13
Aralık 2021 Pazartesi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
35inci
Birleşim
13
Aralık 2021 Pazartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282)
A) KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI
1) Kültür ve Turizm Bakanlığı
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve Turizm Bakanlığı
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) RADYO VE
TELEVİZYON ÜST KURULU
1) Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) DEVLET TİYATROLARI GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Tiyatroları Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Tiyatroları Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU
BAŞKANLIĞI
1) Türkiye Yazma Eserler Kurumu
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Yazma Eserler Kurumu
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E)
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Vakıflar Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Vakıflar Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F)
TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI
BAŞKANLIĞI
1) Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G)
YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR BAŞKANLIĞI
1)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
1) Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H)
ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ
1) Atatürk
Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk
Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I)
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
1) Atatürk
Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk
Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ)
TÜRK DİL KURUMU
1) Türk Dil
Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J)
TÜRK TARİH KURUMU
1) Türk
Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K)
KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI
1) Kapadokya
Alan Başkanlığı 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya
Alan Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
L) DIŞİŞLERİ
BAKANLIĞI
1) Dışişleri Bakanlığı
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Dışişleri
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
M)
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği Başkanlığı 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
N)
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU
1) Türk
Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Nimetullah Erdoğmuşun, hatiplere ilaveten
verilen birer dakika ek konuşma süresinin 60 konuşmacı
olduğundan dolayı toplamda altmış dakikaya tekabül
ettiğine ilişkin konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, CHP Grubu adına konuşan hatiplerin 281 sıra
sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve
282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
3.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Garibe Gezerin şüpheli ölümünü
protesto eden Kandıra Cezaevindeki HDPli tutsaklara disiplin soruşturması
açıldığına ve Cumhurbaşkanı Erdoğanın
cezaevinde rehin tutulan Selahattin Demirtaşa miting
çağrısı yapmasının akıl dışı bir
açıklama olduğuna ilişkin açıklaması
4.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki, İstanbul Milletvekili
Yunus Emrenin 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
6.- Samsun Milletvekili Erhan
Ustanın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, Merkez Bankasının
dövizi yandaşlara peşkeş çektiğine, fiyat
artışlarının nedenini stokçulara bağlamanın
ekonomiyi kötü yönetip faturayı birilerine kesmek olduğuna,
Türkiyenin üzerine kumar oynayan bir Maliye Bakanı olduğuna ve
Maliye Bakanı Nureddin Nebatinin yurt dışından
saldırı olmadığına dair açıklamasının
Recep Tayyip Erdoğanın bütün söylediklerini çürüttüğüne
ilişkin açıklaması
7.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Denizli Milletvekili Ahmet
Yıldızın 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
8.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
9.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
10.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
11.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
12.- Muğla Milletvekili
Mürsel Albanın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoyun 281
sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
13.- Batman Milletvekili
Feleknas Ucanın, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
14.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
15.- Aydın Milletvekili
Aydın Adnan Sezginin, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
16.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
17.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281
sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
18.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281
sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
19.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
20.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
21.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
22.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, Cumhuriyet Halk Partisi ve AK PARTİ Grupları
arasında meydana gelen bir tartışmada uygunsuz bir dil
kullanıldığına, milletvekillerinin ifadelerinde temiz bir
kullanmakla yükümlü olduğuna ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri
Ersoy ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun
281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
23.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, önceki açıklamasında
kullandığı Ben senin yerinde olsam o gazeteciye iki tokat
atardım. ifadesini düzeltmek istediğine çünkü şiddetin her
türlüsüne, özellikle gazetecilere yönelik şiddete karşı
olduklarına ilişkin açıklaması
24.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde soru-cevap kısmında
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
25.- Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
26.- Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Nevşehir
Milletvekili Faruk Sarıaslanın, Nevşehir Milletvekili Mustafa
Açıkgözün 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
2.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Erzurum Milletvekili Kamil
Aydının 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde MHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Erzurum Milletvekili
Kamil Aydının, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Erzurum Milletvekili Kamil
Aydının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
5.- Diyarbakır
Milletvekili Hişyar Özsoyun, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yürütme adına yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
6.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
7.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
8.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
9.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine sataşması nedeniyle konuşması
VII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Onursal Adıgüzel'in, Erasmus+ Öğrenci Değişim
Programı kapsamındaki öğrencilerin hibe desteği
alamadığı iddiasına ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun cevabı
(7/54833)
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 11.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare
AYDIN (İstanbul), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
35inci Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündemimize göre 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerindeki görüşmelere devam
edeceğiz.
Program uyarınca bugün yedinci turdaki
görüşmeleri yapacağız.
Yedinci turda Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Devlet Opera ve
Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, Vakıflar Genel
Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil
Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Kapadokya Alan Başkanlığı,
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği
Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumunun bütçe ve kesin
hesapları yer almaktadır.
III. - KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (x)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (x)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Opera
ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince tur üzerindeki görüşmelerde siyasi parti gruplarına ve
İç Tüzükün 62nci maddesi gereğince istemi hâlinde görüşlerini
bildirmek üzere yürütmeye yetmişer dakika söz verilecek, bu süreler birden
fazla konuşmacı tarafından kullanılabilecek ve
şahsı adına yapılacak konuşmaların süresi ise
beşer dakika olacaktır. Ayrıca konuşmalar tamamlanınca
soru-cevap işlemi on dakika soru, on dakika cevap olarak yapılacak ve
sorular gerekçesiz olarak yerinden sorulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Yedinci turda siyasi parti grupları, yürütme ve
şahısları adına söz alanların adlarını
sırasıyla okuyorum:
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın
Ahmet Ünal Çeviköz, Sayın Çetin Osman Budak, Sayın Nurhayat Altaca
Kayışoğlu, Sayın Özcan Purçu, Sayın Mürsel Alban,
Sayın Atila Sertel, Sayın Nihat Yeşil, Sayın Yüksel Özkan,
Sayın Jale Nur Süllü, Sayın Faruk Sarıaslan, Sayın Utku
Çakırözer, Sayın Yunus Emre, Sayın Sibel Özdemir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Sayın Tuba Vural Çokal, Sayın Mustafa Canbey, Sayın Ravza
Kavakcı Kan, Sayın Hacı Ahmet Özdemir, Sayın Şeyhmus
Dinçel, Sayın Ceyda Çetin Erenler, Sayın Zafer Sırakaya,
Sayın Mustafa Levent Karahocagil, Sayın Tamer Akkal, Sayın Ahmet
Çakır, Sayın Mustafa Açıkgöz, Sayın Ahmet Yıldız,
Sayın İsmail Emrah Karayel, Sayın Mustafa Köse.
İYİ Parti Grubu adına Sayın
Orhan Çakırlar, Sayın Aylin Cesur, Sayın Yavuz
Ağıralioğlu, Sayın Abdul Ahat Andican, Sayın
Aydın Adnan Sezgin, Sayın Ahmet Kamil Erozan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Sayın Ahmet Erbaş, Sayın Erkan Haberal, Sayın Cemal Çetin,
Sayın Kamil Aydın, Sayın Ramazan Kaşlı, Sayın
İsmail Özdemir, Sayın Arzu Erdem.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Sayın Alican Önlü, Sayın Garo Paylan, Sayın Zeynel Özen,
Sayın Serpil Kemalbay Pekgözegü, Sayın Ebrü Günay, Sayın
Hişyar Özsoy, Sayın Feleknas Uca, Sayın Tulay Hatımoğulları
Oruç, Sayın Berdan Öztürk.
Şahıslar adına lehinde Sayın
Yücel Menekşe.
Yürütme adına Kültür ve Turizm
Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy, Dışişleri
Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu.
Aleyhinde Sayın Gültekin Uysal.
Şimdi, ilk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Ahmet Ünal Çeviköze ait.
Buyurun Sayın Çeviköz. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
Sayın Bakanlar; 2022 yılı Dışişleri
Bakanlığı bütçe görüşmeleri hakkında Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Dışişleri Bakanlığının bu yılki
bütçesine baktığımda dikkatimi çeken çarpıcı bir
hususu sizinle paylaşmak isterim. Dışişleri Bakanlığının
bu yılki bütçesi, Türkiye Cumhuriyetinin genel bütçesindeki oranı
itibarıyla son yedi yılın en düşük payına sahip: Yüzde
4,27. Sayın Bakan, yaklaşık yedi yıldır
Dışişleri Bakanlığı yapıyorsunuz, görünen o
ki sizin görev süreniz uzadıkça Dışişleri
Bakanlığının bütçesinin genel bütçedeki payı
azalıyor. Türk lirasının kuşa döndüğü bir ortamda,
herhâlde, dış politika da kuş bakışı olarak
sürdürülecek. Aman Sayın Bakan, sizden rica ediyorum, bunu yaparken kelimenin
kuş unsuruna değil de bakış unsuruna
ağırlık verin lütfen. Bu ricayı dile getirme ihtiyacı
duymamın bir sebebi var elbette, geçen yıllarda da dile
getirdiğimiz bir konu var. Bakanlığın hizmet gerekçesi ve
hedeflerinde, Türkiye aleyhine sürdürülen propaganda ve eylemlerle mücadele
etmek, FETÖ hakkında uluslararası toplumun bilgilendirilmesi için
çalışma yürütmek üzere görev yapan bir birimi var:
Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü. Bu Genel
Müdürlük bu konularla akademik, siyasi, diplomatik, kültürel ve hukuki alanlarda
mücadele edilmesi için çalışmalar yürütüyor, aynı zamanda sözde
soykırım iddialarıyla mücadele ediyor ama bütçesi 2019
yılı bütçesinden daha az. 2019 yılında 11,22 milyon lira
olan bütçe, 2022 yılı için 9 milyon 570 bin lira olarak teklif edilmiş
yani 680 bin dolar. Bu parayla, sözü edilen mücadele nasıl
yapılır? Bütçedeki bu kısıntının gerekçesi nedir?
Söz konusu mücadeleler bitti mi? Örneğin Amerika Birleşik Devletleri
Başkanı Biden, 24 Nisanda, 1915 olaylarını ilk kez soykırım
olarak niteledi. 19 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa Parlamentosu Genel
Kurulunda 2019-2020 Türkiye Raporunun oylanması sırasında son
anda verilen bir değişiklik önergesiyle rapora, ülkemizde sözde
Ermeni soykırımını tanıma çağrısında
bulunan bir paragraf eklendi. Bu gelişmeler tezlerimizin yeterince
anlatılamamasından kaynaklanıyor olmasın. Ne kadar
kaynağınız olursa tezlerinizi o kadar güçlü savunabilirsiniz.
İşte kuş bakışı dış politika derken
endişem bu nedenledir, bütçe kuşa dönerken dış
politikanın da kuşa dönmemesi içindir.
Şimdi, şunu itiraf etmem gerekir
Sayın Bakan: Muhalefet olarak ne söyledikse yavaş yavaş ve
gecikmeli de olsa bunların haklılığını kabul
ediyor ve uygulamaya koyuyorsunuz. Afganistan'da Mehmetçiki daha fazla
tehlikeye atmayın. dedik, askerlerimizi geri çektiniz. Birleşik
Arap Emirlikleriyle ilişkiler kötü gidiyor. dedik, düzeltmek için
hamleler yapmaya başladınız. Mısır ve İsrail'le
ilişkilerimizi düzeltin, karşılıklı büyükelçileri
atayın. dedik, Mısırla 2 tur, Dışişleri Bakan
Yardımcıları düzeyinde görüşmeler yaptınız,
İsrail'le de yüksek düzey telefon görüşmeleri gerçekleştirildi.
Yani ne desek yapıyorsunuz, yapıyorsunuz da biz artık korkmaya
başladık; acaba yapmasanız mı? Zira Birleşik Arap
Emirlikleriyle ilişkiler düzelme yoluna girer girmez, ASELSAN'ın
akıbetinin tehlikeye girdiğine dair söylentiler çıkmaya
başladı. Tank Palet Fabrikasıyla ilgili durum sadece Türkiye
halkının değil, neredeyse tüm dünyanın duyduğu bir
skandala dönüştü. ASELSANla ilgili benzer söylentiler çıkınca
inanın endişelerimiz artıyor çünkü Birleşik Arap Emirlikleriyle
yapılanları Mısır ile İsrail'le de yapmaya
hazırlandığınızı söylüyorsunuz. Tehlike de burada
işte. Acaba akıbeti tehlikeye girecek başka
kuruluşlarımız da mı var sırada? Bakın, herhangi
bir ülkeye karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiçbir ön yargımız
yok ama şunu vurgulamadan geçmek de mümkün değil: Katar,
ExxonMobille ortak olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle 5inci
parselde doğal gaz arama ve üretim paylaşımı
anlaşması imzaladı yani Tank Palet Fabrikasıyla ilgili
durum daha taptazeyken, gözümüze parmak sokarak, sizin
iktidarınızın o çok yüksek sesle dile getirdiği
Kıbrıs Türklerinin haklarını savunma gayretinizle alay
ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı Katar ziyareti sırasında
Katar'ın milletimizin gönlünde farklı bir konumu vardır. dedi,
emin olun vardır. Türkiye halkının gözünde çok farklı bir
konumu olan Katar'ın, Güney Kıbrısla iş birliği
hâlinde haklarını gasbettiği Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti halkının gözünde de çok farklı bir konumu
vardır. Bu halk gözündeki konum tabiri aklıma ister istemez, son
günlerde çok konuşulan helalleşme tartışmasını
da getiriyor. Geçtiğimiz günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
basınında da yayınlanması sayesinde öğrendik ki 2017 yılında
Crans-Montana'da Kıbrıs görüşmeleri sırasında önemli
tartışmalar olmuş; bir oturumda, heyetler arasında
değişilen belgelerin içeriğinin açıklanmaması için
belli bir mutabakata güvenerek hareket edildiği söyleniyor ama sonradan
Türkiye heyetinin tekliflerinin dışarı sızdırıldığı
anlaşılıyor, bunun üzerine siz de Anastasiadise
güvenmediğinizi dile getiriyorsunuz. Anlıyoruz ki Kıbrıs
gibi, Türkiye'de herkesin millî dava olarak gördüğü önemli bir konudaki
görüşmelerde savunulacak bir tez, Türkiye'nin, Kıbrıs Türkünün
güvenliği tehlikeye girdiğinde tek taraflı olarak
kullanacağı müdahale hakkından taviz verme konusu Türkiye Büyük
Millet Meclisinde temsil edilen partilerle paylaşılmadan
Crans-Montanada savunulabiliyor. Yani neredeyse Anastasiadise Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki siyasi partilere güvenildiğinden daha çok güveniliyor.
Bu konuyu bizimle paylaşsaydınız sizi Anastasiadis gibi hayal
kırıklığına uğratmazdık. Zira 1974te
Kıbrıs'taki kardeşlerimizin Rumların mezalimine maruz
kalmasını engelleyen Barış Harekâtı, dönemin koalisyon
ortakları merhum Bülent Ecevit ile merhum Necmettin Erbakan'ın ortak
iradeleriyle kullandıkları o tek taraflı müdahale hakkı
sayesinde sağlanmıştır. Biz Kıbrıs davasına
parti gözüyle bakmadık, bakmıyoruz; biz, 1974te olduğu gibi
Kıbrıs Türkünün haklarına bugün de millî dava olarak sahip
çıkmaya devam ediyoruz. Sizin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle
helalleşmeye ihtiyacınız var.
Bugünlerde Afrika'yla helalleşmekten de söz
ediliyor. Tüm Türkiye halkının gurur ve iftiharla bilmesini isterim,
Afrika ülkeleri 1960 yılından itibaren tek tek
bağımsızlık ve egemenliklerini kazanırken Mustafa
Kemal Atatürk'ü ve Kurtuluş Savaşı'mızı örnek
almışlardır. Bugün hangi Afrika ülkesine giderseniz gidin
Atatürk adı en çok bilinen isimdir, hepsinde Atatürk'e karşı
bugün hâlâ büyük bir saygı vardır. Örneğin Etiyopya
Başbakanı Abiy Ahmet bu yıl ağustos ayında ülkemizde
gerçekleştirdiği ziyarette Atatürk için Büyük reformist ve
karizmatik lider Mustafa Kemal Atatürk. ifadesini kullanırken bu sözleri
tercümede sansürlendi. Bizim Afrika'yla helalleşmemize ihtiyaç yok, zira
Afrika'yla ilişkilerimiz bu helal tarihe dayalı ama Afrika'yla
helalleşmesi gerekenler işte o sansürü uygulayanlardır.
İktidar tarafından sıkça dile
getirilen bir hususa da dikkat çekmek isterim: Sayın İçişleri
Bakanı da kendi bütçesi konuşulduğu gün, Afrika
açılımının kendi dönemlerinde
yapıldığını ileri sürdü. Ben Dışişleri
Bakanlığına 1978 yılında girdim. Türkiye'nin
Afrikayla ilk yoğun temasları Başbakan merhum Bülent Ecevit
döneminde başlamıştır; Gana ve Tanzanya
Büyükelçiliklerimizin açılışı o tarihe kadar dayanır.
Türkiye'nin gerçek Afrika politikası ise 1998 yılında kabul
edilen Afrikaya Açılım Eylem Planıyla Dışişleri
Bakanı merhum İsmail Cem döneminde başlamıştır
yani AKP iktidarından çok çok öncedir; halkımızın
bunları bilmesi, yanlış bilgilendirmeden kurtarılması
gerekir. İşte onun için, asıl helalleşmeye kimin
ihtiyacı olduğu ve olacağı ortada. Merak etmeyin, çok
kalmadı, helalleşmeniz yakınlaştı. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sanırım sizin helalleşmeniz gereken
bir yer daha var, o da Dışişleri
Bakanlığının fedakâr ve cefakâr kadrolarıdır.
Bugün yurtdışındaki misyon şeflerimizin yüzde 10undan
fazlası liyakat esasına göre tayin edilen Dışişleri kadrolarından
değil, sadakat esasına göre görevlendirilen siyasi atamalardan
oluşuyor. Dışişleri Bakanlığının yetkin
kadrolarına sonsuz sevgim ve saygım var, onların bu siyasi
atamalar karşısındaki hayal
kırıklıklarını gördükçe üzülüyorum. Bir aralar, siyasi
atamaların daha başarılı olduğunu ifade eden bir dil
sürçmeniz olmuştu; herhâlde, ülkemizde yaşanan 10 büyükelçinin
istenmeyen kişilik ilan edilmesi krizinin aşılması,
birlikte çalıştığınız kadrolara olan güveninizi
artırmıştır. Bakanlığımız kadrolarının
üstün diploması zekâsını ve yeteneğini bir kez daha takdir
ve saygıyla anıyorum bu vesileyle ama size de haksızlık
yapmak istemem, siz de bu krizin aşılmasında
Bakanlığınızın tutumuna sahip çıktınız.
Ben yine de şunu vurgulamadan geçemeyeceğim: Muhtaç olduğunuz gerçek
kudret Dışişleri Bakanlığındaki asil kadrolarda
her zaman mevcuttur. (CHP sıralarından alkışlar) O bir
zamanlar över gibi göründüğünüz süferayısadıka yerine
yapacağınız her liyakat esaslı tayin hem sizin hem de
Bakanlığın hem de Türkiye'nin itibarının yeniden
yükselmesine yol açacaktır.
Son olarak, Avrupa Konseyiyle olan ilişkilere
değinmek istiyorum. Sayın Bakan, siz Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisi Başkanlığı yapmış biri olarak Konseyi ve
oradaki uygulamaları en iyi bilen kişilerden birisiniz. Avrupa
Konseyi Bakanlar Komitesinin Türkiye hakkında
başlattığı ihlal sürecinin de Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinin 18inci maddesinin ihlalinden dolayı
olduğunu pekâlâ biliyor olmalısınız. Bu vahim
gelişmeyi Türkiyede yargıya müdahale olarak nitelemek bizi hiçbir
yere götürmemekte, çözüme de hiçbir yarar sağlamamaktadır. Zira,
18inci madde yargıya asıl müdahalenin nerede
yapıldığını çok açık bir şekilde
tanımlamaktadır.
Sayın Bakan, ihlal sürecinin devamı,
Türkiye'nin sadece Avrupa Konseyiyle değil, belli bir hukuk sistemiyle,
hatta neredeyse tüm medeni dünyayla ilişkilerinin kopması
anlamına gelecektir. Başkanlığını
yaptığınız Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde daha önce
benzer durumla karşılaşan bir başka ülkenin o süreçten
nasıl çıktığını da en iyi siz biliyorsunuz, Türkiye'nin
de bu krizden nasıl çıkacağını yine en iyi siz biliyorsunuz.
Onun için, 10 büyükelçinin istenmeyen kişilik ilanı krizinde
olduğu gibi bu krizden çıkışı da sağlamanız
Türkiyeye yapacağınız en büyük hizmet olacaktır.
Değerli milletvekilleri, Sayın
Başkan, Sayın Bakanlar; sözlerime son verirken yüce Meclisi,
değerli milletvekillerimizi, Sayın Bakanları ve emektar
Dışişleri Bakanlığı mensuplarını bir
kez daha saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Antalya Milletvekili Sayın Çetin
Osman Budak
Buyurunuz Sayın Budak. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Turizm bütçesini konuşacağız ama bir
ay içinde turizm bütçesi, daha doğrusu, turizm bütçesi de yerle bir
olmuş durumda. Biraz önce, gelirken dolara baktım, 14,5 seviyesini
görmüş. Şimdi, şöyle diyecek Turizm Bakanımız belki:
E, iyi, dolar yükselsin, Türk parası değer kaybetsin; bizim
turizmciler çok büyük paralar kazanıyorlar. İşin aslı öyle
değil, işin aslı bütün girdi maliyetleri aynı zamanda
yükselecek, bunun hiç kimseye, ihracatçı da dâhil olmak üzere hiç kimseye
faydası yok.
Şimdi, geçen gün Sayın Turizm Bakanı
Plan ve Bütçe Komisyonunda bir konuşma yapmış ve demiş ki:
2021de Yunanistan ve İspanyaya baktığımız zaman
ortalama yüzde 20-30 bandında büyüyecekler bu sene, geçen seneye
kıyasla. Türkiye ne kadar büyüyecek? 80-100 bandında. Daha ilginç bir
şey söyleyeyim size: Türkiye turizm tarihinde, Türkiye ilk kez
İspanyadan daha fazla turist aldı -aynen konuştuğu gibi
aldığım için böyle düşük cümleler de var- tarihinde ilktir
bakın. Şu anda İspanyada tek konu Türkiye biliyor musunuz
turizm çevresinde Nasıl yapıyor bu adamlar bu işi? diyorlar.
Şimdi, Turizm Bakanı da aynı iktidar gibi Dünya bizi
kıskanıyor. moduna girmiş, buradan da gelmiş Komisyonda
bize hava atıyor.
Şimdi, aslına bakarsak işin,
İspanya 2021 yılının onuncu ayına kadar 24,8 milyon
kişiyi ağırlamış, Türkiye -bu, TÜİK
rakamları- 21 milyon kişiyi ağırlamış. Ne
diyordu: İspanya bizi kıskanıyor. Ha Vatandaşlar ve
gurbetçiler de bunun içinde. derse o zaman ben başka bir şey
söylerim: Bulgaristandan girenleri de turist sayıyor musunuz?
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Her gün bin kişi!
ÇETİN OSMAN BUDAK (Devamla) İran
sınırından girip ucuz Türk mallarını neredeyse yağmalayan
insanları da turist sayıyor musunuz?
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Her gün 5 bin kişi!
ÇETİN OSMAN BUDAK (Devamla) Ha, bir de ikinci
iddia da şu, söyle demiş Sayın Turizm Bakanı, 16,8 milyar
dolar kazanç elde ettiğimizi varsayarak yola çıkıyorum, bu rakamları
da TÜİKten alıyorum: 830 dolar ortalama gelir elde ettik.
TÜİK veriyor tabii bu rakamı ama eğer Gurbetçileri de ben bu
rakamın içine alıyorum. diyorsanız rakam 615 dolara
düşüyor; eğer almıyorsanız 830 doları nasıl
buldunuz, biz bunu merak ediyoruz.
Üçüncü iddia ise Türkiye Turizm Tanıtım ve
Geliştirme Ajansıyla ilgili. Türkiye Turizm Tanıtım ve
Geliştirme Ajansı için Yapmayın etmeyin, çok büyük kriz var,
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansıyla ilgili
şu paraları toplamayın. dedik ama dediler ki yine Komisyonda
Turizm Bakan Yardımcısı: Eğer TGA olmasaydı biz bu
kadar turisti yakalayamazdık. İyi de 295 milyon lirayla eğer bu
olacaksa sadece Cumhurbaşkanının korumasına verilen 230
milyon lira gibi bir rakamı biraz azaltıp turizme aktaralım, çok
ihtiyacımız var döviz girişine, o zaman, burada Türkiyeyi
uçuralım. (CHP sıralarından alkışlar)
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme
Ajansının harcamalarına da şöyle bir baktık,
harcamalarında sadece televizyonlara verilen 240 milyon lira arkadaşlar.
240 milyon lira çok büyük bir rakam, 240 milyon lira nerelere harcandı,
tabii biz bunları bilemiyoruz, soruyoruz, cevap alamıyoruz;
bunları da açıklamasını rica ediyorum. Fakat TGAdan elde
edilen gelirlerle -değerli arkadaşlar, hepiniz hatırlayacaksınız-
pandeminin yükseldiği dönemde bir maske çıkardılar
Aşılıyım. diye, dünyaya rezil olduk ve ertesi gün
kaldırıldı. Buraya kaç para harcadınız? Bu Ajansa kaç
para verdiniz? bu maskelere ne kadar para harcadınız? Bunları
merak ediyoruz.
Bir de yine, TGA bir yemek kitabına çok ciddi
para yatırdı; bu yemek kitabı da Sayın Emine
Erdoğanın yemek kitabıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Devamla) Gurmelerin lideri
olan Emine Erdoğanın kitabına devasa bir bütçe
aktarıldı. Ama soruyoruz, onun da cevabı yok.
Şimdi, süre bitti, beş dakikada ne
konuşacaksınız? Ama Dışişleri Bakanımız
da buradayken
Avrupa Konseyi 19 Ocakta Osman Kavala davasıyla ilgili bir
karar verecek. Turizm şöyle bir şeydir; turizm barış
sektörüdür, turizm demokrasi sektörüdür. İnsanlar bir ülkeye giderken o
ülkede insan hakları ihlal ediliyor mu edilmiyor mu buna bakarlar,
özellikle Avrupalılar. Şimdi, bu karar çıkacak, bu karar
çıkarken Avrupa Konseyinin yaptırımlarıyla karşı
karşıya kalacağız. Bu arada, burada
Dışişleri Bakanımız da varken bu konuyu da bir not
olarak ben burada ileteyim. Turizm her konudan etkilenir, en ürkek sektördür
ama en çok ihtiyacımız olan dövizi de Türkiyeye doğrudan
getiren yegâne sektördür. Burada sizlerden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, selamlayın.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Devamla) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bir de tabii, TGAnın Yönetim Kurulu üyeleriyle
ilgili birkaç şey söyleyeyim. TGAda şu anda 9 otel yatırımcısı
var, 4 Bakanlık temsilcisi, 3 Bakanlık temsilcisi, 1 Türk Hava
Yolları Yönetim Kurulu Başkanı, bir tek seyahat acentesi var.
Seyahat acenteleri, Türkiyeye turistin yüzde 90ını getiriyor
arkadaşlar. Seyahat acentelerini temsil eden de TÜRSABdır; yasayla
kurulmuştur, yarı resmîdir fakat maalesef TÜRSAB Başkanı
burada yok. Neden? Aynı zamanda restoranlardan da pay alıyorlar,
seyahat acentesinden de pay alıyorlar. Restoranlardan, yeme içme
sektöründen de bir kişi yok. Böyle bir yönetim olmaz.
Bir de KOMER meselesi var -eğer şu yedi
saniyede söyleyebilirsem- dünyanın en büyük kongre merkezlerinden biri
Kuşadasında üç senedir yatıyor, üç senedir çürütülüyor. Bunun
sebebini Sayın Bakandan rica ediyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Bursa Milletvekili Sayın Nurhayat
Altaca Kayışoğlu
Buyurunuz Sayın Altaca
Kayışoğlu.
CHP GRUBU ADINA NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU
(Bursa) - Tren geçti, tren gelmiyor!
BAŞKAN Maşallah,
yılbaşına hazırlanmış gibi geliyorsunuz.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 yılı bütçesinde Kültür Bakanlığı
Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları hakkında söz
aldım. Aslında, Devlet Tiyatrolarıyla ilgili birçok şeyi
Bütçe Komisyonunda dile getirmiştik, niyeti olan zaten gereğini yapar
diye düşünüyorum. Çok tekrara düşmeden birkaç şey
söyleyeceğim Sayın Bakan.
Personel alımıyla ilgili nisan ayında
bir sınav gerçekleşmişti ve sonucu
açıklanmamıştı, dün sordum, hâlâ
açıklanmamış. Hakikaten hem camia hem biz merak ediyoruz neden
açıklanmadığını. Acaba sanatçı olacak
TÜGVAcılar bulunamadığı için mi hâlâ
açıklanmıyor? Ne zaman açıklanacak?
Bir diğer konu 4/Bli personelin
yaşadığı haksızlarla ilgili. Hem eşit işe
eşit ücret yok, sosyal hakları yok hem de Ankaradan Halk
Dansları Topluluğunun İstanbula taşınması
sürecinde Hiçbir personel mağdur edilmeyecek. dendiği hâlde 33
sanatçıya sözleşme feshiyle ilgili tebligat yapılmış.
Bu mağduriyetin giderilmesi gerekiyor.
Diğer bir konu, DÖSİMMde büro personeli
olarak çalışan kişilerin bazılarının sanatçı
olduğu ve sanat icra ettikleri ve bunların da haklarına
kavuşması için, sanatçıya gerçek değerin verilmesi için bir
an önce haklarının verilmesi gerekiyor. Velhasıl dönüp
dolaşıp bütün sorunların temeli aslında tek adam rejimine
ulaşıyor. Çünkü bu kurumun bütün iç işleyişi üzerinde
siyasi bir hegemonyanın olduğu söyleniyor. Davetiye hakları dahi
Bakanlık uhdesine alındığı, el konulduğu
söyleniyor.
Bu yüzden, biz de şimdi tiyatrocuların da
bilcümle bütün sanatçıların da esnafın da işçinin de
çiftçinin de emeklinin de gencin de yaşlısının da bu
sorunlarının kaynağı olan adaletsiz düzenin adaletsiz bütçesini
bir tiyatro eseriyle, Bertolt Brechtin Tahterevallisiyle anlatmaya
çalışacağız. Evet, bu bir tahterevalli bütçesi. (CHP
sıralarından alkışlar)
İyice
görüyorum artık düzeni.
Orada, bir avuç insan
oturuyor yukarıda,
aşağıda da
bir çok kişi.
Ve
bağırıyor yukardakiler aşağıya:
Çıkın buraya
gelin ki,
hepimiz olalım
yukarıda.
Ama iyice
gözlediğinde görüyorsun,
neyin saklı
olduğunu
yukardakilerle,
aşağıdakiler arasında.
Bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta.
Yol değil ama.
Bir tahta bu.
Ve şimdi görüyorsun açıkça;
Bu bir tahterevalli tahtası.
Bütün düzen bir tahterevalli aslında.
İki ucu birbirine bağımlı.
Yukardakiler durabiliyorlar orada,
sırf ötekiler durduğundan
aşağıda.
Ve ancak;
aşağıdakiler, aşağıda
oturduğu sürece
kalabilirler orada.
Yukarıda olamazlar çünkü,
ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar
yukarı.
Bu yüzden isterler ki;
aşağıdakiler sonsuza dek
hep orada kalsınlar.
Çıkmasınlar yukarı.
Bir de, aşağıda daha çok insan
olmalı yukardakilerden.
Yoksa durmaz tahterevalli.
Tahterevalli.
Evet, bütün düzen bir tahterevalli. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bu bütçe de bir tahterevalli. Dünyanın
ihalesini alan 5li çete, saray ve şürekâsı, bir tüpçü, Londra'daki
bir avuç tefeci yukarıda kalabilsin diye aşağıdaki 83
milyonun sırtına bindirilmiş ağır bir yüktür bu bütçe!
(CHP sıralarından alkışlar)
Evet, bu bütçe, bir yüzükle gelip milletin
parmağındaki yüzükleri alan, son olarak da milletin
yastığının altındakilere göz koyanlar yukarıda
kalabilsinler diye hazırlanmış bir bütçedir; doğayı
vahşice katleden, ekolojik dengeyi bozan, dünyayı yok edenler,
Cengizler yukarıda kalsın diye aşağıdakilere
yandaş basından bayat ekmek tarifleri veren, Aman, et yemeyin, süt
içmeyin, peynir yemeyin; inekler metan gazı çıkarıyor, dünya yok
oluyor. diye sahtekârca propaganda yaptıranların bütçesidir! Ama söz
veriyoruz 83 milyona; işçisine, çiftçisine, köylüsüne, kentlisine, gencine,
yaşlısına, esnafına, emeklisine, emekli olamayanına,
bütün halka buradan söz veriyoruz: Geliyor gelmekte olan, ilk seçimde
yukarıya çıkacak milyonlarca insan. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İzmir Milletvekili Sayın
Özcan Purçu
Buyurun Sayın Purçu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZCAN PURÇU (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar
sunuyorum.
Sayın Bakanlar, sizler
nasılsınız, iyi misiniz? Allah iyilik versin. Vatandaştan
haber getirdim size; yalnız, vatandaş hiç iyi değil, haberiniz
olsun, hiç iyi değil; bir sokağa çıkın da görün. Hiç pazara
gittiniz mi bilmiyorum ama -tahmin etmiyorum gittiğinizi- vatandaş
tane tane domates, biber alıyor arkadaşlar, tane tane; gram gram
gıda alıyor artık,
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Yarım
simit alıyor.
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Çöplerin başında
insanlar kavga ediyor artık, O çöpten elmayı ben alacağım,
bu çöpten domatesi ben alacağım. diye. Sayın Bakanlar, durum
bu. Ya, cumhuriyet tarihinde Türk lirası bu kadar değer kaybetti mi
hiç? Vatandaş bu kadar fakirleşti mi hiç? Rekor
kırdınız yani. Haberiniz yoksa söyleyeyim, sokak
ağlıyor, kan ağlıyor; açlıktan millet vallahi
marketlere saldırabilir, haberiniz olsun -ben size söyleyeyim-
açlıktan gıda marketlerine saldırabilir, haberiniz olsun. Hele,
bizim Roman mahalleleri; arkadaşlar, devlet yok, Hükûmet yok. Ne zaman
geliyor biliyor musun bizim mahalleye? Çocuk doğacak, kimlik verecek ya,
devlet o zaman beliriyor. Aç mısın, susuz musun, elektriğin
kesik mi, suyun kesik mi, bugün kaç para kazandın
6 milyon insan
sahipsiz, sadece kimliği var. O kimlikle de gurur duyuyoruz, Türkiye
Cumhuriyeti kimliğiyle gurur duyuyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar) Yoksul da olsak, aç da kalsak, bu Hükûmet, bu iktidar bizi
sormasa da bizim, devletimize, milletimize saygımız, sevgimiz bitmez,
bitmeyecek de. Ama bakın, bu kadar vurdumduymazlık olmaz; bu işi
yapamıyorsanız terk edin, bırakın, erken seçime gidelim ya!
Vatandaşını düşünüyorsan gel, erken seçim yapalım,
gelin! Gelin ya! Bu ülkeye bu kadar işkence çektirmeyin artık!
Yazıklar olsun ya! (CHP sıralarından alkışlar)
ZEYNEL EMRE (İstanbul) Bırakın!
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Bakın, yandaş
şirketlere neden euroyla, dolarla ihaleleri verdiniz? Biliyordunuz
doları bu kadar yükselteceğinizi. Siz kendinizi bilmez misiniz ya!
Doları, euroyu bu kadar yükselteceğinizi biliyordunuz; onun için,
onları korumak için yaptınız bunu. Açık söyleyin
Bakın, şu an, Dünya Ekonomik
İşbirliği Teşkilatına göre, Türkiyedeki nüfusun yüzde
50si yoksulluk sınırının altında, temel
ihtiyaçlarına kavuşamıyor, temel ihtiyaçlarına
ulaşamıyor. Arkadaşlar, bakın, biz, özellikle Roman
mahalleleri açlıkla karşı karşıyayız artık;
6 milyon Romanın yüzde 97si kayıt dışı, işsiz
zaten, günlük geçimini sağlıyor. Çocuk bezinin fiyatı 2 kat
artmış -geçen sene ile bu sene arasında- bakın, bez
alamıyor, çocuk bezi alamıyor artık; evden eşyasını,
elbisesini kesiyor, çocuğuna bez yapıyor -eski sisteme döndük- naylon
bağlıyor çocuğun altına; süt, mama zaten alamıyor.
Haberiniz olsun Sayın Bakanlar, sizin durumunuz çok kötü, artık
ülkeyi yönetemiyorsunuz. Son yaptığınız Roman
Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve Eylem Planına bir
kuruş para ayırmadınız. Altı seneden beri
bağırıyorum burada; yok, yok, yok. Siz de yok olacaksanız,
gideceksiniz, gömüleceksiniz tarihin karanlık sayfalarına bu ülkeyi
bu hâle getirdiğiniz için.
Bakın, müzisyenlerimiz Türkiyenin en
değerli insanları ya, bütün sanatçıların arkasında
çalıyorlar. Dünyanın en değerli müzisyenleri Türkiyede ya, ta
Amerikaya kadar gidiyorlar. Sayın Bakan, bir kere, iki kere para
verdiniz, olmuyor. Bakın, bunların emeklilikleri yok, geriye dönük
emeklilik hakları için geriye borçlanma sistemini getirin; getirin, bu
insanlar emekli olsun. Sizin en neşeli düğünlerinizde, en mutlu
günlerinizde sizlerle, bizlerle beraberler bu insanlar ama açlar; aletlerini
satıyorlar, müzik aletlerini satışa çıkardılar;
inanın çoğu aç. Bülent Ersoy, Zeki Müren, İbrahim Tatlıses,
Orhan
Hepsinin arkasında çalıyorlar ama sigortaları yok.
ATİLA SERTEL (İzmir) Canlarına
kıydılar, canlarına.
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Ve intihar ettiler, Türkiyedeki
en ünlü Roman müzisyenleri -200den fazla- intihar etti. Ben çok üzülüyorum;
değerimiz kayboldu, sanatımız bitti, bitiyor. Sahip
çıkın bunlara, bu insanlara sahip çıkalım, lütfen, yoksa
sanat bitti. Türk sanat müziğini, Türk halk müziğini en iyi icra eden
müzisyenler Romanlarda, bizde. (CHP sıralarından alkışlar)
Yok ama yok, bitti artık. Bin lira vermekle kaç gün geçinebilecek? Bin
lirayla bir ay mı geçinecek, iki ay mı? İnanın, CHPli
belediyeler olmasa Romanlar aç kalmıştı, onların
erzaklarıyla geçiniyorlar, onların erzaklarıyla.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CEMAL BEKLE (İzmir) Ne yapmış ya?
Hangi belediye ne yapmış ya? Hangi belediye bir şey
yapmış ya?
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Cemal Bey
Cemal Bekle
CEMAL BEKLE (İzmir) Ya, Kültür
Bakanlığının verdiği
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Sayın Başkan, son
cümle
BAŞKAN Buyurun efendim.
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Sayın Cemal Bekle,
Suriyelilere bu Hükûmet 35 milyar dolar para harcadı, bir kuruş
şuraya para koydurmadın ya!
CEMAL BEKLE (İzmir) Yazıklar olsun ya!
ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Roman Vatandaşlara
Yönelik Strateji Belgesi ve Eylem Planına bir kuruş para
harcatmadın, bir kuruş.
CEMAL BEKLE (İzmir) Çeşmede,
Seferihisarda Selçukta ne yaptınız? Rezil ettiniz ya!
ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Roman mahallelerine
gidemeyeceksiniz! Mahallelere gidemeyeceksiniz, gidemeyeceksiniz!
CEMAL BEKLE (İzmir) Yağmurlu havada
çadır yıktınız ya! Çadırları
kaldırdınız! Çadır mühürlettiniz ya!
ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Sayın Bakan, Allah
aşkına, Suriyelilere 35 milyar dolar para harcandı, bize bir
kuruş niye harcamadınız?
CEMAL BEKLE (İzmir) Kültür
Bakanlığının yaptıkları olmasa
ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Bak, eylem planı
dediniz, Cumhurbaşkanı bizi kandırdı, romanları
kandırdı.
CEMAL BEKLE (İzmir) Yalan söylüyorsunuz ya!
Yalan söylüyorsunuz!
ÖZCAN PURÇU (Devamla) - 2009 yılında dedi
ki: Romanlar çadırda kalmayacak, işleri olacak, müzisyenleri
koruyacağız. Hani nerede? Altı yıl geçti. Geçen gün, Aile
Bakanlığının kitapçığında şu
yazıyor
2016daki Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nı açın,
diyor ki: İzleme değerlendirme kurulu kuracağız 2016
Haziran ayı için.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Çok özür diliyorum, son
cümlem
BAŞKAN - Selamlayın efendim.
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Şimdi, bu yılki
Komisyon görüşmelerinde, kitapçık basmışlar, bir
açtım, ilk sayfada, Aile Bakanlığının
kitapçığında 2016da ilk yapılacak eylem yazıyor,
diyor ki: Biz şimdi 2022 için izleme değerlendirme kurulu kuracağız.
Hâlbuki 2016 Haziranda yapmaları lazımdı ama -onu da bilmiyor
Sayın Bakan- proje bitti arkadaşlar bu aralık ayı
itibarıyla, Roman Strateji Belgesi ve Eylem Planı bitti, beş
yıl bitti, elde var sıfır. Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu
bu yıl da size raporlarda -Sayın Bakan bilir- eleştiride
bulundu, Roman Strateji Belgesi ve Eylem Planıyla ilgili Hükûmet hiçbir
şey yapmadı. dedi. 10 milyon civarında para geldi Avrupa
Birliğinden, o paranın da nereye gittiği belli değil.
Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Muğla Milletvekili Sayın
Mürsel Alban.
Buyurunuz Sayın Alban. (CHP
sıralarından alkışlar)
CEMAL BEKLE (İzmir) Raporlarda sizin
belediyeler eleştiriliyor Sayın Purçu, raporlarda sizin belediyeler eleştiriliyor.
ATİLA SERTEL (İzmir) Cemal,
Romanları satma, satma.
CEMAL BEKLE (İzmir) Ağabey,
Romanları kimin sattığı belli. Sizin, belediyelerde ne
yaptığınız da belli.
KADİM DURMAZ (Tokat) Bırak bu
işleri, bırak!
CEMAL BEKLE (İzmir) Çadır mühürlediniz,
çadır; bu ayıp yeter!
Ya, bırak bu işleri! Çadır
mühürledin, çadır. İzmir Çeşmede, Selçukta çadır
mühürledin. Yağmurlu havada çadır mühürlediniz.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Bu çuval ne ya?
CHP GRUBU ADINA MÜRSEL ALBAN (Muğla)
Şimdi, ne olduğunu anlatacağım çuvalın.
Başkan, süremi yeniden
başlatırsanız
Sayın Bakan, bu torbaya bakınca
aklınıza hangi torba geliyor, onu birazdan anlatacağım.
Geliyor mu bir torba aklınıza?
KEMAL ÇELİK (Antalya) Çuvallama gibi bir
şey.
MÜRSEL ALBAN (Devamla) Şimdi çuvallama
mı, torbalama mı ne olduğunu size anlatacağım
birazdan, sen de göreceksin.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Vallaha bu çuvallama!
MÜRSEL ALBAN (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Bakanlığın turizmde karnesine bir
baktığımız zaman, 2019 yılında 51 milyon turist
gelmiştir, 34 milyar dolar girdi olmuştur. 2020 yılında 15
milyon turist gelmiştir, 12 milyon dolar girdi elde edilmiştir. 2021
yılına bakıldığında, 21 milyon turist
gelmiştir, 16 milyar dolar girdi elde edilmiştir. Anlaşılan
o ki bunlardan hiçbir ders alınmamış. 16 milyar dolar turizmde
girdi oluyorsa 2020yi 2019la
karşılaştırdığınızda ciddi bir kamu
zararı oluşuyor. Bu yıl turizmi tek bir cümleyle özetlersek 2020
yılından hiç ders alınmamıştır. 2020
yılı turizm için kayıp bir yıl olmuştur, bunun da tek
sorumlusu sizsiniz Sayın Bakan. Otelde kullanılan yeme içme
malzemelerinde enflasyon oranı yüzde 50 olmuştur ve malzeme olarak
giderlere yansımıştır. Ortalama bir otelde elektrik,
doğal gaz ve temizlik ürünleri maliyetin yüzde 65ini
aşmıştır.
2021 yılının büyük bölümünde
İngiltere, Almanya, Rusya gibi ülkeler -uzun süre- Türkiye'ye seyahat
kısıtlaması getirmiştir.
Muğla ve Antalya'da bu yaz cumhuriyet tarihinin
en büyük orman yangınları yaşanmış, Tarım ve Orman
Bakanlığının beceriksizliği nedeniyle yangınlar
söndürülememiş, turizm büyük bir darbe almıştır.
Pandemi sürecinde tüm sektör içinde en çok
mağdur olan turizm emekçileri olmuştur. Çoğunluğu zaten
turizmde sezonluk, mevsimlik, sigortasız çalışan turizm emekçileri
pandemi sürecinde kısa çalışma ödeneğinden de
yararlanamadılar. 2021 yılında turizm sektöründe
yaklaşık 500 bin kişi işsiz kaldı. Pandemide turizm
sektörü iflas ederken, turizm emekçisi kan ağlarken, evine ekmek
götüremezken tek adam rejiminin Turizm Bakanı servetine servet, parseline
parsel kattı. Sizlere nasıl olduğunu anlatacağım.
Elimde gördüğünüz bu torba, işte bu torba
Bodrumda Torba diye bir belde Büyükşehir Belediyesi Yasası'yla
mahalle oldu. Bunun içine bakın, neler yaşandı? Torba Mahallesi
yolsuz kaldı, Bakan yolunu buldu orada. Yolunu arsaya nasıl
dönüştürdü, onu anlatacağım şimdi size.
Bakın, 23 Mayıs 2019da Turizmi
Teşvik Kanununu getiriyor Sayın Bakan ve süreç nasıl
başlıyor; 20 Ekim 2019da Resmî Gazete'de
Cumhurbaşkanlığı kararıyla o bölgeyi turizm alanı
ilan ettiriyor. Evet, Bakan, 25 Martta, gördüğünüz şu yolu,
Değerli arkadaşlar, Bakan,
Büyükşehire yazı yazıyor, Turizmi Teşvik Kanununu
çıkarttırıyor, yasayı elde ediyor, bunların hepsini,
kanunu, yetkiyi eline alıyor bu süreçte. Bakın, 23 Mayısta
Turizmi Teşvik Kanunu, 20 Ekimde Cumhurbaşkanlığı
kararıyla Resmî Gazete'de ilan, 25 Martta Bakanlık İnceleme ve
Değerlendirme Kurulunun 6 sayılı Kararıyla plan
yapılandırma yetkisi alıyor. 16 Haziranda bir ay süreyle
Muğla Büyükşehir Belediyesine askıya gönderiyor, askıya
çıkarttırıyor. Ulaşım Daire Başkanı
şöyle bir yazı yazıyor: Buranın, bu yerlerin
genişletilmiş yollara, yük indirme bindirme alanlarına
ihtiyacı vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Alban, süre vereceğim
ama izninizle, mikrofon biraz hassas, muradınız da gerçekleşti,
onu ya aşağıya
Teşekkür ediyoruz efendim.
MÜRSEL ALBAN (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MÜRSEL ALBAN (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ulaşım Daire Başkanı: Yol
ihtiyaç. diyor, Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi diyor ki Bu
yaptığınız planda atık su terfi istasyonları
yolda kalmaktadır. Bunların cevabını alıyor;
Sayın Bakan geçen bütçede çıktı burada neyi anlattı?
Muğlaya 250 milyon liralık kanalizasyon altyapısı
yapıyorum, 250 milyon bütçe ayırdım. dedi. O 250 milyonu
sırf bu atık yapıyı kurtarmak için ayırdın, yine
kendi oteline çalıştın Sayın Bakan. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu planlama ne hızdır
burada? 5 milyon, burayı 5 milyon TLyle çıkarttın; 2 dönüm yer
orası, en az 25 milyon lira eder Sayın Bakan.
Bakın, buraya kaç kişi girdi soruyorum
size? Rekabet oluştu mu? Bu ihaleyi ne kadardan aldınız, ne
kadara aldınız? Bunların cevabını bekliyorum sizden.
