olmak için uluslararası veya bölgesel standardizasyon
kuruluşlarında etkin olarak yer almıştır ve almaya
devam edecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Ceylan
20.-
Çanakkale Milletvekili Özgür
Ceylanın, Çanakkale ilinde Sone Enerji tarafından RES yapmak için
Lapseki Çamyurt, Dumanlı ve Beyçayırı köylerinde başka bir
şirketin maden sahası işgal edilerek, şahıs arazileri
usulsüz kiralanarak ve orman tahrip edilerek inşaat
yapıldığına, mühürlenen inşaatlara mühürlerin
sökülerek devam edildiğine, bu şirketin arkasında kimlerin
olduğunu öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) Çanakkalede trajikomik
bir durum yaşanıyor. Sone Enerji RES yapmak için Lapsekinin Çamyurt,
Dumanlı, Beyçayırı köyleri bölgesinde işe
başlıyor. Kendi ruhsat alanının dışında,
imar izni olmadan başvuru yaptığı türbinlerden 7sine ret,
1 tanesine olur verildiği hâlde bir başka şirketin maden
sahasını işgal edip şahıs arazilerini usulsüz kiralayarak
ormanı tahrip edip inşaat yapıyor, mühürlenen inşaatlarda
mühürleri söküp çalışmalara aynı pervasızlıkla devam
ediyor. İl Genel Meclisimizin araştırma komisyonuna Sone Enerji Proje
Müdürünün söyledikleri ise tam yeni Türkiye manzarası: Biz bütün
işlerimizi böyle yapıyoruz; kaçak bir şekilde işe
başlayıp, cezamızı yiyip evrak işlerini sonradan
uyduruyoruz, Ankaradan patronlarımız gerekli temasları EPDK ile
yapmış, siz işe başlayın, gerisini biz hallederiz.
diyor. Soruyorum size: Bu şirketin Ankaradaki ağabeyi kim?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sayın grup başkan vekillerinin söz taleplerini
karşılayacağım.
İlk söz, İYİ PARTİ Grup
Başkan Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlunun.
Buyurun Sayın Dervişoğlu.
21.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Hatay ilinin İskenderun, Belen ve Arsuz
ilçelerinde meydana gelen yangınlar sırasında halkın panik
yaşadığına, ormanların Hatay ilinin üç tarafını
çevirecek şekilde yakıldığına, Kahramanmaraşta
da durumun farklı olmadığına, günlerdir alevleri söndürmek
için çabalayan yangın söndürme ekiplerine teşekkür ettiklerine,
İçişleri Bakanlığının soruşturmayı bir
an önce tamamlaması ve faillerin yakalanması gerektiğine,
bölgedeki vatandaşlara ve millete bir kez daha geçmiş olsun
dileklerini ilettiklerine, Azerbaycan ve Ermenistan arasında insani bir
ateşkes ilan edilmesine rağmen Ermenistanın Azerbaycanın
Gence şehrine düzenlediği füze saldırısında 9
kişinin hayatını kaybettiğine ve 39 kişinin de
yaralandığına, Ermenistanın bir devlet gibi değil bir
terör örgütü gibi davranmakta ısrar ettiğine, dünyanın gözü
önünde insanlık suçu işleyen Ermenistanı
kınadıklarına, dost ve kardeş Azerbaycanın yanında
olduklarını bir kez daha tekrarladığına, profesyonel
futbol ligleri 11 Eylülde başlamasına rağmen amatör liglerin
henüz başlatılmadığına, Türkiye Futbol Federasyonunun
bu liglerle ilgili kararın Ekim ayı sonunda tekrar
değerlendirmeye alınacağını
açıkladığına, bu kararla amatör kulüp ve sporcuların
mağdur edildiğine, Federasyonun bu durumu görmezden gelmemesi
gerektiğine, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda
İzmir ilinde yürütülen Ege Turizm Merkezi-Çeşme Projesinin mimari ve
teknik çalışmaları için tek bir şirketin yetkili
olduğunun kamuoyunun gündemine geldiğine, yüzde 97si kamuya ait
arazilerden oluşan bölgenin bir kıyıma maruz kalmaması için
Bakanlığın süreci dikkatle ve ciddiyetle takip etmesini
önerdiklerine ve kendilerinin de aynı dikkat ve ciddiyetle konunun peşinde
olacaklarını bildirdiğine, Anayasa Mahkemesi üyesi bir hâkimin
attığı tweetin maksadını
aştığını fakat buradan bir darbe
çığırtkanlığı çıkarmanın da abesle
iştigal olduğuna, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin
hukuk tanımaksızın Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali
kararını reddetmesinin açık bir hukuk darbesi olduğuna ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Hatayın İskenderun, Belen ve Arsuz
ilçeleri üçgeninde yaşanan orman yangılarını üzüntüyle
takip ettik. Yangında yerleşim yerlerine alevlerin
sıçraması sonucu halkta da büyük bir panik yaşandı, hain
terör örgütü ise yangınları kendi lehine çevirmeye
çalıştı; hepimiz buna şahit olduk. Bütün yangınların
yerleşim birimlerinin yanında çıkarılması bizce tesadüf
değildir. Hatayın üç tarafını çevirecek şekilde
ormanlarımız yakılmıştır. İskenderunda ise
bir saat içinde 4 ayrı noktada yangın
çıkarılmıştır. Kahramanmaraşta da durum
farklı değildir, orada da 3 farklı yerde çıkan orman
yangınında 65 hektar orman yanıp kül olmuştur. Günlerdir
alevleri söndürmek için çabalayan emektar yangın söndürme ekiplerine
gösterdikleri üstün başarı için teşekkür ediyoruz ve tebrik
ediyoruz. İçişleri Bakanlığı soruşturmayı
bir an önce tamamlamalı ve failleri yakalamalıdır. Böylece
bölgedeki ateşe su dökülecektir, bölge vatandaşlarımıza ve
aziz milletimize bir kere daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki
çatışmalar ateşkese rağmen sürmektedir. Moskovada,
anlaşıldığı üzere 2 ülke cenazelerinin ve rehinelerin
değişimi için insani bir ateşkes ilan edilmiştir. Buna
rağmen Ermenistan yapılan insani ateşkesi insanlık
dışı saldırılarıyla bozmuştur. Ateşkese
rağmen Genceyi hedef alan Ermenistan ordusu, gece yarısı
gerçekleştirdiği füzeli saldırılarda 9 Azerbaycanlı
soydaşımızı şehit etmiş, 39unu ise
yaralamıştır. Ermenistan kaybettiği mevzileri almak için
çeşitli saldırı girişimlerinde bulunmaya devam ediyor.
İnsani ateşkese rağmen durmayarak insanlık
dışı tutum sergileyen Ermenistan bir devlet gibi değil, bir
terör örgütü gibi davranmaya da ısrar ediyor. Tüm dünyanın gözü
önünde insanlık suçu işleyen Ermenistanı şiddetle
kınıyor, dost ve kardeş ülke Azerbaycanın bu haklı
mücadelesinin yanında olduğumuzu bir kere daha
tekrarlıyorum.
