TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
28inci
Birleşim
6 Aralık
2021 Pazartesi
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020
Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı
Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282)
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Sivas Milletvekili İsmet
Yılmazın, İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlu ile Samsun Milletvekili Erhan Ustanın 281 sıra
sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin tümü üzerinde İYİ Parti Grubu adına
yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
2.- Bursa Milletvekili İsmail
Tatlıoğlunun, bütçeye yönelik eleştirilerin tamamına
yakınına AK PARTİ Grubundan bir savunma olursa mekanizmanın
sağlıklı işlemeyeceğine ve bütün partileri bütçenin
yapım sürecine, kurallarına ve geleneğine uymaya davet
ettiğine ilişkin açıklaması
3.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sivas
Milletvekili İsmet Yılmazın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
4.- Sivas Milletvekili İsmet
Yılmazın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sivas
Milletvekili İsmet Yılmazın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın, görüşmelere ara verilerek CHP Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun 2022
yılı bütçesinin tümü üzerinde CHP Grubu adına konuşması
sırasında yaptığı hareketin kınama cezasıyla
cezalandırılmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
7.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İzmir
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun Sırtımıza bu
yükü yüklediniz. cümlesinde göstermiş olduğu vücut dilinin hiçbir
gruba ve Meclise yönelik bir davranış olmadığına
ilişkin açıklaması
8.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Oturum
Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentopun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
9.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun yaptığı açıklamasındaki ve
İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
10.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, 2022 yılı bütçesinin tümü üzerinde
İYİ Parti Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin hiçbir şerefli
üyesinin haysiyetine ve onuruna dil uzatmadığına, Meclisin
itibarına laf etmediğine, Meclisin fonksiyonları yönüyle
eleştirilmesinin doğal olduğuna ve sistem tasarımıyla
ilgili önerilerinin İYİ Parti Grup Başkanı tarafından
kendisine iletildiğine ilişkin açıklaması
11.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
12.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
13.- İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi
Çamlının, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
14.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın yürütme
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
15.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
16.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın yürütme
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
18.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentopun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
19.- Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
20.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
21.- Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
22.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
23.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun, CHP Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlunun 2022 yılı bütçesinin tümü
üzerinde yaptığı konuşmasında ismini zikrettiği
hususlarla ilgili olarak, Meclise gelen Sayıştay raporlarında
herhangi bir iade ve değiştirilmenin söz konusu
olmadığına, soru önergelerinin bakanlar tarafından
cevaplandırılma oranının yeni hükûmet sisteminin
olduğu dönemde, önceki dönemlere göre daha yüksek olduğuna, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanının Anayasanın ve İç
Tüzükün belirlediği kriterlere göre soru önergelerini değerlendirmek
zorunda olduğuna, Anayasa ve İç Tüzükün Meclis Başkanına
soruların cevaplarıyla ilgili bir inceleme, değerlendirme görevi
ve yetkisi vermediğine ve İç Tüzüke ve Anayasaya uygun
davranmanın kendilerinin vazifesi olduğuna ilişkin
konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun, İç Tüzük ve Anayasanın soru önergelerinin
iade edilmesi için ortaya koyduğu kriterlere ve kendisinin soru
önergelerini mümkün olduğu kadar işleme alma yönünde bir irade
kullandığına ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun, Cumhurbaşkanı
Yardımcısının kendi şahsi talebiyle
konuşmadığına, kendisine İç Tüzük ve Anayasaya göre
konuşma hakkı tanındığına ve hiçbir
milletvekilinin bir başkasına hakaret etmeye hakkının
olmadığına ilişkin konuşması
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Özgür Karabat,
İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
2.- İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin,
İstanbul Milletvekili Özgür Karabatın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması ile Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklaması sırasında
şahsına ve Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
3.- İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi
Çamlının, CHP Genel Başkanı İzmir Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
VII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Denizli Milletvekili Gülizar Biçer
Karacanın, 2018-2020 yılları arasında Bakanlığa
ulaşan engelli raporlarına ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanıkın cevabı (7/54430)
2.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
1960dan bu yana yaralanan güvenlik personeli ve askerlerden gazi olmak için
başvuruda bulunanlara ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanı Derya Yanıkın cevabı (7/54525)
3.- İzmir Milletvekili Sevda Erdan
Kılıçın, 18 yaş altı doğum yapan çocuk
sayısına ilişkin sorusu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı
Derya Yanıkın cevabı (7/54527)
4.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Şanlıurfa ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Diyarbakır ilinde asgari ücretli ailelerin
geçim şartlarına,
Hakkâri ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Van ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Yalova ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Bayburt ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Ardahan ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Aksaray ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Ağrı ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Kilis ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Şırnak ilinde asgari ücretli ailelerin
geçim şartlarına,
Gümüşhane ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Erzurum ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Mardin ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Erzincan ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Siirt ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Muş ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Batman ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Kars ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Düzce ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Rize ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
İstanbul ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Çankırı ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Bitlis ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Bingöl ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Karabük ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
Isparta ilinde asgari ücretli ailelerin geçim
şartlarına,
İlişkin soruları ve Aile ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Derya Yanıkın cevabı (7/54662),
(7/54663), (7/54664), (7/54665), (7/54666), (7/54667), (7/54668), (7/54669),
(7/54670), (7/54671), (7/54672), (7/54673), (7/54674), (7/54675), (7/54676), (7/54677),
(7/54678), (7/54679), (7/54680), (7/54681), (7/54682), (7/54683), (7/54684),
(7/54685), (7/54686), (7/54687), (7/54688)
6 Aralık 2021 Pazartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.02
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Enez
KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28inci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayımız vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçiyoruz.
Gündemimize göre, 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine başlayacağız.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
(x)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020
Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı
Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, Komisyon Raporları
281 ve 282 sıra sayılarıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Şimdi, yürütme adına bütçe sunuş
konuşmasını yapmak üzere Cumhurbaşkanı Yardımcısı
Sayın Fuat Oktaya söz vereceğim.
Buyurun Sayın Oktay. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri,
Sayın Cumhurbaşkanımız, şahsım ve Hükûmetimiz
adına saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe
Komisyonunda 26 Ekimde başlayan 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe
Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifi görüşmeleri 26 Kasımda tamamlanmıştır. 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonunda
iki yüz otuz dört saat süren 21 birleşim sonunda nihai şeklini
almıştır. Otuz sekiz gün boyunca harcadıkları
yoğun mesai ve katkıları sebebiyle Plan ve Bütçe Komisyonumuzun
Değerli Başkan ve üyelerine, tüm milletvekillerine, sürecin verimli
şekilde geçmesine katkı sağlayan Bakan arkadaşlarıma,
kamu kurumlarımızın temsilcilerine ve Komisyon
çalışanlarına bir kez daha teşekkür ediyorum.
Bugün itibarıyla, 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin Meclis Genel Kurulunda görüşmelerine
başlıyoruz. Millî iradenin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, milletimiz önünde hesap verme mecrası olarak gördüğümüz
bütçe görüşmelerinin bu yıl da en hayırlı şekilde
tamamlanmasını temenni ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı bütçesi, AK PARTİ hükûmetlerinin
20nci, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişin
ardından hazırlanan 4ncü bütçedir.
(Uğultular)
BAŞKAN Sayın Oktay, bir dakika
Arkadaşlar, salonda çok büyük gürültü var,
lütfen
Buyurun.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bütçelerimiz Cumhurbaşkanımız liderliğinde ülkemizin bugüne
kadar elde ettiği tüm kazanımlar için etkili birer araç olarak
kullanılmıştır. Bütçe disiplini ilkemiz çerçevesinde
oluşan mali alan topyekûn kalkınmaya yönelik sanayi,
ulaştırma, eğitim ve sağlık
yatırımlarının yanı sıra sosyal hizmet
harcamalarını da kapsayan beşerî ve sosyal gelişime yönelik
alanlara yönlendirilmiştir.
Dünyada 5 milyondan fazla insanın hayatına
mal olan Covid-19 salgınının etkileriyle mücadelemiz bundan
önceki 19 bütçemiz temelinde yükselen sağlam altyapımızla
sürmektedir. Bir sağlık krizi olduğu kadar etkileri itibarıyla
küresel ekonomik krize de dönüşen Covid-19un oluşturduğu
tahribat ekonomi, ticaret ve turizm başta olmak üzere pek çok alanda
etkisini sürdürmektedir. Küresel ticaret, istihdam ve sermaye
dolaşımı rakamları, verileri daralmaya devam ederken bizim
söylediğimiz bir şey vardı; Türkiye olarak salgın sonrası
dönemde, üretimde, inovasyonda, yatırımda Nerede
kalmıştık? demeyeceğiz. diye ifade etmiştik. Bu
küresel krizi fırsata çevirerek, salgın atmosferinden, üreterek,
büyüyerek, toplumun her kesimini destekleyerek çıkacağız. dedik
ve öyle de oldu. 2021 yılı bütçemizi de bu yönde gerekli
araçları kamuya sağlayacak yapıda
hazırlamıştık ve yıl boyunca tüm
kurumlarımız kaynaklarını en etkin ve verimli şekilde
kullandılar. Bu sürece en güçlü siyasi desteği, Cumhur
İttifakı olarak AK PARTİ, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük
Birlik Partisi birlikte vermiştir.
Büyüme oranlarından ihracatta
kırdığımız rekorlara, sanayi üretimindeki
artıştan iş gücüne katılıma kadar pek çok gösterge,
Covid-19 salgınına rağmen Türkiyenin yoluna güçlenerek devam
ettiğini ortaya koymaktadır. Bunların yanında hastaneler,
otobanlar, köprüler, barajlar, içme suyu ve sulama tesisleri, organize sanayi
bölgeleri, teknoparklar, enerji ve savunma sanayisi projeleri gibi
sayısız yatırımı yine içinde bulunduğumuz bütçe
döneminde hayata geçirdik. Yeni yatırımlara bugün de hız
kesmeden devam ediyoruz.
2022 yılı bütçe teklifini her türlü
küresel etki, yaptırım ve manipülasyon girişimine rağmen
güçlenen, kalkınan, büyüyen Türkiye vizyonuyla hazırladık. 2022
Yılı Bütçe Kanunu Teklifi, doğrudan milletimizin beklentileri
esas alınarak hazırlanmıştır ve kaynak tahsis edilen
kamu hizmetleri ile harcama ödeneklerini net şekilde göstermektedir.
Performans esaslı program bütçe özelliklerine sahip teklif, kamu
hizmetleri performansının kolayca ölçülmesine, izlenmesine ve tüm
kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılmasına imkân
tanımaktadır.
Bölgesel kalkınma, istihdam, ticaretin
geliştirilmesi, gençlik, insan hakları, uzay ve havacılık
gibi 67 stratejik programdan oluşan bütçe teklifimiz daha müreffeh bir
Türkiye hedefimizin dayanağını oluşturmaktadır,
ülkemizin gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak güncellediğimiz
tam bağımsız ekonomi rotamızla da örtüşmektedir. Bu
doğrultuda 2022 bütçesi yatırım, üretim, istihdam ve büyüme
odaklı bir yapıda yeşil kalkınma devrimiyle millî teknoloji
hamlemizi güçlendirecek bir çerçevededir. Özellikle, tüm sektörleri içine alan
yeşil dönüşümü, karbon nötr yatırımları ve yeşil
ekonomiye geçiş sürecini hızlandıracak niteliktedir. 2022
bütçesi dijital Türkiyenin yenilikçi ve çevreci bütçesidir.
Bütçemiz hem işçimizin emeğine hem
işverenimize, esnafımızdan çiftçimize, teknoloji
girişimcilerimizden mühendislerimize, genciyle yaşlısıyla,
emeklisiyle çalışanıyla toplumun her kesimine sahip
çıkmakta, milletimize hitap etmektedir. Kadının güçlenmesi,
çocukların korunması, engellilerin toplumsal hayata
katılımı ve ailenin güçlendirilmesi gibi özel programları
barındıran 2022 bütçesiyle toplumsal yapımızı daha da
güçlendireceğiz. Ülkemizin huzurunu, milletimizin birliğini,
beraberliğini ve devletimizin uluslararası alanda itibarını
da tavizsiz şekilde korumayı sürdüreceğiz. Sağlıktan
eğitime, tarımdan ulaştırmaya, sanayiden ekonomiye ve
sosyal yardımlara kadar her alanda isabetli politikaları bütçemiz
temelinde birer birer uygulamaya geçirmeye devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine ilişkin
sunuşumda bütçenin bütününe dair detaylı verileri paylaşmanın
yanı sıra, Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerde üzerinde
sıklıkla durulan hususlara da değineceğim. Bu kapsamda,
küresel ekonomideki gelişmelere, Türkiye'nin ekonomisindeki görünüme,
temel icraatlarımıza, Covid-19 salgınına yönelik ekonomik
desteklere, orta vadeli programdaki temel politikalara ve bütçe öngörülerine,
2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanununa değinerek Bütçe
Gerçekleşmeleri ve 2022 Yılı Bütçe Öngörüleri
başlığı altında 2021 yılı merkezî yönetim
bütçe gerçekleşme tahminleri, 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi,
2022 yılı bütçesinin temel özelliklerinin ardından gelir
politikaları ve uygulamalarına ilişkin detayları
dikkatinize sunarak konuşmamı tamamlayacağım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; küresel ekonomik görünüm ve dünya ekonomisindeki gelişmelerden
başlayacak olursak
2020 yılında başlayan küresel Covid-19
salgınının olumsuz etkileri 2021 sonu itibarıyla büyük
ölçüde bertaraf edilmiş olsa da dünya ekonomisi önümüzdeki yıla yine
göz ardı edilemeyecek belirsizliklerle girmektedir. Dünya genelinde
görülen virüs varyantları kalıcı küresel toparlanma önünde ciddi
bir engel olarak varlığını korumakta ve salgınla
devamlı mücadeleyi zorunluluk hâline getirmektedir. Bütçemizi bu risklerin
ve belirsizliklerin hâlen devam ettiği bir ortamda, ihtiyatlı bir
yaklaşımla hazırladık. Salgına karşı
alınan tedbirler özellikle hizmetler sektöründe ağır ekonomik
yıkımlara yol açmış, dünya genelinde eşine
rastlanmayan arz ve talep şokları tecrübe edilmiştir. 2021
yılının ikinci yarısında dünya genelinde
aşıların yaygınlaşmasıyla birlikte
aşamalı da olsa ekonomilerin küresel düzeyde açılması
mümkün olmuş ve ekonomik toparlanma hissedilmeye
başlanmıştır. Ülkeler ve ülke grupları arasında
ayrışmalar olmakla birlikte 2021 yılı bütçesi, 2021
yılı küresel toparlanmanın devam ettiği bir dönem olarak
görülmektedir. Dünya Bankası haziran ayı Küresel Ekonomik Beklentiler
Raporuna göre, gelişmiş ekonomilerin 2021 yılında yüzde
5,4; 2022 yılında ise yüzde 4 büyümeleri öngörülmektedir;
gelişmekte olan ekonomilerin ise 2021 yılında yüzde 6 ve 2022
yılında yüzde 4,7 büyümesi beklenmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021 yılı ikinci çeyreğinde küresel
ekonomilerde bir önceki yıla kıyasla, özellikle iyileşme
yaşanmasıyla iş gücü piyasaları da kısmen toparlanmıştır
ancak 2021 yılında istihdamdaki artış eğilimine
rağmen, işsizlik oranları hâlâ salgın öncesindeki
ortalamaların üzerinde seyretmektedir. Küresel enflasyon, genişlemeci
para politikalarının devam etmesi, 2021 yılında petrol ve
emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü gelişmeler ile küresel
talepteki toparlanmaya bağlı olarak yüksek seyretmektedir. Bu
ortamda, Uluslararası Para Fonu tahminlerine göre, gelişmiş
ekonomilerde ortalama üretici enflasyonunun 2020 yılında yüzde 0,7
oranındaki seviyesinden 2021 yılı itibarıyla yüzde 2,8e
yükseleceği öngörülmektedir; gelişmekte olan ekonomilerde ise 2020
yılında yüzde 5,1 olan yıllık ortalama tüketici
fiyatları artışının 2021 yılında yüzde 5,5
düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
Brent petrol fiyatları salgın nedeniyle
2020 yılında oldukça düşük seviyelere geriledikten sonra 40-45
dolar bandına yerleşmiş, 2021 yılında ise küresel
talepte yaşanan toparlanma, Covid-19 aşılama oranlarındaki
artış ve diğer faktörlerin de etkisiyle yükselme eğilimine
girerek 80 dolar eşiğini aşmıştır. Bugün
itibarıyla 71 dolar seviyelerinde olduğunu gördüğümüz petrol
fiyatları, dalgalı seyrini sürdürmektedir. Günümüzde emtia ve enerji
fiyat artışları ile çip üretimi başta olmak üzere tedarik
zincirlerinde küresel çapta yaşanan sıkıntılar, otomotiv ve
elektronik sektörü gibi dayanıklı mal tüketiminde arz
sorunlarını beslemekte ve enflasyon risklerini
artırmaktadır.
Küresel sermaye piyasalarında meydana
gelebilecek oynaklıklar, kur dalgalanmaları, yüksek küresel enflasyon
ve yeni virüs varyantları da dünya ekonomisi açısından belirli
düzeyde riskleri barındırmaktadır. Ayrıca, süregelen
Amerika Birleşik Devletleri-Çin eksenli ticaret gerilimleri, kontrolsüz
göç hareketleri, jeopolitik çatışmalar, siber saldırılar ve
iklim değişikliği nedeniyle artan doğal afetler küresel
toparlanmaya zarar verebilir. Dönüşen küresel tedarik zinciri
şartlarıyla, ülkemizin coğrafi konum avantajının ve
esnek üretim olanaklarının Türkiyeye küresel ekonominin yeni üretim
merkezlerinden biri hâline gelmesi için önemli bir fırsat sunduğunu
önceden gördük, bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirdik
ve şimdi bunun sonuçlarını da alıyoruz. Ülkemizin güçlenen
makropolitikaları ile üretim ekonomisine dönük çabaları bu
fırsatın değerlendirilmesine katkı sağlamaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; küresel ekonomik gelişmelerin ardından Türkiye
ekonomisindeki gelişmeler ve genel görünüme değinmek istiyorum.
Türkiye ekonomisi 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyüme
kaydederek Covid-19 salgınından en az hasarla çıkabilmiş ve
G20 ülkeleri arasında Çinle birlikte büyüme kaydetmeyi başaran 2
ülkeden biri olmuştur; bu performans 2021 yılında da devam
etmiştir. Türkiye ekonomisi 2021 yılının üçüncü
çeyreğinde yıllık yüzde 7,4 büyümeyi
başarmıştır; böylece, yılın ilk dokuz ayında
yüzde 11,7 oranında büyüyerek oldukça güçlü bir performans sergilemiştir.
Bu dönemde ihracatın sürüklediği dış talep ve sanayi
üretiminde yaşanan güçlü artış büyümeye belirgin şekilde
katkı vermiştir. Hâlihazırda ekonomik aktivitedeki dinamik ve
canlı gidişat ile artan ihracat desteğiyle yılın son
çeyreğinde de yüksek bir büyüme performansı öngörülmektedir. 2021
yılının tamamında yüzde 10u aşabilecek düzeyde bir
büyüme oranı kaydetmeyi bekliyoruz. Başta bütçe olmak üzere, tüm
politika araçlarımızla, işçi, memur, esnaf, çiftçi ve
emeklilerimiz dâhil olmak üzere tüm kesimlere bu büyüme refah olarak
yansıyacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; salgının iş gücü piyasası üzerinde, tüm
dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli olumsuz etkileri olmuştur. Bu
etkilerin azaltılması amacıyla pek çok tedbir uygulamaya geçirilmiş;
kısa çalışma ödeneğinden yararlanma
şartlarının esnekleştirilmesi, nakdî ücret desteği,
fesih yasağı ve normalleşme desteği bu kapsamda öne
çıkan tedbirler olmuştur. Bu tedbirlerin ve toparlanma sürecinin
etkisiyle, salgının başta hizmetler sektörü olmak üzere,
istihdamda ve iş gücüne katılımda meydana getirdiği
kayıplar telafi edilmiştir. 2021 yılı Eylül ayı
itibarıyla toplam istihdam düzeyi, salgının hemen öncesindeki
2020 Şubat ayına göre mevsim etkilerinden
arındırılmış verilerle yaklaşık 1,7 milyon
kişi daha fazladır. Tarım, sanayi, inşaat ve hizmetler
sektörlerinin tümünde istihdam, salgın öncesindeki düzeyinin üzerindedir.
Eylül ayı itibarıyla ilk defa istihdamımız 29 milyonu,
iş gücümüz 33 milyonu aşmıştır. 2021 yılında
gözlenen iktisadi faaliyetteki hızlı toparlanmayı takiben, 2022
yılında hedeflenen yüzde 5lik güçlü büyümenin iş gücü
piyasalarına olumlu yansımalarının olmasını,
iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında önemli
iyileşmelerin kaydedilmesini öngörmekteyiz.
İktisadi faaliyetteki toparlanmaya ek olarak
istihdam teşviklerinin etkili bir şekilde uygulanması
sürdürülecektir. Bunun yanı sıra dijitalleşme ve yeşil
dönüşüme uyumun hızlandırılması; kadınlar,
gençler ve engelliler gibi özel politika gerektiren grupların iş gücü
piyasasına girişleri ve kalıcılıkları,
beşerî sermayenin güçlendirilmesi, aktif iş gücü programları,
iş sağlığı ve güvenliği, girişimciliğin
geliştirilmesi alanlarında yapısal adımlar
atılacaktır. Bu çerçevede, orta vadeli program tahminlerine
dayalı olarak 2022 yılında istihdamın 2021 yılına
göre 1 milyon 277 bin kişi artması, işsizlik oranının
ise yüzde 12ye gerilemesi beklenmektedir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021, ihracatçılarımızın
salgının dönüştürücü etkilerine hızlı adapte
olmaları sayesinde ihracat performansı bakımından büyük
başarıların yakalandığı bir yıl
olmuştur. 21,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen 2021
yılı Kasım ayı ihracatımızla en yüksek aylık
ihracat değerine ulaşılmıştır. Kasım sonu
itibarıyla yıllıklandırılmış
ihracatımız 221 milyar dolar gerçekleşerek cumhuriyet tarihi
rekoru kırmıştır. 2021 Ocak -Kasım dönemi
ihracatın ithalatı karşılama oranı geçen seneye
kıyasla 6,8 puan artışla yüzde 83,8e yükselmiştir.
Hızla artan küresel enerji fiyatları nedeniyle enerji
ithalatımızdaki yüzde 65,9luk artışa rağmen bu
başarının yakalanmış olması önem arz etmektedir.
Enerji hariç olarak bakıldığında, ocak-kasım döneminde
ise bu oranın yüzde 98,3 seviyesine çıktığı
görülmektedir. Mal ve hizmet ihracatındaki yükselişle birlikte cari
işlemler dengesi ağustos ve eylül aylarında fazla vermiştir.
Her ne kadar salgın turizm gelirlerimizi etkilemiş ve son dönemde
enerji fiyatları yükseliyor olsa da bu dönemde yaşanan yüksek büyüme
oranlarını cari açıktaki iyileşmeyle sağlıyor
olmamız oldukça kıymetlidir. Küresel salgının etkisiyle
2020 yılında 10 milyar dolar seviyelerine düşen seyahat
gelirlerimiz içinde bulunduğumuz yıl toparlanma kaydetmiş ve
eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış
olarak 17 milyar dolarlık OVP hedefinin üzerine
çıkmıştır. Yıl sonunda bu rakamın 20 milyar
doların üzerine çıkmasını öngörmekteyiz. Turizm
gelirlerinde ise 24 milyar dolara ulaşmayı bekliyoruz. Önümüzdeki
yıl içinde seyahat gelirlerindeki artışın devam etmesini ve
bu kanaldan cari işlemler dengesine olumlu katkının sürmesini
hedeflemekteyiz.
Türkiye, yüksek büyüme, ihracatta artış ve
cari dengenin iyileşmesi ile istihdam piyasasında salgın
döneminin başarıyla atlatılmasına ek olarak, diğer
birçok gösterge açısından da bu dönemde oldukça iyi bir
konumdadır. Ülkemiz, benzer ülkelere göre düşük kamu borcuna ve hane
halkı borçluluğuna sahiptir. AB tanımlı genel yönetim borç
stokunun millî gelire oranı 2021 yılı ikinci çeyreğinde
yüzde 38,4e gerilemiştir. AB ülkelerinde bu oranın ortalaması
yüzde 90ın üzerindedir. Bu oran, yıl sonu itibarıyla kur
riskine bağlı olarak bir miktar daha yukarıda gerçekleşse
bile AB ülke ortalamalarının çok çok altında olmaya devam
edecektir.
2020 yılında dünyada bütçe
açığının millî gelire oranı ortalama olarak yüzde
10un üzerindeyken ülkemizde bu oran yüzde 3,5 gibi oldukça düşük bir
seviyede gerçekleşmiştir. Bu durum, ülkemizin mali disiplindeki
başarısını tesciller niteliktedir. Mali disiplin
kararlılığımız dün nasılsa bugün de aynı
şekilde devam etmektedir. Böylece, kamu maliyesi Türkiye ekonomisinin en
güçlü çıpası olmaya devam edecektir. Salgın
koşullarının belirsizliğinin yaşandığı
2021 yılında da bir yandan vatandaşımıza,
esnafımıza, reel sektörümüze ve ihtiyaç duyulan tüm alanlara yönelik
desteklerimizi sürdürürken diğer yandan bütçe
açığımızı yüzde 3,5un altında tutarak kamu
maliyesi göstergelerinin sürdürülebilirliğine önem veriyoruz.
Bankacılık sektörümüz de oldukça
sağlıklı bir duruş sergilemektedir. Sektördeki kredilerin
takibe dönüşüm oranı ekim ayında yüzde 3,5la yönetilebilir
düzeyde olup bankacılık kesiminin sermaye yeterlilik oranı yüzde
17,3le yasal oranın oldukça üzerindedir. Merkez Bankasının
rezervleri de son dönemde özellikle 35 milyar doların üzerinde bir
artışla 126 doları aşmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir ekonomiyi değerlendirirken sadece bazı
göstergeleri göz önünde bulundurup geri kalanını göz ardı etmek
doğru bir yaklaşım değildir ve bütünü görmekten bizleri
alıkoyar. Kurlarda son dönemde yaşanan hareketlenmeyi sadece politika
faizi çerçevesine bağlamak son derece yanlıştır ve
Türkiye'nin büyüme, ihracat, cari denge ve mali disiplinde
sağladığı, sahip olduğu başarıyı yok
sayma anlamına gelmektedir. Salgının getirdiği
olağanüstü koşullarla birlikte Türkiyede, sadece Türkiyede
değil, diğer pek çok ülkelerde de yine politika faizinin enflasyonun
altında yer aldığı bir dönemden geçmekteyiz. Amerika
Birleşik Devletleri, Almanya, İngiltere, Fransa, Güney Kore,
Brezilya, Endonezya, Malezya, Hindistan, Macaristan, Polonya ve Rusya gibi
birçok ekonomide negatif reel politika faizi uygulanmaktadır. Ayrıca,
politika faizinin yüksek olduğu dönemlerde de kurlarda hareketlenmeler
görülebilmektedir.
Son dönemde yaşanan gelişmeleri;
doların dünyada güçleniyor olması, para birimimize karşı
yapılan spekülatif ve manipülatif hareketler ve ülkemizin döviz talebini
artıran etmenler çerçevesinde ele almak gerekmektedir. Amerika
Birleşik Devletleri başta olmak üzere, gelişmiş
ekonomilerin sıkılaştırma programını devreye
alacağı beklentisiyle, dolarda, diğer tüm ülke para birimleri
karşısında bir yükselme söz konusudur. Nitekim, geçtiğimiz
günlerde avro/dolar paritesi 1,12 seviyelerine kadar gerilemiştir. Küresel
etkilerle ülkemizde artan ekonomik kırılganlıkların
bilincindeyiz, bunun üstesinden gelecek olan da yine bizleriz. Birçok
göstergede son derece iyi seviyeleri yakaladığımız, en
yüksek büyüme ve ihracat artışlarını
gerçekleştirdiğimiz bu dönemde, para birimimiz manipülatif ataklara
maruz kalmaktadır. Son günlerdeki kur hareketleri ekonominin gerçeklerine
uygun değildir. Bu manipülasyon girişimlerinin, bize olduğu
kadar bunu yönlendirenlere de giderek artan bir maliyeti vardır ve bu
sınama, ekonomi üzerinden ülkemize sözde diz çöktürmek isteyenler için de
sürdürülebilir değildir. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesi, alkışlar)
Biz, yatırım, istihdam, üretim ve
ihracatı önceliklendiren bakış açımızla ülkemizin
döviz ihtiyacını en aza indirecek ve bu saldırılara
karşı çok daha dayanıklı bir ekonomik yapıyı
hızlı bir şekilde tesis edeceğiz. Bu doğrultuda,
ülkemizin ara malı ithalatı ve enerji harcamalarını
azaltan, üretim ve ihracatı destekleyen projelerimizi birer birer hayata
geçiriyoruz. Böylece, ara malı ihtiyacı yerli üretimle giderilerek
ülkemizin önemli ithalat kalemlerinin yerli üretimi sağlanacak, hatta bu
alanlar yeni ihracat kalemleri olarak ekonomimize katma değer
sağlayacaktır. Bununla birlikte, yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarımızın artması, daha fazla üretilmesi ve daha verimli
bir biçimde kullanılması yönünde yatırımlarımızı
hızlı şekilde artırıyoruz. Bu gibi
yatırımların hayata geçebilmesi ve daha fazla üreten bir Türkiye
için faizlerin yatırım ortamını destekleyici olması
önem arz etmektedir. Amacımız, daha çok üreten, daha çok istihdam
sağlayan, oluşan katma değerden tüm milletimizin
yararlandığı tam bağımsız bir ekonomik
yapıyı oturtmaktır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) AK PARTİ'nin Türkiye'ye sağladığı
istikrarı, refahı, kalkınmayı sürdürülebilir
kılacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın
ifade ettiği gibi, artık ekonomide de dünya 5ten büyüktür diyoruz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye'de nasıl
vesayetleri geride bırakarak daha demokratik bir yapıyı hâkim
kıldıysak, nasıl güçlü bir kalkınma
altyapısını oluşturduysak, aynı şekilde üretime
ve istihdama dayalı topyekûn bağımsız bir ekonomiyi de
ülkemize kazandıracağız.
Döviz kurlarındaki yükseliş bazı
bütçe giderlerinde artışa neden olurken aynı zamanda bütçe
gelirlerini de olumlu yönde etkilemektedir. Bu çerçevede, toplam bütçe
dengesine bakıldığında bu etki sınırlı ve
yönetilebilir düzeydedir. Bütün bu gelişmelere rağmen ekonomik
büyümede sağladığımız başarı ve mali
disiplindeki kararlı duruşumuz sayesinde 2021 yılı
bütçemizde yüzde 4,3lük bir bütçe açığı öngörmüşken orta
vadeli planda yüzde 3,5 olarak revize ettiğimiz bu yılı, bu
oranın altında bir bütçe açığıyla
kapatacağız. Önümüzdeki dönemde de mali disiplin ve büyüme
hedeflerinden vazgeçmeyerek olası riskleri etkin ve dinamik bir
şekilde yöneteceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son dönemde, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
fiyatlar genel düzeyinde artışlar yaşanmaktadır. Enflasyon
konusunu da yine, tek bir parametre yerine farklı dinamikleriyle
açıklamak daha doğru olur. Konunun, salgının etkileri ve
tedarik zincirlerinde tüm dünyada yaşanan bozulmayla birlikte ele
alınması gerekmektedir. Tüm dünyada artan emtia, enerji ve navlun
fiyatlarıyla birlikte, küresel olarak enflasyon olgusunun
oluştuğu bir dönemden geçiyoruz. Enflasyon ve hayat
pahalılığını tüm yönleriyle ele alıyor ve
vatandaşlarımızın fiyat artışlarından en az
etkilenmesi için politika tedbirlerimizi oluşturuyor ve uyguluyoruz.
Vatandaşlarımızı fiyat artışlarından korumak
amacıyla doğal gazda maliyetin dörtte 3ünü ve elektrikte ise
yarısını Hükûmet ve devlet olarak biz üstleniyoruz. Diğer
ülkelerle kıyaslandığında, küresel enerji
fiyatlarındaki yüksek artışı en az şekilde
vatandaşlarımıza yansıtıyoruz. Önümüzdeki dönemde hem
yurt içinde hem de yurt dışında üretim alanlarının
genişletilmesiyle çıktı artışını
sağlayacak ve fiyatların daha sağlıklı bir zeminde
oluşmasına katkı vereceğiz. Enflasyonun yükselmesi
konusunda aldığımız tedbirler, haksız ve fahiş
fiyat artışlarının etkin bir şekilde denetlenmesi ve
gerekirse kamu kaynaklarından feragat edilmesi yoluyla enflasyonun vatandaşlarımıza
en az şekilde yansıtılması hususunda çok büyük gayret sarf
ediyoruz. Bu duruşumuzu sürdürmeye kararlıyız ve
vatandaşlarımızı enflasyonun etkilerine karşı
korumaya devam edeceğiz. İşçimiz, memurumuz, asgari ücretlimiz,
sağlık personelimiz, öğretmenimiz, güvenlik güçlerimiz,
esnafımız ve çiftçimiz dâhil, milletimizi enflasyon
karşısında ezdirmeyecek ve enflasyonda kalıcı
düşüşü temin edecek tüm politika tedbirlerini kararlılıkla
uygulayacağız.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında
milletimize vereceğimiz en önemli hesap, büyük ve güçlü Türkiye için ne
yaptığımız ve ne yapacağımızdır.
Hamdolsun, milletimiz için gece gündüz çalışan kadrolar olarak
başımız dik, alnımız ak şekilde ifade
edebileceğimiz bir ticaret geçmişimiz, bir icraat geçmişimiz ve
gurur duyduğumuz başarılarımız var. Reformlar ve
sürdürülebilir büyümeyi merkeze aldığımız on dokuz
yıllık yatırımlarımıza ek olarak bugün de devam
eden, yarın da sürdüreceğimiz güçlü ve büyük Türkiye yol
haritamız var. Tüm bunlar, 84 milyon vatandaşımızın
ihtiyaç ve beklentisini gözeten, gelecek hayallerine yer veren,
kapsayıcı ve vizyoner politikalarımızın
yansımasıdır.
Covid-19 salgınının etkileri, ülkeler
arasındaki ticari gerilimler ve dijital dönüşüm gibi dış faktörleri
de göz önünde bulundurarak üretim, teknoloji, ticaret, eğitim,
sağlık ve tarım gibi alanlara özellikle eğiliyoruz.
Sanayi altyapımız,
firmalarımızın üretim esnekliği, nitelikli insan
kaynağımız ve yenilikçiliği teşvik eden AR-GE
ekosistemimizle sanayi üretiminde atılım dönemindeyiz.
Çığır açan teknolojileri yerli ve
millî imkânlarla üretmek amacıyla uyguladığımız
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programını genişletiyoruz.
Geçen yıl başlatılan makine sektörü çağrısı
kapsamında, 20 projeye 2 milyar liralık destek kararı
aldık. Bu kapsamda, servo motorlar, CNC tezgâhlar gibi ithal edilen birçok
ürün artık yerli ve millî imkânlarla üretiliyor.
Aynı zamanda 84 milyonun ortak hayali olan
Türkiye'nin Otomobili Projesi emin adımlarla yoluna devam ediyor. Bugüne
kadar 2,5 milyar liralık yatırım tamamlandı, yıl
sonunda da bu tutarın 3,5 milyar lirayı bulması bekleniyor.
Kayseride yapımına devam edilen lityum
iyon pil üretim tesisinde makine sistemleri kurulumunun Ocak 2022de
tamamlanması, yine, Nisan 2022de de seri üretime geçmesi
planlanıyor.
Şu anda küresel düzeyde devam eden çip,
magnezyum ve lityum tedarik krizini düşündüğümüzde, bu tür yerli
teknolojiye dayalı yatırımların ne denli önemli olduğu
ortadadır. Gururla ifade etmek isterim ki Küresel İnovasyon
Endeksinde bu yıl 10 basamak birden yükselerek 41inci sıraya
yükseldik. Son on dokuz yılda yerli patent başvuru sayısı
20, yerli patent tescil sayısı ise 30 kat artış gösterdi.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Marka başvurularında ise 2011 yılından
bu yana her yıl Avrupa 1incisi konumundayız. Yerli sınai
mülkiyet başvurularında İngiltere, Rusya ve Hollanda gibi
ülkeleri geride bırakarak 10uncu sıraya yükseldik. Ankara ve
Bursadan sonra İzmir, Kayseri, Konya, Antep, Mersin ve Adanadaki model
fabrikaları faaliyete geçirdik.
KOSGEB aracılığıyla 61 bini
aşkın işletmeye yılbaşından bu yana 1 milyar 740
milyon lira kaynak aktardık. Ayrıca, Yeşil Mutabakata uyum
kapsamında öncelikli AR-GE ve yenilik konularına ilişkin 90
projeye TÜBİTAK vasıtasıyla destek sağladık.
Yeşil OSB Ulusal Çerçevesi Taslağını hazırladık,
dönüşüm için gerekli altyapıların inşasında
kullanılmak üzere Dünya Bankasından yaklaşık 300 milyon
dolar tutarında kaynak temin ettik.
Çığır açan teknolojilerin belirleyici
unsurlarından olan yapay zekâ alanında da Türkiye olarak
iddialıyız. Yol haritamız Ulusal Yapay Zekâ Stratejisini
ağustos ayında yayımladık ve bu yönde yapay zekâ
ekosistemimizi güçlendirmeyi sürdürüyoruz.
Kamu hizmetlerinin neredeyse tamamını
e-devlete entegre ettik ve ocak ayından bu yana 2,7 milyardan fazla
giriş sayısına ulaştık.
Siber vatanda tam anlamıyla egemen olmak için
siber güvenlik kümelenmesindeki tüm paydaşlara destek veriyor, siber
kapasitemizi her geçen gün geliştiriyoruz.
Türkiyenin uzaydaki on yıllık vizyon,
strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Millî Uzay
Programını uygulamaya geçirdik. En büyük uluslararası uzay
örgütü Uluslararası Uzay Federasyonuna üyeliğimiz de 25 Ekimde tescil
edilmiştir. TÜRKSAT 5A uydumuzu bu yıl içinde başarılı
bir şekilde uzaya fırlattık.
Savunma sanayimizin dışa
bağımlılığını azaltarak Türk Silahlı
Kuvvetleri ile tüm güvenlik birimlerimizin ihtiyaçlarını yüzde 80e
varan oranda yerli ve millî imkânlarla karşılıyoruz. 2021
yılı Ocak-Kasım döneminde yapılan savunma ve
havacılık sanayi ihracatı kilogram başına 48,6 dolar
olarak gerçekleşmiştir. Son on yıl içinde 170 ayrı ülkeye
228 farklı savunma sanayi ürünü ihraç edilmiştir. Yıl sonu
itibarıyla 3 milyar doları geride bırakacağımız
savunma sanayi ihracatımızı 2022 yılı ve
sonrasında çok daha ilerilere taşımayı hedefliyoruz. Artan
sanayi üretim ivmesiyle, global, tek merkezli üretim ağına güçlü bir
üretim ve lojistik merkezi alternatifi oluşturma yolunda hızla
ilerliyoruz.
En büyük sermayemiz olan gençlerimize, bilim
insanlarımıza, üniversitelerimize,
araştırmacılarımıza, sanayicilerimize,
girişimcilerimize, KOBİlerimize, işçi ve emekçilerimize
güveniyoruz. Tasarlayarak, üreterek, tüm çalışanların
emeğine sahip çıkarak ve sanayide rekabetçiliği artırarak
yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz.
Ulaştırma ve altyapı,
hükûmetlerimizin en başarılı hizmet alanlarından biridir.
Ulaştırma, lojistik ve haberleşme
yatırımlarımıza ağırlık vermeye devam
edeceğiz.
Kalkınmanın temel unsuru olan enerji
konusunda da geçtiğimiz on dokuz yılda cumhuriyet tarihinde tüm
yapılanları katbekat aşan başarılar yakaladık.
Enerjide kendi su, güneş, rüzgâr, termal ve kömür
kaynaklarımızı en etkin şekilde değerlendirmeye
öncelik verdik. 2018 yılı Temmuz ayında 87 bin megavat olan
elektrik kurulu gücümüzü 2021 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla
99 bin megavata çıkardık. 2018 yılı Temmuz ayında
6.917 olan elektrik santral sayımızı 2021 yılı Ekim
ayı sonu itibarıyla 10.262ye yükselttik. Ülkemiz bugün sahip
olduğu yenilenebilir enerji kurulu gücüyle Avrupada 5inci, dünyada
12nci sırada yer almaktadır. Sadece 2020 yılında devreye
alınan yenilenebilir enerji kurulu gücü 24 Avrupa ülkesinin toplam
yenilenebilir enerji kurulu gücünden fazladır. Akkuyu Nükleer Güç
Santralinin tüm ünitelerinde yapım çalışmalarını
sürdürüyoruz. Enerjide dışa
bağımlılığın azaltılmasını
sağlamak üzere hidrokarbon aramaları 2 sismik araştırma ve
3 derin deniz sondaj gemimizle aralıksız devam etmektedir. Fatih,
Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerimizin ardından dünyada sadece 5 adet olan
7nci nesil 4üncü sondaj gemimizi de filomuza ekledik. Yerli ve millî enerji
yatırımlarımızla Türkiyeye güç katmaya devam
edeceğiz.
Turizmde, sağlıktan yayla turizmine,
kruvaziyer turizminden gastronomi turizmine kadar pek çok yeni alanda yeni
destinasyonlarla ülkemizin turizm yelpazesini genişlettik.
Dünyadaki emsalleriyle yarışacak
şekilde inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası konser yerleşkesini Ankarada hizmete aldık.
Salgın koşullarına rağmen
Atatürk Kültür Merkezi binasının yapımını iki buçuk
yıl gibi kısa bir sürede tamamladık ve sembol bir kültür sanat
eseri olarak İstanbula kazandırdık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Mimarisiyle tarihî Beyoğluna uyumu
yanında mühendislik yöntemiyle de ülkemizde ve dünyada sayılı
projeler arasında yer alan Taksim Camisini tüm engellemelere rağmen
tamamlayarak hizmete aldık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Fethin yadigârı Ayasofyayı seksen
altı yıl sonra ibadete açtık ve Ayasofyanın yeniden
dirilişine vesile olduk. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
UNESCO Dünya Mirası Listesindeki eserlerimizin
sayısı Malatya Arslantepe Arkeolojik Alanının eklenmesiyle
2021de 19a yükselmiştir. Ayrıca UNESCO
İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili
Listesine kayıtlı kültürel değerlerimizde dünyada ilk 5 ülke
arasında yer almaktayız.
Kültür, sanat ve turizm potansiyelimizi değere
dönüştürmeye ve vatandaşlarımıza en iyi şekilde
sunmaya devam edeceğiz.
Sağlıkta gerçekleştirdiğimiz
büyük dönüşümle vatandaşlarımızı hastane
kapılarında eziyet çekmekten kurtardık, herkese insanca hizmet
ulaştırdık ve ulaştırmaya da devam ediyoruz.
Şehir hastanelerinden sağlık sigortası sisteminin
geliştirilmesine, tıbbi araç gereçlerin dönüşümünden
altyapı ve personel eksikliğinin giderilmesine kadar birçok alanda
büyük sağlık yatırımları yaptık.
Covid-19 salgınının
başladığı ilk günden itibaren hastanelerimizin hizmet
kapasitesinden sağlık personelimizin gayretine, aşılama
hızımızdan güçlü sağlık altyapımıza kadar
salgınla mücadele alanında örnek alınan bir ülke konumundayız.
Covidle mücadelede köy köy, mahalle mahalle, ev ev tarama yaparak yüzde
90ın üzerinde filyasyon ve temaslı takibi sağladık. Sahada
görev yapan ekiplerimizle aşılarımızı ülkenin en ücra
köşelerine ulaştırdık.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından
belirlenen kronik hastalıklar ile kronik hastalık yönetimi
politikalarının hayata geçirilmesinde Norveçle birlikte dünya lideri
olarak literatüre geçtik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şehir hastanelerimiz sayesinde
vatandaşlarımızın tüm teşhis ve tedavi süreçleri tek
bir kampüs içerisinde tamamlanabilmektedir. Hasta, refakatçi ve
çalışan konforu odaklı tek ve çift kişilik nitelikli
odalara, geniş dinlenme alanlarına, nitelikli yoğun bakım
ünitelerine, büyük acil servislere, yüksek teknolojiyle inşa edilmiş
akıllı binalara sahip bu hastanelerimiz kaliteli sağlık
hizmeti sunumunu önemli ölçüde desteklemektedir. 81 ilimiz ve tüm ilçelerimizde
her bir vatandaşımıza en iyi sağlık hizmetini vermek
için çalışmaya devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; salgının ülkemizde görülmeye
başladığı ilk günlerden itibaren hızlı ve etkili
olarak Covid-19la mücadele kapsamında önemli tedbirleri uygulamaya
koyduk. Salgından etkilenen işletmelerimize ciro kaybı, kira ve
nakdî destek, vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerinde ertelemeler, KDV ve
kira stopajlarında indirimler gibi birçok önemli destek
sağlanmıştır. Vatandaşlarımıza ve
çalışma hayatına yönelik olarak kısa çalışma
ödeneğinin kapsamı genişletilmiş, asgari ücret desteği
uygulamasının süresi uzatılmış, ihtiyaç sahibi
ailelere nakdî destekte bulunulmuş, ilaç, tıbbi malzeme, sağlık
personeli ödemeleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, iş
sözleşmesinin ahlak ve iyi niyet kuralları dışında
işveren tarafından feshedilememesine yönelik düzenleme
yapılmış, hızlı işe dönüş desteği,
istihdama dönüş desteği ve ilave istihdam teşviki uygulamaya
alınmıştır. Finansman koşullarının
kolaylaştırılması için Kredi Garanti Fonu limiti 25 milyar
liradan 50 milyar liraya çıkarılarak teminat
sıkıntısı yaşayan işletmelere finansmana
erişim kolaylığı sağlanmıştır. Kamu
bankalarının sermaye yapıları güçlendirilerek kredi
imkânı sunulmuştur. Salgın nedeniyle temerrüde düşen
firmaların siciline mücbir sebep açıklaması imkânı
getirilerek ticari faaliyetlerine devam edebilmeleri için gerekli adımlar
atılmıştır. Bu kapsamda, ilaç, tıbbi malzeme ve
sağlık personeli ödemeleri için 27,3 milyar, kısa
çalışma ve ücretsiz izin uygulamalarından yararlanan
kişiler için, SGK'nin prim desteği için 29,2 milyar, Covid-19a özgü
ek sübvansiyonlu krediler için 1,7 milyar, esnafa yapılan nakdî, ciro
kaybı ve kira desteği hibeleri için 9 milyar, emekli
maaşlarının iyileştirilmesi için 900 milyon lira, ihtiyaç
sahibi ailelere merkezî yönetim bütçesinden yapılan nakdî yardımlar
için 4,4 milyar, ertelenen vergi ve SGK primlerinin finansman maliyeti için 4
milyar, vazgeçilen gelir 43,8 milyar lira olmak üzere toplam 120,6 milyar lira
merkezî yönetim bütçesinden destek sağladık.
İşsizlik Sigortası Fonu ve Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan
yapılan ödemelerin büyüklüğü ise 68,8 milyar liraya
ulaşmıştır. Ayrıca işletmelerimize vergi ve SGK
prim ödemelerinde 70,2 milyar lira tutarında erteleme imkânı
sağladık. Bütün bu kalemlere ertelenen ve kullandırılan
kredi büyüklüklerini de eklediğimizde salgınla mücadele
kapsamında açıkladığımız tedbirlerin
büyüklüğü 717,8 milyar liraya ulaşmaktadır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 2021 yılı sonu
itibarıyla da toplam destek büyüklüğünün 733,1 milyar liraya
ulaşması beklenmektedir. Salgınla mücadele kapsamında,
bütçe içi ve dışı kaynaklarımızı kullanarak
vatandaşlarımızın ve işletmelerimizin yanında
olmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde Sayın
Cumhurbaşkanımız 2 yeni destek paketini daha kamuoyuyla
paylaşmıştır. Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmelerimize Yönelik İlave İstihdama Destek Paketini
hayata geçiriyoruz. İşverenlerimize finansman
kolaylığı sağladığımız bu
teşvikimizle 50nin altında çalışanı olan iş
yerlerimizin ilave istihdam sağlamaları veya nakdî ücret
desteğinden yararlanan çalışanlarını tam zamanlı
istihdama geçirmiş olmaları durumunda her
bir çalışan için 100 bin liralık Kredi Garanti Fonu
teminatlı kredi kullanma imkânı sağlanacaktır. KGF
teminatı altında kullanmış oldukları kredilerin faizi,
on iki ay boyunca İşsizlik Sigortası Fonundan
karşılanacaktır; bu da bir çalışan için aylık
1.341 liralık destek anlamına gelmektedir. Diğer destek
paketimiz, İmalata Dayalı İthal İkamesi Destek
Programıdır. Bu programla amacımız, orta-yüksek ve yüksek
teknolojili üretimin payını uluslararası pazarlara entegre bir
biçimde daha da artırmaktır. Program kapsamında ayrıca
orta-yüksek ve yüksek teknolojili sektörler için kritik öneme sahip ara
malları ve ham maddelerin üretimini de destekleyeceğiz. Bu sayede
asgari altı ay, azami yirmi dört ay ödemesiz dönem dâhil olmak üzere azami
yüz yirmi ay vadeli kaynak kullanılabilecektir. Yararlanıcı
KOBİler için kefalet üst limiti 35 milyon lira, kefalet oranı ise
yüzde 90dır. KOBİ dışı yararlanıcılar için
ise kefalet üst limiti 250 milyon lirayla oranı yüzde 85tir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ekonomide 2022-2024 döneminin temel politikalarına,
ilkelerine, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklüklerine
geçtiğimiz eylül ayında yayımlanan orta vadeli programda yer vermiştik. Orta
vadeli program ve orta vadeli mali plan, bütçe sürecinin sadeleştirilmesi
ve kamuoyunun tek temel belgeye odaklanmasının sağlanması
amacıyla OVP altında birleştirilerek tek belge hâline
getirilmiştir. Orta vadeli programla, salgın sonrası
toparlanması sürecinde makroekonomik istikrar çerçevesinde cari
açığın kademeli olarak düşürüldüğü, sürdürülebilir,
yüksek, kapsayıcı büyüme ortamını sağlamayı
hedefliyoruz.
Bu dönemde küresel tedarik zincirlerindeki
değişimler, dijital ve yeşil dönüşüm gibi eğilimler
dikkate alınarak uluslararası arenada rekabet gücü yüksek, üretim ve
istihdam potansiyeli barındıran sektörler desteklenecektir. Böylece
küresel ticaretten alınan payın artırılması ve bu
kapsamda cari işlemler dengesinde kalıcı ve sürdürülebilir
iyileşmenin sağlanması hedeflenmektedir. Diğer taraftan,
iş gücü piyasasında etkinliği ve beceri uyumunu geliştirmeye,
insan kaynağını güçlendirerek istihdam edilebilirliği
artırmaya yönelik yapısal reformlar ve nitelikli bir büyüme
kompozisyonuyla istihdam oranının artırılması
amaçlanmaktadır.
Program döneminde para ve maliye
politikalarının güçlü eş güdümüyle mal ve hizmet
piyasalarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal
politikalar hayata geçirilecektir. Önümüzdeki dönemde krediye erişim
imkânı daha da kolaylaştırılarak yatırımlarda
daha fazla artış hedeflenmektedir. Alınan politika tedbirleriyle
birlikte ekonomimizin 2022 yılında yüzde 5 büyüyeceğini
öngörüyoruz. Küresel ve ulusal düzeyde döviz kuru ve fiyatlar genel
seviyesindeki gelişmelere rağmen döviz kurunda istikrar ve
enflasyonla mücadele kararlılığımız sürmektedir.
Program döneminde, enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek,
yurt içi tasarrufları artırmak, özel yatırım kaynaklı
büyüme yapısını oluşturmak ve alternatif finansman
yöntemleriyle yatırım araçları oluşturarak para ikamesini
azaltacak uygulamaları hayata geçirmek ve bu bağlamda finansal
istikrarı güçlendirmek temel makroekonomik önceliklerimiz olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde, bütçe gerçekleşmeleri
çerçevesinde 2020 yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
ilişkin bazı büyüklükleri sizlerle paylaşmak istiyorum: 2020
yılında bütçe giderleri 1 trilyon 204 milyar, bütçe gelirleri 1
trilyon 28 milyar, bütçe açığı 175,3 milyar, faiz
dışı açık 41,3 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.
2020 yılı merkezî yönetim bütçe tahmini ve yıl sonu gerçekleşmelerine
bakılacak olursa 2020 yılı bütçe giderleri bütçe
başlangıç tahmininin yüzde 10 üstünde, yıl sonu gerçekleşme
tahminininse yüzde 0,7 altında kalmıştır. Buna
karşın bütçe gelirlerimiz, bütçe başlangıç tahminine göre
yüzde 7,5 oranında, yıl sonu gerçekleşme tahminine göre yüzde
5,5 oranında artış göstermiştir. 2020 yılında
175,3 milyar lira olarak gerçekleşen bütçe açığı,
başlangıçta öngörülen açığın 36,4 milyar lira
üzerinde, yıl sonu gerçekleşme tahmininse 63,9 milyar altında
gerçekleşmiştir. Tüm bunlar 2020 yılında, Covid-19
salgını nedeniyle tüm dünyada hayat ve ekonomik aktivite
durmuşken ülkemizde özel sektör ile kamunun birlikte özverili
çalışmaları sonucunda mali disiplinden ödün vermeden salgınla
başarılı bir mücadele verildiğini göstermektedir.
2023 hedeflerimize yaklaşırken hesap
verebilirliğin ana omurgasını oluşturan mali
saydamlıktan asla taviz vermeyeceğiz. Doğrudan milletimizden
aldığımız yetkiyle yürüttüğümüz çalışmaların
hesabını en nihayetinde milletimize vermek asli sorumluluğumuzdur.
Bu çerçevede, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri ve sosyal
güvenlik kurumlarının 2020 yılındaki faaliyet
sonuçları ile mahallî idarelerin mali yapılarına ilişkin
genel değerlendirmeleri içeren 2020 yılı Genel Faaliyet Raporu,
haziran ayı sonunda kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
Sayıştay
Başkanlığının Meclisimize sunmuş olduğu 2020
hesap yılına ilişkin denetim raporları Plan ve Bütçe
Komisyonumuzda değerlendirilmiştir. Hükûmetimizin önem verdiği
hesap verebilirlik ve mali saydamlık ilkeleri çerçevesinde, raporlarda
tespit edilen hususlarla ilgili çalışmalar titizlikte
yapılmış ve yapılmakta olup gerek yapısal
iyileştirmeler gerek mevzuat düzenlemeleri ve gerekse meslek içi
eğitimlerle bulguların tekerrür etmemesi konusunda hassasiyet
gösterilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021 yılında merkezî yönetim bütçe
gerçekleşmelerine ilişkin olarak, merkezî yönetim bütçe giderlerinin
1 trilyon 506,3 milyar lira, merkezî yönetim bütçe gelirlerinin 1 trilyon 276,3
milyar lira, bütçe açığının 230 milyar 16 milyon lira, faiz
dışı açığın 50 milyar 473 milyon lira
şeklinde gerçekleşmesi; detay bazında bütçe giderlerinde ise
personel giderlerinin 351,4 milyar, sosyal güvenlik kurumlarına devlet
primi giderlerinin 57,7 milyar, mal ve hizmet alım giderlerinin 130,6
milyar, cari transferlerin 587,1 milyar, sermaye giderlerinin 125,1 milyar,
sermaye transferlerinin 18,5 milyar, borç verme giderlerinin 56,5 milyar, faiz
giderlerinin 179,5 milyar lira olarak gerçekleşmesi; benzer şekilde
2021 yılında vergi gelirlerinin ise yaklaşık 1 trilyon 58
milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 218,4
milyar lira olacağı öngörülmüştür.
Salgınla mücadele ve fiyat
istikrarının sağlanmasına destek olmak amacıyla önemli
miktarda vergi gelirinden vazgeçilmesine rağmen 2021 yılında
gayrisafi yurt içi hasılanın yüksek büyümesi, talebin güçlü
seyretmesi, e-ticaretin ve kartlı harcamaların artışı,
gelir artırıcı tedbirlerle yapılandırma gelirlerinin
etkisiyle bütçe gelirlerinin daha yüksek gerçekleşeceğini tahmin
etmekteyiz. Bu çerçevede, bütçe açığının millî gelire
oranının orta vadeli programda öngörülen yüzde 3,5 oranının
da altında gerçekleşmesini bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde sizlere 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi hakkında bilgi vermek istiyorum. 2022
yılı bütçemizde bütçe giderleri 1 trilyon 751 milyar, faiz hariç
giderler 1trilyon 510,6 milyar, bütçe gelirleri 1 trilyon 472,6 milyar, vergi
gelirleri 1 trilyon 258,3 milyar, bütçe açığı 278,4 milyar lira
olarak öngörülmüştür.
2022 yılı bütçe giderlerinin ekonomik
sınıflandırmaya göre dağılımı ise
şöyledir: Personel giderleri 424,8 milyar, sosyal güvenlik
kurumlarına devlet primi giderleri 69,1 milyar, mal ve hizmet alım
giderleri 128,2 milyar, cari transferler 657,3 milyar, sermaye giderleri 132,3
milyar, sermaye transferi 10 milyar, borç verme giderleri 61,6 milyar, yedek
ödenekler 27,3 milyar, faiz giderleri 240,4 milyar lira.
2022 yılında merkezî yönetim bütçe
gelirlerinin 2021 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 15,4
artışla 1 trilyon 472,6 milyar lira, vergi gelirlerinin yüzde 18,9
oranında artarak 1 trilyon 258,3 milyar lira, vergi dışı
gelirlerin ise 214,3 milyar liraya ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; merkezî yönetim bütçe gelirlerinin 2022 yılında bir
önceki yıla göre yüzde 15,4 oranında artarak 1 trilyon 472,6 milyar
lira olarak gerçekleşmesini tahmin ediyoruz. Vergi gelirlerinin 2022
yılında yüzde 18,9 oranında nominal millî gelir
artışı olan yüzde 18,5a çok yakın artacağı
öngörülmüştür. Vergi gelirlerinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki
payınınsa 2022 yılında yüzde 16 olacağı tahmin
edilmektedir. 2022 yılı bütçesi gelir tahminleri, ilave bir tedbir ve
vergi artışı öngörülmeden yapılmıştır. 2020
ve 2021 yıllarında küresel salgın nedeniyle yapılan geçici
vergi indirim ve ertelemelerine 2022 yılında ihtiyaç
olmayacağı varsayılmıştır.
2022 yılında turizm sektörü başta
olmak üzere hizmetler sektörünün ekonomik büyümeye ve vergi gelirlerine daha
fazla katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Bu
çerçevede 2022 yılında; gelir vergisi gelirlerinin 257,2 milyar,
kurumlar vergisi gelirlerinin 172,4 milyar, dâhilde alınan KDV
gelirlerinin 124,9 milyar, ÖTV gelirlerinin 219,4 milyar, ithalde alınan
KDV gelirlerinin 290,8 milyar, damga vergisi gelirlerinin 34,3 milyar, harç
gelirlerinin 43,7 milyar, banka ve sigorta muameleleri vergisi gelirlerinin
34,3 milyar, motorlu taşıtlar vergisi gelirlerinin 24,6 milyar,
diğer vergi gelirlerinin 56,7 milyar lira olarak gerçekleşeceği
tahmin edilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı bütçemizin temel özelliklerine de
değinmek isterim. Performans esaslı program bütçe sistemine göre
hazırlamış olduğumuz 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi; toplumun ihtiyaç ve beklentilerinin bütçede daha isabetli bir
şekilde yer almasına, kamu kaynaklarıyla kamu hizmetleri
arasında bağ kurulmasına ve harcama önceliği
geliştirilmesine imkân tanıyan ve kamu mali yönetimini güçlendiren
bir yapıya sahiptir. Amacı, küresel salgına da bağlı
olarak dengelerin yeniden şekillendiği bir konjonktürde Türkiye
ekonomisinin güçlü bir biçimde yükselişini sürdürmesi ve
halkımızın refahının artmasıdır. Bunun
yanı sıra, ekonomik dengeleme çerçevesinde elde edilen
kazanımların korunması ve geliştirilmesi, üretim ve
verimlilik odaklı sürdürülebilir büyüme ile adaletli
paylaşımın kalıcı olarak tesisi ve Covid-19
salgınının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin
giderilmesidir. Ayrıca, Yeşil Kalkınma Devrimi ve Millî
Teknoloji Hamlesini odağına alan bütçe çalışmamız,
yenilikçi ve çevreci bir yapıdadır. 2022 yılı bütçesi de
önceki yıllarda olduğu gibi dev eserlerin, sürdürülebilir
katkıların bütçesi olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; merkezî yönetim bütçesinden sağlığa
ayrılan kaynağı, 2022 yılında 122,6 milyar liraya
çıkarıyoruz. Bu kapsamda, sağlık harcamalarının
bütçe içerisindeki payı 2022 yılında yüzde 7 olmuştur.
Eğitim bütçesini 2021 yılına göre yüzde 29,4 artışla
273,5 milyar liraya çıkarıyoruz. Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesini ise 189 milyar liraya yükseltiyoruz.
2022 yılında bütçemizden tarıma
ayırdığımız kaynağı, 57,6 milyar liraya
çıkarıyoruz. Bu kapsamda, tarımsal destek programları için
25,8 milyar, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 16,3 milyar,
tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal
KİT ve ihracat destekleri için 15,5 milyar lira kaynak
ayırıyoruz. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen
kanun gereğince, çiftçilerimize yapılan tarımsal destekleme
ödemelerinden yaklaşık yıllık 600 milyon lira olan gelir
vergisi stopajı kesintisi artık yapılmayacak, geriye dönük
olarak beş yıllık kesintiler ise anapara ve faiz olmak üzere
toplam 3,5 milyar lira iade edilecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; reel sektör destekleri için 2022 bütçemizden 68,9 milyar lira
kaynak ayırıyoruz. Üretimi ve istihdamı desteklemek
amacıyla 2022 yılında işveren primi desteği için 35,2
milyar, hazine destekli kefaletle sağlanan krediler için 6,2 milyar,
ihracat destekleri kapsamında mal ve hizmet
ihracatçılarımıza 5,2 milyar lira kaynak ayırıyoruz.
Bunların yanı sıra, Kadının Güçlenmesi
Programının ödeneğini 2 kattan fazla artırarak 943 milyon
liraya yükseltiyoruz.
Ormanların ve Doğanın Korunması
Programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 55 artırarak 4
milyar 738 milyon liraya, Sürdürülebilir ve Çevre İklim
Değişikliği Programı ödeneklerini bir önceki yıla göre
yüzde 48 oranında artırarak 2 milyar 696 milyon liraya yükseltiyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sosyal devlet anlayışımızın bir
gereği olarak sosyal harcamalara 2022 yılında bütçenin yüzde
6sını tahsis ederek 104,2 milyar lira kaynak ayırıyoruz.
Bu kapsamda, 2022 yılında ödeme gücü olmayan yaklaşık 9,5
milyon vatandaşımızın sağlık prim giderleri için
23,4 milyar; 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma
ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve
yakınlarından oluşan yaklaşık 1 milyon 400 bin
kişiye bağlanan aylıklar kapsamında 15,6 milyar. Ekonomik
yoksunluk içinde olan 138 bini aşkın çocuğumuzun ailelerin
yanında yetişmesine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek
ödemeleri için 2,5 milyar lira; elektrik tüketim desteği kapsamında
2,4 milyar; kömür yardımı için 1,4 milyar lira; 8.242
çocuğumuzun aile ortamında yetişmesine imkân veren koruyucu aile
uygulaması için yaklaşık 295 milyon lira kaynak
ayırdık. 2022 yılında bütçemiz,
sağladığımız ilerlemeleri daha da öteye
taşıyacak, her bir vatandaşımızın beklentisi,
talepleri ve hayalleri doğrultusunda yeni başarı hikâyelerimizin
dayanağını oluşturacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gelir politikaları ve uygulamalarına değinecek
olursak
Vergi sistemi, yaşayan bir sistem olup ekonomik, sosyal ve
çevresel ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli gözden geçirilmesi ve
geliştirilmesi gerekmektedir. Bu hassasiyetle, neredeyse tüm kesimlerle
kapsamlı istişareler gerçekleştirdik; vergisel açıdan
ekonomik reformlar oluşturduk ve belirlediğimiz bir takvim dâhilinde
bu eylemleri hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda, yüce Meclisimizin kararıyla
yaklaşık 835 bin basit usulde vergilendirilen
esnafımızın kazancını tamamen vergiden istisna tuttuk.
Çiftçimizi desteklemek amacıyla tarımsal
destekleme ödemelerinden gelir vergisini kaldırdık. Geçmiş
beş yıl içinde yapılmış kesintileri de iade ediyoruz.
Bu düzenleme sonucunda çiftçimize -biraz önce de ifade ettim-
yaklaşık 3,5 milyar lira ödeme yapmış olacağız.
Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerimizin ve
meslek mensuplarının iş yüklerini son dönem geçici vergi beyan
ve ödemelerini kaldırarak hafiflettik. Vergilemede
vatandaşlarımız ve reel sektörümüzün ihtiyaçlarını
gözeterek istikrarı ve öngörülebilirliği merkeze
aldığımız politika ve uygulamalarımıza mali
disiplinden taviz vermeksizin devam edeceğiz.
Kamu gelirlerinin kalitesinin daha da
artırılması amacıyla kalıcı gelir
kaynaklarına daha fazla odaklanacak, vergiye gönüllü uyumu daha da
güçlendirecek, vergi tahsilatında etkinliği artıracak,
kayıt dışılıkla mücadelemizdeki kararlı
duruşumuzu devam ettireceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı bütçemizin ülkemizin kalkınması
ve vatandaşlarımızın refahının
artırılması doğrultusunda en kaliteli kamu hizmetine
dayanak teşkil edeceğine inanıyoruz. Bütçemizin
uygulanmasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mali
disiplinden taviz vermeyeceğiz.
Sözlerime son verirken 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tekliflerinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını
diliyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sürecin her aşamasında
sağladığı perspektif, liderlik ve destek nedeniyle
Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz
ediyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye
Bakanlığımız başta olmak üzere bütçe teklifimizin
oluşturulmasına katkıda bulunan tüm
bakanlıklarımıza, bakanlarımıza; bağlı,
ilgili, ilişkili kamu kuruluşlarımıza ve temsilcilerine,
çalışanlarına bir kez daha teşekkür ediyorum. Verdikleri
katkı için Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkan ve
üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Vereceğiniz katkılar
için, Sayın Başkan, siz ve Genel Kurul üyeleri, şimdiden
hepinize teşekkür ediyorum ve hepinizi bir kez daha saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bizler
milletvekiliyiz, Genel Kurul üyeleri değiliz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Oktay.
Sayın milletvekilleri, Bütçe ve Kesin Hesap
Kanunu Teklifleri üzerindeki görüşmeler, 24 Kasım 2021 tarihli
23üncü Birleşimde alınan karara uygun olarak
bastırılıp dağıtılan programa göre yapılacaktır.
Başlangıçta bütçenin tümü üzerindeki görüşmelerde siyasi parti
gruplarına ve İç Tüzükün 62nci maddesi gereğince, talebi
hâlinde görüşlerini bildirmek üzere yürütmeye altmışar dakika söz
verilecek ve bu süre birden fazla konuşmacı tarafından
kullanılabilecektir. Şahıslar adına yapılacak
konuşmaların süresi ise onar dakika olacaktır.
Şimdi, bütçenin tümü üzerinde siyasi parti
grupları, yürütme ve şahısları adına söz
alanların adlarını sırasıyla okuyorum:
İYİ Parti Grubu adına Grup
Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Sayın Dursun Müsavat
Dervişoğlu ile Samsun Milletvekili Sayın Erhan Usta; Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Manisa Milletvekili
Sayın Erkan Akçay ile Sakarya Milletvekili Sayın Muhammed Levent
Bülbül; Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Eş Genel
Başkanlar İstanbul Milletvekili Sayın Pervin Buldan ile Mardin
Milletvekili Sayın Mithat Sancar; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Genel Başkan ve İzmir Milletvekili Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu (CHP sıralarından alkışlar)
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Genel Başkan Vekili ve
İstanbul Milletvekili Sayın Numan Kurtulmuş ile İstanbul
Milletvekili Sayın Nurettin Canikli. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şahsı adına, lehte olmak üzere Büyük
Birlik Partisi Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili Sayın
Mustafa Destici.
Yürütme adına Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Sayın Fuat Oktay.
Ve son olarak, şahsı adına, aleyhte
olmak üzere Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı ve
Diyarbakır Milletvekili Sayın Salihe Aydeniz söz alacaklardır.
(HDP sıralarından alkışlar)
Şimdi, gruplar adına ilk söz,
İYİ Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili ve İzmir
Milletvekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğluna aittir.
Buyurun Sayın Dervişoğlu.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri, siyasi partilerimizin muhterem Genel
Başkanları ve televizyonları başında bizleri izleyen
sevgili vatandaşlarımız; hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
ilişkin İYİ Partimizin görüşlerini açıklamak üzere
huzurunuzdayım.
Konuşmamın başında millî
iradenin tecilligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurucu iradesini,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün kıymetli
şahsiyetleri rahmet, şükran ve minnetle yâd ediyor, aziz
hatıraları önünde tazimle eğiliyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Türkiye Büyük Millet Meclisi demokratik sistemin
kalbidir, Türkiye Büyük Millet Meclisi kişi hak ve hürriyetlerinin
teminatıdır. Bu sebeple, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk
milletinin üstün iradesini temsil ettiğinin bilinciyle öncelikle kendi
varlığına ve kendi haklarına sahip çıkarak hareket
etmek durumundadır. Egemenlik yalnız ve ancak Türk milletine aittir.
Dolayısıyla, Türk milletine ait olan egemenlik hiçbir şart
altında hiçbir kişiye, kuruma, zümreye ya da sınıfa asla
terk edilemez. İstiklal mücadelesini vermiş ve Türkiye Cumhuriyeti
devletini kurmuş olan bu Gazi Meclis ekonomik çöküşün, bürokratik
yozlaşmanın, siyasi kamplaşmanın sebebi olan
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine ve tek adam rejimine de
asla teslim olmayacaktır. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Demokrasi tarihimize aşina olanlar bilirler,
1924 Anayasasının Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşüldüğü günlerdi, taslak metnin 25inci maddesinde Reisicumhur
gerekçesini Meclise ve millete bildirmek şartıyla seçimlerin
yenilenmesine karar verebilir ve Meclisin feshine karar verebilir. ifadesi yer
alıyordu. Yani Reisicumhura Meclisin mevcut varlığını
sona erdirme ve memleketi seçime götürme yetkisi verilmek istenmişti. O
dönem genç bir milletvekili olan Mahmut Esat Bozkurt, bu yüce Meclisin
kürsüsüne çıktı ve şöyle itiraz etti: Dünyanın hangi
köşesinde hangi devlet teşkilatı hâkimiyetin kayıtsız
şartsız milletin olduğu anlayışının
tecellisine rağmen Meclisi feshedebilir? Ardından da merhum Şükrü
Saracoğlu yine bu kürsüye çıkarak dedi ki: Hâkimiyet
kayıtsız şartsız milletindir. diyorsak böyle bir kuvveti
Cumhurbaşkanı dahi feshedemez. Bu büyük Meclis o gün
Cumhurbaşkanına Meclisi feshetme yetkisinin verilmesini reddetti.
Gazi Meclis, Türk milletinin bağımsızlık savaşının
Başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürke dahi kendi varlığını sona erdirecek bir yetkiyi
vermemiştir.
Devletimizin kurucusu Atatürk, 1924
Anayasasında Cumhurbaşkanına fesih yetkisine karşı
çıkan Mahmut Esat Bozkurt ve Şükrü Saracoğlunu Bakan
yapmıştır. Bugün itiraz edenleri istifa müessesesinin
şerefinden bile mahrum bırakan, Af istedi, affedildi. diyerek
tarihe kayıtlayan anlayışa bakarak o günkü bakış
açısının kıymetini bir kere daha anlıyoruz ve o
Meclisi tekrar saygıyla selamlıyoruz. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Çünkü cumhuriyet ve demokrasi,
tartışmayı, uzlaşmayı, istişareyi, itiraz etmeyi
ve en nihayetinde Türk milleti için daima en güzel olanı, en doğru
olanı, en iyi olanı bulmayı hedeflemiştir. Ancak bugün
geldiğimiz noktada cumhuriyeti ve demokrasiyi içselleştirememiş,
araçsallaştırmış bir zihnin ürünü olan Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarında Türkiye Cumhuriyeti devleti, tüm
yetkilerin tek adamda toplandığı, ne olduğu hâlâ anlaşılamayan
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi tarafından yönetilmektedir.
