TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
15inci
Birleşim
4
Kasım 2021 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Şamil Ayrımın, 8 Kasım Azerbaycan Zafer
Gününe ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Konya Milletvekili Halil
Etyemezin, festivaller şehri Konyaya ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Hayrettin Nuhoğlunun, İstanbulun Ataşehir
ilçesinde çözüm bekleyen sorunlara ilişkin gündem dışı
konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Ayhan
Barutun, fahiş zamlara ve tarımda artan maliyetlere ilişkin
açıklaması
2.- Muğla Milletvekili
Burak Erbayın, sağlık çalışanlarının
haklarını alabilmek için 23 Kasım Salı günü
İstanbuldan başlatacakları Beyaz Yürüyüşe herkesin
desteğini beklediklerine ilişkin açıklaması
3.- Bursa Milletvekili Erkan
Aydının, Bursa Karacabey Devlet Hastanesinde yaşanan sorunlara
ve sağlık çalışanlarının emeklerinin
karşılığını alması gerektiğine
ilişkin açıklaması
4.- Kocaeli Milletvekili Sami
Çakırın, Cumhurbaşkanının öldüğüne dair sosyal
medyada yapılan haberlerin şer odaklarının kara
propagandası olduğuna ilişkin açıklaması
5.- Malatya Milletvekili
Mehmet Celal Fendoğlunun, 2022 yılında Malatyaya
yapılmasını talep ettikleri yatırımlara ilişkin
açıklaması
6.- Konya Milletvekili Halil
Etyemezin, sosyal medyada yalan haber, dezenformasyon, provokasyon ve lince
karşı hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
7.- Çanakkale Milletvekili
Özgür Ceylanın, AB ülkeleri arasında en düşük asgari ücrete
sahip ülkemizde vergi ve cezalara uygulanacak zam oranının rekor
kırdığına ilişkin açıklaması
8.- İstanbul
Milletvekili Turan Aydoğanın, Gazetecilikte Kadın Koalisyonu
ekim ayı basın özgürlüğü raporuna ilişkin
açıklaması
9.- Trabzon Milletvekili
Ahmet Kayanın, Türkiye Boks Federasyonu seçimlerinde yapılan
usulsüzlüklere ilişkin açıklaması
10.- Manisa Milletvekili
Bekir Başevirgenin, gübredeki fiyat artışına ilişkin
açıklaması
11.- Erzurum Milletvekili
İbrahim Aydemirin, 8 Kasım Azerbaycan Zafer Gününe ilişkin
açıklaması
12.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, narenciye üreticilerinin ihracat desteği
beklediğine ilişkin açıklaması
13.- Karaman Milletvekili
İsmail Atakan Ünverin, iktidarın dar ve sabit gelirli grupların
maaşlarında gerçek enflasyon rakamlarını baz alarak acilen
iyileştirme yapması gerektiğine ilişkin açıklaması
14.- Kayseri Milletvekili
Çetin Arıkın, iktidarın, diyabetli çocukların
parmağının delinerek kan şekerinin ölçülmesini tercih
ettiğine ilişkin açıklaması
15.- İstanbul
Milletvekili Arzu Erdemin, güzellik salonu esnafı kadınların
sorunlarına ilişkin açıklaması
16.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, muharip gazilerin özlük hakları ve
maaş konusunda diğer gazilere göre mağdur olduğuna
ilişkin açıklaması
17.- Amasya Milletvekili
Mustafa Levent Karahocagilin, AK PARTİnin iktidara gelişinin
19uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
18.- Hatay Milletvekili Lütfi
Kaşıkçının, Hatay Dörtyola bağlı Dörttaş
mevkisinde bulunan Mum Çiçeği Sitesi sakinlerinin
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
19.- Aksaray Milletvekili
Ayhan Erelin, Çorumun Sungurlu ilçesinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
20.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Mersine yapılan tarımsal
yatırım ve desteklere ilişkin açıklaması
21.- Konya Milletvekili
Abdulkadir Karadumanın, SMA hastası çocukların ailelerine
devlet desteği sağlanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
22.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, Gaziantepteki tarihî Gar restoranının
yaşatılması konusunun yeniden düşünülmesini
Ulaştırma ve Altyapı Bakanından talep ettiğine
ilişkin açıklaması
23.- Bursa Milletvekili
Muhammet Müfit Aydının, empati sanatının en az
kullanıldığı alanın Meclisin çatısı
altında olduğuna ilişkin açıklaması
24.- Gaziantep Milletvekili
Ali Muhittin Taşdoğanın, tüm vatandaşları
aşı olmaya ve sırası gelecek herkesi 3üncü doz
aşılarını olmaya davet ettiklerine ilişkin
açıklaması
25.- Bursa Milletvekili
Atilla Ödünçün, AK PARTİnin kalkınma için verdiği destek ve
teşviklere ilişkin açıklaması
26.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, iş cinayetlerinin önlenmesi için
denetimlerin bağımsız yapılması gerektiğine,
BDDKnin üçüncü çeyrek verilerinde görülen bireylerin kredi kartı ve
kredili mevduat hesabındaki büyümenin sebebinin insanların borcu
borçla kapatma çabası olduğuna ve Enerji Bakanının
doğal gazı kesilen vatandaşlara Evinizi daha az
ısıtın. önerisinde bulunduğuna ilişkin açıklaması
27.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, arka arkaya gelen zamlara, asgari ücretten vergilerin
kaldırılması gerektiğine, engelli vatandaşların
atama beklediğine ve Süleyman Soylunun ve iktidarın Sezgin Baran
Korkmaz gibi baronların arkasında duracağına, Fettah
Tamince gibi Fetullahçıları serbest bırakacağına,
cumhuriyeti kutladığı için görevden alınan Ordunun Korgan
Kaymakamına sahip çıkması gerektiğine ilişkin açıklaması
28.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftasına,
Genel Kurul gündeminde bulunan 284 sıra sayılı Kanun Teklifinin
ihracatçımıza, ülkemize, üreticilerimize hayırlı
olmasını dilediklerine ve katkı sağlayan tüm vekillere ve
partilere teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
29.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, iktidar grubunun bir jest yaparak
İYİ Parti Grubunun motorlu taşıt satışında
uygulanan yüksek vergilerin düşürülmesi için gerekli
çalışmaların yapılmasına ilişkin verdiği
araştırma önergesini desteklemesini temenni ettiklerine, iktidarın
pandemi döneminde çiftçilere yeterli derecede sahip
çıkmadığına ve kamudaki israfa ilişkin
açıklaması
30.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Yunanistanın düzensiz göçmenlere sistematik
bir şekilde işkence ve baskı uygulayıp insanları ölüme
terk ettiğine, Türkiyenin mültecilere sağladığı
yardımların gözetilerek insan hakları noktasında
gösterdiği büyük erdemin farkına varılması
gerektiğine, Doğu Akdenizde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi,
Yunanistan, ABD ve İsrailin de aralarında bulunduğu 8 ülke
tarafından gerçekleştirilen ve Nemesis adı verilen askerî
tatbikata, Türkiye olarak öncelikle diplomasiyle her sahada
hakkımızı koruyacağımıza, ordumuza ve
donanmamıza muvaffakiyetler dilediğine ve Avrupa Kısa Kulvar
Yüzme Şampiyonasında altın madalya kazanan millî sporcumuz
Victoria Zeynep Güneşi kutladığına ilişkin
açıklaması
31.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunçun HDP grup önerisi üzerindeki konuşması sırasında
kullandığı bazı ifadelere ilişkin açıklaması
32.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Siirtte Molla Burhaneddin
Medresesi olarak bilinen Tillo Yatılı Kuran Kursunda istismar
edilen 15 yaşındaki çocuğun koruma altında tutulması ve
yargılamanın etkilenmemesi için yetkililere çağrı yaptıklarına
ilişkin açıklaması
V.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ Parti
Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlu tarafından, motorlu taşıt
satışında uygulanan yüksek vergilendirmeler ve yükselen döviz
kurları sebebiyle vatandaşlarımızın otomobil
alımının zorlaşmasının getirdiği
sorunların araştırılması, uygulanan vergilerin
düşürülmesi için gerekli çalışmaların yapılması
amacıyla 16/6/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4
Kasım 2021 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Grup
Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş
ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, 4
Kasım siyasi müdahalesinin ülke demokrasisinde yarattığı
tahribatın araştırılması amacıyla 4/11/2021
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4
Kasım 2021 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
tarafından usulsüz ödeme yapılarak kamunun zarara
uğratıldığı iddialarının
araştırılması amacıyla verilmiş olan (10/4876)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VI.- KANUN TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Denizli Milletvekili
Şahin Tin ve Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ile 50 Milletvekilinin
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3876) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 284)
2.- Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti ile Karadağ
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasına İlişkin Olarak
İmzalanan Mevcut Protokol Iin Yerini Alan Protokol I ile Anlaşmaya
Eklenen Protokol IIIün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi (2/2275) ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (S.
Sayısı: 141)
3.- Tekirdağ Milletvekili
Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti
Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde
İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2546) ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 272)
VII.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
284) Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı
Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
oylaması
VIII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Kocaeli Milletvekili Ömer
Faruk Gergerlioğlunun, Papua Yeni Ginede
çalıştıkları şirketten ücretlerini alamayan iki
işçinin durumuna ilişkin sorusu ve Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun cevabı (7/53299)
4 Kasım 2021 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Süreyya Sadi
BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 8 Kasım Azerbaycan Zafer Günü konusunda söz
isteyen İstanbul Milletvekili Şamil Ayrıma aittir.
Sayın
milletvekilleri, söz değişikliği yapacak olan
arkadaşlarımız, haklarını diğer milletvekillerine
verecek olanlar lütfen sistemden çıkış yapmasınlar, sadece
bize bildirsinler, biz, buradan, sistemden ayarlayacağız.
Teşekkür
ediyorum.
Buyurun
Sayın Ayrım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İstanbul Milletvekili Şamil Ayrımın, 8 Kasım
Azerbaycan Zafer Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
ŞAMİL AYRIM
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, bundan
bir yıl evvel, tarihî Azerbaycan toprağı olan Karabağ
işgalden azat edildi; Azerbaycan, 8 Kasımı da Zafer Günü
olarak kutluyor. Bu vesileyle söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Yukarı Karabağın 1991 yılında
Ermeniler tarafından işgali Azerbaycan Türklerinde olduğu gibi
milletimizin gönlünde de derin yaralar açmıştır. 26 Şubat
1992de, Hocalıda çoğu çocuk ve kadın 613 kişinin vefat
etmesi, vahşice katledilmesi öfkemizi daha da
artırmıştır. Ermeniler sadece katliam yapmakla
kalmamışlar, Şuşa, Hankendi ve birçok tarihî Türk
şehrini yağma etmişler, oradaki kültürel değerleri yok
etmişlerdir. 953 kütüphanenin, 44 mabedin ve 9 mescidin tahrip
edildiği söyleniyor; bunları hep yaşadık.
Bu işgal ve katliamlar
-Avrupa Birliğinde olsun, dünyanın birçok yerinde olsun-
yaklaşık otuz yıldır, kurulan Minsk Grubu denilen Rusya,
Fransa ve Amerikanın birlikte olduğu, Eş Başkanlık
yaptığı bir süreçte maalesef, çözümsüzlüğe itilmiştir.
Geldiğimiz noktada, bundan bir yıl evvel, 12 Temmuzda, Ermenistan,
kendi iç işlerindeki, pandemiyle mücadeledeki
sıkıntılarıyla, tekrar Azerbaycana saldırmış
ve 12den fazla Azerbaycan Türkünü katletmiştir. Bu süreçten sonra, 27
Eylül tarihinde tekrar saldırıya geçtiler ve tabii, Azerbaycan ordusu
otuz yıl evvelki ordu değildi, Azerbaycan
hazırlıklıydı, bir gün bu toprakları kendi
imkânlarıyla, kendi askeriyle, kendi halkının birlik
beraberliğiyle alacağını biliyordu. Evet, Azerbaycan, o
gün, 27 Eylülde karşı saldırıya geçerek kırk dört gün
süren vatan savaşında tek tek bütün şehirlerini aldı ve bu,
dünyaya örnek oldu. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti devleti, Sayın Cumhurbaşkanımızın
önderliğinde 83 milyon Türk insanı, siyasi partilerimizin
desteği ve sivil toplum örgütlerimizin desteğiyle Azerbaycanın
bu şanlı zaferi kırk dört yıl sonra geldi. Ve
Şuşanın alındığı 8 Kasımda da Azerbaycan,
bu tarihî zaferini kutluyor. Bu nedenle, bir haftadan beri, Türkiye'nin her tarafında,
Azerbaycanda, dünyadaki Azerbaycan büyükelçiliklerinde ve dünyanın birçok
yerinde bu kutlamalar yapılıyor.
Azerbaycan ne istiyor?
Azerbaycan, barış istiyor, dostluk istiyor, kardeşlik istiyor.
Bu coğrafyada, savaştan sonra ortaya çıkan çok önemli bir durum
var değerli arkadaşlarım. Bu koridorun açılması
lazım. Evet, bu koridor son derece önemli, Azerbaycan ile
Nahçıvanı birleştiren bu koridorun açılması
lazım ve bununla ilgili olarak biliyorsunuz, 9 Aralıkta
yapılmış olan anlaşmada bu koridorun açılacağını
Ermenistan, Rusya ve Azerbaycan kabul etmişler. Bugün geldiğimiz
noktada, biz, bunu bekliyoruz. Bu koridor açıldığı zaman ne
olacak? Türkiye'den, İstanbuldan arabasına binen bir kardeşimiz
Baküye kadar gidecek, oradan ta Pekine kadar gidecek. Bu, çok önemli bir
hadise. Türkiye, bu protokolün yerine gelmesi için elinden gelen bütün gayreti,
bütün desteği veriyor. Azerbaycanla birlikte, savaşın
başında nasıl Azerbaycanlı kardeşlerimizin
yanında dik durduysa bugün de aynı şekilde tavrını net
olarak koymuş.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi
tamamlayın lütfen.
ŞAMİL AYRIM
(Devamla) - Kafkaslarda barışın, kardeşliğin
kalıcı olmasını istiyorsak biz 6 tane bölge devleti, bir
masa etrafında bir araya gelerek bunu birlikte sağlayabiliriz.
Kafkasların makûs talihi yenilmelidir. Dostluk, kardeşlik,
komşuluk ilişkilerinin kurulması için tarihî bir
fırsattır. Onun için, bizlere düşen
Türkiye Cumhuriyeti
Parlamentosu her zaman olduğu gibi -ben teşekkürlerimi sunuyorum-
gereğini yapmıştır, bundan sonra da bu konuda gereğini
yapacağına inanıyorum.
Şehitlerimizi,
Karabağda şehit olan 2.800 şehidimizi ve sivil halktan rahmete
giden şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anarken hepinize
saygılarımı sunuyorum.
Yaşasın
Azerbaycan diyorum, yaşasın Türkiye diyorum, yaşasın
Azerbaycan-Türkiye kardeşliği diyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz, festivaller şehri Konya
hakkında söz isteyen Konya Milletvekili Halil Etyemeze aittir.
Buyurun
Sayın Etyemez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.-
Konya Milletvekili Halil Etyemezin, festivaller şehri Konyaya
ilişkin gündem dışı konuşması
HALİL
ETYEMEZ (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şehri kadim Konyamızda yapılan festivallerle ilgili söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulumuzu saygıyla
selamlıyorum.
Yatırımcı
iş adamlarıyla, sanayisi, emektar işçileri, tarımı,
vefakâr çiftçileri, üniversiteleri ve vizyoner belediyeleriyle Türkiyenin öncü
şehridir Konya. Çatalhöyükten bu yana, on bin yıldır birçok
medeniyete ev sahipliği yapan Konya, sadece bugünlerimizin değil
yarınlarımızın da öncü şehridir. Zira Konya büyüdükçe
dünya küçülüyor. deyişimiz hep bu yüzdendir. Konyamız Anadoluyu
tasvir eden bir şair gibidir ve kendisinden bir hikâye bulur bu şehri
ziyarete gelenler. Bu yüzden diyoruz ki: Konya bir şehirden
fazlasıdır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan Konya kalbimizin en müstesna köşesinde yer alıyor ve
bir gözümüz hep Konyadadır. diyerek kadim şehrimiz Konyaya olan
muhabbetlerini her zaman ifade etmişlerdir, gereken her türlü desteği
vermişlerdir.
Değerli milletvekilleri,
Konya, şehir meydanlarıyla, kültürel faaliyetleriyle,
kütüphaneleriyle, Bilim Merkeziyle, yeşil alanlarıyla, muhteşem
parklarıyla, bisiklet yollarıyla, müzeleriyle, su içilebilen
şehir çeşmeleriyle tüm insanlığa âdeta Burası benim
şehrim. dedirtmektedir.
Değerli milletvekilleri,
Konya, ekim ayında hayata geçirdiği GastroFest, Bilim Festivali,
Kitap Günleri ve Bisiklet Festivaliyle âdeta festivaller şehri
olmuştur. Bu yıl ilkini düzenlediğimiz ve Konyamızın
mutfak kültürünü tanıtmak için Benim şehrimde yemek bir
medeniyettir. sloganıyla gerçekleştirdiğimiz Konya GastroFeste
250 binden fazla ziyaretçi katılmıştır. Konya, GastroFestle
Konyamızın mutfak zenginliği yurt içinden ve yurt
dışından festivale katılan lezzet tutkunlarıyla
buluşturulmuştur. Festivalimizi teşrif eden bu ziyaretçilerimiz,
inanıyorum ki şehrimizin dünyaya açılan kültür ve lezzet
elçileri olacaktır. Bu vesileyle bu festivalde çorbada tuzu olan herkese
teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülkemizin ilk ve en büyük bilim merkezi olan Konya Bilim Merkezi,
çocuklarımız ve gençlerimiz için büyük hizmetler vermekte, ülkemizin
millî teknoloji hamlesine ciddi katkılar sağlamaktadır. Bu
bağlamda, bu yıl 8incisi düzenlenen Konya Bilim Festivali Konyadan
ve farklı şehirlerden on binlerce bilim meraklısına ev
sahipliği yapmıştır. TÜBİTAK, ASELSAN, HAVELSAN,
ROKETSAN ve BAYKAR gibi Türkiyenin önemli savunma sanayi ve bilim, teknoloji
kuruluşları bu festivalde yer almışlardır. Millî
muharip uçağı, yerli ve millî savaş helikopteri ATAK, İHA,
yerli genel maksat helikopteri GÖKBEY, uçan araba Cezeri gibi Türkiyenin
gururu olan araçlara halkımız büyük ilgi göstermiştir.
Değerli milletvekilleri,
bizim medeniyetimiz kitap medeniyetidir. Kadim şehrimiz Konyada
düzenlediğimiz ve Anadolunun en büyük kitap etkinliği olan Konya
Kitap Günleri, açık kaldığı on gün boyunca Konyamızdan
ve Konya dışından 800 binden fazla ziyaretçiyi
ağırlayarak büyük bir rekor kırmıştır. 1
milyondan fazla kitabın yer aldığı fuara 250 yayınevi
katılmıştır. Selçuklunun başkenti ve kadim
medeniyetimizin kutlu şehri olan Konyaya bu etkinlik kuşkusuz çok
yakışmıştır.
Değerli
milletvekilleri, Konya bisiklet şehridir. Ekim ayında
düzenlediğimiz ve üç gün süren Konya Bisiklet Festivaliyle her
yaştan bisiklet meraklısı bir araya gelmiş, birçok
etkinliğe imza atılmıştır. İklim değişikliğiyle
mücadelede farkındalık oluşturmak amacıyla karbonsuz bir
ulaşım aracı olan bisikletin kullanımını
yaygınlaştırıyoruz. Hayata geçirdiğimiz bisiklet
yolları, bisiklet tramvayı, bisiklet parkları ve
yapımı devam eden veledromla Konya, yeşil kalkınma
devriminin lokomotif şehirlerinden biri olmuştur.
Değerli milletvekilleri,
İslami Dayanışma Oyunlarını da inşallah, 2022
yılında aziz şehrimiz Konyamızda
gerçekleştireceğiz. İnanıyorum ki bu organizasyon,
şehrimizin marka değerine büyük katkı sağlayacaktır.
Değerli milletvekilleri,
hikmetin ve aşkın şehri olan Konya'ya hizmet etmek bizim
boynumuzun da gönlümüzün de borcudur. Biz Konya için hayallerimiz var,
sevdamız var. diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi Sayın Etyemez.
HALİL ETYEMEZ (Devamla)
Bu vesileyle, Konyamızın daha ileri noktalara
taşınması için büyük emek veren Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak
üzere, milletvekillerimize, Konya Büyükşehir Belediye
Başkanımıza, ilçe belediye başkanlarımıza
teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı üçüncü söz, İstanbulun Ataşehir ilçesinde çözüm
bekleyen sorunlar hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili
Hayrettin Nuhoğluna aittir.
Buyurun Sayın
Nuhoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
3.-
İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlunun, İstanbulun
Ataşehir ilçesinde çözüm bekleyen sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması
HAYRETTİN NUHOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İstanbulun yeni ilçelerinde birisi olan Ataşehirin çözülemeyen
soruları hakkında gündem dışı söz aldım.
Selamlarımı sunarım.
Anadolu Yakasında yer
alan Ataşehir, 2008 yılında Kadıköyden 7, Ümraniyeden 6,
Üsküdardan 3 ve Sancaktepeden 1 mahalle alarak 17 mahalleden kurulmuş
olan 425 bin nüfuslu bir ilçedir. Uzaktan bakıldığında
modern ve gelişmiş bir şehir olduğu zannedilse de gerçekte,
çarpık yapılaşmanın ve sorunların çok olduğu bir
ilçedir. Bir tarafta kule binalar ve modern çarşılar, diğer
tarafta en ufak bir depremde bile yürekleri zıplatacak kadar
dayanıksız olan ruhsatsız, iskânsız, mühendis eli
değmemiş, tehdit altındaki kaçak yapılar ve gecekondular
bulunmaktadır. Yanı başında da Finans Merkezinin
olacağı söylenen cazibe merkezi vardır.
Genç nüfusun çoğunlukta
olduğu, aynı oranda da işsizin bulunduğu ilçede çok
sayıda öğrencisi olan Yeditepe, Acıbadem ve Fenerbahçe
Üniversitesi gibi 3 önemli vakıf üniversitesi yer almaktadır. Buna
karşılık, üniversitelerin kendi yurtları
dışında yeterli sayıda yurt yoktur. Son aylarda
okulların yüz yüze eğitime başlamasıyla barınma sorunu
en önemli sorunlardan biri olmuştur.
4 farklı ilçeden
ayrılarak oluşturulan Ataşehirde plan bütünlüğü yoktur.
Hâlen Yenisahra, Barbaros, Mustafa Kemal, Aşık Veysel,
Kayışdağı, Mevlana, Mimar Sinan, Yeni Çamlıca,
Ferhatpaşa ve İnönü Mahallelerinin imar planları bu çerçevede
yoktur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imarla ve kentsel
dönüşümle ilgili ne adım atıyor ne de fırsat veriyor.
Nitekim, imarla ilgili seçim öncesi verilen sözlerin hiçbiri
tutulmamıştır. Sokak aralarında kırık dökük,
bakımsız, küçücük çocuk parklarının dışında
nefes alabilecek meydan ve alanlar ile yeterli büyüklükte deprem toplanma
alanları yoktur. Millet bahçesi yapılacağı sözü verilen
gümrük sahası ise bugünlerde özelleştirilmektedir. 29 Eylül 2021
tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla Özelleştirme
İdaresi Başkanlığının yetkili
kılınmasıyla, alanın yüzde 58i ticaret, turizm ve konut
alanı ilan edilmiştir. Ortaöğretim tesisleri ve kentsel hizmet
alanı ifadeleri uygulama imar planından
çıkarılmıştır. Cami ve raylı sistem istasyonu
gibi ilaveler yapılmış olsa da sonuç itibarıyla millet
bahçesi için küçücük bir alan kalmıştır. Üstelik, nüfusun çok
artmasına sebep oluşturacak ticaret ve konut alanı için 2,07 emsal
ve 20 kat gibi yükseklik verilmesi de esirgenmemiştir. 1/100.000 ölçekli
İstanbul Çevre Düzeni Planında kentsel ve bölgesel donatı
alanı olarak planlanmış olan gümrük sahası verilen sözlerin
aksine ranta teslim edilmiştir. Oysa bölge halkının talepleri ve
beklentileri verilen sözlere inanılarak çok farklıydı. Çocuk
parkları, oyun alanları, yürüyüş ve spor alanları, dinlenme
tesisleri, ağaçlandırılmış piknik alanları,
bisiklet yolları, kültür merkezleri beklentiler arasındaydı. Ayrıca,
bu özelleştirme sonucu yapılaşmadan kaynaklı olarak meydana
gelecek olumsuz etkilerin değerlendirmesi
yapılmamıştır, Ulaşım ve Trafik Komisyonu
kararı yoktur, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu da
hazırlanmamıştır. İETT garajı, meyve sebze hali
ve oto sanayi sitesi Ataşehiri içinden çıkılmaz bir çevre ve
görüntü kirliliğine de sokmuştur. Özellikle sokak aralarına ve
bina altlarına kadar yayılmış olan oto sanayi sitesi
beraberinde başka olumsuzlukları da getirmiştir.
Özetlemek gerekirse imar
sorunu ve buna bağlı olarak deprem tehdidinin olduğu, gümrük
sahası, hal, İETT garajı ve oto sanayi sitesinden kaynaklı
sorunlar, çocuk parkları ve otoparkların çok yetersiz olduğu,
öğrenci yurtlarının kapasitesinin düşük olduğu, spor
alanları ve kültür merkezlerinin olmadığı, ulaşım
kanallarının ortasında olmasına rağmen
ulaşım sorunu yaşanan, modern görüntü ile gecekonduların iç
içe olduğu Ataşehir, acil çözüm bekleyen bu kadar çok soruna
rağmen, merkezî konumu ve Finans Merkezinin bitişiğinde
olması dolayısıyla rantiyecilerin akınına
uğramaya devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
HAYRETTİN NUHOĞLU
(Devamla) Değerli milletvekilleri, bölgede yaşayanların
sorunlarını, talep ve beklentilerini dile getirmeye
çalıştım. Temennim, yetki ve sorumluluk sahibi olanların
dile getirdiğim sorunları çözmesidir. Duyarsız kalmaya devam
edilirse yaklaşmakta olan İYİ Parti iktidarında bütün
gücümüzle en iyi çözümlerin orada yaşayanlarla birlikte
bulunacağını ifade ediyor, saygılar sunuyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi sisteme giren ilk 20 milletvekilline yerlerinden
birer dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Barut
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Adana Milletvekili Ayhan Barutun, fahiş zamlara ve tarımda artan
maliyetlere ilişkin açıklaması
AYHAN
BARUT (Adana) Sayın Başkan, AKPnin elinde âdeta kuklaya dönen,
neredeyse sahibinin sesi hâline getirilen TÜİKin boyalı,
makyajlı istatistikleri bile Türkiyede yaşanan açlık ve
yoksulluğu, yüksek enflasyonu, halkın içine düştüğü
çıkmazı gizlemeye yetmiyor. Deve kuşu misali hareket eden
iktidar, başını kuma gömünce sorunların görünmez
olduğunu sanıyor. Sağanak gibi yağan zamlardan
bıktık usandık. Elektrikten doğal gaza, benzin ve mazottan
şekere kadar her şeye yapılan fahiş zamlar belimizi
büküyor. İğneden ipliğe, ekmekten tuza, alıp
başını giden fiyatlar ocağımızı söndürüyor.
Gübreden tohuma tarımda tüm maliyetler artarken çiftçinin ürünü para
etmiyor. Marketlere 4-5 liraya satılan limonu çiftçimiz dalında 50
kuruşa satamıyor. Bu köhnemiş kara düzen son bulsun,
çıkın saraylarınızdan, halkın içine
karışın, insanların derdiyle dertlenin azıcık.
BAŞKAN
Sayın Erbay
ERKAN
AYDIN (Bursa) Aydın olacak.
BAŞKAN
Sayın Burak Erbay
ERKAN
AYDIN (Bursa) Erkan Aydın olacaktı Başkanım.
İkinci yaptığınız bu iki haftadır
Başkanım ya. Başkanım, kasıt arıyorum artık.
BAŞKAN
Sayın Erbay başlasın, buyurun.
2.-
Muğla Milletvekili Burak Erbayın, sağlık
çalışanlarının haklarını alabilmek için 23
Kasım Salı günü İstanbuldan başlatacakları Beyaz
Yürüyüşe herkesin desteğini beklediklerine ilişkin
açıklaması
BURAK ERBAY (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sağlıkta
dönüşüm nedeniyle iş yükü artan hekim ve tüm sağlık
çalışanları Mart 2020den itibaren Covid-19 salgınında
daha da artmış bir iş yüküyle karşı karşıya
kalmıştır; daha fazla hastalanmış, daha fazla
ölmüş, özveriyle tüm deneyim ve bilimselliklerini ortaya koyarak aile
sağlığı merkezlerinde, acillerde, pandemide, poliklinikte,
klinikte, yoğun bakımlarda, filyasyonda ve aşılamada var
gücüyle çalışmaya devam etmiştir. Hakkınız ödenemez.
denmiş ve gerçekten ödenmemiştir. Emeklerinin
karşılığında alkıştan öteye
gidilmemiştir. Yoğun emek gerektiren meslek grubu olarak hekimler
emeğinin karşılığı insanca yaşayacak ve
emekliliğe yansıyacak güvenceli gelir elde edememektedir.
