TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
111inci Birleşim
1 Temmuz 2022 Cuma
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- BU
BİRLEŞİM TUTANAK ÖZETİ
III.- GELEN KÂĞITLAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İzmir Milletvekili
Hasan Kalyoncunun, İzmirin çevre sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Kütahya Milletvekili Ali
Fazıl Kasapın, hekimlerin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Hatay Milletvekili
Hüseyin Yaymanın, cumhuriyetin 100üncü yılı ve Türkiyenin
geleceğine ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Mehmet
Metanet Çulhaoğlunun, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramına, Finlandiya
Cumhurbaşkanı Sauli Niinistönün NATO Liderler Zirvesinin ilk
gününün ardından yaptığı açıklamaya ve asgari
ücretlilerin beklentisine ilişkin açıklaması
2.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Sivas katliamının yıl
dönümüne, Mardinin Midyat ilçesine bağlı Yemişli (Enhil)
Mahallesinde Süryanilere ait mezarların tahrip edilmesine ve Kobane
davasına ilişkin açıklaması
3.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, AKP Genel Başkanının
açıkladığı asgari ücret zammına ilişkin
açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın 346 sıra sayılı Kanun Teklifinin 59uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- Bursa Milletvekili
İsmail Tatlıoğlunun, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın 346 sıra sayılı Kanun Teklifinin 59uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
6.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, İstanbul Milletvekili Engin Altay ile Bursa
Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
7.- Bursa Milletvekili
İsmail Tatlıoğlunun, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, İçişleri
Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara vermede
bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin uygun
görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/2010)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- AK PARTİ Grubunun,
bastırılarak dağıtılan 346 sıra sayılı
Kanun Teklifinin kırk sekiz saat geçmeden gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 2nci
sırasına alınmasına ve bu kısımda bulunan
diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesine, Genel Kurulun çalışma saatlerine, 346 Sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin 1 veya 2 Temmuz 2022
tarihli birleşimlerde tamamlanması hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin,
Anayasanın 93üncü ve İç Tüzükün 5inci maddelerine göre 1 Ekim
2022 Cumartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere tatile girmesine ve 346
sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi
VIII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İzmir Milletvekili
Hamza Dağ ve 11 Milletvekilinin Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/4528) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 345)
2.- Ankara Milletvekili Orhan
Yegin ve 53 Milletvekilinin Devlet Memurları Kanunu ile Bazı
Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4527) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 346)
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Konya Milletvekili
Abdüllatif Şenerin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın 346
sıra sayılı Kanun Teklifinin 59uncu maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
X.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, 27nci Yasama Dönemi Beşinci
Yasama Yılında emeği geçen tüm milletvekillerine, Grup
Başkan Vekillerine, Başkanlık Divanı üyelerine ve idari
teşkilatın tüm çalışanlarına teşekkür
ettiğine, kendilerinin ve aziz milletin Kurban Bayramını tebrik
ettiğine ilişkin konuşması
XI.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
345) Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin oylaması
2.- (S. Sayısı:
346) Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin oylaması
1 Temmuz 2022 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
111inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, İzmirin
çevre sorunları hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili
Sayın Hasan Kalyoncunun.
Buyurun Sayın Kalyoncu. (MHP
sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncunun, İzmirin çevre
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
HASAN KALYONCU (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem İzmir'in çevre
sorunları hakkında gündem dışı söz aldım. Genel
Kurulu saygıyla selamlarım.
Küresel ısınma ve iklim
değişikliği hayatın her alanını olduğu gibi
şehirlerimizi de olumsuz etkilemektedir. Bu şehirlerimiz
arasında Ege'nin incisi İzmir ön sıralarda yer almaktadır.
İzmir, Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle Kırk asırlık
Türk yurdudur. ve bugün birçok sorunla boğuşmaktadır.
Daha önceki konuşmalarımda da ifade
ettiğim gibi bütün belediyeler önceliklerini altyapıya yönlendirmeli
ve iklim değişikliği etkilerini en aza indirecek
çalışmalar yapmalıdır. Bu bağlamda, İzmir ele
alındığında, ilk olarak akla gelen, körfezin kirlenmesi ve
bugünlerde tartışılan koku problemidir. Havalar
ısındıkça kimyasal reaksiyonlar hızlanacağından
çöplük ve kanalizasyon sistemlerinin geçtiği alanlarda koku problemleri
artarak devam edecektir. Özellikle arıtma tesisi çevrelerinde koku
problemi daha büyük sorunlara neden olacaktır. Birçok ilimizde olduğu
gibi İzmir'de de kanalizasyon sistemi ile yağmur suyu kanalları
birbirinden ayrılamamıştır. Bu sebeple, özellikle
yağışlı havalarda atık su arıtma tesisleri
aşırı yükten dolayı çalışamamakta ve atık sular
alıcı ortama arıtılmadan bırakılmaktadır.
Arıtma tesislerinin etkin çalışmaması, modernize edilmemesi
sebebiyle atık su arıtımı hakkıyla yapılamamakta,
dolayısıyla alıcı ortam kirletilmektedir. İzmir
Körfezi'ni kirleten kaynaklardan biri budur. Diğeri ise körfeze giren
yüzeysel kaynakların ve akarsuların getirdiği kirlilik yüküdür.
Ayrıca yayılı kaynaklar olarak nitelendirilen tarım
alanlarından özellikle yağışlı zamanlarda gelen sular
da kirlenmeye sebebiyet vermekte ve körfezdeki organik yükü
artırmaktadır. Sonuç olarak, kirlenmeden kaynaklı koku problemi
halkımızı çok fazla rahatsız etmektedir. Durum böyle devam
ederse İzmir Körfezinde Marmara Denizindeki gibi olayların
görülmesi beklenmelidir. İzmir Körfezinde deniz marulunun
artışı da arıtma tesislerinin iyi
çalışmamasından kaynaklanmaktadır. İzmir Körfezinde
ekosistem bozulmuş olup birçok yeni sorunun kaynağı durumuna
gelecektir. Bugünlerde İzmir Körfezinde dip çamuru temizliği
planlanmaktadır fakat kirletici kaynakları ortadan kaldırmadan
yapılacak dip temizliği bir çözüm olmayacaktır. Günden güne
İzmir Körfezinin kirliliği ve yol açtığı sorunlar
artmaktadır.
Bunların yanında, hâlâ planlanmakta olan,
Küçük Menderes havzasında, Bakırçay havzasında, Gediz
havzasında yapılacak atık su arıtma tesislerinin bir an
önce yapılması ve faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Mesela
Kınık ilçesinin kanalizasyonunun Bakırçaya deşarjına
derhâl son verilmelidir. Var olan akarsularımız tarımsal
sulamada kullanıldığı için kirlilik insan
sağlığını doğrudan tehdit etmektedir.
Sayın milletvekilleri, İzmirin en önemli
içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajına kanalizasyon
girişleri bilinmektedir ve aşırı yağışlarla
bu olay daha da büyümektedir. Bu kirleticilerin bir an önce kontrol altına
alınması gerekmektedir. Yoksa yakın gelecekte Tahtalı
Barajı içme suyu havzası olmaktan çıkacaktır. İzmir'in
içme suyu korunmalı ve vatandaşlarımıza temiz su
sunulmalıdır.
Bunun yanında, İzmir ilinde,
kayıtlara göre, kanalizasyona bağlı olmayan 87 bin foseptik
mevcut olup bunlardan sadece 8.895 adedi sızdırmasızdır;
diğerlerinin durumuyla ilgili bir envanter yoktur, bu foseptiklerin
tarıma, çevreye ve insan sağlığına etkilerinin olup
olmadığı da bilinmemektedir.
Bunların yanında, çöp depo
alanlarında da büyük problemler vardır. Harmandalı
çöplüğünde birçok problem varken son olarak basına yansıyan
bilgilere göre, Çeşme Belediyesi çöplerini hukuksuz bir şekilde
Alaçatı eski çöp alanında depolamaktadır. Süreç böyle devam
ederse güzel İzmirimizin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN KALYONCU (Devamla) Başkanım
BAŞKAN Bir dakikaları
kaldırdık.
HASAN KALYONCU (Devamla) Peki, teşekkür
ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Çok teşekkür ederim.
HASAN KALYONCU (Devamla) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Bugün bir dakika taleplerini de
karşılamayacağız. Grup Başkan Vekilleriyle
yaptığımız dünkü değerlendirmede bu sonuca
varıldı.
Gündem dışı ikinci söz, hekimlerin
sorunları hakkında söz isteyen Kütahya Milletvekili Ali Fazıl
Kasapın.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
2.-
Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, hekimlerin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu
saygıyla selamlarım.
Sağlıkta gelinen, yirmi yıllık
AK PARTİ devrisaadetinde gelinen son nokta bu. Bir hekim arkadaş,
meslektaşım Urfa Viranşehir'de diplomasını
yırtıyor; sağlıkta geldiğimiz son nokta değerli
arkadaşlar. Annesinin bir açıklaması var, onu söylemek
istiyorum, okumak istiyorum: El bebek büyüttüğüm, bir fiske
atmadığım, büyütüp doktor ettiğim oğlumun bugün 8
kişi tarafından linç edilmeye
çalışıldığı videoları izledim. 4 doktor
annesiyim, yüreğim kaldırmıyor, hesabını kim verecek?
Hesabını sosyal medya verdi, hesabını Twitter hesapları
verdi, Facebook verdi ve tutuksuz yargılanan şahıslar şu
anda dışarıdalar. Hekim arkadaşımız
diplomasını yırttı, Sağlık Bakanı tweet
attı -zaten sağlık camiası tweet Bakanı olarak
tanıyor kendisini- ve sonunda olan şey şu, Sağlık
Bakanının Şeyhmus kardeşimize söylediği şey
şu: TUS sınavına gir kardeşim. diyor. Uzmanlar dayak yemiyor
mu, uzmanlar dövülmüyor mu, uzmanlar bıçaklanmıyor mu, uzmanlar
öldürülmüyor mu? Sağlıkta geldiğiniz son nokta bu.
Peki, buraya nasıl geldik? Sayın AK
PARTİ Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dedi ki:
Giderlerse gitsinler. Aynı Erdoğan bir hastane açtı. Nerede?
Somali tepesinde, Mogadişuda, 50 milyon dolara. Nerede açtılar?
Sudanda açtılar.
MUSTAFA TUNCER (Amasya) Sudanda çiftlik
dağıttılar, çiftlik.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Peki, aynı
sağlık sistemi -önceki gün maliye bütçesi görüşüldü- birkaç yüz
milyon dolara mal olan yurt dışı hastanelerin yerine, 110 milyon
dolara 110 SMAlı çocuğun tedavisini neden yapmıyor?
Vicdanınız el veriyor mu? Bile bile ölüme terk ediyorsunuz; bile
bile. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, buraya nasıl
gelindi? Bakın, şu anda Türkiye'deki tüm hekimler, istisnasız
tüm hekimler yoksulluk sınırının altında maaş
alıyorlar ama sizin farklı bir tayfanız var, o tayfanızda
AK PARTİnin değişik örgütlerinden, teşkilatlarından
gelen şahıslar var; hekim dışı personel, 20 bin
liranın üzerinde maaş alıyorlar. Aynı şekilde,
bakın, defalarca söyledim, buraya bin metre uzaklıktaki hastanede
çalışan bir doçent arkadaşımızın
aldığı para 12.800 lira; bordrosu bu.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
aile hekimlerinin bin lira, 5 bin lira bordroları var; hepinize
verebilirim bunu ve mayıs ayının bordroları, 7 bin lira.
Bir hafta çalışmayan bir hekim, bir hafta izin alan hekim, bir hafta
rapor alan hekim bu maaşları alıyor.
Siz, sağlık sisteminde randevu sistemini
beceremediniz. Sağlık sisteminde birilerine peşkeş
çektiniz; 20-30 liraya çekilen MRları, tomografileri, sisteme dâhil
ettiğiniz şehir hastaneleri de dâhil olmak üzere bir sürü yerde
150-200 liraya fiyatlandırdınız ve insanlarımızı
beş dakikanın altında muayeneye maruz bıraktınız.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bir dakika.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Ve şu anda,
milletvekili arkadaşlarım da dâhil olmak üzere hiçbirimiz randevu
alamıyoruz. Telefon edip, kırılmayıp, randevu alıp
başkalarının haklarına giriyorsunuz. Ve bu sistem
bitmiş vaziyette. Türkiyede hep övündüğünüz sağlık
sisteminin geldiği yer neresi biliyor musunuz değerli
arkadaşlar? Ekonomi neredeyse sağlık sisteminiz de orada.
Ekonomimiz ne kadar iyiyse sağlık sistemi o kadar iyi ve
Sağlık Bakanlığının sağlık turizmiyle
ilgili açmış olduğu bir birim vardı Yurt
dışından hasta gelecek, yurt dışından hekim
gelecek. diye, tam tersine şu anda hekimler yurt dışına
göçüyorlar. Bu ay giden hekim sayısı 250yi buldu ve şu anda
Almanca kurslarında yer bulunmuyor. Hastaneler dökülüyor, hekimler yurt
dışına kaçıyor, hekimler istifa ediyor. Dünkü istifa
sayısını -sosyal medya hesaplarınızda belki size de
göndermişlerdir- sayamazsınız. Hekimlerin dövüldüğü,
hekimlerin hor görüldüğü, hekimlere Giderlerse gitsinler. dedikleri bir
ortamda sağlık sistemini ne kadar daha ayakta tutabileceksiniz?
Meclisin bu seneki son oturumunda şunu söylemek
istiyorum: Sağlıksız bir Türkiyeye doğru gidiyoruz ve tüm
üniversite öğrencileri de dâhil olmak üzere tıp mezunları
şu anda, TUSa değil, artık Almanca kurslarına,
İngilizce kurslarına gidiyorlar. Sağlıkta getirdiğiniz
son nokta bu.
Son olarak şunu demek istiyorum: Olmaya devlet
cihanda bir nefes sıhhat gibi. diyor ya, siz onu yanlış
anladınız gibi geliyor bana. Hekimler yurt dışına gidiyorlar
sayenizde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Siz artık
ithal doktorlarla idare etme yoluna mı gidiyorsunuz? Randevu sistemindeki
acziyeti ve hukuksuzluğu bugün kendiniz de telefon ederek ispatlayın.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Sağlıkta taşerona da kadro vermediler.
Sağlığı da bitirdiler, sağlığı.
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
cumhuriyetin 100üncü yılı ve Türkiyenin geleceği hakkında
söz isteyen Hatay Milletvekili Sayın Hüseyin Yaymana aittir.
Buyurun Sayın Yayman. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.-
Hatay Milletvekili Hüseyin Yaymanın, cumhuriyetin 100üncü yılı
ve Türkiyenin geleceğine ilişkin gündem dışı
konuşması
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın Başkanı,
çok değerli milletvekillerimizi, Gazi Meclisimizi, ekranları
başında bizleri izleyen çok değerli
vatandaşlarımızı; saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Bugün Denizcilik ve Kabotaj Bayramı. Türk
denizciliğinin bağımsızlığının
ilanı olan Kabotaj Bayramımızı kutluyorum. Tüm denizcilik
camiamıza ve aziz milletimize hayırlı uğurlu olsun.
Önümüz Kurban Bayramı, şimdiden tüm aziz
milletimizin Kurban Bayramını kutluyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün cumhuriyetimizin 100üncü yılı ve Türkiyenin
geleceği hakkında gündem dışı söz almış
bulunmaktayım.
Cumhuriyetimizin 100üncü yılına bir
yıl kala hepimiz büyük bir heyecan ve mutluluk içerisindeyiz. Şuna
yürekten inanıyoruz: Cumhuriyetimiz, kimsesizlerin kimsesidir;
cumhuriyetimiz, yüz yıl sonra, sadece bölgemizde değil, dünyada ve
gerçekten küresel âlemde bir model ülke olarak, bir örnek ülke olarak yoluna
devam etmektedir. 2023 yılı, cumhuriyetimizin 100üncü yılı
olmakla beraber, yeni bir Türkiye hikâyesinin ve ülkemizi muasır medeniyet
seviyesi düzeyine çıkarma öyküsünün başlangıcı
olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekillerimiz; hepimizin bildiği gibi, büyük eserleri büyük liderler
yapar ve cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü bir kez daha
rahmetle, şükranla, minnetle anıyoruz. Onun en büyük eseri
cumhuriyetimizdir. İşte Gazi Mustafa Kemal Atatürkün kurduğu bu
büyük cumhuriyet, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın son yirmi yılda yaptığı büyük
eserlerle
Ulaşımda, sağlıkta, sanayide, kalkınmada,
eğitimde, terörle mücadelede, millî savunmada gerçekten çok büyük eserlere
imza atmıştır ve gerçekten cumhuriyetimiz 2nci
yüzyılına, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın yaptığı sessiz devrimle, daha öz güvenli,
daha rahat ve daha ümitvar olarak yoluna devam etmektedir.
Madridde yapılan NATO Zirvesi Türkiye
Cumhuriyeti devletinin jeopolitik, jeostratejik önemini bir kez daha ortaya
koymuştur. Tezkereye hayır diyenlerin Madriddeki zirveden Türkiye
kazanamadı. demelerini normal karşılıyoruz. Milletimiz çok
iyi bilmektedir ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, muasır medeniyet seviyesi
düzeyine çıkmak için gece gündüz çalışmaktadır,
çalışmaya devam etmektedir. İnşallah, 21inci asır,
Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, Turgut Özalın
dediği gibi, Türkiye'nin ve Türklerin asrı olacaktır. Türkiye
düne göre daha iyi bir noktadadır; inşallah, önümüzdeki dönemde çok
daha iyi bir noktada olacaktır. 2023 yeni bir başlangıçtır,
bir tazelenmedir ve cumhuriyetimizi muasır medeniyet seviyesi düzeyine çıkartacak
hikâyenin yeni bir başlangıcı olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bizi ümitvar kılan birkaç gelişme vardır.
Birincisi, aziz milletimizin iradesi, desteği ve gücüdür. İkincisi
ise, ayağımızda bir pranga olarak duran parlamenter sistemden
çıkıp başkanlık sistemine gelmemiz Türkiye'nin en büyük
umududur, geleceğidir. Bu vesileyle, yeni anayasa talebinin, sivil,
demokratik, çağdaş anayasa talebinin ekmek gibi, su gibi lazım
olduğunu bir kez daha belirtmek isterim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu vesileyle, Hatayımızın ana vatana
katılışının 83üncü yıl dönümünü bir kez daha
kutluyorum. Başta Tayfur Sökmen, Abdurrahman Melek ve Abdülgani Türkmeni,
büyük Kuvacıları rahmetle, şükranla anıyorum.
Dün nasıl ki Sen, ben yok; biz varız,
Hatay var. dedilerse, o ruh Hatayı ana vatana kattıysa bugün de bir
kez daha diyoruz ki: Hatay Türktür, Türk kalacaktır.
ERKAN AYDIN (Bursa) Suriye yaptınız
Hatayı, Suriye!
HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) Bir kez daha
hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Kurban Bayramınız
mübarek olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Grup Başkan Vekillerinin söz
talebi bulunmamaktadır.
Metanet Bey, bir şey söyleyecek misiniz siz?
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Evet.
BAŞKAN Evet, birer dakika söz veriyorum.
Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlunun, 1 Temmuz Denizcilik ve
Kabotaj Bayramına, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistönün
NATO Liderler Zirvesinin ilk gününün ardından yaptığı
açıklamaya ve asgari ücretlilerin beklentisine ilişkin
açıklaması
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Kara sularımızdaki
bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi
simgeleyen, mavi vatandaki hükümranlık haklarımızı
perçinleyen 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramımızı kutluyorum.
Türk denizciliğinin gelişimine katkı sunan tüm denizcilerimizi
muhabbetle selamlıyorum. Denizlerde hayatını kaybeden
şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö,
NATO Liderler Zirvesinin ilk gününün ardından yaptığı açıklamada,
İsveç, Türkiye ve Finlandiya arasında imzalanan mutabakat metni
üzerine verdiği demeçte Hiçbir şey değişmedi. diyerek
YPGnin terör örgütü olarak nitelendirilmediğini ve YPGye yapılan
insani yardıma devam edileceğini belirtti.
Bu hafta grup toplantımızda tam da bu
konuya dikkat çekmiştik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın, buyurun.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın
Genel Başkanımız Meral Akşenerin de ifade ettiği
gibi, mutabakat metninde YPG terör örgütü olarak
tanımlanmamıştır. Sayın Erdoğan ve ekibi,
metindeki bu ifadeyi görmemiş midir, atlamış mıdır
yoksa kabul mü etmiştir? Üçü de dış politikamız için kabul
edilemez bir vahamettir. Terör örgütüne insani yardım adı
altında silahlandırma yapılacaksa ve Finlandiya
Cumhurbaşkanı Hiçbir şey değişmedi. ifadesiyle PKK
terör propagandasını Finlandiyada sürdürmeye devam edecekse
Sayın Erdoğan yine kandırılmış demektir.
Açıkça görülmektedir ki iktidar partisi, Türkiyeyi yönetme kabiliyeti ve
ehliyetini kaybetmiştir.
Evet, çalışan nüfusun
yarısını oluşturan asgari ücretli
vatandaşlarımız, bugün açıklanacak asgari ücretin, en az
altı aylık enflasyon rakamı kadar
artırılmasını beklemektedir. Artan hayat
pahalılığı ve düşen alım gücü
karşısında asgari ücret, açlık
sınırının altında kalmaya devam etmektedir. Hükûmetten
beklentimiz vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını
karşılayabilecek ve açlık sınırı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Beştaş
2.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Sivas
katliamının yıl dönümüne, Mardinin Midyat ilçesine
bağlı Yemişli (Enhil) Mahallesinde Süryanilere ait
mezarların tahrip edilmesine ve Kobane davasına ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Teşekkürler
Sayın Başkan.
Yarın 2 Temmuz, bundan yirmi dokuz yıl
önce Sivas Madımaktaki yangın hâlâ içimizde. O yangın sürüyor
ve geçmişle hesaplaşma sağlanmadan o yangın durmayacak
zihinlerimizde ve yüreklerimizde. Katliam ısrarla unutturulmak isteniyor
ancak bu katliamı unutmamız, unutturmamız mümkün değil. 33
can hayatını kaybetti ve Madımak Otelinin utanç müzesi olma
talebimiz hâlâ kabul edilmedi. Madımak yirmi dokuz yıl sonra hâlâ
yanmaya devam ediyor. 2 Temmuzda yani yarın, 33 canımızı anmak,
haklı talepleri bir daha haykırmak için partimizden de bir heyetimiz,
Madımak önünde olacak, kamuoyunu da oraya davet ediyoruz ve
canlarımızı saygı, minnet ve özlemle
andığımı paylaşmak istiyorum.
Evet, Mardinin Midyat ilçesine bağlı
Yemişli (Enhil) Mahallesinde Süryanilere ait en az bin yıllık
mezarlık tahrip edildi, azizlerin kemikleri mezarlardan
dışarıya atıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Süryanilerin Mor Petrus ve Mor Pavlus Şapelinde bulunan mezarların tahrip
edilmesi korkunç bir olay hakikaten; bu saldırıyı
kınıyoruz. İnançlara saygı korunmazsa bir toplum çöker; bu
bilinci topluma zerk etmek de bizlerin görevi. O nedenle, herkesi
duyarlılığa çağırıyorum.
Son olarak, Kobane davasındaki kurgu,
siyasetçileri yargılama seremonisi, maalesef devam ediyor ve mahkemede
dinlenen tanıklar, sözde toplanan deliller, kendi kendini çürütmeye devam
ediyor. Bu kurgusal duruşma, yargılama seremonisi dayatılıp
aslında halkların kaderiyle oynanıyor.
Dün çok yeni bir gelişme oldu, onu
paylaşmak istiyorum. 2 gizli tanık var son olarak dinlenen; Atlas
ve Hermes isimli gizli tanıklar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Dün,
avukat arkadaşlar şunu tespit ettiler: 2 gizli tanığın
ifadesi -Sayın Başkan ve değerli kamuoyuna söylemek istiyorum-
motamot aynı; cümleler, virgüller, bütün ifadeler aynı. Bu da
aslında bir ifade olmadığını ortaya çıkardı.
Bugün de dava devam ediyor Sincan kampüsünde ve her gün dinlenen yeni
tanıklar, şikâyetçi olmadıklarını, bu ifadeleri
vermediklerini ve hiç kimseyi de tanımadıklarını,
kamuoyundan tanıdıklarını ifade ediyorlar. Atlas ve
Hermes isimli gizli tanıkların ifadesini kim yazdı, kim kurguladı?
Bunların hepsi açığa çıkacak ve kendileri, bu sahte
kurguyla yapılan yargılamanın hesabını mutlaka
verecekler, peşlerini bırakmayacağız.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
İçişleri Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde ve ara
vermede bulunduğu dönemde çalışabilmesine dair talebinin uygun
görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/2010)
1/7/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
İçişleri Komisyonunun Türkiye Büyük Millet
Meclisinin tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde
çalışabilmesine dair bir talebi olmuştur.
Başkanlığımızca uygun görülen bu talep İç
Tüzük'ün 25'inci maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
AK PARTİ Grubunun, bastırılarak dağıtılan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin kırk sekiz saat geçmeden gündemin
Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının 2nci sırasına alınmasına ve bu
kısımda bulunan diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesine, Genel Kurulun çalışma saatlerine, 346
Sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin 1 veya 2
Temmuz 2022 tarihli birleşimlerde tamamlanması hâlinde Türkiye Büyük
Millet Meclisinin, Anayasanın 93üncü ve İç Tüzükün 5inci
maddelerine göre 1 Ekim 2022 Cumartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere
tatile girmesine ve 346 sıra sayılı Kanun Teklifinin İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde
görüşülmesine ilişkin önerisi
1/7/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 1/7/2022 Cuma günü (bugün)
toplanamadığından, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mahir
Ünal
Kahramanmaraş
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Bastırılarak dağıtılan 346
sıra sayılı Kanun Teklifinin kırk sekiz saat geçmeden
gündemin "Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 2'nci sırasına
alınması ve bu kısımda bulunan diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
1 Temmuz 2022 Cuma günkü (bugün) birleşiminde
346 sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar;
1 Temmuz 2022 Cuma günkü birleşiminde 346
sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin
tamamlanamaması hâlinde haftalık çalışma günlerinin
dışında 2 Temmuz 2022 Cumartesi günü saat 14.00te
toplanması ve bu birleşiminde denetim konularının
görüşülmeyerek gündemin "Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesi ve aynı birleşiminde 346 sıra sayılı
Kanun Teklifinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesi,
346 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin 1 veya 2 Temmuz 2022 tarihli birleşimlerde
tamamlanması hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin; Anayasanın
93'üncü ve İç Tüzükün 5'inci maddelerine göre 1 Ekim 2022 Cumartesi günü
saat 14.00te toplanmak üzere tatile girmesi,
346 sıra sayılı Kanun Teklifinin
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve
bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle olması önerilmiştir.
346 Sıra
Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunu Teklifi (2/4527) |
||
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki Madde
Sayısı |
1. Bölüm |
1 ila 23üncü
maddeler |
23 |
2. Bölüm |
24 ila 44üncü
maddeler |
21 |
3. Bölüm |
45 ila 65inci
maddeler, geçici madde 1
dâhil |
22 |
Toplam Madde Sayısı |
66 |
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili
Hamza Dağ ve 11 milletvekilinin Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz
VIII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
İzmir Milletvekili Hamza Dağ ve 11 Milletvekilinin Elektronik
Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4528) ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 345)
(X)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 345 sıra sayılı
Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi, birinci bölümde yer alan maddeleri,
varsa o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
4üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
5inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
6ncı madde üzerinde 2 adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 345 sıra
sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin çerçeve
6'ncı maddesinin işlenecek hükmünde yer alan üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(3) Bu Kanunun ek 2 nci maddesinin dördüncü
fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile ek 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasına aykırı hareket eden elektronik ticaret aracı
hizmet sağlayıcı ve elektronik ticaret hizmet
sağlayıcılar ile ek 2 nci maddesinin dördüncü
fıkrasının (c) bendine aykırı hareket eden elektronik
ticaret aracı hizmet sağlayıcıya on milyon Türk lirası
idari para cezası uygulanarak aykırılığın ortadan
kaldırılması için altmış gün süre verilir. Bu süre
içinde aykırılığın ortadan
kaldırılmaması halinde yirmi milyon Türk lirası idari para
cezası uygulanarak aykırılığın ortadan kaldırılması
için otuz gün süre verilir. Verilen süre içinde
aykırılığın ortadan kaldırılmaması
halinde kırk milyon Türk lirası idari para cezası uygulanarak
aykırılığın ortadan kaldırılması için
on beş gün süre verilir. Bu sürenin verilmesine yönelik bildirimde, on
beş günlük süre içinde aykırılığın ortadan
kaldırılmaması halinde Bakanlıkça yapılacak
başvuru üzerine Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, içeriğin
çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı
verilebileceği belirtilir. Bu bildirimden itibaren yalnızca
geçmiş siparişlere ilişkin iş ve işlemler yürütülür.
Verilen süre içinde aykırılığın ortadan
kaldırılmaması halinde, Bakanlık tarafından
yapılacak başvuru üzerine Sulh Ceza Mahkemesi tarafından
elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının ve/veya
elektronik ticaret hizmet sağlayıcının ilgili internet
adreslerine içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin
engellenmesi kararı verilebilir. Bu karar, Erişim
Sağlayıcıları Birliğine gönderilir. Birlik
tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile
erişim sağlayıcılara gönderilen içeriğin
çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi
kararlarının gereği ilgili içerik ve yer
sağlayıcılar ile erişim sağlayıcılar
tarafından derhal yerine getirilir. İçeriğin
çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi yönünde Mahkeme
tarafından verilen karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.
Tahsin
Tarhan Çetin Osman
Budak Okan
Gaytancıoğlu
Kocaeli Antalya Edirne
Sibel
Özdemir Müzeyyen
Şevkin
İstanbul Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Gerekçe...
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Teklifle ceza yaptırımı
niteliğinde olan erişim engeli kararının sulh ceza
mahkemesi tarafından verilmesi öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 345 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 6ncı maddesiyle değiştirilen 6563
sayılı Kanunun 12nci maddesinin (1)inci fıkrasının
(o), (p) ve (ş) bentlerinde yer alan sağlayıcıya
ibarelerinin sağlayıcı ve elektronik ticaret hizmet
sağlayıcıya şeklinde, (6)ncı fıkrasında yer
alan altmış milyar Türk lirasının ibaresinin ek 2 nci
maddenin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan parasal
eşiğin şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Erkan
Akçay Ahmet
Özdemir İlyas
Şeker
Manisa Kahramanmaraş Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) Takdire bırakıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
gerekçe
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, elektronik ticaret hizmet
sağlayıcılarının yükümlülüklerine ilişkin
yaptırım öngörülmekte ve (6)ncı fıkradaki parasal
eşiğin güncellenmesine imkân sağlayan değişiklik
yapılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 6ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
6ncı madde kabul edilmiştir.
Birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm 7 ila 13üncü maddeleri
kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde söz isteyen yok.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa
o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
8inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
9uncu madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 345 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 9uncu maddesiyle 6563 sayılı
Kanuna eklenen ek 3üncü maddenin (6)ncı fıkrasında yer alan
ve dördüncü ibaresinin ,dördüncü ve yedinci şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Erkan Akçay Ahmet
Özdemir Mehmet Cihat
Sezal
Manisa Kahramanmaraş Kahramanmaraş
İlyas Şeker
Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) Takdire bırakıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum.
Gerekçe:
Önergeyle, maddenin (7)nci fıkrasında yer
alan parasal eşiklerin güncellenmesine ilişkin değişiklik
yapılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 9uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
9uncu madde
kabul edilmiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
11inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
12nci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 345 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan işlem hacimlerine
ibaresinin işlem hacimlerine de şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Mehmet
Doğan Kubat
Kayseri
Manisa İstanbul
Ramazan
Can Mustafa
Ataş Semiha
Ekinci
Kırıkkale
İstanbul Sivas
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) Takdire bırakıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, karşılaşılabilecek
tereddütlerin giderilmesi amacıyla yürürlük maddesinin
yazımının netleştirilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 12nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik sistemle
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre
içinde sisteme giremeyen milletvekillerinin teknik personelden yardım
istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen milletvekillerinin
oy pusulalarını oylama için verilen süre içinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN İzmir Milletvekili Hamza Dağ
ve 11 Milletvekilinin Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin açık
oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı :299
Kabul :298
Ret :15
Çekimser :1 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Şeyhmus
Dinçel Enez
Kaplan
Mardin Tekirdağ
Teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Hayırlı olsun.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
14.41
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 111inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2nci sıraya alınan, Ankara Milletvekili
Orhan Yegin ve 53 Milletvekilinin Devlet Memurları Kanunu ile Bazı
Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
2.-
Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 53 Milletvekilinin Devlet Memurları
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4527) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 346) (X)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Komisyon Raporu 346 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince bu teklif İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında temel
kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle, teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra
bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı
oylanacaktır.
Teklifin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı.
Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Memurları Kanunu ile
Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin geneli
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle
sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Kanun teklifi, başta kamu görevlilerinin ek
göstergeleri ve özlük haklarıyla ilgili olmak üzere, çeşitli
konularla ilgili birçok kanunda yapılan değişiklikleri
içermektedir. 65 maddeden oluşan kanun teklifinde yer alan düzenlemeler
özetle şu şekildedir: Mülki İdare Amirliği Hizmetleri
Sınıfı kadrolarında bulunan personelin görev
aylıklarında iyileştirme yapılmaktadır. 5434
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun
mülga ek 70inci maddesinde bu kanuna tabi çalışanların emekli
aylığına yansıtmaya esas tazminat oranlarına dair ek
göstergeler yeniden düzenlenmektedir. Tazminat oranlarını ayrı
ayrı veya birlikte 3 katına kadar artırmaya ve ek gösterge
gruplarını değiştirmeye Cumhurbaşkanı yetkili
bulunmaktadır.
Devlet Memurları Kanunu, Hâkimler ve
Savcılar Kanunu, Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu, Ordu
Yardımlaşma Kurumu Kanunu, Uzman Erbaş Kanunu, Uzman Jandarma
Kanunu, Yükseköğretim Personel Kanunu, İller Bankası Anonim
Şirketi Hakkında Kanun ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede yer alan kamu görevlilerinin ek göstergelerinde artış
yapılmaktadır. Buna göre, kamu görevlilerinin ek göstergelerinde 15
Ocak 2023 tarihinden geçerli olarak genel anlamda 600 puanlık
artış yapılmaktadır.
Kamu çalışanları için ek gösterge çok
önemlidir. Ek gösterge bir taraftan memur maaşlarının bir unsuru
olurken diğer taraftan emekli aylığı ve emekli ikramiyesi
tutarını doğrudan etkilemektedir. 3600 ek gösterge ilk kritik
eşiklerden biridir. 3600 ek göstergenin özellikle emekli ikramiyesi ve
emekli aylığına önemli tutarda yansıması
bulunmaktadır. Mevcut ek göstergelerin 600 puan artırılması
sonucu yıllardır umutla bekleyen bazı kamu görevlileri 3600 ek
göstergeye kavuşacaktır. Yakın zamanda
yaptığımız düzenleme sonucu 3600 ek göstergeye hak kazanan
öğretmenlerimizin yanı sıra kamu avukatları, polisler,
uzman erbaşlar, uzman jandarmalar ve bekçilerden yükseköğrenim
mezunları, sağlık hizmetleri sınıfında
çalışan yükseköğrenim mezunları, din hizmetleri
sınıfında çalışan yükseköğrenim mezunları,
gelir uzmanları, defterdarlık uzmanları, il istihdam
uzmanları, mali hizmetler uzmanları, vergi istihbarat uzmanları,
İçişleri Bakanlığı planlama uzmanları, İl
Göç uzmanları, ürün denetmenleri, Gümrük ve Ticaret denetmenleri ile
Sosyal Güvenlik denetmenlerinden en az üç yıl süreli yükseköğretim
mezunları; bölge müdür yardımcısı, il müdür
yardımcısı, ilçe müdürü, daire başkan
yardımcısı, başkan yardımcısı, şube
müdürü, sayman, şube müdür yardımcısı, müdür
yardımcısı, sayman yardımcısı, hazine sayman
yardımcısı ile yüksekokul, enstitü, merkez, kurum, birlik ve
savunma sekreterleri, genel sekreter, genel sekreter yardımcısı,
sivil savunma uzmanı ile diğer müdür ve başkan unvanlı
kadrolar ve yardımcıları; dört yıl süreli
yükseköğrenim mezunu jeolog, hidrojeolog, hidrolog, jeomorfolog,
jeofizikçi, fizikçi, matematikçi, istatistikçi, yöneylemci (hareket
araştırmacısı), matematiksel iktisatçı, ekonomici ve
kimyager unvanını almış olanlar ile teknik yüksek
öğretmen okulu mezunları; ayrıca kadroları genel idare
hizmetleri sınıfının 1inci derecesinde bulunanlarla ilgili
(II) sayılı Cetvelin 4. Başbakanlık ve
Bakanlıklarda başlığı ile 5. Yargı
Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile
Yüksek Öğretim Kuruluşlarında başlığı
altında tek tek tadat edilen müdür ve üzeri bazı yönetici personel
ile 6. Mahalli İdareler ile Bağlı ve İlgili
Kuruluşlarda başlığı altında sayılan daire
başkanı, büyükşehir belediye ile bağlı
kuruluşlarındaki I. hukuk müşaviri, belediye başkan
yardımcısı, Boğaziçi İmar Müdürü, il afet ve acil
durum müdürü, sivil savunma arama ve kurtarma birlik müdürü ile fen ve tetkik
kurulu başkanı 15 Ocak 2023 tarihinden geçerli olarak 3600 ek
göstergeye hak kazanacaktır.
Ek göstergelerde yapılan artışlar
elbette daha önce emekli olan kamu görevlilerinin maaşlarına da aynen
yansıtılacaktır. Ek gösterge düzenlemesiyle birlikte, Milliyetçi
Hareket Partisi tarafından verilen sözler yerine gelmekte, başta kamu
avukatları, öğretmenler, polisler, uzman erbaşlar, uzman
jandarmalar, bekçiler, sağlık hizmetleri sınıfında
çalışanlar, gelir uzmanları, defterdarlık uzmanları,
şube müdürleri ve müdürler olmak üzere birçok kamu çalışanı
umutla beklediği 3600 ek göstergeye kavuşmaktadır.
Teklifte, millî istihbarat hizmetleri ve emniyet
hizmetleri sınıflarına dâhil kadrolar ve Türk Silahlı
Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığına mensup subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman
erbaşlar, çarşı ve mahalle bekçisi kadro unvanı esas
alınarak ek göstergeleri 3600 rakamının altında olup makam
tazminatı ödenmesine hak kazanamamış olanlara, her ay
aylıklarıyla birlikte 1.200 lira tutarında ilave ödeme
yapılması öngörülmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak vatan ve millet
savunmasında görev alan, terörle kararlı ve korkusuz mücadele veren
güvenlik güçlerimize ve Millî İstihbarat mensuplarımıza yönelik
özlük haklarını ve çalışma şartlarını
iyileştirici her düzenlemeye her zaman için desteğimiz tamdır.
Onlar, Türk milletinin Ölürsek cennet bizim, kalırsak vatan bizim. diyen
kahramanlarıdır.
Kanun teklifiyle, Emniyet hizmetleri
sınıfı için verilen ek göstergelerin yeterli
olmadığı, konumları ile görev ve sorumluluklarını
tam karşılamadığı görüşündeyiz. Başta il Emniyet
müdürlerimiz olmak üzere, emniyet güçlerimizin ek göstergelerinin
iyileştirilmesi için mevcut düzenlemenin gözden geçirilmesi uygun
olacaktır.
Değerli milletvekilleri, milyonlarca kamu
görevlisini ve emeklisini yakından ilgilendiren ek göstergelerin
hiyerarşi, statü, görev, yetki ve sorumluluklar, hizmet
sınıfları, öğrenim durumu ve dereceleri dikkate
alınarak belirlenmesi esastır. Ancak personel rejiminde statü ve
istihdam karmaşası olması ve maaş ile emekli
aylığı hesabında çok sayıda unsurun bulunması
nedeniyle, bu konuda yapılan her düzenlemede bazı kadro ve unvanların
ihtiyacı karşılanırken bazıları mağdur
olabilmektedir. Bu kapsamda ek göstergeleri 3600 ek göstergenin altında
olan başta kamu şefleri, programcı ve çözümleyici gibi teknik
hizmetlerde çalışanlar, yükseköğrenim mezunu memurları,
infaz koruma memurları, zabıta memurları, gümrük muhafaza
memurları olmak üzere, diğer kamu çalışanlarının
durumlarının değerlendirilmesi, ayrıca emekli
aylıklarına yansıyacak tazminat oranlarının
artırılması uygun olacaktır. Ayrıca, üniversite daire
başkanları ve genel sekreter yardımcılarının
mağduriyetlerinin giderilmesi için makam tazminatı cetvelinde de bir
düzenleme yapılması, ayrıca büyükşehir, merkez ilçe
belediye başkan yardımcılarının ek göstergesinin
artırılması ihtiyacı bulunmaktadır.
Bazı kariyer meslekler için 666
sayılı KHKyle uygulamaya konulan merkez-taşra
ayrımının kaldırılması, yine 666 sayılı
KHKden önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde işe başlayan yasama
uzmanları ve stenografların da ek gösterge artışından
yararlandırılması uygun olacaktır. Bu bakımdan, ek
gösterge düzenlemesinin 15 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe gireceği
dikkate alınarak bu süreçte tespit edilen tüm konuların
yapılacak düzenlemelerle giderilmesi mümkün olabilecektir. Ayrıca,
Cumhurbaşkanına verilen yetkiyle, uygun görülen değişikler
her zaman yapılabilecektir.
Teklifte, üst kademe kamu yöneticileri ve diğer
kamu yöneticilerinin görevden alındıklarında ya da görevleri
sona erdiğinde atanacakları kadro veya pozisyonlar ile
yararlanacakları mali hükümlere ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
Ayrıca, Mali Suçları Araştırma Kurulu
Başkanlığı ve Strateji ve Bütçe
Başkanlığının kurumsal kapasitelerinin
artırılması amacıyla yetişmiş uzman teminine yönelik
düzenleme yapılmaktadır.
Ülkemizde, milletimizin onayıyla
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilerek cumhuriyet
tarihimizdeki en önemli yönetim reformu gerçekleştirilmiştir. Yönetim
sisteminin kalitesi kadar, sistemi işletecek olan insan gücü kalitesi de
önemlidir. Topluma kaliteli hizmet sunan, değişen koşullara uyum
yeteneği yüksek ve daha verimli bir kamu personel sistemi
oluşturulması, kamuda ücret adaletini sağlayacak, statü ve
istihdam karmaşasını giderecek, işe girişte, ilerleme
ve yükselmede objektif, liyakati esas alacak bir personel rejiminin uygulamaya
konulması ihtiyacı devam etmektedir. On Birinci Kalkınma
Planında da vurgulandığı gibi, ehliyet ve liyakat
esaslı bir yaklaşımla, memleketimizin tüm nitelikli insan gücünden
etkin ve verimli şekilde yararlanılmasını mümkün kılan
bir personel rejimi inşa edilmelidir.
Kamuda sözleşmeli, geçici, vekil, fahri ve
ücretli personel çalıştırılması uygulaması gözden
geçirilerek istisnai hâllerle
sınırlandırılmalıdır. Asli devlet hizmetlerinde
çalışanlar kadrolu hâle getirilmelidir. Yardımcı hizmetler
sınıfı kaldırılmalı ve bu sınıfta görev
yapan personel, kurumlarında genel idare ve teknik hizmetler
sınıfı kadrolarına alınmalıdır. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu konularda verdiğimiz kanun teklifleri ilgili
komisyonlardadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanımız, 3600 ek gösterge düzenlemesi sonrası ele
alacakları ilk dosyanın sözleşmeli kamu
çalışanları olduğunu daha önce
açıklamıştır. Çok önemli olan bu
çalışmaların sonucu umutla beklenmektedir. Sözleşmeli
personelin eş durumu özrüyle yer değiştirme hakkının
bulunmaması nedeniyle aileler parçalanmaktadır. Devletin asli
görevlerinden biri, aile birliğinin korunmasıdır. Kamuda
sözleşmeli personel uygulaması homojen bir yapı olmayıp
kendi içinde ayrışmıştır. Başlangıçta 4+1
olan, daha sonra 3+1 olarak güncellenen uygulamayla, sözleşmeli personel
olarak işe girenler üç yıl sonunda kadroya geçmektedir, 4/Bliler ise
süresiz sözleşmeli olup kadroya geçememektedir. Kamu idarelerinde kadroya
alınmayı bekleyen sözleşmeli personel, hiç olmazsa 3+1
sisteminin genel uygulama hâline getirilmesini beklemektedir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu asgari ücret
artışıyla ilgili çalışma yapmaktadır. Asgari
Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücretin, başka
bir yürürlük tarihi belirtilmediği takdirde,
yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmesini
düzenleyen yönetmelik değişikliği bugünkü Resmî Gazete'de
yayınlanmıştır. Çalışma sonuçlanınca
inşallah müjdeli bir haber alınacaktır.
Haziran ayı enflasyon oranının
açıklanmasıyla kesinleşecek olan emeklilerin ve kamu
çalışanlarının aylıklarına eklenecek enflasyon
farkı bugünden geçerli olarak uygulanacaktır. Buna göre, emeklilerin
ve kamu çalışanlarının aylıklarının
yaklaşık yüzde 40 artırılması beklenmektedir.
Teklifle, yaşlılık, malullük, ölüm
aylığı almakta olan emeklilerimize ve hak sahiplerine dosya
bazında 2.500 lira olarak öngörülen aylık asgari ödeme
tutarının 3.500 liraya yükseltilmesi amaçlanmaktadır.
Böylelikle, en düşük emekli aylığı bin lira
artırılmaktadır. Yirmi beş yıl hizmet ve 9000 prim gün
sayısını dolduran esnafımız ve çiftçimiz, emekli
aylığı bağlanıncaya kadar kendilerinden sigorta primi
alınmamasını istemektedir. Bu durumun dikkate alınması,
ayrıca emekli aylıkları arasındaki eşitsizliklerin
giderilmesi önem taşımaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak sürekli gündeme
getirdiğimiz bir diğer konu da belediye
başkanlarımızın özlük haklarıyla ilgili
sorunlarıdır. Özellikle emekli belediye başkanlarımıza
ödenen makam, temsil ve görev tazminatlarıyla ilgili farklı uygulamalar
bulunmaktadır. Geçmişte görev yapmış birçok belediye
başkanımız Emekli Sandığı iştirakçiliği
yok diye bu tazminatlardan yararlanamamaktadır. Bu kanun teklifiyle
yapılan düzenleme, seçimle gelen tüm belediye başkanlarının
emsali belediye başkanının aldığı makam, temsil
ve görev tazminatlarından faydalanmasını
sağlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde yer
alan diğer düzenlemelerde özetle şu konular yer almaktadır:
Sigortacılık sektöründe uygulaması yaygınlaşan kefalet
senetlerinin amme alacaklarının tahsiliyle ilgili uygulamalarda
teminat olarak kabul edilebilmesi düzenlenmektedir. Kredi garanti
kurumlarına aktarılacak kaynak tutarı 50 milyar liradan 100
milyar liraya çıkarılmaktadır. Böylelikle kefalet desteği
sağlanarak Kredi Garanti Fonu aracılığıyla daha fazla
kredi kullandırılabilmesinin önü açılmaktadır.
KOBİlerin desteklenmesi ve finansmana erişimi açısından
büyük önem taşıyan ve fatura karşılığı
yapılan bu uygulamada seçici olunması ve sıkı denetim
yapılması amaca ulaşmasını sağlayacaktır.
Üniversiteler, araştırma
altyapıları ve özel sektörler arasında iş birlikleri ile
bilgi ve teknoloji transferinin artırılması ve
araştırma merkezlerinin nitelikli araştırmacı insan
gücü kapasitesi ile AR-GE ve yenilik çıktılarının
artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla,
nitelikli araştırmacıların üniversitelere
kazandırılması, doktora sonrası sözleşmeli
araştırmacı istihdamının uygulamaya geçirilmesi konusu
düzenlenmektedir. 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesi kapsamında
doktorasını bitirmiş fakat üniversitelerin atama ve yükseltme
kriterlerinde öngörülen bilimsel çalışma veya yayın eksiklikleri
sebebiyle bir üniversiteye atanamamış doktoralı
araştırma görevlilerine eksikliklerini telefi etme fırsatı
verilmektedir. Yükseköğretim kurumları dışındaki
araştırma altyapılarında, enstitülerde ve AR-GE
merkezlerinde yoğun bilimsel araştırma ve teknik faaliyetler
yürüten öğretim üyelerinin birikim ve deneyimlerinden öğrencilerin
yararlandırılması; ayrıca, üniversitelerle
ilişkilendirilerek bilimsel araştırma, yayın ve proje
birikimlerinin görünür kılınması amaçlanmaktadır. Söz
konusu akademik unvanlı personelin aynı zamanda YÖK tarafından
ihtisaslaşma kapsamında belirlenen araştırma
üniversitelerinde veya bölgesel kalkınma odaklı üniversitelerde görevlendirilebilmesine
imkân verilmektedir.
Yükseköğretim kurumlarında öğrenim
görmekteyken ilişiği kesilenler ile kayıt hakkı elde
ettiği hâlde çeşitli sebeplerle kayıt
yaptıramamış öğrencilere geçmişe yönelik süre sınırlaması
olmaksızın yükseköğretimlerine devam etme hakkı
tanınmaktadır.
Hâkim adaylığı veya hâkim ve
savcı yardımcılığı sınavına girmek ya
da avukatlık yahut noterlik stajına başlamak için 31/3/2024
tarihinden önce mezun olanlar hakkında, Dikey Geçiş
Sınavından geçiş yapanlar ve öğrenimlerini ek ders almak
suretiyle erken bitirenlerin Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında
veya İdari Yargı Ön Sınavında başarılı olma
şartı aranmayacağı hükme bağlanmaktadır.
Biyokütle ve jeotermal kaynaklarının etkin
ve verimli kullanılmasının sağlanabilmesi ve atıl
yatırımların önlenmesi için bu kaynaklara dayalı ön lisans
başvurularının teknik değerlendirmeye tabi tutulması;
elektrik enerjisi depolama tesislerinin kurulumuna ticari olarak katkı
sağlanması ve teşvik edilmesi amaçlanmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakanlığına, görev
alanına giren hizmetlerin yerine getirilmesi için gerektiğinde hizmet
aracı kiralaması yapmak için döner sermayeyi kullanabilme imkânı
getirilmektedir.
Nakdî sermaye artırımı
dolayısıyla uygulanan kurumlar vergisi indirim hakkının
beş hesap dönemi kullanılabilmesine yönelik düzenleme
yapılmaktadır.
Tacirlere, saklamakla yükümlü olduğu defter ve
belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı
gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle zayi olması
durumunda ziyaı öğrenme anından itibaren on beş gün yerine
otuz gün içinde dava açabilmelerine imkân tanınmaktadır.
1 Temmuz 2022 tarihine kadar yapı (inşaat)
ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup
kullanma izni verilmeyen veya alınmayan yapılara geçici olarak
elektrik ve/veya su aboneliğinin yapılabilmesi suretiyle kaçak
kullanımının azaltılması amaçlanmaktadır.
Açık ceza infaz kurumlarında bulunup da
kamu kurum ve kuruluşlarının iş alanlarında, geceleyin
bu kurum ve kuruluşlar tarafından barındırılmak
suretiyle çalışacak hükümlüler bakımından istekli olma
şartı getirilmekte ve bu hükümlülere gündelik ödenmesi ve
haklarında 5510 sayılı Kanunun 5inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin uygulanması temin edilmektedir.
Yapılan ilanlara rağmen atama
yapılamayan noterliğe alt sınıflar arasından atama
yapılabilmesinin şartları düzenlenmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek
verdiğimiz kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlar
getirmesini diliyorum.
Önümüzdeki hafta sonu Kurban Bayramı'nı
idrak edeceğiz. Sizlerin, aziz milletimizin ve Türk-İslam âleminin
mübarek Kurban Bayramı'nı gönülden kutluyor, kurban ibadetimizin
kabulünü Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Garo
Paylanın.
Buyurun Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bir yasama döneminin
daha sonuna geldik, bu dönem 4üncü yılımız. Değerli
arkadaşlar, dört yıldır tek bir yapısal reform
yapmadı, yapmadı bu Meclis. Değerli arkadaşlar, milletin
vekillerinin görevi milletin derdini çözmektir. Ancak değerli arkadaşlar,
AKP-MHP iktidarı maalesef hep palyatif tedbirlerle, züccaciye
dükkânına girmiş bir fil gibi bir oraya dönüyor, bir buraya dönüyor;
her dönüşünde kırıyor, döküyor maalesef değerli
arkadaşlar. Biz ne diyoruz? Gelin, yapısal tedbirler yapın. Ama
hep torba yasa, hep torba yasa. Bu torba yasa da değerli arkadaşlar,
bu yasama döneminin son torba yasası da maalesef, bir geçim torbası
değil bir seçim torbası arkadaşlar, bir seçim torbası. O
yüzden de palyatif tedbirler içeriyor. Toplumun temel dertleri burada yok,
geçinemeyenlerin dertleri yok, aç, açıkta olanların dertleri yok.
Sevgili vatandaşlar, sizin dertleriniz burada yok. Ne var değerli
arkadaşlar? Maalesef, palyatif adımlar var. Mesela emeklilikte
yaşa takılanlar var mı? Yok sevgili emeklilikte yaşa
takılanlar. Kredi Yurtlar Kurumuna borçlu milyonlarca gencimizin derdini
çözecek düzenleme var mı? Yok. Atanamayan öğretmenlerin derdini
çözüyor mu bu torba? Maalesef, sevgili atanamayan öğretmenler, sizin de
derdinizi çözecek hiçbir şey yok bu torbada.
Bugün sarayda asgari ücret görüşülüyor. Bu,
milletin Meclisinin gündeminde mi? Maalesef değil. Saraydan gelen
haberlere göre, asgari ücret 5 bin lira ile 6 bin lira arasında
belirlenecek değerli arkadaşlar. Bu enflasyonist ortamda böyle bir
rakamı yurttaşlarımıza müjde olarak sunacaklarmış.
Ya, yılbaşında da Sayın Cumhurbaşkanı bir müjde
vermişti, hatırlıyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk
kez bir Cumhurbaşkanı çıktı, törenle asgari ücret
açıkladı. Vay, neymiş? 2.825 liradan 4.250 liraya yükselttik.
diye müjde diye sundu. Ben de dedim ki: Bu verdiğiniz müjde daha
işçinin cebine girmeden gidecek. Nitekim öyle oldu. Ocak ayının
1i itibarıyla zam yağmuruna başladılar, doğal gaza,
elektriğe, iğneden ipliğe her şeye zammı
yağdırdılar; işçi 1 Şubatta 4.250 lirayı
aldığında bir baktı, ya, bu 4.250 lira bir ay önceki 2.825
liradan daha değersiz bir para, para gitmiş, enflasyon canavarı
yemiş, bitirmiş. Şimdi de Sayın Cumhurbaşkanı
Enflasyona ezdirmeyeceğiz. diyor. Ya, altı aydır
yurttaşımız enflasyona ezildi be, ezildi. Şimdi
yapacaklarmış yüzde 20-30 zam, yurttaşlarımızı
enflasyona ezdirmeyeceklermiş! Neymiş? TÜİKin enflasyonuna
göre zam yaptık. diyecekler, o da belli. TÜİKin enflasyonu yüzde
73, halkın sokakta yaşadığı enflasyon yüzde 173, hatta
yüzde 200; TÜİKe göre zam yapıyorlar,
yurttaşlarımızı enflasyona ezdirmeyeceklermiş!
Bakın, biz HDP olarak asgari ücretin net 10 bin
lira olmasını öneriyoruz. Şimdi diyeceksiniz ki: Burada
patronlar var; çok, ödeyemeyiz, batarız, biteriz. Ya, patronlar
aylardır kârlarına kâr katıyorlar be, şu
kârlarını biraz emekçiyle paylaşsalar olmaz mı! Bir de
şunu söyleyeyim: 10 bin lira bugün para Sayın Elitaş, bugün
para; bu enflasyonist ortamda enflasyon daha da artacak, parasal
genişlemeye devam ediyorsunuz; bir ay sonra o da para olmayacak. Tıpkı
yılbaşındaki zammın bir ayda eridiği gibi 10 bin lira
da bir iki ayda eriyecek ama yurttaşlarımız hiç yoksa bir iki ay
nefes alırlar.
Değerli arkadaşlar, asgari ücret yok ama
bu torbada emekli maaşları var; sevgili emekliler, 13 milyonun
üzerindeki yurttaşımız; bakın, AKP ve MHP size neyi reva
görüyor? En düşük emekli maaşı 2.500 liraydı değil mi?
2.500 lira, yazık; bu şartlarda 2.500 lira. Aylardır
eziliyorsunuz, ekmek kuyruklarında bekliyorsunuz. Sizlerden bu ülkenin bir
vekili olarak özür diliyorum, biz muhalefetteyiz ama ben yine de özür diliyorum
bu durumu değiştiremediğimiz için ama bu vicdansızlar
sizleri 2.500 liraya mahkûm ettiler, ekmek kuyruklarında beklettiler. Ne
önerdiler biliyor musunuz torba yasada? Efendim, en düşük emekli
maaşına yüzde 20 zam yaptık -e- 3 bin liraya çıkardık.
Ya, değerli arkadaşlar, işte böyle vicdansızlar. Bir
emekli, çocuklarını ve torunlarını alsa, bir lokantaya
gitse -orta hâlli ha, lüks lokanta değil; hatta gariban lokantasına
gitse- Hadi gelin bayramda size bir yemek yedireyim. dese bu 500 lira zamla
rehin kalır be, rehin; rehin kalır, bir öğünde rehin kalır
orada, hesabı ödeyemez. İşte, size bir öğünlük yemeği
bile reva görmüyor bu vicdansızlar.
Biz Plan ve Bütçe Komisyonunda
itirazlarımızı yükselttik, itirazlarımızı ortaya
koyduk Bu, vicdansızlıktır. dedik, ne yaptılar biliyor
musunuz? Bir 500 lira daha verdiler, 3.500 lira olacakmış en
düşük emekli maaşı. Bu 3.500 lirayı reva görenleri ben bir
ay 3.500 lirayla geçinmeye davet ediyorum. Hadi buyurun, hep beraber bir
deneyelim, 3.500 lirayla geçinelim. Bunu reva gören herkesi davet ediyorum.
