TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
20nci
Birleşim
17 Kasım
2021 Çarşamba
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender
Açanalın, Şanlıurfanın tarihî zenginliği Taş
Tepelere ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Denizli Milletvekili Gülizar Biçer
Karacanın, Şanlıurfada adalet nöbetini sürdüren
Şenyaşar ailesinin talepleri ve insan hakları ihlallerine
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Özyavuzun, Şanlıurfa iline ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
Memleket Partisinin tüm partilere yaptığı çağrıya
ilişkin açıklaması
2.- Gaziantep Milletvekili Bayram
Yılmazkayanın, enerji kalemlerine gelen fiyat
artışının yansımalarına ilişkin
açıklaması
3.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, Silivri
Cezaevinde kalan Mahmut Olguna verilen cezaya ve cezaevlerindeki zulme
ilişkin açıklaması
4.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat
Sezalın, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
6.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Malatyanın Yeşilyurt ilçesinde yaşayan
vatandaşların Karayolları Genel Müdürlüğünden taleplerine
ilişkin açıklaması
7.- Ankara Milletvekili Nevin
Taşlıçayın, Ankaradaki trafik yoğunluğuna
ilişkin açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Ermenistanın Azerbaycana saldırısına ilişkin
açıklaması
9.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
10.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ve insan öldürmenin
cezasının idam olması gerektiğine ilişkin
açıklaması
11.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
yoksulluk ve işsizliğe ilişkin açıklaması
12.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın Çanakkale ziyaretinde
yaşanan trajikomik olaya ilişkin açıklaması
13.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, Adanalı
çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması
14.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, ülkenin ekonomik durumuna ve şeker zammına ilişkin
açıklaması
15.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın,
ekonomik çöküşe ve Cumhurbaşkanını sorumluluk almaya davet
ettiğine ilişkin açıklaması
16.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın,
yanan ormanlardaki ağaçların satıldığı
iddialarına ilişkin açıklaması
17.- Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoyun,
engelli vatandaşların sorunlarına ilişkin
açıklaması
18.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa
Şubesinin yıkım kararından vazgeçilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, yargıda yapılması gereken düzenlemelere
ilişkin açıklaması
20.- Manisa Milletvekili Bekir Başevirgenin,
emekçilerin insanca yaşayabilecekleri bir asgari ücret beklediklerine
ilişkin açıklaması
21.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoyun, 17
Kasım Dünya Prematüre Gününe ilişkin açıklaması
22.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Onur Air ve diğer hava yolu şirketlerinde yaşanan hak
gasplarına ilişkin açıklaması
23.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Şair
Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, AK PARTİ Grup
Başkanlığına seçilmiş olan İsmet Yılmazla
gurur duyduğuna ve Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya bugüne
kadar yapmış olduğu görevden dolayı teşekkürlerini
sunduğuna ilişkin açıklaması
24.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, AK PARTİ Grup Başkanlığına
seçilmiş olan İsmet Yılmaza İYİ Parti olarak
başarılar dilediklerine, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet
dilediğine, çiftçilere verilen desteğin yetersiz olduğuna,
çiftçilerin sorunlarına, İŞKUR eğitim
programlarının askıya alınmasına, ekonomideki kötü
gidişata ve kendilerinin Adalet ve Kalkınma Partisinin Komisyona gönderdiği
kanun tekliflerinden haberdar olmadıklarına ilişkin
açıklaması
25.- Çorum Milletvekili Erol Kavuncunun, Şair
Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
26.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, Ermenistanın
Azerbaycana saldırısına, Bulgaristandaki Hak ve Özgürlükler
Partisini ve Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Karadayıyı
seçimlerde gösterdikleri başarılardan ötürü tebrik ettiğine,
Türk şehri Kerkükün güvenliğinin peşmergeye devredileceği
şeklinde kamuoyunda ifade edilen bazı gelişmeleri dikkatle takip
ettiklerine, 17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık
Gününe, Millî Takımımıza Dünya Kupası yolunda
başarılar dilediklerine ve Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya
ve AK PARTİ Grup Başkanlığına seçilmiş olan
İsmet Yılmaza yeni görevlerinde başarılar dilediklerine
ilişkin açıklaması
27.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya ve
AK PARTİ Grup Başkanlığına seçilmiş olan
İsmet Yılmaza yeni görevlerinde başarılar dilediklerine,
Şair Sezai Karakoçun sevenlerine ve ailesine
başsağlığı dilediğine, Elmalı
davasındaki beraat kararına, çıplak arama meselesine,
mayınların temizlenmesi meselesinde Türkiyenin ek süre talep etmesinin
nedenini öğrenmek istediklerine, Belarustaki mülteci sorununa, Türk Hava
Yollarının mültecileri Belarusa taşıdığı
iddiasına, Cumhurbaşkanının insan
kaçakçılığı yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı
Mehmet Çınara ödül vermesini kamuoyunun takdirine bıraktığına
ve Malatya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
deposunda uyuşturucu bulunmasına ilişkin açıklaması
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Ermenistanın Azerbaycana saldırısına, Şair Sezai
Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, Yıldız Kenteri ölümünün
2nci yıl dönümünde saygıyla, rahmetle ve minnetle
andıklarına, Bulgaristandaki Hak ve Özgürlükler Partisine ve
Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Karadayıya başarılar
dilediklerine, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya bundan sonraki
siyasi yaşamında başarılar dilediklerine ve AK PARTİ
Grup Başkanlığına seçilmiş olan İsmet
Yılmazın önceki Grup Başkanının centilmenlik
anlayışına uygun bir şekilde görevini sürdürmesini ümit
ettiklerine ve Varlık Fonunun denetim raporuna ilişkin açıklaması
29.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, 17 Kasım
Azerbaycan Millî Diriliş Gününe, Ermenistanın Azerbaycana
saldırısına, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya
bugüne kadar yapmış olduğu görevler vesilesiyle teşekkür
ettiklerine, AK PARTİ Grup Başkanlığına seçilmiş
olan İsmet Yılmaza başarılar dilediklerine ve beşinci
yargı paketinin hayırlar getirmesini temenni ettiğine
ilişkin açıklaması
30.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, HDP Tekirdağ İl Eş Başkanı
Cahit Direk, Çerkezköy İlçe Eş Başkanı Kasım Göze ve
Şırnakta 27 maden ocağı işçisinin gözaltına
alındığına ilişkin açıklaması
31.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna sevk edilen
(2/3950) sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün
öngördüğü kırk sekiz saatlik süreye uyulmayarak ertesi sabah saat
10.00da görüşülecek olmasının kabul edilemez olduğuna
ilişkin açıklaması
32.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının, Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalının
İYİ Parti grup önerisi üzerindeki konuşması
sırasında kullandığı bazı ifadelere ilişkin
açıklaması
33.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, (2/3950)
sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşülmesi hususunda İç
Tüzükün öngördüğü kırk sekiz saatlik süreye uyulmamasına dair
itirazlarının dikkate alınması sebebiyle Oturum
Başkanına ve Komisyon Başkanına teşekkür
ettiğine, Düzcedeki depreme ve herkesi CHPnin diyabet hastası
çocuklarla ilgili grup önerisine vicdanıyla oy vermeye davet ettiğine
ilişkin açıklaması
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özel, Konya
Milletvekili Abdullah Ağralının CHP grup önerisi üzerindeki
konuşması sırasında kullandığı bazı
ifadelere ilişkin açıklaması
35.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Düzcedeki depreme ilişkin açıklaması
36.- Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın,
Düzcedeki depreme ilişkin açıklaması
37.- Düzce Milletvekili Fahri Çakırın,
Düzcedeki depreme ilişkin açıklaması
38.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Yozgat
Şehir Hastanesindeki doktor ve sağlık personeli
açığı ile malzeme eksikliğine ilişkin
açıklaması
39.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, Kerkükün peşmergeye devrine millî refleks gösterilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
40.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun,
cezaevlerindeki mahpusların sorunlarına ilişkin
açıklaması
41.- Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdinin,
cezaevlerindeki izin sürelerinin uzatılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
42.- Çanakkale Milletvekili Jülide
İskenderoğlunun, 1915 Çanakkale Köprüsüne ilişkin
açıklaması
43.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün,
Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesinin yıkım
kararına ilişkin açıklaması
44.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin,
çiftçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
45.- Sivas Milletvekili İsmet
Yılmazın, AK PARTİ Grup Başkanlığına
seçilmesi dolayısıyla iyi dileklerini ileten grup
başkanlarına teşekkür ettiğine ilişkin
açıklaması
46.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, istem üzerine kısa aralıklarla yoklama
yapılmasının 1998 yılındaki mutabakat metninin 7nci
maddesine uyup uymadığını Başkanlığın
takdirine bıraktığına ilişkin açıklaması
47.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, kanun
teklifinin maddelerine geçilmesi ve tümünün oylaması sırasında
istenecek yoklamaları tartışmaya açmanın her türlü
tasarruftan vareste olduğuna, İç Tüzükün 169uncu maddesinde
dinleyicilerin nasıl davranacağının tarif edildiğine
ve kim olursa olsun buna uyması gerektiğine ilişkin
açıklaması
48.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
49.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
50.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
51.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Turan Aydoğanın 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
52.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın,
Bursalı tarım üreticilerinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
53.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, şeker zammına ilişkin açıklaması
54.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin
açıklaması
55.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun,
Vartolu vatandaşların taleplerine ilişkin açıklaması
56.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, TMOnun açıkladığı
arpa ithalatı kararına ilişkin açıklaması
57.- Hatay Milletvekili Suzan Şahinin,
Hatayda tarımsal sulamaya yeterli ödenek
ayrılmadığına ilişkin açıklaması
58.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Özyavuzun, ücretli öğretmenlerin sorunlarına ilişkin
açıklaması
59.- Konya Milletvekili Halil Etyemezin, Şair
Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
60.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün,
Mersinde öldürülen Doktor Ahmet Dikmenin katilinin kim tarafından
korunduğunu öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
61.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, Kahramanmaraştaki adalet saraylarında
çalışan personelin sorunlarına ilişkin açıklaması
62.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, Adıyamandaki uzman doktor eksikliğine ilişkin
açıklaması
63.- Adana Milletvekili Kemal Peközün, Adana
Yüreğire bağlı Misis beldesindeki mezarlık sorununa
ilişkin açıklaması
64.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlunun 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 1inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
65.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlunun 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 1inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki ve Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
66.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
67.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
68.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
69.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın 285 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 3üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
70.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
71.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
72.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
73.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 5inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
74.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
75.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Özbekistan Cumhuriyeti Âli Meclisi
Yasama Odası Birinci Başkan Yardımcısı ve
Özbekistan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı
Akmal Saıdovun beraberindeki heyetle 16-21 Kasım 2021 tarihleri
arasında ülkemize resmî bir ziyarette bulunmasının Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlık Divanının 10/11/2021 tarihli ve 65
sayılı Kararıyla uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1740)
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Romanya Senatosu Avrupa İşleri
Komitesi Başkanı Angel Tilvarın beraberinde bir parlamento
heyetiyle birlikte ülkemizi ziyaret etmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanının 14/10/2021 tarihli ve 61 sayılı Kararıyla
uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi (3/1741)
3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindeki Parlamento heyetinin
26-30 Kasım 2021 tarihleri arasında İspanyanın başkenti
Madridde düzenlenecek olan Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 143üncü
Genel Kuruluna katılımda bulunmalarına ilişkin tezkeresi
(3/1742)
4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Ülkemizin Latin Amerika ve Karayip
ülkelerine yönelik açılım politikasının parlamenter
diplomasi boyutunun da güçlendirilmesi kapsamında Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Latin Amerika ve Karayipler Parlamentosuna (PARLATINO) gözlemci üye
olmasıyla ilgili, 3620 sayılı Kanunun 1inci maddesi (a)
fıkrası çerçevesindeki söz konusu faaliyetleri yürütmek üzere Türkiye
Büyük Millet Meclisini temsil edecek bir grup kurulmasına ilişkin
tezkeresi (3/1743)
B) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, görüşmeleri izlemek
üzere Genel Kurulu teşrif etmiş bulunan Özbekistan Cumhuriyeti Âli
Meclisi Yasama Odası Birinci Başkan Yardımcısı ve
Özbekistan Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı
Akmal Saidov ve beraberindeki heyete Hoş geldiniz. denilmesi
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 7/7/2021 tarihinde
Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ve arkadaşları tarafından,
tek başına içme özelliğine sahip tütünün
alım-satımına belirli koşullar dışında hapis
cezası öngören düzenlemenin sonuçlarının
araştırılarak tekrar gözden geçirilebilmesi amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17
Kasım 2021 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Adli
Tıp Kurumuyla ilgili iddiaların araştırılması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
(15248 sıra no.lu), diğer önergelerin önüne alınarak ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
diyabet hastası çocukların sorunlarının araştırılarak
bu çocukların korunması için alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/4945) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Kasım 2021 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere,
Adıyaman Milletvekili Yakup Taşın İYİ Parti grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Balıkesir Milletvekili Pakize Mutlu Aydemirin
HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Konya Milletvekili Abdullah Ağralının CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine ve şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklaması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, Başkanlık Divanı olarak AK
PARTİ Grup Başkanlığına seçilen Sivas Milletvekili
İsmet Yılmaza görevinde başarılar dilediklerine
ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, ziyaretçiler konusundaki hassasiyetin dikkate
değer ve riayet edilmesi gereken önemli bir konu olduğuna ve bu
konuyu Meclis Başkanının riyasetinde ve Grup Başkan
Vekillerinin katkılarıyla tekrar görüşmekte yarar gördüklerine
ilişkin konuşması
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285)
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, TBMM Yerleşkesi içinde yaşayan hayvanlara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya
Sadi Bilgiçin cevabı (7/53758)
2.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Kamu Denetçiliği Kurumuna ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiçin cevabı (7/53838)
3.- Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, 27. Yasama
Döneminde Başkanlığa sunulan kanun teklifleri ile
yazılı soru ve Meclis araştırması önergelerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya
Sadi Bilgiçin cevabı (7/53839)
17 Kasım 2021 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Sevda
ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 20nci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
Şanlıurfanın tarihî zenginliği Taş Tepeler
hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender
Açanala aittir.
Buyurun Sayın Açanal. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender
Açanalın, Şanlıurfanın tarihî zenginliği Taş
Tepelere ilişkin gündem dışı konuşması
ZEMZEM GÜLENDER AÇANAL (Şanlıurfa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubu
adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Malumunuz, Anadolunun insanlık medeniyetine
katkılarında en dikkate şayan bulgular Urfamda yer
almaktadır. Urfa, 1978 yılında Nevali Çoriyle, 1995
yılında Göbeklitepeyle, bugün de Taş Tepelerin tümüyle
ülkemizde ve dünyada bilinen doğruları tümüyle
değiştirmiştir. 1980 yılında Heidelberg Üniversitesi
ve Şanlıurfa Müzesi iş birliğiyle açığa
çıkarılan Nevali Çori, neolitik halkının
avcı-toplayıcı yaşam tarzını sürdürmekle birlikte
tarım ve hayvancılık yaptığını ortaya
koymaktadır. Ortaya çıkarılan mimari kalıntılar ise
Orta Fırat havzasının erken neolitiği hakkında çok
önemli bilgiler vermiştir. 1995 yılındaysa Şanlıurfa
Müzesi Başkanlığında ve İstanbul Alman Arkeoloji
Enstitüsü danışmanlığıyla başlayıp 2017
yılına kadar süren kazılar sonucunda neolitik döneme ait ve
Anadoluda inşa edilen ilk tapınak olan Göbeklitepe açığa
çıkarılmıştır.
Değerli milletvekilleri, bu tapınak o
dönemdeki insanların dinden ve inançtan yoksun, ilkel bir hayat
sürmediklerini; bilakis, inanca sahip olduklarını ve
inançlarını yaşamak için tapınak inşa ettiklerini ve
zengin dinî semboller kullandıklarını gösteriyor bize.
Göbeklitepe, insanların yerleşik hayata geçip konut inşa
etmeden, hayvanları evcilleştirmeden ve tarımsal üretime
başlamadan evvel dinî ihtiyaçlarını karşılamak için
tapınak yaptığının bir göstergesidir.
Bugüne geldiğimizde ise Harran Üniversitesi,
İstanbul Üniversitesi, Ankara Bilim Üniversitesi ve ayrıca 5
ayrı ülkeden 8 ayrı üniversite ile 4 uluslararası akademi,
enstitü ve müzeyi de dâhil eden bir iş birliğiyle Urfa tüm
dünyayı ve bilim insanlarını yine şaşırtıp
tümüyle Taş Tepeleri karşımıza çıkarıyor.
Taş Tepeler Göbeklitepeyi de kapsayan toplam 12 ayrı arkeolojik
alanda müteşekkil bir çatı isim olup bu bölgenin tümünü ifade
etmektedir. Söz konusu 12 alan: Göbeklitepe, Karahantepe, Harbetsuvan,
Gürcütepe, Kurt Tepesi, Taşlıtepe, Sefertepe, Ayanlar,
Yoğunburç, Sayburç, Çakmaktepe ve Yeni Mahalle.
Değerli milletvekilleri, bilim insanları
Taş Tepelerde kalabalıklar hâlinde bir arada yaşamaktan, iş
birliğinden ve organize bir yaşamdan yani şu an mevcut olan
toplum düzeninin neolitik dönemdeki hâlinden bahsediyor. On iki bin yıl
önce barınağın konuta dönüştüğü, gerçek köylerin
oluşumunun başladığı Taş Tepelerde
insanlığın ilk kap kacak kullanımı ve temel ticaret
girişimlerine dair buluntular yer alıyor. Bölgede bulunan
anıtsal yapıların, insanların bir araya geldiği ortak
mekânlar olduğuna inanılıyor. Nevali Çorinin, Göbeklitepenin,
Karahantepeyle başlayan Taş Tepelerin tümünün, tarih boyunca inanç
merkezi olarak kalmış peygamberler şehri Şanlıurfamda
ortaya çıkmış olması ülkemiz için önemli bir ekonomik ve
kültürel fırsat oluşturmuştur; Anadolunun ne kadar kadim, çok
katmanlı ve zengin bir kültürel dokuya sahip olduğunu
kanıtlamıştır.
Bu zenginliğin
farkındalığıyla, 2019 yılını Göbeklitepe
Yılı ilan etmek ve bugün, Taş Tepelerin ortaya
çıkışıyla 2023 Dünya Neolitik Kongresini Urfada planlamak
Hükûmetimizin vizyonunu göstermektedir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu vesileyle, Cumhurbaşkanımız ve Genel
Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür ve
Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy başta olmak
üzere...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ZEMZEM GÜLENDER AÇANAL (Devamla) ...bugün Taş
Tepeler Kazısı Başkanı Sayın Profesör Doktor Necmi Karul
Hocama, şu an hayatta olmasa da Klaus Schmidt Hocama ve
çalışmaların her aşamasında emeği geçen bilim
insanlarının tümüne sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, sadece ilk
tapınak merkezine ev sahipliği yapması sebebiyle değil;
arkeoloji, sanat tarihi, din felsefesi, sembolizm gibi pek çok disiplinin
dikkatini çeken nitelikleriyle bölgede gelişmiş tüm
uygarlıkların mirasını gururla taşıyan Urfama
hepinizi davet ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Gündem dışı ikinci söz,
Şanlıurfada adalet nöbetini sürdüren Şenyaşar ailesinin
talepleri ve insan hakları ihlalleri hakkında söz isteyen Denizli
Milletvekili Gülizar Biçer Karacaya aittir.
Buyurun Sayın Karaca. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Denizli Milletvekili Gülizar Biçer
Karacanın, Şanlıurfada adalet nöbetini sürdüren
Şenyaşar ailesinin talepleri ve insan hakları ihlallerine
ilişkin gündem dışı konuşması
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
14 Haziran 2018 tarihinde, Şanlıurfa
Suruçta meydana gelen katliam ve ardından hastanedeki linç olayına
ilişkin geçtiğimiz günlerde Şenyaşar ailesini adalet
nöbetinde ziyaret ettim Sayın Genel Başkanımızın da
önerisiyle, talimatıyla; ardından, cezaevindeki Fadıl
Şenyaşarı da ziyaret ettim.
Şimdi, bu olay hakkında sayın
Meclisimizi ve bizleri izleyen, tüm ülkemizdeki adalet için vicdanı
sızlayanları da bilgilendirmek isterim. Ne oldu 14 Haziran 2018de?
Siyasi partilerin seçim çalışmalarında bulunduğu bir
süreçte Adalet ve Kalkınma Partisinin Şanlıurfa Milletvekili
Adayı Sayın İbrahim Halil Yıldız Suruçta seçim
çalışması yapar iken Şenyaşar ailesinin, Celal ve Adil
Şenyaşarın iş yerini ziyarete gelir; iş yerinde
yapılan görüşme sonrasında, tam kapıdan çıkar iken
beyaz gömlekli bir zat -videoları izlediğim için çok net
söyleyebilirim- dönüp Celal ve Adil Şenyaşara hakaret ve küfür
içerikli cümleler kurar; arkasından, olay arbedeye dönüşür, polis
yatıştırır; polis ayrıldıktan sonra 10-15
kişilik bir ekip gelir, iş yerinde Adil ve Celal
Şenyaşarı dövmek, kapı pencere kırıp her
tarafı dağıtmak üzereyken Fadıl Şenyaşar
koşar gelir ve orada 3 kardeş yaralanır, bir de Yıldız
ailesinden 1 vatandaş da orada yaralanır ve ambulansla hastaneye
giderler. Olayı öğrenen Esvet ve Emine Şenyaşar yani anne
ve baba hastaneye gider. Hastanenin kapısında, Esvet
Şenyaşar serum sopasıyla dövülür; hemen, acil müdahale için acil
müdahale odasına alınır; acil müdahale odasını basan
bir grup Esvet Şenyaşarı yangın söndürme tüpüyle linç eder
ve öldürür. Bu olay Emine Şenyaşar yani eşinin gözleri önünde
cereyan eder.
Peki, bugün hangi aşamadayız?
Aslında, ifade ettiğim gibi, iş yerinde olan olay ile
hastanedeki olay hukukta bağlı suçtur, birbirinden ayrılamaz ama
19 Kasım 2019da dosya ayrılır. Hastanedeki olay
Kırk bir
aydır soruşturma devam ediyor görünüyor, kırk bir aydan beri
dosya üzerinde gizlilik kararı var ve kırk bir aydan bu yana hiçbir şekilde
hiçbir şüphelinin, tanığın ifadesi alınmadı, gözaltı
işlemi uygulanmadı yani bu dosya kırk bir aydır uyutuluyor.
İş yeri dosyasında da hem Enver Yıldız hem Fadıl
Şenyaşar hakkında hüküm verildi, hüküm kesinleşmedi,
cezaevinde tutuklu olarak devam ediyorlar.
Peki, Enver Yıldız bu olaydan tam on yedi ay
sonra bir koruma ordusuyla gelip adliyeye kendisi teslim oldu. Bu süreçte,
mahkeme dosyasında 30 tutanak var; Enver Yıldız için gidiliyor
eve, bulunamıyor, bilinmiyor, tanınmıyor; 30 tutanak. Peki,
Enver Yıldızın tapeleri var, yine mahkeme dosyasında. Ne
diyor? Ee, ne oldu şu mahkeme işi, bir sıkıntı var
mı? diye soruyor Mehmet ismindeki kişi. Bu tapeler, mahkeme
dosyasındaki tapeler arkadaşlar. Yok, vallaha, daha ifadeye
gitmedim, oraya yeni bir savcı atanmış; o, göreve başlarsa
gidip ifade vereceğim. diyor, bunu söyleyen Enver Yıldız.
Ardından diyor ki: Ben evimdeyim, telefonum açık, kimse gelmedi,
buradayım, bekliyorum. Ardından diyor ki: Ne oldu? Bizimkiler
hastanede babayı linç etmişler. diyor ve buna rağmen herhangi
bir soruşturma henüz açılmadı. Bir gelişme var mı?
diye 3 Eylülde İbrahim, Enveri arıyor: Yok, Halili bekliyorum.
İşte o savcı var ya, o gelsin diye bekliyorum. diyor. On yedi
ay sonra sanıyorum koşullar oluşturuldu ve Enver gitti,
ifadesini vererek tutuklandı.
Şimdi, ben buradan soruyorum: Kırk bir
ayda 10 savcı değişti, 10 savcı neyi bekledi? Yoksa
isteklerine göre bir savcı bulamadıkları için mi dava
açılmıyor? İşin en ilginci, biten dava dosyasında
tapelerde diyor ki: Bizimkiler babayı linç ettiler. Ama buna
rağmen hâlâ hiçbir şüpheli ifadeye çağrılmadı. Peki,
kırk bir aydır gizlilik kararı olan dosyada hastanedeki
kayıtlara ne oldu, tutanaklar ne durumda; bilmiyoruz. Deliller
karartıldı mı, bilmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Devamla) Peki, ben
soruyorum: Geciken adalet, adalet midir? Şenyaşar ailesi; o 2
oğlunu, eşini kaybeden Emine Şenyaşar ve babasını
ve 2 kardeşini kaybeden -linç edilen, katledilen- Ferit Şenyaşar
iki yüz elli dört gündür adliye önünde nöbet tutuyor. Şimdi, aile ne
istiyor? Aile, adalet istiyor. Bunu terör olayı olarak lanse ettiler ama
yani bozuk saat bile günde 2 kez doğruyu gösterirmiş ya, 13
Kasım günü Adalet ve Kalkınma Partisi Şanlıurfa
Milletvekili Sayın Fakıbaba çıktı dedi ki: Bu bir terör
eylemi değildi; bunu ben gördüm, tanıklık ettim ve terör
eylemi denildiğinde vicdanım sızladı ve Genel
Başkanımızı aradım, bunun bir terör olayı olmadığını
ve bu şekilde lanse etmemesi, konuşmaması gerektiğini de
ifade ettim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜLİZAR BİÇER KARACA (Devamla)
Şimdi, buradan Adalet Bakanına, bizleri izleyen bütün hukukçulara ve
tüm vicdanlı yurttaşlara sesleniyorum: Şenyaşar ailesinin
adalet çığlığına ses verin ve bir an önce adalet
yerini bulsun.
Teşekkür ederim. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Şanlıurfa ili hakkında söz isteyen Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Özyavuza ait.
Buyurun Sayın Özyavuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
3.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Özyavuzun, Şanlıurfa iline ilişkin gündem dışı
konuşması
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa)
Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; sizleri ve
ekranları başında bizleri izleyen Şanlıurfalı
hemşehrilerimizi ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bizler, İbni Haldunun Coğrafya,
kaderdir. sözü üzerine kaderini kalubeladan itibaren seven, kanaat eden ve
millî değerlerine sadık büyük bir milletiz. Bunun yanında,
kaderimiz olan coğrafya, Habil ile Kabilin birbirine kıydığı,
Hira Dağı ile Olimpos Dağının çocuklarının
savaştığı çok kıymetli topraklara sahiptir.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; siyasi coğrafyamızın bize
kazandırdığı bereketli topraklarımız ve ilk
üniversitenin kurulduğu Harran gibi değerlerimiz var. Bu güzellikler
beraberinde zorlukları da getirmektedir. Bölge halkının büyük
bir çoğunluğu bu verimli topraklardan geçimini
sağlamaktadır. Güneydoğuda ve özellikle Şanlıurfada
birçok çiftçimiz tarım yapabilmek için elektrik enerjisinden
faydalanmaktadır. Kullanılan elektrik enerjisi sonucunda
çiftçilerimiz yüksek elektrik faturaları ödemektedir. Elektrik
faturalarında düşük fiyatlar uygulanması ve borçların
taksitlendirilmesi, çiftçilerimizin ödeyebileceği makul seviyeye çekilmesi
bölge insanımıza ve ülke ekonomisine büyük fayda
sağlayacaktır.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; 3083 sayılı Toprak Reformu Yasasıyla arazi
alan çiftçilerimiz bankalara ipotek veremedikleri için kredi kullanamamakta ve
sıkıntıya düşmektedirler. Bu çiftçilerimizin tarımdan
kaynaklı borçlarının faizlerinin silinmesi veyahut bahse konu
borçların ertelenmesi Şanlıurfalı çiftçilerimizin
menfaatine olacaktır.
Şanlıurfa Harran, Akçakale ve
Ceylânpınar ilçelerinde 2005 yılında Hükûmet tarafından
tapu senedi karşılığında çiftçilere arazi
dağıtımı yapılmıştır. Şu anda
tarım girdilerinin yüksek olması ve dünya tarımıyla rekabet
edememeleri yüzünden, bu arazileri alan vatandaşlar tapu senetlerini
ödeyememektedirler. Dolayısıyla, Şanlıurfada çiftçiler
tefecilerin ve banka faizinin altında ezilmekte ve
sıkıntılı bir şekilde arazilerini kurtarmaya
çalışmaktadırlar. Hükûmetin bu tapularla ilgili bu çiftçilerin
mağduriyetini önlemek amacıyla tekrar borçlarını
yapılandırması gerekmektedir. Ayrıca, toprak
dağıtımı ve dağıtım parselleri hak
sahiplerine ilk dört yıl ödemesiz, 10 eşit taksitle ve her yıl 1
senet taksit ödemesi şeklinde yapılmıştır. Toprak
dağıtımının üzerinden otuz yıl geçmesine
rağmen, borçları bitmiş parsellerde miras hükümleri
dışında intikal ve satış işlemi
yapılamamaktadır; bu sorunun bir an önce çözüme kavuşturularak
çiftçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tarım kenti olmasına rağmen,
Şanlıurfadan diğer illerimize mevsimlik işçilerimiz
gitmektedir. Bu kardeşlerimizin gittikleri yerlerde eğitim,
sağlık, elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlarının
karşılanmasını düzenleyen bir çalışma
yapılmalıdır. Valilik ve belediyelerce verilen desteklerin daha
da artırılması gerekmektedir.
Sayın Başkan, genç nüfusa sahip
şehrimizde Kıbrısta okuyan birçok öğrenci
bulunmaktadır ancak Şanlıurfadan Kıbrısa direkt uçak
seferi olmadığından, öğrencilerimiz farklı illerden
gitmekte ve ulaşımda sıkıntılar çekmektedirler. Bu durum
hem zaman kaybına hem de maddi külfete sebep olmaktadır. Bir an önce,
Şanlıurfadan Kıbrısa direkt uçuşlar
başlatılmalı, öğrencilerimizin mağduriyeti
giderilmelidir. Ayrıca, Şanlıurfadan Ankara ve İstanbul
seferleri de artırılmalıdır.
Şanlıurfamızda tarihin
sıfır noktası olarak kabul edilen Göbeklitepe, dünyanın
ilk üniversitesi unvanına sahip Harran Üniversitesi, Bazda
Mağaraları, Şuayb Antik Şehri, Han El Barur
Kervansarayı, Balıklıgöl, Urfa Kalesi, Hazreti Yakup Kuyusu, Birecik Kelaynak Üretme İstasyonu, Eyyüp
Nebi Dergâhı, Saklıkent, Halfeti ve adını
sayamadığım, görülmeye değer birçok tarihî ve kültürel
değerlerimiz mevcuttur. Ülkemize ve dünyaya bu değerlerimizin iyi
tanıtılması bölgenin hak ettiği turizm potansiyelini
artırmaya katkı sağlayacaktır.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisi ve Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi sisteme giren sayın milletvekillerine
yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Çelebi
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
Memleket Partisinin tüm partilere yaptığı çağrıya
ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ
ÇELEBİ (İzmir) Teşekkürler Sayın Başkan.
Memleket Partisi olarak tüm partilere
çağrımızdır: Gelin, milletimizin tamamıyla
helalleşelim. Milletimizin başına hangi felaket geldiyse gücün
tek merkezde toplanmasından gelmiştir. Gelin, partilerdeki,
çağımıza yakışmayan tek adam sistemini,
sultanlığı yıkarak helalleşelim Egemenlik milletin.
diyelim.
Kanun teklifimizi verdik; Genel başkanı
tüm parti üyeleri seçsin. diyoruz; Genel başkanın görev süresi,
1inci parti yapamazsa maksimum 2 seçim dönemi olsun. diyoruz. Gelin, siyaset
dışına itilen kadınlarımızla helalleşelim;
fermuar sistemini öneriyoruz destekleyin, bir kadın-bir erkek
sıralama yapalım. Siyasetten rant elde etmeyi önleyelim, partilerin mali
yapılarını şeffaf hâle getirelim.
Biz, Memleket Partisi olarak tüzükle hepsini
uyguluyoruz; bu kanun teklifini onaylayın, tüm partiler uygulasın.
Gelin, helalleşelim, Türkiyemizin önü açılsın.
Saygılarımızla.
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya
2.- Gaziantep Milletvekili Bayram
Yılmazkayanın, enerji kalemlerine gelen fiyat
artışının yansımalarına ilişkin
açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Açıklanan yeni
zamlarla, 1 Kasım itibarıyla sanayi ve ticari kuruluşların
doğal gazına yüzde 48 zam yapılmıştı. Bu yüksek
zamlarla sanayicimiz nasıl ayakta dursun, nasıl üretim yapsın,
nasıl ihracat yapsın? Sanayici ve esnafın elektrik maliyeti
yüksek, doğal gaz maliyeti yüksek, ham madde maliyeti yüksek, kredi
maliyeti yüksek, dolar, euro zaten yüksek; geriye ne kaldı ki? Sanayicimiz
ve iş insanımız, dün aldığı malı bugün
alamayan işletmeci, batmamak adına uzatmaları oynamakta.
Son yıllarda doğal gaz ve elektriğe
ardı ardına yapılan yüksek zam ve tarife
değişiklikleri Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi sanayicisi başta
olmak üzere tüm Türkiyedeki üreticinin girdi maliyetlerini büyük oranda
artırdı. Elektrik ve doğal gaz sanayinin en önemli girdilerinin
başında gelir. Enerji kalemlerine gelen fiyat artışı
domino etkisi yaratarak tüm mal ve hizmetlerin fiyatını artıracaktır,
dahası, üretimi sekteye uğratacaktır. Bu zamların halka
yansıması ise yüksek enflasyon, yoksulluk, işsizlik ve fakirlik
olacaktır.
BAŞKAN Sayın Çepni
3.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, Silivri
Cezaevinde kalan Mahmut Olguna verilen cezaya ve cezaevlerindeki zulme
ilişkin açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkanım.
Silivri Cezaevinde kalan Mahmut Olgun, halay
çektiği gerekçesiyle disiplin, yazdığı Kürtçe kitap
nedeniyle beş günlük hücre cezasına çarptırıldı. 8
Ekimde koğuşlara baskın yapılmış ve 150
civarında tutsak farklı cezaevi ve koğuşlara sevk
edilmiş. Sevk sırasında da tutuklular darbedilmiş ve
eşyalarına el konulmuştur. Gardiyanlar, Olgunu Bundan sonra
halay çekemeyeceksin. diyerek tehdit etmişler. Cezaevlerini işkence haneye
çevirenleri uyarıyoruz; bu zulme son verin, işkenceyle ne teslimiyeti
geliştirebilirsiniz ne de direnişi kırabilirsiniz.
BAŞKAN - Sayın Taşkın
4.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar
eşliğinde
Bir kış güneşliğinde
Fakat baktım bu ölüm değil diriliştir
Tabiatı aşan bir bildiriştir.
Dizelerinin sahibi, hakikat eri Sezai Karakoç gerçek
dirilişe ulaştı; şair, yazar ve fikir adamı Sezai
Karakoç 88 yaşında hayatını kaybetti. Karakoç, Türk
edebiyatına kattığı sayısız eserle
hafızalara kazındı. İslam dünyasının yeniden
dirilişini amaç edindi. Bu uğurda yazı hayatı boyunca
diriliş kavramı çevresinde zihinde bir bilinç uyandırmaya
çalıştı. Başta şiir, siyaset ve düşünce olmak
üzere dünya Müslümanlarının uyanışına eserleriyle emek
verdi.
Sezai Karakoça Allahutaaladan rahmet, sevenlerine
sabrıcemil diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Sezal
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat
Sezalın, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
MEHMET CİHAT SEZAL (Kahramanmaraş)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dağların
yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm
Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin
civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu
pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı
şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Sezai Karakoç
Rahmet ve minnetle...
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Fendoğlu...
6.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Malatyanın Yeşilyurt ilçesinde yaşayan
vatandaşların Karayolları Genel Müdürlüğünden taleplerine
ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ediyorum Başkan.
Malatyanın Yeşilyurt ilçesinin Tohma,
Kırkpınar, Göktarla, Duranlar köylerini birbirine bağlayan
Sütlüce mevkisi ile Tohma Köprüsü arasında Sivas-Malatya kara yoluna
bağlanan yolun kazalara sebebiyet vermemesi, olası can
kayıplarının engellenmesi ve trafiği rahatlatması
açısından bir kavşak veya cep sistemiyle ana yola
bağlantısının sağlanması, bölgede yaşayan
vatandaşlarımızın Karayolları Genel
Müdürlüğünden, dolayısıyla Ulaştırma
Bakanlığımızdan talepleridir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Taşlıçay...
7.- Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçayın,
Ankaradaki trafik yoğunluğuna ilişkin açıklaması
NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) Teşekkür
ediyorum.
Şehirlerimiz hızla büyüyor,
değişiyor. Bu büyümeleri kalkınma anlamında olumlu
gelişmeler olarak değerlendiriyoruz elbette. Diğer yandan, bu
gelişmeler bazı sorunları da beraberinde getirmektedir.
Bunlardan biri ise hiç şüphesiz trafik yoğunluğudur.
Şehirlerin konforunu ve yaşanabilirlik kalitesini trafikteki
yoğunluk durumuna bakarak değerlendirmek mümkündür. Bu anlamda,
başkentimiz Ankaradaki trafik yoğunluğu Ankaranın
konforsuz bir hâle yöneldiği gerçeğini ortaya koymaktadır.
Başkent olması sebebiyle Ankara her yönüyle örnek bir şehir
olmalıdır; maalesef, mesai saatlerinin başlama ve bitiş
saatlerinde oluşan trafik yoğunluğu artık günün her
saatinde yaşanmaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyesinin bu
hususu dert edip etmediği ise bir muammadır. Dolayısıyla,
Ankaradaki artan trafik sorununa bir an önce çözüm bulunabilmesi için
Belediyeyi göreve davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
8.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun,
Ermenistanın Azerbaycana saldırısına ilişkin
açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Katil Ermenistanın, Laçın ve Kelbecer
istikametinde can Azerbaycanımıza yönelik gerçekleştirdiği
saldırılarda şehadet şerbeti içen Azerbaycan Türkü
soydaşlarımıza, kahraman askerlerimize Cenab-ı Allahtan
rahmet diliyor, manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum,
yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyorum. Şehitlerimizin
ailelerinin ve can kardeşlerimizin acılarını yürekten
paylaşıyorum.
İşgalci Ermenistanın
uluslararası hukuku hiçe sayan bu saldırısını
şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Ermenistan, işgal ettiği
Karabağdan şartsız çekilmeli, Azerbaycanımıza
yönelik saldırılarını amasız, fakatsız
sonlandırmalıdır. Emperyalizmin tetikçisi, PKKnın iş
birlikçisi, Hınçak, Taşnak ve ASALAnın ebedî
mirasçısı Ermenistan terör devleti iyi bilmelidir ki: Karabağ
Türktür, Karabağ Türkündür, Karabağ Azerbaycandır.
BAŞKAN Sayın Çakır
9.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) Sayın Başkan,
üstat Sezai Karakoç dünya sürgününü tamamladı ve en sevgiliye
ulaştı; o bir okul, o bir öğretmen, o bir ağabeydi.
Eserleri, elden ele, dilden dile, nesilden nesle sadakayıcariye olarak
karanlıkları aydınlatmaya, güzellikleri anlatmaya devam edecek.
Bir medeniyet mücadelesinin halkalarından biri olarak
açtığı ve yürüdüğü yolu bir emanet olarak baş
tacı ederek sorumluluk idrakiyle sahip çıkacağımız
Diriliş Neslinin Âmentüsünü anlamaya gayret vazifemiz olacaktır.
Bir münevver kişilik, bir mütefekkir ehliyetiyle yarım asır önce
yazdıklarında bugünü, şiirlerinde maziyi ve istikbali inci dizer
gibi âdeta bir teraziye oturtarak ahiret ve dünya dengesini tutturmaya
çalışmış bir er kişiydi. Yılmadan ve durmadan
yazdı, yazdı; alabilene, anlayabilene ne mutlu. Allah rahmetiyle
karşılasın, mekânı cennet, makamı ali olsun.
Tüm sevenlerine sabır diliyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
10.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ve insan öldürmenin
cezasının idam olması gerektiğine ilişkin
açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, dünya sürgününden
ebedî hayata göç eden usta Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet
diliyorum, mekânı cennet olsun.
Yaşama hakkı her insan için en temel ve
kutsal haktır. Toplumsal huzur ve güven duygusu açısından da
önemlidir. Anayasada herkes yaşama hakkına sahiptir. Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinde Herkesin yaşama hakkı
yasayla korunur. denilmekte. Kuran-ı Kerimde Kim bir insanı
öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. buyurulmakta.
Görüldüğü gibi, yaşama hakkı ulusal ve uluslararası tüm
hukuk kuralları ile inancımızda korunan temel bir haktır.
Dolayısıyla başta kadınlara
yönelik işlenen cinayetler olmak üzere taammüden insan öldürmenin
cezası idam olmalıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Gürer.
11.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
yoksulluk ve işsizliğe ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Başkan.
Dolar 10 lirayı geçti, yoksulluk
derinleşiyor, ücretler eridi, işsizlik can yakıyor, alım
gücü dip yaptı; asgari ücret net 5 bin lira olmalıdır, vergi
dışı bırakılmalıdır. İktidar, sanayici
ve esnafa bu bağlamda destek sağlamalıdır. Her kesim
sorunludur; çiftçi tarladan, esnaf iş yerinden borçlarından
dolayı kopmaktadır. Emekli intibak düzenlemesi acil ihtiyaçtır;
en düşük emekli aylığı asgari ücrete eşitlenmelidir.
Ekonominin kitabını değil ekonominin dramını yazan AKP
iktidarını yokluk ve yoksullukla ezilen yurttaşları görmeye
çağırıyorum.
Genç işsizlik, üniversite mezunu işsizlik
en yüksek orana ermiştir; kamuda üniversite mezunlarına kadro
açılmalıdır, atanmayanların bir an önce atamaları
yapılmalıdır. Mağduriyetler artıyor, iktidar
seyrediyor, halk eziyet içindedir.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın Ceylan
12.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın Çanakkale ziyaretinde
yaşanan trajikomik olaya ilişkin açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
hafta sonu Sayın Cumhurbaşkanı Çanakkaledeydi, 1915 Köprüsünün
son tabliyesinin konulması çerçevesinde düzenlenen törene
katıldı. Cumhurbaşkanının bu ziyaretinde
hemşehrilerimiz trajikomik bir olaya tanıklık ettiler.
Şahsın hükûmeti liderine şirin görünmek için
Cumhurbaşkanının köprüye yakın geçeceği güzergâhta
peyzajı tamamlanmamış toprak alanlar yeşile boyanarak
buralar yeşillendirilmiş gibi gösterilmek suretiyle hem Sayın
Cumhurbaşkanı aldatılmış hem de kullanılan boya
dolayısıyla toprak kirletilmiştir. Tek adam sisteminin
geldiği noktayı göstermesi konusunda dağın taşın
yeşile boyanması ibretlik bir tablo yaratmıştır.
BAŞKAN Sayın Sümer
13.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, Adanalı
çiftçilerin sorunlarına ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Dolar 10 lirayı geçti, gübrenin tonu 10 bin
lira, mazotun litresi ise 8 lira 37 kuruş. 2021 tarım desteklerinin
yüzde 95i ise 2020yle aynı durumda. Bu şartlarda tarımsal
üretim yapılabilir mi?
Adanada çiftçiler gübre masrafları nedeniyle
buğday ekimini bırakmış durumda, çiftçi sayısı
her geçen gün azalıyor. Nesillerdir çiftçilik yapan aileler, tarım
topraklarını satışa çıkarmış durumda.
Çiftçinin belini büken sadece gübre ve mazot değil, şu an elektrik
maliyeti gübre ve mazotu da geçti. Sulu tarım yapılan arazilerde
elektrik dağıtım şirketleri âdeta çiftçinin gelirine ortak
olmuş durumda. Üretici nasıl ayakta kalacağını
şaşırmış durumda. Acilen tarımsal kalkınma
programı hazırlanmalı ve en azından üretim
yapılabilecek kadar gübre, mazot desteği zaman kaybetmeden çiftçiye
sağlanmalıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Tutdere
14.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, ülkenin ekonomik durumuna ve şeker zammına ilişkin
açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Değerli
milletvekilleri, ülkemizin ekonomik olarak içerisinde bulunduğu durum ve
vatandaşlarımızın zamlar nedeniyle
yaşadığı mağduriyetler Genel Başkanımız
Sayın Kemal Kılıçdaroğlunun önceki tarihlerde
yaptığı uyarılarının
haklılığını bir kez daha ortaya
çıkarmıştır.
Sayın Genel Başkanımız
şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde Anadoluda
yaptığı mitinglerde Şeker vatandır, satılamaz!
diyerek iktidarınızı uyarmıştı. Ancak her zamanki
gibi dinlemediniz, halkın fabrikalarını, şeker
fabrikalarını bir bir sattınız. Ne oldu şimdi?
Vatandaş rafta şeker bulamıyor, sanayici şeker
bulamıyor, fahiş fiyatlara bir de yüzde 25 zam yaptınız.
Aşağı zam, yukarı zam; zamlarla halkımızın
hayatının tadını kaçırdığınız, bu
yetmedi şekerin de tadını kaçırdınız. Sizler
tarihe şekerin ve hayatın tadını kaçıran iktidar
olarak geçtiniz, tebrik ediyorum. Buradan Cumhurbaşkanına
çağrıda bulunuyorum; madem ekonominin kitabını
yazdınız, durdurun zamları milletimiz rahat etsin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Ataş
15.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın,
ekonomik çöküşe ve Cumhurbaşkanını sorumluluk almaya davet
ettiğine ilişkin açıklaması
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Dolar 11 TLye, altının gramı 650
TLye dayandı. Hazine ve Maliye Bakanı başta olmak üzere
yetkililer kötü gidişe önlem alamıyor. Enflasyon sürekli yükseliyor,
işsizlik çığ gibi artıyor, ülke ekonomisi çöküyor, iktidar
da herkes gibi izliyor. Maaşını dolarla mı
alıyorsun? diyen damatlar, dolar 3,50yken televizyonlarda caka satan
jöleli saray danışmanları, liyakatsiz sadık bürokratlar,
iktidara toz kondurmayan gazeteci bozuntuları, milletin anasına söven
iktidar müteahhitleri vatandaş kan ağlarken neredeler?
Vatandaşın içler acısı hâli onların umurunda mı?
Ekonominin kitabını yazdığını gururla söyleyen,
Merkez Bankasının 128 milyar dolar rezervini tüketen Ekonominin
sorumlusu benim, ben. diyen Cumhurbaşkanını bugün gelinen son
noktada sorumluluk almaya ve sandığı vatandaşın önüne
getirmeye davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Alban
16.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın,
yanan ormanlardaki ağaçların satıldığı iddialarına
ilişkin açıklaması
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Sayın Başkan,
Muğla ilimizde 28 Temmuz 2021 tarihinde başlayan orman
yangınları sonucunda 67 bin hektarlık ormanlık alan
yanmıştır. Ormanlardaki ağaçların hızlı bir
şekilde kesildiği ve çok uluslu bir şirketce metreküpü 155 TLye
satın alındığı, tomruklarınsa yurt
dışına 730 euroya satıldığı şeklinde
bir iddia vardır ulusal basında. Ormanların dirisi
yakıldı, ölüsü satıldı. Bakanlık neden çıkıp
bir cevap vermiyor, niye sessiz kalıyor? Bakanlığın
iddialar karşısındaki bu suskunluğu olayı kabul
ettiği anlamına mı gelmektedir? Neden bir açıklama
yapmıyor? Tarım Bakanına soruyorum. Bir açıklama bekliyoruz
bu konuda.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Aksoy
17.- Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoyun,
engelli vatandaşların sorunlarına ilişkin
açıklaması
HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde engelli
vatandaşlarımızın nüfusuyla ilgili net bir sayı
yoktur. TÜİK, en son 2002 yılında engelli nüfus sayısını
açıklamış, daha sonra bu sayıyı güncellememiştir.
Engelli vatandaşlarımızın istihdam sorunu en önemli
sorundur. Ülkemizde genel işsizlik oranı resmî rakamlara göre yüzde
13 dolaylarındadır, oysa bu oran engelliler arasında yüzde
78ler seviyesindedir; bu uçurumun bir an önce kapatılması
gerekmektedir. Özel sektörde uygulanan yüzde 3, kamu sektöründe uygulanan yüzde
4, devlet memurluğunda uygulanan yüzde 3 engelli kotalarının
artırılması şarttır. Bu oranlar artırılmazsa
15 Kasım 2020de yapılan Engelli Kamu Personeli Sınavına
giren 100 bine yakın engelli vatandaşımız işsiz
kalmaya mahkûm edilecektir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kayışoğlu
18.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa
Şubesinin yıkım kararından vazgeçilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
AKP iktidarı, yıllardır vergi
cezalarıyla, tehditlerle basını susturmaya
çalıştı; kamu bankalarıyla verilen milyonlarca dolar kredilerle,
kurduğu havuzlarla basın kuruluşlarını ele geçirdi.
Çünkü niyet, ülkeyi yönetmek değil algıyı yönetmekti; çünkü
niyet, beceriksiz yönetimin duyulmasını engellemek,
yolsuzlukların haber yapılmamasını sağlamak, milletin
parasının hesabını vermemekti. Şimdi de Bursada
AKPli Belediye Başkanı, otuz iki yıldır aynı yerde
bulunan, Bursanın hafızası olan, kamuoyunun vicdanı olan
Çağdaş Gazeteciler Derneğinin yerini bahanelerle yıkmak istiyor.
Üstelik aynı alana yeni inşaat yapılmışken, üstelik
başka işletmelerin sözleşmesi uzatılmışken
gerçekleştirilmek istenen bu yıkım, ilkeli gazeteciliğe
duyulan intikamdan başka bir şey değildir; bu yıkımdan
vazgeçin diyorum.
BAŞKAN Sayın Aycan
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, yargıda yapılması gereken düzenlemelere
ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan adalet mülkün temelidir; geç kalan adalet, adalet değildir.
Son yıllarda yargıda önemli düzenlemeler
olmasına rağmen, yeni mahkemelerin kurulmasına rağmen
davaların sonuçlanması uzamakta, adalet gecikmektedir. Yargılama
hızını artırmalıyız, adalet
saraylarının fiziki kapasitesini düzenlemeliyiz, Kahramanmaraş
Adliyesinin ve diğer adliyelerin ek bina ihtiyaçlarını karşılamalıyız,
adalet personelinin özlük haklarını iyileştirmeliyiz, statü ve
kadro sorunlarını çözmeliyiz, yazı işleri müdürlüğü
sayılarını artırmalıyız, sınavı kazanan
yazı işleri müdürlerinin atamalarını yapmalıyız,
zabıt kâtiplerinin sayılarını artırmalı ve bir an
önce atamalarını yapmalıyız. Adalet personelinin özlük
hakları iyileştirilmelidir. Yazı işleri müdürlerinin ek
göstergesi 2200dür, bu durum düzeltilmeli, diğer müdürler gibi en az 3000
seviyesine çıkarılmalı, lojman hakları verilmeli ve bunlar
sağlanmalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Başevirgen
20.- Manisa Milletvekili Bekir Başevirgenin,
emekçilerin insanca yaşayabilecekleri bir asgari ücret beklediklerine
ilişkin açıklaması
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Vatandaşın toplam borcu 1 trilyon 27
milyar liraya ulaşırken bu yıl icra dairelerine toplam 6 milyon
575 bin yeni dosya geldi. Yoksulluk giderek artıyor, 4 kişilik bir
ailenin sadece gıda harcaması için gerekli tutar olan açlık
sınırı 3 bin liranın, yoksulluk sınırı da 10
bin liranın üzerinde. TÜİKin rakamları ile sokağın
enflasyonu zaten birbirini tutmuyor. TÜİKin
açıkladığı rakamlarda bile gıda enflasyonu yüzde 27,4;
gıda harcamaları asgari ücretlinin kazancının büyük bir
kısmını tüketiyor. Dolar kuru ve enflasyon
karşısında asgari ücretin yaşadığı erime
giderek artıyor; asgari ücret, vergiden muaf olmalı, bütün
kesintilerden arındırılarak net olarak ödenmelidir.