Yani neticede şu oldu Sayın Başkan: Türkiyede, Muğlada
halkı yolsuz, yola muhtaçken Bakan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MÜRSEL ALBAN (Devamla) Sayın
Başkanım, selamlayacağım
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Alban.
Sayın Alban, o zaman Genel Kurala hitaben
konuşun efendim.
Buyurun, selamlayın.
MÜRSEL ALBAN (Devamla) Muğlada Torba
halkı yolsuz kaldı, Bakan yolunu buldu, yolu parseline kattı,
satın aldı. Şimdi burada şunu söylüyorum: Bakan vardır
bulunduğu makama güç katar, değer katar; Bakan vardır
bulunduğu makamın gücünü kendi şirketine, parsellerine,
yandaşlarına kullanır. Siz bunu yaptınız Sayın
Bakan. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu durumda şunu söylüyorum: Bu maliye arazisinde,
bu arsada, burada halkın hakkı vardır, tüyü bitmemiş
yetimin hakkı vardır. Sizin, kamunun mallarını kendi
şirketlerinize peşkeş çekmekten dolayı burada bütçe
konuşması değil, gelip burada halkın önünde Evet, ben
bunları yaptım, ben istifa ediyorum, doğrudur bunlar. demeniz
lazım, sizi istifaya davet ediyorum. Yok eğer Bunlar
yanlış, bunlar yanlış bilgi. diyorsanız -bütün Genel
Kurula hitap ediyorum- buyurun, bir araştırma komisyonu kuralım
bu süreci baştan sona araştırsın. Yüreğin yetiyorsa
gel ya istifa et ya araştırma komisyonu öner Sayın Bakan.
Ben bütün Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, süreye
riayet konusunda hassasiyet göstereceğinizi ümit ediyorum, lütfen ona
dikkat edelim efendim.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Verin,
konuşsunlar.
BAŞKAN İzmir Milletvekili Sayın
Atila Sertel
Buyurunuz Sayın Sertel. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ATİLA SERTEL (İzmir)
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bugün 13 Aralık. 13
Aralık 1980de faşist diktatörlük, faşist Kenan Evren,
cuntacı Kenan Evren ve darbeci generaller 17 yaşında bir
gencimizi, Erdal Ereni idam ettiler. Erdal Eren yaşıyor ama
cuntacılar, faşistler, faşist diktatörler asla bu ülkede
anılmadı, anılmıyor. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bugün, ben, RTÜKle ilgili konuşma
yapacağım; olması gereken adı Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu (RTÜK) ama açılımına baktığımız zaman
benim aklıma gelen Recep Tayyip üst kurulu oluyor. Sarayın
talimatlarını harfiyen yerine getiren RTÜKte bugün 771 kişi
çalışıyor. Bunların 605i memur, 166sı işçi olan
bir RTÜK Kurulu var, 771 kişi çalışıyor. 12 AKP
milletvekili var Genel Kurulda, dikkatle dinlesinler, Grup Başkan Vekili de
not alsın, incelesin. 12 AKP milletvekiline de teşekkür ediyorum,
diğerleri oy kullanmaya geliyor çünkü, dinlemiyorlar. Bu RTÜKte 8 daire
başkanı var, 8 daire başkanının tam 46 başkan
yardımcısı var yani 46 daire başkan
yardımcısı 11 ile 15 bin lira arasında maaş
alıyor. Bunların RTÜK bütçesine maliyetini söylüyorum,
yıllık 9 milyon 120 bin lira. Bu 771 kişi RTÜKte ne
yapıyor Allah aşkına? 14 personele 1 daire başkan
yardımcısı düşüyor, bu israf değil mi, bu yazık
değil mi, günah değil mi, bu kanunsuzluk değil mi? 771
kişilik dev RTÜK kadrosu ne yapıyor onu da söyleyeyim: 5 kanal var,
Halk TV, KRT, TELE1, FOX TV ve TV5; bu 5 kanalı izliyor 771 kişi,
çünkü yazdıkları bütün cezalar bu 5 kanala ve bazı yerel
kanallara. Yerel TVlerden de birkaçına ceza uyguladılar ama
asıl cezayı bu 5 kanala uyguladılar. 771 kişinin işi 5
kanalı takip ederek ceza yazmak. Böyle RTÜK olur mu, böyle sistem olur mu,
böyle düzen olur mu? Sabahtan akşama kadar Genel
Başkanımıza küfreden, hakaretler yağdıran, Cumhuriyet
Halk Partisine hakaretler yağdıran A Habere, 24 TVye, Akite, Kanal
7ye, Ülke TVye, TGRTye, TV Nete en ufak bir uyarı cezası dahi
gitmemişken sizin 5 kanala verdiğiniz cezaları saymak istiyorum:
TELE 1e 18 ceza yolladınız bu dokuz ay içerisinde -eylül ayına
kadar- Halk TVye 18 ağır ceza yolladınız, FOX TVye 9 ceza
yolladınız, KRTye 9 ceza yolladınız ve birkaç yerel
televizyona da cezalar yolladınız.
Bakın, devlet kendisine imkân
tanımış, RTÜK Başkanı yapmış; o kişiye
geçenlerde uğradım Romanlara hakaret dolu bir diziye karşı
tepkimizi göstermek için, orada kendisine anlattım. Benim Halk TVde
Ayşenur Arslanla yaptığım konuşmadan 23 saniyelik
dilimi kesmişler, Akitten tutun, A Habere kadar hepsinde haber
yapmışlar ve beni Müslümanlara hakaret eden insan olarak kamuoyuna
sunmuşlar. Sordum Sayın Ebubekir Beye, dedim ki: Bunu izlediniz mi?
Evet, izledim. Ceza yazdık. dedi. Öncesinde söylediklerimi izlediniz mi?
Hayır, izlemedim. Sonrasında söylediklerimi izlediniz mi?
Hayır. 23 saniyelik dilimi sarayda oturup kırpıyorlar ve insanı
dine düşman, Müslümanlığa düşman ilan edebiliyor bu
alçaklar, bu şerefsizler. (CHP sıralarından alkışlar)
Onlara en ufak bir ceza yokken Halk TVye haksız ve hukuksuz ceza
yazmış Ebubekir Şahin. Özür dilemesi lazım çünkü benim
söylediğim şuydu arkadaşlar: Bu medya sistemi içerisinde öyle
yalakalar var ki öyle dönekler var ki
İşte, bunların
içerisinden örnekler de verdim programda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
ATİLA SERTEL (Devamla) Dedim ki: Bunlar
camiye gitse camide tespih çekerken bile euro dolar, euro dolar diye
çekerler. Almışlar o kısmı bütün gerici kanallar, bütün
iktidar yalakaları beni Müslümanlığa hakaret eden insan olarak
addetmişler, yazıklar olsun ve Ebubekir Şahin de bunu
izlememiş, sonunu da izlememiş, izleyip düzelteceğini söyledi.
Bakın arkadaşlar, Numan Kurtulmuş
diyor ki: Devletin kendisine vermiş olduğu Türk lirasını
gidip dövize yatırmak ahlaksızlıktır. Buradan soruyorum:
Siz yerel televizyonlar dâhil bütün çanakta olan, TÜRKSATta olan bütün
kiraları niye dolarla alıyorsunuz?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Ahlaksızlık.
ATİLA SERTEL (Devamla) Madem
ahlaksızlıksa siz dolarla bu kiralamayı yaparken hangi vicdana
sığdırıyorsunuz? Bunun adını ne koyalım?
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Ahlaksızlık.
ATİLA SERTEL (Devamla) Ne koyalım bunun
adını? Ben söylemek istemiyorum arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bir dakika daha
verin Başkanım.
BAŞKAN Selamlayın.
ATİLA SERTEL (Devamla) Selamlıyorum.
Bakın, medya yalakaları dönüyor. Ülkede
hızla bir dönüş var, medya yalakaları dönüyor, Cumhuriyet Halk
Partisine, İYİ Partiye, HDPye yalakalık yapmaya
başladılar ve dönenler biliyorlar ki gelecekte olan iktidar
şekillendikçe dönmeler çoğalacak ve size samimiyetimle söylüyorum,
Ebubekir Şahin de duysun: Şu anda bu iktidara muhalefet edenler
yarın Cumhuriyet Halk Partisinin içinde bulunduğu iktidara da
muhalefet edecek olan gerçek gazetecilerdir, onlar yalaka değildir, onlar
gazeteci oldukları için yanlışlıkları
söylemektedirler. Siz biat eden ve yalakalık yapanlarla yürüdüğünüz
takdirde asla ve asla doğruyu yapmış olmayacaksınız. O
cezalarınız haksızdır, hukuksuzdur, mesnetsizdir,
kanunsuzdur, uygunsuzdur, hükümsüzdür. O cezaların da hesabını
siz vereceksiniz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Nimetullah
Erdoğmuşun, hatiplere ilaveten verilen birer dakika ek konuşma
süresinin 60 konuşmacı olduğundan dolayı toplamda altmış
dakikaya tekabül ettiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir hususu
sizinle paylaşmak istiyorum. Şimdi, beş artı bir; malumunuz
sistem böyle devam ediyor. İlaveten bir dakika daha verdiğimiz zaman
sayın hatip için elbette ki Bir dakikada ne var, bir dakika
uzatsanız ne olur? haklı olarak böyle bir talebi olabilir ama 60
konuşmacımız var. O bir dakika altmış saniye
değil, efendim, altmış dakikaya tekabül ediyor; bunu
paylaşmak istedim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Olsun, bir saat
geç gidelim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bakanlar otuz
dakika yerine iki saat konuşuyor, konuşsun milletvekilleri de.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK
KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Ankara Milletvekili Sayın Nihat
Yeşil
Buyurunuz Sayın Yeşil. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA NİHAT YEŞİL (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin Vakıflar Genel Müdürlüğü
bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu yıl da iki
yakası bir araya gelmeyen saray bütçesini konuşuyoruz. Bütçenin
sunulduğu 16 Ekimde dolar kuru 9 lira 27 kuruş iken şu an
itibarıyla dolar kuru 14 lira 35 kuruş oldu. Yani elli sekiz günde
yüzde 54 arttı. Yani 1 trilyon 750 milyarlık bütçenin
yarısı 2022 yılına girmeden uçtu gitti. 16 Ekimde Meclise
sunulan bütçenin toplamı 188 milyar dolar ederken, bugün itibarıyla
daha onaylanmadan bütçe 125 milyar dolara denk geliyor yani 2022 bütçesini daha
başlamadan yüzde 54 erittiniz, giderleri de sadece elli sekiz günde yüzde
54 artırdınız. Olmayan bütçe geliriyle 16 Ekimde dolar
alınmış olsaydı elli sekiz günde 735 milyar fazla
olacaktı. O akıbeti belli olmayan 128 milyar dolar nerede? diye
sorduğumuzda Merkez Bankasının kasasında olsaydı, 128
milyar dolar o dönemki kurla 875 milyar 520 milyon lira ederdi. Bugünkü 14 lira
35 kuruşla satılsaydı 1 trilyon 836 milyar 800 milyon Türk
lirası edecekti yani bugünkü hesapla 916 milyar 280 milyon lira boş
yere gitmeyecekti, bütçe denk gelecekti, birilerini zengin etmeyecekti.
Değerli arkadaşlar, altmış gün
sonrasını dahi görmeyen bu bütçe bir yıllık hesabı
nasıl tutturacak, belli değil. Faize sözde
karşıydınız ama bu yıl 240 milyar da faiz ödeyecek. Bu
bütçeyle bir yıl nasıl geçecek, belli değil; ekonomi nasıl
düzlüğe çıkacak, dertleri değil; halkın nasıl
geçineceği umurlarında değil; bu vesileyle kurumların
bütçelerini tartışıyoruz.
Vakıflar Genel Müdürlüğümüze gelecek
olursak; Türk Medeni Kanunu gereği vakıfları denetleyen kurum
Vakıflar Genel Müdürlüğümüzdür. Vakıflar Genel Müdürlüğünün
en önemli görevlerinden biri kültür varlıklarımızın
kurumlarını, vakıflarını denetlemek, korumak ve
kollamaktır. Vakfın mantığında esas olan ticari kazanç
değildir, birikimi ve kültürü gelecek kuşaklara en doğru
şekilde, bozulmadan aktarmaktır. Vakıfların amacı,
yüzyıllardır dayanışma kültürü içerisinde tüzel ve gerçek
kişilerin yarattığı değerleri yardıma
ihtiyacı olanlarla paylaşmaktır. Ama artık vakıf
denilince akıllara başka şeyler geliyor. Vakıflar ne
yazık ki merdiven altı tarikatların akçeli işlerini
yürüttüğü kurumlara dönüştü. Türk Medeni Kanununun
vakıfları tanımlayan 101inci maddesinde Anayasanın temel
ilkelerine, hukuka, ahlaka, millî birliğe ve millî menfaatlere
aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını
desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz. denmesine rağmen Hükûmet
tam tersini yapıyor. Belli amaçlara hizmet eden ticaret -siyaset- tarikat
üçgeni içinde devleti sömürmeye devam ediyor.
Değerli arkadaşlar, vakıflar,
mütevelli heyetlerinde dönen kirli işlerin rant merkezi
olmamalıdır. Vakıflar kaynak yaratma, yandaşlara iş
bulma kurumu da olmamalıdır. Vakıflar Genel Müdürlüğü
kurumsal yapısıyla bu vakıfları denetlemeli; özgür,
bağımsız, kamu yararına hizmet eden, çağdaş bir
yapıya mutlaka kavuşturmalıdır. (CHP sıralarından
alkışlar)
AKPnin değerli milletvekilleri,
tıpkı Vakıflar Genel Müdürlüğünde olduğu gibi
iktidarınız da her alanda kurumları bitirdi. Tarım
politikanız tarımı bitirdi, sanayi politikanız sanayiyi
bitirdi, sağlık politikanız sağlığı bitirdi,
eğitim politikalarınız eğitimi bitirdi, sosyal güvenlik
politikalarınız sosyal güvenliği bitirdi, gençlik
politikalarınız gençliği bitirdi, dış politikanız
Türkiyenin itibarını bitirdi. Ülkede; üretici maliyet
artışının altında eziliyor, işçi enflasyonun
altında eziliyor, çiftçi kredi borçlarının altında
eziliyor, esnaf kira borçlarının altında eziliyor, emekliler gün
yüzü görmeden yaşamaya çalışıyor, gençlerimiz işsizlik
sarmalında yurt dışına giderek çare arıyor, atanmayan
öğretmenlerimiz kadro bekliyor,
sağlıkçılarımızın taleplerine kulak
tıkanıyor, derdini anlatan vatandaşın sesi kesiliyor. O
nedenle diyoruz ki: Bu bütçede hiçbir derde çare yok, işçiye çare yok,
çiftçiye çare yok, esnafa çare yok, emekliye çare yok, atanmayan öğretmenlere
çare yok, sağlık emekçilerine çare yok, gençliğe çare yok,
sanayiciye çare yok. Kısacası, ülkeyi yirmi yılda iflasın
eşiğine getirdiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
NİHAT YEŞİL (Devamla) 2002
yılında asgari ücretle 10 tane çeyrek altın alınırken
2021 yılında sizin bütçenizde 20 tane 32lik tuvalet
kâğıdı alınıyor. Ülkemizi bu ayıptan kurtarmak da
Cumhuriyet Halk Partisi olarak boynumuzun borcu olsun. Geliyor gelmekte olan,
gidiyor gitmekte olan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bursa Milletvekili Sayın Yüksel
Özkan
Buyurunuz Sayın Özkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakanlar, değerli
bürokratlarımız, basın emekçilerimiz, ekranları
başında ve sosyal medyadan bizleri izleyen değerli
vatandaşlarımız; hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum.
TİKA ve YTB bütçeleri hakkında söz
almış bulunuyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Bizim, dünyanın
farklı coğrafyalarında dili ve inancı bir, öz
kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır
olmalıyız. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü
tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. sözleri bizlere birer vasiyettir.
TİKA, Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 1992 yılında
bu amaçla kurulmuş, ülkemizin çok önemli diaspora kuruluşudur. 2018,
2019 ve 2020 yılı TİKA Sayıştay raporları
karşılaştırıldığında bazı
uygunsuzlukların aynen devam ettiği ve düzenleme
yapılmadığı görülmektedir. Misyonu doğrultusunda
kuruluşundan bugüne TİKAnın yaptığı
çalışmalar için teşekkür ediyoruz ve destekliyoruz ancak
Sayın Bakan, Sayıştay raporlarına yansıyan hatalı
muhasebe kayıtlarının bir sonraki yıl düzeltilmemiş
olmasının asla haklı bir nedeni olamaz. 2020 yılında
489 milyon TL bütçesi olan TİKAyla ilgili Sayıştay
raporlarında en önemli bulguların başında
Başkanlık projelerinin belirlenmesi, uygulanması, takibi ve
sonuçlandırılmasına yönelik usul ve esasların
belirlenmemiş olduğu vurgulanmaktadır. Sayın Başkan,
kısacası, yıllardır devam eden bir plansızlık söz
konusudur.
Kuruluş amaçları doğrultusunda
çalışırken halkın cebinden ayrılan bütçeyle
yapılan yatırımlar ve harcamalar büyük bir hassasiyet içinde
yapılmalıdır ancak TİKA, âdeta birilerine kaynak
aktarır şekilde yatırım ihalelerini pazarlık usulüyle
yapmaya devam etmektedir. Ayrıca, söz konusu yatırım ve
harcamalar bu alanda çalışan diğer ilgili
kuruluşlarımızla iş birliği içinde
yapılmalıdır. Yaptığımız saha
ziyaretlerimizde gözlemlerimiz, bu koordinasyonun olmadığı ve
geri dönüşlerin de çok zayıf olduğu yönündedir.
Sayın Bakan, bu yatırımların
etkinlik analizlerini yapıyor musunuz? Yakın zamanda FETÖnün bir
enstrümanı olarak çalışmış olan TİKA, son
günlerde bir çok kurumda olduğu gibi sosyal medyada mafya ve benzeri
yapılarla ilişkilendirilmektedir. Yatırım
harcamalarının karanlık güçler tarafından
paylaşılıp yönetildiği iddiaları ortaya
atılmıştır. Kurumun saygınlığına ve
güvenilirliğine gölge düşüren bu tür iddialar
araştırılıp ortaya çıkarılmalıdır. TİKA'nın
OECD'nin içinde yer alan Kalkınma Yardımları Komitesi üyesi
olmamasının nedeni acaba Sayıştay raporlarına
yansıyan bu eksiklikler midir?
Diğer bir diaspora kuruluşumuz YTB yani
Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı. Sayıştay raporlarında cari
harcamalar, transferler için 308 milyon TL harcama
yapıldığı görülmektedir. Bunların içinde vakıf ve
derneklere yapılan karşılıksız yüklü miktardaki
ödemeler ve yine oldukça yüklü burslar yer almaktadır. Vakıf ve
derneklere karşılıksız olarak yapılan yüklü miktardaki
ödemelerin amaçları ve finansal destek sağlanan faaliyetlerin
etkinliği araştırılmakta mıdır Sayın Bakan?
Öğrenci bursları tabii ki olmazsa olmaz ancak burs verilen öğrencilerin
uluslararası alanda kültürel, sosyal ve ekonomik açıdan geliştirdiği
ilişkilere olan katkısı, ülkemizin yükseköğrenim
kurumlarının küreselleşmesine sundukları değer,
öğrencilerin akademik, sosyal ve mesleki gelişimlerindeki ilerleme,
mezun olduktan sonra ülkelerinde iş bulma potansiyelleri, ülkelerine
döndükten sonra ülkemiz hakkında izlenimleri ve ülkemiz lobi
çalışmalarına katkıları gibi katma değer etki
analiz raporlarının Sayıştay denetim raporlarında yer
almadığı vurgulanmaktadır. Sayıştay
raporlarında, ayrıca, iç kontrol sisteminin gelişiminin yeterli
olmadığı, yönetim, denetim ve raporlamada birçok eksikliğin
devam ettiği vurgulanmaktadır.
Sayın Bakan, ülkemizde yaşayan ve
yükseköğrenim gören Suriyeli öğrencilere Türk dünyasının ve
diğer ülkelerden gelen öğrencilere göre ayrımcılık
yapıldığı iddiası doğru mudur?
Değerli milletvekilleri, 2022 bütçesine evet
dememiz mümkün değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu bütçe, milletin alın terini sömüren, fakirden
alıp zengine veren bir faiz bütçesidir. Türk lirasını âdeta pul
ettiniz, bütçeyi bütçe olmaktan çıkardınız; fakirin
fukaranın, işçinin, memurun, sanayicinin, esnafın
geleceğini ipotek altına aldınız.
Yıllık 16,5 milyar dolar ihracat yapan,
yatırımları yarım kalmış şehir Bursa
soruyor: Bu bütçeden ne kadar pay alacağız? Son on beş
yıldır Bursaya bir çivi çakmadınız,
yaptığınız yatırımları da tamamlayamadınız
ancak Bursalı size sandıkta bir Osmanlı tokadı
atacaktır, bunu sakın unutmayın.
Ekonominin kitabını yazdım.
dediniz, Verin yetkiyi, görün, nasıl uçuyoruz. dediniz, memleketi
iflasın eşiğine getirdiniz; esnaf siftah yapamıyor,
sattığının yerine yenisini koyamıyor, kepenk kapatıyor;
çiftçiyi tükettiniz, tarlasını ekemiyor; mutfakta tencere kaynamıyor,
vatandaş Yeter artık, derhâl seçim. diyor. Gidiyor, gitmekte olan;
geliyor, gelmekte olan.
Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Eskişehir Milletvekili Sayın
Jale Nur Süllü
Buyurunuz Sayın Süllü. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir)
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Ebedî Önderimiz
Mustafa Kemal Atatürkün ülkemizi düşman postallarından,
boyunduruğundan kurtararak kurduğu Türkiye Cumhuriyeti sadece siyasal
bağımsızlığın direnişi olmayıp sosyal,
ekonomik ve kültürel bağımsızlığın da
direnişidir. Bu bağımsızlık sömürü
odaklarının işine gelmediğinden cumhuriyet tarihimiz boyunca
Atatürkün kişiliği, devrimleri, kurduğu kurumların hedef
alınmasına yol açmıştır. Özellikle kendi
tabanlarını bir arada tutmak için Atatürk
karşıtlığını kullananların aslında esas
hedefinin ekonomik sömürü olduğunun örneklerini son on dokuz yılda
daha sık görür olduk.
Günümüzde ülkemiz, postallarla olmasa da
yabancı şirketlerle işgal altında; Arapça sözcükler ile
yabancı tabelalarla kuşatma altındayız. Atatürkün
Ülkesini, istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de
yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
anlayışıyla kurduğu Türk Dil Kurumu bizlere, biz
milletvekillerine bir sözlük göndermiş, hem de bir üst yazıyla.
Bakın, ne diyor üst yazıda? Türkçenin korunması için
katkıda bulunan sizlere armağan etmekten mutluluk duyarız.
deniliyor. Peki, biz milletvekilleri, özellikle de AKPli milletvekilleri öz
Türkçe kullanıyorlar mı? Sık sık duyar olduk; Külliyeye
indik, çıktık. Sayın Cumhurbaşkanının
tensipleriyle... sözlerini. Ben sayın milletvekillerine öneriyorum,
özellikle külliyenin anlamına baksınlar da bundan sonra yanlış
kullanmaktan vazgeçsinler. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, şimdi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Yüksek Kurumundan, özellikle FETÖ bağlantılı kişilerin
Atatürkün mirasından pay aldığını, maaş
aldığını düşünmek ise içimizi iyice acıtmaktadır.
Bakın, 1980 darbesiyle kurulan yüksek kurumlar merkezî yönetime bağlanarak
ilk darbeyi alan özerk kurumların bu dönemde Atatürkün vasiyetindeki
İş Bankası sermaye hisselerinin, kâr payı gelirlerinin Tek
Hazine Hesabına aktarılmasıysa büyük sorundur. Bu el
atmanın, herhangi birimizin bankadaki mevduatına el atmasından hiçbir
farkı yoktur sayın milletvekilleri. Tek Hazine Kurumlar
Hesabında, Tarih Kurumu bilançosunda 1 milyar 663 milyon lira, Dil Kurumu
mali tablolarında 1 milyar 965 milyon lira düşük faizle erimektedir.
Sayın Bakan, 2020 Mart ayında bu
uygulamanın haksız olduğunu söylemiştiniz ve Hazine ve
Maliye Bakanlığının bir düzenleme yapacağından
söz etmiştiniz. Burada size sormak istiyorum: Ne oldu bu düzenleme?
Ayrıca, BDDK kararı gereği İş Bankası, Türk Dil
ve Tarih Kurumuna aktarmadığı Atatürk hisse payları gelirleri,
banka hesabında görünmesi gerekirken kurumun alacak hesabında
tutulmaktadır, bu da gelirde düşüşe yol açmaktır. Sürekli
el konulmaya çalışılan Atatürkün mirası, bakın, 75
bin metrekarelik bir yerleşke için harcanacak -yerleşkenin resmi
burada- ve öyle ki ilk ihaleden sonuç alınamayıp inşaat
tamamlanamayınca ikinci ihaleye çıkılmış ve ikinci
ihale davet usulüyle 21/b maddesine göre gerçekleştirilmiş.
Sayın Bakan, bu durumda, inşaatın tamamlanmasındaki
aciliyet nedir de 21/b maddesi uygulandı bu ihaleye davette? Bunu da
özellikle öğrenmek istiyoruz.
Sayın milletvekilleri, peki, siz 1986
yılından beri verilen bu ödülü hatırlıyor musunuz?
Hatırlayanınız var mı bu ödülü? Bu ödül Atatürk
Uluslararası Barış Ödülü en son 2000 yılında Rauf
Denktaşa verilmiş ve 2013 yılında
kaldırılmış, yönetmelik değiştirilmiş, daha
sonra yeniden düzenlemeyle beşli ve onlu yıllarda yeniden
verileceği söylenmiş, 2015te ödülden ses yok, 2020 yılında
da faaliyet raporunda yer alıyor, 3 aday belirlenmiş ve her zaman
olduğu gibi Cumhurbaşkanının tensiplerine sunulmuş,
bari uygun bulunması yazılsaydı raporda. Şimdi her
şey Cumhurbaşkanının uygun bulmasına bağlı
ya, her şeye tek bir kişinin karar vermesindeki sonuç, cumhuriyet
tarihinde eşi benzeri görülmemiş kültürel yozlaşma ve
sosyoekonomik çöküş. Aslında bunlar bize hiç de yabancı olmayan
ve anlamamız için sadece cumhuriyet öncesi tarihe bakmamızı
gerektiren olaylar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) Sayın Başkan,
bir dakika rica edebilir miyim?
BAŞKAN Buyurunuz.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) Bakın, Osmanlı
maliyesinin dış borçlanmasıyla iflasa gidiş sonucu,
Düyun-ı Umumiye ve Rejiyle ülke hazinesi âdeta, alacaklı devletlere
teslim edildi. Yöneticilerin lüks düşkünlüğü ve ithalat artarken
ekonomide yabancılar ve yerli iş birlikçileri egemen oldular; tebaaya
düşen ise vergi ve savaşlarda can vermekti. Ne padişahlar ne
hükûmetler milletin derdini dinlemediler, derman aramadılar; köylü içeride
devlet, dışarıda yabancı sermaye gruplarınca
sömürüldü. Arapça, Farsça egemenliği, hakkını arayamayan halk;
ne kadar da tanıdık geliyor bunlar değil mi? Atatürkün
Tarihini bilmeyen uluslar yok olmaya mahkûmdur. vurgulaması bize yol
göstermektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) Sayın Başkan,
cümlemi tamamlıyorum.
BAŞKAN Buyurunuz.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) Dil ve tarih
çalışmalarını yaşatmak için kurduğu derginin ismi
de bu konuda bize önemli bir ipucu vermektedir, Belleten. Evet, bu sözcük
üzerinde herkesin uzun uzun düşünmesi gerekir.
Genel Kurulu saygı ve sevgilerimle
selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Nevşehir Milletvekili Sayın
Faruk Sarıaslan
Buyurunuz Sayın Sarıaslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FARUK SARIASLAN (Nevşehir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Ulaştırma Bakanlığı bütçesi
görüşüldü; her seçim döneminde vadedilen Nevşehir hızlı
treninin adı da yok ödeneği de yok. Nevşehir Çevre Yolu
yapımı için ne ödenek var ne de proje. Avanosta yapılması
gereken köprüden bahseden bile yok. Hem Nevşehirin içindeki sanayimize
hem de organize sanayiye beklenen doğal gazın gelmesine ilişkin
hiçbir cümle dahi yok. Hacıbektaşa, Acıgöle, Derinkuyuya
vadedilen doğal gazın geleceğine ilişkin bu bütçede hiçbir
şey yok. Sonuç olarak bu bütçede Nevşehirin adı dahi yok. Ama
bir şey var; rant peşinde koşan AKPli Ürgüp Belediyesinin
istemi üzerine yasalara aykırı biçimde Alan
Başkanlığının izniyle ranta açılan Temenni Tepesi
var. Sayın Bakanım -siz Ürgüpü bilirsiniz- Ürgüpün merkezindeki bu
tepe 2007 yılında yine imara açılmak istendi, orada 3 can
alındı. Umarım bu konuya el atarsınız, oradaki hançeri
çıkarırsınız; Ürgüp halkı da Nevşehir de bundan
memnun olacaktır diye düşünüyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazın
nedenini dış güçlere bağlayan AKP iktidarına soruyorum:
Dış güçler kim? Mesela, Büyük Orta Doğu Projesinin Eş
Başkanlığını yaptığınız Amerika
Birleşik Devletleri mi? Yahudi Üstün Cesaret Madalyası
aldığınız İsrail ya da Yahudi lobisi mi?
Kapısında Cumhurbaşkanını ayakta bekleten, bunu da
basına servis eden Putin mi, yoksa Rusya mı? Kişi başına
millî geliri 40 bin dolar olduğu hâlde, kişi başına millî
geliri 6 bin dolar olan Türkiyeyi kıskanan Almanya mı?
Başkalarını suçlayarak halkı aldatma dönemi artık
kapandı. Hata üstüne hata yaptınız, ülkeyi çok kötü yönettiniz.
Orta Doğu'yu kan ve gözyaşına
boğan Büyük Orta Doğu Projesi'nin Eş
Başkanlığını yaptınız. Arapların kendi
içindeki sorunlarını Türkiyenin sorunu hâline getirdiniz.
5 milyon Suriyelinin Türkiyeye göçüne neden
oldunuz, bunun Türkiyeye maliyeti kendi ifadenizle 40 milyar dolar. Diğer
sosyal sorunları burada anlatmaya zaman yok. Türkiye'nin etnik
yapısıyla, kimlik yapısıyla oynuyorsunuz.
Türkiye'de iki para birimi yarattınız:
Türk lirası ve dolar. Türk lirasıyla vergi topluyorsunuz, Amerikan
dolarıyla borç ödüyorsunuz, sonra da zam üstüne zam yapıyorsunuz.
Ülkenin eğitim sistemini yazboz tahtasına
çevirdiniz. Eğitimi bilim ve akıldan uzaklaştırıp,
dünyayla rekabet edecek gençler yetiştirmek yerine; biat eden,
ezberlediğiyle konuşan kindar ve dinci gençlik yetiştirmeye
çalıştınız. Din eğitimini hoca efendi dediğiniz
-salya sümük- din simsarlarına bıraktınız ama
beceremediniz, beceremeyeceksiniz. Mustafa Kemal Atatürk Gençliğe
Hitabesinde ne diyordu? Ey Türk gençliği! Sizi yönetenler gaflet,
delalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) A ile
yazılır dalalet; yanlış söyledi!
FARUK SARIASLAN (Devamla)
Haksızlığa, hukuksuzluğa, yolsuzluğa, yoksulluğa
olan isyanını dinlemek yerine, bu gençliği yok
saydınız. Yasaları değiştirerek hukuka ve vicdana
hükmetmeye çalıştınız. İstanbul Belediye
Başkanlığı seçimlerinde kaybettiğiniz seçimleri
kazanmak için hâkimler üstünde baskı kurarak yeniden seçim
yaptırdınız, 15 bin farkı 800 bine çıkararak halk
karşısında kaybettiniz. Ülkeyi rezil ettiniz, dünyaya rezil
ettiniz. Üzerinde baskı kurmak istediğiniz baroları bölmek,
parçalamak amacıyla hukuka aykırı yasalar çıkarıp diz
çökerteceğinizi zannettiniz. Kimsenin efendiliğini kabul
etmeyeceğini söyleyen avukatlar karşısında yine
kaybettiniz. Yine ülkeyi dünyaya rezil ettiniz. En büyük hatayı da; 2018
yılında beceriksizliğinizi örtmek için önüne Türk kelimesine
ekleyerek başkanlık sistemi dediğiniz ucube tek adam rejimine
geçtiniz. Bu son damlayla bardağın suyunu
taşırdınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Başkanım...
BAŞKAN Buyurun.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Bu ucube sistemle üç
yılda ülkeyi yokluğa, yoksuzluğa, hukuksuzluğa mahkûm
ettiniz. Bunun nedenini de dış güçlere bağladınız.
Buradan soruyorum: Siz bostan korkuluğu musunuz? (CHP sıralarından
alkışlar)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Yakışmadı sana!
FARUK SARIASLAN (Devamla) Fırsat deyip dört
tarafa dal götür,
Kitabına uydur uydur mal götür,
Yol yaparken yolsuzluk yap, çal götür,
Ondan sonra vay efendim, dış güçler!
Dış güç, mış güç diye ötmeyin
hadin,
Ben inanmam, başka kapıya gidin!
Eğitim sisteminin içine edin,
Ondan sonra vay efendim, dış güçler!
(CHP sıralarından alkışlar)
Pirinç, buğday, nohut, bulgur, soğan, et,
Ne var ise hep dışardan ithal et
Üretmeden yaşar mı bir memleket?
Ondan sonra vay efendim, dış güçler!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Başkanım, çok
az kaldı.
BAŞKAN Şiiri tamamlayın.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Hiç bir sıfat
yokken çağrılıp piste,
Ben mi ağırlandım oval ofiste?
Zeytinyağı gibi çıkmayın üste!
Ondan sonra vay efendim, dış güçler!
Şerefli Türk ordusuna pusu kur,
Ergenekon Balyoz diye darbe vur,
Gâvur yapamazdı bunu lan gâvur,
Ondan sonra vay efendim, dış güçler!
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Bir de
saz olsaydı elinde.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Öbür buluşmada
getireceğim o sazı da, o sazı da getireceğim.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa)
İyi olur.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Türklerin Orta Asyadan
getirdiği bir çalgıdır; küçümseme. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa)
Küçümsemiyorum ki.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Tek tek saysam çok
sayarım daha çok,
Benim artık boş laflara karnım tok!
Satılmayan, fabrika yok, banka yok
Ondan sonra vay efendim, dış güçler!
Koktu artık bu dış güçler söylemi!
Kimin işi BOP başkanlık eylemi?
Yani sizde, hiç bir suç yok, öyle mi?
Ondan sonra vay efendim, dış güçler!
(CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) İktidara
yalakalığı reddeden, kalemini hiçbir zaman kiraya vermeyen Ozan
Arife de Ahmet Arife de buradan selamlar, saygılar; ikisine de Allah
rahmet eylesin. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Eskişehir Milletvekili Sayın
Utku Çakırözer
Buyurunuz Sayın Çakırözer. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanlar, değerli bürokratlar; Gazi
Meclisimize hoş geldiniz.
Sayın Dışişleri Bakanı
Çavuşoğlu, on yıl önce saygın bir görev olan Avrupa Konseyi
Meclis Başkanlığını üstlendiniz, 2014ten bu yana da
orada Onursal Başkanlık sıfatınız var ama bugün,
Bakanlık koltuğunda oturduğunuz yedi yılın sonunda
demokrasideki geri gidişiniz nedeniyle ülkemiz Avrupa Konseyinde
yaptırım uygulanan ülke konumuna geldi. Bir Dışişleri
Bakanı için bundan daha büyük bir başarısızlık olamaz.
Sayın Bakan, neden çıkıp söylemiyorsunuz Sayın
Cumhurbaşkanı, orası Avrupa Birliği değil Avrupa
Konseyi; biz kurucusuyuz, bu kararlara uymak Anayasamızın emri,
kendi yurttaşımızın hakkına saygının
gereğidir. Söyleyemiyorsanız çok vahim ama söylüyor da
dinletemiyorsanız daha da vahim. Bu durumda istifa etmek için neyi
bekliyorsunuz Sayın Bakan? (CHP sıralarından alkışlar)
Döneminizde dünyadaki itibarımız her geçen
gün azalıyor. Türkiye'yi kara para aklayan ülke konumuna düşürdünüz.
INTERPOLde kırmızı bültenimiz bile kabul edilmiyor. Milyonlarca
kadının temel güvencesi İstanbul Sözleşmesinden sizin
döneminizde çıktık. Ülkemizin onuru resmî pasaportlarımız
bile insan kaçakçılığı için sizin döneminizde
kullanılıyor. Afganistanda sokak ortasında insanları asan,
kadınları, çocukları eve hapseden Talibanı
kırmızı halıyla siz karşıladınız
Sayın Bakan.
Bu yıl 72 yurt dışı ziyaret
yaptığınızı söylediniz Komisyonda; sizin kadar seyahat
eden başka Dışişleri Bakanı var mı bilemem ama bu
kadar ziyaretten ne elde ettiniz Sayın Bakan? İdlibteki 34
şehidimizin hesabını sorabildiniz mi Rusyadan? (CHP
sıralarından alkışlar) Yazılıyı geçtik,
sözlü bir özür dahi alamadınız, üstüne ayaklarına gidip kapıda
bekletildiniz. ASALA terörüne en fazla şehit veren kurumun
başındasınız. ABD Başkanı hem tarihî hem de
hukuki gerçeklerle örtüşmeyen soykırım yalanıyla
suçladı ülkemizi Hamdolsun, gündeme gelmedi. demek dışında
ne karşılık verdiniz? (CHP sıralarından
alkışlar) Bu konudaki derin sessizliğiniz tarihimize büyük
ihanettir.
Birleşik Arap Emirliklerinden kalkan uçaklar
Libyada Türk hava savunma sistemlerini vurdu, Türkiyeye hak ettiği
dersi verdik. dediler, ne yaptınız? 15 Temmuz kanlı darbe
girişiminin finansörü dediğiniz, Şerefsiz! diye manşet
attırdığınız kişilerden bir kuru özür olsun
alabildiniz mi Sayın Bakan? Ne gezer; tam tersine, turkuaz halıyla,
top atışıyla karşıladınız. Ölçüsü
şaşmış, ideolojik, İhvancı
politikalarınızla duvara toslayıp ülkeyi ekonomik buhrana
sokunca düşman ilan ettiklerinizin peşinde koşuyorsunuz. Ne
pahasına? Ülke varlıklarımızı haraç mezat satma
pahasına.
İşte, en son Katara gittiniz, Türkiye
Cumhuriyetinin resmî heyetini dilenci yerine koyarak Buraya para istemeye mi
geldiniz? diye sordular. Katarlı Bakan Fırsatları bekliyoruz.
dedi, batan geminin malını kapmak ister gibi. Bunları duyunca,
burada biz utancımızdan yerin dibine geçtik, sizin yüzünüz hiç
kızarmadı mı Sayın Bakan? (CHP sıralarından
alkışlar) O Katarlı Bakanın fırsat dedikleri nedir
biliyor musunuz? Bu cumhuriyetin birikimleridir, yüz binlerce emekçinin
alın teridir onlar. Üstüne bir de diyorsunuz ki Katar bizim özbeöz
kardeşimiz. Peki, Katar da bizi öz kardeşi görüyor mu, Türkiye'nin
güvenliğini düşünüyor mu? Maalesef, hayır, yok öyle bir
şey. İşte ispatı Sayın Bakan: Ülkemizin hak sahibi
olduğu sularda petrol anlaşması imzaladı öz kardeşiniz
Katar. Kiminle? Türkiyeyle mi? Hayır. Ya, kiminle? Rumlarla. Hem de ilk
de değil, bakın, bu ikinci anlaşma, bu da ilk anlaşma,
işte onun da fotoğrafı Sayın Bakan. Değerli
arkadaşlarım, hani Katar ve Türkiye kederde ve kıvançta
ortaktı, o zaman bu fotoğrafın anlamı nedir? Anlamı
şudur: Türkiyenin de KKTCnin de hakkını, hukukunu yok
saymaktır değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Bakan, Kıbrıs konusunda
rahmetli Denktaşın dediğine geldiniz, yirmi yıl sonra
artık Eşit egemenlik, iki devletli çözüm. diyorsunuz. Peki, ne
yaptınız bunun için? Katar, İslam Konferansı, Türk Konseyi,
Azerbaycana neden tanıtamıyorsunuz KKTCyi? Ayrıca, kendiniz o
egemenliğe saygı duymazken, Türkiyeye giriş yasağı
koyup Kıbrıs Türklerini havaalanından geri yollarken; KKTC
Anayasa Mahkemesinin kararlarını yok sayarken, başkasına
nasıl tanıtacaksınız o egemenliği?
Sayın Bakan, Bakanlık hiçbir dönem bu
kadar erozyona uğramadı. Atamalar şirazesinden
çıkmış, bir de diyorsunuz ki: Benim dönemimde atamalara adalet
geldi. Sadece adalet gelmedi kalkınma da geldi partisi de geldi
Sayın Bakan! Devletin onuru büyükelçilik makamını AK
PARTİli milletvekillerinin emeklilik kulübüne dönüştürdünüz. Kimler
yok ki? (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) Ayakkabı
kutularında rüşvet alan mı, arsa yolsuzluğu yapan mı,
resmî sitede yeğeninin şirketini pazarlayan mı, Teksasta FETÖ
elebaşına kefillik yapan mı, büyükelçiliği reisçilikle
karıştıran mı, güven mektubunu lokantada sunan mı, çantasında
ay yıldızlı pasaportumuzun yanında başka ülke
pasaportu taşıyan mı?
FETÖyle mücadele aynı kararlılıkta
devam ediyor. diyorsunuz. Sayın Tuncay Özkan bu kürsüden geçen hafta
açıkladı, ne sizden ne de En başarılı elçim.
dediğiniz eski milletvekili büyükelçinizden ses yok.
Washington Büyükelçisi Murat Mercan Henri Barkeyle
evinde görüştü mü? Henri Barkey kim? Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin
resmî iddianamesine göre, 15 Temmuz FETÖcü darbe girişiminin
planlayıcılarından firari sanık. Osman Kavala, sırf
cep telefonu bu kişinin telefonuyla aynı noktada sinyal verdi diye
bin beş yüz gündür cezaevinde. Sizin Büyükelçiniz işte bu adamı
evinde ziyaret ediyor. Sayın Bakan, çıkın, yanıt verin,
Henri Barkey, darbeci ve FETÖ'cüyse Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisinin onunla
işi nedir, görüşmeye neden gönderdiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) Yok, Darbeci
değil. diyorsanız, o zaman Osman Kavala neden zindanda?
Çıkın, yanıt verin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Selamlayayım efendim.
BAŞKAN Selamlayın efendim.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) Yurt
dışındaki 7 milyon kardeşimizi de sahipsiz
bıraktınız. On yıllardır gurbette biriktirdikleri üç
beş kuruş birikimlerini Almanya'nın, Fransa'nın vergi
dairelerine gammazladınız; vatandaşımızın bilgisi
olmadan Otomatik Bilgi Paylaşımı Anlaşmasını hem
de iki yıl öncesini de kapsayacak biçimde yürürlüğe sokarak
vatandaşlarımızı çaresizliğe mahkûm ettiniz. Bu millet
bu sorumsuzluklarınızı hiç unutmayacak.
İktidarınızın 20nci
yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin saygınlığı
hızla erimekte. İçeride demokrasiden, adaletten, insan
haklarından, güçler ayrılığından
uzaklaşılması dışarıda da itibarımızı
düşürdü ama kimse merak etmesin, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün
Yurtta sulh, dünyada sulh! ilkesiyle hem içeride hem dışarıda
ülkemizi yeniden laik, demokratik, güçler ayrılığına
dayalı parlamenter sistemde hak ettiği yere
ulaştıracağız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Sayın
Yunus Emre
Buyurunuz Sayın Emre. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Dışişleri Bakanlığı
bütçesi üzerine konuşuyoruz ancak ülkemizin bir Dışişleri
Bakanlığı gerçekten var mı?
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Var, var; var ve
başarılı bir Dışişleri Bakanı var.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Çok ayıp! Çok
ayıp!
KEMAL ÇELİK (Antalya) Senin dünyadan haberin
var mı?
YUNUS EMRE (Devamla) - Yoksa çok değerli
diplomatlarımızın belirttiği gibi, Dışişleri
Bakanlığı bir uluslararası Türkiye içi iletişim bürosu
hâline mi geldi?
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Çok ayıp, çok
ayıp!
KEMAL ÇELİK (Antalya) Haberiniz var mı?
YUNUS EMRE (Devamla) Arkadaşlar, niye laf
atıyorsunuz? Dışişleri Bakanlığı bütçesini
görüşüyoruz.
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Demek ki var ki
görüşüyoruz.
YUNUS EMRE (Devamla) Dışişleri
Komisyonunda Sayın Canbeyden başka üyeniz yok burada; 1 üyeniz var,
çoğunluğunuz bulunan Komisyondan 1 üyeniz var burada.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ya, He, he deyin!
YUNUS EMRE (Devamla) Bundan utanmıyorsunuz,
laf atıyorsunuz.
Lütfen, rica ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ya, he, he
YUNUS EMRE (Devamla) Arkadaşlar, bakın
Sayın Bakan, sizin iktidarınızdan önce Türkiye'nin Avrupa
Birliği üyeliği hedefi vardı, bugün Avrupa Birliği
üyeliği hedefi ortadan kalktı; bir hayal hâline geldi ve Türkiye, ne
yazık ki Avrupa Birliği için göçmenleri ülkesinde tutan bir sünger
ülke hâline geldi.
Değerli arkadaşlar, Avrupa Konseyi
Benden
önceki görüşmeciler de konuşmacılar da söylediler. Türkiye'nin
kurucusu olduğu bu uluslararası örgütte 2017den beri tekrar denetim
sürecindeyiz. Konseyin tarihinde ilk defa denetimden çıkan bir ülke olarak
tekrar denetime girdik; yetmedi, yine sizin iktidarınızda Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulamayan bir ülke
olarak Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatılıyor.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de
sizden önce iktidarda bulunan hükûmetler sözde Ermeni soykırımı
iddiaları karşısında gerekli cevapları verirlerdi ve
başka devletlerde, kimi parlamentolarda böyle kararlar
alınmış olsa da yürütme organları her zaman bu kararlara
mesafe koyarlardı, bunların dışında bir tutum
alırlardı. Sizin iktidarınız döneminde Amerikan
Başkanı Biden, sözde Ermeni soykırımını
tanıdığıyla ilgili bir açıklama yaptı. Sayın
Cumhurbaşkanı, Bidenla görüşmesinin ertesinde, görüşmede
böyle bir konunun gündeme gelmemesinden mutluluk duyduğunu söyledi
Sayın Bakan. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, sizden önceki
iktidarlarda Mehmetçik saldırıya uğrarsa
Dışişleri Bakanları görevlerini yaparlardı. Siz ne
yaptınız? Cumhurbaşkanıyla birlikte Suriye'deki saldırıdan
sonra ve o saldırıda 34 aslanımız şehit düştükten
sonra, o olayın üzerine Rusya'nın gölgesi düşmüşken
koşa koşa Moskova'ya gittiniz, kapılarda beklediniz; akşam
televizyonlarda, Rusya televizyonlarında millete seyran oldunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım,
Dışişleri Bakanları Türkiye'nin geçmişte haklılığını
dünyaya anlatırlardı, şimdi geliyorsunuz Türkiye haklı.
diye burada bizlere anlatıyorsunuz; bu, utanç verici bir manzaradır.