İşte, yurttaşın derdiyle hemhâl olmak budur. Biz ne
önerdik? Yetmez ama 6 bin lira olsun. dedik en düşük emekli
maaşı, bunun için Plan Bütçe Komisyonuna önerge verdik En
azından 6 bin lira olsun, emeklimiz bir nefes alsın. dedik, AKP ve
MHP 6 bin lira önerimizi reddetti. Şimdi Genel Kurula da aynı
önergeyi indireceğiz En düşük emekli maaşı 6 bin lira
olsun. diyeceğiz. Sayın Nebati veya Tayyip Bey ne diyecek biliyor
musunuz? Kaynak yok. diyecek, emin olun Kaynak nerede? diyecek. Ya,
değerli arkadaşlar, gelin şu bütçe kalemlerine bakalım;
saraylara, savaşlara, yandaşlara, faizciye, ranta akan
kaynakları biraz kıssak, bakın, hepsini demiyorum, biraz kıssak
en düşük emekli maaşını rahatlıkla 6 bin lira yaparız.
Ama bu vicdansızlar yapar mı, göreceğiz, belki vicdanları
sızlar ve bunu yaparlar ama eğer yapmazlarsa yaz boyu, kış
boyu emekliler sizin ensenizde boza pişirecekler.
Değerli arkadaşlar, 3600 ek gösterge de bu
torbada. Ya, 3600 diye yurttaşlarımız yıllardır talep
ediyorlar, biliyorsunuz. AKP de 2018de söz vermişti, sözünü tutmadı,
seçim geldi -seçime doğru gidiyoruz- şimdi, diyor ki Ben bu sözümü
tutuyorum. E? Yasayı şimdi çıkarıyorum ama
uygulamasını ocak ayında yapacağım. diyor. Ya, Nebati
Bey gözlerinden ışık saçarak diyor ki Bütçem fazla veriyor.
Bir kere, niye ocak ayına bırakıyorsunuz bunun
uygulamasını ya! Nebati Bey diyor ki Ya, kardeşim, bütçem fazla
veriyor. ama yok, Biz ocak ayına bırakacağız bunun
uygulamasını. diyorlar.
İkincisi, arkadaşlar, 3600 diye mangalda
kül bırakmadılar ya, ben de Bu 3600 neymiş acaba ya? dedim.
Bir baktım ki 3600 ek göstergede dağ fare doğurmuş, fare
doğurttular arkadaşlar. Ya, zannediyor ki kamu emekçileri 3600le çok
büyük müjdeler geliyor.
Değerli arkadaşlar, bir sefer, 3600 ek
göstergeden kamu emekçilerinin yarısı hiç faydalanmıyor -2008
sonrası girenler- geriye kalanlar da nasıl faydalanıyor size
söyleyeyim: Bir memur emeklisinin emekli maaşı yalnızca 118 TL
artıyor, gene bir memurun maaşı 50 lira, 100 lira ya
artıyor ya da düşüyor arkadaşlar, düşüyor! Düşen
maaşlar da var. Bakın, maaşlarda düşüşle karşı
karşıya kalacak kamu emekçileri. Ya, bu nasıl bir müjde ya! Siz
müjde dediniz, maaşını düşürüyorsunuz kamu emekçilerinin.
Arkadaşlar, emeklilerde de gelen zammı
söyleyeyim: Bir şefe 118 lira zam gelecek, bir memura 118 lira zam
gelecek, efendim, bir daire başkanına 118 lira, mühendise 118 lira
zam gelecek.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Yüzde 40
da gelecek.
GARO PAYLAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bunlar dar gelirli kamu emekçileri. Bakın, bunlara reva
görülen emekli maaşındaki artış bu. Peki, yüz binlerce kamu
emekçisi emekli olmak için bu 3600 göstergeyi bekliyordu müjde olarak biliyor
musunuz? Müjde rakamını size söyleyeyim arkadaşlar: Emekli
ikramiyelerinde bir memur emekli olduğunda emekli ikramiyesi 4 bin lira
artacak, müjde(!) Bu mu sizin müjdeniz ya! Emekli ikramiyesi 197 bin liradan
201 bin liraya çıkacak. Ya, Allahtan korkun be! Bizim büyüklerimiz emekli
olduğunda emekli ikramiyesiyle 1 daire alırdı, sıfır
daire alırdı. Siz 201 bin lirayla bugün, 1 daireyi bırakın,
1 dairenin balkonunu alamazsınız be! Bu mu sizin müjdeniz?
Değerli arkadaşlar, bir de şu çok
önemli: Burada bir adalet sağlanmış değil, çok sayıda
memur 3600ün altında bırakılmış. Biz ne önerge
verdik, biliyor musunuz? Tüm kamu emekçileri için göstergenin tabanı 3600
olsun yani 3600ün altında hiçbir kamu emekçisi
bırakılmasın. dedik. Çünkü 3600e
çıktığında bir miktar nefes alabiliyor. Ama sayın
emekçiler, dar gelirli kamu emekçileri; üst düzey kamu görevlilerine, valiye,
kaymakama kıyaklar var bu torbada; maaşlarını 5 bin lira,
10 bin lira arttırıyor. Yazık be! Bir emekçinin 50 lira, 100
lira maaşı ya artıyor ya düşüyor; valiye, kaymakama özel
kıyak. Bu olmaz, bu adalete sığmaz. O açıdan, bu düzenleme
maalesef adaleti sağlamıyor değerli arkadaşlar. O
açıdan, yapmamız gereken, bir kamu personel reformu yapıp kamuda
adaleti sağlamak. Hiçbir kamu emekçisinin maaşı da yoksulluk
sınırının altında olmamalı değerli
arkadaşlar. 20.818 lira yoksulluk sınırı, hiçbir kamu
emekçisinin maaşı da yoksulluk sınırı olan 20.818
liranın altında olmamalı.
Değerli arkadaşlar, öğrenci affı
da var bu torbada. Seçim geliyor, öğrenci affı çıkacak. Peki,
öğrenci affını nasıl çıkarıyorlar, biliyor
musunuz? Hani bunlar güvenlik devleti ya, değerli arkadaşlar,
güvenlik hükûmeti diyelim, devleti demeyelim. Bakın, eğitim bir
haktır, biliyorsunuz, değil mi? Anayasamıza göre
sağlık nasıl bir haksa eğitim de haktır yani bir
yurttaşa sağlık hizmeti verirken Sen hükümlüsün. Sen
değilsin. diye ayrımcılık yapamazsınız.
Eğitim de aynı şekilde bir haktır, cezaevinde hükümlü bile
olsanız eğitim alabilirsiniz, üniversite sınavına
girebilirsiniz. Ama ne diyor biliyor musunuz yasa? Efendim, Millî Güvenlik
Kurulunca belirlenen örgütlere üyeysen, mensupluğun varsa yeter mi,
yetmez- iltisakın varsa -o da yetmez- irtibatın varsa yani birisi
sana bir telefon açmışsa sen bu eğitim affından
faydalanamazsın. diyor bu vicdansızlar. Hem
vicdansızsınız hem Anayasaya aykırı işlem
yapıyorsunuz. Bunu kabul etmiyoruz ve buna karşı, değerli
arkadaşlar, hiçbirinizin de kabul etmemesi çağrısını
yapıyoruz. Eğitim bir haktır, bu hakkı gasbetmeyin.
Değerli arkadaşlar, diğer bir mesele
imar affı. Biliyorsunuz, 2018 seçimine giderken de imar affı
çıkmıştı, şimdi de bir imar affı var.
Arkadaşlar, imar affı şu: Eğer ki yapınız
ruhsatsızsa veya ruhsatını alıp da işleme
koymadıysanız veya iskânınız yoksa, yasa Ben sana
elektriği, suyu bundan sonra bağlayacağım. diyor.
Biliyorsunuz, bundan önce ya elektrik, su bağlanmıyordu ya da
şantiye suyu, şantiye elektriği bağlanıyordu, onlar da
yüksek tarifeli oluyordu; yurttaşlarımız zaten yüksek olan
faturaların altında ezilirken daha da yüksek faturalarla
karşı karşıya kalıyordu. Şimdi, elektrik ve su
bağlanacak, daire olarak bağlanıp düşük tarifeden
bağlanacak. Bunun bu bölümünü destekleriz ama niçin bu yasayı
çıkarmış Meclis? Caydırmak için çıkarmış
değil mi? Yani kaçak yapılaşmayı caydırmak için
çıkarmış. Siz şimdi yapılmış kaçak
yapılara af getiriyorsunuz. Peki, şunu sorarım size.
İstanbul bir deprem bekliyor, efendim, Van, Diyarbakır, pek çok
şehrimiz deprem bekliyor, Malatyası, Elâzığı;
buralarda milyonlarca konut çürük. İmar affı yaptınız,
yetti mi? Yetmedi. Şimdi su ve elektrik affı da getiriyorsunuz, bir
imar affı daha. Bu yurttaşlarımıza Tabut evlerde
yaşamaya devam. diyorsunuz. Bu evlerde yaşayanların acaba
deprem güvencesi olacak mı, bununla ilgili güvencesi var mı, bununla
ilgili bir tedbir düşündü mü yürütme? Gerek yok. Ne? Varsa yoksa seçim,
ben seçimde bu yurttaşlarımın oyunu alayım, yeter diye
bakıyorlar ama bunun vebali var arkadaşlar. Bu düzenleme
Yani elektrik ve su haktır, elbette
sağlanmalıdır ama bu yurttaşlarımızın
depreme dayanıklı yaşanılabilir konutlarda
yaşaması da bir haktır. Barınma bir haktır, bu
açıdan da tedbirleri düşünmeliyiz.
Değerli arkadaşlar, Yükseköğretim
Kurulu, biliyorsunuz, bir vesayet kuruluydu, AKP de güya YÖK'e
karşıydı. Ben, YÖK'e hayır! eylemlerine gittiğimde,
eskiden Saadet Partili pek çok arkadaşım da benimle birlikte o
eylemlere giderdi, cop yerdik beraber, YÖK'e hayır! derdik, niye? Çünkü
başörtüsü vesayetini de YÖK getirmişti, özgürlükleri kısıtlayan
da YÖKtü ve bir darbe ürünüydü YÖK. Özgür üniversite olsun diye YÖK'e
hayır! eylemleri yaptık, birlikte yaptık ama AKP gücü ele
geçirince vesayete sarıldı ve şimdi YÖKle ilgili düzenlemeler
var. Ne diyor biliyor musunuz? Efendim, araştırma görevlileriyle
ilgili düzenleme var ama en ilgincini size söyleyeceğim. Bu yasayı
çıkarırsak yurt dışından araştırma
görevlileri gelecekmiş ve bunlar uluslararası
tanınırlığı olanlar olacakmış. Ya,
değerli arkadaşlar, komik olmayın be! Pek çok
araştırma görevlimiz ülkeyi terk ediyor, bir barış bildirisine
imza attı diye binlerce yurttaşımız şu anda yurt
dışında üniversitelerde araştırma görevliliği
yapıyorlar. Siz, özgürlükleri bitirdiğiniz bir ülkeye nasıl
araştırma görevlisi çekeceksiniz? Bir de daha trajikomik olan durumu
var. Bu araştırma görevlilerine 8-9 bin lira maaş
vereceklermiş yani 400-500 dolar maaş vereceklermiş.
Uluslararası tanınırlığı olan üniversitelerdeki
araştırma görevlileri 400-500 dolar için buraya geleceklermiş,
gerçekten trajikomik bir durum, neresinden tutarsanız dökülüyor değerli
arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, son dakika, Sayın
Elitaş bir madde daha getirdi gece Plan Bütçe Komisyonuna, dedi ki:
Türkiye Otomobil Girişim Grubu araba yapıyor. değil mi? TOGG,
meşhur. Tayyip Erdoğan seçim öncesi bunu sunacak değil mi?
Çıkaracak, Bak, çıkardım. diyecek. Hesabı bir
yapmışlar ki TOGG'un fiyatı 1 milyon lirayı geçiyor. Allah
Allah! Şimdi, Biz 1 milyon liraya araba çıkarsak, bunu
satıyoruz. desek, vallahi bunu sizler alırsınız ancak,
sizin yandaşlarınız alır; halkın arabası olmaz.
E, ne yapacağız? Gelin vergiyi düşürelim. diyorlar; ÖTV'yi bir
anda yüzde 10a düşürüyor düzenleme. Ne olacakmış? TOGG'un
fiyatı belki 800 bin liraya, belki 900 bin liraya düşecekmiş.
Ya, 800 bin liralık bir arabayı bile kaç yurttaşımız
alabilir, Türkiye nüfusunun yüzde 1i alır değil mi? Geri kalanlar
şimdi yollarda gezen lüks arabalara baktıkları gibi bakarlar.
Bir devlet araba yapıyorsa halkın arabasını yapar,
halkın arabasını; her devlet, giriştiği ilk araba
projesinde önce halkçı araba yapmıştır, en garibanın
alabileceği araba yapmıştır. Bunlar zenginleri seviyor ya,
en zenginin bineceği arabayı yaptılar, şimdi onu da
yandaşları alacak. Şimdi fiyatını biraz düşürmeye
çalışıyorlar; utanma pazarı ama bunun sonucu olacak, ne
olacak biliyor musunuz? Avrupa'da halkçı arabalar yapılıyor,
Avrupa elektrikli araba teknolojisinde çok ileride yani çok daha ucuz
fiyatlı arabalar yapılıyor. Siz ÖTV'yi yüzde 10a
düşürdüğünüzde Avrupa'dan buraya ucuz, halkçı arabalar gelecek,
piyasamız yabancı arabalarla işgal olacak çünkü BMWsi,
şusu busu, Audisi, Volkswageni hepsi artık 2025te içten
patlamalı, benzinli, mazotlu araba yapmayı bırakıyorlar,
hepsi elektrikli arabaya geçtiler. Biz orada nal topluyoruz. Ne olacak? Piyasa
yabancı arabayla dolacak. Ama ne? Tayyip Erdoğan TOGG'un
lansmanını yapacak; lansmanda da fiyatı 1,5 milyon yerine
800-900 bin açıklasın diye böyle bir düzenleme getiriliyor. Buna
hayır demenizi hassaten rica ediyorum değerli arkadaşlar.
Son olarak bir şey daha söyleyeceğim. Kara
para aklayan ülkelerde gri listedeyiz biliyorsunuz değil mi? Gri
listedeyiz. Yani kara para aklayan ülkeler listesindeyiz arkadaşlar.
Şimdi, bu listeden çıkmak için maliye bürokrasisi korkunç bir çaba
gösteriyor, öyle değil mi? Bak, maddeler getirilmiş, bu listeden
çıkmak için kadrolar veriyoruz, düzenlemeler yapıyoruz, bu torbada
var inceleyin. Peki, arkadaşlar, bu çabayı önemsiyorum ama size bir
örnek vereceğim. Şimdi, bu maddede Rüşvet ve yolsuzluğu
engellemek için bu düzenlemeyi yapıyoruz, bu kadroları
atıyoruz. deniliyor.
Şimdi, Allah'ınızı severseniz,
geçtiğimiz yıl, biliyorsunuz, bir suç örgütü lideri çıktı,
dedi ki
Pardon, önce bir suç örgütü lideri söylemedi, önce 10 bin dolar alan
bir siyasetçi var. iddiası ortaya konuldu; AKP'li bir siyasetçinin,
AKP'nin yönetiminde olan bir siyasetçi, bunun 10 bin dolar
aldığı iddiası vardı suç örgütü liderinden. Suç örgütü
lideri dedi ki 10 bin dolar değil, bavulla para koydum arabasına,
bavulla. Bavulla nedir? 500 bin dolar, 1 milyon dolar, her neyse, Bavulla para
koydum. dedi. Şimdi, buna karşı da şu anda hâlâ
İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu Ben bunu
açıklayacağım. dedi bir buçuk yıl önce. Nereye?
Savcılığa açıklayacağım. dedi. Üzerinden bir
buçuk yıl geçti değerli arkadaşlar, Süleyman Soylu
savcılığa gitmedi ve bunun da -geçtiğimiz günlerde yine bir
video çıktı- AKP MKYK üyesi yani yöneticisi Metin Külünk olduğu
iddiası ortalıkta dolaşıyor ilk günden beri.
Değerli arkadaşlar, siz Merkez Karar
Yürütme Kurulunuzda suç örgütü liderinden bavulla dolar aldığı
iddia edilen bir kişiyi tutmaya devam ettiğiniz sürece Türkiyeyi gri
listeden çıkaramazsınız. Bu yasal düzenlemelerle milletin
Meclisini oyalamayın, önce uygulamaya bakın. Süleyman Soylu gitsin,
kimse bu kişi, savcılığa versin; gitsin, yargıda
hesabını versin; ondan sonra gelin, deyin ki: Biz Türkiyeyi gri
listeden çıkaracağız. Aksi takdirde bunlarla
uğraştırmayın milleti.
Son olarak da değerli Müslüman
kardeşlerim, Müslüman vatandaşlarım; Kurban
Bayramınızı tebrik ederek sözlerimi tamamlıyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Bekaroğlu
konuşacak.
Buyurun Sayın Bekaroğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunda 7-8
kişi var; iyi, fena değil; 8 kişi dinliyor.
Değerli arkadaşlarım, bu Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi 35 kanun ve 1 kanun hükmünde kararnamede
değişiklik yapıyor. Ana olarak, memurların, kamu
personelinin emekli maaşlarını düzenlemeye
çalışıyor, iddia o; 3600 ek gösterge diye geçti literatüre ama
bunun yanında çok önemli düzenlemeler, maddeler de var.
Değerli arkadaşlarım, kamu
görevlileri derken sadece memurları kastediyoruz, memurların
emekliliğiyle ilgili tırnak içinde- bir iyileştirme bunun ne
anlama geldiğini de biraz sonra söyleyeceğim- düzenleme
yapılıyor, yoksa SGK, BAĞ-KURla ilgili falan değil. Yine,
bu kanunun içinde, asgari emekli maaşı, en az emekli maaşı
ne olacak, bununla ilgili de bir hüküm var, burada konuşacağız.
Türkiyede bu kamu personel rejimi ile emeklilik
sisteminde çok ciddi problemler olduğunu
biliyoruz, yıllardan beri bu problemler devam ediyor. Bir taraftan
işte SGK, emeklilik kuruluşu, Sosyal Güvenlik Kurumu iflas ediyor,
kara delik, bu nasıl bir şey, bu sürdürülemez. diye söylenir, öbür
taraftan da sürekli olarak Memurlar geçinemiyor, aldıkları emekli
maaşı giderek azalıyor, küçülüyor. denir. Bu emeklilik
sisteminde, kamu personel rejiminde defalarca değişiklikler
yapılmış, her değişiklik olayı daha da kötü hâle getirmiş;
işin içinden çıkılmaz, karmaşık -teşbihte hata
olmasa meşhur bir laf vardır ya- Arap saçı
-ayrılıkçı bir ifade olarak kullanmıyorum- hâline
getirilmiş, işin içinden çıkamıyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, bir emeklilik sisteminde yatırılan prim ve
alınan emekli maaşları; bunlar birbirini tamamlayan
şeylerdir yani insanlar yatırdıklarının
karşılığını almak isterler ama o günkü parayla
almak isterler. Türkiyede böyle bir şey yok.
Çalıştırdığı memur için devlet de emeklilik
kuruluşlarına para yatırıyor olmasına rağmen prim
olarak, sonunda yatırılanlar ile verilenler arasında
verilenlerin aleyhine, primlerin aleyhine bir durum var. Yani devlet uzun
yıllar çalıştırdığı memura sonunda borçlu
kalıyor, buna rağmen SGK sistemi batıyor, bu nedir, bu
nasıl bir şey? diyoruz değerli arkadaşlarım. Bu
nasıl oluyor? Bu, bizim sistemden kaynaklanan bir problemdir.
Şimdi de bu konuda bir
değişiklik yapıyoruz -biraz sonra bunları
tartışacağız- bu değişiklik de önemli, sistemde
kayda değer, bu sorunları ortadan kaldıracak herhangi bir
değişiklik, bir çözüm getirmiyor değerli arkadaşlar.
Göreceksiniz, bir
süre sonra, çok kısa bir süre sonra bu enflasyonist ortamda hem SGK
batıyor, ne yapacağız? filan denilmeye başlanacak,
Enflasyon arttı ne yapacağız? denilmeye başlanacak hem de
memurlar Aldığımız bize yetmiyor. diye ağlamaya
başlayacaklar.
Değerli arkadaşlarım, bu kötü
sistemde, rejimde, kamu personeli rejiminde aylıkların az olması
bir tarafa, emekliler ve çalışanlar için söylüyorum, aralarında
büyük bir dengesizlik var değerli arkadaşlar, çok büyük farklar var.
Bir taraftan gerçekten açlık sınırında kalan maaşlar
var, öbür taraftan işte birkaç yerden maaş alan, yüz binler, iki yüz
binler hatta bir ara 380 bin lira alan bir kişiden söz edilmişti;
böyle bir durum var. Bunu da ortadan kaldıracak herhangi bir şey yok
bu kanun teklifinde, bunu da ortadan kaldıracak herhangi bir düzenleme yok
değerli arkadaşlar. Öyle garip bir sistem ki yani
sağlıkçılar -geçen sağlıkçılarla ilgili bir
iyileştirme yaptık güya- doktorlar Geçinemiyorum, açlık
sınırında çalışıyorum. diyor. Bir
bakıyorsunuz, aynı sistemin içinde sağlık müdürü 40 bin
lira maaş alıyor, doktor 7-8 bin lira; bunlar kabul edilebilir
şeyler değil ve bunu düzeltecek hiçbir şey yok değerli
arkadaşlarım.
Başka bir şey daha var, şimdi bunlar
şöyle demişler: Biz herkese 600 puan veriyoruz. Böyle bir şey
yok. Niye herkese 600 puan veriyorsunuz, biliyor musunuz kardeşim? Bu kör
olası hiyerarşi için çünkü eğer Cumhurbaşkanının
söz verdiği ve muhalefet partilerinin de sürekli şekilde zorladığı
Ama biz bu şekilde zorlamadık, bambaşka sistemle
yapacağız bunu. Cumhurbaşkanı söz vermiş 4 tane
sınıfa: Ben sağlıkçılara, eğitime, Diyanete ve
Emniyete 3600 ek gösterge vereceğim. Bir bakmışlar, A, polis
memuru Emniyet müdürü kadar almaya başlıyor, olmaz. Hiyerarşi
olması gerekir diye herkese 600 puan vermişler. Herkese bu 600 puan
nasıl yansıyor, biliyor musunuz değerli arkadaşlarım?
Aşağıdakine, diyelim ki bir hizmetlinin emekli maaşına
para olarak 112 lira yansıyor ama yukarıdakine, ek gösterge 3600e
çıkacağından dolayı -3600 de sınırdır- ona
da 1.500 lira civarında yansıyor. Bakın, bir sürü dengesizlik
var, bizim yaptığımız bu değişiklikle bu
dengesizliklerde herhangi bir düzelme olmuyor. Ha, hemen peşinen
söyleyeyim; şöyle ya da böyle, biz bu düzenlemeyi destekliyoruz ama eksik
diyoruz, ama hatalı diyoruz. Ne kadar bunun gibi onlarca düzenleme
yapalım, biz bu kamu personeli rejimini de düzeltemeyiz, emeklilik
sistemini de düzeltemeyiz ciddi bir reform yapmazsak değerli
arkadaşlarım.
Şimdi, burada önemli konulardan bir tanesi,
değerli arkadaşlarım, bu düzenleme sonrasında ortaya
çıkacak yük. Yani kamuya, SGKye yük nasıl çözülecek? Şu
şekilde çözeceğiz. diye bununla ilgili herhangi bir ciddi teklif
yok. Yani kaynak derler ya, kaynak nerede, kaynak nerede? Hep öyle derler:
Kaynak nerede, kaynak nerede? Kaynak, Darphane; kaynak, Merkez
Bankasının matbaaları; para basılacak, başka da
yapılan bir şey yok, son zamanlarda sürekli şekilde para
basılıyor. Dolayısıyla bu, zam filan değil
değerli arkadaşlarım, bir taraftan gelecek, öbür taraftan gidecek;
yapılan şey budur. Bunun için ciddi bir kamu personeli ve emeklilik
sistemi reformuna ihtiyaç var. Basitleştireceksiniz bunu; bin tane
gösterge, ne anlama geliyor, nedir, hiç belli olmayan şeyler. Çok
basitleştireceksin; hiyerarşiyi de korursun ama hiyerarşiyi bir
taraftan belli bir düzene göre korursun.
Bakın, arkadaşlar,
hiyerarşi diye maaşlar üzerinde çalışılırken en
alttaki insanın aldığı maaşın dikkate
alınması gerekiyor; en alttaki adam ne alıyor? Çünkü en altta bulunan
adamın aldığı para açlıkla ilgilidir, geçimle
ilgilidir, çocuğunun sütüyle ilgilidir, ekmeğiyle ilgilidir
değerli arkadaşlar. Fakirleştik, fakirleştik de işte 5
tane araban vardı da 1 tanesi gitti ama 5 tane ekmek alıyordun 2
tanesi gitti; dolayısıyla en alttakine bakılması gerekiyor,
bu kahrolası hiyerarşinin en alta bakması lazım.
Arkadaşlar, bu teklif
enflasyon vergisiyle karşılanacak ama sadece bu değil, primlerde
de artma gelecek; nerede gelecek, biraz sonra söyleyeceğim. 2nci maddede
gelecek, 2nci maddede diyor ki: Şu ek göstergelerin şu kadarı
emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi
olur ve bu konuda artırmaya, eksiltmeye, 3 katına çıkarmaya
Cumhurbaşkanı yetkilidir. İki tane ciddi problem var burada;
problemlerden bir tanesi, öyle görülüyor ki bu teklifle emeklilere gelen zamlar
çalışanların primlerine zam yapılarak telafi edilecek,
karşılanacak; bir tane problem bu. İkinci problem:
Anayasanın 128inci maddesi çok açık değerli
arkadaşlarım, bu 128inci maddede diyor ki: Memurlar ve diğer
kamu görevlileriyle, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve bunların üst kuruluş mensuplarıyla
ilgili bütün atamaları, görev ve yetkileri, hakları, yükümlülükleri,
aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.
Sadece mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri
saklıdır. Burada Cumhurbaşkanına böyle bir yetki
veremezsiniz ya, adamı yetkiyle doyuramadınız kardeşim,
bütün yetkileri verdiniz, bir de burada yetki veriyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar) Niye veriyorlar bu yetkiyi? Eğer birkaç ay
sonra seçim yapmazlarsa göreceksiniz, primleri artıracaklar değerli
arkadaşlarım.
Bakın, bu yasayla ilgili söylenecek
şeylerden bir tanesi de bu yasa sizin dünyaya, olaya, devleti yönetmeye
bakışınızı yansıtıyor, güvenlikçi
politikaları yansıtıyor. Bakın, askere, polise, uzman
çavuşa, ere falan zam yapılmasını eleştirmiyorum,
diğerlerine yapılmamasını eleştiriyorum değerli
arkadaşlarım. Diyorsunuz ki: Eğer polisler üniversite mezunu
değillerse bunlara 1.200 lira -1.200 lira da bir sene sonra para olmaktan
çıkacak, niye katsayıya bağlamadınız, bu da ayrı
bir şey- veriyoruz. Öyle getirmişlerdi, hep beraber itiraz ettik, bu
sefer askerlere de jandarmaya da MİT mensuplarına da hepsine
getirmeye, 3600 alamayan
Niye? Üniversite mezunu olmadığından
dolayı.
Bir madde var ki arkadaşlar, 1inci madde,
valilere büyük zamlar getiriliyor, vali yardımcılarına yani
büyük memurlara büyük şeyler getiriliyor. Niye bunlar böyle? Niye
sivillere yok değerli arkadaşlarım? Niye Nüfusta
çalışanlara yok? Mesela yani siz çok ilgilenirsiniz, Diyanet
İşleri Başkanına 9000 vermişsiniz, niye üniversite
mezunu olmayan imamlara vermediniz? Niye askerlere veriyorsunuz? Çünkü
kafanız o şekilde. Yani siz bu ülkede bir olağanüstü hâl devleti
inşa ediyorsunuz ve buna paralel olarak icraatlarınız var
değerli arkadaşlarım. Başka bir şey getirildi son
anda, bakan yardımcılarıyla ilgili bir şey getirildi. Yani
adam bir sene, iki sene yapmış olsa bile, devlet memurluğundan
gelmemiş olsa bile diğerlerinin almış olduğu hakların
tamamını alacak. Yani otuz beş sene memuriyet yapmış,
bütün makamlarda bulunmuş tamamını alacak. Kim bu bakan
yardımcıları değerli arkadaşlarım? Siyasi memur
bunların tamamı. Kim? Hatta ve hatta kaç seneden beri bakan
yardımcılığı var, kaç kişi emekli oldu da böyle
bir düzenleme yapıyorsunuz? Muhtemelen şahsa yapılıyor,
hatta bana bir isim de geldi ama tabii, isim üzerinde konuşmuyoruz.
Değerli arkadaşlar, müjde, bundan sonra 1
numaralı devlet memuru kim, biliyor musunuz? Başbakanlık
müsteşarı gitti tabii, o biz geldiğimizde olacak, parlamenter
sistemde. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
Başkanı değil, Diyanet İşleri Başkanı. Ya, Diyanet
İşleri Başkanının ve Genelkurmay
Başkanının -2 memur- 9000 ek göstergeleri oluyor, Diyanet
İşleri Başkanı da oraya çıktı değerli
arkadaşlarım. Ya, verin tabii Diyanet İşleri
Başkanına yani ona verin, minberlere kılıçla
çıkarın falan da ne oluyor? Böyle olduğu zaman bu memlekette
dindarlık daha mı iyi oluyor; gerçekten hak, hukuk, adalet daha
mı gözetiliyor; hırsızlıkların, kötülüklerin,
fenalıkların karşısında daha fazla mı duruluyor
arkadaşlar? Yoksa
Neyse, nokta nokta, geçiyorum orayı.
Bir tane iyi, güzel bir şey var; avukatlarla
ilgili bir düzenleme yapmışsınız. Kamu avukat
bulamıyor değerli arkadaşlarım, hakikaten bulamıyor;
kamuda avukat bulunamıyor, çok az para veriliyordu. Şimdi, onlara
3600 ve yukarı göstergeler verildi, daha da verilsin çünkü kamu bütün
davaları kaybediyor. Kamu derken biz arkadaşlar, bizim paralar
gidiyor yani biz kaybediyoruz, vergilerimizden dolayı gidiyor.
Dolayısıyla, en azından, onlar, aynı sene mezun olmuş
hâkimler, savcılar kadar maaş alacaklar ki gelsinler, kamuda
çalışsınlar değerli arkadaşlarım.
Bakan yardımcılarını
konuştuk, şimdi, değerli arkadaşlarım, en düşük
emekli maaşına geliyorum. En düşük emekli maaşı
1.500dü, 2.500 yaptınız, bu sefer 3 bin diye geldiniz, itirazlar
yükselince 3.500 yaptınız. Değerli arkadaşlarım, bu
ülkede, TÜRK-İŞ daha geçtiğimiz aylarda açıkladı,
açlık sınırı 6.300 lira. Açlık sınırı
ne demek arkadaşlar ya? Aç yani 6.300 lira yoksa aç, ekmek alamıyor
demek arkadaşlar ya. Sayın Cumhurbaşkanı böyle simit-çay
hesabı yapardı, simit-çayla bile kapatamıyor 3.500 lira. Kaç
kişi var? İşte, tam bilmiyoruz ama 1 milyon 600-1 milyon 800
Bence daha fazla, 3 milyon civarında en alt sınırdan emeklilik
maaşı alan; hatta dul ve yetimler var, onlar çok daha alt
alıyor, 3.500 veriyorsunuz ya, 2ye bölünüyor, 3e bölünüyor, 1.000 lira,
1.500 lira alıyorlar. Sadece bunlarla geçinen insanlar var ya, ne biçim
insaf bu, ne biçim vicdan bu! Nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz? En
az 3.500 lira alsın.
Bir de övüneceksiniz şimdi. Ne diyor biliyor
musunuz kanun teklifini getiren arkadaşımız Plan ve Bütçe
Komisyonunda? Bakın, yüzde 66 artırdık, ondan sonra yüzde 100
yaptık, şimdi de yüzde 125 yaptık. Allah'tan korkun ya,
artık kulları mulları dinlemiyorsunuz, kibir göklere
çıkmış sizin için, kullara yukarıdan bakıyorsunuz da
Allah'tan korkun ya, böyle bir şeyi, böyle bir teklifi nasıl
getirebilirsiniz? Önergemiz var değerli arkadaşlarım, asgari
ücret tutarında olması gerekiyor en düşük emekli
maaşının.
Arkadaşlar, başka maddeler de var
maaşların dışında. Mesela, bir tane madde var, çok
önemli bir şey. KÖİyi tartışıyoruz değil mi,
kamu-özel iş birliğini. Millî Piyango İdaresi
satılmıştı arkadaşlar, satıldıktan sonra da
katma değer vergisi ortadan kaldırıldı. Dindarlar ya
bunlar, piyango işiyle uğraşmak istemediler, sattılar bunu
ama KDVyi kaldırdılar. Kime sattılar? Demirören artı
İtalyan bir firmanın ortaklığında Sisal Şans
Oyunlarına sattılar. Nasıl ihale edildi biliyor musunuz
arkadaşlar? İhale edilirken denildi ki: İşte, bu sene 9
milyar hasılat var, gelecek sene bunun yüzde 20'si artı enflasyon,
ondan sonraki sene de aynı şekilde artı enflasyon gidecek. Ama
bir madde koymuşlar Enflasyon yüzde 15i geçerse yüzde 15ten fazla
veremeyiz. Tamam. Ne olmuş biliyor musunuz arkadaşlar?
Hasılatlar düşmüş. Bunu nereden öğreniyoruz? Bizde
şeffaflık yok, bunu İtalya Milano borsasına kota olan
Sisalın kayıtlarından, raporlarından öğreniyoruz.
Diyor ki: Biz taahhüdümüzü yerine getirmedik ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti
-yani Varlık Fonu- bizim şeyimizi almadı. Niye? Mücbir
sebepten dolayı almadı. diyor arkadaşlar. Seviniyor, mücbir
sebepten dolayı Sisal ve Demirören'den taahhüt ettikleri parayı
almamışız. İstanbul Havalimanının
kirasını, 1 milyar 50 milyon euroyu nasıl ertelediysek ve
sildiysek, almamışız bunu. Niye? Ziraat Bankası da
Varlık Fonuna bağlı; peki, çiftçinin kredisini mücbir sebepten
dolayı siliyor mu, faizini siliyor mu? Silmiyor. Peki, Halk Bankası,
o da Varlık Fonuna bağlı; Halk Bankası siliyor mu?
Esnafın borcunu, kredisini siliyor mu sevgili kardeşlerim? Silmiyor.
Bunların hepsi oluyor ve siz buna parmak kaldırıyorsunuz,
indiriyorsunuz arkadaşlar. Mücbir sebep vatandaş için yok ama
Demirören için var, Sisal için var, şans oyunları için var, her
şey için var. Kumar da haram, hâlâ haram değil mi kumar
arkadaşlar? Değişmedi değil mi Kuran? Ama oynatmaya devam
ediyorsunuz. İnkâr etmiyorsunuz ya, oynatmaktan günah alıyorsunuz.
İnkâr etseydiniz şeyden olurdunuz.
Otoyollar, kamu-özel ortaklı otoyollar
Otoyolları biliyorsunuz değerli arkadaşlarım.
Yanlışlıkla bir problem olsa katlanarak önce 1e 4, sonra 1e 10
cezalar geliyor. Şimdi 1e 4ü azaltacaklar mı? Bir de
meşrulaştırıyorlar değerli arkadaşlarım ve
tebliğ şartını kaldırıyorlar, tebliğ edilmeden,
size tebliğ edilsin, edilmesin
Ya, bu ne demek arkadaşlar? Yani,
işte Bir kuruş para harcamadan yapacağız. filan.
Hayır, bu parayı biz ödeyeceğiz, hatta torunlarımız,
çocuklarımız ödeyecek. Ödediğimiz şeylerde de dünyanın
parasıyla geçiyoruz, yetmiyormuş gibi bir de oralara
zorlanıyoruz. Bütün haritalar maritalar bizi sürekli şekilde
paralı yollara zorluyor ve orada bir ceza olduğu zaman da katlanarak
alıyor. Kim alıyor katlanan bu parayı? Otoyolu işleten.
Nasıl oluyor? Ya, otoyolu işleten nasıl ceza kesiyor ya, bu
devlet mi arkadaşlar ya? Ya, otoyolu işletenin adına kanun
çıkarıyorsunuz siz, siz arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma
Partisi ve MHPye söylüyorum, otoyolu işletenlerin adına kanun
çıkarıyorsunuz, siz büyükler adına kanun
çıkarıyorsunuz da arkadaşlar, insanlar bu kadar büyük hata, suçu
nasıl işler? Yani ben anlamıyorum, başkası için bu
kadar büyük fedakârlıklar -tırnak içinde- nasıl yapılabilir
ya? Ya, bunlara vermediğiniz şey kalmadı, hâlâ veriyorsunuz ya.
Milleti soyduruyorsunuz ya, siz ne biçim devletsiniz ya? Devlet
dediğimiz şey arkadaş; adaleti, hakkaniyeti ayağa
kaldırır ve önemlisi zayıf olanı korur devlet. Ya, siz
güçlünün devleti oldunuz ya. Evet, devlet her dönem güçlüye doğruya kaymıştır,
etmiştir filan ama sizin kadar güçlünün yanında yer alan, zayıf
olanları ezen, Size din yeter. diyen başka bir heyet gelmedi buraya
değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bir de -sürem bitiyor-
bu kanun teklifinin sonunda birkaç tane madde var, güleceksiniz. Bu madde -iyi
bir haber vereceğim şimdi- Adalet ve Kalkınma Partisi ve MHP
ortaklığının, Cumhur İttifakının gitmekte
olduğunu gösteren maddedir değerli arkadaşlar yani kaçma
maddesi. Bu maddeyle, Sayın Kılıçdaroğlu işte Sürekli
şekilde bürokratları tehdit ediyor. filan
Tehdit mehdit etmiyor
yani. Kimse
Suç işlemeyen bir bürokrata biz
karışmayacağız, bunun sözünü veriyor. Bu bürokratları
korumak için özel güvence getiriyorlar. Daha evvel gene Plan ve Bütçe
Komisyonundan geçti, TMSF kayyumlarının sorumluluğunu ortadan
kaldırdılar. Burada işte milletvekillerinin, onun bunun,
AKPdeki yöneticilerin yakınlarından ismi geçenlere
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Neredeyse
dokunulmazlık getirecekler.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) Evet,
dokunulmazlık getirdiler. Şimdi bu bürokratlara getiriyorlar
arkadaşlar; bunları görevden alınca hangi makamlara, nerelere
yerleşecekler filan.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Genel Sekreter,
yardımcıları ve başkanlar için enteresan bir şey
getiriyorlar. Bunlara özel kadro koyuyorlar. Diyelim ki Genel Sekreter görevden
alındı, özel kadro koyuyorlar bunlara; başmüşavirlik.
Yetmiyor, başka bir şey daha yapıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla)
Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN Söz vermiyoruz, vermedik kimseye.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) Eğer emekli
olmak isterlerse -bu kayıtlara geçsin- yüzde 50 emekli ikramiyesini fazla
alabiliyorlar, yüzde 50 fazla alacak emekli ikramiyesini arkadaşlar.
BAŞKAN Şimdi İYİ Parti Grubu
adına Bursa Milletvekili Sayın İsmail Tatlıoğlu
konuşacaktır.
Buyurun. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, Gazi
Meclisimizin muhterem milletvekilleri; Devlet Memurları Kanunu ile
Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine
İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Sözlerimin başında, Pençe-Kilit Operasyonu
bölgesinde şehit düşen Serkan Taşcıya Allahtan rahmet
diliyorum ve aziz milletimize başsağlığı dilerim.
Saygıdeğer milletvekilleri, demokrasilerde
yasama elbette ki en etkin kurumdur ve kanun yapma ve kanun yapma kalitesi yasamanın etkinliğini
gösteren temel bir süreçtir. Bu bağlamda baktığımızda,
bugün karşı karşıya olduğumuz 66 maddelik torba kanun
da ve son zamanlarda, özellikle son dört yılda
yaşadığımız bu torba kanun Meclisi de bizim yasama
konusunda nasıl bir profil düşüklüğü içerisinde olduğumuzu
ve toplumun sorunlarını çözmekten nasıl
uzaklaştığımızı göstermektedir.
Yine, yasama yılının sonuna gelirken
arka arkaya gelen ve birbirleriyle de yakından değil, uzaktan bile
çok ilgili olmayan bir torba kanunla karşı karşıyayız.
Bir başka durum, bunların gerçekten görüşülme teamülleri, süresi
hiç de alışılmış bir durum değil. Çok dar zamanda
çok geniş konuları görüşmeye ve de tartışmaya ve de
kanunlaştırmaya zorlanan bir yasama söz konusu. Finanstan vergi
mevzuatına, akademiden otoyol geçiş ihlallerine, Millî Piyango İdaresinden
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne, eczacılardan noterlere
kadar birbiriyle ilgisiz konularda; bir kısmı teknik, bir
kısmı ise ilgili alanlarda kapsamlı değişiklikler
içeren 66 maddeden söz ediyoruz.
Teklifin bu hâli, torba kanunu da aşan, yasama
faaliyetinin sınırlarını zorlayan bir yaklaşımla
karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Elbette
olağanüstü bir durum olsa bunları makul karşılayabiliriz
ama içinde bulunduğumuz ve şahitlik ettiğimiz 27nci Yasama
Döneminin beş yılı aynı hesapsız gündem
kargaşası içerisinde eriyip gitmiştir. Her senenin sonunda önem
arz eden ve sınırlı sürede çıkması gereken teklifler
arka arkaya getirilmiş ve yüce Meclisimizin yasama kalitesine bir kez daha
darbe vurulmuştur. Anlaşılmaktadır ki bugünkü siyasal
iktidar ülkeyi yönetme ehliyetini kaybettiği gibi kanun yapma kalitesini,
kanun teklifi hazırlayabilme, yasama faaliyetlerini düzenleyebilme
ehliyetini de ne yazık ki kaybetmiştir.
Değerli milletvekilleri, 66 maddelik teklifin
23 maddesi kamuoyunda 3600 ek gösterge olarak bilinen düzenlemeleri
içermektedir. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşenerin
yıllardır dile getirdiği bu hususun iktidar tarafından
dikkate alınması ve Genel Kurula getirilmesini elbette memnuniyetle
karşılıyoruz ancak 24 Haziran 2018 seçimlerinde seçim vaadi
olarak milletimize taahhüt ettiğiniz 3600 ek göstergeyi tam dört yıl
sonra bir seçim promosyonu olarak, bir tercih değil zorunlu olarak
getirdiğiniz malumdur, eksiktir ve gerekli kapsayıcılıktan
uzaktır. Bu düzenlemenin içeriği kamuoyuyla paylaşılmaya
başlandıkça beklentileri ne kadar karşılamadığı
anlaşılmaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisi her zaman ve
her zeminde olduğu gibi 3600 ek gösterge meselesinde de adaletin
terazisini bozmuştur. Maalesef milletimizin menfaatine olan bu
hayırlı iş dahi layığıyla
gerçekleştirilememiştir. Kanun teklifi, bu hâliyle tüm kamu
çalışanları arasında hakkaniyetsizlikler getirecek bir
yapıya sahiptir. 3600 ek göstergeye sahip olacağı beklentisi
içinde olan vatandaşlarımızın ancak yarısı bu
kanun teklifiyle hak ettiğini elde edebilmiştir. Diğer
vatandaşlarımızın ise yalnızca göstermelik gösterge
diye tabir ettiğimiz artışlara tabi tutulduğunu
görmekteyiz. Göstermelik diyoruz çünkü 3600ün altında kalan
vatandaşlarımızın ne iş hayatlarında ne de emekliliklerinde
kayda değer bir katkı elde etmesi mümkün olmamıştır.
Eğer biz burada Türk milletinin temsilcileri olarak bulunuyorsak o hâlde
bu kürsüden gerçekten vatandaşlarımızın sesine ses, derdine
çare olmak mecburiyetindeyiz.
Bizim teklifimiz şudur: Teklifin 2nci
maddesinde 3600den düşük ek göstergeliler için belirlenen oranları
40 puan artıralım diyoruz. Artıralım ki bu kanun
teklifindeki asıl amaç hasıl olsun, enflasyon altına ezilen
emeklilerimiz rahat bir nefes alsın.
Değerli milletvekilleri, 27nci Dönemde
uluslararası anlaşmalar dâhil toplam 273 kanun teklifi görüştük.
Bu kanun teklifleri arasında tartışmalı,
sakıncalı veya pek çok yanlış düzenlemeyi ihtiva edenler de
vardı fakat bunların hiçbirinde parti grubumuza toplumun neredeyse
her kesiminden bu kadar çok talep ve şikâyet
ulaşmamıştır. Polislerimiz şikâyetçi, polislerimizle
arasında farklı kadrolar olan kardeşlerimiz şikâyetçi,
emniyet müdürleri şikâyetçi, maalesef bu kanun teklifiyle polis
teşkilatlarımızda emir veren ile emir alanı birbirine
düşürdüğümüzün farkında olmalıyız. Emir komuta
zincirine zarar verdiğinizin, ast-üst ilişkisini zedelediğinizin
farkında olduğunuzu görmüyoruz.
Kamu kurumlarında görev yapan farklı
pozisyonlardaki personel feveran etmektedir, Yan masadakinin emekli
maaşı artıyor, benimki neden artmıyor? diye gerçekten
seslenmekte ve sızlanmaktadır. Ayrıca, mesela üniversitelerimizdeki
arkadaşlarımız da cidden sıkıntı içerisindedirler
ve sıkıntılarını aktarmaktadırlar. Kamu
kuruluşları arasında makam tazminatı almayan bir tek
üniversite daire başkanlarının kaldığını ifade
etmektedirler. Vatandaşlarımızın bu haklı tepki ve
taleplerini dikkate almak gerekir ve gelin hep beraber bu adaletsizliğe
son verelim deriz. Yalnızca polislerimizin değil, sağlık
çalışanlarımızın beklentileri de hüsrana
dönüşmüştür. Geçtiğimiz haftalarda sağlık çalışanlarının
özlük haklarındaki iyileştirmeleri kısarken 3600 düzenlemesiyle
telafi edeceğiz. sözünüz de boşa düşmüştür.
Aslında bu adaletsizlikleri görmeniz için çok
uzağa gitmeye gerek yok, Genel Kuruldan çıkıp koridorlarda
dolaşmak yeterlidir. Getirilen bu kanun teklifinin Meclis personelini dahi
nasıl ayrıştırdığını hep beraber görmekteyiz
ve sizin de bunu görmeniz gerekir. Şu tarihten önce giren ayrı, bu
tarihten sonra giren ayrı. diyerek uzmanından stenografına
herkesi mağdur ettiğinizin farkına varmanız gerekir.
Biz İYİ Parti olarak siyaseti
yalnızca milletimizin menfaatlerini dikkate alarak yapan yapıcı
bir muhalefet anlayışımızla,
vatandaşlarımızın talep ettiği her alanda
eleştirilerimizle birlikte çözüm önerilerimizi sarih bir şekilde
ifade ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Milletin menfaatine olmayan
işlerde sırf Hanemize puan yazılır. diye sinsice
bekleyenlerden olmadık ve de olmayacağız. Milletin zararı
olan meselelerden fayda sağlamaya asla tenezzül etmedik ve
etmeyeceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Genel Başkanımızın dediği gibi; bu öneriler, mirî
malıdır, kullanıma açıktır.
Siyasetin yapısı gereği muhalefetin
sesine kulak vermemek gerçekten bir eksikliktir; bir becerisizlik, bir zafiyet
değil, esasen bir maharet ve bir kabiliyet olarak alınmalı ve
algılanmalıdır. Ancak, bu doğruyu referans almak yerine
yanlışlarda ısrar etmeyi tercih eden bir siyasal yapıyla
karşı karşıyayız. Bizim için siyaset yalnız ve
ancak millete hizmet edebilmektir tabii ki. Bu sebeple, gelin, bu
yanlışları düzeltelim, vatandaşlarımızın
haklı beklentilerini karşılayalım, kadrolar arasındaki
adaletsizlikleri ortadan kaldıralım. Gelin, yıllardır
yıprattığımız iş barışını bir
nebze olsun onaralım.
Değerli milletvekilleri, önemli bir başka
konu, emeklilerimizin durumu ve emekli aylıkları. Yaklaşık
13 milyon emekli, dul ve yetim aylığı alan vatandaşımız
var, bunların 9 milyonu doğrudan emekli. Bu düzenlemeyle emekli
aylığını 2.500 liradan 3.500 liraya çıkardık
ancak 3.500 lirayla da yaklaşık
Bakın, bu yıl Osmangazi Köprüsüne 7,5
milyar lira civarında hazineden bir aktarım yapılacak. Hani, bu
köprüye vadedilen veya garanti edilen geçiş
sağlandığında devletten bir kuruş kaynak aktarılmayacaktı?
Bakın, yaptığınız hesap nerelere geldi? 7,5 milyar
lira sadece bu yıl hazinenin Osmangazi Köprüsü için işletmeci firmaya
ödeyeceği para. Hâlbuki, bunun, tam geçişin olduğu dönemde
sıfır lira olması gerekiyor. İşte, bütün
hesaplarınız aşağı yukarı böyle yanlış
ve bütün Türkiye'ye sesleniyorsunuz Türk lirasına geçin, Türk
lirasıyla işlem yapın. diye. Hatta, BDDK'nin son düzenlemesi,
15 milyon liranın üzerinde dövizi olanlara Türk lirası kredi vermeme
gibi dolaylı sermaye kontrolüne yönelen bir işleyiş
olmasına rağmen, dövizle ihale verdiğiniz firmalara yönelik
döviz garantili yaptığınız işlemlerle ilgili dönüp bir
adım atmıyorsunuz. Defalarca söylememize rağmen, defalarca
uyarmamıza rağmen Gelin, eğer Türkiye'de düzenlemeler
yapıyorsanız, kamuoyunda yandaş olarak belirtilen bu firmalara
verdiğiniz döviz garantili ihaleleri Türk lirasına çevirin. dememize
rağmen tam aksi oluyor. Ne yapıyorsunuz? Bunlarla ilgili
işlemleri olan bürokratlar dâhil, iktidardan gittikten sonra da
bunları belli bir süre koruma altına almaya
çalışıyorsunuz ve bunların sağladıkları
gelirlerin devamını talep ediyorsunuz. Böyle bir şey
yaşanmadı; böyle bir şey ne Türkiye'de ne başka bir ülkede
yaşanmış değil. Bu, işe başladıktan sonra
yapılmış bir sözleşme. Bu, doğru bir şey
değil; hukuken, vicdanen ve ahlaken doğru bir şey değil.
Bir insan işe girerken bir sözleşme yaparsınız, görevinden
belli bir süre... On yıl böyle bir sözleşme yapıyorum.
dersiniz; altıncı yılda gider, dört yıl daha ödersiniz.
Ama, bir sözleşmeyle göreve başlatılan personeli, görevin
bitimine yakın -hissettiğinizde- bu tür haklarla donatmak,
sırtını okşamak gerçekten neler
yaptığınızın ve
yaptırdığınızın bir göstergesi olarak
karşımızda durmaktadır.
Tabii, sadece 7,5 milyarlık hazine ödemesi
değil; hizmetleriyle, bakımlarıyla beraber bile
yaklaşık 2 milyar dolara bitebilecek bir Osmangazi Köprüsüne tam 14
milyar dolar ödenmesi... Bugünkü parayla, yaklaşık olarak 200 milyar
liralık fazla bir ödeme söz konusu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün 1
milyar 100 milyon dolara mal olduğu bir Türkiye'de, Osmangazi Köprüsü'ne
2035 yılına kadar 14 milyar dolar ödenecek olması
çalışmalarınızda sizi hiç mi vicdanınızla
baş başa bırakmıyor? Sadece Haririye ödediğimiz para
25 milyar lira; bu, çıplak ve görünen. Sadece bazı firmalara
sağladığımız vergi afları 10 milyar lira.
Bunları üst üste topladığınızda belki de ek bütçeye
gerek kalmayacak, ilave bir gelir yaratımı söz konusu olacak.
Memurdan, işçiden, öğrenciden
sakındığımızı bu yandaşlara ve taraftarlara
aktarmaktaki cömertliğin elbette ki bir karşılığı
olacaktır.
Bakın, KYKyle ilgili, üniversitelerle ilgili
af; evet, bunun yanındayız ama bu KYKyle ilgili, bu borçlarla
ilgili, bu üniversiteyi bitirmiş ve işsiz kalmış
öğrencilerimizle ilgili bir düzenlemeye son derece ihtiyaç var. 8 milyon
insanımızı, öğrencimizi üniversite kapılarına
koyduğumuz bir Türkiyede ve de yaklaşık son on yıldır
işsizlikte bir mesafe alamadığımız bir Türkiyede
bunları borçlandırarak, devletine borçlu ve bu borcun altında
boğulan insanlar olarak yaşatmak gençlerimiz için son derece onur
kırıcı ve ezici bir husus. Bu çerçevede, 2022de 70 milyar
liraya yakın KÖİ ödemeleri, bütün bunlar gerçekten bir kaynak
ihtiyacının, kaynak sıkıntısının
olmadığını gösteren bir manzara olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu çerçevede,
Türkiyenin bu anlayışı, bu siyaset anlayışı, bu
yürütme pratiği ve Türkiyedeki bu iktidar etme yöntemi Türkiyeyi
tarihinin en derin ekonomik krizinin içine sokmuştur ve Türkiyeyi
uluslararası ilişkilerde çok ciddi bir savrulmaya itmiştir. Dün
katil dediklerimizle Cumhurbaşkanımızın sarmaş
dolaş olması gerçekten bizi incitmektedir. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Katil lafının sahibi de
Sayın Cumhurbaşkanıdır, bunu muhalefet lideri söyleyip
Sayın Cumhurbaşkanı karşılamamıştır.
15 Temmuzun arkasında. dediklerimizle de böyledir ve ne yazık ki
bizi savurmaktadır. Onun için, Türkiyenin, siyasal iklim
değişikliğine ihtiyaç vardır.
Biz, bu kanun teklifinin ilgili maddelerine destek
verdik -özellikle ek gösterge ve üniversite affıyla ilgili- ve
bunları önemsedik.
Bu yasama yılının son
görüşmesinde, ilgili teklifin de kanunlaştığında
hayırlı olmasını diler, hepinize saygılar
sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
Gruplar adına yapılan konuşmalar
tamamlanmıştır.
Teklifin tümü üzerinde şahsı adına
ilk olarak Ankara Milletvekili Sayın Orhan Yegin.
Buyurun Sayın Yegin. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ORHAN YEGİN (Ankara) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin geneli üzerinde konuşmak için
söz almış bulunuyorum. Aziz milletimizi ve onu temsil eden Gazi
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, toplumun her kesimine
dokunan, onların taleplerini, sorunlarını dinleyip dertlenen,
çözümü için kafa yoran, imkânlar doğrultusunda ve imkânları
zorlayarak çözüme dair gerekli adımları atan ve bunu yaparken de tek
derdi milletinin hayır duasını almak olan bir siyasi birliktelik
içerisinde olduğumuz ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket
Partisi milletvekilleri ve grubunun, teklifin hazırlık sürecinde
istişare ve tartışmalarında yaptıkları çok
kıymetli katkılarla beraber olgunlaştırdığımız
57 artı 1 geçici, toplam 58 maddelik teklifimizi Komisyonumuzun takdir ve
katkılarıyla bugün 65 artı 1 geçici, toplam 66 maddeyle
sizlerin, Genel Kurulun takdirlerine arz ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her birimiz millet adına kuşkusuz kusursuz
işler yapmak, eksiksiz memnuniyetler oluşturmak isteriz. Herkesin
büyük bir hoşnutlukla kabul edeceği cümleler kurmak, metinler yazmak,
düzenlemeler önermek isteriz elbette ama hem insan olarak bizim, bizlerin hem
imkân olarak kaynaklarımızın da
sınırlılıkları ve çerçevesi olabiliyor. Tam
anlamıyla her meselede, her ayrıntıya çözüm üretilmeye
çalışılsa da eksik kalan konular da var ve olabiliyor ama tüm
muhataplarıyla istişare ederek, öncesini, sonrasını
öğrenmeye gayret ederek, en iyisini bulmaya çalışarak, bazen de
en mümkününü zorlayarak iyi bir teklif oluşturmanın çabası
içerisinde olduk ve bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür
ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; teklifimizin içeriğinde yaklaşık 4 milyon kamu
çalışanımızı ve 2,5 milyon emekli memurumuzu
ilgilendiren, kamuoyunda 3600 ek gösterge meselesi olarak bilinen konuda da
özellikle bazı mesleklerin kendi personel kanunları olması ve
her birinde ayrı ayrı düzenleme yapılması
gerektiğinden ek gösterge konusunda birbiriyle bağlantılı
birçok kanunda düzenleme yaparak bu doğrultuda gerekli adımları
atmış bulunuyoruz.
Daha önce söz edilen öğretmen, polis,
hemşire ve din görevlilerinden oluşan bu 4 meslek grubunun da
dışına çıkarak çok daha geniş bir çerçeve ortaya
koyacak bir formülle, hiyerarşik dengeyi de mümkün olduğunca
gözeterek bazı istisnalar dışında genel anlamda
memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir
artış sağlayacak bir düzenleme getiriyoruz.
Bunun dışında, teklifimizle emniyet
hizmetleri sınıfına dair kadrolar esas alınarak emekli
aylığı ve malullük aylığı ödenen Emniyet
personelinden lise ve dengi öğrenime sahip olup emekli
aylıklarıyla birlikte makam tazminatı ödenmesine hak
kazanamamış olanlara her ay 1.200 TL tutarında ilave ödeme
yapılmasını öneriyoruz ve yine Komisyonda verdiğimiz bir
önergeyle bu düzenlemenin kapsamını daha da genişletip MİT,
Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığına mensup subay, astsubay, uzman
jandarma, uzman erbaşlar ile Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu
uyarınca araştırma unvanlı kadrolara atananlar ve
ayrıca çarşı ve mahalle bekçisi kadrosunda olanlardan ek
göstergeleri 3600ün altında olup aylıklarıyla birlikte makam
tazminatı ödenmesine hak kazanamamış olanlara da her ay
aylıklarıyla beraber 1.200 TL tutarında ilave ödeme
yapılmasına imkân sağlıyoruz.