İşçi ve emekçiler için açlığa mahkûm edilmeden insanca
yaşanabilecek bir asgari ücret bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Ersoy
21.- Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoyun, 17
Kasım Dünya Prematüre Gününe ilişkin açıklaması
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bugün Dünya Prematüre Günü. Prematüre doğumlar,
bebek ölümlerinin en sık nedenleri arasında gelmektedir. Dünyada her
10 bebekten 1i prematüre olarak doğmaktadır. Prematüre bebekler,
büyüme ve gelişmelerini henüz tamamlayamadan dünyaya geldikleri için,
başta solunum sistemi olmak üzere, kalp damar sistemi, bağırsak
sistemi, sinir ve bağışıklık sistemleriyle ilgili
sorunlarla karşı karşıya gelirler. Bu nedenle, hassas ve
özenli bir bakım almaları gerekir. Yenidoğan yoğun
bakım ünitelerinin, yenidoğan uzmanı hekimlerin ve deneyimli
hemşire ve sağlık personelinin yeterli olması prematüre
bebeklerin hayatta kalması, gelişiminin takibi ve
sağlıklı bir birey olmaları açısından büyük bir
önem arz etmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Aydın
22.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Onur Air ve diğer hava yolu şirketlerinde yaşanan hak
gasplarına ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) - Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Onur Air hava yolu şirketi, 2020
yılında uçuşları tam gaz devam ederken bir görevlendirmeyle
personeli ücretsiz izinli göstererek kısa çalışma ödeneği
adı altında maaşlarını devlete ödetti. 1.800den fazla
çalışan yirmi bir aydır maaş alamamakta, ayrıca SGK ve
İŞKUR bildirimleri de yapılmadan
çalıştırılarak mağdur edilmiş durumda.
Diğer yandan, pandemi dolayısıyla
diğer ülkeler yabancı pilot kısıtlaması getirirken,
çalıştırmazken söz konusu şirket yabancı pilot
çalıştırmış, Türkiye'de 700e yakın Türk pilot
işsiz kalmıştır. Cumhurbaşkanlığı
kararnamesinde Yüzde 2yi geçmez. denmesine rağmen, bu kurala maalesef
Onur Air ve diğer hava yolu şirketleri uymamışlardır.
Şu anda, 1.800 çalışan haklarını arıyorlar, alamadıkları
maaşların peşine düşüyorlar.
Buradan ilgili kuruma ve Bakanlığa
sesleniyorum, bu çalışanların bir an önce mağduriyetlerini
giderin, haklarını teslim edin ve onlara gereken ilgiyi gösterin
diyorum.
BAŞKAN Sayın Ekinci
23.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Şair
Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, AK PARTİ Grup
Başkanlığına seçilmiş olan İsmet Yılmazla
gurur duyduğuna ve Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya bugüne
kadar yapmış olduğu görevden dolayı teşekkürlerini
sunduğuna ilişkin açıklaması
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Teşekkür
ediyorum Kıymetli Başkanım.
Ünlü şairimiz Sezai Karakoça Allahtan rahmet,
sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Sultan şehrimiz Sivasımızın
yetiştirdiği kıymetli büyüğüm İsmet Yılmaz
Bakanımız, 24üncü, 25inci, 26ncı, 27nci Dönemde Sivas
Milletvekilliği, 61inci, 62nci, 64üncü Hükûmetlerde Millî Savunma
Bakanlığı, 25inci Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı, 65inci Hükûmette Millî Eğitim
Bakanlığı yapmıştır. 27nci Dönemde Millî Savunma
Komisyonu Başkanlığı yapan İsmet Yılmaz
Bakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımızın
tensipleri ve bugün, grubumuzun seçimiyle bundan sonra AK PARTİ Grup
Başkanı olarak görevine devam edecektir. Bu görevi de
başarıyla yürüteceğine inancımız ve desteğimiz
tamdır. Sayın Bakanımızla bir Sivaslı olarak gurur
duyduğumu belirtiyor, Naci Bostancı Başkanımıza da
bugüne kadar yapmış olduğu görevden dolayı
teşekkürlerimi sunuyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Grup
Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkanım, ben, dün, mazeretim
münasebetiyle, biliyorsunuz, Milliyetçi Hareket Partisinden
başlanmasını arz etmiştim. Bir hak tecavüzü olmasın
diye bugün, kendim başlayabilirim.
Arz ederim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Helaldir efendim.
BAŞKAN Helalleşiyorsunuz değil mi
efendim?
İYİ Parti Grup Başkan Vekili
Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
24.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, AK PARTİ Grup Başkanlığına
seçilmiş olan İsmet Yılmaza İYİ Parti olarak
başarılar dilediklerine, Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet
dilediğine, çiftçilere verilen desteğin yetersiz olduğuna,
çiftçilerin sorunlarına, İŞKUR eğitim
programlarının askıya alınmasına, ekonomideki kötü
gidişata ve kendilerinin Adalet ve Kalkınma Partisinin Komisyona
gönderdiği kanun tekliflerinden haberdar olmadıklarına
ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Dün, Sayın Naci Bostancıya Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki hizmetleri ve Grup Başkanlığı
yaptığı dönemde Meclise sağladığı katkı
için teşekkür etmiştim, bugün de Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunda seçim yapıldı, eski Bakan Sayın İsmet Yılmaz
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanlığına seçildi.
Kendisine İYİ Parti olarak başarılar diliyorum.
Türk kültür ve edebiyat hayatına şiirleri,
nesirleri ve fikirleriyle önemli katkı ve hizmetlerde bulunmuş büyük
şair ve düşünce adamı Sezai Karakoçun vefatını
teessürle öğrendik. Sevgili/ En sevgili/ Ey sevgili/ Uzatma dünya
sürgünümü benim. diyerek Rabbine kavuşan merhuma Cenab-ı Allahtan
rahmet, kederli ailesi başta olmak üzere tüm sevenlerine
başsağlığı diliyoruz.
Tarım Bakanlığı, çiftçinin
yükünü hafifletmesi beklenen 2021 yılının tarım desteklerini
açıkladı. Mazot ve gübre desteği kâğıt üzerinde
artmış gözükse de yıl içerisinde hem mazota hem de gübreye gelen
zamlar verilen desteğin, maalesef, çok üzerinde. Mazot desteği yüzde
15 artarken yıl içerisinde mazota toplam yüzde 30 oranında zam geldi.
Aynı şekilde gübre desteği yüzde 25 artırılırken
gübreye de bir yıl içinde yüzde 285 zam geldi.
Sayın Cumhurbaşkanı yapmış
olduğu açıklamada Çiftçiler için bizden destek. demişti ama
verilen destekler, maalesef, yetersizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Üstelik verilen destekler hemen de ödenmeyecektir, 2021
yılının destekleri 2022 yılında ödenecek. Verilen bu
desteklerle çiftçinin maliyeti dahi karşılanmıyor, gübreye gelen
zamlar, işçilik fiyatları ve mazotun zamlanması çiftçinin belini
büküyor. Tarım Bakanı Sayın Pakdemirlinin Zarar etmiyor.
dediği çiftçi, maliyet artışlarıyla her geçen gün daha da
zorlanıyor. Çiftçilerimizi ilgilendiren ve çözülmesi elzem sorunlar
şunlardır esasen: Mazot, gübre, tohum, ilaç ve yem gibi temel
girdilerde yapılacak düzenleme, borç erteleme ve yüksek elektrik ve enerji
fiyatları bel bükmektedir; Hükûmeti bu konularda adım atmaya ve çözüm
üretmeye davet ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) İŞKUR eğitim programları ilk kez askıya
alındı. İstihdamı artırmak, iş alanı
yaratmak ve meslek kazandırmak için sekiz yıldır devam eden
işbaşı eğitim programları 4 Ekimde tüm Türkiyede
durduruldu ama herhangi bir açıklama yapılmadı, sebebi
kamuoyuyla paylaşılmadı. Ödenek yetersizliği ya da eğitim
alanlarında iş imkânı olmaması kapanmanın en büyük
sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. 2019
yılında 132 milyar lira olan İşsizlik Fonu, 2021
yılında 87 milyar liraya düşmüştür. Kapanan
işbaşı eğitim programlarıyla birlikte işsizlerin
iş bulabilme umudu artık daha da azalmıştır. Ülkemizde
iş bulup çalışan sayısına
baktığımızda ise çalışanların neredeyse
yüzde 45i asgari ücretle geçinmektedir. Avrupada asgari ücretle
çalışanların oranı her 10 kişide 1 kişi iken
Türkiyede her 2 kişiden 1i asgari ücretle çalışmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Son cümlem.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) İşsizlik artmakta, istihdam azalmakta, ekonomi her
geçen gün kötüye gitmektedir, milletimiz her geçen gün fakirleşmektedir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin milletimizin önüne
koyduğu fatura tam da budur.
Bir de Meclisin işleyişiyle ilgili bir
hususu arz edeceğim: Bugün, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna bir kanun teklifi gelmiş ve Komisyonun
yarın toplanabilmesi için çağrıda bulunulmuştur. Oysa,
İç Tüzükün 36ncı maddesi gayet açıktır. Komisyona havale
edilen işlerin havale tarihinden itibaren kırk sekiz saatten sonra
görüşülmesi mümkündür bu hükme göre ama Adalet ve Kalkınma Partisi
Komisyona gönderiyor, bizim haberimiz olmuyor, bugün itibarıyla parti
gruplarına gönderiliyor ve yarın Komisyonun toplanacağı
söyleniyor. Dolayısıyla, bu kadar kısa bir zamanda ve bu kadar
yoğun bir gündemde kanunlara hazırlanabilmekte de zorlanıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bir taraftan Genel Kurul çalışmaları, bir
taraftan Plan ve Bütçede yapılan Komisyon çalışmaları, bir
de bunlar geliyor. Bu konuda, iktidar partisini özellikle İç Tüzüke, teamüllere,
kanunlara, Anayasaya uymaya davet ediyorum. Böyle baskın işler
yapıyorlar, hiç olmazsa kanun tekliflerini bu yöntemle göndermesinler. Bu
konudaki uyarımı yüce Meclisle paylaşıyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum efendim.
BAŞKAN Sayın Kavuncu, buyurunuz.
25.- Çorum Milletvekili Erol Kavuncunun, Şair
Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
EROL KAVUNCU (Çorum) Teşekkür ederim
Başkanım.
(Hatip tarafından Bakara suresinin 156ncı
ayetikerimesinin okunması)
EROL KAVUNCU (Çorum) Büyük dava, düşünce
adamı, diriliş düşüncesinin mimarı, ortaya koyduğu
medeniyet tasavvuruyla bir dönemi şekillendiren, şair, yazar, üstat
Sezai Karakoç -kendi ifadesiyle- dünya sürgününü tamamlayarak en sevgiliye,
Rahmetirahmana kavuştu. Hep bir elif gibi dimdik durdu, eğilmedi,
bükülmedi. Yüreklere dokunan satırlarıyla hayatlarda derin izler
bıraktı. Onun satırlarında deruni manalar, deruni manalara
doyan münzevi kelimeler artık öksüz kaldılar.
Üstat Sezai Karakoça Yüce Allahtan rahmet
diliyorum. Üstadın bizlere bıraktığı kutlu
mirası, yetişmelerinde en büyük pay sahibi olduğu diriliş
neslinin omuzlarında nesilden nesile aktarılmaya devam edecektir.
Mevla mekânını cennet, makamını ali, ruhunu şad
eylesin. Aziz milletimizin ve ümmetin başı sağ olsun.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Muhammed Levent Bülbül.
Buyurun Sayın Bülbül.
26.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, Ermenistanın
Azerbaycana saldırısına, Bulgaristandaki Hak ve Özgürlükler
Partisini ve Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Karadayıyı
seçimlerde gösterdikleri başarılardan ötürü tebrik ettiğine,
Türk şehri Kerkükün güvenliğinin peşmergeye devredileceği
şeklinde kamuoyunda ifade edilen bazı gelişmeleri dikkatle takip
ettiklerine, 17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık
Gününe, Millî Takımımıza Dünya Kupası yolunda
başarılar dilediklerine ve Ankara Milletvekili Mehmet Naci
Bostancıya ve AK PARTİ Grup Başkanlığına
seçilmiş olan İsmet Yılmaza yeni görevlerinde
başarılar dilediklerine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Karın
yağdığını görünce,
Kar tutan toprağı anlayacaksın.
Toprakta bir karış karı görünce,
Kar içinde yanan karı anlayacaksın.
Allah kar gibi gökten yağınca,
Karlar sıcak sıcak saçlarına
değince,
Başını önüne eğince,
Benim bu şiirimi anlayacaksın.
Bu adam o adam gelip gider,
Senin ellerinde rüyam gelip gider,
Her affın içinde bir intikam gelir gider,
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın.
Ben bu şiiri yazdım aşık
çeşidi,
Öyle kar yağdı ki elim üşüdü.
Ruhum seni düşününce ışıdı,
Her şeyi beni anlayınca
anlayacaksın.
Sayın Başkan, Türk edebiyatının
çok değerli ismi ve her şeyden önce bir duruş adamı olarak
tanıdığımız şair ve yazar Sezai Karakoçun
vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Kendi
deyimiyle dünya sürgününü ebedî âleme göç ederek noktalayan Sezai Karakoça
Yüce Allahtan rahmet diliyor, ruhu şad, mekânı cennet olsun diyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Karabağ Zaferinin 1inci yıl dönümünün
kutlandığı ve Türk Devletleri Teşkilatının kabul
edildiği bugünlerde, Ermenistanın kardeş ülke Azerbaycana
karşı Laçın ve Kelbecerde yaptığı provokatif
saldırıları kınıyoruz. Dün, Ermenistanın
ateşkesi bozan saldırıları neticesinde şehit
düşen 7 Azerbaycanlı asker kardeşimize ve yaralan 10 askerimize
acil şifalar diliyor, şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz.
Kardeş Azerbaycanın her koşulda yanında olduğumuzu
buradan bir defa daha ifade etmek istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, geçtiğimiz hafta sonu Bulgaristanda yapılan, ilk kez
bir Türkün cumhurbaşkanı adayı olarak
katıldığı genel seçimlerde bir önceki seçimlere göre büyük
bir başarı yakalayan ve parlamento seçimlerinde yüzde 11,4 gibi bir
oranla 30 milletvekili kazanmış olan Bulgaristan Türklüğünün
temsil edildiği Hak ve Özgürlükler Partisi ve mevcut sonuçlara göre cumhurbaşkanlığı
yarışında yüzde 13 gibi bir oy oranıyla 3üncü sırada
yer alan Mustafa Karadayıyı tebrik ediyor,
başarılarının devamını diliyoruz. Seçimlerin
2nci tura kaldığı ve 21 Kasımda gerçekleştirilmesinin
planlandığı bu süreçte Bulgaristan Türklüğünü
sandığa gitmeye, oylarına kullanmaya davet ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın
Başkan, Irak Merkezî Hükûmetinin bölgesel yönetimle aldığı
bir karar sonucu, 25 Kasım tarihinde kadim Türk şehri Kerkükün
güvenliğinin peşmergeye devredileceği şeklinde kamuoyunda
ifade edilen bazı gelişmeleri dikkatle takip etmekteyiz. Genel
Başkanımızın daha evvel ifade ettiği üzere,
Kaşgar, Karabağ, Keşmir, Kerkük, Kudüs, Kıbrıs,
Kırım istikrar ve huzura kavuşmadan insanlık rahat nefes
alamayacak, dünya güvenli olamayacaktır. Unutulmamalıdır ki
Türklerin rahat etmediği bir yerde ise kimse istirahat edemeyecektir.
Gönül coğrafyamızın, Misakımillî andımızın
sembolü olan kadim Türk yurdu can Kerkük Türk varlığıyla ebet
müddet var olmaya devam edecektir.
17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri
Farkındalık Günüdür. Ülkemizde, özellikle kanser
hastalığına yakalanan 4 erkekten 1i akciğer kanseridir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Erken teşhis
olduğu zaman tedavisi mümkün olan bu hastalık dünya üzerinde son
yıllarda oldukça artış göstermektedir. Hastalığa
karşı farkındalığın artması için bugün dünya
genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Yapılan
programların farkındalığın artmasında etkin rol
oynamasını temenni ediyor, tüm hastalarımıza acil
şifalar diliyoruz.
Sayın Başkan, 2022 Dünya Kupası
yolunda mücadele eden Millî Takımımız dün Karadağı
2-1 mağlup ederek grubunu 2nci sırada tamamlamış ve
play-off oynamaya hak kazanmıştır. 2022 Dünya Kupasına
katılacağımıza olan inancımız tamdır. Dünya
Kupası yolunda bundan sonraki maçlarında da Millî
Takımımıza başarılar diliyoruz.
Son olarak, AK PARTİ Grup
Başkanlığına seçilmiş olan önceki dönem Millî Savunma
Bakanlarımızdan, 25inci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı olan Sayın İsmet Yılmaz Beyefendiye ve AK
PARTİ Grubuna hayırlı olsun dileklerimizi iletiyoruz,
çalışmalarında başarılar diliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yine, bugüne
kadar Grup Başkanlığı görevini yürütmüş olan Naci
Bostancı Hocamıza, Meclis çalışmalarına sunmuş
olduğu büyük katkı nedeniyle tekrar teşekkür ediyoruz, bundan
sonraki çalışmalarında başarılar diliyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyoruz.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Sayın Meral Danış Beştaş.
Buyurun Sayın Beştaş.
27.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya ve
AK PARTİ Grup Başkanlığına seçilmiş olan
İsmet Yılmaza yeni görevlerinde başarılar dilediklerine,
Şair Sezai Karakoçun sevenlerine ve ailesine
başsağlığı dilediğine, Elmalı
davasındaki beraat kararına, çıplak arama meselesine,
mayınların temizlenmesi meselesinde Türkiyenin ek süre talep
etmesinin nedenini öğrenmek istediklerine, Belarustaki mülteci sorununa,
Türk Hava Yollarının mültecileri Belarusa
taşıdığı iddiasına,
Cumhurbaşkanının insan kaçakçılığı yapan
Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınara ödül vermesini
kamuoyunun takdirine bıraktığına ve Malatya Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü deposunda
uyuşturucu bulunmasına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
AK PARTİ Grup Başkanı Naci
Bostancının yeni bir göreve gittiğini öğrenmiş
durumdayız. Uzun süredir Parlamentoda kendisiyle birlikte
çalışma olanağımız oldu. Hakikaten pozitif,
sorunları çözme konusunda sağduyusu ve objektif yaklaşımını
takdir ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Yeni görevinde başarılar
diliyoruz kendisine.
Yine, yeni seçilen Sayın İsmet
Yılmaza da başarılar dilemek istiyorum.
Yine, Sezai Karakoçun dün vefat ettiğini
öğrendik. Sevenlerine ve tüm ailesine başsağlığı
dileklerimizi de paylaşmak istiyorum.
Sayın Başkan, Elmalı davası, çocukların
kendilerine yönelik cinsel tacizi, istismarı resim yaparak çizdiği
bir dava olarak hepimizin hafızalarına kazındı ve ne oldu,
biliyor musunuz? Elmalı davasında 3 sanık beraat etti. Korkunç
bir şey, doğrusu, bunu ilk okuduğumda inanmak istemedim. 12
yaşında 2 çocuk, anne, üvey baba ve dayıları
tarafından tacize uğramışlar, fotoğraflar
çizilmiş mahkeme salonunda ve hatta -o kadar ileri ki onları
anlatmayacağım- yedi sekiz aylık süreçte oklava ve şarj
kablolarıyla çocuklar dövüldüklerini mahkemede uzun uzun anlattılar.
Çizimleri, resimleri dosyaya girdi, ilkin sanıklar tutuklandı ama
neticede beraat ettiler. İşte, bu beraatlar, aslında yeni
istismarların da habercisi anlamına geliyor. Daha çok çocuk
mağdur olacak, daha çok hayat kararacak. Biz, İstanbul
Sözleşmesini sürekli hatırlatıyoruz, birileri karşı
çıkıyorlar. Elmalı davasındaki beraat kararına ne
diyorlar acaba?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Şiddeti
ve istismarı onaylıyorlar mı? Biz, Elmalı davasındaki
kararın üst mahkemede, istinafta mutlak surette bozulması
gerektiğini ve çocuk istismarına geçit verilmemesi gerektiğini
bir kez daha paylaşmak istiyoruz.
Sayın Başkan, çıplak arama
tartışması bu Mecliste çokça yapıldı; kavgalar
çıktı, gürültüler oldu, bir milletvekilimize, Gergerlioğlu
Vekilimize saldırılar oldu ve hep inkâr edildi. Bu kürsüden kaç defa
Çıplak arama yönetmeliğe dayalıdır. dediğimi
hatırlamıyorum ama Türkiye Büyük Millet Meclisi
kayıtlarında var. Ne oldu? Yönetmelikte olduğunu biz zaten
biliyorduk, değiştirildi, detaylı aramaya dönüştürüldü. O
gün burada reddedenler bunu yaparak aslında gerçeği kabul ettiler ve
itiraf ettiler. Ama şunu söyleyeyim: Halkın aklıyla alay
edilmeyeceğini artık anlasınlar, gerçekleri daha fazla
reddetmesinler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Tabii ki
bu çıplak arama meselesinin peşinde olmaya devam edeceğiz.
Nasıl ki mücadeleyle bu ismi değiştirdiysek, detaylı
aramaya dönüştürdüysek içeriğini değiştirmek de boynumuzun
borcudur, mutlaka bunu da yapacağız.
Sayın Başkan, mayın meselesi çok
önemli. Türkiye 3üncü kez süre talep etti. 2014 yılında Türkiye'deki
bütün mayınları temizleme sözü verilmişti, en son 2022ye
ertelendi, şimdi de 2025e ertelenmesi için Türkiye başvuru
yaptı ve Ottawa Sözleşmesi kapsamında
Türkiyede hâlen
toprağa gömülü toplam 865.602 mayın var. Patlamalar çok fazla ve
sivil yerleşim alanlarında da bu patlamalar oluyor, çocuklar yaşamını
kaybediyor. Mayınlar sadece sınır boylarında değil
yani.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi verilerine göre, Türkiyenin
sözleşme imzaladığı 2014-2017 yılları
arasında 1.138 kişi antipersonel kara mayını ve savaş
artığı patlayıcılar nedeniyle yaşamını
yitirmiş, engelli hâle gelmiş. Bu sayı, her dört günde bir 1
mayın ya da savaş artığı patlayıcı
vakasını göstermektedir. Bu konuda derhâl yetkililerden açıklama
bekliyoruz. Neden üç yıl daha ek süre istendi? Bu süre zarfında ölen
insanların sorumluluğu kimde olacak?
Diğer bir önemli konu Belarus. Belarusta çok
ciddi bir mülteci sorunu yaşanıyor, görüntüleri izlemeye hiçbir yürek
gerçekten dayanamıyor. Iraktan, Suriyeden getirilen insanlar önce
Minske sonrasında da Belarus-Polonya sınırına
gönderiliyorlar ve Avrupaya göçmeye çalışıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
mültecilerin tehdit olarak kullanılması meselesini, maalesef, daha
önce Türkiyede de gördük. Lukaşenko, Avrupa yaptırımlarına
bir şekilde cevap vermek için içler acısı bu durumu ortaya
çıkarmış durumda ve Avrupa Konseyiyle çalışmıyor
ve sınırda koca bir insanlık dramı yaşanıyor ve
orada şimdiye kadar kaç kişinin soğuktan yaşamını
yitirdiğine dair de yoğun bilgiler geliyor. Sorun tam olarak
çözülmezse tam bir facia ve katliam yaşanacak. Burada gündeme getirmemizin
sebebi ise Türk Hava Yollarının mültecileri Belarusa
taşıdığı iddiası. Bu iddia o kadar güçlü ki
THYnin Avrupa Birliğine uçuşlarının da
engelleneceğine dair bilgiler söz konusu. Bu konuda eğer bu iddia bu
kadar güçlüyse -THY insan kaçakçılığı yapıyor olamaz
herhâlde- bu konuda bir açıklama bekliyoruz. Bir an önce kamuoyu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir an
önce Türk Hava Yollarının mültecileri
taşıdığı yönündeki iddialara yanıt vermesini
bekliyoruz.
Çok vahim iki mesele daha var Başkan.
Malatyayı hatırlıyoruz, AKPli Yeşilyurt Belediyesini. Gri
pasaportla insanları yurt dışına göndermişti, 45
kişiden 43ü de dönmemişti, Türkiyede çok ciddi tartışıldı.
Ve şubat ayında 55 kişi daha yine böyle yolsuzlukla, hileyle
gönderildi ve Battalgazi Belediye Başkanının da Bize de
geldiler ve 300 bin TL teklif ettiler. dediği o dönem kamuoyuna
yansımıştı. Yeni gelişme ise dün, evet,
Cumhurbaşkanı ne yaptı? Dün Gençlik ve Yerel Yönetimler Proje
Yarışması Ödül Töreninde Yeşilyurtta iki buçuk yıl
içerisinde gerçekleşen sosyal, kültürel ve sportif
yatırımlarından dolayı Yeşilyurt Belediye
Başkanı Mehmet Çınara ödül verdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
Şimdi, tüm kamuoyu gibi biz de merak ediyoruz ve soruyoruz: Bu ödülün
sebebi, Belediye Başkanının insan
kaçakçılığında oynadığı rol mü? Bu ödül
hangi kriterlere göre veriliyor? Normal bir hukuk devletinde insan kaçakçılığına
ceza verilir kaçakçılık yapanlara; burada, Türkiyede ödül veriliyor.
Bu konuda takdiri kamuoyuna bırakıyoruz.
Son olay, anlatacağım vaka Sayın
Başkan, 31 Ekim tarihinde Malatya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla
Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından torbacı olarak tabir
edilen uyuşturucu sokak satıcılarına yönelik bir operasyon
gerçekleştirildi ve orada 9 bin 300 adet sentetik hap ele geçirildi ve bu
hapların 5 bin adedinin Malatya Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler İl Müdürlüğü deposunda ele geçirildiği ortaya
çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
Evet, yanlış duymadınız, Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün deposunda
operasyonla gözaltına alınan kişi 2017 yılında Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde kamu
işçisi olarak başlamış ve il müdürünün özel
şoförüymüş vesaire.
Şimdi, 5 bin adet sentetik uyuşturucunun
bulunduğu yer gerçekten çok dehşet verici. Diğeri de
Şimdi, metruk binaları yıkıyoruz. diyorlar. Hukuk sizin
arkanızdan gelsin. diyenler bu konuda acaba ne açıklama yapacaklar?
Yani Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün deposunda
bulunan bu uyuşturucuya dair ne söyleyecekler? 3-5 kişiyi
uyuşturucudan cezaevine göndermekle olmuyor. Bu tedbirler ve tabii ki
meselenin köküyle ilgili bir bilgi çıkınca hemen ucu bir yerlere,
devlet birimlerine ve ilgili şahsa uzanıyor. Bu konuda da
açıklama bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Tamamladınız mı
efendim?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Evet
Başkanım.
Teşekkürler.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Özgür Özel.
Buyurunuz Sayın Özel.
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Ermenistanın Azerbaycana saldırısına, Şair Sezai
Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, Yıldız Kenteri ölümünün
2nci yıl dönümünde saygıyla, rahmetle ve minnetle
andıklarına, Bulgaristandaki Hak ve Özgürlükler Partisine ve
Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Karadayıya başarılar
dilediklerine, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya bundan sonraki
siyasi yaşamında başarılar dilediklerine ve AK PARTİ
Grup Başkanlığına seçilmiş olan İsmet
Yılmazın önceki Grup Başkanının centilmenlik
anlayışına uygun bir şekilde görevini sürdürmesini ümit
ettiklerine ve Varlık Fonunun denetim raporuna ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Ermenistan ateşkesi ihlal etmek suretiyle
Azerbaycan askerlerine saldırdı; 7 şehidimiz, 10 gazimiz var.
Gazilere Allahtan en kısa sürede şifalar diliyoruz. Yapılan bu
saldırıları kınadığımızı, dost,
kardeş Azerbaycan halkının yanında olduğumuzu ifade
etmek isteriz.
Şair, yazar Sezai Karakoçun ölüm haberi dün
alındı. Ondan itibaren çok sayıda milletvekilimizden, bugün
mevkidaşlarımızdan kendisinin şiirlerini dinledik. Bir
şairin ölümünün bile zaman zaman en sert tartışmalara,
polemiklere sahne olan bu kubbenin altında şiiri gündeme
taşımış olması bile şairlerin ne kadar
değerli, gönül insanlarının ne kadar değerli olduğunu
ifade eder. Kendisinin şiirinden etkilenenlere, eğitiminden geçenlere
ve ölümüyle üzülen herkese başsağlığı diliyoruz, ailesine
başsağlığı diliyoruz, Allahtan rahmet diliyoruz.
Tiyatromuzun en önemli yıldızlarından
Yıldız Kenter, kardeşi Müşfik Kenter ve eşi
Şükran Güngörle Kent Oyuncularını kurmuş, Antalya
Altın Portakal Film Festivali ve Afife Tiyatro Ödülleri gibi bol prestijli
festivallerden ödülle ayrılmış dev bir oyuncuydu.
Yıldız Kenteri aramızdan ayrılışının
yıl dönümünde, 2nci yılında saygıyla, rahmetle ve minnetle
anıyoruz.
Sayın Başkan, 14 Kasımda Bulgaristan
Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi yapıldı. Ülkemizde
çifte vatandaşlığı bulunan 93 bin
yurttaşımız ülkemizde açılan 126 sandıkta oy
kullandılar. Cumhuriyet Halk Partisi Balkan Masası ve yerel
yönetimlerimiz, Sofya Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda
lojistik destek verdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hak ve Özgürlükler Partisi 34
milletvekiliyle Parlamentoda 3üncü parti oldu ve Başkan Adayı
Mustafa Karadayı da Cumhurbaşkanlığı
yarışında 3üncülüğü elde etti. 2nci turda daha etkili bir
temsil için Cumhurbaşkanlığı yarışında
kendilerine başarılar diliyoruz. Soydaşlarımızın
çok daha güçlü şekilde temsil edilip demokratik kazanımlar elde edeceği
yarınlara ilişkin ümitlerimizi ifade ediyoruz.
Sayın Başkan, bugün Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu yapmış olduğu grup
toplantısının kapalı kısmında, Sayın Naci
Bostancıdan boşalan yere, önceki dönem Millî Savunma
Bakanlığı ve kısa bir dönem Meclis
Başkanlığı da yapmış Sivas Milletvekilimizi
seçti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz İsmet Yılmaza
görevinde başarılar diliyoruz.
Görevi kendi takdiriyle bırakan Naci
Bostancıyla ilgili söyleyecek birkaç sözümüz var. Naci Bostancı çok
zor bir dönemde çok zor bir görevi üstlendi. Biz görev yaptığı
sürede partisiyle polemikler yaşadık, tartışmalar
yaşadık, Mecliste büyük krizler oldu. Bu büyük krizlerin çözümünde
Naci Hoca kendi olgun kişiliğiyle, yapıcı tavrıyla
Adalet ve Kalkınma Partisinin ortalamasının çok üzerindeki
tahammül ve demokrasi anlayışıyla çok önemli krizlerde çok
önemli çözümlere katkı sağladı. Biz kendisine bundan sonraki
siyasi yaşamında başarılar diliyoruz ve kendisini hep
olumlu duygularla ve iyi anılarla anacağımızı buradan
ifade etmek isteriz. Ümit ederiz bundan sonra bu görevi yapacak olan İsmet
Yılmaz da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ve Grup
Başkanlarına vekâlet eden Grup Başkan Vekilleri de önceki Grup
Başkanının tahammül, demokrasi ve centilmenlik
anlayışına uygun bir şekilde bu vekâlet görevlerini
sürdürürler.
Sayın Başkan, Varlık Fonunun denetim
raporunun kanunun belirlediği ekim ayı içinde Plan ve Bütçe
Komisyonunda görüşülmesi gerekiyordu. Rapor bir buçuk ay gecikmeli olarak
dün Plan ve Bütçe Komisyonuna ulaştırıldı. Tabii, Plan ve
Bütçe Komisyonunun bir sonraki yılın bütçesiyle ilgili takvimi ve
ardından başlayacak bütçe görüşmeleri düşünüldüğünde
bu yasal sürenin daha ne kadar aşılacağı şüpheli.
Geçtiğimiz yıllarda, kendi çıkardıkları kanuna
rağmen, bir sonraki yılın mayıs ayına kadar bu raporu
görüşmeyenlerin bu seneki performansını, bu gecikmeyi de
kaydederek takip ediyor olacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ancak bütün dünyada mevcut
varlıklara varlık katmak, gelecek kuşaklara ulaştırmak
için kullanılan bu Fon, Türkiye'de borç yaratmak, hatta
torunlarımızın olası gelirlerini ipotek edip bugünü kurtarmak
için kullanılan bir fon. Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun
süre yönetiminde, hatta bakanlık görevinden sonra bile damadı
kaldı ve şahsi ve keyfî şekilde yönetiliyor. Bu Fon, Meclisimiz
tarafından Sayıştay vasıtasıyla denetlenemiyor. Bu
Fon, özel bir denetim şirketi tarafından denetleniyor ve sadece sayısal
denetim yapılıyor, aritmetiksel denetim yapılıyor; hukuka
uygunluk denetimi yapılamıyor, yerindelik denetimi
yapılamıyor; hepimizin varlıklarını hukuka uygun mu
yönettiniz, bakamıyor; yerinde miydi aldığınız
kararlar, bakamıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sadece ve sadece iki
tarafı topluyor, tutuyorsa Tamamdır. diyor. Bu raporda bile
-şöyle dün akşam hızla göz gezdirdiğimizde- örneğin,
Berat Beyin göz bebeği Turkish Energy Company var. Buna ait finansal
tablolar, bu yıl gizlilik gerekçesiyle denetleyen şirketten,
bağımsız denetçiden saklanmış.
Yine, baktık, BOTAŞın 2,5 milyar
lira tutarında uzun vadeli alacağı var Gösteremeyiz
alacağın kimlerden olduğunu. demişler Bu yönde denetim
kanıtı elde edemedik. diyor denetçiler. 2020 yılında,
BOTAŞın 65 milyar liralık satışı; 4,5
milyarlık stoku vardı. Geldik 2021e Fiziki stok
sayamazsınız. dediler, stoku göstermediler. diyor. Kimden neyi
saklıyorsunuz? Bu Meclis bu denetimi nasıl yapacak şimdi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) BOTAŞın stokunun
neyi mahrem ve nasıl Meclisten saklanır?
ÇAYKURun 31 Aralık 2019 itibarıyla
finansal tablosunda 3,5 milyarlık stoku var. 31 Aralık 2020de Stok
sayalım. Saydırmayız. ÇAYKURun stoku sır olmuş bir
anda. Sattıysan faturası, yaptıysan tahsilat makbuzu
Bunlarla
ilgili denetleme için gerekli, yeterli, uygun denetim kanıtını
bize vermediler. diyorlar.
PTTnin bilançosunda 206 milyon ticari alacak,
maalesef 3,8 milyon ticari borç, 1 milyar 200 milyon hasılat var; bununla
ilgili belgeleri göstermemişler.
Sayın milletvekilleri,
Sayıştayın denetlediği PTT, ÇAYKUR, BOTAŞ
kaçırıldı Sayıştay denetiminden özel şirkete.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Geçmişte bizim
adımıza Sayıştayın denetlediği, KİT
Komisyonunda raporlarının müzakere edildiği ÇAYKUR, PTT, BOTAŞ
stokunu saydırmıyorlar, hesabını vermiyorlar; kaldı ki
özel şirket yerindelik denetimi de yapmıyor. Şöyle yapsan daha
iyi yönetebilirdin. yok, hukuka aykırı iş ve eylemler
sorgulanamıyor, bu dar denetimde de böyle bir rezalet var. Yani bu rapor
bu Meclise gelmişken oturup da Adalet ve Kalkınma Partisinin
milletvekilleri buna sessiz kalıyorlarsa vay bu memleketin hâline.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan konuşacak.
Buyurunuz Sayın Özkan.
29.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine, 17 Kasım
Azerbaycan Millî Diriliş Gününe, Ermenistanın Azerbaycana
saldırısına, Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya
bugüne kadar yapmış olduğu görevler vesilesiyle teşekkür
ettiklerine, AK PARTİ Grup Başkanlığına seçilmiş
olan İsmet Yılmaza başarılar dilediklerine ve beşinci
yargı paketinin hayırlar getirmesini temenni ettiğine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır?
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.
Aşk celladından ne çıkar, madem ki
yâr vardır.
Yoktan da vardan da ötede bir var vardır.
Hep suç bende değil, beni yakıp yıkan
bir nazar vardır.
O şarkıya özenip söylenecek mısralar
vardır.
Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader
vardır.
Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar
vardır.
Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar
vardır.
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar
vardır.
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
Sırların sırrına ermek için
sende anahtar vardır.
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir
damar vardır.
Senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adlı
bir bir çınar vardır.
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
diyen usta şairimiz, mütefekkir
Sezai Karakoç, dün, mısralarında da dile getirdiği gibi,
Rahmetirahmana, Hakka yürüdü. Örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü
ve büyük bir edebi miras bıraktı geride, hüzünlüyüz. Ancak onun için
bir vuslat olduğunu çok iyi biliyoruz. Üstat Sezai Karakoça Allahtan
rahmet, sevenlerine, aziz milletimize ve ailesine
başsağlığı diliyor, sabrıcemil niyaz ediyoruz.
Mekânı Cennet, ruhu şad olsun; milletimizin başı sağ
olsun.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sovyetler Birliği yönetiminden ayrılmak ve
bağımsızlık talebiyle başkent Bakü merkezinde günlerce
süren mitinglerin başlatıldığı gün olan 17 Kasım
tarihi, Azerbaycanda Millî Diriliş Günü olarak kutlanmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başkentin
merkezindeki Azadlık Meydanında 17 Kasım 1988de başlayan
mitinge yüz binlerce insan katılırken on sekiz gün sürmüştür.
Bağımsızlığın kazanılması sürecinde en
önemli çıkış noktalarından birini oluşturan miting,
yapılan konuşmalarda 1918-1920 yıllarında faaliyet gösteren
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin kurulmasına, bugün de
kullanılan Azerbaycan Bayrağının ilk kez meydanlara
çıkarılmasına vesile olmuştur. Bu vesileyle, Millî
Diriliş Gününe tekabül eden Ermenistanın Azerbaycanlı
kardeşlerimize karşı yeniden başlattığı
saldırıları da kınıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ermenistan ve bütün
dünya bilmelidir ki bir millet iki devlet anlayışıyla, dost ve
kardeş Azerbaycanlı kardeşlerimizin maddi, manevi
varlığımızla yanlarında olduğumuzu bir kez daha
ifade ediyoruz. Bu saldırıları sürdürmeleri hâlinde
Azerbaycan'ın, Dağlık Karabağın özgürlük
mücadelesinde nasıl bir millet iki devlet anlayışıyla
oradaki saldırıları bertaraf edip özgürlüğe
kavuşturmuşsak aynı gücü, kudreti Ermenistanın yine
karşısında göreceğini bütün dünyaya ilan ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün diğer siyasi parti Grup Başkan Vekillerinin de
ifade ettiği gibi, AK PARTİmizin Meclis Grubunda Grup
Başkanlığında bir değişim söz konusu
olmuştur. Naci Bostancı Başkanımız bugüne kadar Grup
Başkan Vekilliği ve Grup Başkanlığı görevini
sürdürmüş ve partimizin 2023 seçimleri bağlamında genel
merkezimizde yapılacak çalışmalardaki görevi nedeniyle Grup
Başkanlığı görevinden ayrılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Grup
Başkanımız Naci Bostancıya bugüne kadar yapmış
olduğu görevler vesilesiyle teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Yine,
diğer siyasi parti gruplarımızın Naci Bostancı
Başkanımızla ilgili yapmış olduğu görüş,
değerlendirme ve temennileri için teşekkür ediyoruz. Yeni göreve seçilen
Grup Başkanımız İsmet Yılmaz
Başkanımıza da görevinde başarılar diliyoruz.
İnşallah, Meclis Başkanımızla, AK PARTİ Grubunun
bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu reformları Cumhur
İttifakı olarak bugüne kadar nasıl sürdürmüşsek diğer
siyasi parti gruplarıyla uzlaşı içerisinde nice
hayırlı ve güzel çalışmaları, milletimizle bu kutsal
Meclis çatısı altında hayata geçirmeye devam edeceğimizi
ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Beşinci yargı
paketinin ülkemize ve milletimize şimdiden hayırlar getirmesini
temenni ediyor, paket içerisinde yapılacak değişiklikler
noktasında bütün siyasi parti gruplarıyla uzlaşma
anlayışı içerisinde çalışma diliyor, Genel Kurulu
saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, pek kısa bir söz rica edeceğim yani yeni
bilgi geldiği için söyleyeceğim.
BAŞKAN Sayın Beştaş
30.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, HDP Tekirdağ İl Eş Başkanı
Cahit Direk, Çerkezköy İlçe Eş Başkanı Kasım Göze ve
Şırnakta 27 maden ocağı işçisinin gözaltına
alındığına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkür ediyorum.
Maalesef bu kürsüde çokça söylediğimiz bir
şey, evet, gözaltı yine. Tekirdağ İl Eş
Başkanımız Cahit Direk ve Çerkezköy İlçe Eş
Başkanımız Kasım Göze ve Şırnakta 27 maden
ocağı işçisi gözaltına alındı.
Tekirdağdan başlayayım. Geçen hafta,
Eş Genel Başkanımız Pervin Buldanın
katılımıyla çok görkemli bir miting yapıldı
Tekirdağda. On binlerce insan barış, demokrasi, hak, hukuk,
adalet diye bağırdı. Şimdi İl Eş
Başkanı ve İlçe Eş Başkanı alınarak o
mitingin hesabı soruluyor. Ya, böyle bir faşizm dünyanın kaç
ülkesinde görülmüş, bilmiyoruz. Tekirdağ mitingiyle bizzat
ilgilendim. Özellikle iktidar grubuna söylüyorum: Sahnenin yeri
değiştirildi, enstrümanlar verilmedi ya. Kardeş Türküler geldi,
dediler ki: Mitingde müzik yapamazsınız, mitingde enstrüman
olmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kardeş Türküler sadece sesle konser verdiler ve mitingde her türlü
baskı uygulandı katılım olmasın diye. Şimdi
miting başarılı geçti diye İl Eş
Başkanımız ve İlçe Eş Başkanımız
gözaltına alındı. Bu sefer 10 bin kişi mi
katıldı, gelecek sefer Tekirdağda 30 bin kişi
toplanacağız. Bu gözaltılarla siz HDPye geri adım
attıramazsınız. HDPye sahip çıkmakta hiç kimseye tereddüt
yaratamazsınız. Yargı, yürütme ve saray birlikte HDPnin
mitinglerini gözlüyor ve oraya baskı uyguluyor ya, olacak iş mi ya?
Olacak iş mi bu? Yani miting olmasın diye her şeyi
yaptılar, şimdi de il eş başkanı ve ilçe eş
başkanını aldılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
Bırakın
başkanlarımızı, Şırnakta maden
ocağındaki işçilerin gözaltısını da bir rutine
dönüştürmeye çalışıyorlar. Haftada bir gözaltı
operasyonlarıyla iktidarı ayakta tutacağınızı
sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Vazgeçin, bu zulüm politikasından
vazgeçin; hakka, hukuka, adalete dönmezseniz halk zaten dönecek,
kararını vermiş.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının 2 tezkeresi vardır, ayrı
ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Özbekistan Cumhuriyeti Âli Meclisi
Yasama Odası Birinci Başkan Yardımcısı ve
Özbekistan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı
Akmal Saıdovun beraberindeki heyetle 16-21 Kasım 2021 tarihleri
arasında ülkemize resmî bir ziyarette bulunmasının Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlık Divanının 10/11/2021 tarihli ve 65
sayılı Kararıyla uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1740)
16/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Özbekistan Cumhuriyeti
Âli Meclisi Yasama Odası Birinci Başkan Yardımcısı ve
Özbekistan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı
Akmal Saidovun beraberindeki heyetle 16-21 Kasım 2021 tarihleri
arasında ülkemize resmî bir ziyarette bulunması Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanının 10 Kasım 2021 tarihli ve
65 sayılı Kararıyla uygun bulunmuştur.
Söz konusu
heyetin ülkemizi ziyareti, 28/03/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un 7'nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgilerine
sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Romanya Senatosu Avrupa İşleri
Komitesi Başkanı Angel Tilvarın beraberinde bir parlamento
heyetiyle birlikte ülkemizi ziyaret etmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının 14/10/2021 tarihli ve 61
sayılı Kararıyla uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1741)
16/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Romanya Senatosu Avrupa İşleri Komitesi
Başkanı Sayın Angel Tîlvar'ın beraberinde bir parlamento
heyetiyle birlikte ülkemizi ziyaret etmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının 14/10/2021 tarihli ve 61 sayılı
Kararı ile uygun bulunmuştur.
Söz konusu heyetlerin ülkemizi ziyaretleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7nci maddesi gereğince Genel
Kurulun bilgilerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının 2 tezkeresi daha vardır; ayrı
ayrı okutup, oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindeki Parlamento heyetinin
26-30 Kasım 2021 tarihleri arasında İspanyanın
başkenti Madridde düzenlenecek olan Parlamentolar Arası Birlik (PAB)
143üncü Genel Kuruluna katılımda bulunmalarına ilişkin
tezkeresi (3/1742)
17/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Sayın Profesör Doktor Mustafa Şentop ve beraberindeki Parlamento
heyetinin 26-30 Kasım 2021 tarihleri arasında İspanya'nın
başkenti Madrid'de düzenlenecek olan Parlamentolar Arası Birlik (PAB)
143üncü Genel Kuruluna katılımda bulunmaları hususu 28/3/1990
tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 9uncu maddesi
uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğerini okutuyorum:
4.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının Ülkemizin Latin Amerika ve Karayip
ülkelerine yönelik açılım politikasının parlamenter
diplomasi boyutunun da güçlendirilmesi kapsamında Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Latin Amerika ve Karayipler Parlamentosuna (PARLATINO) gözlemci üye
olmasıyla ilgili, 3620 sayılı Kanunun 1inci maddesi (a)
fıkrası çerçevesindeki söz konusu faaliyetleri yürütmek üzere Türkiye
Büyük Millet Meclisini temsil edecek bir grup kurulmasına ilişkin
tezkeresi (3/1743)
17/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Ülkemizin Latin Amerika ve Karayip ülkelerine
yönelik açılım politikasının parlamenter diplomasi
boyutunun da güçlendirilmesi kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Latin Amerika ve Karayipler Parlamentosuna (PARLATINO) gözlemci üye
olmasıyla ilgili mutabakat Türkiye Büyük Millet Meclisi ve PARLATINO
arasında 11/10/2021 tarihinde TBMMde imzalanmıştır.
3620 sayılı Kanunun 1inci maddesi (a)
fıkrası çerçevesindeki söz konusu faaliyetleri yürütmek üzere Türkiye
Büyük Millet Meclisini temsil edecek bir grup kurulması mezkûr kanunun
4üncü maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İYİ
Parti Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 7/7/2021 tarihinde
Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ve arkadaşları tarafından,
tek başına içme özelliğine sahip tütünün
alım-satımına belirli koşullar dışında hapis
cezası öngören düzenlemenin sonuçlarının araştırılarak
tekrar gözden geçirilebilmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021
Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 17/11/2021 Çarşamba
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ve 20
milletvekili tarafından, Tek başına içme özelliğine sahip
tütünün alım satımına belirli koşullar
dışında hapis cezası öngören düzenlemenin sonuçlarının
araştırılarak tekrar gözden geçirilebilmesi amacıyla
07/07/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırma
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin
17/11/2021 Çarşamba günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ Parti Grubu adına Samsun Milletvekili Sayın Bedri
Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar.(İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ
YAŞAR (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tütün üreticilerinin sorunlarına yönelik vermiş olduğumuz Meclis
araştırma önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, tütün
üretiminde dünyada sayılı ülkeler arasında yer almaktadır.
Hükûmet politikalarıyla sürekli olarak daraltılan ekim
alanlarına rağmen hâlen ülkemizin birçok ilinde tütün üretimi
yapılmaktadır. Türkiyede başta Adıyaman olmak üzere
Bitlis, Samsun, Çanakkale, Artvin, Düzce, Mardin, Muş, Bingöl, Bolu,
Amasya, Trabzon, Batman, Diyarbakır, Hakkâri, Hatay, Manisa, Denizli,
Kütahya, Balıkesir, Bursa, İzmit illerinde tütün üretimi
yapılmaktadır.
Tütün, seçim bölgem olan Samsunda da
ağırlıklı olarak Vezirköprü, Tekkeköy, Bafra ve merkez
ilçelerinde de yapılmaktadır. Samsunda adını tütünden alan
ve Gazi Mustafa Kemal Atatürkün 19 Mayıs 1919da Samsuna çıkarken
ilk ayak bastığı yerin adı da Tütün İskelesidir.
Tabii, bununla beraber, Samsun sigarası, Samsun 216, Bafra, Bitlis,
Maltepe gibi tütün deyince akla gelen markaları da belki bir nostalji
olarak hatırlıyorsunuzdur ama maalesef TEKELin
özelleştirilmesiyle beraber biz bu markalarımızın da hepsini
kaybettik.
Tütün, aynı zamanda Türkiye açısından
önemli bir de ihraç ürünüdür. Ülkemizde çok sayıda ilimizin hem geçim
kaynağı hem de gelir kaynağı durumundadır. Bütün
bunlara rağmen Hükûmet, tütüne sürekli olarak yeni yasaklar getirmektedir.
Tütünün satışına üç yıl ile altı yıl
arasında hapis cezası getirilmiştir. Daha önce Genel Kurulda biz
bu süreyi 1 Ocak 2022 tarihine kadar erteledik, o gün de geldi çattı. Ümit
ediyoruz ki bununla ilgili bir an önce tedbir alırız. Buna yönelik
bir tedbir geliştirmemiz lazım, yoksa bu konuyla ilgili birçok
vatandaşımız içeri girecek.
Tütün üretimi sadece Adıyaman ili için 10 bin
aileyi ve 120 bin nüfusu ilgilendirmektedir. Bu ilimizin üretimi
yıllık 10 bin ton ile 15 bin ton arasında
değişmektedir. Alanlar dar, iş zahmetli, üretim genelde 1 dönüm
ile 3 dönüm arasında değişmektedir.
Dünyanın en kaliteli tütünü ülkemizde
üretilmektedir; nikotin oranı çok düşük, Virginia tütününden bile
daha kaliteli tütün üretiyoruz. Bu konuda üreticilerimizi ve
esnafımızı ödüllendirmek yerine tam tersi
cezalandırıyoruz ve hapse atmaya çalışıyoruz.
Tütün üretimi her geçen gün azalıyor. 2002
yılında 160 bin ton olan tütün üretimi 2018 yılında yüzde
48 azalarak 82.500 tona düşmüştür. Üretim düşmüş, ihracat
artmıştır; Türkiyede 2020 yılında 51.845 ton tütün
ihracatına karşılık 115.459 ton tütün ithalatı
gerçekleşmiştir. Ben burada söylüyorum ama anladığım
kadarıyla salonun çok fazla ilgisini çekmiyor. Tekrar söylüyorum,
Değerli Başkanım, Türkiye'de bugün tütün üretimi talebin
tamamını karşılayacak seviyede olmasına rağmen
115 bin ton tütünü biz yurt dışından ithal ediyoruz. Hâlbuki
Türkiye'de bunu üretmek mümkün, bu kapasiteyi sağlamak mümkün. Nasıl
zaman zaman belli tedbirleri alıyorsak, uygulayabiliyorsak
Bugün
özellikle sigara sektörünün yüzde 90ı neredeyse yabancıların
elinde, Türkiye'deki tütünün de ekimini, dikimini hasadını
istedikleri miktarda sınırlıyorlar ve eksik kalan
Eksik
kalmıyor, daralttıkları için, ekimi azalttıkları için
eksik kalıyor. Maalesef, biz bunu ihraç ürünü hâline getirmek varken
bununla ilgili tütünün ithalatına 562 milyon para ödemişiz. Bu
tarımsal ürünlerde de biz yurt dışına bu parayı
ödeyeceksek bunun ne anlamı var? Bakın, buradan sizi bir kez daha
uyarıyorum, siz sigarayı sadece vergi tahsil aracı olarak
görmeyin; üzerine yüklediğiniz vergilerden dolayı elde ettiğiniz
gelire bakıyorsunuz ne üreticisi ne de onunla geçimini sağlayan
ailelerin durumu anladığım kadarıyla sizce bir anlam ifade
etmiyor, onun için buradan uyarıyoruz. Bu, Türkiyenin önemli bir kısmını
içeriyor, bu konunun muhakkak araştırılması lazım.
Alanları da bunlar belirliyor Şu kadar miktar ekeceksiniz. diyor,
bununla ilgili bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Özellikle, TEKELin
özelleştirilmesiyle beraber maalesef bu alandaki bütün varlığımızı
kaybettik. Ne hikmetse bu temel ürünlerin tamamını yabancılar
idare ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Fındıkta
da durum faklı değil. Bugün, dünya fındık üretiminin yüzde
70ini Türkiye sağlıyor ama bunun ticaretinin tamamı
yabancılar üzerinden dönüyor. Bugün de burada, bu konunun önemine binaen
araştırılmasını istiyoruz, bu konuyla ilgili bize
gelen talepler muhakkak size de geliyordur. Üreticimizi daha fazla mağdur
etmeden, çiftçimizi daha fazla mağdur etmeden
Zaten içinde
bulunduğumuz şartlar her geçen gün zorlaşıyor. Yani, gübre
fiyatları bir tarafa, mazot fiyatları bir tarafa, çalışan
insanların üretimdeki maliyetleri bir tarafa, zaten altından
kalkılamaz hâlde, bunların da alım fiyatlarını
yabancılar belirliyor. Bir an önce buna da el konulup tütün
fiyatını vatandaşın memnun olacağı seviyeye
çekmek de bizim görevimiz. Bütün bu konuların
araştırılmasında biz İYİ Parti olarak fayda
görüyoruz. Ümit ediyorum siz de bu konuyla ilgili bizden desteğinizi
esirgemezsiniz diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurunuz Sayın Gaydalı. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, İYİ Partinin
vermiş olduğu grup önerisi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, gerçekten merak
ediyorum, iktidar olarak tütün üreticileriyle derdiniz nedir?
