TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
21inci
Birleşim
18
Kasım 2021 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Diyarbakır
Milletvekili Mehmet Mehdi Ekerin, Sezai Karakoçun vefatına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Tunceli
Milletvekili Polat Şaroğlunun, Tuncelinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Mersin
Milletvekili Zeki Hakan Sıdalının, narenciye üreticilerinin yaşadığı
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Yalova
Milletvekili Özcan Özelin, Yalova
Çiftliköyde bulunan Etibank Sosyal Tesislerinin atıl durumuna ve Yalova-Armutlu
yolu ve tünellerinin halkın kullanımına açılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- İzmir
Milletvekili Murat Çepninin, tutuklanan lise öğrencisi sosyalist genç
Berfin Polatın serbest bırakılması ve Özgür Gençlik
üzerindeki baskılara son verilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
3.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, tarım sektörünün eylül
ayında ihracat rekoru kırdığına ilişkin
açıklaması
4.- Malatya
Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, Malatya Battalgazi ilçesine
bağlı Orduzu Mahallesi Gelincik Tepesindeki TOKİ
konutlarında yaşanan doğal gaz sorununa ilişkin
açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Züleyha Gülümün, iki yıldır kayıp olan Yusuf Bilge
Tunçun akıbetinin açıklanmasının devletin
yükümlülüğünde olduğuna ilişkin açıklaması
6.- Bursa
Milletvekili Yüksel Özkanın, Naim Süleymanoğlunun 4üncü ölüm
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
7.- Kocaeli
Milletvekili İlyas Şekerin, taammüden
insan öldürenlere yaşama hakkı tanınmaması gerektiğine
ilişkin açıklaması
8.- Kocaeli
Milletvekili Sami Çakırın, Kocaelinin doğal güzelliklerine
ilişkin açıklaması
9.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, ehliyet affı bekleyenlerin
yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
10.- Adana
Milletvekili Orhan Sümerin, döviz kurlarında yaşanan dalgalı
seyrin asgari ücretlilere etkisine ilişkin açıklaması
11.- İstanbul
Milletvekili Turan Aydoğanın, mahpusların Covid-19 izni
uzatılmazsa cezaevlerinde kalabalıklaşma sorunu
yaşanacağına ilişkin açıklaması
12.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, iktidar partisinin İstanbulun
ulaşım sorununu çözecek projeleri engellediğine
ilişkin açıklaması
13.- Mersin
Milletvekili Alpay Antmenin, Mersinde Suriye vatandaşı bir kız
çocuğunun narenciye paketleme tesisinde hayatını kaybetmesine
ilişkin açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin, İstanbuldaki uyuşturucu çetelerine
ve bireysel silahlanmaya ilişkin açıklaması
15.- Mersin
Milletvekili Hacı Özkanın, AK PARTİ Grup
Başkanlığına seçilen İsmet Yılmaza ve Ankara
Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya yeni görevlerinde başarılar
dilediğine ve Şair Sezai Karakoça Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
16.- Osmaniye
Milletvekili Baha Ünlünün, engelli öğretmen atamalarına
ilişkin açıklaması
17.- Antalya Milletvekili Feridun Bahşinin, Antalya Finikeye
bağlı Arif köyünden geçen yolda hızlı araç
kullanılması sebebiyle köy sakinlerinin kaza tehlikesi altında
yaşadığına ilişkin açıklaması
18.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, Karayolları Genel Müdürlüğünde
çalışan işçiler arasındaki ücret
farklılığına ilişkin açıklaması
19.- İzmir
Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegünün, Sağlık
Bakanlığı bütçesinin sermayedarlara değil üniversite
hastanelerine ve sağlık çalışanlarına
aktarılması gerektiğine ilişkin açıklaması
20.- Kocaeli
Milletvekili Tahsin Tarhanın, Kocaeli Körfez Yukarı Hereke bölgesine
kurulmak istenen atık depolama ve bertaraf tesisine ilişkin
açıklaması
21.- Konya
Milletvekili Abdulkadir Karadumanın, BDDKnin tasfiye kararı
aldığı faizsiz ev alma şirketleri nedeniyle
vatandaşın yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
22.- Gaziantep
Milletvekili Mahmut Toğrulun, Gaziantepte yaşanan elektrik
kesintilerine ilişkin açıklaması
23.- Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, Naim Süleymanoğlunun
vefatının 4üncü yıl dönümüne, terör örgütü PKKya
karşı verilen mücadeleye, oğlunun HDPliler
aracılığıyla dağa
kaçırıldığını iddia eden Hacire Akarın HDP
İl Başkanlığı önünde başlattığı
oturma eylemlerinin 800üncü gününe ulaştığına,
Diyarbakırda nöbet tutan annelerin umudunu yeşertmeye kararlı
olduklarına ve tüm güvenlik güçlerine başarılar dilediklerine ilişkin
açıklaması
24.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Naim Süleymanoğlunun vefatının
4üncü yıl dönümüne, 25, 26 ve 27nci
Dönem Edirne Milletvekili Erdin Bircanın vefatının 3üncü
yıl dönümüne, Nejat Uygurun vefatının 8inci yıl dönümüne,
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının grup
toplantısında faizin indirilmesi gerektiğini söylemesinden sonra
Para Politikası Kurulunun toplanıp karar aldığına,
salgını on ikiden sonra canlı müzik yasağıyla yenmeye
çalışan bir yönetim anlayışı sonucu Türkiyede her gün
220 kişinin öldüğüne ve herkesi aşı olmaya davet
ettiğine ilişkin açıklaması
25.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Yeni Yaşam
gazetesinin butonunun Türkiye Büyük Millet Meclisinin basın aplikasyonundan
kaldırılmasının basın özgürlüğüne yönelik bir
müdahale olduğuna, Danıştayın Türkiyenin İstanbul
Sözleşmesinden çekilmesini hukuka uygun bulduğuna ilişkin
kararını tanımayacaklarına, marketlere
getirilen satış kotasına, Akkuyu Nükleer Güç Santralindeki
iş cinayetlerine ve yatağa bağlı hâle gelen hasta mahpus
Mehmet Emin Özkanın serbest bırakılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
26.- İzmir
Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, 2022 merkezî yönetim
bütçesinin dolardaki artış sebebiyle revize edilmesi
gerektiğine, Cumhurbaşkanının faiz karşıtı
açıklamaları ile 240 milyar lira faiz ödemesi planlanan bütçenin
Meclise gelecek olmasının yaman bir çelişki olduğuna,
Merkez Bankasına müdahale edilmemesi gerektiğine,
Cumhurbaşkanı her konuştuğunda dövizin yükseldiğine,
döviz büfelerinin işlemlerine limit getirilmesinin piyasalarda güvensizlik
yaratacağına, artan döviz kuruna bağlı yükselen
kâğıt maliyetleri yüzünden artık öğrencilere kitap dağıtılamaz
hâle gelindiğine ve Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun
kasım ayı faiz kararına ilişkin açıklaması
27.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Düzcede meydana gelen depreme, Naim
Süleymanoğlunun vefatının 4üncü yıl dönümüne, PKK/KCKnın kurucularından Ali Haydar
Kaytanın Irakın kuzeyindeki operasyonda etkisiz hâle
getirildiğine, Türkiyenin ve Azerbaycanın UNESCO Yönetim Kuruluna
seçilişini tebrik ettiğine ve PKK terör örgütünün kış
yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonlara ilişkin
açıklaması
28.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, Hatay Milletvekili Hüseyin Yaymanın
İYİ Parti grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
29.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Malatya
Milletvekili Ahmet Çakırın HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
30.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, dönemin başında teklif ettikleri siyasi
etik yasası kabul edilseydi Mardin Büyükşehir Belediyesindeki
yolsuzluk rezaletinin yaşanmayacağına ve yolsuzlukların
yapıldığı Mardin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri
olan Adalar Kaymakamının AK PARTİ aday adayı olduğuna ilişkin
açıklaması
31.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
32.- Nevşehir
Milletvekili Mustafa Açıkgözün, Nevşehir Milletvekili Faruk
Sarıaslanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
33.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgözün
CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
34.- Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksalın, Kısrakdere kömürünün bayilere
verilmeyip el altından aracılara satıldığı
iddiasına ilişkin açıklaması
35.- Gaziantep
Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Gaziantepte yaşanan kadın
cinayetlerine ilişkin açıklaması
36.- Osmaniye
Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, TSK ve MİTin Irakın
kuzeyindeki Hakurk bölgesinde gerçekleştirdiği operasyona
ilişkin açıklaması
37.- Antalya
Milletvekili Aydın Özerin, Tarım ve Orman
Bakanlığından üst düzey bürokratların rüşvet
aldığına ilişkin iddialara ilişkin
açıklaması
38.- İzmir
Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegünün, Hükûmetin ILO C190
Sözleşmesini onaylaması gerektiğine ilişkin
açıklaması
39.- Giresun
Milletvekili Necati Tığlının, iktidarın
KOBİleri kurtaracak ekonomik bir paket açıklaması
gerektiğine ilişkin açıklaması
40.- Mersin
Milletvekili Hacı Özkanın, Türkiyenin Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük başarılara imza
attığına ilişkin açıklaması
41.- İstanbul
Milletvekili Zeynel Özenin, Alevilere karşı nefret suçu
işleyenlerin iktidar zihniyetinden cesaret aldığına
ilişkin açıklaması
42.- Gaziantep
Milletvekili İrfan Kaplanın, ülkemizin AK PARTİnin beceriksiz
ve savruk yönetimiyle tam bir çıkmaz yaşadığına
ilişkin açıklaması
43.- İstanbul
Milletvekili Züleyha Gülümün, İstanbul Ümraniye Elmalıkent
bölgesinin riskli alan ilan edilerek ranta açılmak istendiğine
ilişkin açıklaması
44.- İzmir
Milletvekili Atila Sertelin, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa
Şubesinin yıkım kararına ve mahkûm
yakınlarının sorunlarına ilişkin
açıklaması
45.- Bingöl
Milletvekili Erdal Aydemirin, Bingöl Habap (Ekinözü) köyü ile Elâzığ
Kovancılar köyü sakinlerinin 1956 yılında yapılan toprak
reformu sonrası yaşadıkları sorunlara ilişkin
açıklaması
46.- Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, Diyarbakır Milletvekili Dersim
Dağın 285 sıra sayılı Kanun Teklifinin 9uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
47.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
48.- Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
49.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
50.- Diyarbakır
Milletvekili Oya Eronatın, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
51.- Bursa
Milletvekili Yüksel Özkanın, Bursa Yenişehir Otomotiv Test
Merkezinin akıbetinin ne olduğunu öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
52.- Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın vefatına ilişkin açıklaması
53.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın vefatına ilişkin açıklaması
54.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın vefatına
ilişkin açıklaması
55.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Kahramanmaraş Milletvekili
İmran Kılıçın vefatına ilişkin
açıklaması
56.- İzmir
Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın vefatına
ilişkin açıklaması
57.- Karabük
Milletvekili Niyazi Güneşin, Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın vefatına ilişkin açıklaması
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı açıklaması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
2.- Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, Diyarbakır Milletvekili İmam
Taşçıer ve Manisa Milletvekili Özgür Özelin HDP grup önerisi
üzerinde yaptıkları konuşmaları sırasında Adalet
ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Nevşehir
Milletvekili Faruk Sarıaslanın, Nevşehir Milletvekili Mustafa
Açıkgözün CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
4.- Nevşehir
Milletvekili Faruk Sarıaslanın, Nevşehir Milletvekili Mustafa
Açıkgözün yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ
Parti Grubunun, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve arkadaşları
tarafından, muz ve limon üreticilerinin sorunlarının tespit
edilerek alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
11/11/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP
Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
tarafından, Mardin Büyükşehir Belediyesindeki kayyum
yolsuzluklarının araştırılması amacıyla 18/11/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP
Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Kapadokya Alan Başkanlığı
sınırları içerisinde bulunan turizm işletmeleri ile yerel
esnafın sorunlarının tespit edilerek bu sorunların çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/3805)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Kasım 2021
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
VII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Tokat
Milletvekili Mustafa Arslan ve İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ile 37
Milletvekilinin İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3911)
ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 285)
2.- Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti ile Karadağ
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasına İlişkin Olarak
İmzalanan Mevcut Protokol Iin Yerini Alan Protokol I ile Anlaşmaya
Eklenen Protokol IIIün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi (2/2275) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 141)
VIII.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Nimetullah Erdoğmuşun,
Başkanlık Divanı olarak, vefat eden Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıça Allahtan rahmet, ailesine
sabrıcemil, AK PARTİ camiasına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri ile çalışanlarına başsağlığı
dilediklerine ilişkin konuşması
IX.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Kırklareli
Milletvekili Vecdi Gündoğdu'nun, Cumhurbaşkanlığı
hükümet sistemine geçildikten sonra Bakanlığın
Kırklareli'ne yaptığı yatırımlara ilişkin
sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil
Karaismailoğlu'nun cevabı (7/53751)
2.- Sivas Milletvekili
Ulaş Karasu'nun, 2002-2021 yılları arasında
Bakanlığın Sivas'ta satışını
yaptığı taşınır veya taşınmaz mallara
ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın cevabı
(7/53801)
3.- Ordu Milletvekili Mustafa
Adıgüzel'in, Ordu'daki bir binanın bir derneğin
kullanımına verildiği iddiasına ilişkin sorusu ve
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın cevabı (7/53909)
18 Kasım 2021
Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan
Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Sezai Karakoçun
vefatı münasebetiyle söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Mehmet Mehdi
Ekere aittir.
Buyurun Sayın Eker. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Diyarbakır Milletvekili Mehmet Mehdi Ekerin,
Sezai Karakoçun vefatına ilişkin gündem dışı
konuşması
MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Önceki gün şiir semamızın çok
köşeli yıldızlarından Sayın Sezai Karakoç, kendi
tabiriyle, dünya sürgünü sona ererek, aramızdan ayrıldı.
Vefatında kabri başında aklıma, 1983 yılında
Necip Fazılın vefatı nedeniyle yazdığı bir
yazı geldi. Sezai Karakoç, o yazıda "Göklerin Çektiği
Kartal diye bir tabirde bulundu ve orada diyor ki: Ey ölüm, sen ne
sırlı bir güçle donanmışsın ki yalçın
kayalıkların üzerinde oturan kartallar bile avın olur.
Onları tuzağa düşürürsün. Esas itibarıyla, Sezai Karakoç,
şiir göğümüzün hem önemli bir sütunu hem de eğer bir kartal
olarak tarif edilecekse önemli bir kartalıydı. Şöyle ki, kartal,
sadece kendi avladığını yer; başkasının
elinden, başkasının avladığını yemez. Sezai
Karakoç, 396 nüsha olarak otuz iki yıl içerisinde
yayımladığı Diriliş Dergisini sadece kendi emeği
ve kendi finansman gücüyle sağladı. Hiç kimseden, hiçbir
şekilde, hiçbir destek, hiçbir yardım kabul etmedi. Ailesi yoktu,
bütün gençliği ve bütün milleti kendi ailesi kabul etti. Yani o manada da
yalnızdı kartal gibi ve yuvası da yoktu.
Dün, ben evine gittim ve Fındıkzadedeki o
küçücük, mütevazı dairede, onun yıllarca Feyze mazhar olmaz
düşmeyince hâke nebat/Mütevazı olanı Rahmetirahman büyütür.
beytinin sırrıyla nasıl yaşadığını
orada gözlerimle gördüm.
1933 yılında Diyarbakırın
Ergani ilçesinde doğdu. Ergani ilçesi, gerek seküler tarihin gerek dinler
tarihinin üzerinde mutabık kaldığı, Kuran-ı Kerimde
ismi geçen Zülkifı ve Elyasa Peygamberlerin kabirlerinin yanında,
yakınında bulunan bir yerleşim yeridir. Orada doğdu ve
doğduğu yere, topraklara ait Yaz şiirinde şöyle der:
Kara incir ve nar,
Piran ülkesinde bir bahar,
Suyunun derin sülüklerden,
Örülmüş saçları var.
Burada doğdu.
Sezai Karakoç bir mefkûre adamıydı,
diriliş düşüncesini ve bunun sistemini kuran aynı zamanda bir
mütefekkirdi. Sezai Karakoç, Türk edebiyatında, Türk şiirinde
İkinci Yeni diye adlandırılan akımın en önemli
köşe taşlarından birisiydi. Sezai Karakoçla birlikte çok
yakın arkadaşı Cemal Süreya, aslında o yolu, İkinci
Yeni şiir akımının yolunu açtılar. Ve Cemal
Süreyanın şöyle -o kadar yakın ve onun şiirine o kadar
değer veriyor ki- dediğini biliyoruz: Sezai, bana bir mısra
borç verir misin? diyen bir şairdir. Dolayısıyla, bütün
şiirleri Sezai Karakoçun İslam medeniyet tasavvurunun esasen
şiirleridir. Bütün hayatı ve bütün şiirleri ki 13 sağanak
hâlinde yazmıştır şiirlerini. Şiirlerinin ilki Gül
sağanağıdır -ilk bölümü, ilk dönem şiirleri 1951-1955
arasında- son sağanak da Kış
sağanağıdır ve çark bir daha döner ve ondan sonra 13üncü
sağanak da Diriliş olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Eker.
MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Teşekkür
ediyorum.
Şimdi, Türk şiirinin önemli örneklerinden,
özellikle modern Türk şiirinin, mesela Balkon şiiri 1957de
yazılan, modern Türk şiirinin köşe taşı
şiirlerinden olarak kabul edilir bütün edebiyat eleştirmenleri ve
edebiyat tarihçileri tarafından. Orada ölüm düşüncesini, ölüm
tasavvurunu balkon kavramıyla, imgesiyle söyler evlerdeki ve şöyle
söyler:
Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir evlerde.
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler anneler elleri balkonların demirinde.
İçimde ve evlerde balkon
Bir tabut kadar yer tutar.
Çamaşırlarınızı
asarsanız hazır kefen
Şezlongunuza uzanıp ölü
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Teşekkür
ederim.
Gelecek zamanlarda
Ölüleri balkonlara gömecekler.
İnsan rahat etmeyecek
Öldükten sonra da.
Bana sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum.
Alnından öpmeye gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarların.
Bu büyük şair, dünya sürgününde Sürgün Ülkeden
Başkentler Başkentine şiirinin son bölümündeki söylediği
yakarışla önceki gün aramızdan ayrıldı; kendisine
rahmet diliyoruz.
Şöyle söylüyor:
"Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır?
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.
Aşk celladından ne çıkar, madem ki
yâr vardır.
Yoktan da vardan da ötede bir var vardır.
Hep suç bende değil, beni yakıp yıkan
bir nazar vardır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Bakan.
MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Tamamlıyorum
Sayın Başkan.
O şarkıya özenip söylenecek mısralar
vardır.
Sakın 'kader' deme, kaderin üstünde bir kader
vardır.
Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar
vardır.
Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar
vardır.
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
Sırların sırrına ermek için sende
anahtar vardır.
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir
damar vardır.
Senden ümit kesmem, kalbinde 'merhamet' adlı
bir çınar vardır.
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Biz de sevgili şairimizi, inşallah,
gençliğin, şiir sanatımızın,
edebiyatımızın bundan sonraki sürgünlerinde takip edecek,
izleyeceğiz çünkü filizleri var, sürgünleri var ve biz ondan umutluyuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
İnşallah, bu edebiyat çınarı verdiği büyük emekle
arkasında bıraktığı sürgünler, filizler ormana dönecek
ve hepimizin dünyasına apayrı bir güzellik ve yeşillik
bahşedecek.
Çok teşekkür ederim. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Tuncelinin sorunları hakkında söz isteyen Tunceli Milletvekili Polat
Şaroğluna aittir.
Buyurun Sayın Şaroğlu.(CHP
sıralarından alkışlar)
2.-
Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlunun,
Tuncelinin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
POLAT ŞAROĞLU (Tunceli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Tuncelimizin sorunlarına
değinmek için söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Geride
kalan bu üç yıllık süre zarfında her fırsatta Pertek
Köprüsü talebini dile getirmemize rağmen, bu konuda hâlâ somut bir
adım atılmadı. Türkiyeyi baştan başa duble yollara
kavuşturduk, bölünmüş yollar, köprüler yaptık. diye her
fırsatta övünüyorsunuz ama neredeyse bu medeniyet bir türlü bizim
memlekete uğramıyor. AK PARTİnin Tunceliye karşı
bakışı ve ayrımcı politikası son bulmalıdır.
Değerli milletvekilleri, burası, önemli
bir geçiş güzergâhı. Doğu Karadenizi Doğu Akdenize
bağlayan en kısa yol burası. Güneydeki vatandaşlar buradan
gelip kuzey bölgesine geçiyor. Ancak özellikle yaz aylarında burada çok
uzun araç kuyruğu oluşuyor, insanlar geçiş yapabilmek için
maalesef, üç dört saat burada mağdur oluyor. Bu mağduriyeti de dile
getirmemize rağmen, maalesef, sonlandırılmıyor, dikkate
alınmıyor, gündeme alınmıyor. Söz veren Cumhurbaşkanına
veya geçmiş Başbakan Binali Yıldırıma buradan
tekrardan sesleniyorum: Sözünüzde durun, sözünüzde durun diyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu mağduriyetin ve yol
çilesinin bitmesini ısrarla talep ediyoruz. İlçelerimizin tümünde
durum aynı; Ovacık, Mazgirt, Pülümür, Nazımiye ve
Çemişgezek'deki hemşehrilerimiz hâlâ yirmi, otuz yıllık
yolları kullanmaktadır, çoğu ilçemizde köy yolu yoktur. Pertek
ve Hozat ilçelerimizi bağlayan kara yolu yapım projesinin bitme
tarihi 2020 iken hâlâ bu yol tamamlanamamıştır.
Tunceli-Erzincan kara yolu yapım projesini
yıllardır bekliyoruz. 2018'de başlanacağı
söylenmişti ama maalesef hâlâ bir çivi dahi
çakılmamıştır. Tunceliyi Nazımiye ilçemize
bağlayan 12 kilometrelik yol projesinin yapımına 2018
yılında başlanmış ancak ortada doğru dürüst bir
yol yoktur. Buradaki yol yapım çalışmalarının ilk
döneminde, dinamit kullanılması sebebiyle Kapıbaşı
köyümüzde büyük bir heyelan olmuş ve bunu önlemek amacıyla
yapılan taş dolgu çalışması ise bir sonuç
vermemiştir. Hâlâ köydeki toprak kayması devam etmekte ve köy
halkı burada mağduriyet yaşamaktadır. Bu yol projelerinin
tamamlanarak hizmete açılmasını bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, Elâzığ
depreminin üzerinden iki yıl geçmek üzere ancak Tunceli'deki depremzedeler
hâlâ yaralarının sarılmasını bekliyor.
Elâzığ'da yaşanan depremde Mazgirt, Pertek ve merkez ilçemize
bağlı köylerde evleri ağır hasar gören depremzedeler geçici
olarak prefabrik evlere yerleştirilmiş ve 2021 yılının
son aylarında yeni konutlara taşınacakları
vadedilmiştir. Ancak acil bir şekilde kış
aylarının ortasında evlerinden çıkarılan
depremzedelerin mağduriyeti hâlâ devam ediyor. Verilen sözler tutulmadı,
ikinci kış kapıya dayandı, ortada herhangi bir konut yok.
Yaşanan bu mağduriyetin bir an evvel giderilmesini, hak sahiplerine
evlerinin teslim edilmesini bekliyoruz. Depremzedelerin
yaşadıkları barınma sorunlarının yanı
sıra ısınma ihtiyaçlarını elektrikle
karşılamaları büyük bir maliyet yaratmaktadır. Bu konuda
depremzedelere destek sağlanarak elektrik gideri ve kira giderleri için ek
bir yardımda bulunulması gerekmektedir. Aynı şekilde,
TOKİ tarafından Tunceli ilimiz genelinde 329 konutlu projenin kura
çekimi 2020nin Mayısında gerçekleştirilmiş ve hak
sahipleri belirlenmiştir ancak bu konutların ihalesi bile daha
yapılmamıştır. Hak sahibi yurttaşlarımız bu
belirsizliğin bir an önce giderilerek evlerinin teslim edilmesini
istiyorlar.
Yine, Ovacık ilçemizde 2017 yılında
yapımına başlanan ve 2019 yılında teslim edilmesi
planlanan 320 dairelik TOKİ konutları hâlâ
tamamlanmamıştır. Burayla ilgili olarak büyük bir yolsuzluk
olduğu ve bunun bir çözüme kavuşturulamadığı için
inşaatın tamamlanmadığı yönünde güçlü iddialar var. Bu
konuyla ilgili Bakana soru sordum, 2021 yılının sonuna tarih
verdi ancak yıl sonu geldi, teslim edilmedi, mağduriyet devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, ilimizdeki branş
öğretmeni eksiğiyle ilgili olarak verdiğim soru önergesine
verilen cevapta bu ihtiyacın karşılandığı
belirtilmesine rağmen ilimizdeki okullarda kadrosu olduğu hâlde 58
branş öğretmeninin ataması yapılmamıştır. Bu
durum, ülkemizin önemli bir eğitim kenti olan Tuncelide, özellikle son
yıllarda LGS ve YGSde büyük başarı sağlayan
öğrencilerimiz açısından fırsat eşitsizliği
yaratmakta ve acilen çözüm beklemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
POLAT ŞAROĞLU (Devamla) Değerli
milletvekilleri, Tunceli ilimiz terör olaylarından çok çekti. Özellikle
1990lı yıllarda artış gösteren terör olayları
nedeniyle yüzlerce köy ve mezra boşaltıldı, insanlar göçe
zorlandı. Son dönemde gönüllü olarak köye geri dönmek ve yaşam kurmak
isteyen yurttaşlarımıza sosyal ve ekonomik destek
sağlayarak özellikle yol, su, elektrik gibi altyapı sorunları
giderilmelidir. Bu konuda, kimi köylerde yapılan altyapı
çalışmaları vatandaşların ihtiyaçlarını tam
olarak karşılayamamıştır. Otuz, kırk
yıllık bu süreçte yeterince mağdur olan, hizmetten yararlanamayan
insanlar için daha fazla kaynak ayrılarak söz konusu yatırımlar
hayata geçirilmelidir.
Değerli milletvekillerim, memleketimizin acil
çözüm bekleyen birçok sorunu var. Bizler bu kürsüden dile getirmeye, sorumlular
da kulak tıkamaya devam ediyor ancak görünen o ki mevcut sorunları
çözmek Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına nasip olacak. Geliyor gelmekte
olan.
Çok teşekkür ediyorum,
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
narenciye üreticilerinin yaşadığı sorunlar hakkında
söz isteyen Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalıya aittir.
Buyurunuz Sayın Sıdalı (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
3.-
Mersin Milletvekili Zeki Hakan
Sıdalının, narenciye
üreticilerinin yaşadığı sorunlara ilişkin
gündem dışı konuşması
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu hafta limonun başkenti
Erdemlide üreticilerimizle narenciye sektörünün sorunlarını
konuştuk. Narenciye üreticilerimizin kronik sorunlarının
yanında bu sezon yaşadıkları güncel sorunlar maalesef
dayanılmaz boyutlara ulaştı. Zirai ilaç, elektrik, gübre
fiyatlarına gelen yüzde 100ü aşan zamlar yetmedi, üstüne, geçen
yıl, ihracatı izne tabi tuttunuz. O günlerde yine buradan
uyarmış Mahsullerimiz hem iç piyasaya hem de dış piyasaya
yetecek düzeyde, bu kararı hemen kaldırın. Bu
yaptığınız yalnızca kısa vadeli zarar
yaratmayacak, uzun vadede de rekabet gücümüzün düşmesine ve pazar
kaybına sebep olacak. demiştik; dinlemediniz. İşte, o
kararınızın etkilerini şimdi görüyoruz. Narenciye ihracatçılarımız
binbir emekle oluşturdukları ticaret ağlarını, mevcut
pazarlarını Güney Amerika ve Güney Avrupa ülkeleri başta olmak
üzere güçlü rakiplerine kaptırıyorlar. Şimdilerde, maalesef,
daha küçük ölçekli firmalarla bağlantı kurarak, diğer
ihracatçı ülkelere göre de çok daha ucuz fiyat vererek ürünlerini satmaya
çalışıyorlar. Yanlış planlamalarınız tüm
pazarımızı altüst etti. Ekonomik aczinizin bedelini
ihracatçısından işçisine, nakliyecisinden çiftçisine tüm
narenciye sektörü ödüyor. Ne hikmetse Mersin başta olmak üzere tüm Akdeniz
ve Ege hattındaki narenciyeciler aynı sorunu yaşıyor.
Tabii, merak ediyoruz, Akdenizi, Ege Bölgesini size az oy veriyor diye mi
kaderine terk ediyor, hatta eziyet ediyorsunuz? Bizim oralarda narenciye hasat
zamanı neşe olurdu, bereket olurdu. Siz, çiftçilerimizin
mutluluğunu, umutlarını çaldınız.
Sayın milletvekilleri, Tarım Kanununa
göre zararlı patojenlerle bölgesel olarak mücadele yapmak, çiftçiye destek
olmak tarım teşkilatının görevi. Bu işi Zirai Mücadele
ve Karantina Müdürlüğü yapıyordu. Özel eğitimli memurların
görev yaptığı bu birimdekiler alanlarında uzmandı yani
pamuk için ayrı, narenciye için ayrı eğitim
alıyorlardı ama siz, diğer köklü kurumlar gibi bunu da
lağvettiniz. Şimdi, bu işe Koruma ve Kontrol Şubesi bakıyor.
Sahadan aldığımız bilgilere göre, buradaki görevli
arkadaşları tarlada gören yok, masabaşından iş
yürütüyorlar; çiftçiye öğreteceklerine, masabaşında çiftçiden
öğreniyorlar yani çiftçi kaderine terk edildi, Ne hâliniz varsa görün.
denildi. Olmaz böyle bir şey. İhracatımızın
başında bir de ürün başına 1.700 liralık analiz
maliyeti var, 4 ürün varsa 4 kere 1.700 lira;
ihracatçılarımızı, bunu 1.300 liraya indirme sözü
aldık diye sevinecek duruma getirdiniz. Para sizin cebinizden
çıkmadığı için belli ki umurunuzda değil, hatta para
nasılsa döner sermayeye gidiyor değil mi? Bu paranın yüzde
50sini teşvik olarak veriyoruz. diyeceksiniz, biliyoruz ama onu da on
sekiz ay sonra verdiğinizi siz biliyor musunuz? Biz biliyoruz.
İhracata destek. diyorsunuz ya hani, alın, işte, size destek
fırsatı: Analizleri bedelsiz yapın da ihracatçının
sırtından bu yük kalksın, çiftçi biraz olsun nefes alsın.
Sorun, üretim zincirinin ta ilk halkasından
başlıyor ve katlanarak devam ediyor. Bugün, kesim ücreti bile 45 kuruşken,
tarlada limonun kilosu 50 kuruştan alıcı bulamıyor.
İktidarınızda çiftçinin bir yıllık emeği bir
kesim ücretine denk hâle geldi. Çiftçinin bir kilo limonu maliyetinin kat kat
altına, 50 kuruşa bile satamaması yazıktır,
günahtır. Siz, resmen, çiftçiye ağaçlarını kesmekten
başka çare bırakmıyorsunuz. Her zaman söylüyoruz Limon sadece
limon değildir; çiftçiliktir, fabrikada istihdamdır,
ihracattır. Anayasamızın 45inci maddesinde Devlet, çiftçilerin
işletme araçlarının ve diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırır. hükmü yer alıyor. Gelin, narenciye
üreticisinin ve ihracatçısının maliyetlerine destek olun ve
DFİF desteğini bu yıl ton başına en az 100 dolar
yapın ki en azından biraz rahatlasınlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Ama siz hâlâ Ben
zarar ettim. diyen çiftçimiz yok, olmaması gerekir. diyebiliyorsunuz.
Evet, bizce de bu bereketli topraklarda zarar eden hiçbir çiftçinin
olmaması gerekir ama var, hem de binlerce var ve bu hazin tablo sizin
eseriniz. Hatta alay eder gibi Çiftçimize moral, motivasyon vermek en
önemlisi. diyorsunuz. Çiftçilerimiz sizden ne moral istiyor ne motivasyon,
onlar sizden verdiği emeğin
karşılığını, döktüğü terin bedelini istiyor;
tohum ekip borç biçmek değil, bolluk, bereket, refah biçmek istiyor,
sizinle yoklukta değil, varlıkta buluşmak istiyor.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, sisteme giren sayın
milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Özel
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Yalova Milletvekili Özcan Özelin, Yalova Çiftliköyde bulunan Etibank Sosyal Tesislerinin
atıl durumuna ve Yalova-Armutlu yolu ve tünellerinin halkın
kullanımına açılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZCAN ÖZEL (Yalova) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Yalova Çiftliköyde bulunan Etibank Sosyal Tesisleri
yirmi yılı aşkın süredir atıl durumunu
korumaktadır. 2019 yılı Mart ayında, AKP İl
Başkanı ve Milletvekili, tesisin üniversiteye ve belediyeye tahsisini
bir müjde olarak vermiş, iki kurum kendi aralarında görüşmeler
yapmış ama o günden bugüne tesisle ilgili bir adım
atılmamıştır. Yalovamızın göz bebeği bu
tesis, ivedi bir şekilde atıl ve tehlikeli durumundan
kurtarılmalı, Yalova halkının kullanımına
kazandırılmalıdır. Konuyla ilgili üzerimize düşen bir
görev var ise Memleket Partisi olarak gerekli desteği veririz.
Başlangıcı çok uzun yıllar
evveline dayanan Yalova-Armutlu yolu ve tünellerinin akıbeti yine
yılan hikâyesine dönmüştür. Yirmi üç yıldır tamamlanamayan
bu yolla ilgili Bölge Müdürü bu yıl sonuna, yetkili firma 2022 sonuna
bitirme sözü vermiştir, 2022 sonunda bitirmesi de meçhul gözükmektedir. Bu
sorun da bir an önce çözülmeli. Yol halkımızın
kullanımına açılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çepni...
2.-
İzmir Milletvekili Murat Çepninin, tutuklanan
lise öğrencisi sosyalist genç Berfin Polatın serbest
bırakılması ve Özgür Gençlik üzerindeki baskılara son
verilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
Savcıların neyle meşgul olduğu
bulundu, uyuşturucu baronlarını, hırsızları,
yolsuzlukları, katilleri neden görmezden geldikleri
anlaşıldı çünkü onlar, lise öğrencisi sosyalist genç Berfin
Polatla meşgullerdi. Yapılan çok titiz, kapsamlı incelemeler
sonucunda, Berfinin sosyal medyada iktidara faşist dediği
anlaşılmış ve açığa çıkarılan bir
ulusal tehdit, tutuklamayla bertaraf edilmiştir! Evet, korku ve
çaresizliğiniz sonunuz olacak. Faşiste faşist demek suç değildir.
Berfin Polatı serbest bırakın. Özgür Gençlik üzerindeki
baskılara son verin.
BAŞKAN Sayın Taşkın
3.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, tarım sektörünün eylül ayında ihracat
rekoru kırdığına ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde on dokuz yıllık
AK PARTİ iktidarında büyüyen ve tarım sektöründen eylül
ayında ihracat rekoru geldi. Tarım sektörü 2,7 milyar doları
aşan dış satımla tüm zamanların en yüksek aylık
ihracatına imza attı. Tarım ihracatı eylülde geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 23,8 artarak 2 milyar 744 milyon
31 bin dolara çıkarak aylık bazda tüm zamanların en yüksek
dış satımını gerçekleştirdi. Seçim bölgem Mersin,
154 milyon 720 bin dolarlık tarım ihracatıyla 4üncü sırada
yer almıştır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde tarımda da üretim, istihdam ve
ihracat parolasıyla Durmak yok, yola devam. diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Mehmet Celal Fendoğlu
4.-
Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun,
Malatya Battalgazi ilçesine bağlı Orduzu Mahallesi Gelincik
Tepesindeki TOKİ konutlarında yaşanan doğal gaz sorununa
ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ederim Başkan.
Malatya Battalgazi ilçesinde Orduzu Mahallesinde
bulunan Gelincik Tepesine TOKİ tarafından depremzede aileler için
yapılan konutlar kura çekildikten sonra hak sahiplerine teslim edildi.
İnşa edilen deprem konutlarına hak sahipleri yerleştiler
ama beklenmedik sorunlarla karşı karşıya kaldılar.
Evlerinde doğal gaz olmayan vatandaşlar, elektrikli sobayla
ısınmaya çalışırken mağduriyetlerini de bize
şahsen ilettiler. Teslim edilen blokların şirketten
alınıp devredilmesi gerekiyor yani bu evlerden hâlâ şirket
sorumlu, TOKİ veya İl Afete devredilmesi gerekiyor. Bu iki kurum
almadan vatandaşa teslim edildiği için doğal gaz
alamıyorlar. Kış gelmeden bu sorunun çözülmesini talep ederiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gülüm...
5.-
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün, iki
yıldır kayıp olan Yusuf Bilge Tunçun akıbetinin
açıklanmasının devletin yükümlülüğünde olduğuna
ilişkin açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Neredeyse iki
yıldır Yusuf Bilge Tunçtan hiçbir şekilde haber
alınamıyor. Millî Savunma Bakanlığında
çalışmış olan Yusuf Bilge Tunç, önce KHKyle ihraç edildi
sonra da bir gün ansızın kaybedildi. Ailesi ve yakınları
Yusuf Bilge Tunçun bulunması için uğraşıyorlar. Ülkede ne
adalet ne güven kaldığı için babası verdiği röportajda
Oğlum bazı karanlık odaklar tarafından
kaçırıldı. diyor. Yusuf Bilge Tunça ne olduğunu, nereye,
niçin ve kimler tarafından kaçırıldığını
bulmak ve Yusuf Bilge Tunçun akıbetini şeffaf bir biçimde başta
ailesine sonra da halka açıklamak devletin yükümlülüğündedir.
Yaşama hakkını koruyamayan devlet, hiç değilse
insanların matem tutma hakkını vermelidir.
BAŞKAN Sayın Özkan...
6.-
Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın, Naim
Süleymanoğlunun 4üncü ölüm yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün, dünya spor tarihinde
kırılması imkânsız rekorlarıyla Time dergisine kapak
olmuş efsane sporcumuz, özgürlük savaşçısı Naim
Süleymanoğlunun ölüm yıl dönümüdür. Bulgaristanda
Mestanlının Ahlatlı köyünde dünyaya gelmiş ve 18
Kasım 2017 günü aramızdan ayrılmıştır. 46 defa
halterde rekor kırmış, ülkemizin ve Türk dünyasının
gururu olmuş, gönüllerde taht kurmuştur. Sahip olduğu spor
ahlakı ve millî duruşuyla gençlerimize örnek olmuş, Türk
milletinin saygısını ve sevgisini kazanmıştır.
Bu nedenle, özellikle Balkan camiasının da
beklentisi, Naim Süleymanoğlunun isminin bir spor bilimleri fakültesine
verilmesidir. Bu konuda iki yıl önce kanun teklifi sundum, hâlâ
komisyonlarda bekletiliyor.
Namıdiğer Cep Herkülü Naim Süleymanoğlunu
rahmetle ve saygıyla anıyor, Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
7.-
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
taammüden insan öldürenlere yaşama hakkı
tanınmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, yaşam hakkı
temel ve kutsal bir hak olup bu hakkın korunması toplumun huzuru
açısından da çok önemlidir. Yaşam hakkı,
Anayasamızda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, Medeni
ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmede,
inancımızda, ulusal ve uluslararası tüm hukuk kurallarıyla
koruma altına alınmıştır.
Başta kadınlara yönelik işlenen
cinayetler olmak üzere, taammüden insan öldürenler akli dengesi bozuk diye,
cezai ehliyeti yok diye serseri mayın gibi ortalıkta
dolaştırılmamalı dolaşmasına müsaade etmek demek
yeni cinayetlere davetiye çıkarmak demektir. Bu ruh hastaları, önce
ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yatırılıp
toplumdan tecrit edilmeli, yaşama hakkı da tanınmamalı ki
başka Başak Cengizler katledilmesin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Çakır
8.-
Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın,
Kocaelinin doğal güzelliklerine ilişkin açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) Sayın Başkan,
Kocaeli ilini güzel yapan sadece üreten bir sanayi kenti olması değil
elbette; alabildiğince doğal güzelliklerle çevrili olması,
denizi, gölü, ormanı başlı başına bu şehre
güzellik katmaktadır. 10 beldenin birleşmesiyle ilçe olan Kartepe bu
güzelliği en güzel yansıtan ilçelerimizden biridir, Sapanca Gölü'ne
hâkim, Samanlı Dağına yaslanmış kartpostal konumuyla
bir cazibe merkezidir. Yazın gölde su kayağı, kışın
tepede kar kayağı yapanların, hayvanların doğal
ortamda insanlara merhaba dediği Ormanya başlı
başına görülmeye değer mekânlardır. Belediyece
gerçekleştirilen Eşme Ayva Festivali ile Kestane Festivali dikkat
çekerken, armudu ve güzelliğiyle meşhur Maşukiyeden zirveye
çıkarken Alabalık Vadisi, seyir terası, sağlı sollu
konumlanmış yöresel lezzet merkezleri gelen her ziyaretçiye doyumsuz
bir tat yanında, orman ve göl manzarası sunmaktadır.
Sizi içine çekecek farklı bir doğal
ortamı yaşamaya davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Gürer
9.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, ehliyet
affı bekleyenlerin yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ülkemizde 1 milyona yakın kişinin bir
nedenle ehliyetine el konmuştur. İnsan canına kastetmiş
olanların dışında, ihlal nedeniyle ehliyetine el konanlara
bir kereye mahsus af çıkarılmalıdır; bu nedenle kanun
teklifi de verdim. Özellikle ülkemizdeki ekonomik kriz ve pandemi sürecinde
şoför olarak çalışan esnaflardan ihlal nedeniyle ehliyeti
alınanlar ciddi olarak mağdurdur. Bu anlamda, maddi cezalar zaten
ödenmiş ve kesilmiştir. Ehliyetlerin insan canına
kastetmeyenlere iade edilmesi ve bu anlamda bir çalışma
yapılması ihtiyaçtır. Ehliyet affına ilişkim kanun
teklifim Mecliste komisyondadır, değerlendirilerek bir an önce
gündeme alınmasını, ehliyet affı bekleyenlerin
mağduriyetinin giderilmesini talep ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Sümer
10.-
Adana Milletvekili Orhan Sümerin, döviz
kurlarında yaşanan dalgalı seyrin asgari ücretlilere etkisine
ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Asgari ücretle 2021 yılı başında
382 ABD doları alınabiliyordu, aradan geçen sürede döviz kurundaki
hızlı artış nedeniyle, bugün, ancak 270 dolar
alınabiliyor. 2021in ilk on bir ayında asgari ücretlinin kaybı
111 dolara yani 1.156 liraya çıktı, 2022 yılı içinde asgari
ücrete yüzde 40 zam yapılsa bile dolar bazında
yılbaşındaki seviyeye ancak geri gelecek. Döviz kurlarında
yaşanan dalgalı seyir, büyük bölümü asgari ücretle ve asgari ücretin
altında geçinmeye çalışan milyonların gelirini ve
satın alma gücünü daha önce hiç olmadığı kadar olumsuz
etkiledi. Döviz arttıkça, sevinen saray yandaşları, üzülen
vatandaş oluyor. Gerçi şu an, politika faiz kararıyla 5 dolar
daha gitti normal aldıkları ücretten. Sayın
Cumhurbaşkanı daha önce Milletimiz Tamam. derse çekiliriz.
demişti. Artık tamam, milletin bu yükü taşımaya gücü
kalmadı. Geliyor gelmekte olan diyor, hemen seçim diyoruz.
BAŞKAN Sayın Aydoğan...
11.-
İstanbul Milletvekili Turan
Aydoğanın, mahpusların Covid-19 izni uzatılmazsa
cezaevlerinde kalabalıklaşma sorunu yaşanacağına
ilişkin açıklaması
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
82 bin yurttaşımız 31 Ekim 2021
tarihi itibarıyla mahpus olarak Covid iznindeydi. Salgın döneminde
Covid izni 9 kez uzatıldı, en son uzatmanın tarihi de 30
Kasım 2021 tarihinde dolacak yani yeni bir karar almazsak cezaevlerinde
kalabalıklaşma sorunuyla karşı karşıya
kalacağız. Salgın tüm hızıyla devam ederken bu
kararın alınmamasının sonucunda, bu
arkadaşlarımızın bir kısmı zamanında
cezaevine teslim olmamaları hâlinde mevzuat gereği firari durumuna da
düşebilirler. Bu tip sorunların yaşanmaması için öncelikli
olarak bu Meclisteki tüm partileri, mahkûmların insan olduğu
gerçeğiyle böyle bir tablo karşısında korunmaları
gerektiği, ailelerinin, kendilerinin, sosyal çevrelerinin korunması
gerektiği inancıyla, yeni bir karar almaya ve bu tip sorunlarla
karşı karşıya bırakmamaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özdemir
12.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, iktidar
partisinin İstanbulun ulaşım sorununu çözecek projeleri
engellediğine ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İstanbul'da İstanbul Büyükşehir
Belediyesini kaybeden iktidar partisi ve taraflı Cumhurbaşkanı
ve atadığı Bakanlık kentin sorunlarının çözümüne
yönelik projelere de karşı çıkmakta. 16 milyon İstanbullunun
taksiye erişim sorununun çözümü de işte, bu iradenin devreye
girmesiyle engelleniyor. 7 milyon nüfusken hizmet veren taksi sayısı,
bugün, 16 milyon resmî nüfusa, 20 milyon etkin nüfusa sahip olan
İstanbulda hâlen aynı. İstanbullular ciddi bir ulaşım
sorunuyla karşı karşıyalar.
Sorunu çözmek isteyen İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin en son yapılan Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)
toplantısında 5 bin yeni taksi plakası teklifi, işte, bu
iradenin, seçim sonrası yapısını değiştirerek
UKOMEye atadığı 5 Bakanlık temsilcisinin oyuyla 10uncu
kez oy çokluğuyla reddedildi. 16 milyon İstanbullunun
yaşamını, ulaşımını zorlaştıran,
hatta hayatını tehlikeye atan, Belediyenin kaliteli hizmet üretmesini
engellemeye çalışan, işte, bugün de bütçesini
görüştüğümüz Ulaştırma Bakanlığı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Antmen
13.-
Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, Mersinde Suriye
vatandaşı bir kız çocuğunun narenciye paketleme tesisinde
hayatını kaybetmesine ilişkin açıklaması
ALPAY ANTMEN (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Seçim bölgem Mersinde, 13 yaşında Suriye
vatandaşı bir kız çocuğu narenciye paketleme tesisinde bir
iş cinayetine kurban giderek hayatını kaybetti. Onu kurtarmaya
çalışan, yine Suriye vatandaşı bir işçi ağır
yaralandı. Olaya neresinden bakarsak bakalım, son derece vahim. Çocuk
işçi çalıştırılmasına mı yanalım,
sigortasız işçi çalıştırılmasına mı
yanalım, Misafir deyip bağrımıza
bastığımız Suriye vatandaşlarının
emeğinin böyle sömürülmesine mi yanalım? Ama burada bir şey
yapılması gerekiyor. Ben, SGK ve Çalışma
Bakanlığını etkin denetim yapmaya, daha doğrusu,
görevlerini yapmaya davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Şeker
14.-
İstanbul Milletvekili Ali Şekerin,
İstanbuldaki uyuşturucu çetelerine ve bireysel silahlanmaya
ilişkin açıklaması
ALİ ŞEKER (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Yusuf Can Terekeme, 22
yaşında, Avcılarda çatışan uyuşturucu
çetelerinin arasında kalan aracın içerisinde kurşunlanarak
katledildi. İstanbulda uyuşturucu çeteleri artık sokaklarda
birbiriyle çatışır hâle geldi. Bu konuda yetkililerin
sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz. Bireysel silahlanma
öylesine arttı ki her araçta neredeyse bir silah bulunur hâle geldi.
Bir yandan da Başak Cengiz
kızımız samuray kılıcıyla katledildi. Kesici
delici aletlerle ilgili sıkı bir denetim yapılması
gerekiyor.
Uyuşturucu çeteleriyle bacaklar
kırılarak değil, ancak ulaşım, tedarik zincirleri
kesilerek baş edilebilir. Tonlarca kokainin sahibinin bulunmadığı
durumlarda, sokaklara silahlarla çıkan bu çeteler halkın can
güvenliğini de tehdit eder durumdadır.
Bir yandan da yaz saati uygulamasıyla ilgili
ısrar edilen bu durum, çocuklarımızı sabahın köründe,
can güvenliğini tehlikeye atarak okullara gönderiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özkan
15.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, AK
PARTİ Grup Başkanlığına seçilen İsmet
Yılmaza ve Ankara Milletvekili Mehmet Naci Bostancıya yeni
görevlerinde başarılar dilediğine ve Şair Sezai Karakoça
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
AK PARTİ Grup Başkanımız olarak
seçilen Sayın İsmet Yılmaz Beyi tebrik ediyor, yeni görevinde
başarılar diliyorum.
Naifliği ve bilgeliğiyle
başarılı bir şekilde görevini bugün devreden Sayın
Naci Bostancı Hocamıza teşekkür ediyor, Genel Merkezimizdeki
yeni görevinde başarılar diliyorum.