Türkiyeyi siyasi ve ekonomik çöküşe sürükleyen bu tek adam rejiminde
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkileri kısıtlanmış,
denge ve denetleme mekanizmaları yok edilmiş, denetimsiz bir yürütme,
keyfî bir yönetim anlayışı ortaya çıkmıştır.
Partili Cumhurbaşkanı, kararnameler
yoluyla Meclisin yasama yetkisini de fiilen gasbetmiştir. Yargı
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
fiilen sona ermiş, hukuk siyasetin tasallutu altında ezilmiş,
korkusuz yargı hasreti günden güne kendini hissettirmeye
başlamıştır. Partili Cumhurbaşkanı, devletin ve
milletin temsilcisi olmaktan çıkmış, bir siyasi görüşün
temsilcisi ve siyasi kamplaşmanın bizatihi sebebi hâline
gelmiştir. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e dahi
verilmeyen fesih yetkisi cumhuriyetimizin özünü ve ruhunu idrak edemeyen bir
iktidar tarafından ele geçirilmiş, 600 milletvekilinin görev ve
sorumluluk süresi bir kişinin iki dudağının arasından
çıkacak söze terk edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe
hakkı ve yetkisi fiilen elinden alınmıştır. Bu
Meclisin yetkilerine göz dikenler ve şahsını devletin
varlık sebebi olarak görenler dönüp bir geçmişe
bakmalıdırlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşme tarihi bu
Gazi Meclisin yetkilerini savunma ve genişletme tarihidir. Türkiye
Cumhuriyeti devletinin şahıs devleti olduğunu zannedenler,
devlet malını kendi malı gibi görenler ve yiyenler, bu haramzade
düzenin sahipleri ve taşeronları, özellikle de Ben gidersem devlet
yıkılır. diyen o sakat zihniyet, bizi iyi dinleyin,
İYİ Parti olarak şunu söylüyoruz, kulak verin sözlerimize: Siz
ilk genel seçimde bu iktidardan gideceksiniz. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar) Adınız ve geriye
bıraktığınız kötü hatıralarınız dahi
unutulacak, hatırlanmayacaksınız ve Türk milleti ve Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Çünkü bu memleket Ben gidersem
devlet yıkılır. diyenlerin değil Benim naçiz vücudum
elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar
yaşayacaktır. diyenlerin memleketidir. (İYİ Parti
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bütçe yapma yetkisi
elinden alınmış bir Mecliste, seçilmişlerin değil,
atanmış bürokratların sunduğu bir bütçeyi
tartışıyoruz. Hatta buna tartışma demek dahi ne
kadar doğru bilemiyorum. Saraydan buraya bir metin geldi, yanında
sayfalarca doküman. İçinde vatandaşın yoksulluğuna çare
yok, EYTlinin sorununa çözüm yok, 3600 sözünüzü yerine getirecek kaynak yok,
gençler yok, çocuklar yok, kadınlar yok. Önümüze gelen bu bütçede
geleceğe dair bir umut yok, insanımıza vadedilen bir mutluluk da
yok. Bu bütçenin sahibi de burada yok. Nerede bu Cumhurbaşkanı?
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Kendi bütçesini
savunmaya gelmiyor, kendi bütçesini sunmaya gelmiyor; biz de diyoruz ki:
Sayın Cumhurbaşkanının herhâlde çok işi var.
Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisinin
itibarını nazarıitibara almalı ve öyle davranmaya kendini
mecbur hissetmelidir. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisine 4 bütçeden beri ne bütçeyi
sunma ne de bütçeyi savunma zahmetine katlanamayan bir
Cumhurbaşkanının elbette ki bu yüce kuruma olan
saygısı da tartışma konusu olacaktır. O sebeple, bu
bütçeye, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanının lütfedip sunmaması
ve savunmaya da gelmeyeceğinin anlaşılması münasebetiyle
neresinden bakarsanız bakınız en başından itibaren
öksüz ve yetim bir bütçe olarak bakıyoruz. Bu bütçe yokluk bütçesidir ve
bu bütçenin sonucu da doğal sonucu da pek tabiidir ki yolsuzluktur. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ Parti olarak iktidar grubuna defalarca
fırsat verdik, unuttuğunuz, arasına karışmaktan
korktuğunuz halkın sorunlarına önergeler vermek suretiyle
işaret ettik, Komisyon gündemine taşıdık, Komisyon
görüşmelerinde tam 19 tane önerge verdik. Bir taneniz bile söz alıp
bu önergelerin üzerinde konuşmadınız, bir taneniz bile
tartışmadınız, bir taneniz bile önerilerimizi istişare
etme zahmetine katlanmadınız. Aslında size hak vermiyor da
değilim; konuşmak, tartışmak, uzlaşmak, özgür iradeye
sahip olan bir topluluk içinde anlam kazanır. Her biriniz önergeleri
reddetmek için el kaldırmaya hazır beklediniz; 84 milyonun bilinen,
görünen sorunlarına yönelik önerilerimize hayır dediniz.
İçinizden bir kişi bile çıkıp bu önergeleri neden
reddettiğinizi açıklamadı. Bakanların dahi
Cumhurbaşkanı izin vermeden konuşamadığı, onurlu
bir istifa hakkına dahi sahip olmadığı, yalnızca af
dileyebildiği bu ucube sistemde belki de size çok fazla yükleniyoruz,
fazla şey istiyoruz. Sizlere hürriyet ve şahsiyet
kavramlarının faziletini hatırlatıyor, lafın daha
fazlasını feraset ve tahayyül kabiliyetinize bırakıyorum.
(İYİ Parti sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bunlar çok ağır ifadeler. Sayın Başkan, bu
ifadeler çok ağır ifadeler.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen kendine bak!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bunları bize
söyleyemezsiniz ya!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Burada
gördüğünüz her bir milletvekili haysiyetli ve şereflidir.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Lütfen hatibi
temiz bir dil kullanmaya davet edin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Doğru söylüyor
Mahir Bey ya!
Sayın Başkan, böyle olur mu ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Şahsiyet
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bu ifadeleri
aynıyla iade ediyoruz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Aynen iade ediyoruz
Aynen iade ediyoruz
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Her birimizin
iradesi, haysiyeti ve onuru alidir. Rica ediyorum
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşuyorsun
Ne
gülüyorsun orada, ne gülüyorsun!
BAŞKAN Sakin olalım, lütfen
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Şimdi
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bunu bize
söyleyemezsin sen.
BAŞKAN Devam edelim.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Lütfen temiz
bir kullanmaya davet edin.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Ben oldukça temiz bir dil kullandım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hayır, ne temizi
ya!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
İnsanların onurları ve haysiyetleriyle ilgili
konuşamazsınız.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen bizim
haysiyetimize laf söyleyemezsin!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Ferasetinize ve tahayyül kabiliyetinize bıraktım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen bizim
haysiyetimize laf söyleyemezsin! Söylemeye de hakkın yok!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Meseleyi
kişiselleştirmeyin.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Şahsiyetinize ve şerefinize laf etmem.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bütçeyle
ilgili konuşun, bütçeyle ilgili konuşun.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Nasıl etmezsin
ya, söylediklerine baksana!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Türkiye Büyük Millet Meclisinin şerefini ayağa düşüren ben değilim!
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Kimse burada
şerefi ayağa düşürmedi. Bu yüce Meclisin mehabetini koruyan
biziz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne alakası var?
Konuşuyorsun ya! Kendi Genel Başkanına söylesene!
BAŞKAN Arkadaşlar
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen kendi Genel
Başkanına söylesene!
BAŞKAN Sayın Bak
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Susarsa devam edeceğim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Olur mu öyle şey
ya!
Sayın Başkan, kimse bizim
şahsiyetimize laf söyleyemez.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, bütçenin bir sahibi var.
BAŞKAN Sayın Tatlıoğlu,
arkadaşınız kürsüde, Lütfen
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bütçenin sahibi var, doğru.
BAŞKAN Sayın Ünal, lütfen
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Temiz dil kullan ya!
Böyle şey olur mu?
BAŞKAN Sayın Bak, lütfen
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Bütçenin
sahibi var orada.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bütçenin
sahibi var ama bizimle ilgili konuşuyor, bizim onurumuzla ilgili
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ayıptır ya! Ayıp!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Otur oturduğun yere! Ayıp ya! Ayıp ya!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Olmaz Başkan ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Yani ne yapalım?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Söyleyemezsin ki!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Osman Bey
Osman Bey
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Efendim, bakın
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Dinlemeye bile
tahammülünüz yok!
BAŞKAN Arkadaşlar
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Benim
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bizim
onurumuzla, haysiyetimizle ilgili konuşuyor hatip, bütçeyle ilgili
konuşmuyor.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Ben onur ve haysiyetten hiç bahsetmedim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Saçmalıyorsun ya!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
İrademizle, onurumuzla, haysiyetimizle ilgili konuşamazsınız.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Neden bu kadar alınganlık gösteriyorsunuz doğrusu isterseniz
anlayabilmiş değilim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Saçmalıyorsun ya!
ZAFER IŞIK (Bursa) Hem Söylemedim. diyorsun
hem alttan almaya...
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Neyse
Olabilir
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ya, konuşuyorsun
ya! Biz de halkın yanına gidiyoruz, sadece sen mi gidiyorsun ya?
BAŞKAN Arkadaşlar
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne diyorsun sen?
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa)
Değerli Başkan, böyle bir usulümüz yok.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Ne yapıyorum? Ne yapayım?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ben de gidiyorum
halkın yanına, sen mi gidiyorsun sadece?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Nereye gidiyorsun?
BAŞKAN Sayın Bak
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hepimiz gidiyoruz,
hepimiz sahadayız.
BAŞKAN Sayın Bak, size söz vermedim,
lütfen
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen bunları bize
söyleyemezsin.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Efendim, müsaade
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşma!
BAŞKAN Lütfen
Kürsüde bir
arkadaşımıza söz verdim, lütfen
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkanım
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Olur mu öyle şey
ya?
BAŞKAN Cevap verme hakkınız var,
tamam.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sayın
Başkanım
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkanım
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Böyle bir şey
olur mu ya?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Burası
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu,
lütfen Genel Kurula hitap edin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Söyleyemezsin ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Burası Türk demokrasisin kalbidir.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Tamam
Sen
milletvekilli arkadaşına hakaret edemezsin ya!
BAŞKAN Arkadaşlar, hatibi dinleyelim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
İktidar oldunuz diye bu kürsüde bulunan hiçbir hatibe hadsizlik
yapamazsınız, haddinizi bilin! (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen yapamazsın!
Sen de yapamazsın!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Siz tahammülsüz
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hakaret hak
değildir.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Doğrudur.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşuyorsun ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Doğrudur, orta yerde hakaret yok çünkü.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Nasıl yok ya?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Meclis İçtüzüğü
temiz bir dil kullanmayı gerektirir.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) O kadar
BAŞKAN Lütfen, Sayın Ünal
Lütfen
Tamam, söz istersiniz, cevap verirsiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Eleştirebilirsin
BAŞKAN Sayın Bak, lütfen
Lütfen ama
yani!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Ziyadesiyle aynı cümleyi size göndereyim ya da tutanaklardan
bakınız. Alınganlığınızı
anlayabilmiş değilim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşuyorsunuz
ya! Biz de sahaya gidiyoruz be!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sahada
vatandaşın sorusuna cevap veremiyorsunuz ya!
ERHAN USTA (Samsun) Kes ya, kes!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Susturur musunuz ya?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Vatandaşa cevap
veremiyorsunuz! Kaçıyorsunuz vatandaştan, Meral Hanım
kaçıyor vatandaştan, niye konuşmuyorsun? Bir de küfür
ediyorsunuz vatandaşa.
BAŞKAN Sayın Bak
Sayın Bak
Lütfen
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Ne güzel! Ne güzel!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Vatandaşa küfür
ediyorsunuz.
BAŞKAN Çalışma düzenini
bozmayın, lütfen
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
İçişleri Bakanın gelince konuşacağız onu.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşma,
konuşma!
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, böyle
bir görüşme olamaz, susturur musunuz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Olur mu öyle şey
ya!
BAŞKAN Sayın Usta, tamam, müdahale
ediyoruz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tahammülsüzlüğü
anlıyorum; doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, onu da biliyorum
ama bu yandan laf atmalar ile tehditlere pabuç
bırakmayacağımı da buradan söylüyorum. (İYİ Parti
ve CHP sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Biz de
onları konuşturmayız!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşuyorsun ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Vatandaşın
yanına gidiyormuş; vatandaşa küfür ediyorsunuz, onu bile...
(İYİ Parti sıralarından gürültüler)
ERHAN USTA (Samsun) Ayıp ya! Bakanlık
yaptın ya!
BAŞKAN Sayın Bak, lütfen
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hakaret ediyorsunuz.
BAŞKAN Arkadaşınızı ikaz
ediniz Grup Başkan Vekilleri, olmaz ki böyle bir yöntem ya!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Ona da geleceğiz, ona da.
Sen Mecliste bunu yaparsan arkasında
olduğun provokatörler daha fazlasını yapar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kimse yapmaz,
konuşuyorsun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Halkın
yanına gitmiyormuş
Biz de halkın yanına gidiyoruz.
BAŞKAN Sayın Bak
Sayın grup başkan vekilleri,
arkadaşımızı susturur musunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başkanım,
öncelikle maskesini taksın, maskesini.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, bu susturulacak bir insan değil, bunu birisi zapt
etsin, zapt etsin hemen!
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu, siz
buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Maskesini taksın
Başkanım, maskesini taksın ya! Maskesini taksın,
hastalık yayıyor şu anda.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne oldu, rahatsız
mı oldun? Gerçekleri söyleyince rahatsız mı oldun sen?
ERHAN USTA (Samsun) Ayıp ya!
Ayıptır ya! Bir buçuk saat konuştu Cumhurbaşkanı
Yardımcısı, kimse bir şey demedi.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Oturduğun yerden laf etmeye devam edersen
Fikir insicamımı
bozamazsın, senin attığın laflar bu kürsüde bana güç verir.
Ben, Türk milletinin sesinin temsilcisiyim, ayakçısı değilim
iktidarın. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hadi, hadi, hadi!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Kimsenin terbiyesinden mesul değilim, üslubundan hiç değilim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, iktidar partisinin milletvekilleri de bu kürsüye
çıkacaklar ve çarptırılmış rakamlara, sahte
büyümelere, olmayan başarılara sarılarak tamamen hayal ürünü
olan, tozpembe bir tablo çizmeye çalışacaklar. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Televizyonundan rica ediyoruz: Sıra AK PARTİ Grubunun
konuşmalarına geldiğinde Bu yayında anlatılan ülke,
kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. şeklinde bir uyarıda
bulunsunlar. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
İYİ Parti olarak çiftçilerimizden
emeklilerimize, esnafımızdan memurlarımıza her bir
vatandaşımızın hakkını iktidar
karşısında koruyarak hukuku savunmaya, milletimizin gerçeklerini
iktidara göstermeye gayret sarf ediyoruz; anlayan anlar, anlamayan anlamaz.
Bu ülkede, ucuz ekmek kuyruklarına mahkûm
edilen vatandaşlarımız var. Bu ülkede, işsizlikle ve
umutsuzlukla sınanan sıradağlar gibi evlatlarımız var.
Bu ülkede, tenceresi kaynamayan nice analar var. Bu ülkede, evladının
okul masraflarını karşılayamadığı için
intihar eden babalar var. Çıkın artık sarayınızdan,
inin arabalarınızdan ve vatandaşı dinleyin! (İYİ
Parti sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından alkışlar) Şu cümleleri
duyacaksınız: İktidarınız, yoksulluk demektir.
İktidarınız, pahalılık demektir.
İktidarınız, işsizlik demektir. İktidarınız,
israf demektir. İktidarınız, adaletsizlik demektir.
Şimdi, bu kürsüye çıkıp birtakım
süslü laflarla ve kelime oyunlarıyla bu aziz milletin gerçeklerini inkâr
edebilirsiniz ama günü gelir o gerçekler sizi bulur ve ilk seçimde
yakanıza yapışır; hesabını da er geç ödersiniz.
Demokrasi, kabul etseniz de etmesiniz de, isteseniz de istemeseniz de bir hesap
sorma ve hesap verme rejiminin adıdır.
Savunulacak bir şeyi kalmayanlar kendilerini
haklı çıkarmak için her şeyi inkâr etmeye başlarlar. Sizin,
Türk halkının emeğini ucuz iş gücü olarak uluslararası
piyasalara pazarlamaktan başka savunacak hiçbir şeyiniz kalmamıştır.
Türk milletinin cebinden aldığınız faizi Londradaki tefecilere
verdiğiniz ve bu milletin kanını emen müteahhitleri ihya
ettiğiniz bu iktidarın miadı dolmuştur. (İYİ
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından alkışlar)
On dokuz yıllık iktidarınızda
ülkeyi getirdiğiniz yer bellidir. Yoksulluk, yolsuzluk, toplumsal
ayrışma, dış politikada itibarsızlık ve
yalnızlaşma, kayırmacılık ve ötekileştirme;
alametifarikalarınız bunlardır. Bu noktada memleket için
yapabileceğiniz tek bir hayırlı iş
kalmıştır, o da hemen seçimdir. Madem yönetemiyorsunuz patatesi,
soğanı siz yiyin, siz; biberi, domatesi taneyle siz alın, siz;
yediğiniz yemeğin porsiyonlarını da siz küçültün. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler, İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Tebdilikıyafetle
dolaşmayı bırakın, çıkın milletin huzuruna,
getirin sandığı milletin önüne; görün milletin gerçeklerini.
Değerli milletvekilleri, çok önemli ve
tehlikeli bir noktaya da değinmek istiyorum. İktidarın
yanlış para politikaları yüzünden Türkiyede servet ve mülkiyet
hızla el değiştiriyor. Türk lirasının eridiği bu
zamanda ve zeminde malımız mülkümüz, neyimiz varsa değer
kaybetmiş, yabancı sermayeye yok pahasına satılıyor,
Türkiye âdeta yağmalanıyor. Ancak yerli ve millî olduğunu iddia
eden bu iktidar, yabancı sermayenin ucuza satın aldığı
mal mülk ve şirketlerin yanına bir de promosyon olarak Türk
vatandaşlığı veriyor. Yazıklar olsun Türk
vatandaşlığını promosyon olarak dağıtan bu
siyasi akla ve iktidara! (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Adalet ve Kalkınma Partisi refah üreten ve
paylaştıran bir iktidar olmak yerine yarattığı
yoksulluğu yöneten bir iktidar olmayı tercih etmiştir. Tek
adamın siyasi inadı yüzünden ayçiçeği yağı karneyle
satılır hâle gelmiştir, yağ reyonlarında kuyruklar
oluşmaya başlamıştır. Marketler döviz bürosu gibi
camlarına anlık yağ, un, şeker fiyatlarını
yazıyorlar. Vatandaşımız bugün aldığını
bir ay değil, bir hafta değil, bir gün sonra bile aynı fiyata
temin edemiyor. Yokluk, yoksulluk ve fukaralık bütün memleketi âdeta esir
almıştır. Türk tipi başkanlık sistemi diyerek tek
adam rejimini bu memleketin başına bela edenler, şimdi de Türk
tipi ekonomi modeli diyerek halkımızın üzerinde âdeta bir
ekonomi deneyi yapıyorlar. Siz, Türk milletini kobay mı
zannediyorsunuz? (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Eskiden risk alıyordunuz, şimdi de gemi
azıya almış karanlık maceralara doğru at sürüyorsunuz.
Sizleri uyarıyoruz, aklınızı başınıza
almanızı tavsiye ediyoruz; bu ucube sistemdir yoksulluğu
körükleyen, bu ucube sistemdir vatandaşın günden güne gelirini
eriten. İlk önce bu ucube sistemi kurtarmaya
çalıştınız, olmayınca iktidarınızı
kurtarmanın peşine düştünüz, şimdi de kendinizi
kurtarmanın derdine kapılmaktasınız. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Millet artık Yeter! diyor.
Ey, bir dönemin muktedirleri; siz gidiyorsunuz, milletin terazisinden
kaçabilirsiniz ama asla saklanamazsınız. Korkmayın,
sandığı getirin ve bu milletin merhametine kendinizi teslim
edin. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, şimdi yetkileri
gasbedilmiş bu yüce Meclisin çatısı altında, 2022
Yılı Bütçe Kanunu Teklifini görüşüyoruz. Görüşmekte
olduğumuz bütçe teklifi Meclise sunulduğunda ödenekler toplamı
211 milyar dolara tekabül ediyordu, şu anda ise 130 milyar dolara denk
gelmektedir. Bu, şu demektir: Türkiye Cumhuriyeti devletinin 2022
yılı bütçesinin üçte 1inden fazlası henüz Komisyonda
görüşülürken erimiş, yok olmuştur. Bu bütçe, anlamını
yitirmiş ve kaybetmiştir. Böyle bir tablo karşısında
yapılması gereken, anlamını ve var olma sebebini
yitirmiş olan bu bütçeyi geri çekmek, onun yerine tüm siyasi partilerin
ortak mutabakatıyla erken seçim takvimini de öngören bir ekonomi
programı ortaya koymaktır.
2021 yılının başında
dış borçlarımızın Türk lirası
karşılığı 3,2 trilyon liraydı, şu anda
geldiğimiz noktada bu borç 6 trilyon liraya çıktı. Yılın
başlangıcından bu yana, Türk lirasının değer
kaybetmesi sebebiyle Türkiyenin dış borcu 2,8 trilyon
artmış durumdadır. 2022 yılında 84 milyon
vatandaşımızdan toplanacak vergi 1 trilyon 400 milyar lira.
Bunun anlamı ne biliyor musunuz? 84 milyon vatandaşımızdan toplanan
verginin 2 katı kadar bir meblağ tek adamın hırsları
yüzünden kaybedilmiştir. Sadece son iki ayda döviz kurundaki yükseliş
sebebiyle dış borcumuzdaki artış miktarı 1 trilyon 750
milyar Türk lirasına tekabül ediyor. Söz konusu artış, 2022
merkezî yönetim bütçesinin tamamına denktir. Son iki ayda milletimizin bir
yıllık bütçesinin tamamı, sizin beceriksizliğiniz ve
liyakatsiz ekonomi kadrolarınız ile inadınız yüzünden yok
edilmiştir. Şu anda, aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisi var
olmayan bir bütçe üzerinde tartışmaktadır. 2022de milyonlarca
çalışanımızın maaşından kesilecek gelir
vergisi miktarı 241 milyar liradır. Peki, Türkiyenin faize
ödediği miktar nedir? O da 240 milyar lira. Ülkemizde kayıtlı
çalışan işçinin, memurun, asgari ücretlinin tamamının
gelirinden günde 30, ayda 900 lira kesiyorsunuz; bu parayı da gidip faiz
lobisine veriyorsunuz. Sonra çıkıp diyorsunuz ki: Biz faize
karşıyız. Vatandaşın vergi borcunda faiz var,
vatandaşın ödediği ceza borcunda faiz var, gençlerin
öğrenim kredisinde faiz var, çiftçinin tarımsal kredilerinde faiz
var. Hani faize karşıydınız? Hani nas ortadaydı?
Allahın ayetinin azı çoğu olur mu? (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) 5 müteahhidin vergi borcunu
sildiğiniz gibi silin vatandaşın borç faizini. Ama yapamazsınız
çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı faize, verirken
karşıdır, vatandaştan alırken değil.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi soruyorum: Mandacılık, bu
soygun düzenine Dur! demek midir, yoksa sizin yaptığınız
gibi milletin cebindeki parayı tefecilere ipotek ettirmek midir? Asıl
mandacılık, memleketimizin bir yıllık bütçesini iki
aylık döviz kuru artışıyla yabancı sermayeye
peşkeş çekmektir beyler, peşkeş çekmektir. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar) Asıl
mandacılık, Türkiyenin bir yıllık bütçesinin üçte 1inin
daha Genel Kurula gelmeden erimesine sebep olmaktır. Asıl
mandacılık, döviz garantili rant projelerini İngiliz
mahkemelerinin vicdanına terk etmektir.(İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Tüm bu gerçekler ortadayken bu
bütçeyi tartışmanın ve görüşmenin hiçbir anlamı
yoktur.
Huzur ve refah içinde yaşatma vaadiyle
geldiniz, partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türk
milletini fukaralığa mahkûm ettiniz, eserinizle övünebilirsiniz.
Türkiye'de yoksulluk artık toplumun bir kesiminin sorunu değil,
neredeyse tamamının yaşam biçimi hâline gelmiştir. Esnaf,
çiftçi, işçi kan alıyor; kâr edemiyor ama kira ödüyor; para
kazanamıyor ama mücadele ediyor; iş bulamıyor ancak hayata
tutunmaya çalışıyor; iktidar ise milletin sorunlarına çare
olmak yerine, çaresizlik içinde yine suçu dış güçlere atarak polisiye
tedbirlerle enflasyonu düşürebileceğini zannediyor. Terörist
çiftçiler lobici manavlar dış güçlerin maşası market
zincirleri yalanlarına da artık hiç kimse inanmıyor.
Emperyalizm ve AK PARTİ iktidarı
arasında izaha muhtaç, karmaşık bir ilişki var. AK
PARTİ için işler kötü gittiği zaman hemen emperyalizm
aşağı, emperyalizm yukarı oluyor; dış güçlerin
karanlık planları, lobilerin sinsi kumpasları diyorsunuz;
işler tıkırında gittiğinde hiç dış güçlerden
bahsetmiyorsunuz; yoksa başka başka işler ve ilişkiler mi
yaşıyorsunuz? (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Tüm bu kara propaganda çabalarınız beyhudedir,
milletimiz asıl meselenin Sayın Erdoğan ve AK PARTİ
olduğunu gayet net bir biçimde görüyor. Sayın Erdoğan
konuşuyor, Türk lirası değer kaybediyor; Sayın Erdoğan
konuşuyor, hayat pahalılığı artıyor; Sayın
Erdoğan konuşuyor, milletimiz daha da yoksullaşıyor. Sizin
bana dediğiniz gibi biz de ona defalarca Sus! dedik ama bir türlü
dinletemedik. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Bugün paramız pul olduysa sorumlusu bellidir; mutfaklar yangın yerine
döndüyse, milletimiz enflasyon altında her geçen gün daha fazla eziliyorsa
sorumlusu bellidir. Sorumlusu dış güçler değil, yirmi
yıldır ülkenin ekonomisini yöneten Sayın Recep Tayyip
Erdoğandır. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Türkiye ekonomik bir kurtuluş savaşı
veriyor. gibi hamasi söylemlerle iktidarın mutlak sonunu
değiştirmeniz ya da geciktirmeniz mümkün olamayacaktır. Bir ay
önce Türkiye uçuyor, ekonomi şahlandı. diyordunuz, şimdi Türk
ekonomisi işgal edildi ve kurtuluş savaşı verecek noktaya
geldi. diyorsunuz. Doğrudur, Türk ekonomisi işgal
altındadır; Türk ekonomisini işgal eden bugünkü iktidar
sahipleridir. Türk milleti sizin zulmünüze de yeterince
katlanmıştır, bu haramzade düzenini yıkacağız.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Son cümlelerim.
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu,
tamamlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Türk milleti sizin zulmünüze yeterince katlandı, bu haramzade düzeni
yıkacağız. Milletimiz müsterih olsun, Türkiyenin çözülemeyecek
derdi yoktur.
Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşenerin de söylediği ve ilan ettiği gibi: Evet, enflasyon
yüksek ama biz hazırız, biz çözeriz. Evet, zamların ardı
arkası kesilmiyor ama biz hazırız; çözeriz. Evet, işsizlik
özellikle gençlerimizi canından bezdirdi ama biz hazırız,
çözeriz. Zedelenen adalet duygusunu onarırız; biz hazırız,
çözeriz. İYİ Parti olarak, Türk devletinin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğüne ve Atatürkün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti
devletinin kuruluş ilkelerine sımsıkı bağlı
kalarak Türkiyede güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyi, hukukun
üstünlüğünü, güçler ayrılığı ilkesini, adil bir
devleti, adil bir toplumu, liyakatli bürokrasiyi, namuslu siyaseti, zengin ve
huzur içinde yaşayan bir Türkiyeyi yeniden inşa edeceğiz.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla)
Yolumuz, büyük Türk milletinin yoludur; yolculuğumuz ve mücadelemiz de
büyük Türk milleti içindir. Hiçbir kuşkuya yer yoktur ki mutlaka
başaracağız, başaracağız, başaracağız!
Ne mutlu Türküm diyene! (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Yılmaz, grup
adına konuşmalar tamamlansın, ondan sonra söz vereceğim.
İSMET YILMAZ (Sivas) Tamam.
BAŞKAN Şimdi, değerli
arkadaşlar, İYİ Parti Grubu adına ikinci
konuşmacı, Grup Başkan Vekili ve Samsun Milletvekili Sayın
Erhan Usta.
Buyurun Sayın Usta. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA
(Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları
başında bizi izleyen değerli vatandaşlarımız;
öncelikle, hepinizi saygıyla selamlarım. 2022 yılı
bütçesinin tümü üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım.
Tabii, baktığımızda Bütçe
nedir, ne işe yarar? sorusunu sormanın tam vakti gibi geliyor bana
çünkü işte, belki 20ye yakın bütçe yaptı AK PARTİ ancak
bugün yapılan bütçenin ne işe yaradığı konusunda çok
ciddi endişeler var. Bütçeler, esas itibarıyla, devletin gelirlerinin
toplanmasına, harcamalarının yapılmasına müsaade eden
dokümanlardır. Bütçeler, toplumların sorunlarını çözmeye
yöneliktir; maliye politikası yoluyla toplumun refahını
artırmayı, ekonomiye istikrar kazandırmayı amaçlar
bütçeler. Bugünkü bütçeye baktığımızda, az önce -hadi, söz
sırası bizdeyken arkadaşların bir kısmı
çıktı ama- Sayın Cumhurbaşkanı
Yardımcısı konuşurken de AK PARTİ Grubunun ne kadar
heyecansız, ne kadar umutsuz olduğunu hep beraber yaşadık,
gördük. Umulur ki -şu anda bütün göstergeler de onu gösteriyor- bu, sizin
son bütçeniz olacak çünkü heyecanı olmayan bir grup bütçe yapamaz.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Bu bütçenin vizyonu var mı? diye
bakıyoruz değerli arkadaşlar. Bu bütçenin vizyonu yok.
Sayın Oktay da zaten hiçbir vizyon ortaya koyamadı. Benden sonra
konuşacak değerli AK PARTİ yöneticileri, size şimdi çok net
bir soru soruyorum: Bu bütçeyle 1 trilyon 750 milyar lira para
harcayacağız veya toplumun yığınla sorunu var, bu
bütçe hangisini çözecek? Bir tane örnek versin bize, Biz şu sorunu, bu
harcayacağımız parayla çözeceğiz. desin. Bunu
diyebilirlerse tamam. Çünkü bu bütçenin bir amacı yok. Bu bütçe zaten
geldiğinde
Az önce Müsavat Bey de ifade etti yani orta vadeli program
çıktı, bugün görüşüyoruz, bu bütçenin üçte 1i eridi. Bu bütçe,
oturduğu makroekonomik çerçeveyi yitirdi. Bütçeler bizim
mevzuatımıza göre, biliyorsunuz, orta vadeli program çerçevesinde
yapılır. Orta vadeli programda bir şeyler yazıldı,
şu anda Sayın Erdoğan'ın ve sonradan atanan Sayın
Bakanların, Merkez Bankası Başkanının
konuştukları konular, o orta vadeli programda konulan
paradigmanın tamamen tersinde. Dolayısıyla, bu bütçenin bir
dayanağı yok, bu bütçe topluma güven de vermiyor, umut da vermiyor.
Toplumun yığınla sorunu var. En önemli sorunumuz nedir? Yoksullaşmadır.
Bu bütçede yoksullaşmaya çare var mı? Yok. Bu bütçede gelir
dağılımının düzelmesine çare var mı? O da yok.
İşsizliğe, enflasyona çare var mı? O da yok.
Sanayileşmeye destek var mı, KOBİlere destek var mı, çiftçilerin
artan girdiler karşısında gübre saçabilmesi için bir destek var
mı? Maalesef yok. EYT yok, 3600 ek gösterge yok, atanamayan
öğretmenler yok, atanamayan sağlıkçılar yok.
Dolayısıyla, bu bir yokluk bütçesi ama yine de haksızlık
etmeyelim, bu bütçede bazı varlar da var elbette. Ne var bu bütçede?
Kamu-özel iş birliği projelerine aktarılan tonlarca para var,
hem de dolar cinsinden tıkır tıkır
çalışıyor. Dolar arttıkça kamu-özel iş birliği
projelerinin müteahhitleri, yandaşlar şu anda para kazanıyor,
onlara kaynak var. İsraf var, şatafat var, saltanat var, yandaş
müteahhitlere destek var, milyarlarca lira kazansanız dahi faiz gelirine
muafiyet var. Asgari ücretten yüzde 20 vergi alan bu Hükûmet, milyarlarca lira
faiz geliri olanlardan bir kuruş vergi almıyor; bu, böyle bir bütçe.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, arkadaşlar, biz, bu bütçeyi bir yanıyla
yokluk bütçesi öbür yanıyla da yolsuzluk bütçesi olarak
nitelendiriyoruz. En sonunda geleceği noktada bu bütçe bir yıkım
bütçesi olacaktır.
Değerli arkadaşlar, şimdi,
bakıyorsunuz, Sayın Berat Albayrak döneminde de sürekli bir yeni
yeni yeni lafları var. Şimdi, şu, Sayın
Albayrakın ilk orta vadeli programı, ismi Yeni Ekonomi
Programı. Bu olmamış, bu tutmamış, bir sonraki
yıl -altlarda ufak değişiklikler var- Yeni Ekonomi
Programı diye yeni bir program daha. Bu da olmamış, bu da
tutmamış, ortalık alev yerine gelmiş, Türkiye ekonomisi
yanıyor ve tekrar bir Yeni Ekonomi Programı daha.
İlk defa, bu sene böyle yeni olmayan fakat
makul, mantıklı bir orta vadeli program çıkmıştı,
onu da çok gördüler Sayın Lütfi Elvana ve o program buydu. Şimdi,
program çıktıktan sonra -bu sefer daha kötüsü- yeni ekonomi
programı yeni model Çin modeli diye birtakım şeyler
söyleniliyor.
Tabii, ortada yeni olan bir şey yok. Siz seçime
kadar hiçbir sorunu çözmeyip geçici bir rahatlama sağlamayı
düşündünüz ama bu programların hepsi elinizde patladı. Nasrettin
Hocanın göle çaldığı maya dahi sizin bu yeni model
dediğiniz modelin tutmasından daha büyük olasılıklıdır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, bu program dediğiniz veya model
dediğinizin ana omurgası ne? Türk lirasını
değersizleştirmek; bu çerçevede, ihracatı artırmak, ticaret
açığını belli bir seviyeye getirmek; ondan sonra, efendim,
döviz bollaşacak, sonra enflasyon düşecek. Böyle bir program
dünyanın hiçbir yerinde yok. Değerli arkadaşlar, Türk
lirasını değersizleştirerek, Türk işçisini ezerek,
emeği ezerek uygulamaya çalıştığınız program
bu; Çin dediğiniz de zaten bu. Bugünkü Çini filan söylemiyorsunuz siz;
kırk yıl önce hangarlarda insanların insani olmayan
şartlarda yaşadığı, üst üste
yaşadığı bir Çini model alıyorsunuz bu yüzyılda
Türk milletine ve bunu da bir model diye ortaya koyuyorsunuz; çok
yazıktır, çok yazıktır. Türk milleti, sizin bu kadar yeni
yeni dediğiniz programlarla, efendim, bir deney tahtası
değildir, kobay değildir; Türkiye ekonomisi bir laboratuvar da
değildir. Dolayısıyla, bu model dediğinizin
adını tam olarak koyalım; bu yeni bir model değil, bu bir
çaresizlik senaryosudur, bu bir kaos senaryosudur değerli arkadaşlar.
Şimdi, bütçede paradigma değişti
dedik. 22 Kasım 2021 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı bir
açıklama yaptı Kabine toplantısı sonrası, dedi ki: On
dokuz yılda biz filan falan politikadan sonuç alamadık, herhangi bir
sorunu çözemedik, bunları değiştireceğiz. Aslında çok
güzel bir şey söyledi biliyor musunuz? On dokuz yılın nasıl
heba olduğunu, on dokuz yılda ekonomi programlarından veya
ekonomi uygulamalarından nasıl sonuç alınamadığını
aslında kendisi bizzat itiraf etmiş oldu fakat bu tespiti dahi
yanlış. Bakın, biz AK PARTİye AK PARTİden fazla
sahip çıkıyoruz. AK PARTİnin bu ülkeyi iyi yönettiği
yıllar olmuştur değerli arkadaşlar yani
insanlarımızın refahının arttığı,
ekonominin iyileştiği, üretimin arttığı,
istihdamın arttığı dönemler olmuştur. Evet, son on iki
yıl kötüdür ama Sayın Erdoğan on dokuz yılın
tamamını sildi. Şu konuda haklıdır: Çünkü bugün
Türkiye ekonomisinin geldiği nokta, devraldığı 2002
Türkiyesinden daha kötü durumdadır; belki onu söylemeye
çalıştı kendisi ama buradan kendisini ikaz ediyorum:
Yanlış olan şey, on dokuz yılda Türkiye Cumhuriyeti
ekonomisine giren 600 milyar doların yanlış
kullanılmasıyla ilgiliydi. Bu para Türkiye ekonomisine geldi çünkü
güven oldu, istikrar oldu belli dönemlerde, küresel likidite de boldu;
bunları çok anlattık biz burada ama yanlış olan neydi? Bu
600 milyar doları taşa, toprağa, betona gömdünüz ve onun
üzerinden de rant ekonomisi yoluyla yolsuzluk yaptınız, bu
paraları da yurt dışına kaçırdınız.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yapılan
iş budur ve bu, Türkiye'yi bugün tıkamıştır.
Şimdi, MGK bahsinde bunlara geçeceğim
ancak unutmadan söyleyeyim: Eğer MGK, gündemine ekonomiyi alacaksa bu
soruyu sormalıydı Erdoğana On dokuz yılda 600 milyar
doları nereye harcadınız? Niye bu ekonomi bu kadar kırılgan? sorusunu
sormalıydı, MGKde bu soru kendisine sorulmalıydı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, biraz daha
başa dönecek olursak; Çin dediğimiz şey, kırk yıl
öncesinde emeği ezdi ama akıllıca politikalar uyguladılar.
Ne yaptılar? Tasarruf ettiler. Ne yaptılar? Yatırım yaptılar,
millî gelirin yüzde 40ına varan yatırım yapıldı.
Ülkelerini bir üretim üssü hâline çevirdiler ve ondan sonrasında,
şimdi millî gelirlerini hızla artırmaya
çalışıyorlar. Biz ne yapıyoruz? Bizim
yatırımlarımız
Çinin -millî gelire oran olarak söylüyorum,
mutlak rakam olarak zaten yanından geçemiyoruz da- millî gelirine oran
olarak onların yarısı kadar tasarruf edemiyoruz. Siz nasıl
üretim üssü hâline getireceksiniz? Onlar üretim üssü hâline getirdi, biz beton
yığını hâline getirdik bu memleketi. İşte, o
yüzden şu andaki sıkıntıları yaşıyoruz. Ve
Çin bütün bunları merkezî bir planlamayla yaptı, siz ise Devlet
Planlama Teşkilatını kaldırdınız. Nasıl
yapacaksınız bu işleri? Bu soruyu size sormak lazım.
Değerli arkadaşlar, Hükûmetin
yaptığı tek bir şey var: Artık bu işin
gitmeyeceğini biliyor, ekonomiyi toparlama imkânı yok, özellikle
kendi seçmen tabanını konsolide etmek için algı yönetimine
oynamaya başladı, sürekli algı yönetimi. İşte, bir gün
Nas var. diyor, bir gün dış güçler diyor, bir gün kitap
yazıyor, ertesi gün kurtuluş savaşı diyor; bunlarla bu
milleti oyalamayın; millet fakirlik içerisinde yanıyor,
kıvranıyor, yoksulluk almış başını
gitmiş. Şimdi, madem Nas var. diyorsunuz, madem Faiz lobisi var.
diyorsunuz; on dokuz yılda AK PARTİ hükûmetlerinin bütçeden
yaptığı toplam faiz ödemesi, değerli arkadaşlar, 516
milyar dolardı. Bu 516 milyar doları harcarken nas yok muydu?
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Sizden önceki
on dokuz yıldaki hükûmetler o bütçe açıkları çok fazla
olmasına rağmen 248 milyar dolarla bu devletin dişlilerini
döndürdüler. Siz onların 2 katından fazla faiz ödediniz bütçeden ve
şimdi kalkıyorsunuz Nas var. diyorsunuz. Şunu hatırlatmak
isterim; çoğu haram olanın azı da haramdır.
Değerli arkadaşlar, politika faizi yüzde
19ken nas var, yüzde 15e geldik -haşa- nas yok mu, böyle bir şey
olabilir mi? Niye nassı karıştırıyorsun? O zaman Nas
var. diyorsak sıfırlamamız lazım bütün faizleri, bütün
faizleri sıfırlayalım. Niye öğrencilerden geciken kredi
başına yüzde 19,2 faiz alıyorsunuz? Öğrenci kredisini
alıyor, dört yılın bitiminden sonraki ertesi ay önüne fatura
koyuluyor, yüzde 70 artıyor; ben bunları burada anlattım, 24 bin
liradan 48 bin liralara çıkıyor. Yani anlatabiliyor muyum?
Şimdi, öğrenciden yüzde 100e yakın faiz alacaksınız,
ondan sonra geleceksiniz Nas var. diyeceksiniz. TL mevduattan faiz
almayacaksınız, ondan sora geleceksiniz Nas var. diyeceksiniz.
Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Dış güçler var.
diyorsunuz. Şimdi, Sayın Erdoğan
Herkes söylüyor, ben de
söyleyeceğim. Şimdi, ne diyor Sayın Erdoğan bir
konuşmasında? Bizde bir âdet vardır, başımıza
bir şey gelince dış güçler deriz. Ben buna
katılamıyorum, sizin bünyeniz sağlamsa bünyede olan virüs size
zarar vermez. diyor, çok da doğru söylüyor ama bugün -bünye kanser oldu
herhâlde, ondan mıdır nedir anlayamıyoruz-
başımıza en ufak bir şey gelse Dış güçler
saldırıyor
Defalarca söyledim, kim benimle tartışmak
istiyorsa tartışmaya da hazırım değerli
arkadaşlar; Türkiyeye bir dış güç saldırısı yoktur,
Türkiye bir finansal saldırı altında değildir; yapılan
şey sizin yanlış yönetiminizdir, yapılan şey yurt
içerisindeki insanların artan bu dolar ve enflasyon
karşısında kendi durumlarını koruma
çabasıdır. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Bugün kim dolar talep ediyor? Yurt içi yerleşikler
dolar talep ediyor, iyi kötü bir birikimi varsa o heba olmasın istiyor
insanlar. Reel sektör dışında bizim
firmalarımızın 125 milyar dolar borcu var, batmak üzere, ne yapıyor?
Dolar talep ediyor. Siz de getiriyorsunuz bu yanlış yönetiminizin
Bugün, her gün artan, her gün 30-40 kuruş artan dolar
karşısında Dış güçler var. diyerek bu milletle dalga
geçiyorsunuz. Bunu kabul etmek mümkün değil.
Daha dün Birleşik Arap Emirliklerine
dış güç diyordunuz değerli arkadaşlar, 15 Temmuzun
finansörü. diyordunuz. 10 milyar dolar getirecek diye ne oldu? Dış
güç; kahraman oldu, kurtarıcı oldu. Hatta, ben hâlâ anlayamadım,
Sayın Erdoğan orada Prensle görüşme için Aile hassasiyeti içerisinde
bir ziyaret oldu. diyor. Burada ne demek istediğini de herhâlde daha
sonraki yıllarda anlayacağızdır diye düşünüyorum.
Şimdi, dış güçler, dış
güçler
128 milyar doları harcayıp Türk lirasını
korumasız ve savunmasız hâle getirin. diye talimatı size
dış güçler mi verdi? Böyle bir şey olabilir mi? (İYİ
Parti sıralarından alkışlar) Bence bir yerde dış
güç aramaya gerek yok. Bu yanlış politikaları size kim empoze
ediyorsa, işte dış güçler sizin o yanınızdakilerdir.
Ekonominin kitabını yazdım. diyor
bir gün; ya, iki gün geçmiyor, böyle bir şey olabilir mi, tam iki gün
sonra Kurtuluş savaşı veriyoruz. diyor. Hangisi doğru?
Ekonominin kitabını yazdıysak niye kurtuluş
savaşı veriyoruz? Bu ülke Kurtuluş Savaşını, değerli
arkadaşlar
Ha, ekonomiyi batırma kitabı yazdıysa
doğrudur, o zaman kurtuluş savaşı gerekir. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar) Bu ülke yüz yıl önce
Kurtuluş Savaşını verdi, yüz yıl önce Kurtuluş
Savaşını verdi. Biz bir işgal filan görmedik ki bir
kurtuluş savaşı olsun yeniden. Yirmi yıldır da bu
ülkeyi yönetiyorsunuz; eğer bir istila, bir işgal olduysa sizin
döneminizde olmuştur, kusura bakmayın. Dolayısıyla, o
zaman, işgale neden olanlar asla kurtarıcı olamaz, o zaman
kurtarıcının farklılaşması gerekiyor.
(İYİ Parti sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Sizin ekonomide kurtuluş savaşı
dediğiniz; neoliberal düzenden kurtulmak değil, neoliberal düzene
teslim olarak iktidarınızı devam ettirme çabasıdır.
Ülkeyi uluslararası tefecilerin eline düşürdünüz, mahkeme kararlarına
rağmen Türk topraklarını yabancılara sattınız ve
şimdi size bu yanlışlarınızı söyleyenleri de
mandacı iktisatçı diye itham ediyorsunuz; yazıktır,
günahtır.
Değerli arkadaşlar, MGK bildirisinde, en
sonunda Ekonomi politikalarını hayata geçirme sürecinde Türkiye'nin
karşılaştığı ve
karşılaşabileceği sınamalar ile tehditler
değerlendirilmiştir. deniyor. Ben, burada, 2017 yılında
2018 bütçesini anlatırken de ekonomik güvenlik meselesinden bahsettim
-merak eden arkadaşlar tutanakları açıp bakabilir-o günlerde biz
bunları söyledik: Türkiye'nin ekonomik güvenliği ile ulusal
güvenliği arasında ciddi bir bağlantı vardır;
Türkiye'nin ekonomik güvenliği zedeleniyor, ülke sıkıntıya
gidiyor. Bunlara bakın, edin, şu yanlışları
yapmayın diye defalarca söyledik; onların hiçbiri
yapılmadı. Kimisi eleştirdi "MGK'de ekonomi konusu
görüşülür mü? diye. Görüşülebilir çünkü ekonomideki problemler de
artık bir ulusal güvenlik meselesi hâline geldi ancak MGK bunu hangi
altyapıyla görüşüyor, o ayrı bir şey. Ben, MGKye
şöyle sesleniyorum: Eğer ekonomiyi konuşacaksanız veya
konuşacak idiyseniz şunları görüşmeniz lazımdı
orada: Türkiye, niye dünyanın en kırılgan ekonomisidir?
Türkiyeyi dünyanın en kırılgan ekonomisi hâline getiren
politikalar nelerdir? Ehliyetsiz ve liyakatsiz kadrolar tarafından
sürdürülen ekonomi politikaları Türkiyeyi güçsüzleştirmiştir.
Esas millî güvenlik sorunu, Türkiye ekonomisinin güçsüzleşmesidir; esas
millî güvenlik meselesi, ekmeği 50 kuruş ucuza almak için akşama
kadar yağmurda Halk Ekmek kuyruklarında bekleyen vatandaşların
durumudur. Temel tüketim maddelerinin fiyatları her gün artmaktadır,
tüketicilerin kredi borçları gırtlaklarına kadar gelmiştir.
2002 yılında 2,2 milyar TLyle teslim aldığı kredi
borcunu, bugün, AK PARTİ hükûmetleri 941 milyar TLye çıkardı;
tam 427 kat arttı tüketicilerin borçları. Esas millî güvenlik sorunu
budur, esas bunu konuşmak gerekirdi. Çiftçilerin traktörleri hacizli,
arazileri hacizli; 2,6 milyar liralık borç 172 milyar liraya
çıkmış. On dokuz yıllık AK PARTİ hükûmetleri
döneminde, çiftçinin geliri sadece 10 kat artarken borcu 66 kat
artmıştır. Esas millî güvenlik sorunu, bugün ekilemeyen
arazilerimizdir, gübre alamadığı için gübre
saçamamasıdır; bunları konuşması lazımdı
Millî Güvenlik Kurulunun.
Kamu-özel iş birliği projeleriyle
torunlarımız dahi borçlandırılmıştır,
eğer bir şey konuşacaksa bunu konuşmalıydı
MGKde. Yoksulluk her geçen gün artmaktadır, derinleşmektedir;
milyonlarca insan, devlet tarafından verilen yardımlarla
hayatını sürdürmektedir, yardım kapsamı
dışında kalan milyonlar ise perişan hâldedir. AK
PARTİ, 130 milyar dolar olarak devraldığı dış
borcu 446 milyar dolara yükseltmiştir. AK PARTİ, bugün, kendi
vatandaşlarından dahi dolar cinsinden borçlanmaktadır ve bugün,
artık, dolarizasyon o kadar artmıştır ki ülke içerisinde
Türk lirası azınlık para hâline gelmiştir; esas millî
güvenlik sorunu budur.
Değerli arkadaşlar,
çalışanların yarısı, açlık
sınırının altında olan asgari ücret üzerinden ücret
almaktadır. Çiftçi perişandır, süt inekleri kesime gitmektedir.
Esas millî güvenlik sorunu bunlardır; MGK, ekonomiyi
tartışacaksa bu konuları tartışması gerekirdi.
Esas mandacı da bu yanlış politikaları
uygulayanlardır. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Hükûmet, Sayın Erdoğan ve Kabinesi,
açıkça Biz, Türk lirasını değersizleştireceğiz.
dedi ve buna da işte değişik model isimleri filan veriyorlar,
ayrı bir hikâye. Değerli arkadaşlar, şimdi Kur
artışından ne zarar var? diye bazıları da
çıkıp söylüyor; işte Kur artacak; şöyle olacak, böyle
olacak
Ya -az önce Müsavat Bey verdi- değerli arkadaşlar, sadece on
bir ayda, şöyle söyleyeyim daha doğrusu, bu yılın
başına kadar yani Osmanlıdan kalan borçlar dâhil, işte,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1923ten 2021 yılına kadar
yaptığı, doksan sekiz yılda yaptığı borçlar
dâhil Türkiye'nin toplam dış borcunun Türk lirası
karşılığı 3,2 trilyon liraydı; bugün,
uyguladığınız yanlış politikalar neticesinde
-kurla her gün değişiyor, Müsavat Bey 6 trilyon olarak
kullandı- bugün 6,2 trilyon liraya yükseldi yani 3 trilyon lira
arttı. Cumhuriyet tarihi boyunca biriktirdiğimiz borç kadar on bir
ayda borç biriktirdiniz. Şimdi, böyle bir ekonomide Ya, kur artarsa
artsın. diyebilir misiniz ya? Vicdanınıza sesleniyorum -bir
şey söylemenize gerek yok- aklınıza ve vicdanınıza
sesleniyorum: Nasıl olabilir yani bu politikayı nasıl bir
politika diye bu millete takdim edebilirsiniz? Daha kurun nereye
gideceği de belli değil; belki 20 lirayı gidecek. Bakın, bu
politika devam ederse kur bu ülkede 2022 yılında 20 lirayı
görecektir arkadaşlar; 14 lirayı hangimiz hayal ederdik?
Dış güçler diyorsunuz; Mart 2021de Naci Ağbal görevden
alınmadan önce bu ülkede dolar kuru -yükselmiş olmasına
rağmen- 6 lira 90 kuruştu değerli arkadaşlar, bugün 14
liraya geldi, yüzde 100 arttı ve siz diyorsunuz ki: Dış güçler,
dış güçler
Dış güçler mi size Merkez Bankası
Başkanını bir gece yarısı görevden alın. dedi?
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Merkezî yönetim borçları da aynı
şekilde. Damat bakan bir yanlış yaptı, bir sürü
yanlış yaptı da yaptığı vahim hata şuydu:
Türkiye içerisinden dahi dolar, altın cinsinden borçlandı. Bugün,
merkezî yönetim bütçesi borç stokuna baktığınızda, bunun
yüzde 81i ya dövize ya altına ya enflasyona endeksli. Şimdi, bunlara
endeksli olunca -bunların üçü de birlikte hareket ediyor biliyorsunuz-
şu anda, kaçınılmaz bir şekilde, bütçenin borç stoku da
aşırı bir şekilde yükseldi. Yani vergi gelirlerimizin
tamamını versek bütçenin borç stokundaki son iki yıldaki
düzenlemeyi karşılamaya yetmiyor. Değerli arkadaşlar yani
84 milyondan vergi toplayacaksınız, bir avuç rantiyeciye onu aktaracaksınız
borç stokunuzu yerinde tutabilmek için. Böyle bir ekonomi yönetimi olmaz.
Kur artışları daha neleri getirecek?
Hayat pahalılığı zaten başladı, daha da fazla
başlayacak, yoksullaşma artacak, servet el değiştirecek;
insanların, özellikle KOBİ'lerimizin yıllarca dişinden
tırnağından artırarak kurdukları tezgâhların
tamamı yabancıların eline geçecek hem de kelepir fiyatına
geçecek ve dolarizasyonun artması, TL'nin değer kaybının
aşırı hızlanması, tabii, KÖİ projelerinin
maliyetleri de çok müthiş bir şekilde yükselecek.
Şimdi, birkaç tane de tuhaf iddia var;
onların üzerinde durmak istiyorum. Az önce Sayın Oktay da söyledi
Başka ülkelerde de reel faiz negatif. dedi, işte Avrupa
ülkelerinden ve bir kısım gelişmekte olan ülkelerden örnek
verdi. Doğrudur, onlarda da reel faiz negatif ama o zaman bir
bakalım, onların kuru niye bizimki gibi değer kaybetmiyor? Çünkü
değerli arkadaşlar, şu anda -dünya için söylüyorum, bizim için
değil, bizim enflasyonumuz dün de yüksekti, önceki gün de yüksekti-
dünyada enflasyonda geçici bir yükselme var. Dolayısıyla bütün dünya,
özellikle Amerika'da
Mesela, şu anda Amerika'nın politika faizi kaç?
Yüzde 0,25. Enflasyonu kaç? Yüzde 6-7 civarında. Hemen şunu da
söyleyeyim: Faiz sebep, enflasyon sonuç olsaydı kaç yıldır
Amerika yüzde 0,25 faiz uyguluyor, enflasyon yükselmezdi orada ya. Yani sizin
teoriniz daha bir tane örnekten batıyor, gidiyor. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Faiz sebep, enflasyon sonuç
olsaydı arkadaşlar, Amerika'da enflasyonun olmaması
lazımdı. Enflasyonun dinamikleri bazen farklılaşır;
bunları görmek lazım. Dolayısıyla Amerika'da yüzde 0,25
politika faizi, yüzde 6-7 enflasyon ama kâğıtlarına
bakıyorsunuz, Amerikan tahvilleri iki yıllıklar yarım
puanda, beş yıllıklar 1,1; on yıllıklar 1,2-1,3
civarında. Amerikan vatandaşları ve bütün dünya şunu
düşünüyor, diyor ki: Evet, bugün, Amerikada faizler yüksek ancak Amerika
devleti ve FED aldığı kararlarla bu faizi aşağıya
çeker. Bu güven var. Bu güven olduğu için Amerikanın borçlanma
kâğıtlarının faizleri artmıyor. Biz de ne oluyor?
Bizde tam tersi oluyor. Politika faizimiz kaç? Yüzde 15. Efendim, enflasyonumuz
kaç? Yüzde 21. Normal şartlarda Enflasyon yüzde 21 ama Türkiye
enflasyonla mücadeleyi başarır. Dolayısıyla biz, Türkiyeye
yüzde 10la, 12yle de para versek, kâğıdını alsak para
kazanırız. diye düşünmesi lazım ama bizim borçlanma
kâğıtlarımızın faizi yüzde 22. Yılın
ortasına doğru enflasyon biraz daha arttığında, yüzde
30lara geldiğinde yüzde 35-40larla borçlanacağız biz.
Değerli arkadaşlar, bunu görmek lazım. Dolayısıyla,
şimdi, Sayın Oktayın söylediği ülkelerden
söyleyeceğim. Hindistan rupisi
Orada da negatif reel faiz var.
Yılın başından beri bizim Türk lirasındaki değer
kaybı yüzde 85, mart ayından alırsanız tam yüzde 100 ama
yılın başını alırsak yüzde 85. Yılın
başından itibaren sadece kur artışı Hindistan
rupisinde yüzde 3. Değerli arkadaşlar, Endonezya parasında da
yüzde 2. Bak, oralarda da güven var.
Sayın Oktay, örnekleri yanlış
yerlerden veriyorsunuz, dersinize iyi
çalışmamışsınız; verdiğiniz örnekler tamamen
sizi ele veriyor. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, şimdi,
makroekonomiye ilişkin sorun/risk değerlendirmesi şeklinde
vaktimin yettiği sürece bir miktar değerlendirme yapacağım.
Şimdi, hepimiz biliyoruz ki Türkiyede güven ortamı tamamen kayboldu,
belirsizlik had safhaya ulaştı. Belirsizliğin yüksek olduğu
zamanlarda, en kötü fiyatlanır, neye bakarsanız bakın, en kötü
fiyatlanır. Şu anda, zaten bir fiyat da ortada yok. Yani şu
anda, bu kurlar ihracatçının hoşuna mı gidiyor
zannediyorsunuz? Yani bugün bağlantı yapacaksınız,
akşamleyin kurun ne olacağını bilmiyorsunuz, ham maddeyi ne
kadardan alacağınızı bilmiyorsunuz, neyi ne kadardan
satacağınızı bilmiyorsunuz. Fiyatın
olmadığı yerde ticaret olmaz; şu anda, ekonomide fiyat
kayboldu.
Kurumsal kapasitesinin zayıflığı
Türkiye'nin en büyük sorunudur, Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi de bu sorunu derinleştirmiştir değerli arkadaşlar.
Yani bu ülkeye yeni bir iktidar gelmesi durumunda da bu kurumsal kapasitenin
artırılması, itibarının, güvenin
artırılması epeyce bir vakit alacaktır çünkü yirmi yıl
boyunca -bunu her yerde iddia ediyorum- AK PARTİ hükûmetleri, bu ülkenin
en nitelikli kurumlarını, öyle rastgele falan değil taammüden
batırdı, taammüden batırdı o kurumları. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
Büyüme, dengesiz ve kapsayıcı değil.
Bakın, dokuz aylıklara bakın -arkadaşlardan isteyin,
eğer yanlışım varsa onlar da bizden sonra
konuşacaklar, kendileri söylesin- dokuz aylık olarak geriye
doğru baktığımızda 2013ten sonraki en düşük
payını alıyor ücretliler; arkadaşlar, 2013ten beri
ücretlerde bir düşüş var. Yani bu büyümeye, nasıl iyi bir
büyüme diyebilirsiniz ya? Toplumun
çok önemli kısmı çalışan kesim, onların ücretlerinin
millî gelirden payı düşüyor. Tarım sektörüne bakıyorsunuz,
yüzde 5,9 küçülmüş. Dolayısıyla bu büyümenin dengeleyici,
kapsayıcı olduğunu söylemek mümkün değildir.
Değerli arkadaşlar, bilerek mi
yapıyorlar, bilmeyerek mi yapıyorlar bilmiyorum İki aydır
Türkiye cari fazla veriyor. diye sanki bundan sonra ilanihaye cari fazla
verecekmiş gibi bir şey söylüyorlar. Bakın, size bunu
örnekleriyle söyleyeceğim. Biz bu cari fazla verme hikâyesini önceden de
gördük değerli arkadaşlar, 1994 yılında Türkiye üst üste
kesintisiz yedi ay cari fazla vermiş. 1994 ne? Kriz yılı. 1998
Ağustos-1999 Nisanında Türkiye üst üste sekiz ay cari fazla
vermiş, 2001 Mart-Aralık döneminde dokuz ay üst üste cari fazla
vermiş, 2002 Haziran-Ekim döneminde beş ay üst üste cari fazla
vermiş, 2019 Temmuz-Ekim döneminde dört ay üst üste cari fazla
vermiş. Daha siz -yani bunların bir kısmı da sizin
döneminizde de- 2 defa cari fazla verdiniz bakalım. Dolayısıyla,
siz ekonominizde yapısal bir dönüşüm yapamazsanız bu cari
fazlalar kriz karakteristiğidir. Krizde verdiğiniz cari fazlayı
bugün önümüze emsal diye koyuyorsunuz ve işte biz o yüzden diyoruz ki:
Türkiye ekonomisi krizdedir, krizde olduğu için bu cari fazlayı
veriyorsunuz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Yarın Türkiye ekonomisinin normalleşmesi durumunda bu cari
fazlaların hepsi gidecek çünkü Türkiyenin üretim kapasitesi,
ihracatı artacak. Hiçbir tedbir almadınız; 600 milyar
doları -ısrarla söylüyorum- taşa, toprağa, betona
gömerseniz bu cari fazla kaçınılmaz olacaktır.
Dolayısıyla önümüzdeki günlerde dövize
talep daha da fazla artacak. Değerli arkadaşlar, eğer kredi
genişlemesi yapılırsa bunların önemli bir
kısmında -bunu göreceğiz, 2020nin Mart, Nisan aylarında da
gördük- dövize talep artacak. Millî gelir istatistiklerine bakın, 4
çeyrektir stoklar eritiliyor; insanlar yenisini alamıyor, yenisi
pahalı; dolayısıyla firmalar stoklarını eriterek
üretim yapıyorlar, bu stokların yenilenmesi için de döviz talebi
artacak. Şirketler açık pozisyonları kapatmak için döviz
taleplerini artıracak, yurt içi yerleşiklerin döviz talepleri de
ellerine para geçtikçe artacak. Dolayısıyla dolarizasyonun çok daha
fazla artacağını öngörmeniz gerekiyor.
TL savunmasız ve korumasız
bırakılmıştır, TLyi savunacak hiçbir şey yoktur.
Millî parayı koruyan 2 tane enstrümandır; biri faizdir, öbürü
rezervdir. Rezervlerimiz hâlâ eksik, 40 milyar dolarlarda; faizi de faiz
silahını da zaten ayağınıza sıkmak için
kullanıyorsunuz; dolayısıyla Türk lirası
savunmasızdır. Bundan sonra da Türk lirasının daha fazla
değer kaybetmesinin önüne geçecek hiçbir politikanız, maalesef, yok.
Enflasyon
Enflasyon beklentileri bozuldu, ipin ucu
kaçtı, enflasyonda yapışkanlık iyice arttı. Bu geçici
kur artışları nedeniyle, ihracattaki geçici artışlar
nedeniyle dış talepten kaynaklanacak fiyat artışları
da ayrıca hissedeceğimiz artışlar olacaktır.
Ülkemizde kur, enflasyon geçişkenliği her
zaman fazlaydı. Ancak şu anda, son yapılan akademik
çalışmalar bunun yüzde 20den yüzde 50lere kadar
çıktığını ve kur artışı enflasyona bir
yıllık periyotta yansırken şimdi bir iki ay içerisinde
yansıdığını gösteriyor değerli arkadaşlar.
Demeye çalıştığım şey şu: Eğer siz,
kura yüzde 10 değer kaybettirirseniz, bu, 5 puan yani yüzde 50si kadar
enflasyon yapıyor. Yani yılbaşından beri yüzde 85tir
kurdaki değer kaybı, dolayısıyla bunun yarısı
kadar enflasyonu biz kısa süre içerisinde hissedeceğiz. Tabii,
TÜİK
Biliyorsunuz, enflasyonla mücadele TÜİKe
bırakıldı; TÜİKin de artık ne söyleyeceğini
bilmiyoruz ama bunu vatandaş olarak yaşayacağız, daha
doğrusu, bunu zaten Üretici Fiyat Endeksinde de göreceğiz. TÜİK
de kaçınılmaz olarak bu rakamları eninde sonunda açıklamak
durumunda kalacak.
Türkiye'nin -diğer bir şeyi- faiz yükü
hızlı bir şekilde artıyor, ekonominin genelinde
artıyor, bütçenin de faiz yükü artıyor. Türkiye çok hızlı
bir şekilde bütçe açığı-borçlanma-faiz kısır
döngüsüne giriyor değerli arkadaşlar. Vakit olmadığı
için detaylarını açamayacağım ancak bu kadarını
söyleyeyim, detayları -icap ederse- daha sonra Maliye Bakanlığında
belki konuşuruz.
Diğer bir risk de şu: Ekonomi, faiz ile
kur arasına sıkıştırıldı kaldı, bunun
da sıkıntılarını önümüzdeki günlerde daha fazla
yaşayacağız. Bu kürsüden dahi söylemekten çekiniyorum, söylemek
de istemiyorum ancak şunu da söylemek durumundayız ki Türkiyede
ödemeler dengesi krizi kapıdadır. Eğer bu politikalardan
vazgeçilmezse, bu cehaletten, bu kur inadından vazgeçilmezse bu ülkeyi çok
hızlı bir şekilde ödemeler dengesi krizine sokarsınız
değerli arkadaşlar. Akıl sahibi, vicdan sahibi birileri
Bizi
dinlemiyor belli ki Sayın Erdoğan, dinlemiyor ama belki sizi dinler;
istirham ediyorum, kendisini uyarın, eğer bu ülkeyi seviyorsanız
uyarın kendisini; çok ciddi bir ödemeler dengesi krizi geliyor.
Bununla birlikte, finansal sektörde de ciddi
risklerle karşı karşıyayız. Bakın, bunu da bir
kenara yazın, kamu bankalarının sermaye ihtiyacı her gün
artıyor, eğer yarın bir gün özel sektör bankalarının
da kredi vermeye zorlanması durumunda oradan gelecek ilave risklerle de
Türkiye karşı karşıya kalacaktır.
Hele şöyle, sermaye kontrolü
Yine, 22
Kasımdaki konuşmasındaki Türkiyede çok DTH var yani döviz
tevdiat hesabı var, yastık altında çok para var. sözü, ciddi
bir tedirginlik yarattı. Bu insanlar şunu düşünüyor
Bizi o gün
herkes aradı, söyledi Yok, olmaz öyle bir şey. dedik; bakın
iktidardan çok daha fazla sorumlu davranıyoruz Olmaz öyle bir şey.
dedik. Yani Acaba bir sermaye kontrolü mü gelir Türkiyede? diye herkes bunu
konuşmaya başlıyor, işin en sonunda geldiği nokta bura
olacaktır korkusu var. Bakın, bankalara bir akım başlarsa
hiçbir şeyi toparlayamayız. Bankaların bugün likit parası
28 milyar dolar arkadaşlar ama bankalarda 260 milyar dolar döviz tevdiat
hesabı var. Güveni artıramazsınız, güvensizliği
kamçılayacak söz ve fiillerde bulunursanız bunu hiç kimse
toparlayamaz, Allah korusun!
İşletmelerin sermayesi hızlı bir
şekilde eriyor; kuyruklar, yokluklar, mal sıkıntısı
başlıyor; yoksullaşma, gelir dağılımı
Tarım sektörü ayrı bir problem. Bu gübrenin saçılamaması
tarım sektörünün problemlerini biraz daha önümüzdeki dönemde büyütecek.
Şimdi öneriler diyeceğim de Allah
aşkına 19 tane -Müsavat Bey söyledi- önerge verdik -şimdi
teferruatını anlatma imkânımız yok- bunların hepsi
toplumun bir sorununu çözmeye yönelik önergelerdi. Ya, bir tanesinde dahi Bunu
bir tartışalım, bunu bir Hükûmete götürelim, Sayın
Cumhurbaşkanına götürelim. şeklinde bir tavrı olmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Usta, bir dakika
Buyurun.
ERHAN USTA (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Bir dakika mı ilave veriyorsunuz?
BAŞKAN Bir dakika.
ERHAN USTA (Devamla) Peki.
Dolayısıyla, biz destek olmak istiyoruz,
bu ülke bizim. Evet, millet değiştirinceye kadar iktidar sizsiniz,
ona bir şey dediğimiz yok. Destek vermeye çalışıyoruz,
desteklere kulak asılmıyor değerli arkadaşlar. Böyle bir
şey olabilir mi? Yani siz yapmıyorsanız hiç olmazsa biz
düşünüyoruz, çalışıyoruz; her biri
çalışılmış önergelerdi, 19 tane önergenin
tamamına ret verildi. Sayın Genel Başkanımız Meral
Akşener her hafta grup toplantısında spesifik bir konuyla ilgili
önerilerde bulunuyor, Alın bunları siz kullanın, tamam sizin
olsun. diyor fakat hiç kullanan eden yok.
Partili Cumhurbaşkanlığı
sisteminin bize iyi gelmediğini ve bu sistemden bir an evvel vazgeçilmesi
gerektiğini mutlak suretle bilmemiz gerekiyor.
Bir defa, öncelikle ekonomiye istikrar
kazandırmamız lazım, güven işin olmazsa
olmazıdır. Bağımsız kurumları gerçekten
bağımsız olarak çalıştırmanız gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Devamla) Başkanım, son
cümle
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Devamla) Verimlilik çok önemlidir;
toplam faktör verimlilik kaynaklı büyüme artık, Türkiyede neredeyse
sıfıra inmiştir, efendim, buranın üzerine
eğilinmelidir. Yoksulluk çok acil bir konudur, kapsamlı bir
yoksullukla mücadele programı uygulanmalıdır Türkiyede çünkü
insanların artık tahammül gücü kalmamıştır. Maliye
politikası mutlak suretle
şeffaflaştırılmalıdır. Şirketler kesimi ile
bankacılık arasındaki etkileşime dikkat eden stres testi de
yapılmalıdır. İhracatımızın
dağıtım kanallarını da açmalıyız.
Küresel riskler vardır, salgında ortaya
çıkan varyantlar ilave riskler doğurmaktadır. Amerikada faiz
artışı gündemdedir. Yüksek enflasyonla bu sürece girmemiz de
Türkiye açısından diğer bir risk unsurudur.
Bütün bunlardan sonra biz diyoruz ki: Biz
hazırız, ey Türk milleti, biz hazırız, Türkiye'nin
sorunlarını biz çözeriz! İnanmış, bilgili, bilimi esas
alan temiz kadrolar Türkiye'nin sorunlarını çözer diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın Başkan
BAŞKAN Söz talebi Sayın İsmet
Yılmazın.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Sivas Milletvekili İsmet
Yılmazın, İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlu ile Samsun Milletvekili Erhan Ustanın 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde İYİ Parti Grubu adına
yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Sadece, hatip söylerken dedi ki: Bütçeyi Sayın
Cumhurbaşkanının sunması gerekir. Oysa, İç Tüzük
madde 62 çok açık: Bütçe sunuş konuşmasını Yürütme
adına Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bir bakan
yapar.
Hiç şüpheniz olmasın, Sayın
Cumhurbaşkanımız bütçeyi sunmak için buraya gelseydi, yine
aynı hatip Bütçeyi Sayın Cumhurbaşkanının sunma
yetkisi yoktur. diyecekti. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Hayır.
İSMET YILMAZ (Sivas) Dolayısıyla
sizin dediğinize değil Anayasaya uyarız, kanuna uyarız.
ERHAN USTA (Samsun) O asgariyi gösteriyor,
asgariyi gösteriyor.
İSMET YILMAZ (Sivas) Yine, Sayın
Başkanım -belki bir cümle daha- bu Mecliste denildi ki: Bu Meclisin
gücü yok. Allah için, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini
Cumhurbaşkanına vermezseniz Meclise Güçsüz. diyebilir misiniz?
Amerikan Cumhurbaşkanının kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi var, bizim Cumhurbaşkanımızın kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi yok.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Amerikaya özenmeyin.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Kuvvetler
ayrılığı var, kuvvetler ayrılığı!
İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın
Başkanım, yine sayın hatip Meclisi, Cumhurbaşkanı
seçime götürür. dedi. Bunu millet verdi, Meclise verdiği gibi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMET YILMAZ (Sivas) Başkanım,
tamamlayacağım.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
İSMET YILMAZ (Sivas) Muhterem
Başkanım, millet, Cumhurbaşkanımıza seçime götürme
yetkisi verdiği gibi, Meclise de seçime götürme yetkisi verdi. Egemenlik
kayıtsız, şartsız milletindir. deyip de Nasıl
Meclisi seçime götürecek? denildiğinde
Fransız Anayasasında,
Fransa Cumhurbaşkanının Meclisi seçime götürme yetkisi var ama
kendisi bulunduğu yerde duruyor, kendisi gitmiyor seçime ama bizde
Cumhurbaşkanı Meclisi seçime götürüyorsa kendisi de halkın önüne
çıkmak zorunda. Millet hakem durumundadır; Allah için, hakem
durumunda olduktan sonra bir şey söylenir mi? Problem ne? Eğer
millet benim doğrultumda, benim düşünceme göre karar verirse
doğru yaptı, benim düşünceme göre karar vermezse
yanlış yaptı.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Millet ne yaparsa doğrudur Sayın Bakan.
İSMET YILMAZ (Sivas) Bunu kabul edebilmek
mümkün değildir.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sizi getirirken de gönderirken de doğru yapacak millet.
İSMET YILMAZ (Sivas) Yine, son olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMET YILMAZ (Sivas) Bir diğeri, bir
arkadaşımız da Dış mihrak yoktur. dedi. Eğer ki
emperyalizm bittiyse dış mihrak da bitmiştir.
ERHAN USTA (Samsun) Hayır efendim, öyle
demiyoruz; dış mihrak bin yıldır var, bin yıldır
var.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen Sayın
Yılmaz.
İSMET YILMAZ (Sivas) Emperyalizmin
araçları yok olmuşsa o zaman böyle bir şeyi de söylemek
gereksizdir diyorum, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar
İSMAİL
TATLIOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, açabilir misiniz? Usulen
BAŞKAN Buyurun.
2.- Bursa Milletvekili İsmail
Tatlıoğlunun, bütçeye yönelik eleştirilerin tamamına
yakınına AK PARTİ Grubundan bir savunma olursa mekanizmanın
sağlıklı işlemeyeceğine ve bütün partileri bütçenin
yapım sürecine, kurallarına ve geleneğine uymaya davet ettiğine
ilişkin açıklaması
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa)
Değerli Başkanım, şimdi, partili
Cumhurbaşkanlığı döneminden itibaren bu bütçe
görüşmelerini yapıyoruz, tabii sistemin adı değişti,
Cumhurbaşkanına yetkiyi verdik ama aşağıda hiçbir
şeyi değiştirmedik yani bu, Nasrettin Hoca'nın türbesine
benzedi tabii. Ama burada bu sefer istirham ediyorum, bu bütçenin bir sahibi
var; bakın, Sayın Oktay Plan ve Bütçede de geldi, burada da geldi ve
bunun sunumunu yapıyor ama bütçeye yönelik eleştirilerin
tamamına yakınına AK PARTİ Grubundan da bir savunma olursa
o zaman bu mekanizma sağlıklı işlemiyor. Yani bütçenin,
bütçe yapım sürecine ve kurallarına ve bu geleneğine uymaya
davet ediyorum bütün partileri.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özel.
3.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sivas
Milletvekili İsmet Yılmazın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan,
Sayın Grup Başkanının ifadelerinden son derece
yanlış bir algı tutanaklarda kalabilir. Bütçenin sahibi yürütme.
İç Tüzükün uyum düzenlemelerinde, yazılan maddenin gerekçesine ve
şüphe hâlinde tutanaklara gideceksiniz. Defalarca konuşuldu ve
şöyle dendi: Cumhurbaşkanı Yardımcısı yürütme
adına bütçe sunuşu yapar. diye yazarsak ancak gelir burada konuşabilir
yoksa Anayasaya göre bu imkân yok ama Y a Cumhurbaşkanı gelecekse
sorusuna defalarca -tutanak altında- Zaten bütçesini sunmak, savunmak
isterse o gelir; yardımcısına hak olan, atadığı
yardımcısına hak olan kendisine yasak olamaz. diye ifadeler
genel kabulle durdu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Buraya Sayın
Cumhurbaşkanı Yardımcısının, aslında
Anayasaya da aykırı bir biçimde, atanmış olarak millete
ait bütçeyi sunmaya gelmesi İç Tüzükteki bunu yapabilir ifadesiyle
sağlandı ama defalarca üzerinde duruldu Bütçenin esas sahibi
Cumhurbaşkanıdır, Yardımcısına hak olan, ona
yasak değildir. diye konuşuldu. Sizin bu ifadelerinizi kabul edersek
İç Tüzük değişimindeki bütün tutanakları ve madde
gerekçesini inkâr etmiş oluruz. Lütfen, bilgiye dayalı ve biraz daha
dikkatli açıklamalar yapalım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
İSMET YILMAZ (Sivas) İç Tüzük açık
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Yılmaz
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Madde gerekçesi ve
tutanaklarla bir bütündür İç Tüzük.
4.- Sivas Milletvekili İsmet
Yılmazın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
İSMET YILMAZ (Sivas) Efendim, bir hukukçu
olarak söylüyorum, bir hukuk doktoru olarak söylüyorum: İç Tüzük madde 2:
Bütçe sunuş konuşmasını yürütme adına
Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya bir bakan yapar. Çok
net. Eğer buradan bir şey anlaşılamıyorsa, kanun
koyucu ne demek istedi, o zaman gerekçeye bakarız. Çok net, değil mi?
Cumhurbaşkanı Yardımcımız sunum yapıyor; çok net,
açık.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
ERHAN USTA (Samsun) Katılabilir. diyor ya;
hayır ya, doğru değil. (İYİ Parti
sıralarından gürültüler)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, tamamen
konu dışı bir tartışma.
Buyurun Sayın Özel.
5.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sivas
Milletvekili İsmet Yılmazın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şimdi buradaki durum şu: Eleştirilen,
Cumhurbaşkanının gelip bütçesini sahiplenmemesi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı konuşamaz. diyen yok.
İSMET YILMAZ (Sivas) İç Tüzük'e uygun
davranıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Cumhurbaşkanı niye
gelip sahiplenmiyor? diyor. Siz diyorsunuz ki: Gelemez. Gelemezse açın
bakalım, bu İç Tüzük yapılırken ne konuşulmuş, ne
yazılmış gerekçelere?
İSMET YILMAZ (Sivas) Gelseydi o zaman da
İç Tüzükün ilgili maddesini
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O zaman konuşuruz.
BAŞKAN Arkadaşlar, tamamdır, bu,
ayrı bir tartışma konusu.
Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.39
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.11
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Enez
KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 28inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
(Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020
Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı
Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
BAŞKAN 2022 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına ilk konuşmacı Grup Başkan Vekili ve Manisa
Milletvekili Sayın Erkan Akçay.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) AK PARTİ
sahip çıkmıyor bütçeye.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, muhterem milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin görüşmelerine başlamış bulunuyoruz. Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun düşünce ve kanaatlerini paylaşmak üzere
huzurunuzdayım. Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlarken aziz
vatanımızı bizlere emanet eden atalarımızı,
cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü, vatanı uğruna
toprağa düşen bütün kahraman şehitlerimizi, partimizin kurucusu
Başbuğ Alparslan Türkeşi rahmet ve minnetle anıyorum.
Salgında, yangında, deprem ve sel
felaketlerinde, muhtelif kazalarda hayatını kaybeden
vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, ailelerine ve
milletimize başsağlığı diliyorum.
Terörle mücadelede destan yazan güvenlik güçlerimizi
tebrik ediyor, her birini Allaha emanet ediyoruz.
Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri;
bütçe, devletin bir yıllık gelir ve gider tahminlerini gösteren ve
uygulanmasına izin veren bir kanun. Bütçe, aynı zamanda Parlamento
aracılığıyla millet adına hükûmeti denetleme
aracıdır. Bu nedenle bütçe, toplumsal gerçekleri kavramalı Dik
baş, tok karın, mutlu yarın. parolasıyla Türk milletinin
beklentilerine ışık tutmalıdır. On iki gün sürecek
bütçe görüşmelerinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletin
parasının hangi hizmetlere ne kadar harcanacağını
değerlendireceğiz. Esnafımızın, çiftçimizin,
işçimizin, memurumuzun, sanayicimizin, emeklimizin gençlerimizin,
velhasıl bütün sosyal kesimlerin beklentilerini gözeteceğiz. Dünya ve
ülke gündemini akıl ve vicdan terazisinde dün, bugün, yarın
perspektifiyle ele alacağız. Bütçe görüşmelerini sabırla ve
dikkatle takip ederek demokratik olgunlukla, objektif ve gerçekçi
değerlendirmelerle düşüncelerimizi paylaşacağız.
Sayın milletvekilleri, Cumhur
İttifakı, Türkiye ve Türk milleti paydasında kurulan bir siyasi
erdem ittifakıdır. Bir sistem ittifakı olan Cumhur
İttifakı, beş buçuk yılını başarıyla
geride bırakmıştır. Üç buçuk yılını
tamamlayan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle parlamenter
sistemdeki siyasi istikrarsızlıklara son verilmiş, darbe ve
vesayet müdahaleleri tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yönetimde istikrar,
temsilde adalet, güçlü yasama, güçlü yürütme, demokratik uzlaşma, siyasi
istikrar, denge ve denetim mekanizmaları üzerine inşa edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle siyasi istikrar sağlanmış
ve güçlü yürütme, güçlü Meclis hedefine ulaşılmıştır.
Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1dir. Yürütmenin yüzde
50+1 gibi yüksek bir nispetle temsil edilmesi, millî iradenin güçlü bir şekilde
tahkim edilmesini sağlamıştır. Bu durum, dünyaya emsal
teşkil edecek bir demokrasi modelidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, şu anda, 14
parti, 5 grup ve 5 bağımsız milletvekiliyle
çoğulculuğa ve temsilde adalete sahiptir. 24 Haziran 2018
Seçimleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisi 101inci yılında daha
güçlü, daha fonksiyonel ve daha demokratik bir yapıya
kavuşmuştur, seçmen iradesinin Meclise yansıma oranı yüzde
99u bulmuştur. Yani vatandaşlarımızın verdiği
oyların yüzde 99u Meclisimizde temsil edilmektedir. Yasama ve yürütme
ilişkileri netleşmiş, sandıkta yürütme ve yasama ayrı
ayrı seçilerek kuvvetler ayrılığı daha belirgin hâle
gelmiş ve her iki kuvvet de kendi içinde güçlenmiştir. Bu sistemle
denge ve denetim mekanizmaları da güçlenmiştir. Meclis, yürütmeye
karşı denetim gücüyle donatılmış;
Cumhurbaşkanı, Meclise hesap verebilir hâle getirilmiştir. Öyle
bazılarının iddia ettiği gibi, ne tek adam rejimi
vardır ne de etkisiz bir Meclis vardır.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
ERKAN AKÇAY (Devamla) Aksine, Meclisimiz, tarihin
en etkili ve fonksiyonel yapısına kavuşmuştur. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye, Cumhur
İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle
kaybolan yıllarını telafi etmekte, büyük ve güçlü ülke Türkiye
hedeflerine emin adımlarla yürümektedir.
Muhterem milletvekilleri, güvenlik, adalet ve refah;
bu üç unsur, bağımsız ve güçlü devlet olmanın, esenlik
içinde yaşamanın ön koşuludur. Güvenlik olmadan huzur ve esenlik
olmaz, adalet tesis edilemez ve refah da olmaz. Bu nedenle, on binlerce
insanımızın hayatına mal olan, ülkemizin atılım
hamlesine engel teşkil eden, enerjimizi içimize hapsettirmeye
çalışan terör Türkiyenin öncelikli meselelerindendir. Dünyada hiçbir
ülke Türkiye kadar terörün ve iş birlikçilerinin hedefi olmamıştır.
Aynı zamanda, Türkiye dışında, terörle böylesine etkin ve
başarılı mücadele veren bir başka ülke daha yoktur.
Sınırlarımız içindeki terör odakları yok edilerek
terörle anılan il, ilçe ve köylerimiz huzur beldeleri hâline
gelmiştir. 15 Temmuz 2016 sonrasında sınır ötesinde
gerçekleştirdiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı,
Barış Pınarı, Bahar Kalkanı, Pençe-Kaplan
Harekâtlarıyla sınır güvenliğimiz teminat altına
alınmış, oluşturulmak istenen terör koridoru bertaraf
edilmiştir.
Fakat emperyalist odakların ve onların
yerli iş birlikçilerinin farklı kisveler altında terörü semirtme
çabalarına karşı daima teyakkuz hâlinde olmalıyız.
Eğit-donat-saldır politikasıyla terör örgütlerini besleyen
devletlerin, terör destekçisi kravatlı teröristlerin kimler
olduklarını biliyoruz. Amalı, fakatlı sözlerle FETÖye
ve PKKya karşı yürütülen mücadeleyi engellemeye
çalışanları da tanıyoruz. Ancak bunların bütün
çabaları boşunadır. Türkiye, ara-bul-yok et parolasıyla
terörün kökünü kazımaktadır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
ERKAN AKÇAY (Devamla) Muhterem milletvekilleri,
siyasetin mihenk noktası millet, gündemi ülke, istikameti milletin ve
ülkenin esenliğidir. Bu sebeple Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve
ben. diyoruz. Siyasi motivasyonunu polemiklerden, demagojilerden, yalandan,
tahriklerden devşirenler; sırtını yabancı ülkelere,
terör örgütlerine, küresel para simsarlarına yaslayanlar
pusulasını kaybetmiş bedbahtlardır. Washington, Brüksel ve
Kandil merkezli siyaset yürütenler açık bir ihanet içindedirler. Türkiye'de
can ve mal güvenliği yok, yatırım yapılamaz. diyerek
küresel simsarlara taşeronluk yapanlar, Türkiye'ye parmak sallamaya
tevessül eden büyükelçilerle ağız birliği içindedirler. Bu
iş birlikçiler, yabancı elçilerle yaptıkları
toplantılarda, yazdıkları mektuplarda
yatırımcılara gözdağı vermeye
kalkışmış, Türkiye'yi kötülemişlerdir. İktidar
yıkılsın da nasıl yıkılırsa
yıkılsın. anlayışıyla hareket eden bu zihniyet,
öğretmeni, bürokratı, kurumları, esnafı, çiftçiyi,
işçiyi, yargı mensuplarını tehdit ve hakaret ederek kaos
oluşturma hevesine düşmüşlerdir. Bunların tek derdi,
Türkiye'yi uluslararası arenada sıkıntıya düşürmek ve
kaos çıkarmaktır.
Sayın milletvekilleri, dünya önemli bir iklim
ve çevre kriziyle karşı karşıyadır. Sanayileşme
ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda kaynakların bilinçsizce
kullanılması nedeniyle iklim ve çevre krizi tüm
insanlığı etkileyen küresel bir sorun hâline gelmiştir.
Batı emperyalizmi Sanayi Devrimiyle birlikte doğa üzerinde tahakküm
kurmuş, doğayı bir meta olarak istismar etmiştir. Türk
kültürü ve medeniyeti, insanı doğadan, doğayı insandan
ayrı görmeyen bir anlayışa sahiptir. Türkiye, medeniyetimizin
temel referanslarını çağdaş bir vizyonla yorumlayarak iklim
ve çevre politikaları üretmektedir. Bu kapsamda, 14 Temmuzda Ticaret
Bakanlığımız tarafından yayımlanan Yeşil
Mutabakat Eylem Planını uluslararası ticaret ve ekonomide
meydana gelen yeşil dönüşümlere uyum sağlama açısından
önemli görüyoruz. Türkiye'nin yeşil kalkınma hamleleri 7 Ekim 2021de
Meclisimiz tarafından onaylanan Paris İklim Anlaşmasıyla
ivme kazanmıştır. Türkiye, çevreyi yok etme pahasına
büyümeyi amaçlayan bir ekonomi anlayışı yerine, tüm
canlıların çevre üzerindeki haklarını gözeten bir
anlayış ve iklim krizinin çözümünde öncü bir rol üstlenecektir.
Sayın milletvekilleri, Türkiye, küresel para
simsarlarının saldırıları ve dünyayı etkisi
altına alan coronavirüs salgını nedeniyle ekonomide çok çetin
bir mücadele vermektedir. Küresel para simsarları, kur silahıyla,
dış ticaret tehditleriyle, yüksek faiz dayatmasıyla,
kasıtlı not indirimleriyle Türkiye'yi defalarca hedef almış
ve almaya devam etmektedir. Hatırlanacağı üzere, bazı
yabancı devlet başkanları Türkiye ekonomisine yönelik Türkiye ekonomisini
mahvedeceğiz. şeklinde açık tehditler savurdu, 2 Bakanımıza
yönelik ambargo uyguladı. Küresel para tetikçileri ve yerli iş
birlikçileri ekonomik saldırılara organize bir şekilde devam
etmektedir. Bunlar, döviz kurunun ve enflasyonun artmasını
amaçlayarak kaos oluşturmaya çalışmaktadırlar.
Covid19 salgını nedeniyle son iki
yıldır olağanüstü bir dönemden geçmekteyiz. Salgın, dünyada
makroekonomik dengeleri ve küresel ticaretin işleyişini ciddi
şekilde sarsmıştır. Salgın nedeniyle tüm dünyada bütçe
açıkları, borçluluk, işsizlik ve enflasyonda yüksek
artışlar meydana gelmiş, gelir dağılımı
eşitsizliği ve yoksulluk artmış, fiyat istikrarı
bozulmuştur. Pek çok ülke salgının ekonomik etkilerini
hafifletmek için genişletici maliye ve para politikaları
uygulamıştır. Dünya ekonomisi aşı
çalışmaları ve kısıtlamaların
kaldırılmasıyla kısmi bir toparlanmaya girmiştir fakat
ekonomik belirsizlikler varlığını korumaktadır.
Türkiye, salgın sürecinde zamanında alınan ekonomik ve mali
tedbirler sayesinde ekonomik türbülanstan başarıyla çıkarak
diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmıştır.
Türkiye, salgın koşullarına rağmen 2020 yılında
yüzde 1,8 büyümüş, G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen
2nci ülke olmuştur ve 2021 yılının birinci, ikinci ve
üçüncü çeyreğinde de bu büyüme rakamları devam etmiş ve Türkiye
üçüncü çeyrekte de G20 ülkeleri arasında 1inci sırada yer
almıştır. Bütün veriler Türkiyenin, 2021 yılı
sonunda, OVPde öngörülen yüzde 9 büyüme tahmininin üzerinde, yüzde 10
civarında büyüyeceğini göstermektedir. Üçüncü çeyrekteki büyümede
düşük faiz, artan yatırım, istihdama bağlı üretim ve
ihracat artışının olumlu etkisi açıkça görülmektedir.
Coronavirüs salgını nedeniyle artan
küresel belirsizlik ve enflasyon kaynaklı sıkıntıların
farkındayız. Türkiye, arz ve maliyet yönlü yüksek enflasyonla
karşı karşıyadır. Dolar başta olmak üzere, döviz
kuru beklenmedik şekilde artmıştır. Bu nedenle gıda
fiyatları başta olmak üzere fahiş fiyat artışları
da gözlenmektedir. Vatandaşlarımızın yaşadığı
ekonomik sıkıntıları biliyoruz, artan döviz
kurlarından kaynaklı şikâyetlerin de farkındayız.
Yüksek enflasyon, sadece Türkiyede değil, dünya genelinde önemli bir
sorun olmaya devam etmektedir. Emtia piyasalarındaki dalgalanmalar, enerji
ve ham madde fiyatlarındaki hızlı artış, lojistik ve
tedarik zincirlerindeki aksaklıklar sorunlu alanlar olarak
karşımıza çıkmaktadır fakat güçlü sanayi
altyapımız, yetişmiş iş gücümüz, yeniliklere
hızlı uyum sağlama kapasitemizle
aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Enflasyonla mücadele,
arz yönlü yaklaşımı da içeren ekonomik tedbirlerle
başarılacaktır. Bu doğrultuda, para ve maliye
politikaları uyum içinde sürdürülmeli ve enflasyon tek haneye
indirilmelidir; indirileceğine de inanıyoruz.
Hükûmet doğru bir ekonomi politikası
uygulamaktadır. Mevcut ekonomi politikaları üzerinden polemik
yaratmak Bittik, tükendik, mahvolduk. demek, felaket
tellallığından başka bir şey değildir. Devletimiz
bu zorlu süreçte bütün imkânlarıyla vatandaşımızın
yanındadır. Sanayi yatırımları ve ihracat, rekorlar
kırarak artmaktadır. Ekonomik büyümedeki artış, ihracat
performansındaki rekor yükseliş, sanayi üretimindeki
tırmanış ülkemizin salgından kaynaklı türbülanstan
güçlenerek çıktığını göstermektedir. Türkiye,
düşük faiz, yüksek yatırım, üretim, istihdam ve ihracat yoluyla
büyümeye devam edecektir.
Cari dengede yaşanan iyileşme ülkemizin
dış finansman ihtiyacındaki azalmaya ve yapısal cari
açığın kapatılmasına önemli katkılar
sunmuştur. Cari işlemler dengesinin orta ve uzun vadede
kalıcı olarak iyileştirilmesi gerekmektedir. Türkiye,
salgının küresel arz ve talep üzerindeki etkilerine rağmen 2021
yılının ilk on ayında cumhuriyet tarihinin en yüksek
ihracat rakamlarına ulaşmıştır. On iki aylık
ihracatımız ekim ayı itibarıyla 215 milyar doları
aşmıştır. Kasım ayına ilişkin öncü veriler
ihracatımızın artarak devam ettiğini göstermektedir.
İhracat artışındaki bu başarıda ihracat
desteklerinin verimli kullanılması, sanayici ve
ihracatçılarımızın yoğun talebe kapasite
artırımlarıyla karşılık verebilmeleri ve piyasaya
kaliteli mal sunmaları, ayrıca rekabetçi fiyatlar ile coğrafi
avantajların yerinde kullanılması etkili olmuştur.
Muhterem milletvekilleri, yüksek faizin uzun vadede
üretim sistemine hasar vererek ekonomik atılımların önünü
keseceği, bu durumun işsizlik, yoksulluk ve hayat
pahalılığına neden olacağı açıktır.
Makroekonomik göstergelerdeki gelişmeler gurur ve umut vericidir ancak
bunlara ilaveten enflasyonun kaynağı doğru tespit edilerek
Türkiye faiz yükünden mutlaka kurtulmalıdır. Yüksek faizden kademeli
şekilde vazgeçilerek yatırım, üretim ve istihdamın
artırılması ve ithalatta
bağımlılığın azaltılması temel
politikamız olmalıdır. Yüksek oranlı ve istikrarlı
büyümenin sağlanmasında finansmanın sürdürülebilir ve
sağlam kaynaklardan temin edilmesi elzemdir. Türkiye gibi birçok yükselen
piyasa ekonomisinin üretim yapısının temelinde yatan ana sorun,
üretimde kullanılan ham madde ve girdiyle birlikte makine, teçhizat ve
enerjideki ithal bağımlılığıdır.
Dış kaynaklara olan bağımlılığın
azaltılması ve kaynakların gelir artırıcı,
istihdam sağlayıcı ve verimlilik potansiyeli yüksek alanlara
yönlendirilmesi gerekmektedir. Üretim, ihracat ve inovasyon öncülüğünde
büyüme süreci devam ettirilmelidir. Güçlü sanayi altyapımız,
yetişmiş iş gücümüz, yeniliklere uyum sağlama kabiliyetimiz
buna müsaittir. Kaynak dağılımında adalet ve etkinlik, hizmet
üretiminde verimlilik artırılmalıdır. Bu kapsamda,
yatırımcılara ve müteşebbislere yönelik vergi indirimi ve
kolaylığı sağlayan programlar hayata geçirilmelidir.
Türkiye, katma değerli ve ileri teknolojili üretimde küresel bir üs hâline
getirilmelidir.
Muhterem milletvekilleri, sadece dolar kuru ve faiz
üzerinden değerlendirmeler yaparak ekonominin
battığını iddia etmek yalandır, kara
propagandadır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bazı odaklar döviz kurundaki, ekonomik gerçeklerle
bağdaşmayan, suni dalgalanmaları istismar etmektedirler, âdeta
zil takıp oynamaktadırlar; zil takıp oynayanlar, dış
güçlerin uzantısı iç güçlerdir. Bu odaklar kur, faiz ve fiyatlar
genel düzeyindeki dengesizlikler üzerinden manipülasyon üreterek
vatandaşlarımızı karamsarlığa, umutsuzluğa
ve sokakların kör karanlığına çekmeye
çalışmaktadırlar. Ekonomideki ihracat, istihdam ve üretim
verileri gayet iyiyken, piyasalardan olumlu veriler gelirken ne oldu da dolar
bir anda 13 TLye yükseldi; hangi dağda kurt öldü de haberimiz
olmadı? Millî çıkarlarımıza sahip çıkmanın
bedelini suni döviz artışıyla ödetmeye
çalışıyorlar, terörle mücadelemizin rövanşını kur
üzerinden almaya çalışıyorlar. Faiz lobilerinin döviz
operasyonları, sinsice faiz kulisi yapan IMFci odakların kaos yaratma
hayali boşunadır. Doların yükselmesi tamamen psikolojik
algı operasyonları neticesinde oluşmuştur ve bir kriz
ortamı da, bu kadar saydığımız olumlu veriler varken
böyle bir ortam da yoktur. Sanayi ve tarımda üretim devam etmekte, ticaret
işlemektedir. Hiçbir fabrika işçi çıkarmamıştır,
aksine, istihdam artmaya devam etmektedir. Türkiye, binlerce yıllık
devlet ve medeniyet birikimini çağdaş politik bir vizyona
kavuşturmuş bölgesel ve küresel bir aktördür. Türkiye kendi gündemine
hâkimdir. Türkiye, millî ekonomisini mutlaka inşa edecek, küresel
ekonomiye insanı merkeze alan bir model sunacaktır. Sömürgeci ve
emperyalist Batı paradigması çökmüştür. Yeni yüzyıla
Türkiyenin adil ve hakkaniyetli nizam felsefesi mührünü vuracaktır.
Türkiye küresel sermaye tetikçilerine ve para baronlarına teslim
olmayacaktır. Türkiye, döviz sabotajlarına, hayat
pahalılığına da asla boyun eğmeyecektir. Bizimle yani
Türkiyeyle artık emir komutalı hiyerarşik ilişki kuramayacaksınız.
Bize biçtiğiniz rolleri, hapsetmeye
çalıştığınız blokları reddediyoruz. Hiçbir
ülkenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz yoktur ancak
hakkımızı yedirmeyiz, hukukumuzu da çiğnetmeyiz ve asla
boyun eğmeyeceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk milletinin
refahı ve esenliği için atılacak her adıma katkı ve
destek vereceğiz.
Muhterem milletvekilleri, salgının üretime
ve iş gücü piyasasına doğrudan olumsuz etkileri olmuştur.
2021 yılında birçok ülkede üretim ve istihdam açığı
devam etmektedir. Oysa Türkiyede alınan tedbirlerin etkisiyle üretim ve istihdam
2020 yılının ikinci yarısından itibaren önemli ölçüde
artmıştır. Türkiye 2021 Ocak-Eylül döneminde 2,2 milyon istihdam
artışıyla salgın öncesi dönemin üstüne
çıkmıştır. Salgının başından bu yana
imalat sektöründeki kayıtlı istihdamın sayısı 4 milyon
700 bini geçmiştir ancak sanayi işletmeleri, KOBİler ve
esnafımız yeterli kalifiye ve ara eleman; çırak, kalfa ve usta
bulamadıklarından şikâyet etmektedirler.
Sayın milletvekilleri, ekonomide ve sosyal
alanda ülkemizin yapısal sorunlarının çözümü için mesleki
eğitimin teşvik edilmesi, yaygınlaştırılması
ve özendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mesleki eğitimi
ülkemizin geleceği bakımından stratejik önemde görüyoruz. Şu
anda 19 milyon evladımız ilk ve ortaöğretimde, 8 milyon gencimiz
yükseköğretimde öğrenim görmektedir. 84 milyonluk nüfusumuz içinde
eğitim öğretim gören 27 milyon gencimiz ülkemizin dinamizmi ve
enerjisi bakımından ne büyük bir değer, ne büyük bir nimet, ne
büyük bir potansiyeldir. Bu gençlerimiz yakın gelecekte iş ve
istikbal beklemektedirler. Gençlerimizin daha küçük yaşlardan itibaren
meslek edinerek eğitim almaları, yetişmeleri Türkiyenin
ekonomik ve sosyal kalkınmasına çok büyük ivme
kazandıracaktır. Türkiye mesleki eğitim sayesinde yakın
gelecekte mesleksiz ve genç işsizler ordusu olma tehlikesinden
kurtulacaktır. 11 Ekim 2021de Cumhurbaşkanımız Sayın
Erdoğanın Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi ve 50 AR-GE
açılış merkezinin töreninde mesleki eğitim konusunda
yaptığı açıklamaları ve verdiği müjdeleri önemli
görüyoruz. Bu önemli atılımlar nedeniyle de Millî Eğitim
Bakanlığımızı ve Sayın
Cumhurbaşkanımızı tebrik ediyorum.
Üreten ülke Türkiye, güçlü sanayi, güçlü ekonomi
hedeflerine ulaşmak ve iş arayan değil, işte aranan nesil
yetiştirmek için mesleki eğitim konusunda atılması gereken
adımlar hakkında da bazı düşünce ve önerilerimizi sizlerle
paylaşmak istiyorum. Mesleki eğitimin teşvik edilmesine,
yaygınlaştırılmasına ve özendirilmesine yönelik
çalışmalar âdeta bir millî seferberlik hâlinde yürütülmelidir.
Mesleki eğitimde okul temelli ve iş yeri temelli modeller
birleştirilerek ikili eğitim modeli oluşturulmalıdır.
Mesleki eğitim veren okulların sayısı
artırılmalı ve kalitesi yükseltilmelidir. Teknolojiyle iç içe
mesleki eğitim veren öğretmenler istihdam edilmeli,
öğretmenlerin hizmet içi eğitim almaları zorunlu
olmalıdır. Mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payı
yüzde 35lerden yüzde 70lere kadar yükseltilmelidir. Geleneksel
çıraklık, kalfalık, ustalık eğitimi veren mesleki
eğitim merkezleri de teşvik edilerek sayıları ve nitelikleri
artırılmalıdır. Mesleki eğitim merkezleri ile sanayi
ve KOBİler arasında sektörel bağ kuran bir yapı
oluşturulmalıdır. Meslek okulları ve mesleki eğitim
merkezleri sektörün olduğu yerlerde ve sektörün ihtiyacına göre
kümelenmelidir.
Öğrenci ve velilerin mesleki eğitime
yönlendirilmesine ve özendirilmesine ilkokuldan itibaren
başlanılmalı, mesleki okullar sınavlarda yüksek puan alan
öğrencilerimizin tercih ettiği bir okul hâline getirilmelidir. Bugün
meslek liseleri, düşük kaliteli eğitim, üniversite yolu kapalı
okul imajına sahiptir. Bu imaj değiştirilmeli, üniversitenin
yolu mesleki eğitimden geçirilmelidir. Üniversite sınavlarında
kendi alanlarını tercih edecek öğrencilere ek puan uygulaması
yapılmalıdır. Mesleki eğitim kurumlarında
başarılı öğrencilere burs desteği
sağlanmalı, mezunlara istihdamda öncelik verilmelidir. Mesleki ve
teknik ortaöğretim kurumları ile meslek yüksekokulları
arasında program bütünlüğü sağlanmalı, iş hayatı
ile mesleki teknik eğitim arasında ilişki
geliştirilmelidir. Meslek liselerinin tüm cihaz ve makinelerinde
zamanın koşullarına göre yenilik yapılmalı, atölyeler
ve laboratuvarlar modern bir hâle getirilmelidir. Mesleki eğitim
programlarının içeriğinin belirlenmesinde, öğrencilerin
rehberlik ve yönlendirilmesinde organize sanayi bölgelerinin ve meslek
odalarının etkinliği artırılmalıdır. Meslek
okullarının yaygınlaştırılmasıyla sanayi ve
üretim ivme kazanacak; üreten ülke Türkiye, güçlü ekonomi ve güçlü sanayi
hedeflerine çok daha rahat bir şekilde ulaşılacağına
inanıyoruz.
Muhterem milletvekilleri, 21inci yüzyıl
Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk milletinin şahlanışına
şahitlik etmektedir. Bu doğrultuda dilde, fikirde, işte birlik
parolasıyla gelecek yüzyıllara mührünü vuracak olan Türk Devletleri
Teşkilatının vizyonu oldukça önemlidir. 1992de temeli
atılan, 2009da uluslararası bir teşkilat olarak kurulan Türk
Konseyi, 12 Kasım 2021de İstanbulda düzenlenen zirvede Türk
Devletleri Teşkilatı hâline gelmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı
Türk dünyasına ve bütün dünyaya armağan olsun. Zirvede kabul edilen
Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesi ve 2022-2026 Türk Devletleri
Teşkilatı Stratejik Yol Haritası doğrultusunda küresel ve
bölgesel düzeyde atılacak adımlar gelecek yüzyılların
istikametini tayin edecektir.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ve
Türk milleti için yorulmadan, usanmadan, azimle
çalışacağız. Bu düşüncelerle Milliyetçi Hareket
Partisi olarak 2022 bütçesine olumlu oy vereceğimizi ifade ediyor,
bütçenin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyor, yüce
heyetinizi ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Şimdi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına 2nci konuşmacı, Grup Başkan Vekili ve Sakarya
Milletvekili Sayın Muhammed Levent Bülbül. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Bülbül.
Süreniz otuz dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Konuşmamın
başında yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, bütçe, devletin gelecekte
belirli bir dönem için gerçekleşmesi öngörülen gider ve gelirlerinin
karşılıklı tahminlerini gösteren bir cetveldir. Bütçe,
gelir ve gider tahminlerini gösteren bir cetvel olmakla birlikte, yasama
organı tarafından alınan kararla yürütmeye millet adına
harcama ve gelirleri toplama noktasında yetki ve izin veren bir kanun ve
aynı zamanda hukuki bir belgedir. Yasama organının bütçe kanun
teklifini kabul etmesiyle bütçe hakkı doğar ve bu hak da izin ve
yetki verilen yürütmenin denetlenmesini sağlar. Bütçeyle kaynakların
etkin tahsis edilmesi, gelir dağılımında adaletin ve
ekonomik istikrarın sağlanması amaçlanır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı bütçesi
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 4üncü bütçesidir. MHP
Grubu olarak bütçe kanun teklifini olumlu bulduğumuzu ve
desteklediğimizi ifade etmek istiyorum. 225 adet kamu idaresinin
bütçesinin bulunduğu 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifine genel olarak
bakıldığında, 2022 yılı için bütçe giderlerinin
yüzde 30 artışla 1 trilyon 751 milyar lira; bütçe gelirlerinin yüzde
33,7 artışla 1 trilyon 472,6 milyar lira; vergi gelirlerinin de 1
trilyon 258,3 milyar lira ve bütçe açığının 278,4 milyar
lira olarak öngörüldüğü anlaşılmaktadır. 2021
yılına göre 2022 yılı bütçe ödeneklerinin yüzde 30,1
arttığı; bu artışın yaklaşık 404,8 milyar
liraya denk geldiği görülmektedir.
2019 yılında baş gösteren Covid-19
küresel salgın hastalığı dolayısıyla dünyadaki
bütün ülkeler özellikle ekonomik olarak sıkıntılar
yaşamakta, kamu maliyeleri sarsılmaktadır. Salgının
ortaya çıkmasıyla yaşanan sağlık krizini
sınırlandırmak amacıyla tüm dünyada kısıtlama
tedbirleri alınmış, ekonomik faaliyetler ve ticaret hacmi tarihî
düzeyde gerilemiş, buna paralel olarak işsizlik oranları
artmıştır. Kısmi veya tam kapanma uygulamaları
özellikle hizmet sektörü üzerinde etkili olmuş, dünya genelinde imalat ve
hizmet sektörlerinin büyüme oranlarında ciddi derecede
farklılaşmalar görülmüştür. Ekonomik teşvik paketlerini
uygulamaya koyan ülkeler, ekonomilerini para ve maliye politikalarıyla
desteklemeye çalışmışlardır.
Ekonomiyi canlandırma amaçlı uygulamaya
konulan genişletici para ve maliye politikalarının ardından
aşılanma oranının da artmasıyla toparlanma
eğilimine giren ekonomilerde yaşanan talep artışları
enflasyonist baskıları da beraberinde getirmiştir. Enerji fiyatları
başta olmak üzere, petrol fiyatlarının arttığı,
arz ve talep kaynaklı dengesizliklerin emtia fiyatlarını
artırdığı, kuraklık nedeniyle gıda
fiyatlarının arttığı, pandemi nedeniyle ekonomi ve
ulaşımda yaşanan kapanmalar dolayısıyla tedarik
zincirlerinin aksadığı ve lojistik sorunların
yaşandığı bir süreçte, küresel enflasyonda ciddi
artışlar görülmekte ve beklenmektedir.
2021de küresel enflasyonun yüzde 4,3le son on
yılın en yüksek seviyesine ulaşması beklenmektedir.
Gelişmiş ekonomilerde, örneğin Almanyada yüzde 5,2;
İspanyada yüzde 5,6; ABDde yüzde 6,2yle son
otuz yılın en yüksek enflasyonu yaşanmaktadır. Bu mevcut
koşullarda ülkemizde de tabii olarak enflasyonun artış
gösterdiği görülmektedir.
Enflasyonla mücadele kapsamında para ve maliye
politikalarının eş güdümlü olarak sürdürülmesi, arz ve talep
noktasında dengesizliklere yol açan olumsuzlukların engellenmesi,
piyasada stokçuluk olarak bilinen faaliyetlerin önüne geçilmesi, haksız
fiyat artışlarının engellenmesi ve nihayetinde alım
gücünün korunması ve enflasyonun tek haneli rakamlara indirilmesi önem arz
etmektedir. Fiyat istikrarının temin edilmesi ve
çalışanlarımızın enflasyona ezdirilmemesi
maksadıyla ek ticari ve mali tedbirlerin alınması, yeni destek
paketlerinin açıklanması dâhil her türlü adımın
atılması gerektiği kanaatindeyiz.
Bu noktada asgari ücret görüşmelerinin
başladığı süreçte Sayın
Cumhurbaşkanımızın İşçilerimizi fiyat
artışlarından koruyacağız ve bugüne kadarki
artışların fevkinde bir artış
sağlayacağız. yönündeki açıklamalarını ve yine
Ekonomide yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme merkezli yeni
programımızla refahı
yaygınlaştıracağız. şeklinde yapmış
olduğu açıklamaları ayrıca önemli bulmakta ve
desteklemekteyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; küresel salgın koşullarının devam
ettiği bu süreçte ekonomimizde olumlu gelişmelerin
yaşandığını memnuniyetle takip etmekteyiz. 2021
yılı ilk çeyreğinde yüzde 7,2; ikinci çeyreğinde ise yüzde
21,7 oranıyla 1999dan bu yana elde edilen en yüksek büyüme rakamına
ulaşarak OECD ülkeleri arasında Birleşik Krallıkın
ardından 2nci sırada yer almış bulunmaktayız. 2021
yılı üçüncü çeyrek itibarıyla ülkemiz 7,4 oranında büyüme
göstermiş, yıl sonunda ise büyümenin en az yüzde 10 civarında
gerçekleşmesi beklenmektedir.
Yeni Ekonomi Programına göre 2021
yılı sonu için yüzde 4,3 olarak öngörülen bütçe açığı
beklentisi revize edilerek 2021 yılı sonu bütçe
açığının yüzde 3,5in altında bir oranla kapatılacağı
tahmin edilmektedir. Bu durum, Türkiye'nin, dünyanın birçok ülkesine göre
güçlü bir kamu maliyesine sahip olduğunu göstermektedir.
Bununla birlikte, istihdam oranı 2021
yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın
aynı çeyreğine göre 2,8 puan artarak yüzde 46,4 olmuş; istihdam
edilenlerin sayısı 2 milyon 288 bin kişi artarak 29 milyon 652
bin kişi olmuştur.
Yine, 2019 yılının son
çeyreğinden itibaren 7 çeyrektir büyüyen makine teçhizat
yatırımları son çeyrekte yüzde 35,2 oranında
artmış; üçüncü çeyrek itibarıyla da imalat sanayisinin
ihracattaki payı yüzde 95 seviyelerine ulaşmıştır.
İhracat rakamları, yıllık olarak
bakıldığında, kasım ayı itibarıyla tarihinin
en yüksek seviyelerine çıkarak 220 milyar dolar civarında
gerçekleşmiş, dünya ticaretindeki payımız ilk kez yüzde
1in üzerine çıkmış, dış ticaret açığı
ocak-kasım döneminde 2020nin aynı dönemine göre yüzde 13,6
azalışla 39,2 milyar dolara gerilemiştir. Geçen yıla göre
dış ticaret hacmi yüzde 29,63 artarak 48 milyar 263 milyon dolar
olarak gerçekleşmiş, ocak-kasım dönemi ihracatın
ithalatı karşılama oranı geçtiğimiz yıla göre 6,8
puan artışla yüzde 83,8e yükselmiş, enerji hariç bu oranın
yüzde 98,3 olduğu görülmüştür.
Dış ticaret
açığımızın azaldığı,
ihracatımızın arttığı ve faizlerin
düştüğü böyle bir süreçte KOBİlerin desteklenerek, özellikle
üniversite, sanayi ve ticaret odaları iş birliğiyle, tüm
paydaşların katılımıyla millî ve yerli sanayinin
canlandırılması son derece önemlidir. Yine, imalat sanayisinde,
yerli ara malı kullanımının artırılması,
yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin üretim ve ihracatının
teşvik edilmesiyle birlikte üretime, yatırıma, istihdama ve
ihracata dayalı ekonomi anlayışı tahkim edilmiş
olacaktır.
Yüksek faizin üretim ve istihdama dayalı
ekonominin dostu olmayacağını düşünmekte,
yatırımların ve istihdamın artması için özellikle arz
cephesinden bir rahatlama meydana getirebilmek için uygulanan politikada
faizlerin düşürülmesini önemsemekteyiz. Ekonomimizin faiz ve kur
sarmalına hizmet eden lobilere fırsat vermeden, üreterek büyümesi
noktasında yatırımcılarımız ülkesine güvenmeli ve
yapılacak olan yatırım girişimleri de devletimizce
desteklenmelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; milletimizin takdir ve teveccühüyle kabul edilen ve 9 Temmuz
2018 tarihi itibarıyla uygulamaya konulan
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, uygulanmaya
başlandığı andan itibaren sonuç vermeye
başlamıştır. Bu sistemle devletimiz, hızlı ve
etkin karar alma mekanizmasına sahip olmuştur.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin
varlığıyla, ülkemizin karşılaştığı
sorunlara hızlı ve etkin çözümler üretilmiştir. Önceki sistemden
alışık olduğumuz seçim sonrası hükûmet kurma
tartışmaları, siyasi krizler ve demokrasiyi tıkayan
olası girişimler tarihe karışmıştır.
İçinde bulunduğumuz süreçte siyasi istikrar hayati önem
taşımaktadır. Dünyanın en büyük ülkelerinde dahi
koalisyonların oluşup hükûmetlerin aylarca
kurulamadığını görmekteyiz. Ülkemizin, bırakın
aylarca siyasi belirsizliğin içine girmesini, bir gün dahi siyasi
belirsizliğe tahammülü bulunmamaktadır.
Ülkemizin
bağımsızlığını ilgilendiren millî meselelerle
birlikte, 24 Haziran seçimlerinin hemen sonrasında zuhur eden ve ülkemize
yönelik küresel ölçekli ekonomik saldırılara karşı ve
pandemi sürecinde ekonomi, güvenlik, sağlık alanında
yaşanan beklenmedik gelişmelere karşı Hükûmet
tarafından hızlı ve etkin tedbirler üretilmiştir.
Alınan bu tedbirlerin etkisi ve isabeti bugün çok daha iyi
anlaşılabilmektedir. Yürütmenin karşılaşılan bu
sorunlara ve saldırılara karşı pozisyon almasında,
hamleler üretebilmesinde kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemiyle kazanmış olduğu imkânlar ve kabiliyetler
önemli rol oynamıştır. Millî politikalar ekseninde hareket eden
devletimizin atmış olduğu adımlar milletimiz nezdinde de
karşılık bulmuş, büyük bir teveccühle desteklenmiştir.
Devletimiz yeni sisteme geçişini bu zamana kadar sorunsuz bir şekilde
gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmeye de devam etmektedir.
Türk tipi başkanlık sistemi olarak da
ifade ettiğimiz yeni sistemin bütün kurum ve kurallarıyla
yerleşik hâle gelmesi gerektiğini her fırsatta dile
getirmekteyiz. Bu kapsamda, partimizin daha önce kamuoyuyla
paylaşmış olduğu 6 ana başlıktan oluşan
önerimizi tekrar etmenin faydalı olacağını
düşünmekteyiz. Bu doğrultuda, Siyasi Partiler Kanununun değiştirilmesi,
Seçim Kanununda gerekli düzenlemelerin yapılması, Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün mutlaka yeniden gözden geçirilmesi ve
yeniden yazılması, milletvekilliği
dokunulmazlığıyla ilgili beklentilerin
karşılanması, siyasi etik kanunu ve yine kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşlarıyla ilgili kanuni düzenlemelerin süratle
gerçekleştirilmesi önemli bir gelişme olacaktır ve
Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin kurum ve
kurallarıyla yerleşik hâle gelmesine hizmet edecektir.
Öte yandan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak
cumhuriyetin 100üncü yılında yeni bir toplum sözleşmesini
milletimize kazandırmanın bir tercihten öte, ahlaki ve millî bir
sorumluluk olduğuna inanmaktayız. Kendi ruh kökümüzü yansıtan,
yalnızca bize özgü ve bizi anlatan, geçmişimiz ve geleceğimiz
arasında bir köprü vazifesi görecek olan yeni ve sivil bir anayasanın
elzem olduğu kanaatindeyiz. Her şeyden evvel,
çağımızın devlet düzeni, insan hakları, demokrasi
kazanımları ve hukuk anlayışına müzahir bir
şekilde yeni ve sivil bir anayasa oluşturmanın 21inci
yüzyıl Lider Ülke Türkiye idealine çok büyük bir hizmet
olacağını düşünmekteyiz.
Devlet ve millet sözleşmesinin çağın
gereklerine uyarlanması, toplum ihtiyacına hitap eden yeni ve sivil
bir anayasanın oluşturulması ve
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin tam manasıyla yerleşmesi
amacıyla hazırlanan cumhuriyetimizin 100üncü yılında 100
maddelik anayasa önerisi taslağımız, 4 Mayıs 2021 tarihinde
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarafından
kamuoyuyla paylaşılmıştır. Anayasa önerisi
taslağımızda, millet ve devlet hayatında önem atfedilecek
birçok konuya dair yeni önerilerimiz bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde,
özellikle yeni anayasa çalışmaları kapsamında Milliyetçi
Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak ortak bir mutabakatın
oluşması ve Türkiyede bu uzlaşı ve istişare zemininin
yerleşip gelişmesi adına katkıda bulunmayı
sürdüreceğiz. Bu aşamada siyasi partilerden beklentilerimiz, sorumlu
davranmaları ve bu anlayışla Yeni bir anayasa istiyoruz.
şeklindeki kuru söylemleri terk ederek Nasıl bir anayasa istiyoruz?
sorusuna verdikleri cevapları somut bir teklif hâlinde ortaya koyup
kamuoyuyla paylaşmalarıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 30 Mayıs 2019 tarihinde Sayın
Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan Yargı
Reformu Strateji Belgesinin ardından şimdiye kadar Meclisimizden 5
adet yargı paketi geçmiş ve uygulama oranı şimdiye kadar
geçen süre zarfında yüzde 62 seviyelerine ulaşmıştır.
Yine, 2 Mart 2021de ilan edilen ve 2023e kadar hayata geçirilmesi planlanan
İnsan Hakları Eylem Planı doğrultusunda yüzde 35
seviyesinde bir gerçekleşme söz konusu olmuştur. Yargı Reformu
Stratejisinin hayata geçirilmesiyle, öngörülebilir bir yatırım
ortamının oluşması, hak ve özgürlüklerin korunup
geliştirilmesi, tutuksuz yargılamanın asıl yöntem
olması, internet erişim engellemelerinin düzenlenmesi, hâkim ve
savcılara coğrafi teminat getirilmesi, hukuk fakültelerinde
eğitim sürelerinin değişmesi, hukuk yargılaması ile
idari yargılamanın sadeleştirilmesi
amaçlanmıştır.
Birinci yargı paketiyle hak ve özgürlükleri
genişleten, ikinci yargı paketiyle infaz sisteminde kolaylık
sağlayan, üçüncü yargı paketiyle özel hukuk alanında önemli
sadeleştirmeler getiren, dördüncü yargı paketiyle lekelenmeme
hakkı gibi hakları güçlendiren, beşinci yargı paketiyle ise
uzun süredir gündemde olan ve vicdanları yaralayan, çocukların icra
yoluyla teslim usulüne göre çocuğu önceleyen, insan odaklı adalet
anlayışına uygun yöntemlerin hayata geçirilmesi
sağlanmıştır.
Öte yandan, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşülen ve kanunlaşan yargı paketlerinin
dışında idare tarafından alınan karar ve yapılan
düzenlemelerle hayata geçirilmiş olan faaliyetler de bulunmaktadır.
Bu çerçevede, bölge adliye mahkemesi sayısının 11den 15e
çıkarılması, e-duruşma uygulamasının hayata
geçirilmiş olması, vatandaşlarımızın dava
masraflarının azaltılması hususunda bazı
avukatlık hizmetlerinde KDV oranının yüzde 18den yüzde 8e
düşürülmüş olması, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Teftiş
Kurulu bünyesinde Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezinin
kurulmuş olması, adli süreç boyunca bilgilendirme, yönlendirme ve
psikososyal destek hizmetleri sunmak amacıyla adliyelerimizde adli destek
ve mağdur hizmetleri müdürlüklerinin kurulmuş olması; yine,
dünyada uygulama alanında bir ilk olarak yirmi dört saat hizmet veren bir
adliyeyle, -İstanbul Havalimanı'nda açılmış-
vatandaşımızın adalet erişimini hızlandıran
ve kolaylaştıran bir uygulamanın hayata geçirilmiş
olması son derece önemli gelişmelerdir. Bu gelişmeler,
kesinlikle ve kesinlikle reform niteliğinde gelişmeler olup, bu yeni
yönetim sistemi sürecinde atılmış önemli adımlardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Meclisimizde yasalaşan reform niteliğindeki
yargı paketlerini, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, adalet
mekanizmasının sağlamlaştırılması ve vatandaşlarımıza
hizmet noktasında, yargı sisteminin daha yüksek standartlara
kavuşması adına desteklemiş bulunmaktayız. Önümüzdeki
süreçte, mahkemelerin bağımsız, tarafsız, hızlı
ve doğru karar vermesine ilişkin düzenlemelerin yapılması
ile bu süreci etkin kılacak bilgi teknolojilerinin kullanılması
noktasında atılacak adımlarda etkin bir şekilde yer alarak,
hassasiyetle adalet mekanizmamızın güçlenmesine destek olmaya devam
edeceğiz.
Ülkemizin her alanda millî ve yerli
yatırımları artırmaya başladığını
görmekteyiz. Savunma Sanayisi alanında da son yıllarda büyük
atılımlar gerçekleştirilmiş; millî ve yerli üretim
neticesinde Milli Piyade Tüfeği, FIRTINA obüs topları, millî
İHA, SİHA ve TİHA'lar, Atak helikopterleri, ALTAY tankı,
Ejder, Kirpi gibi birçok silah, mühimmat ve araç Türk Silahlı
Kuvvetlerimizin envanterine girmiş veya yakın zamanda girecektir.
Denizde Millî Gemi Projesi olan MİLGEMle Türkiye, ilk defa, Korvet tipi
bir askerî geminin tasarımını millî olarak
gerçekleştirmiş ve Deniz Kuvvetlerimize kazandırmıştır.
Millî Denizaltı (MİLDEN) ve kamuoyunda uçak gemisi olarak da
bilinen, çok maksatlı amfibi hücum gemisi olan TCG Anadolu Projelerinde
sona yaklaşıldığı bildirilmektedir. HÜRKUŞ,
HÜRJET, Millî Muharip Uçak, ATAK-2 helikopteri, SİPER Yüksek İrtifa
Hava Savunma Sistemi Projelerinde önemli mesafeler alınmış;
inşallah önümüzdeki beş altı yıllık süre zarfında
ülkemizin Silahlı Kuvvetleri envanterine bu silahların dâhil
olacağı ifade edilmektedir.
Yüzde 80lere varan bir millî ve yerli üretimin söz
konusu olduğu savunma sanayisi alanında elde edilen başarılar
aynı zamanda ülkemizin ticari ilişkilerinde de etki etmiş, bu
yönde yapılan ihracatlar önemli ölçüde artmıştır. Dünyada
savunma harcamalarının arttığı bir ortamda, özellikle,
bölgemizde yaşanan gerilimler, teröre yapılan mali yardımlar ve
silah yardımları ve Yunanistan gibi komşu ülkelerin hasmane
tavırları ve silahlanma yarışı gibi nedenler millî
savunmamızı güçlendirmemizin zaruretini ortaya koymaktadır.
Savunma sanayimizin daha iyi yerlere gelmesi için bu noktada yapılacak
olan çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 51inci
maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkıyla PKK/ PYD-YPG, DEAŞ
gibi terör örgütlerine karşı, 24 Ağustos 2016 tarihinde
sınırlarımızdan DEAŞı uzaklaştırmak
maksadıyla Fırat Kalkanı Harekâtı, 8 Ekim 2017 tarihinde
olası göçlerin ve insanlık dramının
yaşanmasının engellenmesi adına İdlib Operasyonu
düzenlenmiş ve daha sonra, 27 Şubat 2020de başlatılan son
operasyonla Bahar Kalkanı Harekâtı olarak adlandırılarak
genişletilmiş, 20 Ocak 2018de sınırımızın
dibindeki PKK/PYD varlığının sona erdirilmesi
maksadıyla Zeytin Dalı Harekâtı yapılmış, 18 Ekim
2019da da Barış Pınarı Harekâtı
gerçekleştirilmiştir. Bu operasyonlarda büyük başarılar
elde edilmiş, sınırlarımızda bir terör koridoru
oluşturulmasına engel olunmuş, olası yeni göç
dalgalarının önüne geçilmiş ve teröre göz
açtırılmamıştır. Yapılan bu harekâtlar
kapsamında 4 bin DEAŞlı terörist etkisiz hâle getirilmiş,
bölgede yaşayan insanlara gıda yardımı yapılmış,
eğitim ve sağlık alanında hizmetler verilmiş, bölge
Türk ordusunun varlığıyla yeniden imar, inşa ve ihya
olmuştur. Yapılan bu harekâtlarla
sınırlarımızdaki güvenliğin artırılması
amaçlanmış ve alınan diğer tedbirlerle sadece
geçtiğimiz yıl boyunca 261.137 göçmenin geçişi
engellenmiştir. Bu harekâtlar neticesinde, bölgede sağlanan huzur ve
istikrar ortamıyla birlikte ülkemizde bulunan yaklaşık 1 milyon
Suriyeli, gönüllü ve güvenli bir şekilde ülkesine geri dönmüştür.
Ülkemizin huzur ve güvenliği noktasında
yapılan bu harekâtları desteklediğimizi bir defa daha ifade
ediyoruz ve bu harekâtlarda şehit düşen tüm
kahramanlarımızı rahmetle minnetle anıyor, gazilerimize
şükranlarımızı sunuyoruz.
Sayın Başkan, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak ülkemizde geçici barınma statüsünde bulunan Suriyelilerin
ülkelerine sağ salim, güvenli ve gönüllü bir şekilde dönmeleri
gerektiği kanaatindeyiz. Ülkemizin göçmen kampı hâline gelmesine,
demografimizin bozulmasına müsamaha göstermemiz söz konusu olamaz. Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçelinin ifadesiyle, nüfus
istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz. Bu doğrultuda, önümüzdeki elli
yıl, yüz yıl için demografik bir projeksiyonun hazırlanması
gerektiği kanaatindeyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her geçen gün daha fazla huzura muhtaç hâle gelen
dünyamızda Covid-19 salgın hastalığı, diğer bir
deyişle pandemi mevcut belirsizlikleri katbekat
artırmıştır. Dünyanın farklı yerlerinde
yaşanan büyük gerginlikler, uzun süreli düşük yoğunluklu
çatışmalar; göç, açlık, doğal afetler, iklim
değişiklikleri, vekâlet savaşları ve terörizm İkinci
Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkmış olan
uluslararası sistemin profesyonelce gizlemeye
çalıştığı fonksiyonsuzluğunu, çaresizliğini
bütün çarpıklığıyla gözler önüne sermiştir. Bu
şartlar altında dış politikada ve uluslararası
ilişkilerde soğuk savaş döneminin zihinlerimizde,
anlayışlarımızda bırakmış olduğu
tortulardan kurtulmak zaruri hâle gelmiştir. Küresel boyutta hız
kazanmış olan güç mücadeleleri ve rekabet ortamı,
oluşmuş olan ilkeleri ve kuralları hükümsüz
kılmaktadır. Ülkelerin dış politikalarında çok
kısa zaman dilimleri içinde köklü değişikliklere
gidebildiği, tutarsızlığın ve
kuralsızlığın âdeta kural olduğu bir sürecin
içerisindeyiz. İşte böyle bir konjonktürde, içinde bulunduğumuz
coğrafyada, farklı medeniyet havzalarında meydana gelen
kırılmalar güvenliğimizi ve varlığımızı
tehdit etmektedir. Türkiye'nin bu ahvalde güçlü olmaktan ve daha güçlü hâle
gelmekten başka bir seçeneği bulunamamaktadır. Kırk
yıla yakın süredir mücadele ettiğimiz terör belası ve
düzensiz göç hareketleri dış politikamızda güvenlik olgusunu öne
çıkarmaktadır. Türkiye, bölgesinde ve dünyada yaşanan
hızlı değişimi iyi okumalı; karşısına
çıkan fırsatları da iyi değerlendirmek durumundadır.
Ülkemiz, insan merkezli, girişimci dış politika
anlayışını tahkim etmek üzere yumuşak güç
unsurlarını maharetle kullanırken, sert güç
unsurlarını ihmal etmeyen ve bunları bir arada uygulayabilen
küresel manada akıllı güç olma yolunda kararlılıkla
ilerlemelidir.
Türkiye, dünyanın en
sıkıntılı ve en sıcak çatışma bölgeleri
olarak bilinen Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu'nun göbeğinde yer
alıp enerji kaynakları yönünden bugüne kadar dışa
bağımlı olmasına rağmen ekonomisi ve ordusuyla
dünyanın büyük ve güçlü ülkeleri arasında yer alabilmiştir.
Kuşkusuz, bunu binlerce yıllık köklü devlet geleneğimize,
dinamik nüfusumuza, insanlarımızın ahlakına,
çalışkanlığına ve demokratik devlet yapımıza
borçlu olduğumuzu bilmekteyiz. 21inci yüzyılın Türkiyeye ve
Türk milletine büyük imkânlar vadettiğini her fırsatta dile
getirmekteyiz. Biz, 21inci yüzyılın Türk asrı
olacağına gönülden inanmaktayız. Türkiyenin Cumhur
İttifakı anlayışı içerisinde bu hedefe büyük bir
kararlılıkla yürüdüğünün de idrakindeyiz. Bugün, ülkemiz sadece
bölgesinde değil, küresel ölçekte büyük itibar gören, sözü dinlenen
kudretli bir ülkedir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Bravo!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Bittik,
mahvolduk. edebiyatıyla ülkemizi itibarsızlaştırmaya
çalışan gönüllü iş birlikçilere inat, Türkiye artan kapasitesi,
etkin dış politikasıyla Afrikadan Asyaya bütün dünyada güçlü
hamlelere imza atmaktadır.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Helal
olsun!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Dünyanın en
fazla dış temsilciliğine sahip ülkeler sıralamasında
6ncı sırada yer alan ülkemiz dış temsilcilikleri
vasıtasıyla ekonomi, turizm, sağlık, kültür ve düşünce
gibi alanlarda Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA,
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı gibi kurumlarımızla beraber etkili bir
diplomasi ortaya koymaktadır.
Türkiyenin kapasitesindeki artış
kuşku yok ki kendisine yönelen tehdit ve tehlikeleri çok boyutlu ve çok
katmanlı hâle getirmektedir. Müttefiklik ve hatta stratejik ortaklık
ilişkisi içinde olduğumuz ülkeler başta olmak üzere ülkemizin
hak ve menfaatlerine, güvenlik önceliklerine karşı düşmanca
faaliyetler artarak devam etmektedir. ABD ve AB ülkeleri tarafından
ülkemize âdeta büyüyen bir tehdit gözüyle bakılması, Sayın
Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakına yönelen
tahammülsüzlük oldukça dikkat çekici ve endişe verici bir hâl
almıştır. Bu haksız tutumun arkasında, Türkiyenin
aldığı kararları kendi başına icra edebilen ve
ABD Dışişleri eski Bakanı Pompeonun tabiriyle
öngörülemeyen bir ülke olmasına yönelik değerlendirmeler
yatmaktadır. Aslında Türkiye attığı adımları
ölçen, meşruiyet zemininden ayrılmayan bir ülke olarak her zaman
güvenilir bir müttefik olmuştur. Bu noktada ne yazık ki bölgesinde
haksızlığa ve ikiyüzlülüğe muhatap olan da hep Türkiye
olmuştur. Fakat Batının bir türlü bilinçaltından
çıkaramadığı İslam ve Türk
düşmanlığı, meselelere objektif bir şekilde,
hakkaniyetle yaklaşmasını engellemekte, ilişkilerimizi
zehirlemektedir.
Merhum Yazar Raif Karadağ bu durumu şöyle
izah etmektedir: Salibin hilale hıncı ve kini bitmemiştir.
İşgal edilen vatanı Macaristandan iltica ettiği ABDye
adım atar atmaz, daha ayağının tozunu aldırmadan bir
kitap yazan Stefan Zweig, Türkçeye Tarihte Yıldızın
Parladığı Anlar adıyla tercüme edilmiş bulunan
kitabında bu durumu, bu fikri, ehlisalip fikrini en açık ve reddi
imkân dâhilinde olmayan bir vakıa olarak ortaya koymaktadır.
Muharrir bu eserinin birinci bahsi olan İstanbulun fethi
kısmında salibi dile getiriyor ve bütün ehlisalibi
seferberliğe çağırıyordu. Stefan Zweig diyor ki: Ey
Hristiyanlık, ey salibe bağlı olanlar uyanınız.
Barbarların Ayasofyadan indirdikleri altun haç yerde
sürünmektedir. Bu altun haçı oradan alıp yerine koymak
zamanı gelmiştir. İşte bu da gösteriyor ki salibin hilale
karşı hıncı dinmemiş, kin ve gayzı devam
etmektedir. ABD Başkanı Bidenın
Cumhurbaşkanımızı devirmek için her şeyi
yapacağını, muhalefetle doğrudan ilişkiye geçeceğini
söylemesinin ve bu doğrultudaki faaliyetlerinin arka planı budur.
CAATSA yaptırımlarının, F-35 Projesinden
çıkarılmamızın, sınırlarımızda terör
örgütlerinin ağır silahlarla küstahça destekleniyor
olmasının nedeni budur. Emperyalist anlayışıyla
dünyada mazlumları inim inim inleten Fransa Başkanının
Müslümanlara, Türkiyeye karşı attığı küstah adımların
da nedeni budur. Afrikada samimi, adaletli bir ülke ve siyaset ortaya koyan
Türkiyenin nüfuz alanını genişletmesinden duyulan
rahatsızlığın, kaygının nedeni budur. Terörist
Ermenistan yönetiminin gözünü kırpmadan Azerbaycandaki sivil
yerleşimleri 900 kiloluk harp başlıklarıyla yok etmeye
çalıştığı Karabağ Savaşında
işgalci ve soykırımcı Ermenistana koşulsuz destek
verilmesinin nedeni budur. Yunanistanın Türkiyeye Kıbrıs ve
Doğu Akdeniz üzerinden baskı yapmasının, NATO
müttefiklerimiz ABD ve Fransayla Türkiyeye karşı savunma iş
birliği anlaşmaları yapmasının, Yunanistanın
âdeta ABD üssü hâline gelmesinin arkasında yatan mesele, bu
bilinçaltıdır. Türkiyenin ve Türk milletinin güçlü olması, bu
zihniyetin temsil edildiği ülkelerin kâbusudur. Onlara göre Türkler
paramparça olup, Anadoludan sökülüp atılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Sayın Bülbül, buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Aksi takdirde oyunları
deşifre olacak; mazlum milletleri, güçsüz devletleri, arzu ettikleri
sömürü düzenini sürdüremeyeceklerdir. Bizler bu mücadelenin ve
hesaplaşmanın farkındayız ve sonucu ne olursa olsun geri
adım atmayacağız. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Sadece dış güçlerle değil onun yerli iş
birlikçileriyle de seve seve mücadele etmeye hazırız ve bu mücadeleyi
hakkıyla da gerçekleştireceğiz. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine
kavuşma azmiyle millî birlik ve beraberlik içinde büyük ve güçlü
Türkiye'yi 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine ulaştırmak için var
gücümüzle çalışacağız. İnanıyoruz ki 21inci
yüzyıl bir Türk asrı olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Cumhur
İttifakı anlayışıyla, İlayıkelimetullah
uğruna asırlarca dünya barışı ve adaletinin
teminatı, İslam âlemi ve bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan
Türkiye'yi küresel bir güç hâline getirecek 2053 ve 2071 vizyonunun
altyapısını adım adım inşa edeceğiz.
Rahmetli fikir ve dava adamı Dündar Taşerin Türkün cezri
Sakaryada bitmiştir. Yeni bir met devrine girme çabasındayız.
Bu met olacak ve Türk milleti eski azametine kavuşacaktır. Bunun
sancıları ve ızdırapları içindeyiz. tespit ve
ifadeleriyle belirttiği zorlu günlerin Cenab-ı Allahın izniyle
geride kalmış olduğunu görmekteyiz. Türkiye'nin geleceği
parlaktır. Devlet-millet kenetlenmesiyle yarınlarımız
Allahın izniyle aydınlıktır. Biz Türk milletinin cevheri
aslisi ile yüksek seciyesine inanıyor ve güveniyoruz.
Bu düşüncelerle bütçemizin hayırlı
olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, şimdi Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına ilk konuşmacı Eş Genel
Başkan ve İstanbul Milletvekili Sayın Pervin Buldan.
Buyurun Sayın Buldan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
HDP GRUBU ADINA PERVİN BULDAN (İstanbul)
Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul ve ekranları
başında bizleri izleyen değerli halkımız; hepinizi
sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Tarihsel mücadelemizin, tutuklu siyasetimizin
cezaevlerindeki onuru olan sevgili Figen Yüksekdağı, sevgili
Selahattin Demirtaşı, Sebahat Tunceli, İdris Balukeni, Gültan
Kışanakı, Leyla Güveni, Ayşe Gökkanı, Aysel
Tuğluku, Ayla Akat Atayı ve tüm arkadaşlarımızı
buradan saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bugün
burada görüştüğümüz bütçe, geçim derdindeki halkın değil,
seçim derdindeki bir iktidarın bütçesidir; halkın bütçe
hakkının yok sayıldığı, katılımdan
uzak, sarayın emir ve isteğine göre hazırlanan bir bütçedir.
Asgari ücret artışı başta olmak üzere grubumuzun bütçeye
ilişkin verdiği tüm değişiklik önergeleri bir bir
reddedildi çünkü bu bütçe retçi iktidarınızın bütçesidir. Bu
bütçe ekmeği büyütme bütçesi değildir, halkın sofrasındaki
ekmeği daha da küçültme, yoksulluğu, açlığı daha da büyütme
bütçesidir. Bu bütçe adaletsizliği ve eşitsizliği daha da
çoğaltma bütçesidir; saraya kemer gevşettiren, halka ise kemer
sıktıran bir bütçedir; toplumsal barış taleplerini ve bu
ülkenin çoğulculuğunu, farklılıkları reddeden tekçi
sistemin retçi bütçesidir; kadınları ve eşitlik talebini
reddeden erkek düzenin bütçesidir ve bu bütçe, iktidarınızın son
bütçesidir, dönüşü olmayan gidişinizin bütçesidir. (HDP
sıralarından alkışlar)
Geldiğimiz nokta: Türkiye toplumunun talep ve
ihtiyaçlarıyla iktidarınızın tercihleri keskin bir
şekilde ayrışmıştır. Halkın talebi huzurdur,
refahtır, adalettir, gelir dağılımı
eşitliğidir, toplumsal barıştır, özgürlüktür, güven
duyacağı demokratik bir sistemdir; iktidarınızın
hedefi ise çoğulcu kriz üreten, yozlaşmış, otoriter,
rantçı sistemin ömrünü biraz daha uzatmaktır. Ekonomik ve sosyal
olarak çökmekte olan halka diriliş, şahlanış, uçuş
hamasetini izlettirmek isteyen, kitlesel açlığın
karşısında, iktidar yandaşlarının koltuğunu
güvence altına almaya çalışan bir anlayış bu ülkede
halktan da, sokaktan da, sokağın gerçekliğinden de çoktan
kopmuştur. Tanzim kuyruklarından sonra halkın ekmek
kuyruklarına girdiği, bebek mamalarının raflara
kelepçelendiği, açlığın, sefaletin kol gezdiği,
kasapların sadece camından bakıldığı bir ülke,
iktidarınızın bir özetidir. Marketlerde ürünlere koyulan kotalar,
saray sefanızı sürdürmek için temel gıdalara, elektriğe,
suya, gaza, benzine varıncaya kadar her şeye
yaptığınız yüksek zamlar iflasın, çöküşün bir
sonucudur, bir fotoğrafıdır. İşsizlikten intihar eden
insanlar, inşaatlarda can veren, ataması yapılmayan gençler,
yurt bulamayan öğrenciler, borcu nedeniyle cezaevine atılan
çiftçiler, geleceği çalınan gençler, her gün katledilen
kadınlar, çocukları uyuduktan sonra evine gidebilen işsiz
babalar, Geçinemiyoruz. diye sokaklara dökülen yoksullar iktidarınızın
özetidir. Halk yoksulluk içindeyken rantın bolluğu içindeki
TÜGVAlarınız, torpilli yandaş atamalarınız, çifter
maaşlarınız, bitmek tükenmek bilmeyen saray israfınız,
5li çetenize vergi affınız iktidarınızın bir
özetidir. Pandemide, yangında, selde, depremde kaderiyle baş
başa bıraktığınız, destek yerine tepelerine çay
attığınız halkın yaşadıkları
iktidarınızın özetidir.
Sokaklarda kıtlığın
konuşulduğu günlerden geçiyoruz. Ülkeyi bu hâle getiren sizin
iktidarınızdır, dış güçler değildir; sizlersiniz.
Herkese yetecek kaynaklara sahip olan bu ülkeyi, bereketli ülkeyi tarımda,
hayvancılıkta, gıdada dışa bağımlı hâle
getirdiniz. Eli nasırlı üreticilerin yerine yandaş ithalat
vurguncularınızı, verimli toprakların yerine ithalat
limanlarınızı koydunuz. Bir taraftan Bu ülke bolluk içinde.
yalanına sarılırken diğer taraftan, tahıl ambarı
olan bir ülkeyi ithalat ambarına çevirdiniz. Daha geçenlerde 285 milyon
dolarlık buğday, arpa, yağ ihalesi yaptınız.
Açlığı ihaleye çevirip üzerinden ithalat zenginleri yaratan bir
iktidar olarak tarihe geçtiniz. Aynı zihniyet ikide bir çıkıp
Halkı faizle ezdirtmeyeceğiz. diyor, 2022 bütçesinde
yurttaşın sırtına yüklediğiniz faiz borcu 240
milyardır. Diliniz faiz indirmekte, eliniz ise durmadan faiz borcunu
artırmaktadır. Nas ortadaysa buyurun, ilk devletten başlayan;
öğrenciden, çiftçiden, borçlu vatandaştan
aldığınız yüksek borç faizlerini hemen şimdi silin.