Profesyonel futbol ligleri 11
Eylülde başlamasına rağmen amatör ligler henüz
başlatılmamıştır. Türkiye Futbol Federasyonu,
2020-2021 sezonu bölgesel amatör lig, yerel amatör büyükler ve yerel amatör alt yaş grubu
müsabakalarının geleceğiyle ilgili kararın ekim ayı
sonunda tekrar değerlendirmeye alınacağını
açıklamıştır.
(Mikrofon otomatik cihazdan tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bu kararla aylardır futboldan uzak kalan amatör kulüpler ve
sporcular mağdur edilmiştir. Sayıları 50 bine varan amatör
futbolcular ve kulüp çalışanları, futbolun emektarları ve
gariban insanlarıdır. Federasyon bu durumu acilen gözden geçirmeli ve
görmezden gelmemelidir. Amatör kulüpler ve futbolcular, futbolun
mutfağıdır. Halı sahalar, kafeteryalar açık, ampute
ligi oynanıyor ama amatör lig yok. Virüs sadece amatör futbolculara
mı bulaşıyor sorusu akıllara geliyor.
Bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığı
koordinasyonunda İzmirimizde çalışmaları yürütülen Ege
Turizm Merkezi ve Çeşme Projesine dair kamuoyunda bazı detaylar yer
aldı. Projenin mimari ve teknik çalışmaları için tek bir
şirketin yetkili olduğu basında yer alarak kamuoyu gündemini
işgal etmeye başladı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son sözlerinizi alayım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bu şirketin ticaret sicil kayıtları
incelendiğinde 24 Temmuz 2020 tarihinde kurulduğu görülüyor; bu bir
rant paylaşım itirafıdır. Yüzde 97sinin kamuya ait
arazilerden oluştuğu bilinen bölgenin bir kıyıma maruz
kalmaması için Bakanlığın süreci dikkatle ve ciddiyetle
takip etmesini öneriyoruz, biz de aynı dikkat ve ciddiyetle konunun
peşinde olacağımızı bildiriyoruz.
Son olarak, dün akşamdan beri sosyal medyada
devam eden ışıklar açıktı, kapalıydı
tartışmasına da tebessümle bakıyoruz. Türkiyeyi artık
suni gündemlerle meşgul etmemek, vatandaşı birinci dereceden
ilgilendiren temel konuları gündemde tutmak gerekir diye düşünüyorum.
Anayasa Mahkemesi üyesi bir hâkimin attığı tweet elbette ki
maksadı aşmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) - Fakat buradan bir darbe
çığırtkanlığı çıkarmak da abesle
iştigaldir. Oysa bizce asıl yargı darbesi dün
yapılmıştır. İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesinin hukuk tanımaksızın, siyasi iktidardan
aldığı güçle Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali
kararını reddetmesi esas itibarıyla açık bir hukuk
darbesidir. Meseleye bu noktadan bakılmasının gerekli
olduğunu düşünüyorum, Genel Kurulu da saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Muhammed Levent Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül.
22.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent
Bülbülün, ülkenin zor ve çetin zamanlardan geçtiğine, Libya, Doğu
Akdeniz, Ege, Suriye, Kıbrıs, Irak, Güney Kafkasya ve
Karabağdaki çarpışmalar ile dengesizliklerin ülkenin büyük bir
çevrelenme ve kuşatma tehdidiyle karşı karşıya
olduğunu gösterdiğine, bunun yanında ülke içinde faaliyetlerini
sürdürmeye çalışan PKK, DEAŞ, DHKP-C, FETÖ gibi terör örgütlerinin iç dinamikleri
sarsmak ve ülkeye zarar vermek noktasında fırsat
kolladığına, Hatay, Osmaniye, Trabzon ve diğer illerde
yaşanan orman yangınlarının terör odakları
tarafından gerçekleştirildiği şüphelerinin her alanda
teyakkuzda olunması gerektiği gerçeğini gösterdiğine,
aynı zamanda küresel salgında sadece ülke topraklarında
değil dünya çapında bir mücadeleye katkı
sağlandığına, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğluyla
ilgili verdiği kararın hukuki sürecin hâlen devam ettiği bir
durumu gösterdiğine, Anayasa Mahkemesi üyesi bir hâkimin
attığı tweete şahit olunduğuna, Türkiye Cumhuriyeti
devletinin ve demokrasinin yaşadığı travmalar göz önüne
alındığında hiç de hafife alınmayacak bir durum karşısında
olunduğunu düşündüklerine, bunun şahsi olarak
değerlendirilmesinin mümkün olmadığına, Anayasa
Mahkemesinin bugüne kadar vermiş olduğu birçok kararın
tartışmalı olduğu gibi bunun bundan sonra vereceği
kararları da tartışmalı hâle getirecek bir gelişme
olduğuna, herkesin bulunduğu mevkide elinde bulundurduğu gücü
hukuka uygun bir şekilde hakkaniyetle kullanmak durumunda olduğuna,
ülkenin bir daha darbe, vesayet gibi ifadelerle veya birtakım
girişimlerle karşılaşmaması noktasında
hassasiyetlerini tekrar dile getirdiğine ilişkin
açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemiz çok zor ve çetin zamanlardan geçmektedir. Böyle bir
dönemde millî birliğimizin ve beraberliğimizin bunun
dışındaki birçok meseleden çok daha kıymetli olduğu tartışmasızdır.
Libyadan başladığımızda Doğu Akdeniz, Ege,
Suriye, Kıbrıs, Irak ve devamında Güney Kafkasyada,
Karabağda yaşanan çarpışmalar ve yaşanan
dengesizlikler, neredeyse 10 bin kilometrelik oluşan bu aksta ülkemizin
büyük bir çevrelenme ve kuşatma tehdidiyle karşı
karşıya olduğunu açık bir şekilde göstermektedir.
Ülkemizin sınırları
dışında veya denizlerinde meydana gelen bu gelişmelerin
yanında, ülkemizin içerisinde hâlâ faaliyetlerini sürdürmeye
çalışan PKK, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütleri, aynı zamanda
FETÖ terör örgütü her an ülkenin iç dinamiklerini sarsmak ve Türkiyeye zarar
vermek noktasında fırsat kollamaktadır. En yakın zamanda
Hatay ilimizde ve diğer illerimizde, Osmaniyede, Trabzonda yaşanan
orman yangınlarının, bu şekilde terör odakları
tarafından gerçekleştirildiği konusunda oluşan yoğun
şüpheler, Türkiyede her alanda, her noktada teyakkuzda olunması
gerektiği ve bu meselelere karşı, tehdit ve tehlikelere
karşı kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiği
gerçeğini önümüze koymaktadır. Böyle zamanlarda millî birliğin
ve kenetlenmenin temin edilmesi son derece önemlidir. Türkiye, sadece ulusal
olarak bu bahsettiğimiz meselelerle mücadele etmekle kalmıyor;
aynı zamanda küresel bir salgınla da sadece ülke topraklarında
değil, dünya çapında çok ciddi bir mücadeleye katkı
sağlamaktadır.