Şiirleriyle, fikirleriyle ve mücadelesiyle,
nesillerin gönül ve ruh dünyasını şekillendiren, milletimizin
yakın dönemdeki en önemli değerlerinden Sezai Karakoç, ebedî âleme
göçtü. Sezai Karakoç, örnek bir hayat, sağlam bir fikir örgüsü ve büyük
bir edebî miras bıraktı geride. Değerli üstada Rabbimden rahmet
diliyor, milletimize, sevenlerine ve ailesine sabır ve
başsağlığı temenni ediyorum; mekânı cennet olsun
diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Ünlü
16.-
Osmaniye Milletvekili Baha Ünlünün, engelli
öğretmen atamalarına ilişkin açıklaması
BAHA ÜNLÜ (Osmaniye) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Engelli öğretmen atamalarıyla ilgili
yapılan açıklamada, 3 Aralık Engelliler Gününde 750 engelli
öğretmen atamasının yapılacağı müjdesi
verilmiştir. Bu, sevindirici bir haber olsa da sayıları 2.500
civarında olan engelli öğretmenlerimiz için bu sayı yetersizdir.
Öğretmen açığı ve ihtiyacının çok fazla
olduğu bu dönemde pozitif ayrımcılık yapılması
gereken engelli öğretmenlerimiz yıllardır atama
beklemektedirler. Toplumda iş bulmaları zor olan ve ekonomik yönden
sıkıntı çeken bu yurttaşlarımız sadece
hakları olan atamaları beklemektedir. Türkiye'de ciddi bir
öğretmen açığı ve bu açığı kapatabilecek
binlerce öğretmenimiz varken ülkemizin gerçekleriyle örtüşen
sayıda öğretmen ataması yapılmalıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Bahşi
17.-
Antalya Milletvekili Feridun
Bahşinin, Antalya Finikeye bağlı Arif köyünden geçen yolda
hızlı araç kullanılması sebebiyle köy sakinlerinin kaza
tehlikesi altında yaşadığına ilişkin
açıklaması
FERİDUN BAHŞİ (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Antalya ilimizde Finike ve Elmalı ilçelerimizi
birleştiren ve bölünmüş yol olarak yenilenen kara yolu Finike'ye
bağlı Arif köyünden de geçmektedir ve köyü ikiye bölmektedir. Bu kara
yolunun 2 kilometrelik kısmında yerleşim yeri olduğuna dair
ne bir uyarı levhası ne kavşak ne de yaya geçidi vardır.
Hiçbir uyarı işareti olmamasından dolayı bu yoldan araçlar
çok hızlı geçmekte ve köy sakinleri her an kaza tehlikesi
altında yaşamaktadır. Gerekli kurumlara başvurular
yapıldığı hâlde bugüne kadar hiçbir sonuç
alınamamıştır. Acı bir kaza haberi almadan bir an önce
yetkilileri göreve davet ediyor ve bu konuya acil çözüm getirilmesini
bekliyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Aycan
18.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın,
Karayolları Genel Müdürlüğünde çalışan işçiler
arasındaki ücret farklılığına ilişkin
açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Karayolları Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra
teşkilatında çalışan tüm işçiler, özveriyle
çalışmaktadır, kara yollarımızı açık tutmak
için çalışmalarını özveriyle sürdürmektedir fakat
işçiler arasında bir ayrım vardır. Aynı işi
yapan, aynı kademe ve derecede olan işçiler arasında ücret
konusunda büyük farklılık vardır. 2005ten sonra işe
girenlerin yevmiyeleri 2005ten önce işe girenlerin yaklaşık
yarısıdır. Toplu sözleşmelerde de yevmiye
artışı yüzde olarak verildiğinden artıştan
faydalanmada da eşitsizlik olmaktadır ve fark açılmaktadır,
aynı işi yapanlar artışlardan da farklı
yararlanmaktadır. Karayolları çalışanları bu durumdan
rahatsızdır. Aynı işi yapanın aynı ücreti
alması ilkesi gereği kurumlarda aynı işi yapanların
ücretleri de eşit olmalıdır, çalışanlar
arasındaki farklılıklar giderilmelidir, iş yerinde huzur
için ücret farklılığı giderilmelidir diyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Sayın Kemalbay Pekgözegü
19.-
İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Sağlık Bakanlığı bütçesinin
sermayedarlara değil üniversite hastanelerine ve sağlık
çalışanlarına aktarılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Emekçilerden alınan vergilerle oluşturulan
Sağlık Bakanlığı bütçesinin büyük bölümü bir avuç
sermayedara aktarılmaktadır. Sağlık
Bakanlığı bütçesi içinde Sağlıkta Dönüşüm
Programı öncesi 2003 yılında yüzde 70 olan personel giderleri
oranı, 2022de yüzde 33e kadar inmiştir. Türk Tabipleri
Birliğinin Sağlık Bakanlığı bütçesinde
Sağlıkta Dönüşüm Programı ve pandemi nedeniyle iş yükü
artan sağlık çalışanları için 3600 ve 7200 ek
göstergelere pay ayrılmalıdır; yoksulluk
sınırının üstünde emekli aylığını
iyileştiren tek ücret talepleri kabul edilmelidir. Şehir, şirket
hastanelerine değil üniversite araştırma hastaneleriyle aile
sağlığı merkezlerine ve koruyucu hekimliğe yeterli
bütçe ayrılmalıdır. Parasız sağlık her ferdin
hakkıdır.
BAŞKAN - Sayın Tarhan
20.-
Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Kocaeli
Körfez Yukarı Hereke bölgesine kurulmak istenen atık depolama ve
bertaraf tesisine ilişkin açıklaması
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Körfez
Yukarı Hereke bölgesinde atık depolama ve bertaraf tesisi kurulmak
isteniyor. Herekeye yapılacak bu tesisin öncelikle çevreye
zararının olup olmadığının tespit edilmesi
gerekiyor. Depolama yöntemi nasıl olacak? Tehlikeli atık var
mıdır? Kodları nelerdir? Atık geri kazanılacaksa hangi
yöntem kullanılacaktır? Bertaraf yöntemleri nelerdir? Son bertaraf
işleminden sonra atık kalacak mı? Yer altı sularına
katılma durumu nedir? Çevre etki analizleri yapılmış
mıdır? Bu soruların cevaplanması gerekiyor.
BAŞKAN Sayın Karaduman
21.-
Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
BDDKnin tasfiye kararı aldığı faizsiz ev alma
şirketleri nedeniyle vatandaşın yaşadığı
mağduriyete ilişkin açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Faizsiz ev ya da araba almak isteyen kişilerin
başvurduğu, sonu evimle biten şirketler, Temmuz 2021de
yapılan düzenlemeyle BDDK denetimine tabi tutulmuştur.
Sonrasında, BDDK, belirlenen kriterleri karşılamadığı
gerekçesiyle 21 tane şirketi tasfiye etmiştir. Kapanan bu
şirketler nedeniyle 54 bin kişi bugün ciddi bir mağduriyet
yaşamaktadır. Şirketlerin kapatılmasının
ardından vatandaşlar belirsizlikler ve soru işaretleriyle
baş başa bırakılmıştır. Vatandaş,
bırakın evi ve arabayı, sisteme dâhil olmak için yatırdığı
parasını dahi geri almakta problem yaşamaktadır. Binlerce
kişi bu mağduriyetin giderilmesini beklemektedir. Özellikle,
şirketlerin tasfiye edilerek vatandaşlarımızın
belirsizliklerle baş başa bırakılması elbette ki kabul
edilemez, gerekli adımlar acilen atılmalı ve bu sorun çözüme
kavuşturulmalıdır.
BAŞKAN Sayın Toğrul
22.-
Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun,
Gaziantepte yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
açıklaması
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
21inci yüzyılda Türkiyenin metropol
şehirlerinden biri olan, seçim bölgem, sanayi kenti Gaziantepin birçok
bölgesinde neredeyse her gün elektrik kesintileri meydana geliyor. Gaziantepte
yaşanan elektrik kesintileri kent halkını canından bezdirmiş
durumdadır. Şehir merkezi başta olmak üzere, kent genelinde
bulunan birçok mahallede günde beş altı saati bulan ve bazı
günler on iki saate varan elektrik kesintileri yaşanıyor. Bu
kesintilerden kent halkının her gün elektronik aletleri bozulmakta,
sürekli yaşanan ve çileye dönmüş olan bu elektrik kesintilerinden
dolayı Gazianteplilerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik
yetkililerin derhâl harekete geçmesi gerekiyor. Buradan Gaziantep
Milletvekillerine de çağrı yapıyorum: Halkımız için
bir şey yapalım, el ele verelim ve bu kesintilere son verelim
diyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Şimdi Sayın Grup Başkan
Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan
Vekili Sayın Cahit Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan.
23.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Naim
Süleymanoğlunun vefatının 4üncü yıl dönümüne, terör
örgütü PKKya karşı verilen mücadeleye, oğlunun HDPliler
aracılığıyla dağa kaçırıldığını
iddia eden Hacire Akarın HDP İl Başkanlığı
önünde başlattığı oturma eylemlerinin 800üncü gününe
ulaştığına, Diyarbakırda nöbet tutan annelerin
umudunu yeşertmeye kararlı olduklarına ve tüm güvenlik güçlerine
başarılar dilediklerine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri; Naim
Süleymanoğlunun vefatının 4üncü yıl dönümü. 23 Ocak
1967de Kırcaalide doğan Naim Süleymanoğlu haltere 1977de, 9
yaşındayken başladı. 15 yaşındayken Brezilyada
düzenlenen Dünya Gençler Halter Şampiyonasında 2 altın madalya
alarak dünya şampiyonu oldu. Böylece halter tarihine en genç yaşta
dünya şampiyonu olan atlet olarak geçti. Kariyeri boyunca 3 olimpiyat
altın madalyası, 7 dünya şampiyonluğu ve 6 Avrupa
şampiyonluğu kazandı; tam 46 kez dünya rekoru kırdı.
Bulgar Hükûmetinin Türk isimlerini yasaklaması nedeniyle Naum
Şalamanov ismini aldı. Bulgaristandaki bu baskılardan
kurtulmak, Türkiye adına müsabakalara katılmak için, 1986da Dünya
Halter Şampiyonası'nda, rahmetli, merhum Cumhurbaşkanımız
Turgut Özal'ın da devreye girmesiyle, Türkiye Büyükelçiliğine
sığınarak Türkiye'ye iltica etti, 18 Kasım 2017de de
İstanbul'da vefat etti. Vefatının 4üncü yıl dönümünde
millî haltercimiz, Cep Herkülü Naim Süleymanoğlunu rahmetle,
şükranla anıyorum; mekânı cennet, ruhu şad olsun.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; terör örgütü PKKyla mücadelemiz amansız şekilde
devam ediyor. PKK'yı artık kaynağında yok etmek, kurutmak,
inlerinde boğmak için mücadelemiz bir taraftan Millî İstihbarat
Teşkilatımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, yerli ve millî
savunma sanayisi ürünlerimiz, İHA'larımız,
SİHA'larımızla ve yine Polis Özel Harekât ve Jandarma Özel
Harekât timlerimizle, İçişleri
Bakanlığımızın çalışmaları, Savunma
Bakanlığımızın gayretleriyle devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hamdolsun, bugün, ülke
içerisinde terör örgütü unsurlarını yok ettiğimiz gibi
sınırlarımız dışında bulunan terör örgütü
mensuplarını da bir bir yakalayarak mahkeme huzuruna
çıkarıyoruz veya etkisiz hâle getiriyoruz. Eren-7 Mercan Munzur
Operasyonu kapsamında Hozat ve Pülümür ilçesi kırsalında 8
sığınak ve mağara yerle bir edildi. Irak'ın
kuzeyindeki Hakurk bölgesinde 5 PKK'lı terörist SİHA'larla düzenlenen
operasyonla etkisiz hâle getirildi. Canlı bomba olacak teröristleri seçen
ve Ankara saldırılarına talimat veren, PKK'nın sözde
kurucularından Ali Haydar Kaytan etkisiz hâle getirildi. Son terörist de
öldürülene ve etkisiz hâle getirilene kadar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kürtleri, Türkleri,
Türkmenleri, Arapları ve 85 milyonun barış içerisinde
yaşama umudunu ortadan kaldırmak isteyen terör örgütü
unsurlarını Allahın izniyle tek tek yok edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün aynı zamanda, sekiz yüz gün önce anne Hacire
Akarın, oğlunun HDPliler aracılığıyla dağa
kaçırıldığını iddia ederek HDP İl
Başkanlığı önünde 22 Ağustos 2019da oturma eylemini
başlattığı tarihin üzerinden sekiz yüz gün geçti. Anne
Akar, başlattığı oturma eylemi sayesinde, 24 Ağustos
2019da evladına kavuştu. Bunun üzerine, bu mücadeleye katılan
aileler 3 Eylül 2019da eyleme başladı. Başlayan evlat nöbetine
katılım günden güne arttı. Yaz kış, kar yağmur,
bayram demeden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
kararlılıkla sürdürülen oturma eylemleri 800üncü gününe
ulaştı. Bu sürede, 33 ailenin çocuğu güvenlik güçlerine teslim
oldu. Evlatlarını terörün pençesinden kurtarmak isteyen aileler bu
umutlu bekleyişini sürdürüyor. Oğlu Bayram için eylem yapan baba
Şadin Elhaman Sekiz yüz gündür nöbet tutuyoruz, bin sekiz yüz gün geçse
de çocuğumu almadan gitmeyeceğim. dedi. Kızı Gülcana
kavuşmak ümidiyle eyleme katılan baba Necmettin Biçer PKK
tarafından dağa kaçırılan tüm çocuklara sesleniyorum: Yol
yakınken gelin, güvenlik güçlerine teslim olun. Güvenlik güçlerine teslim
olduğunuzda emin ellerdesiniz. 33 çocuğumuz geldi, siz de gelin,
teslim olun. dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Meclis çatısı altında, anayasal
hukuk düzenimiz, demokrasimiz, birlikte yaşama kültürümüz, toplumsal
barışımız için Diyarbakırda nöbet tutan annelerimizin
umudunu yeşertmeye, ülkemizi terörden kurtarmaya, terörün ortaya
çıkardığı zararlardan tamamen arındırmaya
kararlıyız.
Bu çerçevede, milletçe verdiğimiz mücadelede
çalışmalarını yürüten tüm güvenlik güçlerimize
başarılar diliyoruz. Allah ayaklarına taş değdirmesin,
Allah zaferler ihsan eylesin diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Söz
hakkım hariç, partimize doğrudan sataşmıştır.
Kürsüden sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Dolar 11
lira konuşması bu. Doların 11 lira olması üzerine
yapılan konuşma bu.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) 11 lira, onu
ayrıca konuşacağız canım; kaçacak bir şey yok,
her şey burada.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Tabii,
tabii, belli oluyor; dolar 11 lira olunca böyle konuşmalar geliyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İhracat 210 milyar
dolara gidiyor, 210 milyar!
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklaması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Cahit
Özkan, dinlersen aydınlanırsın bence, beni biraz dinle.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Grubunuz
sataşıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Dolar
11 lira oldu, belli ki hamasete ihtiyacınız var. Yine, HDPye
yaptığınız kumpası Nasıl genişletiriz?
Nasıl Türkiye yurttaşlarını daha fazla
aldatırız? gibi bir telaşla bugün konuşmanızı
hazırlamışsınız. Bunu gayet iyi anladık
aslında.
Siz, önce, şu anda yaşanılan krizi,
iktidarınızın halka yaşattığı
açlığı, yoksulluğu, işsizliği konuşun.
Yarım saat önce faiz 100 baz puan artırıldı ve bunu biz
biliyoruz ki siz artırdınız yani Merkez Bankasıyla bir
ilgisi yok, hiçbir ilgisi yok.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul)
Düşürüldü.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Düşürüldü, pardon; teknik olarak bir yanlış yaptım.
HDP, çocukları dağa gönderdi. dediniz.
Katiyen bu yalandır, büyük bir yalandır; bu, AKP
iktidarının kendisini var olan çıkmazdan çıkarmak için
büyüttüğü bir yalandır. Sizin eşliğinizde parti
binalarımızın önünde, maalesef, oturtulan aileler sadece sizin
isteğiniz, desteğiniz, korumanızla orada oturtuluyor ve partimiz
çalıştırılamaz hâle getirilmek isteniyor. Ya, Deniz Poyraz
katledildi. Sizin oturttuğunuz aileler kapıdayken, yüzlerce güvenlik
gücü kapıdayken, Emniyet ile katilin görüştüğü sabitken Deniz
Poyraz içeride öldürüldü ve o zaman da söyledik; Deniz Poyrazın katili o
çadırları bizim kapılarımıza kuranlardır,
onları kollayanlardır. Tek bir kişinin bizim
vasıtamızla dağa gittiğini ispat edemezsiniz, bu da büyük
bir yalan, tıpkı bizim belediye başkanlarımızın
Kandile para gönderdiği yalanı gibi, bunu da herkes duysun. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Grup Başkan Vekili Özgür Özel.
Buyurunuz Sayın Özel.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
24.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Naim
Süleymanoğlunun vefatının 4üncü yıl dönümüne, 25, 26 ve 27nci Dönem Edirne Milletvekili Erdin
Bircanın vefatının 3üncü yıl dönümüne, Nejat Uygurun
vefatının 8inci yıl dönümüne, Adalet ve Kalkınma Partisi
Genel Başkanının grup toplantısında faizin indirilmesi
gerektiğini söylemesinden sonra Para Politikası Kurulunun
toplanıp karar aldığına, salgını on ikiden sonra
canlı müzik yasağıyla yenmeye çalışan bir yönetim
anlayışı sonucu Türkiyede her gün 220 kişinin
öldüğüne ve herkesi aşı olmaya davet ettiğine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ben de ilk olarak, Naim Süleymanoğlunu
aramızdan ayrılmasının 4üncü yılından
dolayı rahmetle, minnetle anıyorum.
Naim Süleymanoğlunun sportif
başarılarını, hayat hikâyesini Sayın Cahit Özkan uzun
uzun anlattı; hepsi doğru. Benim elimde de bir kanun teklifi var.
Bursa Milletvekilimiz Sayın Yüksel Özkan, bundan iki yıl önce Naim
Süleymanoğlu'nun isminin yaşatılması için Bursa Uludağ
Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'ne verilmesini teklif etti. Bu kanun
teklifi verildiği günden bu yana, 15 Kasım 2019dan bu yana Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda bekliyor, gündeme
alınmadı. Naim Süleymanoğlu'yla ilgili bu kadar önemli
başarılar ve böyle bir ortaklaşma varsa benim buradan Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu Komisyon Başkanına çağrım: Bu güzel kanun
teklifinin gündeme alınmasıyla ilgili gerekli hassasiyeti
göstereceğini ifade ederse çok önemli bir adımı hep beraber
atmış oluruz. Biz grup olarak kanun teklifimizin arkasındayız.
18 Kasım tarihi, grubumuz için çok üzüntülü bir
tarihtir. 25, 26 ve bu dönem, 27nci Dönemde birlikte seçildiğimiz Edirne
Milletvekilimiz Erdin Bircan ağabeyimizi bundan üç yıl önce
kaybetmiştik. Kendisini bir kez daha rahmetle, minnetle anıyoruz;
ailesine ve Edirne örgütümüze bir kez daha başsağlığı
diliyoruz.
18 Kasım, Nejat Uygur'un da aramızdan
ayrılışının yıl dönümü maalesef. Tiyatromuzun en
önemli isimlerinden Nejat Uygur, sekiz yıl önce aramızdan
ayrıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çok genç yaşta
kurduğu Nejat Uygur Tiyatrosu çok önemli eserleriyle birlikte Türk
tiyatrosuna çok önemli katkılar sağlamıştı, kendisini
de bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Sayın Başkan, Para Politikası Kurulu
bugün toplandı ve telkin edilen kararı verdi. Dün, Adalet ve
Kalkınma Partisinin Genel Başkanı grup toplantısında
faizin indirilmesi gerektiğini, bugünkü şartlarda içlerindeki
faizcilerin nasıl olduğunu anlayamadığını, faizin
yükseltilmesini savunanlarla yolları hemen
ayıracağını, kendisinin dışındaki dünyadaki
bütün ekonomistler Kötü yönetimin sonucu faiz. derken Faiz sonuç değil
sebeptir. demesini ve dünyadaki bütün ekonomistlerle birlikte Maliye
Bakanının da faizin bir sonuç olduğunu bir gün önce
söylemesinden sonra ona had bildiren konuşmasını bütün salonun
alkışlayıp Maliye Bakanı Lütfi Elvanın iki eli
birbirine kavuşmuş hâlde, endişeli gözlerle kendisini takip
etmesini hep birlikte izledik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Buradan sonra Para
Politikası Kurulu toplandı. Zaten dün sorulan soruya Sayın
Erdoğan müstehzi gülerek Merkez Bankası bağımsız
değil mi? derken Merkez Bankası aldıkları eğitimden
bağımsız, mesleki birikimlerinden bağımsız; bir
tek bana bağlı, ben ne dersem onu yaparlar yoksa kafalar gider. dedi
zaten. Bugün de toplanmışlar yeni bir karar aldılar.
Aldıkları karar Recep Tayyip Erdoğanın telkinine uygun ama
ekonomideki yangın sürüyor, dolardaki yangın sürüyor, mutfaktaki
yangın sürüyor. Bu yangını söndürmenin yolu derhâl seçimdir,
hızlı bir şekilde başvurulacak erken seçimdir, milletin
hakemliğine başvurmak dışında seçenek
kalmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Beceriksizlerin, yeteneksizlerin
ya da onların emir kumandasındaki emir erlerinin elinden ekonomi
yönetimini almadan mutfaktaki yangın bitmez, cüzdandaki yangın
bitmez.
Sayın Başkanım son olarak, dün
Türkiyede 227 kişi daha hayatını kaybetti Covidden. Geçen
hafta hepimizin yüreği ağzına geldi Malatyadaki bina
çökmesinde. Allahtan kaybımız yok ama 20 kayıp verebilirdik,
televizyonlar on iki saat canlı yayındaydı. O gün 220 kayıp
verdik zaten Covid yüzünden. Covidin üzerindeki dikkatin
dağılması, tedbirlerin gevşemesi, aşısızların
sebep olduğu ölümlerin aşılı-aşısız
ölümleri ve vakaları diye ayrı ayrı
yayınlanmasını talep ettiğimiz listenin
yayınlanmaması ve uygulanan tek tedbir, sadece, on ikiden sonra
canlı müzik yasağı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Salgını on ikiden
sonra canlı müzik yasağıyla yenmeye çalışan bir
yönetim anlayışı. Bugün Türkiyede her gün bir uçak
düşüyor, 220 kişi ölüyor. İki günde bir, bir Soma faciası
yaşanıyor Sayın Başkan. Sözümüze kıymet veren herkese
aşılarını olmasını, eksik dozları
tamamlamasını, kurallara, tedbirlere uymasını; kamu
yönetimindekilere de sorumluluklarının bir an önce farkına
varmalarını
Bu memleketin her gün kaybettiği 220 kişi,
rakam değil, sayı değil; ana, baba, kardeş, eş,
çocuktur. Herkesi vicdana ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet
ediyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Meral Danış Beştaş.
Buyurunuz Sayın Danış
Beştaş.
25.-
Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Yeni Yaşam gazetesinin butonunun Türkiye Büyük
Millet Meclisinin basın aplikasyonundan
kaldırılmasının basın özgürlüğüne yönelik bir
müdahale olduğuna, Danıştayın Türkiyenin İstanbul
Sözleşmesinden çekilmesini hukuka uygun bulduğuna ilişkin
kararını tanımayacaklarına, marketlere
getirilen satış kotasına, Akkuyu Nükleer Güç Santralindeki
iş cinayetlerine ve yatağa bağlı hâle gelen hasta mahpus
Mehmet Emin Özkanın serbest bırakılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Elimde bir karar var, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığının
-ilgili kurulunun- bir kararı var. Karar, 27 Ağustos 2021 tarihli. Bu
karara göre, Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı
için temin edilmekte olan Yeni Yaşam gazetesinin dijital gazete
arşivi için temininin devamına, basılı nüsha ve internet
aboneliklerinin ise sonlandırılmasına karar verilmiş.
Şimdi, günlük olarak yayımlanan bir gazeteden söz ediyoruz ve
internet sayfasında, bu karar alınıncaya kadar, ilgili gazetenin,
basın aplikasyonu içinde yeri vardı. Bununla birlikte şu anda
Türkiye Büyük Millet Meclisinden Yeni Yaşam gazetesine
ulaşılamıyor çünkü ilgili aplikasyonda onun butonu kaldırıldı.
Yeni Yaşam gazetesi merkezi İstanbulda bulunan, diğer gazeteler
gibi basıldığı matbaası ve künyesi belli olan ve her
gün bayilerde satılan bir gazetedir. Evet, hakikaten bu aplikasyondan
çıkarılmasının anlamı ve gerekçesi nedir, o karar alındığından
beri bunun peşine düştük fakat sadece bu bize verildi. Bunun
dayanağına dair bütün ısrarlarımıza rağmen bugüne
kadar bir bilgi elde edemedik. Bir kere bu kurulun yani Kütüphane ve Arşiv
Kurulunun böyle bir karar alma yetkisi var mıdır, nereden alıyor
bu dayanağı; bunu öncelikle soruyoruz. Bu bir sansür kurulu mu?
Sansür kuruluysa bunu hepimiz bilelim milletvekilleri olarak ve istediği
yayını o aplikasyondan çıkarabiliyor mu acaba? Meclis
Başkanlığına da sorduk ve tabii ki şunu da eklemek
istiyorum. Aplikasyonda her gün ırkçı yayın yapan, nefret suçu
işleyen, farklı kesimleri, inançları, kimlikleri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Danış
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Türkiye
Büyük Millet Meclisi basın aplikasyonunda, sitesinde yer alan birçok
gazete ve yayın her gün ırkçı söylemlerle nefret suçu
işlemeye devam ederken, muhalifleri, muhalefeti hedef gösteren gazeteler
orada yer bulurken, demokratik yayın çizgisiyle bilinen Yeni Yaşam
gazetesinin
Bu şekilde ilk defa oluyor, açık bir suistimaldir, bunu
kabul etmiyoruz ve basın özgürlüğüne yönelik bir müdahaledir. Ve
ayrıca, Yeni Yaşam gazetesinin Meclis Kütüphanesine her gün
alındığını da biliyoruz açıkçası. Bunun
nasıl bir izahı var? Bunun buradan hem Meclis Başkan Vekili
olarak sizin de takibinizi istiyoruz, Meclis Başkanının da bu
konuda inisiyatif almasını ve bu sansürü kaldırmasını
talep ediyoruz.
Sayın Başkan, bugün Danıştay bir
karar verdi ve maalesef Türkiyenin İstanbul Sözleşmesinden
çekilmesini hukuka uygun buldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Evet,
daha önce Danıştay, yürütmeyi durdurma talebini reddetmişti.
Partimiz de bir dava açtı Danıştaya, diğer muhalefet
partileri de açtı. Bugün ise İdari Dava Daireleri Kurulu ile bu karar
kesinleşti. Açıkçası bu da Cumhurbaşkanının
kararının uygulanmaya devam edeceğini gösteriyor. Biz iktidara
bağlı olan bu yargı kararını, bağlı olarak
verilen bu yargı kararını tanımıyoruz ve İstanbul
Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesinden kadınlar
olarak da çekilmedik, çekilmeyeceğiz.
Sayın Başkan, çok önemli diğer bir
mesele var, marketlere artık satış kotası getirildi. AKP
Genel Başkanı Erdoğanın ekim ayında sadece
atıştırmalık alıp 1.002 lira ödediği ve
fiyatlarını gayet uygun bulduğu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
Tarım Kredi Kooperatifi mağazalarında -80li yıllardaki
gibi- ürün satışına artık kota getirildi; un, yağ,
şeker satışı sınırlandırıldı.
Henüz yansıdı bu, haberlere; ayçiçeği yağı, şeker
ve undan sadece birer adet satış yapılabiliyor. Mağaza
çalışanları bunun on gün önce
başladığını söylüyor ve hatta Bir adetten fazla ürün
vermeyin. denildiği, fazla satılırsa tutanaklar tutulduğu,
kameraların izlendiği aktarılıyor. Tam anlamıyla bir
gıda kriziyle, ekonomik krizle birlikte karşı
karşıyayız ve bu büyümeye karşı iktidarın
yönetemediğini bir kez daha notlara düşelim.
Diğer bir mesele, Akkuyu Nükleer Güç Santrali
varlığı ve yarattığı sonuçlar katlanarak maalesef
büyümeye devam ediyor. İşçi ölümlerine dair çok sayıda
spekülasyon ve bilgi var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
DİSKe bağlı Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol
İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Nihat Demir Şantiyeden
bilgi almak neredeyse imkânsız. dedi. Kazalar kamuoyundan gizleniyor,
işçilerin çektikleri video ve fotoğraflar baskıyla
alınıyor ve buna rağmen, 2 işçinin ölümü tespit edildi. 16
bin işçinin çalıştığı bu şantiyede 50 binden
fazla işçinin çalıştığını da biliyoruz, bu,
kamuoyuna da yansıdı.
Evet Akkuyuda neler oluyor? diye sormak
istiyoruz. Bugüne değin kaç iş cinayeti işlendi,
yaşandı? Neden iş cinayetlerine bu kadar rahat zemin veriliyor
ve denetim yapılmıyor? Tüm bu soruları tüm emekçiler adına
ve halkımız adına soruyorum.
Son olarak, yine, Mehmet Emin Özkanı
söyleyeceğim. Şimdi de yatağa bağlı vaziyette,
artık tekerlekli sandalyeyle de hareket edemiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Mehmet
Emin Özkanın kızı Selma Özkanın dün bir
açıklaması kamuoyuna yansıdı, gelinen aşamada
sağlık durumunun çok kötü olduğu ve artık telefona da
çıkamadığını söylediler. Bugüne kadar Mehmet Emin
Özkanı onlarca defa burada gündeme getirdik, sayısız
başvuru yaptık, ben 2 defa kendisiyle cezaevinde yüz yüze
görüşme de yaptım ve hâlâ, Mehmet Emin Özkan 83 yaşında,
yirmi beş yıldır cezaevinde, Adli Tıp Kurumu rapor vermiyor
ve infazı durdurulmuyor. Mehmet Emin Özkanı öldürmeyelim,
öldürmeyin. Mehmet Emin Özkan serbest bırakılsın
çağrımı bir kez daha yineliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN İYİ Parti Grup Başkan
Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
26.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, 2022 merkezî yönetim bütçesinin dolardaki
artış sebebiyle revize edilmesi gerektiğine,
Cumhurbaşkanının faiz karşıtı
açıklamaları ile 240 milyar lira faiz ödemesi planlanan bütçenin Meclise
gelecek olmasının yaman bir çelişki olduğuna, Merkez
Bankasına müdahale edilmemesi gerektiğine, Cumhurbaşkanı
her konuştuğunda dövizin yükseldiğine, döviz büfelerinin
işlemlerine limit getirilmesinin piyasalarda güvensizlik
yaratacağına, artan döviz kuruna bağlı yükselen
kâğıt maliyetleri yüzünden artık öğrencilere kitap
dağıtılamaz hâle gelindiğine ve Merkez Bankası Para
Politikası Kurulunun kasım ayı faiz kararına ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
15 Ekim 2021 tarihinden itibaren, yaklaşık
bir aydır, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulan
2022 yılı merkezî yönetim bütçesi görüşülmektedir.
Görüşmelerin başladığı tarihte dolar 9,21 liraydı,
o seviyelerde işlem görüyordu; bugün ise 11 liraya yaklaştı, bir
gidiyor, bir geliyor. Geçen süre zarfında dolar yaklaşık 2 lira
artış göstermiştir. Dolayısıyla getirilen 2022
yılı merkezî yönetim bütçesi de bize göre revize edilmelidir. Hazine
ve Maliye Bakanlığının son açıkladığı
rakamlara göre Türkiye'nin dış borcu yaklaşık 450 milyar
dolardır. Doların 1 lira 55 kuruş yükselmesiyle birlikte
dış borcumuzdaki artış 675 milyar lira civarında
olacaktır. Bu durum şimdiden bütçenin yüksek açık vermesi demektir;
dikkate alınmasını ve önem gösterilmesini burada kayıtlara
düşüyorum ve bu konuda yapılması icap eden neyse Hükûmeti ve
Türkiye Büyük Millet Meclisini bu vazifeyi deruhte etmeye davet ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı dün
yapmış olduğu açıklamada Faizi savunanlarla birlikte
olamam. ifadesine yer vermişti. Bugün 2022 yılı bütçe
ödenekleri ekonomik sınıflandırmaya göre incelendiğinde
faiz giderleri de 240,4 milyar olarak hesap ediliyor. Bir yandan Faize
karşıyım. diyoruz, öbür taraftan da 240 milyar lira faiz
ödemesi planlanan bütçeyi Meclise getiriyoruz. Bu nasıl bir iştir, ne
yaman çelişkidir, sormak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Cumhurbaşkanının söylemleri ile
eylemleri de bu vesileyle anlaşılmıştır ki
örtüşmemektedir.
Merkez Bankasına faiz üzerinden yapılan
baskı ise döviz kurunu arttırarak ekonomiyi daha da kötüye
götürmektedir. Merkez Bankasına müdahale edilmemeli ve kurumun
bağımsızlığı sağlanmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı her
konuştuğunda -farkında mıdır değil midir
bilmiyorum- döviz yükselmekte, milletimizin alım gücü de düşmektedir.
Söylemlere dikkat edilmesi gerekmektedir ve piyasalara güven aşılanmalıdır,
aksi hâlde ekonomi her geçen gün yara almaya ve kötüye gitmeye devam edecektir.
Bugün itibarıyla Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren Hazine ve Maliye
Bakanlığının yeni tebliğine göre, döviz büfelerinin
işlemlerine limit getirilirken döviz bürolarından yapılan 100
dolar ve üzeri döviz işlemlerine kimlik tespiti şartı
getiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bunun piyasalar açısından sermayeye müdahale olarak
algılanacağının görülmesi lazımdır. Baskı
yapmayı bırakın. Ekonominin olmazsa olmazı güvendir.
Piyasalar ancak baskıdan uzak ve bağımsız oldukları
müddetçe güven kazanır, rahatlar duruma gelir. Bu arada alınması
icap eden tedbirlerin de yeniden gözden geçirilmesi gerekir.
Sayın milletvekilleri, Millî Eğitim
Bakanlığı, Ders Kitapları ve Eğitim Araçları
Yönetmeliğini değiştirdi. Yeni yönetmelik Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yürürlükten kaldırılan
yönetmeliğin 24üncü maddesinin 1inci fıkrasında bulunan Genel
Müdürlük, Başkanlıkça kabul edilen ve okutulmak üzere her yıl
Genel Müdürlüğe liste halinde bildirilen ilköğretim ve
ortaöğretim ders kitapları ve uygun bulunan eğitim araçları
ile elektronik ortamdaki eğitim materyalini satın alır ve
ücretsiz olarak dağıtılır. hükmü yeni yönetmelikte yer
almamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Müsamahanızı rica ediyorum efendim.
Sayın Erdoğan her fırsatta
Öğrencilere ücretsiz kitap dağıtıyoruz, okula başlıyorlar,
kitapları masada hazır. söyleminde bulunuyordu. Fakat artan döviz
kuruna bağlı yükselen kâğıt maliyetleri yüzünden artık
öğrencilere kitap dağıtılamaz hâle gelinmiştir. Cumhuriyetin
ilk fabrikalarından olan SEKA kâğıt fabrikalarının
kapatılmasıyla birlikte kâğıtta dışa
bağımlı hâle geldik ve bunun yüksek maliyetini ödüyoruz. Sene
başında 1 ton kâğıt 700 dolara ithal edilirken bugün 1 ton
kâğıdın fiyatı 1.300 dolara yükselmiştir yani maliyet
yüzde 142 artmıştır. Son aldığımız habere
göre
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Son cümlemi ekliyorum efendim, müsaadenizle.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Son olarak, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu
kasım ayı faiz kararını açıkladı. Buna göre,
yüzde 16 olan politika faizi 100 baz puan aşağıya çekilerek
yüzde 15e düşürüldü ve dolar, maalesef, 11 lira oldu. Sadece piyasalarla
değil, ekonominin tüm genel kurallarıyla çatışan Sayın
Erdoğan artık inatlaşmayı bırakmalı ve Türkiyeyi
içine düşürdüğü bu bunalımdan çıkaracak siyasi kararlar
almalı ve bunları açıklamalıdır;
iyileştirilmiş, güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme
dönüş ve erken seçim buna dâhildir diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Sayın Başkan Muhammed Levent Bülbül.
Buyurunuz Sayın Bülbül.
27.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Düzcede meydana gelen depreme, Naim Süleymanoğlunun vefatının
4üncü yıl dönümüne, PKK/KCKnın
kurucularından Ali Haydar Kaytanın Irakın kuzeyindeki
operasyonda etkisiz hâle getirildiğine, Türkiyenin ve Azerbaycanın
UNESCO Yönetim Kuruluna seçilişini tebrik ettiğine ve PKK terör
örgütünün kış yapılanmasına yönelik düzenlenen
operasyonlara ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dün saat 15.40 sularında Düzce ili Çilimli ilçesi
merkezli 5,2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Seçim bölgem
Sakarya ve diğer çevre illerde de hissedilen depremde şu ana kadar
can ve mal kaybının olmadığı ifade edilmektedir.
Yaşanılan deprem sebebiyle Düzceli hemşehrilerimize geçmiş
olsun dileklerimizi iletiyor, bölgede faaliyet gösteren bütün
çalışanlara, ekiplerimize başarılar diliyoruz.
Sayın Başkan Türklere karşı
yapılan zulümleri kabullenmem mümkün değildi. Türkleri yok sayanlar
için ter dökmek istemiyorum. diyerek o dönem Bulgaristanda yaşayan
Türklere yapılan zulme dikkat çeken ve öz vatanına olan özlemini dile
getiren, halter dalında ülkemize birçok madalya ve başarı
kazandıran, dünya ve olimpiyat rekortmeni haltercimiz Naim
Süleymanoğlunu vefatının seneidevriyesinde rahmet, minnet ve
şükranla anıyoruz; ruhu şad, mekânı cennet olsun.
Sayın Başkan, Millî İstihbarat
Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irakın kuzeyindeki
operasyonunda etkisiz hâle getirilen teröristler arasında PKK/KCKnın
kurucularından Fuat kod adlı Ali Haydar Kaytanın da
bulunduğu tespit edilmiştir. Çok uzun süreli bir operasyon
neticesinde etkisiz hâle getirilen terörist elebaşı Kaytan, 2016
yılında yaşanan Merasim Sokak ve Güvenpark
saldırılarının talimatını vermiştir. Bu
yapılan operasyonlar sebebiyle bütün güvenlik güçlerimize, istihbarat
teşkilatımıza teşekkürlerimizi ve tebriklerimizi
iletiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, Birleşmiş Milletler Eğitim ve Kültür
Teşkilatı Genel Kongresi 17 Kasım 2021 tarihinde
yapılmıştır. Türkiye, 2017-2021 yılları
arasında yürüttüğü UNESCO Yönetim Kurulu üyeliğine 2021-2025
yılları için bir kez daha seçilmiştir. UNESCOnun amaç ve
ideallerini benimseyen ülkemiz, bundan sonra da bu amaç ve idealler doğrultusunda
uluslararası arenada çalışmalarına devam edecektir.
Türkiyenin bir dönem daha Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmesi, UNESCOnun
hem amaç ve hedefleri doğrultusunda hem de küresel ölçekte eğitim,
bilim ve kültürel değerlere katkılarımızın takdir edildiğinin
somut bir göstergesini teşkil etmektedir. Biz de Milliyetçi Hareket
Partisi olarak UNESCO Yönetim Kuruluna seçilişimizi tekrar tebrik ediyor;
bunun yanı sıra yeniden, yeni baştan, ilk defa seçilen
Azerbaycanın da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) ...Yönetim Kurulu
üyeliğini tebrik ediyor, yapılacak bütün çalışmalarda
bizleri en iyi şekilde temsil edeceğine dair
inancımızı yeniden dile getiriyoruz.
Sayın Başkan, PKK terör örgütünün
kış yapılanmasına yönelik Bestler-Dereler bölgesinde
Eren-1, Amanoslar bölgesinde Eren-2, Diyarbakır ve Bingölde Eren-3,
Hakkâri de ise Eren-4 Operasyonları
başlatılmıştır. Operasyonlarda toplamda 4.500 personel
ve 200 özel tim görev almaktadır. Düzenlenen operasyonlarda, terör örgütünün
sığınıkları ve depoları kullanılmaz hâle
getirilmiş, yakalanan teröristler ise etkisiz hâle getirilmiştir.
Yurt dışında ve yurt içinde terörün tamamen ortadan
kaldırılmasına yönelik operasyonlarımız mutlaka,
kararlılıkla devam edecektir.
Bu vesileyle, düzenlenen operasyonlarda görev alan
tüm güvenlik güçlerimizi tebrik ediyor, kendilerine başarılar
diliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Bülbül.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili
Behiç Çelik ve arkadaşları tarafından, muz ve limon
üreticilerinin sorunlarının tespit edilerek alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 11/11/2021 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
18/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 18/11/2021 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Dursun Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve 19 milletvekili
tarafından, muz ve limon üreticilerinin sorunlarının tespit
edilerek alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
11/11/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 18/11/2021 Perşembe günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Mersin Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muz
ve limon üreticilerinin sorunları hakkında vermiş olduğumuz
grup önerisi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum
Değerli arkadaşlar, iktidarın ülkeyi
her anlamda yönetemediği net bir şekilde ortaya
çıkmıştır. Dövizin TL karşısında
çılgınca yükselmesine ne Cumhurbaşkanı ne Hazine ve Maliye
Bakanı ne Merkez Bankası Başkanı karşılık
vermekte, ülkemiz ve milyonlarca halkımız çaresizlik içerisinde
ekonomik girdaplarında yok olmakta ve boğulmaktadır. Millet
ülkemizin dört bir tarafında İmdat! çığlıkları
atmakta, geçim zorlukları içerisinde kıvranmaktadır. Medet
diyor, sorumlu makamlardan cevap alamıyor. Bu meyanda ülkemizin içinde
bulunduğu kötü ekonomik durum ve büyük ekonomik kriz, hiç şüphesiz,
üreticilerimizi, çiftçilerimizi daha da derinden etkilemektedir. Bizler,
yaptığımız ziyaretlerde
vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyoruz. Her
zaman tarım girdilerinden, satıştan, piyasa parametrelerinden,
fiyatlardan ve pahalılıktan şikâyetler alıyoruz. Üreticinin
malını ucuza kapatıp tüketici merkezlerinde bu malları
fahiş fiyata satan aracı firmaların soygunundan bahsediyoruz ama
duyan yok.
Değerli arkadaşlar, bizim, toplam muz
üretimimiz son üç yılda 500 bin tondan 800 bin tona ulaşmış
durumdadır. Bu üretimin yüzde 61i sadece Mersinde
gerçekleştirilmektedir. Bugün, 1 dekar muz serasının maliyeti
toprak mülkiyeti hariç 200 bin TLden aşağı değildir fakat
geçen yıl dolar 8 TLyken muz 7 TLydi. Bugün itibarıyla, dolar
şu anda 11 liraya yaklaşmış, gübre ve ilaç fiyatları
4-5 katına çıkmış olmasına rağmen, muzun kilosu
4,80 liraya düşmüştür. Düşmüştür diyorum, aslında
-yüce Mecliste bunu söylemek durumundayım- düşürülmüştür yani
maliyetine ve hatta maliyetinin altına çekilen muz fiyatları üretici
yönünden büyük zarar demektir. Bahçede 4,80 TLye satılan muz, büyük
şehirlerde 12-14 TLye satılıyor. Bu ne demektir
arkadaşlar? Bu iflas demektir. Geçen hafta, Tarım
Bakanlığı bütçesi görüşülürken Sayın Pakdemirliyi,
üzerine bastıra bastıra, Sayın Bakan, sözümü şöyle
tamamlıyorum: Limon ve muz, buna çare olun, çözüm bulun. diye ikaz ettim.
Değerli milletvekilleri, muz üreticilerinin
alanı Adanada başlar Antalyada son bulur. Tahminen, muzdan geçinen
nüfus itibarıyla, 1 milyon nüfusun mağduriyetine burada dikkat
çekiyorum.
Aynı muz üreticileri gibi batma noktasına
getirilen başka bir üretici grubundan bahsetmek istiyorum, bunlar da limon
üreticileridir. Bundan üç hafta önce limon üreticileri ve tüccarlarla bir araya
geldik. Bir dokunup bin ah işittiğimiz bir kesimden bahsediyorum
size. Erdemli ilçemiz Türkiyede limonun başkentidir. Türkiyede üretilen
limonun yüzde 53ü Mersinde üretilmektedir. Limon, sağlık demektir;
limon, ilaç demektir; limon, her derde deva olan bir üründür. Buna rağmen,
bahçede 50 kuruşa satılamayan limon, büyük şehirlerde 4-7 lira
arasında bir fiyata tüketiciye ulaşmaktadır.
Çiftçilerimiz, üreticilerimiz korunmamaktadır.
Tarım Bakanı, Ticaret Bakanı, limon üretimi, ihracatı ve
limon piyasasında rekabetin oluşmasına niçin katkı
vermiyorlar? Bu mantıkla gidildiği takdirde, yarın bahçeler bir
bir kesildikten sonra, limon ithal eden bir ülke konumuna düşersek biz
kimden hesap soracağız?
Değerli arkadaşlar, limon ve muz üretimi,
ticareti, ithalat ve ihracatı ve nihayet limon ve muzun tüketiciye
ulaşması bir zincirdir, bu zincirin halkalarında tabiri caizse
köpek balıklarını ortaya çıkarmak tercihen iktidarın
görevidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
İktidardan beklentimiz hem üreticiyi korumak ve
hem de tüketiciyi korumaktır.
Arkadaşlar, bu nasıl olacak? Şimdi,
muz serada 7 lira iken 12-14 liraya satılıyordu; 4,80 TL iken de
12-14 lira arasında satılıyor. Limon 2 TL iken geçen yıl
yine 4-7 TL arasında satılıyordu, şimdi 50 kuruşa
düştü, yine aynı aralıkta tüketiciye ulaşıyor.
İşte, ben buradaki vurgunculara özellikle dikkat çekiyorum. Ümit
edelim ki bu vurguncular iktidarın korumasında olan kişiler
olmazlar. Geliniz, grup önerimizi kabul ediniz diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlu.
Buyurun Sayın Kenanoğlu. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Muz ve limon üreticilerinin sorunları üzerine
verilen araştırma önergesi üzerine söz aldım.
Tabii, ülkemiz tarım açısından
kendine yeten bir ülke. Esasında, çiftçinin desteklenmesi, üretimin
desteklenmesi neticesinde tüketimi karşılayabilecek bir üretime sahip
ülkeyiz. Ancak bütün bunların yerine ithalat rejiminin benimsendiği
ve birçok üründe ithalatın esas alındığı bir süreci
yaşıyoruz.
Türkiye'de muz üretiminde 2020 yılı
verilerine baktığınız zaman, yüzde 32 artarak 728 bin tona
ulaşmış durumda esasında ve bu, Türkiye'deki muz
ihtiyacını yani Türkiye'nin tükettiği muz ihtiyacını
karşılayabilecek bir oran. Bunun yüzde 60ı Mersin'de, yüzde
36sı ise Antalya'da üretilmekte. Buna karşı, muz ithalatı
da her geçen yıl artıyor. 2018-2019 sezonunda 118 bin ton muz
ithalatı yapılırken 2019-2020 sezonunda yüzde 38 artarak bu
rakam 163 bin tona kadar yükselmiştir. Dolayısıyla bu
yaşanılan ithalat nedeniyle ve çiftçinin, üreticinin bununla baş
edemeyecek maliyetlerle karşı karşıya kalması
nedeniyle de ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Anamur,
Mersin'in bölgesinde ve Mersinin içerisinde en çok muz üreten bölge.
Anamur'daki Muz Üreticileri Birliği sözcüsü şöyle diyor: Anamur
muzunun fiyatında son on günde yüzde 30 düşüş
yaşandığını ifade ediyor ve bunun, son yıl
içerisindeki sera maliyetlerinin artışından, kimyasal gübre
fiyatlarının artışından, işçilik ve elektrik gibi
temel giderlerin tamamının neredeyse 4-5 kat oranındaki
artışından kaynaklı bir sonuç olduğunu ifade ediyor.
Bir taraftan, muz tarlada, bahçede -çiftçide yani üreticide- 5 lira, 6 lira
iken, bakıyorsunuz, markette 12 ile 15 lira arası değişen
fiyatlarda rastlıyorsunuz. Yani bu kadar fahiş fiyat farkının
da aradaki farkın da önüne geçememiş bir iktidarla karşı
karşıyayız. Yani bunun da önlenmesi gerekiyor ya da buna da bir
çözüm üretilmesi gerekiyor ve aradaki payı ortadan kaldıracak
çözümlerin üretilmesi gerekiyor. Kooperatifler Yasası
çıkarılırken de konuşmuştuk, bu konuda ciddi bir
şekilde şikâyet var. İşte, bu 5li zincir market
desteklenirken bir taraftan da nakliye meselesinin üzerinden bunun
yapıldığı ve dolayısıyla üreticinin değil,
üreten kooperatiflerin değil, daha çok bu büyük silolara sahip ya da büyük
nakliye imkânlarına sahip şirketlerin lehine düzenlemeler
yapıldığı da ifade edilmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) Aynı
şey limon için de geçerli, limonda da aynı sorun yaşanıyor.