Özelleştirme adıyla önce fabrikalar kapatıldı, sonra
üretim alanları daraltıldı, şimdi de çıkarılan
yönetmelik ve yasal düzenlemelerle Sarmalık tütün ticareti için
kooperatif kurulsun yoksa tutuklarız. diyorsunuz. Mademki serbest piyasa
ekonomisi uygulanıyor, niçin tütün üreticisine bu baskı
yapılıyor? Eskiden yani 80 öncesi, tütün ve sigara devlet tekelinde
olduğu için, sarmalık tütün ticareti devleti zarara
uğratıyor diye kaçakçılık kapsamına
alınmıştı. Özelleştirmeden sonra tütün ve sigara
kartellerine teslim edilen piyasada, karteller zarar etmesin, daha doğrusu
maksimum kâr elde etsinler diye bu baskılar uygulanıyor yani kartel
tekeli yaratılmaya çalışılıyor. Üreticiyi tüccara,
sermayeye mahkûm etmeyin. Halkımızın hizmetkârıyız.
diye ortaya çıkıp sermayeye, sigara kartellerine hizmet etmeyin. Koca
koca tarlaları eken tarım emekçilerinden değil, küçücük bir
alanda ekim yapmak zorunda bırakılan çiftçiden bahsediyoruz. Tütüne
düşman bir iktidarsınız çünkü üretime ve üreticiye
düşmansınız. Tütün emekçisini o kadar düşünüyorsanız
kaldırın kooperatiflerde kontenjan olayını, devlet eliyle
kurulsun kooperatifler, ticaret belgelerini de ücretsiz verin.
Yapamazsınız çünkü amaç burada tütün üretimini desteklemek
değil, destekliyormuş gibi görünmek. Asıl amacınız,
tüm dünya piyasasını ele geçirmiş büyük kartellerin Türkiye'de
de tekelleşmesini sağlamak. Devlet olarak büyük şirketlere
yaptırım uygulayabiliyor musunuz? Hayır. Yüzde 30 yerli tütün
kullanması gereken şirketler yüzde 10 dahi kullanmıyor.
Kamuoyuyla paylaşın raporunuzu görelim Yüzde 30 yerli tütün kesin
kullanılıyor. diye gösterin. Düşünün, Bitliste anlaşma
yapmış daha bir tane üretici yok. Nereden geliyor bu yüzde 30, bunu
da bilmek mümkün değil.
Kesinlikle bir komisyon kurulmalı. Komisyon da
önemli değil, zaten komisyon kuracağınız da yok. Yasal
düzenleme hemen Meclise gelmeli. İnsanlar ekim mi yapsın, kooperatif
için altyapı çalışması mı yapsın, pandemide
birikmiş banka borçlarını mı düşünsün?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamlı) Dünyada
insanlar 2020 yılını görmedi, ya evde ya toplumdan uzak yaşadı;
bu dahi düşünülmüyor. Bir devlet kendi vatandaşının ancak
bu kadar iki ayağını bir pabuca sokmaya zorlar.
Parti olarak bu konuyla ilgili bir komisyon
kurulması gerektiğini fakat sürecin ertelenmesi değil,
cezaların tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini
yeniden vurguluyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna sevk edilen (2/3950)
sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün öngördüğü
kırk sekiz saatlik süreye uyulmayarak ertesi sabah saat 10.00da
görüşülecek olmasının kabul edilemez olduğuna ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
biraz önce Meral Hanım bahsetti, kendisinin söylemesiyle ben haberdar
oldum. Şimdi yanımda ilgili Komisyon sözcüm var. Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Tekonoloji Komisyonuna kanun sevk edildi.
İç Tüzüke göre kırk sekiz saatlik bir süre var. Bu süre niye
lazım? Komisyon üyeleri; teklif edilen kanunu incelesinler, üzerinde
çalışsınlar, yasama kalitesine katkı sağlasınlar
diye var. Yarın sabah 10.00da kanunu görüşeceğiz. diye bir
dayatmayla karşı karşıyayız. Hâl böyle olunca, bir de
daha da enteresanı, bugün Plan ve Bütçe Komisyonunda Ticaret
Bakanlığının, bu Komisyonla ilgili
bakanlığın bütçesi görüşülüyor. Yani düşünün, bugün
geç saatlere kadar orada çalışacaklar, yarın saat 10.00da oturacaklar.
İç Tüzük kırk sekiz saat öngörmüşken birkaç saat bile
bakamayacaklar ve en yorgun oldukları gün. Bu, kabul edilebilir bir durum
değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu konuda çok kısa süre
içinde iktidar partisinden bu hatasını düzeltmesini bekliyoruz. Biz
böyle bir dayatmayı yasama kalitesi açısından da iktidar
muhalefet ilişkileri açısından da sağlıklı bulmayız.
Bu konudaki düzeltmeyle ilgili bir açıklama yapılacak, ileri bir
tarihe alınacaksa açıklansın yoksa biz de İç Tüzükün bize
sağladığı bazı hakları kullanma yoluna
gideceğiz.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ Parti Grubunun, 7/7/2021 tarihinde
Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ve arkadaşları tarafından,
tek başına içme özelliğine sahip tütünün
alım-satımına belirli koşullar dışında hapis
cezası öngören düzenlemenin sonuçlarının
araştırılarak tekrar gözden geçirilebilmesi amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17
Kasım 2021 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Adıyaman Milletvekili Sayın Abdurrahman Tutdere.
Buyurunuz Sayın Tutdere. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Partinin
grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tütün meselesi bu
kürsüde çok konuşuldu, hâlâ da konuşulmaya devam edilecek gibi.
Sebebi şu: İktidar tütün meselesini tamamen yabancı kartellere,
şirketlere devrettiği için, bu konuya samimiyetle
yaklaşmadığı için bu sorun tüm
çıplaklığıyla ortada duruyor.
Tabii, tarımdaki genel girdi
fiyatlarının yüksekliği, mazot fiyatlarının
yüksekliği diğer bütün çiftçilerimizi olduğu gibi tütün
üreticilerimizi de mağdur etti. Özellikle sözleşmeli tütünde,
sözleşme, yılın başında üretici ile firmalar
arasında yapıldı. Şu anda Egede, Karadenizde,
Güneydoğu Anadoluda alım zamanı. Bu alım zamanında
yılın başında yapılan fiyatlar üzerinden firmalar
üreticiden alım yapmaya başladılar, hatta imza koydukları
rakamların da çok altında bir rakamı teklif ediyorlar. O tarihte
-birkaç rakam vereyim- martta mazotun fiyatı 6,86 TL iken bugün 8,39 TLye
çıkmış, DAP gübresinin tonu 4.025 TL iken bugün 8.650 TLye
çıkmış yani gübre, mazot fiyatları artmış.
Şu anda firmalar, çiftçiye, üreticiye yılın başındaki
fiyatı teklif ediyorlar, hatta onun altındaki bir fiyatı teklif
ediyorlar. Üretici bu konuda mağdur, üreticinin bu zararının da
bir şekilde karşılanması lazım; yoksa, aksi takdirde
Türkiyede tütün ve tütüncülük kan kaybediyor, hızla bitmeye doğru
sürükleniyor.
Türkiyedeki verilere
baktığımızda
Özellikle, iktidar partisi her
konuşmasında her politikasını mutlaka 2002 öncesi ve
sonrasını kıyaslayarak yapıyor. Ben de tütün üreticisi
açısından bir kıyaslama yapmak istiyorum. Bakınız, AK
PARTİ iktidara gelmeden önce Türkiyede 2002 yılında 405 bin
tütün üreticisi vardı, 2020 yılında bu üretici sayısı
33.685 kişiye düşmüş yani Türkiyede 371.315 kişi tarladan
elini çekmiş, tütünden elini çekmiş. İşte, AK PARTİ
iktidarının tütünü getirdiği nokta bu rakamlardan ortaya
çıkıyor.
Değerli milletvekilleri, tütün, Türkiye için
stratejik bir ürün. Bakınız, Türkiyede şu anda özellikle AK
PARTİ iktidarının tütüne uyguladığı zulmü hiçbir
iktidar uygulamadı. Şimdi sizin sözcüleriniz buraya çıkacak
ÖTVyi düşürdük, kooperatiflerin yolunu açtık. diyecekler. Siz
ÖTVyi yerli tütün üreticileri için düşürmediniz. Bunu nereden
anlıyoruz? 2020 yılında siz ÖTVyi düşürdüğünüzde
sarmalık tütünde uluslararası hiçbir şirket yoktu; ÖTVyi
düşürdünüz, burada yerli üreticiyi koruyacak bir mekanizma
koymadınız, uluslararası sigara şirketleri de bu ÖTVden
faydalanır hâle geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) Şu anda Türkiye
genelinde daha kooperatifler kurulmamışken, daha emekleme
dönemindeyken 18 tane uluslararası kartel Türkiyedeki sarmalık tütün
piyasasını tamamen ele geçirmiş durumda. Adıyamanda,
Malatyada, başka bölgelerde üreticiler kooperatif kurmak için sermaye
bulamazken karteller piyasayı ele geçirdi ve -sizin dayatmanız-
çıkardığınız yönetmelikle diyorsunuz ki:
Adıyamanlı tütüncü gitsin Philip Morrisle yarışsın.
Böyle bir yarışta yerli ve millî üreticinin şansı yoktur.
Buradan sizi, hepinizi sağduyulu olmaya, özellikle iktidar partisini bu
araştırma önergesine destek olmaya davet ediyoruz. Türkiye tütün için
önemli bir ülke ve bu tütün sorununun mutlaka araştırılması
ve bu işin masaya yatırılması gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) Biz Cumhuriyet Halk
Partisi olarak bu araştırma önergesine destek olacağız,
iktidarı da destek olmaya davet ediyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Adıyaman Milletvekili Sayın Yakup Taş.
Buyurunuz Sayın Taş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YAKUP TAŞ
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Parti grup önerisi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Çok değerli arkadaşlar, bu tütün
meselesini, bilmiyorum, niye ağızlarına dolayıp duruyorlar.
Geçmişte 1 gramı dahi yasak olan bu tütün AK PARTİ döneminde
serbest hâle getirildi. AK PARTİ kuruluşundan beri
halkımızın istekleri doğrultusunda politikalar
geliştirdi, hep bu yönde politikalar geliştirdi. Şimdi,
Abdurrahman Bey, karşımda, görüyorum. Yani 2008e kadar bunun 1
gramının dahi satışı serbest miydi Abdurrahman Bey?
Değildi.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Şimdi de
yasak.
YAKUP TAŞ (Devamla) Yani 2008de bizim
verdiğimiz önergeyle 50 kilograma kadar bu tütün serbest hâle getirildi.
2017 yılında kooperatifle ilgili kanunlar çıkarıldı.
Aynı zamanda, tütün kooperatifleri için ÖTV yüzde 60lardan, yüzde
70lerden yüzde 40lara çekildi. Yeni teknoloji şartı
kaldırıldı; kooperatifler için eski makine kullanım
şartı getirildi.
Şu an Çelikhanda ve Adıyamanda makine
ekipman siparişleri verildi; Çelikhandaki fabrika Aralığın
10u, 15i gibi faaliyete geçecek, üretime geçecek; çiftçideki tütünü alıp
piyasaya arz edecek. Yani burada amaç neydi, bizim amacımız ne?
Burada gayrimeşru yollardan satılan tütünü kayıt altına
almak, bunu cüzi bir miktarda vergilendirmek, çiftçimizi mağdur etmemek için
Bizim Çelikhan tütünü, biliyorsunuz, tek başına içilebilen, kaliteli
bir tütündür. Kooperatiflerin kuruluş amacı aslında bu; oradaki
kaliteli tütünü güvence altına almak, onun dışındaki
tütünleri karıştırmamak; bir tek o tütünü doğrayıp,
paketleyip piyasaya arz etmek. Yani geçmişte ne olduğu belirsiz
tütünler kaçakçılar tarafından birbirine
karıştırılıp piyasaya arz ediliyordu ve bu da
Evet,
zaten tütün içimi sağlık açısından zararlı ama bir de
değişik ham maddeler karıştırılarak bu tüketiciye
arz edildiği zaman sağlık sorunları daha çok ortaya
çıkıyordu. Buradaki amacımız, tek başına içilen
bu tütünleri kooperatif aracılığıyla güvence altına
almak, piyasaya tertemiz arz etmek. Yani bunu allayıp pullayıp
çiftçilerimizin kafasını karıştırmanın bir âlemi
yok. Adıyamandaki fabrika da -herhâlde- aralık ayının sonu
itibarıyla faaliyete geçecek yani bunu anlamış değiliz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
YAKUP TAŞ (Devamla) Ben, bu konuda, AK
PARTİnin kuruluşundan beri tütün için, tütün çiftçileri için, tütün
üreticilerimiz için verdiği destekten dolayı tüm geçmiş
hükûmetlerimize teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman)
Başkanım
BAŞKAN Sayın Tutdere
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Hatip benim
ismimi de kullanarak sataştı, müsaade ederseniz bir açıklama
yapmak istiyorum.
BAŞKAN İsminizi zikretti ama
sataşma var mıydı efendim?
YAKUP TAŞ (Adıyaman) Hayır,
sataşma yok efendim.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Var efendim.
Biz sanki gerçek dışı beyanda bulunuyormuşuz gibi söyledi.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere,
Adıyaman Milletvekili Yakup Taşın İYİ Parti grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Evet,
şimdi, sayın hatip dedi ki: AK PARTİ 2008de 50 kiloya kadar
serbest bıraktı. Bir kere, bu doğru değil. 50 kiloya kadar
sadece tüketim için, içim için yani bir vatandaş kendi şahsi
ihtiyacı için 50 kiloyu bulundurabilir. Ticarette, AK PARTİnin on
dokuz yıllık iktidarı boyunca
Kooperatiflere ilişkin bizim
değerlendirmemiz şu: Siz, getirmiş olduğunuz
mekanizmayı uluslararası şirketlere karşı koruyacak
bir hukuksal düzenleme getirmediniz. Daha kooperatifler kurulmadan
uluslararası tekeller zaten piyasayı ele geçirmiş durumda. Bu
vergi oranıyla, yüzde 40 ÖTVyle, yüzde 18 KDVyle, yüzde 3 stopajla küçük
üreticinin kuracağı kooperatifin yaşama şansı yoktur.
AK PARTİnin anlamak istemediği bu. Biz diyoruz ki: Şu anda
sigara şirketleri Çinden, Brezilyadan tütün getiriyor ve bu tütünleri iç
piyasaya sürüyor. Dolayısıyla, yerli üreticiyi koruyacak bir
mekanizmayı oluşturmak lazım, tütün üreticisini koruyacak bir
mekanizmayı oluşturmak lazım ve bu hapis cezasını da
tamamen ortadan kaldırmak lazım. Yani siz tütüne, kenevirle aynı
muameleyi yaparak bu tütünün Türkiye topraklarında gelişmesini
sağlayamazsınız. İşte, sizin anlamak
istemediğiniz bu. Sizin getirdiğiniz, yapmış olduğunuz
düzenlemeler büyük şirketlerin işine geliyor, yerli üreticiyi
korumuyor.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ Parti Grubunun, 7/7/2021 tarihinde
Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ve arkadaşları tarafından,
tek başına içme özelliğine sahip tütünün
alım-satımına belirli koşullar dışında hapis
cezası öngören düzenlemenin sonuçlarının araştırılarak
tekrar gözden geçirilebilmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021
Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Adli
Tıp Kurumuyla ilgili iddiaların araştırılması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
(15248 sıra no.lu), diğer önergelerin önüne alınarak ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
17/11/2021
Türkiye Büyük Millet Başkanlığına
Danışma
Kurulu 17/11/2021 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
17 Kasım 2021 tarihinde Siirt Milletvekili Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından
verilen (15248) grup numaralı Adli Tıp Kurumuyla ilgili
iddiaların araştırılması amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, diğer önergelerin önüne alınarak, görüşmelerinin
17/11/2021 Çarşamba günkü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Sayın Aydın, dikkatimizden
kaçtı.
Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının, Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalının
İYİ Parti grup önerisi üzerindeki konuşması
sırasında kullandığı bazı ifadelere ilişkin
açıklaması
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Az önceki konuyla ilgili söz istemiştim, biraz
geç fark ettiniz, söz verdiğiniz için de teşekkür ediyorum.
Tabii, tütüne en çok emek veren
arkadaşlarınızdan birisi olarak dünü de bugünü de çok iyi bilen
bir milletvekili olduğumu düşünüyorum çünkü her zaman tütüncümüzün,
tütün üreticimizin derdini derinden hisseden birisi ve bu üreticinin
sorunlarını çözmek için de gayret eden birisi oldum.
Tütünü kartellere teslim ettiniz. demesi çok
yanlış oldu arkadaşımızın çünkü bu tütün
kartellere teslim edilmişti, şöyle ki: Tütünü kartellere teslim eden
TEKELi özelleştirme kapsamına alan Kemal Derviş
yasalarıydı; tütünü kartellere teslim eden, uluslararası
kartellere teslim eden 4733 sayılı Yasayı çıkaran Kemal
Derviş yasalarıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Siz bizden daha iyi bilirsiniz ama
buyurunuz efendim, devam edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kendisi hiç vermezdi efendim,
siz doğrusunu yapıyorsunuz, hiç vermezdi ama.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Çünkü bu yasalarda bu
sarmalı kıyılmış tütünü bulundurmak dahi
-bırakın satışını- bir ila üç yıl
arasında hapis getiriyordu ve tütünü tarım desteği
kapsamından çıkarıyordu. Maalesef çok ciddi
sıkıntılarla aldığımız tütünü
2008den
itibaren yapmış olduğumuz uygulamalarla hem üretici sayısını
artırdık hem üretim miktarını artırdık. 2011de
sadece Adıyamanda 2.111 üretici varken bugün bu rakam yaklaşık
8 bine çıktı. Yine, o tarihlerde Adıyamanda 1,5 milyon kilogram
tütün üretimi yapılırken bugün 12 milyon kilograma kadar
çıkardık. Yine, ilk defa yasak olan bu ürünü kooperatifler
aracılığıyla da yasal hâle getiriyoruz; yasal bir zeminde,
yasal bir çerçevede bu işin üretimini serbest hâle getiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Yeni görevinizde başarılar
diliyoruz efendim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür
ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Adli
Tıp Kurumuyla ilgili iddiaların araştırılması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Kasım 2021 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere Ağrı Milletvekili
Sayın Abdullah Koç.
Buyurunuz Sayın Koç. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı)
Sayın Başkan, kıymetli halkımız; sizleri saygıyla
selamlıyorum. Adli Tıp Kurumuyla ilgili iddiaların
araştırılması nedeniyle vermiş olduğumuz grup
önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli halkımız, öncelikle şunu
belirteyim: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
kurulmasıyla birlikte, bu sistemin uygulamasıyla birçok kurum
tarafsızlığını ve bağımsızlığını
yitirdi, bunların içinde başat olan da Adli Tıp Kurumudur
değerli arkadaşlar. Ceza yargılama sisteminde önemli bir kurum
niteliğinde olan Adli Tıp Kurumu son yıllarda vermiş
olduğu kararlarla, gerçek anlamda skandal uygulamalarıyla gündeme
gelmiş bulunmaktadır. Tahir Elçi cinayetinde elde edilen bazı
kanıtlar üst düzey yetkililerin müdahalesiyle yok edildi,
karartıldı ve cinayet aydınlatılmadı. Ve ayrıca,
birçok kadın cinayeti nedeniyle cinayetler sorgulanmadı, intihar süsü
verildi.
Değerli arkadaşlar, sevgili Tahir Elçinin
-Adli Tıp Kurumu çalışanı Mehtap Altuğun verdiği
beyanda- bedenindeki mevcut olan bir kurşunun üzerinde bir iz tespit
ediliyor, bir erkeğe ait iz tespit ediliyor ve bu soruşturulmuyor, bu
âdeta yok sayılıyor ve cinayet gerçek anlamda
aydınlatılmıyor. Bu mevcut olan müdahale nedeniyle
soruşturma açan, harekete geçen hiçbir cumhuriyet savcısıyla
karşılaşmadık değerli arkadaşlar. Bakın,
yine, bu mevcut olan cinayetin aydınlatılmaması meselesinde bu
Hükûmetin ciddi şekilde sorumluluğu söz konusu, bu Hükûmet sorumludur
bu meseleden.
Değerli arkadaşlar, bakın, 15 bin
faili meçhul var, kimi kaynaklara göre 17 bin faili meçhul söz konusu.
Bunların hepsinin bir yerinde Adli Tıp Kurumunun uygulamaları
var ve bununla ilgili hiçbir şekilde harekete geçilmiyor değerli
arkadaşlar.
Yine, kadın cinayetlerinde biz düzmece
raporlarla karşı karşıya kalıyoruz. Yeldana Kaharman,
Pınar Gültekin ve Aleyna Çakırın öldürüldüğü
iddialarına karşı Adli Tıp Kurumunun raporları söz
konusu ve bu raporlar arasında da ciddi çelişkiler söz konusu.
İnsan Hakları Derneğinin 2020 yılı verilerine göre
604ü ağır olmak üzere, toplamında 1.605 ağır mahpus
cezaevlerinde bulunmaktadır. Bakın bunlar- 2020 yılında 27
mahpus cezaevinde can verdi. 2021 yılının sadece ilk üç
ayında 13 mahpus cezaevinde can verdi ne yazık ki.
Değerli arkadaşlar, bakın, size yine
tanıdık olan bir kişiyi gösteriyorum. Önceki dönem Eş Genel
Başkan Yardımcımız Sayın Aysel Tuğlukla ilgili,
bakın, 2 tane Adli Tıp Kurumunun raporu var; bir tanesi Cezaevinde
kalamaz. diyor, diğer İstanbul Adli Tıp Kurumu ise Cezaevinde
kalabilir. diye bir rapor düzenliyor. Adli Tıp Kurumunun gelmiş
olduğu aşamayı görün değerli arkadaşlar.
Bakın, KOAH hastası -Engin Aksoyla yirmi
altı yıldır cezaevinde olan, görmeyen, duymayan, yürüyemeyen bir
kişiyi ben size göstereceğim değerli arkadaşlar; Mehmet
Emin Özkan, 83 yaşında, hâlâ cezaevinde. Bu Adli Tıp Kurumu, bu
mahpusun cezaevinde kalacağına ilişkin rapor düzenliyor. Bu
kadar tarafsız ve bağımsızlığını
yitirmiş olan bir kurumdan bahsediyoruz değerli arkadaşlar.
Bakın, Adli Tıp Kurumunun uygulama ve
raporları ile infaz uygulamasına ilişkin hiç olmayan, kanunda
olmayan bazı uygulamalarıyla karşı
karşıyayız değerli arkadaşlar. ATKnin siyasi otoritelere
göre ayrım yapması, Kurumu tartışmalı hâle
getirmiş. Bakın, geçtiğimiz günlerde suç örgütü lideri Sedat
Peker de yazdığı mesajda direkt olarak vefat eden Burhan Kuzuyu
işaret ediyor ve aynı zamanda bir dosyadan dolayı da mevcut olan
İçişleri Bakanını işaret ediyor. Peki, neden şu
anda mevcut olan iktidar harekete geçmiyor? Neden harekete geçmiyor? Çünkü
harekete geçemez, bütün bu olaylarda sorumluluğu söz konusu. Tarafsız
ve bağımsızlığını yitiren bu Kurumun
üzerinde etkisi var; tarafsız ve bağımsızlığını
yitiren bu adliye mekanizması üzerinde, adalet üzerinde gerçek anlamda
etkisi var. Bu nedenle, biz, bu olayların tüm tarafıyla
araştırılmasını talep ediyoruz.
Bakın, 17 bin tane faili meçhul söz konusu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Tahir Elçinin cinayeti
hâlâ daha aydınlatılmış değil. Neredeyse her ay bir
kadın cinayeti işleniyor, bu kadın cinayetlerinin hepsinde Adli
Tıp Kurumu intihar süsü veriyor. Bu nedenle, bu Adli Tıp Kurumunun
değiştirilmesi ve mevcut olan yapısıyla
tarafsızlığını ve
bağımsızlığını yitirdiği için biz kanun
teklifi de verdik bu Mecliste. Tamamen ortadan kaldırılması
gerekiyor. Eğer tarafsız ve bağımsız bir yargı
isteniyorsa, eğer Türkiyede demokrasinin hâkim olması isteniyorsa bu
Kurumun mevcut olan bütün işlemlerinin kesinlikle elden geçirilmesi
gerekiyor ve muhakkak ki bu konuda bir araştırma ortamının
oluşturulması gerekiyor çünkü yargının tarafsız ve
bağımsızlığını etkileyen önemli
kurumların başında yer alıyor. Bu nedenle, sunmuş
olduğumuz bu önergemize destek bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Ankara Milletvekili Sayın İbrahim Halil Oral.
Buyurunuz Sayın Oral. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubunun Adli
Tıp Kurumu hakkındaki grup önerisi üzerine İYİ Parti Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan, dün Hakkın
rahmetine kavuşan büyük şair ve fikir adamı Sezai Karakoça Yüce
Allahtan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun.
Ayrıca, artık, bir terör devleti hâline
gelen Ermenistanın bugünkü saldırısında şehit olan 7
Azerbaycan askerine de Yüce Allahtan rahmet diliyorum. Azerbaycanın ve
milletimizin başı sağ olsun.
Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemizde pek
çok kurum geçmişte çeşitli vesayet iddialarına muhatap
olmuştur. Bu vesayeti ortadan kaldırma iddiasıyla iktidara gelen
AK PARTİ, maalesef kendi vesayetini üretmektedir. Ehliyetsiz, liyakatsiz
atamalarla kurulan bu vesayet Bizden olsun da ne olursa olsun.
mantığına dayanmaktadır.
Bu mantık, bir temizlik işçisinin, KCK yapılanmasında,
belediye başkanına talimat verir konumunda olmasıyla
aynıdır. Bu mantık, bir memurun, kamu kurumlarında, FETÖ
hiyerarşisi içinde ağabey ya da abla sıfatıyla
müdürlere, şeflere talimat verebiliyor olmasıyla benzerdir. Bugün de
kurumlarımız bu mantık sebebiyle yozlaşmaktadır, bu
yozlaşmayla mücadele edilememektedir. Biz, kurumlarımızdaki
çürümeleri ise maalesef, Sedat Peker gibi çeşitli suçlardan ceza
almış, bir dönem AK PARTİ adına korku salmaya
çalışan isimlerden öğrenmekteyiz; bu çok acıdır.
Kıymetli milletvekilleri, Adli Tıp Kurumu,
özellikle toplumun genel vicdanını etkileyen suçlarla alakalı
verdiği bazı kararlar sebebiyle çokça eleştirilmektedir.
Yakın zamanda, 28 Şubat darbesi sebebiyle tutuklanan emekli
askerlerin yaşları ve rahatsızlıkları sebebiyle Adli
Tıp Kurumuna başvurulmuştur. Kadın cinayetlerinde, çocuk
tacizlerinde şaibeli pek çok otopsi ve karar ortaya çıkmaktadır.
Sedat Pekerin vurguladığı Deniz Durmay davası da güncel
bir örnektir. Buradan açıkça vurgulamak istiyorum: Hiçbir kurum, hiçbir
kişi, hiçbir bürokrat bir katili aklamak için devletin gücünü kullanmaya
yeltenmesin, tacize uğramış masumların veballerine girmeyi
düşünmesin, darbecileri tahliye etmenin yolunu asla açmayı denemesin.
Kısacası, herkes haddini bilmelidir. Türk devleti kimsenin
oyuncağı değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla)
Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) Adli
Tıp Kurumunda olduğu gibi, kurumları yok eden, adaleti sarsan
bir siyasi iktidarın sahibi olmaktansa bir vicdan muhasebesiyle iktidardan
çekilmek çok daha onurlu bir davranıştır diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Bursa Milletvekili Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu.
Buyurunuz Sayın Altaca
Kayışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU
(Bursa) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de grubumuz adına HDPnin vermiş olduğu
Adli Tıp Kurumuyla ilgili iddiaların araştırması
önergesi üzerine söz aldım.
Öncelikle şunu belirteyim: Bu önergeyi elbette
destekliyoruz. Adli Tıp Kurumuyla ilgili mutlaka bir araştırma
komisyonu kurulması ve şüphelerin giderilmesi gerekiyor çünkü
adaletin tecellisinde Adli Tıp Kurumunun çok önemli olduğunu
biliyoruz.
Adli Tıp Kurumunun internet sitesinde bir
tanıtım videosu var, orada uzun uzun kendilerini güzelce
tanıtmışlar, diyorlar ki: Adalet, ancak eğri ve doğru
birbirinden ayrılınca, haklıya hakkını, suçluya da
cezasını verince mümkündür. Ve yüz yıllık bir kurum,
diyorlar ki: Biz gerçeğin peşindeyiz, adaletin hizmetindeyiz,
tarafsızız, şeffafız, bilimseliz, insan haklarına
saygılıyız. Peki, gerçekten öyle mi? Evet, öyle olması
gerekiyor ama öyle mi? Maalesef, benden önceki hatiplerin de bahsettiği
gibi, özellikle siyasi davalarda ve kadın cinayetlerinde,
mağdurların kadın olduğu yargılamalarda
olumsuzluklarla karşılaşıyoruz; geçmişten beri bu
böyle. Mesela, bir örnek vereyim: 2012de -hadi bunu FETÖye
yıkıyorsunuz- o zaman Balyozdan yargılanan Albay Levent Kerim
Uçanın beyninde yumurta büyüklüğünde tümör varken, hayati tehlikesi
varken Adli Tıp Kurumuna 2nci kez başvuru yapılıyor ve
deniliyor ki: Bunun hayati tehlikesi yok, hastanede kalmasına gerek yok,
cezaevinde kalabilir. Bugün buna benzer birçok olay yaşanıyor.
Yine, kadınlarla ilgili, kadın
cinayetleriyle ilgili yaşanmış somut örnekleri göstermek
istiyorum yani bazen anlatınca anlaşılmıyor.
İşte, bu, Zeynep Şenpınar cinayeti. Bu gördüğünüz sanık
Ahmet Kemaloğlu; boksör ve 1,75-1,80 boylarında, 90 kilo. Zeynep
Şenpınar ise 1,55-1,60 boylarında, 50 kilo. Adli Tıp Kurumu
nasıl bir rapor veriyor, biliyor musunuz? Bu kadın bu erkeğe
karşı kendini savunabilir. diyor. Savunabilir. dediği için de
sanık ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası almıyor.
Yine, Şule Çet davasında yaşanan
süreci biliyoruz. Sanık defalarca gözaltına alınıp
bırakıldı. Şule'nin 10 parmağının 9unda bir
erkeğe ait doku varken oldu bu yaşananlar ve üzerindeki
sanığın parmak izleri görmezlikten gelindi.
Yine, bir kadın cinayeti: Esin Güneş
Siirtte öğretmendi ve Yüksekten düştü -efendim- kayalıklardan
tesadüfen düştü, öldü. denildi. Adli Tıp Kurumu dedi ki: Tespit
edemiyoruz, mümkün değil düşme. Ama ODTÜ Fizik Bölümü raporuyla
Dış etki olmadan 2nci zeminden 3üncü zemine atlaması
imkânsızdır. denildi, adalet yerini buldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla)
Başkanım, tamamlıyorum.
Bu adalet, maalesef, bazen ailelerin çabalarıyla
gerçekleşiyor, bazen gerçekleşmiyor. Fıratın
kıyısında kaybolan kuzudan hepimiz sorumlu olduğumuz gibi
-iktidar vekillerine sesleniyorum- siz daha çok sorumlusunuz, özellikle
mağdurların, kadın cinayetlerinin
Siyasi davalarda, aynı
görüşten olmayabilirsiniz ama adalet herkese lazım. Adaletin
tecellisi için mutlaka Adli Tıp Kurumunun ele alınması ve
kendilerinin sitesinde bahsettikleri niteliklere kavuşturulması
gerekir diyorum.
Bir tane de film önerisinde bulunacağım.
Netflixte bir film var Benim Adım Yara diye, İtalyadaki gerçek
bir ceza davasının uyarlanmışı. Oradaki bir
savcının ve Adli Tıp Kurumunun, 12 yaşındaki bir
kız çocuğunun
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla)
cinayetiyle ilgili yıllarca verdiği emeği anlatıyor, onu
da mutlaka izleyin.
Teşekkürler. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Balıkesir Milletvekili Sayın Pakize Mutlu Aydemir.
Buyurunuz Sayın Aydemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; HDP Grubunun Adli Tıp Kurumu raporlarının
tarafsızlığı üzerine vermiş olduğu Meclis
araştırması açılması yönündeki önergesi üzerine AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan, İslam
dünyasının diriliş işçisi, şair, yazar ve fikir
adamı Sezai Karakoça Allahtan rahmet, ailesi ve sevenlerine
başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, görevi, kendisine
kanunla tanınmış olan adli bilirkişilik görevini her zaman
bilimsel kıstas ve tespitler ışığında en
tarafsız ve güvenilir şekilde icra etmek, gerçeğin ortaya
çıkmasına ve adaletin tecellisine mümkün olan en hızlı
şekilde katkı sağlamak olan Adli Tıp Kurumunda
uluslararası akreditasyon sertifikalarına sahip delillere ait
açma-kapama tutanakları, incelenen delil fotoğrafları,
laboratuvar verileri, cihaz çıktıları, UYAP ve laboratuvar
işletim sistemi kayıtları her türden inceleme ve denetime imkân
sağlayacak şekilde muhafaza edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, HDP Grubunun
vermiş olduğu önergede söz konusu edilen hususlar gerçeği
yansıtmamaktadır, önerge bilimsel delillere dayanmayan, tümüyle
gerçek dışı iddialardan ibarettir. Yüz yıllık
tarihiyle adalet sistemimizde önemli bir role sahip, ülkemizin resmî
bilirkişilik ve eğitim kurumu olan Adli Tıp Kurumunun
altyapısı ve insan gücü AK PARTİ hükûmetlerimiz döneminde her
geçen gün güçlendirilmiş ve hizmetin ülke geneline
yaygınlaşması sağlanmıştır.
Ceza infaz süreciyle alakalı örnekler üzerinden
ileri sürülen iddiaların tamamının gerçek dışı
olduğu açıktır. Şöyle ki: Adli Tıp Kurumunun infaz
tehirleriyle alakalı ihtisas kurulunda konusunda uzman, ilgili mevzuata
hâkim adli tıp uzmanları ve diğer klinik branş
uzmanlarının multidisipliner yaklaşımları ile titiz
değerlendirmeler neticesinde ve mevcut mevzuat hükümleri de dikkate
alınarak bilimsel, objektif, denetlenebilir Adli Tıp görüşleri
oluşturulmaktadır. Kurumun sahip olduğu yüz yılı
aşkın bilgi birikimi ve tecrübesi de bu objektif, bilimsel
görüşlerin standardizasyonuna ve kriterlerin oluşturulmasına
önemli bir katkı sağladığı da reddedilemez bir gerçektir.
Bu kapsamda, Kuruma ceza infazının tehirinin gerekip gerekmediği
sorusuyla gönderilen bütün vakalar hakkında, dosyasında mevcut
tıbbi deliller, yapılan muayenesi sonucu elde edilen veriler ve tüm
laboratuvar bulgularıyla birlikte bilimsel metotların
ışığı altında tam bir tarafsızlık
içerisinde değerlendirilerek karar verilmektedir. Tıbbi
değerlendirme kapsamı dışında hiçbir faktör dikkate
alınmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla)
Teşekkür ederim.
Kıymetli milletvekilleri, herhangi bir haksızlığa
Dur! diyecek, millet adına hakkı sahibine teslim edecek olan yine
adalet ve adaletin temsilcileridir. Kiminin Hazreti Ömere, kiminin Hazreti
Aliye izafe ettiği bir sözle özetleyecek olursak Devletin dini adalettir.
Eğer bir devlette adalet yoksa onun hangi sistemle yönetildiğinin,
kim tarafından idare edildiğinin, vatandaşlarının
hangi inanca sahip olduğunun veya milliyete sahip olduğunun bir önemi
kalmaz, orada sadece zulüm hüküm sürer. Evet, adalet, devletin
varlığının sebebidir. Ecdadımız, yüreğinin
ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyaları
asırlar boyunca adaleti sayesinde huzurla, güvenle yönetmeyi
başarabilmiştir. Bunun için Kanuni Sultan Süleyman Hanın
Kılıcın yapamadığını adalet yapar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Bir
saniye, selamlamak için
BAŞKAN Selamlayın efendim.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Gelecek
nesillere bırakacağımız en büyük miras da işte bu
anlayış olacaktır.
Bu vesileyle HDP grup önerisinin aleyhinde olduğumu
belirtir, yüce Meclisinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yani
takdir sizin sataşma olarak kabul ederseniz çünkü şöyle sözler söyledi:
Gerçeği yansıtmıyor, gerçek dışı iddialar. Bana
göre sataşma yani buradan da konuşabilirim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) En iyisi
kodlayalım: Bir başka parti, bir HDP; bir başka parti, bir HDP.
Sataşmadı Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Balıkesir Milletvekili Pakize Mutlu Aydemirin
HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adli Tıp Kurumu
üzerine sayın hatip öyle bir konuşma yaptı ki dikkatle dinledim.
Bilimsel kıstaslara ve uluslararası akreditasyona sahip, hiçbir
yandaşlık yapmayan, herkese objektif yaklaşan, siyasi düşünce,
etnik kimlik vesaire vesaire gözetmeyen
Ve bizim iddialarımızı
da gerçek dışı niteledi. Bizim iddialarımızın
gerçek dışı olduğunu söylemek kolay ama bizim elimizde
raporlar var, bizim elimizde Cezaevinde kalabilir. diye Adli Tıbbın
onlarca verdiği rapor sonrasında hapishanede yaşamanı
yitiren mahpuslar var. Bir hafta önce rapor veriyor, diyor ki: Cezaevinde
kalabilirsin, hayati tehliken yok. Bir hafta sonra cenazesi çıkıyor.
Hatibimiz söyledi: 2020 yılında 27 mahpus öldü ya, öldü,
yaşamını yitirdi -Adli Tıp Kurumunun raporları
sonucunda- yani Adli Tıp Kurumu raporu Cezaevinde kalamaz. deseydi,
evde, ailesinin yanında vefat edecekti ve vedalaşacaktı.
Yine, kadın cinayetlerinde, sayısız
-zaman yok, söyleyemiyorum- Adli Tıp Kurumu, erkekten yana, devletten
yana, sistemden yana rapor vererek kadın katillerini cezasız
bırakıyor. Çocuk istismarında da Adli Tıp aynı tutumu
devam ettiriyor. Aleyna Çakır, Pınar Gültekin, Tahir Elçi
Mehmet
Emin Özkan; 2 defa ziyaret ettim ya, gelemiyor, tekerlekli sandalyede geliyor,
şimdi, bugün kızı aradı, yatağa bağlı
artık, yürüyemiyor, tekerlekli sandalyeye de binemiyor.
Adli Tıp Kurumu iktidarın bir silahı
hâline gelmiştir, tıpkı yargı gibi, istediğine rapor
veriyor, istemediğine vermiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Peker
bu konuda da maalesef, konuştu biliyorsunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Siirt Milletvekili
Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Adli Tıp Kurumuyla
ilgili iddiaların araştırılması amacıyla verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021
Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
diyabet hastası çocukların sorunlarının
araştırılarak bu çocukların korunması için
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/4945) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021
Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
17/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 17/11/2021 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, diyabet hastası çocukların
sorunlarının araştırılarak bu çocukların
korunması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/4945) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun
17/11/2021 Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili Sayın
Erkan Aydın.
Buyurunuz Sayın Aydın. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ERKAN AYDIN (Bursa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Tip 1 diyabetli çocukların
sorunlarının araştırılması ve çözüm önerilerinin
buraya getirilmesi amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
verdiğimiz araştırma önergesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü, 12-18 Kasım
Diyabet ve Obezite Haftası; sadece, bu çocukları ve diyabetlileri bir
hafta boyunca değil, ömürleri boyunca yaşadıkları
sıkıntılar adına hem buradan çözüm üretmemiz hem de
onları dinlememiz gerekiyor. Türkiyede yaklaşık 20 bine
yakın Tip 1 diyabetli 18 yaş altı çocuğumuz var, dünyada 1
milyon 300 bin. Gerçekten büyük sıkıntılar yaşıyorlar,
yaklaşık bir yıldır ziyaret ediyorum, derneklerine gidiyorum,
gidip hastanede bizzat sıkıntılarına tanık oldum.
Buradaki temel sorun, kandaki glikoz seviyesinin aşırı inip
çıkmasıyla, hipoglisemi ve hiperglisemi yaşamasıyla, bu
çocuklar aileleri, ebeveynleri tarafından bir dakika olsun yalnız
bırakılamıyor. Çocuklar gece uyusa anne babalar
uyuyamıyorlar çocuğum şeker komasına girmesin diye, okula
gittiklerinde anneler bahçede bekliyor ani bir şeker krizine girerse
çocuğuma müdahale edebileyim diye. Yani sadece Tip 1 diyabetli çocuklar
değil ebeveynleri de büyük sıkıntı yaşamaktalar.
Bakın, burada, 2,5 yaşında Amine
bebek bir haftada 2 defa şeker komasına girdi, komadan
çıktı belki ancak kalıcı şekerle kalıcı
hastalıklar doğma ihtimali çok yüksek. Bu konu 2017 yılında
Sağlık Bakanlığı tarafından cilt altı glikoz
sürekli ölçüm cihazları yani sensör diye tabir ettiklerimizin ödenmesiyle
ilgili. Dönemin Sağlık Bakanlığı Sağlık
İşleri Genel Müdürü bir yazı gönderiyor Bunları ödeyin,
ödeme kapsamına alın. diyor Sosyal Güvenlik Kurumuna ancak Sosyal
Güvenlik Kurumu bir cevap veriyor Biz bunu ödeme kapsamına
alamayız. Bakın, bu sensörlerin aylık gideri bin TL
civarında, insülin pompası da 30 bin lira civarında, SGK 5.800
lirasını ödüyor yani 20 bin çocuğun aylık gideri, en fazla
olsun olsun 20 milyon civarında devlete yükü olacak, yıllık
400-450 milyon. Yani aslında ne biliyor musunuz? 5li çetenin 1inden
sildiğiniz vergi miktarından daha az. (CHP sıralarından
alkışlar) Geçilmeyen otoyollardan, uçulmayan havalimanlarından,
garanti verdiğiniz hastanelerin hasta sayılarının yüzde 1i
kadar rakamı buraya ayırsanız, Anayasanın sosyal devlet
ilkesine uyarak bunu geri ödeme kapsamına alsanız bu çocuklar ve
aileler bu sıkıntıyı asla ve asla yaşamayacaklar. Her
yere para var Dünya bizi kıskanıyor! ama Gelin şunu geri
ödeme listesine alın. dediğimizde Kaynak yok, para yok.
Şimdi konuyu daha iyi anlamanız için
şurada bir dakikalık bir video göstereceğim size, lütfen
dikkatle bunu izlemenizi rica ediyorum.
(Hatibin tablet bilgisayardan bir video izletmesine
başlaması)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Senin önergeni
inceletirsem
Bu problem çözülmüyor ki. Bunu çözecek olan yine biziz ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O dediği, o değil
ya!
ERKAN AYDIN (Devamla) Cahit Bey
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Çözdük, çözdük
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Çözecekmiş, söz verdi, şimdi evet verecekmiş.
ERKAN AYDIN (Devamla) Bir izleyin bakın, bir
dakikanızı bari ayırın.
(Hatibin tablet bilgisayardan bir video izletmeye
devam etmesi)
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir)
Hiçbir şey de anlamadık.
ERKAN AYDIN (Devamla) Anlarsınız,
videoyu izleyin anlarsınız.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir)
Anlamadık, anlaşılmıyor.
ERKAN AYDIN (Devamla) Bari bu konuda dahi bu
işin siyasi bir iş olmadığını görün, oradan laf
atmayı bırakın. Şu konuda bari yapmayın ya! (CHP
sıralarından alkışlar)
Bakın, siz oradan laf atıyorsunuz ama bu
2,5 yaşındaki çocuğun günde 7-8 defa parmağı
deliniyor. Birkaç defa da gidip insülin için yine vücudu deliniyor. O hâlinin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Çözüyoruz, çözüyoruz.
Erkan Bey, ilgileniyoruz, çözüyoruz Allahın izniyle, merak etmeyin. O
yavrular hepimizin yavruları, evlatlarımız, geleceğimiz
onlar bizim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AYDIN (Devamla) Bu ailelerin hepsi bunun
geri ödeme kapsamına alınması için uğraş veriyor, ben
de geçen yıl bunu gündeme getirdim. Hepimiz çocuk sahibiyiz, hepimizin
evlatları var. Bu konuyu siyasi bir malzeme olarak görmeye gerek yok.
Allah kimseye göstermesin, büyük acılar, dramlar yaşanıyor.
Allah kimsenin de çocuğuna böyle bir acı yaşatmasın. Ömür
boyu süren bir acıdan bahsediyoruz. Bu, bir seferlik yapılacak bir
iş değil. Ancak şu anda yapay pankreas diye
adlandırılan, kandaki glikoz düzeyini ölçen ve düşüklüğüne,
yüksekliğine göre insülin veren, dünyada da artık neredeyse Tip 1
diyabetlerin sorununu yüzde 90 oranında çözen cihazlar var. Bunun bir
seferliğe mahsus ödemesi yapılsın; aylık 1.300 lira gibi
bir gideri var, sensör ve bu diğer cihazın kartuş gideri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AYDIN (Devamla) Hemen toparlıyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AYDIN (Devamla) Bunlar geri ödeme listesine
alındığında, emin olun -Sağlık
Bakanlığının- bu şekere bağlı gelişecek
diğer hastalıklar da böbrek, sinir sistemi, kalp damar, göz gibi
rahatsızlıkların hepsi de aslında profilaktik olarak
önlenmiş olacak. Yani bugün yıllık olarak
harcayacağınız 350-400 milyon, o çocukların ileride
tedavisine yönelik harcayacağınız milyarları da
aslında bir anlamda engellemiş olacak. İlim gelişmiş,
bilim gelişmiş, elin oğlu bulmuş yapay pankreas deniliyor;
gece çocuklar rahat uyuyor, okula rahat gidiyor, ebeveynlerin içi rahat ve
herkes arabasını satıp, kredi çekip, borçlanıp bunu almaya
çalışıyor. Bir seferlik buluyor parayı ancak aylık
sürekli gideri maalesef karşılayamıyor. O yüzden bu işin
bir siyasi konu olmadığını, bir halk
sağlığı konusu olduğunu bir kez daha gündeminize
alın.
Ali Şekere de şeker
hastalığıyla ilgili verdiği bu teknik destekten dolayı
ayrıca teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
B) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, görüşmeleri izlemek
üzere Genel Kurulu teşrif etmiş bulunan Özbekistan Cumhuriyeti Âli
Meclisi Yasama Odası Birinci Başkan Yardımcısı ve
Özbekistan Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı
Akmal Saidov ve beraberindeki heyete Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Özbekistan
Cumhuriyeti Âli Meclisi Yasama Odası Birinci Başkan
Yardımcısı ve Özbekistan Türkiye Parlamentolar Arası
Dostluk Grubu Başkanı Akmal Saidov ve beraberindeki heyet Genel
Kurulumuzu teşrif etmişlerdir, kendilerine Meclisimiz adına
Hoş geldiniz. diyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
diyabet hastası çocukların sorunlarının
araştırılarak bu çocukların korunması için
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/4945) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021
Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Eskişehir Milletvekili Sayın Arslan Kabukcuoğlu.
Buyurunuz Sayın Kabukcuoğlu.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN
KABUKCUOĞLU (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş olduğu
Meclis araştırması üzerine İYİ Parti Grubum adına
söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak
kutlanıldı. Şeker hastalığı, çok kez genetik
zeminde gelişen bir beslenme hastalığıdır. Ülkemizde
18 milyon kadar şeker hastası vardır, hastaların yüzde 30u
hastalıklarının farkında değildirler. Şeker
hastalığı, sıklıkla, beslenme bozukluğuna
bağlı genetik zeminde gelişen bir hastalıktır.
Şeker hastalığı, büyük oranda önlenebilir bir
hastalıktır. Şeker hastalığı, sinsi bir
hastalıktır; erken dönemde tanı konulması komplikasyonların
ortaya çıkmasını önleyecek, tedaviyi kolaylaştıracak
ve hastanın ömrünü uzatacaktır. Diyabetin çok kez ömür boyu devam
etmesi hastayı tedaviden uzaklaştırmakta ve hastanın
tedaviye uyumunu bozmaktadır. Bu tür kronik hastalıklarda
hastanın tedavi konforunun azami düzeyde tutulması onun takip
sadakatini artıracaktır.
Tedavi giderlerinin yaklaşık hesapla 15
milyarı ya da Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden tedaviye harcanan
paranın dörtte 1i kadar para şeker hastalarına gitmektedir.
Hiçbir diyabet belirtisi olmayan kimseler üç yıl arayla, glikoz testi
bozuk çıkanlar ise bir iki yıl arayla şeker testi
yaptırmalıdırlar. Sağlık Bakanlığı
toplumu bu konuda bilinçlendirmeli, erken tanının önemi konusunda
toplumun dikkatini çekmelidir.
Doğuştan insülin eksikliğine
bağlı hastalığa Tip 1 şeker hastalığı
diyoruz. Çocuk erken yaşlardan itibaren tedaviye alınır ve
meşakkatli bir hastalıktır. Sensörlü şeker ölçerlerin
günlük brüt masrafı 30 lira civarındadır. SGKnin anlaşma
yapması durumunda bu miktarın daha da düşeceğine şüphe
yok. Devletin şeker hastalarına sağlayacağı
yardım neticesinde tedavi giderleri düşecek ve insanların ömrü
uzayacaktır; ekonomik olarak katbekat tasarruf sağlanacaktır. İnsanların
sağlıklı, uzun bir ömür yaşamasının ekonomiye
sağlayacağı katkıyı bunların
dışında tutuyorum.
Kan şekerini cilt üzerinden ölçen, sensörle
kombine çalışacak insülin pompası, hastanın neredeyse
sağlıklı bir kişi düzeyinde yaşam sürmesini
sağlayacak bir sistemdir. Konunun insani yanının her türlü maddi
hesabın üzerinde olması bir yana, bu sistemin kullanılması
maddi giderleri azaltmak bakımından, tasarruf sağlaması
bakımından son derece önemlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) Bu sebeple, diyabet
hastası çocukların korunması ve
araştırılması için verilmiş olan Meclis
araştırması önergesini destekliyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Batman Milletvekili Sayın Necdet İpekyüz.
Buyurunuz Sayın İpekyüz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman)
Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle şunu söylemek lazım: Bu çocuklar
hasta değiller. Bunlar Tip 1 diyabet ve hasta demek doğru
değil, hâlâ araştırılıyor. Bir otoimmün hastalık,
bağışıklık sisteminden kaynaklanan, genetik
geçişi tam ispatlanamamış, etkisi var. Peki, bir ailede bir
çocuğa Tip 1 diyabet dense ne oluyor? Bir: Önce kanını
ölçmeniz lazım, artı insülin vermeniz lazım, dengeli beslenmesi
lazım, artı sosyal destek vermek lazım. Kan ölçümü için bir
cihaz veriliyor strip denilen; işte, çoğumuz bilir,
erişkinlerde de çocuklarda da kullanılıyor. Bunun için günün
belli saatlerinde ölçmek lazım ve ayrıca insülini vermek lazım;
kalemi var, cepte taşınıyor, evde taşınıyor.
Şimdi, bir çocuk düşünün, anne düşünün, baba düşünün;
sokakta, evde, okulda veya anne işte, baba işte, hani emanet deriz
ya, emanet gibi. Peki, bu çocuk nasıl kan ölçecek? Bakın, Zehra ne
demiş biliyor musunuz? Anne, parmağıma kına sür. Neden
kına sür? Günde 10 sefer parmağımı deliyorum. 10 sefer, o
minicik parmaklar 10 sefer deliniyor. Peki, buna seyirci mi kalınacak? Buna
tasarruf mu denilecek? Bunu dikkate mi almayacağız? Hayır.
Peki, asgari ücretli birisi, yoksul birisi, aynı hanede 7 kişi
yaşıyor Batmanın Sason ilçesinde. Peki, o nasıl
kanını ölçecek? Nasıl insülini alacak? Ne yapacak?
Yapmadığı zaman ne olacak? Urfadaki ismi Adalet olan
kardeşimiz gibi ketoasidoza girip komaya girebilecek, hastaneye
kaldırılabilecek. O zaman buna bir çözüm bulmak lazım. Eğer
minicik parmakları incitmek istemiyorsak bunun için bir çaba
harcamamız lazım. Nedir? Bir sensör. Şimdi, sensör için siz bir
maliyet hesabı mı yapacaksınız? Gerektiğinde
yurttaş için her şeyi yaparım. diye pandemi döneminde avaz avaz
bağıranların, Şunu yaptık, bunu yaptık.
diyenlerin veya da bu Meclis çatısında 23 Nisanda bu koltuklara
getirilip Çocuklara bayram. deyip çocuklarla ilgili konuşanların
burada gerçek yüzlerini göstermeleri lazım, bu ailelerle ilgili gerçek
yüzlerini göstermeleri lazım. Hiçbir zaman sağlıktan tasarruf
edilmez, özgürlükten de tasarruf edilmez. Siz tasarruf ettiğiniz zaman o
aileleri mahkûm edersiniz. Erişemeyen var, imkânı olamayan var,
alamayanlar var; onlarla ilgili ne yapacaksınız? Onlara Bizim SGK
bunu karşılamıyor. mu diyeceksiniz?