Sağlıkçılar Emek bizim, söz bizim. diyerek
başlattıkları eylem sürecinde haklarını alabilmek için
23 Kasım Salı günü İstanbuldan Beyaz Yürüyüşü
başlatıyorlar ve herkesin desteğini bekliyorlar.
BAŞKAN Sayın
Aydın
3.-
Bursa Milletvekili Erkan Aydının, Bursa Karacabey Devlet
Hastanesinde yaşanan sorunlara ve sağlık
çalışanlarının emeklerinin
karşılığını alması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu, iki gündür böyle oluyor
Sayın Başkanım, şu sistemi bir kontrol ettirin çünkü
aynı şeyleri konuşmuş olduk Sayın Erbayla.
BAŞKAN Sizi
dinlemekten keyif alıyoruz, buyurun.
ERKAN AYDIN (Bursa) Biz de
sizi efendim.
Süreyi de baştan
başlatabilir miyiz acaba, yarısı gitti.
BAŞKAN
Başlatalım süreyi tekrar, buyurun.
ERKAN AYDIN (Bursa)
Teşekkür ederiz.
Sayın
Başkanım, teşekkür ederiz.
Dün tabip odaları Emek
bizim, söz bizim! diyerek açıklamada bulundular ve gerçekten bu pandemi
sürecinde çok etkilendiler, yıprandılar. Ancak biraz önce Muğla
Milletvekilimizin de dediği gibi Emek bizim, söz bizim! de
Hakkınız ödenemez. denmiş iktidar tarafından, yetkililer
tarafından ve gerçekten de ödenmemiş durumda.
Bursada da Karacabey Devlet
Hastanesinde, bu şekilde hakkını alamayan doktorlar bir bir
ayrılmakta, istifa etmekte ve özele geçmektedirler. Nüfus olarak büyük bir
ilçemiz olan Karacabeyde de vatandaşlarımız -ufacık bir-
psikiyatri, kadın doğum gibi bölümlerden randevu almak için maalesef
Bursaya kadar gitmek zorunda kalıyorlar. Bu sorunun bir an önce çözülmesi
lazım. Sağlık çalışanlarının emeklerinin
karşılanması lazım, aksi takdirde yurt
dışına giden hekimlerle birlikte maalesef ülkemizde hasta
bakacak doktor bulamayacağız. Bunu defalarca dile getirdik, bir kez
daha burada dile getiriyoruz.
BAŞKAN Sayın
Çakır
4.-
Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın, Cumhurbaşkanının
öldüğüne dair sosyal medyada yapılan haberlerin şer
odaklarının kara propagandası olduğuna ilişkin
açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli)
Sayın Başkan, bir dakikaya günceli sıkıştırarak
ya bir hizmeti ya bir ölümü, doğumu ya da günün önemini ve mahiyetini, hak
ve doğru bildiğim ifadelerle ve kimsenin hakkına hukukuna
saldırmadan gündeme taşımaktayım.
Bugün,
Cumhurbaşkanımızın hangi kirli, karanlık ve şer
odaklarının kara propagandasına bağlı olarak Öldü.
Ağır hasta. haberleriyle zihinleri bloke etmeye
çalışmalarına ve oradan kimin, hangi pespaye hedefleri
arzuladıkları meçhulüne dikkat çekmek gerekir diye düşündüm. Oysa,
bizler Her nefis ölümü tadacaktır. kavi imanıyla hayata
bakışı şekillenmiş bir dünya görüşünün sahipleri
olarak, ölümün de hastalıkların da her insanın beraberinde
getirdiği ve yaşayacağı bir gerçek olduğuna
inandık hatta ölümün hayattan önce zikredilmesindeki hikmete ram olduk.
Dilimizde terennüm ettiğimiz dizelerle Ölüm bize ne yakın, bize ne
uzak ölüm. Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm? diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Fendoğlu
5.-
Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, 2022 yılında
Malatyaya yapılmasını talep ettikleri yatırımlara
ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL
FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Malatyamıza
2022 yılı için istenen yatırımlarımız
vardır, şöyle ki: Yoncalı İsale Tüneli, Akçadağ
Taşevler Sulaması, Yaygın Göleti Sulaması,
Doğanşehir Elmalı Göleti İkmali, Kuluncak Karaçayır
Göleti İkmali, Darende Çınarköy Göleti İkmali, Hekimhan Karadere
Göleti, Hekimhan Karamahmut Göleti Sulaması, Hekimhan Budaklı Göleti
Sulaması, Hekimhan Kurşunlu Göleti Sulaması, Darende
Çınarköy Göleti Sulaması, Boztepe Pompaş Sulaması,
Yeşilyurt Beylerderesi 3üncü Kısım Taşkın Koruma
İnşaatı, Battalgazi Derme Deresi 3üncü Kısım Taşkın
Koruma İnşaatı, Malatya İçme Suyu İsale Hattı
Rehabilitasyonu, Kapıkaya Sulaması, Doğanşehir Söğüt
Göleti Rezervuar Alanı, Kuluncak Sofular Sulaması Sanat
Yapıları ve Mekanik İmalatları, Kale Ürüsnü Barajı ve
Sulamasını Sayın Bakanımızdan talep ederiz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Etyemez
6.-
Konya Milletvekili Halil Etyemezin, sosyal medyada yalan haber,
dezenformasyon, provokasyon ve lince karşı hep birlikte mücadele
edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
HALİL
ETYEMEZ (Konya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sosyal
medya, modern çağın gelişmesiyle birlikte hayatımızda
yer edinmiş, olmazsa olmazlarımız arasında yerini
almıştır. Özellikle son dönemlerde sosyal medyada yalan,
mesnetsiz, hakaret içerikli, dezenformasyon ihtiva eden manipülatif
paylaşımlar yapıldığını üzülerek
görmekteyiz. Bu tür içeriklerin amacı toplumumuzu kamplaştırmak
ve bir çatışma ortamı yaratmaktır.
Unutulmamalıdır ki özgürlüğümüzün sınırı bir
diğerinin özgürlüğünün başladığı yerdir ve
insanın karakteri kullandığı üslupla belli olur. Bu siyaset
tarzı sadece Türkiyenin gelişmesini sekteye uğratmıyor,
aynı zamanda siyasete güveni de sarsıyor. Siyasetin dili aslında
demokrasinin dilidir. Başta Gazi Meclisimizde yer alan milletvekillerimiz
olmak üzere siyasiler, akademisyenler, gazeteciler, kısacası
toplumumuzun tüm kesimleriyle sosyal medyada yalan haber, dezenformasyon,
provokasyon ve lince karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Ceylan
7.-
Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın, AB ülkeleri arasında en
düşük asgari ücrete sahip ülkemizde vergi ve cezalara uygulanacak zam
oranının rekor kırdığına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, ekim başında Erdoğan Amerikanın,
İngilterenin hâlini görüyorsunuz değil mi, benzin yok benzin.
Almanyada kuyruklar, Fransada kuyruklar, yiyecek bulamıyorlar.
Türkiyede böyle bir sorun yok. demişti. Türkiyede bugün itibarıyla
asgari ücretle çalışan bir emekçinin eline geçen net ücret 252 euroya
düşmüştür. 4 Ocak itibarıyla bu rakam 312 euro idi. Uygulanan
ekonomi politikaları sebebiyle dar gelirlinin kursağına giren
ekmek güneş görmüş kar gibi erimekte. Bugün AB ülkeleri arasında
en düşük asgari ücret bizde. Batıyor. dedikleri Almanyada asgari
ücret 1.585, Fransada 1.555 euro. Hâl böyle iken 2022deki vergi ve cezalara
uygulanacak zam oranının belirlenmesinde kullanılan yeniden
değerleme oranı bu yıl yüzde 36,20yle rekor kırdı.
Sayın Cumhurbaşkanı oranı düşürme yetkisini kullanacak
mı?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Aydoğan
8.-
İstanbul Milletvekili Turan Aydoğanın, Gazetecilikte Kadın
Koalisyonu ekim ayı basın özgürlüğü raporuna ilişkin
açıklaması
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Gazetecilikte Kadın
Koalisyonu ekim ayı basın özgürlüğü raporunu açıkladı.
Sınıfta kalmışız, çok üzgünüm; Türkiye, Rusya, Kanada
ilk 3e girdiler vaka sayısı itibarıyla. Yapılan
tespitlerde hukuksuzluk sayısı çok fazla olmakla birlikte bir iki
örnek vereyim. 40 kadın gazeteci şiddete, tehdide veya tacize maruz
kalmış ekim ayı içerisinde, bunlardan en az 15 kadın
gazeteci mesleki faaliyetlerine yönelik şiddet ve tacize maruz
kalmış, 12si sahada mesleğini ifa ederken bu muamelelere maruz
kalmış.
Özetle ortaya şu
çıkıyor: Türkiyede kadın olmak zor, gazeteci olmak çok zor,
kadın gazeteci olmak olağanüstü zor. Bunu bu ülkeye yaşatmaya ne
hakkınız var?
Teşekkür ediyorum.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Popülizmin zirvesi.
BAŞKAN Sayın
Kaya
9.-
Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, Türkiye Boks Federasyonu seçimlerinde
yapılan usulsüzlüklere ilişkin açıklaması
AHMET
KAYA (Trabzon) AKP iktidarında Türkiyenin her yerine siyaseti
bulaştırdınız; camiye, kışlaya, okula, adliyeye
siyaseti soktunuz; eğitimden sağlığa, yargıdan spora
her alanda liyakati ve adaleti yok ettiniz.
Bu
yanlış tutumunuzun son örneğine Türkiye Boks Federasyonu
seçimlerinde şahit olduk. Otuz beş yıldır seçimle el
değiştirmemiş bir federasyondan bahsediyorum, on iki
yıldır erkeklerde bir madalya alamayan bir federasyondan
bahsediyorum. Bakanlığın da desteğini arkasına alan
mevcut yönetim Bizim dediğimiz olur. anlayışıyla
Federasyon seçimlerine müdahale etti, seçim tarihi ve delege listeleri
konusunda usulsüzlükler yapıldı ve süreç mevzuata uygun bir
şekilde yürütülmeyerek diğer adayların seçime girmeleri
engellendi.
Buradan yetkililere sesleniyorum:
Bu haksızlığa Dur! deyin, buna izin vermeyin ve bunu düzeltin
diye rica ediyorum. Sporcularımızı spordan soğutmayın.
BAŞKAN Sayın
Başevirgen...
10.-
Manisa Milletvekili Bekir Başevirgenin, gübredeki fiyat
artışına ilişkin açıklaması
BEKİR BAŞEVİRGEN
(Manisa) Teşekkürler Sayın Başkan.
TÜİK gübredeki son bir
yıllık fiyat artışını yüzde 62 olarak
açıklamıştı. TMOnun yayınladığı
bültende üre ve DAP gübresindeki yıllık fiyat
artışları yüzde 200 olarak gösteriliyordu. Bunun üzerine TMO bu
rakamları günlük bülteninden çıkardı. Gizlenmeye
çalışılan gübre maliyeti dekar başına 500 lira
civarında fakat önümüzdeki yıl için iktidarın dekar
başına vereceği destek 20 lira. Avrupa Birliği ülkeleri bir
yana, Hindistan bile çiftçisine 203 lira gübre desteği veriyor. 1999
Türkiyesinde tarıma gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 5,8i
oranında destek verilirken AKP iktidarı ise 2022 yılında
tarıma binde 7 oranında ödenek ayırdı. İktidar,
gübredeki fiyat artışını gizlemeye çalışsa da
TÜİK gibi kurumlar aracılığıyla rakamlarla oynasa da
çiftçi ve üretici yaşadığı sıkıntıyı
unutmayacak. İktidarınızın gidişi ahını
aldığınız çiftçilerin elinden olacak.
BAŞKAN Sayın
Aydemir...
11.-
Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin, 8 Kasım Azerbaycan Zafer
Gününe ilişkin açıklaması
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Değerli Başkanım, ben de
Azerbaycanımızın Zafer Gününü canıyürekten tebrik
ediyorum. Hakikaten çok önemli bir zaferdi kırk dört güne
sığdırılmış, zirvelere ulaşan bir hâl ortaya
çıktı ama bizim için bir başka önemi var; Zengezur Koridoru,
Türk dünyasını bir araya getirecek bir koridordur. İnşallah
bu da hayatiyet bulacak. Onun bulmasıyla beraber Ovit Tüneli çok daha
fonksiyonel hâle gelecek, Karadeniz limanları Azerbaycanla
buluşacak. İnşallah, Doğu Anadolunun, hususen de
Erzurumun ticaretine çok büyük katkı sağlayacak.
Ben, dadaşlar
adına, dadaşların duygularını ifade
bağlamında Azerbaycanımızı yeniden tebrik ediyorum.
Allah mübarek eylesin.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın
Şimşek...
12.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, narenciye üreticilerinin ihracat
desteği beklediğine ilişkin açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
geçtiğimiz yıllarda, özellikle narenciyeyle ilgili, Hükûmetimiz ton
başına limon, portakal ve diğer çeşitlerde 70 dolar ile 100
dolar arasında DFİF desteği, ihracat desteği vermekteydi.
Geçtiğimiz yıl limon fiyatları yüksek olduğundan
dolayı ihracata kota getirildi. Çiftçilerimiz de Devletimiz, milletimiz
için biz bu fedakârlığa katlanırız. dediler ve ihracattaki
kotaya uydular. Ama bu yıl piyasa gerçekten çok kötü. Mayer cinsi limon
Erdemlide tarlada, bahçede 50 kuruş. Dolayısıyla, çiftçilerimiz
Tarım Bakanlığından ve Ticaret Bakanlığından
ihracat desteğiyle ilgili acil bir girişim bekliyorlar. Aksi takdirde
bölgemizdeki limon fidanları, portakal ağaçları
Gerçekten
çiftçi kaderiyle baş başa kalacak ve şu anda ağaçların
bazı cinsleri hiç toplanmıyor, tarlada kalıyor ve çiftçiler
ağaçları kökünden söküyor. Buna acil önlem alınmasını,
ihracata mutlaka en az ton başı 100 dolar destek verilmesini talep
ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Ünver
13.-
Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünverin, iktidarın dar ve sabit
gelirli grupların maaşlarında gerçek enflasyon
rakamlarını baz alarak acilen iyileştirme yapması
gerektiğine ilişkin açıklaması
İSMAİL ATAKAN ÜNVER
(Karaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
TÜİK dün
açıkladığı enflasyon rakamlarıyla bir kez daha
kendisine güldürdü. TÜİK Aylık enflasyon yüzde 2,39;
yıllık enflasyon yüzde 19,89. dedi ama kimse inanmadı. Fiyat
artışları açıklananların katbekat üzerinde.
İktidarın ve TÜİKin sevmediği bağımsız bir
grubun açıkladığı rakamlara göre ise aylık enflasyon
yüzde 6,9; yıllık enflasyon yüzde 49,87ye ulaşmış
durumda. Her iki durumda da gerçek şu ki: Enflasyon rekordan rekora
koşuyor. Bir tarafta TLnin değer kaybı, öbür tarafta enflasyon
baskısı altında ezilen memur, emekli, işçi gibi sabit
gelirli ve bordrolu yurttaşlarımızın temmuzda aldığı
maaş zamları ise yok oldu gitti. İktidara çağrım, dar
ve sabit gelirli bu grupların maaşlarında gerçek enflasyon
rakamlarını baz alarak yılbaşını beklemeden
acilen iyileştirme yapmasıdır. Hatta iktidar övündüğü
büyüme rakamlarını da baz alarak da refah payı vermelidir.
BAŞKAN Sayın
Arık
14.-
Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, iktidarın, diyabetli
çocukların parmağının delinerek kan şekerinin
ölçülmesini tercih ettiğine ilişkin açıklaması
ÇETİN
ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Diyabetli
çocuklarımızın düzenli kan şekeri ölçümünün hayati bir
önemi var çünkü çocuklarda kan şekeri ani düşüp yükselebiliyor. Kan
şekerini ölçmek için de iki yol var ya çocuğun
parmağının delinerek kan alınması ya da sürekli glikoz
ölçüm cihazıyla parmak delinmeden, otomatik olarak kan şekeri
ölçülmesi. Bu zalim iktidar çocuğun parmağının delinerek
kan şekeri ölçülmesini tercih ediyor. Düşünebiliyor musunuz, küçük
bir çocuğun günde 6-7 kez, ayda 150 kez parmağı iğneyle
deliniyor. Anneler, babalar gece nöbetleşe, iki üç saatte bir çocuğu
uyurken parmağını delip kan şekerini ölçüyorlar. Teneffüs
arasında gidip çocuğunun kan şekerini ölçen anneler var.
Sevgili
çocuklar, sizin parmağınızdan akan bir damla kanın
hesabını sormaya az kaldı; geliyor, gelmekte olan.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Erdem
15.-
İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin, güzellik salonu esnafı
kadınların sorunlarına ilişkin açıklaması
ARZU
ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
100
bin güzellik salonunun ve 400 bin çalışanın talebini
paylaşmak isityorum. Bu esnaf grubumuzun yüzde 95i kadın. Güzellik
salonu esnafı kadınlarımız 2017deki Bakanlar Kurulu
kararnamesiyle, ona istinaden krediyle, borçla kendi cihazlarını
almıştır, yatırım yapmıştır. Bu kadın
esnafımızın hepsi mesleki eğitimlerini
tamamlamıştır, ulusal meslek standartlarına uygun -Mesleki
Yeterlilik Kurumu- 5580 sayılı Kanuna göre özel öğretimlerini
de tamamlamıştır ve güzellik uzmanlığı
belgelerini almıştır. Danıştay bu hususta bir iptal kararıyla
iş yerlerinin kapatılmasına kadar gidecek olan bir uygulamaya
sebebiyet verecektir. Özellikle, coronavirüs dâhil olmak üzere, büyük bir
mücadele yürüten bu kadın esnafımızla ilgili ve iş
yerleriyle ilgili yaklaşık 100 bin, artı, 400 bin
dediğimizde 500 bin kişinin işsiz kalmasına yol açacak olan
düzenlemeler konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Aycan
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, muharip gazilerin özlük
hakları ve maaş konusunda diğer gazilere göre mağdur
olduğuna ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, muharip gazilerimiz Kore ve
Kıbrısta muharebeye katılmış, Türkün
kahramanlığını göstermiş, Kıbrısta
soydaşlarımıza uygulanan katliamı durdurmuş
kahramanlardır. Muharip gazilerimizin sayıları şu an 40 bin
civarındadır; sayıları gittikçe azalmaktadır fakat
geride aileleri, eş ve çocukları kalmaktadır. Muharip
gazilerimize devletimiz sahip çıkmış ve çıkmaya devam
etmektedir fakat muharip gazilerin aylıkları çok düşük
kalmıştır; şu an 2.600 Türk lirası almaktadırlar.
Başka bir kurumdan emekli aylığı almakta olanlara ise
muharip gazi aylığı olarak 1.230 lira ödenmektedir. Bugün
yaşları 70e dayanmış muharip gazilerimizin
aylıklarını artırarak daha rahat
yaşamalarını sağlamak boynumuzun borcudur. Muharip gaziler
özlük hakları ve maaş konusunda diğer gazilere göre
mağdurdurlar. Bu mağduriyetin giderilmesi, tüm gazilerin maaş ve
özlük haklarının eşitlenmesi uygun olacaktır. Onları
rahat yaşatmak görevimizdir.
BAŞKAN Sayın
Karahocagil...
17.-
Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin, AK PARTİnin iktidara
gelişinin 19uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MUSTAFA LEVENT
KARAHOCAGİL (Amasya) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde ülkemizde
eğitim, sağlık, sanayi, yerli ve millî teknoloji hamleleri gibi
birçok alanda reform niteliğinde yatırımlar ve
çalışmalar yaptık. 2023 hedeflerimize emin adımlarla
yürüyoruz.
Cumhurbaşkanımız
ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
Her şey Türkiye için! ve Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi
olmayacak. diyerek başlattığı iktidar yürüyüşümüz, 3
Kasımda 19uncu yılına girdi. Partimizin kurulduğu günden
bu yana, önce Allahın izni ve sonra da aziz milletimizin teveccühüyle,
yapılan hizmetlerin ve icraatlarımızın haklı gurunu
yaşıyoruz. Lider ülke Türkiye olma yolunda, dün olduğu gibi
bugün de yarın da sıkı sıkıya sarılıp inandığımız
yolda yürüyerek ilk günkü aşkla, heyecanla aziz milletimizi daha nice
güzel hizmetlerle buluşturmak için
çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
BAŞKAN Sayın
Kaşıkçı
18.-
Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçının, Hatay Dörtyola
bağlı Dörttaş mevkisinde bulunan Mum Çiçeği Sitesi
sakinlerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
LÜTFİ KAŞIKÇI
(Hatay) Başkanım, teşekkür ediyorum.
Hatay ilimizin Dörtyol
ilçesine bağlı Dörttaş mevkisinde bulunan Mum Çiçeği Sitesi
sakinleri adına söz almış bulunmaktayım. Yaklaşık
150 hane, evleri Özerli Çayının taşkın yatağında
bulunduğu için yıkım kararıyla karşı
karşıya kalmaktadır. Mülkiyeti hazineye ait olan bu
yapıların sahipleri, geçmişte imar affından faydalanıp
yapı kullanım izin belgelerini almışlardır ancak
Hataya özgü, hazine arazilerinin tapusunun devredilmemesi kararı üzerine
bu vatandaşlarımıza tapu devri yapılamamış ve bu
yüzden de bugün, yıkım kararı uygulayacak kurum tarafından
herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmamaktadır.
Hazineye ait bu yerlerde, yapı kullanım izin belgesi olan
vatandaşlarımıza, hiç değilse bu yıkım öncesi
AFAD tarafından evlerinin bedellerinin ödenmesi gerekmektedir. Özellikle,
bu kış günü başka bir evi olmayan vatandaşlarımız
mağdur olacaktır.
BAŞKAN Sayın
Erel
19.-
Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, Çorumun Sungurlu ilçesinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
AYHAN EREL (Aksaray)
Yeşilırmaktan Sungurluya içme suyu getirmek için yapılan
çalışmada döşenen su boruları hızlı tren
inşaatı kapsamında sökülmüş, Sungurluya bir damla su
gelmediği hâlde İller Bankası belediyeden faiziyle birlikte haksız
ve hukuksuz bir şekilde 86 milyon Türk lirası istemektedir.
Ayıptır, yazıktır, günahtır!
Çorum ilimizin Sungurlu
ilçesi âdeta üvey evlat muamelesi görmektedir. Yıllardır trafik
kazalarından mağdur olan Sungurlu halkı EDS talep ediyor,
derelerin ıslah edilmesini talep ediyor, organize sanayi bölgesinin
teşvik edilmesini, yatırımcıların buraya gelmesini
bekliyor; duvardan ses geliyor, siyasi iradeden çıt yok.
Sungurlu Belediye
Başkanı Sayın Abdulkadir Şahiner canını
dişine takıp vatandaşa hizmet etmek için var gücüyle mücadele
etse de bürokratik engellere takılıyor. Gölge etmeyin
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Taşkın
20.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Mersine yapılan
tarımsal yatırım ve desteklere ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ülkelerin çöküşü de
yükselişi de tarımla başlar. Seçim bölgem Mersin,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde, AK PARTİ hükûmetlerinde tarımda da çok önemli
mesafeler katetmiştir. Bitkisel üretim değeri bakımından
Mersin, 12,9 milyar TLyle 4üncü sırada yer almaktadır, Türkiye
bitkisel üretim içerisindeki payı yüzde 5,2dir. Canlı hayvan
değeri bakımından ilimiz 3,4 milyar TLyle 16ncı
sırada bulunmaktadır. AK PARTİ olarak, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son on dokuz
yılda Mersine 15 milyar TL tarımsal yatırım ve destek
verilmiş olup bu sayede tarımsal üretim değeri 9 kat
artışla 17,2 milyar TLye ulaşmıştır. Bu
başarıda emeği geçen fedakâr, çalışkan Mersinli
çiftçilerimizi canıgönülden tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Karaduman
21.-
Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın, SMA hastası
çocukların ailelerine devlet desteği sağlanması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN
(Konya) Sayın Başkan, SMA hastası çocuklar ve aileleri
bizlerden acil destek bekliyor. Çok nadir görülen bu hastalık ölümcül
olmakla birlikte, tedavi maliyetleri de oldukça fazladır. SMA hastası
bebeklerin tedavileri için gerekli imkânlar devlet tarafından
karşılanmalıdır. SMA hastası bebekler ve aileleri için
çok büyük, devlet için hayli küçük olan bu hizmetin sağlanması için
daha ne kadar bekleyeceğiz? Bu konuda acil bir yasal düzenleme
yapılmalı ve bu hastalığa yakalanmış ve maddi
imkânlardan yoksun olan ailelere devlet desteği
sağlanmalıdır. Sağlık
Bakanlığımızı ve imkânları yerinde olan
vatandaşlarımızı SMA hastası bebekler ve ailelerine
umut olmaya davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Filiz
22.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Gaziantepteki tarihî Gar
restoranının yaşatılması konusunun yeniden
düşünülmesini Ulaştırma ve Altyapı Bakanından talep
ettiğine ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gaziantepte 1959
yılında inşa edilen tren garı içinde 1962 yılında
işletmeye açılan tarihî gar restoranı kapatılmak ve yerine
VIP salonu yapılmak istenmektedir. Bu mekânın, elli dokuz yıldan
bu yana Gaziantep turizmi ve gastronomisiyle özdeşleşmiş bir
mekân olarak kent hafızasında kendine has mimarisiyle tarihî
değeri, geçmişte yaşananlarla ilgili anı değeri
vardır. Gaziantepte hızlı tren yoktur, treni ulaşım
aracı olarak kullanan VIP olduğunu da düşünmüyorum; salon
yapıldığında boş olarak duracaktır. Hâlbuki
şu anda Devlet Demiryollarına kira geliri olmaktadır.
Ayrıca, restoranı işleten müstecirle 2019 yılında
imzalanan üç yıllık sözleşme süresi dolmadan Mekânı
boşaltın. demek hukuka uygun değildir.
Kent hafızasında
yer alan bu mekânın yaşatılması konusunun yeniden
düşünülmesini Ulaştırma ve Altyapı Bakanından talep
ediyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Aydın...
23.-
Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydının, empati
sanatının en az kullanıldığı alanın Meclisin
çatısı altında olduğuna ilişkin açıklaması
MUHAMMET MÜFİT AYDIN
(Bursa) Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İnsan ilişkilerini
olumlu yönde etkileyen önemli hususlardan biri, empati olarak kabul edilen
kendisini karşısındakinin yerine koyma sanatıdır.
Bunun en az kullanıldığı alan maalesef Meclisin
çatısı altındadır. Elbette her türlü
tartışmanın konuşma kültürüne katkısı inkâr
edilemez. Usul ve esasın bolca tartışıldığı
metinler ve fikirler üzerinde ve her zeminde tartışmanın, kendi
bağlamında doğruya ulaşmada muhakkak ki bir katkısı
olduğu kabul edilir. Ancak üslubu bozuk tartışmaların,
insan hak ve hürriyet ile düşünce, inanç ve dünya görüşüne
saldırının siyaset veya düşünce özgürlüğü olarak
izahı, sadece, maskelenmiş bir yüzün gölge olmaktan çıkıp
habis düşüncelerin ortaya dökülmesidir.
İnanıp inanmamakta
serbest bırakılan insanın başkasının inancı
üzerine dünya kurgulamaya kalkışması izah edilemez. En
basitiyle...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın
Taşdoğan, buyurun.
24.-
Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğanın, tüm
vatandaşları aşı olmaya ve sırası gelecek herkesi
3üncü doz aşılarını olmaya davet ettiklerine ilişkin
açıklaması
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin
Koca, bugünden itibaren, BioNTech aşısı olanlara risk
gruplarına göre hatırlatma dozu uygulanabileceğini
açıklamıştır. Vatandaşlarımızdan mRNA
aşısı olmuş olup 2nci dozdan itibaren altı aya kadar
süre geçmiş kişilere, risk gruplarına göre öncelik verilerek
hatırlatma dozu yapılmasının uygun olacağına
karar verildiği duyurulmuştur. Bu çalışma Covid-19dan
korunmak bakımından son derece önemlidir. Aşılama
hızımız yavaşlamaktadır. Bu nedenle, tüm
vatandaşlarımızı aşı olmaya ve sırası
gelecek herkesi 3üncü doz aşılarını olmaya davet ediyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın
Özyavuz? Yok.
Sayın Ödünç, buyurun.
25.-
Bursa Milletvekili Atilla Ödünçün, AK PARTİnin kalkınma için
verdiği destek ve teşviklere ilişkin açıklaması
ATİLLA ÖDÜNÇ (Bursa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ iktidara
geldiği ilk günden bu yana sürekli kalkınmayı gündeminde
tutmuş, bunun için çalışmalarını sürdürmüştür. Üreten,
istihdam eden, ihracat yapan, yatırım yapan insanları bu zor dönemde
de yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.