Nas yurttaş için geçerli midir, geçerli değil midir? Kendinize gelince
nas, yurttaşa gelince acı reçete sunmaktan artık vazgeçin. (HDP
sıralarından alkışlar)
4 kişilik bir ailenin yoksulluk
sınırı 10.396 liraya ulaştı,
sarayınızın zenginlik sınırı ise 128 milyar
dolardır. Açlık sınırı asgari ücreti geçti, bugün
açlık sınırı 3.192 liradır,
iktidarınızın tokluk sınırı ise çifter, hatta
üçer, beşer maaşlarınızdır.
Yarattığınız ülke tablosu işte budur.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminiz yüksek kâr, yüksek
enflasyon, yüksek faiz borcu, yüksek işsizlik, yüksek yoksulluk
sistemidir. Kitabını yazamıyorsunuz ama faizi, rantı, yolsuzluğu
kitabına gayet iyi uyduruyorsunuz; işte, sizin bütçeniz budur.
Kriz yok, en kötüsünü geride bıraktık,
Türkiye şaha kalkıyor. dediniz, sonuç ortadadır; tam
anlamıyla yerli ve millî bir çöküştür. Katarı, Birleşik
Arap Emirliklerini kayyum yaptığınız ekonomi hızla
çökmektedir. Haksız ve emeksiz zenginleşen iktidar düzeniniz
sebeptir, emeksiz bırakılan halk ise sonuçtur.
Saraylarınızın sınırlı israfı sebeptir,
ülkenin topyekûn iflası ise sonuçtur. Suriye savaşına, çetelere,
S-400e harcadığınız paralar, 2022 bütçesinde güvenlikçi
politikalara ayırdığınız 246 milyar sebeptir, ekmek
kuyrukları, işsizlikten intiharlar, kararan hayatlar sonuçtur. Bir de
kalkmış ekonomik kurtuluş savaşı diyorsunuz. Evet,
sizinki ekonomiyi değil, tek adamı kurtarma savaşıdır.
(HDP sıralarından alkışlar) Buradan söylüyorum: Sizin
savaşınızın finali Er Ryanı Kurtarmak filminin
finali gibi asla ve asla olmayacaktır. Çünkü sizin derdiniz vatandaşın
geçimi değildir, Seçimi nasıl kazanırız? derdidir.
Derdiniz enflasyonu, işsizliği, hayat
pahalılığını düşürmek değildir, 50+1i
düşürmek derdidir. Amacınız yurttaşın huzuru
değildir, yandaşlarınızın huzur hakkıdır.
Amacınız milletin aşını çoğaltmak değildir,
çifter maaşlarınızı çoğaltmaktır.
Amacınız vatandaşın borcunu silmek değildir, 5li
çetenizin vergi borçlarını sıfırlandırmaktır.
Hedefiniz gençlere istihdam yaratmak değildir, eş, dost,
akrabalarınızı kamuya doldurmaktır. Amacınız
hukuka uymak değildir, hukuku kendinize uydurmaktır. Artık
şapkadan tavşan çıkarma döneminiz çoktan bitmiştir,
tavşanı da yürüttüğünüz için şapka artık boştur
sevgili arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)
Zihniyetinizi değiştirmeden sık
sık Hazine Bakanı, Merkez Bankası Başkanı
değiştirerek farklı sonuç beklemeniz beyhudedir.
Einsteinın dediği gibi Bir sorunu ortaya çıkaran zihniyet o
sorunu asla çözemez.
TÜİKin yalan rakamları bir yana,
halkın mutfağındaki gerçek enflasyon bugün yüzde 60a
dayanmış durumdadır. AKP Genel Başkanı ise
Göreceksiniz, seçim öncesi enflasyon düşecek. diyor. Evet, iki
düşüşü birden göreceğiz; önce iktidarınızın
sandıkta düşeceğini göreceğiz, sonra enflasyonun mutfakta
düştüğünü göreceğiz sevgili halkımız. (HDP
sıralarından alkışlar) TÜİKiniz de
yalanlarınız da sizi kurtarmaya asla yetmeyecektir. Bunu biz
başaracağız, enflasyon altında inim inim inlettiğiniz
emekçi, yoksul halklarımız başaracak.
Evet, sevgili milletvekili arkadaşlarım,
eğer bir ülkede kalıcı barış ortamı yoksa,
demokrasi her gün siyasi darbe uygulamalarıyla karşı
karşıyaysa, denge denetleme, demokratik tartışma zemini,
adalet, hukuk yoksa, kayyum rejimi devredeyse o ülkede güven ve ekonomik
istikrar olmaz, olamaz. Her şeyden önce sistem demokrasiye kapalıysa,
halk iradesini dışlıyorsa, çoğulculuğu reddediyorsa o
ülke düzlüğe çıkamaz. Bugün yaşamakta olduğumuz çöküş
büyük bir demokrasi krizidir, iktidar ortaklarının
yarattığı çoklu siyaset krizidir. Toplumsal alanı
olabildiğince daraltan, demokratik sivil siyaseti yok etmeye
çalışan, bunun karşısında ise otoriter iktidarı
devasa büyüterek derinleştiren bir siyasal anlayış krizin en
temel nedenidir. Mutlak güç ve otoriteyle bu ceberut düzeni ayakta tutmak için
kaynakları askerî, güvenlikçi politikalara ayıran anlayış
krizin tam da sebebidir.
Bir asırlık tekçi, inkârcı, otoriter
sistemin, vesayetin ve statükonun yeni sahipleri olarak bir yüzyıl daha bu
sistemi ayakta tutma çabası içerisinde olduğunuzu elbette ki
biliyoruz. Sisteminiz, bu ülkenin tüm kurucu halklarının,
ötekileştirilen, tekleştirilmek istenen kimliklerin, inançların,
yoksulların, emekçilerin ülke yönetiminde söz sahibi olmaması,
eşit ortaklığa dayalı yeni bir yaşam ve demokratik bir
gelecek oluşturmaması için örülen bir duvardır. Kürt'ün de
Alevinin de Arapın da Ermeni'nin de Süryani'nin de Ezidi'nin de Rum'un
da Romanın da Çerkez'in de Lazın da Pomakın da Yahudinin de
Hristiyan'ın da haklar ve kimlikler temelinde güvende
olmadığı, eşit olmadığı bir düzendir bu.
Hızlı karar alma mekanizması vesaire diyerek bu sistemi
allayıp pullayamazsınız. Hızlı
kararlarınızın ne olduğunu halk gayet iyi biliyor.
Hızlı işleyen kararınız, halkı sopayla ve
korkuyla hizaya getirme kararıdır; yurttaşların hak
taleplerini bastırma ve ezme, kapısına kolluk gücünü dayama
kararıdır; kadınların eşitlik talebini engelleme kararıdır;
adalet arayan insanlara adaletin kapısını kapatma
kararıdır; Roboskide, Somada, Çorluda, Suruçta, Ankara Garda
gerçek adaleti işletmeme kararıdır.
Urfada iki oğlu ve eşi gözlerinin önünde
katledilen bir anne, Emine Şenyaşar, adaleti aylardır
sokaklarda, vicdanlarda aramaktadır. Siz, kadim, peygamberler şehri
olan Urfayı adaletin yerin dibine gömüldüğü, çorak bir toprağa
dönüştürdünüz, Mısra Özün üç yıldır yollara düşerek
aradığı adaleti Çorluda rayların altına gömdünüz.
Cumartesi Annelerinin adalet ve hakikat mücadelesini engelleyerek
1990ların Susurluk karanlığına sahip
çıktınız. İşte, Türkiyenin ortak vicdanı olan
annelerin yaşadıkları, iktidarınızın ve
düzeninizin bir özetidir.
Ayrımcı, ötekileştirici, hedef
gösterici, tehdit edici dille toplumu kutuplaştırdınız, ülkeyi
kamplaştırdınız. Biz ve onlar diyerek birbirine
sırtını dönen bizler ve onlar yaratmaya
çalıştınız, onlar duygusuyla ortak değerleri hedef
aldınız. Evet, erdemli olmayan bir siyaset anlayışı
toplumu da ülkeyi de yıkıma uğratır, siyaset kurumunu da
çökertir. İşte, bugün yürüttüğünüz siyaset, tam anlamıyla
sistemin tüketen, toplumu yıkıma uğratan bir anlayışa
dayanmaktadır. Siyaset denilince, bugün Türkiye toplumunun
tanıklıklarıyla tecrübe ettiği yalan siyasetidir,
dolandırıcılık ve talan düzenidir; evet,
kayırmacılıktır, iktidar
yandaşlığıdır, partizanlıktır,
başkasının hak ve hukukunu çiğnemektir, kibirdir, güç
zenginliğidir.
Kurumsallaştırmaya
çalıştığınız partizanlık sistemiyle parti
devleti, parti yargısı, parti kurumları, parti bürokrasisi,
parti medyası projesini adım adım hayata geçirmeye
çalıştığınızı görüyor ve biliyoruz. Her gün
düşman üreten, düşmansız ayakta kalamayan, güvenlikçi sistemin
ömrünü uzatabilmek için iç politikada, dış politikada, her yerde
çatışma politikasından beslendiniz. Yayılımcı,
emperyal hayallere kapıldınız. Oyun bozacağız.
derken izlediğiniz yanlış politikalarla kendi ülkenizin içini
bozdunuz. Oraya buraya parmak sallarken ülke parasını pula çevirdiniz.
Uluslararası alanda kriz fırsatçılığına
çıktınız, krizi kendi ülkenizde büyüttünüz. Kürtler, hiçbir
yerde rahat nefes almasın. diye her yerde Kürt
düşmanlığı yürüttünüz. Çatışma politikasıyla
Türkiyeyi nefes alamaz hâle getirdiniz. Kürte kaybettirme politikasıyla
Türkiyeye kaybettirdiniz hem de çok büyük kaybettirdiniz. Rotası
barış olmayanlar kriz ve istikrarsızlıktan asla
kurtulamazlar.
Ekonomi politikasını polisiye yöntemlerle
yürütmek için yeniden Millî Güvenlik Kurulunu devreye koydunuz. Oysa,
ekonomideki yıkımın sebeplerinden birini görmek
istiyorsanız, çözüm sürecini bitirerek savaş kararı
aldığınız Aralık 2014teki Millî Güvenlik Kurulu
toplantısına bakmanız yeterlidir; işte, siz, çöküşün
temellerinden birini tam da o gün attınız.
Bugünkü yıkımın sebebi ürün
stokçuluğu değildir; iktidarınızın savaş ve kriz
stokçuluğudur; kin, nefret ve düşman stokçuluğudur. Çözüm
sürecinde 12 bin dolar olan millî gelir, bugün 8 bin dolara inmiştir
sevgili arkadaşlarım; kişi başı 4 bin doları
savaşa harcadınız. Oysa, çözüm sürecinde ekonomi de büyüyordu
demokrasi de gelişiyordu. Barış çabaları büyürse ekonomi de
büyür, istikrar da gelişir; savaşı büyüttüğünüzde ise
ekonomiyi yerlerde süründürürsünüz.
İzin verilirse bu sorunu bir haftada çözerim.
diyerek cesur bir irade ortaya koyan Sayın Öcalanın çözüm
çağrısına tecritle karşılık verdiniz. Hukuka
aykırı görüşle, engellemelerle çözümsüzlüğü büyüttünüz.
Sonuç, her yönüyle çözülen Türkiyedir. İçeride, barışa
kapattığınız kapı sebeptir; dışarıda,
uluslararası alanda medet umduğunuz, saatlerce bekletildiğiniz
kapılar ise birer sonuçtur. 2013teki çözüm iradesinin reddi sebeptir,
2021 Türkiyesinin çöküşü ise sonuçtur sevgili arkadaşlar.
Ne Dolmabahçesi ne çözümü? diyen akıl, bugün
Kürt sorununun çözüldüğünü savunmaktadır. Dik duramayanlar, cesareti
olamayanlar, inkâra sarılanlar sorunu elbette ki çözemez. Dolmabahçe
masasının yerine savaş koalisyonuyla çözümsüzlük masası
kuranlar sorunun karşısında çözülür, nitekim de çözülüyor.
Evet, çözülenlerle sorun çözülemez. Bu mesele,
samimiyetle yaklaşan, geçmişten ders alan, demokratik müzakereye,
diyaloğa inanan bir irade ve siyasi akılla çözülür ve çözülecektir
de. Bu irade, Türkiye halklarının ve demokrasi güçlerinin bugünkü
ortak barış iradesidir ve demokratik, parlamenter zemindir.
HDP, demokratik müzakerenin ve ortak çözümün siyasi
bir aktörü ve öznesidir. Çözümsüzlüğü büyütmek için HDPye ve demokratik
siyasete karşı her gün siyasi darbe politikası yürütüyorsunuz.
Ülkede o kadar çürümüşlük, yolsuzluk, dolandırıcılık,
çetecilik varken partimiz hakkında açılan Kobani kumpas ve siyasi
intikam amaçlı kapatma davası siyasi bir darbe girişimidir.
Türkiyenin üçte 1inde halk iradesini hiçe sayarak belediyelerimize kayyum
atamanız siyasi bir darbedir. Eş başkanlık sistemimizi
hedef alan tüm saldırılarınız, kadına karşı
bir erkek darbesidir. Sevgili Demirtaş ve sevgili Yüksekdağ
başta olmak üzere, tutuklu binlerce seçilmiş siyasetçi
arkadaşımız darbe hukukuyla cezaevlerinde tutulmaktadır.
Kobani kumpas davası, iktidarınızın bir seçim
kampanyasıdır. Merkez Bankası Başkanı
değiştirir gibi sık sık değiştirdiğiniz
mahkeme üyeleri sarayınızın birer partizanıdır. (HDP
sıralarından alkışlar) IŞİDin Kobanide kendi
karanlığına gömülmesi politikalarınızı çökertti,
siz de HDPyi ve demokratik siyaseti tasfiye ederek intikam almak istiyorsunuz,
biz bunun gayet iyi farkındayız. 7 Haziranın, 31 Martın
siyasi intikamını almaya
çalıştığınızı çok iyi biliyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar) Ortada bir hukuk yoktur,
bağımsız bir yargı hiç yoktur; engizisyon mahkemeleriniz
vardır sevgili AKPli üyeler. Ama unutmayın, darbe mahkemelerinizle
siyaseti de geleceği de şekillendiremeyeceksiniz; sandıkta,
meydanlarda yenemediğiniz HDPyi mahkeme salonlarında da asla
yenemeyeceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar) Kumpas ve
komplo siyaseti yenilecektir bu ülkede.
Şunu da hatırlatırım: HDPnin
mücadele geleneği bugüne değin sayısız yargı darbesi,
siyasi kumpas ve komplo gördü. 1990larda Mehmet Sincarları, Vedat
Aydınları katleden zihniyetin bugünkü sahipleri İzmirde, parti
binamızda Sevgili Deniz Poyrazı katletti. HDPyi suikast, linç,
siyasi soykırım operasyonları ve yargı kumpasları
kıskacına alarak siyaset yapamaz hâle getirmek isteyenler şunu
iyi bilsinler: Biz diz çökmeyiz, boyun eğmeyiz, demokratik siyasetten ve
barış mücadelesinden asla vazgeçmeyiz. (HDP sıralarından
alkışlar) Siz yasalaştıkça biz demokratik siyaseti
yaşamın her alanında daha fazla büyütmeye devam edeceğiz.
Tutuklu ama özgür siyasetimiz mutlaka kazanacaktır; iradeye kelepçe vuran
erdemsiz, yozlaşmış, korkak siyaset ise büyük kaybedecektir.
(HDP sıralarından alkışlar)
Sevgili Musa Anter'in dediği gibi
Ve cellat uyandı yatağında bir gece,
Tanrım dedi. Ne zor bir bilmece!
Öldükçe çoğalıyorlar,
Ben tükenmekteyim öldürdükçe.
İşte, HDP budur sevgili
arkadaşlarım. (HDP sıralarından alkışlar) Bir
gidip bin gelen, milyonlarla yoluna devam eden, cezaevlerine de meydanlara da
sığmayan köklü bir mücadele deryasıdır. Halkları hak,
adalet, eşitlik ve barış temelinde birleştiren ve
Türkiye'nin özgür geleceğinin teminatı olan bir fikriyattır. Bir
ucu Anadolu'da, diğer ucu Mezopotamya'da olan bu fikriyatı
durduramayacaksınız, engelleyemeyeceksiniz.
Evet, değerli halkımız, ülke olarak
yaşadığımız büyük çöküş aynı zamanda
çıkış için de önemli fırsatlar yaratmaktadır.
İktidarın her ne kadar uykuları kaçsa da ülke artık bir
seçim sürecine girmiştir.
Buradan bir çağrı yapmak istiyorum:
Politikanıza güveniyorsanız, cesaretiniz varsa buyurun,
sandığı hemen getirin, halk kararını versin. Seçim
koşulları çoktan oluşmuştur, halk sabırsızlıkla
sandığı beklemektedir. Oyalamayla zaman kazanmaya
çalışmayın, ne yaparsanız yapın o büyük yüzleşme
günü mutlaka ama mutlaka gelecektir. (HDP sıralarından
alkışlar) Eninde sonunda o sandık kurulacak ve gerçeklerle,
yarattığınız tabloyla mutlaka yüzleşeceksiniz.
Yurttaşlarımız şunu bilmelidir:
Bu bir Cumhurbaşkanlığı seçimi değildir; bu bir rejim
seçimidir, gelecek yüzyılı belirleme seçimidir. Bu seçim, halkın
huzur ve refah içinde eşitçe yaşayacağı güçlü bir demokrasi
ve herkes için adalet düzeni ile hukuksuzluk, talan ve soygun düzeni
arasındaki bir seçim olacaktır. Haksız zenginleşme ve
yolsuzluk düzeni ile ekmeği, aşı büyütme arasındaki bir
seçim olacaktır. Bu seçim, halklarımıza tekçiliği dayatan
düzen ile, kimliği, dili, inancı ve kültürü reddedilmeden herkesin
eşit ve özgürce birlikte yaşayacağı ortak gelecek
arasındaki bir seçimdir. Bu seçim, eşitsizlikle en büyük şiddet
ve ayrımcılığa uğrayan, kazanımları her gün
saldırı altında olan kadınların özgürlük
ısrarı ile erkek düzen arasındaki bir seçim olacaktır. Bu
seçim, özgür bir gelecek kuracak olan gençler ile bu geleceği karartmak
isteyen kötülük düzeni arasındaki bir seçim olacaktır. Bu seçim, en
büyük barış ittifakı ile ülkeyi yıkıma götüren
savaş koalisyonu arasındaki bir seçim olacaktır. Bu seçim, rant
için talan edilen ormanlar, dereler ile rantçı iktidar arasındaki bir
seçim olacaktır.
Evet, Türkiye halkları asla
karamsarlığa ve kaygıya kapılmamalıdır; büyük
demokratik dönüşümü mutlaka ama mutlaka başaracağız.
İşçisiyle, emekçisiyle, esnafıyla, çiftçisiyle, kadınıyla,
genciyle omuz omuza vererek, ortak mücadeleyi büyüterek bu düzeni birlikte
değiştireceğiz; mücadelemize güveniyor ve inanıyoruz.
Bu mücadele ekmeğimizi de
aşımızı da büyütme mücadelesidir; herkes için ekmek, herkes
için barış, herkes için adalet, herkes için demokrasi mücadelesidir;
ortak, eşit gelecek mücadelesidir; bu mücadele, bizim olan
kazanımlarımızı söke söke bu düzenden geri alma
mücadelesidir. (HDP sıralarından alkışlar) Halktan
gasbettiğiniz hakları, özgürlükleri, alın terinin hakkını
söke söke, misliyle geri alacağız; sevgili halkımız, bunu
asla unutmayın ve asla kaygıya kapılmayın.
Sevgili kadınlar, İstanbul Sözleşmesi
başta olmak üzere, gasbedilen tüm haklarınızı erkek
düzeninden söke söke geri alacak ve bu erkek düzenine son vereceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar)
Gasbettiğiniz belediyelerimizi yolsuzluk ve
yüzsüzlük yarışına giren o kayyumlardan bir bir geri
alacağımızın bir kez daha sözünü veriyoruz
halklarımıza. (HDP sıralarından alkışlar)
Halkın ekmeğiyle, geleceğiyle oynamanın siyasi bedelini
sandıkta çok ağır ödeyeceğinizi ifade etmek istiyorum.
Demokrasiden, barıştan, adaletten,
emekten, birlikte yaşamdan yana olan; bu düzenin zulmü altında her
gün bedel ödeyen tüm yurttaşlarımıza, toplumsal muhalefete, tüm
demokratik muhalefete buradan mücadele ortaklığı
çağrısı yapıyorum: Gelin, yeni bir dönemi hep birlikte
başlatalım. Korkuları, siyasi kaygıları,
hesapları bir kenara bırakalım; siyasetüstü bakalım
meseleye. Bu ülke halklarının enkazdan kurtulması için en güçlü
birlikteliği kuralım sevgili arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Buldan, buyurun.
PERVİN BULDAN (Devamla) - Türkiye toplumunu
yoksulluk, işsizlik, açlık, adaletsizlik sarmalıyla kuşatan
bu zulüm düzeninin karşısında demokrasi, adalet,
barış, özgürlük ve ekmek mücadelesini büyütelim. En güçlü demokrasi
ittifakıyla, büyük barış ittifakıyla 100üncü
yılında Cumhuriyeti büyük demokrasiyle, büyük barışla
buluşturalım. HDP buna vardır, bu cesarete ve
kararlılığa her zamankinden fazla sahiptir ve bunu
başaracaktır. Herkes umutlu olmalıdır, değişim
gücü halklarımızın elindedir. Karunlaşan iktidar düzenini
değiştirecek olan halklarımızın Harunlaşan
mücadelesi kazanacaktır sevgili halkımız.
Unutulmamalıdır, karanlığın en koyu olduğu an
aydınlığın en yakın olduğu andır ve o an
hızla yaklaşmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
PERVİN BULDAN (Devamla) - Büyük
değişime az bir süre kalmıştır ve bu büyük
değişimin kapısını HDP şimdiden
açmıştır. Milyonların iradesi ve umudu yeni bir dönemi
başlatacaktır. Güneşi gülüşüne, direnişi yaşamına
sığdıran kadınlar ve cesaretini gelecekte buluşturan
gençler bu yüzyılı demokrasi ve özgürlük yüzyılına
çevirmeyi mutlaka ama mutlaka başaracaktır diyorum.
Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından ayakta alkışlar)
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
şimdi de Halkların Demokratik Partisi Grubu adına ikinci
konuşmacı, Eş Genel Başkan ve Mardin Milletvekili
Sayın Mithat Sancar.
Buyurun Sayın Sancar. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
HDP GRUBU ADINA MİTHAT SANCAR (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizleri ekranları
başında izleyen muhterem halkımız; 2022 yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifini konuşuyoruz. Hükûmetin
sunuşunu dinlediniz, rakamlar var, büyümeden söz ediliyor, çeşitli
veriler sunuluyor ama halkın gerçeğini karartacak hiçbir bilgi burada
önümüze gelmiyor, gelmez de gelemez de çünkü hakikat, halkın bizzat
yaşadığı yerdedir, sokaktadır, pazardadır,
manavdadır, markettedir. TÜİKin rakamlarıyla bu hakikati
gizleyebileceğini sananlar çok büyük yanılıyorlar,
yanıldıklarını da çok gecikmeden, çok büyük darbelerle
öğreneceklerdir. Halkın kendilerine vereceği büyük dersle bu
hakikatin farkına varacaklardır.
Şimdi, bize endeksler sunuyorlar, diyorlar ki:
Türkiyede, işte, büyüme şu kadar. ama bu büyümenin nasıl pay
edildiğini, paylaşımın nasıl gerçekleştiğini
anlatmıyorlar. Evet, bir büyüme var görünüyor. İhracata dayalı
büyüme deniliyor; bu büyümede esas olan, bir grup sermayedarın daha da
zenginleşmesidir, yoksulun daha yoksul hâle gelmesidir. Yeni bir ekonomi
modelinden söz ediyorlar oysa bu ekonomi modeli yeni değil, daha önce de
denendi. Asıl yapılmak istenen, bu ülkeyi ucuz emek cennetine
çevirmektir; daha doğrusu, küresel sermaye için ucuz emek cenneti, bu
ülkenin halkları içinse bir cehenneme dönüştürmektir.
Şimdi, bakın, endeksler var önümüzde ve bu
küresel endeksler de hakikati, bizim anlattığımız hakikati
perçinliyor. Mesela, Türkiyede -Küresel Organize Suç Endeksine
bakıyoruz- bir suç imparatorluğu
yaratıldığını söylüyoruz sürekli. Küresel Organize Suç
Endeksine göre Türkiye toplamda dünyada 12nci sırada, insan
kaçakçılığı ve silah ticareti kategorilerinde 1inci,
devlete ilişik suç aktörleri kategorisinde 2nci sırada. Hukukun
Üstünlüğü Endeksine bakıyorsunuz, 139 ülke arasında 117nci
sırada; bu, 2021in rakamları. Daha vahim endeksler de var. Kara
Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü
tarafından hazırlanan bir liste var ve bu eylem gücü denen
kuruluş, OECDnin ortaya çıkardığı,
oluşturduğu bir kuruluştur. Türkiye gri listeye
alınıyor, sebep: Kara paranın aklanması ve terörizmin
finansmanının engellenmesinde başarısız olmanız.
Her önüne geleni teröristlikle suçlayan bu iktidar, uluslararası
endekslere terörizmin finansmanını engellemeyen bir iktidar olarak
giriyor, ülkeyi bu açıdan gri listeye sokabiliyor.
Öte yandan, Sefalet Endeksine
baktığımızda, Türkiye bugün 1inci sıradadır,
daha doğrusu en sefil ülke kategorisinde yer almaktadır. Bütün
bunları yaratan bu düzendir, bu düzenden beslenen mevcut iktidardır.
Bu iktidarın siyasal, sosyal, ekonomik programları bu ülkeyi çoklu
krize sokmuştur ve bu çoklu kriz her geçen gün derinleşmekte, bedeli
de ağırlaşmaktadır. Ekonomik kriz bunun bir göstergesi, bir
boyutudur, önemli bir boyutudur ama bunun temelinde siyasi çöküş ve
düzenin bozukluğu yatmaktadır. (HDP sıralarından
alkışlar)
Evet, eğer hukukun üstünlüğünde dünyada en
gerilerde yer alıyorsanız, bu ülkede hukuk diye bir şey
bırakmamışsanız zaten bu ülkede istikrar da olmaz, güvenlik
de olmaz, kimse de kendisini güvende hissetmez. Denetimin
olmadığı, hukuk devletinin işlemediği yerde yolsuzluk
da organize suç da alır başını gider. İşte o
nedenle Bu ülke bir suç imparatorluğu hâline getirilmiştir.
diyoruz. Bakanların çetelerle, mafyalarla ilişkisine dair
sayısız veri, bilgi, ifşaat, itiraf ortadayken bir tek
savcı kılını kıpırdatmamakta, Hükûmet harekete
geçmemekte, Meclis üzerine düşeni yapmamaktadır. (HDP
sıralarından alkışlar)
Sürekli iç düşman yaratan, yaratmak için
elinden gelen bütün çabayı harcayan bu sistem, esas savaşı
içeride, halkına karşı yürütmektedir. Oysa, bu ülkeyi çökerten
tam da bu anlayıştır; halkı birbirine karşı
düşmanlaştıran, kutuplaştıran, ayrıştıran,
suçlara, organize suçlara, büyük uyuşturucu
kaçakçılığına her türlü kapıyı aralayan ve
bunları engellemek için hiçbir girişimde bulunmayan bu
anlayıştır değerli arkadaşlar. İçişleri
Bakanlığı bütçesi konuşulurken görüldü; evet, bir
İçişleri Bakanlığımız var ve Bakanımız
var, bugün hakkında sayısız iddia ve bunlarla ilgili bir sürü veri
varken çıkıp halkı, muhalefeti, muhalifleri tehdit etmekte
hiçbir beis görmüyor, hiç utanmıyor çünkü cesaretini bu sistemden, bu
iktidarın korumasından alıyor. Bu sistemin, bu zihniyetin
işleyişinin bir ürünü olduğunu, kendisinin de bunu yürütmekte
başarılı sayıldığını varsayıyor; o
nedenle de tehditlerine, şantajlarına devam edebiliyor.
Değerli milletvekilleri, bu ülkede en büyük
sorun cumhuriyetin demokrasiyle buluşamamış olmasıdır.
Bu sorunun yarattığı tahribatları yüzyıldır
yaşamaktayız, önümüzdeki büyük hedef artık cumhuriyeti
demokrasiyle buluşturma hedefi olmalıdır ve bunun için de Kürt
sorununun mutlaka demokratik yollarla çözülmesini sağlamak gerekiyor.
Ekonomide büyük eşitsizlik yaşıyoruz;
sınıflar arası uçurum, gelir dağılımındaki
uçurum derinleştikçe derinleşiyor ama öte yandan, Kürt sorununun
çözümsüzlüğünün yarattığı yaralar da derinleşiyor.
Şimdi, sizlere bazı haritalar
göstereceğim, böylece ekonomi ile iyasetin, Kürt sorunu ile demokrasinin
nasıl iç içe geçtiğini daha iyi görebileceğiz diye
düşünüyorum.
Bugün iktidarın Kürt sorununda izlediği
politika, 1925 tarihli Şark Islahat Planından farklı
değildir; aynı ruhu taşımaktadır, aynı ruhla
yürütülmektedir. Şark Islahat Planının kapsadığı
bölgeyi görüyorsunuz. Peki, daha sonra, bununla birlikte kurulan umumi
müfettişlik düzenine bakalım, aşağı yukarı
aynı bölge. Olağanüstü hâl bölgesi haritasını görelim;
evet, hukukun, demokrasinin askıya alındığı yer de
OHAL bölgesi. Peki, 2019 seçimleri sonrasında kayyum atanan belediyelerin
haritasına bakalım: Aynı bölge değerli arkadaşlar.
Devam ediyor haritalarımız: Kişi başına millî gelirin
en düşük olduğu iller; aşağı yukarı aynı
harita değerli arkadaşlar. Devam ediyoruz: İşsizliğin
en yüksek olduğu iller; evet, aynı harita. Bunlar bize neyi
anlatıyor? Kürt sorununda demokratik çözüm, ülkede eşitsizliklerin
giderilmesi, barış içinde eşit, ortak yaşamın
kurulması için her alanda gereklidir. Evet, siyasal alanda gereklidir,
toplumsal alanda gereklidir, ekonomide de gereklidir. Eğer bütçe
rakamlarını tek tek incelersek göreceğiz ki bu bütçede yine en
büyük paylardan biri güvenlik harcamalarına
ayrılmıştır. Yani bu bütçe bir savaş bütçesi olarak da
karşımızda durmaktadır. (HDP sıralarından alkışlar)
Peki, güvenlik harcamalarına bu kadar payın
ayrılmasının bedeli nedir, karşılığı
nedir? Her gün sofradan ekmeğin biraz daha alınması,
aşın biraz daha azalmasıdır değerli arkadaşlar.
Eğer, bu savaş anlayışı içeride Kürt sorununda
güvenlikçi politikalar, bölgede her çatışma alanını bir
savaş politikası fırsatına çevirmeye çalışan
yaklaşım olmasa, 2015teki gibi, bütçede güvenliğe ayrılan
pay bugünün belki de çok daha altında olacaktır; daha doğrusu,
oran çok daha küçük olacaktır. Biraz önce sevgili Başkanım,
Eş Başkanım Pervin Buldan da rakamları söyledi. Evet, 2013te
kişi başına düşen millî gelir 12 bin dolardan bugün 8 bin
dolara düşmüşse bunun temeli, Kürt sorununda güvenlikçi politikalar,
bölgede izlenen savaş politikaları ve toplumsal barışı
yok eden bu genel antidemokratik anlayıştır. Ülkeyi
kutuplaştıran, çoğulculuğu yok sayan,
farklılıkları tekleştirmeyi amaçlayan bu
anlayışın ülkeye huzur getirmesi mümkün değildir, huzur
olmayan bir ülkede ekonomik refahın sağlanmasına da imkân yoktur
değerli kardeşlerim. Eğer denetimden uzak bir sistem
kurarsanız, evet, bilin ki yolsuzluk da hırsızlık da
alıp başını gidecektir bugünkü gibi ve gelir
dağılımındaki adaletsizlik uçurumlarla
anlatılacaktır, tıpkı şimdi
yaşadığımız durum gibi.
Kamu-özel iş birliği projeleri adı
altında yandaşlara peşkeş çekilen kamu kaynaklarının,
halkın mallarının haddi hesabı yoktur. Faize sadece 2022
yılı bütçesinde ayrılan pay 240 milyar liradır. Sadece bu
yandaşlara garanti ödemeleri adı altında ayrılan pay,
dövize endeksli olduğu için kurlardaki son gelişmelerle 2-3
katına çıkmıştır. Bütün bunlar; yandaşa daha
fazla kaynak, halka daha fazla açlık, daha fazla yoksulluk, daha fazla
baskı demektir. Eğer bir sistem yoksulluk üretiyorsa ondan
yoksullukla mücadele etmesini bekleyemeyiz. Bir sistem yoksulluğun bizzat
kaynağı olan politikaları uyguluyorsa yapacağı
şey, yoksullarla mücadele etmektir. Yoksulların derdini,
hakkını, talebini dile getirenlerle mücadele eder; yoksullukla
değil, yoksulluğa karşı çıkanlara saldırır;
şimdi yaptığı gibi. Evet, emek çevrelerine
saldırır, işçiye saldırır, sendikalara, bütün
diğer meslek örgütlerine saldırır ama bütün bunları
durdurmanın da yolu var, imkânı var ve bunun örnekleri de var.
Bir örneği 2019 yerel seçimleri ise, son
örneği Türkiye Barolar Birliğinin dün sona eren 36ncı
Olağan Genel Kuruludur. Bakın, bu yönetimin, eski yönetimin devam
etmesi için kanun değiştirdiler, her türlü manevrayı
yaptılar ama demokratik mücadelede ortaklığın
karşısında yenildiler. (HDP sıralarından
alkışlar) O yenilgiyi sağlayan bütün bu desteğe, kanun
değişikliğine ve her türlü medya imkânına, propaganda
imkânına rağmen eski Başkana kaybettiren şey, hukukun
üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları için yürütülen ortak
mücadeleydi. Bu alanda ortaklaşmanın başka alanlarda da önemli
sonuçlar doğuracağını hepimizin görmesi gerekiyor
değerli milletvekilleri, sevgili halkımız.
Evet, Kürt sorununda savaşçı
politikalardan vazgeçerseniz o zaman yeni bir başlangıç için
Mecliste, burada demokratik siyasetin işleyişiyle yeni yollar
bulmamız elbette mümkündür. Biz Kürt sorununun çözümünü, Türkiye'de sömürüden,
kadına karşı her türlü ayrımcılık ve şiddetten,
gençliğin yok sayılmasından, çocuklara karşı uygulanan
her türlü zulüm politikasından ve yoksullaştırıcı
politikadan ayrı görmüyoruz. Bütün bunları birleştirecek olan
şey de demokrasi ve barış mücadelesidir. Büyük demokrasi
ittifakı çağrımızın temelinde de tam bu yatıyor
değerli milletvekilleri. Biz, bu sistemden canı yanan bütün
mağdurların, bütün mazlumların, yok sayılanların,
sömürülenlerin, açların bir araya gelebileceği bir büyük birlikteliği
hedefliyoruz. Çağrımızı da bu büyük birlikteliği
sağlamak için her vesileyle tekrarlıyoruz. Bu birlikteliği
sağlarsak yeni bir başlangıç da mümkündür, bu ülkeyi gelecek
yüzyıla ya da cumhuriyetin ikinci yüzyılına büyük bir
barış ve demokrasi hareketiyle taşımak da mümkündür. (HDP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Bertolt Brechtin
dediği gibi İhtiyacımız olan şey kahramanlar
değil, kahramanlara ihtiyaç duymayan bir toplum yaratmaktır. Bu
toplum da ancak dayanışmayla, ancak hak, adalet, demokrasi temelinde
buluşmayla sağlanabilir. Bizi ortadan kaldıran, biz
kavramını yok eden ayrıştırıcı, adaletsiz
anlayışa karşı temel değerlerde buluşacak büyük
bir toplumsal hareket. İşte, geleceğimizin güvencesi budur.
Bizim, bu ülkenin gençlerine borcumuz da budur. Bugün ülkesinden umudunu
kesmiş, geleceğini burada görmeyen milyonlarca genç var. Bu gençlere
büyük borcumuz var, bu gençlere ayrıca sözümüz de olmalı.
Biz diyoruz ki: Değerli gençler, gelecek sizin
ellerinizdedir. Bu geleceği sizler kuracaksınız. Sizler bu
ülkenin bütün farklılıklarının eşitçe
yaşayabileceği bir ülkede yaşamayı hak ediyorsunuz. Bunu
fazlasıyla hak ettiğinizden hiçbir şüphemiz yok. Eğer
bugüne kadar biz bunu kuracak çabayı yeterince göstermemişsek size
karşı mahcubuz, borçluyuz. Ama bundan sonrası için bütün
gençlere sesleniyorum: Barış, demokrasi, kaliteli yaşam,
eğitim, eşitlik, adalet için ne gerekiyorsa biz sizlere tabi olmaya
hazırız, sizlerin bu ülkeyi dönüştürme gücünüzün önünde her daim
boynumuzu eğeceğiz, sizlerin büyük gücüne, iradesine güvenimiz
tamdır. (HDP sıralarından alkışlar) Umutsuzluğa
lütfen kapılmayın, karamsarlığa asla kapılmayın;
siyaseti şimdi, sunulduğu kirli şekliyle reddetmekte ısrar
edin. Temiz, demokratik siyaset, kamu yararını, toplum faydasını
esas alan siyaset mümkündür. Bizler bunun için elimizden geleni yapıyoruz
ama bunun gerçek güvencesi, gençlerin buna sahip çıkmasıdır, bu
ideallere sahip çıkmasıdır.
Değerli milletvekilleri, bakın, size bir
iki örnek daha aktaracağım, aslında iktidarın bu
propagandalarının temelsizliğini anlatmak için çok şeye
gerek yok. Yeni bir ekonomik model olarak sunuyorlar, dövizdeki son
dalgalanmayı da bilinçli yaptıklarını ima ediyorlar.
Şimdi, dış güçler hikâyesi anlatmaya başladılar ama
Cumhurbaşkanı ne demişti? Biz ne
yaptığımızı biliyoruz, biz nereye gitmek
istediğimizi biliyoruz. O hâlde bütün bunları bilerek
yapıyorsunuz. Bilerek yaptığınıza göre ortaya
çıkan sonucu da istiyorsunuz. Şimdi dış güçler diye
dış güçlerin oyunu, müdahalesi diye propaganda yürüten Hükûmet
temsilcilerine, iktidar ortaklarına soralım: Birleşik Arap
Emirlikleri Veliaht Prensi buraya niye geldi, ne için geldi? Hani büyük
şeytandı bu, 15 Temmuzun arkasındaki finansördü bu. Biz size
söyleyelim, biliyoruz neden geldiğini: Ülkeyi içine soktuğunuz bu
durumdan fırsatlar devşirmek için geldi.
Çağırdınız; Gel, Türkiye halklarının
biriktirdiği kamu kaynaklarını sana ucuza, hatta bedavaya
verelim. demek için çağırdınız. İşte, eğer
dış aktör arıyorsanız bunlara bakın.
Bugün, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu, Katarda. Basına yansıyan başlığa
bakıyoruz: Türkiyenin ekonomik gidişi nedeniyle ortaya çıkacak
fırsatları değerlendiriyoruz. Bu, Katar Dışişleri
Bakanının sözü. Nedir bu fırsatlar? Bu fırsatlar, bu
ülkenin emekçi halklarının biriktirdiği kaynakların yok
pahasına peşkeş çekilmesidir. İşte, Ülkeyi satmak.
diyorsanız budur. (HDP sıralarından alkışlar) Daha
açık nasıl satılır bir ülke? Buna Dur! diyeceğiz.
Buna Dur! diyecek gücümüz var değerli arkadaşlar.
Bu ülkenin bütün farklılıklar içinde
eşitçe bir yaşam düzeni kurması mümkündür, gereklidir. Bunun
için de samimi yüzleşmeye elbette ihtiyacımız vardır.
Herhangi bir kaygıya kapılmadan geçmişe bakabilme cesaretini
göstermeye ihtiyacımız vardır. Ben bu yüzleşmenin ne anlama
gelebileceğini uzun uzun anlatabilirim ama Malcolm X'ten çok
çarpıcı bulduğum bir alıntı aktaracağım:
Sırtıma 9 santim bıçak saplayıp bıçağı 6
santim geri çekersen bu, eşitlik noktasında ilerleme sayılmaz,
bıçağı tamamen çıkarsan bu da ilerleme olmaz; ilerleme, yaranın
tedavisiyle olur. Evet, eğer biz eşit bir yaşam kuracaksak o
eşitliği bugüne kadar temelden bozan bütün o yaraları
iyileştirecek anlayışı, iradeyi, cesareti göstermek
zorundayız. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP, bunun için vardır, halklar arası eşitliği
esas aldığı için bu sorunun çözümünün adresidir. HDP,
çoğulcu yaşamı, çoğulcu yaşam içinde
farklılıkların birlikteliğini esas aldığı
için çözümün adresidir. Bu konuda üzerimize düşen bütün
sorumlulukları, demokratik siyasette bütün imkânları kullanarak
yerine getireceğimizi bir kez daha tekrar edelim. Davalarla yürütülen
bütün kuşatmalara, devlet aygıtının
kullanılmasıyla sindirme çabalarına bugüne kadar
aldırış etmedik, boyun eğmedik, bundan sonra da
aldırış etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar) Doğru bulduğumuz yolda,
doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. Bu yolun, bu
ülkeyi büyük barışa götüreceğine inancımız
tamdır. Büyük barışı ancak büyük düşünenler ve büyük
hedefler, idealler oluşturanlar yaratabilir. Bunun riskini alanlar, ancak
bu yürüyüşü sonuna kadar tamamlar.
İşte, biz de diyoruz ki: HDP, üzerine
düşeni yapmaya hazırdır, bütün toplum kesimleriyle müzakere ve
diyalog içinde olmak için elinden gelen her çabayı harcayacaktır.
Bize mesafeli olsun olmasın, bizi sevsin sevmesin her kesimle, toplumsal
kesimle müzakere ve diyalog yürütmek bizim hedefimizdir, vazgeçmeyeceğimiz
bir düsturdur. Daha fazlasını söyleyeyim: Evet, bizden nefret edenler
de vardır, bizi hain görenler de vardır. Biz onlarla da konuşmak
için, müzakere etmek için, onlarla da diyaloğu yürütmek,
kaygılarını, korkularını anlamak ve hepsini birlikte
gidermek için elimizden geleni yapmaya hazırız, yapacağız
da. Büyük barış bunu gerektirir. (HDP sıralarından
alkışlar) Büyük barış için de HDP, üzerine düşen
sorumluluğu sonuna kadar yerine getirmeye hazırdır.
Şimdi, bu krizden acil çıkışa
ihtiyaç var. Bu çoklu krize karşı çoklu bir demokratik ittifaka
ihtiyaç var ve bu demokratik ittifakın seçime de bir
yansımasını yaratmak şarttır. Biz buna geniş
demokrasi ittifakı adını verdik; ülkenin üçüncü yolu, üçüncü
seçeneği olarak tanımladık ve orada yürüyoruz.
Şimdi, bu kadar büyük krizleri yaratan bir
iktidarın görevde kalmaya devam etmesi kabul edilebilir bir şey
değil. O nedenle, kendilerini istifaya davet ediyoruz ama istifa
etmeyeceklerini biliyoruz.
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) İşine bak,
işine; işine bak.
MİTHAT SANCAR (Devamla) O nedenle,
şimdi, Meclise görev düştüğüne inanıyoruz. Meclis, bu
konuda inisiyatif almalıdır; erken seçim kararı, bir an önce bu
Meclisten çıkarılmalıdır.
Bütün muhalefet partilerine
çağrımızı yineliyoruz: Erken seçim önergesini gecikmeden
buraya hep birlikte getirelim. (HDP sıralarından alkışlar)
Ben biliyorum, laf atanlar dâhil AKP
sıralarında şimdi burada bulunan ve bulunmayan milletvekilleri
arasında bu gidişattan vicdanları sızlayanların
sayısı az değildir; buna inanıyorum.
ZAFER IŞIK (Bursa) Bizim adımıza
konuşma.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Kendi adına
konuş, kendi adına konuş.
MİTHAT SANCAR (Devamla) Ben diyorum ki: Bugün
şimdi bana laf atanlar dâhil, içlerinde bu gidişattan vicdan
azabı duyanlar az değildir. En azından erken seçim kararına
evet oyu verebilecek sayıda vicdanlı AKPli milletvekili
vardır. (HDP sıralarından alkışlar)
O nedenle, biz buraya erken seçim önergesini
getirelim, kendilerini o zaman vicdanlarıyla baş başa
bırakalım. Bu ülkeye sandığı getirelim; eğer
eminseniz, yeni bir dönemi başlattığınız konusunda
kendinize güveniniz tamsa buyurun, bu yeni dönemi halka oylattıralım,
sandığı getirelim, halkın önüne koyalım ve o zaman,
eğer buradan onay alırsanız, bu yeni modeliniz buradan onay
alırsa devam edersiniz ama eğer onay alamazsa -ki
alamayacağını biliyoruz- demokrasi güçlerinin bu mücadeleden
kazançlı, başarılı çıkacağını
biliyoruz, yüz akıyla çıkacağını biliyoruz. Bu ülkeye
demokrasiyi ve barışı getirecek büyük bir toplumsal birikim ve
vicdan olduğuna inanıyoruz, bu inancımızla yolumuza devam
ediyoruz.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Arkadaşlar, birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.17
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.36
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Enez
KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 28inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Genel Başkan ve İzmir Milletvekili Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu konuşacaktır.
Buyurun Sayın Kılıçdaroğlu. (CHP
sıralarından ayakta alkışlar)
Süreniz altmış dakikadır.
CHP GRUBU ADINA KEMAL KILIÇDAROĞLU (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, bizleri televizyonları başında izleyen,
radyolarından dinleyen, sosyal medya hesaplarından dinleyen
saygıdeğer vatandaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak hepinize en içten sevgilerimizi, saygılarımızı
gönderiyoruz.
Bütçe konusunda konuşacağız.
Değerli milletvekilleri, bütçe dediğiniz -benden önceki
arkadaşlar da anlattılar- Türkiye'nin temel yasalarından bir
tanesidir ve Anayasada bütçenin kabulüyle ilgili, görüşülmesiyle ilgili
özel düzenlemeler vardır. Dolayısıyla, bütçe yasaları
Parlamentoda görüşülürken bütün milletvekillerinin -hangi partiden olursa
olsun- sağlıklı ve tutarlı bilgiler edinmeleri gerekiyor.
Sağlıklı ve tutarlı bilgiler Parlamentoya gelmiyorsa o bütçe
görüşmeleri doğru görüşme değildir.
Bakın, değerli arkadaşlar,
Sayıştay raporları, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına
denetim yapan Sayıştay
Sayıştay raporları
değiştiriliyorsa ve değişen Sayıştay
raporları Türkiye Büyük Millet Meclisine geliyorsa o zaman yürütme
organının korktuğu bir şey vardır, gerçeklerin
görülmesini istemiyor. Burada görev kime düşüyor? Eğer
Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına görev
yapıyorsa o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının
değiştirilen Sayıştay raporlarıyla ilgili süratle
bilgi alması lazım ve Parlamentoyu bilgilendirmesi lazım.
Ben size bir örnek vereceğim: Rapor 100 küsur
sayfalık bir rapor, Meclise gelen rapor 11 sayfa, aynı şey ama
burada dünyanın yolsuzluğu var; burada hiçbir şey yok. Plan ve
Bütçe Komisyonunda soruldu Bakana Neden siz Sayıştaya istediği
bilgileri vermediniz? diye. Biz bütün bilgileri verdik. dedi Sayın
Bakan. Onun üzerine Sayıştay söz istedi, Sayıştayın
Plan ve Bütçe Komisyonundaki temsilcisi söz istedi ama söz vermediler. Niçin?
Yazıyı gösterecekti, diyecekti ki: Şu şu şu
yazılarla biz bilgi istedik ama maalesef kurum bize bilgi vermedi.
Eğer kurum yani denetlenen kurum eğer Sayıştay denetçisine
bilgi vermiyorsa, belge vermiyorsa, doküman vermiyorsa yürütme organı
Türkiye Büyük Millet Meclisine hesap vermiyor demektir. (CHP sıralarından
alkışlar) Şuradakilere sesleniyorum, şuradakilere
sesleniyorum ve sizlere sesleniyorum: Sayıştaya müdahale eden kim?
Değerli arkadaşlarım, başka
önemli bir konu, elbette ki bakanlar Plan ve Bütçe Komisyonuna gelecekler,
elbette ki milletvekillerinin sorularına cevap verecekler. Cevaplanmayan
sorular var, cevap vermiyorlar. Peki, bunlar nasıl bakan? Nasıl
bakan? Geçen yıl bütçe görüşmeleri sırasında demiştim
ki Bunların günahı yok, zaten bunlar devlet memuru.
alınmışlardı. Devlet memurları ile şimdi
sayın bakanların görevleri arasında hiçbir fark yok, kamu
görevi, ikisinin de aşağı yukarı
dokunulmazlığı aynı dokunulmazlık. Beni üzen nokta
nedir? Türkiye Büyük Millet Meclisine seçimle gelen birisinin yani kendi
imzasıyla bütçeyi Meclise gönderen birisinin gelip burada bütçeyi
anlatmaması, yerine atadığı bir kişiyi
görevlendirmesidir. Bu, doğru değildir; bu, Parlamentonun
saygınlığına gölge düşürür. Eğer bu Anayasada
bütçenin yapımıyla ilgili özel bir düzenleme
yapılmışsa, Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçeler ayrıca
görüşülüyorsa ve özel bir süreç içinde görüşülüyorsa o zaman bir
kişi gelecek diyecek ki: Benim bütçem bu. ve bütçesinin arkasında
kapı gibi duracak. (CHP sıralarından alkışlar)
Durmuyor, göndermiş memurlarını buraya, Efendim, siz bütçeyi anlatın...
Allah aşkına, gelip anlattılar, ne anladınız siz?
Pembe bir tablo, Türkiyede hiçbir sorun yok çünkü öyle talimat
almışlar. Neden Sorumluluk bunlarda değil. diyorum? Çünkü
yangında bile Sayın Cumhurbaşkanımızın
talimatlarıyla yangını söndürmeye başladık. diye
cümle kuruyorlar. Ya, yangın için talimat mı beklenir Allah
aşkına? O nedenle, bunların hiçbir suçu günahı yok.
Sayın Mehmet Uçum ne diyordu? Tek kişilik Hükûmet. diyordu. Tek kişilik
Hükûmette bütçeyi gelip Parlamentoya sunacak olan o tek kişi, gelip burada
sunmalı, bütçesinin arkasında durmalı, hangi gerekçeyle
yaptığını bilmeli -biz de bilmeliyiz- artı, bizim
sorularımıza da açık ve net cevaplar vermeli; kaçarak bu iş
olmaz, Meclise gelmeyerek de bu iş olmaz. Bu, Meclisin
saygınlığına gölge düşürmek demektir.
Değerli arkadaşlarım, her bütçe
görüşmesinde ifade ederim: Milletvekillerinin soruları var. Ya, zaten
bir şey bırakmadınız Mecliste, bir şey
bırakmadınız. Meclisin itibarı, itibarı, itibarı
Ne itibarı var Allah aşkına ya, ne itibarı var? Bir tek
şey var: Soru soracaklar, yazılı soru. Bakın, 27nci Dönem
bitmeden 27.323 soruya bakanlar cevap vermiyor. Yani bunlar, bu beyefendiler
cevap vermiyorlar, Gerek yok. diyorlar. Bu ne demektir? Her biriniz tek tek
milletvekilisiniz. Eğer bir bakan veya bakanlar milletvekillerinin
sorularına cevap vermiyorlarsa, kimse kusura bakmasın, Meclis bizim
için sıradan bir kurum demektir bu. Sayın Başkana da söylüyorum,
sizin sahip çıkmanız lazım. Sayın Başkan, arada
şunu yapar: Milletvekilleri soru önergesi verirler, bakar, Şu
cümleyi değiştir, şunu şöyle yap, bunu böyle yap. diye
geri gönderir. Hadi anladım, haklı haksız geri gönderdi, peki,
verilen cevap? Soru başka bir şey,
cevap başka bir şey. Milletvekili soruyor A nerede? diye; o, z'den
bahsediyor. O zaman, Sayın Başkan, sen o cevabı da göndereceksin
oraya. Trafik polisinin bile bir yetkisi var, sizin şu anda soru
önergeleri konusunda hiçbir yetkiniz yok. Cevap bile verilmiyor. E, Anayasaya
yazmışlar, on beş gün içinde cevap verilir. Verilmiyor. Bu ne
demektir? Ne demek Anayasa ya, ne demek Anayasa? Anayasayı mı
uygulayacağız? Bir kişi karar verir, Türkiye'de her şey
olur. Türkiye'de geldiğimiz nokta budur. Bu konuda bütün
milletvekillerinin samimi olması lazım; bu Meclis sadece benim
Meclisim değil, 600 kişinin Meclisi, 600 kişi toplumun nezdinde
itibarsız kişi olarak algılanıyor şu anda.
Sorularına bile cevap verilmeyen bir Meclis, bir milletvekili. Evet,
sorularına bile cevap verilmiyor.
Değerli arkadaşlarım, başka bir
şey daha... Eğer bunlar olmazsa yani dediklerimiz olmazsa, bu süreç
böyle devam ederse bunun bilinen tek cümlesi vardır: Türkiye Büyük Millet
Meclisi bir vesayet altındadır. Bir daha ifade edeyim:
Milletvekilinin sorularına dahi cevap verilmezse,
Sayıştayın raporlarına müdahale edilirse ve o raporlardaki
bazı bilgiler çıkarılıp tozpembe raporlar bu Meclise
gelirse ve bunları yürütme organı yaparsa o zaman o Parlamento
yürütmenin vesayeti altındadır. Gerçek mi? Evet, gerçek. Bu Parlamentoya,
Millî Kurtuluş Savaşını veren Gazi Meclis diyoruz, hangi
gaziliği kaldı Allah aşkına? Hangi gaziliği
kaldı? Hangi yetkiniz var? Meclisi el kaldıran el indiren
milletvekilleri grubuna döndürdüler. Bir kişi kalkıp cesaretle Benim
görüşüm şudur. diyemiyor, dediği andan itibaren Seni bir daha
milletvekili listelerinde göstermeyeceğiz... Ne demektir bu?
Milletvekilliğini de vesayet altına alıyorum. demektir. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Siz öyle mi
yapıyorsunuz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hiç meraklanmayın,
ben gerçekleri söylüyorum, gerçekler acıdır,
katlanacaksınız gerçeklere. (CHP sıralarından
alkışlar) Siz kalkıp da bir konuda, herhangi bir konuda
çıkıp da enflasyonu eleştirdiniz mi, Hükûmeti eleştirdiniz
mi? Eleştiremezsiniz, cesaretiniz yoktur sizin. Kimse kusura
bakmasın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Muharrem İnceye ne
yaptın?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Mehmet Sevigen ne
oldu, Mehmet Sevigen? Mehmet Sevigen nerede?
METİN YAVUZ (Aydın) Cevap yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
değerli arkadaşlar, bu, Meclisle ilgili bölüm, gelelim ekonomiye
Ekonominin ne olduğunu biliyorsunuz. Şu sunulan bütçede ne var Allah
aşkına ya! Bakın, bu ülke
Ben şahsen ve grubum ülkesini
seven milletvekilleri olarak, 2018in Ağustosundan beri Yanlış
gidiyor, ekonomik kriz gelecek. diyorduk. Kriz geldi, önlem alın. dedik
Ekonomik buhran olacak. dedik ve her bir eleştiriye öneri getirdik
Şunu yapın, şunu yapın, şunu yapın, şunu
yapın. diye. Yaparsınız yapmazsınız ama sorumlu bir
muhalefet anlayışıyla bunu yaptık.
Bakın, değerli arkadaşlar, bir sorunu
samimi olarak çözmek istiyorsanız önce sorunun muhataplarıyla oturup
konuşmanız lazım, Ya, arkadaş, senin derdin nedir? diye
soru sormanız lazım. Bunun yolu nedir, yöntemi nedir? Anayasada
yazıyor, Ekonomik ve Sosyal Konsey. Toplandı mı?
Toplanmadı.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
Ekonomik ve Sosyal Konsey toplansaydı ne olurdu? Öyle ya, bu da bir soru:
Toplasak ne olur, toplamasak ne olur? En azından çiftçinin temsilcisinden
çiftçinin derdini, esnafın temsilcisinden esnafın derdini,
sanayicinin derdini, işçinin derdini, emeklinin derdini; hangi dertlerle
karşılaştılar, en azından bunları
öğrenirdin; artı, bakanları da karşına dizerdin,
Sosyal Konseyin karşısına bakanlarını da dizerdin,
Beyler dinleyin, bakın, çiftçinin derdi var, emeklinin derdi var,
işçinin derdi var, sendikalar var, kuruluşlar var, işverenler
var; dinleyin bunları. Oturup istişare yapalım ve Türkiyenin
içinde bulunduğu bu sorunu birlikte çözelim. derdin. Ya, dilimizde tüy
bitti. Yok. Her şeyi ben bilirim. Ya, arkadaş, tamam, güzel de
kimse kusura bakmasın ama bir kişi Her şeyi ben bilirim.
diyorsa dünyanın en cahil adamıdır, Türkçesi budur. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bir anayasal kurum aynı zamanda Ekonomik ve
Sosyal Konsey. Az önce söyledim, zaten Anayasa askıda olduğu için,
kimse de uymadığı için Anayasaya Ne gerek var? diyor.
Anayasal kurumu çalıştırmıyorsunuz siz.
Bakınız, bir soru: Ekonomik ve Sosyal
Konsey en son ne zaman toplandı -bir dönem üç ayda bir toplanıyordu-
5 Şubat 2009. Hiç sordunuz mu Allah aşkına şu beylere Ya,
bu Ekonomik ve Sosyal Konseyi niye toplamıyorsunuz? diye? Sordunuz mu?
Soramazsınız! Soramazsınız! Zaten
sıkıntımız da o. Hadi biz soruyoruz ama sizin sormanız
lazım, Arkadaş, bu Ekonomik ve Sosyal Konseyi niye
toplamıyorsun? diye sormanız gerekiyor. Örgütler
konuşamıyorlar, işçi örgütleri, işveren örgütleri,
baskı var üstlerinde, cesaret edip bir şey söyleyemiyor.
Açıyorlar telefonu Allah aşkına şunu da söyle, Allah
aşkına bunu da söyle... Ee, siz konuşun. Ee, siz biliyorsunuz
Sayın Genel Başkan, biz konuşursak mahvederler bizi. Özel
olarak, arzu ederseniz, arzu eden AK PARTİli milletvekili
arkadaşım varsa ben o kişiyle de görüştürürüm onları.
Böyle bir rezalet Türkiye Cumhuriyeti tarihinde
yaşanmamıştı.
Bir soru daha: Bu bütçe kimin sorununu çözüyor? Bana
bir Allah'ın kulu çıksın desin ki: Ya, şu sorununu
çözüyoruz biz. Çiftçinin sorununu çözüyor mu mesela? Ya, sorun bunları
Allah aşkına ya. Gübre fiyatlarından bunların haberi var
mı ya? Kendilerini kapatmışlar saraya, sarayın içinde
oturuyorlar, saraya bakıyorlar, herkesin durumu çok iyi, 1 maaş alan
var, 3 maaş, 5 maaş alan var. Orası sanki Bizans sarayı,
herkes birbirinin kuyusunu kazıyor aynı zamanda. Ya, arkadaş,
sen çiftçinin mazotu, çiftçinin gübresi, çiftçinin ilacı
Ya, devlet kendi
çiftçisiyle rekabet eder mi ya? Dışarıdan buğday
getiriyorsun daha pahalıya, daha pahalı ödüyorsun oraya, kendi
çiftçine ödemiyorsun.
Bakın, değerli arkadaşlar, diyorlar
ya Doğrudan gelir desteğini arttırdık. diye. Ziraat
odalarından, ziraattan, çiftçilerden gelen bilgi: 2016 yılında
bir düzenleme yaptılar 5 dönüme kadar olan küçük aile işletmelerine
dönüm başına 100 lira doğrudan gelir desteği
vereceğiz. dediler. 2016, hangi
yıldayız? 2021. 5 dönüm için verdikleri doğrudan gelir
desteği kaç lira? Hâlâ 100 lira, hâlâ. Bana gelmişler bütçeyi
anlatıyorlar. Ya, ben çiftçiyi dinliyorum arkadaş, esnafı
dinliyorum, sanayiciyi dinliyorum, turizmciyi dinliyorum. Siz kimi
dinliyorsunuz? Siz birbirinizi dinliyorsunuz saray için söylüyorum
birbirinizi dinliyorsunuz. Güllük gülistanlık orada, hiçbir şey yok.
Allah bilir, efulileri içip keyiflerine bakıyorlar. Böyle bir düzen olmaz.
(CHP sıralarından alkışlar)
Efendim Faizi sıfırlayacağız,
faizi şöyle yapacağız. Hangi faiz ya, hangi faiz? Çiftçinin
faizini sıfırladınız mı siz? Sözüm var, ahdim var;
Allah'ın izniyle iktidar olacağız, birinci haftada çiftçilerin
bankalardan, Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları kredilerin
faizlerini sıfırlayacağız. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Faiz sıfırlamak budur
işte. Yüreğiniz yetiyor mu? Bunlara sorun. Yüreğiniz yetiyor
mu? diye sorun bakalım. Yetmez, talimat gelmesi lazım faizi
sıfırlamaları için.
Aylık enflasyon neymiş? 3,5muş
aylık enflasyon. Yıllık enflasyon, 21,31. Niçin? Saraydan
talimat geldi. Bilmiyor muyuz biz talimat gittiğini? Rakamı
düşük gösterdiğini bilmiyor muyuz? Ya, şu bile bizim
açımızdan, Parlamento açısından yürütme organını
sorgulamadığımız için ciddi bir ayıptır ya.
ENAG diye bir grup; Enflasyonu Araştırma Grubu, akademisyenlerden.
Bu işin uzmanları oturmuşlar Aylık enflasyon 3,5
değil, 9,91; yıllık enflasyon yüzde 21 değil, yüzde 58,63.
diyorlar. Hangisi doğru? TÜİKin verdiği mi doğru? Gidin,
Allah aşkına, herhangi bir bakkala gidin -vallahi billahi- bakkal
desin ki TÜİKin söylediği doğrudur, yıllık enflasyon
yüzde 21dir. vallahi siyaseti bırakacağım.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Kaçıncı
bırakış!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın, bu
kadar net ve açık konuşuyorum. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Dünyadan haberiniz yok ya, vallahi dünyadan
Ya,
ekmeğe gelen zam bile bundan fazla; ya, ekmeğe gelen zam
Siz gübreye
yüzde 200 zam geldiğini biliyor musunuz? İlaca zam geldiğini
biliyor musunuz? Sanayicinin, yatırımcının derdini
biliyorlar mı bu beyefendiler? Bilmezler, bilmezler.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Orada
hanımlar da var, hanımlar; hanımefendiler de var orada.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Efendim, bütçede
istikrar, ekonomide istikrar olacakmış! Ben size soru soruyorum, AK
PARTİnin saygıdeğer milletvekilleri olarak size bir soru
soruyorum: Piyasada istikrarı sağlamak üzere görevlendirilen kurumun
adı nedir? Kanunu siz çıkardınız, biz çıkardık;
Merkez Bankası, Merkez Bankası. Fiyat istikrarını
sağlamakla görevli olan kurumun adı Merkez Bankası; açın,
4üncü maddesini okuyun. Merkez Bankasını ne yaptılar?
İğdiş ettiler, iğdiş ettiler.
Erdoğan, çıktı, bir kararname
çıkardı, dedi ki: Fiyat İstikrar Komitesi kuruyorum. Evet, Fiyat
İstikrar Komitesi kuruyorum.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Millet
Erdoğana görev verdi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
Parlamentonun vermiş olduğu yetkiyi Parlamentonun elinden alıp,
Merkez Bankasından bu yetkiyi alıp kendi kurduğu kuruma verdi.
Güzel, hadi, diyelim ki bunu yaptın; Fiyat İstikrar Komitesi kaç
sefer toplandı bilen var mı? Hiç toplanmadı. (AK PARTİ
sıralarından Her gün toplantı hâlindeler. sesi) Peki,
nasıl oluyor bu, bu devlet nasıl yönetiliyor Allah aşkına?
Bir devleti, bir kişinin iki dudağına teslim edebilir misiniz
ya? O zaman bu Meclisin görevi ne? Bunu söylüyoruz, üzülüyorsunuz; üzülmeyin,
gerçekler böyledir, acıdır gerçekler. (CHP sıralarından
alkışlar) Biz gerçekleri ifade etmek zorundayız.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday
mısın? Onu söyle.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bir daha
sorayım: Esnafın derdini çözüyor mu? Esnafın hangi derdini
çözüyor? Esnafın derdini çözüyorsa gel şurada Esnafın derdini
şöyle çözdüm. diye anlat bakalım Allah aşkına.
Anlatamazlar.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sen gelmiyorsun ki
Genel Kurula.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Esnaf,
sattığı malın yerine yenisini alamıyor; 1 liraya
sattığını -gittiği zaman- 2 lira olmuş, 2 liraya
sattığını 4 lira olmuş, 4 liraya sattığını
8 lira olmuş diye görüyor. Bana inanmıyorsanız, 3 harfli bir
sürü mağaza var değil mi -A101 var, BİM var- gidin oralara
sorun, etiketlere bakın. Arkadaşlar, saygıdeğer
milletvekilleri, AK PARTİnin saygıdeğer milletvekilleri;
şu beyefendiler ülkeyi öyle bir hâle getirdiler ki artık marketlerde,
etiket değiştiren elemanlar istihdam ediliyor, etiket
değiştiren. (CHP sıralarından alkışlar) Saat
başı etiket değiştiren elemanlar istihdam ediliyor. Ha,
diyebilirsiniz ki: Ey Kılıçdaroğlu, bu doğru değil.
Dünya gazetesini açıp okudunuz mu? Türkiye'nin en önemli ekonomi gazetesi.
Gidin, okuyun bakalım.
Değerli arkadaşlarım, Merkez
Bankasını o hâle getirdiler ki 128 milyar dolar buharlaştı,
128 milyar dolar. Allah aşkına ya, dövizi satma konusunda yetkili
olan banka Merkez Bankası. Alıyorsunuz 128 milyar doları, bir
protokol yapıyorsunuz; bu beyler yapıyorlar, bir protokol
yapıyorlar, damada teslim ediyorlar. Nereye gitti 128 milyar dolar? Damat
ile kayınpeder ne yaptılar 128 milyar doları? (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - İlhan Kesiciye sor,
İlhan Kesiciye.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Tüyü
bitmemiş yetimin hakkını sormak benim de görevim, sizin de
göreviniz. 6-6,5 liradan sattılar, şimdi oldu 14 lira. Kime
sattılar biliyor musunuz? Bilemezsiniz, söylemezler.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) İlhan
Kesiciye sorun, İlhan Kesiciye. İlhan Kesiciye sorun, size
açıklar.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bilemezsiniz,
sizin sormanız lazım değerli arkadaşlarım,
sormanız lazım. Nereye gitti, kime sattın 128 milyar doları
arka kapıdan?
NİLGÜN ÖK (Denizli) Tarihinde 128 milyar
dolar olmamış zaten.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
birisi de ne diyor? Tarihte 128 milyar dolar hiç olmadı. diyor. Dünyadan
bu kadar habersiz. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
NİLGÜN ÖK (Denizli) Hayır
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Dünyadan bu
kadar habersiz ve sizin sıralarınızda milletvekili olarak
oturuyor. Bundan ne beklenir Allah aşkına! Vatandaşın
hakkından, hukukundan bu mu sorumlu olacak? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Güven; güven, güven, güven.
Bu iktidar, tek kişilik Hükûmet, tek
kişilik Hükûmet. Bu Hükûmet, vatandaşın nezdinde de partiler
nezdinde de Parlamento nezdinde de uluslararası arenada da
saygınlığı olmayan bir Hükûmettir, bir kişilik Hükümettir,
saygınlığı olmayan bir kişilik Hükûmettir, hiç
kimsenin itibar etmediği bir kişilik Hükûmettir. İkili var
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Siirt
meydanını görmedin mi?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Vatandaşın da güveni kalmamıştır.
Şu soruyu sordunuz mu acaba kendinize, şu
soruyu sordunuz mu Allah aşkına kendinize, şu soruyu sordunuz
mu: Ya arkadaş, ben kendi vatandaşımdan niye dolarla
borçlanıyorum? Ben kendi vatandaşımdan niye avroyla
borçlanıyorum? Ben kendi vatandaşımdan niye altınla
borçlanıyorum? Ya, bu memleketin Türk lirası yok mu? Ya, hani, siz millîydiniz.
Nasıl millî? Bunlar millî değil. Bir daha söylüyorum: Bunların
hiçbirisi millî değil, oturan bakanların da hiçbirisi millî
değil. (CHP sıralarından alkışlar) Kendi parasına
değil de yabancı paraya güvenen birisi. Kendi parası için
değer kazansın diye mücadele etmeyip de Türk lirasını pul
hâline getiren birisi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) Bidenden medet uman
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Memleketini
yabancılara şikâyet eden
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Efendim, Bunun
kitabını yazdık. diyor. Kitabını yazmışlar
Evet, kitabını yazdılar; Türk lirası nasıl pul edilir,
kitap o. Evet, Türk lirası nasıl pul hâline dönüşür. (CHP
sıralarından alkışlar)
Başka bir şey daha -sadece söylediğim
kişiyle- vatandaşın da güveni yok. Bankalardaki tasarruf
mevduatının kaçı dolar, bilen var mı? Yüzde 63. Ne demektir
bu ya, bana söyler misiniz ya? Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, kendi
ülkesinde, Türkiye Cumhuriyeti devletinde vatandaş güvenmiyor,
topladığı parayı dolar olarak, avro olarak bankalarda
tutuyor, mevduatın yüzde 63ü. Kaçınızın haberi var?
Kaçınızın haberi var?
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) Hepsi
değişecek.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Değişecekmiş, öyle diyor. Daha da artacak, göreceksiniz daha da
artacak. Kredi açıyorsunuz değil mi; gidiyor, krediyi alıyor,
doğru gidip, dolarını alıp bankaya yatırıyor,
çünkü hiç önünü görmüyor. Ne olacak, nereye gidecek dolar; bunu görmüyor.
Başka bir şey daha söyleyeyim size
değerli arkadaşlarım: Altınla, dolarla, avroyla -kaç lira-
kendi vatandaşınıza
Hani, yerliler ya bunlar, sözde millîler
bunlar değil mi? Kendi vatandaşına
Tarih vereyim, 10
Aralık 2020de dönemin bakanı dedi ki: 2021 yılında döviz
cinsi iç borcu azaltacağız. Azalmadı, rakam vereyim, ocak ile
temmuz arası 2 milyar 900 milyon avroluk borçlandılar. Kendi
vatandaşımızdan 2,5 milyar dolar borçlandılar, kendi
vatandaşımızdan. 130.200 kilo altın borçlandılar,
kendi vatandaşımızdan. Türk lirasıyla borçlansalar kimse
para vermeyecek. Bu ne demektir, güvensizlik değil mi? Türk
lirasını yerlerde kim süründürüyor? Bunlar kaç yıldır
iktidardalar ya Allah aşkına, kaç yıldır iktidardalar? Türk
lirasını bu hâle nasıl getiriyorlar? Ben soruyorum, ben rahat
soruyorum ama en azından siz, rahat soramıyorsanız bari
kapalı kapılar ardında sorun ya Böyle bir rezalet
yaşanmaz. deyin ya.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
değerli arkadaşlarım, tek kişilik hükûmet, bir devlet bir
kişinin iki dudağına teslim edilmez. Mete Hanı alın,
bugüne kadar gelin; hiçbir zaman bu ülkenin insanlarının töresinde,
hukukunda devlet bir kişiye teslim edilmemiştir. İlk kez
2018den sonra devleti bir kişiye teslim ettik. Onu da sağ olsun,
sizin Erdoğanın danışmanı vardı Sayın
Mehmet Uçum Biz buna tek kişilik hükûmet diyoruz. dedi.