Komisyonda kabul edilen önergeyle, kamu kurum ve
kuruluşlarının taşra teşkilatında istihdam edilen
kariyer meslek mensuplarından uzman ve denetmen kadrolarında görev
yapan personel ile taşra yönetim kademesinde görev yapan personelin ek
göstergesinin de 3600e çıkarılmasını sağlıyoruz
ve teklifimizin ilk hâlinde 2.500 TLden 3.000 TLye çıkarılmasını
önerdiğimiz en düşük emekli aylığı tutarını
da Komisyonumuzda verilen önergeyle 3.500 TLye çıkararak en düşük
emekli aylığında geçen yılın sonundan bugüne yüzde
100lük bir artışı tamamlamış oluyoruz.
Bunun yanı sıra, hem
öğrencilerimizden hem öğretim üyelerimizden hem de yükseköğretim
kurumlarımızdan gelen bazı talepleri de karşılamaya
yönelik olarak paketimize yükseköğretim alanında da bazı
maddeler ekliyoruz. Bu doğrultuda en önemli maddenin üniversite
öğrenimi yarım kalan ve yükseköğrenimlerini tamamlamak isteyen 4
milyondan fazla gencimize yeni bir fırsat tanıyacak bu düzenlemenin
de tüm öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu
çerçevede Yükseköğretim Kanununa eklediğimiz geçici maddeyle,
üniversitelerde öğrenim görmekteyken ilişiği kesilenler ile
kayıt hakkı elde ettiği hâlde çeşitli sebeplerle kayıt
yaptıramamış öğrencilere geçmişe yönelik bir süre
sınırlaması olmaksızın yükseköğrenimlerine devam
etme hakkı tanıyoruz ve bu hakkı tanırken ekstra bir
şey daha ekliyoruz. Üniversite öğrencisi olmaya hak
kazandığı dönemde aldığı puan yine o dönemdeki başka
bir programa giren son kişinin puanına eşit veya üzerindeyse
bölümler arası farklı bir tercih yapabilme ve yine üniversiteler
arası farklı bir tercih yapabilme imkânı da getiriyor ve
böylelikle bölümleriyle uyuşamadığı için, bölümü
sevmediği için okulu bırakmak durumunda kalan öğrencilere de
eğer üniversiteye girdikleri dönemdeki aldığı puan ile
başka bölümün puanı o dönemde de eşitleniyorsa, uyuşuyorsa
bölüm değiştirebilme ve başka bir bölümde, başka bir
disiplinde eğitimine devam edebilme, başlayıp devam edebilme
hakkını da getirmiş oluyoruz. Tüm bu imkânlardan terör, kasten
adam öldürme, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı,
uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti gibi suçlardan
mahkûmiyeti olanların faydalanmasının önüne geçecek bir maddeyi
de düzenlememize koyuyoruz.
Teklifimizle getirdiğimiz bir başka
maddeyle, sigorta şirketleri tarafından üretilen, kefalet
sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerinin hem kamu
alacakları hem de menkul mal satışları açısından
da teminat olarak kabul edilmesinin önünü açıyoruz. Yine, bununla
birlikte, tüketicimizi korumak, tüketicimizin aldığı bir ürünle
ilgili yarın karşılaşacağı sorunlar
karşısında tüketici hakem heyetine başvururken veya
farklı aşamalarda hakkını ararken oluşacak
mağduriyetleri de gidermek maksadıyla, kayıt
dışılığı azaltmak maksadıyla, bazı özel
usulsüzlük cezalarında caydırıcılığı
artırmak amacıyla fatura ve fiş verilmemesine ve
alınmamasına ilişkin konularda yaptırımlarda bir
artışa gidiyoruz.
Yapacağımız bir başka düzenlemeyle,
yine çok önemli bir düzenlemeyle kredi sisteminin yatırımın,
üretimin ve istihdamın artması noktasında etkin bir şekilde
işlemesini temin etmek amacıyla Kredi Garanti Fonu sistemi
kapsamında yeni kefalet imkânlarının sağlanmasını
teminen kredi garanti kurumlarına aktarılacak kaynak
tutarını 50 milyardan 100 milyara çıkararak KOBİ'lerimizin
krediye erişim imkânlarını genişletecek, üretimi,
istihdamı, ihracatı artıracak bu imkânı daha da fazla
artırıyoruz.
Teklifimizle getirdiğimiz diğer bir
maddeyle, MASAK Başkanlığının ve Strateji ve Bütçe
Başkanlığının kurumsal kapasitelerinin
artırılması amacıyla diğer kurumlardan naklen
yetişmiş kariyer meslek mensubu teminine yönelik düzenlemeler de
yapıyoruz.
Noterlik Kanununda yapacağımız bir
düzenlemeyle, 2 defa yapılan ilana rağmen atama yapılamayan bir
noterliğe bir alt sınıftan, istekliler arasından ve
kıdem usulünü bozacak hiçbir şeye girişmeden noter
atanabilmesini sağlayarak, hiçbir yerde boş bir noterin kalmayıp
vatandaşımızın daha fazla notere ulaşarak, daha
hızlı ve daha seri bir şekilde, daha kendine yakın
yerlerden daha az zaman kaybederek bu hizmetlere erişimini sağlayacak
bir düzenleme getiriyoruz.
Yine, burada yaptığımız bir
düzenlemeyle, daha önce yapılan ve üniversitelerde özellikle hâkim adaylığı
ve hâkim ve savcı yardımcılığı sınavına
girmek ya da avukatlık yahut noterlik stajını başlatmak
için Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavından veya İdari Yargı
Ön Sınavından muaf olmalarını sağlayacak
Yani 24
Ekim 2019dan sonra kayıt yaptıranlardan 31 Mart 2024ten önce mezun
olacaklara istisna sağlayarak oluşabilecek bir mağduriyeti de
ortadan kaldırıyoruz.
Teklifimizde aslında daha birçok önemli
hususlar var ama sürem bitti.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; Komisyonda da söyledim, egemenliğin kayıtsız
şartsız millete ait olduğu, milletimizin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Şahsı adına ikinci
konuşmacı Ankara Milletvekili Sayın Bülent Kuşoğlu.
Buyurun Sayın Kuşoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize
saygılar sunuyorum.
Sıra sayısı 346 olan Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle
bazı konuları sizlere sunmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, biraz önce
söylediğim gibi, bu torba kanun usul yönünden her zaman eleştirisini
yaptığımız özelliklere yine sahip, hatta daha da kötü
vaziyette. Onun haricinde içerik olarak da büyük sıkıntıları
var, önemli sıkıntıları var. Devlet Personel Kanunu, 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararname; bunlarla ilgili işler daha da
karışık hâle geliyor maalesef bu düzenlemelerle. Hani bazı
kesimlerin durumunu iyileştiriyoruz ama sistemi daha da kötüleştiriyoruz
bu arada.
Şimdi, bunları biraz önce konuşan
değerli arkadaşlarımız anlattılar.
Aşağı yukarı dördüncü yılımız doldu
Parlamentoda değerli milletvekili arkadaşlarım. Bu vesileyle bir
değerlendirme yapmak istiyorum müsaadenizle; önemli görüyorum. Ben Plan ve
Bütçe Komisyonu üyesiyim, hem orada sık sık kanun teklifleri geldikçe
hem de burada Genel Kurulda mümkün olduğunca -paraya müteallik konular,
biliyorsunuz, Plan ve Bütçe Komisyonuna gelir- paraya müteallik konular yani
ekonomiyle ilgili konular gündeme geldikçe ekonomiyle ilgili olarak
görüşlerimizi açıklamaya, anlatmaya çalışıyoruz.
Biz, tabii, muhalefet milletvekiliyiz, pek
dinlenmiyoruz ama değerli milletvekilli arkadaşlarım;
Parlamentonun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bu Gazi Meclisin üyeleri olarak
hepimizin bu konuda sorumluluğu var. Görüyorsunuz, ekonomi gittikçe kötüye
gidiyor değerli arkadaşlar, sıkıntılar çok çok fazla,
ülke ekonomisi iyi değil. Çok önemli bir veridir dış ticaret verileri.
Geçen sene ilk beş ayda 18 milyar dolar dış ticaret
açığı vermişiz -18 milyar dolar- bu sene 43 milyar
doları geçmiş, başka bir rakama bile gerek yok. Bakın, 18
milyar dolar, 43 milyar dolar; çok büyük bir artış var, yüzde 136lık
bir artış var. Biliyorsunuz, diğer ekonomi verileri, makro büyüklükler
zaten sıkıntılı.
Değerli arkadaşlar, yapılan
işlerin yanlışlığıyla ilgili olarak hep
uyarıyoruz. Şöyle kısaca anlatayım: Bakın, geçen
yıl eylül ayında gösterge faizi, politika faizi yüzde 19du,
enflasyon da yüzde 19du; bu civardaydı. Tutuldu, durup dururken bir
politika değişikliğine gidildi; İhracatı
artıracağız, cari fazla vereceğiz. dendi, Faizler
düşürülecek, şimdiye kadar yaptıklarımız
yanlışmış. dendi. Birdenbire faizler, gösterge faizleri
düşürüldü, nasa göre 14 sanki makbul bir oranmış gibi 14e
düşürüldü beş ayda ve enflasyon da patlatıldı. Şimdi
gelinen noktada da ne kadar sıkıntılı olduğumuzu
görüyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, ekonomideki
yanlışlar dış politikaya da yansıyor. Bakın,
Katardan para gelecek dedik -anlatıldı biraz önce- Katarlılara
neler neler yaptık -önce öyle, sonra böyle- Birleşik Arap Emirlikleri
için aynı şekilde, Suudi Arabistanla ilişkilerimiz öyle. Hiçbir
yerden para gelmedi, gelmiyor, gelmez de, gelse de yeterli olmaz. Şimdi
İsrailden para bekliyoruz, şimdi farklı yerlerden. Bakın,
Kıbrıs Rum kesimiyle bile görüşmek zorunda kaldık -biz
Kıbrıs Rum kesimini tanımıyoruz- NATOya gelişlerine
veto koyamadık; İsveç ve Finlandiyanın girişine veto
koyamadık. Bu, ekonomideki güçsüzlükten kaynaklanıyor. Ekonomide ne
kadar güçsüzleşirseniz siyasette de o kadar güçsüzleşirsiniz;
gittikçe güçsüz hâle geliyor Türkiye. Bunu görmek lazım; bu, beka
sorunudur, gittikçe buna doğru gidiyor. Bunları anlamak, görmek, buna
göre tedbir almak lazım. Bunlar bizim sorumluluğumuzdur değerli
arkadaşlar, dördüncü yılımızda bu değerlendirmeyi
yapmak zorundayız.
Şimdi, iktidar -tutturmuş, kendine göre
bazı politikaları var, seçim öncesi çok temelli bazı işler
yapılamaz belki, anlıyorum ama- varlık satışından
şu andan itibaren 10 milyar dolar bekliyor. Varlık
satışı dediği, İstanbul Havalimanı vesaire
benzeri bazı varlıklarımızın hisselerinin
satışı. 10 milyar dolar oradan, 10 milyar dolar
özelleştirmeden bekliyorlar. Bu en son yapılan 15 milyon TLlik
operasyon işi var ya, sonuçta 10 bin şirketin elinde 15 milyar dolar
varmış -bugün BDDK Başkanı açıkladı- o 15 milyar
dolardan bir kısmını Merkez Bankasına almaya yönelik bir
operasyon; buradan da biraz para bekleniyor. Onun haricinde, mültecilerden
gelecek 15-20 milyar dolar yani mülteciler gelecek, gelirlerken de
beraberlerinde yabancı para -dolar- getirecekler, oradan da bir 15-20
milyar dolar bekleniyor -Nasrettin Hocanın hesabı- bunlarla ekonomi
idame ettirilecek. Değerli arkadaşlar, nisan ayından itibaren bir
sene içerisinde 182 milyar dolar borç ödenecek. Bunlarla Türkiye kurtulur mu?
Bunlarla Türk ekonomisi abat olabilir mi, mümkün müdür? 20 Aralıkta
-herkesin panikte olduğu dönemdi- kur korumalı mevduat hesabı
dendiği anda tesadüfen olumlu sonuçlar alındı ama 9 Haziranda
benzeri operasyon yapıldı -ki bu operasyon aslında Hazine ve
Maliye Bakanlığının yaptığı bir
manipülasyondur, maalesef spekülatif sonuçlar doğurmuştur- sonuç
alınamadı. 24 Haziranda bu tekrarlandı, yine sonuç
alınamadı. Şu anda bayağı
sıkıntılı bir döneme girdik.
Değerli arkadaşlar, dünya farklı bir
döneme girdi, dünya ekonomisi farklı bir dönemde, dünya ekonomisi yeniden
düzenleniyor, dünya siyaseti, dünya dengeleri yeniden
yapılandırılıyor; böyle bir dönemdeyiz. Amerikanın,
Batının Çinle savaşımı, mücadelesi çok önemli, çok
dikkat etmemiz gereken bir konu. Batı ve Amerika Birleşik Devletleri,
Rusyayı bile büküp yanına almak isterken Türkiye'nin, ekonomisinin
bu kadar zayıf olduğu bir dönemde Amerikaya, Batıya ya da
başka ülkelere boyun eğmemesi mümkün değil. Biraz önce
söylediğim örneklerde olduğu gibi, her konuda boyun eğmek
zorunda kalırız. Nasıl Rum kesiminin NATOya gelişlerini
veto edemediysek, nasıl İsveç ve Finlandiyayı veto edemediysek
buna benzer birçok konuda sıkıntıya gireriz; böyle görünüyor.
Ekonominin bir an önce düzelmesi lazım.
Değerli arkadaşlar, geçen gün de söyledim;
bakın, biz geçmiş yıllarda, mesela 2012de 196 milyar
dolarlık bütçe yapmışız, 196 milyar dolarlık; 2013te
212 milyar dolarlık bütçe yapmışız, başlangıç
bütçesi bu, bittiğinde bütçenin değeri 250 milyar dolara
yaklaşıyordu. Bu sene yaptığımız bütçe
başlangıçta 140 milyar küsur dolardı, biliyorsunuz, değer
olarak 100 milyar dolara düştü; yetmedi, şimdi ek bütçe yaptık,
yıl sonu itibarıyla kur ne olacak bilmiyoruz, ortalama kur ne olacak
bilmiyoruz yani yarı yarıya bütçe değerlerimiz düşmüş
vaziyette. Bunları görmeliyiz, bunlarla ilgili olarak
kulaklarımızı tıkamamalıyız. Burada, bu Mecliste
hepimizin sorumluluğu var. Bu sorumluluğu müdrik olmalıyız,
buna göre iktidarı, ekonomi yönetimini hep beraber uyarmalıyız.
Ondan sonra bazı işlerin faydası olmaz, uyarmanın
faydası olmaz; zamanında uyarmak lazım. Ekonomi yönetimi
tarafından yapılan işler yanlış işlerdir, sonuçları
çok net olarak görülmektedir. Bu konuyla ilgili olarak hepimize sorumluluk
düşüyor, hepimizin bu görevi yerine getirmesi lazım. Bu konuyla
ilgili, torba kanun teklifiyle ilgili olarak söylenebilecek çok şey yok.
Hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Biz de elimizden
geldiğince torba kanun teklifindeki maddeleri düzeltmeye çalıştık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Önümüzdeki
dönemin hayırlı olmasını diliyorum şimdiden.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim, sağ
olasınız.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi birinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ila 23üncü maddeleri
kapsamaktadır.
Teklifin birinci bölümü üzerinde İYİ Parti
Grubu adına Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET
NACİ CİNİSLİ (Erzurum) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu torba kanun teklifinin
hayırlı olmasını dilerim.
Teklif sahiplerinden, ilk imza sahibi, değerli
mevkidaşım Orhan Yegin Beyefendiye de -ayrıldılar salondan
şu anda- iyi niyetinden dolayı ve Komisyon sırasındaki
güzel anlatımlarından dolayı teşekkür ederim.
Son Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısından
sonra Genel Kurula gelen bu son kanun teklifinde, Plan ve Bütçe Komisyonu
üyelerine de yaptıkları katkılardan dolayı ve güzel
çalışmalarımızdan dolayı -maalesef, her ne kadar,
ülkemize çok faydalı çalışmalar yapabildiğimizi
düşünmesem de- teşekkür ederim.
Evet, bir millî güvenlik sorunu hâline gelmiş
olan ekonomimizin durumu ortadayken yine, 57 maddelik, daha sonra 65 maddeye
çıkan bir torba kanun teklifini görüşüyoruz. Maalesef, çok mutlu bir
başlangıç yapamadık, son derece hazırlıksız
yakalandığımız bir torba kanun teklifi oldu. Önce usulle
başlamak isterim müsaade ederseniz. Ben öğretim hayatım boyunca
da çalışmadan derse girmeyi pek sevmezdim, okumadan imtihana girmeyi
de sevmezdim; diğer komisyonlarda da -burada NATO Parlamenter
Asamblesinden arkadaşlarımız da var- hazırlıksız
komisyon toplantılarına gelmek hiç âdetim değil fakat çok
üzülerek ifade etmeliyim ki bu Komisyona -57 maddeden 65 maddeye çıkan- bu
Komisyon toplantısına tek kelime okuyamadan geldik, sadece ben
değil, neredeyse bütün milletvekili arkadaşlarımız çünkü
(Uğultular)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
Sayın Başkanım, biraz sessiz olabilirler mi arkadaşlar
çünkü konsantre olamıyorum maalesef.
BAŞKAN Ramazan Bey, oradan ses, gürültü
geliyor. Arkadaşlar, dışarıda konuşun lütfen
Buyurun Sayın Vekilim.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
Teşekkür ederim.
gece on ikide gelen maddelerden sonra biz, Komisyon
toplantısına girene kadar hiçbir hazırlık yapamadan bu
toplantılara girdik. Bu toplantılarda biz katkı yapmaya tabii ki
çalıştık fakat bu yapılan, aslında, biz
milletvekillerine yapılan bir haksızlık ve
saygısızlıktan öte bu kanun metninden, bu kanun teklifinden
faydalanacak olan milyonlara yapılan bir saygısızlık ve
haksızlıktır. Onlara yeteri kadar katkı yapmamız
engellenmiştir. Bu vesileyle, iktidar sorumluluğu ve ruhu
taşıyan bir partinin mensubu olarak, her ne kadar muhalefette de
olsak bu kanun teklifine istediğimiz katkıyı yapamamaktan
dolayı aziz milletimizden özür dilerim. Bunun müsebbibi biz değiliz,
maalesef, iktidardır. Bunu da buradan açıklıkla ifade etmek
isterim.
Dediğim gibi, bu tavır ve uygulama
milletimize yapılan büyük bir haksızlık ve
saygısızlıktır. Bu kanun teklifi konuşulurken,
görüşülürken Orhan Bey'in çok büyük iyi niyetine rağmen çok büyüklük
de sıkıntılar yaşadık; kanun teklifiyle ilgili detay
bir türlü alamadık, etkileyeceği alanlarla ilgili detaylı
bilgiler alamadık. Bir kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisine
geliyorsa etkileyeceği alanların, sektörlerin, milyonların
nasıl etkileneceğinin, ne tarz bir duruma düşeceğinin ve
pozitif manada veya negatif manada ne kadar etkileneceğinin de analizi
yapılması lazım. Böyle bir analiz de bizim hiçbir şekilde
elimize geçmedi, alamadık.
Toplantılar sırasında, bazı
milletvekillerimiz, hatta iktidardan da milletvekillerimiz, Sayın
Başkanımız haklı olarak eksik olmasınlar-
bürokrasiyle ilgili de eleştirilerde bulundu, bürokrasinin bu konuda
yetersiz kaldığıyla ilgili eleştirilerde bulundu. Ben bu
konuyla ilgili Komisyon toplantısı sırasında da fikirlerimi
söyledim ve nedense büyük bir tepkiyle karşılaştım, bu
tepkinin de nedenini hâlâ anlamış değilim. AK PARTİ
iktidarının ve mensuplarının bu tip siyasi yorumlara
tahammülsüzlüklerini de çok büyük şaşkınlıkla
karşılıyorum, herhâlde tükenişin bir sembolü olarak da bunu
değerlendiriyorum.
Neden Komisyon toplantılarında yeteri
kadar bilgilenemiyoruz? Milletvekillerinin iyi niyetine rağmen, iktidar
partisi milletvekillerinin iyi niyetine rağmen, imza attıkları
yasa teklifleriyle ilgili ellerinden geldiğince bizleri bilgilendirmek
istemelerine rağmen bürokrasiden yeteri kadar destek alamıyorlar;
bunu görüyoruz. Bunun sebebi açıkçası şudur değerli milletvekilleri:
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemidir. Bu sistem, maalesef
bürokrasiyi de yasamanın iktidar kanadı milletvekilini de kurban
ediyor; sistemin kurbanıdır bürokrasi de yasamanın iktidar
kanadı da. Bildiğiniz gibi yeni sistemde, Anayasada da yazdığı
gibi bakanlar, bakanlıklar Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı
sorumlu değiller. Meclise karşı sorumluluğu olmayan
bakanın yani iktidarın tek siyasi sorumlusunun
sekretaryasının Meclise sorumluluğu yokken onun altında
çalışan bürokrasinin de Meclise sorumlu olduğu hissini
edinmesini beklemememiz lazım. Onlar tek bir kişiye, tek bir makama,
saraya sorumlu olduklarını bildikleri için buradaki değerli
iktidar milletvekillerini de hiçe sayabiliyorlar zaman zaman ve
taşıdıkları devlet sorumluluğunu bazen
unutabiliyorlar. Ben bunun suçunu değerli bürokrat arkadaşlarda
bulmuyorum, bunun suçu tamamen sistemdedir ve bu sistemin değişmesine
de az kalmıştır. Bunu da buradan ifade etmek isterim.
Kanun teklifinin özüne gelecek olursak kanun teklifi
2 aşamadan oluşuyor. Bize, eğitimin eğitim olduğu
zamanlarda ben ilkokuldayken kompozisyonlar yazdırılırdı
veya makaleler, romanlar okutulurdu ve bize sorarlardı Ana fikir ve ana
duygu nedir? diye. Bana kalırsa bu kanun teklifinin ana fikri, iktidar
partisinin gidici olduğunu anlamış olmasından dolayı
arkasında bırakacağı kadroların hayatlarını
garantiye alma fikridir. İktidar partisi, bugün giderayak
yaptığı bütün sorumsuzluklara imza attırmak için kendi
kadrolarına bir garanti verme ihtiyacı duymuş, özellikle Meclis
üst idari kadrolarına bir garanti verme ihtiyacı duymuş ve
-inşallah- daha sonra gelecek iktidarın Meclis yönetiminde elini
kolunu bağlayacak çok haksız bir uygulamaya imza atmış.
Umarım ki bu bir gelenek hâline gelmez; bu yanlış,
sağlıksız uygulama burada son bulur ve umarım ki bu madde
geri çekilir; Türk devlet geleneğine hiç uymayan, çok çok
sakıncalı, hastalıklı bir maddedir.
Ana duyguya gelirsek ana duygu ise seçimi
kaybedeceklerini yine anladıkları için Sandığın bir
ucundan tutabilmek üzere nasıl boncuklar dağıtabiliriz?le
ilgilidir yani Seçimi kaybedeceğiz ama bir ihtimal kazanabilmek için
neler yapabiliriz. Burada da ek göstergeler başta olmak üzere
milletimizin çok büyük bir kesimine birtakım avantajlar sağlamak
amaçlanmış, bu da belli. Fakat bu ek göstergelerde de şunu
hatırlatmak isterim: Partimizi kurduğumuz günden beri, Sayın
Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi 3600 ek
gösterge ifadesini Türk siyasetinde ilk söyleyen siyasidir diye ifade
edebilirim ve bu ifadelerinden sonra Sayın Cumhurbaşkanı
defalarca 3600 ek göstergeyi getireceklerini söylemişlerdir -seçimler
geçmiştir- seçim vaatlerinde bulunmuşlardır ve bunu sanki zamana
yaymak veya yapmamak için de çok geniş bir kesime yaymıştır
ki bunun olması daha da güçleşsin diye. Samimiyetten kuşkuluyuz;
eğer ki bu 3600 ek gösterge ve diğerlerinde samimi olsalardı
seçim öncesine bunu bırakmazlardı ve zamanında hüsnüniyetle bu
göstergeler uygulamaya geçerdi.
Ayrıca şunu da ifade etmek isterim: Bu
uygulamalar yapılırken sanki kaş yapayım derken göz
çıkartılmış. Yani burada bize yağmur gibi gelen
şikâyetler var, haksızlıklar var. Özellikle kamu hayatında,
kamuda büyük bir huzursuzluğa, hiyerarşide bir bozukluğa meydan
verecek bir uygulama şu anda söz konusu. Bunun da niyeti tamamen
Millete
hizmet için değil seçim kazanmak için yapılan bir kanun metnidir. Bu,
Türkiyeye yapılan en büyük haksızlıktır. Bunu
yalnızca bu kanun metninde yaşamıyoruz, bundan önce gelen
kanunlarda da bu dezavantajı, bu sakat anlayışı biz çok
yaşadık.
Yine, burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda öyle kanun
metinleri var ki -bu 57-65 maddelik kanun teklifinde de var- daha iki ay, üç
ay, dört ay, beş ay önce yaptığımız kanunlar
değiştirildi; bu kanun metninde de buna benzer bir uygulama var.
Teknik konulara bir sonraki konuşmamda girmek
istiyordum fakat özellikle bu denetim elemanlarıyla ilgili büyük bir sorun
yaşanıyor. Denetim elemanları ülkenin çok önemli bir unsuru ama
tabii, bu denetim elemanlarındaki bu haksız uygulamaya neden
niyetlenildi, neden sebep olundu diye kendi kendimize sorduğunuz zaman da
şunu unutmamız lazım: Sayın Cumhurbaşkanı daha
çok kısa bir süre önce Sayıştaya ayar verdi, Sayıştaya
Görmeyin, niye her şeyi görüyorsunuz? diye sordu. Bunu söylediği
bir ortamda da denetim camiasına nifak sokulmasını ben çok garip
karşılamıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
Saygılar sunuyorum, iyi günler diliyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu.
Buyurun Sayın Aksu. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 346
sıra sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerine Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Görüştüğümüz kanun teklifiyle
çalışanlarımızı ve emeklilerimizi yakından
ilgilendiren önemli düzenlemeler yapılmakta. Kanun teklifinin ilk 21
maddesinde memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emeklilerinin ek
gösterge, görev aylığı ve tazminatlarında değişiklik
öngörülmektedir. Teklifin 1inci maddesiyle mülki idare amirliği
hizmetleri sınıfı kadrolarında bulunan personelin görev
aylıklarında iyileştirme yapılmaktadır. 2nci
maddesinde ise ilgili personel kanunlarına veya kanun hükmünde
kararnamelere ekli cetvellerde yapılan değişikliklere
bağlı olarak tazminat yansıtma oranlarına esas ek gösterge
grupları yeniden belirlenmekte; ayrıca tazminat yansıtma
oranlarını 3 katına kadar artırarak belirleme, ek gösterge
gruplarını değiştirme veya yeniden tespit etme konusunda
Cumhurbaşkanı yetkili kılınmaktadır.
Cumhurbaşkanı kararıyla kamu çalışanlarının
ek göstergelerinin emekli aylıklarına yansıyan oranlarında
değişiklik yapılması da mümkün hâle gelmektedir.
Yapılan bir başka düzenlemeyle, millî
istihbarat ve emniyet hizmetleri sınıfına dâhil kadrolar ile
Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığına mensup subay, astsubay, uzman
jandarma ve uzman erbaşlar 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununun Geçici 32nci maddesi uyarınca
araştırmacı unvanlı kadrolara atananlar ile çarşı
ve mahalle bekçisi kadro unvanı esas alınarak emekli
aylığı veya malullük aylığı ödemelerinden
aylık bağlanmasına esas ek göstergeleri 3600ün altında
olup makam tazminatı ödemesine hak kazanamamış olanlara her ay
aylıklarıyla birlikte 1.200 Türk lirası tutarında ilave
ödeme yapılması öngörülmektedir.
Teklifin ana omurgasını, tabi
oldukları personel kanunu çerçevesinde memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin ek göstergelerinin yeniden düzenlenmesi
oluşturmaktadır. Ek gösterge, emekli aylıklarına da
yansıması sebebiyle memur ve diğer kamu görevlilerinin
maaşlarının önemli unsurlarından biridir. Ek göstergelere
ilişkin kapsamlı düzenleme son olarak 1994 yılında 527
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle yapılmış, 1/1/1995
tarihi itibarıyla belirlenmiş olan ek gösterge rakamları bugün
de uygulanmaya devam edilmektedir. Ek gösterge cetvelleri; hizmet
sınıfı, öğrenim durumu, bulunduğu derece, rütbe,
kıdem, unvan ve hiyerarşik yapı dikkate alınarak memurlar
için 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda, Türk Silahları
Kuvvetleri mensupları için 926 sayılı, akademik personel için
2914 sayılı, hâkim ve savcılar için 2802 sayılı
Kanunlarda; uzman erbaş ve uzman jandarmalarımız için 3269 ve
3466 sayılı Kanunlarda, bazı unvanlar bakımından da bu
kanunlara atıfla belirlenmiştir. Teklifle, öncelikle, ek göstergeden
yararlanamayanlar da dâhil edilmek suretiyle mevcut göstergeler 600 puan
artırılmakta ve bazı unvanların ek gösterge grupları
değiştirilmektedir. Bu çerçevede, öğretmen, polis,
sağlık çalışanı, din görevlisi, uzman erbaş,
uzman jandarma, şube müdürü, il müdür yardımcısı, bölge
müdür yardımcısı, kamu avukatları, taşrada görev yapan
kariyer gelir ve planlama uzmanları, sayman ve benzeri birçok unvan 3600
ek gösterge kapsamına alınmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi
olarak seçim beyannamelerimizde belirtilen unvanlardaki memur ve
emeklilerimizin 3600 ek göstergeden yararlandırılması
gerektiğine yer verdik. Yaklaşık 6 milyon kişiyi kapsayan
bu düzenlemenin memur ve emeklilerimizin mali ve sosyal haklarının
iyileştirilerek refah seviyesinin artırılmasına yönelik
önemli bir adım olduğunu değerlendiriyor ve destekliyoruz.
Bununla birlikte, yapılan düzenleme neticesinde
görev, yetki ve sorumluluk çerçevesinde hiyerarşik kademelerde oluşan
iyileştirme ihtiyacının giderilmesi; bu doğrultuda, terörle
mücadelede destan yazan, asayişin tesisi,
vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği için gece gündüz
çaba gösteren il Emniyet müdürlerimizin ve Emniyet müdürlerimizin ek göstergelerinde
de sorumluluklarıyla uyumlu bir düzeltme yapılmasını
gerekli görüyoruz. Seçim beyannamemizde belirttiğimiz gibi, kamu
çalışanlarının hukuki ve mali statüsünün görev, yetki,
sorumluluk, unvan, statü, çalıştığı yer ve benzeri
bütün unsurlarıyla birlikte ele alınarak bütüncül bir
anlayışla düzenlenmesi, hizmete alınmadan emekliliğe,
ilerleme ve yükselmeye, mali ve sosyal haklara ilişkin kapsamlı bir
personel rejimi düzenlemesi yapılmasının da gerekli
olduğunu değerlendiriyoruz.
Kamu çalışanları, devlet ile
vatandaş arasındaki ilişkiyi düzenlemesi, yasama
organının koyduğu kuralları ve
çıkardığı kanunları uygulama yükümlülüğü, kamu
güvenliği ve kamu sağlığı başta olmak üzere kamu
hizmetlerini etkin sunma göreviyle devleti temsil noktasında önemli bir
işlev görmektedir. Bu nedenle, 15 Temmuz hain darbe girişimi
sürecinin de gösterdiği üzere, her şartta önce vatan, önce Türk
milleti diyebilen liyakat sahibi insanların kamu görevlerini üstlenmesi
millî beka için hayati önemdedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak
vatandaşlarımızın, ülkemizin her yerinde kamu hizmetlerine
erişebilmesini, nitelikli kamu personelinin istihdamını ve kamu
hizmet fonksiyonlarının ifası için uygun
teşkilatlanmanın yapılmasını etkin ve verimli kamu
hizmeti sunumu için gerekli görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle
yapılan önemli bir düzenleme de yaşlılık, malullük, ölüm
aylığı almakta olan emeklilerimize ve hak sahiplerine, mevcutta
2.500 lira olarak yapılan asgari ödeme tutarının 3.500 liraya
çıkarılmasıdır.
Diğer önemli ve kapsamlı bir düzenleme ise
yükseköğretim kurumlarında hazırlık dâhil bütün
sınıflarda intibak, ön lisans, lisans tamamlama, lisans, lisansüstü
öğrenim gören öğrencilerden bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihe kadar kendi istekleri dâhil her ne sebeple olursa olsun ilişkileri
kesilenlere, belli suçları işlememiş olmak kaydıyla, dört
ay içinde ilişiği kesen yükseköğretim kurumuna başvurmak
suretiyle 2022-2023 öğretim yılında öğrenimlerine
başlayabilme imkânı getirilmektedir.
Teklifin birinci bölümünde, ayrıca yapılan
ek gösterge düzenlemeleri doğrultusunda OYAK üyelerinin kesintileri
yeniden düzenlenmekte, kamuda bazı uzman ve denetmenliklere yeterlilik
şartı aranmaksızın atananların bu unvanlar için
belirlenen ek göstergeden yararlanmaları öngörülmektedir.
Sigortacılık sektöründe uygulanması
yaygınlaşan kefalet senetlerinin 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulamasında
teminat olarak kabul edilebilmesi düzenlenmektedir.
Yükseköğretim Kanununda yapılan
değişikliklerle de doktora sonrası sözleşmeli
araştırmacı istihdamının teşviki ve
yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
Yapılan ve yapılması öngörülen
düzenlemelerle, memur ve emeklilerimizle birlikte asgari ücretle
çalışan kardeşlerimizin enflasyona ezdirilmeyeceğine, maaş
ve ücretlerde beklenen artışlarla birlikte refah düzeyinin
yükseleceğine inanıyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, milletimizin
lehine olan düzenlemeleri desteklemeye, bu yönde etkin bir şekilde yasama
ve denetim faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Bu düşüncülerle, kanun teklifinin memur ve
emeklilerimizle birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı
olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Batman Milletvekili Sayın Necdet İpekyüz.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aslında arkadaşlarımız dile
getirdiler, alelacele bir torba yasa teklifi Meclisin tatile gireceği son
gün getiriliyor ve herkes merakla bekliyor. Bir bayram... Bayram öncesinde de
birçok yerde, basında değişik şekilde, çeşitli
çalışmalarla şu duyuruluyordu: Kamuya büyük bir müjde gelecek,
kamuda çalışanlarla ilgili çok iyi düzenlemeler yapılacak. Ve
kamu örgütlü kesimi uzun süredir gerek eylemlerle gerek basın
açıklamalarıyla gerek Meclisi ziyaretleriyle bir düzenleme bekliyor
ve bu düzenlemenin olması için de yaşamlarını idame
ettirmek için seslerini yüksek çıkartmalarına rağmen itiliyor
kakılıyor, gözaltına alınıyor, dikkate
alınmıyor. Ve ne oldu? Şimdi bir torba yasa teklifi geldi. Torba
yasa teklifinin içinde sadece kamu yok, bir çok konuda madde var. Partimiz
adına, daha çok, ben birinci bölümde, özellikle göstergelerle ilgili, kamu
emekçileriyle ilgili, kamu çalışanlarıyla ilgili süreci ele
almış olacağım.
Çalışma Bakanı, Plan ve Bütçe
Komisyonunda bütçe döneminde, ilk seçildiğinde -değişmişti
Bakanlık çünkü ikiye bölünmüştü- oturduğunda bir tanımlama
yaptı ve tanımlamasında bütün çalışmalarını
sendikalarla sürdüreceğini, bütün yapacağı
çalışmalarda kamu çalışanlarını dikkate
alacağını, işçileri dikkate alacağını
söyledi ve dedi ki: Devrim yapacağız. Şu andaki süreç devrim
değil, reform değil; bir kandırmaca, bir algı. Niçin kandırmaca,
algı; bunu anlatmaya çalışayım. Bir reform, bir devrim, bir
yasa düzenlemesi; başta muhalefet partilerini ve özellikle demokratik
kitle örgütlerini, sivil toplum örgütlerini dinlemek lazım; onlarla
beraber yola çıkmak lazım ki -eşit, adil- yasa ikide bir
değişikliğe uğramasın.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber yasalar ikide
bir değişikliğe uğruyor çünkü üstünde iyi
çalışılmıyor.
Nedir? Türkiyede şimdi 3 tane konfederasyon
var. Bu konfederasyonların normalde yasaya göre toplanması lazım.
Bir diğeri de Kamu Personeli
Danışma Kurulu diye bir kurul var. Çalışma
Bakanlığının bunlarla ilgili, özellikle kamuda
çalışanlarla ilgili -mali ve sosyal haklarla ilgili- oturması
lazım. Şimdi diyorlar ki: Kamuyla ilgili düzenleme yaptık.
Yasal 3 tane konfedarasyon var, hiçbiriyle görüşmemişler. Kimle
görüşmüşler? MEMUR-SENle. Siz böyle mi yasa
çıkaracaksınız? Gerek yasayı hazırlayan vekiller gerek
Bakanlık bunları dikkate almadığınızda kamuda
eşitlik, adalet ve çalışma barışından mı söz
edeceksiniz? Hiçbiri olmaz. Ve bu kadar çalışma yapılıyor
3600, 3600; 3600 ne aslında? Unvan, sınıf, hizmet ve dereceyle
ilgili, kamuda çalışanların aldığı ücretlerle
ilgili bir düzenleme.
Peki, bu 3600le ilgili yapılan düzenleme
gerçekten herkese yansıyor mu? Şimdi basına
baktığınızda, televizyonlara
baktığınızda herkese yansıyormuş gibi ama kamu
çalışanlarına, konfederasyonlara sorduğunuzda yok. Niçin
yok? Çünkü arkadaşlar, şu anda 5,5 milyon civarında kamu
çalışanı var, daha doğrusu kamu çalışanı ve
emeklisi var; 3,5 milyon çalışan var. Bu 3,5 milyon
çalışandan 1 milyon 750 bini yararlanabiliyor, 1 milyon 750 bini
yararlanamıyor. Niçin? Bunlar 2008'den sonra başlamış.
Adalet ve Kalkınma Partisinin en büyük hedefi,
sosyal güvencesiz, yarı zamanlı ve tümüyle insanları köle gibi
çalıştıracak bir düzenleme getirmek, sermayeyi korumak, giderek
asgari ücretli sayısını artırmak ve kamudaki vereceği
her şeyi almak, vermemek üzerine kurulu bir çalışma tarzı
yürütülüyor. Bunun için de bu 1 milyon 750 binin dışında
sözleşmeliler var mı? Yok. 595-600 bine yakın sözleşmeli
var; yok. Özel statüde çalışanlar var, onlar var mı? Yok. Bir
kere, zaten kamuyu bitirdiniz, eşitliği bitirdiniz, 4/A, 4/B, 4/C,
4/D diye bitirdiniz ve bunlarla ilgili düzenleme
yaptığınızda giderek eşitliği
sağlayamıyorsunuz, her seferinde farklı düzenlemeler
getiriyorsunuz.
Ve 3600le ilgili yapılan düzenleme de bir
kısım insanları etkilediği gibi
Ama arkadaşlar, 3600
dışında, 8000'in altında olanlara ve 3600le ilgili
düzenleme yapılmayanların tümüne dediler ki: 600 puan ekliyoruz.
Şimdi 600 puan ekliyoruz. dediğinizde insan diyor ki: Ne kadar
iyi, artıyor. 600 puan eklemek ne demek biliyor musunuz? Brüt 140 küsur
lira, net 117 Türk lirası ve bu 117 Türk lirasını da Ocak
2023te vereceksiniz. Sizin adalet dediğiniz, sizin düzenleme
dediğiniz bu mudur? Bir kısmını zaten
dışarıda bırakıyorsunuz ve
yaptığınız düzenlemeyi de herkese eşit gibi
dağıtılacağını söylüyorsunuz; hiçbiri
yansımıyor ve tümüyle bir keyfîyet ve talepler üzerine
Şimdi, Çalışma
Bakanlığı diyorlar. Çalışma Bakanlığı
dışında aslında
Çalışma Bakanlığı
güvenlik kelimesine, güvenliğe çalışmış gibi
yaptı; özellikle kolluk kısmında olanlarla, yargı
kısmında olanlarla ilgili talepleri düzenlemede olabildiğince
dikkate aldı, onun dışında birçok çalışanın
dile getirdiği talepler dikkate alınmadı.
Öğretmenler
Ya, öğretmenlerin
yarısı 2008den sonra başlamış; bir düzenleme yok,
hiçbir düzenleme yok öğretmenlerle ilgili. Kamuda
çalışanların birçoğu, yüzde 50ye yakını 2008den
sonra başlamış; hiçbir düzenleme yok. Şu anda sizin
yaptığınız düzenlemelerin bir tane örneğini vereyim:
Hekimlerle ilgili. Hekimleri aralık ayında burada konuştuk.
Hekimler dediler ki: Döner sermaye veriyorsunuz, performans veriyorsunuz;
normalde bu bizim emekliğimize yansımıyor. Şimdi, bir
şirket maaş dışında bir fazla para verip bunu
yansıtmıyorsa ceza nedenidir ama kamu bunu böyle yapmıyor. Ne
oldu? Şimdi yine hekimler yok, yine hekimler yok, bir düzenleme yok. Sonra
siz diyorsunuz ki: Niye sağlık çalışanları gidiyor?
Hekimler ısrarla dediler ki: Sizin verdiğiniz para bizim
emekliliğimize yansımıyor, çalışmamıza
yansımıyor. Performansla değil, temel bir ücretle
maaşlarımızı, aylık ücretlerimizi düzenleyin. Bununla
ilgili bir düzenleme yok ve temel aylık katsayısını
düzeltmediğimiz sürece, kamuda bir reform yapmadığımız
sürece kamu personeli hep sıkıntı yaşayacak.
Halkların Demokratik Partisi olarak biz ilk
günden beri şunu söylüyoruz: Performans değil, döner sermaye
değil, normalde insanların hizmet süresine göre,
çalıştığı bölgeye göre kamuda gerçek bir reform yapmak
lazım ve temel alacakları aylık maaşlarda düzenlenme yapmak
lazım. Emeklilik demek, verdiğiniz emek sonrası
yaşamınızın, konforunuzun sağlıklı bir
şekilde devam edeceği bir ortamı yaratmaktır; açlığa
mahkûm etmek, tekrar çalışmaya zorlamak değildir. Ama
bakıyoruz, Türkiye'de emeklilerin çoğunluğu ikinci iş
arıyor ve çalışma konusunda birçok sıkıntı
yaşıyor.
Bir diğer düzenleme, arkadaşlar, birinci
bölüme belediyelerle ilgili düzenleme yerleştirilmiş; belediyelerin
makamlarıyla ilgili ve özel tazminatlarıyla ilgili bir düzenleme. Ya,
bu ülkede 96 tane belediyede kayyum var, makamları işgal edilmiş
ve hâlen belediye başkanılar. Siz bunlarla ilgili birçok konuyu
gündeme getirmiyorsunuz, gündeme getirdiğimizde duymazlıktan
geliyorsunuz. Bir taraftan da yerel yönetimlerde yöneticilere diyorsunuz ki:
Biz düzenleme yapıyoruz, kendilerine makam tazminatı
vereceğiz. Makam tazminatı değil, içeride olan ve şu anda
belediye başkanı olup yeri işgal edilmiş olan,
makamları işgal edilmiş olan seçilmiş insanların
iradesine konulan kayyumları iki ayda bir uzatan irade gasbediyordur; iki
ayda bir uzatan iradeye karşı çıkmak gerekir; bununla ilgili bir
düzenleme yapmak lazım, bununla ilgili bir düzenleme de yok.
Bir diğeri, biz yasa çıkaranlar, yasamayla
beraber birçok çalışmayı yürüten, bilgi notu hazırlayan,
araştırma önergesi, soru önergesi hazırlayan danışman
arkadaşlarımızla ilgili bir çalışma yürütüyor muyuz?
Bizlerle beraber çalışan danışman
arkadaşlarımızın hiçbirinin kıdem tazminatıyla
ilgili bir düzenleme yok. Meclis onları bir ay çıkartıyor,
tekrar başlatıyor; bu mudur yasa, bu mu örnek olmak? Bu konuda da
adil değiliz. Beraber çalıştığımız, beraber
bu yasaların oylanması için çaba harcayan bütün danışman arkadaşlarımızı
göz ardı ediyoruz. Bir taraftan yemek verenler, bir taraftan bize çay
verenler
Mecliste çalışanlar arasında bile -aynı
eğitimi almışlar, aynı gruptalar- maaş farkı var.
Gerçek çözüm, iyi bir kamu reformu yasasının
çıkmasıdır. Bu olmadığı sürece
başarısız olunur, bu olmadığı sürece
eşitsizlik artar ve sıkıntılar daha da büyür.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Engin Altay.
Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (İstanbul)
Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Kamuda çalışan, çalışmayan
herkesin ekonomik haklarıyla ilgili, beklentileri karşılamamakla
birlikte kimi olumlu değişiklikleri yapıyoruz.
Belki önce şuradan başlamamız
lazım: Kanun yapılan yerdeyiz, kanun yapanların
yardımcıları var. Türkiye Büyük Millet Meclisinde
danışmanlar var, milletvekili danışmanları;
açıktan atanan danışmanlarımıza hiç ama hiç hak
vermemişiz. Bu çocukların da çocuklar derken, bu personelimizin de
kıdem tazminatı hakkının olabilmesi lazım, kurumlardan
gelenlerin kurumlarından kaynaklı olarak var ama milletvekili
danışmanlarına, sabahtan akşama kadar bize servis, hizmet
sunan, beynimizin yarısı olan bu danışmanlara 60 maddelik
torba içinde neden yer vermedik Sayın Kubat? Soruyorum: Sayın
Komisyon, neden yer vermiyorsunuz? Sabah geliyoruz, gözümüz
kulağımız, elimiz ayağımız bu çocuklar;
bunları yok hükmünde saymak, maraba gibi çalıştırmak
doğru değil arkadaşlar. Ama bu arada şunu
yapmışız: Türkiye Büyük Millet Meclisinin üst düzey
bürokratlarına özel bir koruma kalkanı bu yasa teklifiyle
getiriyoruz. Bu, şunu gösterir: Öncelikle Sayın Şentopa çok teşekkür
ediyorum. Kendi kadrosu için iktidar partisinden özel bir koruma kalkanı
istemesi artık bu iktidarın da son günlerini
yaşadığının açık bir göstergesidir, açık bir
göstergesidir. (CHP sıralarından alkışlar) Ancak Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Genel Sekreterinden bahçıvanına kadar herkes
bilsin ki bizim iktidarımızda ve bizim Meclis
çoğunluğumuzda kimsenin hakkını, hukukunu biz zaten
yemeyiz. (CHP sıralarından alkışlar) Liyakat neyse, adalet
neyse biz onu yerine getiririz; böyle bir koruma kalkanına gerek yok. Bir
koruma kalkanı değil ama bir hakkaniyet ve adalet mekanizması
çalıştıracaksak bir ek madde teklifimiz var, daha vermedik;
belki AK PARTİ verir, biz de kabul oyu veririz; yeter ki onlar
yapmış olsun. Açıktan gelen danışmanlarımıza
bu hakkı verelim; bakın, her gün göz göze bakıyoruz, her gün. Sayın
Elitaşın dinleyip dinlememesi önemli değil, vicdanların
duyması yeter. (CHP sıralarından alkışlar) Her gün göz
göze bakıyoruz; kiminle, kiminle göz göze bakıyoruz? Burayla,
burayla. Bunların derdi yok mu zannediyoruz? Ya, aynı çatıda
hizmet veriyoruz. Sizler aziz milletimizin kıymetli oylarıyla
seçilerek, takdir görerek buraya geldiniz. Ağzımızdan çıkan
her kelimeyi titizlikle takip ederek
Ben daha bazı vekillerin ismini
birden bilemiyorum; bu arkadaşlarımız hepimizin adını,
soyadını, şeceremizi bilecek kadar bizi takip ediyor, çok
kıymetli bir hizmet yapıyorlar. Bu torbada bu
arkadaşlarımız var mı? Yok. Bu nasıl iş? Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanına sesleniyorum: Türkiye'yi
başka ülkelerde temsil etmesinden bir şikâyetimiz yok, biz de olsak
biz de yaparız ama ya, kardeşim kendi üst kadrona koruma kalkanı
isteyeceğine çoğunluk partisinden, stenograflar için, Meclisteki
yardımcı hizmetler personeli vesaire, danışmanlar için
-kendi danışmanları da var- yok. Ne var? Genel Sekreter
Yardımcısı, şu bu; bunları şöyle şöyle
kadrolarda koruyacağız. Bari buna
Buradan şu da olabilir:
Mevcut üst kadroyu tahliye eder başka kurumlara; yeni seçime bir ay kala
AK PARTİye yakın birilerini buraya getirir, adamlar bir hafta
çalışır ve kadro elde etmiş olur; kötüye kullanılacak
da bir iştir.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Yaparlar
mı öyle?
ENGİN ALTAY (Devamla) Yaparlar.
Değerli arkadaşlar, bugün bu kanunda
tabii, 3600 meselesinde çok büyük çarpıklıklar var, sebep de şu
bence: 657 sayılı Kanun ne zaman çıktı? Çok oldu. 657
sayılı Kanun çıkalı sanıyorum altmış
yıl oldu, 1965te çıkmış, ben 2 yaşındayken
çıkmış, ben 58 yaşındayım. Elli altı
yıldır bu Kanun üzerinde belki 100 defa değişiklik
yapılmış.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Başkan, 40
gösteriyorsun 40.
ENGİN ALTAY (Devamla) Çok teşekkür
ederim ağabey.
Bu böyle olmayacağı için yamalı bohça
modeliyle
Şimdi, toplumun, devletin
çalışanlarına bir şey verdik ama Emniyet Genel
Müdürlüğü dâhil, Millî Eğitim Bakanlığı dâhil huzuru
bozuyoruz. Vermeyelim. demiyorum, biz buna kabul oyu vereceğiz. 3600ü
3.600 defa dillendiren Cumhuriyet Halk Partisidir, onun için bu kanun teklifi
buraya geldi. (CHP sıralarından alkışlar) Toplumun
baskısına, Cumhuriyet Halk Partisinin 3600le ilgili ısrarı
neticesinde kamu çalışanlarının baskısına AK
PARTİ dayanamaz hâle geldiği için bu kanun teklifi geldi ama şu
olur mu, soruyorum: Asayiş, asayiş
Bir ilin asayişinden 2
kişi valiye karşı sorumludur, biri ilin Emniyet müdürü, biri
ilin Jandarma alay komutanı. Emniyet müdürü belediye
sınırlarına bakar, Jandarma kırsala bakar. Belediye
sınırları olsa bile kırsal mahalleler Jandarmadadır,
merkezler Emniyettedir. İkisi de ilin emniyetinden sorumlu, ikisi de. Hep
ne dedim ben
Kahraman Mehmetçikimize şükranımız, gönül ve
vefa borcumuz hiç bitmez. Türk polisi de şehit olmaktan korkmuyor, emekli
olmaktan korkuyor. dedim. Yanlış söylememek için bakarak
konuşacağım. Şimdi ama şunu yapıyoruz: Mesela,
Jandarma Genel Komutanımızın göstergesi 8400 iken Emniyet Genel
Müdürümüzün göstergesi 7600, ikisi de suç işleri bakanına
bağlı, ikisi de.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Nerede adalet?
ENGİN ALTAY (Devamla) Mesela, il Jandarma
alay komutanımızın göstergesi 5400 -anasının ak sütü
gibi helal olsun- ama il Emniyet müdürümüzün göstergesi 4200.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Nerede adalet?
ENGİN ALTAY (Devamla) Adalet de yok,
eşitlik de yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Önergemiz var,
önergemiz, biraz sonra
ENGİN ALTAY (Devamla) Başka bir şey
söyleyeyim: Diyanet İşleri Başkanlığı -çok siyasallaştı
ama- hepimiz için önemli. Dinimiz, diyanetimiz, yol göstericimiz, keşke
Erdoğandan korktuğu kadar Cenab-ı Allahtan korksa daha iyi
olur tabii. (CHP sıralarından alkışlar) Ama şu var: Diyanet
İşleri Başkanımızın göstergesi 9000,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımızın göstergesi 8000;
caiz değil, bence değil. Diyanet İşleri
Başkanınkine çok demiyorum, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı bu ülkede yargının en tepesindeki zattır.
Ben dün burada, basın toplantısında, Yargıtayı
eleştirdim; ayrı bir şey ama bunu, şunu söylemek için
söylüyorum: Adalet yok, adalet.
Şefler var, kamuda çalışan
şefler var. Arkadaşlar, onların çok düşük
Mesela
şefler, ne kadar eğitim alırsa alsın 3600den
yararlanamıyorlar ama açık öğretim yoluyla da olsa iki yıl
okuyan başka bir meslek mensubu yararlanıyor. Teknik hizmetlerdekiler
yararlanıyor ama arkeolog, müze araştırmacısı,
fizikçi, antropolog, jeolog vesair bunlar sadece 600 artış
alıyor ama mühendis daha fazla alıyor. Şunu söylemeye
çalışıyorum: Madem bir işi yapıyoruz, adil yapalım,
eşit yapalım.
Bu eşitsizliğin bir örneği de
şu, dün söyledim: En düşük emekli maaşında, 2.500den
3.000e bir artış öngörüldü. Bu teklif geldiğinde dedim ki: Bu
eşitlikçi değil, normal emekli yüzde 40 zam alırken en
düşük emekliye yüzde 20 zam vermek eşitlikçi yaklaşım
olmaz. Sağ olsun sayın Komisyon, Komisyonumuzun kıymetli
üyeleri benim bu uyarımı dikkate aldılar, en düşük emekli
maaşı yüzde 40 oranında arttı yani 2.500ü, 3.000 yerine
3.500 oldu. İyi, bu yeterli diye iyi demiyorum. Bu eşitliği zam,
enflasyon oranındaki yüzde 40lık zam nisabı
bakımından bir eşitlik. Ama açlık sınırı
6.391 lira iken -Sayın Beko, sen sendika başkanlığı
yaptın, çık burada, biraz sonra gel, söyle- 3.500 liraya bu emekli
nasıl geçinecek, çık bir anlat kardeşim, anlat emekli bir
dinlesin; olmaz! (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, asgari ücret için Türkiye kilitlendi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) Bir dakika rica
ediyorum Sayın Başkan.
Asgari ücret için Türkiye kilitlendi
BAŞKAN Başkanımla
konuşmuştuk, ayıp olur.
ENGİN ALTAY (Devamla) Hiç mi vermediniz?
BAŞKAN Hiç vermedim.
ENGİN ALTAY (Devamla) O zaman, ben
müsaadenizle açmadan tamamlayayım.
Asgari ücret için Türkiye beyefendinin
ağzına bakıyor; Nebatinin gözlerini bıraktık,
şimdi beyefendinin ağzına bakıyoruz. Bu ülkede asgari
ücrete 6.391 artı yüzde 6 fark verilmeden bugün beyefendinin ilan
edeceği her türlü rakam alın terine ihanettir, emek
sömürücülüğüdür, zulümdür ve ayıptır diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Çok teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Teklifin birinci bölümü üzerinde şahsı
adına ilk söz Ankara Milletvekili Sayın Filiz Kerestecioğluna
ait.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu torba kanunla ilgili
söylenecek bir iki söz varsa, yoksulluk sınırının 20 bin,
açlık sınırının 6.391 lira olduğu bir durumda
3.500 lira emeklilik maaşı gerçekten kölelik düzeninin
devamıdır.
Ben bugün bu kanunun dışında Meclis
tatile gireceği için- özellikle bir başka konuda konuşmayı
bir borç biliyorum. Otuz yıldır aydınlatılmayan ve
aslında bile isteye faili meçhul bırakılmak istenen bir dava,
Musa Anter cinayeti çünkü 20 Eylülde zaman aşımı süresi dolacak.
Aslında ortada JİTEM eliyle, siyasi saiklerle işlenmiş bir
cinayet var ve dolayısıyla bu davada TCK 77nci madde gereğince
zaman aşımının uygulanmaması gerekiyor ama Türkiyede
ne zaman JİTEM eliyle bir cinayet işlense cezasızlık
politikası sonucu zaman aşımı uygulanıyor ve buna
tanık oluyoruz. Kamu makamları bu dosyada delillerin mahkemeye
ulaşmaması için özel çaba harcıyor. Adalet
Bakanlığı Abdülkadir Ayganın yurt dışı
istinabe yazısına cevap vermediği için davada ilerleme
kaydedilemiyor.
Şimdi, bu davayla ilgili olarak ben son bir
yılda 8 önerge, 1 araştırma önergesi verdim ve bu mahkemeye bu
önergeler geldiği için aslında davada sorular sorulmaya devam
ediliyor. Yoksa gerçekten davada kaydedilen bir ilerleme yok çünkü kaydedilmek
istenen bir ilerleme yok.
2022 yılı bütçe görüşmelerinde Yurt
dışındaki sanıkların ifadesinin alınması
için Bakanlık niye üzerine düşeni yapmıyor? diye sormuştuk
ve o dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül Ben mi sorumluyum?
demişti. Şimdi, dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, evet,
sorumlusunuz ve aynı zamanda otuz yıldır görev alan herkes bu
davanın ve bu cinayetin ortaya çıkarılmamasından sorumlu,
bu otuz yılda 3 defa görev alan Bekir Bozdağ da dâhil olmak üzere.
Şimdi, sorulara cevap vermiyorlar. Evet,
sorular ne? Deniyor ki: İstinabe yoluyla Abdülkadir Ayganın
ifadesinin alınması lazım. Hatta mahkeme dedi ki: Biz gideriz
oraya ve biz ifadesini alırız. Buna da önce Hayır. dediler.
Dolayısıyla, aslında gerçekten ortada aydınlatılmak
istenmeyen bir cinayet var.
Aygan kimdir? İtirafçı olduktan sonra TSK
ve Jandarma teşkilatında sivil memur olarak çalıştı.