Kimse sizin sözünüze itibar etmiyor, Katar'a gidiyorsunuz, Katar'da utanç
verici sorularla karşı karşıya kalıyorsunuz. Türkiye
bir kelepir ülke muamelesi görüyor. Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri
bizim kadim dostlarımızdır. diyorsunuz. Ya, Sayın Bakan,
bu devletlerin sizin kadar yaşı yok ya, nasıl kadim dostumuz
oluyor; sizin kadar yaşı yok ya! (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, geçmişte,
sizin iktidarınızdan önce büyükelçi atamaları Türkiye
bakımından çok önemli atamalardı. Türkiye'nin çok önemli bir
kurumunun, Dışişleri Bakanlığının en önemli
vazifesinden bahsediyoruz. Kendi arkadaşlarınızı, siyasi
arkadaşlarınızı sağa sola büyükelçi olarak
gönderiyorsunuz; bunların içinde adı rüşvetçiye
çıkmış insanlar var. Amerikada Sarraf'ın verdiği
ifadeyi görmediniz mi? Sizin büyükelçi atadığınız
kişinin, bankacılar ile Sarraf arasındaki görüşmeleri
organize eden kişi olduğunu görmediniz mi? (CHP
sıralarından Görmezler sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, bütün bu
hadiseler bize şunu gösteriyor: Türkiye'nin Dışişleri
Bakanlığında kurumsal işleyiş falan
kalmamıştır. Sizin en yakınınızdaki insanlar,
Bakanlığın tepe yönetimine getirdiğiniz insanlar
Anadolu'nun bir ilçesine belediye başkanı atatmanın peşinde
ya! Bununla uğraşıyor, sabah akşam gündemi bu ve o sürecin
içerisinde en pespaye şekilde mafyanın bile dâhil olduğu bir
sürecin ortasında. Ayıp değil mi? Siz, Dışişleri
Bakanlığına gittiğinizde, binaya girerken,
Dışişleri Bakanlığının geçmişte
verdiği şehitlerden utanmıyor musunuz? Utanmıyor musunuz?
(CHP sıralarından alkışlar) Dışişleri
Bakanlığının Türk diplomatlarının, sırf Türk
diplomatı olduğu için şehit edilen diplomatlarının,
sırf Türk diplomatlarının evladı olduğu için
şehit edilen insanların hatırası önünde hiç utanmıyor
musunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Siz kendinize bakın ya!
Türkiyeyi gidip şikâyet edenler utansın! Türkiyeyi şikâyet
edenler utansın!
YUNUS EMRE (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, değerli arkadaşlarım
KEMAL ÇELİK (Antalya) Büyükelçilerden medet
umanlar utansın.
YUNUS EMRE (Devamla) Bu laflarla gerçekleri
bastıramazsınız, gerçekleri bastıramazsınız.
Bırak bunları, bırak bunları. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Bağırma, ne
bağırıyorsun!
BAŞKAN Buyurun efendim.
YUNUS EMRE (Devamla) Ben Türkiye'nin menfaatlerini
savunuyorum, onlar gibi koltuğumu savunmuyorum, onlar gibi koltuğumu
savunmuyorum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ne
bağırıyorsun ya, bağırma!
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Türkiyeyi şikâyet
etmekten vazgeçin.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Hiç utanmıyor
musun oradan bağırmaya ya!
YUNUS EMRE (Devamla) Bırak bu işleri,
bırak bu işleri. Sarrafla ilgili cevapları verin.
Sarrafın komisyoncusunu büyükelçi yaptınız, gelip burada
oturuyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp ya!
YUNUS EMRE (Devamla) Ayıpmış,
ayıp olan budur.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ayıp ya!
Doğru konuş be!
YUNUS EMRE (Devamla) Sarrafın komisyoncusunu
büyükelçi yapmak ayıptır; bırak bunları. (CHP
sıralarından alkışlar)
KEMAL ÇELİK (Antalya) Ayıp, ayıp!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Böyle bir
şey olabilir mi ya!
YUNUS EMRE (Devamla) Sayın Başkan,
toparlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, değerli
arkadaşlarım
Ya, bırakın kardeşim, adı emlak
komisyoncusuna çıkmış adamı büyükelçi yapmadınız
mı siz? Büyükelçilik görevini emlak komisyoncusu olarak yapan adamı
siz büyükelçi olarak tutmuyor musunuz bugün? Ne anlatıyorsunuz?
Bırakın bunları!
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; sorunumuz açıktır, bakın, sorunumuz çok
nettir, sorunumuz çok açıktır. Dışişleri
Bakanlığı bakımından tek sorunumuz var. Geçmişte,
Türkiye'nin Dışişleri Bakanları geçmişte
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Türkiye'nin tek bir sorunu
var o da ana muhalefet sorunudur, sizin büyükelçilere
yaptığınız şikâyet mektuplarıdır.
YUNUS EMRE (Devamla) Bırak, laf atmayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Gerçekler yine
AKPlileri rahatsız etti konuşmayı bölüyorlar ya.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Emre.
YUNUS EMRE (Devamla) Selamlıyorum.
BAŞKAN Peki, selamlayın ama Genel Kurula
hitap edin Sayın Emre.
YUNUS EMRE (Devamla) Tabii, Sayın Başkanım,
haklısınız, özür dilerim.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Büyükelçilerden medet
umuyorsunuz.
YUNUS EMRE (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, geçmişte Türkiyenin dış
politikasına yön vermek, Türkiyenin güvenliğini
sağlamaktı, Türkiyenin ekonomik gelişmesine yardımcı
olmaktı, Türkiyenin bölgesinde barış, huzur ortamını
sağlamaktı. Bugün Türkiyenin dış politikası tek bir
hedefe kitlenmiş durumda, tek bir amaç var: Türkiyede dış politika
iç politika için yapılıyor. Türkiyede dış politika
Erdoğanı biz orada nasıl tutarız? bunun için
yapılıyor; hepimiz bu gerçeği biliyoruz. Ama emin olun, Türkiye
bu zorlukları aşacaktır. Benden önceki arkadaşlarım da
söylediler: Geliyor gelmekte olan, gidiyor gitmekte olan.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET SALİH DAL (Kilis) - Recep Tayyip
Erdoğan geliyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Yapıyor
yapmakta olan.
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Sibel Özdemir
Buyurunuz Sayın Özdemir.
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de
Avrupa Birliği Başkanlığı bütçesi üzerine söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, geçen yılki bütçe
görüşmelerinde hatırlıyorsanız Avrupa Birliği üyelik
müzakerelerimizde kişisel, günübirlik, popülist söylemlerle
ilişkilerin çıkmaza, kısır döngüye girdiğini, somut
sonuç almamız gerektiği uyarılarında bulunmuştum,
beklentilerimizi paylaşmıştım. Siz de demiştiniz ki:
Bizim de eksikliklerimiz var, sorunları aşarak ilişkilerimizi
gidermek istiyoruz.
Şimdi ben size tekrar soruyorum Sayın
Bakan: Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde son bir yılda hangi
eksiklerimizi giderdiniz, hangi sorunları aştınız, hangi
somut kazanımları elde ettik? Bunlar yapmadığınız
gibi ilişkilerde var olan açmazlar daha da derinleşirken yeni
sorunların ortaya çıkmasına da engel olamadınız.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte
partili ve taraflı cumhurbaşkanı sistemi uygulamaları,
güçler ayrılığı, bağımsız özerk kurumlar,
denge denetleme, yargı bağımsızlığı, temel
haklarda ciddi geriye gidişler sorun alanları, açmazlar olarak
karşımızda duruyor ve bizden adım atmamız bekleniyor.
Evet, bu alanlarda hazırlanan reform paketleri, yapılan yasal
düzenlemeler uygulamada ama ciddi ve somut sonuçlar ortaya çıkarmadı,
çıkarmıyor. Neden? Biz burada bir taraftan yargı reform
paketlerini hep birlikte kabul ederken ama diğer taraftan Sayın
Cumhurbaşkanının çıkıp da Talimat verdim, bu can bu
bedendeyken
dediğinde işte bu reform paketlerinin Avrupa
Birliği nezdinde hiçbir anlamı ve karşılığı
kalmıyor Sayın Bakan. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, işte bu
nedenlerle sahada ve masada güçlü Türkiye savının Avrupa
Birliği sürecinde son bir yılda bir
karşılığı ve bir kazanımı
olmamıştır. Peki, ne olmuştur? Bırakalım bir
ilerlemeyi, hızla geriye gidiyoruz; ilişkilerde güven kaybı,
belirsizlik ve öngörülemezlik hâkim; siyasi kriterlerde sorunlar giderek
büyüyor; müzakere başlığı açamadık, açılan
herhangi bir başlığı da kapatamadık. Avrupa
Birliği Yeşil Mutabakata geçerken, bunu tartışırken
biz gümrük birliğinin güncellenmesinde bir aşama kaydedemedik hâlâ.
Ya göç mutabakatı
Biz söz ve taahhütlerimizi yerine getirdik ama vize
muafiyeti hakkını elde etme noktasında bir ilerleme olmadı;
dahası, yine yaptırım, fon kesintisi
tartışmalarının içinde kaldık. Ama en önemlisi,
değerli milletvekilleri, ısrarla sürdürülen kişisel, popülist
dış politika tavrına karşı
aldığımız cevap da kişisel, popülist tavır
noktasına geldi. Bunun sorumlusu kim? Tam da bu noktada sizi
uyardığımız, öngördüğümüz beklenen sonuç ve ülkemizin
karşı karşıya kaldığı tablo bu oldu
maalesef.
Sayın Bakan, bu
başarısızlıklarınız için çıkıp
-Komisyonda da uyarmıştım ve söylemiştim- salt, Avrupa
Birliğinin çifte standardı, ikiyüzlülüğü, siyasi tavrı,
engeli; bunları lütfen, artık öne sürmeyi bırakın. Avrupa
Birliğiyle ilişkilerimizde bilinen, veri olan bu koşulları
siz yönetemediniz ve başarılı olamadınız Sayın
Bakan. (CHP sıralarından alkışlar) Doğu Akdeniz,
Kıbrıs gibi hassas konularımızda malum ülkelerin ikili
ilişkilerimizi Avrupa Birliği zeminine taşımalarına
engel olamadınız. Haklı tezlerimizi dahi Avrupa Birliği
ülkelerine ve kurumsal yapılarına savunamıyor,
anlatamıyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ama gelinen aşamada Avrupa Birliğiyle sadece
müzakere ve üyelik sürecinden uzaklaşmıyor ülkemiz, öncüsü
olduğumuz, yüz yıl öncesinde kabul ettiğimiz, içinde itibarla
yer aldığımız evrensel değerlerden,
kazanımlarımızdan da hızla uzaklaşan
tartışmalı bir ülke konumuna geldi ve bu konumdan
çıkamıyoruz. Evet, Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp
kurucu üyesi olduğumuz kurumları ve kararları Tanımıyoruz.
dediğinde, peki bizim, şimdi, karar alma mekanizmalarında yer
almayı hedeflediğimiz Avrupa Birliğine üyelik perspektifimizin
bir inandırıcılığı kalır mı sanıyorsunuz
Sayın Bakan? Bu çelişkili sürece neden bir ses
çıkarmıyorsunuz ve etkisiz kalıyorsunuz? Bu
çıkış, Türkiye'nin itibarını,
kazanımlarını ve çıkarlarını tehlikeye atmak değil
mi Sayın Bakan?
Diğer taraftan, uzun süredir iddianamesiz uzun
tutukluluk kararları nedeniyle uluslararası kamuoyuna
taşınan hak ihlali davaları varken,
imzaladığımız ama bizim de uygulamasından sorumlu
olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini, AİHM kararlarını
tanımayan, uygulamayan bir ülke tartışmaları içindeyken,
şimdi, bir de çıkıp öncüsü olduğumuz, çekincesiz
imzaladığımız insan hakları, kadın hakları
konusunda önemli bir eşik olan İstanbul Sözleşmesinden
çıkarak ülkemizi Avrupa nezdinde yeni bir tartışmaya
açmadınız mı? Bir uluslararası anlaşma olan Parisi
onaylarken yine, aynı zamanda bir başka uluslararası
sözleşmeden bir gece yarısı, gerekçesiz, şahsi bir kararla
çıkma çelişkisi ve güvensizliğini nasıl gidereceksiniz?
Bunu nasıl anlatıyorsunuz Sayın Bakan?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ülkemiz bu tartışmaların içine
sürüklenirken siz ne düşünüyorsunuz, ne yapıyorsunuz? (CHP
sıralarından alkışlar)
Ama, Sayın Bakan bugün size asıl sorum:
Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde karşı karşıya
kaldığımız tüm bu çıkmazlara, tüm bu olumsuzluklara,
geri gidişlere belki şimdi çıkıp yine ön yargılar
diyeceksiniz- tüm bunlara rağmen siz bugün çıkıp bize bir yol
haritası ortaya koyacak mısınız koymayacak
mısınız?
Son olarak şunu söylemek istiyorum değerli
milletvekilleri: Şüphesiz, Avrupa Birliği
Başkanlığı, Avrupa ülkeleri nezdinde kurumsal
temsilcilerimiz, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanları,
değerli üyeleri hepimiz- ne olursa olsun ilişkilerin sürdürülmesi ve
normalleşme çabaları içindeler. Ben de üyesi olduğum Komisyon
gereği bu durumlara şahitlik ediyorum. Ancak, bu kurumsal
çabanın ve ilişkilerin arkasında güçlü bir siyasi irade yok;
günübirlik, kişisel, popülist söylemlere tüm bu çabalar heba ediliyor, siz
de buna izin veriyorsunuz Sayın Bakan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Çok özür dilerim
Sayın Başkanım, uyarmıştınız bizi.
Ben son olarak şunu söylemek istiyorum
değerli milletvekilleri: Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak gerçek
anlamda güçlü bir siyasi iradeyi ve reform programını ortaya koyarak
Avrupa Birliğiyle adil, eşit, itibarlı bir üyelik zeminini
kurarak ülkemize kaybettirdiğiniz tüm bu zamanı ve
kazanımlarımızı geri alacağız diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, CHP Grubu adına konuşan
hatiplerin 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe
Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde
yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, tabii, bütçe
görüşmelerini sürdürüyoruz ancak, zaten bakanlarımız ilgili
yerlerde kendi cevaplarını da verecekler. Şunun altını
çizmek lazım: Futbolda kurallar vardır, siyasetin de etik
kuralları vardır; gerçekle, doğruyla yüzleşmek.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Ne
alaka, ne alaka?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu anlamda, yahu,
kalede bir kaleci olur. Şimdi, bakıyoruz, dış politikayla
ilgili İtibarsızlaştırdınız, zedelediniz, rezil
ettiniz, erittiniz. diyorlar.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Yalan
mı, yalan mı?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Dün kendileri
helalleşemeyenler bizi helalleşmeye davet ediyorlar.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Yalan
mı?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Yalan mı,
doğru mu, bakalım.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Doları 15
liraya kim çıkardı o zaman? Yarı yarıya
fakirleştirdiniz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Şimdi,
dış politikada Suriyede ülkemizi tehdit eden PYDye, YPGye
arkadaşlar diyen ve terör örgütüne karşı verdiğimiz
mücadelede bizleri yalnız bırakanlar, Afrinde ne işimiz
vardı? Afrin bataklıktır ha. diyenler helallik diyecekler mi,
helallik dileyecekler mi, soruyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)
Diğer taraftan, Türkiyede
Dışişleri Bakanlığı ASALA terör örgütüne en fazla
şehit vermiş kurumdur, Ne yaptınız ki? dediler. Biz bir
millet iki devlet anlayışıyla, Azerbaycanlı
kardeşlerimizin Dağlık Karabağın özgürlük
mücadelesinde İHAlarımızla, SİHAlarımızla maddi
manevi dayanışma içerisinde oraya gittiğimiz zaman bize bu
helalleşmeyi soranlar Türkiye Cumhuriyeti devleti 300 cihatçı gönderdi.
yalanını uydurarak oradaki haklı davamızı ayaklar
altına aldılar. Acaba buradan helallik diyecekler mi, helallik
dileyecek misiniz, soruyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Mavi vatanda ve
Karadenizde milletimizin hakkı olan enerji kaynaklarına ulaşmak
için mücadele verirken, Orada milyonlarca doları suya gömüyorsunuz.
derken, haklı mücadelemizde hakkımızı ararken acaba bu süreci
durdurmak isteyenler helallik dileyecekler mi? Mavi vatanı korumak için
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Gemileri niye
geri çektiniz?
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Libya'ya
gittiğimiz zaman oradaki haklı mücadelemizde, Orası
Fizan'dır, ne işiniz var? diyenler acaba helallik dileyecekler mi?
İşte helalleşme nedir? Siyasetin helalleşmesi seçimde olur.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Başkası
da seçilince
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bugüne kadar AK
PARTİ'ye, Cumhur İttifakı'na, aziz milletimiz her seçimde
Durmak yok, yola devam. diyerek işte helalliğini vermiştir,
2023te de yeniden helallik alacağız, yaptırmayacağız.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Tabii Kültür Bakanlığıyla ilgili itirazlar oldu ancak bir yerler
geldi ki tamamen sustular.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bundan altı
yıl, yedi yıl evvel yine bütçe bütçe görüşmeleri
sırasında Kültür Bakanlığımızın bütçeleri
görüşülürken kürsüye her çıkan AKM'yi yıktırtmayız,
AKM'ye engel olacağız, yaptırmayacağız. diyenler
bugün kürsüye çıkıp da yahu Ey AK PARTİ, ey Cumhur
İttifakı, bu ne muhteşem AKM, bu ne muhteşem opera salonu.
Sizden Allah razı olsun. dediler mi? (CHP sıralarından
gürültüler) AKM yok, kimse konuşmuyor!
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Yer mi
bulamadınız, Taksimden başka yer mi bulamadınız?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Hani neredesiniz?
Ayasofya açıldı, hepimiz coşkuyla
alkışladık, hamdolsun yine alkışlıyoruz ancak
birileri de sevindi. Birileri niçin sevindi?
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Babanızın
parasıyla mı yapıyorsunuz? Dolar 17 lira oluyor. Bak, 2023e
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Dediler ki: Yahu,
Ayasofyanın açılmasına biz de sevindik. Niçinmiş?
Efendim, siyasi malzeme olmaktan kurtuldu diye. Biz onun için sevinmedik. Biz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Özetin özeti demiştiniz
efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bir saatin özeti bu
kadar olur Başkanım. Bir buçuk iki saat oldu.
BAŞKAN Buyurun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Dediler ki Yahu
Ayasofya'nın açıldığına biz de sevindik.
Niyeymiş? Siyasi malzeme olmaktan kurtulmuş. Bunun için sevinilir mi?
Biz niçin seviniyoruz? Fatihin vasiyetine ve vakfiyesine uygun şekilde
yeniden milletimizle buluşturulduğu için. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Ayasofyayı kimse konuşmadı lafı çarpıtıyorsun
gene ya!
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Başkanım, bu arkadaşı susturur musunuz? Dolar 15 lira oldu.
Lütfen susturun bunu.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Evet, daha bitmedi.
Sümela Manastırından Ermenilerin,
Yahudilerin, Musevilerin inanç özgürlüğü çerçevesinde bu ülkede kadim
mabetlerde yeniden ibadet yapılmasının özgürlüğünü
hamdolsun biz hayata geçirdik.
Buradan, Sayın Cumhurbaşkanımıza
Ayasofya için, Ankara Opera Binası için, Kültür Merkezi için ve kültürel
faaliyetler için bir kez daha teşekkürlerimizi arz ederken Kültür
Bakanımıza da yürekten teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Ayasofyayı açtınız, ya bize daha
kimse engel olamayacak, hiç kimse de karşımızda duramayacak. Siz
de böyle kürsüde başka, sokakta başka konuşmaya devam
edeceksiniz.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Dolar 15 lira
oldu.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Altay
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Diyecek bir şeyi
yok ki. Sizin söylediklerinizi de söyledim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir sunum da biz
yapalım canım, bir sunum da biz yapalım.
2.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Zatıalinizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Hamaset, siyasetin olmazsa olmazıdır, hiç
şüphe yok ama bu hamaset sizin, daha ziyade Hükûmetin, yürütmenin kusurlarını,
ayıplarını örtmeye yetmedi Sayın Özkan, önce onu
söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)
Atatürk Kültür Merkezi için teşekkür ediyorum,
evet, güzel oldu. Umarım ve dilerim ki
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Güçlü, güçlü,
bağırarak
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ses tonumu da
mı sen ayarlayacaksın?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ya, bağırarak
ya, bağırıyordunuz önce.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Umarım ve
dilerim ki Atatürk Kültür Merkezinin inşaatında da kamu-özel iş
birliğinde, havalimanlarında, yollarda, tünellerde olduğu gibi,
hastanelerde olduğu gibi milletin cebinden paralar
çaldırılmamıştır. Umarım orada da bir
hırsızlık yoktur diye temenni etmekten başka çarem yok.
Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin
Meclisi, milletin içinde bulunduğu hâli, milletin huzurunu,
refahını, mutluluğunu tesis için uğraşması
gereken bir organ ve sizin bazı arkadaşlarınızın bu
dolar, kur artışı, Türk parasının değer
kaybetmesi ve zamlar karşısında 1 kilo domates yerine 2 tane
domates alın. açıklamasına bir diyeceğin varsa onu söyle.
Ayasofya, milletin rızkından, cebinden çaldığını
örtmez; Ayasofyayla onu örtemezsin. (CHP sıralarından
alkışlar) Bugün Dışişlerini konuşuyoruz;
Sayın Cumhurbaşkanımızın da aklına Egemen
Bağış gelmiş, Bakara suresinden alıntı yaparak
içinde bulunduğumuz ekonomik çıkmazı, açmazı Allaha havale
etmiş. Allaha her şeyi havale ederiz, Allaha her şeyi havale
ederiz ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) -
milleti soyup
faturayı Allaha kesmek siyasette yoktur. Allah mı söyledi, Türkiye
ekonomisini bu hâle
Allah mı istedi ekonomiyi bu hâle getirmeyi? Bu,
milletin aklıyla alay etmektir. Bunu yapmayın; kusurlarınız
var, kabahatleriniz var, bunları Allaha sığınarak,
Ayasofyaya sığınarak kapatamazsınız.
Dışişleri
Bakanlığını görüşüyoruz, evet, arkadaşlarım
söyledi. Türkiye bir kara para cennetine dönüştü, yok mu
Bakanlığın dahli? Türkiye, İstanbul Sözleşmesinden
çıkmak gibi bir ayıbı işledi. Dışişleri
Bakanlığının bu konuda en karşı durması gereken,
en sahip çıkması gereken Bakan olarak yok muydu söyleyeceği bir
cümlesi? Talibanla ters yanımız yok. diyen bir
Cumhurbaşkanı karşısında Türkiye
Dışişleri Bakanının Efendim, Talibanla
karşıt, ters bir sürü yanımız var. demesi gerekmez miydi?
Yunanistan yığınağıyla
ilgili, ne garip bir Hükûmetsiniz ya
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yunanistanda
Amerikanın yığınağı var, Sayın
Çavuşoğluna göre bir sorun yok, Cumhurbaşkanına göre sorun
var, tehdit var; hangisi doğru söylüyor? Hangisi doğru söylüyor? Ben
de buradan Sayın Çavuşoğluna soruyorum
Dedeağaçtaki
Amerikan yığınağıyla ilgili olarak Sayın
Çavuşoğlu mu doğru söylüyor, Sayın Erdoğan mı
doğru söylüyor? Buna bir karar vermemiz lazım.
Adalar
Millî Savunma Bakanı diyor ki: Yunan
adaları, silahtan arındırılması gereken adalar
silahlandırılıyor. Aidiyeti belirsiz coğrafi
formasyonları -yani ada parçası, kayalık diye bilinen-
adaları Yunanistan satışa çıkarmış,
satıyor. Şimdi, bugün Dışişleri
Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz, buradan soruyorum: Millî
Savunma Bakanı mı doğru söylüyor? Ki söylüyorsa gereğini
niye yapmıyor, o da ayrı bir tartışma konusu.
Ben, Bakana soruyorum, sana değil.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hayır, bana sataştın
canım, cevap vereceğim, kaçış yok.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İyi, tamam,
tamam.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya da
Dışişleri Bakanımız desin ki: Millî Savunma
Bakanı yalan söylüyor. Burada bir çelişki var arkadaşlar. Bu
adalardan bizim olan var, Yunanistana ait olan var, ikimize de ait olmayan
var. Yunanistanın silah koymaması, silah bulundurmaması gereken
adalar var. Silah bulundurmaması gereken adalarda silah var,
silahlandırıyor Yunanistan, biz de seyrediyoruz. Kaç yıldır
bilmiyorum -istikşafi görüşmeler- yaklaşık otuz
yıldır belki Yunanistanla bir istikşafidir gidiyor, nasıl
olacak? Avrupa bizi şimdi denetim sürecinden sonra ihlal sürecini
başlattı. Yani böyle bir tabloda -daha saymayayım, çok var- dış
politikayla ilgili muhalefet sussun mu? Sizin günahlarınıza,
kusurlarınıza, ayıplarınıza sessiz mi kalsın? Bu
olabilir mi? Olamaz.
Kültür Bakanlığı bakımından
da arkadaşlar belli iddialar ortaya koydular.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Torba meselesi
var, Devlet Tiyatrolarında, Operada çalışanların eşit
işe eşit ücret konusundaki sıkıntıları var,
müzisyenlerin sıkıntıları var. Muhalefet bunları
Mecliste ortaya koymayacak mı kardeşim? Bunları ortaya
koyacağız. Siz de medenice çıkıp cevap vereceksiniz. Her
sıkıştığınızda ya bir ayete
sarılıyorsunuz ya bir başörtüsüne sarılıyorsunuz,
bugün Ayasofyaya sarıldınız, bakalım akşam üstü neye
sarılacaksınız çok merak ediyorum. Ama şunu yapmayın:
Bu milleti artık Allahla aldatamazsınız, milletin bunlara
karnı tok çünkü milletin gerçekten karnı aç.
Teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sana bir şey
demedim, PYD dedim sadece.
BAŞKAN Sayın Danış
Beştaş
3.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Garibe
Gezerin şüpheli ölümünü protesto eden Kandıra Cezaevindeki HDPli
tutsaklara disiplin soruşturması açıldığına ve
Cumhurbaşkanı Erdoğanın cezaevinde rehin tutulan
Selahattin Demirtaşa miting çağrısı yapmasının
akıl dışı bir açıklama olduğuna ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Cahit
Bey bana da cevap verecektir. Önce ben söyleyeyim, nasıl olsa topluca
yanıt verir.
Sayın Başkan, doğrusu yeni bir bilgi
üzerine söz aldım; iktidar grubuna tabii ki sözlerim. Bilineceği
üzere Adalet Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü gün
Kandıra Cezaevinden genç bir kadının cenazesi
çıkarıldı ve intihar ettiği söylendi ve maalesef, Adalet
Bakanı bu konuda tek bir cümle kurmadı. Biz soruşturma istedik,
cezaevi yönetiminin alınmasını istedik ve sonra akşam geç
saatlerde Grup Başkan Vekilleri soruşturma
başlatıldığını söyledi. Bugün bizim Kandıra
Cezaevinde rehin tutulan -altını çizerek söylüyorum- Gültan
Kışanak, Figen Yüksekdağ, Gülser Yıldırım ve daha
onlarca arkadaşımız aileleriyle telefonla görüşmüşler.
Garibe Gezerin bu ölümünü, cinayet gibi şüpheli ölümü protesto etmişler
odalarından. Nasıl bir protesto olabilir? Alkış yani buna benzer,
cezaevinde başka bir şey yapılamaz ve hemen, yirmi dört saat
geçmeden haklarında disiplin soruşturması
başlatılmış. Şu ana kadar, bugün dördüncü gün, Garibe
Gezerin ölümüyle ilgili, intiharıyla ilgili ya da cinayetiyle ilgili tek
bir açıklama, tek bir bilgi yokken protesto edenler hakkında
soruşturma açılıyor. Bu ülkede cinayet işleyenler, intihara
sürükleyenler, işkence yapanlar cezasız bırakılıyor,
onlara ödül veriliyor ama buna karşı çıkanlar, protesto edenler
hakkında soruşturma açılıyor. Biz, iktidar grubundan bu
konuda bir izah istiyoruz. Garibe Gezere ilişkin hâlâ üç maymunu oynamaya
devam ediyorlar ama asla bu konuda susmayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Diğer bir mesele: Bütün siyasetleri bunun üzerine kurulu. Bu Mecliste
-2015te yapılan- dokunulmazlıkların
kaldırılmasıyla birlikte HDP'ye yönelik darbeyi bir milyon kere
konuştuk. Hâlâ darbe devam ediyor. Geçenlerde Cumhurbaşkanı
Erdoğan akla ziyan, hakikaten akıl dışı bir
açıklama yaptı, dedi ki: Demirtaş çıksın, miting
yapsın da göreyim. Ya, insaf ya! Demirtaşı sen orada
tutuyorsun, rehin almışsın, talimat veriyorsun, Kışanakı
da Demirtaşı da Yüksekdağı da bütün HDP'lileri de
AİHM kararını -daha üç gün önce- Kavala ve Demirtaş için
tanımıyorum. demişsin. Herhâlde Edirnede olduğunu
unutmuş olacak. Bunu niye söylüyorum? Selahattin Demirtaş bir
açıklama yaptı cezaevinden, dedi ki: Tek bir megafon verin bana, iki
saat Yenikapıya çağrı yapalım, diğer gün de sen bütün
devlet olanaklarıyla miting çağrısı yap, eksik getiren
siyaseti bıraksın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
çağrıya hâlâ cevap yok ama HDP Demirtaşın da
Kışanakın da Yüksekdağın da İdris Balukenin de
Selçuk Mızraklının da partisidir. Eğer mitingleri çok
merak ediyorlarsa Tekirdağ ve Mersin mitingimize baksınlar ve dün
İstanbul il kongremize katılan on binlerce insana baksınlar.
Mecali kalmayan onlardır. Cezaevindeki birine miting
çağrısı yapmak işte siyasetin bittiği yerdir demek
istiyorum ve buradan cezaevinde tutulan bütün arkadaşlarımıza
grubumuz adına sevgi ve selamlarımızı gönderiyorum. Onlarla
gurur duyuyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan, bir süre tahdidi
var, onu dikkate alarak lütfen
4.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki, İstanbul
Milletvekili Yunus Emrenin 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tabii, bizden cevap istendiği için biz söz
alıyoruz, abesle iştigal olsun diye değil.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben Bakanlardan
cevap istedim.
Sayın Başkanım, tutanaklara geçsin,
ben Bakanlardan cevap istedim, Cahit Beyden değil.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Doğrudan bizi
hedef alarak soru sordular, konuşma yaptılar. Biz de bu çerçevede
elbette açıklamak zorundayız.
Her şeyden önce, ben, Sayın Engin Altaya
yürekten teşekkür ediyorum çünkü Engin Altay dobra dobra, sözünün eri, her
hâliyle doğruyu da yanlışı da söyleyen birisi. Ne demişti?
Geçmişte dedi ki: Yahu ağzınızla kuş tutsanız,
ne kadar başarılı iş yapsanız sizi
alkışlayacak değiliz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Niye
alkışlayalım sizi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda
ENGİN ALTAY (İstanbul) Niye
alkışlayalım sizi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Muhalefet görevimiz
her şeye hayır demektir; biz bunu yapıyoruz. dedi.
NİHAT YEŞİL (Ankara) Hayır.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Biraz önce.
NİHAT YEŞİL (Ankara) Öyle
değil, eleştirmek farklı, açıklama farklı.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Âdeta
konuşmasında düşük tonlu ses de her şeyi gösteriyor ki
diyecek söz yoktur.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Ekonomiye gel, ekonomiye!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu noktada takdir etmek
yerine, dikkatli bir dil kullandığı için de ayrıca
teşekkür ediyorum. Ha, efendim, Yunanistan, adaları
satıyormuş. CHP satmasın bizi yeter. Biz evelallah oralara da
gereğini yaparız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sen de CHPnin
sayesinde bu Meclise geldin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) CHP bizi satmasın
yeter. Evelallah biz gereğini yaparız.
BAŞKAN Buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) CHP olmasa sen
Mecliste milletvekili olamazdın.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Diğer taraftan,
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda Cumhuriyet
Halk Partisi çıkıp Roseline-A isimli gemiye İrini Operasyonu
adı altında Yunanistan, İtalya ve Fransanın ortak
girişimiyle gerçekleştirmiş olduğu haksız saldırı
ve müdahaleden dolayı Yunanistan televizyonlarında döndürüle döndürüle
bir Genel Başkanın ifadeleri yer aldı. Kim? Cumhuriyet Halk
Partisinin Genel Başkanı, dedi ki: İrini Operasyonunda Türk
makamlarından talepte bulunan yetkililer Türkiye Cumhuriyetinden cevap
gelmediği için yapmış olduğu bütün müdahale
haklıdır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Gerçekleri yine
çarpıtıyor Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bütün dünya kabul
ediyor; Fransası, Almanyası, Avrupası, Avrupa Birliği,
herkes bu operasyonun hukuksuz olduğunu ifade ediyor, kabul ediyor ancak
Yunanistan televizyonlarını cesaretlendiren tek yayın yine
Cumhuriyet Halk Partisinden geliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Adaları
sattılar ve hâlâ konuşuyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Şimdi, diyorlar
ki: Dedeağaçta yığınak yapıyor ABDsi, şusu
busu. Ee, yapmasın mı? Yapacak. Neden? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti,
İHA, SİHA teknolojisiyle Suriye'de, Libyada, Azerbaycanda neleri
başardı? Dosta güven, düşmana korku veren bu savunma
teknolojileri, elbette Türkiye'nin ulusal menfaatlerine göz dikenleri tehdit
ediyor, korkutuyor, onun için yığınak yapıyor bunlar.(AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Adalardan
bahset, adalardan bahset Cahit.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
son olarak yine, Cumhuriyet Halk Partisi sözcülerinden, hatibin biri -çok
ilginç, bu idrak noktasına varmış olmaları nedeniyle
memnunuz- diyor ki: Dış politikayı, iç politika için
yapıyor. Yahu, dış politika, ulusal menfaat için
yapılır zaten, ülkemizin ulusal çıkarları için
yapılır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Keşke öyle
yapılsa.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Milletimizin ekonomik
kaynaklarını, 85 milyonun
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Toplumu
aldatmak için yapıyorsunuz, ona karşıyız.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bir kanala
gitsin de bunları anlatsın.
BAŞKAN Sayın Özkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bitiriyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan, bu sonun sonu
gelmeyecek mi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bitiriyorum efendim,
cümlemi bitirmeye çalışıyorum.
BAŞKAN Buyurun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Siyaset, ülkemizin
ulusal menfaatlerini 85 milyon milletimizin hizmetine sunmak için
yapılır onun için eğer bu menfaat diplomaside, savunmada,
uluslararası hukukta, bölgesel ve küresel güç olma mücadelemizde,
nerelerde takip edilmesi gerekiyorsa orada takip ediyoruz ve her noktada
bölgesel ve küresel tehditlerle mücadele ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisinin
de yanımızda olmasını istiyoruz, umudumuz yok ama talebimiz
budur.
Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Cevap
alamadık, kayıtlara geçsin, bir kadının ölümüyle ilgili
hâlâ cevap yok. Garibe Gezeri niye
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Akbaşoğlu geçen ay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sataşmada
bulundu efendim, ben de
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
5.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdi, önce
şunu söyleyeyim: Cahit Bey, ben burada, söze şöyle başlasam olur
mu? Grup Başkan Vekillerinden biri Olmaz, bir Grup Başkan Vekili
hatibin biri demez Cahit Bey.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Birisi değil,
hatip, kürsüdeki hatipten bahsediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Aç, tutanağa
bak.
Hatibin biri denmez, bir sayın hatip denir.
İsmini hatırlamaya bilirsiniz, sizi biraz nezakete davet ediyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yunus Emre Beye
söyledim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdi Bizim
yanımızda olsunlar diyor da nasıl olalım? Biz, 34
askerimizin kanı elinde olan birinin kapısında dakikalarca
beklemek için AK PARTİnin yanında olamayız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Biz, Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı mal varlığıyla tehdit
edilirken ve o Cumhurbaşkanımız buna boyun eğerken onun
yanında olamayız. (CHP sıralarından alkışlar)
Biz, Aptal olma. diyen, Cumhurbaşkanımıza Aptal olma. diyen
bir devlet başkanına, o hakaret mektubunu takdim etmeye giderken onun
yanında olamayız Sayın Başkan, olamayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ve biz, FETÖnün
ve 15 Temmuzun müellifi, finansörü. diye iddia edilen bir ülkeyi 10 milyar
dolara affederken, 252 şehidin kemiklerini sızlatırken AK
PARTİnin yanında olamayız. O zaman şunu da sorarız:
Birleşik Arap Emirliklerinin rayici 15 milyar, FETÖnün rayici kaç lira?
(CHP sıralarından alkışlar) FETÖyle de mi
helalleşeceksiniz? 15 milyara, 15 Temmuzun arkasında olan bir
devletle kanka oluyorsanız, belki 150 milyara FETÖyle kanka olursunuz. Şu
soruya cevap arıyoruz, şu soruya cevap arıyoruz: Murat Mercan,
-neydi o adamın adı- Henri Barkeyle görüştü mü, görüşmedi
mi? Görüştüyse ne görüştü? Görüşmediyse bunun ispatlanması
gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu görüşme
de Türkiye Cumhuriyeti olarak Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçimizin
15 Temmuzun mimarlarından olduğu varsayılan, öngörülen bir
hainle görüşmesi hepimizin içini acıtmalı. Bu görüşmeden
murat nedir? Amaç nedir? Birleşik Arap Emirlikleriyle
yaptığınız gibi bir pazarlık süreci
başlatıyorsanız bunun adı vatana ihanettir ve Cumhuriyet
Halk Partisinin buna sessiz kalması beklenemez. (CHP
sıralarından alkışlar)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Bu konuda bir cevap verebilir miyim?
BAŞKAN Sayın Bakanım, izninizle
Sayın Ustaya söz vereceğim.
Buyurunuz efendim.
6.-
Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine, Merkez Bankasının dövizi yandaşlara
peşkeş çektiğine, fiyat artışlarının nedenini
stokçulara bağlamanın ekonomiyi kötü yönetip faturayı birilerine
kesmek olduğuna, Türkiyenin üzerine kumar oynayan bir Maliye Bakanı
olduğuna ve Maliye Bakanı Nureddin Nebatinin yurt
dışından saldırı olmadığına dair
açıklamasının Recep Tayyip Erdoğanın bütün
söylediklerini çürüttüğüne ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ben konuyu değiştireceğim yani AK
PARTİnin bu tutumundan hakikaten biz sıkıldık artık.
Memleket yangın yerine dönmüş, millet artık ekmek kuyruklarında,
açlık, fakirlik almış başını gitmiş, millet
gitgide yoksullaşıyor, burada iktidar partisi -iktidar partisi diye
bir kavram kalmadı ama yine eski deyimle kullanacak olursak- grubunun daha
sorumlu bir şeyler konuşmasını bekliyoruz Sayın
Başkan.
Bugün dolar 14.50 oldu arkadaşlar, haberiniz
var mı, bilmiyorum. Yani doların 14.50 olmuş olması
ÖZKAN YALIM (Uşak) Erhan Bey, senin dolarla
ne işin var ya? Boşver.
ERHAN USTA (Samsun) Şimdi tekrar dördüncü bir
müdahale geldi Merkez Bankasından. Müdahalelerin hiçbiri sonuç vermiyor.
Yani elimizdeki şeyleri, iyi kötü, borç harç olarak bulduğumuz
paraları da birilerine peşkeş çekiyoruz. Muhtemelen, bakın
Bunu da ilk kez şuradan söylüyorum: Tabii, müdahale edildiğinde
biliyorsunuz bunlar bankalara satılıyor. Bankalara, kime, ne
verildiğini biliyoruz ama bankalardan hangi yandaşa, hangi firmaya ne
verildiğini bilmiyoruz. İstediği gibi verebilir yani 10 tane
firma döviz talep eder, onlardan istediği 5 tanesine verebilir; burada bir
peşkeş var Sayın Başkan, bunu görmemiz lazım.
Yani, bakın, birinci müdahaleden beri hep
aynı şey oluyor. Bu müdahalelerden sonuç
alınmayacağını herkes biliyor. Merkez Bankasının
bunu görmüş olması lazım. 1 kere yaparsınız, hadi olmadı
2 kere yaparsınız ya. Hadisişerif var Bir Müslüman bir delikten
2 defa geçmez. Hani referansımız ora olsun diye söylüyorum. Yani,
şimdi, 3 yapıyorsunuz, 4 yapıyorsunuz, bu ne? Şu anda
Merkez Bankası milletten yani oradan buradan, uluslararası
piyasalardan, işte, önce Şerefsiz ve terörist. dediği
Birleşik Arap Emirliklerinden filan bularak getirdiği paraları,
dövizleri içeride birilerine peşkeş çekiyor, düşük fiyatla
veriyor, dövizi veriyor, hemen yarım saat sonra kur eski seviyesine
geliyor; yazıktır, günahtır. Yani, bakın, felaket varken
ortalık yanarken
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ERHAN USTA (Samsun) Bazı yankesiciler
vardır ya araç takla atar, orada insanlar ölür, o da onların gider
bileziğini filan çalar; aynı böyle bir ortam yaşıyor
Türkiye. Ya, ülke yanarken bile birileri kârın peşinde ve bunlar
iktidarla birlikte hareket ediyorlar. Bu bankalardan -sıkıysa
açıklasınlar- bu dövizi alanlar hangi firmalar, hangi firmalara
dövizler veriliyor? Duyumlarımız olduğu için söylüyorum, bunu
açıklamaları lazım. Dolayısıyla, şimdi
ortalık böyle yangın yerine dönmüşken bakın
Sayın Cahit Özkan, bugün kur
artışının Türkiyeye maliyeti 300 milyar TL, eski parayla
300 katrilyon lira. Bir yılda topladığımız verginin
üçte 1ini bir günde verdik. Bu borçlar nasıl ödenecek, bu borçları
kim ödeyecek? Hâlâ başka şeylerden bahsediyorsunuz;
yazıktır, günahtır ya. Üretim, ihracat, yatırım.
diyorsunuz. Fiyatın olmadığı yerde kim yatırım
yapar, fiyatın olmadığı yerde kim üretim yapar? Türkiyede
yoklukların başladığını, kıtlıkların
başladığını görmüyor musunuz? (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Bitireceğim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz.
ERHAN USTA (Samsun) Yani ekonomi kötü yönetilip
sürekli birilerine fatura kesiliyor. Stokçu deniyor, bilmem ne deniyor.
Fiyat artışlarının nedeni stokçuluktan. diyor. Ya, o
zaman Türkiyenin en büyük stokçusu BOTAŞ. Çünkü en yüksek fiyat
artışları
Sanayiye yapılan doğal gaz fiyat
artışlarına bakın yani.
Şimdi, anlamsız anlamsız şeyler
konuşuluyor. Nureddin Nebatinin 2 tane beyanatı düştü bugün
gazetelere Sayın Başkan, diyor ki: Bitersek hep beraber
biteceğiz, kazanırsak hep beraber. Ya, böyle bir şey olabilir
mi ya! Bu söz, başlı başına bir millî güvenlik sorunudur.
Ya Türkiye üzerine kumar oynuyoruz. diyor. Ya hep beraber biteceğiz, ya
hep beraber
Ya, bitmek ne demek arkadaş ya! Yani, bin yıllık
bir devletin biteceğinden bahseden bir Maliye Bakanı var, Türkiyenin
üzerine kumar oynayan bir Maliye Bakanı var! (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Skandal bu ya!
ERHAN USTA (Samsun) Bunların hepsi
yargılanacak Sayın Başkan. Kimse bu milletin üzerinde kumar
oynayamaz arkadaşlar. Buna sizin Dur! demeniz lazım
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Sayın
Başkan, bütçeyi konuşuyoruz, bütçeyi. Yeter ya!
ERHAN USTA (Samsun) - Buna en fazla tepkiyi -Grup
Başkan Vekili olduğu için söylüyorum yani millî hassasiyetleri
olduğu için söylemiyorum- Cahit Özkanın göstermesi lazım
iktidar grubunun Grup Başkan Vekili olarak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Yeter ya! Her
şeye aynı şeyleri söylüyor ya!
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Bitireceğim Sayın
Başkanım.
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Sayın
Başkanım, bütçeyi konuşuyoruz, lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Evet bütçe, bu
konuştuğumuz şey bütçe.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ne oldu ya,
gerçeği konuşunca niye rahatsız oluyorsun? Bütçeyse bu da bütçe,
esas bütçe bu.
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Ne alakası
var ya! Burası Meclis, Grup Başkan Vekillerinin at
koşturduğu meydan mı?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) 14 lira 60
kuruş olmuş dolar, vicdanınız hiç mi sızlamıyor?
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Saatlerce
konuşuyorlar ya! Yeter artık!
ERHAN USTA (Samsun) Şimdi, ikinci bir
şey daha var; bu konuda Nureddin Nebatiyi takdir ettim Yurt
dışından saldırı yok. demiş.
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Sayın
Başkan, Grup Başkan Vekillerinin milletvekillerinden
ayrıcalığı nedir? Yeter artık ya!
ERHAN USTA (Samsun) Saldırı filan yok.
demiş, Sayın Erdoğanın söylediği bütün şeyleri
çürüttü. Sayın Erdoğan da zaten onları daha önce çürütmüştü
ama yurt dışında da bir saldırı
olmadığını, kendi yurt içinde yerleşiklerin döviz
talep ettiğini de bugün Maliye Bakanı söylemiş, bu konuda da
kendisini takdir ediyorum.
Ayasofya gündeme geldi, biz Ayasofyanın
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Gazı alan,
yarım saat konuşuyor ya, burası Meclis arkadaşlar!
Aynı şeyleri söylüyor!
KEMAL ÇELİK (Antalya) Aynı şeyleri
söylüyorsun!
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Bütçeyi konuşuyoruz.
ERHAN USTA (Samsun) Ya, konuştuğumuz
bütçe Beyefendi, siz ne anlıyorsunuz bundan? Ne anlıyorsunuz bundan?
KEMAL ÇELİK (Antalya) Aynı şeyleri
söylüyorsun, karşı taraf aynı şeyi söylüyor.
BAŞKAN Sayın Usta
ERHAN USTA (Samsun) Bütçe değil de ne bu?
Bütçe konuşmayan orada, birine tepki göstereceksen oraya tepki göster.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Ezberlemişsin
ERHAN USTA (Samsun) Bütçeyi konuşmayan orada!
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Konuşma!
KEMAL ÇELİK (Antalya) Aynı şeyi
söylüyorsun!
HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) Böyle bir usul
yok!
KEMAL ÇELİK (Antalya) İç Tüzüke
bakacaksın!
ERHAN USTA (Samsun) Hamaset yapan orada! Ona bir
şey söyle söyleyeceksen. 300 milyar lira bedeli var diyorum, bu, bütçe
değil mi? Biz hamaset falan yapmıyoruz.
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Sen ne
anlarsın! İcraatta mısın sen hiç, sen ne anlarsın!
ERHAN USTA (Samsun) Hamaset yapılacaksa, o
kısma şimdi geliyorum: 9 Haziran 2020de Ayasofyanın
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Aynı
şeyleri ezberlemiş, bir şey bildiği de yok! Anlamıyor.
ERHAN USTA (Samsun) Bitiriyorum Sayın
Başkanım.
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Sen bankadan ne
anlıyorsun, müdahaleden ne anlıyorsun!
BAŞKAN Bitmiyor Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) Bitireceğim.
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) 9 Haziran 2020de
Ayasofyanın açılmasına ilişkin grup önerisi vermiş
İYİ Parti. O zaman sizin tutumunuz neydi, hatırlıyor
musunuz arkadaşlar? Reddetmiştiniz o önergeyi.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Hayır, siz
Açamazsınız. dediniz ya, çünkü biz açma
kararlılığındaydık.
ERHAN USTA (Samsun) Şimdi burada hamaset
yapıyorsunuz.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Siz Açamazsınız.
dediniz.
KEMAL ÇELİK (Antalya) Dünyadan haberi yok,
aynı şeyleri ezberlemiş konuşuyor.
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) Hukuk
belirleniyor orada hukuk.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Önergeyi verdiğinizden
bir hafta sonra biz, Ayasofyayı açtık.
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 13.11
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 13.25
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Emine Sare
AYDIN (İstanbul), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul
Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifine İlişkin Genel Uygunluk
Bildirimi ile 2020 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu İdaresine Ait Sayıştay
Denetim Raporu, 2020 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve
2020 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/1690) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve Turizm Bakanlığı 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve Turizm Bakanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) RADYO VE
TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Devam)
1) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) DEVLET TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye Yazma Eserler Kurumu
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Yazma Eserler Kurumu
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) VAKIFLAR
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Vakıflar Genel Müdürlüğü
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Vakıflar Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) TÜRK
İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G)
YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR BAŞKANLIĞI (Devam)
1)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ)
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) ATATÜRK
ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk
Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk
Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK
KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk
Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk
Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK
DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil
Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK
TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk
Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA
ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya
Alan Başkanlığı 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya
Alan Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
L) DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Dışişleri
Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Dışişleri
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA
BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa
Birliği Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Avrupa
Birliği Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
N) TÜRK
AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk
Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk
Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon yerinde.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Antalya Milletvekili Sayın Tuba Vural Çokal.