Dolayısıyla buradakiler hükûmet zaten değiller, hükûmet
demiyor zaten, kabine diyor. Ne kabinesi kardeşim? Bir araya
geliyorsunuz, birisi talimat veriyor, siz de gereğini yapıyorsunuz; işin
özeti budur.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Yüzde 52, yüzde
52.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Erdoğan
diyor ki: Ben hiçbir zaman faizci olmadım, hiçbir zaman faizci
olmadım. Ya, şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Bütün faizcilerin,
bütün tefecilerin tek umudu Erdoğandır. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Yapma ya!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bir daha
söylüyorum: Bütün faizcilerin güvencesi de umudu da Erdoğandır.
İnanmıyorsunuz değil mi buna? Peki, ispat edeceğim, ispat
edeceğim.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu yıl 180
milyar lira olan faiz ödemesi bu bütçede kaç lira oluyor? Siz el
kaldıracaksınız, onaylayacaksınız; 240 milyar lira
oluyor. Hani siz faize karşıydınız? 180 milyar, 240 milyar;
nasıl oluyor bu? Ya, hiç sormuyor musunuz? Ya, arkadaş, sen Faiz
inecek. diyorsun, bütçeyi getiriyorsun; 180 milyar liralık faiz 240
milyara çıkıyor, 240 milyar 400 milyona çıkıyor. Peki,
nasıl olacak bu?
SALİH CORA (Trabzon) Bütçeye oranı ne?
Bütçeye oranı nedir?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Cevap vermesene
Terbiyesiz adam!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya, bırak
bütçeye oranını, ben sana rakamı söylüyorum. Bütçeye
oranına da bak, bütçe mi kaldı ortada Allah aşkına ya?
Bütçe diyorsun, bu bütçe imzalanıp Meclise geldiği günden itibaren
bütün rakamları değişti, bütün rakamları. Dolar kuru kaç
liraydı? Enflasyon yüzde kaçtı? Orta vadeli planda neydi biliyor
musunuz; bilmezsiniz. Bu kardeşiniz hepsini bilir, hepsini bilir. (CHP
sıralarından alkışlar) Yine söyleyeyim: AK PARTİ
döneminde yani iktidar olduğu dönemde Londradaki bir grup tefeciye
METİN YAVUZ (Aydın) Aday olacak
mısınız? Aday olun bence.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Benim
adaylığım niye seni bu kadar ilgilendiriyor, ha? Gel, gel, gel;
geliyor gelmekte olan, unutma! Geliyor gelmekte olan, unutma sen! (CHP
sıralarından alkışlar) 193 milyar dolar, bir daha
söyleyeyim, not alın, 193 milyar dolar Londradaki tefecilere faiz
ödediler. Neden diyorum tefecilerin Erdoğan en büyük
umutlarıdır, en büyük güvenceleridir? Bana söyler misiniz, Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde 193 milyar dolar Londradaki tefecilere faiz ödeyen
başka bir iktidar var mı? (CHP sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yaparsa AK
PARTİ yapar(!)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bunlar ve sizin
destek verdiğiniz bunlar.
Allahın her günü 74 milyon 571 bin 369 dolar
faiz ödeniyor, her gün.
SALİH CORA (Trabzon) Londradaki
altınlar kimin?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Her gün, her
saat başı 3 milyon 107 bin 140 dolar faiz ödeniyor. Faizi
düşürecekmiş
Hangi faiz düştü? Çiftçinin faizi mi düştü,
emeklinin faizi mi düştü, bankalardan kredi kartı alıp da
alışveriş yapan vatandaşın faizi mi düştü?
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) Evet.
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Karşı
çıktınız.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Efendim, Merkez
Bankasının bankalara açacağı kredinin faizi 1 puan
düşmüş, çiftçiye ne gerek?
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) Niye
karşı çıktınız?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Çiftçi bundan
yararlanmıyor, emekli bundan faydalanmıyor, sanayici bundan
faydalanmıyor. Faiz düştü diye gaz veriyorlar. Hiçbir faiz
düşmedi; tam tersine, dolar olarak aldığımız senetler
vardı, onların tamamının faizi yükseldi, tamamının.
Arkadaşlar, açıp ekonomiye bir bakmıyorsunuz ya, nereye gidiyor
diye bir bakmıyorsunuz ya. Çiftçinin faizi, esnafın faizi,
sanayicinin faizi, kredi kartı kullananların faizleri hiçbir zaman
düşmedi. Nasıl çiftçinin faizini sıfırlayacaksak
Allahın izniyle iktidar olduğumuzda esnafın da Esnaf Kefalet
Kooperatifleri ve bankalardan aldıkları bütün kredilerin faizlerini
sıfırlayacağız. O zaman bu faiz nasıl
sıfırlanırmış, göreceksiniz. (CHP
sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) Aday mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Şimdi
geleyim; bu bütçe ne bütçesi? Öyle ya, ne bütçesi? Çiftçi sorununu çözmüyor,
esnaf çözmüyor, sanayici çözmüyor, turizmci çözmüyor, serbest meslek
erbabı çözmüyor... Vatandaş güvenmiyor, birikimlerini
almış, tamamını dolar olarak yatırmış,
mevduatın yüzde 63'ü dolar. E, dışarıya dünyanın
faizini ödüyorsun ve şimdi kapı kapı geziyorsun. Düne kadar
sizin havuz medyasının tanımlıyoruz öyle- şerefsiz
diye tanımladığı çok özür dilerim bu deyimi
kullandığım için- gazetenin manşetiydi, Yeni
Şafakın manşeti. Koşa koşa, Prens Veliaht geldi,
acaba bize bir derman olabilir mi, yaramıza bir merhem sürebilir mi
Ya,
düne kadar 15 Temmuz darbe girişimini destekleyen dediğiniz
Paralar verdi. dediğiniz kişilerle kucaklaştınız.
Ya, merak ediyorum yani nasıl bir mide var arkadaşlar, nasıl bir
anlayış var ya? Nasıl olur böyle şey? (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, beyefendi Katara gitmiş -Mithat
Hocam da söyledi- Katar Dışişleri Bakanı Ekonomik
gidişat nedeniyle Türkiye'de ortaya çıkacak fırsatları
değerlendiriyoruz. Kimin ekonomik gidişatı? Bizim ekonomik gidişatımız.
Kim fırsatı değerlendirecek? Katarlılar
değerlendirecek. Niye gidiyoruz oraya? Ya, bizde mallar çok ucuz, tapon
malları, gel! Yağma Hasanın böreği, neyi varsa sana
vereceğim, yeter ki beni kurtar! Ya Türkiye? Ya Türkiye? (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bu bütçe, milletin
alın terini sömüren bir bütçedir. Bu bütçe, fakirden alıp zengine
veren bir bütçedir. Bu bütçe, çiftçinin alın terini sömüren bir bütçedir.
Bu bütçe, Türkiye Cumhuriyeti devletini fakirleştiren bütçedir. Bu bütçe,
cumhuriyet tarihinin en büyük kaynak transferiyle fakirden alıp zengine
veren bir bütçedir. O nedenle bu bütçe, açık ve net söylüyorum, Türkiye
Cumhuriyeti devletine yapılmış bir kumpas bütçesidir. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bu bütçeden kim
faydalanacak, kim faydalanacak? Çiftçi faydalanmıyor, emekli
faydalanmıyor, esnaf faydalanmıyor, hiçbirisi faydalanmıyor;
faizleri aynen duruyor. Ya, çiftçinin traktörünü haczettiler. Çiftçinin
traktörünü haczediyorlar beyler ama Ziraat Bankasından 750 milyon dolar
alıp Gazeteleri satın al, televizyonları satın al.
dedikleri adam parayı ödemeyince önünde esas duruşta duruyorlar ya.
Ya, nasıl bir anlayıştır bu? (CHP sıralarından
alkışlar) Parayı aldınız mı kardeşim?
Güçleri çiftçiye yetiyor, esnafa yetiyor, efendim, apartman görevlisine
yetiyor, garibanlara yetiyor, fukaralara yetiyor, tehditler yapıyorlar ama
sırtı kalınlara kimse dokunamıyor, kimse dokunamıyor.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Siz de tehdit
ediyorsunuz, tehdit ediyorsunuz Sayın Genel Başkan.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Kimseyi tehdit
etmem, hiç meraklanmayın. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Ha, şunu söylüyorum
Bir dakika
Bir dakika
Kim yasa dışı bir yazının altına imza atarsa, kim
yolsuzluklara ortak olursa onların hiçbirisini devlette
tutmayacağım. (CHP sıralarından Bravo sesleri, ayakta
alkışlar) Bir daha söylüyorum: Hırsızlık yapanın,
yolsuzluk yapanın, 10 bin dolar
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın, aday mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Tutmayacağım, tutmayacağım emin olun.
Hırsızların bu devlette işi
yoktur. Sadece orayı değil, Türkiye Büyük Millet Meclisini de
kirlilikten arındıracağım. Siyasi ahlak kanunu
çıkaracağız, siyasi ahlak kanunu. İş takipçisinin
Mecliste ne işi var? (CHP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) İstanbul Belediyesi
3 bin kişiyi işten çıkardı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Sonra
söyleyecektim, şimdi söyleyeyim: Bu ülkenin İçişleri Bakanı
yani sizin İçişleri Bakanınız yani gelip burada oturacak
olan Bakan çıktı devletin televizyonuna ne dedin? Bir siyasetçi her
ay 10 bin dolar alıyor. dedi. Ya, hiç biriniz merak etmediniz mi, kim bu
arkadaş? Hadi siz merak etmediniz
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Aslında biliyorsunuz kim olduğunu, biliyorsunuz, ben de
biliyorum kim olduğunu. Peki, arkadaş
SALİH CORA (Trabzon) Külliyeden para alan
siyasetçiyi niye açıklamıyorsun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
yukarıdaki
arkadaş niye çağırıp
SALİH CORA (Trabzon) Külliyeden para alan
siyasetçiyi niye açıklamıyorsun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Ya, bu 10 bin
doları ne yaptın? diye sormuyor? (CHP sıralarından
alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) Külliyeden para alan
siyasetçi vardı, onu niye açıklamıyorsun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Niye
yapmıyor? Çünkü haksızlık karşısında susan, dilsiz
şeytandır. (CHP sıralarından alkışlar) Bir daha
söylüyorum: Haksızlık karşısında, yolsuzluklar
karşısında susan, dilsiz şeytandır. Bu kadar açık
ve net. Gelecek buraya, soracağız, soracağız, her ay gidip,
10 bin dolar para alan o kişi kim?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Söyle, biliyorsun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hepsini
biliyoruz, meraklanmayın. Ha, kim bundan faydalanıyor, kim malı
götürüyor onu da söyleyeyim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bu bütçe, bu beylerin yaptığı ekonomik programlar, çalışmalar,
kim götürüyor? Dolarla ihale alanlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 10 bin doları kim
aldı, hadi söyle?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya arkadaş,
ya arkadaşlar, bana sormuyorsanız, vallahi billahi, eve
gittiğinizde ilkokula giden çocuğunuza sorun; ya arkadaş
Türkiye Cumhuriyeti devletinde bir ihale dolarla verilir mi? diye sorun ya.
Ya, Türk lirası kardeşim. Niye dolarla ihale yapıyorsun?
Şimdi dolar 7 liradan 14 liraya çıkıyor
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) İstanbul
Belediyesi dolarla borçlandı, ne olacak şimdi?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Kim
kazandı; çiftçi mi kazandı, emekli mi kazandı, esnaf mı
kazandı, kim kazandı? Dolarla ihale alan kazandı. Parayı
kim ödeyecek? 84 milyon ödeyecek?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ekrem
İmamoğlu da
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Para nereden
nereye gidiyor? Fakir fukaradan 5li çeteye gidiyor. Fakir fukaradan, oradan
alacaksınız, buraya ödeyeceksiniz. Allah aşkına, bunu sizin
vicdanınız kabul ediyor mu ya, vicdanınız kabul ediyor mu?
SALİH CORA (Trabzon) İmamoğlu da
dolarla borç aldı. (CHP sıralarından
gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Şimdi, bu dolarla ihale aldın, hadi diyelim dolarla ihale aldın,
eyvallah.
SALİH CORA (Trabzon) Ya kendi belediyeniz
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya arkadaş, ya insaf, güvenceyi de dolarla veriyorsun.
SALİH CORA (Trabzon) İmamoğlu da
dolarla borç aldı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Köprüyü yap,
yolu yap, şunu yap, bunu yap; nasıl olsa bu kadar yolcu olmaz, üstüne
ben sana para vereceğim. Türk lirası yok, kabul etmem. Neyle? Bana
dolarla vereceksin.
SALİH CORA (Trabzon) Belediyeleriniz de
aynısını yapıyor.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bırak
arkadaş, sen belediyeleri bilmezsin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) İstanbul
Belediyesi
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Belediyeleri
öğrenmek istiyorsan, git, İçişleri Bakanının el
koyduğu 30a yakın yolsuzluk dosyasını aç oku. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bir daha
söyleyeyim: Senin İçişleri Bakanın, Büyükşehrin ortaya
çıkardığı 25e yakın yolsuzluk dosyasına el koydu
Araştırmayın, ben araştıracağım. dedi.
Vicdan varsa, ahlak varsa, bu Parlamentoya saygılıysan, gidip
diyeceksin ki: Ne oldu bu dosyalara arkadaş? Ne oldu bu dosyalara? (CHP
sıralarından alkışlar) Diyemezsin, diyemezsin.
Parlamentonun da kirlilikten arınması lazım. Siyasi ahlak kanunu
gelecek, herkes oturacak, doğru iş yapacak; bu işin kuralı
budur. Efendim, ihaleyi alanlar, söyledik dolarla; garanti verdiniz, o da
dolarla. Ya, benim torunumu, sizin torununuzu niye borçlandırıyorlar?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) İstanbul
Belediyesi borçlandı
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Vergi
veriyorsun, tamam, eyvallah; vergiyle yap, eyvallah, itirazımız yok.
Ya, beni borçlandırıyorsun, torunları da
borçlandırıyorsun. Üstelik dolar bazında borçlandırıyorsun.
Ya, bunun ahlakla -laf aramızda- bunun milliyetçilikle ne ilgisi var,
milliyetçilikle ne ilgisi var? (CHP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, neden söyledim? Bu bütçe, fakirden
fukaradan alıp, garibanlardan alıp, bir avuç zengine, bir avuç
tefeciye, bir avuç dolar baronuna para aktaran bütçedir dedim. Kanıt
mı? İşte kanıtı bu, daha neyi anlatayım ben size?
Başka bir şey daha: Bakınız
(AK
PARTİ sıralarından Aday mısın? sesi)
İshal sorunu var galiba, öyle mi, ishal sorunu
var galiba? (CHP sıralarından gülüşmeler)
SALİH CORA (Trabzon) Kendi tarafına
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Merkez
Bankasının verilerini söylüyorum, Merkez Bankasının
verilerini. 31 Aralık 2020-24 Kasım 2021, dolardaki artış 5
lira 20 kuruş. 5 lira 20 kuruş arttı. Bu ne demek? Türkiyenin
dış borçları 2 trilyon lira arttı. Bana
inanmıyorsanız sizin inandığınız bir
iktisatçı var ona sorun.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Ona kimse
inanmıyor ki.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) 2 trilyon lira
arttı. Peki, bu bütçede 2022de toplayacağımız vergiler ne
kadar? 1 trilyon 258 milyar lira. Bakınız, 2 trilyon lira
dış borçlarda artış var, toplayacağımız
vergilerden çok daha fazla. Bu 2 trilyonluk artışı kime
vereceğiz? Londradaki tefecilere, burada dolarla ihale alanlara. Garantili
yollardan, köprülerden dolarla garanti verdiğimiz, ödeyeceğimiz
paraları kim ödeyecek? 83 milyon ödeyecek. Ne demektir bu?
SALİH CORA (Trabzon) Maastricht Kriterlerine
bak.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Az
kaldı Londradaki
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Cumhuriyet
tarihinin, fakir fukara, garip gurebasından alınan paraların bir
avuç tefeciye, bir avuç dolar baronuna gitmesi demektir. Bunların yatacak
yeri yoktur, bir daha söylüyorum, bunların yatacak yeri yoktur. (CHP sıralarından
Bravo sesleri alkışlar) Ha, sizin sorumluluğunuz el
kaldırmaktır.
Bakın, değerli arkadaşlar, dolarla
ihaleyi anladık, dolarla gelir garantisini de anladık; bir şey
daha yaptılar, belki onu hiç bilmiyorsunuzdur çünkü
araştırmıyorsunuz, göreviniz el kaldırmak ve indirmek. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) Sizinkiler ne
yapıyor? Onlar ne yaptı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın,
aynı zamanda ne yaptılar biliyor musunuz, ne yaptılar biliyor
musunuz aynı zamanda? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Dolarla borçlandılarsa Amerikadaki enflasyonu, avroyla
borçlandılarsa Avrupa Birliğindeki enflasyonu da
sırtımıza yıkıyorlar. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) Bu ne biçim bir hareket
ya! Şu hareket nedir ya?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Çok ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Evet, evet,
dolarla borçlandıysanız Amerikadaki enflasyon, avroyla
borçlandıysanız Avrupa Birliğindeki enflasyonu
sırtımıza yıkıyorlar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Bayanlar
burada.
SALİH CORA (Trabzon) Bayanlar var burada,
bayanlar.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bayanlar var.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Şimdi size
bir soru... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Temiz bir dil
kullanın.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Şimdi size
bir soru
SALİH CORA (Trabzon) Başkanım
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Tamam.
SALİH CORA (Trabzon)
Başkanım,
böyle yaptı. Burada bayanlar var, özür dilesin.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Başkanım,
özür dilesin. Özür dile!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Şimdi size
bir soru: Bu millet Amerikadaki enflasyonu niye çeksin? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp!
Ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu millet Avrupa
Birliğindeki enflasyonu niye çeksin? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Dolar
BAŞKAN Arkadaşlar
Arkadaşlar
Sayın Kılıçdaroğlu
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp!
Ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Dolar kimlere
yarıyor?
BAŞKAN Sayın Kılıçdaroğlu
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Dolar kime
yarıyor?
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp!
Ayıp!
SALİH CORA (Trabzon) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir dakika sessiz olur musunuz
Bir
dakika
Arkadaşlar
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp ya!
Böyle bir konuşma olabilir mi?
BAŞKAN Ee, siz konuşun o zaman, ben
gideyim. Lütfen, bir dakika
SALİH CORA (Trabzon) CHP Genel
Başkanına bu lisan yakışmıyor. CHP Genel
Başkanının böyle hareketlerle
BAŞKAN Arkadaşlar, ben buradan bir
şey göremiyorum. Fakat İç Tüzüke göre
SALİH CORA (Trabzon) Böyle
konuşması doğru değil, lütfen özür dileyin. Lütfen özür
dileyin yani, bu doğru değil.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareketten dolayı özür dileyin!
BAŞKAN Nezih bir dille konuşulması
öngörülüyor İç Tüzükte.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Kadınlardan özür
dileyin!
SALİH CORA (Trabzon)
Yanlışlıkla yaptım. deyin.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp ya!
Böyle bir şey olabilir mi ya? Çok ayıp, çok!
BAŞKAN Ben hatipleri buna davet ediyorum.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Görüntüleri
izleyin! Ara verin, görüntüleri izleyin!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp!
Ayıp! Ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu doların
yükselmesi kime yarıyor? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp!
Ayıp!
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareket iğrenç bir hareket.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Yaradıkları birisi daha var, bir grup daha var; dolarla rüşvet
alanlar, 10 bin dolar rüşvet alanlar onlar da.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Sayın
Başkan, böyle devam edemeyiz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Rüşvet
aldığı, yolsuzluk yaptığı kanıtlanan
kişiler büyükelçi olarak atandı. Şunlara soruyorum, siz de
sorun: Rüşvet alandan büyükelçi olur mu? Haksızlık yapanlardan,
rüşvet alanlardan büyükelçi olur mu?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp
ayıp!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Genel Başkan
konuşuyor, Genel Başkan.
(Manisa Milletvekili Özgür Özel'in AK PARTİ
sıralarına doğru yürümesi)
FATİH ŞAHİN (Ankara) Nereye
geliyorsun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Arkadaşlar,
durun, bir şey olmaz, bir şey olmaz arkadaşlar. Rahatsız
oldular, biliyoruz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Başkanım, özür dileyecek.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Sayın
Başkan, ara verin, ara verin.
NİLGÜN ÖK (Denizli) İğrenç bir
hareket
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Öyle bir noktaya
getirdiler ki Türkiye'yi; yolsuzluk yapanları affettiler, uyuşturucu
baronlarını mahkemelerden kurtardılar, uyuşturucu
baronlarını hapishanelerden kurtardılar, bunları da gayet
iyi biliyoruz.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Ara verin!
BAŞKAN Arkadaşlar, bir dakika
FATİH ŞAHİN (Ankara) Sayın
Başkan, ara verin, görüntüleri izleyin.
BAŞKAN Bir dakika, arkadaşlar
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Hiçbir
cumhuriyet savcısı
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu
FATİH ŞAHİN (Ankara) Böyle devam
edilmez!
BAŞKAN Arkadaşlar, bir dakika, bir
dakika
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Edilir, edilir.
BAŞKAN Arkadaşlar, konuşmadan sonra
izleyeceğim, değerlendireceğiz.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareket iğrenç bir hareket, kadınlar
olarak rahatsız olduk.
BAŞKAN - Sakin olun, tamamlansın.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Bir Genel Başkan
olarak yakışıyor mu?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Özür dilemesi
lazım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Amerikadaki
enflasyonun, Avrupa Birliğindeki enflasyonun Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının sırtına yıkılmasından
rahatsız olmanızdan da memnun oldum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp
ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Evet, memnun
oldum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Eğer siz bunun hesabını
sorarsanız teşekkür ederim. Bana değil, oraya
kızacaksınız; diyeceksiniz ki: Ya, Amerikadaki enflasyon,
efendim, Avrupa Birliğindeki enflasyon nasıl olur da bu milletin
sırtına yıkılır? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Şeytanın aklına bile gelmez
ama bunların aklına geliyor. Evet, şeytanın aklına
gelmez, bunların aklına gelir. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Başkanım, özür dilemesi lazım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bürokraside de
güveni sıfırladılar, bürokraside de. Devlette liyakati
bitirdiler. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Devlet
dediğiniz adaletle yönetilir, devlet dediğiniz liyakatle yönetilir,
devlet dediğiniz kurumda, devlette insanlar belli görevleri, belli
saygınlığı olan görevleri yaparlar.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp ya,
ayıp, ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Devletin en
önemli kurumlarını kapattılar, en önemli kurumlarını
ve devlette paralel bir yapı oluşturdular. Siz paralel yapıdan
şikâyet ediyordunuz, değil mi?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Çok ayıp,
çok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bir
Dışişleri Bakanı var, bir de sarayda
dışişleri bakanı var; bir Merkez Bankasının
görevi var, bir de sarayda bir başka kurumun görevi var; bir YÖK Başkanı
var, bir de sarayda YÖK başkanı var. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Özür dile, özür
dile!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bir
Dışişleri Bakanının Sözcüsü var, bir de sarayda
Dışişleri Bakanlığının sözcüsü var.
Dolayısıyla, bu paralel yapı Türkiyeyi aydınlığa
çıkarmaz; bu paralel yapının değişmesi lazım.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Özür dilesin!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Uyuşturucu
baronlarına destek çıktılar. Bir daha söylüyorum, ona da
kızacaksınız: Uyuşturucu baronlarına arka
çıktılar. (AK PARTİ sıralarından Hadi oradan be!
sesleri)
SALİH CORA (Trabzon) Uyuşturucuyla en
büyük mücadeleyi AK PARTİ yaptı.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) O hareket ne
olacak, o hareket?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Bakınız, hangi mücadele yapılıyor? Okuyorum, Avrupa
Uyuşturucu Raporundan okuyorum...
SALİH CORA (Trabzon) Avrupa kendi
hatalarına baksın.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Türkiye,
aşırı doz uyuşturucu nedeniyle 30 yaş altı
ölümlerin en yüksek olduğu ülkedir.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Geç onları!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bir daha
okuyayım memleketin ne hâle geldiğinizi bilmeniz açısından.
Siz acaba
SALİH CORA (Trabzon) Yalan yalan, sen yalan
söylüyorsun!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya, dünyadan
haberiniz yok zaten. (CHP sıralarından alkışlar)
Erdoğan ne diyordu? Tebdilikıyafet
yapıp gezecekler, değil mi? Ya, Allah aşkına,
tebdilikıyafet yapın, gidin şu İstanbulu bir gezin,
Anadoluyu bir gezin ya. Uyuşturucu belasının hangi noktalara
geldiğini gidin görün ya. Ben sizi buluşturayım onlarla,
annelerle buluşturayım ben sizi; siz gitmediniz, görmediniz,
oturmadınız, konuşmadınız.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bir Genel
Başkan öyle yapar mı, ayıp ya.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Bir annenin en
büyük korkusu ne biliyor musunuz? Bir annenin en büyük korkusu, akşam
evladı geldiğinde cep telefonu yanında mı, değil mi;
sattı mı, satmadı mı
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) O nasıl
hareket ya!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Evet,
bunların hepsini araştırıyoruz. Siz yapamazsınız,
bunlar hele hiç yapamazlar, sırtlarını baronlara
dayamışlar ama biz yaparız; Allahın izniyle
yapacağız, göreceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gürültüler) Yapacağız,
tutacağız; Türkiyeyi bu badireden çekip çıkaracağız
tereyağından kıl çeker gibi. Kavga etmeyeceğiz ve bunu
dostlarımızla beraber yapacağız. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) Dostların kim?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Aynı
hareketi yaparsın sen.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Zindaştiyi
kim çıkardı? Kim çıkardı hapisten Zindaştiyi? Söyler
misiniz bana, kim çıkardı? Ya, tonlarca, kilolarca kokain
yakalanıyor, savcı cesaret edip soruşturma açamıyor ya,
soruşturma açamıyor.
SALİH CORA (Trabzon) Nerede yakalandı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Haberiniz yok
mu? Allah aşkına, öğretmediniz mi, söylemediniz mi? (CHP
sıralarından alkışlar) Ya arkadaş, sen şeyi
bilmiyor musun; Kocaeliyi bilmiyor musun, Dilovasını?
SALİH CORA (Trabzon) Nerede yakalandı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Mersin
Limanını bilmiyor musun sen?
SALİH CORA (Trabzon) Söyle, kim
yakaladı, nerede yakaladı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ne
yakalanması kardeşim ya, zaten yakalanmadı, sorunumuz orada!
SALİH CORA (Trabzon) Gelmedi ki nerede
yakalanacak?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Uyuşturucu
gelmedi. diyor. Ya, arkadaş, konteyner numaraları bile
yayınlandı, dünyadan bu kadar habersiz misin sen? (CHP
sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) Kolombiya yetkilisi
açıklama yaptı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Buz
sandıkları içinde geldi arkadaş ya, bu kadar mı habersizsin
sen?
SALİH CORA (Trabzon) Onun arkasından CHP
çıkacak, bakarsınız. CHP çıkacak o işin
arkasından, o işin arkasından CHP çıkacak.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ve
dolayısıyla, asla ve asla
Bu desteği verdiğiniz sürece
Türkiyeyi uyuşturucu bataklığına sürüklersiniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Harekete ne
olacak? O hareket ne olacak?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın, bir
şey daha söyleyeyim.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareket doğru mu, size
yakıştı mı?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp ya!
Öyle bir hareket olur mu ya!
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareket size yakıştı mı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Değerli
arkadaşlar, saygıdeğer milletvekilleri; uyuşturucu konusu
hepimizin ortak sorunu olmak zorundadır.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) O hareket ne
olacak, o hareket?
NİLGÜN ÖK (Denizli) Bir kadın Vekil
olarak sizi kınıyorum, yaptığınızı kabul
etmiyorum.
SALİH CORA (Trabzon) En büyük mücadeleyi biz
veriyoruz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Uyuşturucu
baronlarının milyar dolarlarını Türkiyeye getirmeleri
için, kara parayı aklamak için özel yasalar çıkarırsanız
Türkiye Cumhuriyetinin itibarına ciddi bir darbe vurursunuz. Bunu defalarca
yaptılar, buradan geçti yasalar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Diyorlar ki: Sen uyuşturucu
kaçakçılığı yap, zaten yol şimdi Türkiye üzerinden...
Güney Amerika, buradaki limanlar
Neden bu limanlar için büyük kavgalar var
biliyor musunuz, hiç sordunuz mu? Neden birbirlerini yiyorlar? Neden Bu limana
ben çökeceğim, bu limana ben çökeceğim. diyorlar? Çünkü bu
uyuşturucu nereye gelecek? Limana gelecek arkadaşlar. Hiç bu konuda
bir araştırma
Ya, hadi biz yapmıyoruz da bari siz bir
araştırma yapın.
SALİH CORA (Trabzon) Geldi de
yakalanmadı mı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Yok efendim, ne
yakalanması Allah aşkına ya! Ne yakalanması ya!
SALİH CORA (Trabzon) Sayın
Kılıçdaroğlu
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Gidin, fakir
fukaranın evlatlarına bakın ya, hepsine bakın. O fakir
ailelerin çocuklarını önce alıştırıyorlar, ondan
sonra torbacı yapıyorlar. Siz bu konuda Emniyetle konuştunuz mu
hiç? Biz konuştuk, konuştuk.
SALİH CORA (Trabzon) Cezayı on yıla
çıkardık.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ne on yılı
arkadaş ya, verdiğin ceza
Üç gün sonra adamı
dışarı çıkarıyorsun ya.
SALİH CORA (Trabzon) Hiç alakası yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Zindaştiyi
çıkardılar, vicdanınız hiç sızlamadı mı ya?
Bu bölgenin en büyük uyuşturucu baronuydu.
SALİH CORA (Trabzon) İnfaz
Yasasında
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ne İnfaz
Yasası kardeşim ya, ne İnfaz Yasası? Dünyadan haberin yok
ya. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bu adama telefon ettiler,
hâkim bıraktı. Hâkimin ifadesini de mi okumadın ya? Hayret
ediyorum ya, gerçekten hayret ediyorum ya. Dünyadan bu kadar bihaber bir insan
nasıl olur da bir de uyuşturucu konusunda konuşur? Ya, sana
uzman vereyim, uzman vereyim. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, o kadar büyük dejenerasyona yol
açtılar ki adaleti de bitirdiler, adaleti de bitirdiler. Ya,
düşünebiliyor musunuz
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareket için özür dileyecek misiniz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
bir adamın
önce mal varlığına el koyuyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareket için özür dilemediniz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Önce el
koyuyorsunuz, arkasından adamı serbest bırakıyorsunuz,
arkasından mal varlığındaki bütün hacizleri
kaldırıyorsunuz, arkasından yurt dışına çıkma
yasağını kaldırıyorsunuz, adam kaçıp gidiyor.
Amerika, Avusturyaya Bu adamı bana ver. diyor ve biz de diyoruz ki:
Ona değil, bana ver.
SALİH CORA (Trabzon) Hangi CHPlilerle
görüşmüş?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ve değerli
arkadaşlarım
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareket size yakıştı mı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, burada önemli olan nokta şu
SALİH CORA (Trabzon) Hangi CHPli
olduğunu
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu kişinin
uçağına İçişleri Bakanı da bindi. Bu kişinin
uçağına bunlardan çok adam bindi.
SALİH CORA (Trabzon) Hangi CHPlilerin
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bunlardan çok
adam bindi, bunları koruyorlar. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bunları koruyorlar, ben gayet iyi biliyorum bunları
koruduklarını, ne yaptıklarını da gayet iyi biliyorum.
Siz sanıyor musunuz ki biz hiçbir şeyi araştırmıyoruz?
SALİH CORA (Trabzon) Hangi CHPlilerle
görüştü?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Sizin
ulaşamadığınız yerlere bu kardeşiniz ulaşıyor.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bu devlette namuslu insanlar var, bu
devlette dürüst insanlar var, bu devlette vatansever insanlar var, bu devlette
bayrağını ve vatanını seven bürokratlar var. Bir
köşeye atsanız da onlar düşüncelerini açıklıyorlar.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, değerli arkadaşlar,
yargıyı da berbat ettiniz; bunlar ettiler. Ya, evinize gidin, vallahi
billahi ya, üniversiteye giden oğlunuza bir sorun ya. Kişiyi
alıyorsunuz, getiriyorsunuz, efendim, diyorsunuz ki
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareketin
SALİH CORA (Trabzon) Devam edin, devam edin.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Yolda kalan
öğrenciler
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Arkadaşlar,
Yeliz konuşuyor. (CHP sıralarından gülüşmeler,
alkışlar)
Alıp getiriyorsunuz kişiyi,
arkasından diyorsunuz ki bu kişiye: Sen mademki verdiğim bütün
talimatları yerine getirdin, seni önce Yargıtay üyesi
yapacağım, sonra Anayasa Mahkemesine üye yapacağım. Bir
tek Yargıtay kararının altında bile, bir tek Yargıtay
kararının altında bile imzası olmayan birisi jet
hızıyla Anayasa Mahkemesine üye oluyor.
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareketten utandınız mı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Anayasa
Mahkemesi kararlarını uygulamayanlar, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararını uygulamayanlar, hepsi terfi etti.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Özür, özür
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Sözüm söz,
tamamını temizleyeceğim; sözüm söz. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu memlekete adalet ya gelecek ya gelecek. Tüyü
bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağız.
Sizler savunamazsınız, sizler savunamazsınız, sizler
milletin arasına giremezsiniz, sizler vatandaşla
konuşamazsınız; o nedenle size diyorlar ki: Tebdilikıyafet
yapın. Ne tebdilikıyafeti ya, ne tebdilikıyafeti ya. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Bir tek Yargıtay
kararının altında imzası olmayan sözde Yargıtay
üyesinin Anayasa Mahkemesine üye olarak atanmasını Türkiye
Cumhuriyeti devletinin şanıyla, şerefiyle, vakarıyla
bağdaştırmıyorum; bu kadar açık, bu kadar net. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) CHP Genel
Merkezinin avukatı olsaydı
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Yargıtaydaki üyelere de söylüyorum, buna oy veren üyelere de buna oy veren
üyelere de sesleniyorum: Yargıtayın tarihine kara bir leke
bıraktınız. Ya arkadaş, bu adam daha yeni geldi ya,
yıllardır burada; Yargıtayda çalışan insanlar var,
düzgün insanlar var, bunlardan birisinin Anayasa Mahkemesine üye olması
lazım. demediler, diyemediler büyük bir kısmı. Talimat
aldılar saraydan, gereğini yaptılar. Yargı talimatla
çalışırsa orada adalet olmaz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
METİN YAVUZ (Aydın) Özür dile, özür!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Milletten özür
dile.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Siz
bekliyorsunuz, Katarlılar buraya gelecek, veliaht prens buraya gelecek.
ASELSANı mı satacaksınız? ROKETSANı mı
satacaksınız? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sattırmayacağız,
sattırmayacağız. Hiç endişe etmeyin,
sattırmayacağız. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Tank Paleti sattınız değil mi
Katarlılara?
SALİH CORA (Trabzon) Savunma sanayisi
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Nerede bu tank?
2018de tank üretiliyor, hayırlı olsun. diye tweet attılar.
Hangi yıldayız? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) İHA, SİHA
satacağız.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Nerede bu tank?
Ethem Sancaka mı güvendiniz? Ethem Sancak mı tank yapacaktı?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Milletten özür
dile!
SALİH CORA (Trabzon) Yüzde 80
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Biz bu bütçeye
hayır diyeceğiz, bu bütçeye hayır diyeceğiz. Kumpas
bütçesine, bu millete, 83 milyona kumpas kuran bu bütçeye hayır
diyeceğiz çünkü bu bütçe fakirden fukaradan, garipten gurebadan
parayı toplayıp bir avuç tefeciye, Londradaki tefecilere, dolar
baronlarına ve uyuşturucu baronlarına hizmet eden bir bütçedir,
asla kabul etmiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) Ya, sen her şeye
hayır diyorsun ya, tezkereye de hayır dedin.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın, bir
şey daha söyleyeyim size
SALİH CORA (Trabzon) Tezkereye niye
hayır dedin?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Tezkereyi de
konuşuruz, tezkereyi de konuşuruz. Yahu, senin Genel
Başkanın 33 askerimiz şehit olduğu zaman hesabını
sordu mu? Soramaz. Nereye gitti? Putin'in kapısına gitti,
yalvardı yakardı Putin'e. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Milletten özür
dileyeceksin.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Yahu, Türkiye Cumhuriyeti'nin
Cumhurbaşkanı kapının önünde bekletiliyor, kronometre
çalışıyor, kaç dakika beklettiklerini gösteriyor, bütün dünya
seyrediyor. Yahu, sizin vicdanınız sızlamadı mı ya?
Ya, ben rahatsız oldum ya. Siz rahatsız olmadınız mı?
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) Tezkereye niye
hayır dediniz?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Bu uygunsuz
hareket için milletten özür dileyeceksin!
NİLGÜN ÖK (Denizli)
Yaptığınız hareketten rahatsız olmadınız
mı?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu bütçeye
hayır diyeceğiz ve Allah'ın izniyle bunları
göndereceğiz. (CHP sıralarından ayakta alkışlar)
Beraber göndereceğiz; esnafla beraber, çiftçiyle beraber, emekliyle
beraber, sanayiciyle beraber, kadınıyla, kızıyla,
yaşlısıyla, genciyle, garip gurebasıyla göndereceğiz
bunları, göreceksiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Sandığı getirmiyorlar, getiremezler efendim, getiremezler.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Patlama,
patlama!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Patlama!
Bir şey daha söyleyeyim: Bakın,
gideceklerini bunlar da çok iyi biliyor.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Eline koluna
dikkat et!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Niye
bağırıyorsunuz? Niye bağırıyorsunuz?
Söylediklerimde yanlış mı var? Yok, hepsi doğru, hepsi
doğru.
FATİH ŞAHİN (Ankara) El hareketi
yapma! Eline koluna sahip çık!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bakın, bir
şey söyleyeyim: Eve gidince aklı baliğ olmuş
çocuğunuza sorun.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) İlkokuldan
da vazgeçtim, aklı baliğ olmuş çocuğunuza sorun. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
METİN YAVUZ (Aydın) Çocuklardan utan
sen!
SALİH CORA (Trabzon) Çocuklar seni izleyemez,
izleyemez seni. O hareketi çocuklar nasıl izlesin? Ben izletmem.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya, Allah
aşkına, bakın
FATİH ŞAHİN (Ankara) Eline koluna
sahip çık! O eline sahip çık!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Başkan,
güzel konuşuyorlar.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Eline sahip
çık!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Geleceksin,
burada konuşacaksın, burada, burada, burada konuşacaksın!
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara) Eline koluna
sahip çık, eline koluna!
ATİLA SERTEL (İzmir) Yerine otur
terbiyesiz!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Demirtaş
izin vermeden aday olamazsın sen!
FATİH ŞAHİN (Ankara) Eline koluna
sahip çık!
BAŞKAN Sakin olun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Değerli
milletvekilleri, bunlar gideceklerini gayet iyi biliyorlar. Neden?
diyeceksiniz, siz de sorun, Neden? diyeceksiniz.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Demirtaş
izin vermeden aday olamazsın!
FATİH ŞAHİN (Ankara) Eline koluna
sahip çık!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ya, Antalya
Dış Hatlar Terminalinin ihalesi beş yıl sonra
yapılacak, şimdi yapıyorsunuz.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Eline koluna
sahip çık, eline koluna! (CHP sıralarından gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Niye şimdi yapıyorsunuz,
neden şimdi yapıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) O terminal
ihalesini alanın burnundan fitil fitil getireceğim, o terminal
binasını alanın. Beş yılın sonunda ihale
yaparsın, neden şimdi ihale yapıyorsun? Hangi gerekçeyle
şimdi ihale yapılıyor?
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Siz, tüyü
bitmemiş yetimin hakkını koruyamazsınız, siz dolar
baronlarının yanındasınız, siz tefecilerin
yanındasınız.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu
kardeşiniz fakirin fukaranın, garibanın
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hadi oradan be!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
apartman
görevlisinin, işsizin, memurun
SALİH CORA (Trabzon) Hadi oradan be!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
emeklinin,
herkesin dostudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
(CHP sıralarından ayakta
alkışlar, İYİ Parti sıralarından
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Aday
mısın?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu bütçenin size
vereceği bir şey yok. Bu bütçe kabul edilsin, göreceksiniz; ne
olacağını göreceksiniz.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Demirtaş
izin vermeden aday olamazsın!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Sayın
Başkan, çok teşekkür ederim.
Arkadaşlar konuşmaya devam edebilirler.
(CHP sıralarından ayakta alkışlar, İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sayın
Başkan
(CHP sıralarından Yeliz
Yeliz
Yeliz
sesleri)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Ünal, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın, görüşmelere ara verilerek CHP Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun 2022
yılı bütçesinin tümü üzerinde CHP Grubu adına
konuşması sırasında yaptığı hareketin
kınama cezasıyla cezalandırılmasını talep
ettiğine ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Sayın Genel Başkan her ne kadar Bu Meclisin bir
itibarı kalmamıştır. ifadesini kullandıysa da bu
Meclisin, Gazi Meclisin itibarı da mehabeti de yerindedir. Bir Genel
Başkanın kürsüde, genel ahlak kurallarına aykırı bir
şekilde, İç Tüzük 160a göre
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bakın,
İç Tüzük 160 Kaba ve yaralayıcı sözler sarf etmek ve hareketler
yapmak yasaktır. diyor ve bu, kınama cezasını
gerektiriyor. Burada, Sayın Genel Başkan çocuklardan bahsediyor. (CHP
sıralarından gürültüler) Bizi izleyen hanımefendiler, çocuklar,
kendi çocuklarımız
Ben, kendi adıma, yaptığı
hareketten utandım. Ara vermenizi, bunu değerlendirmenizi ve
kınama cezasıyla cezalandırılmasını talep ediyorum.
(CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Gerçeklerden utanmadın
da ondan mı utanıyorsun?
BAŞKAN Sayın Ünal, ben buradan
göremedim.
Beş dakika birleşime ara veriyorum,
görüntüyü izleyeceğim, değerlendireceğiz; Grup Başkan
Vekillerini de davet ediyorum .
Kapanma Saati: 18.39
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.06
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Enez
KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 28inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
(Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020
Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı
Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
BAŞKAN 2022 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Değerli arkadaşlar, az önce Sayın
Kılıçdaroğlunun yapmış olduğu konuşmayla
ilgili olarak Grup Başkan Vekili Sayın Özel bir izahatta bulunacak.
Buyurunuz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İzmir
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun Sırtımıza bu
yükü yüklediniz. cümlesinde göstermiş olduğu vücut dilinin hiçbir
gruba ve Meclise yönelik bir davranış olmadığına
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Bütçe görüşmelerinin Meclisimize, milletimize
hayırlı olmasını bir kez daha temenni ediyoruz.
Biraz önce, Sayın Genel
Başkanımızın, kürsüde yapmış olduğu bütçe konuşması
sırasında, bir anda çok sayıda iktidar partisi milletvekilinin
bir rahatsızlığı dile getirdiğini duyduk, siz de
şahit oldunuz. Daha sonra içeriye gittik; içeride görüntüleri birlikte
izledik. Bir, yaşanan olayda... Tabii, o anda
arkadaşlarımız belki kulaktan kulağa duyarak da daha da çok
etkilenmiş olabilirler. Ancak cümle Dışarıdan dünya kadar
dolar borç alındı ve sırtımıza yüklendi.
Şeklinde; eliyle, elinin sırtına vurmak suretiyle anlamı
kuvvetlendirici bir... [AK PARTİ sıralarından gülüşmeler,
alkışlar (!)]
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bunu
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
Arkadaşlar,
lütfen
Söz verdim.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bunu, görüntüyü sesle birlikte
değerlendirdiğimizde gördük.
Bu konuda, Cumhuriyet Halk Partisi olarak şunu
ifade etmek isteriz: Genel Başkanın orada Sırtımıza
bu yükü yüklediniz. cümlesinde göstermiş olduğu vücut dilinin hiçbir
gruba ve Meclise yönelik bir davranış olmadığını,
doğrudan hepimizin kürsü konuşmalarında
kullandığı vücut dilinden bağımsız
olmadığını ifade ederiz. Bu tip davranış ve
hareketlerde durum değerlendirilirken kişinin karakteriyle mütenasip
olup olmadığına bakıldığında
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Genel
Başkanımızın hiçbir gruba ya da Meclise yönelik böyle bir
davranışta bulunmayacağı her türlü tartışmadan
varestedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Sayın Özel, tamam,
hadi öyle olsun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Durumu tüm grupların ve
Riyaset makamının bilgilerine sunarız.
Teşekkür ederim.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Tamam, tamam.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun, CHP Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlunun 2022 yılı bütçesinin tümü
üzerinde yaptığı konuşmasında ismini zikrettiği
hususlarla ilgili olarak, Meclise gelen Sayıştay raporlarında
herhangi bir iade ve değiştirilmenin söz konusu
olmadığına, soru önergelerinin bakanlar tarafından
cevaplandırılma oranının yeni hükûmet sisteminin
olduğu dönemde, önceki dönemlere göre daha yüksek olduğuna, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanının Anayasanın ve İç
Tüzükün belirlediği kriterlere göre soru önergelerini değerlendirmek
zorunda olduğuna, Anayasa ve İç Tüzükün Meclis Başkanına
soruların cevaplarıyla ilgili bir inceleme, değerlendirme görevi
ve yetkisi vermediğine ve İç Tüzüke ve Anayasaya uygun
davranmanın kendilerinin vazifesi olduğuna ilişkin
konuşması
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
Sayın Kılıçdaroğlunun konuşmasında beni
zikrederek söylediği 3 husus var, onlarla ilgili ben de açıklamada
bulunacağım.
Bunlardan birincisi, Sayıştay raporunun
değiştirildiğine dair iddiaydı. Bu konuda beni göreve davet
etti. Ben şunu ifade edeyim: Sayıştay raporları Meclise
Sayıştay Başkanlığının imzasıyla
geliyor. Buraya gelen raporlarda herhangi bir değişme, bir iade,
değiştirilme söz konusu değil. Sayıştayın kendi
içinde raporların oluşmasıyla ilgili süreçlerde eğer bir
şey kastediliyorsa o Türkiye Büyük Millet Meclisini ve
Başkanlığı ilgilendiren, alakadar eden bir husus
değil.
İkincisi şu: Konuşmada 27nci Dönem
bitmeden 27.323 soruya bakanlar cevap vermiyor. deniyor. Şu anda, benim
Plan ve Bütçe Komisyonuna 30 Kasımda sunmuş olduğum belgelerde
de açıklamalarda da var, 30 Kasım itibarıyla bunu veriyorum,
yeni bir bilgi çıkarmadım -günceli de var ama herkeste olacak bir
bilgi olduğu için bunu kullanıyorum- cevaplanmayan soru
sayısı 18.791. (CHP sıralarından gürültüler)
Devamını bir bekleyin isterseniz.
Şüphesiz, soru önergelerinin hepsinin
cevaplanması arzu edilir ancak 27nci Dönemde, yine 30 Kasım
itibarıyla soruların cevaplandırılma oranı yüzde
64,44tür. 26ncı Dönemde yani farklı hükûmet sisteminin olduğu
dönemde yüzde 45,4. Yine, 24üncü Dönemde yani yeni hükûmet sisteminin
olmadığı dönemde yüzde 60,3. Dolayısıyla 27nci Dönem,
yeni hükûmet sisteminin olduğu dönem gerek 26 gerek 24üncü Döneme göre
cevaplandırılma oranı bakımından daha yüksek. Buna bir
bilgi daha ilave etmek istiyorum. (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
Arkadaşlar, bilgi; bilgiye göre
konuşalım, bilgiye göre.
Daha önceki dönemde, 27nci Dönemden önce İç
Tüzükte soruların cevaplandırılma süresi otuz gün civarında
idi, on beş gün cevaplandırılmadığı zaman tekit
yazısı yazılıyordu; yazıdan sonra,
ulaşmasından sonra on gün ilave süre veriliyordu; toplam otuz günlük
süre. Bu 26ncı ve 24üncü Dönemlerle ilgili verdiğim oranlar, otuz
günlük süre içerisindeki oranlar. Dolayısıyla, burada 27nci Dönemde
ise on beş güne indirildi bu süre, on beş günü aşanlar süresinde
cevaplandırılmayan soru oluyor.
Son olarak, bir üçüncü husus da şuydu: Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Başkanına Anayasanın ve İç
Tüzükün vermiş olduğu bir görev var, verilen soru önergelerini
değerlendireceği bazı kriterler konulmuş. Meclis
Başkanı bu kriterlere göre soru önergesini değerlendirmek
zorunda, İç Tüzük ve Anayasanın verdiği bir görev ama Anayasa
ve İç Tüzük Meclis Başkanına soruların cevaplarıyla
ilgili bir inceleme, değerlendirme görevi vermiyor, yetki vermiyor. Ben
kendi kendime bir görev, bir yetki ihdas ederek cevapları da inceleme
imkânını kendimde bulamıyorum. İç Tüzüke ve Anayasaya
uygun davranmak bizim vazifemiz, hepimizin vazifesi.
Teşekkür ediyorum.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Sayın Çamlı
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı biraz önce konuşması
esnasında şahsıma dönerek
(CHP sıralarından Maskesi
yok, maske taksın. sesleri)
BAŞKAN Arkadaşlar, bir dakika
Dinleyelim. Bir dakika
Bir dakika
Maske
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul)
Şahsıma dönük bir sataşma yapmıştır, onun için
söz hakkı
BAŞKAN Bir değerlendirelim, metne
bakalım, olur mu?
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Ben
kürsüden buna cevap vermek istiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kürsüden zaten olmaz, oturum
değişti.
BAŞKAN Bir dakika
Bir bakayım ben,
şeyi çıkarttıracağım şimdi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
Sayın Başkanım
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, şimdi,
Adalet ve Kalkınma Partisi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
müsaadenizle
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Oturum
Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentopun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
ilk husustaki Sayıştay raporlarını
-karşılıklı yazışarak- bizim size yazıyla
sormanın ve sizin de yazıyla cevaplamanızın doğru
olacağı kanaati bizde de oluştu.
İkinci husus, Sayın Genel Başkanın
bahsettiği rakam süresi içinde yanıtlanmayan önerge üzerinedir, sizin
bahsettiğiniz rakam tüm zamanlarda yanıtlanan önerge üzerinedir.
Ancak takdir edersiniz ki güncel bir tartışmayla ilgili sorulan soru
-Anayasa boşu boşuna 99uncu maddesinde gün koymamış- on
beş gün içinde cevaplanırsa anlamlı. Güncel bir soruyu
soruyoruz, sekiz ay sonra gelen cevabı biz cevaptan saymıyoruz.
Ayrıca, biraz önce
yaptığınız açıklamada 27nci Dönemle ilgili
verdiğiniz rakam, tüm zamanlar içinde cevaplanma açısından yüzde
64-65lik oran. Bir, doğru yerden yaklaşalım, süresi içinde
yüzde 12,64.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu oran,
beğenmediğiniz ve devamlı eleştirdiğiniz, sizden
önceki üçlü koalisyon döneminde yüzde 87ydi, süresinde cevaplanma oranı
hem de anayasal bir yükümlülük yokken. Devamında, sizin
iktidarlarınızda önce yüzde 62ye, sonra yüzde 49a, 24üncü Dönemde
yüzde 22ye, 26ncı Dönemde de yüzde 10,99a kadar düştü. Bizim
iddiamız da Meclisi gün geçtikçe işlevsiz hâle getirdiğiniz,
önemsemediğinizdir. Kriter ortadadır, yüzde 90dan yüzde 10a kadar
gerilenen bir noktada Meclise saygı söz konusu değildir.
Son husus Sayın Başkanım, bizim
dediğimiz de tam şu: Milletvekilimiz 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve
2021 için ayrı ayrı rakam soruyor, cevap gelmiş, siz de
yollamışsınız: Yıllık faaliyet raporlarında
yayınlanacaktır. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yine, milletvekilimiz
defalarca soruyor, diyor ki: Suriyeli sığınmacılarla
ilgili nakdî yardım
Cevap geliyor: Bu fon Avrupa Birliği
tarafından belirlenen projeler kapsamında belirlenen kurallara göre
yatmaktadır. Yani cevabın soruyu tatmin etmediği ve sizin
sorunun içeriğine karışıp müdahale ettiğiniz ama
yanıtlar konusunda müdahale etmediğiniz eleştirisidir. Bunun
gibi onlarca çarpıcı örnek makamınıza da defalarca
iletilmiştir Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Hayır, sonuncusunu
anlayamadım yani Anayasa ve İç Tüzük bana bir görev veriyor da onu mu
yapıyorum cevaplara bakmayarak, onu mu kastettiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan,
Anayasa kimseye kendine karşı muvazaa yapma, kimseye kendine
karşı bir kötüye kullanıma göz yumma hakkı ve görevi
vermez. Soru sorulacak cevap gelecekse, sorunun içeriğine
bakıyorsanız, gelen cevaba da Kardeşim, adam sana ne
sormuş, sen ne cevap veriyorsun? Bu, cevap değil. deyip bir kez geri
yollasanız öyle cevaplar gelmeyecek. Sayın Fuat Oktay kendine sorulan
100 sorunun 24ünü yanıtlamış; 24ün 23ünde Anayasadan
alıntı, ilgili mevzuattan kopyalama
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY 24ü
değil, 75i cevaplanmış.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bakın, Sayın
Başkan, siz bu işin
Aslında benim elimdeki listede şu var:
Süresi içinde soruların cevaplanmadaki oranına
baktığınızda en iyi durumda olan kim biliyor musunuz? En
iyi durumda olan sizsiniz Sayın Başkan, yüzde 84le
cevaplamışsınız, demek ki olabiliyormuş
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bu Meclise saygı
duyuluyorsa bu milletvekilinin sorusu süresi içinde cevaplanıyormuş.
Meclis Başkanı yüzde 84le cevaplayacak, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı yüzde 24le, Millî Savunma Bakanı yüzde 1,6;
İçişleri Bakanı yüzde 2,4. Yanlışa yanlış
demeyi öğrenmezsek bu bakanların -bu atanmış
bakanların- bu seçilmişlere yaptığı
saygısızlığa sessiz kalırız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özel, başka bir
şey anlatıyorsunuz siz; ben diyorum ki: Gelen cevapları inceleme
yetkisi var mıdır? Diyorsunuz ki: Anayasa buna izin vermez. Anayasa
başka bir şey söylüyor, diyor ki: Hiç kimse veya organ Anayasada
yetki verilmedikçe bir devlet yetkisi kullanamaz. Bu Anayasa özel olarak
sorular için yetki vermiş, görev vermiş; İç Tüzük de
vermiş, bir sürü maddesinde kriterler saymış ama cevaplarla
ilgili hiçbir hüküm yok; ben kendi kendime yetki ihdas edemem; bu, Anayasaya
aykırı.
Öbür taraftan, bakınız
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O zamanki Anayasa Komisyonu Başkanına
sormak lazım, o zamanki.
BAŞKAN Bakınız, bir dakika
Yani
tevile gerek yok. Sayın Kılıçdaroğlu Bakın, 27nci
Dönem bitmeden 27.323 soruya bakanlar cevap vermiyor. diyor, süresi
içerisinde diye bir şey burada ben göremiyorum; siz çıkarabiliyorsanız
ayrı mesele ama burada yok.
Dolayısıyla, bir şeyi daha burada
söyleyeyim: Süreyle ilgili açıklama yaptım, 27nci Dönemde on
beş gün süre; on beş günü geçince on altıncı gün süresi
geçmiş sayılıyor fakat sizin örnek verdiğiniz dönemlerde bu
süre otuz gün, bazen otuz günü de aşıyor.
Bir şey daha: Sizin örnek verdiğiniz
19uncu Dönemde toplam soru önergesi sayısı 7.550, 27nci Dönemde
56.738 soru var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O, o dönemki muhalefetin
acziyetini, bu dönemki muhalefetin çalışkanlığını
gösterir efendim. (AK PARTİ sıralarından Vay be! sesleri)
BAŞKAN Evet, herkes istediği sonucu
çıkarabilir.
Teşekkür ederim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
Sayın Başkan
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
(Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020
Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı
Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
BAŞKAN Arkadaşlar, şimdi, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına ilk konuşmacı Genel
Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Sayın Numan
Kurtulmuş.
Buyurun Sayın Kurtulmuş. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA NUMAN KURTULMUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, siyasi partilerimizin Değerli
Genel Başkanları, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sözlerime Bismillah, her hayrın
başıdır. diyerek başlıyorum.
Bu bütçe görüşmelerinin hayırlı
uğurlu ve bereketli olmasını temenni ediyorum. Bütçenin buraya
kadar getirilmesinde emeği olan, başından bugüne kadar bu
müzakerelere katkıda bulunan bütün kardeşlerimize, bütün milletvekili
arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum.
Değerli kardeşlerim, hepinizin
bildiği gibi, bütçeler, hükûmetlerden hesap sorma yeridir; doğru.
Bütçeler, milletin eldeki imkânları ile kaynakların nasıl
kullanıldığının bir şekilde hesaba çekildiği
yerdir; doğru ama aynı zamanda, bütçeler, Türkiyenin içinde
bulunduğu şartlar, bölgemizin içinde bulunduğu şartlar ve
dünyanın ekonomi politik genel şartları mahiyetiyle Türkiyenin
yarınının değerlendirildiği, bugününde almamız
gereken derslerin çıkarıldığı ve Türkiyenin
yarınlarına doğru kuvvetli adımlarla ilerlememizin müzakere
edildiği ortamlardır; onun için, bu ölçekte bu bütçe müzakerelerini
yapıyoruz. Ben de müsaade ederseniz, öncelikle, bütçe görüşmelerinin
başlangıcı olması bakımından, içinden geçtiğimiz
dönemde yaşadığımız küresel ekonomi politik
gelişmelerin bölgeye ve Türkiyeye etkilerinin ne olduğu üzerinde
çoğumuzun bildiği gerçekleri bir kere daha hatırlatmak isterim.
Bunu şunun için söylüyorum: Herhangi bir şekilde 2020
yılında pandemi krizi başlamamış olsaydı bile
dünyamız ve bölgemiz, içinden geçtiğimiz bu dönemin olağanüstü
gerilimler, çatışmalar ve bunların ortaya
çıkarttığı fevkalade önemli sonuçlarla
karşılaşmıştı. Bunların en başında
Sovyetler Birliğinin çözülmesinden sonra Amerika Birleşik
Devletlerinin tek kutuplu bir şekilde yönetme iddiasıyla dünya
ekonomi politiğine liderlik yapmaya çalıştığı
dönemin, özellikle Afganistandan palas pandıras çekilmesiyle birlikte
sona erdiğinin dünyaya ilan edilmesi ve bu anlamda küresel ve bölgesel ölçekte
ortaya çıkan fevkalade ciddi boşlukların dünya ekonomisini de
dünya siyasetini de etkiliyor olmasıdır.
Ayrıca, eski kutuplu dünya sisteminde iki
taraflı bir dengeden bugün geldiğimiz noktada çoklu bir denkleme
dönülmüş ve dünyanın hemen her bölgesinde birden fazla gücün müdahale
ettiği gelişmeler ortaya çıkmıştır. Bunun çok
doğal bir sonucu olarak Asyanın gelişen ekonomilerinin de güçlü
bir şekilde dünya ekonomi politiğini forse etmeye
başlamasıyla birlikte, özellikle Çinin yükselişiyle birlikte
Rusya, Avrupa Birliği, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri
arasında zaman zaman ikili, zaman zaman çok taraflı gerilimlerin,
çatışmaların ortaya çıktığını hepimiz
görüyoruz. Hatta öyle ki daha geçen hafta Avrupa Birliği, Çin'in yol ve
kuşak projesine karşı yeni bir küresel lojistik projesi
geliştirme ve bunu Avrupa Birliğinin ortak bir projesi hâline
getirmek için kararlılığını ortaya koymuş oldu.
Bendeniz yıllar evvel Hükûmet Sözcüsüyken
yaptığım bir konuşmada Zaten üçüncü dünya savaşı
ekonomik olarak çoktan başlamıştı. demiştim. O günden
bugüne yaşadığımız gelişmeler bu gerilimlerin, bu
çatışmaların fevkalade güçlü bir şekilde sürdüğünü
ortaya koyuyor. Özellikle yıllardır söylediğimiz üç alandaki
küresel ve bölgesel çatışmaların önümüzdeki dönemin ekonomi
politiğini şekillendireceğinden de hiç şüphemiz yoktur. Su
savaşlarının, gıda krizlerinin ve enerji
savaşlarının, bir de bunlara son zamanda eklenen siber güvenlik
meselesinin dünyayı fevkalade ciddi bir şekilde etkileyeceği
ortadadır. Bu çerçevede, bütün bu gelişmelerin, tabiri caizse, odak
noktası Kafkaslar, Balkanlar, Mezopotamya, Akdeniz, Karadeniz,
velhasıl bizim içinde bulunduğumuz coğrafyadır ve bu
coğrafyanın amiral gemisi olan Türkiyenin de bu gelişmelerin
hiçbirine bigâne kalma imkân ve ihtimali yoktur. Onun için, bu küresel ve
bölgesel gelişmeler Türkiyeye çok daha fazla uyanık olma
mecburiyetini veriyor, yeniden güçlü ve büyük Türkiye idealine çok daha güçlü
bir şekilde sarılma mecburiyetini ortaya koyuyor. Türkiyenin her
alanda güçlü olması sadece politik bir seçenek değil, içinde bulunduğumuz
şartların ve coğrafyanın bizi mecbur
bıraktığı bir zorunluluktur. İçeride birliğimizi
dirliğimizi artırarak, demokrasimizin standartlarını
yükselterek, ekonomik sistemimizi güçlü ve rekabet edebilir bir hâle getirerek
ve belki hepsinden daha önemlisi millî güvenliğimizi her şeyin önüne
koyarak, millî savunmamızda daha da ileri adımlar atarak yolumuza
devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli kardeşlerim, sadece bu konunun
önemine istinaden az evvel ifade edildi- millî sanayide elde ettiğimiz
gelişmelerin yüzde 80ler civarında millî ve yerli bir noktaya
geldiğini, Türkiyenin sadece kara ve hava alanında değil, mavi
vatanı korumak için deniz kuvvetlerinde de önemli millî savaş
gereçlerini elde etmek zorunda olduğu gün gibi aşikârdır.
Şunu açıkça görmemiz lazım: Türkiyeyi ilgilendiren bu
tartışmaların hiçbiri sadece Türkiyeyi, elinde
bulundurduğu imkânları eleştirmek için değildir.
Örneğin, hemen burnumuzun dibindeki adaların
silahlandırılması ya da S-400
tartışmalarının sürekli gündemde tutulması ya da F-35
tartışmaları üzerinden Türkiyenin hizaya sokulma
çabalarının arkasındaki gerçek şudur: Çünkü bu emperyalist
güçler biliyorlar ki Türkiye bu yürüyüşünü devam ettirirse birkaç sene içerisinde
millî savunma sistemini kuracak, hava savunma sistemini kuracak, kendi yerli,
millî motorunu da üretecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Onun için bu zorunluluğu partilerüstü bir hedef olarak
ortaya koymak zorundayız. Türkiye, her alanda güçlü ve büyük bir Türkiye
olmak mecburiyetindedir. Ayrıca -yine az evvel ifade edildi- dünyanın
birçok yerindeki mazlum ve mağdur milletler Türkiyenin gözünün içine
bakıyor ve Türkiyenin bu coğrafyada güçlü bir şekilde
varlığının kendi bekaları için de zaruri olduğuna
inanıyor.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu
girişten sonra, ne yazık ki bu küresel ve bölgesel gelişmeler
devam ederken aynı zamanda 2020nin Ocak ayından bu yana çok ciddi
bir şekilde, asırlar içerisinde zor görülecek küresel bir krizle karşılaştık.
Bu kriz, dünyanın her ülkesini etkiledi, dünyadaki bütün ekonomileri
derinden sarstı, Türkiyeyi de etkilediği aşikârdır,
ortadır. Ancak hepimizin bildiği birkaç konuyu hatırlatmakta
yarar görüyorum. Sağlık sistemlerinin çökmesi ve aşıya
erişimde, hatta bırakın aşıyı, Covidi önlemek
için temel ilaç ve malzemeye ulaşmada dünyanın büyük ülkelerinin bile
çöktüğünü hepimiz iyi biliyoruz. Aynı şekilde, aşıda
yaşanan eşitsizliklerin küresel ölçekte gelir
dağılımı adaletsizliğini artıracak yeni bir unsur
olduğunun da altını çizmek isterim. Buna paralel olarak emtia
fiyatlarındaki olağanüstü artışın, özellikle
endüstriyel metallerde dolar bazında yaklaşık 2 katına
çıkan artışların, değerli madenlerde yüzde 20-30lar
seviyesindeki dolar bazındaki artışların, Brent petrolde
yüzde 35 ve doğal gazda yüzde 345lik artışların da dünya
ekonomisini derinden sarstığı ortadadır. Gıda
fiyatlarındaki artışların, tedarik zincirlerinin
kırılmasının ve özellikle hizmet sektörlerinin çok ciddi
zararlar görmesinin de dünya ekonomisine olumsuz etkileri oldu. İşte,
bu pandemi şartları içerisinde Türkiye, üzerine düşeni maksimum
gayretle yerine getirmeye çalıştı ve bu anlamda da Türkiye,
hepimizin görmesi gereken -bu, siyasetin tartışma konusu değil-
bir başarıya imza attı. Türkiye, pandemi sırasındaki
ortaya koyduğu performansla pozitif anlamda dünya ekonomilerinden
ayrıştı, dünyanın gelişmiş ülkelerinden daha iyi
bir performans ortaya koydu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu anlamda, rakamlara boğarak sizi meşgul
etmeyeceğim ama sağlık sektöründe yaşanan yüksek gelişmenin,
ortaya konulan performansın ve aşılamada Türkiye nüfusunun çok
üstünde aşıya ulaşabilmiş olmamızın yönetim
kabiliyetiyle herhâlde yakından ilişkisi vardır.
Ayrıca, bir tarafta sağlık meselesi,
diğer tarafta da Türkiyenin ekonomik gerçekleri arasında maksimum
dengeyi başından beri korumaya dikkat ederek
politikalarımızı uygulamaya gayret ettik. Bunun sonucu olarak
tezgâhı dağıttırmamayı esas alan bir
anlayışla yani üretimin durmasına, üretimin duraksamasına
asla müsaade etmeyecek bir şekilde yolumuza devam ettik. Bu anlamda
verilen destekler yine burada ifade edildi -rakamlara girmeyeceğim- ama
sadece Türkiyede pandemi sırasında verilen desteklerin gayrisafi
yurt içi hasılanın yüzde 13,1 dolayında olduğunu da hatırlatmak
isterim. Ayrıca ihtiyaç sahiplerine verilen sosyal yardımların,
sosyal yardımlar vasıtasıyla vatandaşımızın
zor durumda kalmasının önlendiğini de hepimiz biliyoruz. Bu
çerçevede Türkiyenin aldığı tedbirler sonucu ortaya konulan
önemli başarılardan biri bütçe dengesinin ortaya konulmuş
olmasıdır. Bu bütçe, yaklaşık yüzde 1,7 bir bütçe
açığına tekabül ediyor ki dünya ortalamasının yüzde
4,5-5 olduğunu düşünürsek fevkalade önemli bir başarı ve
bütçe açığını yerli yerine oturtmuş bir Hükûmet
programıyla karşı karşıyayız.
Değerli kardeşlerim, yine, alınan bu
tedbirler çerçevesinde Türkiye ekonomisinde fevkalade önemli, olumlu
gelişimlerin olduğu da herhâlde inkâr edilemez. Bunlardan en
başta geleni güçlü büyüme performansıdır. Efendim, Türkiyenin
büyüme performansını inkâr ederek ekonomiyi değerlendirmek
mümkün değildir. Türkiye, dünya ekonomisi ortalaması, OECD
ortalaması yüzde 4-5 seviyesindeyken -ben de 9un biraz üstü zannediyordum
ama- öyle görünüyor ki 2021de -Allahın izniyle- Türkiye ekonomisi yüzde
10 büyüyecek ve dünyanın en büyük büyümesine sahip ülkelerinden biri
olacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Güçlü büyümeyi sağlayan güçlü üretim. Bu
anlamda, kapasite kullanım oranlarının fevkalade yüksek
seyrettiğini -objektif bir gösterge olarak- sizlerin
nazarıdikkatinize arz ederim.
Sanayi Üretim Endeksinin dokuz ay boyunca yüzde 24
seviyesinde seyrettiği hepimizin bildiği bir gerçektir. Kapasite
kullanım oranları ise yüzde 78,1 seviyelerine gelerek fevkalade
önemli bir rekor seviyesine gelmiştir.
Şunu söylemek istiyorum: Demin bir cümleyle
geçtiğim tezgâhı dağıttırmamak meselesi,
dünyanın yaşadığı bütün büyük ekonomik krizlerin bize
öğrettiği bir şeydir. Geçmiş dönemde Avrupadaki finansal
krizlerde, ondan önceki dönemde de Asya ekonomilerinin
karşılaştığı krizlerde en temel derslerden biri
budur. Tezgâhı dağıtanların bir daha tezgâhı
toparlamaları mümkün değildir. Ne yapacaksınız, ne
edeceksiniz tezgâhı dağıttırmayacaksınız. Bu ana
fikirle ekonomiye güç vermeye devam ettik.
Değerli kardeşlerim, yine bu yıl
alınan tedbirlerle istihdamda, tarım dışı istihdam -bu
rakam da objektif bir rakamdır- 24 milyona ulaşmıştır.
Tarım dışı istihdam, istihdam seviyesini ölçen objektif bir
rakamdır ve pandemi öncesindeki seviyeye çıkmış
vaziyettedir. Velhasıl, güçlü büyüme, güçlü istihdam, güçlü üretim ve
güçlü bir bütçe dengesiyle, Türkiye bunlara ilave olarak cari açık
problemini de ortadan kaldıracak adımları atmaya devam ediyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyenin bu istikamette yürümesinin önünde artık
bundan sonra bir şekilde değiştirip revize etmeyeceği bir
istikamet söz konusudur. Bu da 2013 yılının Mayıs
ayından beri yönelmiş olduğumuz ekonomi politik bir yoldur,
sadece bugünün değil
2013te ne oldu? 2013te Türkiye ekonomisi tarihî
dip noktası olan yüzde 4,5lik bir faiz oranına ulaştı.
Faiz oranlarının bu kadar düşmesine paralel olarak, Türkiye
sırtında yaklaşık elli yıldır duran IMF yükünü
mayısta kenara koyarak yoluna devam etti. O tarihlerden bu yana reel
ekonomiye önem veren, üretimi önceleyen, ihracatta ve küresel rekabette
ürünleri ve markalarıyla yer almak isteyen güçlü, büyük Türkiye idealini
ekonomi politik alanda da güçlendirmeye başladık. Geçmiş
dönemlerde uygulanan ve neoliberal tezlerin acımasızca dikte
ettirdiği zenginin rekabeti, fakirin sefaleti üzerine oturan neoliberal
tezler 2013ün Mayıs ayından itibaren terk edilmeye
başlandı. Bu çerçevede, yüksek faiz, bu anlamda düşük kur
politikalarıyla Türkiye maalesef bir ithalat cenneti hâline getirildi.
Karadenizli kardeşlerim bilir, Karadeniz'in bütün şehirlerinde Rus
pazarları vardı üç kuruşa, beş kuruşa ucuz mallar,
Türkiye'de üretilen mallar satılırdı. Türkiye'nin ticaretinin
merkezi olan Mahmutpaşada Yeşildirekte birtakım yabancı
ülkelerin malları, Türkiye'de üretilenden daha kalitesiz mallar ne
yazık ki oralarda satılırdı. O tarihten itibaren şunu
gördük
Ha, şunu da söyleyeyim: Bazıları şimdi bizim
Karadeniz'de doğal gaz bulmamızdan rahatsız olmuş,
şunu söylüyorlar: Ya, Karadeniz'de niye doğal gazla
uğraşıyorsunuz? Daha ucuzuna, yarı fiyatına gidin, dünya
piyasalarından bulursunuz. diyorlar.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Kim onlar, kim?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Be, kardeşim,
hâlâ mı akıllanmadın? Türkçede güzel bir laf var: Elden gelen
öğün olmaz, o da her vakit bulunmaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Hele hele adamlar Doğu
Akdenizde şunu yapmayacaksınız. diyecekler...
