TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
29uncu
Birleşim
7
Aralık 2021 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali İstatistikleri
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 282)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın, bütçe görüşmeleri
esnasında Meclis Genel Kurulu açılışındaki gibi
İç Tüzükün 60ıncı maddesine göre söz talep edilmemesi,
kanunların görüşülme usulüne göre yani soru-cevap için söz talep
edilmesi gerektiğine ilişkin konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, hatiplerin AYM hakkında
yaptığı değerlendirmelere, MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçelinin son aylarda AYM hakkında yaptığı
açıklamalara ve HDPnin kapatılması meselesine ilişkin
açıklaması
2.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve HDPnin PKKnın
uzantısı olması sebebiyle kapatılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
3.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, yurt dışındaki PKK ve birtakım Ermeni
lobilerinin FETÖcülerle iş birliği içerisinde ülkücülere yönelik
yürüttükleri karalama kampanyasının devletler nezdinde herhangi bir
itibarı olmadığına ve asıl Kürt
düşmanlığı yapanın PKK olduğuna ilişkin
açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, İzmir Milletvekili Ahmet Tuncay
Özkanın 2022 yılı bütçesinin birinci tur görüşmelerinde
CHP Grubu adına yaptığı konuşmasında, Millî
İstihbarat Teşkilatından 2 mensubumuzun
kaçırıldığına dair ifadesine AK PARTİ
sıralarından kahkahalarla karşılık verilmesinin
kendisini incittiğine ilişkin açıklaması
5.- Gaziantep Milletvekili
Mahmut Toğrulun, Gençlik ve Spor Bakanının Antalya İlim ve
Kültür Derneğinin öğrenci yurdunda işlenen cinayete dair bir
açıklama yapıp yapmayacağını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
6.- Samsun Milletvekili Erhan
Ustanın, elektrik dağıtım şirketlerinin faturalara
yansıttığı yatırım bedelleri ile elektrik
kesintilerinin paralel bir şekilde arttığına ve faturalara
yansıtılan hizmet bedelinin çok yüksek olduğuna ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Antalya İlim ve Kültür Derneğinin
öğrenci yurdunda işlenen cinayete ve Gençlik ve Spor Bakanı
Mehmet Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki ve yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki ve İzmir Milletvekili
Sevda Erdan Kılıçın 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
9.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Soma Uyar Madencilik mağdurlarının kıdem ve
ihbar tazminatlarının ödenmesini sağlayan Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmeze ve Sosyal Medyadan Sosyal Meydana
Projesini hayata geçiren Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem
Kasapoğluna ve tüm Bakanlık personeline teşekkür ettiklerine
ilişkin açıklaması
10.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet
Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
11.- Diyarbakır
Milletvekili Dersim Dağın, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet
Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
12.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem
Kasapoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
13.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Şengalde Merwan Bedelin bir
SİHA saldırısı sonucu yaşamını yitirmesinin
bir savaş suçu olduğuna ve IŞİDin orayı bir katliam
yurdu hâline getirdiğine ilişkin açıklaması
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın yerinden sarf ettiği bazı ifadelerinde
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın yaptığı açıklaması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
5.- Ordu Milletvekili Mustafa
Adıgüzelin, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem
Kasapoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ağrı
Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir'in, Ağrı'nın Patnos
ilçesinde öğrenci yurdu olarak kullanılan bir binanın fiziki ve
temizlik koşullarına,
- İzmir Milletvekili
Murat Bakan'ın, iklim krizi dersinin müfredata eklenmesi talebine,
- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycan'ın, mesleki eğitim merkezleri ile ilgili
çeşitli verilere,
Mesleki ve teknik liseler ile
ilgili çeşitli verilere,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/54368), (7/54370), (7/54374), (7/54375)
2.- İzmir Milletvekili
Tamer Osmanağaoğlu'nun, İzmir'in Bayındır ilçesine
bağlı Kızıloba Mahallesi'nin yollarının
yenilenmesi talebine ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı
Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun cevabı (7/54404)
7 Aralık
2021 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 11.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 29uncu Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri,
gündemimize göre, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile
2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde
görüşmelere devam edeceğiz.
Program uyarınca bugün
birinci turdaki görüşmeleri yapacağız.
Birinci turda Türkiye Büyük
Millet Meclisi, Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasa Mahkemesi,
Sayıştay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu, Nükleer Düzenleme Kurumu, Maden Tetkik ve Arama
Genel Müdürlüğü, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü,
Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü, Nadir Toprak Elementleri Araştırma
Enstitüsü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçe ve kesin hesapları yer almaktadır.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (x)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (x)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) SAYIŞTAY
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince, tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti
gruplarına, istemi hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ile İç Tüzükün 62nci maddesi
gereğince görüşlerini bildirmek üzere yürütmeye yetmişer dakika
söz verilecek, bu süreler birden fazla konuşmacı tarafından
kullanılabilecek ve şahsı adına yapılacak
konuşmaların süresi ise beşer dakika olacaktır.
Ayrıca, konuşmalar tamamlanınca soru-cevap işlemi on dakika
soru, on dakika cevap olarak yapılacak ve sorular gerekçesiz olarak
yerinden sorulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Birinci turda söz
alanların adlarını sırayla okuyorum:
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına söz talep edenler Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar,
Kilis Milletvekili Ahmet Salih Dal, Samsun Milletvekili Orhan
Kırcalı, İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar,
Denizli Milletvekili Şahin Tin, Gaziantep Milletvekili Mehmet
Erdoğan, İstanbul Milletvekili Osman Boyraz, Düzce Milletvekili Fahri
Çakır, İstanbul Milletvekili İffet Polat, Zonguldak Milletvekili
Polat Türkmen, Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, İstanbul
Milletvekili Nevzat Şatıroğlu, İstanbul Milletvekili
Rümeysa Kadak, Balıkesir Milletvekili Pakize Mutlu Aydemir.
İYİ Parti Grubu
adına söz talep edenler Tekirdağ Milletvekili Enez Kaplan, Mersin
Milletvekili Behiç Çelik, Antalya Milletvekili Feridun Bahşi, Denizli
Milletvekili Yasin Öztürk, Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş,
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz talep edenler Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı,
Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, İstanbul Milletvekili Feti
Yıldız, Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, Kocaeli
Milletvekili Saffet Sancaklı, Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz.
Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına söz talep edenler Gaziantep Milletvekili Mahmut
Toğrul, Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki, Şırnak
Milletvekili Hasan Özgüneş, Şırnak Milletvekili Nuran İmir,
İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Van Milletvekili Muazzez Orhan
Işık, Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, Diyarbakır
Milletvekili Dersim Dağ.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz talep edenler İzmir Milletvekili Ahmet Tuncay Özkan,
Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal, İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Mersin
Milletvekili Alpay Antmen, İstanbul Milletvekili İbrahim Özden
Kaboğlu, Hatay Milletvekili Suzan Şahin, İzmir Milletvekili
Ednan Arslan, İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Osmaniye
Milletvekili Baha Ünlü, Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu,
İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Ordu Milletvekili Mustafa
Adıgüzel.
Şahıslar adına
lehinde Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı adına Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç.
Yürütme adına Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet
Muharrem Kasapoğlu.
Şahıslar adına
aleyhinde İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu
konuşacaklardır.
Şimdi, ilk söz Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz talep eden Zonguldak Milletvekili
Sayın Hamdi Uçara aittir.
Buyurun Sayın Uçar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA
HAMDİ UÇAR (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubum
adına söz almış bulunmaktayım. Bütçe görüşmelerimizin
ilk konuşmacısı olarak bu kürsüden yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Burada
yapacağımız çalışmaların sükûnet ve selametle
tamamlanarak ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bizlerin,
milletvekilleri olarak, bu çatı altında yapacağımız
her türlü olumlu, yapıcı, uzlaşmacı
davranışı inanıyorum ki milletimiz nezdinde de olumlu
yankı bulacaktır. Bugün, burada, Zonguldak Milletvekili olarak bulunmaktan
büyük onur ve gurur duyduğum Gazi Meclisimiz herhangi bir meclis değildir,
burası İstiklal Harbini bizzat yönetmiş ve yüz yıllık
tarihi boyunca Türkiye'nin yolunu aydınlatmıştır.
Güçlü Türkiye, güçlü
Meclis. anlayışımızın bir gereği olarak göz
bebeğimiz olan Türkiye Büyük Millet Meclisi için 2022 yılı bütçe
teklifimiz 2 milyar 198 milyon 221 bin TLdir. Bunun yüzde 90ı cari
giderler, yüzde 5iyse yatırım giderleridir. Bütçemizin yüzde 68,7si
personel giderlerinden oluşmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
Gazi Meclisimiz her gün ülkemizin dört bir yanından ve yurt
dışından gelen ziyaretçileri ağırlamaktadır.
Pandemi dönemleri dışında Genel Kurul
çalışmalarımızın yapıldığı
günlerde ortalama 5 bin vatandaşımızın ziyaretçi olarak geldiği
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin vitrini olması sebebiyle
ayrı bir önem taşımaktadır. Bu çerçevede,
milletvekillerine, personellere ve ziyaretçilere verilen hizmetin kaliteli,
hızlı, etkin ve verimli olabilmesi için özveriyle çalışan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Mustafa Şentop
başta olmak üzere, her kademeden Meclis personelimize teşekkür
ediyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yıllardır emeğin başkenti
olan Zonguldak, artık enerjinin de başkenti olma yolundadır.
Şehrimizin her kademesinde istihdama yönelik yeni yatırımlar yapılırken,
Ereğli bölgemizde tersanelerimizin yeniden canlanması, organize
sanayi bölgelerimizin gelişmesi ve son dönemlerde enerjiye olan
ihtiyacın artmasıyla madenlerimizin de daha aktif, verimli hâle
getirilmesi için adımlar atılmaktadır.
Şehrimizin huzuru ve
refahı için gece gündüz çalışan, her zaman yapıcı ve
çözüm odaklı, iyi niyetle çalışan Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak
üzere, Değerli Kabine üyesi Bakanlarımıza teşekkürü bir
borç biliyorum. Bu noktada 2 Değerli Bakanımıza da ayrıca
teşekkür etmek istiyorum. Şehrimizin sahil düzenlemesi, lavuar
alanı gibi yıllardır kangren olan sorunlarının çözümü
için bizlere yol gösteren, yardımcı olan, kapısını
çaldığımız Çevre ve Şehircilik Bakanımız
Sayın Murat Kuruma da teşekkürlerimi sunuyorum. Yine,
Zonguldakın ulaşım sorununu rahatlatacak olan Mithatpaşa
Tünelleri ve kavşak düzenlemesini çok yakın bir zamanda
Zonguldaklı hemşehrilerimizin hizmetine
sunacağımızı belirtmek istiyorum. Bu vesileyle de
desteğini esirgemeyen Ulaştırma ve Altyapı
Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğluna da
teşekkürlerimi sunuyorum.
Cumhuriyetimizin 100üncü
yılı yaklaşırken şehrim ve ülkem adına
mutluluğumu belirtmek istiyorum. Bıkmadan, usanmadan, engellere
aldırmadan, Yapamazsın. diyenlere kulak asmadan Unutma, her arayan
bulamaz, lakin bulanlar arayanlardır. düsturuyla hareket ettik. Ararsan
bulursun, yeter ki Keremin Aslıya, Ferhatın Şirine
duyduğu aşkla, inançla ve inatla ara; Türkiye aradı ve
Karadenizde tarihinin en büyük doğal gaz rezervini buldu. Şimdi,
Türkiyenin Karadenizde keşfettiği 540 milyar metreküp doğal
gazın 2023 yılına yetişmesi için denizde ve karada, gece ve
gündüz hummalı çalışmalarımız devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
HAMDİ UÇAR (Devamla)
2023 yılında vatandaşlarımızın
kullanımına sunulması planlanan Karadeniz gazının ana
hatta aktarılacağı Zonguldak Filyosta hummalı bir
çalışma yürütülüyor. Bu uğurda emek veren Enerji
Bakanımız Fatih Dönmez başta olmak üzere Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğüne, teknik ekip ve tüm
çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Bölgenin kaderi
değişiyor, Filyos Limanı Türkiyenin 3üncü büyük limanı
olacak. Endüstri bölgesi 2 milyon metrekare, bunun 1 milyon metrekaresi Türkiye
Petrol Anonim Ortaklığına teslim edildi; altyapısı
tamamlanmak üzere, doğal gaz işleme rafinerisi inşaatı
başladı. Karadenizden çıkan doğal gaz burada işlemden
geçecek ve Marmara Boru Hattına bağlanacak, konutlarımızda
kendi gazımızı yakacağız, sanayide de kendi
gazımızı kullanacağız inşallah. İşte,
dünya ve ülkemiz salgın ve buna bağlı ekonomik krizle
boğuşurken biz 2023 hedeflerine böyle güçlü ve emin adımlarla
ilerliyoruz.
Sözlerime son verirken
Türkiye Büyük Millet Meclisimizin, diğer tüm kurumlarımızın
2022 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor,
yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Haydar Akarın, bütçe
görüşmeleri esnasında Meclis Genel Kurulu
açılışındaki gibi İç Tüzükün 60ıncı
maddesine göre söz talep edilmemesi, kanunların görüşülme usulüne
göre yani soru-cevap için söz talep edilmesi gerektiğine ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi Meclis Genel Kurulu
açılışında 60a göre söz talebi oluyor, sonra kanunlara
geçtiğimiz anda da kanunlarda soru-cevapla ilgili söz talebi oluyor.
Zannediyorum, arkadaşlar biraz, ilk olduğu için bugün
karıştırdılar. 60a göre söz talep edilmeyecek, doğru
olan, kanunlara göre söz talebi olması gerekiyor yani soru-cevap için söz
talebi olması gerekiyor. Böyle bir karışıklık
yaşamış arkadaşlarım, yarından itibaren bu
karışıklığı düzeltirler diye düşünüyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN İkinci
konuşmacı Kilis Milletvekili Sayın Ahmet Salih Dal.
Buyurun Sayın Dal.(AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
AHMET SALİH DAL (Kilis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle, bugün 7 Aralık Kilisin kurtuluşunun
100üncü yılı olması hasebiyle birkaç cümleyle konuşmama
başlayacağım.
Güneydoğu ve Akdenizin
kesiştiği noktada yer alan serhat şehrimiz doğası ve
yerleşmeye elverişli coğrafyası nedeniyle tarihsel süreç
içerisinde Babil, Hitit, Hurri-Mitanni, Arami, Asur, Pers, Makedonya, Roma,
Bizans, Selçuklu, Memlûk Kölemen, Osmanlı gibi birçok medeniyete ev
sahipliği yapmıştır. Gastronomisi, zeytinyağı,
siyah üzümü, biberi kısacası sahip olduğu tarımsal
zenginlikleriyle ekonomiye katkı sağlayan, son yıllarda
yapılan sanayi atılımlarıyla bu alanda da gelişme
göstermeye başlayan Kilisimiz mazluma, muhtaç olana kucak açarak da ensar
şehir olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Gazi şehrimizin
kuruluşunda şehadete eren kahramanlarımız Şahin Bey,
Aslan Bey, Sakıp Bey, İslam Bey, Kartal Bey ve Müslüman Bey başta
olmak üzere, tüm şehitlerimize Yüce Rabb'imden rahmet diliyorum, hepsini
minnet ve şükranla anıyorum.
Muallim Rifat Bilge'nin
İlk aşiyanım/Ruhirevanım. dizeleriyle bahsettiği ana
şehrim, Kilis'imin 7 Aralık düşman işgalinden
kurtuluşunu bir kez daha kutluyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifinin Kamu Denetçiliği Kurumu bütçesi üzerine grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Ülkemizdeki demokratikleşme çabalarının
bir tezahürü olarak, hak arama yolları çeşitlenmiş ve
vatandaşın kolayca erişebileceği kurumsal yapılar
oluşturulmuştur. Hiç kuşkusuz ki 14/06/2012 tarihli 6328
sayılı Kanunla ete kemiğe bürünen Kamu Denetçiliği Kurumu
kuruluşundan bu yana etkin bir hak arama mekanizması olarak
vatandaşlarımıza hizmet sunmaktadır. 2012 yılında
kurulup 2013 yılında çalışmalarına başlayan
Kuruma o günden bugüne toplam 188.245 şikâyet başvurusu yapılmış,
2013 yılında yüzde 20lerde olan uyum oranı 2021 yılı
sonunda yüzde 80 olarak belirlenmiştir. Bu da Kamu Denetçiliği
Kurumunun kurulmasının ne kadar doğru bir karar olduğunun
açık bir ifadesidir. Milletin devletine sahip çıkması ancak
devleti ile kendisi arasında kurduğu o güçlü bağlarla mümkün
olabilir. Kamu Denetçiliği Kurumu, işte bu bağları
güçlendirecek en önemli kurumdur. Kamu Denetçiliği Kurumunu, AK PARTİ
iktidarlarının gerçekleştirdiği tarihî reformların
demokrasiyi güçlendirme, hak ve özgürlükleri genişletme çabalarının
sembolü olarak görüyoruz.
Toplumsal hayatta çeşitlilik
esastır. Farklı dinden, inançtan, ırktan, ideolojiden, dünya
görüşünden insanlarla birlikte yaşıyoruz. Bu bir tercih ya da
iyi kötü meselesi değil, sosyolojik bir gerçekliktir. Toplumsal hayata
hâkim olan çeşitliliğin yöntemi ise siyaset ve anayasa teorisinin
kadim ve çetrefil sorunlarının başında gelir. İnsan
haklarına dayanan demokratik hukuk devletinin en önemli amacı
farklılıkların bir arada yaşatılmasıdır.
Bunun da ön şartı bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi inanmayan,
aynı dili konuşmadığımız kişilerle,
topluluklarla yani ötekilerle sağlıklı bir iletişim
kurabilmek ve birlikte yaşayabilmektir.
Açıkça ifade etmek
gerekir ki özellikle bugün Batı dünyası bu toplumsal ve siyasi
hastalıklardan muzdariptir. Ötekine yaşama hakkı tanımayan
bu hastalıklı anlayışların her geçen gün zemin
kazanması insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi
değerlere ve değerlerin biçimlendirdiği siyasal sistemlere
yönelik en büyük tehdittir. Kısacası, yabancı
düşmanlığı, ırkçılık ve İslamofobi
çağımızın kara ve karanlık yüzüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
AHMET SALİH DAL
(Devamla) Bu tür çağ dışı karanlık suçlarla mücadele
etmek tabii ki çıkarılan yasalar çerçevesinde mahkemelerin işi
olsa da işte tam da bu noktada, kendine gelen şikâyetleri insan
haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve
hakkaniyete uygunluk yönünden incelemek, araştırmak ve önerilerde
bulunmak üzere kurulmuş olan Kamu Denetçiliği Kurumunun da
başlıca görevlerinden biridir.
Dünyada yaşanan tüm
olumsuzluklara rağmen -Sayın Cumhurbaşkanımızın
da tabiriyle- kör ve sağır olan Birleşmiş Milletler ve
uluslararası kurumlar maalesef sınıfta kalmışken
kısa sürede çok başarılı çalışmalar yürüten Kamu
Denetçiliği Kurumunun tüm dünya ombudsmanlarını küresel bir
çatı altında toplayıp özellikle İslamofobi, yabancı
düşmanlığı ve mülteciler gibi önemli konuları
gündemine alıp çözümler üretmesi şahsım olarak en büyük
hayalimdir çünkü Birleşmiş Milletler ve benzeri uluslararası
kurumlar maalesef mazlumların haklarını koruma konusunda
sınıfta kalmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET SALİH DAL
(Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve
düşüncelerle bütçemizin hayırlara vesile olmasını
diliyorum.
Yüce Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Samsun
Milletvekili Sayın Orhan Kırcalı.
Buyurun Sayın
Kırcalı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ORHAN KIRCALI (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin Anayasa Mahkemesi
bütçesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz almış
bulunmaktayım.
Sayın milletvekillerimi,
Gazi Meclisimizi, ekranları başında bizleri izleyen değerli
hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum.
Adalet mülkün temelidir.
diyerek devletin odağına adaleti yerleştiren bir medeniyetin
mensupları olarak bizler güvenliğin, huzurun ve ekonomik büyümenin
adaletin tesis edilmesiyle mümkün olacağına inanıyoruz. 2001
yılında partimiz kurulurken adalet ve kalkınma idealini
şiar edindik. Adalet ve kalkınma kavramları bizlere her
zaman hangi yöne gitmemiz gerektiğini gösteren birer rehber olmuştur.
Bu minvalde AK PARTİ hükûmetlerimiz de Türkiye'de demokratikleşme
alanında çok ciddi adımlar attı ve atmaya da devam ediyor. Temel
hak ve özgürlükler ve hukuk devleti zemininde ciddi reformlar ve yapısal
değişiklikler hayata geçirildi. Adaletin tüm kurum ve
kurallarıyla işlemesini temin için yaptığımız
reformları önümüzdeki dönemlerde de sürdürmeye devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri,
anayasa mahkemeleri dünyanın birçok ülkesinde değişik isimler
altında görev yapmaktadır. Türk hukuk sisteminin en önemli ve en
köklü kurumlarından olan Anayasa Mahkemesi, 1961 Anayasasıyla hukuk
sistemimize girmiştir. Anayasa Mahkemesi, ülkemizde hukukun
üstünlüğünün ve hukuk devleti değerlerinin korunması için önemli
bir vazifeyi de ifa etmektedir. Ülkemizde temel hak ve hürriyetlerin en iyi, en
adil biçimde hayata geçirilmesinin güvencesi olan Anayasa Mahkemesi, Türkiye'nin
demokratik hukuk devleti vasfının korunması ve
güçlendirilmesinde de hayati önemi haiz en yüksek yargı
organımızdır.
Değerli milletvekilleri,
kuruluşundan bu yana, kanunların Anayasaya uygunluğunu
denetleyen Anayasa Mahkemesinin görev alanı zamanla genişleme göstermiştir.
Kuruluşundan 2012 yılına kadar geçen dönemde, Anayasa Mahkemesi,
esas itibarıyla, kanunların Anayasaya uygunluğunu denetleyen
yüksek yargı organı olarak faaliyet göstermiştir. 2012
yılından itibaren Türk anayasa yargısında yeni bir dönem
başlamıştır. 2010 Anayasa değişikliği,
Anayasa Mahkemesinin yapısı ve üye sayısını da
değiştirecek şekilde, bireysel başvuru yolunu hukuk
sistemimize kazandırmıştır. Böylece Anayasa Mahkemesinin
görev alanı, bireysel başvuruyu da içine alacak şekilde
genişlemiştir. Bireysel başvuru, Sayın
Cumhurbaşkanımızın riyasetlerinde ve milletimizin
iradesiyle hukuk sistemimizde gerçekleştirilen önemli bir reform ve
kazanımdır. Bireysel başvuru, temel hak ve özgürlüklerin korunmasında
kaynağını doğrudan Anayasadan alan nihai ve en etkili
ulusal hak arama yoludur. Bireysel başvuru uygulamasının
başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden 2021in ilk
çeyreğine kadar toplam bireysel başvuru sayısı 308.672ye
ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi bu başvuruların
yaklaşık yüzde 86sını karara bağlamıştır.
Karara bağlanan toplam 265.300 dosyanın yüzde 89una kabul edilmezlik
kararı verilmiştir. Esastan incelenen 12.318 dosyada yüzde 4,6
oranında idari ret kararı, yüzde 5,4 oranında hak ihlali kararı
verilmiştir. Başvuru oranlarına göre değerlendirildiğinde
hak ihlali oranının son derece düşük olduğu da tespit
edilecektir.
Bireysel başvuru
uygulamasının yanı sıra Adalet Bakanlığı
bünyesinde İnsan Hakları Tazminat Komisyonu
Başkanlığı kurulmuştur. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin de iç hukuk yolu olarak kabul ettiği bu Komisyonla Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular
azalmış, ülkemiz uluslararası hukuk uygulamalarında itibar
kazanmıştır.
2017 Anayasa
değişikliğiyle benimsenen yeni sistemin önemli
unsurlarından biri Cumhurbaşkanlığı kararnameleridir.
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin anayasallık denetimi
yetkisi Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ORHAN KIRCALI (Devamla)
Müsaadenizle
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ORHAN KIRCALI (Devamla) Böylece,
Anayasa Mahkemesinin görev alanı, yasama işlemlerinin yanında
yürütmenin ilk elden düzenleyici işlemi mahiyetinde olan
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yargısal denetimini
de içine alacak şekilde genişlemiştir.
Değerli milletvekilleri,
Anayasa Mahkemesi için 2022 bütçe teklifi 107 milyon 633 bin Türk
lirasıdır. Bu vesileyle, Anayasa Mahkemesinin tüm mensuplarına
çalışmalarında kolaylıklar diliyor; 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin Anayasa Mahkemesine, ülkemize,
milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Tekrar sizleri ve aziz
milletimi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İzmir
Milletvekili Sayın Yaşar Kırkpınar.
Buyurun Sayın
Kırkpınar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayıştay
Başkanlığımızın 2022 yılı bütçesi
üzerinde AK PARTİ Grubum adına söz aldım. Ekranları
başında bizleri takip eden kıymetli
vatandaşlarımızı ve değerli milletvekillerimizi bu
vesileyle saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Bu bütçenin
hazırlanmasında, gerek Komisyon aşamasında gerekse ondan
önceki aşamalarda emeği geçen herkese ben en kalbî
şükranlarımı arz ediyorum. Bundan sonraki süreçte de
desteklerden, olumlu katkılardan dolayı yine şimdiden,
peşinen teşekkürlerimi ben ifade etmek istiyorum.
Bu bütçe,
kadınlarımızın, gençlerimizin,
yaşlılarımızın bütçesidir. Bu bütçe, çiftçimizin,
sanayicimizin, memurumuzun ve işçimizin bütçesidir. Bu bütçe, aslında
yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve büyümeyi
önceleyen bir bütçedir. Aslında, bu bütçe, 84 milyonun bütçesidir.
Değerli arkadaşlar,
Sayıştay tarihî açıdan gerçekten köklü bir geçmişe sahip
bir kurumumuzdur. Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte devlet yapısı
içerisinde Sayıştayımız yer almış, özellikle
1924,1961 ve 1982 Anayasalarında kendisine yer edinmiş bir
kurumumuzdur. Sayıştay her zaman Türkiyenin en gözde ve en önemli
kurumlarından biri olmuştur, zaten
Sayıştayımızın görevi Anayasada çerçevelenmiş durumdadır.
Yine, 1876 Anayasasından beri Sayıştay anayasal bir
kuruluş olma statüsünü de bu vesileyle devam ettirmektedir.
Sayıştayın hesap mahkemesi olarak
vasıflandırılması da yargı yetkisine işaret
etmektedir. Sayıştay tarafından verilen kesin hükümlere
ilişkin olarak sorumlular başka bir idari yargı yoluna da
başvuramamaktadırlar, bu da bir kesinlik kesbetmektedir. Ayrıca,
Sayıştay, bir yüksek yargı ve denetim kurumu olarak
bağımsız ve tarafsız, güvenilir ve doğru hizmet
üretmeye devam etmektedir. Ayrıca, kamu idarelerinin gelir, gider ve
mallarının mevzuat çerçevesinde denetlenmesine ve Türkiye Büyük
Millet Meclisine rapor sunmaya da devam etmektedir. Ayrıca, kamu
kaynaklarının mevzuata uygun harcanıp harcanmadığını
denetleyerek sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme
bağlamaktadır ve kendisine verilen görev ve sorumlukları yerine
getirme azmi ve gayreti içerisinde çalışmalarını
yürütmektedir. Ayrıca, kamu idarelerinde hesap verme sorumluluğu ve
mali saydamlığın gelişimini de hedefleyerek kamu yönetiminin
daha da iyi düzeye çıkmasına hizmet etmeyi amaçlamaktadır.
Sayıştay, Türkiye
Büyük Millet Meclisi adına denetlemek, sorumluların hesap ve
işlemlerini kesin hükme bağlamak; mahallî idarelerin hesap ve
işlemlerini denetlemek ve kesin hükme bağlamak; kanunlarla verilen
inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlemlerini yapmak ve kesin
hesap tekliflerini ve genel uygunluk bildirimini vermek ve kamu
işletmelerini denetlemekle görevli bir kurumumuzdur. Bu çerçevede
Sayıştay, Anayasa ve yasalarla kendine verilen görev, yetki ve
sorumluluklarını, sürekli gelişim anlayışıyla,
dünyadaki gelişmeleri de izleyerek en etkin bir şekilde yerine
getirmektedir. Yüce Meclis adına yaptığı denetimleri
dürüst, ön yargıdan uzak, uluslararası denetim standartlarına
uygun bir şekilde planlamakta ve yürütmektedir. Kamu yönetiminin
saydamlığına ve hesap verilebilirliğine katkı
sağlamayı hedeflemektedir. Denetimlerinde, bilgi teknolojilerinden de
azami ölçüde faydalanan bir kurumumuzdur. Denetim ve raporlama kapasitesini
sürekli olarak geliştirmekte, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve kamuoyu ile
denetlenen kurum ve kuruluşların beklenti ve ihtiyaçları da bu
kapsamda dikkate alınmaktadır. Bunun yanında, kamu idarelerinin
kalkınma planlarında öngörülen amaçlara uygun olarak, stratejik
planlama, ayrıca yıllık performans programları ve faaliyet
raporlarının mevzuata uygunluğu da değerlendirilmektedir.
Stratejik yönetim anlayışı içerisinde, kontrol ortamı ve
kamu idarelerinin düzgün işleyişine de katkı sağlamaya
çalışmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
YAŞAR KIRKPINAR
(Devamla) Evet, değerli milletvekilleri, Sayıştay ve
Sayıştay benzeri birçok saygın kurumumuz var. Maalesef, son
zamanlarda bunları itibarsızlaştırmaya yönelik bazı
faaliyetleri görüyoruz. Bunların hiç kimseye faydasının
olmadığını, özellikle bu tip kurumlarımızın
korunması kollanması ve saygı duyulması gereken kurumlar
olduğunu ben buradan bir kere daha özellikle altını çizerek
ifade etmek istiyorum.
Ben, bu anlamda, bugün
bütçesini görüştüğümüz Bakanlıklarımızın ve
özellikle, ülkemize hizmet eden kurum ve kuruluşlarımızın,
Sayıştayımızın bütçelerinin -en ücra köşede
hizmet eden şubelerinin- hayırlı ve bereketli olmasını
temenni ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Denizli
Milletvekili Sayın Şahin Tin.
Buyurun Sayın Tin. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ŞAHİN TİN (Denizli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımızın bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve aziz
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Türkiye olarak enerji ve
tabii kaynaklar alanında sürdürülebilir ve yeşil kalkınma
öncelikli bir stratejiyle geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Her
alanda olduğu gibi, enerji ve tabii kaynaklar alanında da ülkemize
çağ atlatıp tarihî ve destansı başarılara imza
attık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan'ın liderliğinde, yenilenebilir enerjiden
madenciliğe, nükleerden yerli kömüre kadar geniş bir yelpazede
Türkiye'nin enerjide bağımsızlığını
kazanması için hedefler belirledik ve bu doğrultuda
çalışıyoruz. Havadan Jeofizik Araştırmaları
Projesi hayata geçirildi; Fatih, Doğu Akdeniz'de ilk sondajını
gerçekleştirdi; tüm şehirlerimizin ve ilçelerin doğal gaz
arzını karşılamak için büyük bir gayret içindeyiz.
Lisanssız kurulu güç sınırını 1 megavattan 5 megavata
çıkardık, mobil elektrik santrallerini devreye aldık, doğal
gaz depolama tesislerinin genişletilmesi projelerini yüksek talebi
cevaplayacak nitelikte hazırladık. Son yirmi yılın en
yüksek yurt içi petrol üretimi Türkiye Petrolleri tarafından
gerçekleştirildi.
Değerli milletvekilleri,
2015 yılında temeli atılan TANAP'ın Avrupa enerji
güvenliğinin önemli bir halkası olan TAP bölümü tamamlandı, hat
üzerinden Avrupa'ya gaz akışı sağlanıyor. Bunun
yanı sıra TürkAkım Projesi hayata geçirildi, Avrupa'ya ilk gaz
sevkiyatı 1 Ekim 2021den itibaren başladı.
Barajlarımızda
elektrik üretilmesine dair projeler hız kesmiyor. Hidroelektrik
santralleri, güneş enerjisi santralleri ve rüzgâr enerjisi santralleri
kuruluyor; temiz enerjimizi üretiyoruz. Fatih, Yavuz, Kanuni ve 4üncü sondaj
gemimiz, Barbaros ile Oruç Reis sismik araştırma gemilerimiz mavi
vatanda görevlerini başarıyla icra ediyor. Karadenizde 540 milyar
metreküplük doğal gaz rezervi keşfettik. 2023 yılından
itibaren de vatandaşlarımızın doğal gaz talebinin üçte
1ini bu rezervden karşılamayı hedefliyoruz. Yenilenebilir
enerji kaynaklarına büyük önem verdik. Sadece 2021 yılının
dokuz ayında üretilen elektriğin yaklaşık yüzde 37si
yenilenebilir enerji kaynaklarından gerçekleştirildi; bunun yanı
sıra, yüzde 31i kömürden, yüzde 32si doğal gazdan ve diğer
kaynaklardan sağlandı. Üretimde yerli ve yenilenebilir
kaynakların payı yüzde 52dir. Ülkemiz, hidroelektrik enerji kurulu
gücünde dünyada 8inci, Avrupa'da 3üncü sıradadır; jeotermal
enerjide dünyada 4üncü, Avrupa'da ilk sıradadır; rüzgâr enerjisi
kurulu gücünde Avrupa'da 7nci, dünyada 13üncü; güneş enerjisi kurulu
gücünde ise Avrupa'da 8inci, dünyada 16ncı sıradadır.
Değerli milletvekilleri,
AK PARTİ iktidarı enerji ve tabii kaynaklar alanında
durağanlığı bir kenara bırakıp ezberleri bozan
bir çalışma içerisine girdi. Yerli ve yenilenebilir kaynak oranını
çok yüksek seviyelere ulaştırdık. Kurulu güç
sayısını her yıl daha da artırıyoruz. Yerli kömür
üretiminde cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Trakya'da yerli
doğal gaz üretimini 2 katına çıkaran keşfi
gerçekleştirdik. Türkiye'nin enerji teknolojilerinde merkez ülke hâline
gelmesini sağladık. AR-GEye ve inovasyona büyük önem veriyoruz.
Yatırımcılarımızı destekliyoruz. Yerli üretimin
önünü açıyoruz. Yenilenebilir enerji alanında ve daha birçok yerli
teknoloji üretiminde yatırımcılarımızı millî
üretim odaklı teşvik ediyoruz. Ülkemize ayak bağı olacak
meseleleri çözüme kavuşturarak Türkiye'nin yolunu açmayı
kararlılıkla sürdürüyoruz. Her zaman yerli
kaynaklarımızı kullanmanın gayretinde olduk. İleri
teknolojimiz ve geniş iş gücümüz daha iyilerini yapabilecek
akıl, feraset, azim ve kararlılığa sahiptir.
Değerlerimizi güçlü tutmaya, daha zengin ve bağımsız, yerli
ve millî imkânlarla büyüyen Türkiyeyi inşa etmeye, gelecek nesillere en
iyi şekilde bırakmaya kararlıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ŞAHİN TİN
(Devamla) Ülkemizin ve milletimizin menfaatleri ile millî değerlerimiz
doğrultusunda gece gündüz demeden çalıştık,
çalışıyoruz ve çalışacağız. Bu vesileyle,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta
olmak üzere, hükûmetlerimiz döneminde görev alan sayın
bakanlarımıza ve destekleri için milletimize
şükranlarımızı sunuyorum. Güçlü Türkiye'nin şemsiyesi
altında birliğimizi muhafaza ederek her türlü zorluğu
aşacak, her hedefi başaracağız.
Bütçenin hayırlara
vesile olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gaziantep
Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan.
Buyurun Sayın
Erdoğan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2022 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Teklifinin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
aralık ayındayız. Aralık ayı Gaziantepimiz için ve
ülkemiz için de sayıyoruz bunu, önemli bir ay. Evet, 25 Aralıkta
Gaziantepin Fransız işgalinden kurtuluşunun 100üncü yıl
dönümünü kutlayacağız, Sayın Cumhurbaşkanımızın
teşrifleriyle de bu günü onurlandıracağınız.
Tabii, Gaziantepimiz
işgal edildiğinde yerle bir edilmişti, düşünebiliyor
musunuz, 20 bine yakın nüfusunun sadece üçte 2si kalmıştı,
geri kalanın tamamı Fransızlar tarafından atılan
ağır bombalarla katledilmişti.
Bugüne geldiğimizde de
Gaziantep bu yıl 10 milyar dolar ihracatı yakalayan bir şehir
hâline geldi ve şimdi, şehirde -bitişiğimizde- 6ncı
organize sanayiyi açacağız. 6ncı organize sanayiyi açmak
demek... Yine bitişiğimizde, Kiliste 27 milyon metrekarelik bir
alana yeni bir organize sanayi kuruluyor. Bu ne demek? Enerji demek. Enerji
üretirsek bunlar olacak; tabii, enerji üretemezseniz, enerji
kaynaklarını, yenilenebilir enerjiyi üretemezseniz dışa
bağımlı olarak devam edersiniz.
Bugün, ülkemiz özellikle
yenilenebilir enerji kaynaklarında çok büyük mesafeler aldı. Bununla
beraber, hepimizin bildiği gibi, Karadenizdeki 540 milyar metreküp
doğal gaz rezervi hem enerji ihtiyacımızı
karşılayacak hem dışa
bağımlılığımızı azaltacak. Yine, bunun
gibi, bu yıl içerisinde, 2021 yılı içerisinde karada tam 26 tane
yeni enerji kaynağı bulundu ve 60 milyon varil enerjiye
ulaşılacak.
Değerli arkadaşlar,
tabii, gerek elektrik enerjisinde gerek rüzgâr enerjisinde gerek Egede çok
büyük bir şekilde üretimi devam eden ve sürekli artırılan
jeotermal enerjide hakikaten dünyadaki ülkeler arasına girmiş
bulunuyoruz. Oran olarak birçoğunda Avrupada 1inci durumdayız,
hatta birçoğunda Avrupanın 8 ülkesine eş değer
yenilenebilir enerjiye ulaştık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Avrupa Parlamentosunda bu konu gündeme getirildi, Balkanlar
ve Türkiyedeki enerji kaynakları ve özellikle Akkuyu enerji.
Şimdi, Brükselde -tam
şehrin merkezi, NATOnun başkenti, Avrupa Parlamentosunun
başkenti- ortada, şehrin ortasında nükleer enerji var ama
bakıyorsunuz ki Türkiyede sadece bir yıllık enerjimizin yüzde
5ini karşılayacak olan Akkuyu Enerji Santraline karşı
çıkarlar. O zaman Bunu niye yaptınız? diye sorduğumuzda;
Efendim, biz o hatayı bir defa yapmışız, siz
yapmayın. Tamam, biz de o hatayı bir defa yapalım, biz de bir
yapalım. Oradaki incelikleri, derinlikleri ülkemiz de tatsın çünkü
biz enerjiyi çeşitlendirmedikten sonra, zenginleştiremedikten sonra
bağımlılığımız hep artacaktır, bu da
bir millî güvenlik meselesidir. Enerji, bir millî güvenlik meselesidir. Biz
Türkiye olarak her yıl yüzde 5 büyüyorsak
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Nükleer için bir kere hata yapılır mı?
MEHMET ERDOĞAN (Devamla)
Siz millî olmadığınız için anlamazsınız!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Nükleer bu, nükleer! Bir kere hata yapmak. ne demek? Ölüm demek ya!
KEMAL PEKÖZ (Adana) Sizin
millîliğinizi gördük, her şey eksilmeye devam ediyor.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla)
Türkiye her yıl yüzde 5 büyürken yüzde 5 yeni enerji üretmek
zorundadır. Bu zorunluluğu da her türlü kaynakla yerine getirecektir
ve getirmeye devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) AK PARTİ iktidarları olarak
Bakın,
kurulduğu günden, iktidara geldiğinden bugüne Türkiye enerjide
çağ atlamıştır.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Hangi
çağ? Orta Çağ
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Enerji şirketlerini hortumladınız.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla)
Artık biz değil, sizin dışınızdaki herkes bunu
takdir ediyor, kabul ediyor. Sağduyulu olmak lazım, desteklemek
lazım.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Sol
duyulu olmak lazım, sol duyulu.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla)
Türkiye isteseniz de istemeseniz de her alanda olduğu gibi enerjide de
diğer olaylarda da süper güç olma yolunda yürümesine devam ediyor, bunu
hiç kimse engelleyemeyecektir. Yapılan bütün çalışmalar
ülkemizin kalkınması, insanlarımızın refahına
odaklıdır, bununla ilgili de Hükûmet olarak gerekenler
yapılmıştır.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Belli,
belli, herkes refahtan patladı vallahi(!)
MEHMET ERDOĞAN (Devamla)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızı,
çalışanlarını ve bunları destekleyen Parlamentomuzu
tebrik ediyorum, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası İstanbul Milletvekili Sayın Osman Boyrazda.
Buyurun Sayın Boyraz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
OSMAN BOYRAZ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi üzerinde
konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi en
kalbî duygularımla selamlıyorum.
Görüşmekte
olduğumuz bu bütçe AK PARTİ hükûmetlerinin
hazırladığı 20nci bütçe olup ülkemize, milletimize
hayırlar getirmesini Cenab-ı Allahtan niyaz ediyorum. Bunun
hazırlanmasında gecesini gündüzüne katan, emeğini, alın
terini, samimiyetini milletimiz için seferber eden herkese de yürekten
teşekkür ediyorum.
Günümüzde enerji,
hızlı sanayileşmenin bir sonucu olarak ülke ekonomileri için son
derece hayati önem taşımaktadır. Nüfus artışı,
yeni teknolojiler, kentleşme, küreselleşme sonucu gelişen ticaret
olanakları doğal kaynaklara, özellikle, enerjiye olan talebin
artmasına yol açmaktadır. Bilindiği üzere, ülkelerin hem
gelişmişlik göstergesinin hem de ekonomik durumunun
yorumlanmasında enerji üretimi ve enerji tüketimi verileri en önemli
göstergelerdendir. Özellikle son yirmi yılda ülkemizde artan sanayi
yatırımlarıyla büyüyen Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu
enerji ihtiyacının karşılanması ve bu enerji
ihtiyacının karşılanırken de kaynakların
çeşitlendirilmesi son derece önemlidir. Ülkeler ucuz, temiz, yenilenebilir
ve güvenilir enerji üretmeyi hedeflemektedir. Aynı zamanda, enerjide
dışa bağımlılığın azaltılması
yolları aranmakta ve kaynaklar çeşitlendirilmektedir. AK PARTİ
hükûmetleri döneminde ekonomik gelişimlerin hızla artmasıyla
enerji ihtiyacı da benzer şekilde artmış ve bu enerji
kullanım artışının arka planında enerji
arzının düzenli, kaliteli, sürdürebilir hâle getirilmesi için
uygulanan politikalara ve uluslararası anlaşmalara ek olarak
ülkemizde de kurulu gücün artırılması için büyük mücadele
verilmiştir.
Çok değerli
milletvekilleri, istikrarın sürmesi ve para piyasalarında
yaşanan dalgalanmalardan etkilenmememiz için cari işlemler dengesi
açığının kontrol altına alınması da enerji
kalemi için büyük önem arz etmektedir. Aslında,
baktığınız zaman, dünyada enerjinin ne kadar öneme sahip olduğunu,
özellikle küresel anlamda, ölçekte baktığımızda nerede bir
çatışma, nerede bir sıkıntı, nerede bir kavga varsa
orada enerjiye ulaşma noktasında bir ön alma projesi vardır.
1936 yılında
İngiliz Avam Kamarasında Churchillin bir ifadesi vardır, o
ifadesinde Bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir. der.
Aslında bizim medeniyetimizin öyle bir yaklaşımı yok. Biz,
Sayın Cumhurbaşkanımızın da her platformda ifade ettiği
gibi Dünya 5ten büyüktür. diyerek aslında yeryüzündeki tüm
kaynakların yeryüzünde yaşayan tüm insanlar tarafından adil bir
şekilde bölüşülmesinin mücadelesini yapan bir
anlayışın, bir medeniyetin temsilcisiyiz. Dolayısıyla,
yeryüzündeki tüm kaynaklara ulaşabilmek, özellikle de ülkemizin
dışa bağımlılığını azaltabilmek
adına bizler de elimizden gelen her türlü çalışmayı
yapıyoruz. Bu çalışmaları yaparken şunu özellikle
ifade etmek istiyorum: Başta Sayın Bakanımız ve ekibi olmak
üzere AK PARTİ kadroları milletine sevdalı ve milletine
dertlidir. Derdi olmayan hiçbir anlayışın da bu ülkeye bir fayda
getirmeyeceğini biliyorum. Bir Azeri atasözünün de ifade ettiği gibi,
derdi olmayan insan dünyaya yük olurmuş. Bizim derdimiz, bu ülkenin
insanının ekmeğini, işini aşını büyütüp
refahını artırmaktır. Bu noktada da enerji
yatırımlarında inanılmaz şekilde çalışmalar
yapılmaktadır. Bu çalışmaları, sadece enerji çalışmalarını
eğer burada, şu kısa zaman diliminde anlatmaya kalksam
zihnimdeki bütün kelimelerin yetersiz olacağını, zamanın
zaten hiç yetmeyeceğini de biliyorum.
Yaptığımız
hizmetler apaçık ortada. Sadece ve sadece şunu ifade edeyim: 120
milyar kilovatsaatten 350 milyar kilovatsaate üretilen bir elektrik
enerjisinden bahsediyoruz ve inanıyoruz ki özellikle ispatlanmış
doğal gaz ve petrol rezervleri hemen yanı başımızda,
doğuda -Orta Doğuda, Hazarda- ve tüketici ülkeler de hemen
batımızda olduğu için Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik
önemi de gözler önüne serilmektedir. İşte, bu noktada, TANAPtan TürkAkıma
onlarca petrol taşıma boru hatları yapıldı. TANAP ve
TürkAkımın ne kadar büyük bir proje olduğunu Rusya Devlet
Başkanı Putin açılışta söyledi, özellikle şunu
ifade etti: Güçlü bir lider olmasaydı yani Recep Tayyip Erdoğan
olmasaydı TürkAkım gerçekleşmezdi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) İşte,
gerçekleştirdiğimiz bu projelerle milletimizin refahını
artırmaya devam ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız lütfen.
OSMAN BOYRAZ (Devamla) Ve
son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Fizikte bir kural vardır;
duran hiçbir nesne, hareket etmeyen hiçbir nesne enerji üretmez. Biz de onun
bilincinde olarak Durmak yok, yola devam. diyoruz. Enerjimiz daim olsun.
Hepinizi Allaha emanet
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Düzce
Milletvekili Sayın Fahri Çakır.
Buyurun Sayın
Çakır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bütçesi hakkında söz
aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve bizleri ekranları
başında izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, EPDK deyince enerji
piyasasının tüm katmanları, tüm kademeleri akla geliyor. Güzide
bir kurumumuz, 2001 yılında kanunla kurulmuş, Enerji Bakanlığına
bağlı olarak görev yapıyor ama hinterlandı, sorumluluk
alanı oldukça geniş ve son derece keyifli, başarılı
hizmetler sunuyor. Özellikle EPDK Başkanı ve yönetimine, Enerji Bakanlığına
hassaten teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
tabii, enerji bağımlısı bir ülkeyiz. Enerji önemli, enerji
olmadan hiçbir şey olmuyor. Enerjinin verimli kullanılması
lazım, çevre dostu olması lazım, enerjinin ekonomik olması
lazım, sürdürülebilir bir politikasının olması lazım.
O nedenledir ki yeni Türkiyenin enerji politikaları özellikle
yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş ve burada ürettiğimiz
enerjinin de kapasite olarak yaklaşık yüzde 50sinin üzerine
çıkmış durumdayız ancak bunların hiçbiri yetmez, devamını
getirmek lazım.
Değerli arkadaşlar,
EPDK, bütün bu enerjinin üretimine, dağıtımına,
taşınmasına, kullanılmasına bilfiil en küçüğünden
en büyüğüne kadar olan bütün katmanlarında müdahil olan ve bunu
denetleyen bir kurum. Dolayısıyla böyle bir kurumun özellikle enerji
alanına son derece katkı sağladığına yürekten
inanıyorum.
Bir de arkadaşlar,
tabii, dünyamızda, hele konunun başlığının
enerji olduğu yerde enerjinin altına konulacak o kadar çok konu var
ki çünkü enerji dediğiniz zaman neredeyse insanın iki adım geriye
gelesi geliyor; dünyada insanlar birbirini enerji koridorları, enerji
kaynakları ve enerjiden sebep boğazlıyorlar âdeta.
Savaşların sebebi, enerjiye sahip olmanın hırsı ve
öfkesi. Emperyal güçler bunlara, her zaman her defasında özellikle mazlum
ve masum coğrafyaya -altını çizerek söylüyorum- özellikle
İslam coğrafyasına âdeta saldırılar düzenliyorlar,
bilfiil o toprakları yıllardan, yüzyıllardan beri sömürdükleri
gibi hâlâ sömürme arzusunu maalesef taşıyorlar. Dolayısıyla
böyle önemli bir konudan bahsediyorken enerjinin bütün stratejik konularını
da ele almamız lazım. İşte, bu bütçe bunlardan bahsediyor;
işte, görüştüğümüz bütçe enerjinin ve ülkenin geleceğini
vadediyor. Özellikle 84 milyon ülke vatandaşının geleceğini
âdeta burada görüşüyor, konuşuyoruz ancak bu bütçeye savaş
bütçesi diyenler var, bu bütçeye silah bütçesi diyenler var, saray bütçesi
diyenler var. Dolayısıyla, özellikle söylüyorum, bu bütçe savaş
bütçesi değildir. Eğer savunma sanayisine harcamak, para harcamak
boşunaysa bundan rahatsız olmak niye, cevabını vermek
lazım. Dün de konuşmacılarımız burada bahsettiler.
Dolayısıyla ülkenin gelişmesi, ülkenin muasır medeniyet
seviyesine ulaşması, hiç şüphesiz, enerji kaynaklarına
sahip olup enerji kaynaklarından ödün vermemesiyle doğrudan
alakalıdır, ilgilidir. Bu nedenledir ki ülkemiz, bulunduğu
hinterlantta, coğrafyada; Orta Doğu'da, Balkanlarda, Kafkaslarda,
geniş coğrafyada sadece fiilî ve fiziki coğrafya değil,
gönül coğrafyasından da sorumlu, onların da sorumluluğunu
taşıyan bir ülkedir. Suriye bu bütçeden, Irak bu bütçeden, Afrika bu
bütçeden; Doğu Türkistan, Kafkasya, Balkanlar bu bütçeden medet umuyor ve
bu bütçeye dua ediyor. Dolayısıyla bu bütçe yabana atılacak,
karşı çıkılacak bir bütçe değildir. Karşı
çıkanlar var hiç şüphesiz, daha da var, sırtını PKK'ya
yaslamış olanlar bu bütçeden rahatsız olurlar,
sırtını PKK'ya yaslamış olanlarla iş tutanlar da
bu bütçeden rahatsız olurlar.
Bakınız,
bakınız, bakınız, kırk yıldır bu ülkenin
başına bela olan PKK'nın kurucusu İmralıdan talimat
alanlar da bu bütçeden rahatsız olurlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
KEMAL PEKÖZ (Adana)
Baktın, boş konuşuyorsun oraya taşıdın
şimdi. Boş konuşuyorsun.
FAHRİ ÇAKIR (Devamla)
Pensilvanyada sümüklü FETÖ'nün başından burada talimat alma noktasında
iz sürenler de bu bütçeden rahatsız olurlar, rahatsız olmalarına
rağmen devam edeceğiz. Gönül coğrafyasından gelen dualarla;
Doğu Türkistan'dan gelen, Ötüken'den gelen, Buhara'dan, Semerkant'tan
gelen dualarla yolumuza devam edeceğiz inşallah. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bu duygu ve düşüncelerle
yüce Meclisi bir kere daha saygıyla selamlıyorum.
Bütçemiz hayırlı
olsun inşallah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KEMAL PEKÖZ (Adana) Sizi
kurtaracak hiçbir dua yoktur, haberiniz olsun.
ERHAN USTA (Samsun)
Doğu Türkistandan, oradan dua gelmez size, seyirci kaldınız
zulme.
SERKAN TOPAL (Hatay)
Sayın Başkanım, bu bütçeden rahatsız olanları terörle,
başka şeylerle itham etmiştir. Ben bu bütçeden
rahatsızım, o yüzden iki dakika sataşmadan dolayı söz
hakkı istiyorum.
BAŞKAN Sayın
Topal, böyle bir usulümüz yok, devam ediyoruz.
SERKAN TOPAL (Hatay)
Sayın Başkanım
Sayın Başkanım
Bu da
sataşma. Ben rahatsızım.
BAŞKAN - İstanbul
Milletvekili Sayın İffet Polat.
Buyurun Sayın Polat. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
İFFET POLAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi
Nükleer Düzenleme Kurumu bütçesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve ekranları başındaki aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bugün bütçesi üzerine görüşmelerde bulunduğumuz Nükleer Düzenleme
Kurumu ülkemizin nükleer enerji alanında yaptığı ve
yapacağı atılımlara yönelik önemli bir faaliyet alanına
sahiptir. Kurulacak nükleer güç santrallerinin lisanslanmasından bu
tesislerin denetlenmesi ve kontrolünün sağlanmasına kadar pek çok
sorumluluğu üstlenen bu Kurumumuz belki de nükleer enerji hamlemizin en
hayati mekanizmalarından birini oluşturmaktadır. Kurumumuza 2022
yılında yapacağı çok kıymetli çalışmalar için
başarılar diliyorum. Ülkemizin nükleer enerji yolculuğunun,
başta milletimiz olmak üzere Türkiye'nin başarılarından
mutlu olan tüm dostlarımız için hayırlı olmasını
diliyorum.
Türkiye'nin en büyük ithalat
kalemlerinden biri enerjidir. Sanayileşmenin ve üretimin büyümesiyle
Türkiye'nin enerji ihtiyacı da büyümektedir. Tüm alternatif enerji
yatırımlarına rağmen kalıcı ve sürdürülebilir
üretime dayalı bir büyümenin daha fazla enerjiye ihtiyacı olduğu
aşikârdır.
Dünyanın
endüstrileşmiş ülkelerinin hemen hepsi enerji ihtiyaçlarını
1950li yıllarda nükleer santraller kurarak karşılamaya
çalışmışlardır. Türkiye de bu yıllarda nükleere
yatırım yapma iradesi göstermiş, rahmetli Başbakan Adnan
Menderes 1955 yılında ABDyle Atom Enerjisi İşbirliği
Anlaşması imzalamış ve nükleer enerji alanında ilk
adımı atmıştı. 1959 yılında izotop
üretimiyle ilgili düzenlemeler yapılmış ve Sakarya Nehri,
Sarıyer Barajı civarında bir nükleer site kurulması gündeme
gelmişti. Başbakan Menderes, diğer NATO ülkeleri gibi nükleer
enerjiye ulaşma zaruretini vurgulayan bir konuşma yaptıktan tam
dört ay sonra 27 Mayıs darbesiyle indirilmiş ve Türkiyenin nükleer
enerji alanındaki yatırımları da akamete
uğratılmıştır. Bu durum, ta ki Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın vizyonu ve
dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrakın çalışmalarıyla
Akkuyu Nükleer Santralinin temellerinin atılmasına kadar
sürmüştür. İnşallah, 2023te Akkuyunun ilk reaktör ünitesi
bitirilecek ve önemli bir aşamaya geçilecektir, diğer 3 ünitenin de
2026 yılına kadar faaliyete alınması planlanmaktadır.
Coronavirüs salgını
sonrası dünya ciddi bir enerji krizi yaşamaktadır. Amerika, Çin
gibi ekonomilerin enerji ihtiyaçları artmakta fakat arz azalmaktadır.
Avrupada doğal gaz fiyatları yüzde 250, Amerikada yüzde 100
zamlanmış; petrolün varil fiyatı bir senede 2 katına
çıkmıştır. Bu tablo, önümüzdeki yüzyılda salgın
hastalıklarla, iklim değişikliği ve siyasi belirsizliklerle
birlikte dünyada ciddi bir enerji krizi yaşanacağına işaret
etmektedir. Tüm bu gelişmeler, ülkeleri nükleer santrallere yönlenmeye
sevk etmiş, örneğin, Fransa durdurduğu nükleer
yatırımlarına tekrar devam edeceğini
açıklamıştır. Bugün, dünyada 32 ülkede 443 nükleer santral
çalışmakta, 19 ülkede de 51 nükleer güç santrali inşaatı
devam etmektedir. Bizdeyse, Akkuyu Santrali faaliyete geçtiğinde
ürettiği 4.880 megavat güçle tek başına Ankara ve İzmirin
ihtiyacını karşılayabilecektir, bu da Türkiye'nin enerji
ihtiyacının yüzde 10una tekabül etmektedir.
Paris İklim
Anlaşmasına göre karbon salımının 2050ye kadar
sıfıra indirilmesi hedeflendiği için enerji kaynağı
üretmede alternatif yenilenebilir enerji teknolojileri ve nükleer enerji
seçenekleri ön plana çıkmaktadır. Tıpkı nükleer güç
alanında ülkemiz ve milletimiz adına ısrarcı olduğumuz
gibi ve bugün haklarımızın herkes tarafından teyit
edildiği gibi ekonomi konusunda da kısa vadeli düşünmüyoruz,
günü kurtarmanın, dönemsel rahatlamaların peşinde değiliz.
Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, siyaseten riskli
fakat ülke için, millet için hayırlı olanın mücadelesini
veriyoruz. Bu ortamda üreticiyi, istihdamı sadece kuru dengede tutabilmek
adına yüksek faize mahkûm etmek yani üreterek ve ihraç ederek küresel bir
fırsatı yakalamak, her alanda kalkınmak ve refaha ulaşmak
yerine faizin, rantiyenin eline bırakmak, inanın, geleceğimize
bir fayda sağlamayacaktır. Türkiye, bir kere daha zoru ama milletimiz
için uzun vadede en hayırlı olanı tercih etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
İFFET POLAT (Devamla)
Biz inanıyoruz ki bu kısa dönemli dalgalanmalar, yerini,
inşallah, kalıcı kazanımlara bırakacaktır.
Milletimizin bu süreçte yaşanan her sıkıntısında
yanında olacağız, bu eşiği de inşallah, birlikte
daha da güçlenerek aşacağız.
Bu duygularla sözlerime son
veriyor, 2022 yılı bütçemizin hayırlı ve uğurlu
olmasını temenni ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Zonguldak
Milletvekili Sayın Polat Türkmen.
Buyurun Sayın Türkmen.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerinde grubum adına söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ülkemizde maden, enerji, ham
madde, kaynak potansiyellerinin tam olarak ortaya konması için ilgili
Genel Müdürlüğümüz ve Bakanlığımız
çalışmalarına yoğun şekilde devam etmektedir. 1935
yılından bu yana yapılan yaklaşık 11,5 milyon metre
sondajın 8 milyon metresi iktidar olduğumuz dönemde
yapılmıştır. Bunun yaklaşık olarak 5 milyonu son
beş yıl içerisinde cereyan etmiştir. Bu demektir ki her yıl
yaklaşık olarak 1 milyon metre sondaj yapmaktayız.
Değerli arkadaşlar,
bildiğimiz üzere, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımız millî enerji ve maden politikası
çerçevesinde çok ciddi çalışmalarda bulunmaktadır. Yerli ve
millî araştırma gemimiz Oruç Reisle yılın
başından itibaren aralıksız olarak yürütülen sismik
araştırması faaliyetleri kapsamında Akdenizde, Antalya
Körfezinde 4 bin kilometrekare alanda 3 boyutlu sismik veri toplamak ve
değerlendirmek üzere Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
Genel Müdürlüğüne bu verileri teslim etmiştir.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye Yerbilimleri Veri ve Karot Bilgi Bankası yani TÜVEK; projesi,
kapasitesi, teknolojisi ve personel yapısıyla dünyanın en
gelişmiş sistemleriyle rekabet edebilecek düzeydedir. TÜVEKin en
önemli özellikleri; yerli ve millî, e-devlet entegrasyonlu çevrim içi
yazılımı, karekod etiketleme, adresleme sistemi ile analiz ve
fotoğraflama teknolojisidir. Madenciliğimizin hafızası olan
TÜVEK, her geçen gün çalışmalarını yenileyerek mevcut
kapasitesini büyütmektedir. Yapılan tüm çalışmalar neticesinde
yıllık 60 bin adet olan analiz test kapasitesi 600 binin üzerine
çıkmıştır. Bakanlığımız ve Genel
Müdürlüğümüz, değişen dünya koşullarında sadece ülke
sınırları içerisinde bilgi üretmek değil, diğer
ülkelerle de iş birliği içerisine girmiş, maden arama
çalışmalarını 3 şirket kurarak yurt
dışına da taşımıştır. Yerli kömürün de,
enerji arz güvenliğinde önemli bir enstrüman olması kapsamında
ülkemizde linyit kömürü ve taş kömürü yaklaşık olarak 12 milyar
ton ilave edilerek 22,5 milyar tona çıkarılmıştır.
Değerli arkadaşlar,
ülkemiz maden ve enerji ham madde kaynak potansiyelini tam olarak
karşılama aşamasındadır. Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğümüz de bu yönde çalışmalarına devam etmektedir,
başarıyla sürdürmektedir. Bu uygulamalarla, görüşülmekte olan bu
bütçede görüldüğü gibi enerji -diğer arkadaşlarımızın
da söylediği gibi- gelişmekte, sanayiyi ve teknolojiyi en yüksek
seviyede kullanmakta mahir bir şekilde devam etmektedir. Enerji
Bakanlığımız son yıllarda dünyada olan bütün teknolojileri
kullanmaktadır. Nükleer santralden tutun, rüzgâr enerjisinden tutun,
hidrolik enerjiden tutun, HESlerden tutun, jeotermalden tutun, güneş
enerjisinden tutun bütün bu enerji alanlarında en yüksek teknolojiyi
kullanmaktadır. Bu vesileyle Zonguldakımızda da bizi, hepimizi
gururlandıran, ülkemizi gururlandıran doğal gaz kaynakları
Sakarya bölgesinde çıkmış, Filyos bölgemize inşallah
intikal edecektir 2023 yılında ve dolayısıyla hem
Zonguldakımız hem ülkemiz bu gelişmelerden en büyük
şekilde istifade edecektir.
Buradan, gelmiş
geçmiş bütün Enerji Bakanlarımıza ve onların
kadrolarına, bugünkü Enerji Bakanımız Fatih Bey başta olmak
üzere bütün Kabine üyelerinin hepsine ayrı ayrı teşekkür
ediyoruz. Çalışmalarının bu gayret içerisinde, dünyayla
rekabet edecek şekilde devam etmesini diliyoruz ve dolayısıyla
enerji üssü olan Zonguldakımıza da bu gelişmelerin
hayırlı olmasını diliyorum.
Hepinizi, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İstanbul
Milletvekili Sayın Nevzat Şatıroğlu.
Buyurun Sayın
Şatıroğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımıza bağlı Türkiye Enerji, Nükleer ve
Maden Araştırma Kurumu 2022 yılı bütçesi üzerine grubum
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce
Meclisimizi ve bizleri ekranları başında izleyen kıymetli
vatandaşlarımızı saygıyla muhabbetle
selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 28 Mart 2020 tarihli ve 57 sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı bünyesindeki 3 araştırma ve geliştirme
kurumu olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü ve Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü; enerji,
nükleer ve tabii kaynaklar alanındaki AR-GE ve inovasyon faaliyetleri tek
çatı altında birleştirilerek bu kurumlarımızın
bilimsel ve teknolojik altyapısının ortak olarak
kullanılması suretiyle, AR-GE faaliyetlerinin daha etkin, daha
verimli ve daha ekonomik olarak yürütülmesi hedeflenmiş ve bu amaçla
Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu olan TENMAK
kurulmuştur. Kurumun varlık amacı enerji, maden,
iyonlaştırıcı radyasyon ve nükleer teknoloji
alanlarında ülkemizin endüstriyel ihtiyaçlarını
karşılamak, söz konusu alanlarda teknolojik ihtiyaçları
doğru şekilde tespit etmek ve karşılamak, ülkemizin enerji
alanında dışa bağımlılığını
azaltmak ve kalkınmasını hızlandırmak ve ekonomik güç
hâline gelmesini sağlamaktır. TENMAK bünyesinde 5 araştırma
enstitüsü; Bor Araştırma Enstitüsü, Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü, Enerji Araştırma Enstitüsü, Nükleer
Enerji Araştırma Enstitüsü, Temiz Enerji Araştırma
Enstitüsü olmak üzere 5 enstitü ve bunların yanında teknoloji
transfer ofisleri, koordinatörlükler, eğitim merkezleri ve bilgilendirme
merkezleri bulunmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AR-GE, yenilik için gereken en önemli
faaliyetlerden biridir. Özellikle, dünya bor rezervinin yüzde 74ten
fazlasının ülkemizde bulunması ve borun 250den fazla
kullanım alanının olması, AR-GE'yi çok daha önemli hâle getirmektedir.
Bu kapsamda, son dönemde, TENMAK BOREN'in AR-GE altyapısı
geliştirilmiş ve enstitü bünyesinde 7 laboratuvar kurulmuştur.
Bu çerçevede, önemli bir ulusal kaynağımız olan bor cevherinden
bilgi ve teknolojiye dayalı ekonomik değer üretilmesini hedefleyen
TENMAK BOREN marifetiyle üniversiteler, kamu araştırma kurumları
ve özel sektörle iş birliği içinde projeler yürütülmekte, neticesinde
üretilen bilginin paylaşımı sağlanmakta ve sonuçta borla
ilgili sürdürülebilir yenilikler sağlanmaya çalışılmaktadır.
Borun mukavemet
artırıcı, ısı yalıtıcı, alev
geciktirici, duman bastırıcı, antimikrobiyal etken madde, süper
iletken, kanser önleyici, katı yağlayıcı, radyasyon ve
savunma zırhı, enerji taşıyıcı,
depolayıcı, bitki besleyici ve temizleyici gibi bilinen birçok etkisi
bulunmaktadır. Bu özelliklerine binaen kimya, malzeme, tarım,
inşaat, nükleer enerji, savunma sanayisi, temizlik, sağlık
sektörleri başta olmak üzere sanayinin 250den fazla alanında az ya
da çok kullanılması marifetiyle sanayinin tuzu olarak tabir edilen
bor üzerinde çok fazla araştırma yapılmış ve birçok
kimyasal bileşik, ürün geliştirilmiştir.
TENMAK BOREN 2004
yılından bugüne kadar bor ürün ve teknolojisinin geliştirilmesi
ve kullanım alanlarının
yaygınlaştırılmasına yönelik 342 adet proje
tamamlamış, 36 adet projenin çalışmalarına devam
etmektedir. Bu kapsamda elde edilen sonuçlarla 28 adet patent belgesi
alınmış, 20 adet buluş da patent almak üzeredir. Bu
kapsamdaki 16 adet sınai ürün de ticarileştirilmiş ve üretime
geçilmiştir. Bor AR-GE kapsamında ticarileşen bazı
ürünlerimiz çinko borat, borlu gübre, bor karbür zırh -savunma sanayisinde
kullanıyor- borlu modakrilik elyaf, yüksek saflıkta elementel bor,
borlu alev almaz çadır kumaşı, borlu antibakteriyel
sıvı el dezenfektanı, alüminyum borür, borlu diyet takviyeleri
gibi çoğaltabiliriz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sadece bor özelinde 2021 yılında 2,5
milyon ton bor işlenerek elde edilen türev ürünler ülkemize 1 milyar
dolarlık ihracat imkânı sağlamıştır. Bu gurur hepimizindir,
bu gurur Türkiyemizindir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
NEVZAT ŞATIROĞLU
(Devamla) Başta emeği geçen Enerji Bakanımız Fatih Dönmez
Bey olmak üzere tüm Enerji Bakanlarımıza ve tüm kurum
yöneticilerimize şükranlarımı sunmak istiyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, millî enerji
politikalarında çok önemli mesafeler katetmiştir. TENMAKın da
kısa zamanda ne kadar faydalı bir kuruluş olduğunu bizlere
ispat ederek ülkemizin enerji alanında dışa
bağımlılığını azaltacak projeler
yapacağına olan inancımız sonsuzdur.
Bu vesileyle, 2022
yılı bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini
temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul
Milletvekili Sayın Rümeysa Kadak.
Buyurun Sayın Kadak. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
RÜMEYSA KADAK (İstanbul) Sayın Başkan, çok kıymetli Genel
Kurul; bugün, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 2022
yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi üzerine grubum adına
söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Ben, açıkçası bugün
İstanbul Milletvekili, Divan Kâtip Üyesi olarak değil, üniversite
yıllarında Gençlik ve Spor Bakanlığının
bursları sayesinde eğitimini tamamlayan, yine aynı şekilde,
gençlik merkezleri sayesinde hayal kurmayı öğrenen, hayalini büyüten
gençlerden, milyonlarca gençten yalnızca birisi olarak konuşmak
istedim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü biliyorum,
Gençlik ve Spor Bakanlığımızın
çalışmaları milyonlarca gencin hayatını
değiştiriyor. Mesela, kekeme olduğu için kendini ifade etmekte
zorlanan bir arkadaşımız, gençlik merkezlerimiz sonrasında
kendini çok daha iyi ifade etmeyi öğrendi ve çok iyi, çok
başarılı bir okul müdürü şu anda; gençlik merkezlerimiz bu
arkadaşımızın hayatını değiştirdi
mesela. Yine, aynı şekilde, gençlik merkezlerimizde tekvandoya
yönlendirilen bir arkadaşımız Türkiye 3üncüsü oldu, oradan
Türkiye 3üncüsü olması sebebiyle spor akademisine kabul edildi ve
buradaki başarısı sonrasında çok başarılı
bir tekvando eğitmeni olarak şu anda gençlere umut oluyor. Bu
arkadaşımızın da Öznur Hocamızın da hayatı
değişti gençlik merkezlerimiz sayesinde. Yine, aynı
şekilde, merkezlerimizde güreşe yönlendirilen, güreş
branşında Balkan şampiyonu olan Birgül Şimşek'in de
hayatı gençlik merkezlerimiz sayesinde değişti. Oradaki Deneyap
Atölyelerimiz de pek çok genç arkadaşımızın hayallerini
gerçeğe dönüştürmesine, hayatlarını
değiştirmesine vesile oldu. Tabii, biz, bazen
şaşırmıyoruz bu hikâyelere çünkü böyle çok hikâye var,
biliyoruz çünkü bizim bir gençlik hayalimiz, bir gençlik derdimiz var. Mesela,
gençlerin kendi yeteneklerini keşfedebildikleri alanlara kolaylıkla
ulaşabildikleri, bu alanlara ulaşımlarını
kolaylaştırdığımız ve aynı şekilde
doğuda yaşayan arkadaşlarımızın kodlama, robotik
öğrenmemesinin tek sebebinin canlarının istememesi olduğu,
gençlerin hayal kurmaktan çekinmediği, hayallerini büyüttükleri, bu
hayallerini gerçeğe dönüştürdükleri ve her bir
arkadaşımızın spor, kültür, sanat faaliyetlerinden
eşit derecede faydalanabildikleri, eşit mesafede oldukları bir
ülke hayal ediyoruz. Bu doğrultuda da hiçbir ayrım yapmadan
amasız, fakatsız, her genç için çalışmaya bizler devam
edeceğiz, bunu buradan tekrar belirtmek istedim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Tabii, gençler için
çalıştığımızı belirten insanlar olarak bence
gençlerin dertlerini bildiğimizi belirtmemiz de çok kıymetli. Gençler
için çalışıyorsak beklentilerini bilmemiz lazım.
Bu doğrultuda beni çok
heyecanlandıran bir projesi, bir çalışması var Gençlik
Bakanlığımızın, bundan bahsetmek istiyorum. Gençler
genclerinbutcesi.gsb.gov.tr adresinden bütçedeki başlıkları
öncelik sıralamasına koyabiliyorlar. Örneğin, bu sene mevcut
yurtlarda iyileşmeye gitmek mi öncelenecek, yoksa yeni yurtların
oluşturulması mı; buna bu sene gençler karar verdi. Bu
doğrultuda da Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, gençlerin
bütçesinin gençler tarafından şekillendirilmesine, önceliklendirmenin
gençler tarafından yapılmasına imkân tanıdıkları
için çok teşekkür ediyorum. Bence bu çok kıymetli bir
çalışma.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tabii, burada belirtmem
gerekir: Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesiyle ilgili
beş dakika konuşmak gerçekten çok zor çünkü Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın çalışması sadece
yurtlardan, sadece gençlik merkezlerinden, sadece kredilerden ibaret
değil; Gençlik ve Spor Bakanlığımız gençlere umut
veriyor, gençlere ilham veriyor, gençlere hayal kurmayı öğretiyor ve
hayallerini gerçeğe dönüştürmeleri noktasında da tüm bu
mücadelelerinde yanlarında oluyor. Gençlik ve Spor
Bakanlığımız, gençlik ve spor alanındaki gençlerin
bütün, bütün, bütün ihtiyaçlarına cevap vermek için çalışıyor.
Bu doğrultuda birçok çalışma var. Gençlik merkezleri, Genç
Ofisler, gençlik kampları, kültür ve sanat yarışları,
antrenör eğitimleri, Sportif Yetenek Taraması, Türkiye Olimpiyat
Hazırlık Merkezleri yani bunlar sadece birkaçı. Burada her
birinden belki saatlerce bahsedebiliriz bizler. Tüm bu merkezlerde; üreten,
meraklı, öğrenmeye âşık Türk gençliği, üretmeye,
çalışmaya, öğrenmeye devam edecek. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bunun teminatı, aslında
bugün bütçemizin burada olması.
Ben, geçtiğimiz sene,
tam bir sene önce, buradan Biliyoruz ki TEKNOFESTte birçok gençlik merkezimiz
ödül alacak. demişim. Bugün, gençlik merkezlerimizin
takımlarından; 3 takımımızın 1inci, 1
takımımızın 2nci, 1 takımımızın da
3üncü olduğunu çok büyük gurur ve heyecanla sizlerle
paylaşıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu, gerçekten benim için çok önemli bir an.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
RÜMEYSA KADAK (Devamla) - Son
olarak da gençlere hayallerini büyütme imkânı tanıyan herkese,
başta bizlere inanan, güvenen, sorumluluk veren Büyük hayaller kurun,
başımıza yeni icatlar çıkarın. diyen Sayın
Cumhurbaşkanımıza, her daim yanımızda olan Sayın
Bakanımıza, Bakanlığımıza, burada muhalefet-iktidar
ayırmadan katkılarını her daim bizlerden esirgemeyen tüm
milletvekillerimize huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Bütçemiz hayırlara
vesile olsun.
Teşekkürler. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, genç ve
kadın arkadaşımız günün en çok alkışını
alan arkadaşımız.
Söz sırası
Zonguldak Milletvekili Sayın Ahmet Çolakoğlunda.
Buyurun Sayın
Çolakoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin hüküm ve tasarrufu
altındaki yer altı kaynaklarının millî menfaatlere uygun
olarak aranması, işletilmesi, geliştirilmesi, üretilmesi ve
kaynakların verimli ve çevreye duyarlı bir şekilde
kullanılmasını hedefleyen Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü, kurulduğu günden bugüne kadar bu amaç doğrultusunda
çalışmaktadır. MAPEGin başlıca görevlerinden biri madenlerin
aranması, işletilmesi, ruhsat ve izin işlemlerinin düzenlenmesidir.