1991den 2001e kadar on yıl boyunca Diyarbakır ve Burdur Jandarma
Asayiş Komutanlıklarında görev yaptı, 2001de resmî
görevinden istifa etti ve İsveçe sığındı. 2006da
Diyarbakır 7. Kolordu Askerî Mahkemesinde Aygan hakkında yakalama
kararı çıktı ama İçişleri Bakanlığı ne
yazdı biliyor musunuz bununla ilgili? Aygan şehit sayılarak
nüfus kaydı kapanmıştır. dedi. Neyin şehidiydi Aygan,
gerçekten, neyin şehidiydi? Sonrasında başka bir gerçek ortaya
çıktı: Aziz Turan adıyla ona bir kimlik düzenlenmişti.
Şimdi, bu NATO pazarlıkları nedeniyle iadesi istenen insanlar
var ya, bunların içinde bir Aziz Turan var. Aziz Turan diye biri var
mı gerçekte? Hayır, yok. Gerçek olan, Abdülkadir Aygan ve o isimle
bile istenmiyor İsveçten yani iadesi falan istenmiyor.
Evet, çok etkili, çok sevilen bir Kürt
aydını Musa Anter bile isteye katledildi ve bu cinayet Türkiye tarihi
açısından sembolik bir önem taşıyor; tıpkı Hrant
Dink gibi, tıpkı Konca Kuriş gibi, tıpkı Tahir Elçi
cinayetlerinde olduğu gibi. Bu devlet geleneği yıllardır
aynı şekilde sürdürülüyor. Evet, bütün hükûmetler bundan sorumludur
diyorum. Hepimizin gerçekten aslında, başta Anter ailesi olmak üzere
bütün bu faili meçhul bırakılmak istenen insanların ailelerine
karşı bir sorumluluğumuz var. Aksi takdirde, bu ülkede asla
demokrasiye ulaşılamaz, asla bu getirdiğiniz bütçeler gibi
bütçelerle de herhangi bir gelişme olmaz.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Şahsı adına ikinci
konuşmacı Uşak Milletvekili Sayın İsmail Güneş.
Buyurun Sayın Güneş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 346 sıra sayılı Kanun
Teklifi hakkında konuşmak üzere şahsım adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve bizi ekranları
başında izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımız
2018 genel seçimlerinde bu 3600le ilgili memurlarımıza söz
vermişti ve şimdiye kadar Sayın Cumhurbaşkanımız
ne söz verdiyse hepsini yerine getirdi ve şimdi de yerine getiriyor.
Burada tabii ki muhalif partiler Ya, biz bunu daha
önce söylemiştik. diyorlar. Doğru; ona bakarsanız,
İstanbulun iki yakasını birleştirme düşüncesi tam yüz
yıl önce Abdülhamit Han döneminde de konuşulmuş ama bunun
gerçekleşmesi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan dönemine denk gelmiştir. Bir şeyi konuşmak önemli
değil, yapmak önemlidir.
Tabii, burada, 3600 ek gösterge düzenlemesinde
Sayın Cumhurbaşkanımız, hemşireler, din görevlileri,
polis memurlarımız ve öğretmenlerimiz olmak üzere, onlara
karşı bir söz vermişti ama tüm memurlarımızı
kapsaması açısından, bütün memurlarımızın bundan
olumlu yönde etkilenmesi açısından bu kanun teklifi
genişletilerek tüm memurlarımızı kapsayacak düzeye
getirildi. Daha önce saymış olduğumuz öğretmenlerimizin,
din görevlilerimizin, polislerimizin ve sağlık personellerimizin ek
göstergeleri üniversite mezunu olmak kaydıyla 3600e yükseltildi ve daha
önceki kadrolarda ek göstergeleri bulunan herkese 600 puan ilave edildi, hiç ek
göstergesi olmayanlara da yaklaşık 600 puan verildi. Bunun
maaştan ziyade, daha çok emeklilikte ve emeklilik ikramiyesinde etki
edeceği konuşuldu. Burada tabii ki maaşlara da çok cüzi bir miktarda
etkisi var ama esas, memurlarımızın maaşını biz
şimdi, 1 Temmuzdan itibaren yaklaşık yüzde 40 oranında
zaten artıracağız. Diğer taraftan, özellikle güvenlik
görevlilerimizden, emniyet görevlilerimizden lise mezunu olup da 3600 alamayan
memurlarımıza da seyyanen 1.200 TL yardım yaptık.
Bu kanun teklifinin önemli maddelerinden bir tanesi
emeklilerimizi ilgilendiriyor. Şimdi 13,5 milyon emeklimiz var bizim. Bu emeklilerimizle ilgili enflasyondan kaynaklanan
bir maaş artışını tabii ki biz vereceğiz ama
aşağı yukarı, bu maaş artışına
rağmen burada 1 milyon 200 bin kişi bu 3.500 TLnin altında
kalıyordu. Bu kanun teklifinde 3 bin olan bu sınırı biz
önergeyle, grubumuzla ve MHPyle beraber verdiğimiz önergeyle 3.500e
çektik ve bunun bütçeye maliyeti yaklaşık olarak 3,5 milyar
civarındadır. Gönül ister ki daha fazla verelim, emeklilerimize daha
fazla imkânlar sunalım ama biz imkânlarımız ölçüsünde
şimdiye kadar daima emeklilerimizin yanında olduk, bundan sonra da
yanında olmaya çalışacağız.
Diğer bir düzenleme
öğrenci affıyla ilgili. Burada tabii ki Garo Paylan dedi ki: Ya, bu
öğrenci aflarında eşitlik sağlamıyorsunuz siz,
bazılarına ayrımcılık yapıyorsunuz. Doğru.
Arkadaşlar, biz, milletin vicdanında yara açmış
insanların bu aftan yararlanmasını istemiyoruz. Kim bunlar?
derseniz arkadaşlar, birincisi; terörden, kasten adam öldürmekten,
işkence suçundan ve cinsel saldırıdan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Eğitim bir haktır ya, hak! Hakkı nasıl
engelliyorsunuz?
İSMAİL GÜNEŞ
(Devamla) Cinsel saldırı yapmış ve ceza almış
kişinin bundan faydalanmasını biz
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Cezaevindeki de eğitimden faydalanır ya! Böyle şey mi
olur?
İSMAİL GÜNEŞ
(Devamla) Diğer taraftan, çocuğa cinsel istismardan,
uyuşturucu imal etmekten ve ticaretini yapmaktan, bunlardan dolayı
ceza almış olanları affetmiyoruz. Burada haklılar,
bunları affetmiyoruz ve dolayısıyla da yani
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Ceza alan biri okul okuyamayacak mı yani? Siz öğrenim
hakkını nereye koyuyorsunuz?
İSMAİL GÜNEŞ
(Devamla) Yani, hayır, bunlar bu affın dışında.
Diğer taraftan,
arkadaşlar, bu kanunda önemli bir düzenleme de noterlerle ilgili.
Şimdi, daha önceki düzenlemelerde birinci sınıf noterliğe
birinci sınıf noter olanlar atanabiliyordu. Dolayısıyla da
bunlar tercih etmediği zaman buralar boş kalıyordu. Biz burada
ne yapıyoruz arkadaşlar? Tabii ki vatandaşımıza hizmet
sunabilmesi için, buraların boş kalmaması için diyoruz ki: Biz
burada 2 sefer ilana çıkıyoruz, ilana çıktığımız hâlde
kimse burayı seçmezse birinci sınıf noterlerden, o zaman ikinci
sınıf, üçüncü sınıf noterlerden buraya atanabilme
imkânı sağlıyoruz. Burada biz bir kolaylık
sağlıyoruz ve dolayısıyla da vatandaşımıza
hizmet etmek için ne gerekiyorsa onu yapıyoruz.
Değerli arkadaşlar, tabii ki bu kanunun
yaklaşık olarak maliyeti -yani tabii ki biz her zaman için
vatandaşlarımızın, memurlarımızın,
emeklilerimizin yanındayız- aşağı yukarı 25-30
milyar TL gibi bütçeye bunun bir ilavesi var ama hiç sorun değil diyoruz.
Biz, vatandaşımız, emeklimiz ne isterse şimdiye kadar
onların yanında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.31
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 111inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın
Başkanım
BAŞKAN O bir dakikaları vermiyoruz, dün
Grup Başkan Vekilleriyle de karar altına aldık.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kısa bir söz alabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
3.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, AKP Genel
Başkanının açıkladığı asgari ücret
zammına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün asgari ücretin belirleneceği
duyurulmuştu, biraz önce bir platformun orta yerinde açıklandı.
AKPnin Genel Başkanından: Türkiye,
çalışanlarının emeğiyle büyüyor. diye bir
açıklama. Oysaki, yapılan açıklamadan sonra aslında
ülkemizin, çalışanlarının emeğine ihanet eden bir ülke
olduğu ortaya çıktı. Çalışmayanların üç beş
maaş aldığı, çalışmayanların kur
korumalı mevduatta, servet transferlerinde, döviz manipülasyonlarında
olduğu gibi, faizle piyasaya müdahaleyle zenginleştiği bir
Türkiye var maalesef. AKP yandaşları, müteahhitleri; vergi
teşvikleri, vergi afları, vergi istisnaları alan
şirketleriyle büyüyor. Emekçilere düşen pay, hayatta kalmaya yetecek
kadar maaş miktarıdır. Bu fotoğrafın içinde, önünde
asgari ücret zammı yüzde 30. Asgari ücret 5.500 TL oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Asgari
ücrete yapılan zam 1.247 TL, son açıklanan asgari ücret de açlık
sınırının 900 TL altında. Bugün, Türkiye
istihdamının yüzde 60ını oluşturan asgari ücretli
emekçilere hakları olan zam maalesef, yine verilmedi. Altı aylık
enflasyonun dahi altında bir zam verip Enflasyona ezdirmedik. demek,
utanılması gereken bir yaklaşımdır. Bu zammın
altı aylık ömrü yoktur, enflasyonun yüzde 73 olduğu bir yerde
yüzde 25 zam milyonlarca emekçinin alın terine ihanet etmektir ve AKPnin
yarattığı enflasyon canavarı bu hâliyle büyüyerek devam
edecektir.
Emekçilerin haklarının
yanındayız diyorum.
Teşekkür ediyorum.
VIII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
2.-
Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 53 Milletvekilinin Devlet Memurları
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4527) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 346) (Devam)
BAŞKAN 346 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, 1inci bölümde yer alan maddeleri, varsa
o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
1inci madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 1inci maddesinde yer alan
değiştirilmiştir ibaresinin düzenlenmiştir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tulay
Hatımoğulları Oruç Oya
Ersoy Kemal
Bülbül
Adana İstanbul Antalya
İmam
Taşçıer Abdullah
Koç Diyarbakır Ağrı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Ağrı Milletvekili Abdullah Koç.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Sayın
Başkan, değerli halkımız; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, yüz yılı geride bırakan
cumhuriyet, bugüne kadar farklı kimlikleri, kültürleri, ana dilleri ve
inançları yok sayan bir anlayışı tüm topluma dayattı
ve dayatmaya devam etmektedir. Evrensel temel haklardan uzaklaşan AKP
iktidarının son yirmi yıllık uygulamaları sonucunda
toplum, tarihinin en yüksek krizini, en yüksek ekonomik krizi
yaşamaktadır. Yoksulluk, borçlanma ve derin krizin temellerini atan
iktidar, emek ve emekçiyi değil, sermayeyi; barış ve huzuru
değil, savaş ve silahlanmayı önceleyen politikalar izlemektedir.
Milyonların çığlıkları ve açlık
çığlıklarını maalesef duymayan bir iktidarla biz
karşı karşıyayız. Bunun Meclisteki en iyi örneği
de ek bütçe diye nitelendirilen son bütçenin ve 1 trilyon 80 milyon TLlik
bütçenin bu Mecliste kabul edilmesi sonucunda eğitime sadece yüzde 11,
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yüzde 43, Sağlık
Bakanlığına yüzde 31, savunma sanayisine ve savunmaya da yüzde
100ün üzerinde bir pay ayıran bir iktidardan bahsediyor olmanız.
Aynı zamanda bu kanunla, bu mevcut kanunla
görüşülen 3600 ek gösterge de bu kanun teklifiyle özellikle valilere ve
daha fazla emniyet birimlerine 3600 ek göstergeyi hak gören güvenlikçi
politikalar anlayışını da gözettiğimiz zaman bu mevcut
kanun teklifinin de güvenlikçi bir kanun teklifi olduğunu belirtmekte
yarar vardır.
Esas olanın bütçenin 657 sayılı
Kanuna tabi tüm kamu emekçilerine yönelik olması gerektiğini biz
burada açıklamak istiyoruz. Bu mevcut olan kanun teklifinin aynı
zamanda Anayasanın 10uncu maddesi olan eşitlik ilkesine de
aykırı olduğunu belirtmek durumundayız.
Yine, biraz önce asgari ücretin miktarı
belirlendi 5.500 TL olarak, açlık sınırının çok çok
altında ve bu halka, bu emekçilere reva görülen açlık
sınırıdır, biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz değerli
arkadaşlar.
Bütün bu israflara rağmen bu yeni bütçe
yapılırken görülmeyen ve önemli bir hizmet veren bir kurumdan da
bahsedeceğim. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin ücretleri
ne yazık ki çok düşük ve ciddi bir şekilde zarar etmek
durumundalar. Sosyal tarafı ağır basan ve önemli bir hizmeti
karşılayan bu kurumlar, engelli çocukların ve özel gereksinimli
bireylerin eğitim aldığı merkezler, çok ciddi şekilde
bir ekonomik krizle karşı karşıyalar. Bu alanda eğitim
alan 550 bin çocuk söz konusu. Yine, bu alanda istihdam edilen ve eğitim
veren 52 bin civarında eğitmenden bahsediyoruz. Türkiye genelinde
3.500 kurum bu alanda hizmet vermektedir. Özel eğitim alan her çocuk için
aylık sadece 1.164 TL ödenek ayrılmaktadır. Servislerin
tamamı, kurumlar tarafından ücretsiz bir şekilde
karşılanmaktadır. Personel gideri, yakıt, diğer
giderler karşılandığında, bu kadar önemli hizmetler
veren kurumlar hizmetlerini de sürdüremez hâldedir.
Benim seçim bölgem olan Ağrıda sadece 25
kurum bu alanda hizmet vermektedir. Yaklaşık olarak 325 personel, bu
özel hizmet alanında eğitim vermektedir, öğrenci
sayısı 4 binin üzerindedir. Ağrı gibi illerde
çalışan eğitmenlerin haklı olarak talepleri daha fazla ve
bu talepler de ne yazık ki karşılanamamaktadır. Ödenek
artışı sağlanmazsa çok önemli olan bu kurumlar, kapılarına
kilit vurmak durumunda kalacaklardır. Özel Eğitim Dernekleri Federasyonunun
talebi, her ay verilen ödeneğin asgari ücretin yarısı kadar
verilmesidir. Bu ödeneğin derhâl karşılanması
gerektiğini belirtmek istiyoruz.
Yine, önemli olan bir sorundan bahsedeyim.
Ağrının Patnos Devlet Hastanesinde ciddi bir şekilde
sağlık personeli sıkıntısı var, doktor yok;
özellikle kadın doğum uzmanı yok, sadece 1 kişi var. Bu
nedenle halkta ciddi bir şekilde mağduriyet söz konusu. Bu
eksikliğin derhâl giderilmesini talep ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum,
teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 1inci maddesinde yer alan
değiştirilmiştir ibaresinin yeniden düzenlenmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Zeki Hakan
Sıdalı
Adana Aksaray Mersin
Fahrettin
Yokuş Ümit
Beyaz
Konya İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen Konya
Milletvekili Fahrettin Yokuş.
Buyurun. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Torba yasanın 1inci maddesi yani 3600 ek
gösterge hususunda söz almış bulunmaktayım.
Malumunuz, 4688 sayılı Kamu Görevlileri
Sendikaları Yasası der ki: Memurların ekonomik ve sosyal
hakları, toplu sözleşme masasında
sonuçlandırılır, görüşülür, bağlanır. ama
maalesef siyasi iktidarımız; kanun, yasa
tanımadığı için 3600 ek gösterge meselesini de
sendikalardan kaçırarak, yasayı çiğneyerek buraya getirdi.
Şimdi, bu düzenleme tam 5 milyon 300 bin memur ve emekliyi ilgilendiriyor
ve bütün memurlar 3600 ek gösterge alacağız. diye ümitlendi fakat
gelin görün ki şu anda bu düzenleme gerçekten tam bir garabet çünkü bu
düzenlemeyle memurların yarıdan fazlasına emekli olurlarsa
temmuz ayında emekli maaşlarına sadece 120 lira artış
geliyor ama bazı memurlarımıza da 1.250 lira geliyor, arada 10
kat fark var.
Yine, bazı memurlarımıza, hem de 1,5
milyondan fazla memurumuza temmuz ayında emekli olurlarsa emekli
ikramiyelerinde sadece 4 bin lira artış ama 3.600 ve üstü olan
memurlarımıza da 50 bin liradan fazla artış yani 1e 10!
Yahu nasıl bir adalet bu? Hani, Necip Fazıl diyordu ya: Bir
kişiye dokuz pul, dokuz kişiye bir pul/Böyle bir
paylaşımı kurt yapmaz kuzulara şah olsa. diye. Yahu bir
kere adaletli olun, bir kere doğru bir iş yapın.
Memurlarımızın, emeklilerimizin yarıdan fazlası
mağdur olacak. Bunu bilmiyor musunuz? Yaparken bunu bilmiyorsanız,
sorsaydınız vallahi biz size anlatırdık. Bakın,
sorsaydınız derdik ki: Biraz önce söylendiği gibi, ek
göstergelere yani ek gösterge tazminatına 40 puan verseydiniz, bakın,
hizmetliden şefe, memura kadar yani 3.600 ek göstergenin altındaki
tüm memurlara 40 puan verseydiniz ne olurdu, biliyor musunuz hanımefendi?
Şöyle olurdu: Bütün memurlar 800 lira ile 1.250 lira arasında
artış alırdı derecesine göre. Yine, emekli olacakları
zaman, emekli ikramiyesi alacak olan bütün memurlar ne alırdı,
biliyor musunuz? 32 bin lira ile 50 bin lira arasında artış
alırdı. Şimdi, hangi adaletten bahsediyorsunuz?
Kaldı ki bu düzenlemeniz
Yahu 2008den sonra
bütün memurları devlete siz aldınız. 2008den sonra işe
giren 1 milyondan fazla devlet memurunun hatta 1,5 milyon sözleşmelinin bu
düzenlemeyle emekli maaşlarına artış gelmiyor, sadece
ikramiyelerine geliyor. Bu, nasıl bir sistem; bu, nasıl bir uygulama?
Yahu, bize sorsaydınız derdik ki: Taban aylığa şu miktar
artış yapın, bütün memurlar, bütün emekliler adaletli bir
şekilde maaşlarını alsınlar. Yine, bize
sorsaydınız bir teklif daha getirirdik memurlar açısından,
Memurların ek ödemelerini emekliliğe esas hâle getirin, adaleti
sağlayın. derdik.
Vallahi, üç ayrı yöntemi size söylerdik ama siz
bunları bilmiyor musunuz? Elbette biliyorsunuz. Her şeye
şaşı baktığınız için memurlara da
şaşı bakıyorsunuz. 3600,
Ama merak etmeyin, az kaldı beyler, az
kaldı. Yeni bir personel reformu yapacağız, adaleti
getireceğiz, yaptığınız bütün tahribatları
düzelteceğiz. Devletteki memurlar devletin memuru olacak, parti memuru
olmayacak, devletin memurları arasında liyakat olacak, adalet olacak,
hukuk olacak, yandaş kayırmacılığı olmayacak.
SALİH CORA (Trabzon) Sizdeki liyakati
biliyoruz.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) -
Yaptığınız adaletsizliklerin, hukuksuzlukların,
yediğiniz kul hakkının hesabını soracağız,
soracağız, soracağız.
SALİH CORA (Trabzon) Sizin liyakatinizi
biliyoruz.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Şimdi,
bizim ne yaptığımızı iktidara geldiğimizde
göstereceğiz, sen şaşı bakmaya devam et memura,
işçiye, emekliye şaşı bakmaya devam et; onlar da size
şaşı bakacaklar. Az kaldı, az kaldı!
Haydi hoşça kalın. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2nci
maddesiyle düzenlenmekte olan 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga ek 70inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
b) Zam, tazminat ve ödenekler ile benzeri ödemeler
toplamına karşılık gelmek üzere en yüksek Devlet memuru
aylığı (ek gösterge dahil) brüt tutarının;
- Ek göstergesi 8400 ve daha yüksek olanlarda %
255'ine,
- Ek göstergesi 7800 (dahil) - 8400 (hariç)
arasında olanlarda % 215'ine,
- Ek göstergesi 7000 (dahil) - 7800 (hariç)
arasında olanlarda % 195'ine,
- Ek göstergesi 5400 (dahil) - 7000 (hariç)
arasında olanlarda % 165'ine,
- Ek göstergesi 3600 (dahil) - 5400 (hariç)
arasında olanlarda % 145'ine,
- Ek göstergesi 2800 (dahil) - 3600 (hariç)
arasında olanlarda % 125'ine,
- Diğerlerinde % 95'ine,
tekabül eden miktarı, emeklilik keseneğine
ve kurum karşılığına tabi tutulur.
Ayhan
Erel Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Bedri Yaşar
Aksaray Adana Samsun
Fahrettin
Yokuş Ümit
Beyaz Zeki Hakan
Sıdalı
Konya İstanbul Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Samsun Milletvekili Bedri Yaşar. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2nci maddesi
üzerine söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, emeklilerimizin hâli
ortada. Emeklilerimizin her zaman bizim başımızın üstünde
yeri var. Onlar, zamanında bu ülkenin üretimine, istihdamına ve
kalkınmasına çok önemli katkılar sağlamış
büyüklerimizdir, haklarını hiçbir zaman ödeyemeyiz.
Değerli milletvekilleri, bu
vatandaşlarımız emekli oldular, köşelerine çekildiler diye
yok sayamazsınız. Emeklilerimizin bugün hâlinin ne olduğunu
sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz, en son 2.500 liralık en düşük
emekli maaşını 3.500 lira yaptınız, bugün
emeklilerimiz bırakın torunlarına bayram harçlığı
vermeyi, evlerine ziyarete gitmekte bile zorluk çekiyorlar. Ben Samsun Milletvekiliyim,
bugün Samsun-İstanbul bileti 350 lira, geri dönüşüyle 700 lira,
hanımıyla beraber gitse 1.400 lira.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Gidince
dönemiyorsun. Dönemiyorsun Başkanım, orada kalıyorsun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Bugün asgari ücret
belirlendi, 5.500 lira, siz de en düşüğünü 3.500 lira
yaptınız. Bırakın torunlarına, çocuklarına hediye
almayı, sılayırahim diyorsunuz; evlerine gitme, ziyaret etme
lüksleri bile yok. Eskiden emekli olan vatandaşlarımızın
hiç olmazsa aldıkları emekli ikramiyesiyle, komşularından
topladığı üç beş kuruşla beraber ev alma imkânı
vardı. Bugün o evi almayı bırakın, kapısından
bile geçemez, bir odasını bile satın alamaz. Bugün emeklilerin
durumu ortada. Ne yapıyorlar? Sabahtan akşama kadar kuyruklarda.
Peki, bunu hak ediyorlar mı? Hani, bizim
ülkemizin refahından bahsediyoruz, gelişmişliğinden
bahsediyoruz; yirmi yılını, otuz yılını veren
insanların hâlâ ikinci iş peşinde koştuklarını
hepimiz biliyoruz; yazıktır, günahtır. Bugün sosyal devlet olmanın
gereği olarak, hiç olmazsa hazine garantili köprülere
ayırdığınız para kadar, şehir hastanelerindeki
hasta garantilerine ayırdığınız para kadar, kur
korumalı mevduata ayırdığınız para kadar
-bunların yüzde 25'ini bile- emeklilerin maaşını
iyileştirmek için harcasanız hiçbir problem kalmaz. Bunu
fazlasıyla hak ettiklerini düşünüyoruz.
Bugün, özellikle, kişi başına millî
gelir 12.582 dolardan 9 bin dolara düşmüş, tüketici enflasyonu yüzde
73,5; üretici enflasyonu yüzde 132, açlık sınırı 6.319
lira. Bugün, asgari ücret açıklandı 5.501 lira. Sizin asgari
emeklilik maaşını yaptığınız rakam 3.500
lira. Yani ramazan senede bir ay, sizin hesaba göre bunların bütün
yılı oruçlu geçirmeleri lazım. Bunun yanı sıra ev
kiralarını söylemiyorum; elektrik, doğal gaz, su
faturalarını söylemiyorum. Eskiden bir ev kiralarken bunların
hiçbir tanesine bakılmazdı. Evin kirası bin liradır, 2 bin
liradır; bu konuşulurdu ama bugün maalesef, elektrik, su, doğal
gaz bedellerinin kiraların daha üzerinde olduğunu hepimiz görüyoruz
ve de biliyoruz. Bizim önerimiz şu
Hiç olmazsa bu dönem hem asgari ücrete
hem de çalışanlara enflasyon oranında zam yapılsın
diye bekliyorduk, ümit ediyorduk ama maalesef, bugün yine dağ fare
doğurdu yüzde
Şimdiden -herhâlde bu dönem son
konuşmamız- herkesin bayramını tebrik ediyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3üncü madde üzerinde 2 adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346
sıra sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı
Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3üncü
maddesinin birinci fıkrasının Türk Silahlı Kuvvetleri,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı ile Emniyet Hizmetleri Sınıfına dahil
kadrolar esas alınarak, emekli aylığı veya adi malullük
aylığı ödenen subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş
ve polis memurlarından lise ve dengi öğrenime sahip olup, emekli
aylıklarıyla birlikte makam tazminatı ödenmesine hak
kazanamamış olanlara, her ay emekli aylıklarıyla birlikte
6.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpımı sonucu bulunacak tutarda ayrıca ödeme yapılır.
Bu fıkra kapsamında ilave ödemeden yararlananlar ek 81 inci madde
hükümlerine göre ayrıca ek ödemeden yararlanamazlar. olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Bekaroğlu İlhami
Özcan Aygun Süleyman
Bülbül
İstanbul Tekirdağ Aydın
Kani
Beko Burcu
Köksal Murat
Bakan
İzmir Afyonkarahisar İzmir
Cavit
Arı
Antalya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Murat Bakan.
Buyurun Sayın Bakan.
(CHP sıralarından alkışlar)
MURAT BAKAN (İzmir)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüştüğümüz
kanun teklifinin içinde Devlet Memurları Kanunuyla ilgili bir
değişiklik var, Emekli Sandığı Kanunuyla ilgili
değişiklik var; çok değişiklik var. Ek göstergeleri
artıran düzenlemeler var, tazminatla ilgili düzenlemeler var; biz bunlara
olumlu bakıyoruz. Zaten bizim 2018deki seçim bildirgemizde bununla ilgili
tüm düzenlemeler var. Biz, muhalefet olarak size yol gösterici olduğumuzu
görüyoruz; yarım yamalak da olsa, biz iktidara geldiğimizde
yapacağımız konuları yaptığınız için,
bunu yapmanıza vesile olduğumuz için de mutlu oluyoruz.
Şimdi
gelelim üzerine konuştuğum 3üncü maddeye. Bu torba kanun teklifinde
gelen ilk teklifte 5434 sayılı Emekli Sandığı
Kanununa ek 85inci madde ihdas edilerek sadece 3600 ek göstergeden
yararlanamayan polisler vardı değerli arkadaşlarım, ilk
kısmında. Lise ve dengi okullardan mezun olanlara -ve ortaokul
mezunları dâhil edilmiyor bu arada- 1.200 TL tazminat ödenmesi
sağlanıyordu. Böylelikle, bir kısım da olsa mağduriyet
ortadan kaldırılıyordu. Bu kanun teklifini veren
arkadaşlarımız, Bakanlık yetkilileri, kanunda tazminata
yönelik ek madde ihdas ederek yapıyorlardı 85inci maddeyi. Hâlbuki,
daha önce bununla ilgili 2006 yılında yapılan bir
değişiklikle ek 81inci madde ihdas edilmişti. Aynı
tazminat
2006 yılında yapılan değişiklikte millî
istihbarat hizmetlerine, emniyet hizmetlerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine,
Jandarma Genel Komutanlığına, subaylara, astsubaylara, uzman
jandarmalara, emekliliğe hak kazanmış uzman erbaşlara,
TSKde araştırmacı unvanlı kadrolara, çarşı ve
mahalle bekçilerine o zaman için 100 TL tazminat vermiştik; benzer bir
düzenlemeyi sadece polisler için uyguluyorduk, kanunun ilk kısmında.
Biz, bunu, açık söyleyeyim, Arkadaşlar, bu yanlış, eksik.
anlatalım diye dolaştık çünkü 81inci madde herkesi
kapsıyordu, tüm güvenlik hizmetlerini kapsıyordu; sizin
yaptığınız düzenleme sadece polisleri kapsıyor. Sonuç
itibarıyla, Komisyon Başkanıyla konuştuk, onunla bununla
konuştuk -Elitaşın hakkını Elitaşa teslim etmek
lazım- Elitaşa anlattık, Haklısınız, bunun
kapsamının daha önceki 81 gibi tüm güvenlik hizmetlerini
kapsaması lazım. dedi ve bu önerge bu şekliyle geldi.
Peki, bu yeterli mi arkadaşlar? Bu da yeterli
değil, bu, günü kurtarmaya yönelik bir düzenleme şu an. Nasıl
2006daki 100 lira bugün pul olduysa, bugün verdiğimiz 1.200 lira da
yarın pul olacak arkadaşlar. Bunu bir ek göstergeye bağlamak
lazım.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne
yapmışız? Bakın, bu konuda nisan ayında kanun teklifi
vermişiz Aynı 81inci maddeyle ilgili bir düzenleme
yapılsın. demişiz ve 6000 ek göstergeye bağlayalım.
demişiz. 6000 ek gösterge ile 1.200 lira arasında 200 lira fark var
yani 6000 ek göstergeyi verdiğinizde 1.400 lira vermiş oluyorsunuz ve
tüm güvenlik hizmetlerine vermiş oluyorsunuz değerli arkadaşlar.
Arkadaşlar, biz burada
çalışırken dünyanın en zor görevini yapan birileri var ve o
birilerinin çokça sorunları var. Sizin için sayısal bir istatistikten
öteye gitmiyor olabilir. Şehit olduklarında arkasından hep
beraber gözyaşı döktüğümüz, gerçi siz gözyaşı
dökmüyorsunuz şehidin arkasından Dökülmemesi lazım. diyorsunuz
ama bu millet şehidinin arkasından ağlar, türküler yakmıştır.
Bir Erzurum türküsü var:
Eledim, eledim, höllük eledim
Aynalı beşikte canan bebek beledim.
Büyüttüm, besledim, asker eyledim,
Gitti de gelmedi canan buna ne çare. diyor.
Bizim analarımız şehitlerimizin
arkasından türkü yakmışlar. Arkadaşlar, bizim
çocuklarımız Güven içinde yaşasın. diye kendi
çocuklarının öksüz kalmasını, yetim kalmasını
göze alan birileri var; bu ülkenin askeri, polisi, jandarması, bekçisi,
MİT personeli; biz onlara ne yapsak az değerli arkadaşlar,
haklarını ödeyemeyiz. Ancak, madem burada bir değişiklik
yapıyoruz, bu değişikliği yaparken adamakıllı
yapalım yani bunu bir ek göstergeye bağlayalım, altı ay
sonra enflasyondan bu para yine pul olmasın. Yani katsayıya
bağladığınızda o katsayı
değiştiğinde o verdiğimiz 1.200 lira da ona bağlı
olarak değişsin. Bizim önergemiz bu, doğru olan da bu. Madem hep
beraber bir iş yapıyorsunuz, yapıyoruz; adamakıllı
yapalım diyoruz, sorunu kökten çözelim. Bu işi siyaset üstü tutalım.
Bu işin şerefi de size ait olsun; siz yapın, biz destekleyelim
ve hep beraber 6000 ek göstergeyi, bu önergeyi kabul edelim değerli
arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MURAT BAKAN (Devamla) Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3üncü maddesinde yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Erel Fahrettin
Yokuş Ayhan
Altıntaş
Aksaray Konya Ankara
Zeki
Hakan Sıdalı Ümit
Beyaz Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Mersin İstanbul Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş.
Buyurun. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 346 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 3üncü maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Denizcilik ve Kabotaj Bayramımızı
kutluyorum, deniz şehitlerimizi de rahmetle anıyorum. Bugün
şehit olan Piyade Uzman Çavuş Serkan Taşcıya Allahtan
rahmet, ailesine ve Türk milletine başsağlığı
diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, maddeyle, kanun
teklifinde geçen güvenlik teşkilatları mensuplarına her ay 1.200
TL tutarında ilave ödeme yapılması öngörülmektedir. Bizce bu
olumlu bir değişiklik teklifidir, bu maddeyi destekliyoruz ancak
kanun teklifi, maalesef, ihtiyacı tamamen karşılayan bir teklif
değildir. Bundan konunun uzmanı milletvekillerimiz bahsetti, bunlara
tekrar değinmeyeceğim ancak belirtmek istiyorum ki bugün, burada,
esasında iktidar partisinin 2018 genel seçimlerindeki vaadi için
toplandık; ne hikmetse 2018deki vaadinizi 2022'de gerçekleştiriyorsunuz
hem de 2023'te yürürlüğe girmek üzere.
Biz İYİ Parti olarak 3600 vaadinizi uzun
zamandır takip ettik, sık sık çeşitli yollarla gündeme
getirdik ama her defasında iktidar reddetti. Aslında, bu,
vatandaşlarımız için önemli bir referans, sizin verdiğiniz
sözlere yaklaşımınızı oldukça belirgin şekilde
göstermekte yani kısacası, halka verdiğiniz sözleri sadece
seçimden önce hatırlıyorsunuz. Vatandaşın geçimine önem
verip dertlerine çözüm bulmak yerine ilginç şekillerde akıl
verdiğiniz ortadadır. Normal şartlarda ayda 2 kilo et yiyorsak
yarım kilo yeriz. Domatesi 2 kilo yerine 2 tane alırız. diye
akıl verdiniz, 1 kilo et alamayanlara kuzu kesmeyi tavsiye ettiniz ama
vatandaş bir karpuz bile alamaz olunca artık siz de inkâr
edemiyorsunuz ki ülkede ekonomik kriz var. Bütün bu durumlara rağmen bu
teklifi önemli bir adım olarak görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, ben konuşmama bir
öğretim üyesi olarak üniversitelerle ilgili maddelerle devam etmek
istiyorum. Kısıtlı zamanımda sadece 29uncu madde üzerinde
duracağım.
Değerli arkadaşlar, üniversite,
eğitim ve araştırmanın bir arada olduğu kurumdur yani
bilgiyi nakleder, iletir ama bilgi üretir de. Bugünün dünyasında en iyi
üniversiteler en çok bilgi üretenler. diyebiliriz. Bu bilgi nasıl üretilecek?
Tabii ki akademik kadrolarla, bu da bir anlamda yarıştır; bu
yarışı en iyi götüren üniversiteler en değerli lisansüstü
programlara sahip olanlardır yani yetkin yüksek lisans ve doktora
öğrencileri bu hedef için kritik önemdedir. Gelişmiş ülkeler,
başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, bu nedenle, kendi
vatandaşlarına ilaveten dünyanın her tarafından en iyi
öğrencileri kabul ederler. Bu akademik yarışta doktora
yapmış olan doktora sonrası araştırmacılar da
önemlidir. Lisansüstü öğrencilerini araştırma grubuna entegre
etmede, yönlendirmede, kendi araştırmalarını daha da
derinleştirip daha çok bilimsel makale yazmada önemli işlevleri
vardır. Bu nedenle iyi araştırma gruplarında mutlaka
bulunurlar.
Kanun teklifinin 29uncu maddesinde de bu hususta
bir düzenleme yapılmakta ancak bu düzenleme, mevcut hâlden geriye giden
bir düzenlemedir. Doktora sonrası araştırmacıların
tamamen kamu bütçesinden desteklenmesi uygun değildir; ideal olanı,
araştırmalardan veya döner sermayeden aldıkları ücretleri
kullanmalarıdır. Mevcut mevzuat da böyledir ama belli ki yeterli
araştırma bütçesi olmadığı için kamu
kaynağına yönelmek düşünülmüştür ancak bu da doğru bir
yaklaşım değildir. Maddeyi kabul edersek rektör, dekan, bölüm
başkanı, bu kadroları keyfî olarak dağıtabilecektir.
En azından ücretin bir kısmı araştırmalardan
verilmeliydi ki bu kadrolar gerçek araştırma gruplarına gitsin,
onların araştırmalarını desteklesin.
Üniversitelerimizin gelişimini gerçekten
destekleyecek uygulamalar yapalım diyor, İslam âleminin ve Türk
milletinin mübarek Kurban Bayramını kutluyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
akışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
4üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
4üncü madde kabul edilmiştir.
5inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
5inci madde kabul edilmiştir.
6ncı madde üzerinde 2 adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 6ncı
maddesinde yer alan (I) sayılı Cetvelin VII. EMNİYET
HİZMETLERİ SINIFI bölümünün aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
VII. EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI |
|
|
a) Emniyet Genel Müdürü |
1 |
8400 |
b Birinci Sınıf Emniyet Müdürleri |
1 |
6400 |
c) Diğer Emniyet Müdürleri |
1 2 3 4 |
5800 4800 4200 3600 |
d) Emniyet Amirleri |
1 2 3 4 |
4800 4200 3600 3000 |
e) Başkomiser ile Komiser
Yardımcısı rütbesi arasında olanlar |
1 2 3 4 5 6 7 8 |
4200 3600 3000 2200 1800 1700 1500 1400 |
f) Kadroları bu sınıfa dahil olup
da, yukarıda sayılanların dışında kalanlardan, |
|
|
aa) Yükseköğrenim mezunları |
1 2 3 4 5 6 7 8 |
3600 3000 2200 2100 1800 1700 1500 1400 |
bb) Diğerleri |
1 2 3 4 |
2100 1700 1400 1250 |
Mehmet Metanet Çulhaoğlu Ayhan Erel İsmail
Koncuk
Adana Aksaray Adana
Fahrettin
Yokuş Ümit
Beyaz Zeki Hakan
Sıdalı
Konya İstanbul Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen Adana
Milletvekili İsmail Koncuk.
Buyurun. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
İSMAİL KONCUK (Adana) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, 3600 gösterge sözü verilmesinden bu yana
aşağı yukarı dört buçuk yıl filan geçti, geç de olsa
tutulan bir söz. Öncelikle 3600 göstergeye sahip olacak olan bütün meslek
mensuplarımıza hayırlı uğurlu olmasını
diliyorum. Fakat şöyle bir durum var: 3600 ya da ek gösterge düzenlemesi
kamuda yıllardır beklenen, arzu edilen bir düzenleme. Bu düzenleme
sözü üzerinden dört buçuk yıl geçse de aceleye getirilmiş bir
düzenleme yani kamuda hiyerarşiyi bozabilecek bir düzenleme. Emin olun,
sevinen olduğu kadar, bu düzenlemeyi yapacak olanlara ciddi kızgınlıklar
oluşturacak bir düzenleme.
Şimdi, üniversite okumanın ne anlamı
var değerli milletvekilleri? Kişi üniversite bitiriyor ama dört
yıllık fakülte mezunu birçok kişi 3600 ek göstergenin
dışında bırakıldı. Bunu izah edemezsiniz, bunun
mantığı yok. Efendim, biz, öğretmenlere, din
görevlilerine, Emniyet mensuplarına, sağlık
çalışanlarına söz verdik, diğerlerine sözümüz yok ama
onlara da 600 puan veriyoruz. diyerek sıyrılmak mümkün değil.
Yani bu düzenleme mevcut çalışanları ilgilendiriyor ama bütün
emeklileri ilgilendiren bir düzenleme ve çok ciddi hayal
kırıklıklarıyla karşı karşıya
kalacaksınız. İnşallah, bundan sonra gelecek iktidar,
İYİ Parti iktidarı bu 3600 meselesini ve kamu rejimi problemini
kökünden çözecek adımları atacaktır; bunu buradan herkese
müjdeliyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, 5434 sayılı Kanun ile 5510
sayılı Yasa gereği çalışanlar arasında ciddi
eşitsizlik var. Bir kere bunun ilk başta ele alınması
lazım, düzenlenmesi lazım. Hiyerarşik yapı bozuldu diyoruz.
Şefler ya, kamuda çalışan şefler, Türkiye'de toplam 8 bin
şef var, hiyerarşide değerlendirdiğimizde önemli görev ifa
eden insanlar bunlar; 3600ü ısrarla istiyorlar, ısrarla, hak da
ediyorlar. Teknik elemanlar var, teknikerler, onlar da 2800e takılmış.
Şimdi, artı 600 vererek hiçbir şey vermediğinizin
farkında olmanız lazım. Yani artı 600 ne yapıyor? 100
puanlık artışın 19 küsur TL artış
yaptığını düşündüğümüzde, işte, 117 lira net
bir artış meydana getiriyor ama 3600 alan
arkadaşlarımız, meslek grupları, işte, ortalama 1.300
TL zam alacaklar; emekliler zam alacaklar. Diğerlerine nasıl izah
edeceğiz ya? Bakın, nasıl düzeltebilirdik biz bunu? Şöyle
düzeltirdik, çok basit: 1inci dereceye düşen herkes 3600ü alacaktı,
1inci dereceye düşen herkese 3600 ek gösterge verilecekti. O zaman üniversite
okumanın bir anlamı olduğunu da tüm Türkiyeye,
evlatlarımıza ilan etmiş olurduk ama siz bunu da görmezden
geldiniz. Mesela, en yüksek devlet memuru olan
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
Başkanının ek göstergesini 400 puan artırıyorsunuz ama
Bir mali sonuç doğurmaz. diyorsunuz. Niye biliyor musunuz? Çünkü
memurların bazı kalemleri Cumhurbaşkanlığı
İdari İşler Başkanının ek göstergesi üzerinden
hesaplanıyor yani para gitmesin ya, para gitmesin. Bunu izah
edemeyeceksiniz.
Bu gösterge meselesi, yaptığınız
haksızlıklar sebebiyle, çifte standart uygulamalar sebebiyle bundan
sonra daha çok tartışılacak diyorum, hepinizi saygıyla
selamlıyorum ve önümüzdeki günlerde kutlayacağımız Kurban
Bayramımızı, aziz milletimizin bayramını da
kutluyorum.
Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan (2/4527) esas numaralı Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 6ncı maddesiyle değiştirilen, (I) sayılı
Ek Gösterge Cetvelinin I. GENEL İDARE HİZMETLERİ SINIFI
bölümünün (d) bendinde yer alan Toplu Konut İdaresi Başkanı ve
ibaresinin metinden çıkarılmasını, aynı bölümün (c)
bendine Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı, ibaresinden sonra
gelmek üzere Toplu Konut İdaresi Başkanı, ibaresinin
eklenmesini ve aynı cetvelin VII. EMNİYET HİZMETLERİ
SINIFI bölümünün aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
VII. EMNİYET
HİZMETLERİ SINIFI |
|
|
a) Emniyet Genel Müdürü |
1 |
7600 |
b) Teftiş Kurulu
Başkanı, Polis Akademisi Başkanı ve Emniyet Genel Müdür
Yardımcıları Ankara, İstanbul, İzmir İllerinin
İl Emniyet Müdürleri |
1 |
6400 |
c) Daire Başkanları ile
Diğer Birinci Sınıf Emniyet Müdürleri |
1 |
5400 |
d) Kadroları bu
sınıfa dahil olup da Emniyet Müdürü sıfatını
kazanmış olanlar ile emniyet amirleri |
1 2 3 4 |
4800 4200 3600 3000 |
e) Başkomiser ile Komiser
Yardımcısı rütbesi arasında olanlar |
1 2 3 4 |
4200 3600 3000 2200 |
f) Kadroları
bu sınıfa dahil olup da, yukarıda sayılanlar
dışında kalanlardan |
|
|
aa) Yükseköğrenim
mezunları |
1 2 3 4 5 6 7 8 |
3600 3000 2200 2100 1800 1700 1500 1400 |
bb)
Diğerleri |
1 2 3 4 |
2100 1700 1400 1250 |
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Edip Semih
Yalçın
Kayseri Manisa İstanbul
Feti
Yıldız Mehmet
Doğan Kubat Sermet
Atay
İstanbul İstanbul Gaziantep
İzzet
Ulvi Yönter Asuman
Erdoğan Ramazan
Can
İstanbul Ankara Kırıkkale
Arife
Polat Düzgün
Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Toplu Konut İdaresi Başkanı ile
emniyet hizmetleri sınıfına tabi personelin ek göstergelerinin,
yürüttükleri görevin önem ve sorumluluk düzeyi esas alınarak yeniden
belirlenmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 6ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
8inci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8inci maddesinde yer alan değiştirilmiştir
ibaresinin yeniden düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Fahrettin
Yokuş
Adana Aksaray Konya
Ümit
Beyaz Zeki Hakan
Sıdalı
İstanbul Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı.
Buyurun. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 1 Temmuz 1926da yürürlüğe giren Kabotaj
Kanunu, mavi vatanımız olan Türk kara sularındaki menfaatlerimiz
ve egemenlik haklarımız açısından hayati bir öneme sahip.
Türk denizciliğinin geliştirilmesi ve millîleştirilmesi için
çıkarılan bu kanunun 96ncı yıldönümünde tüm
denizcilerimizin ve milletimizin Denizcilik ve Kabotaj Bayramını
kutluyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürkün de işaret
ettiği gibi, denizciliği Türkün büyük ulusal ülküsü olarak
düşünmeli ve başarmalıyız. Denizlerde de tedarik
zincirlerinin istikamet değiştirdiği bir süreçten geçiyoruz.
Üretim ağı için yeni adreslerin arandığı günümüzde,
küresel krizi fırsata çevirebiliriz. Ülkemizin jeostratejik konumunu ve
ticaret yollarının güzergâhını gözümüzün önüne getirdiğimizde,
deniz ticaretinde liderler ligine çıkmamız işten bile
değil. Ancak bunu ilkel yöntemlerle değil, sürdürülebilir ve çevre
dostu bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. Bugün dünya mavi ekonomi ve
mavi büyüme kavramlarını tartışıyor; mavi ekonomiyle
denizlerde sürdürülebilir büyümenin sağlanması amaçlanıyor. Yani
bir yandan ekosistem ve biyoçeşitlilik korunacak ve su kalitesi
iyileştirilecek, diğer yandan da ülkelerin ekonomik
refahını artıracak bir modeli konuşuyoruz. Yeşil
ekonomiye yönelişte yıllarca ayak sürdünüz, nihayet zorla da olsa
vagona binebildiniz. Ülkemiz aynı duyarsızlığı mavi
ekonomide de yaşamayı hiç ama hiç hak etmiyor. Mavi ekonominin
lokomotifi olacak potansiyele sahibiz. İktidara çağrılarımızdan
biri de: Bari bu potansiyeli heba etmeyin, ivedilikle stratejik planlar
oluşturun, gerekli bilim ve eğitim merkezlerini kurup veri üretmeye
başlayın; göreceksiniz ki arkası gelecek. Bunun en büyük
kanıtı Türk denizcilik sektörümüzün yüzyıllardır sahip
olduğu bilgi birikimi ve de tecrübedir.
Kıymetli milletvekilleri, Beşinci Yasama
Yılının son gününde, yıllar önce verdiğiniz seçim
vaadinizi yarım yamalak da olsa nihayet yerine getirebildiğiniz için
bir teşekkürü hak ettiniz. Keşke aynı teşekkürü, üçte 2
artırdığınız bütçede yok
saydığınız emeklilerimiz, gençlerimiz, işçilerimiz,
çiftçilerimiz ve EYT'liler için de edebilseydik; edemiyoruz. Yirmi
yıllık iktidarınızda bırakın vadettiğiniz
refaha ulaşmayı, vatandaş elindekini avucundakini bile
kaybetmiş durumda. Gerçi hâlâ 2023 hedefleriniz baki, yirmi yılda
yapamadığınızı beş ayda
yapacağınızı iddia ediyorsunuz.
Gelin, hatırlayalım neydi bu 2023
hedefleriniz: Enflasyon tek haneye düşecekti, şimdi 3 haneye
koşuyor. İşsizlik yüzde 5e gerileyecekti, şimdi yüzde
10ların çok üstünde. Gayrisafi yurt içi hasıla 2 trilyon dolara
çıkacak, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girilecekti,
şimdi ilk 20de bile değiliz. Kişi başına düşen
millî gelir 25 bin dolar olacaktı, bugün üçte 1ine bile razısınız
ama ne yazık ki onu bile elde edemiyorsunuz. Yoksulluk sınırı
altındaki nüfus azalacaktı, şimdi yoksulluk
sınırına ulaşmayı bırakın, ülkenin
yarısı açlık sınırının altında
yaşıyor, tabii ona da yaşamak denilirse.
Hedeflerinizi ilk
açıkladığınız yıldan itibaren bakanlar geldi,
bakanlar gitti; çoğu paket açılmadan bitti. Şimdi yeni bir
paket, yeni bir fetret dönemi yaşıyoruz; adı da yeni ekonomi
modeli. Ülkemize maliyeti daha şimdiden 230 milyar lirayı buldu.
Ülke ekonomisini yatırım uzmanı edasıyla yönetmeye çalışan,
parası olana hangi yatırımla daha fazla kazanacağını
salık veren, adı faiz olmayan ama faizimsi kazanç
kapılarını kamu kaynaklarını tüketmek için kullanan,
geleceğimizi yok etme pahasına sistemleştiren bir idare
yoksunluğuyla karşı karşıyayız.
Haziran ayında 4 kişilik bir ailenin
yoksulluk sınırı 20.818 lira
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Tamamlıyorum
efendim.
BAŞKAN Süre vermiyoruz.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Öyle mi?
BAŞKAN Öyle bir karar alındı, evet.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Peki.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
8inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
9uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
10uncu madde üzerinde 1 adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 10uncu maddesiyle
değiştirilmesi öngörülen 2914 sayılı Yükseköğretim
Personel Kanununa ekli Ek Gösterge Cetvelinde yer alan Unvanı
ibaresinin Kadro Unvanı şeklinde ve c) Doçentler
sırasında yer alan
Mustafa
Elitaş Muhammed Levent
Bülbül Mehmet Doğan Kubat
Kayseri Sakarya İstanbul
Şeyhmus
Dinçel Ramazan Can Fehmi Alpay Özalan
Mardin Kırıkkale İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, doçent kadrosunda görev yapan personelin
ek göstergelerine esas kadro derecelerinin, görev aylıklarıyla uyumlu
olarak düzeltilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 10uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
11inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
15inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde 3 adet önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 16- 5510 sayılı Kanunun ek 19 uncu
maddesinin birinci fıkrası, Bu Kanun veya bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre malullük ve
yaşlılık sigortasından ödenen aylıklar ve
aylıklar ile birlikte her ay itibarıyla yapılan ödemeler
toplamı dosya bazında, 8/2/2006 tarihli 5454 sayılı Kanunun
1 inci maddesi uyarınca yapılacak ek ödeme dâhil yürürlükte bulunan
asgari ücretin net tutarından az olamaz. Ölüm sigortasından
yapılan ödemeler toplamı ise bu tutarın hak sahiplerinin
hisseleri oranı esas alınarak tespit olunacak tutarından az
olamaz.
şeklinde değiştirilmiştir.
Mehmet
Bekaroğlu İlhami
Özcan Aygun Süleyman
Bülbül
İstanbul Tekirdağ Aydın
Cavit
Arı Kani
Beko Burcu
Köksal
Antalya İzmir Afyonkarahisar
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge hakkında söz isteyen
İzmir Milletvekili Kani Beko.
Süreniz beş dakika.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
KANİ BEKO (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve
saygılarımla selamlarım.
Gündemde olduğu için, sözlerime öncelikle
asgari ücretle başlamak istiyorum. Bugün yapılan açıklamayla
öğrendik ki asgari ücret 5.500 TL olarak belirlenmiştir; bu
rakamı kabul etmek mümkün değildir. Enflasyonun TÜİK'in resmî
rakamlarına göre bile yüzde 70'lere dayandığı bir dönemde
bu rakamlar bize göre komiktir. Ayrıca da maaşlara enflasyon
farkı ödemek övünülecek bir şey değildir, utanılacak bir
şeydir. Neden? Çünkü asgari ücretle çalışan işçilerin
hazırlamış olduğu örnek bir tabloyu sizlerle paylaşmak
istiyorum. Zorunlu giderleri: Kira, 4 bin lira; elektrik, 300 lira; su, 200
lira; doğal gaz, 800 lira; ulaşım, 400 lira; mutfak, 2 bin lira;
eğitim, 800 lira -sağlık yok, sosyal etkinlik yok, çay, kahve
yok- toplamına baktığımızda 8.500 lira.
Cumhurbaşkanı ne verdi? 5.500 lira verdi.
Unutulmasın ki yoksulluk sınırı 20 bin TL'yi
geçmiştir.
Değerli milletvekilleri, asgari ücret
açlık sınırı altında kalmış durumdadır.
Asgari ücrete yapılan bu ara zam en az 6 bin TL olmalıdır. Aksi
hâlde işçiler aç kalmaya devam edecektir. Asgari ücretle
çalışanlara da Kurban ve Şeker Bayramında bir maaş
tutarında ikramiye verilmelidir. Asgari ücretliyi yapılacak zamlardan
da enflasyondan da korumak için mutlaka, Avrupa'da bazı ülkelerde
olduğu gibi, eşelmobil sisteminin uygulanması gerekmektedir.
Unutulmasın ki asgari ücret bir memleket meselesidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde 10 milyonu
aşkın işsiz var ve bugün, kadın ve genç işsizliği
ülke tarihinin en yüksek seviyelerindedir. Kamuda kadın istihdamı
giderek azalmaktadır. İŞKUR verilerine göre, bu yılın
ilk beş ayında kadın işçi istihdamı yüzde 18
oranında düşmüştür. OECD ülkeleri arasında kadın
istihdamı açısından ülkemiz maalesef son sırada yer
almaktadır. Bu da AKP Hükûmetinin kadına bakış
açısını göstermektedir ve bu durumu kabul etmek mümkün
değildir.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunun
(ITUC) raporuna göre, dünyada işçiler açısından en kötü 10
ülkeyi sizlerle paylaşmak istiyorum: 1) Türkiye, 2) Bangladeş, 3)
Belarus, 4) Brezilya, 5) Kolombiya, 6) Mısır, 7) Myanmar, 8)
Filipinler, 9) Guatemala, 10) Eswatini. 2008 yılında
çıkarılan 5510 sayılı Yasadan önce asgari ücretten
düşük emekli aylığı söz konusu değildi. Bugün
emekliler hazine tarafından karşılanan farkla 3.500 lira
maaş alacaklardır ancak emekli maaşını 3.500
yapıyorsunuz ama açlık sınırı 6.391 liradır. Yine
milyonlarca emekliyi açlık ve sefalet içinde bıraktınız. Bu
ücretle emekliler hava karardığında pazar artıklarını
toplamaya maalesef devam edecekler. En düşük emekli aylığı
mutlaka asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir. 2000 yılı öncesi ve
sonrası bağlanan emekli maaşlarındaki fark nedeniyle
mutlaka intibak yasası buradan çıkarılmalıdır.
Emeklilikte yaşa takılan milyonlarca
yurttaşımızın gözü kulağı bugün burada ama saraya
1 trilyonluk ek bütçe çıkardınız, ne yazık ki emeklilikte
yaşa takılanları gündeme bile getirmediniz. EYTlileri daha
fazla mağdur etmeden gasbedilmiş haklarını verin,
emeklilikte yaşa takılanların hak ettikleri maaşları
bağlayın. 3600 ek gösterge tüm kamu çalışanlarına
adaletli bir şekilde verilmeli. Adalet, halkın ekmeği, kamu
çalışanlarının da geleceğidir.
Son olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
çalışan danışmanların kıdem tazminatı
hakkı bulunmamaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kıdem
tazminatı hakkından yararlanamayan personele kıdem
tazminatı hakkının verilmesi, eşit ve adaletli bir
çalışma ortamının gerçekleşmesi adına yasal
zorunluluktur. Buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına çağrıda
bulunuyorum: Anayasaya ve yasalara göre çalışan her personelin
kıdem tazminatları mutlaka verilmedir; bu, onların temel bir
hakkıdır.
Meclisi tekrar sevgi ve saygıyla selamlarken
Engin Başkanıma buradan tekrar teşekkür ediyorum, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde çalışan 3 bine yakın danışman
arkadaşımızın önemli bir konusunu gündeme getirdi. Evet,
ben de Engin Başkanıma katılıyorum, mutlaka ama mutlaka
danışmanların da kıdem tazminatları verilmesi gerekir
düşüncesi içerisindeyim.
Tekrar, beni dinlediğiniz için hepinize
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
KANİ BEKO (İzmir) Niye kabul
etmiyorsunuz, kabul edilmeyecek bir şey yok ki burada.
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
MADDE 16- 5510 sayılı Kanunun ek 19 uncu
maddesinin birinci fıkrasında yer alan 2.500 Türk lirasından
ibaresi cari yıl için belirlenen net asgari ücretten şeklinde
değiştirilmiştir.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Fahrettin
Yokuş Zeki Hakan
Sıdalı
Adana Konya Mersin
Ayhan
Erel Ümit Beyaz
Aksaray İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Aksaray Milletvekili Ayhan Erel.
Buyurun Sayın Erel. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 16ncı
maddesi üzerine partim İYİ Parti adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz maddeyle
yaşlılık, malullük, ölüm aylığı almakta olan
emeklilerimize ve hak sahiplerine dosya bazında 2.500 TL olarak öngörülen
aylık asgari ödeme tutarının 3.500 Türk lirasına
yükseltilmesi amaçlanmıştır.
Emekli vatandaşlarımızın
sorunları, ekonomik hayatın sorunlarının önemli bir
parçasıdır. Yaklaşık 13 milyondan fazla emekli
vatandaşımız bulunmaktadır; yaşamlarının
büyük bölümünü çalışarak geçiren ve sonrasında emekli olma
hakkını elde eden emekli vatandaşlarımızın
yaşlılıklarında mutlu, huzurlu olmalarını ve
ekonomik açıdan refah standardını yakalamalarını
sağlamak sosyal devletin en önemli görevlerinden bir tanesidir. Emeklilere
verdiğimiz hak, sosyal yardım değil onların yıllarca
çalışmalarının karşılığıdır.