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Tarımı ithalata mahkûm ettiniz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Siz kim
oluyorsunuz? Biz yaparız. diyen bir Türkiye olacak. Ayasofyayı
açmayın. diyecekler, Siz kim oluyorsunuz? Ayasofyayı açarız.
diyeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Siz
kim oluyorsunuz? diyecekler, Kapalı Maraşı açmayın.
diyecekler, siz onu açacaksınız, Akdenizden burnunuzu
çıkarmayın. diyecekler, siz Kıbrısın ve Türkiyenin
haklarını koruyarak Akdenizde münhasır ekonomik bölgelerinizi
ilan edeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Öyle mi? Bu Türkiyenin mutlaka bu atmosferde, bu coğrafyada güçlü ve
büyük bir ülke hâline gelmesi lazım. Türkiye, küresel pazarların
satış merkezi olan bir ülke asla olmayacak. Millî alanlardaki bütün
üretimlerimizi gerçekleştireceğiz. Bakın, demin bir söz
söyledim, ağzımdan kaçmadı, ne dediğimin
farkındayım; dünya ekonomisinde en büyük rekabetin nerede
olduğunu da bilen birisiyim. Dünyada 7 ülkede nükleer silah var, sadece 5
ülke uçak motoru yapabiliyor. Eğer Türkiye böyle giderse bu salonda
bulunanların kahir ekseriyetinin göreceği bir tarihte, çok yakın
bir tarihte Türkiye kendi millî uçak motorunu yapacak ve dünyayla rekabet
edecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu
söyleyince F-35 dayatmasını yapanların rahatsız
olduğunu biliyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tank motoru ne
oldu?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bunu söyleyince
S-400ler meselesinden tartışma çıkaranların da
rahatsız olduğunu biliyorum. Güçlü, büyük Türkiye istikametinde
yolumuza devam edeceğiz.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) S-400ler nerede?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu istikamette
yürürken üç şeyi asla yapmayacağız...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) S-400ler depoda,
depoda S-400ler.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bir daha neoliberal
tezlerin yüksek faiz, düşük kurlu sarmalının içine
düşmeyeceğiz, bu şekilde yürümeyeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Siz
yaptınız bunu.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Not düşüyorum,
söylediğimin ne manaya geldiğini biliyorum.
İkincisi, asla ve asla IMF başta olmak
üzere uluslararası ekonomik vesayet merkezlerinin,
kuruluşlarının gölgesine girmeyeceğiz, onların siyasal
emir komutaları altına girmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Beş buçuk yıl
girdiniz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, bugün yapılan bu işleri eleştirenlerin bir
kısmının, geçmiş dönemlerde 19uncu IMF Protokolünü
dayatarak nasıl Türkiye'nin Düyun-ı
Umumiyeye doğru sürüklenmesinin zeminini
hazırladıklarını çok iyi bilen birisiyim. Allah razı
olsun, Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakandı
ve Tayyip Erdoğan, 19uncu Protokolün imzalanmasının önüne
geçti.
Değerli arkadaşlarım, bir daha IMFye
ve uluslararası ekonomik vesayet kurumlarının çizgisine asla ve
asla düşmeyeceğiz.
ERHAN USTA (Samsun) Düşürdünüz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Üçüncü olarak da
söyleyeceğim, cumhuriyet tarihimiz boyunca, hele hele çok partili siyasi
hayatımız boyunca ekonomideki en önemli açıklarımızdan
biri olan ve ikiz açıklar diyerek yıllardır
eleştirdiğimiz bütçe açığı ve cari
açığı meselesine, buradaki tuzağa düşmeyeceğiz.
Bu üç tane temel parametreyle üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve
küresel rekabet alanında yıldız gibi parlayan Türkiye'nin
geleceğini hep beraber inşa edeceğiz ve büyük Türkiyeyi, güçlü,
büyük Türkiyeyi hep beraber kuracağız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Yirmi yılda niye
kurmadınız?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bütün bunları
söylerken
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yirmi yıl
beklediler.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Geleceğim,
sabredin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne zaman?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yirmi yıl
daha mı?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Geleceğim,
biraz sabır; sabrın sonu selamettir.
Değerli kardeşlerim, Her şey güllük
gülistanlık, ortada her şey istediğimiz gibi gidiyor, Türkiye'de
vatandaşlarımızın yaşadığı bazı
zorluklar yoktur. demiyorum. Nelerin yaşandığını,
vatandaşlarımızın bu zorlu süreçlerde nelerden
etkilendiğini çok iyi biliyoruz ama önceliğimiz enflasyonu
düşürmek, bütçe açığını ve cari açığı
düşürmek olarak yolumuza devam ederken vatandaşımızın
artan fiyatlar karşısında ezilmemesini sağlamak için
elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. Sadece şunu söyleyeyim: Biz
bugün burada bu tartışmaları yaparken, hatta biraz da
maksadını aşan sözlerle Genel Kurulun gerilmesine vesile olurken
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız
toplumumuzun bütün kesimlerinin beklediği ve
vatandaşlarımızın tamamının, gittiğimizde
bize Ne olur bunları halledin. dediği konularda önemli
kararlarını kamuoyuyla paylaştı; tüm memur ve emeklilerin
maaşlarını yüzde 30-35 seviyelerinde artırma
kararını aldı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Çünkü geçen hafta doktorlara alınmıştı,
bunu da genişleterek yolumuza devam ediyoruz.
RIDVAN TURAN (Mersin) Geri aldınız,
geri.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca, sadece
doktorlara değil, sağlık çalışanlarımıza da
bunu teşmil ederek yolumuza devam ediyoruz. Sadece çalışanlara
değil, emeklilere de bunları vererek yolumuza devam ediyoruz.
Nihayetinde bütçe konuşuyoruz, babamızın malını
vermiyoruz, cebimizdeki şahsi paramızı vermiyoruz; bu milletin
imkânlarını bu milletin insanlarına, bu helal bütçede
oluşan payların bir kısmından ayırarak milletimize
bunları veriyoruz. Hayırlı uğurlu olsun, bereketli olsun,
milletimize mübarek olsun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) Millet aç, millet
aç.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca, devam
eden asgari ücret görüşmelerinin sonunda da herkesin
(AK PARTİ
sıralarından Üzüldüler. sesi)
Yok, niye üzülsünler ya, vatandaşa verildi
işte, onların da alkışlayacağını
zannediyorum.
AYDIN ÖZER (Antalya) Bir dinleyelim de ondan
sonra
ATİLA SERTEL (İzmir) Sokağa
çıkamıyorsunuz, sokağa çıkamıyorsunuz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Şimdi,
değerli arkadaşlarım, ayrıca, memurlara verilen bu zamlara
ilave olarak, Türkiyede şu anda devam eden asgari ücret
görüşmelerinin sonunda
ATİLA SERTEL (İzmir) Millet aç, aç.
Sokağa çık, sokağa.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bütün milletimiz
dinliyor, yine, ne söylediğimi biliyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sarayın
sözcülüğünü yapma, yakışmıyor. Sarayın sözcülüğü
sana yakışmıyor.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bu anlamda,
milletimizin asgari ücretlerini de hakkaniyet seviyesinde bir asgari ücret
olarak belirleyecek ve bunu kamuoyuyla paylaşacağız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) Sarayın
sözcülüğü Numan Kurtulmuşa yakışmaz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca,
oluşturulacak öğretmenlik yasası
Bu bütçe görüşmelerinden
sonra, inşallah sizlerin de desteğiyle öğretmenlik
yasasını da çıkaracağız ve
vatandaşımızı, güçlü bir şekilde öğretmenlerimizi
destekleyeceğiz.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sarayın
sözcüsü olma.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) 50den az insan
istihdam eden KOBİlerimize kişi başına 100 bin liraya
yaklaşan bir destek vererek KOBİlerimizi faizsiz krediyle daha güçlü
bir hâle getireceğiz.
ATİLA SERTEL (İzmir) Çıkar için
görüş satılmaz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Yine aynı
şekilde, Hamle Programı çerçevesinde imalata destek
programımızı sürdüreceğiz. Bunları daha fazla
açıklamayayım.
ATİLA SERTEL (İzmir) Çıkarın
için görüşlerini sattın.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, sadece bir şeyin daha altını çizerek ondan
sonraki bölümde demin konuşulan konularla ilgili görüşlerimizi
paylaşacağım.
ATİLA SERTEL (İzmir) Kişisel
çıkarın için toplumu sattın.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, demin ifade ettim
ATİLA SERTEL (İzmir) Numan
Kurtulmuş, toplumu sattın, sattın.
BAŞKAN Sayın Sertel
Sayın Sertel
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Müsaade eder misin
Sana sonra anlatırım Sayın Sertel, sonra anlatırız
sana.
BAŞKAN Lütfen
Karşılıklı
konuşursunuz daha sonra.
ATİLA SERTEL (İzmir) Kişisel
çıkarın için toplumu sattın, kendi arkandakileri sattın,
partini sattın.
BAŞKAN Sayın Sertel, sonra
dışarıda konuşursunuz beraber.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Arkadaşlar,
şimdi, doğal gaz ve akaryakıttaki artışları
söyledim.
Bu süre içerisinde Brent petroldeki ve doğal
gazdaki bu artışlara rağmen Türkiye doğal gazı
vatandaşımıza maliyetinin dörtte 1 fiyatına vererek destek
oldu ve destek olmaya devam ediyor. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) Sana
inananları sattın.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Aynı
şekilde, akaryakıttan ÖTVyi alarak yolumuza devam ediyoruz,
vatandaşımızın enflasyon yükü altında ezilmesinin
önüne geçmeye gayret ediyoruz.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) 10
lira, 10 lira!
ATİLA SERTEL (İzmir) Arkanda yürüyenleri
sattın.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) İnşallah
çok daha güçlü bir şekilde bu destekleri yerine getireceğiz.
Sayın Başkan, kalan son beş dakikamda
da burada konuşulan bazı konular hakkındaki fikirlerimi ifade
etmek isterim. Her şeyden önce, insanların konuştuğu dil
kimliğini, kişiliğini ortaya koyar. Biz, bu Meclisteki bütün
milletvekili arkadaşlarımızın, eğer temiz siyaset
istiyorlarsa temiz bir dille konuşmasının kendi
şahsiyetlerinin de göstergesi olduğuna inanıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesi, alkışlar)
Ayrıca halkın arasına
karışmayan sadece kendi arasında konuşan ve özgür iradesi
olmayan halkın iradesinin ne olduğunu bilmeyen hatta haysiyet ve
onur meselesi de gündeme gelerek tartışılan AK PARTİ Grubu
için şunu söylemek isterim: Bu grupta oturan bütün
arkadaşlarımız, her birisi şahsiyetli, onurlu, vatansever,
milletini seven, milletin içinde olan ve millet için mücadele eden
insanlardır. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) Ayıp!
Geçmişte tam tersini söylüyordun, geçmişte bunun tam tersini
söylüyordun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sadece
milletvekillerimizi değil, burada bulunmayan teşkilat
mensuplarımızın, Kadın ve Gençlik
Kollarımızın değerli mensuplarını da
saygıyla selamlıyorum ve millete yaptıkları hizmetler
dolayısıyla hepsini tebrik ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) HAS Partideyken
neler söylüyordun Sayın Başkan, HAS Partideyken neler söylüyordun?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ayrıca,
bendeniz bu fakir de Anadolu'nun her bir yerini dolaşmaya çalışan
birisiyim. Evet, gittiğimiz yerde insanların eleştirileri oluyor
Şu şöyle olmasaydı, bu böyle olmasaydı. diyorlar ama
arkasından
ATİLA SERTEL (İzmir) Karun kadar zengin
oldular. diyordun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Dur bir dakika,
orada dur.
ATİLA SERTEL (İzmir) Karun kadar...
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sayın Sertel,
sözümü söylüyorum, bir dakika; sus bir dakika, bir dakika sus.
ATİLA SERTEL (İzmir) Karun kadar zengin
oldular. diyordun, itiraf ettin, ben kulaklarımla duydum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Kulaklarımla duydum, kulaklarımla duydum, söylediniz.
BAŞKAN Sayın Sertel, arkadaş, söz
vermiyorum ya, böyle şey olmaz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Tekrar söylüyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) Buyurun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) 2008
yılında Saadet Partisinin Genel Başkanı seçildiğim
kongrede Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim. diyerek Türk siyasi
tarihine motto olacak bir sözü söyledim.
ATİLA SERTEL (İzmir) Söylediniz tabii,
söylediniz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Kötü bir söz mü
söyledim, yanlış bir söz mü söyledim? Hayatım boyunca da bu
sözün arkasında kaldım ve çocuklarıma bırakacağım
en büyük miras da bu mirastır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) Kimin için
söyledin?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Şimdi,
söyleyeceği bir şey olmayanlar böyle laflar söylemesin.
ATİLA SERTEL (İzmir) Kimin için
söyledin, onu söyle.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, değerli kardeşlerim
ATİLA SERTEL (İzmir) Bakın, yürek
ister, yürek ister; söyle, yürek ister, söyle. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, Sayın Sertel;
böyle bir usul yok ya. Karşılıklı konuşmak
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Cevabını
aldın arkadaş, cevabını geldin aldın.
ATİLA SERTEL (İzmir) Bana söylediniz,
bana; bana söylediniz, Tayyip Erdoğan için söylediniz, Tayyip Erdoğan
için.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Cevabını
aldın. Kötü bir şey mi söylemişim?
BAŞKAN Artık çalışma düzenini
bozmaya geliyor bu iş.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) O zaman
kalkarsın Burada kötü bir şey söyledi. dersin.
NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul)
Sözünde durmadın, sözünde; göz yumdun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar
ATİLA SERTEL (İzmir) Karun kadar zengin
oldu. dediniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, söyleyecek sözü olmayanlar böyle davranır.
Ayrıca, rakamlar vermek istemiyorum ama bir tek
rakam vereyim. Faiz meselesiyle ilgili çok şey söylendi. 2001
yılında bütçeden faize ayrılan pay yüzde 47,2; 2002
yılında bütçeden faize ayrılan pay yüzde 43,2; 2021
yılında bütçeden faize ayrılan pay yüzde 11,9dur. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) En az
ERHAN USTA (Samsun) 516 milyar dolar, 516 milyar
dolar.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bütçe
büyüklüğüne göre bak Sayın Usta, bütçe büyüklüğüne göre bak.
ERHAN USTA (Samsun) Öyle oldu, öyle oldu; 516
milyar dolar.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) 300 milyarlık
bütçede konuşmak başka; 1,7 trilyonluk bütçede konuşmak
başka bir şeydir. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Hesaba bak, hesaba.
ERHAN USTA (Samsun) Devlet aynı devlet,
devlet aynı devlet.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sen matematikçisin,
bilirsin bu işleri.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın
Hocam, siz iktisatçısınız, daha düşük.
ERHAN USTA (Samsun) 240 milyar dolarla bu devletin
çarkları çevrildi, siz 516 milyar dolar harcadınız.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, şimdi, bir şeyi daha söylemek zorundayım. AFAD'la
ne yaptınız afetler sırasında? Bir acziyetten bahseden
arkadaşımız oldu. Bütün grubumuzla afet sırasında, hem
yangın yerlerini hem de Kastamonu ve Sinop'taki o sel felaketinin, küçük
felaketin yaşandığı yerleri dolaştık. Allah bir
daha milletimize böyle bir felaket yaşatmasın. Sinop'un Ayancık
ilçesinde arkadaşlarımız burada bir
arkadaşımız, hem de depremin ertesi günü
O gece içerisinde
bütün her şey, jeneratörler helikopterlerle köylere indirilmiş
vaziyette, her şey yerli yerince yapılmış,
kaymakamların idare etmesi gereken şehirlere valiler tayin
edilmiş, daha iyi yapılsın diye. Öyle mi? (AK PARTİ
sıralarından Evet. sesleri) Bir arkadaşımız bizim
valilerimizin, arkadaşların önüne çıkmış sonra
televizyonlara da bunu söyledi Sayın Cumhurbaşkanından özür
diliyorum. Ben, Cumhurbaşkanına hakaretten ceza almış ve on
beş gün hapis cezası yatmış birisiyim ama Allah razı
olsun, böylesine güzel hizmetleri yapıyorlar, bu milleti hiçbir
şekilde açta açıkta bırakmadılar. Cumhurbaşkanına
tebriklerimi, teşekkürlerimi söyleyin. Özür diliyorum. diyerek
televizyonların önünde de bunu söyledi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, Türkiye'nin
afetle mücadelesinde, özellikle yaz aylarında
yaşadığımız büyük felaketlerde çok ciddi şekilde
büyük bir imtihan verdik, Allaha çok şükür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bir dakika müsaade
var mıdır?
BAŞKAN Tabii, tabii.
Buyurun Sayın Kurtulmuş.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, Meclisin itibarıyla ilgili de konuşulan konularda
bir mantık hatası görüyorum. Meclisimizi hep beraber daha
itibarlı hâle getirelim. Meclisin itibarlı hâle gelmesi, Meclisin
müzakereleri nasıl yaptığıyla da bire bir ilintilidir.
Vatandaşlarımız bu görüşmeleri izliyor ama Bu Meclis
itibarsız, bu Mecliste bir şey yoktur. derseniz, önce her birimiz
tek tek kendimize hakaret etmiş oluruz, kendimizi itibarsız ve
önemsiz insanlar görmüş oluruz. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
Adama sormazlar mı Açılış konuşmasında
Hükûmet adına konuşulurken iki yüz seksen yedi saat
Yazıktır, günahtır ya! Madem itibarsızız, her birimiz
itibarsızız, bu Meclisin itibarı yoksa niçin iki yüz seksen yedi
saat Plan ve Bütçe Komisyonunda konuştuk? On iki gün sabahtan akşama
burada konuşacağız, hiçbirimiz yarım saatlik bir
konuşmayla, bir saatlik konuşmayla başkasının fikrini
değiştirmeyecek ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) 1 lira bile
değiştiremedik, 1 lira; Sayın Kurtulmuş, 1 lira değiştiremedik.
AK PARTİ Grubu da değiştiremedi. 1 lira
Hiç mi hata yoktu? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Erhan Bey, bak,
1990 yılına gelene kadar Türkiye Cumhuriyetinin bütçe
yapmasında -biz bunları araştırdık- gelen bütçenin
değişme oranı, toplam, yıllar itibarıyla sadece yüzde
2dir.
ERHAN USTA (Samsun) İrade var demek ki.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Plan ve Bütçe
Komisyonuna hükûmet getirir, orada bir iki ufak tefek, düzeltmeler
yapılır.
Değerli kardeşlerim, eğer Meclisin
itibarı yoksa Sayın Başkan bu toplantıyı tatil etsin
gidelim, hepimiz evimize gidelim. Meclisin itibarı var ve bu itibarı
inşallah, sonuna kadar kullanacağız.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Bak, burada
yazıyor, imzalayan Bakan yok!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu gitti,
keşke burada bizi dinleseydi; Özgür Bey burada, Grup Başkan Vekili
arkadaşlarımız burada. Ben hayatımda kimseye hakaret
etmedim, kimseye kastettiğimin dışında bir söz söylemedim,
Allah söylettirmesin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Hayatım
boyunca söylediğim her sözün de arkasındayım.
BAŞKAN Bir dakika Sayın Kurtulmuş.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Son bir dakika.
BAŞKAN Son bir dakika.
Buyurun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sayın
Kılıçdaroğlu geçen sefer burada konuşurken -yine böyle çok
hararetli bir konuşma yapmıştı- dedik ki: Acaba Sayın
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı
adaylığını ilan eder mi? Ben açıkçası,
Kılıçdaroğlunun bu seneki konuşmasında Cumhurbaşkanlığı
adaylığına biraz daha fazla yakın olduğunu gördüm ama
burada bu isimlendirmeyi yapmak haddimize değildir, bize düşmez.
Değerli muhalefet partilerinin temsilcilerinin
sözleri ortadadır, hepsini takdirle, saygıyla dinledik; hiçbir
şekilde bir şey söylemem ama Hemen seçim diyenimiz oldu, Sayın
Sancar Hocam da istifa dedi. Değerli arkadaşlar, istifa ve erken
seçim meselesi tamam da önce karşımızdaki ittifakın ya da
Hükûmeti istifaya ve erken seçime sürükleyenlerin, öyle olmasını
isteyenlerin -hakkınızdır, hemen erken seçim istersiniz-
nasıl bir sistem öngördüğünü ve bu sistemi hangi
Cumhurbaşkanı adayıyla yerine getireceklerini de herhâlde
topluma söylemek gibi bir hakları ve sorumlulukları var. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Değerli
kardeşlerim, son söz: Konuşmalarımızın hepsi burada
kayıtların içerisindedir. Suyun üstüne yazılan yazılar gibi
değil, yaptığımız her eylemi, söylediğimiz her
sözü yeniden güçlü, büyük Türkiyeyi kurmak için yapacağız.
ATİLA SERTEL (İzmir) Saray
sözcülüğünüz eğreti durdu, eğreti. Saray sözcülüğünüz
yakışmadı.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla)
Attığımız her adımı, mazlum ve mağdur
milletlerle birlikte yeni ve hakkaniyetli bir dünya kurmak için
atacağız. Yolunuz açık olsun, milletimize selam ve sevgilerimi
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) - Sayın Başkanım, efendim, talebimi
aldınız herhâlde.
BAŞKAN Grup adına konuşmalar
tamamlandıktan sonra söz vereceğim demiştim, daha önce de onu
uyguladım. Bitsin, ondan sonra inşallah.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Tamam efendim, tamam; teşekkür ederim.
BAŞKAN Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına ikinci konuşmacı İstanbul Milletvekili
Sayın Nurettin Canikli.
Buyurun Sayın Canikli. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz otuz dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA NURETTİN
CANİKLİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bütçenin hazırlanmasında emeği geçen
herkese ben de teşekkür ediyorum. Gerçekten çok zahmetli bir süreç bütçe
hazırlanması ve bu aşamaya getirilmesi.
Değerli arkadaşlar, tabii, bütçe, toplumun
bütün kesimlerini etkileyen, ilgilendiren bir metin. Aslında, her yıl
bütçe kanunuyla millî gelirin yüzde 30u toplanır ve yeniden
dağıtılır. Dolayısıyla hükûmetler bütçeleriyle
konuşur yani nerede durduğunu
Sözlerin çok fazla bir anlamı
yok, herkes her şeyi söyler doğal olarak ama önemli olan, gerçek
niyetlerini iktidarlar, hükûmetler bütçeyle yansıtır, bütçeyle ortaya
koyar ve bütçeyle konuşur.
Şimdi, bütçe, aynı zamanda gelirlerin
toplanmasına, harcamaların yapılmasına da yetki veren bir
metindir; yüce Meclis bu yetkiyi vermezse eğer bu harcamalar
yapılamaz, gelirler toplanamaz. Bütçelerin önemli bir kalemi de mahalli
idarelere, belediyelere aktarılıyor biliyorsunuz. 2021 rakamları
itibarıyla söylüyorum: Her yıl 100 milyar liradan fazla bir kaynak,
bir bütçe kaynağı belediyelere aktarılır ve belediyelerin
de esas itibarıyla gelirlerinin büyük oranda bütçeden
kaynaklandığını belirtmemiz gerekiyor, biliyoruz. Yani
eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi bu yetkiyi vermezse belediyelere bu
kaynaklar aktarılamaz. Dolayısıyla bizlerin, hepimizin, Meclis
olarak milletvekillerinin verdiği bu onayla bu gelirler, vergi
gelirlerinden bütçede belirtilen rakamlar belediyelere aktarılır.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Daha fazla.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Dolayısıyla belediyelere aktarılan bu kaynakların da
yerinde kullanılıp kullanılmadığı son derece önem
arz ediyor. Yani her yıl 100 milyar liranın üzerinde bir rakam -çok
ciddi bir rakam- belediyelere gönderiliyor ve belediyelerin bunları
gerçekten halkın, milletin menfaatine, lehine, onların
çıkarlarını öncelleyen bir yaklaşımla harcayıp
harcamadığını sorgulamamız, denetlememiz gerekiyor. Bu
aynı zamanda milletvekillerinin, bütçeye o onayı veren
milletvekillerinin, hepimizin görevi.
Bu çerçevede aktarılan en büyük kaynak
İstanbul Büyükşehir Belediyesine aktarılıyor; tabii, bütün
belediyelere aktarılıyor ama kaynağın en büyüğü
doğal olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesine
aktarılıyor. Dolayısıyla Meclis olarak İstanbul Büyükşehir
Belediyesine aktardığımız bu kaynaklar nasıl
kullanılıyor, mal ve hizmetler nasıl satın
alınıyor; bunun biraz detayına girmek istedik. Önce şunu
belirteyim: Tabii, kamu kurumları harcamalarını, kamu ihale
mevzuatının belirlediği usul çerçevesinde, oradaki kurallara göre
yaparlar. Doğal olarak muhalefet de özellikle kamu ihale mevzuatının,
açık ihale yönteminin çok fazla uygulanmadığı, fiilen
kapalı yöntemlerin daha fazla uygulandığı şeklinde
sık sık eleştiriler gündeme getirdi; Sayın
Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefete mensup değerli
arkadaşlar bunları hep gündeme getirdiler. Bu açıdan
değerlendirdiğimizde İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1
Temmuz 2019 tarihi ile 12 Kasım 2021 tarihi arasında toplam 11.415
tane ihale yapmış. Sözleşme, ihale yani harcamanın
kaynağı bu, harcamanın yöntemi bu olduğu için bunun üzerine
detaylı olarak giriyoruz. Bu ihalelerin 1.624 tanesini açık ihale
yöntemiyle gerçekleştirmiş. 11.415 ihalenin 1.624 tanesi açık
ihale yöntemiyle yani rekabetin sağlandığı,
yarışmanın sağlandığı yöntemle
gerçekleştirilmiş, 9.791 ihale ise kapalı yöntemle
yapılmış yani pazarlık yöntemi ya da buna benzer, davetiye
usulü vesaire gibi yöntemlerle yapılmış. Yani doğrudan,
yönetim, mal ve hizmet satın alacağı kişiye davetiye
gönderiyor ya da onları pazarlığa çağırıyor, onu
kendisi belirliyor. Yani yarışma yöntemiyle değil de
11.415 ihalenin
1.624 tanesi açık ihale yöntemiyle, 9.791 tanesi kapalı ihale
yöntemiyle yapılmış. Ancak açık ihale yöntemiyle,
yapılan bu 1.624 ihalenin 804 tanesini de belediyenin şirketleri
almış ve belediyenin şirketleri bunları açık olmayan
ihale yöntemiyle vermiş. Bu ne anlama geliyor? Bu, şu anlama geliyor:
Sonuç itibarıyla açık ihale gibi görülen 1.624 ihalenin aslında
804 tanesi de fiilen açık ihale değil; 1.624, 804.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İstanbul
Büyükşehirdeki grup başkan vekillerini yetersiz görmüş. Büyükşehirdeki
grup başkan vekillerini yetersiz görmüş, orada yapılacak
işi burada yapıyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, o paraların oraya
gönderilmesine bu Meclis karar verdi, bütçe çerçevesinde gönderildi. Bütçeyi
konuşuyoruz, o paraları konuşuyoruz ve gönderdiğimiz, yetki
verdiğimiz o paraların nereye harcandığını
sormamız gerekiyor. Hepinizin hakkı, bizim hakkımız,
İstanbul Milletvekili olarak benim de hakkım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Tevfik Göksuya
söyle istifa etsin, beceremiyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Dolayısıyla, hiç kaçacak yeriniz yok değerli arkadaşlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aman sen kovala, ben
kaçayım! Kovalayana bak!
VELİ AĞBABA (Malatya) Beceremiyor ki.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, yalnız geriye kalan 1.624 ihaleden 804 tanesinin de
kapalı ihale yöntemiyle dolaylı olarak
yapıldığını söyledim.
VELİ AĞBABA (Malatya) Peki, Ankaraya
gel, Ankaraya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Fatma Şahine
bakalım. Fatma Şahine baksana bir.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Diğer, kalanlara baktığımız zaman, aslında,
değerli arkadaşlar -şimdi tek tek rakamları
paylaşacağım- fiilen onların hepsi de kapalı ihale
yöntemiyle gerçekleştirilmiş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kayseriye bir bakacak
mıyız? Sıra Kayseriye gelebilecek mi?
VELİ AĞBABA (Malatya) Konyaya gelecek
misin?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sıra Kayseriye gelecek
mi? Konyayı konuşabilecek miyiz? Madem konuşacağız,
neden bir tek İstanbulu konuşuyoruz?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Orada belediye
meclisi niye var?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ne
derseniz deyin. Bir de şunu söyleyeyim: Bu ihalelerden sadece 5 tanesi
televizyonda canlı yayınlanmış, sadece 5 tanesi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tevfik Göksu bu kadar
kifayetsiz mi?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Millet Meclisi
mi belediye meclisi mi burası?
VELİ AĞBABA (Malatya) Rahmetli Kadir
Topbaşa da gelelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tevfik Göksu bu kadar mı
başarısız?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
onların 3 tanesi de iptal edilmiş, diğerlerinin hiçbiri
yayınlanmamış.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Trabzonu konuşacak
mıyız?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, açık gibi görülen bu ihalelerden 7 tanesini ben seçtim,
aldım, ayrıntılı olarak inceledim. Hangi ihaleler bunlar?
Otobüslerin bakım ve onarım ihaleleri; büyük rakamlar, tek tek
paylaşacağım. 26/11/2019 tarihli ihale;
VELİ AĞBABA (Malatya) İstanbul
Büyükşehir Belediye Meclisi değil yalnız burası Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Rahatsız olmakta da haklısınız, biraz sonra
VELİ AĞBABA (Malatya) Burası
Türkiye Büyük Millet Meclisi. Keşke biraz Melih Gökçeki de
anlatsanız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Rahatsız olmakta da haklısınız.
4 firma katılıyor, yaklaşık
maliyet 41 milyon 934 bin.
VELİ AĞBABA (Malatya) Keşke biraz
Melih Gökçeki de anlatsan. Keşke biraz ANKAPARKı da anlatsan.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Yaklaşık maliyet nedir? Biliyorsunuz, idare tarafından
belirlenen en üst rakam yani ihalede ortaya çıkan rakam o tutarı
aşamaz.
VELİ AĞBABA (Malatya) 750 milyon
doları da anlatsan biraz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ve bu
gizli, ne zamana kadar gizli? İhale yapılana kadar gizli. Tekliflerin
bu yaklaşık maliyetin altında kalması gerekiyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) İstanbul
hakikaten kimyanızı bozmuş ha.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Yaklaşık maliyet ne kadar? 41 milyon 934 bin. İhale bedeli ne
kadar değerli arkadaşlar? 41 milyon 231 bin yani neredeyse
yaklaşık maliyet rakamıyla aynı. 4 firma teklif verdi
demiştim ya, bunlardan Akelsan firması boş teklif vermiş.
Ağaoğlu Danışmanlık diye bir firma var, teminat
mektubu vermemiş, ihale dışı kalmış. 2 tane
geçerli teklif var; bir tanesi 41 milyon 231 bin, Ulaşım İç ve
Dış Ticaret AŞ -bu ismin altını lütfen çizin,
unutmayın, çok karşılaşacağız- diğeri de
Otokar, o da 60 milyon yani yaklaşık maliyetin çok üzerinde, rasyonel
olmayan bir fiyat vermiş. Dolayısıyla, 4 firma
katılmış, 2 tanesi yarış dışı
bırakılmış, 2 teklif verilmiş, ihale 41 milyon yani
yaklaşık maliyetin neredeyse aynısı olan teklifi veren
Ulaşım İç ve Dış Ticaret AŞ firmasına
verilmiş, kalmış.
Şimdi, ikinci ihale
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Yandaşa
mı verilmiş Başkanım?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
İhaleleri bir tamamlayayım, ondan sonra değerlendirmelerimizi
hep birlikte yapacağız, hep beraber.
9 Şubat 2021 tarihli ihale; 51 bin kilometre
otobüs bakım ve onarım ihalesi, yaklaşık maliyeti 271
milyon -küsurları geçiyorum- ihale bedeli 262 milyon. İhaleye 6 firma
katılıyor; 2 firma teminat vermediği için ihale
dışı kalıyor, bunlar yine aynı firmalar:
Ağaoğlu Danışmanlık ve Taksim Taahhüt. Zara Araç
Kiralama teşekkür teklifi veriyor. Diğer 2 firmadan Ulaşım
İç ve Dış Ticaret AŞ yani yaklaşık maliyete çok
yakın teklifi veren bu firma, aynı firma ihaleyi alıyor.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin bütçesini niye konuşuyorsunuz? Türkiye'nin
bütçesini konuşmamız lazım. Belediye meclisiyle
karıştırdın herhâlde, burası Türkiye Meclisi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Üç:
11/3/2021 tarihinde 137 bin kilometre 638 otobüsün bakım onarım
ihalesi değerli arkadaşlar, yaklaşık maliyet 547 milyon
lira.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Meclisi
karıştırdın galiba. Yanlış yere gelmişsin.
VELİ AĞBABA (Malatya) Aday
mısın İBBye, aday mısın? Binali Bey'e bari sor aday
olacaksan. Belki yine niyeti vardır Binali Bey'in.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
İhale bedeli 544 milyon lira; yaklaşık maliyet 547 milyon lira,
ihale bedeli 544 milyon lira. İhaleye 5 firma katılıyor, 3 firma
teklif vermiyor; Ağaoğlu Danışmanlık, Taksim Taahhüt
ve Fetih 1453 firmaları teminat mektubu vermiyorlar -şu hâle
bakın- ve ihale dışı kalıyorlar. Mercedes firması
da gerekli belgeleri, yeterli belgeleri vermediği için devre
dışı kalıyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Firmanın adı ne?
Fetih 1453.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Geçerli
teklifi veren tek bir firma, kim? Ulaşım İç ve Dış
Ticaret AŞ -bu özel bir firma, onu da söyleyeyim, özel bir firma- veriyor
ve ihaleyi alıyor. Yarışma yok, rekabet yok ve
yaklaşık maliyete çok yakın bir fiyat veriyor.
Dört: 9 Mart 2021 tarihli ihale,
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Belediye
meclisi değil burası, Türkiye Büyük Millet Meclisi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Yaklaşık maliyet 126 milyon lira. İhale tutarı 125 milyon
lira. İhaleye 5 firma katılıyor. 3 firma -aynı firmalar
Ağaoğlu Danışmanlık, Taksim Taahhüt, Fetih 1453-
teminat mektubu vermediği için ihale dışında kalıyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - İBBnin
bütçesini İBB Meclisi yapıyor, çoğunluk da sizde.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - İhaleyi
tek başına yine aynı firma, şu işe bakın
VELİ AĞBABA (Malatya) İBBnin
bütçesini İBB Meclisi yapıyor. Çoğunluk sizde.
BAŞKAN Arkadaşlar, hatibin sözünü
kesmeyelim lütfen. Lütfen, çalışma düzenimizi bozmayalım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Aynı firma, Ulaşım İç ve Dış Ticaret AŞ
kazanıyor.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Şaka
mısınız!
VELİ AĞBABA (Malatya) Çoğunluk AK
PARTİde. Çoğunluk sizde değil mi?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Evet,
devam edelim, devam edelim. 11/3/2021 tarihli ihale -ayrıntıları
geçiyorum- yaklaşık maliyet 157 milyon.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Çoğunluk
sizde, çoğunluk.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
İhale tutarı 156 milyon, firmaya bakın, öyle bir isabet
kaydediyor ki! Tekrar söylüyorum, yaklaşık maliyet gizlidir, sadece
idare bilir onu, müteahhitler bilmez.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sanırsın Melih
Gökçekin ihalesi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Yaklaşık maliyet 157 milyon, on ikiden vuruyor, öyle bir firma.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Tank Paleti
ihale yapmadan verdiniz, ihale yapmadan.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
İhale tutarı 156 milyon. 6 firma katılıyor, 4 firma teklif
vermiyor, teklifleri geçersiz sayılıyor; Ağaoğlu
Danışmanlık, Taksim Taahhüt, Fetih 1453, Öz Hicret Otomotiv
geçici teminat vermedikleri için devre dışı kalıyorlar ve
yine aynı firma -Mercedes firması da teşekkür mektubu
atıyor- Ulaşım İç ve Dış Ticaret AŞ geçerli
olan tek teklifi veriyor, rekabet yok, yarışma yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Göksu(!) zor on
yedi dakikanız. Sayın Göksu (!) on yedi dakikanız kaldı.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Altı, 21/11/2019 tarihli ihale
VELİ AĞBABA (Malatya) - İBB
Meclisinde çoğunluk sizde, çoğunluk.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Yaklaşık maliyet 41 milyon 934 bin, ihale tutarı -tahmin edin-
41 milyon 231 bin arkadaşlar.
VELİ AĞBABA (Malatya) Çoğunluk
sizde.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) 128 milyar
dolar nerede? Onun hesabını verin siz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 3 firma
katılmış; 1 firma geçersiz
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Sayın
Canikli, 128 milyar dolar nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
diğerininki de devre dışı, tek firma yine
kalmış, aynı firma, aynı firma.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Onun
cevabını bir verin. 128 milyar doları nasıl yok ettiniz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Ulaşım İç ve Dış Ticaret AŞ
yarışmasız, tek başına teklifi veriyor, ihaleyi
alıyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Yine
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Evet,
aynen öyle, yine.
Şimdi, arkadaşlar, bu 7 ihalede ortalama
yaklaşık maliyete göre indirim oranı ne kadar biliyor musunuz?
Yüzde 1.
VELİ AĞBABA (Malatya) İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin bütçesi İBB Meclisinde oylanır,
İBB Meclisinde çoğunluk sizde.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) AK
PARTİ döneminde bu ihalelerin ortalama kırım oranı, indirim
oranı kaç? Yüzde 22. Yüzde 1; hepsi, hepsi, bakın, hepsi için
söylüyorum. Ha, 1 tane olur, olabilir, denk gelir; 2 tane olur, denk gelir.
Yarışmanın olduğu hiçbir normal ihalede, ihale rakamı
kesinlikle yaklaşık maliyet rakamına yaklaşmaz
(CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kanunları
siz değiştirdiniz, siz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
onun
çok altındadır. Örneğini söylüyorum
ALİ ŞEKER
(İstanbul) 185 defa değiştirdiniz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, soruyorum: Bakın, ortalama olarak indirimin yüzde 1
olduğu ihaleler
ALİ ŞEKER (İstanbul) 192 defa
değiştirdiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın Canikli
İBB Belediye Başkanlığına aday galiba, Tevfik
Göksunun yerine aday galiba(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
indirimin yüzde 22 olduğu ihalelere göre nasıl ihalelerdir?
Soruyorum, bunun cevabını siz verin değerli arkadaşlar.
(CHP sıralarından gürültüler)
Şimdi -daha bitmedi işimiz- bu yöntemle
Bakın, tam bir tezgâh, bir organizasyon, sistematik bir organizasyon.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Organizasyon
sarayda, sarayda.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ya,
Sayıştay elinizde, savcı elinizde, Büyükşehir Meclisi
elinizde.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Firmalar
giriyor, sadece belli firmalar giriyor, o firmalara diyorlar ki: Siz, eksik
belge verin, ihale dışı kalın.
AYDIN ÖZER (Antalya) Kamu İhale Kurumu
denetlemiyor mu?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Organizasyon
sarayda, sarayda!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Tek
başına, tek başına ihaleyi alan o firmaya da
yaklaşık maliyet rakamı idare tarafından bildiriliyor,
söyleniyor.
AYDIN ÖZER (Antalya) Siz ne yapıyordunuz o
zaman?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yoksa o
rakamı yakalaması mümkün değil, eşyanın tabiatına
aykırı, milyonda 1 ihtimal. Hepsinde, bakın, hepsinde tam bir
tezgâh kurulmuş, saadet zinciri, müthiş bir organizasyon.
AYDIN ÖZER (Antalya) Kamu İhale Kurumu yok mu
bu memlekette?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bu
yöntemle belediye, devlet ne kadar zarara uğratılıyor,
şimdi ona bakalım değerli arkadaşlar, bakalım ona
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
İstanbulda Meclis çoğunluğu sende, artı burası İstanbul
Büyükşehir Meclisi değil!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, AK PARTİ döneminde buna benzer bir ihale yapılıyor,
en son 16/7/2018
Lütfen, dinleyin, bakın, sizin de işinize
Çünkü
bunları yarın soracaklar size, soracaklar neden bunun
hesabını sormadınız? Ben de vurayım belki
AYDIN ÖZER (Antalya) Büyükşehir Meclisi
Ya,
burası yeri mi?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Yarın
değil, şimdi sorsunlar. Gönder
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) AK
PARTİ döneminde, 16/7/2018de benzer bir ihale yapılıyor,
İlk ihale, bakın, bir yıl sonra
yapılıyor, 20/11/2019. Bir yıl sonra yaklaşık maliyet
ne olur? Enflasyon oranı kadar artar en fazla, fiilen de öyledir zaten.
Enflasyon oranı 2018de 20,5; biz 25 yapıyoruz, 25 yapıyoruz,
artırıyoruz.
SERKAN TOPAL (Hatay) Sayın Canikli, sizin
iktidarınızda ihaleleri kim aldı, onu açıklayın siz.
Konumuz İstanbul mu, konumuz işsizlik mi?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bunun
yaklaşık birim fiyatının, değerli arkadaşlar, ne
olması gerekir? 1,16 olması gerekir. Bu ihalede ne kadar? 2,39.
SERKAN TOPAL (Hatay) Dolar neden yükseliyor, onu
söyleyin. Onu söyleyin, onu. İşsizlik kaç oldu, onu söyleyin. Ekonomi
pert oldu, onu söyleyin.
BAŞKAN Arkadaşlar, olmaz ki böyle! Yani
nasıl bir şey bu! Söz alırsın, konuşursun eğer
uygunsa. Olmaz ki, lütfen
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Peki,
zarar ne kadar? Soygun ne kadar? 29 milyon 837 bin. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Tekrar ediyorum: Değerli
arkadaşlar, bu ihalede, sadece o 1inci ihaledeki soygun, fark 29 milyon
837 bin; not edin.
ZAFER IŞIK (Bursa) Soygun, soygun.
SERKAN TOPAL (Hatay) Sayın
Başkanım, konumuz İstanbul değil, onu başka bir gün
konuşuruz, konuşuruz İstanbulu.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 2nci
ihaleye geçiyorum
Ve bu ihalede de -biraz önce söylediğim gibi- o firma
tek başına teklif veriyor.
SERKAN TOPAL (Hatay) Bugüne kadar hangi çetelere
ihaleler verildi, onları söyleyin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) 2nci ihalede birim fiyat 1,76; olması gereken
1,16; aradaki fark ne kadar? Burada 14 milyon fazla ödeme söz konusu. 2nci
ihalede 14 milyon soygun, 14 milyon zarar; bunu da not edin lütfen. 3üncü
ihale, orada da birim fiyat 1,79; olması gereken 1,16; simüle
ettiğimiz zaman buradaki kayıp da 14 milyon 759 bin. Devam edelim,
4üncü ihalede olması gereken
Bakın, 4üncü ihalede, 2001de
yapıldığı için üç yıllık enflasyon
oranını alıyoruz, 54, hatta yüzde 75 alıyoruz, ilave olarak
yüzde 50 daha fazla alıyoruz; bakın, hani, bir hata yapmayalım
diye ve sonunda, bunun sonunda 4üncü ihaledeki zarar 179 milyon lira, 179
milyon. (AK PARTİ sıralarından Ooo sesleri) Yetimin
hakkı dediğiniz rakam bu işte. Geliyorum 5inci ihaleye; 86,3
milyon lira orada da fazla ödeme yapılmış ve 6ncı ihalede
ZAFER IŞIK (Bursa) Fazla ödeme
yapılmış.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
6ncı ihale, esas ödeme, ne kadar biliyor musunuz değerli
arkadaşlar fazla ödeme? 355 milyon lira.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Yolsuzluk
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Allah korusun,
ya iktidar olursa bunlar ne olacak bizim hâlimiz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Toplamı ne kadar hepsinin, hepsinin toplamı ne kadar?
Toplayalım, bakın, toplayalım arkadaşlar, hepsinin
toplamını. 1inci ihale 24,3 milyon, 2nci ihale 14 milyon, 3üncü
ihale 14,7 milyon, 4üncü ihale 179 milyon, 5inci ihale 86 milyon, 6ncı
ihale 355 milyon, 7nci ihale 59 milyon; toplam 732,7 milyon.
ZAFER IŞIK (Bursa) Bir daha söyle
Başkanım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 732
milyon, 732 milyon; soyguna bakın, soyguna! (CHP sıralarından
gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Bir de
iktidara gelseniz
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Göz göre
göre, herkesin gözü önünde, fütursuzca soygun yapılıyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Bir de
bunlar iktidara gelse ne olur acaba?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Vay be,
nasıl yakalamışsınız(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Görevim
gereği değerli arkadaşlar.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Acayip bir
yolsuzluk var(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Maliye
müfettişliğim dönemimde bu tür soruşturmaları çok
yaptım. (CHP sıralarından gürültüler)
AYDIN ÖZER (Antalya) 128 milyar doları sorma,
gel burada alakasız şeyleri konuş.
SERKAN TOPAL (Hatay) Ya, konunun muhatabı
burada değil, konunun muhatabı burada değil.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Belediyelerde, kamu ihale kurumlarında, KİTlerde çok yaptım.
SERKAN TOPAL (Hatay) Şimdi bütçeyi mi
konuşmaya çıktı yoksa İstanbulu mu konuşmaya
çıktı? Ben vallahi anlamadım.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Kanuna,
mevzuata aykırılıklarla karşılaştık;
gereği yapıldı. Ama bu şekilde, sistematik olarak, düzenli
bir şekilde ve istisnasız bir yolsuzlukla hiç
karşılaşmadım bugüne kadar.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Hepsi sarayda
oluyor, hepsi sarayda oluyor, hepsi sarayda!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Tarihin
en büyük yolsuzluğu.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Bütün
yolsuzluklar sarayda
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bu
sadece 7 ihale değerli arkadaşlar. 1993teki İSKİ
skandalı bunun yanında devede kulak kalır, göreceksiniz
önümüzdeki günlerde, devede kulak kalır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi! Hadi!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Evet,
yani onun için sizin de sorumluluğunuz var; duymadık, bilmedik demeyin,
onun için söylüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) ÖZEL (Manisa) Biz duyuyoruz,
siz duyuyor musunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Yarın Biz bunları bilmiyorduk, biz bunları duymadık...
Şimdi, yapılması gereken şu: Gideceksiniz, hesap
soracaksınız.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Ya, siz önce
bir hesap sorsanıza ya! Şu Tank Paleti kaç liraya verdiniz, kaç lira
oldu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Tamam,
Sayın Kılıçdaroğlu, TÜİKe gidin ama oradan önce
baskını buraya yapın, baskını. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Şu ara, hâlen, biz bu görüşmelere devam ederken orada
ihale yapılıyor ve belediye soyuluyor, devlet soyuluyor.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Yolsuzluğa bak(!)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Belediye
Meclis çoğunluğu sizde.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Kelimeleri de bilerek seçiyorum değerli arkadaşlar.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Elinizi
kolunuzu bağlayan mı var? Sorun hesabını şimdi!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Tam bir
organizasyon.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Neyi
soruyorsun? Sağınız solunuz yolsuzluk ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ve
bugüne kadar bu şirkete 1,8 milyar liralık ihale verilmiş, 1
milyarı fazla; 1 milyar 50 milyon lirası soygun,
hırsızlık. (CHP sıralarından gürültüler)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Yazık!
Yazık!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Hırsızlık! Hırsızlık!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Tüyü
bitmemiş yetimin hakkı ya, yazıklar olsun!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Hırsızlık
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Evet,
hırsızlık. Çok net olarak, kullandığım kelimenin
ne anlama geldiğini biliyorum. Hepsi, belgeler elimizde. Şimdi, bir
arkadaş buradan Nereden geldi o belgeler? Bu belgeler nereden geldi,
nereden aldınız, gizli değil mi? falan diyor. Nereden geldi
biliyor musunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kim diyor? Öyle bir şey
diyen olmadı.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Hayır, öyle söylendi, söylediler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kim dedi?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
İhalelerin hepsi açık, şeffaf; sizinki gibi gizli kapaklı
değil. Gözler önünde yapılıyor ihaleler.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ben
söyleyeyim, hani Sayın Kılıçdaroğlu bürokratlara bir
çağrı yapmıştı, biliyorsunuz Yolsuzluk varsa gönderin
onları bize. diye; sanıyorum o çağrıya cevap olarak geldi
bunlar ama beklediğiniz yerden değil de buradan geldi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İBB
İçişleri Bakanlığına gönderdi, ne yaptınız?
Gizlilik kararı koydunuz dosyalara.
SERKAN TOPAL (Hatay) Devletin kurumları
elinizde; konuşma, gereğini yap varsa.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, bir bilgiyi daha vereyim
bakın. Bu herkesi ilgilendiriyor ama daha çok sizi ilgilendiriyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İBB
gönderdi İçişleri Bakanlığına, ne yaptınız?
Rafa gönderdiniz, sümen altı ettiniz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, ben gayet rakamlarla, belgelerle burada anlatıyorum
arkadaşlar, rahatsız olmanıza gerek yok.
BAŞKAN Arkadaşlar
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, bu firmanın mali müşaviriyle alakalı bir bilgi var.
Yani, sadece bilgilenmeniz için söylüyorum, yorum yapmıyorum, bir
suçlamada bulunmuyorum.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Yayınlanıyor
bütün ihaleler.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ben de size
birtakım bilgiler vereyim, siz onları kullanın, hadi.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Açık,
şeffaf hepsi
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir
suçlamada bulunmuyorum çünkü milletvekilleri aktif milletvekilliği
yaptıkları dönemlerde mali müşavirlik görevini yapabilirler,
kanunen bir engel yok ama sadece bilgi olarak sizinle paylaşmak istiyorum.
Bu şirketin serbest muhasebeci mali müşavirliğini yapan CHP
İstanbul Milletvekili Özgür Karabat. 2 tane Ticaret Sicili Gazetesinden
aldım, aynen, bir tanesi şu: 5 Şubat 2020 tarihli Ticaret Sicili
Gazetesinde yayımlanan sermaye artırımı sirkülerini
Sayın Karabat serbest muhasebeci mali müşavir olarak
imzalamış, bunda hiçbir şey yok. Bakın, tekrar söylüyorum:
Yasaya uygundur yani sadece bilgi; evet sadece bilgi. Yine, aynı
şekilde, 25 Eylül 2020 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan
şirketin bir sermaye artırımı sirkülerinde o rapora yine
İstanbul Milletvekili Sayın Karabat serbest muhasebeci mali
müşavir olarak imza atmış. Bunu sadece bilgi olarak
paylaşıyorum, başka hiçbir şey değil.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bütçede bunu mu
paylaşacaksın? Bütçede savunacağın bu, öyle mi, hadi
bakalım!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Tekrar
söylüyorum değerli arkadaşlar, onun takdirini size
bırakıyorum yani bu bilgiyi de paylaşmamız gerekiyor çünkü
bu çalışmayı yaparken böyle bir bilgiyle karşı
karşıya kaldığımızda onu yapacağız.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Düştüğünüz yere bak! Düştüğünüz yere bak,
düştüğünüz yere!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Senin kaç tane
firman var ihale alan?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, arkadaşlar, diğer ihalelere bakamadım, onlara
zamanım olmadı, bakacağım hepsine.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sen ticaret
yapmıyorsun galiba Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Diğer belediyelerle ilgili olanlar da geldi.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Hiç
AKP'yle ilgili gelmemiş(!)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Onların hepsine bakacağız ama şöyle bir göz attım,
diğer ihalelere de göz attım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Gemi
filolarına da bakıyor musun?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Ayrıntılı inceleyemediğim için burada analiz edemiyorum.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Gümrüklerde
kimin çalıştığına bakıyor musun? Sigorta
poliçelerini kim yapıyor, bakıyor musun?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Orada da
özellikle yine İstanbul Büyükşehir Belediyesinin
yaptığı toplu taşıma ihalelerinde dikkatimi çeken ilk
husus şu: Yine, yaklaşık maliyete göre indirim oranı,
iskonto oranı yüzde 1in altında, yüzde 1 diyelim, yüzde 1
değerli arkadaşlar ama dediğim gibi, bunun
ayrıntılarını daha sonra söyleyeceğim.
Şimdi, buradan Sayın
Kılıçdaroğluna -kendisi yok ama- seslenmek istiyorum: Hani
Sayın Kılıçdaroğlu bir kara kış fonundan bahsetti
ya yani İktidara gelirsek, kara kış fonu olarak ben size
ödeyeceğim bunu; zam yapmayın bazı ürünlere, ben size
ödeyeceğim. dedi. Şimdi, bakın, bunu beklemenize gerek yok
Sayın Kılıçdaroğlu, kara kış fonu
arıyorsanız, bakın, şurada 7 kalemde 700 milyon lira fazla
ödeme var; gidin alın, belediye sizin belediye; hırsızlık
var, haksız kazanç var; belediye, devlet zarara
uğratılıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Canikli, siz adalete müdahale ettiniz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Gidin
alın, kara kış fonu olarak kullanın Sayın
Kılıçdaroğlu, uzağa gitmenize gerek yok. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Siz Giresunda
adalete müdahale ettiniz, adalete.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir de
şunu merak ediyorum, Sayın Kılıçdaroğlu her zaman
şunu söylüyor, diyor ki: Biz iktidara geldiğimizde ülkeyi CHPli
belediyelerin yönettiği gibi yöneteceğiz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Giresunda
adalete müdahale ettiniz mi, etmediniz mi? Adalete müdahale ettiniz mi,
etmediniz mi?
ERHAN USTA (Samsun) 10 milyar dolar haksız
kazanç var!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bilmiyorum, bu açıklamalardan sonra Sayın Kılıçdaroğlu
yine Ülkeyi CHPli belediyelerin yönettiği gibi yöneteceğiz. diyecek mi bilemiyorum.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Küçücük bir
çocuk öldü Giresunda, ailesi perişan oldu; onları anlat.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Bakın arkadaşlar, tabii, zaman çok daraldı. Sadece bu kadar
değil, o kadar çok suistimal, yanlışlık ve kötü yönetim söz
konusu ki belediye zaten bu gidişle
Yani çok fazla borç
batağına sürüklenmiş; şimdi onların
rakamlarını da vereceğim.
Oraya geçmeden, bakın, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi süt alıyor, 44 milyon 656 bin lira ödeme
yapıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Adaletsizlikten
daha büyük suç yok, siz adalete müdahale ettiniz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Biraz
da Diyarbakırdan bahsetseydiniz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 6 milyon
505 bin litre süt alıyor, 44 milyon 656 bin lira ödeme yapıyor.
Litresi ne kadar, ödediği rakam? 6,9 TL. Bu tarihte arkadaşlar
marketten gidin, alın; sütün kilosu ne kadar biliyor musunuz? 4 lira.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ekrem
İmamoğlu yönetecek, sen izleyeceksin; bu iş böyle.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Markette
sütün litresi 4 lira; 6,9 liraya satın alıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) -
İçişleri Bakanlığındaki dosyaları çıkar,
sümen altı edilen dosyaları çıkar.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Belgelerin hepsi burada arkadaşlar, bana kızmayın, ben sadece
aracıyım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bırak o
işleri!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bana
kızmayın, kızacaksanız gidin Belediye
Başkanınıza kızın.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Başkanım, muhatap olmayın.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sümen altı
edilen dosyaları çıkar, bırak o işleri!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Sütü ben
almadım, ihaleyi ben yapmadım, biz yapmadık, Belediye
Başkanınız yaptı, gidin ona hesap sorun.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sorsana
İçişleri Bakanına, sorsana İstanbuldaki savcıya, hadi
sorsana. Yarım saatte gizlilik kararı veren savcıya sor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, gidin hesap sorun.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ekrem
İmamoğlu sizi geçmiş, bırakın o işleri!
BAŞKAN Arkadaşlar, öyle
karşılıklı konuşma usulü yok.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
Bakın, israftan
2019da 152 milyon liraya kiralanan araçları 2022de
tam 222 milyon liraya kiralıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) -
Bırakın o işleri, İstanbul sizin işiniz değil
bundan sonra, hortum kesildi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bu
paralar buradan bizim yetki verip gönderdiğimiz paralar,
hesabını soracağız, hesabını soracağız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hortum kesildi,
kesildi; anla, kesildi, bitti.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Çok
merak ettiğim bir harcama var.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kesildi hortum,
sana hortum yok. Boş boş konuşmayacaksın.
BAŞKAN Arkadaşlar, bakın, lütfen,
söz kesmek de çalışma düzenini bozmak da disiplin cezası
gerektiriyor, zorlamayın beni lütfen. Bakın, uyarma
cezasını okuyun, 157yi okuyun, zorlamayın beni lütfen.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) -
İçişleri Bakanlığındaki dosyaları
çıkarsın, onları sorsun.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Gerçekler acıdır arkadaşlar, gerçekler acıdır ama
katlanacaksınız, başka çaresi yok çünkü Belediye
Başkanı sizin Belediye Başkanınız, sorumluluk sizde.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Dosyaları
çıkarsınlar.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Esnafın
bütçesini anlatın bize.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Altın rozet alıyor, 13 tane altın rozet alıyor yani
düğünlerde çeyrek falan alınır da 13 tane altın rozet ne
yapılır? Bir belediye başkanı belediyeye 13 tane altın
rozeti niye alır? Ödediği rakam da 32.155 lira. 50 kişilik
organizasyon yapıyor, kişi başı 6.395 lira; 25 kişiye
yemek veriyor, kişi başı 1.200 lira.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Ya, şu
sarayın masrafından bahset azıcık.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Saraya bak,
saraya!
MURAT SARISAÇ (Van) Altınlar işine
girme!
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Oradan
çıkamazsınız, çıkamazsınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, biraz bakın, ilgilenin, belediyelerinizle
ilgilenin lütfen; böyle şey olmaz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Türkiye
bütçesinde anlatacak bir şeyiniz kalmadı, İstanbulu
konuşuyorsun orada; olmaz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, değerli arkadaşlar, Büyükşehir Belediyesinin 2022
bütçesinde temel atma, açılış organizasyonları için
ayrılan ödenek ne kadar biliyor musunuz? 340 milyon lira;
açılışı yapılacak, temeli atılacak tesislerin
değerinden daha fazla. Şu hâle bakın!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Allahtan
korkun!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Türkiye
bütçesine geç.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Temel
atma organizasyonu yapılacak, temeli atılacak,
açılışı yapılacak olan binanın, herhangi bir
tesisin, onların değerinden daha fazla açılış ve organizasyon
bedeli konuluyor arkadaşlar, 340 milyon lira. İçiniz rahat mı?
Soruyorum size, içiniz rahat mı?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İçimiz
rahat.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Biz
rahat değiliz, hesabını da soracağız, hiç kimsenin
şeyi olmasın değerli arkadaşlar.
Bakın, faizden bahsediliyor. 2018
yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinin yüzde
2si faize aktarılırken 2019da yüzde 3,8; 2020 bütçesinde yüzde 4,5;
2022de de yüzde 6; katlanarak gidiyor, katlanarak katlanarak. Zaten,
devraldığında Belediyenin 23 milyar borcu vardı, 2020 sonu
itibarıyla 45 milyara çıktı. 2020 sonu, bakın, 45 milyara
çıktı; şu anda ne kadar biliyor musunuz? 100 milyarı geçti
değerli arkadaşlar, 100 milyarı geçti; hesap edemiyoruz. (CHP
sıralarından gürültüler)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Sayın
Canikli, 800 bin fark az gelmiş size belli, belli; biraz canınız
sıkılmış bu işe.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Diyarbakırdaki kayyumun yolsuzluklarından da bahseder misiniz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Biliyorsunuz, çok ciddi bir de borçlanma yaptı avro bazında, 600
milyon avro borç aldı, borcu katladı. Şu anda borç
batağına batmış vaziyette; yatırıma falan para
gitmiyor, sosyal harcamaları azaltıyor, yatırımları
azaltıyor, hepsini azaltıyor.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yoksullukla
uğraşıyor, yarattığınız yoksullukla.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Aah aah,
işte paraların buradan hesabını soracağız,
doğru yerlere kanalize edeceğiz değerli arkadaşlar, onun
çalışmasını yapıyoruz, onun hesabını
yapıyoruz. Hiç boşuna
TURAN AYDOĞAN (İstanbul)
Geldiğimizde hesabını, yoksulluğu soracağız;
yoksulluğun hesabını soracağız.
Yarattığınız yoksullukla uğraşıyorlar.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir
şey daha söyleyeyim değerli arkadaşlar, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi şu anda koalisyonla yönetiliyor, koalisyonla.
Yani parlamenter sistemin bir pilot uygulaması gibi düşünün. (AK
PARTİ sıralarından HDPyle sesleri) Evet, şu anda
koalisyonla yönetiliyor, ayrıntıya
Speküle etmemek için isim
vermeyeceğim, hepsinin isimleri var yani hangi partinin temsilcisi hangi
görevde, hepsi var.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Koalisyon kötü bir şey mi?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ama bir
koalisyonun denemesi yapılıyor şu anda ve batmış
vaziyette değerli arkadaşlar. Yani yolsuzluk
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Rakamlarla ifade ettim, yolsuzluk almış başını
gitmiş, borç batağına saplanmış Belediye, bütün sosyal
harcamalar inanılmaz şekilde azalmış ve bu şekilde,
birkaç yıl sonra bütün bunlar artık Belediyeyi, İstanbul
Büyükşehir Belediyesini iş yapamaz hâle getirir, önünü tıkar
değerli arkadaşlar. Onun için, bu parlamenter sistem
olayını bir kez daha düşünün. Bakın, belki o açıdan,
Hayırlı oldu. demek çok doğru olmayabilir ama görmemiz
açısından iyi oldu aslında. (CHP sıralarından
gürültüler) Yani bir koalisyon söz konusu olduğunda nasıl bir yönetim
tarzı ortaya çıkıyor, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinde bunu somut olarak, canlı olarak gördük, yaşıyoruz
değerli arkadaşlar.
O yüzden, Türkiye geriye gitmeyecek, Türkiye geriye
gitmeyecek; bundan yana hiç kimsenin kuşkusu olmasın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Türkiye büyümeye devam edecek,
Türkiye güçlenmeye devam edecek. Türkiye bölgesinde ve küresel ölçekte oyun
kurucu bir ülke olmaya devam edecek.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Türkiye edecek
de siz olmayacaksınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Kim ne
derse desin, Türkiye'nin bu yürüyüşünü hiç kimse durduramayacak, hiç kimse
durduramayacak, siz de durduramayacaksınız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Koalisyon olduğunu gösteren
Bakın, çok uzağa gitmeye gerek yok,
CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas 18
Ekim 2020 tarihinde bir açıklama yapıyor, diyor ki: İstanbul
Büyükşehir Belediyesinde işe alınan her 100 kişiden 35i
CHPden, 15i İYİ Partiden, 15i diğer partilerden
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) HDPden.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
20-25i Kariyerden gelecek.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) TÜGVAdan
mı gelseydi? İsterseniz TÜGVAdan gelsin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani
koalisyonu resmen ilan ediyor; kendi konuşması, kendi sözü, biz
söylemiyoruz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) İsterseniz
TÜGVAdan gelsin, olur mu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, dolayısıyla bu, aslında
parlamenter sistemdeki koalisyonların da çöktüğünün
anlamıdır, çöktüğünün resmidir, somut bir göstergesidir. Onun
için, Türkiye tekrar bu eski, sıkıntılı, Türkiye'nin bütün
sorunlarını inanılmaz şekilde büyüten, yükselten o döneme
inşallah bir daha dönmeyecek ve yolunda yürümeye devam edecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Canikli, tamamlayalım
lütfen, sürenizi 3üncü uzatışım.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) 3 kere uzatma
var mı ya? Herkese 3 kere uzatılıyor mu?
BAŞKAN Duruma göre
Bitirenleri uzatmıyoruz,
ne yapayım uzatınca, bitmiş konuşma, o zaman
uzatmıyoruz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bitiriyorum, bitiriyorum.
Yatırım sıfır; İstanbul
Büyükşehir Belediyesi şu ana kadar 1 metrelik bir metronun temelini
atmadı, projesini hazırlamadı, ihalesini yapmadı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yalan, yalan!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Sadece
2022 yılı için
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Elinden tutup
gösterelim, gel.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Bakın, bakın, 2022 yılı için 2,2 kilometrelik bir
planı, projeyi Meclise gönderdi; hepsi bu kadar, yok, başka yok, yeni
temeli atılan
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Biz sizi
İstanbulda gezdiririz, gel.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hepinize
çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bir dahaki
dönem siz aday olun İstanbula Sayın Canikli. Sayın Canikli, bir
dahaki dönem sizi bekliyorum İstanbula aday olarak.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
şimdi Sayın Beştaşın söz talebi vardı.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun yaptığı açıklamasındaki ve
İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Doğrusu, iktidar grubundan önce söz
almıştım, iki konuda kısaca beyanım olacak.
Birincisi: Sizin Meclis Başkanı olarak bu
önergelerin iadesine dair bir açıklamanız oldu. Şimdi,
şöyle bir rakam vereyim, bizim elimizde: 27nci Yasama Döneminde 46 bini
aşkın soru önergesi var ve 16 bini yanıtsız
kalmış ve maalesef en az yanıt verilen siyasi parti biziz, yüzde
65 oranında sorularımız yanıtsız kalıyor. Siz
haklı olarak dediniz ki: Bakanların ve Cumhurbaşkanı
Yardımcısının cevap vermesi benim görevimde değil.
Doğru yani siz onu zorlayamıyorsunuz ama başka bir yönden de
bizce farklı bir yetkiniz var, şöyle ki: Bir kere, soru önergelerini
iade ederek siz bizim bakanlara soru sormamızı ve yasama
organını denetlememizi, denetim görevimizi engellemiş
oluyorsunuz. Neye göre?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Elimde
iade ettiğiniz önergeler var. Çokça örnek verebilirim ve tabii ki soru
sormanın milletvekilinin doğrudan görevi olduğunu, yasama
sorumluluğu olduğunu
Ve denge denetleme gereği bizim
iktidarı denetleme görevimizi ortadan kaldırmış
oluyorsunuz. İç Tüzük 67yi bize gösteriyorsunuz, diyorsunuz ki: Kaba ve
yaralayıcı. Bir de yeni bir formül geliştirdiniz; eskiden
kelimeyi yazıyordu bürokratlar, şimdi kelimeyi yazmıyor, böyle
matbu bir iade kararı geliyor ve bu matbu iadede de İç Tüzük hükmü
çerçevesinde iade ettiği söyleniyor.
Bütün grubumuzun ayrı ayrı verdiği,
iade ettiğiniz bir soru var Sayın Başkan: Türkiye Cumhuriyeti
AİHM kararına uymak zorunda değil midir? Bu soruyu Adalet
Bakanına, Dışişleri Bakanına ve
Cumhurbaşkanı Yardımcısına sorduk. İlgili maddeyi
bulayım, 96ya göre
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) İç
Tüzük 96ya göre hiçbir iade sebebi yok. Biz istişare yapmıyoruz, biz
danışmıyoruz. Milyonlarca insan bugün, Demirtaş AİHM
kararıyla ilgili yada İmralı Adasında tutulan Öcalan'la
ilgili, umut hakkıyla ilgili Neden cevap verilmiyor? Neden karar
uygulanmıyor? diye soruyor. Biz bunu kime soracağız
milletvekili olarak? Tabii ki ilgili bakana, Cumhurbaşkanlığı
kurumuna soracağız ama siz buna diyorsunuz ki: İç Tüzük'ün
gereğini yerine getiriyorum. İç Tüzük yorumlamanız maalesef
-hani, bugün siz yönettiğiniz için özellikle söylüyoruz- tamamen hukuki
kriterleri ve yasama sorumluluğunu ortadan kaldıran bir yoruma dönüşmüştür.
Bu konuda düzeltmenizi önemsiyoruz çünkü milletvekili olarak görevimizi
yapmıyoruz.
Sayın Canikliyi dinledim ve hakikaten
dehşete düştüm, keşke kayyumu anlatsaydı ya. Niye kayyumu
anlatmadınız?
Yani size
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
BAŞKAN Tamam da hani, böyle, bir
konuşmacının, hatibin konuşmasını
değerlendirme usulümüz yok yani lütfen
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Var
Sayın Başkan, 60a göre var.
BAŞKAN Benimle ilgili söylediniz, ben onlara,
size cevap vereyim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tabii ki
cevap vereceksiniz.
Kısa bir şey daha söyleyeceğim.
BAŞKAN Ama onun önünü açarsak daha sabaha
kadar buradayız o zaman.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan ama önemli bir konu.
BAŞKAN Ya, konuşma süreniz var, sizin
hatipleriniz konuştu.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır, hayır yani zımnen bizi de şey yaptı;
kısaca
BAŞKAN Hayır Şunu dinledim,
şöyle yorum yapacağım. diye bir usul yok ki.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Var
Başkanım.
BAŞKAN Ya 60a göre ya 69a göre söz talep
edilebiliyor burada.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, siz burayı çok az yönettiğiniz için
60a
göre bu usul var.
BAŞKAN 60a göre üç dakika
kullandınız; bir dakika veriyoruz. Lütfen...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yani
Pek kısa bir söz
diyerek görüşümüzü açıklıyoruz.
BAŞKAN Peki, son olarak mikrofonu açalım
ve tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Canikliden şunu istiyoruz: Sayıştay
raporlarında hırsızlıkları tespit edilen başta
Mardin kayyumu Yaman hırsız, Diyarbakır kayyumu ve bütün
kayyumların Sayıştay raporlarındaki
hırsızlıklarını açıklamaya davet ediyoruz. Böyle,
muhalefete yüklenmek için, sırf propaganda amacıyla
yaptığı açıklamaları çok vahim buluyoruz. Cizre kent
meydanını satan kayyumu açıklayın ya, Cizre kent
meydanını; Jandarma berberhanesi kuran kayyumu açıklayın;
1,5 ton kadayıf alan -zehir zıkkım olsun- kayyumu
açıklayın ya. (HDP sıralarından alkışlar)
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk
Mızraklı bunları açıkladığı için şu
anda Kayseri Cezaevinde tutuluyor. Siz hem kayyum atayıp hem belediyeleri
gasbedip hem hırsızlık yapanları koruyacaksınız,
sonra gelip burada Hırsızlıklarla mücadele ediyoruz. görüntüsü
vereceksiniz. Türkiye halkını daha fazla yanıltmayın. (HDP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye Sayın Canikli
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun, İç Tüzük ve Anayasanın soru önergelerinin
iade edilmesi için ortaya koyduğu kriterlere ve kendisinin soru
önergelerini mümkün olduğu kadar işleme alma yönünde bir irade
kullandığına ilişkin konuşması
BAŞKAN Önce, ben şunu ifade edeyim:
Arkadaşlar, İç Tüzükün 96ncı maddesi Yazılı soru
başlıklı madde. Yazılı soru, kısa, gerekçesiz ve
kişisel görüş ileri sürülmeksizin
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Doğru, doğru.
BAŞKAN Yani uzun uzun, sayfalarca kendi
görüşünü anlatıyor arkadaşımız, altında Buna
katılıyor musunuz? diyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Burada,
Sayın Başkan.
BAŞKAN Şimdi, iade ettiklerimin hepsiyle
ilgili tek tek açıklama yapamam burada, herhâlde takdir edersiniz, şu
anda, elimde bir sürü var, tuhaf sorular var burada bir sürü.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
dediklerinize uygun.
BAŞKAN Ama onların örneklerini burada
anlatamam şimdi, konumuz, bugünkü gündemimiz o değil. Komisyonda bu
konuya dair açıklamalar yaptım.
Kişilik ve özel yaşama ilişkin
konuları içermeyen bir önerge ile
diyor. Madde 97:
Aşağıdaki sorular Başkanlıkça kabul edilmez. diyor
yani Başkan bunu reddeder. diyor. İç Tüzükü siz nasıl
yorumluyorsunuz bilmiyorum. Kabul edilemez Başkanlıkça. İade
edilir. demek ben öyle anlıyorum yoksa başka bir anlam
çıkıyorsa merak ederim. a) Başka bir kaynaktan kolayca öğrenilmesi
mümkün olan konular
Mesela, bir hesap yapılacaksa hesabın sonucunu
soruyor Şunu şununla bölersek ne çıkar? diye. b) Tek
amacı istişare sağlamaktan ibaret konular
Konuyu biliyorsunuz
ve soruyorsunuz, teyit ettirmek için sormuş olduğunuz soru,
istişare sağlamak amacıyla sorulmuş sorular.
Bu arada, ben, şunu da ifade edeyim:
Yaklaşık yüzde 8ler oranındaki toplam iade oranını,
sanıyorum yüzde 2nin altına düşürdük bu dönemde. Mümkün
olduğu kadar arkadaşlarımızın sorularını
işleme alıyorum ama çok bariz bir şekilde koyduğumuz,
İç Tüzük 96daki ve 97deki hükümlerden, Anayasa 138deki hükümlerden
hareketle net olarak koymuş olduğumuz kriterler var. Önceki
dönemlerdeki iadeleri de araştırdık. Mümkün olduğu kadar
işleme alma yönünde bir irade kullanıyorum ama iade ettiklerim de var
çünkü İç Tüzük 96, 97 bana bu görevi veriyor Kabul edilemez. diyor yani
Etmeyeceksin. diyor burada; öyle anlıyorum ben.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, kayıtlara geçsin diye söylüyorum, sizin
dediğiniz hiçbir ölçünün aksi burada yok.