Mevcut durumda yürürlükte 5.230 adet arama, 9.911 adet işletme
ruhsatı olmak üzere toplam 15.141 adet maden ruhsatı
bulunmaktadır. İşletme ruhsatlarından 7.541ine
işletme izni düzenlenmiştir. Fakat bir alana maden ruhsatı
verilmesi, o alanda maden işletme faaliyetlerinin yapılabileceği
anlamına gelmemektedir. İşletme faaliyetlerinin
yapılabilmesi, 3213 sayılı Maden Kanununun 7nci maddesi
kapsamında mülkiyet, ÇED, GSM ve varsa gerekli diğer izinlerin
alınmasını müteakip işletme izni düzenlenmesiyle mümkündür.
İşletme izni alınmadan maden üretim faaliyetlerine
başlanması mümkün değildir. MAPEGin bir diğer görevi,
maden ruhsatlarının mahallinde denetimidir. 2020 yılında
5.523 adet maden sahası mahallinde denetlenmiş, 2021
yılında, bugüne kadar bu sayı 7.380e
ulaşmıştır. Bu denetimler, Covid-19 salgınında
MAPEGin ekipleri tarafından titizlikle yerine getirilmiştir.
Covid-19 salgınının başladığı 2020
yılının ilk aylarında, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımızın aldığı tedbirler
neticesinde maden sahalarındaki üretimin devamı
sağlanmıştır. Yer altı kaynaklarımızın
ekonomiye kazandırılmasında aksama
oluşmamıştır. İhracat açısından madenlerimiz
yükselen bir grafiğe de sahiptir. Amacımız, ihracat
rakamlarını ithalat rakamlarının üzerine çıkartarak
maden ithalatının cari açığa olumsuz etkilerini ortadan
kaldırmaktır.
Sayın milletvekilleri,
bahsettiğimiz bu cari açığı azaltmak ve madenlerimizi
sadece ham madde ihraç eden bir konumdan çıkarmak amacıyla,
madenlerimizin ülkemizde zenginleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Bu
amaç doğrultusunda millî enerji ve maden politikası, üzerinde en çok
durulan konuların başında gelmektedir. Madenleri
işletebilecek teknolojileri geliştirerek madenlerimizin yüksek katma
değerinin üretime dönüştürülmesi hesaplanmaktadır ve bunun için
çalışmalar devam etmektedir. Bu hedeflerimize ulaşmak için uç
ürün üretmeye yönelik tesis şartlı ihaleler 2019 yılından
itibaren gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Tesis
şartlı ihalelerden 2019 yılında 3, 2020 yılında
11, 2021 yılında 15 ihalenin 11inde ihale süreci
tamamlanmıştır. Ülkemizde, uç ürüne yönelik 1 adet bakır
izabe, 1 adet alüminyum izabe, 1 adet demir palet tesisi ve bununla beraber
geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızın
açılışını gerçekleştirdiği, kurşun
çinko izabe tesisi de eklenmiştir.
Sayın milletvekilleri,
ülkemizdeki tüm madencilik faaliyetlerinin önce insan ve çevre, sonra
madencilik parolasıyla sürdürüldüğünü sizlerle paylaşmak
isterim. Taraflı yapılan yayınlar tüm sektörü zan altında bırakarak
istismar konusu hâline getirmiştir. Çevre bilinciyle, madencilik sektörü,
rehabilitasyon anlamında birçok güzel örneğe imza
atmıştır. Bu örneklerden en güzeli; Aydın ilimizde eski
kömür sahasında zeytin bahçeleri oluşturulmuş ve bugün zeytinyağı
üretilmeye başlanmasıdır. Maden sahalarının rehabilitasyonu
için alınan teminatların yükseltilmesi ve bir maden sahasında
üretim faaliyeti devam ederken rezervi biten alanların rehabilite edilmesi
gibi madenleri içeren mevzuat düzenleme çalışmalarına da süratle
devam edilmektedir. Bu bağlamda bakanlıklarımız ve genel
müdürlüklerimiz çevre konusunda taviz vermeden uygulamalara devam etmektedir.
Sayın milletvekilleri,
unutmayınız ki madencilik ülkemizin gelişmesi ve
kalkınması için son derece önemlidir. Diğer sektörlere
sağladığı ham madde, yarattığı istihdam
düşünüldüğünde, madencilik desteklenmesi gereken bir alandır. Bu
nedenle, ülke yararı açısından daha akıcı ve daha
doğru bilgilere yaklaşmak için bunun bizlere bir esas olması
gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
AHMET ÇOLAKOĞLU
(Devamla) Tamamlıyorum Başkanım.
Konuşmamı burada
sonlandırırken, madencilik sektörünün bugünkü seviyeye
ulaşmasında her türlü desteği veren Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak
üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Fatih Dönmeze,
MAPEGin bünyesinde çalışan değerli yönetici ve
çalışanlarımıza teşekkürlerimi bir borç biliyorum.
Bu bağlamda, 2022
yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına son konuşmacı, Balıkesir
Milletvekili Sayın Pakize Mutlu Aydemir.
Buyurun Sayın Aydemir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi
üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Gazi Meclis çatısı
altında görev yapan bir kadın milletvekili olarak belirtmekten büyük
memnuniyet duyduğum, bizleri son derece gururlandıran bir
gelişme, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunlarında, 18 branşta ülkemizi
temsil eden 108 sporcunun 50sinin kadın sporculardan
oluşmasıdır. Bu katılım oranı, bizlere,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
liderliğinde, kadının, hayatın her alanında
olduğu gibi sporda da sayılarının ne denli
arttığını göstermektedir. Bunun en güzel örneğini ise
Tokyo Olimpiyatlarında yaşadık, hamdolsun;
kadınlarımız Tokyoda âdeta tarih yazdı, pek çok ilke imza
attı. Bu olimpiyat oyunları öncesi madalya kazanan toplam kadın
sporcu sayımız sadece 5 iken, yalnızca Tokyo 2020 Olimpiyat
Oyunlarında 5 kadın sporcumuz madalya kazanmış, 5
kadın sporcumuz ise madalyaya çok yaklaşmışlardır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; al bayrağımızı temsil eden
tüm sporcularımız gibi, hemşehrimiz, gurur
kaynağımız Yasemin Adar kardeşim güreşte bronz madalya
kazanan ilk kadın güreşçimiz olarak tarihe geçerken; Busenaz
Sürmeneli ve Buse Naz Çakıroğlu ilk defa finallere yükselmekle
kalmadı, Sürmeneli altınla, Çakıroğlu gümüş madalyayla
hem göğsümüzü kabarttı hem de Türk kadınının imkân
verildiğinde neleri başaracağını bize bir daha gösterdi.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Buradan tekrar
bayrağımızı gururla dalgalandıran her bir sporcu
kardeşime şükranlarımı sunuyor,
başarılarının devamını diliyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; her fırsatta hem sporun hem de sporcunun
yanında olan başta Cumhurbaşkanımız, Genel
Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere
partimizin gençlere verdiği değer herkesçe malumdur. AK PARTİ
olarak on dokuz yıldır ülkesini ve milletini seven nitelikli gençler
yetişmesine katkı sağlamak için yoğun çaba sarf ettik ve
etmeye de devam ediyoruz. Çünkü sevgili gençler, sizler bizim umudumuz, sizler
TEKNOFEST kuşağısınız. Sizler,
umutlarınızı çalmak isteyenlere inat güçlü yarınlara
inançla, azimle, üreterek, durmadan büyük hedeflere yürüyorsunuz. Sizler,
ülkemizin geleceğini hem inşa hem de ihya edeceksiniz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemizin her köşesini spor tesisleriyle,
gençlik merkezleriyle âdeta ilmek ilmek dokuyan Gençlik ve Spor
Bakanlığımız, Kuvayımilliye şehri
Balıkesir'imizde 2002 yılı öncesi ve sonrası değil,
sadece 2021 yılı başında, yapılan protokolle Susurluktan
Sındırgı'ya, Edremit'ten Bandırma'ya, Dursunbey'den Marmara
Adası'na 20 ilçemizde spor kompleksleri, yüzme havuzları, spor
salonları, gençlik merkezleri, tenis kortları, basketbol
sahaları, halı sahalar, geleneksel spor dallarının içinde
bulunduğu 175 milyon tutarında yatırım bedeliyle
gençlerimizin hizmetine sunarak yeni Yasemin Adarlar yetiştirecek
tesisleri şehrimize kazandırıyor olmanın gururunu
yaşıyoruz. Balıkesir gençliğine hayırlı
olmasını diliyorum. Bu tesislerin şehrimize
kazandırılmasında emeği olan, başta
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak
üzere, Sayın Bakanımız Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve
Bakanlığımız bürokratlarına şahsım, hemşehrilerim
ve gençlerimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Dün
olduğu gibi yarın da spordan sanata, bilimden siyasete kadar
gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; evet, hep gelecekten bahsettik, geçmişi
anmadan olmaz. Başta Balıkesirspor Kulübünün kuruluş
aşamasında aktif rol oynamış, Gençlik ve Spor
Bakanlığımızda yıllarca hizmet etmiş, Bisiklet ve
Halter Federasyonları Asbaşkanlıkları ile Hakem Komitesi
Başkanlığı görevlerinde bulunmuş, 11 branşta
millî hakem, millî futbol hakemi babam Ahmet Aydemir olmak üzere, ahirete irtihal
eden, hayatı spora ve sporcuya adanmış, tüm spor
adamlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bakanlığımız
bütçesinin hazırlanması için emek veren tüm Komisyon üyelerine,
Sayın Bakanımıza ve bürokratlara teşekkür eder
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Devamla)
her bir kuruşu geleceğimize
yatırım olan 2022 yılı bütçesinin ülkemize hayırlar
getirmesini diler, hepinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz talepleri
karşılanmıştır.
Şimdi, sıra
İYİ Parti Grubunun söz taleplerinde.
İlk söz Tekirdağ
Milletvekili Sayın Enez Kaplana aittir.
Buyurun Sayın Kaplan.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile
2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve Kamu Denetçiliği Kurumu bütçesi üzerine
İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
görüşmekte olduğumuz bütçe yoksulluk, yolsuzluk bütçesidir. Yirmi yıldır
iktidarda ve son dört yıldır Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemiyle yönetmeye çalıştığınız
ülkemize yokluk ve yolsuzluktan başka bir şey getirmediniz. Bu bütçe
birkaç kişiye sefa, milyonlarca vatandaşımıza cefa ve
zulümdür. Bu zamana kadar yaptığınız bütçelerle zengini
daha zengin, fakiri daha fakir yaptınız. Eskiden bir orta direk
vardı, sayenizde o da ortadan kalktı. Yoksullukla, yolsuzlukla,
yasaklarla mücadele sözü vererek iktidara gelen yönetim, bir adım
ilerleyememiş, daha büyük yoksulluk, daha büyük yolsuzluk, daha büyük
yasaklara sebep olmuştur. Sayıştay denetim raporlarında
yolsuzlukla ilgili birçok örnek bulabiliriz. Uluslararası
Şeffaflık Örgütünün Ocak 2021 tarihli Yolsuzluk Algı Endeksi'ne
göre Türkiye, 180 ülke arasında 86ncı sırada yer almıştır.
Son sekiz yıl içinde en çok gerileyen 5 ülke arasındadır.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte tek
kişinin verdiği kararlar, ülkeyi her bakımdan daha da kötüye
götürmüştür. Uluslararası alanda ve ülkenin içinde bu Hükûmetin
güvenilirliği kalmamıştır.
Milletvekilleri kanun
teklifi verecek. diye başlattığınız bu ucube
sistemde, muhalefet milletvekillerinin verdiği önergeler ve kanun
tekliflerinin hiçbiri değerlendirilmemiştir. Daha geçen ay Plan ve
Bütçe Komisyonunda İYİ Parti olarak milletimizin yararına 19
tane önerge verdik, maalesef hiçbiri kabul edilmemiştir. Bunlardan örnek
olarak, EYTli vatandaşlarımız için Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığının bütçesine 45 milyar lira verilmesiyle
ilgili verdiğimiz önerge, iktidarın oylarıyla reddedildi. Bir
başka önergemiz de yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığının bütçesine 3600 ek göstergeyle ilgili 7 milyar
250 lira ekleyelim dedik yine iktidarın oylarıyla reddedildi.
Milletimizin lehine buna benzer 17 tane daha önerge verdik fakat
kulaklarınızı tıkadınız, duymazdan geldiniz,
reddettiniz. Milletimizin yararına olan verilen önergeleri ve sunulan
kanun tekliflerini muhalefet milletvekillerinden olunca hemen reddediyorsunuz.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte Parlamentonun
etkinliği kaybolmuştur. Atanmışların değil,
millet tarafından seçilmiş milletvekillerinin ve Parlamentonun
saygınlığının yeniden hak ettiği yere getirilmesi
gerektiği açıkça görülmektedir.
Genel
Başkanımız Sayın Meral Akşener bu ucube sistemin
değiştirilmesi ve yerine iyileştirilmiş ve
güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisini getirdi. Bu sistem
çoğulculuğa dayanacak, ülke yönetimi Başbakan ve Bakanlar
Kurulunun yetkisinde olacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi güçlenecek, hükûmet
kurma ve hükûmet etme süresi adil ve serbest seçimlerle oluşan Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından belirlenecek.
Cumhurbaşkanının bakan atamasında tek yetkili olmasına
son verilecek, Meclis dışından bakan atamasının önü
kapanacak; bakanlar Başbakan tarafından milletvekilleri
arasından seçilecek, bakanlar Türkiye Büyük Millet Meclisine
karşı sorumlu olacak. Mevcut sistemdeki
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yasal düzenleme
yapılmasına son verilecek, yasama yetkisi gücü sadece Türkiye Büyük
Millet Meclisinde olacak yani milletimizin teveccühüyle sıralarında
oturduğumuz Meclis hak ettiği saygınlığa
kavuşacaktır.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi devletin tüm kurumlarına örnek olma
sorumluluğunu her zaman üzerinde taşıyan ülkenin en saygın
kurumudur. Elbette ki böyle bir saygın kurumun
çalışanlarına verdiği değerin de aynı oranda tüm
kurumlara örnek olması beklenir, ancak bu durum maalesef böyle değil.
Meclis çalışanlarının acil çözüm bekleyen sorunları
bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine
geçildikten sonra Başbakanlıktan Meclise gelen personel ile aynı
işi yapan ve aynı statüde bulunan Meclis personeli arasında
ücret farklılıkları bulunmaktadır. Bu durum personel
arasında huzursuzluğa neden olmaktadır. 4/A, 4/B, 4/D gibi
statülerin kendi aralarında aynı işi yapıyor
olmalarına rağmen maaş ve kadro farklılıkları
bulunmaktadır. Bu ve benzeri aksaklıkların düzeltilmesi
gerektiği kanaatindeyim.
Görevde yükselme
yazılı sınavında en düşük puanı almış
ama torpili olduğu için mülakatta kazanmış personelin
bulunduğu bir kurumda verimli çalışmadan bahsedemezsiniz; zaten
bu durum hakka ve adalete aykırıdır. Yıllardır
çalıştığı iş üzerinde kazandığı tecrübe
ve birikimleri görevde yükselmede hiçe sayılan bir çalışandan
işe sadakatle bağlı olmayı bekleyemezsiniz. Devletin tüm
kurumlarına örnek olması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu
tür kayırmalar ve liyakate dayanmayan atamalar yapılıyorken
başka kurumlarda daha iyi bir çalışma ortamı sağlanmasından
da söz edemeyiz.
Değerli milletvekilleri,
Mecliste otuz yılını aşmış ve 1inci dereceye
gelmiş bir memurun maaşı yoksulluk sınırının
altındadır. Kurumda bilfiil otuz yılını
tamamlamış personelin bir üst unvanla taltif edilmesi liyakat
anlamında tamamlayıcı olacaktır. Görevde yükselme
sınavında mülakat adı altında uygulanan haksız,
yanlı, taraflı duruşun bir an önce sonlandırılarak
yazılı sınavda en yüksek puanları almış
çalışanlar yerine iktidara yakın sendika temsilcilerinin görevde
yükseltilmesi gibi adam kayırma uygulamalarının önüne geçilmelidir.
Bir de Türkiye Büyük Millet
Meclisinde servis hizmeti sağlanması veya servis hizmeti
sağlanamaması durumunda ulaştırma yardımı
verilmesi hükme bağlanmış ve tüm personel bu toplu sözleşme
hükmünden faydalanmıştır. Buna rağmen, milletvekili personeli
olarak görev yapanlar bu hükmün dışında
bırakılmış ve ulaştırma yardımı
alamamışlardır. Birçok personelden daha uzun süreyle görev yapan
milletvekili personellerinin bu yardımdan mahrum
bırakılması anlaşılır gibi değil. Yeni bir
düzenlemeyle milletvekili danışmanı, ikinci
danışmanı, yardımcı personelinin ulaştırma
yardımından faydalanması için gerekli işlemler
başlatılmalıdır. Aynı personeller için özlük hakları
iyileştirilerek tazminat verilmesi, vergi dilimine girmekten doğan
ücret kayıplarının giderilmesi, acil çözüm bulunması
gereken sorunlar hâline gelmiştir.
Sayın milletvekilleri,
Kamu Denetçiliği Kurumu, kamu hizmetlerinin işleyişinde
bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması olarak,
idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını
insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka
ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve
önerilerde bulunmak amacıyla kurulmuş bir kurumdur. Kamu
Denetçiliği Kurumuna 2020 yılında 90.209 şikâyet
başvurusu yapılmıştır, 70.440ı salgında
verilen yetersiz temel destek kredilerine ilişkindir. Şikâyetler
doğrudan Başdenetçilik tarafından incelenip
sonuçlanmıştır. Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan
başvurularda salgın sebebiyle çok ciddi artış
yaşanmıştır. Bir önceki yılda 21 bin olan başvuru
sayısı bu yıl 90.209a ulaşmıştır yani yüzde
330,22 artış yaşanmıştır. En fazla başvuru
da yüzde 35,73le 25 ile 34 yaş arasındaki
vatandaşlarımıza aittir. Konu bazlı
değerlendirdiğimizde yüzde 80,28le ekonomi, maliye ve vergi
alanında yapılmıştır. Bu durum ekonominin kötüye
gidişinin, alım gücünün azaldığının ve
salgın sürecinde yapılan yardımların yetersiz
kaldığının bir göstergesi olarak karşımıza
çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri,
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşenerin dediği
gibi: Türkiye sahipsiz değildir, milletimiz çaresiz değildir.
Ekonomik kriz, yokluk, yoksulluk vardır; haksızlık, hukuksuzluk,
adaletsizlik vardır ama kimse merak etmesin, biz çözeriz. Liyakatli
kadrolarımızla, projelerimizle, çözümlerimizle biz
hazırız. Türkiye çok derin bir krizle karşı
karşıyadır. Tek çözüm vardır: Seçim, seçim, seçim.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Mersin
Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurun Sayın Çelik.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerini sürdürüyoruz. Ben de Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesi kapsamında,
Kamu Denetçiliği Kurumu hakkında görüşlerimi beyan etmek üzere
İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
uzun süredir ifade ettiğimiz gibi ülkemiz büyük bir devlet kriziyle
karşı karşıyadır. Bu krizin yansımaları,
başta ekonomi olmak üzere, her alanda kendisini göstermekte ve
hissettirmektedir. İktidar tarafından iş beğenmemekle,
tasarruf etmemekle suçlanan vatandaşımızın kredi borcu 1
trilyon liraya dayanmıştır. Yurttaşlarımız
ihtiyaçlarını borçlanarak karşılar hâle gelmiştir.
34,6 milyon borçlu kişinin 14,1 milyonu borcunu ödeyememiş ve yasal
takibe düşmüştür. Yastığın altı boş
kalmış, kara gün parası eriyip gitmiştir. İstanbul
Planlama Ajansının iki gün önce yayınladığı
veriler durumun vahametini göstermektedir; buna göre, son bir yıl içinde
yaşam maliyeti yüzde 50,18 artmıştır. Ayçiçeği,
buğday ve LPG yüzde 100ün üzerinde zamlanmıştır, birçok
temel ihtiyaç ürününün fiyatında da buna yakın oranlarda
artışlar yaşanmıştır. Halk pahalılık,
enflasyon, faiz, döviz sarmalında boğulmaktadır, imdat
çığlıkları evreni kuşatmıştır.
Çiftçilerimize gelince,
çiftçilerimiz kötü ve işlevsiz tarım politikaları yüzünden
mağdur edilmekte ve böylelikle tarım sektörü can çekişmektedir.
Seçim bölgem olan Mersin'de çiftçi ya mahsulünü tarlada bırakmaya ya da
maliyetin altında fiyatlara satmaya zorlanmaktadır; tüm Türkiye'nin
durumu da aslında budur. Hâlbuki tarım stratejiktir, tarımı
yok edilen bir milletin bağımsızlığı olamaz.
Sayın Erdoğan'ın bütün bunlara çözümü ise çiftçinin kredi
borcunu ertelemek olmuştur. Erteleseniz ne olacak, bu borç er ya da geç
ödenmeyecek mi? Ayrıca, haziran ayında sözü verilen kuraklık
desteği neden hâlâ yatırılmamıştır?
Değerli arkadaşlar,
ülkemizin karşı karşıya
bırakıldığı tablo felaket tablosudur, kriz tablosudur,
iflas tablosudur. Yüksek faiz düşük kur politikasıyla ülke ithalat
çöplüğüne dönüştürülmüş, dış borcumuz hızla
artmış, finansal bağımsızlığımız
tehlikeye düşmüştür. Bu politika bugüne kadar sürdürüldü; şimdi
de Faiz sebep, enflasyon netice. denilerek düşük faiz yüksek kur
politikasına dönülmüştür. Yani kısaca, Türkiye bir deneme
tahtasına çevrilmiş ve köleleştirme politikasına
geçilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı Çin örneğini veriyor
yani bile bile, sırf yabancı sermayeyi çekme uğruna iş gücü
ucuzlatılıyor ve İnsaf! demek lazım,
insanlarımız sonuçta köleleştiriliyor.
Değerli milletvekilleri,
tabii, yaşadığımız, bahsettiğim bu devlet
krizinin doğrudan ve olumsuz etkilediği alanlardan biri de kamu kurum
ve kuruluşlarımızdır. Güçlü geleneklere, özgün kültürlere
sahip kurumlarımız ne yazık ki bir süredir
zayıflamaktadır diyemiyorum, aslında
zayıflatılmaktadır. Burada bir art niyet olduğunu
düşünüyorum. Üzülerek ifade ediyorum ki birbirinden değerli kurum ve
kuruluşlarımız âdeta iktidar partisinin birer temsilciliği
hâline getirilmiştir. Bürokratlarımız
partizanlaştırılmış, toplumda ayrışmaya yol
açılmıştır. Liyakat esas alınmayıp devlet geleneğimiz,
teamüllerimiz bir bir tahrip edilmiştir. Bu, devlet aklının
iflası, kötü yönetimin bir ispatıdır. Mevcut iktidar ne
yazık ki otoriter, keyfî ve denetlenemez bir anlayışla hareket
etmeyi sürdürmekte, alenen suç işleyerek cüretkâr davranışlar
sergilemektedir. Nihayetinde, devlet bu idareciler elinde ceberut ve zalimane
davranan bir canavara dönüşmektedir. Biz, devlete ve millete
saygımızdan dolayı her şeyi her yerde söylemiyor olabiliriz
ancak sanılmasın ki bu durum ve gelişmelerin farkında
değiliz. Ülkemize dair, insanımızı konu edinen ne varsa
daima takipçisiyiz; bu konuları burada gündeme taşıyoruz,
taşımaya da devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar,
resmî makamların keyfî ve yasa dışı
davranışlarına karşı vatandaşın
korunmasını esas alan Kamu Denetçiliği Kurumu,
bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması
oluşturarak idarenin her türlü eylem ve işlemini denetler,
bunların insan haklarına, hukuka ve hakkaniyete uygunluğunu
gözetir. Tekrar ediyorum, resmî makamlar karşısında
vatandaşın yanında duracak, onlardan gelen talep ve
şikâyetleri dinleyecek bir kurumdan bahsediyorum. Kamu Denetçiliği
Kurumuna yapılan başvurulara baktığımızda sadece
2020 yılında 90 bin başvuru görmekteyiz, bu sayı bir önceki
yıla göre 3 kattan fazla artmıştır. Başvuruların
70 bini salgında verilen yetersiz temel destek kredilerine ilişkin
olup en çok şikâyet edilen 3 kurumsa Adalet, Millî Eğitim ve
Sağlık Bakanlıkları olmuştur. Söz konusu kurum, genel
başvurularla bağlantılı olarak büyük oranda ekonomik
sorunlara odaklanmıştır. Tavsiye kararlarının yüzde
76,5 düzeyinde olumlu bulunarak gereğinin yerine getirilmesi elbette sevindiricidir
fakat bugün geldiğimiz noktada Kamu Denetçiliği Kurumu AKP eliyle
partizanlaştırılmıştır. AKPli ya da AKPye
müzahir olan kişilerin burada görevlendirilmesi en büyük problemdir.
Bakınız, mevzuat açıktır, seçim usulü ortadadır.
Burada, biz, demokratik, adil, hakkaniyete uygun bir seçim usulü göremiyoruz.
Yapılan seçimler sonucu göreve getirilen Başdenetçi ve denetçilerin
ne ölçüde tarafsız olacakları tartışmalıdır.
Bunları daha önce de izah ettik. İlgili kurumlar tarafından
bazı tavsiye raporlarının kabul edilmesini takdirle
karşılamış olsak da çözüm bekleyen konuların listesi
oldukça uzundur.
Değerli arkadaşlar,
Kamu Denetçiliği Kurumunda neler yapılmalıdır, bunları
maddeler hâlinde saymak mümkün ancak süremizin
kısıtlılığı nedeniyle bu konuya girmek
istemiyorum ancak sorunları ifade edeceğim. Sorun, tek adam rejimini
bütün kurumların üzerine inşa etmektir. Sorun, ülkede denge denetim
sisteminin tarumar edilmesidir. Sorun, yolsuzlukla, talanla, haramla bütün
milletin servetini zimmete geçirmektir. Sorun, iş birlikçiliktir. Sorun,
yalan ve dolanla milletin gözünü ve zihnini bağlamaktır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
size bir hukukçu ve teorisyenden bahsetmek istiyorum -bileniniz vardır-
ismi Carl Schmitt, Alman düşünür, diyor ki: Nasıl ki estetikte
güzel-çirkin; ahlakta iyi-kötü varsa siyasette de dost-düşman vardır.
Dost-düşman ayrımı ortadan kalkarsa siyasal yaşam da
ortadan kalkar. diyor yani siyasal alanı kriz ve gruplaşma
alanı olarak görüyor. Tek adamın ve OHALin kuramcısı
işte bu kişidir. Anayasal diktatörlük temel düşünce
sistematiğidir; önemli olan, tek olanın, tekin ayakta
tutulmasıdır. Ne zaman işler kötüye gitse, zora düşse
birileri terörist oluyor, dış mihrak oluyor, iş birlikçi oluyor.
Bütün bir siyasal alan yani toplum AKPliler ve diğerleri olarak bölünmek
isteniyor. İşte, AKPnin bütün varoluş hikâyesi bundan ibarettir
çünkü düşmanlaştıracak bir öteki yoksa AKP de yoktur.
Evet, denge ve denetlemenin
yeniden tesisi iyi yönetimin mutlak gereğidir. Onun için, öncelikle,
sergilenen ötekileştirici siyaset dili ve otoriter yönetim
anlayışına son vermek gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Sözlerimi tamamlarken bilinmesini isterim ki Türkiyenin bütün
sorunlarını çözmeye iyi insanların varlığı ve
gücü yeter. Sebep bellidir, sonuç bellidir, çözüm de bellidir. Çözüm,
iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemdir.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Evet, bu bütçe vizyonsuz,
misyonsuz, heyecansız bir yolsuzluk bütçesidir ve bu nedenle biz bütçeye
olumsuz oy vereceğimizi beyan ederken tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Antalya Milletvekili Sayın Feridun Bahşide.
Buyurun Sayın Bahşi.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay bütçeleri
üzerine İYİ Parti görüş ve düşüncelerini açıklamak
üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hukukun üstünlüğünün
hâkim olduğu ülkeler yasama, yürütme ve yargı organları
üzerinden yüksek denetim kurumlarının hazırlamış
olduğu denetim ve performans raporlarını dikkate alır ve
hazırlanan raporlar doğrultusunda gerekli kurulların hareket
geçmesini sağlar. Sayıştay tarafından hazırlanan ve
kamuoyuyla paylaşılan birçok rapor kamuyu zarara uğratma, rant,
rüşvet, yolsuzluk ve usulsüzlük içermesine rağmen adli
yargılamadan kaçırılmaktadır. AK PARTİ hükûmetlerinin
asıl görevinden uzaklaştırdığı kurumlardan biri
de hiç şüphesiz Sayıştaydır. Sayıştay üzerinde
baskı oluşturarak denetimin niteliksiz bir hâle getirilmesi kabul
edilebilir bir durum değildir. Hukukun üstünlüğüne inanan her iktidar
hesap verebilir ve denetlenebilir olmayı kabul etmek zorundadır.
Milletten aldığı kamu gücü ve kaynağını bütünüyle
kullanan iktidar denetimden uzaklaştığında yozlaşma,
usulsüzlükler ve yolsuzluklar artacaktır, artmıştır.
Denetimin olmadığı bir kamuda usulsüzlüğün ve
savurganlığın önüne etkin bir biçimde geçilmesi de mümkün
değildir. Bundan dolayı Sayıştayın daha etkin bir
şekilde işini yapması mutlaka sağlanmalıdır.
Bunun yolu da Sayıştay Başkanının, kurumdaki
denetçilerin özgürce çalışmasını sağlamak ve
raporların gereğinin yapılmasından geçmektedir.
Değerli milletvekilleri,
Anayasa Mahkemesi bütçesini de görüşüyoruz ama öncelikle Anayasa
Mahkemesinin yapısına bir göz atalım. Anayasa Mahkemesi an
itibarıyla 15 üyeden oluşmaktadır, bu 15 üyenin 12sini
Cumhurbaşkanı, 3ünü de Meclis seçmektedir ve AYM üyelerinin
Başkan dâhil yarısından fazlası hukukçu değildir.
Anayasa Mahkemesinin tek görevi yasaların Anayasaya uygunluğunu
denetlemek değildir, aynı zamanda Yüce Divan sıfatıyla ceza
yargılamaları da yapmaktadır ve şu anda üyelerden sadece
birisi ceza hukukçusudur. Hukuk eğitimi almamış, hayatında
hâkimlik yapmamış, ceza hukukundan habersiz kişiler nasıl
ceza yargılaması yapacak, verdikleri karara inanç nasıl
sağlanacaktır? Anayasa Mahkemesinin geçmişte Yüce Divan
sıfatıyla verdiği tüm kararlar günümüze kadar
tartışılagelmiştir. Çözüm nedir? Çözüm, Yüce Divan
görevinin AYMden alınarak Yargıtay ceza daireleri
başkanlarından oluşacak bir kurula verilmesi hususunda Anayasa
dâhil düzenleme yapmaktır.
Değerli milletvekilleri,
evrensel hukukun olmazsa olmazı adil yargılanma hakkı ve
masumiyet karinesidir. Bunun için de bu ucube sistemden vazgeçilip güçler
ayrılığı sisteminin inşa edileceği,
iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş demokratik sistemin hızla
getirilmesi gerekir. Bilindiği gibi AYM üçer aylık dönemlerle
bireysel başvuru istatistiklerini yayınlamaktadır. Bu
istatistiklere göre, sonuçlandırılan başvurulardan adil
yargılanma hakkının ihlali oranı yüzde 62,3tür. Demokratik
ülkelerde soruşturma dahi açılmayacak konularda tutuklamalar
yapılmakta, davalar açılmaktadır. Anayasal bir hak olan protesto
eylemi ve eleştiriler suç olarak nitelenmektedir. İktidar
mensupları sürekli yargının harekete geçmesini istemektedir.
Özellikle, Cumhurbaşkanına en küçük bir eleştiride dahi
tutuklamalar yapılmaktadır. Aynı zamanda, parti Genel Başkanı
olan Cumhurbaşkanı, konuşmalarında muhalefet parti genel
başkanlarına veya vatandaşa yönelik ölçüsüz bir dil kullanmakta
ve bu konuşmayı hangi sıfatla yaptığı da
bilinmemektedir. Cevap verip itiraz edenler Cumhurbaşkanına
hakaretten yargılanmakta, tutuklanmaktadır. Daha soruşturmalar
başlamadan siyasetçiler dava üzerine konuşmaya başlamakta,
adaleti etki altına almaktadırlar. Anayasanın 138inci maddesi
hükmüne göre hakkında hüküm verilmeden yargılanan kişileri
suçlayan, suçlu oldukları izlenimi yaratan sözler söylenemez. Söyleyenler,
Türk Ceza Kanununa göre suç işlemiş sayılırlar. Bu
yasağın masumiyet karinesi doğrultusunda uygulanması
gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri,
yargının bağımsızlığının ve
tarafsızlığının iki unsuru vardır: Birincisi, yargının
bir bütün olarak bağımsız olması; ikincisiyse, hâkimlerin
karar alma sürecinde bağımsız olmalarıdır.
Yargıçlar yargılama sırasında ve karar verirken
Anayasanın 90ıncı maddesini asla akıllardan
çıkarmamalıdır. Buna göre, usulüne yürürlüğe konulmuş anlaşmalar,
yasa hükmündedir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalar
Anayasa ve kanunların da üzerindedir ve esas olan masumiyet karinesidir.
Herkes, hakkında hüküm kurulup kesinleşinceye kadar masumdur.
Mahkemeler, Anayasa Mahkemesi kararlarına ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararlarına uymak zorundadır. İstanbul
Ağır Ceza Mahkemesinin Berberoğlu kararında olduğu
gibi, AYM ve AİHM kararlarına kasten uymayan hâkim ve savcılar
hakkında yasal işlemler ve yaptırımlar
uygulanmalıdır.
Geçtiğimiz günlerde
hukukçu olmasa da hâlen Anayasa Mahkemesi Başkanlığını
yürüten Zühtü Arslan ülkenin içinde bulunduğu yargısal sorunları
gerçekçi bir söylemle dile getirmiştir. Zühtü Arslan
konuşmasında Suçluluğu mahkeme kararıyla
kesinleşmeden bir kişinin suçlu kabul edilmesine yönelik tutum ve
davranışlar mahkemelerin bağımsızlığı
ilkesini zedelemektedir. Benzer şekilde, devam eden yargılamalar
hakkında hâkimlere veya mahkemelere baskı yapılması da
masumiyet karinesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple, yargı bağımsızlığının
etkili şekilde sağlanması masumiyet karinesinin ve temel
hakların korunması bakımından hayati derecede önemlidir.
demiştir. Haklıdır; Anayasa Mahkemesi bu hâldeyse yerel
mahkemeleri düşünmek bile istemiyorum.
Değerli milletvekilleri,
2019 yılında yol haritası çizilen ve 2023 yılına kadar
sürecek olan 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyetten oluşan Yargı Reformu
Strateji Belgesi kapsamında bugüne kadar 5 paket
çıkarılmıştır. Bu görüşülüp yasalaşan 5
paketten sonra yargıda bir iyileşme oldu mu? diye soracak
olursanız, buna kamuoyu çok güzel cevap veriyor. Bırakın
diğer partilerin seçmenini, AK PARTİ seçmeninin bile
yarısından fazlası adalete ve yargıya güvenmemektedir;
uluslararası Yargıya Güven Endeksi sonuçları zaten ortada.
Türkiyenin sorunları
sıralamasında ilk sırada yoksulluk varken 2nci sırada
adalete güvensizlik çıkmaktadır. Mesela, birinci yargı paketinde
eleştiri maksadıyla yapılan düşünce
açıklamasının suç sayılmayacağı
düzenlenmişti. Hâlbuki bu düzenleme hem Anayasamızda hem de yasalarımızda
daha önceden teminat altına alınmıştı. Yeni düzenleme
yapıldı da uygulamada bir değişiklik oldu mu? Tabii ki
hayır. Eskiden bu konuda düzenleme yokmuş gibi, reform paketiyle yeniden
düzenlenmiş gibi soruşturmalar ve tutuklamalar sürüyor.
Birinci yargı paketi
yürürlüğe girdikten hemen sonra İsmail Dükel, Müyessir
Yıldız, Murat Ağırel ve daha birçok gazeteci
eleştiriler sebebiyle cezaevine girdi. Bunun anlamı yasaların
yetersizliği değil, yargının tek adama bağlı
olmasıdır. Müyesser Yıldız yargılama
sırasında Ben yargıya güvenmiyorum. Bu yargı
bağımlıdır, siyasi iradeye bağlıdır.
demişti. Bu savunma çok anlamlı ve ülkemizin geldiği nokta
açısından da çok üzücüdür. Ne yazık ki ülkemizin içinde
bulunduğu durumda adalete inanmayanlar sadece bu isimler değil.
Muhalefetin ve milletimizin de ülkemizdeki yargı sistemine, adalet ve
hukuka inancı kalmamıştır. İktidarın yargı
reformu yapma iradesini sadece muhalefet değil, iktidar da hatta
geçmişte Adalet Bakanlığı yapmış kişiler de
inanmamakta Reform konusunda topyekûn bir tövbeyinasuh gerekmektedir.
demektedirler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
FERİDUN BAHŞİ
(Devamla) Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarı döneminde
yapılan çoğu yasal düzenlemeyle kurumların
bağımsızlıklarını ellerinden almak ve
iktidarın emrinde kurumlar yaratmak amacına hizmet etmenin ötesinde
bir ileriye gidilememiştir. AK PARTİ iktidarının bu hukuk
tanımaz yürütme üslubu anayasal bir yürütme üslubu değildir. Milletin
oyuyla gelmekle övünen iktidar, ne yazık ki milletten
aldığı desteği istismar etmiştir. Ama artık bu
zor günlerin sonuna gelinmiştir. İYİ Parti iktidarı
yakındır. İYİ Parti iktidarında Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşenerin de dediği gibi, hedefimiz,
hukukun üstünlüğü ve tam bağımsız, tarafsız
yargıdır. Yargıda işi olan herkes bağımsız
ve tarafsız yargı önünde hukukun üstünlüğü ilkesiyle hak
ettiğini alacaktır.
Yokluk ve yolsuzluk bütçesi
olarak gördüğümüz bu bütçeye hayır oyu vereceğiz.
Büyük Türk milletini ve Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Denizli Milletvekili Sayın Yasin Öztürkte.
Buyurun Sayın Öztürk.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı
kuruluşlarının 2022 bütçesi üzerine İYİ Parti Grubu
adına söz almış bulunmaktayım.
Üstat Necip Fazıl,
yokluğu anlatan bir şiirinde der ki:
Yokluk, o donduran buz, o
söndüren karanlık;
Büsbütün bilgisizlik ve tam
bir unutkanlık...
Vatandaşımızın
Meclis Televizyonundan günlük Genel Kurul çalışmalarını
seyretme oranıyla ilgili bir rating çalışması vardır
yoktur, bilemem ama milletimizin bütçe görüşmelerini takip ettiğini
hepimiz biliyoruz. Bu kürsüden, buz gibi soğukta, karanlık içinde
yoklukta yaşayan ve tek başına bütçedeki her şeyin
sahibince 2022 yılında da biraz daha sabır, biraz daha metanet,
biraz daha gayret beklenen vatandaşlarımızı ve Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
2022 yılı genel bütçesine ve dahi Enerji
Bakanlığının bütçesine bir ad verilirse bu adın
uzantısı yokluk, karanlık ve unutkanlık bütçesi
olacaktır. Bu nedenle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
ve bağlı kuruluşlarının 2022 yılı bütçesine
değinirken de bu temalara atıfta bulunacağım. Önce
unutkanlık kısmından başlayalım. Arşiv önemlidir
ve bağlayıcıdır. Hepimiz bir siyasi partiye mensubuz. Bu
kapsamda, partilerimizin seçim beyannamesinde yer alan vaatler yemin niteliğinde
bağlayıcılık içerir. Hele bir de vatandaşın
bütçesini doğrudan etkileyen konulara ilişkin taahhütler vardır
ki bu sözü verenlerin unutkanlık hatasına düşmemesi gerekir.
Çünkü siz unutabilirsiniz ama ne arşiv ne de vatandaş unutur. Hep
beraber bakalım, AK PARTİsi 2002 yılında ne söylemiş?
Ülkemizin öngörülebilir büyüme perspektifleriyle bağdaşmayan al ya
da öde anlaşmaları, imtiyaz ve işletme devir sözleşmeleri,
Türkiye'yi taşıması giderek zorlaşan bir mali külfetle
karşı karşıya bırakmaktadır. Bu mali külfetin
yüksek birim fiyatlar ve yüksek vergilerle tüketicilere aktarılması,
enerji tüketimini caydıran, büyümeyi yavaşlatan, yerli sermayemizin
rekabet edebilirliğini azaltan ve yabancı sermaye
yatırımlarını engelleyen sonuçlar doğurmaktadır.
2002 yılında yapılan bu tespitlerin hepsi çok doğru ama ne
yazık ki bu sorunlar aradan on dokuz yıl geçmesine rağmen hâlâ
güncelliğini koruyor. Sormazlar mı adama yirmi yıldır ne
yaptınız?
Hadi bugüne tekrar
uyarlayalım: Enerji alanı Türkiye için acil ve içinden
çıkılması zor bir sorun hâline gelmiştir. Türkiye enerji
kaynaklarının çeşitliliğine rağmen enerji
ithalatçısı ülkedir. Hem de ülkemiz, iktidara geldiğinizde
enerji arzında yüzde 67 dışa bağımlıyken bugün
yüzde 74 oranında dışa bağımlı hâle
gelmiştir. Her gün artan döviz fiyatları karşısında bu
bağımlılığın maliyetini Türk lirasına
çevirerek vatandaşın uykusunu daha fazla kaçırmak istemiyorum
ama gerçek bu.
Şimdi itirazlar
başlayacak Sanayi üretimimiz arttı, daha fazla enerji
kullanıyoruz, dünyada enerji maliyetleri yüksek. Bunlar sizin
savunmanız ama kabul edilebilir bahaneler değil. Evet, dünyanın
her yerinde enerji maliyetleri yüksek ama gelişmiş ülkeler
sürdürülebilir politikalarıyla maliyetlerini en aza indirmeye gayret
gösteriyorlar veya ithal bağımlılığını iç
kaynaklarını değerlendirerek azaltmaya
çalışıyorlar, ne pembe büyüme rakamları üzerinden
anlaşma yapıyorlar ne de işletme devir hakkı verdikleri şirketlere
elini verip kolunu kaptırıyorlar.
Türkiye
taşınması giderek zorlaşan bir mali külfetle
karşı karşıya kalıyorsa bunun en önemli nedeni
öngörüsüzlük ve plansızlıktır. Enerjide ithal
bağımlılığımızın en önemli
ayağı doğal gaz. 2021 yılı içinde ülkemizin uzun
vadeli doğal gaz sözleşmelerinin bir bölümünün süresi sona ermiş
ancak yaklaşık yirmi-yirmi beş yıllık
sözleşmeleri kapsayan bu anlaşmalar yenilenmemiştir. Bu
yılı kurtarsak bile doğal gazı hangi satıcıdan
hangi fiyatla alacağımız muammadır. Putin işi
yokuşa sürmektedir, İran bazen gerekli olan gazı bile Türkiye'ye
sevk ederken zorluk çıkarmaktadır, Azerbaycan'ın elinde yeterli
gaz bulunmamaktadır; bu durumda elde Gazprom kalıyor, Gazprom da
yüksek rakamlar zikretmektedir. Soruyoruz: Doğal gazı kaça
alıyoruz? Cevap: Ticari sır. Ama çözümü dışarıda
aramaya inatla devam ediyoruz. Gelinen noktada ülkemiz sadece enerji
ihtiyacı içinde değil, çaresizlik içindedir. Ya fahiş fiyattan
gaz almaya devam edeceğiz ya da soğuk ve karanlığa
hapsolacağız.
Bugün öngörüsüzlük,
hesapsızlık nedeniyle yüksek spottan alınan fiyatlardan
kaynaklanan zararın BOTAŞ'a faturası 6,4 milyar dolar
olmuştur; bu faturanın birileri tarafından ödenmesi lazım.
Elektrik üretim santralleri ve sanayide kullanılan doğal gaza
aralık ayında yine yüzde 20lik yeni bir zam daha geldi. Bu zamlarla
birlikte son bir yılda sanayi doğal gazındaki fiyat
artışı yüzde 196, elektrik santrallerindeki fiyat
artışı yüzde 240 oldu. BOTAŞ üç aylık zararın
faturasını konutlara çıkarmadı; bu, işin
vatandaşa söylenen kısmı. Hazine ve Maliye
Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı
tarafından hazırlanan 2022 Yılı
Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programına göre,
doğal gaz ve elektrik fiyatlarına yapılan zamların
BOTAŞ ve EÜAŞın maliyetlerini karşılamakta yetersiz
olduğu ve finansman ihtiyacının karşılanması için
bu kuruluşlara sene içerisinde sermaye transferi
yapılmasının planlandığı
açıklanmıştı. Nereden yapacak? Merkezî bütçeden. Merkezî
bütçeyi oluşturan en büyük kalem ne? Vergiler. Vergiyi veren kim?
Vatandaş. Hani BOTAŞ doğal gaz zammını konutlara
yansıtmamıştı? Hadi BOTAŞ Sanayi ve santrallere yapılan
fiyat artışını konutlara yansıtmadık. diyerek
kendini kurtardı, peki, sanayiye ve santrallere yapılan fiyat
artışlarının üretime yansıyacağını ve
dolayısıyla vatandaşın tükettiği her kaleme
doğrudan yansıyacağını bu iktidar bilmiyor mu? Onun da
kolayı var. Ortaya atarsınız iki hikâye: Doğal gaz bulduk,
çıkartmıyorlar. ya da Dış güçler önümüzü kesiyor.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yaşı
100e yaklaşan bir hacı amcam var, oğluyla
yaptığı bir telefon görüşmesine şahit oldum. Hacı
amca Hükûmetin işleri nasıl gidiyor? diye sordu, oğlu Biraz
kötü. diye cevaplayınca Neden? diye sordu. Oğlu,
babasının Tayyip Bey'i çok sevdiğini bildiğinden biraz da
onu üzmemek için Dış güçler. diye cevaplayınca Hacı amca
Anadolu ferasetiyle aynen şöyle söyledi: Oğlum, gavur
gavurluğunu yapar; siz Müslümanlığınızı denk
yapıyor musunuz? dedi. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin dediği gibi, bu memleket
ne çektiyse Allah'ını unutan Müslümanlardan çekti.
Değerli milletvekilleri,
Bakanlık bütçesinin neresine bakarsanız bakın eğri; gerçi
bütçenin tamamına baktığımızda neresi doğru ki?
Enerji Bakanlığındaki eğriler bütçenin tamamına
bakıldığında devede kulak kalır. Bundan önce
yaptığınız bütçeler yılı bitmeden kendisi bitip
hep açık verirken, bu defa devrim yaptınız, daha yıl
başlamadan bütçenin üçte 1ini yediniz, bitirdiniz, yok ettiniz.
Vatandaşa yokluk içinde Varız. diyebiliyorsunuz. Bütçe Türkiye
Büyük Millet Meclisine sunulduğunda dolar kuru 9,36 liraydı, bugün
sabah itibarıyla 13.70lerde. Döviz kurlarındaki bu yükselişten
en çok etkilenen bakanlıkların başında Enerji
Bakanlığı geliyor. Bununla birlikte, Enerji
Bakanlığımızın iddiası devam ediyor Düşük
maliyetli enerji sunacağız. Bu saatten sonra isteseniz de
sunamazsınız, geçti Borun pazarı çünkü bu konuda
bağımsız karar alacak ne kurum kaldı ne de kurumların
üzerinde söz sahibi olduğumuz alan.
EPDKden
başlayalım. Nedir EPDKnin açılımı? Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu. EPDK, kanunlardan aldığı yetki
ve sorumlulukla, elektrik, doğal gaz, petrol ve LPGnin yeterli, kaliteli,
sürekli ve düşük maliyetli, çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicinin
kullanıma sunulması için rekabet ortamında faaliyet
gösterebilecek şeffaf bir enerji piyasasının
oluşturulmasını sağlamak, piyasayı düzenlemek ve
denetlemekle yetkili kılınmıştır. Ancak günümüz
itibarıyla, EPDK, bağımsız ve düzenleyici bir otorite olma
vasfını tamamen kaybetmiştir. Eşit taraflar arasındaki
eşit kararların alınmadığı bir kurum hâline gelen
EPDKde piyasada etki analizi yapılmadan kararlar alınmış,
şeffaflık kaybolmuştur. Kurumun uygulamaları sayesinde
enerji piyasasında yatırımcıların dahi belirsizlikler
yaşadığı bir ortam oluşmuşken elektrik,
doğal gaz fiyatlarının ne olacağına yönelik tek bir
plan yapılmamıştır. Ne yazık ki bundan sonra da
yapılacağına dair bir planınız yoktur.
Enerji Bakanının
açıkladığı 2021 Eylül ayına ilişkin kurulu güç ve
üretim kaynaklarına göre Türkiyenin kurulu gücü 98 bin 788 megavata
ulaşmıştır. Kurulu gücün yüzde 25i kamuda, yüzde 75i özel
sektördedir. Özel sektörden kasıt ise iktidar tarafından vazgeçilmez
ilan edilen birkaç sermaye grubudur. Elektrik üretimi bu gruplardadır,
dağıtım bu gruplardadır, petrolün rafinaj işlemleri bu
gruplardadır, ithalat, dağıtım, pazarlama ve
satış işlemleri de bu gruplardadır. Diyebilirsiniz ki
Piyasada kamuyu temsilen EÜAŞ da var. EÜAŞ hem elektrik üretip
satıyor hem de elektrik alıyor ancak her alımda, her
satımda zarar ediyor. Elektrik alımı yaparken düşük bedelli
kaynakları değil, alım garantili santralleri tercih ediyor, mal
ve hizmet alımı ihaleleriyle ilgili hazırlık
çalışmalarını titizlikle yapmaması nedeniyle gereksiz
ihale iptallerine neden oluyor ve kamunun elektrik maliyetini katmerli bir
şekilde artırıyor.
Gelelim
Bakanlığın ilgili kuruluşlarından biri olan
TEİAŞa. TEİAŞ Türkiyede üretilen elektriğin
üreticiye dağıtımını sağlayan ve
dağıtım şebekesinin aktarımından sorumlu olan
başlıca kurum. Kamuda en fazla ödenek alan ve kamu
kuruluşları arasında kâr eden ender kuruluşlar
arasında bulunan TEİAŞ, özelleştirme kapsamına
alınmıştır. Ülkemiz ekonomik darboğazda, kaynak
sıkıntısı da her gün daha da çok artıyor, Hükûmetin
TEİAŞı özelleştirmesinden büyük bir gelir elde etmeyi
planladığı ortada ama düzenli olarak kâr eden bir
kuruluştan vazgeçilmesinin açıklaması yok.
Değerli milletvekilleri,
düşük maliyetli enerji sunulamamasının nedenlerine maliyeti
yükselten kurumlar ve politikalar üzerinden devam etmek istiyorum.
Bakanlığın ilgili bir kuruluşu da TEDAŞ. Kuruluş
kendine bağlı tüm dağıtım ve perakende satış
şirketlerinin özelleştirilmesi nedeniyle ne enerji alımı
yapabiliyor ne satım yapabiliyor ne de dağıtım.
Kuruluşun elinde kalan tek yetki neredeyse özelleştirilen
şirketlerin bürokratik işlemlerini yürütmekle sınırlı
kalmıştır. TEDAŞ özelleşti, peki, alacakları ne
oldu? gibi mantıklı bir sorunun ne yazık ki mantıklı
bir cevabı yok. TEDAŞ dağıtım şirketlerinin
özelleştirilmelerinden dolayı 3,6 milyar liralık
alacağını hâlâ tahsil edememiştir çünkü
çoğunluğunu 5i her yerdelerin şirketlerinin
oluşturduğu dağıtım firmaları Zarar ediyoruz.
gerekçesiyle TEDAŞa borcunu ödeyememiştir. Bunlar ayrıca
tüketicilerden tahsil ettikleri ve Bakanlığın bankadaki
hesaplarına yatırılması gereken elektrik enerjisi fonunu da
ödemekten imtina etmişler, üstlerine yatmışlardır.
Enerji
Bakanlığının ilgili kuruluşları böyle böyle
zararına, kârı zararına, zararını da daha fazla zarara
çevirmiş, bu zararın kefaletini üstlenmek de vatandaşa
düşmüştür. Bugün düşük maliyetle enerji alma hakkı bulunan
vatandaşın faturası vergi tahsilat makbuzuna
dönüşmüştür. İktidar, içi sırlarla dolu bir kanun
teklifinde Elektrik faturasından TRT payını
kaldırdık. reklamını yapsa da faturalarda vergi, verginin
vergisiyle birlikte alınmaya devam etmektedir. Sonuç olarak kamunun ortak
bütçesinden enerji firmalarına transfer edilen her kuruş, ne
yazık ki vatandaşın bütçesine enerji yoksulluğu ve
yoksunluğu olarak yansımaktadır.
İşsizlik
oranlarının her gün arttığı, asgari ücretin enflasyon
karşısında tamamen eridiği günümüz ekonomisinde aileler her
ay, tutarı daha fazla artan elektrik faturalarını ödemek zorunda
kalmaktadır. Bu itibarla, vatandaşımızı
karanlığa mahkûm eden bir bütçeyi konuşuyoruz.
Değerli milletvekilleri,
Enerji Bakanlığının elinde Türkiyenin enerji sorununu
çözecek bir element var; toryum. Türkiye, ülkemize ebediyen yetecek toryum
rezervine sahip.
Yine,
Bakanlığın ihmal ettiği bir başka stratejik maden olan
bor. Bor madeninin dünyadaki rezervinin yüzde 64ü Türkiyede. Burada mesele,
bu iki madeni son ürün olarak kullanabilir miyiz yani dış güçler bunu
Türkiyeye yedirirler mi? Görünen o ki yedirmemek için her şeyi
yapacaklardır ama hacı amcamızın dediği gibi, gavur,
gavurluğunu yapacaktır; siz Müslümanlığınızın,
Türklüğünüzün gereğini yerine getiriyor musunuz? Bu coğrafyada
özgürce yaşamamız için kaçırılmaması gereken büyük bir
fırsata sahip çıkın. Balıkesirdeki Bor Karbür Üretim
Tesisi ne aşamada? Maden hâlinde çıkan borun katma değeri,
işlendiğinde 2.000 katı değerleniyor; ham madde tonu 200
dolar, yüksek teknolojiyle üretildiğinde 400 bin dolar. Gerekli teknoloji
Türkiyede olmadığı için sadece ham boru
değerlendirebiliyoruz. Batılı ülkeler bor teknolojisini vermeyi
reddediyor. Kumdan ucuz sattığımız bor, bize pahalı
ithal ürün olarak geri dönüyor. Alın size enerjide ithalata
bağımlılığı ortadan kaldıracak,
bırakın her yıl cari açık vermeyi yıllarca cari fazla
verdirecek 2 madenimiz. Ama sizin ne çalışmaya ne planlamaya dair bir
niyetiniz dahi yok, bunları tahayyül etmeye aklınız bile
yetmiyor.
Değerli milletvekilleri,
enerji çok önemli, sorunlar büyük ama süre yetersiz. Hiçbir sorun çözülemez
değildir, yeter ki niyet iyi olsun. Huzurlarınızdan
ayrılırken 2022 bütçesinin AK PARTİsinin
hazırlayacağı son bütçe olmasını temenni ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla)
İYİ Parti olarak Türk devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğüne ve Atatürkün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletinin
kuruluş ilkelerine sımsıkı bağlı kalarak, Türkiye'de
güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, güçler
ayrılığı ilkesini, adil bir devleti, adil bir toplumu,
liyakatli bürokrasiyi, namuslu siyaseti, zengin ve huzur içinde yaşayan
bir Türkiye'yi Allahın izniyle yeniden inşa edeceğiz. Yolumuz,
büyük Türk milletinin yoludur. Yolculuğumuz ve mücadelemiz büyük Türk
milleti içindir. Hiçbir kuşkuya yer yoktur ki mutlaka
başaracağız, başaracağız,
başaracağız. Ne mutlu Türküm diyene!
Yüce milletimizi ve Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ankara
Milletvekili Sayın Ayhan Altıntaş.
Buyurun Sayın
Altıntaş. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Enerji Bakanlığı ve bağlı
kuruluşların bütçesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Enerji, hayatın ve
ekonominin bütün alanlarında etkili olan bir olgudur; bu yüzden de ülke
açısından bir millî güvenlik meselesidir. Ben öncelikle AK
PARTİnin enerji politikası üzerinde durmak istiyorum. İddia
edilen neydi, gerçek ne? AK PARTİ, parti programında enerji
politikasının temelinde ulusal çıkarlarımızı
koruyarak enerji arzının güvenliğini ve devamlılığını
sağlamak, rekabete dayalı bir enerji piyasası oluşturmak ve
duyarlı olduğumuz çevreyi ve insan sağlığını
korumak olduğunu söylüyor. Peki, gerçek bu mu?
Türkiye 1980li
yıllardan beri ciddi miktarda ithal enerji kaynağı
kullanıyor. Petrolü, doğal gazı, kömürü ithal eden,
dolayısıyla dışa bağımlı bir ülke
konumundayız. 1990larda yüzde 51lerde, 2002de yüzde 67lerde olan
enerji arzındaki dışa
bağımlılığımız, bugünlerde yüzde 70leri
geçmiş durumda yani Enerjide ulusal çıkarlarımızı
korumak esastır. denilse de yirmi yıllık AK PARTİ
iktidarında enerjide dışa bağımlılığımız
giderek artmış. Kalem kalem bakarsanız da bu dışa
bağımlılık, birincil enerji tüketiminde yüzde 72, petrolde
yüzde 92, doğal gazda ise yüzde 99 seviyesinde. Her doğal gaz zammından
önce Karadenizde bulunduğu iddia edilen doğal gazlar da bu
dışa bağımlılığı henüz azaltamadı.
TÜİKin verilerine göre,
ağustos ayında enerji ithalatı geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 104lük bir artışla 4,3 milyar dolar olarak
gerçekleşmiş. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe
Başkanlığı raporuna göre, enerji ithalatı bu sene
sonunda 40 milyar doların üzerinde gerçekleşecek. Ayrıca bütçe
gerekçesine göre de ithalattaki bu artışın 2022, 2023 ve 2024te
de devam edeceği öngörülmektedir; kaldı ki bunlar dolar üzerinden
fiyatlar. Türk lirasının değer kaybetmesini önemsemeyenler
farkında mı bilmem ama Türk lirası dolar
karşısında değer kaybettikçe bu rakamlar da TL bazında
katlanarak artacaktır.
Ayrıca, dışa
bağımlılık ani bir krizle ülkede doğal gaz
yokluğuna sebep olabilecektir, bu nedenle yeterli kapasitede doğal
gaz depolamak gibi çözümler kullanılmalıdır. Bakın,
ülkemizde toplam 4,5 milyar metreküp kapasiteye sahip yer altı doğal
gaz depolama alanı mevcut. 2020deki doğal gaz tüketimimiz 48 milyar
metreküp. Uzmanlara göre bahsi geçen depo en az 16 milyar metreküp
olmalıdır, fakat, maalesef, 11 milyar metreküp bile ancak bizim 2023
hedefimiz. AK PARTİnin enerji politikaları ulusal
çıkarlarımızı koruyarak enerji arzının
güvenliğini ve devamlılığını sağlamak
başlığından sınıfta kalmıştır.
Ayrıca, yine AK
PARTİnin Parti Programında Geleceğin enerjisi olan hidrojen
enerjisi konusunda ciddi bilimsel ve teknik projeler
başlatılması. ifadesi geçiyor. Bu projeler yapıldı,
sonuçlandı da bizim mi haberimiz yok. Hidrojeni nerede kullanıyoruz?
AK PARTİnin Parti
Programından bir başka cümle daha söyleyeyim size:
Özelleştirme ve lisans verme tam anlamıyla şeffaf ve rekabete
açık olacak. deniyor. Yapılan özelleştirmelerin sonucunda da
elektrikte üretimin yaklaşık yüzde 80i, dağıtım ve
faturalandırmanın ise yüzde 100ü özel sektöre devredilmiştir.
İşin ilginci, bu şeffaf ve rekabete açık olacağı
söylenen ihaleler hep belli müteahhitlere gitmiş. Hatta daha da ilginci,
bu gruplardan bazıları kamudan en çok iş alan şirketler
sıralamasında dünyada ilk sıralarda yer alıyor, o kadar da
şanslılar.
Bir diğer ulusal
çıkarlarımızı koruma
başarısızlığı olarak da enerji sektörü dövize
endeksli bir sektör hâline gelmiştir, yurt içi alımları dahi
dolar bazında; mesela, YEKDEM kapsamında kömürde 15,82 sent/kWh,
biyokütlede 15,72 sent, güneş enerjisinde 14,46 sent, nükleer santrallerde
12,35 sent. Görülüyor ki desteklerimiz hem dolar bazında hem de bol
keseden. Örneğin, nükleer enerjide sermaye, işletme ve devreden
çıkarma yani atık yönetimi maliyetleri ortalama olarak kilovatsaat
başına dünyada 5-6 dolar sent civarında. Biz ise bunun 2
katından fazlasını Akkuyu Santrali için on yıllarca süreyle
Ruslara vereceğiz. Bu ilk santral, zarar edelim ama teknolojiyi
öğreneceğiz ve böylece ikincisini kendimiz yapacağız. diye
düşünülebilir ama öyle bir durum da yok. Ayrıca az önce YEKDEM
kapsamında bahsettiğim fiyatlara dağıtım bedeli,
tüketim vergisi, KDV ve mevcut TRT payı gibi kalemler de eklenince
kilovatsaatinin fatura bedeli 20-25 sente ulaşıyor, bunu Türk
lirasına çevirince daha rahat anlaşılacaktır.
Halkımızın önemli bir kısmının bu fiyatlarla
elektrik tüketmesi neredeyse imkânsız. Bugün elektrik halka
yaklaşık 9 sente faturalandırılıyor. Buna rağmen
2020 yılında 3,7 milyon abonenin elektriği kesilmiş. Aile
Bakanımızın açıklamasına göre de 2,1 milyon haneye
elektrik fatura desteği verilmiş.
Değerli arkadaşlar,
çevreye zarar vermeden, doğa dostu olan yenilenebilir enerjiyi
destekliyoruz ama böyle abartılı garantilerle kimi zengin ediyoruz?
Kaldı ki, nehir tipi hidroelektrik santrallerin çevreye verdiği zarar
da ortada. Parti programınızda yazan Enerjide çevreye duyarlı
olmak. politikası aklımıza geliyor, buna pek uygun
davranmıyorsunuz. Mesela köylüler yapılacak olan santralin
müteahhitlerinin doğayı katletmesine itiraz edince kolluk
kuvvetlerini vatandaşın üzerine yolluyorsunuz.
Madenler konusuna gelecek
olursak; AK PARTİ programında maden aramadan tüketimine kadar her
aşamada çevre bilincinin gözetileceği yazıyor ancak maden arama
adı altında doğa ve orman katliamları yapılıyor,
bunu pek çok kez gözledik. Kaldı ki, bunca tantanaya rağmen kayda
değer bir kazancımız da yok. Maden politikalarımız tam
bir mirasyedilik örneği. Madenlerimizi katma değer elde edip
etmediğimize bakmadan nakde dönüştürme çabasındasınız.
Afrika'daki sömürgecilik de buydu işte; Afrika'nın madenlerinin ham
madde olarak Avrupa'ya taşınmasıydı. Bugün bu sömürgecilik
şekil değiştirmiş ve gönüllü olarak ham madde
satışına dönüşmüştür ama taş, mermer kayası
gibi ham maddeler bile ihraç ediliyor, sonra işlenmiş ürün olarak
ithal ediliyor. Değerli arkadaşlar, kendi işleme
imkânımız olan madenleri çıkaralım,
işleyemediğimiz, katma değer elde edemediğimiz madenleri
kesinlikle çıkarmayalım. Bunları işleyecek birikime sahip
olduğumuz zaman çıkaralım; çocuklarımızın,
torunlarımızın hakkı var onların üzerinde.
Bütçede bir nokta dikkatimi
çekti, ona da değinmek istiyorum: Nükleer Düzenleme Kurumu bütçesinde çok
yüklü hizmet alımı görülüyor; 220 milyon TL bütçenin 135 milyonu bu
alıma gidiyor. Ayrıca bu alımda yıllar içinde sürekli bir
artış öngörülüyor. Bu neyin hizmet alımı? Radyasyon ve
hızlandırıcı teknolojilerine mi yönelik alımlardan
bahsediliyor?
Değerli iktidar
milletvekilleri, burada yaptığımız konuşmaları ve
önerilerimizi siz belki dikkatle dinlemiyorsunuz ama muhtemelen
Cumhurbaşkanlığından dikkatle izleniyor ki bazı
önerilerimiz dikkate alındı. Mesela, termik santrallerin
bacalarına filtre takılması zorunluluğuna ek süre vermeyin
dedik, dinlemediniz, o şekilde geçirdiniz ama bir hafta sonra Sayın
Cumhurbaşkanından döndü. Doktora tezinde intihal iddiası olan
bir kişinin Boğaziçi Üniversitesinde rektör olmasının
doğru olmayacağını söyledik, görevden alınsın
dedik, siz dikkate almadınız ama Sayın Cumhurbaşkanı
görevden aldı. Elektrik faturalarında TRT payını
kaldırın, kademeli tarifeyi de düşünün dedik, şimdi bunu
Sayın Cumhurbaşkanının talimatıyla kanun teklifine
koydunuz. Önerilerimizin Cumhurbaşkanlığınca dikkate
alınmasından yola çıkarak yeni bir öneri daha yapacağım:
Sayın Cumhurbaşkanı, TEİAŞın
özelleştirilmesinden derhâl vazgeçin. Sayın Bakana hitap etmiyorum
çünkü bütçe görüşmelerinde Sayın Bakan elektrik iletimi ile
dağıtımını aynı gören bir yorum yaptılar.
Esasında TEİAŞ, Türkiye'nin enterkonnekte sistemini işleten
doğal bir tekeldir. TEİAŞın iletim hatlarının
toplam uzunluğu yaklaşık 70 bin kilometredir, Avrupanın en
uzun iletim hattıdır. Türkiye elektrik sisteminin operatörüdür ve
ülkede her noktaya elektriğin sürekli, kesintisiz, güvenilir, sabit
frekans ve gerilime sahip olacak şekilde tedarikini
sağlamaktadır. Hepsinden öte, TEİAŞ stratejik bir kurumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla)
TEİAŞta oluşabilecek anlık hatalar ülkenin
karanlıkta kalmasına neden olabilir. TEİAŞ tekeldir dedik,
kâr amacı gütmeyen bir kuruluştur, tarifesi yatırım ve
işletme giderlerini karşılayacak şekilde EPDK
tarafından düzenlenir. TEİAŞın kâr amaçlı olması
EPDKnin düzenlemelerini de anlamsız hâle getirecektir.
Ezcümle, AK PARTİnin
enerji politikası yokluk ve yoksulluk artırıcı
politikalarının bir yansıması niteliğinde. Halkı
yoksullaştıran ama birkaç firmayı zenginleştiren bu enerji
politikasına derhâl son vermek gerekiyor.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ
Parti Grubu adına son söz Trabzon Milletvekili Hüseyin Örse aittir.
Buyurun Sayın Örs.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; öncelikle, görüşmekte olduğumuz Gençlik
ve Spor Bakanlığı bütçesinin ülkemize, milletimize hayırlar
getirmesini diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
ben geçen yıl yaptığım bir konuşmayı
hatırlatarak sözlerime başlamak istiyorum. Geçen yıl Gençlik ve
Spor Bakanlığı bütçe görüşmelerinde spor kulüpleri ve federasyonları
yasası yani kamuoyundaki bilindik adıyla spor yasasıyla ilgili
hangi somut adımların atıldığını,
yapılacak olan çalışmaların neler olduğunu
sormuştum, bugün onu hatırlatarak başlıyorum sözlerime.
Bilindiği gibi, Gençlik
ve Spor Bakanlığı 2020 Ocak ayında Ankarada bir
çalıştay düzenlemişti. Bu çalıştaya Türkiyenin dört
bir tarafından kulüp başkanları, yöneticileri ve çeşitli
amatör branşlara mensup spor adamları katılmıştı.
Bu çalıştayda Sayın Bakanımız Spor kulüpleri ve
federasyonları yasasını bir an önce getireceğiz. ifadesini
kullanmıştı. O günden bugüne hemen hemen iki yıl geçti,
geçen bu süreç içerisinde spor yasasıyla ilgili herhangi bir somut
gelişme göremedik Sayın Bakanım, onu söylemek istiyorum. Bir taslak
hazırlanmıştı, Meclise geliyordu, medyada sıkça bunun
haberleri yer aldı, üzerinde çok yazıldı çizildi ancak spor
yasası teklifi geçen yıl Meclise gelmedi.
Bugüne geldiğimizde bu
yasayla ilgili haberler yine basın-yayında yer alıyor. Eylül
ayı itibarıyla TRT başta olmak üzere birçok medya organında
Yeni spor yasası geliyor. Yeni spor yasasında sona gelindi. Spor
yasası son düzlükte. Spor yasasında devrim. gibi manşetleri
sıkça ve büyük puntolarla gördük. Bu çıkan haberlerin ana
başlığı altında ilgili yasanın bu dönemde
Mecliste görüşüleceği yazıyordu ama hâlâ daha gelen bir şey
yok. Manşet var ama yasa yok. Bunun sebebi nedir? Doğrudur, bir
pandemi süreci yaşadık ve bu süreç devam ediyor. Pandemi süreci
gerçeğini de göz ardı etmemek lazım ama pandemi sürecini bahane
etme kolaycılığına da kaçmamak gerekir diye
düşünüyorum.
1461 Trabzon Futbol Kulübünün
Başkanlığını yapmış ve hasbelkader spor
camiasının içinde bulunmuş bir kardeşiniz olarak Spor
yasasında son durumumuz nedir, ne zaman gelecek, ne zaman yürürlüğe
girecek? bunu sormak istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
Türkiyede futbol kulüplerinin durumu ortada, birçoğu borç
batağında, bir denetim mekanizması yok. Türk futbolu son yirmi
yılda parasal gelirlerini yüzde 600-700e yakın artırırken
sportif performansı, maalesef, 2000 yılının gerisine
düşmüştür. Yani Türk futbolu bir şekilde parasal gelirini -bir
şekilde- artırırken bu parasal genişlemeyi sportif
performansa dönüştürebilecek üst yapıyı günün
koşullarına uygun şekilde tesis edememiştir. O hâlde
şu soruyu sormamız lazım: Türk futbolunun parasal gelirleri
artarken sportif performansı neden düştü? Türk futbolunda mevcut
kaynaklar sportif performansı maksimize edebilecek şekilde
kullanılmamıştır arkadaşlar. Bunun
kaçınılmaz sonucu da sportif performansın gerilemesi
olmuştur.
Sonuç olarak, Türk futbolunda
son yirmi yılda, yönetsel gelişim parasal gelişim
hızının çok çok gerisinde kalmıştır.
İşte, bu sorunların ortadan kaldırabilmesi için bu yasa
önemli diyorum. Bu noktada biz de muhalefet olarak görüşlerimizi,
önerilerimizi sunalım; Türk sporu için, Türk futbolu için, federasyonlar
için hayırlı olacağını düşündüğümüz bu
yasanın çıkarılmasına biz de katkıda bulunalım;
el birliğiyle, ortak akılla bu yasayı bir an önce
çıkaralım diyorum. Temennim odur ki spor yasası geçen yıl
olduğu gibi sadece manşetlerde ve tutanaklarda kalmaz, bir an önce
Meclise gelir, yasallaşır ve uygulamaya geçer.
Değerli arkadaşlar,
konuşmamın bu bölümünde öğrenci yurtlarında deprem,
yangın ve imar mevzuatlarının gerektirdiği teknik, asgari
koşulların sağlanmasına ilişkin bir iki cümle söylemek
istiyorum. Geçen yılki bütçe görüşmelerindeki sunumda öğrenci
yurtlarının deprem dayanıklılık testleri, riskli
binaların güçlendirilmesi, kapatılması ve yıkılmasına
yönelik bilgiler paylaşmıştınız.
Sayıştayın
resmî internet sayfasında yayımlanan Eylül 2021 tarihli denetim
raporunda da bu konuyla ilgili hususlar yer almıştır. Buna göre
Bakanlık tarafından geçmiş yıllarda kiralanan konut veya
iş yeri niteliğindeki bazı binaların, öğrenci yurdu
olarak kullanımı uygun olmadığı hâlde, kira
sözleşmelerinin feshedilmediği ve bazı sözleşmelerin
süresinin uzatıldığı bulgusuna
rastlanmıştır. denilmektedir. Sayıştayın
yayımladığı bu denetim raporunda Bakanlıkça
Sayıştaya verilen veriler incelendiğinde, 2020 yılı
içerisinde kapatılan toplam 24 adet yurt binasından 11inin
sözleşme süresinin dolması, 12sinin Bakanlık tarafından
yeni bir yurt binası açılması ve yalnızca 1 binanın
gerekli standartları sağlamaması nedeniyle kapatıldığı
anlaşılmaktadır. Buna karşın Sözleşmesi
bittiği hâlde kira sözleşmesi bir ile beş yıl arasında
yenilenen kullanıma elverişli olmayan 169 adet bina olduğu
görülmektedir. denilmektir. Sayıştayın raporunda
ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, deprem,
yangın ve imar mevzuatlarının gerektirdiği teknik, asgari
koşulların sağlanamadığı yurt binalarında
öğrenci barındırılması, Allah göstermesin, telafi
edilemeyecek felaketlere davetiye çıkarır diyorum. Belirtilen
nitelikteki riskli yurt binalarının kira sözleşmelerinin
uzatılmasına devam edilmemesi gerekir diyorum. Bu konuda hassas
olmamız gerektiğinin altını çiziyorum. Bu sebeple,
Bakanlık bu nitelikteki binaların kullanılmaması,
kapatılması ya da yıkılarak yeniden yapılması
yönünde çalışmaları bir an önce başlatmalıdır.
Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızın sağlığı
ve can güvenliği her şeyin üstündedir. Ülkemizin son yıllarda
yaşadığı deprem, sel ve yangın gibi afetler de göz
önünde bulundurularak bu hususa önem gösterilmesi gerekir.