Günümüzde açlık sınırının 6 bin TL düzeyinde
seyrettiği bir ülke ekonomisi koşullarında, hayatın
şartlarına baktığımızda, şeker 5 liradan 25
liraya, kıyma 55 liradan 150 liraya, ekmek 2 liradan 5 liraya, elektrik,
doğal gaz, tüp gaz
Bunları saymaya gerek yok, bu kadar hayat
pahalılığının olduğu bir ortamda emeklilerimize
verilen bu ücretin yeterli olmadığı kanaatindeyiz. Sağımızda,
solumuzda emekli olan komşularımıza
baktığımızda, ay başında emekli
maaşını alan vatandaşımızın eşini
alıp da bir ay başında lokantaya yemek yemeye gittiğini
gören var mı? Ben görmedim. Yine emekli
vatandaşlarımızın tatile gittiğini hiç duyan var
mı? Ben duymadım. Hani Avrupa bizi kıskanıyor. diyorsunuz
ya, Avrupalı vatandaşlar Türkiye'nin en güzel yerlerine gelip tatil
yaparken emekli Türk vatandaşları köyüne hasret, torununa hasret,
memleketine gidemez hâle gelmişlerdir. Zira, bugün akaryakıta gelen
zamlar yüzünden, mesela İstanbul'da oturan Erzincanlı bir vatandaşın
memleketine gidip gelmesi -2 kişinin- en az 2 bin lira. 3.500 lira emekli
maaşını reva gördüğünüz bu vatandaşın memleketine
gitmesi, hasret gidermesi, sılayırahim yapması pek mümkün görülmemektedir.
Bakın, sosyal medyada bir vatandaşımız ne güzel yazmış:
Bir insanın üç öğün karnını doyurması, senede bir kez
tatil yapması, yazın terlemeyip kışın üşümemesi,
arada arkadaşlarıyla oturup çay, kahve içmesi, üstüne başına
bir şey alması lüks değil, insanca yaşamaktır ve bu
bir haktır. Tasarruf ile sefaleti karıştırmayalım.
Haklı; tasarruf istiyorsak önce makam araçlarından, farklı
yerlerden 3-5 maaş alanlardan ve memleketin kaynaklarını
kendilerine heba ettiğimiz 5 müteahhitten başlayalım ve
vatandaşımızı fazla üzmeyelim.
Değerli Başkan, kıymetli milletvekilleri;
vatandaşın evine et girmediği, tenceresinde derdin, hüznün
kaynadığı ülkemizde gelinen nokta acı vericidir. Buradan
defalarca vurguladık, emeklilikte yaşa takılan
vatandaşlarımız erken emeklilik değil, hakları
olanı talep ediyor ancak iktidar yetkilileri EYTli kardeşlerimizin
bu haklı feryadına kulak vermiyor, bu
vatandaşlarımızı görmemezlikten geliyor. Ama bu günler
geçecek, zamanında ya da erken yapılacak bir seçimde Genel
Başkanımız Meral Akşener Hanımefendinin
liderliğinde güzel ülkemizi bereketli, huzurlu, mutlu günlere
kavuşturacağız. Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşener Hanımefendinin söylediği gibi, iktidarımızda
en düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine
çıkaracağız. Biz 70 yaşında çalışmak zorunda
kalmayan, keyif süren emeklilerimizle övüneceğiz, biz milletin
sırtından aldığımız yükle övüneceğiz, biz
İYİ Parti iktidarında cumhuriyet değerlerimizin
rehberliğinde Mustafa Kemal Atatürkün o büyük Türkiye vizyonuna yakışır
yepyeni bir tarih yazacağız.
Emin olun, inanın, çok az kaldı, iyiler
geliyor, İYİ Parti geliyor diyor; bu vesileyle, yaklaşmakta
olan, sizlerin ve yüce Türk milletinin mübarek Kurban Bayramını
kutluyor, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önerge okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 346 sıra sayı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinde yer alan
Tulay
Hatımoğulları Oruç Oya
Ersoy Kemal
Bülbül
Adana İstanbul Antalya
Abdullah
Koç İmam
Taşçıer
Ağrı Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
OYA ERSOY (İstanbul) Sayın Başkan,
DİSK-AR geçenlerde bir rapor açıkladı ve başkanlık
rejiminin beş yıllık bilançosunu ortaya döktü. Neydi bu bilanço;
asgari ücretlinin millî gelirdeki payı azaldı bu dört yıl
içinde, asgari ücret açlık ve yoksulluk sınırına göre
geriledi, geniş tanımlı işsiz sayısı 2,6 milyon
arttı, ekonomiye güven dibe vurdu.
Şimdi, Türk lirasını
değersizleştirerek siz emeği ucuzlattınız, ücretleri
bilerek ve isteyerek baskı altına aldınız ve tamı
tamına yüzde 99un emeğini yüzde 1in çıkarı için seferber
eden bir rejim yarattınız. Bu bizzat sizin politik ve
sınıfsal bir tercihiniz.
Şimdi, bu yasa teklifiyle ne yapıyorsunuz?
Yirmi yıldır, evet, iktidar çok iyi bildiği bir şeyi
yeniden tekrar ediyor; bir torba oluşturuyor, içine iki üç tane
göstermelik madde koyuyor ve bunun içinde bir manipülasyon da var. Bu yasada ne
var? Bu yasada emeklilerin sorununa bir çözüm yok, öncelikle onu söyleyeyim.
Emeklilerin bayram ikramiyesine bir zam da görünmüyor. EYT'lilerin sorununa, o
kadar yıllardır mücadele eden emeklilikte yaşa
takılanların sorununa bir çözüm de yok. Peki, ne var? En düşük
emekli aylığına bin lira eklenerek 3.500 liraya tamamlama var.
Bakın, bu çok önemli, bu da, bin lira tamamlama da bizim sayemizde,
muhalefetin sayesinde yoksa 500 lirayla gelmişlerdi. Açlık
sınırının 6.394 lira, yoksulluk
sınırının 20.818 lira olduğu şartlarda en
düşük emekli maaşının açlık
sınırının altında olması asla kabul edilemez.
Şimdi 3.500 liraya çıkarıldı emekli maaşları.
diye özellikle yandaş medyada manşetler atılıyor ya,
hayır, 3.500 liraya çıkmıyor emekli maaşları, emekli
maaşları ancak hazine desteğiyle 3.500 liraya tamamlanıyor.
Peki, bu ne demek? Bu, şu demek: Aslında ücretler 2.500 lira olarak
kalacak yani bugünden sonra gelen bütün zamlar, artışlar, hani
enflasyon farkı vesaire diyelim ki yüzde 20 artış
açıklandı, 2.500 lira üzerinden yapılacak, hesap edilecek bu
artışlar ve 2.500 liranın yüzde 20si 500 lira eklendiğinde
3.000 lira yani 3.500ün altında kalan her artış 3.500e
tamamlanmış olacak ama 3.500 üzerinden bir artış geçerli
olmayacak ve uzun yıllar da bu böyle devam edecek. En düşük emekli
aylığı alan emekliler asgari ücretin altında, bunun bile
gerisinde, açlık sınırının altında yıllarca
yaşamaya mahkûm edilecek.
Bakın, 2008 yılına kadar emekli
aylıklarının alt sınırı asgari ücretin kendisiydi
ve asgari ücretin altında emekli aylığı yoktu. Yirmi
yılda emeklinin hâlini rakamlarla söyleyeyim. Aralık 2002de net
asgari ücret 184 liraydı, işçi emekli aylığı asgari
257 liraydı yani emekli aylığı asgari ücretin yüzde 40
fazlasıydı. Bugün 4.253 lira asgari ücret ve en düşük emekli
aylığı 2.500 lira yani asgari ücretin yüzde 40 eksiği.
Burada yapılan şu: Aslında, 2008 yılı, özellikle
Türkiye'de emekli aylıklarının sistematik olarak
düşürüldüğü yani sosyal güvenlik sisteminin
piyasalaştırılmaya başlandığı yıl. Ve
hem emekli aylıklarını düşürdünüz, katsayıları
vesaireyi düşürdünüz hem de emeklilikte yaşa takılanlar diye
bir şeyi siz yarattınız.
Belli bir çalışma süresini tamamlayarak
emekli olmak ve emekli olduktan sonra da son nefesimize kadar insanca
yaşayacağımız bir ücret ve sağlık hakkı,
parasız bir sağlık hakkı başta olmak üzere sosyal
haklara sahip olmak temel bir yurttaşlık hakkıdır, en temel
yurttaşlık hakkıdır. Devletin de görevi yani
iktidarların da görevi bütün emeklilere bunu sağlamaktır.
Emeklilerin bugün 8 milyonu açlık sınırı ve bunun
altında, geri kalanı da yoksulluk sınırının
altında yaşamaya çalışıyorlar, büyük bir
kısmı ikinci bir işte çalışıyor ve kriz döneminde
bu işlerini de kaybetmiş durumdalar. Kirası, elektriği,
suyu, doğal gaz faturaları bunların hiçbirini ödeyemez hâlde bu
artışla bile, bugün eklenenle bile ve bugün yapılması
gereken, yoksulluğu ve adaletsizliği büyüten bir ekonomik büyümenin
ülkeye, halka faydası olmadığını bilerek bütün
oranları, artışları enflasyonu değil büyüme
oranını ve yoksulluk sınırını esas alarak
yapmaktır. Asgari ücrete paralel olarak da bütün ücretler ve emekli
aylıkları artırılmalıdır ve en düşük emekli
aylığı asgari ücret düzeyine çıkarılmalı,
EYTlilere de emeklilik hakkı verilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OYA ERSOY (Devamla) Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
18inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
19uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
20nci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 20nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 20 26/1/2011 tarihli ve 6107
sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında
Kanunun geçici 4 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında bulunan (3.600)
ibaresinin (4.200) şeklinde değiştirilmiştir.)
Mehmet
Bekaroğlu Gökan
Zeybek İlhami
Özcan Aygun
İstanbul İstanbul Tekirdağ
Burcu
Köksal Süleyman
Bülbül Cavit
Arı
Afyonkarahisar Aydın Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Burcu Köksal.
Buyurun Sayın Köksal. (CHP
sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 seçimlerinden bu yana
meydanlarda 3600 ek gösterge sözü verdiniz. Şimdi milyonlarca memurun ve
memur emeklisinin beklediği ek gösterge düzenlemesi geldi Meclise; geldi
gelmesine ama eksik geldi. Mevcut olan ek gösterge sistemi kaldırılarak
kadrolu ve güvenceli bir kamu personel rejimi getirilmesi gerekirken mevcut
sistem içinde çözüm getirilmeye çalışılması sorunu çözmüyor
ne yazık ki. Mesela, üniversite mezunu olmayan 565 bin kamu emekçisi bu ek
göstergeden yararlanamıyor. Yine, emekli aylığını
bağlama oranının yeniden düzenlenmesi gerekiyor; eskiden
memurlar emekli olduktan sonra yapacaklarının hayalini
kurarlardı, şimdi ise emekli aylığı bağlama
oranlarının düşüklüğünden dolayı memurlar emekli
olmaktan korkuyor çünkü emekli olduğunda geçinemeyeceklerini biliyorlar.
Emekliler intibakla ilgili düzenleme bekliyor. 2000
yılında emekli olan ile 2008 yılından sonra emekli olan
arasında resmen uçurum var. 2000 öncesi emekli olan 2 milyon SGK'lı,
BAĞ-KUR'lu emekliye 2012'de intibak yasası çıkarıldı,
bunların aylıklarında yaklaşık 350 lira civarında
bir artış yapıldı fakat 2000 sonrası emekliler hangi
gerekçeyle intibak yasası kapsamına alınmadı?
İşte, onlar bu duruma tepki gösterince dönemin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik onların da intibak yasası
kapsamına alınacağı, onlarla ilgili bir düzenleme
getirileceği sözünü verdi fakat aradan on yıl geçti hâlâ hiçbir
şey yapılmadı, bizim getirdiğimiz teklifler de AKP ve MHP
oylarıyla reddedildi. İsterdim ki şu kanun teklifinde 2000
sonrası emekli olanların beklediği intibak yasası da
olsaydı ama yok.
Kamuda taşerona kadro vereceğiz.
dediniz; 500 binin üzerindeki belediye şirket işçisi, KİT'lerde
esas işi yapan taşeron işçiler, radyoloji görüntüleme
çalışanları, kiralık araç şoförleri, yemekhane
çalışanları, HBYS çalışanları, laboratuvar
çalışanları, diyaliz, fizik tedavi çalışanları,
Karayollarındaki taşeron işçiler, sterilizasyon ve dezenfeksiyon
çalışanları, sosyal tesis çalışanları, vakıf
personelleri, yüzde 70 engeline takılanlar ve 4 Aralık
mağdurları ne yazık ki kadro dışı kaldı.
İsterdik ki şu düzenlemede onlara da kadro verilseydi ama yok.
Millî Eğitim Bakanlığında
çalışan ve 15 Haziran itibarıyla işsiz kalan 32 bin geçici
işçi askıda kadro bekliyor. Askıda ekmeki gördük, sayenizde askıda
kadroyu da görmüş olduk. İsterdik ki bu düzenlemeyle o geçici
işçilere ve diğer tüm geçici işçilere de kadro verilseydi.
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra
suçlu-suçsuz bakmadan binlerce kamu çalışanını KHKyle
ihraç ettiniz, işinden attınız. Bunların bir
kısmı takipsizlik veya beraat kararı aldığı hâlde
işlerine iade edilmedi, bir kısmı ise hiçbir yargılama
geçirmedi. Şimdi, hiç yargılama geçirmeyen birinin suçluluğuna
nasıl kanaat getirip ihraç ettiniz? Peki, takipsizlik veya beraat
kararı almış yani masumiyetini ispat etmiş bir memuru hangi
gerekçeyle işine döndürmüyorsunuz? Bir hukukçu olarak hukuk
mantığınızı hiçbir literatüre
sığdıramıyorum. Şimdi isterdim ki KHKyle ihraç
edilmiş, takipsizlik veya beraat kararı almış veya
hakkında hiçbir yargılama olmayan kamu
çalışanlarının işlerine iadesiyle ilgili şu kanun
teklifinde bir hüküm olsaydı.
Ve emeklilikte yaşa takılanlar, devletin
Gençsin. deyip emekli etmediği, özel sektörün Yaşlısın.
diye iş vermediği, o hakları gasbedilen EYTliler için de
mağduriyetlerini giderecek bir hüküm şu uygulamada, şu
düzenlemede olsaydı.
Çiftçiler, onlar ne yazık ki perişan
olmuş durumda. Çiftçinin traktöründe kullandığı mazotta ÖTV
ve KDV kalksın diyoruz ama AKPden onlar için de bir teklif yok. Mesela
güzel memleketim Afyonkarahisarın Sultandağı ilçesindeki kiraz
üreticileri perişan olmuş durumda, bu yıl yüzde 90lık bir
verim kaybı var. Eğer bu üreticilerin borçları bir yıl
faizsiz ertelenmezse ve zararları karşılanmazsa gelecek yıl
ne yazık ki ihraç edecek kiraz bulamayacağız. Ama hiç kimse
merak etmesin Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında üreticilerin yüzü
gülecek. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
20nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
21inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
22nci madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 22nci
maddesinde yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir
ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Fahrettin
Yokuş Zeki Hakan
Sıdalı
Adana Konya Mersin
Ayhan
Erel Ümit Beyaz
Yasin Öztürk
Aksaray İstanbul Denizli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Denizli Milletvekili Yasin Öztürk.
Buyurun. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar partisi yoruldu, metal bir
yorgunluk içerisinde, sokağa adım atacak mecalleri kalmadı.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir)
Çalışmaktan yorulduk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) Kendilerince metal
yorgunluk yaşayanları güya dinlendirdiler, şimdi sıra
vatandaşlarımızda. Az kaldı, sizi, iktidarı,
vatandaşımız topyekûn dinlendirecek; o zaman bayramda
dinlenirsin.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Daha
rüştünü ispatlayamadın. Neyse
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) Sizin adım
atamadığınız sokakları biz adım adım
turluyoruz. Ne görüyoruz söyleyelim: Vatandaş kırgın,
vatandaş kızgın, vatandaş üzgün, pişman ve
vatandaş güvensiz. Vatandaş artık kralın çıplak olduğunu
görüyor ve etrafındaki taklacılara, çantacılara ve besleme
basına rağmen bu gerçeği de haykırmaktan artık
çekinmiyor.
Önümüze bir kanun teklifi getirdiniz,
alıştığımız üzere içine alakalı
alakasız birçok maddeyi eklediniz. Bizim dile getirdiğimiz taleplerin
içini makyajla süslerken içini boşalttığınız ve
aslında arasında gerçek niyetlerini gizlediğiniz bir torba;
dışı süslü, içi boş bir çuval.
Bu kanun teklifinin içinde bizim ısrarla dile
getirdiğimiz 3600 gibi kamu personeline yönelik düzenleme de var, yine
bizim ısrarla dile getirdiğimiz emekli maaşlarının
artırılmasına yönelik düzenleme de var, yine bizim daha iki gün
önce verdiğimiz ama kabul etmediğiniz üniversite öğrenci
affı da var. Bunların yapılmasına ilişkin bir kanun
teklifine olumsuz bakmamız mümkün mü? Tabii ki hayır. Ama ne
yaptınız? Yine sütün içine çamur
karıştırdınız, yine halis niyeti kirlettiniz. Kamu
personelini ayrıştırdınız, eşitler arasında
kendi eşitlerinizi daha eşit hâle getirdiniz ve liyakatsiz
kadrolarınızın, 3-5 maaşlı danışmanlarınızın,
sizlere ram olan üst düzey bürokratlarınızın ikballerini
garantiye aldınız.
Bakınız, bu kanun teklifinin 22nci
maddesi ve bağlantılı diğer maddeleri de işte tam bu
minvalde. Maddede Cumhurbaşkanlığı İdari
İşler Başkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
idari teşkilatı personelinin ek göstergelerine yönelik düzenleme
yaptınız. Kanun teklifinin 62nci maddesinde de Türkiye Büyük Millet
Meclisi teşkilatında görev yapan üst kademe yöneticilerinin görevden
alınmaları hâlinde, kendilerine ayrıcalıklı bir
vaziyette görev güvencesi verilmektedir.
Görüştüğümüz kanun teklifi, bütün memurların
hak ettiği gösterge rakamına ulaşmasını düzenleyen
aceleye getirilmemiş bir düzenleme olsa idi, temsil ettiği makam
gereği Meclis idari teşkilatında da bir düzenleme
yapılmasını doğru kabul edebilirdik. Ancak Meclisimizde
sadece idari teşkilat personeli çalışmıyor; şu anda
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendine has ve oldukça zor çalışma
ortamında çalışan personelinden 2012 yılından önce
işe başlayanlara yönelik bir düzenleme yok, ilave gösterge yok.
Mecliste farklı birimlerde olsalar da aynı işi yapsalar da
birbirinden farklı ücret ve özlük haklarına sahip personel var.
Aynı işi yapan çalışanların eşit ücrette
eşitlenmesi için bir düzenleme yapılması, birlikte görev
yaptığımız bütün mesai arkadaşlarımıza bir
borcumuz değil mi?
Bir de bizim yakın mesai
çalışanlarımız, danışmanlarımız ve
yardımcı personel pozisyonunda çalıştırılan
personelimiz var; Meclisin üvey evlatları. Bunların birçoğu
kadrosuz, sözleşmeli çalışan elemanlar. Milletvekilinin görevi
herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda veya bağlı olduğu
milletvekili Haydi güle güle. dediğinde bu arkadaşlarımız
işsiz ve de üstüne üstlük güvencesiz kalıyor. Bu
arkadaşlarımız, işten ayrılmaları durumunda
işsizlik maaşı alamıyorlar çünkü Meclis işveren olarak
işsizlik ödeneği yatırmıyor. Bu arkadaşlarımız,
işten ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı, emekli
olmaları durumunda emekli ikramiyesi alamıyor. Bu tür personel
çalıştırma uygulaması Meclis dışında hiçbir
kamu kurumunda yok. Kaldı ki kamu kurumunu geçtik, bunu özel sektörde bir
işveren yapsa, çalışan şikâyetçi olsa devlet olarak ceza
kesiyoruz, dava açsa tazminatını işverenden söke söke
alıyoruz.
Kanun fabrikası hâline getirdiğiniz
Meclisimiz, kendi personeline ilişkin bir düzenleme yaparken ne
Anayasadaki eşitlik hükmünü dikkate alıyor ne iş
kanunlarını dikkate alıyor ne de ILO gibi uluslararası
anlaşmaları. Meclisimizin Başkanı bile bunun
yanlışlıklarına değiniyor ama Önümüzde yasal engel
var. diyor. İş barışını sağlamak için bu
engeli aşmak çok mu zor? Kaldı ki idari üst
teşkilatımızda çalışan yöneticilerimizin bir
kısmının ismine kamu iktisadi teşebbüslerinin yönetim
kurullarında da rastlıyoruz. Çifter maaşlı
bürokratların dünyalığını sağlamlaştırmak
için yasal engel kaldırılıyorsa, kıdem tazminatı gibi
zorunlu bir hakkın verilmesi için bir değişiklik kolayca
yapılabilir ama nerede? İşte hazırlanan kanun teklifi de
böyle, tamamen hazırlıksız, tamamen göstermelik, tamamen seçime
endeksli, tamamen iktidarda kalabilme kaygısı.
Eksiklerine rağmen bu kanun teklifi, af
bekleyen öğrencilerimize, 3600 ek gösterge
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK (Devamla)
rakamını
beklerken göstermelik katsayı artışıyla dumura uğrayan
memurlarımıza, bizim de anlayamadığımız
şekilde 3.500 lira maaşla geçinen emeklilerimize hayırlı
olsun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendine "Ek 34 üncü maddesinin ibaresinden
sonra gelmek üzere "birinci fıkrasında yer alan bakanlık
daire başkanlarına ibareleri daire başkanlarına (ana ve
yardımcı hizmet birimi) şeklinde değiştirilmiş
ve maddeye ibaresinin eklenmesi arz ve teklif olunur.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Asuman
Erdoğan Arife Polat
Düzgün Mücahit
Durmuşoğlu
Ankara Ankara Osmaniye
Selim
Gültekin Niğde
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminden önce Cumhurbaşkanlığı teşkilatında
birim yöneticisi konumundaki müdürler bakanlık teşkilatlarında
yer alan müstakil/ana ve yardımcı hizmet birimi daire
başkanı dengi olarak görev yapmaktaydılar ve bunların özlük
hakları anılan daire başkanıyla denk seviyedeydi.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden sonra kamudaki genel
düzenlemelere paralel olarak Cumhurbaşkanlığı
teşkilatında birim yöneticiliği konumundaki müdürlükler
kaldırılmış ve bu teşkilatın yerine daire
başkanlıkları kurulmuştur. Ancak 703 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen
ek 34üncü maddeyle denklik belirlemede bakanlık daire başkanı
ibaresinin ihtilafa sebebiyet vermesinden kaynaklı uygulamada tereddüt
yaşanmış ve bunların özlük hakları müstakil olmayan daire
başkanlarına eşitlenmiştir. Maddeyle
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
Başkanlığı daire başkanı kadrosunun özlük
haklarının belirlenmesinde oluşan tereddüt 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 34üncü maddesinin birinci fıkrasında
yer alan "bakanlık daire başkanlarına ibarelerinin
"daire başkanlarına (ana ve yardımcı hizmet birimi)
şeklinde değiştirilmesi suretiyle giderilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 22nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
23üncü madde üzerinde 1 yönerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 23üncü
maddesinde yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Erel Fahrettin
Yokuş Zeki Hakan
Sıdalı
Aksaray Konya Mersin
Ümit
Beyaz Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Yasin Öztürk
İstanbul Adana Denizli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen Adana
Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurun Sayın Çulhaoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 346 sıra sayılı Kanun
Teklifi'nin 23üncü maddesi üzerinde İYİ Parti Grubumuzun
görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye 666
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1inci maddesiyle eklenen ek
11inci maddeyle Cumhurbaşkanlığı İdari
İşler Başkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı idari teşkilatı personelinin ek
gösterge ve makam tazminatı kararnameye ekli cetvellerle yeniden
belirlenerek, 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı
cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu personelinin ek gösterge, makam tazminatı ve
diğer özlük hakları ise emsali olarak belirlenen personele
eşitleniyor.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, AK
PARTİ, bu düzenlemeyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnanamenin
geçici 10uncu maddesiyle kazanılmış mali ve sosyal hakları
saklı tutulan personelin, bu kanunla personel kanunlarına veya bu
kanun hükmünde kararnameye ekli ek gösterge cetvellerinde yapılan
değişiklik kapsamında daha yüksek olması hâlinde emsalleri
için belirlenen ek gösterge rakamlarından
yararlandırılmasını amaçlıyor. Teklifle tüm
çalışanların ek göstergelerinde bir artış
olduğunu ifade ediyor.
Mecliste görev yapan az sayıdaki üst düzey
yöneticimizi koruma altına alıyorsunuz ama Türkiye Büyük Millet
Meclisinde uzun yıllar emek veren çalışanlarımızı
da yine göz ardı ediyorsunuz. Bizimle beraber gece gündüz demeden mesai
yapan diğer personel arkadaşlarımızın ek
göstergelerinde tatmin edici bir artış yapmayarak eşitlik
ilkesine aykırılık oluşturuluyor. Onların
çalışma barışını bozarak haklarına da
giriyorsunuz. Eski göstergeleri hâlihazırda çok yüksek olan unvanlarda
bile bu artışları yapıyor, sizinle birlikte çalışıp
büyük emekler harcayan Meclis personeli ile uzun zamandır hiçbir
iyileştirme yapılmayan, eliniz ayağınız, gözünüz
kulağınız olan sözleşmeli
danışmanlarınızın ek göstergelerini yükseltmiyorsunuz.
İçeriğini iyi okursanız, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı idari teşkilatı
bünyesinde görev alan üst düzey yöneticilerin, görevden
alındıklarında atanacakları kadroları şimdiden
garanti altına alınıyor. Biraz önce söylediğim gibi, uzun
yıllar AK PARTİ'ye hizmet eden üst düzey yöneticiler korunup
kollanıyor ama diğer emekçilere ise hiçbir şey verilmiyor.
Anlaşılacağı üzere, bu düzenleme iktidarın
kaybedeceği seçim ve kaybedeceği Meclis çoğunluğuna yönelik
bir tekliftir.
İktidar partisi, bir sonraki dönemin Meclis
Başkanının idari teşkilat içinde yapacağı
atamalara müdahale eden bir düzenlemeyi şimdiden yapıyor. Belirli
kişiler için yapılmak istenen ve adrese teslim bu madde yasama
yetkisinin kötüye kullanılmasından başka bir şey
değildir. Bahse konu içerik siyasi saiklerle düzenlenmiştir ve bunun
bir siyasi gelenek olarak kalması da son derece tehlikelidir. Bu
doğrultuda, maddenin teklif metninden çıkarılmasına yönelik
vermiş olduğumuz önergemiz Komisyonda Cumhur İttifakı
milletvekilleri tarafından da reddedilmiştir.
İktidar bu kanun teklifiyle şunu
açıkça ortaya koymuştur ki teklif, etkileyeceği kesimlerin
sorunlarını çözmekten ziyade kendisine yakın kesimlere bir seçim
boncuğu dağıtmaktadır. Milletin çocuğu 92 puan
alıp atanamamışken, mülakatla elenmişken yanında AK
PARTİ'li dayısı olanlar, 58 puan alıp işe
başlatınların aldığı maaşları -ne
diyelim- haram olsun! Milletimizin çocuğu mutsuzken, dört yıl okuyup
işsizler hanesine kaydı yapılmışken
büyükşehirlerde iş bulamadığı için motokurye
oluyorlar. Yüksek maaş alanların korunup kollanması AK
PARTİ'ye yakışıyor doğrusu.
Mecliste görev yapan binlerce personel ve
danışman arkadaşlarımızın mağdur
edilmemeleri ve onların da ek göstergelerinde bir iyileştirme
yapılması çağrımı tekrarlıyorum.
Evet, önümüzde Kurban Bayramı var. Milletimizin
Kurban Bayramı'nı kutluyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
23üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.14
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 111inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
346 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm 24 ila 44üncü maddeleri
kapsamaktadır.
Teklifin ikinci bölümü üzerinde İYİ Parti
Grubu adına Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET
NACİ CİNİSLİ (Erzurum) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
İlk konuşmamda kanun teklifinin daha çok
siyasi yorumlarına yer vermiştim ve bu konuşmamda da, ikinci
bölüm konuşmamda da daha çok teknik konuları ele alacaktım fakat
birkaç dakika önce Sayın Cumhurbaşkanının
açıkladığı asgari ücreti duyunca maalesef tekrar biraz
siyasete dönmek mecburiyetinde hissediyorum kendimi. Açlık
sınırının 6.391 lira olduğu bir ülkede, bayram öncesi
5.500 liralık bir asgari ücret açıklamayı hiç uygun
bulmadım, üzüldüm ve kınıyorum. Biz İYİ Parti olarak
bu ücretin 6.500 liradan aşağı olmaması gerektiğini
düşünüyoruz ve buna da destek vermeyi taahhüt ediyoruz.
Evet, bu kanun teklifiyle ilgili de bizim
gördüğümüz kadarıyla ana motivasyonun aslında bu kanun
teklifinden faydalanma ihtimali olan 5,3 milyon kişi olduğunu
görüyoruz. Yani bu işin aslında bir millete hizmet olmaktan ziyade bu
5,3 milyon kişi ve etrafından ne kadar çok oy alınabilir
motivasyonuyla Meclise getirildiğini görüyoruz. Yanlış bir
şey değildir; siyasettir, demokrasidir, demokrasilerde partiler oy
almak için tabii ki daha fazla çaba sarf etmek isterler ki çok doğru ama
keşke bu, seçim öncesine kalmasaydı da vaktinde yapılsaydı,
millet de kendine hizmet edildiğini hissedebilseydi.
Kanun teklifi sırasında yine, satır
aralarında, benim için çok enteresan ve içimi acıtan bir bilgiye
sahip oldum. Bunu da yüce Meclisimizle ve aziz milletimizle paylaşmak
istiyorum. Malumunuz kamu-özel işbirliği adı altında
yapılan bazı soygun projeleri var. Biz bunlara soygun projeleri
diyoruz ve bu soygun projelerinin utancı yalnızca soygun projesi
olmakla kalmıyormuş, bu otoyol ve köprülerden devletin polisi, devletin
ambulansı, devletin cenaze aracı da para vererek geçiyormuş ve
bu para vermekle de yetinilmiyormuş; verilen cezalar, katlanan cezalar
devletin polisine, devletin ambulansına ve devletin cenaze aracına da
işletiliyormuş. Çok ayıp, hiç yakışmaz, konuyu Türk
devlet vakarına hiç yakışmayacak bir ele alış. Bunu
zaten bir devlet aklıyla bağdaştırmadım, klasik bir AK
PARTİ aklıyla bağdaştırdım; kendilerine
yakışmış.
Bir önceki konuşmamı Denetim
camiasına nifak sokuldu. diye bitirmiştim. Bu ek göstergelerle birlikte
denetim camiasının içine nifak sokulmuştur ki devletimizin çok
önemli bir görevini üstlenmiş olan camiadır. Devletin denetim
elamanları, ayrıca mühendisler ek göstergeden hakkaniyetle
faydalanamamıştır ki bu ek göstergeden hakkaniyetle faydalanamayan
çok daha farklı kesimler de tabii ki var, yalnızca onlar değil;
vergi müfettişlerimiz, vergi dairesi çalışanları, vergi
tahsildarları, bunlar da aynı şekilde bu avantajlardan
faydalanamıyorlar ve motivasyonları son derece
kırılmış durumda.
Denetim camiasının bana gönderdiği
bir not var, bunu okumak benim boynumun borcu. Üç önemli ilkeden bahsediyorlar,
aşındırılan üç önemli ilkeden bahsediyorlar. Birincisi
Denetim fonksiyonu bir bütündür. Bu bütünsellik belirli kurumlar ve unvanlar
adına terk edilmektedir. diyorlar. İkincisi ise Eşit işe
eşit ücret ilkesi zedeleniyor. diyorlar. Üçüncüsü de Denetim
organları arasında ciddi bir ayrışma, huzursuzluk ve
motivasyon kaybı meydana gelecektir. diyorlar. Bu sebeple kamudaki iç
denetçiler -ki bağlı oldukları kurumun en tepe yönetimine
bağlı çalışmaktadırlar; bakana, müdüre, şefe- ve
diğer kurumlardaki müfettişlerin de mahallerinde aynı
kademelerde iyileştirme yapılması bir zorunluluktur. diye bana
not gönderdiler, bunu da buradan ben aziz milletimizle ve yüce Meclisimizle
paylaşmak istedim. Ek bir önergeyle denetimcilerin, denetçilerin,
mühendislerin, vergi müfettişlerinin durumunu düzeltebilirsek biz bundan
yalnızca memnun oluruz.
Evet, kanun maddeleri içinde malumunuz en çok yer
bulan ek göstergeler. Kamuoyunun da uzun bir süredir bekliyor olduğu 3600
ek gösterge düzenlemeleri şüphesiz gerekliydi ve hatta bu düzenlemelerin
yapılması da oldukça gecikti, bunu her zaman söylüyoruz ancak
gecikerek getirilmiş bu düzenleme çok eksik. Teklifte yer alan ek gösterge
maddelerinin, ek göstergesi 3600ün altında kalan kamu
çalışanlarına neredeyse hiçbir yararı yok. Burada birlikte
çalıştığımız, bize emekleri olan Meclis
çalışanlarımızın bile bu ek göstergelerden yeterince
faydalanamamaları bizi üzüyor. Kamu huzurunu ve kamu
çalışanlarının huzurunu fazlasıyla bozan ve
hiyerarşiyi bozan bu ek gösterge kanun teklifinin ne kadar alelacele ve
özensiz hazırlandığının en önemli göstergesi. Ciddi
bir kamu personel reformunun şart olduğunu düşünüyoruz,
bunların sil baştan tekrar ele alınması gerek. En
düşük emekli maaşları da son derece iç acıtıcı ve
utanç verici. 2.500 liradan 3 bin liraya lütfen çıkarılan
maaşlar, baskımızla arttırılma cihetine gidildi;
artırıla artırıla maalesef ancak 3.500 liraya kadar
çıkarılabildi. Burada da bizim teklifimiz, asgari ücret kadar
olmasıdır; adı üstünde asgari daha düşüğü
olmaması lazım. Böylece emekli maaşlarının da en
azından asgari ücret kadar olması şarttır.
Noterlik müessesesine büyük bir darbe vuracak bir
kanun teklifiyle karşı karşıyayız, büyük bir
emrivakiyle karşı karşıyayız aslında Meclis
olarak. Bundan bir süre önce Adalet Komisyonundan geri çekilmek zorunda
kalınmış bir teklif, büyük bir emrivakiyle, yine AK PARTİ
aklıyla, arkadan dolanılarak Plan ve Bütçe Komisyonuna getirildi. Biz
Plan ve Bütçe Komisyonunda -önceki konuşmamda da dile getirmiştim-
hiçbir bilgi sahibi olmadan, zamansızlıktan doğru düzgün
okuyamadan, gittiğimizde bu teklifin Adalet Komisyonundan geri
çekildiğini bile bilmiyorduk. Oradaki görüşmeler sırasında
yine tesadüfen öğrendik ki Adalet Komisyonundan bu teklif geri
çekilmiş ve bir sene dolmadan da gelmemesi gereken bu teklif, hiçbir
şekilde bilgi sahibi olmamamıza ve bizim ihtisas alanımızda
olmamasına rağmen geldi ve maalesef geçti. 178 tane birinci
sınıf boş noterlik için yapılmış olan bir
tekliften bahsediyoruz. Öğrendik ki bu 178 boş noterliğe
verilecek olan alt kademe noterler bütün hiyerarşiyi, gelenekleri,
kuralları yıkarak noterlik müessesesinin
Atanacak olan noterlerden
ziyade bu 178 boş noterliğin adresi değiştirilse,
müşterisi olabilecek hâle getirilse bu sorun aslında çözülüyor fakat
buradaki mesele noterlik değil, AK PARTİnin köklü kurum
düşmanlığıdır. AK PARTİ kök
düşmanıdır, köklü kurumu memlekette istememektedir, devletin
çivileri de bu şekilde maalesef teker teker sökülmektedir. En önemli, en
büyük örneği, malumunuz, Devlet Planlama Teşkilatıdır.
KGF meselemiz var; Kredi Garanti Fonu 50 milyar lira
artırılıyor. Şimdi Bu ne perhiz, bu ne lahana
turşusu? demek geliyor içimden çünkü bundan bir süre önce, daha çok
yakında BDDKyle ilgili bir karar alındı. BDDKyle ilgili
alınan kararda para genişlemesinin daha daraltılması
amaçlanırken bir anda bu kararla da para genişlemesinin
artırılması, desteklenmesi söz konusu. Korkunç bir enflasyonist
etkisi olacağından eminiz. Bir yerde gaza basılırken bir
yerde fren mekanizması mı çalıştırılıyor
nedir, hiçbir şekilde bunu anlayamadık. Aynı zamanda da bu
imkândan kimlerin faydalanacağı da muallakta. Bu konuda da
artık, AK PARTİ üzerinde bizim çok ciddi şüphelerimiz var. Kredi
Garanti Fonunun bu 50 milyar lirasının da hakkaniyetle
dağıtılacağından şüpheliyiz.
Elektrikli araçlarla ilgili TOGGa verilen bir
ayrıcalık var. Bundan önce de bir kanun
çıkarmıştık TOGGla ilgili. Bana kalırsa TOGG tabii ki
çok kıymetli, çok önemli; ülkemizin bir kazancı ama yalnızca
TOGG olarak düşünmemek lazım, bu piyasayı genişletmek, bu
piyasayı desteklemek için gerekli tedbirler almak gerektiğini
düşünüyorum.
Vaktim çok az, o yüzden biraz hızlanmak
zorundayım.
Kültür ve Turizm Bakanlığıyla ilgili
gelen bazı düzenlemeleri de görüyoruz. Çok açıkçası, Kültür ve
Turizm Bakanlığıyla ilgili düzenlemelere ben biraz şüpheyle
yaklaşıyorum. Burada, ben, bundan birkaç sene önce verdiğim bir
araştırma önergesinde Kültür ve Turizm
Bakanlığının bir yabancı danışmanlık
firmasını nasıl kayırdığını
belgeleriyle açıklamıştım. Sayın Bakanın kendi
şirketinin, kendisi Bakan olduktan hemen birkaç gün sonra Bakanlık
danışman şirketi olup Bakan Beyin şirketindeki bir
elemanın da oraya genel müdür olarak atanmasının ne kadar
sakıncalı olduğunu bildirmiştim ve Turizm
Bakanlığının Frankfurt şubesinden aylık
-şimdi hatırlayamıyorum- çok büyük bir meblağın bu
şirkete neden ödendiğini sormuştum ki maalesef gensoru
müessesemiz olmadığı için burada hiç tatmin edici olmayan
cevaplarla reddedilmişti araştırma önergemiz.
Evet, bu teklifte bizim gözümüz EYT
mağdurlarını aradı. EYTlilere de çok kısa zamanda,
seçim için olsun, ne olursa olsun bir çare bulunmasını teklif
ediyoruz.
Sözlerimin sonunda -30 Ağustos büyük zaferin
100üncü yıl dönümünü kutlayacağız- Meclisimiz kapanmadan, bu
yüce çatı altında 100üncü yılı kutlamak istedim; hepimizin
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun. Mustafa Kemal Atatürk ve silah
arkadaşlarına Allahtan rahmet diliyorum.
Bu arada, yine, önümüzdeki hafta idrak
edeceğimiz Kurban Bayramının bütün milletvekillerine, Meclis
çalışanlarımıza mübarek olmasını dilerim ve
sizlere iyi tatiller dilerim. İnşallah, ekim ayında,
kazasız belasız bir şekilde, Meclis
çalışmalarımızı hep birlikte tekrar devam ettiririz.
Sizleri saygıyla selamlıyorum efendim.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına İzmir Milletvekili Sayın Tamer Osmanağaoğlu.
Buyurun Sayın Osmanağaoğlu. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU
(İzmir) Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri;
346 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde
konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, sizleri ve bu kanun
teklifinin yüce Meclisimizde kanunlaşmasını bekleyen milyonlarca
vatandaşımızı, yüce Türk milletini saygı ve
sevgilerimle selamlıyorum.
Tüm dünya zor bir dönemden geçmekte, ekonomisi güçlü
ülkeler bile ciddi ekonomik buhranlarla mücadele etmektedir. Bir yandan
salgının getirdiği duraksama, ardından da Rusya-Ukrayna
savaşı ve bu savaşın devamı için çaba sarf eden
Batılı ülkelerin sebep olduğu belirsizlikler
insanlığın mağduriyetlerinin katlanarak artmasına da
vesile olmuştur. Kabul etmeliyiz ki bu süreçten en çok etkilenen ülkelerin
başında Türkiye gelmektedir. Ancak yine kabul etmeliyiz ki bu ahvalde
dahi Türkiye bölgesinde âdeta bir vaha gibi öne çıkmaktadır.
Ekonomimize gerçekleştirilen onca saldırıya ve kuşatmaya
rağmen millî ülkülerinden vazgeçmeyen bir Türkiye, hepimizin gururu
olmalıdır. Felaket tellallığı yapanlar ile kötümserlik
aşılayanlara, pireyi deve yaparak siyasi rant elde etmeye
çalışanlara rağmen uluslararası örgütlerin dahi kabul
ettiği büyüme kararlılığından vazgeçmeyen bir Türkiye,
herkesin iftihar kaynağı olmalıdır. Yaşanan türlü
baskı ve uluslararası komplolara rağmen, istiklal haklarına
halel getirmeyen, hakları gasbedilmeye çalışılan diğer
milletlere de umut çeşmesi olan Türkiye, hepimizin üzerine titremesi
gereken bir cevher olmalıdır. Devletimizi üzerine inşa
ettiğimiz millî tarih şuuru hepimize bunu emretmektedir,
varlığımıza ve kaderimize hep birlikte sahip çıkma
sorumluluğunu sırtımıza yüklemektedir. İşte, bu
sorumluluk bilincinin gereğini son yüzyılda icra eden bu çatı,
Gazi Meclisimizdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğu günden bu yana
Türk milletinin sorunlarına çözüm, sıkıntılarına
derman, ihtiyaçlarına cevap olabilecek birçok konuda ciddi
çalışmalar yapmıştır. Esasen gücünü ve yetkisini Türk
milletinden alan bu kutlu çatı dün olduğu gibi bugün de milletimizin
sesi olmakta, milletimizin iradesiyle sahip olduğu gücü yine milletimizin
refahı için kullanmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe
Komisyonunun yoğun mesaisinin ardından bugün Genel Kurulumuza gelen
bu kanun teklifiyle birçok vatandaşımızın
yıllardır beklentisi olan hakları teslim edilmekte, özlük
haklarında iyileştirilmeler yapılmaktadır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda
yapılan değişiklikle -öğrenci affıyla- kanun
kapsamındaki yükseköğrenim kurumlarında öğretim görmekteyken
ilişiği kesilenler ile hak kazanmasına rağmen kaydı
gerçekleştirilmeyerek mağduriyet yaşayan öğrencilerimize
eğitimlerine devam hakkı verilmektedir.
Hem kaçak elektrik ve su kullanımını
azaltacak hem de mevcut durumları sebebiyle
vatandaşlarımızın mağduriyetine sebep olan, yapı
inşaat ruhsatı alınmış ve bu plan dâhilinde
inşaatları tamamlanmış ancak kullanma izni verilmeyen
yapılara geçici olarak elektrik ve su aboneliği verilmesi hakkı
tanınarak kısmi sıkıntıları büyük oranda
giderilmiştir.
Devletimiz için her zaman fedakârca
çalışmalarla göz dolduran, taşradaki temsilciliğini her
zaman liyakatleri ve ehliyetleriyle layıkıyla yerine getiren mülki
idare amirlerimizin görev aylıklarında iyileştirmeler yapılmaktadır.
Selçuklu ve Osmanlı dönemi başta olmak
üzere binlerce yıllık devlet geleneğimizin ince ince eleyerek
bugüne armağan ettiği hiyerarşik yapımızın
gereği de yerine getirilmektedir. Kamu görevlilerimizin konumu,
sorumluluklarının çerçevesi ve gerçekleştirdikleri görevlerinin
önemi, eğitim durumu gibi kriterler göz önünde bulundurularak
belirlenmiş ek gösterge sistemi yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda
öğretmenlerimizin, polislerimizin, sağlık
çalışanlarımızın, din görevlilerimizin ve yardımcı
hizmetler sınıfında olan tüm kamu görevlilerimizin ek
göstergeleri yükseltilmiştir. Terörle mücadele eden
kahramanlarımızın, uzman jandarmalarımızın ve
uzman çavuşlarımızın ek göstergeleri de 3600e
çıkarılmıştır. Emeklilerimiz de unutulmamış,
en düşük emekli aylığı 3.500 TLye yükseltilmiştir. Bu
vesileyle, gözü kulağı bu düzenlemede olan milyonlarca
vatandaşımıza şimdiden hayırlı olsun dileklerimi
sunmak istiyorum.
İfade etmem gerekir ki devletimiz, bugüne kadar
vatandaşımızın sesine her zaman kulak vermiş,
vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için
büyük gayretler sarf ederek ciddi adımlar atmıştır.
Devletimiz, ekonomiyi bir bütün olarak değerlendirmenin sonucu olarak da
ne iş verenin ne de çalışanın hakkını
çiğnememiş, çiğnettirmemiştir; milletimizin kendisine olan
güvenini hiçbir zaman boşa çıkarmamıştır. Bugün de
elindeki imkânları en etkin şekilde kullanarak milletimizin hizmetine
sunacağından hiç şüphemiz bulunmamaktadır.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; gerçekleştirilen düzenlemeler ve diğer alanlarda
verilen mücadele; azımızı çok yapma kararlılığının,
müfsitlere karşı ortaya konulan bir birlik ruhunun, seciyesi
karanlık olanların dünyasını dahi aydınlatacak ümit
ışığının bir neticesidir. Hiç şüphe yok ki
bundan sonra da inşa ettiğimiz geleceğe ulaşmak için
lazım gelen adımlar mutlaka atılacaktır çünkü
kulağımız milletimizden gelecek olan seste, gözümüz onlardan
gelecek taleplerdedir. Unutulmamalıdır ki Türkiye, hedeflerinde
yürümekte sonuna kadar kararlıdır; her köşesinden kan akan
bulmacaları hazırlayanlardan, bir diğer deyişle problemlerin
faillerinden çözüm beklemenin beyhude bir bekleyiş olduğunun da
bilincindedir. Bölgesel ve küresel hercümercin müsebbiplerinin kimler
olduğunu bilmekte ve bu kaynağın kimlerin yaşam
pınarı olduğunu görmektedir. Kutuplaşmadan, husumetten,
örtülü operasyonlardan medet umanların amacını idrak etme
kabiliyetine tartışmasız bir şekilde sahiptir. İçinden
geçilen sancılı dönem Türk yüzyılının
doğuşunun sancısıysa Türk milleti buna hazırdır.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyin ifade ettikleri gibi, Cumhur
İttifakı Türkiyeyi kem gözlerden, kötü sözlerden, ölümcül
engellerden, karanlık emellerden, kaos tetikçilerinden fedakârca
koruyacak, milletiyle bir ve bütün hâlinde geleceği inşa edecektir.
Bu inşa hamlesinin, bu irade haysiyetinin önüne geçmeye hiç kimsenin
nefesi yetişmeyecektir.
Çalışacağız,
çabalayacağız, çağıracağız ve
çağlayacağız, sular seller gibi coşacağız;
azmedeceğiz, sabredeceğiz, emek vereceğiz, mücadele
edeceğiz, mutlaka da başaracağız. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Cumhuriyetimizin 100üncü yıl
dönümünde Türk milletinin yeni bir zaferine hep birlikte imza
atacağız. Bizim davamız, Hakkın hâkimiyetini dünyaya hâkim
kılmak, mimarını da Türk milleti yapmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle kanun teklifimizin
hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın Erol Katırcıoğlu.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, tabii, bu bir torba kanun teklifi, sonuç
olarak içinde bir sürü madde var. Benim üzerinde konuşma
yapacağım ikinci bölümde de maddelerin bir kısmı Vergi Usul
Kanunuyla ilgili bazı ceza önlemleri öneriyor ki bazıları
gerçekten anlamlı, doğrusunu isterseniz bazılarının da
anlamını biz tam anlayamadık. Fakat bence asıl bu bölümde
önemli maddeler Yükseköğretim Kuruluyla yani YÖKle ilgili maddeler.
Dolayısıyla da ben konuşmamı daha çok YÖKle ilgili
maddelere ayıracağım.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii,
Adalet ve Kalkınma Partisinin sözcüleri veya milletvekilleri söz
aldıklarında kendi dönemleriyle ilgili olarak 2002
yılını bir referans noktası alıyorlar ve Bakın,
2002 yılında biz böyleydik, şimdi böyle olduk. filan diye,
ekonomiyse büyüme filan söylüyorlar ve bundan da çok mutlu oluyorlar
hakikaten, bunu Sayın Cumhurbaşkanı da sık sık yapıyor.
Ben de doğrusunu isterseniz sizi 2002den önceki bir tarihe götüreyim,
yine o dönemle ilgili bir referans noktası olsun isterim.
Değerli arkadaşlar, siz bu millete
Yükseköğretim Kurulunun kaldırılacağını
vadettiniz, ta 2002den önce, seçimler sırasında bunu
yaptınız; yaptınız, bunu yaptınız, bunu önerdiniz,
bunu bütün millete
Ki biliyorsunuz, 1980de YÖK Yasası
çıkmış ve sizin iktidar olduğunuz döneme kadar yirmi sene
geçmiş, yükseköğrenim üzerinde inanılmaz olumsuz etkiler
üretmiş olan bir kurumu siz kaldırmayı önerdiniz. Benim
notlarımda var işte, ne bileyim, mesela 2002 yılında,
programınızda açıkça Katılımcı, hesap verebilir,
özerk, sorumlu ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla
üniversiteler yönetilecektir. demişsiniz; YÖKle ilgili olarak da
standartları belirleyen bir yapıya, koordinasyon niteliğinde bir
yapıya kavuşturulması lazım geldiğini
söylemişsiniz. Bunlar güzel, üstelik biz hâlâ bunları söylüyoruz ama
sizler bunları unuttunuz. Şimdi, benim en son dikkatimi çeken, 2011
seçimlerinden önce Yeni anayasayla birlikte YÖKün yapısını
düzenleyeceğiz. dediniz ve yapmadınız. Benzer bir cümleyi
2018de söylediniz, Çerçeve yasası hazırlayacağız.
dediniz, onu da yapmadınız ve şimdi karşımıza
gelmişsiniz yani bu kadar merkezîleşmiş, bu kadar hantal, bu
kadar üniversiteleri yok eden, neredeyse yok eden bir kurumu
Efendim, bütün
felsefi duruşunuza uygun olarak yani her şeyi merkezîleştirerek
yönetmek gibi bir anlayışa sahip olan bir iktidar ve bir
Cumhurbaşkanının yönetiminde YÖKü de hâlâ daha da merkezî hâle
getirmeye yönelik olmak üzere bir çaba içindesiniz. Doğrusunu isterseniz
bu çabanın hiçbir işe yaramayacağını, hiçbir şeye
yaramadığını, Türkiyede gerçekten üniversite
özerkliğini, bilim yapma özgürlüğünü tümüyle yok ettiğinizi hâlâ
anlayamıyorsunuz. Bugün, açıkça söyleyeyim, üniversiteler bazı
birkaç tane eski üniversiteyi saymazsak gerçekten ve gerçekten üniversite olmak
niteliklerine sahip bile değiller; bu hâle getirdiniz ve bunu yapan da
YÖK. İyi niyetli olabilirsiniz ama iş öyle bir yere geldi ki YÖKle
birlikte aslında üniversitelerin bütün idari ve mali özerkliğini yok
eden bir uygulama içindesiniz ve bunu da sürdürmek istiyorsunuz.
Şimdi bu maddeler, gelecek olursak bu maddelere
yani mesela 31inci madde; diyorsunuz ki AR-GEyle ilgili. Şimdi, öyle
bir havanız var ya Araştırma geliştirmeye
yatırım yapacağız, araştırma geliştirmeyi
teşvik edeceğiz. Biraz geç kalmış bir şey olmakla
birlikte yine de niyet olarak fena değil. Peki, ne yapacaksınız
diye baktığımızda; efendim, eskiden döner sermaye
tarafından ödenecek bazı doktora sonrası çalışmalardaki
kişilerin ödeneklerinin özel bir biçimde çözülmesi gerektiğini
söylüyorsunuz, özel bütçeden karşılanması gerektiğini
söylüyorsunuz; olabilir bu çünkü anlaşılan o ki döner sermaye buna
yetmiyor, döner sermayeye bağlı olarak bu çalışanların
yani araştırma görevlilerinin faaliyetlerini devam ettirmek için bir
öneri getirmişsiniz daha önceden ama bu çalışmıyor,
çalışmadığından dolayı da anlaşılan o
ki YÖK'ün onayıyla özel bütçeli bazı araştırma projelerinde
araştırma görevlilerinin kullanılabileceğini söylüyorsunuz;
iyi yapıyorsunuz.
32nci maddeye geldiğimizde, çok ciddi
sıkıntısı olan bir madde bu arkadaşlar, şundan
dolayı öyle: Bugün, üniversitelere iki tür araştırma görevlisi
alınıyor. Bunlardan bir tanesi -yine YÖK Yasasıyla ifade edecek
olursak- 50/d denilen yani 50nci maddenin (d) fıkrasında doktora
sürecinde bir tür burs gibi bir kadro veriliyor fakat doktora biter bitmez de
bu kadro yok oluyor, dolayısıyla işsiz kalıyor kişi.
Bir de 33/a var, 33/a biraz daha esnek; o da doktora bittikten sonra
araştırma görevlisi olarak üniversite rektörünün vesairenin
onayıyla üç sene daha devam ettirilebiliyor. Değerli arkadaşlar,
şimdi, burada Bir sene daha uzatalım. demişsiniz; daha önce
altı ay imiş, bunu bir sene yapmışsınız, hatta
Bir sene daha da olabilir. demişsiniz. İyi de buna ne gerek var
değerli arkadaşlar? 33/ayla alın asistanları, olsun
bitsin; nedir 50/d maddesinin anlamı ve kıymeti?
Dolayısıyla da bizim tutumumuz, doğrusunu isterseniz, 33/ayla
üniversitelerde araştırma görevlisi alınmalıdır yani
doktorasını bitirdikten sonra da bir süre daha yani üç sene en
azından üniversitenin bir parçası olmaya devam etmesi lazım
araştırma görevlisinin. Neden? Çok basit bir sebebi var değerli
arkadaşlar; üniversite eğitimi gelenek üzerinde gider, emir komuta
zinciriyle olmaz bu işler yani daha informel ilişkiler içinde gider,
hoca-asistan ilişkisi o bakımdan çok değerlidir. Üniversitelerde
bilimle uğraşan insanlar açısından
baktığımızda, böyle bir esnekliği getirmek lazım.
Ama yine dediğim gibi, YÖK yasası tümüyle, neredeyse kimin nasıl
asistan alınacağını buradan, Ankaradan belirleyen bir
yapıya gelmiş durumda.
Bir madde daha var, 33üncü madde, o da diyor ki:
Yabancı araştırmacıları teşvik edelim.
İyi, edin ama bakıyoruz nasıl ediyorsunuz: Efendim, bir sene
süreyle bir araştırma görevlisi olarak veya işte bir projede
çalışacak yabancıların da YÖKe müracaat etmekle bazı
araştırma projelerinde çalışabileceğini söylüyorsunuz.
Vallahi, yani bu da çok kendinden menkul bir madde çünkü Allah
aşkınıza, düşünce özgürlüğünün bu kadar
kısıtlandığı bir ülkeye yurt dışından
kim gelecek, kim gelip de çalışacak?
Bir başka madde var, önemli bir madde bu da;
34üncü madde. Şimdi, bildiğim kadarıyla şu: 2019dan önce
hukuk fakültelerinden mezun olanlara Hukuk Mesleklerine Giriş
Sınavı yapılmıyordu veya idari yargı organlarına
girme sınavı diyebileceğimiz sınav yapılmıyordu,
2019dan sonrası için yapılır hâle gelmişti bu, bildiğim
kadarıyla geçmişte. Fakat şimdi öyle bir madde getirdiniz ki üç
yıl okumuş olan bir öğrenci yani 2019dan önce üç yıl
okumuş olan bir öğrenci dikey geçişle müracaat ettiğinde
dört yıllık bir okula ki o da 2019dan sonra eğer mezun olacaksa
Bunları sınava tabi tutmamıza gerek yok. diyorsunuz yani Hukuk
Mesleklerine Giriş Sınavına, idari yargı organlarına
giriş sınavına sokmaya gerek yok.
Değerli arkadaşlar, Allah
aşkına, ön lisans eğitim yapmış, üç yıllık
eğitim yapmış olan insanlar doğal olarak hukuk
fakültelerini kazanamamış ama ona benzer birtakım fakültelere
girmiş olsalar bile düzeyleri belli ki hukuk fakültelerinden mezun olanlar
kadar değiller. Dolayısıyla da bu bence de yanlış bir
karar.
Tabii, asıl önemli olan bir maddeyi
atladım o da öğrenci affıyla ilgili; öğrenci affıyla
ilgili olarak çok şey söylenebilir ama sürem bitti, onun için de burada
keseyim.
Hepinize iyi akşamlar diliyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Muğla Milletvekili Sayın Süleyman Girgin.
Buyurun Sayın Girgin. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN GİRGİN
(Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ülkemiz derin bir
ekonomik buhran içerisinde bunu rakamlarla izaha gerek yok. Şuradan bir
taksiye binelim, şoför arkadaşlara esnafın durumunu soralım
ve konuşalım nasıldır vatandaşın hâli. Kahveye
gidelim, emeklinin durumunu soralım, sadece son altı ayda pazara
gittiklerinde gördükleri tabloyu anlatsınlar. Hükûmet Bir uyusak
diyor,
vatandaş Şu kâbustan bir an evvel uyansak. diyor. Sokağın
gündemi, hayat pahalılığı, geçim derdi ve işsizlik.