BAŞKAN Hangisinde?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hiçbir
yorum yok. AİHM kararları... Soru tam olarak şu: Türkiye,
AİHM kararına uymak zorunda değil midir? Bizce zorunda.
BAŞKAN E, tamam.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama
Adalet Bakanından -iç hukuka uygun ve- sözleşmenin altına imza
attığı için bu cevabı almak istiyoruz çünkü
uygulanmıyor. Adalet Bakanından bir hukuk yorumu istiyoruz.
Ayrıca, biz milletvekili olarak basınç
olarak da siyasi olarak da bu soruları sorma hakkına sahibiz.
Sayın Başkan, siz anayasa hukukçususunuz.
BAŞKAN Sayın Beştaş,
şüphesiz, aynı konuda sorulmuş ve işleme
alınmış sorular da var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır, 54 soru önergemiz reddedildi Başkan, 150 tane önergemiz reddedildi.
BAŞKAN Sorunun şekline göre
değerlendirme yapıyoruz. Ben, iade sorularının hepsini tek
tek okuyorum; ben, onları izah edebilirim.
Sayın Dervişoğlu buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, 2022 yılı bütçesinin tümü üzerinde
İYİ Parti Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin hiçbir şerefli
üyesinin haysiyetine ve onuruna dil uzatmadığına, Meclisin
itibarına laf etmediğine, Meclisin fonksiyonları yönüyle
eleştirilmesinin doğal olduğuna ve sistem tasarımıyla
ilgili önerilerinin İYİ Parti Grup Başkanı tarafından
kendisine iletildiğine ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Kimseye herhangi bir cevap verecek değilim ama
bir yanlış anlamayı, anlaşılmayı düzeltmek
istiyorum. Ben, yaptığım konuşmada Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarının on dokuz yıl boyunca neleri
kaybettiğini tarif etmeye çalıştım. Tutanaklar da elimde;
hiç kimsenin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin hiçbir şerefli üyesinin
haysiyetine ve onuruna dil uzatmadım. Bu, benim ne aile terbiyemle ne de
almış olduğum siyasi terbiyeyle asla bağdaşmaz. Sadece
şunu söyledim: Sizlere hürriyet ve şahsiyet kavramlarının
faziletini hatırlatıyor, lafın daha fazlasını, ferasetle
tahayyül kabiliyetinize bırakıyorum. Ferasetinizin ve tahayyül
kabiliyetinizin sınırından beni mesul tutmamanız
gerektiğine inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ayrıca, ben muhalefet partisinin temsilcisiyim, iktidara
kaside yazacak değilim yani bu kadar eleştiriye de tahammül gösterin.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarı burada bulunan her milletvekilini
de ilgilendirir; Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarına da laf etmedim.
Zatıaliniz, Sayın Bakanım, dediniz
ki: İki yüz seksen yedi saat mesai yaptı. Ne fasıllar içinde
bir değişiklik ne bir harf değişikliği ne de bir rakam
değişikliği yapmaya muvaffak olamamıştır bu
Meclis. Dolayısıyla bu Meclisin, fonksiyonları yönüyle
eleştirilmesi kadar doğal bir şey de yoktur.
Sistemle alakalı
hazırlığımızı sordunuz. Grup
Başkanımız tarafından size sistem tasarımı
önerimiz de geldi.
Genel Kurula bu hususları saygıyla arz
ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
11.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kısaca toparlamaya çalışayım.
Allah kimseyi 2 kişinin durumuna düşürmesin.
Bir, ülkenin bütçesi hakkında grubu adına otuz dakika gibi bir süre
alıp da orada söyleyecek hiçbir şeyi olmayıp içinde
bulundukları tükenmişlikten meseleyi İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Sayıştay raporuna getirecek duruma Allah kimseyi
düşürmesin. Bir de İstanbul Büyükşehir Belediyesinde grubunuzun
sözcüsü olan Tevfik Göksunun görevini yapmasındaki kifayetsizliğin
kendi partisinin TBMMdeki konuşmacısı tarafından TBMM
tutanaklarına dercedilmesi durumuna Allah kimseyi düşürmesin, önce
bunu söyleyelim. (CHP sıralarından alkışlar) Allah, hiçbir
konuşmacıdan önce, yine grubu adına konuşma yapan
kişinin şu sözlerinin hatırlatılması durumuna
getirmesin: Harun gibi geldiler, Karun oldular, biz onlar gibi
firavunlaşmayacağız. Elimize verilen ülkeyi yönetme
imkânını halka karşı bir baskı ve zulüm aracına
döndürmeyeceğiz. Kendi hevesimize, hevamıza uyup dini siyasete alet
etmeyeceğiz. diyerek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
partiye katılmadan iki
yıl önce yapılan bu konuşmanın tam sekiz yıllık
iktidarına Allah kimseyi muhatap etmesin.
Ayrıca, kamuoyu tarafından bilinen, 2012
Sayıştay raporlarının 2013te Meclise gelmemesi durumu
sorulduğunda: Buna bir çözüm bulmak lazım Başkanım.
Beyefendi talimat verdi. Şimdi, var ya, bu raporlar Meclise gelmiş
olsaydı, Hasan Bey -özel kalem müdürü Hasan Beye söyleniyor- bizi
Mecliste duman ederlerdi. En son cezayı da Anayasa Mahkemesinin
verdiği cezayı da Beyefendi içine sindiremedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hasan Bey sorunca size: Ya,
bunlar hiç direnmiyorlar mı orada? diye, siz de Canikli olarak: Yahu,
aslında hepsi bizim adamımız. Bu meslek taassubiyeti var ya, bu
bürokrasi, hepsi bizim adamımız bakarsan ama tepeden
tırnağa bu kanunu değiştirmemiz lazım. Bu raporlar
gelseydi mahvolurduk, zamanımız çok daraldı.
laflarını eden birinin tutup da burada bunları
konuşması hakikaten enteresan ama çok rakam verdi.
Bakın, örnekler verdiği İstanbul
Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğünün
O
verdiğiniz bütün rakamların hülasası burada. Özel kalem temsil
gideri -dediniz ya- 2016da 604 bin TL, 2017de 680 bin TL, 2018de 565 bin TL;
üçte 1i sizde, bizde olan 2019da 349 bin TLye düşmüş, 2020de 81
bin TL. 2016daki 600 bin TLyi 81 bin TLye düşürmüşüz, bir de dönüp
utanmadan sıkılmadan buna laf söylüyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Özel, tamamlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapılan iş
Çok
acemi milletvekilleri bazen şu hatayı yapar -mahcup olurlar, biz ilk
başlarda uyarırız- Sayıştay raporunun idareden
soruları vardır, orayı okuyup buraya atlarsan ondan sonra
idarenin cevabından, Sayıştay denetçisinin Tatmin oldum.
cevabından utanırsın. Eğer Caniklide şu kadarcık
utanmayla ilgili bir duygu varsa açıkladığı o bütün
raporların sonucunda ortaya çıkan cevapları Sayıştay
raporlarından bir okur, yarın -geçmiş tutanak hakkında söz
alamaz ama, kalktı o madde- çıkar, burada bir izahat yapar.
Senin dediğin gibi değil,
kesinleşmiş bir şey söyleyeyim; sadece Topkapı
Sarayının restorasyonunda yaklaşık 63 bin 600 lira
maliyetle yüklenici firmaya kabul, ardından ödenen para 2 milyon 805 bin lira
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir cümlem kaldı
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 63 bin lira nerede, 2 milyon
805 bin lira nerede, Topkapı Sarayının restorasyonu,
kesinleşmiş ve ödenmiş bir para ortadayken?
Bu kadar geçmişi tutanaklarla, geçmişi
yaşanmışlarla bu konularda şaibeli birisi, elindeki
karayı tertemiz bir siyasi partinin tertemiz yöneticilerinin yüzüne
sürmeye sakın kalkmasın. (AK PARTİ sıralarından Hadi
be! sesleri)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Tertemiz mi? Vah vah, vah, vah (!)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oradan ifade ettiğiniz
her hırsızlık kelimesinin yargı önünde hesabını
soracağız. Geçmişte yaptığınız her türlü
rezaletin hesabını siyaseten de soracağız, günü gelince
Yüce Divan yargılamasını dikkatle takip edeceğiz sizin
için. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Canikli
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Başkanım,
ismimi kullanarak
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika, bitmedi Sayın
Başkanım. Ayrıca, şahsına Özgür Karabat diyerek,
İmzası var. diyerek sataştığı için,
şahsı adına 69a göre sataşmadan söz istiyoruz efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Karabat. (CHP
sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Özgür Karabat,
İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Baştan şunu söyleyeyim: Bir milletvekili
olarak başım dik, onu net bir şekilde söyleyeyim. İkincisi,
milletvekili mali müşavirler mesleklerini kanunen icra edebilirler. Benim
100den fazla mükellefim var, belki zamanında Nurettin Caniklinin de
olmuştur, burada başka arkadaşlarımın da olmuştur
ve ben şunu biliyorum ki: Benim mali müşavirlik
yaptığım firma yeni mali müşavirlik yapmadım-
beş altı yıldan beri devam eden bir grup mali
müşavirliğini yaptığım grup. Ben, burada, direkt
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ihalesini alan milletvekilleri
biliyorum, mali müşavirliğini yapan milletvekilleri biliyorum
değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, dolayısıyla, böyle ufaktan dokundurarak suçlamak
doğru bir iş değil; Nurettin Canikli gibi mesleğinin
erbabı bir isme de yakışmamıştır, onu da
söyleyeyim. Bunu özellikle söylemek istedim.
Bir başka şey, değerli
arkadaşlar, ilgili firmayla ilgili sadece bir şey söyleyeyim:
29/8/2021 tarihinde Duşanbe Büyükelçiliği mesaj atıyor,
teşekkür ediyor bu firmaya Bizimle çalışmalarınızdan
dolayı
diye. İlgili firma sadece İBB'yle
çalışmıyor, başka bakanlıklarla da
çalışıyor. Benim başka bakanlıklardan ihale alan
mükelleflerim de var; ihale alıyor kanunen. Bunu kim düzenliyor
arkadaşlar? Kamu İhale Kurumu düzenliyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Otobüsler niye yolda
kalıyor o zaman?
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) - Devam edeyim.
Şimdi, kârlılık hikâyesi
Ben size
İBB'nin önceki yöneticilerinin bu firmada çekilmiş
fotoğraflarını gösterirsem ne diyeceksiniz? Hayri
Baraçlı'yı gösterirsem ne diyeceksiniz? Niye bu firmadan metrobüs
almışlar, uzun metrobüsleri? Çünkü aldığınız
metrobüsler yürümedi, bu firmaya siz uzun metrobüs yaptırdınız,
şu andaki yönetim sizin sürecinizi tamamladı ve siz, 1 milyon 250 bin
euroya yani 20 milyona aldınız yürümeyen metrobüsleri, şimdi
alınan metrobüsler 15 milyon TL. Her metrobüste 5 milyon TL, 60 metrobüste
300 milyon TL kârda, İBB 300 milyon TL kârda değerli arkadaşlar
bu işte.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) Sayın Başkan,
tamamlıyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Neden kalıyor
otobüsler yolda, neden kalıyor? Vatandaşlar neden itiyor?
BAŞKAN Sayın Karabat, tamamlayalım
lütfen.
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) Tamamlayacağım.
Şimdi, her ihaleyi bu firma almış,
yok böyle bir şey; İBB'nin garajlarında 4ten fazla firma var
sadece bu işi yapan. Ayrıca, her girdiği ihaleyi
almış, yok böyle bir şey, kaybettiği ihaleler var değerli
arkadaşlar. Ben, şimdi, mali müşavir diye, yakınlıkla
O zaman şöyle mi yapayım mesela: Hemşehrilik ilişkisinden
yakınlık mı kurayım alan firmalara? Ya da soyadı
tutuyor diye eski bir bakanla -bir ihaleyi almış şu anda- O
bakan aldı bu ihaleyi. mi diyeyim? Hemşehrisi diye, Rizeli diye o
firma mı diyeyim? Böyle bir şey olur mu? Dolayısıyla, her
şey ortada, savcılar ortada. Bir milletvekilinin ismini
kullanırken hepimizin dikkatli ve özenli olması gerekir, hele
meslektaşsak daha da özenli olması gerekir.
Ben sonuç olarak şunu söylemek isterim ki
otobüs ihalesini alan Genel Başkan Yardımcınız var. BMC,
İstanbul Büyükşehir Belediyesine 54 milyon euroya otobüs satmadı
mı değerli arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) Sizin Genel Başkan
Yardımcınız değil miydi?
Hepinize teşekkürler.
Benim başım dik. (CHP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (İstanbul)
Sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Canikli, 69a göre söz
veriyorum.
Buyurun.
2.- İstanbul Milletvekili Nurettin Caniklinin,
İstanbul Milletvekili Özgür Karabatın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması ile Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklaması sırasında
şahsına ve Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (İstanbul)
Değerli arkadaşlar, Sayın Karabatla ilgili, kanuna
aykırı olmadığını, bu çalışma, inceleme
sırasında böyle bir bilgiye ulaştığımı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) E, niye yapıyorsun,
meslektaşına niye yapıyorsun? Ayıptır ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şunun için
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Niye yapıyorsun bunu
yani?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir
dakika, bir söyleyeyim. Bir dakika
Sayın Kılıçdaroğlu
milletvekillerinin uymaları gereken etik kurallar çerçevesinde zaman zaman
açıklamalar yapar, bu açıklamalar çerçevesinde yaptım bunu; o
açıklamalara uygun mudur değil midir?
Bakın, arkadaşlar, kendi Genel
Başkanınızın etik kurallarından -kusura bakmayın
yani- haberiniz yok, beni suçluyorsunuz; böyle bir şey olur mu? O
çerçevede söyledim yani.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Senin
müşterilerin kim acaba?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen müşterilerini söyle,
sen söyle müşterilerini.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hem
Sayın Kılıçdaroğlunun özellikle bu konuda yani
milletvekillerinin bu tür işlerde olmaması gerektiği konusunda
sayısız kere açıklaması vardır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Beş yıldır
vardır diyor beş yıldır, ta ne zamandan.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ben de
katılıyorum, ben de destekliyorum Sayın
Kılıçdaroğlunun bu açıklamasını. Siz
karşı mı çıkıyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır.
Benim sana anlatmaya
çalıştığım suç olmadığını, yasal
olduğunu bile bile niye meslektaşını karaladın.
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım arkadaşlar, lütfen
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Şimdi, bakın, ben, bir soygunu kamuoyuyla
paylaştığım için utanacak değilim; utanması
gereken birileri varsa o soygunu yapanlardır, o soygunu yapanları
destekleyenlerdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sizin bana teşekkür etmeniz gerekir Zamanında uyardınız
bizi. diye yani. Dolayısıyla, onun dışında, ben
gerçekten kızmanızı anlayamadım. Belgelerle, net olarak,
tartışmasız, olanları anlatıyorum,
paylaşıyorum, yorum yapmıyorum, miş, mış
demiyorum, olanı söylüyorum; dolayısıyla, orada bu kadar
kızılmasının bir anlamı yok.
Şimdi, 600 bin liradan bahsediliyor, 81 bin
liradan bahsediliyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ben
milyarlardan bahsediyorum, 81 bin liradan bahsediliyor.
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Sayın
Canikli, otobüs sattınız mı satmadınız mı ya?
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) Sayın Canikli,
şu Ali Yarkına deniz kıyısında verdiğin araziye
gelsene ya! Sen direkt Ali Yarkına gel ya! Ali Yarkınla
bağlantını söylesene!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Ayrıca, bir şey daha var: Bu tanıtım-medya giderlerinin
kendi bütçesinde gözükmemesi için Büyükşehir Belediyesi orada bir
kurnazlık yapıyor, onu diğer kurumlara dağıtıyor
yani şirketlere dağıtıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) Kardeşim,
FETÖcü çorapçı Ali Yarkına gel!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Aslında rakam
Ben girmek istemedim oraya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 69a göre açıklıyor
musunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Evet,
biliyorum, rakamı biliyorum, rakam çok daha yüksek ama Belediyenin kendi
merkez bütçesinden onları diğer kurumlara dağıtıyor,
oradan kullanıyor.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) Sen önce deniz
kıyısında verdiğin araziye gel!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Kaç kat,
biliyor musunuz? 15 milyona çıkmış.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Niye savcıya
gitmiyorsun? Niye savcıya gitmiyorsun?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) O
dediğiniz rakam 81 bin değil; gerçek rakam 15 milyon, 15 ama
gizlemişler, saklamışlar.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya, savcıya
git, savcıya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani
böyle birtakım ucuz yöntemlerle yapmaya çalışıyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak, bak, bak! Ee?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bakın, Sayıştayla ilgili konu
Çok
tartıştık, bu Mecliste çok konuştuk bunları.
Sayıştayın denetim yetkisi AK PARTİ döneminde 6085
sayılı Kanunla genişletilmiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Pişmanım.
diyorsun! Pişmanım. diyorsun!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bizden
önce, belediye şirketlerinin, kamu iktisadi kuruluşlarının
ve daha sayısız binlerce kuruluşun denetimi Sayıştay
denetimi kapsamındaydı, öyle değil mi? Öyleydi, evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak, burada! Mahvederlerdi
bizi. diyorsun!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) 6085
sayılı Kanunla bunu Sayıştayın denetimi
kapsamına alan kim? AK PARTİ, AK PARTİ Grubu. Bakın,
elbette kararı Meclis verdi ama sonuç itibarıyla, Meclisin
çalışmasından sorumlu olan AK PARTİdir.
Dolayısıyla, Sayıştay
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, 69a
göre hadi bir kere uzattın
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Olmadı, olmadı,
olmadı!
Şu, tutanağa geçsin efendim
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Sayın
Başkanım, kayıtlara geçsin diye söylüyorum: İlgili
firmanın, ben milletvekili olmadan önce ve milletvekili olduktan sonra bir
süre mali müşavirliği yaptım ancak İBBden ilk
aldığı ihaleden sonra mali müşavirliğini
bıraktım ilgili kuruluşun, bunu da söyleyeyim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bravo! Anladın mı?
(CHP sıralarından alkışlar)
Zaten Sayın Caniklinin kürsüden dönüşünün
alkış almaması da bu
vicdansızlığındandır.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Hadi be!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Vicdansız adam! Gördün
mü?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Arkadaşımızı her zaman alkışlarız yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Alkışlayamazsınız arkadaş, bu vicdansızlık
alkışlanmaz.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Biz her zaman
alkışlarız yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Zorla zorla, 5 kişi
alkışlasın!
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Sayın Çamlı
(AK PARTİ
ve CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
Arkadaşlar, bir dakika
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sayın
Başkanım, biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
şahsımla ilgili bir sataşmada bulundu, onun için kürsüden söz
almak istiyorum. (CHP sıralarından maskeye gel! sesleri)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynı oturum, yerinden.
Aynı oturum Başkanım.
BAŞKAN Buyurun, İç Tüzük 69a göre
(CHP
sıralarından Yeliz sesleri)
3.- İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi
Çamlının, CHP Genel Başkanı İzmir Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin tümü üzerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Biliyorsunuz, cahiliye dönemi Arapları
kendileri elleriyle putlar yaparlardı, sonra canları
sıkıldı mı, karınları acıktı mı o
putları yerlerdi. Şimdi, bizim CHPli arkadaşlar da bir put
yaptılar, canları daraldı mı o puta sarılıyorlar.
Hâlbuki, ben, burada, Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanına bir soru sordum, çok önemli, kendisine bir fırsat
verdim. Milyonlarca genci, milyonlarca aileyi çok yakından ilgilendiren
bir soru sordum, dedim ki
Araplar, Katarlılar üniversite
sınavına girmeden üniversiteye girecek. Bununla ilgili bir
açıklaması var. On sekiz yıl adam çocuğunu
yetiştiriyor, saçını süpürge yapıyor, getiriyor, ertesi gün
üniversite imtihanına girecek. Hatta o günlerde psikologların,
sosyologların -televizyonlarda boy gösteriyor- Aman, yarın imtihan
var. Çocuklarınıza ders yapın diye baskı yapmayın,
rahat tutun. falan dediği Bir kuyumcu hassasiyetini gösterin." diye
telkinlerde bulunduğu bir süreçte, Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı çıkıyor ve diyor ki: ÖSYM imtihanına,
üniversite imtihanına... Katarlılar ve Araplar imtihansız
girecek üniversiteye. Milyonlarca... Bak, büyük bir yalan ya! Büyük bir
fırsat CHPli kardeşler, büyük bir fırsat... (CHP sıralarından
gürültüler) Burada Ben böyle bir şey söylemedim. veya Ben yalan
söyledim, özür diliyorum milyonlarca gençten. O benim yalanımla
psikolojisi bozulup, ertesi gün üniversite imtihanına girip, bir soru
bilemeyip üniversiteye giremeyen çocuklardan özür diliyorum. diyecekti, bu
kadar basitti. (CHP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (Devamla) E,
kalkıyor...
Onunla ilgili yüzlerce açıklama yaptım,
hatta size yakın televizyon kanallarında bile açıklama
yaptım. Bunun bir tantana olduğunu, aslı astarı
olmadığını...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi canım, yapma ya!
AHMET HAMDİ ÇAMLI (Devamla) Ama olmaz ki ya,
yakışır mı yani!
Şimdi, Özgür de o ahlaksız hareketle
ilgili bir tanımlama yaptı, efendim, sırt mırt... Herhâlde
Sayın Genel Başkanın sırtı çok ağrıdı
ki burada değil. Ben isterdim ki ona bunları söyleyeyim.
Sevgili arkadaşlar, bak, yalan yok... Politika
için TÜİKin önüne gidip öyle numaradan fakir fukara... (CHP
sıralarından gürültüler) Al işte, milyonlarca fakir fukara
halkın çocuklarının kanına girdin. Onunla ilgili
yalanını çık, açıkla, adam gibi de ki: Ben bu yalanı
söyledim, özür diliyorum, af diliyorum ey gençler, ey üniversite
öğrencileri. O yakışmaz mıydı? Nerede?
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
Adın bile yalan! sesleri)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok
uzatma niyetinde değilim. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, Grup Başkan
Vekiliniz konuşuyor, müsaade ederseniz konuşsun, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bir
kez şöyle bir şey var: Birbirinin gözünün içine bakarken, bir konudan
bahsederken bu kadar açık gerçeklerden uzaklaşıp gözünü de
gözünün içine koyamamak herhâlde bu kadar net anlaşılır. Hepimiz
o gece buradaydık. Siz, bir kadın takma adıyla şuradan
yayın yapıyordunuz.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Yok öyle
bir şey.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yanlışlıkla
kamerayı kendinize çevirdiniz, ekranda gül cemaliniz vardı ve Yeliz
yazıyordu. (CHP sıralarından gülüşmeler,
alkışlar) Şimdi, siz, bunu, hepimizin
yaşadığı bu vakayı o gecenin hoşluğu içinde
bırakmayıp hâlâ inkârla ve yalanla savunuyorsanız
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Ben mi
bırakmadım ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir vicdan sorgulaması
yapacaksanız, yapacağınız sorgulama Katarlılar
sınava giriyor mu girmiyor mu? üzerinden değil de Acaba, bizim,
FETÖye soruları çaldırıp da hayatlarını
kararttığımız gençler, aileleri, o çocukların
psikolojileri ne oldu? Bizim, FETÖcüler kaç kişinin hakkına girdi,
kaç kişinin yerine üniversiteye girdi? Şimdi, onun yerine on binlerce
kişi hak etmediği hâlde sürünüyor. Üzerinden olmalı. Önce bunun
hesabını verin, sonra gidin fantezi yapın.
Sağ olun Sayın Başkanım. (CHP
sıralarından alkışlar)
İSMAİL KAYA (Osmaniye) O suçu
işleyenlerin hepsi hapse atıldı.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Takma
ismi Yeliz ama yapılan hareket çok galiz.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Yerinizden verelim, bir oturun
Sayın Çamlı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yerinden, yerinden
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Yerimden
konuşursam anlaşılmayabilir.
BAŞKAN Olsun.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Takma
ismi Yeliz ama Kılıçdaroğlunun yaptığı hareket
çok galiz. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
Sayın Çamlı, yerinizden bir dakika veriyorum.
Buyurun.
13.- İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi
Çamlının, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sayın
Başkanım, FETÖcü deyince zaten onlar belli,
arkadaşlarımız daha köklerinde varlar. Buna rağmen terör
örgütü olduğu belli olmadan önce biraz karşı gibi poz yapsalar
da terör örgütü olduğu belli olduktan sonra canhıraş sahip
çıktıklarını hepimiz biliyoruz.
Bu Yeliz mevzusuyla ilgili gerçekten açıklama
yaptım. Bak, kaç sefer yaptım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Vallahi, yapma ya! Hepimiz
gördük ya!
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Vallahi
billahi, sen ona bak.
Siz, şimdi, şu öğrencilerin
kanına nasıl girdiniz? Milyonlarca öğrencinin, üniversite
imtihanına giren milyonlarca öğrencinin psikolojisini nasıl
bozdunuz? (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
Sayın Çamlı, onu söylediniz.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bir sorudan
dolayı avukat olamadı, mühendis olamadı, doktor olamadı,
belki de üniversiteye giremedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Ben o
millete sesleniyorum: Bunun hesabını Cumhuriyet Halk Partisinden
soralım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
(Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
BAŞKAN Arkadaşlar, gruplar adına
yapılan konuşmalar tamamlanmıştır.
Şahsı adına ilk olarak, lehte olmak
üzere, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili
Sayın Mustafa Destici konuşacaktır.
Buyurun Sayın Destici. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) Sayın
Başkan, Saygıdeğer Genel Başkan, Saygıdeğer Grup
Başkanları ve değerli milletvekilleri; dünyamız genelinde
yaşanan pandemi, gelişmiş ekonomiler dâhil olmak üzere bütün
ülke ekonomilerini derinden etkilemiş, neredeyse unutulan ve unutulmuş
olan bazı iktisadi hastalıklar maalesef yeniden nüksetmeye
başlamıştır. Özellikle belli bir yaşın
altındakilerin hiç tanımadığı enflasyon ve
öngörülemeyen bütçe açıkları, bunlara bağlı olarak para
emisyonundaki gelişmeler tüm dünyada ekonomileri zorlu bir sürece
sokmuş bulunmaktadır. Geçmiş yıllarda uygulanan düşük
kur, yüksek faiz, sıcak parayla borçlanma politikaları ve bu
politikaya bağlı olarak yıllar boyunca devam eden cari açık
ve borçlanma, açık pozisyonları kapatmak için dövize talebi
artırmış, bu da ülkemizin sahip olduğu rezervlerin
erimesine sebep olmuştur. Pandeminin olumsuz sonuçlarıyla ülkemizde
yaşanan cari açık ve borç kaynaklı döviz tedarikindeki
sıkıntılar aynı döneme denk gelerek hem enflasyon
oranlarında hem de döviz kurlarında ciddi miktarda yukarı yönlü
hareketlenmelere sebep olmuştur. Hükûmetin geliştirmiş
olduğu yatırım, üretim, ihracat ve istihdam hedefli
politikaları olumlu buluyor, bununla birlikte yaşanan ekonomik
gelişmeler dolayısıyla dar ve sabit gelirlilerin her zamankinden
daha fazla bir şekilde desteklenmesi gerektiğinin altını
çiziyoruz.
Kıymetli milletvekilleri, 2022 yılı
merkezî yönetim bütçemizin giderleri 1 trilyon 750 milyar, bütçe gelirleri 1
trilyon 472 milyar lira, bütçe açığı 278,4 milyar lira olarak
öngörülmüştür. Temennimiz, inşallah, en kısa zamanda denk
bütçelerin yapılacağı bir ekonomik performansın
yakalanmasıdır.
Bütçede yoksul ve düşük gelirli ailelere ve
kesimlere geçen yıllara nazaran daha fazla kaynak aktarılmaya
çalışılmıştır. Bütçede 104,2 milyar lira kaynak
yoksul ve düşük gelirli ailelere ve kesimlere
ayrılmıştır. Örneğin, geliri olmayan
vatandaşlarımıza sağlanan sağlık birimi
desteği 23,4; 65 yaş üstü kimselere yönelik bakım
aylığı desteği 15,6; engelli kimselere evde bakım
desteği 13,2; yoksul ve belli bir tutarın altında elektrik
kullananlara destek 2,4 milyar liraya yükseltilmiştir.
Öte yandan, 2022 bütçesiyle tarım kesimi için
de 57,6 milyar lira kaynak öngörülmüştür. Bu kaynaklar; tarımsal
destekler, sübvansiyonlar ve yatırımlar olarak belirlenmiş,
özellikle sulama için geçen yıla göre yaklaşık yüzde 39
artışla 12,5 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Bu
arada, bütçede 494 milyar olarak öngörülen personel ödenekleri de hem geçen
yıla göre hem de bütçe içerisindeki yüzde 28,5 payıyla önemli ölçüde
artırılmıştır. Özellikle bugün Çalışma
Bakanlığımızca yapılan tüm kamu
çalışanları için sosyal refah düzenlemesi açıklaması
da gerçekten çalışanlarımızın yüzünü güldürecektir
diye ümit ediyorum. Bunlar bizim memnuniyetle
karşıladığımız rakamlardır.
Yine, bir başka memnuniyetimiz ise bütçenin
15,6sına tekabül eden en büyük payın eğitime
ayrılmış olmasıdır. 2022 yılı merkezî
yönetim bütçesinden sağlık alanına ilişkin ayrılan
toplam kaynak 304,6 milyar liraya ulaşmaktadır. Bu rakamlar dünyadaki
gelişmiş ülkeleri bile kıskandıran sağlık
altyapımızı ve hizmetlerimizi daha da güçlendirecektir diye ümit
ediyoruz.
Merkezî yönetim bütçesinden savunma ve güvenlik
birimlerinin ihtiyaçları için ayrılan kaynak 2022 yılında
yüzde 29,6 oranında artışla 181 milyar liraya yükselmiştir.
Ülkemizin muhtemel risklere karşı daha güçlü mukavemet
gösterebilmesi, Libya'dan Suriye'nin kuzeyine, Irak'ın kuzeyine, Karabağ'a
kadar her alanda güçlü bir şekilde var olabilmesi için ayrılan bu
ödeneği de yine memnuniyetle
karşıladığımızı ifade etmek istiyorum.
Kıymetli milletvekilleri, şunların da
altını çizmek istiyorum: Devletimizin maktu olarak tahsil ettiği
vergi ve harç miktarları her yıl yeniden değerlendirme
oranında artırılmaktadır. Bu sene bu artış
oranı yüzde 36,20 olarak gerçekleşmiştir. En son açıklanan
TÜFE ise yüzde 21,4tür. Memur ve emekli maaşlarına uygulanacak
artış, bildiğimiz üzere, TÜFE'ye göre yapılmaktadır.
Ya devletin aldığı maktu vergilerin artış
oranında ya da memur ve emeklilerin maaşlarının belirlenme
oranında da daha adil bir yol bulunması gerektiğini
düşünüyoruz yani maktu vergileri yüzde 36 artırıp memura yüzde
20 vermenin adil olmadığını düşünüyoruz, bunun
düzeltileceğine inanıyoruz. Yine, benzer bir durum ise gelir vergisi
dilimlerinin belirlenmesinde yaşanmaktadır. Devletin maktu olarak
aldığı vergiler her yıl yeniden değerleme
oranında artırılırken gelir vergisi dilimlerinde ya hiç
artış olmuyor ya da daha küçük oranlarda artış yapılıyor.
Bu durum özellikle düşük ücretlilerin yıl içerisinde düşük
tutulan oranlar sayesinde bir üst dilime çıkarak fazla vergi kesintisiyle
karşı karşıya kalmalarına sebep oluyor ve ellerine
geçen net maaşta bir azalma oluyor.
İfade ettiğimiz üzere, hükûmetin
geliştirmiş olduğu yeni yatırım, üretim, ihracat ve
istihdam hedefi politikasını benimsiyoruz, bu hedefe
ulaşılabilmesi için ise partimizin ekonomi kurulunun
hazırlamış olduğu ve konuşma sürem sebebiyle burada
sadece başlıklarını verebileceğimiz önerilerimizi de
sizlerle paylaşmak istiyorum:
Bir, orta vadeli bir programla cari açık
kapatılabilir, ihracattaki artış ve önümüzdeki sezondaki turizm
gelirleriyle bunun sıfırlanabileceğini düşünüyoruz.
İki, büyük kaynak gerektiren ve zaruri olmayan
yatırımlar 2023 sonuna ertelenmeli ve buralara aktarılacak
kaynaklar sosyal transferler yoluyla özellikle dar gelirli kesimin
rahatlatılması için kullanılmalıdır.
Üç, faizle mücadeleye devam edilmelidir.
Dört, ekonomiyle ilgili kararlar daha şeffaf ve
öngörülebilir olmalıdır.
Beş, algı yönetimine hâkim olunmalı,
beklentiler yönetilmelidir. Binaenaleyh, ekonomik gelişmeleri
olduğundan çok daha kötü göstererek, toplumda moral bozukluğuna veya
huzursuzluk çıkmasına sebep olacak algı
operasyonlarının önüne geçmek için bu alanın hâkimiyetini elde
tutmak ve toplumu tatmin edici ve zamanlaması doğru bilgilerle
sürekli olarak bilgilendirmek gerekmektedir.
Altı, güven artırıcı tedbirlere
daha fazla ağırlık verilmelidir.
Yedi, orta ve alt gelir grupları ile
dezavantajlı kesimler enflasyona kesinlikle ezdirilmemelidir.
Sekiz, maliyet enflasyonu ile talep enflasyonunun
aynı anda gerçekleşmesi engellenmelidir.
Dokuz, ekonomi yönetiminde her türlü enstrüman
dozunda kullanılmalıdır.
On, şu anda bankalarda yabancı para
cinsinden mevduat tutarı yaklaşık 254 milyar dolar
civarındadır; bu tasarruf başka yatırım alanlarına
yönlendirilmelidir.
On bir, ekonomi dışı faktörlerle
mücadele edilmeli ve bu sorunlar süratle ortadan kaldırılarak lehe
çevrilmelidir.
Tabii ki vaktimiz sınırlı ve bu on
dakikalık süre içerisinde bütçeyle ilgili kısa da olsa sizinle
partimin bu görüşlerini paylaştım fakat milletimizin bizden
Mecliste bugün paylaşmamızı istediği bir husus daha var, o
da şudur: Biliyorsunuz, Anayasanın 68inci maddesi Siyasi
partilere, devlet, yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapar. der.
Şimdi, bakıyoruz, bu yeterli düzeyde ve hakça miktar nasıl
oluyor? 2021 yılı 432 trilyon 811 milyon; 2022 yılı, bu
yıl 645 trilyon 165 milyon 896.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Destici, buyurun.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - 2023
yılı seçim yılı olduğu için 3 katı veriliyor, bu
artışla devam ederse -eski parayla okuyorum ki azameti görülsün diye-
2 katrilyon 574 milyon 211 bin 903. Yani bu parayla 5 milyon kişiye yani
20 milyonluk bir aileye 500 liralık doğal gaz yardımı
yapılabilir. Vatandaşımız da ben de diyorum ki: El insaf!
Yazıktır günahtır! Anayasadaki gibi yeteri miktarda ve hakça
olmalı. Bir de işte, en çok gruplardan duyuyoruz, muhalefetten
Şuraya şu yapılsın. Buraya bu yapılsın. Bu
bunu yapsın. Öbürü alacağını almasın. Bu vereceğini
vermesin. Biz de diyoruz ki: Gelin bu 5 grup bu alacağından bu
pandemi sürecinde vazgeçsin, bu 3,5 katrilyon parayı
vatandaşımıza verelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) Bravo.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Son
dakikamı kullanmak istiyorum müsaadenizle.
BAŞKAN Tamamlayalım Başkanım.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Şimdi,
birileri bana şunu söyleyebilir: Siz almadığınız için
böyle konuşuyorsunuz. Hayır, 2001 yılında para hazineden
çıktı, Genel Başkanımız merhum Muhsin
Yazıcıoğlu dedi ki: Ben bu parayı şehit ailelerine
vereceğim. Kanun uygun değil. dediler ama farklı yollardan o
paranın önemli bir kısmı ailelere ve başka kesimlere
ulaştırıldı. Biz aldığımızda da bu
tavrı gösterdik bugün de bu tavrı gösteriyoruz çünkü bu adil
değil, bu hakça değil.
Bir de son olarak: Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararlarını Türkiye uygulamak zorunda mıdır?
diye soranlar var ya, ben çıkınca da dışarı
çıkanlar -yakında inşallah toptan gidecekler, onu da biliyorum,
inşallah- onlara diyorum ki: Acaba bunu dostunuz Yunanistana soruyor
musunuz? Yunanistan, mesela, Batı Trakya Türkleriyle ilgili AİHM
kararlarını uyguluyor mu uygulamıyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla)
Dostlarınız ne diyor acaba sizin? Bunu da öğrenmek istiyorum.
Tüm Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Hayırlı akşamlar,
sağlıklı günler diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.13
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.31
BAŞKAN: Mustafa ŞENTOP
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Enez
KAPLAN (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 28inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
Şimdi yürütme adına
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Oktay. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz altmış dakikadır.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi bir kez daha
saygıyla selamlıyorum.
2022 bütçesinin temel misyonu, dayanakları ve
hedefleri hususunu Plan ve Bütçe Komisyonunda, bütçe görüşmelerinden
bugüne dek gerek bizzat gerçekleştirdiğim konuşmalarda gerek
Sayın Bakanlarımızın gerçekleştirdikleri sunumlarda
detaylı ve kapsamlı şekilde ele aldık. Şahsıma
ayrılan sürede bugün gün boyu Gazi Meclisimizin Genel Kurulunda
yapılan konuşmalarda dile getirilen soru ve eleştirileri
değerlendireceğim. Tüm gün ülkemizin kalkınma yolculuğu,
başarı hikâyeleri ve ayakları yere basan gelecek perspektifi
hiçe sayılarak pek çok taraflı, ağır eleştiriler yönetildi.
Muhalefetin Türkiye'nin gerçeklerinden uzak olduğunu zaten biliyorduk.
MAHİR POLAT (İzmir) Hadi canım!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ama bu kadar icraat körü olmak, millete faydalı ne varsa bu derece
karşısında durmak, artık gerçeklerden uzaklaşmaktan da
öte milletten kopuşunuzun bir göstergesi diye düşünüyorum. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
AHMET KAYA (Trabzon) Kim gerçeklerden uzak?
Vatandaş ekmek alamıyorum diye ağlıyor ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Uzunca bir süredir iktidar olma umudunuzu tümden yitirip
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Aç tavuksun,
buğday ambarında görüyorsun kendini!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
iyiden iyiye tükenmişlik sendromu belirtileri gösterdiğinizi
görebiliyorduk.
Cumhuriyetin 100üncü yılına
yaklaşırken CHP'nin tek parti dönemi nostaljisi
yaşadığını, yarım asrı aşan
başarısızlığın etkisiyle bir buhran içine
sürüklendiğini de üzülerek izliyoruz.
MAHİR POLAT (İzmir) Sen devlet
memurusun, devlet memuruna yakışır bir şekilde konuş.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Histeri krizleriyle kaleme kâğıda sarılıp
karşılıksız mektuplar yazıyor, Türkiyenin
geleceğine kastedenlerden medet umuyorsunuz. Güzel bir türkümüz var
Duyarım, yazmışsın iki satır mektup / Vermişsin
trene, hâlini unutup. diye başlayan güzel bir türkümüz.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Türkü mü
bıraktınız memlekette, türkü mü?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sizin o ülkemizi sağa sola şikâyet ettiğiniz ümitsiz
mektuplarınıza abilerinizden, vesayet odaklarından
beklediğiniz cevap gelmeyecektir, gelmez; çok beklersiniz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Samimiyetsizliğinizi tüm milletimiz biliyor. (CHP sıralarından
gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İktidara kiminle
geldiğinizi unuttunuz galiba, abinizle geldiniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ben sizi dinledim, sabahtan beri söylemediğiniz şey
bırakmadınız, yapmadığınız hareket
bırakmadınız.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kimin vesayetçi
olduğunu
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dur bakalım, daha yeni başlıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Abimiz yok ama
halkımız var.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bekleyin, sabredin; elli yıldır sabrediyorsunuz, biraz daha sabredin.
(CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
Alışmışsınız abilerle gelmeye.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Samimiyetsizliğinizi tüm milletimiz biliyor.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Abilerle gelmeye
alışmışsınız, bizim halkımız var.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Telefonu anlat,
telefonu.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yozgatta ayrı, benim memleketim Yozgatta ayrı
MAHİR POLAT (İzmir) Yozgatta çiftçiler
tarlayı ekemiyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Mecliste ayrı konuştuğunuzu, Anadoluda Kandili yerle yeksan
etmekten söz edip, gelip terörle mücadele tezkeresine Sayın Öcalan
diye
söze başlayan HDPnin güdümünde Mecliste hayır oyu verdiğinizi
bu millet görüyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ya, yeter artık!
Bu eskidi, eskidi. Meydanlarda kayırdığınız
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Helalleşme de neymiş
(CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ayıp oluyor ya!
Kendi çamurunuzu bize bulaştıramazsınız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ya, bekleyin, sabredin; daha yeni başlıyoruz. Ya, tüm gün
konuştunuz.
Helalleşme de neymiş? Sadece insanları
avutmak, sömürmek
deyip
(CHP sıralarından gürültüler)
MAHİR POLAT (İzmir) Biraz memleketin
gerçeklerinden bahset, siyaset yapma
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Siz çamurunuzu bize
bulaştıramazsınız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, burayı iyi dinleyin, burayı iyi dinleyin, burayı iyi
dinleyin; size anlatıyorum: Helalleşme de neymiş? Sadece
insanları avutmak, sömürmek. deyip beş ay sonra, sadece beş ay
sonra sözde helalleşme yolculuğuna çıkan
tutarsızlığınızı da yine hepimiz görüyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Çadır mahkemesi,
çadır mahkemesi, çadır mahkemesi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Seçil de öyle
konuş, seçil de öyle konuş.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İşi gücü bırakıp devlet kurumlarının
kapısına dayanan zorba tavırlarınızı ise hepimiz
hayretle izliyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, arkadaşlar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Elinizde taş, sopa, molotof eksik. Onu da görsek
şaşırmayacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar; CHP sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler) Ne
de olsa farklı ittifaklar içerisindesiniz.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Yazıklar olsun!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bize
yakışmaz onlar. Biz cumhuriyeti, kurtuluş mücadelesinde
analarımız kazmayla kürekle bu ülkeyi kurtardılar. Merak
etmeyin, kurtarmasını biliriz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Çiftçiye, esnafa, öğretmene, iş insanlarına, memura tehditler
savurup devletin çalışanlarına hakaretler, tehditler savurup bir
de demokratlıktan bahsetmiyor musunuz
(CHP sıralarından
gürültüler)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Atanmış,
seçilmişlere hakaret ediyor! Hakaret size mahsus.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Şehit yakınlarına küfredenler, Plan ve Bütçede -bakın
burayı iyi dinleyin, ben buradan milletimize sesleniyorum- sonradan
Kastımı aştım. diyerek
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Arkadaşlar,
bunlar eskidi, eskidi, icraata gel, icraata! İcraata gel! Vatandaş
yağ alamıyor, un alamıyor. Buğdayın ana vatanı
Anadolu, vatandaş una ulaşamıyor, yağa
ulaşamıyor, süt alamıyor! Siz buraya gelin, buraya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
devletin üst düzey yöneticilerine, bürokratlarına -affedersiniz, ben söylemekten
adap ve edep duyuyorum- Kucağımıza düşecekler. diyecek
kadar üslubunu bozanlar bize onurdan, şahsiyetten bahsedemezler. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, Bravo sesleri; CHP
sıralarından gürültüler)
Bizler onurumuzla çalışır,
gerektiği yerde de gerekenleri konuşur, gerekenleri yaparız.
(CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sizi gidi ormanı
yakanlar sizi, ülkede orman bırakmadınız! Ormanlar yandı,
nerede
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ormanı yakanları görmek istiyorsanız kendi içinize bakın.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bizler onurumuzla çalışır,
gerektiği yerde de gerekenleri konuşur, gerekenleri yaparız ama
bir özelliğimiz vardır, ama bir özelliğimiz vardır,
boş konuşmayız.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Çiftçi gübre
kullanamıyor, gübre! Ülkeyi getirdiğiniz durum bu. Yetti artık!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Elinize bir kâğıt alıp çalakalem helalleşecek kesimler
listesi yaparak bu karanlıktan sıyrılamazsınız.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İnekleri kesime
gönderttiniz, inekleri.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sona geldiğinizi kabul ederek illaki helalleşip veda edecekseniz
eğer önce samimi olacaksınız. (CHP sıralarından
gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kesilecek inek
kalmadı ülkede, inek.
BAŞKAN Arkadaşlar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Önce samimi olacaksınız. O listeye tüm zulmettiklerinizi,
ötekileştirdiklerinizi, yok saydıklarınızı, hakir
gördüklerinizi yazacaksınız.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Ötekileştirmek
size mahsus. Millet İttifakına aptal ittifakı dediniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Buraya vurmakla olmuyor böyle veya elinizle yaptığınız
hareketlerle olmuyor böyle. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Süleymanşah
Türbesini niye kaçırdınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Helalleşmek o şekilde olmuyor, bilinçaltı ortaya
çıkıveriyor anında.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
YİMPAŞı anlat, YİMPAŞı!
NİLGÜN ÖK (Denizli) Bravo!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sona geldiğinizi
Tekrar ediyorum, bu listeye zulmettiklerinizi,
ötekileştirdiklerinizi, yok saydıklarınızı, hakir
gördüklerinizi yazacaksınız.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sizden âlâ ötekileştiren
mi var?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Darbelerle yok ettiğiniz nesillerle, üniversite kapısından
çevirdiğiniz kızlarımızla, Bidon kafalı! diyerek
aşağıladığınız vatandaşlarımızla
helalleşebilecek misiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kim demiş Biden
kafalı diye?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bizim
kitabımızda ötekileştirmek yok, kucaklamak var, kucaklamak;
sizsiniz ötekileştiren.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Diyarbakır Anneleriyle, aziz şehitlerimizin aileleriyle, gazilerimizle
helalleşebilecek misiniz?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kamu-özel iş
birliğiyle yapılan yatırımlardan vatandaşa para
kalmıyor ülkede, onları açıklayın. Kaç lira veriyorsunuz?
Kime ne kadar verdiniz? Bunu açıklayın.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Onun için öyle bir A4le değil deste deste kâğıtla
helalleşme listesi hazırlığı yapmanız gerekiyor.
(CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Şeker
fabrikalarını sattınız. Pancarcılar gitti,
pancarcılar.
BAŞKAN Arkadaşlar, söz atmayı
geçiyor bu. Toplantının
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ayrıca, bakın, şunu da söyleyeyim ben size
(CHP
sıralarından gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Arkadaşlar, burası Gezi Parkı değil, Meclis.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) Ben size şunu da söyleyeyim
BAŞKAN Ceza vermeden olmayacak.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ayrıca, bu helalleşme işinde dille ikrar yetmez, bunu kalple
tasdik, icraatla da pekiştirmek gerekir. Bunu da zaten yapabilecek
samimiyet ve yürek sizde yok. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler) Sarf
edilen
Sarf edilen
(CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Yüreğin varsa
köylüye git! Yüreğin varsa esnafa git!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, Genel Başkanınızın bugünkü sarf ettiği
cümleyi tekrarlayım ben size; sarf edilen Devletin içinde sizin
ulaşamadığınız yerlere biz ulaşıyoruz.
sözü. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
Sayın Oktay, bir dakika
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yok, devam ederim ben, hiç önemli değil, duymak istemediklerine ben devam
ederim. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar
Arkadaşlar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ben devam ederim Sayın Başkan, hiç önemli değil.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bu şeyle hangi
sektöre refah getireceksiniz; işçiye ne vereceksiniz, memura ne
vereceksiniz? Söyle, işçiye ne vereceksiniz?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Burası Gezi Parkı değil!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Milletimiz duyuyor bizi, milletimiz duyuyor siz duymak istemeseniz de. (CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, bakın, 157nci
maddeyi okuyorum
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Milletimiz bizi duyuyor, siz duymak istemeyebilirsiniz,
kulaklarınızı tıkayabilirsiniz; milletimiz bizi duyuyor.
BAŞKAN
Uyarma cezasını gerektiren
haller
Yani Mecliste laf atmayı anlıyoruz ama
süreklilik arz ederse 157ye göre uyarma cezası vereceğim.
Buyurun.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Evet, Genel Başkanınızın bugün söylediği sözü bir kez
daha tekrarlıyorum ve milletimize havale ediyorum. (CHP
sıralarından Genel Başkan konuşurken de aynısını
yapsaydın. sesi, gürültüler)
BAŞKAN Oraya girmeyelim, oraya girmeyelim
başka bir durum var. Oraya girmeyelim, cezalar farklıydı o
zamanki konu
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Devletin içinde sizin -yani Hükûmet olarak sizin-
ulaşamadığınız yerlere biz ulaşıyoruz. sözü
ne devlet adamlığına ne de demokratik siyaset
anlayışına yakışmaz ve böyle bir şahıs
devleti de yönetemez zaten. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Böyle bir
anlayışla devleti de yönetemez zaten.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İnsanlar kömür
alamıyorlar, kömür. Kömürün tonu 4 bin lirayı geçti. Hiç mi vicdan
yok?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
FETÖ terör örgütü ve vesayet odaklarıyla iç içe olmanız size fayda
vermeyecek, milletimiz size geçit vermez. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş)
Paçanızdan FETÖ akıyor Sayın Bakan.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Nasıl ki geçmişte geçit vermediyse bugün de gelecekte de geçit
vermeyecektir, hayallerinizle baş başa kalacaksınız.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Hadi o zaman gidelim,
milletin sınavına girelim, hadi gelin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Milletin kürsüsünden hareket çekenlere -bu da bugün bakın- millet öyle bir
hareket çeker ki ömür boyu kendinize gelemezsiniz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Sadece
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Milletin
karşısına çıkalım, hadi gelin. Hemen sandık, acil
sandık!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Ne oldu, ağırınıza mı gitti arkadaşlar?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sandık getirin,
sandık; milletin kime güvenip kime güvenmediğini göreceğiz,
sandığı getirin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sizin yaptıklarınızı söylüyorum geri size, Genel
Başkanınızın yaptıklarını söylüyorum,
başka bir şey yaptığım yok.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Hadi bakalım,
getirin sandığı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
-Yani yaptıklarınızı tekrar söylemek niye bu kadar
ağır geliyor? Busunuz, ayna tutuyorum. Sadece kendinizden değil
milletin teveccühünden de umudunuzu kesmiş durumdasınız ki
.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Arslanlar gibi getirin
sandığı bir an önce.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Mehmetçikimizi şehit eden dağdaki terörist ve
yandaşlarıyla, firardaki satılmış hain FETÖ
mensuplarıyla ve vesayet odaklarıyla ittifak
arayışındasınız. (CHP sıralarından
gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Hazine ve Maliye
Bakanınız kim?
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş)
Paçanızdan FETÖ akıyor Sayın Bakan.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Milletimiz için hayata geçirdiğimiz sayısız kamu hizmetini, yurt
içinde ve yurt dışında verdiğimiz çetin mücadeleyi ve
gelecek vizyonumuzu tümüyle yok saymanızı, görmezden gelmenizi
işte bu içine düştüğünüz son çırpınış ve
umutsuzluk sarmalına bağlıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Eğitimi teslim
ettiniz; Sağlığı, Adaleti, her yeri teslim ettiniz, ondan
sonra da bu ülkeye darbe yaptırdınız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Gün boyu bu tükenmişlikle çarpıtmaya
çalıştığınız konulara da açıklık
getireceğim.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Belediyelerdeki
yolsuzlukları, niye İçişleri Bakanı aldı dosyayı
bünyesine? Niye araştırtılmıyor?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) İstanbulu
anlat, İstanbulu.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunları da
Bakın, bir şey daha söyleyeyim, bir şey daha
söyleyeyim isterseniz size
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Haydi,
İçişleri Bakanı almasın, gelsin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, bunlara, çarpıtmaya çalıştığınız
bu konulara da açıklık getireceğim. Bunları da
mektuplarınıza değil belki ama ağlayarak günlüğünüze
yazabilirsiniz.
MAHİR POLAT (İzmir) Bir mektup varsa
Trumpın mektubu, Trumpın. Bir mektup varsa Trumpın mektubu.
Ona cevap verebildin mi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçemizin ne bütçesi
olduğunu detaylıca izah etmiştim.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Arpayı 1.750
liraya aldınız, şu anda 4.500 liraya satıyorsunuz; ülkede
hayvancılık nasıl gelişecek?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 bütçesi güçlenen, kalkınan, büyüyen Türkiyenin bütçesidir. Bütçemiz
yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme odaklı bir
yapıdadır. 2022 bütçesi inovasyonun, teknolojinin, durmadan ilerleyen
Türkiyenin bütçesidir. Bu bütçe, işçinin, çiftçinin
(CHP
sıralarından gürültüler)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Faiz bütçesi, faiz
bütçesi!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Faiz bütçesi!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Faiz bütçesi!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ona da cevap veririm, merak etmeyin.
Bu bütçe işçinin, çiftçinin,
KOBİlerimizin, üreticimizin, sanayicimizin, memurun, emeklinin, genciyle,
yaşlısıyla 84 milyon milletimizin bütçesidir. Toplumun tüm
kesimlerine hitap eden, sahip çıkan programlar, destekler ve ödenekler
barındırmaktadır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) ÇAYKUR 4 liraya
alacak. dediler, özel sektöre teslim ettiler çayları.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Emeğin, barışın, refahın
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Faiz bütçesi!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
istikrarın ve bölgesinde söz sahibi, oyun kurucu Türkiyenin bütçesidir.
Buna rağmen bütçemizin bir savaş bütçesi olduğunu söyleyenlere
sesleniyorum.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) Yalan
mı?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
PKK, DEAŞ ve hain FETÖ terörüyle, bu örgütlerle mücadelemiz sizi
rahatsız mı ediyor? Sizi rahatsız etse de biz mücadelemize devam
edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Asıl bizi
rahatsız eden Hazine ve Maliye Bakanı yaptığınız
adamın FETÖyle çekilmiş fotoğrafları.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Türkiye-Suriye sınır hattında oluşturulmak istenen terör
devletini önlememiz
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Sınır hattında kol kola gezdiniz DAEŞle.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
bu sizi rahatsız mı etti? Sizi rahatsız etse de
sınırımızın yanı başında bir terör
devletine asla izin vermeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ermenistan işgaline karşı
Karabağda Azerbaycanın yanında olmamız, Akdenizde
varlığımızın tescili Libyayla
yaptığımız anlaşmalar mı sizi rahatsız etti,
bu mu sizi rahatsız etmekte? Rahatsız olsanız da devam
edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Savunma sanayisindeki gelişmelerle elde ettiğimiz
bağımsızlık mı sizi rahatsız etti? Rahatsız
etse de devam edeceğiz. (CHP sıralarından gürültüler)
Dışarıdan ve içeriden gelecek her türlü tehdide karşı
mücadele etmekte kararlıyız siz isteseniz de istemeseniz de.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; döviz kuru ve fiyat artışı
tartışmaları üzerinden şekillenen eleştiriler
olmuştu. Öncelikle topyekûn bağımsız ekonomi
politikasının temelini tekrarlamakta fayda görüyorum. Bu ekonomik
tercihimizi Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunuşlarımda ve yine bu
sabah gerçekleştirdiğim konuşmamda anlattım ama belli ki
anlamanız için, anlaşılması için sabah akşam tekrar
etmemiz gerekiyor.
MAHİR POLAT (İzmir) Tekrara gerek yok,
döviz
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemizin güçlü makroekonomik göstergeleriyle ekonomik aktivitedeki
canlılık ortadayken döviz kurunda görülen son hareketlerin ekonomik
temelinin olmadığı açıktır. Bunu bütçe sunuşunda
da detaylıca izah ettim.
MAHİR POLAT (İzmir) 1 dolar 1 TL olacak
mı?
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Her gün
artıyor dolar, her gün.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemizde kurlarda yaşanan artışlar, dolar endeksinin dünyada
artıyor olması, manipülatif hareketler ve döviz talebini artıran
etmenlerle daha belirgin hâle gelmektedir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ancak siz
inanırsınız bu anlattıklarınıza.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Tüm bu etmenlerin üstesinden gelmek için önümüzdeki dönemde yatırım,
istihdam ve üretim öncelikli, ihracat odaklı, daha dengeli ve
sürdürülebilir bir büyümenin sağlanmasını amaçlıyoruz.
MAHİR POLAT (İzmir) 1 kilo ihracat kaç
dolar?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Döviz talebimizi artıran etmenleri ortadan kaldırmaya ve sektörler
bazında cari işlemler dengesini orta ve uzun vadede kalıcı
olarak iyileştirmeye güçlü şekilde odaklanmış
durumdayız. Bu doğrultuda ara malı ithalatını ve
enerji harcamalarını azaltıcı, ithal ikame yerli üretimi güçlendirecek
ve ihracatı artıracak politikalarımızı birer birer
hayata geçiriyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ham madde yok.
Nereden ihracat yapacaksınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemizde ilk defa üretilecek elektrikli araç sistemleri ve lityum iyon
teknolojisine sahip batarya üretimi, tamamen dışa
bağımlı olduğumuz çinko ihtiyacının neredeyse
yarısını üretecek çinko izabe tesisi, ülkemizin polipropilen
üretimi kapasitesini yaklaşık 4 katına çıkaracak
yatırımlar ve büyük kalibre silahların üretimi gibi alanlarda
yerli sanayimizi destekliyoruz, desteklemeye de devam edeceğiz. Çok eskiyi
konuşmuyorum, bunlar daha bu haftaki açılışlardan, geçen
ayki, bu ayki gelişmelerden bahsediyorum, geçmişten itibaren de.
Temel hedefimiz daha çok üreten, daha çok
kazandıran, kazancın tüm milletimize fayda
sağladığı, refahı kalıcı olarak yükselten
bağımsız bir ekonomik yapı inşa etmektir. Sahip olduğumuz
kaynakların yüksek faize heba edilmesindense doğrudan reel sektöre
yönelmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu vesileyle, kaynaklar
kurda ve fiyat artışlarında sağlanacak dengeyle birlikte
tümüyle yatırıma, üretime, istihdama yönelecektir. Bu
yaklaşım hem enflasyonun kalıcı olarak düşmesine hem
de büyümede arzu edilen noktalara gelinmesine imkân sağlayacaktır.
Manipülatif hareketlerle kurun yeniden yükselmesine neden olan
fırsatçıların da farkındayız. Ekonomimizi
kısır döngüye sokmaya çalışan bu fırsatçılara kesinlikle
izin vermeyeceğiz. Salt faizleri artırarak enflasyonla mücadele
edilmesi politikasının soruna kalıcı çözüm getirmediği
bundan önce defalarca görülmüştür. Yüksek faizle sıcak para
çekilmesini takiben yine burada yerli üretimi yok eden, üretim maliyetlerini
artırarak yapısal enflasyonu yine kalıcı hâle getiren bir
model, enflasyonla kalıcı mücadele aracı olarak
nitelendirilemez.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Bugüne kadar
niye yapmadınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemizin kaynaklarını küresel sermayeye aktaran, ekonomiyi
bağımlı hâle getiren ve büyümeyi
istikrarsızlaştıran manipülatif vesayetin
yatırımı, üretimi ve istihdamı içten içe çürütmesine
müsaade etmeyeceğiz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Bugüne kadar
niye yapmadınız?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu sayede hâlihazırda her ay yeni bir tarihî rekor kıran ihracattaki
artışın gelecek yıllara da taşınması
sağlanacak, cari açık verip, bu açığı dış
borçla finansa eden değil, cari fazla veren bir ekonomik yapı
kurulacaktır. Bundan dolayı da artık ekonomide de Dünya 5ten
büyüktür. dedik ve demeye de devam edeceğiz.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) 200
dolar, 200 dolar, asgari ücret 200 dolar. Bu mu halka hayaliniz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, Yüksek büyüme
hızlarında yüksek cari açık verir. tezini yalanlarcasına
büyük bir başarıya imza atmaktadır. Dersine
çalıştığını dolayısıyla iyi bir
öğrenci olduğunu ima eden bir hatibimiz, cari fazla veriyor
olmamızı cari fazla verdiğimiz 1994 yıllarındaki kriz
dönemlerine benzetti, 2001e de atıfta bulundu. 1994te cari fazla
verirken ekonomimiz yüzde 5,5 oranında küçülmüştür. Yine, 2001de
cari fazla verilirken ekonomimiz yüzde 6 küçülmüştü. Bugün cari fazla
veriyoruz ve 2021 yılında yüzde 10 gibi rekor bir düzeyde büyüyoruz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Oktay, 2002de de 5
ay cari fazla verildi ve 6,2 büyüme vardı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yani hem cari fazla veren hem de güçlü bir büyüme ivmesi yakalamış,
1994le ilgisi olmayan başarılı bir Türkiye tablosu vardır.
ERHAN USTA (Samsun) 6,2 büyüme vardı 2002de,
5 ay cari fazla verildi.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Özellikle, bir kez daha vurgulamak isterim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 10 milyon
işsizle büyüyoruz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hiçbir politikamız akşamdan sabaha ani verilmiş kararlarla
oluşturulmaz ve oluşturulmamaktadır. Bu tercihimizin arkasında
on dokuz yıllık bir tecrübeyle Türkiyeyi ekonomik olarak kendi imkân
ve kabiliyetleriyle ilerleyecek bir konuma çıkarma gayesi vardır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi oradan, hadi oradan.
Nasrettin Hoca gibi Düşmeseydik inecektik. diyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İnsanımızın işiyle, aşıyla, geleceğiyle
dertleniyoruz. Topyekûn bağımsız bir ekonomi yönünde
mücadelemizle faiz lobileri ya da para baronları değil; işçimiz,
esnafımız, KOBİlerimiz, çiftçilerimiz, genciyle,
yaşlısıyla tüm milletimiz kazanacaktır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Hayret ya, bütün
kurumlar elinde, açıklayın kimse, biz de bilelim.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Buradan milletimize, özellikle gençlerimize sesleniyorum: Vesayete, teröre,
darbecilere karşı nasıl birlik, beraberlik içinde mücadele
ettiysek faiz lobilerinin ekonomimize öngördüğü ve ördüğü
ağlarla da birlikte mücadele edeceğiz, birlikte mücadele edelim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler) Hep birlikte mücadele edelim, buyurun.
Geleceğimizi kurtaracak bu dönüşümün sancılarını
geçmişte olduğu gibi omuz omuza atlatacak, geride
bırakacağız. Bunu da çözeceğimizi yine hep birlikte
göreceğiz, göreceksiniz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yine, diğer taraftan orantısız ve haksız
fiyat artışlarıyla milletimizi paniğe ve
karamsarlığa sürükleme niyetinde olanların
karşısındayız.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bunlar da iç
güçler değil mi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Fiyatlar genel seviyesindeki artışın da kurlarda yaşanan
dalgalanmaların da farkındayız. Öncelikle salgının
oluşturduğu arz ve talep dengesizliği kaynaklı
başlayan ve tedarik sorunlarıyla daha da artan küresel fiyat
artışlarından ülkemizin olumsuz etkilendiği bir gerçektir.
Küresel enerji, emtia ve navlun fiyatlarının etkisiyle tüm dünyada
olduğu gibi bizde de fiyatlar genel seviyesi yükselmektedir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) DAP Gübreyi de
Mehmet Cengiz üretiyor değil mi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu süreçte işçimiz, memurumuz, emeklimiz, esnafımız dâhil
enflasyondan etkilenen tüm kesimlere gereken desteği vereceğiz ve
vatandaşımızı enflasyona asla ezdirmemeye
kararlıyız. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
AHMET KAYA (Trabzon) Ne zaman, yirmi yıl
oldu?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Vatandaşın
canı çıktı, canı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Reel ekonomimiz bu tehditleri boşa çıkaracak güç ve kabiliyettedir.
Artık, ülkemizin ulaştığı seviye, algı
operasyonlarıyla, döviz manipülasyonlarıyla azaltılacak,
zayıflatılacak ve engellenecek bir seviye değildir. Enflasyonla
mücadeleyi kararlıkla sürdürmek, yurt içi tasarrufları artırmak,
özel yatırım kaynaklı büyüme yapısını kurmak,
alternatif finans yöntemleriyle yeni yatırım araçları
oluşturarak para ikamesini azaltacak uygulamaları hayata geçirmek ve
finansal istikrarı güçlendirmek temel makroekonomik önceliklerimiz
olacaktır. Sabah gerçekleştirdiğim bütçe sunuşunda ifade
ettiğim gibi
İSMET TOKDEMİR (Hatay) Gübrenin
fiyatı düştü mü?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) Bu amaçla hızla
gerçekleştireceğimiz ilave istihdama destek paketi ve yerli ve millî
üretimi özendirici destek paketleriyle üreten kesimin yanında olmaya her
zaman olduğu gibi devam edeceğiz.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) 200
dolarla mı?
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Dolar 14
oldu.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Pakette dolar
kaç para diye geçiyor?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu kapsamda 2021 yılının ikinci yarısından itibaren
ülkemizde de başlayan faiz indirim süreci
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Pakette dolar
kaç para diye geçiyor?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
hane halkının ve firmaların krediye erişim
imkânını ve finansal şartları rahatlatarak tüketim ve
yatırım harcamaları üzerinde olumlu bir etki ortaya
çıkaracaktır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
TEİAŞı kime satıyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ekonomik temellere dayanmayan bu kur hareketleri en kısa sürede piyasa
açısından rasyonel bir noktada dengeye ulaşacaktır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Artarak.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Daha önce
dengede değil miydi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bununla birlikte, enflasyonla tek başına faiz kararlarıyla
mücadele edilemeyeceğinin kabulü ile kamu maliyesindeki
imkânlarımızı da kullanarak başta enerji olmak üzere
küresel fiyatlardan kaynaklanan maliyet artışlarını
vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekenleri
yapıyoruz. Sabah da izah etmiştim zaten. Ayrıca, kur
dalgalanmalarından faydalanmaya çalışan fırsatçılara
da göz açtırmıyoruz, açtırmayacağız.
Temel gıda ve ihtiyaç maddelerindeki fiyat
hareketleri Ticaret Bakanlığımız tarafından
yakından takip edilmektedir. (CHP sıralarından gürültüler)
Diğer taraftan bakliyat, yağ, sebze ve meyve, et ürünleri, süt ürünleri,
temizlik malzemeleri gibi ürün gruplarında toplam 31 çeşit ürüne
yönelik olmak üzere zincir marketlerin fahiş fiyat artışı
yapıp yapmadıkları hususu Haksız Fiyat Değerlendirme
Kurulu tarafından inceleniyor. Vatandaşımızın 1
kuruşunun bile haksız yere heba olmasına izin vermeyeceğiz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Millet inim
inim inliyor ya! Anlattığına bak ya! Yazık, gerçekten
yazık! Boş konuşuyorsun, boş, millet inim inim inliyor
Sayın Bakan, millet inim inim inliyor. Ne anlatıyorsun? Masal
anlatıyorsun ya! Dolar kaç lira olmuş, benzin kaç para olmuş,
masal anlatıyorsun, masal! Yazık ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yine, diğer taraftan, milletimizin bütçesini korumak için gerek gıda
arzında bir eksiklik yaşanmaması gerekse üretim maliyetlerindeki
yükün azaltılması yönünde çalışmalarımız devam
etmektedir.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Şu
düştüğümüz hâle bak ya! 50 kuruşa bahçede satıyoruz
MAHİR POLAT (İzmir) Un, süt, şeker,
yağ ne oldu?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Artan ham madde fiyatlarının et, süt ve yem üreticilerimizin
maliyetleri üzerindeki olumsuz etkisini hafifletmek üzere yem regülasyon
çalışması Tarım ve Orman Bakanlığımız
tarafından başlatılmış, yine Toprak Mahsulleri Ofisi
stoklarındaki hububat, hayvancılıkla uğraşan
çiftçilerimize, kanatlı entegre tesislerine ve yem sanayimize uygun
fiyatlarla satışa sunulmuştur. Gıda arzında stratejik
öneme sahip tahıllar, baklagiller, yağlı tohumlu bitkiler ve
tıbbi aromatik bitkiler gibi ürünlerin üretiminin
artırılması, katma değeri yüksek olan sebzelerin
yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması gibi
projelerle tarımsal üretimimizi destekliyoruz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Millet domatesi
yiyemiyor; çiftçi üretemiyor, millet yiyemiyor ya! Bir vekiliniz vardı
Yarım kilo alın. diyordu.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu doğrultuda 2017 yılında 12,9 milyar lira olan tarımsal
destek miktarını 2 kat artırarak 2022 yılında 25,8
milyar liraya çıkarıyoruz. Hayvan varlığımızı,
et, süt, yumurta ve bal başta olmak üzere yerli hayvansal üretimimizi de
en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz. (CHP
sıralarından gürültüler)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bunu da vereceğim, onu da vereceğim, şunu da
sileceğim. gibi vaatler veren Sayın Kılıçdaroğlu,
Siz ne veriyorsanız, ben 5 fazlasını vereceğim. diyen
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bir tercih meselesi.
Evet, biz halkı, çiftçiyi, işçiyi, memuru düşünüyoruz; biz 5li
çeteyi düşünmüyoruz Beyefendi!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
geçmişteki siyasetçileri hatırlattı bugün bize. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bu bir siyasi tercih
meselesi. Kaynakların kime, nasıl adil, etik
dağıtılacağıyla alakalı bu.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) O kim, o kim?
Sayın Bakan, o kim? Sayın Bakan, o kim, Sayın Bakan? Sayın
Bakan, o kim? O kim Sayın Bakan, ismini söyle, ismini? Hadi, ismini söyle!
5 kat fazla vereceğim. diyenin ismini söyle, hadi!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemizin dört bir yanında yükselen dev eserleri inşa etmekte
kullandığımız kamu-özel iş birliği modelini hedef
alarak aslı astarı olmayan yorumlar yapıldı.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Desene
Erbakan Hoca. diye, desene hadi! O kim Sayın Bakan, o kim?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu zihniyetin Türkiyede taş üstüne taş koymaya ne kadar
karşı olduğu açıktır, aşikârdır.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Erbakana laf
ediyorsun, yazık ya, yazık! Erbakana laf eder hâle geldiniz, yazık
be!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bütün
kazanımları sattınız. 65 milyon dolar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bir dikili ağacı olmayanlar, bu ülkede bir dikili ağacı
olmayanlar milletimizin rahatça faydalandığı konforlu
hastaneleri -sizlerin de hepimizin de faydalandığı- her gün
geçtiğiniz güvenli ve modern yolları, ülkemize doğrudan
yatırım sağlayan iş birliklerini fütursuzca
eleştirmekten çekinmiyorlar. (CHP sıralarından gürültüler)
MAHİR POLAT (İzmir) Hazine garantisi ile
geçiş garantisi verdiniz özele.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
YİMPAŞı ne yaptın, YİMPAŞı?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Şimdi şehir hastanelerine karşı çıkan zihniyetin
geçmişte hastane kapısında, ilaç kuyruğunda bekleyen
milletimiz için hiçbir şey yapmadığını bizler çok iyi
biliyoruz, milletimiz de çok iyi biliyor. (CHP sıralarından
gürültüler) KÖİ modeliyle inşa edilen modern köprü ve yollara
karşı çıkanlar ile dün İstanbulda inşa edilen tüm
boğaz köprülerine, Marmaraya, Avrasya Tüneline karşı
çıkanlar aynı kişiler, aynı zihniyet. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Garantilerden bahset,
garantilerden. Kaça mal ettiniz, kaça?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Zafer
Havalimanı, Zafer
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Utanmadan, çivi çakana
köle oluyorsunuz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sattırmazık yaptırmazık etmezük istemezük aynı
zihniyet.
MAHİR POLAT (İzmir) - Zafer
Havalimanından bahset.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Üslup da aynı.