Peki, dünyada nasıl, Avrupada nasıl? Hep
övünürüz ya, Avrupada büyümüşüz, birinci olmuşuz
Tüm Avrupa
ülkelerinde destek veriliyor. Örnek mi? Bakın, insanlar, Tip1 diyabetliler
yaşamlarında Sensörden önce, sensörden sonra. diyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Bertan Bakkaloğlu, Arizona Üniversitesinde
profesör ve sensör üzerinde çalışıyor. Yirmi dört
yıldır sensör kullanıyor, diyor ki: Benim
yaşamımın standartları yükseldi. ve siz eğer mahrum
ederseniz bu aileleri, imkânı olmayan aileleri mahrum ederseniz, o çocukları
böbrek yetmezliğine, körlüğe, ailenin yaşamını altüst
etmeye
Gerektiğinde anne istifa ediyor, işe gitmiyor;
gerektiğinde okul öğrencileri arasında Ha, düştü,
düşecek. diye tedirgin olunuyor. Bununla ilgili düzenleme yapmak
lazım. O yüzden biz diyoruz ki: Erişilebilir, eşit, ana dilde
sağlık hizmeti. O yüzden biz diyoruz ki: Sağlıktan
tasarruf edilmez, özgürlükten tasarruf edilmez. Sağlıktan tasarruf
hastalık, özgürlükten tasarruf esaret getirir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kısa bir söz talebim var efendim.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, (2/3950)
sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşülmesi hususunda İç
Tüzükün öngördüğü kırk sekiz saatlik süreye uyulmamasına dair
itirazlarının dikkate alınması sebebiyle Oturum
Başkanına ve Komisyon Başkanına teşekkür
ettiğine, Düzcedeki depreme ve herkesi CHPnin diyabet hastası
çocuklarla ilgili grup önerisine vicdanıyla oy vermeye davet ettiğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
öncelikle size ve ilgili Komisyon Başkanı arkadaşımıza
teşekkür ederiz. Biraz önce itirazımızı dile getirdik,
hassasiyet gösterdiniz. Tüm partilerle görüşüldü ve İç Tüzüke
aykırı olarak, yarın 10.00 olarak söylenen saat, bütün
grupların ortak güvencesiyle haftaya salı gününe alındı.
Çarşamba günü gündeme alınması gerekirse de orada gerekli
kolaylık tüm grupların mutabakatıyla gösterilecek. Bu iyi bir
adım oldu.
Düzcede, Kandilli Rasathanesinin tespitine göre,
5,3 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Biz, ilden sorumlu
Milletvekilimiz Mahmut Tanal ve İl Başkanımız üzerinden
takip ediyoruz. Henüz bir can kaybının olmamasından çok memnunuz.
Mal ve can kaybının olmamasını temenni ediyoruz ama bu
konuda Genel Kurul birinci grup tarafından ilgili bakanlardan bilgi
alınarak bilgilendirilirse doğru olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son husus da biraz önce
değerli meslektaşım Erkan Aydının önergesiyle dile
getirildi. Şimdi, iktidar partisi grubunun konuşmasından sonra
oylanacak.
Sayın Başkan, cilt altına bir basit
sensör yerleştiriliyor, üç ay boyunca cep telefonu
yaklaştırıyorsun, şekerini ölçüyor çocuğun günde 7
kez, 10 kez, 50 kez. Öbür türlü en az 7 kez parmaklar deliniyor, kanıyor.
Bin liralık bir masraf ve insülin pompasıyla ilgili de -devlet 5 bin
lira ödüyor 30 bin liralık bir masraf- hiç insülin iğnesi
kullanılmıyor. Bütün dünya öderken Türkiye ödemiyor bunu.
İtibardan tasarruf olmasın diye en şaşalı binalarda
oturup dünyanın en pahalı makam arabasına çifter çifter
binenlerin buradan tasarruf etmeye hakları yok. Bakın, Merkel
dünyanın en pahalı arabasını yapıyor, kendi binmiyor
ama Merkelin çocuklarının parmağı delinmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Merkelin
yaptığı ama kendi binmediği Mercedese çifter çifter
alıp binenlerin kendi ülkesindeki çocukların parmağını
deldirttiği, Alman çocukların sensörle ölçüm
yapıldığı bir düzene, bir eşitsizliğe itiraz
ediyoruz. Herkesi vicdanıyla karar vermeye, ona göre oy vermeye davet
ediyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
diyabet hastası çocukların sorunlarının araştırılarak
bu çocukların korunması için alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/4945) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Kasım 2021 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Konya Milletvekili Sayın Abdullah Ağralı.
Buyurunuz Sayın Ağralı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH AĞRALI
(Konya) Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çocukluk çağı şeker
hastalığı yani Tip 1 diyabet olarak da bilinen hastalık,
çocukluk çağında en sık görülen kronik hastalıkların
başında gelmektedir. Tanı konulduktan sonra maalesef
çocuklarımız ömür boyu insüline muhtaç hâle gelmektedir.
CHP Grubuna bu öneri için teşekkür ediyorum
öncelikle çünkü AK PARTİ öncesi sağlıkta neler
yaşadığımızı bir hatırlatmamıza sebep
oldu.
Benim çocuğum 3,5 yaşında şeker
hastası oldu, ben kendim doktorum ve bir doktor babanın
sıkıntılarını yaşamış biriyim. O
dönemde, çocuğum hastalandığında imkânlarımız
vardı, Konyada tıp fakültesine yatırdık, bütün
tedavilerini yapmıştık fakat oradaki ailelerin
çaresizliğini görünce bir dernek kurma ihtiyacı duyduk.
Derneğimizin adı Çocuk Diyabet ve Obezite Derneği idi ve ben
de Dernek Başkanıydım. Orada, bırakın tedavi
olmayı, bir yatak bulmayı; şeker ölçümü için o striplerin
alınmadığını, ailelerin nasıl mağdur
olduğunu, sosyal güvencesi olmayan çocukların hastane
kapılarından nasıl döndüğünü, sosyal devlet olma
vasfını kaybeden Sosyal Güvenlik Kurumu başındakilerin bu
aileleri nasıl mağdur ettiklerini yaşamış biriyim.
Sonra ne oldu? Sonra AK PARTİ iktidara geldi,
çocuklarımızın bütün tedavileri devlet tarafından
sağlanıyor. Stripleri, insülin çubukları, şeker
çubukları, bütün tedavileri ve komplikasyonlara bağlı bütün
tedaviler, olması gereken aşıların hepsi ücretsiz bir
şekilde sağlanmaktadır. 18 yaşın altındaki bütün
çocuklarımız -bütün sağlıkta olduğu gibi- diyabetli
çocuklarımız da sağlıktan faydalanmaktadırlar.
Şimdi, bu insülin pompası kısmı
tartışılan bir konu; avantajları, dezavantajları olan
bir konu. Ben bir doktor olarak çocuğuma bu pompayı taktıramadım,
sebepleri var çünkü sadece medikal yaklaşımla bu konuyu buraya
taşımanın doğru olduğu kanaatinde değilim, bunu
burada bir sömürü aracı yapmanın da doğru olduğu kanaatinde
değilim. Ben sadece şunu öneririm: Malum, son günlerde bir
helalleşme turu var. O dönemde Sosyal Güvenlik Kurumunun
başındayken sosyal devlet olmanın gereğini yerine
getiremeyip o çocukları ve ailelerini nasıl mağdur
ettiğimizi
Tedavi olmadığı için hayatlarını kaybeden
çocukların ailelerinden de helallik dilemenizi tavsiye ederim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
KEMAL ZEYBEK (Samsun) O çağ başka, bu
çağ başka; saçmalamayın lütfen! Saçmalamayın lütfen!
ABDULLAH AĞRALI (Konya) Yazık, burada o
çocukları mağdur edenlere söylemek lazım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, önce
bir hususa açıklık getirmek isterim, sonra grup adına cevap
hakkı talep edeceğiz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özel, Konya
Milletvekili Abdullah Ağralının CHP grup önerisi üzerindeki
konuşması sırasında kullandığı bazı
ifadelere ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
beyefendinin dilinin altındaki şu, ben söyleyeyim: Genel
Başkanınız SSK Genel Müdürüyken demek istiyor. Bugün,
kararı Meclis veriyor. O gün, üçlü koalisyonun olduğu dönemde
Sağlık Bakanlığı MHPdeyken
Bu söylediğiniz
ağır lafları MHPye söylüyorsanız cevabı MHPnin Grup
Başkan Vekiline bırakırım. Bugün Sosyal Güvenlik Kurumunun
Başkanı değil benim muhatabım.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) SSK kime
bağlıydı, SSK?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Benim muhatabım,
Türkiyedeki karar vericiler. İşinize geldi mi Genel Müdürü,
işinize geldi mi siyasileri suçlayamazsınız; bu
vicdansızlığa müsaade etmem.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Genel Müdürün
sorumluluğu yok mu?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan,
istismar ve duygu sömürüsü sözleri üzerinden hatibimize ve grubumuza
sataşılmıştır, cevap hakkı kullanmak isteriz
efendim.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Genel Müdürün
sorumluluğu yok yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Var mı? Ödemedi adamlar.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Yok mu yani?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Var mı!
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Aydın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Başka bir sataşmaya mahal vermeyelim
Sayın Aydın.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
3.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Konya Milletvekili Abdullah Ağralının CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine ve şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ERKAN AYDIN (Bursa) Şimdi, sayın hatibin
bir sağlıkçı olarak buradan çıkıp istismar
edildiğini söylemesi Kendi çocuğuma bile uygulamam. diyerek gene
dönüp konuyu -her sıkıştıklarında olduğu gibi- ta
otuz yıl önceki SSK Genel Müdürüne bağlaması aslında tam da
bir istismardır. Siz burada çıkıp o dönemde böyle bir
teknolojinin olmadığını bile bile -ki bunlar çok yeni,
yapay pankreas diyoruz- Günde 6 defa, 8 defa delinen stripleri ödüyoruz. diyorsunuz;
biz izlettiğimiz videoda zaten Parmağım delinmesin, gülümsemem
silinmesin. diyoruz. Burada tıp, bilim herkesin faydasına bir ürün
bulmuş, cihaz bulmuş. Sayın Grup Başkan Vekilimizin
dediği gibi; Almanyada, Hollandada bunlar ücretsiz ödeniyor, açıp
bakın. Sizin yönettiğiniz Sağlık Bakanlığı
2018de SGKye yazmış Geri ödeme listesine alın. diye.
Şimdi, o cihazları buraya getiren firmayla görüştüm, yüzde 81
oranında hayat standardının iyileşmesi ölçülmüş yani
bunları kullananların hayat standartları o kadar iyileşiyor
ki yeniden doğmuş gibi yaşıyorlar.
Şimdi biz ne diyoruz? Şu önceliğinizi
saraylara, yollara, otomobillere harcamayın; gelin, çocuklara
harcayın diyoruz. Siz çıkmışsınız Yirmi beş
yıl önce SSK Genel Müdürü
Bakın, şu anda bütün
yurttaşlarımız bunları izliyor. Şuradan
diyeceğiniz iki kelime Biz bu konuyu çözeceğiz, geri ödeme listesine
alacağız. Bu ya, illa bir siyaset yapmak ya da Bizden sonra
sağlık oldu. demek değil, bu kadar basit. Burada bizleri
izleyen yurttaşlarımız da kamuoyunu takip edenler de hepimize
teşekkür etsin. Siyasi konu olmasın diye biz bunun özellikle
altını çizdik. (CHP sıralarından alkışlar)
Son bir kez daha söylüyorum: Bunu gidip de AKPnin
politikaları gibi Bizden önce
Zaten 2000den önce hiçbir şey yoktu
sanki, buraya bağlamayın. Şurada hemen bir arayın
Çalışma Bakanını, ödemeye alsın, bu kadar basit. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Düzcedeki depreme ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Biraz önce Düzce merkezli meydana gelen depremle
ilgili Bakanlığımızdan, AFADdan
aldığımız bilgiyi Genel Kurulun bilgisine sunmak için söz
istiyorum. Malum, saat 15.40ta merkez üssü Düzce olan
Ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten Rabbim
muhafaza buyursun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Düzce başta olmak
üzere depremin hissedildiği bütün illerimize, ülkemizde yaşayan
vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi ifade ederek
Genel Kurulun bilgisine sunuyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
diyabet hastası çocukların sorunlarının
araştırılarak bu çocukların korunması için
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/4945) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Kasım 2021
Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama talebimiz var efendim.
BAŞKAN Yoklama talebinde bulunan
arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeceğim: Sayın
Özel, Sayın Kayışoğlu, Sayın Bulut, Sayın Gökçel,
Sayın Bingöl, Sayın Bülbül, Sayın Hakverdi, Sayın
Şahin, Sayın Tanal, Sayın Aydoğan, Sayın Zeybek,
Sayın Tuncer, Sayın Tutdere, Sayın Kılınç, Sayın
Sümer, Sayın Ünver, Sayın Demirtaş, Sayın Şeker,
Sayın Zeybek, Sayın Kaplan.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, pusula
veren sayın milletvekillerinin dikkatine, lütfen, Genel Kurulu terk
etmesinler.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.44
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.59
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 20nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup
önerisinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum, yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, pusula
takdim eden sayın vekillerimiz lütfen Genel Kuruldan
ayrılmasınlar.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
diyabet hastası çocukların sorunlarının araştırılarak
bu çocukların korunması için alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/4945) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Kasım 2021 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Sayın Yılmaz
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın,
Düzcedeki depreme ilişkin açıklaması
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Saat 15:40 sularında Düzce ili Çilimli ilçesi
merkezli deprem meydana gelmiştir. Kandilli Rasathanesi verilerine göre
depremin şiddeti 5,2 büyüklüğünde ve derinliği 7,9 kilometredir.
Valilik yetkilileri ve AFAD yetkilileriyle yaptığımız
görüşmelerde Allaha şükürler olsun şu ana kadar bir can
kaybı ve mal kaybına rastlanmamış, bir bildirim de
olmamıştır. Tüm Düzceli hemşehrilerime buradan geçmiş
olsun diliyorum.
BAŞKAN Sayın Çakır
37.- Düzce Milletvekili Fahri Çakırın,
Düzcedeki depreme ilişkin açıklaması
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Düzce ilimizde vaki olan 5,3 şiddetindeki
depremin bilgilerini aldık. Çok taze, 15.40 civarında 5,3
şiddetinde deprem vaki olmuş ancak can ve mal kaybının
olmayışı elbette ki sevindiricidir. Yerel kaynaklardan ve
Sayın Valimizden aldığımız bilgiler noktasında
herhangi bir kayıp yoktur. İnşallah, Allah beterinden korur
diyorum.
Tekrar geçmiş olsun temennilerimi sevgili
Düzceli hemşehrilerime iletiyorum.
BAŞKAN Sayın Keven
38.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Yozgat
Şehir Hastanesindeki doktor ve sağlık personeli
açığı ile malzeme eksikliğine ilişkin
açıklaması
ALİ KEVEN (Yozgat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yozgatta doktor açığını
anlatacağım ama Sağlık Bakanımız duyacak mı
bilmiyorum. Aldığım resmî yanıta göre Yozgat Şehir
Hastanesinde mevcut doktor kadrolarından 68 kadro şu an boş.
Sağlık personelinde ise tam 230 kadro boş. Şehir
hastanelerine 2022 bütçesinden 21,5 milyar lira garanti ödemesi ayrılıyor
ama Yozgat Şehir Hastanesinde kadın doğum uzmanı, çocuk
hastalıkları uzmanı, genel cerrah gibi branşlar başta
olmak üzere 68 doktor eksiği var. Bozok Üniversitesi Araştırma
Hastanesi ise tam anlamıyla bir üvey evlat muamelesi görüyor. Doktor
yetiştiren bir hastanede bazı branşlarda doktor yok, malzeme eksiği
had safhada. 120 doktor kadrosunun başta 27si boş; radyoloji,
patoloji ve kardiyoloji kadroları boş.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kayseriden
kadın doğumcu gönderdik, bu hafta gitti.
ALİ KEVEN (Yozgat) Yozgata zorunlu görev
için atanan doktor sayılarıyla övünen iktidar milletvekillerine
sesleniyorum
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kaç doktor var,
onu söylesin. Eksiği boş ver sen. Kaç doktor var Yozgatta, onu
söylesin.
BAŞKAN Sayın Filiz
39.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, Kerkükün peşmergeye devrine millî refleks gösterilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Irak Hükûmeti 25 Kasımda Kerkükün
asayişini peşmergeye devredecek. Yüzlerce yıllık kadim Türk
şehri Kerkük sessiz sedasız işgal ediliyor. Kerküke yeniden
dönmesi istenen peşmergeye mühimmatlar Türkmen şehri Altınköprü
yakınlarına konuşlandırılmaya başlandı.
Türkiyeyi çevreleme operasyonuyla Kerkük peşmergeye veriliyor. Amaç,
Türkmenleri göçe zorlayarak bölgeden çıkarmak ve bölgede demografik
yapıyı değiştirmektir.
Kerkük, Atatürkün emanetidir. 1923 Lozan
Barış Anlaşmasının 16ncı maddesinde Türkiyeye
Kıbrıstaki gibi Osmanlı Devletinin devredilen
topraklarında kaderlerine tayinde yetki tanıyan son paragrafa göre,
Türkiye bölgede meşru hak sahibidir, Türklerin haklarının
gasbedilmesine sessiz kalınmamalı, millî refleks gösterilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
40.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, cezaevlerindeki mahpusların sorunlarına
ilişkin açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Cezaevindeki mahpusların sesi olmaya devam
ediyoruz. İzmir Kırıklar Cezaevinden Remzi Uçucu diyor ki:
Kitap hakkı kısıtlanıyor, mahpusların komşu
yakınları aynı gün aynı araçla ziyarete gelmesin diye
ziyaret günleri değiştiriliyor; postayla gelen fotokopiler, sohbet
hakkı engelleniyor, savcı da itirazlarımıza karşı
idarenin yanında. Yine, Bünyan Cezaevinden Ebedin Abi Yirmi altı
yıldır mahpusum. Kalp, şeker problemlerim var, kalp
damarlarımda tıkanma var; gereken stent işlemleri
yapılmıyor, göğsüm ağrıyor. Erciyes Üniversitesi
Hastanesindeki doktora Düşersem ölürüm. dedim; doktor Ölürsen öl.
dedi. Kandıra Cezaevinden Zabit Kişi
Kaçırıldığım yerde soyarak işkence
yaptılar, elektrik verdiler, ayak parmaklarımı ezdiler, kaburgam
çatladı, kelepçeli ellerime ayaklarıyla çıktılar, his
kaybım var. Attıkları cezaevinde suç duyurularını savcı
kasti takipsizlikle sonuçlandırıyor, belgeleri de burada. diyor.
Adalet Bakanlığının artık bunları duyması
gerekiyor.
BAŞKAN Sayın Hakverdi
41.- Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdinin,
cezaevlerindeki izin sürelerinin uzatılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Cezaevlerinde 14 Nisan 2020 tarihinden bu yana
pandemi sebebiyle 88.767 mahkûm izinli olarak salıverildi. Yasal süresi de
30 Kasım 2021 tarihinde sona erecek ve bu mahkûmlar yeniden cezaevine
alınacak. Cezaevleri zaten ağzına kadar dolu. Pandemide
beşinci dalga geldi ve vaka sayıları da artarak devam ediyor.
Yirmi aydır salıverilen mahkûmlar bu süreçte güvencesiz de olsa
iş buldu; pazarda, kahvede çalışmaya başladı ve
topluma adapte oldu. Pandemide vakalar artmışken yeniden izin
sürelerinin uzatılması ve Adalet Bakanlığına yetki
verilmesi hem mahkûmların hem de cezaevi idaresinin yararına
olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Meclisimizi bu konuda acil bir
düzenleme yapmaya davet ediyoruz.
BAŞKAN Sayın İskenderoğlu
42.- Çanakkale Milletvekili Jülide
İskenderoğlunun, 1915 Çanakkale Köprüsüne ilişkin
açıklaması
JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Çanakkale)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Cumhuriyetimizin ön sözünün
yazıldığı Çanakkkalemizde geçtiğimiz hafta sonu yine
tarihî bir ana hep birlikte şahitlik ettik. Çanakkale Boğazında
bir köprü yapılması yıllardır defaaten gündeme gelmiş
ancak yapılamamıştı. Bu hayali gerçekleştirmek yine
birçok ilk gibi Hükûmetimize nasip oldu. 2017 yılında temeli
atılan 1915 Çanakkale Köprümüzün son tabliye montajı
Cumhurbaşkanımız tarafından gerçekleştirildi.
Yarım asırlık hayalin dünyanın en uzun asma köprüsü
unvanıyla Çanakkalemize, ülkemize kazandırılmasında
emeği geçenlere, bu tarihî anı bizimle paylaşıp
coşkuya ortak olan, seçim dönemi olmamasına rağmen büyük bir
heyecanla Biga mitingimizde bizlerle olan tüm hemşehrilerimize
teşekkür ediyor, ilimizin genelinde 33 yatırım
açılışını gerçekleştiren
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gülüm
43.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün,
Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesinin yıkım
kararına ilişkin açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Bursa
Büyükşehir Belediyesi, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa
Şubesinin Kültürparkta bulunan lokalini ikinci derece sit alanında
olduğu bahanesiyle yıkmak üzere harekete geçmiş durumda. Kira
sözleşmesi kasti olarak uzatılmazken, park içindeki diğer
işletmeler faaliyetlerine devam ederken, haklarında yıkım
kararı alınmıyorken derneğin lokali siyasi bir kararla
hedef alındı. Bu kararla kentin özgür gazetecilerine yandaş
olmadıkları için bedel ödetilmek isteniyor. Çağdaş
Gazeteciler Derneği havuz medyasında yer almadığı,
basın özgürlüğü ve demokrasiden yana taraf olduğu için belediye
bu keyfî kararı alıyor. Çağdaş Gazeteciler Derneğine
karşı uygulanmak istenen bu hukuk dışı kararlardan
vazgeçin.
BAŞKAN Sayın Gökçel
44.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin,
çiftçilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tarımda çalışan çiftçi de
mağdur, çiftçiler ekip biçerken para kazanamıyor, emekli
olduğunda da açlığa mahkûm ediliyor. Şu anda emekli bir
çiftçinin aldığı emekli aylığı 1.700 lira,
açlık sınırı 3.100 lira. Açlık
sınırının altında demiyorum, yarısı kadar
aylık alıyor bu insanlar. Siz diyorsunuz ki: Emekli aç kalsın,
çiftçi emeklisi ise açlıktan ölsün. AKPnin adaleti bu. Alın teriyle
toprağı sulayan, koca ülkeyi besleyen çiftçi kendisini doyuracak
geliri elde edemiyor. Sizin çiftçiyi düşürdüğünüz durum bu. Çiftçiyi
açlığa mahkûm ettiniz ama inanıyoruz ki ilk seçimlerde
iktidarımızı kuracağız, bu ülkede çiftçimizi ihya
etmeye devam edeceğiz.
BAŞKAN Sayın Yılmaz
45.- Sivas Milletvekili İsmet
Yılmazın, AK PARTİ Grup Başkanlığına
seçilmesi dolayısıyla iyi dileklerini ileten grup
başkanlarına teşekkür ettiğine ilişkin
açıklaması
İSMET YILMAZ (Sivas) Başkanım,
teşekkür ediyorum.
AK PARTİ Grup Başkanlığına
seçilmem dolayısıyla bütün Grup Başkanlarının iyi
dileklerini duydum. Bütün Grup Başkanlarına bu iyi dilekleri için
sonsuz teşekkür ediyorum. Naci Bey döneminde çok büyük bir
uzlaşmayla, olabilen uzlaşmayla milletimize hizmet yolunda çok büyük
adımlar atıldığına inanıyorum. İnanıyorum
ki aynı anlayışla, hiç kimseyi dışlamadan, bu aziz
milletin beklentilerini de bilerek bütün milletvekillerinden milletimize hizmet
yolunda destek beklediğimi bir kez daha ifade ediyor; yüce Meclisi, tüm
milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, Başkanlık Divanı olarak AK
PARTİ Grup Başkanlığına seçilen Sivas Milletvekili
İsmet Yılmaza görevinde başarılar dilediklerine ilişkin
konuşması
BAŞKAN Biz de Divan olarak yeni görevinizde
başarılar diliyoruz ve başarılı
olacağınıza da inancımız tamdır efendim.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Tokat Milletvekili
Mustafa Arslan ve İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37
Milletvekilinin İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 285) (X)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 285 sıra sayılı
Kanun Teklifinin maddelerine geçilmesinin oylamasında
kalınmıştı.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebiniz var efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın İsmet
Yılmaza hoş geldiniz babında bir yoklama.
BAŞKAN Sayın Özel, Sayın
Şeker, Sayın Bulut, Sayın Gökçel, Sayın Zeybek, Sayın
Sümer, Sayın Hakverdi, Sayın Erbay, Sayın Aydoğan,
Sayın Bülbül, Sayın Demirtaş, Sayın Aydın, Sayın
Kılınç, Sayın Şahin, Sayın Özdemir, Sayın
Şevkin, Sayın Ünver, Sayın Kaplan, Sayın Keven, Sayın
Tuncer.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
(AK PARTİ sıralarının dinleyici
locasını alkışlaması)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Genel
Kurulda siyasi simge yasağı var, İç Tüzükte açık yazar.
Arkadaşlar teşvik ediyorlar, çok yanlış bir şey.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Biz mi
teşvik ettik? Vatandaş içinden geliyor yapıyor ya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Asla yok, böyle bir şey
mümkün değil.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Önce onlar
yaptı, biz yapmadık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Olmaz, alkış yasak.
Bizimkiler de gelir başka bir şey yapar.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Doğru
söylüyor.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Arkadaşlar,
böyle yapmayın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapma! Akıllı ol, bu
kuralları çiğnetmem sana. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler)
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Ne olur?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapma! Arkadaşlar,
bakın bu yanlış. Yarın başkası gelir böyle yapar,
öbür gün öbürü gelir böyle yapar.
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU BAN (Erzurum)
Yaptım, elimi mi kıracaksınız Özgür Bey? Grup Başkan
Vekili olmanız her şeye müdahale edeceğiniz anlamına
gelmiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Benim işim o.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.18
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.30
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 20nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN 285 sıra sayılı Kanun
Teklifinin maddelerine geçilmesinin oylamasından önce istem üzerine
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN Teklifin maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Elitaş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
46.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, istem üzerine kısa aralıklarla yoklama
yapılmasının 1998 yılındaki mutabakat metninin 7nci
maddesine uyup uymadığını Başkanlığın
takdirine bıraktığına ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür
ediyorum.
Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi
toplantısını idare ederken pusulalarla ilgili bir konuda
sayın milletvekillerimizi uyardınız, dediniz ki: 1998 tarihinde
yapılmış bir mutabakat var. 1998 tarihinde
yapılmış mutabakatın 9uncu maddesine göre, işaretle
oylamalarda veya gizli oylamalarda, kimi kontrolü mümkün olmayan konularda,
tespiti olmayan meselelerde pusulalar kabul edilmez. Bir şey söylemedik
ama aynı mutabakat metninin eğer 7nci maddesini okursak İstem
üzerine kısa aralıkla yoklama yapılıp yapılmama hususu
(hakkın suistimaline mahal vermemek kaydıyla) Başkanların
takdirinde olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Saat 17.00de
yoklama yaptık, 17.03te yoklama bitti; 17.15te ikinci yoklamayı
yaptık. Yani bunun 1998deki mutabakat metninin 7nci maddesine uyup
uymadığını takdirlerinize sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Biz de teşekkür ediyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
47.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, kanun
teklifinin maddelerine geçilmesi ve tümünün oylaması sırasında
istenecek yoklamaları tartışmaya açmanın her türlü
tasarruftan vareste olduğuna, İç Tüzükün 169uncu maddesinde
dinleyicilerin nasıl davranacağının tarif edildiğine
ve kim olursa olsun buna uyması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gerekçelerine
bakıldığında, öncesinde ve sonrasında yürütülen tüm
tartışmalarda da Anayasa Mahkemesinin ve İç Tüzükümüzün de en
kıymet yüklediği oylama, bir kanunun maddelerine geçilmesi ve tümünün
oylamalarıdır. Burada istenecek yoklamayı tartışmaya
açmak her türlü tasarruftan ari, vareste bir durumdur. Bu kadarını
söyleyeyim sadece.
Bunun devamında, biraz önce bir şey
yaşadık; gerçi genel bir mutabakat var ama bunun tutanağa
geçmesi çok önemli. İç Tüzükümüzün 169uncu maddesi dinleyicilerin
nasıl davranacağını tarif ediyor ve diyor ki: Dinleyiciler
görüşmelerde, kabul veya ret yönünde söz, alkış yahut herhangi
bir hareketle kendi düşüncelerini ortaya koyamazlar. Sükûnetle dinlerler.
Buna uymayanlar dışarı çıkarılırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biraz önce bir grup izleyici
tabii, salona bütün uyarılara rağmen cep telefonu ve kayıt
yapıcı cihazlarla girilmesi ayrı bir tartışma konusu;
bu konuyla ilgili Meclis Başkanlığına ayrı bir
şikâyette bulunacağız ama- bir siyasi simgeyle salona yöneldiler
ve bazı arkadaşlardan mukabele görünce bu
davranışları, bu tamamen arttı. Bu son derece yanlış,
bu işin içinden çıkamayız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak diyoruz ki: Bizi izlemeye gelen -kim olursa olsun- herhangi bir siyasi
simge yapmayacak, alkış yapmayacak, sükûnetle ve saygı içinde
-169a göre- izleyecek. Bu konuda Riyaset makamının ve grupların
teyitlerinin -eğer ediyorlarsa- tutanağa geçmesini son derece kıymetli
görüyoruz.
Takdirlerinize sunuyoruz Sayın
Başkanım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaş
48.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Özel
doğru bir konuya temas etti. Dinleyici localarında olan kişiler
herhangi bir eylemde, işlemde, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle ilgili
konularda alkış yapamazlar; konuşma icra edemezler. Burada
yapılan görüşmelerde bizim milletvekili arkadaşlarımız
selam verdiler, Sayın Özgür Özel bir işaret şeklinde
anladı. Fakat nasıl ki izleyici locasında bulunanların
telefonla burayı çekmeleri yasaksa oradaki basın mensuplarının
da buradaki görüntüleri canlı olarak yayınlamaları
yasaktır. Aynı şekilde, Başkanlık makamından,
bazı milletvekili arkadaşlarımızın cep telefonu
vasıtasıyla canlı yayın yapmalarını da dikkate
alarak bu yayını yasaklamalarını tavsiye ediyorum.
İkinci konu: Oylama muhakkak ki vardır;
yoklama vardır, İç Tüzükün 57nci maddesine göre bu
düzenlenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Düzenleme
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir ama dün
yaptığınız uygulamada, 98 tarihli mutabakatın 8inci
maddesini okuyarak Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini uyardınız.
Nitekim, sizin koltuğunuzda oturan Sayın Yüksel Yalova Meclis
Başkan Vekilliği yaptığı dönemde, böyle bir
mutabakattan sonra arka arkasına böyle yoklamaları hakkın
suistimali şeklinde nitelendirdiğinden dolayı Yoklama
talebinizi dikkate almıyorum. demiştir. Ben sadece dün
yaptığınız uyarıya istinaden bugün İç Tüzükün
57nci maddesini uygulamayı takdirlerinize sunuyorum. dedim, takdir de
size verilmiş ki -tutanaklara da geçiyor- bundan sonra Meclis
Başkanlık Divanı da -Sayın Başkan ve Meclis
Başkan Vekilleri- umarım bu 98 tarihli mutabakata uyarlar.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
49.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi, bir doğruyu
söylerken bir başka doğruyu eğmenin hiçbir manası yok.
Hepimiz biliyoruz ki dünya kadar da kaydı var- selamlama değil. Hatta
ben şunu çok iyi biliyorum: Bazen çok kıymetli iktidar partisinin
milletvekilleri kendi seçim bölgelerinden arkadaşlarla geliyorlar, biz de
el sallıyoruz, onlar da bize el sallıyor. Bunu bile birbirimize
karşı jest yaptığımız olmuştur ama bir
siyasi simge, bir rabia işareti Helal olsun size! diye
bağırması, onun oradan alkışlaması bu Meclise
yakışmayacak tutumdur. İşte Aslında selamladı da
onu yanlış anladı. Bu doğru değil, bunun içinden
çıkamayız. Yanlışa Yanlış. deyip doğruyu
hep beraber savunacağız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Yanlış olduğunu söylüyorum zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben ne dedim? Bizim
arkadaşlar haftaya gelip altı okla el sallamayacaklar.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Yanlış olduğunu söylüyorum zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu söyleyelim, onun
dışında bu işin içinden çıkamayız. Bu Meclisi
yıpratmaya kimsenin hakkı yok.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ama buradan da
canlı yayın yanlış mı, doğru mu; onu söyle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu, doğru, kabul
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kamuya
açık alan burası.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Yanlışa Yanlış. demenizi bekliyorum Sayın Özel.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan Vekili
Buyurunuz Sayın Beştaş.
50.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bu canlı yayın meselesinde -önce onunla
başlayayım- bence hiçbir yanlışlık yok. Türkiye Büyük
Millet Meclisi çalışmaları zaten saat 21.00a kadar canlı
yayınlanıyor ve canlı yayınlanmadığı
dönemlerde, halkın haber alma hakkı ve özgürlüğü
açısından buradan herhangi bir milletvekili canlı yayın
yapabilir, komisyonlarda da bu yapılıyor. Mesela, biz Anayasa
Komisyonunda ve ilgili komisyonlarda, Plan ve Bütçe Komisyonunda her yıl
bu görüşmelerin vatandaş tarafından izlenebilmesi için,
şeffaflık için bunun yapılmasını talep ediyoruz ve her
yıl bu reddediliyor. Bütçe görüşmeleri neden yurttaştan
gizlensin? İsteyen istediği zaman televizyonunu açsın Benim
verdiğim vergiler nereye gidiyor? diye izleyebilsin yani aleniyet ve
demokrasi bunu gerektirir.
Diğeri de dinleyicilere ilişkin bölüm, 169
çok açık, burada hiçbirimizin ihlal etme gibi bir lüksü yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İzleyiciler bu tutumu gösteremez, hele hele gösterdikten sonra buradan
uyarı gelmesi lazım. Eğer bir tepki varsa Bunu yapmayın.
şeklinde ona yanıt verilmemesi İç Tüzükün ihlaline destek
olmaktır diye düşünüyoruz. Söylediklerimiz, İç Tüzükte ve temel
ilkelerde zaten belirlenmiştir.
Teşekkür ediyorum.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) İzleyiciler
yayın yapabiliyor mu, yapamıyor mu; ben onu anlamadım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
İzleyici değil
ALİ ŞEKER (İstanbul) Orası
yapamaz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Milletin vekili yapar,
milletin kendi yapamaz, haber alma hak ve özgürlüğü yok. Ya, mantık
yok, mantık burada.
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Nimetullah Erdoğmuşun, ziyaretçiler konusundaki hassasiyetin dikkate
değer ve riayet edilmesi gereken önemli bir konu olduğuna ve bu
konuyu Meclis Başkanının riyasetinde ve Grup Başkan
Vekillerinin katkılarıyla tekrar görüşmekte yarar gördüklerine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Ziyaretçi konusundaki hassasiyetiniz
elbette ki dikkate değer ve riayet etmemiz gereken önemli bir konudur.
Diğer hususlarıysa Sayın Elitaşın ve Sayın
Özelin özellikle değindikleri konuyu da Meclis Başkanımızın
riyasetinde, sizin de katkılarınızla tekrar görüşmekte
yarar görüyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şu 169la ilgili net bir uyarı yapacak mısınız,
yapmayacak mısınız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kimi
uyaracaksın? Kim uyaracak?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 169 çok açık.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ziyaretçiler
derhâl dışarı çıkarılır. diyor, çıktı
zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya Yapılırsa
boşaltırız, bir daha yapmayız. Bunun söylenmesi
lazım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hayır,
ziyaretçiler dışarı çıktı zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çıktı, ara verildi
de çıktı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ara vardı
zaten, o anda Meclis çalışmıyor demektir.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
İşaret yapa yapa çıktılar.
BAŞKAN 169u bilgilerinize tekrar sunmak
istiyorum, zaten biliyorsunuz: Dinleyiciler, birleşimin devamı
süresince kendilerine ayrılan yerlerde sükûnet içinde ve Genel Kurulun
vakarına uygun bir şekilde oturmak zorundadırlar. Dinleyiciler
görüşmelerde, kabul veya ret yönünde söz, alkış yahut herhangi
bir hareketle kendi düşüncelerini ortaya koyamazlar. Bu yasağa
uymayanlar, o yerin düzenini korumakla görevli olanlar tarafından hemen
dışarı çıkarılırlar.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Herhâlde
oradaki görevliler gereğini yaptılar.
BAŞKAN İzninizle gündeme devam ediyoruz
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kanunlar Kararlar, her konuda
not veriyorsunuz, bu konuda vermiyorsunuz, öyle mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ara
vermişti o ara
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yani Kanunlar Kararlar her
konuda Başkanlık Divanına not verecek, bu hususta vermeyecek,
öyle mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İç Tüzükü
verdiler.
BAŞKAN Maddeyi direkt
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım,
ya, maddeyi okudunuz da
Şimdi, bakın, burada şöyle bir şey
var: Oradan bir muhalefet partisi bu tutumda olsa tak önünüze not gelir
İç Tüzük 169 böyledir, şudur, tekrarında şu olur. diye.
Nasıl bu kadar duyarsız olabiliyor Kanunlar? Nasıl beklentiniz
Siz döndünüz, el uzattınız, ne notu verecek? Bu nasıl bir
şey? Kabul edemeyiz böyle bir şeyi. Adaletle ve kurallara uygun
yönetilecek Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Başkan, bu benim kendi
takdirim, zaten bilgilendirdiler beni efendim.
Teşekkür ediyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Verdiler mi?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Özgür
Bey, dün de siz çektiniz, arkadaşlarınıza sorun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Neyi?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Yukarıda
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri)
Ya, önce siz kendi elemanınız zannettiniz, adamlar böyle yapınca
karıştırdınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne alakası var? Hiç öyle
bir şey yok, hiç öyle bir şey yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ben buradan
görüyorum, sen arkaya döndün
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben o Helal olsun size. diye
bağırınca döndüm, baktım arkaya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Buradan
görüyorum; senin adamlar, sizinkiler zannettin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ağabey, ne bizimkileri!
Öznur Çalıkla girdiler içeri ya, gözünü sevdiğim ya.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Bugün
değil, dün, dün.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak, o da Dün. diyor, sen de
bu yalanın üstüne yürüyorsun ama bravo!
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN 285 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi birinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ila 29uncu maddeleri
kapsamaktadır.
İYİ Parti Grubu adına Aksaray
Milletvekili Sayın Ayhan Erel.
Buyurun Sayın Erel. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk
milleti; İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
birinci bölümü üzerine partim İYİ Parti adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin yapılış amacına
baktığımız zaman, icrada, icra konusunda yaşanan
tıkanıklıkları, meydana gelen zorlukları aşmak
amacıyla iyi niyetle yapılan bir düzenleme olduğunu görmekteyiz
ama sizler ne kadar icra ve iflas hukukunda işleri
kolaylaştırıcı, alacaklının alacağına
kavuşması, borçlunun borcunu daha kolay ödemesi yönünde ne kadar
hukuki düzenleme yaparsanız yapın, Türkiye'deki ekonomiyi
düzeltemezseniz, vatandaşın gırtlağına kadar borç
batağına düşmesine sebep olacak bu zorlu ekonomiye bir çare
bulamazsanız bu yapacağınız hukuki düzenlemelerin hiçbir
kimseye faydası olmayacaktır.
Yine, yapılan düzenlemelere
baktığımızda, Komisyonda bulunan çok değerli ve
kıymetli arkadaşlarımızın alın teri, emeği
var ama keşke bu kanun teklifi hazırlanırken bu işin
mutfağında bulunan icra başmüdürlerinden, icra müdürlerinden, icra
müdür yardımcılarından görüş alınmış
olunsaydı. Onlardan oluşacak bir komisyon ve yaşayan insanlar bu
konuda yaşanan sorunları daha kolay tespit edip çözümlerini de
aynı şekilde sizlere sunardı ve daha mükemmel bir kanun
teklifiyle karşı karşıya kalmış olurduk.
Düzenlemeyle, icra daireleri
başkanlığı kuruluyor, burada başkan yardımcılıkları
da ihdas ediliyor. Bize gelen icra müdürleri taleplerinde, hadi daire
başkanlığından vazgeçtik ama daire başkan
yardımcıları, en azından hukuk fakültesi veya dört
yıllık fakültelerin belirli bölümlerinden mezun, meslekte en az on
yıllık tecrübeye sahip icra başmüdürü, icra müdürü veya icra
müdür yardımcısı arasından seçilirse bu teklifin
uygulanmasında daha başarılar elde edileceğini beyan
ediyorlar.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; basına yansıdığı gibi Türkiyede
artık icra dosyalarının sayıları 35 milyonun üzerinde.
Burada icra müdürlerinin ve avukatların yaşadığı, bir
an önce çözülmesini talep ettiği bir sorun var. İcra
dosyalarının bu kadar çok olmasının sebebi de tahsil
harçlarının çok yüksek olması. Alacaklı ile borçlu haricen
anlaşıyorlar. Diyelim ki borç konusu 500 bin lira ama alacaklı
ile borçlu bunun 200 bin lirası üzerinde anlaştıklarında
eğer dosyayı kapatmak istiyorlarsa 500 bin üzerinden harç ödemeleri
gerekiyor, bunlar da bu harcı ödememek için dosyayı
kapatmıyorlar. Oysa haricen anlaşmalarda 4,55 oranında
alınan icra harcı makul ve mantıklı bir seviyeye getirilse
bu dosyaların büyük bir bölümü kapanacak. İcra dairelerinde
artık arşivlerde bile yer kalmadığı bir ortamda, bu
bir çözüm yolu olarak dikkati çekmektedir.
Yine, icra müdürlerinin en çok karşı
karşıya kaldığı sorunlardan bir tanesi de cezaevi
harcı. Vatandaş, alacaklı alacağını alırken
icra müdürü veya memuru alacaklıdan yüzde 2 oranında bir cezaevi
harcı kesiyor. AK PARTİli arkadaşlarım, lütfen,
vatandaşın beyanı aynen şöyle: Kardeşim, ben
hapishanede yatmadım, hapishanede yatan bir dostum da yok, akrabam da yok;
cezaevinde yatan adama niye ben harç ödüyorum? diye sitemini ve
kahrını icra müdürüne yapıyor ve icra müdürü ile alacaklı
arasında veya taraf arasına bir yığın problem
yaşanıyor. İcra çalışanlarının, icra
müdürlerinin talebidir, ricasıdır: Ya bu harcı
kaldırın ya da adını değiştirin, bizi
vatandaşla karşı karşıya getirmekten kurtarın.
diyorlar. Buna da bir düzenleme getirmeniz gerekiyor.
Yine, ihalenin feshi davalarında taraf olmayan
insanlar dava açıyor, iki sene süren fesih davası sonucunda dava açan
kişinin taraf ehliyeti olmadığı tespit ediliyor ama ihale
iki sene ertelenmiş veya sürüncemede kalmış oluyor. İlk
başta taraf sıfatı olup olmadığı ilgili ve
görevli mahkeme tarafından tespit edilmelidir.
Yine, icra konusunda yaşanan en büyük
sorunlardan bir tanesi de yedieminlik müessesesidir. Özellikle
büyükşehirlerde yedieminler belli çevrelerin elindedir, ne alacaklı
gidip alacağını görebiliyor ne de borçlu yediemine teslim
ettiği malını sapasağlam geri alabiliyor. Bununla ilgili
Lisanslı Yediemin Depoları Yönetmeliği
yayımlanmıştı ama bir türlü yürürlüğe girmiyor, bir an
önce bunun da yürürlüğe girmesi gerekiyor.
Sayın Cahit Özkanın geçen bir televizyon
programını takip ettim. Biz kamuda çalışan hukuk fakültesi
mezunlarının staj yapmasını arzu ediyoruz
Biz de
canıgönülden arzu ediyoruz, İYİ Parti olarak bu konuda hiçbir
barajımız, engelimiz yok. Buyurun, getirin kanunu, biz İYİ
Parti olarak gereğini yapacağız. Televizyonda Muhalefet
partileri bize engel oluyor. şeklindeki beyanınız
açıkçası çok şık olmadı. Gerçekten, kamuda
çalışan memurlar çok zor şartlar altında hukuk fakültelerini
bitirmişlerdir, staj yapma imkânı ve hakkı istiyorlardır.
Bu konuda çalışmalarınızın olduğunu duyduk, ben
onlar adına sizlere teşekkür ediyorum ama lütfen sürüncemede
kalmasın. En azından, gece nöbetlerine denk gelecek şekilde
mesai düzenlemesi yapılarak bunların maddi kazançlarında da bir
kayıp olmadan, bu şekliyle adliye stajını yapmaları
onların süregelen sosyal ve ekonomik hayatlarına da bir sekte
vurmamış olur diye düşünüyoruz.
Yine, Sayın Cumhurbaşkanımız
başta olmak üzere AK PARTİ yetkililerinin vatandaşlara
verdiği bir söz var, Vergi Usul Kanununun 359uncu maddesi
Artık bu
bir yılan hikâyesine döndü, vatandaşlar diyor ki: Bunu
yapacaksanız yapın, yapmayacaksanız yapmayın, biz de
çaresine bakalım. Hatta, bize gelen bilgilere göre bazı mahkemelerde
Vergi Usul Kanununun 359uncu maddesinde düzenlemeler yapılacağından
dolayı bu tür dosyaların ertelendiği söyleniyor, buna da bir
çare bulmak zorundasınız.
Yine, size de gelen, sosyal medyadaki taleplerden
bir tanesi, ekonomik şartların çok
ağırlaştığı günümüzde çeşitli sebeplerle
ehliyetine el konulan vatandaşlar ısrarla ve vazgeçilmez bir
şekilde ehliyet affı istiyorlar. Kasten, olası kasıtla veya
bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermeyen, yaralanmaya sebebiyet vermeyenlerin
dışında kalan, ehliyeti alınan vatandaşlara bir
ehliyet affı getirilmesinin onların ekonomisine ve ekmek
paralarına bir katma değer sağlayacağı
düşüncesindeyiz.
Yine, 2000 yılından önce vergi mükellefi
olan esnafın BAĞ-KUR tescil mağduriyetlerinin giderilmesi
gerekiyor. Bu dönemde esnaflık yapmış
vatandaşlarımız, bu tarihten önceki BAĞ-KUR
borçlarını ödeyerek emekliliğe sayılmasını talep
ediyorlar. Bu konuda hem Sayın Cumhurbaşkanının hem de AK
PARTİli yetkililerin sözleri var, sözlerini tutmaya davet ediyoruz.
Değerli Başkan, sayın
milletvekilleri; yine bize gelen taleplerden
Bu, emekli maaşları
arasındaki farklılık insanlar arasındaki sosyal
barışı ortadan kaldırıyor. Aynı hizmeti yapan,
aynı işi yapan ama bir tarihten sonra emekli olanla bir tarihten önce
emekli olan vatandaşın emekli maaşı arasında bir
uçurum var. Lütfen, bu uçurumu ortadan kaldırmanın
yollarını arayın.
Yine, aynı taleple tepki
Şehit aileleri
ve gazilere verilen maaşlarda farklılıklar var, bu konuda üç
dört çeşit düzenleme var, bu düzenleme de bu şehit ailelerini ve
gazilerimizi yürekten yaralamaktadır. Biz bu vatan için
kanımızı sebil, canımızı feda ettik.
Şehitler arasındaki farkı neye göre tespit ediyorsunuz; bunun
bir metresi mi var, bir ölçüsü mü var; bunu da bir ortaya koyun da biz
şehit olurken bu ölçüye göre şehit
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYHAN EREL (Devamla) Şehit aileleri ve
gaziler arasındaki bu farklılığı ortadan
kaldırarak tek bir düzenlemeyle, herkesin aynı oranda bir maaş
alması bu adaletsizliği ortadan kaldıracak ve sosyal
barışı, sosyal dayanışmayı, vatandaş
arasındaki gönül bağını dolayısıyla devlete olan
güvenini ve gönül bağını da güçlendirecektir.
Yine, bilirkişilerin bir talebi var Sayın
Grup Başkan Vekili. Bilirkişiler adliyeye girerken bir ziyaretçi
tutumuyla giriyorlar, oysa onların orada çokça işleri var. Avukatlara
verilen giriş kartı gibi bilirkişilere de böyle bir kart
verilmesi bu arkadaşlarımıza rahat bir hâlde adliyelere gidip
görevlerini yapma imkânı sağlayacak. Yine, çuvallar dolusu dosyalar
için bir bilirkişi inceleme odası talepleri var.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ
Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Tokat
Milletvekili Sayın Yücel Bulut.
Buyurunuz Sayın Bulut. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA YÜCEL BULUT (Tokat) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama başlarken, geçen hafta hepimizi,
kendini insan olarak gören, asgari insani değerleri ruhunda,
şahsiyetinde barındıran herkesi derinden yaralayan bir cinayetle
sarsıldık. Başak Cengiz isimli kızımız
maalesef, bir sapkın, bir cani tarafından hunharca katledildi ve
maalesef ki hepimizin de yüreğinde büyük bir yangın oluştu.
Tabii, bu cinayetin hemen sonrasında Muhterem
Genel Başkanımız ailenin acısını paylaşmak
adına kendileriyle bir görüşme gerçekleştirdi, Sayın
Cumhurbaşkanımız aynı şekilde kendileriyle temas
kurdular ve değişik siyasi partilerden, Sayın Kılıçdaroğlu
da dâhil olmak üzere, liderler ve siyasiler ailenin acısını
paylaşmak üzere aileyle temas içerisinde oldular. Bizler de Değerli
Ankara Milletvekilimiz Sayın Nevin Taşlıçay Hanımefendiyle
birlikte aileyi ziyaret ettik -ilk ziyaret edenlerdendik- ve bu acıyı
paylaşmak için, bir nebze hafifletmek için elimizden gelen gayreti
gösterdik.
Tabii, gelinen nokta itibarıyla, kadın
cinayetlerinin, ardı arkası kesilmeyen şiddet
vakalarının ulaştığı boyut itibarıyla
hepimizin acıyı paylaşmak ya da olayı lanetlemekten öte
başka şeyler yapmamız gerektiği de gün gibi ortaya
çıkmış durumdadır. Dolayısıyla her vakadan sonra,
her olaydan sonra vakayı lanetlemek, olayı lanetlemek, şiddeti
lanetlemek ve mutlaka ama mutlaka vebali yıkacağımız bir
adres aramaktan öte yapmamız gerekenler var. Öncelikle şu
gerçeği bu Parlamentonun değerli mensupları olarak kabul etmek
zorundayız: Tüm bu olayların toplamından, toplumsal travmadan
eğer ki mutlaka bir vebal çıkarmamız gerekiyorsa bu vebalin
birincil ve öncelikli adresi Türkiye Büyük Millet Meclisidir ve işlenen
her cinayetin vebali sizlerin, bizlerin boynunun üzerinedir.
Dolayısıyla, Parlamento başta olmak üzere, devlet kurumları
ve toplumun değişik kademeleri işlenen her cinayetten,
yaşanan her şiddet vakasından mesuldür. Toplumun bütün
kademeleri mesuldür. diyoruz, gençlerle iletişimin koparan, ailedeki evlatlarla
iletişimini koparan, yeni nesli, nesillerimizi ve gençlerimizi
akıllı telefonlara mahkûm eden, akıllı telefonlar
içerisindeki denetimsiz ağlara ve networke mahkûm eden bütün ebeveynler,
Millî Eğitim kurum ve kuruluşları hep birlikte sosyal bir sorumluluğun
altındayız. Dolayısıyla, maalesef ki, bu kısır
tartışmalara saatlerce zaman ayırdığımız
gibi, ülkeyi devredeceğimiz, ikbalimizi ve istikbalimizi ellerine teslim
edeceğimiz gençlerimizin bugün bir sosyal çürüme esareti altında can
çekiştiğini de görmemiz ve bu konuda da çözüm önerilerini mutlaka
üretmemiz gerekiyor.