Değerli arkadaşlar,
öğrenci yurtlarıyla ilgili bir diğer hususu da yine sizlerle
paylaşmak istiyorum. Malumunuz üzere, yeni eğitim öğretim
yılında üniversiteli gençlerimiz birçok yerde, birçok şehrimizde
barınma sorunu yaşadılar. Bu durum, taraflı tarafsız
herkesin gözü önünde cereyan eden bir durumdu aslında. Üniversite
öğrencisi evlatlarımız yüz yüze eğitimin
başlamasıyla Kredi ve Yurtlar Kurumunun yurtlarında kalacak yer
bulamadıklarını, pandemi sürecinde kapanan özel yurtlar
nedeniyle yatak sayısının azalması ve kiralardaki ciddi
artışlar yüzünden sorun yaşadıklarını dile
getirmişlerdi. Ancak, siz Öğrenciler yalancı, yurtlar yeterli.
dediniz, bu gençlerimizi yalan konuşmakla itham ettiniz. Değerli
arkadaşlar, gerçek ortada. Bakın, ben size bir şey söyleyeyim:
Bu süreçte, bana, gerek seçim çevrem Trabzondan gerekse başka
şehirlerimizden yani Türkiyenin dört bir tarafından 100e yakın
yurt ve barınma talebi geldi. Ben, aynı şekilde, bütün
milletvekillerimize de bu taleplerin gittiğini biliyorum, birçoğuna
şahit oldum. Ortada net bir durum var: Yurt kapasitesi öğrenci
kapasitesini taşımıyor. İnkâr ederek, efendim, yandaş
medyada algı yaratarak bu durumu saklayamazsınız, bu sorunu
çözemezsiniz. Gelin, acı gerçekle yüzleşin, algıya
harcayacağınız zamanı sorunun çözümüne harcayın. Çok
algı yapıyorsunuz ama algı tiyatronuz perdeyi indirdi, oyun
bitti; bunu da kabul edin diyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Bu arada bir teşekkür de
etmek istiyorum. Bu mağduriyetin yaşandığı dönemde
işte oteller kiralayarak veya misafirhaneler, binalar kiralayarak belediye
imkânlarıyla binlerce öğrenciye destek olan Ankara Büyükşehir
Belediyesine, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve hangi siyasi
partiye mensup olursa olsun bu desteği veren tüm belediye ve kamu
kurumlarının yönetici ve çalışanlarına da teşekkür
ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
yurt kapasiteleriyle ilgili 60lı, 70li yıllardan örnekler
veriliyor; bunu çok sık yapıyor iktidar partisine mensup
arkadaşlar. Ya 2021 yılındayız arkadaşlar ve bu ülkeyi
yirmi yıldır siz idare ediyorsunuz. Bence artık böyle elli
altmış yıl öncesiyle kıyaslama yapma
alışkanlığınızdan artık vazgeçin.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu sizi bir de
hataya düşürüyor; bazen yılları, sayıları
karıştırıyorsunuz, söyleminiz ile tarih uyuşmuyor,
tarih ile yaşınız uyuşmuyor, verdiğiniz yer ile
dediğiniz mekân birbirini tutmuyor ve ortaya Zaytung haberi gibi bir
şey çıkıyor. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) O nedenle artık bundan vazgeçin diyorum. Bir de
geçmiş dönemlerde, o günün şartlarında yapılanlar ile her
gün değişen ve gelişen dünyada günümüz
şartlarının kıyaslanması ne derece doğrudur, bunu
da vicdanınıza sorun diyorum.
Burada kısır bir
tartışma yapmanın gençlerimize de bir faydası yok. Öyle çok
polemik seven bir milletvekili kardeşiniz de değilim ama bu
evlatlarımızın mağduriyetini azaltacak neler yapılabilir,
sorunlar nasıl çözülebilir; onları konuşalım. Ülkenin
ekonomik durumu ortada, yurtların yetersiz olduğu bir gerçek. Buna
bağlı olarak özel yurtların ücretleri, kira fiyatları
karşısında anne babaların gelirlerinin yetersiz
kaldığı gayet açık. Bu çocuklara ve ailelerine fayda
sağlayacak neler yapılabilir, bunları konuşalım. Bu
sebeple buradaki eleştirilerimizi önemseyip önerilerimizi dikkate
alırsanız daha faydalı işler yaparsınız diye
düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
konuşmamın bu bölümünde belediyelerin spora katkı yapabilmesiyle
ilgili de bir iki hususu arz etmek istiyorum yüce Meclisimize. Belediyelerin
spora yapacağı katkının miktarıyla ilgili olarak
Bütçe vergi gelirlerinin tahakkuk eden miktarının büyükşehir belediyeleri
için binde 7sini, diğer belediyeler için binde 12sini geçemez. hükmü
var; bu, spora katkı için. Bugün birçok belediyede ayrılan bu paralar
amatör spor kulüplerine değil, belediyelerin kendi bünyelerinde
oluşturdukları spor kulüplerine aktarılmaktadır. Bunun
yanında, aktarılan bu paraların belediyelerin örtülü
ödeneği gibi kullanıldığı, ağırlama
masraflarının buradan karşılandığı gibi
iddialar da var. Oysa ki, olması gereken o ildeki amatör takımlara, kulüplere
yardım olarak verilmesidir. Geçen yıl bu hususu yine arz
etmiştim ama bu kulüplerimizden, özellikle amatör spor kulüplerimizden
gelen talebi iletmiştim ancak herhangi bir gelişme
olmadığı için tekrar etmek zorunda kaldım. Günümüz
şartlarında maddi sıkıntı içinde ayakta durmaya
çalışan amatör spor kulüplerimizin yanında olmamız, onlara
destek vermemiz gerekir. Buna bağlı olarak bir hususu daha arz
edeceğim. Ekonomik sorunların had safhada
yaşandığı amatör kulüplerimiz, müsabakalara giderken dahi
binbir zorlukla araç temin ettiği bir durumda, idmanlara giderken cebinden
ücret ödeyen sporcularına servis hizmeti veya ulaşım için destek
verememektedir. Bu nedenle, aktif lisanslı amatör sporcuların
belediye otobüslerinden ulaşımda -65 yaş üstü gibi- ücretsiz
faydalanabilmelerine imkân sağlanması yönünde talepleri var; bu, hem
sporcu kardeşlerimiz hem de amatör kulüplerimiz için son derece önemlidir,
bu durumu da sizlere iletmek istedim.
Değerli arkadaşlar,
çok az bir zamanım kaldı, bir dakikam var, biraz da seçim bölgemden,
memleketim Trabzondan bahsedeyim. Memleketim Trabzon yerelinde birkaç hususu
arz edeyim. Trabzonda bizim bir Yavuz Selim sahamız vardı, onlarca
amatör kulübün evi konumunda olan, Trabzonun spor tarihinde çok önemli bir
yere sahip, efsanelerin yetiştiği, Kavak Meydanındaki Yavuz
Selim futbol sahasına millet bahçesi yapıldı. Trabzonsporun
şampiyonluklarının, onlarca kupa sevincinin
yaşandığı Hüseyin Avni Aker Stadyumu da bu alanda yer
alıyordu. Hüseyin Avni Aker Stadyumu her Trabzonlunun ve Trabzonun
yüreğinde, anısında çok önemli bir yer tutar. Geçmişin
anısına, bu millet bahçesinde Avni Aker Stadını temsilen
bir yapı da inşa edildi. Ancak değinmek istediğim husus
şudur Sayın Bakanım: AK PARTİli belediye
başkanları adaylıkları döneminde millet bahçesi içerisinde
bir futbol sahası yapılmasına ilişkin vaatlerde bulundular.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
Çok özür dilerim...
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla)
AK PARTİye mensup arkadaşlar seçim zamanı, buraya bir saha
yapılmasıyla ilgili vaatlerde bulundular, seçim
kitapçıklarına da bunu koydular. Yine, iktidar partisine mensup
arkadaşlar bu millet bahçesi içerisinde bir saha yapılmasıyla
ilgili söz verdiler ancak ilerleyen süreçte futbol kenti olan Trabzonda futbol
bileşenlerine Millet bahçesi içerisine futbol sahası olmaz. denildi
ancak birçok yerde millet bahçelerinde futbol sahaları olduğunu
biliyoruz. Bu hususta futbol kenti Trabzona bir haksızlık
yapıldığını ifade etmek istiyorum.
Yine, aynı durum
Akçaabat ilçemizde de yaşandı. 130 bin nüfuslu Akçaabat ilçemizde tek
stat olan Fatih Stadı da yıkılarak yerine millet bahçesi
yapılmıştır. Şimdi de spor lisesi yapmak için
Söğütlü sahası yıkılmaktadır. Cumhuriyetle
yaşıt olan Sebatspor kulübü ve bu ilçenin 8 takımı nerede
futbol oynayıp spor yapacaktır? Akçaabat Sebatspor köklü bir spor
geçmişine sahip, Süper Ligde yarışmış bir
takımdır. Buraya da stadın yapılmasını talep
ediyorum.
Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
İYİ Parti
adına söz talepleri karşılanmıştır.
Birleşime yirmi dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
13.45
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.11
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, söz
sırası Milliyetçi Hareket Partisi Grubunda.
İlk konuşmacı
Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı.
Buyurun Sayın
Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA
KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Büyük Millet Meclisi bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz aldım. Bu vesileyle yüksek heyetinizi ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Sözlerimin başında,
Meclisimizin ilk Başkanı ve cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa
Kemal Atatürk başta olmak üzere Millî Mücadele
kahramanlarımızı, Meclisimizin merhum üyelerini ve aziz
şehitlerimizi rahmetle ve saygıyla yâd ediyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Türk milletinin bağımsızlık, hürriyet ve kalkınma
ülküsünün sembolü, demokrasimizin, millî devletimizin ve geleceğimizin
güvencesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bağımsızlık
savaşı kazanmış, vatan kurtarmış ve devlet
kurmuş ilk Meclistir. Kurtuluş Savaşını
yönettiği için Gazi Meclis unvanı alan Meclisimiz, 15 Temmuz hain
FETÖ işgal girişiminin bertaraf edilmesinde demokrasi adına
örnek direnişiyle ikinci defa vatan kurtarıcılığı
ve Gazi unvanını almayı hak etmiştir. Meclisimiz,
bağımsızlığımıza ve egemenliğimize
yönelen her türlü saldırı karşısında
vatanımızı ve milletimiz korumak ve demokrasimizi yaşatmak
için zamanında tavır alarak millî ve etkili bir duruş
sergilemiş, sergilemeye de devam etmektedir.
Bilindiği üzere, 16
Nisan 2017 tarihinde aziz milletimizin iradesiyle hükûmet sisteminde köklü bir
reforma gidilerek Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine
geçilmiştir. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı
sağlıklı bir şekilde işlememektedir; hükûmet, yasama
organı içinden çıktığı için yürütme, yasama üzerinde
tahakküm oluşturmakta, dolayısıyla kuvvetler birliği
hasıl olmaktadır. Nitekim, ülkemizde parlamenter sistem döneminde bu
durum net bir şekilde görülmüş, çıkan yasaların da
tamamına yakını hükûmet tasarılarının
yasalaşması şeklinde olmuştur. Parlamenter sistemde
yürütmeyi elinde bulunduran siyasi güç, Parlamentoya da mutlak anlamda hâkim
olduğundan, yasama, yürütme organını denetleme işlevini de
yeterince yerine getirememektedir.
Başkanlık sistemi
ise katı kuvvetler ayrılığına dayanmaktadır, hem
yürütme hem de yasama organı halk tarafından seçilmektedir. Dünyada
başkanlık sistemlerinde uygulandığı üzere,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde de tek başlı
yürütme bulunmaktadır. Tek başlı yürütme, başkanlık
sisteminin ayırt edici özelliğidir.
Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemi, temel olarak, meşruluğunu doğrudan halktan alan
güçlü yönetim, hükûmet krizlerinin olmaması neticesinde siyasi istikrar,
hesap sorulabilirliği yüksek olmasından dolayı daha demokratik
bir yönetim özelliklerini taşımaktadır.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi, temsil ve yetki bakımından güçlenmiştir; nitekim,
Meclisin yasama yetkisini yürütmeye veren yetki kanununa dayalı kanun
hükmünde kararname çıkarma uygulaması
kaldırılmış, OHAL dönemi kanun hükmünde kararnamelerinin de
üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmaması hâlinde
hükümsüz kalacağı öngörülmüş, Meclis münhasıran
milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifleri üzerinde yasama
yapmaya başlamış, Plan ve Bütçe Komisyonunda yürütmenin
hâkimiyetine dayanan üye dağılımı değiştirilerek
siyasi partilerin milletvekili sayılarına göre
şekillendirilmiş, Komisyonunun yapısı demokratik hâle
getirilmiş, böylelikle yasamanın ve yürütmenin asli
fonksiyonlarına döndürülmesi sağlanmış, kuvvetler
ayrılığı tahkim edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisine, ilk kez, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun çoğunluğunu
oluşturan 7 üyeyi nitelikli çoğunlukla seçme yetkisi
verilmiştir. Meclisin yazılı soru, genel görüşme, Meclis
araştırması ve Meclis soruşturması yoluyla denetim
fonksiyonları devam etmektedir. Cumhurbaşkanının her türlü
eylem ve işlemleri yasama ve yargı denetimine tabi hâle
getirilmiş, Cumhurbaşkanına ve bakanlara cezai sorumluluk
yüklenmiştir. Yürütme, güvenoyunu bizzat milletten aldığı
için güvenoyu ve gensoru mekanizması
kaldırılmıştır. Doğrudan halk tarafından
seçilen yürütmenin Meclis üzerinden güvenoyuna ve gensoruya tabi tutulması
demokratik meşruiyete aykırıdır. Kaldı ki parlamenter
sistemde de gensoru, cumhuriyet tarihi boyunca sadece 3-4 kez etkili olmuştur.
Cumhurbaşkanlığı
kararnameleriyle Meclisin yasama yetkisinin elinden
alındığı iddia edilmektedir.
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin toplam madde
sayısı buna örnek gösterilerek kanunların toplam madde
sayısını geride bıraktığı ifade
edilmektedir. Böyle bir tespitin esasen hiçbir hukuki ve bilimsel yanı
bulunmamaktadır. Anadoluda böylesi durumlarda Bula bula bunu mu buldun?
diye sorarlar. Cumhurbaşkanının kararname çıkarması
başkanlık sisteminin rutinlerindendir. Bu yetki,
sınırsız ve yasama yetkisini ihlal eden bir yetki de
değildir ve Anayasal yargı denetimine tabidir.
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin toplam madde
sayısının fazla olma sebebi, köklü bir yönetim reformuyla
yapılan sistem değişikliği sebebiyle bakanlıklar ile diğer
kamu idarelerinin teşkilat kanunlarının yeniden düzenlenmesinden
kaynaklanmaktadır. Örneğin 1 no.lu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 539, 4 no.lu
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ise 802 maddeden
oluşmaktadır, sadece bu 2sinin madde sayısı 1.341dir. Uyum
düzenlemelerinden sonra çıkarılan kararnamelerin madde
sayısı fazla değildir.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bütün kurum ve
kurallarıyla yerleşmesi ve sistemin tamamlayıcı
unsurlarının gerçekleştirilmesi için Türkiye Büyük Millet
Meclisinde atılması gereken adımlar bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yeni ve demokratik bir
anayasayla taçlandırılmalıdır. Türkiye bunu başaracak
demokratik iklime, siyasi istikrara ve kararlılığa sahiptir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde hızlı, etkin, şeffaf,
katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin sağlanması
için Meclis İçtüzüğü'nün yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Yasama
kalitesinin artırılması, yasama ve denetim sürecinin
odağını komisyonların teşkil etmesi, kanun
tekliflerinin etki analizini yapacak altyapının
oluşturulması, kesin hesap ve denetim raporlarının
görüşüleceği ayrı bir komisyonun kurulması İç Tüzük
çalışmasında önemli gördüğümüz ve önerdiğimiz
hususlardandır.
Bununla birlikte, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İdari Teşkilatında çalışan
personelin mali ve sosyal haklarındaki farklılıkların
giderilmesi verimliliği ve etkinliği artıracak, hakkaniyeti
sağlayacaktır. Bu bakımdan, aynı yerlerde aynı
unvanlarda görev yapan Meclis personeli eski veya yeni olduğuna
bakılmaksızın aynı özlük haklarına sahip
kılınmalı, 4/Bliler için yapılan uygulama
yardımcı hizmetlerde çalışan personelimiz için de
yapılmalı, danışmanların iş güvencesi ve iş
sonu tazminatıyla ilgili çalışma yapılmalıdır.
Amacı, ülkeye ve millete
hizmet olan siyasetin ahlaki değerlerle bezenmesi bize göre bir
mecburiyettir. Siyasetin, siyasetçinin ve tüm devlet düzeninin
saygınlığını geliştirmek için her şeyden
önce siyasi etik kurallarına uygun davranan bir Parlamentonun
varlığı tesis edilmelidir.
Seçim sistemlerinde temsilde
adalet ve yönetimde istikrar ilkeleri arasında denge sağlamak esas
olup seçim kanunları bu ilkeleri dikkate alacak şekilde yeniden
düzenlenmeli, darbe dönemi ürünü olan Siyasi Partiler Kanunu
değiştirilmeli, siyaset kurumu daha demokratik hâle getirilmelidir.
Milletvekilliği dokunulmazlığı, kamu vicdanının
kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar
dışında kaldırılmalıdır; özellikle,
bölücülük, terör örgütlerine yardım ve yataklık iddialarıyla
ilgili düzenlenen fezlekeler bekletilmeden işleme konulmalıdır.
Kamuoyu araştırmaları operasyonel unsur hâline gelmiştir.
Araştırmacıların
ve araştırma kuruluşlarının nitelik ve
yeterliliklerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmeli, kamuoyunu manipüle
eden, yönlendirme veya etkileme maksadıyla yalan, yanlış, yanıltıcı
veya eksik bilgiler sunan kamuoyu araştırmalarının ve
araştırmacılarının önüne geçilmelidir.
Değerli milletvekilleri,
Konyada 7-17 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Hazreti
Mevlânanın 748inci Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma
Törenleri bugün başlamıştır. Bu vesileyle, Hazreti
Mevlânayı rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. İrfan
Vakti temasıyla yapılan törenler için herkesi sevgi, huzur ve
hoşgörünün başkenti Konyamıza bekliyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
bütçesinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyor, sizlere
ve büyük Türk milletine saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Mehmet Taytakta.
Buyurun Sayın Taytak.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET TAYTAK
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu
Denetçiliği Kurumu bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.
Kamu Denetçiliği Kurumu
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. ilkesiyle hareket
eden, idarenin her türlü eylem ve işlemlerini insanımızın
haklarına dayalı olarak adalet anlayışı içerisinde
hukuka ve hakkaniyete uygunluk bakımından inceleyen,
araştıran ve önerilerde bulunan bir kurumdur. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak tarihimizden ve geleneğimizden gelen bu yapının
sağlıklı işlemesini ve
vatandaşlarımızın idareden kaynaklanan
mağduriyetlerinin süratle giderilmesini önemsiyor ve takip ediyoruz.
Değerli milletvekilleri,
huzur tıpkı güvenlik gibi, tıpkı hürriyet gibi
insanım diyen herkesin hakkıdır. Toplumsal huzur kamunun,
hukukun, idarenin ve milletin birlikteliğiyle sağlanabilir. Güçlü
toplum güçlü aile bağlarıyla kurulur, huzurlu toplum ancak aile
huzuruyla devam eder. Bir ülkenin kalkınması ve gelişmesi
toplumsal huzura bağlıdır. Ancak insanlığın huzur
arayışı ortadadır. Huzurun bir fikir ve düşünce
kalıbına dökülmesi; akıl, gönül, maneviyat ve duygu
planında ele alınması gerekmektedir. İnsanlık uzun
süredir kaygı verici nitelikte bir huzursuzluk dalgasının tesiri
altındadır. Huzur yokluğu, insanların hayata
bağlılığını, yaşama sevincini ve iş
birliği temelini derinden sarsmaktadır. Genel
Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendinin talimatlarıyla
AR-GE Başkanlığımızca hazırlanan
İnsanlığın Huzuru Projesi eserinin hem toplumsal huzurumuza
hem de insanlık huzuruna önemli bir katkı
sağlayacağına inancımız tamdır. Milliyetçi
Hareket Partisi huzur için vardır, toplumsal huzuru sağlamak için
mücadele etmektedir.
Değerli milletvekilleri;
aklıselim ve kalbiselim herkesin isyan ettiği, insanın
kanını donduran her gün yeni bir olaya, her gün yeni bir görüntüye
maruz kalıyoruz. Bebeklerimize, çocuklarımıza ve
kadınlarımıza karşı şiddet içeren her gün yeni
bir olayla ciğerimiz yanıyor. Hürmetin, merhametin, emniyetin göz
ardı edildiği bir dünyaya doğru yol alıyoruz. Toplumumuz
kavgalarla ve çekişmelerle tüm enerjisini içeride tüketen bir hâle
geliyor. Birbirinin hâlini anlamayan, her fırsatta birbirine zulmeden
bireylerin olduğu bir toplumda herkes tedirgin olur, güven
yıkılır; güven olmayan toplum fitnelere boğulur. Vicdan
kavramını bilen toplumda emniyeti sağlamak daha kolay olur.
Bugün selde sürüklenen kütükler gibi insanlarımız yanlış
yerlere akıp gidiyor; internetin, sosyal medyanın ve televizyon
programlarının çıkmaz sokaklarında ve menfi
programlarında bir nesil ruhen yok oluyor. Sabahtan akşama haber
programlarında, gündüz kuşağı programlarında olumsuz
olayları, cinayet haberlerini görmek aile bireylerinin ve toplumun
psikolojisini bozuyor. Bizler çocukları cennet meyvesi, Allahın emaneti
olarak gören bir toplumduk, şimdilerde minik bebeğini öldüresiye
döven canavar bir baba görüyoruz. Bebeğinin şiddet gördüğünü
ifade eden ama bir şey yapamadığını söyleyen bir
annenin acziyetinin vicdanı olan bütün insanları derinden
yaraladığını görüyoruz. Genç yaşta hayattan ve
sevdiklerinden koparılan kadınlarımızı görüyoruz.
İsimleri değişen fakat ızdırabı
değişmeyen meseleler görüyoruz. El kadar bebeklerden, derdini
anlatamayan hayvanlardan canice katledilen kadınlara üzülmekten Türk
milletinin ruhunda derman kalmamıştır. Merhametten yoksun,
acıma hissi körelmiş, vicdanını kötülüğe esir
etmiş olaylar karşısında bir ve beraber
olmalıyız. Bizler merhametin temsilcisi, vicdanların sesi
olmalıyız.
Gazi Meclisin
çatısı altında her gün yaşanan tartışmalar, argo
konuşmalar, el kol hareketleri topluma kötü örnek olmaktadır. Siyaset
kurumu ayrışmayı değil, birleşmeyi
sağlamalıdır; yalanı değil, doğruyu söylemelidir.
Ama şimdi Gazi Mecliste teröre karşı bile tek yürek olamayan bir
anlayışla karşı karşıyayız. Terörün ve
teröristin meşru görüldüğü, teröristin gençlere barış
elçisi gibi yansıtıldığı bir dönemde
yaşıyoruz. PKK terör örgütü ülkemizde doktorlarımızı,
gencecik öğretmenlerimizi, kaymakamlarımızı şehit
etti; köyler bastı, kundaklardaki bebekleri kurşunladılar.
Siyaseti kirleten dil toplumu zehirlerken ne hikmetse konu teröre gelince,
terör finansörlerine gelince insan hakları akla geliyor. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Medya organları aracılığıyla
toplumda teröristler aklanmaya çalışılıyor. Terör, tepeden
tırnağa insanlığa karşı işlenmiş bir
suçtur; terörist, insan sevgisini kaybetmiş, nefretle kaplı
kişidir; terör propagandası özgürlük değildir. Demokrasi
olduğu iddia edilen ülkelerde, İngilterede IRAyı,
IŞİDi, El Kaideyi övmek; Almanyada Nazizmi, IŞİDi, El
Kaideyi övmek; İspanyada AİHM kararıyla kapatılan
ETAyı övmek yasaktır. Türkiyede, insan hakları adına
bölücü terörü teşvik özgürlüğü sağlansın isteniyor. Terörü
teşvik edici, teröre cesaret verici yazarlar, akademisyenler, sanatçılar
ve siyasetçiler teröristten daha fazla suçludur. Bu ülkede yaratılmaya
çalışıldığı gibi dinî ve etnik bir sorun yoktur;
bu ülkede terör sorunu vardır. Terör sorunu çözülmeden huzura erişmek
mümkün değildir. Kim, birliğimizi, beraberliğimizi ve huzurumuzu
bozmak isterse dün olduğu gibi bugün de yarın da Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bizi karşısında bulacaktır.
Konuşmamı bilge
liderimiz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli
Beyefendinin sözleriyle bitirmek istiyorum: Milliyetçi Hareket Partisinin
hiçbir mensubu, eklemek yerine eksilten, dikmek yerine dinamitleyen,
buluşturmak yerine budayanlardan olmayacaktır. Ayaklarda sürüklenen
iyilikler dirilmeli, kucaklarda gezdirilen kötülükler fırlatılıp
atılmalıdır. Küslüklerin yaygınlaşması, dargınlıkların
yoğunlaşması, gönüller arasına mesafe ve engellerin
koyulması hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır, bilakis
kaybettirecektir. Kucaklaşmak varken birbirimize sırt çevirmek, birbirimizden
kopmak vebaldir, tarihî bir yanlıştır.
Bu duygu ve düşüncelerle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kamu Denetçiliği Kurumu
2022 yılı bütçesinin hayırlı ve bereketli
olmasını diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İstanbul
Milletvekili Sayın Feti Yıldız.
Buyurun Sayın
Yıldız. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA FETİ
YILDIZ (İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay bütçeleri üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisinin görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunuyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
Anayasa Mahkemesinin kurulması ve yaygınlaşması yoğun
hak ihlalleri sebebiyle büyük ölçüde İkinci Dünya
Savaşının sonrasına rastlamaktadır. Ancak, bizde Anayasa
Mahkemesinin kuruluş ve serüveni çok daha farklıdır. Cumhuriyet
döneminde Anayasa Mahkemesi düşüncesinin ilk öncüsü, Aziz Atatürkün
fikir babam dediği büyük Türkçü, Turancı Ziya Gökalptır;
Aralık 1922 tarihli Küçük Mecmua dergisinin Yüce Mahkeme
başlıklı yazısında yasaların Anayasaya
uyguluğunun merkezî bir yargı organı eliyle denetlenmesi
düşüncesini toplumla paylaşır. Burada kuruluş sebeplerini,
Yassıada mahkemelerini, ilk üye seçimlerini uzun uzun anlatmaya gerek
duymuyorum. Anayasa Mahkemesi, 27 Mayıs darbesinin ardından 61
Anayasasına giren bir kurumdur.
Avrupa Birliği
ülkelerinin hiçbirinde bizimkine benzer anayasa mahkemesi kurumu yoktur.
İngiltere ve Hollandada esasen anayasa mahkemesi yoktur; Amerikada
kanunların anayasaya uygunluğunu genel mahkemeler denetler.
Yapısı,
yargılama usulleri, görev ve sorumluluklarına ilişkin esaslara
baktığımızda, anayasa değişikliğini
şekil yönünden; kanun ve Cumhurbaşkanlığı
kararnamesini şekil ve esas yönünden inceler, Anayasaya aykırı
olup olmadığına bakar; siyasi partilerin kapatılma
davasına bakar ve mali denetimini yapar; hak ihlalleri sebebiyle bireysel
başvuruları karara bağlar; Anayasada belirtilmiş olan
kişileri görevleriyle ilgili işledikleri suçlar sebebiyle Yüce Divan
sıfatıyla yargılar; yasama dokunulmazlığının
kaldırılması ve milletvekilliğinin düşürülmesi
kararlarına karşı yapılan başvuruları da karara
bağlar; geçtiğimiz yıl bunu sık sık gördük.
Görüldüğü gibi Anayasa Mahkemesi, birbirinden değişik çok önemli
konularda yargılama ve denetleme yapmakta, kararlar vermektedir. Anayasa
Mahkemesini, Anayasaya ve kendi kuruluş kanunlarına aykırı
karar tesis ettiğinde denetleyecek bir kurum maalesef yoktur. Bu
boşluk zaman zaman yerel mahkemelerce görev gasbı nedeniyle yokluk
kurumuna başvurularak doldurulmaya çalışılmaktadır
ancak bu sıhhatli bir yol değildir. Anayasa Mahkemesinin
kararları tartışılabilir, bilimsel olarak
eleştirilebilir ancak bu kararlar kesindir; yasamayı, yürütmeyi,
yargıyı, idareyi, herkesi bağlar.
Sayın milletvekilleri,
bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesinin işlevi ancak hak ihlali
kararı vermekle sınırlıdır. Kararın
sonuçlarına ilişkin yetki diğer anayasal kurumlara aittir. Hak
ihlali saptanması hâlinde Anayasa Mahkemesinin yetkisi ancak yetkili
mahkemeye karar suretini gönderip sonuçlarının ortadan
kaldırılması için gerekenin yapılmasına hükmetmektir
ancak uygulamamızda maalesef bunun dışına
çıkıldığını sık sık görüyoruz. Yani
demem o ki Anayasa Mahkemesi yerindelik denetimi yapamaz, idari eylem ve
işlem niteliğinde karar veremez. Yeniden yargılama
yapılmasında eğer hukuki yarar yoksa başvurucu lehine
tazminata hükmeder ya da yargılamanın yenilenmesi yoluna gider. Oysa
gördüğümüz şudur: Özellikle tutukluluk hâlinin incelenmesinde resmen
delil değerlendirmesi yapılmaktadır; bu, yetkisinin
aşılmasıdır bize göre. Haksız tutukluluk
iddiaları da dâhil olmak üzere, bireysel başvuru incelemesi
sırasında kanun gereği kesin şekilde delil
değerlendirmesi yapamaz. Ama yine, uygulamada çok sık görüyoruz,
Anayasa Mahkemesi toplanıyor, bir karar hakkında olumlu ya da olumsuz
kararı, gerekçeli karar da yazılmadan, gerekçeli karar
açıklanmadan kamuoyuyla paylaşıyor. Bu hem kuruluş kanununa
hem de Anayasamıza aykırı bir tutumdur, bundan derhâl
vazgeçmelidir, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla konuşmalıdır.
Değerli arkadaşlar,
demokrasinin olmazsa olmazı elbette kuvvetler
ayrılığıdır. Ancak bu kuvvetler
ayrılığı her zaman yürütme tarafından ihlal edilmez.
Burada bir iki örnek vereceğim size. Yani yargısal aktivizm bazen
yasama organının etkisizleşmesi, bazen yasama
kararlarının iptali, bazen de yasama organının yerine
geçilmesi suretiyle karşımıza çıkmaktadır. Anayasa
Mahkemesinin bazı kararlarıyla, üyelerinin bazı eylemleriyle
güncel siyasete taraf olduğu bilinen bir husustur. Yine, bu mahkeme
milletin seçtiklerinin kararlarına karşı eğer devamlı
surette karar alıyorsa orada millet egemenliğinden çok,
yargıçlar yönetimi hâkimdir ve esasen, mahkemenin hukuk kuralı koyma
konusunda teorik olarak demokratik meşruiyeti yoktur. Anayasa Mahkemesinin
bir anlamda yasama yetkisinin kullanımına ortak olması sonucunu
da doğuran kararlar, ülkemizin dışında da görülmektedir, bu
önemli bir demokrasi sorunudur ve Gazi Mecliste bu konular
konuşulmalıdır. Her zaman aynı şeyleri tekrar ederek
bir adım ileri gidemeyiz, sadece kendimizi tekrarlarız. Hukuk normu
koyma, mahkeme meselesi, muhakeme meselesi değil, irade ve iktidar
meselesidir; bu hiç unutulmamalıdır, bu yetki de milletin
seçilmiş temsilcilerine aittir. Anayasa Mahkemesi bazı
kararlarında seçilmiş organların üzerinde tahakküm kuran,
kürsüden yasa yapan mahkeme konumuna düşmektedir. Değerli
milletvekilleri, yorum yoluyla ya da yasama yetkisinin üstüne çıkarak
karar kılması, kabul edilecek bir husus değildir.
Değerli milletvekilleri
-süreyi de ekonomik kullanmak için- Anayasa Mahkemesinin birkaç kararından
bahsetmek istiyorum: Bildiğiniz gibi, Cumhuriyet Halk Partisinin 15 Temmuz
hain darbe girişiminin ardından çıkarılan 8 Kasım 2016
tarihli 6755 sayılı OHAL Yasasının bazı maddelerinin
iptal istemini karara bağladı. Bu kararda 15 Temmuz hain darbe
teşebbüsünün bastırılmasında adli ve idari önlemlerle kanun
hükmünde kararname kapsamında karar alan ve görevini yerine getiren kamu
görevlilerinin hukuki, idari, mali sorumluluğunun olduğuna hükmetti.
Burada cezai sorumluluğu da var. diye Cumhuriyet Halk Partisi müracaat
etmişti ama cezai sorumluluğunu kabul etmedi. 15 Temmuz hain darbe
girişiminin ardından FETÖyle mücadelede önemli kararların
altına imza atan kamu görevlilerine tazminat ve rücu davalarının
yolu açıldı. Yani bir milletvekili çıkıp bütün
konuşmasını Anayasa Mahkemesinin kuruluşuna ve
Garip
karşılayabilirsiniz ama bu, çok örnek bir tutumdur, örnek bir
karardır ve maalesef toplumumuzda da bu konu tartışılmadan
geçmiştir. Yani vatanı koruyan, her türlü fedakârlığı
yapan, gecesini gündüzüne katan insanların yaptığı hizmeti
alkışlamamız, taltif etmemiz yerine onlara yargı yolu
açıldı.
Anayasa Mahkemesine 2012den
bugüne bireysel başvuruda 330.324 müracaat yapıldı, yine
bunlardan 276 bini karara bağlandı.
Değerli arkadaşlar,
hukuk meselesi matematik gibi çözülür -burada hukukçu arkadaşlar var- yani
aynı davada aynı sonuçlar alınır. Benzer davalarda benzer
sonuçların olması hukukun emredici kuralıdır. Ama biz
bakıyoruz, başvurucunun unvanına göre, davanın
özelliklerine göre ele alınıp çok kısa sürede
sonuçlandırılan bireysel başvurular vardır. Ben biliyorum,
meslekte olduğum yıllarda müracaatlarımıza üç senede, dört
senede cevap alamıyorduk ama maalesef, bir unvan varsa, bir örgütün
elemanıysan, milletvekiliysen senin dosyan on beş yirmi günde karara
bağlanıyor; sonra da buraya çıkıp halkçılıktan,
eşitlikten, özgürlükten bahsediyoruz maalesef.
Sayın milletvekilleri,
bildiğiniz gibi, Anayasa Mahkemesinin bir de kanunda yazılı
kişileri Yüce Divan sıfatıyla yargılamak için bir ceza
mahkemesi görevi vardır. Yarısı veya yarısından
fazlası hukuk eğitimi almamış, hayatında hiç hâkimlik
yapmamış kişilerden oluşan bir mahkeme nasıl olur da
Yüce Divan sıfatıyla yargılamasını yapacaktır?
İşte bütün bunlara, bu problemlere çözüm bulmak için Milliyetçi
Hareket Partisi 100 maddelik bir anayasa hazırlamış ve
milletimizle genel esaslarını paylaşmıştır.
Burada, siyasi parti kapatma davaları, Yüce Divan yargılamaları
Yüce Divan adıyla kurulacak bir mahkemeye verilecektir.
Yine, siyasi parti kapatma
davalarını burada tekrarlamak istemiyorum; 1924 yılından
yani Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasından Çiftçi Partisine,
İslam Partisine gelene kadar Bakanlar Kurulu, ceza mahkemesi kararı,
sıkıyönetim mahkemeleri vesair mahkemeler kararıyla
kapatılan partiler vardır ancak 1966 yılından beri bu görev
Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde bugün itibarıyla 120nin üzerinde siyasi parti vardır. Bu
partilere ihtiyaç var mıdır, yok mudur? Hangisine sorsanız Aziz
Türk milletine en iyi hizmeti ben vereceğim. diyor. Neredeyse, erken
kalkan siyasi parti kuruyor. Biz bunların amacını biliyoruz,
bunlara genel ad olarak da pazarlık partileri diyoruz. Bunların
demokrasiyi yozlaştırmaktan başka da hiçbir görevleri yok.
Değerli arkadaşlar,
Milliyetçi Hareket Partisinin hazırladığı anayasadan ben
birkaç başlık paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz
başlangıç kısmı anayasanın temel felsefesini belirler.
Yine, dört kısım, 100 maddeden oluşan bu anayasa teklifimizde
Allahın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık
bulmuş biz Türk milleti. düsturuyla giriş
yapılmıştır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Devletin şekli ve nitelikleri aynen korunarak 1inci
maddede ele alınmış Bu madde değiştirilmez,
değiştirilmesi teklif dahi edilemez. hükmü konulmuştur.
Hakları düzenleyen tüm maddelerdeki sınırlama sebepleri
kaldırılmıştır. Temel hak ve hürriyetlerin
kapsamının taraf olduğumuz İnsan Hakları
Sözleşmesi baz alınarak kanunla belirlenmesi esas
alınmıştır. Yine, yasama organına millî birliği
sağlama görevi, yürütme için kurumsallaşmış
başkanlık sistemi, yargı için bağımsız ve
tarafsız yapılanma anlayışı öne
çıkarılmıştır. Bu kapsamda, milletvekilliği
dokunulmazlığı yeniden düzenlenmiş, Meclis
Başkanına ara buluculuk görevi üstlendirilmiş, başkan ve 2
yardımcısının seçimle gelmesi, başkanlık
kabinesinin programının da Meclise getirilmesi esası
getirilmiştir yani yeni bir statüye kavuşturulmuştur. Üniter
devlet yapısı da özellikle burayı söylüyorum- anayasada
açıkça yer almıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FETİ YILDIZ (Devamla)
Sayın Başkanım, bir iki dakika şey yaparsanız
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
FETİ YILDIZ (Devamla)
Yani biz böyle el kol hareketiyle hakaret ederek falan politika yapmayız
Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Biz çıkarız, burada yasayı,
anayasayı yaparız; müsamahanıza sığınıyorum.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi,
Sayın Hatip, söz talebinizi karşılayacağım ama söz
talebinizin gerekçesini o şekilde anlatmanız doğru değil.
Ben arkadaşların söz taleplerini de karşılıyorum
burada.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Konuşabiliriz, Meclisteyiz.
FETİ YILDIZ (Devamla)
Elle kolla... Niye alındınız Başkan?
MEHMET TAYTAK
(Afyonkarahisar) Senin de müdahale etmen doğru değil Başkan.
BAŞKAN Ben, ben hiç
FETİ YILDIZ (Devamla)
Elle kolla hareket yapmam, kimseyle polemiğe girmem, kimseyle de
tartışmam.
BAŞKAN Söz talebinizi
FETİ YILDIZ (Devamla)
Müsaade edin, iki dakika verin. dedim.
BAŞKAN Zaten
vereceğim yani ama niye bir talebi böyle, bu şekilde izah ettiniz,
onu da anlamış değilim.
FETİ YILDIZ (Devamla)
Niye alındınız bundan?
BAŞKAN Hiçbir
arkadaşıma ben
FETİ YILDIZ (Devamla)
Niye alındınız bundan? Demek ki burada böyle bir şey oldu,
değil mi?
BAŞKAN Evet, bir
dakika
Tamamlayınız lütfen.
FETİ YILDIZ (Devamla)
Peki, bu da kayda geçsin.
Arkadaşlar, emperyalizm
Yunan adaları, Suriye
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FETİ YILDIZ (Devamla)
Açtınız mı mikrofonumu Başkanım?
BAŞKAN Buyurun.
FETİ YILDIZ (Devamla)
Emperyalizm Yunan adaları, Suriye, Irak, Trakya sınırlarına
yüzlerce askerî üs kurdu, PKK/YPGye ordular donatacak kadar silah verdi, 2022
bütçesine 170 milyon dolar ayırdı, terör elebaşını
Beyaz Sarayda ağırladı, Yunanistanın istediği
Doğu Akdeniz tasarısını Senatoya sundu,
Başkonsolosumuz Kemal Arıkanı şehit eden ASALA
militanı Sasunyanı serbest bırakıp Ermenistana gönderdi.
(MHP sıralarından alkışlar) Emperyalizm FETÖnün
başını sahiplendi, iktidarı devirmek için muhalefetle
iş birliği yaptı, ülkemizin sokaklarını yakıp
yıkmak için harekete geçti ancak en son da döviz kuru operasyonuyla
ülkemizi kuşatmaya çalıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FETİ YILDIZ (Devamla)
Emperyalizm ve iş birlikçilerinin terörü de tutmadı ve bu planlar
içerisinde bu olacaktır.
Hepinizi saygıyla
selamlarken bütçemizin milletimize hayırlı olmasını
diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Yıldız.
FETİ YILDIZ
(İstanbul) Sözlerime direkt sizin alınmanızı hayretle
karşıladım, onu da söyleyeyim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun,
lütfen
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, yerimden
BAŞKAN Sayın Grup
Başkan Vekilleri, biliyorsunuz, tur sonunda sizlere söz vereceğim
talep ederseniz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Öyle bir karar almadık ama. Öyle bir karar
almadık yani gruplar olarak.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Biz aldık
efendim.
BAŞKAN Evet, evet. Tur
sonunda
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Meclis
Başkan Vekilleri olarak aldık.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) E, bize de söyleseydiniz keşke.
BAŞKAN - Sayın
Bilgiç, müsaade ederseniz
Evet, tur sonunda arzu eden
Grup Başkan Vekillerine
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Yani haberimiz yok bizim bundan da en azından
BAŞKAN Evet, devam
ediyoruz.
Antalya Milletvekili
Sayın Abdurrahman Başkan.
Buyurun Sayın
Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN
BAŞKAN (Antalya) Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli
milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu, Nükleer Düzenleme Kurumu, Türkiye Enerji,
Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü 2022 yılı
bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve
televizyonları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygıyla
selamlıyorum.
Büyümenin,
kalkınmanın, gelişmiş bir ülke olabilmenin temel
dinamiklerinden biri olan enerji, büyük ölçüde kendi imkânlarımızla
temin edemediğimiz ve ithal etmek zorunda kaldığımız
önemli bir girdidir. Enerjiye olan talep, nüfus artışı, sanayileşme,
kentleşme ve teknolojik gelişmelere paralel olarak artış
göstermektedir. Bu durum, ülke olarak uzun vadeli enerji stratejisi
çerçevesinde millî bir enerji politikası ortaya koymamızı
zorunlu kılmaktadır. Ülkemizin enerji politikasının temel
hedefi, enerjinin ekonomik büyümeyi gerçekleştirecek ve sosyal
gelişmeyi düzenleyecek şekilde, zamanında, yeterli, güvenilir,
rekabet edilebilir fiyatlardan, çevresel etki de göz önüne alınarak temin
edilmesidir. Görüldüğü gibi, ülkemiz enerji politikalarını,
enerji arz güvenliğini sağlama ve enerji pazarında avantaj
yakalama amacıyla şekillendirmektedir. Dünyada yaşanan
teknolojik gelişmeler, ham madde ve petrol fiyatlarındaki
değişimler, yenilenebilir enerji ve doğal gaz kaynaklı
politikalara geçiş enerji sektörünün dinamik ve gelişmeye ne kadar
açık olduğunu da göstermektedir.
Değerli milletvekilleri,
2021 yılı enerji konusunda ülkemizde heyecan verici gelişmelerin
olduğu bir yıl oldu. Geçtiğimiz haziran ayında Karadeniz'de
Tuna-1 havzasında tespit edilen yüklü miktardaki doğal gaz rezervi
ülkemiz millî enerji ve maden politikasını yeni baştan
belirleyecek bir önemi haizdir. Yıllık ortalama 40 milyar dolar
civarında enerji ithalatı gerçekleştiren ülkemiz ihtiyaç
duyduğu doğal gazı ve petrolü Rusya, Azerbaycan, İran'dan
boru hatları yoluyla, Cezayir'den ise sıvılaştırılmış
doğal gaz olarak tankerlerle temin etmektedir. Bu hem ekonomik olarak
ciddi bir maliyet hem de siyasi olarak bağımlılığa
sebep olmaktadır. Türkiye'nin petrol ve doğal gazda dışa
bağımlılığının Türkiye'nin dış
ticaret açığındaki en önemli kalemlerden biri olduğunu göz
önünde bulundurduğumuzda, Karadeniz'de Fatih sondaj gemisiyle yapılan
derin deniz sondajı sonucunda keşfedilen 540 milyar metreküp
doğal gaz rezervi önümüzdeki dönemde Türkiye'nin doğal gaz üretimini
artıracak, ithalatını azaltacak sevindirici bir gelişme
olmuşken yakın zamanda filomuza katılacak olan 7nci nesil üstün
teknoloji donanımına sahip 4üncü sondaj gemimizin de bu alanda
gücümüze güç katacağına bütün kalbimle inanıyorum. Ayrıca
BOTAŞ tarafından, Türk denizcilik siciline kayıtlı ilk
yüzer depolama ve tekrar gazlaştırma ünitesine sahip gemisi olan
Ertuğrul Gazi gemisi temin edilerek 22 Nisan 2021 tarihinde ülkemize
getirilmiş, 25 Haziran 2021 tarihinde ise Hatay'ın Dörtyol ilçesinde
bulunan tesisinde devreye alınmıştır.
Ülkemiz için önemli bir proje
olan Tuz Gölü Doğal Gaz Yer Altı Depolama Tesisinin 1inci fazı
tamamlanarak 10 Şubat 2017de ilk gaz dolumu
gerçekleştirilmiştir. Şu anki mevcut depolama kapasitesi 1
milyar metreküp ve geri üretim kapasitesi 40 milyon metreküp/gün olan proje
2023 yılında tamamlandığında nihai olarak 5,4 milyar
metreküp depolama ve 80 milyon metreküp/gün geri üretim kapasitesine sahip
olacaktır.
Sondaj ve sismik
araştırma gemisi filomuzla, tamamen yerli ekipman ve personelle
yürütülen çalışmalarımız sonucu keşfedilen doğal
gazın 2023ten itibaren kullanıma alınması ise
hedeflenmektedir. Böylece millî kalkınma ve
bağımsızlığın tesisinde çok önemli adımlar
atılmış olacaktır. Bu vesileyle, başta Enerji
Bakanımız Sayın Fatih Dönmez Bey ve çalışma arkadaşları
olmak üzere bu önemli adımların atılmasında payı olan
herkese tekrar teşekkür etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
enerjide dışa bağımlılığı
azaltmanın en önemli ayaklarından bir tanesini de nükleer enerji
oluşturmaktadır. MHP, her dönem nükleer enerjiye olumlu
yaklaşmış ve seçim beyannamelerinde kesintisiz olarak nükleer
enerjinin geliştirilmesine yer vermiş siyasi bir harekettir. Merhum
Başbuğumuz Alparslan Türkeş, daha 1961 yılında
nükleer araştırmalarla ilgili bütçeye 30 bin lira para koydurmuştur.
Merhum Alparslan Türkeşle başlayan nükleer güce sahip olma hedefi,
ülkücü akademik camianın ve devlet içindeki ülkücü kadroların en
önemli ve heyecan verici amaçlarından biri olmuştur. Nükleer
santraller güvenlik tehlikesiyle tartışma konusu olsa da kesintisiz,
sıfır karbonlu üretim için
önemli görülmektedir. Dünya Nükleer Birliğinin verilerine göre, dünyada 33 ülkede faaliyet gösteren 443 nükleer
reaktörün toplam kurulu gücü yaklaşık 400 bin megavattır. Bu
santraller aracılığıyla dünya elektrik üretiminin
yaklaşık yüzde 10u nükleer enerjiden
karşılanmaktadır. Ülkemiz 2010da Rusyayla
imzalandığı anlaşma uyarınca Akkuyuda
başladığı nükleer santral inşasına devam etmektedir.
Bu santral toplam 4.800 megavatlık bir güce sahip olacaktır. Sinopta
yapılması planlanan 2nci santralle Türkiyenin nükleer enerjideki
gücünün yaklaşık 10 bin megavata çıkarılması
planlanmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; ithalat
bağımlılığı, yerel ve yenilenebilir enerji
kaynaklarını devreye almak için yeni politika ve yatırım
modellerinin oluşturulması ve uygulanmasının
arkasındaki temel itici güç olmuştur. Önemli miktarda yenilenebilir
enerji potansiyeline sahip ülkemizdeki bu potansiyelin kullanımı son
on yılda büyük artış göstermiştir. Yenilenebilir enerji
alanında yapılan yatırımlar ve teknolojik ilerlemeler
sayesinde temiz enerji de diyebileceğimiz bu enerjinin tüketim
oranları giderek artmaktadır. Ülkemiz, 2000li yıllarda küresel
yenilenebilir enerji istatistiklerinde diğer başlığı
içindeyken, bugün sahip olduğumuz toplam yenilenebilir enerji kurulu
gücüyle Avrupada 5inci, dünyada 12nci sırada yer almaktadır.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesinin 2026 yılının
sonuna kadar 26 gigavat artışla yüzde 53 büyümesi beklenmektedir; bu
büyümenin yüzde 48inin güneş, yüzde 30unun ise rüzgâr enerjisinden
sağlanacağı da öngörülmektedir. Türkiye'nin 2021-2026 döneminde
Avrupada yenilenebilir enerji kapasitesini en fazla artıran 5inci,
dünyada da 12nci ülke olacağı dile getirilmektedir. Yenilenebilir
enerji yatırımları, Türkiye'nin iklim
değişikliğiyle mücadele ve ithal fosil yakıtlara
bağımlılığını azaltmada önemli bir rol
oynayacaktır. Türkiye, Paris Anlaşması kapsamında, Ulusal
Katkı Beyanında 2030a kadar rüzgâr ve güneşte 26 gigavat kapasite
oluşturmayı taahhüt etmiştir. Türkiye hedefine rüzgârda dört
yıl, güneşte ise yedi yıl önceden ulaşıyor ve çok daha
fazla bir potansiyeli mevcuttur.
Değerli Başkan,
kıymetli milletvekilleri; enerji arz güvenliği de önemli bir
husustur. Uluslararası Enerji Ajansı, enerji arz güvenliğini
enerji kaynaklarının satın alınabilir bir fiyattan,
kesintisiz bir şekilde ulaşılabileceği şeklinde
tanımlamaktadır. Uluslararası Enerji Ajansına göre enerji
arz güvenliğinin birçok boyutu vardır. Uzun dönemde arz güvenliği
temelde enerji arzını ekonomik gelişim ve çevresel ihtiyaçlarla
uyumlu bir şekilde sağlamak amacıyla yapılan
yatırımlar anlamına gelmektedir. Trans Anadolu Doğal Gaz
Boru Hattı olarak bilinen TANAP projesinin temeli 17 Mart 2015 tarihinde
atılmış, projenin Gürcistan-Türkiye sınırından
Eskişehire çıkış noktasına kadar olan kısmı
faz 0; 12/6/2018 tarihinde Avrupa bağlantısına ulaşacak
kısmı faz 1 ise 30/11/2019 tarihinde yapılan
açılış töreniyle tamamlanmıştır. TANAP projesi
kapsamında ülkemize ilk gaz teslimi ise 2018 yılı Haziran
ayında başlamıştır ve Avrupa'nın gaz
ihtiyacının önemli bir kısmını da
karşılamaktadır.
Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu (TENMAK) AR-GE çalışmalarının
daha etkin, verimli bir şekilde yürütülmesi amacıyla Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ve Nadir Toprak
Elementleri Araştırma Enstitüsü kapatılarak görevleri ile
uhdelerinde yürütülen çalışmalar TENMAK çatısı altında
birleştirilmiştir. Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu bünyesinde kurulmuş olan Nükleer Enerji
Araştırma Enstitüsü (NÜKEN), Bor Araştırma Enstitüsü
(BOREN), Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (NATEN), Enerji
Araştırma Enstitüsü (ENAREN) ve Temiz Enerji Araştırma
Enstitüsünün (TEMEN) faaliyete geçmesiyle birlikte enerji, nükleer ve tabii
kaynaklar alanındaki AR-GE ve inovasyon faaliyetleri tek çatı
altında birleştirilerek daha etkin, verimli ve ekonomik olarak
yürütülmesinin sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca, Türkiye
Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu tarafından,
Uluslararası Enerji Ajansı ve OECDye bağlı Nükleer Enerji
Ajansıyla iş birliği içinde, nükleer enerjinin
barışçıl amaçlarla kullanımına ilişkin
çalışmalar da yürütülmektedir.
Diğer yandan, ülkemizin
2015 yılında ortak üyesi olduğu Avrupa Nükleer
Araştırma Merkezine (CERN) ortak üyeliğimiz kapsamında,
TENMAK, ülkemizde yürütülen faaliyetleri koordine etmekte, ülkemizde yürütülen
çalışmalara mali destek sağlamakta ve CERN
çalışmalarında ülkemizi temsil etmektedir. Ülkemiz, Orta
Doğu Sinkrotron Işığı Deneysel Bilim ve
Uygulamaları Uluslararası Merkezinin de (SESAME) kurucuları
arasında yer almaktadır.
Madencilik, ülkemiz ve
milletimizin kalkınması için büyük bir öneme sahip. Türkiyenin bor,
perlit, trona, pomza, bentonit, profillit, feldspat, zeolit, barit, manyezit,
krom, linyit, jips, mermer ve çimento ham maddelerinde dünyada en büyük
rezervlere sahip madencilik sektörünün gayrisafi yurt içi hasılaya
katkısı 2019da 11 milyar lira iken 2020de 59,2 milyar liraya
ulaşmıştır. İşlenmiş maden ihracatı da
bunun için önemli bir katkı sağlamıştır.
Madencilik sektöründe
atılan adımların ülke ekonomisine kalıcı faydalar
sağladığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Madencilik
sektöründe temel amaç, iç, Türkiyedeki teknolojinin yerlileştirilmesi ve
madenlerin zenginleştirilerek ithalatın
azaltılmasıdır. Bu çerçevede, maden ihracatımız 2020
yılında 4,3 milyar dolar iken 2021 yılı Ekim ayı sonu
itibarıyla 4,9 milyar doları aşmış yani geçen seneki
ihracatımızı ilk dokuz ayda gerçekleştirmiş
bulunmaktayız.
Bor madenciliğinde, bor
kimyasalları üretimine geçiş yapılarak başlatılan
değişim süreci doğrultusunda millî savunma ve yurt
dışı piyasası açısından son derece önemli olan
bor minerallerinden katma değeri yüksek uç ürün üretilmesine yönelik
olarak 25/10/2019 tarihinde Bor Karbür Üretim Tesisinin temeli atılarak
inşasına başlanmış olup tesisin 2022
yılının ilk yarısında tamamlanarak faaliyete geçmesi
planlanmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 2018 Seçim Beyannamemizde Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi partimizin enerji
stratejisi ve politikalarının çerçevesini şu şekilde ifade
etmiştir:
Enerji ham maddelerinde
dış bağımlılığının
azaltılması amacıyla kömür ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının azami seviyede değerlendirilmesi,
Enerji ithalatında
kaynak ve kaynak ülke çeşitliliğinin sağlanmasıyla arz
güvenliğinin artırılması,
Nükleer enerji santrali
projelerinin hızla tamamlanması,
Etkin bir talep yönetimiyle
enerji arzının kesintisiz ve yeterli bir şekilde
gerçekleştirilmesi,
Çevreye dost ve duyarlı
bir anlayışla, gelişmiş atık kontrol ve
bertarafına, havza ve kaynak planlamasına dayalı bir
yaklaşımla enerjinin çevre ve insan sağlığına
zarar vermeden üretilmesi,
Enerji verimliliğinin
üretimden tüketime bütün alanlarda güçlü ve çeşitlendirilmiş finansal
araçlarla desteklenmesi,
Yeni enerji teknolojilerini
üretecek yetkinliğe ulaşılması,
Enerji sektöründe rekabeti
kısıtlayıcı uygulamalara son verilmesi.
Görüldüğü üzere, seçim
beyannamemiz ve parti politikalarımızla uyumlu bir enerji
politikası yürürlüktedir. Enerji arz güvenliğimiz,
bağımsızlığımızla ilgili bu politikalar
devam ettiği sürece bizim de bu politikaları destekleyeceğimizi
burada ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken Gazi Meclisimizi,
değerli milletvekillerimizi ve televizyonları başında
bizleri izleyen büyük Türk milletini bir kez daha saygıyla ve sevgiyle
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası
Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklıda.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkanım, Bakanlar, gelen bürokratlar
alkışlayamaz ki yani burada gayet Meclisin, Divanın
almış olduğu karar var; kararı ben takdim edeyim, önlerinde
de var. Yani bu tartışmalara katılmamaları lazım,
işte, Divan olarak bize dağıtılan protokol burada.
BAŞKAN Peki,
anlaşıldı Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Yani ikaz etmenizde yarar var,
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Peki,
Sayın Tanal, anlaşıldı.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın hatipten de özür diliyorum, kusura bakmasın.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Sancaklı. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SAFFET
SANCAKLI (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım ve bizleri televizyonları başında izleyen
büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2 çok
değerli Bakanımız var, sizler de hoş geldiniz.
Şimdi iki üç konudan
bahsetmek istiyorum, tabii zamanım yettiğince. Birincisi, bu, spor
yasasıyla ilgili. Spor yasası için aslında iki sene önce
Sayın Bakan ve Gençlik Spor Bakanlığındaki ekibi ciddi bir
hazırlık yapmıştı fakat pandemiden dolayı biraz
gecikti bu. Bu yasada bizim de ciddi katkımız var ve bir an önce de
çıkmasını istiyoruz ama elde olmayan bazı nedenlerden
dolayı biraz gecikti. En son durum, bildiğim kadarıyla, bütçeden
sonra bu yasayı Genel Kurul Salonuna getirip inşallah oy
birliğiyle çıkaracağız çünkü bu yasa bir siyasi
çalışma değildir, bu, siyasetüstü bir konudur çünkü neticede
Türk sporunun geleceği bu.
Şimdi, bu yasayla ilgili
paylaşmak istediğim dört beş tane nokta var kısa kısa.
Neden bu yasayı çıkarmak istiyoruz biz, bu yasanın neden
çıkması lazım? Birinci sırada, kulüpler kötü yönetiliyor.
Nasıl yönetiliyor? İsteyen istediği kadar para harcıyor,
kimse kimseye karışamıyor, sorumluluk yok, kulüpleri borç
batağına götürüyorlar ve ondan sonra da ayrılıp gidiyorlar.
Size biraz rakam vereyim. 31 Mayıs 2021 yani bundan aşağı
yukarı altı ay önce Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve
Trabzonspor'un borcu 17 milyar 380 milyon yani 17,5 milyar diyelim; 31
Mayısta. 31 Mayıstan sonra ne oldu? 2 tane önemli şey oldu. Bir,
transferler yapıldı. Maşallah, kulüpler sekizer onar oyuncu
aldılar; bu paranın içinde yok. Üzerine de bu kur artışından
sonra 4 büyük kulübün borcu tahminî olarak 25 milyar TL'ye geldi. Peki, 25
milyar TL'nin sadece yıllık faizini düşünseniz işte, yüzde
20 ortalamadan desek 25 milyarın faizi yıllık
aşağı yukarı ne yapıyor 5e bölersek? 5 milyar lira.
Yani kulüplerin böyle bir geliri yok ki zaten, bu 5 milyar lirayı ödesinler.
Bu borçlar nasıl oluştu? Kimin canı nasıl harcamak
istiyorsa harcadı, çekti gitti ve ondan sonra da kulüplere kaldı bu.
Bir tanesi bu. Ne olacak bu yasada? Maddenin bir tanesinde diyor ki: Kulüp
başkanları ve yöneticiler bulundukları dönemden sorumludur,
borçlardan sorumludur. Yani geldi, 10 milyon TL kulübün borcu var, üç sene
yöneticilik yaptılar, 100 milyona çıktı. Hadi, ben gidiyorum.
yok, o 90 milyonu cebinden ödeyecekler. Onun için bu yasadaki bu madde çok
önemli.
İkincisi, hep Sporu,
sporun dışındakiler yönetiyor. diye konuşuyoruz ya,
haklı bir serzenişte bulunuyoruz. Bütün federasyonların yönetim
kurulunda o branşta millî olmuş en az 2 sporcu olacak yani bu millî
sporcular da artık sporun yönetiminde olacaklar, en az 2. Bildiğim
kadarıyla yönetimler de 10-12 kişi oluyor; demek ki en az bir yüzde
20 oranında o branşta millî olmuş sporcular yöneticilik yapacak.
Üçüncüsü, maddelerden bir
tanesi; kulüplere yatırımcı gelmesi olanağı
sağlanacak yani kulüplere biraz daha fazla şirketleşme yolu
açılacak ki bir iş adamı mantığıyla yönetilirse
finansal olarak bu sıkıntılara düşmeyecekler.
Bir tanesi daha; denetleme.
Kulüplerimiz maalesef iyi denetlenmiyordu, iyi denetlenmediği için de
istedikleri gibi hareket ediyordu. Şu anda, birkaç mekanizma, denetleme
mekanizması devreye girecek ve kulüpler ciddi manada denetlenecek.
Güzel bir madde daha var; hep
şikâyet ediyoruz ya Birçok insan, birçok iş adamı, birçok
gayrimeşru adam sporun içine girip kendisini temizliyor, aklamaya
çalışıyor. diye. Maddenin bir tanesinde birçok suç
yazıldı, bu suçları işleyenler hayatları boyunca
hiçbir spor branşında, hiçbir federasyonda yöneticilik
yapamayacaklar. Mesela, suçlardan bir tanesi de ihaleye fesat
karıştırmak dersem, ne demek istediğimizi
anlarsınız.
Şimdi, tabii,
bunları biz anlatınca diyorlar ki: Eğer böyle yaparsanız
yönetecek yönetici bulamazsınız. Nasıl bulamayacağız?
Yani biz Türkiyede 85 milyonun içerisinde 1.000 namuslu, şerefli,
haysiyetli, bilen adam mı bulamayacağız? Tabii ki
bulacağız ama bu, onların dümeni Biz gidersek Türk futbolu
şöyle olur, Türk sporu böyle olur. Zaten bu hâle siz getirdiniz. Size
kötü bir haberim var: Bu yasa çıktıktan sonra, tahmin ediyorum, yüzde
80iniz, yüzde 90ınız zaten gideceksiniz.
Şimdi ikinci bir konuya
değinmek istiyorum
Ha, tabii, bu yasayla ilgili
de Sayın Bakanımızın ve ekibinin çok ciddi
çalışması var, kendisine bir teşekkürü de borç biliyoruz.
Kendisine ve ekibine teşekkür ediyorum, işi buraya getirdiniz,
inşallah da beraber çıkacağız, sizin döneminizde çıktığı
için siz de tarihe geçeceksiniz.
İkinci bir konu var;
tahmin ediyorum bu konuyu söylediğimde güzel bir alkış
alacağım. Şimdi, tabii, bizim bir hayalimiz vardı Türk
dünyasını kurmak, dünyayı yönetmek gibi. Şükürler olsun ki
Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu. Bu Türk Devletleri
Teşkilatı kurulduğunda
(MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Alkışın büyüğünü
birazdan alacağım, açıkladığım zaman. Türk
Devletleri Teşkilatı kuruldu, ne oldu? Bu Teşkilat Türk
devletlerini ekonomik, kültürel, sosyolojik olarak
yakınlaştıracak ve güçlendirecek. Tabii, tam da burada bizim
aklımıza ne geldi? Ne geldi aklımıza? Türk dünyası
olimpiyatları arkadaşlar. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ERKAN HABERAL (Ankara)
Turan.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Buna da herhâlde herkes evet diyecek. Bu Türk dünyası olimpiyatları
ne kazandıracak bize? Bizim beş bin yıllık ata
sporlarımız var ama bunlar, bu modern olimpiyatların hiçbir
yerinde yoklar ve dünyanın birçok yerinde de tanınmıyorlar.
Mesela, güreşler var; yağlı güreş, aba güreşi,
kuşak, şalvar gibi. Mesela, cirit atma var, atın üzerinde cirit.
Olimpiyatlarda olsa millet bayılır buna ama tanımıyorlar.
Mesela, matrak var, atlı okçuluk var, rahvan yarışları var,
kılıç sporları var. Bunlar bizim beş bin yıllık
ata sporlarımız. İşte, biz millî değerlerimizin bir
parçası olan ata sporlarımızı sportif faaliyetlerle gelecek
nesillere taşıyabiliriz ve bunu bütün dünyaya öğretebiliriz. Bu
sadece Türk dünyasında değil, bence bütün dünyada ses getirecek ve
bunlar izlendikten sonra belki de bunların bir kısmı modern
olimpiyatlarda yarışacak ve dünya bu sporları tanıyacak.
Onun için bu konuda da böyle bir isteğimiz var, arzumuz var, fikrimiz var;
bu, tahmin ediyorum ortak fikrimiz, inşallah bugünleri de göreceğiz,
Türk dünyası olimpiyatlarını.
Şimdi, tabii -çabuk
çabuk- üçüncü bir konu var. Bu spor yasasını bitirdikten sonra -daha
önce de anlattım, bunu bir kez daha anlatıyorum- devamını
anlatacağım ve bu projeyi uygulamak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.
Bu proje nedir? Milliyetçi Hareket Partisinin hazırladığı
vizyon proje. Kısaca bahsedeyim hemen, vaktim yettiğince.
Şimdi, Türkiye'de yüzde
34 obezite var, yüzde 31 aşırı kiloyla mücadele var. Yani,
Türkiye'de bulunan insanların -Meclistekiler de dâhil- yüzde 65i ya obez
ya aşırı kiloyla uğraşıyor. Peki, bu ne
getiriyor? Hasta bir toplum getiriyor. Aramızda hastalığı
olmayan kimse yoktur. Bunun da en büyük nedeni, bizim spor kültürümüz yok.
Tabii ki beslenmeyle alakalı birçok daha nedeni var ama spor kültürümüz
yok. Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, şu dönem kapanmadan
şöyle bir yasayı çıkarıp hayata geçirebilirsek çok yerinde
bir hareket olacak ve Türkiye'nin önümüzdeki neslini yetiştirecek,
sağlam bir nesil yetiştirecek bir duruma geleceğiz. Bu proje
nedir mesela? İlkokula başlarken daha 6 yaşındaki
çocuğun fiziğine göre, ailesindeki sportif yapıya göre,
isteğine göre bir spor branşı verilecek kendisine, bir de
sanatsal bir branş verilecek ve en az haftada beş saat spor yapacak
sanat yapacak; hafta sonları da okullar arası müsabakalarda
oynayacak. Liseyi bitiren bir çocuk on iki sene spor ve sanat yapmış
olacak. Üstüne beş sene daha koyarsak üniversiteyi, 23 yaşına
gelmiş bir çocuk on altı, on yedi, on sekiz sene spor ve sanat
yapmış olacak. Peki, dün burada Grup Başkan Vekilimiz
açıkladı, dedi ki: Türkiyenin en büyük bütçelerinden bir tanesi
Sağlık Bakanlığına harcanıyor; binlerce hastane
var, modern hastaneler yapıldı, bu kadar para harcıyoruz
ilaçlara. Peki, bu hastaneler niye bu kadar yapılıyor? Her
gittiğiniz hastanede de kuyruk var maşallah. Bu, bizim hasta bir
toplum olduğumuzu gösteriyor. Peki, biz buna böyle devam edersek şu
anda yüzde 65, on sene sonra yüzde 70, yirmi sene sonra yüzde 80, kırk
sene sonra, elli sene sonra yüzde 100 obez olmuş, hastalıklarla
boğuşan bir toplumuz. Peki, biz bunu nasıl yapacağız
işte? Millî Eğitim Bakanlığı, Spor
Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı beraber
bu projeyi başlatacağız. Peki, yirmi üç senenin on yedi senesi,
on sekiz senesi spor yapmış bir insan düşünün, bundan sonraki
hayatında spor yapmaya devam eder mi? Mutlaka devam eder.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Peki, bu kadar spor yapan bir nesil hastalanır mı? Hayır,
hastalanmaz. Peki, bu kadar hastaneye gerek kalacak mı? Bu kadar ilaca
gerek kalacak mı? Bu kadar sağlık harcamalarına gerek
kalacak mı? Tabii ki gerek kalmayacak, en az yarı yarıya
azalacak. O zaman, burada Sağlık Bakanlığına harcadığımız,
oraya boşuna harcadığımız, hastalıklardan
dolayı harcadığımız fazla bütçeyi tekrar Millî
Eğitim Bakanlığına ve Spor Bakanlığına
kaydırırsak ne olacak? Ne olacak, ben size söyleyeyim: Bir kere spor
kültürümüz olacak, ondan sonra hayat boyu devam edecek, bir nesil değişecek.
Yani on beş yirmi senede biz sağlıklı, spor yapan, sanat
yapan, sağlam kafalı, sağlam vücutlu bir nesil
yetiştireceğiz. Tabii, ne olacak? Uyuşturucu ve diğer kötü
alışkanlıklardan kurtulmuş bir gençlik olacak. Ne olacak?
Hem ruhen hem bedenen sağlıklı bir nesil olacak. Ne olacak?
Diyoruz ya, millî takımlara oyuncu yetişmiyor, altyapıdan oyuncu
yetişmiyor. Alın size altyapıdan milyonlarca oyuncu.
Bunların iyileri millî takımlara girecekler
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Kaptan, bir
dakika eksik kullanmıştı bir arkadaşımız, onu da
size veriyorum çünkü hepimizi ilgilendiren bir konu.
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Bitiriyorum.
BAŞKAN - Son bir dakika,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
SAFFET SANCAKLI (Devamla)
Teşekkür ederim.
Millî
takımlarımıza oyuncu yetişmiyor. Yetişmiyor tabii,
tarlaya bir şey ekmeyip sonra bekliyorsun oradan bir şey
çıksın diye. Oraya ürün koyacaksın filizlenecek, tohum
atacaksın filizlenecek, gübre atacaksın ve sulayacaksın ki
oradan bir verim alasın. Biz bunları yapmıyoruz. Alın size
bu projeyle spor yapan, sanat yapan milyonlarca genç. Bunların
arasındaki en yetenekliler millî takımlara girecekler, sanatsal
olarak en yetenekliler de sanatına devam edecekler, ülkenin sporuna ve
sanatına katkı sağlayacaklar.
Bir de bunları kimlerle
yapacağız biz? Bu kadar okulda öğretmen mi var? Arkadaşlar,
60 bine yakın BESYO mezunu boşta şu anda öğretmen var,
bunların hepsini yapabilecek kapasitede insanlar. Öğretmenler bunun
için eğitim aldılar ve bundan sonra da hem iş bulmuş
olacaklar hem de yeni nesli yetiştirmek için, yeni nesle katkı
sağlamak için olacaklar.
Şimdilik vaktim bitti.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. Vakit olduğu zaman
biraz daha anlatacağım.
Sağ olun
Başkanım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına son konuşmacı Mersin
Milletvekili Sayın Olcay Kılavuz.
Buyurun Sayın
Kılavuz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA OLCAY KILAVUZ
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
ve ekranları başında bizleri izleyen büyük Türk milletini
saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, sahip olduğu
genç nüfusuyla yüksek öneme sahip bir ülkedir. Bu noktada, Türk
gençliğinin enerji ve potansiyelini en iyi şekilde
değerlendirmek, Türk gençliğine yönelik yatırımları ve
politikaları artırmak, Türk gençliğinin misyonu, vizyonu ve
hedeflerini zaferlerle taçlandırmak Türk vatanı ve Türk milleti
adına ciddi bir kazanım olacaktır. Unutulmamalıdır ki
gençliğe yatırım yapmayan ülkelerin sonu hüsrandır.
Türkiye, spor
altyapısıyla, sporda tesisleşme atılımlarıyla,
sportif yetenek taramasıyla, millî sporcu bursu uygulamasıyla,
gençlik ve sporcu eğitim merkezlerindeki çok yönlü faaliyetleriyle
başarılı çalışmalara imza atmıştır. En
çok madalya ve en fazla spor branşında
kazandığımız Tokyo 2020 ilklerin olimpiyatı
olmuştur.
Tarihî ve kültürel
altyapısıyla spor turizmi potansiyeli taşıyan ülkemizde,
teröristlerden temizlenen bölgelerin sporla ihya edilmesi adına düzenlenen
Cudi Tenis Turnuvası, Diyarbakır Atletizm Şampiyonası, Vanda
Türkiye Futsal Ligi Şampiyonası, Zap Suyunda rafting, Hanide yamaç
paraşütü turnuvaları, kayak ve su sporları gibi etkinlikler
bölgemiz ve ülkemiz adına oldukça sevindirici ve gurur vericidir. Gençlik
ve Spor Bakanlığımızın Türk gençliğine ve Türk
sporuna yönelik yapmış olduğu çalışmalardan ötürü,
Sayın Bakanımızın şahsında tüm Bakanlık
çalışanlarımıza ve uluslararası organizasyonlarda
ülkemizi başarıyla temsil eden, al bayrağımızı
şanla, şerefle dalgalandırıp göğsümüzü kabartan millî
sporcularımıza teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunuyor,
başarılarının devamını diliyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türk gençliği, geleceğin mimarı ve
mihmandarı, Türk milletinin ışığı, Türk
bayrağının şerefli taşıyıcısıdır.
Türk gençliği Ne mutlu Türküm diyene! demekten gurur duyan, muhtaç
olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda bulan, Türk istiklal ve
cumhuriyetinin muhafızı olan kahramanlardır. Türk
gençliğini kültür emperyalizminin her türlü yıkıcı etkisine
karşı muhafaza etmek, Türk kültür ve medeniyetinden beslenerek tarih
şuuruyla yetiştirmek, değerlerin
aşındığı günümüzde millî ve manevi değerlerle
bütünleştirmek, kimliksiz ve kişiliksiz bireylerin yaratılmak
istendiği çağımızda millî kimliğini güçlendirmesi
noktasında çalışmalara hız vermek gençlik
politikamızın temelini oluşturmalıdır. Gençliğe
yönelik çalışmalarda aynı hedeflere odaklı sivil toplum
kuruluşlarının da önemi büyüktür. Türk gençliğine vatan,
millet, devlet, bayrak ve mukaddesat sevgisini kazandıran Bilge
Kağandan Sultan Alparslana, Fatih Sultan Mehmet Handan Mustafa Kemal
Atatürke, ulu Türk büyüklerinin anlamını kavratan Hoca Ahmet
Yeseviden Hacı Bektaş Veliye, Ebu Hanifeden İmam Maturidiye,
iman ocağını harlatan Mimar Sinandan Itriye, Fuzuliden
Şeyh Galipe Türkün estetik ruhunu aktaran Ülkü Ocakları Eğitim
ve Kültür Vakfının varlığı, Türk gençliği
adına büyük bir önem arz etmektedir. Gazi Atatürkün Bütün ümidim
gençliktedir. sözünden temel alan Başbuğumuz Alparslan
Türkeşin Buluşma yerimiz ne doğudur ne batıdır ne
kuzeydir ne güneydir, buluşma yerimiz büyük Türkiyedir. Buluşma
noktamız Türkün kafası, Türkün kalbi, Türkün cevheriaslisidir.
sözünü rehber yapan, liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyin Tarihine,
kültürüne, medeniyetine, öz değerlerine, inançlarına ve ruh
yapısına sımsıkı bağlı, haraba kul olmayan,
hüsrana uğramayan, nefsine teslim olmayan, Kızılelmaya, Turan
ülküsüne, yükseldikçe yükselme kararlılığıyla
İlayıkelimetullaha giden bir gençlik. ifadesini şiar edinen,
eğitimden spora, kültürden sanata nice marka projelere imza atıp
gurur verici çalışmalar yapan Ülkü Ocaklarına ve Genel
Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırımın
şahsında tüm başkanlarımıza teşekkürlerimi ve
saygılarımı sunuyorum. Yaşasın Ülkü Ocakları!
(MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türk gençliğine yönelik oyunlar, tuzaklar ve
algı yönetimleri devam etmektedir. Türk gençliğini X, Y, Z diyerek
kuşaklara ayırıp politik fayda devşiren,
sorunlarını istismar ederek politikalarına alet eden kökü
karanlıklarda olan anlayışlara, Türk gençliğinin
deistleştiğini ve ateistleştiği iddia eden kara
propagandalara karşı mücadele etmek temel vazifemizdir. Bunun
yanı sıra, sokak röportajlarında Türk gençliğinin bu vatana
aidiyetlerinin ekonomik faktörler üzerinden konumlandırma çabaları
oldukça tehlikeli bir oyundur. 2 çorabından 1ini Kuvayımilliyeye
bağışlayan, özveri ve fedakârlık destanları yazan bu
asil milletin evlatlarının bu vatana ve bu millete olan sevgisini,
aidiyetini ve mensubiyetini parayla değiştirmesini beklemek, buna
yönelik içeriği zehirli sorular yöneltmek Türk gençliğine en büyük
ihanettir. Türk gençliği sadece maddi kazanım gayesi
taşıyan ekonomik bir varlık değildir, Türkiye'yi
hedeflerine ulaştıracak azmin, cesaretin ve imanın kalesidir.