Bahçede yaklaşık 50 kuruş, 1 lira arasında
değişen limonu, bakıyorsunuz, çarşıda, pazarda, büyük
şehirlerde 4 lira, 5 lira gibi fiyatlara alıyorsunuz. Bütün bu
aradaki uçurum farkının ortadan kaldırılmasına yönelik
çalışmalar, bir taraftan da ithalat ve ihracat rejiminin de çiftçinin
lehinde, üreticinin lehinde düzenlenmesiyle olacak işlerdir bunlar. Bu
anlamıyla önergenin dikkate alınması gerekir.
Teşekkür ediyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Sayın Cengiz Gökçel. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Gökçel.
CHP GRUBU ADINA CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bugün, muz ve limonda
yaşanan sorunlarla alakalı konuşuyoruz. AKPnin tarıma, muz
üreticisine, limon üreticisine, narenciye üreticisine, hububat üreticisine,
bakliyat üreticisine ne kadar kıymet, değer verdiği AKP
sıralarındaki doluluk oranıyla alakalı.
Değerli arkadaşlar, tarım, dünyada
artık en önemli sektörlerin başında geliyor. Türkiyede
tarım sektöründe sıkıntı yaşanıyor. Ben,
başkaları gibi, diğer milletvekili arkadaşlarımı
burada eleştirmiyorum; bir çiftçinin temsilcisi olarak, Parlamentoda
çiftçi bir milletvekili olarak konuşuyorum. Limon üreten, limonun
dikenlerini elinde ve vücudunun çeşitli yerlerinde acısını
hisseden, batıran arkadaşınız olarak konuşuyorum.
Değerli arkadaşlar, muzda ve limonda
Türkiyedeki tarımın genel sorunlarının aynısı
yaşanıyor. Bir planlama, bir üretim stratejimiz yok. Çiftçi
desteklenmiyor, çiftçi girdi maliyetleri karşısında eziliyor,
binbir çileyle, dertle üretiyor ama ürününü değerinde pazarlayamıyor.
Değerli arkadaşlar, muz, 1750de
Mısırda süs bitkisi olarak yetiştirilirken 1920
yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürkün de destekleriyle -o yıldan
sonra- Anamur Kaledranda çiftçimizin meyve olarak üretimine
başladığı bir ürün. O kadar değerli, o kadar
kıymetli bir ürün.
Değerli arkadaşlar, muz, 40 bin ton
ihtiyacımız varken yüzde 50sini yerli üretimle
karşıladığımız bir çeşitti ama bugün
geldiğimiz noktada 1 milyon ton seviyesinde, muz
ihtiyacımızın yüzde 100ünden fazla üretim yapar bir hâle
geldik. Burada küçük çiftçimiz, özellikle üç beş dönümde, dekarda üreten
çiftçilerimiz bunu sağladılar ama siz ne yaptınız?
Geldiğimiz an itibarıyla muzun da üretimini planlamadınız;
Hataydan Anamura, Anamurun Kaledranından Alanyaya kadar bütün
alanlarda muz üretilmesine neden oldunuz. Küçük çiftçiyi desteklemediniz,
holdinglerin 300, 400 dekarda üretim yaptığı bir hâle getirdiniz
muzu. Mutlaka muzun girdi maliyetlerinin düşürülmesi, mutlaka -az önce
değerli hatip de bahsetti- alıcı ile tüketici arasındaki
fiyat farkının kapatılması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, özellikle limondan
bahsetmem gerekiyor. Ben bir limon üreticisiyim, narenciye üreticisiyim.
Değerli arkadaşlar, bugün tarımda envanter yok. Narenciye ve
muzda Akdeniz Bölgesinde kontrolsüzce üretim yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Gökçel.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Son yıllarda
milyonlarca fidan dikildi, maalesef, burada narenciyenin ihracatı çok
önemliydi, 2020 yılında Tarım Bakanı limonun
ihracatını yasakladı. O zaman da bir limon üreticisi olarak
kendisini aradım, dedim ki: Limonun ihracatını
yasaklamanız ülke ekonomisine ve çiftçiye zarar verir, bu
kararınızı gözden geçirin.
Değerli arkadaşlar, süre daraldı ama
burada şunu söylemek zorundayım: 2006 yılında Mersin Ziraat
Odası Meclis Üyesi iken burada, Parlamentoda Meclis
araştırması önergesiyle beraber araştırma komisyonu
kuruldu; değerli arkadaşlar, o zaman da ihracatın mutlaka
desteklenmesi kararı çıktı ve üretici ile tüketici
arasındaki fiyat farklılıklarının mutlaka
kaldırılması söz konusuydu bu raporda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Özür dilerim
Başkanım, bu çok önemli.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) Bu raporu bile
dikkate alıp yüce Meclis çatısı altında
milletvekillerimizin, her parti grubunun onayladığı sonuç
bildirgesine de uymadınız. Bugün, narenciye üreticisi de muz
üreticisi de buğday üreticisi de kesme çiçek üreticisi de bitti
arkadaşlar sizin sayenizde. O zaman, 2003 yılında 2 milyon 498
bin ton narenciye üretimi varken narenciye ihracatına 1980li
yıllarda tonda 125 dolar destek veriliyordu arkadaşlar. Ziraat
Odası Başkanlığı yaptım on bir yıl, 2018de
narenciye ihracat teşvik priminin kaldırılacağını
duyduğumuzda gittik Ekonomi Bakanıyla görüştük, en son 50 dolar
verdiniz. Bugün, narenciyenin ihracatına teşvik vermiyorsunuz, 2006
yılındaki komisyon kararına uymuyorsunuz. Narenciye üreticisini
bitirdiniz, Türk çiftçisini bitirdiniz; inşallah, sizin
iktidarınız da çiftçilerin eliyle son bulacak.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Hatay Milletvekili Sayın Hüseyin Yayman.
Buyurun Sayın Yayman. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN YAYMAN
(Hatay) Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim,
ekranları başında bizleri izleyen çok değerli
vatandaşlarımız, çok değerli çiftçilerimiz, çok
değerli Hataylı hemşehrilerim; ben de sizleri saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Şimdi, burada, her sözü alan kişi Ben
çiftçi çocuğuyum. dedi.
MUSTAFA TUNCER (Amasya) Direkt Çiftçiyim. dedi.
HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) Mersinli Başkanımız,
Vekilimiz konuştu, Adana Milletvekilimiz konuştu. Her ne kadar, ben
siyaset bilimi hocası olsam da benim asıl uzmanlık alanım
Hegel, Gramsci, Hobbes olsa da aynı zamanda ben de bir çiftçi
çocuğuyum. Biz de tarlalarımızda buğday üretiyoruz, pamuk
üretiyoruz ve Hatayımızda da ayrıca yeni dönemde çok
sayıda muz serası kuruldu.
Ben, İYİ Partinin bu önerisindeki Meclis
araştırması önergesi hakkında birkaç hususun
altını çizmek isterim: Biz, devamlı üreten, çalışan
çiftçimizin yanındayız. Mersindeki çiftçimizin de Antalyadaki
çiftçimizin de Konyadaki, Urfadaki, Hataydaki, Adanadaki tüm
çiftçilerimizin de yanındayız, yanında olmaya devam ediyoruz. AK
PARTİmiz son yirmi yılda pek çok alanda sessiz devrim
gerçekleştirdi, tarımda da bu sessiz devrim yaşanmıştır.
Biraz sonra bunu rakamlarıyla söyleyeceğim.
Değerli arkadaşlar haklı olarak
problemlerden bahsettiler; evet, girdi maliyetleri çok yüksek, ürün
fiyatları çok yüksek fakat sorun varsa çözüm de var. Çözümün adresi de AK
PARTİdir ve bizim Hükûmetimizdir arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Şimdi, gerçekten burada üretici-tüketici
dengesini iyi kurmamız gerekiyor. Bir taraftan, muz fiyatlarının
düşük olmasından bahsederken, bir anlamda üreticiler bu
fiyatların düşük olmasından mutsuz olurken diğer taraftan,
tüketiciler ise bundan memnun olmaktadır; aynı şekilde limonda
da. Son dönemde özellikle mazot ve gübre desteklerindeki artış çok
çok önemlidir. Yeter mi? Yetmez. Tabii ki daha çok artırmak lazım,
daha çok desteklemek lazım, çiftçimizin yanında daha çok yer almak
lazım. Neden? Çünkü corona süreci bize şunu gösterdi: Sizin evinizde
paranız olabilir, servetiniz olabilir ama evinizde ekmek yoksa, makarna
yoksa, bulgur yoksa, evinizde domates yoksa siz buradan mağdur olursunuz.
Ve biz, inşallah, dünyanın geleceği tarımdadır
diyoruz. Türkiye dünyanın en büyük tarım ülkelerinden bir tanesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) Teşekkür ederim
Başkanım.
İYİ Partinin muzla ilgili grup önerisinde
de burada söz alan arkadaşların açıklamalarında da var. Biz
muz üretimini öylesine destekledik ki -muz üretiminin miktarını ben
size söyleyeyim- 2002 yılında 95 bin ton muz üretimi yapılırken
2020 yılında cumhuriyet tarihinin rekoru kırılarak 728 bin
tona yükselmiştir. İthalatın azaltılması ve bu noktada
üreticilerimizin korunması anlamında kotaların
varlığı çok çok önemlidir.
Limonla ilgili de yine biraz önce de dile getirildi,
ben bir rakam vermek istiyorum: 2002 yılında 525 bin ton olan limon
üretimi 2020 yılında 1 milyar 19 milyon tona
çıkmıştır. Eğer biz çiftçiyi desteklemediysek, biz
çiftçinin yanında yer almadıysak bu tarihî rekorlar nasıl
kırılmıştır?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) Tamamlayayım
Başkanım
BAŞKAN Tamamlayınız lütfen.
HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) Efendim, konu
önemli. Çiftçilerimiz bizi ekranları başında izliyorlar. Buradan
şunu söylüyoruz: Dediğim gibi, biz her zaman çiftçimizin
yanındayız çünkü biz AK PARTİyiz, çünkü biz milletin
partisiyiz. Buradaki muhalefet grubunun Siz gideceksiniz. demesiyle biz
gitmeyiz. Biz milletimizin anasının ak sütü gibi oylarıyla
iktidara geldik; 2023te de çiftçilerimizin, üreticilerimizin,
vatandaşımızın, 84 milyonun desteğiyle bir kez daha kazanacağız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, İYİ Parti
sıralarından gürültüler) Neden? 2002de biz kazandık, 2007de
biz kazandık, 2011de biz kazandık, 2015te biz kazandık, 2018de
biz kazandık, 2023te de biz kazanacağız arkadaşlar.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Evet,
artık sona geldiniz, sona.
HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) Yüce heyetinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Hüseyin Bey, son durakta ineceksiniz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sayın
Başkanım, sayın hatip şunu söyledi
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sataşma yok,
sataşma yok.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın
Başkanım, sataşma hiç olmadı. Ben de sizin gibi temiz bir
dille konuşma yaptım AK PARTİ Grubuna ithafen.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Gökçel.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın
Başkanım, kayıtlara geçsin diye söylüyorum: Evet, ben çiftçi
çocuğuyum ama ben Çiftçi çocuğuyum. demedim. Ben babamla gurur
duyuyorum -Allah rahmet eylesin, o da bir çiftçiydi- ama ben çiftçiyim, şu
anda dikenin battığı bir kişiyim. Sayın Hüseyin
Yayman, siz gidip öğreniyorsunuz, ben yaşayarak bu durumu tespit
etmişim. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜMER (Adana) Doğru, ateş
düştüğü yeri yakar.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bakın, 1980li
yıllarda limonun, narenciyenin ihracatına 125 dolar destek
veriliyordu pazarlarda ihracatçımız söz sahibi olsun diye, siz
2019dan bu tarafa bunu sıfırladınız, narenciye üreticisini
bitirdiniz, tarımı bitirdiniz.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Gökçel, tutanaklara geçti efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) 57 milyar dolar
ihracatla rekorlar kırıyoruz.
ORHAN SÜMER (Adana) Ya, vatandaş aç,
vatandaş.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sayın
Başkanım, tutanaklara girmesi bakımından söylüyorum: Ben
hem çiftçi çocuğuyum hem çiftçiyim, köyde yaşıyorum ve köyde
yaşamaya devam ediyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Bize
ne sizden ya! Ne yapalım yani?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ellerimiz
nasırlı, nasırlı. Nasırlı ellerimiz. Çapadan
geliyoruz, çapadan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi sen çapaya yine, çapaya!
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Değerli
vekilimizle olmazsa siz bize çiftçilikte bir yarışma
yaptırın.
BAŞKAN Estağfurullah.
Başarılar efendim, çiftçilerimiz
adına da sizin mücadelenizi destekliyoruz.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sağ olun.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Çelik, buyurunuz efendim.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
28.-
Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, Hatay
Milletvekili Hüseyin Yaymanın İYİ Parti grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Yaymanın konuşmasını
dikkatle dinledim. Siyasi mülahazalarını bir kenara
bırakıyorum, teknik olarak asla katılmıyorum. Arada büyük
bir fark var üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasında,
bunu iç eden, yiyen bir kesim var, bu kesim gittikçe semirmiştir,
büyümüştür; iktidarın bunun önüne geçmesi lazım. Bugün muz,
geçen yıla göre bahçede 3 lira daha aşağıya
satılıyor ama tüketici piyasalarında fiyatlar geçen yıla
göre aynı. Demek ki burada 6-7 lirayı birileri yiyor, bunun önüne
geçin diyoruz iktidar olarak. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
VI.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili
Behiç Çelik ve arkadaşları tarafından, muz ve limon
üreticilerinin sorunlarının tespit edilerek alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 11/11/2021 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sonucundan
çekiniyorlar Sayın Başkanım, biliyorlar, durum kötü.
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
2.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Mardin Büyükşehir
Belediyesindeki kayyum yolsuzluklarının araştırılması
amacıyla 18/11/2021 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 18 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
18/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 18/11/2021 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekil
Öneri:
18 Kasım 2021 tarihinde Siirt Milletvekili Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından
-15356 grup numaralı- Mardin Büyükşehir Belediyesindeki kayyum yolsuzluklarının
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 18/11/2021 Perşembe
günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Diyarbakır Milletvekili Sayın İmam Taşçıer.
Buyurunuz Sayın Taşçıer. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA İMAM TAŞÇIER
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
belediyelerimize atanan kayyumların yolsuzluklarıyla ilgili söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
31 Mart 2019 Mahallî İdareler Seçiminin
ardından henüz dört ay dahi geçmemişken başta Kürtler olmak
üzere halkın iradesi yok sayılarak HDP'li 48 belediyeye kayyum
atanmıştır. Kayyum atanan 48 belediye yolsuzlukların,
talanın, hırsızlıkların, tahribatın, kayırmacılığın
ve usulsüzlüğün merkezi hâline gelmişlerdir. Yapılan
yolsuzluklar ve usulsüzlüklerin önemli bir kısmı Sayıştay
raporlarına, bir kısmı da soruşturmalara yansımıştır.
Söz konusu yolsuzluklar ve usulsüzlüklerin
yaşandığı belediyelerin başında ise Mardin
Büyükşehir Belediyesi gelmektedir. Bu yolsuzluklar Sayıştay
raporları tarafından belgelenmiştir. Vali Mustafa Yaman, 2016 -2019
yılları arasında 2 kez üst üste belediyeye kayyum olarak
atanmıştır. Belediyeye kayyum olarak atandığı
günden itibaren de yolsuzluklara başlamıştır. Bunu nereden
anlıyoruz? Sayıştay raporlarından, maliye ve mülkiye
müfettişlerinin hazırladığı raporlardan
anlıyoruz. Şöyle ki: Özel kalem hesabından Temsil,
Ağırlama ve Tören Giderleri adı altında 11 milyon 481 bin
581 lira değerinde harcama yapılmıştır. 11 milyon,
nasıl bir harcama bu? Sadece temsil ve ağırlama. Devamında,
yine müfettişlerin incelemelerine göre, 1 Ocak 2017 ile 20 Haziran 2017
arasında -yani beş altı ay- özel kalemden 7 milyon 575 bin 771
lira değerinde yemek harcamaları yapılmış, yemek.
Konaklama harcamalarına dair, 122 bin ve 200 bin liralık yemek
faturası kesilen 2 firmanın aslında olmadığı ve
sahte isimlerle kurulduğu yine tespit edilmiştir. Hayatını
kaybeden Derik Kaymakamı için yapılan okulun açılış
töreninde ise 400 kişi kapasiteli Erdoba Elegance (Ramada) Otelde 1.271
kişinin okul açılışı için
ağırlandığı yazılmıştır. Bu,
müfettişler tarafından çok abartılı bulunmuş,
faturalarda bahsi geçen bazı firmaların belirtilen adreste hiç
olmadığı görülmüştür. 11-12 Kasım 2017de belirtilen
kişilerin konakladıklarına dair bir bilginin
olmadığı, faturaların gerçeğe aykırı
düzenlendiği sonucuna varılmıştır.
Tespitlere göre, aralarında
Cumhurbaşkanı Erdoğanın da olduğu AKPli bakan ve
bürokratların katıldığı 64 programda Belediye
kasasından yaklaşık 2 milyon 500 bin TL değerinde araç
kiralaması yapılmıştır. Birçok aracın sadece
plaka ve ruhsat bilgilerinin alınarak gerçekte Mardin Büyükşehir
Belediyesine kiralık olarak verilmediği, kayıtlarda yer alan 132
araçtan 80inin de Mardin il sınırlarına dahi hiç girmediği
yine tespit edilmiştir.
Yapılan diğer bir tespit ise hediyelik
eşyalarla ilgili olmuştur. Mardin Büyükşehir Belediyesi Özel
Kalem Müdürlüğü hesabından farklı tarihlerde Mardine gelen
bakanlar ile AKPli bürokratlara alınan 583.418 lira değerindeki
hediye alımlarını içeren harcamalar bu bölümde yer alıyor.
Müfettişler, yaptıkları tespitlerde, hediyelerin
alındığını ancak Belediye kayıtlarında yer
almasına rağmen alımların kimler için
yapıldığına dair tutanak olmadığı
iddiasında bulunmuşlardır. Belediye kayıtlarına göre,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana 136.946 lira hediye,
Süleyman Soyluya 64.647 lira hediye -tespih falan alınmıştır,
onları gördük sosyal medyada, bir ara tespihçileri geziyordu Süleyman
Soylu, herhâlde o hediyelerdendir- Mehmet Özhasekiye 16.055 lira, Veysel
Eroğluna 74.886 lira ve Osman Aşkın Baka 83.207 lira
değerinde hediye alınmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Taşçıer.
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Kayyum
yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesinde müfettişler, çok
sayıda üst düzey yönetici hakkında usulsüzlük ve yolsuzluk nedeniyle
suç duyurusunda bulunmuştur, belediye daire başkanları görevden
alınmıştır. Karıştığı
usulsüzlükler belgelenen Kent AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Zeyni
Teker ve Kırsal Yollar Daire Başkanı Sinan
Yıldırım, Mali Hizmetler Daire Başkanı Adnan Kaya ile
Destek Hizmetleri Daire Başkanı İbrahim Erkan görevlerinden
alınmışlardır. Usulsüzlük, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma,
rüşvet, kayırma ve benzeri birçok işlemle gündeme gelen Çevre
Koruma Daire Başkanı Füsun Karaboğa, İtfaiye Daire
Başkanı Hadi Çomaktekin ile Kadın ve Gençlik Hizmetleri
Başkanı Mehtap Bingül de görevlerinden
alınmışlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Yamanın
görevden alınarak merkeze çekilmesiyle birlikte belediyede mülkiye
müfettişleri tarafından yapılan incelemeler sonucunda birçok
soruşturma ve dava açılmıştır. Mardin Büyükşehir
Belediyesinde ortaya çıkan bulgu, belge ve kayyum pratiklerine
bakıldığında, Türkiye tarihinin en büyük şehir
soygunlarından biriyle karşı karşıya
kalındığı görülmektedir. Şehrin âdeta
satılığa çıkarıldığı, mezarların
dahi imara açıldığı, yolsuzluğun sıradan, günlük
bir iş hâline geldiği, fuhuş şebekesinin belediyede
kurulduğu ve sadece belediyeye ait değil, şehrin tümüne dair ne
varsa yerle bir edilip paraya dönüştürülerek rüşvet ve gelir olarak
kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Müfettişlerin tespitlerine göre, ihaleler usulsüz yapılmış,
yapılmayan işlere ödemeler yapılmış, alınmayan
malzemeler alınmış yapılmayan yollar
yapılmış gibi gösterilmiş, daha önce var olan binalar
yeniden yapılmış gibi gösterilirken firmalara fazladan ödemeler
yapılmış; yüz milyonlarca liralık ihale, yolsuzluk,
rüşvet ve imar usulsüzlükleri ek olarak müfettiş raporlarıyla
kamuoyuna yansıtılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Yaman
hırsızmış vekilim, anlat anlat bitmiyor.
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Efendim, son bir
sözcük
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
İMAM TAŞÇIER (Devamla) Mustafa Yaman
döneminde Mardin Büyükşehir Belediyesinde yaşanan rüşvet,
ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin etkin bir
şekilde araştırılması ve Mustafa Yamanın
kimlerden destek aldığının açığa
çıkarılması için Meclis araştırması
açılmasını arz ediyoruz. Bu konuda hepinizin desteklerini
bekliyorum.
Saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel.
Buyurunuz Sayın Başkan.
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; önce, AKP demokrasisi
açısından çok önemli gördüğüm, Siirt üçlemesi olarak ifade ettiğim
ve herhâlde Türkiyenin siyasi tarihi ve savrulmaları
yazıldığında çok önemli bir yer alacağını
düşündüğüm bu üçlemeyi bir hatırlatarak başlamak isterim.
Recep Tayyip Erdoğan İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanıdır, Siirt Meydanına
gider, bir şiir okur. Okuduğu şiirden dolayı siyasi
yasaklı duruma düşer. Daha sonra, 24üncü Dönemde, Cumhuriyet Halk
Partisiyle birlikte buradayken CHP der ki: Millet eğer bir partiyi
iktidara getirdiyse o partinin genel başkanı Mecliste
olmalıdır, Başbakan olmalıdır ve görev
yapmalıdır. Birlikte Anayasa değişikliği
yapılır ve Recep Tayyip Erdoğan, Siirtteki milletvekillerinin
istifasıyla Anayasada bir ilin vekilsiz kalması durumunda ara seçim
yapılması zorunluluğundan istifade edilerek
karşılıklı mutabakat ve jestlerle yine Siirtten
milletvekili seçilerek gelir ve Başbakan olur. Son seçimlerde, 31 Mart
2019da, okuduğu şiirden yasaklı düştüğü, milletvekili
seçilerek Parlamentoya geldiği Siirtin halkı bu sefer onun dediğine
değil de bir başkasına oy vermiştir ve Benim belediyemi
bir başka partinin, HDPden aday gösterilmiş belediye
başkanının ve eş başkanının yönetmesini
istiyorum. demiştir; o belediyeye Recep Tayyip Erdoğan kayyum
atamıştır. Siirt 3lemesi budur. Bu, sırtta
taşınabilecek, tarihte izah edilebilecek bir yük değildir ama
bunu bile göze alabiliyorsunuz. İşte, o Siirte
atadığınız kayyum
Ben on bir yıldır
buralardayım, kürsüye gelir giderim, bir kayyumun yaptığı
hırsızlıkların beş dakikaya yetmeyip nefes nefese
okunduğunda yedi dakikada zor bittiğini ilk kez görüyorum.
İnanmayanlar için, benden sonra bu kürsüde konuşacaklar için -biraz
önce söylenen ama belgeleri gösterilemeyen, vakitsizlikten veya elde yok- ben
buraya faturaları koyacağım. Fırat Silver şu dükkândır:
İçişleri Bakanı gezerken Sayın Bakanım, Sayın
Bakanım, seni çok seviyorum, sana şu hediyeyi getirdim. diye
Süleyman Soyluya tespih veren dükkân; faturası burada, 83.500 lira.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Anadolu Ajansı öyle bir
geçmiş ki Siirt esnafından Süleyman Soyluya büyük ilgi, hediye.
fatura millete.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Mardin.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Mardin.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Düzeltiyorum, Mardin
esnafından. Siirtle başladım diye
İki, Mardin esnafının hangi
bakanlara
Bakın, Eyyüp Altun, Fırat Silver; İsmet
Yılmazın da adı geçiyor, Recep Tayyip Erdoğana 136 bin
lira, Veysel Eroğluna 74 bin lira, yekûnler burada. Şimdi, bu
kürsüye konuşma yapmaya ya Osman Aşkın Bak gelsin ya İsmet
Yılmaz gelsin, buradaki isimlerden biri gelsin, desin ki: Biz böyle bir
hediye aldık ya da almadık. Bu hediye bu para eder ya da etmez
Umarım almamışlardır. O zaman Süleyman Soyluya şunu
soracağız: Sen bu kayyumu atadın, sonra mızrak çuvala
sığmayınca görevden aldın da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Bitiriyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
nasıl oluyor da oluyor
hâlâ merkezde görev yapıyor, hâlâ maaş alıyor ve bu
soruşturmanın ilerlemesine ve adaletin yerine gelmesine sen mâni
oluyorsun? Bunu yapmıyorsa, bize, gelin, soruşturmanın
ayrıntılarını söyleyin. Bu fatura, bu kurduğunuz düzen
şu: Bakana hediye veriyorum. diye millete fatura kesenler bir ordunun
yiyemeyeceği kadar yemek faturalarını İyi yönetmezler,
şuraya buraya para aktarırlar. diyerek el koyduğunuz
belediyelerdeki kayyumların kurduğu harami düzeni. Ben buraya
bunları koyayım, almayacağım yanıma. Konuşmayı
yapacak arkadaş buradan sorsun kendi arkadaşlarına. Dünya pahalısı
bu tespihler, bu hediyeler ne oldu? Nereden ödendi? Yüzler nasıl
kızarmıyor? O tespihler çekiliyor ama vatandaş da sabır
taşı çekiyor seçime kadar.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özel, ben yine, izninizle,
böyle bir usulün olmadığını hatırlatmak istiyorum
efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Usul yoksa, şöyle:
Çoğaltıp gruplara dağıtalım uygun görürseniz.
BAŞKAN Tamam efendim.
Teşekkür ediyoruz efendim.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Malatya Milletvekili Sayın Ahmet Çakır.
Buyurunuz Sayın Çakır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ÇAKIR (Malatya)
Evet, teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; HDP Grubu adına Meclis araştırması
açılması önerisi aleyhine AK PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde, başta İçişleri
Bakanlığımız olmak üzere, devletimizin ilgili tüm birimleriyle
beraber terörle mücadeleyi muazzam bir kararlılıkla sürdürmektedir.
Verilen bu destansı mücadele kimleri, neden rahatsız etti bilinmez
MURAT EMİR (Ankara) Tespih çekmek şart
mıydı, tespih!
AHMET ÇAKIR (Devamla)
ancak bazı belediye
başkanlarının görevden alınması sık sık
gündeme gelmektedir. Bu çerçevede de aziz milletimizi ve Meclisimizi de
kısaca bir bilgilendirmek isterim.
İçişleri
Bakanlığımızın raporuna göre, raporlara da
yansıyan, görevden alınan belediye başkanlarıyla ilgili,
belediye kaynaklarının terör faaliyetleri kapsamında
kullanıldığı, belediyelerin çeşitli
pozisyonlarına terör örgütü mensuplarının
yerleştirildiği ve bu kişilerin belediye işlerini gereği
gibi yerine getirmediği tespit edilmiştir. Belediye işleri
aksatıldığı için kamunun zarara
uğratıldığına dair çeşitli bulgulara yer
verilmiştir.
Ayrıca, terör örgütüne ve belediye seçimlerinde
belediye başkanına destek vermeyen mahallelerin hizmetlerden de
mahrum kaldığı, bu konuda ciddi tespitlerin ortaya
çıktığı da malumdur. Bu mahallelerde kasıtlı
olarak, belediyelerin rutin görevlerinden olan çöpün dahi
toplanmadığı, ilgili mahalle muhtarlarının talepleri
olan altyapı, içme suyu, yol yapımı gibi taleplerin dikkate
alınmadığı, bunlarla ilgili planlamaların
yapılmadığı, dolayısıyla, mahallelerin oy vermeye
göre cezalandırıldığı da bir gerçektir.
Asli görevi, genel bütçeden gelen ve öz gelirleriyle
oluşan bütçelerini şehirlerinin gelişmesi, altyapı, çevre
planlamaları ve sosyalleşmeye yönelik yatırımlar için
kullanarak daha yaşanabilir bir şehir inşa etmek olan belediye
başkanlarının konuya ideolojik yaklaşmaları ve
ideolojilerinin etkisinde kalmaları kabul edilebilir bir durum
değildir.
Değerli milletvekilleri, siyaset sahnesinde,
yolsuzluk ve usulsüzlüklerle verdiği mücadeleyle var olan AK PARTİ
hükûmetlerinin duruşu nettir; yolsuzluk kimden gelirse gelsin,
tavrımız tavizsizdir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Tespihler ile
fıstıklar hangi kategoride?
AHMET ÇAKIR (Devamla) Bu konudaki
tarafsızlığımız milletimizin malumudur.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Kendi
bakanınız yolsuzluk yaptı.
AHMET ÇAKIR (Devamla) İlk günden bu yana
yapılan yolsuzlukların karşısında durmaya devam ettik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Çakır.
AHMET ÇAKIR (Devamla) Bu yoldan ayrılmayarak
da durmaya devam edeceğiz. Hâliyle, suçu kim işlerse işlesin,
hangi siyasi partiden, görüşten olursa olsun yasalar
karşısında hesap vermeye mahkûmdur.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Merak etmeyin siz de hesap
vereceksiniz. Çaldıklarınız çırptıklarınızla
siz de hesap vereceksiniz.
AHMET ÇAKIR (Devamla) Dolayısıyla AK
PARTİ bugüne kadar da ilk kurulduğu günden beri yolsuzluklarla
mücadeleye tavizsiz devam etmektedir.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Kaydedildi,
tarihe kaydedildi bu açıklamanız.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Yaman hırsız da
hesap verecek, merak etmeyin.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siz de
ortaksınız belli ki.
AHMET ÇAKIR (Devamla) Görevini yapanlara da kimse
ses çıkarmamaktadır, görevini yapanı
alkışlıyoruz. Suç işleyenin de yasalarımızın
verdiği çerçevede de
Burası birliğimiz, bütünlüğümüz
adına hizmet makamlarıdır.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Çaldıklarınızın hesabını verin ya. Mardin
yolsuzluktan geçilmiyor ya!
AHMET ÇAKIR (Devamla) Dolayısıyla ben
aziz Meclisimizi de saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Tamirat yapılacak benzin
yok, benzin ya! Belediyenin benzinini dahi götürdünüz ya!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siz
duymadınız galiba. Bu yolsuzluklara cevap vermediniz.
MURAT SARISAÇ (Van) Her şeyi geçtim, sadece
yediğiniz baklavaların hesabını verin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, sataşma var ama ben yine de yerimden yanıt vermek
istiyorum. Baştan sona sataşma.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
29.-
Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Malatya Milletvekili Ahmet Çakırın HDP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın
Başkan, önce Belediyeler Kanununu hatırlatmak istiyorum sayın
hatibe ve iktidar grubuna: 5393 sayılı Kanunun 47nci maddesi
Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya
kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri,
kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden
uzaklaştırılabilir. şeklinde. Bizim belediyelerle ilgili
kayyum atama kararlarının hiçbirinin belediye işleriyle bir
ilgisi yok, bir kere bunu not edelim. Kanun, alenen zaten yok
sayılıyor.
İkincisi, kayyum atama kararını seçim
meydanlarında, 2018 seçimlerinde, başta Erdoğan olmak üzere,
Soylu olmak üzere iktidar sözcüleri Kayyum atarız, şunu
yaparız. diyerek zaten bir kampanyaya dönüştürdüler.
Sevgili Selçuk Mızraklı hakkında
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanımız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sevgili
Selçuk Mızraklıya buradan da selam göndermek istiyorum.
Seçildiği gün kayyum atanması talebini Valilik illetti ya,
seçildiği gün, onu kamuoyuna açıkladık. Yani, bu bir
gasptır her zaman söylediğimiz gibi. Şu anda elimizde
-tespihlerin, hediyelerin bini gırla, Sayın Özel anlattı-
şöyle dosyalar var
Tespihin yolsuzlukla ne ilgisi var, onu
açıklayın. Mustafa Yaman hırsızlık yaparken
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu neden soruşturma izni
vermiyor? Neyi koruyor? Hırsızlıkta beraber miydiler? Beraber
miydiniz? Siz, halkın hakkını çalarken, 83 bin liraya tespih
hediye alırken ve verirken, hâlâ Kızıltepe yolları
yapılmamışken, halka hizmet yapılmamışken gelip
burada böyle boş yalanlarla halkı uyutamazsınız. Siz o
belediyenin kaynaklarını alıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitireceğim Başkan.
AKP iktidarı, belediyenin kaynaklarına,
halkın kaynaklarına el koyuyor, hırsızlık
yapıyor. Halk iradesini hırsızladığı gibi
onların hakkı olan parayı da tespihle, kadayıfla, bin
kişilik yemeklerle yiyor; bunu bütün Türkiye yurttaşları duysun.
Bizim belediye başkanlarımız hakkında açılan tüm
davalar siyasidir. Vekili olduğum Siirt Belediyesinde on dokuz aydır
belediye eş başkanlarımız ev hapsinde, hâlâ savcı
delil bulamadı, kayyum atadı ama ev hapsinde tutuyor, dava
açamıyor. Hepsi objektif bir yargıyla bırakın
yakalanmayı, kayyum atanmasını, sizin yargılanmanız
gerekiyor. Evet, başta Süleyman Soylu olmak üzere izin vermediği
için, Yaman hırsız olmak üzere bütün kayyumlar hakkında
hırsızlık, yolsuzluk, irtikâp, rüşvet, ihaleye fesattan
soruşturma açın da görelim bu samimiyetinizi. (HDP
sıralarından alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Yüzünüz de
kızarmıyor ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Özel, buyurunuz efendim.
30.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, dönemin
başında teklif ettikleri siyasi etik yasası kabul edilseydi
Mardin Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluk rezaletinin
yaşanmayacağına ve yolsuzlukların yapıldığı
Mardin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olan Adalar
Kaymakamının AK PARTİ aday adayı olduğuna ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
burada iki hatırlatma yapacağım. Bir: Soylu, Mehmet Özhaseki,
Recep Tayyip Erdoğan, Fikri Işık, İsmet Yılmaz, Veysel
Eroğlu, Osman Aşkın Bak; toplam 418 bin, bir; 158 bin lira
tespih, takı faturası. Bu nasıl olmazdı? Ben bunların
alındığına da inanmıyorum ha, bu isimlerin buna
tenezzül edeceğine; Süleyman Soylu eder de diğerleri etmez herhâlde. Ama
şöyle bir şey var: Siyasi etik yasamız olsaydı
Biz teklif
ettik dönemin başında, milletvekillerinin, bakanların,
Cumhurbaşkanının alabilecekleri hediyelerin üst
sınırını ve o hediyelerin nasıl bildirimde
bulunulacağını. O yasa çıksaydı bu rezalet
yaşanmazdı. O yasa çıkmayınca şimdi bu isimlerin hepsi
zan altında ve böyle bir yolsuzluk cepten çıkmış. Mesele,
tespih cebe girmiş mi, girmemiş mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Süleyman Beyin cebine
girdiğini canlı yayında gördük, diğerleri açıklayacak;
mesele bu.
Bir de bir şey daha hatırlatayım: Ya,
bu kadar yolsuzluk oluyor da o belediyede, hadi kayyum bu, bürokrasi ne
yapıyor? Genel Sekreter kimmiş? Adalar Kaymakamı. TÜGVA, tahsis,
2.500 lira, sonra zabıtalara polis
O Adalar Kaymakamı bu iş ile
o iş arasında, bir aradan da AK PARTİ aday adayı
olmuş; tebrik ederiz, hayırlısı olsun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
sataşmadan kürsüden söz istiyorum.
BAŞKAN Kürsü sizin efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer ve Manisa Milletvekili
Özgür Özelin HDP grup önerisi üzerinde yaptıkları konuşmaları
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AK PARTİ kuruluşundan bugüne -tekrar
ediyoruz- yolsuzluklar, yasaklar ve yoksullukla mücadeleyi siyasetinin merkezi
hâline getirmiş bir partidir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kayyumlarınız
yolsuzluktan geçilmiyor, kayyumlarınızın dosyaları var
yolsuzluktan.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Şimdi hepsini siz yapıyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) İşte, bugün
bir grup önerisi konuşuluyor ve biz asla, bu ülkede hukuksuzluğa
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) 3Yyi
siz yapıyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
yanlışa ve
vatandaşlarımızın hakkına hukukuna tecavüz eden hiçbir
kamu görevlisini savunmadık.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mustafa Yaman bu paraları
nerede yedi ya!
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Bunun da yargısal
ve disiplin süreçlerinden korunmasına müsaade etmeyiz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mustafa Yamanı görevden
alın, savcılık izni verin, soruşturma izni verin.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Bakınız,
şu anda 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun çerçevesinde ilgili kayyum
hakkında soruşturmalar devam etmektedir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Neden tutuklanmıyor,
neden tutuklanmıyor?
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Biraz önce buradan
diğer hatiplerin de ifade ettiği bütün iddialar, bütün
hukuksuzluklar, yanlışlar ve yine Sayıştayın tespit
ettiği bütün bilgi ve belgeler 4483 sayılı soruşturma
bağlamında takibi devam eden süreçlerdir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mustafa Yaman neden
tutuklanmıyor?
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Şimdi, böyle bir
soruşturma süreci tamamlanmadan üzerinin kapatılması, dosya
tekemmül etmeden böyle bir yargısal süreci başlatmak elbette mümkün
değil.
MURAT SARISAÇ (Van) Aynısı kayyum atanan
belediye başkanları için geçerli değil mi?
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Önce süreç
tamamlanır, bütün tespitler yapılır ve haksızlık,
hukuksuzluk, milletimizin hakkına, hukukuna tecavüz eden
.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Çifte
hukuk derler buna.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Hukuk size var, bize yok mu
ya!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
ne kadar iş ve
eylem varsa tespit edildikten sonra bu çalışmalar yine
yargının huzuruna çıkartılır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tespih etmişler, tespih.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Tespihler nerede?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Tespihler
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Tespit değil
tespih.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Tespih var ortada, tespih ya!
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Özetle ifade ediyorum:
İlgili Mustafa Yaman hakkında hem 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
çerçevesinde
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Yolsuzluğa batmışsınız,
batmışsınız.
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
hem de kendi
kurumundaki disiplin soruşması devam etmektedir. Her iki
soruşturmanın da AK PARTİ Grubu olarak takipçisiyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Mustafa Yamanı
tutuklayın, Mustafa Yamanı tutuklayın.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - AK PARTİ Grubuna
yapılan haksız iftiraları da reddediyoruz, iade ediyoruz, özür dilemeye
davet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ne özrü ya?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Soruşturma devam
ediyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tespih nerede,
tespih? Tespihi tespit edemeyen neyi tespit edecek?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Onun hesabını
nasıl olsa soracağız, hiç merak etmeyin. Nasıl
sorulduğunu göstereceğiz, hesap soramayanlara da örnek olacak.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ne zaman?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın
Başkanım, sataşmadan
BAŞKAN Sataşma yok Sayın
Beştaş, sataşma yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sataşma
var Başkanım.
BAŞKAN Var mı yeni bir şey
Sayın Başkan?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Yeni bir
şey söyleyeceğim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
31.-
Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu ne
pişkinlik ya, gerçekten bu ne pişkinlik?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
lütfen... Meclisin mehabetine uygun konuşsun. Ne demek Pişkinlik?
Sen hakaret ediyorsun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Elimizde
yüzlerce fatura var, yüzlerce yolsuzluk dosyası var, çıkıp bize
Özür dileyin. diyor. 48 belediyeye kayyum atamış, 48 belediyede
halk iradesini çalmış, belediye başkanlarımızı
tutuklamış, çıkmış Özür dileyin. diyor. Böyle bir
pişkinlik, böyle bir yüzsüzlük olamaz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başka bir şey
söylüyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Şimdi,
2018 yılında Sayıştay raporlarında 13 belediyeye dair
-3 tanesi büyükşehir belediyesi- 196 tane usulsüzlük tespit edilmiş.
Ben anlatsam saatler lazım. Ya, Mustafa Yaman hırsızı
mezarlığı bile imara açtı ya, mezarlığı
imara açtı, var mı ötesi? Şimdi, çok güzel bir şey söyledi,
o bölümüne katılıyorum, diyor ki: Önce tespit edilecek,
araştırılacak, deliller sonra
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bitti, bitiyor merak
etme, o işin garantisi biziz, takip edeceğiz, hesabını
soracağız, adam sallandırmak nasılmış
göstereceğiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ha,
kayyum atarken delil araştırılmıyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
kayyum
atarken 1 Nisanda Ahmet Türk ve Selçuk Mızraklı için yazı
yazılıyor ama Mustafa Yaman'a soruşturma izni için delil aranıyor,
öyle mi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Evet hesap sormak
denir buna.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayıştay
raporlarından ve resmî faturalardan daha büyük delil mi olur? Süleyman
Soylu eğer Mustafa Yaman'ı ve hırsızları korumuyorsa,
bugün alsın görevden ve tutuklansın. Bundan büyük suç mu var?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
kayıtlara geçmesi için
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Tespih
nerede, tespih?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakınız,
şu anda, Süleyman Soylu Bakanımız, diğer herhangi bir
bakanımız, herhangi bir kamu görevlisi, AK PARTİ
teşkilatı, asla ve asla yanlış yapanı,
haksızlık yapanı koruma durumunda değildir. (CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tövbe!
Haşa!
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Koruyorsunuz, koruyorsunuz ya;
Mustafa Yaman tutuklansın, inanalım size ya.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Müsaade edin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Koruyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hayır, bunun
hesabı soruluyor.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Çaldıkları paraları verip, tahliye oluyorlar ya.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ve hatta büyükelçi yapıyorlar.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Şu anda, benim
biraz önce kürsüden verdiğim bilgi, 4483 sayılı Yasaya dayanan
ve yine kendi kurumun disiplin soruşturma süreci Bakanlıktan alınan
bilgidir, Bakanlığın takibinde olunan soruşturma
süreçleridir. Bu anlamda hesap sorulmaya devam edecektir, biz de bunun
garantisini milletimize bugüne kadar nasıl vermişsek, yine veriyoruz.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Tespih
nerede? Tespihler nerede, tespihler?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, DEDAŞ Bölge Müdürü bile söz konusu yolsuzluklardan
tutuklandı. Sayıştay raporlarında yarım katrilyon
paranın -yolsuzluk konusunda- hayalî ihaleyle ele geçirildiği
ifadeleri var. Dedim ya, bu konuda elimizde şöyle dosyalar var. Yani,
yolsuzluk
Bırakın delil aramayı
BAŞKAN Tutanaklara geçmiştir efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, çok hayati bir konu; izninizle, bu kayıtlara
geçsin ve Türkiye halkı bu gerçekleri görsün. Kayyım demek Mustafa
Yamanlara hırsızlık yapması için yol açmaktır.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bir gramını
bile kaçırtmadan hepsini tespit edip, hesabını
soracağız. Merak etmeyin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kayyım demek belediye başkanlarını haksız yere
tutuklamaktır.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hepsinin
hesabını
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kayyım demek Kürt halkının iradesini gasbetmektir.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kim miskal miktarı
bir hata, yanlış yaparsa
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bunun
hesabını versinler. Mustafa Yamanın müdürleri tutuklanıyor
da, kendisi neden tutuklanmıyor?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
suç işlerse, bir
hatanın içerisinde olursa hesabını hukuk nezdinde
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hukuk
falan yok burada. Burada hukuk yok.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İdari kararlar
nezdinde hesabını sorduk, sormaya da devam edeceğiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hiçbir
hesap sorulmuyor ve hepsinin sırtı sıvazlanıyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu hataları
yapanları milletimizin huzuruna çıkartıp
BAŞKAN İzninizle oylamaya geçiyoruz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
yargılayacağız; bunun da teminatını veriyoruz. Hiç
kimse hukuktan kaçamaz.
VI.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Mardin Büyükşehir
Belediyesindeki kayyum yolsuzluklarının
araştırılması amacıyla 18/11/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Evet deyin, bu
araştırma önergesine evet deyin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam
evet deyin. Evet desinler araştırıyorlarsa.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hukuku ve
Anayasayı, yargıyı yok saymaya çalışanlar,
arkasından dolanmaya çalışanlar, bunun daim olacağını
zannediyorlar; buna müsaade etmeyeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır dediniz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hukuka herkes
saygı duyacak, hukuk önünde hesabını verecek. Bak, göreceksiniz.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Tespih
nerede?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ya evet deseydiniz, madem
cesaretiniz vardı evet deseydiniz.
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Öyle, hata
yapanların üstü nasıl örtülüyor, nasıl hesap soruluyor, biz
göstereceğiz. Hesabın üstünü örtenlerin kimler olduğunu çok iyi
biliyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Şu
anda Cahit Özkanın konuşması tamamen tutanaklar içindir ama
kayyumların hırsızlığını
saklayamıyorlar. Soruşturacağız. diyerek aslında bir
realiteyi kabul ediyorlar. Bu, hırsızlık yapılmış
demektir ama Biz soruşturamıyoruz. demektir.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sorumluların
üstünü örtenler kimler, hesap soranlar kimler; tarih gösterdi ve tarih
bunları göstermeye devam edecek.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Daha çok
bağırarak üstünü kapatamayacaksınız!
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Grup
Başkan Vekilinin hâli bu.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Üstünü
kapatamayacaksınız çok bağırarak!
BAŞKAN Devam mı edelim, ara mı
verelim sayın milletvekilleri? (Devam sesleri)
BAŞKAN Peki, o zaman izninizle devam edelim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.-
CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
Kapadokya Alan Başkanlığı sınırları
içerisinde bulunan turizm işletmeleri ile yerel esnafın
sorunlarının tespit edilerek bu sorunların çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/3805)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Kasım 2021
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
18/11/2021
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 18/11/2021 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Kapadokya Alan
Başkanlığı sınırları içerisinde bulunan
turizm işletmeleri ile yerel esnafın sorunlarının tespit
edilerek bu sorunların çözüm yollarının belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/3805) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun
18/11/2021 Perşembe günlü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Nevşehir Milletvekili
Sayın Faruk Sarıaslan.
Buyurunuz Sayın Sarıaslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Nevşehirimizin Kapadokya bölgesinin
sorunlarını dile getirmek üzere söz almış
bulunmaktayım.
Milletvekili seçileli üç yılı
aşkın bir süre geçti. Nevşehirin sorunlarını bu
kürsüden defalarca dile getirdiğim hâlde hiçbir sorununa çözüm
getirmediniz. Haksızlık yapmış olmayayım, Kozaklı
ilçemizin hastane sorununu dile getirmiştim, üç yıl sonra temelini
attınız, 1 kat çıktınız, bakalım ne zaman
bitireceksiniz; bu işin takipçisi olacağım.
Kozaklı-Kanlıca arasında 7
kilometrelik yolun 4 kilometresini yaptınız ama
yaptığınız yol altı ay sonra bozuldu, eskisinden daha
kötü oldu. İl Genel Meclisi Başkanını defalarca uyarmama rağmen
aklınca beni oyalamaya çalıştı. Müteahhidin teminatı
var, merak etmeyin Vekilim. derken öğrendim ki teminatın tamamı
60 bin TL, oysaki yolun yapımı için müteahhide ödenen 800 bin TL.
İl Genel Meclisinden pis kokular geliyor, takip ediyorum, gerekeni
yapacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın. Sayın Valimize
bu durumu ilettim, kendisi de bizzat giderek yerinde incelemelerde bulundu,
bozuk yolun yapımını teslim alan İl Genel Meclisi
yetkilileri hakkında soruşturma açılması, müteahhit
hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunma talimatı
verdi. Sayın Valimize buradan teşekkür ediyorum. 4 kilometrelik yolu
dahi yapmayı beceremeyen AKP zihniyetine -en hafif deyimiyle-
yazıklar olsun diyorum.
Avanos'un Kızılırmak üzerinde bulunan
tarihî köprüsünün acilen genişletilmesi gerekmektedir. Turistik bir bölge
olan Avanosumuzda köprüden geçmek için kuyruklar oluşmakta, trafik
tıkanmakta. Her altı ayda bir sorduğumda Proje tamam ama ödenek
yok. denilmekte. Her seçim döneminde Hacıbektaş, Derinkuyu ve
Acıgöl ilçemize doğal gaz getirileceği vaadinde bulundunuz ama
seçim sonrasında bunları unutup gittiniz. Derinkuyuyla
Nevşehir'in birçok yerinde tarım ürünlerinin sulama ihtiyacı
derin kuyulardan yapılmakta, bu da elektrik parası olarak yüklü
miktarda ödemelere neden olmaktadır. Çiftçilerimizi bu zor durumdan
kurtarmak için acilen güneş enerjisi sistemine geçilmesi gerekmektedir.
