TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
19uncu
Birleşim
16 Kasım
2021 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin,
Dünya Çocuk Hakları Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin,
Tekirdağın kurtuluş yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Batman Milletvekili Feleknas Ucanın,
kadına yönelik artan şiddete ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, Uludağın doğasının yok
olduğuna ilişkin açıklaması
2.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci
kuruluş yıl dönümüne ilişkin açıklaması
4.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
infaz ve koruma memurlarının taleplerine ilişkin
açıklaması
5.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün,
ataması yapılmayan öğretmenlere ilişkin
açıklaması
6.- Gaziantep Milletvekili Bayram
Yılmazkayanın, Yıkın Heykellerimi şiirini okuyan
Serap Öğretmenin açığa alındığına ve bu
yanlıştan derhâl dönülmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
emeklilikte yaşa takılanlara haklarının verilmesi
gerektiğine ve taşeronlarla ilgili yapılan düzenlemelerin
yetersiz olduğuna ilişkin açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Mersinli limon üreticilerinin beklentilerine ilişkin açıklaması
9.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, açık cezaevi izinlerinin bitirilmemesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
10.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın,
Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesinin yıkım
kararının özgür basını sindirme çabası olduğuna
ilişkin açıklaması
11.- Kastamonu Milletvekili Hasan
Baltacının, Hanife Demirci cinayetinin sorumlusunun İstanbul
Sözleşmesini fesheden AKP iktidarı olduğuna ilişkin
açıklaması
12.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
13.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın,
16 Kasım Uluslararası Hoşgörü Gününe ilişkin
açıklaması
14.- Antalya Milletvekili Çetin Osman Budakın,
28 Temmuzda Manavgatta başlayan yangınlardan etkilenen
vatandaşların mağduriyetine ilişkin açıklaması
15.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, beraat
eden Nükleer Karşıtı Platform üyelerini
selamladığına ilişkin açıklaması
16.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İncenin
açıkladığı, kış bastırmadan acilen
yapılması gerekenlere ilişkin açıklaması
17.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin
Taşdoğanın, Türkiye İlaçta Yerelleşme Projesine
ilişkin açıklaması
18.- Gaziantep Milletvekili İrfan
Kaplanın, Gaziantep Kuzeyşehirde yaşayan
vatandaşların mağduriyetlerine ilişkin açıklaması
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın,
kadın cinayetlerine ilişkin açıklaması
20.- İstanbul Milletvekili Hayrettin
Nuhoğlunun, Türk Devletleri Teşkilatı 8inci Zirvesine
ilişkin açıklaması
21.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, çiftçi ve esnafın hızlı fiyat değişiklikleri
sebebiyle yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
22.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Türk
Devletleri Teşkilatı 8inci Zirvesinin Türk dünyasına
hayırlar getirmesini temenni ettiğine, zirveye başkanlık
eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı ve Türkiyeyi
temsilen Aksakallılar Konseyine seçilen Binali
Yıldırımı tebrik ettiğine, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümüne, 14 Kasım
1944te sürgün edilen Ahıskalı şehitleri rahmetle
andıklarına ve 15 Kasım 2021de hayatını kaybeden
İzmir Aliağa İlçe Başkanı Abdürrahim Aydemire
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
23.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Seyit Rızanın ölümünün 84üncü yıl
dönümüne, Ahmet Kayanın 21inci ölüm yıl dönümüne, AKP-MHP
iktidarının yarattığı yerli ve millî devalüasyona,
fahiş fiyatlara ve zamlara, mesnetsiz tutuklamalara, Kürt diline yönelik
baskılara ve Mem Araratın konserinin neden
yasaklandığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
24.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümüne, Ahmet
Kayanın 21inci ölüm yıl dönümüne, Ataşehirde vahşi bir
cinayete kurban giden Başak Cengizi rahmetle andıklarına,
İstanbul Sözleşmesinden çekilen zihniyeti bu ülkedeki tüm
kadınlara ve vicdanlı insanlara şikâyet ettiklerine, açık
ceza infaz kurumlarında bulunanlara verilen Covid-19 izninin
uzatılması gerektiğine ve Manisa ili Salihli ilçesi Caferbey
köyünün çöp transfer istasyonu sorununa ilişkin açıklaması
25.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Türk
Konseyi Devlet Başkanları 8inci Zirvesine, Türk Dünyası Film
Festivaline, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş
yıl dönümüne, katledilen Başak Cengize Allahtan rahmet dilediğine,
kadınların hak ettiği standartları ve koruma mekanizmalarını
hayata geçirmeye devam edeceklerine ve Genel Kurulda bu hafta
uzlaşmacı ve barışçıl bir çalışma içerisinde
beşinci yargı paketini hayata geçirmeyi temenni ettiğine
ilişkin açıklaması
26.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
27.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ve Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın yaptıkları açıklamalarındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
28.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
kadınların siyasette, sivil toplumda, iş dünyasında daha
etkin rol almaları için her türlü yasal düzenlemeye, anayasal
değişikliğe ve idari uygulamaya liderlik yapacaklarına
ilişkin açıklaması
29.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Manisa Milletvekili
Özgür Özelin yaptıkları açıklamalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
30.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
31.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
33.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
34.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya Türkiye Büyük Millet
Meclisinin uzlaşma kültürüne sağladığı katkı
bakımından şükranlarını sunduklarına, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümüne,
Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 77nci yıl dönümüne ve
sürgünde şehit olan tüm Ahıska Türklerini rahmetle
andığına, sosyal yardım alan hane sayısındaki
artışa, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden
beri yoksulluğun 2 kattan fazla artış gösterdiğine, döviz
kurundaki artışın ilaç fiyatları ve ilaç stokları
üzerindeki olumsuz etkisine, kadın cinayetlerine ve
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı üslubunu düzeltmeye
davet ettiğine ilişkin açıklaması
35.- Amasya Milletvekili Hasan Çilezin, İzmir
Milletvekili Murat Çepninin İYİ Parti grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
36.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, Amasya
Milletvekili Hasan Çilezin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
37.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, narenciye
üreticilerinin göz göre göre yok edildiğine ilişkin
açıklaması
38.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, şekere
yapılan zamma ilişkin açıklaması
39.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerine
ilişkin açıklaması
40.- Ankara Milletvekili Servet Ünsalın,
ekonomideki kötü gidişata ilişkin açıklaması
41.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, Kırşehirin hükûmet binası projesi yerinin
kız öğrenci yurdu yapılması için Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne
devredilmesinin büyük bir yanlışlık olduğuna ilişkin
açıklaması
42.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, akademisyen
Sinan Küfeoğlu ve bir grup bilim insanının Türkiyedeki
kalıcı yaz saati uygulamasıyla ilgili yaptığı
araştırma sonuçlarına ve kalıcı yaz saati
uygulamasına dayanak gösterilen İTÜ raporunun doğruluğunun
bugüne kadar teyit edilemediğine ilişkin açıklaması
43.- Kırıkkale Milletvekili Halil
Öztürkün, çiftçilere kuraklık zararlarının ödenmesini
beklediklerine ilişkin açıklaması
44.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Başkanlığın, Sivas
Milletvekili İsmet Yılmazın Millî Savunma Komisyonu
üyeliğinden istifasına ilişkin yazısının
16/11/2021 tarihinde Başkanlığa ulaştığına
ilişkin önerge yazısı (4/146)
2.- İzmir Milletvekili Atila Sertelin, (2/949)
esas numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/147)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 11/11/2021
tarihinde Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ve arkadaşları
tarafından, şeker pancarı ve şeker üretimindeki
artışa rağmen özelleştirilen şeker
fabrikalarının zam beklentisi nedeniyle depolarında
bulundurdukları şekeri stoklayarak piyasaya satış
yapmaması nedeniyle gıda sektöründe yaşanan sorunların
tespit edilmesi ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 16
Kasım 2021 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, 16/11/2021 tarihinde İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlu ve arkadaşları tarafından, yaz
saati uygulamasının yarattığı sorunların
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 16 Kasım 2021
Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
Antalyanın Manavgat ilçesinde çıkan orman
yangınlarının nedenlerinin araştırılarak varsa
ihmallerin ve sorumluların belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/4915) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 16 Kasım 2021 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, sistem üzerinden işaretle yapılan
oylamalarda oy pusulasının kabul edilemeyeceğine ilişkin
konuşması
IX.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Millî Savunma Komisyonunda açık bulunan
üyeliğe seçim
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285)
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kırıkkale Milletvekili Ahmet
Önalın, YKS için açılan ikinci ek yerleştirmelerde aranan baraj
puanlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/53239)
2.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, Adıyamanın Samsat ilçesinde yaşanan deprem
sonrasında zarar gören konutların yerine yenilerinin
yapılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/53241)
3.- Zonguldak Milletvekili Deniz
Yavuzyılmazın, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin öğrenci
sayısının azalmasına ve kentin sosyal
olanaklarının iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/53242)
4.- Bingöl Milletvekili Erdal Aydemirin, Bingölün
Karlıova ilçesinde bulunan Karacehennem Ormanında yapılan
ağaç kesimlerine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın cevabı (7/53414)
5.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Sayıştayın 2020 yılı Denetim Raporunda yer alan
idari para cezalarının muhasebeleştirilmesine dair tespite
ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat
Oktayın cevabı (7/53415)
6.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın, bir
telekomünikasyon firması ile ilgili yolsuzluk iddialarına
ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil
Karaismailoğlunun cevabı (7/53554)
7.- Kırklareli Milletvekili Vecdi
Gündoğdunun, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
verimliliği ve etkinliğine ilişkin sorusu ve Milli Savunma
Bakanı Hulusi Akarın cevabı (7/53625)
8.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, 2017den bu yana Adıyamanda yaşanan depremler
sonrasında yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
cevabı (7/53652)
9.- Muş Milletvekili Şevin Coşkunun,
Muşun Malazgirt ilçesine bağlı bazı köy ve mezralarda
yaşanan yol sorununa ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve
Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlunun cevabı (7/53755)
10.- Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekinin,
2002-2021 yılları arasında Kars ilinde gerçekleştirilen ve
planlanan yatırımlara ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve
Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlunun cevabı (7/53976)
16 Kasım 2021 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ
(İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 19uncu
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Dünya Çocuk
Hakları Günü münasebetiyle söz isteyen Konya Milletvekili Hacı Ahmet
Özdemire aittir.
Buyurun Sayın Özdemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemirin,
Dünya Çocuk Hakları Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi ve ekranları
başında bizleri izleyen kıymetli
vatandaşlarımızı sevgiyle saygıyla selamlayarak
sözlerime başlıyorum.
Özellikle Birinci Dünya Savaşından sonra
çocukların daha özenli korunması ihtiyacından yola
çıkılarak Cenevre Bildirgesi adı altında 1924
yılında kabul edilip Milletler Cemiyetine üye devletlerin imzasına
sunulan bir anlaşmadan bahsetmemiz gerekecek. Genç Türkiye Cumhuriyeti de
1928 yılında bu anlaşmayı kabul etmiştir.
Alanında ilk uluslararası belge niteliğinde olan bu
anlaşmaya göre, çocukların sağlıklı ve güvenli bir
ortamda yaşaması, bir felaket anında çocuklara öncelik
verilmesi, çocukların her türlü istismara karşı korunması
garanti altına alınıyordu.
İkinci Dünya Savaşının patlak
vermesi ve Milletler Cemiyetinin geçerliliğini yitirmesi bildirgeyi
maalesef boşa çıkarmıştır. Nihayet, 20 Kasım 1989
tarihinde, insanlık ailesinin tüm üyelerinin, doğuştan
varlıklarına özgü haysiyetle birlikte eşit ve devredilemez
haklara sahip olduklarının tanınması amacıyla dünyada
özgürlük, adalet ve barışın temel ilke olduğu
düşünülerek ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya görünüş
farklılıkları, ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet,
doğuştan veya başka durumlardan kaynaklanan ayrımlar dâhil
hiçbir ayrım gözetilmeksizin Birleşmiş Milletler İnsan
Hakları Evrensel Beyannamesinde ve uluslararası İnsan
Hakları Sözleşmesinde yer alan her türlü hak ve özgürlüklerden
yararlanması hakkına sahip oldukları garanti altına
alınmıştır.
Uluslararası sözleşmeleri uzmanlar
hazırladığı için, ortak aklın ürünü olduğu için,
dünyanın ızdıraplarına çözüm bulmak,
ızdıraplarını dindirmek amacıyla bunlar gündeme
getirildiğinden dolayı, sözleşmelere
baktığınızda, bildirgelere
baktığınızda, beyannamelere
baktığınızda çocuklarla alakalı söylenilen
şeylere katılmamak mümkün değildir. Mesela, aile bireylerinin,
özellikle çocukların gelişmeleri ve esenlikleri için ailenin gerekli
koruma ve yardımı yerine getirebilmesi zorunluluğuna vurgu
yapılmasına kim karşı çıkabilir? Fakat burada şu
hususlara özellikle belki dikkat çekmekte yarar var: Bu metinler -dediğimiz
gibi- çok düzgün metinlerdir ve uygulanması hâlinde de hakikaten
dünyanın sorunlarına çözüm üreten metinler olarak dikkat çekmektedir.
Fakat rahmetli Fethi Gemuhluoğlunun dostluk üzerine
konuşmasında altını ısrarla çizdiği bir husus
vardı, kısaca hatırlayacak olursak, rahmetli şöyle diyordu:
Devir riya devri, riya devrini yaşıyoruz. Nasıl bir riya
devriymiş ki bu riyakârlık, maalesef, metinlerde olan şeylerin
uygulamasında bizlere bambaşka tablolar sunmaktadır. Mesela,
Uzak Doğu ülkelerinde sapıkların cinsel iştihalarına
ve alçaklıklarına, rezilliklerine maruz kalan çocukları bu
bildirgeyle nasıl bağdaştıracağız? Pornografik
kültüre kurban verilen çocukları bu bildirgeyle nasıl
bağdaştıracağız? İnsanı, daha doğrusu
çocuğu insanın yedek parçası gibi gören çarpık mafyatik
yapıları ve uygulamalarını bu bildirgelerle nasıl
bağdaştıracağız? Çocukların bindiği
botları batırarak denizin dibine gönderen sahtekâr devlet
anlayışlarını bu bildirgeyle nasıl bağdaştıracağız?
Kıyılarımıza vuran ve Aylan bebekle sembolize edilen
çocukların uğradığı muameleyi bu bildirgeyle
nasıl bağdaştıracağız? Medeniyetin
beşiği olduğu iddia edilen Batı ülkelerindeki kayıp
çocuklar sorununu bu bildirgeyle nasıl
bağdaştıracağız? Filistinde İsrail zulmüne maruz
kalan ve babasının arkasına
sığındığı hâlde, kör bir kurşunla bilinçli
bir şekilde vurulan bir çocuğun katliamını
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla)
Babasının arkasına saklanan ve koltuğunun
aralığından İsrail kurşunlarına hedef olarak
öldürülen çocuğun katlini bu bildirgeyle nasıl
bağdaştıracağız? Dünyanın en uzak bölgesinde,
bizim de Türk şehitliğimizin olduğu ve binlerce
binbaşımızın, yüzbaşımızın, eratımızın
metfun bulunduğu, o günkü adıyla Burma olan, bugünkü adıyla
Myanmar olan yerdeki Budist rahiplerin diri diri kalplerini çıkararak,
iç organlarını, karınlarını deşip ortaya dökerek,
diri diri yakarak öldürdüğü çocukları bu bildirgeyle nasıl
bağdaştıracağız?
Dünya Çocuk Hakları Gününe biraz da bu
açıdan bakmanızı tavsiye ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Tekirdağ'ın kurtuluşunun yıl dönümü münasebetiyle söz
isteyen Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'e aittir.
Buyurun Sayın Yüceer. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin,
Tekirdağın kurtuluş yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugünler ilçelerimizin ve 13 Kasım da
Tekirdağ'ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun
99uncu yıl dönümü. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün
yaktığı bağımsızlık ateşini
yüreğinde taşıyan kahraman atalarımızın 29 Ekimde
Çerkezköy, Kapaklı, Marmaraereğlisi'nden başlattıkları
kurtuluş mücadelesi 1 Kasımda Çorlu, Ergene ve
Sarayımızın, 2 Kasımda Muratlımızın, 13
Kasımda Tekirdağımızın, 14 Kasımda Hayrabolu ve
Malkaramızın ve son olarak 17 Kasımda Şarköyümüzün
kurtuluşuyla zaferle sonuçlanmış ve Tekirdağlı
hemşehrilerim bağımsızlığına
kavuşmuştur. Bu günler, varlığına, birliğine,
dirliğine, yurduna, bağımsızlığına
kanıyla, canıyla sahip çıkan Tekirdağlıların
gurur günleridir. Üstün bir mücadeleyle bu cennet vatanı, bu güzel ilimizi
bizlere miras bırakan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları
başta olmak üzere, bütün kahramanlarımızı ve
atalarımızı saygıyla, rahmetle ve şükranla yâd
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Ayçiçeği tarlalarının, kanola
bahçelerinin sarıya boyadığı verimli topraklarıyla,
masmavi deniziyle, yaz kış solmayan yeşil ormanlarıyla
Saraydan Şarköye şehrimiz bir doğa harikasıdır. (CHP
sıralarından alkışlar) Tekirdağımız, benim
için, bir günebakan gibi yüzü güneşe dönük, ışıl
ışıl bir kent; sıcak kanlı, hoşgörülü,
Türkiye'nin her yerinden gelen insanlarıyla çok kültürlü, çok sesli,
çoğulcu, demokrat; bir yanıyla da gerçekten üzüm bağı gibi,
bereketli. Tekirdağ şu an kanola ve ayçiçeği üretiminde 1inci
sırada. Ayçiçeği üretiminin yüzde 27sini, buğdayın yüzde
5ini Tekirdağ'da üretiyoruz. Gerçekten Tekirdağ benim için huzuru
anlatır ama bir yanıyla da yedi gün yirmi dört saat yaşayan,
üreten bir şehir. 1 milyon 100 bini aşan nüfusuyla,
ulusal-uluslararası piyasaya üretim yapan 2.959 firmasıyla,
ulaşım imkânlarıyla, doğal tarihî, kültürel
zenginlikleriyle bu ülkemizin kültürel ve ekonomik gelişimine de her zaman
katkı sunmuş bir il. Tekirdağ üreten bir şehir, evet ama
ülke ekonomisine sunduğu katkının
karşılığını alamayan da bir şehir. Tüm iller
arasında kişi başı ödenen vergide Tekirdağ 7nci
sırada ama maalesef, iş, almaya gelince yani kişi başı
merkezî bütçe yatırımlarında 72nci sırada. Ödediğimiz
vergilerin karşılığını
alamadığımız gibi maalesef birçok sorunla da
karşılaşmış durumdayız, bir başımıza
bırakılmış durumundayız.
Atalarımızın kanı canı
pahasına bizlere bıraktığı, Türkiye'nin, hatta
dünyanın en verimli toprakları, cennet topraklarımız bugün
tehdit altında. Trakyalılar cennet doğasında
topraklarını ekip biçerek huzur içinde yaşamak istiyorlar ama
gözünü rant bürüyenler maalesef bu dünya cennetini bir cehenneme
dönüştürmek istiyorlar. Güzelim Istranca Dağlarını
madenlerle delik deşik ettiler, taş ocaklarıyla o ormanları
çırılçıplak bıraktılar. Bugün Trakya'nın neresine
baksanız gerçekten her yerde bir doğa katliamı, her yerde bir
ekolojik kıyıma tanık olursunuz. Eskiden pırıl
pırıl akan, bütün Trakya'mıza hayat veren Ergene bugün can
çekişiyor, 4üncü derece kirlilik suyu şu an, zehir saçıyor.
Şu an ilimizde kanser vakaları patlamış durumda. Sözde,
2011 yılında dediler ki: Bu kirliliği kontrol altına
alacağız. Ergene Havzası Koruma Eylem Planı'yla artık
Trakya'da, Ergene'de suyunuzu içeceksiniz, yüzeceksiniz, içinde 22 çeşit
balık yetişecek; Haliçi temizledik, bu, bizim için çocuk
oyuncağı. Buna, en üst makamdan tam on yıl önce söz verildi.
Peki, bugün sonuçta ne var? Sonuç burada. Gördüğünüz gibi, Ergene kapkara
akmaya, kanser saçmaya devam ediyor ama olan vatandaşlarımıza
oluyor. Biz diyoruz ki: Ergene'mizi, inşallah, en kısa zamanda
temizleyeceğiz. Ama bu da yeterli olmadı. Maalesef, bunun üzerine
yani daha bunu temizlememişken birinci
sınıf tarım arazilerinin üzerine, gördüğünüz bölgeye,
birinci sınıf tarım arazisine, plastikçiler OSB
yatırım bölgesi yapmaya çalışıyorlar.
Vatandaşlarımız, hemşehrilerimiz diyor ki: Vekilim,
buğdayımızın üzerine beton dökecekler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CANDAN YÜCEER (Devamla) Ve daha diğer
OSB'ler dolmadan birinci sınıf tarım arazilerine bunun
yapılması hukuka, mevzuata aykırı. diyor uzmanlar, odalar.
Ama biz ne yapıyoruz? Biz gidiyoruz, Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanı ÇED Olumlu raporu veriyor; halka
sormuyor, belediyelere sormuyor, odalara sormuyor. Ama şunu buradan
söyleyeyim; bu bizim çevremiz, bizim doğamız, bizim Trakya'mız.
Bizim bu topraklara borcumuz var. Halep oradaysa, arşın burada! Siz
inatçıysanız biz Trakyalılar daha inatçıyız.
Mücadeleyse mücadele! (CHP sıralarından alkışlar)
Trakya'nın doğasını, börtüsünü böceğini,
hemşehrilerimizi, ormanlarını sizin rant uğruna heba
etmenize izin vermeyeceğiz. Çevremiz, doğamız,
insanımız sahipsiz değildir diyorum.
Bir kez daha, vatandaşlarımızın
düşman işgalinden kurtuluşunun 99uncu yılını
kutluyorum. Mutluluğu, gururu yüreğinde yaşayan, aynı
heyecanla yaşayan sevgili hemşehrilerime sevgi ve
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
kadına yönelik artan şiddetle ilgili söz isteyen Batman Milletvekili
Feleknas Ucaya aittir.