Sosyal medya platformlarına ilişkin geçen
sene bu Parlamentoda gerekli düzenlemeler konuşulduğunda, maalesef ki
bir sansür yasası olarak kabul edildi, bir sansür yasası gibi
değerlendirildi ve şiddetli bir direnç gördü. Şimdi, bugün
geldiğimiz noktada şu gerçeği kabul etmek zorundayız:
Gençlerimiz akıllı telefon içerisindeki bu karanlık dehlizlerde
sosyal medyadaki bilgi kirliliği ve çürümeyle birlikte günden güne
aşınmaya başladılar ve sosyolojik anlamda, maalesef, bir
bataklığın içerisine bizlerin eliyle sürüklenmiş
durumdalar. Öyleyse, hemen hemen her gün şiddetin övülerek
gösterildiği televizyon programları başta olmak üzere,
şiddeti normalleştiren, şiddeti
bayağılaştıran ve sıradanlaştıran televizyon
programları başta olmak üzere, mutlaka ama mutlaka sosyal
ağların, televizyon yayınlarının gençleri
şekillendirecek mahiyette elden geçirilmesi ve denetim altına
alınması gerekiyor; toplumun beklentisi budur. Toplum, gelecek
nesilleri devredeceğimiz gençlerin Anayasayla bize yüklenmiş olan
sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının,
sağlıklı bir çevre isteme hakkının gereğini
bizlerden talep etmek durumundadır. Ancak bu düzenlemeler dahi tek
başına yeterli değildir. Şu anda toplumun bu konudaki
feryadı arşa çıkmış durumdadır. Sadece
kınayarak, sadece acıyı paylaşarak
geçiştirebileceğimiz bir iklimi maalesef ki geçtik.
Dolayısıyla, toplumun her mahallede, her sokakta mutlaka ama mutlaka
rastlayacağınız bir talebini bu Parlamento artık dikkate almak
ve tartışmak zorundadır. Dolayısıyla, iflah ve
ıslah olmaz sapıklar, tecavüzcüler, çocuk istismarcıları,
gençlerimizi aşama aşama zehirleyerek ölüme terk eden uyuşturucu
tacirleri de dâhil olmak üzere, bu Parlamento artık toplumsal beklentiyi
karşılamalı ve bu iflah olmaz toplum düşmanlarına,
iflah olmaz insanlık düşmanlarına idam cezasıyla gerekli
cevabı vermeli, bu Parlamento artık idamı mutlaka ama mutlaka
gündemine almalı ve tartışmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bugün Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına İcra ve İflas Yasası ile
bazı kanunlardaki değişiklikler üzerine söz almış
bulunmaktayım. Tabii, yasanın metni incelendiğinde hemen hemen
kimsenin esaslı bir itiraz sunmayacağı kanaatindeyim çünkü
İcra ve İflas Kanununun teknolojiyle uyumlu bir modernizasyonunu
gerekli ve zorunlu kılan bir düzenlemeyle karşı
karşıyayız. Ancak bir hususu hep birlikte de dikkate almak
durumundayız. Nedir? İcra ve İflas Kanununun modern ve medeni
bir çerçeveye oturması mutlaka ama mutlaka önemli olmakla beraber, çağın
gereklerine uygun revizyonunun yapılması önemli olmakla beraber,
toplumlardaki huzur ve refah seviyesi İcra ve İflas Kanununa ne
kadar başvurulduğuyla doğrudan orantılı bir durumdur.
Dolayısıyla medeni ve refah düzeyi düzgün toplumlarda İcra ve
İflas Kanunu en az başvurulan düzenlemelerden bir tanesidir.
Yine, ekonomik altyapısı sağlam
toplumlarda alacaklı alacağını almak için, borçlu borcunu
ödemek için İcra ve İflas Kanununa ya da adliyelere başvurmak
durumunda kalmaz. Ancak bugün Türkiyede içinde bulunduğumuz durum; çok
ağır pandemi koşullarını hep birlikte atlattık,
bu ağır süreci Hükûmetimiz gerçekten insanüstü bir özveriyle ve
çabayla ve muazzam bir başarıyla yönetmeyi sürdürdü ve sürdürmeye
devam ediyor. Ancak ister istemez, öngörülmez bu durumun sosyolojik anlamda
yarattığı ekonomik bir tahribatı da hep birlikte dikkate
almak durumundayız. Dolayısıyla İcra ve İflas
Kanununu sürekli başvurulan bir mevzuat hâline getiren sosyal
şartlar ortadan kaldırılmadığı sürece İcra
ve İflas Kanununda yapılacak modernizasyonun insan huzuru, insan
yaşantısı için de çok kayda değer bir anlamı
olmayacaktır.
Toplumun birçok kesimi, kademesi ve bunlardan en
önemlisi çiftçilerimiz, bu son iki iki buçuk yıllık ağır
ekonomik koşullarda hırpalandılar ve ayakta durmaya
çalışıyorlar. Çiftçilerimiz bir yönüyle önemli, köylülerimiz bir
yönüyle önemli ve ilk başta Başak Cengiz
kızımızın katledilmesiyle bu sosyolojik sorunun
arasında da bir rabıta bulunuyor. Nedir bu rabıta? Bugün
çiftçilerimizin Tarım Kredi Kooperatiflerine, Ziraat Bankalarına olan
borçları 2016 yılına göre, 2017 yılına göre 3,5 kat
artmış durumda ve yoğun bir icra baskısıyla
karşı karşıya kaldılar. Traktörlerin İç Anadoluda
neredeyse tamamı hacizli bir durumda. Birçok milletvekili
arkadaşımız da bu konuları gündeme getirdiler ve
çiftçilerimizin acil, faizsiz ve vadeli bir şekilde mutlaka ama mutlaka
bir yapılandırma beklentisi içerisinde olduğunu ifade ettiler.
Şimdi, bu yapılandırmayı bu
Parlamento bir an önce hayata geçirmek zorundadır. Geçirmezse ne olur?
Yüzde 45i köylerde yaşayan toplam nüfusumuzun bugün sadece ama sadece
yüzde 6sı köylerde yaşıyor. Yani binyıllık bir
medeniyetin ve birikimin bugüne, 21inci yüzyıla taşınması
konusundaki temel kolon olan köylerimiz tamamen boşalmış durumda
ve toplam nüfustaki ağırlıkları yüzde 6nın da
altına düşmüş durumda. Bu insanlar eğer
borçlarını ödeyemez hâle gelirlerse -ki geldiler şu anda- bir
şey kazanamayacaklarını düşündükleri bu
topraklarını terk etmeye, büyük şehirlere doğru akın
akın göç etmeye devam edecekler; yüzde 6nın da altına
düşmüş olan bu dilim büyük şehirlere maalesef ki gelip
ekmeğini ve rızkını aramak durumunda kalacak.
Değerli milletvekilleri, işte büyük
şehirlerde rızkını ve nafakasını arayan Anadolu
insanlarının evlatları, gençlerimiz maalesef yeterli ekonomik
altyapı olmadığı için yeterli eğitim
imkânlarından da yoksun kalacağı için yine en ucuz bilgiye
doğrudan ulaşımla karşı karşıya kalacaklar;
Sosyal medyayla çarpık, çapraşık ve kirli medya
yayınlarıyla büyük şehirlerde karakterlerini
şekillendirmeye çalışacaklar. Bugün, işte bu
yayınlarla şekillenmiş sosyal yapının içerisinden
sürekli şiddeti normalleştirmiş, kanıksamış,
bayağılaştırmış ve benimsemiş insan
profilleri çıkıyor. Dolayısıyla yapmamız gereken acil
ve ivedi bir şekilde bu karanlık dehlizleri ve bu
bataklıkları ya kurutmak ya gençleri bu bataklığın
içerisinden çekip almak, çıkarıp almak ve bunu yaparken de elbette
topluma, köy hayatını temsil eden çiftçilerimize ve değişik
sosyal sınıflara, gençlere, çocuklarına sağlıklı
bir eğitim altyapısı kurabilecekleri bir ekonomik
yapıyı da vadetmek durumundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
YÜCEL BULUT (Devamla) Dolayısıyla,
oldukça uzun bir konu ancak Gazi Meclisin değerli milletvekillerine bir
kez daha şunu ifade etmek istiyorum: Bazen bu çatı altında
altı saat, yedi saat süren kısır ve anlamsız
çatışma ortamının, tartışma ortamının
lütfen ama lütfen Türk milleti adına kullanıldığını,
bu sürelerin Türk milleti adına kullanıldığını bilerek
toplumun esas kanayan yaraları üzerinde de aynı şevkle,
aynı heyecanla, aynı inançla bir an önce tartışmaya
başlayalım çünkü toplumun önceliği olmayan meselelere
harcadığımız gayretler yüzünden her gün yeni bir gencimizi
kaybediyoruz, her gün yeni bir kadınımızı kaybediyoruz, her
gün yeni bir çocuğumuzu kaybediyoruz.
Dolayısıyla, vebali üstlenmesi gereken
Gazi Meclisin değerli milletvekillerini, en kısa süre içerisinde bu
soruna bir çözüm bulacakları inancıyla, sevgiyle saygıyla ve
muhabbetle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Züleyha Gülüm.
Buyurunuz Sayın Gülüm. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul)
Evet, konumuz çocuklar, çocukların üstün yararı yasada, gerekçe
kısmında yazıldığı gibi ama gerçek böyle mi?
Ancak biz çocuk istismarlarının her türlüsünün
gerçekleştiği bir ülkede yaşıyoruz. Mersinde narenciye paketlemede
çalışan 13 yaşındaki bir çocuk, Ula Kerem boynundaki
eşarbın iş makinesine sıkışması sonucu
yaşamını yitirdi; 13 yaşındaki bir çocuk, bir kez daha
söylemek istiyorum yaşını.
Urfada 10 yaşındaki çocuk ağabeyi
tarafından cinsel istismara uğradı, tedavi görmek zorunda ama
çocuğun beyanları ve sağlık raporu olmasına rağmen
savcı takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararının
gerekçesi neydi biliyor musunuz? Çocuğun bağırıp
yardım istememesi, olayı kimseye anlatmaması, rahat
davranışlar sergilemesi Adli Tıp Kurumunun bekâret
bozulmamış raporunu gerekçe yaptı. Ya bu savcılık
cinsel suçlarda çocukların nasıl tepkiler verdiğini bilmiyor
bilmiyorsa bu konuda eğitim alsa iyi olur- ya da erkek egemen akıl
devreye girmiş, yine aileyi korumak adına bir çocuğun
hayatını karartıyor.
Her gün çocuklar öldürülürken, işçiliğe
zorlanırken, tacize, istismara maruz bırakılırken,
kadınlar katledilirken, erkek şiddetinin her türlüsüyle yaşamak
zorunda bırakılırken hiçbir adım atmıyorsunuz, güzel
laflarla Önleyeceğiz. laflarıyla geçiştiriyorsunuz ama ne
hikmetse erkeklerin ihtiyacı olduğunda hemen bir yasal düzenleme
getiriyorsunuz. Şimdi neden erkeklerin ihtiyacı diyorum? Çünkü
aslında velayet, boşanma aşamasında veya
boşandıktan sonra da yüzde 80e yakın oranda kadınlara
veriliyor yani Çocuklarla görüşemiyorum." diyen asıl olarak erkekler
ve biz şunu da biliyoruz ki: Kadınların genelde görüşmeye
izin vermemelerinin nedeni erkeğin şiddet uyguluyor olması,
çocukla ilgili sıkıntı ve problemlerinin olmasından
kaynaklanıyor ama siz, yine, her zamanki gibi erkeklerin
ihtiyacını düşünmüşsünüz ve bundan dolayı alelacele
bir teklif getirmişsiniz. Üstelik bu yasaları da öyle, komisyonlarda
görüşülmüş olsa da burada görüşülüyor olsa da aslında saray
tarafından gönderilen bu düzenlemelere noter görevi olmanın ötesine
geçmeyen süreçlerle yapıyorsunuz. Erkeklerle dolu olan komisyonlarda
kadınlara, çocuklara ilişkin ahkâm kesip yasalar
çıkarıyorsunuz. Reform diye halka dayattığınız
yargı paketleriyle, var olan yasalardan da daha kötü, daha ayrımcı
düzenlemeler getiriyorsunuz.
Mesela bu yasal düzenlemede ne diyorsunuz? Adalet
Bakanlığı bünyesinde kurumsallaşmamış, nasıl
çalışacağının net olmadığı,
çalışanların kim olacağının, yeterli sayıda
uzman ve çalışanın olup olmayacağının,
yetkilerinin, sınırlarının ne olduğunun belirsiz
olduğu birtakım görevlendirmeler yapmışsınız.
Nasıl sonuç üretecek? E, şimdiden belli.
Çocuğun üstün yararı ilkesi diyorsunuz
ama göstermelik olarak üst başlığa
yazmışsınız. Hâlen kişisel ilişki
kurulması değil çocuk teslimi diyorsunuz. Bir kere şunu
öğrenmek lazım: Çocuk bir eşya değil ki teslim ediyorsunuz.
Çocuğu kişisel ilişki kurma hakkının öznesi olarak
görmüyorsunuz, annelik ve babalık duygusunun tatmin aracı olarak
görüyorsunuz, bunu da gerekçeye yazıyorsunuz; bari oralara yazıp da
kendinizi açık etmeyin. Çocukların istekleri ne, duyguları ne,
içinde bulundukları ruh hâli ne, bütün bunları göz ardı
ediyorsunuz; tek derdiniz, aman, erkekler bu çocuklarla görüşme
hakkını alsınlar. Çocuğun sağlığı,
çocuğun psikolojisi nedir, bunlar sizin için önemli değil, zira asıl
olarak erkekleri korumak önemli.
Sürecin adli destek ve mağdur hizmetleri
müdürlüklerince yürütülmesi de boşanmış ailelerin
çocuklarının mağdur olduğu ve boşanmanın da kötü
olduğu algısına yol açmak üzere düzenlenmiş. Evet, çocuklar
mağdur oluyor ama boşanmadan değil, sizin çocuklara dair
politikalarınızdan kaynaklanıyor. Zira, yaşanabilir bir
ülke yaratacak, çocukların açlığa, yoksulluğa, çocuk
işçiliğine, şiddete mahkûm olmasını engelleyecek bir
siyasi anlayışınız yok; tam tersine Aile içerisinde
başlarına ne geliyorsa gelsin. diyorsunuz. Kadınlar
açısından da aynı şeyi söylüyorsunuz; kadınların
şiddete uğraması umurunuzda değil, yeter ki aileniz
korunsun, yeter ki kadınlar boşanmak istemesin. Bu yüzden
kurmamış mıydınız boşanmayı engelleme
komisyonlarını ve kararlarını da bu şekilde
açıklamamış mıydınız?
Çocukla kişisel ilişki kurulacak yerleri
de okullar, kreşler olarak belirliyorsunuz yani çocukların
akranlarıyla bir arada olduğu, çocukla kişisel ilişki
kurulması sırasında herkesin göreceği noktalarda
belirliyorsunuz. Peki, bunların çocuklar üzerinde yaratacağı
etki konusunda bir fikriniz var mı?
Çocuk teslim merkezleri diye
adlandırdığınız yerlerde çalışan
uzmanların mahkemelerden bağımsız görev
yapacağından bahsediyorsunuz. Yani her seferinde değişme
riski olan, çocuğu tanımayan, ilişkide şiddet
geçmişini bilmeyen, mahkeme süreçlerine vâkıf olmayan uzmanlar çocuk
hakkında rapor hazırlayacak, öyle mi? Bu sürecin boşanma
davası açılmasıyla birlikte başlaması, teslim
süreçlerinde de -yani sizin söyleminizle teslim bizim söylemimizle
kişisel ilişki kurma süreçlerinde- aynı uzman tarafından
takip edilebilmesi gerekiyor. Zira, çocuğu anlayabilmesi, bu yönde
sağlıklı bir rapor verebilmesi ancak böyle bir süreçle mümkün.
Boşanma sürecinde veya sonrasında erkekler
çocukları araçsallaştırıyor, kadınların
hayatlarını çocuklar üzerinden kontrol altına almaya
çalışıyor. Her gün kadınlar öldürülüyorken erkek
şiddetini önlemek yerine siz şiddete yeni zeminler sunuyorsunuz.
Zira, bu teslim merkezi dediğiniz noktalarda kadınların,
çocukların, çalışanların nasıl korunacağına
dair hiçbir düzenleme yok, buna dair şiddeti önleyecek hiçbir
mekanizmanız yok.
Şimdi birkaç örnek vereyim, nasıl
gerçekleşiyor bu kişisel ilişki kurulması meseleleri:
Trabzonda evlilik boyunca Sibel Göktaşa şiddet uygulayan Emre
Göktaş, boşanma aşamasında görüşmek için eve
götürdüğü 5 yaşında, 8 yaşında ve 11
yaşındaki 3 kızını silahla vurarak öldürdü.
Osmaniyede Kemal E. hakkında uzaklaştırma kararı
olmasına rağmen boşanma aşamasında olduğu Hürü
E.yi ve oğlunu öldürdü. Yine, Bayburtta Erdoğan Acar,
çocukların velayeti boşandığı eşine
verildiği için pompalı tüfekle 7 ve 8 yaşındaki
çocuklarını öldürdü. Diyarbakırda Avukat Müzeyyen Boylu,
boşanma aşamasında olduğu erkek Mesut Issı tarafından
14 kurşunla öldürüldü; katil erkek, çocukların okul etkinliğini
bahane ederek Müzeyyen Boyluyla görüşmek istemişti.
Şimdi, Cinnet geçirdi. diyerek erkek
şiddeti bu ülkede meşrulaştırılıyor.
Kadınların fail olduğu, çocuklara zarar verdiği bir habere
rastlamanız çok zor. Hâl böyleyken kadınlara bu yasayla çocuğu
kaçıran taraf muamelesi yapmak istiyorsunuz. Kadınlara veya çocuklara
yönelik şiddet tehdidi olup olmadığı, bunun çocuk
üzerindeki etkisinin ne olduğu, neden çocuğun babasıyla
görüşmek istemediği ya da kadının neden görüştürülmek
istemediğine ilişkin gerçek anlamda bir araştırma
yapmaksızın Çocuk teslim edilmezse kadınları disiplin
hapsiyle cezalandıracağız. tehdidinde bulunuyorsunuz. Şu
gerçeği biliyoruz: Kadına şiddet uygulayanlar çocuğa da
şiddet uygular ve kadınlar bunu çok iyi bildiği için de
tedirginler. Sanki eşitler arası bir ilişki varmış
gibi, sanki kadınlar ile erkeklerin koşulları eşitmiş
gibi bir düzenleme yapıyorsunuz, kadınları da hapis
cezalarıyla tehdit ediyorsunuz.
Kadınların, çocuğu hırsları
için kullandığını söylüyorsunuz; peki, boşanma
öncesinde erkeklerin çocukları kullanarak kadınları kendi
koşullarına zorlamasına, çocukla tehdit ederek nafaka
hakkından, tazminattan vazgeçirmeye çalışmasına niçin bir
çözüm üretmiyorsunuz? Boşanan erkekler ne çocuğun ne de
kadının nafakasını ödemiyor; kadınlar nafakayı
alabilmek için icra dairelerinde hacizlerle uğraşmak zorunda
kalıyor ama tabii, buna da sizin bir çözümünüz var; diyorsunuz ki:
Nafakayı kaldıralım, sınırlandıralım, sorunu
zaten kökten çözeriz. Bir de bu yetmiyor, çocuğun teslim edilmemiş
olmasında kişisel ilişki kurmaya annenin haklı gerekçelerle
izin vermemiş olmasını velayetin değiştirilmesi için
gerekçe yapmaya, çocuğun hayatını altüst etmeye
kalkıyorsunuz.
Çocuğun kişisel ilişki
kurmasını sağlamak icra müdürlüklerinden
çıkarılıyormuş gibi görünse de değişen bir durum
yok. Aslında, çocukların üstün yararını koruyan bir
düzenleme de yok, çocukla kişisel ilişki kurulmasının
engellendiği hâllerde çocuğun menfaati düşünülmeden çocuk yine
kolluk zoruyla karşı karşıya bırakılıyor.
Kolluk olmalıdır, evet ancak bu, kişisel ilişki
kurulması sürecinin tamamında olmalıdır çünkü hem
kadına yönelik hem çocuklara yönelik hem de aslında o sırada
bulunan görevlilere yönelik şiddetin en sık
yaşandığı noktalardan bahsediyoruz. Ancak bu kolluk,
çocuğun rızası dışında, çocuğun isteği
dışında bir teslime zorlayacak kişi asla olamaz.
Çocuğun iradesini hiçe sayıyorsunuz, onun iradesini, onun
beyanını dikkate almadan Çocuğu zorla babaya vereceğiz.
diyorsunuz; bu, kabul edilemez. Bu kolluk, çocuğun psikolojisi
açısından, kadınların psikolojisi açısından
pedagoji eğitimi almış, sivil giyimli, çocuğu rahatsız
etmeyecek olan, çocukların ve tarafların hikâyesini bilen bir kolluk
gücü olmak zorunda.
Bu yasa teklifi gerçekten hiçbir çözüm üretmiyor, bu
göstermelik düzenlenmelerin yerine kadınları ve çocukları
şiddetten koruyan, çocuğun ana babayla sağlıklı bir
biçimde ilişkilenmesini sağlayan çözümler üretilmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) Kadınların
gasbedilen hakları derhâl iade edilmeli, İstanbul Sözleşmesi
etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Evet,
ısrarcıyız, söylemeye de devam edeceğiz; İstanbul Sözleşmesi
yaşatır, yeniden etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
Kadınların ve çocukların
korunması sorunu, kadın dernekleriyle, feministlerle, çocuk
hakları dernekleriyle, konuyla alakalı sivil toplum örgütlerinin
katılımıyla ve özellikle de çocukların görüşleri
alınarak bütüncül bir yaklaşımla çalışan bir çocuk
bakanlığı kurulmasıyla çözülebilir. Çocukları ve
kadınları doğrudan etkileyen, ilgilendiren bu konuda -aslolan
çocuk bakanlığı- Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığıyla birlikte çalışacak bir sistemin
kurulması gerekir.
Göstermelik uygulamalarla, erkekleri koruyan yasal
düzenlemelerle Çocukların üstün yararını koruyoruz. demeyin,
hikâyeler yazmayın. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Turan Aydoğan.
Buyurunuz Sayın Aydoğan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sevgili Başkanım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu konuşmamı, bugün burada Adalet ve
Kalkınma Partisi sıralarında oturan 9 milletvekiline ithaf
ediyorum. Bu gruptan 9 kişi var, iyi dinlesinler beni; ne kadar ciddiyetle
yasalarını takip ettiklerinin göstergesi de budur yani saldım
çayıra, Mevlam kayıra misali işlerle beraber Meclisi yormaktan
başka bir iş de yapmıyorlar.
Başlarken, aslında, Sezai Karakoçu,
rahmetliyi anma sözüyle başlayacaktım ama ithaf edeceğim yeri
belirlemem daha doğru oldu galiba. Seni yok sayacaklar/ Sen daha çok var
olacaksın. demişti Sezai Karakoç; bu sözü unutmayın. Buraya çıkıp
Sezai Karakoçu sadece İslam dünyasının şairi diye
tarifliyorsunuz ya, şiir tek bir cekete sığmaz, ceketler,
ceketler, ceketler şiire sığmaz, şiir cekete
sığmaz. Sezai Karakoç bu ülkenin millî değeridir, bu sözü de
biraz size söylemiş olabilir.
Şimdi, arkadaşlarımız bu pakete
reform diyor. Reform, siyasi kararlılık işidir Sayın
Başkanım, cesur liderlerin ve cesur kadroların işidir
Sayın Genel Başkanımızın yaptığı gibi;
öyle kitabın tam ortasından konuşarak Türkiyenin gündemindeki
sorunları, yaraları iyileştirme için adım atma işidir.
Böyle İcra ve İflas Kanununda 2 tane değişiklikle beraber
kamuoyunu yanıltarak adına reform dediğiniz sıradan
değişiklik kanunlarıyla Meclisi de yok sayarak bu yolu yürüme
meselesi değildir. Reform sizin işiniz değildir kardeşim,
sizin işiniz bitti. Siz, artık arkasında olağanüstü bir
meşru çoğunluk olmayan, durumu tartışılır,
Mecliste oturdukları koltukların arkasında bir iradenin
varlığı ve yokluğu çok fazlasıyla tartışılır
bir parti grubusunuz. Siz, artık gelmiş olan seçim
çağrısının farkına varın. Bulunduğunuz
yerler size ait değil, kullandığınız güç artık
size ait değil. Bu kanunları, bu Meclisin diğer partilerini yok
sayarak, onlarla oydaşmaksızın yapabilecek hukuksal olarak arkanızda
bir güç de yok; bu kanunu da böyle yaptınız. Aslında üzerinde
çok fazla konuşacağımız bir kanun değil. Adalet
Komisyonunda ben söyledim, bazen iyi niyetle kanunlar da getiriyorsunuz ama iyi
niyetinizi gölgeleyecek o kadar çok iş var ki;
tartışmıyorsunuz, konuşmuyorsunuz, muhataplarına
sormuyorsunuz, sonra komisyonlarda size yaptığınız
kanunların Anayasaya aykırılıklarını, güncel
hayatın dışındaki durumlarını anlatıyoruz.
Mesela, bu yaptığınız kanunda icra başmüdürü diye
tanımlamalarınızın Anayasanın 128inci maddesine
aykırı olduğunu anlatmaya çalıştık size. Onun
dışında, çifte cezalandırmayla ilgili hüküm koydunuz.
Disiplin cezası ve çifte cezalandırmanın Anayasanın 2nci
maddesindeki hukuk devletine aykırı olduğunu, Anayasanın
90ıncı maddesindeki uluslararası anlaşmalara uyma
zorunluluğuna aykırı olduğunu, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine Ek 7 No.lu Protokolün 4üncü maddesine
aykırı olduğunu anlattık, anlattık, anlattık.
Mesela, ben yarım saat konuştum, sonra üstüne bir yarım saat
daha konuştum Komisyonda, hançeremi yırttım ama siz tam bir
totalist parti görüntüsü veriyorsunuz artık. Arkanızda irade yok, güç
yok, dediğim dedik, çaldığım düdük yapmaya
çalışıyorsunuz, yok artık öyle düdük, yok!
Sizinle burada hukuku konuşacağız,
yapmadıklarınızı konuşacağız. Mesela,
Başak Cengiz'i konuştu, rahmetli kızımızı
konuştu kardeşim burada. Size soracağım bu
ikiyüzlülüğü. Öyle timsah gözyaşlarıyla beraber, Türkiye
toplumunun önünde nasıl geçiştiriyorsunuz? On ay içerisinde, bu
ülkede 290 kadın erkekler tarafından öldürüldü, yüzünüz
kızarmıyor mu? İstanbul Sözleşmesinden imza çektiniz,
yüzünüz kızarmıyor mu? Hangi yüzle beraber gidip
ağlaşıyorsunuz etrafta?
Bakın, size İngiliz şairin
madencilerle ilgili bir şiirini okuyayım da durumunuzu anlayın:
Ve birkaç gün sonra bütün bu cesetler hep birlikte
gömülecekler büyük bir çukura.
Sevgilerini ve üzüntülerini gönderecek
başefendi hazretleri.
O milletvekilleri de orada olacak,
Hani şu bilinen kişiler, görünecek çok
kederliymişler gibi,
Bu akşam kadınlar maden
ocağının başında bekleşe dursun
Tanrı bile görmüyor, Tanrı bile,
İkiyüzlülüğünü ve utancını bu
oyunun.
Budur durumunuz. İkiyüzlüsünüz kadın
konusunda. Sakın çıkıp konuşmayın burada!
Kadınları evlerine mahkûm ettiniz. Bu ülkede kadınların
dörtte 3ü evine mahkûm edilmiş durumda. Kadın istihdam oranı
yüzde 26, yüzde 27lerde. O da sizin o palavracı TÜİKinizin
rakamları; doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama
verdiği rakam bu.
İstanbul Sözleşmesinden çekiliyorsunuz,
anladım da, dinimizin de birtakım verileri var bu konuyla ilgili.
Mesela Veda Hutbesi var, mesela Medine Vesikası var. Orada, Medine
Vesikasında bir hukuku tarif ediyor: Güçlünün değil,
haklının ve hukukun yanında olun. diyor Medine
Vesikasında. Veda Hutbesinde Tüm insanlar eşittir, erkeklerin
kadınlara, kadınların erkeklere hakları vardır.
diyor. Burada erkek parmaklarınızla beraber bu ülkeyi idare etmeye
çalışıyorsunuz.
Başka bir yerden bakalım. Bir dünya
hukuksuzluk var dedim. Bir dünya hukuksuzluğu beraber yaşıyoruz.
Berfo anayı hatırladınız mı? Berfo ananın
oğlunun dosyasını kapattınız. Sayın
Cumhurbaşkanı söz vermişti; ölüsünü ya da dirisini, sorumlusunu
bulacağına söz vermişti. Berfo ananın şu sözlerini ben
size hatırlatayım, belki vicdanınıza biraz dönme
fırsatı bulursunuz. Benim evladım gelir diye kapıyı
bacayı açık bıraktım. Ay geçti, gün geçti, sene geçti benim
çocuğum gelmedi. Otuz üç yıl boyunca çocuğunun kemiklerini
bekleyen Berfo anaya bunu çok gördünüz ve o dosyayı kapattınız.
Siz hukuktan konuşuyorsunuz
karşımızda, öyle mi? Roboski katliamını
hatırladınız mı?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Roboski
neresi?
TURAN AYDOĞAN (Devamla) On yıl, on
yıldır devam eden bir süreçte henüz doğru düzgün yargılanan
kimse yok, ortada bir sonuç yok. İnsanlar ölmüş, devletin biraz
kendisine çekidüzen vermesi gerekirken bu olaydan dolayı, sorumluyu bulup
çıkarmaksızın geçiştiriyor.
Askerî okul öğrencilerini içeride tutuyorsunuz.
Garibanları buldunuz, Vurun abalıya! diye bütün sorumluluğu
masum çocukların üzerine yıktınız. O melun örgütün
finansörünü uçakta gezdiriyorsunuz, kurduğunuz bir kurumun yönetim
kuruluna oturttunuz; askerî okuldaki masum çocuklar otuz yıl hüküm
giymiş, dosyalarına bakacak kadar yüreği olan milletvekili
hukukçular varsa gelsinler, beraber bakalım, desinler ki: Bu hükümler
haklıdır.
KHKlilere sivil ölüm yaşatıyorsunuz. Hiç
yargılanmamış, idari bir kararla beraber görevinden edilmiş
insanlar var. Hukukçu kardeşlerim, soruyorum size: Siz hukukçuysanız
buna nasıl kabul diyebiliyorsunuz? Nasıl diyebiliyorsunuz? Bu
Anayasanın 125inci maddesinde yazmıyor mu İdarenin bütün
işlem ve eylemleri yargı denetimine tabidir. diye? Araya bir
komisyon koyuyorsunuz, insanların hak aramasını güçlendirdiniz,
hatta beraat kararıyla beraber gelen insanları da işine
başlatmıyorsunuz, takipsizlik kararı olanları işine
başlatmıyorsunuz.
Bu koltuklarda ne güzel böyle rahat oturuyorsunuz
ya! Ne güzel, vicdanınız rahat! Bu kadar insan mağdur, bu kadar
insan hukuksuzlukla karşı karşıya; İcra ve İflas
Kanununda iki değişikliği reform diye
yutturacaksınız bu millete. Üstelik, kendi getirdiğiniz
İnsan Hakları Eylem Planını bu işlerin üzerine
koyarsanız, daha bir tanesini bile yapmadınız, sadece ihlal
yapıyorsunuz. Siz burada bize hukuk anlatacaksınız, öyle mi?
Gazetecilere binlerce yıllık cezalar
vereceksiniz neredeyse ve medya kuruluşlarını parayla
cezalandırarak susturuyorsunuz; yandaşınız,
yöredaşınız medya kuruluşları da bu millete nefret
tohumlarını ekerken onların dosyalarını sümen
altı ediyorsunuz RTÜK diye bir tetikçi kurumunuz kanalıyla.
Birileri döner, sorar Bu işler niye doğru yapılmadı?
diye. Bir yürekli adam çıkar, o bürokratlara çağrı yapar Adam
olun! Yaptığınız ve yapmadığınız her
şey hukuk karşısında bir sorumluluk oluşturur. der.
İyi dinleyin buraları, iyi dinleyin.
Korgan Kaymakamını görevden
aldınız, sorulan soruları takip ettiniz mi? Bu ülkede idari
olarak bir valinin yarattığı utancı takip ettiniz mi?
Milletvekillerini nasıl çağırdınız? Cumhuriyet Halk
Partisi İlçe Başkanlığından Türk Bayrağı
aldınız mı? diye soruyor vali. Helal olsun aldıysa, helal
olsun, anasının ak sütü gibi helal olsun! Türk Bayrağı
alınan
Bunu nasıl soruyorsunuz, nasıl soruyorsunuz? O
kardeşimizin hakkını ya kısa sürede teslim edeceksiniz ya
da bu haksızlıkların gün gelecek hesabı sorulacak; unutmayın,
unutmayın! (CHP sıralarından alkışlar)
Adalet kuru bir laf değildir, adalet
aslında ekonomik bir meseledir. Çıktı birisi, her şeyi
biliyor! Daha dolar geçen hafta 9,5 lirayken, bugün 10,5 lira oldu. Daha ne
kadar bedel ödettireceksiniz bu ülkeye ya?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın efendim.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) Hiç mi içinizde
ekonomiyi bilen bir adam yok? Nasıl bir grupsunuz? Niye
uyarmıyorsunuz? Bu memleket nereye götürülüyor? Bu bedeli kim ödüyor,
zamların bedelini kim ödüyor? Yoksulluk kime ait yazılıyor?
Yolsuzlukların bedelini kim ödüyor? 128 milyar doların
eritildiği tarihte dolar kuru 6 liraydı, şimdi 11 lira oldu; 650
milyar lira bu ülkenin hazinesine fatura ettiniz. Duymadınız,
görmediniz, öyle mi? Kim yapıyorsa bunu, çıkın biraz sesinizi
yükseltin. Bu Mecliste son dakikalarınızı
yaşıyorsunuz. Bir daha gelirsiniz, gelmezsiniz; kaçınız
gelir, kaçınız gelmez, bilmiyorum. Biraz yürekli olun, biraz
milletten yana olun; bu vurguna, bu soyguna, bu fütursuzluğa bizimle
beraber Dur! deyin, yazık oluyor bu ülkeye, frensiz bir kamyon gidiyor.
Şunu da bilin biz buna rastgele
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TURAN AYDOĞAN (Devamla) Sayın
Başkanım, bir dakika daha verebilir misiniz?
BAŞKAN Verdim efendim.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) Görmedim, tekrar
edebilir misiniz rica etsem? Çok özür diliyorum, farkına varmadım;
lütfederseniz
BAŞKAN Estağfurullah, buyurun.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) Buradan
halkımıza sesleniyorum: Asla bir beisle yaşamasınlar. Bu
reklam arası sizdiniz işte, biraz uzun sürdünüz; yirmi yıl.
Yirmi yıllık reklam arasısınız, yirmi yıllık
bir garip filmsiniz ama bizim umudumuz bitmez çünkü geliyor gelmekte olan,
haberiniz olsun, geliyor gelmekte olan ve unutmayın
Bakın, Edip Canseverin güzel bir şiiri
var, onu okuyayım size: Nedensiz bir çocuk ağlaması bile/ Çok
sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.
Bugün üzerinde tepindiğiniz Türkiyenin
varlıkları, yarın bizim kuracağımız müreffeh,
hukuka dayalı, herkesin birbirine saygılı olduğu,
barıştığı, yüzleştiği, helalleştiği
Türkiye olacaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bana itiraz
etmeyeceksiniz değil mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sana itiraz edeceğiz.
BAŞKAN Buyurunuz.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
51.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Turan Aydoğanın 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
hatibimizin genel olarak konuşmasıyla ilgili bir sorun yok ama
Cumhuriyet Halk Partisi olarak eril bir dil kullanmayı her zaman
reddediyoruz. Benim de başıma geliyor, her birimizin başına
geliyor, cümle içinde ağızdan kaçıyor. Konuşmadaki Adam
olun. ifadesini İnsan olun. olarak değiştiriyoruz. Dürüst
olun, çalışkan olun ama adam olun. ifadesini eril bir kelime olarak,
başta kadın arkadaşlarımız, Cumhuriyet Halk Partisi
toptan reddeder. Tutanakta düzeltilmesini rica ederiz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın Grup
Başkan Vekilimiz çok haklı, biz bu dili kullanıyoruz
aslında.
BAŞKAN İnsanoğlu insanız
efendim.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.33
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.42
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Sevda
ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 20nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN 285 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Birinci bölüm üzerinde gruplar adına
yapılan konuşmalar tamamlandı.
Şimdi, şahsı adına Antalya
Milletvekili Sayın Kemal Bülbül.
Buyurunuz Sayın Bülbül. (HDP
sıralarından alkışlar)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Öncelikle, hafta sonu Kandıra Hapishanesinde,
rehin tutuldukları yerde ziyaret ettiğim önceki dönem Eş Genel
Başkanımız Sevgili Figen Yüksekdağ, Gültan
Kışanak, Aysel Tuğluk, Nurhayat Altun, Edibe Şahin
arkadaşlarımızın sevgi ve saygılarını
Türkiye halklarına, demokrasi mücadelecilerine ve kadınlara iletmeyi
bir borç biliyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
İkinci olarak, bugün toprağa verilen ve
demokrasi, eşitlik, özgürlük, adalet mücadelesinde, halkların
kardeşliği, eşitliği mücadelesinde sanatıyla bir
efsane olan Ahmet Kayayı sevgi ve saygıyla anmayı da bir borç
biliyorum.
Evet, önceki gün 15 Kasım idi ve 15 Kasım
1937 Evladıkerbelânın darda sır oluşunun yıl dönümüydü.
Seyit Rızayı ve birlikte idam edilen 7 insanımızı
sevgi saygı ve aşkla anıyorum. Pir Seyit Rıza,
halkının Rızosu; mirasın ve uğruna mücadele
ettiğin değerler -eşitlik, özgürlük, adalet- bizim için hâlâ
ulaşılması, mücadele edilmesi gereken özlemlerdir ve bu
uğurda mücadele ettiğimizi belirtmek isterim. Pir Seyit
Rızanın ve 7 arkadaşının mezar yeri hâlâ belli
değildir. Bu bir mahkeme değildir, bu bir suç örgütüdür. Seyit
Rıza ve arkadaşları idam edilirken hukuk işletilmemiş,
katliam yapılmıştır.
Bir başka şey değerli
arkadaşlar: Akşam diye bir gazete var ve bu gazetede yazan bir...
Yani nasıl tarif etsek, nasıl ifade etsek bilmiyorum. Ne demiş
bu Hüseyin Besli diye yazı yazan kişi? Alevi ve Kürtlere yönelik
açık bir nefret suçu işlemiş ve nefret suçunda diyor ki: Alevi
ve Kürt olanlar çifte kavrulmuş yalancıdır. Kürt Aleviler makbul
değildir. diyor ve yazısına devam ediyor.
Şimdi, be hey çifte yezit! Be hey çifte iblis!
Be hey çifte inkârcı! Be hey çifte faşist! Be hey çifte
ırkçı! Türkiyede var olduğu günden bu yana, Baba İshaktan
bu yana eşitliğe, özgürlüğe, adalete, varlığa,
birliğe, dirliğe hizmet etmiş Hünkâr Hacı Bektaştan
Seyit Rızaya, Baba Tahirden Şeyh Bedrettine, Torlak Kemalden
Alişere kadar, Bese Anadan Adile Anaya kadar, hakka, hakikate, adalete,
eşitliğe, özgürlüğe hizmet eden, bu inanca ve bu inanç
mensuplarına bu kadar ucuz dil uzatanlara aslında hakkın ve
hakikatin âşıklarının birinin diliyle cevap vermek
gerekiyor. Bunlar var ya aha bunlar, bunlar Zülfikardan anlar; Kerbelâdan
beri bu böyledir. Bunlar var ya aha bunlar, bu iblisiekberler Zülfikardan
anlar. Böyle ikide bir inancımıza, kültürümüze, tarihimize, dilimize,
kutsal değerlerimize hakaret edenler, bu gücü bir zamanlar Cemevi
cümbüş evi. diyenlerden alıyorlar; bu gücü bir zamanlar her türlü
pervasızlığı yapıp da Madımak katilini
affedenlerden ve bu zihniyeti sürdürenlerden alıyorlar.
Biz daha önce de bu kürsüden defalarca söyledik. Biz
Aleviler olarak bütün Türkiye halklarıyla -Kürtler, Türkler, Ermeniler,
Araplar, Süryaniler, Çerkezler- et ve tırnak gibi değil, kan ve can
gibiyiz; Türkiye halklarının kanı ve canıyız; Türkiye
halkları bizim kanımız ve canımızdır; Türkmenden
Kürte, Araptan Ermeniye adını sayamadığım kadar
halklarla. Biz Türkiye'nin çimentosu değiliz; biz Türkiye'nin hakikati,
adaleti, merhameti ve eşitliğin, özgürlüğün mücadelesini
yürüten, varlığı, birliği ihdas eden ortak
aklıyız. Bu ortak akla hakaret eden herkes insanlığa, eşitliğe,
hakka, hakikate karşı suç işlemiştir ve bu suçu, bu adı
geçen kişi, bu gazetede işlemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Bülbül.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Ve bir kere daha bu suça karşı Daimi
Babanın nefesiyle cevap vermek istiyorum:
Kainatın aynasıyım,
Mademki ben bir insanım.
Hakkın varlık deryasıyım,
Mademki ben bir insanım
İnsan hakta hak insanda,
Arıyorsan bak insanda.
Çok marifet var insanda,
Mademki ben bir insanım.
Bunca temenni dilekler,
Vız gelir çarkıfelekler.
Bana eğilsin melekler,
Mademki ben bir insanım.
Tevratı yazabilirim,
İncili dizebilirim,
Kuranı sezebilirim,
Mademki ben bir insanım.
İlim bende, kelam bende,
On sekiz bin âlem bende,
Yazar levhi kalem bende,
Mademki ben bir insanım.
Daimiyim, harap benim,
Ayaklarda türap benim.
Aşk ehline şarap benim,
Mademki ben bir insanım.
Biz insanız, muhatabımız
insandır, iblislerle muhatap olmayız.
Aşk ile
(HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şahıslar adına
Balıkesir Milletvekili Sayın Belgin Uygur.
Buyurunuz Sayın Uygur. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BELGİN UYGUR (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İcra ve İflas Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerine şahsım adına söz
almış bulunmaktayım.
Sözlerimin başında, diriliş
şairi, büyük mütefekkir, mücadele insanı Sezai Karakoçu rahmetle
anıyorum, Allahtan rahmet diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bilindiği gibi, temel hak ve özgürlüklerin daha etkin
korunması, yargı bağımsızlığı ve
tarafsızlığının geliştirilmesi, adalete
erişimin kolaylaştırılması, makul sürede
yargılama, yargıya güvenin artması ve insan odaklı adalet
anlayışı gibi ana ilkeler doğrultusunda Yargı Reformu
Strateji Belgesi; özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik Türkiye vizyonuyla
da İnsan Hakları Eylem Planı Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından
açıklanmıştı.
Yol haritası, Yargı Reformu Strateji
Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı olan 4 yargı paketini
hayata geçirdik. Bugün görüşmekte olduğumuz beşinci yargı
paketinde de Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları
Eylem Planındaki alacaklı ve borçlu arasındaki dengenin
gözetilmesi, mülkiyet hakkının daha etkin korunması, aile
hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların yargısal çözümü
sürecinde uyuşmazlıkları derinleştiren uygulamaların
kaldırılması ve çocukların fiziksel ve ruhsal
gelişiminin desteklenmesi amaçlarımız doğrultusunda
İcra İflas Kanunuyla birlikte 8 kanunda değişiklik
yapılmaktadır. Bunlardan kısaca bahsedecek olursak; 1932
yılından beri uygulanan fiziki satış usulü
kaldırılmıştır. Bilişim sisteminin ve
teknolojinin geliştiği günümüzde icra satışları
tamamıyla elektronik ortamda başlayacak ve bitecektir. Böylece açık
artırmaya her yerden daha fazla kişi katılabilecek, isteyen
herkes teklif verebilecek, hacizli malın rayiç değerinde
satılması sağlanacak ve alacaklı ile borçlunun menfaati en
üst düzeyde korunmuş olacaktır. Yine, alacaklı ile borçlunun
menfaat dengesini sağlayabilmek adına borçluya hacizli
malını satabilme imkânı da getirilmektedir. Hacizli malın
satış işlemi sürecinde yeknesaklık sağlanabilmesi
amacıyla da menkul ve gayrimenkul malların satış isteme
süresi bir yıl olarak belirlenmektedir. Borçlunun külfetini azaltmak amacıyla
borcunu taksitle ödemeyi taahhüt etmesi veya alacaklı ile borçlunun borcun
taksitlendirilmesi için sözleşme yapması hâlinde bu işlemler
damga vergisinden muaf tutulmaktadır. Yine, satış işleminin
daha hızlı ve etkin bir şekilde yapılmasının
sağlanması amacıyla, satış talebiyle birlikte
kıymet takdiri, muhafaza ve satış giderlerinin tamamı
peşin olarak dosyaya yatırılacaktır. Takibin tarafları
ile ihale alıcısını zarara uğratan birtakım
sorunlara çözüm bulmak amacıyla da ihalenin feshini talep etmeye
ilişkin usul ve esaslarda değişiklik yapılmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1932 yılından beri uygulanan ve taraflar
arasında yeni ihtilaflara yol açan çocuk teslimine ve çocukla kişisel
ilişki kurulmasına ilişkin ilamların icra dairelerince
infazının uygulanmasına da son verilmektedir. Çocuk teslimine
veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin
işlemler, çocuğun üstün yararı gözetilerek, bünyesinde psikolog,
pedagog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci ve rehber
öğretmen gibi uzmanlar bulunan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri
Müdürlüğünce gerçekleştirilecektir. Yine, bu işlemler ücretsiz
olacak ve tüm masraflar devlet bütçesinden karşılanacaktır.
Çocuk teslimine veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair
kararların infazı, çocuğun örselenmesine neden olmayacak
şekilde, kreş, okul gibi mekânlarda gerçekleştirilecek, hem
kamuoyu vicdanını hem de çocuğun ruhsal yapısını
etkileyen zor kullanma usulleri ortadan kaldırılacaktır. Çocuk
teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin
ilam veya kararların yerine getirilmesini engelleyenler disiplin hapsiyle
cezalandırılacak, yine bu tür kararlara aykırı
davranılmasının önlenmesi amacıyla da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BELGİN UYGUR (Devamla)
çocuğun
menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet hakkı değiştirilebilecektir.
Kanun teklifimizin hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Sisteme giren sayın milletvekillerine 60a göre
yerlerinden söz vereceğim.
Sayın Özkan
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
52.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın,
Bursalı tarım üreticilerinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri, Bursa, tarımsal
üretim çeşitliliğinde Akdeniz Bölgesinden sonra 2nci sırada
yer almaktadır. Bursalı üretici, tarımsal sulamada
yaklaşık 1.800 adet elektrik trafosundan yararlanmaktadır.
Tarımsal sulamadaki elektrik ücretlerine Bursalı üretici hiçbir
destek alamıyor. Tarım ve Orman Bakanlığına 23 Haziran
2020 tarihinde Bu konuda Bursalı üretici için bir destekleme
programı var mı? diye sorduk, bir buçuk yıl geçti hâlâ cevap
yok, Bursalı tarım üreticisi unutuldu.
Bursa Karacabey Yeşildere Barajının
yapımına 2014 yılında başlanmış ve 2018de
bitirileceği söylenmişti. Barajın tamamlanmaması nedeniyle
geçen sene bölgede büyük bir sel felaketi yaşandı. Buradan tekrar
soruyorum: Bursalı tarımsal üreticiyi destekleyecek misiniz? Baraj inşaatı
ne zaman bitecek?
Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın İlhan
53.- Kırşehir Milletvekili Metin
İlhanın, şeker zammına ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir)
Tarımsal üretimin hiçbir planlanması yapılmadan şuursuzca
özelleştirilen şeker fabrikalarının geleceği,
ihaleleri alanların şeker üretimiyle ilgili birikimlerinin
olmaması nedeniyle önemli riskler taşımaktadır. IMF'den
miras kalan kota uygulaması ve yüzde 90lık üretim kotası
sebebiyle, fabrikasyon randımanlarında oluşan şaibeler ve
çiftçimize verilen kota cezaları sonrası büyük bir tehlike olan
arzın doğru okunamamasının şekerde arz
darlığına yol açabileceği konusunda uzmanlarca defalarca
uyarılar yapılmasına rağmen, üretim rekoru
kırıldığını iddia eden Tarım Bakanı ve
Hükûmet, TÜRKŞEKERi kamu içinde konumlandırma telaşıyla
uğraşmaktadır.
Bu sorunlar sebebiyle, doğal olarak yüzde
25lik zam öncesi stokçuluk iddiaları da yoğun bir şekilde
kamuoyunda tartışıldı. Kırşehir'de şeker
fabrikası özelleştirilirken CHP milletvekillerini tartaklatanlar
bugün gelinen noktada üç maymunu oynamaktadırlar. Şeker gibi
stratejik bir ürünü rant uğruna peşkeş çekenler ülkemizin
geleceği ve kaderiyle oynamışlardır.
BAŞKAN - Sayın Kemalbay Pekgözegü
54.- İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegünün,
cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cezaevlerinde ağır hak ihlalleri artarak
devam ediyor. 83 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan'ın
cezaevinde çok kötü şartlarda olduğunu biliyoruz,
ağırlaştığını biliyoruz. Cezaevinden
cenazesinin çıkması mı bekleniyor? Mehmet Emin Özkan için adalet
çağrısı yapıyorum.
Ayrıca, İzmir Buca 2 No.lu F Tipi
Cezaevinden aldığımız bir mektupta son iki yılda en
ağır tecrit hâlinin yaşandığı söyleniyor. Keyfî
hücre cezaları ve disiplin cezalarının verildiği, son iki
ayda şartların daha da ağırlaştığı,
yeni atanan 1inci Müdür Ali Haydar Ak tarafından odalardaki özel
alanların kameralarla gözetlendiği, günde 2 kez arama
yapıldığı, Kurum Müdürü tarafından Robocoplarla
odalarda baskın düzenlendiği söyleniyor. Siyasi mahpusların
farklı blok ve koridorlarda Fetullahçıların ve adli çete
gruplarının
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bulut
55.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun,
Vartolu vatandaşların taleplerine ilişkin açıklaması
BURHANETTİN BULUT (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Memleketin doğusu ayrı dertli,
batısı ayrı. Grup Başkan Vekilimiz Sayın Özgür Özelle
Batman, Diyarbakır, Kulp ve Muşta, heyetimizin
vatandaşlarımızla görüşmelerinde onların dertlerini
dinledik. Özellikle Vartolu vatandaşlarımızın talepleri
var, üzerimizde kalmasın. Alparslan-2 Barajı bölgesinde yer alan
Bağiçi köyünde evlerin tamamı su altında kalmış,
vatandaşlar yeni bir köy inşa edip oraya
taşınmışlar. Köylülerin tek geçimi tarım ve
hayvancılık; köyleri su altında kalınca 10 bin
büyükbaş, 2 bin küçükbaş hayvanlarını satmak zorunda
kalmışlar. Ev yapabilmeleri için vadedilen 150 bin lira verilmemiş.
Eski yol da sular altında kalınca 17 köyün Vartoyla kara yolu
bağlantısı kesilmiş; yaklaşık altı
aydır bu yol yapılmıyor. Devlet Su İşlerine dilekçeyle
başvurmuş olmalarına rağmen hiçbir geriye dönüş
yapılmamış. Özellikle kış aylarında, hastalar ve
hamileler için bu yolun bir an önce yapılması gerekiyor.
BAŞKAN Sayın Sümer
56.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, TMOnun
açıkladığı arpa ithalatı kararına ilişkin
açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanlığı kararıyla
31 Aralık 2021 tarihine kadar arpa, buğday, nohut, mercimek ve
mısır ithalatından alınan gümrük vergileri
sıfırlandı. Ardından Toprak Mahsulleri Ofisinin 335 dolara
ithal ettiği buğdayı özel sektör 315 dolara yani daha uygun
fiyata ithal etmeye başladı, yurt dışından ucuza arpa
getirme projesi tutmadı. İktidar bu yaz yerli üreticiden 1.750 liraya
aldığı arpayı 2.400 liraya ithal etmeye başladı;
ithal etti, yerli üretim durdu. Toprak Mahsulleri Ofisinin son
açıkladığı kararla 23 Kasımda 320 bin ton arpa
ithalatı için yeni ihale açılacak. Bu, 24 Hazirandan bu yana arpa
ithalatı için yapılacak 9uncu ihale olacak. Bu topraklarda arpa,
buğday yetişmiyor mu? Kendi çiftçimiz üretmeyi beklerken ithal
tarım ürünleri kime fayda sağlıyor? İktidar sadece ihale
rantçılarına fayda sağlamaktan vazgeçmeli, kendi çiftçisinin
haklı feryadını duymalıdır.
BAŞKAN Sayın Fikret Şahin
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O yok efendim.
BAŞKAN Sayın Suzan Şahin
57.- Hatay Milletvekili Suzan Şahinin,
Hatayda tarımsal sulamaya yeterli ödenek
ayrılmadığına ilişkin açıklaması
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Teşekkürler
Sayın Başkan.