Biliyorsunuz ki Sahipsiz olan memleketin batması haktır/Sen sahip
olursan bu vatan batmayacaktır. Türk gençliği dünyanın öbür
ucunda da olsa hayallerini başka ülkelerde gerçekleştirmeyecek;
aklı, ruhu ve kalbi bu vatanda, bu milletle birlikte atacaktır. Türk
gençliğini sokakta bulmadık, sokakta kaybetmeyeceğiz.
Asrın belası ve
musibeti olarak tanımladığımız terör örgütlerinin en
büyük finans kaynağı olduğu için millî güvenlik meselesi olarak
adlandırdığımız gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu
ve madde bağımlılığına karşı yürütülen
başarılı mücadele devlet, millet, aile ve sivil toplum iş
birliğiyle, seferberlik ruhuyla topyekûn devam ettirilmeli, ciddi ve
kapsamlı bir eylem planı ortaya konularak sonuç alıcı
çalışmalar yapılmalıdır. Buradan uyuşturucuyla
mücadeleden dem vurup terörün ve teröristlerin
bezirgânlığını yapanların riyakârlığı
da net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Türk gençliği en çok
da bu teröristlerin sözcülerinden korunmalıdır.
Gençlik üzerinde olumsuz
etkileri olan TV dizileri ve yarışma programlarının
kaldırılması konusunda girişimlerde bulunmak, kumarı,
bahsi ve her türlü ahlak dışı tutum ve davranışı
özendiren video paylaşım sitelerindeki reklamları engellemek,
sosyal medya platformlarını denetleyip özellikle bazı
uygulamalardaki rezaletlere son vermek, cep telefonu ve internet
bağımlılığı ile şiddeti tetikleyen
bilgisayar oyunlarına karşı önlem almak hayati öneme sahiptir.
Ayrıca, burs ve
öğrenim kredilerinin ihtiyaçlara cevap verecek biçimde düzenlenmesi,
öğrenim kredilerinin geri ödemelerinde faizin mutlak suretle
kaldırılması elzemdir. Öğrenci yurtlarında
öğrencilerin vakit geçireceği kültürel, sanatsal ve sportif
faaliyetlerin arttırılması, yurt ücretlerinin sembolik
seviyelere çekilmesi, sadece eğitim ve kültür harcamalarında
kullanılmak üzere karşılıksız eğitim çeki verilmesi
Türk gençliği adına beklentimizdir. Türk soylu devletlerle düzenlenen
geleneksel Türk spor oyunlarının sürdürülmesi, Türk dünyası
gençliğini kapsayacak gençlik kamplarının
oluşturulması ve yaygınlaştırılması ise
önemlidir.
Son olarak, seçim bölgem olan
Mersin'in geçmişte olduğu gibi gelecekte de uluslararası
organizasyonlara ev sahipliği yapmaya devam etmesi, Mersin'imizin spor
şehri ve spor turizmiyle anılmasını sağlayacak
çalışmaların sürdürülmesi beklentimizdir. Bunun yanı
sıra, Anamur'da, Gülnar'da, Aydıncık'ta, Bozyazı'da,
Mut'ta, Silifke'de, Erdemli'de, Mezitli'de, Yenişehir'de, Akdeniz'de,
Toroslarda, Tarsus ve Çamlıyayla'da ihtiyaç duyulan spor tesislerinin ve
gençlik merkezlerinin yapılması taleplerimiz arasındadır.
Tohum saç, bitmezse toprak
utansın!
Hedefe varmayan mızrak
utansın!
Hey gidi Küheylan,
koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran
kısrak utansın!
Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçemizin vatanımıza, milletimize,
devletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun söz talepleri karşılanmıştır.
Buyurun Sayın
Beştaş.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, hatiplerin
AYM hakkında yaptığı değerlendirmelere, MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçelinin son aylarda AYM hakkında
yaptığı açıklamalara ve HDPnin kapatılması
meselesine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, AYM hakkında
hatiplerin, bir hatibin özellikle, Sayın Fethi Yıldızdı
sanırım, uzunca değerlendirmeleri oldu. Bu değerlendirmeler
tabii ki bizim açımızdan çok tanıdık değerlendirmeler
çünkü MHP Genel Başkanının, özellikle son aylarda Anayasa
Mahkemesiyle ilgili çok sayıda açıklaması var. Birkaç tanesine
örnek vermek isterim: AYM öyle bir hâle gelmiştir ki nerede bir hain,
çapulcu varsa onlarla yan yanadır. Hem canımızı
alıyorlar hem de paramızı alıyorlar. AYM kapanmasın da
terörle mücadeleye sünger mi çekilsin? Kim demiş? Bahçeli söylemiş.
Şimdi, başka bir
şey, yine aynı sözlerin başka bir günü: AYM öyle bir hâle
gelmiştir ki nerede bir hain, nerede Türkiye'nin kuyusunu kazmak için faal
hâlde bulunan çapulcu varsa onlarla yan yanadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Rica edeceğim, derli toplu
BAŞKAN Sayın
Beştaş, size
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Konuşmacıların
Böyle bir polemik yok.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) ...-nokta nokta- Demirtaşın yanında
duran
BAŞKAN Sayın
Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt)
Sorosçu fitnenin yanında konuşlanan bir
mahkemedir.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Başkan bir dakika demiştiniz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) AYM kapanmasın da hak ve hukukun itibarı
mı kaybolsun?
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, biz görüşlerimizi söylemeyecek miyiz? Kürsüde
söyledik. Konuşmacılar da
BAŞKAN Sayın
Akçay, lütfen
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kürsüden söyleyeyim Başkan, sorun yok, kürsüden
söyleyebilirim.
MEHMET TAYTAK
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan, lütfen
Konuşmaya devam ediyor
bir saattir.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Bütçede böyle bir usul yok ki.
BAŞKAN Sayın
Beştaş, tamamlayın lütfen.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Bütçede böyle bir usul mü var Sayın
Başkan?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Yine, partimizin kapatılmasına ilişkin,
HDPnin
Anlamadım bunu söylemediniz mi? Ya, neyi reddediyorsunuz,
anlamadım gerçekten?
BAŞKAN Sayın
Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Biz görüşümüzü söyleyemez miyiz?
BAŞKAN Sayın
Beştaş, görüşünüzü kürsüde
Şimdi sıra sizde ve sizin
hatipleriniz bu görüşü söyleyecek.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hayır, Başkan, ben Grup Başkan Vekili
olarak grubun sonunda HDP adına bir değerlendirme yapıyorum, bir
görüş ifade ediyorum. Siz Anlaştık. dediniz, ben de bunu açıklıyorum.
BAŞKAN Şimdi,
Sayın Beştaş
Sayın Beştaş, böyle bir usul yok.
Grubunuz adına bir değerlendirme usulü yok, grubunuza bir
sataşma
Bakın, turun sonunda
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sanki
sataşma yapıyor. Sataşma varmış gibi konuşuyor.
Böyle bir durum yok, yok.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben değerlendirmeyi keşke hukukun
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Müsaade eder
misiniz, müsaade eder misiniz
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siz edin Başkan.
BAŞKAN Turun sonunda,
grubunuza ilişkin bir sataşma var ise bu sataşmaya cevap
verebilirsiniz ama grubun sonunda.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Var Başkan, var.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Nasıl sataşma ya! Nerede sataşma!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben sataşmayı söyleyeyim Başkan.
BAŞKAN Hayır
efendim, Anayasa Mahkemesiyle ilgili, Milliyetçi Hareket Partisi kendi grubunun
görüşünü açıkladı. Şimdi sıra sizde, siz de bunu
açıklarsınız.
FETİ YILDIZ
(İstanbul) Anayasa
Bir dakika, bir dakika
Başkan, PKKya söyledik
biz, o mu savunmasını yapacak, onu mu alınmışlar?
PKKya söylediğimiz söz sataşma mı?
BAŞKAN Sayın
Yıldız, lütfen oturur musunuz.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sataşmaya devam ediyor.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, zaten şu anda
sözleriyle, bırakın sataşmayı ağır ithamlarda ve
hakaretlerde bulunuyor, ben kürsüden söz istiyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, böyle bir usul olmaz, böyle bir şey yok!
BAŞKAN Sayın
Beştaş, benim işitmiş olduğum bir hakaret yok şu
anda, itham da yok sizinle ilgili. Lütfen, oturur musunuz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ne demek ya! Ya PKK adına ona mı savunma
hakkı verdiler? diyor, ne demek bu ya!
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Meclisi terörize ediyorlar.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sataşma yok mu burada?
BAŞKAN Sayın
Beştaş, oturur musunuz lütfen. Böyle bir usul yok.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ne demek Böyle bir usul yok. Bana böyle hakaret
edemez!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kim
hakaret ediyor!
FETİ YILDIZ
(İstanbul) Ne hakareti?
BAŞKAN Pardon, ne
hakaret etti? Ben anlayamadım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Siz duymadınız mı?
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) Siz duymadınız
herhâlde.
BAŞKAN Hayır.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) AYMyi savunma görevini ona mı verdiler.
dedi. PKK ona mı verdi savunma hakkını? dedi.
FETİ YILDIZ
(İstanbul) Buradan ver cevabını.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ya, böyle bir şey olabilir mi?
BAŞKAN Tamam, ben
tutanaklara bakacağım, size bir hakaret varsa kürsüden söz
vereceğim.
Evet, devam ediyoruz
görüşmelere.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kürsüden
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ne bu
ya!
BAŞKAN Ben tutanaklara
bakacağım, ben sözü duyamadım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, o zaman sözlerimi bitireyim,
lütfen müsaade eder misiniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Hayır efendim
BAŞKAN Sayın
Beştaş, bir başka grubun konuşmaları üzerine bir
değerlendirme şeklimiz yok. Bir sataşma varsa bununla ilgili söz
veriyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, ben size, müsaade ederseniz
BAŞKAN Tutanaklara
bakacağım ve size söz vereceğim eğer bir sataşma
varsa.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, lütfen
Hep siz
konuştunuz! Böyle bir usul yok! Böyle bir usul yok!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sizin
gibi bir usul de yok!
BAŞKAN Peki,
Halkların Demokratik Partisi adına konuşmaları, söz
taleplerini karşılayacağım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Böyle bir usul yok! Lütfen, izin verin, ben size
sataşma cümlesini söyleyeceğim.
BAŞKAN Lütfen, oturur
musunuz. Lütfen, oturur musunuz.
İlk konuşmacı
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sataşma cümlesini söyleyeceğim
Başkan! Sataşma cümlesini söyleyeceğim, lütfen!
BAŞKAN Sayın
Beştaş! Tekrar
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, şu anda demokratik
davranmıyorsunuz.
BAŞKAN Çok demokratik
davranıyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Taraflı davranıyorsunuz!
BAŞKAN Tutanaklara
bakacağım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Şu anda taraflı davranıyorsunuz! (MHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Hayır,
davranmıyorum. Ben duyamadım çünkü, gürültüden duyamadım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben size buradan okuyacağım diyorum.
BAŞKAN -
Bakacağım tutanaklara Sayın Beştaş, çok rica ediyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Okuyacağım, okuyacağım.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) Önceki sataşmayı
söylüyor, önceki.
BAŞKAN
Duymadığım bir cümlenin doğru olup
olmadığına ben karar veremem, tutanaklara bakacağım ve
haklı olup olmadığına karar vereceğim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sizin göreviniz hatiplerin
konuşmalarını dinlemek ve bize yönelik bir söz varsa bunu tespit
etmektir.
BAŞKAN Evet, ben bu
görevimi biliyorum, görevimi de bana öğretmeyin lütfen, sayenizde
duyamadım.
METİN NURULLAH SAZAK
(Eskişehir) Başkan, devam edelim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Orada dinlemeden Ben duymadım demek. diye bir
usul yok yani.
BAŞKAN Sayın
Beştaş, duyamadım. Ben de diyorum ki: Tutanaklara
bakacağım, sizin talebinizin doğru olup
olmadığını değerlendireceğim, bir sataşma
varsa söz vereceğim. Bundan daha başka şekli var mı bu
işin?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Ben de hatibin konuşmasını not ettim
diyorum, yanımda var diyorum.
BAŞKAN Evet, devam
ediyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Bunu protesto ediyoruz. Bu yaklaşımınız
taraflı bir yaklaşımdır, başka bir partiyi korumaya
dönüktür.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Biz de
sizi protesto ediyoruz.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Kimsenin korumasına ihtiyacı yok,
MHP kendisini korur.
BAŞKAN Ben
davranışımın doğru olduğunu düşünüyorum,
tamamen İç Tüzüke de uygun hareket ediyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) İç Tüzüke uygun hareket etmiyorsunuz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Şimdi
Halkların Demokratik Partisi Grubunun söz taleplerini
karşılayacağım.
İlk söz, Gaziantep
Milletvekili Sayın Mahmut Toğrula aittir.
Buyurun Sayın
Toğrul. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; partim Halkların Demokratik Partisi adına
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Kamu Denetçiliği Kurumunun bütçesi üzerine
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu, Genel Kurulun
sevgili emekçilerini ve televizyonları başında bizleri izleyen
sevgili halkımızı buradan saygıyla selamlıyorum.
Bir diğer selamım
da rehin tututan seçilmişlerimiz; başta Eş Genel
Başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen
Yüksekdağ olmak üzere tüm seçilmişleri buradan saygıyla
selamlıyorum.
Başta şunu
belirtmek gerekiyor: İktidara göre Türk tipi
Cumhurbaşkanlığı sistemi, bize göre tek adam rejimiyle
birlikte, parlamenter sistemin üzerine inşa edildiği kuvvetler
ayrılığı büyük oranda işlevsizleştirildi; özerk
ve birbirini denetleyen birer kurum olması gereken yasama, yürütme ve
yargının kuvvetler ayrılığı ilkesi
kaldırıldı, kuvvetler birliğine dönüştürüldü.
Bakın, kuvvetler
ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırılması ve
yasama organının tek adam tarafından etkisizleştirilmesinin
en yakın örneği, bu Parlamentoda yasalaşan ama tek adamın
bir kararıyla bir günde ilga edilen İstanbul Sözleşmesidir ve
maalesef, TBMM buna sesini çıkarmadı, Benim çıkardığım
bir yasayı sen nasıl ilga edersin? diyemedi.
Koca bir ülke
Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yönetiliyor. Bakın,
yeni sisteme geçişle birlikte, 2018 Temmuz ve 2021 Temmuz ayları
arasında tam 80 tane kararname çıkarılmış; aynı
sürede, 600 üyeli Mecliste, uluslararası sözleşmeleri
çıkarırsak 80 torba yasa geçirilmiş. Üç yıllık süreçte
Meclis Genel Kurulunda yasalaşan 80 teklifin hemen hemen tamamı torba
tekliftir ve sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Meclisin
diğer ihtisas komisyonları bir yerde işlevsizleştirilmiş
ve devre dışı bırakılmış, sanki Meclisin tek
komisyonu Plan ve Bütçe Komisyonuymuş gibi davranılıyor. Bize
göre, torba yasa anlayışı bir yasama
kurnazlığıdır ve bu anlayış ciddi
sıkıntılar doğurmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi
komisyonlarında yeteri kadar tartışılmayan kanun teklifleri
sadece Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirilmek suretiyle alelacele yasa yapma
alışkanlığı genel demokratik ilkelere, Meclis
geleneklerine ve kaliteli yasama yapma ilkelerine aykırıdır.
Bilindiği gibi, TBMM, demokratik ve özgür tartışma
ortamının önünü kesen tüm engelleri kaldırmakla yükümlüdür. Bu
açıdan, herkesin özgürce konuşabildiği demokratik, özgür
ortamı sağlayacak yasal düzenlemeler yapılması, baskı
ortamına son verilmesi, demokratikleşme ve siyasi iradenin
kararlılığını göstermesi açısından Meclisin
üstlenmesi gereken rol çok önemlidir. Ancak Meclis, başta Kürt meselesinin
demokratik çözümü olmak üzere birçok noktada etkisiz kalmıştır.
Bir diğer önemli nokta,
vekilliklerin düşürülmesi hususunda Meclis neredeyse ön açıcı
bir rol oynamıştır. Son dört yılda 13 HDPli
milletvekilinin vekilliğinin düşürülmüş olması,
aslında, yargının yasama üzerinde bir erkine
dönüştürülmüş, bir sopaya dönüştürülmüştür. Berberoğlu
kararında seçme ve seçilme hakkını irdeleyen aynı Anayasa
Mahkemesi, Sayın Leyla Güven ve Musa Farisoğulları,
Demirtaş ve HDPli milletvekillerinin seçme ve seçilme
haklarının adını dahi anmamıştır. Yani,
toplumun bir kesimi seçme ve seçilme hakkına sahipken maalesef diğer
kesimin seçme ve seçilme iradesi gasbedilmiştir. Hukuken, teamülen ve
usulen değerlendirildiğinde Leyla Güven ile
Farisoğullarının kesin hüküm kararlarının
Parlamentoda okunarak vekilliklerinin düşürülmesi, aslında TBMMnin
görevini kötüye kullanmasıdır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; vekilliği düşürülen ve adalet nöbeti
başlatan Milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlunun sahte tutanak
tutularak abdest almak için grup odasından ayrıldığı
zaman gözaltına alınması sürecinde Meclis
Başkanlığının yaptığı açıklamalar
ve takındığı tutum tam bir hukuk garabetidir.
Değerli arkadaşlar,
yine, bu Meclis, cezaevinde bulunan kendi vekillerine sahip çıkmadı.
Şu anda hasta olan Sayın Aysel Tuğlukun derhâl
salıverilmesi noktasında Meclis üzerine düşeni bir an önce
yapmalıdır. Hâlen vekil olan vekillerimiz ise hukuk
dışı, uyduruk yüzlerce fezlekeyle tehdit ediliyor. Halk
iradesinin savunucusu olması gereken Meclis, hukuku ayaklar altına
alarak seçilmiş temsilcileri bir şekilde siyaseten dışlama
politikasının bir parçası oluyor. Konuşuyoruz, fezleke
oluyor; susuyoruz, fezleke oluyor ama Meclis ses etmiyor. Alanda suç
işleri bakanı milletvekillerinin iradesi üzerine vesayet koyuyor,
halkla arasına perde çekiyor, istediği milletvekilinin pasaportunu
ihlal ediyor mahkeme kararlarına rağmen ve vekillere yurt
dışı çıkış yasağı koyabiliyor. Mecliste
yaşanan bu hukuksuzluklar sürecini dışarıdan izlediği,
suskunluğuyla onayladığı ve parçası olduğu
müddetçe bu hukuksuzluklardan aynı zamanda Meclisin kendisi de sorumlu
olacaktır.
Sayın milletvekilleri,
Meclisin denetim yetkisi elinden tamamen alınmıştır. En
önemli denetim yetkisi olan yazılı soru önergelerimiz önce Meclisin
sansüründen geçiyor ve birçok önergemiz kaba ve yaralayıcı dil
olduğu gerekçesiyle ya da kişisel olduğu gerekçesiyle geri
gönderiliyor. Ezkaza orayı geçenler ise bakanlar tarafından süresi
içerisinde cevaplanmıyor veya cevaplandığında bir link
gönderiliyor, onlarca sorumuza tek satırlık Gereği
yapılıyor. gibi kelimelerle cevaplar gönderiliyor. Haziran 2018de
başlayan 27nci Yasama Döneminde, milletvekillerinin yönelttikleri
önergelerin yüzde 65i yanıtsız kalmıştır. Meclis
Başkanına sormak istiyoruz: Siz neden Meclisin denetim yetkisini
artırmak için harekete geçmiyorsunuz?
Diğer bir durum ise,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kürtçe maalesef hâlâ yasaklı dil. Şu anda
Meclis Başkan Vekilinin, normalde Meclisi temsilen oturması gereken
Meclis Başkan Vekilinin imzasıyla yeni sistemde var olması
gereken Kürtçe yoktu, Kürtçe olmasın diye diğer diller de
kaldırıldı. Yine, Meclisin aplikasyonundan, demokratik
yayın politikasıyla bilinen Yeni Yaşam gazetesi
çıkarıldı. Sorduğumuzda Yayın politikası
hoşumuza gitmedi. Cevap bu kadar.
Sayın vekiller, maalesef
bu Meclis, çalışanlarına karşı da sorumluğunu
yerine getirmiyor. Çalışan personeller aynı işi
yapmalarına rağmen birçok farklı kategoride
çalışıyorlar ve hepsinin özlük hakları farklı,
hepsinin emeklilikten faydalanma hakları birbirinden farklı. Bu
durum, defaatle dile getirmemize rağmen düzeltilmiyor. Yine,
danışman arkadaşlarımızın aylık
maaşları dışında hiçbir sosyal güvenceleri yok.
Danışmanlar sözleşmeli çalıştıkları için 31
Aralıkta sözleşmeleri feshediliyor, 1 Ocakta sözleşmeler tekrar
yenileniyor ve bu yolla kıdem tazminat hakları gasbediliyor. Meclis çatısı
altında tazminat hakkını gasbeden, hileli bir iş
sözleşmesi yapılıyor. Meclis hizmet birimlerinde
çalışan emekçiler, personel eksikliği nedeniyle iş yükünün
altında her gün eziliyor ve resmen yöneticilerin, idarecilerin keyfiyetçi
tutumlarıyla angaryaya maruz kalıyorlar. Deyim yerindeyse terzinin
kendi söküğünü dikemediği gibi, buradaki personelin sorununu
çözemeyen bir Meclis, maalesef ülkenin sorunlarını da çözemez.
Sayın Başkan,
sayın vekiller; son olarak, Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili bir iki
şey söylemek istiyorum: Kamu Denetçiliği Kurumunu önemsiyorduk ama
rolünü oynamadı. Kamu Denetçiliği Kurumunun başvuru beklemeden
bazı durumlara müdahale etme hakkı var, kullanmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla)
Memlekette kamunun yapmış olduğu yüzlerce ihlal var fakat çok
şükür Kamu Denetçiliği Kurumunun harekete geçtiği tek bir durum
yok. Kamu Denetçiliği Kurumunun görevi nedir? Kamuyu denetlemek değil
midir? Peki, kamuyu denetliyor mu? Hayır. Denetlenmiş olsa, kamu
kurumları bu kadar riyakârlık yapabilir mi? Kamuda liyakat yok,
nepotizm ve torpil almış başını gidiyor, eylem ve
etkinlikler, en demokratik haklardan biriyken valiler, eylem ve etkinlik
yasağını tam bir keyfiyete dönüştürmüş ama maalesef bu
konuda tek bir ifadesi yok Kamu Denetçiliği Kurumunun.
Sayın Başkan, Kamu
Denetçiliği Kurumunun harekete geçmesi gereken bir diğer konu
barış akademisyenleri. Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı
vermiş, yerel mahkeme beraat vermiş ama OHAL oyalama komisyonu
beş yıl beklettikten sonra şimdi haklarını vermeyi
reddetmiştir ama Kamu Denetçiliği bu oyalama komisyonuna tek bir
cümle etmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Toğrul.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkan, son bir kelimem.
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla)
Mevcut hâliyle Kamu Denetçiliğinin yaptığı bir denetim
yok. Bu hâliyle, kamunun yapmış olduğu uygulamalara,
haksızlıklara, ihlallere destek olmuş, suç ortağı
olmuş olursunuz ve size verilen bütçeyi hak etmemiş olursunuz. Size
verilen bütçeyi hak etmek istiyorsanız bu hukuksuzluklara derhâl müdahale
edin diyoruz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ruştu Tiryakide.
Buyurun Sayın Tiryaki.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET
RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; konuşmamda Anayasa Mahkemesine ilişkin
değerlendirmelerde bulunacağım. Öncelikle, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Anayasa Mahkemesinin çok
yaşamsal görevleri var. Birincisi, kanunların Anayasaya
uygunluğunu yargısal olarak denetlemek; ikincisi, Yüce Divan
sıfatıyla Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı,
yüksek yargı organlarının başkan ve üyelerini
yargılamak; üçüncüsü, Anayasaya yeni giren bir ilke, temel hak ve
özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşünenlerin bireysel olarak
yaptıkları başvuruları incelemek; son olarak, siyasi
partileri mali olarak denetlemek ve kapatma davalarını karara
bağlamak. Hükûmet, ilk 3 yetkisinden çok rahatsız, ben
ayrıntılarına ve örneklerine girmeyeceğim; daha çok, siyasi
partiler hakkında açılmış kapatma davalarını
anlatmaya çalışacağım. Bana Anayasa Mahkemesinin en istikrarlı
kararları hangisi? diye sorarsanız tereddütsüz, siyasi parti kapatma
kararları derim. Türkiye'de son otuz yılda verilmiş siyasi parti
kapatma kararları İkinci Dünya Savaşı'ndan bugüne bütün
Avrupa'da verilmiş parti kapatma kararlarının toplamından
daha fazla. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin parti kapatma
davalarında verdiği kararların, içtihadın temelini
Türkiye'yle ilgili olarak verilmiş kararlar oluşturuyor. Venedik
Komisyonunun siyasi parti kapatma kararlarına ilişkin temel ilkeleri
Türkiye'deki parti kapatma kararları üzerine oluşturuluyor. Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisinin siyasi parti kapatmalarına ilişkin
temel ilkeleri Türkiye'deki kapatma davaları üzerine oluşturuldu.
AYM parti kapatma konusunda
âdeta istikrar abidesi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bugüne kadar
verilmiş kapatma kararlarından sadece ikisi hakkında ihlal
kararı vermedi; bunlardan biri Herri Batasuna kararı, diğeri de
bu karar örnek gösterilerek verilmiş olan Refah Partisi kapatma
kararıdır; bunun dışında, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin verdiği bütün kararlar sözleşmenin ihlal
edildiği yönündedir. TBKPyle ilgili karar da böyledir, Sosyalist Partiyle
ilgili karar da böyledir, Emek Partisiyle ilgili; HEP, DEP, HADEP, DTP
hakkındaki kararların tamamı sözleşmenin ihlal
edildiği yönündedir. Peki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu
kararları Türkiye için bir örnek oluşturdu mu? Oluşturmadı.
Her seferinde neredeyse aynı gerekçelerle kapatma davaları
açıldı, her seferinde neredeyse aynı gerekçelerle kapatma
kararları verildi. Hatta 2008de Türkiye'nin en çok oy almış,
tek başına hükûmeti oluşturan siyasi partisi hakkında da
kapatma davası açıldı. Biz, bugün, siyasi partilerin
kapatılması davalarına nasıl karşı isek o gün de
karşı çıktık ama Adalet ve Kalkınma Partisi, bugün,
herhâlde küçük ortağını küstürmemek için olsa gerek, ölü
balık taklidi yapıyor, bu konuda hiç sesini yükseltmiyor çünkü AK
PARTİ'li arkadaşlar demokrasiyi savunmuyor, demokratik değerleri
savunmuyor, yalnızca kendileri için demokrasiyi istiyorlar. Burada ve
başka yerlerde çok tekrarlanan bir iddia var, deniliyor ki: Herri
Batasuna terörü kınamadığı için kapatıldı, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi de bunu sözleşmeye uygun buldu, öyleyse
HDP de kapatılsın. Bu bilgi külliyen yanlıştır
arkadaşlar. İspanya Yüksek Mahkemesi Herri Batasuna'yı terörü
kınamadığı için kapatmadı; kapatma gerekçesi, Herri
Batasuna'nın şiddeti açıkça savunması ve teşvik
etmesiydi. Doğru veya yanlış ama kapatma gerekçesi buydu, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle
ulaşılmak istenen değerlere aykırı gördüğü için
Herri Batasuna kararını sözleşmeye aykırı
bulmadı.
Bu terör kavramına
gelince arkadaşlar, gerçekten çok tartışmalı ve
siyasallaşmış bir karar; ülkeden ülkeye değişiyor,
yıldan yıla değişiyor. Örneğin, Rusya, kendi
topraklarında kendisine yönelik bir eylemi olmayan dünyadaki hiçbir örgütü
terör örgütü olarak görmüyor. Diyelim, İsrail Hamas'ı terör örgütü
olarak görüyor ama Adalet ve Kalkınma Partisi Hamas'ın liderlerini
kendi kongresine davet edebiliyor. Amerika Birleşik Devletleri düne kadar
terör örgütü olarak gördüğü Talibanla bugün masaya oturabiliyor veya bir
başka somut örnek verelim, düne kadar YPGlileri devletin hastanelerinde
tedavi ettiren, PYDnin eş başkanlarını
Dışişleri Bakanlığında ağırlayan Adalet
ve Kalkınma Partisi bugün, PYDye, YPGye işine gelmediği için
terör örgütü diyebiliyor. Ayrıca, en önemli şey, kafanıza göre
siyasi parti kapatma gerekçesi uyduramazsınız. Hangi gerekçelerle bir
siyasi parti hakkında kapatma davası açılacağı
Anayasanın 69uncu maddesinde, Siyasiler Partiler Yasasının
79, 80, 81, 82 ve 83üncü maddelerinde tek tek sayılmış. Bunun
içerisinde terörü kınamamak diye bir gerekçe yok.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Terörü
kınamadığınızı söylüyorsunuz.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Ben size daha dramatik olanını
söyleyeyim: İspanyada şiddeti doğrudan teşvik etmek bir
siyasi parti kapatma gerekçesi ya, Türkiyede böyle bir kapatma gerekçesi de
yok ama varsayalım bir gün Anayasada, bir gün Siyasi Partiler Yasasında
şiddeti teşvik etmek bir siyasi partinin kapatılma gerekçesi
sayılırsa o, bizim partimiz hakkında kampanya yürütenlerin vay
hâline! Bu ülkede şiddeti doğrudan teşvik edenler onlardır.
(HDP sıralarından alkışlar)
Neyse, konuyu
dağıtmayalım. Herri Batasuna terörü
kınamadığı için değil, şiddeti teşvik
ettiği için kapatıldı. AİHM kararı doğru
yanlış ayrı bir konu, ayrı bir tartışma konusu
ama gerekçe buydu.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Siz de
öylesiniz.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Peki, HDP şiddeti mi savunuyor yoksa
doğrudan şiddetin mağduru olan bir parti mi?
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Şiddeti savunuyor, PKKyı savunuyor.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Bakın, mitinglerimize IŞİD
tarafından bombalı saldırı düzenlendi,
arkadaşlarımızı kaybettik. Mersin ve Adana il
binalarımıza bombalı paketler gönderildi; içinde
arkadaşlarımız varken seçim otobüslerimiz yakıldı;
güpegündüz İzmirin ortasında il binamıza girildi, 1
arkadaşımız katledildi, kapının önüne
çıktığında İçimi soğuttum. dedi. Neden? Çünkü
iktidar ve ortakları gece gündüz bizim partimizi hedef gösteriyordu.
Yüzlerce binamız linç girişimlerine maruz kaldı, genel
merkezimiz yakıldı, arkadaşlarımız çatıya
çıkarak kurtulabildiler. Linç gösterilerine katılanları susturma
bahanesiyle karşılarına çıkan Emniyet Müdürü ne dedi
biliyor musunuz? Tepkinizi anlıyoruz, haklısınız;
artık dağılabilirsiniz. dedi. Demek ki neymiş? HDP
şiddetin en büyük mağduru olan partiymiş. Şiddeti
kınamaya gelince, biz bugüne kadar, kimden gelirse gelsin; kişi,
örgüt veya devlet fark etmez, Türkiyede veya dünyanın başka yerinde
açık biçimde şiddete karşı tavrımızı koyduk.
Bu konuda şüphesi olan varsa internet sitemize girebilir, bütün
sorularının yanıtlarını orada bulabilir.
Evet,
başsavcılıkça bir kapatma davası açıldı. Anayasa
Mahkemesi bunu reddetti. Anayasa Mahkemesi ne için reddetti biliyor musunuz?
Sadece HDP üyelerinin, yöneticilerinin, vekillerinin hakkındaki kapatma
davalarını üst üste koymuşsunuz ama bununla HDP arasında
nasıl bir bağ kurdunuz, bunu unutmuşsunuz. Yani Niye HDPnin
kapatılmasını istiyorsunuz, dilekçeye
yazmamışsınız. diye reddetmişti. 7 Haziran tarihinde
başsavcı yeniledi. Sadece kalın bir cümle koyarak:
İşte bu kadar HDPli hakkında bu kadar dava var, öyleyse odak
olmuşlardır, öyleyse HDP hakkında kapatma davası
açılsın. Kalan 843 sayfanın 720 sayfası böyle; kalan 120
sayfada ne var biliyor musunuz? HDP tarafından doğrudan
gerçekleştirilmiş hiçbir etkinlik yok. İddianamede HDP yok ama
PKK var, uzun uzun PKKyi anlatmış başsavcı; kongre
tarihlerini, kongre kararlarını, konferans tarihlerini -HDP
kurulmadan yirmi yıl önce olan olaylar- konferanslarda alınan
kararlarını, avukatlarının İmralıda Sayın
Öcalanla HDP kurulmadan yıllar yıllar önce yaptığı
görüşmeleri bile koymuş. Sanırsınız bu dava HDP hakkında
değil de PKK hakkında açılmış bir kapatma davası.
İçişleri Bakanlığına başvurularak kurulmuş
bir parti olmadığına göre neden başsavcı bu kadar uzun
uzun PKKyi anlatıyor? Çünkü heybesinde başka bir hikâye yok.
Bırakınız hukuksal bir temeli, bir argüman bile
geliştirememiş başsavcı. Google iddianamesi gibi bir
iddianame var. Emin olun; oturmuş, hakkımızdaki adli sicil
kayıtlarını indirmiş, bir de Googledan taramalar
yapmış, hakkımızda bir dava açmış.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Sonra da -AKPye
katılanlar bilmez ama AKPnin kurucuları bilir- 2008
yılında AKP hakkında kapatma davası
açıldığında da yine Google taramalarıyla böyle bir
dava açılmıştı.
Son olarak şunu
söyleyeyim, söylemek istediğim çok şey var ama: Siyasal partiler
birbirleriyle rekabet ederler ama siyasal olarak rekabet edemediklerini,
iktidarlarının sonunu getiriyor diye uyduruk gerekçelerle kapatmaya
çalışmazlar, çalışırlarsa ne olur? İşte o
zaman eksiklerine rağmen gelişkin demokrasiler olarak
adlandırılan Norveç, İsveç, Finlandiya, Almanya, Hollanda,
Fransa olmaz; yarı diktatörlük, Asya tipi diktatörlüklerle yönetilen
Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan liginde top
koşturursunuz. Onların Batılı değerlere
ulaşması için bir köprü olabilecekken onlar gibi olursunuz diyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Şırnak Milletvekili Sayın Hasan
Özgüneşte.
Buyurun Sayın
Özgüneş. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HASAN
ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Değerli arkadaşlar, herkesi
saygıyla selamlıyorum.
Sayıştay bütçesi
üzerine söz almış bulunuyorum. Bütçenin ötesinde
Sayıştayın kayyumlarla ilgili yolsuzluklarını dile
getirmek istiyorum.
Önce şu belirlemeyi
yapmakta fayda vardır: Kayyum bir darbe rejimidir. Yaklaşık 4,5
milyon insanımızın iradesine darbe vurulmuştur. Başta
Kürt halkı olmak üzere, coğrafyada yaşayan diğer halkların
iradesine darbe vurulmuştur. Eş başkanlığa
karşı bir duruştur. Kadının iradesine karşı
bir darbedir. 2016 tarihinde DBPden seçilen belediyelere kayyum
atanmış, 93 belediyenin eş başkanı
tutuklanmış, 95 belediyeye kayyum atanmıştır. Bir
kısım başkanımız hâlâ cezaevinde; 15 bine yakın
işçi ve memur, 300e yakın muhtar ihraç edilmiştir. 2019 yerel
seçimlerinde HDPnin 48 belediyesine kayyum atanmıştır. 142
belediye meclis üyemiz tutuklanmış, belediye binaları
panzerlerle karakola çevrilmiştir. AKP seçimlerde oyla alamadığı
belediyeleri zorla yani diktatöryel yöntemlerle almıştır. Millî
Güvenlik Kurulu 2014 Ekim ayında Kürt halkının mücadelesine,
özgürlük, kimlik, demokrasi mücadelesine karşı çöktürme planı
kararı almıştır. Kayyum bunun bir yansımasıdır,
Şark Islahat Planı güncellenmiştir. Kayyum aynı zamanda
yolsuzluk, rant, talan, alavere dalavere sistemidir.
Sayıştay Mardin
Belediyesinde incelemelerde bulundu. Kayyumla gelen Mardin Valisi Mustafa Yaman
kenti âdeta satılığa çıkarmıştı,
mezarlıkları bile imara açtı. Sayıştay, Mardin
Belediyesinde bu dönemde milyonlarca TLlik ihalelerin kanuna aykırı
yapıldığının tespitini yapmıştır.
Mardin Belediyesinde 2 milyon TL bedelinde yapılan araç
kiralamalarının hukuksuz olduğu tespiti yapılmış,
352 milyon TL harcanarak yapılan yolların çökmesi sonucu 2nci kez
ihaleye çıkarılmıştır. Yeni bir kayyum
atanmış, yapılan incelemelerde birçok evrakın
kaybolduğu görülmüş, kamera kayıtları silinmiştir. On
aylık kayyum döneminde 470 milyonluk bütçe tüketilmiş, 200 milyon
lira da borçlanılmıştır. 14 yönetici ve memur, ihale,
yolsuzluk, rüşvet, imar usulsüzlüğü nedeniyle görevlerinden
alınmış ve mahkemeye verilmiş. Ağustos 2020
itibarıyla Mardin Belediyesinin borcu 1,8 milyar TLye
çıkarılmıştır. Derik beldesinde 1 milyon 366 bin TLye
inşa edilen hububat merkezi ve hayvan pazarı yanlış planlama
sonucu atıl duruma düşmüştür. Müteahhit Şerif Acar,
kendisinden toplamda 3,5 milyon lira paranın rüşvet olarak
istendiğini ve bunu verdiğini ifade etmiştir. Yerli
şirketlere ihale verilmemiş, Konya, Kocaeli, Bolu ve Ankara merkezli
şirketlere kayyum belediyeleri ihale vermiştir. Niye? AKPnin cebine
rant boruları girsin diye.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
HASAN
ÖZGÜNEŞ (Devamla) Oysa yerli şirketler varken niye Konyaya,
Ankaraya veriyorsun? Batman Belediyesinde Hulusi Şahin, ramazan ayı
etkinliklerinin Covid nedeniyle yasak olmasına rağmen, etkinlik
yapacağım diye 500 bin lira bir planlama ve harcama
gerçekleştirmiştir.
Kayyum,
43 kadın merkezini kapatmıştır, kadın eş
başkanlığını ortadan kaldırmıştır,
kadın kurumlarını etkisiz hâle getirmiş, kadın
bürosunu kapatmıştır. Dolayısıyla, Roboski
Anıtı ortadan kaldırılmış, Kürtçe, Ermenice,
Asurice levhalar ortadan kaldırılmış, Kürt büyüklerinin
heykelleri ortadan kaldırılmış, mahallelere, sokaklara verilen
Kürtçe isimler
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Bir dakika
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Özgüneş.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Bir dakika verdiniz mi?
BAŞKAN Verdim efendim.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Son cümlem
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Son cümle
BAŞKAN Sayın
Özgüneş, teşekkür ediyoruz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla)
Evet, arkadaşlar, saygılar. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Şırnak Milletvekili Sayın Nuran İmirde.
Buyurun Sayın İmir.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA NURAN
İMİR (Şırnak) Sayın Başkan, konuşmama
geçmeden önce, cezaevlerinde tutuklu bulunan bütün
arkadaşlarımızı ve halkımızı büyük bir sevgi
ve saygıyla selamlamak istiyorum.
Bugünkü konuşmamda
Sayıştay bütçesine ilişkin değerlendirmelerde
bulunacağım. Öncelikle şunu belirtmek isterim: İktidar
ülkeyi bir parti devleti politikasıyla yönetiyor; yüksek yargı
üyelerinden valilere, rektörlerden bakan yardımcılarına, kurum
başkanlarına, kurumların il müdürlerine kadar neredeyse her kamu
yöneticisinin atamasını Cumhurbaşkanı tek başına
yapıyor.
Yine, dikkatinizi çekmek
isterim: Osmanlıdan bu yana 38 Sayıştay Başkanı
erkek, şu andaki Başkan dâhil 8 bölüm başkanının hepsi
erkek; bu, bir tercih aslında. Görevi Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına kamu idarelerinin mali işlerini denetlemek, hesap ve
işlemlerinin kanunlara uygun olup olmadığını incelemek
olan Sayıştayın da bu görevini yaptığı
kuşkuludur. Sayıştay, niteliğini kaybetmiştir, o
yüzden görevini yerine getirmemektedir.
Partimiz HDP belediyelerine
birçok iftira attınız Paralar örgüte gidiyor, belediye
kaynakları başka yerlere gidiyor. dediniz ama bunları
kanıtlayacak tek bir belge bulamadınız çünkü bunların
tamamı iftira. Mülkiye müfettişleri denetledi, bir şey
bulamadı. Sayıştay denetledi Harcamalar yerinde. dedi ama siz
bu iftiralara dayanarak belediyelerimize kayyum atadınız.
Denetiminize aldığınız yargı eliyle belediye eş
başkanlarımıza asılsız soruşturmalar
açtınız, algı yaratarak, hedef göstererek
tutuklattınız. Peki, kayyumlarınız ne yaptı bu arada?
O kadar çok yolsuzluk, o kadar çok hırsızlık yaptılar ki
kayyumlarınızı Sayıştay bile görmezden gelemedi. Geçen
dönemde yapılan milyonlarca yolsuzluk, kayyumların yanına kâr
kalınca bu dönemde yolsuzluklar olduğu gibi devam etmektedir.
Kayyumlarınızın
yaptığı birkaç usulsüzlüğü, yolsuzluğu sizlerle
paylaşmak istiyorum: Sadece Cizre Belediyesinde, HDPnin 220 milyon borçla
kayyumdan devraldığı önceki dönem Cizre Belediyesinde yapılan
onlarca usulsüzlük hakkında bir soruşturma
başlatılmadı ve bu dönem yeniden atanan kayyum, usulsüzlüklere
devam ediyor. Cizre'de minibüs kooperatiflerinin itirazlarına rağmen,
iki yıl önce 310 bin TL harcanarak inşa edilen ilçe garajı
kullanılamayınca arsasıyla birlikte satılığa
çıkarıldı. Bir önceki dönemde 25 milyon TLye ihalesi
yapılan Taşköprü Projesi dört yıl sonra yeni kayyum
tarafından bu kez de 31 milyon TLye yine aynı firmaya ihaleye
çıkarılmıştır ve daha sonra gelen kayyum ise bu
ihaleyi de iptal etmiştir. Aradan geçen dört yıldan sonra
değişen 3 kayyumun köprüye 73 milyon harcama yaptığı
iddiası vardır; köprü de hâlâ tamamlanmış değil.
Yapılan bu usulsüzlüklere ilişkin devletin denetleyici kurumları
bir soruşturma başlatmış mıdır? Tabii ki
hayır.
Yine, Mardin Büyükşehir
Belediyesinin kayyumuna ait 316 taşınmaz kayıp, Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesi kayyumuna ait 180 taşınmaz kayıp. Van
Büyükşehir Belediyesi kayyumunun otopark için toplanan paraları amaç
dışı kullandığı 2020 Sayıştay
raporlarına da yansıdı. Peki, bu taşınmazlar neden
kayıtlara geçmemiştir? Bu taşınmazlar nerededir ve hangi
amaçla kullanılmaktadır? Bunu sizin iktidarınız
dışında kimse bilmemektedir.
2020 Sayıştay
raporlarında kayyum atanan belediyelerden sadece 6 belediyenin raporu
yayınlandı; diğer kayyumların raporları nerede; bunu
da sadece siz biliyorsunuz. Ayrıca, kayyumların
dışında Şırnak, Bitlis, Ağrı, Bingöl gibi
AKP belediyesi olan bazı belediyelerin 2020 Sayıştay
raporlarının hâlâ yayınlanmamış olmasının
sebebi nedir? Sayıştay kimin denetimindedir? Sayıştay
raporlarının sarayın kontrolünden geçtiği doğru mudur?
Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmekle mükellefsiniz.
Değerli
halkımız, sizin de gördüğünüz gibi iktidar, ülkedeki bütün
kurumları sarayın çiftliğine çevirmiş durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
NURAN İMİR
(Devamla) Fakat bilinmelidir ki bu ülkenin üretimini, emeğini ve
geleceğini saraya peşkeş çekenlerden hesap
soracağımız günler yakındır diyorum.
Bu itibarla, her gün sokakta
iken halkımızın özellikle ısrarla ifade ettiği bu
yolsuzluklara karşı HDPye yönelik tezahüratı ve
mutluluğunu paylaşmak istiyorum. Her fırsatta halkımız
(x) HDP,
(x) HDP,
(x)
diye bizi karşılıyor ve ben de buradan halkımız
adına
(x) HDP. diyorum, bu
kararlılıkla bütün halkımızı tekrardan
selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kenanoğlunda.
Buyurun Sayın
Kenanoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın vekiller; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Cezaevlerinde bizleri izleyen
tüm yoldaşlarımıza ve tüm canlarımıza selam ve
sevgilerimizi iletiyorum buradan.
Ayrıca, Aysel
Tuğluk canımızın bir an evvel tahliyesinin gerektiğini
ifade etmek istiyorum. Adli Tıp Kurumunun artık siyasi kararlar
vermekten vazgeçip görevini doğru dürüst yerine getirmesi gerektiğini
ve bir hekim bilinci içerisinde ve etiği içerisinde davranmaları
gerektiğini de tekrar ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bütçesi üzerine söz
aldım. Tabii, bu Bakanlık yaşamımızı
doğrudan ilgilendiren konuları barındırıyor. Elektrik,
doğal gaz, petrol ve bilumum madenler bunların başında
geliyor ve bu Bakanlığın konusunu ifade ediyor.
Şimdi,
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sunumunda
şöyle dedi: Doğal gazın maliyetinin dörtte 3ünü, elektrikte
yarısını Hükûmet olarak üstlendik. 87 bin megavat olan elektrik
kurulu gücünü 99 bin megavata çıkarttık. Elektrik santrallerini
6.917den 10.262ye yükselttik. Yenilenebilir enerji kurulu gücünü Avrupa'da 5,
dünyada 12nci sıraya çıkarttık. 2020 yılında devreye
alınan yenilenebilir enerji kurulu gücünün 24 Avrupa ülkesinin toplam
yenilebilir enerji kurulu gücünden fazla olduğunu ifade etti ve enerjide
dışa bağımlılığın azalmasını
sağlamak üzere 4üncü sondaj gemisini de filolarına eklediklerini
söyledi.
Şimdi, bütün bu bilgiler
ışığında şunları sormak istiyoruz: Peki,
doğal gazda, elektrikte maliyetin yarısından fazlası üstleniliyorsa,
elektrik kurulu gücü 87 binden 99 bin megavata
çıkartılmışsa, elektrik santrallerinin sayısı 6
binden 10 bine yükseltilmişse, Avrupa'da 5, dünyada 12nci sıradaysak
Avrupa'da geçen yıl elektrik ve doğal gaz fiyatlarına en fazla
zam yapan ülke niye biziz? Niye Türkiye bu konuda Avrupa lideri? Geçen yıl
doğal gazda AB ülkelerinde ortalama yüzde 1,7 oranında
artış olmuş, bazı ülkelerde fiyatlar düşmüş,
Letonya, Danimarka, Yunanistan gibi ülkelerde; en fazla zam ise Türkiye'de
24,5; 2nci İspanya, 3üncü de Hırvatistan'da olmuş.
Şimdi, elektrik
fiyatlarında ise AB ülkelerinde ortalama 1,3 oranında artış
olmuş; Türkiyeye bakıyoruz, yüzde 20,2 oranında ilk
sırada; sonrasında Hollanda, Litvanya falan geliyor. Satın alma
gücüne bakıldığında, elektrik fiyatlarında en
pahalı ülkeler sıralamasında Türkiye, Romanya ve Almanya
gözüküyor.
Şimdi, Türkiyede
elektrik ve doğal gaz fiyatları son üç yılda ne kadar
zamlanmış, ona da baktığımız zaman yüzde 122
civarında zam olduğunu görüyoruz. Doğal gazda ise en son
meskenlere, haziran ayında geçerli olmak üzere, yüzde 112 zam
yapılmış idi. Yani bu kadar enerji fazlamız ve birikimimiz
varsa, o zaman neden bu zamlar meydana geliyor diye sormak gerekiyor.
Şimdi, bazı
hatipler buradan hamasi nutuklar atarken tozpembe tablolar çiziyor, algı
operasyonları yapıyor Günlük petrol üretimi bir yılda 50 bin
varilden 62 bin varile çıkartıldı. diye anlatıyorlar.
Tabii, bunu böyle dinlediğiniz zaman, vatandaş Vay anasını
ya, büyük bir artış. falan diye bakıyor. Yani Türkiyenin
tüketimdeki payı üretim açısından tarihinin hiçbir döneminde
yüzde 7 ila 10 oranı bandını aşmamış. Burada bir
kıyaslama yapmak gerekirse, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminde, ya bir
artezyen kuyusundan -hani böyle bir maliyete falan gerek yok- musluğu
açıyorsun bir anda 80 bin varil çıkıyor yani kıyaslamak
açısından söylüyorum. O yüzden hani bu işleri böyle çok büyük,
abartılı, mühim meseleler, çok işler yapılmış
falan gibi anlatmanın anlamı yok çünkü bunlar sadece bir algı
operasyonundan ibaret.
Şimdi, yine doğal
gaz meselesi var. Karadenizde bulunan doğal gaz yataklarını,
ya, fakirleştirdiğiniz halka bir umut olarak sunuyorsunuz. Bu
rezervler işletmeye konulunca hani vatandaşın doğal
gazında bir ucuzlama mı meydana gelecek ya da vatandaşa bedava
mı doğal gaz vereceksiniz? Bu mümkün değil, bunu
yapamadığınızı ve
yapmadığınızı da biliyoruz ancak ve ancak
-uygulamalarınızdan biliyoruz- sadece şirketlerin faydasına
işler yapıyorsunuz. Bugüne kadar, elektrikte
yaptığınız bütün indirimler dağıtım
şirketlerine, tedarik şirketlerine indirim olarak yansıdı;
vatandaşa yansıdı mı? Yansımadı, oradan
biliyoruz.
Şimdi, bu projede,
geçtiğimiz günlerde, Fransız firmasıyla projenin bir
kısmı için, 1,5 milyar dolarlık üretim tesisi için anlaşma
imzalandı. Sondajda çalışanların yüzde 90ı
yabancı. Bütün bunların bir maliyeti var ve maliyeti siz
vatandaşa yükleyeceksiniz yani şirketleri koruyup
kollayacaksınız; elimizdeki bütün örnekler de bunu gösteriyor.
Şimdi, bakıyoruz,
yine, elektrik faturalarında bir torba fatura dönemindeyiz, torba fatura.
Elektrik faturalarında kalemler belli değil, harcamaların
nelerden ibaret olduğu belli değil, sadece vergi
dağıtım ve enerji adı altında 3 parçaya
ayırmışsınız, evimize gelen elektrik faturaları
da bu 3 parça içerisinde. Bunun içerisinde enerji payı yüzde 52ye tekabül
ediyor. Aslında, bizim faturalarımızın yüzde 52si enerji
payının karşılığı; geri kalanın
tamamı dağıtım şirketlerinin cebine giden ya da vergi
olarak alınan paralar. O anlamıyla bu,
yaklaşımlarınızın, nereye, nasıl
baktığınızın tablosudur; buradan çok net bir
şekilde belli oluyor.
Şimdi, bir de -yeni
yasayla beraber- kanun teklifi, herhâlde bütçeden sonra görüşülecek,
tamamlanacak ancak geçen maddelerde kademeli fatura sistemini
uyguladınız yani geçti şu anda madde olarak, o 32nci maddede,
son görüşülen kanun teklifinde. Kademeli fatura sistemi de vatandaşa
yeni bir yük getirecektir, bunu da buradan ifade etmek isterim.
Şimdi, elektriğin
üretimi esnasında vatandaşın, köylünün ve tüm
canlıların doğasını, suyunu, havasını,
ormanlarını tahrip ediyorsunuz, kirletiyorsunuz, yok ediyorsunuz,
kullanılamaz hâle getiriyorsunuz; bu şekilde bir tahribatla bir
elektrik elde ediyorsunuz. Peki, bunun olumlu anlamda vatandaşa
yansıması oluyor mu? Yok. Çünkü bizim hem Plan ve Bütçe Komisyonunda
hem de ilgili komisyonlarda vermiş olduğumuz bir önerge var, HDP
olarak söylediğimiz bir şey var: 200 kilovatsaate kadar elektrik
vatandaşa muaf olmalıdır yani özellikle pandemi
koşullarının getirdiği yoksulluk koşullarında bu
ihtiyacı karşılamak durumundayız.
Bir diğer mesele, tabii,
hani dedik ya, bu elektrik enerjisini üretirken tahribat yapıyorsunuz,
madencilik faaliyetleri. Yani, madencilik faaliyetlerinde
takındığınız tavır şu: Gölgesini kiraya
veremediğiniz ağacı, ormanı maden şirketlerine
peşkeş çekiyorsunuz, oralara aktarıyorsunuz. Şu an 15
kentin yüzde 62si madenlere verilmiş durumda yani ilginç bir durum var.
Bunu, TEMA Vakfı oluşturmuş; TEMA Vakfı, bu bilgileri
MAPEGten parayla satın almış ve 300 bin liradan fazla para
vermişler bilgiye ulaşabilmek için. Elde ettikleri çalışma
15 kenti kapsıyor yani sadece 15 kent için bu çalışmayı
yapabilmişler henüz. Baktığınız zaman, bu
çalışma sonucunda 15 kentin yüzde 62si -bunun içinde ormanlar var,
korunması gereken alanlar var, kent yaşam alanları var,
tarım alanları var- büyük oranda maden şirketlerine
ruhsatlandırılmış durumda. Yani, madencilik mevzusu bir
vakaya dönüşmüş durumda tarafınızdan.
Şimdi,
baktığınız zaman, madenlerden elde edilenler nedir? Ham
maddeyi alıyoruz, ham maddeyi işletilmek üzere yurt
dışına satıyoruz. Esasında, buradan bir kâr elde
edilmesi de söz konusu değil, hani, sadece o açıdan baksanız
bile; tamamen yurt dışındaki şirketlere ve emperyalist
ülkelere çekilen bir peşkeş söz konusu.
ÇED vakaları var, zaten
ÇED vakalarında ÇED uygun olarak yapılmıyor; onun da
arkasından dolaşan Maden Kanununda bir sürü değişiklik
yaptınız ve oradan kaynaklı olarak da zaten ÇED vakalarında
da ÇED yerli yerinde durmuyor.
Şimdi, Giresun
Şebinkarahisarda Nesko Madenin atık havuzu patladı; iddia
edildiğine göre kimyasal su, siyanür filan da var, Kelkit Çayına
karıştığı söyleniyor. Tabii, bunun bilimsel olarak
incelemesi yapılmış değil; hani ne oldu, sonuç ne, ne kadar
neyi tahrip etti filan? Peki, siz ne yapıyorsunuz? Şirkete ceza
kesiyorsunuz ya da faaliyetten menediyorsunuz. Şimdi, bu, şu:
"Parasını veririm, tahrip ederim.
mantığıdır, bir taraftan budur. Diğer taraftan da bir
kanun geçti buradan, buradan bir kanun geçti. Şöyle bir şey, bu vatandaş
gider başka bir şirket kurar ve olduğu gibi faaliyetlerine devam
edebilir. Ceza yiyen bu şirket, başka bir şekilde değil
yani. Şimdi, bütün bunlar esasında doğadan, canlılardan
yana bir tavır sergilemediğinizi, tümüyle şirketleri koruyan
kollayan bir yerden bu madencilik faaliyetlerini yürüttüğünüzü ortaya
koyuyor. Bu anlamıyla, hani Parasını veririm, kirletirim.
mantığı, yaklaşımı terk edilmesi gereken
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ALİ KENANOĞLU
(Devamla) Teşekkürler Başkan.
Şimdi, bu yenilenebilir
enerji kapsamı var. Bu kapsamda neler var; HESler, JESler, RESler,
GESler var. Şimdi, bakıyorsunuz yani HESler bu oran içerisinde en
yüksek payı tutuyor, yani hidroelektrik santraller. Hani bu kürsülerde
çıkıyorsunuz, diyorsunuz ya, Ya, payını şu kadar
artırdık, bu kadar yükselttik. Ya, beton yatırımı ya!
HESler dediğiniz nedir yani? Bütünüyle beton
yatırımıdır ve köylülerin suyunu, akarsularını
kirleten, onları yok eden, onları tahrip eden bir yöntemdir.
HESlerin kesinlikle yenilenebilir enerji kapsamından çıkarılması
gerekir. Aslında siz Avrupadan bu desteği alıyorsunuz, YEKDEM
üzerinden şirketleri destekliyorsunuz ve parayı yine betona
aktarıyorsunuz yani HESler betondan başka bir şey değil ve
insanların, canlıların doğasını kirletmekten
başka bir şey değil. Yapmış olduğunuz
tahribatların sonucu budur. Bütün bu tahribatları ortadan
kaldıracak olan da bizleriz.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası Van Milletvekili Sayın Muazzez Orhan Işıkta.
Buyurun Sayın
Işık. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MUAZZEZ ORHAN
IŞIK (Van) Teşekkürler Sayın Başkan.
Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu ve Nükleer Düzenleme Kurumu bütçesi üzerine söz aldım.
İnsanlar çeşitli
enerjilerden on binlerce yıldır faydalanmaktadır. Yerleşik
düzene geçildikçe, insanın doğaya egemen olduğu algısı
yerleştikçe, kentler büyüyüp metropolleştikçe enerji ihtiyacı
artmıştır ancak radyoaktivitenin kullanımı son iki
yıllık süreçte açığa çıkmıştır.
Türkiyede ve dünyanın
birçok yerinde olduğu gibi kapitalizm ve piyasa koşullarına terk
edilmiş bir enerji piyasası egemen durumdadır. Sizin enerji
politikalarınızda da halkların ihtiyaçları değil;
rantın, sermayenin ve sömürünün öncelikleri esas alınmaktadır.
Kanser vakalarının çok hızlı ve kontrolsüz bir şekilde
arttığı çağda, radyasyona maruz kalan milyonlarca
insanın yaşamları tehdit altındadır. Maalesef, bu
konuda bir farkındalık ve bilinçlendirme amaçlı bir politika ve
sağlıklı işleyen bir denetim mekanizması da yoktur.
Radyasyon kaynağı
olan radyoterapi diş ve diğer tıbbi radyoloji cihazları ve
bu cihazları kullanan merkezler ile hastaneler ciddi bir şekilde
denetlenerek sağlık emekçileri ve yurttaşların
sağlığı için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
doğa talanı ve tahribatı sonucu salgınlar,
hastalıklar, kanser vakaları hızla artıyorken, küresel
iklim krizi tüm dünyanın gündemindeyken ve su kaynakları hızla
tükeniyorken iktidarların nükleerdeki ısrarını anlamak
mümkün değil. Bu ısrar nedeniyle dünya bir nükleer çöplük üzerinde
patlamaya hazır bir bomba gibidir. Üstünden otuz beş yıl
geçmesine rağmen Çernobil faciasının etkilerini hâlen
yaşamaktayız. Türkiye sınırına
Değerli milletvekilleri,
nükleer reaktörlerin çıkartıldığı yerlerde özellikle
sıvı ve gaz atıkların geri dönüşümü de çok büyük
tehlikeler barındırmaktadır. Ayrıca, katı atıkların
geri dönüşümü için de yüksek teknoloji ve mutlak denetim süreçleri
zorunludur. Hafızalarımızdan Soma'da, Ermenek'te, Şirvan'da
yaşanan maden katliamları silinmemişken, Sakarya Hendek'teki
barut fabrikasındaki iş cinayetlerinin acısı hâlâ canlıyken
nükleer felaketlerin sonuçlarının daha büyük acılara neden
olacağını tahmin etmek zor değil. Japonya'da yaşanan
deprem sonrası meydana gelen nükleer sızıntının
sonuçları ortadayken nükleerde ısrar etmek intihar girişimidir.
Çernobilden Fukuşimaya ortaya çıkmıştır ki deprem,
ihmal, sabotaj veya altyapı yetersizlikleri nedeniyle nükleer felaket
riski her zaman vardır; Türkiye gibi, yaşamın
değersizleştirildiği ülkelerde bu risk daha da fazladır.
Herhangi bir sızıntı durumu milyonlarca kişinin acil
tahliyesini gerektirir. Türkiyede depremler sonrasında yaşanan kargaşa
ve yetersizliklere baktığımızda bile bunun ne kadar zor
olabileceğini tahmin edebiliriz. Daha bu yaz yaşanan yangınlara
müdahalede yetersiz kalan bir altyapının olası bir nükleer
faciaya müdahalesi mümkün görülmemektedir.
2021 yılı ekolojik
yıkım ve doğal afetlerin yaygın
yaşandığı bir yıl oldu. Yaşanan deprem, sel ve
orman yangınlarından sonra insanlar yalnız, çaresiz, evsiz ve
yoksul kalmıştır bu ülkede. Felaketlerde bile bölgesel
ayrımcılık yaptınız; kürdistandaki orman
yangınlarına müdahale etmediniz, ettirmediniz. Van, yaşanan
onlarca afet sonrası doğal afet bölgesi ilan edilmedi, halkın
zararları hâlâ karşılanmadı. Bu ayrımcı
politikalarıyla gözünü rant bürümüş iktidarınız tüm ülkeyi
felakete sürüklemektedir.
Yine, bir rant projesi olan
Akkuyu Nükleer Santralinde herhangi bir risk oluşmasa bile faaliyete
başladığı andan itibaren ekolojik bir felakete sebep
olacak, reaktör soğutmak için yapılacak işlemler Akdenizdeki
canlı yaşamı yok edecektir. Türkiyenin nefesi olan
ormanlarının, bacasız sanayi olan turizminin bu kadar riske
edilmesi, kısacası, kısa vadeli rant hesaplarıyla
açıklanabilir. Elbette ki bizler enerji üretimine karşı
değiliz ama enerji üretiminin yandaşlara, yandaş şirketlere,
güvenlikçi politikalara ve ranta odaklı yaklaşımla yapılmasına
karşıyız. Tabii ki halkın barınma, ulaşım,
üretim, istihdam ve refahı için yeterli düzeyde ve ucuz enerji
üretilmelidir ancak bu üretim rant uğruna doğayı ve
yaşamı yok ederek yapılmamalıdır. Soluduğumuz
havadan içtiğimiz suya, genetiğimize kadar etkili olan enerji
çeşitlerinden en az zararlı olanları tercih etmek
zorundayız. Ayrıca, nükleer enerji dövize endeksli olduğu için
hiç de ucuz bir enerji değildir. Bu tesisler her yönüyle yabancı
sermayeye aittir, Türkiye halklarının değildir. Nükleer bir
çılgınlığa savrulmadan yenilenebilir ve halkın
yararına bir enerji politikası oluşturulmalıdır.
Nükleer enerji için ayrılan bütçe güneş ve rüzgâr enerjisi için
ayrılmalıdır. Dünya nükleerden vazgeçmeye
başlamışken Türkiyenin bu ısrarı ülkeyi felakete götürmektedir.
Değerli milletvekilleri,
maalesef Türkiye enerji üretiminde de dışa
bağımlıdır. Türkiyede tüm kaynaklar yabancı sermayeye
satılmıştır; bu nedenle, enerjinin üretimi kadar tüketimi
de pahalıdır. Kayyum belediyeleri başta olmak üzere birçok
şehirde aşırı bir ışık kirliliği
mevcuttur; bu durum sadece gösteriş için değil, aynı zamanda
rant amaçlıdır. Şehirlerin kırsallarında birçok
mahalle, sokak ve evlerde yeterli düzeyde elektrik yokken şehirlerin
girişlerinden merkezlerine 15-20 metrede bir ucube
ışıklandırmalar yapılmıştır. Birçok
şehirde olduğu gibi Vanda da 20 metrede bir dikilen
ışıklandırma direklerinde Erdoğanın
fotoğrafları asılıdır. Amaç ışıklandırma
değil; rant, AKP ve Erdoğan propagandasıdır.
Sizin görgüsüz
şatafatınız uğruna elektrik israf edilmekteyken birçok köy
ve mahalle karanlıkta ve soğukta kalmaktadır. Vandan sadece bir
saat uzaklıkta olan Geliya Karker bölgesindeki 13 köyde yılın
yarısında elektrik yoktur. Sadece bu bölgede değil, Vanın
ve bölgenin birçok köyünde durum böyledir. Yaprak düşse bu köylerde
elektrik kesilmektedir.
Başka bir sorun da
kış saati uygulamasına beş yıldır geçilmemesidir.
Özellikle nüfusun çok yoğun olduğu batı illerinde gün
yaklaşık olarak bir saat geç başladığı için
milyonlarca kişi fazladan bir saat elektrik kullanmaktadır. Uzmanlar
bu durumun tasarruf getirmediğini yıllardır ifade ediyor. Enerji
istatistikleri de son beş yılda enerji kullanımının
arttığını gösteriyor ama AKP bu konuda her nedense
ısrar etmeye devam ediyor. Ülkede ihtiyaçtan fazla elektrik olduğu,
yapılmakta olan ve yapılması planlanan projelerle elektrik
üretim kapasitesinin en az on beş yıla yeteceği de ifade
edilmektedir. Üretim ve kapasite fazlası olması doğal olabilir
ancak Türkiyede yandaş firmalara alım garantileri verildiği
için politik tercihlerle bir planlama yapılmaktadır. Buradaki öncelik
halkın ihtiyaçlarını karşılamak değil,
yandaşlara sermaye transferi yapmaktır. AKP döneminde elektrik
üretimi için verilen desteklerin ve alım garantilerinin hangi
işletmelere, ne kadar, hangi kur değerleri üzerinden ve kaç
yıllığına verildiği, bunun halka maliyetinin ne
olduğu bilinmemektedir. Elektriğin halka maliyeti her ay gelen
zamlarla da artmaktadır. Milyonlarca abonenin elektrik borcunu ödeyemediği
için elektrikleri kesilmektedir. Zaten borcunu ödeyemeyen bu yurttaşlardan
bir de diş kirası ister gibi açma kapama bedeli
alınmaktadır. Elektrik temel bir hak ve yaşamsal bir
ihtiyaçtır. Öyle ki SSPE hastaları ve solunum cihazlarına
bağlı hastaların yaşamı elektriğe bağlı
olduğundan elektrik kesintisi hayati önemdedir.
Elektrik ve doğal gaz
yoksullar ve dar gelirli haneler için lüks hâle gelmiştir. Yoksullara ve
engellilere belirli bir kilovata kadar elektrik ücretsiz verilmelidir. Elektrik
kullanım miktarı arttıkça fiyatları da oransal artırılabilir.
Bu şekilde faturalandırılırsa nüfusun büyük bir bölümü de
tasarrufa yönelmiş olur. Enerji üretiminde yenilenebilir enerji esas
alınmalıdır. Yandaş şirketlere tanınan imtiyaz ve
ayrıcalıklar iptal edilmelidir. Elektrik üretim ve tüketimi
kamusallaştırılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK
(Devamla) Yoksul ve engelli yurttaşların enerji hakkı
korunmalıdır.
2022 yılı bütçesi
saray ekonomistlerinin döviz darbesiyle halka ulaşmadan sıfırlanmıştır.
Bu bütçe saraydan hazırlandığı için ne bilim
insanlarının tespitleri ve önerileri ne de halkın temel enerji
ihtiyaçları dikkate alınmamıştır. Bu bütçe halk için
değil, rant, yandaş ve sermaye odaklı
hazırlanmıştır. Doğayı, kadınları,
gençleri, emekçileri, çiftçiyi, engellileri ve yoksulları esas almayan bu
saray ve savaş bütçesini reddediyoruz.
Tüm halkımızı
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Ömer Öcalan.
Buyurun Sayın Öcalan.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ÖMER ÖCALAN
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
halkımızı saygıyla selamlıyorum.
2022 yılının 1
trilyon 700 milyar liralık bütçesini şu an görünürde bu Meclis
yapıyor. Eller kaldırılacak, indirilecek ama merkezî hükûmet
sisteminde, merkezî ulus devleti sisteminde maalesef birileri
hazırlıyor, bürokratlar hazırlıyor; burada getirecekler
önümüze koyacaklar, sayısal çoğunluk yeterlidir, tartışmaya
ve değiştirmeye herhangi bir zemin olmayacak. Şimdi, biz bu
sistem içerisinden bu yapılanmayı eleştirirsek ya da bu
mekanizmayı eleştirirsek biraz anlamsız olur. Aslında
sistemin dışına çıkarak var olan mevcut ulus devlet
sistemini eleştirmekte fayda var. Şu an biz burada ekonomiyi ve 2022
yılının bütçesini konuşmuyoruz; biz burada kurumlar
arasında var olan ganimeti nasıl pay edeceğiz meselesini
konuşuyoruz; hangi kurum nereden yararlanacak, ne kadar ganimet alacak,
hangi bölüme aktaracak, yerellerde bu para nasıl eritilecek, onun üzerine
konuşuyoruz. Var olan büyük bir ekonomik buhranı, ekonomik krizi
görmeyen bir anlayış vardır. Bunun eleştirilmesinin
önündeki en büyük engel de merkezî ulus devlet sistemidir. Maalesef, muhalefet
de belki şu noktada ortaktır: Biz, Avrupa Birliğinin Yerel
Özerklik Şartının karşısında yer alıyorlar
mı, onu bilmiyoruz. 2 tane büyük belediyeye ve Akdeniz
sınırları içerisinde bulunan belediyelere sahiptir. Bu merkezî
düzeydeki yapılanma, bu merkezî düzeydeki devlet mekanizması, yerelin
geleceğini, bütçesini düşünmez arkadaşlar, bu çok nettir. Buradaki
yapı, antidemokratik bir yapıdır. Doğrudur, 583 vekil
2018de seçilerek buraya gelmiştir, oradan buraya bir çalışma
yapmaktadır. Seksen yıl da böyleydi, AKPden önceki seksen
yıllık dönemde de bu yapı böyleydi. Sistemi değiştirme
iddiasıyla yola çıkan AKP, günün sonunda seksen yıllık
sisteme de rahmet okuttu, maalesef, ölümü gösterip sıtmaya razı
etmeye çalışıyor. Artık bir sistem demekte de fayda yok
aslında, sistem değil. Niye sistem değil? Cumhurbaşkanlığı
sistemi mi? Hiç değil. Başkanlık sistemi mi? Hiç değil.
Federal sistem mi? Hiç değil arkadaşlar. Gerçi Hükûmet de bunu
adlandırmıştır, ne demiştir? Türk tipi sistem. Ne
olduğu belirsiz, anlamsız, kıymetsiz bir sistem.
Cumhurbaşkanı tarafından atanan bir Cumhurbaşkanı
Yardımcısı gelip burada seçilmişlere laflar düzebiliyor,
hakaret edebiliyor. Meşruluğunu nereden alıyor?
Meşruluğunu Cumhurbaşkanının aldığı
yüzde 52 oy oranına dayandırıyor ama kendisinin atama yöntemiyle
geldiğini görmüyor. Şu an bir bürokrasi devletine döndük, şu an
bir teokrasi devletine döndük. Bunun karşısında, sistemin
dışına çıkarak önermelerde bulunmamız gerekiyor. Bu
ülkede siyasal rejimde demokrasiyi inşa etmezseniz, demokratik alanı
genişletmezseniz işin içinden çıkamazsınız yani daha
az devlet, daha çok toplumu esas alacaksınız, toplum merkezli
yaklaşacaksınız. Devleti kutsayan, devleti büyüten, devleti
kutsallaştıran, tüm geliri, tüm gideri, tüm maddi manevi
değerleri toplumdan kaçırıyor aslında. Büyük bir mit yaratıyor,
büyük bir sembol yaratıyor, bu sembol üzerinden bir meşru alan
sağlıyor. Bizim önermelerimiz vardır; biz buna sistemin
dışından eleştiri yöneltmek durumundayız. Birden fazla
etnik yapıyı içinde barındıran, birden fazla inançsal
yapıyı içinde barındıran, birden fazla siyasal
anlayışı içinde barındıran mekanizma ulus devlet
yapısıyla yürütülmez. Biz bunun karşısına demokratik
ulusu koyuyoruz, biz bunun karşısına demokratik konfederal
sistemi koyuyoruz. Yoksa 1923ten beri, yüz yıldır böyle geldi
2023
hedefi olanlar, ülkeyi daha bir uçuruma, daha da derinleşen çelişkilerin
içerisine koyacaktır.
Arkadaşlar, ekonominin
neresinden bahsedelim? Ben şimdi baktım, mazota 66 kuruş zam
gelmiş Sayın Bakan. Bir çuval un 170 liraydı bundan bir ay önce,
şu an 340 lira, belki daha da yükseliyor. Meyve sebze, giyim, gıda
hepsi uçmuş, bunu kontrol edemiyorsunuz. Ekonomi aslında bir
barınma, beslenme, savunmayı kendi içinde barındıran durum
değil midir? Ekonomiyi neyle ifade edersiniz? Para, döviz, repo, borsa
Aslında halktan kaçırıyorsunuz, halktan
uzaklaştırıyorsunuz. Halkın bu terimlerle, bu ekonomi
tarzıyla alakası yoktur; halk barınamıyor, halk
beslenemiyor, halk kendi iç mekanizmasını işletemiyor. Buna
karşı farklı bir sistemle bizim cumhuriyeti demokrasiyle
buluşturmamız lazım. Bu cumhuriyet demokratikleşmezse sonu
kaçınılmazdır. Bakınız, sonu yaklaşıyor;
milliyetçilik dalgasıyla, dincilik akımıyla bu işi bir
nebze de olsa ileri taşıyamazsınız.
Bakınız, içe
kapandığınızı söylüyorsunuz ama içe
kapanamayacaksınız çünkü ihracattan bahsediyorsunuz, ihracatı
savunduğunuz için aslında dünya değerlerinden beslenmeniz
gerekiyor, demokrasi değerlerinden beslenmeniz lazım. Avrupaya ihraç
edeceğiniz mallardan bahsediyorsunuz. Sizin Avrupa değerlerine biraz
daha yaklaşmanız gerekiyor ama görünen o ki burada iş hamasetten
ziyade bir gır gır geçme, bir dalga konusu olmuş artık.
Bakınız, insanlar
zor durumda. İnsanlar, araçları olan insanlar, tasarruf yapmak için
gece petrollere akın ediyor, petrol ofislerine akın ediyor; AKPnin
buradaki milletvekilleri, ülkedeki araba çokluğundan dolayı bu
kalabalığın olduğunu söylüyor. Bu konuları
konuşurken bence ciddi olmak lazım çünkü halkımız,
insanlarımız ızdırap içerisindedir, insanlarımız
ekonomik buhran içerisindedir.
Doğrudur, buradaki
yapı bundan pek etkilenmeyebilir. Ulus devletin yapısı böyledir,
ulus devletin gerekliliği budur yani burayı etkilemiyor. Ama gidip
bakınız; Amedin bütçesi, İstanbulun bütçesi, Hakkârinin
bütçesi, Urfanın bütçesi burada yapılmıyor arkadaşlar,
burada yapılan bambaşka bir şeydir. Biz, bu duruma göz
yummamalıyız. Ülke uçurumun kenarındadır.