Nevşehir, patates üretim merkezi olmasına
rağmen bir cips fabrikası dahi kurmadınız;
bırakın fabrika kurmayı, şimdiye kadar Nevşehir'e bir
çivi dahi çakmadınız. Siz, vatandaşı aldatmaktan
usanmadınız ama vatandaş aldatılmaktan artık
usandı. Nevşehir merkezdeki sanayi bölgesinde ve Acıgöl Organize
Sanayi Bölgesi'nde doğal gaz yok. Her ilçeye doğal gaz götürdük.
diye övünen iktidarınız, nasıl oluyor da bir ilin sanayisine
doğal gaz götürememe acziyetine düşüyor? Doğal gazın
olmamasından dolayı yatırım yapılamıyor.
Dışarıdan fabrika kurmak için talepler var, Acıgöl
civarı müsait ama doğal gaz olmadığını
öğrenince yatırım yapmaktan vazgeçiyorlar.
İşsizliğin artarak devam ettiği ülkemizde Nevşehir'e
yatırım olarak bir çivi dahi çakmıyorsunuz. Sanayicilerimizin
önünü açın, doğal gazı getirin de onlar da yatırım
yapsın; yatırım genişlesin, istihdam sağlansın.
Her seçim döneminde Nevşehire hızlı
tren vaadinde bulunuyorsunuz ama unutuyorsunuz. Ortada proje dahi yok. Seçim yaklaşıyor,
buradan hatırlatayım, artık yalan söylemeyin.
Nevşehir merkezinde acilen çevre yoluna ihtiyaç
var. Ne zaman yapacaksanız? Neden yapmıyorsunuz?
Nevşehir-Aksaray arası 60 kilometrelik yol her yıl
yapılır, bozulur; mıcır dökersiniz, camlar patlar,
Sıcak asfalt yapacağız. dersiniz, her sene Neden
yapmıyorsunuz? diye sorduğumuzda Ödenek yok. diye cevap
verirsiniz.
Nevşehir ne yaptı size de hâlâ buraya bir
yatırım yapmıyorsunuz? Oysaki Nevşehir halkı size dolu
dolu oylar veriyor, her zaman yüzde 60ın, 70in üzerinde oy veriyor ama
unutmayın son döneminize geldiniz, Nevşehir halkından gerekli
dersi alacaksınız, sonunda da Dersimi Aldım da ediyor
türküsünü söyleye söyleye iktidardan gideceksiniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Nevşehir ve İç Anadoluda topraklar
yağmursuzluktan kuruyor. Acilen kapalı sistem sulamaya ihtiyaç var.
Yamula Barajında sular toplandı. Bu toplanan suları kapalı
sistem sulama kanallarıyla toprakla buluşturmak gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) İki
dakikanızı rica edeceğim Başkanım.
BAŞKAN Bir dakikayı verelim, ondan sonra
bakarız efendim.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Tamam, peki.
Her seçim döneminde bu vaatlerle geliyorsunuz ama
unutuyorsunuz. Eğer bu sulama projesini yaparsanız, Kozaklı,
Avanos, Gülşehir ve Kırşehirde tarımda verimlilik en az 3
kat artar.
Nevşehirde gençlerimizin uyuşturucu
bağımlılığı hızlı bir şekilde
artmaktadır. Bu konunun acilen çözüme kavuşturulması gerekir.
Emniyet Müdürünün çabaları ve polisiye tedbirlerle bu sorun tek
başına çözülemiyor.
Sayın milletvekilleri, biraz önce belediyelere
kayyum atanması, belediye başkanlarının görevlerinden
alınmasıyla ilgili bir tartışma oldu. Şimdi ben size
bir belge gösteriyorum burada, cam işleme atölyesi ekipmanları
alım teslimiyle ilgili ihale şartnamesi. Bu ihale şartnamesi
adrese teslim ihale şartnamesi.
Değerli milletvekilleri, Murano Adası diye
bir ada duydunuz mu, Murano Adası?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Ben
duymamıştım, duyanın da olduğunu sanmıyorum. Bu
ihalenin şartnamesini
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ben Man Adasını da bilmiyordum, bunlardan
öğrendim.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Tabii tabii, onlardan
yeni şeyler öğreniyoruz.
BAŞKAN Sayın Sarıaslan...
FARUK SARIASLAN (Devamla) Bir dakika daha rica
edebilir miyim? Bir dakika daha rica edeyim.
BAŞKAN Lütfen buyurunuz efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Adalarla ilgili çok
şey öğreniyoruz, adaları öğreniyoruz.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Bu şartnamedeki
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Adaları
seviyorlar!
FARUK SARIASLAN (Devamla) Diyor ki bu
şartnamede -uzun zaman yok, saymayayım- Alınacak malzeme Murano
Adasından ithal edilmiş olmalıdır. Bu belgeyi Grup
Başkan Vekiline sunacağım şimdi.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Bana ver, bana,
getir bana ver.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Ne kadar
ayıp ya!
FARUK SARIASLAN (Devamla) Buradan göndereyim sana.
Vereyim, vereyim, çok bende.
BAŞKAN Sayın Sarıaslan, siz Genel
Kurula hitap edin.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Usulde yokmuş,
göndereyim ben sana.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, verebilirsin,
usulde bu var. Ver, ver belki çekerler.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Buyur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Al çekti, harika
fotoğraf!
FARUK SARIASLAN (Devamla) Murano Adasından
alacaksınız. Şimdi bana bunu bir iş adamı
arkadaşımız göndermiş, bir yazı yazmış.
Zaman yok... AK PARTİliyim. diyor bu iş adamı. Belediye
Başkanına açtım
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Sayın Vekilim, dinlerseniz çok önemli, rica ediyorum.
Size de verir üç dakika.
Nevşehir Belediye Başkanına telefon
açtım, dedim ki: Başkanım, ben avukatım, hukukçuyum,
milletvekilinden önce vatanseverim, milliyetçiyim. Öyle laf olarak değil.
Böyle dedim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Bir dakika
daha verin Başkanım, bir dakika daha ne olur.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Başkanım, bir
dakika rica ediyorum, tutanaklara geçsin.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Çok güzel
konuşuyor vallahi, bir dakika daha Başkanım
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Bir dakika daha.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara)
Kırmayın, vallahi hepimiz merakla dinliyoruz.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Aradım Belediye
Başkanını, dedim ki: Sizi bir hukukçu kimliğimle arıyorum,
milletvekilliğimin dışında. Böyle bir şartname
nasıl hazırlarsınız; utanmıyor musunuz,
sıkılmıyor musunuz! Vekilim, benim haberim yok, derhâl
getirtiyorum. dedi. On beş dakika sonra beni aradı, Çok özür
diliyorum, benim haberim olmadan böyle bir şartname
hazırlanmış. dedi. Peki, bu şartnameyi hazırlayanlar
hakkında bir soruşturma açacak mısın? dedim. Derhâl
gerekeni yapacağım. dedi. İnanın, soruşturma
açsaydı bu kürsüye gelip bunu söylemeyecektim. Çok utanılacak bir
durum, yüz kızartıcı bir durum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Milliyetçilik, muhafazakârlık
lafla olmaz, eylemle olur. Bu iş adamının yazdığı
yazıyı da size vereceğim Sayın Milletvekili.
Utandım. diyor, AK PARTİli olarak utandım. diyor. Bunun
hesabını, unutmayın, mutlaka ama mutlaka soracağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Zaman yakın; bu
millet size haddinizi de bildirecek, hesabını da soracak.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Aksaray Milletvekili Sayın Ayhan Erel.
Buyurunuz Sayın Erel. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisinin grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugünkü Kapadokya bölgesi; Nevşehir, Aksaray,
Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı
alandır. Dar bir alan olarak da Kayalık Kapadokya bölgesi, Uçhisar,
Ürgüp, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Aksaray, Ihlara ve çevresinden
oluşmaktadır. Kapadokya bölgesi, kültür turizmi yapan doğa
harikası bir bölgedir. Gelen konukların yüzde 70i kültür seviyesi ve
gelir seviyesi olarak çok üst seviyede insanlardan oluşmaktadır.
Böyle bir kesime ve potansiyele Türk sanatından ve kültüründen faaliyetler
sunulmamakta ve dönemsel yapılan bir faaliyet takvimine
bağlanmadığından, tanıtımı
yapılmadığından çok fazla bir kesime ulaşmakta
sıkıntı çekilmektedir. Bu tür faaliyetler festivaller
havasında belediyeler tarafından yapılmakta ancak uluslararası
nitelik kazanmamaktadır. Tıpkı Antalya Aspendosta olduğu
gibi sanatsal faaliyetler için zemin, mekân ve tarihleri sabitlenecek
organizasyonlar yapılmalıdır.
Kapadokya bölgesinin en büyük özelliği
kendisine has taş mimarisi, görsel cazibesi ki doğanın kendisi
bile bu taşları işleyerek peribacalarını
oluşturmuştur. Çevresiyle uyum göstermeyen tesisler bölge turizmine
katkı sağlamak yerine, görsel çirkinliklere yol açmaktadır.
Üstelik yerel yönetimlerce meskenlerin bulunduğu bölgeye ve dokuya uygun
olmayan çok çirkin yapılaşmaların da önü açılmaktadır.
Kapadokya bölgesi içinde özellikle ören yerlerinin olduğu, konaklamanın
fazla olduğu bölge ve beldelerde tüm meskenler ve tesisler bölge
taşıyla yapılmalıdır. Önceden
yapılmışlar ise bu taşlarla doğaya ve bölgeye uyumlu
hâle getirilmelidir.
Genel olarak sorunlara
baktığımızda, konaklama yerlerinin çok olduğu hâlde
konaklama gün sayısının az olması. Bunun önüne geçmek için
de kongre turizmi, sağlık turizmi gibi etkinliklerin bu bölgede
yapılması gerekmektedir. Kültür, sanat
tanıtımının eksikliği
Misafirlerin Kapadokyaya
geliş sebeplerinden en önemlisi burada icra edilen sanattır.
Halkın hem geçim kaynağı olmuş hem de kültürel bir
değer olan sanatın yeterli, gerekli şekilde
tanıtılmaması sıkıntıya yol açmaktadır. Ara
yolların bozuk olması kalabalık zamanlarda çevreye
sıkıntı vermekte, yine yaz aylarında çok kalabalık
olmasından dolayı açık alanlarda tuvalet bulunmaması
diğer bir sıkıntıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
AYHAN EREL (Devamla) Yine, gezi
haritasının güncellenmemesi, haritaların eski yollara göre
düzenlenmiş olması yoğunluğu belli yerlere çekmekte ve bu
da sıkıntılara sebep olmaktadır.
Yine, vadi girişleri ücretli. Mesela Ihlarada
bir kişiden 55 lira alınmaktadır, 4 kişilik bir aile 4 kere
bir ören yerine girmiş olsa yaklaşık 800-900 lira sadece buraya
giriş ücreti ödemektedir ki günümüz şartlarında bu bedel oldukça
yüksektir.
İşin acı tarafı da buradan elde
edilen para maalesef bölgeye harcanmamakta, Kültür ve Turizm
Bakanlığının kendi bütçesine aktarılmaktadır. Bu
yörede yaşayan insanlar Buradan kazandığınız
parayı bu bölgeye ayırın. demektedir. Gerçi Nevşehirde
Kapadokya alan yönetimi yapıldı, umarız ki bu para burada
harcanır.
Biz Aksaraylılar olarak da Ihlara alan
yönetiminin bir an önce faaliyete geçmesini talep ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Murat Çepni.
Buyurunuz Sayın Çepni. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız,
Kapadokya 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür
Mirası Listesine -5 kritere uyarak- kabul edilmiş. Kapadokya, son
derece korunması gereken bir alan. Peribacaları oluşumları,
şarap mahzenleri, muhteşem vadileri, volkanik yapıda elde edilen
yumuşak, kolayca işlenebilen taşlar. Velhasıl bölge, son derece
hassas ve korunmaya ihtiyacı olan bir alan. Yani Kapadokya söz konusu
olduğunda burayı nasıl koruyacağımızı özel
olarak tartışmamız lazım.
Şimdi, İç Anadolu Çevre Platformu
(İÇAÇEP) Kapadokyanın kayaları, altından daha
değerlidir. diye açıklama yapıyor, uyarı yapıyor.
Yine, burada, karşımıza Kanadalı maden şirketleri
geliyor. Bu Kanadalı altın madeni şirketinin Kapadokyada maden
projesi var fakat daha sonrasında, halkın tepkisi sonucunda rezerv
düşük diyerek projeden vazgeçiyor. Aslında halkın tepkisi
sonucunda buradan bu şirket çekilmek zorunda kalıyor. Ancak yine
burada altın madeni projeleri var. Burada da karşımıza yine
-herkesin çok iyi bildiği- Koza Madencilik çıkıyor. Bunun
dışında da yine bu alan 1.300 hektarlık bir ruhsat
sahasına sahip yani burası da diğer şehirlerde olduğu
gibi bir maden sahasına dönüştürülmüş bir bölge.
Yine, burada çalışmakta olan taş
ocakları var, yine bims ocakları var. Ayrıca jeotermal sondaj
ruhsatlarıyla tüm bölge delik deşik edilmiş durumda. Burası
toprak fakiri bir coğrafya, verimli tarım arazilerine GES santralleri
kuruluyor. Yine yanlış ürün teşvikleri nedeniyle de su
kaynakları ve kuyuları hızla kuruyor Kapadokyanın. Yine
HESler burada da karşımıza çıkıyor ve bu HESler,
yapılan yaygınca HESler Kızılırmakın
akış rejimini bozuyor, değiştiriyor ve balık
çeşitliliğini son derece zayıflatıyor. Yine Kapadokya
dediğimizde aklımıza ne geliyor? Peribacalarının
arasına dikilen 4 katlı beton yığını geliyor ve
sonradan tepkilerle burası, bu inşaat durduruluyor. Fakat, yine
burada bu bina dâhil olmak üzere 378 tane binanın yıkım
kararı var fakat bu bölgede yine kaçak yapılaşma sürüyor.
Evet, buradan Kapadokyayla ilgili
yapacağımız çağrı şudur: Kapadokya, Hasankeyf
olmasın ve burada vahşi bir turizme
Kapadokya gibi uluslararası
anlamda çok korunması gereken bir alan korunmalıdır ve bu konuda
AKP beton ekonomisine burası heba edilmemelidir diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Nevşehir Milletvekili Sayın Mustafa Açıkgöz.
Buyurunuz Sayın Açıkgöz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA AÇIKGÖZ
(Nevşehir) Sayın Başkanım, çok Kıymetli Divan,
değerli milletvekili arkadaşlarım ve aziz milletim; hepinizi
saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum, hürmet ediyorum efendim.
Tabii, aslında Kapadokyayla ilgili güzel bir
konuşma hazırlamıştık yani gerçekten dünyada eşi
benzeri olmayan doğal güzellikleriyle, kültürüyle, balonuyla, sıcak
hava balonlarıyla, açık hava müzesiyle, peribacasıyla
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Ihlara Vadisiyle
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla)
Ihlarasıyla, her
şeyiyle -tabii, yetmiyor, daha bitmedi- Kozaklısıyla,
Gülşehiriyle, Avanosuyla, Ürgüpüyle, Derinkuyusuyla, Acıgölüyle
ve dünyanın çok ihtiyacı olduğu sevgi ve barış timsali
Hacı Bektaş Pir hazretlerinin memleketi, Hacı Bektaş Veli
hazretleri ile Kapadokyanın merkezi, Kapadokyanın başkenti
Nevşehirden bahsedecektik ama tabii, sayın vekilimiz konuyu biraz
daha başka yere çekti. Aslında çok üzüldüm, şöyle üzüldüm:
Sayın vekilimiz, tabii, Nevşehire biraz uzak kendisi, yıllarca
dışarıda oldu, Nevşehirin havasından suyundan,
toprağından taşından bihaber olduğu için
En basiti 2
tane cips fabrikası var. Tavsiye ediyorum, biri Gülşehirde, biri
Acıgölde, onları gezebilir. Hem parmak cips hem de dondurulmuş
parmak
Diğer taraftan, Avanos Köprüsüyle ilgili,
geçen dönemki CHP Belediye Başkanının tavır ve
davranışlarını kendisi aslında daha da iyi biliyordur,
niye yapılmadığını, onu görebiliriz.
Tabii, Nevşehir-Aksaray sıcak asfaltıyla
ilgili çok mücadele edildiğini ve yapılmaya
başlandığını da biliyoruz.
Kozaklı Hastanesi dedi. Kozaklı
Hastanesi sürekli planımızda ama yine belediye
başkanlarının tutumundan dolayı gündemimize yeni girebildi
ve yapıyoruz.
Bahsettiği yol
Tabii aslında
Nevşehirin köylerini gezmediği için yer altındaki, yer
üstündeki parke taşıyla, suyuyla, her şeyiyle
tamamladığımız, ayrım etmediğimiz bir köy.
Bahsettiği yüz yoldan bir tanesi de müteahhidin hatasından
kaynaklanan bir yol. Sadece belki yüz tane yol yapmışızdır,
Tabii üzüldük, böyle bir konuşmayı
dinlemeye de üzüldük. Tekrar söylüyorum, Sayın Vekilimiz, özellikle
şunu söylemek istiyorum: Özel İdaremiz son yıllardaki en
başarılı, en aktif dönemini yaşıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Hatip.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Sayın
Başkanım, üç, dört, beş, altı; Allah ne verdiyse
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Şimdi, Belediye
Başkanımızla ilgili de verdiği şartname gerçekten
sehven yapılmış ve hatta Belediye Başkanımız
telefon etmiş ama maalesef, kendisi burada liderinin tavrını
takınarak, yine yalan söyleyerek soruşturma açılmayacağını,
teşekkür ettiğini
Biraz önce konuştum, Belediye
Başkanım da teşekkür ettiğini, sehven
yapıldığını, ilgili hakkında soruşturma
başlatıldığını ama yeni bir atölye
açılırken malzeme ürünlerinin yanlışlıkla, sehven
yazıldığından bahsetti ve ihale yapılmadı.
Bir de şunu söyleyeceğim: Nevşehir
Belediyemizin -açık ihaleyle- her ihalesine 26-27 tane firma
başvuruyor. Şeffaf olmayan, güvenilir olmayan bir belediyeye bu kadar
firma başvurmaz. Müfterinin bir tane olayı da burada getirip
konuşması bizi çok üzdü. Ben size Kapadokyanın güzelliklerini
anlatacaktım, Kapadokyanın devasa işlerini anlatacaktım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Aslında
Kapadokyanın daha yürüdüğünü, emeklediğini, daha çok büyük
işlerimizin olduğunu, Kapadokyanın da aslında Türk ekonomisinin
ve Türk turizminin lokomotifi olduğunu, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Alan Başkanı
ile Nevşehirli hemşehrilerimizle beraber Allahın izniyle
dünyanın en güzel yerini, Kapadokyayı daha da büyütüp
genişleteceğimizi burada duyuracaktık ama
Herkesi davet
ediyoruz, defaaten söyledik, bir daha söylüyoruz, bütün vekillerimizi davet
ediyoruz, Kapadokyaya herkesi bekliyoruz.
Sayın Vekilimi de tekrar
görüştüreceğiz. İnşallah burada konuları
Şehre
uzak, şehirden çok beri olduğunu, şehirde dolaşmadığını
ve köyleri dolaşmadığını bildiği için bu konuda
geliyor.
Ben son bir söz söylemek istiyorum. Tabii,
aslında birçok konu vardı ama hepsi kaldı. Son bir söz; zalimi
ve zulmedeni affetmek, helalleşmek hem mazluma hem de mağdura büyük
bir ihanettir ve haksızlıktır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Başkanım
Sen oralara, Nevşehire gitmiyorsun, Nevşehiri
tanımıyorsun. dedi.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Bu, benim kendi
görüşüm.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) 69a göre
arkadaşa bir cevap vereyim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.-
Nevşehir Milletvekili Faruk
Sarıaslanın, Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgözün CHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Değerli
milletvekili arkadaşlarım; bir milletvekili arkadaşımla,
aynı yöreden milletvekili arkadaşımla tartışmayı
sevmem ama yarın, randevu veriyorum, mertsen, yarın öğleden
sonra Nevşehiri köy köy beraber dolaşalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir)
Dolaşalım, tamam.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Hangimiz köylere
gidiyoruz, hangimiz köylere gitmiyoruz, hep beraber görelim.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Bir yaz boyunca
köydeydim.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Şimdi, bakın,
ben size bir şey okuyacağım. Bunu bana gönderen iş
adamının -ismini vermeyeyim, adama çökersiniz- bir
yazısını okuyorum size: Belediye yetkilileriyle görüştüm, hepsi
Haklısınız ama yukarıdan geldi, yapacak bir şey yok.
dediler. diyor.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ya, yalan, vallaha
yalan!
FARUK SARIASLAN (Devamla) Bu iş
adamının adı var, adresi var, T.C. kimlik numarası var.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ya, Sayın
Başkanım, bu konu
FARUK SARIASLAN (Devamla) Şimdi, bana diyor
ki: Sen Nevşehire gitmedin, Nevşehiri bilmiyorsun. Nevşehir
halkı biliyor. 60 kilometrelik bir yol var Aksaray ile Nevşehir
arasında, mübalağa etmiyorum -87den beri ben Nevşehirde
politika yapıyorum, milletvekili adayıyım 87den beri- her sene
yapılır, bozulur; her sene yapılır, bozulur.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir)
Başladığını görmedin mi?
FARUK SARIASLAN (Devamla) Nevşehirde
artık mış miş politikası yok,
Yapacağız... Üç ay önce, altı ay önce burada konuştum
Doğal gazı getireceğiz. dediniz, yok. Yolu yapacağız.
dediniz, yok.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Her şeyden
bihabersin, yol başladı, haberin yok.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Haberim var.
2,5 kilometreyle ilgili ödenek verildi. dedi, Vali
söyledi, Vali 2,5 kilometreyle ilgili.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ne alakası
var?
FARUK SARIASLAN (Devamla) Geriye kalanın
nerede ödeneği, gösterin bana.
Bak, bir şey daha söyleyeyim, yarın
konuşacağım turizmde: Siz, Kapadokya alanının
genişliği ile Çanakkale alanının genişliğini kıyaslayın
oraya yapılmasın demiyorum- Çanakkale alanına 200 küsur milyon
lira bütçeden ayrılan para var, Kapadokyaya ayrılan 35 milyon! Yani
neredeyse onda 1i kadar.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Altıda 1i.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Alan olarak da Kapadokya
alan bölgesi, Çanakkalenin 10 katı büyüklüğünde. Nevşehir
halkı ne yapsın ya size? Oy diyorsunuz, oy veriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Milletvekili
diyorsunuz, milletvekili veriyor. Artık bitti o devir. Bundan sonra,
muhalefet milletvekili var, Cumhuriyet Halk Partisi var.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yarın 14.30da
buluşun, gidin ya beraber.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz yerinizden Sayın
Açıkgöz.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
32.-
Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgözün,
Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sayın
Başkanım, Sayın Vekilimin davetine icabet etmek istiyorum ve
beraber gezelim. Kendi kaç köy gezdi, kaç yere gitti? Kozaklıdan
başka bir yere gidemez, gitmemiştir zaten. (CHP
sıralarından gürültüler)
Bir de gerçekten, bihaber Nevşehirden. Yol
başladı yani bahsettiği yol başladı, hastane
yapılıyor, doğal gaz, söylediğim gibi, geliyor ama kendisi
Tamam, beraber çalışalım, alan
başkanlığımızı büyütelim, onları
yapalım. Ama burada haksızca, yalana sarılarak bir şehri
küçük düşürmek gerçekten yakışmıyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yarın gidin
beraber.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Gerçekten,
Belediye Başkanına gidip konuyu anlattık. İş
adamı
Yani böyle bir üslup olabilir mi? Belediye Başkanını
aramışlar, belediyeden, üstten talimat geliyormuş! Her şey
yalan, her şeyiniz yalan, her şeyiniz yalan arkadaşlar ya.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir)
Başkanım, yalan diyor, yalana cevap vereceğim.
BAŞKAN Yerinizden efendim, yerinizden bir
dakika.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir)
Başkanım, yalan diyor
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama Sayın
Başkanım, yalan diyor.
BAŞKAN Yerinizden bir dakika söz vereyim,
bitsin bu.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Yahu, yalan
diyor Başkanım, yalan diyor, iftira atıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
özür dilerim de bakın, İç Tüzük 69, Her şeyin yalan,
tamamı yalan; yalancısın. lafında kullanılmayacaksa
nerede kullanılacak?
BAŞKAN Sayın Başkan,
kullandık, aynı konuyla ilgili...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) E, bir daha dedi efendim, bir
daha dedi.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Ben ona yalan
demedim dikkat ederseniz, hiç yalan lafını kullanmadım, iftira
atmadım. Mesela; Twitterdan iftiralara cevap verir...
BAŞKAN Hayır, hayır; biz aynı
konudan, sataşmadan dolayı söz verdik.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Efendim, Sayın
Başkanım, iyi niyetinizi suistimal ediyor.
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Okuyayım
mı biraz daha?
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Okuyun.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Yalan dedikçe
okuyacağım.
BAŞKAN Lütfen, lütfen Genel Kurula hitap
edin. Bakınız Sayın Hatip...
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.-
Nevşehir Milletvekili Faruk
Sarıaslanın, Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgözün
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Minör bir Kanada
firmasının modelidir. Yerli ve millîye bak! Ford Mondeo misali,
Ford marka misali. Ford Mondeo model ise Nortel markadır. Minör
Şalümo seti...
ŞAHİN TİN (Denizli) Türkçe yok mu?
FARUK SARIASLAN (Devamla) Sizin belediyenin
yazdığı şartname; firmanın cevabı, onu okuyorum.
Yalana bak, yalana, yalana! 400ü aşkın
ev aletleri ve makine üreticisiyiz ve tek yerli üreticiyiz, yerli! Ey yerli ve
millîler! Çinde yapılan akıl almaz ithalat yüzünden Türkiye içinde
zaten ürün satamıyoruz lakin üretimimizin yüzde 96sını
gelişmiş ülkelerin sınıfına giren ülkelere ihraç
ediyoruz. Bu şartlar altında, Türkiyede bir belediyenin,
markası, menşesini belirterek hatta ülkenin hangi adasından
ithal edilmesi gerektiğini yazarak bir ihale şartnamesi
hazırlaması benim içimi acıtıyor. diyor iş
adamı. Sizin içinizi acıtmıyor mu AK PARTİli değerli
kardeşlerim? (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sayın
Başkanım...
FARUK SARIASLAN (Devamla) Vicdana davet ediyorum,
vicdana; akıldan vazgeçtim.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sayın
Başkanım, ihale olmamış, ihale yapılmamış,
iş adamının kim olduğu belli değil.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Suça
teşebbüs, ceza hukukunda karşılığı var.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Belediye
Başkanımızın açıklamasında sehven
yapıldığı ortadadır. Dolayısıyla,
olmamış bir konu hakkında tekrar tekrar konuşmanın
manası yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Türkiye'yi
bitirdiniz, yeter ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kayıtlara geçti.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) - Gerçekten bu
konuyu temcit pilavı gibi sürekli anlatması da anlamsız.
İhale yok, sehven yapıldığını ve şartnamenin
düzeltildiğini açıkladık. Belediyemizin de bütün ihalelerinin
açık yapıldığını ve firmaların
başvurduğunu biliyoruz. Yani iş adamının kim
olduğunu gerçekten merak ediyorum, ben de arkadaşı aramak
istiyorum bana telefonunu verirse.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ya, Sayın
Açıkgöz
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Buyurunuz efendim.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Öyle bir
şeyin olmadığını da adım gibi biliyorum efendim.
Herhâlde bürosunda yazdı, iş adamı diye de
arkadaşımız bahsediyor. Böyle bir şahıs kesinlikle
yok.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Ya, yine söz
hakkı doğuyor. Yine konuşuyorsun. Adres var, adres.
Savcılık
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika, müsaade et.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım,
AK PARTİ Türkiye'yi bitirdi. Zaten suçluluk telaşı içine
girmişler. Yeter artık!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
33.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Nevşehir
Milletvekili Mustafa Açıkgözün CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
hatip meslektaşımdır, bir meslektaşımın;
milletvekilidir, milletin bir vekilinin bu hâle düşmesini gerçekten
istemem ama soran bütün gruplara verdi, kişinin cep telefonu var,
savcılık istediği anda tanıklık yapabilecek durumda.
Şöyle bir erdem gösterdi: Belediye Başkanınıza bu ihaleden
ben haber verdim. dedi. Belediye Başkanı önce Haberim yok. dedi,
sonra görünce, ihaleyi iptal etti. dedi. Belediye Başkanı hayatta, 2
vekil hayatta. Eğer soruşturma açsaydı bunu söylemeyecektim ama
soruşturma açmadı. dedi. İhbarda da yukarıdan talimat
geldiği söyleniyor. Türkiyedeki bir belediye, Murano Adasından
ithal edilmiş şartlı, adrese teslim ihaleye
kalkışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Muhalefet vekilinin
zamanında müdahalesi ve bir kamu görevlisine yakışır
şekilde çıkıp da Belediye Başkanıyla ilgili itham
yerine, önce kendisine Senin bundan haberin var mı? diyor. Böyle bir
rezaletin ortaya çıkmasına yaptığı katkıdan
dolayı mevkisine, makamına, yaşına, tecrübesine hürmeten
teşekkür etmeniz gerekirken Bence kendi bürosunda
yazmıştır o mektubu. gibi bir iftirayı gerçekten size
yakıştıramadığımı ifade ediyorum. Bundan
sonra söz bitti, takdir milletindir. (CHP sıralarından
alkışlar)
VI.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
Kapadokya Alan Başkanlığı sınırları
içerisinde bulunan turizm işletmeleri ile yerel esnafın sorunlarının
tespit edilerek bu sorunların çözüm yollarının belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/3805) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 18 Kasım 2021 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Oylamaya geçiyoruz.
Cumhuriyet Halk Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.47
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.02
BAŞKAN: Başkan
Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 21inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
60a göre söz talepleri var, onları
karşılayacağım.
Sayın Cengiz Gökçel
Sayın İrfan Kaplan
Sayın Burcu Köksal, buyurunuz efendim.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
34.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın,
Kısrakdere kömürünün bayilere verilmeyip el altından aracılara
satıldığı iddiasına ilişkin
açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Kömür fiyatları aldı
başını, gidiyor. Bayiler Kısrakdere kömürünün ocaktan
kendilerine Yok. denilerek verilmediğini ancak bazı yandaş
tüccarlara bin liradan verildiğini ve kendilerinin bu tüccarlardan 1.700
liraya almak zorunda bırakıldığını ve
Kısrakdere kömürünü 2 bin liradan aşağı
satamadıklarını iddia ediyorlar. Bayiler eğer ocaktan
kendilerine bin liradan kömür verilirse vatandaşa 1.300 liradan
satmayı taahhüt edeceklerini söylüyorlar.
Bayilere Kömür yok. deyip kömürün el altından
aracılara satıldığı ve bu şekilde,
aracıların zenginleştiği iddiası doğru mudur?
Doğru ise kara kışta geçim sıkıntısı çeken
vatandaşa destek olmanız gerekirken bu şekilde yaparak niçin
köstek oluyorsunuz? AKP bir kez olsun niçin vatandaşı
düşünmüyor?
BAŞKAN Sayın Filiz
35.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin,
Gaziantepte yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin
açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Psikopat bir cani tarafından öldürülen henüz
ömrünün baharındaki Başak Cengizin acısını yaşarken,
dün Gaziantepte 40 yaşlarındaki genç bir kadının
boğazı kesilip, bıçaklanmış kanlar içindeki
cansız bedeni, boş bir arazide bulundu. İki gün önce
Oğuzeli ilçemizde, on yıldır evli olan ve eşinden
boşanmak isteyen bir kadın daha eşi tarafından çocuklarının
gözü önünde katledildi. Allahtan rahmet diliyorum, kederli ailelerine,
annelerine sabırlar diliyorum. Canileri de şiddetle lanetliyorum.
İstanbul Sözleşmesinden imzanın
çekilmesinden sonra cinayetlerin artması tesadüf değildir. Toplumda
en büyük yara hâline gelen kadına uygulanan şiddetin hiçbir
haklı tarafı yoktur, olamaz. Kadınları korumayan,
savunmasız bırakan zihniyetleri de kınıyorum.
Kadınların istihdamının ve girişimciliğinin
artırılması, sosyal ve aile yapımızın
korunması konusunda Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının dikkatini çekiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
36.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, TSK ve MİTin Irakın kuzeyindeki Hakurk
bölgesinde gerçekleştirdiği operasyona ilişkin
açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile Millî
İstihbarat Teşkilatının koordineli çalışması
sonucu Irakın kuzeyindeki Hakurk bölgesinde tespit edilen 5 PKKlı
terörist SİHAlarımızın düzenlediği operasyonla
etkisiz hâle getirildi. Etkisiz hâle getirilen teröristler arasında terör
örgütü PKKnın kurucularından Fuat kod adlı Ali Haydar
Kaytanda yer almaktadır. Türkiye'nin millî güvenliği
açısından güçlü bir irade beyanı olan tezkereye hayır
diyenlere şimdi sormak lazım: Tezkeremiz olmasaydı bu
operasyonları nasıl gerçekleştirecektik? PKK/YPGnin Irakta ve
Suriyede saklanan elebaşlarını ve teröristlerin
tamamını etkisiz hâle getirene kadar operasyonlarımız
sürecektir. Terör örgütünün bu önemli elebaşının etkisiz hâle
getirilmesinde görev alan istihbaratçılarımız ve askerlerimizi
tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum. Bu ülkeye ihanet
eden, kurşun sıkan, herhangi bir insanımıza zarar veren,
hele hele vatanımızın bütünlüğüne, milletimizin birliğine,
devletimizin bekasına tehdit oluşturan herkesi aynı
akıbetin beklediğini hatırlatıyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özer
37.-
Antalya Milletvekili Aydın Özerin, Tarım
ve Orman Bakanlığından üst düzey bürokratların rüşvet
aldığına ilişkin iddialara ilişkin
açıklaması
AYDIN ÖZER (Antalya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tarım ve Orman Bakanlığından üst
düzey bürokratların hayvan ithalatında 120 bin dolarlık
rüşvet aldığı iddialarına yanıt beklerken bir
vatandaş arayıp Benden de rüşvet aldılar. dedi. Sadece
100 bin lira ama vatandaşım için 100 bin dolar değerinde.
Hikâyesi şöyle: Vatandaşımız işsiz. Bir sendika, Orman
Genel Müdürlüğüne iş başvurusu yapmasını
sağlıyor. Kadrolu statüde işe alım yazısı
kısa sürede çıkıyor ama sonra yine sessizlik çöküyor. Ne oldu
derken 100 bin lira ver, işe başla. haberi geliyor. Vatandaş
garantili işi olsun diye borç harç parayı tamamlıyor. Islak
imzalı yazışmalar, senetler derken günler geçiyor; iş
olmuyor, detay çok. Konu şimdi savcılıkta.
Sayın Bakana soruyoruz:
Bakanlığınızda iş sözüyle rüşvet
alındığı iddiaları doğru mudur?
Bakanlığınızda taban fiyat üst düzey rüşvetçiler için
100 bin dolar, alt düzey için 100 bin lira mıdır?
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kemalbay Pekgözegü
38.-
İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay
Pekgözegünün, Hükûmetin ILO C190 Sözleşmesini onaylaması
gerektiğine ilişkin açıklaması
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Çalışma yaşamında şiddet ve
tacize ilişkin ilk uluslararası sözleşme olan ILO C190 bu
yıl yürürlüğe girdi ancak Türkiye, ILO C190ı hâlâ
onaylamış değil. Kadın örgütlerinin ve sendikaların
talebi, ILO C190ın onaylanması, yasal düzenlemelerin yapılması
ve uygulanmasıdır. Pandemi, şiddetten ve tacizden arınmış
bir çalışma yaşamına ihtiyacın
yakıcılığını daha fazla ortaya koymaktadır.
Hükûmetin, çalışma yaşamında şiddet ve tacize
karşı, ILO C190 Sözleşmesini onaylaması için harekete
geçmesi gerekmektedir.
BAŞKAN Sayın Tığlı
39.-
Giresun Milletvekili Necati
Tığlının, iktidarın KOBİleri kurtaracak
ekonomik bir paket açıklaması gerektiğine ilişkin
açıklaması
NECATİ TIĞLI (Giresun) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Merkez Bankası, bugün aldığı
kararla Türk lirasını yine çukura, döviz kurlarını
arşa çıkarttı. Esnaf ve KOBİler artık borç yükünü
kaldıramıyor, işletmelerin de büyük bir kısmı
bankalara borçlu, her ay binlerce iş yeri kapanıyor. Ekim ayında
2.157 kişi esnaf ve sanatkârlığı bıraktı.
Aynı esnafın kapattığı iş yeri sayısı
835. KOBİ'lerin bankalara olan borcu 993 milyar lirayı
aştı, bankalara kredi borcu olan KOBİ'lerin sayısı 4
milyon 311 bin kişiye ulaştı. KOBİ'lerimiz batıyor,
iktidar ise bu duruma sadece seyirci kalıyor. 5li çeteye milyarlar
aktaran, vergi borçlarını silen iktidar, uyguladığı yanlış
para politikalarıyla KOBİlerin borçlarını her geçen gün
katlıyor. İktidar, bu duruma acil müdahale etmeli, ihaleler
yağdırarak yandaşlarını zengin etmek yerine yüzünü
küçük ve orta ölçekli işletmelerimize dönmeli ve onları kurtaracak
ekonomik bir paket açıklamalıdır ya da çok ivedi şekilde
erken seçim kararı almalıdır.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Özkan
40.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Türkiyenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde
büyük başarılara imza attığına ilişkin
açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde ekonomide, eğitimde, savunmada,
enerjide, sağlıkta, terörle mücadelede büyük başarılara
imza attık. Son on dokuz yılda elde ettiğimiz her
başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır,
strateji ve alın teri vardır. Türkiye, dünyanın en önemli, dev
projelerini bir bir gerçekleştiriyor. Marmaray ve Avrasya Tüneli, büyük
İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim, Osmangazi ve 1915 Çanakkale
Köprüsü gibi ülkemize ve milletimize kazandırdığımız
her eser ve proje için çetin mücadeleler veriyoruz. Çevre hassasiyeti konusunda
hem ülkemizi hem de dünyayı yakından ilgilendiren önemli ve
asrın projesi Kanal İstanbulu da inşallah, inşa edeceğimize
inanıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özen
41.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin, Alevilere
karşı nefret suçu işleyenlerin iktidar zihniyetinden cesaret
aldığına ilişkin açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) Teşekkürler
Başkanım.
Eski AKP Milletvekili Hüseyin Besli, Akşam
gazetesindeki köşesinde Kürt Alevilere çifte kavrulmuş
yalancılar diyerek çok net bir nefret suçu işlemiştir.
Aynı iktidar zihniyetinin, sarayın eski danışmanı, bir
adamı bir süre önce de Alevilerle evlenilmez. diye bir fetva
vermişti. Bu nefret suçlarının hiçbiri için yargı
kılını bile kıpırdatmadı. Böyle durumlarda
söyleyene değil, söyletene bakılması gerekiyor. Alevilere
karşı işlenen nefret suçlarının hep cezasız
kalmasından cesaret alan bu zihniyetin sorumlusu sırtını
dayadığı iktidardır. Bu topraklarda doğruluğun,
dürüstlüğün sembolü olan Alevilere hakaret etme cüretini gösteren yezit
zihniyetini kınıyoruz ve Hakka havale ediyoruz.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Kaplan
42.-
Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplanın,
ülkemizin AK PARTİnin beceriksiz ve savruk yönetimiyle tam bir
çıkmaz yaşadığına ilişkin
açıklaması
İRFAN KAPLAN (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Ülkemiz AK PARTİnin beceriksiz ve savruk
yöntemiyle tam bir çıkmaz yaşarken AK PARTİ iktidarı 5li
çeteyi doyurmaya, yandaşı beslemeye,
vatandaşlarımızı da hiçe saymaya devam ediyor. Esnaf bitti,
sanayici tükendi, çiftçi borç batağında. İcra dosyaları 23 milyona
dayandı. 2002 yılında vatandaşlarımızın
bankalara borcu 6,6 milyar iken bugün vatandaşlarımızın
bankalara borcu 900 milyara dayandı. On dokuz yıllık AK
PARTİ iktidarında vatandaşlarımız 131 kat daha borçlu
hâle geldi, sarayın bozuk düzeni 10 milyon işsiz yarattı;
güvencesizlik, yoksulluk, işsizlik, geçim sıkıntısı
intiharları ciddi boyutta artırdı. Şunu bilin ki: Sizi,
çığlıklarını görmezden geldiğiniz bu halk tarihin
karanlık sayfalarına gömecek.
BAŞKAN Sayın Gülüm
43.-
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün,
İstanbul Ümraniye Elmalıkent bölgesinin riskli alan ilan edilerek
ranta açılmak istendiğine ilişkin açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) İstanbul
Ümraniye Elmalıkent bölgesinde 6 mahalleyi kapsayan ve çoğu boş
arsa olan 63 dönümlük bir alan geçtiğimiz yıl kasım ayında
Cumhurbaşkanlığı kararıyla riskli alan ilan edildi.
Bölgede yaşayan halk dava açtı, yürütmeyi durdurma kararı
verildi ve şu an davanın sonucunun açıklanması bekleniyor.
Alanın çoğunun boş olmasına rağmen, yeşil alandan
oluşmasına rağmen, evlerin çoğu iki katlı
olmasına rağmen riskli alan ilan edilmesinin hukuk
dışı olduğu zaten baştan belliydi. Amaç belli,
insanları bölgeden zorla çıkarmak ve bölgeyi ranta açmak. Bölge
sakinleri diyor ki: Buraları riskli alan ilan edip yüzde 60-66 imza
toplayıp halkı buradan çıkaracaklar ve buraları
peşkeş çekecekler. Buranın Fikirtepe, Kirazlıtepe, Sulukule
gibi olmasını istemiyoruz. Biz de buradan söyleyelim: Bölge
sakinlerinin sesini duyun, rant projelerinizden vazgeçin.
BAŞKAN Sayın Sertel
44.-
İzmir Milletvekili Atila Sertelin,
Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesinin yıkım
kararına ve mahkûm yakınlarının sorunlarına
ilişkin açıklaması
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Başkan, Bursada Çağdaş Gazeteciler Derneğinin
Kültürparkta bulunan tesisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
Alinur Aktaş tarafından yıkılıyor. Geçen sene Anadolu
Spor Gazetecileri Derneğinin lokalini yıkan Alinur Aktaş, tarihe
gazeteci düşmanı olarak geçecektir. Gazeteci örgütlerine
karşı düşmanlığı bırakmaları gerekmektedir.
Ayrıca, Türkiye'nin en temel sorunlarından
biri de, en çok telefon aldığımız sorun da mahkûm
yakınlarından gelmektedir. Bu konuda iktidarın gerekli
açıklamayı yaparak tüm mahkûm yakınlarını
rahatlatmaları gerekmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Son söz, Sayın Aydemir
45.-
Bingöl Milletvekili Erdal Aydemirin, Bingöl Habap
(Ekinözü) köyü ile Elâzığ Kovancılar köyü sakinlerinin 1956
yılında yapılan toprak reformu sonrası
yaşadıkları sorunlara ilişkin açıklaması
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Habap (Ekinözü) köyü,
Elâzığ Kovancılar köy sakinleri
1700lü yıllarda
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Palu beyi olarak Halil Bey
tarafından köyümüz Ekinözü -o zamanki adıyla Habap- köyü gelirinden
kendi soyundan gelenlerin faydalanacağı şekilde
vakfedilmiştir. Vakfın adı Halil Bey ve Rufekası Beyler
Vakfıdır. 1956 yılında toprak reformu
yapılmış ve vakıf adına kayıtlı tüm taşınmazlar
bedeli karşılığında köylüye dağıtılarak
adına tescil edilmiştir ancak sözü geçen vakfın ileri gelenleri
1956 yılındaki toprak tevzi reformunun köyde yapmış
olduğu çalışmalar dışında, 1970
yıllarında köy içerisinde tescili kabul olmayan taşlık,
kayalık, dere yatağı ve benzeri yerlerle tescil harici
bırakılarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Alınan karar gereğince
denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
1'inci sırada yer
alan, Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve İstanbul Milletvekili Abdullah
Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve İflas Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve İstanbul
Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 285) (x)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Dünkü birleşimde
İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 285
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci bölümünde yer alan 7nci maddesinin önerge
işleminde kalınmıştı.
7nci madde üzerinde 4 adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 7nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Behiç Çelik
İzmir Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mersin
Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
285 sıra sayılı bu Kanun Teklifinin
7nci maddesi üzerinde görüşlerimi sunmak üzere İYİ Parti
adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, bu yıl mayıs
ayında birçok maddesi değiştirilen 2004 sayılı
Kanunda, görülen lüzum üzerine, icra ve iflas uygulamalarında görülen
aksamaların giderilmesi amaçlanmaktadır. Bu, temelde iyi bir
düşüncedir ancak baştan ve bir defaya mahsus olmak üzere
sağlıklı bir değişiklik yapılmış
olsaydı kuşkusuz daha iyi olurdu. Mevzuat meselesi AKP sayesinde
yamalı bir bohçaya dönmüş hâldedir. Bugün görüşmekte
olduğumuz kanun teklifi içeriği bakımından milyonlarca
yurttaşımızı doğrudan ilgilendirmektedir. İlk
olarak, böylesine önemli bir konunun herhangi bir müzakereye konu olamayacak
kadar kısa sürede Genel Kurulun gündemine taşınmasından
duyduğum hayal kırıklığını da burada ifade
etmek isterim. Ayrıntılı tartışılmadan, ivedilikle
yapılan düzenlemelerin yarın başka yanlışlar
yaratabileceğini unutmamak lazımdır. Sayın
Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi tarafından beşinci
yargı paketi şeklinde telaffuz ediliyor olsa da söz konusu teklifin
rasyonel ve reformist bir motivasyon taşımadığı
açıktır. Birçok arkadaşımızın da dikkat
çektiği gibi, teklifte yer alan bazı ifade ve önerilerin Anayasaya
aykırı unsurlar taşıdığı da dikkatimizi
çekmektedir. Evet, bizler biliyoruz ki karşılaştığımız
ekonomik çöküş, doların çift haneli rakamlara ulaşması,
artan vergi ve zamlar, işsizlik, enflasyon, kayırmacılık,
rantçılık gibi birçok olumsuz hadiseler icra ve iflas davalarına
da doğrudan sirayet edebilmekte ve bu nedenle özenli ve hassas bir
çalışma faaliyetini gerekli kılmaktadır.
Değerli arkadaşlar, ilgili kanun
teklifinin siyasal ve ekonomik olduğu kadar ahlaki bir boyutu da
bulunmaktadır. Bilindiği gibi, hem yedieminlik uygulaması hem de
icra dairelerinin çalışmaları vatandaşlarımızı
daha fazla germemelidir. Konu, vatandaşlarımızın mal
varlığı olunca uzun ve hassasiyetle düşünmek aklın ve
vicdanın gereğidir.
Değerli arkadaşlar, İcra ve
İflas Kanununda yeni düzenlemeler iyi de, bundan daha da önemlisi,
ekonomiyi düştüğü bataklıktan kurtarmaktır. Enflasyonun,
hayat pahalılığının, zamların ve genel
fakirleşmenin içinde olduğumuz şu zamanda iflasların,
mülkiyette el değiştirmelerin, intiharların, yıkılan
ocakların çokça olacağı anlaşılmaktadır.
Ülkemizin istikrarını ve refahını doğrudan ilgilendiren
bu denli önemli bir konunun son derece basit bir üslupla ele alınması
da yine üzüntü vericidir.
Değerli milletvekilleri, yoklukla, yoksullukla,
işsizlikle mücadele eden yurttaşlarımız çaresizdir.
Mahkemelerde, icra dairelerinde dosya sayısının 30 milyona
ulaştığı bu zamanda, devletin her kurumuna düşen bir
görev vardır elbette, hassas bir dönemden geçiyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu davalarda
karşılaşılan sorunlar yargısal bir düzenlemeyle
çözülemeyecek kadar derin ve kronikleşmiş hâldedir. Konuya daha
akıcı, rasyonel bakmak şarttır.
Vatandaşımızın aradığı çözüme basit ve
gelişigüzel hazırlanmış düzenlemelerle asla
ulaşamayız.
Sözlerimi tamamlarken, İYİ Parti olarak,
milletimizin huzurunu ve refahını ilgilendiren her konuda söz
söylemekten imtina etmeyeceğimizi hatırlatıyor, hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 7nci
maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 88inci
maddesinin ikinci fıkrasına eklenen cümledeki bakımından
ibaresinin açısından şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Mahir Başarır Rafet Zeybek Süleyman Bülbül
Mersin Antalya Aydın
Zeynel Emre Aydın Özer Turan Aydoğan
İstanbul Antalya İstanbul
Alpay Antmen Ömer Fethi Gürer
Mersin Niğde
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mersin
Milletvekili Sayın Ali Mahir Başarır.