Bahsettiğim gibi, millî birlik ve kenetlenmenin
temin edilmesi bu kadar önemliyken toplumumuzun her kesiminin bu millî
politikalar çerçevesinde doğru yerde, doğru bir noktada
bulunması ve düşüncelerini ortaya koyup bu noktada faaliyet
göstermesi, çaba sarf etmesi gerekirken bunun dışında
gerçekleşen hadiseler, davranışlar ve açıklamalar,
inanın, milletimizle birlikte hepimizi büyük bir üzüntüye sevk etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Dün, Meclisimizde
Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğluyla alakalı vermiş
olduğu kararın sonrasında, yargılamayı yapan
mahkemenin vermiş olduğu karar üzerinde uzun uzun tartışmalar
söz konusu olmuştu. Bu verilen karar, Anayasa Mahkemesi tarafından
verilen karar, şu an itibarıyla, hukuk yolu itibarıyla -hâlâ
itiraz yolu açık olduğu için- hâlen hukuk sürecinin devam ettiği
bir durumu bize göstermektedir. Hukukun bu işleyiş süreci içerisinde
kuşkusuz herkes kendi değerlendirmesini yapacaktır; kendisi
yorumlarını, değerlendirmelerini kamuoyuyla
paylaşacaktır. Bu yorum ve değerlendirmelere tabii ki saygı
duyuyoruz ancak burada, hukuk ve yargının tamamen töhmet altında
bırakılması ve yargıya yönelik olarak ağza
alınmayacak hakaretlerin sarf ediliyor olması da son derece üzücüdür.
Bütün bunların devam ettiği bir günün
akşamında
Her akşam Anayasa Mahkemesinin önünden geçenler çok
iyi bilecektir, Anayasa Mahkemesinin ışıkları her
akşam yanıyor, her akşam aydınlatılan bir bina.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Birçok bina,
birçok kamu binası da aynı şekilde
aydınlatılmaktadır. Sanki ondan çok farklı bir durum
varmış gibi, o geceye mahsusen ve bu tartışmaların da
hemen üzerine gelmesi açısından da son derece önemli olan bir
vakitte, Anayasa Mahkemesinin daha önceki dönemde Başkan Vekilliği
görevini yürütmüş, şimdi de mevcut süreçte üyeliğini yapan bir
yargıcın, Anayasa Mahkemesi üyesinin Işıklar yanıyor.
diye bir tweetine hep birlikte şahit olduk. Tabii, bu bazı kesimler
tarafından önemsenir, önemsenmez, bunu bilemeyiz ama Türkiye Cumhuriyeti
devletinin yaşadığı travmalar, demokrasimizin
yaşadığı travmalar göz önüne
alındığında hiç de hafife alınmayacak bir durumun
karşısında olduğumuzu biz düşündük ve
değerlendirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Tabii,
tamamlıyorum.
Evet, geçmişte askerî darbelerin şifrelerinden
ve sinyallerinden biri olarak değerlendirilen bir cümledir. Genelkurmaya
atfen Işıkları yanıyor. denildiğinde, sanki
demokrasiye bir müdahale ve bir vesayetin tekrar ortaya
çıkacağı, darbe girişiminin tekrar meydana
gelebileceği algısını toplumda yaymak üzere kullanılan
bir cümle, özellikle siyasette ve yönetimde. Şimdi, bu aynı ifadenin,
profesör, akademisyen olan ve aynı zamanda yıllardır Anayasa
Mahkemesi üyesi olan bir kişinin yani Türkiye'nin bu demokrasi tarihinden
son derece haberdar olan birisinin, aynı şekilde, bu cümleyi Anayasa
Mahkemesinin bu tartışma sürecinde
ışıklarını ve binasını göstererek
yayınlıyor olmasının mazur görülebilecek hiçbir tarafı
yoktur ve bunun şahsi olarak değerlendirilmesi de mümkün
değildir. Anayasa Mahkemesi bugün yaptığı açıklamada
Bu, şahsın kendisinin görüşüdür, bizi bağlamaz. gibi bir
ifade kullandı. Tabii ki önemlidir ancak orada, Anayasa Mahkemesini
arkasına alıp da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümleniz Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) -
bu mesajı
verdiği bir ortamda bunun bireysel bir mesele olarak düşünülmesi söz
konusu olamaz. Anayasa Mahkemesinin bugüne kadar vermiş olduğu birçok
karar son derece tartışmalı olduğu gibi bundan sonra
vereceği kararları da haydi haydi tartışmalı hâle
getirecek bir gelişme olmuştur. Türkiyede eğer bu manada merak
sahibi olanlar varsa, kimin kudreti yeter kimin yetmez, kim dikkate
alınır kim dikkate alınmaz bilemeyiz ama varsa bu noktada niyeti
olan, Halep oradaysa arşın burada; biz gereğini yapmaya her an
hazırız, elimizdeki gücümüzle. Burada bunu ifade ederken
şahıs olarak, bu memleketin bir evladı olarak ifade ediyorum.
Biz, bu noktada buna müsaade etmeyeceğimizi ve Türkiyede bundan sonra asla
ve asla bu şekilde bir şeyin olmayacağının
altını çizmek istiyoruz. Fakat bu durum kesinlikle hafife
alınmamalıdır, herkes kendi bulunduğu mevkide, herkes kendi
elinde bulundurduğu gücü hukuka uygun bir şekilde, hakkaniyete uygun
bir şekilde kullanmak durumundadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Son,
bağlıyorum Sayın Başkan, kusura bakmayın.
BAŞKAN Buyurun, estağfurullah.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bunun
dışında, hakkın kötüye kullanıldığı,
yetkilerin ve sorumlulukların kötüye kullanıldığı bir
ortamda bunların mazur görülmesi ve bağışlanması çok
daha büyük zararlara ve sıkıntılara neden olabilecektir.
Ben buradan, bu verilen mesajı ve
arkasından gelişen tartışmalarda ona sahip
çıkılması noktasında ifade edilen görüşleri kabul etmediğimizi
ve Türkiye'nin, Allah muhafaza, bir daha darbe, vesayet gibi birtakım
ifadelerle veya birtakım girişimlerle
karşılaşmaması noktasında hassasiyetimizi,
teyakkuzumuzu burada tekrar dile getiriyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Hakkı Saruhan Oluç.
Buyurun Sayın Oluç.