Buyurunuz Sayın Vural Çokal. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya)
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti geçmişte kurulmuş
bütün imparatorlukların kesişim noktası olan bir ülke.
Birbirinden farklı coğrafyalarda yaşanan her
sıkıntıyı göğüsleyebilen, dil, din, milliyet fark etmeksizin
her mazlumun her daim sığındığı ve geldikten
sonra da yurt bellediği bir ülke. Asırlardır kültürlerin
konçertolarını medeniyet senfonisine dönüştürebilen bir ülke.
Dünyada kültürlerin zirvesi hep kadim topraklardır ve Türkiyenin
sınırları tüm dünyadaki bu 4-5 kadim topraktan bir tanesidir.
Tarihin her döneminde birbirinden farklı kültürlerin vatanına
dönüşmüş bu ülkede yüce Türk milleti bu toprakların sahibi
olarak insanlığın bir arada olmasının tarihsel
örneğini yaratmış, tüm kültürlerin miraslarını da
yaşatarak günümüze taşımıştır. Denizinden ormanlarına,
göllerinden sahillerine, dağlarından ovalarına kadar
coğrafi olarak harika olan ülkemiz, insanlığın devinimine
imkân tanıyan kadim coğrafyalar arasında yerini
korumaktadır. Tam da bu yüzden, hemen hemen her insanının imkân
ve fırsat bulduğu anda gezmek istediği coğrafyalardan
biridir. Bu coğrafyalar ve medeni insanlığın temellerini
oluşturan kadim tüm kültürlerin mirasını neredeyse her
metrekaresinde taşıyan bu ülkenin kültür ve turizm faaliyetleri
azımsanamayacak, yadsınamayacak derecede, mirasçısı
olduğu coğrafyaya da yakışmak zorundadır.
Bu zorunluluğun farkında olan AK
PARTİ Hükûmetimiz, kültür ve turizm faaliyetlerini hem tarihî sorumluluk
hem de yaşadığımız coğrafyanın her
açıdan önemini göz önünde bulundurarak planlamaktadır.
Bakanlığımız, faaliyetlerini, hem kültür hem de turizm
ayağında özenle ve geleceği düşünerek yürütmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığımız
ile Millî Eğitim Bakanlığımız arasında 2018de
imzalanan protokolle; turizm meslek liseleri, otellerle
eşleştirilmiş, turizm üniversitelerinin müfredatı, Anadolu
turizm teknik liseleriyle uyumlu hâle getirilmiştir. Turizm
öğrencileri için birden fazla yabancı dil öğrenmenin de merkeze
alındığı bu süreç tamamlandığında hem turizm
sektörünün istenilen düzeyde ve nitelikte insan kaynakları
ihtiyaçları karşılanmış olacak hem de Türkiye, dünyaya
genel müdür ve genel müdür yardımcısı ihraç eden bir ülke
konumuna gelecektir.
Dört bir yanında dört mevsim turizm
faaliyetlerini aktif hâle getirmek için Bakanlığımız 81
ilimizde İl Tanıtım ve Geliştirme Programını
hayata geçirmiştir. Kültür faaliyetlerinin de gelecek için öneminin
farkındayız. Bakanlığımız ve Gaziantep
Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle Türkiye'nin ilk dijital arşivini
de bünyesinde bulunduracak Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü
kurulmaktadır. Yine, Bakanlığımız öncülüğünde
Türkiye'nin bugüne kadar hazırladığı en büyük
uluslararası arkeoloji projesi olan Neolitik Çağ
Araştırmaları Projesi hayata geçirilmiştir.
Bakanlığımız, dünyanın her yerinde hayatı durma
noktasına getiren Covid-19 pandemisinde Güvenli Turizm Sertifikasyon
Programıyla öncü ve örnek alınan ülke olmuştur.
Bakanlığımızın çalışmalarıyla 25
milyon turist ve 20 milyar dolar gelir hedefi 28 milyon turist ve 22 milyar
dolar gelir olarak yukarı yönlü revize edilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bakanlığımız, bu
salgın sürecinde mağdur olan ve gelir kaybına uğrayan
müzisyen, eser sahibi ve müzik emekçilerine Müzik Susmasın destek
programı kapsamında yaklaşık 40 bin müzisyen ve sektör
emekçisine toplam 280 milyon lira destek sağlamıştır.
Bakanlığımız, Cumhurbaşkanımız
liderliğinde ve 2023 hedeflerimiz doğrultusunda hareket etmektedir.
Bu hedefler doğrultusunda çağın gereği dijital entegrasyon
da ön planda tutulmuştur. Gerek turizm tanıtım faaliyetlerinde
gerekse kültürel alanda dijital kanallar etkin kullanılmakta,
tanıtım faaliyetlerinden dijital arşivlere; kütüphanelerden
sanal müzelere kadar geniş bir yelpaze dijital alanda varlık
göstermektedir. Yaşayan şehirleri ifade eden kültür merkezleri de
Bakanlığımızın öncelikleri arasındadır.
Dünyanın sayılı kültür ve sanat merkezlerinden olan
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi muhalefetin bütün saptırmalarına
rağmen Bakanlığımızın azimli ve kararlı
çalışmalarıyla rekor bir sürede yapılmış ve
cumhuriyetimizin ilan edildiği 29 Ekim gününde Sayın
Cumhurbaşkanımız tarafından açılmıştır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz üstünde nice
güneşler batmış olan, büyük imparatorlukların bile
yönetmekte zorlandığı ve çekilmek zorunda kaldığı
bu toprakları yönetiyoruz. Kültürlerin birbiriyle iç içe olduğu bu
topraklarda hem yaşıyor hem de siyaset yapıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
TUBA VURAL ÇOKAL (Devamla) Bu toprakların her
metrekaresi mitolojiden dinlere en geniş inanç coğrafyasıyken
şehirlerden devletlere kadar en geniş tarih hazinesini de
bağrında bulunduruyor. Herkesin kendi tarihini arayabileceği bu
topraklarda yüce Türk milleti olarak hüküm sürerken Türk hoşgörüsünün de
irfanını göstermekle yükümlüyüz. Devlette devamlılık,
millette süreklilik esastır ve yüce Türk milleti, kaderini Türkle
birleştirenlerin coğrafyasında devletini devamlı, milletini
sürekli kılıyor. Bu kadim topraklarda
varlığımızı devam ettirmek, kadim kültürlerin
mirasçısı olarak kendi geleceğimizi tayin edecek iradeyi ortaya
koymak; planlı, programlı ve özverili bir çalışma disiplini
gerektirir. Hem sektörel faaliyetler hem de kültürel
varlığımızın coğrafyamızdaki
tanınırlığı bu kararlı sürecin merkezini
oluşturmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayınız efendim.
TUBA VURAL ÇOKAL (Devamla) Bitiriyorum Sayın
Başkanım.
Geleceğin büyük ve güçlü Türkiyesi hedefi
doğrultusunda, kültür ve turizm faaliyetlerinde de
Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde Hükûmetimiz kararlı bir şekilde
çalışmaktadır.
Ben buradan Kıymetli Dışişleri
Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğluna ve Kıymetli
Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoya yaptıkları tüm
hizmetler için Antalyalı hemşehrilerim, milletim ve ülkem adına
teşekkürlerimi sunup bütçemizin hayırlara vesile olmasını
diliyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Balıkesir Milletvekili Sayın
Mustafa Canbey
Buyurunuz Sayın Canbey. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA CANBEY
(Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sizleri ve aziz milletimizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, 2022
yılı bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini
diliyorum.
Kültür ve Turizm
Bakanlığımızın ilişkili kurumu olarak müzakere
ettiğimiz Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 2022 yılı bütçesine
ilişkin olarak görüşlerimi ifade edeceğim.
Konuşmamın başında, 9
Aralıkta Pençe-Yıldırım Harekâtı bölgesinde şehit
olan Balıkesir Edremitli hemşehrimiz, kahraman Mehmetçikimiz Piyade
Uzman Çavuş Ali Sarıya Allahtan rahmet, ailesine ve
yakınlarına sabırlar diliyorum. Balıkesirimizin ve aziz
milletimizin başı sağ olsun, Rabbim tüm şehitlerimizin
makamını ali eylesin.
Değerli arkadaşlar, 2022 bütçesi milletin
bütçesidir. Bu bütçe, işçinin, emekçinin, çiftçinin ve gençlerin
bütçesidir. Bu bütçe, üreticinin ve sanayicinin bütçesidir. Bizim yapmamız
gereken şey 2022 yılı bütçesine nasıl katkı
verebiliriz ve milletimiz adına, devletimiz adına nasıl
değer üretebiliriz? sorusuna doğru cevabı vermektir. Bu sorumluluk
hepimize düşüyor. Burada çok önemli konuları milletimizin huzurunda
konuşuyoruz. Kutsal bir iş yapıyoruz; en ücra köşedeki köy
okulunun elektriğini, en zor zamanda lazım olan hastanenin
giderlerini, vatan savunması yapan Mehmetçikimizin ihtiyacını,
çiftçiye yapılan desteği buradan onayladığımız
bütçeyle gönderiyoruz.
Milletimizin ve devletimizin dünyada söz sahibi
olmasının önemli adımlarından biri ekonomimizin güçlü
olmasından geçiyor. AK PARTİ olarak biz, yatırım, üretim,
istihdam ve ihracattan yanayız, milletimizin
imkânlarını milletimizle paylaşmaktan yanayız.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
yürüttüğü yatırım ve üretim odaklı politikalarla, ülkemizin
konumundan kaynaklı lojistik ve tedarik avantajlarımızla
birlikte, inşallah, yeni dönemde güçlü bir şekilde yerimizi
alacağız. Tüm dünyanın mücadele ettiği pandeminin
getirdiği zorlukları da hep birlikte aşacağız.
Değerli
Başkan, kıymetli milletvekilleri; mevcut durumda, ülkemizde karasal
uydu, kablo ve internet ortamından yayın yapan aktif 1.280 adet özel
medya hizmet sağlayıcı kuruluş bulunmaktadır. RTÜK,
kurulduğu 1994 yılından bugüne kadar yayın alanında
önemli bir boşluğu doldurmuştur. Her birimizin malumu olduğu
üzere, RTÜK, özerk ve bağımsız bir yapıya sahiptir, üyeleri
de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yani bizler tarafından
seçilmektedir. Üst Kurulun vazifesi, görsel ve işitsel medya hizmetleri
alanında, ifade ve haber alma özgürlüğü temelinde,
paydaşların hak, menfaat ve değerlerini gözeterek politika
geliştirmek, düzenleme ve denetleme yapmaktır. Medya alanında
sektöre yön veren, uluslararası düzeyde söz sahibi bir otorite olmak.
vizyonuyla hareket eden Üst Kurul, yayıncılık sektörünü
düzenleyen kamu otoritesi olarak yeni iletişim teknolojilerini sektöre
kazandırmakla ve etik ilkelere önem vererek sağlıklı bir
izleyici bilinci oluşturmakla da sorumludur. RTÜK, zararlı yayın
içeriklerine karşı önlemler alarak millî ve manevi
değerlerimizin korunmasına katkı sağlar. Ayrıca, millî
güvenliği ilgilendiren konularda da büyük hassasiyet göstermek
zorundadır.
1 Ocak 2021 ve 9
Kasım 2021 tarihleri arasında, 6112 sayılı Kanunda yer
alan yayın ilkelerini ihlal eden medya hizmet sağlayıcı
kuruluşlara 1.572 idari para cezası, 188 program durdurma, 658 geçici
yayın durdurma ve 25 lisans iptali müeyyidesi
uygulanmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Mart 2020de başlayan coronavirüs pandemisi her sektörü
olduğu gibi görsel ve işitsel medya alanını da derinden
etkiledi. Bu anlamda da RTÜK hem yerel radyolara hem de televizyonlara önemli
ölçüde yardımda bulunmuş ve onların rahatlamasına imkân
tanımıştır. Yine, 2021 bir yılında RTÜK, birçok
çalıştay organize etmiş; Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığıyla birlikte düzenlenen Medya ve Aile Değerleri
Çalıştayı, Yeni İletişim Teknolojileri ve Yerel
Medyanın Geleceği Çalıştayı, medya ve şiddet
konusunda değişik temalarda çalıştaylar düzenlemiştir.
Yine, Yunus Emre ve Türkçe Yılıyla ilgili Türkçe ödülleri
verecektir.
Değerli milletvekilleri, Üst Kurul
kurulduğu günden 2018 yılına kadar giderlerini kendi
gelirleriyle karşılamış ve genel bütçeden hazine
yardımı almamıştır. Ancak -bildiğiniz üzere- 6112
sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerle radyo ve
televizyon kuruluşlarının aylık brüt ticari iletişim
gelirleri üzerinden ödedikleri Üst Kurul payının oranı yüzde
3ten yüzde 1,5a düşürülmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA CANBEY (Devamla) Üst Kurul payındaki
bu indirim RTÜK'ün gelirlerine düşüş olarak
yansımıştır. Bu düzenlemeyle geliri azalan Üst Kurul,
sadece, 2018 yılından bu yana hazine yardımı
almaktadır.
Değerli arkadaşlar, bütçe
görüşmelerinin başladığı günden bu yana muhalefet
milletvekillerinin sürekli kullandığı bir cümle var; gelmeyle
ilgili, gitmeyle ilgili bir cümle: Geliyor gelmekte
Nasıldı o
Başkanım?
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Dolar 14,50 oldu.
MUSTAFA CANBEY (Devamla) Şöyle bir şey,
benim aklıma şöyle bir şey takıldı
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Doları bilirsiniz
ancak.
MUSTAFA CANBEY (Devamla) Ha, benim aklıma da
şöyle bir şey takıldı, ben de onu okuyayım: Yirmi
yıldır iktidara gelemiyor iktidara gelmeye çalışan, öyle
gözüküyor ki sizin iktidara gelmeniz hayal anlaşılan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2022 yılının bütçesinin
hayırlara vesile olmasını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Ravza Kavakcı Kan
Buyurunuz Sayın Kavakcı Kan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisimizi
ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Kültür ve Turizm Bakanlığımıza
bağlı Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları Genel
Müdürlüğü bütçeleri üzerine AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum.
Her iki Genel Müdürlüğümüze salgın
şartlarının getirdiği zorluklara rağmen
yapmış oldukları başarılı çalışmalardan
dolayı teşekkür ediyorum.
Devlet tiyatrolarımız, 12 yerleşik
merkezinde ve 11 turne düzeninde 23 il ve 83 sahnesinde 30.062 koltuk
kapasitesiyle hizmet vermektedir. Son bir senede devlet tiyatroları,
salgından olumsuz etkilenen özel tiyatrolara bünyesindeki yerleşik ve
turne sahnelerini ücretsiz olarak kullanma imkânı vererek 19 ilde 504 özel
tiyatroya destek olmuştur. Kamyon Tiyatrosu Projesi kapsamında 4
farklı oyunu, 3 farklı bölgemizde, 50 bine yakın
çocuğumuzla buluşturmuştur. Açık havada yapılan
etkinlikler ulusal ve uluslararası festivallerle 40 bine yakın
seyirciyi yaklaşık 200 temsille buluşturmuştur. Son senede,
Devlet Opera ve Balemiz 1 ulusal, 5 uluslararası opera ve bale festivali
düzenleyerek 28 eserini, 32 ayrı temsilini yaklaşık 70 bin
seyirciyle buluşturmuştur. 2021 senesinde 5 yeni Türk eserinin dünya
prömiyeri sergilenmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; geçen sene, yine aynı başlıkta söz
aldığımda, Ankarada, başkentimize yakışan bir
eserin, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser
Salonunun, Beypazarında gençlerimizin elinden çıkmış
yerli, millî orkestra sandalyelerinden doğal akustik prensibine uygun
tasarlanmış salonlarıyla görkemli bir açılışla
sanatseverlerle buluşmasından bahsetmiştim. Bu sene de 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramında açılışına şahitlik
etmiş olduğum Atatürk Kültür Merkezinden bahsediyor olmanın
gururunu yaşıyorum. Yenilenen AKM girişinde yer alan 15 bin özel
seramik parçasından oluşan çelik konstrüksiyonlu dev kürenin
içerisinde dev bir opera salonu bulunuyor. 2.040 kişilik seyirci, 118
kişilik orkestra kapasitesine sahip salonda sahne mekaniği ve
sistemleri anlamında dünyanın en önde gelen teknolojisi kullanılmış.
Yeni AKMnin salonları aynı zamanda, akustik konser salonu olarak da
kullanılabiliyor, 4 bin metrekare fuaye alanı, modern
tasarlanmış prova salonları, çalışma atölyeleri,
ofisler de yer alıyor içerisinde. İkinci bölümde 805 kişilik
büyük bir tiyatro salonu bulunuyor ve tiyatro salonları çok amaçlı
salon olarak da kullanılabiliyor. 95 bin metrekare kapalı alan
içerisindeki Kültür Sokağında 2 katlı kütüphane, çocuk sanat
merkezi, sinema ve sergi salonu, müzik platformu, kafeler, tasarım dükkânı
ve restoranlar da bulunuyor.
Sayın Başkan, kıymetli
arkadaşlar; sanatın birçok farklı kültür, inanç, kimlik, dünya
görüşü ve
ideolojiyi aynı çatı altında toplama özelliği var.
Sıkı bir klasik Türk musikisi, opera, klasik Batı müziği
takipçisi ve tiyatrosever olarak böyle muhteşem bir eserin, hem de Sayın
Cumhurbaşkanımızın arzusuyla bestelenmiş yeni bir Türk
operası olan Sinan Operasının prömiyeriyle beraber
İstanbul'umuza kazandırılmış olmasından hepimizin
gurur duyması gerektiğini düşünüyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Gezi'de AKM'nin tadilata muhtaç, perişan
hâliyle kalması için ısrar edenlerin de söylemeye cesaret edemeseler
de mahcup olduklarını ümit etmek istiyorum.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) AVM yapılacak.
diyorlardı.
RAVZA KAVAKCI KAN (Devamla) Evet, AVM
yapılmadı, AKM yapıldı, hem de çok güzel oldu, çok güzel
oldu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
1983te, cumhuriyet tarihinde ilk olan opera çocuk
korosunun ilk öğrencilerinden birisi olarak abidevi bir eser olan yeni AKM
binamızın, Taksim Camimizle karşılıklı,
İstiklal Caddemize, Taksim Meydanımızın ruhuna yeni bir
zenginlik kazandırdığını düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kavakcı, buyurun.
RAVZA KAVAKCI KAN (Devamla) Teşekkür ederim.
Bizleri bu güzel, muhteşem eserlerle
buluşturan Sayın Cumhurbaşkanımız başta, bütün
emeği geçenlere şükranlarımı arz ediyorum. Bu vesileyle
bütün sanatseverleri, özellikle her yaştan genci
tiyatrolarımızla beraber operamıza da destek vermeye davet
ediyorum.
Son olarak, konuşmamı tamamlarken kürsüden
bağırarak kendisini ifade etmeye çalışan bazı
arkadaşlarıma şöyle hitap etmek istiyorum: Gelmekte olan
buyursun gelsin, sandıkta göreceği var.
2022 yılı bütçesinin hayırlar
getirmesini diliyor, bizi dinleyen bütün milletimizi, ekranları
başındaki seyircileri, sanatseverleri, Genel Kurulu hürmetle,
muhabbetle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Konya Milletvekili Sayın
Hacı Ahmet Özdemir...
Buyurun Sayın Hocam. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HACI AHMET ÖZDEMİR
(Konya) Değerli Başkanım, kıymetli milletvekili
arkadaşlarım ve bizleri televizyonları başında izleyen
değerli, aziz milletimiz; sizlere bugün, ben, Kültür Bakanlığımızla
alakalı ve herhâlde başkalarının bana
yakıştırdığı bibliyofil lakabına uygun
olarak bir iki konuyu arz etmek istiyorum.
Dünyada en kıymetli hazine ne
altındır ne de mücevherdir, bilgidir, bilimdir. Çünkü bilgi olmazsa
altına da mücevhere de ne ulaşabilirsiniz ne de
ulaştığınızda değerini kavrayabilirsiniz, çarçur
etmekle baş başa kalırsınız.
1970li yıllarda okutulan ilkokul Türkçe
kitaplarından bir okuma parçasını bugünkü gibi net
hatırlarım. Çöplükte bir inci tanesi bulan çil horoz, bunu yemciye
götürür ve birkaç darı tanesi pahasına satıverir geçer.
Dolayısıyla bilgi çok önemlidir. Bilgi kitap deyince de
arşiv deyince de -ki Türk milletinin karakteristik özelliği
arşivci bir millet olmasıdır- şunu da ifade etmekte yarar
görüyorum: Ne yazık ki biz, arşivlerine doğru düzgün sahip
çıkamamak gibi bir maluliyetten de çok çekmişizdir, hâlen de çekmekte
olduğumuzu söyleyebilirim. Moğol istilasında canım Selçuklu
arşivini yitirdik, Timur istilasında Bursa arşivinin
yanmasını engelleyemedik fakat bunlar dış güçler
tarafından bizim arşivimize yapılan zulümlerdi ve tahribattı,
bizim kendi kendimize yaptığımız tahribata ne diyeceksiniz?
II. Abdülhamit Han haledildiğinde Yıldız Sarayının çok
özel belgeleri imha edildi, 1908-1918 arası çok önemli belgeler de ne yazık
ki imha edildi. Talat Paşanın yanında götürdüğü
evrakın akıbetini Şevket Süreyya Aydemire havale ediyorum.
Ayrıca, merkezî umumi evrakının akıbetini de Ziya
Gökalpten okumanızı tavsiye ediyorum. Teşkilat-ı Mahsusa
evrakı da benzer sonuçla karşılaşmıştır ne
yazık ki. Cumhuriyet dönemine geldiğimizde, 1934te çıkarılan
bir nizamnameyle 10 yaşını geçen evrakın imhası
salahiyeti verilmiştir. Bu, 1939da askıya alınmış,
1957de yenilenmiş ve nihayet, çok şükür, 1959da
kaldırılmıştır. 12 Eylülden sonra, kâğıt
ihtiyacını karşılamak için ve devlet dairelerinde yer açmak
için belirsiz ama çok sayıda evrak SEKAya gönderilmiştir. Askerî
evrak zararlı zararsız diye 2ye ayrılarak zararlı
görülenler imha edilmiştir. Birinci Dünya Savaşında Samsuna
götürülen Trabzon Vilayet Arşivi 1982de -komik ya, böyle bir şey olabilir
mi- yanlışlıkla denize dökülmüştür. Konya Vilayet
Arşivimiz, 76 kamyon arşiv, 1987de kâğıda
dönüştürülmüştür. 2000de II. Beyazitin Haremeyn Vakfına ait
evraklar da dâhil olmak üzere SEKA çöplüğünden vatandaşlarca
toplananı ben sadece sizin bilgilerinize arz ediyorum. Daha eski bir
tarihte ise bir dram yaşanmıştır: 1931de maliye
arşivine ait 30 ila 50 tonluk 120 balya, 500 sandık vesika,
okkası 3 kuruş 10 paraya Bulgaristana
satılmıştır.
Şimdi, adliye evrakının 1933teki
adliye yangınında yandığını mı söyleyelim,
yer darlığı sebebiyle adliye evrakının imha
edildiğini mi söyleyelim. Ben, bunları sadece sizlerin bilgilerinize
arz ediyorum, sizlerle paylaşmak istiyorum ve bizim önemli bir icraatımıza
gelmek istiyorum: Bu Bulgaristana satılan evrakla ilgili o günkü Maliye
Vekili ölüp gitmiş, hesabı Allaha kalmıştır, biz
onunla bugünden hesaplaşacak değiliz ama bilesiniz diye söylüyorum,
savunması hakikaten akıllara sezadır: Yeni harflerin kabulü münasebetiyle
bu evrakın tarihî kıymet taşımayanlarını
yakmayı düşündük, sonra, imha edileceğine kâğıt
fabrikalarına satalım. dedik. Bu satılan evraktan sadece 1
kitabı İbrahim Hakkı Konyalı merhum hemşehrim buluyor;
Herat Hükümdarı Hüseyin Baykaraya ait bir kitaptır ve değeri
milyonlarla ifade edilebilmektedir ancak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) Sayın
Hocam
BAŞKAN Buyurun efendim.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla)
Dolayısıyla bilgi en kıymetli hazineyse onun içinde
gizlendiği, saklandığı hazine sandığı, mücevher
çekmecesi veya kasa da kitaptır. İşte, 2010 yılında,
Recep Tayyip Erdoğanın başında olduğu iktidar
tarafından bir kurum oluşturulmuştur -Türkiye Yazma Eserler
Kurumu Başkanlığı- ve bu emsalsiz, paha biçilmez kültür
hazinemize sahip çıkma görevini üstlenmiştir. Kurum, 148 eseri
restore etmiştir. Ben, dijitalleştirme çalışmaları
üzerinde durmuyorum, çok fazla dijitalleştirme var. Her yıl 100 bin
eserin kuru temizliği yapılarak okurun istifadesine sunulmaktadır.
Yazma ve nadir eserler yayınlanmaktadır. Bunların arasında,
bugün, 748inci vuslat yıl dönümünü idrak ettiğimiz Mevlânanın
Mesnevisi de vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Hocam.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) Ben, son bir
çağrıyla sözlerimi noktalamak istiyorum. Bizim insanımız
kadir kıymet bilir ama şunu kendilerinden özellikle rica ediyorum:
Tavan aralarında, çatı katlarında, ambarlarda, sandıklarda,
çuvallarda Okuyanı kalmadı. denilerek toprak altında saklanan
eserlerinizi getirin, Türkiye Yazma Eserler Kurumu
Başkanlığımız, eserinizin değerini belirlesin,
bedeli mukabilinde raflarımıza koyalım, satmak
istemiyorsanız iade edelim. Eğer eskimiş, fersude eserleriniz
varsa getirin, restore edelim, size verelim veya restore edelim, raflardaki
yerine koyalım. Okumak farzdır çünkü Kuranda Peygamberimize inen
ilk ayet Oku. diye başlar. Osmanlıca öğrenelim, ecdadın
miras dillerini öğrenelim; okuyalım çünkü okumaktan ve kitaptan
kimseye zarar gelmez. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Mardin Milletvekili Sayın
Şeyhmus Dinçel... (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Sayın Dinçel, süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ ADINA ŞEYHMUS DİNÇEL
(Mardin) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine grubum
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve aziz
milletimizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Peygamberlerin mirası, medeniyetimizin
kıymetli bir unsuru olan vakıf müessesesi yüzyıllar boyunca
devlet geleneğimizin ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Vakıflar, dayanışma ve yardımlaşma duygusunun
kurumsallaşmış hâlidir. Ecdadımız,
çağdaşlarının çok ilerisinde, insani bir anlayış
içerisinde, varlıklar ile ihtiyaç sahipleri arasında denge
sağlayan bir sosyal devlet aracı olarak vakıfları
kullanmışlardır. İslam medeniyeti, tarih boyunca, toplum
için gerekli hizmetlerin ifasını bir dinî görev olarak vakıflara
devretmiştir. Vakıflar siyaset üstüdür. Modern dünyaya egemen olan
vahşi kapitalizm, benliği en öne koyup şahıslara
fâniliğini unutturmakta, hiç ölmeyecek gibi mülk edinmelerini telkin
etmektedir. Vakıflar işte bu anlayışın tedavisidir.
Hayır hasenatta yarışmak medeniyetimiz için her zaman önemli
olmuştur. Vakıflar, eşsiz mimari eserleriyle bu
anlayışımızı dünyanın dört bir yanına taşımıştır.
Eserlerimiz âdeta milletimizin faziletinin taşa işlenmiş
hâlidir.
Bugün, Vakıflar Genel Müdürlüğü, tarihten
aldığı güçle, aynı gayret ve heyecanla görevini yerine
getirmeye devam etmektedir. Yirmi yıldır il ve bölge ayrımı
yapılmaksızın yaklaşık 5.600 vakıf eserinin proje
ve onarımı tamamlanmıştır. Sivas Gök Medrese, Erzincan
Mama Hatun Külliyesi, İstanbul Selimiye Camisi, Bursa Emir Sultan Camisi,
Ayasofya-ı Kebir Camisi gibi birçok eserimiz, Vakıflar Genel
Müdürlüğü çalışmalarıyla ilk günlerindeki
canlılığa kavuşturulmuştur. Bu yıl da Edirne Selimiye Camisi restorasyona
alınmıştır. İhya edilen eserlerimiz yalnızca yurt
içinde de değildir, Suriyede, terör örgütü DEAŞ tarafından
kullanılmaz hâle getirilen El Bab Ulu Camisi, Afrin Zeytindalı Ömer Bin
Hattab Camisi yeniden ayağa kaldırılmıştır. Bosna
Hersekte Saraybosna Başçarşı Camisi ve Gradişka
Derviş Hanım Medresesi; Kosovada Hadım Süleyman Ağa
Kütüphanesi; Kuzey Makedonyada
Manastır Haydar Kadı Camisi ve Ohri Ali Paşa Camisi
başarıyla restore edilmiştir.
Genel Müdürlüğümüz, taşınmaz kültür
varlıklarının yanı sıra taşınır kültür
varlıklarımızı da koruma gayesiyle hareket etmektedir.
Yıllar boyunca depolarda kaderlerine terk edilen taşınır
kültür varlıkları artık müzelerde sergilenmektedir. Bu kapsamda,
2002 yılından önce 4 olan müze sayısı 2021 yılı
itibariyle 12ye çıkarılmıştır. Son iki yılda
Erzurumun simgelerinden Çifte Minareli Medrese Vakıf Eserleri Müzesi ile
Sivasın mavi simgesi Gök Medrese Vakıf Müzesi restore edilerek
halkımızın hizmetine sunulmuştur.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, vakfedenlerin
iradelerine uygun olarak hayır hizmetlerini özenle yerine getirmek için
çalışmaktadır. Bu amaçla, yurt genelinde 81 il merkezinde 35 bin
ihtiyaç sahibi aileye kuru gıda yardımı ve İstanbul Eyüpte
bulunan Mihrişah Valide Sultan İmaretinde 3.500 kişiye
sıcak yemek yardımı yapılmaktadır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yıl boyunca 4.481 ihtiyaç
sahibine muhtaç aylığı verilmekte, 20.400 öğrenciye burs
yardımı yapılmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetine, Bosna Herseke, Kosovaya, Makedonyaya ve Karadağa
gıda yardımı yapılmaktadır. 600 yabancı uyruklu
yükseköğrenim öğrencisine burs verilmektedir. Yıllarca
Vakıflar Genel Müdürlüğü yapan ve şu anda da aramızda
bulunan Tokat Milletvekilimiz Yusuf Beyazıt Ağabeyimize de tekrar
teşekkür ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Konuşmamda bahsettiğim restorasyon
çalışmaları ve yapılan yardımlar bütünün küçük bir
parçasından ibarettir, sayamadığımız daha birçok
restorasyon ve yardım çalışması bulunmaktadır.
Şu an, bu bölümde de şehrimizle ilgili
birkaç şey söylemek istiyorum: Mardin'de -yaklaşık- son yirmi
yılda Şehidiye Medresesi, merkez Ulu Camisi, merkez Tekke Camisi,
Mazıdağı Sultan Şeyhmus Külliyesi, Kızıltepe Ulu
Camisi, Artuklu Eminüddin Camisi, Nusaybin Zeynel Abidin Camisi ve Türbesi gibi
birçok vakıf ve eserin restorasyon çalışması
yapılmıştır.
Bölgemde Süryanilere, Hristiyanlara, Ermenilere,
Müslümanlara ve daha birçok ırk ve dine ait vakıf eserleri hem
vakfedenler hem de devletimiz eliyle ihya edilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
ŞEYHMUS DİNÇEL (Devamla) Teşekkür
ediyorum Başkanım.
Bunlar, hiçbir kişi veya gruba ait
değildir, tüm insanlığın ortak mirasıdır;
sınırlarını aşan etkileriyle dünyanın her
yerinden ziyaretçileri kendilerine çekmektedir.
Yapımına Artuklular döneminde
başlanıp Akkoyunlular döneminde bitirilen Kasımiye Medresesi
dönemin en büyük üniversitelerinden biridir; bugün, çok sayıda yerli ve
yabancı turist kendini ziyaret etmekte ve büyük bir hizmet vermektedir.
Aynı zamanda, Ulu Camisi de bu eserlerden biridir. Dört bin
yıllık tarihe sahip olan Süryani Ortodoks Kadim Kilisesi
Deyrulzafaran da yılda 2 milyon kişinin ziyaretiyle şehrimizin
önemli turistik alanlarından biridir. Zinciriye Medresesi, Şehidiye
Medresesi bu eserler arasındadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ŞEYHMUS DİNÇEL (Devamla)
Başkanım
BAŞKAN Mardin'e davetinizi yenileyin. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ŞEYHMUS DİNÇEL (Devamla) Sağ olun
Başkanım.
Ayrıca, Midyat'ta bulunan
Anıtlı-Hah-Kilisesi, sahip olduğu mimari özellikleri
açısından unique özellikli tekil bir yerdir.
Burada tüm milletvekillerimizi ve
halkımızı eşsiz tarihimizi görmeye davet ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerimizle 2022
yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Kütahya Milletvekili Sayın Ceyda
Çetin Erenler
Buyurunuz Sayın Çetin Erenler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA CEYDA ÇETİN ERENLER
(Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı 2022 yılı bütçesi üzerine grubum adına
söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TİKA, 1992 yılında
bağımsızlıklarını kazanan Türk cumhuriyetlerinin
kalkınma yolculuklarına destek olunması amacıyla
kurulmuştur. AK PARTİ hükûmetlerimizin desteğiyle gelişmiş,
2002 yılında sadece 12 ülkede olan yurt dışı ofis
sayısı bugün, 62ye yükselmiştir. Bine yakın personeli ile
30 bin projesiyle 170ten fazla ülkeye ulaşarak kalkınma ve iş
birliği alanında dünyada adından övgüyle bahsedilen bir
kurumumuz hâline gelmiştir. Dünyanın her yerine uzanıp nerede dertli
varsa Türkiye olarak oraya gidip az veya çok yardımda
bulunacağız. vizyonunu misyon edinen TİKA, Türkiyemizin en
merhametli ülke unvanına yakışır şekilde, 5
kıtada faaliyetlerini sürdürmektedir. Gittiği her yeri inşa ve
ihya eden şanlı ecdadımızın izinde, ata yurdumuz Türk
dünyasındayız, Kafkasyadayız, Afrikadayız,
Amerikadayız, Avrupadayız, akıncı cetlerimizin izinde
Balkanlardayız, gönül coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin yanındayız.
Yunus Emre misali Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik. diyerek
gönüller yapmaya devam ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Çoğu ülkenin emperyalist emellerini sözde
yardım adı altında gizledikleri bir ortamda TİKA, tüm
sömürgeci ve ırkçı zihniyetlerin aksine dil, din, ırk ayırt
etmeksizin birbirinden farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkelere
Türk insanının yüce gönüllülüğünü, merhametini,
cömertliğini ve samimiyetini ulaştırmaktadır. Ecdat
yadigârı eserler yeniden ayağa kaldırılırken
eğitimden sağlığa, kültürel ve sosyal hayatın
geliştirilmesinden tarım ve üretim sektörlerinin desteklenmesine,
kadınların, kız çocuklarının toplumsal
etkinliğinin artırılmasına kadar hayatın her
alanına dokunan projelerle ülkemizin uluslararası alandaki imajı
güçlendirilmektedir.
Covid-19 sürecinde, Covid-19la mücadele
ettiğimiz 2021 yılında bile Ukraynadaki Kırım
Tatarlarına, Mexio Citydeki Türkiye İlköğretim Okulumuza,
Pakistan Karaçideki damak ve dudak yarığı hastalarına,
Bangladeşteki hasta çocuklara, Gürcistandaki Ahıskalı
çiftçilere, Musul Telaferdeki sporcu gençlere, Libya Trablustaki mühendis
adayı kızlarımıza, Nijerdeki kadın
girişimcilerimize, Kuzey Makedonyadaki çiftçi ailelere ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yönelik projeleri hayata geçiren TİKA
çalışanlarını insan odaklı bu
çalışmaları nedeniyle canıgönülden kutluyorum.
Hayırseverlerimizin projelerini de destekleyen
TİKA, Filistinde Kütahya Altın Çocuk Eğitim, Kültür ve
Yardımlaşma Derneği tarafından kurulan yetimhaneye de
önemli katkılarda bulunmuştur. Kuruluşun, kurtuluşun,
medeniyetlerin şehri, çini sanatının başkenti
Kütahyamızın iyilikte yarışan cömert insanları
değerli hemşehrilerime, 120 yetim çocuğa sıcak bir yuva
olan bu yurdun yapımına vesile oldukları için teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dünya kuruldu kurulalı her daim vakur ve
mağrur olan, devletler kuran, medeniyetler inşa eden, çağ
açıp çağ kapatan, dünyanın tarihine mührünü vuran bir milletin
sesini ve yardım elini dünyanın en ücra köşelerine ulaştıran,
çağdaş birer alperen gibi gönülleri fetheden, gittikleri her yerde
ülkemizin ismini ve itibarını zirveye taşıyan
TİKAnın bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Maziden atiye giden medeniyet yolunda bizim en
büyük silahımız mazlumların duasıdır. diyen Genel
Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın izinde tüm kuruluşlarımızla
dünyanın dört bir yanındayız. 84 milyon hep birlikte büyük,
güçlü Türkiye yolunda ilerledikçe tüm dünyada ay yıldızlı
şanlı bayrağımızla Dünya 5ten büyüktür. ve Daha
adil bir dünya mümkün. sesi de yükselmeye devam edecektir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bu duygu ve düşüncelerle 2022 yılı
bütçemizin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Yüce Meclisimizi, aziz milletimizi, Kütahyalı
hemşehrilerimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Zafer Sırakaya
Buyurunuz Sayın Sırakaya. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ZAFER SIRAKAYA
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bütçesi üzerine
söz almış bulunuyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin derin
tarihini, coğrafyasını ana vatanlarından uzakta
yaşamakta olan vatandaşlarımıza aktarmayı ve onların
sorunlarının yanında olmayı kendisine hedef edinen
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı, bugün sayıları 6 milyonu aşan
yurt dışındaki vatandaşlarımızın derdiyle
dertlenmekte, yabancı düşmanlığından aile
birleşimindeki sıkıntılara, eğitim sorunundan
eşit katılıma kadar çeşitli sorunlara çözüm ve çözüm
önerileri geliştirmekte. Türkiye'yi sadece Türkiye'nin
sınırlarına hapsetmek tarihe
yakışmadığı gibi, bizlere de yakışmaz.
Bizler medeniyet olarak 780 bin kilometrekarelik toprak parçasından çok
daha büyük bir gönül coğrafyasına sahibiz. Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, bir taraftan
aynı tarihi, aynı kaderi, aynı sevinci, aynı
acıyı paylaşan soydaşlarımız ile Türkiye
arasında gönül köprüsü kurarken bir taraftan da yurt dışında
yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm
üretmekte; etkili diplomasi, güçlü diaspora, etkin lobi faaliyetleri ve on bir
yıllık tecrübesiyle nerede yaşarsa yaşasın
vatandaşlarımızın yanında olmayı kendisine ülkü
edinmiştir.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı yurt dışındaki yaklaşık
6,5 milyon Türk'ün yaşadıkları ülkede tam bir fırsat
eşitliğine sahip bireyler olarak içinde bulundukları toplumlara
daha aktif, daha faydalı, saygın bir şekilde
katılımlarını hedefleyen faaliyetlerinin yanı sıra,
vatandaşlarımızın talep ve ihtiyaçlarına yönelik
olarak ayrımcılıkla mücadele, insan hakları, siyasal
katılım, Mavi Kart, çift dillilik, gençlik ve tecrübe
paylaşımı, kültür ve sanat, tarih ve medeniyet gibi çeşitli
sahalarda da çalışmalar yürütmektedir.
Sayın milletvekilleri, yurt
dışındaki mevcudiyetimizin varlık ve
saygınlığını nesiller boyu sürdürecek olan özellikle
genç vatandaşlarımız ve çocuklarımız için
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığının yürüttüğü faaliyetler medeniyet
yolculuğumuzun da lokomotifini oluşturmaktadır. İktidara
geldiğimiz günden bugüne kökü mazide, gözü istikbalde olan bir gençlik
için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışmaya da devam
edeceğiz. Şu ana kadar yurt dışında doğup büyüyen
ve akademik eğitimlerine devam eden farklı ülkelerden yüzlerce
gencimiz Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı tarafından düzenlenen ve kendilerinin
eğitim ve özgüvenlerine katkı sunan Yazarlık Akademisi, Medya
Akademisi, Senaryo Okulu, Türkçe öğreticiliği sertifika programı
ve Türkçe ödülleri programlarına katılmışlardır.
Aileleriyle birlikte senede bir kere memleketlerini görme imkânı olan
çocuklarımıza yönelik gerçekleştirilen YTB Çocuk Akademisi ve
Benim Bayramım gibi programlarla 2 binin üzerindeki
katılımcının ayağına ortak değerlerimizin
götürülmesi sağlanmıştır. Hükûmetimizin ve
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığının yurt dışında yaşayan
çocuklarımızın en önemli kültürel kimlik unsurlarından olan
ana dil bilgilerini artırmak, eğitim seviyelerini yükseltmek ve
başarılı olanlarını ödüllendirmek en fazla önem atfettiği
hususlardan olmuş ve olmaya devam etmektedir. Bu çalışmalar
sayesinde artık gençlerimiz Çanakkaleyi, Bursayı, Söğütü,
Ahlatı, Tokatı, Ankarayı, İstanbulu ve en önemlisi
millî kimliğini biliyor; işte, bu farkındalıkla birlikte
edebiyatta, sanatta, sporda, eğitimde, iş hayatında yani
hayatın her alanında var oluyor; dünya çapında
başarılara imza atarak göğsümüzü kabartıyor.
Tüm bunların yanı sıra, bilhassa
Avrupa ülkelerinde son yıllarda gözlemlenen ırkçılık,
göçmen karşıtlığı ve İslam
düşmanlığındaki artış kaygı uyandıracak
seviyelere gelmiş olmakla birlikte yurt dışındaki Türk
toplumumuz için de ciddi bir tehdittir. Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığımız, bu tehdide
karşı, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımıza ait cami ve sivil toplum
kuruluşlarını hedef alan saldırılar hakkında
Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca raporlar hazırlayarak
vatandaşlarımızın maruz kaldıkları hak
ihlallerine yönelik uluslararası kamuoyunda hukuki destek
sağlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
ZAFER SIRAKAYA (Devamla) Yurt
dışında yaşayan vatandaşlarımız özellikle
izin dönemlerinde ülkemize giriş ve çıkışlarında
hoşça karşılanıp Kapıkulede vatandaşlarımızla
temas kurulmuş, sıla yolunda vatandaşlarımızın
tüm sorunlarıyla 7/24 ilgilenilmiştir.
Sözlerime son verirken, bu gazi kürsüden bir kez
daha, yurt dışında vatan aşkıyla yanan, Türk
Bayrağı gördüğünde gözleri parlayan her bir kardeşimizi en
kalbî duygularımla selamlıyor; yurt dışı Türklerin
altmış yıldan uzun bir süredir devam eden hikâyesinde on bir
yıldır özne olan Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığının tüm
çalışanlarına, yürüttükleri bu özverili çalışmalar
için, yurt dışı Türkler adına canıgönülden
teşekkür ediyor, yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Amasya Milletvekili Sayın Mustafa
Levent Karahocagil konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Karahocagil. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA LEVENT
KARAHOCAGİL (Amasya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi
görüşmeleri kapsamında, Türk Tarih Kurumu hakkında
görüşlerimizi açıklamak üzere AK PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi, ekranları
başında bizleri izleyen milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Türk Tarih Kurumu bizzat Atatürkün direktifleriyle
kurulmuştur. Türk Tarih Kurumuna baktığımız zaman Türk
tarih ve medeniyetini bilimsel yollardan incelemek amacıyla 28 Nisan 1930
tarihinde Türk Tarih Heyeti olarak teşkil etmiştir. Sonraki
yıllarda 15 Nisan 1931de Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti 3 Ekim 1935te ise
Türk Tarih Kurumu adını almıştır. 1982
Anayasasıyla Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu kurulur ve bu
Kurumun bünyesinde Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi,
Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu olmak üzere toplam 4 kurum
birleştirilir.
Türk Tarih Kurumunun görev alanına
baktığımız zaman Türk tarihini bilimsel yollardan
incelemek, bunun yanında bilimsel yayınlar yapmak;
çalıştay, sempozyum gibi bilimsel toplantılar düzenlemek ve
lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerimize burs desteği vermek
olarak sınıflandırabiliriz. 2020 yılında Türk Tarih
Kurumu tarafından desteklenen 62 adet arkeolojik kazı 2021
yılında yüzde 100 artırılarak 123 adete
çıkarılmıştır. Ayrıca, Müzeler Genel
Müdürlüğüyle yapılan iş birliği protokolüyle belirlenen
kazılara ek olarak 2021 yılında 47 kazı ve yüzey
araştırmasını destekleme kararı
alınmıştır. Hamdolsun, bu Kurumumuzda olduğu gibi, tüm
bakanlıklarımızda bir önceki yılı misli misline
katlayan çalışmalar sergiliyoruz. Liderlerin lideri, dünya lideri
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın emrinde on
dokuz yıldır Peygamberimizin İki günü eşit olan
zarardadır. hadisi mucibince başarıdan başarıya
koşan kurumlarımızın rakibi yine kendileri olup
milletimizin takdirini her zaman kazanmışlardır.
Türk Tarih Kurumu tarafından 2021
yılında tek başına veya ortaklaşa düzenlenen veya
desteklenen 14'ü ulusal, 7si uluslararası olmak üzere, toplam 21 tane
bilimsel etkinlik gerçekleştirilmiştir. Türk Tarih Kurumu, Kurum
içinde yürütülen ve Kurum dışında desteklenen 6 proje
çalışmasını sürdürmüştür. Kurum içindeki çalışmalar
şunlardır: Külliyât-ı Kavânîn Projesi; Enver Kadic Kronika
Adlı Eserinin Yayına Hazırlanması, Türkçe ve Boşnakça
Özetlerinin Çıkarılması ve Basımı Projesi;
İstanbul Rami Kışlası 3üncü Etap Restorasyon Projesi.
Kurum dışında desteklenen projeler ise İzmir Agora Ören
Yerinde Bulunan Osmanlı Bakiyeleri Projesi, Envanter
Çalışması: Karadağda Osmanlı Mimari Eserler Projesi,
Geç Antik Çağda Kurumlar ve Kavramlar Projesi. Tüm bu çalışmalar
hızla devam ediyor.
Türk Tarih Kurumumuzun 2021 yılında
gerçekleştirdiği yayınlar ise 25 yeni yayın, 29
tıpkıbasım ve 2 süreli olmak üzere 56 eser
yayımlanmıştır. 2022 yılında 52 yeni yayın,
40 tıpkıbasım ve 3 süreli yayın olmak üzere toplam 97
eserin yayımlanması planlanmaktadır. Türk Tarih Kurumu tarafından
2021 yılında 315 lisans, 72 yüksek lisans, 178 doktora ve 1 doktora sonrası
olmak üzere toplam 566 kişiye burs imkânı
sağlanmıştır. 2022 yılında ise 912 lisans, 64
yüksek lisans, 196 doktora sonrası olmak üzere 1.174 kişiye daha burs
verilmesi planlanmaktadır. Tüm kurumlarımızda olduğu gibi,
bu Kurumumuz da her yıl çalışmalarını misli misline
katlayarak ifa ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Devamla)
Öncelikle, Türkiye'ye ve bütün kurumlarımıza çağ atlatan
Cumhurbaşkanıma yürekten teşekkür ediyorum. Ayrıca, bu
20nci bütçemizde çalışmalarıyla tarih yazan tüm
bakanlarımı tebrik ediyorum. Bugün bütçesini görüştüğümüz
Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ve
ekibini kutluyorum. Söz aldığımız Kurumumuzun takdire
şayan çalışmalarından dolayı öncelikle Kültür ve
Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy'a, Bakan
Yardımcılarımıza teşekkür ediyor, bütçemizin
hayırlı olmasını diliyor; Gazi Meclisi, milletimizi ve
Amasyalı hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Manisa Milletvekili Sayın Tamer
Akkal
Buyurunuz Sayın Akkal. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA TAMER AKKAL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ Grubu
adına Atatürk Araştırma Merkezi ve Atatürk Kültür Merkezi 2022
yılı bütçeleri üzerine söz almış bulunuyorum. Asil
milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Türk kimliğini ve değerlerini inşa
eden cumhuriyet kazanımlarını kültür ve sanata
yaptığımız yatırımlarla gelecek kuşaklara
aktarma hedefimiz millî şuur üzerine inşa edilmiştir. Bu
şuurla Türk kültürünü dünyaya tanıtmayı amaçlayanların
kendi kültürlerine kör olanlarla aynı yolda yürümedikleri hepimizin
tanık olduğu toplumsal meselelerle de
kanıtlanmıştır. Yıkıcı terör eylemlerini
kültürel mirası ve çevreyi koruma söylemleriyle
meşrulaştırmaya çalışanların millî şuur ve
vatan sevgisinden yoksun olduğu aşikârdır. Atatürk'ün emanet
ettiği cumhuriyeti korumayı rozet takmak, heykel dikmek
sananların Türk ulusunun geleceğini emanet edeceğimiz
gençlerimize hangi tarih bilincini, hangi ulus bilincini
bırakacakları kaygı verici düzeyde tartışılmalıdır.