Buyurun Sayın Başarır. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yine, İcra ve İflas Kanununda
değişiklik yapıyoruz, herhâlde 400e yakın
değişiklik yaptık. Neyi hedefliyorsunuz, anlamış
değilim çünkü çok kısa bir süre sonra -hazırlık komisyonunda-
daha köklü bir değişiklik Meclise gelecek.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İcra
görmemiş ev kalmasın(!)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Siz
ekonominin, İcra ve İflas Kanununu değiştirerek
düzeleceğini sanıyorsunuz. Oysa İcra ve İflas Kanunu kötü
giden bir ekonominin sonucudur. Bakın, 30 milyona yakın icra
dosyası var, yüz binlerce iflas dosyası var;
yaptığınız değişikliklerle ülkedeki ekonomiyi
düzeltemezsiniz, icra dairelerinin yükü ortada.
Temel kanunlarda o kadar çok değişiklik
yapıyorsunuz ki Türk Ceza Kanununun 200 maddesi değişmiş,
Türk Ticaret Kanununun 200ün üzerinde maddesi değişmiş, Türk
Medeni Kanununun 200ün üzerinde maddesi değişmiş yani
artık, insanlar kanun kitabı çıkarmıyor çünkü üç ayda bir
bu ülkede kanun değişiyor, temel yasalarla bu kadar oynanmaz.
Şimdi, gelen maddelere bakıyorum,
insanların hayatını kolaylaştıracak hiçbir madde yok.
İki yıl önce bir kanun teklifi vermişim; nasıl emeklinin
maaşına haciz koyamıyorsak, gelin, asgari ücretlinin
maaşına da haciz koyulmasın. Neden? Çünkü emekli, nasıl o
parayla sadece geçimini sağlayabiliyorsa o işçinin de asgari
geçinebileceği ücrettir asgari ücret. İki yıldır gelmiyor,
getirin bunu, milyonlarca asgari ücretli icrada. Bu asgari ücretliler 2.825
lira maaş almıyor, bakın, 2.100 lira maaş alıyor, 1/4ü
kesiliyor sürekli; insani bir uygulama değil bu.
Diğer bir durum: Ya, 100 bin lira
maaşı olanın da 1/4ünü kesiyorsunuz, asgari ücretlinin de
1/4ünü kesiyorsunuz. Bu, hakkaniyetli bir şey değil. Ha, niye bunu
yapmazsınız? Bankalardan, varlık şirketlerinden, finans
kurumlarından çekindiğiniz için. (CHP sıralarından
alkışlar) Bankaları düşünmeyin, işçiyi düşünün.
Bakın, zaten, bu asgari ücretli, maaşıyla sadece on gün
geçinebiliyor ve haciz var.
Değerli arkadaşlar, ne kadar
farkındasınız bilmiyorum ama -en çok Grup Başkan Vekiliniz
farkında herhâlde ekonominin- emekli, işçi, asgari ücretli
karnını doyuramıyor. Biz, sokağa
çıktığımız zaman, gerçekten sizin adınıza
yüzümüz kızarıyor. Çıkın, sokağa, bir görün
insanların hâlini, milyonlarca insan icrada, icra kapılarında.
Belki çıkarsanız sizin yüzünüz kızarır, bizden bu yükü
alırsınız. Gerçekten, çok kötü bir durum var. Yani Sayın
Cahit Özkan Japonya örneği verdi, evet, güzel bir örnek, dedi ki: Ya, Japonyada
114 yen 1 dolar. Yirmi iki yıldır böyle, yirmi iki yıldır
böyle. Madem böyle güzel örnekler veriyorsunuz, Japonyada kişi
başına düşen millî gelir 44 bin dolar, benim ülkemde 8 bin
dolar, bunu örnek verin. (CHP sıralarından alkışlar)
Japonya, dünyaya araba satıyor. Bakın Sayın Özkan, Japonya
dünyaya araba satıyor; Japonyada kamu araçlarının toplam
sayısı 10 bin, benim ülkemde 120 bin, bunu örnek verin.
Bir şey daha söyleyeyim, az önce etikten
bahsettiniz, tartıştınız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Telefon mu açtın?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Japonya
Tarım Bakanı adı da garip- Toshikatsu Matsuoka yolsuzluk
iddiaları üzerine intihar etmiş. Yine, Başbakanın bir
bürokratı Başbakanın yolsuzluk iddialarını
kapattığı için intihar etmiş. Ben intihar edin demiyorum
ama Japonyayı örnek alıyorsan, almaya kalkarsan, vallaha sizdeki
bakanların çoğu intihar eder, birçoğu intihar eder. (CHP
sıralarından alkışlar) Yani Japonyadan örnek vermek güzel,
güzel ama ekonomisine bir bakın, bir Türkiyeye bakın. Gerçekten,
benim ülkemde emekli, işçi, asgari ücretli geçinebiliyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Sokağa çıkmaktan bahsediyorsunuz, Kayseriye gidiyoruz, Siirte
gidiyoruz, Edirneye gidiyoruz, Karamana gidiyoruz, insanlar gerçekten çok
kötü durumda. Lütfen, asgari ücretten bahsediyorsunuz, Japonyada bir asgari
ücretli 300 kilo et alıyor, senin asgari ücretlin 38 kilo et alabiliyor;
1,5 ton yağ alabiliyor, senin asgari ücretlin 200 kilo yağ
alabiliyor, her konuda böyle. Bence ekonomi konusunda bir kitap
yazmanızı bilmem ama okumanız mutlaka gerekli. (CHP
sıralarından alkışlar)
Güzel bir haber gördüm, onu da söyleyeyim. Bursada
bir engelli kızımız, elleri olmadığı için
burnunun ucuyla kitap yazmış. Keşke, burnunun ucunu görebilenler
de böyle güzel bir kitap yazsaydı belki ülke bu durumda olmazdı.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Faiz lobisine
ezdirmeyeceğiz, üretim ülkesi olacak.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ne zaman?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tüketim ülkesi
değil, yabancı ürünlerin burada havada satıldığı
değil
Üretim yapacağız, ihracat yapacağız, istihdam
yaratacağız. Faize geçit yok.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bunları siz
kale almayın arkadaşlar, geçerliliği yok bunların
söylediğinin. Yirmi yıldır iktidarlar Yapacağız,
olacağız. diyor.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 7nci maddesinde yer alan
haczedilmiş ancak ibaresinin haczedilmiş fakat olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yaşar Karadağ Ali Muhittin Taşdoğan Baki Şimşek
Iğdır Gaziantep Mersin
Mehmet
Celal Fendoğlu Arzu
Erdem
Malatya İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Iğdır Milletvekili Sayın Yaşar Karadağ.
Buyurunuz Sayın Karadağ. (MHP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
İki gün önce, Ermenistan ordusunun
sınırdaki provokasyonları sonucu Laçın ve Kelbecer
hattında çatışmalar çıkmış, Azerbaycan ordusu da
aynı istikamette operasyonlar başlatmıştır. Çıkan
çatışmalarda 7 Azerbaycan askerimiz şehit olmuş, 10
askerimiz de yaralanmıştır. Şehitlerimize Allahtan rahmet,
yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
Ermenistan devleti, bu tavrıyla, bölgenin
güvenliğini ve huzurunu sabote etmektedir ve boyunu aşan işlere
kalkışmaktadır. Ermenistan devleti, bu tavrından derhâl
vazgeçmelidir. Yapılan her türlü saldırıya karşı,
bundan önce nasıl Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında
olduysak bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, 14 Kasımda,
ülkemizin Türk dünyasına açılan kapısı konumundaki
Iğdırımızın düşman işgalinden
kurtuluşunun 101inci yıl dönümünü kutladık. Bu mücadelemizin
mimarı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkü, 15. Kolordu Komutanı
Kâzım Karabekiri, vatanı uğruna Iğdırda ilk
şehit düşen askerlerden Çankırılı Mehmet Çavuşu
ve onun silah arkadaşları olan isimsiz kahramanlarımızı
saygı ve rahmetle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türk dünyası
artık şahlanmaya başlamıştır. 2009da
Nahçıvanda imzalanan ve 2010da kurularak ilk buluşmasını
gerçekleştiren Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği
Konseyi Türk dünyasının siyasi çatı kuruluşu
konumundadır. Bu anlamda, Avrupa Birliği gibi, bir Türk birliği
projesinin en etkili zeminidir. Türk Devletleri Teşkilatı Devlet
Başkanları Konseyi, 12 Kasım 2021de, İstanbulda Dijital
Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı Şehirler
temasıyla toplanmıştır. Sayın
Cumhurbaşkanımızın Başkanlık ettiği bu
toplantıya Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan,
Türkmenistan Cumhurbaşkanları ile Macaristan Başbakanı
katılmıştır. Bu toplantıda, Türk Dili Konuşan
Ülkeler Konseyinin adı Türk Devletleri Teşkilatı olarak
değiştirilmiştir.
Sayın Genel Başkanımız Devlet
Bahçelinin dediği gibi, bugün Türk coğrafyası
uyanmaktadır, Türkistan ruhu dirilmektedir, rüyaların gerçeğe
dönüşmesi için güçlü adımlar atılmaktadır. Vaktiyle,
Türkiye dışındaki Türklerin dertleriyle dertlenenler,
faşistlikle, ırkçılıkla suçlanıp sıkıyönetim
mahkemelerinde yargılanırken şimdi, dünya Türklüğü bir
masada toplanmış, ortak çıkar ve geleceği için birlik
kuruyor. Türk Devletleri Teşkilatı ve zirvede alınan kararlar
Türk dünyasına hayırlı uğurlu olsun. Teşkilatla
birlikte, merhum Gaspıralının hayalini kurduğu Dilde,
fikirde, işte birlik. düşüncesi gerçeğe dönüşüyor.
12 Kasım günü, Demokrasi ve Özgürlük
Adasındaki İstanbul zirvesiyle birlikte, Türk Dünyası 2040
Vizyonu ile Türk devletlerinin ortak çıkarlarının bulunduğu
geleceğe dönük iş birliğine yönelik 8inci Zirve Bildirisi kabul
edilmiştir. Bu bildiride siyasi konular, dış politika ve
güvenlik konuları, ekonomik ve sektörel iş birliği, halklar
arası iş birliği, Türk dünyasında kurumsal iş
birliği, üçüncü taraflarla iş birliği konu
başlıkları ele alınmıştır.
15 Kasım 2021de kuruluşunun 38inci
yıl dönümünü kutladığımız Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin önümüzdeki yıl yapılacak olan zirveye davet edilmesi
de isabetli bir karar olmuştur.
Değerli milletvekilleri, Türk Dünyası 2040
Vizyonu, üye devletlerin halklarının ihtiyaç ve isteklerine hizmet
etmek için idari kapasitelerini daha da geliştirmeleri adına bireysel
ve ortak eylemi yönlendirecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk Devletleri
Teşkilatını bütün yüreğimizle desteklemekteyiz. Bizler Türk
milliyetçileri olarak onlarca yıldır Turan ülkümüzü seslendirdik,
bunun bir hayal olmadığını ısrarla, inançla gündeme
taşıdık. Bu inanç ve kararlılıkla hep şunu
haykırdık: Vatan ne
Türkiye'dir Türklere ne Türkistan/Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan!
(MHP, AK PARTİ ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 7nci maddesinde geçen eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül Ali Kenanoğlu Züleyha Gülüm
Antalya İstanbul İstanbul
Mahmut Celadet Gaydalı Murat Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis İzmir Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Antalya
Milletvekili Sayın Kemal Bülbül.
Buyurunuz Sayın Bülbül. (HDP
sıralarından alkışlar)
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
İcra ve İflas Kanun Teklifinin tam da
böyle politik olarak her şeyin altüst olduğu, politik olarak,
ekonomik olarak, uluslararası ilişkiler anlamında Hükûmetin bir
iflas noktasına geldiği zeminde ve zamanda gelmiş olması
ilginç tabii. Getirilen yasa teklifi -biraz önce Mahir Vekilimin de ifade
etmeye çalıştığı gibi- aslında, yaşamı
kolaylaştırmak ya da yasa kapsamında olan yurttaşların
yaşamını kolaylaştırmaktan öte, çoğunlukla
Hükûmetin kendine kolaylık sağlama kurnazlığını
içeren düzenlemeler oluyor. Mesela, icra ve iflas denildiğinde, bu konu
söz konusu olduğunda, Türkiyede yüzde 50si asgari ücretle geçinen ve
Ekonomik
bir kavram bulunmuş; yoksulluk sınırı, yok, açlık
sınırı. Ya, direkt şuna yoksul, aç desenize. Türkiyenin
yüzde 50si açtır, aç ve bu yüzde 50 asgari ücretle geçinmektedir. Asgari
ücretle geçinen yüzde 50lik dilim de pandemi koşulları nedeniyle
maalesef, geçinebilmek için krediye yüklenmiş ve kredide bir patlama söz
konusu olmuş, memlekette 35 milyonu aşkın insan borçlu duruma
gelmiş, yüzde 75 civarında bir borçluluk ve bu borcun miktarı
899 milyar, yaklaşık 1 katrilyon. Şimdi, burada, aslında bu
borcun düzenlenmesi gerekiyor. Burada açık bir iflas var; yurttaş
iflas etmiş, yaşam iflas etmiş, yoksul yoksulluktan dolayı
ve temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktan dolayı iflas
etmiş. Bunu düzenlemek üzere getirilmesi gereken bir teklif olması
gerekirken başkaca amaçlarla getirilen yasa teklifleri var. Peki, bunu
nasıl düzenleyebilirdik? Bunu şöyle düzenleyebilirdik: Bir kere, kim
kredi almış ve bu kredinin faizi ne kadar? Bu kredinin faizini
sıfırlamak lazım, alınan anaparayı yeniden düzenlemek
lazım ve bunu özellikle asgari ücretle geçinen işçi ve emekçiler için
öncelikle ve esnaf için akabinde ve herkesin gelirine göre bir düzenlemenin
olması lazım yani bankanın keyfiyetine değil
işçilerin, emekçilerin, esnafın mevcut durumuna göre bir düzenlemenin
olması gerekiyor. İpotekle karşı karşıya olan,
icrayla karşı karşıya olan esnafın içinde
bulunduğu durum sözle izah edilecek gibi değildir. Bu anlamda, esnafa
ilişkin çok ciddi bir düzenleme gerekmektedir.
Hani, dün kullanılan bir tabir var Bu konuda
nas ortada. deniliyor ya -şimdi başta kolaylaştırmaktan
söz ettik- bizim illaki her konuyu dinî bir tabirle, inançsal bir tabirle,
açıklamak gibi bir teolojik yaklaşımımız ve derdimiz
yok ama mademki teamülünüz öyle, oradan bir hatırlatma yapalım. Hani
Yemenin Cened eyaletine vali olarak atadığı Muâz Bin Cebele
Zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız.
hadisişerifini söyleyen ve hatırlatan ve akabinde de Her ne hâlde
olursa olsun Allahtan kork. diyen Muhammed Mustafa Habibullahın
hadisişerifini unutmamanız gerekiyor idi. Oysa siz bu korkmayı
sadece takva anlamında anladınız ama bu korkmanın müminler
için tarifi, vicdan terazisinin mizan ve yaşamdaki adaletle, izanla bir ilgisi,
bir tarifi, söz konusu. Bu korkmak, öyle ürpermek, girecek delik aramak
anlamında değil; bu korkmak, vicdanı tartmak, nefsi tartmak,
komşuyla, çevreyle, işçiyle, emekçiyle yönettiğin kurumla, hitap
ettiğin toplumla ilişkini dengelemek ve buradan hesap verir duruma
gelebilmek; yoksa bu korkma, dediğimiz gibi Aman ha, biri gelecek, bana
bir şey yapacak. şeklinde bir paranoyak korku değil. Bu korkuyu
bile tabir edemeyen, tasvir edemeyen ve buradan kaynaklı olarak her
işi zorlaştıran yaklaşım kesinlikle mümin bir
yaklaşım olamaz. Bu yaklaşım olsa olsa korkuyu topluma
şekil vermek, toplumu istediği şekilde yönlendirmek için
kullanan münafık bir yaklaşımdır ve bu münafık
yaklaşımı kınıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 7inci madde kabul edilmiştir.
8inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 8inci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dursun Müsavat Dervişoğlu Yasin Öztürk Hüseyin Örs
İzmir Denizli Trabzon
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Trabzon
Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurunuz Sayın Örs. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; ilgili kanun teklifinin 8inci maddesi
üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 8inci maddeyle
İcra ve İflas Kanununun 97/a maddesinde üçüncü şahsın
yedieminliği kabulü hâlinde malın muhafaza altına
alınmaması, mahkemece takibin devamına karar verilmesi hâlinde
muhafaza altına alınabileceğine ilişkin düzenleme
yapılmıştır. Değerli milletvekilleri, Komisyon
görüşmelerinde maddeyle 2004 sayılı Kanunun 97/a maddesinin
birinci fıkrasına ekleme yapılmakta ve borçlu ile üçüncü
kişinin bahse konu malı birlikte ellerinde bulundurması hâlinde
haczedilen malın muhafazasıyla ilgili hüküm sevk edilmektedir. Bu
kapsamda istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişinin haczedilen
malın yedieminliğini kabul etmesi hâlinde mal muhafaza altına
alınmayacaktır, takibin devamına karar verilmesi hâlinde mal
muhafaza altına alınabilecektir. Pratikte istihkak iddiasında
bulunan üçüncü kişinin kötü niyetli olması durumunda telafisi mümkün
olmayan olumsuz sonuçların doğması muhtemeldir. Bu kapsamda
İlgili değişikliğin teklif metninden
çıkarılması gerekmektedir. gerekçesiyle maddenin teklif metninden
çıkarılmasını teklif etmiştik ancak bu, kabul edilmemiştir.
Değerli milletvekilleri, başta Sayın
Genel Başkanımız Meral Akşener olmak üzere
milletvekillerimiz ve parti yöneticisi arkadaşlarımızla ilçe
ilçe, il il Anadoluyu adımlıyor, milleti dinliyoruz. Gördüğümüz
eksikleri, yanlışları bu kürsüden dile getiriyoruz, milletten
gelen talep ve şikâyetleri iktidar sahiplerine iletiyoruz, soru
önergeleri, araştırma önergeleriyle gündeme taşıyoruz.
Sayın Genel Başkanımız grup
toplantılarımızda mağdurlara, dezavantajlı kesimlerin
sözcülerine yer veriyor, birinci ağızdan problemlerini dile getirme
imkânı sağlıyor. Biz iktidarı uyarma görevimizi yerine
getiriyoruz, bunu yaparken de çözüm önerilerimizi paylaşıyoruz ama
iktidar sahipleri, AK PARTİli arkadaşlar muhalefetten gelen her
talepte, her uyarıda kafalarını kuma gömüyor, önergelerimizi
toptancı bir mantıkla reddediyorlar. Bu da yetmiyor onlara Neden
milletin derdini burada dile getiriyorsunuz, milletin derdini niçin bu kürsüde
dile getiriyorsunuz? diye de bize kızıyorlar.
Değerli arkadaşlar, dünyada hiçbir
demokraside iktidar muhalefete bu şekilde konuşmaz. Enflasyondan,
döviz kurundan, yüksek faizden bahsetme. demez. İşsizlikten,
pahalılıktan, kuşa dönmüş maaşlardan söz etme. demez.
3600 ek göstergeyi, EYTlilerin haklarını gündeme getirme. demez.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Milleti
soyup soğana çeviren garantili inşaatlara, zengin ettiğin
müteahhitlere Sus, sesini çıkarma. demez. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Diyemez, derse de bunun adı
zaten demokrasi olmaz. İşte, biz bütün bu gerçekleri yüzünüze
vurduğumuz için siz bizden rahatsızsınız. Gerçeklerle
yüzleşmekten korktuğunuz için bizden rahatsızsınız.
İstiyorsunuz ki muhalefet konuşmasın, suya sabuna
dokunmasın. Biliniz ki suya da dokunacağız, sabuna da
dokunacağız. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
ARZU AYDIN (Bolu) Şehit yakınlarına
dokunmayın, vekil olduğunuzun farkına varın o kadar.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) İsteseniz de
istemeseniz de gerçekleri yüzünüze vurmaya devam edeceğiz. Çünkü biz
Türkiye Büyük Millet Meclisini, bu yüce çatıyı yan gelip yatma yeri
olarak değil, aziz milletimizin dertlerine,
sıkıntılarına çare yeri olarak görüyoruz.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından Bravo!
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 8inci
maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 97/a
maddesinin birinci fıkrasına ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere
eklenen ikinci cümledeki hâlinde ibaresinin durumunda şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alpay Antmen Rafet Zeybek Süleyman Bülbül
Mersin Antalya Aydın
Zeynel Emre Aydın Özer Ömer Fethi Gürer
İstanbul Antalya Niğde
Turan
Aydoğan
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Antalya
Milletvekili Sayın Rafet Zeybek.
Buyurunuz Sayın Zeybek. (CHP
sıralarından alkışlar)
RAFET ZEYBEK (Antalya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bundan beş
ay kadar önce yine bu Meclise İcra ve İflas Yasasının
değiştirilmesiyle ilgili yasa teklifi geldi,
yasalaştırdık. dördüncü yargı paketi olarak gelmişti,
beş ay sonra bugün beşinci yargı reform paketi olarak yine
İcra ve İflas Kanununda değişiklikler yapmaya
çalışıyoruz. Evet, bizim de destek olduğumuz maddeler
vardır ama değerli arkadaşlarım, bakın, bu
yasaları değiştirerek sorunları çözemezsiniz.
Arkadaşlar da belirtti, yani siz eğer ekonomiyi düzeltmiyorsanız
beş ay sonra tekrar değiştiririz bu maddeleri, bir beş ay
geçer, tekrar değiştiririz. Şunu açıklıkla söylüyorum:
Bakın, hem dördüncü yargı paketi olarak getirdiğiniz hem bugün
beşincisini getirdiğiniz bu yargı paketleri bir reform
değildir.
Değerli arkadaşlarım, her zaman bu
ülkede yasalar ihtiyaçlara göre değiştirilir. Bakın, 2004
yılında Türk Ceza Kanununda, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda
köklü değişiklikler yapıldı ama o günden bugüne çok sayıda
maddeleri değişti. Değiştirilir, ihtiyaç gelmiştir, değiştirirsiniz
ama millete Yargıda reform yapıyoruz. demeyin Allah
aşkına yani bu milleti kandırmayın yeter. Bunlar reform
değil, bunlar batmış ekonomiyi Ya, vatandaşa nasıl
yardımcı olabiliriz? çabaları
Ekonomiyi düzeltin, hiç gerek
kalmayacak bunlara.
Değerli arkadaşlarım,
yargının esaslı olan 2 tane sorunu var: Bir, -ben hep
ısrarla bağırıyorum- bağımsız ve
tarafsız değildir; liyakatsizdir. Bakın, siz ısrarla Ya,
yargı bağımsız ve tarafsızdır. diyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, bir ülkede daha doğrusu Türkiye'de
Anayasa Mahkemesi kararına uymayan mahkemeler varsa, o ülkede yargı
bağımsız olmaz. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına
uymayan mahkeme varsa o ülkede yargı bağımsız
değildir.
Değerli arkadaşlarım, bakınız,
İçişleri Bakanı, hem de görevi gereği bir siyasetçinin 10
bin dolar rüşvet aldığını söyledi. Ben soruyorum: Kim
aldı bunu? Yargı ne yaptı bu konuda? Eğer bunun hesabını
sormayan yargı varsa bu ülkede yargı bağımsız
değildir değerli arkadaşlarım. (CHP, HDP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
Yine, bakın, Serikte, Dışişleri
Bakanımız ve Kültür ve Turizm Bakanımız, 2si de Serik
Belediye Başkanının 500 bin lira rüşvet
aldığını söyledi. İşlem yapılmadı, en
sonunda bizim il başkanlığımız dilekçe verdi,
şikâyetçi oldu. Bakın, bir buçuk yıldır o dosyayla ilgili
hiçbir şey yapılmadı. Şimdi, savcı Sayıştaya
sadece Rüşvet var mı, yok mu? diye sormuş, bakın. Oysa
rüşvet suçları -bilirsiniz hukukçu arkadaşlar- resen
soruşturulur; hiçbir şey yapmadı, bir kişi dinlenmedi.
Nasıl bu yargıya siz bağımsız ve tarafsız
diyorsunuz? Yapmayın değerli arkadaşlarım ya! Bakın,
bu yargıyla ne yargıya güveni artırabilirsiniz ne bu ülkede
adalet dağıtabilirsiniz. Biz, hem Anayasa için hem Hâkimler ve
Savcılar Kurulu Kanunu için değişiklik teklifleri verdik, siz de
verin, gelin, birlikte inceleyip değerlendirelim. Yarın muhalefete
düşeceksiniz, inanın, Bu ülkede adalet nerede? diyeceksiniz,
bağıracaksınız. Bu sistemle bu ülkede adalet
dağıtılmaz değerli arkadaşlarım, bunu değiştirelim.
Bakın, liyakat
Şöyleydi: 2005
yılından önce hâkim, savcılar da devlet memurları gibi
gerek genel seçimlerde gerek yerel seçimlerde istifa edip aday
oluyorlardı, aday adayı oluyorlardı, eğer kazanamazlarsa
dönebiliyorlardı mesleklerine. 2005 yılında -bak, sizin
teklifinizdi- o yasaklandı yani İstifa ediyorsan geri
dönemeyeceksin. dendi. Biz de destekledik, ben o zaman görevdeydim de. Evet,
doğru bir karar. Gerekçesi neydi? Gerekçesi şuydu: Ya, siyasi görüşünü
açıklıyor, artık kamuoyunda onun siyasi bir taraf
Yani
tarafsız görev yapamaz. Doğru mu? Doğru bir karardı.
Değerli arkadaşlarım, bakın,
hâkim, savcı sınavlarından 70 puan ve üzeri alanlar
alınıyordu. Onu kaldırdınız bu darbe girişiminden
sonra ve 40 puan, 50 puan alan hâkim, savcı adaylarını hâkim,
savcı yaptınız ama 80-90 puan alanları
yapmadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
RAFET ZEYBEK (Devamla) Bunlar, 40-50 puan alan
hâkim, savcılar AK PARTİde yöneticilik yapmış, aday
adaylıkları yapmış, kendisinin bir partinin tarafı
olduğunu açıklamış. Şimdi, nasıl izah edeceksiniz
değerli arkadaşlarım? Yani, bir taraftan ya, hâkim, savcı
eğer siyaset yapacaksa geri dönmeyecek, doğru karar dedik. Siyaset
yapmış adamları hâkim, savcı yaptınız. Yani, bu
hâkim, savcıların siz Türkiyede bağımsız adalet
dağıtacağını, yargılama yapacağını
düşünüyor musunuz? Nasıl düşünebilirsiniz? Ya, bu millete
yazık değil mi? Değerli arkadaşlar, bakın, Türkiyede
eğer adaleti dağıtamıyorsanız, hukuku güçlendiremiyorsanız,
öyle, ben yol yaptım, köprü yaptım, bina yaptım demeyin ya,
yapmayın bunu! Bu devleti batırırsınız,
batırıyorsunuz da; bu devlet çöküyor arkadaşlar. Altında
siz kalacaksınız bak, siz kalacaksınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Bir çivi
çakmadınız memlekete. Hadi bakalım, yapın da görelim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) 367 kararını
veren yargı çok geride kaldı. Taraflı ve bağımlı
yargıyı tarihe gömdük. Artık her şey tarafsız ve
bağımsız.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 8inci maddesinde geçen eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mahmut Celadet Gaydalı Ali Kenanoğlu Züleyha Gülüm
Bitlis İstanbul İstanbul
Murat Çepni Ömer Faruk Gergerlioğlu
İzmir Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Bitlis
Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurunuz Sayın Gaydalı. (HDP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 8inci maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla
selamlarım.
Değerli milletvekilleri, herkesin bildiği
ama AKP iktidarının bilmediği bir durum söz konusu. Bu, bir
yargı reformu paketi değildir; bu, ekonomik anlamda tüm
politikaları batırmış bir partinin
çırpınışlarından başka bir şey
değildir. Bakıldığı zaman iktidarın en büyük
sorunu, toplumsal sorunlardan giderek uzaklaşması ve kendi refah
çemberleri içerisinde her şeyi yolunda görmesidir. Yani aşı
geldi, coronavirüs bitti mantığı ne kadar doğruysa ekonomik
politikalarınız da o kadar doğru. Corona gibi sizin ekonomik
politikalarınız da bu ülkede canlar yakıyor, canlar alıyor.
Rahmetli Süleyman Demirelin bir sözü vardı:
Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur. diye.
İşte bugün, tencereler boşalıyor. Utanmaz gazetecilerin
yaptığı haberleri de gazete manşetlerinden hepiniz
hatırlarsınız: Alışverişe tek başına
ve tok karnına çıkın. Çocuklar olmasın. Büyük araba
doldurmaya teşvik eder, sepetten şaşmayın. Ürünlere
dokunmayın. Sahiplik duygusu almaya zorlar. Bunlar boşalan
tencerenin itiraflarıdır; bunlar açlığın, sefaletin
kabulüdür.
Değerli milletvekilleri, coronavirüs ekonomik
anlamda büyük bir yıkım getirdi, insanlar iflas bayrağı
çekti, kiralarını, faturalarını ödeyemediler. İnsanlar
dükkânlarına kilit vurmak zorunda kalırken de sizler Yok
kapatılan hiçbir yer. diye kendinizi savundunuz. Kendinizi savunmakta
harcadığınız enerjiyi sorunların tespitine ve çözümüne
ayırsaydınız gerçekten de bugün birçok sorunu çözmüş
olurdunuz. Ama kendi sermaye gruplarınıza verdiğiniz
değerin dörtte 1ini bu halka vermediniz. Halkı dönemden döneme oy
istemeye gideceğiniz, dertlerini seçimden seçime soracağınız
kişiler olarak gördünüz. Onun dışında sermaye
şirketlerinin sorunları ve ekonomik talepleri sizin ve
sarayınızın o kadar umurunda ki onların ayağına
taş değmesin diye bu halkı kayalar altında ezmekten hiç ama
hiç geri durmadınız.
Bugün insanlar borçlarını ödeyemiyor.
İcra daireleri dosyalarla dolu, herkes ekonomik buhranın
ağır faturasıyla karşı karşıya, köklü ve
yapıcı reformlar gerekli. Burada bir tercih yapmanın zamanı
geldi geçti bile. Ya halkın sorunlarıyla yüzleşir ve
sorunların çözümü adına yapıcı ve köklü adımlar
atarsınız ya da şu anda olduğu gibi sermaye
şirketlerinin çıkarları uğruna ülkenin ekonomik anlamda
boğulan dar ve orta gelirli grubunu tamamen yok edersiniz. İkisi bir
anda yürümez.
İnkâr politikaları, ekonomik politikalar,
giderek daha da otoriterleşen baskıcı
politikalarınızla yarattığınız bu kriz
ortamından kurtulabilmeniz mümkün değil. Adalet olmayan bir ülkede
yapılan sözde yargı paketleri halkın sorununu çözmekten de
uzaktır. İnsanların derdi sanki- icranın kolay
satışı ya da icralık malın nasıl
satılacağı olmamalı. Asıl sorun toplumun neden icraya
düştüğü, yıllarca biriktirdiği malların neden bir
çırpıda el konulduğu sorunudur. Sanki hacizli malların
satışının kolaylaşması icra ve iflas hukukunun
sorunlarını ortadan kaldırmaya yetecekmiş gibi
davranılıyor. Yok böyle bir şey. Yani oğluna pantolon
alamayan bir babanın intiharı bir ülke için en acı ve en utanç
verici bir örnek iken burada günü kurtarmak ve anlamsız maddelerle Meclisi
oyalamak sarayın ve iktidarın nasıl bir pişkinlik içinde
olduğunu göstermektedir.
AKP Genel Başkanı, ekonominin
kitabını yazdığından bahsediyor. Herhâlde Arap
alfabesiyle tersten yazmış olacak ki her şey tersine gidiyor.
Hani sizin çok kullandığınız bir tabir var ya Nereden
nereye. diye, nereden nereye geldik biliyor musunuz? Haksızın hak,
ahlaksızın ahlak, zalimin merhamet dersi verdiği günlere geldik.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
8inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
8inci madde kabul edilmiştir.
9uncu madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 9uncu maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu İbrahim
Halil Oral
İzmir Ankara
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Sayın İbrahim Halil Oral.
Buyurunuz Sayın Oral. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara)
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 9uncu maddesi üzerine İYİ Parti
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Kıymetli milletvekilleri, yine geçici çözümleri
reform diye dile getirdiğiniz bir teklifle karşı
karşıyayız. İcra ve haciz işlemleri ülkemizin ekonomik
çöküşünün ve vatandaşın alım gücünün düşüşünün resmidir.
UYAPın kamuya açık verilerine göre, 2008 sonunda 8 milyon
civarında olan icra dosyası sayısı günümüzde 23-24 milyon
bandına gelmiştir. En çok haciz işlemi yapılan mülklerin
başında ise konut ve arazi işlemleri gelmektedir. Yani,
insanımızın yatırım için aldığı ya da
başını sokabilmek için kıt kanaat edindiği
konutlarına haciz işlemleri yapılmaktadır. Üstüne üstlük
tarım arazilerimiz de bu işlemlere tabi olmaktadır. Ülkemizde
tarımdaki sıkıntılara bir de bu yönden bakmak gerekir. Bu
icra işlemleri tarımsal faaliyetleri ne düzeyde etkilemektedir,
özellikle araştırılmalıdır. İşte bu tabloda,
icraya neden olan ekonomik tablo hakkındaki çözümler aramak yerine
haczedilen malların kıymet takdiri ve satış giderlerinin
tamamının peşin olarak yatırılması zorunluluğu
getirilmektedir. Peki, bu ne işe yarayacaktır veya ne işe
yaramayacaktır? İcra ve İflas Kanununun en temel özelliği,
cebrî icra vasıtasıyla alacaklı ile borçlunun hakları,
menfaatleri arasında dengenin sağlanması ve
alacaklının en kısa yoldan alacağını tahsil
etmesidir. Anılan menfaat dengesinde en önemli ilke takip ekonomisi
ilkesidir. Teklifte bir duvar aşılmak istenirken yeni bir çıkmaz
sokak inşa edilmektedir. Alacaklının, önceden muhafaza harcını,
satış giderini, kıymet takdirini ödediği bir durumda, haczi
bir korkutma aracı olarak kullanma şansı azalmaktadır.
Ancak bu sefer de özellikle hacizli taşınırın
bulunmadığı yani yakalanmadığı durumlarda ne
yapılacağı belli değildir. Günümüzde pek çok icra
işlemi yapan avukat, icraya konu olan otomobil, motosiklet ve benzeri
araçları bulamadıkları için tahsilat
yapmadıklarını ifade etmektedirler. Devletin, polis
uygulaması, MOBESE görüntüsü ve benzeri uygulamalarla yakalama
yapamadığında pek çok özel kişi bu işi
fırsatçılığa çevirmektedir. Bazı fırsatçılar
ücret karşılığında otopark gezme, belli
başlı yerlerde araştırma yaparak icralık araçları
bulmaktadırlar. Aracın bulunmadığı durumlarda
alacaklı, bir sürü ödemeyi devlete yapmış olacaktır ama
alacağını tahsil edemeyecektir. Ayrıca,
alacaklıyı yüksek meblağlı bir ödeme yükü altına
sokarak menfaatler dengesini de sürekli bozacaktır. Parası olan
alacağını sattıracak, olmayan sattıramayacak.
Kısacası, parası olan kayrılmış, olmayan zora
sokulmuş olacaktır.
Saygıdeğer milletvekilleri, bir
tarafı yapmaya çalışırken başka yerleri yıkmak AK
PARTİ iktidarının alıştığı bir
uygulamadır. Anlaşılan o ki iktidar, alacaklılara şunu
demektedir: Devlet alacağını tahsil etse de etmese de
paranızı alır ama hiçbir şeyin garantisini vermez. Anadolu
tabiriyle, alacağına şahin, vereceğine kargadır. Bu,
yüzlerce yıldır toplumsal bir sözleşme olan devlet kurumunun,
binlerce yıldır yerleşmiş adalet duygusunun yerle bir
edilmesidir. Vatandaş, bu gidişle, İçişleri
Bakanının felsefesine uyarak kendi alacağını kendisi
tahsil etmeye başlayacaktır. Sayın Bakan diyordu ya Siz
yıkın, hukuk arkanızdan gelir. diye, vatandaş da para
yatırmamak için gidecek kendi alacağını almaya
çalışacaktır. Bir ülke düşünün ki içişleri bakanı
hukuksuzluğu, kanunsuzluğu, anarşiyi teşvik etsin. Bu
nasıl bir akıl tutulmasıdır Allah aşkına? Bu tip
yaklaşımları asla kabul etmeyeceğiz ve edemeyiz.
İcra ve İflas Kanunu için bir reform
istiyorsanız baştan sona bütün uygulamaları ele alarak, ortak
akılla yepyeni bir İcra ve İflas Kanunu ortaya
koymalısınız. Gündem değiştirmek için ikide bir
Anayasayı değiştireceğiz. diye ortaya
çıkacağınıza Bugün de şu İcra ve İflas
Kanununu baştan sona yapacağız. deyin, milletimiz bir rahatlasın.
Ciddi bir şekilde devlet yönettiğinizi anlayalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) Ama
siz, bunu diyecek zihniyete erişene kadar iktidardan uçup gideceksiniz.
Hazreti Ömer'in adaleti yolundaki, Hazreti Ali'nin
ilmi yolundaki İYİ Parti bütün bu sorunları inşallah
iktidara gelerek çözecektir diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 9uncu
maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun
106ncı maddesinde yapılan değişikliğin üçüncü
fıkrasındaki olarak ibaresinin teklif metninden
çıkarılmasını teklif ederiz.
Alpay Antmen Rafet Zeybek Süleyman Bülbül
Mersin Antalya Aydın
Zeynel Emre Aydın Özer Ali Haydar Hakverdi
İstanbul Antalya Ankara
Ömer Fethi Gürer Turan
Aydoğan
Niğde İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH
TOPRAK (Adıyaman) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Sayın Ali Haydar Hakverdi.
Buyurunuz Sayın Hakverdi. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık yirmi ay önce, 5275
sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun geçici 9uncu maddesinde Meclisimiz tarafından bir
değişiklik yapıldı ve açık cezaevinde bulunan
mahkûmlar, açığı hak eden ama kapalıda bulunan mahkûmlar ve
denetimli serbestlik hükümleri gelen mahkûmlar pandemi sebebiyle salıverildi
ve o dönem 88.767 hükümlü pandemi sebebiyle izinli sayıldı ve
salıverildi. Geçici 9uncu madde kapsamında Adalet
Bakanlığına da yetki verildi ve ikişer aylık
sürelerle, pandemi doğrultusunda, uzatma yetkisi verildi. Bu yetki bu
ayın sonunda, ayın 30unda doluyor ve yaklaşık 90 bin
kişi bu uzatmanın yenilenmesine dair bir beklenti içerisinde.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Parmak
oynatsınlar artık canım.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) Bu 90 bin
kişi aslında annesiyle, babasıyla, kardeşi ve
çocuğuyla 500 bin kişiyi etkiliyor ve buna dair Meclisimizden bir karar
bekleniyor. Şimdi, bu mahkûmlar yaklaşık yirmi aydır
dışarıdalar zaten ve maalesef, güvencesiz işlere
girmişler, pazarda, kahvede çalışmaya
başlamışlar; aileleriyle kaynaşmışlar ve topluma
adapte olmuşlar. Tam da bu nedenlerle, bu tarihte
Yani yaklaşık
yirmi ay önce mesela günlük ölüm sayıları 100 iken, bugün
200-250lerde. Bugün 200-250lerdeyken yeniden bir uzatmaya ve yeni bir
düzenlemeye ihtiyaç var. Buna dair gruplar arasında bir uzlaşı
ve bir uzatma konuşuluyor, bugün çıkması da bekleniyor. Umarım
AK PARTİ son anda bir refleks, bir cayma göstererek bu beklentiyi
boşa çıkarmaz ve mahkûmun ve ailelerinin beklentisini
karşılar diye düşünüyoruz. Bu durum aslında cezaevi
yetkililerini de ilgilendiren bir durum çünkü cezaevlerinin kapasitesi bugün
260 binken 300 bin tutuklu ve hükümlü var. Bunların gelmesiyle beraber
yine kapasite fazlası olacak ve bundan kaynaklı zaten zorda kalan
idare de bu pandemi koşullarında, daha zor koşullarda bu durumu
idare etmek zorunda kalacaktır.
Değerli arkadaşlar, Meclisimizin
İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak ve bir alt komisyon, Hükümlü ve
Tutuklu Hakları İzleme Alt Komisyonu olarak üç yıldır biz
cezaevlerini ziyaret ediyoruz. En son bu ay Kırıkkale, Afyon, Kayseri
ve Tarsus Cezaevlerine ziyaretlerde bulunduk ve buradaki ziyaretlerimizle
ilgili de çok kısa gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Temel
sorun, cezaevlerinin kalabalık olması, infaz koruma
memurlarının sayısının yetersiz olması ve
iaşe bedellerinin düşük olması ve sonrasında bundan
kaynaklanan temel insan hak ihlallerinin yaşanmasıdır. Özellikle
şu pandemi döneminde mahkûmlar hastaneye sevk edilip hastane sonucu tekrar
cezaevine geldiğinde karantina denilen ayrı bir koğuşa
alınıyor, burada en az on beş gün bekletiliyor, sonrasında
da tekrar o koğuşa bir mahkûm gelirse o süre yeniden
başlıyor ve bir on beş gün daha ekleniyor. Yani otuz gün,
kırk gün karantina koğuşunda kalan mahkûmlar var ve bu mahkûmlar
aslında bu kötü koşullarda -özellikle o koğuşlar çok kötü
hâlde, karantina koğuşları- kalmamak için, hastalansalar bile bu
sefer hastaneye gitmekten imtina ediyorlar ve durumları
ağırlaşıyor. Zaten hastanenin koşulları zor;
kelepçeli muayeneler var, bir çekinceleri oradan var. Onun
dışında, karantina koğuşuna girmek istemediklerinden
hastalansalar da hastaneye gitmek istemiyorlar. Ama
yaşadığımız bir husus var: Bir kadın mahkûm,
Tarsus Cezaevi ziyaretimizde kendisini ziyaret ettik. Kadın mahkûm kanser
hastası, hastaneye gitmek zorunda kalmış. Geldiğinde
karantina koğuşuna, daha doğrusu karantina hücresine -tek
kişi kalıyor- konulmuş. Hücresinin kapısının
ağzında
Kendisini ziyaret ettiğimizde, hücresinde lavabo bile
yok yani bulaşıklarını tuvalette yıkıyor. Böyle
zorluklar yaşıyorlar.
Şimdi, başka bir husus daha var. İki
yıldır sevkler kapalı, iki yıldır sevkler kapalı
ama öncesinde de zaten sevkler çok zordu. Şimdi, bir mahkûm bize Ya,
benim annem çok yaşlı, kendi evime çok uzakta kalıyorum. Ben
beş yıldır yaşlı annemi görmüyorum. dedi mesela.
Şu son süreçte açık görüşler de kapalı pandemi sebebiyle.
Şimdi, bir mahkûm dedi ki bize, o da Afyon Cezaevindeydi Ben buraya
girdiğimde evladım çok küçüktü, daha yeni doğmuştu,
kucağıma zor almıştım. Daha yeni yeni
alışıyordu bana, ben cezaevine girdim. Açık görüşler
de iki yıldır kapalı. Ben çocuğumun kokusuna hasret
kaldım. En azından cezaevinde açık görüşte
kucağıma alıp koklayabilirdim. Şimdi camın
arkasından göremiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Hakverdi.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bu açık görüşler de artık
açılmalı. Biz stadyumları açtık ya, 50 bin, 60 bin
kişiyi bir araya topluyorsak artık kontrollü bir şekilde
açık görüşlerin de açılması gerekiyor diye düşünüyorum.
Tabii, aynı zamanda cezaevinde infaz koruma
memurlarının da ciddi sıkıntıları var. Adamlar bu
süreçte on gün, yirmi gün evlerine gidemedi. Cezaevine geldi, ailesinden uzak
on gün, yirmi gün cezaevinde görev yaptı ve sonra gitti. Onlar da çok
ciddi sıkıntılar yaşıyor ve geçen hafta,
geçtiğimiz hafta başında ceza infaz koruma
memurlarının sorunlarının çözülmesi için buraya bir teklif
verdik, maalesef, AKP ve MHP oylarıyla da reddedildi. Onların
sorunları çözülmediği sürece, mahkûmların durumları
iyileştirilmediği sürece, bu ülkede AKP olduğu ve AKP'nin
ekonomik düzeni böyle olduğu sürece bu sorunlar gerçekten çözülemez
diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 9uncu maddesinde geçen şekilde
ibaresinin biçimde şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali Kenanoğlu Züleyha Gülüm Kemal Peköz
İstanbul İstanbul Adana
Mahmut Celadet Gaydalı Murat Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis İzmir Kocaeli
Dersim
Dağ
Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH
TOPRAK (Adıyaman) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Diyarbakır Milletvekili Sayın Dersim Dağ.
Buyurunuz Sayın Dağ. (HDP
sıralarından alkışlar)
DERSİM DAĞ (Diyarbakır)
Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; dil, bir milletin duygu
ve düşüncelerini ileri taşımasını sağlar.
Milletler, diller aracılığıyla kültürlerini bir sonraki
nesle aktarır. Bu, dünyanın her yerinde böyledir. Gelin görün ki
Kürtlerin kendi dillerinde konuşması, müzik yapması, sanat
yapması, mevlit ve kitap okuması suç hâline getiriliyor. AKP Hükûmeti
döneminde, Kürtçe rahat konuşulan dil hâline gelmedi, aksine,
konuşulması yasaklanan duruma geldi. Bu baskıcı ve
yasakçı zihniyet son günlerde iyice görünür hâle geldi. Geçmişten
bugüne değil, son bir iki ayda yasakçı zihniyetinizden örnekler
vereceğim.
İki gün önce, Kürt sanatçı Mem
Araratın konseri, Kürtçe şarkı gerekçesiyle iptal edildi.
Belediye yetkilileri Konserde Kürtçe şarkı
çalınacağını bilmiyorduk. Keçiören Belediyesi olarak buna
izin vermeyeceğiz ve bu yüzden tek taraflı olarak sözleşmeyi
feshediyoruz. şeklinde açıklamada bulunarak Kürtçeye ilişkin
açıkça nefret suçu işlemiştir. Aynı şekilde,
Mezopotamya Kültür Merkezinin 30uncu kuruluş yıl dönümünde,
çeşitli illerde yapmak istediği konser ve etkinlikler Özgürlüğü
tehlikeye sokar. gerekçesiyle yasaklandı. Sorarım size: Kürtçe
şarkı söylemek kimin özgürlüğünü ihlal etmektedir? Bir dili
yasaklamak hangi demokrasi ilkesinde var? Bahaneye kılıf uyduranlar
var, bir de gerekçe sunmadan Ben yaptım, oldubitti. diyenler var.
Gerekçe bulamayanlardan bir tanesi de İstanbul
Fatih Kaymakamlığı, Dawiya Dawi isimli Kürtçe stand up
gösterisi etkinliğini yasaklayan Kaymakamlık, gerekçe sunmadan oyunu
yasaklandı. Ayrıca, aynı Kaymakamlık Ölüm Uykudaydı
adlı Kürtçe tiyatro oyununun gösterimine dört saat kala oyunu
yasakladı.
Cezaevlerinde tutukluların aileleriyle Kürtçe
konuşmaları yarıda kesiliyor, tutuklulara Kürtçe
konuştuğu için disiplin cezaları veriliyor. Cezaevlerine Kürtçe
kitapların gönderilmesi engelleniyor. Cezaevlerine gönderilen
kıyafetler renkleri gerekçe gösterilerek tutuklulara verilmiyor. Kürtçe
mevlit okuduğu gerekçesiyle 76 yaşındaki Ali Boşnakı
tutukladınız ve Ali Boşnak cezaevinde hayatını
kaybederken sizler sadece seyirci kaldınız. Elâzığ
Cezaevinde aralarında DTK Eş Başkanı Leyla Güvenin de
bulunduğu 9 kadın tutuklu hakkında, Kürtçe şarkı
söyledikleri gerekçesiyle soruşturma başlatıldı ve
iletişim ve görüş cezası verildi. Cezaevinde açlık grevine
girdiği gerekçesiyle hakkında örgüt üyeliği iddiasıyla dava
açılan Dilan Oynaşın Kürtçe tercüman talebine karşı
mahkeme 500 TL istedi.
KADES uygulaması 6 dilde hizmet vermeye
başlarken Kürtçe dilini seçeneklerine eklemedi, Kürt kadınlarına
Siz ölün. mesajı verildi. Bitlisteki bir camiye asılı olan ve
5 dilde ayet yazılı olan tabeladan Kürtçe çıkarıldı.
Hozan Arhat, İstanbul Beykozda, bir düğün etkinliğinde Kürtçe
şarkı söylediği gerekçesiyle gözaltına alındı.
Diyarbakır ve Mardinden Afyona mevsimlik tarım işçisi olarak
giden işçiler Kürtçe konuştuğu için terörist denilerek
ırkçı saldırıya uğradı, saldırıda 7
kişi yaralandı.