Verdiğimiz destek ve teşviklerle yeni fabrikaların
kurulmasını sağladık. Gaziantep'ten Konya'ya, Kocaeli'den
Hatay'a, Ankara'dan Bursa'ya birçok şehrimize yeni üretim tesisleri
kazandırdık. İhracatta tarihimizde ilk defa 212 milyar dolar
seviyesini aşarak önemli bir rekora imza attık. Kim ne derse desin,
bizim boş lafla uğraşacak vaktimiz yok. Sayın
Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tüm himmet ve gayretimizi bu
vatanın yükselmesi ve yücelmesine harcıyoruz.
Şunu bir kez daha
hatırlatmakta fayda var: Her kriz aynı zamanda yeni fırsatlara
kapı aralamaktadır. Felaket tellallarına prim vermeden,
gözlerimizi hedeflerimizden bir an ayırmadan, ülkemizi üretim, ihracat,
yatırım ve istihdam temelleri üstünde yükseltmeyi sürdüreceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Şimdi,
Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini
karşılayacağım.
Sayın Oluç, buyurun.
26.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, iş cinayetlerinin
önlenmesi için denetimlerin bağımsız yapılması
gerektiğine, BDDKnin üçüncü çeyrek verilerinde görülen bireylerin kredi
kartı ve kredili mevduat hesabındaki büyümenin sebebinin
insanların borcu borçla kapatma çabası olduğuna ve Enerji
Bakanının doğal gazı kesilen vatandaşlara Evinizi
daha az ısıtın. önerisinde bulunduğuna ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, Türkiye
ölümlü iş kazalarında Avrupada 1inci, dünyada 3üncü sırada
geçiyor, biliyoruz. Son çıkan rakamlara göre, 2021 yılının
ilk dokuz ayında 1.674 işçi iş cinayetlerinde
yaşamını yitirdi. Biz bunlara Kaza değil, iş
cinayeti. diyoruz esas itibarıyla.
İş
sağlığı ve güvenliği uzmanlarına göre iş
cinayetleri raporlarındaki nedenler arasında birkaç konu
sayılıyor: Birincisi, ucuz ve vasıfsız iş gücü
kullanılması; ikincisi, devletin yetersiz yaptırım gücü;
üçüncüsü, denetimsizlik, denetimsizlik çok önemli burada. Uzmanlar diyorlar ki:
İş güvenliği uzmanlarının ücretini firmalar ödediği
için bağımsız bir denetim yapılamıyor. Ücretini
aldığınız firmayı bir denetim işlemine tabi tutup
o denetim sonunda da aynı firmaya bir yaptırım uygulamayı
talep etmeniz söz konusu olamıyor. Yani denetimsizlik nedeniyle,
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
çıktıktan sonra, iş cinayetlerinde yılda ortalama 500 olan
sayı, bugün 2.500lere çıkmış vaziyette, ortalama; bu da
bilinenler, bunların içinde iş hastalıkları
sayılmıyor.
Şimdi, bir kez daha bunu
vurgulamak istiyoruz, iktidara da hatırlatmak istiyoruz: Denetimlerin
ticarileşmiş olmasından kurtarılması gerekiyor ve bu
denetimsizlik son bulmazsa, her ay yüzlerce insanımız, ekmek
parasını kazanmak için emek harcarken, çalışırken
hayatını kaybetmek durumunda kalıyor. Denetimlerin kesinlikle
bağımsız yapılması gerekiyor, bir kez daha
vurgulamış olalım.
Sayın vekiller, her gün
burada birtakım rakamlar paylaşıyoruz. Bunlar, aslında,
ülkenin gelmiş olduğu ekonomik durumu gösteren rakamlar oluyor
genellikle. Bir kez daha bir noktaya dikkat çekmek istiyorum: Şimdi,
bakın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun üçüncü çeyrek
verileri çıktı ve bu üçüncü çeyrek verilerine göre, her ilde
bireylerin kredi kartı ve kredili mevduat hesabının
büyüdüğünü görüyoruz
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin
lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bu ne demek? Borçlar büyüyor demek. Bakın, verilere
göre, dokuz ayda kredi kartı harcamaları toplamda yüzde 30,44
artmış. En çok nerede arttığına bakıyoruz:
Hakkâri, 43; Şırnak, 42; Van, 39; Ağrı, Bitlis, Kars, araya
Artvin girmiş, Siirt, Iğdır, Batman, Muş, Ardahan,
Diyarbakır diye devam ediyor yani kredi kartı harcamaları dokuz
ayda en çok bu illerde artmış.
Peki, kredili mevduat
hesabı harcamalarına baktığımızda nasıl bir
tabloyla karşı karşıyayız? Bu harcamalarda toplamda
yüzde 41,31 yükseliş olmuş. En çok hangi illerde
arttığına bakıyoruz: Hakkâri, yüzde 112; Ağrı,
yüzde 109; Muş, yüzde 84; Şanlıurfa, Diyarbakır, Van,
Iğdır, Kilis, Bitlis, Batman, Bingöl, Mardin, Şırnak diye
devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin
lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Şimdi, son derece sorunlu bir durumla karşı
karşıyayız.
Peki Dokuz aylık
takipteki alacaklarda durum nedir? diye baktığımızda,
burada da çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız,
yine aşağı yukarı aynı iller sıralanıyor.
Niye bunları söylüyoruz? Bakın, öyle bir ekonomi yarattı ki bu
iktidar, o kadar büyük yoksulluk ve açlık yarattı ki bu iktidar,
insanlar borçlarını borçla ödemek için bu yola başvuruyorlar ve ancak
o şekilde ayakta durabiliyorlar. Peki, borcu borçla kapatma
çabasının sonucunda ne oluyor? İcra dosyalarında
inanılmaz bir artış yaşanıyor, hacizlerde
inanılmaz bir artış yaşanıyor. Bunu bir kez daha
vurgulamış olalım. Bütün bunlar konuşulurken Enerji
Bakanı çok ilginç bir öneride bulundu ve dedi ki: Evinizi daha az
ısıtın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Toparlıyorum efendim.
Yani 2020de 1 milyon 279 bin
990 müşterinin doğal gazı geçici olarak kesilmiş, şu
ya da bu nedenle. Bunların yüzde 66sı fatura bedelinin
zamanında ödenmemesi nedeniyle kesilmiş. Şimdi Evinizi daha az
ısıtın. önerisi geldi, başka bir bakan Dürümleri
küçültün. dedi, başkası Pazara akşam çıkın. dedi.
Böyle abuk sabuk önerilerle bu iktidar gerçekten halkın psikolojisini her
geçen gün biraz daha bozuyor.
TÜİKin sahte
rakamlarına göre çıkmış enflasyon TÜFEde yüzde 20ye,
ÜFEde yüzde 46, aradaki fark yüzde 26 olmuş. ENAG Bir yıllık
enflasyon yüzde 50nin üzerinde, aylık 6,9 olmuş. diyor.
Bakanın önerisi Evinizi daha az ısıtın. oluyor. Gerçekten
inanılmaz bir durumla karşı karşıya olduğumuzu
bir kez daha vurgulamış olalım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ettim.
Sayın Özkoç
27.-
Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, arka arkaya gelen zamlara, asgari ücretten
vergilerin kaldırılması gerektiğine, engelli
vatandaşların atama beklediğine ve Süleyman Soylunun ve
iktidarın Sezgin Baran Korkmaz gibi baronların arkasında
duracağına, Fettah Tamince gibi Fetullahçıları serbest
bırakacağına, cumhuriyeti kutladığı için görevden
alınan Ordunun Korgan Kaymakamına sahip çıkması
gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten ülkemizde şu
anda vatandaşımız çok zor durumda. Ülkede yoksul
sayısı artıyor, marketler cep yakmaya devam ediyor. Teknolojik
ürünleri alabilmek imkânsız hâle geldi. Gençlerimiz hayalini
kurdukları bilgisayarlara, telefonlara ulaşamıyorlar.
Vatandaş kara kara, kara kışı düşünüyor; önümüzde bir
kara kış var. Şu zam listelerini gören insanlar
şaşıyorlar. Elektriğe son bir yılda 28,9; doğal
gaza yüzde 19, kömüre yüzde 30, benzine yüzde 22,5; motorine yüzde 21, mutfak
tüpüne yüzde 42 zam gelmiş. Marketlerdeki zamlarsa tam bir felaket,
ayçiçeği yağına yüzde 41, yumurtaya yüzde 47, ekmeğe yüzde
26, süt ve yoğurda yüzde 37, zeytinyağına yüzde 35, margarine
yüzde 50, dana etine yüzde 27, una da yüzde 25 zam gelmiş. On dokuz
yıllık AKP iktidarı vatandaşa Evinizi az
ısıtın. Evde kazak giyin." diyor, Porsiyonları
küçültün. tavsiyesi veriyor. Acaba AKPliler sarayda da evlerinde de
kaloriferlerini kısıyorlar mı, porsiyonlarını da
küçültüyorlar mı? Zamlar arka arkaya geliyor, asgari ücrette
değişen bir şey yok, 2.825 lira.
Sayın milletvekilleri,
elinizi vicdanınıza koyup bir daha düşünün, hepimizin ailesi
var, çocuğu var; 2.825 lira maaş alan bir insan evini nasıl
geçindirecek? Asgari ücretten vergileri kaldıralım, vatandaşı
rahatlatalım; bu, bizim asli görevimizdir.
Ayrıca, pandemi
döneminde en çok mağdur olan kesimlerden biri de engelli
vatandaşlarımız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin
lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Engelli vatandaşlarımız atama bekliyor, bir an önce hak
ettiklerine ulaşmak istiyorlar. Engelli
vatandaşlarımızın topluma kazanımı için bu
kadroları hak ettikleri şekilde çıkaralım.
Değerli
arkadaşlarım, Atatürkü seven Ordunun Korgan Kaymakamı,
Cumhuriyet Bayramını kutladı diye, kutlayış biçimi
beğenilmeyerek görevden alındı. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal
Atatürke lanet okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali
Erbaş görevde, Atatürke hakaret eden imam görevde. Atatürke
söylemediğini bırakmayan İsmail Kahraman getirilip Meclis
Başkanı yapıldı. AKP Vekili Tülay Babuşcu
çıktı, cumhuriyete Doksan yıllık reklam arası. dedi,
şimdi de hâlâ AKPde görev yapıyor. Şimdi de cumhuriyetini
seven, vatanını, milletini seven, Atatürkü seven Ordu Korgan
Kaymakamı cumhuriyeti kutladı diye görevden alınıyor;
Demokrat Parti milletvekili törene katıldı, Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekili törene katıldı diye görevden alınıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin
lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Şimdi buradan Süleyman Soyluya bir kez daha sesleniyorum: Sezgin Baran
Korkmaz gibi baronların arkasında duracağına, Fettah
Tamince gibi Fetullahçıları serbest
bırakacağınıza, siz, cumhuriyetin kaymakamına,
valisine sahip çıkın.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Turan
28.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, 3-9 Kasım Organ
Bağışı Haftasına, Genel Kurul gündeminde bulunan 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin ihracatçımıza, ülkemize,
üreticilerimize hayırlı olmasını dilediklerine ve
katkı sağlayan tüm vekillere ve partilere teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu hafta Organ
Bağışı Haftası. Dünyada ve ülkemizde organ nakli
bekleyen çok sayıda hastamız var. Biliyoruz ki her organ
bağışı yeni bir hayata vesile olacaktır, biliyoruz ki
her organ bağışı birileri için yeni bir
başlangıçtır. Yüce Allah, Maide suresinin 32nci ayetinde Kim
bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını
kurtarmış gibi olur. buyurmaktadır. Bizler böyle bir
medeniyetin mensuplarıyız. Organ nakli hayat kurtarır. diyor,
organ bağışı bekleyen tüm kardeşlerimize acil
şifalar diliyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün, ihracatın
artırılmasını, ihracatçımıza birtakım
kolaylıklar sağlanmasını, ihracatın tabana
yayılmasını, ihracata yönelik yatırım ve üretimin
teşvik edilmesini amaçlayan önemli bir kanun teklifimizin
görüşmelerine devam edeceğiz. Milletimizin refahı için ihracatı
oldukça önemsiyoruz. Biliyoruz ki ihracata dayalı yüksek katma
değerli üretim, daha güçlü bir ekonomi demek.
İhracatçılarımızın önünü açmaya, sorunlarını
çözmeye devam edeceğiz. Bugün yasalaşmasını ümit
ettiğimiz teklifimizin şimdiden ihracatçımıza, ülkemize,
üreticilerimize hayırlı olmasını diliyoruz. Katkı
sağlayan tüm vekillerimize, partilerimize teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Özkoçun
iddialarına daha önce çok cevap vermiştik Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Dervişoğlu
29.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, iktidar
grubunun bir jest yaparak İYİ Parti Grubunun motorlu taşıt
satışında uygulanan yüksek vergilerin düşürülmesi için
gerekli çalışmaların yapılmasına ilişkin
verdiği araştırma önergesini desteklemesini temenni ettiklerine,
iktidarın pandemi döneminde çiftçilere yeterli derecede sahip
çıkmadığına ve kamudaki israfa ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarı on dokuz yılını tamamlıyor ve 20nci
yılına giriyor. Sayın mevkidaşımın da ifade
ettiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanun çıkarılıyor,
bazı kanunlara muhalefetin de katkısı oluyor. İktidar
başarılarıyla sürekli övünüyor, biz de iktidarın
hatalarını dile getiriyoruz yani iktidarın karnesini
değerlendiriyoruz. İktidarın karnesinde, işte,
başarıları var, başarısızlıkları var. O
karneye bir hane açmak istiyorum jestler bölümü diye.
Başarılarını ve hatalarını hep dile getirdik ama
jestlerini konuşabilme imkânımız olmadı. Bugün bir
araştırma önergesi verdik Türkiye Büyük Millet Meclisine; motorlu
taşıt satışında uygulanan yüksek vergilendirmeler ve
yükselen döviz kurları nedeniyle vatandaşlarımızın
otomobil alımının zorlaşmasının getirdiği
sorunların araştırılması, uygulanan vergilerin
düşürülmesi için araştırma komisyonu kurulması ve gerekli
çalışmaların yapılması noktasında. Hep
başarılarını anlattıkları
iktidarlarının, muhalefet olarak da hatalarını
söylediğimiz iktidar grubunun bugün, araştırma önergemizi
desteklemesi ve jest hanesine bir yıldız koymasını temenni
ediyorum. Zannediyorum ki ciddiye alınır Sayın Grup Başkan
Vekili tarafından ve iktidar grubu tarafından.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Çok incesiniz Başkanım.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın milletvekilleri, bu
temennimden sonra, dünyanın en bereketli topraklarında
yaşadığımızı ve Avrupanın en büyük
tarım alanına sahip olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin
lütfen.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Tarım ve hayvancılık
ülkemizin en büyük zenginliği malum ama maalesef, iktidar, üretime devam
eden çiftçilerimize pandemi döneminde yeterli derecede sahip çıkamamıştır.
Dövizle ve yüksek maliyetlerle mücadele etmek zorunda kalan çiftçilerimiz ve
tarım sektörü sahipsiz bırakılmıştır. Dünyada
lider olduğumuz fındık üretiminde Hükûmetin
açıkladığı 26,5 liralık fiyat, üretici maliyetinin
bile altında kalmıştır ve şu anda
fındığın satış fiyatı 26,5in de
altındadır. Tüccara mahkûm edilmiştir fındık
müstahsili. Buğday, arpa, mercimek ve nohut için de aynı şeyler
geçerlidir. Bu ürünlerin de alım fiyatları üretici maliyetlerinin
altındadır. Bu sorunların çözülmesi noktasında
iktidarın derhâl durumdan vazife çıkarıp vaziyet
almasını temenni ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Uzun ama kısa keseceğim
Başkanım.
BAŞKAN Devam ediniz.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Cumhurbaşkanlığı
bir yandan kamudaki araç saltanatını azaltmak için tasarruf genelgesi
yayımlarken diğer yandan kamuda israf devam ediyor. Millî Eğitim
Bakanlığı 4 adet lüks koruma aracı kiralamak için ihaleye
çıkıyor. Üstelik, 11 Kasım 2021de yapılacak ihale
sonrası kiralanan araçlar sadece bir yıl için kullanılacak.
Araçların günlük kirası da 2 bin lira civarında
olacakmış. Araçların geçen yılki günlük kirası 2.160
lira civarında belirlenmiş yani bu kapsamda 583.200 lira
ödenmiş. Emekliye verilecek bayram ikramiyesi enflasyon oranında dahi
zam görmezken kamuda lüks harcamalara ve israfa son sürat devam ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) - Halk, ekonomik krizi en derin
şekilde hissederken Hükûmet yaşanan fukaralığa gözünü ve
kulağını kapatmış durumdadır. Devletin malı
deniz değildir, kamu malı tüyü bitmemiş yetimin
hakkıdır; dolayısıyla, yemeyen değil, yiyen domuzdur!
Yetimin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edeceğimizi buradan
ilan ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Bülbül
30.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Yunanistanın düzensiz
göçmenlere sistematik bir şekilde işkence ve baskı
uygulayıp insanları ölüme terk ettiğine, Türkiyenin mültecilere
sağladığı yardımların gözetilerek insan
hakları noktasında gösterdiği büyük erdemin farkına
varılması gerektiğine, Doğu Akdenizde Güney
Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, ABD ve İsrailin de
aralarında bulunduğu 8 ülke tarafından gerçekleştirilen ve
Nemesis adı verilen askerî tatbikata, Türkiye olarak öncelikle
diplomasiyle her sahada hakkımızı koruyacağımıza,
ordumuza ve donanmamıza muvaffakiyetler dilediğine ve Avrupa
Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonasında altın madalya kazanan
millî sporcumuz Victoria Zeynep Güneşi kutladığına
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi
tarafından daha önce denetlenen ve düzenlenen raporda Meriç bölgesinde ve
Sisam Adasında göçmenlerin tutulduğu koşulların
insanlık dışı ve aşağılayıcı
olduğu vurgulanan Yunanistan, düzensiz göçmenlere sistematik bir
şekilde işkence ve baskı yapmaya devam edip insanları ölüme
terk etmektedir. İnsan hakları ve demokrasi gibi kavramların
havariliğine soyunan Yunanistan, geçtiğimiz gün Yunan medyasına
yansıyan Midilli Adasındaki düzensiz göçmenlere yönelik işkence
iddialarıyla yeniden gündeme gelmiştir. Özellikle sivil giyimli
kişiler tarafından mültecilerin değerli eşyalarına el
konulduğu, bölgede insan ticareti yapıldığı ve
mültecilerin kıyafetlerine kadar el konulup işkence edildikten sonra
teknelerle Türkiyeye yollandığı, geri itildiği
belirtilmiştir. Daha önce Hollanda televizyon kanalı tarafından
işkence görüntüleri paylaşılan ve Türk Sahil Güvenlik güçlerince
perişan bir hâldeyken kurtarılan göçmenler, ifadelerinde, Yunan
tarafında ağır şiddet, taciz, gasp ve hakarete maruz
kaldıklarını belirtmişlerdir.
Yunanistan'ın,
farklı tarihlerde pek çok örneğine rastladığımız,
göçmenlere karşı uyguladığı bu insanlık
dışı yaklaşımını kınıyoruz. Bu
hadiselerin özellikle dünya kamuoyu tarafından dikkatle takip edilmesi
gerektiğini, 2011den bu yana sayıları 3,5 milyonu aşan
mülteciyi misafir eden Türkiyenin özellikle eğitim, sağlık,
sosyal ve ekonomik alanda mültecilere sağladığı
yardımların gözetilerek insan hakları noktasında
gösterdiğimiz büyük erdemin farkına varılması
gerektiğini düşünmekteyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin
lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) - Sayın Başkan, Doğu Akdenizde ülkemizin ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kıta sahanlığı ve
münhasır ekonomik bölge çerçevesinde hak, alaka ve menfaatlerinin
savunulması noktasında her türlü diplomatik adımın
atıldığı bir süreçte, dün bölgede Güney Kıbrıs
Rum Yönetimi, Yunanistan, ABD ve İsrail'in de aralarında
bulunduğu 8 ülke tarafından Nemesis adı verilen bir askerî
tatbikat düzenlenmiştir. Yapılan tatbikata Yunan mitolojisinde intikam
anlamına gelen Nemesis adının verilmesi de ayrıca dikkat
çekicidir. Son zamanlarda özellikle mavi vatandaki faaliyetlerimizi, hak ve
menfaatlerimizi tanımamak isteyen ve bunlara karşı düşmanca
tutum sergileyen Yunanistan'ın içine girmiş olduğu silahlanma
yarışı, özellikle ABD ve Fransayla yapmış olduğu
ikili anlaşmalar, NATO müttefikliğinin ihlali sonucunu doğuracak
yapılan faaliyetler son derece vahamet arz etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin
lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL
(Sakarya) Türkiye olarak öncelikle diplomasiyle her sahada
hakkımızı koruyacağımızı, Türk devletinin bu
konuda atacağı her adımda şartsız, koşulsuz
destek vereceğimizi buradan yeniden beyan ediyor, mavi vatanımızda
huzur ve barışın temini ve Türk devletinin bekası için
faaliyet gösteren ordumuza da donanmamıza da muvaffakiyetler diliyorum.
Sayın Başkan, son
olarak, millî sporcumuz Victoria Zeynep Güneş Kazan'da düzenlenen Avrupa
Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'nda Türkiye'ye büyüklerdeki ilk
Avrupa şampiyonluğunu getirerek altın madalya
kazanmıştır; millî sporcumuzu kutluyor,
başarılarının devamını diliyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN - Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
V.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlu tarafından, motorlu taşıt
satışında uygulanan yüksek vergilendirmeler ve yükselen döviz
kurları sebebiyle vatandaşlarımızın otomobil
alımının zorlaşmasının getirdiği
sorunların araştırılması, uygulanan vergilerin
düşürülmesi için gerekli çalışmaların yapılması
amacıyla 16/6/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4
Kasım 2021 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
4/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 4/11/2021 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İzmir Milletvekili Grup
Başkan Vekili Dursun Müsavat Dervişoğlu tarafından, motorlu
taşıt satışında uygulanan yüksek vergilendirmeler ve
yükselen döviz kurları sebebiyle vatandaşlarımızın
otomobil alımının zorlaşmasının getirdiği
sorunların araştırılması, uygulanan vergilerin
düşürülmesi için gerekli çalışmaların yapılması
amacıyla 16/6/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 4/11/2021 Perşembe günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere İYİ Parti Grubu adına Samsun
Milletvekili Sayın Bedri Yaşar. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Motorlu taşıt
satışında uygulanan yüksek vergilendirmeler ve yükselen döviz
kurları karşısında vatandaşların araç alma
konusunda yaşadıkları güçlükler hakkında vermiş olduğumuz
grup önerisi hakkında söz almış bulunuyorum. Grup Başkan
Vekilimiz de belirtmişti biraz önceki konuşmasında, ümit
ediyorum ki her seferinde ret değil de bu sefer bir jestle buna evet oyu
verirsiniz diye ümit ediyoruz.
Değerli arkadaşlar,
artan döviz kuru ve piyasada yaşanan tedarik sorunu hem sıfır
araç hem de ikinci el araç fiyatlarını maalesef uçurmuştur.
Ülkemizde satılan otomobillerin önemli bir kısmı ithaldir,
ülkemizde üretilen otomobiller yine büyük ölçüde ithal yedek parçalarla imal
edilmektedir. Son günlerde duyuyoruz, özellikle çip krizi bile dünyadaki
otomotiv üretimini ciddi oranda azaltmıştır. Bu sebeple,
ülkemizdeki araçların fiyatları döviz kurlarından doğrudan
etkilenmektedir. Yüksek döviz kurları nedeniyle otomobil fiyatları artarken
yüksek vergilendirmeler sebebiyle de fiyatlar astronomik seviyelere
çıkmaktadır. Dolayısıyla,
vatandaşlarımızın otomobil satın alması her geçen
gün zorlaşmaktadır.
29/8/2020 tarih ve 2912
sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Ekiyle motor
silindir hacmi aralıkları ve özel tüketim vergisi matrahları
esas alınarak vergilendirme yapılması düzenlenmiştir. Bunun
anlamı şu: 1600 ccyi geçmeyen ve matrahı 85 bin TLye kadar
olan araçlarda yüzde 45 olarak vergilendirme özel tüketim vergisi olarak
düzenlenmiştir. 2020 yılında sadece 8 araç modeli bu dilime girerken
2021 yılında bu dilime giren araç tipi sadece 2. Yakın zamanda
görünen o ki bu dilimden istifade eden üretilen araç ne yazık ki
kalmayacaktır.
Vergilendirme oranı
motor silindir hacmi ve matrahı arttıkça maalesef yükselmektedir.
Örneğin, motor silindir hacmi 1600 cc ve 2000 cc arası olan,
matrahı 170 bin TLye kadar olan araçların ÖTV oranı yüzde 130
olarak düzenlenmişken 2000 cc üzeri yüzde 220 olarak uygulanmaktadır.
ÖTVnin yanında yüzde 18lik KDV ile aracın motor silindir hacmi ve
değerine göre belirlenen motorlu taşıtlar vergisi ayrıca
uygulanmaktadır. 200 bin TLlik aracın fiyatı -2000 ccnin
üzerindeki bir aracın fiyatı- vergilerle beraber 755 bin 200 liraya
çıkıyor. Yani aracın fiyatı 200 bin TL iken 440 bin TL özel
tüketim vergisi, 115 bin 200 TL KDV, toplam 555 bin; 200 de kendi fiyatı,
toplam 755 bin. Sayın Cumhurbaşkanımıza ÖTVyi 3 katına
kadar çıkarma yetkisi verdiğimiz takdirde, bu da uygulanırsa
demek ki 200 bin liralık aracı 3 katına çıkarırsak
-almanın hesabını kitabını ben yapmayayım,
vakitten de tasarruf olsun- alınamaz hâle geldiğini hepimiz görürüz.
Dolayısıyla, vatandaşlarımız 1 araç satın
alacakken yaklaşık 4 araç parası ödemektedir.
Ülkemiz, otomobile dünyada en
fazla vergi uygulayan ülkelerin başında gelmektedir. Dört yıl
önce Türkiyede en çok satılan ilk 5 modelin fiyat ortalaması 78 bin
lira iken bugün bu ortalama rakam 237 bin lira. Tabii, ikinci el fiyatları
da doğal olarak, buna paralel olarak uçmuş vaziyette. Bugün, pazarda,
otomotiv pazarlarında 50-60 bin liranın altında binilebilecek
araba sayısı maalesef çok azdır yani ancak 10 bin liralık,
20 bin liralık, bildiğiniz Doğan, Şahin, modeli
eskimiş, tedavülden düşmüş araçları saymazsak.
Avrupa Birliği ve pek
çok ülkeye göre araç sahibi olma konusu bizim ülkemizde
vatandaşlarımız için imkânsız hâle gelmiştir.
Almanyada asgari ücretle çalışan bir kişi yaklaşık
bir yıllık süre içerisinde araç sahibi olurken Türkiyede 2.825 lira
asgari ücret alan birinin hem geçinip hem de bundan tasarruf edip araç
alması hayal bile değildir. Gerçi -ben kapıcıları
küçümsemek için söylemiyorum- Sayın Cumhurbaşkanımız
Onların bile araçları var, her kapıda araçlar var. derken
-herhâlde- bugünden mi bahsediyor bilmiyorum ama -yani
ayağımızı yerden kesen Hacı Muratları da araç
sayıyorsanız buna itirazımız yok- binilebilir seviyede,
ayağını yerden kesen, hakikaten belli konfora sahip, belli
miktarda yol giden araçlara bugün asgari ücretli birinin ulaşması
mümkün değil.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
BEDRİ YAŞAR
(Devamla) Bitiriyorum Başkanım.
Dolayısıyla, üretim
miktarını artırarak, vergileri aşağı çekerek
alım gücünü artırabiliriz. Yani, bizim, ücretlere
yaptığımız zamlar ile -çalışanlar
açısından söylüyorum- araçlara yaptığımız zamlar
arasında kesinlikle bir ilişki yok. Dolayısıyla, bu
zamları üzerinden kaldırırsak, bugün 500 küsur bin
civarında araç satışı olduğundan bahsediliyor, bu araç
sayısı vergiler aşağıya inerse 2-3 katına
çıkacaktır. Belki alım gücü açısından da araca
ulaşma şansı olacaktır. Dolayısıyla, bu konunun
araştırılması gerekiyor. Çünkü TOGG diye bir de araç
üretiyoruz, bunun da 2023de pazara çıkacağını
söylüyorsunuz. Dolayısıyla, bu araştırmayı yaparak en
azından onun da pazarda yer edinmesi için bir mesafe katedebiliriz. Yani
bu önemli bir sorun, Türkiye'nin önemli sorunlarından biri çünkü dünyada
böyle bir vergi oranı yok, bu konu üzerinde bir araştırma
yapmamızda fayda var. Yerli araç da devreye girmeden -Sayın
Başkanımızın da ifade ettiği gibi- bu
araştırma önergemize evet oyu vereceğinizi ümit ediyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Sayın Tahsin Tarhan, Kocaeli Milletvekili.