29 Ekim 2021 tarihinde yeniden ülkemize ve
milletimize kazandırılan Atatürk Kültür Merkeziyle,
vatandaşlarımızı mesnetsiz bilgi akışıyla
manipüle edenlerin, iktidarı kültür ve sanat düşmanı ilan etmeye
çalışanların oyunları bozulmuştur. PCR testi, otopark
yetersizliği gibi suni gündemlerle, inşa edilen eserin
niteliğine gölge düşürmeye çalışanların
çabalarını ancak gizli bir hayranlıkla açıklamak mümkündür.
Çok sayıda kültüre ve imparatorluğa ev sahipliği yapan,
dünyanın gözünün üzerinde olduğu İstanbul'umuza
kazandırılan bu eserin kıymeti ortadadır. Eserin inşa
sürecindeki iftiralara 2.040 kişilik opera salonu, 802 kişilik
tiyatro salonu ve çok amaçlı salonlarıyla sahnelerinde yüzlerce
sanatçıyı, binlerce izleyiciyi ağırlayacak olan estetik
mimariye sahip bir sanat merkeziyle cevap verilmiştir. Özetle, boş
söz üretim merkezleri kurmakla meşhur olanların popülist söylemleri,
hizmet üretenlere yenik düşmüştür. Kentin belleği yok ediliyor,
tarih siliniyor. diyenler, Atatürk sözcüğünü zikretmekten imtina eden
şahısları partilerinde barındırırlarken, Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün ismini taşıyan kurumların onuruna yine
iktidarımız sahip çıkmaktadır.
81 ilde, yaklaşık 600 kitabın yer
alacağı Atatürk kitaplığının
çalışmaları, muhalefet tarafından sözde kültür, sanat
düşmanı ilan edilen iktidarımız tarafından
yapılmaktadır. 12 ülkeden getirilen, Atatürk hakkındaki 30 bin
adet belgenin yayınlanması sürecine yönelik çalışmalar ise
devam etmektedir.
İlgili kurumlarımız ve
araştırmacılar tarafından
çalışmalarımız hızla devam etmekte, millî
değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkma bilinci sözde
bırakılmamaktadır. Millî Mücadele Dönemi, Atatürk ve cumhuriyet
tarihimiz, Türk dünyası ansiklopedisinin hazırlanmasına ait
çalışmalarla Atatürk Araştırma Merkezinin kuruluşundan
bugüne toplam 527 adet eser yayımlanmış, Türk tarihi ve
kültürümüzle ilgili çalışmaların teşvik edilmesi yönünde
binin üzerinde araştırmacı ve öğrenciye burs
sağlanmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk adlı eserinde
Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak ilk önce biz kendi
benliğimize ve milliyetimize, bu hürmeti davranış ve
hareketlerimizle gösterelim. Çünkü millî benliği bulunmayan milletler
başka milletlerin avıdır. demektedir.
Değerli milletvekilleri, Türk ulusunun
şanlı tarihinde başka milletlerin avı olmak yoktur.
Bağımsızlık ve hürriyetinden asla taviz vermeyen
ecdadımızın torunları olarak gelecek kuşaklara tarihî
ve kültürel birikimimizi anlatmak ve yaşatmak boynumuzun borcudur.
Bu güzel ülke, Türk düşmanlarından medet
umanlarla, ABD Büyükelçisinden icazet alanlarla kurtuluş mücadelesi
vermemiştir. Millî Mücadeleyi yapanlar, yalnızca kendisinden medet
uman milletin ta kendisidir. Bugüne kadar sadece yakma, yıkma ve talan
etme üzerine kurulu bir zihniyet, elbette yapılanları kötüleyip türlü
bahaneler bulmaya devam edecektir.
Sol yumruğunu havaya kaldırıp
sanattan ve kültürden sadece kendilerinin anladıklarını iddia
edenler ve kendileri gibi olmayanları kültürden, sanattan yoksun olarak
damgalayanlar unutmasın ki bizim sanat ve kültür tarihimiz binlerce
yıl öncesinden kök salmış ve kenetlenmiştir. Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde,
meydanlarımızın, sokaklarımızın, caddelerimizin,
kentlerimizin ve üniversitelerimizin talan ve kaos kültüründen beslenenlerin
yuvası olmasına da asla izin vermeyeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
TAMER AKKAL (Devamla) Ülkemizin her bir
köşesinde bilim, kültür ve sanat alanında üretim yapanların,
gecesini gündüzüne katarak vatanına aşkla hizmet edenlerin, millîlik
ve yerlilik ilkesiyle özgün eserler üretenlerin önünü açmaya da devam
edeceğiz.
Beklentilerini dikkatle değerlendirdiğimiz
genç kuşağımızın kültürel ve tarihî
miraslarımıza sahip çıkarak ülkemizi medeniyet ve
insanlığın önderi hâline getireceğine olan sonsuz
inanımla konuşmamı sonlandırıyor, sizleri
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Malatya Milletvekili Sayın Ahmet
Çakır.
Buyurunuz Sayın Çakır.
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ÇAKIR (Malatya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm
Bakanlığımız bütçesi üzerinde, AK PARTİ Grubum
adına söz almış bulunmaktayım.
Tabii, burada Kültür ve Turizm Bakanımız
ile Dışişleri Bakanımıza gerçekten teşekkür
ediyorum; Malatyamızdaki çok değerli Arslantepe Höyüğümüzün
UNESCOya dünya mirası olarak kaydedilmesi konusunda vermiş
oldukları destekten dolayı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bütçemiz, üretim, kalkınma, istihdam
odaklı; güçlü, büyük Türkiye yolunda, çiftçimizin, esnafımızın,
sanayicimizin, kısacası 84 milyon vatandaşımızın
bütçesidir. Bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugünkü konumuz Türk
Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumuyla ilgili. Dil ve tarih insanoğlunun hem
en büyük mirasları hem de geçmişe ve geleceği
ışık tutan unsurlarıdır. Devletler dilleriyle
yaşar, dilleriyle öz değerlerini yaşatır ve tarihleriyle
var olurlar. Sanatın, edebiyatın, düşüncenin hatta sözden beri
ilimlerin; matematiğin, fiziğin, astronominin bile bir dili
vardır. Bu bağlamda dilin korunması, yaşatılması,
özüne sahip çıkılması, özünün korunması çok
değerlidir. Aynı şekilde toplumların tarihsel gelişim
süreçlerinin doğru şekilde yazılması,
yazılanların korunması, geleceğe aktarılması, her
alanda ortaya konulan eserlere sahip çıkılması da milletler ve
toplumlar için hayati önem arz etmektedir. İşte, Türk Dil Kurumumuz
ve Türk Tarih Kurumumuz bu hayati konularda çok değerli, çok önemli
misyonlar taşımaktadır. Belirli bir süreç zarfında
taşıdığı bu önemli misyonlar noktasında yeterli
faaliyet gösteremeyen, bizzat Atatürkün direktifleriyle kurulan güzide bu iki
kurumumuz AK PARTİ iktidarları döneminde yeniden azami şekilde
aktif hâle getirilmiş ve birçok proje, çalışma ve esere imza
atmışlardır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu çalışmalar hususunda kısa bilgi vermenin
faydalı olacağı kanaatindeyim.
Türk Dil Kurumumuz, 2002 yılından bu yana,
başta Türk tarihine mal olmuş büyük şair ve yazarların
eserlerinin araştırılması ve toplanması, Göktürk
Yazıtlarının albümleştirilmesi gibi, gelecek nesillerimize
dilimizi tanıtacak ve aktaracak 15den fazla dev araştırma
projesini başlatmış ve nihayetlendirmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu çalışmaların
değeri gelecek nesillerimiz tarafından çok daha iyi
anlaşılacaktır. Kurumumuz, aynı dönemde, lisans, master ve
doktora düzeyinde olmak üzere 2.650 öğrencimize dilimizin
yaşatılması anlamında da destek vermiştir. Yine,
aynı dönemde, dilimizin uluslararası alanda tanınması,
ulusal anlamda korunması ve geliştirilmesi için 754ü ulusal,
290ı uluslararası olmak üzere 1.044 bilimsel toplantı
düzenlemiştir. Dilimizin gelişimi ve tanıtımı
konusunda yeni eserlerin basımı gibi, 1.490dan fazla eserin
basım ve yayımı gerçekleştirilmiş, bu
yayımların tamamı dijital ortamlar üzerinden milletimizin ve tüm
dünyadaki dil araştırmacısı akademisyen ve alan
çalışması yapanların ulaşımına
açılmıştır. Şu anda Kurum kütüphanemizde korunan yazma
eserler dâhil olmak üzere 73 binin üzerinde eser, milletimizin
ulaşımına açık olmakla birlikte, gelecek nesillerimize
miras bırakmak üzere muhafaza edilmektedir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Türkçe bir dünya dilidir, bugün geniş bir
coğrafyada konuşulan dünyanın en zengin dillerinden biridir; bu
hususta Kurumumuzun yaptığı çalışmalar çok daha değerlidir
ve bu çalışmaların artarak devam etmesi noktasında
milletimizin her ferdine görev düşmektedir. Dolayısıyla dili
yaşatmak, kültürümüzü yaşatmak, ülkemizi yaşatmak anlamına
gelir.
Benzer önemli bir misyona sahip diğer bir
kurumumuz da yine üzerinde konuştuğumuz Türk Tarih Kurumudur. Türk
tarihini ve Türkiye tarihini tüm yönlüleriyle, hakikate uygun şekilde,
ortaya konulan karalamalar ve yalan yanlış bilgilerden
arındırarak yaşatma görevini üstlenen Kurumumuzun, aynı
zamanda uluslararası kamuoyunu da bu hususlarda aydınlatma
noktasında önemli bir görevi vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AHMET ÇAKIR (Devamla) Bu hususlarda çok önemli
çalışmalara imza atan Kurumumuz, AK PARTİ iktidarları
döneminde önceki dönemlere göre faaliyetlerini yüksek oranda
artırmış, yarısına yakını uluslararası
olmak üzere 400e yakın bilimsel etkinlik gerçekleştirmiştir.
Türkiye'nin birçok bölgesinde, tarihimizin ortaya çıkarılması
noktasında, kazı ve restorasyonlar dâhil birçok projeyi ilgili
kurumlarla birlikte çalışarak yürüten Kurumumuz her yıl onlarca
da etkinliğe imza atmaktadır. Yine, bu süreç zarfı içerisinde,
baktığımız zaman, binin üzerinde eserin yayımlandığını
görmekteyiz. Yine, aynı şekilde, lisans, yüksek lisans ve doktora
düzeyinde de 7 binin üzerinde öğrencimize destek vererek
araştırmaları bilimsel ve akademik olarak da desteklemektedir.
Dolayısıyla ben bu vesileyle bütçemizin
hayırlara vesile olmasını diliyorum.
2050yi, 2071i hedeflemiş güçlü Türkiye
yolunda alacağımız kararların milletimiz ve ülkemiz için
hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Nevşehir Milletvekili Sayın
Mustafa Açıkgöz
Buyurunuz Sayın Açıkgöz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA AÇIKGÖZ
(Nevşehir) Sayın Başkan, çok kıymetli Divan, değerli
milletvekili arkadaşlarım, aziz milletim; hepinizi saygıyla,
muhabbetle ve hürmetle selamlarım.
Sayın milletvekillerim, dünya 2020, 2021
yıllarını Covid mücadelesiyle geçirdi ve bu mücadele hâlâ devam
ediyor. Küresel salgının en çok etkilediği sektör, mutlak
suretle turizm sektörüdür. Tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi dönemi
özellikle turizm sektörünü çok derinden etkilemiştir. 2019
yılında turist sayısı 1,5 milyar kişi, gelir de 1,5
trilyon dolardı. Dünyanın turizm ticaretinden kaybı 1 trilyon
dolardır. Hamdolsun, Sayın Cumhurbaşkanımızın
dirayeti, Sayın Bakanımızın vizyonu ve turizmin içinden
gelmiş olmasıyla bu hasar en az şekliyle
atlatılmıştır. Tabii ki bu durum bizim turizm gelirimizi de
çok etkiledi. Bu kaybı önlemek için devletimiz gerekli tedbirleri
almıştır, almaya da devam ediyor.
Yeni turizm anlayışı da hijyen,
temizlik, sağlık, kalabalık olmayan, az temaslı hizmet alma
ekseninde olacaktır. Bu yeni modelin dünyadaki en iyi
uygulayıcısı tabii ki Kapadokyadır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Hem doğal yapıdaki butik
otellerin konseptleri hem de bölge insanımızın turizm bilgisi,
birikimi, becerisi ve bu işe olan özlemi bu altyapıyı
oluşturmuştur.
Sayın milletvekillerim, Sayın
Cumhurbaşkanımızın, Sayın Bakanımızın
ve çok kıymetli, değerli milletvekillerimizin destekleriyle 23
Mayıs 2019 tarih ve 7174 sayılı Kanunla kurulan Kapadokya Alan
Başkanlığı vesilesiyle, dünyada eşi ve benzeri
olmayan, tüm insanlığın ortak mirası, ülkemizin en önemli
turizm bölgesi ve değeri olan Kapadokya, korunacak, yaşatılacak,
geliştirilecek, tanıtılacak, çocuklarımıza miras
bırakılacak, doğru planlanacak ve ülkemizin turizm lokomotifi
olarak ülke ekonomisine en büyük katkıyı sağlayacaktır.(AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Alan
Başkanlığı kuruluş aşamasının
getirdiği uğraşa rağmen, Alan Başkanımız,
Başkan Yardımcılarımız, Komisyon
Başkanımız, Komisyon üyelerimiz ve Alan
Başkanlığında çalışan tüm personelimiz mesai
mefhumu gözetmeden gece gündüz canhıraş gayretleriyle birçok güzel
işe imza atmışlardır. Her birini ayrı ayrı tebrik
ediyorum, şehrim ve şahsım adına onlara minnettarız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Alan Başkanlığının
getirdiği en önemli kolaylıklardan bir tanesi, çok başlı
yapıdan yerelde çözüm odaklı bir yapının
oluşmasıdır. Kapadokya Alan Başkanlığı
süreye bağlı çalışma sistemiyle başvuru dosyalarını
ve bölgedeki birçok problemi yerelde hızlı bir şekilde çözüme
kavuşturmuştur. Alan Başkanlığı
tanıtım, sportif faaliyetler gibi bölgeye değer katacak birçok
çalışmada bulunmuştur.
Birkaç örnek vermek istiyorum: Nevşehir ilimiz,
Asya İşbirliği Diyaloğunun kuruluşunun 20nci yıl
dönümü vesilesiyle, 2022 yılı için AİD Asya Turizm
Başkenti ilan edilmiştir; Nevşehirimize ve ülkemize
hayırlı olsun. En İyi Turizm Köyü Mustafapaşa:
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü girişimiyle 75 ülkeden
170 başvuru arasından, eşsiz güzellikleriyle, medeniyetlerin
çakıştığı, üst üste bindiği ve tarihî dokusuyla
turizmimizin gözdesi Mustafapaşa Nevşehirimizin ve Türkiyemizin
gurur oldu.
İnşallah, şimdi, büyük müjdeyi vermek
istiyoruz. Dünya çapında düzenlenen uluslararası bisiklet
yarışmalarından anıt yarışmaları 5 etap
olarak İtalya, Belçika ve Fransa gibi ülkelerde yapılıyor;
inşallah, 6ncı etabın da Türkiye-Kapadokyada olması için
Sayın Bakanımız uhdesinde çalışmalar devam ediyor. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Dünyanın en çok
takip edilen, en çok merakla izlenen, çok büyük maddi gelir getiren, küresel
anlamda 150 milyar euroluk bir gelir sağlayan anıt
yarışları, Türkiye/Kapadokya etabı 133 kilometrelik
mesafesiyle, eşsiz güzelliklerin arasında hem izleyenlere hem
yarışanlara çok keyifli anlar yaşatacaktır ve mutlak
suretle bu parkur, bu yarışmanın en güzel, en doğal parkuru
olacaktır. Bu parkur, nice dünya, Avrupa ve olimpiyatlara, hatta gençlik
oyunlarına ev sahipliği yapacaktır ve bu organizasyon, üst düzey
turist potansiyelimize, marka değerimize, reklamımıza ve
ayrıca da tanıtımımıza çok büyük katkı
sağlayacaktır.
Alınan bu kararlar sadece yazılı bir
metni göstermiyor, bölgemizden ve ilimizden başlayarak hem siyasi
birlikteliği hem de turizm zekasını taşıyan
Nevşehirli hemşehrilerimizin ortak çabasını
yansıtıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan liderliğindeki ak kadrolar ve Cumhur İttifakı
olarak, turizm potansiyelini artırma çabalarımız hem Kültür ve
Turizm Bakanlığımız hem Dışişleri
Bakanlığımız hem de diğer Bakanlıklarla
koordineli bir şekilde devam ediyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza ve
bütün Bakanlıklarımıza teşekküllerimi bir borç bilirim.
Sayın milletvekilleri, sadece doğası,
kültürü değil, manevi büyüsü ve değeri olan sevgi, barış ve
hoşgörü piriyle ve bugünlerde bazılarının çok ihtiyaç
duyduğu Eline, beline, diline sahip ol. öğretisinin sahibi Pir
Hacı Bektaş Veli'nin ilçesi Hacıbektaşımız,
Avanosumuz, Kozaklımız, Gülşehirimiz, Derinkuyumuz,
Acıgölümüz, Ürgüpümüz ve merkezimizle ayrı ayrı güzellikleri
olan ve özellikleri olan sevdamız Nevşehire...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) - Her bir misafirimizin
gelip gördüğü, hayran kaldığı ve hepsinin giderken de Çok
güzelmiş. dediği Kapadokyaya bütün aziz milletimizi ve milletvekili
arkadaşlarımızı davet ediyorum.
Aslında bugün Kapadokyaydı ama...
Sayın Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan, kürsüde,
aslında şehirden ve şehrin tarihinden ne kadar uzak
olduğunu bir kez daha göstermiş oldu, kendi ispat etti. Aslında
konuşmasının sadece bir kısmı doğruydu, sadece
bir kısmı doğruydu; o da 2007 yılında imara açmak
isteyen belediye başkanı CHPli Belediye Başkanıydı,
aslında rant peşinde koşan dönemin CHPli Belediye
Başkanıydı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Hatta, o zaman, yıkılan yeri düzeltmeden
şehirden kaçmıştır vekil adayı olarak. Yine,
orayı düzeltmek, orayı güzelleştirmek, imar etmek, ihya etmek AK
PARTİli Belediye Başkanına düşmüştür. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Sayın
Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) 2012, 2014, 2017, 2021
yıllarında kültür varlıklarını koruma
kurullarının, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığımızın ve Alan
Başkanlığımızın koruma amaçlı imar planı
ve kentsel tasarım projesi uygun olarak yürütülüyor. Hatta Müze Müdürümüz
ve Müdürlük personelimiz orada, her anını dikkatli bir şekilde
inceliyor; anıt veya kaya parçası çıktığı zaman
proje revize ediliyor. Dolayısıyla yine yalana sarılan
Vekilimiz, işin aslını bilmeden ithamda bulunmuştur. Ürgüp
Belediyemiz gayet güzel bir şekilde çalışıyor; rant
peşinde değil, hizmet üretme peşindedir, Ürgüpü
güzelleştirme peşindedir.
Sayın Başkanım, sayın
milletvekillerim; 2022 bütçemiz berekete ve hayırlara vesile olsun. Bu
bütçe, şehidimiz Eren Bülbülün mirası nesillerin, şehit
öğretmenimiz Aybüke Yalçının ideallerinin, büyük ve güçlü
Türkiyenin, aziz milletimizin; makûs İslam coğrafyasının,
Kudüsün, Arakanın, Semerkantın ve gözünü Türkiyeye dikmiş
olan mazlum coğrafyaların bütçesidir.
Yüce Meclisimizi ve kahraman milletimizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Konuşmalar tamamlandıktan
sonra
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, ben de onu
teyit edeyim diye
Sayın Sarıaslana açık bir
sataşma var, AK PARTİ Grubu adına yapılan konuşmalar
bittikten sonra kendisi de sataşmadan söz talebinde bulunacaktır. Bu
vesileyle bizi izleyen Nevşehirlilere duyuralım ki ekranda yerlerini
alsınlar.
BAŞKAN Sağ olun Sayın Başkan.
Denizli Milletvekili Sayın Ahmet
Yıldız
Buyurunuz Sayın Yıldız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET YILDIZ (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de
Dışişleri Bakanlığımızın bütçesi
üzerinde grubumuz adına beş dakika içinde görüşlerimi paylaşacağım.
Şimdiden hayırlı olsun Sayın
Bakan, her ne kadar döviz cinsinden mütevazı gibi görünse de
meslektaşlarımın dirayetli, liyakatli, özverili ellerinde bu
bütçenin, ulusal çıkarlarımızın ilerletilmesinde,
devletimizin temsilinde, vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın
hak ve çıkarlarının korunmasında optimal şekilde
kullanılacağına inanıyorum. Zaten gerek parlamenter
diplomasi vesilesiyle gerek vatandaşlarımızdan gelen talepler
nedeniyle gerek merkezdeki çalışanlarıyla gerek ziyaret
ettiğimiz ülkelerde temsilciliklerimizdeki görevlileriyle
Bakanlığımız mensuplarının, meslektaşlarımın
bu konuda çok başarılı ve dirayetli bir çalışma
yürüttüğünü görüyoruz; kendilerine ben parti grubumuz adına çok
teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
hatırladığım kadarıyla, geçen yılki bütçe
konuşmalarında, daha çok Karabağ zaferini konuşmuştuk,
Libyayı konuşmuştuk. Aradan geçen sürede birçok gelişme
oldu ama benim çok değer verdiğim, belki başkaları
tarafından değinilmeyeceğini düşündüğüm için dile
getireceğim birkaç konu var. Bir tanesi: Sayın Bakanı ve
çalışanları tebrik ediyorum; Türkevi ülkemize çok
yakıştı, sembol bir eser oldu. İnşallah, adına
yakışır bir şekilde hem ülkemiz için hem
vatandaşlarımız, soydaşlarımız için hem
diğer Türk devletlerinin New Yorktaki temsili, BMdeki temsili
bakımından da optimal şekilde kullanılacak bir eser oldu;
darısı merkezin başına diyelim, Sayın Bakan zaten
biliyor, projelendirilmişti. Ziyaretlerimizde görüyoruz, belki merkezde
ofis koşulları bakımından şu anda en yetersiz
bakanlıklarımızdan bir tanesi. En kısa zamanda merkez
binasının da yapılmasını, yerleşkesinin
yapılmasını ümit ediyorum. Türkevine öncelik verilmesi ülkemizin
temsilî bakımından ve dünyaya tanıtımı
bakımından çok duyarlı bir davranış olmuştur.
İkinci bir konu: Geçen sene Karabağ
zaferini konuşmuştuk. Aradan geçen süre zarfında ülkemiz,
kurumlarıyla, işgalden kurtarılan topraklarda Azerbaycana
yardım etmeyi sürdürdü. Geri dönüşlerin sağlanması,
buranın yeniden imar edilmesi, hayatiyete kavuşturulması
bakımından, altyapının tamamlanması
bakımından ülkemizin yaptığı katkıyı,
verdiği desteği hakikaten takdire şayan ve Türk
dünyasının geleceği bakımından, güveni, öz güveni
bakımında da çok önemli buluyorum.
Değerli arkadaşlar, parlamenter diplomasi
nedeniyle gittiğimiz örgütlerde de okuduğumuz makalelerde de
devletlerin davranışlarında da görüyoruz ki en köklü
ittifaklarda, uluslararası kuruluşlarda dahi baş döndürücü
gelişmeler yaşanıyor, çok kutupluluğun getirdiği
kısa dönemli ittifaklar, iş birlikleri, gruplaşmalar hakikaten
önemini artırıyor. Dışişleri
Bakanlığımızın bu gelişmeleri takip ederek ulusal
çıkarlarımızın tespiti ve korunması
bakımından gerekli gayreti gösterdiğine şahit oluyoruz.
Girişimci ve insani dış politikayla, sahada ve masada güçlü
olarak birçok kazanımı elde ettiğimiz zaten gittiğimiz
yerlerde görülüyor, bazen kıskançlıkla, bazen takdirle. Bu sadece
askerî alanda değil, İHAlarla, SİHAlarla değil, aynı
zamanda dost devletlere verdiğimiz destek; Afrika; Latin Amerika
açılımlarımızın başarısı; Suriyede,
Libyada oynadığımız rol; çeşitli sebeplerle
ilişkilerimizin bozulmuş olduğu, kötüleşmiş
olduğu ülkelerle yeniden ilişkilerimizi düzeltmek; bunlar çok takdire
şayan gelişmeler. İç politika saikleriyle eleştirirken
dikkatli olmak lazım.
Değinmem gereken diğer bir konu tabii,
Avrupa Konseyi; Heyet Başkanı olmam nedeniyle. Tabii ki Konseyin en
eski üyelerinden biriyiz. Konseyin yarattığı değerler,
kabul ettiği değerler, kabul edilen sözleşmeler
bakımından kendimizi bağlı hissediyoruz ama
-karşı tarafta da bir durum var ki- Türkiye'nin hassasiyetlerine
dikkat etmeyen söylemler de zaman zaman Konseyin, kamuoyunda, kamuoyumuzda
itibarına zarar veriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
AHMET YILDIZ (Devamla) Ben bu konuda da
kendilerini oradaki görevim sırasında uyarıyorum. İçeride
de aynı şekilde, bu şekilde bizim dilimize ve eylemimize dikkat
etmemiz lazım. Büyükelçiler konusu böyle bir konu.
Şimdi, ben büyükelçilik yaptım, diğer
partilerde büyükelçilik yapan arkadaşlarımız var. Büyükelçiler
bulundukları ülkelerde böyle şeyler yapmazlar, yapmamaları
gerekir. Dolayısıyla gösterilen tepkiyi doğru buluyorum.
İnşallah, bundan sonra tekrarlanmaz. Büyükelçilerin bulundukları
ülkede yüzlerini korumaları gerekir, itibarlarını
korumaları gerekir; o işleri merkezde başkalarının
yapması gerekir. O hatanın ülkemizin kararlı duruşuyla
düzeltilmiş olması önemlidir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
AİHM kararlarına uymayacak mısınız?
AHMET YILDIZ (Devamla) Ayrıca,
Dışişleri Bakanlığımıza destek olan
diğer birimlerimiz Yurtdışı Türkler, Maarif, TİKA, Türk
Hava Yolları, Diyanet Vakfı gibi kurumlarımıza da
katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
AİHM kararlarına bir şey demediniz.
AHMET YILDIZ (Devamla) Asya, Latin Amerika ve Afrika
açılımlarımızın -tabii ki geçmişte denemeleri
olmuştur bunun ama- ilerletilmesi, odak noktası olması ve
başarıya ulaşması tabii ki AK PARTİ hükûmetlerinin
başarısıdır.
İnşallah, önümüzdeki bütçe döneminde daha
ileri başarıları konuşuyor oluruz.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yani
böyle bir sıfatla konuşup AİHM kararlarına değinmemek
nasıl bir maharet, gerçekten anlamak mümkün değil yani.
BAŞKAN Kayseri Milletvekili Sayın
İsmail Emrah Karayel
Buyurunuz Sayın Karayel. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL EMRAH
KARAYEL (Kayseri) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri,
değerli Bakanlarımız, Gazi Meclisimizi ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime büyük mütefekkir, dava adamı Sezai
Karakoçu rahmet ve minnetle anarak başlıyorum. Sezai Karakoçun
Diriliş yeniden doğuş demektir; tekrar kendi özünü
hatırlamak, kendini bulmak ve geçmişle irtibat kurarak geleceğe
yeni ve taze çıkmak demektir. dediği gibi; özünü bilen, köküne ve
aslına sadık kalarak geleceğe yürüyen Türkiye Cumhuriyeti,
hedefleri doğrultusunda ilerlemektedir. Türkiye'nin stratejik hedefleri
arasında Avrupa Birliğine tam üyelik de bulunmaktadır. Avrupa
Birliği süreci hem ülkemizin sosyoekonomik dönüşümüne katkı
sağlaması hem Türkiye'nin küresel siyaset ve ekonomide daha güçlü rol
oynayabilmesi bakımından önem taşımaktadır. AB süreci
ve bu süreçte gerçekleştirdiğimiz reformlar istikrar içinde üreterek
büyüyen, küresel ölçekte rekabet gücü yüksek daha güçlü bir Türkiye olma
hedefimizin de önemli bir parçasıdır. Türkiye olarak ABye tam üyelik
adına atılması gereken adımları atıyor,
kararlı bir reform süreci içerisinde atılması gereken
adımları atmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda AB'den de adil bir
yaklaşım bekliyoruz. Yeni fasılların
açılmasını, gümrük birliğinin güncellenmesi sürecinin
başlamasını ve vize serbestisinde de gerekli adımların
2022 yılı içerisinde atılmasını Avrupa
Birliğinden bekliyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) AByle yürünen bu yolda özellikle stratejik
çıkarlarımız ve Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları
konusunun da gerekli hassasiyetle ele alınmasını bekliyoruz.
AB'nin Kıbrıs'taki çözümsüzlükte, Kıbrıs Rum kesiminin
çözümden uzak, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yok sayan tezleri yerine, 2
devletli çözümün sağlanmasını desteklemesini bekliyoruz.
Kıbrıs meselesinin çözümü egemen 2 devletten geçmekte ve
Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve
eşit uluslararası statüsünün ön yargısız bir
anlayışla kabul edilmesi gerekmektedir. Doğu Akdeniz'de ve Ege
Denizi'ndeki sorunlarda da Türkiye'yi yok sayan anlayıştan bir an
evvel vazgeçilmelidir. Eğer çözüm isteniyorsa ve bir çözüm masası
kurulmak isteniyorsa Türkiye olarak ilk günden bugüne ülke
çıkarlarımıza ters düşmeyecek her türlü çözüm, diyalog ve
iş birliğine açık olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
Suriye'den Yemen'e, Afganistan'dan Arakan'a kadar
yaşanan insani dramlara gözlerini kapatanlar, Akdeniz'in göçmenlere mezar
olmasına göz yumanlar bu krizlerden, özellikle insani krizlerden
önümüzdeki süreçte daha fazla etkilenecektir. Bu kapsamda, Yunanistan'ın
göçmenlere yaptığı zulme sessiz kalanları insanlık
onuruna yakışacak davranışlara davet ediyorum.
Bölgemizde Filistin halkına yönelik zulmün devam
etmesi hem Müslümanlık adına hem insanlık adına bizleri
derinden yaralamaktadır. İsrail-Filistin sorununun çözümü bölge için
ve dünya barışı için son derece önemlidir. Kudüs'e sahip
çıkmak, hakka, hukuka, barışa, adalete, medeniyete sahip
çıkmaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Harem-i Şerifin mahremiyetine ve Filistin halkının
haklarına yönelik haksız ihlallerin karşısında dimdik
durmayı ve gereken adımları atmayı büyük bir
kararlılıkla sürdüreceğiz ve bu vesileyle bunu bir kez daha
ifade etmek istiyorum.
AK PARTİ iktidarı olarak Daha adil bir
dünya mümkün. diyerek tüm dünya mazlumlarına umut olan
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın
liderliğinde Sultan Alparslanın açtığı kapıdan
Anadolu'ya yayılan binlerce yıllık tarihimizin
ışığında emin adımlarla 2023 vizyonuyla
diklenmeden dik durmaya, 2053 ve 2071 hedeflerine kararlılıkla
yürümeye milletimizin teveccühüyle devam ediyoruz.
Bugün dünyada büyük ve güçlü Türkiye'den
bahsediyorsak, bu, devletimizin AK PARTİ iktidarıyla ulusal ve
uluslararası platformlarda yapmış olduğu doğru ve
yerinde hamleler sayesindedir. Türkiye, artık, dünyanın hemen her
yerinde varlığını gösteren, uluslararası siyasette
Acaba Türkiye bu konuda ne der? diye bakılan bir ülke konumundadır.
Farklı uluslararası platformlarda varlık gösteren Türkiye,
insani ve kalkınma yardımlarıyla mazlumların yanında,
savunma sanayisi alanında gerçekleştirdiği atılımlarla
sahada ve diplomasiyle masada etkin olarak bulunmaktadır. Ekonomik ve
teknolojik hamlelerle üreterek büyüyen Türkiye'nin yeniden yapılanan
uluslararası sistemde lider ülke olarak var olması adına gerekli
tüm adımlar kararlılıkla atılmaya devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve
düşüncelerle 2022 bütçemizin hayırlara vesile olmasını
temenni ediyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Antalya Milletvekili Sayın
Mustafa Köse
Buyurunuz Sayın Köse. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA KÖSE (Antalya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dışişleri
Bakanlığımızın ilgili kuruluşu Türk Akreditasyon
Kurumunun 2022 yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu ve aziz milletimizi
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Türk Akreditasyon Kurumu, kısa adıyla TÜRKAK
uygunluk değerlendirme kuruluşlarını ulusal ve
uluslararası standartlarla akredite etmek amacıyla 1999da
kurulmuştur. Akreditasyon, tüm dünyada uluslararası ticareti
kolaylaştırmak, ürün ve hizmet kalitesini sağlamak ve ticaretin
önündeki engelleri ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilmiş
bir araçtır. Türkiyede uygunluk değerlendirmesi alanında akreditasyon
hizmeti vermeye yetkili tek kurum olan TÜRKAK, Avrupa Birliğinin
saygın teşekkülü Avrupa Akreditasyon Birliğinin 2002
yılından beri tam üyesi olarak ülkemizin AB üyesi bir kurumudur.
Ülkemizdeki uygunluk değerlendirme kuruluşları tarafından
verilen bir rapor veya belge yeniden değerlendirmeye tabi tutulmadan
uluslararası çevrelerde TÜRKAK sayesinde kabul görmektedir. Sera gazı
emisyonundan gıda yönetim sistemlerine, araç muayene
istasyonlarındaki muayenelerden maskelerin test edilmesine, güvenli turizmden
biyobankalara kadar birçok konu akreditasyon kapsamına girmektedir.
ATİLA SERTEL (İzmir) İyi oku, iyi
oku. Yazılanı okuyamıyorsun ya. Mustafa Bey, yazılanı
okuyamıyorsun sen daha, yazılanı okuyamıyorsun, düzgün oku!
HALİL ETYEMEZ (Konya) Sataşma,
sataşma!
AHMET KAYA (Trabzon) Sabah çok
sataştınız. O hiç durmadı, bir dakika durmadı burada.
Ha bire laf atıp durdu.
MUSTAFA KÖSE (Devamla) TÜRKAK 184 personeli ve
1.600e yakın dış denetçi ve teknik uzmanıyla 2 bine
yakın uygunluk değerlendirme kuruluşunu akredite etmiştir.
Pandemi koşullarına rağmen 2020 yılında 1.015, 2021
yılında 1.344 denetim gerçekleştirmiştir.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Senin
konuşmanı da gördük biz burada, bağırmak konuşmaksa!
OĞUZHAN KAYA (Çorum) Ayıp vallahi,
ayıp!
ATİLA SERTEL (İzmir) Mustafa sabahki
sataşmada çok bağırdı. Çok bağırdı o, çok
bağırdı.
MUSTAFA KÖSE (Devamla) Kısacası, TÜRKAK
ülkemizin uluslararası ticarette gururu olan ürünlerinin Made in Türkiye
ibaresiyle tanıtılmasına, tüm dünyayla buluşturulmasına
ve bunun en iyi şekilde temsiline hizmet eden ülkemizde uygunluk
değerlendirme kuruluşlarının ihtiyaçlarını
karşılayarak
ATİLA SERTEL (İzmir) Çok
bağırdı o, çok bağırdı, sabah çok
bağırdı.
MUSTAFA KÖSE (Devamla)
tarafsız, etkin,
güvenilir, etik değerlere bağlı paydaşlarla iş
birliği içerisinde çalışan, uzmanlık ve yetkinliğini
geliştirerek uluslararası kabul edilebilir bir akreditasyon hizmeti
sunan millî bir kurumumuzdur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Dışişleri Bakanımız, Antalyamızın gururu
Sayın Mevlüt Çavuşoğlu her zaman şunu ifade ediyor: Biz
girişimci ve insani dış politika uyguluyor ve bundan hiçbir
şartta taviz vermiyoruz. Merhum Aliya İzzetbegoviçin bir sözü var,
diyor ki: Tarihi Allah yazar, bizler sadece nerede duracağımıza
karar veririz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Öğren, öğren!
MUSTAFA KÖSE (Devamla) Evet, biz Cumhur
İttifakı olarak nerede duracağımıza çoktan karar
verdik: Haksızın karşısında, haklının yanında;
zalimin karşısında, mazlumun yanında. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yedi düvelle iş tutup
Türkiye'ye diz çöktürmek isteyen millet düşmanlarının
karşısında, milletin yanında duruyoruz; Allahın
izniyle de durmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Yol üstünde bağı olanın başı
dertten kurtulmaz. diye bir söz var.
ATİLA SERTEL (İzmir) Her zaman öyle
olmuştur, her zaman.
MUSTAFA KÖSE (Devamla) Evet, böylesine zorlu bir
coğrafyadayız ama artık güçlüyüz, hem de çok güçlüyüz. Uyguladığımız
dış politika sayesinde bölgesel güç olduk, küresel güç olma yolunda
ilerliyoruz. Dünyada bir şey inşa olurken esamesi okunmayan
Türkiye'den, sadece kendi yolunu çizen değil, hatta bir bakmışsınız,
o yolu bilfiil inşa eden Türkiye'ye geldik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Azerbaycanda, Karabağda,
Libyada, Doğu Akdenizde, Suriyede, Kuzey Irakta, her cephede gücünü
gösteren, sahada var olan, masada sözünü dinleten güçlü bir Türkiye var.
AHMET KAYA (Trabzon) Dolar 15 lira oldu, dolar.
MUSTAFA KÖSE (Devamla) Dışişleri
Bakanlığı olarak Yurtta sulh, cihanda sulh. ülküsüyle
uygulamakta olduğumuz girişimci ve insani dış politikayla
2002 yılında 161 olan dış temsilcilik sayımızı
bugün 253e ulaştırdık. Dünyada en geniş diplomatik temsil
ağına sahip 5inci ülke konumuna geldik. Bugün masada güçlüyüz; evet,
diplomasimiz çalışıyor ama bugün sahada da hiç
olmadığımız kadar güçlüyüz. Artık -hamdolsun- bizim
kendi millî piyade tüfeğimiz var, bugün kendi insansız hava
araçlarımız var, bugün kendi silahlı insansız hava
araçlarımız var; bugün bizim kendi tankımız, kendi topumuz
var; artık bizim kendi ATAK helikopterimiz, kendi MİLGEM savaş
gemimiz, kendi denizaltımız var; bugün bizim yere 20 metreye kadar
alçalıp mağaralarındaki inlerinde teröristleri imha eden
uçaklarımız, kahraman pilotlarımız var; cepheye sefere,
şehadete yürürken İstikamet neresi? diye sorulduğunda
Kızılelma. diyen, Dönecek misin? denildiğinde Beklemeyin.
diye cevap veren kahraman Mehmetçiklerimiz var. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Birleşmiş
Milletler kürsüsündeki konuşmasına Rahman ve rahim olan
Allah'ın adıyla
diye başlayan, Türk'ün ay
yıldızlı al bayrağını dünyanın dört bir
köşesinde gururla dalgalandıran bir Dışişleri
Bakanımız var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ATİLA SERTEL (İzmir) Mikrofonu aç, aç
(!)
BAŞKAN Buyurun efendim.
MUSTAFA KÖSE (Devamla) - Dünya 5ten büyüktür.
diyen, milletimizin izzetini her koşulda, her platformda muhafaza eden;
yüreğinde sadece Allah korkusu, arkasında milletinin hayır
duası olan dünya lideri bir Cumhurbaşkanımız var. Biz
şunun farkındayız: Üstat Necip Fazıl'ın çok güzel bir
sözü var, der ki üstat: Aldığımız nefesi bile geri vermek
zorundaysak demek ki bu dünyada hiçbir şey bize ait değildir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Evet, her biri emanettir.
Bizler, işte bu kadrolar;
Antalya'mızın gururu gerek Dışişleri
Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu gerek Kültür ve
Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Ersoy bu bilinçle milletin
verdiği emaneti hakkıyla taşıyor ve gece gündüz demeden
çalışmaya devam ediyor.
Yavuz Sultan Selim Han, hanların hanı, o
kudretli hükümdar, o ölmeyecek denilen sultan gepegenç yaşında
musalla taşına konulduğunda arkada şair şöyle diyor:
Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler/Yevme la
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Baştan alalım onu efendim.
AHMET KAYA (Trabzon) Bir beş dakika süre daha
verelim Başkanım, şiir okuyacak, beş dakika daha (!)
MUSTAFA KÖSE (Devamla) Yavuz Sultan Selim Han, hanların
hanı, o kudretli hükümdar, o ölmeyecek denilen sultan gepegenç
yaşında musalla taşına konulduğunda arkada şair
şöyle diyor: Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler/Yevme la yenfau
da kalb-i selim isterler. İşte, bizler o kalbiselim için
çalışıyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) İşte, bu kadrolar o kalbiselimle gece gündüz
durmadan çalışıyor, gayret ediyor. Birileri senelerdir, yirmi
yıldır, her seçim öncesi buraya geliyorlar, diyorlar ki: Biri
geliyor, biri gidiyor; o geliyor, o gidiyor. diye konuşuyorlar. Biz
bunları hep duyuyoruz, dinliyoruz, görüyoruz, biliyoruz ama biz bu filmin
sonunu biliyoruz.
AHMET KAYA (Trabzon) Şiir okuyacaksın
diye beş dakika verdi Mustafa ya, şiir şiir.
MUSTAFA KÖSE (Devamla) Biz bu filmin sonunu
biliyoruz. Filmin sonunda şu oluyor: Siz bunları söylüyorsunuz,
söylüyorsunuz, söylüyorsunuz, Tayyip Erdoğan bu sözleri söyleyenlerin
hepsini üst üste koyuyor ve sandığa gömüyor. Yine öyle olacak. Bunu
hep birlikte göreceğiz, 2023te bunu hep birlikte
yaşayacağız diyor, Genel Kurulu ve aziz milleti
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) Hadi yüreğiniz
yetiyorsa sandığı getirin, yüreğiniz yetiyorsa getirin
sandığı.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir)
Başkanım, Sayın Sertele daha uzun söz verin ya, burada
konuşsun; arada duramıyor, orada konuşuyor.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ayıp, çok
ayıp! Senin yaptığın insanlığa yakışmaz
bırak vekilliği!
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) Sertele söz verin
Başkanım, burada konuşsun ya, sürekli orada konuşuyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Biraz önce konuşan Nevşehir
Milletvekilimiz Mustafa Beyin gene Nevşehir Milletvekili ağabeyi
Faruk Sarıaslana bir açık sataşması vardı. Bu yüzden,
Sayın Sarıaslanın cevap hakkını
kullanmasını talep edeceğimi beyan etmiştim. Sayın
Sarıaslana öncelikle bir söz talep ediyoruz.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Sarıaslan.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Nereye sataştığımı
da söyleseydi Başkanım keşke.
BAŞKAN Ben not aldım.
Buyurunuz efendim.
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslanın, Nevşehir
Milletvekili Mustafa Açıkgözün 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Sayın
Başkanım
Değerli milletvekili arkadaşım, sen
bana 2 defa bu kürsüden Yalancısın. dedin. Ben sana gerçekten bu
sözü yakıştıramadım, ben aynı üslupla cevap
vermeyeceğim. Sana cevabı Cumhur ortağınız Nevşehir
Belediye Meclis Üyesi verecek.
(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı
dinletmeye başlaması)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sayın
Başkanım, böyle bir usul yok ki.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Böyle
bir usul yok Sayın Başkan.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FARUK SARIASLAN (Devamla)
Bağırmayın, bağırmayın, öyle bağırma
yok!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Böyle bir
usul yok ki Sayın Başkan.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Dinleyeceksiniz,
bağırma yok! Bağırma yok!
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) Senin
dinleteceğin bir şeyin yok.
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa)
Senin bir cevabın yok mu?
CEMAL ÇETİN (İstanbul) Kendi
cevabını kendin ver.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Kürsüde böyle bir usul yok. Böyle bir usul yok Sayın Başkan. Hatip bu
konuşmayı aktarabilir ama buradan bu konuşma dinletilmez.
ATİLA SERTEL (İzmir) Duyulmuyor
Duyulmuyor
(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı
dinletmeye devam etmesi)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Arkadaşlar, neyse,
dinletmeyeceğim.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sen söyle.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Milliyetçi Hareket
Partili Belediye Meclis Üyesi diyor ki
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Ya, bir dakika, bir şey söylüyorum, dinleyin. Diyor ki: Faruk
Sarıaslanın İl Genel Meclisiyle ilgili söylediklerinin hepsi doğru
ama eksik, Faruk Sarıaslan orada Pis kokular geliyordu. diyor. Eksik
söylemiş, leş kokuları geliyor.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Savcı var,
hâkim var, hepsine başvur, hepsi
FARUK SARIASLAN (Devamla) Buradan meydan okudum,
gene okuyorum: Benim söylediğimde yalan varsa, iftira varsa
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Var, iftira
fazladan var.
FARUK SARIASLAN (Devamla)
birazcık
yüreğiniz varsa, birazcık, şu kadar yüreğiniz varsa
savcıya şikâyet edersiniz, hakkımda tazminat davası
açarsınız.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sen et o zaman.
Sen niye edemiyorsun? Sen niye edemiyorsun?
FARUK SARIASLAN (Devamla) Bunu
yapamazsınız, bunu yapamazsınız.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sen et, sen!
Eğer biliyorsan, belgen bilgin varsa edersin.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Yine, Nevşehir
Valisi, Kapadokya Alan Başkanının açıklaması var. Alan
Başkanı açıklamasında, Ürgüpteki
yaptığınız işlemin durdurulmasıyla ilgili karar
vermiş. Karar tarihi 7/12/2021, Nevşehir Valisi İnci Sezer Becel
Kapadokya Alan Başkanı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Eğer doğruysa
neden peki Vali Hanım burayı durdurma kararı verdi?
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Sarıaslan.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Dava açma deyince,
isnat eden adam dava açmaz, isnat edilen dava açar.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sen isnat
ediyorsun.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Tazminat davasında
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ne kadar haklıysan dava açınız, hodri
meydan! Hodri meydan! Hodri meydan!
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ama yalanı
ispat edemezsiniz.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Sen benim
hemşehrimsin, seni kırmak, üzmek istemem.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir)
Kullandığın kelimeye bak bir, böyle bağlaman işi
şimdi olmadı ya.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Ne dedin ya? Ben,
inan hiçbir şey anlamadım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Denizli
Milletvekili Ahmet Yıldızın 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, aslında söz almayacaktım fakat Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi Türkiye Heyeti Başkanı Ahmet Yıldız
Avrupa Konseyine bağlılıklarını defaten ifade edince
söz alma ihtiyacı duydum.
(Uğultular)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tabii,
gürültüden kendimi duyurabilir miyim, bilmiyorum. Öncelikle, Avrupa
Birliği ve Konsey raporunu kınayanlar, Raporu
tanımıyorum. diyenler bu bağlılığı nasıl
izah ederler? Umarım, iktidar grubu bunu açıklayacaktır.
Diğeri: Sayın Dışişleri
Bakanı Avrupa Konseyi ve AİHM kararlarını sadece Türkiye
değil, başka tanımayanlar ve uygulamayanlar da var. diyerek
aslında bu tanımamayı meşrulaştırmaya
çalışıyor. Uygulamayan ülkeler arasında Türkiyeyle
birlikte Azerbaycan ve Rusya var. Acaba Azerbaycan ve Rusyayı örnek
alarak mı böyle bir meşrulaştırma çabası var?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Tamamlıyorum.