Buyurun Sayın Uca. (HDP sıralarından
alkışlar)
3.- Batman Milletvekili Feleknas Ucanın,
kadına yönelik artan şiddete ilişkin gündem dışı
konuşması
FELEKNAS UCA (Batman) Teşekkürler
Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik
şiddete ilişkin gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu, ekranları başında bizi izleyen tüm
halklarımızı ve cezaevlerindeki bütün
arkadaşlarımızı selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 25 Kasım
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele
Gününün bulunduğu aydayız, hatta 25 Kasım haftasına da
girdik. Sadece bu ay içinde 16 kadın, erkekler tarafından katledildi.
Bu senenin başından beri ise 338 kadın katledildi, onlarca
kadın şiddete maruz kaldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı,
her fırsatta, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi sıfır
toleransla yürüttüklerini söylüyor. Bu nasıl bir mücadele? diye sormak
istiyorum. Neredeyse her gün bir kadın, erkek şiddeti sonucu
hayatını kaybediyor. Cezasızlık politikaları nedeniyle
şiddet failleri serbestçe dolaşıp çekinmeden kadınları
katledebiliyorlar. Yasalar etkin uygulanmayıp İstanbul
Sözleşmesinden çekilerek kadınlar erkek şiddetine
karşı tamamen korunmasız bırakılıyor, hatta bu
sözleşmeden bahseden kadınlar hedef gösteriliyor. Şiddete,
cinayetlere, sömürüye karşı mücadele veren kadınlar ise devlet şiddetiyle
yüz yüze kalıyor. Son bir yılda gerçekleştirilen kadın eylemlerine
yönelik müdahalelerde yüzlerce kadın gözaltına alındı,
onlarcası hakkında dava açıldı. İki gün önce,
Batmanın bir köyünde, 25 Kasım kapsamında köy meydanında
kadınlarla yaptığımız toplantıya onlarca jandarma
ve Kirpi yığdınız.
Kadınlar her alanda şiddete, tacize maruz
kalırken iktidarın mücadelesi kadınlara karşı oluyor.
İktidarın, şiddete karşı mücadeleyi, kadın
kurumlarını kapatarak ve kadın mücadelesi aktivistlerini tutsak
ederek sürdürme planı var. Örneğin, TJA Dönem Sözcüsü Ayşe
Gökkana otuz yıl hapis cezası verildi. Mücadeleniz bize değil,
bizi katledenlere karşı olmalı.
Kadınların maruz kaldığı
şiddet, hak gaspları cezaevlerinde artarak devam ediyor.
Kadınlara Kürtçe şarkı söylüyor diye disiplin cezaları
veriliyor, dergi ve kitap okuma hakları engelleniyor. Pandemi bahanesiyle
tek hücreli koğuşlarda tutulan ve iletişim hakkı gasbedilen
kadınlara temel sağlık ve hijyen koşulları
sağlanmıyor.
Sayın milletvekilleri, kadına yönelik
şiddetin artmasında etkili olan yanlış politikalar
Türkiyeyle de sınırlı kalmıyor, kuzey ve doğu
Suriyede desteklediğiniz Selefi örgütler, kadınlara karşı
insanlık suçunu her geçen gün artırıyor. Yüzlerce Afrinli
kadın ve kız çocuğu kaçırıldı, köle
pazarlarında satıldı, tacize, tecavüze maruz kaldı, hâlâ
yüzlerce kadının akıbeti belli değil.
2014te Şengalde DAİŞ eliyle
başlatılan kadın kırımı bugün Afrinde sürüyor.
Türkiyenin başkentinde ikamet eden DAİŞ çetelerinin evlerinden,
köle olarak kaçırılan Ezidi kadınlar, kız çocukları
çıkıyor. Bu çetelerin Ankaranın göbeğinde nasıl bu
kadar rahat dolaştıklarını bilmiyoruz çünkü
İçişleri Bakanı bunlarla ilgili hiçbir sorumuza, önergemize
cevap vermiyor.
Afganistanlı kadınlar, sizin VIP
salonlarında karşıladığınız Taliban
rejiminin karşısında kırıma, tacize, tecavüze maruz
kalıyorlar. Afganistanda direnen kadınlar, bu zulme karşı
Kürt kadın hareketinin mücadelesinden ilham alıyor. Sizin
ilhamınız ise Talibanın yönetimidir. Hapis, sömürü ve
kadını koruyan her şeye karşı durmaktan başka bir
politikanız yok.
Biz, dünyadaki bütün kadınlar olarak,
Rojavada, Şengalde, Afganistanda, dünyanın neresinde olursa olsun
kadınları yok etmeye çalışan erkek zihniyetine,
şiddetine karşı öz savunma hakkını kullanan, direnen
kadınların yanında olacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
FELEKNAS UCA (Devamla) Dünyanın her yerinde,
birlikte bu zulme Dur! diyeceğiz. Tüm kadınları şiddete,
cinayetlere, kadın kırımına Dur! demeye davet ediyorum.
Kazanımlarımızı erkek adalete, erkek siyasete kurban
etmeyeceğiz. Şunu unutmayın: Kadınlar hiçbir baskıya
boyun eğmeyecek ve var olma mücadelesinden asla vazgeçmeyecek.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sisteme giren sayın milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Altaca Kayışoğlu
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, Uludağın doğasının yok
olduğuna ilişkin açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Sayın Başkan, sözlerime bir temenniyle başlamak istiyorum.
Umarım, bahsedeceğim çalışmayı yaptığı
için hocamızın başına bir iş gelmez.
Maalesef, beceriden yoksun yönetim
anlayışınız Uludağın da yok olmasına neden
oluyor. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Doçent Doktor Gökhan
Özsoyun yaptığı araştırma sonucuna göre kış
turizminin gözdesi, Davos olacak. denilen Uludağda çıplak
kayalık alan miktarı yüzde 7,8den yüzde 13e çıkmış;
alpin çayırların oranı yüzde 18den yüzde 16ya gerilemiş;
Bursanın, hatta şişe suyuyla Türkiyenin ihtiyacını
karşılayan Uludağdaki su kaynakları 7,4 hektardan 2,9
hektara düşmüş. Bu durumda Uludağı Davos yapmayı
bırakın, en azından Uludağ milyonlarca yıldır
olduğu gibi Uludağ olarak kalsın. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kaya
2.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Türkiye, Kıbrıs Barış
Harekâtını adanın eşit sahiplerinden biri olan
Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını
korumak amacıyla gerçekleştirmiştir. Bu konudaki kararlılığımızı,
geçmişte olduğu gibi, bugün de tüm dünya görmektedir. Adanın ve
bölgenin zenginliklerinin sadece kendilerine ait olduğunu zanneden, bu
konuda demeç verip destekleyenler karşılarında Türkiye ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kararlılığını
bulacaktır. Türkiye, adada adil ve kalıcı çözümün
sağlanması için Doğu Akdenizde de gerginliğin değil,
barışın hüküm sürmesi adına tüm imkânlarını
seferber etmiştir.
Kıbrıs, şehitlerimizin kanıyla
alınmıştır, Kıbrıs yavru vatandır.
Kıbrıs Türklerine yönelik zulmü ve acıyı dindiren kahraman
şehitlerimizin ve gazilerimizin ruhu şad olsun.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci
kuruluş yıl dönümünü tebrik ederek tüm Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Taşkın
3.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci
kuruluş yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
15 Kasım, Kıbrıs Türk
halkının şanlı mücadelesinin en kıymetli eseri olan
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl
dönümünü kutluyorum. Kıbrıs semalarını ezansız, hilali
mahzun, vatanı esir bırakmamak için toprağa düşen aziz
şehitlerimizi minnetle, rahmetle yâd ediyorum.
Kıbrısta tek çözüm eşitlik
temelinde, bağımsız, 2 ayrı devletli çözümdür. Garantör
ülke olarak ne bizim ne de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
diplomasi oyunlarına artık tahammülü kalmamıştır.
Doğu Akdenizde ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
adil bir şekilde yer almadığı hiçbir denklem
barış ve istikrar üretemez. Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın güçlü liderliğinde bölgesel
ve küresel bir aktör olan Türkiye kendi haklarını nasıl
savunuyorsa Kıbrıs Türklerinin de adadaki ve bölgedeki hak ve
menfaatlerini aynı kararlılıkla savunmaya devam edecektir diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Karaduman
4.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
infaz ve koruma memurlarının taleplerine ilişkin
açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Ceza infaz kurumlarında görevlerini sürdüren
infaz ve koruma memurlarının uzun yıllardan beri süregelen
birtakım talepleri bulunmaktadır. Bunların başında da
özellikle sözleşmeli olarak görev yapan infaz koruma
memurlarının kadro talepleri, ücretin iyileştirilmesi,
kendilerine özgü bir hizmet sınıfı veya emniyet ve güvenlik
hizmetleri sınıfına dâhil olmak gibi köklü birtakım
değişiklikler talep edilmektedir. Bilindiği üzere, pandemi
sürecinin başından beri henüz geçtiğimiz haftaya kadar tutuklu
ve hükümlülerin de sağlıklarını korumak adına
ailelerinden uzak kalarak mesailerinin önemli bir bölümünü kurumlarda kalmak
suretiyle devam ettirdiler. Bu zor dönemin kahramanlarından infaz koruma
memurlarının hak ettiği düzenlemelerin acilen yerine getirilmesi
adına ortaya somut adımlar koyulmalı ve bunu da
destekleyeceğimizi buradan bildirmek isteriz.
BAŞKAN Sayın Gülüm
5.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün,
ataması yapılmayan öğretmenlere ilişkin
açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Ülkede
adaletsizliğe batmamış hiçbir alan kalmadı.
TÜGVAlılar torpille, kayırmayla devletin tüm kurumlarına
atanırken ataması yapılmayan öğretmenler ya intihar ediyor
ya başka işlerde çalışırken yaşamını
yitiriyor ya da ücretli öğretmenlik adı altında kölelik
koşullarında güvencesiz, düşük ücretlerle
çalıştırılıyor.
Geçen hafta inşaatta çalışırken
elektrik çarpması sonucu yaşamını yitiren Fedai
Öğretmen şu tweeti atmıştı ölmeden önce: Beden
eğitimi mezunuyum, 80 puan aldım, sizin yüzünüzden atanamıyorum,
aile baskısı yüzünden ağır şartlarda
çalışmak zorundayım. Bunun vebalini kim ödeyecek? Ben
hakkımı sizlere helal etmiyorum. Fedai Öğretmen gibi zor
koşullarda okulunu bitiren, sonra KPSSden yüksek puan almak için
uğraşan ama yine de atanamayan öğretmenlerin
hayatlarını karartmaktan vazgeçin. Öğretmenlerin
atamalarını bir an evvel yapın.
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya
6.- Gaziantep Milletvekili Bayram
Yılmazkayanın, Yıkın Heykellerimi şiirini okuyan
Serap Öğretmenin açığa alındığına ve bu
yanlıştan derhâl dönülmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Sayın
Başkan, cumhuriyetin kurucusu Büyük Önderimizin aydınlık ve
ilerici Türkiye için yaptığı devrimlere uyarlanıp
yazılan ve birçok resmî törende okunan Yıkın Heykellerimi
şiirini Gaziantep VicdanAhmet Güner Ortaokulundaki törende okuyan
değerli eğitim emekçisi Serap Öğretmenimiz maalesef, bazı
gruplar tarafından hedef gösterilerek açığa
alınmıştır. İbadetimizi ve dinimizi
aşağıladığı söylenen bu şiirin bir bölümünü
okumak istiyorum:
Özlediyseniz fesi, peçeyi
Aydınlığa yeğliyorsanız
kara geceyi
Hâlâ medet umuyorsanız
Şıhtan, şeyhten, dervişten
Şifa buluyorsanız
Muskadan, üfürükçüden
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Eşit olmasın diyorsanız kadınla
erkek
Kara çarşafa girsin diyorsanız
Yobazın gazabından ürkerek
Diyorsanız ki okumasın
Kadınımız, kızımız
Budur bizim alın yazımız
Unutun tüm dediklerimi
Yıkın diktiğiniz heykellerimi
Soruyorum: İbadetimizin ve dinimizin neresinde
üfürükçü, muska, kara çarşaf var? Doğrusu, hepimiz merak ediyoruz.
Derhâl yanlıştan dönülmelidir diyor, yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gürer
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
emeklilikte yaşa takılanlara haklarının verilmesi
gerektiğine ve taşeronlarla ilgili yapılan düzenlemelerin
yetersiz olduğuna ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Emeklilikte yaşa takılanlar gün ve primini
tamamladığı hâlde yaş sınırlaması
getirilerek hakkı gasbedilenlerdir. Son dönemlerde anketlerde Adalet ve
Kalkınma Partisinin oyları düşünce emeklilikte yaşa
takılanlarla ilgili yirmi yıldır yapmadığı
düzenleme aklına geldi ama bunda da gelgitleri sonlandırmadı.
Emeklilikte yaşa takılanlar ile
yaşadıkları sorunların bir an önce çözülmesi gerekiyor. Bu
konudaki kanun teklifimiz Mecliste bekliyor. Emeklilikte yaşa
takılanlar hak ettikleri hakkı istiyorlar. Primlerini ödemişler,
günlerini tamamlamışlar; ne yazık ki onların hakkı
gasbedilmiş, bu hakkın yeniden onlara verilmesi gerekiyor.
Onların duygularıyla oynamasınlar. 5 milyona yakın
mağdur insan var, bu insanların sorunları bir an önce Türkiye
Büyük Millet Meclisinde çözümlensin ve bu insanların hakkı geri
verilsin diyor; ayrıca, taşeronlarla ilgili de yapılan
düzenlemelerin yetersizliğini bir kez daha vurguluyor, teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
8.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Mersinli limon üreticilerinin beklentilerine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Mersin narenciye üretiminde Türkiye'nin önde gelen
şehirlerindendir. Türkiyede 360 bin dekar limon üretim alanının
yüzde 52si Mersinimizde yer almaktadır. Bununla birlikte, Türkiye'deki
limon üretiminin yüzde 65i de şehrimizde gerçekleşmektedir. Yüksek
rekolte elde edilen mayer ve enterdonat cinsi limonların
fiyatlarındaki düşüş üreticilerimizi zorlamaktadır. Mersin
tarımı için böylesine önem arz eden, ürün kalitesi oldukça yüksek olan
limonun fiyatında yaşanan dalgalanmaların ve ihracatında
yaşanan sorunların sonlandırılması üreticilerimizin
elini rahatlatacağı gibi, şehir, bölge ve ülke ekonomisine de
olumlu katkılar sunacaktır. Bakanlığımızın,
limon üreticilerimize ciddi bir destek vererek onların yüzlerinin
güldürülmesi adına müjdeli haber vermesini, Mersinli limon üreticilerimiz
beklemektedir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
9.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, açık cezaevi izinlerinin bitirilmemesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Açık cezaevi izinleri bitirilmemelidir. Pandemi
nedeniyle 30 Kasımda bitirilmesi düşünülen izinler, mahkûmların
büyük sıkıntılara girmesine yol açacaktır; kişisel,
ailevi sorunlar oluşacaktır. Devlet izne ayrılanların
elinden tutmadığı hâlde onlar aile kurmuş, çoluk çocuk
sahibi olmuş, iş kurmuş ve istihdam
sağlamışlardır. 91 bin kişi ve milyonlarca
yakını son derece büyük sıkıntı içindedir. İzne
ayrıldıkları dönemde herhangi bir suça da
karışmamışlardır.
Bu yanlıştan bir an evvel dönülmelidir,
toplumsal barış korunmalıdır; aileler büyük
perişanlık yaşamaktadır, büyük stres
yaşamaktadır. Açık cezaevi izinlerinin bitirilmemesi
gerekmektedir.
BAŞKAN Sayın Özkan
10.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın,
Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesinin yıkım
kararının özgür basını sindirme çabası olduğuna
ilişkin açıklaması
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa
Şubesi, 1989 yılından bu yana Kültürpark içerisinde
Büyükşehir Belediyesinin kiracısı konumunda faaliyet
göstermektedir. Ancak kira sözleşmesi sürerken ve park içindeki diğer
işletmeler faaliyetlerine devam ederken sadece bu binanın
boşaltılması ve Çağdaş Gazeteciler Derneğinin
yıl dönümünde yıkım kararı, tamamen siyasi bir
karardır, özgür basını sindirme çabasıdır.
Sayın Alinur Aktaş, Çağdaş
Gazeteciler Derneği havuz medyasında yer almadığı,
basın özgürlüğü ve demokrasiden yana taraf olduğu,
eğilmeden bükülmeden dimdik durduğu için mi bu keyfî kararı
aldınız? Bu karardan vazgeçiniz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Baltacı
11.- Kastamonu Milletvekili Hasan
Baltacının, Hanife Demirci cinayetinin sorumlusunun İstanbul
Sözleşmesini fesheden AKP iktidarı olduğuna ilişkin
açıklaması
HASAN BALTACI (Kastamonu) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Kadına karşı şiddet ve
kadın cinayetleri ülkemizin geleceğini tehdit etmeye devam ediyor.
2021 yılının ilk üç yüz on yedi gününde en az 217 kadın
cinayeti yaşandı. Bu cinayetlerden 8i son bir haftada
yaşandı. Hayatını kaybeden kız kardeşlerimizden
birisi de Kastamonu Devrekânili hemşehrim, 2 çocuk annesi Hanife
Demirciydi. Boşanma aşamasında olduğu erkek
tarafından güpegündüz, sokak ortasında, hunharca katledildi.
Sorumlusu, iktidara geldiğinden bu yana kadına yönelik şiddet 14
kat artan, sadece son on yılda 2.500e yakın kadın cinayeti
işlenen, kadınların güvencesi olan İstanbul
Sözleşmesini bir gece yarısı kararnamesiyle Feshettim. diyen
AKPdir. Son yirmi yılda bu düzenin en ağır bedelini
kadınlar ve çocuklar ödemiştir.
Bir kez daha hatırlatıyoruz,
iktidarımızın ilk haftasında İstanbul
Sözleşmesini tekrar uygulamaya koyacağız.
BAŞKAN Sayın Özkan
12.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
15 Kasım 1983 tarihi Kıbrıs Türk
halkının siyasi kaderinin en önemli dönüm noktasını
teşkil etmiş, uzun yıllar süren şanlı bir mücadelenin
bağımsız bir devlet kudretiyle vücut bulduğu gün olarak
dünyaya ilan edilmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
siyasi, ekonomik ve sosyal gelişimine yönelik ana vatan desteği
hassasiyetle sürdürülecektir. Kıbrıs Türkü, Türkiye'nin etkin ve
fiilî garantörlüğü altında aydınlık yarınlara güvenle
ilerleyecektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci
kuruluş yıl dönümünü yürekten kutluyor; kendi kaderini tayin etme,
istiklal ve istikbal mücadelesi uğrunda canlarını feda eden aziz
şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi şükranla yâd ediyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Çakır
13.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın,
16 Kasım Uluslararası Hoşgörü Gününe ilişkin
açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) Sayın Başkan,
16 Kasım UNESCOnun kuruluş yıl dönümü anısına
Uluslararası Hoşgörü Günü olarak anılıyor. Günümüz
dünyasının benmerkezli bir savrulma yaşadığı
gerçeği narsisizm hastalığının zirve
yapmasının yolunu açmış gibi duruyor. Mantıklı
düşünme gerekliliğini iptal ederek baskı ve ön yargıyı
harekete geçiren diğer gamlılığı tamamen ortadan
kaldıran bu negatif zihnî arızanın ancak Yaratılanı
severiz Yaradandan ötürü. anlayışıyla telafi
edilebileceğini söylersek bir doğruyu dile getirmiş oluruz.
Hoşgörü, karşısındaki insan gibi düşünmenin adı
olmayıp onun da farklı düşünebilme hakkı olduğunu
kabul etmenin ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Hoşgörü, birlikte
yaşama sanatının ince ayrıntılarını hayata
aktarma ritüeli, hissedebilmeyi, karşısındakini anlayabilmeyi
başarmanın adıdır. Bugün ihtiyacımız olan tam da
budur.
Hoşgörü, yaratılıştan gelen
farklılıklara amasız tahammülü başarması gereken
insanoğlu için empatiyi ve iletişimdeki kaliteyi
başarabildiği kadar bir anlam ifade eder diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Budak
14.- Antalya Milletvekili Çetin Osman Budakın,
28 Temmuzda Manavgatta başlayan yangınlardan etkilenen
vatandaşların mağduriyetine ilişkin açıklaması
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Sayın
Başkan, 28 Temmuzda Manavgatta başlayan, sonrasında ülkemizin
birçok noktasında çıkan yangınlara müdahale edemediniz. Evini,
köyünü savunmak isteyen vatandaşı köyünden çıkardınız;
evlerinin, ahırlarının, ekinlerinin yanmasına göz yumdunuz,
vatandaşa boş senet imzalatıp yirmi yıl
borçlandırdınız. Şimdi de evi, tarlası,
hayvanları hasar gören vatandaşlara kendi tespit ettiğiniz hasar
bedelini ödemiyorsunuz. Televizyonlarda, meydanlarda gövde gösterisi
yapıyorsunuz ama icraata gelince sizi ortada göremiyoruz. Bu kadar
yardım toplandığını kamuyla
paylaşmadınız. Soru önergelerimize cevap vermediniz. Hâlâ
çiftçiye Ödeyeceğiz. dediğiniz zararın yüzde 10unu bile ödemediniz.
Sadaka verir gibi bir miktar para verdiniz, Gerisini peyderpey öderiz.
diyorsunuz. Günlerce bu insanlara Yardım edeceğiz. diye IBAN
dağıtıp para topladınız. O paralar nerede? Bir an önce
yangından etkilenmiş vatandaşın mağduriyetini
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çepni
15.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, beraat
eden Nükleer Karşıtı Platform üyelerini
selamladığına ilişkin açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
Akkuyu Nükleer Santrali
Reaktörün oturduğu
alan 2 kez çatladı, trafoda yangın çıktı, temel çatlaklar
nedeniyle deniz suyu doldu. Nükleer atıkların nerede
depolanacağı hâlen belirsiz. Santralde 3 işçi hayatını
kaybetti. İş cinayetleri gizleniyor. İşçiler maaş
alamadıkları için eylem yaptılar, saldırıya
uğradılar. Hâl böyleyken Fukuşima nükleer felaketinin 10uncu
yılında Akkuyuda eylem yapan Nükleer Karşıtı Platform
üyesi 30 kişi yargılandı. Bugün Mersinde görülen ikinci
duruşmada arkadaşlarımız beraat ettiler.
Arkadaşlarımızı buradan selamlıyorum ve hep birlikte Nükleere
inat yaşasın hayat demeye devam edeceğiz.