Bunun üstesinden ek göstergelerde kısmi düzeltmelerle, Genel
Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlunun sürekli dile
getirmesi sonucu emeklilerinin maaşının alt
sınırını 2.500 liradan -bin lira daha ilave ederek- 3.500
liraya çıkarmakla gelemezsiniz. Eğer bir emeklinin 3.500 lirayla
geçinebileceğini varsayıyorsanız halkın gündeminden tamamen
kopmuşsunuz demektir. Başka ülkelerin emeklileri dünya turu yaparken
bizim emeklilerimiz halk ekmek kuyruklarında bekliyor. Hiç mi vicdanınız
sızlamıyor?
Değerli milletvekilleri, ekonomimizi
darmadağın eden esas nedenlere odaklanmadıkça maaşlar kar
tanesi gibi erimeye devam edecek. Enflasyon, enflasyon, enflasyon; çözmemiz
gereken ana sorun bu. Bütçeyi darmadağın ettiniz, halkın cüzdanı
duman oldu. Beceriksizliğini bize Faizle mücadele ediyoruz. diye
makyajlamayın, bütçenin yüzde 15ini faiz lobilerine veren sizsiniz.
Çiftçiye gelince, işçiye gelince, esnafa gelince, üretime gelince yok ama
faize gelince çok.
Getirdiğiniz kur korumalı mevduat da
örtülü faiz artırımından başka bir şey değil.
Yapmaya çalıştığınız faiz
artırımına faiz dememek için kırk takla atıyorsunuz.
Gerekçe ne? Nas var. Peki, Kredi Yurtlar Kurumundan kredi çeken
öğrencilerden faiz alınırken neden Nas var. demiyorsunuz?
Bankalara olan kredi borçlarına faiz uygulanırken neden Nas var.
demiyorsunuz? Elektrik, doğal gaz faturaları geciktiğinde ödenen
fark faiz değil de nedir? Niye insanların aklıyla dalga
geçiyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, Türkiye, cumhuriyet
tarihinin en sert yoksullaştırma saldırısını
yaşıyor. 2019 yılından sonra ülkede üretilen değerin
bir avuç sermayedar ile milyonlarca emekçi arasında nasıl
paylaşıldığına bir bakalım: Emekçilerin
aldığı pay yüzde 31den yüzde 26ya inerken sermayenin payı
yüzde 56dan yüzde 64e fırladı. Bu tablonun sorumlusu, kurduğu
emek rejimiyle gelir adaletsizliğini kural hâline getiren siyasi
iktidardır. Emekçilerin çok hızlı bir şekilde
yoksullaştığı, orta sınıfın eriyerek
yoksulluk çemberine dâhil edildiği, zenginin parasına para
kattığı, sözde faizle mücadele adı altında, gerçekte
faizle geçinenlerin abat edildiği oldukça keskin bir süreçten geçiyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu ülkede ilk
hesaplaşmamız gereken acı gerçek şudur: TÜRK-İŞ
verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı
6.400 liraya, yoksulluk sınırı ise 20.818 liraya yükseldi. Bu
sömürü düzeninde yeni açıklanan rakamla asgari ücretli 4 kat maaş
alsa ancak yoksul olabiliyor. Bu acı gerçeğin etki etmediği tek
bir yurttaşımız yoktur. AKPde vücut bulan sermaye
iktidarı, çalışma yaşamını
güvencesizleştirmesiyle, işçilerin örgütlenme özgürlüğüne
yönelik saldırılarıyla, kamu kaynaklarını
talanıyla sömürüden beslenenlere ve faiz lobilerine dikensiz gül bahçesi
yaratmıştır. Net söylüyoruz, 6.391 liranın altındaki
bir asgari ücret zulümdür, adaletsizliktir, hak gasbıdır, emek
hırsızlığıdır. Ancak ant olsun ki emekçiyi ezen
saray düzenini mutlaka değiştireceğiz.
Değerli milletvekilleri, tek adam rejimi,
kurumların bütün hukukunu, temellerini, demokrasi kültürünü talan ederek
ayakta kalıyor. Sakat bırakılan kurumlarımızdan biri
de Asgari Ücret Tespit Komisyonudur. Yasaya göre, asgari ücret, Komisyon eliyle
karara bağlanmalıdır. Zaten adı üstünde: Asgari Ücret
Komisyonu. Bu Komisyon, 5 Hükûmet temsilcisi, 5 işçi temsilcisi, 5
işveren temsilcisinden oluşuyor. Komisyon ekonomik gelişmeleri,
fiyat değişikliklerini, fiyatlardaki artışları,
yaşama maliyetini, geçim koşullarını dikkate alarak bir
karar veriyor ve kararı yönetmeliğin 9uncu maddesine göre Komisyon
Başkanı açıklıyor. Peki, süreç böyle mi işliyor? Dün
Asgari Ücret Komisyonu toplandı ancak bir karara varılamadı.
Cumhurbaşkanı 5.500 liralık asgari ücreti Komisyon kararı
gibi açıklıyor. Bu, Asgari Ücret Tespit Komisyonunu kadük
bırakan bir hukuksuzluktur, kırıntıları
kalmış demokrasimize bir saldırıdır.
Cumhurbaşkanı arşıâlâya varan yetkilerini bile aşma
becerisini göstererek bir siyasi açgözlülüğe imza atmıştır,
milyonlarca emekçi ailesini ilgilendiren bu kararı tek başına
almıştır. Şunu da burada vurgulamak istiyorum: 2022
yılı ortalama asgari ücret 4.877 liradır.
Değerli milletvekilleri, Asgari ücret artarsa
enflasyon artar. demek, işçiler aç kalsın demektir. Bu ülkede
enflasyonu azdıran işçinin cebine girecek 3-5 kuruş
değildir. Enflasyonu bebeğine bez, çocuğuna peynir alamayan baba
azdırmıyor; para etmediği için tarladaki ürününü toplamayan
çiftçi, emekli aylığıyla faturalarını ödeyemeyenler,
EYTliler, aylardır iş bulamayan gençlerimiz, sendikalı
olduğu için işten atılan işçilerimiz azdırmıyor;
başekonomistin faiz neden, enflasyon sonuç inadı
azdırıyor.
Değerli milletvekilleri, önemli olan asgari
ücrette ne kadar artış olduğu değil, asgari ücretteki
artışın bugünkü geçim şartları içinde işçinin
çocuğuna daha çok süt almaya, kirasını rahat ödemeye, doğal
gazı korkmadan açmasına yarayıp
yaramadığıdır. Vatandaş, asgari ücretin 2.800 lira
olduğu dönemdeki fiyatları mumla arar oldu, kaşıkla verip
kepçeyle geri alıyorsunuz. Vatandaşın gelirini
artırmış gibi yapıp daha cebine girmeden zamlarla geri
alıyorsunuz. Dolayısıyla asgari ücrete yapılan ödeme bir
zam değildir. Bir kere, yaptığınıza zam demeye son
verin; yalnızca, emekçilerin, sendikaların ve muhalefetin tepkisi
sonunda ilk altı ayda oluşan enflasyon farkını iade
ediyorsunuz; zam vermiyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, emekçi
halkımıza sözümüzdür: Bu ülkenin en büyük toplu sözleşmesi olan,
artık bir ortalama ücret olan asgari ücreti gerçek bir toplu sözleşme
biçiminde yapacağız. Bütün konfederasyonları eşit olarak
sürece dâhil edeceğiz. Asgari ücret belirlenmesinde işçilere grev
hakkı tanıyacağız. Asgari ücreti, işçiler için
Ölmesin, ertesi gün işe gelsin, yeter. ücreti olmaktan
çıkaracağız. Bu talan düzeninde imzası olan asgari ücret
adaletsizliğini yırtıp atacağız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, ilk Asgari Ücret
Tespit Komisyonu toplantısından sonra Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, herhâlde o an, çalışma
hayatından kendisinin sorumlu olduğunu unutup Örgütlenme özgürlüğünü
kısıtlayan zihniyetle mücadele etmeliyiz. dedi.
Kendisine buradan sesleniyorum: Sayın Bakan,
hodri meydan! Eğer samimiyseniz, toplamda 5 milyona ulaşan kamu
istihdamını, haklarıyla donanmış ve örgütlü bir hâle
getirmek için adım atın. Kamu emekçilerine grev hakkı getirmek
için ne bekliyorsunuz? Belediyelerden Karayollarına, Millî Eğitimden
Sağlık Bakanlığına ve özel güvenliğe
varıncaya kadar, kadro isteyen taşeron işçilerinin kadro
hakkını neden vermiyorsunuz? Gerçek bir sendikalaşma
hakkının, toplu iş sözleşmesi hakkının güvenceli
bir çalışma ortamının güvencesi olduğunu bilmiyor
musunuz? Bu konuda üzerinize düşeni neden yapmıyorsunuz? Hamaset
yapmayın, sendikalaşmanın önündeki engelleri açın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teklifin ikinci bölümü üzerinde
şahsı adına Ankara Milletvekili Sayın Ayhan
Altıntaş.
Buyurun. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 346 sıra sayılı Kanun
Teklifi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Üniversiteyi eğitim kurumundan ayıran
özellik, eğitim yanında araştırma da yapmasıdır.
Bugün, bu işlev büyük ölçüde lisansüstü programlarıyla
yapılmaktadır. Dolayısıyla programlardaki lisansüstü
öğrenciler ve doktora sonrası araştırmacılar çok
önemlidir. Bir öğrenci doktora aldıktan sonra başka bir
üniversitede araştırmacı ya da akademisyen olarak görev
alır. Dünyanın iyi üniversitelerinde doktora alan kişiler, kendi
üniversitesinde hemen hoca olamazlar. Neden? Çünkü aynı konudaki
başka üniversitelerdeki bilim adamlarıyla istişare etmesi,
bilimsel çalışmalar yapması, başka ortamlara girmesi ve
dolayısıyla ufkunun gelişmesi teşvik edilir. Tabii, bunu
yapabilmek için yetişen doktora mezunun başka kurumlarda
çalışabiliyor, başka yerlerden talep ediliyor olması da
denenmiş olur. Yani bu, doktora eğitiminin niteliğinin yüksek
olmasını da teşvik eden bir mekanizmadır. O nedenle,
30uncu maddede yer alan araştırma görevlilerinin sözleşmelerinin
doktorayı takip eden yıllarda uzatılması iyi niyetle
yapılmış gibi görünüyor ama gerçekte doktoralı
araştırmacıya zarar verir. Çünkü o bir yılda yani doktora
sonrasındaki bir yılda eğer ufku açılmazsa geleceği
için yeteri kadar yatırım yapamaz, aynı konuda takılıp
kalır; hâlbuki, başka bir ortama giderse ufkunun açılması
için daha faydalı olur. Akademik kariyerin ilk basamaklarında
farklı ortamlarda bulunmak teşvik edilir. Öğretim üyesi olduktan
sonra ise grubunu ve laboratuvarını kurması ve kökleşmesi
beklenir. Tabii, bilimsel konferanslar ve geçici ziyaretlerle dünyada
başka benzer gruplarla ortak çalışmalar yapması,
uluslararası projelerde yer alması mümkündür.
Şimdi, bir de 33üncü maddede geçen afla ilgili
bir konu var. Ben muhalefetim; tabii, muhalefetin de af düzenlemesine
karşı olması düşünülemez ama bu sürekli afların
Türkiyede sistemi birazcık bozduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla aflar konusunda sıkıntı var. Ayrıca,
bunu vakıf üniversitelerinde nasıl yapacaksınız? Yani bu,
biraz daha karışık bir mesele, hele hele bir de Başka
üniversiteye de gidebilir. diyerek bunu iyice
karıştırıyorsunuz. Biliyorsunuz, vakıf
üniversitelerinde bir bölümün 1 tane taban puanı yok, 4 tane taban
puanı var; yüzde 100 burslu, yüzde 75 burslu, yüzde 50 burslu, yüzde 25
burslu; hepsinin ayrı ayrı, farklı taban puanları var.
Bunlar uygulamada çok sıkıntı yaratır. Bir de
hızlı gelişen teknoloji nedeniyle, bazı konularda
bilgilerin hızla eskimesi riski de var. Yirmi yıl ara vermiş bir
kişiye bilgisayar alanında doktora diploması yeniden nasıl
vereceksiniz? Son yirmi yılda bilgisayar alanındaki gelişmelere
bakarsanız oradaki bilgi çok eskimiş kalır. Bizim
amacımız nitelik değil insanımızın bir an önce
diploma almasını sağlamak. diyorsanız popülist bir
yaklaşım olur, bugünü kurtarırsınız ama niteliksiz pek
çok diplomalı yetiştirirsiniz yani sistemi daha da çok dejenere
edersiniz.
Benim gençliğimde sadece Ankara Fen Lisesi
vardı, tüm Türkiye'nin en başarılı 96 öğrencisi
alınırdı; zaten çok seçme öğrenciler oldukları için o
ortamda akademik olarak çok başarılı olurlardı. Başarının
sırrının sadece isminin fen lisesi olmasında sanan
bakanlar ve bürokratlar derhâl her yere fen lisesi açtılar, sistemi
yozlaştırdılar. Benzer bir durum maarif kolejlerinde yani yeni
adıyla Anadolu liselerinde de yaşandı.
Kısacası; biz yıllardır eğitimle
uğraşmıyoruz, eğitimden nasıl oy devşiririz diye
bakıyoruz. Eğitim yerine ucuz ekmek üretmekle uğraşan bir
Millî Eğitim Bakanına bile sahip olduk nihayet. Özetle; kabul
edeceğimiz bu yasa teklifinde yeni bir yaklaşım yok. Nitelikli
eğitimden mahrum ettiğimiz gençlerden özür diliyorum.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İkinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa
o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylayacağım.
24üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
25inci madde üzerinde 1 adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 25inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 25- 6183 sayılı Kanunun 85 inci
maddesinin ikinci fıkrasında bulunan teminat mektubu ibaresi 10
uncu maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde
yazılı teminatların şeklinde
değiştirilmiştir.
İlhami
Özcan Aygun Süleyman
Bülbül Mehmet
Bekaroğlu
Tekirdağ Aydın İstanbul
Burcu
Köksal Kani Beko Ömer Fethi Gürer
Afyonkarahisar İzmir Niğde
Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan
Antalya İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Emine Gülizar Emecan.
Buyurun Sayın Emecan. (CHP
sıralarından alkışlar)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bugün, kamu
personeline yönelik 3600 ek göstergeyle ilgili düzenlemeleri de içeren 55
maddelik torba kanun teklifini görüşüyoruz. Getirdiğiniz bu düzenleme
de maalesef kamu personel rejiminde bir reform yapmadan bu düzenlemeleri
getirdiğiniz için -Komisyonda da belirttiğimiz gibi- hiçbir
şekilde yeterli olmamıştır. Hatta adalet ve eşitlik
ilkesini de zedeleyen birtakım sonuçlarını önümüzdeki süreçte
hep birlikte göreceğiz kamu personelimize verilen bu haklarla ilgili.
Şimdi, değerli arkadaşlar, ülkeyi
sürüklediğiniz bu ekonomik buhran nedeniyle
Zaten kamuda olsun özelde
olsun çalışan kesimlerimiz, işçi kesimi, emekli kesimi, esnaf
kesimi, herkes ciddi anlamda kendi içinde de ekonomik buhran yaşamakta;
artan enflasyon, gıda fiyatları, enerji fiyatları, kiralar,
evet, yüksek orandaki kiralardan dolayı artık panik içindeler,
geçinemiyorlar maalesef. Ve hatta artık bu sorun insanların
tencerelerine kadar ulaştı, tencerelerine kadar indi; biz burada
mutfağı ve tencereyi konuşur hâle geldik artık.
Şimdi, değerli arkadaşlar, buradan
asgari ücrete geçmek istiyorum. Asgari ücretin Türkiyede en fazla şekilde
tartışılmasının sebebi, çok geniş bir kesimi
ilgilendiriyor olması. Bugün Türkiyede 10 milyon kişi asgari ücretle
çalışıyor. Yani asgarinin kelime anlamı nedir? En
düşük demek. En düşük ücret ücretlilerin yaklaşık yüzde
50'sini kapsar hâle geldi. Türkiye'de çalışan kesimlerin
yarısını en düşük ücrete, asgari ücrete mahkûm ettiniz,
değerli arkadaşlar, mahkûm ettiniz! (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Artık asgari ücretin ortalama
ücret olduğunu konuşuyoruz ve ben Yüzde 50 dedim ya, hemen, Avrupa
Birliği ülkeleriyle bir kıyaslayalım: Avrupa Birliği
ülkelerinde ortalama asgari ücretli çalışan sayısının
oranı yüzde 4-5 civarında. Yüzde 50 nerede, yüzde 4-5 nerede?
Şimdi, ülkenin büyümesinden ve üretilen millî gelirden
çalışanların pay alması gerekir ama ülkemizde bu pay
gittikçe ve gittikçe düşmekte ve halkımız gittikçe
fakirleşmekte. Cumhurbaşkanı bugün asgari ücret zammını
açıkladı; 5.500 lira. Ne yapacağız, sevinecek miyiz buna?
Yeniden torba kanun teklifine döneyim. Getirilen
torba kanun teklifinin içinde de yine en düşük emekli maaşı olan
2.500 lira 3.000 liraya yükseltilmişti, Komisyondaki bizim
eleştirilerimizle ve uyarılarımızla birlikte 3.000
önergeyle 3.500 yapıldı. Peki, hem asgari ücret hem de bu ücret yeter
mi? Yetmez değerli arkadaşlar, yetmez! Neden yetmez? Çünkü biz bu
ülkede uzun süredir açlık ve yoksulluk sınırını
konuşur hâle geldik. Ücretleri artık açlık ve yoksulluk
sınırı üzerinden konuşuyoruz. Ülkedeki birçok sorun
açlık sorununun, ekonomik sorunun gerisinde kalmaya başladı.
İnsanlar artık yoğun bir şekilde geçim derdinde.
Bakın, açlık ve yoksulluk
sınırıyla ilgili ben, özellikle TÜRK-İŞ'in haber
bülteninden bahsetmek istiyorum. Neden biliyor musunuz? Birçok vekil
arkadaşımız da bu bültenden biliyorsunuz alıntı
yapıyor, verileri paylaşıyor. Çünkü TÜRK-İŞ
TÜİK'in yapmadığını yapıyor, TÜİK'in
yapmadığı araştırmaları yapıyor ve kamuoyunu
bilgilendiriyor. Aslında buradan TÜRK-İŞ'e bu anlamda da
teşekkür etmemiz gerekiyor. Şimdi, TÜRK-İŞ'in
araştırmasının 2022 Haziran ayı sonucuna göre 4
kişilik bir ailenin sağlıklı dengeli ve yeterli
beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcama tutarı
yani açlık sınırı 6.391 lira; yoksulluk dediğimiz
gıda harcaması ile giyim, konut, ulaşım, eğitim,
sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu
diğer aylık harcamaların toplam tutarı da 20.818 lira.
Değerli arkadaşlar, bakın, mutfak
enflasyonu yakıyor artık, yakıyor. Mutfakta çok ciddi bir
enflasyon var ve son on iki ay itibarıyla artış oranı da
yüzde 117 oldu; bunu TÜİK bize açıklıyor, verilerle
açıklıyor ve raporunda bilimsel birçok araştırmaya
değinmiş. Ben özellikle iktidar vekili arkadaşlarımızın
bu raporu dikkatli bir şekilde okumasını öneriyorum.
Sürem bittiği için, öncelikle tüm
halkımızın da bayramını buradan kutlayarak herkesi
saygıyla selamlamak istiyorum. Kanun teklifinin de hayırlı
olmasını diliyorum.
Çok teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
25inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
26ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
27nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
28inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
29uncu madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 29uncu maddesinde yer alan birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Fehmi
Alpay Özalan Mustafa Levent
Karahocagil Ali
Şahin
İzmir Amasya Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Teklifle maddeye eklenen ikinci fıkranın
yeri, diğer fıkraların muhtevası dikkate alınarak
önergeyle üçüncü fıkra olarak değiştirilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 29uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
30uncu madde üzerinde 1 adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 30uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 30- 19/6/1979 tarihli ve 2252 sayılı
Kültür Bakanlığı Döner Sermaye Kanununun 3 üncü maddesinin
birinci fıkrasında bulunan işletme ibaresinden sonra gelmek
üzere ve Bakanlığın yukarıda sayılan hizmet alanlarında
ibaresi eklenmiş, ikinci fıkrasında yer alan
kamulaştırma bedelleri için destek sağlamak ibaresinden sonra
gelmek üzere Bakanlığın görev alanına giren hizmetlerin
yerine getirilmesi için gerektiğinde bina ve taşıt
kiralaması yapmak, mal ve hizmet satın almak ibaresi ilave
edilmiştir.
Yaşar
Tüzün Ali
Öztunç Erkan
Aydın
Bilecik Kahramanmaraş Bursa
Burcu
Köksal İlhami
Özcan Aygun Mehmet
Bekaroğlu
Afyonkarahisar Tekirdağ İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Bilecik Milletvekili Sayın Yaşar Tüzün.
Buyurun Sayın Tüzün. (CHP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulumuzun bu
yılki konuşma programının son gününde sizleri saygıyla
selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak vermiş
olduğumuz önergeyle ilgili konuşma yapacağım.
Değerli arkadaşlar, Türkiyede çok
sayıda yerel yöneticimiz var yani yerel yönetimlerde söz sahibi olan
belediye başkanlarımız, il genel meclis üyelerimiz ve belediye
meclis üyelerimiz var. Özellikle şehremini dediğimiz yani kenti
teslim ettiğimiz, kentin geleceğini teslim ettiğimiz, kentte
yaşayan bütün canlıları teslim ettiğimiz belediye başkanlarına
ayrıcalıklı, adaletsiz bir tutum içerisindeyiz. Özellikle
büyükşehir belediye başkanlarımızın
dışındaki belediye başkanlarımızın yani il
belediye başkanlarımızın, ilçe belediye
başkanlarımızın, belde belediye
başkanlarımızın almış olduğu maaşlar
arasında büyük farklılıklar söz konusu. Yani bir kentin, bir
ilçenin yönetimini teslim ettiğimiz belediye başkanı ile bir
başka belediye başkanı arasında maaş farkı 4 kat
arkadaşlar. Bunu düzenleyecek, bunu giderecek olan bizleriz, Meclis, yüce
Meclis ve biz milletvekilleriyiz ancak bu kanun teklifinde, özellikle ek madde
ihdasıyla ilgili önerge vererek bunun düzeltilmesini talep edeceğiz.
Bu yönüyle baktığımızda, belediye
başkanlarımızı, özellikle büyükşehirlerdeki ilçe
belediye başkanlarımızı örnek verecek olursak örneğin,
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanımız 1 milyon nüfusa
yakın bir seçmene hitap ediyor ama düşünün, 60 tane ilden fazla
nüfusa sahip olan bir kentin belediye başkanı, o kentte bulunan
havaalanının VIP'sinden geçemiyor, bu bir haksızlık.
İşte, örnek Ankara, Ankara'nın en büyük ilçelerinden biri
Çankaya; Çankaya Belediye Başkanı sadece Ankara'da olmak
kaydıyla bile VIP'yi kullanamıyor. Oysa VIP yönetmeliğine
baktığımızda kimlerin ne şekilde
kullandığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu
adaletsizliklerin de giderilebilmesi için yapmış olacağımız
ek madde ihdasıyla, burada -Komisyonun da çoğunluğunu toplamak
kaydıyla- bu adaletsizlikleri giderebiliriz diye düşünüyoruz.
Değerli arkadaşlar, yine, bir kentin
yönetimini devrettiğimiz insan görev süresi boyunca yeşil pasaport
kullanıyor. Yani belde, ilçe, il, büyükşehir belediye
başkanları bu pasaportu kullanıyor fakat görevleri bittikten
sonra hiçbir hakları söz konusu olmuyor. O nedenle, yine, vereceğimiz
bir önergeyle, ek madde ihdasıyla birlikte belediye başkanlığı
görevi süresince kullanmış olduğu pasaport hakkının
görev süresi bittikten sonra da kullanılması talebi yönünde bir
önergemiz olacak. Buna da desteklerinizi ve katkılarınızı
rica ediyoruz.
Değerli arkadaşlarım, yine,
Türkiyede birçok siyasi partiden, farklı farklı partilerden seçilen
belediye başkanlarımız var. Bunların özellikle hizmet
yönündeki eksiği, noksanı, fazlası olabilir. Her partiden
seçilmiş arkadaşın kendine göre programı, projesi olabilir.
Ancak uygulanan politikaların ve iktidarın, özellikle Millet
İttifakından seçilen belediye başkanlarına
yapmış olduğu muamelenin de neler olduğunu bu kürsüde
anlatmaya kalksak gerçekten zaman yetmez. O nedenle, parti ayrımı
gözetmeksizin belediye başkanlığı yapmış arkadaşlarımızın
maaş farklılıklarının giderilebilmesi için, pasaport
haklarının devam edebilmesi için bir önergemiz söz konusu olacak. Bu
önergeye katkılarınızı ve desteğinizi bekliyoruz.
Yaklaşmakta olan Kurban
Bayramınızı tebrik ediyor, 27nci Dönemin Altıncı
Yasama Yılında buluşmak umuduyla diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
30uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
31inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
32nci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 346 sıra sayı Kanun Teklifinin 32nci maddesinin teklif
metninden çıkartılmasını arz ve talep ederiz.
Tulay
Hatımoğulları Oruç Oya
Ersoy Kemal
Bülbül
Adana İstanbul Antalya
Abdullah
Koç İmam
Taşçıer Hüseyin
Kaçmaz
Ağrı Diyarbakır Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET
ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Şırnak Milletvekili Sayın Hüseyin Kaçmaz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Bir yasama döneminin daha sonuna geldik.
Göründüğü üzere iktidar dört yıllık yasama süreci boyunca tek
bir yapısal reform yapmadı, sürekli palyatif tedbirlerle çözümü
ertelemekle yetindi.
Sayın milletvekilleri, Meclis halkın
sorunlarına çözüm üretme, derdine derman olma yeridir ancak iktidarın
bu anlayışıyla bu Meclis hiçbir sorunu çözemez, hiçbir derde de
derman olamaz.
Görüşülmekte olan torba yasa birer geçim
torbası değil, birer seçim torbasıdır. Bu torbada halk yok,
bu torbada EYT'liler yok, öğrencilerin KYK borcunun çözümü yok, atanamayan
öğretmenlere çare yok yani halkın derdine çözüm getiren bir yasa yok
karşımızda.
Tabii, dediğimiz gibi, 32nci maddede de yine
palyatif bir tedbirle karşı karşıyayız; 50/d kadrosu
özlük hakları bakımından çok net bir biçimde
dezavantajlıdır. 50/d kadrosunda bulunan araştırma
görevlilerinin yüksek lisans ya da doktoralarını
tamamladıkları anda kendiliğinden kadro dışı
kalmaları, bir başka deyişle, işsiz ve akademi
dışı kalmaları anlamına gelmektedir. Bu konudaki temel
eleştirimiz, 50/d kadrosunun yarattığı özlük
koşulları ve kadro güvencesizliğinin bizzat kendisinedir. Bu
noktada esas problem, akademisyenlere özlük hakları bakımından
yeterli ve kalıcı bir kadronun sağlanamıyor
olmasıdır. Akademisyenler gerekli olan atama, yükselme kriterlerini
sağlasa da kalıcı bir kadro alıncaya kadar
işsizliğe mahkûm edilmektedirler. Bu açıdan, akademisyenlere
iş güvencesi kalıcı olarak sağlanmadığı,
özlük haklarında gerekli iyileştirme yapılmadığı
sürece ek süre 50/d sorununa çözüm olmayacaktır. Akademisyenler özlük
hakları bakımından 33/a kadrosuyla eşit hâle getirilmeyi
istemektedirler. İş güvencesi ve bilimsel akademik özgürlüğün
sağlanması adına akademisyenlerin bu husustaki talebi derhâl
karşılanmalıdır.
Tabii, sabahtan beri ekonomiye ilişkin de
iktidar çokça eleştirildi haklı olarak. Bugünkü Türkiyede
iktidarın, yirmi yıllık iktidarları sonucunda
yarattığı ülkeye baktığımızda, vardiya yemeğinde
çıkan portakalı kendisi yemeyip çocuğuna götürmek zorunda kalan
asgari ücretli anneler, babalar yaratıldı. İktidar, emekçilerin,
yoksulların ne yaşadığından habersiz değil ancak
halkın yaşadığı yoksulluk ve sefalet iktidarın
umurunda değil. İktidar için varsa yoksa patronlar, yandaşlar ve
5-10 maaşlı bürokratlardır esas olan. İktidar, işçi ve
emekçileri bir kez daha enflasyona ezdirdi, hani Ezdirmeyeceğiz.
diyordunuz değerli iktidar milletvekilleri.
Açlık sınırı 6.319 lira ancak
açıklanan asgari ücret 5.500 lira yani halka Açlık
sınırının altında yaşamaya
çalışın. denmekte. Bu vicdansızlığın
altına imza atanları ve bunu destekleyenleri 5.500 lirayla bir ay
boyunca geçinmeye davet ediyorum. AKP'li bir vekil, birkaç ay önce Yarım
kilo et yiyin, 1-2 domates yiyin. diye öğüt verirken şimdi ise
aynı vekil Milletvekili maaşıyla geçinemiyorum. diyor.
Sayın iktidar vekilleri, kendi vekiliniz Vekil maaşıyla
geçinemiyorum. derken siz ise işçiye, emekçiye 5.500 lirayla geçinin.
diyorsunuz. Asgari ücreti artırmak yetmez, zam yağmurunu
durdurmanız gerekiyor, enflasyon canavarını durdurmanız
gerekiyor. Bu enflasyonist ortamda HDP olarak asgari ücretin 10 bin TL
olmasını öneriyoruz, en düşük emekli maaşının da
6 bin TL olmasını öneriyoruz. Kaynak yok. mu diyeceksiniz? Kaynak
var, tercihlerinizi değiştirin; savaşa, tanka, topa, tüfeğe
yatırdığınız, patronlara, yandaşlara
peşkeş çektiğiniz kaynakları halkın ihtiyaçlarına
aktarın. Aslında, Avrupa aydınlanmasının kilit
isimlerinden olan, hem siyaset biliminin hem de sosyolojisinin gelişmesine
ve sistematik hâle gelmesine katkıda bulunan Montesquieu, ta 1700lü
yıllarda çok net bir durum tespiti yapmış Bir ülkede
yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden daha fazla
ise o ülke batar. demiştir. Şimdi, bu ülkenin niye battığını
anlıyor musunuz? Çünkü bu ülkede AKP iktidarı döneminde
yalakalığın getirisi dürüstlüğün getirisine tur bindirir
durumdadır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
32nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
33üncü madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 33üncü
maddesiyle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenmesi
öngörülen ek 46ncı maddenin birinci cümlesinde yer alan
Uluslararası tanınırlığı olan ve fiilen
araştırma, inceleme faaliyetlerinde çalışan ibarelerinin
sırasıyla Uluslararası tanınırlığı
olan yabancı ve fiilen çalışan şeklinde, ikinci
cümlesinde yer alan tutarda ibaresinin ise tutar ve ödeme esaslarına
göre şeklinde değiştirilmesini ve üçüncü cümlesinde yer alan
ile yükseköğretim kurumları ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Mehmet Kubat
Doğan
Kayseri Manisa İstanbul
Ramazan
Can Ali
Şahin Mustafa Levent
Karahocagil
Kırıkkale Gaziantep Amasya
Fehmi
Alpay Özalan
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok;
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, devlet yükseköğretim kurumları
dışındaki doktora dereceli nitelikli insan
kaynağının yükseköğretim kurumlarında
görevlendirilebilmesi bakımından ibare düzeltmesi
yapılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 33üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
34üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
35inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346
sıra sayılı Kanun Teklifinin 35'inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve talep
ederiz.
MADDE 35- 2547 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 83- Yükseköğretim kurumlarında hazırlık dâhil bütün
sınıflarda intibak, önlisans, lisans tamamlama, lisans, lisansüstü
öğrenimi gören öğrencilerden bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihe kadar, kendi isteğiyle ilişikleri kesilenler dâhil, kasten
öldürme suçlarından (madde 81,82 ve 83), işkence suçundan (madde 94
ve 95), eziyet suçundan (madde 96), cinsel saldırı (madde 102),
çocukların cinsel istismarı (madde 103, uyuşturucu veya
uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188) mahkum olanlar,
her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler ile bir programı
kazanarak kayıt yapma hakkı elde ettikleri halde kayıt
yaptırmayanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
dört ay içinde ilişiklerinin kesildiği veya kayıt hakkı
kazandıkları yükseköğretim kurumuna başvuruda
bulunmaları şartıyla bu Kanunun 44 üncü maddesinde belirtilen
esaslara göre 2022-2023 eğitim-öğretim yılında
öğrenimlerine başlayabilirler.
Tulay
Hatımoğulları Oruç Kemal
Bülbül Abdullah
Koç
Adana Antalya Ağrı
Oya
Ersoy İmam
Taşçıer
İstanbul Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan,
BAŞKAN - Önerge hakkında söz isteyen Antalya
Milletvekili Kemal Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül. (HDP
sıralarından alkışlar)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul;
yani biz yorulduk, sesimiz de yoruldu, Sayın Başkan da yorulmuş;
vaka da ağır.
Devlet Memurları Kanunu ile bazı
kanunlarda
Bu bazı kanunlar hangisiyse gene bir torbaya, bohçaya,
heybeye koymuş getirmişler ve bu heybedeki maddelerden birini çektik,
bize 35inci madde düştü, diyor ki: Yükseköğretim öğrencilerine
af getireceğiz. Eyvallah, güzel, çok güzel. Yükseköğretimden
nasiplenemeyenler de kesinlikle bunu bekliyorlardı aması var
işte- ama terör, kasten öldürme, işkence, eziyet, cinsel
saldırı, çocuk istismarı, uyuşturucu ve benzeri diye devam
ediyor. Fakat burada terör dendiğinde her şeyin içine dâhil
edildiği ama Kemal Kurkutu öldürerek, Ali İsmaili öldürerek, Berkin
Elvanı öldürerek, üniversitelere kayyum atayarak, üniversitedeki
öğrencileri yerli yersiz, gerekli gereksiz, uyduruk sebeplerle okulundan
atarak terör uygulayanlar bu terör kapsamına girmiyor sevgili Bülbül.
Olacak şey mi bu şimdi? Bu terör tanımı kim
tarafından, hangi laboratuvarda, nerede yapılıyor; hangi
hakkaniyete, hangi adalete, hangi insaniyete göre yapılıyor? Bunu
kabul etmek mümkün değil. O nedenle biz de buna itirazımız
olduğunu söylüyoruz. Zaten YÖKün kendisi meşruiyetini yitirmiş,
kurulduğu 12 Eylülden bu yana hiçbir bilimsel gelişmeye, hiçbir
üniversitenin kapasitesine, gelişmesine katkıda bulunmamış,
aksine üniversite ortamını, bilimi geriye götürmüş ve YÖK
değil yok olması gereken bir kurum. Bu kurumun tıpkı
Diyanet İşleri Başkanlığı gibi, tıpkı
benzeri kurumlar gibi meşruiyeti kalmamış. Her neyse
Bu torba da maalesef, ne yazık, ne ayıp ki
geçecek ve geçtikten sonra da Meclisimiz tatile girecek ve hemen yakında
Kurban Bayramı gelecek. Bu Kurban Bayramı ki İbrahim
Halilullahın hak ve hakikat aşkına İsmaili kurban etmek
için davrandığı ve kendini hakikate, Hakka
adadığı bir Kurban Bayramı. Gelin, bu Kurban
Bayramında kibrinizi, nefsinizi, ayrıştırıcılığınızı
ve ötekileştiriciliğinizi adalete, hukuka, eşitliğe kurban
edin. Bu Kurban Bayramı sadece hayvan kesilen bir ki kurbanın
kendisinin anlamı bundan ibaret değil- bayram olmasın;
hakikatle, adaletle buluşmanın bayramı olsun.
Onun için, başta Cumhurbaşkanı olmak
üzere, başta devleti yönettiğini sanan mülki idare amirleri olmak
üzere, başta sayın grup başkan vekilleri olmak üzere, bir an
için kendinizle baş başa kalın, bir an için ilmiledüne teveccüh
edin, bir an için hakka, hakikate, adalete teveccüh edin ve kendi içinize bir
yolculuk yapın; bu yolculukta mutlaka içinizde bir yerde saklı duran
hakikatle buluşacaksınız, adaletle
buluşacaksınız. İnsandan ümit tükenmez, insan sadece
biyolojik bir varlık değildir Sayın Başkan. İnsan
adaletten, merhametten, hakikatten mi, zulmattan mı mevcut bir
varlıktır? Zulmatınızı hakikate kurban edecek misiniz,
etmeyecek misiniz temel mesele budur. 2023e giderken geldiğimiz yol
budur. 2023te hakikat ve adalet mi olacak, zulmat mı olacak; temel mesele
bu. Zulmattan yana olanlar da belli, hakikat ve adaletten yana olanlar da
belli. Ey, hakikat ve adaletin yolunu sürdürenler, sakın umutsuzluğa
kapılmayın, sakın yolunuzdan geri dönmeyin; 2023
eşitliğin, adaletin, hakikatin yılı olacak.
Sevgi ve saygılar. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 35inci
maddesiyle 2547 sayılı Kanuna eklenen geçici 83üncü maddenin
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yükseköğretim kurumlarında
hazırlık dahil bütün sınıflarda intibak, önlisans, lisans
tamamlama, lisans, lisansüstü öğrenimi gören öğrencilerden bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar, kendi isteğiyle
ilişiği kesilenler dahil, terör suçu ile kasten öldürme
suçlarından (madde 81, 82 ve 83), işkence suçundan (madde 94 ve 95),
eziyet suçundan, (madde 96), cinsel saldırı (madde 102),
çocukların cinsel istismarı (madde 103), uyuşturucu veya
uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188) mahkum olanlar
ile sahte belge sebebiyle kaydı iptal edilenler ile kayıt
sırasında sahte belge verenler ile 5846 sayılı Fikir ve
Sanat Eserleri Kanununun 71 inci maddesinde yazılı suçlardan ve terör
örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara
üyeliği, mensubiyeti nedeniyle ilişiği kesilenler hariç, her ne
sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler ile bir programı
kazanarak kayıt yapma hakkı elde ettikleri halde kayıt
yaptırmayanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
dört ay içinde ilişiklerinin kesildiği veya kayıt hakkı
kazandıkları yükseköğretim kurumuna başvuruda
bulunmaları şartıyla bu Kanunun 44 üncü maddesinde belirtilen
esaslara göre 2022-2023 eğitim-öğretim yılında
öğrenimlerine başlayabilirler.
Mehmet
Bekaroğlu Sibel
Özdemir İlhami
Özcan Aygun
İstanbul İstanbul Tekirdağ
Bülent
Kuşoğlu Ali
Şeker
Ankara İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Ali Şeker.
Buyurun Sayın Şeker. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Konuşmama başlamadan önce, Sivas Başbağlar,
Çorum, Maraş, Suruç ve Ankara Gar katliamı başta olmak üzere,
katliamlarda hayatını kaybedenleri saygıyla anmak istiyorum. Bir
daha böyle katliamların işlenebileceği bir ortam hâlinde tutan devlet
görevlilerinin de görevini yapmasını talep ediyorum. Eğer
organizasyonlar bu ülkede bu katliamları yapabiliyorsa birileri
görevlerini yapmıyor, göz yumuyor demektir; göz yummadan bu katliamlar
meydana gelmezdi.
Söz aldığım bu madde
ilişiği kesilen öğrencilerin tekrardan öğretim
hayatına geri dönmesiyle ilgili. Bu olumlu bir gelişme genel olarak,
mutlaka eğitimin her şartta devam etmesine yönelik bizim de olumlu
katkılarımız, desteğimiz var. Ama bu maddelerin içerisinde
irtibat ve iltisak diye hep sevdiğiniz bir madde var. Eğer bir
kişi bir suçtan dolayı tam hüküm giymediyse onu böyle bir
tanımlamayla eğitim hayatından uzak tutamazsınız,
kaldı ki hükümlü olsa bile sınavlarını kazanıp
eğitim hakkı elde ettiyse eğitime devam edebilmeli.
Burada çok önemli bir nokta var: Sahte belgelerle
kayıt yaptıran öğrenciler meselesi. Nedir? Türkiyede okurken
Yurt dışında bir liseye uzaktan eğitimle ben kaydoldum.
diyor. Sahte bir belgeyle, gidiyor, mavi kart alıyor, yurt
dışında çifte vatandaşmış gibi muamele görüyor ve
bunun sonucunda gözde üniversitelere; ODTÜye, Boğaziçine, Çapaya,
Cerrahpaşaya hem de sınavsız kayıt yaptırabiliyor. Bir
çete organizasyonu maalesef bu işi takip ediyor ve bu işe
çocukları da alet ediyor. Bunlar da bunun kapsamından
yararlanacaklardı, sahte belge nedeniyle ilişiği kesilen,
kaydı silinenler de. Orada vicdanlı bazı kişilerin de
devreye girmesiyle, bizim de uyarılarımızla olumlu bir düzeltme
olacağını umuyoruz; umut ediyorum birazdan o önerge de geçer.
TUS sınavlarında daha önce
sahtekârlık yapılıyordu; nasıl yapılıyordu?
TUSta biz gece gündüz çalışıp sınavı kazanmaya
çalışıyorduk, yurt dışına gitti geldi
gösterilenler o sınavlara girmeden istedikleri bölüme, en yüksek puanlarla
girilen bölümlere yığınla geldiler. Burada
çalışıyorken, burada devlet memuruyken sanki yurt
dışında da çalışmış, eğitimi yarım
kalmış gibi... Böyle sahtekârlıklara müsaade edilmemeli, Türkiye
Cumhuriyeti devleti bu işlere alet edilmemeli, Meclis de bu işe alet
edilmemeli.
Gençler ekonomik sebeplerle eğitimlerini
yarım bırakıyor, gençlerin mutlaka barınma sorunlarını
çözmek gerekiyor, onlara verilen kredilerin bedelsiz hibe olarak verilmesi
gerekiyor. Biz burada, Cengiz İnşaattan, Kalyondan, Kolinden
alacaklarımızı, milyarlarca euro alacaklarımızı
otuz, kırk yıl sonraya ötelenecek durumlara müsaade ediyorsak -ki hiçbirine
müsaade etmememiz lazım ama- bir kişiye hak tanınacaksa, onu
daha eğitim hayatının baharında o paraya ihtiyaç duyandan,
daha işe bile yerleştiremediğimiz kişilerden hemen
istememeliyiz; o gençlerden, o öğrencilerden bunu istememeliyiz. Bir
yandan deniyor ki: Herkese iş bulmak zorunda değiliz. Ama o gençler
okuduktan sonra o kredileri nasıl ödeyecekler, hayatlarını
nasıl idame ettirecekler, nasıl yuva kuracaklar? Bunu dert etmeyen
bir iktidar olduğu müddetçe bu sorunlar çözülmez ama biz bu sorunları
çözmek için geliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Her 5
öğrenciden sadece 1ine yurt veriyoruz ve o çocuklar yüksek, fahiş
kira fiyatlarıyla ev bulmak zorunda kalıyorlar; buna müsaade etmemek
gerekiyor.
Biliyorsunuz, 500den fazla yükseköğrenim
kurumunun akademik itibar, fakülte ve öğrenci oranı, bilgi
aktarımı, uluslararası fakülte ve uluslararası öğrenci
oranı gibi 6 kriterle değerlendirildiği tabloda 1 tane bile
üniversitemiz yok. Bu utancı yaşatmamamız gerekiyordu; bu
durumda değildi Türkiye, daha önce bizim 2-3 üniversitemiz bu listeye
girebiliyordu. Tıp fakültesi, diş hekimliği ve hukuk gibi
bölümlere çok sayıda böyle sahte kayıtlar oldu, bunların
sonlandırılması gerekiyor.
Biz Hekimlerin özlük haklarını
iyileştirelim. dedik, iyileştirmediniz. Hekimler en değerli
olan diplomalarını dahi yırtar hâle geldiler. Artık
hekimlere hak ettikleri göstergeleri vermemiz gerekiyordu, 6400ü bile çok
gördünüz bu düzenlemelerde.
Ambulans, itfaiye araçları köprüden geçerken
para ödüyor
(CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 35inci maddesiyle 2547 sayılı
Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 83üncü maddesinin birinci
fıkrasına uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti suçundan (madde 188) mahkum olanlar ibaresinden sonra gelmek üzere
ile sahte belge sebebiyle kaydı iptal edilenler ile kayıt
sırasında sahte belge verenler ile 5846 sayılı Fikir ve
Sanat Eserleri Kanununun 71 inci maddesinde yazılı suçlardan ibaresi
eklenmiştir.
Mahir
Ünal Ramazan Can
Vildan Yılmaz
Gürel
Kahramanmaraş
Kırıkkale
Bursa
Fatma
Betül Sayan Kaya Semiha
Ekinci
İstanbul
Sivas
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Akademik hayatla ilgili ağır bir suç olan
intihal suçu sebebiyle yükseköğretim kurumlarından ilişikleri
kesilenlerin aftan yararlanamaması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Kabul edilen önerge doğrultusunda 35inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
36ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
37nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39uncu madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifi'nin 39uncu maddesinde yer alan yer alan
ibaresinin bulunan olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tulay
Hatımoğulları Oruç İmam
Taşçıer Oya
Ersoy
Adana Diyarbakır İstanbul
Kemal
Bülbül Abdullah
Koç Mahmut Celadet
Gaydalı
Antalya Ağrı Bitlis
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan
346 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 53üncü maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla
selamlarım.
Değerli milletvekilleri, 53üncü madde,
Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un
30uncu maddesinde değişikliğe gidilerek hem devletin hem de
işletme hakkı verilen veya devredilen şirketlerin
işletmiş olduğu otoyollarda geçiş ücretlerini ödemeden
geçiş yapan araç sahiplerine geçiş ücretlerini on beş günden
sonra ve kırk beş günden önce ödemeleri durumunda geçiş
ücretinin 1 katı kadar para cezası uygulanmasına, ödemenin
kırk beş günden sonraya kalması durumunda geçiş ücretinin 4
katı tutarında para cezası uygulanmasına yönelik bir
düzenlemedir.
Belli ki işletme hakkı verilmiş ya da
devredilmiş otoyolları işleten şirketlerin kendi
ofislerinde kendi menfaatleri için hazırlattığı bir
düzenlemeyle karşı karşıyayız. Hani genel bir
kanı vardır ya kanunlar bakanlıklarda hazırlanıyor,
Meclise geliyor diye. Hayır, kanunlar maalesef şirketlerin
toplantı salonlarında hazırlanıyor. İşte, bu
madde bunun en net göstergesidir. Böyle bir düzenlemeyi halkın lehine gibi
lanse etmeye kalkmak da tam bir safsatadır. Ya 1 kat ceza öde ya da 4 kat
ama ceza ödeyeceksin.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Yani,
çalışan arkadaşların emeğine saygı duyun. Ne
demek şirketlerde hazırlanıyor?
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) Yani, şunu
söyleyemiyorsunuz: Halkımız ceza ödemesin, tüm hizmetlerden en uygun
ve en kaliteli şekilde faydalansın diyemiyorsunuz.
Diğer bir yandan, bu kaçak geçiş olarak
adlandırılan birçok geçişin aslında sistem hatası
olduğu da ortada, hiç istisnai bir durum falan da değil. Birinci
durum: PTT, HGS bakiyesi biten vatandaşı uyarmıyor, otomatik
ödeme verseniz dahi parayı hesaptan çekmiyor; bunun sonucunda
cezasını halk ödüyor.
İkincisi: HGS olduğu hâlde sistem
okumuyor. Herhangi bir bilgi verilmediği hâlde, on beş gün sonra 4 katı
ceza ödemek zorunda kalıyor. Tebliğ elinize ulaşmazsa icraya
veriliyorsunuz. Ortada inanılmaz bir soygun var. Aslında, halkı
uyarmak için, şirketlerin işlettiği bu otoyolların
girişine kocaman bir Soygun var. yazısı yazıp halkı
uyarmanız gerekiyor. Varsayalım gerçekten de kaçak geçti, 100 lira
ödeyemeyen bir vatandaşın 400 lira ödemesini beklemek kadar saçma bir
şey de olamaz. Ama diyeceksiniz ki: Enflasyon var, sermaye sahipleri
zarar görmemeli. Bu madde, bir kanun maddesi değil, bu şirketlerin
soygun politikalarını onaylama maddesidir. Şirketler zarar
mı ediyor? Hayır çünkü döviz garantili, araç geçiş garantili
ballı ihaleler
Halk zaten derin bir yoksulluk içinde; bırakın
işletme hakkı devredilen yolları, işletmesi kamuda olan
otoyolları bile neredeyse araçlar benzin zammından dolayı
kullanamıyor. Sizler de parayı nasıl toplarız derdine
düşmüşsünüz. Yani devlet yakaladığı kazı yoluyor,
uçana dokunmuyor hatta uçan kazlara böyle yasalar hazırlayıp el kol
hareketiyle daha yüksekten uçmasını sağlıyor.
Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesinin
yüzde 45i garanti ödemesine ayrılmıştı. Sadece Avrasya
Tüneli için 2016 yılından itibaren ücreti tahsil edilemeyen kaçak
geçişler nedeniyle görevli şirkete yaklaşık 27 milyon TL
garanti ödemesi yaptınız. Şirketlerin ortada bir zararı yok
ki, zarar kamunun zararı. Kamunun bu kadar zarar etmesinin nedeni de
yap-işlet-devret ya da kamu-özel iş birliği projeleri. Biz,
kamu-özel iş birliği projelerinin bu halkın sırtına
vurulmuş en büyük yük olduğunu defalarca söyledik. Yine, birçok uzman
bu tarz projelerin ekonomiyi bir bataklığa sürüklediğini
ayrıntılarıyla ortaya koydu. Şeffaf değilsiniz,
şeffaf olmamakla birlikte halktan yana da değilsiniz. Özel
şirketlerin yaptığı yollar çöküyor. Ulaştırma
Bakanlığına soru önergeleri hazırlıyoruz, içinde bir
sürü saçmalığın olduğu ama cevabın
olmadığı bir kâğıt parçası bizlere gönderiliyor.
Bu şirketlere niçin hak ettikleri maddi, manevi cezaları veremiyorsunuz?
Soru önergelerine verdiğiniz uyduruk cevaplardan müteahhitleri
kolladığınız çok açık belli oluyor. Bariz imalat
hatalarının olduğu yol çökmelerini heyelan, sel gibi uyduruk,
akla ziyan açıklamalarla örtmeye çalışıyorsunuz. Kamunun
kaynaklarını böylesine yağmalamak kimsenin hakkı
değil. Bu yağma politikaları da sizinle birlikte yok olup
gidecek.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
39uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
40ıncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
41inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
42nci madde üzerinde 1 adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 42nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 42- 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı
Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma
Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunun 4üncü maddesinin ikinci fıkrasına birinci
cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle ilave
edilmiştir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarına (b) bendine göre yapılan satışlarda
satış bedeli, sadece taşınmazın zemin bedeli dikkate
alınmak suretiyle belirlenir.
Mehmet
Bekaroğlu İlhami
Özcan Aygun Süleyman
Bülbül
İstanbul Tekirdağ Aydın
Burcu
Köksal Cavit
Arı Gökan
Zeybek
Afyonkarahisar Antalya İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Gökan Zeybek.
Buyurun Sayın Zeybek. (CHP
sıralarından alkışlar)
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime 1 Temmuz Kabotaj Bayramını
kutlayarak ve 2 Temmuz Sivas katliamında yaşamını
yitirenleri saygıyla anarak başlıyorum.
Yasa ne getiriyor? Yasa bize kamu kurumu
statüsündeki meslek kuruluşlarının sahip oldukları
gayrimenkullerin hazine tarafından satılması durumunda,
binaların değil, sadece altında bulunan arazinin
satılmasıyla ilgili bir düzenleme getiriyor. 4706 sayılı
Yasanın 4üncü maddesine bir ek getiriliyor. Kimdir bu kamu kuruluşu
niteliğindeki meslek örgütleri? Yani TMMOBa bağlı meslek
odaları; eczacı odası, tabip odası, barolar; onun ötesinde,
esnaf örgütlenmeleri, borsalar, ticaret odaları; bütün bunları
görüyoruz. Peki, niye bu madde metne giriyor? Çünkü Türkiyede, hâlâ,
yerleşik planlarda, bu meslek odalarının bir kamu kurumu
niteliğinde oldukları, bunların faaliyet gösterdikleri alanlarla
ilgili ihtiyaç duydukları donatı alanlarını imar
planlarına koymak akıl edilemiyor. Yani her il ve ilçede ticaret
odaları var, esnaf odaları var, meslek odaları var ama bunlar
nerede ikamet edecekler; topladıkları aidatlarla, elde ettikleri
gelirlerle, yaptıkları binaları hangi parseller üzerine
yapacaklar? Çoğunlukla da hazinenin tahsis ettiği araziler üzerine
binalarını yapıyorlar. Şimdi de yasayla buna geçici bir
çözüm getiriliyor.
Bizim önerimiz çok açık. Nasıl ki
günümüzde hurda toplamayla uğraşan insanların
topladıkları hurdaları şehrin uzak bölgelerine götürmekte
yaşadıkları sıkıntıyı gidermek için bu geri
dönüşümle ilgili belli alanların şimdi yeni planlara
işlenmesini öneriyor isek meslek odalarının da mutlaka imar
planlarına giriyor olması gerekir. Hangi meslek odaları? TMMOBa
bağlı meslek odaları.
İktidar döneminde yasal yetkileri, üye
aidatlarının dışında mesleki denetim yetkileri elinden
alınmış olan bütün meslek odalarına buradan şunu
söylemek istiyorum: Yeniden etkin ve verimli bir denetimin
sağlandığı, meslek odalarının yeniden yasal
süreçlere, uygulama süreçlerine, kanun yapma süreçlerine dâhil edildiği
bir gelecek çok yakında geliyor; az kaldı, bir yıl sonra
geliyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Peki, esnaf örgütlenmelerindeki durum ne? Sayın
Meclis Başkan Vekilimizle birlikte biz, beraberce İstanbulda esnaf
odalarının genel kuruluna katıldık. Ne dedi orada esnaf
odasının temsilcileri? Türkiye'de, yasaların içinde,
yönetmeliklerde, her yerde esnafın adı var ama esnafın bir
tanımı yok, esnafın bir yasası yok. Bugün sabahleyin yani
ilk oturumda e-ticaretle ilgili bir düzenlemeyi Meclisten geçirdik. Şimdi
soruyorum Sayın Genel Kurul üyelerine ve iktidar partisinin
mensuplarına: E-ticaretteki uluslararası sermaye
karşısında benim Anadoludaki işletmemi koruyacak, benim
İstanbuldaki, Ankaradaki, İzmirdeki küçük esnafımı
koruyacak, ana caddedeki dükkân sahibini değil arka sokaktaki müşteri
bulmakta zorluk çekecek olan esnafımı koruyacak ne düzenleme
getiriyorsunuz?
SALİH CORA (Trabzon) Kanun geçti Gökan Bey,
e-ticaret kanunu geçti.
AHMET KAYA (Trabzon) Dinleyelim Salih Bey,
dinleyelim.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) E-ticaretle ilgili
düzenlemeler yapılıyor ama bizim küçük esnafla ilgili olarak, küçük
esnafın ihtiyacı olan alanlar da küçük esnafın ihtiyacı
olan hukuki, kanuni düzenlemelerin yapılması, mutlaka bir yasaya
kavuşması gerekir. Evet, Türkiye'de esnafın mutlaka kendi
yasasının olması gerekir. (CHP sıralarından
alkışlar) Ne zaman? Az kaldı, esnafın kendi
yasasını çıkaracağız ve esnafın
tanımını Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçecek olan bir
kanunla birlikte düzenlemiş olacağız.
BURHANETTİN BULUT (Adana) Esnaf
bakanlığı kuracağız.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) Şimdi, burada meslek
kuruluşlarıyla ilgili getirilen düzenlemeye ben bir ek de
yapılmasını istiyorum. Bakın, geçmişte köy tüzel
kişiliklerinden büyükşehir statüsüne dönenler de şimdi mahalle
oldular ama köy tüzel kişiliğinde köye ait olan, şimdi hazineye
ait olan çok sayıdaki arazi üzerinde köylülerin yapmış
olduğu birtakım tarımsal yapılar var, konutlar var, evler
var. Şimdi, gelin, bununla ilgili düzenlemeyi de ilave edelim; köylerde de
Hazine parsellerinin üzerinde ev yapmış olan vatandaşlara sadece
arsasını satalım, kendi yapmış oldukları evleri
köylülere bir kez daha satmak durumunda kalmayalım diyorum.
Kurban Bayramınızı şimdiden kutluyor,
Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
42nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
43üncü madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 43üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Tulay
Hatımoğulları Oruç İmam
Taşçıer Oya
Ersoy
Adana Diyarbakır İstanbul
Kemal
Bülbül Abdullah
Koç
Antalya Ağrı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Gerekçe
Sayın Başkan
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Hâlihazırda finansman sorunu yaşansa da
KOBİ'lerin ve özel sektörün en büyük sorunlarından biri borçluluktur.
Özel sektör dış borcu 170 milyar dolar iken Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) 2022 yılı Mart sonu
itibarıyla açıkladığı KOBİ kredileri raporu,
küçük ve orta boy işletmelerin ciddi ve düzenli artan bir borç yükü
altında olduğunu göstermiştir. Buna göre, Türkiye'de hâlen 4
milyon 219 bin küçük ve orta ölçekli işletmenin kredi borcu vardır.
İşletme başına ortalama borç ise yüzde 34 artışla
300 bin 379 lira olmuştur. Kanun teklifinin bu vahim tabloyu göz önüne
almadan düzenleme yapması yeni borç krizlerine sebep olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
43üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
44üncü madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 346 sıra sayılı Kanun Teklifinin 44üncü maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Tulay
Hatımoğulları Oruç Oya
Ersoy İmam
Taşçıer
Adana İstanbul Diyarbakır
Kemal
Bülbül Abdullah
Koç Gülüstan
Kılıç Koçyiğit
Antalya Ağrı Muş
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Muş Milletvekili Sayın Gülüstan Kılıç Koçyiğit. (HDP
sıralarından alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Başkan, sayın vekiller; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, 2 Temmuz 1993te
Sivasta yakılarak katledilen 33 aydını sevgiyle saygıyla
minnetle anarak başlamak istiyorum. O günün IŞİDçi
anlayışının aslında ülkeyi gömmek istediği
karanlık çok da uzağımızda değil, aynı
anlayışlar ne yazık ki bugün de birçok yerde tezahür ediyor.