Buyurun.(CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TAHSİN
TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Parti grup önerisi üzerine söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz hafta
yayınlanan TÜİK verilerine baktığımız zaman,
trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir
önceki aya göre yüzde 3 düşmüş. Yani gün geçtikçe alım gücü
düşüyor, insanlar ikinci el otomobile yönelmeye başladı, bunun
ana sebebi gelir adaletsizliğinden kaynaklanıyor. Alım gücü
düştükçe insanlar eski model araçlara, eski model otomobillere yönelir.
Fakirlik arttıkça insanlar gider çöplerden ekmek toplamaya kalkar. Onun
için eğer insanlar ikinci el otomobile yöneliyorsa bilin ki alım gücü
düşmüş.
Türkiyede 1300 motorun
altındaki araçlara baktığımız zaman, ÖTV ve KDVyle
100 liralık araç 200 liraya satılıyor, yüzde 100 vergi. Bir de
dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş, ÖTVye de KDV uygulanıyor.
Onun için eğer siz 2000 motorun üstünde araç alacaksanız, aracın
değeri 250 bin liraysa 750 bin liraya mal oluyor. O anlamda
fiyatların yükselişinden dolayı, vergilerden dolayı
insanlar ikinci el otomobile yöneliyor.
Cumhurbaşkanı geçen
gün bir açıklama yaptı; Her evde 2-3 araba var, kapıcıda
dahi araba var. diyor. Çok merak ettim, Türkiyede ne kadar araç var? 13
milyon araç var, 24 milyon hane var. Nasıl matematik yapmış,
nasıl hesap yapmış, şaşırdım. Bize çay
ocağında hizmet eden arkadaşımız İsmaile
gelirken kapıda sordum: İsmail, araban var mı? Yok ağabey,
nerede arabam? dedi. Türkiyede asgari ücret 2.825 lira. Bir araba almak için
-en ucuz aracı- yedi yıl hiçbir şey yemeden
çalışmanız gerekiyor; bir aracı almanız için
gerekiyor.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Paspas alır, paspas.
TAHSİN TARHAN (Devamla)
Bir öğretmen maaşıyla dört yıl çalışmanız
gerekiyor ama Avrupaya baktığınız zaman, asgari ücretle
bir yılda otomobil sahibi oluyorsunuz. Onun için biz şunu söylüyoruz:
Hiç merak etmeyin; taksici kardeşim, emekli amcam hiç merak etmeyin; memur
kardeşim, öğretmenler hiç merak etmeyin; gençler, Cumhuriyet Halk
Partisinin size sözü var: İktidar olduğu gün otomobilde gençlere ÖTV
sıfır, ÖTVsiz araç vereceğiz, aynı zamanda ÖTVyi bütün
vatandaşlara düşüreceğiz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın
Halis Dalkılıç.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla, hürmetle
selamlıyorum.
İYİ Partinin
vermiş olduğu, motorlu araçlardaki fiyat artışları
önergesiyle ilgili grup önerisi hakkında grubum adına söz
almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar,
süremizin yettiğince -süremiz çok kısa ama- birkaç konuda
bilgilendirmek istiyorum hem önerge sahiplerini hem kamuoyunu hem
milletvekillerimizi.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Evet. deyin de uzun olsun.
BEDRİ YAŞAR
(Samsun) Uzatalım.
HALİS DALKILIÇ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, Covid-19 salgınının
dünyanın tüm ülkelerinin bünyesini, bütçesini sarstığı bir
dönemde, üretim ve tedarik zincirlerini altüst ettiği bir dönemde,
2020de, Covidin en yoğun yaşandığı, salgından
en fazla etkilenme olduğu dönemde Türkiye gerçekten ihracatını,
üretimini artırmıştır. G20 ülkeleri bakımından,
üretimleriyle, imalatlarıyla, ihracatlarıyla övünen ülkeler kontak
kapatmışlar, havlu atmışlar ama gerçekten hem
ihracatını hem üretimini artırmış, maske üretmekten
âciz hâle gelen ülkelere maske dahi göndermiş bir Türkiyeden bahsediyoruz.
Değerli arkadaşlar,
otomotiv sektöründeki artışla ilgili biraz önce, benden önce
konuşmacı olan arkadaşımız da söyledi. Doğrudur,
dünyada üretim bandında aksaklıklar var, Avrupada da üretim sıkıntısı
var ve Üretim olmadığı için araç satışları yüzde
3 düşmüş. diyor. Bakın, Türkiye'de bugün paranız cebinizde
araç almaya kalksanız araç için üç ay, dört ay sıra veriyorlar, araç
yok. Bakıyoruz şimdi, AK PARTİ iktidarı öncesinde 90 bin
civarında araç satışı varken bugün yıllık 750 bin
ortalama araç satışı söz konusu oluyor ve bugünkü rakamları
alarak geldim, bugünkü rakamlara göre 700 bin bandına dayanmış
araç satışı, 2021in Ekim sonu itibarıyla 700 bin
bandına dayanmış. Yani bir taraftan araç yok diyoruz, bir
taraftan vatandaşımız ulaşmakta zorluk çekiyor diyoruz ama
bir taraftan da gerçekten araç satışları Türkiye'de rekorlar
kırıyor, bir taraftan ihracat rekorları kırıyoruz.
Cumhuriyet tarihinde 36 milyar dolar olarak aldığımız
ihracatı 220 milyar doların üzerine çıkarmış bir
iktidarız biz.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) İthalatta da rekor kırdınız.
HALİS DALKILIÇ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, ÖTV indirimleri yapıyoruz, maalesef kötü
niyetli üreticiler bu indirimleri istismar ederek zam yapıyorlar.
Dolayısıyla, şimdi, biraz önce söyledi arkadaşımız,
araç satışlarında azalma söz konusu. Araç olmayınca araç
satışlarında azalma olur ama Türkiye'de araç
satışlarında azalma yok.
Değerli arkadaşlar,
bende veriler var hem TÜİK verileri var hem de biraz önce CHP adına
konuşan arkadaşımız söyledi, Türkiye'de 25 milyona
yakın kayıtlı araç var, 13 milyon değil.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Binek araç. Binek otomobil kaç tane?
HALİS DALKILIÇ (Devamla)
25 milyon motorlu araç kaydı söz konusu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
HALİS DALKILIÇ (Devamla)
Türkiye'de ihracatı büyüteceğiz. Bakın, mermi yapmaktan
Bir
tüfek mermisi yapamayan Türkiye bugün kendi aracını üretiyor, kendi
İHAsını, SİHAsını üretiyor ve gelişmiş
ülkelere ihraç edecek boyuta gelmiş.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Yapma gözünü seveyim ya!
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Uzaya da gidersiniz(!)
HALİS DALKILIÇ (Devamla)
- Dolayısıyla, yarın, TOGG, inşallah, 2023te Türkiye'nin
yollarına çıktığında umarım ki bizim gibi sizler
de gurur duyarak aracınızı, Türkiye'nin yerli millî
aracını Türkiye yollarında gördüğünüzde, Türkiye'nin ne
kadar büyüdüğünü, ekonomisinin ne kadar büyüdüğünü ve milletimizin
ekmeğini büyütmek üzere gece gündüz çalışan bir AK PARTİ
iktidarını sizler de inşallah takdir ederseniz.
Ben, süre çok
kısıtlı, ancak bunları ifade edebiliyorum. Biz önerge
konusunda, böyle bir önergeye maalesef evet diyemiyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyor, hayırlı çalışmalar diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ
Parti grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Halkların Demokratik
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, öneriyi okutup işleme alacağım.
2.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç tarafından, 4 Kasım siyasi müdahalesinin ülke
demokrasisinde yarattığı tahribatın
araştırılması amacıyla 4/11/2021 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Kasım 2021
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
4/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu
4/11/2021 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
4 Kasım 2021 tarihinde
Siirt Milletvekili Grup Başkan Vekili Meral Danış
Beştaş ve İstanbul Milletvekili Grup Başkan Vekili
Hakkı Saruhan Oluç tarafından -15154 grup numaralı- 4 Kasım
siyasi müdahalesinin ülke demokrasisinde yarattığı
tahribatın araştırılması amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
4/11/2021 Perşembe günkü (bugün) birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Sayın Hakkı Saruhan Oluç, İstanbul Milletvekili.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HAKKI SARUHAN
OLUÇ (İstanbul) Sayın Başkan, sayın vekiller;
saygıyla Genel Kurulu selamlıyorum.
Bugün 4 Kasım 2021; 4
Kasım 2016 tarihinde yapılmış olan siyasi darbenin 5inci
yıl dönümü. Öncelikle, sözlerime başlarken geçmiş dönem Eş
Genel Başkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen
Yüksekdağ şahsında, Gültan Kışanak ve Adnan Selçuk
Mızraklı şahsında ve Bekir Kaya şahsında tüm
seçilmişlerimizi, milletvekillerimizi ve belediye eş
başkanlarımızı -cezaevinde bulunanları- saygıyla
selamlıyoruz, hepsine sevgilerimizi gönderiyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
4 Kasım siyasi darbesi dedik beş yıl önce yapılana. Neden
böyle dedik, önce birkaç cümleyle bunu size hatırlatmak istiyorum.
Aynı anda, merkezî bir kararla 5 ayrı şehirde
başlamış olan bir gözaltı ve ardından tutuklama
operasyonu. Kime yönelik? Seçilmişlerimize yönelik, Eş Genel
Başkanlarımız ve milletvekillerimize yönelik. Aynı anda
karar verilerek başlamış olan bir operasyon 5 ayrı
şehirde, esas itibarıyla, merkezî bir kararın olduğunu,
savcılıkların kendi başlarına karar almadıklarını
gösteren en önemli konulardan bir tanesidir. Ama sadece bu değil, bu konu
bir süreç meselesi zaten; neden diyoruz. Bakın, 28 Temmuz 2015; Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanı dedi ki: Dokunulmazlıklar
kaldırılsın, bedeller ödensin. 2015, 28 Temmuz. Mayıs 2016da,
Anayasaya aykırı bir şekilde dokunulmazlıklar
kaldırıldı ve sonunda 4 Kasım 2016da bu siyasi darbe
gerçekleştirildi. İşte, bu sürecin olması ve aynı anda
merkezî bir kararın olması bunun en önemli göstergelerinden bir
tanesi. O günden bu yana gözaltı ve tutuklamalar; seçilmişlerimize,
ister milletvekili olsun ister belediye eş başkanı olsun ve
parti yöneticilerimize yönelik sürdü ve sürüyor da. Hedef ne peki, bu siyasi
darbenin hedefi neydi? Hedef çok açık: Halkların Demokratik Partisini
bütün kurum ve kuruluşlarıyla, ittifaklarıyla,
bileşenleriyle demokratik siyasetten tasfiye etmek. Hedef budur, tasfiye
operasyonudur bu, çok açık bir şekilde biz bunu biliyoruz, görüyoruz.
Peki, bu tasfiye operasyonu nasıl devam ediyor? 6-8 Ekim Kobani
davasıyla. Önümüzdeki hafta duruşmalar yeniden başlayacak, orada
da devam ediyor. Bitmedi bu tasfiye operasyonu, Anayasa Mahkemesinde kapatma
davası açıldı ve 7 Kasım, ön savunmanın
verileceği son gün, ön savunmamızı vereceğiz.
Şimdi, bu tasfiye
operasyonu
İşte, 4 Kasım 2016da düğmeye
basıldı, aradan beş sene geçti doymadı bu iktidar,
doymadı, tasfiye operasyonuna devam ediyor ve bizler de bu tasfiye
operasyonu karşısında dimdik, demokrasi mücadelesini, özgürlük
ve eşitlik mücadelesini, adalet ve hukuk mücadelesini sürdürerek
duruyoruz, asla boyun eğmedik ve boyun eğmeyeceğiz; bunu da bir
kez daha söylemiş olalım. (HDP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, o günden bu yana
biz hep dedik ki: Bu atılan adımlar, açılan davaların
tamamı siyasidir, hukuki değildir, hukukla alakası yoktur.
Burada, Genel Kurulda söyledik, komisyonlarda söyledik,
yaptığımız bütün toplantılarda, basın
açıklamalarında dile getirdik, her yerde bunu söyledik. Peki, bizim
bu söylediğimizi bir kez daha kim ortaya çıkardı ve
vurguladı? Hani, sizin hiç sevmediğiniz bir yer var ya, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi, duymak istemiyorsunuz ya, duyduğunuz
zaman tüyleriniz diken diken oluyor ya; Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, işte orada
ortaya çıktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2018 ve 2020
Demirtaş kararlarında dedi ki; bir: Seçme seçilme hakkı ihlal
ediliyor. Çok önemli. Seçme ve seçilme hakkı sadece aday olma
hakkının ihlali değil, aynı zamanda Mecliste
çalışma yapılması engellendiği için seçmenlerin
hakkı ihlal ediliyor. dedi ve bu gözaltı ve tutuklamaların hak
ihlali olduğuna karar verdi. İki, dedi ki: Madde 18 ihlali var, en
ağır suç. Siyasi nedenlerle HDPyi tasfiye etmek için davalar
açıyorsunuz. Türkiyeyi, maalesef Türkiyeyi demek zorundayım çünkü
iktidarı esas olarak mahkûm etti, mahkûm, 18inci maddeden. Siz hâlâ
uygulamıyorsunuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin
46ncı maddesini açıkça çiğniyorsunuz ve hâlâ bunu
uygulamıyorsunuz; bu da çok açık bir şekilde ortada.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözleriniz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Tamamlıyorum efendim.
Şimdi siyasi darbe
dememize itiraz ediyorsunuz, biliyoruz biraz sonra burada da çıkıp
söyleyeceksiniz bunu. Siyasi darbe demek daha doğrusu darbe demek
halkın iradesine, seçmenin iradesine darbe vurmak demektir, gasbetmek
demektir. Darbenin anlamı budur genel olarak siyasi literatüre
baktığımızda. Kimi zaman apoletliler yapar bunu, askerî
darbe olur, hepsine 1960tan bu yana karşı
çıkmışızdır; kimi zaman kravatlılar yapar sizin
gibi, siyasi iktidar yapar, siyasi iradesini demokratik siyaseti tasfiye etmek
için kullanır, ona da karşı çıkmışızdır
ve 4 Kasım 2016dan beş yıl sonra bir kez daha bunu dile
getiriyoruz: Her türlü darbeyi kınıyoruz, lanetliyoruz ve bu darbeci
anlayışınız karşısında da demokratik siyaset
mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha açık seçik ilan ediyoruz.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Sayın Ali Haydar Hakverdi, Ankara Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tutuklama, ceza hukukumuzda
bir infaz olarak değil, bir tedbir olarak düzenlenmiştir.
Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da ülkemiz
açısından bağlayıcıdır ve uygulanması
zorunludur. Bunu Anayasamızın 90ıncı maddesi açıkça
emretmektedir. Ayrıca Anayasamızın 138inci maddesi de
yargı bağımsızlığını düzenlemekte Hiç
kimse yargıya talimat veremez. demektedir açıkça. Hiçbir makam veya
merci Ben yargı kararını beğenmedim,
tanımıyorum. diyemez ya da işine gelirse veya gelmezse Ben
Anayasa Mahkemesi kararını beğenmiyorum, saygı da
duymuyorum. deme hakkına sahip değildir.
Tek adam rejimiyle yasama
maalesef gördüğümüz üzere işlevsiz hâle geldi, yargı da tahakküm
altına alındı tamamen. AKP kendini devlet yerine koyuyor. Oysa
AKP bugün itibarıyla gidicidir. AKPye karşı çıkmak,
devlete karşı çıkmak olarak gösterilmeye
çalışılıyor. Oysa bizler AKPnin yanlış
politikalarına karşı duruyoruz ve her zaman devletimizin
yanında yer almaya devam edeceğiz.
Bugün tutuklu olan vekiller,
yakın tarihte AKPyle bir çözüm süreci yürüttüler. O gün
yaptıklarıyla bugün yargılanmaktalar, beş yıldır
da tutuklular. Peki, bu çözüm süreci tek taraflı mı idi? Bugün
muhalefet yargı önüne çıkıyorsa o sürece dâhil olan iktidar
sahipleri neden yargı önüne çıkartılamıyor, neden bu
iktidar sahiplerine bugün itibarıyla dokunulamadı? Çünkü
yargılamalar hukuki değil, tamamen siyasidir. Anayasamızın
138inci maddesi Devam eden yargılama hakkında yürütme ve yasama
beyanda bulunamaz. diyor ama hakkında kesinleşmemiş bir hüküm
bulunan vekiller hakkında, bugün tutuklu olan vekiller hakkında
iktidar sahipleri hem meydanlarda hem kürsülerde onları terörist ilan
ediyor. Bu, açıkça yargıya müdahaledir ve yargının
siyasallaşmasıdır.
Ülkemizde uyuşturucu
baronları ve mafya cirit atarken, dünya ülkemizi kara para ve terör
finansmanı listesine almışken bunların hiçbirine
dokunamıyorsunuz, boy boy ortaklaşa resimleriniz çıkıyor
ama bugün muhalefeti sindirmek için yargıya istediğiniz şekilde
yön veriyorsunuz.
Öcalanın kardeşini
televizyonlara çıkartıp İstanbul seçimlerinde propaganda
yaptıranlara buradan seslenmek istiyorum, çok net bir soru sormak
istiyorum: İstanbul seçimlerinde Selahattin Demirtaş AKP adayına
destek açıklaması yapsa idi bugün cezaevinde tutar
mıydınız? AKPye karşıysa içeride ama yanındaysa
dışarıda.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ
(Devamla) - Yargıyı tamamen siyasallaştırdınız ve
kendinizi devlet sanıyorsunuz. Siz devlet değilsiniz ve gidiyorsunuz.
Siz gideceksiniz ama Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacak diyorum
ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Yılmaz Tunç, Bartın
Milletvekili.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Değerli milletvekilleri, HDP grup önerisi
hakkında AK PARTİ Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Ben on dört yıldır
parlamenterim, milletvekiliyim ve sizlerden AKP gidicidir. lafını
her dönemde defalarca dinledik.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Bu sefer biz değil, halk söylüyor, halk.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Millet bize söylüyor, biz demiyoruz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Ama
bu milletin feraseti açıktır, biz milletimize güveniyoruz.
İSMAİL ATAKAN ÜNVER
(Karaman) Sen inanma, inanma.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ
(Ankara) Hadi seçime gidelim o zaman.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) On
dokuz yılı geride bıraktık. On dokuz yıl boyunca,
Türkiyenin hem demokrasi anlamında hem de fiziki kalkınma, ekonomik
kalkınma anlamında nereden nereye geldiğini bu milletimiz her
seçimde takdir etmiştir ve 2023te de aynen takdir edecektir; bundan hiç
şüpheniz olmasın.
VECDİ GÜNDOĞDU
(Kırklareli) O zaman gidicisiniz yani.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Aynı pencereden bak, boş ver.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) HDP
grup önerisinde, tutuklu milletvekillerinin serbest
bırakılmasıyla ilgili araştırma komisyonu
kurulması talep ediliyor. Daha önce de aynı tarzda önergeler
verilmiş ve kabul görmemişti. Aslında, aynı gerekçelerle
yine kabul görmemesi gerekiyor. Araştırma önergesine konu olan
parlamenterlerin yargının soruşturma ve kovuşturmasına
neden olan eylemlerine bakıldığında, bu eylemlerin
Anayasanın 83/1inci maddesinde ifade edilen yasama sorumsuzluğuyla
alakalı olmadığı açıktır. 20 Mayıs 2016
tarihinde -kabul edilen- Anayasanın geçici 20nci maddesi Genel Kurulda
kabul edildi ve bu dosyalar bakımından dokunulmazlığın
uygulanmayacağı, Anayasamızda artık uyulması gereken
bir hüküm olarak yerini aldı. Evet, yasama sorumsuzluğu
sınırsızdır. Milletvekili kürsüden özgürce görüşlerini
ifade edebilir ancak yasama dokunulmazlığı -83ün diğer
fıkralarında ifadesini bulan- Anayasayla
sınırlıdır. Anayasanın 14üncü maddesindeki suçlar
kapsamında olan suçlar -seçimden önce işlenmişse ağır
cezalık ve suçüstü hâlleri- ve şimdi Anayasa
değişikliğiyle geçici 20nci maddeyle de bu dokunulmazlık
dışına alınan dosyalar bakımından -700 dosya
bakımından da- dokunulmazlık söz konusu değildir.
Dolayısıyla bahsedilen soruşturmalar, dokunulmazlık
dışında gerçekleşen soruşturmalardır.
Değerli milletvekilleri,
seçilen milletvekili temsil yetkisini aldığı
vatandaşın menfaatlerini savunmak zorundadır. Halkın oyuyla
seçilen milletvekilleri halkın menfaatini korumalıdır.
Yaşam hakkını ihlal eden, kırk yılı
aşkın bir süredir bebek demeden, işçi demeden, şantiye
demeden, çocuk, yaşlı, kadın demeden, asker, sivil demeden,
güvenlik gücü demeden, orada yaşam hakkını ihlal eden bir terör
örgütü vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Eğer bir milletvekili Oyunuzu attığınız zaman
aklınıza Öcalan gelsin. diyorsa, PKK sizi tükürüğüyle
boğar, tükürüğüyle. diyorsa, Biz sırtımızı
YPGye, PYDye, YPJye dayadık. diyorsa, Daha biz, başkan Apo'nun
heykelini dikeceğiz, heykelini. diyorsa terörle ve teröristle
arasına mesafe koyamamış demektir ve öncelikle kendine oy
verenlere ihanet etmiş demektir.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Biri de mektuplaşıyorsa
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Nitekim, Anayasa'mızın 26ncı maddesi açık, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10uncu maddesi açık,
Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin
19uncu maddesi açık.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) 90ıncı madde ne diyor? AİHMin verdiği
kararla ilgili ne diyor?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Bu
maddeler ne diyor? Şiddet çağrısı düşünce ve ifade
özgürlüğü kapsamında değildir. diyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) AİHMin verdiği kararla ilgili ne diyor?
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Eğer siz bunu ihlal ederseniz, hukuk devletinde de yargı
gereğini yapar.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Hangi hukuk devletinde? Anayasa 90ı ihlal ettiniz, yok
sayıyorsunuz. Anayasayı ortadan
kaldırmışsınız.
YILMAZ TUNÇ (Devamla)
Kuvvetler ayrılığı var. diyoruz. E, o hâlde kuvvetler
ayrılığını savunuyorsak yargı da tabii ki Anayasa
ve uluslararası sözleşmeler gereğince gerekli soruşturmaları
açtığında bizim yasama olarak ona müdahale etme
imkânımız söz konusu olamaz diyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın Oluç, buyurun
lütfen.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Alışmışlar her yeri egemenlik altına almaya.
BAŞKAN
Arkadaşlar, müsaade ediniz lütfen.
Buyurun Sayın Oluç.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
31.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Bartın Milletvekili
Yılmaz Tunçun HDP grup önerisi üzerindeki konuşması
sırasında kullandığı bazı ifadelere ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Şimdi, sayın vekil
de biliyor ki tartıştığımız konu sizin
söyledikleriniz değil, önergemiz de demiyor ki Vekillerin tutuklu
olmasını araştıralım. Öyle bir şey demiyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Okumamışsınız siz önergeyi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Yok, bir daha okursanız öyle
olmadığını görürsünüz. Fakat ben şuna işaret
etmek istiyorum
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hayır, önerge tam anlamıyla o.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul)
ben şunu söylüyorum: Bakın, 83/1den bahsettiniz
ya
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Önergeye bir bakın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ya, bu vekiller gözaltına alınıp
tutuklandılar, mahkemeler başladı. O mahkemeler Buralarda
yaptıkları konuşmalar 83/1den dokunulmazlık
kapsamında mı, değil mi? diye sormadılar bile ya, sizin o
hukuk komisyonlarınız gibi çalışan mahkemeleriniz
sormadı. Eğer Bu yapılmış olan konuşmalar 83/1
kapsamındadır. diye bizim vekillerimiz söyleyip de o CDlerin talep
edilmesini sağlamasalardı bunlar görülmeyecekti. Yani açılan
davaların tamamı yapılmış olan konuşmalarla
ilgilidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Toparlıyorum efendim.
Hiçbir tanesinde şiddet
çağrısı yoktur, çok açık, net. Bakın, siz
hukukçusunuz, bunu biliyorsunuz, bile bile böyle konuşuyorsunuz; bu
işin acı yanı, bunu bir kenara koyalım.
İki, ben Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararından söz ediyorum, 2018
Demirtaş, 2020 Demirtaş, 2020 Kerestecioğlu kararlarından
bahsediyorum. Çok açık bir şekilde, burada, alınmış
olan kararların seçme seçilme hakkı ihlali olduğunu, 18inci
madde ihlali olduğunu yazıyor. Neden uygulamıyorsunuz Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararını? 2020 Demirtaş
kararını neden uygulamıyorsunuz? İşinize gelmiyor,
sizin siyasi rehineleriniz. Genel Başkanınız dedi ki: Bırakamayız.
Genel Başkanınız dedi ki: Çıkaramayacaksınız.
Neden? Siyasi rehine olarak tutuyorsunuz. Hukuk yok, darbe yaptınız
ve rehineleriniz olarak o insanları cezaevinde tutuyorsunuz. Siz de çok
iyi biliyorsunuz bunu, çok iyi biliyorsunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Oluç, teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar, Sayın
Oluç, yani siz de biliyorsunuz ki herhangi bir sataşma yokken bu
şekilde bir
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sataşma yok muydu Sayın Başkan?
BAŞKAN Sizin de tamam,
sataşmanız yok ama size de bir sataşma yok. Siz bir sav ortaya
koyuyorsunuz, onlar da bu konudaki kendi düşüncelerini
paylaşıyorlar. Yani karşılıklı lütfen bu
şeyi bırakalım.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkanım, tutanaklara geçmesi açısından
söylüyorum. Önerge milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili
araştırma önergesi değildi, zaten önerge açık.
BAŞKAN Önerge zaten
tutanaklarda, kayıtlarda var.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Bir de ben isim vermeden bazı cümleler kullandım. Bu sözleri bunlar
kullanmamışsa zaten
BAŞKAN Tamam,
teşekkür ediyorum.
V.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve
Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
tarafından usulsüz ödeme yapılarak kamunun zarara
uğratıldığı iddialarının
araştırılması amacıyla verilmiş olan (10/4876)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
4/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 4/11/2021 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Özkoç
Sakarya
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından usulsüz ödeme
yapılarak kamunun zarara uğratıldığı
iddialarının araştırılması amacıyla
verilmiş olan (10/4876) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmesinin, Genel Kurulun
4/11/2021 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Ali Fazıl Kasap, Kütahya Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ
FAZIL KASAP (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir AK PARTİ
klasiği, bir 2021 yılı Türkiye gerçeği; konumuz yine Aile
Bakanlığı. Huylu huyundan vazgeçmiyor değerli
arkadaşlar. Aile Bakanlığı -eski adıyla Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı- sağlık kurulu raporu olmayan,
Sağlık Bakanlığı engelli kayıt sisteminde hiçbir
rapor kaydı olmayan 440 bin kişiye maaş bağladı.
Bununla ilgili 2018 ve 2019 yıllarında -bakın,
Sayıştay raporlarında sabit- sadece sayılar var ve o
yıllar itibarıyla engelli bakım maaşı ve engelli
aylığı adı altında verilen maaşlar var.
Değerli arkadaşlar, bu, hiçbir özrü olmayan, sağlık raporu
olmayan, engelli raporu olmayan 440 bin kişiye -Sayıştay
raporlarında çok çok sabit- 2018 ve 2019 yıllarında toplam
442.209 kişiye 6,9 milyar TL usulsüz, yersiz, adaletsiz, haksız bir
şekilde ödeme yaptınız. Maalesef, bugüne geldik. 2020
yılı Sayıştay raporunda da demin de söylemiştim,
huylu huyundan vazgeçmiyor- şöyle bir ibare var -şimdi,
Sayıştay denetmenleri de artık baskı altında
mıdır nedir bilmiyorum- sadece, bu konuda hiçbir işlem yapılmadığını,
bu yüz binlerce kişiye maaş verilmeye devam edildiğini ve
bunlarla ilgili gerekli işlemlerin yapılmadığını
açık seçik beyan ediyor.
Peki, bu yıl dâhil son
üç yılda çıkan kamu zararı ne kadar? 11,6 milyar TL parayı
kimlere verdiniz? Engelli olmayan, engelli raporu olmayan, Sağlık
Bakanlığı engelli kayıt sisteminde raporu olmayan bu
şahıslara bu maaşı ne hakla verdiniz, bu paraları kime
verdiniz? Üç yıldır da neden bu konuda hiçbir tepkiniz yok ve neden
susuyorsunuz?
Değerli arkadaşlar,
garip gurebanın, tüyü bitmemiş yetimin ve bakın, gerçekten
engelli olduğu hâlde engelli maaşı alamayan insanların
sağlık kurulu raporları elimde var, elime intikal etmiş.