BAŞKAN Sayın Çelebi
16.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İncenin
açıkladığı, kış bastırmadan acilen
yapılması gerekenlere ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Memleket Partisi olarak kar düşmeden,
kış bastırmadan acil yapılması gerekenleri Genel
Başkanımız Muharrem İnce 9 maddeyle açıkladı.
1) KDVyi 18den 15e düşürün.
2) Temel gıdalarda KDVyi
sıfırlayın.
3) ÖTVyi yeniden tanımlayın.
4) Vatandaşlık maaşını
derhâl işleme koyun, zor günlerinde vatandaşa yardım edin.
5) Eğitimde kaybımız giderek
artıyor, öğretmen atamalarını derhâl yapın.
6) Gençlerin, bütün öğrencilerin internet,
telefon, bilgisayar alımlarında özel iletişim vergisini
kaldırın.
7) Asgari ücretten vergi almayın.
8) Dolaylı vergileri kara kış için
kaldırın.
9) Başta TOBB ve bunun gibi kurumların
kasalarındaki nakit paraları derhâl üyelerine aktarın diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Taşdoğan
17.- Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin
Taşdoğanın, Türkiye İlaçta Yerelleşme Projesine
ilişkin açıklaması
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde
özellikle son beş yıl içerisinde birçok sektör ve sanayi kolunda
yaşanan millîleşme hamleleri kamuoyunun dikkatini çekmektedir. Bizler
de tüm bu gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. Türkiye
sağlık sektörüne genel bakışla bir değerlendirme
yaptığımızda spesifik bir alan ve çalışma olarak
2004 yılında Türkiye Sağlıkta Dönüşüm
Programıyla beraber Türkiyede sağlık hizmetlerine ve tedaviye
erişim açısından çok büyük bir gelişme
sağlanmıştır. Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi
sonrasında kurulan Cumhur İttifakının
oluşturduğu millet aklı ve millî iklimi göz önünde
bulundurduğumuzda On Birinci Kalkınma Planında yer alan Türkiye
İlaçta Yerelleşme Projesi Türk milletinin geleceği için hayati
öneme sahip çalışmalar arasındadır. Ülke olarak bu
çalışmaları desteklemek, katkı ve projeksiyon
sağlamak, millîleşmenin motivasyonu için büyük önem arz etmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kaplan
18.- Gaziantep Milletvekili İrfan
Kaplanın, Gaziantep Kuzeyşehirde yaşayan
vatandaşların mağduriyetlerine ilişkin açıklaması
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Seçim bölgem Gaziantepin Kuzeyşehir bölgesinde
yaklaşık 15 bin vatandaşımız yaşıyor. Otobüs
sayısı oldukça yetersiz, sağlık ocağı yok, eczane
yok, sosyal tesis ve pazar yeri yok, lise yok; TOKİnin aidatları
oldukça yüksek, vatandaşlarımız ödemekte zorluk çekiyor.
Kuzeyşehir bölgesine acilen sağlık ocağı, lise, sosyal
tesis ve pazar yeri yapılmalıdır. O bölgede eczane açmak isteyen
eczacı meslektaşlarıma kolaylık
sağlanmalıdır. Bu bölgede otobüs ve dolmuş sayısı
artırılmalıdır. Kuzeyşehire üvey evlat muamelesi
yapmayın. Kuzeyşehirde yaşayan
vatandaşlarımızın tüm mağduriyetlerinin giderilmesi
için yetkilileri göreve davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Aycan
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, kadın cinayetlerine ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini
şiddetle lanetliyoruz. Sırf kadın olduğu için, eş
olduğu için, eski eşi olduğu için bir kadının öldürülmesi
toplumsal bir sorundur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak tüm cinayetlere
karşıyız, kadın cinayetlerine özellikle
karşıyız. Cinayete kurban giden tüm
kadınlarımızı, özellikle Başak Cengizi rahmetle
anıyoruz. Bu cinayetleri önlemek hepimizin görevidir. Bu konuda
yapılacak her düzenlemeye peşinen varız. Bugün Sayın Genel
Başkanımız konuyla ilgili öneriler sundu. Evlilik öncesi
yapılacak muayenelerin, eğitimin önemini vurguladı. Katillerin
en ağır şekilde yargılanmasını, hiçbir nedenle
hafifletmeye gidilmemesini, cezaların indirilmemesini istiyoruz. Bu
katillerden kadınların korunmasının
artırılmasını, psikiyatrik danışmanlık
hizmetlerinin artırılmasını, ailelere yönelik sosyal
çalışmaların, psikolojik danışmanlığın
artırılmasını istiyoruz. Topluma huzurun hâkim
olmasını istiyoruz.
BAŞKAN Sayın Nuhoğlu
20.- İstanbul Milletvekili Hayrettin
Nuhoğlunun, Türk Devletleri Teşkilatı 8inci Zirvesine
ilişkin açıklaması
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Türk Konseyinin ismi Türk Devletleri
Teşkilatı olarak değiştirilmiştir, hayırlı
olsun. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin de öncelikle gözlemci ülke,
sonrasında ise üye ülke konumuna gelmesini bekliyoruz.
Türk Devletleri Teşkilatı 8inci
Zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Karabağ zaferi
dolayısıyla Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyeve
Türk Dünyası Yüksek Nişanı takdim etmiştir. 7 ülkenin en
üst düzeyde temsil edildiği zirvede takdim edilen nişanın
üzerinde Türkçe değil de İngilizce ifadenin yer alması Türk
milletinin vicdanını yaralamıştır. Türk
dünyasını bir araya getiren en önemli kültürel bağ dildir. Orta
Avrupadan Japon Denizine kadar büyük bir coğrafyanın dili de
Türkçedir. Türk dünyasının birlik ve bütünlüğünün
pekiştirilmesi için Türkçenin kullanılması şarttır.
BAŞKAN Sayın Filiz
21.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, çiftçi ve esnafın hızlı fiyat değişiklikleri
sebebiyle yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gaziantepli esnaf Ömrümüz boyunca böyle bir devir
yaşamadık, fiyatlar günlük hatta saatlik değişiyor,
gübreden boyaya kadar her kalemde fiyatlar saatler içinde değişiyor,
fırsatçılar bizimle oynuyor." diyor. Pide fırınlarının
sıkıntısı büyük. 10 Ağustos tarihinde torbası 156
TL olan unun fiyatı 15 Kasım tarihinde 260 TLye, tonu 600 TL olan
odunun fiyatı ise 1.100 TLye çıkmıştır. Buna
rağmen pidenin fiyatı 1,5 TLde sabit kalmıştır.
Fırıncı Hasan elini böğrüne koymuş Bir aydaki
kaybım 7 bin lira. deyip kara kara düşünmektedir. Bu arada
vatandaş ne yapsın? Bırakın katığı,
ekmeği bile satın alamaz hâldedir. Yanlış tarım
politikalarıyla Türk çiftçisi desteklenmezse sonuç budur. Üstüne üstlük çiftçiler
ve esnaf fırsatçıların olmayan vicdanlarına teslim
edilmiştir. Tedbir alınmadığı takdirde vatandaş
açlığa mahkûm olacaktır diyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Şimdi Sayın Grup Başkan
Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili
Sayın Erkan Akçay
Buyurunuz Sayın Başkan.
22.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Türk
Devletleri Teşkilatı 8inci Zirvesinin Türk dünyasına
hayırlar getirmesini temenni ettiğine, zirveye başkanlık
eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı ve Türkiyeyi
temsilen Aksakallılar Konseyine seçilen Binali
Yıldırımı tebrik ettiğine, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümüne, 14 Kasım
1944te sürgün edilen Ahıskalı şehitleri rahmetle andıklarına
ve 15 Kasım 2021de hayatını kaybeden İzmir Aliağa
İlçe Başkanı Abdürrahim Aydemire Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
12 Kasımda İstanbulda düzenlenen Türk
Konseyi Devlet Başkanları 8inci Zirvesinde Türk
dünyasının gelecek vizyonu adına tarihî kararlar alınmıştır.
Zirve toplantısı sonucunda Türk Dili Konuşan Ülkeler
İşbirliği Konseyi adının Türk Devletleri
Teşkilatı olarak değiştirilmesi tarihî ve köklü bir
dönüşümü ifade etmektedir. Zirvede Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin gündeme alınması, Macaristanın mevcut gözlemci
statüsünü sürdürmesi ve Türkmenistanın ilk defa gözlemci olarak zirveye
katılması önemli gelişmelerdir.
Zirvede kabul edilen Türk Dünyası 2040 Vizyon
Belgesi ve 2022-2026 Türk Devletleri Teşkilatı Stratejik Yol
Haritası doğrultusunda küresel ve bölgesel düzeyde atılacak
adımlar 21inci yüzyılın ve gelecek yüzyılların
istikametini belirleyecektir. Türk Devletleri Teşkilatı Dilde,
fikirde, işte birlik şiarıyla gelecek yıllarda bölgesel
bir organizasyon olmaktan çıkıp küresel bir birlik hâline gelecektir.
Bu vesileyle, Türk Devletleri Teşkilatı 8inci Zirvesinin Türk
dünyasına hayırlar getirmesini temenni ediyor, zirveye
Başkanlık eden Sayın Cumhurbaşkanımızı ve
Türkiye'yi temsilen Aksakallılar Konseyine seçilen Sayın Binali
Yıldırımı tebrik ediyoruz.
Sayın Başkan, Kıbrıs
Türklüğünün varoluş mücadelesi, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs
Barış Harekâtıyla mührünü vurmuş, 15 Kasım 1983te
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanıyla taçlanmıştır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümü
kutlu olsun. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana
emperyal odaklar ve onların iş birlikçileri tarafından
uluslararası hukuka aykırı yaptırımlara, ambargolara
maruz bırakılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kıbrıs
Türklüğünün eşitliğe ve egemenliğe dayalı devlet ve
toplum hedefi görmezden gelinerek sürekli engellenmiş, sekteye
uğratılmıştır. Gerçeklere dayanan, adil, iki toplumlu,
iki devletli bir yapı tesis edilmeden Kıbrıs davasına halel
getirecek girişimler bizim için yok hükmündedir. Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti egemen ve bağımsız bir devlettir.
Birleşmiş Milletler, 1983 tarihli 541 sayılı Kararından
vazgeçerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini bir an önce tanımalıdır.
Türkiye, Kıbrıs Türk halkının
varlığının, egemenlik haklarının eşit
statüsünün korunmasına ve Kıbrıs Türklerinin haklı
davasına sahip çıkmaya devam edecektir. Bu vesileyle,
Kıbrıs Türklüğünün bağımsızlık mücadelesine
ömrünü vakfeden başta Rauf Denktaş, Doktor Fazıl Küçük olmak
üzere tüm şehitlerimizi, gazilerimizi ve kahramanlarımızı
rahmet ve minnetle anıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, 14
Kasım 1944te insanlık tarihinin en karanlık günlerinden biri
yaşanmıştır. Yetmiş yedi yıl önce 90 bin
Ahıska Türkü, zalim Stalinin emriyle iki saat içerisinde trenlere
doldurularak öz vatanlarından koparılmıştır.
Ahıska, vatanından koparılan bir halkın vatan hasretidir.
13 yaşında sürgün yollarına düşen Ahmet Neymanoğlu
otuz sekiz yıl sonra köyüne gittiğinde şu sözlerle hislerini
dile getirmişti: 1944üncü senesi/Elimin elinden kesildi
sesi/Ahıskanın çıktı ahir nefesi/ Koç ayında
kılındı cenazesi. 1944 kışında sürgün yollarında
hayatını kaybeden Ahıskalı şehitlerimizi rahmetle
anıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, 15
Kasım 2021de İzmir Aliağa İlçe Başkanımız
Abdürrahim Aydemir geçirdiği bir kalp krizi sonucunda hayatını
kaybetmiştir. Merhum Abdürrahim Aydemire Allahtan rahmet, kederli
ailesine ve camiamıza başsağlığı diliyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Meral Danış Beştaş.
Buyurunuz Sayın Beştaş.
23.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Seyit Rızanın ölümünün 84üncü yıl
dönümüne, Ahmet Kayanın 21inci ölüm yıl dönümüne, AKP-MHP
iktidarının yarattığı yerli ve millî devalüasyona,
fahiş fiyatlara ve zamlara, mesnetsiz tutuklamalara, Kürt diline yönelik
baskılara ve Mem Araratın konserinin neden
yasaklandığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Dün, Seyit Rızanın ölümünün 84üncü
yıl dönümüydü. Seksen dört yıldır hâlâ onun zulme baş
eğmeyen duruşu, bizlerin yoluna ışık tutmaya devam
ediyor. Aradan geçen seksen dört yıl boyunca Seyit Rıza hâlâ inancımızda
yaşıyorsa onu öldüren zihniyeti sorgulamanın zamanı geldi,
geçiyor. Geçmişle yüzleşme ve hakikatlerin ortaya
çıkarılması ise bu yaralara tabii ki en büyük dermandır.
Baş eğmeyen, diz çökmeyen iradeye selam olsun diyorum ve oğlunun
idamını izletecek kadar insanlığını
kaybettirenlerin karşısında onun onurlu duruşu, bin
yıl geçse de, asla unutulamaz. Sevgi, saygı ve minnetle
anıyorum.
Sayın Başkan, Ahmet Kayanın bugün
ölüm yıl dönümü, 21inci yıl dönümü. O, duruşu ile ezgisiyle
hepimizin içini özgürlük ateşiyle, barış umuduyla doldurdu ve bu
ülkede, maalesef, her güzel insanın, her muhalifin acı sonu onu da
buldu; Pariste bu topraklara hasret, yaşama, yirmi bir yıl önce veda
etti. Onu, kendi sözleriyle anmak istiyorum: Hoşça kal iki gözüm.
İyi ki geçtin bu dünyadan. Evet, mezarında onu hâlâ linç etmeye
çalışan zavallılara dert olsun. Onu asla
unutmayacağız. Sevgi, saygı ve minnetle anıyorum.
Sayın Başkan, dolar rekorları
hız kesmeden devam ediyor. AKP-MHP ittifakının ekonomi
politikaları ülkeyi uçuruma sürüklüyor. Kardeşinize yetki verin,
ekonomiyi uçuracağım. diyen iktidar doları uçuruyor. Dolar
uçarken döviz lobileri kazanıyor, halk yoksullaşıyor. AKP-MHP
kendisinden önceki sağ iktidarlar gibi 70 sente muhtaç etmeye devam
ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Her
sabah dolar rekor kırıyor, kırılmadık rekor
bırakmadı; bugün itibarıyla 10,21;
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denen zam zulüm sistemine
geçmeden önce 1 dolar 4,70 idi, aradan geçen üç yılı aşkın
zaman içindeyse dolar 10,21e yükseldi. Sadece bir yılda TL yüzde 30dan
fazla değer kaybetti. Buna yerli ve millî devalüasyon denir. 90larda bir
günde halkın sofrasından devalüasyonla çekilen kaynaklar, AKP-MHP
ittifakında her gün çekilmektedir. 128 milyar doları frenlemek için
çarçur eden ve doları yükseltecek konuşmaların
yapıldığı, uygulandığı günlerde döviz
alım satımı yaparak vurgun yapanlar bu yerli ve millî
devalüasyonun temel sorumlusudur.
Yenikapıda, Ankaranın derin
dehlizlerinde, uyuşturucu ticaretlerinde bir araya gelen 90ların
karanlık yüzleri ve iktidar ortakları bu kez de halka devalüasyon
yaratırken bir araya gelmiş ve fotoğraf çektirmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Karanlık 90lı yıllar, 2000li yıllarda bitmemiş,
bilakis ekonomide, siyasette, bürokraside bu ittifakla tekerrür etmektedir.
Başka bir ekonomik mesele, zamlar. Her gün
istinasız zam haberiyle uyanıyoruz. Dün gece itibarıyla
şekere yüzde 25 zam yapıldı. Pancar ve şeker üretiminde
rekor kırdık. diye açıklama yapılıyorken
peşinden gelen müjdeyse zam. Şekerde arz iddiaları gerçek
dışı deniliyor ancak peşinden gelen açıklama zam.
Şeker fabrikalarını tek tek sattınız, kalanları
Varlık Fonuna devrettiniz. AKPnin şirket fonu, Türkiye
halklarının mutfağını, sofrasını her gün
ziyaret ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Zamla
ziyaret ediyor, enflasyonla, fahiş fiyatlarla ziyaret ediyor. Resmen
ülkeyi kendi çiftliği gibi yöneten bir iktidar var. Buyurun; şekere
zam, una zam, suya zam, elektriğe zam, doğal gaza zam. Neye mal
olursa olsun şekeriyle, unuyla, suyuyla ekonomi zulmüne
uğrattığınız bu halk helvanızı kavuracak;
zamlara rağmen, fahiş fiyatlara rağmen bu helvanızı
kavuracak.
Sayın Başkan, tutuklamalar bitmiyor. Evet,
dün de Diyarbakırda çok sayıda, 19 partilimiz ve sivil toplum
yöneticileri tutuklandı; sendikalar, STK yöneticileri. Ben bunların
ismini tek tek görevleriyle saymak istiyorum: Diyarbakır il yöneticisi
Mehmet Asena, Bağlar İlçe Eş Başkanımız
Nasır Yelter, ilçe yöneticimiz Mehmet Hüseyin Baran, Yerel Yönetimler
Kurulu üyemiz Ömer Filitoğlu, DBP Diyarbakır il yöneticileri Yasemin
Akengin, Mehmet Ali Alkan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Mehmet
Süslü, Abdullah Cengiz, Pir Sultan Abdal Derneği Genel Merkez yöneticisi
Erkan Keskin, SES Diyarbakır şube yöneticisi Gülhan Tekin,
EĞİTİM SEN Denetleme Kurulu üyesi Arzu Koç ve bir
barış annesi Nazife Yiğit. Neden mi tutuklandılar?
Demokratik protesto haklarını kullandıkları için. Birkaç
örnek vereyim; Demirtaşa ve diğer rehin arkadaşlara rehin
dedikleri için. Evet, rehinler. Bir milyon kere de tutuklasalar biz rehin
demeye devam edeceğiz. Kobani gözaltılarını protesto
ettikleri için, Kürt Dil Bayramını kutladıkları için,
Nevroz mitingine, 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine
katıldıkları için. Bu mesnetsiz tutuklamalarla bir halkı,
bir inancı, bir dili susturacağını sananlar tabii ki
yanılıyorlar ve halkların taleplerini bastıramazlar.
Yurttaşların bastırılacağını sananlar her
gün tekrar tekrar bu mücadeleyi büyütüyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Toparlayacağım.
Tüm bu haksızlıkları ruhlarında
yaşayanlar, mücadeleden asla vazgeçmez.
Sayın Başkan, Kürt diline yönelik
baskılar da hız kesmeden devam ediyor. Bizim İstanbul Gençlik
Meclisimizin Bağımlılığı Kıralım, Yeni
Yaşamı Kuralım kapsamında Su Gösteri Sanatları
Sahnesinde düzenleyeceği Dawîya
Dawî stand up gösterimi Fatih
Kaymakamlığı tarafından engellendi ve hiçbir gerekçe
gösterilmedi. Yine, ünlü bir Kürt sanatçı Mem Araratın 4
Aralıkta Ankaranın Keçiören ilçesinde, Neşet Ertaş Kültür
Merkezinde yapacağı konser Kürtçe müzik yapacağı
gerekçesiyle iptal edildi ve açıkçası bu, Kürt diline, Kürtlere
yönelik düşmanlık Türkiyenin her yerinde yaygınlaşmaya
devam ediyor. Kürtçeye bilinmeyen dil diyenler bunun en büyük
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum zaten.
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
tavrın, Kürt dilini bilinmeyen bir dil olarak tanımlayanlardan
cesaret aldığı açıkça ortadadır; Kürt diline ve Kürt halkına
karşı nefret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve
aşağılama suçu oluşturduğu açıktır.
Her gün meydanlarda, hatta Genel Kurulda, grup
toplantılarında Kürt sorununu çözdük, Kürtçenin önünde hiçbir engel
yoktur. diyenlere sesleniyorum: Mem Araratın konseri neden
yasaklandı? Bugün sadece bunu sormakla yetineyim çünkü bu konuda önümüzde
yüzlerce, binlerce yasak kararı var. Kürt dilini unutturamazlar, Kürtleri
asla susturamazlar.
Teşekkür ediyorum Başkanım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Özgür Özel.
Buyurunuz Sayın Başkanım.
24.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümüne,
Ahmet Kayanın 21inci ölüm yıl dönümüne, Ataşehirde vahşi
bir cinayete kurban giden Başak Cengizi rahmetle andıklarına,
İstanbul Sözleşmesinden çekilen zihniyeti bu ülkedeki tüm
kadınlara ve vicdanlı insanlara şikâyet ettiklerine, açık
ceza infaz kurumlarında bulunanlara verilen Covid-19 izninin
uzatılması gerektiğine ve Manisa ili Salihli ilçesi Caferbey
köyünün çöp transfer istasyonu sorununa ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Meclisimize başarılı bir hafta
diliyorum.
Dün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
38inci kuruluş yıl dönümüydü. 1974te 3üncü Genel
Başkanımız Bülent Ecevitin Başbakanlığında
merhum Necmettin Erbakanın Başbakan Yardımcısı olarak
görev yaptığı hükûmetin girişimleri Kıbrıs Barış
Harekâtıyla adaya barış ve huzur getirmişti.
Barış Harekâtının ardından Rauf Denktaşın
kurucu Cumhurbaşkanlığında 1983 yılında kurulan
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl
dönümünü Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bir kez daha kutluyoruz.
Bugün, ülkemizin yetiştirdiği en önemli
sanatçılardan biri Ahmet Kayanın 21inci ölüm yıl dönümü.
Kayayı ölüm yıl dönümünde anıyoruz. 1999da Magazin
Gazetecileri Derneğinin, kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde
yaptığı bir konuşmada kendi dilinde, ana dilinde Kürtçe
şarkı söyleyeceğini ifade etmesi üzerine çağlar gerisinden
gelen bir protestonun ve saldırının odağı hâline gelen
Kaya, yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştı. O
salonda bulunanların bugün pişmanlıkla
hatırladığı o günlerden bugüne Türkiye'nin siyasi ikliminin
maalesef çok da değişmediğini hatırlatmamız gerekiyor.
Çok değil birkaç gün önce Keçiören Belediyesi 4 Aralıktaki bir
konserin sözleşmesini Kürtçe şarkı söylenecek olması
nedeniyle feshetti. Bu topraklardaki tüm dillerin, tüm kimliklerin
başımızın üstünde yeri olduğunu
hatırlatıyor, bu topraklarda tüm farklılıklara tahammül
edilen bir iklimin tesis edilmesini temin edeceğimizin sözünü veriyoruz.