Son olarak şunu da söyleyeyim: Avrupa
Birliği ilerleme raporu; HDPye darbe ve son yaşananlarla, son
altı yılla birlikte sürekli bir gerileme hâline girmiştir.
Parlamenter Meclisi demokratik kurumların işlememesi sebebiyle
Türkiyeyi izleme sürecine aldı, bunu hepimiz biliyoruz. Türkiye, izleme
sürecinden çıkmış ve -AKP sayesinde- tekrar izleme sürecine
girmiş tek ülke konumundadır. Avrupa Konseyine bağlı
hissediyoruz. cümlesini ve bir yandan Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararlarını tanımıyorum, uygulamıyorum.
cümlesini yan yana koyduğumuzda iktidarın yaman çelişkisi ve
ikiyüzlülüğü bir kez daha ortaya çıkıyor. Umarım, bu konuda
açıklama yaparlar.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 15.01
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.19
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER:
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon yerinde.
İYİ Parti Grubu adına Edirne
Milletvekili Sayın Orhan Çakırlar.
Buyurunuz Sayın Çakırlar. (İYİ
Parti sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ORHAN ÇAKIRLAR
(Edirne) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Kapadokya Alan
Başkanlığı bütçeleri üzerine söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Bugün, Enezin Gülçavuş, Sultaniçe, Abdurrahim,
Vakıf ve Büyükevren köylerinde meydana gelen sel felaketinde maalesef, 1
vatandaşımız hayatını kaybetti; Allahtan rahmet
diliyorum. Afat bölgesindeki köylerdeki halkımıza da -iyi dileklerle-
Allahın yardımcı olmasını temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu bütçe kuvözde can
çekişen çocuğa benziyor.
Değerli milletvekilleri, insanlık tarihi
boyunca sosyal süreçlerin birleşimi olarak karşımıza
çıkan kültür her millet açısından farklı
değerlendirilmektedir. Bu durumun sebebi, insanoğlunun tarihsel
serüveninde farklı inançlara ve ideolojilere bağlılığıyla
ilgilidir. Ülkemiz farklı medeniyetlere, dolayısıyla farklı
kültürlere ev sahipliği yapmıştır; zengin topraklardır
fakat kültüre verilen değer turizmin gölgesinde kalmaktadır. Kültür,
turizm gibi sadece maddiyata odaklı değil, geleceğimiz için de değerlidir.
Bu sebeple, kültürün ve turizmin birbirinden ayrılarak ayrı birer
bakanlık oluşturması gerektiği kanaatini
taşıyorum; kültür ve sanatın gelişmesine o zaman katkı
sağlayabiliriz.
Değerli milletvekilleri, Kapadokya Alan
Başkanlığıyla ilgili bazı sorunlardan bahsetmek
istiyorum. Bölgede yaşayan insanlarımız, ayrımcı
yaklaşımlardan şikâyet etmekte; siyasi nüfuz sahibi
kişilerin aykırı yapılarına
dokunulmadığı, nüfuz sahibi olmayan insanların
binalarının da yıkıldığı ifade edilmekte.
Verilen rakamlara göre 395 yıkım kararı alınmış;
bunların tamamı yıkılmış mıdır veya
yıkılmayan var mıdır? Bunların yanında, jeolojik,
jeoformolojik dokunun ve doğal kaynak değerlerinin korunması,
geliştirilmesi, tanıtılması, gelecek kuşaklara aktarılması
için kurulan Alan Başkanlığı, doğal yapıya uygun
olmayan yapılara yol açmaktadır. Göreme ve Zelve Açık Hava
Müzelerindeki idari binalar ile Alan Başkanlığının
Paşabağı ve Cevizlibağ adlı bölgelerde
yaptığı barakaya benzer yapılar, bölgeye çirkinlik
katmaktadır. Peri Bacalarının arasına yapılan dev bir
inşaat vardır, buna niçin müdahale edilmez? Hatırlar
mısınız, Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbuldaki
yüksek binaların çirkinliğinden ve görüntüyü bozduklarından
bahsetmişti; inşallah, bu bina da Kapadokyanın görüntüsünü
bozmayacak bir binadır.
Öncelikle ahbap çavuş ilişkisi
anlayışından vazgeçilmesi, alanın korunması ve
aynı zamanda bölge halkını mağduriyete uğratmayacak
adımların atılması gerekmektedir.
Ayrıca, bu alan içerisinde olmayan ama
komşu il Aksarayda bulunan Ihlara Vadisine teleferik projeniz var
mı, varsa ne durumda, yoksa yapmayı düşünüyor musunuz?
Değerli milletvekilleri, Trakya
topraklarının Ege Denizindeki kıyısı Saros Körfezi
yeryüzünün nadir güzelliklerinden biridir. İlimiz Edirnede, Saros
Körfezinde yapımı devam eden Saros FSRU Likit Doğal Gaz
Limanı, doğayı katletmektedir; sadece doğayı
değil, ÇED kararlarına uymayarak adaleti ve geleceğimizi de
katletmektedir. Doğaya verilen zarar bölge turizmini de etkileyecektir.
Buranın turizm cenneti olarak geliştirilmesi gerekirken tahrip
edilmesi akıl kârı iş değildir. Sayın Bakan, bu duruma
sizler de sessiz kalarak bu kıyıma göz yumuyorsunuz, tarih sizleri de
unutmayacak.
Değerli milletvekilleri, geçen yıl bütçe
görüşmelerinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından verilen
burs ücretlerinde yabancı öğrenciler ile kendi öğrencilerimiz
arasında yaşanan adaletsizliği paylaşmıştım.
Bu yıl da bu hususta değişiklik
yapılmadığını görmekteyim. Vakıflar Genel
Müdürlüğünün verdiği öğrenci burslarını yeterli
buluyor musunuz? Ortaöğrenimde kaç öğrenciye kaç lira;
yükseköğrenimde kaç öğrenciye kaç lira; ve yabancı uyruklu
öğrenciye kaç lira burs veriyorsunuz? Sayıştay
raporlarında, Vakıflar Genel Müdürlüğünden 177 öğrencinin
şehit yakını olarak gösterilip burs aldığı
saptanmış. Vakıflar Genel Müdürü yasal süreci
başlattığını beyan etmiş fakat burada asıl
sorun, durum ortaya çıkınca değil, durum ortaya gelmeden, hak
yenilmeden, hak gasbedilmeden müdahale edilmesiydi.
Değerli milletvekilleri, Profesör Doktor Süheyl
Ünver şöyle diyor: Her şey biter Edirne bitmez. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar) Floransadan sonra metrekareye
en çok tarihî eserin düştüğü 2nci Avrupa kenti Edirnedir. Edirnede
restorasyon çalışmaları devam eden ve çalışmaları
başlayan eserlerimize değinmek istiyorum. Öncelikle, rölöve ve
restorasyon projeleriyle birlikte keşif hazırlıkları 2021
Yılı Yatırım Programına dâhil edilen Şeyh
Şücaeddin Karamani Camisi, ki bu cami, selatin camilerdendir, Kanuni
Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Bu
konuda bir çalışmanız var mı? Çünkü 2021 yılı
bütçesi içerisinde var olduğu söylenmişti.
Selimiye Camisinde mihrap önünde asılı
duran avize 2013 yılında bakım ve onarım işlemleri
için vakıf müzesine kaldırılmış, gerekli
çalışmaların iki ay içinde tamamlanarak tekrar yerine
getirileceği söylenmişti. Aradan sekiz yıl geçmesine rağmen
avizenin yerine konmamasının sebebi nedir? Ki bu avize Edirneye veya
Türkiyeye ilk elektrik geldiğinde o dönemin valisi Atıf Paşa
tarafından 1890lı yıllarda takılmış ve ilk defa
Selimiye elektrikle böyle aydınlatılmıştır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu avizenin
tekrar yerine konulmasını Edirneli olarak ve Edirne halkı olarak
talep ediyoruz.
Şükrü Paşa Anıtı ve Müzesi
restorasyon çalışmaları sebebiyle 2017 yılında
kapatılmış, çalışmaların 2020
yılının içerisinde biteceği öngörülmüş fakat hâlen
daha anıt ziyaretçilere açılmamıştır. Restorasyon
çalışmaları ne zaman tamamlanacak ve anıt ne zaman
açılacaktır?
Bakanlığınızın Feyzullah
Paşa Mescidiyle ilgili herhangi bir çalışması var
mıdır?
İkinci Selim Hanın kızı olan
İsmihan Sultan Camisiyle ilgili herhangi bir çalışmanız
var mıdır?
Asıl değinmek istediğim önemli
konulardan birini hem kültürü hem de vakıfları ilgilendirdiği
için belirtmek istiyorum. Riyâz-ı Belde-i Edirnede Ahmet Bâdî, Kazaz
Salih Mescidini şöyle anlatıyor: Kazaz Salih Mahallesi
Gülabçılar Caddesi 3 numarada kazaz esnafından Salih nam zat
tarafından bina edilen mescidi şerif ve minaresi vardır.
Şimdi soruyorum: Bu camiye bugünkü anlamı itibarıyla hiç
alakası olmayan Kazasker Salih Mescidi diye yazılmış.
Eğer kazaz ve kazasker arasındaki kelime
farklılığını, anlam
farklılığını anlayamıyorsa vay bizim kültürümüzün
hâline. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İsterseniz ben size kazaz ve kazaskerin ne manaya geldiğini ifade
edeyim. Kazaz, ipek işiyle uğraşan esnaftır, kazasker de
Osmanlı ordusunda askerî hâkimdir, bunu da bu arada fırsattan
söylemek istedim.
Yaptığınız yayınlara
gelince çok teşekkür ederim. Yaptığınız -özellikle
daha evvel Komisyonda söylemiştim ama- bu arada orada
atladığım, teşekkür etmem gerekenler de var. Necmi
İğe Evini ihya ettiniz, size teşekkür ediyorum. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar) Yaptığınız
yayında bulunan 195 eserden -Kültür Bakanlığının-
mesela Sinan Paşanın Tazarrunâmesi, Fatihin Divanı,
Muhibbinin Divanı, Muradinin Divanı, daha birçok eser.
Bunların bir kısmı çok anlaşılabilir dille
yazıldığı hâlde birçoğu da anlaşılamaz,
ağır bir dille, dönemin Osmanlıca diliyle
yazıldığı için bir kısmını da anlamakta
zorluk çektiğimi ifade edebilirim.
Vakıf kiracısı esnafımız,
iş yerlerine gelen kira zamları karşısında geçinmekte
zorluk çekiyor. İş yerlerinin kapalı olduğu aylarda dahi
kira ödeyen esnafımız, gelirlerinin giderlerini
karşılayamadığı, alım gücünün düştüğü
bu zor günlerde kira derdiyle uğraşmaktadır.
Esnafımıza elinizi lütfen uzatınız.
Değerli milletvekilleri, Sayın Genel
Başkanımız Meral Akşener, ülkemizi karış
karış gezmekte, esnafın, çiftçinin, işçinin, emeklinin,
vatandaşın problemlerini gündeme taşımakta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ORHAN ÇAKIRLAR (Devamla) Ziyaretlerimizde
görmekteyiz ki ülkemizde yaşanan ekonomik buhran aşırı
yoksulluğa sebep olmaktadır. Bu bütçe yokluk ve yoksulluk bütçesidir.
Her geçen gün kapısına kilit vurulan esnaf artmakta; bu
yılın ilk on ayında, geçen yılın aynı dönemine
göre kilit vurulan esnaf sayısı yüzde 2 artışla 79.372ye
ulaşmıştır.
Dolayısıyla vakıf
kiracılarının daha korunması gerektiğini
düşünüyor, bütçenin hayırlara vesile olmasını diliyor,
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Isparta Milletvekili Sayın Aylin
Cesur
Buyurunuz Sayın Cesur. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN
CESUR (Isparta) Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Devlet Opera ve
Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022
yılı bütçesi hakkında İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Az önce söylediğim gibi yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Her sene bütçe konuşmamda, bütçe hakkı
demokrasinin olmazsa olmazı diye belirtiyorum ve burada
vatandaşların vergileri nereye gidiyor bunları soruyoruz,
bunları elbette soracağız, bozulmayın diyorum ama bozuluyorsunuz
değerli arkadaşlar.
Tüm vatandaşların ortak vergileriyle
finanse edilen bir Kurulun, Radyo Televizyon Üst Kurulunun nasıl tüm
vatandaşların aleyhine davrandığını ve bu bütçeyi
neden hak etmediğini anlatacağım ben size. Dedim ki demokrasinin
olmazsa olmazı haber alma özgürlüğü çok önemli, basın ve ifade
özgürlüğü yani basın aslında demokrasinin dördüncü kuvveti
biliyorsunuz. Şimdi, vatandaşlarımızın demokratik
tercihlerini doğru yapabilmeleri için işte, bu dördüncü gücün
bağımsız ve etkili çalışabilmesi lazım. En üzücü
yanı, RTÜK bu değerleri korumak ve demokrasiyi çalışır
kılmak için kurulmuş bir kurum ama kuruluş amacından
bambaşka bir yere gelmiş ve demokrasinin aslında diğer
parametreleri gibi, sizin iktidarınızda bu da buruşturulmuş
ve çöpe atılmış. Şimdi, RTÜK kendi başına bir
kurum, Demokrasiden ben vazgeçtim. falan diyemez yani ne oldu da böyle oldu?
Bunun sebebi var. RTÜK 9 üyeden oluşuyor, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
seçiliyor bu üyeler ve yani aslında Mecliste durum neyse hani RTÜK'ün
durumu da aslında bu, değerli arkadaşlar. Şimdi, RTÜK
muhalif medyayı baskılama aracı hâline dönüşmüş yani
kokuşmuş yani işlemeyen bir demokrasinin işlemeyen bir
kurumu hâline gelmiş ve aslında RTÜK -üzülerek ifade ediyorum- bir
kukla olmuş. Şimdi, saydığım yükümlülükleri ihlal eden
bir yandaş kollamacısı hâline gelmiş aynı zamanda.
Halkın gerçekleri duymasını istemediği ve pembe, beyaz bir
tabloyla uyutulduğu bir yayıncılığın
salıncağı hâline gelmiş RTÜK ve kurulmuş düzenin
zavallı parçaları hâline gelmiş olan
kurumlarımızı arkadaşlar, bu hâlden çıkarmamız
lazım. Eğer Derhâl demokrasi. diyorsak, bunu öylesine söylemiyorsak
çıkarmamız lazım. Genel Başkanımız Meral
Akşenerin dediği gibi, Bunu biz yapacağız, biz
çıkaracağız ve biz başaracağız (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, bizim, millet gibi, aile gibi, kültür
gibi, vatan gibi çok önemli değerlerimizin, bizi biz yapan, bir araya
getiren ortak değerlerimizin ardına gizlenerek bizim kimliğimizi
kuşatan bu düzeni değiştirmemiz lazım değerli arkadaşlar.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ve Aman ha,
dikkat edin.ler, yasaklı konuşmacıların olduğu kara
listeler, tartışmayı kesmek zorunda hissetmeler,
yazılı basında vergi cezaları, tehditler, zaman içinde
medyanın sesini kesen patronaj korkuları, tek elde toplanıp
saygınlığın atılması ve aslında işte
dediğim gibi, attığınız, buruşturduğunuz
demokrasi. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Son
beş on yılda Netflix, Twitter ve aslında sosyal medya
hesaplarını kontrol çabaları, Wikipedia, YouTube yasakları,
tutuklu gazeteciler, gazetecilere açılan davalar; her birinde daha da çok
buruşturarak attınız demokrasiyi, üzerini çiğnediniz
demokrasinin. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
RTÜK bir yıl boyunca haber kanallarına 57
kez ceza verdi. Bu cezaların 19u Halk TVye, 18i TELE 1e, 8i KRT
televizyonuna verildi. Genel yayın ve haber kategorilerinde toplam 18
televizyon kanalına 27 milyon lira para cezası kesti. FOX TV tek
başına 12,7 milyon lira ceza tutarıyla en çok para cezasına
çarptırılan televizyon oldu. Ama mesela A Habere
baktığınızda sadece bir defa o da mahkeme kararıyla
sadece 29 bin lira bir ceza kesildi, hâlbuki hakkında en çok şikâyet
olan kanal.
Bu kanallarımız her şeye rağmen
özgür ve ilkeli basın duruşlarından ödün vermiyorlar. Onlar
bizim en kıymetli servetimizi, milletimizin haber alma özgürlüğünü
yani demokrasimizi koruyorlar her şeye rağmen, saygı duyuyoruz
hepsine. Bir önceki seçimde kime oy vermiş olursa olsun tüm
vatandaşlarımıza sesleniyorum, bu gerçeği görmeniz çok
değerli.
Değerli milletvekilleri, bu düzen böyle gitmez.
RTÜK'ü ceza veren ve muhalefeti, basını, medyayı susturan bir
kurum olmaktan çıkartmamız lazım ve RTÜK'ü sansür aracı
olmaktan çıkarmamız lazım eğer daha iyi
yayıncılık ve daha iyi demokrasi istiyorsak. Öyle tasarlamak
lazım ki iktidar kim olursa olsun bu değişmeli ve kurumlar ve
kuruluşlar her daim ve isteğe bağlı vatandaşa hizmet
etmeli. İşte bunu yapmamız lazım. Bunu da biz
yapacağız. Yargıyı da Merkez Bankasını da hepsini
bu hâle getirmek lazım.
Şimdi söylediklerimize itiraz edebilir misiniz
size soruyorum. Eğer edebilirseniz, ederseniz haklarınızı
almak için, demokrasi için gak guk edip iktidara gelince hak hukuk
tanımayan ikiyüzlüler olursunuz, ben size bunu da söyleyeyim buradan.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, dostane uyarıyorum, bunlarla
hatırlanacaksınız, tarih sizi bunlarla yargılayacak.
Bir de Sayın Başkan izin verirse sanata
değinmem lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
AYLİN CESUR (Devamla) İktidar maalesef
bugün sanata da aynen diğerlerine baktığı gibi
bakıyor, üzülerek ifade ediyorum ama rant odağı olarak görerek
bakıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Sanat salt ekonomik sektör olarak
görülemez ve tiyatro desteklerinin dağıtılmasında bugün çok
ciddi sıkıntılar var Sayın Bakan ve şüpheler var,
deniliyor ki: Paravan tiyatrolar var; yani devlet desteği alırken en
kaliteli üretimi yapan tiyatroya değil de paravan tiyatrolara veriliyor.
Kime, ne kadar, nasıl veriliyor; bunları açıklamanız
lazım. Bunlar olmayınca hâliyle daha önceki diğer konulardaki
şüpheler bu konuda da herkesin gündeminde oluyor ve bunu bir inat
yarışına da bindirmemek lazım. Sanatçımıza sahip
çıkmamız lazım. Örnek olabilen tiyatrolar yetersiz. diye
yakınıyorlar; onların sesini duymak lazım.
Bakınız, sanata ve sanatçımıza hak ettiği değeri
verin. Bir şarkı veya oyunla hayatımızı
değiştiriyorlar. Onların ekmekleriyle oynamayın. Onlar
Gözünü yumma, sanatına sahip çık. dediler, seslendiler milletimize.
Ben de buradan milletimize sesleniyorum: Değerli milletimiz, gözünüzü
yummayın ve geleceğinize sahip çıkın, siz sahip
çıkın. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Yavuz Ağıralioğlu. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Ağıralioğlu.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YAVUZ
AĞIRALİOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, aziz
milletin saygıdeğer milletvekilleri; 2022 yılı bütçesini
konuşuyoruz. 2022 yılı bütçesi, biliyorsunuz, nisan
referandumunda Parlamentonun bir bütçe hakkının
olmadığı yeni sistemin tecrübe edilmiş bütçesini
konuşuyoruz. Aslında bir bütçe hakkımız yok bizim, bütçe
vesilesiyle konuşma hakkımız var. Dolayısıyla gensoru
mahiyetini yitirmiş, denetim hakkını kaybetmiş bir
Parlamentoda -ki Parlamentonun bugünkü görünümü de bunu izah ediyor- biz bir
bütçe hakkından ziyade bütçe üzerine konuşma hakkımızı
kullanıyoruz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin pek çok nakisası vardır ve bunları dile getiriyoruz
ama Parlamentoda bulunan milletvekillerimiz açısından en mühim
nakisası, şahsi nakisası bence yüz yüze konuşmak,
itirazlarını yüze söylemek, göze bakarak konuşmak gibi
ahlakı olanların Parlamentoda yürütmeyi görmemesi bizim
açımızdan şöyle bir duygusal kopuşa sebep oluyor: Sanki
Hükûmetin arkasından konuşuyormuşuz gibi hissettiriyorsunuz
bize. Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bize
yaptığı en büyük kötülük, yürütmeye yaptığı en
büyük kötülük muhataplarımıza hatalarını yahut
doğrularını, teşekkürlerimizi yahut kabahatlerinden
dolayı kızgınlıklarımızı yüzlerine söyleme
imkânından mahrum bırakmış olması. Biz, şimdi
bütçeyi, en azından yürütmenin, ilgili Bakanlıkların, ilgili
Bakanların, ilgili iradenin burada olması açısından onlara
konuşma fırsatına dönüştürüyoruz. Dolayısıyla
spesifik olarak ilgili Bakanlıkların değil de genel olarak bir
bütçe hakkı elinden gitmiş, Mecliste gensoru hakkını
kaybetmiş bir milletvekili olarak siyasi bir konuşma yapmak için
kürsüye çıktım.
Efendim, Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet
iradesinin tecelligâhı. Biz, burada, vicdana, tarihe, yürütmeye ve
aynı zamanda millete konuşacağız. Bütçenin rakamları
arasında Biz bu kadar yaptık, biz şunu yaptık, biz bunu
başardık. iddialarının arasında hep hamdolsunla
birleşen, Allah'a hamdla aslında milletin huzurunda kavilleşen
bir iradeyi temsil ettiğinizi söylüyorsunuz. Biz, Hükûmet olarak
yaptıklarınızı tenkit etme fırsatını bütçede
buluyoruz; her bütçede başınıza gelecekleri, önümüzdeki sene
hedeflediklerinizle ilgili endişelerimizi ifade ediyoruz. Biz
endişelerimizi, ifade ettiklerimizi tutturuyoruz, ona rağmen siz,
bütün hedeflerinizi tutturmuş bir muzaffer ordu olarak geliyorsunuz
buraya.
Geçen sene bütçede
hatırlattıklarımızın hepsi çıktı. Kuru
kontrol edemeyeceksiniz. dedik. Enflasyonun yükselmesine engel
olmayacaksınız. dedik. Faize teslim ettiğiniz bu alın
teri, milletin yaşam şartlarını zorlaştıracak.
dedik. Bunca yapıp ettiklerinizin içerisinde iftihar ettiğiniz ve
övündüğünüz kamu yatırımları, hazinenin, ekonominin en
büyük yükü hâline gelecek. dedik. Kamu-özel iş birliği adı
altında yaptığınız yatırımların
hepsini, sizin yaptığınız yatırımların
hepsini -insaflı olarak söylüyorum- yarı fiyatına biz de
yapacaksak mesela size niçin teşekkür etmemizi bekliyorsunuz?
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Yaptığınız On sekiz yıl, on dokuz yıl, yirmi
yıl diye konuştuğunuz, 15inci, 16ncı, 17ncisi diye övündüğünüz,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 4üncüsüdür. diye
huzura geldiğiniz, bu rakamlar arasında kaybettiğiniz bir
şey var, onu hatırlatmalıyım size: 20 kere bütçe yapmak çok
kıymetli bir şeydir. Siyasi, toplumsal, ekonomik sonuçlarından
bağımsız olarak 20 kere üst üste bütçe yapmak, gerçekten bir
siyasi başarıdır ama bu siyasi başarıyı daha
mühim hâle getiren nedir biliyor musunuz? Vadettiklerinizi yapamıyor
olmanıza rağmen, bütçe yapma hakkınızı elinizde
tutuyor olmanız. Hiçbir hedefinizi tutturamamış olmanıza rağmen
hâlâ bütçe yapmaya devam ediyor olmanız, bizim mahcubiyetimizle beraber
sizin için başarı sayılabilir.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tutturduğumuzdan
dolayı bütçe yapıyoruz.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Bunu
şunun için söylüyorum: Şimdi, siz Hamdolsun. diyorsunuz.
Hamdolsun. dediklerinizi, niçin hamd sebebi saydıklarınızı
anlamlı hâle getirecek bir şey söylüyorum: Siz, neye Hamdolsun
diyorsunuz? Yani Allaha hamdedecekseniz siz, iktidarın icrada
başarılı olanı milletine yaptıklarının
hamdını ettirenidir. Yani millete Hamdolsun. dedirten iktidarlar
başarılıdır. Size bugün Hamdolsun. diye yürütmeden buraya
gelip bütçesini savunan her bakanın Allaha hamdolsun.la bitirdiği
bütçeyi sizin için hamd sebebi sayacaksak önce size
Bismillahlarınızı hatırlatmalıyım. Ben, 2002de hangi
Bismillahları dediğinizi size hatırlatayım, siz buna
Hamdolsun. mu diyeceksiniz, Estağfurullah. mı diyeceksiniz, siz
karar verin. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
2002 yılında bütün iktidarların
iddiası, memleketin fakirliğine derman olmak; efendim memleketin
adaletsizliğine nihayet vermek; memleketi güçlü, kalkınmış,
müreffeh bir ülke yapmak; parasını değerlendirmek; ticarette
rekabet edilemez bir kuvvet kazanabilmek; diplomaside, ekonomide
kazandığı güçle bölgesinde inisiyatif ve nüfuz sahibi bir ülke
hâline gelebilmek; millî geliri artırabilmek; gayrisafi millî
hasılayı artırabilmek falan
2002de bunları vadettiniz.
Bize fakirliğin olmadığı bir ülke vadettiniz. Simit
hesabı yaparken, kendinizden önceki iktidarları ilzam ederken Size
simidi çok gören bir iktidar var. Biz size hak ettiğinizi verecek,
alın terinizle huzur içinde yaşayacağınız bir ülke
kuracağız. diyordunuz. Devriiktidarınızın 20nci
senesinde yarım simit satılıyor. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar) Bismillahınız vardı,
Bismillahlarınızı hatırlatacağız size. Kişi başına
millî gelirin 25 bin dolar olacağı bir ülke, adaletinden herkesin
emin olacağı bir ülke vadettiniz. Dininden, dilinden, mezhebinden,
meşrebinden, inancından dolayı itilip kakılmayacak, iktidar
taraftarı olsun ya da muhalif olsun insanların örselenmeyeceği,
haklının hakkını devlet marifetiyle adaletten
rahatlıkla alabileceği bir ülke vadettiniz bize. 30 bin dolarlara
varan millî gelir hedefiniz, 2 trilyon dolar gayrisafi millî
hasılanız, üniversiteleri dünyanın en saygın üniversiteleri
hâline gelmiş bir ülke. Tarımda ürettiklerinizin en kalitelisini
üretip insanlarınıza en temiz gıdaları yedireceğiniz
bir ülke. Sanayide rekabet ve ihracat kapasitenizin ithalata
bağımlılığını azaltacak bir siyasi
projeksiyondan bahsettiniz. Devletin kurumlarına itibar gelen, devletin
kurumlarıyla ayağa kalktığını görebilen bir
gelecek vadettiniz bize. Bismillahlarınızı
hatırlatıyorum size, boş vakitlerinizde bugünkü Sayın
Cumhurbaşkanının hamdına konu olanları değil,
Recep Tayyip Erdoğanın 2002de milletine verdiği sözleri
hatırlatıyorum size. Bugün Hamdolsun. dediğiniz şey sizin
için bir hamd sebebi midir? İşsiz gençlerimiz bu hâldeyken siz neye
Hamdolsun. diyorsunuz? Üniversitelerimiz dünyanın en saygın
üniversiteleri olamamışken, bütün üniversitelerimizin bütçesi Cambridgein
bütçesinin yarısı kadar etmiyorken siz neye Hamdolsun. diyorsunuz?
Çocuklarımızın bu topraklarda üniversiteyi bitirdikten sonra,
severek seçtikleri bölümlerden mezun olduktan sonra istedikleri işi
yapamadıkları, ne bulursa iş diye yapabildikleri bir ülkede siz
neye Hamdolsun. diyorsunuz? Yolun başındayken, işler
yolundayken, paramız değerliyken Paranın dini, imanı,
mezhebi, meşrebi olmaz. diyordunuz, para bitince şimdi Onların
doları varsa bizim Allahımız var. diyorsunuz. İşler
yolundayken, her şey güzelken İtibardan tasarruf olmaz. diyordunuz,
yolun başındayken çıktığınız ahlakın
yolun sonunda sizi nereye savurduğunu görmek zorundasınız.
Parmağınızdaki yüzüklerle başladığınız
bu yolculuğun, Keçiörende 3 katlı bir evin dubleksinde oturarak
başladığınız bu yolculuğun, makam
arabalarını, lojmanları satarak
başladığınız bu yolculuğun, fakir
sofralarında otururken bir daha fakirlerin mevzu edilmediği bir ülke
vadederken ettiğiniz Bismillahların hamdını mı
yapıyorsunuz siz? Başarılı devlet adamları fakirlerle
oturup sofralarında yemek yiyenler değildir, sofrasında
oturulacak fakir bırakmayan devlet adamları
başarılıdır. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
Yirmi yıldır iktidardasınız,
20nci bütçenizi yapıyorsunuz; çok kıymetli bir şeydir, 20nci
bütçeyi yapmak kıymetli bir şeydir. 20 kere bütçe yaptınız,
bu yaptığınız bütçelerin içerisinde
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bizi uçuracak. dediniz,
memleketi ne hâle getirdi görüyor musunuz? Aslında bir grafik
yapmış arkadaşlarım ama zamanımız yeterli
değil. Parlamenter sistem ayağımıza bağ oldu,
parlamenter sistem istikrarsızlık sebebiyle ayağımıza
pranga oldu. diyordunuz. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemindeki
büyüme oranlarına bakın, hâlimize bakın, borcumuza bakın,
katlanan borcumuza bakın, dolar kurundaki artışın
ekonomimize getirdiği yüke bakın lütfen; binalarla övünüyorsunuz.
Türk milletinin işi ona buna bağırmak
değildir, büyük devletlik devamlı Biz büyük devletiz. diye
bağırmaktan ibaret değildir. Büyük devlet, plan yapabilen devlettir,
yaptığı planı uygulayabilen devlettir,
yaptığı planın arkasında en nitelikli
bürokratlarıyla netice alabilen devlettir büyük devlet. Büyük devlet,
kürsüye her çıktığında siyasi rakip ya da hasım
gördüklerine bağıran devlet değildir; büyük devlet, devamlı
geçmişte yaşadığımız büyük
kahramanlıkların arkasına sığınan bir millet de
değildir.
Tarih fetişizmine de gerek yoktur. Efendim, biz
tarihe
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Onun
cevabını millet verecek, sen merak etme.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Bakın, size teşekkür edeceğiz, Cahit Bey diyor ya Teşekkür
edeceğiz. Teşekkür edeceğim size. Ne zaman teşekkür
edeceğim? Efendim, 21inci sırada aldınız ülkemizi, 2001
krizinde, bizim 21inci sıradaki yerimizi 18 yapsaydınız
diyecektik ki Teşekkür ederiz. yine 21. Efendim, bizi aldınız
21inci sırada ama Allah'ın izniyle borcumuzu azalttınız,
yine teşekkür edecektik, borcumuzu da artırdınız. Efendim,
kişi başına millî gelirimizi artırsaydınız
teşekkür edecektik, onu da yapamadınız. Cebinizden
yapsaydınız, bak, şöyle cebinizden yapsaydınız ona da
teşekkür ederdik.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kişi
başına millî gelir artmadı mı?
ERHAN USTA (Samsun) Değer olarak azaldı.
İSMAİL TAMER (Kayseri) 2 bin dolardan
aldık, şimdi 10 bin dolar.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Şunun için söylüyorum: Şimdi, hiç kimse şunu unutmasın; bu
memlekette, 2002 yılında AK PARTİ iktidara gelirken
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. idealine
bağlı bir iradeyi temsil ediyordu. Bugün AK PARTİ, 20nci
yılında diyor ki: Biz gidersek mahvoldunuz. İktidara gelirken
Size bir sistem kuracağım, kim gelirse gelsin, kim giderse gitsin,
evelallah hiçbir şey olmayacak size. diyordunuz. Şimdi, kendiniz
giderseniz arkanızın tufan olduğunu söylüyorsunuz.
Nureddin Nebati Beyin bugünkü röportajını
okuduk. Bugün biz konuşurken dolar kuru taksimetre gibi yükseliyor,
müdahalelerinize rağmen durdurulamıyor; kamunun borç stoku
artmış; faize 240 milyar ödemişsiniz. Bizimkiler faize
karşı olduklarını açıklıyorlar, Tayyip Bey faize
karşı olduğunu açıklıyor sanki bu memlekette faizi
savunan varmış gibi, sanki bu memlekette Ne kadar çok faiz verirsek
o kadar iyi olur. diyen varmış gibi. Yirmi yıllık
iktidarınızda 516 milyar dolar faiz ödemişseniz siz bu faize
öderken mi karşısınız, verirken mi
karşısınız, ne zaman karşısınız?
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Her zaman
karşıyız, her zaman.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Bu
memlekette bu bütçeye 240 milyar faiz koymuşsunuz, 240 milyar faiz
koymuşsunuz, faizi bu kadar koymuşsunuz. Faizi alırken politika
faizi üzerinden de almıyorsunuz. Biz, kamu kaynaklarının israf
edilmesini
Vatandaşımız şunu anlayacak:
Bugün ortalama bir arabayı 200-250 bin liraya almamız gerekirken
600-700 bin liraya alıyorsak, bu sizin yaptığınız
yatırımların maliyetini doğru hesaplayamamanız
yüzündendir. Yani bizim pahalılığımızın, günlük
hayatımızda kullanımda olduğumuz
ihtiyaçlarımızı pahalı tüketmemizin sebebi, kamu
kaynaklarının israf edilmesidir; bunu vatandaşın bilmesi
lazım. Araba niçin bu kadar pahalı? Hükûmet ekonomiyi
yönetemediği için. Hükûmet kamu kaynaklarıyla 3 liraya
yapacağı işi 5 liraya yaptığı için biz günlük
hayatımızda kullandığımız her şeyi
pahalı alıyoruz çünkü biz bu memlekette yöneten iradenin
Bugünkü vurgularında da var, Ekonomi
Bakanının bugünkü vurgularında da var, Tayyip Beyin Katar
ziyaretinde de var; güven vermeye çalışıyorsunuz. Hangi
mezhepten, hangi meşrepten, hangi ekalliyetten olursa olsun, Körfez
ülkeleri kardeşimizdir. diyor Tayyip Bey. O da biliyor güvenin
nezaketten, adaletten, merhametten geçtiğini; o da biliyor güvenin
şeffaflıktan geçtiğini. Adalet ve kalkınma ismini almanızın
sebebi oydu. İradenin işi adalet ve kalkınma olur bu memlekette,
adı değil. Bize ismi adalet ve kalkınma olan bir parti
lazım değil, bize işi adalet ile kalkınma olan bir irade
lazım. Bu memlekette şimdi geldiğimiz yer Efendim, Allah
açlıkla, korkuyla
Ant olsun
Bakara suresini okudu değil mi
Sayın Cumhurbaşkanımız bize? Allah bizi korkuyla,
açlıkla, mallardan ve canlardan eksiltmekle imtihan edecek. Sizin
mallarınızdan, canlarınızdan hiçbir şey eksilmiyor
yokluk zamanında, niçin? Bizim
mukaddesatçılığımızın, bizim dindarlığımızın
en büyük problemidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Son bir
dakika Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Dava
adamlığımızın, milliyetçiliğimizin,
mukaddesatçılığımızın en büyük
imtihanıdır. Biz yoklukta başarmış insanlarız,
biz vara bozulduk, varlık bozdu bizi; biz elimizde güç yokken adaletten
bahsetmeyi seviyorduk, seviyordunuz.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) İktidara
gelmeden çuvalladınız.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Adaletten yokluktayken bahsetmeyi seviyordunuz. Elinde para olmayan adamın
cömertlikten bahsetmesi, elinde güç olmayan adamın adaletten bahsetmesi,
elinde makam olmayan adamın hakkaniyetten bahsetmesi, elinde devlet
olmayan adamın ciddiyetten bahsetmesi gibidir.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Sizde olduğu
gibi, sizde olduğu gibi. Makam olmadığı hâlde şu anda
bahsettiğiniz gibi
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Biz,
şunu göstereceğiz Allah izin verirse
İSMAİL TAMER (Kayseri) Hiçbir şey
gösteremezsiniz, gösterecek bir durumun da yok, durumunuz da yok.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Bu
memlekette partiler değil, millet büyük; bu memlekette amblemler
değil, hedefler büyük. Bizim için bundan sonraki süreçte sizin yapıp
ettiklerinizin, memlekete yapıp ettiklerinizin aynısını
daha ucuza, daha konforla, daha güvenle temin edebilecek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Atıyorsun,
bol keseden atıyor şu anda: Olmadan atıyorsun, rüya görüyorsun.
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya)
Partide kalabilirsen, sen önce kendi partinde kalmayı
başarırsan.
BAŞKAN Buyurun.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Biz
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya)
Sonra iktidara gelebilirseniz.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla)
Şunu unutmayın: Başarılı iktidarlar fakirlerin sofrasına
oturmazlar, başarılı iktidarlar fakirlerin sofrasına ekmek
olurlar. Fakirin, fakir dediklerinizin sofrasına ekmek oluyorsanız,
Cumhurbaşkanı olarak herkesin sofrasına oturuyorsunuz demektir.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Sofrasına da
oturduk, ekmek de olduk, olmaya da devam edeceğiz. Biz onların kader
ortağıyız, kader! Unutma bunu!
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Partinizin
şehit ailelerine bile saygısı yok, o konudan bahset biraz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Boş
konuşmaya gerek yok, burada atıyorsunuz.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) On
sekiz yıllık iktidarınızın, yirmi yıllık
iktidarınızın 20 milyon fakirini yönetiyorsanız siz
fakirliği çözmüyorsunuz.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Meral Akşener
partisini
İSMAİL TAMER (Kayseri) Bu Hükûmet,
milletin Hükûmetidir siz ne derseniz deyin. Millet İttifakı
olsanız da milletin gerçeğini
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Siz,
fakirliği yönetiyorsunuz. Dolayısıyla, içinde fakirin
olmadığı bir ülke hayalimiz var. Faize, verdiklerinizin
. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, siyasi nezaketinizi muhafaza edin,
muhafaza edin siyasi nezaketinizi. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) İmamoğlu,
Fatih Sultan Mehmet
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Burada
siyasi nezaketinizi muhafaza edin Hanımefendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Buraya
çıkar konuşursunuz.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Biz de siyasi
nezakete davet ediyoruz.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Olmayan şeyi nasıl muhafaza
edecekler.
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) Siz
bize nezaket öğretemezsiniz, siz vatandaşa nezaket gösterin.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Ağıralioğlu.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Bir
dakika daha istirham ediyorum.
BAŞKAN İlave ettim efendim ben, ilave
ettim.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) İYİ Parti
olarak gösteremediniz. Şehit ailelerine bile saygınız yok, ona
hiç değinmedin, onu söylemen gerekiyordu.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (Devamla) Gelince
ne yaptığımızı görürsünüz. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Allah korusun!
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya)
Hadi bakalım!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Allah
hamdımızı, şükrümüzü artırsın. Faizi yüzde
80lerden tek haneye indiren biziz. Faiz lobisinin silahtarı onlar. Petrol
şirketlerinin korkusu biziz. Hey, hey
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Bu millet size
iktidarı göstermez.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Hamdedin hâlinize. Halinize, servetinize hamdedin. Bu fakir
milletin hakkını yiyorsunuz.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Ağıralioğlu.
İstanbul Milletvekili Sayın Abdul Ahat
Andican
Buyurunuz Sayın Andican. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ABDUL AHAT
ANDİCAN (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; geçen ekim ayında, Sayın Dışişleri
Bakanımızın Kore ziyareti esnasında imzaladığı
bir anlaşmayla, artık Dışişleri
Bakanlığının bir uzantısı hâline gelmiş olan
bir olayı, bir konuyu gündeminize getirmek istiyorum.
ALTAY tankı projesini hepiniz
duymuşsunuzdur. 2007 yılında prototip geliştirme ihalesini
bir Türk firması OTOKAR, MTU isimli bir Alman firmasıyla ortak
olarak alır, altı yıllık bir çabadan sonra 5 prototipi 2015
yılında Savunma Sanayiine teslim eder. Savunma Sanayii, normalde
ihaleyi prototipleri üreten firmalara verme geleneği olmasına
rağmen, yaklaşık iki yıl zaman harcar ve 2017
yılı Kasımında 3,5 milyarlık bir tank ihalesi açar ve
bu tank ihalesine OTOKAR, FNSS ve BMC firmaları katılır. 24
Nisan 2018de yani prototiplerin tesliminden üç yıl sonra Savunma Sanayii İcra
Komitesi, ALTAY tankı üretiminin Katar ortaklı BMCye
verileceğini ilan eder. Bu haber, savunma sanayisi çevrelerinde ciddi bir
şoka yol açar çünkü ihalenin paletli savunma aracı veya hücum
aracı üretme konusunda hiçbir deneyimi olmayan ve o güne kadar orduya
sadece Kirpi adı verilen bir personel taşıyıcı
üretmenin dışında tecrübesi olmayan, bir birikimi ve
altyapısı olmayan bir firmaya tank ihalesi nasıl
verilmiştir; bunun mantıkla, akılla, izanla, alakası yoktur
arkadaşlar.
Ağustos 2018de, ihale sözleşmesi
yapıldıktan sonra, bir başka şey yapılır: BMC
grubuna 1,4 milyar teşvik verilir ve ardından anlaşma resmen
imzalanır ve o günün Bakanı, Savunma Sanayii Başkanı -her
2si de- on sekiz ay sonra ALTAY tanklarının
orduya teslim edileceğini söylerler. Hemen ertesi ay bir başka
şey daha yaşanır, hepinizin çok iyi bildiği, Tank Palet bu
firmaya yirmi beş yıllığına kiralanır. Bu
ihalenin BMC ortaklığına, Katar ortaklığına
verilişini anlayabilmek için biraz geriye gitmemiz lazım, Aralık
2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kültür Merkezinde
Sayın Cumhurbaşkanının önünde Ethem Sancakın
ifadelerine bakmamız lazım. Ethem Sancak şöyle diyor: Liderimiz
bana dedi ki Sen o otomotiv şirketinin altından kalkabilir misin?
Vallahi, ne emrederseniz onu yaparım. Altını çiziyorum,
Savunma sanayisine girmek o gün için bir macera dedim. Bu para var, bununla
alınabiliyorsa ihaleye gireyim ama diyelim ki aldım, bunu
emrettiğiniz gibi güçlü bir sanayi şirketi hâline getirebilmem için
güçlü bir fon olması lazım arkamda. Sağ olsun, Emîri aradı,
biliyorsunuz, yüzde 49 ortaklık; daha sonra bana bir Laz ortak önerdi,
Talip Öztürk; bunu da böylece bir şeye alıştırdık.
Şimdi, Ethem Sancak'ın bu sözlerinin
aralarını okuyalım, ne olmuş? Bir, Ethem Sancak BMCyi
bizzat Sayın Cumhurbaşkanının isteği üzerine
almış; iki, bizzat BMC ortaklığı Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından dizayn edilmiş; üç, Türk savunma
sanayisinin en önemli aktörü hâline gelme hedefi BMC'ye bizzat Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından konulmuş. Şimdi, bu kadar
açık delilden sonra 3,5 milyar liralık ihalenin bu konuda deneyimi
hiç olmayan bir firmaya verilmesini, kim tarafından verildiğini,
hangi amaçla verildiğini, niye verildiğini söylememe gerek yok
herhâlde. Bu noktada, tabii arkadaşlar diyebilirsiniz ki Canım,
İhale Yasası'nı 195 kere değiştiren, adrese teslim
ballı ihaleler yapan bir AKP yönetiminde, bu da öyle bir ihale; ne olacak
yani. diyebilirsiniz. Hayır arkadaşlar, eğer BMC, tankı
üretip on sekiz ay sonra teslim edebilseydi problem yoktu ama ne oluyor? BMC,
tank üretiminin temel unsuru olan motor ve transmisyon ünitesi için
OTOKAR'ın, prototipleri yapan firmanın ortağı MTU'ya
başvuruyor, MTU da diyor ki: Benim ortağıma vermediniz ihaleyi,
ben vermem size. Sonra Güney Kore'ye müracaat ediliyor, Güney Kore'nin sorunu
da şu: Motoru üretiyor ama transmisyon ünitesini üretemiyor. Daha
doğrusu, uzun süre uğraşmış ama ordunun kendisinin
alacağı nitelikte bir şey üretememiş, onlar da MTU'dan alıyorlar.
Şimdi, özetle, BMC ortaklığına verilen bu proje fiyaskoyla
sonuçlanmış durumda, bugün hâlâ sürüncemede.
Değerli arkadaşlar, tabii, özellikle
AKP'li arkadaşlar belki kafalarında şöyle bir şey söylüyor
olabilirler Ne yapalım? Bir şanssızlık olmuş,
Almanlar da ekipman vermemiş. diyebilirler, zaten iktidar da aynı
şeyi söylüyor. Ne yazık ki bu fiyaskonun sorumlusu Almanlar
değil arkadaşlar, bunu bir yandaş firmaya vermek üzere, yetersiz
bir firmaya vermek üzere üç yıl ihaleyi geciktiren iktidardır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Bu işin püf noktası nerede? Benim, Plan ve
Bütçe Komisyonunda Savunma Bakanına sorduğum soruda yatıyor:
Neden ihaleyi prototipleri üreten firmaya vermediniz? diye sordum. Neden?
Eğer OTOKAR gibi prototipleri üreten firmaya veya üretme kapasitesi olan
bir firmaya vermiş olsaydınız değerli arkadaşlar, bir
buçuk iki yıl içerisinde yani 2015ten -iki yıl ekleyin- 2017ye; bir
diğer deyişle, BMCye bekletilip ihalenin verildiği 2018den bir
yıl önce ALTAY tankı Türk ordusunun hizmetine girmiş
olacaktı. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Gördüğünüz gibi ALTAY tankı ihalesi öyle
yandaşlara kaynak aktarmak üzere yapılmış sıradan bir
ihale değildir. Türk ordusunun itibarında, Türk ordusunun silahı
gücünde ciddi bir eksikliğe yol açan bir ihaledir arkadaşlar.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, bu noktada şu soruları sormak
istiyorum; sordum, burada, Genel Kurulda da sormak istiyorum:
Makamını ve siyasi gücünü kullanarak yandaş bir firma yaratmak,
yandaş bir firma yaratmak, deneyimi ve teknolojik kapasitesi
olmadığı hâlde onu diğer firmaların önüne geçirerek
3,5 milyar dolarlık bir ihale verilmesini sağlamak tarafsız ve
adil olması gereken, herkese eşit mesafede olması gereken bir
Cumhurbaşkanına uygun mudur? (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Değildir.
ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) Bu noktada
Sayın Cumhurbaşkanı, nüfuz suistimali yapmış olmamakta
mıdır? Savunma ihalelerinde know-how getiren bir yabancı ortak
ve teknolojik yeterlilik belgelendirme zorunludur, zorunludur. İhaleyi bu
niteliklere sahip olmayan BMC-Katar ortaklığına vermek ihaleye
fesat karıştırmak olmuyor mu? (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) İhaleyi alan firmaya 1,4 milyar
teşvik verileceği, Tank Palet Fabrikasının yirmi beş
yıl kiralanacağı, tahsis edileceği, üretim döneminde
savunma sanayisinin ilave ihaleler vereceği ihaleye giren diğer
firmalara söylenmiş midir arkadaşlar? Söylenmemiştir,
söylenmemiştir; eğer söylenmediyse ki öyledir, bu, haksız
rekabet yaratarak ihaleyi şaibeli hâle getirmek değil midir?
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) Şimdi
aynı sorun, BMC-Katar ortaklığı Millî Muharip Uçak
Projesinde de benzer şekilde devreye sokulmak istenmiştir; vaktim
yok, ayrıntılarına giremeyeceğim, başka bir Genel
Kurul toplantısında da onu deşifre edeceğim. (İYİ
Parti sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Ama
Sayın Dışişleri Bakanım buradayken bir şeyi
konuşmamı bitirmeden önce hatırlatmak istiyorum. Sayın
Dışişleri Bakanımız, imzaladığınız
niyet beyanında -anlaşma diyelim- şöyle olduğu söyleniyor:
ALTAY tanklarının motorlarında Koreli Doosan
firmasının motorları ve ST Dynamics firması tarafından
geliştirilen transmisyon üniteleri kullanılacak. deniliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) Güney Korenin
kendi ordusunda kullanacağı K2 tankları için ST Dynamics
tarafından geliştirilen otomatik şanzıman
dayanıklılık testlerinde başarılı olamamıştır.