Ben de bu sağlık kurulu raporlarının olduğu
sağlık biriminde çalıştım, bir hekim olarak
çalıştım. Bakın burada diyor ki: Ayakta duramıyor,
oturamıyor, yürüyemiyor, yemek yiyemiyor, şahsi
ihtiyaçlarını, temel ihtiyaçlarını gideremiyor, banyo
yapamıyor. Bu şahsa bakıma muhtaç raporu vermemişsiniz,
baskı mı var acaba? Aynı şekilde, bakın, yüzlerce
rapor var ve bu şahısların hepsinde de sonuçta, nihai
kısmında şöyle yazıyor: Bakıma muhtaç değil.
Bunlar var.
Öbür tarafta,
Sağlık Bakanlığının ve genelde de Aile
Bakanlığının sabıkası zaten sabit değerli
arkadaşlar. Şöyle sabit: Bu 15 Temmuz şehit ve gazilerimiz için
toplanan paralar nerede? Yok. Beşiktaş katliamındaki paralar
nerede? Yok. Bakanlığınız gerçekten iyi niyetli
olsaydı
Bakın, engelli aylığı dediğimiz paraya
bu sene yapılan zam sadece 30 lira; 537 lira veriyordunuz, 567 lira
olmuş, değişen hiçbir şey yok. Ama siz 442 bin kişiye
hâlâ maaş vermeye devam ediyorsunuz. 2020de verilen para 4,7 milyar TL;
birçok Bakanlığın bütçesinden daha fazla. Sizin tercihiniz,
siyasi tercihleriniz halktan, ezilenden yana değil, engelliden yana
değil; sizin tercihleriniz adaletsizlik olmuştur, hukuksuzluk
olmuştur, kanunsuzluk olmuştur. Sizler hani dememiş miydiniz,
kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesi olacaktınız, kısık
seslilerdiniz? Kısık sesliler maalesef Türkiyeyi kamu zararına
uğratıyor. Türkiyenin sonunu getirmek için
uğraşıyorsunuz. Sesinizi lütfen halk için çıkarın.
Haksızlık
karşısında susan dilsiz şeytandır. hadisişerifi
gibi Aile Bakanlığının yapmış olduğu bu
usulsüzlükler, bu hukuksuzluklar, bu adaletsizlikler, bu kanunsuzluklar için Genel
Kurulda tüm milletvekili arkadaşların kabul oyu vermesini talep
ediyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ
Parti Grubu adına Sayın Hüseyin Örs, Trabzon Milletvekili.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisinin
vermiş olduğu önerge üzerinde İYİ Parti Grubu adına
söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Bugün, burada,
yolsuzluğun hiç olmaması gereken bir kurumu
tartışıyoruz. Ben, sonunda söyleyeceğimi başta
söyleyeyim de, öyle gireyim konuşmaya: Sosyal yardımlarda bile
yolsuzluk yapılmışsa tuz kokmuştur arkadaşlar;
konuşmama böyle başlamak istiyorum. Yolsuzluğu, yoksulluğu
ve yasakları yani 3Yyi yok etme vaadiyle iktidara gelen AK PARTİ
için yolun sonu göründü. Yoksulluğu yöneten, yasakları
normalleştiren, yolsuzluğun da üstünü örten bu iktidar artık
gidicidir ve gidiyor. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Türkiyenin her yerindeyiz, İYİ Parti geliyor.
Peki, İYİ Parti
gelince yolsuzlukları önlemek için ne yapacak? Biz, başından
itibaren, bütün yetkileri tek adamda toplayan bu ucube sisteme karşı
çıkıyoruz. Yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların sona
ermesi için de iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter
sistemi öneriyoruz. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş
parlamenter sistemle kamu yönetiminde güçlü denetimi hedefliyoruz.
Değerli arkadaşlar,
partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birçok kurum ve harcama
Sayıştay denetiminden çıkarılmış durumdadır.
Bu sistemde Sayıştay Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, millet
adına hesapları denetleyemiyor, yolsuzlukların
hesabını soramıyor; milletin parasını har vurup harman
savuran haramzadelere zimmet çıkaramıyor. Bu sistemde yolsuzluk
yapmak âdeta teşvik ediliyor; nasılsa hesap sorulmuyor, yapanın
yanına kâr kalıyor. Özetle, Sayıştay artık kamu
kurumlarında hakkıyla denetim yapamıyor. İşte, bu nedenle
iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemde
Sayıştayın denetim yetkileri artırılacaktır.
Hükûmetin bütün harcamaları istisnasız olarak Sayıştay
denetimine açık olacaktır. Harcamaların nereye ve ne miktarda
yapıldığı şeffaf bir şekilde Sayıştay
tarafından incelenecektir. Milletin parasını harcarken
sığınılan ticari sır saçmalığına son
verilecektir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Bunların haricinde, Türk denetim yasası acilen hayata geçirilecektir.
Böylece, bakanlıkların ve genel müdürlük denetim
elemanlarının görevlerini anayasal ve yasal güvence altında,
tarafsız, bağımsız ve sağlıklı bir
şekilde yerine getirebilmeleri sağlanacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Tamamlıyorum, teşekkür ederim Başkanım.
Aynı zamanda, denetim birimlerinin
ortak etik ilkelerinin, raporlama standartlarının, olaylara
yaklaşımlarının, doğru ve yanlış
algılamalarının aynı düzleme oturtulacağı bir
hukuk düzeni oluşturulacaktır. Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı bünyesindeki yolsuzlukları bile önlemeyi
beceremeyen bu ucube sistem gidecek, iyileştirilmiş ve
güçlendirilmiş parlamenter sistem gelecektir. Böylece, yolsuzluk yapanlar,
sosyal yardımları haksız yere iç edenler, yetim hakkı
yiyenler hukuk, millet ve tarih önünde hesap verecektir.
Bu duygu ve düşünceler
içinde Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izleyen aziz
milletimi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Sayın Ali Kenanoğlu,
İstanbul Milletvekili. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ
KENANOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, bugün 4 Kasım.
Bir darbeyle tutsak edilen ve AİHM kararlarına rağmen talimatla
siyasi rehine hâline dönüştürülen, başta Eş Başkanlarımız
Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş nezdinde, bütün seçilmiş
arkadaşlarımızı buradan saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
yani, yolsuzluklar
Hani yolsuzluk diyorlar ya, düpedüz
hırsızlık bu, yani başkasının malını
mülkünü eline geçirmek, senin hakkın olmayan bir şeyi almak düpedüz
hırsızlık. Bunun yapılamayacağı bir yer
vardı; bu, engelliler meselesi. Şimdi, engelli olmayan kişileri
engelli gösterip maaş bağlamak; bu, neyin nesidir, nasıl bir
iştir, yani insanın aklının alamayacağı bir
şey. Acaba siz yandaşları engelli görüp de maaş mı
bağladınız onlara yani öyle bir bakış açınız
mı var? Bunu da merak ediyorum açıkçası. Yani 442 bin
kişiden bahsediliyor, böyle bir şey olabilir mi ya? 442 bin
kişi. Yani engelli olmadığı hâlde engelli maaşı
bağlanmış. Böyle bir yolsuzluk herhâlde cumhuriyet tarihinde görülmemiş
bir yolsuzluktur yani. Hayır, üç beş kişi, on kişi, elli
kişi, yüz kişi olsa dersiniz ki Ya, gözden kaçmış,
dikkatten kaçmış. ya da Bu şekilde olmuş. filan. Ama bu
kadar insan herhâlde düpedüz bilinçli bir tercihle oluşturulmuş bir
şeydir. Tabii, bu nasıl yol açıyor, bu neden oluşuyor?
Kamudaki bütün bu
yolsuzluklar, bütün bu hırsızlıklar hukuk devletinin ortadan
kalkması, denetim mekanizmasının ortadan kalkması, tek adam
rejiminin bir sonucu olarak ortada duruyor. Bir kere denetim mekanizması
diye bir şey kalmamış yani. Sayıştay raporları
diyoruz ama Sayıştay raporlarının bile nasıl
hazırlandığını az çok hepimiz tahmin edebiliyoruz.
Ayıp olmasın diye birkaç bulgu koyup ortaya değerlendiriyorlar,
biz de o bulgular üzerinden buralarda bir şeyler söylüyoruz.
Şimdi, Ticaret
Bakanının yaptığı yolsuzluk apaçık ortadayken
yani hiçbir şey yapılmadan sadece görevden alındı, istifa
ettirildi ve gönderildi. Yani diğer taraftan belediyelerden, Ankara,
İstanbul belediyelerinden görevden aldıklarınızın yolsuzluk
yaptıkları, hırsızlık yaptıkları apaçık
ortadaydı ama bunlarla ilgili herhangi bir soruşturma olmadı.
Yani bu kamu alanı olduğu gibi bir talan alanına
dönüştürüldü. Tabii, biz kayyumlardan biliyoruz en iyi bunu. Yani
meşhur bir Mardin kayyumunuz var görevlendirdiğiniz; işte,
yolsuzluklarıyla, hırsızlıklarıyla artık baş
edemediniz, başa çıkamadınız, adamın
yaptığı hırsızlıklarla başa çıkamadınız,
en sonunda soruşturma açtırdınız ya, 540 milyonluk
yolsuzluk nedeniyle hakkında soruşturma açıldı. Bu, sadece
Mardinde değil tabii yani Türkiyede kayyum atanan birçok yerde, hem
belediyelerde hem de bütün alanlarda bu yolsuzluklar ve
hırsızlıklar meselesi tarafınızdan korunuyor,
kollanıyor. Bütün bunlardan kaynaklı olarak çökmüş bir devlet
sistemi var. Hangi mekanizmasına giderseniz bu çökmüşlüğü çok
rahat bir şekilde görürsünüz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ALİ KENANOĞLU
(Devamla) Peki, Ankarada ilginç bir şey var, hepiniz görüyorsunuz,
ANKAPARK var, 750 milyon dolar harcanmış buraya, kimisi 800 milyon
dolar. diyor; ANKAPARK, 750 milyon dolar. Ankarada hani Belediye
Başkanınız vardı ya, 5 tane kapı yaptırdı
2014te 31 milyon liraya; bu, o günkü rakamıyla 14 milyon dolar yani bugün
TLye çevirirseniz 136 milyon lira. Bu ne için gerekliydi? Bunun hiçbir
soruşturması olmayacak mı? Bu adam yargılanmayacak mı
bu yaptığı işlerden dolayı? Yargılanmayacak.
Niye? Aynı şekilde, İstanbuldaki yolsuzluklar sonrasında
ne yaptınız? Yolsuzlukların haberini veren gazetelere, dergilere
erişim engeli getirdiniz. Yani bu yolsuzlukların üzerine böyle
gidiyorsunuz. Peki, sonra ne yaptınız? Erişim engeli haberi
veren haberlere de erişim engeli getirdiniz. Yolsuzlukla mücadeleniz
burada.
Saygılar. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Çiğdem Erdoğan
Atabek, Sakarya Milletvekili.
Buyurun Sayın Atabek.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; CHPnin grup önerisi üzerine AK PARTİ
Grubumuz adına söz almış bulunuyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
3Y olarak
adlandırdığımız yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla
mücadele için iktidara gelen partimiz, bunu en güzel örnekleriyle
yaşatmış ve milletimizden on dokuz yıldır kabul
görmektedir. Milletimizin oylarıyla demokratik siyasetin
kurumsallaştığı Cumhurbaşkanlığı
sisteminde istikrar kalıcı hâle gelecektir. Önergede bahsi geçen
konular iddiadan öteye geçememektedir. Evde bakım yardımı 2006
yılında AK PARTİ iktidarıyla başlatılan ve 2828
sayılı Kanuna göre yürütülen bir sosyal hizmet modelidir. 2021 Eylül
sonu itibarıyla 538.412 vatandaşımız bu hizmetten
yararlanmaktadır. Mevzuat gereği sağlık kurulu raporu uygun
olmayan kişilerin evde bakım yardımından
yararlanmaları mümkün değildir. Bu yardım için ön koşul
sağlık kurulu raporudur. Hâlihazırda hizmetten yararlanmakta
olan kişilerin tamamının dosyalarında sağlık
kurulu raporu eksiksiz yer almaktadır. Dosyasında fiziki olarak
sağlık kurulu raporu bulunmasına rağmen e-rapor sisteminde
kaydı bulunmayan kişilerin raporları ilgili hastanelerden teyit
edilmekte, bu teyidin yapılamaması hâlinde raporların
yeniletilmesi istenerek e-rapor sistemine kaydı sağlanmaktadır.
Ayrıca, fazla ödenen ve geri alınması gereken tutarlar ile
bunlardan doğan faizin kişilerin kusurlarından ve
yanlış beyanlarından kaynaklanmadığının
belirlenmesi durumunda, kişinin ödeme gücünün
bulunmadığının sosyal inceleme raporuyla tespit edilmesi
hâlinde ilgili makamlardan onay alınarak geri ödemeden vazgeçilmesi
işlemi yürürlükteki mevzuata uygun olarak yürütülmektedir.
ALİ FAZIL KASAP
(Kütahya) Mevzuatta yok öyle bir şey.
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Devamla) Usulsüz olarak alacağın silinmesi işlemi
gerçekleştirilmesi söz konusu bile değildir. Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı
arasında düzenlenen protokolle Sağlık Bakanlığı
rapor bilgileri Bakanlık kullanımına açılmıştır.
Bu yolla tüm il müdürlüklerimizde ve sosyal hizmet merkezlerimizde engelli
bireylerin son sağlık kurulu raporları görülmeye
başlanmış ve işlemler son rapor üzerinden
gerçekleştirilmektedir.
15 Temmuz Dayanışma
Kampanyasında toplanan kaynak Türkiye Şehit Yakınları ve
Gaziler Dayanışma Vakfına aktarılmıştır. Söz
konusu kaynaktan 15 Temmuz şehit yakınlarımızı ve
gazilerimizi desteklemek amacıyla 2020-2021 Nisan döneminde aylık
biner TL, 2021 Nisan ayından itibaren de 1.500 TL olmak üzere her ay ödeme
yapılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ÇİĞDEM ERDOĞAN
ATABEK (Devamla) - Ayrıca, yılda 2 defa dinî bayramlarda 1.100 lira
ve temmuz ayında ise 1.500 TL ilave destek verilmektedir. Bu kapsamda, 15
Temmuz şehit yakını ve gazilerin hesaplarına toplam 82
milyon 532 bin 100 TL, İstanbul Beşiktaşta meydana gelen terör
saldırısından etkilenen hak sahiplerine ise toplam 1 milyon 904
bin 400 TL aktarılmıştır.
AK PARTİ kadroları
olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın liderliğinde uzun ince bu yolda başı dik,
alnı açık bir şekilde tam on dokuz yıldır yürümeye
devam ediyor, aziz milletimize hizmet etmenin mücadelesini veriyoruz.
Türkiye'nin geleceğini milletimizle birlikte inşa ediyoruz ve etmeye
devam edeceğiz.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
15.57
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.12
BAŞKAN: Başkan Vekili Süreyya Sadi
BİLGİÇ
KÂTİP
ÜYELER: Enez KAPLAN (Tekirdağ), Emine Sare AYDIN (İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar
gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan,
Denizli Milletvekili Şahin Tin ve Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ile
50 Milletvekilinin Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
Denizli Milletvekili Şahin Tin ve Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ile
50 Milletvekilinin Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/3876) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 284) (x)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Dünkü birleşimde,
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümünde yer alan 13üncü
maddesinin önerge işleminde kalınmıştı.
13üncü madde üzerinde 3 adet
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE 13- 21/3/2007 tarihli
ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 10 uncu
maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan araç
ibaresi taşıt, elkoyma kararı veren mercilerce şeklinde,
ikinci cümlesinde yer alan aracın ibaresi taşıtın
şeklinde, araç ibaresi taşıt şeklinde değiştirilmiş,
dördüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Tahsin
Tarhan Hüseyin
Yıldız Vecdi
Gündoğdu
Kocaeli Aydın Kırklareli
Süleyman
Bülbül Özgür
Karabat İbrahim
Özden Kaboğlu
Aydın İstanbul İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Peki.
Sayın Beştaş,
size 60a göre yerinizden söz vereceğim.
Buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
32.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Siirtte
Molla Burhaneddin Medresesi olarak bilinen Tillo Yatılı Kuran
Kursunda istismar edilen 15 yaşındaki çocuğun koruma
altında tutulması ve yargılamanın etkilenmemesi için
yetkililere çağrı yaptıklarına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Yeni bir başvuru
aldım, bugün soru önergesi de verdim. Vekili olduğum Siirtte Molla
Burhaneddin Medresesi olarak bilinen ve Molla Burhaneddinin oğlu
Burhaneddin Mücahidine bağlı olan Tillo Yatılı Kuran
Kursunda 15 yaşındaki çocuğun istismar edildiğine dair
Bir ses var galiba?
ERKAN AYDIN (Bursa)
Cihazlar dinleniyor mu?
BAŞKAN Devam edin
şimdi.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Baştan almak zorundayım.
BAŞKAN Baştan
alın, fark etmez.
Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siirtte Molla Burhaneddin Medresesi olarak
bilinen ve Molla Burhaneddin olarak tanınan
Burhaneddin Mücahidine
bağlı olan Tillo Yatılı Kuran Kursu var, orada 15
yaşındaki bir çocuğun aylarca istismara
uğradığı yönünde ciddi iddialar var ve bu Molla
Burhaneddinin oğlu olduğu belirtilen ve Siirt Müftülüğüne
bağlı Kuran kursunda çalışan
15 yaşındaki bir
çocukla ilgili bu iddialar var ve savcılık gerçekten çok
hızlı hareket etti; on iki saatte iddianameyi hazırladı,
kabul edildi ve ilgili sanık tutuklandı. Çocuk izlem merkezi bu 15
yaşındaki çocuğu çok ayrıntılı bir şekilde
dinledi ve iddiaları ile, anlatımları ile vücudundaki izlerin de
uyumlu olduğu yönünde görüş bildirdi, uyumlu izler bulundu fakat
maalesef, on beş gün tutukluluktan sonra sanık derhâl tahliye edildi.
Şimdi, çocukların istismarı
meselesi çok hassas bir mesele ve iki yıllık bir süreden söz ediyor
çocuk; Eylül 2019dan Mart 2020ye kadar defalarca istismar edildiğini
söylüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Bir de üstelik aile şikâyetçi değil.
Yerelden aldığım bilgiye göre yargı üzerinde ve aile
üzerinde ciddi bir baskı ve basınç olduğu yönünde çok güçlü
iddialar var. Açıkçası biz bu konuda, çocuğun koruma
altında tutulması talebimizi ve yargılamanın etkilenmemesi
için yetkililere çağrı yapmak istiyoruz. Bu davanın takipçisi
olacağız.
Teşekkür ediyorum.
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Denizli Milletvekili Şahin Tin ve Samsun Milletvekili Fuat Köktaş ile
50 Milletvekilinin Türkiye İhracatçılar Meclisi ile
İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/3876) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 284) (Devam)
BAŞKAN - Komisyonun
katılmadığı önerge üzerinde söz talebi İstanbul
Milletvekili Sayın İbrahim Özden Kaboğlunun.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, Divan, değerli
milletvekilleri; 50 no.lu torba yasa önerisi üzerinde görüşme
yapıyoruz. Bugüne kadar sadece 28 adet tek konulu yasa, 50nci torba yani
3 yasadan 2si torba şeklinde düzenleniyor; kutlayamıyorum.
İkinci özelliği ise
17 maddelik bu yasa 13 yasanın 17 maddesini değiştirmektedir,
tam bir torba.
Üçüncüsü ise, bu Mecliste,
27nci Dönemde yapılan yasal düzenlemeler çerçevesinde 10 yasa toplam 44
kez değiştirilmiş, işte, bu da bunun devamıdır.
Diğer vekillerin dile getirdiği üzere, bunlar Anayasaya
aykırılık oluşturduğu hâlde Komisyon
aşamasında İç Tüzükün 38inci maddesi işletilmediği
için Anayasaya aykırılık devam etmektedir genel olarak ama ben
13üncü madde üzerinde yoğunlaşacağım.
13üncü maddenin (3)üncü
fıkrası, kaçak eşya naklinde kullanıldığı
şüphesiyle fiilen gümrük idaresine veya yediemine teslim edilmiş ve
hakkında el koyma kararı bulunmakla birlikte, (2)nci fıkra
uyarınca alıkonulmayan taşıtların gümrük idaresince
yapılacak tebligattan itibaren doksan gün içinde muhafaza ve diğer
masrafların karşılanması suretiyle sahibi tarafından
teslim alınmaması hâlinde, tasfiye idaresi tarafından
soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenmeksizin derhâl tasfiyesine ilişkindir.
El koyma, müsadereye eş anlamlı değildir ve geçici bir önlemdir.
Sahibinin geçici olarak el konulmuş taşıtı üzerindeki
mülkiyet hakkının devamını doksan gün içinde muhafaza ve
diğer masrafların karşılanması suretiyle
taşıtın teslim alınması koşuluna bağlayan
düzenleme mülkiyet hakkının özüne dokunmaktadır zira teklif
maddesi kişinin taşıtı üzerindeki mülkiyet
hakkının içerdiği mülkiyet konusunu dilediği gibi kullanma,
onun üzerine tasarruf etme ve ürünlerinden yararlanma haklarını kesin
bir biçimde sona erdirmektedir. Buna ek olarak soruşturma ve kovuşturma
sonucu beklenmeksizin derhâl tasfiye kuralı demokratik bir toplumda
zorunlu değildir, gerekli değildir. Gerçekten madde gerekçesine göre
düzenlemenin amacı, taşıtların bekleme kaynaklı
yıpranmasını önlemektir ancak malikin iradesinin yokluğu
hâlinde izlenen söz konusu amaç temel bir hak olan mülkiyet hakkının
içeriği gereği değildir. Devletin, kişinin mülkiyet
hakkını koruma yükümlülüğü vardır ancak kişinin,
teslim almadığı aracının zamana bağlı olarak
ve doğal şekilde yıpranmasını engelleme
yükümlülüğü bulunmamaktadır. Yıpranmayı engellemenin
oluşturduğu kamu yararı mülkiyet hakkının
korunmasının öneminin yanında ikinci planda yer almaktadır.
Her ne olursa olsun söz konusu teklif metni mülkiyet hakkına ölçüsüz bir
müdahale oluşturmaktadır. Zira söz konusu hukuksal değer dikkate
alındığında öngörülen doksan günlük süre olağanüstü
kısa bir süredir. Bu itibarla, Anayasanın mülkiyet hakkını
düzenleyen 35inci maddesine aykırıdır, hak ve özgürlüklerin
kullanılmasına müdahaleyi öngören 13üncü maddenin öngördüğü
ölçütlere ve öz ölçütüne aykırıdır. Bu itibarla, Anayasaya
aykırılık taşımaktadır. Anayasa Mahkemesinin
11/3/2020 tarihli Kararı ışığında bu madde
okunduğunda Anayasa Mahkemesince iptal edilme
olasılığı yüksektir. Bu nedenle, teklifimizin kabul göreceğini
umuyoruz.
Bu itibarla, çok
yakıcı, güncel bir konu olan olağanüstü hâl hukukunun
devamı bağlamında OHAL KHKleriyle hakları ihlal edilen on
binlerce kamu görevlisi arasında yer alan barış
akademisyenlerinin güncel durumuna değinmek isterim. Zira barış
akademisyenleri de diğer birçoğu gibi gece yarısı
kararnameleriyle üniversiteden uzaklaştırıldılar,
alındılar ve aslında onlar suç işlemedikleri hâlde,
barışı talep ettikleri ve şiddete hayır dedikleri
hâlde onların ömür boyu özgürlükten alıkonulması suç teşkil
eden bir işlemdi. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) Sayın Başkanım, tamamlıyorum.
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) - Bu bakımdan gerçekten Anayasa Mahkemesi Temmuz
2019da karar verdi. Onun akabinde ceza mahkemeleri beraat kararları
verdiler ama gelin görün ki Anayasada yeri bulunmayan ve bir
yıllığına geçici süreyle kurulmuş olan OHALİİK yani
Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu, bunların
dosyalarını Anayasa Mahkemesi kararının üzerinden tam iki
yıl üç ay geçtikten sonra değerlendirmeye aldı ve gerekçesiz bir
biçimde reddetmeye başladı. Bu OHALİİKin
yaptığı işlem tamamen Anayasa dışıdır,
suçtur, konusu suç teşkil etmektedir ve bunun sorumluluğundan
kurtulamayacaktır. Dolayısıyla bu vesileyle OHALİİKi de
uyarmak istiyorum; öğretim üyeleri suçlu değildir, kendisi suçludur.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinde geçen yer
alan ibaresinin bulunan olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Gülüstan Kılıç Koçyiğit Mahmut Celadet Gaydalı Kemal Peköz
Muş Bitlis Adana
Habip Eksik Şevin Coşkun Tulay
Hatımoğulları Oruç
Iğdır Muş Adana
Ömer
Öcalan
Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Sayın Tulay Hatımoğulları Oruçun.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 4
Kasım, HDPye dönük gerçekleşen siyasi darbenin yıl dönümü. 4
Kasımda Eş Genel Başkanlarımızın içinde
bulunduğu seçilmiş milletvekillerimizin, halkın iradesi olan
milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı;
apar topar gözaltına alındılar ve 2 Eş Genel
Başkanımızın içinde olduğu 9 milletvekili
tutuklandı, çoğu hâlâ tutuklu durumda. 4 Kasım bizim
açımızdan tam anlamıyla bir siyasi darbedir.
Bugüne kadar, Türkiye,
tarihine baktığımızda, darbelerle, askerî cuntanın
darbeleriyle dolu bir tarihe sahip ama şu anda mevcut iktidarın
zamana yayılmış olan sivil darbesi 4 Kasımla beraber devam
etmektedir. O günle bitmedi yani ve askerî cuntayı aratmayacak düzeyde
bunu sürdürmekteler. Hatırlayacaksınız; Kenan Evrene 17
yaşındaki Erdal Eren için Yaşı 17, nasıl
asalım? denildiğinde Asmayalım da besleyelim mi? gibi
karikatürize edilmişti süreç. İnsanlar gözaltına
alındı, katledildi, tutuklandı; gazetelere, demokratik kitle
örgütlerine kilit vuruldu. Aynı şeyi şimdi, 15 Temmuz askerî
darbeyi Allahın lütfu olarak gören bu iktidar devam ettirmektedir ve
sadece seçilmiş milletvekillerimizle değil, belediyelerimize kayyum
atayarak bu siyasi darbeyi devam ettirdiler. Belediyelere kayyum atanarak
başta Kürt halkı ve HDPnin bütün destekçilerine Sizin seçme ve
seçilme hakkınız yok. Siz yerel bir irade, bir siyasi irade
oluşturamazsınız. mesajını vermiş oluyorlar.
Seçme ve seçilme hakkı bu ülkede, geçmiş dönemde, ülkenin
kuruluşuyla birlikte kazanılmış bir haktır,
kuruluşundan kısa bir süre sonra kazanılmış bir
haktır ve bu hakkı
Şu anda mevcut olan darbeci
anlayışla siyasi darbenin sahibi olan bu iktidar bunu sürdürmektedir.
Ama bu topraklar vicdanlıdır. Bu topraklar, HDPyi
yaşadığı bütün bu acılar ve baskılar
karşısında büyütüyor ve HDP, gerçekten onurlu bir şekilde
halkın en geniş desteğini alarak yola devam ediyor. Bu
topraklar vicdanlıdır. dedim ya, bu vicdanlı topraklar mevcut
olan iktidarı da gittikçe zayıflatıyor.
Ben buradan bütün
seçilmişlere, bütün siyasi mahpuslara, gazetecilere selam ve sevgilerimizi
iletiyorum. Ben buradan bütün seçmenlerimiz adına ve bütün sevenleri
adına içerideki mahpus arkadaşlarımıza, Figen
Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş şahsında hepsine selam ve
sevgilerimizi iletiyorum.
Evet, sürem yettiğince
Bir konu daha vardı, bunu da Dışişleri
Bakanlığına bir soru önergesi olarak vermiştik. Buradan
yine kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.
Elok Su İstasyonu,
Serekaniye'deki bir su istasyonudur ve bu su istasyonundan 400 binden fazla
insan faydalanmaktadır, su ihtiyacını bu istasyondan
karşılamaktadır. Mevcut olan bu iktidarın sınır
ötesi operasyonları sonucunda, özellikle Barış Pınarı
Harekâtı sonrasında
Biliyorsunuz, Serekaniyede şu anda TSK
güçleri var ve TSK güçlerini elbette, yöneten, yönlendiren bu iktidarı
başta sorumlu tutarak konuşmamı sürdüreceğim.
Bakın,
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 27 Ekim
toplantısında, Çinin Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi,
Türkiyeye Elok Su İstasyonunun sivillere kapatılması yani su
ihtiyaçlarının, su tedariklerinin engellemesiyle ilgili bir
eleştiri sunmuştur ve bu, raporlarda yer almıştır.
Daha önce Uluslararası Kızılhaç Komitesi de benzer şekilde
yaşanmış olan bu su kesintileriyle ilgili raporlarında buna
yer vermiştir.