Sayın Başkan, geçtiğimiz günlerde
Ataşehirde vahşi bir cinayete kurban giden Başak Cengizi bir
kez daha rahmetle anıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Her kadın cinayetinden
sonra erkek siyasetçilerin aynı monoton cümleleri kuruyor olmasından
tüm kadınların artık sıkıldığının
farkındayız.
Dün Adalet ve Kalkınma Partisinin sözcüsü, bir
dizi beylik lafın ardından Bunun vakti geldi de geçiyor. diyor.
Cumhuriyet Halk Partisine saldırmaya vakit buluyorsunuz da ileri geri
sözler kullanmaya vakit buluyorsunuz da on dokuz yıllık
iktidarınızda kadına yönelik şiddet sorununu çözmek için
niye vakit bulamıyorsunuz ve bu pişkince açıklamaları
yapıyorsunuz?
İstanbul Sözleşmesinden çekilmeye vakit
bulanlar, İstanbul Sözleşmesinden çekildikleri günden beri
kadın cinayetlerinin azalması, önlenmesi yönünde
parmaklarını oynatmayanlar, verdikleri çekilme kararıyla kanunun
uygulayıcılarına zımni talimatlar verdiklerinin ve
bunların kadınları daha güvencesiz
kıldığının farkında değiller mi acaba?
İstanbul Sözleşmesinden çekilen zihniyeti, kadın
cinayetlerinden vicdan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İstanbul
Sözleşmesinden bir gece yarısı, karanlıkta çekilen bu
zihniyeti, her kadın cinayetinden sonra vicdanı sızlayan bu
ülkedeki tüm kadınlara ve tüm vicdanlı insanlara şikâyet
ediyoruz.
Sayın Başkan, 14 Nisan 2020 tarihinden
itibaren açık ceza infaz kurumlarında bulunanlara verilen Covid izni
birkaç kez uzatıldıktan sonra 30 Kasım 2021 günü son bulacak.
Açık ceza infaz kurumlarından çıktıktan sonra iş
bulanlar, üniversiteye başlayanlar, hayatlarını rayına
koyanlar oldu. Eğer ceza infazının amacı ıslah
olmaksa, bu insanlar yeniden bir suç işlemedilerse bu insanları
yeniden ceza infaz kurumlarına göndermek kanunun ruhuna ne kadar uygundur,
tartışılır.
Ayrıca, 14 Nisan 2020de, pandemi gerekçe
gösterilerek açık ceza infaz kurumları
boşaltılmıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O tarihte günlük vefat
sayısı 107 idi. Dün, vefat sayısı günlük 215. Üç buçuk
aydır 200ün altına çok nadir düşüyor ama 107 vefat varken bu
kararı alanların bugün günlük 200ün üzerinde, 215 vefat varken bu
uzatmayı yapmamayı nasıl savunduklarını gerçekten
merak ediyoruz.
Son olarak, Sayın Başkan, kendi ilim
Manisamızın Salihli ilçesi Caferbey köyünün bir çöp transfer istasyonu
sorunu bulunmaktadır. 2018 yılında Salihli Belediye
Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı
tarafından bu tesise asla izin verilmeyeceği sözü verildiği
hâlde, geçtiğimiz günlerde, bir gece yarısı polislerle,
zabıtalarla köy kuşatılmış ve köy merkezine 500
metreden az mesafede bulunan, hayvanların otladığı,
üzümlerin serildiği, içme ve sulama suyunun geçtiği bir yere böyle
bir tesisin kurulması için zor kullanılmaya
başlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum.
Projeye göre, günlük tam 180 kamyon çöpün bu köye
gelmesi, burada işlenmesi öngörülmektedir. Bu alanın etrafında
tarlalar, bağlar ve yanında kullanma suyunun kaynağı
bulunmaktadır. Bu projeye Karayolları karşı, Devlet Su
İşleri karşı, Orman İşletme ve Tarım
Bakanlığı karşı ama birileri ısrar ediyor.
Vatandaşın karşı
çıktığı bu projenin hayata geçirilmemesi için
vatandaşlarımızla birlikte biz direnmeye devam edeceğiz.
Ama her milletvekilimize soralım: Kendi köyünüze,
yakınlarınızın yaşadığı köye günde 180
kamyon çöp gelecek olsaydı sizin tepkiniz, tavrınız ne olurdu?
Caferbey halkının sonuna kadar yanında yer almaya devam
edeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan.
25.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Türk
Konseyi Devlet Başkanları 8inci Zirvesine, Türk Dünyası Film
Festivaline, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş
yıl dönümüne, katledilen Başak Cengize Allahtan rahmet
dilediğine, kadınların hak ettiği standartları ve
koruma mekanizmalarını hayata geçirmeye devam edeceklerine ve Genel
Kurulda bu hafta uzlaşmacı ve barışçıl bir
çalışma içerisinde beşinci yargı paketini hayata geçirmeyi
temenni ettiğine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, malum olduğu üzere,
Türk Konseyi Devlet Başkanları 8inci Zirvesi, 13 Kasımda
ülkemizin ev sahipliğinde İstanbulda gerçekleştirildi. Kabul edilen
İstanbul Bildirisiyle; siyasi, ekonomik ve kültürel iş
birliğimizi geliştirme yönündeki
kararlılığımız vurgulandı. Türk Dünyası 2040
Vizyonunun kabulüyle de dilde, fikirde iş birliği şiarına
bir adım daha yaklaşmış oldu.
Tabii, o zirvede, Sayın İlham Aliyevin,
Azerbaycan Cumhurbaşkanının, yapmış olduğu
konuşmada: Aziz kardeşim Recep Tayyip Erdoğan, Türk
dünyasının lideridir. Onun sayesinde Türkiye, dünyada bir güç merkezi
hâline gelmiştir, söz sahibi olmuştur. Bize güç veren, Türkiye'nin
güçlenmesidir. Bu nedenle her birimiz, Erdoğana minnettarız.
ifadelerini kullanmıştı. Milletimizden almış
olduğumuz yetkiyle, Türk dünyasının bizlere olan güveniyle
inşallah bölgesel ve küresel güç olmaya, milletimizi, refah ülkesi
Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşımaya devam
edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yine geçen hafta Merhamet Yüklü Kanatlar mottosuyla yola
çıkan, 13 Kasım tarihinde İstanbulda ilki gerçekleştirilen
Türk dünyası sinema ödülleri törenine tanıklık ettik. Türk
dünyasından pek çok ünlü sanatçı katıldı. Sinema sanatı
vasıtasıyla müşterek tarihî, kültürel ve toplumsal
değerlerimizin güçlenmesine ve zenginleşmesine katkı
sağlayacak olan film festivalini büyük bir coşkuyla takip ettik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Türk Dünyası
Katkı Ödülleri Bakü Medya Merkezi adına Arzu Aliyevaya, vefa ödülü
Türk dünyasının ortak değerlerinden Cengiz Aytmatov adına
oğlu Eldar ve kızı Şirin Aytmatova
Belgesel Film
Yarışması ödüllerinde 1inciliği İrandan
İkizler, 2nciliği Özbekistandan Halkın Cesareti,
3üncülüğü de Rusyadan Dil Bilimci yapımı elde etti ve yine
En İyi Film Ödülüne Azerbaycandan Dağınık Ölümler
Arasında adlı yapımı, En İyi Yönetmen Ödülüne
Kırgızistan Şambala filmi layık görüldü.
İnşallah bu kültürel ve sanatsal iş birliğinin artarak
devam edeceğine inanıyoruz.
Yine, otuz sekiz yıl önce kurulan Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 15 Kasım tarihi, kuruluş
yıl dönümü. Kıbrıs Türk Federe Meclisinde alınan kararla 15
Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türk halkının siyasi
yaşamının önemli bir dönüm noktası
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
ve mücadelelerini
devlet kuruluşuyla dünyaya ilan ettiği tarihtir. Meclis aynı gün
düzenlediği olağanüstü oturumda Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin Kuruluş ve Bağımsızlık Bildirgesini
oy birliğiyle onayladı. Başınız dik, korkusuz ve
insan haysiyeti içerisinde yaşayasınız diye abilerinizin
vermiş olduğu mücadele bitmiş değildir. Şimdi bu eser
hepimizindir. Rauf Denktaş, 15 Kasım 1983te
Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyoruz,
kutluyoruz; şehit ve gazilerimizi de rahmet, minnet ve şükranla yâd
ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son olarak, yine içimizi yakan vahşi, hain, sinsi bir
kadın cinayetiyle karşı karşıyayız. Başak
Cengizin katledilmesi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başak Cengizin
hunhar, sinsi bir cinayetle hayatına son verilmesi yüreğimizi
dağladı. Bütün bu cinayetler, AK PARTİnin bugüne kadar hem
anayasal hem yasal reformlarla kadınlarımızı koruma
noktasında yaptığı düzenlemelerin ve kararlı
duruşumuzun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz
medeniyetimizden ilham aldığımız ve
kadınlarımızın hak ettiği standartları ve koruma
mekanizmalarını hayata geçirmeye inşallah devam edeceğiz.
Bu vesileyle hem yapmış olduğumuz
yasal düzenlemeleri, anayasal düzenlemeleri, kadınımızın
sosyal, ekonomik ve siyasi açıdan daha etkin bir noktaya gelmesi yönündeki
mücadelemizi sürdüreceğiz
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul)
Kadınlarımız değil, önce kadınımızdan
vazgeçsen.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
ve bu noktada etkin ve
kararlı çalışmalarımızı yeni düzenlemelerle
geleceğe taşıyacağımızı ifade ediyor, bu
hafta
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Kadınlar
kimsenin kadını değil, şu dili değiştirseniz
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başak Cengiz
kardeşimize Allahtan rahmet niyaz ediyorum, milletimize ve bütün
yakınlarına sabrıcemil niyaz ediyorum ve Genel Kurulun bu hafta
yapacağı çalışmalarda tüm siyasi gruplarla uzlaşmacı
ve barışçıl bir çalışma içerisinde milletimizin hak ettiği
beşinci yargı paketini hayata geçirmesini temenni ediyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, pek kısa bir söz yani cevap olduğu için.
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
26.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Doğrusu Genel Kurulda -daha önce de defalarca
ifade ettik- kadınlarla ilgili söz kurulurken lütfen, hiç kimse
kadınımız, kadınlarımız,
kadınımız, kadınımız diye nakaratları
tekrar etmesin; kadınlar kimsenin değil. Nasıl biz
erkeklerimiz demiyorsak erkekler de kadınlarımız diye
konuşmasın yani bir sahiplik ekiyle. Türkçeyi biliyoruz sonuçta,
böyle bir aidiyet yok; bir bu. Biz bunu reddediyoruz kadınlar olarak, en
azından HDPli kadınlar olarak.
Sayın Başkan, ikincisi de İstanbul
Sözleşmesinden çekildikleri hâlde hâlâ kadınları
koruduklarını iddia edenler, büyük bir yalan atıyorlar; çok
üzülerek bunu söylemek zorundayım. İstanbul Sözleşmesinden tek
taraflı çekilmek, bugün kadınları katledilmekle yüz yüze
bırakmıştır.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kadına
karşı şiddetle etkin mücadelemizi sürdüreceğiz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, pek
kısa bir söz talebim benim de var.
BAŞKAN Sayın Özel
27.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Denizli
Milletvekili Cahit Özkan ve Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın yaptıkları açıklamalarındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, biraz
önceki değerlendirmelere katılıyorum. Sadece orada En
azından HDPli kadınlar olarak deyince biz de Cumhuriyet Halk
Partisi olarak durumumuzu netleştirelim. Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun,
sözcülerinin, üyelerinin kadınları yoktur. Cumhuriyet Halk Partisinde
kadınlar vardır, eşittirler, hakları vardır ve hiçbir
aidiyet ekini de hak etmezler.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ya Ben sizin
bacınızım diyene ne diyeceğiz? Değil misiniz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz
bacımız demiyoruz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Ha, yok, diyen var da
ben
Herkes farklı yani.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Trollük yapma, trollük.
BAŞKAN Sayın Özkan
28.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
kadınların siyasette, sivil toplumda, iş dünyasında daha
etkin rol almaları için her türlü yasal düzenlemeye, anayasal
değişikliğe ve idari uygulamaya liderlik yapacaklarına
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Bu noktada, Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde, AK PARTİ siyasetinde, kadın
liderliğinde, kadınlar öncülüğünde siyasi yelpazenin
genişlediği bir sürece hamdolsun son yirmi yılda tanık
olduk. Özellikle AK PARTİ, kuruluşundan bugüne, gerek Büyük Millet
Meclisinde gerek belediye meclislerinde, ilçe meclislerinde, il genel
meclislerinde kadın temsilini en yüksek oranda sağlayan ve bu noktada
pozitif ayrımcılığı, parti tüzüğü hâline getiren
bir harekettir ve burada, özellikle kadınlarımızın...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yine
kadınlarımız diyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) ...erkeklerimizin,
yaşlısıyla genciyle 85 milyonun kader birlikteliği
içerisinde olduğu anlayışını bir kez daha vurguluyoruz
ve bu noktada, kadınların, siyasette, sivil toplumda, iş
dünyasında daha etkin rol almaları için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Öğreniyor,
öğreniyor, kadınlar dedi.
BAŞKAN Tamamlayalım efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) ...her türlü yasal
düzenlemeye, anayasal değişikliğe ve idari uygulamaya liderlik
yapacağımıza bir kez daha milletimizin huzurunda söz veriyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan...
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan...
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Akçay...
Buyurunuz Sayın Başkan.
29.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Manisa Milletvekili
Özgür Özelin yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Kullandığımız kelimeler ve
cümleler, aynı zamanda lafzıyla ve ruhuyla birlikte anlam ifade
ederler. Şimdi, kadınlarımız derken,
evlatlarımız gençlerimiz Meclisimiz milletvekillerimiz
siyasi partilerimiz derken bunları bir iyelik eki olarak değil,
aksine, bir aidiyet ifadesi olarak da alabiliriz, almamız gerekir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz de
onu reddediyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ya, kabul etmeyebilirsiniz de
yani kadınlarımız ifadesi veya çocuklarımız
eşlerimiz gibi ifadeler aynı zamanda aidiyeti, empatiyi,
özdeşliği de ifade eder. Bunu da görmek lazım ve bence
tartışılacak bir mesele de değildir bize göre.
Teşekkür ederim.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Ya, mesele tam o,
kimseye ait değiliz biz. Tam mesele o, biliyor musunuz?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ya, kimseye aitlik falan
değil, aidiyet yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Müsavat
Beyden son kez özür dileyerek
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu,
izninizle efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) İstirham ederim, buyurun efendim.
BAŞKAN Sayın Beştaş
30.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, birkaç örnek: Kadın ve erkek eşitliği,
fıtrata aykırıdır. diyen Cumhurbaşkanı
Erdoğan. Diğeri Kadınlar iş aradığı için
işsizlik var. diyen aynı AKP. Bir diğeri, eş
başkanlık sistemimizi belediyelerde terörize eden yine aynı AKP.
AKPnin kadın oranı yüzde 18,82; bizimki yüzde 41,7; onu söyleyeyim.
Diğeri, kadınların siyasetteki temsil gücünün artması
AKPye rağmen elde edilmiştir, kadın mücadelesiyle; onların
verdiği destek falan yok, hep köstek oluyorlar, hep engel oluyorlar ve onlara
kalsa kadınların oy kullanma hakkı bile herhâlde olmayacak.
Diğeri de Evdeki işler yeter. diyen Bakan; Papua Yeni Gineden mi
geldi, Angoladan mı geldi, bilmiyorum yani kendi Bakanları.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bağlamı
ayrı, bağlamı ayrı ya. En çok kadın istihdamı bu
dönemde.
BAŞKAN Bitirelim, tamamlayalım
Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, dil, bizim bilinçaltımızdır, bizim
evrenimizdir; aidiyet, dil bilgisi kurallarını burada birbirimize
anlatmayalım. Hakikaten, İstanbul Sözleşmesini kaldıran
bir iktidar sözcüsünün bu kadar öz güvenle konuşmasını çok büyük
bir talihsizlik olarak görüyorum. İnsan, biraz mahcup olur; insan, biraz
kadınlar karşısında başını eğer.
Gerçekten, kadınlar -en son Başak Cengiz olduğu için onun ismi
geçiyor- her gün katledilmeye devam ediliyor.
En son şu örneği de vereyim: Hamile
kadın, sokakta dolaşamaz. diyen biz değildik, yine, sizin
sözcülerinizdi ve Kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum.
diyen de sizin Genel Başkanınızdı.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın
Başkanım, yani usul değiştikten sonra
BAŞKAN Sayın Özkan
ERKAN AKÇAY (Manisa) Cinsiyet odaklı siyaset
yapılıyor, cinsiyet. Aidiyet lafı bile bu kadar
saptırılır mı ya?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kürsüden de verilebilir
ama
BAŞKAN Açalım mikrofonu.
31.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ben, özellikle,
Sayın Meral Danış Beştaşa teşekkür ediyorum.
Niçin? Diyor ki: Bu kadar öz güven niye? Yaptık, çalıştık
da ondan bu öz güven; çalıştık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bak, ne yapmışız?
Anayasada kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığı
anayasal düzenimizin bir parçası hâline getirdik; bu, çok önemli. Daha
evvel, maalesef, vesayetçi anayasal rejim, kadınlar lehine
yaptığımız bütün pozitif ayrımcılıkları
iptal ediyordu, yasal düzenlemeleri iptal ediyordu; eşitlik ilkesine
aykırı görüyordu. Bunun için, öz güvenli hareket ediyoruz.
Yine, kız çocukları için okullaşma
oranlarını ilkokullarda yüzde 97ye yükselttik, evet, yüzde 100e
yakın ve yüzde 100ü de başaracağız inşallah.
Yine, kadınların okuryazarlık
oranı 2002de yüzde 75 iken yüzde 95e yükseldi.
Yine, kadınların iş gücüne
katılma oranı
Öz güven var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Öz güvenimiz var, onun
için konuşuyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Söylediklerime cevap verin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kadınların
iş gücüne katılım oranı 2002de yüzde 25 iken bugün yüzde
38e yükseldi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yüzde 27ye
düştü, rakamları çarpıtma.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kadına yönelik
şiddetle mücadelede birçok anayasal ve yasal reformlar
gerçekleştirdik ve arkasında sapasağlam duruyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
reformların hiçbiri gerçeği yansıtmıyor, hepsi büyük yalan.
Tamamen propaganda amaçlı söylüyorsunuz. Kadına yönelik en büyük
saldırıyı yapan iktidarsınız siz.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Niye
sözleşmeden geri çekildiniz? Pek sağlam duramıyorsunuz galiba.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakınız,
2012de, 81 ilimizde açtığımız Şiddeti Önleme ve
İzleme Merkezlerinde bugüne kadar şiddet mağduru bütün
kadınların taleplerine cevap verilmiştir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hiçbir
kadının talebi karşılanmamıştır.
Kadınlar ölmeye devam ediyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda,
yaptıklarımız hem siyaset alanında -iş
dünyasında, sivil toplumda- temsil imkânının
artırılması noktasında hem de yine kadınların
talep ettiği iş dünyasına katılım noktasında
bütün çalışmaları bugüne kadar
artırdığımız gibi çok daha yüksek oranda
artırmaya, her şeye rağmen geliştirmeye devam
edeceğiz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkanım...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Şiddet verilerini açıklasınlar, cinayet verilerini
açıklasınlar, tecavüz verilerini açıklasınlar,
cezasızlık verilerini açıklasınlar; böyle boş boş
şeyleri açıklamasınlar.
BAŞKAN Sayın Özel...
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
tutanak altındayız. Şimdi, şunu öz güvenle bir
cevaplasınlar bakalım: Anayasanın hangi maddesine
kadınlarla ilgili pozitif ayrımcılık maddesi
eklemişler? Kasıt, 2004 yılında AK PARTİ ve Cumhuriyet
Halk Partisinin uzlaşıyla geçirdikleri Anayasa
değişikliğinde, Anayasanın 10uncu maddesindeki kanun
önündeki eşitlikteki zımni ve belirsiz değişiklikse,
Cumhuriyet Halk Partisinin o dönemde maddeye açıkça pozitif
ayrımcılık maddesini önerdiğini, AK PARTİ
tarafından kabul edilmediğini, uzlaşmanın ancak bu mahcup
cümlede sağlanabildiğini, gerçek bir pozitif ayrımcılık
maddesiyle ilgili bir şey okunduysa onun Cumhuriyet Halk Partisinin hazırladığı,
yapmakta olduğu güçlendirilmiş parlamenter sistem
çalışmasıyla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerden
etkilendiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bugün, Cumhuriyet Halk
Partisinin madde 10a yönelik, pozitif ayrımcılıkla ilgili
yapmış olduğu çalışmada son derece net ifadeler
vardır. Ancak Cahit Özkanın bahsettiği 2004 değişikliği
ve madde 10sa bana okusun bakalım, o madde neymiş? O süreçte
pozitif ayrımcılık maddesinin buraya konulmasını AK
PARTİnin müzakerecilerinin reddettiği, hem Meclis
kayıtlarındadır hem kamuoyunun malumudur.
Teşekkür ediyorum efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başkanım,
soru sordu, böylesi
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu
hakkını bir kullansın, devam edelim efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın
Başkanım, sadece bir cümle
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
33.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yani, ben Özele böyle
bir imkân verdiği için de teşekkür ediyorum.
Bakın, Anayasamızın 10uncu
maddesinin ikinci fıkrasında, Sayın Özelin ifade ettiği
gibi, elbette 2004te bir değişiklik var. Esas mesele nereden
kaynaklanıyor? Bakınız, bu düzenleme, ikinci fıkranın
son cümlesi 2010 yılında yapıldı. Eğer o düzenleme
olmamış olsaydı, maalesef, kadınlar lehine yapılan
bütün pozitif ayrımcılıklar, Anayasa yargısında
iptalle karşı karşıya kalıyordu. Böyle bir düzenlemeyi
AK PARTİ sevk etti ki kadınlar için yapılacak yasal
düzenlemelerde Anayasa yargısında ruh çağırma törenleriyle
yapılan iptal kararları verilmesin. O da nedir? Bu maksatla,
kadına pozitif ayrımcılık sağlanması amacıyla
alınacak tedbirler
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Nerede yazıyor? Nerede
yazıyor?