2011den beri üretmeye çalışıyorlar. Bu nedenle Güney Kore
Hükûmeti kendi ordusunda kendi firmasının ürettiği transmisyon
üniteleri yerine Alman MTU ünitelerini kullanmaktadır.
Şimdi, biz böyle bir anlaşmayı
imzaladığımıza veya imzalayacağımıza göre
Sayın Bakan, Güney Korenin kendi firmasının üretmesine
rağmen kendi tanklarında kullanmadığı ST Dynamics
transmisyon ünitelerini kullanma tehlikesiyle karşı
karşıyayız. Eğer böyle bir alışverişi, böyle
bir anlaşmayı siz yapar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) Devam ediyor
muyum?
BAŞKAN İlave ettik efendim.
ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) Öyle mi? Son
cümlelerimi söylüyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Selamlama için bir
dakika verin Başkanım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yani heyecanlı
konuşuluyorsa, süre veriliyorsa biz de konuşalım yani.
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) Az
mı konuşuyorsun be?
ERHAN USTA (Samsun) Beşer beşer
parçalayarak zaten kaç tane ilave süre alıyorsun kardeşim ya!
ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) Bu şekilde
bir olay gerçekleşirse
Son cümlemi söylüyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Herkese verilsin o
zaman Başkanım.
ABDUL AHAT ANDİCAN (Devamla) Bu şekilde
bir olay gerçekleşirse; bu, Türkiye açısından ileride
zararları telafi edilemeyecek bir şey olur, öyle bir şeyi de
sizin yükümleneceğinizi zannetmiyorum, ihtimal vermiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu noktada maalesef,
iktidar ALTAY tankı konusunda getirilen tüm önergeleri reddetmiştir.
İktidar devam ettiği sürece önergelerin, araştırmanın,
soruşturmanın mümkün olmadığını biliyoruz ama
inşallah İYİ Parti iktidarında değerli
arkadaşlar, şaibelerden, suiistimallerden, yolsuzluklardan
arınmış bir Türkiye oluşturacağız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aydın Milletvekili Sayın
Aydın Adnan Sezgin, buyurunuz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYDIN ADNAN
SEZGİN (Aydın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Dışişleri Bakanlığı bütçesi
bugün itibarıyla, Komisyona geldiği güne göre yaklaşık
yüzde 35 azalmıştır dolar ve avro bazında.
Harcamalarının çok önemli bir kısmını döviz cinsinden
yapan Dışişleri Bakanlığının bu
açığının telafi edilmesini diliyorum.
Ekonomik kriz hızla derinleşirken
uluslararası ilişkilerimizde de durum giderek daha vahim bir hâl
almaktadır. Dış politikadan bahsedemiyorum, zira dış
politika yapılandırılmış bir yaklaşım
gerektirir, böyle bir yaklaşımdan maalesef yoksunuz. İktidar sözcülerinin
dilinde varsa yoksa boş hamaset. Gerçek ile sanrı arasındaki fark
büyüdükçe felaket yaklaşır. Bu nedenle, uluslararası
ilişkiler kavramını kullanacağım.
Bölgemizde ve dünyada millî güvenliğimizi,
ulusal çıkarlarımızı ve geleceğimizi son derece
yakından ilgilendiren olaylar yaşanmakta; sorunlar, krizler
çıkmaktadır. Bilindiği gibi, ABD, askerî kabiliyetlerini Pasifik
ve Avrupaya kaydırırken Çin, Bir Kuşak, Bir Yol Projesiyle
totaliter rejimin etki alanını genişletmektedir, bir tehdit
kutbu oluşturmaktadır; Avrupa Birliği ise bölgesel
çıkarlarını daha geniş bir coğrafi bakışla,
Çinin İpek Yoluna alternatif projelerle yeniden yorumlamaktadır.
Rusyanın kaygı, arayış, hamle ve hedefleri malumdur. ABD
ve Rusya Başkanları birkaç gün önce Ukrayna odaklı önemli bir
görüşme yapmışlardır. Bu görüşmenin
yapılmış olması hiç yapılmamasından iyidir;
neticelerini bekleyeceğiz.
Dünyada bunlar yaşanırken ülkemiz Suriye,
Libya, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Karabağ, Irak, Afganistan,
Karadeniz ve tabii, Ukrayna gibi çok sayıda sorunun ortasında sürekli
savrulmalar girdabındadır. Balkanlar, Bosna Hersek başta olmak
üzere istikrarsızlıklara gebedir, Yunanistan, Egede silah gücü
dengesi açısından önemli adımlar atmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı ise Türkiyenin
uluslararası ilişkilerinin yönlendirilmesi ve yürütülmesi
işlevini yitirmiştir, iktidarın durup dururken yapılan
hatalarının vahim sonuçlarını kısmen onarma göreviyle
yetinmektedir. Bakanlık, bazen kendi yaktığımız yangının
itfaiyecisi, bazen ülkemize yönelik istiskal edici tavırların
muhatabı durumunda kalmaktadır; son hadise Katarda yaşanmıştır.
İdlib ve Suriyenin ülkemiz açısından
yarattığı ağır tehditler sürmektedir. Birkaç hafta
önce büyük bir aceleyle ve millî güvenlik kaygılarıyla Suriyenin
kuzeyine bir operasyon konuşulmaktayken iktidar, bu konuyu
unutuvermiştir; belki de henüz AK PARTİ iktidarı ABD ve
Rusyadan icazet alamamıştır. Suriyede dengeler ve denklemler
değişmekte, iktidar, krizin başından beri intibak ve
intikal güçlüğü yaşamaktadır. PKK/PYD-YPG, Rusyanın
gözetiminde Esadla temasları
yoğunlaştırmıştır, ABD de bu sürece sıcak
bakmaktadır. Suriyede bir PKK antitesi tasavvuru her geçen gün daha da
somutlaşmaktadır. Ayrıca, tüm bölge ülkeleri Esadla
ilişkilerini normalleştirmektedir, bunu çok kez söyledik;
Esadın rehabilitasyonu bir realitedir. İktidar, Suriyede en
başından itibaren yanlış pozisyon alarak ve daha sonra
vaziyetin gerçeklerine uyum sağlayamayarak Türkiyenin rolünü ve etkisini
azaltmıştır.
Değerli
arkadaşlar, biz bir süredir iktidarın stratejik iş birliği
tercihini Şanghay İşbirliği Örgütünü kuran totaliter
ülkelere doğru kaydırmaya niyetlendiğinden şüphe ediyoruz.
Ülkenin varlığını haraç mezat, Körfez sermayesi başta
olmak üzere yabancı sermayeye sorumsuzca pazarlamak sanki bu
tasarının bir parçası. İktidarın dış
dünyayla irtibat sarsıntılarına yeni iktisadi politika hezeyan
ve söylemleri zaviyesinden de baktığımızda
karşımıza üzücü bir uluslararası çırpınma tablosu
çıkıyor; esasen daha büyük hatalar yapmanızdan da
endişeleniyoruz.
Birleşik Arap
Emirlikleriyle bugün kurulan ilişki doğruysa dünkü bozuşma yanlıştır;
dünkü bozuşma doğruysa bugünkü vuslat yanlıştır; dünkü
bozuşma yanlışsa niye BAEyi yıllarca kendimize
karşı zarar verici bir husumet içine soktuk? Bu sürede Birleşik
Arap Emirliklerinden gördüğümüz zarar saymakla bitmez: BM Güvenlik
Konseyi 2015-2016 dönemi adaylığımız, sizlerin ifadesiyle
15 Temmuz hain darbe girişimi, Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, daha nice
yer ve noktalar; uzar liste.
Libyada bulunan
Vatiyye Hava Üssündeki tesisimize 5 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleşen
saldırıda BAE uçaklarının görev yaptığı
ulusal ve uluslararası basında yer almıştır. Sayın Millî Savunma
Bakanı konuyla ilgili o tarihlerde sorduğum sorulara verdiği cevapta
saldırının hangi ülkenin uçakları tarafından
yapıldığını yanıtlayamamıştı.
Geçmişte bu denli husumet içinde olduğumuz BAE'ye ülkemizin bazı
savunma sanayi kuruluşlarının satılacağı
iddiaları gündemdedir. İktidarın ulusal
varlıklarımızı kelepir fiyatına satabileceğine
dair kaygılarımı veliaht prensin ziyareti öncesinde bu kürsüden
dile getirmiştim. ASELSAN, yayınladığı son
açıklamaya göre kendini kurtarmışsa benziyor. Savunma sanayisi
olsun olmasın, ya diğer kuruluşlarımız? Sayın
Bakan savunma sanayimizin öncü şirketlerinin ve başka ulusal
varlıklarımızın BAE'ye kelepir fiyatına
satılması söylentilerinin gerçekle
bağdaşmadığını bugün burada taahhüt edebilir mi?
Evet, BAEyle geçmişte ne uğruna husumet içine girdik, ne uğruna
bugünkü adımları atıyoruz? Aynı konuyu Mısır ve
İsrail için de irdeleyebiliriz, başka ülkeler de var. BAE üzerinde
durmam güncel ve belirgin bir örnek oluşturulmasından
kaynaklanıyor. Sakın yanlış anlamayın, biz, bozduğunuz
ilişkilerin onarılmasına karşı değiliz, bilakis
hayalî düşmanlıklardan kurtulup sağlıklı
yaklaşımlar geliştirmenizi teşvik ediyoruz ama bozmuş
olduğunuz ilişkilerin ağır maliyetinin hesabını
da vermenizi istiyoruz. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Güney Kafkasyada
kalıcı barış ve istikrarın tesisine yönelik Bölgesel
İşbirliği Platformunun ilk toplantısı geçtiğimiz
günlerde gerçekleştirilmiştir; bunu tabii ki destekliyoruz.
Karanlık tabloda olumlu olarak gördüğümüz elle tutulur tek işaret
budur. Evet, Ukrayna kritik bir meseledir. İktidarın Ukraynaya
ilişkin pratikte güncel tutumu nedir? Açıkçası bunu bilmiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı Ukrayna ile Rusya arasında ara
buluculuk gibi ciddi bir göreve talip olduğunu açıklamış,
bunu tekrarlamıştır. Bu niyeti aleni bir şekilde
açıklamadan önce Dışişleri Bakanlığına
danışmış mıdır? Altyapısı
hazırlanmamış, ilgili taraflarla görüşülmemiş bu tür
sürpriz çıkışlar ancak stajyer devlet insanları
tarafından yapılır, sonucu ise itibar
aşındırıcı bir hüsran olur.
İkazlarımıza rağmen Kırımın ilhakından
sonra Karadenizde başat konumumuzu korumak için hiç adım
atılmamıştır. Buna mukabil, Montrö Antlaşması
hakkında saçma bir tartışma
başlatılmıştır. 2019 yılının Kasım
ayında gerçekleştirilen Plan ve Bütçe Komisyonu
toplantısında Millî Savunma Bakanı Sayın Akar NATO,
Türkiye'nin uluslararası kimliğinin bir parçasıdır.
ifadelerini kullanmıştı. Sayın Bakan, siz de
Dışişleri Komisyonunda benim sorum üzerine bu görüşü
doğrulamıştınız. Bu görüşünüzü muhafaza ediyor
musunuz? Bunu şu nedenle soruyorum: İktidarınız son dönemde
iptidai Batı düşmanlığı vurgusunu
artırmıştır, oysa daha bir yıl önce Sayın
Cumhurbaşkanı Kendimizi Avrupada görüyor, geleceğimizi
Avrupayla birlikte tasavvur ediyoruz. ifadelerini kullanmıştı.
Sayın Bakana şu suali de sormak istiyorum:
Türkiyenin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi ve taraf olduğu ancak
sürekli ihlal ettiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
Türkiyenin hangi kimliğinin parçasıdır? Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasını
denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ülkemiz hakkında Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesine uymadığı gerekçesiyle
ihlal prosedürü başlatmıştır. Sayın
Cumhurbaşkanı da Bu kararları yok farz ediyoruz, ne
biliyorlarsa onu yapsınlar. demiştir. Avrupa Konseyi, demokrasi ve
insan hakları konusunda kurumsal bağlantı içinde olduğumuz
yegâne işlevsel müessesedir. Sayın Bakan, bu kurumla
bağlarımızı kopartmak mı istiyorsunuz? Siz, AKPMnin
önceki Başkanlarındansınız. Avrupa Birliğiyle
ilişkilerimizin mevcut hâle gelmesinde ABnin elbet büyük hataları
vardır ama siyasi kriterlerle ilgili yükümlülüklerimizin tam aksini
yaparak ilişkilerin bugünkü sefil düzeye, istiskal edici bir al-ver
ilişkisine dönüşmesine iktidar da bolca katkıda
bulunmuştur.
Değerli arkadaşlar,
hatırlayalım, rotamız Avrupa Birliğiyken hem ekonomimiz hem
demokrasimiz gelişiyordu. Kopenhag Kriterlerini tutturabilmiş
olsaydık, İslamofobi belasına karşı mücadelemiz daha
güçlü ve etkin olurdu, totaliter bir rejimin kendi ayıbını örtme
bahanesi gibi yorumlanmazdı.
Sayın Bakan, bugün bazıları yanınızda
da bulunan Dışişleri kariyer memurları Türkiye'nin en iyi
yetişmiş kadrolarından birini oluşturmaktadır.
Osmanlı tecrübesini devralmış, yüz yıllık bir
anlayışın beslediği bu kadronun yetenekleri de potansiyeli
de en üst düzeydedir. Bu yüz yıllık anlayışın tatbiki
yani diplomasi, yaklaşık yüz yıl boyunca en kritik dönemler de
dâhil olmak üzere ülkemizi savaşların dışında
tutmayı, çıkarlarımızı ve itibarımızı
korumayı başarmış bir öğreti ve gelenektir.
Türkiye'nin ulusal gücünün parçası olan bu değerli kurumun kültürü ve
işleyişi aşınıyor, yıpranıyor.
Bize sıkça şu soru geliyor:
Dışişleri Bakanlığı çok tahrip oldu,
mensupları istiskal edildi. İktidara geldiğinizde
toparlayabilecek misiniz? Buna cevaben, Bakanlık bünyesinde kurum
kültürünü özümsemiş, cumhuriyetin geleneklerine bağlı,
dış politika ve diplomasinin anlamını bilen yeterli
sayıda ve tecrübede özverili arkadaş bulunduğunu söylüyoruz. Bu
arkadaşların, Türkiye'nin normalleşme sürecinde yani bir sonraki
seçimlerden hemen sonra, kurumu ve işleyişini onaracaklarından
emin olduğumuzu ifade ediyoruz. Biz, cumhuriyetin kurumlarına ve
onları yeniden ayağa kaldıracağımıza yürekten
inanıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) Teşekkür
ederim.
Sayın Bakan, bu bağlamda,
Bakanlığa giriş ve başkâtiplik sınavlarının
düzenlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda endişe verici duyumlar
aldığımızı belirtmek istiyorum. Son 4 aday meslek
memuru ve başkâtiplik sınavlarında komisyon başkanı ve
üyesi olarak fiilen kimler görev almıştır? Bu konuların
aydınlığa kavuşturulması gerekmektedir.
Sayın Bakan, Bütçe Komisyonunda Bakanlık
bütçesi üzerindeki görüşmeler sırasında Bu Bakanlığa
adalet getirdim, adalet. ifadelerini kullanmıştınız.
Samimi niyetiniz bu olabilir, ne var ki gerçek farklı.
Dışarıdan bu kadar büyükelçi tayin edilirken, büyükelçilik
görevi ulufe gibi dağıtılırken adaletten söz edilebilir mi?
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Son olarak, Çinde yapılacak olan olimpiyatlara
dikkat çekmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla)
Başkanım, bir dakika daha istirham ediyorum.
BAŞKAN Buyurun efendim.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) Çok
teşekkürler.
Doğu Türkistanda -birçok saygın örgütün
tespitlerine göre- soykırım yaşanan bir dönemde, diktatörlük
rejimi ve rejimin insan hakları ihlalleriyle kirlenen Çin Halk Cumhuriyeti
topraklarında düzenlenecek bu etkinliğe Türkiyenin katılım
durumu ne olacaktır?
Değerli arkadaşlar, uluslararası
ilişkilerimiz fevkalade tahrip olmuştur. Yapılması gereken,
yeniden akıl ve ölçüyle buluşmaktır. Aksi takdirde ulusal
çıkarlarımız üzerindeki tehditler katlanarak artmaya devam
edecektir. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını
esas alan iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem
hayata geçirildiğinde Dışişleri Bakanlığına
ve dış politikamıza eski itibarı ve ulusal çıkarlara odaklanma ihtiyatı yeniden kazandırılacaktır.
Türkiyenin dış politikada güvenilirliği,
inandırıcılığı ve caydırıcılığı
Türkiyenin büyüklüğüne yakışır düzeye gelecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bursa Milletvekili Sayın Ahmet
Kamil Erozan...
Buyurunuz Sayın Erozan. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AHMET
KAMİL EROZAN (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, Sayın Bakanlar; dış politikamız üzerine
belki birkaç saat konuşmam gerekir ama maalesef bütçe
konuşmalarının getirdiği zaman sınırlaması
nedeniyle Komisyonda yirmi dakika konuştum, o zaman da şunu söyledim:
Arkasını Genel Kurulda getireceğim. Bugün on beş dakikam
var ama arkasını çarşamba gününde getireceğim, orada da on
dakikam var. Yine yetmeyecektir ama ben özünü anlatmış olayım.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Bu Suriye politikasıyla başlayayım
isterseniz; bunun başından beri yanlış olduğunu bizler
söyledik ama siz yanlış ortaklar seçtiniz Suriye
politikasını yönetirken. Bir tarafta ÖSO, şimdi, son zamanda
HTŞ dediğimiz örgütle -ki listenizde bile teröristtir- bir iş
birliği yapıyorsunuz ve arkadan vurulmaya başladı Türk
Silahlı Kuvvetleri. Yani Fıratın doğusunda PYD-YPGye
veyahut başka coğrafyalarda PKKya karşı mücadele
götürüyorsunuz, onu anlıyoruz ama sizin kendi ortaklarınız,
HTŞye muhalif olanlar sizi arkadan vurmaya başlıyorsa burada
bir sıkıntı var. Kaldı ki biz Türkiyede kalktık
Asgari ücret ne olacak? diye tartışıyoruz; orada, o
coğrafyalarda Türk lirası kullanılıyor olmasından dolayı
maalesef siz resen HTŞye zam yaptınız,
vatandaşınıza yapmadığınız zammı HTŞye
yaptınız.
11 Ekimde Sayın Cumhurbaşkanı
önümüzdeki dönemde Suriyede bir askerî harekâtın
yapılacağına dair birtakım işaretler verdi ama trafik
polislerini unuttu. Trafik polisleri derken Rusyadan veya Amerikadan yeşil
ışık almadan o coğrafyada bir hareket
yapılamayacağını bilmiyor muydu ki? Niye bunu
anıyorum? Maalesef iktidar söylediği şeyleri yapamıyor,
onun için de ben diyorum ki: Yapamayacaksan bari söyleme. Bu, seni hem yurt
dışında hem yurt içinde biraz mahcup duruma sokuyor.
Ayrıca, iktidar, siyaseten yapamayacağı şeyleri Türk
Silahlı Kuvvetlerini kullanarak gerçekleştirmeye
çalışıyor. Başkomutan kim? Tabii ki Sayın
Cumhurbaşkanı. Ama Sayın Cumhurbaşkanının hükmettiği
ortamda maalesef Türkiye Cumhuriyetinin
caydırıcılığı kalmamıştır. Niye
bunu söylüyorum? Bir gece ansızın girerim. deyip de giremezseniz
artık sizin piyasada bir itibarınız yoktur.
Geçmişten bir örnek vererek devam edeyim: 1998
senesinde Kara Kuvvetleri Komutanı, o zaman baba Esad var, baba Esada
Ya, o Öcalan oradan çıkacak yoksa biz onu oradan gelip
alacağız. dedi, 16 Eylül 1998de bunu söyledi; Öcalan 9 Ekimde palas
pandıras Suriyeyi terk etti. Bunu yapabiliyorsanız
caydırıcılığınız var. Türk Silahlı
Kuvvetlerinden medet umuyorsanız ve ancak onun gücüyle o coğrafyada hüküm
sürmeye çalışıyorsanız bu bir zafiyet işaretidir.
Üzülerek söylemem gerekiyor ki pek çok ülke
tarafından Türkiye bugünkü koşullarda, bu iktidarla
kullanışlı bir hükûmet hâline gelmiştir. Niye
kullanışlı diyorum? Tavizkâr oldunuz, cömert oldunuz; geçmişte
ağzınızdan eksiltmediğiniz mavi vatan Oruç Reis
NAVTEX Doğu Akdeniz gibi kelimeleri bir kenara ittiniz. Garip bir yere
geldiniz, Limni konusunda NAVTEX ilan etmek gibi komik bir hareket içindesiniz.
Ne demek istiyorsunuz Limni konusunda NAVTEX ilan etmekle? Orasının
silahsızlandırılmış olması lazımdı,
dolayısıyla biz NAVTEX ilan ederek bunu duyuruyoruz. diyorsunuz.
Aynı şekilde Birleşmiş Milletlere de bir duyuru
yaptınız; silahsızlandırılmış olan
adaların, silahsızlandırılmamış durumunu onlara
duyurdunuz. Bunu duyan Yunanistan korktu, kaçtı mı? Yok.
Dolayısıyla, Birleşmiş Milletlere dönerek âdeta
Ağabey, bu Yunanistan bizi dinlemiyor, bu işe bir baksana. dediniz.
Maalesef, Türkiye Cumhuriyetinin sizin yürütmenizdeki tarihi,
yaptıklarınızla değil; yapmadıklarınızla,
taşeronluklarınızla ve Büyük Orta Doğu Projesinin Eş
Başkanlığıyla ileride anılacaktır.
Suriyede bir güvenli bölge yaratma kararıyla
Suriyeye girdiniz ama onu beceremediğiniz gibi sadece bir tampon bölgede
kaldınız. Ve biz her zaman size söyledik; bizim orada doğal
müttefikimiz, Şamda kimse odur. Adam, kendi ülkesini kurtarmaya
çalışıyor, yurt içinden ve yurt dışından
baskı altında ama maalesef siz o adamı yalnız bırakmak
suretiyle âdeta bugünkü şartların oluşmasına ortaklık
ettiniz.
Çin Halk Cumhuriyeti meselesine döneyim;
olimpiyatları Sayın Sezgin söyledi. Biliyorsunuz, bizim partimiz hem
bu binanın içinde hem bu çatı altında hem
dışarıda Uygur ve Doğu Türkistan meselesini en çok dile getiren
partidir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, buradan nereye gelmek istiyorum? Siz bu Doğu Türkistan
kelimesini hiçbir zaman telaffuz edemediniz; Uygurları sonunda, nihayet,
bizim baskılarımız üzerine telaffuz ettiniz, arkasından ne
geldi? Arkasından, Çin Halk Cumhuriyeti Türkiye, Suriyede
işgalcidir. dedi; dedi, çok sevdiğiniz Çin dedi bunu. Bitmedi,
Irakta PKKya karşı yürüttüğümüz harekâtlar
karşısında Türkiye, Irakın egemenliğini ihlal
ediyor, sivilleri öldürüyor. dedi. Sayın Sezgin söyledi. Gidiyor musunuz
olimpiyatlara? Bunun da cevabını vereceksiniz.
İktidarın maalesef bugünkü hâlini ben bir
kum saatinin üst haznesine benzetiyorum. Askerlik yapanlar için daha da
anlamlı bir şey söyleyeyim; İtalyan çukuruna düşmüş
nefer durumundasınız, çıkamıyorsunuz. İçine düştüğünüz
çukurdan çıkmanız mümkün değil sizin ve o yukarıdaki-
biraz evvel söylediğim kum saatinin haznesi de boşalıyor,
aynı sizin siyasi anlamda kaybettiğiniz kan gibi. Dalgalı bir
denizde, yüzmekten aciz bir şekilde, başınızı suyun
üstünde tutabilmek için el âlemden medet umuyorsunuz. Bunu ben
tükenmişlik sendromu olarak tanımlıyorum çünkü bu
hareketleriniz sonunda içine düştüğünüz durum
Biraz sonra
sayacağım kimleri bir araya getirdiniz diye. O, ileride bir sayfadaydı
ama hatta şimdi söyleyeyim. Bizim bir araya gelmelerini hiç
arzulamayacağımız ülkeleri, sayenizde,
iktidarınızın sayesinde, bizim karşımızda bir
arada bir cephe olarak bulduk.
Krizden krize gidiyoruz. Bir 10 büyükelçi krizi
yaşadık, biliyorsunuz; hatalı oldular. O 10 büyükelçinin
hatalı olduğunu kabul ediyorum ama onun ötesine gittiğimizde,
onun çözümü pek çok kişi tarafından Sayın Çavuşoğluna
atfedildi Bu sorunu çözdü. diye ama bu sorunu çözen Çavuşoğlu
değil, maalesef Biden oldu. Niye Biden oldu? Biliyorsunuz, Sayın
Cumhurbaşkanının Bidenla Birleşmiş Milletlerde
konuşması bekleniyordu, arzulanıyordu; bu olmadı. Romaya
kaldı iş ama Romadan evvel bu kriz yaşandı ve Sayın
Cumhurbaşkanı birden fazla kez Bunları persona non grata ilan
edin, atın. dedi. Ama şunu unuttu: Eğer -örnek vereceğim
bir tanesi için- Amerikan Büyükelçisi atılmış olsaydı
Romada görüşme olmayacaktı. Dolayısıyla, Amerikan
Büyükelçisini atmamak da tek başına yapılamayacağından
hepsini atmamak gibi bir tercih yaptınız. Onlar da şeker
keyfiniz için veya paşa keyfiniz için bir açıklama yaptılar. O
açıklamanın Türkçesi ile İngilizcesi birbirinden farklı.
İngilizcesini okursanız Biz bildiğimizi okuruz. diyorlar. Siz
Türkçesiyle avunun isterseniz.
Biliyorsunuz, Dışişleri
Bakanlığımızda bugün Bakanlık mensubu olmayan 25ten
fazla büyükelçi var. Bir jenerasyona monşer dediniz, ben sizin
atadıklarınıza tonşer diyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Çünkü Dışişleri
Bakanlığında tayin ve terfi zinciri
kırılmış, ehliyet ve liyakat ikinci plana
atılmış, pek çok yerde uzatmalı büyükelçiler veya
görevliler peydahlanmış. Bu uzatmalıları kastederken
kocaman kocaman memurları kastediyorum, altını kocaman kocaman
da çiziyorum. Dolayısıyla, böyle bir sistemde iktidarın tutarsız
ve inanmadıkları politikaları savunmak mecburiyetinde
kalmıştır kadrolar.
Bakanlık mensuplarına da bir mesajım
olacak: Bu iktidarın günleri sayılı olduğu gibi sizlerin de
çektiği çilenin sonu yakındır. Bu dışarıdan
yapılan büyükelçi atamaları faciasının da son
bulacağından ve kariyer basamaklarında ehliyet ve liyakat
temelinde yükseleceğinizden emin olmanızı isterim. Kurtuluş
ise ufuktadır, güneş ufuktan yakında doğacaktır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Döneceğim yine çarşamba günü ama birkaç
konuya daha değineyim isterseniz. Bir Demokrasi Zirvesi yapıldı
geçen hafta; bu Demokrasi Zirvesine 110 ülke katıldı, Türkiye yok.
Demek ki özürlüyüz yani bunu biz söylüyoruz zaten ama cümle âlem de Türkiyenin
böyle bir zirvede bulunmaya ehil olmadığını ortaya koydu. Dolayısıyla
iş, mesele sadece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararlarından ibaret değil, Türkiye maalesef içinde bulunduğu
ortamda daha derin bir krize gebe.
Buradan başka bir hususa geçeyim izin
verirseniz. Biraz evvel sözünü ettiğim ülkeler zincirini -Birleşik
Arap Emirlikleri, Katar, Filistin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi,
Yunanistan, Fransa, İtalya, İsrail, Lübnan, Mısır-
bunları biz bir araya getirdik ya. Bunlar başka cephelerde, ayrı
cephelerde bulunurken Türkiyeyle aralarındaki husumet bunları bizim
karşımızda bir cephe hâline getirdi. Hâlbuki biz geçmişte
hep Bunlar ne kadar dağınık bir cephede olursa bizim millî
çıkarlarımız için o kadar yerinde olur. diyorduk.
O Katar dediğinizin bizi ne hâllere
ittiğini de söylemeye gerek yok. Bu Kıbrısın
coğrafyasında diyeyim, mücavir bölgesinde, biliyorsunuz,
birtakım petrol ve gaz aramaları için çalışmalar
yürütülüyor ve Dışişleri Bakanlığı
yarattığı bir soruya cevaben 2 Aralık tarihinde bir
açıklama yaptı, o açıklamasıyla âdeta Katara Sakın
ha, o coğrafyada bir araştırmaya filan
kalkışmayın. dedi. 10 Aralıkta ne oldu? Vız gelip
tırıs gider. dedi Katar ve oturdu hem Güney Kıbrıs Rum
Yönetimiyle hem de bir Amerikan şirketiyle o anlaşmayı
imzaladı. Şimdi, ben soruyorum: Başka vesile olsa büyükelçinizi
geri çekerdiniz, değil mi? Büyükelçimizi demedim, büyükelçinizi dedim,
oradakinin de kim olduğunu tarif etmeme gerek yok. Yapamadınız,
çıkıp Katara bir laf da edemediniz, demek ki birtakım
mecburiyetleriniz var. Bitmedi, orada -biraz evvel değinildi- bir gazetecinin
sorusuna muhatap oldunuz, o soru da yetmedi; Katar Dışişleri
Bakanı ne dedi? Ekonomik gidişat nedeniyle Türkiyede ortaya
çıkacak fırsatları değerlendiriyoruz. Bu çok diplomatikçe
söylenmiş bir cümle. Aslında şunu dedi Bakan:
Batmışlar, neleri varsa 3 kuruş, 5 paraya satmaya hazırlar.
Bizi bu hâle getiren sizsiniz, sizin iktidarınız. Bitmedi, Sayın
Cumhurbaşkanı Katarın güvenliği ile Türkiyenin
güvenliği arasında bir ilişki kurdu. Aslında bu
ilişkinin yani güvenlik ilişkisinin telif hakkı size ait. Bunu
hangi anlamda söylüyorum? Siz 2017de ne demişsiniz? Çinin
güvenliğini kendi güvenliğimiz gibi görüyoruz, gerek ülkemizde gerek
bölgemizde Çine yönelik hiçbir olumsuz faaliyete izin vermiyoruz.
Kutlarım sizi. Uygurlar da kutlayacak sizi bir gün. PKK/YPG, bunların
hepsini pek çok defa söyledim, oraya gelmeyeyim.
Gelelim bütçeye, gerçek bütçeye: Bugün rakamlar
üzerinden konuşuyoruz. Bu sabah dolar 13,98di, gün içinde 14,75e kadar
çıktı; yoyo gibi iniyor çıkıyor, iniyor çıkıyor.
Daha 16sı var, 16sında yeni karar alınacak Merkez Bankası
tarafından, ondan sonra... Yani şöyle bir çelişki var: Sizin
bütün dua etmeniz gereken şey Merkez Bankası inşallah faizi
indirmez. demeniz. Merkez Bankası faizi indirirse
Dışişleri Bakanlığının bütçesi batıyor.
Ne demek istiyorum? Siz Komisyona 4 Kasım günü bütçeyi getirdiğiniz
zaman -7 milyar 487 milyon küsuratıyla vardı- 9,72ydi kur, 770
milyon dolar ediyordu. 14,75le hesaplıyorum, bugün en çok
çıktığı rakam. Bütçenin uygulamaya gireceği 1 Ocak
itibarıyla 14,75 bile iyimser bir kur olacaktır. Şimdi, bugün
itibarıyla sizin bütçeniz
Bunun sonucu ne olacaktır, ben size söyleyeyim:
Bu, aynı zamanda, ülke için değil, Dışişleri
Bakanlığının da bir yokluk bütçesi olacaktır; tencere,
Dışişleri Bakanlığında da kaynamayacaktır.
Geçmişte örnekleri görüldüğü gibi, maaşları ödemekte
zorlanacaksınız; uluslararası toplantılara merkezden
uzmanlarınızı gönderemeyeceksiniz; katılanların uçak
bileti veya yolluklarının ödenmesinde güçlük çekeceksiniz; kurye
hizmetini izne gidip gelen memurlara emanet edeceksiniz; belki sağlık
harcamalarınızı dahi ödeyemeyeceksiniz.
Dolayısıyla, bu hususlar
dışında, İYİ Parti olarak biz Dışişleri
Bakanlığı bütçesini vizyonsuz, millî çıkarlardan uzak
öncelikler üzerine bina edilmiş ve yetersiz mali kaynakların
tahsisinden ötürü de, belirlenen hedeflere erişilmesine imkân olmayan bir
bütçe olarak görüyoruz.
Cümle âlem Erdoğanı artık
çözmüş, zafiyetlerini keşfetmiştir. Ekonomide acı
ilaçlardan söz ederken şimdi dış politikada siyasi zehirler içme
aşamasına gelinmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla)
Dostlarımız da düşmanlarımız da bir sene öncesinde
kükreyen Erdoğanı âdeta ehlileştirmişler, şimdi de
Nasıl evcilleştirebiliriz? diye düşünmeye
başlamışlardır. Artık Ey! diye kükreyen bir aslan
yoktur. Dolayısıyla, bugünkü ortamda bizim bu dış güçlere
olan muhalefetimizi hepiniz mutlaka biliyorsunuz ama ben şunu söyleyeyim:
Biz, Sayın Cumhurbaşkanımızı dış güçlere yedirmeyeceğiz;
bu işi kendimiz halledeceğiz halkımızın desteğiyle
ilk seçimde. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, size gelince: Antalyadaki golf
sahaları sizi özlemle beklemektedir. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul)
Dışişlerinde nasıl görev yapmışsınız,
şaşırıyorum.
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
yapılan konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Erbaş.
Buyurunuz Sayın Erbaş. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA AHMET ERBAŞ (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 yılı
Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi hakkında Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, turizm, parti ve
siyaset ayrımı yapmaksızın öncelikli ulusal politikalar
arasında yer almalıdır. Kültür ve turizm
varlıklarımız, ekonomik gücümüzün önemli parçalarından biri
olmasının yanı sıra ülkemizin uluslararası arenadaki
en önemli imaj ve marka değeridir. Son iki yılda dünyayı saran
Covid-19 salgınının en çok turizmi ve hizmet sektörünü
etkilediği ortadadır. Kayıpları en aza indirmek için
ülkemizde uygulanmaya başlayan Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı
sayesinde alınan tedbirler salgından daha az etkilenmemizi
sağlamıştır.
Değerli milletvekilleri, sektörle iç içe,
doğrudan etkileyen en az 100 sektör vardır; ulaşımı
var, inşaatı var, gıdası var, tekstili var, teknik
malzemeleri var, istihdama katkısı var. Kayıt
dışının en az olduğu sektörlerden biridir. Cari
açığımızın yüzde 27sini tek başına
kapatıyor. Yalnızca yurt içi piyasada üretilen gazlı içeceklerin
yüzde 24ü turistik tesislerde satılıyor, kesilen büyükbaş
hayvanların yüzde 16sı turizmde kullanılıyor. Hepimiz
gördük ki ihracat rekorları kırmamıza, büyüme rekorları
kırmamıza rağmen turizm olmayınca cari açığı
kapatamadık, gayrisafi millî hasılayı artıramadık.
Gerçek şudur ki bu sektöre bizim borcumuz var
yalnız turizmi, müsaade edelim, sadece Turizm Bakanlığı
yönetsin. Mesela hastanelere Sağlık Bakanlığından
başka bir bakanlık müdahale edebilir mi? Turizmde hesap veren de,
hesap soran da Turizm Bakanlığı olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, turizm kalkınma
planlarında yer alan fakat bir türlü hayata geçmeyen konular şimdi
tek tek hayata geçmeye başlamıştır.
Şanslıyız çünkü sektörü bilen ve içinde olan bir
Bakanımız var. Rakip ülkelerin Turizm Bakanlarına bakacak
olursak, İspanya Turizm Bakanı ekonomist, Yunanistan Turizm
Bakanı yazılım mühendisi, İtalya Turizm Bakanı siyaset
bilimcisidir.
İyi yapılan işleri kim yaparsa
yapsın takdir etmek gerekiyor. Pandemide 25 milyon turist-20 milyar
dolar olan hedefimiz bunca zorluğa rağmen bu yıl 28 milyon
turist-22 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 80 milyon turist-100
milyar doları da yakında göreceğiz inşallah ama
önceliğimiz, kaliteli turist olmalıdır. Ege ve Akdeniz
çanağında binlerce yat geçiyor, marinaları
çoğaltmalıyız.
Yıllarca bürokratik hantallıklarda
boğulan, iki resimle Türkiyeyi tanıtmaya çalışan düzenden
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı sayesinde
kurtulmamız da ayrıca takdir edilmesi gereken bir konudur. Uçak
seferleri bile olmayan 140tan fazla ülkede fuara katılmanın veya x
bir ülkede kimsenin okumadığı dergilere verilen reklamların
çare olmadığı görülmüştür.
Yaşadığımız dijital çağda hazırlanan
reklamlar 1,5 milyardan fazla izlenmeyle Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük
reklam rakamları olmuştur.
Türk Egesi reklamlarından memnunuz. Bu saha
Yunanistana terk edilmemelidir. Aynı reklamların Doğu Akdeniz
ve Kıbrıs için olanını da sabırsızlıkla
bekliyoruz. Ayrıca, Turizm Ajansımız, reklamlarına
-kişi başı harcamanın 10 bin doları bulduğu-
sağlık ve kaplıca turizmini de eklemelidir. Bu arada
yabancı turist için her şey dâhil sistemden ve plajlardaki çirkin
iskele enflasyonundan vazgeçmemiz gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, Türk Cumhuriyetleri
arasında kurulan Türk Devletleri Teşkilatından, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak büyük mutluluk duyuyoruz. Bir sonraki toplantıda
Türk Devletleri Teşkilatının, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'ni de davet etmesini ve üye ülkelerin Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'ni de en kısa zamanda tanıması en büyük
temennimizdir. Bu birlikteliğin aramızdaki ticaret hacimlerini de artıracağı
aşikârdır. Bu artıştan turizm de mutlaka payını
almalıdır. Bu ülkelere uçak seferlerini mutlaka
artırmalıyız. Bu bağlamda gerçekleştirilen Korkut Ata
Türk Dünyası Film Festivali de çok anlamlıdır.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; ilk millî arkeoloji enstitüsü ve kazıların
millîleşmesi çok önemli kararlardır. Oluşturulacak dijital
arkeoloji arşivi de tarihî mirasların gelecek nesillere
aktarılması açısından çok kıymetli bir
çalışmadır. Takdirle karşıladığımız
diğer bir konu ise 1800lü yılların başından itibaren
ülkemizden pek çok tarihî eser kaçırılmıştır,
bunların 4.967si geri getirilmiştir, bu eserler millî servetimizdir;
teşekkür ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, tüm
paydaşlarıyla insanın insana hizmet ettiği bu sektörde
yatırımı insana yapmanın önemi ortadadır. Sadece dört
yıllık fakültelerin turizme ve paydaşlarına çare
olmadığı görülmüştür. Bu nedenle, Anadolu turizm teknik
liselerini çoğaltmalıyız.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; ekonomide ilk 10a giren bir markamız maalesef yok ama
dünya turizminde ilk 10a giren bir markamız var, o da İstanbuldur.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gelen turist
sayısında Bangkokla, Parisle, Londrayla
yarışmaktayız. Dünyada iki kıtayı birleştiren başka
bir şehir yok. Galata Kulesi tüm zamanların ziyaret rekorunu
kırmıştır. Kız Kulesi restorasyonu bittiğinde,
Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ve buna benzer yapılacak olan
festivaller, kısa zamanda muhteşem bir eser olarak
karşımıza çıkan Atatürk Kültür Merkezi, İstanbulun
değerine değer katacak, 13 milyon ziyaretçiyi en az 25 milyon yapacak
önemli çalışmalardır.
Değerli milletvekilleri, amacımız,
turizmi on iki aya yaymak ve çeşitlendirmek olmalıdır. Bunu
yaparken Antalyada dağa taşa muz serası için verdiğimiz
teşviklerin bir kısmını da turizmciye ve turizmin
çalışanlarına destek olarak verebiliriz. Sektörün kredi
limitleri dolmuştur, limitlerin artırılması, KGF fonu
destekli özel teşvikli, düşük faizli krediler açmalıyız,
mutlaka enerji desteği vermeliyiz. SGK primleriyle destek paketleri
hazırlamalı, seyahat acentelerine tanıtım ve pazarlama
teşviki vermeliyiz, kentlerin turizm potansiyelini
artırmalıyız.
Daha önce yine bu kürsüden defalarca
deniz-kum-güneş üçgeninden bağımsız turizm
anlayışına sahip olmamız gerektiğini ifade
etmiştim. Örneğin, Çanakkale Savaşı
batıklarının dalış turizmine açılması çok
güzel bir çalışmadır.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; milletvekili olarak Kütahya'nın turizm potansiyelini de
burada daha önce pek çok kez ifade ettim. 1071, Anadolunun tapusunu
aldığımız tarihtir. 1922 yılında vatanımızı
elimizden almak isteyen yedi düvele, düşmana Dur! dediğimiz Defol,
git! dediğimiz yerin adı da Dumlupınardır,
Kütahya'dır.
2022 yılı, Büyük Taarruz'un 100üncü
yılıdır. Kütahya'da çok büyük bir tören gerçekleştirmek
istiyoruz. Bu özel durumdan dolayı Kurtuluş
Savaşı'mızın 100üncü yılını
Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde, Kültür ve
Turizm Bakanlığımız, Gençlik ve Spor
Bakanlığımız ve Millî Savunma
Bakanlığımızın birlikteliğinde çok büyük bir
şölen havasında gerçekleştirelim, yurt içi ve yurt
dışından binlerce vatan evladını buraya
toplayalım. Cumhuriyetimizin 100üncü yılı olan 2023
kutlamaları tüm dünyaya ses getirecek şekilde olmalıdır.
Bunun provasını 2022de, gelin, Kütahya'da birlikte yapalım.
Şehit kanlarıyla sulanan bu kutlu topraklar, kuruluşun ve
kurtuluşun şehri Kütahya bunu fazlasıyla hak ediyor.
Unutulan Aizanoiya el atılması,
kazıların on iki aya çıkarılması ve
millîleştirilmesinden dolayı Bakanlığımıza
teşekkür ediyorum.
Memleketimizin her köşesinde saklı
kültürlerimiz var, bunlardan pek çoğu da Kütahya'dadır; örneğin,
kadın kaftanları. Osmanlıda ve cumhuriyetin ilk
yıllarında Kütahya gelinlik ve kaftan dikimi merkeziymiş, hatta
Mevhibe İnönü'nün gelinliği Kütahya'da dikilmiş. Biz Kütahyaya
bir kaftan müzesi istiyoruz. Ayrıca, leblebinin başkenti olarak kabul
ettiğimiz Tavşanlıya da bir leblebi müzesi istiyoruz. Ve bu
arada müjdesini aldığımız, yeniden ihalesi
gerçekleştirilen Arkeoloji Müzemizin de en kısa zamanda kültür ve
turizmin hizmetine sunulmasını bekliyoruz.
Yine, çok önem verdiğimiz bir konu: Yavaş
yavaş nesilleri tükenen sihirli eller, yaşayan ustalar; kimdir
bunlar? Kalaycı, yorgancı, keçeci, kunduracı ustaları,
ahşap ustaları ve böyle giderse maalesef çini ustaları.
Yaşayan son ustalarımızı da kaybedersek, bu değer
unutulursa bizden sonraki kuşaklar bu önemli kültür
varlıklarımızı sadece siyah beyaz fotoğraflardan
görecek. Gerekirse bu zanaatları seçmeli ders olarak müfredata ekleyelim,
ustalarımızı oralarda değerlendirelim ve
çıraklığı mutlaka teşvik edelim. Çünkü bu
varlıklar kıymetimizdir, nesillere aktarabileceğimiz nadide
değerlerimizdir, kültürümüzdür. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ifade
ettiği gibi: Milletimin dehasının gelişmesi ve bu sayede
layık olduğu uygarlık düzeyine ulaşması, hiç
kuşkusuz ki millî kültürümüzü yüceltmekle mümkündür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
AHMET ERBAŞ (Devamla) Bu duygu ve
düşüncelerle sözlerime son verirken, hepinizi Kütahyaya, tarihi ve
turizmi yaşamaya davet ediyor, Gazi Meclisi ve yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Ankara Milletvekili Sayın Erkan
Haberal
Buyurunuz Sayın Haberal. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ERKAN HABERAL (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kültür ve sanat, bir milleti ayakta
tutan en önemli temel yapı taşlarındır. Kültürün
bozulması veya yok olması, milletlerin sonunu hazırlayan en
güçlü nedenlerden bir tanesidir.
700lü yıllarda kurulan Türk devleti içinde
yaşayan vatandaşlarımız, İslamiyet öncesi dönemde
yaşadıkları inancın ve koşulların etkisiyle
geçmişten günümüze kadar süregelen kültür ve sanat
hayatımızın temel taşlarını
oluşturmuşlardır. Bu dönemin dinî inançlarına göre, herkes
birbirine dua edecek ve bu dualar yazılı olarak birbirlerine takdim
edilecekti. Bu düşünce doğrultusunda, Çinden matbaanın
alınmasıyla Türk harf hareketlerine uygun olarak yeni matbaa
geliştirilmiş, herkesin birbirine dua basıp hediye etmesiyle
evler bu kitaplarla dolmuştur. Zaman içinde evlerde bu kitapları
koyacak yer bulunmayınca, o zamanki yaşayan insanlarımız
Herkes okusun; ortak bir yer yapalım, ortak bir bina yapalım.
fikriyle hareket ederek meydana bir bina yapıp bugünkü kütüphanenin ilk
temelini atmışlardır. İşte, o dönemki inanç ve
ihtiyaçtan doğan o Türk kültürü, günümüz Türkiyesinde olağanüstü
mimarisi, milyonlarca kitabı, yüzbinlerce kaynak eseri, 5.500 kişilik
oturma kapasitesiyle Ankara Cumhurbaşkanlığı Millet
Kütüphanesi olarak millî şuurla harmanlanmış, dünyaya örnek
olmuştur.
Yine, aynı inanışa göre, o tarihin
Türkleri, yaşadıkları bölgenin orta kısmına
tapınak yapmışlar, günde 9 defa o tapınağı
zorunlu olarak görme sebebiyle kolaylık olsun diye evlerini bu
tapınağın etrafına, birbirlerinin
ışığını ve görüntüsünü kesmeyecek şekilde
inşa etmişlerdir. Dönemin eczanesi olan aktarlar ve
kıraathaneler, tapınağın etrafına
yerleştirilmiş, yapılan tapınağın zamanla
yağmurlar nedeniyle su alması sonucunda tapınağın üst
kısmı Türk dünyasında ilk defa kubbe tasarımıyla
kapatılmış ve ilk külliye ortaya çıkmıştır.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) O ilk kubbeli
külliye yapısı; Türk-İslam senteziyle birleşmiş,
Karahanlılar'da ilk Türk İslam Medresesi, Anadolu'da
Danişmentlilerle Niksar'da Yağıbasan Medresesi olarak devam
etmiştir. Bu medreseler, icazet vererek devlet adamı ve bilim
insanı yetiştirmek amacıyla kurulmuş ve günümüze 200den
fazla üniversite olarak nüfuz etmiştir.
Değerli milletvekilleri, Türk devletinin
asırlardır varlığını sürdürmesindeki temel neden
kültürüne bağlı kalıp sahip çıkmasıdır. Millet
olarak yolumuza yine bu düsturla devam edip, kendi kültürel
mirasımıza sahip çıkıp, örf, âdet, gelenek ve
göreneklerimizi koruyup gelecek nesillere aktarmalı, millî
değerlerimizin etkinliğini sürdürmesini sağlamalıyız.
Türk tarihinin ilk kütüphaneleriyle, destanlar ve hikâyeler kitaplara
döküldüğünde insanlar bu kitapları okuyup canlandırmaya
başladılar, ilk destanlar canlandırıldı.