Arkadaşlarımız
kayyumlardan bahsetti, arkadaşlarımız gasbedilen halk
iradesinden bahsetti. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemi bu sistemdir, ötesi yoktur; gücü yettiğini alıyor, gücü yetmediğini
de farklı bir yöntemle talan ediyor; ülkeyi bir cendereye almış,
ülkeyi bir tecride almış, kurumları bir tecride almış.
Düşünün, bu ülkenin Ana Muhalefet Partisi Başkanı TÜİKin
kapısından içeri giremiyor, bilgi alamıyor. Partimiz üzerinde
büyük bir şiddet var, bilgi alamıyoruz, verilen soru önergelerine
cevaplar verilmiyor. Böyle bir sistem inşa ettiniz ama bu sistem
artık sona doğru yaklaşmaktadır.
Şunu da belirteyim:
Güçlendirilmiş parlamenter sistem
Arkadaşlar, seksen yıl bir
parlamenter sistem geldi sonrasında gayriresmî, fiilî olarak AKP yirmi
yıl farklı bir sistem işletti, 2018de de Türk tipi bir sistem
olarak adlandırarak geldiler. Bundan sonra iddia nedir, ne yapılacak?
Güçlendirilmiş parlamenter sistemden kastınız nedir? Neyi söylüyorsunuz,
neyi açıklıyorsunuz? Bu kadar farklılığa, bu kadar
etnik kimliğe, bu kadar farklı düşünceye bir şeyler
söyleyecek misiniz yoksa işi farklı bir boyutta, iktidar
mekanizması gelene kadar mı bu söylemler
Aslında, gelecek sistemin
üstü kapalı Geldikten sonra kendimize göre farklı bir şey
yaparız. bu sıkıntılı bir durumdur. Ekonomik, sosyal,
siyasal yapı, hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Maalesef
buradaki bütçede de halka, yoksula, varoşta bulunan kimseye bir şey
yoktur, kurumlar arasında bir pay etme davası vardır; bunu böyle
belirteyim arkadaşlar.
Bir de birkaç cümleyle Türkçe
bilmeyen halkımıza ben sesleneyim:
(x)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ÖMER ÖCALAN (Devamla)
(x)
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Gaziantep) Anlıyor musun Başkanım ne dediğini?
Ne konuşuyor, ne?
ÖMER ÖCALAN (Devamla)
(x)
BAŞKAN Peki,
teşekkür ediyorum.
ÖMER ÖCALAN (Devamla)
(x)
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Gaziantep) Anlıyor musun Başkanım, belki
küfrediyor?
ÖMER ÖCALAN (Devamla)
(x)
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Öcalan
Sayın Öcalan
ÖMER ÖCALAN (Devamla)
Buyurun
BAŞKAN Bizim de
anlamamız gerekiyor. Kısa bir cümle dediniz, uzattınız
cümleyi.
Teşekkür ediyorum.
ÖMER ÖCALAN (Devamla)
Nasıl? Türkçesini mi söyleyeyim?
BAŞKAN Yani biz
anlamadık, bizim de anlamamız gerekiyor.
ÖMER ÖCALAN (Devamla)
Türkçesini söyleyeyim mi?
BAŞKAN Söyleyin,
Türkçesini söyleyin.
Buyurun, dinliyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Konuşma Genel Kurula yapılır efendim.
BAŞKAN Devam edin,
açıklayın Türkçe olarak.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Evet,
arkadaşlar, Türkçesini de söyleyeyim: Bir reaksiyon durumu var,
anlıyoruz.
BAŞKAN Hayır,
reaksiyon yok -Türkçesini de- biz de anlayalım istiyoruz.
Buyurun.
ALİ MUHİTTİN
TAŞDOĞAN (Gaziantep) Reaksiyon filan yok, ne dediğini
anlamıyoruz Beyefendi.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Evet,
tabii, sizin de anlamaya hakkınız var. Türkçesini de söyleyeyim,
halkımız bilsin.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada Türkçe konuşulur.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) Her
şey pahalanıyor, yoksulluk artıyor. Bu ülkede mevcut durumda en
ucuz şey Türk lirasıdır. Bundan mutluluk duyan bir iktidar
vardır, maalesef mutluluk duyuyor. 1 avro 15 liranın üstünde, 1 dolar
13 liranın üstünde; bu, sizin eserinizdir. Bunun sebeplerinden biri de
bölgede yürüyen şiddet, çatışma ve savaş durumudur.
Halkımızı
selamlıyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki,
teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik
Partisi adına son söz Diyarbakır Milletvekili Sayın Dersim
Dağa aittir.
Buyurun Sayın Dağ.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA DERSİM
DAĞ (Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesi
üzerine konuşuyoruz ama açıkçası ben ne söyleyeceğimi
bilemiyorum fakat en sonunda söyleyeceğimi ilk başta ifade etmek
istiyorum. Bu ülke bizlere bir gençlik borçludur. Neden mi? Çünkü kendimizi
yitire yitire ancak kazanabildiğimiz bir ülke burası. Hakkında
en çok söz kurulan ama hiçbir mekanizmada yer verilmeyen biz gençler, okuyup sorgulayınca
gözaltıyla tanışıyoruz. Hayallerimizin genişliği
cezaevi avlularının genişliğiyle doğru
orantılı artık. Farklılıklarımız suç olarak
önümüze geliyor. Düşünce özgürlüğü mü dediniz? Hak getire. Gerçekler
böyleyken iktidarın çizdiği tabloda her şey güllük
gülistanlık. Diplomalı işsizlik yok çünkü okul okurken ister
dönerci olursunuz, ister pazarcı, isterseniz de inşaat işçisi.
Eğitim sorunu yok, yurt sorunu yok çünkü bir torpil yeterli. Barınma
sorunu yok çünkü parklarda uyku bedava. AKP'li mi değilsiniz, TÜGVAda
mı yer almıyorsunuz? Umutsuzluğa kapılmayın, yurt
dışında iş fırsatları bolca var. (HDP
sıralarından alkışlar) Tüm bunlara tek bir eleştiri mi
getirdiniz? İşte o zaman devreye iktidarın tekerleğin
icadından daha büyük politikası giriyor: Çıkart telefonunu.
Evet, işleyen tek gençlik politikası: Telefonunu göster. (HDP
sıralarından alkışlar) Telefon kadar
başınıza taş düşsün. (HDP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
müsaadenizle sizlere biraz da gerçeklerden bahsedeceğim. Pandemiden
dolayı on-line eğitimi elinize yüzünüze
bulaştırdınız. Yüz yüze eğitim başlayınca da
durum çok farklı olmadı. Üniversiteye yerleşen öğrencilerin
en büyük derdi barınma ve geçinememe. Yaklaşık 8 milyon öğrenci
varken KYK yurt kapasitesi sadece 724 bin. Yurt kapasitesinin az olması,
kira artışlarından kaynaklı onlarca öğrenci sokakta
kaldı. Öğrencilerin yüzde 89u barınamıyor ve yurda
yerleşemeyen onlarca öğrencinin eve çıkma imkânı yok.
Barınamayan öğrenciler parklarda sabahlamaya başladı.
Dersim'de kadın öğrenciler bir gece yarısı Asil
öğrenciler geldi. denilerek sokağa atıldı. Sokakta kalan
öğrenciler bu sefer de barınma hakları için 12 Aralıkta
Ankara'ya yürüyecek. Yurda girebilen çok az öğrenci de pahalı
fiyatlarla kötü yemeklere maruz kalıyor. Peki, bu arada siz ne
yaptınız? Saraylarınızdan, öğrencileri terör ilan
ettiniz. Öğrenciler okumaya değil âdeta survivor ortamına
geliyor; internet yok, yurt yok, artık yarım simit
satışının yapıldığı bu zamanda
öğrenciye de aylık sadece 650 TL veriliyor. Nimete bakar
mısınız? Harca harca bitmez zaten iktidara göre bu da fazla.
Buradan hepinize sormak
istiyorum: Refikcan Uysal'ı duydunuz mu? Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi 3üncü sınıf öğrencisi. Refikcan Uysal,
öğrenciyken çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca
öğrenciden sadece biri. Uysal, işten yurda döndüğü sırada
geçirdiği kazada yaşamını yitirdi. Sadece öğrenciyken
çalışmakla bitmiyor hikâye, mezun olduktan sonra gerçek işsizlik
başlıyor. Genç işsizlik oranı yüzde 40lara
varmış durumda ve bu genç işsizlerin çoğunu üniversite
mezunu gençler oluşturuyor. Üniversite mezunu genç nüfusun işsizlik
oranı 2004 yılında yüzde 12,9 iken bu oran 2021
yılında yüzde 27,2ye yükseldi. Sadece 1,5 milyona yakın
üniversite mezunu asgari ücretin altında çalışmayla
karşı karşıya.
Yine size bir isimden
bahsedeceğim: Fedai Altun. Vandan Malatyaya inşaata
çalışmaya giden Fedai Altun ataması yapılmayan 23
yaşında bir genç. Trafoda elektrik akımına kapılarak
yaşamını yitirdi. Kim bunun sorumlusu? Ben size söyleyeyim:
Sizsiniz bunun sorumlusu. Sizler gençlerin açlığıyla doyuyor,
çıplaklığıyla giyiniyorsunuz. Bundan
utanmalısınız. (HDP sıralarından alkışlar) 4
yıllık üniversite okuyan ve kredi alan bir öğrenci dört yıl
sonunda ortalama 28.894 bin TL borçlandırılıyor. 2020-2021
yılında 8 milyondan fazla öğrenci arasından 5,5 milyon
öğrenci üniversiteden borçlu ayrıldı. 400 bin öğrencinin
hesaplarına e-haciz uygulandı. Bugün gençler kültür, sanat, politika,
felsefeyle uğraşacağına borçlarla uğraşıyor
çünkü her gün bir önceki günden daha çok borçlandırıyorlar.
Yarattığınız bu ekonomik krizin faturasını
öğrencilere kesmekten vazgeçin. Mezun olduktan sonra aldığı
krediyi ödeyemeyen öğrencilerin tamamının borcunu silin. Sosyal
hukuk devletinde haracın yeri olmaz, öğrencilerden haraç kesmeyin.
Parasız, nitelikli eğitim en temel haktır. (HDP
sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer Meclis
üyeleri, aldıkları geri ödemeli kredilerle geçinemeyen üniversiteli
genç kadınlar, atamaları yapılmayan üniversite mezunu
kadınlar, mevsimlik işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor.
Genç kadınlar bir yandan tarlada çalışırken bir yandan
yaşlı ve çocukların bakımlarını üstleniyorlar. Bu
genç kadınlardan biri durumunu şu sözlerle aktarıyor: Annem
hasta, şeker hastası, babam ise kalp hastası. Buraya gelip
çalıştığım için okula gidemiyorum. Okumak istiyordum,
doktor olmak istiyordum. Gücümün üzerinde yük taşıyorum.
AKPnin on dokuz
yıllık iktidarında kadınlara yönelik şiddet, taciz ve
tecavüz de sistematik olarak arttı. Resmî rakamlara göre, 2021
yılının ilk on bir ayında 251 kadın katledildi.
Elbette intihara sürüklenen, kaybedilen, kaybettirilen kadınlar yok bu resmî
verilerde. Dersim'de kaybettirilen Gülistan Doku, yedi yüz üç gündür
bulunamıyor, bulunmak istenmiyor. Yine, Kübra Ekin, yirmi üç
yaşında, Diyarbakırda yaşıyor ve tam yirmi dört
gündür kayıp, Kübra bulunmuyor. İpek Ere tecavüz edip intihara
sürüklenmesine sebep olan Uzman Çavuş Musa Orhan ise
yargılandığı davadan iyi hâl indirimi alarak on yıl
cezaya çarptırıldı ve tabii ki tutuksuz yargılanmasına
karar verildi. Genç bir kadına tecavüz edip ölümüne sebep olan kişi
eğer üniformalı ise verilen ceza ödül gibi oluyor; tecavüzcüye
tecavüzcü diyen kadın sanatçıya ise tazminat cezası veriliyor.
İstanbul Sözleşmesinden çekilen, kadınları korumasız
bırakan iktidar, failleri ve üniformalıları cezasızlık
politikasıyla koruyor ve bu cezasızlık politikası her gün
onlarca kadının katledilmesine, tecavüze uğramasına yol
açıyor.
Bir diğer değinmek
istediğim konu ise bağımlılıktır.
Bağımlılık yaşı 11-12 yaşlarına kadar
düştü ve neredeyse her 5 gençten 4ü madde bağımlısı.
Kolluk devleti hâline gelmiş olmamız ve her köşebaşında
MOBESE bulunuyor olması madde satışının önünde bir
engel oluşturmuyor, hatta uzman çavuşlar ve kolluk görevlileri madde
satıcısı olarak karşımıza çıkıyor.
Son olarak HDP Gençlik
Meclisine dair birkaç şeyi kayıtlara geçirmek istiyorum.
Yaygınlaşan madde bağımlılığı ve
istismara karşı Gençlik Meclisimiz
Bağımlılığı kıralım, yeni
yaşamı kuralım. şiarıyla bir kampanya
başlattı. Kapı kapı dolaşarak gençlere ve ailelere
ulaşıp bağımlılığa karşı
bilinçlendirme çalışması yürütüyorlar. Elbette bu
çalışmalarda da iktidarın ve onun emrindeki kolluk
görevlilerinin engellerine takılıyorlar. Bir yandan Gençlik
Meclisimizin çalışmaları engellenirken bir yandan da gençler
kaçırılıp ajanlık dayatmalarına maruz kalıyor,
tutuklanıyor veya gözaltına alınıyor. Madde
bağımlılığına ve istismara karşı
yürütülen çalışmalar Hükûmeti rahatsız mı ediyor? Neden
Gençlik Meclisimizin bu yönlü çalışmaları engelleniyor ve kolluk
tarafından Size bu çalışmayı
yaptırmayacağız. deniliyor? HDP Gençlik Meclisi var olduğu
sürece hiçbir güç öyle kolay kolay gençleri karanlığa çekemeyecek.
(HDP sıralarından alkışlar) Buradan gençleri ve iradelerini
yok sayanlara diyoruz ki: Ülkenin gençliğini çalan sarayın ömrü
yakında son bulacak, gençleri en üretken zamanlarında işsiz
bırakanları gençler makamsız bırakacak, umutsuzluk üreten
sistemlerine format atacak. (HDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
DERSİM DAĞ
(Devamla) Enflasyon, faiz, döviz; Erdoğan, sensin en büyük kriz! (HDP
sıralarından ayakta alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına söz talepleri
karşılanmıştır.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, bu arada Meclisi terörize
ediyor. lafını görmemişsiniz, ben size göstereyim, Erkan Akçay
(Manisa) Meclisi terörize ediyor
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş.
İki dakika süreniz.
Lütfen, yeni bir
sataşmaya mahal vermeden bitirelim konuşmamızı.
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın yerinden sarf ettiği bazı
ifadelerinde şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu Mecliste neyin sataşma olup
olmadığını bilebilecek durumdayız tabii ki,
yıllardır burada beraber çalışıyoruz. Bir kere, her
şeyden önce, partimizin kapatılmasını gece gündüz her yerde
savunan başka bir parti var, ismini söylememe gerek var mı,
bilmiyorum. Grup toplantılarında ve her yerde siyasetlerini sadece
HDPnin kapatılması üzerine kurmuşlar. Bu da yetmedi,
şimdi, bu sefer, AYM de kapatılsın. diyorlar, AYMye de
takmış vaziyetteler. Ne olmuş? Biz itiraz ediyoruz bu
Kapatılsın. lafına ve bunu çok da ciddiye almıyoruz -onu
söyleyeyim- gündemimize de almıyoruz
ERKAN AKÇAY (Manisa) O
zaman niye konuşuyorsun?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla)
ama bugün Anayasa Mahkemesi görüşüldüğü
için bunu konuşma ihtiyacı duyduk. Biz itiraz da ediyoruz, onlar
bağırıp çağırıyor, dinlemeyi de beceremiyorlar
gerçekten. Neden? Diyorlar ki bana, notlarda var: AYMyi savunmak size mi
düştü, sana mı düştü? Bana diyorlar. Evet efendim, bana
düştü. Ben bir hukukçu olarak, bir milletvekili olarak AYMnin
kararlarını eleştirebilirim, yapısının
demokratikleşmesini savunabilirim, kuvvetler
ayrılığına göre farklı eleştirilerimi yapabilirim
ama AYM kapatılsın. diyemem. Onlar kendilerini bu ülkenin sahibi
sanıyorlar, hamasetle Türkiye yurttaşlarını
götürebileceklerini sanıyorlar. Milletçi diye diye milleti üç
kuruşa muhtaç hâle getirdiler. En büyük millet
düşmanlığını onlar yapıyorlar aslında çünkü
pusulaları hukuk ve adalet değil. Bu ülke sahipsiz değil ve
sahibi de siz değilsiniz. En az sizin kadar bu ülkenin sahiplerinden biri
de biziz. Başka bir siyasetiniz olmadığı için
Ben, Feti
Yıldızın konuşmasını saatlerce size anlatabilirim
-hukuk dışılığını-
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bir
ihtiyacımız yok.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla)
saatlerce ama hiç ihtiyaç duymuyorum çünkü sizin
pusulanız zorbalık, hamaset
ERKAN AKÇAY (Manisa) Yeter
be!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) -
hukuk yok, adalet yok. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sataşmadan söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurun,
süreniz iki dakika. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, konuşmacı, bizim grup
konuşmacımız Sayın Feti Yıldızın
konuşmasını sataşma kabul ederek söz almak istedi. Oysa,
konuşmacımız dedi ki Anayasa Mahkemesine yönelik olarak
Bunların grubuna yönelik
bir ima bile yok, herhangi bir sataşma da yok. (HDP sıralarından
gürültüler) Var, şimdi açık.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Dinlemesini öğrenin ya; biz dinledik, siz
de dinleyin.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, dinleyelim lütfen.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Hava
bulutlu. dedi, bunlar da Feti Yıldız, MHP Grubu bize Ördek.
dedi. diye ayağa kalktılar; başka bir şey yok. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Ve burada tahrikte
bulunmak için, kendince bir siyaset yürütmek için burada konuşuyorsunuz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) AYM
kapatılsın. ne demek? Buna kast bile darbedir ya.
ERKAN AKÇAY (Devamla)
Burada diğer konuşmacılarınız da aynı
şekilde.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Anayasal düzene darbedir.
ERKAN AKÇAY (Devamla)
Şimdi 6-7 Ekim olaylarını çıkarıp, milleti sokağa
döküp kışkırtma yapmak
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Doğru değil.
ERKAN AKÇAY (Devamla)
terör örgütüyle olan bağlantılarınızı kendilerinize
sataşma olarak kabul etmek
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) İftira atıyorsunuz Başkan, iftira
atıyorsunuz. İftira atıyorsunuz.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Anayasa Mahkemesini kapatın. demek Anayasaya darbe yapmaktır.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Ondan
sonra PKK sizi tükürüğünüzde boğar. sözlerini kim söyledi? HDPli
vekiller. Sırtımızı YPGye dayıyoruz. diyenler
kimler? HDPliler. Aponun heykelini dikeceğiz. diyenler kimler?
HDPliler.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Anayasal bir düzeni tehdittir.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Daha
önce de bu kürsüde söyledim: HDPyi yani bir PKK destekçiliği olarak
söylemek noksanlıktır, siz PKKnın bizatihi kendisi
olmuşsunuz diyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) AYM
kapatılsın. demek anayasal düzeni tehdit etmektir.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Biz
Anayasa Mahkemesine ilişkin görüşlerimizi söyleriz. Burada da gayet
açık bir şekilde Sayın Feti Yıldız, burada,
bakın
(HDP sıralarından gürültüler)
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Çakıcının
ERKAN AKÇAY (Devamla)
Başvurucunun -Anayasa Mahkemesine yönelik- davanın özelliğine
göre ele alınıp
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Devamla)
eğer bir unvanı varsa, bir örgüt mensubuysa, hele de milletvekiliyse
Anayasa Mahkemesi bunu öne alıp bir an evvel karar veriyor. diyor.
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Anayasa Mahkemesini kapatın. demek darbe yapmaktır ya!
ERKAN AKÇAY (Devamla) Zaten
bu Anayasa Mahkemesini HDPden başka savunan da kalmadı. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Akçay.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş.
3.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Değerli halkımız, katil ve çete
liderlerine kendini siper eden bir parti bizim hakkımızda
konuşamaz. (HDP sıralarından alkışlar, MHP
sıralarından gürültüler) Terörö laflarıyla kendi siyasetini
meşrulaştırmaya çalışıyor ama bunu asla kabul
etmeyeceğiz.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teröristsiniz, terörist! Bu Meclis terörist hücresi değil!
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Siz kimsiniz!
BAŞKAN Sayın
Akçay
Sayın Akçay
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Milliyetçi Hareket Partisi bütün üyeleriyle
birlikte olmasa da belirli isimler ve sözcüleri her gün her
konuşmasında Türk Ceza Kanununun 288inci maddesindeki suçu bilerek
ve isteyerek işliyor.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Mahkemelere bu kadar
saygılısınız da terörden yatan adama niye sayın
deyip duruyorsunuz?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Anayasa Mahkemesini tehdit ediyorlar, Anayasa
Mahkemesi üzerinde baskı kuruyorlar; öyle bir hâle geldi ki Anayasa
Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan Siyaseti cübbeliler yapmaz. Biz
cübbemizle hukuk çalışırız, yargıçlık
yaparız. dedi. Biz ne anlatıyoruz, onlar ne anlatıyor
Biz
diyoruz ki: Siz bu ülkenin sahibi sayıyorsunuz kendinizi ama
değilsiniz.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Sahibin ta kendisiyiz, ta.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Siz giderek küçülen, barajı kendiniz için
indiren ve sadece bize saldırıyla yaşamınızı
devam ettirmeye çalışan bir partisiniz. Bunu sadece biz söylemiyoruz,
bunu bütün Türkiye yurttaşları görüyor. Biz bu konuda mümkün
olduğunca konuşmuyoruz. Şu cümleye bakar mısınız
ya, HDPnin kapatılmasına ilişkin diyor ki: Bölücülüğün
şakşakçısı mıdır Anayasa Mahkemesi? (MHP
sıralarından Doğru, doğru. sesleri) Bunun gibi yüzlerce
konuşma var.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Öcalanın heykelini dikeceğim.
diyene ne dememizi bekliyorsunuz?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Anayasa Mahkemesinin ayda yılda bir
verdiği istisnai hukuka uygun kararlara da tahammül edemiyorsunuz.
MUSTAFA HİDAYET
VAHAPOĞLU (Bursa) Sana ne, sana ne, biz öyle düşünüyoruz. Hani
fikirlere özgürlükten bahsediyordunuz?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Sayın Hatibiniz Feti Yıldız, Ömer
Faruk Gergerlioğlunu kastederek dedi ki
MUSTAFA HİDAYET
VAHAPOĞLU (Bursa) Sana ne, sana ne! Sana mı düştü?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla)
Örgüt üyelerinin ve yandaş
milletvekillerinin yanında duruyor. Ayıptır ya! Günahtır
ya!
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyoruz Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Düşünce ve ifade özgürlüğünden mahkûm
edilmiş, mahkeme kararı kaldırılmış, siz Terör
yardakçısı. diyorsunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Akçay, yerinizden mi talep ediyorsunuz?
Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
2.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve
HDPnin PKKnın uzantısı olması sebebiyle
kapatılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu
HDP, PKK terör örgütünün bir uzantısı olmasının
ezikliğiyle bu sözleri söylüyor.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak tekrarlıyoruz: HDP kapatılmalıdır, tek sebebi de
PKKnın uzantısı olmasıdır. (MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) MHP bu ülkenin başına beladır! Vallahi, MHP bu
ülkenin başına beladır!
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) MHP kontrgerilla örgütüdür, kapatılmalıdır!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
MHP kapatılmalıdır, mafya uzantısıdır!
HASAN ÖZGÜNEŞ
(Şırnak) Mafya uzantısıdır!
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu
HDPnin hiçbir iradesi yok, kendi yönetim kurullarını,
adaylarını, milletvekili adaylarını, belediye meclisi
adaylarını dahi kendi kurumsal yapısıyla belirlemeyip
Kandil tarafından belirlenen, terör örgütünün bir
uzantısıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi terörist hücresi
değildir, olmayacaktır! (MHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Nereden biliyorsunuz? Nereden biliyorsunuz ya?
BAŞKAN - Peki...
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet Sayın
Beştaş
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Kürsüye geçebilir miyim?
BAŞKAN Buyurun.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Yerinizden
Sayın Akçay yerinden konuştu.
Allah Allah!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Size ne oluyor?
BAŞKAN
Bırakın da ben yöneteyim!
Sayın Beştaş,
lütfen, çok rica ediyorum, yeni bir sataşmaya mahal vermeyin.
Buyurun.
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın yaptığı açıklaması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Vallahi, biz ne savunduğumuzu, ne
söylediğimizi gayet iyi biliyoruz. Siz HDP kapatılsın!
diyorsunuz ama biz MHPnin yaptığı siyaset aslında binlerce
kere kapatılmayı hak ettiği hâlde bir siyasi parti olarak bunu
söylemeyi zül kabul ediyoruz; asla bunu söylemiyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Allah
Allah!
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Vay be!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Çünkü biz sizin halk tarafından
kapatılacağınızı ve kapatılmaya
başladığınızı gayet iyi biliyoruz zaten. (HDP ve
MHP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Allah
Allah!
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Yüzde 5e düşürdünüz oyları; öyle diyorlar.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Yok ya!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz mahkeme kararlarıyla değil, mahkeme
kararlarıyla değil, partilerin sandıkta kazanıp
sandıkta kaybedeceklerine inanan, demokratik siyasete inanan bir partiyiz.
Şu anda siz terörö diyorsunuz ya, dünyanın birçok ülkesinde, Avrupa
ve dünyanın birçok yerinde ülkücülük ve ırkçılık suç olarak
kabul ediliyor. (MHP sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Irkçılığı siz yapıyorsunuz!
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Irkçılık yapan şerefsizdir!
Irkçılık yapan şerefsizdir, haysiyetsizdir, onursuzdur! Siz
ırkçılık yapıyorsunuz.
MUSTAFA HİDAYET
VAHAPOĞLU (Bursa) Irkçı sensin!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Artık listelerde var. Yani bu konuda en son,
en son, en son bize söz söyleyebilecek konumdasınız.
Bakın,
bağırarak olmuyor bu işler. Ben ne dediğimi gayet iyi
biliyorum.
BAKİ ŞİMŞEK
(Mersin) Irkçılık yapan şerefsizdir, haysiyetsizdir,
namussuzdur!
MUSTAFA HİDAYET
VAHAPOĞLU (Bursa) Irkçı sensin!
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz ırkçılığa da
karşıyız. Biz böyle Milletçiyiz. diyerek milleti üç-beş
kuruşa muhtaç eden, fakirlikle boğuşturan, iktidara kendisini
siper eden ve sonra Ortağı değil. diyen bir partiyle
konuşuyoruz yani bunun gayet farkındayız.
Bir de yani
açıkçası 2001 krizine bakarsak MHP'yi görürüz orada ve şu anda
da krizde yine MHP'yi görebiliyoruz ve Kürt düşmanlığı
konusunda hakikaten elinize su dökecek bir parti yok maalesef.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kürt
düşmanı sizsiniz.
MUSTAFA HİDAYET
VAHAPOĞLU (Bursa) Kürt düşmanı sizsiniz, siz.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Bebek katilleri! Irkçı da sizsiniz, Kürt
düşmanı da sizsiniz.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Biz burada her zaman, her zaman ne söylersek bunun
karşısında duruyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Ama biz Kürt'ün de, Türk'ün de, Arap'ın da,
Lazın da, Çerkezin de partisiyiz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Beştaş.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Irkçı da, Kürt düşmanı da,
bebek katili de sizsiniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.05
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 17.18
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon
yerinde.
Buyurun Sayın Akçay.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
3.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, yurt dışındaki PKK ve
birtakım Ermeni lobilerinin FETÖcülerle iş birliği içerisinde
ülkücülere yönelik yürüttükleri karalama kampanyasının devletler
nezdinde herhangi bir itibarı olmadığına ve asıl Kürt
düşmanlığı yapanın PKK olduğuna ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz aylarda
Amerika Birleşik Devletlerinde, Fransada, Almanyada, daha önce de
Avusturyada özellikle o ülkelerdeki PKK ve birtakım Ermeni lobileri
FETÖcülerle de iş birliği yapmak suretiyle ülkücülere yönelik bir
karalama kampanyası yürütmüşlerdir ve bunun devletler nezdinde de
herhangi bir itibarı, geçerliliği ve ciddiye alınacak bir yönü
de yoktur. PKKyı baş tacı edenlerin ülkücülere düşman
olması bizim için şereftir, onurdur; onu ifade edeyim. (MHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Ayrıca, Milliyetçi Hareket Partisi 81 ilde 900den fazla ilçede, bütün
yurt sathında teşkilatlanmış ve bütün yöneticilerimizle
bulundukları beldenin, ilçenin, ilin sakin vatandaşlarıdır
ve asıl Kürt düşmanlığını yapanlar
Otuz beş
senedir yol kesip köy basıp ana karnındaki bebekleri dahi katleden
PKKdır Kürt düşmanı. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ve bu Gazi Meclis hiçbir zaman
terörist hücresi olmayacaktır.
Teşekkür ederim. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Evet,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun söz taleplerini
karşılayacağız.
İlk söz, İzmir
Milletvekili Sayın Ahmet Tuncay Özkana aittir.
Buyurun Sayın Özkan.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AHMET TUNCAY
ÖZKAN (İzmir) Evet, çok teşekkür ederim ilgilendiğiniz için,
var olun.
Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; bütçe hakkında
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına genel değerlendirmede bulunmak
üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Çürüyen her şey
düşer. demiştim geçen bütçede, çürüdünüz ve düştünüz.
Şimdi anlamışsınızdır ne demek istediğimi;
henüz düşmekteydiniz, o zaman çok kavrayamamıştınız,
bu bütçe düştüğünüzün bütçesidir. (CHP sıralarından
alkışlar) Bugün konuştuğumuz şey, Türkiye
Cumhuriyetinin bütçesi değildir; bugün konuştuğumuz şey,
çürüyen sistemin, yok olan ahlakın sayısal verilerinden başka
hiçbir şey değildir. Siz, halkımıza bu bütçeyle
gözyaşı, kemer sıkma, açlık, yokluk dışında
hiçbir şey vadetmiyorsunuz, hiçbir şey; hayal bile
kurduramıyorsunuz, hayal kurdurmaktan bile uzak bir bütçe metniyle
karşı karşıyayız. Hikâyeniz bitti, çürüdünüz,
düşeceksiniz; o mukadder sondan kaçınmanız mümkün değildir.
O nedenle, ahlakını dolar cinsinden satan sistemi
konuşacağız, kokuşmayı konuşacağız. Bu
bütçe, bütün bunlar yüzünden saray iktidarının veda bütçesidir. Bu
bütçe son bütçenizdir, bundan başka bütçe
hazırlayamazsınız. (CHP sıralarından
alkışlar) Çünkü saray, sonunda sınıfsal tercihini
yapmıştır, halkı döviz cinsinden patronlara
satmıştır, tercihini kendini iktidara taşıyan garip
gurebadan yana değil; sömürüden, para babalarından yana
koymuştur. Ülkenin birey güvensizliği, mala ve cana karşı
suçların artması, kadın cinayetleri, şiddet eğilimi,
ağır şiddet eğilimi bu tercihin doğal bir sonucudur.
AK PARTİ, artık bir zengin ve elitler partisidir, başka da
hiçbir şey değildir. (CHP sıralarından alkışlar)
Dün, çürüyen bu sisteme namuslu bir stajyer olarak başlayan ve orada,
çalıştığı mekânda geldiği yerin değerlerini
taşıyan o arkadaşlar, bugün, kaynağı belli olmayan
milyonlarla, pudra şekeriyle kafa yapıp milletle alay
etmişlerdir. Bu, insanımızın zaafı değildir,
haşa; bu, çürüyen sistemin doğal bir sonucudur. Unutmayalım
arkadaşlar, küçük suçlar, büyük suçların anasıdır. O ana,
bu sistemin sahipleridir, saraydır. Saray, artık zenginin
mutfağı olmuştur. Saray, zenginlerle yatılıp
kalkılan, akşam yemekleri yenilen bir sofradan başka hiçbir
anlam taşımamaktadır. Sarayın zengin mutfağına
varsın onları çağırsınlar, biz halkımıza
gönlümüzü açtık, soframızı açtık, biz varız,
canımızla, soframızla varız, helal ekmeğimizle,
ahlakımızla varız, herkesi, bütün
yurttaşlarımızı soframıza davet ediyoruz. Bu davet
bizim, sağ olsun dostlar, buyurun dostlar, bu davet bizim. (CHP
sıralarından alkışlar) O gün yapacağımız
bütçe de bu memleketin bütçesi olacaktır.
Rahmetli arkadaşım
Erol Olçok, yıllar önce Erkan Mumcuyla birlikte, bir grup
arkadaşıyla beraber ziyaretime geldi -rahmetle yâd edeyim
şehidimizi- bana biraz yüklenerek Sen neye karşısın
arkadaş? Sen neye karşıysan biz de ona karşıyız.
Bak bürokratik oligarşi diye yazıyordun, yolsuzluk diyordun,
senin söylediklerinin aynısını söylüyoruz, neden bize muhalefet
ediyorsun? demişti. Allah rahmet eylesin. Bugün yaşanacakları o
gün kendisine anlatmıştım şahitlerin huzurunda, hayal
gördüğümü ifade etmişti. Keşke ben yanılsaydım,
keşke hayal görseydim, keşke oligarşinin kendisi hâline
düşmeseydiniz, keşke oligarşiye yenilmeseydiniz, teslim
olmasaydınız, ona dönüşmeseydiniz, keşke, keşke,
keşke
Geçti. O günleri mumla arıyoruz. Sarayda sadece bir kişi,
tek adam bütçe dâhil her şeye karar veriyor, 27 bin imzanın tek
sorumlusu o, tam 27 bin imzanın tek sorumlusu o. Sadece bir kişi 27
bin imza atıyor. Bu ucube rejimin bütçesi yapılabilir mi
arkadaşlar? Soruyorum: Ağustos ayına kadar 160 milyar dolar borç
ödenecek. Para var mı? Yok. Merkez Bankası eksi 70 milyar dolarda,
cari açık 40 milyar dolar. Bunları yüreğim yanarak söylüyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Rakamlar hep yanlış.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Bunları yüreğim yanarak söylüyorum, kahroluyorum söylerken;
keşke bunları söylemez hâlde olsaydım, keşke başka
şeylerden konuşabilseydik.
Bakın, 1 trilyon 750
milyar liralık bütçeyi Meclise getirdiğinizde dolar 9 liraydı,
bugün 14 lira oldu. Bu ateşi siz yaktınız arkadaşlar, o
nedenle bu bir veda bütçesidir, çürüyen sistemin düşüşüdür, sona
gelindiğinin adıdır,
(x)
diye yazmaktadır. Dışarıda, sinemaların hepsinde
oynuyor; biraz yabancılara bakarsanız görürsünüz.
Saray, piyasaları
yatıştırmak için orta vadeli plan açıkladı. Orta
vadeli plan, Türkiye ekonomisinin geçmişten bugüne
taşıdığı, son dönemde giderek
ağırlaşan, bütün yapısal problemleri çözecek vaatler
bütünüydü; daha açıklandığı gün yok oldu, şu an için
bir orta vadeli plan yoktur; geçerli değildir, hükümsüzdür, tüm hedefleri
anlamsız hâle gelmiştir, 2022 yılı bütçesinin
hazırlanmasına dayanak teşkil eden orta vadeli plan, tüm
varsayımlarıyla keenlemyekûndür.
Orta vadeli plana göre 2022
yılı için öngörülen dolar kuru 9,7; orta vadeli plana göre 2024
yılında öngörülen dolar kuru 10,27; bugün, dolar 14 lira
arkadaşlar, tam 14 lira. Bu nedenle, böylesi bir ortamda 2022
yılı bütçesini Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşmek
anlamsızdır çünkü plan yoktur, program yoktur, gerçekliği
yoktur; gerçek olan şey içine düştüğümüz derin yoksulluktur.
Bugün içinde bulunduğumuz şey bütçe değildir, bugün içinde
bulunduğumuz şey derin yoksulluktur. Biz, derin yoksulluk
ağına yakalandık; okullarda çocuklarımız aç,
öğretmenlerimiz aç, ana babalar aç. Açız, aç. diye
bağıranlara hakaret eden bir iktidarımız var, bir saray
düzenimiz var. Bu olabilir mi? Oldu, başımıza geldi.
Size soruyorum: Bu bir
bütçeyse, bugün üzerine konuştuğumuz şey bir bütçeyse
-Sayın Engin Altay, siz bir öğretmensiniz- bugün, derhal, hemen,
şimdi bir önergeyle devlet okullarımızda -bir önerge versin
arkadaşlarımız, önergeyi veren arkadaşlarımı
avuçlarım patlayana kadar alkışlayacağım, biz de destekleriz-
okul beslenme programını neden başlatmıyoruz?
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Hemen.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Neden çocuklarımız okula
aç gidiyorlar, neden okuldan aç geliyorlar, bu bir bütçeyse neden
çocuklarımızın açlığıyla mücadele etmiyoruz? Bu
sorunun yanıtını verebilecek bir bütçe değildir bu. Madem
buna bütçe diyorsun, madem böyle bir bütçen var, o zaman yaz getir
kardeşim, yaz getir, biz altına imza atacağız.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yemek var ya okullarda.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Nerede yemek var?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Var tabii okullarda.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Senin dünyadan haberin yok ya.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Senin yok ya.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Yok ya, varsa ben milletvekilliğini bırakacağım.
BAŞKAN Sayın
Özkan
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Var tabii.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Tabii, senin çocuklar özel okula gidiyor, değil mi?
BAŞKAN Sayın
Özkan, Genel Kurula hitap edin lütfen.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Bastırıyorsun 50 bin, 50 bin. Ha, senin çocuklarının
gittiği okulda var, evet, fakir fukaranın gittiği okulda yok. (CHP
sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Taşımalıda bile var.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Taşımalıda var, evet. 1 milyon lira da bütçeye ödenek koydun,
onunla mı övünüyorsun?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hepsinde var, hepsinde.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Taşımalıdaki tostla mı övünüyorsun?
BAŞKAN Sayın
Özkan, Genel Kurula hitap edelim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Taşımalıdaki tostla mı övünüyorsun? Yazık,
yazık.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sana yazıklar olsun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Madem bu, Türkiye Cumhuriyetinin bütçesidir, dolar baronlarını,
tefecileri zengin etmekten vazgeçin. Gelin hep beraber
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yemek yok. diyor ya.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Okulda yemek yok.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Atıp duruyorsun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Hadi oradan!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hadi be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Hadi!
BAŞKAN Sayın
Özkan
Sayın Tunç
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Senin söylediğin gerçek çıksın, senin söylediğin gerçek
çıksın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Senin dünyadan haberin yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Senin dünyadan haberin yok. Okula git, çocuğunla beraber okula git.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Senin dünyadan haberin yok.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Buradan hep beraber bu önergeyi geçirelim, çocuklarımızı
açlıktan kurtaralım.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Okullarda yemek yokmuş, yalan.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Bak, seni millet duyuyor, seni millete şikâyet ediyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Palavra.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Bu arkadaşı millete şikâyet ediyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Palavracısın.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Aç gönderdiğiniz çocuklarınızın aç kalması için
burada bana laf atıyor, o kadar. Başka bir çözümü yoktur. (CHP
sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Her şeyin yalan ya!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Sen şunu da bilmiyorsun: Öğlen, özel sektörde çalışanlar
yarım gevrek, yarım boyoz; kamuda çalışanlar akşam
çocuklarına yemek götürebilmek için sefer tasıyla öğlen
çıkan yemeği götürüyorlar. Bir ulusun açlığıyla, bir
milletin açlığıyla böyle dalga geçilmez.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hadi be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Hadi oradan be!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Her şeyin palavra senin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Palavracı sana derler, her şeyin palavra, sensin o.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yalan atma, yalan.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Sayın Genel Başkanımız Kemal
Kılıçdaroğlunun dün söylediği gibi, bu bir kumpas
bütçesidir, halka kumpas kurulmuştur bu bütçeyle. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Biz, bu bütçenin hakkını ve hukukunu, bu halkın
hakkını ve hukukunu bu arkadaşlara, palavracılara
yedirmeyeceğiz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Senin çocuğun özel okula gidiyor.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Okullarda, zengin okullarındaki ekmek yemekle devlet okullarındaki
açlığı karşılaştıran, birbiriyle açlık
yarıştıran, 1 milyon liralık ödenekle
MEHMET CİHAT SEZAL
(Kahramanmaraş) Yalan konuşuyorsun, yalan!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Yalan senin söylediğin şey. Şuradan gideriz bir okulda
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Devlet okullarından konuşma, haberin yok senin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Yalancı sensin, hadi oradan! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Sayın Özkan, Genel
Kurula hitap edin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Sizin gücünüz ancak böyle palavralara yeter.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sen hangi devlet okulunu gördün?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Grup
Başkan Vekilim
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Niçin yapamayacağınızı ben size anlatayım,
yapamazsınız, bu iktidar yapamaz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sen hangi devlet okulunu gördün?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Malazgirt İlkokulunda okudum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hiçbir devlet okuluna gittin mi sen?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Hepsinde ben okudum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yazık sana be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Ben hep devlet okulunda okudum; tabii giderim, besleme değilim ben.
BAŞKAN Sayın
Özkan, Sayın Özkan
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Ben bu milletin çocuğuyum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Özel okulda okudun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Hadi oradan be!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hadi be!
BAŞKAN Lütfen Genel
Kurula hitap edin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin süt yardımını
yasaklayan bunlardır.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Ne yasaklaması ya!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Yasaklayan bunlardır. (CHP sıralarından alkışlar)
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin taşımalı
Annesinin
yanında çocuk, elinden tutacak hastaneye gidecek.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Dünyadan haberin yok be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Hiç mi yoksulluk görmediniz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sizin Türkiyeden hiç mi haberiniz yok?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Hiç mi açlık görmediniz? Hiç mi bilmiyorsunuz bunu?
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Hangi semtin
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Sizinle her semtin okuluna giderim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Gidelim.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Eğer bir devlet okulunda öğle yemeği varsa ben her şeyi
kabul ederim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hadi gidelim, hadi gidelim, hadi.
YILDIRIM KAYA (Ankara) Gel
gidelim
BAŞKAN Sayın
Tunç, lütfen
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Siz İstanbul Büyükşehir Belediyesinin uygulamalarına engel
vururken o yoksulların hayatlarına büyük bir darbe indirdiniz.
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Kaç kişiye verdi, kaç kişiye verdi?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Bilmez misiniz, dünyayı yakarsa garipler yakar, sarayı yıkarsa
o gariplerin ahı ile oyları yıkar; bunu da unutmayın. (CHP
sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Kaç tane öğrenciye vermiş? Kaç öğrenciye
vermiş, kaç? Kaç öğrenciye vermiş? İstanbulda 3 milyon
öğrenci var, kaç öğrenciye vermiş?
ERKAN AYDIN (Bursa) 1
milyon öğrenciye verdik.
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Bak oradan Sayıştay raporlarına, 15 bin
öğrenciye vermiş, laf atıyor.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Derin Yoksulluk Ağı, bugün sosyal dayanışma grubu
üzerinden, bugün sosyal dayanışma ağı üzerinden yoklar
listesini açıkladı. Yoklar listesi: Yoksulun evinde tüp yok,
sıvı yağ yok, un yok, şeker yok, çay yok, makarna yok,
hazır çorba yok; yok, yok, yok. Okula giden çocuğun eline verecek
peynir yok, peynir yok. Hadi, hepiniz yağ ile bal içindesiniz, hiç
ihtiyacınız yok; peki, kardeşim, olmayanı düşünmez
misiniz ya?
ARZU AYDIN (Bolu) Vay be,
vay be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Olmayan için yüreğinizde bir ateş yanmaz mı ya? Yoksul
yaşayan kitleler için bir göz yaşı dökmez misiniz ya? Bu utançtan
kurtulalım.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Biz onlarla beraberiz, sen hiç merak etme.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Benim yediğim boğazımdan geçmiyor, seninkinden geçiyor,
anladım ben seni, seninkinden geçiyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Biz onlarla beraberiz.
SALİH CORA (Trabzon)
Vallahi döner geçiyor!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Ne biliyorsun? Nereden biliyorsun? Beni mi takip ediyorsun?
BAŞKAN Sayın
Özkan, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Ne olduğunu nereden biliyorsunuz?
Seninle devlet okuluna
gideceğim. Senin dediğini
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sen palavra atıyorsun.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Palavracı sensin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Benim çocuğum devlet okulunda, seninki nerede?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Marketlerde bile bebek bezlerine kilit, yağa kilit
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yalana bak!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
sınırlı satış, dayanıklı tüketim
mallarının tamamına sınırlı satış.
ERKAN AYDIN (Bursa) Mamaya
kilit.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Un yok, un, un!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Söyle Başkanım, söyle; hiçbir şey yok.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Un yok Başkan, un, un!
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Paralel evrende yaşıyorlar, paralel evrende;
paralel evrende yaşıyor bu arkadaşlar.
EKREM ÇELEBİ
(Ağrı) Ya, devletimize niye yalan söylüyorsunuz ya! Devlete niye
iftira atıyorsunuz!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Ya, o zaman, varsa gelin de hep beraber bir önerge verelim, bu iş
bitsin. Niye uzatıyorsunuz ya?
Arkadaşlar, devlet
çökmüştür. Millî İstihbarat Teşkilatının yirmi
yıl önce Türkiyeye getirdiği Abdullah Öcalan cezaevinde;
kaçırılan 2 daire başkanımız var; birisi içeride,
birisi dışarıda mücadeleyle sorumlu. Ne oldu bu çocuklara? Ne
oldu bu çocuklara? Neye gülüyorsun be! Ne oldu bu çocuklara? Çok mu keyifli bir
şey, neye gülüyorsun? Nerede?
ARZU AYDIN (Bolu) Ne
bağırıyorsun?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Sizin canınız yanmıyor, benim canım yanıyor.
MEHMET CİHAT SEZAL
(Kahramanmaraş) Senden başka
Nasıl bir konuşmadır
bu ya!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Murat Mercan Amerikada büyükelçi yapıldı; kurucu.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Canınız kolay kolay yanmaz sizin.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Siyasetleştirilen bürokrasi maalesef, canına okudu Türkiye'nin,
siyasetin içine düşürülen bürokrasi. Murat Mercan, Fetullahla
görüşüyor arkadaşlar.
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Fetullah kim? Terör örgütü lideri.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Henri Barkey -beyler biliyorlar- darbenin planlayıcısı,
Amerikanın Türkiyede Fetullahçılara yardım eden adamı.
Darbeden önce Türkiyede. diyordunuz.
SALİH CORA (Trabzon)
Kanaltürkü kime verdin?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Sen istedin de vermedim mi?
SALİH CORA (Trabzon)
FETÖcülere niye verdin?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
İddianameyi oku onun nasıl verildiğini öğrenirsin.
Henri Barkeyin evinde ne
görüştü Murat Mercan? Ne konuştular? Murat Mercanla o
görüşmenin tutanakları devletin arşivinde var mı? Henri
Barkey ne dedi ona? Niye Fetullahçılarla bir görüşme var?
ARZU AYDIN (Bolu) Bu
bilgiyi nereden aldınız?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
15 Temmuz şehitlerinin mezarda ruhları sızlar,
yazıktır. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Onu sen
açıklayacaksın, senin büyükelçin, benim değil.
ARZU AYDIN (Bolu) Kimle
ortaksınız?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Meslekten bir diplomat olsaydı bunu yapmazdı. Notları da
mutlaka devletin arşivinde olurdu.
Türkiye'nin teslim
alınan bürokrasisini liyakat üzerinden yeniden kuracağız. Biz,
umutsuzluk dergâhı değiliz. Liyakat üzerinden yeniden
kuracağız, milletimize söz veriyoruz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen Sayın Özkan.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Tamamlıyorum efendim.
Hiçbir hukuksuzluğa göz
açtırmayacağız, sizin bürokratik oligarşinizi
yıkacağız! (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hadi be!
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Yıkacağız. Kokuşan bürokrasi
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
15 Temmuzda yıkamadılar, darbeciler yıkamadı, sen mi
yıkacaksın?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
O Fetullahın bürokrasisi, sen oraya mı dâhilsin yoksa?
Kokuşan bürokrasi
sokağa taşmasın diye TÜİKin kapılarını
sıkı sıkı kapatabilirsiniz, ne fayda! O kapılar halka
açılacak, çürüyen sistem milletin oylarıyla temizlenecek. Milletten
kaçırdıklarını, milletten çaldıklarını biz
millete teslim edeceğiz, herkese hak ettiğini vereceğiz, telafi
edeceğiz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hayal, hayal.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
Milletimize sözümüzdür.
Teşekkür ederim efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Hayal gördün, hayal.
AHMET TUNCAY ÖZKAN
(İzmir) Ha, ha, ha! Çok güldüm!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Niye gülüyorsun?
AHMET TUNCAY ÖZKAN
(İzmir) Senin zavallılığına gülüyorum,
zavallılığına.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Kendi zavallılığına gül.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Şu an daha da kötüydü, konuşmadan daha da kötüydü. Solun
hâli bu, solun geldiği hâl bu. Tuncay Bey bile bu konuşmayı
yapmışsa sol bitmiştir, bu kadar.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Efendim, pek kısa bir söz talebim var, müsaade
ederseniz.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, bakın, bu kadar
sataşmaya rağmen, ben söz istemedim. Çünkü yapılan anlaşma
gereği, Sayın Engin Altayla da az önce konuştuğumuzda
Grupların konuşmaları tamamlandıktan sonra Grup
Başkan Vekilleri söz isteyecek. dendiği için bu kadar sataşmaya
rağmen söz istemedim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İste, iste.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) O zaman, biz anlaşma falan yapmayalım
aramızda. Niye anlaşma yapıyoruz o zaman?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Canım, ben 60a göre
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Grup Başkan Vekilleri kendi aralarında neden
anlaşma yapıyorlar o zaman?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sataşma değil, canımı yakan, içimi
acıtan bir mesele oldu.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ben içimi acıtan şeyi söyleyeyim. Bu ülkede,
öğrencilerden tebeşir parası, odun parası istenen
Türkiye'den bugün geldiğimiz Türkiye'ye
Bunları konuşmuyoruz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
Bu kadar yalanın
hangisine cevap vereceğiz?
BAŞKAN Sayın
Ünal
Sayın Altay, müsaade eder misiniz.
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Sayın Ünal, siz de söz
talep ederseniz, ben niçin talep ettiğinizi size de sorarım.
(AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Evet,
sayın milletvekilleri
Evet, sataşmadan
dolayı turun sonunda veriyoruz sözleri.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) O ayrı, ben pek kısa
BAŞKAN Ama henüz
Sayın Altay niçin söz talep ettiğini söylemedi. Grup Başkan
Vekili, bütün Grup Başkan Vekilleri söz talep ettiğinde niçin talep
ettiğini soruyorum zaten doğal olarak, eğer
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ama az önce siz, aynı şekilde, diğer Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş söz istediğinde
vermediniz.
BAŞKAN Ama verdim.
Bakın, sonra bir değerlendirme yapıyordu, dedim ki tur sonunda
yapacağız.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sonunda konuşmalar tamamlandıktan sonra Meral
Danış Beştaşa söz verdiniz.
BAŞKAN Evet,
şimdi, bakın, Sayın Ünal, Sayın Altay henüz niçin söz
istediğini söylemedi. Bir sataşmadan dolayı söz isteseydi
aynı şeyleri tekrarlayacaktım. 60a göre bir açıklama
yapabilir, doğaldır ama bir sataşma veya değerlendirme
yapacaksa -genel değerlendirme- Tur sonunu bekleyeceğiz. diyecektim
ama fırsat vermediniz siz bana. Aynen bu şekilde.
Şimdi, Sayın Engin
Altayı dinliyorum, eğer sataşmadan söz talebi varsa tur
sonunda
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yok efendim, söz talebi sataşmadan değil.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Pek kısa olarak, beni çok inciten bir hâlle ilgili yüce Genel Kurula bir
durumu, duygumu anlatmak istedim. Buna hakkım yok mu ya? Sabahtan beri
ağzımızı açmadık ya.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Biz de açmadık.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Aç sen de, aç, ben de açayım.
BAŞKAN Peki,
Sayın Altay, bunu da bir değerlendirme kabul edelim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır, meramımı dinlemeyecek misiniz? Efendim,
şimdiye kadar bitirmiştim çoktan. Şimdi, kesilecek, yeniden bir
dakika söz verirseniz.
BAŞKAN Tamam.
Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
4.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İzmir Milletvekili Ahmet
Tuncay Özkanın 2022 yılı bütçesinin birinci tur
görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasında, Millî İstihbarat Teşkilatından 2
mensubumuzun kaçırıldığına dair ifadesine AK
PARTİ sıralarından kahkahalarla karşılık
verilmesinin kendisini incittiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Şuna çok üzüldüm: Burası Türkiye Büyük Millet
Meclisi; biz kendi aramızda tartışırız, ederiz.
Sayın Tuncay Özkan kürsüden dedi ki: 2 vatan evladı, Millî
İstihbarat Teşkilatı mensubumuz kaçırıldı.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Daire Başkanı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Üst düzey; alt düzey olsa da fark etmez. Bir üzüntüsünü dile
getirdi, AK PARTİ sıralarından âdeta kahkahalar.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Böyle bir şey söz konusu değil.
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Yok öyle bir şey.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bu beni incitti ya, söyleyeceğim buydu ya,
söyleyeceğim buydu ya. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, peki.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Böyle bir durum söz konusu olmadı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Oldu ya.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Olmadı, hayır.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Aç, incele ya.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Böyle bir şeyi kabul etmiyoruz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Oldu, açın tutanakları.
BAŞKAN Sayın
Ünal, size söz veriyorum, buyurun.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Lütfen, görüşmelere devam edelim.
BAŞKAN Peki,
teşekkür ediyorum anlayışınıza.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Evet, söz
sırası Adıyaman Milletvekili Sayın Abdurrahman Tutderede.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN
TUTDERE (Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri,
insanlık tarihine baktığımızda parlamentolar
özgürlüğün mekânları olmuşlardır. Gazi Meclisimiz de
özgürlükler tarihine sahiptir ve Gazi Meclisimiz de Türkiyede ülkeyi kuran,
demokrasiyi getiren bir maziye sahiptir.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama ve denetim görevleri Anayasa
gereğidir. Ancak özellikle 2017 referandumu ve akabinde 2018de
yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle
Gazi Meclisimizin yetkileri tırtıklanmıştır ve Gazi
Meclisimizin millet adına denetim yapma yetkisi tamamen ortadan
kaldırılmıştır. Değerli milletvekilleri, biz bunu
nereden anlıyoruz? Meclisimizin özellikle üyelerinin, milletvekillerinin
denetimdeki tek silahı, Anayasamıza göre yazılı soru
önergesidir. 27nci Yasama Döneminde Meclis Başkanlığına
55.294 yazılı soru önergesi verilmiş, yürütme tarafından
bunlardan sadece 6.809una cevap verilmiş, tam 27.323 yazılı
soru önergesi süre geçtikten sonra cevaplanmış, 34.132 tanesine de
yürütme ve Cumhurbaşkanlığı tenezzül edip cevap dahi
vermemiştir. Bu tabloya baktığımızda
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde yürütme, milletin
temsilcisi olan milletvekillerini hesaba almamaktadır. Milletvekillerinin
sorduğu sorulara cevap süresinde gelmediği için milletvekilleri
denetim görevini tam olarak yapamamaktadırlar. Aynı şekilde
Meclis araştırması önergelerinde de durum aynıdır,
kanun tekliflerinde de durum aynıdır. Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminde Mecliste uygun bir müzakere ortamı
kalmamıştır. Bakanlıklardan gelen kanun teklifleri
komisyonlarda parmak çoğunluğuyla geçmekte, Genel Kurulda da
aynı şekilde kanunlaşmaktadır. Burada, Mecliste son
dönemlerde maalesef, nitelikli kanun yapılmamaktadır. Örnek olarak en
son Türkiye Barolar Birliği için burada bir kanun çıktı. Siz bir
kişiyi başkan seçmek için kanun çıkardınız; ne oldu?
Hafta sonu kongre oldu ve sizin şahsı için kanun
çıkardığınız şahıs kaybetti. Ne oldu sizin
kanununuz? Elinizde kaldı, patladı. Dolayısıyla Parlamento
bu dönemde, bu hükûmet sisteminde nitelikli yasa da yapamamaktadır.
Bir de değerli
milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yasama
organına paralel olarak Cumhurbaşkanına da kararname
çıkarma yetkisi verdi. İşte, tabloya
baktığımızda tek kişi 87 kararname çıkararak
2.534 maddelik kararnameler çıkarmış. 600 kişilik Millet
Meclisi 200 kanun çıkarmış, 2.646 maddelik kanunlar
yapmış. Buraya baktığımızda tek adam
yememiş, içmemiş, yatmamış, hep kanun
çıkarmış. Bu tabloya baktığımızda Sayın
Cumhurbaşkanı sadece ekonominin değil, aynı zamanda hukukun
da kitabını yazmış. İşte, sizin
Cumhurbaşkanınızın tek adam rejiminin Meclisimizi, ülkemizi
getirdiği tablo; işte, arkadaşlar, burada. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
tabii, şu anda çatısı altında bulunduğumuz Mecliste de
birtakım hukuksuzluklar var. Özelikle Meclis çalışanları
açısından ücret anlamında büyük adaletsizlikler var. Biz bunu
defalarca söyledik buradan ancak Meclis Başkanlığı bu olaya
duyarsız kalıyor. Meclis Başkanlığı kendi
çalışanlarının, personellerinin hakkını, hukukunu
koruyamıyor. Meclis Başkanlığının Meclisin
itibarını koruma gibi asli bir görevi var ancak bu dönem
yaşadıklarımız, gerçekten Meclisin kendi temsilcilerinin
hakkını hukukunu dahi koruyamadığını gördük. Bu
Parlamentoda milletin oyuyla seçilmiş milletvekilleri polis zoruyla gözaltına
alındı, cezaevine gönderildi. Biz Parlamento olarak
milletvekillerinin hukukunu yüksek mahkemelere teslim ettik,
dolayısıyla Meclisimizin itibarı zedelendi. Meclis
itibarını korumak Meclis Başkanının görevidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla)
Bir İçişleri Bakanı çıkıp Mafyadan aylık 10
bin lira rüşvet alan siyasetçi var. diyor, Meclis Başkanı
seyrediyor. İşte, sizin ülkeyi getirdiğiniz durum.
Değerli milletvekilleri,
ben AK PARTİnin 2022 bütçesini özetliyorum: Egemenliğin sahibi olan
millete bu bütçede ekmek yok, bu bütçede ekmek yok arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Yine, on dokuz yıllık AK
PARTİ iktidarının ekonomi politikalarının Türkiye'yi
getirdiği yeri de özetliyorum: Yiğit muhtaç olmuş kuru
soğana! İşte, AK PARTİnin yönettiği Türkiye.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanalda.
Buyurun Sayın Tanal.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL
(İstanbul) Çantada ne var, herkes merak ediyor ama
çıkaracağız.
Başkanım,
başlatmazsanız sevinirim ama özür diliyorum.
EMRULLAH İŞLER
(Ankara) Başkanım, işportacılık
yasaklanmıştı Mecliste, yeniden başlamışlar.
ERKAN AYDIN (Bursa) Mahmut
ağabey, şapkadan ne çıkacak?
MAHMUT TANAL (Devamla)
Şapkadan tavşan çıkacak.
BAŞKAN Mahmut Bey,
başlayalım artık.
MAHMUT TANAL (Devamla) Özür
dilerim. Hemen başlıyorum.
Değerli
Başkanım, değerli milletvekilleri; 2022 yılı Meclis
bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla,
hürmetle selamlıyorum.
Konuşulacak çok şey
var ama bugün farklı bir hadiseyi anlatacağım size. Yetkileri
kuşa çevrilen Meclisi anlatacağım. Artık lüks ve
şatafat sevdalılarının mekânı olan bir Meclisi
anlatacağım. Nedir bu? Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ana
Binasında koca bir koca bir koridor var, hiç gideniniz oldu mu? Sizden
istirhamım, o koca koridora bir gidin, Eski Meclis
Başkanlarının makam odaları yapıldı orada. Kaç
kişi var? Aslında 10 Meclis Başkanı var ama o
şatafatlı olan odalarda 9 Meclis Başkanı var. Kimler var
orada? İsmail Kahraman, İsmet Yılmaz, Cemil Çiçek, Mehmet Ali
Şahin, Köksal Toptan, Bülent Arınç, Ömer İzgi, Mustafa Kalemli,
Cahit Karakaş ama her birisinin emrinde de 3 personel var ve makam
araçları, akaryakıtlar da hariç. Aynı zamanda, İzmir
Milletvekili, yine, Sayın Binali Beyi, onu bir başka
başlık altında anlatacağım; onunla 10 kişi var.
Sayın Mustafa Şentopun selefleri ayda yılda bir sefer Meclise
geliyorlar çay kahve içmek için, koca makam odalarına ne gerek var? Yani
bu Meclis Başkanı sıfatı manevi anlamda çok ağır,
çok iyi bir unvandır; buna gerek var mıdır?
Ayrıca, eski Meclis
Başkanlarına araç tahsis edilmiş durumda. Akaryakıt tahsisi
yapılıp yapılmadığını
Sayın Bilgiç
bilgilendirirse sevinirim. Ayrıca, verdikleri akaryakıt miktarı
nedir? Bunda da Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna açıklama
yapsınlar. Sizin yaptığınız bu, hakikaten hangi
vicdana sığar? Yani burada 10 Meclis Başkanı olacak, araç
vereceksiniz, personel vereceksiniz, oda vereceksiniz, telefon vereceksiniz,
elektrik vereceksiniz, su vereceksiniz; vatandaş evinde elektriğe,
suya muhtaç. (CHP sıralarından alkışlar)
Burada Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı sıfatlı bir kişi var ki o hâlen
milletvekili yani hâlen Meclisten ayrılmadı ama o da eski Meclis
Başkanları koridorlarında, makam odası tahsis edilen
kişi, yakın zamanda AK Parti Grup Başkanı seçilen
Sayın İsmet Yılmaz'dan bahsedeceğim. Sayın İsmet
Yılmaz Bey, kendisi 23 Nisan koltuk değişimi tadında
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kısa Meclis
Başkanlığını yaptı ama o makamdan vazgeçemiyor.
Arkadaşlar, bunu
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Erken seçim oldu
MAHMUT TANAL (İstanbul)
- Bu bir tiyatro değil hanımefendi. Şimdi, bunu bir tiyatro olarak
kabul etmeyin, tek adam yönetimin nasıl bu hâle getirdiğini size tek
tek anlatacağım.
Sayın İsmet
Yılmaz Bey, birkaç hafta öncesine kadar Millî Savunma Komisyonu
Başkanıydı, orada Millî Savunma Komisyonu Başkanı
sıfatıyla kendisine bu şapkayla bir araç tahsis edildi, bir araç
tahsis edildi. İki, geliyoruz, o aracı kullanmadıysa hangi
aracı kullandı? Onun bir cevabını versinler.
Şimdi, burada canı
sıkıldığı zaman eski Meclis Başkanı
odasına gidiyor, bu şapkayı bıraktı, şimdi bu
şapkayı takıyor. Meclis Başkanının odası var
ya orada, o odaya giderken bu şapkayı takıyor, bu
şapkayı da bıraktım. Şimdi, Sayın
Bostancı'nın yerine gelen AK PARTİ Grup Başkanı
Sayın İsmet Bey, AK PARTİ Grubuna gittiği zaman da şu
şapkayı takıyor, bu da ayrı bir şapka.
ERKAN AYDIN (Bursa) Bu en
güzeliymiş, en güzeli bu.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Şimdi, hangisi en güzeli bilemiyorum tabii kamuoyu bunun
cevabını verecek ama AK PARTİ Grubunun bir numaralı
odası kendisine tahsis edildi ama AK PARTİ Grubuna giderken yeni
aldığı şapkayı takıyor. Vazgeçilmez olan isim
Sayın Yılmaz, 61, 62, 64üncü Hükûmette Millî Savunma
Bakanıydı. Evet yani İsmet Bey'in de hakkını yememek
lazım, Meclis ona araç tahsis etti, o aracı reddetti, Millî Savunma
Bakanının aracını kullanıyor, aslında hiçbirini kullanmaması
lazım. Millet İttifakı'nın iktidarında hiçbir Meclis
Başkanına araç tahsis edilmemesi lazım, 3 personel tahsis
edilmemesi lazım, bu odaların tahsis edilmemesi lazım, elektrik,
su parasının ödenmemesi lazım. Manevi anlamda verilen bu Meclis
Başkanı sıfatı aslında neyine yetmez, yedi sülalesine
yeter, bundan daha iyi miras olur mu? Bundan daha iyi hiçbir miras olamaz ama
maalesef bu durumda. Ve aynı durumda şimdi Sayın Binali Beyi
söyleyeyim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MAHMUT TANAL (Devamla) Özür
dilerim. Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Sayın Binali Bey'in
Efendim, bakın, İsmet Bey'in işte tabelası şu
şekilde, Binali Bey'in de bu şekilde
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Ayıp ya, ayıp! Şahıslar üzerinden
ayıp!
MAHMUT TANAL (Devamla) Ama
Binali Bey'in durumu da daha farklı; Binali Bey ne yapıyor biliyor
musunuz? Konvoyla çıkarken 10 tane araçla çıkıyor, şu
andaki Sayın Meclis Başkanı çıkarken en az 7 araçla çıkıyor.
Ya, bu şatafat neyinize lazım, millet aç perişan -biraz önce
Tuncay bey anlattı- millet çoluk çocuğuna ekmek götüremiyor.
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Yalan!
MAHMUT TANAL (Devamla)
Yalan mı? Utanmaz adam! diyeceğim ama özür diliyorum, gel kamera
kayıtlarına bak, kamera kayıtlarına, kamera
kayıtlarına bak.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, bu, açıkça 65e göre
şahsiyatla uğraşmaktır. Lütfen, şahsiyatla
uğraşmaması konusunda hatibi uyarır mısınız.
ABDULLAH GÜLER
(İstanbul) Yalan, yalan!
MAHMUT TANAL (Devamla)
Kamera kayıtlarına bak, getirsin, Meclis Başkan Vekili burada.
Getirin, kim yalan söylüyor, ben mi yalan söylüyorum, siz mi yalan
söylüyorsunuz! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Tanal
MAHMUT TANAL (Devamla)
Burada, işte, getirin kamera kayıtlarını. Kim burada yalan
söylüyorsa daha ağır laf söyleyeceğim; benim terbiyeme,
eğitimime, parti disiplinine, parti ahlakımıza uymuyor ya.
Kamera kayıtları orada.
Şimdi, bakın
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (Devamla) Son
söz, son söz
Son sözü söylüyorum.
BAŞKAN Sayın
Tanal, teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Bitiriyorum.
Sayın Meclis Başkan
Vekiline
Nasuhi Güngör, bu personel -burada personel- Habertürkün haber
yorumcusu olarak çıkıyor. Nasıl bunu yaparsınız? Gelip
diğer tüm muhalefet partilerini eleştiriyor. Var mı sizin
vicdanınız?
BAŞKAN Sayın
Tanal, teşekkür ediyoruz.
MAHMUT TANAL (Devamla) Hem
Meclisten maaş alacak hem sigortası ödenecek ve Habertürkte de
siyasi yorumcu geçecek. Bu da sizin imzanız, işte buranın
personeli
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Tanal, teşekkür ediyorum.
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Ya seviye yerlerde.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Mahmut, o
şapkalardan birini ver de kürsüye çıkarken giyeyim.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Önce şu Nasuhi Güngör meselesini
Hem ona cevap vereceğine Özür
dilerim. de, bu Meclisin personeli gelecek buradaki siyasi partileri
BAŞKAN Sayın
Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Habertürk yorumcusu olarak çıkacak. Size düşen sorumluluk budur.
Size düşen sorumluluk budur yani.
BAŞKAN Sayın
Tanal, teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Nasuhi Güngörle ilgili kamuoyunu bir bilgilendir.
BAŞKAN Evet, söz
sırası İzmir Milletvekili Sayın Sevda Erdan
Kılıçta.
Buyurun Sayın
Kılıç. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SEVDA ERDAN
KILIÇ (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bundan yüz bir sene önce zor
şartlar altında açılan Ulusal Kurtuluş Mücadelemizi
yönetmiş Gazi Meclisimizde oturanlar bize görkemli bir tarih, tüm
kurumlarıyla laik bir cumhuriyet ve tıkır tıkır
işleyen fabrikalar bıraktı ta ki siz haramzadelerin
saltanatına kadar. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, haramzade ne demek ya, böyle
bir ifade olur mu ya.
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, şimdi Meclis, arkadaşlarımız
anlattı, işlevsiz hâlde.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Temiz dil istiyoruz, temiz dil.
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla)
En önemli denetim araçları olan yazılı soru önergelerimiz
yanıtsız.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Temiz dil istiyoruz Başkan, temiz dil.
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla)
Sayıştay raporları da sansürleniyor. Bu dönem, 55.294 soru
önergesinin 18.053ü yanıtsız kalmış, 27.323ü de süresi
geçtikten sonra yani Anayasa ihlal edilerek cevaplanmış.
Atanmış bakanların, seçilmiş vekillere ve halka
karşı bir sorumluluk duygusu hissetmediğini zaten biliyoruz da
ama Anayasa ihlaline hiç ses çıkarılmamasını biz kabul
edemiyoruz. Ama bilin ki sizler Anayasa ihlallerini normalleştirmeye
çalışsanız da biz her seferinde bunu hatırlatacak ve
hesabını muhakkak soracağız.
Değerli milletvekilleri,
her yıl söylüyoruz, bu yıl bir daha söyleyeceğim: Kendi içinde adaleti
sağlayamayan bir kurum ülkeye adalet getiremez. Meclis
çalışanlarının farklı statüleri ve farklı
maaşları var biliyorsunuz, bunların bir an önce eşit
işe eşit ücret şiarıyla düzenlenmesi gerekiyor ve yol
arkadaşlarımız danışmanlarımız var,
onların özlük hakları ve kıdem tazminatlarıyla ilgili de
ivedilikle bir düzenleme muhakkak yapılmalı.
Değerli milletvekilleri,
Sayıştay Başkanlığının Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanınca dış denetim yapmak üzere
görevlendirdiği Komisyonun bir raporu var, bu raporda şöyle diyor:
Bazı harcırah beyannameleri yasal süresinde
yapılmamış ve yasal faiz hesaplanmış, bunlar da
ilgililerin maaşlarından kesilmiş; 70 lira 27 kuruş, 42
lira 36 kuruş, 73 lira 18 kuruş. Sayın Başkan, keşke
devletin bütün kurumları bu kadar hassas davransa bu konuda. Doğrusu,
devlet bankalarından milyonlarca kredi çekip yandaşların
bunları ödemediği, Demirören grubunun Ziraat Bankasından
çektiği 750 milyon doları ödemediği, Doğuş
İnşaatın son üç yılda hiçbir kurumlar vergisini ödemediği,
Cengiz İnşaatın 2018de hiç kurumlar vergisi ödemediği,
Özaltın İnşaatın 2020de kurumlar vergisini hiç
ödemediği ve Limak İnşaatın 2019-2020de hiç kurumlar
vergisi ödemediği bir ülkede çalışan emekçinin maaş
kesintisine gelince gösterilen kuruşluk hassasiyet hakikaten gözlerimizi
yaşarttı hepimizin. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
binlerce esnaf ve şirketin batışına göz yumduğunuz,
milyonlarca işsiz, yoksul ve çaresizi kaderine terk ettiğiniz, küçük
bir azınlığın mutluluğu için cebini
boşalttığınız bu millet ise son beş yılda 2
trilyon dolar vergi ödeyip görevini yaptı. Bu halkın ödediği
vergiler nerelere gitti? Tabii ki biliyorsunuz, 5li çetelere, saray
beslemelerinin 2li, 3lü, 5li maaşlarına gitti ve her felakette
IBAN vererek, vatandaşa el açarak para isteyenlerin hesabını
halkımızın ilk seçimde kapatacağını bizler de çok
iyi biliyoruz.
Değerli milletvekilleri,
bu ülkeye karşı sorumluluğumuz çok. Kolluk güçlerine gazeteci
tartaklatan, işini yapmasını engelleyen, suçu işleyeni
değil, onu haber yapanı tutuklayan zihniyetten ülkemizi kurtarmak
gibi bir sorumluluğumuz var. Yangın söndürmek için bilimden
değil de Diyanetin yağmur duasından medet uman zihniyetten bu
ülkeyi kurtarmamız gerekiyor. Kadın katillerini koruyan,
kadınlar ölmesin diye eylem yapanlara biber gazıyla, copla, TOMAyla,
elinde ne varsa saldıran zihniyetten ülkemizi kurtarmak gibi bir
sorumluluğumuz var. (CHP sıralarından alkışlar) Kendi
iradesiyle bıyık bile bırakamayan, ancak İstanbul
Sözleşmesi hakkında atıp tutan, tek adam sözleşmeden
çekilirken irade koyamayan bu eril zihniyetten bu ülkeyi kurtarmak gibi bir
sorumluluğumuz var. (CHP sıralarından alkışlar) Kendi
bakanlığına ürün satan ve sattığı yanına kâr
kalan bu zihniyetten ülkemizi kurtarmak gibi bir sorumluluğumuz var.
Çiftçi toprağını ekemez, ektiğini toplayamaz, toplasa da
satamaz hâldeyken kamu bankalarından aldığı beleş
kredilerle zenginleşen yandaşlardan ülkemizi kurtarmak gibi bir
sorumluluğumuz var. Emeklilikte yaşa takılanları, atanmayan
öğretmenleri, mühendisleri, sağlıkçıları yani umutla
kadro bekleyenleri görmezden gelen bu zihniyetten ülkemizi kurtarmak gibi bir
sorumluluğumuz var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla) -
Sanatçılar, gençler işsizlikten; çocuğuna pantolon alamayan
babalar, pazara gidecek parası olmayan anneler intihar ederken
yoksulluktan, bu milletin vergileriyle zengin olan yandaşlar için bütçe
hazırlayan zihniyetten bu ülkeyi kurtarmak gibi bir sorumluluğumuz var.
Değerli milletvekilleri,
son olarak, halkı yoksullukla kırılıp evine ekmek
götüremezken, yetkisi çok ama iş sorumluluk almaya gelince birden yok
olan, her mevsim için ayrı ayrı yaptırdığı saraylarında
yaşayan tek adamdan ve tek adam zihniyetinden ülkemizi kurtarmak gibi bir
sorumluluğumuz var. (CHP sıralarından alkışlar)
O yüzden, bu bütçe son
bütçeniz, bu koltuklar son koltuklarınız olacak, geliyor gelmekte
olan diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim
Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, tek bir şey
söyleyeceğim.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Lütfen, İç Tüzük 66yı ve 67yi rica ediyorum
uygulayın çünkü İç Tüzük 66 açık bir şekilde, hatibin konu
dışına çıkması durumunda Başkan tarafından
uyarılmasını gerektiriyor. Aynı zamanda, İç Tüzük 67
de temiz bir dil kullanmayı gerektiriyor. Haramzade ifadesini lütfen,
aynıyla iade ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ortada bir bütçe olsa da konuşsak.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) O zaman bu Kurulu niye yapıyoruz?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ortada bir bütçe olsa da konuşsak.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) O zaman bu görüşmeleri yapmayalım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Dolar 8 lirayken hazırladığınız
bütçeyi, dolar 14 lira oldu, Meclise getiriyorsunuz.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) O zaman bu görüşmeleri yapmayalım.