2014te dönemin Başbakanı Erdoğan
tarafından Türkiyeyi Allahın izniyle uçuracağız.
denilerek açıklanan projelerden birisi olarak Arsuz Gönençay Barajı
2014 Yılı Kamu Yatırım Programına
alınmış ve bitiş tarihi olarak 2018 yılı
öngörülmüştü. Tarımsal sulama alanında önemli
yatırımlardan biri olan Arsuz Gönençay Barajı, Reyhanlı,
Büyük Karaçay ve Orta Ceyhan Menzelet Projesi tamamlandığında
devlet yatırımlı sulanan alanın 103.816 hektara, sulama
oranının yüzde 74e ulaşacağı öngörülmektedir. AKP
Hükûmeti Amanos Tüneli ve Karaçay Projesine olduğu gibi Gönençay
Barajına da 2021 Yatırım Programında sadece bin lira
ödenek ayırmıştır. O kadar lüks ve şatafat
altında yaşayan saray rejimi Hatay halkı için sadece bin lira
lütfetmiştir. En çok vergi veren 7nci il olan Hatay ve Hataylılara
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özyavuz
58.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Özyavuzun, ücretli öğretmenlerin sorunlarına ilişkin
açıklaması
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Millî eğitim sisteminde
ağırlıklı olarak öğretmenler kadrolu, sözleşmeli
ve ücretli olarak çalışmaktadırlar. Ücretli öğretmenler
birçok haktan faydalanmamaktadır, oysa yaptıkları iş
kadrolu bir öğretmenle aynı. Ücretli öğretmenler, yarım gün
sigorta ve düşük maaşla çalışan eğitim
emektarlarıdır. Üç yıl önce düzenlenen bir yasa teklifiyle
beş yıl ve üzeri öğretmenlik yapan ücretli öğretmenler için
bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin kadro verildi ancak tamamı
kullanılmadı. Beş yıl ve üzeri çalışan ücretli
öğretmenler en azından atamaları için mülakata davet edilebilir,
özlük hakları ve ücretleri yeniden düzenlenebilir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
Sayın Etyemez
59.- Konya Milletvekili Halil Etyemezin, Şair
Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
HALİL ETYEMEZ (Konya) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Diriliş neslinin öncüsü üstat Sezai Karakoç
büyüğümüz dünya sürgününü tamamlayarak Hakka yürüdü. Ülküsüne
ulaşmak için hayatının her alanında mücadele eden,
başkalarının adamı olmak yerine kendi düşüncelerinin
eri olan Sezai Karakoç, bizim medeniyetimizdir. Beni
değiştiremeyeceksiniz. diyen bir neslin hikâyesi, bizim
hikâyemizdir. İnancının ve mukaddes bildiği değerlerin
onurunu yiğitçe taşıyan, kalem, kelam ve gönül ustası olan
üstat, sadece bu coğrafyaya değil, tüm dünyaya geniş bir
vizyonla medeniyet perspektifi sunmuştur. Ülkemiz kuşkusuz çok büyük
bir değerini, medeniyetimiz önemli bir şair ve fikir
adamını kaybetmiştir. Medeniyetimizin vicdanı olan üstat
Sezai Karakoç, fikir ve eserleriyle gönlümüzde yaşamaya ve yol göstermeye
devam edecektir. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.
BAŞKAN Sayın Gülüm
60.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün,
Mersinde öldürülen Doktor Ahmet Dikmenin katilinin kim tarafından
korunduğunu öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Mersinde Doktor
Hasan Çayır tarafından öldürülen Doktor Ahmet Dikmen, ölümünden tam
on beş gün önce faille yaşadığı
tartışmayı, tehdit edildiğini, küfür ve hakaretlerle
karşı karşıya kaldığını ve kişinin
psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, bütün sağlık
çalışanları açısından can güvenliği sorunu
yaşadığını tutanak altına almasına
rağmen, 6 personelin de imzası bulunmasına rağmen bu
konuyla ilgili İl Sağlık Müdürlüğü de, İlçe
Sağlık Müdürlüğü de hiçbir işlem yapmamış. Doktor
öldürüldükten sonra işleme konuldu. Peki, buradan sormak gerekiyor: Bu
doktor, katil doktor kim tarafından korunuyordu? Neden tutanak işleme
konulmadı? Bu konuda İl Sağlık Müdürlüğünün ve
İlçe Sağlık Müdürlüğünün sorumluluğuna ilişkin
bir işlem yapılacak mı?
BAŞKAN Sayın Aycan
61.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, Kahramanmaraştaki adalet saraylarında
çalışan personelin sorunlarına ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, adalet hizmetlerine ulaşımı
kolaylaştırmak gerekir. Bina ve personel eksikleri giderilmelidir.
Her ilçede adalet sarayı olmalıdır.
Şehrim Kahramanmaraşta
Çağlayancerit, Ekinözü ve Nurhak ilçelerimizde adalet sarayımız
yoktur. Bu durum bu ilçelerde yaşayan vatandaşlar için büyük
sorundur. Her türlü iş ve işlemlerde başka ilçelere gitmek
zorunda kalmaktadırlar. Özellikle kış aylarında ulaşım
şartları nedeniyle vatandaşımızın sorunları
daha da artmaktadır. Var olan adalet sarayları da yetmemektedir;
Kahramanmaraş Adliyesine ek bina ihtiyacı vardır, ek bina
yapılmasını bekliyoruz.
Ayrıca, adalet sarayındaki personelin
kadroları artırılmalı ve sınavı kazanan
personelin atamaları yapılmalıdır. Adalet personelinin,
kâtiplerin, yazı işleri personelinin özlük hakları
iyileştirilmelidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Tutdere
62.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenin, Adıyamandaki uzman doktor eksikliğine ilişkin
açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Teşekkür
ediyorum Başkanım.
Seçim bölgem Adıyamanda acilen endokrin,
onkoloji, çocuk nörolojisi, çocuk hematolojisi, çocuk nefrolojisi,
yetişkin nefrolojisi, radyasyon onkolojisi branşlarında uzman
doktorlara ihtiyaç vardır. Ben buradan Sağlık
Bakanlığına çağrıda bulunuyorum. Bahsini ettiğim
branşlarda acilen Adıyamana uzman doktor görevlendirilmesi
gerekiyor.
Ayrıca, Adıyaman 150 yataklı devlet
hastanesi ne oldu? Adıyamanlılar sizlerden çözüm bekliyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Peköz
63.- Adana Milletvekili Kemal Peközün, Adana
Yüreğire bağlı Misis beldesindeki mezarlık sorununa
ilişkin açıklaması
KEMAL PEKÖZ (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Adana Yüreğire bağlı Misis beldesi
uzun süredir bir mezarlık sorunu yaşıyor. Köy büyük bir köy ve
mezarlık tamamen dolmuş durumda. Daha önce birkaç sefer söz
verilmiş olmasına rağmen şu ana kadar bu ihtiyaç
giderilemedi. Köylüler zor durumda,
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, birinci bölümde yer alan
maddeleri, varsa o maddeler üzerinde önerge işlemlerini yaptıktan
sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1inci madde üzerinde 3 adet önerge vardır, ilk
okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir. Bu önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 285 sıra sayılı Kanun Teklifinin 1inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Züleyha
Gülüm Ali
Kenanoğlu Mahmut
Celadet Gaydalı
İstanbul
İstanbul Bitlis
Murat
Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
İzmir Kocaeli
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Dursun Müsavat Dervişoğlu Hasan Subaşı
İzmir Antalya
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk konuşmacı İstanbul Milletvekili Sayın Ali
Kenanoğlu.
Buyurunuz Sayın Kenanoğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, icra ve iflas meselesi ekonomik açıdan
oldukça sıkıntılı bir konu. Bu kanun düzenlemesiyle
çeşitli yenilikler, düzenlemeler getirilmiş olsa da esas olan
insanların icralık olmasını engelleyecek çözümleri üretmek,
insanların ekonomik olarak yaşadıkları
sıkıntıları ve sorunları ortadan kaldıracak
ekonomik tedbirler almak ve bu konudaki yasaları çıkarmak. Esas olan
bu. Kanunun tümü ve bölümü üzerinde grubumuz adına konuşan
arkadaşlarımız detaylı olarak dile getirdiler, ben başka
iki konuda biraz görüşlerimizi ifade edeceğim.
Tabii, 15 Kasım 1937 Seyit Rıza ve
arkadaşlarının hileli bir şekilde idam edilmelerinin
yıl dönümüydü. Bu, aslında bir imha sürecinin hileli bir şekilde
planlanmış hâlinin 15 Kasım 1937de Elâzığ Buğday
Meydanında sonuçlandırılması sürecidir.
Baktığınız zaman oraya, ortada
Evladıkerbelâyız. diyen Seyit Rızanın Sizin
hilelerinizle baş edemedim. dediği bir söz vardır. Bu
baş edemedim. dediği söz bütün bu süreci de özetleyen, o kaypak ve
hileli bir sürecin sonucudur. Öyle bir kaypakça bir süreçtir ki oğlunun
idamını kendisine izlettirme kaypaklığı ve
vicdansızlığı ortaya konulmuştur ama işte Seyit
Rıza kendisine bu vicdansızlığı ve
kaypaklığı yapanların bile hayran kaldığı,
daha sonra hatıratlarında dile getirdikleri o mertlik içerisinde idam
sehpasına gitmiş ve Evladıkerbelâyız. diyerek kendi
idamını gerçekleştirmiştir. Şimdi, bu zalimlerin,
namertlerin, kaypakların hayran olduğu mertlik ve bunun
karşısındaki bütün bu süreç, hileli süreç devam ediyor.
Evet, şimdi Hüseyin Besliden konuşuyoruz.
Hüseyin Besli AKPnin önceki dönem milletvekillerinden biri. Söylediği
sözün kendisi ilginç bir şey. Esasında başka bir
mağduriyeti ortaya koyan bir şey. Diyor ki: Alevi ve Kürt
çocukları doğuştan aileleri tarafından bir inkârla
yetiştirilirler. Nedir bu? Kürtlüğünü ve Aleviliğini saklamak
zorunda oldukları bunlara öğretilir. Oradan kaynaklı olarak da
bunlar çifte kavrulmuş yalancıdır. Şimdi, esasında
bir mağduriyet üzerinden, bir asimilasyon üzerinden, bir Alevi ve Kürt
çocukları üzerinden yürütülen bir baskı politikası üzerinden
başka bir hakaret çıkartıyor yani ilginç bir şeydir yani.
Şimdi, Alevi ve Kürt çocukları niye söyleyemezler? Kimileri için
burada Ben Aleviyim. demek,
(x) demek
bir bölücülük, bir ayrıştırıcılık olabilir ama
bizim açımızdan esasen bölücülüğün de
ayrıştırıcılığın da ta kendisi Alevi ve
Kürt çocuklarının işte, aileleri tarafından o telkinlerle
büyütülmesidir çünkü yaşadıkları coğrafyada, yaşadıkları
ülkede yani bu ülkenin yasaları, kanunları ve uygulamalarında
Alevi olduğunu söyleyen çocuk daha okuldan itibaren bulunduğu bütün
yaşam alanlarında; askerlikte, işte, bütün toplumsal yaşam
alanlarının tamamında ayrımcılığa
uğrar. O nedenle aileler çocuklarının Kürt olduğunun
bilinmesini istemezler, çocuklarının Alevi olduğunun bilinmesini
istemezler. Biz bunları bizzat yaşadık yaşımız
gereğince. Ben Alevi bir mahallede oturuyordum çocukluğumda ama ablam
daha karma bir mahallede oturuyordu; bir gün gittiğimde oraya -zaman zaman
gidip kalırdık ablamızın yanında- ramazan ayına
denk gelmiştik. Ben ablamın neler yaşadığını
biliyorum. Yani ramazanda oruç tutmadığı için, Alevi
inancının gereğince muharrem ve Hızır orucu
tuttuğumuz için, oruç tutuyor numarası yapmak için, o mahallede rahat
edebilmek için açıkçası, dışlanmamak için sabah sahur
vaktinde ışığını açarak, akşam iftar
vaktinde de sofrasını kurarak bir takiye yapmak zorunda
kalıyorlardı yani böyle kendini inkâr eden bir durum
karşısında yaşamak durumunda kalıyordu. Biz de
çocukluğumuzun çeşitli aşamalarında bu
sıkıntıları yaşadık, bir Alevi çocuğu olarak
bunları yaşadım. Kürt arkadaşların bunu yapma
şansı yoktu çünkü özellikle bizim
yaşıtlarımızın daha ilkokula gittiklerinde Türkçeyi
bilmedikleri için, Türkçeyi daha okulda öğrenmek zorunda
kaldıkları için pek bunu saklama imkânları yoktu ama biz çok
fazlasıyla saklama dürtüsüne girdik yani o gayrete girdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) Şimdi esas
olan bu ülkede Alevi ve Kürt çocuklarının yaşadıkları
bu durumdan utanması gerekenler, bundan sıkılması
gerekenler bunu Alevi çocuklarına bir hakaret olarak ortaya koyuyorlar ve
bunun üzerinden çifte kavrulmuş yalancı tabirini dile getiriyorlar.
Bu esasında yönettiğiniz ülkeden
Bir dönem burada milletvekilliği
yapmış bir insanın ortaya koyduğu bu durum kendisinin
utanması gereken bir durumdur. Burada bu hakaret edilecek bir husus
değil tam tersine sizin utanmanız, sıkılmanız gereken
bir durumdur çünkü Alevi ve Kürt çocuklarına yaşattığınız
o travmayı, o acıyı, o asimilasyonu itiraf ediyorsunuz.
Yaptığınızı bir hakaret olarak zannetseniz de
aslında çok daha büyük bir itirafın sonucunu ortaya koydunuz. Bu
anlamıyla Hüseyin Belni başta olmak üzere bu zihniyete sahip herkesi
kınadığımızı, Alevi ve Kürt
çocuklarının bu ızdırabına son verilmesinin artık
zamanı geldiğini ifade ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bülbül, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
64.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlunun 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 1inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Evet, Sayın
Başkan, şimdi, hatibin kürsüde yapmış olduğu
konuşmada ucu, sonu belli olmayan, kime muhatap olunduğu belli
olmayan
Fakat çok geniş bir şekilde de değerlendirilebilir, çok
dar kapsamda değerlendirilebilir, bilemiyoruz bunu. Yani işte Dersim
İsyanı, eğer Seyit Rızaysa mesele olan ona, Gazi Mustafa
Kemal Atatürke de sirayet edebilecek şekilde çok ağır
hakaretleri Meclis kürsüsünden biz dinlemiş olduk. Bunu, bu hakaretleri
kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum. Türkiyenin geçmişinde,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin geçmişinde bir devlet olarak, sistematik,
siyasi olarak ne Alevi kardeşlerimize ne Kürt kardeşlerimize yönelik
olarak bir ayrımcılık, bir asimilasyon politikası asla ve
asla güdülmemiştir. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Bir tane
Alevi vali yok ya. Bir tane, bir
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Türkiye
Cumhuriyeti devletinin karşısında mücadele edilen şey
eşkıyalıksa, hukuk tanımazlıksa, terörizmse ve
başkalarının haklarına, özellikle yaşam haklarına
tasallut etmekse bu noktada devlet kendisinin yapması gereken şeyi
yapar, bu duruma müdahale eder. Özellikle cumhuriyetin ilk
yıllarında, efendime söyleyeyim, iş sanki bir kimlik, sanki bir
mezhep kılıfı içerisinde ifade edilmeye çalışılsa
da genç cumhuriyetimizin ayağa kalkmaya çalıştığı
ve dört bir taraftan baskı altında olduğu bir süreçte iç
isyanlar noktasında bunları bastırmakla alakalı olarak
almış olduğu tedbirleri tamamen sistematik olarak Kürt
düşmanlığı ve Alevi düşmanlığı olarak
ifade etmek büyük bir bühtandır. Bunu asla ve asla kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yine aynı
şekilde hatip kız kardeşinden örnek vererek Alevilerin
olmadığı bir mahallede kendisi takiye yapmak zorunda
kalıyordu, oruç tutuyor numarası yapmak zorunda kalıyordu."
diye ifadelerle kendilerinin çok büyük bir baskı altında
olduğunu ifade ettiler ve asimilasyon politikalarıyla muhatap
olduğunu ifade ettiler. Milletimizin içerisinde böyle bir durum yoktur
efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Oruç
tutmadığı için üniversitelerde kaç genç katledildi ya!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Burada Türkiye'de
öyle bir hoşgörü iklimi söz konusudur ki gayrimüslim olanlar da Türkiye'de
ramazan ayında aleni olarak, açıkta, başka yerlerde sigara
içmez, su içmez, oruçsuz gözükmemek ve oruçlu olanlara saygı göstermek
için bunu karşılıklı anlayış çerçevesinde
yaparlar. Kimsenin birbirinden takiye beklentisi veyahut da bunu saklamak
zorunda kalması gibi bir durum değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Hasta olanlar,
rahatsız olanlar, oruç tutamayanlar, bunlar toplumumuzda vardır.
Sadece mezhepsel olarak değil, dinimizin gereği olarak, İslam
dininin müsaade ettiği ve sağlıktan dolayı, seferîlikten
dolayı oruç tutmayan insanlar da bu kapsamda. Kalkıp da nasıl
bir tablo ortaya koyuyorsunuz ki Türkiye'de sanki böyle bir asimilasyon ve baskı
varmış gibi bir algı yaratılmaya
çalışılıyor? Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu
noktada açık bir saptırma, açık bir çarpıtma vardır.
Türkiye'nin mücadele ettiği şey terörizmdir, anarşidir,
eşkıyalıktır, hukuk tanımazlıktır. Bunu bir
defa daha dile getiriyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü de içine alabilecek
nitelikteki bu beyanları şiddetle reddettiğimizi tekraren beyan
ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
65.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul
Milletvekili Ali Kenanoğlunun 285 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 1inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki ve Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tabii, görevimiz icabı
şey olmaz ama gelen bir telefona cevap verirken bir noktayı
Çok emin
değilim, tutanağa bakacağız ama Sayın
mevkidaşımız Gazi Mustafa Kemal Atatürke varabilecek beyanlar
dediği için o konuya bir kez daha bakacağım ancak böyle bir
ilişkilendirmeyi kabul etmemizin mümkün olmadığını
ifade etmemiz lazım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tutumumuz şudur
bizim: Biz tarihten husumet çıkarmak değil, ders
çıkarmanın; yaşanmış, karşılıklı
acıları kaşımanın değil ama ona merhem
olmanın yolunun bu Parlamento olduğunu hep söyledik. Zaman zaman
araştırma komisyonları kurulması konusunda son derece öz
güvenli tavırlarımız o dönemde iktidar partisinin ret
oylarına takılmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi,
cumhuriyetin tarihini, cumhuriyetin kurucu kadrolarını, Cumhuriyet
Halk Partisinin kurucu kadrolarını bir bütünüyle sahiplenir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Cumhuriyetin ilk dönemlerinde
yaşanmış ve bugün karşılıklı yüreklere acı
düşürmüş olan tarihsel olaylarla ilgili bir husumetin değil ama
bunu araştırmanın, anlamanın ve bu konuda makul ve cesur
olmanın tarafı olmuşuzdur her zaman.
Ayrıca, konuşmanın bir diğer
kısmında Alevilerle, Kürtlerle ilgili söylenen ve böyle bir hissiyatın
olduğunun ifadesine karşılık Hiçbir zaman böyle bir
eşitsizlik yoktur. diye bir şey söylemenin mümkünatı yok.
Bugün, yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı çıksın,
bize hangi Aleviyi kaymakam atamış, hangi Aleviyi vali
atamış, bugün Emniyet Müdürlüğünde kaç Alevi varmış ve
bu konuda takındıkları tutum Aleviler açısından nedir,
bunu birisi çıksın bir söylesin, ondan sonra cumhuriyetin ilk yirmi
yılında ne yapılmış, o konuya da hep birlikte bir
bakalım bakalım.
Teşekkür ediyorum efendim.
BAŞKAN Sayın Beştaş
66.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Doğrusu, bu konu Genel Kurulda çokça tartışıldı,
tartışmaya devam etmekten kaçınmıyoruz ama Sayın Grup
Başkan Vekilinin sözlerinden sonra söz almak zorunda kaldık yani öyle
söyleyeyim, o yüzden sataşmadan söz istemedim.
Bir kere, bizim hatibimizin, vekilimizin
söylediği sözler çok açık, idam sehpasında Seyit
Rızanın söylediği sözleri de ifade etti. İdamı
sırasında bizzat bulunan İhsan Sabri Çağlayangilin
anılarını, kitabını Sayın Grup Başkan
Vekiline okumasını önemle öneririm; o dönem ne yaşandı, ne
oldu ve tarih ne diyor, bunu bir okusun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Biz okuduk
efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yani bir
kere, dün de buradan söyledim, Seyit Rızanın idamdan önce tek bir
talebi var: Oğlumdan önce beni asın. diyor. O kadar insanlık
dışı bir uygulama ki önce oğlunu onun gözünün önünde
asıyorlar. Bu kadar vahim bir tablodan söz ediyorum ve hâlâ mezar yeri
yok; bütün taleplere rağmen, bütün tekliflerimize rağmen her yıl
anmalarda hâlâ mezar yeri bilinmiyor ve saklanıyor.
Ayrıca Türkiye tarihine ilişkin
söyleyeceğimiz bir milyon şey var. Biz her zaman Halkların
Demokratik Partisi olarak bunlarla yüzleşmeyi, hakikatlerin ortaya
çıkarılmasını ve gerçekten demokrasiye geçişi savunan
bir partiyiz. Acaba Sayın Grup Başkan Vekili Şark Islahat
Planını duydu mu, Umumi Müfettişliği duydu mu? Ya da
1923-1938de Dersimde yapılan katliamları duymamış olamaz
herhâlde? O konuda yüzlerce kitap yazıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O
kayalıklardan kadınlar atladı ele geçmemek için, katliamlar
yaşandı. Yani okuduklarımızı burada anlatsak ne
saatler ne de Genel Kurul saatleri yetmez. Açıkçası, devlet
arşivinde olan meselelerden söz ediyorum.
Alevilere yönelik ayrımcılık
yokmuş; ya gidin onu başka yerde anlatın ya. Hâlâ Alevi
çocukları zorunlu din dersi görüyor, var mı ötesi? Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararları var, alışkanlık hâline
getirdiler, kararı da uygulamıyorlar. Hangi üst düzey makamda Aleviler
var? Kim var, gelip söylesinler. Hâlâ cemevlerine bomba atılıyor, sis
bombası atılıyor, işte, Uğur Kurt İstanbulda
katledildi hâlâ hesabı verilmedi. Yani Alevilere yönelik
ayrımcılık yok. diyerek bu ayrımcılık ortadan
kalkmıyor.
Kürtlere ilişkinse yüz yıllık bir
tarih
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Toparlıyorum Başkan.
Daha dün söyledim, AKPnin Keçiören Belediyesi,
Kürtçe müzik yapacak diye Mem Ararata izin vermedi ya, konser yasakladı.
Dario Fonun tiyatro oyununu yasakladı, Kürtçe sergileneceği için.
Kürtlere de Kürtçeye de düşmanlık vardır ve devam ettiriliyor.
Bu kürsüde biz her Kürtçe konuştuğumuzda bir zıplama hâli var,
bir itiraz, isyan hâli var; ya ana dilimizden söz ediyoruz, yine bir itiraz
ediyorlar.
Son olarak, lütfen devlet arşivlerine
baksınlar. Devlet arşivlerinde, Meclis Kütüphanesinde bu dediklerimin
hepsi fazlasıyla yer alıyor. Bunu kesinlikle kabul edemeyiz,
açıkça gerçeklerin inkârını biz de kabul etmiyoruz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bülbül
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Beştaş, Sayın Grup Başkan Vekili derken beni mi Özgür
Beyi mi kastettiniz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sizi
kastettim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yok, 1923-1938
arasından bahsedince sahip çıkanlar orada, sahipleri orada.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
sizin konuşmanızı
Ona da geleceğim.
67.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Şimdi, bu
işi basitleştirmenin bir anlamı yok. Bakın, şimdi
1923-1938 vurgusu çok önemli. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi bize devrederse
bunun savunmasını, biz bunun savunmasını yaparız.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Yok Hocam, biz
Atatürk'ün savunmasını kimseye bırakmayız.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) İhsan Sabri
Çağlayangilin ifadelerini de Türkiye'de Meclisin ve devletimizin
arşivlerinde neyin yer aldığını da bizler de sizden
çok iyi biliyoruz. Biz bu noktada Seyit Rızanın
yaptıklarını ve Seyit Rıza gibi o dönem itibarıyla,
demin ifade ettim, burada tarihî bir tartışmanın içerisine çok
girmenin bir anlamı yok fakat genç cumhuriyetimizi, daha yeni emeklemeye
başlayan cumhuriyetimizi başka ülkelerin teşvikiyle, başka
odakların teşvikiyle diz çöktürmeye
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) -
çalışanlara karşı, devleti tanımayan, cumhuriyeti
tanımayanlara karşı o dönemin şartları itibarıyla
girişilen mücadeleler meşru mücadelelerdir fakat sizin idam
esnasında işi duygusallaştırarak ifade ettiğiniz
hususlar başka meselelerdir. Onların ikisini birbirine
karıştırmayın. İdam sırasında oradaki
heyetin takdir hakkı çerçevesinde olacak şeyler ile o dönem
itibarıyla yaşanan tarihî olarak cumhuriyetimizin başına
gelenleri, Şeyh Sait İsyanını, Dersim
İsyanını, Koçgiri İsyanını, demin, daha önce de
ifade ettiğimiz hususları şimdi kalkıp da sanki hiçbir
şey yokmuş da devlet sadece ve sadece Alevileri ve Kürtleri yok etme
kastıyla buralara yönelmiş ve bunlar gerçekleşmiş gibi bir
algıyla burada konuşma yapmanız kabul edilemezdir; ben bunun
altını çizdim. Sizin, Türkiyede bunun asimilasyon olduğuna dair
zaten bu noktada ifade ettiğiniz bir dünya husus var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sizler,
Türkiyede bir insanın Kürt olarak dünyaya gelmesini ikinci
sınıf bir vatandaşlık için yeterli olarak ifade ediyorsunuz
ve böyle olduğunu söylüyorsunuz ama bu iddianızı doğrulayacak
bir gerekçe ortada yok. Türkiyede böyle bir ayrım milletimizin içerisinde
de söz konusu olmadığı gibi, devletimizin de böyle bir
sistematik mücadele içerisinde olduğunu asla ve asla söyleyemeyiz.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kürtlere ve
Alevilere sorun bakalım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bu, şu an
iktidar açısından değil, burada iktidar ayrımı
yapmaksızın söylüyorum ben arkadaşlar. Birilerinin keyfî
uygulamalarıyla, devletin içerisinde bulunan birtakım
yapıların yapmış olduğu hukuka aykırı
birtakım fiillerle devletin sistematik olarak siyaseten böyle bir şey
yaptığını söylemek başka şeylerdir; sizin
iddianız bu açıdan yanlıştır diyorum. Buna kesinlikle
ve kesinlikle karşı çıkıyor, eski beyanlarımı da
bu noktada tekrar ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Beştaş
68.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, Kürtlerin yaşadığını
Sayın Bülbülden öğrenecek değiliz. Asimilasyon var mı, yok
mu? Asimilasyon yok. diyor, bunu ezbere konuşuyor; asimilasyon var.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) Yok.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Vardı, var ve devam ediyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Yok.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bunlar çok uzun
tartışmalar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hâlâ
okullarda Kürt diliyle eğitim yapılamıyor, seçmeli derste bile
öğretmen atanmıyor, Kürtçe tabelalar kaldırılıyor.
Kürtlere yapılabilip de yapılmayan hiçbir şey kalmadı bu
ülkede, bunu tartışmayalım bile yani bu, ortada bir olgu olarak
duruyor.
Diğeri de 1923-1938 arasında bir ulus
devlet inşa süresi vardı. Bu, tarih kayıtlarında var, bu
bütün belge ve bilgilerde kayıtlı; bunu başka bir gün uzun uzun
tartışırız. Yok şunu yaptılar, o yüzden ezdik,
bitirdik. diyenler zaten bugün Sayın Bülbül gibi işte o tarihi de
sahipleniyor. Dersimde yaşananların
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Atatürk
yaptı onu ya, tabii ki sahipleneceğiz biz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Dersimde bir katliam yaşanmıştır.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) O
zaman CHP vardı, Atatürk vardı. Atatürkü mü itham ediyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) En çok siz ediyorsunuz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Atatürkü itham ediyorsunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
katliamla ilgili hâlâ kemikler toprak altından çıkmaktadır. Ve
bu konuda bu asimilasyon sürecini şu anda iktidarda AKP, MHP koyu bir
şekilde devam ettiriyor; Kürtlerin inkârı, asimilasyon
politikası hâlâ yürürlüktedir. Kürt sorunu yok. diyenler, Kürt yok.
diyenler Kürt dili de yok. demeye getiriyorlar. Bu asimilasyonun
olduğunu bizler de biliyoruz, onlar da biliyorlar. Resmî politika
gereği bunu inkâr ediyorlar
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Resmî politika
yok, biz reddediyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
ama
milyonlarca Kürt ne yaşadığını biliyor, onlardan
öğrenecek hiçbir şeyimiz yok bu konuda.
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Antalya Milletvekili Sayın Hasan
Subaşı.
Buyurunuz Sayın Subaşı.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ben Kürtüm.
diyorum, ne diyeceksin?
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Oya
Hanım, geç kaldınız!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ben Kürtüm.
diyorum, ne diyeceksin?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Geç
kaldın, geç kaldın, tartışma bitti; geç kaldın!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Oya
Hanım, geç kaldın, performansın düşmüş!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hani inkâr ediyordun?
Ya, sen bir sus!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Seni
muhatap almıyoruz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ya,
bir şey demiyor, Ben Kürtüm. diyor, ne diyeceksiniz?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
İtiraz ederler bak, dikkat etsin!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Benim
de hanımım Kürt. Benim aşiret reisi kayınpederim de PKK
tarafından katledildi.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Allah, Allah! Bak sen!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Otur! Otur!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Haysiyetsizler tarafından katledildi.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Otur! Otur be!
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Şekerin yükseldi
yine!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sen
otur lan! Otur yerine!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Otur! Otur yerine!
Otur be!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Otur
yerine! Otur! diyemezsin! Haddini bil!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) O oturuyor
zaten.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ben oturuyorum, sen
otur, sen!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sen
otur! Sen kes! Haddini bil!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Hadsiz!
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Git köyünde muhtar
seçil öyle gel Zülfü.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ne
anlatıyorsun? Maske var anlaşılmıyor.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Neyzen Tevfikin bir
dörtlüğünü okuyayım sana bak.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Müstehcen, absürt dörtlükleri okumuyorum ben.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Sen git köyünde muhtar
seçil.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Neyzen
Tevfiki ancak sen okursun, devam et okumaya. Neyzen Tevfik kimdir ya,
sarhoşu ben dinleyeceğim, okuyacağım ha(!)
BAŞKAN - Sayın Subaşı, buyurunuz
efendim.
HASAN SUBAŞI (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Ben 285 sıra sayılı Teklifin 1inci
maddesi hakkında söz almış bulunuyorum. Ancak bu
tartışmalardan sonra doğrusu, ben, mevcut konuşmayı
yapmak yerine, şimdi yapılmakta olan konuşmaya bir nebze dâhil
olmak istiyorum.
Türkiye'de bizim geçmiş dönemlerde
yaşadığımız birçok doğru ya da
yanlışlar olabilir ama şu Meclis çatısı altında
konularımızı rahatlıkla tartışabildiğimiz
takdirde Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu da yoktur.
Alevilerle ilgili ayrımcılık
yapıldı mı, yapılmadı mı? derken en azından
şunu belirtmek isterim: Ben, yirmi beş yıl önce belediye
başkanlığım dönemimde, ilkmişim, kamu yöneticisi
olarak, Alevilere destek olan ve onlara cemevi yapılmasını
sağlayan, planlayan, temel atan belediye
başkanıymışım. Ben de bunu sonradan
öğrendiğim için Alevilerin bu konudaki takdirlerini görmüşümdür.
Ben bir hukukçu olarak bunu Alevilerin hakkı olarak gördüğüm için
asla onlara bir ayrım yapmak ya da bir konu hakkında artı
değer kazanmak için değil, insani değerlere göre bunu
düşünmüştüm ama geldiğimiz noktada, o günlerde de
tartışılan konu, Alevilerin ibadetgâhı saydıkları
cemevlerine Türk siyasetinde ve siyasetçiler tarafından onların
ibadetgâhıdır sözünü hâlâ Türk siyaseti söyleyemez. Oysa bu
çatı altında biz bunların hepsini çok rahatlıkla
konuşur hâle gelirsek, tartışır hâle gelirsek Türkiyenin
çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türkiyede siyasetçi
Aleviler Cemevi
bizim ibadetgâhımız. derken egemenlerin Hayır. deme yetkisi
yoktur. O insanların o tercihidir. Benim ibadetgâhım camidir ama
Alevi yurttaşlar cemevi diyorsa ya da bir kısmı cemevi
diyorsa ibadetgâhı olarak varsaymak devletin görevidir, siyasetçinin
görevidir. Bunları çözmek, tartışmak siyasetçilerin birinci
vazifesidir.
Biz elimizi taşın altına sokmazsak
Türkiyenin sorunları bütün dünya devletlerinin sorunları hâline
gelir. Türkiye, sorunlarını bu çatı altında
tartışıp, çözmek zorundadır. Birbirimize tahammül etmek
zorundayız. Ne oldu? En sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Alevilerin cemevi ibadetgâhıdır. dedi ve Türkiye devletini de tazminat
ödemeye mahkûm etti, cezalandırdı. Bu bizim ayıbımız
değil mi? Türk siyasetinin, Türk yargısının ayıbı
değil mi? Bizim veremediğimiz kararı nihayet Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi vermek durumunda kalmıştır. Biz,
Kürtlerle olan ilişkimizi, Alevilerle olan ilişkimizi dünya
devletlerine ya da dünya mahkemelerine terk edemeyiz. Biz kendi
sorunlarımızı burada sorma kabiliyetine, sorma cesaretine sahip
olmalıyız ve bunda da risk alması gereken, elini taşın
altına sokması gereken siyasetçidir. Bu konuda müdahil olmak
siyasetçiden başka kurumların ya da güçlerin görevi değil; en
başta siyasetçinin görevi bu konuları tartışmak, sonuna
kadar tahammülle tartışabilmek olmalıdır.
Filanlar bölücüdür. Bölücü mü, değil mi ben
bu çatı altında bunu duymak istiyorum ama bunu
tartışamıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Subaşı.
HASAN SUBAŞI (Devamla) Bunları bu
çatı altında tartışamazsak başkaları başka
yerlerde tartışır; diğer ülkeler müdahil olur, diğer
devletlerin olayı manipülasyonlarıyla karşılaşırız.
Onun için ben bu konuya ucundan, kenarından girmek zorunda kaldım,
1inci maddeyle ilgili konuşmamı da terk etmiş oldum ama kanunun
geneli hakkında dün konuştuğum için belki de bu konuya girmek,
tartışmak faydalı olmuştur.
Benim dileğim her şeyin burada
konuşulabilmesi ve birbirimize tahammül göstermemiz hâlinde Türkiyenin
çözülemeyecek hiçbir sorunu olmadığını buradan ben yeniden
ifade etmek istiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İsabet ettiniz efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
İhtiyacımız olan aklıselim budur Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 285 sıra sayılı İcra ve İflas Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 1inci maddesiyle 2004 sayılı İcra ve
İflas Kanununun 1inci maddesine eklenen fıkradaki Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
düzenlenir. ibaresinin teklif metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Zeynel
Emre Aydın
Özer Süleyman Bülbül
İstanbul Antalya Aydın
Rafet
Zeybek Alpay
Antmen Ömer Fethi Gürer
Antalya Mersin Niğde
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Aydın
Milletvekili Sayın Süleyman Bülbül.
Buyurunuz Sayın Bülbül. (CHP
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Şu anda Yargı Reformu Strateji Belgesi
denilen 2019 yılı Mayıs ayında Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan, daha sonra da mart
ayında açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı denilen
iki belge var. Yargı Reformu Strateji Belgesinin 9 amaç, 63 hedef, 256
tane de faaliyet alanı var; İnsan Hakları Eylem
Planının ise 9 amaç, 50 hedef, 393 tane faaliyet alanı var.
Arkadaşlar, beşinci yargı paketi
geldi, şu anda görüşmekte olduğumuz. Buradan vatandaşlara
sormak istiyorum: Beşinci yargı paketinden sonra, bu kadar yargı
reformu paketinden sonra, üç yıldan sonra nefes alabiliyor musunuz?
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hakkını
kullanabiliyor musunuz sokakta? Düşünce özgürlüğünü kullanabiliyor
musunuz? Basın özgürlüğünü kullanabiliyor musunuz? Reform adı
altında paketlerle gelen bu hakları uygulamada kullanabiliyor
musunuz? Kullanamıyorlar, neden kullanamıyorlar? Çünkü cezaevleri
Şu anda, 2021de 16 milyar lira ceza ve tevkifevleri bütçesi bir kenara
konulmuş durumda. Cezaevleri yapılıyor, ne işe yarayacak bu
cezaevleri? İşte yargı reformu denilen bu paketlerin işe
yaramadığını göstermek için cezaevleri yapıyorlar; bir
de millet bahçeleri yapıyorlar. Ya, arkadaş, 402 millet bahçesi
yapacaklar, millet de orada çayını içip yuvarlanacakmış.
Ya, millet aç, millet işsiz, millet şu anda sıkıntıda,
tencere kaynamıyor; millet bahçesinde kim yuvarlanacak? Millet bahçesinde
size oy verenler bile yuvarlanacak durumda değil.
Arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanı
Ekonominin kitabını yazdık. diye iki gün önce
açıkladı. Ekonominin kitabını yazdık. diyen
Sayın Cumhurbaşkanının partisine, AKPye oy veren
seçmenlerin yüzde 61,4ü yapılan araştırmaya göre ekonominin iyi
yönetilmediğini söylüyor, düşünebiliyor musunuz? Cumhur
İttifakının diğer ortağı olan MHP seçmeninin ise
yüzde 81,2si ekonominin iyi yönetilmediğini söylüyor. Ekonomi iyi
yönetilmiyor, neden yönetilmiyor?
Bakınız arkadaşlar, bugün size
dolardan bahsedecektim, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
geldiği zaman dolar kaç para, şu anda dolar kaç para? Dün, metni
hazırlarken dolar 1 Ocak 2018de 3,78 TLydi; şu an 10,23 lira
yazmışım. Gelirken değiştirdim, 10,56 TL oldu. Ya,
arkadaşlar, Cumhurbaşkanı konuşuyor, dolar yükseliyor;
Merkez Bankası konuşuyor, dolar yükseliyor. Düşünebiliyor
musunuz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geldiği
zaman bir işçinin asgari ücret olarak aldığı para 337,4
dolardı. Bugün kaç para biliyor musunuz? Günlüğü 8,85 dolardan 265
dolar. Nereye gitti 72,4 dolar? Siz bu işçinin, asgari ücretle
çalışan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının -yüzde 56-
cebinden 72,4 doları iki buçuk yıl içinde aldınız. Kime
verdiniz? 5li çeteye verdiniz. Kime verdiniz? Yandaş şirketlere
verdiniz. Vergi adaleti adı altında gidip de asgari ücretlinin
cebinden 492 lira gelir vergisi ve damga vergisi alıyorsunuz ama 5li
çetenin vergi borçlarını siliyorsunuz.
Şimdi, 2022 bütçesinin şöyle bir içine
baktım, bu yandaş şirketlere muafiyet olarak tanınan,
ayrılan para 300 milyar lira arkadaşlar. Ondan sonra vatandaş ne
oluyor? Yoksul duruma geliyor. Ya, arkadaşlar, milleti artık
Kuyruklardan bahsedeceğim, kuyruklardan.
Sayın Cumhurbaşkanı 2019da bereket kuyruklarından
bahsediyor, varlık kuyruklarından bahsediyor. Sayın
Cumhurbaşkanım, biliyor musunuz, iki saat önce Gıda Perakendecileri
Derneği Başkanı yağ için artık kota
koyduklarını belirtti, artık vatandaş yağ alamayacak.
Kuyruklar mı? Kuyruk çok. Benzin kuyruğu
Bu, ekmek kuyruğu arkadaşlar, ekmek
kuyruğu; Tarsusta ekmek kuyruğu.
Bu ne arkadaşlar? Bu, yağ kuyruğu.
Bu da benzin kuyruğu.
Bunlar bereket kuyrukları değil, bunlar
varlık kuyrukları değil, bunlar vatandaşın ekmek
kuyrukları arkadaşlar. Bu işin çözümü çok basit; demokrasi,
özgürlükler
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Bu işin çözümü çok
basit arkadaşlar. Yargı reformu adı altında, 5 tane
paketin içinde 3 defa icra iflas değişikliklerini getiriyorsunuz; 23
milyon icra takibi olan vatandaş var, 6 milyon yeni dosya geldi 2021de;
vatandaş icrada. Yahu, KYK borçluları çocuklarımızın,
gençlerimizin şu anda 400 bini icrada, kredi borcunu ödeyemeyen 3 milyon
450 bin vatandaşımız icrada. Bu işin çözümü açık ve
net: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi denilen ucube
sistem bir kenara itilecek, demokrasi ve özgürlüklerin
yaşandığı demokratik parlamenter sistem gelecek, denge
denetleme yoluyla burada hesap sorulacak. Kimlerden hesap sorulacak? Bugüne
getirenlerden hesap sorulacak arkadaşlar.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.43
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Sevda
ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 20nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
285 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
2nci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2nci
maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen madde
3/adaki yürürlüğe konulan ibaresinin yayınlanan şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ünal
Demirtaş Süleyman
Bülbül Zeynel Emre
Zonguldak
Aydın İstanbul
Rafet
Zeybek Ömer Fethi
Gürer Aydın Özer
Antalya
Niğde
Antalya
Alpay
Antmen
Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Zonguldak
Milletvekili Sayın Ünal Demirtaş.
Buyurunuz Sayın Demirtaş. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, özellikle, ülkemizin
tek adam rejiminin yürürlüğe girdiği 2018 yılından bu yana
son derece kötü yönetilmesi nedeniyle demokrasi ve adalet rafa
kalkmış, demokrasi ve adalet rafa kalktığı için de
ekonomik buhran yaşanmaya başlanmış, ekonomik buhran sonucu
da icra dosya sayısı patlamış ve
vatandaşlarımız haciz kıskacına düşmüştür.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde bugün
yaşanan ekonomik buhranın birçok sebebi vardır. Ama en
başta gelen iki temel sebep şunlardır: Bunlardan birincisi, tek
adam rejimiyle kuvvetler ayrılığının yani demokrasinin
ortadan kaldırılarak her şeye bir kişi tarafından
karar verilmesi yani bir kişiye özel şahsım yönetiminin
olmasıdır.
İkincisi ise tek adamın hukuku kontrol
ederek saraydan kumandalı bir hukuk sistemiyle adaletin ortadan
kaldırılmasıdır yani hukuka olan güvenin
kalmamasıdır. Bugün ülkemizde maalesef hukuk devletinden, hukukun
üstünlüğünden, bağımsız ve tarafsız bir yargıdan,
güvenilen bir hukuk sisteminden bahsetmek mümkün değildir. Hukuka güven
duyulmayan bir ülkedeyse ekonominin iyi olması, herkesin iş ve
aş bulması da mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, 14 Ekim 2021 tarihinde
yayınlanan Hukukun Üstünlüğü Endeksinin 2021 verilerine göre,
Türkiye'de hukukun üstünlüğü 139 ülke içerisinde maalesef 117nci
sıradadır. Türkiye bu sırayla Mali, Sudan, Angola gibi Afrika
ülkelerinin bile gerisinde kalmıştır. İşte hukuka
güven olmadığı için de ülkemiz hızla uçuruma doğru
sürüklenmekte ve vatandaşlarımız da her geçen gün daha da
yoksullaşmaktadır. Bugün ülkemizde büyük bir ekonomik buhran
yaşanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün itibariyle kötü
yönetimin ve hukuka olan güvenin kalmamasının ekonomik
faturasıysa son derece ağır olmuştur. TÜİKe göre
manşet enflasyonun yüzde 19larda olduğu ancak gerçek enflasyonun
yani hissedilen enflasyonun ise en az yüzde 50lerde olduğu, Türk
lirasının döviz karşısında her geçen gün değer kaybettiği
-bakın, bugün itibarıyla 1 dolar 10,60 lirayı geçmiştir- ve
iğneden ipliğe her şeye zam geldiği, ülkemizdeki
vatandaşlarımızın yüzde 26sının temel
ihtiyaçlarını bile karşılayamadığı, bütün
bunların sonucunda da esnafın, çiftçinin, işçinin, emeklinin ve
memurların yani dar gelirlinin haciz kıskacında olduğu
ağır bir ekonomik buhran dönemi yaşıyoruz. Maalesef son üç
yılda iyiye giden bir şey yoktur.
Değerli milletvekilleri, işte bugün,
vatandaşlarımızın, esnafın ve çiftçinin bankalara
borcu katlanmış ve icra dosyaları patlamıştır.
Bugün, vatandaşlarımızın bankalara ve finansman
şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartı
borcu, takiptekiler de dâhil olmak üzere 968 milyar liraya
ulaşmıştır. Vatandaşlarımızın
bankalarca icraya verilen takipteki borçlarının 16 milyar lirası
tüketici kredisi, 5,3 milyar lirasıysa kredi kartı
borçlarıdır.
KOBİlerin bankacılık sektörüne olan
borçlarıysa eylül ayı itibarıyla 994 milyar liraya
ulaşmıştır. KOBİlerin bankalara olan
borçlarından 55 milyarlık kısmıysa icraya verilen kredilerden
oluşmaktadır.
Tarım sektörünün kredi borçlarıysa eylül
ayı itibarıyla 153 milyar liraya ulaşmıştır. Bu
rakam geçen yıla göre 23 milyar lira daha fazladır. İcraya
verilen tarım kredisi miktarıysa şimdilik 4,5 milyar
liradır.
Evet, değerli milletvekilleri, UYAP verilerine
göreyse bu yıl on bir ayda icra ve iflas dairelerine toplamda 6 milyon 328
bin yeni dosya gelmiştir. Geçen yıla göre bu rakam, 1 milyon 163 bin
daha fazladır. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya
sayısıysa 23 milyon 103 bine ulaşmıştır. Maalesef
önümüzdeki günlerde döviz kurlarının artışına
bağlı olarak ekonomik verilerin çok daha fazla bozulacağı,
çok daha fazla vatandaşımızın borç batağına
saplanacağı ve haciz kıskacına düşeceği çok
açıktır.
Değerli milletvekilleri, işte siz böyle
bir ortamda icra dairelerindeki yoğunluğun azalması, icra ve
iflas işlemlerinin elektronik ortamda yapılarak hızlanması
amacıyla bu yargı paketini getirdiğinizi ifade ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) Ek süre rica
ediyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) Oysa icra
dairelerindeki yoğunluk, icra işlerinin dijital ortama
aktarılmasıyla veya yeni icra daireleri açılarak azalmaz. Bu
şekilde, belki dijital ortamda icra satışlarına isteyen
herkesin katılmasıyla rekabetin olduğu bir ortam
sağlanabilir ama icra dairelerindeki yoğunluk bu şekilde azalmaz
değerli milletvekilleri. Siz eğer icra dairelerindeki
yoğunluğu azaltmak istiyorsanız önce ülkeye demokrasiyi getirmeniz
ve hukuka olan güveni tesis etmeniz gerekmektedir, sonra da ekonomiyi buhrandan
çıkarıp düzeltmeniz, yatırım ortamını
iyileştirerek üretime dayalı bir ekonomik modelle herkese iş ve
aş sağlamanız gerekmektedir, daha sonra da gelir dağılımındaki
adaleti sağlayarak tüm vatandaşlarımıza insanca bir yaşam
olanağı sunmanız gerekmektedir. İcra dairelerindeki
yoğunluk ancak bu şekilde azaltılabilir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Şimdi okutacağım 2 önerge aynı
mahiyettedir, önergeleri okutup birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 2nci maddesinde geçen eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Tulay
Hatımoğulları Oruç Ali
Kenanoğlu Züleyha
Gülüm
Adana İstanbul
İstanbul
Mahmut
Celadet Gaydalı Murat
Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis İzmir Kocaeli
Diğer önergenin imza sahipleri:
Ayhan
Erel Dursun Müsavat
Dervişoğlu
Aksaray İzmir
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde birinci konuşmacı Adana Milletvekili Sayın Tulay
Hatımoğulları Oruç.
Buyurunuz Sayın Hatımoğulları
Oruç. (HDP sıralarından alkışlar)
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben doğrudan AKPnin
paylaşmış olduğu bilgilerle başlamak istiyorum. Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktay, 1 Mart 2020 ve 30 Eylül 2020 tarihleri
arasında 152.048 esnafın kepenk kapattığını
bizzat kendisi söylemiş.
Yine, elimde TÜRK-İŞin verileri var,
onları da paylaşmak istiyorum. TÜRK-İŞ Açlık ve
Yoksulluk Sınırı Ekim
Şimdi, burada yine TÜRK-İŞin
verilerinden devam etmek istiyorum. 35 milyon kişi borçlu, 28 milyon
kişi icralık olmuş durumda yani ülke nüfusunun yüzde 75i
şu an borçlu durumdadır. Bakın, bugün her 2 gençten 1i
işsiz, her 2 kadından 1i işsiz durumdadır. Çiftçinin borcu
2003te 2,5 milyar TLyken on dokuz sene sonra yani AKPnin iktidarı
döneminde bu tastamam 72 kat artarak 180 milyar TLye ulaşmış
durumdadır. Tabii ki pandemi koşullarını buna
eklediğimizde çok ciddi bir açlık ve yoksullukla karşı
karşıya olduğumuzu bu kürsüye çıkan neredeyse her
milletvekili ifade ediyor ama iktidar sıralarındakiler, inanmadıkları
hâlde, refah içinde yaşadığımızı, aslında
AKPnin ekonomiyi nasıl uçurduğunu anlatmaya
çalışıyorlar.
Bakın, biz şimdi 2022 bütçesini
görüşüyoruz. Bu bütçede ne var? Biz başından beri ifade
ediyoruz; bütçe bir siyasi tercihtir, bütçe bu ülkeyi nasıl
yöneteceğinizin tercihlerinin metnidir, yansımasıdır ama
iktidar, bu bütçe görüşmeleri sırasında ne işsizlere ne
yoksullara ne bu ülkenin açlarına asla ve asla bir gelecek vadetmiyor,
asla ve asla bu sorunları, şu an açlıkla yüz yüze olan toplumun
sorunlarını çözecek bir bütçe hazırlamış
değildir. Önceki gün bu ülkenin işçileri, emekçileri Ankara
meydanlarında taleplerini haykırdılar ve Adaletsiz vergi
sistemi ortadan kalkmalı, işçiler patrondan daha fazla vergi
veriyor. dediler, Asgari ücret üzerinden vergi kaldırılsın.
dediler, Elektrik, su, doğal gaz, internet faturalarının
üzerindeki vergi kaldırılsın. dediler, Dolaylı vergiler
düşürülsün, gıda ürünlerindeki KDV sıfırlansın.
dediler, Eğitim, sağlık, kamu hizmetlerinin
piyasalaştırılmasına son verilsin. dediler, Kamu
hizmetlerine ve yaptırımlarına bütçeden ayrılan pay
artırılsın. dediler; emeklinin aldığı ücrete,
EYTlinin sorunlarına değindiler ve Herkese temel gelir güvencesi
sağlansın. dediler ama bütçe görüşmeleri sırasında
işçilerin, emekçilerin, meslek odaları mensuplarının
taleplerine asla kulak verilmiyor, bu somut talepler değerlendirilmiyor
bile.
Bakın, yağa kota getirilmiş,
şekere zaten zam geldi ve marketlerde, şimdi giderseniz, görürsünüz
kotaları. Şimdi, bir süre önce, tarihini tam hatırlamamakla
beraber, iki üç ay önce Beyruta bir kadın konferansına katılmak
üzere gitmiştim. Beyruta daha önce de defaatle gitmiş birisi olarak
büyük bir moral bozukluğu ve üzgün bir şekilde Türkiyeye döndüm
çünkü orada, şu an, şimdi Türkiye'nin yaşadığının
aslında tam bir fotoğrafını gördük. İnsanlar
açlıktan, yoksulluktan kırılıyor ama bir ülkenin, bir
devletin çöküşünü kitaplarda okuyorduk, şimdi, ben bir ülkede direkt
gözümle görmüş oldum. Bugün kırmızı et piyasada yok;
insanlar, o da maddi durumu en iyi olanlar, sadece beyaz et tüketebiliyorlar.
İşte, Türkiyeyi mevcut olan bu iktidar böyle bir ülke olmaya
doğru hızla sürüklemektedir, ülkeyi çöküşe sürüklemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) Sizler
Ekonomiyi uçuyoruz. deseniz de bu ülkenin kaderi sizin bu yönetiminizle
Lübnanın kaderine gittikçe benzemektedir.
Ey bu ülkenin işsizi, işçisi, yoksulu,
geçinemeyeni, barınamayanı, bu ülkenin açları; sizin
taleplerinizi bu iktidar asla yerine getiremez. Tek yüzükle gelenlerin on dokuz
sene içinde kurdukları saraylar ortadadır. Asla bu saray düzeninden
bir halkçı düzen çıkamaz, bu dönem bitmiştir. Bugün
yurttaşları sefalete mahkûm eden bu iktidar için diyoruz ki:
Değişim şart. Halktan, haktan, adaletten, vicdandan yana
değişim şart; değişim şart ve
değiştireceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erel.