23.-
İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluçun, İtalyan oyun yazarı Dario Fonun Yüzsüz adlı
oyununun Kürtçe olarak oynanmasının İstanbul ili
Gaziosmanpaşa Emniyet Müdürünün imzası ve Gaziosmanpaşa
Kaymakamının talebiyle yasaklandığının
sanatçılara tebliğ edildiğine, Şehir
Tiyatrolarının Ekim 2020 programına alınan oyunun Kamu
düzenini bozabilir. gerekçesiyle yasaklanmasını nasıl
değerlendireceklerini uzun süre düşündüklerine, bir hukuk devletinde
kaymakamın ve valinin böyle bir açıklamasının aslında
nefret suçu olduğuna ve yargının harekete geçeceğine, bu
anlayıştan bir an evvel vazgeçilmesi gerektiğine, ülkede
yaşayan Kürt yurttaşların dillerine, kültürlerine sahip
çıkacaklarına ve geliştireceklerine, hiçbir
açıklamanın ana dildeki çalışmaları, kültürel ve
sanatsal faaliyetleri engelleme imkânına sahip olmayacağına, bu kararın bir an evvel
kaldırılmasını ve bu oyunun sahnelenmesini talep
ettiklerine, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası
üyelerinin 12 Ekimde hak mücadelesi ve seslerini duyurmak için Soma ve
Ermenekten Ankaraya yürüyüşe başladıklarına ama önlerine
polis barikatı konulduğuna, maden işçilerinin taleplerini ve
yürüyüşlerini desteklediklerine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, Dario Fo diye bir oyun
yazarı, aktör, yönetmen var. Dün onun 4üncü ölüm yıl dönümüydü,
İtalyan Dario Fonun. Türkçeye çevrilmiş ve Türkiyede şu anda
satışı devam eden eserleri var Oyuncunun Yeni Temel El
Kitabı gibi Amerikanın Yasak Hikâyesi gibi Johan Padan
Amerikayı Keşfediyor gibi Ödenmeyecek Ödenmiyor gibi Neredeyse
Kadın: Elizabeth Klakson Borazanlar ve Bırtlar/Yüzsüz gibi
eserleri var. Türkiyede satışta ve Türkiyede oynanmış
oyunları var Dario Fonun. Dünyaca ünlü bir kişi, 1997
yılında Nobel Edebiyat Ödülünü almış.
Şimdi, bu Dario Fonun daha önce Türkçeye
çevrilmiş olan ve oynanmış olan Yüzsüz adlı oyunu -bir
diğer adı Klakson Borazanlar ve Bırtlar bu oyunun- Kürtçe
oynanacaktı. Kürtçe oynanacaktı ve dün Gaziosmanpaşa Emniyet
Müdürünün imzasıyla, Kaymakamın talebiyle bu oyunun oynanması
yasaklandı, sanatçılara tebliğ edildi. Şimdi, Kürtçesi
Teatra Jiyana Nu yani Yeni Yaşam Tiyatrosu oynayacaktı bu Dario
Fonun Yüzsüz oyununu, Kürtçesi Berû. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir Tiyatrolarında Ekim 2020 programına
alınmış bir oyundu bu. Belki de yüz altı yıllık
tiyatro tarihinde ilk defa önemli bir adım atılmıştı.
Yasaklandı, neden? Kamu düzenini bozabilirmiş bu oyunun
oynanması. Diyor ki Gaziosmanpaşa Kaymakamı: İlçemiz
sınırları içerisinde huzur ve güvenliğini bozabilir. Bayağı
ciddi bir olay yani. Gaziosmanpaşa bu tiyatro oyunuyla birbirine
düşecek, yani böyle bir durumla karşı karşıya
İstanbul Gaziosmanpaşa.
Şimdi, yani neresinden, nasıl
değerlendirelim diye epey uzun düşündük aslında. Türkçesi Kültür
Bakanlığı tarafından da onaylanmış ve devlet
tiyatrolarında da oynanmış bir oyundan bahsediyoruz. Neden
yasaklanıyor bu? Neden? Çünkü Kürtçe oynanacak, Kürtçe. Kürtçe oyun
oynamak yasak, Kürtçe tiyatro yasak, Kürtçe kültür faaliyetleri yasak, yani
Kürtçe ana dilinde faaliyet yapmak yasak. diyor Gaziosmanpaşa
Kaymakamı. Bunu onaylayan İstanbul Valisi de aynı fikirde. Yani
Kürtçeye yönelik ağır bir düşmanlık var. Bu oyunun terörle
merörle alakası yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Amir durumunda
olanların bu kadar cahilce konuşmalar yapması, yazı
yazmaları hakikaten utanç verici bir durum. Mesele; Kürt dili, kültürü,
edebiyatı, sanatı, müziğiyle alakalı.
Ya İstanbulda 3,5-4 milyon Kürt
yurttaşımız yaşıyor. Bunlar her zaman vergilerini
verirler, ülkedeki her türlü zenginliğin üretilmesine katkıda
bulunurlar, çalışırlar, çocuklarını İstanbulda
büyütürler, yaşamlarını İstanbulda kurarlar onlarca
yıldır; 3,5-4 milyon yurttaşımız, Kürt
yurttaşımız. Bir Kürtçe oyun oynanması,
Gaziosmanpaşanın huzurunu, bütünlüğünü, birliğini, güvenliğini
her şeyini bozacakmış! Bu, nasıl bir anlayış ya?
Bu, nasıl bir nefret dili? Bu, nasıl bir ayrımcılık?
Bu, nasıl bir Kürt düşmanlığı? Kabul edilebilir gibi
değil. Ve İstanbul Valisi de bu açıklamanın arkasına
diziliyor.
Şimdi, çok merak ediyoruz iktidar ne diyecek
Dario Fonun oyunu hakkında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi, bir
hukuk devletinde böyle bir açıklama, kaymakamın ve valinin böyle bir
açıklaması aslında nefret suçudur, yargı harekete geçer ama
tabii ki Türkiyede hukuk devleti olmadığı için, hukukun üstünlüğü
olmadığı için yargı harekete geçmiyor.
Şimdi, dilleri, sanatı ve
sanatçıları ayrıştırmak, halkları ve toplumu
ayrıştırmak çabasının bir parçasıdır, biz
bunu çok iyi biliyoruz. Bu ayrımcı politikalar, iktidarın
ayrıştırma dışında hiçbir seçeneğinin
kalmadığını gösteriyor, bu da içler acısı bir
durumdur, bunu da biliyoruz. Dolayısıyla, bu anlayıştan bir
an evvel vazgeçilmelidir. Çok açık, bu ülkede yaşayan bütün Kürt
yurttaşlarımız elbette ki dillerine, kültürlerine,
sanatlarına, tiyatrolarına, müziklerine sahip çıkacaklardır
ve onu geliştireceklerdir. Ve hiçbir kaymakamın yazısı,
hiçbir valinin açıklaması, ana dilindeki çalışmaları,
kültürel ve sanatsal faaliyetleri engelleme imkânına sahip
olmayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu utanç
kararının bir an evvel kaldırılmasını ve Dario
Fonun bu oyununun sahnelenmesini talep ediyoruz. Bu çalışmaları
engellemeniz çok ciddi bir ayrımcılıktır, bunu net olarak
vurgulamış olalım.