Terörle mücadelede yanımızda olmayıp
Kandilden aferin almayı tercih edenler de yine bunlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHİR POLAT (İzmir) Kandile siz
gittiniz, Kandile siz gittiniz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
AKM diye, Gezi Parkı diye ortalığı ataşe verenler
de bunlar.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Zafer
Havalimanı, Zafer
İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman) Hadi
oradan!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Ne oldu? Atatürk Kültür Merkezini eskisinden katbekat daha iyi şekilde
inşa etmedik mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Gezi
Parkını ne yapacaktınız? Gezi Parkını ne
yapacaktınız? Betona boğacaktınız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Sizi de davet ediyoruz, sizleri de davet ediyoruz; buyurun gelin, görün. Gurur
duyun, milletimizin eseri, sizleri de davet ediyoruz.
Dilinize doladığınız şehir
hastaneleri özellikle Covid döneminde kaç vatandaşımıza
-hepimize- şifa oldu, kaç hayat kurtardı haberiniz var mı? Size
kalsa, başka ülkelerde gördüğümüz, koridorlarda hastaların yerde
yattığı o acı manzaralar salgın döneminde Türkiyede
de yaşanırdı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bize kalsa
Zafer Havalimanını yapmazdık.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Adana
Sahra Hastanesi
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Evet, ben demedim, Adana Sahra Hastanesi dedi arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Domatesi nasıl
tüketeceğimizi de biliyor, çok akıllı! Acından öldürecek
milleti.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Yarım
kilo domates öneriyor millete. İki domates öneriyor millete o.
Vatandaşa iki domates öneriyor, iki domates. Millete domatesi çok
görüyorsunuz; siz var ya siz, ah ah! Bir de Erbakana laf ediyorsunuz be!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Defalarca anlattık; kamu-özel iş birlikleri inşa ve ihya
projeleridir, en kaliteli altyapı hizmetlerini
vatandaşlarımızla en iyi şekilde buluşturmak içindir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Devletin
yapacağı işi yaptırdınız. Altyapıyı
devlet yapar.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Bakın, bunu da söyleyeyim size, sadece Türkiyede zannettiğiniz bu
KÖİ modeli sadece Türkiyede değil, dünyada 134 ülkede de yaygın
olarak kullanılan bir model.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Köy mü kaldı ya Türkiyede?
Köylülüğümüzü de elimizden aldınız, mahalle yaptınız
her yeri.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dünyadan haberiniz olsun biraz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İyi
demişsin, ben gelişmedim daha! Ben gelişmedim daha!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Gelin, rakamsal karşılaştırmalara da bakalım.
Örneğin, en son KÖİ projelerimizden birine bakalım:
Malkara-Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü. Projenin toplam maliyeti
3,84 milyar avro. Her türlü bakım onarım ve işletme maliyetlerinin
yüklenici firmaya ait olacağı on yıl sekiz aylık
işletme süresince Bakanlığın net kârı 520 milyon
avroya ulaşacaktır; hem yatırım vermiyorsunuz hem ilave 520
milyon avro net kâr.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Neden avro?
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Garanti kaç para,
onu da söyle?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ha, bu süre sonunda ne olacak, onu da söyleyeyim. Bu süre sonunda köprü ve
otoyollar yenilenmiş olarak devlete devredilecektir.
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Tamam da kaç para
garanti vereceksiniz? Garantiyi de söyle.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Ya, Kurtuluş
Savaşından sonra beş yılda servet yaptı Türkiye.
Yirmi yıldır hâlâ aynı masalı anlatıyorsunuz.
Aynı masalı anlatmaktan bıkmıyorsunuz, biz dinlemekten
bıktık artık.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunu da çok iyi biliyorsunuz ama ısrarla milletimizden gizlemeye
çalışıyorsunuz. Milletimiz bunu çok iyi bilir hatta sizin
teşkilatlarınız bunu çok iyi bilir. Dün sosyal medyadan paylaştığınız
otoyollara bakın -o arkadaşları da tebrik ediyorum- sizin
ekibinizden çekmişler, gurur duyuyorlar, Türkiyeyi anlatıyorlar. En
azından hakkaniyetli olanlar var içinizde, teşekkür ediyorum onlara.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 10 milyon
işsizle de onur duyuyor musunuz? 10 milyon işsiz, o da sizin
onurunuz, değil mi?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Bir
megafon al konuş, megafon al.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Gerek yok, gerek yok.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ses
iyi gelmiyor, bir megafon alın.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Hiç gerek yok,
değirmende büyüdük, merak etmeyin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, Bu, devlete devredilecektir. dedik. İstihdamla alakalı
kısmı KÖİnin, bu projenin, toplam yıllık istihdama
etkisi ise 52 bin kişiye ulaşacaktır. Ülkemizde, KÖİ
modeliyle gerçekleştirilen ve yakın zamanda ihalesi yapılan
Antalya Havalimanı Projesi.
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Zafer
Havalimanına ne oldu?
CUHMURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
KDV dâhil 8 milyar 555 milyon avroluk ihale bedeli son yıllarda ülkemiz
hazinesine, ülkemize ve ekonomimize olan güvenin bir
yansımasıdır.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Ekonominize güven olsaydı
TL olurdu.
CUHMURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Rakamlar ve eserler somut bir şekilde ortadayken KÖİ projelerinin
oluşturduğu katma değeri görmemek için idrak perdelerinizin
kapalı olması gerekir.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Yağ kaç para oldu, yağ? Ayçiçeği yağı kaç para,
ayçiçeği yağı?
CUHMURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birkaç figür daha var,
birkaç şey daha var onları da paylaşırım yeri
geldiği zaman Antalya'yla alakalı.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Garantiden bahset,
garantiden.
CUHMURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sordu ya Sayın Genel Başkan Niye bu kadar acele ediyorsunuz? diye,
onu da söyleyeceğim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; aynı ilerleme karşıtı mantaliteyle Kanal
İstanbul Projesine de karşı çıkılıyor.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Ayçiçeği yağını da söylesene kaç para?
CUHMURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemizin mega projelerinden biri olan Kanal İstanbul Projesi ülkemize her
açıdan değer katacak hamlelerimizin yine başında gelen
projelerimizden biridir. Proje, Karadeniz havzasında son yıllarda
artan ticaret hareketliliği, liman ve gemi sayılarındaki
artışa bağlı olarak oluşan İstanbul
Boğazı'nın trafik yükünü ve trafiğe bağlı tüm
riskleri azaltacaktır.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Ayçiçeği yağından bahset, ayçiçeği yağından.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yine, Kanal İstanbul yüzde 52si yeşil alanlardan oluşan
Türkiye'nin en stratejik ve çevreci şehircilik projelerinden birisidir.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Hadi oradan!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Tabii, Akdenizde denklemleri değiştiren Türkiye, Marmara ve
Karadenizde böyle önemli adımları atınca rahatsız olurlar,
rahatsızlık duyarlar. Bulduğumuz doğal gaz rezervlerini
kendi imkânlarımızla çıkaracak ve milletimizin
kullanımına sunacak olmamızdan rahatsız olurlar. Ya, Allah
aşkına, duymuşsunuzdur belki, Plan ve Bütçe Komisyonundaki
eleştirilerden ve sorulardan biri neydi biliyor musunuz? Karadenizde
bulduğunuz doğal gaz da hayal herhâlde, öyle bir şey yoktur.
Ya, gerçeklerden, bu kadar mı bilimsellikten uzak olursunuz, bu kadar
mı Türkiyeyle ilgili olan güzel bir haberden mutlu olmaktan uzak
olursunuz? Bu nasıl bir sorudur arkadaşlar?
NİLGÜN ÖK (Denizli) Bunlar böyle.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yani hiçbir şey bilmiyorsanız gidin, alttan çıkan -hani belki
inanmayanlar için de olabilir- orada yanan, yanıyor ya üstte, gidip
baktığınızda onun doğal gaz olduğunu
anlarsınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ha, 2023te bunu Filyosa getirdiğimizde de işletmeye
aldığımızda da zaten kullanmaya da
başlayacaksınız. İlk kullananlar da siz
olacaksınız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Tankı ne
zaman yapacaksınız, tankı? 2018in üzerinden üç yıl geçti.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sınırlarımızın dibinde kurmaya
çalıştıkları terör devletini yerle bir edince aynen
diğer projelerde olduğu gibi burada da rahatsız olurlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yerle
bir ettiğiniz sivil halk, sivil.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Savunma sanayisinde yakaladığımız yerlilik
oranını kimya sanayisine, ilaç sanayisine, demir çeliğe,
lityuma, çinkoya ve diğer alanlara yayacağımızı
söyleyince ve yaymaya başlayınca rahatsız olurlar. Türkiyenin
kendi gerçeklerine göre attığı yeni ekonomik tercihlerimiz de
dâhil her türlü bağımsız adımdan rahatsız olanlar
Türkiye el açsın istiyor. Orman yangınlarıyla eş
zamanlı başlattıkları Help Turkey
Bakın, onu da
değiştirdik artık Türkiye yani aleyhte olduğunuz zaman
bile Türkiye demeye mecbur olun diye. Help Turkey suni kampanyasında
olduğu gibi ülkemizi muhtaç ve zayıf göstermek istiyorlar.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ya uçak bile yok yangın söndürmeye.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Öyle bir Türkiye yok. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde Cumhur İttifakı gibi bir millî mutabakat zemini üzerinde
yükselen, kendi kararını kendisi veren
KEMAL PEKÖZ (Adana) Öyle mi!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
en kritik ihtiyaçlarını kendisi üreten, bölgede söz sahibi ve kendi
göbeğini kendisi kesen bir Türkiye var artık. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Sizin mektup yazarak el açtıklarınıza
muhtaç olmadık, olmayacağız. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Trumpın
mektubu, Trumpın. Trump mektup yazdı ya, Trumpın mektubunu
söyle. Hey be! Trumpın mektubunu söylesene haydi!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Arkadaş, mektup
deme, mektup deme
Mektup deme, aklımıza başka şeyler
geliyor. Hani uçak bekledi ya
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Neler
yazdı Trump ya, yuttunuz, yuttunuz!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin)
havaalanında
mahkeme daha olmadan, belki aklımıza o gelir.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
84 milyon vatandaşımız ve gözünü gönlünü Türkiyeye
çevirmiş gönül coğrafyamız için başka Türkiye yok, hepimiz
için başka Türkiye yok. Ülkemizin gerçeklerine uyumlu şekilde yerli
ve millî politikalarla millî duruşumuzu sürdürmeye, olmasın diye
uğraştığınız mega eserleri birer birer hayata
geçmeye ve geçirmeye devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yine, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine
ve bütçe görüşmelerine ilişkin eleştiriler yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine Anayasa
değişikliği referandumunun milletimizce onaylanmasından
sonra geçilmiştir. Bunu bile hazmedemediniz hâlâ çünkü milletten gelen her
şeye karşısınız. Yetkiyi belirleyen halkın
iradesidir. Halkın iradesi sonucu geçilen bir sistemden bahsediyoruz. Bu
sistem bir darbenin değil, halkın iradesinin ürünüdür. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Darbe teşebbüsünün ürünü.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu sistem kuvvetler ayrılığının
belirginleştiği, istikrarlı ve sonuç odaklı yürütme
ihtiyacına cevap verecek nitelikte ve nitelikli, yine millî iradeyi daha
da güçlü kılan bir yöntem, bir yönetim sistemidir.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Vallaha istikrar buysa
Allah korusun, istikrarsızlığınızda insanlar ne hâle
gelecek? Herhâlde ceketi, gömleği giyemeyecek insanlar, sokakta ceketsiz
dolaşacak.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Parlamenter sistemde hükûmet doğrudan halka değil, Meclise karşı
sorumlu iken artık yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı
doğrudan halka karşı sorumlu hâle gelmiştir. Bu da millî
iradeyi tam anlamıyla etkin kılmıştır. Parlamenter
sistemde kanunların yüzde 95i -bakın, bunu tekrar ediyorum,
kanunların yüzde 95i- Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirilirdi. Yeni sistemle, milletvekillerimiz daha önce hiç
olmadığı kadar yasama sürecine katkı sağlama
imkânına kavuşmuştur.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bizi bize mi
anlatıyorsunuz, anlamadım?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bütçe hakkına gelince
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Noktasına,
virgülüne dokunmuyorsunuz komisyonlarda, hazırlanıp gelen
kanunların.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu hususta önceki sistemden büyük bir fark söz konusu değildir. Bütçe
hakkından konuşuyoruz.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Allah
aşkına, Meclisle, bizimle dalga geçmeyin ya!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Bizimle dalga
geçmeyin! Aklımızla alay etmeyin!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bütçe hakkı nasıl milletimizin elinden
alınmıştır, bu durum, gerçek böyleyken?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Noktaya, virgüle
dokunulmuyor ya hazırlanmış kanun teklifinde.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Eğer milletin, Meclisin elinden alındıysa bütçe hakkı, peki
o hâlde, haftalardır gece gündüz birlikte burada neyi konuşuyor, neyi
tartışıyoruz?
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Noktasını mı değiştirdik, virgülünü mü
değiştirdik?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sizin oradan ne
görünüyor?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Biz size burada neyin hesabını veriyor, neyin
açıklamasını yapıyoruz, el insaf.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Bir tane
önerge mi kabul ettiniz?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hesap
vermediniz, hakaret ediyorsunuz sabahtan beri, ne hesabı?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Sanki bir
noktayı, virgülü değiştirdik.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TÜİK
istatistikleriyle ilgili bazı sorular ve eleştiriler gelmişti.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Aa,
palavracı kuruma geldik!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
TÜİK, mesleki bağımsızlık, şeffaflık,
tarafsızlık ve doğruluk ilkeleriyle faaliyet gösteren Türkiye
Cumhuriyetinin köklü bir kurumudur, köklü bir kurumumuzdur.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Palavracı,
palavracı!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Niye Merkez
Bankasına aynı duyarlılığı göstermiyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
TÜİKin ürettiği istatistiklere doğrudan ya da dolaylı
olarak hiçbir makam veya merciden müdahale edilemez.
AHMET KAYA (Trabzon) Matematiğe bile yalan
söylettiniz, matematiğe!
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hayranız
size, hayran!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kimse
inanmıyor, kimse inanmıyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İstatistikler Avrupa Birliği İstatistik Ofisi, ILO ve diğer
uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen yöntemlerle
hesaplanmaktadır.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) TÜİKe
TÜİKi sorduk, güvenilirliği yüzde 5 çıktı. TÜİKe
kendisini sorduk, yüzde 5 çıktı güvenilirliği.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Her şeye kör
oldu, kör. Kör oldu artık TÜİK, kör.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Üretilen istatistikler yerli, yabancı kurum ve uzmanların
değerlendirmelerine açık olup en ayrıntılı düzeyde de
kamuoyuyla paylaşılmaktadır.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Kendinize
anlatın onları, kendinize!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
TÜİK, TÜFEyi uluslararası normlarda, Avrupa Birliği ve dünya
genelinde geçerli olan, uluslararası kurumlar tarafından tavsiye
edilen yöntem, tanım ve kavramları kullanarak hesaplamaktadır;
bunu siz de biliyorsunuz aslında. Örneğin, ekim ayında elektrik
ve doğal gaz fiyatları sanayi tarafında artış
göstermiş, ÜFE değerlerine yansımıştır.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İnanalım
mı?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yine, tüketici tarafında ise sigara, akaryakıt ve LPG gibi ürünlerde
gözlenen tüm fiyat artışları endeks hesaplarına
yansıtılmakta ve TÜFE hesaplamalarında da her ürün kendi
ağırlığınca genel endekse etki etmektedir.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Kükürt artmadı değil mi? Onlar belirliyor.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bekleyin arkadaşlar, açıklıyorum yahu, merak etmeyin.
Ayrıca, sunduğu tüm hizmetlere e-devlet
üzerinden de ulaşılabilmektedir. Biz, Sayın
Kılıçdaroğlu, kurumların kapısına dayanmaya
zahmet etmesin, evinde, oturduğu yerden bir tıkla tüm verilere
erişebilsin diye
(CHP sıralarından gürültüler)
AHMET KAYA (Trabzon) Devleti millete
kapattınız, devleti. Tarihimizde görülmemiş bir rezaleti
yaptınız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
araştırma yöntemleri de dâhil her türlü bilgiyi e-devlete entegre
ettik ama herhâlde kendisinin akıllı cihazlarla pek arası yok.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sayıştay
raporlarını gördük Beyefendi, nasıl inanacağız?
Maçın sonucunu değil, sizin yazdığınız sonucu
gösteriyor.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Sokağa
çıkın, bakalım inanıyorlar mı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Siz, daha muhalefetteyken kurumların kapısına dayanıp
isteklerinizi ve kendi rakamlarınızı kurumlara dikte etmeye
çalışıyorsanız
(CHP sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Gerçekleri,
gerçekleri
Biz, yalan rakamları düzelttireceğiz.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ayıp,
ayıp!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, tekrarlıyorum bunu: Siz daha muhalefetteyken kurumların
kapısına dayanıp isteklerinizi ve kendi
rakamlarınızı kurumlara dikte etmeye çalışıyorsanız,
hayal dünyanızda bile iktidar olsanız kim bilir kurumlara ne
baskılar yaparsınız? Allah muhafaza... (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Varsa bir şey,
elinizdeki devletin gücüyle çıkarın ortaya.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş)
Sandığı getirsene, yüreğin varsa sandığı
getir hadi! Var mı yüreğiniz? Korkuyorsunuz, korkuyorsunuz;
sandığı getirin yüreğiniz varsa Sayın Bakan!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ne idiği belirsiz -bakın, söyleyeyim rakamları nereden
aldığınızı da- bazı fiyat
araştırmaları yapan oluşumlar üzerinden asırlık
kurumlarımızı itibarsızlaştırma girişimiyle
kimlerin çıkarına hizmet ediyorsunuz; bunu da açıklayın
isterseniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş)
Sandığı getir, sandığı; yüreğin yetiyorsa
sandığı getir!
ERHAN USTA (Samsun) On beş günde TÜİK
Başkanını değiştirdiniz; o kurumları
itibarsızlaştıran sizsiniz, Allahtan korkmuyorsunuz!
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Kurumları kim
itibarsızlaştırdı? Merkez Bankasının
başkanlarını durmadan değiştirip kim kurumları
etkisiz hâle getirdi? Yargıyı kim etkisiz hâle getirdi?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Yalan
konuşan kim varsa onu açıklarız!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sırada hangi kurum var; bunu da söyleyin isterseniz. Abileriniz ve vesayet
odaklarınız hangi kurumu yıpratma talimatını verdi
sizlere? Sırada hangi kurum var; FETÖyle mücadele eden güvenlik
güçlerimiz mi, Millî İstihbarat Teşkilâtımız mı, terör
örgütlerinin korkulu rüyası olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ya da
savunma sanayi kurumlarımız mı?
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş)
Paçanızdan FETÖ akıyor, hâlâ FETÖyle içli
dışlısınız be! Bakanınızın FETÖyle
fotoğrafları var, bir bakanınızın kardeşi
FETÖden hapiste.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Dünya Bankası, 174 ekonomide ulusal istatistik sistemlerinin
performansını ölçtü. Bakın, istatistiksel performans endeksine
göre diyorum, 174 ekonomi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bu da
TÜİKin verisi olmasın?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) TÜİKe
göre mi?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
En yüksek performansın yer aldığı yüzde 20lik dilimde yer
alacak kadar göstergelerle çalışan bir kurumdur TÜİK.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Bakan, TÜİKin verileri mi bunlar?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Neyi
gizliyorsunuz? Niye millete göstermiyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bakın, bunu biz yapmıyoruz, bu sıralamayı biz
yapmadık; sizin güvendiğiniz yurt dışından geldi.
Türkiye İstatistik Kurumu, toplumun her kesimine
yönelik karar alma aşamalarında en güvenilir yol gösterici kurum
olmaya devam edecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; asgari ücretin dolar ve avro cinsinden gerilemesi mevzusu da
yine çarpıtılmaya devam ediyor.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Yalan
mı?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ya, Allah
Allah!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ekonomide, böyle, günlük kuru alarak hesap yapmak gibi bir yöntem yoktur.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Ne var?
NİHAT YEŞİL (Ankara) Memurlara sor
Sayın Başkan, ceplerinde ne var.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2002den bugüne kadar asgari ücret 15 kat artmıştır ve
göreceksiniz, bunu daha da yüksek seviyelere taşıyacağız.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Dolar, dolar
Dolar değerinde kaç oldu; dolar değerinde?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bunu da biz yapacağız, hem de çok uzun bir gelecekte değil, çok
kısa sürede; siz ondan da rahatsız olacaksınız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Dolar
değerinde kaç oldu; dolar, dolar?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Siz ondan da rahatsız olacaksınız ama rahatsız olsanız
da biz bunu yapacağız. (CHP sıralarından
alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Siz Çin diyorsunuz,
Çini bile arar hâle geldik. Köle gibi çalışıyor insanlar, köle.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Dolar
değerinde kaç oldu, söylesene, dolar değerinde kaç oldu?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Endeksle dolara.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İhracatımıza yönelik de yine birtakım ifadeler
kullanıldı, laflar edildi. Kasım itibarıyla 21 milyar dolar
ihracata ulaştığımız nedense çok önemsiz
sayılıyor.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İnşallah
artar. Biz bu memleketi düşünüyoruz ama vatandaş da ezilmesin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ülkemiz, tarihinde ilk defa 220 milyar dolar sınırını
aşmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Nerede bu para,
nerede?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Merkez
Bankası rezervleri eksi 35 milyar dolar.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Son bir yıldır her ay ihracat rekorları kırıyoruz.
İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 85
seviyelerine dayandı.
MAHİR POLAT (İzmir) Sayın Bakan, 1
kilo ihracat kaç dolar oldu? Çinin altında ihracatımızın
kilo fiyatı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
İhracattaki 97 faslın neredeyse tamamında artış
yaşanıyorken bu başarıları yok saymak maalesef çok
üzücü.
MAHİR POLAT (İzmir) Türkiye
İhracatçılar Birliğinin verilerini açın Sayın Bakan,
Çinden daha aşağı ihracat yapıyoruz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Cari açıktaki iyileşme de önemsiz ve sürdürülemez
sanılıyor.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Nedeni ne, nedeni?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ağustos ve eylül aylarında cari fazla verdik.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Nedeni, halkı açlığa mahkûm ettiniz; bir nedeni var onun.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI
FUAT OKTAY (Devamla) Ve bunu turizm gelirlerimizin salgından etkilenmiş
olmasına ve enerji fiyatları artıyor olmasına rağmen
başardık. İnşallah, hem enerji faturamızın yerli
ve millî kaynaklarla
MAHİR POLAT (İzmir) Ne oldu o doğal
gaz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
azalmasıyla hem de artan turizm gelirlerimizle cari dengede
iyileşmeyi -inşallah- asıl o zaman göreceksiniz ama ondan da
rahatsız olursunuz; olmayın, olmayın.
NİHAT YEŞİL (Ankara) Bekleyin,
bekleyin, gelecekler.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Mutlu olun biraz da ya, güzel şeyleri görün ve mutlu olun biraz da.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Biz
vatandaşın düştüğü durumdan rahatsızız Beyefendi.
Haydi söyle; döviz, dolar ne zaman tekrar normal seyrine gelecek, 8 liraya
gelecek?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Diğer taraftan Bu bütçe geçerliliğini yitirdi. gibi iddialar
vardı, bunu da açıkladım ancak bir kez daha yineleyelim.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) İnsanların
kullandığı akaryakıt ne zaman normal seviyesine gelecek,
söyleyin.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Döviz kurlarında artış, bazı bütçe giderlerinde
artışa neden olurken bazı gelir kalemlerinde de iyileşme
sağlamaktadır. Toplam bütçe dengesi açısından bu etki
sınırlı ve yönetilebilir bir düzeydedir.
RIDVAN TURAN (Mersin) Bütçe kanununa
aykırı davranıyorsunuz, o zaman dolar 9 liraydı, şu
anda 14 lira oldu.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Uyuşturucu bağımlılığı konusunda da yine
bazı ithamlar oldu. Bakın, öncelikle, ülkemizin
bağımlılıkla mücadele konusunda göstermiş olduğu
başarının hakkını teslim edelim. Türkiye,
bağımlılıkla mücadelede Avrupa ülkeleri arasında lider
konumdadır. Bakın, iyi konumda demiyorum, lider konumdadır
bağımlılıkla mücadele konusunda. Bu, Avrupa Birliği
verileriyle sabittir. Türkiyede yaşam boyu madde kullanım
yaygınlığı Avrupanın onda 1idir. Ülkemiz,
uyuşturucu arzının önlenmesiyle ilgili mücadelede dünyada çok
ciddi başarılar sağlamış ülkelerin başında
gelmektedir. Düzenlenen uyuşturucu operasyonu sayısı, yakalanan şüpheli
ve ele geçirilen uyuşturucu madde miktarlarıyla 2020, cumhuriyet
tarihi rekorlarının kırıldığı bir yıl
oldu. Geçen yıl ülke genelinde 159.259 uyuşturucu operasyonu
düzenlendi. Operasyonlarda 231.578 şüpheli yakalanırken 74.781
kişi çıkarıldıkları mahkemelerce de tutuklandı.
Birkaç soruya vaktim müsaade ettiği ölçüde cevap
vermeye çalışacağım yine, ilave birkaç soruya.
Özellikle soru önergeleriyle ilgili çok
tartışma oldu bugün, çok ilginç. Biraz önce Meclis
Başkanımız da açıkladı aslında rakamları.
Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96ncı maddesinden
de bahsettiler, ben tekrar ona girmeyeceğim yani sorularla ilgili
gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürmeksizin; kişilik ve özel
yaşama ilişkin konuları içermeyen diye başlayan maddeden
bahsediyorum ama önce, ısrarla Yüzde
Sayın Özel, benim cevap verme oranım
-Meclis Başkanlığından check edebilirsiniz bunu, Plan
Bütçede de tekrarladım- yüzde 24 değil, yüzde 75,56dır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Süresi içinde; süresi içinde,
süresi...
ALİ ŞEKER (İstanbul) Süresi içinde!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yüzde 24 nere, yüzde 75,56 nere?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalan, yalan!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Halkı
yanıltmaya utanmıyor musun!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ben milletime havale ediyorum sizi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben seni millete havale
ediyorum, yalancı!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Sensin
yalancı!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş)
Cumhurbaşkanı Yardımcısısın ya, yanıltmaya
utanmıyor musun ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Süresi içinde diyorum.
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Süresi içinde. dedi,
süresi içinde.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Meclis Başkanımız da açıkladı
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Hiç mi
utanmıyorsun ya, Cumhurbaşkanı Yardımcısısın
ya, hiç utanma yok mu sende ya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hükûmet olarak cevap verme ortalamamız yüzde 64.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Yazıklar
olsun sana be! Hiç utanma yok sende ya, hiç utanma yok!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Yapma, yapma,
böyle ifadeler kullanma; böyle ifadeler kullanma lütfen. Genel Başkan
Yardımcısısın, sana yakışmıyor Ali.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Zerre kadar
utanma yok sende be!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, sen Genel
Başkan Yardımcısısın, böyle ifadeler kullanma.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Yalan
söylüyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Kendi
kendinizi tarif ediyorsunuz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu rakamlar -yine Meclis Başkanımız açıkladı- hatta
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, önceki hükûmetlerin
rakamlarının da istatistiklerinin de üzerindedir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Cevap
dediğiniz, cevap vermeyen bir yazı oluyor ama.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Peki, ben size vaktimiz az olduğu için sadece birkaç tane söyleyeyim ne
tür sorular olduğuyla ilgili.
Sayın Özel, cevapları
paylaştığınız için, müsaade ederseniz ben de birkaç
soru paylaşayım genelde.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) E, paylaşın,
buyurun.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Ben bunu milletimle paylaşıyorum.
Soru, içerik olarak, kurumlarda toplam kaç tür evcil
hayvan beslendiği
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) E, ne var?
MAHİR POLAT (İzmir) Ne var bunda?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Bu hayvanların bakımını karşılamak için kaç
kişi çalıştığı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) E, tamam.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hayvanların bakımı ve ihtiyaçları için ayrılan ödenek,
kaç yem türü alındığı, Türkiye genelinde adı
Barış veya Savaş olup hâlen hayatta olan kaç yurttaş
sayısı olduğu
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Grupta
çalışanları eve götürüp özel hizmetçisi gibi
çalıştıranları sormayalım mı?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Hepsine girmeyeceğim. Türkiyede toplam kaç kapıcı
sayısı olduğu
Sorudaki ifadelerle tekrar ediyorum.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Apartman
görevlisi, kapıcı değil.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Millî İstihbarat Teşkilatı, Türk Silahlı Kuvvetleri,
sınır ötesi operasyonlara dair birliklerimizin sayısı ve
yeriyle ilgili çok özel bilgiler talep edilmekte. (AK PARTİ
sıralarından Ooo sesleri) Bu bilgiler kimler adına talep
edilmektedir? Bunu buradan ben de milletimizin huzurunda ve Millet Meclisinin
ve siz milletvekillerimizin huzurunda sormak istiyorum. (CHP
sıralarından gürültüler)
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) O vekilleri
açıklayın.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Kozmik
odanın kapısını terör örgütlerine
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kozmik
odacılar olarak, kozmik odacılar
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Kimler adına bu bilgiler talep edilmektedir? (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bunu sormanın
hakkımız olduğunu düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Kozmik
odanın hesabını verin, kozmik odanın!
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Sayın
Başkan, o vekilleri açıklayın, 600 vekili töhmet altında
bırakamazsınız.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Cevap vermediğimiz kısımlar var.
BAŞKAN - Sayın Oktay, ilave ediyorum bir
dakika.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Cumhurbaşkanımızla ilgili, yine bütçe görüşmeleri için
Meclise bizzat gelmemesi konusu. Mecliste bütçeyi neden
Cumhurbaşkanı savunmuyor, gelmiyor, sunmuyor? vesaire.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Neden
gelmiyor?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Savunacak hâli yok da
ondan.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Ya, arkadaşlar, bunu bize sürekli sormanıza gerek yok. Şöyle
dünyaya kaldırıp başınızı bir baksanız bize
örnek olarak gösterdiğiniz o ülkelerin hiçbirinde
ALİ ŞEKER (İstanbul) Böyle bir
sistem yok zaten.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Dünyada böyle
bir sistem yok.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Amerika buna örnektir, Fransa buna örnektir istiyorsanız
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Bizi örnek
alsınlar bizi, sizin gibi başkanları biz örnek almıyoruz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Cumhurbaşkanı Mecliste bütçe sunmaz.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Doğruyu söylemiyorsunuz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Amerika'da, bakın, ben size söyleyeyim süreci: Bütçe Başkan
tarafından yazılı olarak Kongreye sevk edilmektedir. Bizde de
aynı. (CHP sıralarından gürültüler)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Siz Amerikancı
olabilirsiniz, biz değiliz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Ardından, her bakan kendi bütçesi hakkında ilgili komisyon oturumuna
katılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Sen devlet memurusun
ya!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Bitti, bitti.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Bütçe bu
Meclisin varlık nedenidir, niye küçümsüyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla) -
Bilahare Kongredeki oylama gününe bakanlar katılmamakta, her
bakanlığın bütçeden sorumlu üst düzey bürokratları Kongre
üyelerinin olabilecek soruları için hazır bulunmaktadır; Amerika
Başkanı bütçe sürecinin hiçbir aşamasında Kongreye
gitmemektedir. Fransada bütçe sürecinde Cumhurbaşkanı Parlamentoya
gitmemektedir, bütçe oturumlarına Başbakan ve konularına göre
ilgili bakanlar katılmaktadır.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Önce seçileceksin, sonra geleceksin buraya!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Yine, şurada bir soru var, ona özellikle ben cevap vermek istiyorum,
gelirimizin özellikle büyük çoğunluğunun faize gittiğiyle
alakalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİHAT YEŞİL (Ankara) Yalan mı?
Doğru.
BAŞKAN Sayın Oktay, tamamlayalım
lütfen.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Arkadaşlar, durum ne olursa olsun, gelirimizin büyük
çoğunluğunun faize gittiği dönem geride
kalmıştır. Faiz harcamalarının millî gelire
oranı, bakın, 2002 yılında yüzde 14,4 olarak
gerçekleşmişken 2021 yılında yüzde 2,7 ve 2022
yılında ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşmesi beklenmekte. Bununla
birlikte, faiz harcamalarının vergi gelirlerine oranı 2002
yılında yüzde 85,7 iken bu oranın 2021 yılında yüzde
17, 2022 yılında ise yüzde 19 olarak gerçekleşmesi
beklenmektedir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Rakamları
söyler misiniz, rakamları? Rakamları niye söyleyemiyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sorular çok, vakit verirseniz Sayın Başkan, hepsine cevap
verebilirim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu düşüncelerle 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin ülkemize ve milletimize bir kez
daha hayırlı olmasını diliyorum.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Veda
bütçesi, veda!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Görüş ve eleştirileriyle 2022 yılı bütçemizin
oluşmasına katkıda bulunan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
Son cümlem Sayın Başkanım.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY (Devamla)
2022 yılı bütçemizin oluşmasına görüş ve
eleştirileriyle katkıda bulunan başta Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanı ve üyeleri olmak üzere tüm milletvekillerimize, yine bütçenin
hazırlanmasında yoğun emeği geçen tüm
kurumlarımıza, bakanlıklarımıza, herkese yürekten
teşekkür ediyorum.
Meclis Başkanımız başta olmak
üzere siz sayın milletvekillerimize tekrar teşekkür ediyor,
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Oktay.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, bir
söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Usta, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Cumhurbaşkanı
Yardımcısı konuşmasında, bana cevaben
değerlendirmesinde aslında benim sözlerimi bir miktar
çarpıtmıştır. Şöyle ki: Ben Şu anda, iki
aydır Türkiyede cari fazla veriyoruz; şimdi, bu cari fazlaya bakarak
bundan sonra da mutlaka cari fazla vereceğimiz şeklinde bir
değerlendirme yapmak yanlış olur çünkü bu, bir altyapı
gerektirir; bu, sanayide bir dönüşüm gerektirir. deyip geçmiş
yıllardaki örnekleri verdim. Mesela, 1994 yılında Türkiyenin
yedi ay üst üste cari fazla verdiğini, 1998-1999 döneminde dokuz ay üst
üste cari fazla verdiğini, 2001de dokuz ay, 2002de beş ay, 2019da
dört ay cari fazla verdiğini ifade ettim ve Bunlar, bu cari fazla
verdiğimiz dönemler -biz bunlarda cari fazla vermişiz ama sonra
sürdürememişiz- genel olarak kriz karakteristikleridir, kriz
özelliğidir. dedim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Cumhurbaşkanı
Yardımcısı, bana cevaben sadece 1994 ve 2001
yıllarını örnek göstererek Bu yıllarda eksi büyüme
vardı ve cari fazla verildi; şu anda eksi büyüme yok, artı
büyüme var. dedi. O zaman burada bir eksiklik var, şunu da söylememiz
gerekiyor: Bakın, evet, 1994 yılı
Tabii, krizden ben sadece
büyümenin eksi olmasını anlamıyorum. Şu anda Türkiye
ekonomisinin krizde olmadığını iddia edebilecek bir
kişi var mı içinizde? Olamaz böyle bir şey.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Var, Fuat
Oktay var.
ERHAN USTA (Samsun) - Kurun bir yılda yüzde 100
arttığı bir ülkede kriz yok da başka ne var? Şimdi,
dolayısıyla 1994te evet, negatif büyüme vardır, yedi ay
verilmiştir. Peki, 1998de? 1998de Türkiye'de büyüme 3,1dir
arkadaşlar ve 1998 yılında da beş ay cari fazla
verilmiştir. 1999da, evet, negatiftir, cari fazla verilmiştir;
2001de de öyle ama 2002 yılında büyüme pozitiftir hem de 6,4tür ama
buna rağmen Türkiye beş ay üst üste cari fazla vermiştir. 2019
yılında da aynı şekilde pozitif büyümemiz var ancak dört ay
üst üste cari fazla vermişiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Bitiriyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Yapmaya
çalıştığımız şey şu arkadaşlar yani
hakikaten bir şeye cevap veriyorsanız adamakıllı bir cevap
vermek lazım, böyle işin bir tarafını alıp öbür
tarafını almamak olmaz. Bize bir taş atacaksanız cebinizde
ikinci taşı saklı tutacaksınız. Öyle
bürokratların verdiği yarım cevaplarla böyle cevap vermek, her
şeyden önce bir defa teknisyen dürüstlüğüne aykırıdır,
onu kabul etmek mümkün değil.
Diğer bir husus, yine bizim
eleştirilerimiz bağlamında, muhalefetin İstatistik Kurumunu
itibarsızlaştırdığına ilişkin genel bir
şey söylenmiştir. Sayın Başkan, bakın, 2015
yılında AK PARTİ hükûmetleri güzel bir şey yaptı.
TÜİK Kanunu çıkardı ve TÜİKi özerk bir kurum hâline
getirdi. Özerklikten kastedilen birkaç tane madde vardır: 1)
Başkanı, Bakanlar Kurulu tarafından atanır. 2) Beş
yıl görevden alınamaz. 3) Diğer atamaları da Başkan
kendisi yapar.
Şimdi, bakın, Allah rızası için,
son 5 Başkana bakalım: Son beş yılda 5 Başkan
değiştirilmiş, son Başkanının haricindeki 4
Başkanın hepsi vekâleten atanmış ve görev süreleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bitirelim lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Hemen bitiriyorum
Başkanım, çok teşekkür ederim müsamahanız için.
Bundan öncekiler, bakın, Mehmet Aktaş üç
yıl çalışmış; Yinal Yağan on üç ay
çalışmış, görevden alınmış; Cahit Şirin
dokuz ay çalışmış, görevden alınmış; bu
Başkandan önceki Kürşad Dosdoğru da on beş gün
çalışmış, görevden alınmış. Şimdi, bu
kurumu itibarsızlaştıran, Allah aşkına, kim? Yani,
sadece Başkan değil, alttaki bütün yöneticileri vekâletle...
Bakın, asaleten atanma bir güvencedir böyle özerk kurumlarda. Ben Devlet
Planlama Teşkilatındayken biz o kanunu çok destekledik. Burada önemli
olan husus, bu güvenceyi onlara vermektir. Vekâletle insanları
yöneteceksiniz, bütün idarecileri vekâletle atayacaksınız, ondan
sonra biz bunu eleştirdiğimiz zaman Kurumu
itibarsızlaştırıyorsunuz. diyeceksiniz; böyle bir şey
olmaz. Kurumu itibarsızlaştıranlar buradadır.
Teşekkür ederim. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurun.
15.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, Sayın Oktay
konuşmasında sık sık rahatsız olma meselesini
gündeme getirdi. Ben de biraz nelerden rahatsız olduğumuzu söylemeye
çalışacağım.
Bakın, mesela, Suriyede bir iç savaş
varken yüzlerce yıllık komşumuzla, komşumuz olan halklarla
o iç savaşa vekâlet savaşları yoluyla katılmaktan ve boylu
boyunca, o iç savaşın bir parçası hâline gelmekten rahatsız
olmamanızdan rahatsızlık duyuyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar) Komşumuza yaptığınız bu
düşmanlıktan rahatsızlık duyuyoruz.
Şimdi, bakın, IŞİD lideri
Bağdadinin Türkiyenin gözetimindeki bölgede öldürülmesinden
rahatsızlık duymamanızdan rahatsız oluyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
IŞİDin mali işler sorumlusunun Türkiyede gizli operasyonla
yakalanmasından rahatsızlık duymamanızdan rahatsız
oluyoruz.
Ahrar uş-Şam, El Nusra, IŞİD ve
El Kaide türevi ve artıklarıyla, bütün terör örgütleriyle, Heyet
Tahrir el-Şamla girdiğiniz ilişkilerden rahatsız
olmamanızdan rahatsızlık duyuyoruz.
OECDnin bir parçası olan Türkiye, üyesi olan
Türkiye, OECDnin bir kurumu olan FATF tarafından gri listeye
alındı; siz bundan rahatsızlık duymuyorsunuz, biz bundan
rahatsızlık duyuyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar) Çünkü Türkiyeyi gri listeye alırken FATF dedi ki:
Siz IŞİD ve El Kaidenin finansmanını engellemeyen bir
iktidarsınız. Biz bundan rahatsızlık duyuyoruz Sayın
Oktay.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
IŞİDlilerin bu ülke topraklarında cirit atmasından,
ticaret yapmasından, iş kurmasından, çeşitli işlerde
çalışıyor olmasından rahatsızlık
duymamanızdan rahatsızlık duyuyoruz Sayın Oktay.
Bir muzaffer komutan edasıyla hamasi
konuşmalar yapılmasından rahatsızlık duyuyoruz biz
Sayın Oktay.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Şu
anda aynı konuşmayı yapan sizsiniz, biz değiliz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) ÖSO ve
diğer çetelerin insanlık düşmanı faaliyetlerinin -ki
Birleşmiş Milletler bu faaliyetleri raporlaştırdı-
himayesini sizin üstlenmenizden rahatsızlık duyuyoruz Sayın
Oktay. Biz, bu yanlış dış politikalar nedeniyle Doğu Akdenizde
fiyasko, Egede fiyasko, Libyada fiyasko
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Tabii,
kimin açısından baktığınıza bağlı
fiyasko, kimin açısından baktığınıza
bağlı biraz da. Mavi vatandan dolayı fiyasko diyorsanız
sizin için fiyasko olabilir, bizim için gurur kaynağıdır.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Bir de
PKKdan rahatsızlık duyuyorum. de ya! Bir de PKKdan
rahatsızlık duyuyorum. de! Ondan da rahatsızlık
duyuyorum. de bir defa!
BAŞKAN Tamamlayalım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bu
yanlış politikalarınız nedeniyle bu ülkeyi ekonomik krize
sürüklemiş olmanızdan ve bunun için -sizin deyiminizle söylüyorum-
Birleşik Arap Emirliklerine ve Katara el açmanızdan
rahatsızlık duyuyoruz Sayın Oktay. (HDP sıralarından
alkışlar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Hiç
kimseye el açmadık.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sizin
deyiminizle söylüyorum.
Bu ülkeyi Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya
arasında bir pinpon topu hâline getirmiş olmanızdan dolayı
rahatsızlık duyuyoruz Sayın Oktay, siz yaptınız
bunları.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Siz
yapıyorsunuz, biz değil.
ŞAHİN TİN (Denizli) PKKdan
rahatsız mısın?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesini imzalamış olan bir ülkedir Türkiye. Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesini çiğniyor olmanızdan,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını
uygulamıyor olmanızdan, aynı zamanda Avrupa Konseyinin
yaptırımlarıyla
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Sayın Oluç, herkese verdiğim
azami süreyi verdim, dört dakika.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son bir dakika
efendim, bitiriyorum.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Bağlasın, Başkan.
BAŞKAN Vermedim kimseye, lütfen
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Son cümle
efendim.
BAŞKAN Dört dakika verdim azami.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Ama Sayın
Oktayın süresini kaç kere uzattınız?
BAŞKAN Hiç, hiç
Lütfen
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Orada
uzattınız ama.
BAŞKAN Tamam ama burada sataşmadan olsa
iki dakika vereceğim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Cümlem
yarıda kaldı Sayın Başkan, bağlayacağım.
BAŞKAN Tamamlama cümlesi için sadece, lütfen
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Evet, sadece
bağlayacağım.
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Sözleşmesini takmıyor
olmanızdan dolayı rahatsızlık duyuyoruz Sayın Oktay.
Ve en son, neden rahatsızlık duyuyoruz
biliyor musunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ)
Terörle mücadeleden mi?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yoksullukla
uğraşan, her gün geçinmek için mücadele eden
halkımızın bu sıkıntılarıyla,
acılarıyla dalga geçmenizden rahatsızlık duyuyoruz
Sayın Oktay. Biz bunları söylüyoruz ve yolsuzluğa
karşı, hırsızlığa karşı mücadele
etmiyor olmanızdan rahatsızlık duyuyoruz Sayın Oktay,
anlatabildik mi? (HDP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
16.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın yürütme
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
aslında Cumhurbaşkanı Yardımcısının
konuşması, genel olarak yarattığı hissiyatla da
eleştirdiğimiz bu yeni rejimin, yeni sistemin bütün
sıkıntılarını ortaya döker nitelikteydi. Elbette
eleştiriler olur, cevaplar olur ama bu sistem Binali Beye, İsmet
Beye, Mahir Ünala, Numan Kurtulmuşa siyaset alanını
daraltırken -ki her birisinin arkasında milletten aldığı
oylar var- bir atanmışa, yetkisini bir dolma kalemdeki mürekkepten
alan ve belki de bu akşam görevinden affedilebilecek bir
atanmışa böylesine bir siyaset alanı açması sistemin
başlıca sorunudur. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Sayın Özel, anayasal hakkını kullanıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bazı hudutları
aşıp, öyle hadsizlikler noktasına gelmiştir ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
örneğin cumhuriyetin
kurucu partisine tek parti nostaljisi göndermesi yaparken bu partinin bir tek
adam rejiminin istilaya uğrattığı ülkeyi önce
kurtarıp, sonra kurup, sonra da demokrasiyle
tanıştırdığını ama kendi dönemlerinin bir
demokrasiden tek adam rejimine geçiş olduğunu örtemez. (CHP
sıralarından alkışlar) Histeri krizleri geçiren
deyince
akla benim Genel Başkanım değil, bakanları tekmeleyen bir
başkası gelir. (CHP sıralarından alkışlar) Tezkereye
hayır oyu vermek, terörle mücadeleyi desteklememekse akla 2001 Kasım,
Aralık ve 2002 Haziranda Kuzey Irak tezkerelerine verdiğiniz
hayır oyu gelir. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Bizim
mücadelemizi herkes çok iyi bilir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Tüm zulmettiklerinizle
helalleşin! diyorsunuz ya
MAHİR POLAT (İzmir) Kapatma, kapatma!
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Parmak sallama lan,
parmak sallama! Kime parmak sallıyorsun?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir dakika arkadaşlar.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Kime parmak
sallıyorsun?
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir helalleşme
tartışması açmak istiyorsanız bizim
helalleşeceklerimiz var, hesaplaşacaklarımız var. Size -sadece
tek bir örnek için bile söylesem- TÜRK TELEKOMun hırsız Haririye
peşkeş süreci için
hesaplaşacaklarımızdansınız, bunu böyle bilin! (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Ha, Sayın Oktay, hiçbir CHP yöneticisi,
siyasetçisi kimseye bidon kafa demedi ama sırtımıza o yükü
vurmaya çalışıyorsanız size milletin, vatandaşın
anasına söven müteahhide ödül maması gibi verdiğiniz ihaleleri
hatırlatırım. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Pişkinliğin ve
hadsizliğin bir sınırı var ama Genel
Başkanımızın Milletin sırtına yük vurdunuz!
diye, sırtına yük vurmanın vücut dilinden
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Burada
bari söylediklerinizin arkasında, yaptıklarınızın
arkasında duracak tasarrufu gösterin. Kameralara bakmanız yeterli,
herkes gördü zaten!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aman, şöyle çevirsem de
ben buradan bir şey bulurum. diyorsan, bak, Sayın Oktay sana
söylüyorum
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Kıvırma,
kıvırma!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Millet hareket çekecek.
diyorsun ya, eğer cesaretiniz varsa, eğer kendinize güveniniz varsa
getirin milletin önüne sandığı, millet hareketi kime
çekecekmiş görün. (CHP sıralarından alkışlar)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Söylediklerimizin arkasındayız, yaptıklarımızın
arkasındayız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son sözüm şu Sayın
Başkan: Bakın, kolay kolay FETÖ diyor, kolay kolay ağabey
diyor. Her yerde sordum, Komisyonda sordum, bir kez de burada soruyorum
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özel, son bir dakika.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bakın, gazeteniz, sizin
yerinize manşet atan, günü gelirse küfür eden, günü gelirse hedef gösteren
gazeteniz 6 farklı zaman Şerefsiz bunlar! dedi, Darbenin finansörü
15 milyarla Birleşik Arap Emirlikleri. 3 milyar verdi diye
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sözcü
gazetesi mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu adam, aynı adam,
geldi, vermedi ama vereceğini söyleyip 10 milyarı gösterdi, sizi
dolarla terbiye etti. Bu işin bir tarifesi varsa sana soruyorum hadsiz
atanmış
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Hadsiz
sensin! Hadsiz sensin!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
FETÖ'nün Türkiye'ye
gelmesinin tarifesi nedir? (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Özel
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, böyle bir ifade kullanamaz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Terbiyesiz herif! Hadsiz sensin!
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Hadsiz adam!
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Hadsiz
sensin, terbiyesiz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY El kol
hareketi yapıyorsun, sonra hadsizlikten bahsediyorsun. Hadsiz sensin!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadsiz atanmış!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Hadsiz
sensin!
BAŞKAN Sayın Özel
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, böyle bir ifade kullanamaz!
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Hadsiz
sensin!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadsiz atanmış!
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın Özel
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Sensin!
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş)
Ayıptır! Yeter ya!
BAŞKAN - Sayın Özel, kim olursa olsun
burada kimseye hakaret hakkı yok.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın Ünal, buyurun.
17.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Sayın Grup Başkan Vekilinin kullandığı
ifadeleri her şeyden önce kendisine iade ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Neyi iade ediyorsunuz?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Çünkü burada
Türkiye Büyük Millet Meclisinde sarf ettiğiniz ifadeler, her şeyden
önce burada milletin iradesini temsil eden... (CHP sıralarından
gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O mu
ediyor? O mu ediyor?
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum)
Milletin iradesini temsil etmiyor orası!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Meclisin
mehabetine uygun olmayan, İç Tüzüke aykırı, çirkin bir dildir.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ayrıca
sizin Genel Başkanınız oradan orada oturan saygın, bu
milletin seçilmiş Cumhurbaşkanının atadığı
bürokrata, Cumhurbaşkanı Yardımcısına oradakiler diyecek,
hakaret edecek, onların cevap verme hakkı olmayacak, öyle mi? (CHP
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Size mübah
olanlar, onlara günah olacak öyle mi? Öyle bir şey yok. Burada kullandığınız
ifadeler, haddi aşan ifadelerdir her şeyden önce.
Cumhurbaşkanı Yardımcısının cevap verme
hakkı en doğal hakkıdır ve cevap verme esnasında da
saygı sınırlarını aşmamıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Daha ne diyecek? Daha ne
diyecek?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bakın,
istediğini söyleyen istemediğini işitir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Aynen öyle!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynen öyle oldu;
istediğini söyledi istemediğini işitti.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) O yüzden
burada söz hakkı olan Bakan veya milletvekiline neyi söyleyip neyi
söylemeyeceğini dikte edemezsiniz. O Mecliste sizin hangi
haklarınız varsa, o kürsüde sizin hangi haklarınız varsa
orada yemin etmiş Cumhurbaşkanı
Yardımcısının da aynı hakları vardır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Atanmış,
atanmış!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Demagoji
yaparak değil, milletin yüzde 52 oyla seçtiği
Cumhurbaşkanının yetkilendirdiği, görevlendirdiği ve
Meclis kürsüsünde yemin etmiş bir Cumhurbaşkanı Yardımcısıdır.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sen neyle
geldin? İmzayla geldin.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Lütfen, sizi
saygılı olmaya davet ediyorum.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O buraya saygılı
olacak önce Sayın Başkan, o buraya saygılı olacak!
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı
Mustafa Şentopun, Cumhurbaşkanı
Yardımcısının kendi şahsi talebiyle
konuşmadığına, kendisine İç Tüzük ve Anayasaya göre
konuşma hakkı tanındığına ve hiçbir
milletvekilinin bir başkasına hakaret etmeye hakkının
olmadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
bakınız, burada İç Tüzük ve Anayasa gereği bulunuyor
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı.
EYÜP ÖZSOY (İstanbul) Cumhurbaşkanı
vekili.
ŞAHİN TİN (Denizli)
Cumhurbaşkanı vekiline hakaret ediyorsunuz.
BAŞKAN Konuşması da kendi
şahsi talebiyle ve kendi arzusuyla olmuş bir şey değil,
İç Tüzük ve Anayasaya göre konuşma hakkı
tanınmış, verilmiş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir kere vekilliği ayrı
problem.
BAŞKAN Dolayısıyla, burada hiçbir
milletvekili arkadaşımızın bir başkasına hakaret
etme hakkı yoktur. Lütfen
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hakaret nerede
Sayın Başkanım? Ne var bunda?
BAŞKAN Mukayese edin, sözleri mukayese edin
birbiriyle.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Hayır, ne
var bunda?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
18.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Oturum Başkanı TBMM Başkanı Mustafa Şentopun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Önce şunu söyleyeyim: Siyasette hadsiz
ifadesini hakaret alan siyaseti bırakacak. (CHP sıralarından
alkışlar) Hadsiz bir eleştiridir. (AK PARTİ
sıralarından Hadsiz! Hadsiz! sesleri)
İkincisi, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı sıfatıyla muhalefetle bu kadar
ağır polemik yapan insan da muhalefetin bu orta dozdaki
eleştirilerine tahammül edecek. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Üçüncüsü de siz Meclis Başkanı olarak
atanmış Cumhurbaşkanı Yardımcısını
savunmayacaksınız, savunacaksanız Meclisi
savunacaksınız! Bu da üç. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Meclis İçtüzüğüne
aykırı. Temiz bir dil kullanılır. diyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hadsiz. normal
bir dil. Oraya söyle sen, oraya söyle!
BAŞKAN Bununla ilgili ikaz ederken ben burada
Meclisi savunuyorum, İç Tüzükü savunuyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sen oraya söyle,
oraya söyle!
BAŞKAN Sen mi tayin edeceksin benim ne
söyleyeceğimi! (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler) Sana mı soracağım ben ne
konuşacağımı! Hadi oradan! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; CHP sıralarından
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
(Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020
Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı
Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şahsı adına 2nci konuşmacı, aleyhte olmak üzere,
Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı ve Diyarbakır
Milletvekili Sayın Salihe Aydeniz.
Buyurun Sayın Aydeniz. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
SALİHE AYDENİZ (Diyarbakır)
Halkımızı ve cezaevlerinde siyasi rehin olarak tutulan
yoldaşlarımızı selamlayarak başlıyorum.
Türkiye açısından son derece önemli bir
zaman aralığından geçerken burada bütçe üzerine konuşmak
için toplandık ama elbet biliyoruz ki bu bütçe, halkların,
halkın bütçesi değil; sarayın, savaşın,
hukuksuzluğun bütçesiyle karşı karşıyayız. Bunun
şüphesiz birçok sebebi var, ben özellikle, inkâr edilen yapısal,
siyasal ve toplumsal bazı meseleler üzerinden konuşacağım.
Öncelikle, açık ve net ifade etmek istiyorum ki Türkiye, pek çok
şeyde olduğu gibi, ekonomisini de savaş bütçesine kurban eden
bir ülkedir.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Ne
savaşı? Türkiye terörle mücadele ediyor, savaş yok.
SALİHE AYDENİZ (Devamla) Çünkü içinden
geçtiğimiz bu çağ vekâlet ve hibrit savaşları
çağıdır. Türkiye, tüm yatırımlarını hibrit
savaşlarına harcayan ülkelerin başında gelmektedir. Savunma
sanayisi ve bu alanda faaliyet gösteren 5 büyük şirketin bilançosu ve
Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynaklara
baktığımızda, 350 milyar TLyi aşıyor; bu, genel
bütçenin yüzde 20sini oluşturmaktadır. Yani vatandaş olarak,
her 5 TLden 1 TLsi silahlanma ve güvenlik harcamalarına gitmektedir.
2022 bütçesi dağılımına
baktığımızda, tarım üretimi, deprem düzenlemeleri,
kentsel politikalar, aile, kadın, gençlik, sosyal politikalar, hukuk,
sanayi teknolojisi gibi 7 bakanlığa ayrılan miktar 218,57 milyar
TLdir; güvenliğe, askerî alana ayrılan bütçenin 10 milyonlarca
altındadır. Bu giderlerin nereye, hangi yollarla
harcandığını toplum bilmiyor çünkü ilgili kurumlar hiçbir
zaman şeffaf olmadılar. Ancak kamuoyu bu harcamaların nereye
gittiğini elbette çok iyi biliyor; savaşa, silaha harcanan her 1
kuruşun sağlığımızdan, eğitimimizden,
değerlerimizden ve geleceğimizden gittiğini çok iyi biliyor; bu
iktidarın, çocuklarımızın elinde kalem değil, silah
olmasını, sanayi yerine orduların, teknoloji yerine savaş
sanayisinin, demokrasi yerine faşizmin gelişmesini istediğini
çok iyi biliyor. Sadece halk mı biliyor? Tabii ki hayır, bütün dünya
bunu biliyor.
Bakın, Kara Paranın Aklanmasının
Önlenmesine İlişkin Mali Eylem Görev Gücü Örgütü Türkiyeyi, kara
paranın aklanmasının ve terörizmin finansmanının
engellenmesinin başarılı olmadığı ve daha
sıkı takip edilmesi gerektiği gerekçesiyle gri listeye
aldı. Bunun ne demek olduğu herkesin malumudur. Fakat durum sadece
bundan ibaret değildir. Türkiye ayrıca Globalin Küresel Organize Suç
İndeksi Raporunda Avrupada 1inci, dünyada 12nci sırada yerini
almaktadır.
Her ulusal ve uluslararası raporda Türkiyenin
durumu içler acısı. Doların yükselme politikasında
olduğu gibi, tüm bunlar bile isteye oluyor. Artık, hukuksuzluğu,
gasbı, siyasetsizliği, liyakatsizliği, erdemsizliği biricik
varlık sebebi yapan bir rejim aklıyla karşı
karşıyayız.
Değerli arkadaşlar, hakikatleri eğip
bükebilirsiniz ama koparamazsınız. Bu ülkede hangi sorunu
konuşursak, üzerindeki tozu alırsak varacağımız yer
Kürt sorunu oluyor. Kürt sorunu kayıtlara geçsin diye şunu ifade
etmek istiyorum: Kısa süre önce Demokratik Gelişim Enstitüsü Kürt
sorunu ve savaş realitesine dair bir rapor yayınladı. Raporda
açık bir şekilde mevcut devlet aklının reddi var.
Türkiyenin, Kürt sorununun çözümünde güvenlikçi politikaları tercih
etmesi nedeniyle son kırk yılda 3 trilyon dolar kaybettiği
söyleniyor. İşte, bu iktidarın ve ortağının
savaş uğruna her şeyi feda ettiği, gençlerin,
kadınların, emekçilerin, işçilerin alın terini yediği
ve tüm kaynaklarını peşkeş çektiği ve milyar dolarlar
borca batmayı göze aldığı şey savaşın ta
kendisidir. Peki, çözüm değil de çözümsüzlüğü için bu kadar çaba sarf
edilen ve adına Kürt sorunu denilen şey nedir? Özcesi, Kürtlerin
ana vatanlarının parçalanması ve inkârıdır, toplumsal
gerçekliklerin derinden bölünerek kendilik olmasından
çıkarılmasıdır, siyasi iradelerinin reddedilmesidir, inkâr,
imhacı yöntemler karşısında boyun eğmeye
zorlanmalarıdır, ekonomik ihtiyaçlarını gidermenin öz
kimliklerinden vazgeçme aracına dönüştürülmesidir, kendi öz
kimliklerine dayalı kültürel ve ideolojik bir varlık hâline
gelmelerine fırsat ve yasal statü tanınmamasıdır,
çağdaş eğitim araçları ve uygulamalarından mahrum
bırakılmalarıdır. Tüm bu alanlar bütünleşerek uygulanınca
öz varlık ve kimliklerinin yok sayılması, özgür yaşama
sorununa dönüştürülmesidir. Diğer bir deyişle, Kürt sorunu
ulusal bir sorun değil, ulus olmaktan çıkarılma sorunudur.
İşte, yüzleşmekten korkulan şey tam da budur. (HDP
sıralarından alkışlar) Kürt sorununun ne olduğunu, çok
uzağa gitmeden 1 Ekimde bu Meclisin açılışında da
görmek mümkündür. Meclis, Kürt sorununu inkâr ederek açıldı. Bu
sorunun tüm boyutlarıyla çözüldüğü söylendi. Öyle iddia
ettiğiniz gibi, Kürt sorunu ve çözümü 2 tane Kürtçe şarkı
dinlemekle olmaz. Shakespeare, zamanında Roma yöneticilerine durum için
Ey çağ, utan! demişti. Biz de iktidara Utanın, utanın.
diyoruz. Demokrasinin d'sini bırakmayanlar Kürt sorunu kalmadı.
diyorlar. Kürt sorununu inkâr eden iktidarlar kaybetmeye mahkûmdur. Bunu ben
değil, tarih söylüyor. 1970lerde Milliyetçi Cephe hükûmetleri, 1980deki
hükûmetler, 1990daki Çiller Hükûmeti nasıl kaybettiyse bugünkü mevcut
iktidar ve ortağı da kaybedecektir.
Değerli Meclis üyeleri, Türkiye tarihi ulus
devlet olarak inşa edildiğinden bugüne t'lerin tarihi olmaya devam
ediyor; tedip, edeplendirme; tenkil, cezalandırma; taktil, katletme;
tehcir, göçürtme; temsil, asimile etme; temdin, medenileştirme ve tasfiye,
etkisizleştirmeyle var olmaya çalıştı iktidarlar. Bu
politikalara şimdi de T tipi cezaevleri ve tecrit eklenmiş
durumdadır. Türkiye'de güncel kronik meselelerin esas nedeni,
İmralı'da derinleştirilmiş tecrit rejimi ve özel hukuk
durumu uygulamalarıdır. İmralı'da Sayın Öcalan ve
yanındaki 3 siyasi tutsağa uygulanan mutlak tecridin dünyada benzeri
ve İmralı yasalarının bir örneği yoktur. Neden tecrit
var? diye sorduğumuzda Çatışmalı süreç ve terörizm.
yanıtı veriliyor. Oysa, bu tecridin, bu şekliyle
uygulanmasının sebebi, İmralının Kürt sorununun
demokratik çözümündeki kararlı ısrarıdır; devletin bireysel
haklar temelinde Kürt sorunundan kurtulma politikasını reddetmesinden
kaynaklıdır. Hangi İmralı görüşmelerinde savaş
çağrısı yapılmıştır? Gerek çözüm sürecinde
gerek öncesi ve sonrasında avukatları, ailesi, milletvekilleri ve
devlet görevlileri adaya gittiler, geldiler. Barışı kurmak için
çabalamadığı tek bir görüşmesi var mıdır? Bu
görüşmelerin her bir satırını Erdoğan da devlet
görevlileri de okudular. Hangisinde savaşa, çatışmaya, kavgaya,
çözümsüzlüğe çağrı vardır? Avukatlarıyla
yaptığı son görüşmede İmkân verilirse bir haftada
çözerim. diyen, en küçük bir görüşmeyi bile barış zemini
oluşsun diye çabalayan kimdir? Son sekiz aydır aile ve avukat
görüşü neden yapılmıyor, niçin izin verilmiyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİHE AYDENİZ (Devamla) Bitiriyorum
Başkan.
BAŞKAN Sayın Aydeniz
SALİHE AYDENİZ (Devamla)
İmralı tecridi, bu kadar kaygı ve endişe belirtilirken bu
sürece yetkililerin sessiz kalmaları kabul edilecek bir durum
değildir.
Zaman tükeniyor; krizler içinde debelenen ülkenin
çatışmaya değil, barışa, sağduyuya ihtiyacı
var ve bu sağduyu Öcalandır. Tecridin ahlaki, vicdani, hukuki ve
insani hiçbir tarafı yoktur. Tecritte ısrar Öcalanın
varlığını tehlikeye atmakta ısrardır, Kürt
sorununu çözümsüz bırakmakta ısrardır, savaş siyasetinde
ısrardır, diyalog kurmamakta ısrardır; ekonomiyi, aşımızı,
işimizi mermilere feda etmekte ısrardır, halkların
geleceğini çalmakta ısrardır. Tüm bu ısrarlar sonucunda,
bugün derin devletin, paramiliter güçlerin ve darbe mekaniğinin yönetim şekli
hâline gelmesi tesadüf değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİHE AYDENİZ (Devamla) Bitiriyorum
Başkan.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) On dakikadır PKK
propagandası dinliyoruz.
BAŞKAN Buyurun.
SALİHE AYDENİZ (Devamla) Ülkenin
kurtuluşu, 2013 Nevruz manifestosuna ve Dolmabahçe mutabakatına
dönmekten geçiyor, demokratik siyasette ısrar eden Sayın Abdullah
Öcalana kulak vermekten geçiyor. (AK PARTİ sıralarından Yuh!
sesleri, gürültüler)
Halklar arası nefret çarkından medet
ummaktan, toplumsal kutuplaşmadan, hamasetten, ırkçılıktan,
talan siyasetinden vazgeçin. Tekrar tekrar söylemekten asla
vazgeçmeyeceğiz: İmralı kapılarını bir an önce
açın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile
Sayın Fuat Oktayın söz talebi
var.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
İşlem başlattınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başlayan işlemi
tamamlayın, sonra verin. Başlayan işlem yarım kalmaz,
Meclis burası.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
İşlem başlattınız Sayın Başkan.
Ama biz burada maraba değiliz,
böyle bir şey yok.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Ama söz istedim ben.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Peki.
BAŞKAN Bitti, tamam. Görüşmeler
tamamlanmıştır. dedik, başka bir işlem
başlatmadık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Peki, peki.
BAŞKAN - Sayın Oktay, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
19.- Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben, özellikle Sayın Özelin talihsiz
ifadesiyle ilgili söz almak istedim. Ben, Sayın Özele bu talihsiz
ifadesini, hadsiz ifadesini aynen iade ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Hadsizlik hakaret değilse,
hadsizlik eğer hakaret değilse demek ki hakaretin de haddi yok
demektir sizin için. İstediğinizi söyleyeceksiniz, istediğiniz
hareketleri yapacaksınız ama onunla ilgili herhangi bir şeyi,
duymak istemediğiniz bir şeyi söylediğimizde hakarete
kalkışacaksınız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya, sen ne
söylediğini unuttun herhâlde Fuat Bey. Ne söylediğini unuttun galiba.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Biz
Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. deriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY Eğer
siz Sağduyu Öcalan. diyen ittifak ortağınızdan
rahatsız değilseniz, bunu duymaktan rahatsız değilseniz,
sizi millete havale ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Mahir Bey
oradaydı.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Mahir Bey oradaydı,
Mahir Bey. Bak, Mahir Bey oradaydı.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
20.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kerameti, birisinin dolma
kaleminin ucundan dökülen mürekkep olan birinden, arkasında
milyonların oyu ve arkasında şanlı bir
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Kerameti kasette arayan, kerameti kasette bulan, kasetle gelen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kerameti dolma kalem
mürekkebinden ibaret, cesareti kendine ait olmayıp bir saray vesayetine
sığınmış olan bir atanmıştan alacak
demokrasi dersimiz yoktur. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ayrıca, bizi
ilişkilendirmeye ve itmeye çalıştığı alan, kendi
partisinin girip çıkıp milletin önünde rezil olduğu bir
alandır. Eğer birisi bir hesap verecekse ilk önce vekâleten burada
temsil ettiği Cumhurbaşkanının şehitlerimize kelle
demesinin hesabını versin. (CHP sıralarından
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Şehitlerimize küfreden ortağına bak!
YUSUF BAŞER (Yozgat) Hadi oradan be!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Lütfüye bak, Lütfüye bak!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen kendine bak!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Lütfüye bak, Lütfüye bak! Lütfü yok orada.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen kendine bak!
BAŞKAN Arkadaşlar
Sayın Oktay, buyurun.
21.- Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Fuat Oktayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY
Sayın Başkan, bizim cesaretimizin nereden geldiğini
öğrenmek istiyorsanız ben söyleyeyim: Biz Allaha güveniriz, Allaha
inanırız; cesaretimiz de inancımızdan gelir, başka
yerlere bakmayız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Göreve nereden, nasıl geldiğimize bakarsanız
onu da söyleyeyim: Anayasaya uygun olarak buradayız; kasetle
gelmediğimiz doğrudur. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Oluç, buyurun.
22.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Önce bir şeyi söylemek istiyorum. Sayın
Oktay imada bulunarak bizim bir ittifak ortağı olduğumuzu
söyledi. Hiçbir ittifakın ortağı değiliz. (AK PARTİ
sıralarından Hadi be! sesleri, gürültüler)
Net, açık, hiçbir ittifakın
ortağı değiliz. (AK PARTİ sıralarından
gülüşmeler) Gülün siz, gülün, daha biz hep beraber güleceğiz siz
ağlarken; birincisi bu.
İki: Bakın, Abdullah Öcalan olayları
okuma kabiliyetine ve tecrübesine sahip. Kim demiş? Yalçın
Akdoğan. Kimin milletvekili? Adalet ve Kalkınma Partisinin. (HDP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Üç: Abdullah Öcalan ölmeyi değil yaşatmayı seçti.
Kim demiş? Hilal Kaplan. Nereye atadınız Hilal Kaplanı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Siz saraydan
Hilal Kaplanı nereye atadınız Sayın Oktay? Sizin
atadığınız birisi değil mi TRTye? Dört: Abdullah
Öcalan dünyanın geleceğini çok iyi okuyor. demiş. Kim
demiş? Yasin Aktay. Kim Yasin Aktay? Sizin yöneticiniz, Adalet ve
Kalkınma Partisinin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bitmedi, bitmedi, bekle, bekle. Öcalan olmasaydı şu an çoktan kan
gövdeyi götürmüştü. Kim demiş? Cem Küçük. Cem Küçük kim? Sizin
yandaş yazarınız. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Dur, dur, daha geliyor, bak ne demiş: Öcalan Orta
Doğuda Türkiyenin önünü açıyor. Kim demiş? Yiğit Bulut
demiş. Senin saraydaki çalışma arkadaşın Sayın
Oktay. Siz ne anlatıyorsunuz bize? Önce etrafınızda kimin ne
dediğine bakacaksınız, ondan sonra dönüp bize söz
söyleyeceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
23.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
uzatmayayım.
Sayın Oktay cesaretini Allahtan
aldığını söylüyor; bunun ispatı var mı bilmem.
NİHAT YEŞİL (Ankara)
İmzası var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama bir şeyin ispatı
var ki memlekette bu kadar açlık, yoksulluk ve işsizlik varken
kürsüden yapılan bunca pişkinlik ve bize karşı gösterilen
bunca hadsizliğin, Allahtan korkmadığının ispatı
olduğu çok açıktır. (CHP sıralarından
alkışlar)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Kürsüden Kılıçdaroğlunun yaptığı hareket ne?
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
(Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli
Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile
2020 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194
Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020
Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı
Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunacağım.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifinin maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Böylece 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe
Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir.
Şimdi sırasıyla her iki teklifin
1inci maddelerini okutuyorum:
2022 YILI MERKEZİ
YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TEKLİFİ
BİRİNCİ
BÖLÜM
Gider, Gelir,
Finansman ve Denge
Gider
MADDE 1- (1) Bu Kanuna
bağlı (A) işaretli cetvellerde gösterildiği üzere,
10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununa ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki
kamu idarelerine 1.728.401.621.000 Türk Lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelere
155.249.695.000 Türk Lirası,
(c) (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici
kurumlara 10.238.553.000 Türk Lirası,
ödenek verilmiştir.
2020 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU
TEKLİFİ
Gider bütçesi
MADDE 1- (1) 21/12/2019 tarihli ve 7197 sayılı
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli;
a)
(I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu
idarelerine 1.082.021.197.000 Türk Lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelere
82.423.174.000 Türk Lirası,
c) (III) sayılı
cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlara 7.623.700.000 Türk
Lirası,
ödenek verilmiştir.
(2) Kanunların verdiği yetkiye dayanarak yıl içerisinde
eklenen ve düşülen ödenekler sonrası 2020 yılı merkezi
yönetim kesin hesap gider cetvellerinde gösterildiği üzere, 5018 sayılı
Kanuna ekli;
a) (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki
kamu idarelerinin bütçe giderleri 1.183.163.137.365,95 Türk Lirası,
b) (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin
bütçe giderleri 120.169.070.771,45 Türk Lirası,
c) (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici
kurumların bütçe giderleri 6.864.039.042,62 Türk Lirası,
olarak gerçekleşmiştir.
(3) 2020 yılı merkezi yönetim net bütçe gideri
1.203.737.135.307,17 Türk Lirasıdır.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, Anayasanın
161inci maddesi uyarınca bütçe kanunu teklifi ile kesin hesap kanunu
teklifinin görüşmeleri birlikte yapılacağından,
okunmuş bulunan 1inci maddeler kapsamına giren kamu idarelerinin
2022 yılı merkezî yönetim bütçeleri ile 2020 yılı merkezî
yönetim kesin hesaplarının görüşülmesine yarınki
birleşimde başlanacaktır.
Alınan karar gereğince programa göre kamu
idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını görüşmek için 7
Aralık 2021 Salı günü saat 11.00de toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 23.21