Dünyanın dört bir yanında 50 milyonu
aşkın kişinin konuştuğu bir dil, buradaki tutanaklarda
yani Mecliste bile bilinmeyen bir dil nitelemesine maruz kalıyor. Bin
yıldır Kürtlerle aynı coğrafyada yaşıyoruz. Bu
ülkede bütün yurttaşlar eşittir. Hepimiz din, dil, kültür
kardeşiyiz. demagojisini ezelden beri sürdürüyorsunuz.
Sizin Kürtlere ve Kürtçeye
düşmanlığınız sadece burayla sınırlı
değil, düşmanlığınız sınır ötesini
aşmış durumda. Afrin, yüzde 90ı Kürtlerin yerleşim
yeri olan bir kent. Son üç yıldır savaş suçlarına
bulaşmış grupların aileleriyle doldurulan Afrinde Kürtçe
isimler değiştirilip Türkçeleştirildi, okullarda Kürtçe dersleri
müfredattan çıkarıldı.
Etinizle kemiğinizle Kürtlere
düşmanlık yapıyorsunuz. Yasaklarla yarattığınız
korku ve şiddet iklimi, Kürtlerin Kürtçe konuştuğu her yerde
saldırıya uğramalarına hatta öldürülmelerine sebep oluyor.
İnsanların dili yüzünden öldürüldüğü bir ülkede hamasi siyasi
söylemlerinizin karşılığı yok. Kürtler birçok zorba
hükûmet gördü ama hiçbirinin karşısında diz çökmedi; dilini
konuşmaktan, kültürünü ileriye taşımaktan vazgeçmedi, bundan
sonra da vazgeçmeyecek ve sizin Kürt düşmanlığınıza
karşı sizi tarihe gömecek. Buradan, müjdeyi tüm halklara bizler
verelim: Günden güne eriyor, yok oluyor, gidiyorsunuz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan...
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
46.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağın 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 9uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kayıtlara geçmesi için ifade ediyorum;
herhangi bir konuşmaya ilişkin bir cevap niteliğinde de
değil, tarihin yargılamasından da geçecek bir süreç. Kendi
devletinin resmî Kürtçe kanalı olan bir ülkede Kürtçenin suç olması,
yasak olması söz konusu olabilir mi?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ya, örnekleri
saydı, örnekleri. Tek tek örnekleri saydı.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu ülkede eşit
vatandaşlık söz konusu; Kürtüyle, Arapıyla, Türküyle,
Türkmeniyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, Çerkeziyle, Romanıyla.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Nakaratı
uzatmayın.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Biz 85 milyon
kardeşiz ve herhangi bir vatandaşımıza karşı bir
haksızlık, hukuksuzluk söz konusu olursa devlet, bütün hukuk sistemi,
bütün teşkilatıyla o haksızlığı,
hukuksuzluğu ortadan kaldırmak üzere seferberdir. Bunu hepimiz
biliyoruz.
Bakınız, eğer biz kardeşlik
hukukumuza karşı ayrıştırıcı bir dil
kullanacak olursak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Gerçeklerden bahsetmiyorsunuz.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ezber ya!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Ezber,
retorik.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
ve tümel
değerlendirmelerle alıp da bir lafı, nereye gittiğini
bilmeden
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sizin gibi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
nasıl bir hedefe
gittiğini bilmeden konuşulduğu takdirde, bunun elbette milletimiz
nezdinde bir karşılığı olacak.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sizin
yaptığınız gibi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ve bakınız,
bugün, Türkiyede, doğuda yaşayan
vatandaşlarımızın, Kürt
vatandaşlarımızın özellikle
ayrıştırıcı bir dil kullanımı üzerinden ne
kadar acı çektiklerini, ne kadar sıkıntı
yaşadıklarını onlar bizden daha iyi biliyor, merak etmeyin.
Yani özellikle bu dilin mağduru Kürt
vatandaşlarımızdır, böylesi bir dilin.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) İşte
biziz onlar, onlar dediğiniz biziz, biz! Bizden daha iyi bilemezsiniz.
Onlar biziz, biz!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Dinle! Dinle!
Saygısız!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Oradan sus sen!
Vallahi billahi ya!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Saygısız!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Hep sen mi
bağıracaksın!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Saygısız!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Saygısız
sensin!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Şu anda, Türkiye
Cumhuriyeti devletinde Kürtçe kanal var yani devlet kanalı. Kürt
vatandaşlarımızdan Türkçe bilmeyenler varsa onların
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Müsaade edin,
bunları anlatalım, bu kadar
Böyle bir dil olmaz.
BAŞKAN Tamamlayın efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Kürt
vatandaşlarımızın izleyebileceği, takip
edebileceği devlet televizyonunu kurmuş bir Hükûmetiz, bir devletiz
biz. Nasıl Kürtçe yasak olabilir? Kürt
vatandaşlarımızın dili önünde bir engel söz konusu olursa
bunu biz kaldırırız, o engelin önünde öncelikle biz dururuz,
buna müsaade edemeyiz.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Tek tek örnek verdi,
tek tek
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Adınızda
adalet de yazıyor, adalet de var.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda, Türkiyede
Türküyle Kürtüyle, Lazıyla Çerkeziyle, Alevisiyle Sünnisiyle
kardeşlik hukukumuza, maalesef, hançer çekenler, ihanet edenler, dün
Saddam Hüseyin üzerinden Halepçede katliam yaptılar
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Roboskide yaptınız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
aynı ihanet
odakları, bugün PKKya, PYDye, YPGye silah göndererek Kürtüyle
Türküyle Arapıyla yine kardeşliğimize ihanet ediyorlar.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Ne
zaman buraya gelecek diye bekliyordum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Onun için bu ihanet
yollarını kapatmış bulunmaktayız. Ne kadar gayret
edilirse edilsin, buna müsaade etmeyeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Roboskide ne
yaptığını bir anlat, Roboskide! O katlettiğiniz
çocukları anlat!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bitmedi efendim.
BAŞKAN Peki, bitirelim efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bitiriyorum, son cümle
Dün Halepçeyi konuştuk burada, dün Halepçeyi
konuştuk; Halepçe katliamı, Halepçe cinayeti, Halepçe ihaneti
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Roboskiyi
konuşalım, Roboskiyi
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İşte, o
ihaneti gerçekleştiren Saddam Hüseyine o silahları gönderenler,
bugün aynı silahları PYDye, YPGye, PKKya gönderiyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Niye
bağırıyorsun?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kürtlerin,
Arapların, Türklerin, Türkmenlerin kardeşliğine ihanet ediyor.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Böyle
bağırarak sanki üstünlük sağladığını mı
düşünüyorsun? Ezberleri herkes biliyor! Kürtlere sor bir de!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Halepçeyi
unutmayın, Halepçeyi!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Roboskiyi
unutmayacağız, Roboskiyi!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - O Halepçeyi yapanlar,
bugün PYDye de silah gönderiyor, PKKya da silah gönderiyor
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Biz Roboskiyi
unutmuyoruz, Roboskiyi!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Size rağmen
Kürtlerin haklarını biz koruyoruz, size rağmen!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kimi
koruyorsunuz? Kimi korudunuz?
BAŞKAN Sayın Beştaş
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Kürtlerin
haklarını size rağmen biz koruyoruz! (HDP sıralarından
gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Öyle mi?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Şov yapma! Şov
yapma!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kürtleri öldüren
PKK/PYD-YPG!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Roboskiyi
unutmayacağız, Roboskiyi!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Kaldırın
aranızdaki bağı! Ya, Kürt vatandaşlarımızdan
binlerce katletti, inim inim inledi Kürt vatandaşlarımız!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Cahit
Bey, söz hakkınız bitti, müsaade ederseniz ben konuşayım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) E, sen soruyorsun, biz
de cevap veriyoruz. Kim öldürdü? diyorsun da, ben cevap veriyorum. Sen
sormadın mı?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Sen hiç susmuyorsun
ki!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Şov
yapma ya! Bir sus!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Müsaade
eder misiniz
Lütfen, müsaade eder misiniz
CAHİT ÖZKAN (Denizli) E, sen sordun, ben de
cevapladım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
arkadaki vekile sordum, size değil.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hayır, bize, bizim
tarafa baktın, grup olarak.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, söz alabilir miyim?
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
47.-
Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler.
Bizim haklarımızı
koruyorlarmış da, Kürt halkının haklarını.
Eğer hakları korumak katliam yapmaksa ve katliam yapanları
cezasız bırakmaksa, evet, haklar korunuyor gerçekten. Roboski
katliamının, Dedeoğlu katliamının daha kanı
kurumadı, daha bunun hesabını vermediler. İktidar olarak,
bugün, Kürt halkına yapılanların tam da arkasında
duruyorlar. Ellerinde pamuk bir eldiven ama demirden bir eldiven var, her yerde
vuruyorlar, hiçbir hakkı kabul etmiyorlar ama yeri geldiğinde büyük
bir kardeşlik edebiyatı yapıyorlar. Kardeşlik mücadelesi
veren biziz, Halkların Demokratik Partisidir; eşitlik mücadelesi
veren Halkların Demokratik Partisidir.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hadi oradan! Hadi
oradan!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) O rolünü iyi
oynuyorsun, o rolünü iyi oynuyorsun!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hadi oradan! Hadi
oradan! (HDP sıralarından gürültüler)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Grup Başkan
Vekiliniz konuşuyor ya.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sen de
arkadaşını sustur.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Onlar
çıkıp...
BAŞKAN Sayın Beştaş,
buyurunuz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Sen ancak oradan
bağır.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Ya, kes
kesini ya!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) PKKnın
öldürdüğü Kürtleri nereye koyacaksınız? Kürtlerin
haklarını savunmak için mi PKK Kürtleri öldürdü, buna cevap verebilir
misiniz? (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Biz neyiz burada, biz
neyiz?
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Ya, kes
sesini ya!
MURAT ÇEPNİ (İzmir) TÜGVAcılar
sizi!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Kaç Kürtün
kanına girdiniz!
BAŞKAN Sayın Beştaş, siz
buyurun efendim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ne bakıyorsun?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Çok
güzelsiniz, ağzınızı eğiyorsunuz, ona bakıyorum;
bir milletvekiline çok yakışıyor!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne demek o?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Çok güzelim, evet,
çok güzelim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Dil
çıkarmak ve ağız eğmek çok yakışıyor
gerçekten!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne demek?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ben dil
çıkarmam, hayatta dil çıkarmamışım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bakın, bakın, ne yapıyor?
BAŞKAN Sayın Beştaş
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ben o kadar
saygısız bir insan mıyım senin gibi!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Ağzınızı eğmediniz mi? Ağzınızı
eğmediniz mi?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ağzımı
eğmedim, bak.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Daha
önce dilinizi çıkarmıştınız.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ben dil
çıkarmam, yalan söylüyorsunuz, yalan söylüyorsunuz!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Çok
yakışıyor, çok!
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tam size
yakışan bir hareket, tebrik ediyorum!
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Yalan
söylüyorsunuz dil çıkarmam.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, TRT Kurdî de TRT de...
OYA ERONAT (Diyarbakır) Yalan söylüyorsun,
yalancısın!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) ...AKP
borazanlığı yapmak dışında hiçbir iş
yapmıyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Yalancısınız!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) TRT
Kurdî de Türklük propagandası yapıyor.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hepiniz
yalancısınız!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bugün
Türkiyede Kürtçe bilmeyen bir kadın, bir yaşlı, doktora
gittiğinde bile yanında tercüman götürmek zorunda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Bütün doktorlar
Kürtçe biliyor, yalan söylüyorsun! Hepsi Kürtçe biliyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz
defalarca kamu hizmetlerinin kendi ana dillerinde yapılması için
kanun teklifleri verdik, araştırma önergeleri verdik. Hepimiz bunun
tanıklığını yapıyoruz. Bugün, doktora bile, Kürt
kadınları, özellikle, Türkçe bilmeyenler ve okula gitmeyenler
yanlarında çocuklarını, kardeşlerini, eşlerini götürüp
kendi hastalıklarını anlatmaya çalışıyorlar.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Doktorların
hepsi Kürtçe biliyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) THY 16
dilde anons yapıyor, Kürt dilinde yapılmıyor. Bunları her
gün saymak istemiyoruz. Kürtler ne yaşadığını biliyor,
biz ne yaşadığımızı biliyoruz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Belli, belli (!)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Onlar
burada hamasetle Kürtlerin hiçbir hakkı gasbedilmedi. diyerek bunu yok
sayamazlar. Yani bu ülkede ayrımcılık ve Kürt
düşmanlığı AKP döneminde zirve yapmıştır.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Yazıklar olsun
size, yazıklar olsun!
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Kürt
halkının temsilcisi siz değilsiniz Hanımefendi! Kürt
halkının temsilcisi HDP değildir!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bugüne
kadar var olan kazanımlar da Kürt halkının vermiş
olduğu mücadelenin sonucudur, ödemiş oldukları büyük bedellerin
sonucudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Yazıklar olsun!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kimse
gelip, lütfedip TRT Kurdîyi ya da şunu bunu kurmadı. AKP Genel
Başkanı kürdistan illerine gidince, coğrafyasına gidince,
kendisine ...(x) afişleri
asılıyor ama biz gittiğimizde herhangi bir Kürtçe yazı
astıramıyoruz. Kendilerine gelince şov olsun diye Binali
Yıldırım gidip kürdistan mebusları diyor ya da kendileri
kürdistan lafları kullanıyor ama Kürtler bunu söyleyince bir
saldırıya maruz kalıyor. Yani diyorlar ki: Biz söylersek tamam
ama siz söylerseniz olmaz. En son Batmanda, ya, on yıllardır -kaç
yıllıktır bilmiyorum ama herhâlde elli yıllık bir
parçadır-
(x) diye bir parça var;
Erdoğanı karşılarken o Kürtçe ezgi, parça
çalındı, oradan Kürt çıkarıldı ya, parçanın
orijinalinden
(x) bölümü
çıkarıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Zorunuza gitti
herhalde, zorunuza gitti!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bundan
daha büyük bir ayrımcılık ve düşmanlık olabilir mi?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Zorunuza gitmiş,
belli belli; çok zorunuza gitmiş! Çok zorunuza gitmiş, o
anlaşıldı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Oya
Eronat, siz yorulmuyorsunuz ama
OYA ERONAT (Diyarbakır) Yorulmam.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
biz hiç
yorulmayız, hiç yorulmayız.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Hiç yorulmam.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kürt
halkının yüz karasısınız! (HDP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Aa, bak
OYA ERONAT (Diyarbakır) Sensin yüz
karası! Terbiyesiz!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
OYA ERONAT (Diyarbakır) Sensin yüz
karası!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
bu şekilde
OYA ERONAT (Diyarbakır) Başkan, söz
istiyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu ifadeyi
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Hakaret etti, söz
istiyorum.
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) Sizin için bütün
şehit aileleri yüz karası, değil mi!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu ayrımcı
bir dildir, nefret suçu vardır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Baştan beri Yalan! diye bağırıyor ya.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Söz istiyorum.
BAŞKAN Bir saniye, söz vereceğim
efendim.
Buyurun.
48.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Grup
Başkan Vekilinin nefret suçu içeren ve ayrımcı bir dil kullanan
bu yaklaşımını kabul etmiyoruz, aynen iade ediyoruz! Bunun
kabulü mümkün değil.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Grup Başkan
Vekilimiz konuşurken sürekli oradan müdahale ediyor, biz sizi dinliyoruz
ama.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Diğer taraftan,
bütün bu konuşmalar biraz önce hatibin konuşmasıyla
başladı. Hatibin konuşmasına
baktığımızda, İç Tüzükümüze göre, bakınız,
devlete, millete ve bütün değerlerimize alenen hakaret içeren ifadeler
var. Şu an itibarıyla oturuma ara verilip, tutanakların
değerlendirilmek suretiyle içerisindeki Meclis İçtüzüğünde
belirtilen aykırı ifadelerin çıkarılması
gerektiğini düşünüyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hadi ya,
hangisi?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sabahtan beri
kardeşlik edebiyatı yapıyordun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Diğer taraftan,
bakınız, AK PARTİ hükûmetleri döneminde, özellikle özgürlük
noktasında, dil, etnik kimlik ifadesi noktasında ne özgürlükler
yapıldı; nereden nereye geldik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Ya,
sizin bu saçmalıklarınızı dinlemek zorunda mıyız
biz ya!
BAŞKAN Buyurun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Dil, etnik kimlik,
siyasal düşünce, fikir, her türlü özgürlüğün önünü açtık.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Ya, Cahit
Özkan, bunları sıralayınca olmuyor ya, sıralayınca
olmuyor o işler yani.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakınız,
düşünebiliyor musunuz bu ülkede Kürt düşmanlığı
Kürtçe düşmanlığı ifadelerinin asla muhatap
olmayacağı bir parti varsa o da AK PARTİ Grubudur.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Herkes
yaşadığını biliyor, herkes
yaşadığını biliyor ya! Sen böyle dedin diye böyle
olmuyor yani o.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Ya, Kürtün
kendisine tahammülünüz yok, neden bahsediyorsunuz?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Düşünsenize; PKKnın,
PYDnin, YPGnin öldürdüğü binlerce Kürt vatandaşımız var,
bunların hesabı verildi mi?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Sen öyle
dedin diye öyle olmuyor ya, gerçek o değil ya!
MURAT ÇEPNİ (İzmir) AKPnin Kürtü
olmayınca çıldırıyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kürt dilini, devletin
resmî kanallarında yayın organı hâline getirdik.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) AKPnin Kürtü
olmayınca çıldırıyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Siyasi propaganda,
sinema, video, müzik eserlerine dönük eskiden yasaklar vardı, biz
kaldırdık.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Şimdi de var,
şimdi de. Daha dün
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tutuklu ve hükümlülerin
kendi ana dilinde avukatlarıyla ve yakınlarıyla görüşmesi
mümkün değildi, biz bu özgürlüğü getirmişiz, nasıl Kürt
düşmanı olabiliriz, nasıl Kürtlere düşman olabiliriz!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Düşmansınız, düşman
Düşmansınız!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Biz bu ülkede
Kürtlerin, bütün vatandaşlarımızın dillerinin ve etnik
kimlik ifadelerinin teminatıyız.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Samimi
değilsiniz, riyakârsınız!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Kürt
sorunu yoktur. diyen sizsiniz, sizin Başkanınız Kürt sorunu
yoktur. diyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bitmedi;
üniversitelerde farklı dil ve lehçelerde Kürtçe dilinde akademik
çalışmaların yapılmasının gereğini,
altyapısını kurduk. Artuklu Üniversitesi; biz yaptık.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) 6 öğretim
üyesini niye attınız orada? 6 öğretim üyesini niye
attınız? Bölümü kapattınız, haberin yok; bölümü
kapattınız, haberin yok.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bunların
ortaöğretim kurumlarında seçmeli ders olarak okutulabilmesini biz
yaptık.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Kapattınız, kapattınız, haberiniz yok.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) PKK terör örgütü Kürt
çocuklarımızı öldürürken biz okullarda Kürtçe dilini seçmeli dil
hâline getirdik.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bir öğretmen
atamadınız, öğretmen. On yıldır bir öğretmen
atamadınız.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Seçtikleri
zaman Öğretmen yok. diyorsun ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kim Kürt
düşmanı? Kim Kürt katili? İşte, PKK/PYD-YPG!
Bitmedi Başkanım, saymakla bitmiyor.
Mademki böyle bir cümle açıldı, söyleyeceğiz.
BAŞKAN Sayalım, bitirelim o zaman.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Farklı dil ve
lehçelerde eğitim yapan özel okulların açılmasını
mümkün hâle getirdik. Klavye özgürlüğü bile yoktu, düşünebiliyor
musunuz. Biz yapmışız. Hâl böyleyken
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Kürt
halkını katlederek mi özgürlük sağlıyorsunuz!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başkanım, mikrofonu
açın.
BAŞKAN Mikrofonu açalım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Klavye özgürlüğü
bile yokken, istediği dilde klavyede yazamazken bu özgürlüğü de biz
getirdik.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kürtlere sorun
Kürtlere, Kürtler biliyor sizin ne yaptığınızı, Kürtler
biliyor, biz biliyoruz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
İki yılda 20 çocuğu öldürdünüz, 20 çocuğu katlettiniz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Diğer taraftan,
PKK ne yaptı? PKK terör örgütü, YPGsi PYDsi Kürt
çocuklarımızı, kızlarımızı,
evlatlarımızı dağa kaçırdı.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Biz biliyoruz, biz
biliyoruz sizin ne yaptığınızı.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Halkı yok
ederek mi özgürlük sağlayacaksınız!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Kürt
çocuklarını öldürmek serbest size göre!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İşte,
Diyarbakır Anneleri onların bekçileri. Bitti mi? Hayır.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Silopide panzerle ezdiğiniz çocukları, insanları
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Katliamlarınızı sıralayın,
katliamlarınızı!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yine, orada ekonomik
olarak Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı
sıkıntıların arkasında, PKK terör örgütünün bölgeyi
istikrarsızlaştırma gayreti vardır.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Roboskiye gel,
Roboskiye.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Kepenk kapatma için
ellerinden gelen ihaneti yaptılar. Siz aranıza bir çizgi
çekebilseydiniz bunlar olmayacaktı.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) İl
binamıza girip Deniz Poyrazı katlettiniz.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Özkan, teşekkür ediyoruz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda, Türkiyede
anayasal hukuk düzenimiz Kürtlerin, Arapların, Türklerin, Türkmenlerin,
Alevilerin, Sünnilerin anayasal özgürlüklerinin, güvencelerinin,
haklarının hukuklarının teminatıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Şov yapmasın
Başkan, yeter ya! Bunun bir sınırı olmalı.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Özkan.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Dediğinize
acaba kendiniz ikna oluyor musunuz, merak ediyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siz
Kürt çocuklarını katletmeye devam ediyorsunuz!
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Söylediğinize
kendiniz inanmıyorsunuz, neden bahsediyorsun ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu teminatı
PKKya, PYDye, YPGye ve onun uzantılarına asla ezdirmeyeceğiz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Müsaade eder misiniz Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Neye
müsaade edeyim?
BAŞKAN Yani bu, şu andaki
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sataşma yok
efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sataşma yok mu?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Nasıl
yok ya!
BAŞKAN Lütfen
Bir şey söyleyeceğim
de
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bir tane kelime
kullandım mı? Efendim, hangi konuda sataşmışım?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) Allah
Allah ya! Ayıp ya!
BAŞKAN O zaman böyle devam edelim gitsin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Edelim
Başkan, edelim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Edelim Başkan.
Beş saattir konuşuyor ya! Sabahtan beri şov yapıyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hayır, efendim,
ben verileri anlattım, sadece yapılanları anlattım, PKK/PYD
dedim.
BAŞKAN Sayın Beştaş, buyurunuz
efendim.
49.-
Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, AKP iktidarı bir tek şeyin teminatı
olabilir; inkârın, asimilasyonun, hukuksuzluğun, kumpas
davalarının ve siyasi terörün ancak temsilcisi olabilir.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Haydi bakalım!
PKK/PYD diyecekti galiba.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Biz, sen
konuşurken dinliyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Evet,
onların dili Ali. diyor, ama gözleri Muaviyeye bakıyor. Gerçekten
gerçeklik tam da budur(!) (HDP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Japonyayı Sayın Cahit Özkan çok iyi bilir.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Konuya cevap veremeyince
Japonyaya döndü, çok güzel oldu.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Çok iyi
bilir, dün açıklaması epeyce gündem oldu. Ya, sizin Kürtçeye
düşmanlığınız yok da Japonyada Kürt Dili Bölümü
açıldı, Dışişleri Bakanlığınız
niye baskı yaptı? Kürtçe eğitim verilmesin diye Japonyaya kadar
baskı yaptılar. (HDP sıralarından alkışlar)
Dünyanın her yerinde Kürt diliyle sorunları var, Kürtlerle
sorunları var; bu hikâyeleri bize anlatmasınlar.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Türkiyede Kürtçe
akademik bölümler var, orada eğitim alabilir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Şimdi, bunun haricinde, dediğim gibi Sayın Başkan,
uzatmamak için, uzatmamak için söylemiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hani,
hep diyorlar ya Biz yaptık, biz verdik. Onlar hiçbir şey
yapmadı, bu bir mücadeledir; Kürt halkı dilini kullanmasaydı,
bugüne kadar getirmeseydi, bunun mücadelesini vermeseydi, hiçbir adım
zaten atılmazdı ve 21inci yüzyılın yeni inkâr döneminin
adı AKPdir. Yeni bir inkâr dönemi başlatıyor, bir yandan
Kardeşlerim. diyor, bir yandan da katliamları aklıyor. Ya,
Kemal Kurkutun katili beraat etti ya, var mı ötesi? Nevrozda
arkasından tek kurşunla öldürüldü ve AKP yargısı beraat
kararı verdi. Kürtlerin hiçbir katiline ceza verilmiyor,
sırtları sıvazlanıyor. Benim arkadaşım Tahir
Elçinin katili bile şu anda lüks koltuklarda gelip oturuyor, uzaktan
ahkâm kesiyor.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Tahir Elçinin
katili kim?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bizim ne
yaşadığımızı tekrar söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Biliyoruz, tamam mı? Burada Düşman değiliz, Kürtlerin oyunu
alırız. diye bir tereddüde girmişler
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Merak etme, hepsi bizde
zaten.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
ama
Türkiyede yaşayan bütün Kürtlere ve Türklere söylüyorum: Bu
çatışma, bu düşmanlık ne Kürte ne Türke bir fayda
getirmez.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bravo! Ha, bunu söyle.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bizim
mücadelemiz Türkiyede yaşayan 84 milyonun aynı koşullarda
yaşamasıdır. Bu ülkeyi bölenler bunlardır, bu zihniyettir,
ötekileştirenlerdir.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Hadi oradan, haddini
aşma!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz, bu
ülkenin gerçekten bir arada, barış içinde yaşaması için
mücadele ediyoruz. Bütün mücadelemiz buna yöneliktir. Türkiyede son
yılların en büyük siyasi cinayeti işlendi; Deniz Poyraz. Hangisi
başsağlığı diledi ya?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Ben diliyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Başsağlığı
bile dilemediler ya.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Siz diliyor
musunuz? Şehitlere diliyor musunuz siz
başsağlığı?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bizim
arkadaşımız binada öldürüldü, kapıda polisler otururken
öldürüldü ve o katilin defalarca Emniyetle görüşmeleri var, hâlâ dosyaya
girmedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bunların hepsini anlatalım mı yani?
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Beştaş, çok teşekkürler efendim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Başkanım
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın
Başkanım, kayıtlara geçmesi için
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.35
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.50
BAŞKAN: Başkan
Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER:
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 21inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
VII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve İstanbul
Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
285) (Devam)
BAŞKAN Komisyon yerinde.
285 sıra sayılı Kanun Teklifinin
9uncu maddesi üzerinde, Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ ve
arkadaşlarının önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
9uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 9uncu madde kabul edilmiştir.
Sayın Eronat, yerinizden bir söz talebiniz
vardı.
Buyurunuz efendim.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
50.-
Diyarbakır Milletvekili Oya Eronatın,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
OYA ERONAT (Diyarbakır) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; az önce, HDP Grubundan Kürtlerin yüz karasısın.
gibi hakarete uğradım. Ben hiçbir ırkın yüz
karalığını veya yüz aklığını kabul
etmiyorum çünkü ben ırkçı bir insan değilim, öncelikle bunu
söyleyeyim. Ben bu ülkenin bir vatandaşıyım ve ben bu ülkenin
yüz akı olduğuma inanıyorum çünkü
ayrımcılığa karşıyım, ırkçılığa
karşıyım. Sürekli, Kürtler ile Türklerin arasındaki
ayrımcılıktan bahsediliyor; bu ülkede Kürtlerin yüzde 58i
batıda yaşıyor. Peki, buna ne diyeceksiniz? Bunlar resmî
rakamlar ve bu ülkede resmî olarak 4 milyon Kürt-Türk evliliği
vardır. Bunların çocuklarını nereye böleceksiniz, ne
yapacaksınız?
Bugüne kadar Biz istedik,
haklarımızı aldık. diyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Peki, 2002den önce niye bir hak
alınmamıştı acaba? Kasetlerin arabalardan giderken
tarlalara atıldığını, bir polis arabası
görüldüğünde bütün araba torpidolarının
boşaltıldığını ne çabuk unuttuk. TRT Kurdî
kuruldu bu ülkede, TRT Kurdî. Bütün Kürtçe basına ödüller vermiş bir
insanım; daha bir ay önce iki ay önce yaptım ben bunu.
Şimdi, bu niye zorunuza gidiyor biliyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Batmanda gönülden, sevgiyle
karşılanması ağırınıza gitti; bir.
Tecavüzcü
Coşkun lakaplı teröristin Kandilde öldürülmesi bugün çok
ağırınıza gitti; bu da iki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Nereden nereye getiriyorsun sen de ya! Cevap mı veriyorsun, bir şey
mi söylüyorsun... Hakaret edildi diye çıktın ya!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Bunu
kaldıramıyorsunuz ve kalkıp burada bu
ayrımcılığı bu şekilde yapıyorsunuz.
Deniz Poyraza gelince
Deniz Poyraza Allah rahmet
eylesin. Gencecik bir kız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Son bir
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, 60a göre süre bir dakikadır yani böyle
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Başkanım,
bu safsataya niye izin veriyorsunuz ya.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Eronat.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Deniz Poyraza
başsağlığı dileyeceğim Başkanım.
BAŞKAN Konu anlaşıldı
Sayın Eronat.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Deniz Poyraza
başsağlığı dileyeceğim, bir otuz saniye
istiyorum.
BAŞKAN Dilediniz onu efendim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Otuz saniye
BAŞKAN Siz
başsağlığı dilediniz efendim.
Çok teşekkür ediyorum.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Otuz saniye
istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Teşekkür ederim.
Deniz Poyrazın ölümüne çok üzüldüm çünkü
gencecik bir kızdı ama başka bir şeye daha çok üzüldüm.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Bize
ne ya!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Deniz Poyrazın
babasının, yüzlerce çocuğu katletmiş dağdakilere
Dağdaki aslanlara selam gönderiyorum. diyerek dağdaki çakallara
selam göndermesine de o kadar çok üzüldüm.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Sen o aileyi
ağzına alamazsın, alamazsın! Sen o aileyi ağzına
alamazsın!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Gene, Deniz Poyraza
Allah rahmet eylesin diyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Deniz
Poyrazın babasına sataşmak için mi söz aldınız?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Cevap
vermeyeceğim Başkanım.
VII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve İstanbul
Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN 285 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
10uncu madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
10uncu maddesindeki fıkrasında yer alan ibaresinin fıkrasındaki
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alpay Antmen Süleyman Bülbül Zeynel Emre
Mersin Aydın İstanbul
Rafet Zeybek Aydın Özer Turan Aydoğan
Antalya Antalya İstanbul
Ömer Fethi Gürer İsmail Atakan Ünver
Niğde Karaman
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH
TOPRAK (Adıyaman) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Karaman
Milletvekili Sayın İsmail Atakan Ünver.
Buyurunuz Sayın Ünver. (CHP
sıralarından alkışlar)
İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime Konuşsak tesiri yok,
sussak gönül razı değil. diyerek başlamak istiyorum.
Karşımızda, on dokuz yıldır
iktidar olan AK PARTİ ve son dört beş yıldır kendisine
ortaklık eden MHP'nin oluşturduğu, hiçbir uyarıyı
dikkate almayan bir iktidar bloku var. Susmaya gönül razı
gelmediğinden tesiri olmasa da biz söylemeye devam ediyoruz,
edeceğiz. Cumhur İttifakı, bir
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi icat etti, devletin de
milletin de kendisinin de başını belaya soktu. Öyle bir ucube
ortaya çıktı ki artık devlet yönetilemiyor, yönetilemeyen devlet
milletin hiçbir derdine çare de üretemiyor. Getirdiğiniz bu sistem,
iktidarı destekleyenler ve desteklemeyenler olarak toplumu tam ortadan
ikiye böldüğü, iktidarın sürdürülebilmesi için de yüzde 50+1 sonucunu
zorunlu kıldığı için daha ilk dönem sonrasında kendi
siyasi sonunuzu hazırladınız; hayırlı olsun!
Bu tek adam rejimi nasıl ortaya çıktı
diye baktığımızda, bu sistemin hazırlık
aşamalarında görev alan bir akademisyen ve eski siyasetçinin Tayyip
Bey istiyorum dedi ve yaptırdı. dediğini
hatırlıyoruz yani yönetsel gerekliliğini doğuran bir
durumdan veya akademik bir çalışma sonucu varılan bir kanaatten
yahut siyasi bir zaruretten kaynaklanmamış. Bu sistem nereden icap
etmiş? Birilerinin keyfinin kâhyası öyle istemiş. Erdoğan
bugüne kadar milletimizden ne istediyse aldı; belediye
başkanlığı, milletvekilliği, Başbakanlık,
Cumhurbaşkanlığı, son olarak da tek adamlık. Bugün
ülkeyi getirdiği nokta ortada; yönetilemezlik, öngörülemezlik,
adaletsizlik, liyakatsizlik, işsizlik, yokluk, yoksulluk ve açlık.
AK PARTİ Genel Başkanı, şimdi
Yüzde 50+1in mahzurlu olduğunu anladık. diyerek sistemin
arızalarını kendi penceresinden yorumluyor. Aslında bu bir
itiraftır, sistemin yürümediğinin, tükenişinin
itirafıdır. Kendi kabulü ve itirafından da
anlaşılacağı üzere, Erdoğanın ve Cumhur
İttifakının yüzde 50+1i sağlama imkânı
kalmamıştır. Ne var ki Erdoğan, bu itirafı yaparken
ülkeyi değil, yine kendi pozisyonunu düşünüyor. O istiyor ki: Ne oy
alırsam alayım ülkeyi ben yöneteyim. Ülkeyi yönetirken de kimse beni
denetlemesin, hesap sormasın ve bir monarka, bir padişaha özgü
yetkilerim olsun. Yüzde 50+1le yönetemediği ülkeyi, yüzde 40la, 30la
yönetebileceğini sanıyor; tam bir siyasi körlük.
Aslında her defasında sizi uyardık,
siz ise hep günü kurtarmaya çalıştınız, hep kendi
bekanızı düşündünüz. Ülkenin tüm kodlarıyla
oynadınız, devlet aygıtının her noktasına
müdahale ettiniz yani kantarın ayarını bozdunuz. O kantar
şimdi sizi tartacak; önce seçim ve demokrasi kantarına çıkacaksınız,
orada kaç okka çektiğinizi göreceksiniz, göreceğiz. Artık gitme
zamanının, sandığa boyun eğme zamanının
geldiğini anlayacaksınız. Kurduğunuz yüzde 50+1 tuzağına
kendiniz düşecek ve pılınızı
pırtınızı toplayıp gideceksiniz. Siyasetin matematik
olmadığını da anlayacaksınız. Ha, bu da size ders
olsun.
Eğer sandıkla oynamaya kalkarsanız
başarılı olamazsınız ama demokrasimize, milletin
sandığa olan inancına bugünkünden çok daha fazla zarar
verirsiniz. Bunu deneme potansiyeliniz var mı; var. Mühürsüz referandumda
ve İstanbul seçimlerinde bu yüzünüzü gördük ama şunu bilin: Millet
size öyle bir ders verecek ki, aklınızdan geçirdiklerinizi yapma
fırsatı ve cesareti bulamayacaksınız çünkü siz, ülkede
çoğunluğunu kaybetmiş, millet katında güvenini
yitirmiş, görevden ayrılacağı gün iple çekilen bir
iktidarsınız. O nedenle, kendinizi hâlâ dev aynasında görmeyi
bırakıp, yüzünüzü ülke gerçeklerine dönün. Giderayak da olsa
vatandaşın derdine çare arayın.
Ülke ekonomik ve ahlaki çöküntüde. Millet
fakruzaruret içinde, harap ve bitap düşmüş durumda. Ülkedeki ekonomik
ve ahlaki çöküntünün göstergelerinden biri de İçişleri
Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün uyarı
SMSlerine konu olan suç faaliyetleri. Bazı uyanıklar kendilerini
polis, asker, savcı olarak tanıtıp, iyi niyetli
vatandaşlarımızın devlete ve devlet görevlilerine
karşı olan güvenini suistimal etmektedirler. Failler yakalansa da
çoğu zaman vatandaşın mağduriyeti önlenememektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Devamla) Vaktinde
veya erken yapılacak bir seçim öncesinde ben de bir uyarıyı
yurttaşlarımızla paylaşmak istiyorum. Size ulaşarak,
Ben ekonomistim. veya Biz ekonominin kitabını yazdık. deyip
doları 11 TLye, dış borcu 450 milyar dolara, enflasyonu yüzde
50lere, işsizliği tarihin en üst seviyelerine, benzini ve mazotu 8
liranın üzerine çıkaran; açlık sınırını 3
bin lira, yoksulluk sınırının da 10 bin lira olduğu
bir ekonomik vasatta emeklisinden işçisine, işçisinden memuruna,
vatandaşın çoğunu da bu miktarların altındaki bir
gelire mahkûm eden siyasilere itibar etmeyiniz, inanmayınız. Güzel
sözlerle ve süslü vaatlerle sizden tekrar oy isterlerse de vermeyiniz çünkü
hiçbir gerçek ekonomist bunca uyarıya ve piyasa gerçeklerine rağmen bu
kadar açık şekilde ekonomiyi batağa, ülkeyi yokluğa,
vatandaşı da açlığa sürüklemez.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İcra
ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 10uncu maddesinin birinci
fıkrasında yer alan çıkarılmıştır
ibaresinin kaldırılmıştır ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Hayrettin
Nuhoğlu
İzmir İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH
TOPRAK (Adıyaman) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Hayrettin Nuhoğlu.
Buyurunuz Sayın Nuhoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesi üzerine İYİ Parti
Grubu adına söz aldım. Selamlarımı sunarım.
10uncu madde 2004 sayılı İcra ve
İflas Kanununun 110uncu maddesinde yapılmak istenen
değişiklikle ilgilidir. 106ncı maddedeki değişiklikle
uyumlu olması açısından sadece bir ibare kanun metninden
çıkarılmaktadır. Teklifin tümüne
bakıldığında 2019 yılında Cumhurbaşkanı
tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesine uygun
olarak beşinci yargı paketi olarak sunulan bu teklif esasında
yapısal bir değişiklikten ziyade güncel bazı sorunlara çözüm
getirme amaçlıdır, reformla ilgisi yoktur. Yargı
bağımsızlığı ve tarafsızlığı,
kişisel hak ve özgürlükler, adalete erişebilirlik, uluslararası
sözleşmelere uyum ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararlarına saygılı olma yol haritasıyla ortaya
çıkılmıştı ama hedeflerin hiçbiri
tutmadığı gibi geldiğimiz noktada Anayasa Mahkemesi
kararlarına bile uyulmadığı bir dönemden geçmekteyiz. Bir
torba kanun niteliğinde olması, Komisyonda verilen önergelerimizin
reddedilmesi, virgülüne dokundurulmadan, aceleyle oy çokluğuna dayanarak
Komisyondan geçirilmesi, yapısal bir düzenleme olmaması ve Anayasaya
aykırı maddelerinin de bulunmasını dikkate alarak bu kanun
teklifine karşı olduğumuzu ve hayır oyu kullanacağımızı
beyan ediyorum.
Değerli milletvekilleri, sorunlarını
ve beklentilerini dile getirebilmek için geçen hafta Türkiye Büyük Millet
Meclisini ziyarete gelen 2021 KPSSyle Atama Bekleyen Öğretmenler
Platformu temsilcileriyle görüştüm. Sanıyorum randevu alabildikleri
başka milletvekilleriyle de görüştüler. Görev aşkıyla
yanan, pırıl pırıl gençler çok samimi ve iyi niyetle
kendilerine sahip çıkılmasını istediler. Ben de görevimi
yaparak bu çocuklarımızın arzu ve isteklerini Meclis kürsüsünde
dile getirmek istiyorum. Esasen bir milletvekili olarak seçildiğim günden
beri değişik meslek gruplarına mensup çok sayıda üniversite
mezunu gençlerimizin oluşturduğu platformların temsilcileriyle
görüştüm. Yaşanan büyük ızdırabı bu kürsüden defalarca
dile getirmeye çalıştım. Şimdi, bir defa daha bu kürsüden
bu gençlerimizin ızdırabını, onların isteklerini dile
getirerek ülkeyi yönettiğini zanneden beceriksizlere duyurmak ve
onları uyarmak istiyorum: Biz okuyamadık; siz okuyun, kurtarın
kendinizi. diyen anne babaların, fedakâr ailelerin yokluk içinde
olmalarına rağmen çocuklarının geleceğini düşünen
bir nesilden Okuduk da ne oldu? diyen işsiz çocukların ülkesi
hâline geldik. Bunun sorumlusu kimdir, kimlerdir? (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Yazık değil mi, günah
değil mi bu gençliğe ve onların ailelerine? Bir tarafta yüz
binlerce atama bekleyen öğretmen, diğer tarafta Sayıştay
verilerine göre 100 binden fazla öğretmen açığı var.
2021de KPSSye giren 357 bin öğretmenden 2021 puanıyla sadece 12.697
öğretmen ataması yapılmıştır. Öğrenci ve
derslik sayısı sürekli artarken öğretmen atamalarında
yıllara göre bir azalma olduğu görülmektedir. 2016 ve 2017
yıllarında 18 bin civarında olan atamalar 2018deki genel
seçimler, 2019daki yerel seçimler söz konusu olunca 35 bini geçmiş, 2020de
tekrar 18 bine düşmüştür. 2021de ise 15 binin altına kadar
düşmüştür.
Diğer taraftan, öğretmenlikle ilgisi
olmayan 70 bin civarında başka meslek mensuplarının ücretli
öğretmen olarak görev yaptığı iddia edilmektedir. Elbette
onların da ekmek parası için çalışması gerekir. Onlara
da kendi mesleklerine göre iş imkânlarını sağlamak
iktidarın görevi olmalıdır. Bu, sürdürülebilir bir durum
değildir. Atama Bekleyen Öğretmenler Platformu temsilcilerinin
istekleri çok anlaşılabilir, haklı isteklerdir. Karmasız
olarak, 2021 KPSS puanıyla ilk etapta 50 bin öğretmen ataması
yapılmalıdır. Bu atamalarda branşlar için verilecek
kontenjanlar da adil olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) Bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Değerli
milletvekilleri, bu ülkenin gençliği ileriye umutla bakamıyor, büyük
çoğunluk gözünü yurt dışına çıkabilme
fırsatlarını aramaya çevirmiştir. Okuyup emek verdiği,
severek yerine getireceği görevleri yapmak, ailelerine artık yük
olmaktan kurtulmak, onlara yardımcı olmak gibi istekleri vardır.
İşte, bu sebeplerle iktidarların görevi, bu isteklere kulak
vermek ve bütün gençliğe iş imkânları yaratmaktır.
Bunların gerçekleşmesi için niyeti, gayreti ve becerisi olmayan
iktidarlar da en azından çekip gitmesini bilmelidir.
Siz atanamayan öğretmenler ve bütün işsiz
gençler; umudunuzu yitirmeyin, haklı istekleriniz yerine
getirilmediği takdirde çok beklemeyeceğinizi, yaklaşmakta olan
İYİ Parti iktidarında sorunlarınızı mutlaka
çözeceğimizi ifade ediyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 10uncu maddesinde geçen yer alan ibaresinin bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Kenanoğlu Züleyha Gülüm Dilşat Canbaz Kaya
İstanbul İstanbul İstanbul
Murat Çepni Mahmut Celadet Gaydalı Ömer Faruk Gergerlioğlu
İzmir Bitlis Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH
TOPRAK (Adıyaman) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Dilşat Canbaz Kaya.
Buyurunuz Sayın Canbaz Kaya. (HDP
sıralarından alkışlar)
DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul)
Sayın Başkan, ekranları başında bizleri izleyen
değerli halkımız; Genel Kurula sunulan beşinci yargı
paketi olarak anılan bu kanun teklifinde, pedagogların, sosyal hizmet
uzmanlarının, çocuk alanıyla ilgili STK ve kadın
kurumlarının görüşü alınmamıştır. Teklifle,
çocuk teslimi, çocukla kişisel ilişki kurma gibi birçok önemli konuda
değişiklik dayatılmaktadır. Dayatılmaktadır.
diyoruz çünkü teklif, kanun yapma sürecinde kanundan etkilenecek öznelerden
kopuk ve sonuçları üzerine düşünülmemiştir. Çocuğa nesne
muamelesi yapan anlayışın devam ettiği, kişisel
ilişki kurmanın salt ebeveyn hakkı olarak ele alındığı
bu kanun teklifi çocuğun üstün yararı ilkesine aykırı belirsizliklerle
dolu, kadını şiddetten korumaktan uzak ve cinsiyetçi bir
yapıdadır. Yani teklif cinsiyetçidir çünkü TÜİK verileri
uyarınca, boşanan ebeveynlerde velayetin yüzde 70inin anneye
verildiğini bilmekteyiz.
Kadın, çoğunlukla, erkek şiddetine
maruz kaldığı için boşandığı, boşanma
sonrası süreçte erkek şiddetinin devam ettiği koşullarda
kadını, teslim emrine aykırı davranması hâlinde
disiplin hapsiyle karşı karşıya bırakmak, maalesef,
kadına şiddeti ya da disiplin hapsini dayatmak anlamına
gelmektedir. Ülkemizde kadın cinayetlerinin orantısal anlamda çok
büyük bir kısmı boşanılan erkek tarafından
gerçekleştirilmektedir. Evlilik birliğine son veren kadın, erkek
şiddetine, tehdide ve tacizlere maruz kalmaya devam etmektedir.
Anılan kanunda belirsizlikler kadını ve çocuğu bu
şiddete açık hâle getirmektedir. Bahsedilen mağdur
müdürlüklerinde hangi uzmanlar çalışacaktır? Mesela pedagog
istihdam edilecek midir? Kadın herhangi bir tehdide maruz kaldığı
takdirde hukuki süreç başlatılacak ve hukuki süreç verecek
uzmanlıkta personel bulunacak mıdır? Şiddet mağduru
veya şiddet tehdidi altındaki kadınların çocuk teslim
emrini yerine getirmemesi hâlinde disiplin hapsiyle
karşılaşmaması için nasıl bir mekanizma
işletilecektir? Çocuk teslim alanlarında, kadını, erkek şiddetinden
korumak amacıyla kolluk görevlendirilecek midir? Tüm bunlar belirsizken,
Genel Kurula sunulan bu kanun teklifini eşitlikçi bulmak ve desteklemek
imkânsızdır.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde kadın
cinayetlerinin geldiği noktayı görmezden gelerek herhangi bir kanun
yapma süreci işletilmemelidir. Bu hafta, hepimizin de bildiği gibi,
samuray kılıcıyla Başak Cengiz katledildi. Bakın,
katiller hedeflerini artık rastgele seçer hâle geldiler. Başak
Cengizin katili ne söylemişti: Kendini koruyamayacağı için onu
seçtim. Yani artık yolda giderken, markete giderken, işe giderken
herhangi bir erkek tarafından katledilebilir, öldürülebiliriz. Bunun için
bir sebep sonuç ilişkisi yok maalesef.
2021 yılı içerisinde kadınların
yüzde 56sı evli oldukları erkek tarafından, yüzde 50si ise
evlerinde katledildi. Kadınların çoğu ateşli silahlarla
katledildi. Peki, bu silahlar nasıl elde ediliyor? Ateşli silahlarla
öldürülen kadın sayısı ortadayken, ateşli silah ruhsat
süreci neden değiştirilmiyor? Neden önüne gelene taşıma ve
bulundurma ruhsatı veriliyor? Eğer bu silahlar kaçaksa nereden
ediniliyor, neden araştırılmıyor? diye ben de iktidara
sormak istiyorum. Kadının yaşam hakkını gözeten
düzenleme yapmak istiyorsanız biraz buralardan başlayalım,
bireysel silahlanma meselesinden. Ateşli silahlarla ilgili yönetmelikte
düzenleme yapılıyor, kadına yönelik şiddet olaylarında
failin silah ruhsatının askıya alınacağı yer
alıyor. Neden ruhsat iptal edilmiyor da askıya alınıyor
peki? Kadının yaşam hakkını gözeten bir düzenleme
yapmak istiyorsanız önce, biz kadın örgütlerinin de belirttiği
gibi, İstanbul Sözleşmesini yani 6284 sayılı Yasayı
uygulayın ki katilleri aklamayın, yargılayın.
Yine, yakın zamanlarda tecavüz
soruşturmasında bağırmadığı gerekçesiyle bir
takipsizlik verildi, bir çocuk davasıydı bu da hepimizin bildiği
gibi. Kadınların yüzde 71inin hâlen ev içi şiddete maruz
kaldıkları takdirde nereden yardım ve destek alabileceklerini
bilmedikleri raporlandı. İşte, erkek adaletinin bizi
getirdiği nokta tam da budur. Kadınlar bir yandan erkek
şiddetiyle, bir yandan pandeminin derinleştirdiği yoksulluk ve
iktidarın cinsiyetçi politikalarının sonuçlarıyla
boğuşuyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) Türkiyede
yayınlanan bir rapora göre pandemi sürecinde kadınların yüzde
20si işlerini kaybederken erkeklerin yüzde 8i iş kaybından
etkilenmiştir. Kadınlar temel malzeme ve hizmetlere erişim
konusunda daha fazla güçlük çektiklerini dile getirmişlerdir. Erkeklere
kıyasla daha çok sayıda kadın iş yerini
değiştirmiştir ve evden çalışmaya
başlamıştır yani kadın yoksulluğunun geldiği
nokta işte budur.