İkinci değinmek istediğim konu,
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası üyeleri, 12
Ekimde hak mücadelesi için ve seslerini duyurmak için Somadan ve Ermenekten
Ankaraya yürüyüş yapmaya başladılar ama tabii ki emekçilerin,
madencilerin önüne polis barikatları konuldu, aileleri ve kendileri
saldırıya uğradılar. Şimdi, o madencilerden bir heyet,
partimizi bugün Mecliste ziyaret etti, taleplerini ve bulundukları durumu
bize aktardı. Yürüyüşleri engellenmekle kalmıyor,
mezarlıkta geceliyor madenciler. Yani zaten madenlerde
çalışırken, yerin onlarca, yüzlerce metre altında
çalışırken âdeta yaşamdan kopmuş bir hayat sürdüren,
çalışma koşulları
son derece zor olan madencilerin mezarlıkta gecelemelerine yol açmak da
ayrı bir ayıptır ve utançtır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Toparlıyorum efendim.
Ne istiyor madenciler? Çok açık, diyorlar ki:
Redevans sahalarıyla ilgili yapılan düzenleme, Soma, Ermenek ve tüm
maden sahalarını kapsayacak şekilde genişletilmeli. Soma
Uyar Madencilikte, sekiz yıldır ihbar ve kıdem tazminatları
ve yine iş kazası sonucu kazanılmış olan hakların
ödenmesini talep ediyorlar. Çok basit aslında söyledikleri. Ermenekte on
üç aydır ödenmeyen haklarının verilmesini istiyorlar, işçi
sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin
alınmasını istiyorlar, Ermenekte iş güvenliği
sağlanmadığı için kırk altı gündür direnişte
bulunan işçilerin taleplerinin yerine getirilmesini istiyorlar.
Şimdi, madencilerin bu haklı talepleri ve
yürüyüşlerini elbette ki destekliyoruz ve iktidara çağrı
yapıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son cümlelerinizi alayım
Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yol,
onların yürüyüşlerini engellemek, taleplerini duymamak değil;
tam tersine, daha evvel Soma madencileri için burada hep birlikte bütün
grupların yapmış olduğu düzenlemenin aslında
-diğer- geriye kalmış olan
yaklaşık bin madenci için de gerçekleştirilmesini talep
ediyorlar ve bu, önemli bir taleptir, bunun değerlendirilmesi gerekiyor.
Kendilerine dayanışma ve desteklerimizi ifade ettik.
İnşallah, öbür parti gruplarının da bu konuda bir tutumu,
ortak tutumu gelişir ve madencilerin talepleri, yıllardır süren
bu talepleri yerine getirilebilir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel.
Buyurun Sayın Özel.
24.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Aydın Tabip Odası
Başkanı Esat Ülkü ve tüm sağlık emekçileri ile bu
salgında hayatını kaybeden bütün vatandaşlara rahmet
dilediklerine, coronavirüsün sağlıkçılar açısından
meslek hastalığı sayılması için Meclisin adım
atması gerektiğine, sağlık eğitimi almamış
ama sağlık emekçisi olarak çalışanların ek ödeme alabilmelerine
yönelik bir çalışma yapılması gerektiğine, tüm
grupları ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunu bu konuya
eğilmeye ve sorunu çözmeye davet ettiklerine, Bağımsız
Maden İşçileri Sendikası üyelerinin kendilerini ziyaretleri
sırasında partilerinin üzerine ne düşüyorsa onu yerine getirmeyi
taahhüt ettiklerine, coronovirüs nedeniyle her gün 50 ila 60
vatandaşın öldüğüne, 44 vatandaşın da kaçak içki
üretimi ve metanol yüzünden zehirlenerek öldüğüne, ülkenin millî gelire
oranlandığında dünyada alkollü içkilerden en yüksek vergi alan
ülke olduğuna, son sekiz yılda Adalet ve Kalkınma Partisi
hükûmetlerince alkollü içkilerden alınan verginin 10 kat
artırıldığına, içkiye uygulanan verginin yaşam
biçimine müdahale maksatlı olduğunu, bir yandan da
vatandaşın sağlığıyla oynanan bir noktaya
gelindiğini ifade etmek istediğine, İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesinin Anayasa Mahkemesini yok saydığına,
yapılan itirazın karara bağlanmasını beklediklerine,
bu karara karşı susanların bugünlerinden utanç
duyacaklarına, Anayasa Mahkemesi üyesinin attığı tweeti
kabul etmelerinin mümkün olmadığına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Aydın Tabip Odası Başkanı Esat
Ülkü, coronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Aydın Tabip
Odasının üyelerine, Türkiyedeki tüm sağlık emekçilerine
başsağlığı diliyoruz. Hem hayatını kaybeden
Aydın Tabip Odası Başkanına ve tüm sağlık
emekçilerine hem de bu coronavirüs salgınında hayatını
kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet diliyoruz; rahatsız
olanlara, hasta olanlara acil şifalar diliyoruz. Hastalığa ilaç
olsun, aşı olsun, salgına çözüm olabilecek her türlü gayreti de
destekliyoruz ve umutla bekliyoruz.
Tabii, umutla beklenen bir şey var, bu
Parlamentoya düşen önemli bir görev var. Coronavirüs,
sağlıkçılar açısından SGKnin bir
yaklaşımıyla meslek hastalığı kabul edilmiyor.
Elimizi vicdanımıza koyalım, coronavirüs meslek
hastalığı değilse nedir meslek hastalığı
sağlıkçılar için böyle bir dönemde? Bu konuda Meclisin bir
adım atması gerekiyor.
Hekim dışı sağlık
çalışanlarının çok ciddi sorunları var, elbette
hekimlerin de var ama özellikle sağlık eğitimi almamış
ama sağlık emekçisi olarak çalışanların, coronavirüs
hastalarının odalarını temizleyenlerin,
çarşaflarını değiştirenlerin herhangi bir ek ödeme
alamadıklarını biliyoruz. Bu konuda bir çalışma
yapılması lazım. Müjdeler veriliyor ama arkası gelmiyor. En
son, ambulans şoförlerine bir aylık 7 liralık bir fark ödendi,
olacak gibi değil. Tüm grupları ve tabii ki Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunu bu konuya eğilmeye, ilgi göstermeye ve bu sorunu çözmeye
davet ediyoruz.
Sayın Grup Başkan Vekilinin
bıraktığı yerden devam edeyim. Tabii, Soma faciası
yaşandıktan sonra beş yıl boyunca biz mücadele ettik
Somadaki madenciler haklarını alsınlar diye. Biliyorsunuz,
geçen yasama yılının son günlerinde kısmen sorun çözüldü.