Ben buradan bir kere daha
söylemek istiyorum: Allahın suyunu kesmek, Allahın suyundan
insanların, sivil yurttaşların faydalanmasını
engellemek kimin ne haddinedir? Bakın, bunun için Çinden, İrandan
ya da Kızılhaç Komitesinden uyarı mı gerekiyor? Biraz
vicdan olsa ve gerçekten biraz adalet duygusu olsa Elok suyu sivillere, 400 bin
insanın faydalandığı sivillere karşı bir
savaş
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi
tamamlayın.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Devamla) Elok Su İstasyonundan, 400 bin sivil insanın
faydalandığı bu istasyondan -biraz vicdan, biraz adalet duygusu
varsa- bu insanların faydalanmasının önüne geçilmez. Su bir
savaş yöntemi, bir savaş silahı değildir, su kesmek bir
savaş yöntemi asla olamaz, bunu kabul etmiyoruz ve bu eksikliğin ve
daha doğrusu bu hatanın bir an önce giderilmesi için buradan
çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı
Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
13üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan eklenmiş
ibaresinin ilave edilmiş ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Ümit
Beyaz Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
Trabzon İstanbul Adana
Yasin
Öztürk Fahrettin
Yokuş Ayhan
Erel
Denizli Konya Aksaray
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erelin.
Buyurun lütfen.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti;
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü maddesi üzerine partim
İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Görüşmekte
olduğumuz maddeyle 5607 sayılı Kanunda ibare, kelime
değişiklikleriyle kaçak eşya ve teslim alınmamış
araçların tasfiye sürecinin hızlandırılması
amaçlanmıştır. Bunu göre kaçak eşya naklinde
kullanıldığı şüphesiyle hakkında el koyma
kararı bulunan taşıt sahipleri taşıtın
değeri kadar teminatı gümrük idaresine teslim etmeleri hâlinde
taşıtlarını geri alabilirler. Maddeye eklenen fıkrayla
doksan gün içinde teslim alınmamaları hâlinde soruşturma ve
kovuşturma sonucu beklenmeksizin satış yoluyla tasfiye edilmesi
hususu Anayasanın mülkiyet hakkı yönüyle tartışmalıdır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşener Hanımefendinin de belirttiği gibi AK PARTİ
iktidarı döneminde 2015ten beri ihraç ettiğimiz şekerden daha
fazlasını ithal etmeye başladık. İzlenen berbat
tarım politikalarının sonucunda bugün şeker gibi temel bir
ihtiyaç ürünümüz bile zamlarla karşı karşıyadır. Ne
var ki her şeyi çok iyi bilen ama iş icraata gelince
sınıfta kalanlar, bu sorunu da üreticiye ve satıcıya sopa
göstererek çözüyormuş gibi yapıyorlar.
Buradan iktidardakilere
seslenmek istiyoruz: En son devlete ait TÜRKŞEKERe kesilen cezaları
bilmiyoruz sanmayın. Girdi maliyetlerindeki artış yüzünden
fiyatlar artmasın diye TÜRKŞEKERin zam yapmasına engel olarak
ne yapmaya çalışıyorsunuz anlamışız değiliz.
Pancar kooperatiflerine ait olan şeker fabrikalarını da
batırmaya mı çalışıyorsunuz? TÜRKŞEKERin,
şeker fiyatlarını sübvanse etmesi 3 milyar liradan fazla zarara
neden oldu. Ne yazık ki bu zararının dönüp dolaşıp
milletimize fatura edileceği gün gibi ortada. Zamları bir kere
ötelersiniz, iki kere ötelersiniz ama daha sonra benzinde olduğu gibi bir
kerede dünyanın zammını vatandaşın omuzlarına
yüklersiniz.
Kuru üzümde, kuru incirde,
çeltikte, yer fıstığında sorunlar bitmiyor. Hâlbuki
ülkemiz, kuru üzüm, kuru incir üretiminde ihracat liderliğine oynuyor
ancak fiyatlarımız geçen yılla aynı olarak belirleniyor.
Yani iktidar, dünyada lider olduğumuz ürünlerde üretim yapanları,
üretime küstürmek için elinden geleni yapıyor. Yer
fıstığı ise daha beter bir durumda. Geçen yıl 9 lira
ila 12 lira civarında olan fiyat, bu yıl 8 lira civarında. Yer
fıstığının Toprak Mahsulleri Ofisi görev
kapsamında olmaması da üretim planının
yapılmamasına neden oldu.
Bakın,
kışlık ekim dönemindeyiz. Çiftçimizin, üreticimizin desteğe
ihtiyacı var. Rekoltelerin doğru açıklanması, kuraklık
etkisinin doğru ölçülmesi gerekiyor diye yazın başında,
haziran ayında gerekli uyarıyı yapmıştık ancak
gelin görün ki Tarım Bakanı temmuz, ağustos ayında
kuraklığa dayalı mecburi açıkları hesaplamayı
beceremedi. Bu yüzden, temmuz ayında 260 dolara düşen buğdayı
353 dolardan, 240 dolara düşen arpayı 330 dolardan satın almak
zorunda kaldık. Eğer bu kafayla giderseniz, bu
başarısız politikayla devam ederseniz yakın zamanda
ekmeği 4 liradan satın almaya başlayacağız.
Çiftçilerimiz bas bas bağırıyor: Bu sene kimse buğday
ekemiyor. Çiftçiler kuraklık ve yüksek maliyetlerden dolayı hep
mercimek ekti. Allah korusun, gelecek sene biz ekmeği belki tanesi 6-7
liradan yiyeceğiz.
Değerli çiftçi
kardeşlerim; biliyoruz, artan girdi maliyetlerine artık
dayanamıyorsunuz; biliyoruz, borçlarınız nedeniyle
traktörünüzden, evinizden hatta tarlanızdan oluyorsunuz; biliyoruz,
ekemiyorsunuz, biçemiyorsunuz; biliyoruz, dolar 10 liraya, mazot 8,5 liraya,
gübre 4.500 liraya dayandı, DAP ve üre fiyatları 8-9 bin
arasında geziniyor ama maalesef siz bunca çileyi çekerken iktidardakiler
size masal anlatmaya devam ediyor. Hiç utanmadan, yüzleri zerre kadar
kızarmadan bugünkü düşük fiyatları yine kendilerinin sorumlu
olduğu döviz artışına bağlıyorlar ama biz
biliyoruz ki dolar ve euro bu kadar tırmanmadan önce de elinizdeki ürünler
hep düşük fiyatlardan alınıyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
AYHAN EREL (Devamla) Yani,
girdiler ve döviz artsa da artmasa da, Türk lirası değerli olsa da
olmasa da AK PARTİnin gözünde çiftçinin, üreticinin hiçbir değeri
yok. Çiftçiler de diyorlar ki: Bundan sonra zamanında veya erken bir
zamanda yapılacak seçimde de AK PARTİ bizim gözümüzde ve gönlümüzde
yok. Bilin istedim.
Teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
13üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
14üncü madde üzerinde 3 adet
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 284 sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinde yer
alan veya ibarelerinin ya da ibaresiyle, alınması ibaresinin
alınmasının ifadesiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu Tacettin
Bayır
Kocaeli Manisa İzmir
Müzeyyen
Şevkin Ulaş
Karasu Veli
Ağbaba
Adana Sivas Malatya
Ömer
Fethi Gürer
Niğde
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Sayın Veli Ağbabanın, Malatya Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün Malatyayla ilgili
konuşacağım. Hep Malatyanın sorunlarını gündeme
getiriyorum ama bugün Malatyanın ve Türkiyenin yaşamış
olduğu bir güzelliği sizlerle paylaşmak istiyorum. Malatya,
UNESCO Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesi'ne alındı
Arslantepe Höyüğüyle birlikte. Anadolu topraklarının zengin
tarihini, kültürünü yansıtan, ilk şehir devletinin kurulmasına
sahne olan Arslantepe Höyüğü 26 Temmuz tarihinde UNESCO Dünya Kültür
Mirası Kalıcı Listesi'ne alındı. Arslantepede erken
devlet sistemiyle beraber bürokratik bir mekanizmanın kurulduğu,
toplanan ürünün belirli bir muhasebe sisteminin kullanılarak kayıt
altına alındığı, çalışanların
emeğinin ise ürünle ödendiği ortaya konulmuştur. Arslantepe,
dünyada bugüne kadar bulunabilmiş en eski kılıçların yer
aldığı eşsiz bir tarihî hazinedir. Arslantepeyi
değerli ve önemli kılan sadece ilk şehir devleti ve
dünyanın ilk kılıçlarının bulunduğu yer
olması değil, Arslantepe aynı zamanda laikliğin temelinin
atıldığı yerdir. Saray yapılmadan önce, ürünler ilk
önce dinî merkezlerde yani tapınaklarda dağıtılırken,
Arslantepede saray inşaatı sonrası dağıtım
saraydan yapılmaya başlanmıştır. Bu nedenle uzmanlar,
laik sistemin başlangıcı olarak Arslantepeyi göstermektedir.
Arslantepenin UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesinde yer
alması, Malatyamıza tanıtım ve turizm potansiyeli açısından
çok önemli bir atılım sağlayacaktır. Arslantepenin hem
Malatyanın hem de Türkiye'nin tanıtımına katkı
sağlaması için başta Kültür ve Turizm
Bakanlığımız olmak üzere tüm yetkilileri katkı sunmaya
davet ediyor, 2022 yılının ulusal ve uluslararası
Arslantepe yılı olması için çalışmalara destek
vereceğimizi belirtmek istiyorum. Özellikle höyükte otuz yıl
kazı başkanlığı yaparak emekli olan Profesör Doktor
Marcella Frangipaneye burada huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Ayrıca, Arslantepenin Dünya Mirası Kalıcı Listesine
katılmasında emeği olan başta Büyükşehir Belediye
Başkanımız olmak üzere, tüm milletvekillerimizi, Malatya
Valisini ve emeği geçen herkesi huzurlarınızda kutlamak
istiyorum.
Tabii, Malatya önemli bir
turizm kenti, önemli bir su şehri, dünyanın en güzel
kayısılarının yetişmiş olduğu bir kent ama
önemli bir tarih kenti de olduğunu burada huzurlarınızda
belirtmek istiyorum. Bu aslana dikkatlice bakmanızı istiyorum; kadim Arslantepenin
koruyucu aslanları, milattan önce 1200 ve 700lü yıllarda
yapılmış, bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yine, Malatya, İrandaki
Büyük Selçuklu cami geleneğinin Anadoludaki tek örneği olan
Battalgazi Ulu Camisiyle, Darende Somuncu Baba Külliyesiyle, geleneksel
Beşkonaklarımızla, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayıyla,
Taşhoron Kilisesiyle ve güzellikleriyle önemli bir kentimizdir. Malatya,
yetiştirmiş olduğu siyasetçisi, devlet adamı,
sanatçısıyla da önemli bir kenttir. Bunu da sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Şimdi Malatyanın
sorunlarının birkaç tanesini sizlerin dikkatine sunmak istiyorum
değerli milletvekilleri. Şimdi, değerli arkadaşlar, bizim
Malatyamızın önemli ilçelerinden birisi Arapgir ilçemiz. Arapgir
ilçemizin Malatyaya yaklaşık
Yine, geçtiğimiz
dönemlerde gündeme getirmiştim değerli arkadaşlar, bir
Söğüt Göletimiz var, Doğanşehir Söğüt Göleti, AKPnin bu
dönemde kazandırmış olduğu önemli şeylerden biri;
gölet var, su yok, bakın, gölet var, su yok. Bu paraya yazık,
harcanan paraya yazık, emeğe yazık, maalesef bu gölette hâlâ bir
adım atılabilmiş değil.
Diğer bir garabet ise
değerli arkadaşlar, Malatya Erkenek beldemizde yıllardan beri
her seçim döneminde Erkeneklileri kandıran bir gölet meselesi var. Orada
da gölet var, bakın, burada da gölet var ama su yok. Her dönem
Sızıntı var. diye oyalıyor insanları ama maalesef,
hâlâ Erkenekin göleti bitirilebilmiş ya da su verilebilmiş
değil.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
VELİ AĞBABA
(Devamla) Âdeta, deprem olmuş gibi, Erkenek Göleti çürümeye
bırakılmış. Buradan, Erkenekliler adına size
söylüyorum: Lütfen, bu millî servetin yok edilmesine izin vermeyin ve
Erkenekin yok edilmesine de izin vermeyin.
Değerli arkadaşlar,
yine, diğer bir mesele: Bizim, Kuluncak ilçemiz var. Hekimhan ile Kuluncak
arası yol, köy yolundan daha beter, defalarca söylememize rağmen hâlâ
daha yapılabilmiş değil. Ayrıca, Kuluncak ile Darende
arası da çok kötü durumda. Geçtiğimiz günlerde Ayvalı beldemize
gittik -ki Ayvalı, Darendenin en büyük beldesiydi, belediyenin
kapatılması sonucunda Ayvalıya selam veren siyasetçi
kalmadı- Ayvalılılar Oyları AK PARTİye veriyoruz.
diyor ama onlardan selam dahi alamadıklarını ifade ediyorlar,
burada da AK PARTİ Grubuna iletmek istiyorum. Buradaki yol da hakikaten
çok kötü durumda.
Bu sorunların çözülmesi
için uğraşacağımızın bilinmesini istiyor, Malatya
adına, Malatyaya değer veren Arslantepe adına herkesi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinde geçen
şekilde ibaresinin biçiminde olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Habip
Eksik Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Ömer
Öcalan
Iğdır Muş Şanlıurfa
Mahmut
Celadet Gaydalı Kemal
Peköz
Bitlis Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Sayın Mahmut Celadet Gaydalının, Bitlis
Milletvekili.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI
(Bitlis) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 284 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesi üzerine söz almış
bulunmaktayım.
Bugün 4 Kasım, partimize
karşı yapılan sivil darbenin 5inci yılı. Haksız
ve hukuksuz bir şekilde tutulan tüm arkadaşlarımızı,
kamuoyunu ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye'de ekonomik politikalar, ihracatın ötelendiği, ithalatın
ise ön plana çıktığı bir sistematikle
çalışmaktadır. Bu durum da beraberinde üretim ekonomisi yerine
tüketim ekonomisini merkezine alan bir yapının kurulmasına
sebebiyet vermektedir. İthalatı kısa vadelerde olumlu bulan
yönetim şekli, orta ve uzun vadede özellikle üretim araçları
boyutunda ciddi krizler oluşturmaktadır. Bu krizleri önlemenin ilk
adımı, ithalat ile ihracat kalemlerinin doğru orantılı
bir biçimde hareket etmesi olmalıdır. Ortaya çıkan cari
açık, aslında bu terazinin şirazesinden çoktan koptuğunun
göstergesidir. Merkez Bankası verilerine göre on iki aylık cari işlemler
açığı 23 milyar 33 milyon dolar, ocak-ağustos
aylarında cari açık neredeyse 14 milyar dolar. Cari denge, kur ve
enflasyon arasında bir bağlantı kurulmaya
çalışılıyor, böyle bir şey yok.
Bakıldığı zaman, Merkez Bankasının 528 milyon dolar
cari fazla verdiği belirtiliyor fakat kurda bir azalma
yaşanmıyor. Enflasyonda düşüş söz konusu değil, aksine
yukarı yönlü bir hareketlilik var.
İhracat, tabii ki önemli
bir politikayla yönlendirilmelidir. Fakat ihraç etmek için ithal etmeniz
gerekli. Bunlar kendi içinde bir sistematikle çalışıyor yani ham
madde verilirse ürün alınıyor, ürün verilirse ham madde
alınıyor; birbiriyle bağlantısız değiller.
Dolayısıyla ihracatın artması, ithalatı da aynı
şekilde artıracak, cari denge yine bozuk olacaktır. Şimdi,
burada yapılmak istenen aslında şu: İhracata
yönlendirelim, üreticinin, sanayicinin korkularını giderelim;
böylelikle ihracat artışı devam etsin, sürdürülebilir,
devamlı bir ihracat modelini hayata geçirelim; dolar girdisi olsun,
enflasyon düşsün, kurdaki hareketlilik son bulsun vesaire. Ekonomik
göstergeleri iyileştirme mantığı bu olursa, tabii ki
ekonomi de daha kötüye gider.
Değerli milletvekilleri,
ihracat artırmak uğruna kuru böyle bırakmak, açıkçası
ihracatçı için olumlu gibi görünse de ithalat maliyetlerinin artması
ve enflasyon oranlarının artışında ciddi sonuç ortaya
çıkarmaktadır. İktidarın oynadığı bu
yanlış ekonomik politikanın ağır sonuçları ile
maalesef halk yüzleşmek, cefasını çekmek zorunda kalıyor.
Alım gücü sürekli düşüyor, insanlar sahip oldukları tüm
birikimlerini tüketiyor ve ciddi bir yoksulluk ve işsizlik ortaya
çıkıyor. Ülke olarak, başka bir ülkenin para değeri sizin
para değerinizi 10 kat eritmiş, hâlen mevcut durumun sürdürülebilir
olduğunu düşünüyorsunuz. Gerçi, eski Hazine ve Maliye Bakanı
demişti: Dolarla ne işiniz var? Anlaşılan o ki bu
düşünce, iktidar tarafından hâlâ itibar görüyor. Kur arttıkça
hayat pahalılaşıyor, benzine, doğal gaza, elektriğe,
teknolojik her türlü alete, otomobile ve daha pek çok alanda da zam üstüne zam
geliyor, insanlar geçinemiyor. Bakın, kış ayları geldi,
daha kombiler, sobalar yanmadan insanların cebi yanmaya başladı,
her gün yeni bir zam haberi.
Değerli milletvekilleri,
olayı nereden tutarsak tutalım, dönüp dolaşıp aynı
yere geleceğiz. Bir ülkede demokrasi yoksa, adalet yoksa, huzur yoksa,
kısacası güven yoksa o ülkenin ekonomik hiçbir politikası da
tutarlı olamaz. Sadece ülkeye yatırımcı çekmek, üretim
kaleminde artışa gitmez. Özellikle orta ve yüksek kaliteli
teknolojinin üretimi açısından yeni bir politika belirlemek gerekir.
Salt bir şekilde ihracat artırmanın ne enflasyona ne de kura
etkisi olacaktır. Teknoloji ve bilime yatırım yapmak, mevcut
teknolojiyi bilimsel araştırma ve geliştirme yoluyla daha ileri
seviyeye taşıyacak markalar oluşturmanız gerekiyor.
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MAHMUT CELADET GAYDALI
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aksi takdirde bu
sarmalın içinde daha da fakirleşerek yok olmayla karşı
karşıya kalınacaktır.
Teşekkürler. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü
maddesinin birinci fıkrasında yer alan
değiştirilmiştir ibaresinin yeniden düzenlenmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Yasin
Öztürk Ümit
Beyaz
Trabzon Denizli İstanbul
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Feridun
Bahşi
Adana Antalya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Antalya Milletvekili Sayın Feridun Bahşinin.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Feridun Bey, grubunuz en çok
sizi alkışladı. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Gruba nifak sokuyor gibi olmayayım ama
FERİDUN BAHŞİ
(Antalya) Eyvallah.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 284 sıra sayılı Yasa Teklifinin
14üncü maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
madde üzerine çok fazla söyleyeceğimiz bir şey yok. Bu sebeple genel
meselelerden bahsetmek istiyorum.
İktidar partisi ne kadar
kulağını tıkasa da böyle bir sorun yokmuş gibi
davransa da ülkemizde bir EYT sorunu vardır. Hemen her aileyi çok
yakından ilgilendiren, adına kitaplar yazılan, mitingler
düzenlenen büyük bir sorun. Biz bu soruna kulağımızı
tıkayamayız ve her zaman dile getirmeye de devam edeceğiz. Ne
istiyor bu EYTliler? Gasbedilen emeklilik haklarının geri
verilmesini istiyor. Şimdi, devletle ya da özel şirketlerle iş
başlama hukuku bir sözleşmeyle olur. Sözleşmenin iki tarafı
vardır; biri kişi, diğeri kurum. İşe başlarken de
taraflar iş şartlarını belirleyen bir sözleşme
imzalamışlardır ancak devlet, 1999 yılında
çıkardığı yasayla tek taraflı olarak bu
sözleşmeyi iptal etmiştir. Yirmi-yirmi beş yılda emekli
olacakların haklarını gasbedip emeklilik haklarını ellerinden
almıştır. Devlet, hukuki sözleşmeyi ihlal etmiştir.
Cumhurbaşkanı, 31
Mart seçimleri öncesinde EYTliler için Onların ne istediğini,
taleplerinin ne anlama geldiğini çoğu kimse bilmiyor. Onlar 38
yaşında emeklilik istiyorlar. demişti. Değerli arkadaşlar,
özellikle şunu ifade etmek istiyorum ki: Emeklilikte yaşa
takılmak, erken emeklilik değildir, gasbedilen emeklilik
hakkının, hukukunun geri istenmesidir. Eğer bu memleket,
EYTlileri emekli ettiğinizde batacaksa, bir daha söyleyin, biz bu hususu dile
getirmeyelim. Siz, memleketin bütçesini iyi yönetemezseniz tabii ki bu
insanları yük olarak görürsünüz. Bugün, Suriyelilere yani milyonlarca
Suriyeliye milyarca dolar harcarken bu, devlete yük olmuyor; spor kulüplerinin
borçları affediliyor, bu, devlete yük olmuyor; beşli çetenin vergi
borçları faiziyle, aslıyla affediliyor, bu, devlete yük olmuyor. Kim
yük oluyor? Sadece EYTliler yük oluyor. Milleti kendi hazinesine yük
göremezsiniz. Para da milletin, hak da milletin, hukuk da milletindir.
Değerli milletvekilleri,
diğer bir konu ise 3600 ek gösterge sorunudur. 3600 ek gösterge vaadi,
Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yine kritik bir seçim
öncesinde ortaya atılmış ve 24 Haziran 2018 seçimlerinden hemen
önce Bir müjde vermek istiyorum: Polis, hemşire, öğretmen, din
görevlilerimiz ve diğer idarecilerimizin ek göstergelerini 3600e
çıkaracağız. demişti ve bu kesimler büyük bir beklenti
içine sokulmuş, AK PARTİye oy vermeleri
sağlanmıştı. Ancak seçimin hemen arkasından bu vaat de
unutuldu. Cumhurbaşkanının verdiği sözün üzerinden tam üç
yıl geçti ve üç yıldır tozlu raflarda bekleyen ek gösterge
sorununu ağustos ayındaki toplu sözleşme görüşmelerinde
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tekrar gündeme getirdi. Bakan,
bu sorunun çözümü konusunda gerekli çalışmaları
yapacaklarını söyledi ve 2023 yılındaki toplu sözleşme
döneminde 3600 ek gösterge meselesini çözeceklerini dile getirdi.
Anlaşılan yine ek gösterge, seçim vaadi olarak kullanılacak.
Değerli milletvekilleri,
her yıl, adli yıl açılışında adalet sistemimizin
eksikleri gündeme getirilir. Ama adaletin işleyişinin olmazsa olmaz
unsuru olan adalet çalışanları her seferinde unutulur, yok
sayılır. İş yükünün ağır olması, personel
sayısının azlığıyla, ekonomik ve sosyal
hakların yetersiz olması, çalışanların psikolojisini
bozmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
FERİDUN BAHŞİ
(Devamla) Mesai mefhumu gözetmeden tozlu arşivlerde, dosya
yığınları arasında düşük ücretlerle iş
yükünün büyük bir kısmını omuzlayan zabıt kâtipleri,
mübaşirler ve yazı işleri müdürleri, ayrıca teknik
hizmetler sınıfı çalışanları, yardımcı
hizmetler sınıfı personeli Adalet Bakanlığınca
bugüne dek hatırlanmamıştır. Adalet
Bakanlığı, yargı sisteminin sorunlarını
tamamıyla ele almalı, tüm çalışanlar için iyileştirme
düzenlemeleri yapmalıdır.
Bu vesileyle, Gazi Meclisi ve
yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
14üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
15inci madde üzerinde
aynı mahiyette 3 adet önerge vardır, önergeleri okutup birlikte
işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinde yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu Müzeyyen
Şevkin
Kocaeli Manisa Adana
Tacettin
Bayır Ulaş
Karasu Vecdi
Gündoğdu
İzmir Sivas Kırklareli
Diğer önergenin imza
sahipleri:
Mahmut Celadet Gaydalı Habip Eksik Kemal Peköz
Bitlis Iğdır Adana
Ömer
Öcalan Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Semra
Güzel
Şanlıurfa
Muş Diyarbakır
Diğer önergenin imza
sahipleri:
Hüseyin
Örs Ümit
Beyaz Yasin
Öztürk
Trabzon İstanbul Denizli
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Fahrettin
Yokuş Arslan
Kabukcuoğlu
Adana
Konya Eskişehir
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde ilk söz, Kırklareli Milletvekili Sayın
Vecdi Gündoğdunun.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biz bugün burada ne
konuşursak konuşalım, hangi kanunu gündeme alırsak
alalım; milletin asıl gündemi, hayat pahalılığı,
geçim sıkıntısı, evinde kaynamayan tenceresi. Gündem,
milletin mutfağına, ocağına musallat olmuş AKPnin
besleyip büyüttüğü canavar olan enflasyon. Zamlar yağmur gibi devam
ediyor. Elektriğe 3 kez, doğal gaza 9 kez zam
yapılmış; kömüre yüzde 30, mutfak tüpüne yüzde 42 zam
yapılmış; gıda fiyatlarındaki artış yüzde
45leri geçmiş; saray hâlâ gelip buralarda 3 maymunu oynuyor.
Kırklarelimizin
ayçiçeği, kanola, buğday, mısır üreticisi; borç
sarmalından hâlâ kurtulamadı ve kurtulamıyor. Son bir yılda
mazot yüzde 22, sülfat gübre yüzde 120 artmış, üre 2 bin liradan 10
bin liralara dayanmış, DAP gübre yüzde 150 zamlanmış.
Çiftçi, cumhuriyet tarihinde ilk kez gün gün, saat saat, borsa gibi mazot ve
gübre fiyatlarını takip eder hâle gelmiş. İlk kez Gübresiz
nasıl ekim yaparım? diye de çiftçimiz düşünmeye
başlamış.
Hâlâ desteklemeleri belli
olmayan, alın terini gece gündüz toprağa akıtan
Kırklarelinin eli nasırlı, vefakâr çiftçisi bu girdi
maliyetleriyle nasıl üretecek bir bakmak lazım. Nasıl para
kazanacak? Nasıl bu milleti doyuracak ve nasıl besleyecek? Geçen sene
Sayın milletvekilleri,
dünyanın el üstünde tuttuğu, gözünün içine baktığı,
üzerine titrediği üretici çiftçiyi saray yok sayıyor. Kendi
çiftçimizi yok sayanlar, başka ülkelerin çiftçilerine milyar dolarları
da akıtıyorlar. Örnek mi? Saray rejimi buğday üreticimizden
buğdayı ton başına 2.250 liradan alırken yabancı
çiftçiden 3.343 liraya alıyor yani yabancı çiftçi yüzde 48 daha fazla
para kazanmış durumda. Arpayı bizim üreticimizden 1.750 liradan
alırken yabancı çiftçiden 3.180 liradan alıyorlar; yabancı
çiftçiye yüzde 82 daha fazla para ödeniyor. Şimdi, elinizi
vicdanınıza koyun ve tekrar düşünün, AKP bizim çiftçimize mi,
bizim köylümüze mi çalışıyor yoksa yabancı çiftçiye mi
çalışıyor; buna bir bakalım.
Peki, sadece bunlar mı?
Yok, hayır, bunlar da değil. 7 milyar 365 milyon dolarlık
canlı büyükbaş hayvan ithal etmişsiniz. 373 milyon 215 bin
dolarlık küçükbaş hayvan ithal etmişsiniz. Bu yetmemiş, bir
de kırmızı et ithal etmişsiniz, ona da 1 milyar 433 milyon
dolar para ödemişsiniz. Yabancı besicilere toplam ödediğimiz
para tam 9 milyar 171 milyon dolar. Bütün besicilerimize milletin kürsüsünden
de sesleniyorum, vicdanı olan herkese de sesleniyorum: 9 milyar 171 milyon
doları biz kendi besicimize ödeseydik ne olurdu biliyor musunuz? Türkiye
beslenirdi, yetmedi, Orta Doğuyu beslerdik, yetmedi, Kafkasları
beslerdik.
Bitmedi, AK PARTİ
hükûmetleri döneminde yem ham maddesine tam 58 milyar dolar ödemişiz. Biz
niye üretmiyoruz peki bunları? Dünya kadar işsiz var, fabrika yapacak
alan mı yok, o da var, hepsi var; yağ var, un var ama helva yapmak
isteyen yok, helva yapmak isteyenlerin niyeti de yok. (CHP
sıralarından alkışlar) AKPnin rant, yabancı sermaye
odaklı tarım politikaları nedeniyle ülkemizin temel gıda
maddelerinde dışa bağımlı hâle de getirildiğini maalesef
görüyoruz. Dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden 1i olma konumunu da maalesef
kaybetmiş durumdayız.
Değerli milletvekilleri,
halkımızın umudu ve çözümün adresi de belli ve halk da bunu
biliyor. Çözümün adresi karşıda, Cumhuriyet Halk Partisidir değerli
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Unutmayalım, sanayi insanı belki zenginleştirir ama tarım
insanı yaşatır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız sözlerinizi.