Buyurunuz Sayın Erel. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; İcra ve İflas Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 2nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
Maddeyle, 2004 sayılı Kanuna 3/a maddesi
eklenerek iş yoğunluğunun veya daire sayısının
fazla olduğu illerde Adalet Bakanlığı tarafından,
yetki çevresi belirlenmek yoluyla, bir veya birden fazla icra daireleri
başkanlığının kurulabileceği hüküm altına
alınmıştır. Kurulacak icra daireleri
başkanlığına atanacak başkan yardımcısı
sayısının 1den fazla olması hâlinde bunlardan 1inin hukuk
veya dört yıllık belirli bölüm mezunları ve en az meslekte on
yıl kıdemi olmuş olanların atanması, icrada
çalışan başmüdür, icra müdürü, icra müdür
yardımcılarının motivasyonunu, çalışma
şevkini ve azmini çoğaltacaktır. Böylece, görevde yükselmek için
daha azimle, daha heyecanla, daha şevkle çalışacaklardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 24/11/2019 tarihinde yapılan Adalet Bakanlığı
Arabuluculuk Sınavı sonucunda 91 puan barajıyla ara bulucu
alımı yapılmıştı. İlgili sınavda
hatalı olduğu tespit edilen 3 soru açılan davayla iptal
edilmişti. Bu iptal sonucu 89 puan alan bir ara bulucu adayının
puanı 91,75 puana yükselmiş; bunun sonucunda aday, Arabuluculuk Daire
Başkanlığı tarafından aranarak kendisine aday
numarası verilmiş ve bu şekilde aidat ücreti
yatırılmıştır. Fakat bu sefer de aynı sınav
için ikinci bir baraj belirlenerek baraj puanı 92,78e yükseldi ve aday
başarısız sayılmış oldu. Yapılan bu baraj
puanı değişikliği sonucu 91 puanı geçmesine
rağmen başarısız sayılan çok sayıda ara bulucu
adayı mağdur olmuştur. Mağduriyetlerinin giderilmesi
hususunda Adalet Bakanlığı yetkililerini göreve davet ediyoruz.
Yine, çok zor şartlar altında görev yapan
infaz ve koruma memurlarının feryatlarına siyasi irade
yıllardır duyarsız kalmaktadır. Onlar, yaptıkları
iş nedeniyle emniyet sınıfına alınmalarını
talep etmektedirler. Yine, emekli olduklarında da daha önce
yaşadıkları, görev yaptıkları yerin sosyokültürel,
siyasi yapısı dikkate alınarak silah taşıma
ruhsatlarının devam etmesini talep etmektedirler ve tüm memurlar gibi
onlar da 3600 ek gösterge talep etmektedirler.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşma yapacağımı duyan, Aksaraydan
hayvancılıkla uğraşan bir
vatandaşımızın feryadını sizlerle paylaşmak
istiyorum: İmdat! Kimse yok mu? Türkiyede hayvancılık
yapılamaz hâle geldi. Geçen yıl torbası 85 lira olan yem 180
lira oldu, kilosu 30 kuruş olan saman 1 lira, kilosu 90 kuruş olan
yonca 1,70 kuruş oldu ve yükselmeye devam ediyor. Girdiler yüzde 100
artış gösterirken 58 lira olan karkas kuzu fiyatı 53 liraya, 48
lira olan dana kesim fiyatı da 45 liraya düştü;
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 285 sıra sayılı İcra ve İflas Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 3üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alpay
Antmen Süleyman
Bülbül Zeynel Emre
Mersin
Aydın İstanbul
Rafet
Zeybek Ömer Fethi
Gürer Aydın Özer
Antalya Niğde Antalya
Turan
Aydoğan Veli
Ağbaba
İstanbul Malatya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Malatya
Milletvekili Sayın Veli Ağbaba.
Buyurunuz Sayın Ağbaba. (CHP
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Türkiyede her gün yeni bir yerde ya da yeni bir
kurumda bu kadar da olmaz dediğimiz olaylar yaşanıyor. Maalesef
bugün anlatacağım olay büyük bir skandal, büyük bir ayıp, büyük
bir rezilliktir. Olay, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde
yaşanıyor. 31 Ekimde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürünün
şoförüyle ilgili polis bir operasyon yapıyor. Evinde 4.300 adet, Aile
ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde 5 bin adet uyuşturucu hap
ele geçiriliyor. Yanlış duymadınız değerli
milletvekilleri, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün
binasında tam tamına 5 bin adet uyuşturucu hap ele geçiriliyor.
Hatta, daha büyük bir skandalı söyleyeyim: Polis kontrolünde
yakalanmasın diye sevkiyat da devletin resmî plakalı aracıyla
yapılıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, âdeta,
uyuşturucunun lojistik merkezi olmuş durumda. Uyuşturucu haplar
devletin kurumunda saklanıyor ve sevk ediliyor.
Değerli milletvekilleri, başka iddialar da
var. Lütfen elinizi vicdanınıza koyarak bu iddiaları bir
dinleyin. 30 Ekimde operasyon yapılıyor. Bu işin önceden
yapıldığı iddiası var. 30 Ekimde yakalanıyor ama
bunun yıllara göre daha önce de yapıldığı söyleniyor.
Tekrar söylüyorum: Uyuşturucu haplar devletin kurumunda zulalanıyor
ve satılıyor. 30 Ekim tarihinden önce poşetler içerisinde
devletin kurumundan mallar çıkarılıyor. Bu kadar da değil;
eylül ayında bu araç bir hafta boyunca Malatyada kayboluyor,
Sağlık İl Müdürlüğüne görevlendirildiği söyleniyor,
bunun da naylon olduğu, Sağlık İl Müdürlüğünde
görevlendirilmediği gözüküyor. Burada sorulması gereken bazı
sorular var: Bu uyuşturucu işi ne zamandan beri devam ediyor, bu
uyuşturucu kime satılıyor, kimler tarafından
satılıyor ve bu uyuşturucu işinin içerisinde hangi
bürokratlar, kimler var? Bunların cevaplandırılması
gerekiyor. 30 Ekimde ortaya çıkıyor bu olay. Bu olay ortaya
çıktıktan sonra personel çalışmaya devam ediyor, bir hafta
sonra açığa alınıyor. Bugün biz gündeme getirmesek
kamuoyunun bilgisi olmayacak.
Değerli arkadaşlar, bu
Bakanlığın görevi ne? Bakın, yönergeden okuyorum, yönergede
madde 7de deniliyor ki: İldeki çocuk ve gençlerin uçucu ve uyuşturucu
madde gibi zararlı alışkanlıklara maruz
kalmalarının önüne geçmek
Yani burada tuz kokmuş, tuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
yavrularımızı korumakla, onlara sahip çıkmakla görevli
İl Müdürlüğünde uyuşturucu ticareti yapılıyor.
Yanlış duymadınız; çocuklarımızı korumakla
görevli, yetim, öksüz çocuklarımıza sahip çıkması gereken
kurumda maalesef uyuşturucu ticareti yapılıyor. Normal bir
ülkede olsa yerin yerinden oynaması lazım.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Teröristlerle
VELİ AĞBABA (Devamla) Sen daha utanmadan
Terörist
Allah teröristlerin de belasını versin, terörle
suçlayanın da Allah belasını versin!
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Versin mi?
VELİ AĞBABA (Devamla) Utanmaz adam!
Utanmaz adam! Uyuşturucudan utanmıyorsun da laf atıyorsun
utanmadan!(CHP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Teröristler
VELİ AĞBABA (Devamla) Yüzün de
kızarmıyor senin! Utanmaz adam!
Aile Bakanlığında çocukların
bulunduğu yerde uyuşturucu satılıyor, diyorum, Terörist.
diyor. Allah teröristin de belasını versin, suçlayanların da
belasını versin! Sana söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, normal bir ülke olsa
yer yerinden oynar, bakanı istifa eder, insan utanır. Maalesef,
bırakın istifa etmeyi, bu ülkede arı ve utanma duygusunu yok
ettiniz. Aile Bakanlığında uyuşturucu satılıyor
diyorum, laf atıyorsun bana utanmadan. Ne oluyor? Tıs
çıkmıyor. Bakın, suçüstü yapılıyor, tıs çıkmıyor
arkadaşlar. Ne yapılması lazım? Bakanın hesap vermesi
lazım, kurumun hesap vermesi lazım. Ne zaman ortaya
çıkıyor? Veli Ağbaba, Cumhuriyet Halk Partisi konuşunca
ortaya çıkıyor değerli arkadaşlar. Bakan ne yapıyor?
Bakın, Bakan ne yapıyor? Bir tweet atıyor, diyor ki: Skandal
kapatılmasın diyen CHPli vekiller ise bizi de kendileri gibi
bilmesinler. Skandal kapatmak bizim değil, onların uzmanlık
alanıdır. Ya, utanmaz
Size söylüyorum değerli AK PARTİ
milletvekilleri, siz bir trolü Bakan yapmışsınız trolü,
trolü; bir trolü Bakan yapmışsınız! (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bakın, Genel
Merkez de pudracıyı unuttu, onu ben mi kapattım? Benim Genel
Merkezimde mi pudracı çıktı ortaya? Değerli
arkadaşlar, bunun mutlaka ortaya çıkması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Devamla)
Çocuklarımızı korumakla yükümlü bir Bakanlıkta böyle bir
skandal varsa derhâl Bakanın istifa etmesi lazım, İl Müdürüyle
ilgili işlem yapılması lazım ama tıs
çıkmıyor. Bu olayın peşini bırakmayacağız
değerli arkadaşlar. AKPli milletvekillerine sesleniyorum: Vicdan
varsa, birazcık çocuk sevgisi varsa bu olayı lütfen
araştırın. Ayrıca, bu Malatyadaki olayın Kastamonuyla
da ilgisi, bağı olduğu iddia ediliyor, yarın onu da Hasan
Baltacı konuşacak.
Şimdi, değerli arkadaşlar, skandal
çok, bir şeyi daha anlatarak sözlerime son vermek istiyorum. Malatyada
yeni bir Şire Pazarı kurulmasıyla ilgili ulusal medyaya reklam
verildi ancak bu kurulacak, villalarda kurulacak dükkânların anormal bir
şekilde pahalı olduğu ortaya çıktı. Şire
Pazarı ve Buğday Pazarındaki dükkânların fiyatları
âdeta pes dedirtti. Şimdi, bütün herkes o projeden çekiliyor. Bizim burada
söyleyeceğimiz şey şu: Bu bir rant projesi olmamalı, hem
Buğday Pazarı hem de Şire Pazarındaki esnafın
barınabileceği, işlerini görebileceği bir projeye
dönüştürülmesi lazım.
Ben tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum
ama Aile Bakanlığındaki bu kepazeliğin, bu rezilliğin,
bu iğrençliğin ortaya çıkarılmasını; ucu kime
donuyorsa dokunsun, hesap verilmesini yüce Meclisin takdirlerine arz ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özkan, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
69.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın 285 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 3üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kayıtlara geçmesi
için ifade ediyorum. Sayın Başkan, tabii, sizlerin, Parlamentonun
İç Tüzüküne uygun bir şekilde, hatibi, kürsüden Meclisin mehabetine
uygun bir dil kullanmaya davet etmek göreviniz var. Elbette her türlü
eleştiri yapılabilir, her türlü tartışma Meclis kürsüsünden
dile getirilebilir ancak zaten yargı makamlarının harekete
geçtiği, zaten devletin kendi mekanizması içerisinde suç ve suçluyla
mücadele bağlamında
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Kimi
kime şikâyet edelim?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
devletin suça karışanları
tespit ettiği ve yargı makamlarının
karşısına çıkardığı bir ortamda, zaten bunu
yargımız tespit etmişken
ORHAN SÜMER (Adana) Yargımız diyor!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
idari makamlar
üzerlerine düşeni yapmış
VELİ AĞBABA (Malatya) Ne yapmış?
Ne yapmış? Hiçbir şey yapmamış.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
ve suçluyla mücadelede
üzerine düşeni yapmışken burada Meclisin mehabetine uygun
olmayan bir dille grubumuza dönük bu üslubu kabul etmediğimizi ifade
ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Aynı zamanda,
evet, uyuşturucuyla mücadele bağlamında bugün birilerinin
rahatsızlığının sebebini biliyoruz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Baronları
savunuyorsun, baronları! Bakırköy Adliyesine bak.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ya, yapma
şunu Cahit! Yapma şunu ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Hamdolsun,
geçmişle kıyas kabul edilemeyecek şekilde, Türkiyede
uyuşturucu madde girişleri ve geçişleri artık
sonlandırılmış ve özellikle doğu
kapılarından giren, İran çevresinden giren uyuşturucu
maddeler kaynağında tespit edilmiştir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Timur
Soykanın Baronlar Savaşı kitabını tavsiye ederim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu anlamda, AK
PARTİnin terörle mücadelede, uyuşturucuyla mücadelede, hamdolsun,
elde ettiği başarılar nedeniyledir ki birileri
rahatsızlık duyuyor.
Bakınız, Sayın Başkan, son söz
olarak ifade etmek istiyorum. Bakınız, barikayıhakikat
müsademeyiefkârdan tezahür eder.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Fikirlerin
çatışmasından
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Çok
ayıp ya!
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Bence zorlama daha!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
hakikat güneşi
ortaya çıkar. Bu anlamda eleştirilerden rahatsız olmuyoruz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Uyuşturucuyla ilgili bir iki kelime et, uyuşturucuyla ilgili bir iki
kelime konuş!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yahu, yirmi yıldan
beri bu ülkede ortaya koyduğumuz başarılar, milletimizin
teveccühüne maruz kalmamız ve milletimizin desteğiyle hizmet
kervanının yürüyor olması kolay bir iş değil.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Yahu, somut bir
şeyden bahsediliyor; onunla ilgili ne diyorsun?
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Olay
yargıya intikal etmiş, tarafsız olup bir şey yapın,
bir şey!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu, başarıyla
olur; terörle mücadeleyle olur; uyuşturucuyla mücadeleyle olur;
milletimizin eğitimde, sağlıkta, ulaşımda ortaya
koyduğu başarılarla olur. Evet, biz bu anlamda Cumhur
İttifakı olarak 2023te yüzde 75e koşacağız. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, bunun da altını
çizelim: Düşünsenize, yüzde 23 oy alanın yüzde 51le seçimleri
kazanacağına inanmamızı bekliyorsunuz da yüzde 53 oy alan
Cumhur İttifakının yüzde 75e ulaşamayacağını
mı düşünüyorsunuz? Bunu başaracağız, göreceksiniz. [AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar; CHP, HDP ve
İYİ Parti sıralarından gürültüler, alkışlar(!)]
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Siz de o sıralarda
tekrar bu koltuklara dahi gelemeyeceksiniz. Evet, şimdiden 2023
seçimlerimiz kutlu olsun, milletimize hayırlı uğurlu olsun. [AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar; CHP, HDP ve
İYİ Parti sıralarından gürültüler, alkışlar(!)]
Sağ olun, var olun; kalın
sağlıcakla. [AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar; CHP, HDP ve İYİ Parti sıralarından
gürültüler, alkışlar(!)]
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Özel
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sataşmadım
Başkanım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Sayın Grup Başkan Vekilinin beş dakikayı aşan süre
israfına karşın, usul ekonomisi açısından
-Uyuşturucuyla mücadele birilerini rahatsız ediyor, bunu da
görüyoruz. diyerek grubumuza açık sataşmıştır-
kürsüden iki dakika cevap hakkı talebimiz var efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Açık
sataşma yok ya.
BAŞKAN Ortada bir sataşma yok Sayın
Özel. Alkışla cevap verdi bütün Meclis, Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Daha ne olacak Sayın
Başkanım?
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın
Başkanım, CHP üzerine almış olabilir demek ki.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sataşma yok
orada ya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
daha ne olacak? Uyuşturucuyla mücadeledeki
başarımızın birilerini rahatsız ettiğini
görüyoruz. cümlesi sataşma dışında ne olacak?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) CHPyi hedef
almadı Sayın Başkan, öyle bir şey yok ki.
BAŞKAN Kürsü sizin efendim, buyurunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Veli Ağbaba
konuşacak.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Ağbaba.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
4.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklaması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
VELİ AĞBABA (Malatya) Şimdi size
bir olay anlatacağım değerli arkadaşlar, Zindaşti
olayını anlatacağım. Mahkeme kayıtlarından
okuyorum, mahkeme kayıtlarında Zindaşti ifade veriyor, diyor ki:
Ben bir telefon açtım, misafirlerim vardı, bir hanımefendiden
Çok özür dileyerek söylüyorum, nasıl ifade edilir bilmiyorum ama
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, düzgün et, düzgün
et.
VELİ AĞBABA (Devamla) İşte,
kadın istiyor, 5 kadın geliyor; 500 liraya anlaşıyorlar,
sonra kadın servisi yapan kişi
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, olmaz ama
BAŞKAN Sayın Ağbaba
VELİ AĞBABA (Devamla) Özür diliyorum,
peki, bunu geçtik.
Bu olayda Zindaşti var, olayda
Beşiktaş Başkan Yardımcısı olduğu iddia
edilen birisi var, sonra bu Zindaşti
Burayı geçtik, burası
onları ilgilendiren bir mesele, bu servis mervis meselesi ama memleketi
ilgilendiren, sizi ilgilendiren bir mesele var ki eski bir milletvekili,
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesiyle
birlikte bu adama vatandaşlık almak için aylarca
uğraşıyorlar; hâlâ devlette namuslu bürokratlar olduğu için
bu vatandaşlığı vermiyorlar. Olayın daha vahimi,
dünyada tanınan uyuşturucu baronu -olayda cinayet var, kadın
var, uyuşturucu var- ne oluyor? Cezaevine giriyor. Bu adamı
cezaevinden çıkarmak için sizin Hukuk Politikaları Kurulu üyeniz,
2016da referanduma gidilen o Anayasanın mimarı milletvekili,
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden arayarak hâkime baskı
yapıyor ve Zindaşti serbest bırakılıyor; iki saat
sonra itiraz ediliyor, tekrar Zindaştiye tutuklama kararı veriliyor
ama Zindaşti uçuyor gidiyor. Bu uyuşturucuyla mücadele varsa
Zindaşti gibi dünyanın tanıdığı uyuşturucu
baronuna kol kanat germek, ona vatandaşlık vermek için
uğraşmak sizin işiniz Sayın Özkan, siz yaptınız
bunu. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Devamla) Bakın,
başka bir şey söyleyeyim: Dünyada ne kadar uyuşturucu
kaçakçısı varsa -daha da ağırını söyleyeyim-
Rıza Sarraf gibi ne kadar namussuz varsa onlara da vatandaşlık
veren sizsiniz. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
kayıtlara geçmesi için
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkan.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
70.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hatibin kürsüden
bahsettiği meselelerde -zaten yargımızın
işleyişinden bahisle, kolluğun görevlerini yapmasından bahisle-
ilgili suça bulaşanlar yargının önüne
çıkarılmış, tutuklanmış, mahkemesi devam
edenlerdir.
Bakınız, çetelerle, mafyalarla mücadelede,
hamdolsun, öyle bir noktaya geldik ki geçmişle kıyas edildiği
zaman âdeta bütün kanalların, kamuoyunun, çetelerin, mafyaların
diline baktığı bir ortamda, baronlara baktığı bir
ortamda bugün bağımsız yargıya bakmak suretiyle
Bağımsız yargı ne diyor, Parlamento ne diyor, Hükûmet ne
diyor? İşte buralara bakıyor. (CHP sıralarından
gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, mafyadan 10 bin dolar para alan siyasetçi kim ya?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Uyuşturucuya nasıl kol kanat gerdiğinizi halkımız
duysun, kürsüden konuşun Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu, Türkiyede
çetelerle, mafyalarla mücadelede başarıya ulaşmış bir
Türkiyenin ortaya çıkmasının neticesidir; hukukun
üstünlüğüne, demokrasiye ve Anayasaya bağlı bir ülkenin idari
teşkilatlarının çalışmasının eseridir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda iddiaları
reddediyoruz. Hukuk mücadelemizi, demokrasi mücadelemizi, çeteler, mafyalar,
derin ve paralel yapılarla mücadelemizi sürdüreceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siz
inanıyor musunuz kendi söylediklerinize?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Beştaş...
71.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Burada kadınlara yönelik söylem maalesef
değişmiyor; toplumun her yerinde kadına yönelik
ayrımcılık, eril dil ve şiddet devam ettiği gibi,
burada Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri de bu sözlere devam ediyorlar.
Biraz önce Sayın Özel kendi hatibini Adam deme. diye uyardı fakat
maalesef aynı gruptan başka bir milletvekili çıkıp benim
tekrar etmeyeceğim kavramlarla kadınları aslında âdeta meta
olarak niteledi. Bu kavramını kesinlikle reddediyorum, protesto
ediyorum ve kadınlardan özür dilemesini bekliyorum gerçekten ve bütün
milletvekillerinden şunu rica ediyorum: Lütfen kadınlara yönelik
kullanılan dile özen göstersinler, biz de onlar gibi özgür bireyleriz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Destekliyoruz,
destekliyoruz sizi.
OSMAN NURİ GÜLAÇAR (Van) Hatibi
kınıyoruz, hatip yanlış konuştu.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kınıyoruz, protesto ediyoruz, kınıyoruz; daha ne diyeyim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Özel...
72.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Cumhuriyet Halk Partisinin -biraz önce de ifade etmiştim- eril bir dil
kullanmama konusunda çok ciddi bir hassasiyeti var ve zaman zaman kadın
milletvekillerimiz bu konularda bizi uyarıyorlar. Tabii, biraz önce Aynen
tutanaktan aktarıyorum. diyerek olumsuz bir olayı aktardı ama
bazen bunlar tutanaklar önünde ve zaman karşısında sıkıntı
yaratabilir. Sayın hatibimiz de biz de grup olarak buradan,
kadınları incitici bir söylemde bulunma niyetimiz
olmadığını bir kez daha teyit ederiz ve düzeltiriz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkür ederiz.
BAŞKAN Sayın Ağbaba zaten
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Centilmen.
BAŞKAN
konuşurken o düzeltmeyi
yaptı efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN Şimdi okutacağım 2
önerge aynı mahiyettedir, önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 3üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Bedri
Yaşar
İzmir
Samsun
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mahmut
Toğrul Ali
Kenanoğlu Züleyha
Gülüm
Gaziantep İstanbul İstanbul
Mahmut Celadet Gaydalı Murat Çepni Ömer Faruk Gergerlioğlu
Bitlis İzmir Kocaeli
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk konuşmacı Samsun Milletvekili Sayın Bedri
Yaşar.
Buyurunuz Sayın Yaşar. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teklifin bu maddesinde icra mahkemeleri hâkimlerine,
icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetlerin yanı
sıra itirazları inceleme yetkisi verilmektedir. İcra ve
İflas Kanununda bugüne kadar 4 kez değişiklik
yapılmıştır, aynı şekilde beşinci yargı
paketiyle beraber yine değişiklikler gelmektedir. Maalesef,
Hükûmetiniz döneminde her değişen Bakan yepyeni bir paketle geliyor,
diyor ki: Bismillah, eğitimde 8inci, 9uncu paket. E, bundan önce yeni
plan, eski plan, ekonomik plan derken yargıda da paket üstüne paketler
gelmeye devam ediyor. Yani bundan önceki, biraz önceki tartışmalara
da şöyle bir baktığımız zaman
Bakın, sizler
Yoksullukla mücadele edeceğiz. dediniz Yolsuzluklarla mücadele
edeceğiz. dediniz Yasaklarla mücadele edeceğiz. dediniz.
Şimdi, icra ve iflastan bahsediyoruz, ben söyleyeyim, icra ve iflas dairelerindeki
dosya sayılarına şöyle bir bakalım: 2008de 8 milyon olan
dosya sayısı 2021in ilk yedi aylık döneminde 25 milyon.
Aynı şekilde kredi kartlarına şöyle bir
baktığımız zaman, 2016da 1 milyon 321 bin 53ken 2019da 1
milyon 403 bin 546. Şimdi, icra dairelerindeki dosya sayısına
baktığımız zaman, kredi kartından dolayı takibe
uğrayanlara baktığımız zaman üç aşağı
beş yukarı Türkiyenin hâlini hep beraber görmüş oluyoruz. Yani
dolayısıyla, bizler gerçekten yolsuzluklarla mücadele
etmediğimiz sürece başarılı olma şansımız
yok.
İktidara geldiğiniz zaman 2 milyon aile
sosyal kurumlardan elde ettiği yardımlarla geçiniyordu, bugün 8
milyona çıkmış. Belki de ilk defa, yoksul
sayısının artmasıyla övünen bir iktidarla karşı
karşıyayız. Peki, bunların sebepleri üzerinde
konuşalım dediğimiz zaman, ne zaman bunlarla ilgili önerge
versek, bunların üzerinde konuşalım desek maalesef
verdiğimiz önergeleri reddediyorsunuz; hakikaten bu ülkede hiçbir sorun
yokmuş gibi, hiçbir problem yokmuş gibi hareket ediyorsunuz. Daha
şu anda bile hepinizin elinde telefon... İşte, dolar kuru
sabahleyin 10,31le başlamış, şu an bilemiyorum, en son
gördüğümde 10,67ydi; neyin ne olduğunu bilmiyoruz. Yani toto oynar
gibi, ülkenin ekonomisi sağlam zemin üzerinde değil, tam tersine kaygan
bir zemin üzerinde aldı başını gidiyor. Dolar artar da ne
olur? Dolar artarsa her şey oluyor yani bugün ithalatımız ona
bağlı, kullandığımız enerjimiz ona
bağlı yani ona bağlı olmayan herhangi bir şey yok. Onu
da zaten meta hâline getirdiniz, herkes doları alıyor, satıyor;
bu, yatırım malı gibi maalesef işlem görüyor, bunu da
hepimiz izliyoruz.
Dolayısıyla, sizler bu ülkenin önüne
doğru düzgün hedefler koymadığınız sürece;
işsizlikle ilgili rakamlarınız, enflasyonla ilgili
rakamlarınız, dolar kurlarıyla ilgili rakamlarınız
tutmadığı takdirde vatandaş ne yapsın, özel sektör ne
yapsın veyahut da yabancı yatırımcı bu ülkeye
nasıl güvensin, gelip bu ülkede nasıl yatırım yapsın?
Bırakın yabancı yatırımcıların gelmesini,
bugün maalesef ülkemizde yabancı ülkelerde ciddi oranda yatırım
yapan, gelecek arayan iş adamlarımız var. Bırakın
beyin göçünü, bugün sermaye göçüyle de karşı
karşıyayız yani iktidarın oturup bunları
düşünmesi yerine, hamasi nutuklarla bu işin önüne geçmesi mümkün
değil. Hâlâ çalışanların yüzde 40ının yani
40tan daha fazlasının asgari ücretle
çalıştığı bir ülkede bizim bazı şeylerden
bahsetmemiz mümkün değil, özellikle iç piyasanın bu kadar
daraldığı bir dönemde; bakın, zam gelmeyen hiçbir emtia
kalmadı. Tamam, ihracatta belli rakamlar var, o da fiyat
artışlardan kaynaklandı yani birim miktarda artan ihracat
rakamımız yok, sadece malların fiyatındaki
artıştan kaynaklanan rakamlardan dolayı ihracat rakamları
belli yere doğru gidiyor. Zaten onun karşılığında
ithalat rakamlarına da baktığınız zaman neyin ne
olduğunu daha iyi görürsünüz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Burada sadece ve
özellikle bu İcra ve İflas Kanununda -bizim de
onayladığımız- bu malların satılmasıyla
ilgili
Bütün icra dairelerine mafyalar çökmüştü. Belki bu kanun sayesinde
dijital ortamda da bu alışverişler, bu ihaleler
yapılır, hiç olmazsa vatandaşın malı haraç mezat
-zaten adı da üstünde- salonlarında satılmamış olur.
Bu yönüyle bizim de desteklediğimiz bir kanun teklifi.
Ama çıkaracağınız kanunlarda
emrivakiyle değil, hiç olmazsa muhalefetin görüşünü de
alırsanız burada daha rahat ederiz. Bir şeyi kabul etmekle
hiçbir şeyi kaybetmezsiniz yani bu olumsuzlukları, söylenen buradaki
yanlışlıkları, muhalefetin uyarılarını kabul
etmekle bir şeyi kaybetmezsiniz; tam tersine bunlardan bir sonuç
çıkarıp daha iyi neticelere doğru gidersiniz. Yoksa işte
Allah'ın izniyle yüzde 75 alıyoruz. Başkanım yani
bunların hayal olduğunu hepimiz biliyoruz, paçayı kurtarın
yeter.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut
Toğrul.
Buyurunuz Sayın Toğrul. (HDP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
İcra ve İflas Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 3üncü maddesi üzerine söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu,
Genel Kurulun sevgili emekçilerini ve ekranları başında bizleri
izleyen sevgili yurttaşları saygıyla selamlıyorum.
Genel Kurulun gündemine getirilen mevcut
düzenlemeler, Türkiye'nin içinde bulunduğu genel siyasi süreçten
bağımsız değerlendirilemez. Şu anda üzerinde
görüşmelerini sürdürdüğümüz torba kanunla icra iflas daireleri,
çocuğun velayeti, boşanmış ebeveynler için disiplin hapsi
ve yaptırım gibi konuları içeren 50 küsur madde üzerinde
değişiklik yapılıyor fakat düzenlemeyle ilgili alanda
çalışma yürüten uzmanlardan, sivil toplum örgütlerinden,
pedagoglardan ve kadın örgütlerinden tek görüş alınmadan bu
teklif hazırlanıp Genel Kurulun gündemine getiriliyor. Aynı
zamanda, bu teklif iktidar yetkilileri tarafından da beşinci
yargı paketi olarak da adlandırılıyor. Yargı paketi
olarak isimlendirilen hukuk reformları serisinin hukuk deformasyonu
anlamına geldiğini artık bilmeyen kimse kalmadı. Her alanda
toplumsal ihtiyaçlar, evrensel hukuk normları ve demokratik kriterlerin
yok sayıldığı yasa yaptırım süreçleri
kanıksanmış hâlde. Sorunların kaynağını
çözmekten ziyade göstermelik düzenlemelerle ben çözdüm, oldu
anlayışı hâkim. Beşinci yargı paketi olarak ifade
edilen bu düzenleme, bundan önce çıkarılan yargı paketlerinde
olduğu gibi, sınırlı değişikliklerle reform
yapılıyormuş algısı yaratmaktan başka hiçbir
şeye yaramıyor. Yargı paketleriyle hukukta reform
yapılıyorsa hukukun neden şu anda pespaye olduğunu kimse
anlatamaz.
Bakın, bu ülkede şu anda demokrasi ve
hukuk yerle bir edilmiş hâldedir. Bundan önceki yargı paketleri de
reform olarak sunulmuştu. Peki ne oldu? Cezaevleri başta olmak üzere
birçok alanda sorunlar daha da derinleşti. Bakın, uzun zamandır,
siyasi mahpusların şartlı salıverilme hakları keyfî
bir şekilde engelleniyor. Ölüme yaklaşmış, engelli
raporları olmasına rağmen yaşlı ve hasta tutuklular
tahliye edilmiyor. Dolayısıyla AİHM kararlarının
uygulanmadığı, AYM'nin kapatılması gerektiğinin
ifade edildiği, hukuk devleti ilkelerinin yerle bir edildiği bir
ortamda yargı reformundan bahsetmek gerçekten çok komik kaçıyor.
Sayın vekiller, bize göre yargının
bugün içinde bulunduğu durumun en önemli nedeni nedir? Yargının
bağımsızlığının ve
tarafsızlığının yitirilmiş olmasından
kaynaklı adil yargılanma hakkının yok edilmiş
olmasıdır. Bakın, Anayasa Mahkemesi istatistiklerine göre 23
Eylül 2012 -30 Eylül 2021 tarihleri arasında AİHMe yapılan
bireysel başvuru sayısı 335.324, bu başvurular içinde
1inci sırada yüzde 62,5 oranla adil yargılanma hakkının
ihlaliyle ilgili olanlar geliyor. Buradan çıkan sonuç şudur:
İnsanlar, hakkaniyete uygun yargılanma ve mahkemelere erişim
hakkından mahrumlar. Uluslararası hukuk normlarına göre
yargının bağımsızlığının ve
tarafsızlığının iki yüzü var: İlki,
yargının bir bütün olarak bağımsız
olmasıdır; ikincisiyse hâkimlerin karar alma sürecinde münferit
olarak bağımsız olmalarıdır. Yargının
bağımsızlığı ve yürütme erkinden
ayrılığı, hukukun üstünlüğünün temel
taşlarından biridir ve bunun için hiçbir istisna kabul edilemez.
Bizim yargımız, şu anda baktığınızda, tam
bağımlı bir yargıdır. Anayasanın 90ıncı
maddesi diyor ki: Usulüne göre yürürlüğe konulmuş
milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Temel hak ve
özgürlüklere ilişkin anlaşmalar, Anayasa ve kanunların
üstündedir. Hakkında hüküm kurulup kesinleşinceye kadar herkes
masumdur. Peki, Sayın Osman Kavala ve Sayın Eş Genel
Başkanımız Demirtaş hakkındaki Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararlarına uyuluyor mu? Uyulmuyor. Her gün hakaret
ediliyor mu? Ediliyor. Peki, AYM kararları biraz önce okuduğum
90ıncı maddeye göre hemen uygulanmalı mıdır?
Uygulanmalıdır. Hakkaniyete uygun yargılanmak
haklarıdır, mahkemeye erişim hakları vardır,
yargılanma sürmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
Yargılananlar düşman değildir, hele
hele uygulanması gereken hukuk, düşman hukuku hiç değildir.
Son olarak, yargı bağımsız ve
tarafsız olursa ancak ve ancak adil yargılanma hakkı
sağlanabilir. Aynı şekilde tersten düşünecek olursak adil
yargılanma hakkının sağlanabilmesi için yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
esastır. Yargı bağımsızlığı da
kuvvetler ayrılığı sisteminde sağlanabilir. Bugün tam
bir kuvvetler birliği esas kılınmış durumda. O
açıdan bu yargı paketleri, yargı reformları, sözleri havada
kalıyor, anlam ifade etmiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
4üncü madde üzerinde 3 önerge vardır. İlk
okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 285 sıra sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinde geçen
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Necdet
İpekyüz Ali
Kenanoğlu Züleyha
Gülüm
Batman İstanbul İstanbul
Mahmut
Celadet Gaydalı Murat
Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis İzmir Kocaeli
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Dursun
Ataş Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Kayseri İzmir
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Bir kere
de katılsanız ne olur? Bir kere katılın, bir kere!
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk konuşmacı Batman Milletvekili Sayın Necdet
İpekyüz.
Buyurunuz Sayın İpekyüz. (HDP
sıralarından alkışlar)
NECDET İPEKYÜZ (Batman) Sayın
Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yargı paketleri hep merakla bekleniyor ama
nedense merak edenler yargıda kendilerini bulamıyorlar. Ne
yapılıyor? Daha çok tercih edilen, daha çok kendi çıkarları
doğrultusundaki konular gündeme getiriliyor. Peki, gerçekten ihtiyacı
olanlarla ilgili, ülkenin barışıyla ilgili, demokrasisiyle
ilgili, insan haklarıyla ilgili bir adım atılıyor mu?
Hayır. Nasıl ki borçlar öteleniyorsa, nasıl ki yoksulluk
görülmek istenmiyorsa, nasıl ki esnaf görülmek istenmiyorsa
barış meselesi, insan hakları meselesi de öteleniyor.
Bugün yargıyla ilgili konuşacaktım
fakat cuma günü Diyarbakırda bir mahkeme olacak, yargılanan bir
hekim arkadaşımız ve aslında hekimliği ve
hâkimliği ne hâle getirdiğinizden söz etmiş olacağım.
Hâkimlik, yerli ve millîye dönüştü ve partiliye dönüştü;
hekimliği de ona dönüştürmek istiyorsunuz, sağlık
çalışanlarını da ona dönüştürmek istiyorsunuz.
Sağlık neydi? Sağlık;
hastalığın, sakatlığın olmayış hâli;
sosyal, bedenen ve ruhen iyilik hâli. Peki, son dönemde nedir? Siyasal
açıdan tam iyilik hâli. Siyasal açıdan iyilik hâli yoksa sosyal
açıdan da iyilik hâli yok, ruhsal açıdan da iyilik hâli yok ve
giderek sağlık bozulmakta.
Peki, sağlığın olmazsa
olmazları ne? Nasıl ki barınmadan söz ediyorsak, nasıl ki
beslenmeden söz ediyorsak, nasıl ki içme suyundan söz ediyorsak olmazsa
olmazlarından biri de insan haklarına saygılı
barış ortamıdır. Barış ortamının
olmadığı yerde sağlıktan söz etmek zordur. Niçin? Ben
yıllar önce Diyarbakırda sağlıkla ilgili sivil toplum
örgütlerinde çalıştım, Tabip Odasında
çalıştım, SESte çalıştım, İnsan
Hakları Vakfında çalıştım ve
arkadaşlarımız çalışıyor. Bizim en çok
şikâyetimiz, özellikle, her gün buluştuğumuz insanlarla ilgili
problemlerin çözümü konusunda ne yapabiliriz? İlaç alabiliyor mu, tedavi
olabiliyor mu, bu kişilere sahte rapor düzenlenebiliyor mu, işkence
saklanıyor mu, cezaevi koşulları nasıl? Her seferinde en
kolay şey teröristsiniz cezaevine teröristsiniz
yargılanacaksınız. Peki, şimdi ne oldu? Şeyhmus Gökalp
şu anda Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi. Yüksek Onur
Kurulu üyesi olmak basit bir şey değil; bir, bütün delegasyon
seçiyor; artı, meslekte belli bir şekilde deneyiminizin olması
lazım. Bu arkadaşımız yargılanıyor. Ne zaman?
Geçen yıl 20 Kasımda gözaltına alındı ve şimdi
19unda yargılanacak; bir yıl sonra. Üç aya yakın cezaevinde kaldı,
bırakıldı. Mahkemede -bizde gitmiştik arkadaşlarla
beraber- bir itirafçı çıktı gizli tanık sözde- Beraber
çalışmışız, şöyle yapmış, böyle
yapmış. Söylediği hastanede Şeyhmus Gökalp
çalışmamış, hiçbir zaman bulunmamış; veriler de
var, bilgiler de var. Şimdi, tanık ne yaptı? İfadesini geri
çekti ama savcı, altı yıldan on beş yıla kadar ceza
istiyor Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesine. Bu mu sizin
yargı paketiniz, bunu mu düzelteceksiniz diğerlerini görmezlikten
gelerek?
Bir diğeri, bir kısım arkadaşlar
tanıyor, Doktor Mehmet Selim Ölçer. 12 Eylülden sonra meslek odaları
konuşamıyor, sağlık örgütleri konuşamıyor; Selim
Ölçer Ankara Tabip Odası Başkanı oldu. Nusret Fişek, onlar
o zaman idama karşı çıktıkları için
yargılanmışlardı. Selim Ölçer, onlar da o dönem
Sağlığın olmazsa olmazı. denilen, yoksuldan yana,
gerçekten insanların haklarından yana ve sağlık
çalışanlarının emeklerinden yana bir mücadele yürüttüler.
Ne oldu? Beyaz yürüyüşleri başlattılar o dönem. Nitekim, bu
hafta da Tabipleri Birliği ve SES tekrar bir beyaz yürüyüş
başlatacaklar. Kimdi Selim Ölçer? Yıllarca
çalıştığı Türk Tabipleri Birliğinde Merkez
Konseyi Başkanlığı yaptı, her seferinde şunu
diyordu: Barış olacak, iyi beslenecek, sağlıktan yana
olacak. ve sonra gelip Diyarbakıra yerleşti. Diyarbakıra
yerleştikten sonra
İSMAİL TAMER (Kayseri) Doktorların
menfaatine hiçbir hareket yapmadı Selim Ölçer.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Benden sonra gelip
konuşun.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Tamam.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Selim Ölçer sizin
Başkanlığınızı da yapmıştır. Türk
Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
İSMAİL TAMER (Kayseri) Hiç benim
başkanım olmadı, ben onu kabul etmiyorum.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Ben de seni kabul
etmiyorum; bitti, gitti.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ne demek o?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ben Kayseri Tabip
Odası Başkanıydım zamanında, hiç onu kabul etmiyorum.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Bir dakika
Sayın Başkan, böyle bir usul var mı?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Başkanım,
müdahale edin, böyle bir şey olabilir mi ya?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya, bir
doktor olarak itiraz etmeniz gerçekten çok talihsiz ya!
BAŞKAN Siz Genel Kurula hitap edin Sayın
İpekyüz.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Böyle bir usul yok
ve ben sizin -mesleğinizden, hekimliğinizden- beni dinlemeyip böyle
itiraz etmenizi de yadırgıyorum, kınıyorum.
Şimdi, arkadaşlar
Ben ek süre istiyorum Sayın Başkan.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ama Selim Ölçeri
göklere çıkarıyorsunuz, farklı bir şekilde
anlatıyorsunuz.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Buyurun,
konuşun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Ayıp bir şey gerçekten! Ya, bir doktor olarak bu utancı
gerçekten nasıl izah edelim ya?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başkanım,
sizden istirhamım, beyefendiye bir söz verin, bir dinleyelim bakalım.
Başkanım, gerçekten bir söz verin, dinleyelim ya.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hayret
bir şey ya! Ne diyorsunuz dinleyelim ya!
İSMAİL TAMER (Kayseri) Verin, tamam
çıkıp konuşacağım. Selim Ölçer hakkında
konuşacağım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Müsaade ederlerse
hatibi bir dinleyelim, ondan sonra belki kanaatler değişir, bir
bakalım.
BAŞKAN Müsaade eder misiniz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir
doktor Yüksek Onur Kurulu üyesini söylüyor, oradan itiraz ediyor.
BAŞKAN İki meslektaş arasına
girmeyelim efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Niye
girmeyelim?
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın İpekyüz.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Şimdi, Selim
Ölçer, Türk Tabipleri Birliğinde Merkez Konseyi
Başkanlığı, Yüksek Onur Kurulu üyeliği yaptı ve
gerçekten hekimlik camiasında onur duyduğumuz bir insan, alnı
açık, başı dik. Diyarbakıra geldi ve Diyarbakırdaki
en büyük problem neydi? Açlık, sefalet, yoksulluk ve Diyarbakırda
bir dernek kuruldu Sarmaşık diye bir dernek. Sarmaşık
Derneğinin kurucuları arasında Bakanlık yapmış
olanlar da var, Adalet ve Kalkınma Partisinin koltuğunda oturan
milletvekilleri de var, ben de kurucularından birisiyim. Selim Ölçer de
oranın kurucusu ve yöneticisi ve birçok insan orada şöyleydi:
Diyarbakırda yoksulluk var, kalkınma lazım, bunları
incitmeyecek şekilde dayanışma göstermek lazım.
Sarmaşık para vermedi, kuyruğa dizmedi. Sarmaşık
şunu yaptı: Bulgur verdi, mercimek verdi, pirinç verdi, yağ
verdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Kime verdi?
Çalışamayacak düzeydeki insanlara verdi. Öyle ki vilayetin
müfettişleri gitti, dedi ki: Bunlar gerçekten çalışamayacak
düzeyde. Ne dendi? Gittiğiniz evdeki filan kişinin
baldızı teröristmiş. Ya, siz yardımda sabıka
kaydı istenmesini mi istiyorsunuz? Siz künyeye mi bakmak istiyorsunuz? Siz
künyeyle mi açlıkla, yoksullukla baş edeceksiniz? Böyle
yaptığınız zaman en büyük bölücü sizsiniz, en fazla onurla
oynayan sizsiniz. Normalde yapılması gereken dayanışma,
paylaşma. Dayanışma ve paylaşmayı, kendinize biat
edenlerle, sadık olanlarla isterseniz bu itaattir;
başaramazsınız. Biz onurlu bir şekilde duran Şeyhmus
Gökalpı da, Selim Ölçeri de burada saygıyla anıyoruz ve bu
uğurda bütün sağlık çalışanlarına da saygılarımızı
sunuyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde söz isteyen ikinci konuşmacı
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, İsmail Tamer Milletvekili ne dedi, gerçekten merak
ediyoruz, söz verirseniz gerçekten mutlu olacağız.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Söz verin, ben
ifade edeyim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
İç Tüzüke göre bir grup başkan vekili, kendi grubuna üye herhangi
bir milletvekili veya başkaca bir milletvekiliyle ilgili böyle bir
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İç
Tüzüke göre böyle bir usul yok.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ben ifade edeyim
Selim Ölçerin nasıl biri olduğunu.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Evet,
söylesin. Bilgi almak istiyorum ben.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, bilgi edinme
hakkımız var, İsmail Bey konuşsun. Öğrenme
hakkımız var Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bilgi
almak istiyorum ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakın, şu
anda, malum, İç Tüzüke göre, buradaki stenograf arkadaşlar bir
kişi değil. Neden bir kişi değil? Çünkü diğer siyasi
parti gruplarından söz almak isteyen olmasa da yerinden yapılan
ifadeleri de kayda alıyorlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam,
bir de ben konuşayım. Ben söz aldım, siz kalktınız,
anlamadım ben.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, öğrenme
hakkımız var. İsmail Bey bir konuşsun, bakalım ne
diyecek.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Herhangi bir siyasi
parti grubundakiler, bugüne kadar, bu şekilde beyanlarını
tutanağa geçirtirlerken İsmail Beyin de aynı şekilde
yerinden ifadelerinin tutanağa geçirilmesinden niçin rahatsız
olunuyor? Bunun kabulü mümkün değil.
BAŞKAN Tutanaklara geçti Sayın Özkan,
anlaşıldı Sayın Başkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim,
öğrenmek bir insan hakkıdır. Başkanım, İsmail Bey
konuşsun, bizim öğrenme hakkımızı
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Vekilimiz
söyleyeceğini söyledi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sayın
Başkan, 2 hatibimiz 2 saygın doktorun hikâyesini anlattı; biri
Yüksek Onur Kurulu üyesi, diğeri Türk Tabipleri Birliği
Başkanlığı yapmış. Orada, kendisi de doktor; ne
söylüyor, bir Türkiyeye söylesin, merak ediyoruz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Türk Tabipleri
Birliğinin Başkanlığını yaptığı
dönemde İstiklal Marşını okutmak için oylayan bir adam,
Devlet terörüne son. diyen bir adam, Türk Tabipleri için hiçbir şey
yapmamış bir adam.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ne dedi,
ne dedi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kayda geçti, kayda;
tutanakları alıp okuruz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
karşılıklı konuşmayalım. Sayın Grup
Başkan Vekilleri zaten gerekli açıklamayı yapıyorlar
efendim.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) Ya,
duymuyoruz, ne demek istiyor, çıksın konuşsun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İsmail Beyin ne söylediğini gerçekten öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN Tutanaklarda var Sayın
Beştaş.
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde ikinci
konuşmacı, Kayseri Milletvekili Sayın Dursun Ataş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben,
tutanakları o zaman
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ya, kayıtlarda
var, tutanaklarda var. İstiklal Marşına karşı
alınan bir tavrı ifade etti. Kayıtlara geçti, tutanakları
gönderin.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Tekrar
söylüyorum
Başkanım, söz veriyorsanız söyleyeyim tekrar.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ya, sen ne
söyleyeceksin, ne söyleyeceksin ya, bir meslektaşının
hakkında ne söyleyeceksin ya! Ayıptır ya!
İSMAİL TAMER (Kayseri) Söyleyeceğim
Türk Tabipleri için hiçbir şey yapmadığıdır.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ne demek
yapmadı? Senin oyunla mı seçildi oraya? Oraya kaç doktorun oyuyla
seçildi?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sen mi
yaptın ya?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Devlet terörüne
son. dedi. Aynı şekilde, İstiklal Marşını
okutmak için kalkıp da oyladığı için
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben söz
istiyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Şimdi sana
uymadı diye sen Başkanlığını kabul etmeyecek
misin?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Etmiyorum.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) O zaman biz de seni
kabul etmiyoruz, biz de seni kabul etmiyoruz! Terbiyesizlik yapma!
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) Helal
olsun İsmail Bey! İsmail ağabey katılıyoruz sana.
BAŞKAN Sayın Ataş, bu harareti siz
söndürürsünüz.
Buyurunuz Sayın Ataş. (İYİ Parti
ve CHP sıralarından alkışlar)
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 4üncü maddesi üzerine partim adına söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, kanun teklifinin
görüşülen maddesiyle, iş yoğunluğunun veya daire
sayısının fazla olduğu illerde bir veya birden fazla icra
daireleri başkanlığı kurulabileceği
düzenlenmiştir. Söz konusu bu madde bir gerçeği gözler önüne
sermektedir; mevcut icra daireleri iş yükü altında ezilmektedir çünkü
vatandaş derin bir ekonomik kriz içerisinde, borcunu ödeyemez hâldedir,
iktidar ise her zaman olduğu gibi sorunu çözmek yerine üstünü kapatma
yoluna gitmektedir. Vatandaş yoksulluk içinde ezilirken
yapılması gereken şey, vatandaşın geçim derdine çare
bulmaktır. Yeni icra daireleri açarak reform yapılamaz, reform,
milletin sorununu çözerek olur. İçinde adalet olmayan yeni adalet
sarayları yaparak, yeni birimler kurarak reform yapılamaz,
yapılsa da bunun adı reform olmaz.
Değerli milletvekilleri, 2002 yılında
icra dairelerindeki dosya sayısı 8,6 milyonken bugün icra
dairelerindeki dosya sayısı 23 milyon 103 bine yükselmiştir.
UYAP verilerine göre bu yıl 1 Ocak-5 Kasım arasında icra ve
iflas dairelerinde toplam 6 milyon 328 bin yeni icra dosyası
açılmıştır. Geçen yılın aynı dönemine göre
yeni icra dosya sayısı 1 milyon 160 bin artış
göstermiştir. AKPnin Türkiyeyi getirdiği noktada her gün ortalama
22 bin yeni icra dosyası açılmaktadır. Vatandaşın
bankalara ve finans şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç
kredisi ve kredi kartı borcu 967,8 milyar liraya
ulaşmıştır. Kredi kartı borcu takipte olan kişi
sayısı 2021in ilk yedi ayında 1 milyon 287 bin 898e
çıkmıştır. Takipteki kredi kartı borcu da 178 milyon
531 bin lira artarak 7 milyar 277 milyon 75 bin liraya
ulaşmıştır. 2002 yılında
karşılıksız senet tutarı 8 milyon lirayken 2020
yılında 27 kat artarak 21,4 milyar liraya
çıkmıştır. SGK raporuna göre, SGKye borçlu olan ve icra
listesine giren işveren sayısı geçen yıla göre 188.845
artarak 488.526ya yükselmiştir. Bu yılın ilk altı
ayında meslekten ve sicilden terkini yaparak iflas eden işletme
sayısı 71.314 olmuştur. Böyle bir tabloyla karşı
karşıyayken icra işlemlerinin
hızlandırılmasını, icra
satışlarının elektronik ortamda gerçekleştirilmesini
reform olarak sunmak milletin aklıyla dalga geçmektir. Bu düzenlemeler
sorunları çözecek midir?
İktidar suçun önüne geçmek yerine hapishaneler
yapmayı reform saymaktadır. İktidar, bataklığı
kurutmak yerine sivrisineklerle mücadele etmeyi reform diye
pazarlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, resmî veya gayriresmî
tüm veriler yandaş bir kesim dışında, gittikçe
yoksullaştığımızı ve bu borçlarla yaşar hâle
geldiğimizi gösteriyor. Bunu bilmek için ne ekonomist ne bilim insanı
ne de başka bir şey olmaya gerek yok; çarşı pazarda iki tur
atan her vatandaş bunu biliyor, görüyor, yaşıyor. Bunu görmeyen,
saraylarda ülke yönettiğini sanan bir azınlıktan ibarettir. Bunu
bilmeyen, iktidarın üç beş maaş verdiği
danışmanlarıdır. Bunu yaşamayan, dünyada eşi
benzeri olmayacak bir şekilde yap-işlet-devret modeliyle
görmediğimiz, geçmediğimiz tesislerin borçlarını irademiz
dışında bizden alan yandaş müteahhitlerdir. Bunu anlamayan,
saray üstüne saray inşa edenlerdir.
Değerli milletvekilleri, alay eder gibi
saraydan Porsiyonları küçültün. tavsiyesi veriyorlar.
Vatandaşın porsiyonları kimsenin demesine gerek kalmadan, sizin
yüzünüzden zaten küçülüyor. Market alışverişlerine liste
yapıp çıkın, israf etmeyin. diyenler, israf ve şatafat
içinde yaşıyorlar. Karnı tok sırtı pek olanlar, aç
olanlara şükretmek gerektiğini söylüyor. Enerji Bakanı, üst üste
zam gelen doğal gaz için Evinizi daha az ısıtın.
önerisinde bulunuyor. Kombileri kısacaksak, porsiyonları
küçülteceksek, bayat ekmeklerden yemek yapacaksak, kuru ekmek bulduğumuzda
şükredeceksek size niye 2 trilyon vergi veriyoruz, size niye yetki
veriyoruz, siz niye bu koltukları işgal ediyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Ataş.