Aslında daha önce çözdük ama TÜRK-İŞe bağlı, Somada
örgütlü sarı sendika, madencileri defalarca sattı. Patronla gidip
anlaşma yapıyorlar, biz burada kanun çıkarıyoruz.
Şirketin gökdeleni var İstanbulda o gökdeleni devlet satacak,
bunlara ödeyecek, ihtiyaç kadarını biz alacağız diye
anlaşma yapıyorlar, hep satıyorlar.
Bu sefer madenciler, Bağımsız Maden-İş
diye bir sendika kurdular. O sendika, önemli gayret gösterdi, bugün de
buradalar. Biz de kabul ettik ve biz de kendilerine dayanışma
duygularımızı ve partimizin üzerine ne düşüyorsa onu yerine
getirmeyi taahhüt ettik, ediyoruz da. Ama bir gerçek var biz Mecliste sadece
Soma kazasında, Somada o kazadan sonra o madende ölenler için bir
şey yaptık ve onlar için de sadece kıdem ve ihbar
tazminatları için yaptık. Örneğin, Uyar Madencilik var,
Başbakan olduğu dönemde Sayın Recep Tayyip Erdoğanla
görüştüklerinde de Uyar Madencilik sorununu çözme sözü vermişti.
Yazılı maddelerin 15incisidir, çözülmedi hâlen.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Uyar Madencilikle ilgili
Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı o zaman
Başbakandı söz verdi madencilere ve madenciler buradaki eylemlerini
kesip geriye döndüler, Uyar Madencilik sorunu çözülecek diye, çözülmedi.
Kıdem, ihbar verildi diğer tazminatlar yok.
Örneğin, Ali Kandemirin 2 gözü birden kör,
İdris Sarıkayanın 2 ayağı birden yok. Niye? 2
ayağıyla basmış dinamite, Ali Kandemir dinamiti
yerleştiriyormuş, dinamit patlamış. O günden beri birlikte
geziyorlar. Biri ayak olmuş, biri göz olmuş, onlar alamadı.
Grup başkan vekilleri o zaman hassasiyet
gösterdiler, Tamam, bunlar yok ama biz bunları ödeteceğiz. dediler.
6 ağır yaralı arkadaşın ismini verdik yaz boyunca
ödenmedi bunlar ve yani bir tek Somada değil, Ermenekte ve Zonguldakta
da benzer durumlar var. 1.000-1.500 kişilik bir sorun çözülecek, maalesef
bu konuda TKİnin ciddi bir direnişi var. Bu konuda, Ermenek
konusunda dün Karaman Milletvekilimizin, Zonguldak milletvekillerimizin
çabaları var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bunlara dikkat çekmek
istiyoruz ve bütün partilere biz CHP olarak üzerimize düşeni
yapacağız, lütfen bu sorunu çözelim diyoruz.
Şimdi, coronavirüsten her gün 50 ila 60
vatandaşımız ölüyor, yüreğimiz yanıyor. Bir kere
şunu hatırlatalım: Altı günde bir bu ülke, Soma
yaşıyor ve hemen hemen iki günde bir de bir Gar katliamı
yaşıyoruz ama ölümleri sıradanlaştırmamak ve
acıları bu kadar kolay içselleştirmemek lazım. Hepimiz
artan sayıyı izliyoruz, 44 vatandaşımız da kaçak içki
üretimi ve metanol yüzünden zehirlenerek öldü.
Sayın Başkan, Türkiye, millî gelirine göre
oranlandığında dünyada alkollü içkilerden en yüksek vergi alan
ülke, açık farkla. Hiçbir şeyi katmazsanız en yüksek 6ncı
ülke ama önümüzdeki 5 ülkenin millî geliri bizim 8-10 katımız,
İskandinav ülkeleri falan var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yani, gelirine göre alkollü
içkilerden inanılmaz vergi alıyoruz. Son on sekiz yılda Adalet
ve Kalkınma Partisi hükûmetleri bunu 10 kat artırdı, 10 kat ve
bu sene bütçede alkollü içkilerden 17 milyar, sigaradan 65 milyarlık gelir
beklentisi var, toplam 80 milyar. Hani, hep birlikte alkol ve sigarayı
bıraksa tiryakiler ve kullanıcılar, 80 milyar liralık bir
bütçe açığıyla karşı karşıyayız. Yani,
devlet bunu kaldıramaz, çok daha düşükleri için dolar ne oluyor,
hepsi birden bıraksa dolar 25 lirayı bulur bir anda ve öyle bir
şey ki örneğin, 70lik Yeni Rakının vergisi yüzde 234, 10
liralık biranın 6 lirası vergi, rakıda vergi yüzde 234.
Öyle bir noktaya gelmiş ki 5 yudum içkinin 4 yudumu vergiye, bir yudumu
ürüne gidiyor. Yani, tamam bağımlılıkla mücadele edilsin
falan ama burada yapılan iş: Biz, devleti alkolik;
vatandaşı da vergi bağımlısı yapmış
durumdayız. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
tamamlıyorum.
Burada, bu aşırı vergiler, artık
bu kadar düşük gelirle yani asgari ücretin 250 dolar
sınırına geldiği bir yerden bahsediyoruz; bu kadar
düşük ücretle de alkol kullanımı düşmediğine göre, ona
başka bir çare bulacaksınız. Yapılan iş,
insanları zehre itmek, ölüme itmek oluyor, bunun yapılmaması
lazım, bu vergi politikalarının gözden geçirilmesi lazım.
Adalet ve Kalkınma Partisinin içkiye uyguladığı verginin,
yaşam biçimine müdahale maksatlı olduğunu ama içki tüketimini
azaltmayıp aksine bir yandan kendisini finanse eden, bir yandan da
vatandaşın sağlığıyla oynayan bir noktaya
geldiğini ifade etmek istiyorum.
Son sözüm, tabii, konunun en kritik kısmıyla
ilgili; dünden beri söylüyoruz. Dün, 14. Ağır Ceza Mahkemesi,
Anayasa'ya kafa tuttu, Anayasa Mahkemesini yoka saydı, bu milleti hiçe
saydı ve bir milletvekiline ülkenin en üst yargı mercisinin
vermiş olduğu ihlal kararını
tanımayacağını söyledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Son sözlerinizi alayım Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak olağanüstü MYKmizi yaptık, olağanüstü grup
toplantımızı yaptık. Şimdi, 15. Ağır
Cezanın, itirazı karara bağlamasını bekliyoruz ama bir
yerden bir şey daha bekliyoruz: Bu ülkenin ve bütün ülkelerin bir
demokrasi defteri var, bir tarihi var; o deftere yazı yazıyorsunuz,
bazen altın harflerle, bazen kömürle, çamurla. Bugünlerde bu duruma karşı
siyasi partilerin, siyasetçilerin ayrı ayrı ve kurumsal olarak
takınacakları tavır, tarih boyunca dönüp dönüp okunacak. Bugün,
örneğin yapılan askerî darbeleri savunabilen var mı?