VECDİ GÜNDOĞDU
(Devamla) Çiftçimiz alın teri, göz nuruyla toprağın bereketini
nasıl soframıza sunuyorsa, karnımızı doyuruyorsa biz
de çiftçimizle birlikte üreteceğiz ve hakça da
paylaşacağız.
Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında emin olsun ki çiftçinin yüzü gülecek. Üreten köylü yine
milletin de efendisi olacaktır. Az önce Grup Başkan Vekilleri de
söyledi: Hep tekrar ediyorsunuz Gidicisiniz, gidicisiniz. diye, gitmiyoruz.
dedi. Hiç merak etmesin, ilk seçimde ama zamanında, ama erken, zaten
çiftçi sizi gönderecek.
Genel Kurula saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde ikinci söz Sayın Semra Güzelin,
Diyarbakır Milletvekili.
Buyurun lütfen.
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
evet, bugün 4 Kasım ve HDPye yönelik yapılan siyasi operasyonun,
siyasi darbenin yıl dönümü. Bizler bir kez daha buradan bu darbeci
anlayışı kınıyoruz ve tüm tutsak
arkadaşlarımızı da sevgiyle selamlıyoruz.
Evet, kanun teklifinin
15inci maddesine dair söz aldım. İhracat, ekonomiyi güçlendirme
açısından tabii ki önemli. Fakat ben bugün burada biraz da pandemiyle
katmerleşmiş ve ekonomik krizin etkisiyle esnafların
geldiği duruma ve özelde Diyarbakır esnafına ve şehirdeki
mevcut genç işsizlik oranına değinmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
iktidar Pandemi süreci içerisinde 2,5 milyona yakın esnafa 9 milyar TL
hibe desteğinde bulunduk. dedi. Fakat bu süre içerisinde binlerce esnaf
kapısına kilit vurmak zorunda kaldı; işinden,
ekmeğinden oldu. Her ne kadar gerçek rakamlar çok daha yüksek olsa da,
Bakanlık verileri dahi En az 112.710 esnaf kepenk kapattı ve 71.314
şirket de çalışmalarını sonlandırdı. dedi.
Buralarda çalışan yüz binlerce insan ise işsiz kaldı. Bu
sorunlara dair ise çözüm olarak ayda 1.000-1.500 TL dağıtmak görüldü.
Birçok esnafın kirasının yarısına bile yetmeyecek olan
bu tutar kime, neye yetecek? Kaldı ki bu ödenen hibelerin birçoğu da
birçok esnaf hacizlik durumda olduğu için banka tarafından kesintiye
uğratıldı. Çoğu esnaf bu komik rakamı dahi
ihtiyaçları için kullanamadı.
Değerli milletvekilleri,
bu sorunlara çözüm olmak gerekirken bizzat devletin kurumları
tarafından esnaf mağdur ediliyor. Bugün, Diyarbakırda, deyim
yerindeyse esnaf kan ağlıyor. Yenişehir pazar esnafı üç aya
yakın süredir bizzat kayyum yönetimi tarafından mağdur ediliyor.
Bu insanlar yıllardır pazar kurdukları alana bir sabah
gidiyorlar ve Bir daha burada pazar kuramazsınız. deniliyor. Sebep
ne peki? Başka ilçenin esnafı burada pazar kuracakmış. E, bu
insanlar ne yapacak peki? Kayyum için bir önemi yok bu esnafın. Esnaf
tepki olarak mallarını yere attı ve gece boyunca nöbet tuttu,
basına yansıyınca da kayyum esnafla görüşmeyi kabul etti
ama bu görüşmede de esnafı tehdit etti. Bir süre sonra ise Forum
Diyarbakır AVM arkasında bir yer gösterildi; esnaf ilk gittiği
zaman, pazarı kurmak istediği zaman, tekrar Burada pazar
kuramazsınız. denildi. Sebep ne peki? Esnafa resmî yolla hiçbir
gerekçe sunulmazken bazı zabıta memurlarının
söylediğine göre, Forum Müdürü burada pazar açılmasını
istemiyormuş, kayyumdan ricacı olmuş ve kayyum da bu
ricasını kabul etmiş. Ayrıca, pazar esnafı
aldıkları her bir yer için verilen numaraya yüklü bir miktarda bir
para ödemiş ve bu paranın nereye aktığı da malumunuz.
Sonuçta mağdur olan kim? Yine Yenişehir pazar esnafı. Hâlâ kendilerine
gösterilmiş bir pazar yeri yok ve hâlâ mağduriyetleri devam ediyor.
Değerli milletvekilleri,
zamanında Diyarbakırın en işlek
çarşılarından biri olan Ofis Yeraltı Çarşısı
esnafının da sorunları almış başını
gidiyor. Çarşı esnafı, çarşı girişlerinin
merdivenlerinin kırık olmasından kaynaklı tehlike arz
ettiğini, sağlık bakımından da uygun
olmadığını ve yıllardır düzenlenmediğini
beyan etmiştir. Bu durum esnafın ekonomik gelirini de olumsuz
etkilemektedir. Çarşı esnafı, girişlerin özellikle etkinlikler
zamanında kolluk kuvvetlerinin araçları tarafından
kapatıldığını ve bu durumda müşterilerin
geliş gidişinin olmadığını söylemektedir. Yine,
kış aylarında, yol kenarında bulunan çarşı
girişlerinin tel örgü olmasından kaynaklı müşterilerin
zorluk çektiğini, son dönemlerde pandemi koşulları ve
yapılan zamlar nedeniyle geçim sıkıntısı
yaşadıklarını söylüyorlar. Çarşının teknik
sorunlarının halledilmesi için defalarca ilçe kayyumuyla
görüşmelerine rağmen sorunlarına dair hiçbir çözüm
bulamamışlar.
Esnafın içerisinde
bulunduğu bu durum doğal olarak genç işsizliği de
etkiliyor. Her ne kadar TÜİK verileri son olarak Türkiyedeki genç
işsizliği -mevsim etkisinden arındırılmış
olarak- yüzde 22 olarak açıklasa da hepimiz biliyoruz ki bu veriler
aslında gerçeği yansıtmıyor. Diyarbakır Ticaret ve
Sanayi Odasının yaptığı açıklamada TÜİKin
verilerinin gerçeği yansıtmadığı, kapanan iş
yerleri sonrası genç işsizliğin şehirde çok fazla
arttığı ve gençlerin çalışabilmek için Irak Kürdistan
Bölgesel Yönetimi'nde bulunan Duhok ve Erbil'e yoğun olarak gittiği
belirtilmiştir. Oda yönetimi, pandemi sürecinde hizmet sektöründe
mağazalarda çalışan birçok gencin ülkeyi terk ettiğini,
çoğunun burada iken evine ekmek götüremediğini belirtmiştir.
Evet, Anayasa madde 173
oldukça açık: Devlet, esnaf ve sanatkârları koruyucu ve destekleyici
tedbirler almalı. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi
tamamlayın lütfen.
SEMRA GÜZEL (Devamla) Fakat
bu Hükûmet, bırakalım koruyucu ve destekleyici tedbirleri
almayı, doğrudan esnafın ekmeğiyle işiyle oynuyor.
Bizler buradan bir kez daha
dile getiriyoruz; gelin, bu ekonomik krizin en önemli nedeni olan savaş
politikalarından vazgeçin ve işçinin, emekçinin, halkın
sorunlarına eğilin.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde son söz sahibi Sayın Arslan
Kabukcuoğlu, Eskişehir Milletvekili.
Buyurun.
ARSLAN KABUKCUOĞLU
(Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 284
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15inci maddesi üzerine grubum
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım.
Serbest bölgeler, ülkede
geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari
düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen
uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha
geniş teşviklerin tanındığı ve fizik olarak
ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak
tanımlanmaktadır. Dünya devletlerinin birbirleriyle ilişki
kurmasında, kaynaşmasında, politik ve ekonomik gelişmeyi
sağlamasında serbest bölgelerin büyük önemi vardır. Serbest
bölgelerin kurulması bu ilişkileri geliştirecektir; ülkeye
yabancı sermaye çekecek, yabancı yatırımlar
gerçekleşecek, teknoloji transferi söz konusu olacak ve yeni pazarlar bulunacaktır.
Serbest bölgede mevzuatın esnekliği nedeniyle ithalat, ihracat ve
transit ticaret hızlanacaktır. Firmaların maliyetlerinde
düşürücü bir etki yaratma potansiyeli olan serbest bölgelere sahip olan
ülkelerin uluslararası rekabette gücü artmaktadır.
Serbest bölgeler milattan
önce 2000 yıllarında kurulmuştur. OECD verilerine göre 130
ülkede 3.520 tane serbest bölge vardır. Ülkemizde ise cumhuriyetle
birlikte, 1927 yılında kurulmuştur. Şu anda 18 serbest
bölgeye sahibiz. 520si yabancı olmak üzere, 2 bin firma faaliyet
göstermektedir. Yaklaşık 80 bin kişi bu alanda
çalışmaktadır. Serbest bölgede birtakım kolaylıklar
sağlanmaktadır. Bu kolaylıklar; finansal teşvikler,
amacına özel olarak oluşturulmuş altyapı, koşulsuz ve
sınırsız kâğıt transferleri, arsa, bina ve tesislerde
elverişli fiyatlar, pazara ulaşmada kolaylıktır.
Serbest bölgeler,
başlangıçta endüstriyel bölgeler, serbest üretim bölgeleri, serbest
ihracat bölgeleri gibi fonksiyonlarıyla isimlendirilirken günümüzde kavram
çok değişmiştir; Çin, Brezilya ve Filipinlerde olduğu gibi
pek çok fonksiyona sahip olmakta ve ekonomik bölge olarak
adlandırılmaktadır. Bunun yanında, serbest bölge, toprak
sınıflandırma kavramı da değişmiştir.
Herhangi bir fabrikanın küçük bir alanı, küçük bir arazi de serbest
bölge olarak ilan edilebilmektedir. Bazen de serbest bölge fikri, bir
şehri kapsamakta, serbest şehir serbest bölgesi
oluşturmaktadır. Bazı ülkeler için serbest bölgeler çok
genişlemiş öyle ki toplam ihracatın yüzde 80ini yapar hâle
gelmiştir. Serbest bölgeler yabancı sermayeyi çekme özelliğiyle
yabancı sermayeyi üretken sermaye hâline getirebilmektedir. Serbest
bölgeler, ülkelerin gelir ve istihdamını artırmak, imalat
sanayisini çeşitlendirmek, bu malların ihracatını
sağlamak, yabancı sermayeyle bağlantı kurarak emeğin
beceri düzeyini artırmak ve teknoloji transferi gibi, ülkelere pek çok
yarar sağlamaktadır. Buna karşın serbest bölgelerin
birtakım handikapları da vardır; altyapı
çalışmalarının beklenen yararı sağlamadığı
ve getirilerinden çok daha fazla olduğu durumların örnekleri de
vardır, döviz kazancı sağlamadığını
vurgulayan görüşler de vardır. Serbest üretim bölgelerinin ev sahibi
ülkelere refah etkisini araştıran çalışmaların
bazılarında da refah düzeyini düşürdükleri görülmüştür.
Sonuç olarak, yabancı
sermaye ve büyük ölçekli yerel sermaye fraksiyonları bu bölgelerde
asıl fayda sağlayacak aktörler olarak karşımıza
çıkmaktadır. Yalıtılmış serbest piyasa
alanları yaratmak yerine ülke çapında reformların bir tamamlayıcısı
olarak kullanılmalıdır. Bölgelerden sağlanacak faydalar
ancak tüm ülke genelinde yerli firmaların rekabet gücünü artıracak
ekonomi politikaları ve yapısal reformlarla eş zamanlı
olmalıdır. Serbest bölgeler, yerli sermaye ile yabancı sermaye
arasında köprü olmalıdır. Ülkemizde serbest bölgelere yerli
sermaye akımı olmuş; yerli sermaye, yabancı sermayenin
geleceği söylemleriyle o bölgelerde iş yapmaya
çalışmış ve burada kısmen istismar
yapmışlardır. Serbest bölge özellikle işçilerin aleyhine
çalışmaktadır. Büyük bir ekonomik ve sosyokültürel
gelişmişlik gösteren Eskişehirde animasyon, dijital oyun,
sinema ve tasarım sektörleri amaçlı bir serbest bölge ile endüstriyel
amaçlı bir serbest bölgeye ihtiyaç vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ARSLAN KABUKCUOĞLU
(Devamla) Bu yatırımlar ülke ekonomisine önemli katkılar
sağlayacaktır.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
15inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
16ncı madde üzerinde 3
adet önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına
göre okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinde yer alan
şeklinde ifadesinin ibaresi ile ifadesiyle değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu Müzeyyen
Şevkin
Kocaeli Manisa Adana
Ulaş
Karasu Tacettin
Bayır Ömer
Fethi Gürer
Sivas İzmir Niğde
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilginç bir
Tarım ve Orman Bakanımız var. Kendisi son dönemlerde
söylediği sözleri hiç söylemese belki daha hayırlı iş
yapmış olacak. Gıdadaki ihracat-ithalat değerlendirmesinde
sürekli İhracatımız ithalatımızı geçti. diye
anlatıyor ve bunu bir başarı öyküsü olarak kamuoyuna sunuyor.
Ancak bunu bilenler tabii ki biliyor; yurt dışından ithal
ettiğimiz buğdayın, arpanın yani gıdayla ilgili, daha
sonra dâhilde işleme rejimi kapsamında yurt dışına
sattığımız ürünlerin Türkiye'ye girişindeki gümrük
sıfırlanıyor. Gümrüğün sıfırlanmasının
ötesinde, yurt dışından aldığımız ürün yurt
içinde sanayiciye daha düşük fiyatla veriliyor. Bunların
kayıpları, Toprak Mahsulleri Ofisinin bu anlamdaki zararı, vergi
kayıpları ele alınsa ihracatımızın ithalatı
geçip geçmediğini daha somut görmüş oluruz.
Tabii, Bakanın son
dönemlerde sıkça söylediği bir söz çiftçinin mutlu olduğu
yönünde. Diyor ki: Çiftçimize biz iyi taban fiyatı verdik. Taban
fiyatı ne verildi? Ekmeklik buğdayda 2.250 lira verildi,
makarnalık buğdayda 2.450 lira verildi, arpada da 1.750 lira taban
fiyat verildi. Sayın Bakan, kamuoyunun önüne çık da bir söyle, bu
mutlu çiftçinin ne kadarı Toprak Mahsulleri Ofisine bu fiyattan ürün
verdi. Çünkü çiftçi Toprak Mahsulleri Ofisine ürün vermediği için sürekli
ithalat yapmak zorunda kalıyorsunuz. Arpada tarihin en yüksek ithalat
rakamına eriştiniz. Arpa ithalatımız 2 milyon tonu geçti.
Peki, arpayı yurt dışından kaçtan alıp geliyorsunuz?
Yurt dışından gelen arpaya verdiğiniz para da 3.180 lira.
Yani bizim çiftçimize vermediğiniz desteği yabancı çiftçiye
veriyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Genel
Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda
yapmış olduğu açıklamada çiftçiden alınan ekmeklik
buğdayın 2.250 liradan alındığını, 3.343
liradan da ithal edildiğini söyledi.
Değerli arkadaşlar,
şu anda yurt dışından 11,5 proteinli buğday
alabiliyoruz çünkü 14, 15, 16 protein değerindeki buğdayı dahi
alıp gelemiyoruz. Neden? Yurt dışına, Rusyaya buğday
satan Türkiye, yurt dışından buğday almak zorunda. Yurt
dışından buğday almak zorunda olan Türkiyenin o fiyatlarla
ürünü getirip piyasaya verebilme şartları yok. Örneğin, ekmeklik
buğdayın dışında, makarnalık buğday ithal
edemiyoruz. İthal edemememizin nedeni, Fransada 500 doları,
Kanadada 700 doları geçmiş; biz çiftçiye 2.250 lira rakam verdik.
Değerli arkadaşlar,
bakınız, bu mantıkla gidersek önümüzdeki yıllarda
sorunlarımız daha da katlayacak. Tezelden ben Bakana bir öneride
bulunayım: Marketlerde fahiş fiyat için 2 milyar 700 milyon
liralık bir ceza kesti; bunu niye kesti? Vatandaşa pahalı ürün
satıldı diye kesti. O zaman devlet alıp bu parayı kendi
hazinesine koymasın; ne yapsın? Çiftçiye ücretsiz tohum ve gübre
parası olarak bunu dağıtsın çünkü vatandaştan geleni
çiftçiye verelim, onların ekim yapmasını sağlayalım.
(CHP sıralarından alkışlar)
Niğdede hafta sonu
gezdim, tarlalara gittim; buğday eken çiftçi ne yazık ki gübre
atmıyor. Önümüzdeki yıl bu nedenle rekolte düşecek,
sıkıntılar daha da katlayacak. Yine, Bakanın ilginç bir
açıklaması var, Bakan Bey diyor ki: Gübrede desteği
artırdık. Ne kadar artırdın Sayın Bakan? 1 dekara 4
lira artırdın. Peki, 1 dekarda harcanan gübre ne kadar zam gördü? 370
lira zam gördü. E, senin 4 lirayla o çiftçi o gübreyi nasıl alsın?
Elektriği artırıyorsunuz, mazotu artırıyorsunuz,
tohumu, gübreyi, ilacı artırıyorsunuz, çiftçiye Her yeri ek.
diyorsunuz. Bu anlayışla o çiftçi nasıl ekim yapsın? Girdi
fiyatlarını bu kadar artırarak ülkenin çiftçisine Bu işi
yapma. diyorsunuz; yetmiyor, kredi borçlarını ödeyemeyenlere haciz
götürüyorsunuz, çiftçiyi o yönlü de mağdur ediyorsunuz. İçinde
bulunduğumuz koşullarda tarım, tarihinin en zor sürecini
geçiriyor ama unutmayın ki hava gibi, su gibi gıda da ihtiyaçtır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Devamla) Gıdamız olmazsa
sıkıntılarımızı da katlar.
Daha iyi
anlaşılması için rakamları bir kez daha tekrarlamakta yarar
görüyorum: Üre gübre 2020 Haziranında 1.800 liraydı, bugün 9.100
lira; DAP gübre 2020 Haziranında 2.250 liraydı, bugün 8 bin lira;
20-20 gübre 2020 Haziranında 1.680 liraydı, şu anda 5.570 lira;
CAN gübre 2020 yılında bin liraydı, bugün 5.860 lira. Bu,
yalnızca gübredeki girdi maliyeti. Ya, sulama suyunu yer altından
çıkarıp elektriğe para veren çiftçi ne yapsın? Gidiyorum,
Sayın Vekilim, tarladan çıkacak üründen fazla elektrik faturası
geliyor; o zaman, bunu yapmasam daha iyi. diyor. Başka bir çiftçiyle
konuşuyorum, o da diyor ki: Bu yıl ben kendime yetecek kadar
yapıyorum, onun ötesine karışmam. Kendimi kurtarmanın
peşindeyim.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 284
sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinde geçen
şeklinde ibaresinin biçiminde olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ömer
Öcalan Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Mahmut Celadet Gaydalı
Şanlıuraf Muş Bitlis
Kemal Peköz Habip
Eksik Mahmut
Toğrul
Adana Iğdır Gaziantep
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
sayın vekiller; Genel Kurulu, Genel Kurulun sevgili emekçilerini ve
ekranları başında bizleri izleyen sevgili
yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün -tam beş
yıl önce- siyasete darbenin 5inci yılı ve siyasi darbe
neticesinde Eş Genel Başkanlarımız, belediye
başkanlarımız, milletvekillerimiz, Grup Başkan Vekilimiz
dâhil onlarca ve partimizin belki binlerce çalışanı
gözaltına alındı, tutuklandı ama siyaseten bizimle baş
edemeyenler kollukla, yargıyla devreye girmeye
çalışıyorlardı, bize diz çöktürmek isterken kendileri
çözüldü. Ben bu vesileyle Sayın Eş Genel Başkanlarımız
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağa; Belediye Eş
Başkanlarımız Sayın Selçuk Mızraklıya Gültan
Kışanaka, Bekir Kaya'ya ve yine Grup Başkan Vekilimiz
Sayın İdris Baluken şahsında arkadaşlarımıza
öncelikle buradan en sıcak selam ve saygılarımı
gönderiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Sayın vekiller, AKP,
sürekli, rantiyeyi besleyen torba yasalarla buraya geliyor. En son önümüzdeki yasa
ihracatı artırmaya yönelik olduğu iddia edilen bir torba yasa.
Şimdi ihracat doğrudan, maalesef, ithalata bağımlı
hâle gelmiş. Eğer siz yerli üretimi artırmazsanız, ana
ürünleri hep dışarıdan alırsanız ihracatın
arttığı oranda ithalatı da artırmış olursunuz.
Bakın, Türkiyede kimilerine göre üretim ham maddelerinde yüzde 40,
kimilerine göre yüzde 60 ithal girdilerle üretim yapılıyor.
Dolayısıyla ihracat ithalata göbekten bağımlı
hâldedir. Bu alanların en önemli noktası, maalesef, ihracat ve
ithalat karnemizin en kötü olduğu alan tarım ve hayvancılık
alanıdır. Hayvancılığın ana girdilerinden yemde
yüzde 50in üzerinde dışa bağımlıyız. Karma yem
üretiminde kullanılan soya, mısır, ayçiçeği, kepek ve küspe
ve daha birçok ürün ithalatla karşılanıyor. Ayrıca,
besilik, damızlık ve bazı durumlarda kasaplık canlı
hayvanın ve kırmızı etin neredeyse büyük bölümünü
dışarıdan ithal ediyoruz.
Şimdi, bakın, biz
son on sekiz yılda, AKP iktidarı döneminde sadece 59 milyon ton
buğday ithal etmiş durumdayız. Şimdi, dışarıya
bu kadar bağımlı bir üretimde çiftçi tarlasını
ekemiyor. Hayvancılık tamamen öldü, yurttaş kuzlacı
hayvanını kasaba göndermek zorunda kalıyor, besleyemiyor çünkü.
Şimdi, böylesi bir durumda AKP ne yapıyor? Sürekli rantiyeyi
besleyen, sürekli zengine hizmet eden torba yasalarla Meclisi meşgul
etmeye çalışıyor. Hiçbir gün buraya yoksulu ilgilendiren,
emekçiyi ilgilendiren, çiftçiyi ilgilendiren tek bir yasa gelmedi. Buyurun, biz
buradan AKPye bir çağrı yapıyoruz: Gelin, hep birlikte,
örneğin, çiftçinin gübresine, mazotuna, tohumuna destek içeren bir torba
yasayı buraya getirelim; örneğin, EYTlilerin emeklilik
hakkını -ki siz de kabul ettiniz Vereceğiz. diyorsunuz- bir an
önce bu Meclise getirelim; örneğin, memurların 3600 ek gösterge
hakkını buraya getirelim; örneğin, atanamayan
öğretmenlerin, daha doğrusu ataması yapılmayan
öğretmenlerin, yoksulların haklarını buraya getirelim. Ama
yok, bunların hiçbiri yok. Ne yapılıyor? Sürekli rantiyeye ve
kendi yandaşına vergi muafiyeti, destekler şeklinde maalesef Meclis
çalıştırılıyor.
Bakın, bugün yoksulluk
sınırının altında bir asgari ücret var ve biz
yıllardır diyoruz ki asgari ücretten vergiyi kaldıralım.
Buyurun, var mısınız? Böyle bir yasayı getirin, buradan geçirelim.
Yok.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla)
Bakın, yine, bugün insanımız yükselen döviz
karşısında, yükselen kurlar karşısında
kirasını ödeyemiyor, yakıtını ödeyemiyor. Biz
-geçinemeyen insanlarımızla ilgili- yoksul ailelerimize bir an önce
asgari geçim desteği sunalım diyoruz; öneriyoruz, bununla ilgili
kılınız kıpırdamıyor. Yoksula gelince AKP yok ama
zenginin cansiparane yanında duruyor. Aslında AKP bu duruşuyla,
zenginden yana olduğunu, ranttan yana olduğunu; çiftçiyle, köylüyle,
yoksulla ilgisi olmadığını bir kez daha gösteriyor. Böyle
yapan AKPyi yoksul da görmeyecek çiftçi de görmeyecek. Yakında
gidiyorsunuz, buna da hazırlığınızı yapsanız
iyi olur diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı
maddesinde yer alan değiştirilmiştir ibaresinin yeniden
düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Hüseyin
Örs Ümit
Beyaz Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
Trabzon İstanbul Adana
Yasin
Öztürk Fahrettin
Yokuş Bedri
Yaşar
Denizli Konya Samsun
Dursun
Ataş
Kayseri
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın.
Buyurun Sayın Ataş.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
DURSUN ATAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
284 sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesi üzerine
İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
kanun teklifine bakıldığında amacın ihracatçılara
finans sağlamak, ihracatı artırmak olduğu görülmektedir; bu
bakımdan teklifi olumlu buluyoruz ancak bu kanun teklifi tek
başına yeterli değildir. İhracatçılarımızın,
KOBİlerimizin, üreticilerimizin ve sanayicilerimizin çözülmeyi bekleyen
pek çok sorunu bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
kanun teklifiyle ihracat yapacak firmalara finansman
sağlanacağı, böylece ihracat rakamlarının
artacağı belirtilse de tek başına finansman
sağlanması ihracat rakamlarını artırmayacaktır.
İhracatçıların ciddi sıkıntıları
bulunmaktadır. Bunların en başında üretim maliyetleri
gelmektedir. Geçtiğimiz gün sanayide kullanılan doğal gaza yüzde
48,4; elektrik üretim amaçlı tarifeye yüzde 46 zam
yapılmıştır.
Doğal gaz ve elektrik
fiyatları her geçen gün yükselmektedir. Son iki yılda Avrupada
elektrik ve doğal gaza en fazla zam yapan ülke olduk. Bu son zamlarla
birlikte, işletmelerin üzerindeki enerji maliyeti baskısı daha
da artacak, üretim maliyetleri artacak, satış fiyatları ve buna
bağlı olarak enflasyon artacak, uluslararası piyasadaki maliyet
avantajının kaybıyla ihracat rakamları azalacaktır.
Bir taraftan doğal gazda sanayi tarifesine yılbaşından bu
yana yüzde 148, elektriğe son üç buçuk yılda yüzde 122,
akaryakıta her gün zam yaparken diğer taraftan bu kanun teklifini
çözüm olarak getirmek AKPnin saçma politikalarından bir tanesidir. AKP,
her alanda olduğu gibi, sanayi ve ticaret alanında da
başarısız olmuştur. AKP, Türkiyeyi kur şoklarının
yaşandığı, sanayicinin önünü göremediği, yabancı
yatırımcıların kaçtığı bir ülke hâline
getirmiştir.
Değeri milletvekilleri,
AKPnin kayıtsız kaldığı diğer önemli bir konu da
üreticilerin tedarik zincirinde yaşadığı sorunlardır.
Pandemiyle birlikte dünyada tedarik zinciri ciddi bir kopma yaşamıştır.
Küresel tedarik zincirinde yaşanan bu kopmalar, ülkemizi de
etkilemiştir. Özelikle konteyner konusunda yaşanan
sıkıntılar navlun fiyatlarını
artırmıştır. Asya, ABD ve Afrika kıtasına taşıma
fiyatlarının 2 bin dolarlardan 15 bin dolara çıkması
ihracatçıları zor durumda bırakmaktadır. İhracat
yaparak ülke ekonomisine ciddi katkı sunan üreticiler,
sattığı ürünü gönderemediği için tahsilat
yapamamaktadır. Bu durum da depo fiyatlarına ve kara yolu fiyatlarına
yansımaktadır. Ham maddenin üzerine navlundaki fiyat artışı
üreticileri zor durumda bırakmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
AKP, artık geçici, göstermelik çözümlerden vazgeçip bunun yerine sektörün
tüm sorunlarını kapsayan, üreticinin yanında olduğunu
gösteren düzenlemeler yapmalıdır. Özellikle, 2022 yılında,
tedarik zinciri kaynaklı sorunları göz ardı etmeden
planları, bu gerçeği göz önüne alarak yapması gerekmektedir
ancak AKP iktidarı sorunlara artık çözüm üretemez, planlama yapamaz
hâle gelmiştir.
İhracatın
artması, cari açığın kapanması konusunda önemlidir
ancak sadece ihracatın cari açığı kapatmasına imkân
yoktur çünkü sanayimiz ham maddeyi ithal etmektedir. Ülkemizde ihracat
arttıkça ham madde ihtiyacı da artacaktır. Buna bağlı
olarak ithal mala talep de artmaktadır yani ithalat rakamları da
yükselecektir. AKP İhracatta rekorlar kırdık. diye övünse de
Onuncu Kalkınma Planında 500 milyar dolar hedeflenen ihracat On
Birinci Kalkınma Planında 242 milyar dolara, son orta vadeli planda
ise 226,6 milyar dolara düşürüldü. 2020 yılında ihracat 169,5
milyar dolarda kaldı. Bu yıl Ocak-Eylül döneminde ihracat ise sadece
161 milyar dolardır yani AKP, bu kafayla giderse hedefinin yanına
bile yaklaşamayacaktır. Kilogram bazında
ihracatımızın değeri düşmektedir. İhraç
ettiğimiz malların kilosu ortalama 1,1-1,3 dolar bazında
seyretmektedir yani ihraç mallarımızın katma değerleri
düşüktür. Bu nedenle, bizim başarmamız gereken, ihracatın
kilo bazında karşılığını artırmak yani
katma değeri yüksek üretim yapmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
DURSUN ATAŞ (Devamla)
Bunun için üreticiler desteklenmeli, öncelikle AR-GEye yönelik
çalışmalar yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
AKP, artık, yandaş iş adamlarına rant aktarmayı
bırakıp bu ülke için çalışan sanayicilere sahip
çıkmalıdır. AKP, yazlık kışlık saraylar
yapmayı bırakıp üreticinin sorunlarını çözmelidir.