DURSUN ATAŞ (Devamla) - Saltanatı siz
sürün, cefasını fakir vatandaş çeksin; bu ne biçim devlet
iletişimidir. Vatandaşın insan olarak en temel
hakkıdır evini ısıtmak, yemeğini yemek,
alışverişini yapmak, insanca yaşam sürmek ama siz ülkeyi
yönetemiyorsunuz. Artık yeter, getirin sandığı, düşün
bu milletin yakasından diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Hakkında Kanun Teklifinin
4üncü maddesindeki cümlesine ibaresinin cümlesindeki şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alpay
Antmen Süleyman
Bülbül Zeynel Emre
Mersin
Aydın
İstanbul
Rafet
Zeybek Ömer Fethi
Gürer Aydın Özer
Antalya
Niğde
Antalya
Abdurrahman
Tutdere Turan
Aydoğan
Adıyaman
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Adıyaman Milletvekili Sayın Abdurrahman Tutdere.
Buyurunuz Sayın Tutdere. (CHP
sıralarından alkışlar)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, bu kanun teklifine
baktığımızda, bu kanun teklifinin -getirilme gerekçeleri-
özellikle icra dairelerindeki iş yoğunluğunu düşürmek,
avukatların ve icra dairelerindeki çalışanların yükünü
hafifletmek için, bu amaçla getirildiğini görmekteyiz. Ancak teklife
baktığımızda, bu teklif, gerçekten, bu amacı tek
başına gerçekleştirmeye yetecek mi? Maddelerine
baktığımızda, şu anda bu teklifin Türkiye'de icra
dairelerinde biriken 23 milyon 125 bin dosyayı ve bu iş yükünü
ortadan kaldırmayı tek başına çözemeyeceği
gerçeği ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye'de şu
anda icra dairelerinin yükünü İcra İflas Kanununda
yapacağımız değişikliklerle değil, aslında
iktidar olarak, Hükûmet olarak sizin yapacağınız ekonomik
adımlarla, gerçekten fakiri fukarayı, yoksulu, herkesi koruyacak ve
kurtaracak yeni ekonomik paketlerle bu işi çözebilirsiniz. Aksi takdirde bu
ekonomik kriz devam ettiği sürece, bu koşullar devam ettiği
sürece her gün milyonlarca dosya gelecek ve avukatlarımız, icra
çalışanlarımız da bu yükün altında ezilmeye devam
edecekler.
Kanun teklifinin bazı maddelerine ilişkin
birkaç önerimi ve görüşümü ifade etmek istiyorum. Özellikle 8inci maddede
menkul haczine ilişkin yeni bir düzenleme getiriyorsunuz ve haciz
mahallinde, borçlunun yanında üçüncü bir kişinin bulunması
hâlinde, bu üçüncü kişiye istihkak iddiasında bulunma hakkı
geliyor ve bu üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunduğunda, icra
müdürü veya icra memuru haciz yapmaktan vazgeçecek. Şimdi, bu düzenleme
beraberinde aslında Türkiye'deki menkul haczini tarihe
karıştıracak. Artık hiçbir yerde, hiçbir avukat, hiç kimse,
hiçbir alacaklı menkul haczi aracılığıyla alacağına
kavuşamayacak çünkü burada, bu düzenlemede bunu kötü niyetle kullanacak
olan üçüncü şahısların önüne geçecek bir hukuk mekanizması
düşünülmemiş. Gayet açık ve net bir şekilde
alacaklının hakkını ortadan kaldıracak bir düzenleme.
Bunun yanında, yine aynı kanun teklifinde
alelacele hazırlanan
Biz aslında Komisyon görüşmelerinde de
ifade etmiştik; Türkiye'de, her gün ulusal medyada özellikle
avukatların şiddete maruz kaldığını hatta
bazı avukat meslektaşlarımızın hayatını
kaybettiğini de çok zaman görüyoruz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
Komisyonda da söyledik -madem buraya bir düzenleme getiriyorsunuz- haciz
mahalline giden kolluk görevlilerine de harcırah verilecek şekilde
bir ekleme yapalım dedik ancak bunu da maalesef yerine getirmediniz.
Araç veya menkul taşınırların
kıymet takdirine ilişkin de burada sorunlar var. Haciz için, menkul
haczi için diyor ki: Masraflar peşin ödenir. Ramazan Bey, biz Komisyonda
da konuştuk, Genel Kurulda düzenleriz. dediniz, bakıyorum Genel
Kurulda yine bir şey yok. Şimdi, icra müdürü, icra memuru bunu neye
göre hesaplayacak, neye göre düzenleyecek? Dolayısıyla şunu
ifade etmek istiyorum. Bu kanun teklifi icra dairelerindeki sorunları
çözmeyecektir. Burada aslında, hukuk reformlarıyla Türkiyedeki
ekonomik sorunu, bu krizi çözmek de imkânsız. Burada yapılması
gereken birtakım işler var. Siz Hükûmet olarak, AK PARTİ
iktidarları zaten siz buradan hangi kanunu geçirirseniz geçirin sizin
talimatınızla hareket eden uygulayıcılar maalesef kanunlara
uymuyorlar. Aslında, çoğu kanunumuzda çoğu düzenleme var. Sorun
nerede? Uygulayıcılarda. Sorun nerede? Bu kararları uygulayan
hâkimlerde, savcılarda, icra dairelerinde. Şimdi, siz AK PARTİ
iktidarı olarak hukuk konusunda kafanız çok karışık.
Bakınız, daha geçenlerde Adalet Bakanı çıkıyor, diyor
ki: Bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur.
İçişleri Bakanınız çıkıyor, kamu görevini yerine
getiren muhtarlara hitaben Siz yıkın, geçin; hukuk peşinizden
gelir. diyor yani şu 2 Bakanın söylemleri bile sizin hukuka
bakışınızı, sizin hukuk devletine
bakışınızı açıkça ortaya koyuyor. Dolayısıyla
artık sizin bu Parlamentoya getireceğiniz hukuk reformları
milletimizin sorunlarını çözmeyecektir ve sorunlar giderek
artacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Tutdere.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) Değerli
milletvekilleri, şu anda Türkiye, ülkemiz ciddi bir ekonomik krizle
karşı karşıya. Bakınız, burası Adıyaman
ve Adıyamanın merkezi bir yerinde bayat ekmek kuyruğuna giren
yurttaşlarımız. Siz buraya artık hukuk reformu adı
altında paket getireceğinize, bayat ekmek kuyruğuna giren bu
insanlarımızın, bu yurttaşlarımızın
karınlarını nasıl doyururuz, bu sorunları nasıl
çözeriz; buna ilişkin düzenlemeler getirin. Milletimiz sizden bunu
bekliyor.
Bunun dışında seçim bölgemle ilgili
de bir şey söylemek istiyorum. Adalet Komisyonu burada. Bizim Çelikhan
ilçemiz Adıyamana en uzak ilçe; yol sorununu defalarca dile getirdik, hiç
duymadınız. Bu ilçemizin adliyesini kapattınız,
vatandaşlarımız adalet hizmetine erişemiyorlar. Bir
adliyeye gitmek için kilometrelerce yol gitmek zorunda kalıyorlar. Sizlere
çağrımdır, bu sorunu giderin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
4üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
4üncü madde kabul edilmiştir.
5inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
çerçeve 5inci maddesiyle değiştirilen 2004 sayılı Kanunun
36ncı maddesinin üçüncü fıkrası içerisinde yer alan Ücreti
ilgililer tarafından verilirse ibaresinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Şenol
Sunat
İzmir Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Sayın Şenol Sunat.
Buyurunuz Sayın Sunat. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
ŞENOL SUNAT (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İcra ve İflas Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 5inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, maddeyle İcra ve
İflas Kanununun 36ncı maddesinde değişiklik
yapılmakta ve değişiklikle Ücreti ilgililer tarafından
verilirse icra mahkemesince icranın geri bırakılması
hakkındaki karar, hükmü veren mahkemeye ve icra dairesine en uygun
vasıtalarla bildirilir. ibaresi eklenmektedir. İcra mahkemesine,
gerek hükmü veren mahkemeye gerekse de icra dairesine gönderilecek bildirimler
UYAP sistemi üzerinden ücretsiz olarak gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle
Ücreti ilgililer tarafından verilirse ibaresinin bu maddeden
çıkartılmasını daha uygun olarak görmekteyiz.
Sayın milletvekilleri, evet, AK PARTİnin
devriiktidarında, 2008 yılında 8 milyon olan icra iflas dosya sayısı
2020 yılında 30 milyona kadar çıkmıştır. Hani
diyorsunuz ya Yaparsa AK PARTİ yapar. Maşallah, yaptınız.
Yani sayıları yükseltmekte üzerinize yok. Evet, dolar bugün 10,60
lira oldu. Milletin günden güne fakirleştiği Türkiyede günümüzün
büyük vecizesi var sayın milletvekilleri, hani, Sayın
Erdoğanın büyük vecizesi: Faiz sebep, enflasyon sonuç. Bu
güldürmeceyle, maşallah, dolar 10,50 liraya çıktı hatta belki
önümüzdeki günlerde 11 liraya kadar çıkarmış olacağız.
AK PARTİ iktidarının ve tek adam rejiminin
ülke ekonomisini ne hâle getirdiği ortada sayın milletvekilleri.
Çiftçinin 2003 yılında 2,5 milyar olan toplam borcu, 2021
yılında bankalara 149 milyar, Tarım Kredi Kooperatifine 10
milyar olmuş ve serbest piyasayla birlikte olan borçlara
bakıldığında 200 milyarı aşmıştır.
Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi kullanan çiftçilerimizin
traktörlerine haciz geldiği dönemde, Adalet ve Kalkınma Partisinin
devriiktidarına çok yakışmıştır bu durum.
İlgileniyor musunuz bilmiyorum sayın milletvekilleri. Yaparsak biz
yaparız. diyorsunuz; evet, yaparsanız siz yaptınız ve
acımasızca yaptınız. Aferin sizlere, hepinize büyük aferin(!)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; BDDK verilerine göre, hane halkı borcunun,
vatandaşın bankalara olan tüketici kredisi ve kredi kartı
borçları da dâhil siz iktidara geldiğinizde 6,3 milyar TL iken 2021
yılında -6ncı ayında sadece- 874 milyar liraya
çıktığını görüyoruz. Ee, maşallah! Siz büyük
rakamları seviyorsunuz zaten.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Biz milletimizden
maşallah, aferin alıyoruz zaten.
ŞENOL SUNAT (Devamla) Bu anca sizin
iktidarınızda gerçekleşebilirdi; aferin, gerçekleştirdiniz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Milletimiz de aferin
veriyor.
ŞENOL SUNAT (Devamla) Övünün! Övünün!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Milletimiz de övünüyor
bizimle.
ŞENOL SUNAT (Devamla) Yani eserinizle övünün.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Milletimizin eseri o.
ŞENOL SUNAT (Devamla) AKP Genel
Başkanı Sayın Erdoğan, zaman zaman millete bir müjde
veriyormuş gibi kredileri ortaya sürüyor ve milleti borçlandırmaktan
başka bir işe yaramadığı görülen bu krediler her geçen
gün bataklığa doğru milletin sürüklenmesine sebebiyet veriyor.
Evet, asgari ücretle geçinmeye çalışan milletimiz bir taraftan hayat
pahalılığıyla mücadele ediyor sayın milletvekilleri.
Hani ekonominin kitabını yazdı ya Sayın Erdoğan; ya
keşke konuşmasa, keşke kitap falan yazmasa. Her
konuştuğunda dolar fırlıyor, her Faiz sebep, enflasyon
sonuç. dediğinde yine dolar fırlıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Sunat.
ŞENOL SUNAT (Devamla) Yani ülkenin en az
yarısı açlık sınırının altında
yaşarken, dolar 10,60 olmuşken yüzünüz kızarmadan hâlen
ekonominin kitabını yazmaktan ve yazmaya devam etmekten söz etmek de
bir vicdan meselesidir.
Evet, sayın milletvekilleri, AKP Genel
Başkanı bu şeyden vazgeçse emin olun dolar da düşecek.
Yani, siz ekonominin kitabını yazmaya devam ederken markette 18
litrelik bir teneke yağın 370 lira olduğu, bebek mamalarına
alarm takıldığı günümüzde
vatandaşlarımızın derdini, geçim
sıkıntısını çözmek yerine suni gündemlerle kendinize
gündem oluşturma yoluna gitmeyiniz, farklı mağduriyetler
çıkarmayınız.
Artık yolun sonu gözüküyor, düşün milletin
yakasından diyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 5inci
maddesindeki cümlesine ibaresinin cümlesindeki şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Zeynel
Emre Aydın
Özer Rafet Zeybek
İstanbul Antalya Antalya
Alpay
Antmen Süleyman
Bülbül Ömer Fethi Gürer
Mersin Aydın Niğde
Mustafa
Sezgin Tanrıkulu
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu.
Buyurunuz Sayın Tanrıkulu. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Hangi konuşmayı hazırlasak maalesef
eskiyor. Tartışmaları izlerken yapacağım konuşmayı
bir tarafa bıraktım ama bir kez daha burada kayıtlara geçmesi
açısından bir iki konuya değinmek istiyorum.
Şimdi, burada sosyolojimizin bir parçası
olan yurttaşlarımızla ilgili olarak Ayrımcılık
yoktur, eşitsizlik yoktur. dediğiniz zaman gerçekten insanları
üzüyorsunuz. Türkiyede Alevi yurttaşlarımız kamu hizmetlerini
almada, kamu hizmetlerine girmede ve yükselmede, kendi inançlarını
yaşamada çok ciddi bir biçimde ayrımcılığa tabi
tutuluyorlar ve eşitlikle ilgili sorunları var. Dolayısıyla
bu Parlamento kürsüsünde Bu sorunlar yok. dendiği zaman, nüfusumuzun,
sosyolojimizin önemli bir parçası olan Alevi
yurttaşlarımızı üzüyorsunuz ve
ayrımcılığa itiyorsunuz; doğru değil. Mesele,
bunları burada çözmektir.
İkinci mesele: Kürt meselesini biz çözdük.
diyorsunuz. Sayın Adalet Bakanı geçtiğimiz hafta
Diyarbakırdaydı, ben de Diyarbakırdaydım; kendisini takip
ettim, ne konuştuğunu izlemeye çalıştım.
İzlediğim saatlerde de gerçekten bir insan olarak, bir yurttaş
olarak, bir milletvekili olarak, bir avukat olarak beni son derece üzen
başka bir olay yaşandı Diyarbakırda. 1988
yılında ben, 25 yaşında Diyarbakır Barosunun Genel
Sekreteriydim. 16 Mart 1988de Halepçede insanlık tarihinin en büyük
katliamlarından biri yaşandı; 5 bine yakın Kürt El-Enfal
Harekâtı sonucunda sarin gazlarıyla yaşamını yitirdi
ki o dönemde 200 bin Kürt yaşamını yitirmişti. En büyük
katliamlardan bir tanesi. 16 Mart 2021 tarihinde Diyarbakırda anma için
bir toplantı yapılıyor, gözaltına alınan siyasetçiler
var. Geçtiğimiz hafta itibarıyla sorulan soru var, bakın,
sorulan soru var. Nasıl bu zihniyeti değiştirmediniz ve bu
zihniyeti kalıcı hâle getirdiniz, onu anlatmaya
çalışıyorum. Sorulan soru şu: Sözde Halepçe
katliamı
Sözde Halepçe katliamı
Değerli arkadaşlar, bakın, bunun ne
anlama geldiğini Kürt yurttaşlar bakımından
anlayamazsınız. Bakın, Kürtlerin en büyük acısına,
insanlığın en büyük acısına eğer bu cumhuriyetin
kamu görevlileri sözde diyorsa siz Kürt meselesini değil çözmek, ancak
daha da derinleştirirsiniz. Bunu yaptınız, bakın, bunun
farkında değilsiniz maalesef. Mesele, sizin farkında
olmamanız ve bu gerçeklikten kopmanız.
Şimdi, yapmanız gereken ne? Orada Bakana
da söyledim, yapmanız gereken şu: Bu sözde katliam lafını
kullanan kamu görevlisini getireceksiniz, özür dileyecek; Kürtlerin
acısını bu şekilde aşağılayan, Kürtlerin
demiyorum, insanlığın acısını bu şekilde
aşağılayan ve sözde diyen bu zihniyeti, bu personeli teşhir
edeceksiniz Olmaz böyle. diyeceksiniz.
Bakın, aynı zamanda, Keçiören
Şimdi,
bir kira sözleşmesi yapılmış, efendim, bir tek
açıklama gelmedi sizlerden. Cahit Bey, bir telefon aç Keçiören
Belediyesine, de ki: Gerçekten, bu sözleşmeyi Kürtçe şarkı
söyleneceği için mi iptal ettiniz? Arıyorsunuz, AFADdan bilgi
alıyorsunuz, burada paylaşıyorsunuz, bunu da paylaşın.
Keçiören Belediyesi sizin belediyeniz; neden kiraya verdiniz, neden
sözleşmeyi iptal ettiniz, bunu sorun.
Bakın, değerli arkadaşlar, yargı
reformunu konuşuyoruz, adliyeler gerçekten berbat. Diyarbakır
Adliyesiyle ilgili olarak Bakan da oradayken söyledim: Bakın, sizin
adliyeyi ziyaret ettiğiniz saatlerde ne oluyor biliyor musunuz, o
adliyenin içerisinde neler oluyor? Ya, cumhuriyet savcıları ve
diğer kamu görevlileri itirafçı yaratıyorlar, sonra
aracıları iş adamlarına gönderiyorlar: Bak,
adınız bak burada geçiyor, hadi gelin şu kadar para verin,
isminizi çıkartalım. İş adamı para vermiyorsa
gözaltına alınıyor, sonra yine görevliyi gönderiyor ya da
aracıyı gönderiyor. Ya, bunlar Diyarbakır Adliyesinde oluyor,
oldu. İki gün önce burada konuştum, Bakan tek bir laf etti mi bugüne
kadar, tek bir şey söyledi mi bugüne kadar? Bu sadece Diyarbakır
Adliyesinde olmuyor, Türkiye'nin bütün adliyelerinde, bakın, pazarlamaya
dönüşmüş bir adliye zihniyeti var ve bunlar sizin
iktidarınız döneminde oluyor. Yurttaşlarımız adalete
uzaklar; adalete uzaklar, adaleti yerle bir ettiniz gerçekten. Bunu içi yanan
bir insan olarak söylüyorum. Sizlere kimse ulaşamıyor maalesef
bakın ama bizler bunları duyuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Eğer
bir parçası değilseniz -ki önemli bir kesiminizin bir parçası
olmadığını düşünüyoruz- o zaman bunlara
karşı çıkın gerçekten; içinizde vicdan sahibi insanlar var,
bunlara karşı çıkın.
Bakın, düşman ceza hukuku uyguluyorsunuz
insanlara, muhaliflere düşman ceza hukuku uyguluyorsunuz. Selahattin
Demirtaş, attınız hapse, tamam, beş yıldır
yatıyor. Ya, asgari kural, kan davasında bile yakınlarına,
eşine, çocuğuna karışmazsınız; bu, en asgari, kan
davasında böyledir; düşman ceza hukukunda bile yoktur ya, düşman
ceza hukukunda
Çıktı FOX TVye, FOX TVye ceza; sonra ardından
Diyarbakır Adliyesinde altı yıl ceza. Ya, olmaz böyle bir
şey gerçekten, biraz okuyun. Bakın, bunlar meseleyi
derinleştiriyor, bunlar meseleyi derinleştiriyor. O hâkimlerden siz
hesap sorun, biz değil; biz gelince soracağız ama şimdi siz
sorun bu yurttaşlarımıza karşı düşman ceza hukuku
uygulayanlara.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Başkanım, son olarak da şunu söyleyeceğim: 90 bin
yurttaşımız şu anda şartlı salıverilmiş
ve dışarıdalar, bu Parlamentodan bir talepleri var. Gerçekten,
Covid devam ediyor, salgın döneminin 4üncü, 5inci aşamasına
gelindi, her gün yurttaşlarımız ölüyor. Yani o yasanın
çıktığı dönemdeki şartlar ile şimdiki
şartlar aynı, dolayısıyla bu yasanın yenilenmesi
lazım. Bu yasa burada görüşülürken madde ihdası yönünde bir düzenlemeyi
5 siyasi parti birlikte yapabilir başka maddelerde olduğu gibi.
Dolayısıyla yarın, bu Parlamento, bu 90 bin
yurttaşımızın talebine uygun bir düzenlemeyi de
yapmalıdır. Bu yurttaşlarımızın gözünün her gün
Parlamentoda olduğu bir dönemde, Parlamento madem
çalışıyorsa ve yargı reformuyla ilgili bir
çalışmayı yapıyorsa bununla ilgili bir yasayı da
çıkarmalıdır diyorum.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
(CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
73.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 5inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
hatibin kürsüden grubumuza dönük sataşma niteliğinde bir beyanı
olsa da sadece kayıtlara geçmesi için ifade etmek istiyorum ki zaten hatip
de bu meyanda bizden bir açıklama bekliyordu.
Şunun altını çizelim: Biz, bu
coğrafyada Türklerin, Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların
barış içerisinde yaşayacağı bir iklimi, bir
coğrafyayı inşa etmek zorundayız. Vaktiyle bu
coğrafyada fitne tohumlarını ekenler, açıkçası,
petrol, silah ve faiz üzerinden emperyalist hedeflerini hayata geçirmeye
çalıştılar ve onun için maalesef, vaktiyle Halepçede Kürtlere
karşı yapılan cinayet, katliam aslında sadece Kürtlere
yapılmadı; Türklere, Türkmenlere, Araplara ve külliyen toplumsal
barışımıza karşı yapıldı.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siz
gelince yaptınız, siz yaptınız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda, Halepçe
katliamının herhangi bir şekilde
itibarsızlaştırılmaya veya gözden düşürülmeye
çalışılmasını
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İtibar diyor. Düzelt,
düzelt, bunu düzelt.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
bu tür ifadelerle
zayıflatılmaya çalışılmasını asla kabul
edemeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Katliamın itibarı olmaz ya.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Halepçe bir
katliamdır ve orada Kürtlere, Araplara, Türklere, Türkmenlere
karşı, toplumsal barışımıza karşı
yapılan bir katliamdır, cinayettir; onu yapanların da tarih
boyunca affı söz konusu olmayacaktır.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Cizrede de siz katliam yaptınız, Roboskide de siz katliam
yaptınız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu fitne
tohumlarını tarihin tozlu raflarına göndermek zorundayız.
Diğer taraftan, biraz önce
aldığım bilgi çerçevesinde ifade ediyorum -ki daha önce bunu
sosyal medyada ve konvansiyonel medya organlarında da duymuş idik- bu
çerçevede, yargısal makamlar nezdinde Halepçe katliamıyla ilgili
sözde adı altında bir beyanın tutanaklarda, zabıtlarda
olmadığını istihbar etmiş bulunmaktayız.
Aynı şekilde, Emniyet ifadelerinde de tutanaklara yansıyan böyle
bir ifade yoktur. Bu şekilde bir ifadeyi kabul edemeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Son cümle olarak.
Yapan yanlış yapmıştır.
Eğer böyle bir delil, bilgi, belge söz konusu olsa bunun elbette
başta AK PARTİ olarak bizlerin de hukuken hesabını,
takibini yapmak zorunda olduğumuzu Genel Kurulun bilgisine sunarım.
Teşekkürler.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Saddamın
zulmünden kaçanlar Türkiyeye geldi.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Dediği konuyla ilgili olarak elimde belge var, bana da sataşma var.
BAŞKAN Sataşma yok efendim, yerinizden
bir açıklama yapınız siz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sataşma olsa ben
çıkacağım, yok yani.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Ayrıca,
Saddamın zulmünden kaçanlar Türkiye'ye geldi.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Türkiye
kapılarını açtı ya, kucağını açtı,
ekmeğini paylaştı; ekmeğimizi paylaştık.
BAŞKAN Buyurun.
74.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan, bu konu bana iletildiğinde ben de inanmadım.
Gerçekten sözde lafı var mıdır yok mudur diye,
arkadaşlardan tutanağı istedim; tutanak elimde, Grup Başkan
Vekiliyle paylaşabilirim. Aynen şöyle diyor: Sözde Halepçe
katliamı konulu basın açıklaması
yapılmış... Tutanak burada, sorgu tutanağı burada.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bizim de
elimizde var.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Katılan avukat arkadaşlardan istedim ve bana gönderdiler. O nedenle
bunu söyledim ben. Dolayısıyla, yani Yoktur,
yanlıştır, falandır
demek değil. Mesele, bu
acıyı gerçekten aşağılayan zihniyettir; o zihniyetle,
o zihniyetin temsilcileriyle mücadele etmektir. Biz Adalet ve Kalkınma
Partisinden, İçişleri Bakanlığından, Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığından bu tutumu bekliyoruz; o
nedenle bunu söyledim. Yani bizim yurttaşlarımızın
tarihindeki en büyük acısının bu şekilde
aşağılanmış olmasını kabul edemeyiz; bunu
söylemeye çalıştım. Belgesi burada.
Teşekkür ediyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Biz de kabul etmiyoruz,
kabul etmeyiz; yanlıştır, bunun hesabı
sorulmalıdır.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
İnsanlık suçu, kabul etmek mümkün mü?
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın
Başkan, yerimden pek kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
75.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın
Başkan, tutanak paylaşıldı. Benim elimde de var, Sayın
Grup Başkan Vekiline verebilirim; sonuçta basına da yansıdı.
Yalnız bu akşam şunu da gördük: Yani -her şeyi çalma
hastalığı- şimdi de Kürtlere yönelik, Saddam Hüseyin
diktatörü tarafından yapılan bir katliamı, oradaki Türk, Türkmen
herkese yapılmış gibi ifade etti. Öyle bir şey yok.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Barışımıza
yapılmıştır; toplumsal barışımıza,
kardeşliğimize, bölgesel barışımıza
yapılmıştır.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Bırakın
şu ırkçılığı ya; bu ırkçılıktan
daha büyük bir bela yok, vazgeçin bu ırkçılıktan; Saddam
hepimize yaptı bu zulmü.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Keşke
hiç kimseye karşı katliam yapılmasa, biz bunu söylemek zorunda
olmasak ama tarihte Halepçe, Kürt halkına yapılmış bir
katliamdır.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Evet, doğru ama
aynı zamanda toplumsal barışımıza karşı
yapılmıştır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Kimyasal
silahlarla yapılmıştır, insanlığa karşı
suçtur ve oradan bana cevap yetiştirmeye çalışıyor, bunu
kınasın, sözde olmadığını söylesin, biz de bu
konuyu kapatalım.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Söyledi ya, dinlemediniz
herhâlde.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu konuda
yaklaşımımız net. Halepçe bir katliamdır, yapan
diktatördür, canidir, katildir; tarih nezdinde, zaman nezdinde
hesabını verecektir, vermiştir, vermeye de devam edecektir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kime
karşı yapıldı?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kürtlere
karşı yapılmış bir cinayettir ve -Türkler, Türkmenler,
Kürtler, Araplar- toplumsal barışımızı tehdit eden bir
cinayettir.
BAŞKAN Acımız ortak efendim.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Onlara kucak açan da
Türkiye Cumhuriyetidir, onu da ekleyin.
X.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve
İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 5inci maddesinde geçen yer alan
ibaresinin bulunan şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erdal
Aydemir Ali
Kenanoğlu Züleyha
Gülüm
Bingöl İstanbul İstanbul
Mahmut
Celadet Gaydalı Murat
Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis İzmir Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Bingöl
Milletvekili Sayın Erdal Aydemir.
Buyurunuz Sayın Aydemir. (HDP
sıralarından alkışlar)
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu meczup, bu fakir kardeşiniz
siyasete başladığı zaman tüm serveti nikâh yüzüğüydü,
bu nikâh yüzüğüyle siyasete başladı. Bu meczup siyasete başladıktan
sonra, gelin görün ki, on sekiz yıl sonra, bu nikah yüzüğü kendisinin
de takip edemediği bir şekilde yani kendimin de takip
edemeyeceğim bir şekilde 730 kat arttı.
Gelin görün ki benden de habersiz, dünyaca kabul
edilen Forbes diye bir ekonomi dergisi bir araştırma
yapmış. Bu araştırma sonucunda da ülkemizi
alnımızın akıyla temsil ettiğim, tüm dünya liderleri
arasında zenginlik anlamında 8inci sırayı aldığım
tescil edildi bu Forbes dergisi tarafından. Baktım ki muazzam bir
zenginleşme var, o zaman şöyle bir karar verdim, kendi kendime dedim
ki: Bir nikâh yüzüğünden dünyanın 8inci zengin lideri hâline
nasıl gelinir?in kitabını yazayım. O kitabı
yazacağım çünkü bu kitaptan da muhakkak ki gelir elde edeceğim,
böylece servetime servet katmış olacağım. (HDP
sıralarından alkışlar)
Arkadaşlar, hırsızlık ahlaken
çok büyük bir kötülüktür. Hırsızlık 4 kutsal kitapta en büyük
günah olarak tanımlanmıştır. Hırsızlık yine
kutsal kitabımız Kuran-ı Kerimin Nisa suresinin 105-115inci
ayetleri arasında hırsızlık olarak da
tanımlamamaktadır, yolsuzluk olarak tanımlanmaktadır.
İslam tarihine geçen sahabe Tume Bin Übeyrık vakası
vardır; yapmış olduğu hırsızlıktan
dolayı İslam tarihine geçmiştir ve Kuran-ı Kerim
nasıl niteliyor biliyor musunuz? Diyor ki: Bu, hırsızlık,
yolsuzluğun en büyüğüdür; yapan kişi de haindir, hain! Kutsal
kitaplar elbette ki tanımlamış.
Arkadaşlar, değerli milletvekilleri;
bakın, bu, ceza hukuku kitabı; bu, yolsuzluk kitabı değil;
bu, soygun kitabı değil; bu, hırsızlık kitabı
değil. Eğer döneminizde yolsuzluk yapmışsanız,
hırsızlık yapmışsanız, rüşvet
yemişseniz, irtikâba bulaşmışsanız biliniz ki bu
dönemde yargılanmasanız bile önümüzdeki süreçte bu kanuna göre
yargının karşısına çıkacaksınız.
Hırsızlığın en büyüğü
nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Siyaseten yapılan
hırsızlıktır; bir halkın, bir siyasetin iradesini
hırsızlamaktır.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Ya, iradenizi
PKKya teslim etmişsiniz, ondan sonra
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Maalesef, siz bunu da
yaptınız, kazanmış olduğumuz 48 tane belediyeye kayyum
atamak suretiyle Kürt halkının iradesini
hırsızladınız, Kürt halkının iradesini
çaldınız. Bakın, en çarpıcı örneği: Mardin
Büyükşehir Belediyesine atamış olduğunuz Mustafa Yaman, çok
yaman işler yapmış. Mustafa Yaman, kaçırır mı
-İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin
yapmış olduğu araştırmalar- 539 milyonu yani eski
parayla 539 trilyonu, diğer bir deyişle yarım katrilyon
lirayı ne yapmış biliyor musunuz arkadaşlar? Hayalî
ihaleler
1980lerde Anavatan döneminde hayalî ihracatlar vardı ya, bu da
sizin hanenize yazıldı AKP iktidarı, hayalî ihaleler
yaptınız; Mardin halkının parasını
çaldınız, hırsızladınız.
Şimdi, geçen sene, bu kürsüde bizim
belediyelere giden paralarla ilgili bir Bakan ne diyordu? İyi ki atama
yaptık. Ohh! Ohh! diyordu. Şimdi biz de dönüp
yaptığınız hırsızlıklara,
yaptığınız yolsuzluklara karşı Ohh! Ohh! mu
diyelim, Vah vah! mı diyelim?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM YURDUNSEVEN (Afyonkarahisar)
Sana iade ediyorum.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bu da sizin karneniz.
Bununla da yetinmiyorsunuz
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bakın, bir
bakanınız temizlik malzemesi adı altında, 75 liraya mal
ettiği temizlik malzemesini 175 liraya kendi şirketinden -ihale
açıp- aldırttı. Bunun ismi nedir? Hırsızlık
değilse nedir? Yolsuzluk değilse nedir?
SALİH CORA (Trabzon) Git
savcılığa, şikâyetci ol.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Emekli bir
bakanınız ne yaptı biliyor musunuz? Kendisine makam aracı,
eşine makam aracı, danışmanına makam aracı
Bütün
giderlerini de bakanlığa yükledi.
SALİH CORA (Trabzon) Varsa bir yolsuzluk,
usulsüzlük; şikâyetçi ol.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bunun ismi nedir?
Bunun ismi hırsızlık değilse, yolsuzluk değilse
bunun ismi nedir? Varın siz tanımlayın.
SALİH CORA (Trabzon) Niye şikâyetçi
olmuyorsun?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bakın, halk
iradesini hırsızladınız, halkımızın
iradesini hırsızladınız. Yüksekova -Gever- Belediyesinin
yüzde 70 oyuyla
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Erdal Bey,
önergeniz neydi? Oylayacağız.
BAŞKAN Erdal Bey, selamlayalım lütfen.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Değerli
milletvekilleri, bakın, bu kadın belediye reisimiz
hırsızlık yapmadı, yolsuzluk yapmadı, soygun
yapmadı. Ne yaptı?
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar)
Teröristlik
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Hakkı, hakikati,
eşitliği, adaleti savundu; siz Kürt halkının siyasal
iradesini hırsızlayıp on yedi buçuk sene cezayla cezaevlerine
attınız. Sizin uzmanlık alanınız
hırsızlık, yolsuzluk, soygun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Aydemir.
SALİH CORA (Trabzon) Aynaya bak, aynaya.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Cora, bu yüzük 1
milyar dolar oldu.
BAŞKAN Sayın Aydemir, lütfen
SALİH CORA (Trabzon) Senin belediye
başkanlarının yaptığı
hırsızlığın raporları var bizde, o raporları
sana veririz. Senin belediye başkanlarının içinde hırsızlık
vardır, yolsuzluk vardır, usulsüzlük vardır, rüşvet
vardır, irtikâp vardır, hepsi vardır. Hepsinin raporu bizde var.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Aynen iade ediyoruz,
kem söz sahibine aittir. Ülke hizmetle buluştu; yollar, köprüler,
havalimanları, üretim
Çalarak olmuyor, yolsuzlukla olmuyor; mücadeleyle
oluyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Erdal Bey,
önergeyi hırsızladınız ya! Önergeyle ilgili bir kelime
etmediniz. Önerge ne, önerge?
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
5inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
5inci madde kabul edilmiştir.
6ncı madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285
sıra sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 6ncı maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 87nci maddesinde yapılan değişikliğin ilk
fıkrasındaki olmak üzere ibaresinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alpay
Antmen Rafet
Zeybek Süleyman Bülbül
Mersin Antalya Aydın
Zeynel
Emre Aydın
Özer Turan
Aydoğan
İstanbul Antalya İstanbul
Ömer
Fethi Gürer Suzan
Şahin
Niğde Hatay
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Hatay
Milletvekili Sayın Suzan Şahin.
Buyurunuz Sayın Şahin. (CHP
sıralarından alkışlar)
SUZAN ŞAHİN (Hatay) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yargının kurucu unsuru
olan avukat, bağımsız savunmayı temsil eder. AKPnin
hukuksuzluklarına karşı hak, hukuk, adalet şiarıyla,
yasaların onlara emrettiği normlar gereği Hükûmetin
kanunsuzluklarına karşı direnç gösteren bağımsız
avukatlar ve barolar ise sistematik şekilde
itibarsızlaştırılmak, yok edilmek istenmektedir.
Avukatlık mesleğinde çoklu baro bölücülüğüyle başlayan kaos
sürmektedir.
AKP, ara buluculuk sistemini
dayatmıştır. Oysa Avukatlık Kanunu 35/A maddesi
gereği, avukatlar, ara buluculuk yetkisini kanundan almaktaydı.
Şimdi ise sınavla ara bulucu olması sağlanan avukatlardan
sınav eğitim ücreti olarak -zorunlu olarak- 1.500 lira talep
edilmektedir. 30 bin kişi bu ücreti ödeyerek sınava girdi, AKP bu
işi de gelir kapısı hâline getirdi.
Hak arama özgürlüğü ile hukuk sistemimize
vurulan bir darbe niteliğinde olan ara buluculuk sistemine hukukçular
olarak karşı olmamıza rağmen sistem yürürlüğe
girmiş, sorunları da beraberinde getirmiştir. Mesleği
sıradanlaştıran uygulamalar yetmemiş gibi, sistem
içerisinde yapılan sınavlarda da adaletsizlikler ortaya
çıkmıştır. Usandık artık; çalınan sorular,
sınav şaibeleri, soruların hatalı ve yanlış olması,
mülakat ve atamalardaki adam kayırmalar ve daha niceleri.
Adaletin sadece bir kadın adı olarak
kaldığı ülkemde, vatandaşın elinde kalan tek
sığınağı olan savunma hakkını temsil eden
avukatlara yapılan bir adaletsizlikten bahsedeceğim şimdi sizlere.
Sayın milletvekilleri, Adalet
Bakanlığı Kasım 2019da Arabuluculuk Sınavı
açmış ve yaklaşık 30 bin kişi bu sınava
girmişti. Sınava giren 6.271 kişi başarılı olup
ara buluculuk hakkı kazanmıştı. Bu gelişmelerden
sonra, Ankara Barosu ve avukatlar sınavda yer alan bazı
soruların cevaplarının hatalı olduğu sebebiyle dava
açtı. İdare mahkemesi 3 sorunun iptaline, ayrıca, yönetmelik
hükmü gereğince adayların puanlarının yeniden
hesaplanması gereğine vurgu yaparak sınav sonucunun iptaline
karar verdi. 91 olan baraj puanı da 88e çekilmiş oldu. 3 sorunun
iptali üzerine, önce, 88 puan ve üzeri alan adaylara sicil kaydı için UYAP
üzerinden kayıt başvurusunda bulunması ve aidatları ödemesi
için kısa mesaj gönderilerek bilgilendirme yapıldı; sonra, sicil
aidatını ödeyerek başvuruda bulunan 3 bine yakın adaydan
431i hariç geri kalanlar başarısız ilan edildi. Yine bir
sınav, yine bir kaos.
Değerli üyeler, iptal edilen soru
sayısı dikkate alınarak baraj puanının 91in
altına indirilmesi gerekirken aynı sınava 2 farklı baraj
puanı uygulayarak barajın yükseltilmesi, bu kez ilk değerlendirmeden
daha büyük bir hukuki garabete ve mağduriyete sebebiyet verdi. Hâlbuki
Anayasanın 10uncu maddesindeki eşitlik ilkesi ve Arabuluculuk
Yönetmeliğinin 45inci maddesindeki Başarılı sayılan
en düşük puanlı adayla aynı puanı alan adaylar da
başarılı sayılır. hükmü gereğince, daha önce
başarılı sayılan ve hakları saklı tutularak
başarılı sayılmaya devam edilen kişilerin yeni
sıralamadaki puanı en düşük puan kabul edilmeliydi. Soru iptali
sebebiyle, net doğru sayısı 100 soruda 91 doğruyken 97
soruda 88, 89, 90a inen kişi sınavda başarılı
sayılarak hâlen ara buluculuk yapmakta, devam etmektedir. Hukuk
karşısında tek bir kişinin dahi mağduriyeti söz konusu
olamayacakken ikinci sıralamada 97 soru üzerinden 88, 89, 90 soru yapanlar
yani 2.400 kişi başarılı sayılmayarak ara bulucu olma
hakkı tanınmamış, mağdur olmuştur. Aynı
sınava katılan kişiler arasında başarılı
sayılma kriteri açısından yaratılan bu eşitsizlik
açıkça hukuka aykırıdır. Size basit anlatayım:
Arabuluculuk Daire Başkanlığı, hatalı olduğu
mahkeme kararıyla tespit edilen soruları doğru yapan ile
yanlış yapan yani aynı hukuki durumda bulunan kişilere
farklı muamelede bulunarak eşitlik ilkesini gözetmemiştir.
Kısacası, daha fazla net doğru cevabı bulunan kişi ara
bulucu olamazken daha az net doğru cevabı olan kişinin
hakkı korunmaktadır. Bu sınav, ülkenin adalet
dağıtması beklenen kurumunun düpedüz adaletsiz olduğunun
göstergesi olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Bugün bunu gündeme
getirip adaleti savunmak da yine bize düşmüştür. İdarenin idari
işlem tesis edilirken yapılan hataların düzeltilmesi için yeni
bir işlem tesis etmesi her zaman mümkündür, bunu derhâl
yapmalıdır da. Arabuluculuk Daire Başkanlığının
hatalı işlemi düzeltmesi, sınava katılan adayların
idareye güveninin temin edilmesi, yüzlerce hukukçuyu olumsuz etkileyen bu
uyuşmazlığı yargıya havale etme yolunu seçmeden
birey, toplum, idare üçgenindeki çıkar dengesinin korunmasına
hizmet edecektir. Bu yanlış karar, idarenin en temel ilkelerinden
eşitlik ilkesi gereği derhâl düzeltilerek mağduriyetin önüne
geçilmeli, avukatlık mesleği ve avukatlara bir darbe daha
vurulmamalıdır. Nitekim bu durum, idarenin kendi hatasından
kaynaklanmıştır ve bilinmelidir ki avukatlar, baskıcı
tek adam rejimine, her fırsatta masanın altından
çıkarıp gösterdiği sopaya ve itibarsızlaştırma
planlarına hiçbir zaman boyun eğmedi, hiçbir zaman da
eğmeyecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Öyle bir
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Daha önce
verdiniz.
BAŞKAN Buyurunuz.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, kadınlara pozitif
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Avukatlar olarak
bu eşitsizliklere, adaletsizliklere itirazımız var, acil
düzenleme talep ediyoruz.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Efendim, kadınlar konusunu
açmayın, Sayın Meral Beştaş yeni bir gündem açacak, onun
için lütfen, insicam iyi gidiyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
6ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan
değiştirilmiştir ibaresinin yeniden düzenlenmiştir
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
İzmir Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Adana
Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurunuz Sayın Çulhaoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 9 Haziran 1932 tarih ve 2004
sayılı İcra ve İflas Kanunu üzerinde İYİ Parti
Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi
saygıyla selamlarım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 6ncı madde kıymet takdiriyle alakalıdır.
2004 sayılı Kanunun 87nci maddesinde değişiklik
yapılarak Haczi yapan memur, sicile kayıtlı mallar hariç olmak
üzere haczettiği malın kıymetini takdir eder. İcabında
bilirkişiye müracaat edebilir. denmektedir. Özetlemek gerekirse, kanunda
teknik bir düzenleme yapılmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; vatandaşlarımız kredi kartı
borçlarını ödeyemiyorlar, icralık olmamak için kredi kartı
borçlarını yine bankadan aldıkları bir başka kredi
kartıyla ödüyorlar. Çiftçimiz girdi maliyetlerinden dolayı ekin
ekemiyor, borçlu, süt ineğini satıyor yine de borçlarını
ödeyemiyor. Bugün ülkemizde her 4 vatandaşımızdan 1isi
icralık. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine göre 2008
yılında 8 milyon olan icra ve iflas dosyası 2021
yılının ilk yedi ayında 25 milyonu bulmuş durumda. Son
on iki yılda icra ve iflas dosya sayısı 3,75 kat
artmıştır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun
verilerine göre ise hane halkı borcu 2002 yılında 6,3 milyar
Türk lirası iken 2020 yılında 820,7 milyar Türk lirası
olmuştur. Son on sekiz yılda hane halkının borcu 130 kat
artmış arkadaşlar. İşte AK PARTİnin ekonomideki
karnesi, işte vatandaşlarımızın durumu. AK PARTİ
Hükûmetinin atadığı yöneticilerin kurumlarının resmî
web sayfalarından açıklanan bu veriler sözün bittiği yerdir.
Sonra çıkıp yandaş televizyonlarda Ekonomiyi uçurduk.
diyorsunuz arkadaşlar. Bu hak mıdır, milletimize reva
mıdır bu?
Geçtiğimiz her köyde, her ilçede, her ilde
vatandaş isyan ediyor Geçinemiyoruz, okula giden
çocuklarımızın ihtiyaçlarını
karşılayamıyoruz, bir ayakkabı bile alamıyoruz.
diyor. İnanın, ilkokul çağındaki okuyan çocuğuna kalem
alamayan vatandaşlarımız var. Çiftçilerimiz kan
ağlıyor, artık gübre vermeden ekim yapıyorlar.
İşte böyle bir memlekette
yaşıyoruz. İşte biz bunun için güçlendirilmiş ve
iyileştirilmiş parlamenter sistemin tekrar geri getirilmesini
istiyoruz. Vatandaşlarımız da bunu istiyor, artık tek bir
insanın iki dudağının arasına
sıkışıp kalmaktan kurtulmak istiyor. Aslında biliyorum
ki sizler de bunun farkındasınız ama söyleyemiyorsunuz. Ama
artık bıçak kemiğe dayanmış durumda.
Arkadaşlar, pembe hayaller kurmayı
bırakıp gerçek hayata dönmenizin vaktidir artık. Bakın,
TÜRK-İŞin 2021 yılı Ekim ayı araştırma
sonucuna göre bu yıl yoksulluk sınırı 10 bin Türk
lirası olmuş, iktidara bunu duyuruyoruz. Yine, 4 kişilik bir
ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için
yapması gereken aylık gıda harcaması 3.093 lira 20
kuruş; bunun içinde giyim, doğal gaz, elektrik, su, eğitim,
sağlık, kira gibi harcamalar bulunmuyor. Peki, sizin verdiğiniz
asgari ücret 2.825 lira 90 kuruş. Vatandaşımız ne diyor
biliyor musunuz? Buyurun, bu şartlarda, fazla değil, siz de üç ay
yaşayın, görün hâlimizi. diyorlar. Mağduriyetlerini her zaman
gündeme getirdiğimiz, söz verdiğiniz EYTlilere ve 3600 ek gösterge
bekleyen vatandaşlarımıza da İYİ Parti olarak buradan
söz veriyoruz: Bu iktidarın size verdiği ve yerine getirmediği
her sözü yerine getirene kadar hakkınızı savunmaya devam
edeceğiz, vermezlerse de iktidarımızda biz vereceğiz.
Evet, devriiktidarınızda AK PARTİ
sebep; enflasyon, fakirlik, açlık, yoksulluk ve yoksunluk sonuç
olmuştur. Ekonomi kitabınızı milletimiz acı bir
şekilde okumakta, yaşayarak görmekte, iliklerine kadar
hissetmektedir. Milletimizin daha fazla eziyet çekmek istemeyerek buna bir son
vereceği günler yakındır. Seçim sandığının
necip milletimizin önüne konulacağı günü vatandaşımız
sabırsızlıkla bekliyor.
İYİ Parti Grubu olarak 6ncı maddeyi
olumlu değerlendiriyoruz ve Genel Kurulumuzu bu duygularla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 6ncı maddesinde geçen şekilde
ibaresinin biçimde şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Serpil
Kemalbay Pekgözegü Ali
Kenanoğlu Züleyha
Gülüm
İzmir
İstanbul
İstanbul
Mahmut
Celadet Gaydalı Murat
Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis İzmir
Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA ARSLAN (Tokat)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İzmir
Milletvekili Sayın Serpil Kemalbay.
Buyurunuz Sayın Kemalbay. (HDP
sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime bir soruyla
başlamak istiyorum: Patronların, maliyetli diye insan öldürme
özgürlüğü olabilir mi? Türkiyede var. Dün, eşarbı iş
makinasına takılan 13 yaşındaki bir çocuk işçi Ula
Kerem, Mersinin Akdeniz ilçesinde hayatını kaybetti, narenciye
paketlemede çalışıyordu. Son sekiz yılda 500ü aşkın
çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Son yirmi yılda
30 bini aşkın kişi iş cinayetinde yaşamını
yitirdi. Bilime göre, bu iş cinayetlerinin yüzde 98i önlenebilir
kazalardan oluşuyor. O yüzden kaza değil, iş cinayeti diyoruz.
Düzeniniz, parayı, kârı insan yaşamından daha değerli
görüyor.
Sizin düzeninizin adı nekrokapitalist
düzendir. Ölümden beslenen bir kapitalizm, ölüm ekonomisi, ne ahlak
tanıyor ne ahlak ilkesi biliyor ne de hukuk ilkesi tanıyor.
Hükûmetiniz Sermaye biriksin, patronlar daha fazla kazansın, Türkiye obez
de olsa büyüsün. diye iş cinayetlerine de doğanın tahrip
edilmesine de paranın değer kaybetmesine de işsizliğe de
güvencesizliğe de yoksulluğa da net şekilde göz yumuyor. Ne
Allah korkusu biliyorsunuz, ne kuldan utanıyorsunuz; yazıklar olsun!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tümden reddediyoruz,
aynen iade ediyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Burada
çocuk işçi Ula Kerem'i saygıyla anıyorum. İş
cinayetlerine, sömürüye, talana, çocuk işçiliğine hayır diyorum.
Gelelim bu torba yasaya. Şimdi, İcra ve
İflas Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik torba yasa
teklifini getirdiniz. Neresinden tutalım bu torba yasanın?
Kısaca söylersek, icra ve iflas dairesine ilişkin düzenlemelerin
yapıldığı bu teklifte yine yapısal sorunlara çözüm
oluşturulamamıştır. Türkiye tarihinin en büyük ekonomik
krizinden geçiyoruz; bu torba yasa buna çare olamaz. Halktan
kaçırılarak bütçe görüşmeleri yapıyorsunuz şu yan
tarafta ve...
(Uğultular)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) Dinleyin
sayın vekiller.
Halktan kaçırıyorsunuz çünkü
yurttaşlarımızın size soracağı şu soruya
cevap veremezsiniz. Bakın, bir ülkenin bütçe teklifinde faiz giderlerine
ayrılan pay eğitime ayrılan paydan daha fazla olabilir mi? Siz
bu soruya cevap verebilir misiniz? Evet, Türkiye'nin 2022 bütçesinde faize
ayrılan pay eğitime ayrılan paydan daha fazla; gördünüz mü
neymiş faiz lobisi, kimmiş faiz lobisi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yüzde 140lardan faizi
indirdik tek haneye.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) Soruyorum
size: Kaynaklar servete, yandaşa, ranta, savaş baronlarına,
faize, garantili proje ödemelerine giderken çiftçiye, asgari ücretliye,
işsize, kadına, emekliye, EYT'liye, yurtsuza, öğrenciye,
engelliye, emeği görünmeyen kadına, atanamayan öğretmenlere, SMA
hastası çocuklara niye bütçe yok? Topluma kurtuluş olarak
gösterdiğiniz bir tek şey var, o da borç bataklığı.
Yüksek enflasyon, yüksek döviz kurları ve yüksek işsizlik çözüm
bekliyorken bu torba yasa bunlara çözüm olamaz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Enflasyon yüzde 80ler,
yüzde 100lerdeydi; biz tek hanelere indirdik. Faizle, enflasyonla mücadeleye
devam.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Sayın Özkan, konuşuyorsunuz şu anda.
Uyguladığınız ekonomik sistemin
sonucu Türkiye'de 35 milyon insan borçlu, insanlar aldığı
borçları ödeyemiyor; 28 milyon kişi icralık oldu. Sizin hiç
icralık olma durumunuz oldu mu? Siz hiç icralık oldunuz mu?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) AK PARTİden önce
oluyorduk.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Pandemide... Yine, Fuat Oktay bahsetti, bütçe sunumunda dedi ki: Covid-19
krizini fırsata çevirdik. Krizde bile ekonomiyi büyüttük. Sayın
milletvekilleri, Türkiye büyüdüyse bu paralar nereye gitti?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Milletimiz nereden
nereye geldi.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Sayın Özkan, siz de buna cevap verin, konuşuyorsunuz yine şu
anda.
Bu torba yasada bunların cevabı var
mı? Yok maalesef. Bakın, çalışanların çifte
vergilendirildiği bir sistemde besleme çevrenize çifter çifter maaş
dağıttığınızı bu halkın bilmediğini
mi sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Borç batağında
yaşayan milyonlar için yapılması gerekenler aslında çok
basit, yeter ki bu konuda bir niyetimiz olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Teşekkürler.
Örneğin, biz istiyoruz ki asgari ücretten vergi
kaldırılsın; EYTlilerin, emeklilerin haklarını
tanıyalım; asgari ücreti 5 bin lira, en düşük emekli
maaşını da 4 bin lira yapalım; ev emekçisi kadınlara
sigorta ve emeklilik hakkı tanıyalım; konutların asgari
ihtiyacı kadar elektrik, doğal gaz, internet ücretsiz olsun; iş
isteyene iş, iş bulamayana temel gelir verelim; köylünün,
taşımacının kullandığı mazot, motorin
vergiden muaf sayılsın; dolaylı vergiler yerine doğrudan
vergilere yönelelim; vergi cennetlerinin yolunu kapatalım; her
harcamasını giderine yazan o devasa holdinglerden vergileri
alalım; savaşa, saraya, şatafata bütçe yerine halka bütçe
verelim. Tabii, siz bunları yapmazsınız, bunu zaten siz
değil biz yapacağız, yeter ki gölge etmeyin fazla ihsan istemez.
(HDP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Baronlardan aldık
paraları, halka dağıtıyoruz zaten. Silah baronları,
petrol şirketleri, faiz lobileri artık hortumlarını kesti
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Ya,
sürekli konuştunuz Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
halkın bütçesi
var.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
6ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
6ncı madde kabul edilmiştir.
Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.27
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 22.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Sevda
ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 20nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
285 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir konu
bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 18 Kasım 2021 Perşembe günü saat 14.00te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 22.29
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(X) 285 S. Sayılı Basmayazı 11/11/2021 tarihli 18inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.