Çıkıp da Ben 12 Eylül darbesini savunuyorum, 1960 darbesini
savunuyorum, 12 Mart Muhtırasını savunuyorum. diyebilen var
mı? Tahkikat Komisyonunu savunabilir misiniz CHP'ye karşı 1959
sonu, 1960ta kurulan? Savunabilir misiniz? Mesela e-muhtırayı
savunabilen var mı bugün? Yarın, bu karara karşı susanlar
da bugünlerinden utanç duyacaklar, savunamayacaklar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum, son cümlelerim.
BAŞKAN Tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kimse çıkıp
Efendim, günün birinde bir alt mahkeme, Anayasa Mahkemesine, daha doğrusu
Anayasa'ya rağmen Yeniden milletvekili seçilen, yeniden
dokunulmazlık kazanır. maddesini kabul etmeyip yargıladı,
ceza verdi; Şentop, baskılara dayanamadı, önce ak
dediğine sonra kara dedi, okuttu. Bir ay sonra hak ihlali kararı
geldi, alt mahkeme, talimatla kararında direniyor. Anayasa Mahkemesi
Ben
de ona sustum. Bunu gelecekte savunamazsınız.
O yüzden biz bütün siyasilerin ne dediğini
tarih önünde dinliyoruz ama bu, ülkenin demokrasi defterine
yazılıyor. Ya altın harflerle yazacaksınız tutumunuzu
ya kömürle, çamurla, kara harflerle. Herkes bunu bu açıdan
değerlendirsin çünkü bir darbe, iktidara yapılınca iktidar
doğal olarak darbenin mağduru, karşı olacak ama muhalefet,
o darbeye karşı çıkarsa kıymetli. Şimdi muhalefete ve
Meclise darbe yapılıyor, şimdi bakalım darbeye direnecek
misiniz?
Son olarak, dünkü tweeti atan Anayasa Mahkemesi
üyesi, kararınla konuşacaksın kardeşim, sen siyasetçi
değilsin. Hele hele böyle abuk sabuk çağrışımlar
Bunu
kabul etmemiz mümkün değil. Ama kim atadı? Kardeşim, bu Anayasa
Mahkemesi, AK PARTİ döneminde atandı, AK PARTİ döneminin
getirdiği bir şey ve İçişleri Bakanlığı ile
Anayasa Mahkemesi hesaplar üzerinden, biri kurumsal hesaptan, biri kişisel
hesaptan kapışıyorlar gecenin on birinde, olacak şey mi?
Bakın, bu ülkeye şunu yaşattınız,
şunu: Şuracıkta, gözümüzün önünde ülkenin polisi ile askeri
çatıştı; hepsini siz terfi ettirmiştiniz, hepsini siz
atamıştınız. O darbeciler
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamamlıyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İfadeyi düzelt,
ifadeyi; asker ile polis değil, darbeci askerler ile
BAŞKAN Evet, bitirelim Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son cümlem.
Şimdi, o darbeci askerlerin tamamı, AK
PARTİ döneminde terfi ettirildi YAŞlarda ve devletin polisiyle
çatıştılar, vatandaşı ezdiler. Kurduğunuz
liyakatsiz, sadakate dayalı Alnı secdeye değiyor. diye
torpille getirdiğiniz adamlar, 251 kişiyi ezdiler burada. Sizin
döneminizde oldu. Şimdi de sizin atadığınız bir
Anayasa Mahkemesi üyesi, darbe çağrıştıracak
paylaşım yapıyor, siz atadınız!
Devriiktidarınızda liyakatsizlik yüzünden, sırf sadakate
baktığınız için oluyor bunlar. Bu devleti yönetemiyorsunuz,
bu devlet savruluyor. (CHP sıralarından alkışlar)
İçişleri Bakanlığının kurumsal hesaptan
attığı tweete ihtiyaç varsa yazıklar olsun hepimize!
Bu Meclis kapalıydı,
ışıkları kapalıydı; biz yaktık. Bu ülkede
öyle kimse Darbe yapacağız, darbe
çağrıştıracağız
Tankın da
karşısında darbenin de karşısında F-16nın
da karşısında aslan gibi durduk, dururuz ama bu liyakatsiz
düzeninize son vermek lazım. Atadıklarınız
çatışıyor; ama tankla topla ama tweetle ama bir başka
yöntemle. (CHP sıralarından alkışlar) Bıktık;
Pelikanınızdan da bıktık, bu millet de bıktı,
Soylunun trollerinden de bıktı, Fahrettin Altunun trol ordusundan
da bıktı!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İç kavganızdan da
bıktık, düşün milletin yakasından! (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sağ olun Sayın Özel.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan
Vekili Sayın Bülent Turan.
Buyurun Sayın Turan.
25.-
Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam edileceğine, Anayasa Mahkemesinin bir üyesinin
attığı tweeti kınadıklarına, görevi hukuku
tesis etmek olan bir mahkemeden gelen Kişinin ifadesi kurumumuzu
bağlamaz. şeklindeki geçiştirme ifadesinin yanlış
olduğu kanaatinde olduğuna, tweet atan kişi kadar bu
açıklamayı yapanların da meseleye yanlış
yaklaştığını düşündüğüne ilişkin
açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz. Herkesin bildiği bir
meseleyi görüşmeye devam edeceğiz. Dolayısıyla birbirini anlamaktan
uzak olmayan, gerilimden uzak olan verimli bir gün olmasını temenni
ediyorum. Daha gündeme geçerken bu kadar bağırmanın,
çağırmanın bu Meclisin mehabetine
yakışmadığını düşünüyorum. Az sonra kavga
ederiz, tartışırız, konu olur ama ortada daha böyle
karşılıklı polemiği bile doğurmayacak,
karşılıklı konuşma imkânı olmayan bir yerde
bağırmanın, inanın, bu Meclisin tadına, tavrına
yakışmadığını düşünüyorum Sayın
Başkanım. Yoksa biz de bağırmaya başlarız, herkes
bağırabilir birbirine; dinlememiş olur. Bu üslubu doğru
bulmuyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dün gece bir Anayasa Mahkemesi üyesinin, sosyal medya
hesabından yaptığı ister darbe girişimi ister
sorumsuzluk deyin, farklı olduğu için söylüyorum bu
yaklaşımlar
(CHP sıralarından gürültüler)
Hiç komik değil bunlar arkadaşlar. Özgür
Bey müdahale eder misiniz gerçekten çok ilginç bir yaklaşım yani.
Başladığım andan itibaren Ali Şeker laf atıyor,
Beyefendi laf atıyor, çok ilginç.
Sayın Başkan, bu üsluba müdahale eder
misiniz? Bakın, herkes konuştu.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, çakıyla mı yapılacak bu darbe?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Çakıyla
mı yapılacak? derken adamın F-16sı çıktı,
geldi. Yapmayın Allah aşkına.