Yapmayalım mı?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
O zaman çıkma kürsüye.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Milletle dalga geçer gibi ya!
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Kaynakların yanlış
kullanılmasıdır yoksulluk.
BAŞKAN Evet,
teşekkür ederim Sayın Grup Başkan Vekilleri.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Görüşmelere devam ediyoruz.
Söz Sırası
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Yeni aldığımız bir haber var. Bununla ilgili
Bakan da buradayken, 60a göre, Grup Başkan Vekili olarak bir söz talep
ediyorum. Konuşmalarla ilgili değil Başkanım. Yani 60a
göre pek kısa bir açıklama yapacağım.
BAŞKAN Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
5.-
Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun, Gençlik ve Spor
Bakanının Antalya İlim ve Kültür Derneğinin öğrenci
yurdunda işlenen cinayete dair bir açıklama yapıp
yapmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, biraz
önce aldığımız bir habere göre, Antalya Kepez ilçesinde
Antalya İlim ve Kültür Derneğinin -kısa adı ALİM
Derneği- 4 katlı öğrenci yurdunun yemekhanesinde aşçı
olarak çalışan İhsan Güneyin Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar
Mühendisliği 1inci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul
adlı öğrencinin başını satırla kestiği
iddiası basına yansıdı. Yurtlardan sorumlu Gençlik ve Spor
Bakanımız bugün burada. Öğrencilerimizi devlet yurdunda
barındırmayı beceremeyen ve cemaat yurtlarına mahkûm eden
bu Bakanlık bu konuda bir açıklama yapacak mıdır?
Kamuoyunun takdirine sunuyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine
İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Söz
sırası Mersin Milletvekili Sayın Alpay Antmende.
Buyurun Sayın Antmen.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALPAY ANTMEN
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKPnin son
bütçesi olacak 2022 yılı bütçesinde Kamu Denetçiliği Kurumuyla
ilgili söz almış bulunmaktayım.
Kamu Denetçiliği Kurumu,
Meclise bağlı ve son derece önemli bir görev ifa eden bir kurum.
Görevi, idarenin eylem ve işlemlerini insan haklarına dayalı,
adalet anlayışı içinde hukuka ve hakkaniyete uygunluk
yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak. Çok önemli
bir iş yapmaya çalışıyorlar ama Kurumun işi çok zor
çünkü AKP iktidarında hukuka ve hakkaniyete uyan zaten hiç kimse yok.
Hukuka uymayan AKP iktidarı Kurumun önerilerine umarım uyar,
uyması da zorunlu. Kurumun 2020 yılı Faaliyet Raporuna bakacak
olursak, 2020 yılında daha önceki yıllarda olmayan
inanılmaz bir sayıda başvuruyla
karşılaşıyoruz. Kuruma 2020 yılında gelen
başvuru sayısı 90.209 -yangın var demek- çözümlenen dosya
sayısı 71.699, idareye tavsiye kararı verilen dosya
sayısı 68.128.
Sayın milletvekilleri,
bunların pek çoğu bankayla ilgili. Demek ki bankalar insanların
canını öyle bir yakmış ki insanlar artık her yerden
bir umut, feryat figan başvuruyorlar. Ama bunun yanında, Kuruma
başvuruların 15 bin tanesi bakanlıklarla ilgili, 15 bin
başvuru. 15 bin idari başvurudan idarenin cevap verdiği dosya
sayısı 1.325; 13.500 başvuru ne oldu? Meçhul. Tanıdık
değil mi sayın milletvekilleri? Milletvekillerimizin soru
önergelerine cevap vermeyen veya boş cevaplarla savsaklayan siyasi
iktidardan burada da başka bir yaklaşım beklemek hayalcilik olurdu.
Tek adam rejimiyle beraber
bakanlar, Meclis yerine kendilerini atayan tek adama ve saraya hesap vermek
dışında başka bir şey yapmıyorlar. Ben buradan
sayın bakanlara sesleniyorum: Bakın, bu millete vermediğiniz
hesapları yarın bu millet size sandıkta soracak. (CHP
sıralarından alkışlar) Çok açık söylüyorum, halktan
alınan vergilerle çalışan kamu kurumlarının
tamamı herkese hesap vermek zorundadır. Meclise de hesap
vereceksiniz, halka da hesap vereceksiniz, vatandaşa da hesap
vereceksiniz. Kamu kurumlarının kapılarını da kimseye
kapatmayacaksınız. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Bir kurumda hesap vermiyorsanız o kurumda
hırsızlık yapıldığı iddiası
insanın aklına geliyor. Kim bir kurumda hesap vermiyorsa, o kurumda
hırsızlık varsa ona ortak olmuş sayılır. Ben,
size sadece bir örnek vermek istiyorum: TRTyle ilgili üç buçuk yılda tam
15 tane soru önergesi verdim, TRT'nin harcamalarını sordum. TRT
kimin? Kamunun. Verilen tüm soru önergelerine cevap Ticari sır. diye
geldi. Kamuda ticari sır diye bir şey olmaz, her şey kamunun
malıdır, her bilgiyi vermek zorundasınız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Çok açık
söylüyorum, TRT'de Kartal İmam Hatip ekibi her ay milyonlarca lirayı
heba ediyor; iddia, hortumladıkları yönünde. Yine, içeriden gelen
bilgilere göre -buradan sizinle paylaşıyorum- filmleri seçen,
yapımları seçen heyettekilerin firmalardan ve kişilerden
komisyon aldığı iddiaları var. Eğer alıyorlarsa
haram zıkkım olsun. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Biz bunları soruyoruz Ticari sır. diyorsunuz.
Vatandaştan ne saklıyorsunuz? Halka ait Türk Hava Yollarını
soruyoruz, Türk Hava Yollarının her şeyi Ticari sır.
Ödenmeyen kredileri soruyoruz -750 milyon dolar- vatandaşın, tüyü
bitmemiş yetimin hakkını soruyoruz Ticari sır.
Yandaş müteahhitlerin silinen vergilerini soruyoruz Ticari sır. Her
şey ticari sır. Ne değil? Hiçbir şey. Niye?
Vatandaşa hesap vermeyeceğiz. Önergelerimize Ticari sır.
diyenlerin tamamı yapılan hırsızlıklara ortak
olmuş addedilir. Açık ve net söylüyorum, sorudan korkan aslında
vereceği cevaptan korkmaktadır. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
Kamu Denetçiliği neden çok önemlidir, biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Ses anlaşılmıyor, biraz daha
bağır.
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ALPAY ANTMEN (Devamla)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
İdarenin her türlü eylem
ve işleminin kanuna uyguna olması gerekiyor, her türlü eylem ve
işleminin denetlenmesi gerekiyor. İdare yani siyasi iktidar önce
Meclise, sonra halka hesap vermek zorundadır ama tek adam rejiminde
sarayda kurulan paralel devlet hiç kimseye hesap vermiyor.
Halk aç, 50 milyon kişi
yoksulluk sınırı altında, 15 milyon kişi açlık
sınırı altında yaşıyor. Saraylılar ve saray
şürekâsı ne yapıyor? Saray müteahhitleri ne yapıyor?
Osmanlının Lale Devrini arattırıyorsunuz. Lüks içinde,
şatafat içinde yaşıyorlar. Uçaklar, lüks araçlar, pudra
şekerleri, yatlar, katlar, dövizle garantili ihaleler; sanki bu ülke
Yağma Hasanın böreği. Yazıklar olsun!
Kamu Denetçiliğinin
işi zor ama geliyor gelmekte olan; bu sizin son bütçeniz, gelecek bütçe
halkın iktidarında halkın bütçesi olacak.
Saygılar sunarım.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Daha çok beklersin!
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Yok öyle bir şey.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Gel,
cesaretin varsa sandığa gidelim! Pazara git, pazarda dolaş,
halkı gör! Hadi oradan!
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Antmen.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Bağırma!
ALPAY ANTMEN (Mersin) Kes
sesini!
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Otur yerine!
ALPAY ANTMEN (Mersin)
Halktan bihabersiniz be!
BAŞKAN Söz
sırası İstanbul Milletvekili Sayın İbrahim Özden
Kaboğlunda.
Buyurun Sayın
Kaboğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
Divan, değerli milletvekilleri; Anayasa Mahkemesi güçlendirilmeli ve
etkili kılınmalıdır. 2017de kurul hâlinde yönetim, siyasal
karar düzenekleri, siyasal sorumluluk kaldırılmış, yürütme
ilk kez tek bir kişiye verilmiştir. Parti
Başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve
yürütme, devlet, siyaset, idare üçlü ayrımına dayanan geleneksel
devlet yönetim yapısını altüst etmiş, bu durumun
yarattığı kaos bütçe görüşmelerine somut bir biçimde
yansımıştır.
SALİH CORA (Trabzon)
Hocam, size beş dakika verilmesi doğru mu?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Ya, bir hocaya beş dakika verilmesi doğru mu?
ERKAN AYDIN (Bursa) Ya, bir
dinle, bir şey öğren ya!
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) Gerçekten, yürütme üzerinde tekelci yetkiye sahip olan
kişi devletin varlık nedeniyle özdeşleşen bütçede yok.
Uygulamada her yerde hazır ve her şeye nazır kişi en
olması gereken yerde yok; yer Türkiye Büyük Millet Meclisi, konu bütçe.
Anayasa Mahkemesi denetimi ve
etkililiği üzerinde bu ortamda konuşuyoruz. Avrupa modeli üzerine
kurulan Anayasa Mahkemesi 60ıncı yılında, kuruluş
amaçları doğrultusunda, karşılaştırmalı
anayasa yargısı verileri ışığında
değerlendirilmelidir. Anayasa Mahkemesi kararları kesin ve
bağlayıcıdır, bu konuda tartışma
yapılmamalıdır.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Yapanları sınıfta bırak Hocam.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Hocam öğrencilerin var mı orada?
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) Anayasa Mahkemesi kararlarını
eleştirmek yerinde ve yararlıdır ama tanımamak, uygulamamak
ve Anayasa Mahkemesini kapatmakla tehdit etmek anayasal düzeni tahrip ve ilga
girişimidir. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; HDP sıralarından alkışlar) Normlar
hiyerarşisi ters yüz edilmiştir. 2017 Anayasa
değişikliğiyle kurulan ve siyasal anayasal tarihimize
yabancı olan parti başkanlığı yoluyla devlet
başkanlığı ve yürütmede yasal düzenleme amacı olarak
kamu yararından çok siyasal saikler öne çıkmakta, Cumhurbaşkanlığı
kararnameleri çoğu kez anayasal yetki çerçevesi dışında ve
torba biçiminde, istisnasız olarak gerekçesiz hazırlanmaktadır.
Yasa teklifinde kendi
gündemini belirleyemeyen yüce Meclis, Anayasa'nın emredici ve
yasaklayıcı maddelerine açıkça aykırı düzenleme
yapmakta sakınca görmemekte; yine, denetim alanında olan CBKleri
denetlemekten kaçınmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarıyla
çakışan düzenlemeler Anayasa Komisyonuna götürülmeden yeniden
yasalaştırılmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa
Mahkemesinin ve Avrupa Mahkemesinin pilot kararları gereği yapmak
zorunda olduğu düzenlemeleri yapmaktan kaçınmaktadır.
İşte, bu durum karşısında Cumhuriyet Halk Partisi için
Anayasa Mahkemesine etkili başvuruda bulunmak sadece anayasal yükümlülük
değil, aynı zamanda tarihsel bir sorumluluktur ama yaratılan bu
hukuk enkazı karşısında en etkili, en uzman Anayasa
Mahkemesi raportörleri bile etkisiz kalabilmektedir. Bu bakımdan, Anayasa
Mahkemesinin iş yükünün azalması için adil yargılanma gerekleri
yargı bütününde geçerli kılınmalıdır. Anayasa
Mahkemesinin sadece iş yükü fazla olduğu için değil,
baskılar nedeniyle iş yükü artmaktadır. 12/9/2010da
yapılan Anayasa referandumuyla bireysel başvuru hakkının
tanınması Avrupa Mahkemesi ve Avrupa Sözleşmesinin ciddiye
alındığını gösterir. O nedenle yargı bütününde
reform yapılması gerekirdi, bireysel başvuruda adil
yargının gereklerinin bütün yargıya teşmil edilmesi
ölçüsünde Anayasa Mahkemesi etkili olabilirdi ama bu
yapılmadığı için sadece 2021in ilk on bir ayında 130
hak ihlali kararı 21 hak türüne yayılmaktadır, çok geniş
bir alana. Ama Anayasa Mahkemesi ancak on beş ayda karar verebilmekte bir
dosya üzerinde, CBKler üzerinde ise on yedi ay beklemekte. Ama ciddi bir
gündem sorunu bulunmakta, en yaşamsal yasalar, OHALin devamına dair
yasa, 1 no.lu CBK veya yeniden yasalaştırılan Anayasa Mahkemesi
kararları üzerine çıkarılan yasalar aradan üç yıl
geçtiği hâlde hâlâ bekletilmektedir; bu, ciddi bir sorundur. Yani
kısaca, anayasal OHAL sürmektedir. Peki, Anayasa Mahkemesinin etkili kılınması
için ne yapmak gerekir?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen Hocam.
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) Teşekkürler Sayın Başkan.
Bir kez yürütme, suçsuzluk
karinesi, kanunsuz emir ve yargı
bağımsızlığına ilişkin Anayasa maddelerine
kesinlikle saygı duymalıdır. Yasama kürsüsünden Anayasa
Mahkemesi kararları bağlayıcı değildir. deme cüreti
dile getirilmemelidir, bu kesinlikle kabul edilemez. Yargı Anayasa
Mahkemesi kararlarına uymalı, uymayanlar yaptırıma tabi
tutulmalıdır. Şu hâlde, öncesinde yapılması gerekenler
var; Meclise büyük görev düşmekte. Anayasa Mahkemesi yorum tekniklerini
uygularken Avrupa benzerlerinden esinlenmeli, sonrasında ise
kararları tartışmasız bir biçimde uygulanmalıdır.
Evet, Türkiye Cumhuriyetinde
bütün bunlar var olan anayasal düzen içerisinde yapılması gerekenler
ama Türkiye Cumhuriyetini kurtarmak için demokratik hukuk devleti
inşası acil bir görevdir. Öncelikle, cumhuriyetin temel
kurumlarını yasama, yürütme, yargı bütününde, yargının
bağımsız olduğu erkler ayrılığı, hesap
verebilir hükûmet, anayasal denge ve denetim düzeneklerinin tanındığı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Sözünü bitirsin Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN
KABOĞLU (Devamla) -
bir demokratik hukuk devleti anayasası
gerekliliği açıktır.
Hepinize saygılar
sunarım. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası
Hatay Milletvekili Suzan Şahinde.
Buyurun Sayın
Şahin. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SUZAN
ŞAHİN (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayıştay bütçesi üzerine grubum adına söz almış
bulunuyorum.
Sayıştay, Türkiye
Büyük Millet Meclisi adına denetim yapmaktadır ama
bazılarının yanlış anladığı gibi,
TBMMye bağlı değildir. Sayıştay, özünde kamu ve
toplum adına denetim yapan bağımsız bir anayasal
kuruluştur. Vatandaşın kamu giderlerini karşılamak
üzere üstlendikleri vergilerin amacına uygun harcanıp
harcanmadığının yine toplum adına denetlenmesi modern
demokrasilerin en belirleyici tarihsel özelliğidir. Dolayısıyla
Sayıştay gibi kurumların bağımsızlığının
gözetilmesi sadece siyasilerin görevi değil, tüm halkımızın
titizlenmesi gereken bir konudur. Sayıştay, verimlilik ve etkinlik
denetimi düzleminden basit bir performans denetimine indirgenmiş olmakla
birlikte, Sayıştay denetimi dışında tutulan
işlemler kategorisi, kurumlar kategorisi giderek yaygınlaşmakta
ve bu da tabii ki hukuk devleti ilkesine ağır bir darbe
indirmektedir. Denetimden muaf tutulan Varlık Fonu bunun en büyük
kanıtıdır. Böylece, AKPnin istediği dikensiz gül bahçesi
yani denetimsiz icraat ortamı hızla oluşturulmuştur. Devlet
Planlama Teşkilatı, Devlet Denetleme Teşkilatı ve
Sayıştay gibi tüm mekanizmaların içi
boşaltılmıştır. İçerikler incelendiğinde,
Anayasa ve 6085 sayılı Kanunda belirtilen denetim yetkisinin fiilen
ortadan kaldırıldığı görülmektedir.
Bağımsız yargıdan ve bağımsız denetimden
kaçış bir bütündür ve Anayasaya aykırılıktır,
demokrasiden kaçıştır. Bugün denetçiler baskı
altındadır. Bu durum düzenlilik denetim raporlarında
yapılan tespitlerin rapor okuma komiteleri tarafından rapordan çıkartıldığından
ve sansürlendiğinden bellidir. Şeffaflık olmadığı
da raporlarda kişi adlarının bulunmamasından ve eksik gelir
tahsilatlarında rakam verilmemesinden bellidir. Ki bugün gelinen süreçte
83 milyonun içine düşürüldüğü ekonomik buhran ve Türkiye'nin
itibarının yerlerde oluşu, AKP'nin israf ve yolsuzluğa
dayalı rejiminin ülkeyi sürüklediği felaketlerin en büyüğü
olmuştur. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
bugün görüştüğümüz bu bütçenin dayanağı olan orta vadeli
programın yayınlandığı 5 Eylül 2021 tarihinde dolar
kuru 8,3 lirayken bugün dolar 13,8 lira. Son üç ayda AKP'nin ekonomide
yarattığı bilinçli türbülansla bütçe Meclisten geçmeden kadük
oldu. Bütçeyi hazırlayan Bakan istifa edip kaçtı. AKP'li
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hazinenin gizli bakanı, sosyete
damadı bütçeyi daha doğmadan öldürdü. Aslında, bu kumpas sadece
halka yapılmadı.
Değerli milletvekilleri,
kumpas, iktidara da yapılmış bir kumpastır ve trajikomik
bir durumdalar. Daha önceden size de haber vermedi Sayın Erdoğan
böyle bir ekonomi politikası izleyeceğini. Öngörüsüz ekonomi politikaları
ve halk için değil, rant için yapılan bütçelemeler vatandaşa
zam, vergi ve açlık olarak geri döndü, dönüyor. Türkiyeyi on dokuz
yıllık fetret devrine sokanların sayesinde bugün bütçeler
yetersiz, halk perişan.
Eğitimden sosyal
adalete, demokrasiden eşitliğe kadar birçok alanda ülkeyi üçüncü
dünya ülkelerinden bile kötü hâle getiren AKP esnafa, çiftçiye, işçiye,
öğrenciye yönelik değil, israfa, şatafata, ağırlama
giderlerine, yandaşına, komisyoncusuna kaynak sağlıyor.
Türkiyeyi Avrupanın zam şampiyonu yapan, ağır vergiler ve
gece yarısı kararlarıyla vatandaşı açlığa
mahkûm eden, dövizdeki dalgalanmaya çanak tutup Türk lirasını pul
edip yandaşını ve yabancı ortaklarını
zenginleştiren AKP bugün yaşanan ekonomik buhranın tek
sorumlusudur. Düşük faiz, yüksek kur ve yüksek enflasyonu bilinçli olarak
ülkeye dayatıp giderayak vatandaşın vergilerini cebine indirme
gayesinde olanlar; karısı, kocası, çoluğu çocuğu
devletten sekiz maaş alanlar her gün yeni bir zam haberiyle güne
başlanmıyormuş gibi utanmadan, sıkılmadan kameralar
karşısına çıkıyor. Yok dış güçler, yok
ekonomik savaş, yok kurtuluş savaşı demagojisiyle
milletin aklıyla alay edenler ülkeyi uçuruma sürüklüyor. Halka değil,
ranta; hizmete değil, yolsuzluğa bütçe hazırlayanlar bu
öngörüsüz yönetememe hâlinin tek sorumlusudur. Evet, sorumlu AKP ve küçük
ortağıdır sayın milletvekilleri.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
SUZAN ŞAHİN
(Devamla) Türkiye, 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 139 ülke
arasında 117nci sırada yer aldı, Türkiye bir önceki yıl
107nci sırada yer alıyordu. Dünya Sefalet Endeksinde 156 ülke
arasında 21inci olan Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında ise 1inci
sırada bulunuyor. Yolsuzluk Algı Endeksine göre Türkiye 180 ülke
arasında 86ncı sırada yer aldı. Son sekiz yıl içinde
en çok gerileyen 5 ülke arasındaki yerimizi koruduk. Bu istatistiki
veriler bir kez daha gösterdi ki AKP artık yönetemiyor ve uçurumun
kıyısında bir Türkiye yarattı. AKPnin denetlenmemek,
sorgulanmamak için çıkarmadığı yasa kalmadı;
lügatlarında şeffaflık diye bir şey yok ama artık ne
yaparlarsa yapsınlar milletin gözünden hiçbir şey kaçmıyor.
Hiçbir vatanseverin içine sindiremeyeceği bu kumpas bütçesini kabul
etmemiz mümkün değildir. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SUZAN ŞAHİN
(Devamla) Merak etmeyin, bu, son sömürü bütçesidir; bu, son faiz bütçesidir!
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Cesaretiniz
varsa getirin sandığı, görün! Geliyor gelmekte olan! (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası İzmir Milletvekili Sayın Ednan Arslanda.
Buyurun Sayın Arslan.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA EDNAN ARSLAN
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; EPDK
bütçesi üzerine parti grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
EPDK, üstlendiği görev
ve aldığı kararlarla 84 milyon insanın hayatını
doğrudan etkileyen, çok önemli bir kurumdur. Maalesef her geçen gün
vatandaşın enerji giderleri artıyor, her gün yeni bir zamla güne
uyanıyoruz. Biraz evvel, buraya çıkmadan önce de 66 kuruş
motorin zammı geldi ve motorin fiyatları da çift haneleri geçmiş
durumda. Son üç yılda, faturasını ödemediği için elektriği
kesilen abone sayısı, hane sayısı 12 milyon. 5 milyon
abonenin doğal gazı kesildi, 15.382 sanayi kuruluşu ise maalesef
üretimine ara vermek zorunda kaldı. 2016 yılında 230
kilovatlık bir elektrik faturası 94 lirayken bugün 210 lira.
Geçtiğimiz ağustos ayından bugüne kadar 4 kişilik bir
ailenin faturası aylık olarak -doğal gaz, elektrik ve benzin
faturaları- 250 lira artmış durumda. Bir sanayi odası
başkanının enerjiyle ilgili söylediği şu sözünü
sizlere hatırlatmak isterim çünkü bunun sonucu zam demektir: Enerjinin
üretimdeki payı yüzde 8lerden 12lere çıktı. Ama bunu
söylediğinde dolar kuru bu kadar yüksek değildi ve enerji
fiyatları bu kadar artmamıştı. Ama Sayın Bakan hâlâ en
ucuz doğal gazı kullandığımızı iddia etmekte.
Bakın, EPDK bütçesiyle
ilgili, Sayıştayın yapmış olduğu birkaç tespit
var. Enerji piyasalarında yükümlülüklerini yerine getirmeyen, usulsüzlük
yapan firmalara EPDK ceza kesiyor ama ne hikmetse bu cezalar bir türlü tahsil
edilemiyor. 2020ye kadar 3 milyar 848 milyon liralık ceza kesildi bu
kurumlara ama bunun sadece 395 milyonu tahsil edilmiş durumda.
Bir başka tespit, kamu
kurumlarından doğal gaz güvence bedeli alınmaması
gerektiği hâlde doğal gaz şirketleri ne hikmetse Türkiye Büyük
Millet Meclisinden, Cumhurbaşkanlığından ve hatta Enerji Bakanlığından
dahi güvence bedeli alıyor. Peki, güvence bedeli nedir?
Dağıtım şirketi tarafından alacaklarını
garanti altına alabilmek amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere
alınan ücret. Yani dağıtım şirketlerimiz devletimizin
kurumlarına maalesef güvenmiyor.
Sayın Bakanım, bu
pusulayı size Komisyon görüşmelerimizde de göstermiştim.
Viranşehirde Urfalı bir çiftçi bunu getirdi, bana verdi. Bakın,
burada diyor ki: Ödeme pusulasıdır. Üstünde bir miktar para
yazıyor ve Gidin, şu ilgili hesaba yatırın." diyor.
Ya, biz faturalamayı bile doğru düzgün beceremez hâle geldik. Sizin
elinize şöyle bir pusula tutuşturulsa gidip bir bankaya ödeme yapar
mısınız? Böyle bir düzen var mı dünyada? (CHP
sıralarından alkışlar) Maalesef, ülkemizi getirdiğiniz
durum budur. Lütfen, Sayın Bakanım, şu rezalete son verelim.
Çiftçinin eline bir ödeme pusulası veriyorsunuz, Gidin şu bankaya,
şunu yatırın." diyorsunuz. Ya, o faturada ilk endeks var,
son endeks var, tarifenin kaç para yazdığı var. Buradan
bunların hangisini kontrol edebilir çiftçi, hangisine bakabilir vatandaş
ya da ne hak iddia edebilir bu ödeme pusulası üzerinden? Lütfen, bu
ilkelliğe de bir an önce son verelim.
Önemli
sorunlarımızdan biri kayıp kaçak bedelleri. Bakın,
ülkemizdeki kayıp kaçak oranı yüzde 11-12ler seviyesinde yani bu,
şu demek: Ödediğimiz her 100 liralık faturanın içerisinde
11-12 lira kayıp kaçak bedeli var. Geçen yılki elektrik üretimimiz
306 milyar kilovatsaat. Bunun yaklaşık 35 milyar kilovatı
kayıp kaçak. Bunun parasal değeri nedir? diye hesapladığımızda
karşımıza 26 milyar TL gibi bir bedel çıkıyor yani
namuslu vatandaşın cebinden kayıp kaçak bedeli olarak her
yıl bu şirketlerin cebine 26 milyar TL para koyuyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu kayıp kaçak bedelleri bir an
evvel düşürülmeli, OECD ülkelerinin seviyesine getirilmelidir. Kayıp
kaçak bedelini alıyoruz, bir de şunu yapıyoruz Sayın
Bakanım: Ya, zaten namuslu adam bunu birilerinin yerine ödüyor, bir de
onun KDVsini de alıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EDNAN ARSLAN (Devamla)
Sayın Başkan
BAŞKAN Tamamlayalım
lütfen.
EDNAN ARSLAN (Devamla) Yani
kayıp kaçak bedelinin KDVsini de ödüyor namuslu vatandaş. Peki, bu
şirketler kayıp kaçakla ilgili ne yapıyor Sayın
Bakanım? Soru soruyoruz, her sorduğumuz soruyu Ticari sır. diye
geçiştiriyorlar ama bir şirket bir cevap verdi. Dedik ki: Bu
kayıp kaçakla ilgili siz ne yapıyorsunuz? Bununla ilgili
sözleşmenizdeki hükümler nedir? Verdikleri cevap şu:
Şirketimizin özelleştirme sözleşmesinde kayıp kaçakla
ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Niye bulunsun ki? Umurunda
mı şirketin kayıp kaçakla mücadele? Namuslu vatandaşın
cebinden faturalarla çatır çatır alıyor ve biz buna maalesef
seyirci kalıyoruz. Peki, EPDK ne yapıyor? Kayıp kaçağa ilişkin
tahminî oranlar belirliyor; vatandaş kayıp kaçak için cebinden
çıkan payı görmesin diye, hakkını aramasın diye
faturaları sansürlemekle görevli ve faturaları torba fatura yaparak
bu bedelin görülmesini engelliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EDNAN ARSLAN (Devamla)
Bunun da bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.
Hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyor, geliyor gelmekte olan diyerek bu son bütçenizin
de hayırlı olmasını diliyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası İzmir Milletvekili Sayın Tacettin Bayırda.
Buyurun Sayın
Bayır. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TACETTİN
BAYIR (İzmir) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifiyle
ilgili olarak Enerji Bakanlığı bütçesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Son üç yılda
elektriğe, doğal gaza, kömüre, benzine, mazota ve LPGye beklenenin
çok çok üzerinde zamlar geldi. Yapılan aşırı zamlar
sonucunda emeklilerin, işçilerin, çiftçilerin, küçük esnafların ve
memurların bu fahiş faturaları ödeyemediği ve çok büyük
mağduriyetler yaşadığı yadsınamaz bir gerçek.
Zamlar gerçekten kaldırılabilir boyutta değildir. Bu yüzden,
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlunun
da dediği gibi, derhâl kara kış fonunun oluşturulması
gerekmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Bakan Fatih Dönmezin
ağzından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ve
BOTAŞ kelimelerini hiç duymadık. Sayın Bakan, şimdi size
soruyorum: Bu kurumlar size bağlı mıdır, değil midir?
Başka bir bakanlığa bağlandı, bizim mi haberimiz yok?
Bu 2 kurumun Varlık Fonuna devredilmiş olması ve denetimlerinin
KİT Komisyonu tarafından yapılıyor olması, bunlarla
ilgili bir şey söylemenize engel mi olmaktadır yoksa KİT
Mevzuatından bunları çıkarmak mı istiyorsunuz?
Sayın Bakan, partili
Cumhurbaşkanınızın yaptığı gibi, enerjiyle
ilgili alınacak kararlarda sektör temsilcilerinin görüşlerini dikkate
almadan alınan kararları hayata geçiriyorsunuz. Ben yaptım
oldu. anlayışıyla devlet yönetilemez. Uygulamış
olduğunuz yanlış politikaların acı reçetesini ne
yazık ki vatandaşımız ödüyor ve gün geçtikçe daha da
fakirleşiyor.
Kayıp kaçak bedelinin
faturasını da halkın sırtına yüklemekten artık
vazgeçin, buna bir çözüm bulun, bulamıyorsanız bırakın,
Yapamıyoruz. deyin, biz gelir yaparız, müsaade edin yeter. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; TEİAŞ kârını bir
yılda 3e katlamasına rağmen TEİAŞı niçin
özelleştirmek istiyorsunuz? 3 kurum ülkemiz için büyük önem
taşımaktadır. Bu vesileyle, TEİAŞın, TPAOnun,
BOTAŞın özelleştirilmesini doğru bulmamaktayız;
atalarımızın malını, cumhuriyetin değerlerini
satarak har vurup harman savuran bu müsrif, savurgan tavrınızdan
vazgeçiniz. Çok değil, bir sene önce, döviz girdisi için Borsa
İstanbulun yüzde 10unu Katarlılara verdiniz, her sene devlet
kurumlarını babanızın malıymış gibi satmaya
devam ediyorsunuz. Ülkeyi yönetenlerin görevi kazanımları satıp
ayakta kalmaya çalışmak değil, tam tersine daha fazla üretip
kazanarak, yatırım yaparak devleti daha güçlü kılmak
olmalıdır.
Değerli arkadaşlar,
Türk lirasının dolar karşısında kaybettiği her
kuruş bize zam olarak geri dönmektedir. Enerjide dışa
bağımlı olmanın bedelini ağır ödüyoruz. Sonucunda
esnaf kira fiyatının 2 katı faturayla karşılaşıyor,
vatandaş sene başında ödediği 200 liralık faturaya
şu anda 300 lira elektrik parası ödüyor. Sanayici ise bitmiş
durumda zaten. Bir hafta önce sanayi ve elektrik üretiminde kullanılan doğal
gaza yüzde 20 zam geldi, zaten kasım ayında yüzde 48 zam yapılmıştı.
Böyle devam ederse üretim sevdalısı sanayicilerimiz yurt
dışı rekabet gücünü kaybedip ihracat yapamaz hâle geleceklerdir.
Bir an önce tedbir almalıyız.
Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; yaz saati uygulamasıyla altı
yılda 6 milyar TL tasarruf yapıldığına dair
gazetelerde haberler çıktı. Bugün ise Bakan Dönmez yaz saati
uygulamasının stresi ve depresyonu azalttığını
söyledi. Sayın Bakan, siz de mi bu verileri TÜİKten alıyorsunuz
yoksa? Bakan hesaplamayı nasıl yaptığını
açıklayamadığı gibi bir de psikoloji bilimine el
atmış olsa gerek ki ben Sayın Bakanı elektrik ve elektronik
mühendisi sanıyordum, meğerse psikoloji eğitimi de
almış. Gerçi, alıştık bu arada bakanların vatandaşlara
akıl vermelerine. Kalın kazak giyin. diyen mi ararsınız,
Doğal gazı kısın. diyen mi ararsınız;
vatandaş herhâlde bunları düşünemiyor ki bu şekilde
akıl vermeyi uygun görüyorlar vatandaşa.
Tasarrufla ilgili,
Bakanın söylediğini teyit edecek bir bilimsel veri yoktur. Hangi
kriterleri baz alıyorsunuz? Doğru hesap yapıldığını
nasıl bileceğiz? Derhâl, Sabit Saat Uygulaması
Değerlendirme Raporunu açıklamanızı bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
TACETTİN BAYIR (Devamla)
- Devlet tarafından çıkarılması gereken yer altı ve
yer üstü kaynaklarımız devlet kurumu olan MTA tarafından
yapılması gerekirken bugün ne yazık ki yandaşlara
verilmiştir.
Çok övünerek
söylediğiniz yerli ve millî kavramı sorgulanır hâle
gelmiştir. EPDKnin tahsil edemediği cezalar Kurumun on
yıllık gelirine bedeldir. MAPEG, EPDK gibi, kestiği cezalarda
alacakların takibini yapamamaktadır. Şirketlerin
vatandaştan tahsil ettiği elektrik enerjisi fonu bedelleri
Bakanlık hesabına hâlâ yatırılmıyor ve Bakanlık
bunun Maliyeyle ortak takibini yapacak bir sistemi hâlâ
kuramamıştır. 37 enerji şirketi vatandaştan elektrik
enerjisi fonu bedelini tahsil etti ama Bakanlık hesabına
yatırmadı.
Sahi, bu arada 128 milyar
dolar nerede?
Hepinize saygılar
sunuyorum.
Geliyor gelmekte olan! (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz
sırası, Bartın Milletvekili Sayın Aysu Bankoğlunda.
Buyurun Sayın
Bankoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYSU
BANKOĞLU (Bartın) Teşekkürler Sayın Başkan.
Bizim, bazı şeyleri
söylemekten dilimizde tüy bitti gerçekten. Hani, nasıl desem; insan duvara
konuşsa duvar bile yeşerir ama AKP Hükûmeti duvardan da beter.
İyi şeyler yaptık, bizi tebrik edin. diyorsunuz, edelim.
Olmayan gençlik politikalarınızla ilgili yıllardır eleştiriliyorsunuz,
bana mısın demiyorsunuz ya, sizi gerçekten tebrik ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Hatırlarsanız,
geçtiğimiz senelerde, size, gençler adına, işsizlik ve mutsuzluk
Oscarı vermiştim, maalesef siz durumu çok yanlış anlamışsınız;
2018de yüzde 20 olan genç işsizliği bugün yüzde 25in üzerine
çıktı, üniversiteli işsizlik oranı yüzde 14 oldu, ne
eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranıysa yüzde 30 oldu.
Cesaretinizi takdir etmemek mümkün değil gerçekten(!)
Enflasyon yüzde 50. Bu ülkede
üniversite öğrencileri 650 lirayla yaşamaya, yurtlarda 19 lirayla
karınlarını doyurmaya çalışıyor. Bunun dünya
standardı olduğunu söylüyorsunuz. Değerli arkadaşlar,
lütfen, bu dünya standardını bir deneyimleyin. Bir gün dünya
standardı dediğiniz o yurtlarda kalın mesela, bir gün
kalıp 19 lirayla karnınızı doyurmayı deneyin mesela;
bir ay 650 lirayla geçinmeyi deneyin bakalım. Ya,
Bakanlığınız daha yeni 80,5 milyona 494 tane araba
kiraladı. Bu parayla ne yapabilirdiniz? 2,5 milyon öğrenciye dört
sene boyunca burs verebilirdiniz. Güya faize karşısınız ama
öğrenci kredilerini faiziyle geri istiyorsunuz. Ya, lüks arabalar
kiralayacağınıza bu faizleri silsenize. Silin diyoruz,
silmiyorsunuz; öneride bulunuyoruz, duymuyorsunuz; soruyoruz, cevap
vermiyorsunuz; eleştiriyoruz, kötü oluyoruz; seçim yapın diyoruz,
yanaşmıyorsunuz. Gençler, yer bulamadığı için
parklarda yatıyor; Yurt yok. diyor, terörist oluyor. Mesela,
Bartında Yurtta su yok. diye bağıran, eylem yapan gençleri
Yurttan atarım. diye tehdit ediyorsunuz. Para yok. diyor, sadaka verir
gibi Gözünüze dizinize dursun. diyorsunuz; İş yok. diyor,
Canım, her üniversite mezunu da iş mi bulacak? diyorsunuz. Yurt
dışına gidiyor gençler, beyin göçü var, ona da Gezmeye
gidiyor. diyorsunuz. Pes diyorum, hiç utanmanız yok gerçekten! (CHP
sıralarından alkışlar) Belki reislerinizin,
Bakanlarınızın çocukları yurt dışında
geziyor olabilirler tabii, bilemiyorum ama torpil imkânı olmayan gençlerin
şu anda yurt dışında gezecek gücü de yok, imkânı da
yok, gençler yurt dışına göçüyor arkadaşlar ve
Bakanlığımızın bu konuda yaptığı hiçbir
şey yok, suspus bakıyorsunuz. Size ayna tutacak her söze, her
şeye, her eyleme karşısınız; Ses çıkaranı
bastıralım, bastıramadığımızda da topu taca
atalım
Çok kabiliyetlisiniz bu konuda, gerçekten takdir ediyorum (!)
Genç işsizliği
deyince, topu Çalışma Bakanına atıyorsunuz. Ya,
Boğaziçi Üniversitesinde öğrenciler anayasal haklarını
kullandıkları için ters kelepçeyle tutukladınız, yurt
eylemlerinde gençleri parklarda kovaladınız.
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Rektörün arabasının üstüne çıkıyor, anayasal
hakkını kullanmak üstüne çıkıp tepiniyor.
AYSU BANKOĞLU (Devamla)
- Değil sokağa çıkmak, sosyal medyada bir şey
paylaşmaya korkar oldular. Beyza Buldağ, Boğaziçi eylemlerine
katıldığı için tutuklandı, eylemlere katıldığı
için öğrencilerin bursları kesildi, haberiniz var mı? Gençler
ifade özgürlüğünün olmamasından şikâyetçiler ama bunlar sizi
ilgilendirmiyor, atın topu Adalet Bakanına. Para kazanmak için
inşaatta çalışmak zorunda kalan tıp öğrencisi Remzi
Ersu hayatını kaybetti; bu da mı sizi ilgilendirmiyor? 13
yaşında kâğıt toplayarak geçimini
sağladığı el arabasına el konulan Samet, o da mı
sizi ilgilendirmiyor? Atın topu Çalışma Bakanına, atın
topu İçişleri Bakanına. Muhatap olduğunuz tek konu var KYK,
onu da elinize yüzünüze bulaştırdınız. Dün FETÖ'nün elinde
olan yurtlar bugün TÜGVA'da, Ensar'da. Dün sizi kandıran cemaatlerin
binbir türlüsü ülkenin dört bir yanında; bu yurtları cemaatlere
değil de neden KYK'ye vermediniz, ya hiç mi aklınıza gelmiyor?
Bu ülkede üniversite enflasyonu var, bu ülkede beyin göçü var; gençler mutsuz,
ifade özgürlüğü yok, adalet yok, gelecekleri yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Gitmiş Aysu Bankoğlu, gelmiş Mahmut Tanal; bunun da üslubu
bozulmuş.
AYSU BANKOĞLU (Devamla)
Siz, bütçenizin yüzde 3ünü gençlere ayırmışsınız,
gelmişsiniz burada bir de Gençlik Bakanıyım. diye
oturuyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Zahmet
etmeseydiniz Sayın Bakan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ya, Sayın Başkan, bu nasıl ifadedir ya?
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Ya, bu bütçedeki seviye düşüklüğü
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
AYSU BANKOĞLU (Devamla)
zahmet etmeseydiniz, gerçekten gençliği de
Bakanlığınızın adından
çıkarsaydınız hem siz kurtulurdunuz hem gençler kurtulurdu.
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Öyle Genel Başkana böyle milletvekili!
AYSU BANKOĞLU (Devamla)
Hatta, ona da zahmet etmeyin diye ben size tabelasını getirdim;
buyurun -T.C.'sini de silmeye elim gitmedi, kusura bakmayın- Spor
Bakanlığı, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Öyle Genel Başkana böyle milletvekili yakışır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Gitmiş Aysu, gelmiş Mahmut Tanal. Üsluba bak, çok ayıp, hiç
yakışmadı size; çok ayıp, hiç yakışmadı!
AYSU BANKOĞLU (Devamla)
Genç arkadaşlarıma sesleneceğim, son sözüm onlara: Leonard
Cohenin dediği gibi: Herkes biliyor geminin su
aldığını, herkes biliyor kaptanın yalan
söylediğini, herkes biliyor zarların hileli olduğunu. Ama az
kaldı, geliyor gelmekte olan. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkürler.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Mahmut Tanal var zaten, size ne gerek var?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Grup Başkan Vekilisiniz
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Öyle Genel Başkana böyle milletvekili yakışır
zaten.
ARZU AYDIN (Bolu) Kimin
geldiğini millet gördü dün kürsüde; rahat ol, millet gördü dün, gördü
kürsüde, rahat ol, millet gördü.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Mahmut Tanalın uzun saçlı hâli.
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Öyle Genel Başkana böyle milletvekili işte, başka ne
olacak?
BAŞKAN - Söz
sırası, İstanbul Milletvekili Sayın Özgür Karabatta.
Buyurun Sayın Karabat.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR KARABAT
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hepinizin bildiği gibi,
Türkiye, yakın bir zamanda gri listeye alındı, kara parayı
aklamada ve terörün finansmanında gerekli tedbirleri
almadığı konusunda suçlandı. Bunu niye söylüyorum? Kara
parayla mücadele, aynı zamanda kaçak bahisle, aynı zamanda mafyayla,
aynı zamanda uyuşturucuyla mücadele demektir. Ben size şimdi
Sayın Bakanlığımızla ilgili bir şeyden bahsetmek
istiyorum. Bizim yasal bahis ihalemiz yapıldı, Demirören grubuna
verildi ve onun bir İtalyan ortağı var. Ben bu İtalyan
ortağı merak ettim, internet sitesine girmek istedim, girdiğimde
bir engelle karşılaştım Uyarı! dedi, Uyarı!
Uyarı ne biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Yasa
dışı bahis terörün finansmanında kullanılabilmektedir.
Yasa dışı bahis sizi suçlu duruma düşürebilir. diyor.
Hangi firma? Demirörenle beraber bizim bahis ihalemizi alan İtalyan
firması; kaçak bahis işi yapıyor. Kim söylüyor? Türk
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı söylüyor.
Şimdi, hâl böyle iken yani kuzuyu kurda emanet etmiş iken bizim kaçak
bahisle mücadelemiz nasıl etkili olabilir değerli arkadaşlar,
nasıl etkili olabilir? (CHP sıralarından alkışlar)
Bunu merak ediyorum ve Sayın Bakan buradayken birkaç soruyu sormak
istiyorum. O Kaçak bahisle mücadele ediyoruz. Biz yasal bahsin bütçesini 28
milyardan 64 milyara çıkarttık. diyor. Şimdi, o zaman niye
kulüplerin payı artmıyor? Merak ediyorum; bu rakamın
şüpheli olup olmadığını buradan sormak istiyorum.
Sayın Bakana soruyorum:
Bütün bakanlıklarda, bütün kurumlarda FETÖ operasyonu oldu. Ya, Allah
aşkına, sizin oraya bu FETÖ operasyonu rastladı mı hiç?
Merak ediyorum. Spor Toto Genel Müdürlüğünde hiç bu FETÖ operasyonu oldu
mu? Merak ediyorum.
Sayın Bakana soruyorum:
MASAK sizden kaçak bahisle mücadele bütçesi istedi mi; siz verdiniz mi? Bunu
merak ediyorum, bunu soruyorum. Size soruyorum: MASAK suç ihbar listelerinde
neden kaçak bahisle ilgili ihbar ödüllendirmesi yok? Bu konuda neden tedbir
almıyorsunuz? Ve şunu soruyorum: Bu bahis sistemi yasal olsaydı
Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, Türk spor kulüpleri
alacağı isim haklarıyla borçlarından kurtulabilirlerdi
miydi? Bunu merak ediyorum. Bu, sporla ilgili kısım.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, hepimiz haberlerde vatandaşların geçim
sıkıntısına tanıklık ediyoruz, emeklilerin geçim
sıkıntısına tanıklık ediyoruz. Sayın Grup
Başkan Vekilim, elbette bu sorumluluk AKPye ait ama bizim de bunları
çözmek gibi görevimiz var. Dolayısıyla burada büyük bir görev
sorumluluğuyla konuşuyorum. Vatandaşlarımızın
hâli dertli. Bütçeden konuşamıyoruz çünkü bütçenin yüzde 40ı
buraya gelmeden erimiş. Ama gençlerimize diyorum ki: Umudunuzu kesmeyin.
Bakın, Ahmed Arif: Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip
Nerede olursan ol,
İçerde,
dışarıda, derste, sırada
Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne yüzüne
celladın
Fırsatçının,
fesatçının, hayının
Dayan kitap ile
Dayan iş ile
Tırnak ile, diş ile
Umut ile, sevda ile, düş
ile.
Dayan rüsva etme beni.
Bir umudum sende anlıyor
musun? diyor. (CHP sıralarından alkışlar) İşte,
ben gençlere sesleniyorum: Bir umudumuz her şeye rağmen sizsiniz
değerli gençler, her şeye rağmen sizsiniz.
Bakın, 73 bin
öğrenci yurtsuz kalmış; bir umudumuz bu gençler. 1 milyon 73 bin
genç iş bulma umudundan vazgeçmiş, genç işsiz sayısı
3,5 milyon; işte, bir umudumuz bu gençler. Gençlerin yarınları
tükeniyor, gençler Kredi Yurtlar Kurumu borçlusu; 5,5 milyon genç; 400 bin genç
KYKyle icralık olmuş. Allah aşkına, bu tablodan hiç pay
edinmiyor musunuz? Biz bunun vicdani sorumluluğunu hissediyoruz; siz
hissetmiyor musunuz Allah aşkına?
Ve şimdi, size bir
şey göstereyim: 50.154 genç ülkeyi terk etti, bakın, uçakla; belki de
hayatlarında ilk defa bir uçağa bu ülkeyi terk etmek için bindiler.
Hayatlarında ilk defa bir uçağa bu ülkeyi terk etmek için bindiler,
tam 50.154 genç. Allah aşkına, buna ilişkin kendinizde hiç
sorumluluk hissetmiyor musunuz? Bunu soruyorum sizlere. Ve gençlere diyorum ki:
Sakın umutsuzluğa kapılmayın, bir umudumuz sizde, bunu
söylemek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) Ben
şimdi, size bir şey göstereceğim. Bu kep ne biliyor musunuz? Bir
annenin umudu, çocuğu mezun olduğu zaman havaya
fırlattığı mutluluk sevinci bu kep. Ve şimdi bu kepler
mutlulukla fırlatılmıyor, bu kepler ne yazık ki bir
geleceksizlik durumuyla fırlatılıyor. Değerli
arkadaşlar, ben sizinle bunun üzüntüsünü paylaşmak istiyorum.
Ve şunu söylemek
isterim, Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: Biz her şeyi gençliğe
bırakacağız
Geleceğin ümidi, ışıklı
çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir. Ve ben şimdi çok
isterdim Sayın Bakana bu kepi emanet edeyim, gençliğin
geleceğini onlara emanet edeyim ama ne yazık ki umutsuzum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sakın ha!
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) O
yüzden, Mustafa Kemal Atatürkün sahip çıktığı gençlerin
kurduğu partinin Grup Başkan Vekiline, iktidarımızda
gençlerin sorunlarını çözmek üzere bu kepi emanet etmek istiyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Çok teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU İstanbul Belediyesinden bahsedeceksin
zannettim, İstanbul Belediyesinden.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına son konuşmacı Ordu Milletvekili Sayın
Mustafa Adıgüzel.
Buyurun Sayın
Adıgüzel. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA
ADIGÜZEL (Ordu) Sayın Başkan, Gençlik ve Spor
Bakanlığı bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Bakanlık
bünyesinde olup hasılatı Bakanlık bütçesinin tam 4 katı
olan bir kurumu konuşmak istiyorum, Spor Toto Teşkilatını
konuşmak istiyorum. Arkadaşlar, spor deyip aldanmayın, asıl
cıdık burada. Tüm spor kamuoyunun ve siyaset kurumunun dikkatini
buraya çekmek istiyorum. Bugünkü parayla tam 70 milyar lira, eski parayla 70
katrilyon lira, kayıt dışı ve denetimsiz bir şekilde
buradan dağıtılıyor. Peki, neden burası seçilmiş?
Çünkü Spor Toto Teşkilat Başkanlığı 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi değil,
tıpkı Varlık Fonu gibi; haksız ödemeler var,
kayıtsız ödemeler var. Sayıştay raporunun 16ncı
sayfasında, spor federasyonları, spor kulüpleri, belediyeler, iller,
hatta okullar arasında ayrımcılık
yapıldığı açık bir şekilde ifade edilmiş.
Geçmişte FETÖyle ilişkisi saptanan birçok kuruma para transferi
olmuş ki bunlar hâlen araştırılmamıştır,
bugün de benzer yapılara kaynak aktarımı devam etmektedir.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Sen o kurumların listesini ver; her
seferinde aynı yalanı söylüyorsun, o kurumların listesini ver.
Yalancı!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Soruyoruz: Sayıştay raporundaki 103 milyon hangi dernek ve
vakıflara ödenmiştir? Cevap yok.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Yalancısın yalancı, büyük
yalancısın! (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Bakan
Sayın Bakan
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Konuşmayın oradan, böyle bir usul yok.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Sayın Bakan Komisyonda da aynısını yaptı. Biz
saatlerdir onu dinliyoruz ama burada beş dakika konuşmamıza
müsaade etmiyor, biz saatlerdir dinliyoruz, Komisyonda da aynısı
oldu. Sizi saygıya davet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Meclisi bile karıştırıyorsunuz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Bakan, çık cevap ver, ayıp ediyorsun,
bir daha yapma!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Meclisi bile karıştırdınız,
haddinizi bilin!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Sayın Vekilim, ben ne yaptım?
Ayıp ediyorsun.
BAŞKAN Sayın
Bakan
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Vakıflara
Sayın
Başkanım, süreme ilave eder misiniz.
Vakıflara para
aktarmanın her çeşidi var
(CHP ve AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Adıgüzel, müsaade eder misin.
Lütfen, oturun
arkadaşlar.
Sayın Bakan, buradaki
bütün arkadaşlar milletvekili, halk tarafından seçilen insanlar.
Onlara Yalancısınız. diye hitap etme lüksünüz yok, böyle bir
hitap tarzında bulanamazsınız, kimden olursa olsun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Devam edelim lütfen.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Şimdi, Sayın Bakan Komisyonda da aynısı yaptı,
saatlerce onu dinliyoruz, beş dakika konuşmamıza müsaade
etmiyor. Bunun sebebini, ben, konuşmama ara verip hemen söylemek
istiyorum, bilmeyenleriniz vardır: Saraydaki tek damat Berat değil,
Sayın Kasapoğlu da damat kontenjanındandır ama
Kasapoğlu bilmiyorsa öğrenecek.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Böyle kişisel, şahsi
Ayıp ya,
ayıptır ya, ayıp ayıp!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Bu tek adam devletinde, saraylarda ve koltuklarda damat kadrosundan
karşılık görmüş olabilirsin
ORHAN KIRCALI (Samsun) Bu
yaptığın ayıptır, ayıp!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
...ama bu milletin nazarında damat olmanın devlette makam sahibi
olmaya bir öncelik olduğu günler yüz sene önce, 1920de bu Meclis
açıldığında kapandı beyler, bunu da
öğreneceksiniz.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Başkan, şahsiyatla uğraşıyor burada.
Böyle bir şey olur mu ya! Böyle bir şey olmaz ya! Ayıptır
ya!
ORHAN KIRCALI (Samsun)
Ayıptır ya, ayıp!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Evet, vakıflara para aktarmanın çeşit çeşit yolları
var.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Bakana hakaret ediyorsun.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, kürsüden konuşmanın bir cümlesi, bir kelimesi dahi
duyulmuyor.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Arkadaşlar, tutanaklardan bakarsınız, cevap verirsiniz.
BAŞKAN Müsaade
ederseniz, eğer yanlış bir şey söylerse ikaz ederim ama
duymuyorum.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Bakana hakaret edildi.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Tutanaklardan bakarsınız, hakaret varsa cevap verirsiniz.
Vakıflara para aktarmanın
birçok yolu var; KYK yurtlarındaki öğrencilerin yemek öğünleri
parmak iziyle kontrol ediliyor ama cemaat yurtlarındaki öğrencilerin
yemek yiyip yemediği parmak iziyle kontrol edilmiyor, kişi
başına ödeme yapılıyor. Örneğin, cemaat yurdunda kalan
bir öğrenci misal- 1 öğün yemek yiyor ama 3 öğün parası
ödeniyor, bu şekilde 2 öğün o vakfın cebine giriyor
arkadaşlar. Çeşit çeşit, vakıflara ödemenin yolları
var.
Tüm illerde gençlik il spor
müdürlükleri TÜGVAyla ortak programlar düzenliyor, il dışına seyahatler
düzenliyor ama sporcuların yol parası deyince, konaklama deyince
para yok. Önceki yıl Ordudan Yozgata giden kadın hentbol
takımı konaklama parasından sakınmak için sabahın
köründe yola çıktı, kendi tuttukları minibüsle kaza yaptı,
2 yavrumuz vefat etti; haberiniz var mı? Spor Toto Teşkilatından
yine, Erdoğanın Okçular Vakfına 3 milyon lirayı tek
kalemde ödeyen bu Bakanlık, kendi 4/D işçilerinin mart ayından
kasım ayına kadar parasını ödemiyor; haberiniz var mı?
(CHP sıralarından alkışlar)
Spor Toto Teşkilatı
5-6 milyar reklam için para ayırmış, bazıları da
eğitim kurumlarına. Bakın, Anayasamızın 41inci ve
58inci maddelerine aykırı olarak çocuk ve gençlere bahis ve şans
oyunları reklamı mı yapıyorsunuz? Hakikaten enteresan da
bir durum var: Hem kumara karşı ahkâm keseceksin, sonra da şans
oyunlarından elde ettiğin parayı cemaat ve vakıflara
aktaracaksın, afiyetle yiyeceksin; bu nasıl bir ikiyüzlülüktür.
Ya, yayıncı
kuruluş BeIN Sportsa 300 milyon lira farkın da Spor Totodan
ödeneceğini kim söyledi? Nihat Özdemir söyledi. Ya, sen TFF
Başkanı mısın, yayıncı kuruluşun CEOsu
musun Nihat Özdemir?
Çok daha fazlası da var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayınız lütfen.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Şimdi, bu şekilde, Spor Toto Teşkilat
Başkanlığı Türk sporundaki kara kutudur, Hükûmetin örtülü
ödeneğidir. Sayın Bakan Spor Toto Teşkilatından geldi,
Bakan olduktan sonra Spor Totoyu bıraktı sanıyorsunuz değil
mi? Maalesef yanılıyorsunuz, hiç ayrılmadı ki, çünkü burada
Bakan olduktan sonra çıkarılan bir yönetmelikle Spor Toto Yönetim
Kuruluna Başkan oldu, geri kalan üyeleri de kendisi atıyor ama
kendisinin dışında kimse bilmiyor. Bu üyelerin kim olduğunu
ne Sayıştay biliyor ne biz biliyoruz, tutanaklar da ortada yok.
Spor yasasına gelince;
tüm federasyona özerklik getiren, kulüp yönetimlerine mali sorumluluk yükleyen,
adil, güvenli, rekabet güvencesi sağlayan, amatörden profesyonele futbol
ve tüm diğer spor dallarında çözümler üreten bir yasa gerekli midir?
Gereklidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyoruz Sayın Adıgüzel.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) -
Bununla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi olarak
hazırlığımız da vardır ama şu konuda
uyarıyoruz: Yeni spor kanunu getiriyoruz. diye sporu doğrudan
Bakana bağlayan, federasyonların
bağımsızlığını ortadan kaldıran,
şike ve teşviki yasalaştıran, işi fırsata çevirip
bir iş yaparsanız sizi orta ederiz. (CHP sıralarından
alkışlar) Sporda da tek adamlık yasası getirilmesine ve
spor içinde yıllardır çöreklenmiş bu kirli yapının
devamına asla müsaade etmeyeceğiz.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Adıgüzel, teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz talepleri karşılanmıştır.
Şahıslar
adına, lehinde olmak üzere, Bursa Milletvekili Sayın Ahmet
Kılıç.
Buyurun Sayın
Kılıç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET KILIÇ (Bursa)
Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin kıymetli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2022 yılı bütçe görüşmelerinin
ilk kısmı için şahsım adına lehte söz almış
bulunuyorum.
AK PARTİ iktidara
geldiği günden beri gençlerle yürümüş, enerjisini ve gücünü
gençlerden alan bir hareket olmuştur. Partimizin kuruluş
yıllarında, kiminin başörtüsü, kiminin sakalı, kiminin fikirleri
uygun görülmediği, tehlikeli sayıldığı için üniversite
kapılarından döndürülen gençler vardı; darbe heveslisi bir
üniformalı gördüğünde hemen hazır ola geçen, sözüm ona özgür
akademisyenler vardı ya hani işte, o çok özgür ve çağdaş
akademi mensuplarının mağduru gençler; hayalleri vardı
yaşayamadılar, hedefleri vardı, hedeflerinden alıkonmak
için önlerine binbir engel koyuldu. İşte o gençler, daha özgür,
gerçekten daha çağdaş bir Türkiye için partimizi destekledi. Yine
aynı gençler, AK PARTİ'yi ekonomik gelişme istediği için
destekledi. Akşam haberlerde, ödenek olmadığı için
yakıt alamayan polis aracının yolda
kaldığını gören çocuklar büyüdü ve partimize oy verdi.
Artık gençler devletlerini daha fazla zaaf içinde görmek istemiyordu;
IMF'den gelen sömürge valisi kılıklı müfettişlerin
ülkesinde yapılacak her şeye burnunu soktuğunu ve bunun
utanılası bir durum olduğunu gören gençler AK PARTİmize oy
verdi. Örnekler uzayıp gider.
Değerli milletvekilleri,
AK PARTİ iktidara gelip halkın bütün sıkıntılarını
çözmek için var gücüyle çalışırken yoluna taş koymaktan
başka bir emelleri olmayanlar bugün gençlere bambaşka hikâyeler
anlatıyor; üniversitelerde başörtülü genç kızlar da özgürce
okuyabilsin diye yapılan kanuni düzenlemeleri Anayasa Mahkemesine
taşıyanların kendisine demokrat amca dediği, türlü
şirinliklere bürünmüş sosyal medya yalanlarıyla onları
aldatmaya çalıştığı hikâyeler yani. Muhalefetin
tutumunda, AK PARTİ iktidara geldiği günden beri değişen
hiçbir şey yok; sıfır yenilik var, aynı tas, aynı hamam,
sürekli kısır tartışmalar ve yapay gündemlerle
iktidarı sıkıştırmaya çalışıyorlar. Biz
her alanda reformlar, yenilikler ve hizmetler üretirken muhalefetin de yeni bir
şeyler ürettiğini görmek isterdik ama maalesef, yine yok, yine yok.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Tarikat yurtlarına teslim ettiniz çocukları.
AHMET KILIÇ (Devamla) - Bizim
yolumuz bellidir. Biz, millete hizmet yolunda çalışmaya, kafa yormaya
devam edeceğiz.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Tarikat yurtlarında kan kusturuluyor çocuklara.
Yenilikleriniz bunlar mı?
AHMET KILIÇ (Devamla) - Bizim
derdimiz, nüfusumuzun büyük kısmını oluşturan gençlerimizin
sorunlarıyla ilgilenmek ve onlara yeni hizmetler sunmaktır.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gençleri tarikatların kucağına
bıraktınız.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Gençlerin boğazını kesiyorlar.
AHMET KILIÇ (Devamla) - Nedir
bunlar? Gençlik merkezleri, gençlerimizin her alanda kendini
geliştirebildiği birçok kurs ve eğitim imkânları
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gençlerin boğazını kestiriyorsunuz
aşçılara. Sonra Yenilik yaptık. diye de çıkıp
utanmadan konuşuyorsunuz.
AHMET KILIÇ (Devamla)
gençlerimizin mahallelerde oluşturulan spor sahalarından
faydalanmaları, şehirlerimizde inşa ettiğimiz dev spor
kompleksleri, harçların kaldırılması yoluyla eğitimde
fırsat eşitliğinin sağlanması, yeni ve modern
öğrenci yurtları, en önemlisi de kendilerine siyaset yolunda seçim
yaşının indirilmesi. Bu saydıklarım, gençlerimiz için
yaptıklarımızın sadece bir kısmı. Muhalefetin
yaptığı ise çarpık zihniyetleri doğrultusunda
gençlerimizi manipüle ederek, aynı söylem ve yalanların
değişik versiyonlarıyla onları oyalamaktır. Mecliste
artık daha genç bir kuşakla siyaset
yapıldığını görüyoruz.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Çocukları öldürdünüz. Çarpık zihniyetlilerin eline
bırakıyorsunuz çocukları.
AHMET KILIÇ (Devamla)
Sadece bunun için bile hem partime hem Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğana teşekkür ediyorum.
Yıllardır siyasetten etkilenip siyasete girme şansı olmayan
gençler, Cumhurbaşkanımızın gençlere duyduğu güvenle
onlara açtığı alan sayesinde siyasetin öznesi hâline geldi.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Evet, Z kuşağını istemiştir.
AHMET KILIÇ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, konuşmamın başında
değinmiştim, biz AK PARTİ olarak gençlerle var olduk.
Dolayısıyla, gençler bizim hem geçmişimiz hem bugünümüz hem de
geleceğimizdir. Onların talepleri bizim için her zaman önceliklidir.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Onlara iş bulmak zorunda değilsiniz(!)
AHMET KILIÇ (Devamla) Bu
sebeple, gençleri siyasetin nesnesi değil öznesi hâline getirdik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Seçilme yaşını
düşürerek gençlerimizin Parlamentoda daha çok temsil edilmesine olanak
sağladık, siyasetin her alanında onlarla yürüdük, onlara
inandık, onlara güvendik. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Ama onlar size güvenmiyorlar.
AHMET KILIÇ (Devamla)
Gençlik kollarımızın üye sayısı bugün ana muhalefetin
toplam üye sayısını geçmiş vaziyette. Bu memleketin genç
evlatlarının bize duyduğu güvenin, verdikleri desteğin en
büyük göstergesi, kanıtı budur.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gençlere iş bulmak zorunda değilsiniz, gençler
borçlarını ödeyecek ama(!)
AHMET KILIÇ (Devamla) Onlar
için projeler ürettik, ellerimizdeki imkânlar neyse onları kullanmaktan
asla vazgeçmedik.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Ama borç ödesinler.
AHMET KILIÇ (Devamla)
Gençleri ideolojik olarak yönlendirdiğimizi söyleyenler oldu, bizi
eleştirenler oldu. Bizim gençlerimize aşılamak istediğimiz
fikirler Anadolu irfanının yansımasıdır, başka bir
şey barındırmaz içinde. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Vatanını, milletini seven, bu aziz milletin
değerlerine saygılı nesiller yetiştirmek istiyoruz. Yüksek
insani değerlerle, çağın gerekleriyle donanmış,
bilimde, sporda, sanatta ileri düzeyde bir gençlik yetiştirmek istiyoruz.
Her canı aziz bilen, insana değer veren, günü geldiğinde ise
canını cennet vatanı için ortaya koymaktan çekinmeyecek bir
nesil için çabalıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
AHMET KILIÇ (Devamla)
Kısacası, gençlerimizi Türk gencine yakışır
şartlarda, onlara yakışır imkân ve olanaklar ile vatan ve
millet aşkıyla yetiştirmek için çaba gösteriyoruz.
Bu hedeflerimizden asla geri
durmayacağız çünkü Türk gençliği asla birilerinin istediği
gibi kaos ve anarşiye sürüklenmeyecek, asla bazılarının
istediği gibi terör örgütlerinin maşası olmayacaktır. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bu
topraklarda yaşayan tek bir gencimizi bile, elinden tutamaz da kaybedersek
vebalini omzumuzda hissederiz; anlayışımız budur ve
hassasiyetimiz bunun içindir.
Bu bütçe, olimpiyatlarda
yarışan sporcularımızı yetiştiren, ülkemizin dört
bir yanında gençlik merkezleri ve spor tesisleriyle gençlere dokunan
gençlik ve spor camiamızın bütçesidir. 2022 yılı bütçesi
sağladığımız ilerlemeleri daha da öteye
taşıyacak, her bir vatandaşımızın, her bir
gencimizin beklentisi, talepleri ve hayalleri doğrultusunda yeni
başarı hikâyelerimizin dayanağını
oluşturacaktır.
2022 yılı bütçemiz
hayırlı ve uğurlu olsun inşallah. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı adına Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Sayın Süreyya Sadi Bilgiç.
Buyurun Sayın Bilgiç.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerime başlarken
hepinizi saygıyla selamlıyor, çalışmalarınızda
başarılar diliyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulan 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile
2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin
görüşmelerinin ve kurumlarımızın 2022 yılı
bütçelerinin milletimize ve devletimize hayırlı olmasını
temenni ediyorum. Yoğun ve yorucu geçen bütçe görüşmelerinde canla
başla gayret gösteren siz değerli milletvekillerimize
katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyor,
kolaylıklar diliyorum.
Malumunuz olduğu üzere
2020 yılında Gazi Meclisimizin açılışının
100üncü yılını idrak etmiştik. Güzel bir tevafuk ki 2021
yılı da tarihimiz açısından son derece önem arz eden birçok
hadisenin 100üncü yıl dönümlerine rastladı. 2021 yılı da
1921 Anayasası'nın kabul edilişinin, Moskova
Antlaşmasının imzalanmasının, Antep'e gazi unvanının
verilişinin ve İstiklal Marşı'nın kabulünün 100üncü
yıl dönümleriydi. Bu özel yıl dönümlerine şahit olmak
Meclisimizin 27nci Yasama Döneminde görev alan milletvekillerine, yani bizlere
nasip oldu; hepimiz bunun haklı gururunu yaşıyoruz. Meclisimiz ve
devletimiz nice yüzyıllara güç ve kudretle ulaşsın ve ilelebet
var olsun inşallah.
Bu vesileyle, öncelikle
Meclisimizin ilk Başkanı ve kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal
Atatürk başta olmak üzere Birinci Meclisimizin merhum üyelerini,
İstiklal Mücadelemizin bütün kahramanlarını ve Rahmetirahman'a
kavuşan ecdadımızı en samimi duygularla yâd ediyorum;
ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Ayrıca, Meclisimizin
açılışından bugüne kadar bu mukaddes çatı altında
görev yapan bütün milletvekillerimizi, siyasetçilerimizi, devlet
adamlarımızı şükran ve minnetle yâd ediyorum; vefat
edenlere Cenab-ı Allah'tan rahmet, hayatta olanlara da sıhhat, afiyet
ve uzun ömürler diliyorum.
Sayın milletvekilleri,
değerli milletvekili arkadaşlarımız; kürsüye çıkan
hatipler, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma düzenine ve bütçe
hakkı gereği denetim hakkına ilişkin pek çok eleştiri
getirdiler. Ben bu eleştirilere, özellikle hemen hemen bütün
konuşmacıların dile getirmiş olduğu işte
yetkilerin kuşa çevrildiği, yazılı soru önergelerine
cevapların verilmediği, denetim imkânının ortadan
kaldırıldığı iddialarına -ki 27nci Döneme de
vurgu yaparak ve bunun yeni Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemiyle gelişen bir durum olduğunu ifade ederek birtakım
söylemlerde bulundular ama- müsaade ederlerse geçmişle mukayese ederek de
bu rakamları bir kere sizinle birinci ağızdan paylaşmak
istiyorum çünkü mesela, dün baktığımızda, Genel Başkan
Sayın Kılıçdaroğlu çıktığında 27.323
soruya cevap verilmediğini söyledi; bugün gene, çıkan başka bir
hatip arkadaşımız bunun
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Genel Başkanın kastettiği o, süresi geçtikten
sonra.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) -
18.891 soru
önergesi henüz cevaplanmamıştır. Bütün bu oranlara
baktığımızda şu an yüzde 64,63 oranına
gelmiştir. Ben 22nci Dönemden itibaren bu oranları paylaşmak
istiyorum ki dediğim gibi 56.891 önerge geldi. Mesela 22nci Dönemde
yazılı soru önergesi 23.360, cevaplanma oranı yüzde 62,8.
23üncü Dönemde 21.220, cevaplanma oranı yüzde 85 olmuş ama o döneme
baktığınızda da 1.668 tanesinin iade edildiğini
görüyoruz. 24üncü Dönemde yüzde 60, 25inci Dönemde yüzde 6,1 -çok kısa
bir dönemdi- 26ncı Dönemde bu oranın ise yüzde 45,4te kaldığını
görüyoruz. Yani Meclis Başkanlığı olarak bu önergelerin
zamanında cevaplanması noktasında hakikaten hassasiyetle
üzerinde durulmuş, defaatle de CumhurBaşkanı
Yardımcısı nezdinde de bakanlıklarımıza bununla
ilgili olarak Meclis Başkanlığımız tarafından
yazılar gönderilmiştir.
GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Cevapların niteliği nedir Sayın Başkan?
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) - Evet,
cevapların içeriğini ya da niteliğini tartışmak
noktasında Anayasanın Meclis Başkanlığına
vermiş olduğu bir görev yoktur. Herhâlde sizler de milletvekilleri
olarak Meclis Başkanlık Divanının, Meclis
Başkanının Anayasanın dışına çıkarak
bir hüküm tesis etmesini arzu etmezsiniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Vallahi bizim sorularımıza sansür yapıyorsunuz.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Evet,
teşekkür ediyorum.
Ben aslında şunu
söyleyeceğim: Hepimiz Meclisin hukukunu korumak zorundayız.
Şimdi yani hepimizin sahip çıkması gereken yer Meclis. Burada
eski Meclis Başkanlarımıza tahsis edilen araçlar ve irtibat
ofisleriyle ilgili bir konu gündeme geldi ama bunu gündeme getirirken ve
eleştirirken devletin bütününe bakmanız lazım. Bu ülkede eski
Başbakanların hepsine bu imkânlar sağlanıyor mu? Eski
Cumhurbaşkanlarına sağlanıyor mu? Onun dışında
eski Anayasa Mahkemesi Başkanlarına bu imkânlar sağlanıyor
mu? Sayıştayına, Danıştayına sağlanıyor
mu? Genelkurmay Başkanlarına, kuvvet komutanlarına, bu devlet
kritik yerlerde görev yapanlara bu imkânı vermiyor mu? O zaman Meclis
Başkanlarımıza da eski Meclis Başkanlarına da bu
hakların verilmesinden daha doğal ne olabilir ki? Bu da kimsenin
kafasından yaptığı bir şey değil. Bakın, 31
Mart 2000 tarihli Başkanlık Divanı kararıyla araç ve
şoför tahsis edilmesine karar veriliyor; 31 Mart 2000 tarihinden
bahsediyorum. Sonra 22 Ocak 2014 tarihinde eski Meclis Başkanlarına
irtibat bürosu olarak kullanabilecekleri bir mekânın tahsisine
ilişkin bir Başkanlık Divanı kararı var ve
Başkanlık Divanındaki temsilcisi olan bütün siyasi partilerin
milletvekillerinin de bunun altında imzası var. 6 Nisan 2015 tarihli
ve 99 sayılı Kararıyla da yine, Başkanlık
Divanı, Meclis Başkanlarına 3 personele kadar personel verilmesi
imkânı sağlanmış. Bunu yurt dışındaki
parlamentolarla mukayese ettiğimizde de Almanya'sından
İspanya'sına, Belçikasından Portekizine pek çok ülkede bu imkânların
Meclis Başkanlarına sağlanmış olduğunu hep
beraber görüyoruz. Yani bununla ilgili olarak da Meclisimizin
Araştırma Merkezinin yayımlamış olduğu Şubat
2016 tarihli bir rapor da vardır, isteyen milletvekillerimize de tabii ki
memnuniyetle bunu ulaştırırız.
AK PARTİ Grup
Başkanı Sayın İsmet Yılmaz Bey'e değinildi. Yani
Grup Başkanı olduktan sonra Meclis tarafından Sayın
Başkana 1 adet araç tahsis edilmiştir ve bununla ilgili olarak zaten
ilgili düzenleme geçmişte yapılmıştı ve Genel
Başkan olarak Mecliste temsil edilmeyen Grup Başkanlarımıza
Meclis tarafından araç tahsisi yapılmaktadır ve Sayın
Yılmaz'a da önceki görevleri nedeniyle ilave olarak kullanmış
olduğu başka da bir araç tahsisi söz konusu değildir.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Millî Savunma Bakanlığının aracı iade mi edildi?
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Tabii ki
Mecliste aslında Türkiye'deki personel rejiminden kaynaklanan
birtakım yaralar var, Meclis personelimizle ilgili ifade ettikleriniz var,
milletvekili danışmanlarıyla ilgili söylediklerimiz var. Çok
kısa şunu yapmak istiyorum, ki o tarihte yani 2011 senesinde Meclisin
Teşkilat Kanunu yapılırken de ben Alt Komisyon Başkanı
olarak o kanunun çalışmaları içerisinde bulundum. Bu
milletvekillerine danışmanlar verilirken zaten ücretleri
yukarıda belirlenerek kıdem tazminatı almamaları zaten
öngörülmüştü çünkü ne kadar süreyle milletvekilleriyle
çalışacağını bilmiyorsunuz.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Zincirleme on yıl çalışıyorlar,
kıdem tazminatı alamıyorlar Sayın Başkan.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Orada da
Sayın Toğrulun ifadesinde her yıl sonu onların
sözleşmelerinin bittiği gibi bir ifade vardı. Hayır,
milletvekilliği dönemi boyunca bu devam ediyor. Her ne zaman eğer
milletvekili aynı personelle çalışmaya devam etmediği
takdirde bir bildirimde bulunuyorsa o zaman o sözleşmesi iptal ediliyor,
yoksa her sene bir sözleşmenin yenilenmesi söz konusu değil. Sadece
bilgi olarak paylaşıyorum: Yani Meclisin kadrosunda şef
unvanında bir memur bugün 6.203 lira maaş alırken biz birinci
danışmanımıza 10.945 lira ödüyoruz. Sadece bu farkı
telafi etmek adına yapılmış bir işlemdir. Bir memur
5.802 lira alırken ikinci danışman bugün 9.565 lira alıyor.
Bir hizmetli 5.063 lira alırken bizim ilave yardımcı
personelimiz 8.252 lira ücret alıyor.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Net ellerine geçen nedir Başkan?
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Müsaade
ederseniz ben bitireyim, sonra tekrar konuşalım.
Biz Başkanlık
Divanı olarak da Başkanlık Divanının ve
Başkanlık makamının yetki ve kapsamında olan bütün
konularda her türlü sosyal haklarda, çalışanlarımızın
sosyal haklarında iyileştirme yapılması noktasında
bütün gayreti gösterdik. Gene tüm kamu kurumlarında olduğu gibi bir
de bizde de 4/A kadrolu, 4/B sözleşmeli, 4/D sürekli işçi kadrosu
olmak üzere değişik statüde personel istihdamı
yapılıyor ama kısa kısa; mesela sürekli işçilerdeki
ücret dengesizliğini gidermek amacıyla 820 işçinin bütün
ücretleri eşitlenmiştir. Bu dönemde yapılmıştır
ve en düşük ücret alan bir işçimizin de ücretine yüzde 54,90
oranında bir zam, iyileştirme sağlanmıştır, bir
artış sağlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Sayın
Başkan, bir dakika rica edeceğim.