Değerli arkadaşlar, 25 Kasım
yaklaşıyor. 25 Kasım yaklaşırken biz kadınlar
savaşa, yoksulluğa, erkek devlet şiddetine karşı tüm
kadın örgütleriyle birlikte bu sistemin bu erkek aklıyla mücadele
etmeye devam edeceğiz diyelim ve tüm kadınları 25 Kasımda
sokakta, Mecliste, bulunduğumuz her alanda yaşamlarımızı,
gasbedilen haklarımızı, eşitliği ve adaleti
savunacağımız yani emeğimizin, bedenlerimizin ve
kimliğimizin içinde birlikte haykırmaya sokağa, alana davet
ediyoruz. Kadın mücadelesi yaşasın diyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 10uncu madde kabul edilmiştir.
11inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
11inci maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun
111inci maddesine eklenen fıkradaki muntazam ibaresinin düzenli
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alpay Antmen Süleyman Bülbül Zeynel Emre
Mersin Aydın İstanbul
Rafet Zeybek Aydın Özer Ömer Fethi Gürer
Antalya Antalya Niğde
Turan Aydoğan Nurhayat
Altaca Kayışoğlu
İstanbul Bursa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH
TOPRAK (Adıyaman) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Bursa
Milletvekili Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu.
Buyurunuz Sayın Altaca
Kayışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 11inci maddesi üzerinde
grubum adına söz almış bulunuyorum.
Bu kanun teklifinin amacı ne? Reform adı
altında uygulamadaki bazı aksaklıkların giderilmesi,
işlemlerin hızlandırılması, tarafların
mağduriyetlerinin önlenmesi gibi gerekçelerle bazı
değişiklikler yapılıyor. Şimdi, bu teklifi
okuduğumda bir hukukçu gözüyle baktım, bir de hukukçu
sıfatımı çıkarıp insan gözüyle baktım. Evet,
dünyada bir vahşi kapitalizm var, kimine göre neoliberalizm; hakikaten
adaletsizlikler, zengin ile fakir arasında uçurumlar, vicdansızlıklar
yaratıyor ve bu da birçok yıkıma neden oluyor. Ama AKPnin
uyguladığı politikalar ülkemizdeki bu yaraları çok ama çok
daha derinleştirdi ve şunu fark ettim: Hukukçu olarak
okuduğumda, gerçekten bu politikalar neticesinde birer robota
dönüştüğümüzü fark ettim. Yani dünyanın bir yerinde robotlar
insanlaştırılırken, AKP politikalarıyla artık,
maalesef, biz insanlar da robotlaştırılıyoruz Kanunla
sadece şunu nasıl kolaylaştıracağız? Efendim,
arabaların fiyatı düşmeden yediemin ücreti artmadan nasıl
haciz işlemini kolaylaştıracağız? Borçluya
satış imkânı verelim. noktasına geldik. Hâlbuki
yapmamız gereken ne? Yapmamız gereken, insani olarak
Bu icra
dosyalarını, bu 23 milyon icra dosyasını nasıl
engelleyebileceğiz?
Aramızda avukat arkadaşlar var, stajyerken
veya mesleği yaparken hepimiz yaşadık.
Yaşamadıysanız, görmediyseniz hepinize çağrıda
bulunuyorum: Gidin, Ankarada, İstanbulda, İzmirde, Bursada bir
sabah, icra dairelerinin önüne. Orada, her bir daireden her gün 2-3
arabanın nasıl çıktığını; memurlar ile
görevlilerin ellerinde yüzlerce, binlerce dosyalarla şehirlerin
varoşlarına, gecekondularına nasıl gittiklerini; o
yıkık dökük, iki göz odalarda, yarı aç yarı tok
çocukların olduğu, haciz eşyası bile bulunmayan evlerde
tüplü televizyonların görev gereği, işte bu kanunlara
yazdığımız maddeler gereği haczedildiğini bir
görün. Bir görün de o zaman bunları mı konuşmamız
lazım, yoksa, gerçekten bu ülkede yoksulluğu yok edecek, sosyal
devleti hayata geçirecek, bu uçurumu ortadan kaldıracak şeyleri mi
konuşmamız lazım; onu bir kere daha konuşalım diyorum
değerli arkadaşlar.
Bu teklifte yine ne var? Çocuklarla ilgili maddeler
var. Zaten, uygulayıcılar, çocuk hakları savunucuları,
uzmanlar yıllardır bu maddeleri eleştiriyordu. Getirilen
maddeler, evet, eskisine göre iyi ama kesinlikle yeterli değil ve
bazı kaygıları gidermiyor. Bir kere, Çocuk Koruma Kanununa
sosyal çalışmacı kavramı diye bir kavram koydunuz, bu
kavram tıpkı torba yasalar gibi her alandaki mezuniyetleri içeriyor.
Kötü yasalar olabilir ama iyi uygulayıcılar elinde çok iyi sonuçlar
doğurabilir. Bunu uygularken gerçek anlamda uzmanlaşmış,
çocukların üstün yararını düşünen kişilerle
altyapı oluşturulması gerekiyor diye bunu buradan belirteyim.
Reform diyorsunuz ama yapılan hiçbir reform,
adalet konusunda, hukuk konusunda, demokrasi, yargı
bağımsızlığı konusunda, insan hakları
konusunda, özellikle ifade özgürlüğü konusunda tek bir santim ileriye
götürmüyor bu ülkeyi. Dünyada da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
dosyalarında da kararlarında da maalesef öndeyiz. Bakın,
geçenlerde Avrupa İnsan Mahkemesi, TCK 299la ilgili bir karar verdi, dedi
ki: Bu madde, ifade özgürlüğünü ihlal ediyor. Ya, bu sözleşmeyi biz
imzaladık, bu mahkemenin kuruluşunda bizim de imzamız var. Peki,
ne yapmamız lazım? Bu maddeyi o içtihat doğrultusunda
düzeltmemiz lazım. Geçmişte de yaptık, mutlaka bunu
düzeltmeliyiz.
Bugünden bir örnek vereyim: Daha birkaç yıl
önce, işte, dolarlarla ilgili tweet atıp dolar 7 lira
olduğunda Vay, dolar 10 lira olacak, şöyle olacak, böyle olacak.
diyen öngörülü insanları terörist ilan edip ifade özgürlüğüne
aykırı bir şekilde gözaltına alınmalar, hâlâ devam
eden yargılamalarla karşı karşıya
bıraktınız. Yani tıpkı 1600 yılındaki
İtalyadaki gibi yaşıyoruz, Bruno vardı, dedi ki: Dünya dönüyor,
düz değil; başka gezegenler var, evren şöyle ,böyle.
Sapkın, dine karşı. dediler, Brunoyu 1600 yılında
İtalyada diri diri yaktılar ama bugün herkes o gerçeği biliyor;
tıpkı, işte, şu dolar tweetleri atanlar gibi. Terörist
dediniz, aldınız, yargıladınız ama bugün dolar 11
lira. O yüzden, değerli arkadaşlar, artık size çağrıda
bulunmayacağım, zaten uzun zamandır bulunmuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla)
Çünkü bu eksikleri, bu yanlışları, bu geriye gidişi
düzeltmediğinizi, düzeltemeyeceğinizi, artık bu ehliyetleri
yitirdiğinizi biliyoruz. O yüzden, size uzun zamandır tek bir
çağrıda bulunuyoruz: Derhâl seçim. diyoruz çünkü geliyor gelmekte
olan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Şimdi okutacağım 2 önerge aynı
mahiyettedir, önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 11inci maddesinde geçen eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Kenanoğlu Züleyha Gülüm Mahmut Celadet Gaydalı
İstanbul İstanbul Bitlis
Ömer Faruk Gergerlioğlu Murat
Çepni
Kocaeli İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Dursun
Müsavat Dervişoğlu İmam
Hüseyin Filiz
İzmir Gaziantep
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH
TOPRAK (Adıyaman) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk konuşmacı İzmir Milletvekili Sayın Murat
Çepni.
Buyurunuz Sayın Çepni. (HDP
sıralarından alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız; AKP
Genel Başkanı Erdoğan grup toplantısında kendi grubuna
seslendi; tehdit ederek faizin düşürülmesinin ne kadar yararlı
olduğunu anlatmaya çalıştı ve kendi grubunu ikna etmeye çalıştı.
Aslında, gruptaki tablo, AKPnin genel siyasal tablosunun acı bir
göstergesiydi.
Evet, Erdoğan Faizi düşürüyoruz, neden
kredi çekmiyorsunuz? diye sermayeye fırça çekmeye çalıştı.
Şimdi, faiz düşünce döviz tırmanıyor, döviz
tırmanınca girdi maliyetleri artıyor, girdi maliyetleri
artınca enflasyon ve zamlar devreye giriyor, velhasıl kâr
oranları düşüyor. Şimdi, Tayyip Erdoğan bunu bilmiyor
olabilir mi? Elbette bunu çok iyi biliyor yani Faiz sebep, enflasyon sonuç.
derken aslında bir siyasal tercihi ortaya koyuyor. Şimdi, faizlerin
düşürülmemesi uluslararası sermayenin tercihi fakat faizlerin
düşürülmesi ise sanayi sermayesi dediğimiz, 5li çete
dediğimiz o beton ekonomisinin tercihi çünkü burada yeniden bir kredi genişlemesine
ihtiyaç var. Şimdi, Erdoğan, bir seçim
hazırlığında, seçim hazırlığı
dediğimiz bu aralıkta da bir kredi genişlemesiyle, halkın
yeniden kredilerle borçlandırılması vesilesiyle yeni bir kalkınma
illüzyonu yaratmaya ihtiyacı var. Yani AKPnin, Erdoğanın temel
derdi, bu eşiği atlatmaktan ibaret.
Şimdi, Erdoğan, bu alanda bir iş
bilmez değil, aslında ait olduğu sınıfın,
temsilcisi olduğu sınıfın ihtiyaçlarına göre
şekilleniyor yani iki sermaye bloku arasında gidip geliyor fakat
iş işten geçti, artık hiçbir önlem bu gidişi, bu çürümeyi
durdurma şansına sahip değil.
Şimdi, ihtiyaç kredileri ve kredi kartları
tüm bireysel kredilerin yüzde 60ını oluşturuyor, kalanı da
konut ve taşıt kredisidir. Zaten halkımız son derece
borçlandırılmış durumda ve kredilerle yeniden oyalanmaya
çalışılıyor.
Şimdi, pandemi sürecinde, bakın, AKP,
beton sermayesini düşük faizle kredi pompalayarak yüzdürdü ama aynı
dönemde halka da destek diye yeniden krediler verdi; işte anlata anlata
bitirilemeyen kalkınma meselesi tam olarak bu. Yani her koşulda, faiz
düşse de çıksa da işçi sınıfını, ezilen
halklarımızı, milyonları bekleyen sonuç işsizlik,
açlık, yoksulluktur ve intiharlardır. Bizim görevimiz, bu
kısır döngü içerisinde bir tercih yapmak değildir yani işçi
sınıfının ve ezilenlerin bu iki blok, iki tercih
arasında kalmak gibi bir şansı, bir koşulu kesinlikle
yoktur. Burada, bizim temel derdimiz, esasen işçi sınıfı ve
emekçileridir; bizim görevimiz, bu kısır döngünün
karşısında halkçı, demokratik, sosyalist bir alternatifi
örgütleme mücadelesidir. Bu bir ütopya değildir, günceldir ve gerçektir,
yeter ki gücümüze güvenebilelim.
Sözün her koşulda gelip
dayandığı nokta, bize dayatılan bu kısır döngü
karşısındaki kendi alternatifimizi örgütlemektir. Sorun, bu
sistemin ta kendisidir yani bugün tartışılandan bağımsız
olarak, sorun, bu sömürü düzeninin ta kendisidir. Ortada bir sistem krizi
vardır ve bu sistem krizinin içerisinde kendi gemisini sürdürmeye
çalışan bir AKP vardır yani bu krizi fırsata çevirmeye
çalışan bir AKP vardır. Sermaye küresel çapta krizdedir,
sermayenin küresel çaptaki krizinin adı kâr oranlarının
düşme eğilimidir ve bu kâr oranlarının düşme
eğilimi durdurulamaz bir eğilimdir. Bunu biz pandemi sürecinde bir
kez daha gördük.
Bu anlamda, AKP Genel Başkanının, son
dönem, her sıkıştığında Gezi isyanına
saldırması tam olarak bundandır yani bizim bu özgürlükçü
alternatifimizin, halklarımızın geliştirmek istediği,
geliştirmeye çalıştığı direniş, özgürlük
alternatifinin karşısında Gezi paranoyasının sebebi
tam olarak budur. Oysa Gezi, işte, bütün bu sömürüye, zulme ve talana
karşı halkın Artık yeter! demesidir. Evet, Gezi,
zincirlerin kırılmasıdır yani bir kez zincirler
kırıldığında artık orada özgürlük mücadelesi asla
durdurulamaz. Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir
dünya mücadelesini hep birlikte yürütebiliriz. Hep birlikte yan yana gelerek bu
mücadeleyi yükseltebiliriz ve kazanabiliriz arkadaşlar diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Gaziantep Milletvekili Sayın İmam
Hüseyin Filiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 11inci
maddesiyle ilgili olarak İYİ Parti Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle 2004
sayılı Kanunun 111inci maddesine 1 fıkra eklenerek, borçlunun
borcunu taksitle ödemeyi taahhüt etmesi veya alacaklı ile borçlunun
hacizden önce veya sonra borcun taksitlendirilmesi için sözleşme
yapması hâlinde yapılan bu sözleşmeye ilişkin icra
dairesince düzenlenecek tutanak ve kâğıtların damga vergisinden
istisna edileceği hüküm altına alınmaktadır. Bu teklife
itirazımız yoktur.
Değerli milletvekilleri, 9 Haziran 1932de
yürürlüğe giren 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu AK
PARTİnin iktidara geldiği 2002 yılına kadar geçen
yetmiş yılda sadece 12 kez değişikliğe
uğramışken, 2003ten bugüne tam 23 kez
değişikliğe uğramıştır. En son
değişiklik ise yaklaşık beş ay önce
yapılmıştır ki bu da kanun tekliflerinin iyice
tartışılmadan, çalışılmadan Genel Kurula
getirildiğinin göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, icra iflas hukuku
alanında menfi tespit davalarından ihtiyati haciz davalarına
kadar 30dan fazla başlıkta dava yürütülmektedir. Yani, dava
çeşitliliği çoktur. İlaveten, icra ve iflaslarla ilgili bir
durum tespiti yapmak istiyorum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu verilerine göre 2008 yılında 8 milyon olan icra iflas
dairelerindeki toplam dosya sayısı, 2020 yılında 26 milyonu
ilamsız olmak üzere 30 milyon 384 bine çıkmıştır.
Ekonomik zorluklar nedeniyle kapanan, tasfiye edilen, el konulan
işletmelerle ilgili olarak bazı sayılar vermek istiyorum:
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin açıkladığı
verilere göre 107 kooperatif, 2si kolektif, 268i anonim ve 1.310u limitet
şirket olmak üzere toplam 1.687 şirket sadece geçtiğimiz eylül
ayında kepenk indirmek zorunda kalmıştır. Seçim bölgem Gaziantepte
ise yine 2021 yılının Eylül ayı içerisinde toplam 28 firma
tasfiye edilmiş, 52 firma da kapanmıştır. Basında yer
alan bilgilere göre Gaziantepte minibüs esnafımıza ait 35 araç
bankalara olan borçlarından dolayı bağlanmıştır.
Ayrıca bankalara olan tüketici kredileri ve kredi kartları
borçları da dâhil olmak üzere hane halkı borcu AK PARTİnin ilk
göreve geldiği 2002 yılında 6,3 milyar TL iken 2021
yılının ilk 6 ayı itibarıyla 874,2 milyar TLye
yükselmiştir.
Değerli milletvekilleri, bir ülkede nüfusun
yarısı asgari ücretle geçiniyorsa, iş aramaktan vazgeçenler
dâhil edildiğinde işsiz sayısı 10 milyona
ulaşmışsa, Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 139 ülke
arasında 117nci sıradaysak, atamalarda liyakat esas
alınmıyorsa, ahlaki değerler tefessüh etmişse, vatandaş
borcu borçla kapatmaya çalışıyorsa, emekli 1.500 TL aylıkla
geçinmeye çalışıyorsa, üretim ekonomisi yerine tüketim ekonomisi
pompalanıyorsa, yerli ve millî üretime yeteri kadar önem verilmeyip ithal
mallara yönlendirme oluyorsa, kamuda israf had safhaya varmışsa
sonuç; derin yoksulluktur, sosyal sıkıntıdır,
huzursuzluktur yani toplumun iflasıdır. TÜİKin verilerine göre,
ülkemizdeki intihar vakalarının yüzde 10a yakınının
gerekçesinin geçim zorluğu olarak gösterilmesi oldukça dikkat çekicidir.
İktidar Ekonomi şaha kalktı. dese de görüyoruz ki ekonomi
değil, vatandaşın geçim sıkıntıları, icra
dosyaları şaha kalkmıştır.
Değerli milletvekilleri, bir diğer husus
da Türkiyenin iflas konusunda dışarıdan nasıl
göründüğüdür. Eular Hermes ve Allianzın hazırladığı
2020 Küresel İflas Raporunda Türkiyenin görünümü iyi değildir.
Hazırlanan haritada Türkiye, iflaslarda ciddi anlamda kötüleşen ve
seviyesi 2003-2007 seviyesinden yüzde 20 daha fazla olan Singapur, Fas,
Şili gibi ülkeler grubunda bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Bu konuya iktidarın dikkatini çekmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, pahalılık,
yüksek faturalar, ödenemeyen ev kiraları, krediler ve kredi kartı
borçları, fakirlik ve bunların getirdiği huzursuzluk
vatandaşlarımızın kaderi değildir. İYİ Parti
iktidarında vatandaşımızın gündemi, icra, iflas ve
haciz olmayacak; zenginlik, refah, huzur ve güven içinde iyi bir Türkiye
olacaktır diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
11inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde kabul edilmiştir.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.33
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.57
BAŞKAN: Başkan
Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 21inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
285 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
12nci madde üzerinde 4 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 12nci maddesiyle 2004 sayılı
Kanuna eklenen 111/a maddesinin birinci fıkrasının ilk
cümlesinde yer alan haczedilen malının ifadesinin hacizli, rehinli
ve ipotekli malının şeklinde değiştirilmesini ve yine
aynı fıkranın ilk cümlesinde yer alan kendisine yetki
verilmesini talep edebilir ifadesinin kıymet takdiri tebliğ edilen
icra dairesinden kendisine yetki verilmesini talep edebilir şeklinde,
üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Borçluyla anlaşan alıcının
belirlenen bedeli birinci fıkra uyarınca borçluya verilen onbeş
günlük süre içinde dosyaya ödemesi halinde, icra müdürü kanuni
şartların gerçekleştiğini tespit ederse
satışı onaylar.
Müsavat
Dervişoğlu Fahrettin
Yokuş
İzmir Konya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMED FATİH TOPRAK
(Adıyaman) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Konya
Milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş.
Buyurunuz Sayın Yokuş. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi İYİ Parti Grubu
ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz İcra ve
İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi 54 maddeden
oluşmaktadır. Bu kanun yürürlüğe girdiğinde Adalet
Bakanlığına bağlı adliyelerimizde çalışan
hâkim, savcılarımız ile diğer adliye
çalışanlarımız bunu uygulayacaklardır. Adalet
Bakanlığı ve adliyelerimizde çalışan 120 bini
aşkın kamu görevlisi, devlet memuru vardır. Bu kamu görevlileri
gece gündüz demeden, mesai mefhumu tanımadan, büyük bir özveriyle adalet
hizmetlerinin vatandaşımıza ulaşması için
çalışmaktadırlar.
Adliye memurları olmadan mahkemeler kurulamaz,
adliye memurları olmadan mahkemelerden karar çıkamaz,
yargının olmazsa olmazı olan yargıçlarla birlikte adliye
çalışanlarının yüzlerce sorunu vardır ancak bugüne
kadar adliye çalışanlarının ekonomik ve sosyal
sorunları, on dokuz yıllık AK PARTİ iktidarında
maalesef, çözülememiş, daha da artırılmıştır.
Bunların bazılarını burada bir kere daha anlatmaya
çalışacağım. 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 36ncı maddesinde düzenleme yapılarak adalet personeli
için adalet hizmetleri sınıfı oluşturulmalıdır.
Çalışanların yargılanması açısından kamudaki
diğer memurlar gibi 4483 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak bu
memurlar da yargılanmalıdır. Adalet Bakanlığı
merkez ve taşra teşkilatı ile yüksek yargı
organlarının tüm personeline hâkim ve savcılarda olduğu
gibi brüt maaşlarının yüzde 10u tutarında yargı
ödeneği verilmelidir. Adliye emanet memurluğu kadrolarında
çalışanların görevde yükselme sınavına
girebilmelerinin önünün açılması, mali ve özlük haklarının
iyileştirilmesi, personele koruyucu gıda ve kıyafet takviyesinin
yapılması gerekmektedir. Adalet Bakanlığı Memur
Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliğinde yapılan düzenlemeyle
yazı işleri ve idari işler müdürleri için getirilen rotasyon
uygulaması derhâl kaldırılmalıdır.
Adalet Bakanlığı taşra
teşkilatında personel müdürleri ihdas edilerek personelin özlük,
nakil, izin ve bazı işlemlerinin bu müdürlüklerce yürütülmesi
sağlanmalıdır. Personel tayinleriyle ilgili oluşturulan
komisyonlara mutlaka ve mutlaka, sendika temsilcilerinin
katılımı sağlanmalıdır. Teknik ofiste
görevlendirilen personele durumlarına uygun bilgisayar işletmeni ve
uzmanlık kadroları verilmelidir. 666 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle ihdası öngörülen adalet uzmanlığı ve yeni
oluşturulacak adli hizmet uzmanlığı kadrolarına,
açılacak özel sınavlarla kamu personelinin alınması yani
çalışan personelin alınması hususunda gerekli düzenlemeler
yapılmalıdır.
Adliyelerde çalışan personel, günlük
yaşantımızdaki tüm olumsuzluklara her gün tanıklık
etmekte, bunların mağdur ve sanıklarıyla muhatap
olmaktadır; bu da çalışanları ruh ve beden sağlığı
yönünden, maalesef olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, Adalet
çalışanları için fiilî hizmet zammı getirilmesi,
ayrıca, personele kişisel gelişimlerine katkı
sağlayacak eğitimler ile psikolojik destek verilmelidir.
Adalet Bakanlığı ve bağlı
kuruluşlardaki, 4688 sayılı Kanuna göre, sendika üyesi
olamayacakların önündeki engeller kaldırılmalıdır.
İcra müdürlüğü ve müdür yardımcılığı
sınavına müracaat şartları arasında, yaş
sınırının Adalet çalışanları için
aranmaması ve adalet meslek yüksekokulu ve hukuk fakültesi mezunları
dışındaki diğer öğrenim alanlarından mezun olan
personele de bu sınavlara girme hakkı verilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Adalet
Bakanlığı ve yargı kurumlarında çalışan
4/Bli çalışanlar mutlaka 4/Aya geçirilmeli, adalet mutlaka sağlanmalıdır.
Personelin yer değiştirmeye ilişkin
atama taleplerinin karşılanması için boş kadroların
bulunduğu birimlerin ve illerin internet ortamında duyurulması
sağlanmalı, ulaşım ödeneğinin tüm
çalışanlara ödenmesi sağlanmalı, Adalet
Bakanlığında fazla mesai yapan tüm personele ücretinin
kısıtlamadan ödenmesi sağlanmalı, yargı hizmetlerinde
çalışan ve bilgisayar kullanan tüm personele UYAP tazminatı
ödenmelidir ve bunun gibi ekonomik ve sosyal hakları verilmelidir.
Unutulmamalıdır ki adliye
çalışanlarının sorunları çözülemezse adalet hizmetleri
sağlıklı yapılamaz, nitelikli yapılamaz.
Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 12nci
maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen
madde 111/anın birinci fıkrasındaki bakımından
ibaresinin açısından şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Alpay Antmen Süleyman Bülbül Zeynel Emre
Mersin Aydın İstanbul
Rafet Zeybek Ömer Fethi Gürer Aydın Özer
Antalya Niğde Antalya
Turan Aydoğan Murat Emir
İstanbul Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Sayın Murat Emir.
Buyurunuz Sayın Emir. (CHP
sıralarından alkışlar)
MURAT EMİR (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
İcra ve İflas Kanununda
değişiklikler yapıyoruz yine, daha önce 362 kez
değişiklik yapmışız ve kanunun bütünü defalarca
değişmiş. Biz kanunu ne kadar değiştirirsek değiştirelim,
asıl sorun, ekonomi çökmüş durumda, ekonominin çarkları
işlemiyor ve dolayısıyla da vatandaşımız borçlu;
icra dairelerinde 30 milyona yakın icra dosyası var. Şu anda,
sizin devriiktidarınızda -bildiğiniz için tırnak içerisinde
söylüyorum- ekonominin kitabını yazdığınız için
vatandaşlarımız derin bir açlık, yoksulluk ve işsizlik
riskiyle karşı karşıya, çocuklarımız beslenememe
tehlikesiyle karşı karşıya ve maalesef siz bunu ancak
seyrediyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bu vesileyle önemli
bir sağlık skandalını daha gündeme getirmek istiyorum. AKP
nasıl ekonomiyi çökerterek, Türkiye'nin, ekonomimizin dengelerini
böylesine bozarak insanlarımızın sağlığıyla
oynuyorsa aynı şekilde Covidi yönetirken de skandallara imza atmaya
devam ediyor. Bugün Bilim Kurulu üyesi açıkladı, bilimsel bir veri
geldi, Pandeminin başından beri kullanılan favipiravir
ilacının etkisiz olduğu anlaşıldı. dediler. Oysa
değerli arkadaşlar, ben sadece bu kürsüden son bir buçuk yıl
içerisinde 3 defa Favipiraviri niye veriyorsunuz? Hiçbir bilimsel veri yok,
insanlara 40 tane tablet içiriyorsunuz. Bu, böbreğe yük, kalbe yük,
karaciğere yük ve ekonomiye yük; boşu boşuna bunu vermeyin.
dedikçe dinlediniz, önlem almadınız, o ilacı kullanmayı
tercih ettiniz ama bugün de diyorsunuz ki: Meğer
faydasızmış. Oysa bunun faydasız olduğunu tüm dünya,
daha pandeminin ilk aylarında fark etti ve kullanmaktan vazgeçti.
Ben buradan sordum, yine soruyorum: Fransanın,
Almanyanın, İngilterenin, İtalyanın, Amerika
Birleşik Devletlerinin kullanmadığı bir ilacı Türk
insanı niye kullanıyor iki yıldır? Bunun bir cevabı
olması lazım. Bakın, Sağlık Bakanlığına
soruyoruz, cevap alamıyoruz. Türkiyede bu ilaçtan kaç milyon kutu
kullanıldı, kaç milyon? Bu ilacı Türkiyeye satanlar bundan kaç
milyon dolar, kaç milyar dolar para kazandılar? Hiç olmazsa bunu bilmemiz
gerekiyor ama bunu dahi söylemekten âciz bir iktidar.
Peki, bunu bir tek ben mi biliyordum? Elbette
hayır. Biz, bu bilgileri, özellikle bu konudaki en üst meslek
kuruluşu olan KLİMİK Derneğinden alıyoruz.
KLİMİK Derneği, daha pandeminin ilk başında
Favipiravirin kullanılmasına gerek yoktur. Tüm dünyada olduğu
gibi siz de bunu kullanmayın, vatandaşlarınıza vermeyin.
dedi ama Sağlık Bakanlığı vermeye devam etti. Yine
aynı şekilde, o sıtma ilacı vardı ya, klorokin, onu da
pandeminin ilk başından itibaren neredeyse bir yıldan fazla
kullandınız ve ancak geçen mayıs ayında tedavi rehberinden
çıkardınız.
Peki, Sağlık Bakanlığı,
saray yani sizler bu ilacı niye verdiniz? 2 nedenle verdiniz. Birincisi;
aradan milyon dolarlar kazananlar oldu değerli arkadaşlar.
İşte bu rakamların saklanmasının, gizlenmesinin temel
nedeni budur. Buradaki rant zincirini ortaya çıkarmamız gerekiyor.
İkincisi de bunu bir politik iletişim
aracı olarak kullandınız: Pandemide insanları çaresiz
bıraktınız, evlerine hapsettiniz ama evlerine hapsettiğiniz
insanları açlıkla karşı karşıya
bıraktınız, yardımı çok gördünüz ve bizim
belediyelerimizin yardım kampanyalarını dahi engellemeye
kalkacak kadar gözünüz döndü, hasetleştiniz. Baktığınız
zaman dünyada, OECD kriterlerine göre de, diğer ölçülere göre de,
vatandaşına en az sosyal yardımı yapan Hükûmetsiniz. Bunu
yapıyorken, daha doğrusu, vatandaşa hiçbir şey
yapmıyorken, vatandaşa dediniz ki: Merak etmeyin, biz geliyoruz,
filyasyon ekipleri kurduk, size ilaç veriyoruz. Ama bakın, bu tiyatro
çöktü. Vatandaşımıza götürüp verdiğiniz, neredeyse zorla
içirttiğiniz 2 ilaç yani klorokin ve favipiravirin etkisiz olduğu
bugün artık sizin ağzınızdan da ispatlanmış
durumdadır. Öyleyse şu sorunun cevabını vermeniz şart.
Sağlık Bakanı buraya gelecek ve bu cevabı verecek. Peki,
kardeşim, hiçbir bilimsel veri yokken, hiçbir makale
yayınlanmamışken, hiçbir ülke bunları kullanmıyorken,
siz, insanlarımıza, iki yıl boyunca bu 2 ilacı niye
içirdiniz, nasıl içirebildiniz ve kimleri zengin ettiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MURAT EMİR (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MURAT EMİR (Devamla) Bu soruların
cevabı son derece önemlidir. Türkiyede maalesef bir halk
sağlığı suçu işlenmiştir; kasten
işlenmiştir, göz göre göre işlenmiştir ve 83 milyonun
sağlığı, birileri para kazansın diye, birileri siyaset
yapsın diye, birileri başarısız görünmesin diye tehlikeye
atılmıştır. Bu anlayışla da, sizin, pandemiyle de
mücadele etme şansınız yoktur. Bugün Aşı
karşıtlığı niye var? diye soruyorsunuz ya çünkü size
kimse güvenmiyor, size oy verenler dahi pandemiyi yönetemediğiniz için
size güvenmiyor, sizin aşınıza da güvenmiyor.
Dolayısıyla hâlâ dünyada en çok ölüm olan ülkelerden biriyiz ve bu
alanda da son derece başarısız kaldık maalesef.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinde geçen eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Abdullah Koç Ali Kenanoğlu Züleyha Gülüm
Ağrı İstanbul
İstanbul
Mahmut Celadet Gaydalı Murat Çepni Ömer Faruk
Gergerlioğlu
Bitlis İzmir Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Ağrı Milletvekili Sayın Abdullah Koç.
Buyurunuz Sayın Koç. (HDP
sıralarından alkışlar)
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Sayın
Başkan, değerli halkımız ve cezaevlerinde bizi izleyen
yoldaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Beşinci yargı paketi, topluma icra müdürlüklerinin
yanında icra başkanlıklarını kuracak şekilde bir
sistemle karşımıza çıkıyor. Daha çok icra, yoksulluk
demek; daha çok icra, açlık demek; daha çok icra, vatandaşın
evinin kapısına icra memurlarını göndermek demek. Bu paket
paket hâlinde düzenlemelerle yargıda çeşitli düzenlemeler
yapılıyor ve bu paketler, demokrasiyi getirecek tarzda başka bir
şekilde topluma sunulmaya çalışılıyor. Bakın, her
gün bu paketlerle toplumda mevcut olan özgürlüklerin bir kısmı
günbegün kısıtlanıyor. Cumhurbaşkanı geçen gün ne
diyor? Diyor ki: Dünyanın en kıdemli devlet
başkanıyım. Doğrudur. Buna bağlı olarak
dünyanın en yoksul ülkesi, Türkiye; dünyada hukuksuzlukların en
başta olduğu ülke, Türkiye; cezaevlerinin siyasi mahpuslarla
doldurulduğu ülke, yine Türkiye; en fazla gazetecinin cezaevinde
olduğu ülke, Türkiye; en fazla avukatın, hukukçunun cezaevinde
olduğu ülke, Türkiye; en yoksul olan ülke, yine Türkiye. Enlerin en
fazla olduğu bir ülkeyle karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlar, dolar 11 liraya geldi,
benzin 10 liraya doğru ilerliyor, toplum ciddi bir şekilde yoksul,
suçlar, yağma politikaları artmış ama bu paket; topluma,
kadına, gençliğe ve yoksul kesimlere hiçbir şey getirmiyor.
Bakın, bu beşinci yargı paketiyle birlikte artık yasal
düzenlemelerden, toplumun yararına olabilecek bir düzenlemeden bahsetmek
mümkün değil.
Enflasyon can yakıyor. Üretici enflasyonu
sadece yüzde 45. Buna can dayanmaz değerli arkadaşlar. Buna tahammül
etmek mümkün değildir. Bir an önce bu ülkenin bu metafordan
kurtulması gerekiyor, çıkması lazım.
Bakın, ben size bir iki farklı şey
anlatmak istiyorum. Cezaevlerinde çok ciddi hukuksuzluklarla karşı
karşıyayız. Cezaevinden onlarca mektup bize geldi. Gelen
mektupların bir tanesi de Pervin Oduncudan, Sincan Kadın Kapalı
Cezaevinde kalıyor. Bu, Kobani kumpas davasında tutuklu olan bir
arkadaşımız ve bu şekilde yüzlerce, binlerce
arkadaşımız var. Cezaevinde siyasi mahpusların tamamı,
2nci aşılarını olmuş durumda. Bakın, daha önce,
bu Covid uygulamalarından önce 4 tane görüş hakları vardı;
1 tanesi kendi aileleriyle görüşme hakları, açık görüş
hakları vardı, bu, Covid bahane edilerek 2ye indirilmiş durumda
ve kilometrelerce öteden gelen aileler kendi kardeşine, kendi oğluna,
kendi çocuğuna sarılmadan cezaevinden ayrılmak durumunda
kalıyor. Kahveler, lokantalar, sokaklar tıklım tıklım
açık, her gün Covidden 200 kişiye yakın insan
yaşamını yitiriyor ama cezaevlerinde Salgın var. diye bu,
fırsata çevrilmiş durumda. Gardiyanlar koğuşları
basmak suretiyle mahpuslara ciddi şekilde işkenceler uyguluyor ama
kurslar, etkinlikler, sohbet odaları ve aynı zamanda bütün haklar
askıya alınmış durumda. Bu Hükûmetin, bu AKP ve MHP
hükûmetinin topluma, insanlarımıza reva gördüğü mesele budur
değerli arkadaşlar.
Bakın, bu beşinci yargı paketiyle
icra dairelerinin sayıları artırılıyor, icra
dairelerinin başına bir tane de başkanlık kuruluyor. Bu,
neyi gösteriyor? Bu, yoksulluğu gösteriyor; bu, topluma dayatılan
yoksulluğu gösteriyor; bu, toplumun aynı şekilde çaresiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, bütün bunlar gözetildiği zaman,
paket paket, bu şekildeki yargı uygulamalarıyla, bu
şekildeki yasal düzenlemelerle topluma âdeta icra daireleri reva
görülüyor. 20 milyon hane var Türkiyede, yüzde 60ı da açlık
sınırında. Bu açlık sınırı ülkede
Ve Türkiye
halkları için aslında beka sorunu budur, toplumu uçuruma götürmeye
ilişkin olan bu yasal düzenlemelerdir.
Bu nedenle biz bu düzenlemelere karşı
çıkıyoruz ve çözüm, değerli arkadaşlar, Halkların
Demokratik Partisindedir. Çözüm, demokrasi güçlerindedir; çözüm, bir an önce
seçime gitmektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum,
teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesiyle 2004 sayılı
Kanuna eklenen 111/a maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
seksenine ibaresinin doksanına şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan Muhammed Levent Bülbül Kemal Çelik
Denizli Sakarya Antalya
Vildan Yılmaz Gürel Mehmet Doğan Kubat Bayram Özçelik
Bursa İstanbul Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, rızai satışta asgari
satış bedeline ilişkin esas alınacak oran, mahcuz
malın muhammen kıymetinin yüzde doksanı olarak düzenlenmekte ve
böylece alacaklı ve borçlu menfaatinin en üst seviyeden telifi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
12nci maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
12nci madde kabul edilmiştir.
13üncü madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
13üncü maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa
eklenen Madde 111/bnin dokuzuncu fıkrasının ikinci cümlesinin
teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasan Baltacı Rafet Zeybek Süleyman Bülbül
Kastamonu Antalya Aydın
Zeynel Emre Aydın Özer Alpay Antmen
İstanbul Antalya Mersin
Ömer Fethi Gürer Turan
Aydoğan
Niğde İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerine söz isteyen Kastamonu
Milletvekili Sayın Hasan Baltacı.
Buyurunuz Sayın Baltacı. (CHP
sıralarından alkışlar)
HASAN BALTACI (Kastamonu) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dün bu kürsüde bahsedildi, ben de tekrar bahsetmek
istiyorum, bu konunun da peşini bırakmayacağımı
peşin peşin söylüyorum. Türkiye bir uyuşturucu trafiğinin
merkezi olmaya doğru hızla ilerliyor. Bunu nereden anlıyoruz?
Son on yılda Türkiye'de uyuşturucu kullanım oranı yüzde 189
oranında artmış. Tabii bu, tespit edilebilen rakamlara göre
yapılan bir oranlama. Tespit edilemeyenleri de hesaba katarsak Türkiye'de
uyuşturucu kullanımı hızla artıyor.
Bundan yirmi iki gün önce, 27 Ekim günü yine bu
çatı altında Kastamonuda yaşanan bir vakadan bahsetmiştim.
27 Ekim günü Kastamonuda Aile, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde
elektrik teknisyeni olarak, bir şehit ve gazi yakının oğlu
olduğu gerekçesiyle işe alınan bir kişinin, 22-23
yaşlarındaki bir kişinin, 24 Mart 2021 tarihinde Emniyetin
yaptığı operasyon sonucunda kendi özel aracında 594 tane
uyuşturucunun yakalanmasıyla ilgili bir konuşma
yapmıştım. Bu konuşmada şunu söylemiştim: Yedi
ay yedi gün boyunca bu şahıs hakkında neden hiçbir işlem
yapılmadı ve bu şahıs niye görevine devam ediyor? dedikten
bir gün sonra bu şahıs görevden alındı ve üç dört gün sonra
da tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şimdi, aynı konuyu Plan ve Bütçe
Komisyonunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Derya Yanıka
yönelttiğimde Sayın Derya Yanık şöyle bir cevap
vermiş: Birkaç başlık vardır, birkaç başlıkta,
herhangi bir şekilde bizim uyuşturucunun selametini, sonucunu,
vesairesini beklemeye tahammülümüz yoktur. demiş. Şimdi buradan bir
kez daha Sayın Bakana sormak istiyorum: Kastamonuda yaşanan bu
skandaldan sonra, yani 24 Martta Emniyetin yapmış olduğu
operasyondan sonra, benim konuşmama kadar geçen yedi ay yedi günlük süre
içerisinde bu soruşturmayla ilgili atanan muhakkikler
raporlarını neden düzenleyip de Bakanlığa göndermediler ve
bu şahıs, bu kişi niye görevinden alınmadı?
Şimdi, bunun cevabını Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının
vermiş olması lazım. Neden vermesi lazım? Çünkü bu
şahsı koruyan, kollayan birileri var. Bildiğiniz gibi,
değerli arkadaşlar, uyuşturucu, üretiminden
satışına kadar bir şebeke tarafından
gerçekleştiren bir süreci kapsıyor. Evet, uyuşturucu satan bir
kişi bizim konuşmamızdan sonra görevinden ayrıldı ve
tutuklandı ama arkasındaki şebekenin ortaya
çıkarılması için, özellikle şunu vurgulamak istiyorum, yedi
ay yedi gün boyunca muhakkik raporu niye tutulmadı? Bu kişileri kim
koruyor, kolluyor bunun bir an önce açığa çıkarılması
lazım.
Bir diğer konu da, tesadüfe bakın ki, ben
27 Ekimde konuşma yaptıktan sonra yine Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığına bağlı Malatya Aile ve Sosyal Hizmetler
İl Müdürlüğünde, İl Müdürünün şoförlüğünü yapan bir
şahsın evinde 4 bin tane, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde
de 5 bin tane uyuşturucu hap yakalandı. Tesadüfe bakın ki iki
olay birbiriyle benzerlik arz ediyor. Aynı şahıs, Kastamonudaki
şahıs da Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürünün
şoförlüğünü yapıyordu, kendi özel aracında 594 tane
uyuşturucu yakalanmıştı. Şimdi, bu iki sürecin de
aydınlatılması gerekiyor. Kardeşim, Kastamonuda
yaşanan olay ile Malatyadaki olay birbiriyle bağlantılı
değil. derseniz ki bunu da ortaya koymanız gerekiyor. Bu iki süreç
münferitti. derseniz yine de bu iki sürecin arkasındaki sürecin bir an
önce aydınlatılması gerekiyor.
Sayın Bakana buradan bir şeyi ifade etmek
istiyorum: Bakanlığının kuruluş kanununun 7nci
maddesinde şöyle söylüyor, diyor ki: İldeki çocuk ve gençlerin uçucu
ve uyuşturucu maddeyle ilgili zararlı alışkanlıklara
maruz kalmasını önlemek. Daha Sayın Bakan kendi il
müdürlüğünde çalışan memurları uyuşturucudan
koruyamamışken bu ülkenin gençlerini uyuşturucudan nasıl
koruyacak, bunu da doğrusu merak ediyorum. Sayın Bakana buradan şunu
söylemek istiyorum: Bakan olmak, sosyal medyada trol olmaya benzemez.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum ki biz
Kastamonulular İstiklal Yolunu bu ülkenin
bağımsızlığı için yürüdük, biz Kastamonulular
İstiklal Yolunu uyuşturucu ticareti yapılsın diye
yürümedik.
Son olarak buradan, bu kürsüden Türkiyenin bütün gençlerine
sesleniyorum: Bugün bu uyuşturucunun bu ülkede artmasının temel
sebebi emeğin ve alın terinin ayaklar altında
olmasıdır. Türkiyenin, cumhuriyetin 2nci yüzyılında
cumhuriyetin 2nci yüzyılını bu ülkenin gençleriyle
kuracağız ve bu ülkenin gençlerinin bu düzen sayesinde
uyuşturucuyla zehirlenmesine asla izin vermeyeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HASAN BALTACI (Devamla) Cumhuriyetin 2nci
yüzyılı aynı zamanda emeğin de yüzyılı olacak.
Emeğin yüzyılı olacak ki bu ülkede hiçbir gencimiz, hiçbir
çocuğumuz uyuşturucuyla zehirlenmesin.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 13üncü maddesi ile 2004
sayılı Kanuna eklenen 111/b maddesinin birinci fıkrasının
ilk cümlesinde yer alan Haczolunan malın satışı
ibaresinin İş bu kanun hükümleri uyarınca
taşınır ve taşınmaz malların
satışı şeklinde değiştirmesini arz ve teklif
ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Arslan
Kabukcuoğlu
İzmir
Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Eskişehir Milletvekili Sayın Arslan Kabukcuoğlu.
Buyurunuz, Sayın Kabukcuoğlu.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
285 sıra sayılı Kanun Teklifinin
13üncü maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifiyle
çözüm aranan bir konu da yoksulluğun yarattığı ödeme
zorluğu ve artan icra takipleri konusudur. Genel itibarıyla icra
dairelerindeki iş yoğunluğuna bakacak olursak Ulusal Yargı
Ağı verilerine göre 1 Ocak-10 Kasım 2021 tarihleri arasında
icra ve iflas dairelerine gelen günlük dosya sayısı 1.808dir,
yıl bazında ise 6,5 milyon dosya gelmiştir, toplam derdest dosya
sayısı ise 23 milyondur.
Peki, 2003 yılında icra ve iflas
dairelerinin durumu neydi? Adli Sicil ve İstatistiği verilerine göre
2003 yılındaki derdest dosya sayısı 9,3 milyondur. Kredi
Kayıt Bürosu kayıtlarına göre, Türkiyede bugün 34 milyon
vatandaşımız bireysel kredi müşterisidir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 2002 Aralık
verilerine göre, vatandaşın bankalara olan tüketici ve kredi
kartı dâhil toplam borçları 6,6 milyon liraydı; Eylül 2021 sonu
itibarıyla 925 milyar liraya yükselmiştir. On dokuz yılda
kişisel borç 140 misli, tam 140 misli artmıştır.
Ayrıca, vatandaşın takipte olan borçlarının toplam
tutarı 2002de 248 milyon iken 2021de 19 milyar liraya yükselmiştir.
Eskişehir özelinde ise, 2021 yılında
bireysel kredi müşteri sayısı 516 bin olup toplam borç
miktarı 10 milyar Türk lirasıdır. Çiftçilerimizin 2003
yılında 2,5 milyar Türk lirası olan toplam borcu, 2021
yılında bankalara 149 milyar lira, Tarım Kredi Kooperatiflerine
10 milyar lira ve serbest piyasaya olan borçlarıyla birlikte toplam 200
milyar Türk lirasıdır. Diğer bir deyişle, on sekiz
yılda çiftçinin resmî kurumlara olan borcu 64 misli
artmıştır. Kişi başına düşen millî gelir
2002 yılında 3.687 dolardı, yüzde 50 eskalasyon geçirdi; bu iki
eskalasyonu koyduğunuz vakit ve Amerikadaki enflasyonu eklediğiniz
vakit, bizim şu andaki kişi başına millî gelirimiz kadar
Türkiyenin geliri vardır yani bu dönemde millî gelirde reel bir
artış olmamıştır. Bugün kişi başına
düşen millî gelir Hükûmetin belirtmesiyle 8.600 dolardır. Hâlbuki bu
dönem zarfında, 2002den 2020ye kadar Türkiyeden daha düşük geliri
olan Rusya, Çin Türkiyeden daha yüksek kişi başına gelire sahip
duruma gelmiştir. Polonya ise 2002de kişi başına geliri
5.200 dolar iken günümüzde 15.500 dolara yükseltmiştir.
Fakirlik artıkça borç ve icra takibi ülkemizde
artıyor. 2002de benzer ülkeler ulusal gelirlerini katbekat katbekat artırırken
Türkiye kalkınmayı gösterememiş ama bunun yanında bizim
borçlarımız katbekat artmıştır. İşte, icra
dairelerinin iş yükü yoğunluğunun nereden kaynaklandığı
açıkça görülüyor. Yaşanan ekonomik sorunlara ülkemizde borçlanarak
cevap verilmiş, hâliyle icra dairelerinin işleri
artmıştır.
Ekonomide nasıl bir tabloyla karşı
karşıya olunduğu verilerle sabit. Vatandaş, kredi
kartı ve banka kredisi borçları alarak hayatını idame
ettirmek de dahi zorlanmaktadır. Ekim ayında açlık
sınırı yani 4 kişilik bir ailenin sağlıklı,
dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken harcama ayda 3.093
Türk lirası idi, yoksulluk sınırı ise 10.075 Türk
lirasıdır. Bu, 1 dolar 9,79 Türk lirası hesabıyla yapılmıştır.
Ülkemizde vatandaşın hayatta kalması dahi mucizedir. Hükûmet,
bunlara çözüm üreteceğine satışların elektronik ortamda
yapılmasıyla soruna çözüm arıyor; 2002 yılından bu
yana borç batağında olan vatandaşa çare olmak yerine pansuman
etkisi yaratacak tedbirlere başvurmaktır.
İcra dairelerinin yükünün artması gelişimini
tamamlayamamış, çarpık ekonomi sistemine sahip, gelir
dağılımı bozulmuş, gençlerinin gözünün yurt
dışında olduğu bir ülkenin sonuçlarıdır.
Olması gereken refahın artmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) Olması
gereken icra dairelerine gereğin ortadan
kaldırılmasıdır, sosyoekonomik hayatın
düzeltilmesidir; İcra ve İflas Kanununun revizyonu değildir.
Saygılarımı sunarım. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinde geçen eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde değiştirilmesini
teklif ederiz.
Ali Kenanoğlu Mahmut
Celadet Gaydalı
İstanbul Bitlis
Züleyha Gülüm Murat
Çepni
İstanbul İzmir
Serpil Kemalbay Pekgözegü Ömer
Faruk Gergerlioğlu
İzmir Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İzmir
Milletvekili Sayın Serpil Kemalbay Pekgözegü.