BAŞKAN Sayın Turan, Genel Kurula hitap
edin lütfen.
Arkadaşlar, dinleyelim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan, 4
parti konuşuyor. Özgür Beyin de hiçbir dediğine katılmadım
ben. Sayın Başkan, Özgür Beyin hiçbir söylediğine
katılmadım ama dinledik, lütfen, olmaz. Demokrasiye aykırı,
adaba aykırı, Meclise aykırı. Turan Bey, gözünüzü seveyim
ya.
BAŞKAN Sayın Turan, devam edelim.
Arkadaşlar, Grup Başkan Vekilini
dinleyelim lütfen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dün gece, Anayasa Mahkemesinin bir üyesinin,
sosyal medya hesabından attığı tweet ister darbe
girişimi deyin ister sorumsuzluk deyin, bu paylaşım
yanlıştır, kınıyoruz; nokta. Bunu böyle sulandıran
yaklaşımlar, ithamlar doğru değil diye düşünüyorum.
Kaldı ki mahkemenin verdiği kararlar tartışılır,
beğenilir beğenilmez. Ancak imalı ifadelerle farklı politik
çağrışımların söz konusu olacağı gündemlerle
bu işi yapmanın bir trollük olduğunu, yanlış
olduğunu hep beraber söylememiz lazım diye düşünüyorum. Anayasa
Mahkemesi üyesi olmuş, hukuk eğitimi almış, yaşı
başı gelmiş bir üyeden de bir yargıç
ağırlığını, devlet adabını, ciddiyetini
bekleme hakkımız var diye düşünüyorum. Kastı ne olursa
olsun yapılan, doğru değildir.
Ayrıca, bu ülkede ışıkların
ne zaman kapanacağını, ne zaman açık
kalacağını, hangi tarzda iş
yapılacağını sadece milletin kendisi belirler Sayın
Başkanım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bakınız, görevi
hukuku tesis etmek olan bir mahkemeden de sadece Kişinin ifadesi bizi
bağlamaz, kurumumuzu bağlamaz. şeklinde geçiştirilen bir
ifadenin çok yanlış olduğu kanaatindeyim. Oysa daha ötesi bir
tavır beklemek, tüm demokratik kazanımlarımızın
gereği olarak hakkımız diye düşünüyorum.
Işıkları yanan yer tweet atan kişinin evi falan
değil, bizatihi Anayasa Mahkemesi. Dolayısıyla o görselin sahibi
olan başkan ve üyelerin Bizi bağlamaz, onu bağlar. demesi,
büyük bir talihsizlik. Bence tweet atan kişi kadar bu
açıklamayı yapanların da meseleye yanlış
yaklaştığını düşünüyorum. Bir daha söylüyorum,
ışığı yanan görsel, kişinin evi değil,
Anayasa Mahkemesinin bizatihi kendisi, o yüzden daha esaslı, daha
tavır alan bir yaklaşım beklerdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Politik
tartışmaların bu kadar yoğun yaşanmasına vesile
olan bir kişinin de bundan sonraki kararlarının, kamuoyu
nezdinde tatmin edici olup olmadığını da Anayasa Mahkemesinin
Sayın Başkan ve üyelerinin takdirine sunuyorum Sayın Başkanım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Aydın Milletvekilimiz Sayın
Süleyman Bülbüle 60a göre yerinden bir dakika söz vereceğim.
Buyurun.
26.-
Aydın Milletvekili Süleyman
Bülbülün, son üç günde coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden 6
hekime ve Aydın Tabip Odası Başkanı Doktor Esat Ülküye
Allahtan rahmet dilediğine, sağlık
çalışanlarının haklı taleplerinin mutlaka
karşılanması ve özlük
haklarının iyileştirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Pandemi ortamında üç günde 6 hekimimizi
yitirdik, dün ise Aydın Tabip Odası Başkanı Doktor Esat
Ülküyü korona nedeniyle kaybettik; Allah rahmet eylesin, mekânları cennet
olsun.
Sağlık emekçilerinin sesi ne yazık ki
iktidar tarafından duyulmuyor. Karşı karşıya kaldıkları
yoğun çalışma saatleri tüm yurttaşların
sağlık hakkına erişimini imkânsız hâle getiriyor. Tek
adam rejimi, sağlık çalışanlarını sömürmeye devam
ederken Anayasanın 56ncı maddesi ihlal ediliyor. Tedbirler
yetersiz, ekipman yetersiz, personel sayısı yetersiz. Anayasada yer
alan sağlımızın korunması ilkesi ve herkesin eşit
olarak tedaviye erişmesi, her zamanki gibi engelleniyor. Hastanelerde
çalışanlar korunamazken sağlık sisteminin doğru
işlemesi mümkün değil. AKP, krizi yönetemediğini vaka sayılarıyla
gizlemeye çalışırken vatandaşın
sağlığını hiçe sayıyor.
Sağlık çalışanlarının
haklı talepleri mutlaka karşılanmalıdır, özlük
hakları iyileştirilmelidir, ek ödeme, tazminat gibi tüm hakları
karşılanmalıdır. Görev başında kaybettiğimiz
sağlık çalışanları için meslek
hastalığı düzenlemesi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Mustafa Şentopun beraberindeki Parlamento heyetiyle
birlikte Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclis Başkanı Sayın
Sahibe Gafarovanın vaki davetine icabetle 18-20 Ekim 2020 tarihlerinde
Azerbaycana resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Tezkeresi
(3/1337)
13/10/2020
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Sayın Profesör Doktor Mustafa Şentopun, beraberindeki Parlamento
heyetiyle Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclisi Başkanı Sayın
Sahibe Gafarovanın vaki davetine icabetle 18-20 Ekim 2020 tarihlerinde
Azerbaycana resmî ziyarette bulunması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620
sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 6ncı maddesi
uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama talebimiz vardır.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
BAŞKAN Oylarınıza sunmadan önce bir
yoklama bir talebi var. Yoklama talebini karşılayacağım,
daha sonra tezkereyi oylarınıza sunacağım.
Şimdi yoklama talebinde bulunan
arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeceğim.
Sayın Özel, Sayın Köksal, Sayın
Gökçel, Sayın Aydoğan, Sayın Zeybek, Sayın Kaya, Sayın
Şevkin, Sayın Tarhan, Sayın Şeker, Sayın Erkek,
Sayın Kılınç, Sayın Aytekin, Sayın Barut, Sayın
Mansur, Sayın Beko, Sayın Özcan, Sayın Durmaz, Sayın
Tığlı, Sayın Yılmazkaya, Sayın Bülbül.
Yoklamayı başlatıyorum ve üç dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.28
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.40
BAŞKAN: Başkan
Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak
GAZEL (Kütahya), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı tezkeresinin oylamasından önce istem
üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve
yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter
sayısı bulunamadığından, alınan karar
gereğince, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için 15 Ekim 2020 Perşembe
günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 15.44
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.