Hâlâ Sivas katliamıyla yüzleşebilmiş değiliz, hâlâ Sivas
katliamında gerçek anlamda, suçlular, failler yargılanmış
ve hak ettikleri cezayı da alabilmiş değiller. Bu nedenle de bir
kez daha söylememiz gerekiyor, eğer Sivasla yüzleşmezsek
Ki
yüzleşmediğimiz için sonrasında farklı katliamlar da oldu,
onun için bir an önce Sivas katliamının bütün boyutlarıyla
araştırılması ve yüzleşilmesi gerekiyor.
Sayın Başkan, sayın vekiller; yine
büyük bir torba yasa var. Birbirine benzemeyen birçok şeyi içerisine
koymuşsunuz. Deyim yerindeyse seç, beğen, al yasası da
denilebilir, seç, beğen torbası da denilebilir. İçerisinde
3600 ek gösterge dışında dişe dokunur, doğru dürüst,
halk adına bir uygulamanın, bir düzenlemenin
olmadığını görüyoruz fakat buna rağmen sürekli bir
şekilde merkez medyada pompalanan, yenilik diye ifade edilen, müjde
diye ifade edilen bir süreçle de karşı karşıyayız.
Biz bugün bu yasa teklifini burada konuşurken
Asgari Ücret Tespit Komisyonu asgari ücreti belirledi ve -büyük olay- 5.500
lira. dedi; evet, dağ fare bile doğurmadı. Günlerdir,
haftalardır asgari ücrete zam konuşuluyor; asgari ücretin, dar
gelirlinin enflasyona ezdirilmeyeceğine dair laflar ediliyor ama günün
sonunda geldiğimiz nokta 5.500 lira yani açlık
sınırının altında bir miktarı siz Türkiyede
çalışan nüfusun yüzde 50sine reva gördünüz. Evet, asgari ücret
Türkiyede ortalama bir ücrettir, çalışan nüfusun yüzde 50si asgari
ücretle çalışır. Onun için, siz, asgari ücreti belirlerken
aslında bu ülke nüfusunun çalışanlarının yüzde 50sini
ve kalanların da üst limitini belirlemiş oluyorsunuz. Bu nedenle,
açlık sınırının altındaki bu asgari ücretle
Türkiyede hiç kimsenin geçinemeyeceği, dar gelirlinin gittikçe
yoksullaşacağı ve enflasyona ezdirileceği ortada. Üstelik,
sizin TÜİKin resmî enflasyonu oranı kaç? Yüzde 73,5. Yani yüzde 73,5
olan bir yerde, siz, 5.500 liralık bir asgari ücretle zevahiri kurtarmaya
çalışıyorsunuz.
Evet, şimdi, ülkede asgari ücret böyle.
Alım gücü gittikçe düşmüş durumda ama en önemlisi, bu ülkede
ciddi bir gıda enflasyonu yaşanıyor. Bakın, bugün, asgari
ücretliye, dar gelirliye yansıyan gıda enflasyonu yüzde 113ün
üzerinde, resmî oranlardaysa yüzde 91,6 -evet, resmî verilere göre yüzde 91,6-
ama biz biliyoruz ki bunun çok daha üzerinde bir gıda enflasyonu var.
Bugün insanlar taneyle meyve alıyorlar, gramla et alıyorlar,
neredeyse artık kırmızı ete ulaşamaz durumdalar,
çocuklar beslenemedikleri için bodur kalıyorlar, çocuklar beslenemedikleri
için birçok gelişim sistemi hastalığına maruz
kalıyorlar. Anneler, babalar; çocuklarına yediremedikleri her
şey için gözyaşı döküyorlar ve büyük bir acı çekiyorlar ama
gördüğünüz gibi sizin keyfiniz gayet yerinde, her şey
tıkırında devam ediyor.
Şimdi, böyle bir ortamda size ne
anlatalım? Önümüz bayram, insanlar bayramda evlerine, memleketlerine,
annelerinin, babalarının yanına giderlerdi, onlarla
bayramlaşırlardı ama artık sayenizde hiç kimse bayramda
memleketine gidemeyecek. Çünkü her gün akaryakıta gelen zamlarla
artık 4 kişilik bir ailenin seyahat etmesi neredeyse imkânsız
hâle gelmiş durumda. Bu miktarlar ve bu oranlar ortadayken, siz, yoksulun
ekmeğini her gün küçültürken, yoksulun sofrasındaki ekmeğe her
gün göz dikmişken kimin sofrasını büyütüyorsunuz, kimin
kasasını büyütüyorsunuz? Kur korumalı mevduatla bir avuç
yandaşın, bir avuç zenginin banka hesaplarını her gün
şişiriyorsunuz. Biz de diyoruz ki: Yazıklar olsun!
Yazıktır. Bu memleketin yoksuluna, işçisine yazıktır.
Siz bu ülkeye yakışmıyorsunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
44üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi üçüncü bölüm görüşmelerine
başlıyoruz.
Üçüncü bölüm geçici 1inci madde dâhil 45 ila
65inci maddeleri kapsamaktadır.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın Hakkı Saruhan Oluç.
Buyurunuz Saruhan Oluç. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Evet, teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller yani başka bir konuşma
yapmayı düşünüyordum ama son gelişmelerle birlikte asgari
ücretle başlamayı daha uygun gördüm. Şimdi, biliyorsunuz, asgari
ücret 5.500 lira oldu. Ne desek boş aslında yani bu asgari ücretin
hiçbir ihtiyacı karşılamadığını sizler de
bizim kadar iyi biliyorsunuz ve ortada bununla yaratılmış olan
büyük bir enkaz var.
Şimdi, bakın, ya, bir Hazine ve Maliye
Bakanınız var yani bu Hazine ve Maliye Bakanının
mesleği aslında illüzyonistlik. İllüzyonistliği
biliyorsunuz değil mi? Yani böyle el çabukluğu, marifet falan,
ortadan bir şey çıkartıyor. Ya, insan biraz
sıkılır.
Şimdi, biraz evvel, bu Hazine ve Maliye
Bakanınız, Diyarbakır'da yaptığı bir
konuşmada: Aslında, bu ocak ayından bugüne kadar
baktığımızda, asgari ücretin kümülatif artış oranı
yüzde 94,6 oldu. diyor. Yüzde 94,6
Ya, hakikaten bir sıkılması
falan yok, hakikaten yok; böyle bir şey olabilir mi? Ya, asgari ücretin
Mayıs 2022 itibarıyla enflasyon karşısındaki
aylık kaybı 1.515 lira olmuş. Şimdi artış ne
kadar olmuş? 1.247 lira. Yani bu bile gösteriyor. O diyor ki: Kümülatif
artış oranı yüzde 94,6. Yani, yalanın bu kadarı
artık gerçekten fazla bir şey.
Şimdi, bu hâldeyiz, bir de madde ihdası
getirdiniz; şimdi geldi, onu konuşacağız. Madde
ihdasında İşverenlere 100 TLlik destek sağlansın.
diyorsunuz. Ya, biz diyoruz ki, asgari ücret 5.500 lira, sefalet ücreti; bunun
hiçbir şeye, hiçbir ihtiyaca cevap vermediği ortada. Sizin, bu
işverenler için düşündüğünüz 100 liralık destek, onlar için
de bir şey ifade etmiyor aslında. Yani, bu, işverenler
açısından herhangi bir yaraya merhem olacak bir şey değil
ama Yapmış olalım. diyorsunuz. Hâlbuki, gelin, SSK primleri ve
vergi gibi yüklerin azaltılması yönünde bazı şeyler
tartışalım; yok, o da yok sizde, laf olsun diye bir şeyler
yapılıyor.
Ama esas ne yapıyorsunuz biliyor musunuz? Bu
işverenlere vereceğiniz 100 liralık miktarı nereden
alacaksınız? İşsizlik Sigortası Fonundan ya! Yani,
bunu kullanmak hem yasa dışı hem de etik değil, doğru
değil. İşsizlik Sigortası Fonundan işverenlere
aktarım yapacaksınız; hani, daha önce de yaptınız, bir
kez daha yapılacak. Şimdi bu da madde ihdası olarak
karşımıza geliyor, asgari ücretin durum bu. Yani, bu asgari
ücret meselesini daha tartışmaya devam edeceğiz. Saptadığınız
şu asgari ücret var ya, 5.500 lira, bunun ağustos ayında bir
geçerliliği kalmayacak. Hani, nasıl ocak ayındaki hemen martta
geçersiz hâle geldi, bu da ağustos ayında geçersiz hâle gelecek; bunu
da şimdiden söylemiş olalım.
İstanbul Ticaret Odası, İstanbulda
gıda fiyatlarındaki -her zaman açıklıyor bunu biliyorsunuz-
enflasyon oranlarını daha yeni açıkladı. Aylık
gıda fiyatları yüzde 4 artmış, yıllık yüzde 100
olmuş; ulaştırma yüzde 126, konut yüzde 104. İstanbuldaki
bu oranlar aslında normalde Türkiye açısından da önemli bir
işarettir. Pazartesi açıklanacak enflasyon oranları, aylık
olarak enflasyon yüzde 4 bile artsa TÜFE yüzde 77yi bulacak; böyle bir durumla
karşı karşıyayız. Şimdi bunu göreceğiz tabii
pazartesi günü ve bunu konuşmaya devam edeceğiz.
Bakın, sayın vekiller, gerçekten bu
ekonomiyle ilgili yarattığınız enkaz ve büyük bir
çöküş ortada, bunu görüyoruz ve Hazine ve Maliye Bakanı -diyorum ya-
bir illüzyonist havasıyla Her şeyi çözeceğiz. diyor, bunu
anlatıyor. Şimdi, en son, yine bugün dedi ki: Şubat, martta
enflasyon düşecek, biz seçime düşen enflasyonla gideceğiz. Bunun
için Cumhurbaşkanına söz verdim. Nasıl yapacak bunu?
TÜİKteki düzenlemelerle; ekonomide alınan önlemlerle değil,
TÜİKteki düzenlemelerle bunu yapacak ve bunu da hep birlikte yaşayacağız.
Şimdi, bakın, bu Hazine ve Maliye Bakanının
-şu anda burada değil ama biraz evvel buradaydı- Sayın
Mahir Ünalın, tabii ki Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı Tayyip Erdoğanın anlattıkları bir masal
var; iki cümle de ona dair söylemek istiyorum. Nedir bu masal? İhracat
masalı, ihracatımızda büyük artış var! Yeni ekonomi
modelinin gereği böyleydi ya; Türkiye üretecek, işsizliği
bitirecek, dış ticaret fazlası verecek ve bunun sonucunda da
düze çıkacaktık! Şimdi, ihracatımız uçuyor,
masalımız bu, yeni masalımız. Yani Tayyip Erdoğan
Hamdolsun, ihracat açısından bu bir rekordur, dünden bugüne
ulaştığımız bir rekordur. demiş. O öyle deyince
Hazine ve Maliye Bakanı illüzyonist Nebati ne diyecek? Cumhuriyet
rekorunu kırdık. diyor. Mahir Ünal geldi şimdi, o da Türkiye
ihracatta yeni bir rekor kırdı
Şimdi, evet, baktığımızda,
bu ihracatla ilgili veriler böyle ama dış ticaret dediğimiz
şey sadece ihracattan oluşan bir şey değil, bunun
ithalatı var. Bunu niye konuşmuyorsunuz? Bakın, ben, size, bunu
daha evvel anlattım; anlatmakla olmuyor, göstereyim: Şu, ithalat
eğrisi; ithalat artıyor, bakın, görüyor musunuz? Bu, ithalat,
artıyor; bu da ihracat. Evet, ihracat da artıyor ama ithalatın
artışına bakın ve bunun sonucunda dış ticaret
açığında çok ciddi bir artışla karşı
karşıya kalınmış vaziyette. Yani bir masal anlatmaktan
vazgeçin, sahte bir zafer görünümü koyuyorsunuz ortaya.
Şimdi, ihracatı anlatan iktidar ithalattan
konuşmuyor. Şimdi, öyle değil mi Sayın Ünal? Şimdi,
bakın, TÜİKin verileri ortada, TÜİKin verileri; bizim
söylediğimiz rakamlar değil. TÜİKin bu verileri diyor ki: 2022
Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre
ihracat yüzde 15,3 artmış. Güzel, peki! Aynı aya göre ithalat
ise yüzde 43,5 artmış durumda. diyor, 43,5! Şimdi, yine
TÜİKe göre, 2022 yılı Ocak-Mayıs döneminde ihracat yüzde
20,4 artmış, evet ama ithalat ise yüzde 40,8 artmış. Böyle
bir gerçekle karşı karşıyayız yani ithalat 2 katı
artmış; bunu söylüyor.
Şimdi, peki, bu durumda ne olacak? Bu,
şunu gösteriyor: Dış ticaret açığı, mayıs
ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 155
artmış; 4 milyar 156 milyon dolardan 10 milyar 605 milyon dolara
yükselmiş. İhracatın ithalatı karşılama
oranı 2021 Mayıs ayında yüzde 79,8 iken 2022 Mayıs ayında
yüzde 64,2ye gerilemiş, işte bunlar gerçek rakamlar, bu illüzyondan vazgeçmek
gerekiyor. Şimdi, rakamları vermeye devam edebilirim ve TÜİKin
bütün verileri aslında -evet, ihracat artıyor ama ithalatın
artış hızı daha yüksek- bunu gösteriyor yani ithalat
yapmadan üretemeyen bir ülke yaratılmış, bir ülke ekonomisi
yaratılmış vaziyette ve üretmek için ithalata
bağımlılık, dövizdeki dalgalanmayla birlikte ortaya
enflasyon felaketini çıkarmaya devam ediyor, bu durumla karşı
karşıyayız. Yani her tarafı eğri olan bir ekonomik
modelde sadece ihracat adlı bir masal anlatarak, ithalatı
konuşmayarak herhangi bir çıkış yolu bulmanız mümkün
değildir, bunu bir kez daha vurgulamış olalım.
Bunu sıkça yapıyorsunuz, daha evvel de
söyledik, bir kez daha söylüyoruz ve önümüzdeki günlerde de bunu söylemeye
devam edeceğiz: Dış ticaret açığını büyütüyorsunuz,
ithalat bu hâliyle ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Ara malı ithalatı olmadan da bunu stoklama olmadan da ihracat
yapamayacak hâle gelmiş bir ekonomiyle karşı karşıya
kaldığımızı bilelim. O yüzden, hani, ben son bir söz
olarak bir kez daha söyleyeyim: Bu Hazine ve Maliye Bakanının
illüzyonist tavrıyla ne bu ekonomi yönetiminde karşı
karşıya kalınmış olan ciddi sorunlar çözülebilir ne de
halk açısından, toplum açısından güven verici bir ortam
ortaya çıkartılabilir. Güven olmadığı için tüketici
endeksindeki güven endeksi de düşmeye devam ediyor, reel üretim
endeksindeki güven oranı da düşmeye devam ediyor; bu illüzyonist
tavır yüzünden Hazine ve Maliye Bakanına, inandırıcı
herhangi bir tutumu olmamasından dolayı -baktığında
bunu insanlar için de sermayedarlar için de söylemek mümkündür, işçi,
emekçi, köylü, esnaf için de söylemek mümkündür- hiç kimse güvenmiyor ve bu
güvensizlik ortamında attığınız adımların da
karşılığının olmayacağını bir kez
daha söylemiş olalım.
Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Antalya Milletvekili Sayın Cavit Arı. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA CAVİT ARI (Antalya)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin üçüncü bölümü üzerine söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi öncelikle saygıyla sevgiyle
selamlıyorum.
Görüşülmekte olan torba yasa içerisinde önemli
bir kısmı kamu çalışanlarının ve idarecilerinin
maaş ve emeklilik haklarının düzenlenmesiyle alakalı bir
teklif bulunmaktadır ancak söylemek gerekirse 3600 konusu uzun
yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi ve muhalefet olarak devamlı
gündeme getirdiğimiz bir konudur. Görüyoruz ki iktidar tarafından
yeterince hazırlık yapılmadan, üzerinde
çalışılmadan, alelacele hatta seçime dönük mesajlar içeren bir
şekilde teklif sunulmuş.
Bu düzenleme bir taraftan belli kesimleri memnun
ederken geniş kitleleri de rahatsız etmiş durumdadır.
Özellikle personel politikası yönüyle baktığımızda
yapılan bu düzenlemenin adalet duygusunu zedeleyen, hiyerarşik
sıralamaya uygun olmayan bir düzenleme olarak görülmektedir. Bu
düzenlemeden hak ettiği payı alamayan mağdur kesimlere sözümüz
şudur: Nasıl ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugüne kadar
çalışanın yanında olmuşsak, mağdurun, emekçinin
yanında olmuşsak, nasıl ki asgari ücrette bugünkü seviyelere
Cumhuriyet Halk Partisinin zorlamasıyla gelinmişse, nasıl ki
emekliye 2 dinî bayramda ikramiye verilmesini sağlamışsak,
nasıl ki asgari ücrete kadar olan gelirden verginin kaldırılmasını
sağlamışsak en kısa zamanda iktidara geliyoruz, biraz
sabredin, derdi çözülmemiş olanın derdini, tüm sorunlarını
Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz çözeceğiz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Üçüncü bölümde yer alan maddelerden bir tanesinde
şöyle bir düzenleme var değerli arkadaşlar: Belediyelere ait,
şehir içinde çalışan, koltuk sayısı 9 ve üzeri olan
otobüslerde engelli rampası yapılmasıyla ilgili zorunluluk
süresinin dört yıl daha uzatılmasıyla ilgili bir teklif var. Bu
vesileyle, bir kez daha ifade etmek gerekir ise bugün, diğer
taşıma esnafı gibi halk otobüsü esnafı can çekişir
hâle gelmiştir; çalıştığı her geçen gün esnaf
zarar eder ve bu zararı katlar hâldedir; artık halk otobüsü
esnafı kontak kapatır hâle gelmiştir;
yarattığınız ekonomik çıkmazdan bu esnafı da
büyük zarar görmektedir. Sahi, halk otobüslerine ücretsiz binen yolcular için
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ödenmesi
gereken ve 2018 tarihinde en son belirlenmiş olan ücreti ne
yaptınız? Ben size söyleyeyim, ne yaptınız: Normal belediyelerde
800 TL, büyükşehirlerde 1.000 TL, Ankara, İstanbul ve İzmirde
1.330 TL olarak 2018 tarihinde belirlenmiş olan bu fiyatlara, dört
yıl sonra ancak yüzde 50 zam yapabildiniz. Onu da Cumhuriyet Halk Partisi
olarak bizim defalarca buradan bastırmamızla, efendim, soru
önergeleri vermemizle, Meclis araştırması önergeleri vermemizle,
esnafla çalıştay yapmamız neticesinde ancak yüzde 50
artış sağlayabildiniz, o da yeni. Ancak, 2018den bu tarafa benzine,
mazota gelen en az 4 kat zam var, parçaları yine aynı şekilde
İşte, değerli arkadaşlar, siz esnafı batırma
noktasına getirdiniz. Taşıma esnafıyla ilgili bütün yük
belediyelerin omzunda kaldı.
Bu bölümde dikkat çeken bir konu daha var
değerli arkadaşlar, köprülerden ödemesiz geçenler hakkında bir
konu. Ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beş gün içinde, idari
para cezasının tebliğ edilip edilmediğine
bakılmaksızın, geçiş ücretiyle birlikte geçiş
ücretinin 1 katı idari para cezası olarak ödenmesi hâlinde, 1 kat
ceza verilmiş sayılacak.
Bakın, öncelikle şunu söyleyeyim
değerli arkadaşlar, hukukta bir sürenin başlayabilmesi için, bir
cezai müeyyidenin uygulanabilmesi için temel hukuk kuralıdır, her
şey tebligatla başlar. Sizin buradaki düzenlemeniz temel hukuk kurallarına
aykırıdır, bir süre tebliğ edilmeden başlamaz ancak
siz burada temel hukuk kurallarını dahi çiğnemektesiniz,
sırf idari para cezası hükmedilsin diye tebligat
şartını dahi kaldırmış durumdasınız.
Şimdi, kamu-özel iş birliği yoluyla
yapılan köprüler, otoyolları, havaalanları zaten bütçede yük
olmaya devam ediyor. Önceki günlerde kabul ettiğimiz ek bütçede dahi ilave
olarak 10,5 milyar bu kamu-özel iş birlikleri için bir ödenek
ayrıldı, 2022 yılı için ayrılan rakam toplamı 53
milyara çıktı değerli arkadaşlar.
Şimdi, bir şey daha ortaya çıktı
bu Komisyon görüşmelerinde. Biraz önce bahsettim ya, 1 kat veya kırk
beş günlük süre geçtikten sonra ödenirse eğer 4 kat ceza
uygulanmaktaydı. İşte, bu 4 kata kadar olan cezayı hepimiz
devlet alıyor zannediyoruz çünkü cezalar devlete ödenir ancak değerli
arkadaşlar, bakın, ortaya çıkan şey şu: Kamu-özel
iş birliklerinde, bu projelerde, bu köprülerden alınan cezaların
bu şirketlere yani yandaş şirketlere gittiği ortaya
çıktı. Yani sizin kamu kaynaklarını yandaşlara
aktardığınız yetmedi, şimdi tekrar bu cezaları da
yandaşlara aktarmaktasınız. (CHP sıralarından
alkışlar) Yani tebligatsız, ihbarsız, ücretsiz geçişin
kat kat cezasını dahi şirkete aktarmaktasınız;
işte, bu ortaya çıktı.
Şimdi, kamu-özel iş birlikleri ile kur
korumalı mevduat, kamu kaynaklarının belli kesimlere
aktarılmasına neden olan iki el bombası değerli
arkadaşlar; bakın, iki el bombası. Eğer bu konular böyle
devam ederse Türkiye bütçesi gerçek anlamda tehdit altındadır, kamu
kaynakları tehdit altındadır.
Bir örnek vereyim hızlı bir şekilde:
18 Martta Çanakkale Boğazı Köprüsü açıldı. Bu köprünün
ihale tarihi olan 16 Mart 2017de, ihale tarihinde garanti süresi on altı
yıl üç ay. Bu köprünün ihale tarihindeki maliyeti -TL bazında- 10
milyar 354 milyon 576 bin TL ya da 2 milyar 545 milyon 465 bin euro. 18 Mart
2022 tarihinde ise köprünün hizmete girdiği kabul edildi, o günkü TL
maliyeti 42 milyar. Günde 45 bin araç garantisi var ve araç başına da
15 euro, artı, KDV garanti ücreti var.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
bakın, bu köprünün hizmete girdiği tarihteki bedeli 42 milyar dedik.
Aynı gün ne oldu, aynı günlerde ne oldu? Kur korumalı
mevduatın 8 Nisan itibarıyla bu devlete maliyeti kaç paraydı? 21
milyar. Şimdi, değerli arkadaşlar, daha bu kur korumalı
mevduatın, ilk üç ay dolduğundaki, dört ay dolduğundaki maliyeti
yarım Çanakkale Boğazı Köprüsüydü. Bugünkü maliyet
itibarıyla baktığımızda da yaklaşık maliyeti
1 Çanakkale Boğazı Köprüsü yapar duruma geldi. İşte, siz,
ülkenin kaynaklarını kur korumalı mevduat sistemiyle ve
kamu-özel iş birliği projeleriyle belli kesimlere aktarmaya devam
ediyorsunuz, böylelikle de ülke ekonomisine ağır yükler getirmeye
devam ediyorsunuz. Bu uygulamadan bir an evvel vazgeçilmeli diyorum.
Hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teklifin üçüncü bölümü üzerinde
şahsı adına Bursa Milletvekili Sayın Lale
Karabıyık.
Buyurun Sayın Karabıyık. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
LALE KARABIYIK (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Torba yasa yok, artık tematik yasalar
yapıyoruz. dediniz; torbayı geçtiniz, çorba oldu, bir de çuval oldu.
4 milyon kamu çalışanını, 2,5 milyon emekli memuru kapsayan
yasalar çıkarıyorsunuz. Sendikaların görüşlerini almak
gerek, derneklerin görüşleri, baronun görüşü bile önemliydi bir
maddede; almış gibi yaptınız, aldınız ve onlar,
bunlara karşı olduklarını ve doğru bir
çalışma olmadığını ifade ettiler. Ama ne oldu?
Görüşünü aldınız, dikkate almadınız.
Çok kısa bir süre önce ek bütçe getirdiniz.
Hazine ve Maliye Bakanı mayıs ayında Bütçe fazlası var,
performansımız çok iyi. dedi; e, beş gün geçti Sayın
Erdoğan Meclise ek bütçe teklifini gönderdi. Maalesef, iktidarın
artık altı ay sonrasına bile öngörüsü yok. Zaten daha döviz
kurunda öngörünün tutmadığını biliyoruz yani Faizi
düşüreceğiz, düşüreceğiz. derken döviz kuru 8,50den
18,50ye, enflasyon 19dan 34e yükseldiğinde, zaten 2022nin bütçesi o
tarihte sapmıştı, güdük olmuştu ve şimdi, işte,
dün, 2022 bütçesi tutarının yüzde 80i kadar bir ilave yapmak zorunda
kaldınız.
Sözüm ona siz hiç faizi sevmezsiniz, Politika
faizini düşürüyoruz. dediniz; vatandaşa yönelen faiz yükseldi, iç
borcun size yansıyan faizi yükseldi, hazinenin yükü yükseldi, güven
probleminiz sebebiyle CDSler yükseldi, 12,5tan dışarıya borçlanmak
zorunda kalıyorsunuz. Yine, sözüm ona siz hiç faizi sevmezdiniz ama iç
borç faizine 43,5 milyar lira, dış borç faizine 31,9 milyar lira
ilave yapmak gerekti bütçede. Yine, sözüm ona siz Kur korumalı
mevduatın hazineye hiç yükü olmayacak, sıfır, maliyeti yok.
dediniz ama onun için de bir 40 milyar lira daha ilave etmeniz gerekti.
Bir pembe gözlükle bakıyorsunuz ve biz bunu
Plan ve Bütçe Komisyonunda da görüyoruz. Mesela, dış ticaret
rakamına bakmıyorsunuz, onu ifade etmiyorsunuz, o ilk beş aydaki
43,5 milyar dolarlık ticaret açığından bahsetmiyorsunuz ama
diyorsunuz ki: İhracat arttı. Yani vatandaşı
kandırıyorsunuz da kendinizi de kandırıp en azından
çözüm üretmenizi de önlüyorsunuz. İstikrar bozucu ne hamle varsa
yapıyorsunuz, istikrar yapıcı en ufak bir girişim bile yok.
Şimdi, finansal sıkıntılarınız sebebiyle kur
korumalı mevduat yetmedi, gelire endeksli senetleri çıkarmak
durumunda kaldınız, kamu kurumlarının hazine ve bütçeye aktarması
gereken gelirleri karşılık göstererek yeni bir ihale oluşturdunuz,
ihalenin sonucu fiyasko değerli milletvekilleri.
Şimdi, sonuçta ne oldu? Zaten faize 240 milyar
lira ayırmıştınız, ek bütçeyle 89 milyar lira daha,
artı, kur korumalı faiz için 40 milyar lira daha, toplam 369 milyar
lira siz faizi sevmeyen iktidar faize para ayırmış oldu.
Torba yasa getirdiniz, göz boyayacaksınız.
Açlık sınırı 6.319 lira, yoksulluk sınırı
20.818 lira; şu anda yirmi beş yıl hizmet üzerinden
hesapladığınızda polislerin aldığı 9.706,
öğretmenlerimizin aldığı 8.668 lira,
doktorlarımızın aldığı 13.332 lira. Yani sadece
asgari ücret alanlar değil, bu saydığım kesimler de polis,
öğretmen, doktorlarımız da 20.818 liranın yani yoksulluk
sınırının altında alıyorlar. Çalışan ve
emekli olan toplam 34 milyon kişinin yüzde 80i de yoksulluk
sınırının altında alıyor. Siz zaten 3600ü
getirirken de bunlarda da geç kalmış oldunuz.
Sürem az olduğu için kısa kısa
değinmek durumunda kaldım. Şimdi, üniversite sınavında
barajı kaldırdınız, af getiriyorsunuz; getirmenize de
karşı değiliz ama siz gençlere şunu söyleyin, istihdamdan
haber verin. Bu gençler mezun olunca iş bulabilecek mi; siz bunun için ne
yaptınız? Peki, af getiriyorsunuz da kredi borçlarını
affettiniz mi, bunun için ne yaptınız? Beslenmesi eksik olan,
yoksulluk, yoksunluk içerisinde yurt barınma imkânı olmayan gençler
için ne yaptınız? Yani affı getirmek yetiyor mu? Bu göz boyama
değil mi? Lütfen, oturup gençlerin geleceğini ciddi olarak düşünmenizi
tavsiye ederim.
Teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Üçüncü bölüm üzerinde görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi üçüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa
o maddeler üzerinde önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
45inci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 45inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 45- 13/12/2004 tarihli ve 5275
sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına hükümlüler,
ibaresinden sonra gelmek üzere salıverilmelerinden sonra yaşamlarını
sürdürecek meslek ve sanatları öğrenmelerini sağlamak,
çalışma ve üretme isteklerini geliştirmek veya güçlendirmek,
yeniden topluma kazandırmak ve iyileştirilmelerini temin etmek
amacıyla ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrasında yer alan
hükümlüler, ibaresi hükümlülerden istekli olanlar, şeklinde
değiştirilmiş, aynı fıkraya birinci cümlesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki cümle ve maddeye aşağıdaki
fıkra ilave edilmiştir.
"Bu hükümlülerin gündeliği,
işyurtları bünyesinde çalıştırılan usta
hükümlülere ödenen gündelikten az olamaz.
"(7) Bu madde kapsamında
çalıştırılan hükümlüler hakkında, 31/5/2006 tarihli ve
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinde belirtilen hükümler uygulanır. Bu durumda prim ödeme
yükümlülüğü, hükümlünün çalıştırıldığı
kurum ve kuruluşlar tarafından yerine getirilir.
Cavit
Arı İlhami
Özcan Aygun Süleyman
Bülbül
Antalya Tekirdağ Aydın
Mehmet
Bekaroğlu Burcu
Köksal Kani Beko
İstanbul Afyonkarahisar İzmir
Mehmet
Güzelmansur
Hatay
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen Hatay
Milletvekili Sayın Mehmet Güzelmansur.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve tüm
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidarın
uyguladığı yanlış ekonomik politikalar nedeniyle ülke
de borç içinde, vatandaş da borç içinde. Geçim derdi yüzünden
vatandaş kredi kartına sarıldı, kredi kartı
harcamaları son bir yılda yüzde 119 arttı. 2022
yılının ilk üç ayında kredi kartı ve kredi borcunu
ödemediği için 613 bin kişi yasal takibe düştü. 1 Temmuz 2022
itibarıyla icra dairelerindeki icra ve iflas dosyası 23 milyon 819a
çıktı, sadece bu yıl gelen icra dosyası sayısı
yaklaşık 4,7 milyon adet. Bu ne demek biliyor musunuz, değerli
arkadaşlar? Bu ülkede günde ortalama 26 bin kişi icralık oluyor
demek. Vaziyet ortada, rakamlar bunlar ama iktidara sorarsanız Ekonomi
tam tıkırında. diyorlar. Geçinemiyorum. diyenler
yalancı, zamları spekülatörler yapıyor, doları da
dış güçler yükseltiyor iktidara göre; sanki Hükûmetin hiç
sorumluluğu yok. Hayır kardeşim, ne o ne bu ne de şu; tek
sorumlu iktidar.
AKP sadece iktidarda mı kötü? Hayır,
muhalefette de kötü. Size bir örnek vereyim: Hatay Büyükşehir Belediyesi
CHPde ama Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakında olduğu
için, AKP aklınca muhalefet ediyor ama bu o kadar kötü bir muhalefet ki
CHPli Hatay Büyükşehir Belediyesine zarar vereyim derken Hatay
halkını perişan ediyorlar. Hatay Su ve Kanalizasyon idaremiz
var, kısa adı HATSU. AKPnin kötü yönetimiyle elektrik,
akaryakıt, içme suyu hizmetlerinde kullanılan boruların fiyatları
2-3 kat arttı. İktidar Hataya baraj yapmadığı için de
Hatayın yüzde 80 içme suyu derin su kuyularından
karşılanıyor yani anlayacağınız Hatayın
içme suyu elektrik enerjisiyle çıkarılıyor. Elektrik fiyatları
da son bir yılda yüzde 300 arttı. Dolayısıyla, HATSUnun
içme suyu birim maliyeti 11 lira 45 kuruşa çıktı. AKP diyor ki:
Maliyetin ne kadar artarsa artsın, sen git, suya indirim yap. Maliyetin
ne kadar artarsa artsın, git, suya zam yapma. Maliyetlere, piyasa
gerçeklerine rağmen, AKPnin bu dayatmasıyla HATSU, suyun metreküpünü
4 lira 88 kuruştan satıyor yani HATSU, suyu maliyetinin neredeyse
üçte 1 fiyatına satıyor. Bu yüzden de HATSUnun Kasım
2021-Mayıs 2022 arasındaki yani altı aydaki zararı ne
kadar, biliyor musunuz? Yaklaşık 256 milyon lira.
Şimdi, 30 büyükşehir belediyesindeki su
fiyatlarına bakın, Hatay Büyükşehir Belediyesi, suyu en ucuza
satan 2nci belediye. Eğer Halk ucuza su kullansın. diyorsanız
o zaman ekonomiyi düzgün yönetin. Elektriğe, akaryakıta, demire,
çimentoya, boruya zam yapmayın; suyun maliyeti artmasın, HATSU da
suyu ucuza satsın. Yok, bunları yapamıyorsanız, katlanan
maliyetlere rağmen 4 lira 88 kuruşa satılmalı.
diyorsanız o zaman Balıkesir, Denizli, Manisa Belediyelerinde de suyu
bu fiyattan satın da samimiyetinizi görelim.
Ben de, Hatay halkı da çok iyi biliyoruz ki
derdiniz halkın suyu ucuza kullanması değil, derdiniz HATSUyu
işlevsiz hâle getirmek, derdiniz HATSUnun zarar etmesini sağlamak.
Böyle olunca, Hatay Büyükşehir Belediyesini kötü göstermek için elinize
bir sebep geçmiş olacak, Hataylı da sanki koşa koşa gidip
AKPye oy verecek. Böyle mi sanıyorsunuz? Öyleyse çok
yanılıyorsunuz, Hatay halkı her şeyin farkında.
Buradan tüm samimiyetimle ve içtenliğimle AKPyi uyarıyorum: HATSU
zarar etmeye devam ederse Hatay susuz kalır, Hataylılar da bu susuzluğun
hesabını sizi sandığa gömerek sorar.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
45inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
46ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
47nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
48inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
49uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
50inci madde üzerinde 1 adet önerge vardır.
Önerge 500 kelimeyi geçtiğinden İç Tüzük
87nci maddesi gereği önergenin özeti okunacak, önergenin tamamı
tutanağa eklenecektir. Ayrıca önergenin tam metni siyasi parti
gruplarını da dağıtılmıştır.
Şimdi önergenin özetini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına(x)
Görüşülmek olan 346 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 50nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 50- 5520 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 15- (1) Gerçek veya
tüzel kişilerce, yurt dışında bulunan; para, altın,
döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları
31/3/2023 tarihine kadar banka veya aracı kurumlara bildirilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren
varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal
kurumlardan kullanılan ve bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla
kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/3/2023 tarihine
kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter
kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde
kullanılan varlıklar için Türkiye'ye getirilme şartı
aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılır.
(3) Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla
kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt
dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve
diğer sermaye piyasası araçlarının bu maddenin
yürürlüğe girmesinden önce Türkiye'ye getirilmek suretiyle
karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların
en geç 31/3/2023 tarihine kadar defter kayıtlarından düşülmesi
kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır.
(4) Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince
sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında
yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye
piyasası araçları ile taşınmazlar, 31/3/2023 tarihine kadar
vergi dairelerine beyan edilir.
(5) Birinci ve dördüncü fıkra kapsamında
bildirilen veya beyan edilen varlıklar 213 sayılı Kanun
uyarınca defter tutan mükellefler tarafından bildirim veya beyan
tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilir. Bilanço esasına göre
defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine
kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon
hesabı bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe
işletmeden çekilemez, sermayeye ilave dışında başka
bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise
vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı
esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri
defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem
kazancının tespitinde dikkate alınmaz ve bildirim veya beyan
tarihinden itibaren iki yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi
kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın
tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir.
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar, bu fıkrada yer alan
beyan dışındaki diğer şartlar aranmaksızın madde
hükümlerinden yararlanabilirler, bunlar tarafından taşınmaz
dışındaki varlıkların en geç beyan tarihi
itibarıyla banka veya aracı kurumlara yatırılmak suretiyle
tevsik edilmesi zorunludur. Dördüncü fıkra kapsamında beyan edilerek
işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların
işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden,
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca harç
alınmaz, bu taşınmazların işletmeye devri 193
sayılı Kanunun mükerrer 80 inci maddesi uygulamasında elden
çıkarma sayılmaz.
(6)
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara
ilişkin olarak bildirim sahibinden bildirilen varlıkların
değeri üzerinden 30/9/2022 tarihine kadar yapılan bildirimler için
%1, 1/10/2022 tarihi ila 31/12/2022 tarihi (bu tarih dahil) arasında
yapılan bildirimler için %2, 31/3/2023 tarihine kadar yapılan
bildirimler için %3 oranında peşin olarak tahsil ettikleri vergiyi,
bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi
sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu
vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler. Şu kadar ki vergi
oranı; bildirilen varlıkların, Türkiye'deki banka ya da
aracı kurumlarda açılan hesaplara transfer edildiği veya yurt
dışından getirilerek bu hesaplara
yatırıldığı tarihten itibaren en az bir yıl
süreyle tutulması halinde %0 olarak uygulanır. Bu takdirde, banka ve
aracı kurumlar tarafından bildirim esnasında tahsil edilerek
vergi dairesine ödenen vergi, bildirim sahibinin ilgili vergi dairesine
başvurusu üzerine iade edilir.
(7) Vergi dairelerine beyan edilen
varlıkların değeri üzerinden %3 oranında vergi tarh edilir
ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen
ayın sonuna kadar ödenir. Bu fıkraya ve altıncı
fıkraya göre ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamaz ve
başka bir vergiden mahsup edilemez.
(8) Bildirim ve beyana konu edilen varlıklarla
ilgili olarak 213 sayılı Kanunun amortismanlara ilişkin
hükümleri uygulanmaz. Bu varlıkların elden
çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi
uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez.
(9) Bildirilen veya beyan edilen varlıklara
isabet eden tutarlara ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi
tarhiyatı yapılmaz. Diğer nedenlerle başlayan vergi
incelemeleri ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan matrah
farkının madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen
varlıklar nedeniyle ortaya çıktığının tespiti ve
bildirilen veya beyan edilen varlık tutarının, bulunan matrah
farkına eşit ya da fazla olması durumunda matrah farkına
ilişkin tarhiyat yapılmaz. Bulunan matrah farkının,
bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle ortaya
çıktığının tespitine rağmen söz konusu
varlık tutarlarından büyük olması durumunda sadece aradaki fark
tutar üzerinden vergi tarhiyatı yapılır. Vergi incelemesi veya
takdir komisyonu kararları sonucunda bildirim veya beyana konu edilen
varlıklar dışındaki nedenlerle matrah farkı tespit
edilmesi durumunda, bu madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen
tutarlar, bulunan matrah farkından mahsup edilmeksizin tarhiyat
yapılır.
(10) Birinci fıkra uyarınca
bildirildiği halde, bildirilen varlıkların, bildirimin
yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye'ye
getirilmemesi veya Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak
bir hesaba transfer edilmemesi ile bildirilen veya beyan edilen tutarlara
ilişkin tarh edilen vergilerin süresinde ödenmemesi ve bu maddede yer alan
diğer şartların yerine getirilmemesi hallerinde dokuzuncu
fıkra hükmünden yararlanılamaz. Vergi incelemesine
başlanılan veya takdir komisyonuna sevk edilen tarihten sonra bu
madde kapsamında yapılan bildirim ve beyanlar dolayısıyla
söz konusu inceleme veya takdir komisyonu kararları sonucunda
yapılacak tarhiyatlar için de dokuzuncu fıkra hükmü uygulanmaz.
Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi vergi aslının gecikme
zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve
tahsiline engel teşkil etmez. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve
iade edilmez.
(11) Bildirim ve beyan süresi sona erdikten sonra
bildirim veya beyanlara ilişkin düzenleme yapılamaz.
(12) Hazine ve Maliye Bakanlığı,
madde kapsamına giren varlıkların Türkiye'ye getirilmesi ve
bildirimi ile işletmeye dâhil edilmelerine ilişkin hususları,
bildirim ve beyana esas şekli ile maddenin uygulanmasında
kullanılacak bilgi ve belgeler ile iade işlemlerine ve uygulamaya
ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
(13) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, Kanunun 10 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yapılan
değişiklik hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce sermaye artırımı yapan veya ilk defa kurulan şirketler
için 2022 yılı hesap dönemi dahil olmak üzere 5 hesap dönemi için
uygulanır.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Mehmet
Doğan Kubat
Kayseri Manisa İstanbul
Ali
Şahin Mustafa Levent
Karahocagil Fehmi Alpay Özalan
Gaziantep Amasya İzmir
Ramazan
Can Bayram Özçelik
Kırıkkale Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Kanun Teklifinin 50nci maddesinde
değişiklik yapılarak, gerçek ve tüzel kişilerce sahip
olunan para, döviz, altın, hisse senedi, tahvil ve diğer menkul
kıymetlerin Türkiye'ye getirilmek suretiyle millî ekonomiye kazandırılması,
gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt içinde sahip oldukları
varlıkları da kayıt altına almaları teşvik
edilmektedir.
Maddeden yararlanmak için 31/3/2023 tarihine kadar
beyan veya bildirimde bulunulması gerekmektedir. Yurt
dışındaki varlıklara ilişkin bildirim süresinin sona
ereceği 31/3/2023 tarihi beklenmeksizin, 30/9/2022 tarihine kadar (bu
tarih dâhil) yapılan bildirimler için vergi oranının yüzde 1,
1/10/2022 ile 31/12/2022 tarihleri (bu tarih dâhil) arasında yapılan
bildirimler için vergi oranının yüzde 2 olarak uygulanması öngörülmektedir.
Yine, bildirime konu varlıkların banka ve aracı kurumlarda
açılacak hesaplarda en az bir yıl süreyle tutulması hâlinde,
bildirim esnasında alınan verginin iadesine imkân
tanınmaktadır.
Diğer taraftan, teklifin mevcut 50nci
maddesinde yer alan bu kanunun yayımlandığı tarihten önce
nakdî sermaye artırımı yapmış olanların yeni
düzenlemelerden ne şekilde yararlanacağına ilişkin hüküm
son fıkra olarak korunmaktadır.
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Sayın
Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Karar yeter
sayısı nerede var Sayın Başkan, nerede var?
BAŞKAN Kabul edilen önerge
doğrultusunda
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Hayır,
karar yeter sayısı yok, olmadığı açık.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, karar yeter sayısının olmadığı çok
bariz.
BAŞKAN Kâtipler arasında ihtilaf var.
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Ne
ihtilafı olacak, hangisi ihtilaf ediyormuş?
BAŞKAN Elektronik cihazla oylama
yaptıracağım.
Üç dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı
vardır, önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 50nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
51inci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 51inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 51 14/3/2007 tarihli 5602 sayılı
Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve
Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun ek 2 nci maddesine
aşağıdaki fıkra ilave edilmiştir.
"(2) Türkiye Varlık Fonu veya Türkiye
Varlık Fonu tarafından kurulacak şirket tarafından birinci
fıkraya göre gelir kaydedilen tutarlardan, 320 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin ek 2 nci maddesi kapsamında lisansı devredilen
şans oyunlarına isabet eden kamu payının %8'i; bir takvim
yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla hesaplanarak
izleyen ikinci ayın 15 inci günü mesai saati bitimine kadar Milli Piyango
İdaresi Genel Müdürlüğüne gelir kaydedilmek üzere
aktarılır. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce gelir
kaydedilen bu tutarlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz."
Burcu
Köksal Bülent
Kuşoğlu Mehmet
Bekaroğlu
Afyonkarahisar Ankara İstanbul
Ömer
Fethi Gürer İlhami
Özcan Aygun Cavit
Arı
Niğde Tekirdağ Antalya
Süleyman
Bülbül
Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer.
Buyurun Sayın Gürer. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir torba kanun teklifinin
görüşmelerindeyiz. Ek 3600le ilgili düzenlemeyi biz de
yıllardır sahiplenip çıkması yönünde görüş belirtiyorduk,
bugün nihayet kanun teklifi olarak geldi ve görüşmelerin sonunda da
kanunlaşacak. Ama burada hakkaniyet ve adalet duygusuyla ek 3600le ilgili
bir düzenleme yapılmadığını da kayıtlara geçmek
gerekir.
Yine, öğrenci affıyla ilgili daha önce 2
kez kanun teklifi de vermiştim. O konuda da yıllardır mağdur
olan öğrenciler vardı, nihayet fark edildi. Ama şimdi ehliyet
affı
İnsan canına kastetmemiş olanların trafikte
ehliyetle ilgili aldıkları ceza için de bir af beklentisi vardı,
ne yazık ki bu torba kanun teklifinde yer almıyor.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet
Meclisine gelen kanun teklifleri içinde her zaman umutla beklenen emeklilikte
yaşa takılanlar
Emeklilikte yaşa takılanların
gasbedilen hakları ne yazık ki yıllardır iade edilmiyor.
Ekonomik kriz nedeniyle aynı ailede eşler işsiz
kaldığında ne yazık ki Sosyal Güvenlik Kurumu primi
yatmadığı için sağlık hizmetlerinden dahi
yararlanamıyorlar, çok ciddi bir mağduriyet yaşıyorlar.
Emeklilikte yaşa takılanlar bu torba kanun teklifinde yer alması
gerekirken ne yazık ki yer verilmedi.
Keza, taşeron firmada kalanlar var. 696
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle bazıları
şirketlerin kadrolarına alınsa da çok sayıda taşeron
firmada kalanlar da umutla, bayram öncesi bu kanun teklifi içinde yer
bulacaklarını düşünüyordu. Yine, ne yazık ki bu teklifte onların
da adlarına yer verilmedi.
Emekliler için 3.500 liraya
çıkarıldığı söylenen emekli maaşı;
esasında, Adalet ve Kalkınma Partisi 2008 yılında
aylık bağlama oranını yüzde 70ten yüzde 35e
düşürmeseydi bugün emekli en düşük 4.500 lira civarında bir ücret
alacaktı. Onun için aylık bağlama oranı,
katsayısı yeniden yüzde 35ten yüzde 70e çıkarılmalı.
3.500 lira emekli için bir geçim ücreti değil.
İntibak düzenlemesi hâlihazırda
gerçekleştirilmediği gibi, emekliler için katkı payı, ilaç
katkı payıyla ilgili düzenleme de ne yazık ki
yapılmadı. Emeklilerin bu anlamda da mağduriyeti devam ediyor.
Atanamayan sağlıkçılara,
öğretmenlere, mühendislere de bayram öncesi bir müjde gelmedi.
Stajyerlerin yaşlılık sigortasının işe
başladığı gün itibarıyla başlaması yönündeki
beklentileri de bu kanun teklifinde yer bulamadı.
Yalnız, bugün asgari ücrette bir düzenlemeye
gidildi, altı ay önce belirlenen asgari ücretin ekonomik kriz nedeniyle
yetersizliğini iktidar da kabul etti. Altı ay önce
yaptığı zamla övünüyordu, altı ay sonra bu zammın
düzeltilmesi gerektiği kanısına vardı. 5.500 lira asgari
ücret yeni düzenlenen ücret oldu. Ama bir yıl önce 4 lira olan
ekmeğin kilosunun bugün 20 lira, bir yıl önce 4,5 lira olan
şekerin kilosunun 25 lira, simidin 5 lira ve çayın 8,5 lira
olduğu yerde asgari ücretin açlık sınırının
altında kalmaması gerekiyordu. Ne yazık ki çalışanlar
açlık sınırının altında bir ücrete mahkûm
edildiler. Bunun da en az 7 bin lira civarında bir düzenleme olması
gerekiyordu.
Açıkçası Bayram gelmiş neyime, kan
damlar yüreğime. diye, emekçilerin beklentilerinin
karşılanmadığı bir süreci bir kez daha
yaşamış olduk.
Konuşacağım kanun maddesi Millî
Piyangoyla ilgiliydi. Millî Piyango adı her türlü şans oyununa
dönüştü. Bir yerde kumar yaygınlaştı, yurt dışı
bahis olayları patladı, kaçak bahis de ne yazık ki ülkemizde
doğallaştı. Bir yerde madde
bağımlılığı, bir yerde kumar, bir yerde toplumsal
çöküntü devam ediyor.
Yalnızca ekonomik kriz değil, ülkede ne
yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde ahlak
da çöktü diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
51inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
52nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
53üncü madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 53üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 53- 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30
uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler
ve beşinci fıkrasına aşağıdaki cümleler
eklenmiş, sekizinci fıkrasında yer alan "Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı ibaresi "Ticaret Bakanlığı
şeklinde, "Maliye Bakanlığı ibaresi "Hazine ve
Maliye Bakanlığı şeklinde, "Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca ibaresi
"Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca
şeklinde değiştirilmiştir.
"Bu maddenin yedinci fıkrasına tabi
olmak üzere, ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beş gün
içinde, idari para cezasının tebliğ edilip edilmediğine
bakılmaksızın, geçiş ücreti ile birlikte geçiş
ücretinin bir katının idari para cezası olarak ödenmesi halinde
idari para cezası bir kat verilmiş sayılır ve bu ceza için
ayrıca tebligat yapılmaz. Bu takdirde idari para cezasından
30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17nci
maddesinin altıncı fıkrasında yer alan indirim hükmü
uygulanmaz.
Bununla birlikte, bu maddenin yedinci
fıkrasına tabi olmak üzere ödemesiz geçiş tarihini izleyen
kırk beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretine usulüne
uygun olarak ödeyenlerden, ödemekle yükümlü oldukları geçiş ücreti
ile birlikte bu ücretin bir katı cezası tahsil edilir. Ödemesiz
geçiş tarihini izleyen kırk beşinci günden sonra ise geçiş ücreti
ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait
geçiş ücreti araç sahibine ücret toplama sistemlerinde tanımlı
olan bilgiler doğrultusunda, en az on beş gün önceden kısa
mesaj, e-posta, ihbarname, e-devlet bildirimi vb. yöntemlerden en az biriyle
bilgi verilir. Bu tutar genel hükümlere göre tahsil edilir.
Tulay
Hatımoğulları Oruç Kemal
Bülbül Abdullah
Koç
Adana Antalya Ağrı
Oya
Ersoy İmam
Taşçıer
İstanbul Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen Adana
Milletvekili Sayın Tulay Hatımoğulları Oruç.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyuna ek gösterge 3600le mal
olan bu torba yasada gerçekten yok, yok. Torba olmaktan çıkmış,
hakikaten dev bir çuvala dönüşmüş durumda ama bu yine, artık bir
AKP klasiği.
Söz aldığım maddeyle, otoyollara
erişim kontrolünün uygulandığı kara yolları için
belirlenen geçiş sürelerini ödemeden geçiş yaptığı tespit
edilen araç sahipleriyle ilgili ödeme sürelerini içeren bir düzenleme
yapılmak isteniyor. En temel kamusal konular yani barınma hakkı,
elektrik, su, yol, ulaşım, eğitim, sağlık; bunlar bir
kamu yapısında en temel olan haklardandır ve devletin görevi bunları
parasız bir şekilde halka sunmaktır ama ne yazık ki AKP
iktidarının satmadığı bir şey
kalmadığı için, yolları da hastaneleri de sattılar.
2022 yılı için Karayolları Genel
Müdürlüğünün bütçesine garanti ödemeleri için 20 milyar 378 milyon
liralık ödenek ayrıldı ve kur korumalı olduğu için bu
yollara ödenen paralar, şirketlere ödenen paralar her seferinde katlanarak
artıyor çünkü döviz yerinde durmuyor, döviz artarak devam ediyor. Sadece
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne dört yılda ödenen garanti ücreti 2 milyon
200 bin insanın işsizlik maaşına tekabül ediyor.
İşte, AKP'nin ve bu iktidarın vicdanının bu ülkeyi
getirdiği nokta tam da budur. Özelleştirmeci, hortumcu,
dolandırıcı anlayış, bizim, halkın ödediği
vergileri yol, su ve elektrik olarak değil zam, zulüm ve işkence
olarak iade ediyor bizlere, toplumun geniş kesimine.
Bakın, TÜRK-İŞ'in verilerini,
neredeyse her kürsüye çıkan hatip burada ifade etti: Açlık
sınırı 6 bini geçti, yoksulluk sınırı 20 bini
geçmiş durumda. diye açıklıyor sendikalar. Bu gidişle,
tamamen Lübnan'a benzeyeceğiz yani artık mevduat sahipleri bankadaki
paralarını, mevduatını çekemeyecek; dövizin 4 tane
fiyatı var piyasada; işte, ülke oraya doğru gidiyor.
Değerli Türkiye halkları, bizler enseyi
karartmayacağız, umudumuzu yitirmeyeceğiz. AKP, saray, 5li
çete, tamam çok güçlü gibi görünüyorlar şu an çünkü devletin bütün
organlarını arkalarına almışlar; polisi, devletin
bütün mekanizmalarını, askeri arkasına almışlar ama halktan
daha güçlü değiller, halk bunu çok iyi biliyor, bilmeye de devam etmeli. Sırtımızdaki
bu kamburu yani bu iktidarın bizim sırtımıza yüklemiş
olduğu bu büyük kamburu hep birlikte atacağız, kamucu ekonomi
üzerinde detaylı çalışmalar yapacağız, küçük ve orta
ölçekli esnafın belini büken vergide adaleti sağlayacak her türlü
adımı atacağız. Ek göstergeyi, ek gösterge 3600'ü
şimdi getirdikleri gibi bir kısım kamu emekçisinin değil
Türkiye'deki bütün kamu emekçilerinin eşit bir şekilde
faydalanacağı bir biçime getirmek zorundayız.
EYTyi yine seçim malzemesi yapmak isteyen bu
iktidara sözümüz şu olsun: Yine, EYT'lilere ek gösterge 3600de
olduğu gibi, kamu emekçilerini böldüğünüz gibi EYT'lileri de bölerek
göz boyayan, seçim yatırımı yapan bir şekilde
yapacağınız düzenleme asla kabul edilemez, bütün EYT'lilerin
hakları tam anlamıyla hepsine eşit bir şekilde teslim
edilmelidir.
Yine, şimdi görüştüğümüz
torbanın içinde öğrenci affı şartlara
bağlanmış. Bir tweet atan öğrenciyi de terör listesine
koyarak onun okula geri dönmesini yani af kapsamına alınmasını
engelliyor bu yasa, bu gençler af kapsamına alınmalıdır. Bu
torbaya her şeyi attınız ama milyonlarca öğrenciyi
ilgilendiren KYKyı bir türlü bu torbanın içine atmadınız.
Gençlerin işsizliği umurunuzda değil, KYK borçları
umurunuzda değil. Gençler bu iktidarı en başta defedecek olan ve
bu iktidara dislike yapacak olan kesimdir, bu böyle bilinmelidir. Gençler de
yalnız değildir; onların hakkı, hukuku ve geleceği
için bizler Halkların Demokratik Partisi olarak sonuna kadar
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 53üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
MADDE 53 - 25/6/2010 tarihli ve 6001
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri
Hakkında Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki cümleler ve beşinci fıkrasına
aşağıdaki cümleler ilave edilmiş, sekizinci
fıkrasında bulunan "Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
ifadesi Ticaret Bakanlığı" şeklinde, "Maliye
Bakanlığı ifadesi "Hazine ve Maliye
Bakanlığı şeklinde, "Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığınca ibaresi
"Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca
şeklinde değiştirilmiştir.
"Bu maddenin yedinci fıkrasına tabi
olmak üzere, ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beş gün
içinde, idari para cezasının tebliğ edilip edilmediğine
bakılmaksızın, geçiş ücreti ile birlikte geçiş
ücretinin bir katının idari para cezası olarak ödenmesi halinde
idari para cezası bir kat verilmiş sayılır ve bu ceza için
ayrıca tebligat yapılmaz. Bu takdirde idari para cezasından
30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17 nci
maddesinin altıncı fıkrasında yer alan indirim hükmü
uygulanmaz.
"Bununla birlikte, bu maddenin yedinci
fıkrasına tabi olmak üzere ödemesiz geçiş tarihini izleyen
kırk beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne
uygun olarak ödeyenlerden, ödemekle yükümlü oldukları geçiş ücreti
ile birlikte bu ücretin bir katı ceza tahsil edilir. Ödemesiz geçiş
tarihini izleyen kırk beşinci günden sonra ise geçiş ücreti
ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait
geçiş ücreti ile birlikte dört katı tutarında ceza, araç
sahibine ücret toplama sistemlerinde tanımlı olan bilgiler
doğrultusunda, en az on beş gün önceden kısa mesaj, e-posta,
ihbarname, e-devlet bildirimi vb. yöntemlerinden en az biriyle bilgi verilir.
Bu tutar genel hükümlere göre tahsil edilir.
Abdüllatif
Şener Gökan Zeybek İlhami Özcan Aygun
Konya İstanbul Tekirdağ
Süleyman
Bülbül Burcu Köksal Cavit Arı
Aydın Afyonkarahisar Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen Konya
Milletvekili Sayın Abdüllatif Şener. (CHP sıralarından
alkışlar)
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Sayın
Başkan, mikrofonu
BAŞKAN Berekettir, su berekettir.