Gene öğle
yemeğinden yararlanamayan milletvekili personeli, sürekli işçiler,
stajyerler vardı, Koruma Daire Başkanlığında
çalışan polislerimiz vardı -sizler de biliyorsunuz-
bunların da eşit şartlarda yemek yeme imkânları
sağlandı. Nöbete kalan personele akşam yemeği
uygulamasına geçildi. Giyim yardımları 2 kat
artırılarak 5.183 lira olarak uygulandı. Yani hepsiyle ilgili
olarak yapılmış düzenlemeler var.
Müsaade ederseniz ben bir iki
konuyu da Sayıştaya ayırmak istiyorum çünkü Sayıştay, bütçe
hakkı gereği Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan
bir kurum ama üzülerek izliyorum ki çıkan
konuşmacılarımız, milletvekillerimiz hakikaten
Sayıştayın bütün dünyadaki sayıştaylarla, audit
courtlarla mukayese ettiğinizde ne kadar başarılı ve ne
kadar geniş kapsamlı bir denetim yapmış olduğunu
gözden kaçırıyor. Öncelikle 2003 yılında çıkan 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, arkasından 6085
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Son bir dakika
daha
BAŞKAN Meclis
olduğu için bir dakika daha verelim. Bu bizim bütçemiz.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla)
sayılı Sayıştay Kanunu çıktıktan sonra 2013
yılından itibaren -eskiden Meclise sadece ve sadece genel uygunluk
bildirimi, genel değerleme raporu, mali istatistikleri değerleme
raporu ve sadece faaliyet genel raporu, değerlendirme raporu gelirken-
2013 yılı Eylül ayından itibaren bütün diğer
kurumların da denetim raporları Meclisimize gelir hâle geldi
arkadaşlar ve taslak raporlar üzerinden bir denetim değil, tamamen
INTOSAI standartlarında bir denetim süreci Sayıştayda
işlemektedir. Taslak raporu gelir yani denetçinin raporu gelir, öncelikle
bir rapor kuruluna girer. Burada savunmalar istenir yani kurumlara yazılar
yazılır. Bu geldikten sonra ilgili dairesine gönderilir. İlgili
dairesi raporunu verdikten sonra tekrar bu Rapor Değerlendirme Kurulunda
değerlendirilir, ondan sonra da onların değerlendirmeleri sonucunda
da Denetim Kurulu tekrar bu raporu sonuna kadar oluşturur ve toplamda
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Devamla) Çok özür
diliyorum, hemen bitiriyorum.
Yani
baktığınızda da bizim önümüze gelen 2020 yılıyla
ilgili olarak 508 tane kurum denetlenmiştir. Bunlardan 194 tanesini ve
diğer 4 taneyle beraber 198 tanesi ilgili yer olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisine sevk edilmiştir. Mahallî idarelerle ilgili olanlar, 30
büyükşehir, diğer iller, özel idareler, bunlarla ilgili olanlar da
hepsi kendi Meclislerine gönderilmiştir denetimi yapılmak üzere. Bu
çerçevede de yani bizim adımıza millet hakkına, bütçe hakkı
adına bu denetimleri yapan Sayıştayımıza bizlerin mutlak
suretle daha saygılı yaklaşmamız gerektiğini
düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bilgiç.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Cihazlar çalışmıyor, bu cihazlar bozuk. Bunlara
boşuna para vermişsiniz, eskiler daha iyiydi.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Meclis Başkanı konuşmama binaen bu araçların
Yargıtayın, Danıştayın, Sayıştayın,
diğer kurumların başkanlarına verildiğini söyledi. Tüm
imtiyazlara karşı, bu tüm imtiyazların
kaldırılması lazım, bu israftır.
TBMM BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Bu başka
bir yaklaşımdır.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Anayasa Mahkemesine de verilmişse, Sayıştaya da
verilmişse, Yargıtaya da verilmişse, yine eski Başkanlara
da
Hepsi kaldırılsın, doğrusu bu.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Mahmut Bey. Bunu kürsüden söylemiştiniz, teşekkür ediyorum.
Evet, birleşime
yarım saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati:19.16
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 19.50
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Yürütme adına ilk söz
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmeze ait.
Buyurun Sayın Dönmez.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ Gazi Meclisimizin
Sayın Başkanı ve değerli milletvekilleri, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Teklifinin müzakerelerini yapmak üzere toplanmış
bulunuyoruz. Bu müzakereler esnasında katkı sağlayan tüm
değerli milletvekillerimize teşekkürlerimi sunuyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kalkınmanın, ulusal güvenliğin ve
refahın sağlanmasında temel unsur enerji ve madenciliktir.
Enerji ve tabii kaynakları verimli ve çevreye duyarlı bir
şekilde değerlendirerek ülke refahına en yüksek katkı
sağlama misyonumuz kapsamında belirlediğimiz, enerjide ve tabii
kaynaklarda güvenli bir gelecek vizyonumuz doğrultusunda uygulamaya
geçirdiğimiz politikalarımızı sadece bugünün
ihtiyaçlarını karşılamak için değil bizden sonraki
nesillerin karşılarına çıkacak muhtemel sorunları da
şimdiden çözme gayesi içinde, çalışmalarımızı
tempoyu sürekli artırarak devam ettiriyoruz.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı olarak omzumuzdaki sorumluluğun ve bu dönemde
tarihin bize yüklediği misyonun farkındayız ve gereğini
yapmak için hiçbir fedakârlıktan da kaçınmıyoruz. Bu
doğrultuda İki günü eşit olan ziyandadır. sözünü
kendimize şiar edinerek, bir önceki günden daha fazla çalışarak,
gelişerek ve üreterek devletimize ve aziz milletimize büyük bir aşkla
hizmet ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz.
Sektörde meydana gelen
küresel ve teknolojik gelişmelerden enerji fiyatlarına ve çevreye
kadar birçok konuda geleceğe yönelik planlamalarımıza
paydaşlarımızın da görüşlerini alarak yön veriyor,
enerji ve madencilik politikalarımızı Millî Enerji ve Maden
Stratejisi kapsamında ve yeşil kalkınma öncelikli bir
stratejiyle ele alıyor, çalışmalarımızı finansal
ve politik sürdürülebilirlik ile katılımcılık ilkeleri
doğrultusunda inşa ediyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; elektrik talebi 2002-2019 yılları
arasında dünyada yıllık ortalama yüzde 3,2; üyesi olduğumuz
OECD ülkelerindeyse yüzde 0,8; Avrupa bölgelerindeyse yüzde 0,6 artış
gösterirken ülkemizde bu artış yıllık ortalama yüzde 5,6
olarak gerçekleşmiş olup bu yıl ise elektrik talebindeki
artışın yüzde 8ler mertebesinde gerçekleşmesini
bekliyoruz. Artan elektrik talebinin kısıntı ya da kesinti olmadan
karşılanması için attığımız
adımların neticesinde hem kurulu güçte hem de üretimde çok iyi bir
seviyeyi yakalamış olup bu sayede elektrikte arz güvenliği riski
gündemimizden çıkartılmıştır. Yerli ve yenilenebilir
enerji kaynaklarına duyduğumuz pozitif ayrımcılık
neticesinde, elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının payında önemli artış
sağlanmış ve tarihî rekorlara imza
atılmıştır.
Millî enerji ve maden
politikasının uygulamaya konulduğu 2017 yılından beri
devreye alınan 24.718 megavat kurulu gücün yüzde 74,2sini, son iki
yılda ise devreye alınan santrallerin neredeyse tamamını
yenilenebilir enerji kaynakları santralleri oluşturmaktadır.
Böylelikle, ülkemiz yenilenebilir enerji kaynaklı kurulu güçte dünyada
12nci, Avrupada ise 5inci sıraya yükselmiştir. Sadece 2020
yılında devreye aldığımız yenilenebilir enerji
kurulu gücü 24 Avrupa ülkesinin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden
fazladır. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Bugün yenilenebilir enerji kurulu gücümüz 52.930 megavat
değeriyle toplam kurulu gücümüzün yüzde 53lük kısmını
oluşturmaktadır. Bu yıl sonunda ise toplam kurulu gücümüzün 100
bin megavat sınırını aşmasını öngörüyoruz.
Geldiğimiz noktanın daha net anlaşılması adına;
2020 yılında sadece yenilenebilir enerjiden üretilen elektrik
miktarı 2002 yılındaki toplam elektrik üretimini geçmiştir.
Son yirmi yılda kendi suyumuzdan, rüzgârımızdan,
güneşimizden, jeotermal ve biyo kaynaklarımızdan elde
ettiğimiz enerjiyi yaklaşık 3,7 katına çıkarttık.
Bu yılki su seviyesinde yaşanan ciddi düşüşe rağmen
2021 yılı ilk on ayında üretilen 275 milyar kilovatsaat
elektriğin yaklaşık yüzde 52si yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarından gerçekleşmiştir. Yerli ve yenilenebilir enerji
payındaki bu ciddi artışlar sayesinde hem arz güvenliği
güvence altına alınmış hem de cari açığa olumlu
katkı sağlanmıştır. Sadece bir fikir olması
açısından söyleyeyim: Her yüzde 1lik enerji üretimindeki payı
yerlileştirdiğimizde tam 250 milyon dolarlık dövizin yurt
dışına gitmesine engel olmuş oluyoruz. Ayrıca,
yenilenebilir enerji kaynaklarının daha etkin ve verimli bir
şekilde kullanılması amacıyla yarışmaları
yapılan toplam 4.000 megavatlık güneş ve rüzgâr YEKA projeleri
ile yarışma ilanlarına çıkılan ve önümüzdeki dönemde başvuruları
alınacak olan 4.500 megavat toplam kapasiteye sahip 3 YEKA projesiyle
birlikte 8.500 megavatlık YEKA portföyünü oluşturmuş
olacağız.
Elektrik
altyapımızın geliştirilmesi ve modernize edilmesine yönelik
çalışmalar kapsamında elektrik dağıtım şirketleri
tarafından 2021 yılı Eylül ayı TÜFEsine göre 2006-2020
yılları arasındaki on beş yıllık dönemde toplam
87 milyar liralık yatırım yapılmış olup 2021-2025
yıllarını kapsayacak önümüzdeki beş yıllık
dördüncü uygulama döneminde ise 78 milyar liralık bir şebeke
yatırımı yapmayı planladık. İletim tarafında
ise 2021-2023 yıllarını kapsayan altıncı uygulama
döneminde yine, 2021 yılı Eylül ayı TÜFEsine göre 20 milyar
liralık yatırım gerçekleştirilecektir.
Bu arada bazı sayın
vekillerimiz TEİAŞın özelleştirilmesine ilişkin
burada görüşlerini ve eleştirilerini ifade ettiler. Daha önce Plan ve
Bütçe Komisyonunda da gündeme gelmişti, basına da biz bu konudaki
yaklaşımımızı söyledik. Buradaki özelleştirme bir
blok satış değil halka arz şeklinde olacak. Dolayısıyla,
sermayenin tabana yayılması açısından yönetim ve denetim
hakkı tamamen devlette kalacak şekilde bir özelleştirmeden
bahsediyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Öyle başlıyor, sonu kötü geliyor.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Ayrıca
elektrikli araç şarj istasyonu altyapısına ilişkin
düzenlememiz de Meclisimizde kabul edilmiş olup bu mevzuatın hayata
geçmesiyle birlikte bu alanda yatırımların önü açılacak.
Yerli elektrikli otomobil TOGGun üretim bandından inmeden şarj
altyapısını hazır etmeyi hedefliyoruz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; petrol ve doğal gaz
ithalatımızın yüksek olduğu düşünüldüğünde
hidrokarbon arz güvenliğimizin sağlanması yeni kaynak ve
güzergâhlarla birlikte enerji sepetindeki yerli üretim oranının artırılmasına
bağlıdır. Bu kapsamda, petrol ve doğal gaz
arayıcılığında paradigma değişikliğine
gittik. Piyasa fiyatının oldukça altında bedellerle satın
aldığımız derin deniz sondaj gemilerimiz ve sismik
araştırma gemilerimizden oluşan filomuzla mavi vatanın her
karışını tek tek arıyoruz. Sismik araştırma
gemilerimiz marifetiyle belirlenen lokasyonlarda sondaj gemilerimizle bugüne
kadar toplam 15 derin deniz sondajı yapılmış olup bir
sondajaysa hâlihazırda Karadenizde devam edilmektedir. Yapılan bu
yoğun arama çalışmalarının sonucunda Karadeniz'in
Sakarya havzasında 540 milyar metreküplük tarihimizdeki en büyük
doğal gaz keşfini gerçekleştirdik. Bu keşfin 2023
yılında vatandaşlarımızın kullanımına
sunulması için de çalışmalarımızı
planladığımız takvime uygun olarak yapmaktayız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu kapsamda, gaz
sahamızda mühendislik çalışmaları tamamlanmış
olup 2022 yılının baharında Karadeniz'in tabanına boruları
yerleştirerek ilk kaynağı yapacağız. Ayrıca, 2022
yılı içinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama
operasyonlarını bitirmeyi planlıyoruz. 2023 yılı
içerisinde tamamlanması beklenen ilk fazda 10 kuyu açılarak günlük 10
milyon metreküp doğal gaz taşınacak olup 2nci fazda
yapılacak çalışmalarla yaklaşık 40 üretim kuyusuna
ulaşılarak günlük 40 milyon metreküp doğal gazın iletim
sistemimize aktarılması sağlanacaktır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sakarya sahasındaki
doğal gaz keşfi 2020 yılında denizlerde yapılan
dünyadaki en büyük keşif olarak kayıtlara geçmiştir. Ancak
bununla yetinmeyip yeni hidrokarbon keşiflerine milletimiz adına imza
atmayı arzu ediyoruz. Karadeniz'deki keşif, var olan arama
motivasyonumuzu en üst düzeye taşımış olup yeni rezervlerin
ortaya çıkarılmasına yönelik çabalarımızı da
artırmıştır; her zaman dediğimiz gibi, varsa
bulacağız. Bu doğrultuda, kendi sınıfında
dünyadaki 5 sondaj gemisinden 1i olan, en son teknolojiyle
donatılmış 7nci nesil ve ilk defa bizim
kullanacağımız 4üncü sondaj gemimizi de önümüzdeki
yılın haziran ayında filomuza katmayı hedefliyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu yeni geminin
önümüzdeki yılın ortalarından itibaren sondaj faaliyetlerine
başlamasını bekliyoruz. Güçlendirdiğimiz arama filomuzla
enerji bağımsızlığımızı sağlamak
adına milletimize verecek yeni müjdeler için de gün sayıyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Doğal gazda arz
güvenliğini tahkim etmek için 2 yer altı doğal gaz ve yer üstü
LNG tesislerinin toplam depolama kapasitesini 4,7 milyar metreküpe
ulaştırdık. Kapasite artırma çalışmaları
devam eden 2 yer altı doğal gaz depomuzun 2023 yılında
tamamlanmasıyla birlikte toplam ulusal doğal gaz depolama kapasitemiz
yaklaşık 11 milyar metreküpe ulaşacaktır; bir başka
deyişle, yıllık tüketimimizin yaklaşık yüzde 20sini
depolayabileceğiz. Ayrıca, yapılan doğal gaz altyapı geliştirme
çalışmalarıyla toplam giriş kapasitemiz 362 milyon
metreküpe çıkarılmış olup bu giriş kapasitesi günlük
ulusal tüketim talebinin tarihî zirvesi olan 280 milyon metreküpün neredeyse
yüzde 30u kadar üzerinde bir seviyededir. Bu oran doğal gaz altyapımızı
ne derece güçlendirdiğimizi ortaya koyan önemli bir göstergedir.
Doğal gaz tedarikinde
sadece boru hatlarına ve birkaç ülkeye bağımlı
kalınması önemli riskler barındırmaktadır. Bu
risklerin bertarafı için doğal gaz giriş noktalarının
hem doğal gaz türü hem de kaynak ülke olarak çeşitlendirilmesi
gerekmektedir. Bundan yirmi yıl önce 2 tanesi boru hattı olmak üzere
sadece 3 adet giriş noktamız bulunmaktaydı. 2002den sonra ise
enerjinin her alanında olduğu gibi bu alanda da ülkemize önemli
kazanımlar sağladık. Bugün 6 tanesi boru hattı olmak üzere
giriş noktası sayısını 12ye çıkarmış
durumdayız. Yaptığımız yatırımlar sayesinde
tek ithalat kaynağına bağımlılık seviyesi de
önemli oranda aşağı çekilmiştir. Doğal gaz
ithalatında 2002 yılında tek ülkeye bağımlılık
oranı yüzde 68 iken bu oran 2020 yılında yüzde 33 mertebesine
gerilemiştir.
Ayrıca, LNG formunda
gazın da gemilerle getirilip ulusal iletim sistemimize enjeksiyonuna
yönelik altyapı ve giriş noktaları devreye
alınmış olup spot piyasalardaki fırsatların da
değerlendirilmesi sağlanmıştır. Bu kapsamda, mülkiyeti
kamuya ait olan ilk yüzer LNG depolama ve yeniden gazlaştırma gemimiz
olan Ertuğrul Gazi gemisi de yine bildiğiniz gibi bu yıl içerisinde
işletmeye alınmıştır. Bütün bu gayretin,
çalışmanın ve yatırımın tek gayesi, mümkün olan
her bir vatandaşımıza ve sanayicimize doğal gazı
kesintisiz, kaliteli ve makul fiyatla ulaştırmaktır. Bu gayret
neticesinde 2002de sadece 5 ilimize sağlanan doğal gaz bugün 81
ilimizin hepsine ve 615 yerleşim birimine ulaştırılmış
olup ülkemiz nüfusunun yaklaşık yüzde 80i doğal gaza
erişebilir hâle gelmiştir.
Ayrıca, Plan ve Bütçe
Komisyonunda müjdesini verdiğimiz 2021-2026 yatırım döneminde
367 yerleşim yerine daha doğal gazı ulaştırmayı
hedefliyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bazı ülkelerde nükleer güç santrallerinin
kapatılacağı gündeme taşınmaktadır. Nitekim bugün
bazı hatiplerden bu yönde sözleri de işittik ancak dünya genelinde bu
santrallerin mevcut durumuna baktığımızda 442 reaktör
işletmede olup, 51 yeni reaktörün inşası da devam etmektedir.
Avrupa'da şu an yaşanan enerji krizi nükleer enerjiye
bakışı değiştirmiş olup, elektrik üretiminin
yüzde 71ini nükleer enerjiden sağlayan Fransa'da enerji
bağımsızlıklarını sağlamak, elektrik
arzlarını garanti altına almak ve sıfır karbon
hedeflerine ulaşmak için yeni nükleer güç santralleri kurulacağı
da açıklanmıştır.
Türkiye olarak enerji arz
güvenliğimizin tahkimi ve üretim portföyündeki çeşitliliğin
arttırılması için 1965 yılından beri kurulmaya
çalışılan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen Akkuyu Nükleer
Güç Santrali'nin inşasına 2018 yılında
başlanmış olup ilk ünitesinin 2023te, diğer ünitelerin ise
birer yıl arayla 2026 yılına kadar devreye alınması
planlanmaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projemiz konusunda da halkımız müsterih
olsun çünkü bu santral 9 şiddetindeki depreme, uçak çarpmasına,
tsunami, olağan dışı fırtınalara karşı
dayanıklı şekilde inşa edilmekte olup bu şartlar
altında dahi faaliyetine devam edebilecektir. Tüm bunların yanı
sıra, nükleer güç santralleri karbonsuz enerji üretimi
yaptıkları için iklim değişikliğiyle mücadelede de
önemli rol üstlenmektedirler. Bu bağlamda, enerji üretim kaynaklı
karbon salımı azaltımı hedefimize ulaşmada önemli
katkı sunacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projemizle yıllık
yaklaşık 7 milyar metreküp daha az doğal gaz ithal edecek olup
bunun yanında yıllık 35 milyon ton karbondioksit salımı
engellenebilecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemizi sadece enerjinin transfer edildiği
yer olarak değil, enerji fiyatlarının oluştuğu,
rekabete dayalı serbest piyasa şartlarında piyasa
oyuncularının bir araya geldiği, gelişmiş enerji ve
piyasa altyapısına sahip bir enerji merkezi hâline getirmeyi
planlıyoruz. Enerji sektörünün ve piyasalarının
geliştirilmesi doğrultusunda piyasalardaki gerginliğin ve
esnekliğin artırılması, fiyat belirsizliklerinden
kaynaklı risklerin ortadan kaldırılması amacıyla
günlük işlemlerin yanında yıllık, çeyreklik ve aylık
vadelerle fiziksel teslimatlı elektrik ticaretine imkân veren Vadeli
Elektrik Piyasasını 1 Haziran 2021 tarihinde, Vadeli Doğal Gaz
Piyasasını ise 1 Ekim 2021 tarihinde devreye aldık. Ayrıca,
tedarik edilen enerjinin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğinin
belgelenmesini sağlayan Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi 1
Haziran 2021de devreye alınmıştır. YEK-G diye
adlandırdığımız bu sistem sayesinde, ihracat
yaptığımız ülkeler tarafından gündeme getirilebilecek
olan karbon sınır vergileri konusunda da ülkemize önemli avantajlar
sağlanacaktır.
Sayın Başkan,
saygıdeğer hazırun; küresel çapta artan enerji fiyatlarına
rağmen vatandaşlarımızın bu artışlardan en
az şekilde etkilenmesi için elimizden gelen tüm gayreti göstermekteyiz.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Yüzde 100 zam yaptınız, onu da söyleyin.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Bu amaçla,
enerji fiyatlarına yönelik sağlanan devlet desteğiyle
vatandaşlarımızın cebinden yaklaşık 150 milyar
liranın çıkması önlenmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Ne kadar zam yaptınız, onu da söyleyin; yüzde 100 zam
yaptınız.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sayın Bakan, elektriğe üç yılda yüzde 122 zam
yaptınız.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Doğal gaz
faturalarında dörtte 3lük yani yüzde 76lık kısmını,
elektrik faturalarında ise yüzde 50lik, yarıya yakın
kısmını Hükûmetimiz hazine kaynaklarından karşılamaktadır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Kurdan
gelen artışlar sizin beceriniz!
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Üç yılda yüzde 122 zam yaptınız Sayın
Bakan, üç yılda yüzde 122.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Ayrıca,
elektrik faturalarındaki TRT ve enerji fonunu da kaldırarak vatandaşlarımıza
yıllık yaklaşık 3 milyar liralık bir destek daha
vermiş olacağız.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) 1 lira, 1 lira.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) 1,5 lira.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Yine, önümüzdeki
yıl itibarıyla uygulamaya koymayı hedeflediğimiz kademeli
tarife uygulamasıyla evindeki elektriği az tüketen
vatandaşlarımız daha az bedel ödeyeceklerdir.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Daha az değil, normal.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Bu sayede meskenlerde
elektrik kullanımında tasarruf miktarı da artmış
olacaktır.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Zam yapmanın başka bir modeli bu Sayın Bakan,
zam yapmanın başka bir modelini söylüyorsunuz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Bununla
birlikte, dar gelirli vatandaşlarımıza aylık 150
kilovatsaate kadar elektrik tüketim desteği devletimiz tarafından
sağlanmaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sokak lambalarını bile söndürüyorsunuz yarım saat
önce.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Bu kapsamda, bu
yıl 2,4 milyon haneye elektrik tüketimi desteği
sağlanmış olup uygulamanın başladığı 1
Mart 2019 tarihinden itibaren yaklaşık 6 milyar liralık kaynak
bu vatandaşlarımıza tahsis edilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 150 kilovatsaate kadar olan elektrik
tüketiminin tamamını devletimiz karşılıyor. 2021
yılında ısınma desteği olarak 1 milyon 622 bin ton
kömür dar gelirli 1 milyon 808 bin 219 aileye ücretsiz olarak dağıtıldı.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Sabit saat uygulamasından vazgeçecek misiniz Sayın
Bakan?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Son yirmi
yılda dar gelirli vatandaşlarımıza bedelsiz olarak
ulaştırılan kömürün mali karşılığı da
bugünkü fiyatlarla 29,4 milyar liradır.
Akaryakıt
fiyatlarına bakacak olursak
Ülkemiz, Avrupa Birliği ülkeleri içinde
ÖTVnin sıfırlanmasından önce dahi akaryakıttan en az vergi
alan 7nci ülke konumunda iken eşelmobil uygulamasıyla
sıfırlanan ÖTVyle akaryakıtta KDV hariç vergi almayan tek ülke
hâline gelmiş bulunmaktayız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Akaryakıttaki artış ne oldu? Petrol
fiyatları
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Söz konusu AB
ülkelerinde alınan vergi oranları, akaryakıttan alınan
vergi oranları yüzde 42 ile yüzde 60 arasında değişirken
ülkemizde bu oran sadece yüzde 15,2dir.
MEHMET RUŞTU
TİRYAKİ (Batman) Mazotun ne kadarı vergi Sayın Bakan?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Alınan bu
önlemler sayesinde Avrupa'da vatandaşlarına
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Benzin fiyatları ne oldu Sayın Bakan? Benzin
fiyatlarına bir katkısı var mı?
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Mazota bir yılda ne kadar zam yapıldı onu
anlatın
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Buyurun Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Şimdi akaryakıtı
söyledik, en ucuz olduğumuzu söyledik. Elektrik ve gazla ilgili
olanları da söyleyeceğim. (CHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Mazota ne kadar zam yaptınız?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Alınan bu
önlemler sayesinde Avrupa'da vatandaşlarına konutlarda en ucuz
doğal gaz sunan ülkenin Türkiye olduğunu
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Dolar bazında mı?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla)
elektrikte ise
en ucuz 2nci ülke konumunda olduğumuzu ifade etmek isterim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Vatandaş Türk lirasıyla maaş alıyor,
dolarla kıyaslıyorsunuz!
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Vatandaş tezek yakıyor Sayın Bakan, kömür bile
alamıyor, kömür bile alamıyor.
ERHAN USTA (Samsun)
Kişi başı gelir
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Tezek yakıyor vatandaş.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Sayın
milletvekilleri, bakın, bu petrol ve doğal gazı
uluslararası piyasalardan alırken Siz Türkiyesiniz. diye bize
farklı fiyat uygulamıyorlar.
ERHAN USTA (Samsun)
Kişi başı gelir ne kadar?
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Asgari ücret dolarla değil ama!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Afrikadan da
alsanız, Amerikadan da almış olsanız aynı fiyatı
ödüyorsunuz.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Asgari ücretten
Niye hep aynı şeyden bahsediyorsunuz?
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Asgari ücret dolarla değil!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Devletimiz,
Hükûmetimiz, bu maliyeti kendi üstüne çekti ve bugün sıralamalara
baktığınızda Avrupanın en ucuz enerji kullanan
ülkelerinden biri olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Türk lirasıyla asgari ücret alan bir ülkeyiz ama bütün
zamlar dolarla oluyor.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) - Zamlar
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Paris Anlaşması
kapsamında ulusal katkı beyanlarıyla ülkeler yol
haritalarını çizmektedir.
Katkı
beyanlarının temel noktası hedeflenen sera gazı emisyon
azaltımı olduğu için enerji sektöründe yenilenebilir kaynaklardan,
karbonsuz üretim yapan nükleer enerjiden ve her sektörde enerji
verimliliğinden maksimum düzeyde fayda sağlanması çerçevesindeki
politikalarımıza daha güçlü bir şekilde devam edeceğimizi
belirtmek isterim.
Biraz önce hatip Sayın
Bakan doğal gazı kısın. diyor. dedi. Çarpıtma
olduğunu kendisi de biliyor. Plan Bütçe Komisyonunda 47 milletvekilimiz
söz aldı ve sorular yöneltti. Biliyorsunuz, sonunda da yaklaşık
otuz ila kırk dakikalık cevaplama hakkım var.
Gruplandırdım, 10 değişik konuda milletvekillerimiz bize
soru yöneltmişti. İlk soru, enerji fiyatlarındaki
artışın nedeniydi. Biraz önce burada ifade ettiğim gibi
orada da rakamlarıyla ortaya koydum. Sanırım aradan üç dört soru
geçtikten sonra bir başka milletvekilimizin Enerji verimliliği konusunda
Bakanlığımız ne yapıyor? sorusuna cevap verirken de
Cumhurbaşkanlığı tasarruf genelgesi kapsamında
önümüzdeki üç yıl içerisinde, 2023e kadar yüzde 15lik bir tasarruf
hedeflendiğini, vatandaşlarımıza örnek olmak adına
kamu kurumlarının da bu anlamda bu uygulamayı yapması
gerektiğini ve bunun da tasarruf genelgesine konu olduğunu söyledim.
(CHP ve HDP sıralarından gürültüler) Bununla birlikte,
vatandaşlarımızın da tutum ve davranışlarıyla
enerjiyi daha verimli kullanabileceğini de ifade etmiştim.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) İşte, aynı şey. Lafı döndürüp
arkalarından
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Burada da
tekrarlıyorum: Yüzde 1lik bir dereceyle yüzde 7lik bir tasarruf
imkânı olduğunu söyledim.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Yine aynı şeyi söylemiş oluyorsunuz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Aradan iki gün
geçti, o gün orada milletvekillerimizin hiçbirisi tepki vermedi. Enerji ve
altyapıdan sorumlu Sayın CHP Genel Başkan
Yardımcımız da oradaydı, kendisi de tepki vermedi çünkü
normalde soruların ve cevapların akışı oydu. Aradan
bir gün geçti -1 Aralıkta yaptık- 2 Aralıkta herhangi bir tepki
yok, ne sosyal medyada ne gazetelerde ama 2 Aralıkta sözcünüz bir
manşet attı, dedi ki: Biz Bakana enerji fiyatlarını
sorduk, o da Kaloriferleri kısın. dedi. Cımbızlama
yapmıştı.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) İşleri o, işleri çarpıtmak onların!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Ben o gün de
söyledim, bugün de söylüyorum; cımbız siyasetinin size de kimseye de
faydası yok. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Bugüne kadar hiçbir Bakan Enerjiyi verimsiz
kullanın. demedi; benden öncekiler de demedi, ben de demiyorum, benden
sonra gelecekler de demeyecek. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) - İşleri çarpıtmak!
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Doğal gazı, elektriği kesilen
vatandaşı sarayın kapısına
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Çarpıtmak, çarpıtmak işiniz; doğruları
dinleyin bakın, doğruları.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Sayın
Başkan, kıymetli milletvekilleri; salgın döneminde önemi çok net
anlaşılan hususlardan biri de sanayi sektörünün ham maddeye
erişimi ve bu alandaki arz güvenliğidir. Malumunuz olduğu üzere
madencilik sektörü, sanayinin üretim için ihtiyaç duyduğu ham maddeyi
sağlamaktadır. Uluslararası tedarik zincirlerinin bozulduğu
salgın ve benzeri dönemlerde millî sanayinin ayakta tutulması için
yurt içindeki madencilik sektörünün üretim gücüyle doğru
orantılı olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim. Yerin
üstündeki kaynaklarımız kadar yer altı zenginliklerimizin de
değerlendirilmesi, ham madde arz güvenliğimizin sağlanması
açısından büyük önem arz etmektedir. Bilindiği üzere ülkemiz,
yer altı potansiyeli açısından oldukça zengin bir
konumdadır. Bizlere düşen görev ise bu maden
kaynaklarımızı uluslararası standartlarda çevreye uyumlu ve
güvenli bir şekilde ekonomimize kazandırmaktır.
Gerçekleştirdiğimiz çalışmalar neticesinde yerin üstünü ve
altını karadan, havadan ve denizden en ince
ayrıntısına kadar inceleme imkânlarına sahip hâle geldik.
Karadan jeolojik haritalama, jeokimya, arama, araştırma ve detay
etütler, havadan uydu görüntüleriyle uzaktan algılama, uçaklarla manyetik
ve radyometrik yöntemlerle jeofizik etütler, denizlerde ise araştırma
gemilerimizle deniz jeolojisi ve sismik araştırma yapabilir hâle
geldik.
Bu kapsamda, sahip
olduğumuz maden kaynaklarımızı ortaya çıkarmak için
ülke genelinde yürütülen yoğun çalışmalar neticesinde
MTA'nın kurulduğu 1935 yılından 2002 sonuna kadar
altmış yedi yılda yapılan toplam sondaj miktarı sadece
3,7 milyon metreyken 2003 yılından günümüze kadar on dokuz yılda
toplam 7,9 milyon metre sondaj yapılmıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) - Sayın Bakan, sondajla övüneceğinize işsiz jeoloji
mühendislerini istihdam etseniz bu kadar sondaja gerek olmaz, bu kadar sondaja
gerek olmaz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) - Yapılan
yoğun arama çalışmaları neticesinde MTA tarafından
birçok maden türünde çok büyük rezervlerin keşfi yapılmış
olup bunların ekonomimize kazandırılması
sağlanmaktadır.
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Sondaj sayısıyla, metrajıyla övünülmez.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Ülkenin yarısını maden sahası yaptınız, maden
sahası!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) - Bu azimli
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Ülkenin yarısından fazlasını maden sahası yaptınız!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Dinle, dinle!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) - Bir dinle,
dinle; anlatıyoruz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Neyi anlatıyorsun?
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Anlamazsın sen, anlamazsın bizi!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Yarısından fazlasını maden sahası
yaptınız!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Sayın Bakanım,
Genel Kurula hitap edin.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) - Bu azimli
çalışmalarla birlikte gayri safi yurtiçi hasıla içindeki
madenciliğin payı yirmi yıl önce 2,95 milyar lirayla yüzde 0,8
iken bu oran 2020 yılında 60 milyar lirayla yüzde 1,17 olarak
gerçekleşmiştir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Burada Alamos Goldun miktarı ne?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Devam Sayın Bakanım, devam edin.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Tahakkuk eden
devlet hakkı ise yirmi yıl içinde 52 katına çıkarak 2020
yılında 2,35 milyar liraya yükselmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Alamos Gold, Alamos Gold
Alamos Goldun buradaki miktarı ne? Alamos
Gold
Kanadalı şirket
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
Buyurun.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Madencilikte bu
atılım sayesinde 2002 yılında yaklaşık 700 milyon
dolar olan maden ihracatımızın
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Kaz Dağları
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla)
bu yıl
sonuna kadar 6 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Alamos Gold, Alamos Gold
Kaz Dağları, Kaz Dağları...
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Özellikle önemli
ithalat kalemlerimizden biri olan altın için yeni sahaların
keşfedilerek üretime geçilmesi amacıyla çalışmalar
yürütüyoruz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Üretime kim geçiyor, Kanadalı şirketler mi?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Bravo! Bravo!
BAŞKAN Sayın Bak,
Sayın Bakanın motivasyonunu bozuyorsunuz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla)
Bu kapsamda, 2020
yılında 42 ton olan rekor altın üretimi yapılarak
ekonomimize 2,5 milyar dolarlık bir katkı
sağlanmıştır. Asıl hedefimiz yıllık 100 ton
altın üretim seviyesine ulaşarak önemli bir cari açık olan bu
kalemi en aza indirmektir.
Madenciliği diğer
sektörlerle karşılaştırdığımızda
iş güvenliği açısından daha riskli bir iş kolu
olduğu görülmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Ya, ülkenin yarısından fazlasını maden sahası
yaptınız, maden sahası. Ülkenin yarısından
fazlasını maden sahası yaptınız.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) İki dakika
alabilir miyim?
BAŞKAN Sayın
Bakan, son kez uzatıyorum bir dakika.
Buyurun.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Bu nedenle,
maden işletmelerinin sürekli olarak denetlenmesi, makine ve
ekipmanların çağın getirdiği teknolojik imkânlar
kapsamında standardı aşması önem arz etmektedir.
Denetimlerimize aralıksız olarak devam etmekteyiz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Sayın Bakan, sosyal yardımlaşma... Kim veriyor
kömürleri? Kimin firması o?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Son olarak,
Bakanlığımız, kalkınma planı ve diğer üst
politikalar belgelerinde de yer alan politika ve hedefler doğrultusunda
kamu kaynağının mümkün olduğunca etkili, ekonomik ve
verimli şekilde kullanılmasını sağlayarak enerji ve
tabii kaynaklar alanındaki çalışmalarını yürütmeye
devam edecektir.
Bakanlığımız
2020 yılı bütçesi ödeneği toplam 3,64 milyar olup bu
tutarın 3,54 milyar lirası harcanmış, kalan 98,6 milyon
lira ödenek de yıl sonunda iptal edilmiştir. Oluşan bu kesin
hesap rakamlarına bağlı olarak 2020 yılı bütçe
gerçekleştirme oranı yüzde 97dir.
Bakanlığımız
merkez teşkilatı için 2022 yılı bütçe teklifi 5,33 milyar
lira olup MTA, MAPEG, TENMAK, EPDK ve NDKyla birlikte teklif edilen toplam
bütçe 7,71 milyar liradır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, teşekkür ediyoruz.
Sadece selamlama için
mikrofonunuzu açıyorum Sayın Bakan, selamlayın lütfen.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Sayın Bakan, bırak hikâyeyi!
BAŞKAN Sayın
Aygun
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Ülkenin kalan ormanlarını maden işletmelerine peşkeş
çektiniz!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla) Sözlerime son
verirken, beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür eder...
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Sabırla dinlemiyoruz! Ormanları, maden sahalarını
birisine peşkeş çektiniz, peşkeş!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ (Devamla)
2022
yılı bütçesinin milletimiz, devletimiz ve
Bakanlığımız için hayırlara vesile olmasını
diler, Meclisimizi saygıyla selamlarım. Enerjiniz bol,
geleceğiniz aydınlık olsun. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Hadi bakalım! Millî enerji, millî teknoloji, devam!
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Ya, Osman, yeter ya!
BAŞKAN Sayın Bak
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Osman, slogan atma, yeter ya!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ne var ya?
BAŞKAN Bakanların
motivasyonunu bozuyorsun.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Motive ediyorum. Ağabey enerji dolu ya, enerji dolu, enerji! Enerji dolu!
BAŞKAN Lütfen, lütfen
Gençlik ve Spor Bakanı
Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu konuşacaktır.
Buyurun Sayın
Kasapoğlu. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığımızın
bütçesi için huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, bu yüce çatı
altındaki tüm değerli milletvekillerimizi ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün, bu yüce
çatı altında fikir beyan eden, katkıda bulunan tüm
milletvekillerimize teşekkür ediyorum. 2022 yılı bütçe
görüşmelerinin Gençlik ve Spor Bakanlığımız, ülkemiz
ve aziz milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Evet, bütçe görüşmeleri
esnasında Antalyadan gelen elim bir olayın haberini aldık. Ben
öncelikli olarak bu elim hadisede hayatını kaybeden genç
kardeşimize Allahtan rahmet niyaz ediyorum, değerli ailesine
başsağlığı diliyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Katledildi Sayın Bakan, katledildi.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Sorumluluk duyuyor musunuz Sayın Bakan?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Konuyu Antalya Valimizle
görüştüm, olayın gerçekleştiği mahallin bir özel
işletme ya da bir dernek ya da vakfa ait yurt olmadığı
bilgisine ulaştım.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) İsmini verdik ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Konu, şu an için
savcılığın yakın takibinde, Emniyetin takibinde,
bizler de hassasiyetle takip edeceğiz. Gencimize bir kez daha rahmet
diliyorum.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Sayın Bakanım, madem değil, yurdun adı ne?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Devam et Sayın Bakanım, devam et.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Lütfen yurdun adını söyleyin.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Hiçbir hadiseyi kirli siyasetiniz
için istismar etmeyin. Burada üzücü bir olay var, takip edelim,
aydınlatalım.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Kirli siyaset o çocukları oraya mahkûm edendir, kirli
siyaset odur.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Sorumlusunuz yirmi yıldır.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Çok değerli milletvekilleri,
malumunuz, iki yıldır tüm dünya bir pandemiyle mücadele ediyor. Bu
süreç tüm hayatı etkilediği gibi, gençlik ve spor alanındaki pek
çok faaliyeti de etkiledi. Bizler bu sürecin kolaylıkla
atlatılması noktasında Bakanlık olarak yeni stratejiler
ortaya koyduk, yeni planlamalar hayata geçirdik. Ülke olarak tüm alanlarda
olduğu gibi, gençlik ve spor alanında da uyguladığımız
proaktif politikalarla bu süreci şükürler olsun ki başarıyla
yönettik. Sürdürülebilir ve katılımcı stratejilerimizle, tüm
çalışmalarımızla ve yatırımlarımızla
kalkınma mücadelemize devam ettik.
Katılımcılık,
Bakanlık olarak en önemli pusulamız. Bu çerçevede, tüm
paydaşlarımızla sıkı bir iş birliği hâlinde
olduk. Bizim odağımız gençler, gençleri duymak, gençleri
dinlemek, gençleri anlamak ve onlarla birlikte bu yolu yürümek.
Amacımız, gençlerimizin ve sporcularımızın hem
bugünlerini hem yarınlarını onlar için güçlü ve
donanımlı kılmak, 84 milyonun kadınıyla erkeğiyle
tamamının spora erişimini güçlü kılmak. Bu yolda var
gücümüzle çalışmaya da devam edeceğiz.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ya, park bile yok park!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; Tokyo 2020 Olimpiyatlarını ve
Paralimpik Oyunlarını geride bıraktık. Bu süreçteki
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Sayın Örs sabahleyin bahsetti, Trabzonda millet bahçesi
yapmışsınız.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Rahatsız mı oldun
olimpiyatlar deyince, rahatsız mı oldun? Gurur duy. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
Öncelikli olarak, tüm
Parlamentomuza hiçbir ayrım gözetmeksizin bu süreçteki destekleri,
katkıları için ve bu heyecanı bizlerle
paylaştıkları için teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Hatırlarsınız,
geçtiğimiz yıl 2021 için Madalyalar yılı olacak.
demiştim ve hamdolsun bu amacı, bu hedefi
Birbirinden değerli
sporcularımız hem olimpiyatlarda hem paralimpik oyunlarda
adlarını tarihe yazarak, ilkleri gerçekleştirerek bizlere
mutluluğu yaşattılar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ben tüm Parlamentoyu bu kahramanları, birbirinden
değerli yıldızları alkışlamaya davet ediyorum,
buyurun. (AK PARTİ, MHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Siz de alkışlayın,
alkışlasanıza. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Şova gerek yok! Şovmenlik yapıyorsunuz.
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Şov yapma Sayın Bakan, şov yapma.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Alkışlasanıza. (CHP
ve HDP sıralarından gürültüler; AK PARTİ sıralarından
Kocaman Bakan konuşuyor, ayıptır ayıp. sesi) Bu sevinç
hepimizin, bu sevinç hepimizin. İstiklal Marşımız,
şanlı bayrağımız, bu gurur hepimizin.
Evet, değerli
milletvekilleri, Tokyoya çok genç ve çok dinamik bir ekiple katıldık
ve yine, Tokyoya tarihin en çok kadın sporcusuyla katıldık,
kadınlarımızla gurur duyuyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler) Kadınlarımız
tarih yazdılar. Kadın odaklı spor demiştik, hamdolsun onda
da başarılıyız. Kadınıyla, erkeğiyle tüm
sporcularımız, paralimpik sporcularımız bizlere büyük bir
gururu yaşattılar ve sporcularımızı sadece bu gururu
yaşattıkları için değil, sonraki nesiller, birbirinden
değerli, kıymetli yeni nesiller için de birer rol model
oldukları için canıgönülden tebrik ediyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Amigo sanki ya, amigo! Amigo gibi insanları
alkışa davet ediyor ya! Amigo musun sen!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Amigo, biz seyircilerin değiliz!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Onların izinden gelecek nice
sporcularla bu ülkenin evlatları, Anadolunun çocukları bütün dünyada
İstiklal Marşımızı söyletmeye, şanlı ay
yıldızımızı dalgalandırmaya devam edecekler.
Gurur duyuyoruz onlarla. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Bakan değil, amigo!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Şov yapıyor! Şova devam!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Elbette bu başarılar
tesadüf değil, hiçbir şey tesadüf değil.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Başarı var değil mi!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Marifet iltifata tabi. Elbette gurur
duyacağız ve bu süreçleri destekleyeceğiz. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Millî Takım küme düştü, küme! Senin döneminde küme
düştü!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
.
Sayın Aydoğan,
lütfen, sayın hatibi dinleyelim.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Başkanım, Millî Takım küme düştü, bu
Bakanın döneminde düştü.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Başkan, şov yapıyor,
konuşmuyor ki! Şov yapıyor!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bu sürece nasıl
gelindiğine baktığımızda bir özveri görürsünüz, bir
kararlılık görürsünüz, bir geniş vizyon görürsünüz.
Biliyorsunuz, Bakanlık
olarak sadece performans odaklı değil, her yaştan
vatandaşımızın, kadınıyla erkeğiyle, tüm
tesislere rahatlıkla erişimini, spor kültürünün güçlenmesini önemli
bir öncelik olarak görüyoruz.
Değerli arkadaşlar,
her alanda olduğu gibi sporda da bir devrim var, bir destan var.
İşte, bunun dönüm noktası da Sayın
Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanıyken başlatmış olduğu spor
tesisleşmesidir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Bravo(!) Bravo(!)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Komisyon toplantısında bir
sayın milletvekili eleştiride bulunmuştu tesislerimize dair,
bunları birer beton yığını olarak gördüğünü ifade
etmişti, bu kadar tesisin gereksiz olduğunu ifade etmişti.
MAHİR POLAT (İzmir)
İstanbula ihanet ettiniz, ihanet!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, bizler bugün tüm dünyada
birbirinden değerli sporcularımızla -sadece bir branşta
değil, birkaç branşta değil, pek çok branşta- bir destan
yazıyorsak işte bu güçlü altyapı sayesindedir. (CHP
sıralarından gürültüler) Bingölden Erzuruma, Erzurumdan Vana,
Trabzona, Diyarbakıra, Tekirdağa, Bursaya, Batmana kadar tüm
Türkiyede her konuda dünyaya meydan okuyan mükemmel bir tesis
altyapımız var. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu tesisler 84 milyon içindir, bu ülkenin tüm
evlatları içindir. (CHP sıralarından gürültüler) Sadece bugüne değil,
yarınlara yapılmış yatırımdır bunlar. Bu
ülkenin insanına verdiğimiz değerin göstergesidir; bu ülkenin
kadınlarına, bu ülkenin gençlerine, bu ülkenin engelli bireylerine
verdiğimiz değerin göstergesidir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 84 milyonun her biri bizim için
ayrı ayrı değerlidir, başımızın
tacıdır, başımızın tacı. Futboluyla,
basketboluyla, voleyboluyla, tenis kortlarıyla, yüzme havuzlarıyla
her bir tesis 7/24 bu ülkenin tüm vatandaşlarının emrine
amadedir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Bizim politikamız, bizim siyasetimiz insanların
hayırlısı insana faydalı olan
anlayışıdır. Bizim siyasetimizde iki günü eşit olan
ziyandadır, ziyanda.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Sizin Cengize faydanız var, Cengiz İnşaata.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Biz Havuzlarımızda yüzme
bilmeyen kalmasın. dedik, pandemiye rağmen 3 milyondan fazla
insanımıza yüzme öğrettik ve bu projemiz hızla devam
ediyor. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler) Basketbol, voleybol,
diğer alanlarda, her alanda güçlü bir şekilde spor mücadelemize devam
edeceğiz. Tesisleşmemiz bir yandan tüm hızıyla devam
ediyor; işte geçtiğimiz hafta Türkiyenin en modern, Avrupanın
5inci olimpik yüzme havuzunu Gaziantepte hizmete açtık,
hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) İzmirde geçtiğimiz hafta
Alsancak Mustafa Denizli Stadını hizmete açtık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Pandemide tüm dünya dururken biz
durmadık, ürettik; işte onları birer birer hizmete
açıyoruz.
İşte, bu 2 tesis
bile yirmi yıl önceki Türkiyede aylarca konuşulur, yıllarca da
inşaatı devam ederdi ama biz AK PARTİ olarak, Recep Tayyip
Erdoğanın liderliğinde, size rağmen üretmeye devam
edeceğiz, inşa etmeye devam edeceğiz, ihya etmeye devam
edeceğiz. Milletimiz için, sizler için üreteceğiz. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Siz memleketi tükettiniz ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Evet, olimpiyat hazırlık
merkezlerimiz bir yandan, sporcu eğitim merkezlerimiz bir yandan
sporcularımızın gelişimine devam edecekler.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gençlerin geleceğini tükettiniz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Eğitim mi, spor mu? ikilemini
millî sporcu bursumuzla tamamen ortadan kaldırdık. Bu projemiz
hızlı bir şekilde devam ediyor. 2023 hedeflerimize, 2053
hedeflerimize, Allaha şükürler olsun, tam gaz devam ediyoruz ve bir
yandan da illerimizdeki yatırımlarımız en hızlı
şekilde devam ediyor.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Boğaziçi öğrencileri sizi görüyor, Boğaziçi öğrencileri!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - İşte, az önce Sayın
Adıgüzel, Sayın Ordu Milletvekili
Maalesef zamanımızı
tüketeceğiz ama zaman en önemli varlık. Kendisinin ipe sapa gelmez
ifadelerini ben Komisyonda cevaplamıştım ama maalesef sizlerin
değerli zamanını da almak zorundayım.
MAHİR POLAT (İzmir)
Hop hop!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Çünkü Spor Toto
teşkilatıyla ilgili ifadeleri, anlamsız ifadeleri,
açıkçası birbirinden kopuk ifadeleri, benim bu süreci anlatmamı
gerekli kılıyor, defaatle anlatmamı gerekli kılıyor.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Demagoji yapma, demagoji yapma!
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Spor Totonun Yönetim Kurulu Başkanı değil
misin?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - İşte, ülkemizde
yaklaşık 10 milyar liraya yakın yaptığımız
tesislerdir o bahsettiğiniz, karakutu dediğiniz. Onun 200
milyonundan fazlası da Ordu ilinedir, sizin ilinize; hayırlı
uğurlu olsun, Orduya helalühoş olsun. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Siz isteseniz de istemeseniz de
Türkiyenin dört bir tarafını ihya etmeye; tesislerimizle, gençlik
merkezlerimizle, yurtlarımızla, kamplarımızla, projelerimizle
desteklemeye devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Ben, bu tür ithamları, bu tür iftiraları
aziz milletin kıymetli vicdanına havale ediyorum; milletimiz her
şeyin en iyisini, en güzelini zamanı geldiğinde
cevaplayacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
Sokaklardan istifa sesleri yükseliyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Evet, gençler için gençlerle
birlikte çalışıyoruz. Tüm politikalarımızı
gençlerimizin varlığıyla, onların
katılımıyla, gençlerimizi merkeze alarak gerçekleştiriyoruz.
Gençlik merkezlerimizle, genç ofislerimizle, gençlik kamplarımızla
yedi gün yirmi dört saat sosyal, kültürel, sportif, eğitsel faaliyetlerle
gençlerimizin yanındayız ve faaliyetlerimizi de gençlerimize sorarak,
onların katılımını esas alarak belirliyoruz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Boğaziçi, Boğaziçi
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Dil eğitimleri, kişisel
gelişim, teknoloji çalışmaları, sınavlara
hazırlık eğitimleri, Deneyap Atölyeleri bunlardan birkaç tanesi.
İnşallah en kısa zamanda bu süreçteki
başarılarımızı da yine perçinleyerek artırmaya
devam edeceğiz.
Bakınız, gençlik
merkezlerimizin her geçen gün sayısı artıyor. İşte,
sadece bugün 5 gençlik merkezini envanterimize kattık. Ağrı
Eleşkirt Gençlik Merkezi, Siirt Eruh Gençlik Merkezi, Ankara Mamak Gençlik
Merkezi, Uşak Sivaslı Gençlik Merkezi, Tunceli Ovacık Gençlik
Merkezi; 393 tane gençlik merkezimiz oldu, hamdolsun, hayırlı
uğurlu olsun. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) 2019 yılını Gönüllülük Yılı ilan
etmiştik. Pırıl pırıl bir genç neslimiz var; her
birinin gönlü birbirinden zengin, birbirinden geniş, birbirinden kocaman
gönüllü gençler.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Boğaziçilileri tutukladınız.
ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne)
Yüzde 70i kaçmak istiyor, onu ne yapacaksınız?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) İşte o gençler gönüllülük
çalışmalarımıza büyük bir ivme kazandırdılar. Hem
altyapıyla hem akademik destekle, YÖKle birlikte olsun, diğer
kurumlarla iş birlikleriyle olsun, gönüllülük
çalışmalarımızı daha kurumsal hâle getiriyoruz.
Ve ben buradan bir
teşekkürü, bir şükranı ifade etmek istiyorum.
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Sayın Cumhurbaşkanına et teşekkürü.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Ülkemizin bu yıl
yaşamış olduğu depremler, yangınlar ve sel
felaketlerinde görev alan, özveriyle çalışan tüm gençlerimize, gönlü
geniş, gönlü zengin gençlerimize buradan selamlarımı
gönderiyorum, onları alınlarından öpüyorum. Sağ olsunlar,
var olsunlar! (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP ve
HDP sıralarından gürültüler)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Boğaziçi gençleri sizi hep protesto ediyor, protesto! Boğaziçi
gençleri size hesap soruyor hesap!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Evet, Limitless Makers
Programı
Birbirinden özgün projeler devreye alıyoruz. Sistem
mühendisliği, yenilenebilir enerji, uzay teknolojileri, nanoteknoloji,
yapay zekâ, nörobilim ve genetik gibi alanlarda bir eğitim süreci
başlattık. İthal spor malzemelerinin yerlileştirilmesiyle
ilgili TÜBİTAKla çalışmalarımız var, yerli spor
ürünlerimizin sayısını artırıyoruz. TÜBİTAKla
bir teknogirişim çalışmamız var. BİGG SPOR
Ödülleriyle spor girişimciliğini özendiriyoruz, spor teknolojilerini
güçlendiriyoruz, paydaşlarımızla sıkı bir
iletişim hâlindeyiz. Ve yine spor araştırmaları
kapsamında önemli bir çağrıya çıktık; spor bilimleri
fakültelerini, onların değerli akademisyenlerini süreçlere
kattık.
Bakın, bizim
politikamızda katılımcılık var,
katılımcılık sonucu oluşan bir sinerji var ve onun
neticesinde de hamdolsun ki bereketli ürünler var, başarılar var,
sonuçlar var. Bu bir gurur tablosudur, bu tablo tarihe geçen bir tablodur ve
biz, inşallah, bu tabloyu daha da güçlendirecek şekilde, yine el
birliğiyle daha yukarılara taşıyacağız.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Bugün tarihe geçti Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Proaktif politikalarımız
var, bu politikalarımızın temelinde bilimsellik var. Hayat
Becerileri Programımız yine bunlardan bir tanesi, bu program
çerçevesinde 500 binden fazla gencimize ulaşacağız ve yine
gençlerin istihdamıyla ilgili olarak -bunu da özellikle müjdelemek
istiyorum- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte
Çalışan ve Üreten Gençler Programıyla 2022 yılında 60
bin gencimizi istihdamla buluşturuyoruz, onun da hayırlı
olmasını diliyorum; tüm illerimizde harekete geçen bir program. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) İstihdam, istihdam
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Değerli Zamanlar Eğitim
Programıyla, Anadolu'nun çeşitli il ve ilçelerinde isteyen her
gencimize aynı anda bir spor ve bir sanat dalında ücretsiz
eğitim sunuyoruz. Müzik aletinden spor malzemesine kadar ihtiyaç duyulan
her malzemeyi gençlerimize sağlıyoruz.
Değerli milletvekilleri
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Spor kulüpleri bizden malzeme istiyor, amatör spor kulüpleri.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Tabii ki amatör sporlar, hepsi bizim
göz bebeğimiz, onları birlikte büyüttük, birlikte
güçlendireceğiz.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Bakan
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Sayın Niğde Milletvekilim,
bak, Niğde'ye geldim, Niğdeyle ilgili spor
yatırımlarını konuştuk seni orada göremedim maalesef.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Bizden istiyor
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Az önce 25 yaşında bir HDP
milletvekilini dinledik.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Bakan, engelliler
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Kendisi milletvekili seçildiğinde
22 yaşındaymış.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Amatör spor kulüplerine yardım edin.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Henüz 22 yaşında
milletvekili seçilmiş Sayın Dersim Dağ.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Kimin sayesinde?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Kimin sayesinde? Recep Tayyip
Erdoğan sayesinde. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; HDP sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Atatürkün sayesinde, Atatürkün!
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Hadi oradan!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Halk sayesinde!
GÜLÜSTAN
KOÇYİĞİT KILIÇ (Muş) Anayasa
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Şimdi, bir de bizi milletin
iradesini yok saymakla suçluyor. Bakın şuna, bakın, milletin
iradesini yok saymak mıdır?
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Yok sayan sensin, sen!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) 18 yaşında gençlere seçme
ve seçilme hakkını vermek milletin iradesini baş tacı
yapmaktır, gençleri göz bebeği yapmaktır, gençlere değer
vermektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
Ben gençlere verdiğiniz
değeri Diyarbakır Annelerinin göz yaşında
aramanızı tavsiye ederim
GÜLÜSTAN
KOÇYİĞİT KILIÇ (MUŞ) Tayyip Erdoğan
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gençler işsiz! Gençler geleceğini yurt
dışında arıyor. Gençler geleceğini göremiyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla)
dağlara
kaçırdığınız çocukların istikbalinde
aramanızı tavsiye ederim.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Hadi oradan, hadi oradan!
KEMAL PEKÖZ (Adana)
İndir parmağını, indir!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Evet, değerli milletvekilleri,
şimdi yurtları konuşacağız.
(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Yasama faaliyeti
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Sayın Bakan
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bak sen
İstanbul
Büyükşehir Belediyesini konuşmayacağım.
KEMAL PEKÖZ (Adana) Bana
öyle parmak işareti yapmayın!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET
MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) İstanbul Büyükşehir Belediyesini
konuşmayacağım. Onları dün Nurettin Bey anlattı, onu
konuşmayacağım.
BAŞKAN Sayın
Bakan, Genel Kurula hitap edin.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bakınız, yurtları
konuşacağız, yurtları. Algı operasyonlarına
kurban etmeye çalıştığınız yurtları
konuşacağız. İşte burada gurur tablosu; AK
PARTİnin on dokuz yılının en büyük gururu, size
rağmen yaptığımız yurtlar, 190 bin kapasiteden 750
bine çıkardığımız yurtlar ve her geçen gün
sayısını arttırıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Bugün yaşanan ne, bugün yaşanan?
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
- Hepsini Ensar kurdu, Ensar!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Gelişmiş ülkelere
bakın, hamdolsun, -İspanya'dan, Almanya'dan, Fransa'dan- hepsini
topladığımızda kamusuyla özeliyle bizim gurur tablomuz
hepsinden daha güçlü, hepsinden daha büyük. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
- Hepsini cemaat kurdu, cemaat!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) İsmailağa yurdunda,
Aladağda çocuklar öldü; unuttunuz mu Sayın Bakan?
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Öğrenciler sokakta kaldı, sokakta!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Sadece -siz konuşmayın-
son üç yılda 216 bin kapasite ekledik pandemiye rağmen ve eklemeye de
devam ediyoruz. Her bir gencimizin başımızın üstünde yeri
var, hiçbirini mağdur etmeyiz, size kurban etmeyiz, hiçbirisinin
gözyaşına müsaade etmeyiz.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Siz gençleri tarikatlara kurban ediyorsunuz, tarikatlara!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bakın, bir yurt
göstereceğim size.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gençleri tarikatlara kurban ediyorsunuz!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Burası Muğla; 4.048
kişilik yurt, 8 adet blok var, 2 adet sosyal tesis var, 24 engelli
odası var, 16 öğrenci etüt odası var, tenis kortu var, halı
sahaları var.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van)
- Sokakta olan gençlerden bahset!
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Hepiniz cemaatçisiniz, cemaatçi!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Biz bu yurdu, hamdolsun, çok
kısa bir sürede tamamladık, hizmete açtık.
Şimdi, başka bir
şey göstereceğim. Bunu görüyor musunuz? Görüyor musunuz bunu?
SALİH CORA (Trabzon)
Gözleri var, görmezler Sayın Bakan!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ensarın yurtlarını göster,
Ensarın yurtlarını!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bu, Muğla Büyükşehir
Belediyesinden istediğimiz kanalizasyon ve su altyapısını
iki yılda onların yapmaması neticesinde bizim kurduğumuz
ileri arıtma sistemi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Altyapısını da biz yaptık,
üstyapısını da biz yaptık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Gençlerimize helalühoş olsun.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Bir inşaatı bırakıp öbür inşaatı
yapıyorsunuz!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Yurt sorununa bir yılda çözüm
bulacağız. diyor; 8,5 milyon öğrenci üzerinden yurt meselesini
hesaplıyor Sayın Kılıçdaroğlu. Hesap için hesap
makinesi getirdim, biraz sonra takdim edeceğim.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Ensarcısın, Ensarcı!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) İşte, bu da menülerimiz,
yemekhanelerimiz birbirinden özel.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ensarcısınız, Ensarcı!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) İşte, Malatya İlhan
Akıncı Yurdu. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
DERSİM DAĞ
(Diyarbakır) Dışarıda 8 liraya satılan meyve suyunu
10 liraya satıyor yurtlarınız!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) İstanbul Atatürk Öğrenci
Yurdu
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şırnaktaki tenis kortlarımız
Şırnakta tenis
raketlerinin sesi var; Cudide, gençlerin sevinç çığlıkları
var, hocaların, ailelerin sevinci var. Alkışlayın, hadi
alkışlayın. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Kendini alkışlatan Bakan; sevsinler seni!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) 8,5 milyon öğrenci üzerinden
yurt hesabı yapıyorlar.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ayıp ya, ayıp, ayıp! Bir atanmış
komut veriyor, alkış yapıyorsunuz; yazıklar olsun!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Yanlış hesap
Bağdattan döner, hesap makinesini de getirdim. İşte, bu
yıl başvuran 624 bin öğrenci. Hesabınızı,
kitabınızı iyi yapın.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Size yazıklar olsun! Bir atanmış komut veriyor
size alkış yapın diye, yazık ya! Milletvekili
olduğunuzu bilin be!
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Engin Bey, ayıp ediyorsun, ayıp ama.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Eskişehir yurdumuz; bunu da bu
yıl açtık. Yunus Emre Yurdu, Yunusun yurdu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Gel, ne olursan ol yine gel. Mevlânanın
yurdu.
Evet, bakınız,
Aydında
Yine, Aydın burası, Aydın. Burası sevinç
tablosu, gurur tablosu; iftihar edin. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) İçini göster, içini! İçinin fotoğrafı yok
mu?
DERSİM DAĞ
(Diyarbakır) Yalanı, dolanı bırak!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) İşte, Muğla Turgut
Reis Yurdu, hayırlı olsun.
Bakın, burada da
başka bir tablo var, burada off-line muhalefetin tablosu var,
aradığınız numaraya ulaşılamıyor, kapsam
dışı muhalefet on dokuz yıldan beri. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP ve HDP sıralarından
gürültüler) Karşı çıkan, inkâr eden, iftira atan muhalefetin
tablosu var. ODTÜye yapmak istediğimiz yurdu iki sene önce engelleyen
tablo var burada.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Cemaat yurdu, cemaat! O yurdu cemaat kurdu, cemaat.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Ama biz Ankaramıza da
İstanbulumuza da güzel İzmirimize de, hamdolsun, son yıllarda
pek çok yurt yaptık.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sayın Bakan, Bartında 80 milyona yurt
yapıldı, 160 milyona satın aldınız, 80 milyonu kimin
cebine verdiniz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bak, sen konuştun, şimdi
ben konuşacağım, ben de sana ödül getirdim şimdi, hesap
makinesi getirdim sana Sayın Bankoğlu. Bartında tüm
öğrenciler yerleşmiş, hayırlı olsun
öğrencilerimize. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Doğru, doğru(!)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Orası her şey 5 lira pazarı mı ya? Orası
her şey 5 lira pazarı mı?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Sayın Bakan, 80 milyona yurt yapıldı, devlet 160
milyona satın aldı. Bu doğru mu yanlış mı? 80
milyona ne oldu?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Bakan
GENÇLİK VE
SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Evet, bakın,
biz hakaret etmeyiz, biz iftira atmayız, biz yalan söylemeyiz ama hiçbir
iftiraya, hiçbir algı operasyonuna ve Sayın
Cumhurbaşkanımıza attığınız iftiralara da
hiçbir şekilde müsamaha göstermeyiz; bunu böyle bilin. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sen kimsin? Ne müsamahası ya!
ALİ KENANOĞLU
(İstanbul) Limon sıkacağı nerede, limon
sıkacağı?
GENÇLİK VE
SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Ben size on-line
olmayı tavsiye ediyorum, bu off-line, çevrim dışı muhalefet
zihniyetini bir kenara bırakın, online olun ve sonra milletimizle,
gençlerimizle aynı frekansı paylaşın; bundan başka
çözüm yok. Aynı frekansta olacaksınız gençlerle, milletle, yoksa
milletimizi anlayamazsınız.
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Başka bir ülkede yaşıyorsunuz Sayın Bakan,
başka bir ülkeyi anlatıyorsunuz! Hikâye anlatıyorsun, hikâye!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Yurt bulamayanlar bizi arıyor, sizi aramıyorlar!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Ve düşünce hürriyeti, özgürlükler
Hamdolsun, bunların önünü de biz açtık.
MÜZEYYEN ŞEVKİN
(Adana) Siz gidin, Manhattanda yurt yapın, gidin!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Sizin zamanınızda
ayrımcılık vardı. Senin başın kapalı,
giremezsin. Sen geç, sen geçme, sen kal. diyorlardı.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Hadi oradan, hadi oradan!
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Evet, yalan mı, yalan mı?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Siz
ayrıştırırsınız, biz birleştiririz; siz
inkâr edersiniz, biz ihya ederiz; siz tahrip edersiniz, biz inşa ederiz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Her şey 1 milyon, her şey 1 milyon pazarı! Bakan 1
milyonculuk yapıyor!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Siz yağmaya gelmişsiniz, yağmaya;
yağmacılar sizi!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Ama çağrımız şu:
Gelin vazgeçin, bu off-line zihniyetten vazgeçin, gelin on-line olun, çevrimiçi
olun, birlikte inşa edelim; bizim hiçbir derdimiz yok. (CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Hadi be oradan!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bizim için Batman neyse İzmir
o, İzmir neyse Diyarbakır o, Diyarbakır neyse Van o,
İstanbul neyse Hakkâri o; bizim işimiz gücümüz Türkiye, bizim tek
sevdamız Türkiye, tek sevdamız. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Tek
sevdanız para sizin ya!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Ülkeyi yağmaladınız,
yağmaladınız!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Sosyal hukuk devletini AK PARTİ
iktidarları kadar güçlü bir şekilde hayata geçiren bir iktidar ve
hükûmet anlayışı olmamıştır. Yurtlarıyla,
burslarıyla, üniversiteleriyle
Bakın, Türkiyedeki kadar güçlü bir
burs altyapısı dünyanın hiçbir ülkesinde yok; bunu
göğsümüzü gererek söylüyoruz.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Bir ay geçinmesi gerek 650 lirayla, bir ay.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Türkiyedeki kadar güçlü bir kredi
altyapısı dünyanın hiçbir ülkesinde yok ve biz üniversite
harçlarını kaldırdık ya. Harçlardan bahsediyorsun, bunu da
mı bilmiyorsun?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Siz bir ay geçinebilir misiniz 650 lirayla?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Üniversite harçlarını biz
kaldırdık. Ondan da mı haberiniz yok yahu! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) İstanbulda bursları biz
başlattık, Cumhurbaşkanımız başlattı ve
Ce-Ha-Pe bursları Anayasa Mahkemesine götürerek kestirdi, bunu da
mı bilmiyorsunuz? Bunu ben biliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Ama işte o Cumhurbaşkanı iktidara geldiğinde
dünyanın en güçlü burs altyapısı sistemini kurdu, şükürler
olsun.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Bravo!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Şu an itibarıyla 650 lira
veriyoruz, onu da yükselteceğiz, gençlerimiz için her şey feda olsun.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Hangi bütçeyle?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Gençlerimiz için varız, onlar
için elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaktan da
geri durmayacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) 50 dolarla mı?
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Kredilerin faizleri ne olacak, kredilerin faizleri?
(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, hep bir ağızdan söyleyince sorduğunuz sorular
da anlaşılmıyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Geçtiğimiz hafta
açtığımız yurdun resimlerini gösterecektim ama sizi o yurda
davet ediyorum.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Her şey 1 milyon, her şey 1 milyon
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Ankarada Mamakta 4 bin
kişilik yurt açtık, kız yurdu; kızlara verdik o yurdu da
hayırlı olsun. Her birinizi oraya kahve içmeye davet ediyorum. Gelin
görün, algılarınızın ne kadar yanlış
olduğunu görün. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Evet, değerli
milletvekilleri, Türkiye'nin imkânları ve kaynakları Türkiyeye
hizmet etmek için var. İdealimiz, ufkumuz, rüyamız sadece bu aziz
ülke için, Türkiye'nin mutluluğu için, Türkiyelilerin mutluluğu için,
milletimiz için. Tek hedefimiz, tek arzumuz gençlerimizin geleceğini,
emniyet ve güven duygusuyla inşa etmek. Bizler, bu yüce Parlamentonun
iradesiyle, milletimizin bize vermiş olduğu yetkiyle bütçe
imkânlarının her bir kuruşunu bu millet için kullanıyoruz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Sayın Bakan, çocukların sırtına
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Maddi imkânların yanında
elbette her birimizin manevi sorumlukları da var. Bu sorumluluk bilinciyle
demokratik hukuk düzenimizi güçlendirmeye, milletimizin o kutlu hukukunu da
korumaya çalışıyoruz. Elbette ürettiğimiz sosyal
faydayı sadece istatistiki değerlerle ölçemeyiz.
SERPİL KEMALBAY
PEKGÖZEGÜ (İzmir) Sefalet endeksinde 1incisiniz, en üst sıradasınız.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Türkiye'nin neresine giderseniz
gidin, hiçbir belde yok ki Türkiyede
Şükürler olsun, bu bir gurur
tablosu. Ben bu gurur tablosunda emeği olan Değerli Cumhurbaşkanımıza,
Kabinemize, siz değerli Parlamentomuza ve Gençlik ve Spor
Bakanlığındaki birbirinden değerli 65 bine yakın
çalışma arkadaşlarıma, emekçilere teşekkür ediyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz, hiçbir
şekilde ayrımcılık yapmıyoruz, yapmayacağız;
bölgecilik yapmıyoruz, yapmayacağız; zümrecilik yapmıyoruz,
yapmayacağız; partizanlık yapmıyoruz,
yapmayacağız. (HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Siz de cemaatçilik yapıyorsunuz, cemaatçilik! Cemaatçilik
yapıyorsunuz!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Az olsun, küçük olsun, bizim
olsun. demedik, demeyeceğiz.
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) AK PARTİnin arka bahçesi yaptınız sporu, onu bir
anlatsana! AK PARTİnin arka bahçesi yaptınız!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Ve Türkiye'nin gençlerinin önünde
var olan engelleri, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da,
gençlerimizin önüne çıkan her bir engeli kaldırmaktan da geri
durmayacağız, beri durmayacağız. (HDP
sıralarından gürültüler)
Ve biz umudu, biz sevinci
büyütme derdindeyiz, çabasındayız; gelin, bu çabaya ortak olun. Biz
ekmeğimizi aşımızı paylaşma derdindeyiz. Her gün
milyonlarca gencimizin yüzünü güldürebildiğimiz için şükrediyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Öyle sanıyorsunuz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Bu ülkenin yüz binlerce gencine yurt
imkânı sağlıyoruz.
AYSU BANKOĞOLU
(Bartın) Gençlerin yüzde 70i mutsuz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) Gençlerin yatağını
yorganını, yastığını, nevresimini, yemeğini,
ısınmasını dert edindik; bu bizim meselemiz. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
Sizler muhalefetsiniz,
elbette muhalefet edeceksiniz ama bakın, muhalefet etmek hakikate
muhalefet etmek değildir. Bir fikirle, bir teklifle muhalefet edilir;
çamurla, iftirayla, nefret diliyle muhalefet edilmez. Çamur atarak, sabah
akşam, Sayın Cumhurbaşkanına, onun kadrolarına
Nasıl hakaret etsem? diye düşünmek bir muhalefet tarzı olamaz.
Böyle bir ruh hâliyle ayakta kalamazsınız. (CHP sıralarından
gürültüler)
Cumhurbaşkanımız
milletin iradesiyle, pek çok kez, milletin o güzel teveccühüyle iktidara
gelmiştir, o makama gelmiştir ve tüm emperyalist güçlere rağmen,
bu aziz milletin hukukunu aslanlar gibi savunmaktadır, aslanlar gibi. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Türkiye'nin
başını öne eğdirmeyen bu lidere karşı politik
olarak karşı olmak kimseyi körleştirmemeli. Tekraren söylüyorum,
muhalefet etmek Türkiyeye muhalefet etmek değildir; muhalefet, elbette,
meşru, saygın, demokratik bir katılım hakkıdır.
Gelin, Türkiyede yolunda giden, milyonların faydalandığı,
istifade ettiği eşsiz eserleri alkışlayın, takdir
edin.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Ensara ne zaman geleceksin Sayın
Bakan? Ensarı anlatmadın, Aladağı anlatmadın,
yuvaları yanan çocukları anlatmadın.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Bakan, TÜGVA, TÜGVA
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Aladağı anlat bize,
Aladağı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Elbette eleştiri kurumu
işlesin, elbette alkışlamak zorunda da değilsiniz ama iyi
olana iyi diyelim, kötü olana kötü diyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, tamamlayalım lütfen.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Anneler babalar ilk kez evlerinden
ayrılan evlatlarını bizlere gönül rahatlığıyla
emanet ediyorlar.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Süleymancıların
yurtlarını anlat, Süleymancıların yurtlarını
anlat.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Bakan Bey, TÜGVA, TÜGVA
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Demek ki bizler takdiri hak
ediyoruz.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Yoksul çocukları nasıl muhtaç
ettiğinizi anlat.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Kaldı ki bu tesislerde, bu
yurtlarda binlerce emekçi kardeşimiz gece demeden, gündüz demeden
alın terleriyle gayret gösteriyorlar. Bu ülke ve bu toplum, kamu
idaresiyle, sivil toplumuyla, yurtlarıyla, burslarıyla,
üniversiteleriyle bütün evlatlarına sahip çıkıyorlar. Lütfen,
gelin, bu güzel tabloyu birlikte büyütelim, bu güzel tabloyu
karartmayalım.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Hangi güzelliği? Ensardaki güzellik
mi?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Gençlerimiz hepimizin umudu,
hepimizin ümidi, istikbali. Bu nedenle bizler Gençlerin bütçesi gençlerde.
dedik, bütçemizi oluştururken bütçemizin adına
Katılımcı Gençlik Bütçesi adı verdik ve 2022deki
faaliyetlerimizin alt kırılımlarını,
ağırlıklı hangi projelere neyi
harcayacağımızı yine gençlerimize sorarak karar
vereceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Selamlamak için mikrofonunuzu
açıyorum, artık bitirelim.
Buyurun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Yıl boyunca da yine onlardan
aldığımız önerileri, projeleri dikkate alacağız.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
TÜGVA, TÜGVA
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Süreçlerde gençlerimizin
katılımını en ön plana alarak karar alma mekanizmalarında
da onların etkinliğini artıracağız. (HDP
sıralarından gürültüler)
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gençler geleceğini yurtdışında
arıyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU (Devamla) - Gençlerimizi güçlendirmekten
başka, onları güçlü bir geleceğe hazırlamaktan başka
bir gayemiz, bir amacımız yok.