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
eşitlik ilkesine
aykırı olarak yorumlanamaz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalan efendim, yalan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) 10uncu maddesinin
ikinci fıkrasının son cümlesi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Efendim, Bu maksatla
alınacak tedbirler eşitlik ilkesine
Bakın, tutanak
altındayız ya, diyor ki: pozitif ayrımcılık. Nerede
yazıyor?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ya, bakın
işte
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazmıyor, oku.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Burada
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalan, yok ağabey öyle
bir şey.
BAŞKAN Sayın Başkanlar
CAHİT ÖZKAN (Denizli) 2010 yılı
değişikliği, ek cümle
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet, oku, oku.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tamam, oku.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Pozitif
ayrımcılık nerede yazıyor?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yahu, Bu maksatla
alınacak tedbirler
Sayın Özel, bu düzenleme
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır, şurada ya, madde şurada, burada.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet, okuyorsun, pozitif ayrımcılık
diyorsun, nerede?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakınız
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yahu, dinleyin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu düzenleme
olmasaydı, pozitif ayrımcılık yaptığın bütün
yasalar Anayasa yargısında iptal edilirdi.
BAŞKAN Bunu birlikte müzakere ederek
çözeceksiniz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
Okuyorum. diyor. Sayın Başkanım, bakın, tutanak
altındayız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Anayasa
yargısında iptal edilecek yasal düzenlemelerden bahsediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Okuyorum. diyor, Bu
maksatla alınacak tedbirler pozitif ayrımcılık. diyor,
orada öyle bir şey yok. Yazıktır ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Özel eczacıdır,
Anayasa yargısı, hukuk yargısı bilmez.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, Anayasanın lafzını
çarpıtıyor. Anayasada yazılan bir konu var ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çarpıtıyor ya!
Okuyorum. diyor, yalan atıyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yapılacak bütün
yasal düzenlemeler Anayasa yargısında iptal ediliyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Okuyorum. diyor, yok.
BAŞKAN Evet, çok teşekkür ediyoruz.
İYİ Parti Grup Başkan Vekili
Sayın Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Olmayan bir şeyi
okuyorsun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne yazıyor baksana
oraya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, yok.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu ne?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, ağabey. Nerede,
yazıyor mu pozitif ayrımcılık?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Oku orayı. Ya,
pozitif mi yazacak?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazacak tabii!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yahu, bu cümle
işte. İlla İngilizce mi olacak?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok ağabey, yalan!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İngilizce mi
olacak illa, Türkçe yetmiyor mu?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır, ne alakası var ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Türkçe yetmiyor mu,
İngilizce mi olacak illa? Al sana!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Komik olma ya, komik olma,
gülerler sana. Yazıktır ya! Tutanak altında göz göre göre yalan
atıyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Türkçe yetmiyor sana,
Fransızca da konuştuk olmadı, Türkçe de konuştuk
olmadı. Hangi dilde istiyorsun?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazık ya!
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Zamanımı baştan alır mısınız
efendim?
BAŞKAN Sizin zaten hakkınız
doğdu efendim, zamanla ilgili probleminiz olmayacak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazık ya! Pozitif
yazmasın da olumlu yazsın, var mı? Yok.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İlla pozitif
diyecek değil mi orada?
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkanım
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalan, yalan, yalan!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Pozitifin Türkçesi
var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tutanak altında
yalancısın artık, tutanak altında yalan atıyorsun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Türkçesini yazdık,
lehine diyor lehine, lehine.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne yazıyor?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne demek lehine?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hani nerede yazıyor?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Lehine demek
kadın için demek.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazmıyor, yazmıyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kadına pozitif
ayrımcılık demek.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazmıyor, yalan! Vallahi
yalan, billahi yalan!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Türkçe söylüyor,
Cumhuriyet Halk Partisi Türkçeyi de istemiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanım, olmayan
kelimeyi ekledi tutanak altında.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İllaki
İngilizce kökenli olacak!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya,
Anayasanın lafzını değiştiren bir söz kuruyor ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İllaki
etimolojisinde İngilizce olacak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok ağabey, yok, yok!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Anayasada olmayan bir kelime söylüyor ya! Böyle bir şey yok ya! Anayasa
var elimizde ya!
BAŞKAN Müsaade eder misiniz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Olmayan kelimeyi ekliyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Özgür Bey, o metinden
ne anlıyorsunuz siz ya?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Metni
okuyun diyoruz, anladığınızı söylemeyin.
BAŞKAN Sizin adınıza Sayın
Dervişoğluna saygıları arz ediyorum.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ya, alınacak
tedbirler diyor, Türkçe diyor. Türkçe diyor, işte.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) E, tamam
tedbir ile pozitif ayrımcılık ne alaka?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İlla pozitif mi
diyeceğiz?
BAŞKAN Buyurunuz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Efendim, Sayın Başkanım
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İlla
İngilizce mi yazacağız?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Niye pozitif? Sen koydun onu
oraya. Yalan.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sen ne anladın
ondan, ne anladın, onu söyle.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkanım, çok önemli bir tartışma
yaşanıyor, ben araya girmeyeyim isterseniz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Özgür Bey, siz ne
anladınız ondan?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Pozitife bir bak
bakalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Suçüstü, suçüstü.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Pozitife bir bak
bakalım. İlla İngilizce olacak ha.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ne
alakası var ya?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Fransızca da
konuştuk, anlamadınız. Türkçe olsun diyoruz, onu da
istemiyorsunuz.
BAŞKAN Ben ara vermeyeceğim bu konuda.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
34.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya
Türkiye Büyük Millet Meclisinin uzlaşma kültürüne
sağladığı katkı bakımından
şükranlarını sunduklarına, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin 38inci kuruluş yıl dönümüne, Ahıska Türklerinin
sürgün edilişinin 77nci yıl dönümüne ve sürgünde şehit olan tüm
Ahıska Türklerini rahmetle andığına, sosyal yardım
alan hane sayısındaki artışa,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden beri
yoksulluğun 2 kattan fazla artış gösterdiğine, döviz
kurundaki artışın ilaç fiyatları ve ilaç stokları
üzerindeki olumsuz etkisine, kadın cinayetlerine ve
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı üslubunu düzeltmeye
davet ettiğine ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Efendim, çok teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Böyle önemli ve milletimizin dikkatini çeken bir
tartışmada araya girerek Adalet ve Kalkınma Partisinin fikir
insicamını bozduğum için de özür dilerim. Dilerim iki kelime de
beni dinlerler.
Öncelikle, sözlerimin başında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bunu yalnız bir dakika, bir dakika vermeyin -çok zaman
şey oldu- sürekli kesilir, isterseniz
BAŞKAN Tamam.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Evet, Sayın Naci Bostancıya Türkiye Büyük Millet
Meclisinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili ve Grup
Başkanı olarak vermiş olduğu hizmetlerden ötürü
teşekkür ediyorum, ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisinin
uzlaşma kültürüne sağladığı katkı
bakımından da partim adına şükranlarımı
sunuyorum.
Dün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
38inci kuruluş yıl dönümünü idrak ettik. Başta Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı
merhum Rauf Denktaş Bey olmak üzere Kıbrısın
bağımsızlığı uğrunda can veren tüm
şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmetle minnetle anıyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluş yıl dönümünü en
içten duygularla kutluyor ve tebrik ediyorum.
Aynı zamanda, yine bugün, Ahıska
Türklerinin Kafkasyadan sökülüp alınarak Asya steplerine sürgün
edildiği 1944 yılının da yıl dönümü, yetmiş yedi
yıl geçmiş üzerinden. O sürgünde şehit olan tüm Ahıska
Türklerini rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. Ruhları
şad, mekânları cennet olsun.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, yapmış olduğu açıklamada Avrupada
kıtlık yaşandığını, ülkemizde ise bolluk
olduğunu ifade etmişlerdir fakat geçtiğimiz günlerde
açıklanan 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı
Programına göre sosyal yardım alan hane sayısı
geçtiğimiz seneye göre 3 milyon 347 bin artmıştır.
Cumhurbaşkanlığından açıklanan resmî rakamlara göre
2019 yılında sosyal yardım alan hane sayısı 3 milyon
283 bin iken 2020 yılında bu sayı 6 milyon 630 bin haneye
çıkmıştır; üstelik, geçinemediği hâlde devletten
yardım alamayanlar hariç.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Her hanede ortalama 4 kişinin
yaşadığını kabul edersek 25 milyon kişi
geçinemediği için devletten sosyal yardım almaktadır; bu da
nüfusun yaklaşık yüzde 30una denk gelmektedir. Bolluk var,
yoksulluk yok. dediğiniz ülkede nüfusun yaklaşık üçte 1i
sosyal yardımlara muhtaç hâlde hayatını idame ettirmeye
çalışıyor. Eserinizle övünebilirsiniz.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemine geçildiğinden beri yoksulluk 2 kattan fazla artış
göstermiştir, bu sistemle milletimiz gittikçe fakirleşmektedir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilirken Ver yetkiyi,
gör etkiyi. demiştiniz. Açlık sınırının
altında, sosyal yardıma ihtiyaç duyarak 25 milyon
vatandaşımız yaşamaya çalışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) İşte, sebebi olduğunuz etki tam olarak da budur.
Döviz kurundaki artış sürekli devam
ediyor. Dolar 10 lira 25 kuruş seviyesine gelmiştir. Bu
artış ilaç fiyatları üzerinde de olumsuz yönde etkisini
göstermeye başlamıştır. Eczanelerde bulunan ilaçların
sayısında sürekli düşüş yaşanmaktadır.
Sağlık Bakanlığı şubat ayında 1 euroyu 4,57
lira olarak sabitlemişti ancak euro bugün 11 lirayı geçmiştir.
Bakanlığın belirlediği kur ile güncel kur arasında da
oldukça bir makas açıklığı söz konusudur. 2022
yılının Şubat ayında Sağlık
Bakanlığı, kuru, yeni fiyatla sabitleyene kadar ilaç
fiyatlarındaki ve ilaç stoklarındaki sıkıntı büyümeye
devam ediyor; özellikle pediatrik ilaçlarda büyük sorun yaşanıyor;
kemoterapi ilaçlarından grip ilaçlarına kadar pek çok ilacı
eczaneler hastalara temin etmekte zorlanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bitiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Hastalar muadil ilaçlara yönlendiriliyor. Bulunamayan
ilaçların listesi de her geçen gün artıyor. Ekonominin kötü
yönetilmesi, vatandaşlarımızı, her alanda olduğu gibi,
en temel ihtiyaç olan ilaç temini konusunda da olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden beri,
2 katından fazla artan döviz kuru milletimizin sırtına külfet
oluyor. Uçacak denilen Türk ekonomisi de her geçen gün dibe çakılmaya
devam ediyor.
Kadın cinayetleriyle ilgili bir şeyler de
dile getirmek istiyorum. Biliyorsunuz, gazetelerin sayfalarında ve
televizyon haberlerinde sürekli kadın cinayetlerine rastlıyoruz; bu
cinayetlerin yanında kadına hakaretler de söz konusu. Özellikle,
Genel Başkanı kadın olan bir partiye mensup milletvekili olarak
söylüyorum, başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan Beyin sayesinde siyasetin dili de ziyadesiyle kirlenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) En son, Sayın Genel Başkanımız
şahsında İYİ Partiye Ahlak yoksunu demişlerdir.
Burada, kendisine Jean-Jacques Rousseaunun bir sözüyle cevap vermek istiyorum:
Politika ve ahlakı farklı ele alanlar, her ikisini de anlayamazlar.
Dolayısıyla, Sayın Cumhurbaşkanını üslubunu
düzeltmeye davet ediyorum, yaptığı hakareti de aynıyla
kendisine iade ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum efendim.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Başkanlığın, Sivas
Milletvekili İsmet Yılmazın Millî Savunma Komisyonu
üyeliğinden istifasına ilişkin yazısının
16/11/2021 tarihinde Başkanlığa ulaştığına
ilişkin önerge yazısı (4/146)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sivas
Milletvekili Sayın İsmet Yılmazın Millî Savunma Komisyonu
üyeliğinden istifasına ilişkin yazısı 16/ 11/2021
tarihinde Başkanlığımıza ulaşmıştır.
Bilgilerinize sunulmuştur.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 11/11/2021
tarihinde Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ve arkadaşları
tarafından, şeker pancarı ve şeker üretimindeki
artışa rağmen özelleştirilen şeker
fabrikalarının zam beklentisi nedeniyle depolarında
bulundurdukları şekeri stoklayarak piyasaya satış
yapmaması nedeniyle gıda sektöründe yaşanan sorunların
tespit edilmesi ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 16 Kasım
2021 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
16/11/2021
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 16/11/2021 Salı günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasına
saygılarımla arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ve 21 milletvekili
tarafından, şeker pancarı ve şeker üretimindeki
artışa rağmen özelleştirilen şeker
fabrikalarının zam beklentisi nedeniyle depolarında bulundurdukları
şekeri stoklayarak piyasaya satış yapmaması nedeniyle
gıda sektöründe yaşanan sorunların tespit edilmesi ve
alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 11/11/2021 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 16/11/2021 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Konya Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.
Buyurun Sayın Yokuş. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FAHRETTİN
YOKUŞ (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şeker pancarı ülkemizin ekonomisine yüksek
katma değer sağlamaktadır. Dünyadaki en kaliteli şeker
pancarı üretimi ülkemizde yapılmaktadır. Şeker
pancarını sadece şeker olarak düşünmemeliyiz, yan ürünleri
olan pancar posası ve melas adı verilen hayvan yemi besicilik
açısından oldukça önemlidir. Bilindiği gibi siyasi iktidar on
dokuz yıl boyunca ülkemizin bütün varlıklarını fabrika,
işletme demeden sattı. Bu satışlardan şeker
fabrikalarımızın bir kısmı da nasibini aldı.
7 Nisan 2018 Cumartesi günü, Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi Uşak Alpullu
Şeker Fabrikası önünde şöyle bir açıklama yaptı:
Fabrika arazilerinin kupon arazi gibi görünmesine karşıyız.
Zarar ettiği diye fabrika satılıyor. Ne kadar zarar etti? 76
milyon lira. Sarayın on üç günlük masrafı bütün şeker
fabrikalarının zararına denk geliyor. On üç günde saraya
harcanan parayla şeker fabrikalarının bir yıllık
zararı karşılanabilir. Cargill istiyor, Hükûmet yapıyor.
diyor. Fabrikalarımızın satışına karşı
çıkmış olmak, şeker pancarı üreticimize sahip
çıkmak, fabrikalarımızın işçilerine sahip çıkmak
ne yazık ki ülkemizde iktidar tarafından hep
yadırganmıştır ama buradan söylüyoruz yine: Biz bundan
sonra da çiftçilerimize, işçilerimize, emekçilerimize, üreten herkese
sahip çıkmaya devam edeceğiz, pancar üreticisine de sahip
çıkacağız. Unutulmamalıdır ki şeker,
vatandır; üretim, vatandır.
Değerli milletvekilleri, şeker
fabrikalarının özelleştirilmesi Türk çiftçisine ve
işçilerimize ağır bir bedel olarak
yansımıştır. Şeker pancarı alım fiyatları
da çiftçilerin beklentisinin hep altında kalmıştır. Girdi
maliyetleri konusunda çiftçilerimize destek sağlamayan iktidar, sözde
müjdeler vererek çiftçilerimizin aklıyla hep alay eder olmuştur.
Geçen yıl 336 TL olan şeker pancarının alım
fiyatı bu yıl Cumhurbaşkanı tarafından müjde olarak
420 TL denilerek açıklandı, Yüzde 25 artırdık. diye
övüne övüne anlatıldı. Allah aşkına çiftçilerimizin
-çiftçilerimize bir sorun bakalım- bir yıllık girdileri yüzde
50yi buldu ama siz Yüzde 25 zam yaptık. diye çiftçiyi ödüllendirdik
zannediyorsunuz çünkü sizin tarlada iziniz yok ki harmanda yüzünüz olsun; bu
bakımdan dünyadan haberiniz yok.
Değerli milletvekilleri, şeker
ithalatına milyonlarca dolar ödeyen AK PARTİ iktidarı şeker
pancarı üreticisine Siz üretmeyin, biz ithal ederiz. mesajını
vermeye devam ediyor. Tarım Bakanı Pakdemirli 2020-2021
yıllarıyla ilgili olarak diyor ki: Şeker üretiminde çok yüksek
artış sağladık. 2002 yılında 1,6 milyon ton
şeker üretilirken 2020-2021 yılında yüzde 94 artışla
yaklaşık 3,1 milyon ton şeker üretildiğini, pancar ve
şeker üretiminde rekorlar kırdıklarını söylüyor. Ancak
Tarım Bakanının bu açıklamasına rağmen gıda
sektöründe üretim yapan firmalar başta olmak üzere toptan satış
yapan esnaf da piyasada şeker bulamıyor. Âdeta bir şeker
kıtlığı yaşanıyor. Bu
kıtlığın sebebi ise hiç şüphesiz şekere gelecek
zam diye beklerken çok şükür, bugün, şekerin yüzde 25 zammı
geldi. Özellikle bilindik zincir marketlerin şeker stoklaması
yaptığına ilişkin ciddi iddialar mevcutken Şeker üretimiyle
ilgili bir sıkıntı yok ama gelin, görün ki fiyat politikası
yüzünden şekerde kriz yaşanıyor. deniliyor. Kamu şeker
fabrikaları dışında özel fabrikalar yıl içinde
şekere yüzde 25, kooperatif fabrikaları ise yüzde 15 ile 30
arasında zam yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Bütün bu
artışların sonunda gördük ki piyasada, maalesef,
TÜRKŞEKERin 3-5 tane büyük firmaya 150-200 bin ton şeker vermesiyle
şeker krizi yaşanıyor. Bugün yapılan zamla şeker
krizini çözeceğini düşünenler bilmelidir ki siz hiçbir krizi
çözemezsiniz; bütün krizlerin sorumlusu sizsiniz, siz olduğunuz sürece
kriz devam edecek. Bakın, Kasım 2020den bugüne -yani 15 Kasıma-
şekerde yaptığınız zam yüzde 37 oranında, bu
TÜRKŞEKERin zammı. Bu bir de perakendeye
uğradığı zaman toptan fiyatı yüzde 45e varıyor.
Yani siz üreticiye yüzde 25, tüketiciye ise bunu yüzde 45 olarak veriyorsunuz;
hem üretici kaybediyor hem de tüketici zarar ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Bu nedenle
araştırma önergemize destek vermenizi bekliyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Murat Çepni.
Buyurunuz Sayın Çepni. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Teşekkürler.
Başkan, Genel Kurul ve değerli
halkımız; evet, biz başından beri AKP uluslararası
sermayenin ve neoliberal politikaların ustası. diye söyledik ve
başından itibaren eleştirdik, başta da tarım
politikaları olmak üzere.
Şimdi, şeker fabrikaları ve
şeker meselesi, AKPnin alametifarikalarından bir tanesi. Buraya
baktığımızda, on dokuz yıllık
politikasının çok net olarak tablosunu görmüş oluyoruz. Şeker
fabrikaları özelleştirildi, kalanlar da TÜRKŞEKER gibi
Varlık Fonuna devredildi; Varlık Fonu da sarayın dipsiz kuyusu.
Burada da önce Varlık Fonuna al, sonra zarar ettir, sonra da yine
peşkeş çek; aynen böyle yaşanacağını biliyoruz
çünkü bu devirden tam olarak ne arzu edildiğini henüz ortaya
çıkartabilmiş değiliz. 14 fabrika böylece satıldı
fakat yetmiyor, aynı zamanda, şeker fabrikalarının
milyonlarca metrekare taşınmazı da konut, ticaret ve turizm
amaçlı yine aynı şekilde satıldı. Bunun
başında, işte, Ağrı geliyor; Ağrı, Samsun,
Kırşehir, Bolu, Amasya, Kırklareli, Tokat, Edirne, Yozgat
illerindeki bütün taşınmazlar satıldılar AKP eliyle. Evet,
şekerin özelleştirilmesi için çıkartılan 4634
sayılı Yasa, Kemal Derviş'in 2001de çıkarttığı
on beş günde 15 yasayla başlıyor yani AKP o gün başlayan
satış politikasını bugün devam ettiriyor yani
Satıyorum
Satıyorum
Sattım
siyasetinin geldiği nokta
burası.
Şimdi, 2002 yılında 492 bin olan
pancar üreticisi sayısı 2012de 140 bine düşmüş -sadece
2012den bahsediyorum- aileleriyle birlikte 1,5 milyona yaklaşan 350 bin
üretici ise işsiz kaldı yine bu süreçte.
Tabii, bu şeker meselesini
tartışırken doğal olarak, otomatik olarak Cargill
meselesine gelmek lazım. Çünkü şeker fabrikalarının
peşkeş çekilmesi eşittir Amerikalı Cargill şirketinin
devreye girmesiyle atbaşı yürüyor ve Cargill emrediyor, iktidar
yapıyor ve nişasta bazlı şeker meselesi yani zehir,
halkımızı zehirleyen bu NBŞ'ler Cargill eliyle devreye
giriyor. Fakat burada da çok önemli gelişmeler var çünkü Cargill meselesi
sadece bu özelleştirmelerle değil, aynı zamanda bu şirkete
yapılan vergi indirimleri ve teşviklerle de gündeme geliyor. Yüzde
70e varan vergi indirimleri bu şirkete yapılıyor. Hatta
işçi direnişleri gerçekleşti, hâlen gerçekleşiyor ve sürüyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, AKP
dediğimiz zaman özelleştirme devreye giriyor, AKP dediğimiz
zaman peşkeş politikası devreye giriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) Ve burada yerli ve
millî politikası adı altında bir bakıyorsunuz ki
uluslararası tekeller, şirketler ülkedeki tarıma çökmüş
durumdalar. Karadeniz'de fındıkta, çayda olduğu gibi
şekerde de aynı şey yaşanıyor ve bu Tarım
Bakanı aynı zamanda tarımı bitirme bakanı olarak
şu anda işlev görüyor. Tarım alanlarının yok edilmesi,
ormanların yok edilmesi, tarım alanlarının şirketlere
peşkeş çekilmesinden sorumlu bakanlık olarak şu anda
devrede. O yüzden ancak, şeker politikası, tarım
politikası, aynı zamanda, bu Tarım Bakanlığına karşı
mücadeleyle düzeltilebilir diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Başkan,
düzeltmemiz gereken bir husus var müsaadenizle.
Yerimden...
BAŞKAN Neyle ilgili efendim?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın
Başkanım, sayın hatip Amasya Şekerin de
satıldığını, peşkeş çekildiğini
söyledi. Amasya Milletvekili olarak düzeltmemiz gereken bir husus var. Amasya
Şeker Fabrikasını demek ki sayın hatip hiç bilmiyor, eline
bir not verilmiş onu okuyor. Amasya Şeker hiçbir zaman satılmamıştır.