AKP, lüks araçlar, uçaklar satın almayı bırakıp
ihracatçılara destek olmalıdır. AKP, ülkenin
kaynaklarını 5li çeteye aktarmayı bırakıp bu ülkenin
insanına harcamalıdır. AKP, betona değil, üretime
yatırım yapmalıdır. AKP, vakıflara, derneklere,
tarikatlara, cemaatlere peşkeş çektiği milletin
parasını millet için, ülke için, üretim için kullanmalıdır.
Bu milletin kaynakları yine bu millete aktarılırsa ihracat artar,
ithalat azalır, paramız değer kazanır, işsizlik ve
enflasyon azalır ve vatandaşın refah seviyesi yükselir diyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
17nci madde üzerinde 3
önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 284 sıra sayılı Kanun Teklifinin 17nci maddesinde yer
alan şeklinde ifadesinin ibaresi ile değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Müzeyyen
Şevkin Ulaş
Karasu
Kocaeli Adana Sivas
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Tacettin
Bayır Ömer
Fethi Gürer
Manisa İzmir Niğde
Bedri
Serter
İzmir
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz talebi İzmir Milletvekili Bedri Serterin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun.
BEDRİ SERTER
(İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sanayi sektörüne olduğu
kadar, birbiriyle kesişen ve her ikisinde de Türkiyenin bir daralma
yaşadığı ticaret sektörünü de ilgilendiren bir kanun
teklifi üzerinde konuşuyoruz.
Nitekim, bu maddede de
ticaret ve sanayiyle uğraşan şirketlerin kurulmasını
daha önce kolaylaştırmış olmanıza rağmen,
şimdi de kapanışlarını, tasfiyelerini kolaylaştırma
noktasında önlemler almaya mecbur kaldınız; nereden nereye
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre, 2021in ilk dokuz
ayında 9.867 şirket kapandı. Sadece eylül ayında 1.687
şirket kapandı. Perakende ve inşaat sektörlerinde
firmaların kapana kapana arkası kesilmiyor. Hatırlatayım,
ağustos ayında bütün müteahhit firmalar, bir ay kadar bir grev
yapacaklardı, beton almama grevi ama Hükûmet olarak mecbur
kaldınız, siz bir parmak bal çalmaya çalıştınız
ve konutlarla ilgili kredi faizlerini biraz aşağıya
çektiğiniz. Kapanan şirket sayısı eylülde aylık bazda
yüzde 19 artarken kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı
artışı yüzde 21lere dayandı. Eylülde kapanan şirket
ve kooperatiflerin 514ünün toptan ve perakende ticaret, 285inin inşaat
ve 210unun da imalat sektöründe olduğu belirtildi. Üstelik bu tablo,
bizim sizi zorlamamız sonucunda verdiğiniz desteklere rağmen
gerçekleşti. Bizim muhalefet olarak sizi zorlamamız sonucunda ancak
toplam 9 milyar TL kira, gelir kaybı, hibe, ciro destekleri verdiniz ama
bütün bunların yetersiz olduğu çok net ortada. Nitekim bugün gelinen
noktada, ayda bin lira, 750 lira gibi komik rakamlarla ayakta kalamayan
şirketlerin tasfiyesi noktasında belli ki zorluklarla yüz yüze
geldiniz, düzenlemeye ihtiyaç duydunuz. Nitekim Ticaret Bakanlığının
verdiği veriler de pandeminin başladığı 11 Mart 2020
tarihinden 30 Haziran 2021e kadar açılan işletme sayısı
188.500 demekte ama kapananları 71.300e kadar göstermekte. Yani siz bile
açılan işletmeleri burada saklayamıyorsunuz, kapananları
hiç saklayamıyorsunuz; yüzde 38i kapanmış vaziyette. Üstelik bu
yeni açılanların içinde birçok borçla kapanan, devlete borcu olup
ödeyemeyerek kapanan ve yeni isimle açılan şirketler olduğu da
hepimizin bilincinde.
Siz, şirketlerin tasfiye
süreçlerini kolaylaştırmaya çalışırken bir yandan da
Yüzde 9 büyüdük. diyorsunuz. Dün de Sanayi ve Ticaret
Bakanlığının 2022 bütçe görüşmelerinde söyledim; bu
büyüme fedakârca çalışan sanayicimizin,
ihracatçımızın, iş adamımızın ve emekçi
arkadaşlarımızın büyümesi. (CHP sıralarından
alkışlar) Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile bugün
görüştüğümüz TİM kanunlarıyla alacakları krediden
yönetimlerine kadar tepelerinde olduğunuz ticari işletmeler,
sanayiciler size rağmen nefes almaya ve dünyaya ayak uydurmak için yeni
bir şeyler üretmeye çalışıyorlar, istihdam
yaratıyorlar.
Yine, dün de söyledim,
ülkeyi, insanları öyle bir hâle getirdiniz ki ikinci el telefon
parçaları ve ikinci el telefonlar Sanayi Bakanlığı
bütçesinin kitapçıklarında ortaya çıktı. Zaten kendi
üretimimiz olan telefonlar yokken eskiden, dedelerimiz döneminde
Bitpazarına nur yağdırdınız, ikinci el, üçüncü el
malları bu pazarlarda her türlü satmaya başladınız,
fakirliğin abidesini diktiniz. Ham maddeye ulaşamıyorsunuz, üretilen
ham madde yurt dışına gidiyor. Ham madde ve navlun fiyatları
almış başını gidiyor. Yurt dışı
bağımlıktan da otomotiv sektörünü
kurtaramamışsınız ama dün Bakanınız uzun uzun
yerli otomobillerden söz etmeye başladı. İşte, son fotoyu
sizinle paylaşayım: Son foto bu. Sizi hem ciddiyete hem de rüyadan
uyanmaya davet ediyorum; aksi hâlde, işletmelerin kapanmasının
önünde durmanız imkânsız. Bugün, 9 milyon işsizin olduğu
bir Türkiyede, hâlâ istemeye istemeye de olsa kendilerine bir ekmek
kapısı açmak için eşinden, dostundan, akrabasından
aldığı üç kuruş parayla bir dükkân açmaya, ufak sermayeler
oluşturmaya çalışan insanlar var. Bugüne kadar açılan
işletmelerin de büyükçe bir kısmının, esnaf ve kefalet
kooperatifleri üzerinden dağıtılan 25 bin Türk liralık
kredilere ulaşmak için açıldığını hepimiz çok net
bilmekteyiz. Yirmi yıl sonra geldiğiniz noktada
oluşturduğunuz sistemle, balık tutmasını öğretmek
veya iş hacimlerini geliştirmek yerine, Hükûmete borçlandırarak
mahkûm olan, insanları fakirleştiren ve mahkûm olan halk kitleleri
yarattınız. Ekmek kapılarına sahip çıkacağımız,
hiç yalnız bırakmayacağımız halkımıza Biraz
sabır. diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
BEDRİ SERTER (Devamla)
Halk olarak nefes alacağımız günler çok yakın.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
BEDRİ SERTER
(İzmir) Kimse yok Başkanım, nasıl kabul
edilmemiştir!
BAŞKAN Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 284 sıra sayılı Kanun Teklifinin 17nci maddesinde geçen
şeklinde ibaresinin biçiminde olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mahmut Celadet Gaydalı Gülüstan Kılıç
Koçyiğit Kemal Peköz
Bitlis Muş Adana
Habip Eksik Ömer
Öcalan
Iğdır Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
Önerge üzerinde söz talebi
Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalanın.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖMER ÖCALAN
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul;
halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Bugün 4 Kasım; 4
Kasım 2016nın yıl dönümü, ülkeyi derin bir uçuruma sürüklemenin
başlangıcı. Şu an arkadaşlarımız cezaevinde;
Kıymetli Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Selahattin
Demirtaş, Gülseren Yıldırım, Sebahat Tuncel, Leyla Güven,
Musa Farisoğulları, Selçuk Mızraklı ve onlarcasını
en derin duygularımızla burada selamlıyoruz; halkımız
arkalarındadır, halkımızın her zaman gündemindedir, bu
halkın onurlu evlatlarıdır ve bunu her mahkemede, Kobani
davasında ispatlamaya devam ediyorlar. (HDP sıralarından
alkışlar) Öyle tutuklamayla, gözaltıyla, ev basmayla, şafak
operasyonuyla bu partiyi sindireceklerini zannedenler hayal dünyasındalar,
hayal dünyasında kalmaya da devam etsinler.
Değerli arkadaşlar,
bugün Emine Şenyaşar ve Ferit Şenyaşar iki yüz kırk
bir gündür Urfa Adliyesinin önünde. Bu memlekette Adalet Bakanı nerede? Bu
memlekette savcılar nerede? Bu memlekette hukukçular nerede? Yok. Kolluk
kuvveti 70 yaşındaki kadını oradan kaldırmak istiyor,
farklı yerlere sürüklüyor. Bugün serumla gitmiştir, tansiyonu
yükselmiştir, serumunu vurmuştur, Urfa Adliyesinin önünde oturmaya
gitmiştir. Bu olay büyük bir olay, bu ailenin 3 evladı öldürüldü,
katilleri belli olmasına rağmen
Hastanede katliam yaptılar,
hastanede darbettiler, beyinlerini patlattılar ama bu ülkede Adalet
Bakanı yok, bu ülkede savcılar yok, bu ülkede hâkimler yok; hepsi
emir ve talimatla iş yapıyorlar. Fadıl Şenyaşar, üç
buçuk yıldır -dört yıla yaklaşmıştır-
cezaevinde, Elâzığda, tek başına, tecritte. Bu
düşmanlık, bu yaklaşım nerede? Muhalefet partilerinin bir çoğunun
Genel Başkanları aileyi ziyaret etti, aile buraya geldi. Bir hukuk
istiyoruz, bir dava istiyoruz, ailenin istediği budur, ötesi yok; gücü
yok, herhangi bir torpili yok, Hükûmetin içinde elemanları yok ama
Hükûmetin içinde bu işe öncülük yapan provokatörler vardır. Bir
çağırıp konuşsunlar bu iş nereye gidecek? Bu aile ne
yapacak? Bu aile hukuku nerede arayacak? 70 yaşındaki bir annenin, 35
yaşındaki bir gencin iki yüz kırk bir gündür Urfa Adliyesinin
önünde olması acaba Hükûmeti rahatsız etmiyor mu? Bunu bir
soruşturması gerekmiyor mu? Bir komisyon kurması gerekmiyor mu?
Gerekmiyor! Çünkü ya bizdensin ya onlardansın anlayışı
hâkim. Eşit yurttaşlık yoktur. Emine Şenyaşar, Ferit
Şenyaşar, baba Esvet Şenyaşar, Fadıl
Şenyaşar bu ülkenin vatandaşı olarak görülmüyor, bu ülkenin
ikinci sınıf vatandaşı olarak görüldüğü için şu
an bu zulüm politikası uygulanıyor. Bu hukuk herkese lazım, bu
adalet herkese lazım, bir şeyler yapmak lazım, bir şeyler
söylemek lazım ama kulaklar sağır, gözler görmüyor, beyin idrak
etmiyor. Ya bendesin ya karşıdasın; ötekileştirme var,
karşıtlaştırma var, faşizm var. Çağırıp
konuşabilirsiniz, randevu verebilirsiniz, o da yok, o da yok maalesef. Biz
Şenyaşar ailesinin yanındayız, haklı mücadelesinin
yanındayız. 3 evladı öldürülmüş, 1 oğlu cezaevinde,
artık sağlık sorunları var, ilgilenin bu durumla ama
maalesef ilgilenilmiyor. Biz de hukuk mücadelemizi devam ettireceğiz. Biz
demokratik siyasette ısrar eden bir partiyiz, biz hakkın, hukukun
yanında yer alan partiyiz, biz ezilenlerin yanında yer alan partiyiz.
Güç var; var, gücünüz var, her sabah gelip arkadaşlarımızı
alabilirsiniz, tutuklayabilirsiniz ama HDP direniyor, HDP mücadele ediyor,
mücadele etmeye devam edecek. HDP Türkiyedeki hukukun, adaletin
teminatıdır. Zerre kadar bir umut da kalmışsa, yüzde 1 umut
da kalmışsa bu, HDP'nin sayesindedir. Biz mücadele edeceğiz.
Diğer boyutuyla ekonomi
Ekonomi bitmiş arkadaşlar, ekonomik buhran almış
başını gitmiş. Her gün zam yapılıyor. Sanayi
Enerji Bakanlığının bütçesindeyiz, Enerji Bakanı
gırgır yapıyor. 49 kuruş doğal gaza zam gelmiş,
elektriğe zam geliyor, suya zam geliyor; Bakanlar gelmiş dalga geçer
gibi konuşuyorlar Bütçe Komisyonunda. Ekonomi çökmüş, insanlar
perişan hâldedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Bir
dakika alabilir miyiz Sayın Başkan?
BAŞKAN Tamamlayın
sözlerinizi.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) -
Burada herkes rolünü getirmek
İşi dramatikleştirmeyiz biz. Rol
oynama yeri değil burası, halk buradan çözüm bekliyor. Açlıktan,
sefaletten, bahsediyoruz tabii ama iş gerçekten böyle, yaşam da böyle
yaşanıyor, gerçek hayat da böyle.
Urfada esnaflar faizcilerin
kucağına düşmüşler, bankalara rahmet okutuyor, Suruça
gidin bakın, Urfaya bakın, illegal faizin merkezi hâline
gelmiş. Buna yönelik bir adım yok çünkü ilişkiler birlikte,
yapılan ihaleler belli, verilen işler belli. Yandaş olan yüzde
10luk kesimi finanse ediyorsun, doyuruyorsun, ihaleyi veriyorsun, üstten 10
milyona veriyorsun firmaya, o firma, alt firmaya 5 milyona devrediyor, aradan,
elini hiçbir şeye vurmadan 5 milyonu cebe indiriyor.
Halkımızı
selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 17nci
maddesinde yer alan değiştirilmiştir ibaresinin yeniden
düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Hüseyin
Örs Yasin
Öztürk Fahrettin
Yokuş
Trabzon Denizli Konya
Dursun
Ataş Mehmet
Metanet Çulhaoğlu
Kayseri Adana
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş.
Buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ
Parti Grubu adına ve şahsım adına hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kırımda
Rusların Kırım Türklerine yapmış olduğu
baskılar, Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı
Sayın Emine Ceppar tarafından bir feryat olarak, dünya kamuoyuna
çağrı olarak dönmüştür. Emine Ceppar Hanımefendi diyor ki:
Uluslararası toplumu Kırımdaki toplu gözaltıları
durdurmaya ve yasa dışı tutuklanan Ukrayna
vatandaşlarının serbest bırakılması için Rusyaya
baskı yapmaya çağırıyorum. Biz de buradan ülke
yöneticilerine sesleniyoruz: Kırım'daki kardeşlerimizi sahipsiz
bırakmayalım, Rusya'nın Kırım işgalini de
kınayalım, biz buradan kınıyoruz.
Değerli milletvekilleri,
kara kış yaklaşıyor, vatandaşlar bu
kışı nasıl geçireceklerini kara kara düşünmeye
başladılar. Nedeni ise önceden Zam yağmuru. derdik ama
şimdi zam yağmurları zam fırtınasına döndü;
iğneden ipliğe, doğal gazdan elektriğe, temel gıda
maddelerine kadar her şeyde zam var. Her ne kadar Cumhurbaşkanımız
Fiyatlar normal. dese de arkasından zincir marketler suçlansa da daha
sonra muhalefet suçlansa da acı gerçeği itiraf edemese de bu acı
gerçek hepimizin malumu. Cumhurbaşkanımıza göre ülkede
açlık yokmuş, herkesin arabası varmış,
açıklamasını şöyle sürdürüyor Sayın
Cumhurbaşkanı: Her evde araba var, kapıcısında araba
var; ikinci elde araç yetişmiyor, hepsinin istatistiklerini tutuyoruz. Bu
açıklamadan sonra Cumhurbaşkanımızla aynı ülkede mi
yaşıyoruz? diye sormaktan kendimizi alamıyoruz. Üretici ve
tüketici kan ağlarken yapılan bu açıklama maalesef çok
talihsizdir. Buradan soruyorum: İktidara geldiğinizden bu yana
milletimizi ayrıştırdınız, ötekileştirdiniz,
şimdi sıra kapıcılara mı geldi? İşçiyi,
emekçiyi ayrıştırdınız; çiftçiyi, soğan, patates
üretenleri terörist ilan ettiniz ama şimdi, sıraya
kapıcıları getirdiniz.
Hepimizin malumu, her ramazan
Sayın Cumhurbaşkanımız ramazan sofralarına oturur,
genelde fakir aileleri tercih eder; yer sofralarında iftar açar.
Sayın Cumhurbaşkanımıza sormak isterim: O gittiğiniz evlerin
sahiplerinin de arabası var mı acaba? Yıllardır
iktidardayız, bu vatandaşlarımız neden yer sofrasında
oturuyor? diye hiç düşünüyor musunuz acaba? Kapıcının
arabası var. diyerek ne demek istiyorsunuz? Yani bu ülkede
kapıcılar dediğiniz insanların arabası olmasın
mı? Onlar bu haklardan faydalanmasın mı? Lüks mü
sayıyorsunuz yoksa arabaları?
Bu hususta, KONUT-SEN Genel
Başkanı Uğur Gözel, Sayın Cumhurbaşkanı
Erdoğanın konut görevlileri için kapıcı demesine tepki
göstererek şöyle diyor: Kuruluşumuzdan itibaren hâlâ kapıcı
olarak adlandırılan konut görevlilerinin sesi olmak için mücadele
ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın talihsiz ve
ayrıştırıcı açıklamasıyla bir kere daha
üzüldük ve kırıldık. Ülkemizde tek başına
çalışan bir kişinin evini geçindirmesinin mümkün
olmadığı bir ortamda 2, hatta 3 kişinin çalışarak
bir ev geçindiriyor olması yetmiyor mu? Helal paramızla,
alnımızın teri, anamızın ak sütü gibi helal olan
maaşlarımızdan yaptığımız birikimlerle zaten
zaruri hâle gelmiş olan bir araba için bu şekilde bir açıklama
yapılmasını doğru bulmuyoruz. Devamında ise yine,
KONUT-İŞ Sendikası Genel Başkanı Alican Kayhan diyor
ki: Bizi sarayın konut işçileriyle
karşılaştırmayın Sayın Cumhurbaşkanım.
Sizin bu insanlara verdiğiniz üç kuruşluk asgari ücretle mi bu
insanlar ev, araba alabiliyor? Cumhurbaşkanına
çağrımız, konut görevlilerinin ekmeğinden elinizi çekiniz.
Elinizi çekmiyorsanız da ne olur dilinizi çekiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın.
FAHRETTİN YOKUŞ
(Devamla) Yine, sözlerine şöyle devam ediyor: Sendikamızın
temsil ettiği üyelerimizin, apartman görevlilerinin, konut
işçilerinin ülke genelindeki sayıları aileleriyle birlikte 3
milyonun üstünde. Bu iş kolunda çalışan emekçi
kardeşlerimiz, en zor ve en sorumlu iş kolu olduğunu,
çalışma şartlarının ağır olduğunu
biliyor ve bunu gururla yapıyor. diyor. Şimdi, gururla
çalışan, kapıcı adını verdiğiniz konut
emekçilerini Arabaları var. diyerek hedefe koymak ya da onları
incitmek ne haddinize sizin Allah aşkına. Bir gün de şu dilinizi
birlik, dirlik, hak, hukuk, adalet üzerine koyun, bir de dilinizi ferasetle
kullanın. Her sosyal kesimin alın terinin kutsal olduğunu,
herkesin emeğine saygı duyduğunuzu bir kere de söyleyin.
Teşekkür ederim.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Evet, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
17nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. İç Tüzükün 87nci ve
91inci maddelerine göre, yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun
salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde
görüşme açılır ve bu maddede belirtilen sayıda önerge
verilebilir. Bu nedenle önergeyi okutup komisyona soracağım, Komisyon
önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde
yeni bir madde olarak görüşme açacağım, Komisyonun salt
çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 284
sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin
eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Bülent
Turan Ahmet
Özdemir Ramazan
Can
Çanakkale
Kahramanmaraş Kırıkkale
Çiğdem
Erdoğan Atabek Tamer
Dağlı
Sakarya Adana
MADDE 18: 10/12/2003 tarihli
ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I)
sayılı Cetvelin 11 inci ve 40 ıncı sıraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve Cetvele aşağıdaki
sıra eklenmiştir.
"11) Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı
"40) Göç İdaresi
Başkanlığı
"42) İklim
Değişikliği Başkanlığı
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU BAŞKANI ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) Başkanım,
Komisyonumuzun salt çoğunluğu vardır, önergeye
katılıyoruz.
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz ve soru talebi yoktur.
Yeni maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
29/10/2021 tarihli ve 31643
sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 85
sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca Çevre ve
Şehircilik Bakanlığının adının Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı şeklinde değiştirilmesi, Göç
İdaresi Genel Müdürlüğünün Göç İdaresi
Başkanlığı şeklinde yeniden
teşkilatlandırılması ve İklim
Değişikliği Başkanlığının
kurulması nedeniyle 5018 sayılı Kanunun eki (I) sayılı
cetvelinde düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN
Arkadaşlar, yeni madde ihdasına ilişkin bir önerge olduğu
için gerekçe okutma gereği yoktur ama talep ettiniz, okuttuk.
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yeni madde kabul edilmiş
ve teklife yeni bir madde eklenmiştir.
Herhangi bir
karışıklığa mahal vermemek için bundan sonra maddeler
üzerindeki önerge işlemlerini mevcut sıra sayısı metnindeki
madde numaraları üzerinden devam edilecek, kanun yazımı
esnasında madde numaraları teselsül ettirilecektir.
18inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
19uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İç Tüzük 86ya göre, lehte
ve aleyhte olmak üzere, 2 milletvekiline söz vereceğim.
İlk söz, lehte olmak
üzere, Mersin Milletvekili Sayın Hacı Özkanın.
Buyurun.
HACI ÖZKAN (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İhracatçılar
Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifimizin geneli üzerine AK PARTİ
Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Mersinli
hemşehrilerimiz başta olmak üzere aziz milletimizi, Gazi Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Güçlü ekonomiler üretime,
yatırıma, ihracata ve istihdama dayanır. Uluslararası
ticaretin yüzyıllar boyunca ülkelerin büyümesine ve refahına
katkı sunduğunu biliyoruz. Türkiye'de 1980lerde yüzde 50ler
düzeyinde olan sanayi ürünlerinin ihracattaki payının bugün yüzde
95lere yükseldiğini görüyoruz. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz
güçlü büyümemizin bileşenlerine baktığımızda,
ihracatın itici gücünün farkındayız. 2021 yılı ekim
ayında ihracatımız yüzde 20,17lik artışla 20,8 milyar
dolar seviyesinde gerçekleştirilmiştir. Bu değerle, geçen ayki
cumhuriyet tarihi aylık ihracat rekoru tazelenmiştir. Son on
aylık ihracat değerimiz ise 215,7 milyar dolara ulaşarak yeni
bir rekor kırılmıştır. Geçmişte bir ayda
yapılan ihracatın artık tek bir günde
gerçekleştirildiğini görüyoruz. İhracatın güçlü
performansla 2021 yılı sonunda 220 milyar dolar seviyesine
ulaşılacağına inanıyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde, üreterek gelişen, ihracatla büyüyen güçlü bir Türkiye
ekonomisini kararlılıkla inşa ettik ve inşa etmeye devam
ediyoruz.
Kanun teklifimizle
ihracatçıların en büyük sorunu olan kredide kefalet sorunu ortadan
kalkacak. Küresel pazarlarda bayrağımızı dalgalandıran
ihracatçılarımızın rekabetçi güçlerini artırmak ve yeni
pazarlara erişimini sağlamak için ihracat finansmanını
kolaylaştırıyoruz. Finansmana erişimi kolaylaşan
ihracatçımız yalnızca kaliteli üretime ve nitelikli ihracata
odaklanacak. İhracatımız tabana yayılacak, ihracatın
ekonomik büyüme üzerine pozitif etkisi artacak ve ihracatın büyümeye
katkısı sürdürülebilir kılınacak. İhracata yönelik
yatırım ve üretimin teşvik edilmesi, doğrudan yabancı
yatırımlar ile teknoloji girişinin hızlandırılması
ve işletmelerin ihracata yönlendirilmesi için önemli işlevi olan yeni
serbest bölgelerin kurulmasını teşvik ediyoruz. Bununla
birlikte, şirket ortakları ile alacaklıların menfaatleri
göz önünde bulundurularak şirketlerin tasfiye süreçlerinin
birleştirilmesini ve hızlandırılmasını
hedefliyoruz.
Yedieminlerdeki
araçların ekonomik değerlerini yitirmelerini önlemek amacıyla
tasfiye işlemlerinin daha etkin ve hızlı şekilde
gerçekleştirilmesi için düzenleme yapıyoruz.
Esnaf ve sanatkârlar meslek
kuruluşlarının seçim dönemlerinde adayların eşit
şartlara sahip olmasını sağlıyoruz.
İhracatımızın
büyümeye olan katkısını artırmak için hazırlanan bu
düzenlemeyle ihracatçılarımızın finansmana artık çok
daha rahat erişeceğine, stratejik ürün ve pazarlara erişimimizi
artırarak ülkemize katma değer sağlayacağımıza
inanıyorum.
Bu yasal düzenlemeye
katkı ve destek sunan milletvekillerimiz başta olmak üzere,
emeği geçenlere teşekkür ediyor, kanunun ülkemize, milletimize ve
ihracatçılarımıza hayırlı olmasını temenni
ediyorum.
Oyumuzun rengi evet diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Evet, şimdi, aleyhte
olmak üzere, Kocaeli Milletvekili Sayın Tahsin Tarhan, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
(Uğultular)
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, çok ses var.
BAŞKAN Arkadaşlar
biraz yavaş lütfen, Tahsin Beyin insicamı bozuluyor.
Buyurun.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 284 sıra
sayılı Yasa Teklifiyle ilgili söz aldım, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Bazı maddelerde
çekincelerimiz olan teklifi genel itibarıyla olumlu bulmakla birlikte,
tarihe not düşmek adına, tutanaklara geçmesi amacıyla şu
hususa dikkat çekmek istiyorum: Teklifteki, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşülmeden kurulan şirkete dair hükümler Meclis iradesine ipotek
koymaktadır. İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi, Genel
Kurulun bu konudaki takdiri dahi beklenmeden, teklifin Genel Kurulda
görüşülmesinden üç hafta önce kurulmuştur. Bu, yüce Meclisin
iradesini yok saymaktır.
Şirketin yönetim
yapısı da sakattır. Şirkette yüzde 95 hissesiyle sermaye
sahibi olan TİM, yönetimde yüzde 50yle temsil edilmektedir. Şirketin
yönetimi bürokratlara teslim edilmiştir. Şirketin yönetiminin kefil
olacağı kredileri veren bankaya ve bakanlığa
bırakılmasını doğru bulmuyoruz. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bu düzenlemenin
sakıncalı olduğunu bir kez daha belirtiyor, teklifin
şirkete ilişkin hükümlerini reddediyoruz. Ancak teklif geneli
itibarıyla vatandaşlarımız için olumlu düzenlemeler
içerdiği için kanuna evet oyu veriyoruz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Oylama için beş dakika
süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için verilen süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
pusula veren milletvekillerimiz lütfen Genel Kurul salonundan oylama bitene
kadar ayrılmasınlar.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Denizli Milletvekili Şahin Tin ve Samsun Milletvekili
Fuat Köktaş ile 50 Milletvekilinin Türkiye İhracatçılar Meclisi
ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 275
Kabul : 265
Çekimser : 10 (x)
Kâtip
Üye
Kâtip Üye
Enez
Kaplan Emine
Sare Aydın
Tekirdağ
İstanbul
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Hayırlı uğurlu
olsun.
2nci sırada yer alan,
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti ile
Karadağ Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasına
İlişkin Olarak İmzalanan Mevcut Protokol Iin Yerini Alan
Protokol I ile Anlaşmaya Eklenen Protokol IIIün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
2.-
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti ile
Karadağ Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasına
İlişkin Olarak İmzalanan Mevcut Protokol Iin Yerini Alan
Protokol I ile Anlaşmaya Eklenen Protokol IIIün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2275) ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 141)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı
Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu
Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
3.-
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların
Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2546) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 272)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde
başka bir konu bulunmadığından, alınan karar
gereğince, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için, 9 Kasım 2021 Salı
günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:18.13
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 284 S. Sayılı Basmayazı 2/11/2021 tarihli 13üncü Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.