Buyurunuz Sayın Kemalbay Pekgözegü. (HDP
sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, İzmirde bir
işçi yürüyüşü var. Binlerce işçi Geçinemiyoruz. diyerek
gelirde ve vergide adalet talebiyle Hükûmet istifa! sloganlarıyla
yürüyor. Buradan, DİSK Ege Bölge Temsilciliği öncülüğünde
gerçekleşen bu işçi yürüyüşünü selamlıyorum. Zafer,
mücadele eden emekçilerin olacak.
Bugün, konuşmamda size Sosyalist
Dayanışma Platformunun işçiler, emekçiler için
çıkardığı bir bildiriyi okumak istiyorum, sizlerle
paylaşmak istiyorum: Saray, sermaye sırtımdan in!
Emeğiyle, alın teriyle geçinen insanlar için korkunç zamanlardan geçiyoruz. Hayat
pahalılığı dudakları uçuklatıyor. Zamlar
peşi sıra yağıyor ancak bizlerin maaşları yerinde
sayıyor. Patronlar işsizlik korkutmasıyla bizleri, boğaz
tokluğuna, uzun sürelerde çalıştırma peşindeler.
Pandemi koşullarında emekçiler, yaşamın tüm yükünü
omuzladı ancak ölümüne çalışırken ülke ekonomisini
büyütmenin bedelini millî gelir içerisinde emek gelirlerinin payının
daha da düşmesiyle ödediler. 2016da yüzde 33 olan pay pandemi
sonrasında yüzde 27ye geriledi. Pandemide halka gelir güvencesi
sağlayamayan saray rejimi emekçileri borçla yaşar hâle getirdi.
Patronlara verilen teşvikler kârların patlamasına yol açarken işçi
ailelerinin bütçeleri delik deşik. Sarayın ve sermayenin gözünde
emekçinin değeri yok. Aralık ayının sonunda yeni asgari
ücret belirlenecek; aslında, asgari ücret değil kaderlerimiz
belirlenecek. Kurbanlık koyunlar gibi izleyecek miyiz yaşamımızın
yok edilmesini, daha ne kadar sabredeceğiz? Yok artık öyle susup
izlemek, sırtımızdan inecek, soframızdan düşeceksiniz.
Talebimiz gayet net, şu anda net 2.850 lira olan asgari ücret en az 6.000
liraya çıkarılmalıdır. Devletin, kimsenin verilerine
inanmadığı, TÜİKine göre bile gıda enflasyonu yüzde
30. Yıllardır büyümeden pay alamayan emekçilerin millî gelirden
haklarını almaları için ücretlerde en az yüzde 50 oranında
düzeltme gerekmektedir. yoksulluk sınırının 10 bin lira
olduğu bir ülkede asgari ücretin 6 bin liraya çıkması hayal
değil, yaşayabilmenin asgari koşullarıdır. Eylül
2021de yapılan hesaplara göre, 4 kişilik bir ailenin yoksulluktan
kurtulabilmesi için 2 ebeveynin de asgari ücretin neredeyse 2 katı
maaş alması gerekmektedir. Oysa yoksulluk emekçinin kaderi
değildir. Türkiyede çalışanların yüzde 57si asgari ücrete
çalışmaktadır; bu, hepimizin meselesidir. Kaynak yok.
diyenler, Cumhurbaşkanı maaşının asgari ücrete oranla
en yüksek olduğu ülkede yaşadığımızı
unutmamalıdır. Koç Holdingin yüzde 95, Erdemirin yüzde 627, Ford
OTOSANın yüzde 108, ŞİŞECAMın yüzde 93 kâr
artışı yaşadığı bir senede işçi
sınıfı yoksulluğa mahkûm edilmeye devam edemez.
İşsize gelir güvencesi
İşsizlik
tahammül edilemez noktalardadır. Çalışan yoksullukla, işsiz
açlıkla sınanmaktadır. İşsizliğin maliyeti servet
vergisiyle zengine yüklenmedikçe işsizlik bitmez. Bu toplumun her ferdi
için asgari ücretin yüzde 75i oranında bir gelir güvencesi haktır.
Herkese temel hizmetler güvencesi -su, elektrik, doğal gaz,
ulaşım ve internet lüks değil, bir insan hakkıdır-
belli bir kota dâhilinde ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
Saray-sermaye ittifakı halkı üç
kuruşa çalıştırmayı, birbirine
kırdırmayı, göçmen işçiyi kaçak ve asgari ücretin de
altında çalıştırmayı marifet sanıyor. Hayalci değil,
gerçekçiyiz. Hakkımızı onlar vermeyecek, biz alacağız.
Sosyalist Dayanışma Platformu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla)
Sayın Başkan, bir dakika kullanabilir miyim?
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) Bir de,
sizinle bir duyuru paylaşmak istiyorum: 25 Kasım Kadına Yönelik
Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
yaklaşıyor. Ölüme karşı yaşamı, savaşa
karşı barışı, çaresizliğe karşı umudu,
korkuya karşı cesareti savunmak için kenetlendik. Bu sene 25
Kasım etkinliklerimizi sevgili Deniz Poyraz'ın anısına
düzenleyeceğiz. Bu cuma yani 19 Kasım'da saat 18.00de Grup
Başkan Vekilimiz Meral Danış'ın da
katılımıyla İzmir Alsancak'ta ÖSYM önünde yapacağımız
basın açıklamamıza tüm kadın dostlarımızı
davet ediyoruz. Kadın, yaşam, özgürlük
(x) (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın Yüksel Özkan, yerinizden bir söz
talebiniz vardı.
Buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
51.-
Bursa Milletvekili Yüksel Özkanın, Bursa
Yenişehir Otomotiv Test Merkezinin akıbetinin ne olduğunu
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın milletvekilleri, Bursa Yenişehirde
oto test merkezi yapacağız. diyerek, AK PARTİ iktidarı,
Yenişehir Ovasında en verimli 4 milyon 350 bin metrekare tarım
arazisini kamulaştırdı. Ancak yedi yıldır buraya bir
çivi bile çakmadılar. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yedi
yıldır defalarca sorduğum sorulara net bir cevap vermedi.
Tamamlanamayan projeler şehri olan Bursa'nın yedi yıldır
heyecanla beklediği ve gerçekleşmeyen projelerden biri olan
Yenişehir otomotiv test merkezinin akıbeti ne oldu? Otomotiv test
merkezi yalanından vazgeçip şimdi de basında yer alan habere
göre O araziye teknokent kuracağız. diye yeni bir hayal proje mi
başlatıyorsunuz? Yenişehirli vatandaşlarımızla
alay etmeyin.
Tekrar soruyorum: Yenişehir otomotiv test
merkezi ne oldu?
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
VII.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ve İstanbul
Milletvekili Abdullah Güler ile 37 Milletvekilinin İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/3911) ve Adalet Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 285) (Devam)
BAŞKAN 14üncü madde üzerinde 3 önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İcra ve İflas
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Hakkında Kanun
Teklifinin çerçeve 14üncü maddesiyle düzenlenen 2004 sayılı
Kanunun 114üncü maddesinin altıncı fıkrasının ikinci
bendinde yer alan 23.30a kadar yatırılması gerektiği
ibaresini 23.30a kadar İcra Dairesinin banka hesabına
yatırılması gerektiği şeklinde
değiştirilmesini ve maddenin son fıkrasının madde
metninden çıkarılmasını teklif ederiz.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Ayhan Altıntaş
İzmir Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Sayın Ayhan Altıntaş.
Buyurunuz Sayın Altıntaş.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına
285 sıra sayılı İcra İflas Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 14'üncü
maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Mevcut mevzuatımızda hacizli malın
satış işlemi icra ve iflas dairelerince elektronik ortamda
teklif vermeyle başlıyor. Bundan önceki birçok işlem de yine
elektronik ortamda gerçekleşiyor ancak açık artırmalar fiziki
ortamda devam ediyor. Bu maddenin amacı, açık artırmanın
tamamen elektronik ortama kaydırılması olarak ifade ediliyor.
Biz bunu olumlu buluyoruz. Açık artırmanın bütünüyle elektronik ortamda
yapılması makuldür. Bu sayede hem mezat salonlarına gitme
zarureti ortadan kalkacak hem de daha fazla kişi bu satışlara
katılabilecektir. Bu da malın rayiç değerinde
satılabilmesini kolaylaştıracak, böylece, borçlu ve
alacaklının menfaatleri korunacaktır. Ancak burada bazı
endişelerimiz var, kanun teklifi hazırlanırken bu konunun
uzmanlarıyla görüşüldü mü bilmiyoruz. Mevcut teknolojik altyapı
ve imkânlar yeterince irdelendi mi, hazır mıyız?, Siber
güvenlik açısından gerekli önlemler alındı mı?,
Sistemin işlerliği yeterli olacak mı? gibi soruları dikkate
alarak yeterli ve güvenli bir sistemi şimdiden düşünmek ve süreç
içerisinde kimseyi mağdur etmemek gerekiyor.
Komisyon görüşmelerinde maddeler üzerinde
üyelerin her birine yaklaşık yarım dakika söz hakkı
verildiği belirtilmektedir. Bu kadar kısa sürede ne gibi bir
katkı yapılabilir? Bu da teklifin Komisyondan aceleyle
geçirildiği yönündeki kanaatleri güçlendiriyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, 14üncü
madde Komisyona gelene kadar bir hata fark edilmemiş. Nedir bu hata?
Teklifin 14üncü maddesinin Komisyona gelen hâli İhale
alıcısı ihalenin kesinleşmesi üzerine icra dairesine
müracaatla katma değer vergisi beyannamesini düzenletmek zorundadır.
ifadesini içeriyordu. Bu ifade, KDVye ilişkin mevzuatla çelişmekteydi.
Mevzuata göre, KDV, en geç, ihale bedelinin yatırılmasından
sonraki gün ödenir. Bu hata da ihalenin kesinleşmesinden sonra ödenen
KDVlere vergi dairelerince ceza kesilmesine neden olacaktı. Bu eksiklik
ancak Komisyonda fark edilmiş ve düzeltilmiş, umarım bundan ders
çıkarılmıştır.
Değerli milletvekilleri, normal şartlarda
insanlar aylık kazançlarıyla geçinirler ve hatta
kazançlarının bir kısmıyla yatırım yaparlar.
Gelişmiş ülke, bir anlamda, ücretli çalışanların geçim
sıkıntısı yaşamadığı ülke anlamına
gelir. Fakat maalesef, ülkemizde işsizliği bir yana koysak bile
iş bulup ücretli çalışan insanların da pek çoğu
geçinemiyor, hâliyle borçlanmak zorunda kalıyor. BDDK verilerine göre,
hane halkı borcu 2002de 6,3 milyar lira iken 2021de sadece ilk altı
ayda 874 milyar lira olmuş. 2021 Eylülünde iş gücüne katılan
insanların yüzde 90ından fazlasının bankaya borcu
olduğu kaydediliyor. Bugünkü ekonomik koşullarda bu insanların
pek çoğu girdikleri borç girdabından kurtulamıyorlar ve batıyorlar.
Bu ekonomik sorunları, maalesef, psikolojik ve sosyal birçok problem takip
ediyor ve hatta üzücüdür ki bu insanların bir kısmı da intihar
ediyor.
Değerli arkadaşlar, ülkemiz için büyük
önemi olan tarım ve hayvancılık sektörü de bu borçlanma
artışından nasibini almış durumda. Çiftçilere
bakıyoruz, iktidara geldiğiniz ilk sene yani 2003te çiftçilerin 2,5
milyar lira olan borcu 2021de 150 milyar liraya yükselmiş. Yani
iktidarınızda çiftçi borçları 60 kat artmış.
Kaldı ki çiftçilerin traktörü bile borçları yüzünden haczediliyor,
üretim duruyor. Çiftçi düştüğü ekonomik sıkıntılarda
tek başına bırakılıyor. Çiftçi bu borç
batağına iyice saplandıkça üretimden uzaklaşıyor.
Değerli milletvekilleri, icra ve iflas
konusunda teknolojiyi kullanma çabası önemli ama önce çiftçinin,
vatandaşın borçlu durumlara düşmesinin, mağdur
olmasının önüne geçmemiz gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) Bitiriyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) Normal
şartlarda da insanlar kazabildikleri gibi kaybedebilirler,
zenginleştikleri gibi iflas edebilirler fakat Türkiyedeki tablo maalesef,
bunun çok ötesine geçmiş vaziyette. İnsanlar iş bulamıyor,
iş bulanlar geçinemiyor, geçinemeyenler borçlanıp
borçlarını ödeyemiyor.
Vatandaşlarımızın kendilerine
yakışır şekilde yaşamasını temin edecek
tedbirleri de bir an önce alacağınızı umuyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinde geçen Satış
açık artırma ile yapılır ibaresinin Satış
açık artırma ile gerçekleştirilir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Kenanoğlu Murat Sarısaç Züleyha Gülüm
İstanbul Van İstanbul
Murat Çepni Mahmut Celadet Gaydalı Ömer Faruk Gergerlioğlu
İzmir Bitlis Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Van
Milletvekili Sayın Murat Sarısaç.
Buyurunuz Sayın Sarısaç. (HDP
sıralarından alkışlar)
MURAT SARISAÇ (Van) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Genel Kurulu ve halklarımızı
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bir, Kürtçeden başlamak gerekiyor.
Keşke her şey Cahit Beyin söylediği kadar, böyle, güllük
gülistanlık olsaydı ama ne yazık ki Kürtçe üzerindeki
baskıların çok daha fazlası yani anlatabildiklerimizin de çok daha
fazlası yaşanıyor Türkiyede. Ana dil bir halkın var olma
gerekçesidir, kuşkusuz ki bütün ulusların ana dili de çok
kıymetlidir, kadim Kürtçe de bunlardan bir tanesidir. Eğer bir dil
tiyatro sahnesinde, şarkı sözünde, Meclis kürsüsünde var
olabiliyorsa, orada kendini yaşatabiliyorsa bu, dil gelişir
anlamına gelir ama ne yazık ki günümüzde biz bunlardan çok daha uzak
bir yerdeyiz. Eğer siyasi iktidar kendi siyasi propagandasına hizmet
ediyorsa Kürtçeye iyi bir şekilde yaklaşıyor ama hizmet
etmiyorsa her yerde, Kürtçe, yasaklarla karşı karşıya
kalıyor. Sadece altı yılı esas alırsak dil
kurumlarının kapatılmasından tutun da Kürt büyüklerinin
heykellerinin yıkılmasına kadar, yine keyfî bir şekilde
Kürtçe tiyatroların ve konserlerin yasaklanmasına kadar çok büyük
Kürtçe karşıtlığı ve Kürtçe
düşmanlığıyla bizler yüz yüze kaldık. Dersim
yoldaşımın söylediği gibi, çok değil, birkaç gün
öncesinde Mem Ararat konseri, AKPli belediye tarafından, Kürtçe
şarkı söylenecek diye yasaklandı. Daha farklı örnek vermeye
de hiç gerek yok aslında bu Meclis çatısı altında, sadece
şurada bizim ana dilimizle ilgili yani aslında bütün ana dillerle
ilgili
(x) dememiz bile yeterli bir örnek.
Bakın, Meclis tutanaklarına x, x, x diye geçecek. Hiçbir
propagandası yok, sadece bir dili savunuyorum, dille ilgili kendi ana
dilimde bir cümle ortaya atıyorum. Siz, şimdi. o tutanaktan bu dili
öğrenmek isteseniz öğrenemeyeceksiniz. Tırnak içerisinde Kürt
kökenli vekilleriniz de eminim ki birçok kelimenin karşılığını
bilmiyor. Mesela, biz de
(x) onur
demek yani ana dilim benim onurumdur demek.
Sayın milletvekilleri, kanun teklifine dönecek
olursak da AKPnin finans politiği halkı borçlandırma üzerine
kurulmuştur. İktidarın yurttaşı bağımlı
hâle getiren politikaları, yine, pandemi süreciyle beraber esnafı,
tüccarı, şirketleri büyük bir ekonomik çöküşle karşı
karşıya getirmiştir. Zaten, ülkemizde
insanlarımızın yüzde 75inin de borçlu olması bu
anlayışın sonucudur. Buna rağmen, İcra ve İflas
Kanununda yapılmak istenen değişiklikler de yine, bu
yapısal sorunlara hiçbir şekilde çözüm üretememektedir; aksine, bu
krizleri çok daha da derinleştirmektedir. Mesela, AKPnin ekonomik çözümü
şu: Biz halkımızı icralık hâle getirmeyeceğiz.
diyemiyor, Biz icralık olan halkımızın, onun yıllarca
birikimleriyle aldığı evlerini, arabalarını bu
icralardan dolayı çok rahat satmasını
sağlayacağız. diyor.
Yine, sürekli Vanı da dile getiriyoruz çünkü
Vandaki krizler de artık çoklu bir hâl aldı. Ekonomik krizlerden
tutun da sosyal, siyasal krizlere kadar birçok kriz yaşıyor Van.
Vandaki sorunlar da artık yapısaldır, zaten Vandaki bu
sorunları da Hükûmetin çözme amacı olmadığı için
neredeyse kronik bir hâl almıştır bütün bu krizler.
Şimdi, tüm bunlara rağmen yani hem
depremde Vanlılara verilen sözlerin tutulmaması hem sonrasında
pandemi süreci, sonrasında diğer bütün kapılar
açılırken Kapıköy Sınır Kapısının
açılmaması, sonrasında da kayyumların, yine, Vanı hem
tüketen hem de zarar veren o 3 bürokratın Vanı tamamen işgal
eden anlayışından dolayı Vanlılar çok büyük krizler
yaşıyorlar. Şimdi, Vanda, bu krizlerin sonucu olarak hem esnaf
hem tüccar hem de vatandaş çok büyük ekonomik sorunlar yaşıyor.
Şimdi, Hükûmet yetkilileri, Hükûmet
temsilcileri rakamlara boğuyorlar: Vana bu kadar yatırım
yaptık, bu kadar destek kredileri verdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MURAT SARISAÇ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Açıkçası, bunun çok bir
karşılığı yok Vanlılarda, zaten Vanlılar
bunun bilinçli bir politika olduğunu yani Vanın çok bilinçli bir
şekilde geriletildiğini ve zarar verildiğini düşünüyor.
Dediğim gibi destek kredisi adı
altında
İşte, Hükûmet, her gün Biz destek kredisi veriyoruz.
diyor ama düşünün ki destek kredileri ne için verilir? Destek kredileri,
üretimi genişletmek için yani daha büyük yatırımlar yapmak için
verilir. Depremden kalma, pandemiden kalma sorunlarından dolayı Van
halkı bu destek kredilerini sadece borçlarını ödeyebilmek için
alıyorlar.
Yine, Vanda, şu an, kapanan iş yeri
sayısı ve Vanda icralık olan, takibe takılan
Yani kredi
ve kredi kartından takibe takılma sıralamasında Van
6ncı sırada Türkiye'de. Bu, kuşkusuz, AKP iktidarının
bugünkü resmidir, bugünkü icraatlarıdır.
Buradan, tekrardan, halklarımızı ve
bütün Türkiyeyi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
Bravo sesi, alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
14üncü maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun
114üncü maddesinde yapılan değişikliğin üçüncü
fıkrasındaki muvafık ibaresinin uygun şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alpay Antmen Süleyman Bülbül Zeynel Emre
Mersin Aydın İstanbul
Rafet Zeybek Ömer Fethi Gürer Aydın Özer
Antalya Niğde Antalya
Turan Aydoğan Aykut Erdoğdu
İstanbul İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Aykut Erdoğdu.
Buyurun Sayın Erdoğdu. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün kürsüye Türkiye ekonomisinde
yaşadığımız derin kriz ve bugün itibarıyla iyice
derinleşen kur şokuyla ilgili yüce heyetinizi bilgilendirmek üzere
çıktım.
Değerli arkadaşlar, hepimiz olanları
anlamaya çalışıyoruz ve anlamakta zorlanıyoruz. Ben sizi
makroekonomik ilişkiler hakkında bir miktar bilgilendirirsem bundan
sonra daha doğru işlerin yapılmasına faydamız olur
diye kürsüye çıktım.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, son
birkaç aydır mevcut Hükûmet, mevcut yönetim faizleri indirmeye
çalışıyor. Hepimizin muradı Türkiyede düşük faizler
olsun.dur ama arkadaşlar, unutmayın, eğer bir ülkede enflasyon
yüksekse faizi düşürmek çok mümkün olmuyor ve sizlere şunu söyleyeyim
arkadaşlar: Faiz enflasyonun sebebidir. teorisi bu ülkeye çok büyük
zarar veriyor. Bakın, unutmayın, enflasyon kanserse faiz kemoterapi;
kanser olduğunuz için kemoterapi alırsınız, kemoterapi iyi
bir şey değildir ama enflasyonunuz yüksek olduğu için faiz
yüksek olur.
Bakın, şimdi ne yaptık? Son iki ay
içerisinde biz toplamda 3 puan faiz indirdik arkadaşlar. Ne oldu 3 puan
faiz indirince? Faizi indirdiğimiz sırada dolar kuru 8 Türk
lirasıydı, şu an itibarıyla ben kürsüye
çıktığımda yaklaşık 11 Türk lirası. Biz faizi
3 puan indirdik diye kur ne kadar arttı? Yaklaşık yüzde 30.
Peki, arkadaşlar, bundan sonra ne olacak? Bizim birçok üretimimiz ithalata
bağlı olduğu için maliyet enflasyonu kaynaklı olarak kur
enflasyonu yükseltecek yani yüzde 30 kur artışı enflasyonu
yaklaşık yüzde 15 artıracak. Enflasyon artınca ne olacak?
Doğal olarak faizler artacak. Faiz enflasyonun altında
kalamayacağı için, bu, iktisadın temel prensiplerine
aykırı olacağı için 15 puan faiz artmış olacak.
Yazık günah değil mi? 3 puan faiz düşürüyorsunuz, üç ay
içerisinde 15 puan artacak bu faiz.
Değerli arkadaşlar, bu tip hatalar
yapılamaz, bu tip eksik bilgilerle, bu tip denenmemiş teorilerle bir
ülke kobay gibi kullanılamaz. Bakın, bundan sonra ne olacak?
Arkadaşlar, bu faiz indiği için kur bu kadar fırladı ya,
ilk enflasyon roketleyecek ve size samimiyetle, bütün kalbimle söylüyorum,
partizan bir körlük içinde söylemiyorum: Arkadaşlar, Türkiyede enflasyon
yüzde 20 değil, açıklandığı kadar değil.
Bakın, en alt grubuna böyle bir bakın, bir ön yargısız
bakın, ölçüm biçimine bakın; Türkiyede enflasyon yüzde 50. Siz enflasyonu
yüzde 20 açıkladığınızda, herkesin maaşı
yüzde 20 artıyor ama harcamaları yüzde 50 artıyor, milyonlarca
ücretli çalışan fakirleşiyor. Bundan sonra ne olacak? Enflasyon
roketledi, birinci olan, başımıza gelen bu. İkincisi,
arkadaşlar, yakında karaborsa başlayabilir. Bakın, ilaçta,
şekerde, ayçiçeği yağında bu başladı çünkü
artık ithal fiyatları bile çok yüksek olduğu için biz
bunları hem ithal edemiyoruz hem de vatandaşın talebini
karşılayamıyoruz. Bundan sonra olacak başka bir şey
daha değerli arkadaşlar: Eğer biz bu şekilde gidersek bir
sosyal patlamanın eşiğindeyiz. Bakın, her gün çok çok
acı olaylarla karşılaşacağız: İntihar eden
insanlar, borcunu ödeyemediği için suç oranlarının artması
Bir sosyal patlamanın eşiğindeyiz değerli arkadaşlar.
Yarın öbür gün göreceğiniz o hüzünlü olayların hepsi bugünden
oluşuyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, birçok
firma döviz kredisi kullandı, üstelik Türk lirası kazanmasına
rağmen kullandı ve buna sizin Hükûmetiniz izin verdi. Şimdi,
döviz kredisi kullanmış firmaların bu işten
çıkması mümkün değil, art arda iflaslar başlayacak. Bu art
arda iflaslar yani reel sektördeki bu kriz bir süre sonra
bankacılığa yansıyacak. Evet, bizim bankacılık
sistemimiz sağlam duruyor görünüyor ama tebliğlerle sağlam
duruyor. Batmış bir sürü kredi BDDKnin tebliği sayesinde
canlı kredi gibi görünüyor. Arkadaşlar, bu tebliğlerle bu
kredileri bir süre götürebilirsiniz ve bir süre sonra bizim
bankalarımız sendikasyon kredisi yani döviz üzerinden kredi alıp
TL üzerinden kullandırdığı için ve dövizdeki bu şok
dalgalanma yüzünden bankacılık sistemimiz sarsılmaya
başlayabilir. Bu çok tehlikeli bir durumdur; Türkiye, bunu yirmi
yıldır yaşamadı. Bunlara dikkat etmek zorundayız.
Şimdi sürem bitecek, bir iki sebep daha var
Sayın Başkanım, bir dakika daha uzatırsanız, eksik
kalmasın diye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Değerli
arkadaşlar, başımıza gelecek bir diğer husus şu:
Bizim ekmek gibi, su gibi dövize ihtiyacımız var ve bizim Merkez
Bankamız last resort derler yani son kaynak; dövize ihtiyacı
olduğu zaman bankanın, ülkenin, Merkez Bankasına gider.
Arkadaşlar, gideceğimiz son kaynak da eksi 35 milyar dolar. Yani
bizim bakın, brüt rezerv 120 milyar dolar diyoruz. Evet, doğrudur ama
size söylenmeyen bir net rezerv sorunu var. O paralar bize emanetti, o paralar
harcandığı gibi eksi 35 milyar dolara indirildi. Şimdi, biz
sıfır rezerv için 35 milyar dolar para bulmalıyız ve biz 1
milyar dolar alsak, dolar 11,5 lira olacak, bu kadar tehlikeli bir
durumdayız. Yarın öbür gün eğer bu faiz politikasıyla
güvenirliliğini azaltmaya devam edersek insanlar bankaların
kapısına koşabilir.
Sizden rica ediyorum, ekonomi yönetimini
uyarın, çok yanlış yolda gidiyoruz, başımıza
iş gelecek korkuyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 14üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair 2 önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte
olan teklife konu kanunun, Komisyon metninde bulunmayan ancak teklifle çok
yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve
Komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç
Tüzükün 87nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Yeni madde
ihdasına dair Divana ulaşan önergeler Komisyon metninde bulunmayan
bir konuda değişiklik öngörmektedir. Dolayısıyla, İç
Tüzükün hükmü nedeniyle bu önergeleri işleme almamız olanaklı
değildir ancak grupların uzlaşısı nedeniyle, emsal
teşkil etmemek üzere, önergeleri işleme alacağım. Önergeleri
okutup Komisyona soracağım; Komisyon önergelere salt çoğunlukla
katılırsa önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması
hâlindeyse önergeleri işlemden kaldıracağım.
Yeni madde ihdasına ilişkin bir önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifine 14üncü maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 15- 19/3/1969 tarihli ve 1136
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 24- 59 uncu maddenin
beşinci fıkrası, bu maddeyi ihdas eden Kanunun
yayımlandığı tarihten itibaren on beş gün içinde talep
etmek koşuluyla avukatların, avukatlık veya Türkiye Barolar
Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan
veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle bölge adliye
mahkemesi ceza dairelerince 15/7/2020 tarihinden önce verilmiş kesin
nitelikteki kararları hakkında da uygulanır. Bu maddenin uygulandığı
hâlde, cezası infaz edilmekte olan hükümlülerin, Ceza Muhakemesi Kanununun
100 üncü maddesi uyarınca tutukluluğunun devam edip etmeyeceği
hususu, hükmü veren ilk derece mahkemesince değerlendirilir.
Cahit Özkan Özgür Özel Muhammed Levent Bülbül
Denizli Manisa Sakarya
Bülent Turan Meral Danış Beştaş Mücahit Durmuşoğlu
Çanakkale Siirt Osmaniye
Mehmet Doğan Kubat Dursun Müsavat
Dervişoğlu Bayram
Özçelik
İstanbul İzmir Burdur
BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Yeni madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir
madde eklenmiştir.
Yeni madde ihdasına ilişkin diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifine 14üncü maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 16 24/2/1983 tarihli ve 2802
sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 8 inci maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinde yer alan ,
alışılmışın dışında çevrenin
yadırgayacağı şekilde konuşma ve
organlarının hareketini kontrol zorluğu çekmek gibi engeli
ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
Cahit Özkan Özgür Özel Muhammed Levent Bülbül
Denizli Manisa Sakarya
Bülent Turan Ramazan Can Dursun Müsavat Dervişoğlu Çanakkale Kırıkkale İzmir
Mehmet Doğan Kubat Meral Danış
Beştaş Bayram
Özçelik
İstanbul Siirt Burdur
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Yeni madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir
madde eklenmiştir.
Herhangi bir karışıklığa
mahal vermemek için bundan sonra maddeler üzerindeki önerge işlemlerine
mevcut sıra sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden
devam edilecek, kanun yazımı esnasında madde numaraları
teselsül ettirilecektir.
15inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra sayılı
İcra ve İflas Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 15inci maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 115inci maddesinde yapılan değişikliğin ikinci
fıkrasındaki hâlinde ibaresinin durumunda şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alpay Antmen Süleyman Bülbül Zeynel Emre
Mersin Aydın İstanbul
Rafet Zeybek Ömer Fethi Gürer Aydın Özer
Antalya Niğde Antalya
Serkan Topal Turan
Aydoğan
Hatay İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hatay
Milletvekili Sayın Serkan Topal.
Buyurunuz Sayın Topal. (CHP
sıralarından alkışlar)
SERKAN TOPAL (Hatay) Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
hepinize saygılarımı sunuyorum.
İcra ve iflas, bu iki sözcük özellikle son
zamanlarda üzerinde konuştuğumuz ve
vatandaşlarımızın rahatsız olduğu iki sözcük.
Eğer bir ülkede bu iki sözcük konuşuluyorsa biliniz ki orada bir
sorun var, orada ekonomik bir kriz var. Eğer bu iki sözcük bir ülkede
konuşuluyorsa biliniz ki işler iyi gitmiyor, orada hayat
pahalılığı var, yoksulluk var, yolsuzluk var. Biliniz ki bu
iki sözcük konuşuluyorsa o ülkede partizanlık var, adaletsizlik var.
Biliniz ki o ülkede işsizlik var; ekmek yok. Biliniz ki çiftçi var ama
çiftçiye destek yok. Biliniz ki üretim yok. Hep millî, millî nutukları
atanlara şunları söylemek istiyorum: Bugün mercimek millî mi; pirinç
millî mi; domates, tohum, gübre millî mi? Peki bütün bunlar Türkiyede var
mı? Var. Evet, arkadaşlar bütün bunlar ülkemizde yaşanıyor
mu? Yaşanıyor. Bakın, bu kanunda icra dairelerini büyütüyor
iktidar. Neden? Çünkü icra müdürleri yetmiyor, icra
başkanlıkları, icra başmüdürlükleri kuruyor. Neden? Çünkü
icra memurları artık icra dosyalarının altından
kalkamıyor. Çünkü bu memleketin çiftçisi Tarım Krediden icralık;
bu ülkenin köylüsü Ziraat Bankasından icralık; bu ülkenin işçisi
TOKİden icralık; bu ülkenin öğrencisi KYKden icralık; bu
ülkenin esnafı kefalet kooperatifinden icralık, bütün bankalardan
icralık; bu ülkenin vatandaşı hemen hemen neredeyse bütün
kurumlardan maalesef icralık. Toplumun tüm kesimlerini icralık etmeyi
başaran bir iktidar var. Yaparsa AK PARTİ yapar! Sizi
alkışlıyoruz!
Şimdi iktidarın Sayın
Cumhurbaşkanı, iktidarın muktediri Sayın Cumhurbaşkanı
ne diyor? Ekonominin kitabını yazdım. diyor. Evet, bir kitap
yazdığı kesin icra ekonomisi kitabı, yazarı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Toplumun bütün kesimleri, tüm ekonomik
dinamikler toplu olarak nasıl icralık olur? Dünyanın hangi
ülkesinde bu var?
Değerli arkadaşlar, bakın, 2002
yılında icra ve iflas dosya sayısı 5 milyon 933 bin.
2021de icra ve iflas dosya sayısı 23 milyon 135 bin. Yaparsa AK
PARTİ yapar! made in AK PARTİ made in Erdoğan Sizi milletçe
alkışlıyoruz! Milletçe alkışlıyoruz, evet, bu
konuda ustasınız arkadaşlar. Yaparsa AK PARTİ yapar!
Şimdi, bakın arkadaşlar, ülkesini
adaletle yöneten hükûmetler adalet saraylarına ihtiyaç duymazlar çünkü
adaletle yönetilen ülkelerde öğrenciler KYKlerden dolayı
icralık olmaz, traktörler icra dairelerine çekilmez. Adaletle yönetilen
ülkelerde millet huzurlu olur, icrasız olur, iflas etmez ama tabii, biz
alıştık artık, iktidar ve Sayın Erdoğan her
seferinde
Çünkü bu ülkeyi yönetemeyen iktidarlar suçu muhalefette bulur ve
herhangi olumsuz bir şey olduğunda Bunun tek bir sorumlusu var.
derler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
SERKAN TOPAL (Devamla) Bunun tek sorumlusu
Ce-Ha-Pe. derler ya da işler daha kötüye gittiğinde, ekonomi daha
da kötü olduğunda Efendim, dış güçler. derler, biraz daha kötü
olduğunda Almanya bizi kıskandı. derler.
Arkadaşlar, halkımız bu tür yalanlara
artık kanmıyor. Gerçekten biraz elimizi vicdanımıza
koyalım, neden biliyor musunuz? Çünkü Alman Helga, Türk Haticeden; Alman
Hans, Türk Hasandan maalesef şu anda daha huzurlu, daha mutlu. Bu ülkeyi
bu hâle getiren maalesef sizsiniz arkadaşlar. Biraz da bunu düşünün
arkadaşlar.
Bir kez daha şunu söylüyoruz: Evet,
fabrikaları sattınız, madenleri sattınız;
vatandaşlarımız işsiz kaldı. Lütfen biraz daha elimizi
vicdanımıza koyalım ve bu ülkeyi öyle yönetelim.
Hepinize teşekkür ediyorum,
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 285 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinde geçen belirlenen
ibaresinin belirtilen olarak değiştirilmesini arz ve telif ederiz.
Ali Kenanoğlu Züleyha Gülüm Ömer Faruk Gergerlioğlu
İstanbul İstanbul Kocaeli
Mahmut Celadet Gaydalı Murat
Çepni
Bitlis İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kocaeli
Milletvekili Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu.
Buyurunuz Sayın Gergerlioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen sene bu zamanlar bu
kürsüde ben, çıplak arama gerçeğini anlatıyordum, iktidar bunu
reddediyordu. Uşak Emniyet Müdürlüğünde 26 üniversite öğrencisi
genç kadına yönelik çıplak arama olmuştu ve üst üste inkâr
ediyorlardı. Biz bunu ısrarla, bir insan hakları savunucusu
olarak burada gündem ettik. İnkâr ettiler sürekli, apaçık bir
gerçekti. Ardından Uşak Emniyet Müdürlüğü tüm polis kadrosuyla
gidip hakkımda suç duyurusunda bulundu. AK PARTİden Özlem Zengin,
Cahit Özkan, Bülent Turan, Ömer Çelik, hepsi, hep bir ağızdan; çıplak
aramanın olmadığını, yalan
attığımızı, terörist olduğumuzu sağda solda
söyleyip durdular. Peki, şimdi ne oldu arkadaşlar? Aradan bir
yıl geçti ve çıplak arama yönetmeliğinde bir kelime
değişikliği yapıldı. Biz, o zaman da söylüyorduk Çıplak
arama var, yönetmelikte var, inkâr etmeyin. diyorduk. İşte,
bakın, yönetmelikte çıplak kelimesi yerine detaylı kelimesi
getirildi. Yani dün inkâr ettiklerini bugün kabul ettiler. Niye inkâr
ediyordunuz? Biz mücadelemize devam ettik, hakkımızda
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu her türlü hakaret, küfür, tehdit,
iftirayla beyanlarda bulundu. Ardından biz, kendisi hakkında dava
açtık, tazminat davası, suç duyurularında bulunduk ve her ne
hikmetse Yargıtayda hemen cezamız onandı. Zaten Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı da, Mehmet Akarca, hızla,
bir ay içinde cezaya onanma istemişti ve taltif edilip Yargıtay
Başkanı yapılmıştı ve onun döneminde cezamız
onanmıştı. Hızlıca bir şeyler çevriliyordu ve
ardından -hepiniz biliyorsunuz- burada hak ihlallerini gündeme
getirdiğimiz için, çıplak arama olayını gündeme
getirdiğimiz için bir usulsüzlük, hukuksuzlukla vekilliğimiz
düşürüldü; bir komedi yaşandı ve cezaevine atıldık.
Ardından Anayasa Mahkemesi hakkı teslim etti, bütün bu hukuk
komedisine bir son verdi ve 15e sıfır karar verdi. Bu arada, tüm
Türkiye kamuoyu çıplak aramanın var olduğunu çok iyi bir
şekilde öğrendi. İktidar istediği kadar reddetsin, tüm
kamuoyuna bunu öğrettik. Evet, birtakım bedeller ödedik ama bunu
öğrettik. Bize Geri adım at. diyenlere karşı biz Bize, o
çıplak aramayı göz yaşlarıyla anlatan kadınlara
karşı sözümüz var, utanç içinde bunu anlatan erkeklere
karşı sözümüz var. Biz bu meselede hakkı ortaya çıkarmaktan
geri adım atmayız. dedik. Ve bir gündem oldu, işte, Mücella
Yapıcı, Gezi direnişinde, sekiz yıl dört ay aradan sonra,
çıplak arama konusunda 3 polisi üç yıldan on iki yıla kadar Türk
Ceza Kanunundaki işkence maddesiyle mahkemeye verdi. Sekiz yıl dört
aylık bir direnme sonrasında polisler hakkında işkenceden
dava açıldı, sürüyor; umarım sonu gelir.
Şimdi, Sayın Özlem Zengin biz bu iddiaları
gündeme getirirken hep derdi ki burada, hiç unutmam, şu karşı
koltukta bana dönüp demişti ki: O Uşak Emniyet Müdürlüğündeki
genç kadınlar niye bir yıl beklemiş, suç duyurusu
yapmamış? Onu bile yanlış biliyordu. Kendisine Uşak
Emniyeti yanlış bilgi vermiş, o bilgiyle hareket ediyor,
doğruyu araştırmıyor. Aslında çıplak aramadan üç
ay sonra suç duyuruları yapmışlardı. Niye
gecikmişlerdi? Türkiye nasıl bir ülke arkadaşlar? Bakın,
Aslıhan Gençay var, Sivas Açık Cezaevinde çıplak aramayı
reddettiği için dayak yedi, kapalı cezaevine gönderildi, bir
gazeteci. Üstüne, ne yaptılar biliyor musunuz? Altı ay yedi gün ceza
yedi çıplak aramaya karşı direndiği için.
Sibel Hürtaş, bizim Meclisimizin önünde baro
başkanları direniş yaparken oradaydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Sibel
Hürtaş gazetecidir, sadece haber yapmak için oradaydı. Gözaltına
alındı, cinsel tacize uğradı polis arabasında ve
şikâyetçi olduğu hâlde kendisi hakkında dava açıldı.
İşte böyle bir ülke arkadaşlar ama şunu çok iyi bilin ki
işkenceciler, çıplak arama yapanlar yargılanacak. Nereden mi
biliyorum? İşte şu fotoğraf bana bunu ilham ettiriyor.
Arjantinde eski bir işkenceci yarbay kaçıyormuş, polis onu
nerede yakalamış biliyor musunuz? Evindeki dolabın içinde
yakalamış. Şimdiki işkenceciler, çıplak
aramacılar da böyle yakalanacak. Bunu herkes çok iyi bilsin.
Şu anda, şunu çok net söyleyeyim:
Güneş balçıkla sıvanmaz. Ben bu hakkı, hakikati söylerken
bana yalancı her türlü terörist, şu, bu diyordunuz ama
yalancının mumu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
yatsıya kadar yanar. Bunu da herkes bilsin.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.21
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.24
BAŞKAN: Başkan
Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 21inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
285 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Buyurun Sayın Özkan.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
52.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın,
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın
vefatına ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Allahtan geldik ve
ancak ona döndürüleceğiz. Meclisimizin en müdavim milletvekillerinden
Kahramanmaraş Milletvekilimiz, Kıymetli Hocamız İmran
Kılıç, aşı olmasına rağmen yaklaşık bir
aydır Ankara Şehir Hastanesinde devam eden coronavirüs mücadelesinde,
maalesef, yaşamını yitirdi. Allah mekânını cennet
eylesin, ruhu şad olsun. Aziz milletimizin ve bütün sevdiklerinin,
ailesinin inşallah, Rabbim sabrıcemille bunu
karşılamasını nasip eylesin.
Tabii, İmran Hocamız, gençlik
mücadelesinden beri talebe yetiştirmekle uğraşan ve ülkesi ve
milletiyle ilgili kurmuş olduğu hayalleri fikrî ve aksiyon olarak
hayata geçirme gayreti içerisinde olan, müstakim, sözünün eri ve her daim
hakkın ve hukukun mücadelesinde yer almış bir büyüğümüz.
Allah, mekânını cennet eylesin, ruhu şad olsun, sevdiklerine
sabrıcemil ihsan eylesin, bakide kalanlara sıhhat, selamet, afiyet
ihsan eylesin. İnşallah, Rabbim, bütün ülkemize, milletimize ve
bütün insanlığa da en kısa zamanda bu corona musibetinden
hakkıyla kurtulmayı da nasip eylesin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özel
53.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın vefatına
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
gerçekten, hepimiz çok üzgünüz, çok kötü bir haber aldık.
İmran Hoca, biraz önce Cahit Beyin dediği
gibi, Meclise en düzenli gelen, oturduğu yer hiç değişmeyen,
İç Tüzükün tanıdığı imkânlarla kendi
görüşlerini, özellikle önemsediği günleri, yıl dönümlerini
kaçırmadan söz haklarını kullanan
Aylar önce, ilk
aşıdaki alerjik reaksiyondan sonra, otuz-otuz beş gün şehir
hastanesinde yatmıştı, kendisini ziyaret etmiştim ben
grubumuz adına. Orada, aramızda hoş bir diyalog olmuştu
Ben Meclis kaçta kapanır? diye sorana, Özgür Bey sarı çantayı
ne zaman yollarsa beş dakika sonra kapanıyor, çanta gitmeden
kapandığına inanmıyorum. deyip
takılmıştı bana. Daha üç hafta önceki nöbetimizde
aşıyı sorduk, o reaksiyondan sonra eylül ayında
olduğunu, ikinciyi ve üçüncüyü olursa içinin rahat edeceğini
söylüyordu ama işte herhâlde ikinci ve üçüncü dozu olamadan Covide
yakalandı. AK PARTİ Grubunun başı sağ olsun, ailesinin
başı sağ olsun, sevenlerinin başı sağ olsun,
hepimizin başı sağ olsun. Bu kubbenin altından hepimiz
geldik, hepimiz gideceğiz; bir gün gelecek, herkes göçecek. Allah herkese,
İmran Hoca gibi arkasından böyle güzel -biraz önce içeride hepimizin
konuştuğu gibi- iyi konuşulmayı, hayırla yâd edilmeyi
nasip etsin.
Bir kez daha başsağlığı
diliyorum.
BAŞKAN Sayın Beştaş...
54.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın vefatına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkür ederim Başkan.
Doğrusu, çok üzücü bir haber, herkes gibi biz
de yeni öğrendik. Ben de kendisini hep oturduğu sıralardan
anımsadım, şu anda gözümün önünde doğrusu, cereyan etti.
Zaman zaman uçuşlarda ya da havaalanında
karşılaştığım, muhabbet de edebildiğim bir
vekilimizdi; çok üzgünüm.
Maalesef, corona can almaya devam ediyor, Covid-19
belası bütün dünyada olduğu gibi Türkiyede de her gün
insanlarımızın toprağa düşmesine sebep oluyor.
Umarım, en kısa zamanda, bütün dünya gibi bu hastalıkla biz de
baş edebiliriz.
Öncelikle kendi ailesine, sevenlerine
başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin,
mekânı cennet olsun. Tabii ki özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi
camiasına da, grubuna da başsağlığı diliyorum, sabır
diliyorum, acılarını paylaşıyorum. Acı
hepimizindir, sonuçta Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir milletvekilimizin
vefatı söz konusu. Tekrar, mekânı cennet olsun diyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül...
55.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın vefatına
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biz de çok üzgünüz. Az önce,
yaklaşık üç saat önce Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sefer Aycan
Hocamızla İmran Hocamızdan bir mevzu açıldı; durumunun
çok ağır olduğunu ifade ettikten sonra hep beraber buradan
şifa için dua etmiştik. Şimdi, tabii, bu haberle hepimiz çok
üzüntü içerisine girdik. Kendisi ilahiyatçı, daha önce il, ilçe
müftülükleri yapmış olan, 26ncı, 27nci Dönem Milletvekilimiz.
Ben, şahsen 27nci Dönemde kendisini tanıma fırsatı buldum
ama her zaman aklımızda müspet meseleleri dile getirişi, iyi
ahlakı, doğru insan olmayı, tarihimizi, geçmişimizi, değerlerimizi
hatırlatan ve hatta belki gündelik siyasi tartışmalarımızın
o fasit dairesinin içerisine girdiğimiz bir anda aldığı bir
dakikalık sözle, bir anda başka şeyleri düşünmemize de
vesile olan, çok değerli, çok kıymetli bir büyüğümüzdü. Biz,
açıkçası son derece üzüntülüyüz. Allahtan kendisine rahmet diliyoruz.
Biz kendisini iyi tanıdık, iyi bildik; bizler ondan
razıyız, Allah da ondan razı olsun. Bizden yana da
hakkımız helal olsun diyorum, Allahtan rahmet diliyorum.
Saygılar sunarım.
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu
56.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın
vefatına ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Vallahi, en zor şeylerden biri benim için taziyede bulunmak
ama biliyorum ki acılar paylaşıldıkça azalıyor. Burada
tanıma bahtiyarlığına eriştiğimiz bir
milletvekili arkadaşımız, yaşça da benden büyük
ağabeyimizdi. Ben, onu hep inançlarını savunurken sert ve
tavizsiz ama özel hayatında son derece hoşgörülü ve alabildiğine
yumuşak birisi olarak tanıdım. Levent Beyin dediği gibi,
diğer Grup Başkan Vekili arkadaşlarımızın
dediği gibi, çok gergin atmosferde bile tartışırken onun
bir dakikalık söz alışı Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tansiyonunu aşağıya çeker ve atmosferini değiştirirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan herkesin başı sağ olsun.
Öncelikle onu ifade etmek istiyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi ve camiasına da
buradan başsağlığı diliyorum.
Her şeyden önemlisi, Yüce Allah, ailesine
sabrıcemil nasip etsin, kalanlara uzun ömür ve selamet nasip etsin.
Acımız ortaktır, yürekten paylaşıyoruz. Kabri nur,
ruhu şad, mekânı cennet olsun efendim.
BAŞKAN Sayın Güneş
57.- Karabük Milletvekili Niyazi Güneşin,
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın
vefatına ilişkin açıklaması
NİYAZİ GÜNEŞ (Karabük) Ben de
Hocamıza Yüce Rabbimizden rahmetler diliyorum.
Diyanet teşkilatında uzun yıllar
birlikte çalıştık, daha sonra Mecliste beraber olduk İmran
Hocamızla. Üzüldük hep birlikte. Başımız sağ olsun.
Cenab-ı Hak rahmetini bol eylesin, makamını cennet eylesin.
VIII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Nimetullah
Erdoğmuşun, Başkanlık Divanı olarak, vefat eden
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıça Allahtan rahmet,
ailesine sabrıcemil, AK PARTİ camiasına ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri ile çalışanlarına
başsağlığı dilediklerine ilişkin
konuşması
BAŞKAN - Divan olarak biz de başta
ailesine sabrıcemil, kendisine de Allah'tan rahmet, AK PARTİ
camiasına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi hem üyelerine hem
çalışanlarına başsağlığı diliyoruz.
Her nefis, her can her an ölümü tadıcıdır. gerçeği sadece
yaşamını kaybedenle ilgili değil, buna şehadet
edenlerle de ilgili bir mesajdır. Suskun ama hakikatin de hakikati diye
tanımlayacağımız şey ölümdür. Sessizdir ama
gerçeğin ta kendisidir. Bugün o gerçek burada, aramızda tecelli etti.
Cenab-ı Allah geride kalanlara dert, keder vermesin. Hepimizin bu mevcut
beladan halas olmasını ve ülkemizi ve insanlığı da bu
vebadan kurtarmasını Yüce Rabb'imden niyaz ediyorum. Mekânı
cennet olsun.
İzninizle bugünkü çalışmalarımızı
tamamlamak zorundayız.
2nci sırada yer alan, 141 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
başlayacağız.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
2.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye
Cumhuriyeti ile Karadağ Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasına İlişkin Olarak İmzalanan Mevcut Protokol
Iin Yerini Alan Protokol I ile Anlaşmaya Eklenen Protokol IIIün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2275) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 141)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir konu
bulunmadığından, alınan karar gereğince, kanun
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 23 Kasım 2021 Salı günü saat 15.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.37
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 285 S. Sayılı Basmayazı 11/11/2021 tarihli 18inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.