2022 yılı, her
zaman olduğu gibi, yine dijitalleşme hamlemizin sürdüğü,
projelerimizin ve desteklerimizin arttığı, sportif
başarıların çoğaldığı ve inşasına
başlayıp milletimizle buluşturacağımız tesislerimizin
hızlı bir şekilde açıldığı yıl olacak
inşallah.
Öngörülen bütçe
ödeneğimiz 27 milyar 782 milyon 948 bin lira. Bütçemiz gençlerimizin bize
emanetidir; onu, en verimli, en hakkaniyetli şekilde
kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Bu vesileyle, bütçemizin
ülkemiz için, milletimiz için, gençlerimiz ve sporcularımız için
şimdiden hayırlı olmasını diliyor, Gazi Meclisimizin
birbirinden değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun, var olun. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN - Söz taleplerini
alacağım tek tek, önce Sayın Erhan Usta söz istedi.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkanım, niye müdahale etmiyorsunuz? Sayın Bakan o
kâğıtlarını, tablolarını niye toplamıyor!
Kavasların görevi mi o?
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Kendi koyduklarını niye
toplamıyor?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Tanal; Grup Başkan Vekilleri konuşuyor.
Lütfen, rica ediyorum
Buyurun Sayın Usta.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
6.-
Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, elektrik dağıtım
şirketlerinin faturalara yansıttığı yatırım
bedelleri ile elektrik kesintilerinin paralel bir şekilde
arttığına ve faturalara yansıtılan hizmet bedelinin
çok yüksek olduğuna ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) -
Teşekkür ederim.
Şimdi, Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji Bakanlığıyla
ve EPDK'yla ilgili bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. Biz bunu daha önce
Plan Bütçe Komisyonunda görüşmeler esnasında da Sayın Bakana ve
EPDK Başkanına ilettik fakat buna ilişkin herhangi bir
değerlendirme alamadık. Konunun önemine binaen, onlar soru-cevaba
geçmeden önce, tekrar gündeme getirmek istiyorum, sayın milletvekillerinin
de dikkatlerini arz etmek istiyorum.
Tabii, biliyorsunuz, elektrik
dağıtım şirketleri AK PARTİ hükûmetleri döneminde
özelleştirildi. Yanlış hatırlamıyorsam 21 tane
dağıtım firması var ve bunların önemli kısmı
da zaten 3 5 tane bildik şirketlere gitmiş şekilde.
Şimdi, kayıp
kaçakla ilgili sorunlara girmeyeceğim ama burada iki önemli sorun var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun)
Yatırım bedeli için bu firmalara, dağıtım
şirketlerine, faturalara yansıtılan bir bedel konuluyor,
vatandaşın ödediği faturalara. Ne için? Yatırım için.
Ama biz bakıyoruz şimdi, elektrik kesintilerinde nasıl bir
gelişim var? Elektrik kesintilerinin arttığını
görüyoruz yani verdiğimiz, devletin tahsis ettiği,
vatandaşın ödediği yatırım bedeli artıyor fakat
kesintiler de ona paralel bir şekilde artıyor; onun normalde
azalması lazım, bu birinci husus. Burada yatırım
yapılmıyor büyük ihtimal ve bunlar iyi denetlenmiyor; buna
ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadı, Sayın
Bakandan bu konuya ilişkin cevap bekliyoruz.
Daha da önemli bir konu var
Sayın Başkan. Şimdi, dağıtım şirketlerine
hizmetleri karşılığında yine faturalara
yansıtılan bir hizmet bedeli var. Bu rakamlar çok büyük rakamlar,
bunlar beş yıllık planlarla belirleniyor, beş
yıllık, EPDKden çıkıyor bunlar. Örnek olsun diye
söylüyorum, 2016-2020 yılları arasında bunlar yıllık
olarak yaklaşık 7 milyar lira. Yani 7 milyar lira, her birimiz
faturamızdan toplanan paralarla dağıtım şirketlerine
bunlar ödeniyor. Niçin ödeniyor?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) Tamam,
birkaç dakikaya ihtiyacım olacak.
Bunlar işte, abone
sayısı, trafo sayısı
BAŞKAN Sayın
Usta, son bir dakikayı veriyorum, üçüncü dakikanız
ERHAN USTA (Samsun)
İlk dakikayı konuşamadım zaten Başkanım.
BAŞKAN Öyle bir usul
yok, bakın, bunu da veriyoruz tüm Grup Başkan Vekillerine.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Az sözle çok şey anlatmayı öğrenmek lazım
Sayın Usta.
BAŞKAN Bu, kürsüde
konuşulacak bir konu yani gerçekten üç dakikada konuşulacak bir konu
değil, iyi biliyorum konuyu. Onun için kısa özetlerseniz, son bir
dakikanız...
ERHAN USTA (Samsun)
Başkanım, peki, teşekkür ederim, gerek yok o zaman.
BAŞKAN Peki.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, üç arzım var efendim.
Birinci arzım: Bugün,
Türkiyenin tüylerini diken diken eden, hepimizin kanını donduran
Antalyadaki cinayetle ilgili 60a göre pek kısa söz talep ediyorum.
İkinci arzım:
Sayın Bakan
Ben nezaketi elden bırakmamaya çalışacağım,
onun bugünkü performansını gördük, nezaketin ne kadar kıymetli
bir şey olduğunu da tekrar tekrar anladık. (CHP
sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon)
Hâlâ Nezaket. diyor ya!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Bakanın Ordu Milletvekilimizle ilgili hem
yerinden Yalancı. hakareti -ki onunla ilgili adliyede
hesaplaşırlar ama- daha sonra, kürsüden de Ordu Milletvekilimizin ipe
sapa gelmez bir konuşma yaptığını söylemek suretiyle
sataşmıştır. Bu sebeple Ordu Milletvekilimize söz
istiyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Üçüncü arzım
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) İnsanların ailesiyle ilgili
konuşursanız bu ipe sapa gelmeyen bir şeydir.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ayrıca, Sayın Bakan Size rağmen
cümlesini
kullanmak suretiyle bizim Türkiyede yapılan hizmetlere karşı
olduğumuz algısını yaratarak bir sataşmada
bulunmuştur.
SALİH CORA (Trabzon)
Kendi beyanınız var bu konuda, kendi beyanınız var bu
konuda Sayın Altay. Siz doğruyu yapsanız da biz sizi
alkışlamayız. dediniz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ayrıca, grup adına da sataşmadan söz talep
ediyorum. 60a göre olan kısmı müsaade ederseniz buradan
BAŞKAN Sayın
Altay, size hem 60a göre hem de 69a göre yerinizden vereyim, devam edin.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Olur.
BAŞKAN Yalnız, üç
dakika bu 60 ve 69, o kadar.
Buyurun.
7.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Antalya İlim ve Kültür
Derneğinin öğrenci yurdunda işlenen cinayete ve Gençlik ve Spor
Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki ve yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Mehmet Sami Tuğrul, bugün, Antalyada Sayın
Bakanın biraz önce söylediğine göre -ki devlettir inanmak
zorundayız- kaçak, 4 katlı bir binanın 3üncü ve 4üncü
katında bulunan kaçak öğrenci yurdunda çalışan, vakfa ait
yurtta mutfakta çalışan aşçı tarafından hunharca
katledildi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Bu bir üniversite öğrencisi ve bu olay
gerçekleşmiş iken Sayın Bakanın burada, bir
işportacı edasıyla yurt resimleri göstermesini aziz milletin
takdirine bırakıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Evet,
insan üzülür. İnsan üzülür. O çocuk devletin bir yurdunda kalıyor
olabilseydi bugün başı kesilmeyecekti Sayın Başkan.
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Yazıklar olsun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Ve bu Bakan, bu nezaketsiz Bakan size fotoğraf gösterip
Alkışlayın bakayım. diyebiliyorsa bu da Türkiye Büyük
Millet Meclisine yapılmış ayrıca bir
saygısızlıktır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAHAR AYVAZOĞLU
(Trabzon) Ne alakası var ya!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Gelelim sataşmaya. Gerçekten on binlerce öğrenci
yurt bulamamış olduğu için sokaklardayken bunu bir gurur tablosu
diye sunmak olsa olsa Sülün Osmanlık olur
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) -
Sülün Osmanlık olur. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Evet, biraz utanacaksın,
biraz sokağı bileceksin. Tayyip Erdoğanın senin
prezentasyonuna ihtiyacı kaldıysa vah ki vah, vah ki vah!
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Ne alakası var!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Tayyip Erdoğanın ne hâle düştüğünü
buradan hepiniz çok rahat görebilirsiniz. Çıkacaksın, namusluca
diyeceksin ki: Ben devlet olarak 5 öğrenciden 1ini
barındırabiliyorum, doğrusu bu.
SALİH CORA (Trabzon)
Talep eden herkes yerleşti.
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Kendi şehrinde okuyanlar yok mu Sayın Altay?
SALİH CORA (Trabzon)
Yurt talep eden herkes yurda yerleşti.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ordu Milletvekilimiz konuşmasında dedi ki: Spor
Totodan FETÖye para aktardın. O, aktarmadığını
söylüyor, önce, hesabı Erdoğana ver çünkü Erdoğan dedi ki
FETÖye: Ne istedin de vermedim?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Altay, teşekkür ediyoruz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) FETÖ herkesten bir şey istedi de Spor Totodan mı
istemedi? Spor Totodan mı istemedi? (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan,
şöyle bitirmek istiyorum: İtibarı kaybeden nezaketi kaybeder
SALİH CORA (Trabzon)
Nezaketi dün akşam kürsüde bıraktınız, nezaketi dün
akşam kürsüde bıraktınız.
ENGİN ALTAY
(İstanbul)
nezaketi kaybeder. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon)
Nezaketi sizden öğrenemeyiz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Biraz önce, burada, Enerji Bakanı da konuştu.
SALİH CORA (Trabzon)
Nezaketten bahsedemezsin sen!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bu Kabinede Mehmet Muş diye bir Bakan var; itibarı
da yerinde, nezaketi de yerinde; Parlamentoya saygıyı da biliyor,
parti hiyerarşisini de biliyor
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ama biraz önce, biz, burada, adap fukarası bir hadsiz
dinledik.
SALİH CORA (Trabzon)
Ne biçim konuşuyor ya! Terbiyesizlik yapıyorsun, terbiyesizlik
yapıyorsun.
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Terbiyesiz!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Adap fukarası hadsizsin sen, terbiyesiz! (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon)
Terbiyesizlik yapıyorsun. Hadsiz sensin!
BAŞKAN Sayın
Altay
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, uyarmanız gerekir, ahlak
dışı konuşuyor. Uyarın Sayın Başkan, edep
dışı sözler söylüyor.
BAŞKAN Sayın
Elitaş
Sayın Altay, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Nezaketten bahsederken neler söylüyor?
BEKİR KUVVET ERİM
(Aydın) Hepsini iade ediyoruz.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan
Sakin ol!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sen de sakin ol!
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Bak, şu anda bir histeri krizi
yaşıyorsun. Sakin ol!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ya, tabii, olur, olur.
Ben buraya
işportacı dinlemeye gelmedim, ben buraya işportacı
dinlemeye gelmedim.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Üstelik bu ifadelerin sana yakışmıyor.
SALİH CORA (Trabzon)
Ayıp ya, böyle bir şey olur mu!
(AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın
Ünal, Sayın Altay; lütfen karşılıklı
konuşmayalım.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Ünal, sıradan veriyorum, lütfen müsaade edin.
Sayın Akçaya
vereceğim söz, sonra size vereceğim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sıra var, sıra var.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, bakın, bizzat hem grubumuza
dönük hem şahsımıza dönük
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ne dedim sana? Ne dedim?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın hatibin haddi aşan, nezaketten bahsederken
nezaketsizliğin en çirkin hâlini sergileyen bir durumla karşı
karşıyayız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çirkin sensin, ben çirkinlik yapmadım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Yaptın!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sen tasvip ediyor musun o sahneyi?
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Bakın Sayın Başkan, nezaketten
bahsedeceksek
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bir atanmışın komutuyla alkışlayacak
kadar düştün mü sen? Konuşma!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
eğer burada
BAŞKAN Sayın
Ünal, müsaade edin, mikrofonunuzu açalım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sıra burada Başkan.
BAŞKAN Anlamakta
zorlanıyorum.
Evet, buyurun.
8.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul Milletvekili
Engin Altayın yaptığı açıklamasındaki ve
İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıçın 281 sıra
sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin birinci tur görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, şu İç Tüzük bizim
burada her birimizin, burada bulunan sayın bakanların da
hasılı Genel Kurulda bulunan her bir bireyin hakkını ve
hukukunu koruyan bir İç Tüzüktür. Fakat bugün, maalesef hiçbir
şekilde bu İç Tüzüke, ne 65e ne 66ya ne de 67ye,
uyarılarımıza rağmen, dikkat edilmedi. Bu kürsüden
haramzade ifadesi kullanıldı. Haramzadenin TDKdeki karşılığına
baksınlar
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Başka sözlüklere de bak, bildirmiş, Haramdan
beslenen. demiş.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş)
eğer utanırlarsa o zaman utanmaları var
demektir.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Haramdan beslenendir, haramla zengin olandır.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Utanan bir akıl bunu kullanmaz. Bize utanmaz
diyenlerin utanmanın ne olduğunu öğrenmeleri için
utanmazlığın
Bir Genel Başkan tarafından bu kürsüde
genel ahlaka aykırı yapılan hareketin bizzat kendisi bir
utanmazlıktır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Bize nezaket öğretmesinler.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Akçay.
9.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Soma Uyar Madencilik
mağdurlarının kıdem ve ihbar tazminatlarının
ödenmesini sağlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmeze
ve Sosyal Medyadan Sosyal Meydana Projesini hayata geçiren Gençlik ve Spor
Bakanı Muharrem Kasapoğluna ve tüm Bakanlık personeline
teşekkür ettiklerine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Manisa Somada faaliyet
gösteren Uyar Madencilik, Soma Darkale Maden Ocağını 2003-2014
tarihleri arasında işletmişti ancak bu şirket Darkale Maden
Ocağından çıkardığı 971 madencinin kıdem ve
ihbar tazminatı ödememişti. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Uyar
Madencilik mağdurlarının sorunlarının çözülmesi
konusunda her türlü desteği verdik ve girişimi, gayreti gösterdik ve
diğer partiden arkadaşlarımız, milletvekillerimiz de aynı
gayreti gösterdiler. Uyar Madencilik mağdurlarının kıdem ve
ihbar tazminat sorunlarının çözülmesi konusunda canla başla
başta Enerji Bakanlığı olmak üzere birçok çalışma
yapılmıştır ve bu gayretler nihayet neticeye
ulaşmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Türkiye Kömür İşletmeleri 16 Kasım 2021de Uyar Madencilik
mağdurlarına ödeme yapmaya başlamıştır. Bugün
itibarıyla 943 madencimize 18 milyon 500 bin TL ödeme
yapılmıştır. 9 madenciye ibranameyi
imzalamadığı için, 19 madenciye de miktara itiraz ettiği için
ödeme yapılamamış; itirazlardan biri haklı bulunmuş,
diğer itirazların da incelendiğini öğrenmiş
bulunuyoruz.
Soma Uyar Madencilik
mağdurlarının kıdem ve ihbar tazminatlarının
ödenmesini sağlayan başta Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanımız Sayın Fatih Dönmeze çok teşekkür ediyoruz. Bu
teşekkürün dışında ve hatta fevkinde olmak üzere
ayrıca tebrik ediyoruz çünkü Sayın Bakan bir devlet adamı olarak
sorun çözme kabiliyeti ve vasfıyla da mağdur ve mazlumların
hayır dualarını almıştır; teşekkür ve tebrik
ediyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, gençlerin sosyal medya
bağımlılığını azaltmak, onları toplumla
bir araya getirip millî, manevi değerlerle sosyalleştirmek, sportif,
sosyal, kültürel faaliyetlerde, hayatın içinde aktif bir şekilde yer
almalarına katkıda bulunmak amacıyla 81 ilde eş
zamanlı olarak Sosyal Medyadan Sosyal Meydana Projesini hayata geçiren,
gençlik merkezlerinin sayısını artırarak gençlerimize
dokunan ve geleceğin sporcularının yetişmesini
sağlayan, sporun tabana yayılmasını, yeteneklerin
keşfedilmesini ve her insanın spora erişimini sağlayan,
yarının şampiyonlarını,
yıldızlarını desteklemek amacıyla 81 ilde spora altyapı
oluşturan Gençlik ve Spor Bakanı ve hemşehrimiz Sayın
Muharrem Kasapoğluna ve tüm Bakanlık personeline teşekkür
ediyoruz. Bütçelerinin hayırlı olması temennisiyle
başarılar diliyoruz.
Teşekkür ederim. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Oluç
10.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Gençlik ve Spor
Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan, sayın
vekiller.
Sayın Bakan, keşke
bilmediğiniz konularda konuşmamayı da öğrenmiş
olsaydınız. Şimdi, bakın, birincisini söyleyeceğim:
Recep Tayyip Erdoğan sayesinde seçildi Dersim Dağ. diye dediniz ya,
bilmiyorsunuz. Neden bilmiyorsunuz? Yıl 2011, Mecliste Anayasa yapmak için
komisyon kurulmuş vaziyette, Grup Başkan Vekilimiz Meral
Danış Beştaş o komisyonda çalışıyor.
Şahitleri Yüksek İstişare Kurulunda sizinle beraber sarayda
çalışan Mehmet Ali Şahin ve şimdiki Meclis
Başkanımız Mustafa Şentoptur, tamam mı? Şimdi,
biz, orada 18 yaşa seçilme hakkı verilmesini talep ettik, önerdik ve
Adalet ve Kalkınma Partisi reddetti o zaman bunu, reddetti. Ardından
kanun teklifleri getirdik, reddetti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon)
Anayasa değişikliği gerekiyor, kanun teklifiyle olmaz o.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Anayasa değişikliğine ne verdin?
BAŞKAN Buyurun
Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi
geç de olsa Halkların Demokratik Partisinin 18 yaşındakilere
seçilme hakkı verilmesi önerisine gelmiş olması, bu politikayı
doğru bulmuş olması elbette ki kayda değer bir konudur ama
biz söyledik, siz arkamızdan geldiniz, sizin sayenizde olmadı; bu,
bir. (HDP sıralarından alkışlar)
İkincisi, Dersim
Dağ, halkın oylarıyla, halkın iradesiyle seçildi, Recep
Tayyip Erdoğanın iradesiyle değil. (HDP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, bir şey daha
söyleyeceğim, bir şeyi daha öğrenmemişsiniz Sayın
Bakan, siz gençler için konuşuyorsunuz ama demokratik politik kültürden
zerre kadar nasibinizi almamışsınız, zerre kadar. Ya, ne
biçim konuşuyorsunuz muhalefete? İftira atan muhalefet çamur atan
muhalefet bilmem ne. Ne biçim laflar bunlar ya!
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Oluç, son kez açıyorum, tamamlayın lütfen.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Toparlıyorum efendim.
Bu şekilde mi gençlere
örnek oluyorsunuz? Yani politikayı bilmiyorsunuz, politikada acemisiniz,
elbette ki stajınızı yapın Bakan olarak, önemlidir ama bu
kadar hakikaten terbiye sınırlarını aşan şekilde
muhalefete konuşmanız, demokratik politik kültürden zerre nasibinizi
almamış olmanızdan kaynaklanıyor. (HDP
sıralarından alkışlar) Ya, Şener Şenin
İşportacı Ziya rolünden sonraki en büyük performansı
sergilediniz, vallahi bravo, vallahi bravo! (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, bakın
Sayın Başkan, son olarak şunu söyleyeceğim: Dersim
Dağın adı anıldığı için kürsüde
sataşmadan cevap verme hakkını kullanmasını rica
edeceğiz kürsüden.
Son cümlem, bir de Sayın
Başkan, dün Meclis Başkan Vekili bize dört artı bir verdi, siz
maşallah bugün bir dakikamızı da kestiniz yani. Bu kadarı
da olur mu?
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Yapmayın, dört artı birdi.
BAŞKAN Bütün
arkadaşlara üç dakika kullandırdım.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ama yapmayın yani.
BAŞKAN Bakın,
burada böyle bir usul yok, bugün için yapıyoruz, yarın bunlar da
verilmeyebilir, böyle bir usul yok çünkü. Ama inanın
Şimdi Dersim
Dağla ilgili bir şey söyleyeyim. Sayın Bakan Dersim Dağla
ilgili dedi ki: Sayın Recep Tayyip Erdoğan sayesinde
Siz bunu izah
ettiniz, Dersim Dağla ilgili sataşmanın cevabını siz
verdiniz.
Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Olmaz.
BAŞKAN - Şimdi,
evet, siz
EBRÜ GÜNAY (Mardin)
Hayır, olmaz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, ben Dersim Dağla ilgili cevap
vermedim.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Vermedi.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ben, yanlış, bilinmeyen bir konuyu
aydınlattım.
BAŞKAN Düzelttiniz,
evet.
Dersim Dağa bir
sataşma yok.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Nasıl yok ya?
BAŞKAN Yok efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ya, Recep Tayyip Erdoğan sayesinde mi seçildi Dersim
Dağ?
BAŞKAN Takdir benim.
Sayın Oluç, yok bir sataşma, takdir benim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Böyle bir şey var mı?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hayır, hayır, öyle bir şey yok.
BAŞKAN - Evet, teşekkür
ediyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Yani siz, bugün, sürekli sözümüzü kesiyorsunuz.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hayır, niye teşekkür ediyorsunuz Sayın
Başkan?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, bunu kabul etmiyoruz.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Böyle bir usul var mı?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Dersim Dağ hazır, bekliyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, böyle bir usul var mı ya?
BAŞKAN Nasıl bir
usul?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Yani sürekli, bakın, sürekli sözümüzü kesiyorsunuz,
sürekli aynı şeyi yapıyorsunuz.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) Nasıl kesersiniz?
BAŞKAN Sayın
milletvekili arkadaşım, Grup Başkan Vekiliniz konuşuyor.
Onu anlayabilmem için senin susman lazım. Eğer susmazsan Grup
Başkan Vekiline de söz vermeyeceğim, size de vermeyeceğim. Bu
kadar net söylüyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Öyle mi? Siz orada istediğinizi
yapıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Oluç, buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, bakın, dünle ilgili
söylediğimi hafife alıyorsunuz. Meclis Başkanı bile dün,
burada, bize dört artı bir verdi. Siz, bugün, üçü nereden
çıkardınız? Bakın
BAŞKAN Sayın
Oluç, Meclis Başkanı size on dakika da verebilir.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Bir sözümü bitireyim izin verirseniz.
BAŞKAN Bu benim
vereceğim anlamına gelmiyor.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Sözümü bitireyim.
BAŞKAN Ben, bugün,
Sayın Erhan Ustanın sözünü kestim, üç dakikayla
sınırladım, Üç dakika. dedim ve bütün arkadaşlarım
da üç dakikaya uydular.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ama bir sözümü bitireyim.
ERHAN USTA (Samsun) Üç
dakika bile konuşturmadınız.
BAŞKAN Bütün
arkadaşlarım da üç dakikaya uydular. (AK PARTİ
sıralarından Bravo Başkan sesleri ve alkışlar)
Bakın, bütün arkadaşlar uydu. Daha sataşmadan söz isteyenler
var. Ben Dersim Dağla ilgili sizin yanıtınızın
dışında bir sataşma olduğunu bilsem ve
anlamış olsam, inanın, sizden önce Dersim Dağa veririm
söz.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) Verin o zaman, daha ne duruyorsunuz?
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Erdoğan sayesinde seçildi. dedi, daha ne desin?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet, efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Daha ne desin?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Erdoğan sayesinde
dedi.
BAŞKAN Bunu siz düzelttiniz
ama. Öyle olmadığını anlattınız.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Hayır.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Ne alakası var, kendisine sataşma.
BAŞKAN Ya, şimdi,
ben anlayamıyorum Sayın Oluç.
Sayın Mustafa
Adıgüzele sataştığı gibi
Yani ben, burada, notlar da
almışım, ipe sapa gelmez söylemleri dedi diye Ömer Fethi
Gürere Bölgene gitmemişsin. dedi diye. Bakın, notlarımı
aldım, kime ne sataştığının notlarının
aldım ama siz Dersim Dağla ilgili söylemiş olduğu sözü
zaten düzelttiniz, yanlış olduğunu söylediniz. (HDP
sıralarından gürültüler)
EROL KATIRCIOĞLU
(İstanbul) Ya, kendisi burada ya. Böyle bir şey var mı ya?
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Kendisi
burada ya. Böyle şey mi olur ya? Bakan istediğini söyleyecek
Hayır, atanmış memur istediğini söyleyecek
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bir milletvekiline yapılabilecek en büyük hakaret
Erdoğanın sayesinde seçildi. demek. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
Allah Allah sesleri)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan, Saruhan Bey söyledi
BAŞKAN Şöyle
yapalım: Dersim Dağ, Parlamentonun en genç milletvekillerinden ve
kadın arkadaşımız olduğu için bir pozitif
ayrımcılık yapıyorum, sataşmadan değil,
yerinizden
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) O hakkı, pozitif ayrımcılık
değil.
BAŞKAN - Çok özür
diliyorum. Lütfen, müdahale etmeyin.
Buyurun.
11.-
Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağın, Gençlik ve Spor
Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin birinci tur görüşmelerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
DERSİM DAĞ
(Diyarbakır) Her şeyden önce şunu belirtmek istiyorum:
Sayın Bakan Cumhurbaşkanı tarafından atanmış
olabilir ama ben, halkımın bana verdiği oylarla buraya geldim,
seçilmiş bir milletvekiliyim, atanmış değilim. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar) Ve Sayın Bakan bu kadar güllük
gülistanlık bir tablo çizdi, eğer samimiyse çıksın kürsüye
tüm kamuoyu önünde kredi borcu olan tüm gençlerin borcunu sileceğini
açıklasın, hepimiz de bu bütçenin gerçekten gençlik bütçesi
olduğunu öğrenelim, görelim. Onlarca öğrenci sokakta yatarken
öyle vakıflara verilen bütçeyle, vakıflara ayrılan, aslında
gençlere ayrılması gereken bütçeyle güllük gülistanlık bir
tabloyu hiç kimse çizemez. Gençler sokakta yattı ve gençler 12
Aralıkta
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Dersim Dağ. (HDP sıralarından
alkışlar)
Sayın Gürer, sizin bir söz
talebiniz oldu. Niçin söz isteğinizi söyler misiniz?
AYŞE ACAR BAŞARAN
(Batman) Gençlere verin, gençlere, biraz gençleri dinleyelim.
BAŞKAN Müsaade eder
misin, müsaade eder misin, Sayın Güreri dinlemek istiyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Niğdeye geldim ama sen yoktun. ifadesini yanıtlamak
istiyorum.
BAŞKAN Evet, buyurun.
12.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet
Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Bakan, gerçekleri çarpıtmada üstünüze yok. Ben
sizden bir davet almadım ki sizin Niğdeye gittiğiniz bileyim.
Siz çiftçinin, esnafın, emeklinin yanında olmak isteseniz beni bulurdunuz.
(CHP sıralarından alkışlar) Yalnız size ben bir
şey söyleyeyim: Ben Niğde Spor Tarihi kitabını yazdım,
Niğde Spor Tarihi kitabını okursanız orada, Niğdenin
sporda nereden nereye düşürüldüğünü görürüsünüz.
Amatör spor kulüplerine
Niğdede destek vermiyorsunuz. Engelliler Hataya gitti, Hatay Belediye
Başkanımız onların konaklamalarını
sağlattırdı. Ayrıca, sağır, dilsiz spor
kulübümüzün malzemelerini biz aldık. Madem sporculara destek
vermiyorsunuz, buraya çıkıp gerçekleri çarpıtmayın.
Niğdede iş yerlerinde, okullarda spor kulüpleri kalmadı, spor
kulüplerinin dışında, okullarda spor salonları yok.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Bütününe baktığımız zaman, laf
kalabalığıyla kendinizi haklı
çıkaramazsınız. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Adıgüzel
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Ben
kürsüde konuşurken yerinden 3 defa Yalancı. ifadesini
kullandı.
BAŞKAN Size 69a göre
kürsüden iki dakika veriyorum.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet
Muharrem Kasapoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin birinci tur
görüşmelerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Spor Totonun devasa
bütçesinin bugün vakıf ve cemaatlere, önceki dönemlerde de FETÖyle
ilişkili kurumlara aktarıldığını söyledim.
Sayın Bakan yerinde duramayarak 3 defa benim ağzıma almak
istemediğim bir ifadeyi kullandı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Dava aç, dava.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Burada da kürsüde başka bir ifade
Bu cümlelerin tamamını
kendisine misliyle iade ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Öncelikle, şimdi, Yok.
diyor ya, bakın, Sayıştay raporunda, tam 103 milyon 221 bin lira
vakıf ve dernekler başlığı altında
aktarılmıştır. Ben de bunu kendisine soru önergesinde sordum;
ben evrakla konuşuyorum. Kendisinin verdiği cevap hiçbir şey
arkadaşlar yani hiçbir detay yok. Hangi vakıf, cemaate ne
aktarıldığını
Neden korkuyorsunuz Sayın Bakan?
Neden korkuyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Orduya tesis yapıldı mı yapılmadı mı, onu söyle.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Bakın, Spor Toto Yönetim Kurulu kararlarının ortada
olmadığı mı yalan? Spor Toto Yönetim Kurulunun kimlerden
oluştuğu mu yalan? Bakın, Komisyonda dedi ki: Kimlerden
oluştuğunu açıkladık.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
5 bin tane tesis yapıldı. Nasıl yapıldı?
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Şu anda internete girin. Spor Toto internet sayfasına girin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
5 bin tane tesis nasıl yapıldı, onu söyle.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Bakın, şu gözüküyor: Siyah bir sayfa, bakın, Spor Totonun
arkası gibi siyah, gözükmüyor, kimlerden oluştuğu belli
değil. 6 milyon reklam verdiğiniz mi yalan? Erdoğanın
oğlunun Okçular Vakfına 3 milyon verdiğiniz mi yalan?
SALİH CORA (Trabzon)
Yine ipe sapa gelmez şeylerden bahsediyor.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla)
Ve yine soruyorum: Spor Toto Teşkilat Başkanlığında
bir FETÖ soruşturması bugüne kadar oldu mu? Devlet kurumlarında
2009, 2010, 2011 yıllarında KPSSye giren bütün devlet memurları
soruşturuldu, Spor Totoya girenler soruşturuldu mu? Buradan soruyorum,
yine, Spor Toto Yönetim Kurullarını neden saklıyorsunuz,
sakladığınız mı yalan? Spor Totoda Yönetim Kurulu
Başkanı olduğunuzun tutanaklarını saklıyorsunuz,
sakladığınız mı yalan? Sadece ben söylemiyorum,
Sayıştay da söylüyor. Açın tutanakları, bütün
foyanızı ortaya dökelim.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma
Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Aleyhte ve son
konuşmacı İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa
Yeneroğlu.
Buyurun Sayın
Yeneroğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA YENEROĞLU
(İstanbul) Çok Saygıdeğer Başkan, çok değerli
milletvekilleri, aziz milletim; 2022 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi
hakkında DEVA Partisi adına söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Doğrusu, artık
bütçenin kendisini görüşmeye çok fazla gerek kalmadı çünkü
iktidarın hukuksuzlukları ve hesapsızlıkları sebebiyle
bütçe daha Genel Kurulda görüşmeler başlamadan kadük oldu. Netice
itibarıyla bugün hukuksuzluğun tamamen sıradanlaştığı
bir ülkenin Parlamentosundan seslenmek durumunda kalıyoruz maalesef. Bugün
bırakın anayasal devlet olmayı, anayasalı bir devlet olma
iddiasının dahi can çekiştiği bir ülkeyiz. İktidar
kuvvetler ayrılığını reddetmekte,
Cumhurbaşkanı Anayasaya aykırı olarak tüm gücü elinde
toplamış, Devlet benim. anlayışı içerisinde hem
yürütme hem yasama hem yargı konumunda. Anayasal bir devlette devletin
gücü hukukla sınırlıdır, bizde ise iktidar Anayasayı
ayak bağı olarak görmekte, yetkisiz ve sınırsız güç
kullanmaktadır. Devleti, taahhütlerini yerine getirmeye zorlayan en temel
aygıt bağımsız yargıdır. Bizde iktidar,
yargıyı bizzat kendisine bağlamıştır. Herkesi
tehdit eden, baskıcı, otoriter bir anlayışla kişilerin
ceza yaptırımları aracılığıyla
ezildiği, kurumların
itibarsızlaştırıldığı, yargı
kararlarının uygulanmadığı bir dönemden geçiyoruz.
Demokratik hukuk devletinden uzaklaştıkça millet olarak her gün daha
fazla fakirleşiyoruz. (AKP sıralarından gürültüler)
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Kimin oylarıyla oradasın, kimin oylarıyla?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Arkadaşlar ayıp olmuyor mu? Lütfen, gerçekten çok
ayıp ya. Müsaade buyurun.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan)
Geçen sene başka söylüyordun şimdi başka.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Geçen sene başka söylemiyordum değerli
ağabeyciğim, bir sene evvel aynı şeyleri söylüyordum. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, Genel Kurula hitap edin lütfen.
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Kimin oylarıyla oradasın, kimin oylarıyla?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Sayın Başkanım yani
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Gürültü var, uğultu var Başkanım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Baştan alalım.
BAŞKAN
Dışarıdan zaten duyulmuyor arkadaşların lafı, siz
Genel Kurula hitap edin.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Arkadaşlar, sizin adınıza ben de kahroluyorum, tüm
samimiyetimle belirtiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler,
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, rica ediyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sen kendi adına konuş, bizim adımıza
konuşamazsın, kendi adına konuş.
BAŞKAN Sayın Bak,
Sayın Bak, rica ediyorum.
Sayın Yeneroğlu,
Genel Kurula hitap eder misiniz, lütfen.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Osman ağabeyin dışında konuşuyorum, tamam.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Hayır, sen bizim adımıza konuşamazsın, kendi
adına konuş.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Sen de kendi adına konuş.
Bu böyle olmaz ki
Başkanım ama
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Şahsın adına söz aldın, şahsın adına
konuş.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Müsaadenizle, onu ben takdir ederim.
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Mustafa, bizim adımıza konuşamazsın!
BAŞKAN Kürsüdeki
konuşmacının nasıl konuşacağını,
Sayın Bak, siz öğretmeyeceksiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Şahsın adına söz aldın, şahsın adına
konuş, bizim adımıza konuşamazsın sen tamam mı!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Ya sizin adınıza konuşmuyorum, kendi adıma
konuşuyorum, sizin adınıza niye konuşayım?
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, lütfen Genel Kurula hitap edin.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Başkanım ama nasıl konuşacağım ki?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Bizim adımıza konuşamazsın sen, kendi adına
konuş! O kadar! Kendi görüşünü belirt, kendi adına konuş!
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Sizin adınıza utanıyor, konuşmuyor.
BAŞKAN Sayın Bak
Sayın Bak
Sayın Bak, susmazsanız
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Ya müsaade et arkadaş ya, müsaade et, müsaade et ya, müsaade
et! Müsaade et ağabeyciğim ya, Allahtan kork ya.
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu
Sayın Yeneroğlu, lütfen bana bakar
mısınız?
Sürenizi vereceğim,
arkadaşların konuşmaları dışarıdan
duyulmuyordu efendim, lütfen, siz Genel Kurula hitap edin, ben gerekeni
söyleyeceğim ve süreyi istediğiniz kadar da
kullandırtacağım.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
İSMAİL
TATLIOĞLU (Bursa) Sayın Başkan
Sayın Başkan,
paralel Meclis Başkanı var ya!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Değerli arkadaşlar, bugün içinde bulunduğumuz ama
iktidarın duymadığı, görmediği, kulakların
duymadığı, vicdanların köreldiği durum zaten rakamlar
olarak gözümüzün önünde.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Bize bakma, oraya bak, oraya.
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Yazıklar olsun sana!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 128 ülke arasında
117nci sıraya geriledik. Uluslararası demokrasi endekslerinde en
gerilere düştük, Benin, Gambiya, Haiti gibi üçüncü dünya ülkeleriyle
aynı kategorideyiz.
Anayasa Mahkemesinin
istatistiklerine göre, 2012-2021 yılları arasında esastan
incelenen bireysel başvuruların yüzde 94,8i hakkında ihlal
kararı verilmiştir. Bu bile, bize, ben dâhil hepimize utanç vesilesi
olarak yeter. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Sen utan! O zaman niye bu listelerden seçime girdin?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2020 yılı
istatistiklerinde Türkiye, 47 ülke arasında hak ihlallerinde 2nci
sıradadır. Geçtiğimiz hafta, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi,
Anayasamızın gereği olan Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını iktidarın
engellemesi nedeniyle başlattığı ihlal prosedürüyle
hukuksuzluk karnemize bir utanç daha eklemiş olduk. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Değerli milletvekilleri,
hak ve özgürlüklerin bekçisi olan Anayasa Mahkemesi, iktidar ve
ortağı tarafından devamlı taciz edilmektedir.
Kararları reddedilen mahkemenin kapatılması ya da yetkilerin
kısıtlanması tehditleri artık
olağanlaşmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) İktidar ortağı, hukuk devleti
anlayışından o kadar kopmuş ki Anayasa Mahkemesinin kapatılmasını
terörle mücadelenin gereği olarak tanımlıyor. Anayasa Mahkemesi
Başkan ve üyelerini itham ve tehdit edebilen ve Şüpheli ve
suçluların bacaklarını kırın, suçu bana atın.
diyen bir İçişleri Bakanı, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararı açıklandığında Karşı
hamlemizi yaparız. diyen ve kendi vatandaşını dört
yıldan fazla cezaevinde yokluğa mahkûm eden bir
Cumhurbaşkanı; gerçekten kahredici. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Cumhurbaşkanının adına ağzına
alamazsın. Konuşma!
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan)
Yazık sana, yazık!
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Yazık, yazık!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Gerçekten kahredici bir durum. Adalet duygularını geçtim,
merhamet duygularından da bu kadar kopulmamalıydı.
Değerli milletvekilleri,
ülkemizi her açıdan düştüğü bu derin kuyudan çıkarmak
hepimizin görevidir. Yahya Efendinin Kanuni Sultan Süleymana
yazdığı o meşhur yazısında dediği gibi Bir
yerde zulüm varsa/ Bir yerde zulüm yayılırsa/ Haksızlık
şayi olursa/ Sonra, koyunları kurtlar değil, çobanlar yerse/
Bilenler de bunu söylemeyip susarsa
(CHP sıralarından
alkışlar)
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Hadi be!
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla)
Fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin
feryadı göklere çıkarsa/ Bunu da taşlardan başka kimse
işitmezse/ Herkes sadece ben, ben derse/ Ve tüm bunları görüp işitenler
Neme lazım be! derse/ İşte o zaman devletin sonu gelir. ve bu
sebepten dolayı bu mücadeleyi veriyorum.
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Yazıklar olsun!
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Milletvekilliği listesine girerken aklın neredeydi senin?
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Şu anda verdiğimiz mücadele haysiyet mücadelesidir. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sen onu kaybettin, kaybettin. Sen o mücadeleyi
kaybettin.
YELDA EROL GÖKCAN
(Muğla) Hadi oradan! Otur yerine.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) İktidar ülkeyi koyu karanlığa boğmuş olsa
da bizler aydınlık günlerin ümidiyle tüm gücümüzle
çalışacağız. Tek amacımız, tüm
vatandaşlarımızın insan onuruna yakışan bir hayat
sürmesidir. Adaletsizliklerin son bulmasının mücadelesini veriyoruz;
insan onurunun korunmasını ve insan onurunu korumayı ve
yüceltmeyi varlık sebebi olarak kabul eden özgürlükçü bir devlet
anlayışını tesis edene kadar bu mücadelemizi sürdürmeliyiz.
(CHP sıralarından alkışlar)
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) AK PARTİnin oylarıyla o kürsüdesin.
MUSTAFA YENEROĞLU
(Devamla) Aziz milletim, gerçekten güç sarhoşluğunun sonu geldi,
güç sarhoşluğu artık sona yaklaştı. Bu iktidara
artık söz söylemenin bir anlamı da kalmadı. Bundan sonraki
gündemimiz ve tek derdimiz milletimiz için mutlu yarınları inşa
etmek olsun.
Hepinizi DEVA Partisi
adına saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Sağ olun, var olun. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) AK PARTİnin oylarıyla o kürsüdesin sen.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla)
Hadi oradan! Yazıklar olsun!
BAŞKAN Sayın
Yeneroğlu, lütfen oturur musunuz.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Beştaş
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
13.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Şengalde Merwan Bedelin bir SİHA saldırısı sonucu
yaşamını yitirmesinin bir savaş suçu olduğuna ve
IŞİDin orayı bir katliam yurdu hâline getirdiğine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün çok üzücü bir haber
okuduk, onunla ilgili söz aldım. Şengalde Merwan Bedelin bir
SİHA saldırısına maruz kaldığını ve
yaşamını yitirdiğini öğrendik. Diyeceksiniz ki: Ne
alaka? Şengalde Yezidi Kürtler oturuyor ve 73üncü kez
soykırım tehdidine maruz kaldılar, saldırıya
uğradılar. Bugün
SİHAlar
Merwan Bedel arabasında 2 çocukla birlikte bombalandı
ve kendisi öldü, çocukları yakınlardan geçenlerin müdahalesiyle
yanmaktan kurtuldu. Öncelikle bu saldırıyı kınıyoruz.
Sivillere yönelik bu saldırı bir savaş suçudur aslında.
Bize dün Cumhurbaşkanı Yardımcısı savaş
dediğimiz için eleştiriler getirdi, keşke burada olsaydı
Bu bir savaş suçudur. diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Siirt) - Çünkü Şengalde Ezidi Kürtlerin Türkiye'ye
hangi saldırısı var, soruyoruz iktidar grubuna. Oradakilerin
buraya ne zararı var, soruyoruz. IŞİD orayı bir katliam
yurdu hâline getirdi, binlerce insan öldü. Şimdi, IŞİDin
yarım bıraktığı işi SİHAlarla Türkiye
tamamlamak mı istiyor? Bunu açıklamaya davet ediyoruz ve
Dışişleri Bakanına da bu konuda sordum IŞİDin
saldırısını kınıyorum ve soykırımı
tanıyorum. demişti. Bugünkü savaş suçu ve suikast konusunda ne
düşündüğünü alenen soruyorum ve tekrar kınıyorum.
BAŞKAN Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
21.33
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.47
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İshak GAZEL (Kütahya)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (Devam)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
B)
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (Devam)
1)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
C) ANAYASA
MAHKEMESİ (Devam)
1) Anayasa Mahkemesi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) SAYIŞTAY (Devam)
1) Sayıştay 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Sayıştay 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
(Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) MADEN VE PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN
ARAŞTIRMA KURUMU (Devam)
1) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden
Araştırma Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
I) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
J) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Sayın milletvekilleri,
şimdi soru-cevap işlemini gerçekleştireceğiz. Süremiz yirmi
dakika; on dakikasını soru olarak alacağız, on
dakikasında da ilgili Bakanlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili cevaplayacak soruları.
İlk soru, Sayın
Sıdalı
ZEKİ HAKAN SIDALI
(Mersin) Sayın Enerji Bakanı, iklim değişikliğine
neden olan küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 46sı
kömür kullanımı kaynaklı. Paris Anlaşmasını imzalamış
bir ülke olarak iklim değişikliği azaltım
politikalarına hız vermemiz gerekirken kömürden enerji üretimini
teşvik eden uygulamalarınız devam ediyor. Bu durum iklim
hedefleriyle çelişkili değil mi? Açıklanan hedeflerin hayata
geçirilmesi için, İklim Başkanlığı onayıyla
güncellenmiş, kapsamlı ve gerçekçi bir stratejik plan hazırlama
çalışmalarınız var mı? Yoksa hâlen Bakanlık
olarak bireysel olarak mı çalışıyorsunuz? Karbon yakalama
tüm dünyada başarısızken buna umut bağlayıp yeni kömür
santrallerini açma düşünceniz çelişkili değil mi? Kömür
enerjisinden tamamen çıkışa yönelik bir takvim oluşturacak
mısınız? Geride kimseyi bırakmama prensibiyle, bu iş
kolunda çalışanların yenilenebilir enerji sektöründe istihdam
edilmesine yönelik çalışmanız var mı?
BAŞKAN Sayın
Aycan
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, enerji insanın vazgeçilmez
ihtiyacıdır ve giderek enerji ihtiyacı artmaktadır fakat
özellikle fosil yakıtlar çevreyi ciddi bir şekilde kirletmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak çevre dostu, insan dostu enerjiden
yanayız, yenilenebilir enerji kaynaklarından yanayız, fosil
yakıtlar kullanılırken her türlü koruyucu önlemlerin,
filtrelerin kurulmasından yanayız, enerjide dışa
bağımlılığın azaltılmasından
yanayız. Bu kapsamda, şu an ülkemizde üretilen enerji
kaynaklarına göre dağılım nedir? Gelecekle ilgili öngörünüz
nedir?
Şehrim
Kahramanmaraş ülkemizin en önemli linyit kömür yataklarına sahiptir.
Afşin-Elbistan linyit kömür alanıyla ilgili planınız nedir?
B ünitesi kömür sahasının işletmesiyle ilgili düşünceniz
nedir? C ve D kömür sahasıyla ilgili düşünceniz nedir? Mevcut termik
santrallerin rehabilitasyonu ne durumdadır? Gaz filtreleri
yapılmış mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Aydın
ERKAN AYDIN (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gençlik ve Spor Bakanına
sormak istiyorum. Biraz önce konuşmasında muhalefete on-line olma
çağrısı yaptı. Şimdi kendisine soralım: Cesareti
varsa Twitch'te gençlerle, örneğin Jahrein'le, Hype'la, wtcN'le bir
on-line programa katılabilir mi? Sayın Genel Başkanımız
katıldı, Sayın Mansur Yavaş katıldı. O gençlerin
umutsuzluklarını, gelecekle ilgili hemen hemen hepsinin yurt
dışı hayalini kurduklarını ve bu Z
kuşağı diye tabir edilen o gençlerin hemen hemen hiçbirinin
iktidara -ki onların çağında büyümüş olmalarına
rağmen- oy vermeyeceklerini söylemelerine rağmen her türlü
sınırsız, sınırlamasız, sansürsüz o programa
katılıp on-line olabilecek mi? Hep birlikte takip edeceğiz.
BAŞKAN Sayın
Bülbül
KEMAL BÜLBÜL (Antalya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bugün
Antalya'da meydana gelen katliama dair Antalya Barosu ve yerel
basının tamamıyla görüştüm. Orası özel bir yurt ve bu
yurt kendini dindar olarak ifade edenler tarafından ama dini kullananlar
tarafından açılmış bir yurt. Burada çok ciddi
hukuksuzluklar var ve vahşet ötesi bir katliam var, bununla ilgili daha
geniş bilgi vermeniz gerekiyor.
Sayın Enerji
Bakanı, Diyarbakır, Urfa, Mardin, Batman, Siirt, Şırnak
illerinde Çiftçilerin borcunu ödemesi gerekir, borcunu ödemeyen çiftçiye
önümüzdeki sene elektrik vermeyeceğiz. diye açıklama yapan Yönetim
Kurulu Başkanının aslında çiftçilerin hakkını
ihlal ettiğinin farkında mısınız, bu konuda ne
diyorsunuz?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Aydoğan
TURAN AYDOĞAN
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben İşportacı
Şener demeyeceğim ama milletin parasını baba parası
zannederek bize şov yapmaya kalkan Bakana soruyorum, Sayın Bakana
soruyorum: Kredi Yurtlar Kurumuna borcu olan gençlerimiz var,
iktidarınızın yanlış politikaları yüzünden
işsiz, güçsüz ve yoksullar, iktidar olarak onların kapısına
haciz göndermeye yüzünüz kızarmıyor mu? Uyuşturucu
batağındaki çocuklarımızın yaşı neredeyse
10a indi. Bu konu sizi ilgilendirmiyor mu? Bu işin üstesinden nasıl
gelmeyi düşünüyorsunuz?
Sayıştaya
soruyorum: Kayyumla yönetilen belediyelere ilişkin spekülatif haberler
havada uçuşuyor. Bu belediyelerle ilgili yapılmış bir
denetim var mı, yapılmamışsa neden
yapılmamış? Bazı kurumların denetiminde hiçbir bulguya
rastlanılmadığı yazıyor. Cumhurbaşkanlığı
dâhil 27 kurumun hiçbir bulgusuna rastlanılmadı. deniliyor.
Gerçekten denetleyebildiniz mi?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Karahocagil
MUSTAFA LEVENT
KARAHOCAGİL (Amasya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sorum, 2
Bakanımızadır. Değerli Bakanlarım, milletimiz için
yaptığınız hizmetler dünyada ikinci bir ülkede gösteremeyeceğim
kadar fazla ve kayda değerdir. Öncelikle, milletim ve Amasyalı
hemşehrilerim adına yürekten teşekkür ederim. Allahım
hizmetlerinizi daim eylesin. Karşımızdaki muhalefet ne
yazık ki yapıcı değil. Tam tersi Yıkacağız,
dağıtacağız, durduracağız, ihale
paralarını ödemeyeceğiz. gibi yine dünyada eşi emsali
görülmeyen muhalefet yapmaları bu ülkenin en büyük
şanssızlığıdır. Bu olumsuz
tavırlarından dolayı, ülke çapında
yaptığınız projeleri gerçekleştirmede olumsuz duygu
yaşıyor musunuz, yoksa hizmet kervanını yürütmek adına
Durmak yok, yola devam. mı diyorsunuz?
Ayrıca, dün bir parti
başkanının çirkin hareketini hem kendine hem partisine iade
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Turan
RIDVAN TURAN (Mersin) 2
sorum olacak.
Önce Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanına: Karamanda kurduğunuz biyokütle santrali için
Mersin Erdemlide yedi yüz yıllık ardıç
ağaçlarını kesiyorsunuz; köylü infial hâlinde. Enerjiyi
ağaçları yok ederek mi üretmeyi düşünüyorsunuz? Şimdiye
kadar kaç ağaç kestiniz?
İkincisi, Gençlik ve
Spor Bakanına: Bak şimdi Sayın Bakanım, tarikat yurduna
mecbur ettiğiniz gençleri Ensarda tecavüze uğrattınız,
Aladağlarda yaktınız, şimdi de kafasının kesilmesine
kayıtsız kalıyorsunuz. Hiç sorumluluğunuzun olduğunu
düşünmüyor musunuz ve hiç utanmıyor musunuz?
BAŞKAN Sayın
Kaya
DİLŞAT CANBAZ KAYA
(İstanbul) Sayın Başkan, yıllardır uygulanan
güvenlikçi politikalar, ısrarla çözülmek istenmeyen toplumsal ve siyasal
sorunlar, bunlarla beraber her geçen gün derinleşen ekonomik kriz gençleri
intihara sürüklemektedir. Diyarbakırın Silvan ilçesinde son bir
yıl içerisinde 29 kişi intihar etmiştir ve intihar edenlerin
çoğunluğunu gençler oluşturmaktadır. 87 bin nüfusu olan
küçük bir ilçede intiharların bu kadar sık
yaşanmasının nedenleri nelerdir, bir araştırma
yaptınız mı?
2021-2022 eğitim ve
öğretim döneminde KYK yurtlarına başvuran öğrenci
sayısı kaçtır? Başvuruda bulunan öğrencilerin
kaçı yurtlara yerleşmemiştir?
Diyarbakırda halk, her
sokak başında bulunan uyuşturucu satıcılarının
güvenlik güçlerinin tepkisizliğinden kaynaklı olarak bu işi
artık açık açık yaptıklarını ifade etmektedir.
Diyarbakır'da yıllara göre uyuşturucu bataklığına
sürüklenen genç nüfusun sayısı kaçtır?
BAŞKAN - Sayın
Coşkun
ŞEVİN COŞKUN
(Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.
DEDAŞ'ın bölge
kentlerinde okul bahçelerine kurduğu trafolar bilginiz dâhilinde mi? Soru
önergesine Şırnak Cizre'de inceleme başlattık.
yanıtınıza rağmen okul bahçelerinde trafolar hâlâ neden
kuruluyor?
Urfa, Mardin,
Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Siirt'te çiftçinin
tarlasını sulamada kullandığı elektriğin
sayacı DEDAŞ tarafından trafo direklerinin tepesine konuluyor.
Ayrıca, başta Van, Hakkâri, Ağrı ve birçok kentte
kayıp kaçak gerekçesiyle yurttaşların sayaçları direklerin
tepesine taşınıyor. Bu uygulamaya tabi tutulan tüm
yurttaşların bedelini ödediği enerjiyi takip ve izleme
hakkı da engellenmektedir. Elektrik sayaçlarını direklerin
tepesine çıkarmakla amaçlanan nedir? Taşıma işleminin
bedeli ne kadardır? Ne kadarı yurttaşın faturasına
yansıtılmaktadır?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Tutdere
ABDURRAHMAN TUTDERE
(Adıyaman) - İlk sorum Enerji Bakanına: Adıyaman merkez
Yaylakonak beldesi Karaçalı Mahallesi Küçük Boğalar Küme Evlerde
bulunan 5 haneye elektrik enerjisi verilemiyor. Çocuklar karanlıkta,
vatandaş mağdur. Buraya elektrik enerjisi verilmesini bekliyoruz.
İkinci sorum Spor
Bakanına: Sayın Bakan, konuşmanızda
ayrımcılık yapmadığınızı söylediniz.
İspatlıyorum, siz, ayrımcılık yapıyorsunuz;
Adıyaman'a ayrımcılık yapıyorsunuz. Adıyaman
Kahta Spor ve Adıyamanspor statları yetersiz, statları
yapmadınız.
Ayrıca, bizim
Yaylakonak, Pınarbaşı, Kesmetepe, Şambayat gibi
beldelerimizde halı sahalarımız yok. Buralara halı
sahaları ne zaman yapacaksınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın
Ataş
DURSUN ATAŞ (Kayseri)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Seçim bölgem Kayserinin 6
ilçesinde hâlâ doğal gaz bulunmamaktadır. İktidar temsilcileri
Sarıoğlan, Akkışla, Felahiye ve Özvatan ilçelerinin
planlamaya alındığını söyledi ama tarih vermedi; bu ilçelerimize
doğal gaz ne zaman gelecektir? Pınarbaşı ve Sarız
ilçeleri ise planlamaya dahi alınmamıştır.
Yıllardır her seçimde söz verip siyaset malzemesi yapılan
doğal gaz, Pınarbaşı ve Sarıza ne zaman gelecektir,
planlamaya alınacak mıdır? Vatandaş sizden net bir tarih
bekliyor.
İkinci sorum Spor
Bakanına: Kayseride 4 üniversite ve yaklaşık 75 bin
öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrencilerin kalacağı
yurtların yatak kapasitesi 8.500 civarındadır, bu sayı
şehrimiz için yetersizdir. Kayseride yurt sorununu çözmek için bir
çalışma var mıdır? Pınarbaşı, Sarız ve
Sarıoğlan ilçelerinde hâlâ çim saha yoktur. Her yıl biz
soruyoruz, sizler sürekli Yapacağız. diye söz veriyorsunuz; bu
konuyla ilgili bir çalışma var mı, yatırım
planına alınacak mı?
BAŞKAN Evet,
Sayın Komisyon
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan, bize geldi, kesildi. Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Enerji Bakanı, buyurun.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Biraz önce Grup Başkan
Vekillerimizden Sayın Ustanın bir sorusu vardı, aslında
Plan ve Bütçe Komisyonunda da gündeme gelmişti ama
Yatırımlar
bu kadar yapılıyor fakat bunun kalite açısından izlemesini
yapıyor musunuz? diye. O sorunuzun cevabını da yazılı
verdik ama muhtemelen elinize geçmemiş olabilir, ben en azından
oradan size okumuş olayım. Aslında elektrik
dağıtım şirketlerinin yapmış olduğu bu
yatırımlar için devlete herhangi bir ödeme ya da finansman
sağlamıyor, bütçeyi onaylıyor sadece EPDK.
ERHAN USTA (Samsun)
Faturalardan alınıyor.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ Söyleyeceğim.
Tarifelere
yansıtılıyor çünkü yapılan yatırımın yasa
gereği oradan karşılanması gerekiyor.
Peki, yapılan
yatırımların kaliteye etkisi nedir? Ben, sizinle, son, 2018den
bu tarafa olan rakamları paylaşayım; bunlar, abone
başına ölçülmüş, dakika cinsinden kesinti süreleri Sayın
Başkanım: 2018de bin üç yüz yetmiş dokuz dakika, 2019da bin
iki yüz kırk altı dakika, 2020de ise ilk altı ayda beş yüz
on beş dakika olarak ölçülmüş yani giderek bir iyileşme söz
konusu.
ERHAN USTA (Samsun) Bendeki
tabloda artıyor, hem de ciddi artıyor.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI FATİH DÖNMEZ Evet yani bu
rakamları ben sizinle tekrar paylaşırım.
Diğer sorulara gelince,
iklim değişikliğiyle ilgili konu
Bildiğiniz gibi, Paris
İklim Anlaşması Meclisimizden oy birliğiyle geçti;
bağlayıcı bir durum söz konusu. Sadece Enerji
Bakanlığı değil, tüm kamu kurumlarımız iklimle
mücadele kapsamında bir eylem planı hazırlığı
içerisinde. Bir de bildiğiniz gibi, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığımızın ismi de değişti; Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı oldu. O Bakanlık bünyesinde bununla ilgili bir
başkanlık oluşturuldu, bir koordinasyon merkezi
oluşturuldu. Bu kapsamda, her bakanlık bu hedefe dönük, karbon nötr
hedefine dönük eylem planlarını hazırlıyorlar.
Cumhurbaşkanımız
2053 yılında karbon nötr, daha doğrusu karbon
sıfır hedefini koydu; bu kapsamda, karbondioksit
salımını nötrlememiz gerekiyor yani sıfır değil,
nötrlememiz gerekiyor. 2020 yılı verilerini dikkate aldığımızda,
Türkiyede 506 milyon ton karbondioksit salımı var; bunun
yaklaşık 84-85 milyon tonluk kısmını yutak
alanlarımızda yutabiliyoruz ki ağırlıklı
ormanlık alanlar. Demek ki daha önümüzde katetmemiz gereken ciddi bir
mesafe var. Bu kapsamda da tabii, enerji tesisleri, özellikle de fosil
yakıtlı kömür tesisler de karbondioksit salımında önemli
etkenlerden biri. Türkiyede kömürden elektriğin üretiminin payı
yaklaşık yüzde 30lar mertebesinde, dünya ortalaması yüzde 36.
Avrupada, biliyorsunuz, bazı çıkış stratejileri
belirlendi. 2053e kadar karbon nötr hedefi doğrultusunda, kömür
başta olmak üzere, bir çıkış yapılacak. Bunu, oyunu,
planı ne değiştirir? Karbon yakalama teknolojileri değiştirebilir
ya da yakıttaki iyileştirme teknolojileri bunu, bu sonucu
değiştirebilir. Bunları da yakından takip ediyoruz.
DEDAŞın
uygulamalarına ilişkin olarak da çiftçilerin borcunun ödenmesi veya
ödemeyen çiftçilerin durumu
Tabii, mevzuata göre bir elektrik
kullanıcısı elektrik borcunu ödemediğinde önce ihtar, arkasından
da kesilme yoluna gidiliyor ama özellikle yaz aylarında, sulama sezonunda
-biz de şirketle görüşerek- bunları mümkün mertebe ertelemeye,
çiftçinin borcunu vadelendirmeye dönük çalışmalarımız var.
Öte yandan, bu bölgede Tarım Bakanlığının destekleme
mekanizmasından da yararlanma imkânları söz konusu. Bu süreci
birlikte yaşıyoruz.
Direklere dikilmesiyle ilgili
de yine bazı sorular geldi. Kayıp kaçakla mücadele anlamında
çeşitli teknolojik uygulamalar takip ediliyor. Maalesef bu bölgelerin bir
kısmında kayıp kaçak uygulamaları Türkiye
ortalamasının üzerinde. Bu, bundan beş sene önce yüzde 75ler
mertebesindeydi bu bölgede, şu anda yüzde 50lerin altına indi.
Özellikle de bu sayaçların müdahalesinin yapılamadığı
noktalara taşınmak suretiyle montajında burada ciddi bir etki
olduğunu görüyoruz.
Bir vekilimiz
Adıyamanda bir köyde 5 kadar eve elektrik verilemediğini söyledi.
Tabii, Sayın Vekilim, konuyu ben sizden bizzat alırsam takip ederim
ama genellikle benzeri gelen taleplerde şu şekilde çıkıyor:
Köy yerleşim biriminin dışında imarlaşma var ve
iskânsız olduğu için de mevzuat gereği bu binalara elektrik
vermede bazı kısıtlar söz konusu, muhtemelen bundan da
kaynaklı olabilir.
Ben burada sözü Sayın
Bakanıma bırakıyorum.
Teşekkür ediyorum.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Sayın Başkan, çok kıymetli
milletvekilleri; öncelikle, CHP Grup Başkan Vekili Sayın Engin
Altayın şahsıma nezaket dersi vermeye
kalkışırkenki ifadelerini kınıyorum!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben de seni kınıyorum!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Hepsi tutanaklarda var, misliyle bunları
iade ediyorum!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) KDV koyup ben de sana bir daha iade ediyorum!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Biz sabah saatlerinden beri buradayız.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Nerede olacaksın ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Elbette her söylenen söze verecek
cevabımız var.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bizim de var, bizim de var. İpe sapa gelmez ne demek?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Müsaade eder misiniz?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Etmem.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Gelmeseydin bari!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Her söylenen söze söyleyecek
cevabımız var ama nezaket dersi vermeye kalkışırken de
açıkçası, kullandığınız ifadeleri kamuoyunun
takdirine bırakıyorum.
AHMET KAYA (Trabzon) Ülke
ne hâle geldi ya! Atatürk diyor ki: Ben sporcunun zeki, çevik ve
ahlaklısını severim. Ona uygun olun, ona uygun davranın,
Bakan için de geçerli.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Seçilmişlik-atanmışlık
türküsü tutturdunuz, gidiyorsunuz ama gelin, hizmette yarışalım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Edepli konuş! Hâlâ şımarıklık
yapıyorsun, hâlâ ukalalık yapıyorsun! Türkü tutturmak ne demek
ya!
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Kullandığın ifadeleri
hatırlamıyor musun Engin ya!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hatırlıyorum. Sen onun
kullandığını hatırlıyor musun?
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ya, o bir şey demedi!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Sayın Altay... Sayın Altay...
Sayın Altay, ben sizi
dinledim.
BAŞKAN Sayın
Bakan, Genel Kurula hitap edelim lütfen.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Bu Kabinenin Bakanlarını
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Size rağmenler, helalühoş olsunlar, ipe sapa
gelmezler
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Bu Kabinenin Bakanlarını
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Cevap ver, sorulara cevap ver, sorulara.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Bu Kabinenin Bakanlarını farklı
şekilde lanse etme hakkınız yok.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sorulara cevap ver.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
İç Tüzükün hükümleri uyarınca sorulara cevap vermesi lazım
Sayın Başkanım.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Gelin, hizmetle, icraatla konuşalım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ukalalık yapma, ukalalık! Bakansan
Bakanlığını bil!
MAHMUT TANAL (İstanbul)
İç Tüzük hükümleri uyarınca sorulara cevap vermesi lazım.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Evet, kredi ve burslarla ilgili
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bakansan Bakanlığını bil!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Kredi ve burslarla ilgili olarak, 2002den bu
yana faydalanan öğrenci sayısında 9 kat, yapılan ödeme
tutarındaysa 14 kat artış sağladık.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Öğrenci sayısı artıyor, öğrenci sayısı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Başvuran her öğrenciye kredi
veriyoruz ve 500 bine yakın öğrenci bizden burs alıyor.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Her mahalleye üniversite açtınız, her mahalleye.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Ve sigorta girişi yapılana kadar da
kredi alan öğrencilerimizden geri ödeme talep etmiyoruz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Rakamlarla oynama. Her mahalleye okul açtınız.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU İki yıl boyunca hiç talep etmiyoruz,
iki yıl sonra e-devletten sisteme giriyor, işe
başlamadığına dair beyanı olduğu takdirde
işe başlayana kadar ödeme süreci bir sonraki sürece ertelenmiş
oluyor.
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) İcra gönderildi mi gönderilmedi mi öğrencilere?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Az önce Sayın Milletvekilim
Adıyamanla ilgili olarak taleplerde bulundu, hepsini not ettim. Tüm
Türkiyede olduğu gibi Adıyamanda da ilçelerinde de devasa
çalışmalarımız var ama eksik olanlarını da
tamamlarız.
Kayseri Sarıoğlan
ilçesinde bulunan sahanın ve soyunma odalarının, tribünün
yapım işleri için ihale çalışmalarına
başlanmıştır. Kayseride, yine, 4 bin yatak kapasiteli
yurdumuzun imar çalışmaları devam etmekte olup 2.667 yatak
kapasiteli yurdumuz da tamamlanmak üzeredir ve özellikle Kayseriyle ilgili hem
üniversite kampüsü içerisinde hem diğer alanlarda
çalışmalarımız devam etmektedir. Her bir gencimizin hem
kredilerden hem burslardan ve özellikle yurt altyapımızdan
istifadesini son derece önemsiyoruz.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Ya, somut konuş, somut! Somut konuş ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Yurt yatak kapasitemiz, gördüğünüz gibi,
her geçen gün artıyor, statik bir durum söz konusu değil; tüm
illerde, ilçelerde devam eden bir çalışma var. İktidara
geldiğimizde 190 bin olan yatak kapasitesini 750 binlere yükselttik ve bu
190 binin de yaklaşık 160 binini deprem vesaire koşullardan
dolayı yıkıp yeniden yaptık.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ
(İzmir) Yirmi yılda yaptığınız şeye
bakın, öğrenciler parklarda yatıyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Bununla birlikte, özellikle son süreçte
kampüslere yurt yapma politikamızı hızlandırdık.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Başkanım, süresi bitti, süre bitti. Yani bize süre verilmiyor,
Bakanın süresi devam ediyor. Yani milletvekilinin süresini uzatmaya
Hayır. diyorsun, onun süresini devam ettiriyorsun. Türkü
söylettiriyorsunuz, türkü! Seçilmişi konuşturmuyorsun,
atanmışı konuşturuyorsun burada! Böyle bir şey
olabilir mi ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU Özellikle büyükşehirlerde
öğrencilerin ulaşımını ve bu anlamdaki hem zaman ve
masraf konusunu dikkate alarak YÖKle, üniversitelerle iş birliği
hâlinde yurtların kampüslere inşa edilmesi sürecini de
hızlandırıyoruz.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Başkanım, tek bir soruya yanıt gelmedi! Tek bir soruya
yanıt gelmedi!
BAŞKAN Soru-cevap
işlemi tamamlanmıştır.
ERHAN USTA (Samsun)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun
Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Tek bir soruya yanıt gelmedi, tek bir soruya!
BAŞKAN Müsaade eder
misiniz, Sayın Ustayı dinlemek istiyorum.
ERHAN USTA (Samsun)
Sayın Bakana 2 tane soru soracaktım, bir tanesini sordum, diğeri
yarımdı, dolayısıyla kamuoyunu yanlış
bilgilendirme olmasın, soruma cevap verilmemiştir. Müsaade ederseniz
o sorumu sorayım. Daha sonra, sadece tutanaklara geçmesi
açısından
BAŞKAN Peki, sadece
sorun çünkü soru-cevap işlemini tamamladık.
ERHAN USTA (Samsun) Problem
değil, tutanaklara
Yani
mikrofonu açmasanız da olur.
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun)
Şimdi, birincisi bu kesinti süresi Sayın Bakan, ben de size
grafiğini verebilirim. 2018den 2019a gelindiğinde kesinti süreleri
çok radikal bir şekilde artıyor. Ben Yatırımların
rakamları bütçeden verilir. demedim. Daha kötüsü, vatandaşın
direkt faturasından alınan paralarla yatırım
yapılmıyor ve elektrik kesintileri artıyor ama daha vahim bir
olay var, yarım kalan. Sayın Başkanım, müsaade ederseniz
Şimdi, diğer bir
husus da bu hizmet bedeli karşılığında
dağıtım şirketlerinden
Dağıtım
şirketlerine bir para ödeniyor, bu para nereden alınıyor? Yine,
milletin faturasına yansıtılıyor. Sayın Başkan,
2020 yılında 7 milyar lira hizmet bedeli
karşılığında EPDKnin onayladığı bedel
7 milyar lira vatandaştan tek tek toplanıyor ve
dağıtım şirketlerine veriliyor. Bu dağıtım
şirketlerinin neler olduğunu biz biliyoruz, bunların önemli
kısmı yandaş firmalar zaten ama 2021 yılına
geldiğinde, EPDK niye böyle bir karar alıyor hiç kimse bilmiyor, 7
milyar liradan 22 milyar 260 milyon liraya çıkıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Türkiyede
yüzde 217lik bir artış var. Sayın Başkan, bu,
vatandaşın faturasına yansıtılan miktardır. Yani
dağıtım hizmetinde bir değişiklik yok; trafo
sayısı üç aşağı beş yukarı aynı, abone
sayısı aynı; iletilen hat, enerji miktarı üç
aşağı beş yukarı aynı fakat yüzde 217lik
artış var, bu ciddi bir soygundur, Türkiye Büyük Millet Meclisi bunun
üzerinde durmalıdır yani 7 milyar liradan 22 milyar liraya,
firmaların cebine konuluyor. Biz neden olduğunu biliyoruz; bu
tarifelere karar veren EPDKnin orta düzey yöneticilerinin tamamı,
tarifeyi yaptıktan bir gün sonra dağıtım şirketlerine
yönetici olarak yüksek paralarla geçmiştir. Bu, kanuna
aykırıdır, yasak vardır burada, yasağa rağmen
geçmiştir ve ben şunu da iddia ettim: Bu geçiş trafiğini de
EPDK Başkanı bizzat kendisi yönetmektedir. Ben bu kadar iddia
ediyorum bunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda iddia ettim; bunun
karşılığında bize söylenmiş hiçbir şey yok.
Ben bunların tutanaklara
geçmesinde ve kamuoyunun bilgisine sunulmasında fayda olduğunu
düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Tutanaklara geçti. Sayın
Bakan cevaplamak isterse yazılı olarak cevaplayabilir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, sırasıyla birinci turda yer alan kamu idarelerinin
bütçeleri ile kesin hesaplarına geçilmesi hususunu ve bütçeleri ile kesin
hesaplarını ayrı ayrı okutup oylarınıza
sunacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
1) Türkiye Büyük Millet
Meclisi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 2.198.221.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2022
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türkiye Büyük Millet
Meclisi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 1.747.955.495,91
Bütçe Gideri 1.547.492.840,06
İptal Edilen Ödenek 200.462.655,85
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 293.820,00
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Kamu
Denetçiliği Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
KAMU DENETÇİLİĞİ
KURUMU
1) Kamu Denetçiliği
Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 46.828.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 46.828.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kamu Denetçiliği Kurumunun 2022
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Kamu Denetçiliği Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Kamu Denetçiliği Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 35.547.900,00
Bütçe Gideri 32.021.426,99
İptal Edilen Ödenek 3.526.473,01
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 35.508.000,00
Tahsilat 35.616.292,05
Ret ve İadeler 61,41
Net Tahsilat 35.616.230,64
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kamu Denetçiliği Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
ANAYASA MAHKEMESİ
1) Anayasa Mahkemesi 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 107.633.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2020 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Anayasa Mahkemesi 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 72.762.150,70
Bütçe Gideri 64.898.409,72
İptal Edilen Ödenek 7.863.740,98
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2020 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
SAYIŞTAY
BAŞKANLIĞI
1) Sayıştay
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 514.385.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum
2) Sayıştay Başkanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 412.068.880,00
Bütçe Gideri 328.445.451,93
İptal Edilen Ödenek 83.623.428,07
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayıştay
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri
kabul edilmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI
1) Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 5.325.227.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 3.637.751.930,00
Bütçe Gideri 3.539.139.016,64
İptal Edilen Ödenek 98.612.913,36
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun
2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
1) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 394.052.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 394.052.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun
2022 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun
2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
|
Toplam Ödenek 390.332.000,00
Bütçe Gideri 316.984.626,76
İptal Edilen Ödenek 73.347.373,24
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 329.337.000,00
Tahsilat 449.553.929,03
Ret ve İadeler 6.163.859,34
Net Tahsilat 443.390.069,69
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun
2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Nükleer Düzenleme Kurumunun 2022
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU
1) Nükleer Düzenleme Kurumu 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 219.025.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 219.025.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Nükleer Düzenleme Kurumunun 2022
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Nükleer Düzenleme Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Nükleer Düzenleme Kurumu 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 147.139.000,00
Bütçe Gideri 46.428.978,60
İptal Edilen Ödenek 100.710.021,40
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 147.139.000,00
Tahsilat 237.500.171,32
Ret ve İadeler 1.471.334,72
Net Tahsilat 236.028.836,60
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Nükleer Düzenleme Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 941.744.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 941.744.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 1.088.520.000,00
Bütçe Gideri 1.009.321.373,86
İptal Edilen Ödenek 79.198.626,14
Ertesi
Yıla Devredilen Ödenek 21.084.673,04
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 640.901.000,00
Tahsilat 957.582.105,92
Ret ve İadeler 1.486.942,39
Net Tahsilat 956.095.163,53
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Maden
ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî
yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
MADEN VE PETROL
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden ve Petrol
İşleri Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 499.372.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 479.372.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Maden
ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 379.076.000,00
Bütçe Gideri 363.038.058,29
İptal Edilen Ödenek 16.037.941,71
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 243.142.000,00
Tahsilat 396.456.596,92
Ret ve İadeler 1.204.300,13
Net Tahsilat 395.252.296,79
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Maden ve Petrol İşleri Genel
Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye
Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
TÜRKİYE ENERJİ,
NÜKLEER VE MADEN ARAŞTIRMA KURUMU
1) Türkiye Enerji, Nükleer
ve Maden Araştırma Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 328.422.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
|
TOPLAM 327.422.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye
Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 59.026.724,00
Bütçe Gideri 22.906.209,72
İptal Edilen Ödenek 36.120.514,28
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 14.009.300,39
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Tahsilat 38.376.041,62
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
1) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 23.739.657,00
Bütçe Gideri 23.581.957,28
İptal Edilen Ödenek 157.699,72
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 13.066.000,00
Tahsilat 22.289.950,76
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
NADİR TOPRAK
ELEMENTLERİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
1) Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 1.186.000,00
Bütçe Gideri 811.561,99
İptal Edilen Ödenek 374.438,01
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 5.637.000,00
Tahsilat 1.149.000,00
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Nadir Toprak Elementleri
Araştırma Enstitüsünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 170.527.770,75
Bütçe Gideri 169.426.295,50
İptal Edilen Ödenek 1.101.475,25
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelinin genel toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 212.031.000,00
Tahsilat 168.523.748,70
Ret ve İadeler 285.548,09
Net Tahsilat 168.238.200,61
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul
edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamı okutuyorum:
GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
|
GENEL
TOPLAM 27.782.948.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Gençlik ve Spor Bakanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
|
Toplam Ödenek 22.505.599.767,35
Bütçe Gideri 21.921.142.423,06
İptal Edilen Ödenek 18.090.722,92
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 566.366.621,37
BAŞKAN Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik ve Spor
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece, birinci turda yer
alan kamu idarelerinin bütçeleri ve kesin hesapları kabul edilmiştir.
Hayırlı
olmalarını temenni ederim.
Sayın milletvekilleri,
birinci tur görüşmeleri tamamlanmıştır.
Programa göre, kamu
idarelerinin bütçe ve kesin hesaplarını sırasıyla
görüşmek için 8 Aralık 2021 Çarşamba günü saat 11.00de
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
22.29
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 281, 282 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 6/12/2021 tarihli 28inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.