Görevli arkadaşlar, bakar
mısınız kürsüye.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Hayır,
daha buraya gelmeden süreyi çalıştırmaya
başladınız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Orada bir
şey yok, süreyi erken açmışsınız.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Erken
açtınız süreyi de ondan ben
BAŞKAN Gergin olmanıza gerek yok,
hatırlatırsanız ben baştan başlatırım.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Yani biraz
önce iktidarın sunduğu önergeden sonra Genel Kurulda gerginlik
yaşamayan varsa gaflet, dalalet ve hıyanet içindedir. (CHP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Siz o hıyaneti
yaşadınız, o hıyaneti yaşadınız.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bu tür
önergelerle kaşla göz arasında kara parayı aklayacak, Türkiyeyi
kara para aklama merkezi hâline getirecek önergeleri, kanunları
çıkarırsanız siz bu memleketi felakete sokuyorsunuz demektir.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 2003
yılında siz Bakanken getirdiniz, 2003 yılında Bakanken getirdiniz
siz.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bu devleti
mafya devletine çeviriyorsunuz demektir, mafya devletine!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Üstü kapalı
konuşma, neyse onu söyle burada, onu söyle!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Burası
bir hukuk devleti olmalıdır, meşru zeminde yürümelidir.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Onu söyle, ne
yapmışız? Ne yapmışız? Burada
konuşamazsın öyle! Ne yapmışız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 2003de sen
getirdin bunu.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Ben
getirmedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sen getirdin.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Onu ben
getirmedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başbakan
Yardımcısıydın, Kabine üyesiydin sen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Dinleyelim,
dinleyelim.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bunun da bir
adabı, bir usulü vardır.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Burada zoruna giden
husus ne?.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) 2009dan beri
niye çırpınıyorsunuz? Göze mi girmeye
çalışıyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
Yukarıdakinin gözüne girmek için burada memleketi satmanın bir âlemi
yoktur.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Zoruna giden hususu
açıkla! Boş konuşmayacaksın, gereksiz
konuşmayacaksın!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bu
mantıkla ülke idare edilmez, bu mantıkla Meclisten kanun geçirilmez.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sana mı
soracağız? Sana mı soracağız?
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla)
Yaptığınız işin ne olduğuna bakın.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sen bak bir de! Ne
yaptığına bak!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) 2009dan beri
sürekli kara parayı aklıyorsunuz. Konusu suç olan parayı,
kaçakçılığı, uyuşturucu ticaretini, beyaz kadın
ticaretini, teröre dayalı kazançları hepsini aklayan bir kanun
maddesini buraya getiriyorsunuz, geçirmek için mücadele ediyorsunuz,
mücadele.(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler) AK PARTİ olmaktan
çıkmışsınız, yüzünüz kapkara olmuş, kapkara. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Kendine gel,
haddini bil!
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sen kendi hâline bak ya!
Şu suratına bak!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sen aynaya bakıyor
musun, hiç aynaya bakıyor musun?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Şu suratına
bak!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Eğer
yüreğiniz yetiyor idiyse, yüreğiniz yetiyor idiyse bu maddeyi kanun
teklifinin içine koyardınız, Komisyonda
tartıştırırdınız, burada
tartıştırırdınız, herkes ne olduğunu görür,
doğruyu, kabulü anlardı. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Önerge
vererek muhalefeti dahi konuşturmaz duruma getirmek suretiyle hiç
anlaşılmadan buradan böylesine bir madde geçer mi, geçer mi?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Hep konuşuyorsun
bir de Konuşmuyorum. diyorsun ya!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Böyle geçmez,
böyle geçirilmez.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bu kadar çelişiklik
olamaz; ömrün çelişkilerle dolu, ömrün çelişkilerle geçmiş.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Yazık
yahu, yazık!
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Ömrün
çelişkilerle geçmiş senin.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan)
Cumhurbaşkanı adayı mı olacaksın?
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Yazık,
yazık! Hiç sıkılmıyorsun, değil mi?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) De, de, de!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Laf atmaya
çalışırken hiç sıkılmıyorsun, değil mi?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) Geç, geç!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Yüzünde
sıkılacak hâl mi kalmış? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Şu yüzüne bak?
Sen kendi yüzüne bak! Kendi suratına bak, suratına bak.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ya, kendine gel!
Ayıp bir şey ya!
Sayın Başkanım
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Ayıp,
ayıp
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Neye ayıp?
Kendi grubuna dön, konuş ağabey. Grubuna dön, konuş ağabey.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Ayıptan
öte bir şey var, siz devleti mafya devletine çeviriyorsunuz.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ne
ayıbı?
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Siz devleti
mafya devletine çeviriyorsunuz.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Haddini bil!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla)
Söylediğiniz ayıptır. diye konuşuyorsunuz.
Yazıktır be!
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Haddini bil de
konuş!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla)
Yüreğiniz yetiyorsa getirseydiniz Komisyona.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Allah senin durumuna
kimseyi düşürmesin.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Otur,
otur!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Otur yerine, otur!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla)
Yüreğiniz yetiyorsa madde metnine, teklif içine koysaydınız
düzgünce tartışılsaydı.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sen kendine bak,
kendine!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Ne
kaçırıyorsunuz, ne?
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Hiçbir yer kabul
etmedi seni, hiçbir yer kabul etmedi; kendine bak sen bir kere.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bak, herkes keyif
içinde, keyif senin bu durumundan. Bak, bütün muhalefet keyif alıyor,
keyif!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Niye
tartışılmaz hâle getirdiniz, niye?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sen devam et
tartışmaya.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Önergeyle
niye tartışılmaz hâle getirdiniz, niye getirdiniz?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Neyi getirdik? Söyle,
neyi getirdik? Neyi getirdiğimizi söyle?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur)
Yakışmıyor size, yakışmıyor.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Neyi mi
getirdiniz?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ha, ne söylüyor?
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Söyledim,
deminden beri söylüyorum; her türlü kara parayı aklayan, her türlü suç
unsuruna dayalı kazançları aklayan bir madde getirdiniz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Kayıtlara geçsin
diye konuşuyor.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Benzerini
2016da da getirdiniz, bu 7nci getirişiniz. Cumhurbaşkanına
uzatma hakkı tanıdınız; 30 Haziran, bugün itibarıyla o
uzatma hakkının süresi dolmuştu. Yarından itibaren tekrar
devam etmesi için, Türkiyenin bu kara parayı çeviren bir merkez hâline
dönüştürülmesini sağlamak için bugün, bu gece bu saatte bu önergeyi
getiriyorsunuz.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Seni aday
yapmazlar.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Şahsa
özel kanun çıkarıyorsunuz.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Adrese teslim kanun
çıkarıyorsunuz resmen, yazık!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bunu bir an
önce çekmeniz lazım. Tekririmüzakereyle bu önergeyi çekmeniz lazım,
çekmeniz! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
53üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
54üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
55inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
56ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
57nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
58inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
59uncu madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 59uncu maddesi
ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen ek
37nci maddeye, üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Sosyal Güvenlik
İl Müdürü ile Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü
kadrosunda bulunanlardan görevden alınan veya görevleri sona erenler
hakkında da mülga ek 18 inci maddenin (c) bendi ve bu bende
bağlı hükümleri uygulanır.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Mehmet
Doğan Kubat
Kayseri Manisa İstanbul
Ramazan
Can Fehmi Alpay Özalan Mustafa Levent Karahocagil
Kırıkkale
İzmir Amasya Ali Şahin
Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında
söz isteyen Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş.
Buyurun Sayın Elitaş. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetiniz
saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce, bu kürsüde çok hazin,
çok edep dışı, hiç ahlaki kurallara yakışmayan, bir milletvekili haysiyetine,
onuruna yakışmayan bir konuşma izledik. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Milletvekili dik
duran adamdır, sözünde duran adamdır, geçmişiyle övünen adamdır.
2003 yılı ilk varlık barışını getirdik,
Başbakan Yardımcısısınız ve imza sizin
imzanız.
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Aynı
değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bu
aynısı. Ya, arkadaş, 2003 yılında buna itiraz
ediyordun, niye bırakıp da gitmedin, niye Başbakan
Yardımcılığına devam ettin, niye devam ettin? (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler) Ama baktın ki olmuyor, 2007
yılı, dedi ki: Ben derviş olacağım, ben derviş
olacağım, artık milletvekili olmayacağım.
Milletvekili olmayacaktı altı ay sonra parti kurdu, arkasından
baktı başka şeyler oluyor. Ya, arkadaş, soyunduğu
yerde giyinen adam, giyindiği yerde soyunan adam muteber adamdır;
oradan oraya, oradan oraya
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bakın, sözlerinin arkasında duracaksın. Sen
necisin?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sen de Anavatandan
geldin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Plan ve Bütçe
Komisyonu üyesisin. İşte Grup Başkan Vekili, Grup Başkan
Vekiliyle paylaştım, Plan ve Bütçe Komisyonunda parti sözcünüzle
konuştum, dedim ki
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Elitaş, siz
nereden geldiniz? DSPden aday olmadınız mı? DSPden aday
oldunuz; yetmedi, AKPye geldiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
bizim bu kanun
teklifini 30 Hazirandan sonra vermemiz lazım çünkü şu ana kadar
getirdiğimiz kanun teklifinde vergi yok ama bizim 1 Temmuz
itibarıyla, 30 Haziran akşamı itibarıyla
koyacağımız kanun teklifi devreye girdiği anda yüzde 2,
yüzde 3 faiz alınacak, vergi alınacak. Sizin parti sözcünüzle
konuştum, Grup Başkan Vekilinizle konuştum, onunla getirdim bu
önergeyi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ama
kalkıyorsun burada
ALİ ŞEKER (İstanbul) Öyle bir
şey yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Sana niye haber
vermemişler? Niye söylemedin kardeşim, niye söylemiyorsun? Adama
buradan hakaret ettiriyorsun ve milletvekiline yakışmayan
davranışlar içerisinde bulunuyorsun.
RAFET ZEYBEK (Antalya) Başkan, sana da
yakışmıyor bu konuşma.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Biraz önce biri
tavsiye etti, Sayın Başkanım, bu yakışıksız
söze cevap vermek doğru bir şey değil. dedi. Bu terbiyesizce
davranışa cevap vermek milletvekili adabına yakışan
bir iş değildir. dedi ama ben ne için çıktım biliyor
musun? 2003 yılında ilk defa vergi barışı
yaptığımızda -Mart 2003te
yaptığımızda- ben milletvekiliyim, sen Başbakan
Yardımcısısın, bu sorunlardan sorumlu Başbakan
Yardımcısısın; ilk getiren sensin bunu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) O zaman kara para
(CHP
sıralarından gürültüler)
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Ben
değilim!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Kabine üyesi
değil misin? İmzan yok mu? (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler) O
zaman tasarıydı, imzan yok mu onda? Var mı yok mu?
Başkasına vekâlet mi verdin? Gene kaçak mı güreştin? (CHP
sıralarından gürültüler) Başkasına vekâlet mi verdin o
kanun tasarısında? O teklif olarak gelmedi, tasarı olarak geldi.
Tasarıda imzan var mı yok mu?
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) AK
PARTİnin getirdiği teklifti.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Var mı
imzan, yok mu? Onu söyle sen.
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Şimdi
söyleyeceğim, ne olduğunu şimdi söyleyeceğim!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Var mı yok
mu? İmzan var mı yok mu?
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Şimdi
söyleyeceğim!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, burada konuşan milletvekili niye böyle sancı çekti
bilmiyorum, niye böyle bir grup da buldu; kendi içinizde bir problem mi var,
onu da anlamıyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
AYSU BANKOĞLU (Bartın)
İçeriğini niye anlatmıyorsunuz ya! İçeriğini
anlatın!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Biz
konuştuk, yaptık.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) Niye
getirdiğinizi niye anlatmıyorsunuz? Niye getiriyorsunuz,
içeriğinde ne var onu anlatır mısınız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Şu kanun
içerisine koyduğumuz her madde Grup Başkan Vekilleriyle, parti
sözcüleriyle istişare edilerek yapılmıştır. (CHP
sıralarından gürültüler)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Bir
dakika! Bir dakika! Hop, dur orada!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Yapmadın
mı bunu Sayın Altay?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Dur
orada! Dur orada!
AYSU BANKOĞLU (Bartın)
İçeriğinde ne var? Ne getiriyorsunuz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bakın,
değerli arkadaşlar, inanın utanıyorum, utanç duyuyorum.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Dün
akşam gördük.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Yıllarca
birlikte aynı koltuklarda aynı dava uğruna
uğraştık ama ben davamı terk etmedim, sen davanı terk
ettin. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar;
CHP sıralarından gürültüler)
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Davan bu mu?
Davan bu mu? Bu mu davan?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Yazıklar
olsun sana! Yazıklar olsun sana! Yazıklar olsun sana! (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay, buyurun lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Şenere ithamda bulundu, sataşmadan söz istiyoruz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Konya Milletvekili Abdüllatif Şenerin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın 346 sıra sayılı Kanun Teklifinin 59uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Ulu orta
bağırtılarla bu yaptığınız işi
temizleyemezsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ya, imzan var
mı yok mu?
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) 2003
yılında
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Şener,
sen aklınla değil, hırsla konuşuyorsun, senin
konuştuğunun hiçbir anlamı yok bizde, sen hırsınla
konuşuyorsun; sen aklınla, kalbinle konuşmuyorsun.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Dinlerseniz
anlatacağım.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) İmzan var
mı yok mu?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Dinleyin,
dinleyin!
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) 2003
yılında Bakanlar Kurulu kararıyla bir kanun tasarısı
gelmiştir. Maliye Bakanlığının önerdiği, teklif
ettiği bir metin buraya gelmişti ama
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
İmzan var mı yok mu; onu söyle.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Adam bize olan
hırsıyla konuşuyor ya, ne konuştuğunu bilen de yok.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Değerli
arkadaşlar, sizin yaptığınız, 2009dan beri sürekli bu
ülkeyi kara paranın merkezi hâline getirmektir.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) İmzan var
mı yok mu; aynı şeyi soruyoruz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Abart, abart,
hırsını alamıyorsun, daha da abart.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bu, yedinci
kanun teklifidir. Bu işin bir uluslararası standardı
vardır, çok olağanüstü koşullar yaşamış ülkelerde
çok istisnai olmak üzere
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sen istifa ettiğin
gün Bakanlığında bayram etti herkes, bayram.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla)
sık
sık çıkarılmamak üzere Batı ülkelerinde de Doğu
ülkelerinde de tek bir kezliğine bu tür yasalar
çıkmıştır. Türkiyede de Hükûmet
başladığı sırada bu tür bir yasaya ihtiyaç oldu, hem
piyasanın hem uluslararası kuruluşların hatta IMFnin de o
günkü koşullarda imkân sağladığı bir nedenle olumlu
baktığı bir ortamda bir defaya mahsus olarak
çıkmıştır ama siz 2009dan beri, on üç yıldır
sürekli olarak çıkarıyorsunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ha, o zaman iyi de biz
yapınca kötü mü diyorsun? Bu sözün seni aklamaz.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bakın,
2016da çıkardığınız varlık
barışında ne yazıyor biliyor musunuz?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) O tasarıya imza
attın mı atmadın mı? O tasarıya imza attın
mı Sayın Şener? Ya, onu söylesene!
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Varlık
barışı nedeniyle parasını getirip bir hesaba yatıranlar
hakkında Soruşturma yapılamaz. diyordu. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sen
bakanlığı bıraktığın gün
Bakanlıktakiler bayram etmiş. Sen öyle bir Bakansın!
Yazıklar olsun ya!
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Hepinize
yazıklar olsun!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Şuna bak, gülüyor,
herkes gülüyor. Bu hâle düşer mi insan ya!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın Altay.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
4.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın 346 sıra sayılı Kanun Teklifinin 59uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kısa bir söz
talebim var.
Sayın Elitaş biraz önce bir
değerlendirme yaparken
Türkiye Büyük Millet Meclisinde gruplar
arasında müzakere olur; bazen uzlaşılır, bazen
uzlaşılmaz. Burada yaptığımız her şeyi
diğer grupların onayıyla yapıyoruz. ifadesine asla
katılmam. Doğrudur, Sayın Elitaş bana -ben teknik bir adam
değilim- bundan üç dört saat önce bahsettiğinde Arkadaşlar bir
bakar. dedim. Sizin makamınızdan bölümlerin önerge listesi gelir.
Ben burada en son oturduğumda bu önerge bendeki listede yoktu. Ben bir
müzakere için arkadayken bu önerge işleme alınmadan on dakika önce
buraya koyulmuş, ben de teknik arkadaşlara Buna bir bakın.
dedim ve konuyu biz böyle fark ettik; bu durum bundan ibaret. Şunu kabul
etmeyiz: Biz burada her şeyi görüşürüz, konuşuruz,
tartışırız; bu her bize söylenen şeyi biz kabul ettik
anlamına gelseydi, Mecliste bu saatlere kadar çalışmamıza
gerek yoktu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Çok teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Durum bundan
ibarettir, bunun bilinmesini isterim.
BAŞKAN Sağ olun, teşekkür ederim.
VIII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
2.-
Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 53 Milletvekilinin Devlet Memurları
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4527) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 346) (Devam)
BAŞKAN Kabul edilen önerge doğrultusunda
59uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Başkanım, bir açıklama yapmama müsaade eder misiniz?
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Tatlıoğlu,
buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
5.-
Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın 346 sıra sayılı Kanun Teklifinin
59uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, bu önergeyle ilgili ben de konuşmak istiyorum doğrusu.
AK PARTİli arkadaşlara Abdüllatif Beyin
siyasi çizgisi, bütün bunların dışında bir şeyi
söylemek istiyorum: Bakın, bu önerge başlı başına bir
kanun değişimi getiren bir önerge. Dolayısıyla, bunun bir
usulü var ve bu Meclis bu usullere uyulursa saygın bir Meclis olur ve
bununla ilgili bizim hiçbir bilgimiz yok. Ve bilin, bu kanun teklifi
geldiğinde, Sayın Elitaş, orada bir mutabakat
sağlanmış ama mutabakattan sonra 66 maddelik bir kanun teklifine
11 tane ilave önerge gelmiş. Arkadaşlar, bu doğru değil.
CAVİT ARI (Antalya) Komisyondaki ilaveler de
var Sayın Başkan.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Bunlar
normal olarak Komisyonda niçin tartışılmıyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Bu kadar
önemli bir konunun tartışılmamasını sizin kendi
vicdanınızda sorgulamanız lazım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim Sayın
Tatlıoğlu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım, bir açıklama yapabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
6.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, İstanbul Milletvekili
Engin Altay ile Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun
yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bu önergeyle ilgili saat 17.00-18.00de önergeyi Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunmuşum, önergelerle
ilgili siyasi parti gruplarını bilgilendirmişim. Şu
önergeler var, bu önergelerin bu ana gelmesinin sebeplerinden biri, eğer
biz 30 Hazirandan önce verirsek bu çerçevede olur. demişim.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Doğru değil!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Size
değil, size değil.
Siz, arkada saat 20.00 veya 20.30 civarında Bu
önerge neyi ifadeyi ediyor? dediniz. 30 Haziran tarihli önergede
farklılık vardı, kanun uygulamasında farklılık
vardı, bu kanundaki uygulamayı 30 Haziranda kamuoyunun da
duyması gerekir. dedim.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Elitaş, iki saat önce ya, insaf edin, iki saat önce.
Benim mikrofonumu açabilir misiniz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Anladım.
CAVİT ARI (Antalya) Sayın
Başkanım, dün getirseydiniz Komisyona.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Komisyona niye
gelmedi?
CAVİT ARI (Antalya) Komisyonda dün
görüşüldü, önceki gün de görüşüldü, Komisyona niye gelmedi?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Sonradan geliyor aklı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Şimdi,
değerli arkadaşlarım, karşılıklı
tartışmıyoruz, biraz sonra söz verir.
Şimdi, bu çerçevede önergeyle ilgili
kısımda burada milletvekili arkadaşlarımız ret
verebilir ama konuyla ilgili yaptığımız müzakereler
çerçevesinde bu önergeyi yaptık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir cümle,
bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Oylandı zaten Sayın
Elitaş.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ya,
Başkanım, köy kahvesine döndü burası.
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Şimdi,
Sayın Başkan, Başbakanlık sisteminde, daha önceki sistemde
kanun tasarıları Başbakan dâhil bütün Bakanların
imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunulur, herhangi bir bakan imza atmadığı sürece veya vekâletle
başka bir bakana imza yetkisi vermediği sürece o kanun tasarısı
tasarı olmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına gelemez ama 2018den itibaren kanun teklifi
vermek sadece milletvekillerine has bir durum olmuştur. O dönemde 2003
yılından 2018 yılına kadar gelen bütün kanun
tasarıları bütün bakanların imzasıyla gelmiştir.
BAŞKAN Tamam, peki.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) O kişi
madem öyle imza atmazdı
Niye imza attın?
Teşekkür ediyorum.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan
BAŞKAN İsmail Bey, söz istiyor musunuz?
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) 1
önergemiz var bizim.
BAŞKAN Var, tamam.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Ben isterseniz
bir söz alayım.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Tatlıoğlu.
7.-
Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlunun, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, şimdi bu önerge bize geldiğinde inanın ben
Sayın Elitaşı aradım. Öyle değil mi? Ben arkaya
geçtim, Sayın Elitaşı aradım, bununla ilgili bilgilenmek
istedim. Ya, bu boyutta bir önergenin böyle son dakikalarda, buralarda
konuşulması hakikaten dünyadaki hiçbir Parlamentoda olmaz.
BAŞKAN Peki.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Mesela bu,
yakışmayan da bu, lütfen.
VIII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
2.-
Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 53 Milletvekilinin Devlet Memurları
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4527) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 346) (Devam)
BAŞKAN 1 önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 60ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
MADDE 60- 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 38- Ekli (II) sayılı
Cetvelin;
a) (1) numaralı sırasında yer alan
tazminat göstergesi 13.500 rakamının,
b) (2) numaralı sırasında yer alan
tazminat göstergesi 12.300 rakamının,
c) (3) ve (3/A) numaralı sıralarında
yer alan tazminat göstergeleri 15.000 rakamının,
ç) (4) numaralı sırasında yer alan
tazminat göstergesi 15.700 rakamının,
d) (5) numaralı sırasında yer alan
tazminat göstergesi 12.000 rakamının,
ç) (6) ve (7) numaralı sıralarında
yer alan tazminat göstergeleri 11.000 rakamının,
d) (8) ve (9) numaralı sırasının
(a) bendinde yer alan tazminat göstergeleri 6.000 rakamının,
e) (9) numaralı sırasının (b)
bendinde yer alan tazminat göstergesi 5.000 rakamının,
f) (9) numaralı sırasının (c)
bendinde yer alan tazminat göstergesi 4.000 rakamının,
eklenmesi suretiyle uygulanır.
Cumhurbaşkanlığı İdari
İşler Başkanına 16.000 gösterge rakamının memur
aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda
ek tazminat ödenir. Bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve
kesinti yapılmaz. Bu tazminat, ilgili mevzuatı uyarınca en
yüksek Devlet memurunun mali ve sosyal hakları esas alınmak suretiyle
tespit edilen aylık, ikramiye, her türlü mali ve sosyal hak ile başka
bir ödeme veya ücret tavanının hesaplanmasında ya da her ne ad
altında olursa olsun ödenmekte olan aylık, zam, tazminat, ücret ve
benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz. Diğer
kanunların bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Ali
Şahin Mustafa Levent
Karahocagil Fehmi Alpay Özalan
Gaziantep Amasya İzmir
Bayram
Özçelik
Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle Cumhurbaşkanlığı
İdari İşler Başkanı kadrosunda bulunanlara
münhasıran ek tazminat ödenmesi ve bu tazminatın en yüksek devlet
memurunun mali ve sosyal hakları esas alınmak suretiyle tespit edilen
aylık, ikramiye, her türü mali ve sosyal hak ile başka bir ödeme veya
ücret tavanının hesabında dikkate alınmaması ile kamu
idarelerinde yönetici kadrolarında görev yapanlardan
aylıklarını 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek
10uncu maddesine göre almakta olanların tazminat göstergelerinin yeniden
belirlenmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
60ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
61inci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 61inci
maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi
öngörülen geçici 41inci maddenin birinci fıkrasında yer alan üçüncü
fıkrasının ilk cümlesi hariç ibaresinin üçüncü
fıkrasının ilk cümlesi ile dördüncü fıkrası hariç
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Fehmi
Alpay Özalan Ali
Şahin Mustafa Levent
Karahocagil
İzmir Gaziantep Amasya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle bu kanun teklifinin 59uncu maddesi
uyarınca 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi
öngörülen ek 37nci maddede yapılan düzenlemelerle uyum
sağlaması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 61inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
62nci madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 62nci maddesiyle 1/12/2011 tarihli ve 6253
sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
İdari Teşkilatı Kanununun 29uncu maddesine eklenen 12nci
fıkraya aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Bu fıkranın; (a), (b) ve (c) bentleri ile
üçüncü cümlesi hükümlerine göre yukarıda anılan kadrolara
atananlardan, bu atamalar öncesi bulundukları yönetici kadro veya
görevlerinde en az iki yıl kesintisiz olarak fiilen görev yapmış
olanların malî hakları, atandıkları söz konusu kadrolarda
bulunmaları kaydıyla, atandıkları tarihi takip eden ay
başından itibaren ikinci yılın sonuna kadar, fiili
çalışmaya bağlı ödemeler hariç önceki görevine ait ödeme
unsurları esas alınarak verilmeye devam edilir.
Mustafa
Elitaş Ramazan
Can Atay Uslu
Kayseri Kırıkkale Antalya
Habibe
Öçal Yusuf Ziya
Yılmaz
Kahramanmaraş Samsun
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 35inci maddesi kapsamında üst kademe kamu yöneticilerine
ilişkin düzenlemelere uyum mahiyetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı İdari Teşkilatında da benzer
düzenlemenin yapılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 62nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır. Önergeyi okutup Komisyona sunacağım,
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa önerge üzerinde,
yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt
çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
MADDE - 1/12/2011 tarihli ve 6253 sayılı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı idari
Teşkilatı Kanununun 30uncu maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"(9) Bu madde uyarınca istihdam edilen,
kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğini haiz
kurumlardan gelen personel dışındaki sözleşmeli personele
iş sonu tazminatı ödenir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde fiilen,
askerlik ve doğum dışında kesintisiz en az 1 hizmet
yılını tamamlayanlardan;
a) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu gereğince sürekli tam iş
göremezlik geliri, malullük veya yaşlılık aylığı
bağlanması veya toptan ödeme yapılması,
b) Hizmetinin gerektirdiği pozisyonun
sonlanması,
c) Hizmetlerine gerek kalmadığı için
sözleşmesinin feshedilmesi veya yenilenmemesi,
ç) İlgilinin haklı nedenle sözleşmeyi
feshetmesi,
d) İlgilinin işe alınma
açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini sonradan
kaybetmesi,
e) İlgilinin ölümü,
hallerinden birinin vuku bulmasından
dolayı hizmet sözleşmesi sona erenlere, çalışılan her
tam hizmet yılı için ayrılış tarihindeki hizmet
sözleşmesinde yazılı aylık giydirilmiş brüt ücret
tutarında iş sonu tazminatı ödenir. Bir yıldan artan
süreler için de tam yıl için hesaplanan miktardan o süreye isabet eden
tutar kadar ödeme yapılır. Bu tazminatın ödenmesinde; daha önce
iş sonu tazminatı, ikramiye ve kıdem tazminatı ile benzeri
ödemelerde değerlendirilmiş süreler dikkate alınmaz.
İş sonu tazminatı ödemesinde dikkate alınmış
süreler kıdem tazminatı ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uyarınca ödenecek ikramiye
hesabında değerlendirilmez. Ölüm hâlinde, yukarıdaki cümle
uyarınca hesaplanacak tutar, ölenin kanuni mirasçılarına ödenir.
İş sonu tazminatı ödenmesine ilişkin usul ve esaslar
Başkanlık Divanınca belirlenir.
Murat
Bakan İlhami
Özcan Aygun Burcu
Köksal
İzmir Tekirdağ Afyonkarahisar
Kani
Beko Erkan
Aydın
İzmir Bursa
BAŞKAN Sayın
Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Maalesef salt çoğunluğumuz
yoktur, katılamıyoruz.
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan
önergeyi işlemden kaldırıyorum.
63üncü madde üzerinde 1
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 63üncü maddesiyle 6643 sayılı
Kanunun yeniden düzenlenen 30uncu maddesinin birinci
fıkrasının (ç) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini, ikinci fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını, beşinci fıkrasında yer alan "beş
yıl ibaresinin "sekiz yıl şeklinde ve altıncı
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"ç) Oda bölgesinde sanat icrasından men
cezası: Bir oda bölgesinde en az beş defa geçici olarak sanat
icrasından men cezası alan veya birden fazla geçici olarak sanat
icrasından men cezalarının toplamı yüz seksen gün olan
eczacıların, o oda bölgesinde sürekli olarak sanat icrasından
men edilmesidir.
"Savunma alınmadan ceza verilemez. Savunma
yazılı veya sözlü olarak da verilebilir. Hakkındaki iddia ve
tespitleri içeren savunma isteme yazısının kendisine
tebliğinden itibaren onbeş gün içinde geçerli mazereti
olmaksızın yazılı veya kendisine bildirilen günde sözlü
savunma vermeyen üye, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Öznur
Çalık
Kayseri Manisa Malatya
Selim
Gültekin Ayşe
Sibel Ersoy Mustafa
Açıkgöz
Niğde Adana Nevşehir
Hacı
Bayram Türkoğlu
Hatay
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, bir oda bölgesinde en az 5 defa geçici
olarak sanat icrasından men cezası alan eczacıların, o oda
bölgesinde sürekli olarak sanat icrasından men edilmesi, disiplin
cezalarına ilişkin zaman aşımı süresinin sekiz
yıl olarak belirlenmesi ve disiplin soruşturmalarında sözlü
savunma imkânı da getirilerek Anayasa Mahkemesinin verdiği karar
doğrultusunda savunma hakkının güçlendirilmesi ve kanundaki
ölçülülük ilkesinin etkin bir şekilde uygulanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 63üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır. Önergeyi okutup Komisyona soracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclis
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine
aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 64 - 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 88 -
4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları
hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran
işverenlerce;
a) 2021
yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen
aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet
beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 179 Türk Lirası ve
altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün
sayısını geçmemek üzere, 2022 yılında cari aya
ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve
prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam
prim ödeme gün sayısının,
b) 2022
yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan
işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme
gün sayısının,
2022 yılı Temmuz ilâ Aralık
ayları/dönemi için günlük 3,33 Türk lirası ile çarpımı
sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta
primlerinden mahsup edilir ve bu tutar İşsizlik Sigortası
Fonundan karşılanır. Ancak (a) bendinde belirtilen prime esas
günlük kazanç tutarı 6356 sayılı Kanun hükümleri uyarınca
toplu iş sözleşmesine tabi özel sektör işverenlerine ait
işyerleri için 358 Türk lirası olarak esas alınır.
Bu madde kapsamında destekten
yararlanılacak ayda/dönemde, 2021 yılı Ocak ilâ Aralık
ayları/döneminde aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim
hizmet beyannamesi ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı
bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısının
altında bildirimde bulunulması hâlinde bu madde hükümleri uygulanmaz.
Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik
bir ad ve unvan altında ya da bir iş birimi olarak açılması
veya yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya
dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında
istihdamın kaydırılması, şahıs
işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi
gibi İşsizlik Sigortası Fonu katkısından yararlanmak
amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan
veya sigortalıların prime esas kazançlarını 2022 yılı
Temmuz ila Aralık ayları/dönemi için Kuruma bildirmediği veya
eksik bildirdiği tespit edilen işyerlerinden İşsizlik
Sigortası Fonunca karşılanan tutar, gecikme cezası ve
gecikme zammıyla birlikte geri alınır ve bu işyerleri
hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, ilgili ayda 2022
yılı Temmuz ilâ Aralık aylarına/dönemine ait aylık
brüt asgari ücretin onda birini geçmeyecek tutarda eksik prime esas kazanç
bildirimi yapıldığının tespiti durumunda Kurumca
yapılacak ihtar üzerine on beş günlük süre içinde söz konusu
eksikliği gideren işyerleri hakkında bu madde hükümleri
uygulanmaya devam eder.
İşverenlerin
çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili 2022
yılı Temmuz ilâ Aralık aylarına/dönemine ait aylık
prim ve hizmet belgelerini veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini yasal
süresi içerisinde vermediği, sigorta primlerini yasal süresinde ödemediği,
denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve
incelemelerde çalıştırdığı kişileri
sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının
fiilen çalışmadığı durumlarının tespit
edilmesi, Kuruma prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme
cezası ve gecikme zammı borcu bulunması hâllerinde bu maddenin
birinci fıkrasının (b) bendine ilişkin hükümler uygulanmaz.
Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme
cezası ve gecikme zammı borçlarını 6183 sayılı Kanunun
48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler bu tecil ve
taksitlendirme devam ettiği sürece anılan fıkra hükmünden
yararlandırılır. Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun ek
14 üncü maddesi hükümleri uygulanmaz.
Birinci fıkranın (a) bendinin
uygulanmasında, bir önceki yılın aynı ayına
ilişkin olarak aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim
hizmet beyannamesi verilmemiş olması hâlinde bildirim
yapılmış takip eden ilk aya ilişkin aylık prim ve
hizmet belgesindeki veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesindeki bildirimler
esas alınır. 2021 yılından önce bu Kanun kapsamına
alınmış ancak 2021 yılında sigortalı
çalıştırmamış işyerleri hakkında birinci
fıkranın (b) bendi hükümleri uygulanır.
Sigortalı ve işveren hisselerine ait
sigorta primlerinin Devlet tarafından
karşılandığı durumlarda işverenin ödeyeceği
sigorta priminin İşsizlik Sigortası Fonunca
karşılanacak tutardan az olması hâlinde sadece sigorta prim
borcu kadar mahsup işlemi yapılır.
3213 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi
uyarınca ücretleri asgarî ücretin iki katından az
olamayacağı hükme bağlanan "Linyit ve
"Taşkömürü çıkarılan işyerlerinde yer altında
çalışan sigortalılar için birinci fıkranın uygulanmasında
(a) bendi uyarınca belirlenecek günlük kazanç 477 Türk lirası olarak ve
2021 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen
aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet
beyannamelerinde bildirilen prim ödeme gün sayısının yüzde
50'sini geçmemek üzere, 2022 yılında cari aya ilişkin verilen
aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet
beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme
gün sayısı dikkate alınır.
Bu madde hükümleri, 5018 sayılı Kanuna
ekli (I) sayılı cetvelde sayılan kamu idarelerine ait kadro ve
pozisyonlarda 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında çalışan sigortalılar için uygulanmaz.
4734 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan
idareler tarafından ilgili mevzuatı uyarınca yapılan ve
sözleşmesinde fiyat farkı ödeneceği öngörülen hizmet
alımlarında, ihale dokümanında personel sayısının
belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin
tamamının idarede kullanılmasının öngörüldüğü
işçilikler için birinci fıkra uyarınca İşsizlik
Sigortası Fonu tarafından karşılanacak tutarlar bu
idarelerce işverenlerin hak edişinden kesilir.
2022 yılı Temmuz ilâ Aralık
aylarına/dönemine ilişkin yasal süresi dışında Kuruma
verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya Hazine ve Maliye
Bakanlığına verilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde
kayıtlı sigortalılar için bu madde hükümleri uygulanmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve
Türkiye İş Kurumunun görüşleri alınmak suretiyle Kurum
tarafından belirlenir.
Mustafa
Elitaş Ramazan
Can Asuman
Erdoğan
Kayseri Kırıkkale Ankara
Erkan
Akçay Semiha
Ekinci Vildan
Yılmaz Gürel
Manisa Sivas Bursa
Fatma
Betül Sayan Kaya Bayram
Özçelik
İstanbul Burdur
BAŞKAN Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Sayın Başkanım, Komisyonumuzun salt
çoğunluğu vardır, salt çoğunlukla yeni madde ihdasına
ilişkin önergeye katılıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Yeni madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir
madde eklenmiştir.
Herhangi bir karışıklığa
mahal vermemek için teklifin görüşmelerine mevcut sıra
sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden devam edilecek,
kanun yazımı esnasında madde numaraları teselsül
ettirilecektir.
Geçici madde 1 üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 346 sıra
sayılı Kanun Teklifinin geçici 1inci maddesinin 2nci
fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan aynı unvanlı
ibaresinin ilgili emsali şeklinde değiştirilmesini ve maddeye
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
(3) Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş
bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, bu maddenin
yürürlük tarihine kadar personeline yemek yardımını nakden
ödeyen ya da kupon, kart, fiş, bilet ya da bu mahiyette bir ödeme
aracı üzerinden gerçekleştirmek amacıyla bu ödeme
araçlarının teminini bütçesinden hizmet alımı yoluyla
karşılamış olan ve 4688 sayılı Kanunun 32 nci
maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerine aykırı olarak sosyal
denge tazminatı verdiği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler,
büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlarının
yetkili ve görevli personeli hakkında idari veya mali yargılama ve
takibat yapılamaz, başlamış olanlar işlemden
kaldırılır.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Abdullah
Güler
Kayseri İstanbul İstanbul
Selim
Gültekin Necip
Nasır Tamer
Dağlı
Niğde İzmir Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle 20/4/2021 tarihli ve 73 sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Strateji ve Bütçe
Başkanlığına verilen kamu personeliyle ilgili hususlarda
her çeşit istatistiki bilgileri toplamak, personel
kayıtlarını merkezî olarak tutmak, kurumlar arası veri
paylaşımı ve değişimi için gerekli teknik
koordinasyonu sağlamak görevi çerçevesinde kamu personeli bilgi sisteminin
yürütülebilmesini teminen ilgili personelin durumlarına uygun emsali kadro
veya pozisyonlara atanabilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, önergeyle
il özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı
kuruluşları tarafından yemek yardımı ve sosyal denge
tazminatı ödemelerinden kaynaklı çıkarılmış olan
kamu zararları hakkında konusu suç teşkil etmemek ve
kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak
kaydıyla dava ve takip yapılmaması yönünde düzenleme
yapılması önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda geçici 1inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
64üncü madde üzerinde 1 önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Devlet Memurları Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 64üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
MADDE 64- Bu Kanunun;
a) 1 inci, 2 nci, 3 üncü, 4 üncü, 5 inci, 6
ncı, 8 inci, 9 uncu, 10 uncu, 11 inci, 12 nci, 14 üncü, 20 nci, 21inci,
22 nci, 23 üncü ve 60 ıncı maddeleri 15/1/2023 tarihinde,
b) 13 üncü ve 16 ncı maddeleri 2022
yılı Temmuz ayı ödeme döneminden itibaren uygulanmak üzere
yayımı tarihinde,
c) 15 inci maddesi 15/7/2022 tarihinde,
d) 17 nci ve 18 inci maddeleri 2023 yılı
Ocak ayı ödeme döneminde,
e) 27 nci ve 28 inci maddeleri
yayımını izleyen ayın başında,
f) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Mustafa
Elitaş Muhammed Levent
Bülbül Ramazan Can
Kayseri Sakarya Kırıkkale Recep Özel Tamer Dağlı Isparta Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Sayın Başkan, takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, kanun teklifi maddelerinin yürürlük tarihinin
belirlenmesine ilişkin teknik düzenleme yapılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 64üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
65inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Üçüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Teklifinin tümünü oylamadan önce İç Tüzükün
86ıncı maddesi gereğince oyunun rengini belli etmek üzere,
lehte, Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş.
Buyurun Sayın Elitaş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Haziran ayının içerisinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi gerçekten çok önemli bir performans gösterdi. Öncelikle, son
hafta içerisinde, bu hafta içerisinde 2022 yılı ek bütçesi Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyesi değerli milletvekili
arkadaşlarımızın oylarıyla kabul edildi.
Arkasından -bedelli askerlikle ilgili- bakaya kalan
vatandaşlarımızın durumunu düzenleyen bir kanun teklifi
kabul edildi. En son, bugün elektronik ticaretle ilgili yasal düzenlemeyi
getiren kanun teklifi de kabul edildi ve bugün de 65, 66 maddelik, gerçekten
işçisinden memuruna, köylüsünden çiftçisine kamuoyunu çok yakından
ilgilendiren bir kanun teklifini de hayata geçirmiş olduk.
Zor bir süreç geçti, gerçekten göstergelerle ilgili,
emeklilikle ilgili süreçte, kamuoyunda, 3600 ek göstergeyle ilgili
yaptığımız düzenlemeden muhakkak ki beklenti büyük bir
çoğunlukta vardı ama bunun hepsini karşıladık demek,
ifade etmek yanlış olur, bir kısmını
karşılayabildik. Bu süreç içerisinde yoğun bir
çalışma, yoğun bir gayret gösterdik. Bu kanun teklifini
hazırlarken imza sahibi milletvekili arkadaşlarımızla
birlikte Grup Başkan Vekilleri olarak, Cumhur İttifakının
Grup Başkan Vekilleri olarak hakikaten yoğun bir çalışma
sürecini yaşadık ve kanun teklifini imzaya açtık. İmzaya
açtığımız kanun teklifinin kırk sekiz saat geçmeden
görüşmesiyle ilgili siyasi parti gruplarımızın İç
Tüzükün 36ncı maddesine göre Danışma Kurulu kararıyla
aldığımız tavsiye kararı çerçevesinde Plan Bütçe
Komisyonunda kırk sekiz saat geçmeden, hatta on iki saat sonra
görüşülmesi kararı aldık ve bu görüşmeler çerçevesinde Plan
Bütçe Komisyonunun tüm partilere mensup değerli milletvekilli
arkadaşlarımız çok değerli görüşlerini, fikirlerini
paylaştılar.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Elini
cebinden çıkar Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Pardon
O fikirler çerçevesinde bir kısmı olumlu
karşılandı, bir kısmı olumsuz
karşılandı. Dediler ki Şunlara da bu imkânı
yapalım, şunu da gerçekleştirelim. Ama iktidar olarak makul
gördüklerimize Evet. dedik, olmayanlara da Olmuyor. dedik, bu şekilde
geçtik. Bugün de en son ihdas ettiğimiz maddeyle Sayın
Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Asgari
Ücret Tespit Komisyonunun Sayın Bakanımız, Çalışma
Bakanımız Vedat Bilgin Bakanımız
başkanlığında yapılan görüşmeler sonucunda önce
net yüzde 50 asgari ücreti artırdığımız 2022
yılının başında ve bugün itibarıyla, 1 Temmuz
2022 tarihi itibarıyla, 1 Temmuzdan geçerli de olmak üzere net yüzde
30'luk bir asgari ücret artışı gerçekleştirmiş olduk.
Toplam, kümülatif baktığımızda, yüzde 95'e yakın bir
asgari ücret sonucu ortaya çıkmış oldu. Az çok
tartışılabilir ama bildiğiniz gibi, asgari ücret eskiden
vergiye tabi olsaydı, asgari ücretin her artışı kamu
maliyesini ilgilendiren bir durumdu.
Yine, 2021 yılının Aralık
ayı sonunda, görüşmelerimiz sırasında asgari ücretin
değil, asgari ücret kadar bütün ücretlerin vergi dışı
kalmasıyla ilgili Değerli Grup Başkan Vekilimizle bir
açıklama yaptık Plan ve Bütçe Komisyonunda ve o gün Plan ve Bütçe
Komisyonunun değerli üyeleriyle birlikte sadece asgari ücret değil, asgari
ücret kadar bütün ücret gelirlerini, 20 bin lira geliri varsa 5.004
liralık kısmını vergiden muaf hâle getirdik ve devam
ediyoruz. Yıllardır hep söylenen Asgari ücreti vergi
dışı bırakalım. idi. ama biz daha ileri adım
attık, asgari ücret kadar ücret geliri olan herkesin asgari ücret olan
kısmını vergiden istisna hâle getirdik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Birlikte çalışarak, Cumhur
İttifakı'yla kafa kafaya vererek, bir taraftan yetkili
arkadaşlarımız, öbür taraftan grup başkan vekillerimiz bu kanun
tekliflerini hazırlarken elden geldiğince çok merkezli, çok
paydaşlı, çok katılımcı kanun teklifleri
hazırlamaya çalıştık. Mükemmel olduğunu iddia
etmiyoruz, muhakkak ki eksikleri vardır ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Sayın
Başkanım, izin verirseniz
Bir dakika daha verin.
BAŞKAN Vermedik, hiç söz vermedik.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
Başkanım, teşekkür edeceğim.
Bayram tebriği
BAŞKAN Buyurun, son söz
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bu süreci de
birlikte götürdük diye düşünüyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonunda bu kanun teklifine gayret
gösteren Değerli Başkanımıza, Komisyonumuzun
uzmanlarına, milletvekili arkadaşlarımıza, diğer
milletvekili arkadaşlarımızdan gelip de Komisyon üyesi
olmayıp da konuşmalarıyla katkı sağlayan milletvekillerimize,
kanun teklifi sahibi milletvekili arkadaşlarımıza, 54
milletvekili arkadaşımıza çok çok teşekkür ediyorum.
9 Temmuz mübarek Kurban Bayramı. Bugün, birkaç
gündür hac farizasını yerine getirmek üzere Kâbeyimuazzamaya giden
değerli kardeşlerimiz, dostlarımız,
dindaşlarımız var; onların da haclarının kabul
olmasını, mebrur olmasını niyaz ediyorum.
9 Temmuz günü Kurban Bayramını idrak
edeceğiz. Tüm milletimizin Kurban Bayramını bugünden tebrik
ediyorum.
Bugünden itibaren de Türkiye Büyük Millet Meclisi 1
Ekim tarihine kadar tatile giriyor, tüm milletvekillerimize iyi tatiller
diliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, teşekkür ederiz.
Aleyhte, İstanbul Milletvekili Sayın Engin
Altay.
Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim,
muhalefetin konuşma hakkı daha fazladır; iktidara bir dakika
verdiyseniz muhalefete iki vereceğinizi umuyorum.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, zatıalinizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla
selamlarım.
Salı günü ve çarşamba günü ek bütçeyi
görüştük, orada bütün çekincelerimizi ortaya koyduk. O ek bütçenin
işçi, memur, asgari ücretli, ev kadını, emekli, öğrenci
için değil; bir avuç azınlık için, kur korumalı mevduat sahibi
zenginler için, kamu-özel iş birliği müteahhitleri için, banka
patronları için olduğunu söyledik.
Ve perşembe günü Askerlik Kanununu
görüştük. Şanlı ordumuzun mensuplarının
yaralarına kısmen derman olduk, yetersiz ve dedim ki, bir kere de
içimize sine sine bir şeye evet dedirtin ve perşembe günü bir
şey daha yaptık; Ticaret Bakanı Sayın Mehmet Muşun
getirdiği e-ticaret kanununu AK PARTİ yöneticileri olmasaydı
kırk dakikada geçirecektik, AK PARTİ yöneticilerinin
kararsızlığı nedeniyle biraz rötar oldu. Niye kırk
dakikada geçirecektik biliyor musunuz? Namuslu, yerli, kaliteli, emperyalizme
ve tekellere savaş açan millî bir kanundu da onun için. (CHP
sıralarından alkışlar) Helal olsun Ticaret Bakanına,
helal olsun! Böyle kanunlar karşısındaki duruşumuzu da
vicdanlarınıza bırakın ama biz muhalefet olarak
şüphesiz yanlışa yanlış diyeceğiz arkadaş.
Bu çerçevede, bugün Devlet Memurları Kanununu bitirdik, eksik; bu kanun
milyonlarca kamu çalışanına, bu kanun milyonlarca emekliye
umut diye pazarlandı, öyle lanse edildi ve geldi. Burada da bir
engelleme yapmadık. Niye yapmadık? Biz 3.600 defa 3600den
bahsetmişiz, 3.600 defa. (CHP sıralarından alkışlar)
Biz emekli demişiz, Emekli kahveye gidip çay içemiyor. demişiz,
Böyle bir tablo içinde ekonomik sebeplerle üniversiteyi bırakan
öğrenciler perişan, bunlara bir af lazım. demişiz ve
bunlar bu torbada var. Ama gene söylüyorum: Şöyle güle oynaya, dolu dolu
bir eveti gene bize yaptırmayacaksınız. Çünkü ne yaptınız?
Mesela, ne yaptınız? Askerî, mülki, adli, akademik kamu personeli ve
tüm devlet memurları için kurum içinde zafiyetler, kurum içi huzuru bozan
bir yaklaşım var. Var, 3600 geldi. Şehit olmaktan değil,
emekli olmaktan korkan kahraman subaylarımız, astsubaylarımız
ve polisimiz için biz buna evet diyeceğiz, hiç kimsenin şüphesi
olmasın. 3600 bugün geldiyse bu bizim eserimiz, hiç kusura bakmayın.
(CHP sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla
Asgari ücret ya! Allah
aşkına! Allah aşkına! Sayın vekiller, açlık
sınırı 6.391 lirayken Sayın Cumhurbaşkanı bugün
nasıl
Değerli arkadaşlar, şimdi -50nci
madde- deminki tartışma konusu şu: Var; zaten dokuz, on
yıldır var. Niye var? İhtiyacınız var. Niye
ihtiyacınız var? Bu, aslında -biraz önce Sayın Genel
Başkan Yardımcım Lale Hanım söyledi, ondan alıntı
olsun, intihal yapmayalım- devletin iflas hâlinin sürdüğünün
apaçık bir göstergesidir, buna ihtiyacınız var, buna
ihtiyacınız var; aynı tartışmaya girmiyorum.
Velhasıl, yine Meclisi kapatacağız, Meclis kapanıyor,
yalnız yine buruk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla) Yarın polisimizden
astsubayımıza, tapu dairesindeki memurumuzdan akademisyenimize,
Yargıtaydan Diyanete tam olarak kimseyi hoşnut edemediğimiz bir
tabloya Türkiye uyanacak. Dolayısıyla, inşallah, bunları
yeni dönemde düzeltiriz.
Yeni dönem demişken, Anayasanın 93üncü,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 5inci maddesi
gereğince 1 Temmuz-1 Ekim arası Türkiye Büyük Millet Meclisi
çalışmalarına ara verecek. Hepinize, tatil yapmak isteyene iyi
tatiller diliyorum, çalışmak isteyenlere iyi çalışmalar
diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) Tatil size
yakışır.
ENGİN ALTAY (Devamla) Başkanım, son
konuşma
BAŞKAN Toparlayın, buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla) Ama bir şeyi
bilin, bu yasama döneminde biz sizin çıkardığınız 19
kanunun -uluslararası anlaşmalar hariç- 2si hariç alayını
Anayasa Mahkemesine götürmek zorunda kaldık. Evet, ne çıkar bilmem.
Keyif için bunu yapmıyoruz, buradan çıkan kanunların mutlaka bir
yerinde bir yamuk olduğu için yapıyoruz değerli arkadaşlar.
Bu olmasın istiyoruz.
Başkanın müsamahasını ve sizin
sabrınızı çok kullanmak istemiyorum. Son sözüm şu olsun:
Eksiğiyle gediğiyle, Cumhuriyet Halk Partisinin ısrarıyla
çıkan 3600, öğrenci affı ve en düşük emekli
maaşının bin lira artırılması hayırlara
vesile olsun, hayırlı uğurlu olsun.
Teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Böyle oldu mu
Başkanım; lehte, aleyhte beş dakika konuşuldu ya.
BAŞKAN Bir dakika arkadaşlar, son gün
diye söz verdim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Ha, öyle mi, tamam.
BAŞKAN - Buyurun.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla)
Konuşmayayım mı?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Yok, konuş
Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, İç Tüzükte olmayan bir şey
yapıldığı için sorgulanıyor. Başkanın
takdiriyle bu iş yapılıyor, onun için
arkadaşlarımız Nedir? diye soruyorlar.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Yanlış
olmasın diye.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla)
Başkanın takdiriyle geldim, arzu ederseniz gideyim yerime.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Doğrudur,
buna bir şey demiyoruz. İç Tüzük 86ya göre Başkan davet etti.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla)
Değerli arkadaşlar
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Siz yönetin
Meclisi bari, çıkın yönetin! Siz yönetin çok biliyorsanız!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ne olur
konuşayım!
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) Siz
varsınız ya, bize gerek yok, siz yeterince konuşuyorsunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Eyvallah, dinleriz.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) Çok
değerli arkadaşlar, bu yoğun çalışma dönemi sonunda
ben de çok kısa olarak partimin görüşlerini paylaşmak istiyorum.
Gerçekten, bu Meclisin yeni partisi olarak bir çizgi
ortaya koymaya çalıştık. Bütçeden itibaren yeminli
gelmediğimizi söyledik, doğru ve uygun bildiğimiz -bütçe dâhil-
bütün maddelere olumlu oy verdik. AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket
Partisinin özellikle Plan ve Bütçedeki üyeleri bunların şahididir ve
çizgimiz hep bu şekilde oldu.
Şimdi, ne yazık ki bu torba kanun
döneminde bir torba kanun teklifine daha denk geldik. Biz başından
beri emeklilikte yaşa takılanların ve 3600 ek gösterge ile kamu
çalışanlarının haklarını hep söyleyegeldik,
bağırageldik, ifade edegeldik. Bu 66 maddelik kanun teklifinin 23
maddesi bu ek göstergeyle ilgili, dolayısıyla bu kanun teklifine
evet deme hususunda bir mutabakata vardık ve bu kanun teklifini
destekleyeceğimizi ifade ettik ama ne yazık ki -bir şeyi ifade
edeyim- 66 maddelik kanun teklifi Genel Kurula geldiğinde gece
yarısı, bitime yakın 12 tane önerge geldi. Hele bunlardan,
gündeme gelen yurt dışı paralarının Türkiyeye
getirilmesi
Bunlar olur ve makul ama bu şekilde gündeme gelmesinin
gerçekten bu Meclise ve yasama etiğine yakışan bir husus
olmadığını vurgulamak gerekiyor. Asgari ücrete gelince
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Peki, teşekkür ederim.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) Bir
dakika
Bitireyim efendim.
BAŞKAN Veremiyoruz yani orada söz vermemiz de
doğru değildi biliyorsunuz.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) Peki.
Ben bütün milletimizin ve hepinizin Kurban
Bayramını kutlarım.
İnşallah hayırlara vesile olur diyor,
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş,
yerinizden söz veriyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kürsüden
BAŞKAN O doğru değil, biz
yanlış yaptık, yanlışa devam etmeyelim.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Evet, Meclis bu akşam itibarıyla tatile
giriyor, herkese öncelikle iyi tatiller ya da iyi çalışmalar
diliyorum. Bir de Kurban Bayramı var, şimdiden tüm
halkımızın ve milletvekillerinin Kurban Bayramını
kutluyorum.
Doğrusu, biz burada yanlış
bulduğumuz kanun tekliflerine hayır, doğru
bulduklarımıza da evet dedik. Her zaman objektif davranmaya
çalıştık ve davrandığımıza inanıyoruz.
Dün Ticaret Bakanlığının kanununa evet dedik çünkü
serbest piyasa koşullarına ilişkin olumlu düzenlemeler
içeriyordu. Bu kanun teklifinde 3600ü savunduk, öğrenci affını
savunduk ama öğrenim hakkını elinden alan o istisnaları
asla kabul edilebilir bulmuyoruz. Yani bu ülkede öğrenim hakkını
bile engelleyen bir düzenleme yürürlüğe girecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Son bir dakika.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Engellilere ilişkin düzenlemeyi doğru bulduk ama buna dair,
ayrıca bu kanun teklifinin içindeki eşitsizliği,
ayrımcılığı doğru bulmadık. Ya, bugün KYK
yurtlarına yüzde 80 zam geldi; evet, öğrenciler hakikaten zor
durumda.
Biz torba kanun mantığına her zaman
karşı olduk. Bu kanun teklifinde olumlu bulduğumuz düzenlemeler
olmasına rağmen, olumsuz olan düzenlemeler sebebiyle ve bize torba
kanunun dayatılması, bu yöntemin sistematik hâle gelmesi sebebiyle
hayır oyu vereceğiz ve bu sistemin artık düzeltilmesi
gerektiğine yürekten inanıyoruz.
Bu kanun teklifine dair çokça sözümüzü zaten
muhalefet olarak söyledik ama yine de getirdiği olumlu düzenlemeler
itibarıyla hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz.
Hepinize iyi akşamlar diliyoruz.
BAŞKAN Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu
olarak çok yoğun bir mesai yaptık ve önemli kanunları, ek
bütçeyi, askerlikle ilgili kanunu, elektronik ticaretle ilgili kanunu,
Sayıştay üyelerinin seçimini ve şimdi de 346 sayılı,
65 maddeyi ve pek çok düzenlemeyi içeren bu kanun teklifinin görüşmelerini
tamamlamış bulunuyoruz. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak, gerek komisyonlarda gerekse Genel Kurulda ve her platformda bu
düzenlemelere destek verdik ve bu 346 sıra sayılı Kanun
Teklifine de olumlu oy vereceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, son bir dakika.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Milliyetçi Hareket Partisi
olarak, bilhassa ek gösterge düzenlemeleri ve diğer bütün hususlarda,
gerek kanun tekliflerimizle gerekse önergelerimizle
Parti
programımız ve seçim beyannamelerimizde yer alan pek çok hususun yer
alması da ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak memnuniyet
vericidir, önemli ve büyük katkılar da verdik. Bütün bu düzenlemelerin
milletimize, ülkemize, bütün vatandaşlarımıza hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum ve 1 Ekimde tekrar
görüşmek üzere hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
X.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, 27nci
Yasama Dönemi Beşinci Yasama Yılında emeği geçen tüm
milletvekillerine, Grup Başkan Vekillerine, Başkanlık Divanı
üyelerine ve idari teşkilatın tüm çalışanlarına
teşekkür ettiğine, kendilerinin ve aziz milletin Kurban
Bayramını tebrik ettiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, böylece
27nci Yasama Dönemi Beşinci Yasama Yılının son
birleşimini tamamlamış oluyoruz. Yoğun
çalışmalarla geçen bu yasama yılında emeği geçen tüm
milletvekillerimize, Grup Başkan Vekillerine, Başkanlık
Divanı üyelerine ve idari teşkilatın tüm çalışanlarına
teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle, şimdiden sizlerin, aziz
milletimizin mübarek Kurban Bayramını tebrik ediyor, bayramın
ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyor,
size saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
VIII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
2.-
Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 53 Milletvekilinin Devlet Memurları
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/4527) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 346) (Devam)
BAŞKAN Teklifin tümü açık oylamaya
tabidir.
Açık oylamanın elektronik sistemle
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen
milletvekillerinin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma
rağmen de sisteme giremeyen milletvekillerinin oy pusulalarını
oylama için verilen süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Açık oylamanın sonucunu
okutuyorum:
Ankara Milletvekili Orhan Yegin ve 53
Milletvekilinin Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı :341
Kabul :325
Ret :15
Çekimser :1 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Şeyhmus
Dinçel Enez
Kaplan
Mardin Tekirdağ
BAŞKAN Bu sonuca göre teklif kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Hayırlı olsun.
Gündemimizdeki konular
tamamlanmıştır.
Alınan karar gereğince gündemde bulunan
işleri sırasıyla görüşmek için, Anayasa ve İç Tüzük
gereğince 1 Ekim 2022 Cumartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 23.34
(X) 345 S. Sayılı Basmayazı 30/6/2022 tarihli 110uncu Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) 346 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Önergenin tam metni tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.