Yerimden müsaade ederseniz...
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Satılmayan fabrikalar da var, satılacaklar da var daha!
BAŞKAN Yerinizden efendim, 60a göre bir
dakika söz veriyorum.
Buyurunuz.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Amasya Milletvekili Hasan Çilezin, İzmir
Milletvekili Murat Çepninin İYİ Parti grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın hatip, biraz önce kürsüden birçok iddiada
bulundu. Amasya Şekerle alakalı da bir görüşte, konuşmada bulundu.
Amasya Şeker satılmamıştır. Amasya Şeker, Amasya
çiftçisinin malıdır, Amasya çiftçisinindir; PANKOBİRLİK
tarafından da yönetimi gerçekleştirilmektedir. Buranın
peşkeş çekilmesi gibi bir şey söz konusu değildir, Türk
tarımıyla alakalı söyledikleri sözleri de grubumuz adına
kabul etmemiz mümkün değil. Türk tarımında -biliyorsunuz- çok
büyük şekilde hasıla artışını, ihracat
artışını, bütün rakamlara baktığımızda
bunların hepsini görüyoruz.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Çok
aydınlandık, Allaha şükür 1 fabrika kalmış herhâlde
ya! Hepsi gitti.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Benim açıklamam
seni niye rahatsız etti Sayın Vekil? Zoruna giden ne senin?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Hayır, neyi
zoruma gidecek?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Hayır, zoruna giden
ne? Ben onu anlamadım.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Başkanım,
söz almak istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz, yerinizden Sayın
Çepni.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Şimdi,
Başkanım
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Erzurumdaki gitti,
Erzincandaki gitti, 30 bin ton pancar üretimi 1.500 tona düştü.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Başkanım,
izin verirseniz
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım sayın vekillerimiz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Nereye düştü?
1.500 ton pancar dediğin ne? Ya, onu bir çiftçi üretiyor.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bir gidin de görün
bakalım.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Dışarıdan şeker getiriyorsunuz, utanmıyor musunuz?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
ALİ ŞEKER (İstanbul) Şekerin
krizine yol açtınız.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Şeker
pancarını görseniz tanır mısınız?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Biz çocukken
yiyorduk şeker pancarını. Biz şeker diye kaynatıp
yiyorduk, tadını kaçırdınız.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Çepni.
36.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, Amasya
Milletvekili Hasan Çilezin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Şimdi, AKPli
hatip, maalesef, dinlediğini anlamamış. Yani ben dinlediklerini
anlayabileceklerini düşünerek konuştum. Ben, Amasya Şeker
Fabrikasının satıldığını söylemedim. Amasya
Şekerin taşınmazlarının
satıldığını söyledim ve orada saydım;
Kırşehir, Bolu, Amasya, Kırklareli, Tokat, Edirne, Yozgat,
Samsun ve Ağrıda milyonlarca metrekare taşınmazın
satıldığını söyledim, bunu da kendisine ayrıca
daha detaylı bir biçimde de sunabilirim yani ben fabrikanın
değil, taşınmazlarının satıldığını
söyledim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Arsaları
satıldı mı? Buna itirazınız var mı?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Hangi arsa? Yeni
yapacağı fabrikadan haberin var mı Ali Bey? Yok değil mi?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kaç tane
fabrika sattınız, bunu mu savunuyorsunuz?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ama gerçekten Amasya
kurtulmuş yani Allah razı olsun.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ Parti Grubunun, 11/11/2021
tarihinde Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ve arkadaşları
tarafından, şeker pancarı ve şeker üretimindeki
artışa rağmen özelleştirilen şeker
fabrikalarının zam beklentisi nedeniyle depolarında
bulundurdukları şekeri stoklayarak piyasaya satış
yapmaması nedeniyle gıda sektöründe yaşanan sorunların tespit
edilmesi ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 16 Kasım 2021
Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer.
Buyurunuz Sayın Gürer. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbabayla fabrikalar
özelleştirilirken fabrikalara gittik, çiftçilere, esnafa,
halkımıza özelleştirmenin yaratacağı
mağduriyetleri anlattık. O gün söylediklerimizin bugüne
yansıması dün akşam şekere yüzde 25 zam gelmesiyle ortaya
çıktı. Bundan sonraki süreçte de şeker özelleştirildikçe
vatandaş daha pahalıya ürün almak durumunda kalacak, şekere
gelen yüzde 25 zamla birlikte şekerden mamul tüm ürünlerin de fiyatı
artacak. Adalet ve Kalkınma Partisinin son dönemde yaptığı,
yalnızca belli bir kesimi koruyarak onların haklarını
gözetmek. Çiftçilerin buradan bir faydası olmuyor çünkü bu yıl
şeker pancarının tonunu 420 liradan alıyorlar, ona da yüzde
25 zam yaptılar ama geçen yıl düşük tutmuşlardı. Bu
yıl çiftçi pancardan doğru dürüst para kazanmadı ancak fabrikalar
daha önce küspeyi parayla satmazken artık Türkiyede şeker
fabrikaları küspeyi aldıkları şeker pancarının
fiyatına satıyorlar yani fabrikalar hem küspeden hem melasdan hem
alkolden hem şekerden para kazanıyorlar; olmadı, iktidarı
zorlayarak şekere zam yaptırıyorlar. Türkiye Şeker
Fabrikaları kurumunun anonim şirket olarak kısmi de olsa
bağımsızlığı vardı, TÜRKŞEKER, üç gün
önce Cumhurbaşkanının talimatıyla Tarım ve Orman
Bakanlığına bağlandı, bu arada günlerdir şeker
için de stoklamanın yolu açılarak belli kişilerin para
kazanmasının önü açıldı. Böylece de dün akşam
getirilen yüzde 25lik zamla birilerinin cebine para girdi. Cebine para
girmeyen çiftçiler, üreticiler
Gübreye, ilaca, tohuma, mazota, yer
altından çıkarılan suya getirilen fiyat artışları
çiftçinin üretimini zorlaştırıyor. Bu anlamda, gittiğimiz
her yerde çiftçilerimiz dert yanıyor ancak iktidar, bunları görmüyor,
fabrikaların baskısına dayanamadı, şekere zam
yaptı. (CHP sıralarından alkışlar) Şekere
yapılan zamdan sonra, diğer ürünlerin de aynı şekilde fiyat
artışı sabit ve dar gelirlilerin mağduriyetini
artırıyor. Hadi, şimdi, siz yapıyor musunuz, çiftçiye taban
fiyat olarak 420 lira verdiniz ama gelen girdi maliyeti artışlarıyla
maliyeti verdiğiniz fiyatın üstüne çıkan şeker pancarı
için ek bir destek sağlıyor musunuz? Sağlamıyorsunuz. Bunun
için de çiftçiye vermediğiniz desteği fabrikalara veriyorsunuz çünkü
onları özelleştirerek zaten önümüzdeki süreci sorunlu
kıldınız. Nere özelleştiyse orada sorun arttı. Gübre
fabrikaları özelleşti, neredeyse gübre altınla
yarışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Gürer.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Gübre
fabrikaları özelleşti, Türkiye Zirai Donatım Kurumu
kapatıldı, Toprak Su Kurumu kapatıldı, Köy Hizmetleri
kapatıldı, çiftçinin yanında olan kuruluşlar
kapatılıyor; bunun yanı sıra, çiftçinin üretmesinin önü
kesiliyor ama aracılık yapan ithalatçıların ya da
farklı biçimde para kazanmayı meslek edinmiş olanların
destekleriyse kısılmıyor; çeken, sorunu yaşayan üretici ve
tüketici. Üretici ve tüketici arasındaki sorunların ortadan
kaldırılmasına yönelik ne yazık ki siyasi iktidarın
bir çalışması yok.
Olan, vatandaşa oluyor; olan, çiftçimize oluyor
diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Van Milletvekili Sayın İrfan Kartal.
Buyurunuz Sayın Kartal. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İRFAN KARTAL (Van)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu
adına verilmiş olan önerge hakkında grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli üyeler, bilindiği gibi, ülkemiz,
yurt içi şeker talebini 2000 yılından itibaren tamamen yurt
içinden karşılamaktadır. 2020-2021 üretim döneminde şeker
üretiminde tüm zamanların rekoru kırılarak 31 milyon ton
şeker üretilmiştir. Üretilen bu şekerin 2 milyon 500 bin tonu
yurt içi piyasaya A kotası kapsamında satılmış, 480
bin tonu da ihracat amaçlı olarak C şekeri olarak ihraç
edilmiştir.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Rekor
kırdığı için mi fiyatlar artıyor? Fiyat rekoru mu
yoksa?
İRFAN KARTAL (Devamla) 2021-2022 üretim
dönemi eylül ayında başlamış olup 14 Kasım
itibarıyla 1 milyon 200 bin ton şeker üretimi gerçekleşmiş
olup pazarlama yılı boyunca 2 milyon 632 bin 500 ton civarında
şeker üretilecektir. Üretilen şeker miktarı talebimizi
fazlasıyla karşılamaktadır.
Ülkemiz şeker piyasası, tüketicimizin
uygun fiyattan şeker temin etmesi amacıyla ve pancar üreticilerinin
korunması için sektör yüzde 13,5luk gümrük vergisiyle korunmaktadır.
Piyasada yüzde 35 paya sahip olan, kamuya ait
TÜRKŞEKER vasıtasıyla şeker piyasasının dengeleri
korunmaktadır. Diğer taraftan, şeker üretiminin en fazla
olduğu ve devam ettiği bu dönemde özel sektörün pancar ve girdi maliyetlerinin
fiyat artışına istinaden şeker fiyatlarında
artış olmuştur. Bu fiyat artışı, tüketiciye uygun
fiyatla şeker arz eden TÜRKŞEKERe, zam beklentisi nedeniyle talebin
olağanüstü artmasındandır. Bu kez şeker taleplerinin
tamamı dünya fiyatlarının altında bir fiyatla
karşılanmaktadır.
Geçen yılın aynı döneminden yüzde 7
fazla şeker satılmış olup piyasa fiyatlarını
dengelemeyle görevli TÜRKŞEKER, yine, üreticiye ve imalatçıya uygun
fiyatlarla ve koşullarla şeker arz etme görevini yüklenmiştir.
TÜRKŞEKERin 15 kasım itibarıyla yaptığı fiyat
düzenlemesi olağan dışı talebi azaltarak arz ve talep
dengesini sağlayacaktır. Birçok tedarikçinin -hepimize geliyordu bu
talepler- ihtiyacı olan bu şekeri karşılamak için
aracı kullandıklarını
Bugün için yapılan bu fiyat
artışıyla bu tedarikçiler talep ettikleri şekeri çok
rahatlıkla elde edeceklerdir. Bu fiyat artışının
zorunlu olduğunu ve dünya piyasasının çok altında
kaldığını -yine huzurlarınızda KİT Komisyonu
üyesiyken de takip ediyordum bunu- bugün de görmekteyiz.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İRFAN KARTAL (Devamla) Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.49
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 19uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Sayın Gökçel, 60a göre bir söz talebiniz var.
Buyurunuz Sayın Gökçel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, narenciye
üreticilerinin göz göre göre yok edildiğine ilişkin
açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Narenciye üreticileri göz göre göre yok ediliyor.
Biz Limon dalında kaldı, çiftçi maliyetler altında ezildi;
yapmayın, etmeyin; destek verin, ihracat artsın. dedikçe siz
kulaklarınızı tıkadınız, ihracatı
yasakladınız. Çiftçinin binbir emekle ürettiği limon
alıcı bulamıyor.
Bakın, limonu koyduğumuz kasanın
fiyatı 17 lira, içindeki limon 10 lira; kasası içindeki limondan
pahalı. Çiftçi 1 kasa limonu satıp 1 tane kasa alamıyor. Çiftçi
bütün limon ağaçlarını söküyor, birkaç yıla kadar limon
bulamayacağız.
Bu topraklar tarımın ana vatanı,
tarımla var olduk ama AKP, tarımı bitiren iktidar olarak tarihe
geçecek; çiftçiler AKPyi asla affetmeyecek.
BAŞKAN Sayın Sümer
38.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, şekere
yapılan zamma ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Türkiye Şeker Fabrikaları, şekere
yüzde 25 zam yapıldığını açıkladı, KDV dâhil
fiyatı 5 lira 30 kuruş oldu. Şeker fabrikaları
özelleştirilirken Cumhuriyet Halk Partisi olarak karşı
çıkmıştık, maalesef, rant dağıtmak amacıyla
bu fabrikalar tümüyle özelleştirildi. Günlerdir bakkalların, orta
düzey marketlerin şeker bulamadığı konuşuluyordu.
Şekere zam geleceği endişesi yüzünden vatandaş ucuz
şeker kuyrukları oluşturdu. Stokçuların olduğu,
zammın önceden bazı kesimlere bildirildiği iddia edildi.
Şimdi Türkiye'de şeker
sıkıntısı var; bakkallar, toptancılar şeker
alamıyor, vatandaş ise yüzde 25 zamla alacak. AKP iktidarı ve
iş bilmez saray yönetimi yöneticileri daha önce Az yiyin, kombiyi
kısın. gibi tasarruf tedbirleri açıklamıştı,
şimdi de sıra çayda. Herhâlde Şekersiz çay için. diye
vatandaşa sunum yapacaklar.
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
39.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, cezaevlerinde yaşanan ağır hak
ihlallerine ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cezaevlerinde ağır hak ihlalleri devam
ediyor.
Cahit Günana, Silivri 7 no.lu Cezaevinden bana
gönderdiği mektubunda Silivri 5ten 7ye nakledilirken çıplak arama
dayatmasına maruz kaldım, girişte eşyalarıma el kondu.
Nemli, küflü, paslı bir koğuştayım; iç
çamaşırlarım verilmedi, ağır tecritteyiz, 30
kişilik yerde havalandırmanın üstü bile telle kaplı.
diyor.
Ayrıca, Fatih Yılmaz, Silivri 4 no.lu
Cezaevinden
Çocuklu anneler için bir yasa gelecekti, o da gelmedi, eşim
de tutuklu. 5 yaşındaki çocuğuyla yalnızken bir anneyi gece
yarısı götürmek neye sığar? Her telefon görüşünde
Annem ne zaman gelecek? diye çocuğum soruyor. Çocuklar
cezalandırılmasın diyoruz.
Cezaevlerinde açık görüşler on dokuz
aydır yok. Bu, büyük bir zulüm. Açık görüşler yokken şu
anda açık cezaevindeki izinler bitirilmek isteniyor. Bakanlık çok
büyük bir çelişki içinde. Buna itiraz ediyoruz, bu çelişki bitirilsin
diyoruz, cezaevindeki ihlaller bitirilsin.
BAŞKAN Sayın Ünsal
40.- Ankara Milletvekili Servet Ünsalın, ekonomideki
kötü gidişata ilişkin açıklaması
SERVET ÜNSAL (Ankara) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Ne diyor Sayın Erdoğan? Evelallah,
ekonominin kitabını yazdık, yazmaya da devam ediyoruz.
Ekonomimiz de o kadar iyi ki göreceksiniz arkadaşlar. Ama tarihî bir olay
var: TLnin düştüğü durum ne biliyor musunuz? 1 dolar eşit 10
lira yani eski parayla 10 milyon, 10 milyon. Ne diyordu Erdoğan? Siz
tuvalete 1 milyona gidiyordunuz, bakın, şimdi 1 liraya gidiyorsunuz.
Ekonomi daha da dibe gidiyor arkadaşlar. Bakan
Elvan ne diyor biliyor musunuz? Akaryakıt fiyatları Avrupada 1 euro
civarında, bizde de 1 euro. Ey, Bakan, Avrupada asgari ücret 1.600 euro,
bizde asgari ücret 242 euro yani Avrupada 1.600 euroya
BAŞKAN Sayın İlhan
41.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, Kırşehirin hükûmet binası projesi yerenin
kız öğrenci yurdu yapılması için Gençlik ve Spor İl
Müdürlüğüne devredilmesinin büyük bir yanlışlık
olduğuna ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kırşehirin hükûmet binası projesi
milyonlarca lira harcanarak yapılan temel çalışmasının
ardından ani bir kararla Ödenek yok. bahanesiyle ileride TÜGVAya
devrinin planlanması da göz önünde bulundurularak kız öğrenci
yurdu yapılması için Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne
devredildi. Daha öncede defalarca söyledim, buradan da tekrar ifade etmek
isterim ki: Öğrenci yurdu ihtiyacı varsa belediyemizin arazileri de
dâhil, Kırşehir merkezde buna uygun çok sayıda başkaca kamu
arazileri vardır. Şehrimizin en merkezî yerinde bulunan bir yer için
neden böyle bir değişikliğin
yapıldığını hiçbir Kırşehirli
anlamamıştır. Zira, Kırşehir yerleşim olarak
küçük ve butik bir şehirdir. Dolayısıyla
vatandaşlarımızın kamu hizmetlerine ulaşmasında
devletle olan tüm resmî işlerini aynı yerde ve aynı gün içinde
tamamlayıp zorluk yaşamaması çok büyük önem arz etmektedir. Kamu
kurum ve kuruluşlarının şehrin farklı yerlerinde
konumlandırılması, vatandaşlarımızı
mağdur etmektedir. İktidar ve yerel kadroları bir an önce bu
büyük yanlışlıktan dönmelidir.
Teşekkür ederim.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 16/11/2021 tarihinde İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlu ve arkadaşları tarafından, yaz
saati uygulamasının yarattığı sorunların
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 16 Kasım 2021
Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
16/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 16/11/2021 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
16 Kasım 2021 tarihinde İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlu ve arkadaşları tarafından
verilen (15310) grup numaralı yaz saati uygulamasının
yarattığı sorunların araştırılması amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 16/11/2021 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul
Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.
Buyurunuz Sayın Kenanoğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Dünya üzerinde saat uygulaması genel olarak
Greenwichin esas alındığı, Greenwich Ortalama
Zamanı diye ifade edilen ve dünya haritasını meridyen olarak
ortadan bölen bir yerde sıfır noktası alınıp ona göre
belirlenir. Yani teknik olarak işte doğuya doğru gittikçe
artı 1, artı 2, artı 3 şeklinde 9a kadar gider, batıya
da eksi şeklinde ilerler. Türkiye tabii bunlar arasında 26 ve 45 doğu
meridyenleri -derece olarak- arasında yer alıyor. Türkiyenin
doğusu ve batısı arasında da saat farkı
yaklaşık bir saatten fazla yani Edirne ile Hakkâri arasındaki
saat farkına baktığınız zaman bir saatten fazla bir
saat farkı var. Türkiyedeki genel uygulama 30 derece doğu enlemi
üzerinde uygulanır idi. Burada yaz saati olarak da 45 derece doğu
meridyeni esas alınırdı.
Şimdi, şöyle bir şey
yapıldı 2016da ve denildi ki: Ya, biz bunu sabitliyoruz.
Sabitlerken, değişken olarak kullanılan 45 derece doğu
meridyeni üzerinden esas alınarak sabitlendi ama esas olarak kış
saati uygulaması ise 30 derece doğu meridyeniydi, tam tersine yaz
saatine sabitlendi. Tabii, bu neye yol açtı? Bu, en başta, bu saat
farkını da dikkate aldığınız zaman sabahın
erken saatinde, karanlık bir vaktinde özellikle öğrencilerin,
anaokuluna giden çocukların, daha ilkokul seviyesindeki çocukların o
yaşlarda okul yollarına düşmesine, okul yoluna
hazırlanmadan önce de evde erken kalkmalarına yol açtı ve bunun
getirdiği çok ciddi bir sıkıntı var. Pedagoglar dahi bu
konuda çocukların ruh sağlığını etkileyen bir
sonuca evirdiğini ifade ediyorlar.
Şimdi, bunu savunurken tabii, şöyle bir
savunma meydana getirildi, denildi ki: Biz enerjiden tasarruf için bunu
yapıyoruz. İşin ilginç tarafı şu; bundan önceki yaz
saati-kış saati uygulaması yapılırken de her dönemde
bütün veriler şunun üzerine kuruluydu: Bu uygulamayı yaptık,
işte, yaz saati uygulamasını yaptık. Bu yaz saati uygulamasından
dolayı da şu kadar enerji tasarrufu sağladık. E, şimdi
bunun hangisi doğru? Madem yaz saati uygulaması, kış saati
uygulaması farklılığı varken Türkiye, işte,
bilmem ne kadar enerji tasarrufu sağlıyorsa -ki her sene
değişiyordu bu- peki bunu sabitlediğiniz zaman tekrar nasıl
sağlanmış oluyor? Yani ortada duran çok ciddi bir çelişki
var.
Şimdi, bir taraftan da Türkiyenin bütün
ekonomik ilişkileri Batıyla, ithalat olarak da ihracat olarak da
yoğunluklu olarak Batıyla, Avrupayla bir ilişki söz konusu.
Burada ticaret yapanlar, ihracat yapanlar, ithalatçılar, finans
piyasaları da bu zaman farklılığından kaynaklı
olarak yaşadıkları mağduriyetleri de dikkate alıyorlar
ve bunun üzerinde çok duruyorlar.
Şimdi, 2016da bitirildi, bu uygulama
bitirilirken ortaya bir veri de sunulmadı yani gözlemlenmiş, ikna
eden, hakikaten hepimizin de Ya, haklısınız.
diyebileceğimiz bir veri de yok. Bu veri olmadan tıpkı bu
iktidarın mantığıyla, Ben yaptım, oldu.
mantığıyla yaz saati uygulaması, kış saati
uygulaması ortadan kaldırılarak sabitlendi. Aynı
mantık çerçevesinde, şimdi, 2016dan bu tarafa elimizde veri var. Bu
veri üzerine çalışan bilim insanları ortaya çıktılar
ve bu süreci değerlendirdiler. Örneğin, Londra Cambridge
Üniversitesinde Sinan Küfeoğlu var, akademisyen, bunu incelemiş,
araştırmış ve diyor ki: Kesinlikle bu iddia yalan
yanlış bir iddia. Yani yaz saati-kış saati
uygulamasının ortadan kaldırılması sonucunda enerji
tasarrufu sağlandığı, iddia edildiği gibi, bilimsel
verilerle ispatlanmış değil ve böyle bir enerji tasarrufu da söz
konusu değil ama buna rağmen ısrarla uygulama sürdürülüyor;
mahkemeye gidiliyor, dava kaybediliyor, Danıştayda kaybediliyor ama
Biz dedik, o yüzden olacak. mantığı çerçevesinde bir torba
kanuna koyularak da kanunlaştırılıyor.
Şimdi, bu mantık çerçevesinde tabii
iddialar var, niye böyle yapıldığını
İşte,
Greenwiche göre değil de biz Mekkeye göre kendimizi ayarlayalım.
üzerinden kurulu bir uygulamayla bunun yapıldığına yönelik
bir iddia var. Tabii, bu iddiaların biz
araştırılmasını istiyoruz, diyoruz ki: Hakikaten bir
enerji tasarrufu söz konusu mu? Hakikaten bahsedildiği gibi, iddia
edildiği gibi bir enerji tasarrufu mu var, enerji kaybı mı var?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Kenanoğlu.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Çocukların
psikolojisini etkileyen, insanların daha gün doğmadan, karanlık
bir vaziyette kalkmalarını ve sokağa dökülmelerini sağlayan
bu sistemi savunmamız gerekiyor mu, gerekmiyor mu?
Şimdi, şöyle bir iddia daha var: Enerji
şirketleri kazanıyor bu işten. Sabahın köründe
kalkıyorsun, her taraf soğuk, doğal gazı yakıyorsun,
elektrik tüketimi yapıyorsun; bütün bunlardan kaynaklı olarak da
enerji şirketleri neredeyse iki saat, üç saat kâr elde ediyorlar yani o
aradaki tüketimden, ki tüketimin en fazla olduğu saatler bunlar çünkü o
erken saatler evlerin en çok soğuk olduğu saatler.
Dolayısıyla, bütün bu iddiaların
araştırılması gerekiyor. Bu öneri de bu iddiaların
araştırılması, hakikaten haklıysanız da bunun hep
birlikte teyit edilmesi gerektiği için söylüyoruz ve bunu talep ediyoruz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - İYİ Parti Grubu adına
Samsun Milletvekili Sayın Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ
YAŞAR (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'de, 2016 yılında Bakanlar Kurulu
tarafından alınan kararla kış saati ve yaz saati
uygulamaları gerçekleştirilememektedir. Bu sebeple, Türkiye'de Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi saatlerin ileri veya geri alınması gibi
bir durum söz konusu olmayıp sadece ileri yaz saati uygulanmaktadır,
buna gerekçe olarak da enerji tasarrufu gösterilmektedir. Ancak başta
ihracatçılar ve iş insanları olmak üzere, karanlıkta
işe giden vatandaşlar, sabahın zifirî
karanlığında kalkıp okula gitmek zorunda kalan
yavrularımız ise bu durumun tümüyle karşısındadır.
Üstelik, Elektrik Mühendisleri Odasının da konuya ilişkin bir
açıklaması bulunmaktadır. Elektrik Mühendisleri
Odasının yaptığı açıklamaya göre daimi yaz saati
uygulamasıyla vatandaşın elektrik faturası düşmek
yerine maalesef daha da kabarmaktadır.
Diğer taraftan, ihracat, ithalat yapan Türk
firmalarının bu saat farkından dolayı özellikle dünyayla
aralarındaki ilişkiye baktığınız zaman,
işte, Londra'da saat dokuz iken Türkiye'de on iki öğlen saatine denk
geliyor. Yine, Amerika'da, New York'ta saat dokuz iken Türkiye'de 17.00. Yani
bizde mesai biterken orada yeni başlıyor. Bunun anlamı şu:
Otomatikman bu, ticaretimizi de, ithalatımızı da,
ihracatımızı da doğal olarak etkiliyor. 2016
yılından sonra rakamlara baktığımız zaman
maalesef tüketimde bir azalma değil artma görülmektedir. Dünyada
yapılan bilimsel araştırmalarda da bu konuyla ilgili bir enerji
tasarrufunun söz konusu olmadığını görüyoruz.
Yine, benden önce konuşan hatibin
söylediği gibi sabahın zifirî karanlığında kalkıp
işe gitmek zorunda olan, okula gitmek zorunda olan
çocuklarımızın hangi şartlar altında kalktığını
sizler daha iyi biliyorsunuz ve biz bugünlerde tam da onu yaşıyoruz.
Dolayısıyla, bu konunun muhakkak araştırılması
lazım.
Bunun yanı sıra tabii, elektrik
faturaları var önümüzde. Bugün özellikle, konutlarda
kullandığımız elektriğin fatura bedeli 91 kuruş.
91 kuruşun 26 kuruşu hizmet bedeli, 40 kuruşu enerji bedeli,
yine buna paralel olarak gerisi de vergilerden oluşuyor. Yani, bunlarla
uğraşıp tasarruf yapmak yerine, elektrik faturasının
üzerindeki doğan vergi yükünü kaldırdığınız an
Mesela KDVyi burada yüzde 1e düşürebilirsiniz. İşte, son
günlerde duyuyoruz, bu kürsüden müteaddit defalar da söyledik, özellikle TRT
payının kaldırılması önemli bir gelişmedir. Yani
arada bir muhalefeti dinlemenizin de faydalı olacağını
düşünüyoruz. Bakın, bugüne gelmek için dünya kadar zaman geçti. Bu,
bundan önce de kaldırılabilirdi. Zaten içinde bulunduğumuz
şartlar hem ticareti zorlaştırıyor hem hayatı
zorlaştırıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Tam tersine bugün,
özellikle, enerji üretimiyle ilgili fosil yakıtlardan elde edilen enerji
maliyetlerinin, doğal gazdan elde edilen enerji maliyetlerinin ne kadar
yüksek olduğunu söylemeye gerek yok. Türkiyenin bugün ortalama maliyeti 9
sent/kilovatsaat civarında. Dolayısıyla, bizim bunlardan
tasarruf ederek
Saat uygulamasıyla tasarrufun olmadığı
bilimsel olarak da zaten ispat edilmiş vaziyette. Dolayısıyla,
yenilenebilir enerji kaynakları dâhil yarından itibaren bu konuyla
ilgili neler yapacaksanız bizler gelin bunu görüşelim.
Yanlışta ısrar etmenin hiç kimseye bir faydası yok.
Bu konunun araştırılmasının
faydalı olacağına inanıyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Muğla Milletvekili Sayın Burak Erbay konuşacak.
Buyurunuz Sayın Erbay. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BURAK ERBAY (Muğla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaz saati
uygulamasının yarattığı sorunların
araştırılması için verilen önerge üzerine söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sizlere şu fotoğrafı göstererek
konuşmama başlamak istiyorum. Bakın, bu fotoğraf, 2019
yılında seçim bölgem Muğla-Yatağan arasındaki
Bayır Mahallesinde kara yolu kenarında çekilen bir fotoğraf;
bir araç kamerasından çekildi, video görüntüsünü aldık, ocak
ayında çekilmiş ve saat sabahın yedi kırk beşi. Yedi
kırk beşte, bir kardeşimiz, Şeymanur Gölge yolun
karşısına geçerek Muğla merkezde bulunan fen lisesine gitmek
istiyor, 17 yaşında bir kardeşimiz ve maalesef bu
karanlıkta bu hâlde okula gitmeye çalışıyor; belki uyku
sersemi olduğundan arabanın altında kalarak vefat ediyor.
Bakın, saat yedi kırk beşte havanın durumu bu. Sayın
Müdürüm de bilir Bayırı, Muğlayı iyi bilir. Bakın,
öğrenciler, ilkokula giden çocuklar, ortaokula giden çocuklar,
çalışmaya giden kadınlar bu karanlıkta iş yerlerine,
okullarına gitmek zorunda kalıyorlar yapılan,
konuştuğumuz bu düzenlemeden dolayı.
Şimdi, bu düzenleme ilk başta 1925
yılında yapılan yasayla düzenlenmişti, daha sonra 2016
yılında Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, 2017de gene Bakanlar Kurulu
kararıyla uzatılmış, en sonunda da 2018 tarihinde
Cumhurbaşkanı kararıyla bütün yurtta uygulanan ileri saat
uygulamasının her yıl ve tüm yıl sürmesi
kararlaştırılmış. Şimdi, daha önceki kararlara
baktığımızda Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı
kararıyla yapılan düzenlemeler var. Şimdi diyoruz ki: Gelin, o
bürokratların yaptığı düzenlemeleri, Bakanlar Kurulundan
geçen kararları bir kenara bırakalım, milletvekilleri olarak bir
araştırma komisyonu kuralım ve gidelim uzmanlardan görüş
alalım, eğitimcilerden görüş alalım, psikologlardan
görüş alalım, sağlıkçılardan görüş alalım.
Çünkü düzenleme bu şekilde devam ettiği sürece çocuklar
karanlıkta okula gitmeye devam edecekler ve gerçekten bedensel olarak çok
olumsuz etkilendiklerini net bir şekilde görüyoruz, bunun
araştırılması gerekiyor.
Yapılan düzenlemelerin etkileri ortaya
çıkmış, daha sonraki süreçlerde de ilgili odalar
araştırma yapmışlar. Elektrik Mühendisleri Odası
araştırma yapmış, bu düzenleme ilk
yapıldığında tasarruf yapılacağı
söylenmiş ancak Elektrik Mühendisleri Odasının ortaya
koyduğu raporda hiçbir şekilde bu konuda tasarruf elde
edilmediği yani ülkeye bir ekonomik menfaat getirmediği net bir
şekilde ortaya konulmuş. Milletin temsilcileri olarak bize düşen
görev nedir? Net bir şekilde söylüyoruz, rakamlar ortadayken, yapılan
düzenlemeden dolayı ölen çocuklar ortadayken, sizler de seçilmiş
milletvekilisiniz, gelin, bu yanlışı düzeltelim. Hiçbirimiz
konunun uzmanı olmayabiliriz ama siyasi irademiz var, bu iradeyle bir
Meclis araştırması komisyonu kuralım ve gidelim bunun
doğru bir düzenleme olup olmadığına bakalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BURAK ERBAY (Devamla) Ama siz bunu
yapmadığınız sürece akla gelen şudur: O elektrik
şirketlerine menfaat sağladığınız net bir
şekilde gözüküyor. Eğer bu düzenleme bu şekilde devam ederse bundan
sonra bu düzenlemeden dolayı herhangi bir çocuğumuz, herhangi bir kadın
arkadaşımız vefat ederse bu öneriye ret verenlerin
sorumluluğu olacaktır, hepinizin vebali olacaktır diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Sayın Hacı Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HACI ÖZKAN (Mersin) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi
aleyhinde AK PARTİ grubumuz adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle, ekranları başında bizleri
izleyen aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Son on dokuz yılda kendi
akarsularımızdan, rüzgârımızdan, güneşimizden,
jeotermal kaynaklarımızdan elde ettiğimiz enerjinin payı
yüzde 290 arttı. Bugün, yenilenebilir enerji kurulu gücümüz 52.140 megavat
değeriyle toplam kurulu gücümüzün yüzde 53lük kısmını
oluşturuyor. Enerji havuzumuza nükleer enerjiyi de ekleyerek üretim
portföyümüzü daha da zenginleştirmeyi arzu ediyoruz. Akkuyu Nükleer Santralimizin
de hizmete girmesiyle hem ülkemizin bu alandaki eksiğini giderecek hem de
iklim değişikliğiyle mücadelemize önemli bir katkı
sağlayacağız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkemize eser kazandırmaya,
altyapı yatırımlarını geliştirmeye, ülkemizde
artan enerji ihtiyacını giderecek dev projeleri milletimizin
hizmetine sunmak için kararlılıkla çalışmaya devam
edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gün ışığından daha fazla yararlanmak
amacıyla bütün yurtta 27 Mart 2016 Pazar günü saat 03.00ten itibaren bir
saat ileri almak suretiyle ülkemizde başlatılan yaz saati
uygulamasının tüm yıl boyunca uygulanmasıyla önemli ölçüde
enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Uygulamanın
başlamasından 2021 yılı Ekim ayına kadar olan dönemde,
elde edilen toplam tasarrufun 3 zamanlı tarifeye göre 5,94 milyar TL
civarında olduğu hesaplanmaktadır. Mesai ve eğitim
saatlerindeki karanlık süre azalarak geçiş dönemindeki olumsuzluklar
ortadan kalkmıştır.
Ülkemizin ve milletimizin yararına, ekonomimize
katkı sağladığına inandığımız tüm
düzenlemeleri kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.
Türkiyenin faydasına olan yeni düzenlemelere hep birlikte imza atarak
ülkemizi geleceğe daha güçlü hazırlamayı sürdüreceğimize
inanıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Özel
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, akademisyen
Sinan Küfeoğlu ve bir grup bilim insanının Türkiyedeki
kalıcı yaz saati uygulamasıyla ilgili yaptığı
araştırma sonuçlarına ve kalıcı yaz saati uygulamasına
dayanak gösterilen İTÜ raporunun doğruluğunun bugüne kadar teyit
edilemediğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, konu
çok mühim, burada bir şeyi kayda geçirmek istiyoruz.
Sinan Küfeoğlu, TÜBİTAKtan
Uluslararası Lider Araştırmacı unvanlı, Cambridgede
bir hocamız. Dünyadaki farklı yerlerdeki üniversitelerden
matematikçiler ve mühendislerle birlikte bu konuyu
çalışmışlar. Bu mesele, 1784ten beri, Benjamin
Franklinden beri gün ışığı tasarruf projesi
matematikçilerin çalışma konusu Ne oluyor, tasarruf edilebiliyor
mu? diye. Son altı yılın elektrik fiyatları, günlük
çalışma saatleri, kamu-özel sektörle ilgili verileri
incelemişler, diyorlar ki:
1) Türkiye Cumhuriyeti devleti yeterince veri
paylaşmıyor.
2) Beklenen tasarruf sağlanmadı.
3) Toplumsal maliyeti belirsiz, psikolojik
tahribatı yüksek.
4) Ekonomik beklentilerin karşılanıp
karşılanmadığını gösterecek bir bilgi yok ama
bizim hesaplarımıza göre asla bir tasarruf yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Buna karşılık,
Bakanlık -biraz önce de söylenen- 2016da İTÜnün bir raporuna göre
karar verdik. diyor. O raporun doğruluğu bugüne kadar teyit
edilemedi, varsa çıkarsınlar. Diyor ki hocalar: Biz İTÜnün bu
raporuna erişemedik, doğruluğunu teyit edemedik. O rapora göre
3,9 milyar TL tasarruf olacaktı, böyle bir tasarruf yok, bu işten kim
kâr ediyor belli değil ama bütün vatandaşlarımız bu
işten rahatsız. Bu İTÜnün raporunu getirip de
Başkanlık Divanına sunarsanız, gruplarla
paylaşırsanız büyük bir iş yaparsanız ama
yapamayacaksınız. Bakan da veremedi, şu ana kadar öyle bir rapor
tevatür, var ama TÜBİTAK bile bu rapora ulaşamıyor,
bulursanız sizi tebrik edeceğim. Getirin, gerçekleri herkes
öğrensin diyorum.
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 16/11/2021 tarihinde İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlu ve arkadaşları tarafından, yaz
saati uygulamasının yarattığı sorunların
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 16 Kasım 2021 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Müsaadenizle yoklama talep
ediyorum.
BAŞKAN Yoklama talebiniz var: Sayın
Özel, Sayın Şeker, Sayın Sümer, Sayın Tığlı,
Sayın Zeybek, Sayın Altaca Kayışoğlu, Sayın
Gürer, Sayın Kayan, Sayın Aytekin, Sayın Tuncer, Sayın
Hancıoğlu, Sayın Sertel, Sayın Aygun, Sayın Erbay,
Sayın Bingöl, Sayın Özdemir, Sayın Taşcıer, Sayın
Gökçel, Sayın Aydoğan, Sayın Güzelmansur.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.32
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.50
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 19uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu önerisinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, pusula
veren arkadaşlarımız lütfen çıkmasınlar.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, izninizle
mükerrerlik kontrolü yapacağım.
Pusula veren sayın vekiller:
Sayın İsmail Emrah Karayel? Yok.
Sayın İsmet Yılmaz? Burada.
Sayın Cemal Taşar? Burada.
Sayın Sermin Balık? Burada.
Sayın Hüseyin Yayman? Burada.
Sayın Salih Cora? Burada.
Sayın Asuman Erdoğan? Yok.
Sayın Mustafa Elitaş? Burada.
Sayın Oğuzhan Kaya? Burada.
Sayın Sami Çakır? Burada.
Sayın Mehmet Erdoğan? Burada.
Sayın Ceyda Bölünmez Çankırı? Burada.
Sayın Mustafa Arslan? Yok.
Sayın Yusuf Beyazıt? Yok.
Sayın Polat Türkmen? Burada.
Sayın Hacı Ahmet Özdemir? Burada.
Sayın Veysel Eroğlu? Burada.
Sayın Mehmet Habib Soluk? Burada.
Sayın Ahmet Sorgun? Burada.
Sayın Ertunç Erkan Balta? Yok.
Sayın Ali İhsan Arslan? Yok.
Sayın Semra Kaplan Kıvırcık?
Burada.
Sayın Muhammet Emin Akbaşoğlu?
Burada.
Sayın Emine Nur Günay? Burada.
Sayın Niyazi Güneş? Burada.
Sayın Kemal Çelik? Burada.
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 16/11/2021 tarihinde İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlu ve arkadaşları tarafından, yaz
saati uygulamasının yarattığı sorunların
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 16 Kasım 2021
Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
Antalyanın Manavgat ilçesinde çıkan orman yangınlarının
nedenlerinin araştırılarak varsa ihmallerin ve sorumluların
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/4915) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 16 Kasım 2021 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
16/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 16/11/2021 Salı günü (bugün) toplanamadığından
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Antalyanın Manavgat
ilçesinde çıkan orman yangınlarının nedenlerinin
araştırılarak varsa ihmallerin ve sorumluların belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/4915) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun
16/11/2021 Salı günlü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın
Rafet Zeybek.
Buyurunuz Sayın Zeybek. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA RAFET ZEYBEK (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, 28 Temmuz günü
başlayan ve on gün süren Manavgat, Gündoğmuş, Akseki,
İbradı ve Alanya yangınları sonucu 8
vatandaşımız bu yangınlarda vefat etmiştir; yüzlerce
büyükbaş ve küçükbaş hayvan telef olmuştur, yüz binlerce
canlı yanarak ölmüştür; toplam 59 mahallemiz zarar görmüştür,
bunlardan 24 mahallemiz tamamen yanmıştır; 75 bin hektar
tarım ve orman alanı yanmıştır. On gün süren bu orman
yangınları sonucu maalesef saymış olduğum bu 5
ilçemizde hem tarım alanları hem evler ve insanlar hem canlılar
Türkiyenin en büyük, tarihe mal olmuş yangını altında
kalmışlardır. Türkiye bugüne kadar böyle büyük bir yangınla
karşılaşmamıştır.
Biz bu nedenle diyoruz ki: Yangından önce
alınan tedbirlerin neler olduğunun, yangın sırasında
ne tür aksaklıklar yaşandığının ve yangın
sonucunda hâlâ bugün devam eden eksikliklerin neler olduğunun Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılması,
alınması gereken tedbirlerin alınması, burada ihmali ve
kusuru olanların tespit edilmesi ve neden bu yangına zamanında
müdahale edilemediğinin, söndürülemediğinin, on gün süresince 75 bin
hektar alanın yandığının tespit edilmesi için bu
önergeyi verdik. Eğer gerçekten bu ülkede, böyle tedbirsizliklerle, böyle
önlem almamakla ormanlarımız yanacaksa, yanmaya devam edecekse,
burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bizlerin çok büyük sorumluluğu
vardır; bu önlemlerin alınması lazım.
Bakınız değerli
arkadaşlarım, ilk iki gün, yangının ilk iki günü uçakla,
yangın söndürme uçağıyla müdahale yapılmadı. İlk
gün havadan hiç müdahale olmadı ancak ikinci gün helikopterlerle müdahale
edildi ama asla
Bakın, üçüncü gün başlayan yangında yangın
söndürme uçakları çok yetersizdi.
Şunu düşünebiliyor musunuz: Türkiye'nin
envanterinde kayıtlı 1 tane yangın söndürme uçağı
yoktur. 3 tane uçak kiralandığı söylendi ama ilk iki gün
gelmediği gibi -değerli arkadaşlarım, on gün süresince
yangın bölgesindeydim- günde 1 sefer, 2 sefer yangın müdahalesinde
bulunuldu bu uçaklar tarafından. Maalesef Yerleşim bölgelerini
koruyacağız. diye havadan müdahaleler sonlandırıldı.
Ne zaman yerleşim bölgelerine yangın yaklaştı, havadan 1-2
tane uçak gelip -ki her birinin arasında dört beş saatlik süre
vardı- asla iki saatte 2 uçak o yangına müdahale edemedi. Neden?
Neden bizim 1 tane uçağımız yoktu? Türk Hava Kurumunun 6 tane
uçağı 2019 yılında çalışır hâldeyken 2021
yılında neden çalışmıyordu? Gelin, bunları
araştıralım, nerede eksiğimiz var bunu tespit edelim.
Ciğerlerimiz yandı orada, orada insanlarımız yandı;
yazık değil mi?
Değerli arkadaşlarım, bakın,
yangının ikinci günü Tarım ve Orman Bakanı basına bir
açıklama yaptı Manavgat yangını kontrol altına
alındı. dedi. İnanın o gün 7 tane mahallemiz yandı,
en çok yangının olduğu gün o gündü. En çok yangın
Yangın kontrol altına alındı. dediği gün oldu. Böyle
bir açıklama olabilir mi? Alınmayan tedbirler örtbas edilerek bu
yangınlarla biz mücadele edemeyiz. Bunun için biz diyoruz ki: Gelin bunu
mutlaka çözelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
RAFET ZEYBEK (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bakın, geçen hafta, bütçe görüşmeleri
sırasında, Plan ve Bütçe Komisyonunda Tarım ve Orman
Bakanlığının bütçesi görüşüldü, yangın
söndürmeyle ilgili bütçeden hiçbir ödenek ayrılmadı. Ha, belki
Tarım ve Orman Bakanlığı üzerinden ayrılır
mı, bilemiyoruz ama onu şimdiden bütçeye dâhil etmek gerekirken hiç
öyle bir şey yapılmadı, maalesef yapılmadı.
Yine, değerli arkadaşlarım,
bakın, şu anda bu bölgelerdeki insanlar perişan hâlde;
ihtiyaçları giderilmedi, bina yapımlarına başlanmadı.
Şimdiye kadar zararlarının yüzde 6sı giderildi oysa bunu
devlet karşılayacaktı hatta Yüzde 60ını devlet,
yüzde 40ını vatandaş karşılayacak. dediniz ama
şimdi Yüzde 60ını vatandaş karşılayacak, yüzde
40ını devlet karşılayacak. diyorsunuz. Yazık
değil mi o insanlara değerli arkadaşlarım? İhmaller
nedeniyle yandı o
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RAFET ZEYBEK (Devamla)
evler, o insanlar, o
tarım arazileri.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Antalya Milletvekili Sayın Hasan Subaşı.
Buyurunuz Sayın Subaşı.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN
SUBAŞI (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin önerisine aynen
katılıyoruz, çok yararlı bir araştırma önergesi
olduğuna inanıyoruz. Gerçekten, 28 Temmuzda başlayan orman
yangınları Antalyayı dehşete düşürmüştür, bütün
Türkiyeyi de derinden yaralamıştır. 28 Temmuzda Manavgatta
başlayan yangın hemen ardından Akseki, İbradı,
Manavgat, Alanya ve Gündoğmuş, 5 ilçemizde 70e yakın köyde
büyük tahribata neden olmuştur. 8 vatandaşımız vefat
etmiştir -maalesef yangınlarda kaybettik, bugün rahmetle
anıyoruz- binlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvan telef
olmuştur, birçok canlı varlığımızı da
kaybettik maalesef.
Türkiyenin 23 milyon hektar ormanı var ve
bunlar en yanıcı kızılçam ormanları çoğunlukta.
Antalyada ise 2008 yılı ile 2018 yılları arasında
2.200 yangın vuku bulmuştur ve 25 bin hektar ormanımız
yanmıştır. Fakat bu yangında sadece 70 bin hektar
civarında orman ve tarım alanı yanmıştır.
Geçtiğimiz 2008 ve 2018 yılları arasındaki 2.200
yangın bize bir işaret vermiştir yani her yıl yüzlerce
yangınımız olacaktır.
Buna karşılık Tarım ve Orman
Bakanlığı ise karşımıza maalesef uçaksız,
araçsız ve gereçsiz çıkmıştır. Binlerce yangın
olurken, dünyanın en yanıcı ormanlarına sahipken Tarım
ve Orman Bakanlığının elinde araç gereç yoktur ve Türk Hava
Kurumu gibi çok önemli bir kurumu da biz maalesef devre dışı
bırakmış durumdayız; ne amaçla olduğu belirsiz. Fakat
orada çok iyi pilotlarımız olmasına rağmen, 5 metreküplük
su kapasitesi olan, kıvrak ve hareket kabiliyeti yüksek, dağlık
ve sarp alanlarda çok ciddi işlevi olan bu uçaklar devre
dışı bırakılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Orman
alanlarını ziyaretlerimizde en çok büyük fedakârlıkları
görmekle birlikte, hem yerel yönetimlerin çalışanlarının
hem vatandaşın, yurttaşın, askerî personelin ve Orman Genel
Müdürlüğü personelinin fedakârlıklarla
çalışmalarını gördük, buradan şükranla anıyorum
fakat vatandaş, yurttaşımız Uçak yok mu? diye feryat
ediyordu. Maalesef -Rafet Beyin söylediği gibi- günler sonra kiralık
10 tonluk uçaklar geldi, onlar da suyu yüksekten bırakmak suretiyle
yeterli olamadılar.
Böyle bir araştırma yapılsa öncelikle
şu gerçek ortaya çıkacaktır: Orman
varlığımızı korumak için yeniden müstakilen bir orman
bakanlığının kurulması gerektiği mutlaka ortaya
çıkacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) Böylesine çok önemli
orman varlığımızı tarımın
sorunlarını çözemeyen Tarım Bakanlığının
yanına koymak maalesef bizi bu duruma düşürmüştür. Türkiyede
yeniden orman bakanlığının kurulması zorunluluk hâline
gelmiştir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Kemal Bülbül.
Buyurunuz Sayın Bülbül. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, 28 Temmuzda başlayıp 38 Temmuza
kadar devam eden -38 Temmuzu bilerek söyledim arkadaşlar,
şaşırma değil yani- on günlük bir yangın. Bu
yangına dair iklim değişikliği dendi, küresel
ısınma dendi; belirli topluluklar, Kürt halkı üzerinden
açık bir suçlama ve nefret suçu işlendi, HDP üzerinden açık bir
suçlama ve nefret suçu işlendi. O esnada Antalyadaydım ben,
yangın devam ettiği sürece de oradaydım ve yangın
alanına gidip inceleme yapma olanağımız engellendi,
yangın alanında inceleme yapmamız engellendi; ta ki yangın
kendiliğinden sönene kadar. Gidip tüm köyleri, yanan evleri, yangın
alanını tek tek dolaştım ve 27 maddede tespit
ettiğimiz aksaklıklar, umursamazlıklar, engellemeler, hiçe
saymalar söz konusu. Yangın kendiliğinden sönmüştür,
yangında 8 insan ve milyonlarca can kaybı olmuştur.
İBRAHİM AYDIN (Antalya) 7
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) 7
Allah
rahmet eylesin.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Hadi 7 olsun.
7 insan ve milyonlarca can kaybı olmuştur.
Hani 7 can kaybı deniyor ya, orman alanında yaşayan
canlılar çok acı bir şekilde, çok vahşi bir şekilde
yaşamını yitirmiştir.
Şimdi, orman yangınlarının
başladığı gün değil, birkaç gün sonra, AFADın
yangının olduğu bölgelerde iş ve işlemlere
başladığı, koordinasyon ve organizasyon
şemasının geç çıkarıldığı,
kaymakamlık tarafından kriz masasının
oluşturulmadığı, yerel yönetimlerin işin içerisine
dâhil edilmediği, daha çok kadınların ve gençlerin
duyarlılığıyla sivil bir girişim olarak söndürülmeye
çalışılan yangınların olduğu ve bunun bir afet
olarak değil, sanki öylesine oluşmuş, sanki olup bitecekmiş
gibi sonuçları itibarıyla ekonomik, psikolojik, sosyal sonuçları
hesaplanmamış ve bundan dolayı, çok çeşitli olumsuzluklar
ortaya çıkmış. Biraz önce de ifade edildiği gibi şu
anda yangın alanında evi yanıp da kül olan ya da evi
yıkılan insanlara ev yapmak için insanların kendilerinden
ekonomik talepte bulunulmakta, orada ağır bir afet
yaşandığı hâlde oradaki yurttaşlara gerekli
yardım yapılmamakta. Hatta yangından sonra bu konuyla ilgili bir
soru önergesi verdim ve soru önergeme de cevap verilmedi. Yangından sonra
yangın alanında bulunan bu insanlara son derece fahiş su
faturaları geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Bu su faturalarının sebebini
sorduğumuzda herhangi bir cevap verilmedi.
Bunun dışında, yangına müdahale
eden ekiplerin ve bölgelerdeki insanların gereksinim ve
ihtiyaçlarını karşılama konusunda sistematik bir
çalışma olmadığı gibi, dışarıdan
bölgeye gönderilen ihtiyaç malzemesinin tanzimi ve
dağıtılması konusunda da son derece acemice ya da
baştan savma durum söz konusu oldu.
Belediyeyi ziyarete gittiğimizde, Sayın
Belediye Başkanı belediyenin dışında bir yerde bizi
karşıladı ve neyle karşı karşıya
olduklarını, sürece dâhil edilmediklerini, dışında tutulduklarını
anlattı. Bütün sivil toplum kuruluşlarının, doğal
olarak, gönüllü olarak katkı sunmaya çalışan uzman ya da
katkı sunmaya çalışan, kim olursa olsun, hepsinin
dışında tutulduğunu açıkça gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Ayrıca, ifade etmeye
çalıştığım gibi, Kürt halkına ve HDPlilere
karşı da sistematik bir nefret suçu işlenmektedir.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Antalya Milletvekili Sayın İbrahim Aydın.
Buyurunuz Sayın Aydın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AYDIN
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet, benden önce Antalya Milletvekili olan 3
arkadaşımız konuştu. Ben de Manavgatlı bir orman
mühendisi olarak ve o yöreyi çok iyi bilen -daha önce
çalıştığım yer olduğu için- arazi
yapısını, yerleşim yerlerini, köylerini bilen bir
kişi... Ve otuz yıllık meslek hayatımda, yangında
birinci derece hassas olan Muğla Orman Bölge Müdürlüğünde ve
İzmir Orman Bölge Müdürlüğünde yangınlarla mücadele ettim.
Evet, şimdi, tabii, burada arkadaşlar
anlattılar, bu yangın bildiğimiz gibi, geçmiş yıllarda
olduğu gibi bir yangın değildi. Bir orman yangını
değil, resmen bir afetti. Tabii, burada küresel ısınmadan, iklim
değişikliğinden, kuraklıktan dolayı son
yılların en kritik temmuz ayını yaşadık.
Sıcaklık 42 derece, nem 10ların altına düşmüş,
şiddetli bir rüzgâr var, poyraz ve bu şartlarda bu
yangınları söndürmek çok çok zordur. Avrupada veyahut da Amerikada
bu türlü yangınlara müdahale bile etmezler ama biz Türk insanı
olarak, Türk ormancısı olarak bu yangınlara anında müdahale
ettik.
Evet, bu 28 Temmuz 2021 günü önce Yeniköyde
çıkıp Kalender köyünü yok eden yangın, arkasından gece saat
yirmi dört sularında Kepezbeleninden başlayıp köyü yakarak -bir
de orada vatandaşımız rahmetli oldu, Allah rahmet eylesin-
Manavgat sınırlarına, kuş uçumu
Aynı tarihlerde çıkan Amerikadaki
yangınlar -Kaliforniyada- kırk beş gün sürdü. Onların hava
araçları da vardı ama yangına müdahale edip söndüremediler. Biz,
tabii, burada tüm orman teşkilatı ve özellikle idarelerden,
belediyelerden gelen iş makineleri, arazözler, hep beraber
Yani resmen
etten bir duvar örerek bu yangınların önü kesilmiştir. On gün
gibi kısa bir sürede bu yangınlar sönmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İBRAHİM AYDIN (Devamla) Geçmiş
yıllarda ben uzun yıllar orman yangınlarına müdahale ettim.
Bizim muhalefetten beklediğimiz olay şuydu: Kaş
yangını oldu 2006 yılında, o zamanın CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal yangın mahalline geldi Bizim
yapabileceğimiz bir şey var mı arkadaşlar? Bu orman
yangınlarıyla mücadele bir savaştır. dedi ve bize bu
şekilde yardımcı oldu. Bazı arkadaşlarımız
yangın mahalline geldiler, bizi arayıp Geçmiş olsun.
diyebilirlerdi; eksik, açık aramaya gerek yoktu. Hep beraber nasıl
mücadele ettiysek bu yangınları beraber söndürebilirdik. Onun için,
ben, bize destek olan oradaki tüm vatandaşlarımıza, orman
köylüsüne, orman teşkilatına ve
Özellikle de
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan -ikinci gün geldi
yangın mahalline- ve daha sonra orada yine, İçişleri
Bakanımız Süleyman Soylu, Dışişleri
Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, zaten Tarım ve Orman Bakanımız
oradaydı, Ulaştırma Bakanımız, hepsi
Yaralarını nasıl sarabiliriz? diye, özellikle de Çevre ve
Şehircilik Bakanı Murat Kurum anında sahadaydı. Herhangi
bir eksikliğimiz yoktur, bu araştırma önergesinin
yapılmasına da gerek yoktur.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Kabul
Kabul... Biz
fazlayız Başkanım, biz fazlayız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başkanım,
Kabul etmeyenler
diyorsunuz, bunlar da kaldırıyorlar.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Kabul
Kabul
Kabul
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Kabul
Başkanım, kabul
Başkanım, önerge
kabul
BAŞKAN Kâtip Üyeler arasında
anlaşmazlık var, elektronik oylama cihazıyla oylama
yapıyoruz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Bir dakika
Başkanım, bir dakika
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bir dakika
Bir dakika
Bir dakika
BAŞKAN İki dakika süre veriyorum efendim
ve oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Öneri reddedilmiştir efendim.
Sayın Öztürk, 60a göre yerinizden bir söz
talebiniz var.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
43.- Kırıkkale Milletvekili Halil
Öztürkün, çiftçilere kuraklık zararlarının ödenmesini
beklediklerine ilişkin açıklaması
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) Sayın
Başkan, yeterli yağışın gerçekleşmemesi nedeniyle
ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi seçim bölgemiz Kırıkkalede
de çiftçilerimiz kuraklık nedeniyle ciddi mağduriyetler yaşamıştır.
Ancak gelinen noktada, Kırıkkalede olduğu gibi tüm Türkiyede
kuraklıktan zarar gören ve bu zararları hâlen
karşılayamayan çiftçilerimiz ekim çalışmalarına
başlamışlardır.
Girdi maliyetleri çok artan ve elden
aldığı borçla tarlasını ekmeye çalışan
çiftçilerimize hem gübre alamadığından hem tohum
alamadığından bir an önce kuraklık zararlarının
ödenmesini oldukça önemli bulmakta ve onlar adına bu ödemelerin bir an
önce gerçekleşmesini beklemekteyiz. Nasıl ki kuraklık Çiftçi
Kayıt Sistemini gözetmediyse zarar ödemelerinin de bir
defalığına, ÇKSye kayıtlı olmayan çiftçilerimizi de
kapsayacak şekilde ödenmesini arz ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi
44.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Büyük şair Sezai Karakoç bugün akşam
saatlerinde Hakkın rahmetine kavuştu. Kendisine Allahtan rahmet
diliyorum. Edebiyat dünyasına, sevenlerine, hayranlarına
başsağlığı diliyorum.
Sezai Karakoçun şiiri başlangıçta
İkinci Yeniyle anılır ancak daha sonra kendi özgün çizgisi
içerisinde başka bir yöne doğru evrilir. Çok değerli bir
şairdir; Türkçenin en büyük şairlerinden birisidir. Bu vesileyle
onun çok ünlü Mona Roza şiirinden birkaç dizeyi Genel Kurulun bilgisine
sunmak istiyorum:
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
A) Önergeler (Devam)
2.- İzmir Milletvekili Atila Sertelin, (2/949)
esas numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/147)
BAŞKAN İç Tüzükün 37nci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/949) esas
numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin TBMM İçtüzüğünün 37nci
maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınması konusunda
gereğini saygılarımla arz ederim.
Atila
Sertel
İzmir
BAŞKAN Önerge üzerinde teklif sahibi olarak
İzmir Milletvekili Atila Sertel konuşacaktır.
Buyurun Sayın Sertel. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Başkan, kıymetli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partili bir
milletvekili olarak infaz koruma memurlarının güvenlik
kısmına geçmesi noktasında yasa teklifi verdim. 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 36ncı maddesi için sayılan genel
idare hizmetleri sınıfı kapsamına infaz koruma
memurları girmiyor. Çünkü infaz koruma memurlarının büro
memurları gibi idare hizmetleri sınıfında yer alması
Anayasamızın temel ilkelerinden ölçülülük ilkesine
aykırıdır çünkü infaz koruma memurlarının elinde kalem
yoktur, infaz koruma memurları son derece kötü koşullarda cezaevi
içerisinde âdeta mahkûmlarla iç içe bir görev görmektedir.
Sevgili arkadaşlarım, bunlar infaz koruma
memurlarının giydiği kıyafetlerdir. Aslında idare
hizmetleri kısmında büro memurlarının ellerinde kalem
bulunur. Bu kardeşlerimiz, can güvenliği açısından ve infaz
koruma memuru olması nedeniyle cezaevindeki durumu kontrol altına
almak için âdeta bir polis, bir asker görevi gören insanlardır ve
şehitler vermişlerdir. Sadece Adalet ve Kalkınma Partisi
dönemindeki şehitlerin birkaçını buradan okumak isterim:
Gazanfer Çağlayan, darp sonucu öldürülmüştür; İlhan Köse,
silahlı saldırı sonucunda öldürülmüştür; Abit Tüber,
silahlı saldırıda öldürülmüştür.
(Uğultular)
ATİLA SERTEL (Devamla) Beyefendi, Sayın
Milletvekilim, Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili olarak beni
dinleyin lütfen.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Sizinkiler de aynı şeyi yapıyor, ne fark eder?
ATİLA SERTEL (Devamla) İnfaz koruma
memurlarına karşı saygısızlık yapıyorsunuz,
bana karşı değil.
Safi Canbaş, bombalı saldırıda
öldürülmüştür; İsmail Daler, bombalı saldırıda
ölmüştür; Fayat Toy, darp sonucu öldürülmüştür; İsmet Aktürk, müdür,
silahlı saldırıda; Nimet Barik, bıçaklı
saldırıda öldürülmüştür.
Sevgili arkadaşlarım, infaz koruma
memurlarıyla ilgili size çağrım var, tıpkı Genel
Başkanımızın yaptığı çağrıyı
size yapıyorum: Gelin, infaz koruma memurlarıyla helalleşin.
Bıçaklı, silahlı saldırıda öldürülmüş 17 infaz
koruma memuru adına sizlere sesleniyorum: Partinizin adı Adalet Bakanlığın
adı Adalet ama adalet içinde hiç yok. Adalet
Bakanlığının içinde adaletsizlik varsa Türkiye'de adaletten
söz etmek mümkün değil. Bir kez olsun vicdanınızı dinleyin,
sizden rica ediyorum, bir kez olsun aklınızla hareket edin, sizden
rica ediyorum, bir kez olsun saraya ve sarayın grup başkan vekilinin
elini kaldıracağına göre işaret buyurmayın, sizden
rica ediyorum; kurtulun esaretten, özgürleşin ve infaz koruma
memurlarının hakkı olan güvenlik hakkını, güvenlik
sınıfına geçişini onaylayın.
Sevgili arkadaşlarım, Adalet Bakanı
Abdulhamit Gül'e de seslendim, dedim ki: Siz Adalet Bakanı olarak kendi
personelinizin özlük haklarına sahip çıkmıyorsanız
asıl mesele sizin iktidarınızdadır. 70 bin infaz koruma
memuru var, 70 binin 10 bini sözleşmeli. Sözleşmelilerin, bizzat
infaz koruma memuru olup kadrolu olanlardan çok büyük haksızlıkla,
eşitsizlikle çalıştırıldığını da
biliyoruz. Geçmişte infaz koruma memurlarının lojmanları
vardı, yok oldu, kapandı, bitti, şu anda lojmanlarda
oturamıyorlar. Geçmişte infaz koruma memurları araçlarla
cezaevine taşınıyordu, yok oldu.
Şimdi, size buradan teklifimi tekrar sunuyorum:
Gelin, hep birlikte el kaldıralım. Milliyetçi Hareket Partisi ve AK
PARTİ Grubu da hep birlikte el kaldırsın, siyasetüstü bu duruma
hep birlikte çözüm bulalım. Sonra infaz koruma memurları için 3600ü
getirelim, itfaiyeciler için 3600ü getirelim, polislerimiz,
öğretmenlerimiz, sağlıkçılarımız için 3600ü getirelim.
Bu ülkede beraber yaşıyoruz. Hayatım boyunca ezilenlerden,
hayatım boyunca gerçekten hakkı yenenlerden yana saf tuttum ve
tutmaya devam edeceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ATİLA SERTEL (Devamla) Başkanım,
bitiriyorum.
Bu konuda sizden rica ediyorum, kendim için, kendi
kişisel çıkarlarım ya da ailem için sizden bir şey istersem
namerdim ama infaz koruma memurları için sizden oy istiyorum ve infaz
koruma memurlarının hakkını korumanızı istiyorum.
Hassaten rica ediyorum; özgürleşin, aklınızı ve
vicdanınızı kullanarak oy verin. 70 bin aile sizin ellerinize
bakıyor, 70 bin aile sizin oylarınıza bakıyor, 70 bin
ailenin gözü kulağı, herkesin gözü sizin üzerinizde ve bu
arkadaşlar bize oy vermiyor biliyor musunuz? Birçoğu AK
PARTİye, birçoğu MHPye oy veriyor. Biz oy için bu kürsüye
çıktıysak da namerdiz. Biz infaz koruma memurlarının
hakkını, hukukunu savunmak için varız. Cumhuriyet Halk Partisi
ezilenlerden yana var ve var olacaktır.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bu sefer oldu
Başkanım, kabul edildi.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Bu sefer oldu, biz
çoğunluktayız Başkanım. Bu AKP Grubu neden kabul etmiyor?
İnfaz koruma memurlarının özlük haklarına neden
karşı çıkıyor?
VIII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, sistem üzerinden işaretle yapılan
oylamalarda oy pusulasının kabul edilemeyeceğine ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir hususu
sizinle paylaşmak istiyorum: Malumlarınız olduğu üzere,
sistem üzerinden işaretle yapılan oylamalarda oy
pusulasının kabul edilemeyeceği 1998 tarihli mutabakat metniyle
kararlaştırılmıştır. Meclis uygulamaları da
bugüne kadar bu yönde olmuştur. Hâl böyle iken, yenilenen sisteme henüz
parmak izi girişleri yapılamayan 5 sayın milletvekilimiz
bulunmaktadır. Bu milletvekillerimizin sisteme girmeleri fiilen
imkânsız olduğundan sadece bu sayın milletvekillerinin
pusulalarının kabul edilebileceği, diğer sayın
milletvekillerimizin sisteme girmeleri gerektiğini bilgilerinize
sunarım.
Gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
IX.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Millî Savunma Komisyonunda açık bulunan
üyeliğe seçim
BAŞKAN - Millî Savunma Komisyonunda boş
bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Tokat Milletvekili
Mustafa Arslan ve İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37
Milletvekilinin İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
11 Kasım 2021 tarihli 18inci Birleşimde
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 285
sıra sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştı.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama istiyoruz, maddelerine
geçilmesinin oylamasında yoklama talebimiz var.
BAŞKAN Oylamaya geçmeden önce yoklama talebi
vardır.
Sayın Gökçel, Sayın Karabıyık,
Sayın Köksal, Sayın Zeybek, Sayın Altaca
Kayışoğlu, Sayın Bülbül, Sayın Beko, Sayın
Şevkin, Sayın Şeker, Sayın Hancıoğlu, Sayın
Biçer Karaca, Sayın Sertel, Sayın Kılınç, Sayın Aygun,
Sayın Bulut, Sayın Sümer, Sayın Taşcıer, Sayın
Aydoğan, Sayın Fikret Şahin, Sayın Suzan Şahin.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.45
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 19uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN 285 sıra sayılı Kanun
Teklifinin maddelerine geçilmesinin oylamasından önce istem üzerine
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Pusula veren sayın
milletvekilleri lütfen Genel Kurul Salonundan ayrılmasınlar.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter
sayısı bulunamadığından, alınan karar
gereğince, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için 17 Kasım 2021
Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.00