Canlandırılan bu destanlar, külliyenin orta alanında icra edilmeye
başladı; orta oyunu, peşine pandomim, gölge oyununu getirdi,
Türk tiyatrosunun ilk temel taşı oldu. Bu sessiz
canlandırılan oyunları kithara, kopuz ve çevganla renklendirelim
dediler; ilk Türk operalarının ve şan eserlerinin kökü oldular.
İşte, neredeyse bin beş yüz yıl öncesinden bir orta
oyunuyla ilham alan Türk tiyatrosu; binlerce sanatçısı, devlet ve
özel tiyatrosuyla dünü bugüne, bugünü yarına bağlayan bir köprü oldu.
O millî kültürle harmanlanmış köprü, orta oyununa eşlik eden
melodi, günümüzde ismiyle mütenasip Atatürk Kültür Merkezinde bir
yıldız gibi ışık saçmakta.
2.040 kişilik opera salonu, 800 kişilik
tiyatro salonu, çok amaçlı kültür ve sanat salonu, sergi alanlarıyla
tarihî mirasından aldığı kubbeli külliye
yapısını, modern kubbe yapısıyla yarınlara
taşıyan Atatürk Kültür Merkezi.
Yine, dünyanın sayılı projelerinden
biri olan Beyoğlu Kültür Yolu -Sayın Milletvekilimiz Ahmet Erbaş
Bey bahsettiler- Türkiye'nin gururu oldu. Yalnız, Sayın Bakanım,
biz Ankara olarak, Beyoğlu Kültür Yolunda yapılan etkinliğin
aynısını Başkent Kültür Yolu olarak, Başkent Kültür
Festivali olarak Ankarada talep ve arz ediyoruz efendim. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Ayrıca, Sayın Bakanım, bu kürsüde,
bütün konuşmalarımda her zaman sizden rica ettim: Topraktan tarih
fışkırıyor; müzelerimiz, depolar tarihî eserlerle dolu.
Ankaraya Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük müzelerinden birinin
yapılmasını rica ediyoruz Sayın Bakanım.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak millî kültürümüzün korunması, geliştirilmesi ve
yaşatılması noktasında büyük bir hassasiyete sahibiz; bu
konuyu önemsiyor ve titizlikle takip ediyoruz. Devletimizin millî kültürümüz
adına atacağı her adımı destekliyor, her türlü
katkıyı vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz çünkü
biliyoruz ki kültür; ecdad demek, öz demek, en önemlisi de tarihî mirasın
genetik kodlanması demek.
Pandemi dönemi nedeniyle kültürel etkinliklerden
biraz uzak kalsak da toplumun tüm kesimlerine ulaşmak, bu sanat
dallarının kültürel birikimimizle bütünleşmesini sağlamak,
ülkemizin dünya kültür ve sanat alanında etkinliğini artırmak
amacıyla opera ve bale alanında yapılan faaliyetler hız
kesmeden devam etmektedir.
Değerli arkadaşlar, dinî
inanışlarımıza yön veren -Türk tarihindeki- gene dönemin
din adamlarının telkinleriyle evlerinin duvarlarına resim
yapmaya başlayan insanlarımız -her birisi yetenekli
olmadığı için- yetenekli ressamları buluyorlar bedizci
ismi verilen bu yetenekli insanlar tarafından duvarlar nakış
gibi işleniyor ve Türk tarihinde ilk fresko duvar sanatı ortaya
çıkıyor. Zamanla aynı duvar resimlerinden sıkılanlar
bedizcileri çağırıp yenisini talep ediyorlar; lakin, duvardaki
kök boyanın çıkmasının zorluğu
karşısında bedizciler aynı figürleri küçülterek
kağıda işlemeye başlıyor ve tarihimizin ilk minyatür
el sanatı ortaya çıkıyor. İşte, o tarih, o ruh, o
şuur, Resim Heykel Müzesinde günümüze renk katıyor, Dolmabahçe ve
Topkapı başta olmak üzere millî saraylarımızda
sergileniyor, ziyaretçilerle buluşuyor, tarihiminiz sanat ve kültür
ihtişamı parıldamaya devam ediyor.
Sayın Bakanlığımızın
bu düşünceden yola çıkarak yapmış olduğu Yazma Eserler
Portalı bizim tarafımızdan fazlaca takdir görmüş,
vatandaşlarımızın buradan yazma eserlere ulaşmasını
sağlamıştır. Yine, aynı dönemde -altını
çizerek söylemem gerek ki- aynı bilincin, aynı tarihin, aynı
zamanda yaşanan bugünkü benliğimizde vücut bulmuş hâli Orhun
Yazıtları, Türk tarihî ve kültürü açısından önemini
fazlasıyla korumaktadır. İçeriğinde, yabancıların
Türk siyasetine karıştığı zaman devlet kademelerinde
liyakatsiz kişilerin yönetimi
çalıştırmadığını, toplumda memnuniyetsizlik
oluştuğunu, en zor şartlarda bile kendi içinden liderler
çıkarıp, ülkeyi kurtarıp devletin güçlendirildiği tasvir
edilen bu anıtlarda Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök
çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini ve töreni kim bozabilir? (MHP
sıralarından alkışlar)
Ey Türk ulusu! Kendine dön. Seni yükseltmiş
Bilge Kağanı'na, özgür ve bağımsız ülkene
karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün.
Ulusun adı sanı yok olmasın diye,
Türk ulusu için gece uyumadım, gündüz oturmadım. cümleleri günümüze
o dönemin iz düşümü olarak sirayet etmiştir.
İşte, ulusun adı sanı yok
olmasın diye, Türk ulusu için gece uyumayan, gündüz oturmayan Sayın
Genel Başkanımız Devlet Bahçelinin talimatları ve
takibiyle bire bir aynısını yaptırdığı Orhut
Anıtları, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezinin önünde bir
sanat ve tarih abidesi olarak ayakta durmakta, gelen ziyaretçilere millî
şuurumuzu hatırlatıp Ey Türk ulusu! Kendine dön. diye haykırmaktadır.
Yapandan da yaptırandan da Allah razı olsun. (MHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN HABERAL (Devamla) - Türklük onuru, şuuru
ve ruhu her nerede, hangi coğrafyada, hangi gönülde yaşayıp
yaşatılıyorsa selam olsun, selam olsun, selam olsun.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum
efendim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Cemal Çetin
Buyurunuz Sayın Çetin. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA CEMAL ÇETİN (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Vakıflar Genel
Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle heyetinizi en
derin saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; vakıflar, Türk milletinin yüzlerce yıllık
medeniyet mücadelesinde gelişmiş ve büyük bir coğrafyada
etkisini hâlâ sürdüren güçlü ve köklü kurumlardır. Vakıflar, ecdadımızın
hayır hasenat, dayanışma ve yardımlaşma
işlerindeki duyarlılık mirasını kültürel
kimliğimizin önemli yapı taşlarından biri olacak
şekilde yaşatan kuruluşlardır ve Türk hayırseverliğinin
en güzel örneklerindendir. Gerek sosyal gruplar arasında dostluk,
kardeşlik, yardımlaşma ve yakınlaşmanın temininde
gerekse kamunun belli sosyal kriterlere göre şekillendirilmesinde devletin
elindeki en etkili kurumsal vasıtadır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, idare ve temsil
ettiği vakıflara ait kültürel varlıkları muhafaza ve imar
etmek, günün şartlarına göre ekonomik bir şekilde
yatırıma dönüştürmek ve işletmek için restorasyon veya
onarım yaptırmak, gereğinde de kiraya vermek sorumluluğunu
taşımaktadır. Bugün başta İstanbul olmak üzere hangi
şehrimize giderseniz gidiniz gönül ve kültür coğrafyamızdaki
ecdat yadigârı eserlerle birlikte, bu restorasyon
çalışmalarıyla karşılaşmanız mümkündür.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün 3.500ün üzerinde vakıf eserini
restore ettiği görülmektedir. Vakıfların hukuk düzenimize,
geleneklerimize ve kamu düzenimize uygun faaliyetler yürütmek kaydıyla,
toplum hayatında ön plana çıkarılması sağlanarak,
toplumun ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması
hedeflenmelidir. Kamuoyu denetiminin etkinleştirilmesi de vakıfların
daha sağlıklı çalışması açısından
önemlidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; TİKA, Doğu Bloku ve Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından sonra ortaya çıkan ihtiyaçlar kapsamında
480 sayılı Kararname'yle 1992 yılında Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı adıyla Dışişleri
Bakanlığına bağlı, teknik yardım kuruluşu
olarak kurulmuştur; bugün, Kültür ve Turizm Bakanlığına
bağlıdır. TİKA, kurulduğu tarihten bu yana Türk
Cumhuriyetlerinin kalkınma çabasına destek olmak üzere önemli
projeleri hayata geçirmiştir. Beş kıtaya yayılan program,
koordinasyon ofisleriyle faaliyet ve projelerini sürdürmektedir. TİKA,
Türk dünyası algısını genişletmiş ve
geliştirmiş, ulaşabildiği her bölgede
soydaşlarımıza ulaşmaya çalışmıştır.
Bugün TİKAnın Orta Asya'daki Türk
devletleriyle başladığı faaliyetlerini Kıbrıs
Türklerine ve eski Sovyet coğrafyasındaki özerk cumhuriyetlere, Irak,
Suriye ve Lübnandaki Türkmenlere, farklı ülkelere
dağılmış Ahıska Türklerine, Ukrayna ve Rusyadaki
Kırım Türklerine, Moldovadaki Gagavuzlara, Makedonyadaki Yörüklere,
Moğolistandaki Dukha Türklerine, Etiyopyadaki Harar Türklerine, Latin
Amerikadaki El Turcolara kadar genişleterek onlarla aramızdaki
gönül bağını sorumluluk faaliyetleriyle pekiştirdiği
görülmektedir. Uluslararası ilişkiler açısından
bakıldığında bir yumuşak güç unsuru taşıyan
TİKA, imkânları görev alanına uygun bir verimlilik içerisinde
kullanmıştır. TİKAnın kalkınma, iş
birliği anlayışı köklü geçmişimizden, devlet
felsefemizden, medeniyet tecrübemizden ve kültürel değerlerimizden
beslenerek çağımızın ihtiyaçlarını göz önünde
bulundurmaktadır. TİKAnın projeleriyle bir taraftan ülkelerin
kalkınma sorunlarına çözüm sağlanırken diğer taraftan
ülkeler arası siyasi ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine ve
ülkemizin uluslararası etkinliğine çok önemli katkılar
sunulmaktadır. Bu bağlamda TİKAnın insan kaynakları,
fiziksel kapasitesi ve bütçe imkânları artırılmalıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 6 Nisan 2010 tarihinde kurulan Yurtdışı Türkler
ve Akraba Topluluklar Başkanlığı yurt
dışındaki vatandaşlarımız, kardeş topluluklarımız
ile Türkiyede öğrenim gören uluslararası burslu öğrencilerimize
yönelik çalışmaları koordine etme, bu alanda verilen hizmetleri
ve yapılan faaliyetleri genişletme görevi üstlenmektedir. YTB çalışmalarıyla
gerek yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın
sorunlarına çözüm üretmek gerekse soydaş ve akraba topluluklarla
ilişkileri güçlendirmek için ekonomik, sosyal, kültürel olarak daha
yakın ilişkiler kurmaktadır. Türkiyede eğitim gören burslu
öğrenciler ise dünyanın dört bir yanındaki gönüllü elçilerimiz
olmaktadır.
Değerli milletvekilleri; başta Avrupa
olmak üzere, dünyanın her ülkesinde milyonlarca
vatandaşımız yaşamaktadır. Bunun yanında,
sosyokültürel ve tarihî bağlarla yakın ilişkide olduğumuz
geniş coğrafyada 300 milyona varan soydaş ve akraba topluluklarımız
diye ifade ettiğimiz insanlarımız vardır. Gerek başka
ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın gerekse
soydaş ve akraba topluluklarımızın yegâne dayanağı
Türkiye Cumhuriyetimizdir; yüzleri hep ülkemize dönüktür ve her zaman Türkiye
Cumhuriyetinin desteklerini arkalarında görmek istemektedirler.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak önceliklerimiz
arasında, yurt dışında Türkiye aleyhine yapılan lobi
faaliyetlerine karşı tanıtımın
artırılması, bu tanıtımın sadece turizm alanında
değil siyasi ve sosyal alan itibarıyla da yapılması
gerekliliği bulunmaktadır.
Ayrıca, millî kimliğimizin vazgeçilmez bir
öğesi olarak gördüğümüz Türkçenin doğru ve güzel
kullanımı esas alınarak uluslararası düzeyde bilim, sanat,
ticaret ve iletişim dili olarak kullanılabilmesi için daha etkin
çalışmalar yapılmalıdır.
Yurt Dışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı, kendisine verilen bütçe
imkânları çerçevesinde oldukça geniş bir alanda hizmet vermektedir.
Bir yandan, yıllar önce yurt dışına göçmüş ve
bulundukları ülkelere yerleşmiş vatandaşlarımız,
diğer yandan, tarihî, kültürel ve manevi anlamda ortak paydaya sahip
olduğumuz soydaş, akraba veya kardeş topluluklarımız
ve dünyanın dört bir yanından ülkemize gelen uluslararası
öğrenciler düşünüldüğünde Başkanlığın
faaliyet sahasının ne kadar geniş olduğu meydana
çıkmaktadır. YTB bu dönemde önemli projeler üretmiştir ve
imkânları ölçüsünde, faaliyet alanını kapsayan geniş
coğrafyada her yere yetişme gayreti içerisinde olmuştur fakat
YTBye verilen bütçe imkânlarının da yetersiz olduğu açık
bir şekilde görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda YTBnin bütçe
imkânlarının genişletilmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; devletimizin, Doğu Bloku ve Sovyetler Birliğinin
dağılmasından sonra TİKAyla başlayan YTByle devam
eden faaliyetleri neticesinde, Türk devlet ve topluluklarıyla olan
ilişkilerimizin başta ekonomik, sosyal ve kültürel olmak üzere her
alanda geliştiğine şahit olmanın sevinci içerisindeyiz. 12
Kasım 2021 tarihinde İstanbulda yapılan toplantıda Türk Dili
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinin adı Türk
Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilmiştir. Bu
gelişmeyle Dilde, fikirde, işte birlik.
ışığı altında Türk dünyasıyla dostluklar ve
kalıcı ittifaklar kurulduğunu görüyoruz. İnşallah,
21inci yüzyılda Türk birliğinin kurulduğuna şahit
olunacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti devletinin dış
politikasıyla uyum içerisinde atılacak tüm adımlarda TİKA
ve YTBnin eksik kadrolarının en kısa zamanda tamamlanması
ve bütçelerinin artırılması sağlanmalıdır.
TİKA ve YTBnin imkânlarının artırılması, Türk
dünyasının bütünleşmesi açısından atılması
gereken adımlar arasında öncelik olarak kabul edilmelidir. Hem
Türkiye dışında yaşayan
vatandaşlarımızın hem de soydaş ve akraba topluluklarının,
ayrıca uzanacak yardım elimizi bekleyen dünyanın çeşitli
yerlerindeki insanların talebi bu yöndedir.
Sözlerime burada son verirken, görüşülmekte
olan 2022 bütçemizin ülkemize ve aziz Türk milletine hayırlı
olmasını diliyor, yüce heyetinizi bir kez daha saygılarımla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Erzurum Milletvekili Sayın Kamil
Aydın
Buyurunuz Sayın Aydın. (MHP
sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) İki konuşma
süremi birleştirdiniz değil mi Sayın Başkan?
BAŞKAN Evet, evet.
Buyurun.
MHP GRUBU ADINA KAMİL AYDIN (Erzurum)
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Kültür
Bakanlığımızın, Gazi Paşamızın emaneti
bazı kurumlar ile Dışişleri Bakanlığımızın
bütçeleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve ekran başında
bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, iki farklı bütçe olduğu için
konuşmamı olabildiğince yeknesak hâle getirip, birbiriyle
ilintili konular olduğu için birlikte deruhte edip sizlere sunmaya
çalışacağım.
Saygıdeğer milletvekilleri, şerefli
tarihimizde dünden bugüne zamanlar ötesi kalıcı iz ve eser
bırakan abide şahsiyetlerin amaçları ve hedeflerine
baktığımızda, kuru cihangirlik peşinde koşan,
bireysel şan şöhret, mevki makam veya bugünkü moda ifadeyle PR
yapma odaklı olmaktan ziyade; doğru ve hak olduğuna
inanılan değerlerin ve ilkelerin içselleşip
ülküleştiğine tanıklık etmekteyiz. Yani onların tarih
yaparak tarih yazdıran iradelerinin ete kemiğe bürünmüş hâlinin
odağında sistematik ve kurumsal yapısı devletin ebet müddet
hayatiyetini sürdürmesi bulunmaktadır. İnandığı yüksek
değerleri kutlu ülkülere dönüştüren, büyük devlet ve dava adamı
muzaffer komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürkün yegâne istek ve özlemi, bu yüksek
ideallerin beslediği millet olma iradesini somut varlık hâline
getirdiği cumhuriyetin ilelebet müdafaa ve muhafaza edilmesiydi. Bu
süreçte, cumhuriyetimizin kalıcı ve güçlü temeller üzerine
oturtulacağı dil ve tarih şuurunun kurumsal bir yapıda
varlığını sürdürmesi adına Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
yapısal reformlar gerçekleştirerek, sonradan Atatürk Kültür, Dil ve
Tarih Yüksek Kurumu şeklinde birleştirilen Türk Dil Kurumu ve Türk
Tarih Kurumu ismiyle kurumlar teşekkül ettirmiştir. Bu vesileyle,
Atatürk, Gaspıralı İsmailin Tercüman gazetesi üzerinden
hedeflediği Dilde, fikirde, işte birlik. amacına matuf
düşünceden hareketle, bir gün Sovyetlerin çözüleceği öngörüsüyle, dil
ve tarih birliği düşüncesine hizmet ederek kurumsal
yapıları da beraberinde oluşturmuştur.
Saygıdeğer milletvekilleri, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bizim de parti programlarımızda ve
beyannamelerimizde öncelikli ilke olarak zikrettiğimiz Ulusal ve
uluslararası meselelere Ankara merkezli, Türkiye perspektifiyle bakmak.
şiarıyla hem sahada hem de masada hiçbir ezikliğe,
büzüklüğe ve teslimiyetçi düşünceye kapılmadan
icraatlarını gerçekleştiren Dışişleri
Bakanlığı mensuplarına ve dünyanın toplam 253 noktasında
şerefli görevlerini ifa eden çalışanlarına
Bakanımız şahsında şükranlarımı sunuyorum.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu ilkesel
geleneğin yansıması yurtta da cihanda da millî, karakterli
duruşun karşılığında elde edilen başarılar
ortadadır. Kısaca ifade etmek gerekirse, sınır ötesi
başarılı operasyonların uluslararası zeminde masada da
karşılık bulması açık ve nettir. Yarım
asırlık çözümsüzlük sürecine Kıbrıs Türkünün egemen ve
eşit hakları çerçevesinde iki devletli çözümün dillendirilmesi Türk
diplomasisi adına diğer önemli bir kilometre taşıdır.
Akdeniz ve onun devamı Ege'de ve Karadeniz'de yani mavi vatanda her türlü
oldubittiye sahayla uyumlu, masada da kararlı dik duruşun
yansımaları gayet yerinde ve isabetli hamleler olduğu
muarızların tepkilerinden açıkça görülmektedir. Türklüğün
maşerîvicdanında otuz yıldır açık bir yara olarak
duran Karabağ'ın azatlığa kavuşması ve bunun
açık bir işgalin sonlandırılması olarak dünya âleme
ifade edilmesi yine takdire şayan bir diplomasi
başarısıdır. Öte yandan, hâlâ havuç-sopa
politikalarından vazgeçmeden ulusal egemenliğimize müdahale ederek
haddini aşan Avrupa Birliği ülkelerinin büyükelçilerine hadlerinin
bildirilmesi de diplomasi tarihine düşen önemli bir nottur aynı
zamanda.
Sayın milletvekilleri, şimdi bir tarih
hatırlatıp kısa bir anekdotla devam edeceğim inşallah;
benim unutamadığım bir tarih, 17 Ekim 1990. Türkiye Millî Futbol
Takımı ile İrlanda Cumhuriyeti'nin maçının
yapıldığı bir gündü ve biz o gün İrlanda'ya maça
gitmeden önce içimizde büyük bir yara olarak kanayan, sürekli, her türlü
uluslararası meselede önümüze ısıtılarak konulan,
karikatürize edilen, efendim, Türkiye yerine Turkey kelimesi
kullanılması söz konusuydu. Biz de o gün, nerede olursak olalım
ülkücü olmanın bir şiarı gereği kendimizi, ülkülerimize,
ilkelerimize, devletimize, vatanımıza bağlılıktan dolayı
hissettiğimiz sorumlulukla, tişörtler bastırıp
(x) diye yani Turkey değil,
Türkiye diye bir şeyler yazdık.
Şimdi, o gün, büyük hayalimizdi, aynen o
sokaklarda Karabağ'ın özgürlüğü için yürüdüğümüz günlerdeki
gibi, bu da bizim için çok önemli bir meseleydi çünkü sürekli karikatürize
edilip alay konusu edildiğimiz bir kavramdı ama Allah'a şükür,
bakınız, o gün bizim bizatihi sahaya
yansıttığımız mesele, 4 Aralık 2021 Cumartesi
günü bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla artık resmî
bir tavır hâline geldi. Biz, artık uluslararası
kullanımlarda Türkiyeyi kullanacağız;
sattığımızda da, aldığımızda da,
konuştuğumuzda da, dile getirdiğimiz her türlü meselede de.
Saygıdeğer milletvekilleri, hani Bir
şeyler olmuyor, yapılmıyor. diyorlar ya, böyle, sırayla
devam edeceğiz inşallah.
Diğer önemli bir kazanım ise cumhuriyetin
ilk yıllarında Atatürk'ün de yüksek hayali olan Türk ve akraba
topluluklarının bağımsızlıklarını
kazanarak ortak kültür, dil ve tarih ilhamıyla bir araya gelip fikirde ve
işte birliğe yönelme düşüncesi, bugün, artık ete
kemiğe bürünmüştür. Bunun adı da düne kadar Türk Keneşi
Türk Konseyiyken bugün artık elhamdülillah Türk Devletler
Teşkilatı adına dönüşmüştür. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yani yüce milletimiz, tek millet çok
devlet olma yolunda büyük bir tezahüre tanıklık etti, elhamdülillah.
Bölgemizde lider ülke olma misyonu gereği,
Kafkaslarda, Balkanlarda, Doğu Avrupada ve Afrikada etkin, inisiyatif
kullanıp ikili, bölgesel ve küresel meseleleri mütalaa etme, çözüm üretme
faaliyetleri yanı sıra, bir tür dünya forumu niteliğinde
gelenekselleşen Antalya Diplomasi Forumu etkinliği de
uluslararası ilişkiler bağlamında önemli bir referans
kaynağına dönüşmüştür. Yurtta sulh, cihanda sulh.
prensibini kendine şiar edinmiş köklü bir devlet ve beraberinde
diplomasi geleneği olan Türkiyenin özellikle Mısır,
İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Libya,
Rusya, ABD ilişkilerinden yola çıkılarak -tırnak içinde
söylüyorum çok konuşulduğu için- doğrudan
başkalarından alıntı Dün kötü olduklarımızla
bugün neden görüşüyoruz? gibi, bu yüce Mecliste izaha ve izana muhtaç
açıklamalara tanıklık ettik. Bu tarz popülist bir söylem,
aslında, uluslararası ilişkilerde ve onun önemli bir
enstrümanı olan diplomaside hepimizin diline pelesenk olmuş -yine
tırnak içinde söylüyorum- Ülkeler arası münasebetlerde ebedî
dostluk, ebedî düşmanlık olur mu canım? söylemine de
tezatlık ifade etmektedir. Ya onu diyeceğiz ya bunu diyeceğiz ya
da her ikisinin de gereğini yapacağız, bu kadar açık ve
net. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kıymetli arkadaşlar, bu konuda içeriden ve
dışarıdan 2 önemli örneği paylaşacağım.
Şimdi, bakınız, birinci örnek... Hani, Ebedî dostluklar,
düşmanlıklar olmaz. öbür taraftan Niye görüşüyoruz dün
kavgalıydık? Bir tanesi dünyadan bir örnek: Avrupada İkinci
Dünya Savaşı sonrası birbirlerine rakip olan, birbirlerinin
canına kıyan, şehirlerini yerle bir eden iki önemli ayak, hemen
akabinde bir araya gelip kömür ve maden birlikleriyle başlayan, daha sonra
Avrupa Ekonomik Topluluğuna dönüştürülüp ve bugün de Avrupa
Birliğine dönüştürülen yapıyı birlikte kurdular ama
birbirlerine Sen savaşta benden bu kadar öldürdün, sen şu kadar
yaptın. demeden yeni bir hamleye geçiştiler çünkü uluslararası
ilişkiler bu tür rövanşist yapıları kaldırmaz.
Diğeri daha özgün, daha orijinal; şimdi,
hakikaten benim çok veciz bulduğum bir diplomasi hamlesidir, bu veciz
diplomasi anekdotunu özellikle söylüyorum, şimdi, hariciye ve akademik
bilgi birikimini siyasi hırs ve arzularına feda edenlerin dikkatine
sunarak bu anekdotu paylaşıyorum. Cephede çarpışan liderler
Gazi Paşa ve Venizelos, gün geliyor, İstanbulda bir görüşme
ayarlıyorlar. Tabii, büyük risk, şartlar malum. Efendim, eski köşkte
bir araya geliyorlar ama Gazi Paşa, çalışanlarıyla zaman
zaman muhabbeti çok hoş olan bir insan, berberi -aslen Selanikli-
Mehmetle sohbet ediyor Mehmetciğim, biz bir şey
yapacağız, Venizelosla bir araya geleceğiz,
görüşeceğiz, sen ne diyorsun bu konuda? diyor. Tabii, Mehmet,
Selanikli olmanın o psikolojik sıkıntısıyla -çünkü
Selanik işgal edildi, gitti- dedi ki: Paşam, Selaniki işgal
edip bugünlerde de -geçmişe, yakın tarihe atıfta bulunarak-
orayı elimizden alıp Ankara'yı dahi işgal etmeyi
düşünen bir Yunanistan Devlet Başkanıyla ben görüşmem.
Gazi Paşa, gülerek o gerçekten veciz ifadesini kullanıyor, Mehmet'e
diyor ki: Mehmet, bu, memleket işidir; bu yüzden, dost olmaya, dost
görünmeye mecburuz, hem bunu yapmazsak tarih bizi affetmez, affetmez. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi,
yapılan ekonomik, askerî anlaşmaları vesaire bir tarafa
koyalım; hakkında haksız yere idam cezası verilen bir
soydaşımızın -ismini zikretmeyeceğim müsaade
almadığım için ama biz, bu ailenin her bireyiyle görüştük,
partimizde bu işlerden sorumlu bir Genel Başkan
Yardımcısı olduğum için; inanın çoluğu
çocuğu, eşi, kardeşi büyük bir acı içerisinde İdam
fermanı kesilmiş, ne zaman idam edilecek? diye- bir
kardeşimizin kurtarılması için bile Birleşik Arap
Emirlikleri'yle yapılan görüşmeler, bu sineyimillette
karşılık bulur, bulmak zorundadır.
Şimdi, buradan, efendim, konjonktürel olarak
milliyetçiliği cebine koymuş, gittiği her yere götüren; bir
hisse senedi gibi, efendim, bir çek gibi; bireysel birtakım çıkarlar
noktasında çıkarıp tahvile dönüştürmeye çalışanların
böyle Çin karşıtlığını da anlamakta
zorlanıyorum. Doğu Türkistan davası olanların aynı
tavrı içeride, dışarıda ve her türlü muhasır
yapılara da göstermelerini bekliyoruz. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu davranış, bu ikircikli
Hele hele bir de Anayasanın 4 maddesini gizli gizli görüşüp -yani
Türkiye'deki üniter yapıya kastedecek yapıları dile getirip-
burada tek kelime söylemeyip ama Uygur Türklerinin haklarını çok iyi
savunuyorlarmış gibi görünmelerini de aynı zamanda bu yüce
milletin dikkatlerine sunuyorum.
Sayın milletvekilleri, görüşmeler
esnasında siyasi mülahazalarla takıntı hâline getirilen
diğer önemli bir mesele de bu AYM ve AİHM kararları. Yani bu
kararlar, haşa -benim söylenenlerden algıladığım-
eleştirilemez, tartışılamaz çünkü bunlar kutsal
metinlerdir, yani kutsal metinleri açıklamakla yükümlü Diyanete her
şeyi söylemek mübah ama AYM ya da AİHM kararlarıyla ilgili en
ufak bir şey söylemek müthiş bir suç. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Böyle antidemokratik bir davranış
olamaz. Aslında bağlayıcı. Aslında, şimdi bir
şeyler söyleyeceğim, somut örnekler de var. Belki Sayın Bakan da
paylaşacak bunları ama sürekli temcit pilavı olunca, gerçekten
psikolojik olarak artık sürekli Pavlovun şartlı refleksi
aklıma geliyor. Artık herkes böyle inanmaya başlayacak.
Hayır, öyle değil, aziz milletimiz öyle değil. Aslında
bağlayıcı olmayıp tavsiye niteliği taşıyan
bu kararların birçok konsey üyesi ülke tarafından uygulanmamasına
rağmen, ilgili ülkelerin parlamentolarında hiçbir zaman tartışma
konusu olmaz, olmaz, fakat söz konusu Kavala ve Demirtaş olunca, içeride
ve dışarıda koro halinde AİHM kararları
uygulanmalı. feveranı koparanlara soruyorum şimdi, çok
açık ve net: Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi başta olmak
üzere ve özellikle soydaş ve dindaşlarımıza yönelik kanuni
ihlalleri bir defa buradan gündeme getirip de Allah aşkına protesto
edebildiniz mi? Yani Çin'deki Uygurları bırakın yanı
başımızdakileri hiçbir defa, bir defa
Sadece karar değil,
iç kararlar da var Dilekçelerimizi dikkate alın. diye talepler var ama
ilgili ülkelerde dilekçeler dikkate dahi alınmadı. Şimdi,
Konseyin diğer bir sorgulamamız gereken
Yine, bu çifte standarda bir
örnek olsun diye söylüyorum. Avrupa Konseyinin diğer bir ilgili kurumu
olan Frontexin, Ege Denizinde masum insanların Yunan güvenlik
botları tarafından tacizi, botlarının
patlatılması, öldürülmesi, ölüme terk edilmesinin artık bir
insanlık suçu, bir ihlal olduğuna bütün dünya gözleriyle baktı
ve karar verdi. Arkadaşlar, şu kürsülerden duydunuz mu bir cümle?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Yok.
KAMİL AYDIN (Devamla) Yani masum
Soydaşımız da değil, bunlar dünya vatandaşı,
masum insanları ölüme terk edenlere yönelik bir cümle kurulduğuna
tanıklık etmedim, kendi iç bünyelerinde de bunları
konuşmazlar, hayatta konuşmazlar. Şimdi, sözün özü şudur:
Bu konuda özellikle partimizin ve Genel Başkanımızın
kararlı ve net duruşundan Konsey üyesi ülkelerin de yegâne hedefi
bebek katilinin heykelini dikmek olan bir teröristin özgürlüğünü
savunanların da rahatsızlığını çok iyi
anlıyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Terörist
sensin, sen!
KAMİL AYDIN (Devamla) Çok iyi anlıyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Terörist
sensin.
KAMİL AYDIN (Devamla) Çok anlıyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Terörist. diyemezsin. Haddini bil, Terörist. diyemezsin, sözünü geri al,
KAMİL AYDIN (Devamla) Otur!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sözünü
geri al!
KAMİL AYDIN (Devamla) Almıyorum!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sensin
terörist, sensin!
KAMİL AYDIN (Devamla) Bebek katilinin
heykelini diken de onun gibi teröristtir!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sensin
terörist!
KAMİL AYDIN (Devamla) Bin defa söylüyorum!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Irkçı faşist!
KAMİL AYDIN (Devamla) Fakat
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Irkçısın, ırkçı! Kafatasçı!
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Faşist!
TAYİP TEMEL (Van) Tam bir faşist!
KAMİL AYDIN (Devamla) Cumhur
İttifakının paydaşı Milliyetçi Hareket Partisi
olarak
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Irkçılarla işimiz yok.
KAMİL AYDIN (Devamla)
açıkça ifade
ediyoruz ki egemenliğimize, iç hukukumuza ve onu oluşturan temel
kaynak hasebiyle aziz milletimizin maşerî vicdanına mütecaviz bir
kararı tanımayacağız. (MHP sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Selahattin Demirtaşa terörist diyemez.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teröriste terörist denir.
KAMİL AYDIN (Devamla) AİHM ve AYM
kararlarını kirli emellerine savunma kalkanı yapıp içeride
ve dışarıda Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı
yapanlara Türk milliyetçiliğini ve Atatürkçülüğünü konjonktürel
olarak bir değer kabul edip yani onları zaman, zemin, ortam
ayarlı kullanıp bölücülerle çay kahve muhabbetine düşenlere
hitaben
TAYİP TEMEL (Van) Siz böldünüz, siz!
KAMİL AYDIN (Devamla)
dün en zor
şartlarda, Erzurum Kongresinde karar altına alınan ve tevafuken
sanki bugünü öngörür gibi tarihe not düşen Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
sözleriyle cevap veriyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Irkçılık konuşuyor, ırkçılık; dünyanın en
büyük suçu.
KAMİL AYDIN (Devamla) Şimdi, dikkatinizi
çekiyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürkün ilkeleri ve ülküleri konjonktürel
kullanılacak değildir, aynen şunu söylüyor -o fakruzaruret
dönemlerinde tarihe not düşülmüş, kimileri manda, himaye savunuyor-
diyor ki: Hayır paşalar, hayır; hayır, beyefendiler;
hayır, hanımefendiler, hayır manda yok. Ya istiklal, ya ölüm!
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Dolar
yükseliyor, döviz yükseliyor; sen ver gazı.
ARZU ERDEM (İstanbul) Apoyla ne alakası
var? Bebek katiliyle ne alakası var?
KAMİL AYDIN (Devamla) Arkadaşlar, Allah
rızası için, siyaset devşireyim derken ülkemize
haksızlık etmeyelim. Bakın, nerede haksızlık ediyoruz?
Şimdi, somut raporları çıkardık. Biz de bu Konsey
toplantılarına gidiyoruz. Ülkenizle biraz empati kurun ya. Siyaset
yapalım derken ülkenin değerleriyle hesaplaşmayın, ülkenin
üniter yapısına halel getirecek hamleler yapmayın; arzumuz budur
bizim.
Şimdi, AİHMin kararlarıyla ilgili:
Türkiye, 2019da 732, 2020de 168, 2021de 138; son on yılda 2.861
kararı uyguladı, bugüne kadar uygulanan karar sayısı da
toplam 4 bin civarında. Şimdi, Allah aşkına, uygulanmayan
kararlara örnek olsun yani buraya çıkan kimse bilgisiz, belgesiz
konuşmasın. Birleşik Krallık'a karşı, Kuzey
İrlanda mevzusuyla ilgili McKerr kararı var; karar 2001 tarihli,
bugüne kadar uygulanmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
KAMİL AYDIN (Devamla) 2001den bugüne kadar.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Anayasaya uymamaya teşvik ediyorsun, Anayasayı çiğnemeyi
teşvik ediyorsun şu anda.
KAMİL AYDIN (Devamla) Fransa'ya
karşı tecrit ve cezaevi koşullarıyla ilgili bir Duval
davası var; Bakanlık yetkilileri biliyorlar, takip ediyorlar. 2011de
alınan karar henüz uygulanmadı, uygulanmıyor. Keyfîlik Konsey
üyesi diğer ülkeler için hiçbir sorun teşkil etmiyor ama eğer
biz hâlâ devam eden bir kararla ilgili
Aman ya Rabb'i, yargıya öyle bir
baskı ki
Şimdi, daha yakın bir örnek; Bekir Usta ve
arkadaşlarının Yunanistan'da açtığı dava on üç
yıldır uygulanmıyor, on üç yıldır ya, üstelik ara
karara rağmen. Şimdi, Allah aşkına, eğri oturup
doğru konuşalım, demokrasi adına, insan hakları
adına, değerler adına her şeyden önce, her şeyden
önce, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri adına Önce ülke ve millet.
demeyi öğreneceğiz artık.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
İnsan haklarını ağzına alma, insan haklarını
ağzına alma.
KAMİL AYDIN (Devamla) Önce bu milletin
birliği, beraberliği diyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Devamla) Ben, yüce Meclise iki
bütçenin de hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Yüce heyetinizi ve milletimi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Anayasal suç işlediniz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Başkanım
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hatip
doğrudan sataşmada bulunmuştur, bizim önceki dönem Eş Genel
Başkanımız Selahattin Demirtaşa yönelik sözleri kabul
edilemezdi. Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Beştaş, usulü
uygulayalım mı? Konuşmacılar bitsin.
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Başkanım, usule
uymak gerekiyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama
sataşma olunca yerimizden söz isteyebiliyorduk. Ağır
sataşma var Başkanım. Sayın Başkan, ağır bir
sataşma var ama.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Başkanım, sataşma var.
BAŞKAN Sayın Beştaş
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
konuşmalarımız bittikten sonra efendim.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Mahkemede savunuyor
kendini.
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Sen sus!
CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) Niye sussun
ya! Sen ne demek diyorsun ya içi yanan bir anneye, şehit annesine?
BAŞKAN Müsaade eder misiniz efendim.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Hâlâ
konuşuyorsun ya! Utanmıyor musun sen?
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Allah
lillah aşkına Oya Hanım, sen de bir sus ya!
BAŞKAN Müsaade eder misiniz sayın
milletvekilleri.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Başkan,
benim bildiğim kadarıyla gruplar arasında sataşma
olması hâlinde konuşmadan sonra söz alıyorduk ama genel olarak
bütün konuşmalara dair en son söz alıyorduk.
BAŞKAN O sizin ifade ettiğiniz
değerlendirmeydi efendim, grup konuşmaları tamamlansın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Tamam,
dediğiniz gibi olsun. Tamam Başkan.
BAŞKAN Aksaray Milletvekili Sayın
Ramazan Kaşlı
Buyurun Sayın Kaşlı. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA RAMAZAN KAŞLI (Aksaray)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 yılı
Kültür ve Turizm Bakanlığının Kapadokya Alan
Başkanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kapadokya,
dünyanın eşsiz bir bölgesi, doğa ve insanın büyüleyici bir
uyumudur. Yaklaşık on bin yıllık kesintisiz bir kültürel
evrimin odağı olan Kapadokya, Doğu ile Batının
birleştiği, insanların, dinlerin, dillerin ve kültürlerin
birbiri içinde eridiği çok özel bir coğrafyadır. Bölge, milattan
sonra 3üncü yüzyıldan itibaren Hristiyanlığın önemli
merkezlerinden biri olmuş, Hristiyan kültürünün temelini oluşturan
manastır yaşamının kuralları ilk kez burada
belirlenmiştir. 11inci ve 12nci yüzyıllarda ise Selçukluların
hizmetine girmiştir.
Kültürel süreklilik mekânı olan bölge, turizm
açısından da ülkemize önemli bir katkı sağlamaktadır.
Kapadokya, tarihî, kültürel ve doğal değerlerin yoğun olarak yer
aldığı, turizm potansiyeli yüksek bir bölge olduğu için
korunması, tanıtılması, denetim ve önleyici birtakım
faaliyetler ile planlı bir gelişimin sağlanması
amacıyla 23 Mayıs 2019 tarih ve 7174 sayılı Kapadokya
Alanı Hakkında Kanun ile 31 Mayıs 2019 tarih ve 38
sayılı Kapadokya Alan Başkanlığı Hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayımlanarak
yürürlüğe girmiş ve Kapadokya Alan Başkanlığı
kurulmuştur.
15 Mayıs 2019da bu kürsüde
yaptığım konuşmada da bahsettiğim üzere, Kapadokya
bölgesinin sınırları Aksaray, Nevşehir, Niğde, Kayseri
ve Kırşehir illerini kapsamaktadır. Dolayısıyla
Kapadokya Alan Başkanlığıyla
sınırlandırılan bölge oldukça dar bir alandan
oluşmuş ve Aksaray, Alan Başkanlığı
sınırları dışında kalmıştır. Oysa,
Aksaray, Kapadokyanın giriş kapısı, farklı inançlara
ev sahipliği yapmış, dünyanın en büyük 2nci kanyonu olan,
Yine, Aksarayda İç Anadolunun en yüksek 2nci
dağı olan Hasan Dağı hem bölgemizin hem de ülkemizin
coğrafi güzelliklerinden eşsiz bir doğa harikasıdır.
Aksaray Valimizin de tabiriyle, Türkiye'nin Davosu olmaya aday Hasan
Dağında uluslararası yamaç paraşütü
yarışmaları da yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Kapadokyaya
ilişkin piyasada var olan yayınların çoğunda Ürgüp, Göreme,
Zelve, Avanos, Kaymaklı, Derinkuyu gibi isimleri çok duyulmuş yerlerden
bahsedilmektedir; oysa bu yerler, Kapadokyanın turistlere gezdirilen
bölümüdür. Ihlara Vadisi, Selime, Güzelyurt ve Yaprakhisarda bulunan tarihî
yerler, Kapadokyanın bir başka yüzü, başka bir deyişle
bilinmeyen Kapadokyadır. Kapadokyayı, klasik Göreme-Avanos-Ürgüp
üçgenine sıkıştırmak; onu yoksullaştırmak, ona
haksızlık etmektir. Aksaray, Kapadokya bölgesinin ayrılmaz bir
parçası ve Kapadokyaya açılan kapıdır.
Tüm bu nedenlerden dolayı ya Kapadokya Alan
Başkanlığının sınırları
genişletilmeli ya da diğer tarihî ve doğal güzellikleri
kapsayacak şekilde, Aksaray merkezli müstakil bir alan
başkanlığı kurulmalı, tarih ve doğanın iç
içe geçtiği, açık hava müzesi niteliğindeki Ihlara Vadisi ve
diğer miraslarımızın bu tedbirle korunmaya
alınması Kültür ve Turizm Bakanımızdan talebimizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
RAMAZAN KAŞLI (Devamla) 2022 yılı
bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını
temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın İsmail Özdemir,
Kayseri Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Özdemir. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZDEMİR
(Kayseri) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
Dışişleri Bakanlığımızın bütçesi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış
bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum.
Uzun zamandan bu yana ticari savaşlar,
toplumsal hareketlilikler, rejim değişikliği, enerji ve ekonomik
krizler, sınırı aşan göçler, salgın hastalıklar,
terör eylemleri, kaybolan devlet otoriteleri gibi çok farklı konu
başlıkları doğrudan yahut dolaylı olarak bütün
ülkeleri etkilemeye başlamıştır. Mevcut dünya şartlarında
artık bir ülkede yaşanan sorunun sadece kaynağındaki gelişmeleri
ve gündemleri etkilemediği, aynı zamanda yakın coğrafya
hatta dünyanın geri kalanını da tesiri altına
alabildiği gerçeği karşımızdadır.
Dolayısıyla, yeni koşullara yönelik bilindik
yaklaşımların ve alışılagelinen
politikaların geçerliliğini giderek yitirerek, hemen her ülke
nazarında yeni kararlar verme zorunluluğuna ittiğini ifade etmek
gerekir. Yalnızca çıkar eksenli kalmayıp aynı zamanda
giderek millî egemenlik ve güvenlik konularına giren meselelerde hemen her
ülke daha bağımsız bir politika izlemeye de koyulmuştur.
Hatta bu durum agresif bir hâli besleyen duruma da gelmiştir.
Çoklu uluslararası yapılanmaların
hemen her biri kendisini sorgulamakta ve fikir ayrılıklarıyla
beraber çözülmeler aynı yapılarda kendisini göstermektedir. Batı
tarzı yaklaşıma sahip anlayış bugünlerde her yönden
sorgulanır hâle gelirken aynı anlayışın ürünü olan
küresel nizam da yeni meydan okumalarıyla giderek güç kaybetmektedir.
Dünya, 21inci yüzyılda yeni koşullara uygun olması beklenen bir
denge kurma ve bulma arayışına girmiş durumdadır. Bu
döneme farklı isimler verilse de insanlık tarihine
baktığımızda tüm dünyayı etkileyen önemli
dönüşümlerin yaşandığı zamanların öncesinde bir
buhran ikliminin her alana hâkim olduğu gerçeği
karşımıza çıkmaktadır. Artık tek bir ülke yahut
kesimin egemen olmadığı ancak yükselen ve gelişen yeni güç
merkezleriyle çok kutuplu bir dönemin içerisinde yer
aldığımız herkesin malumudur. Yaşanması giderek
daha fazla mecbur hâle gelen bu dönüşüm, yeni koşullara en
hızlı şekilde adapte olabilen; refah, huzur ve istikrara
dayalı politikalarda en makul şartları sunabilen, diğer
yandan oluşan yahut oluşabilecek risk ve tehditlere karşı
rekabet gücü yüksek ülkelerce şekillendirilecektir.
Muhterem milletvekilleri, işte, bu
şartlarda ülkemizin sahip olduğu potansiyeli geliştirmesi önem
arz ederken siyasi ve ekonomik istikrarımızı koruyup
dünyanın geri kalanına da kendi yöntemlerimizle yeni bir düzene dair
uygun şartları vadedebilmemiz büyük önem taşıyor. 2021
yılı dış politikamız açısından Suriye ve Irak
merkezli yaşadığımız terör ve göç sorunlarıyla
muhatap kalmaya devam etmekle birlikte, aynı ülkelerin topraklarından
gelen terör tehdidini kaynağında yok etmek üzere kararlı, etkin
ve sonuç alıcı bir mücadele sürdürdüğümüz, bilhassa Suriyedeki
siyasi sürecin işlevsellik kazanmasıyla normalleşmenin tesisi
için öncü ülkelerden olduğumuz, Doğu Akdenizdeki egemenlik
haklarımızın savunulmasıyla beraber bölgenin
barışçıl yollardan ve uluslararası hukuka uygun
şekilde adil bir yaklaşımla ekonomik bölgelerin tespit ve tayini
konusunda mücadele verdiğimiz, Kıbrıs meselesinde garantörlük
hakkımızın gereklerini yerine getirme iradesinden asla taviz
vermemekle beraber Kıbrıs Türklüğünün yeni döneme dair
yaklaşım ve vizyonunu öncelediğimiz, Karabağda Ermenistan
işgalinin son bulması ve Azerbaycanın hakkı olanı
geri almasıyla birlikte Kafkaslarda barış ve istikrar
ortamını hâkim kılmak için gayret ettiğimiz, diğer
uluslararası oluşum yahut ittifakların neredeyse tamamı
yapısal ve eylemsel olarak sorgulanırken ve hatta
ayrışmalar yaşamaya başlamışken Türk dünyası
ülkeleriyle 21inci yüzyıl gelecek vizyonumuz çerçevesinde müşterek
gündemleri oluşturabilmek için beraberce çok ciddi mesafe
katettiğimiz, Karadeniz Bölgesinde var olan huzurun diğer çevrelerce
baltalanmaya çalışılması karşısında
aklıselim hareket ederken bölge zenginliklerinin
çıkarılmasıyla barışın tesisiyle alakalı her
yönden öne çıktığımız, Balkanlarda yeni
çatışma ve savaş isteyen çevrelere karşı Türkiyenin
kudret ve potansiyelinin dikkate alınması gerektiğini göstererek
barışı zedeleyici eylemlerden kaçınılması
gerektiğini ispat ettiğimiz, Libyanın huzura ermesi ve toprak
bütünlüğünü muhafazası için katkı sağlamayı sürdürdüğümüz,
Afrikada hâlâ hâkim olmaya çalışan sömürgeci anlayışa
karşın beraberce hareket edilmesi, ortak kalkınma ve
istikrarın tesisiyle alakalı başarılı neticeler
aldığımız, Asya Kıtasının yükselen
potansiyelini doğru zaman ve şartlarda karşılamak üzere
yoğunlaştığımız, başta Kudüs-ü Şerif
olmak üzere Orta Doğu bölgesinin kanayan yaralarına yönelik insani
yaklaşımımızla örnek ve öncü olduğumuz, ayrıca
içerisinde yer aldığımız ittifak yahut diğer çoklu
oluşumlarda sorumluluklarımızı yerine getirirken aynı
yapılanmaların millî güvenliğimizi tehdit eden eylemlerine
müsaade etmeyeceğimize dair bir kararlılık gösterdiğimiz
dönemi yansıtmıştır. 2021 yılı genel hatları
itibarıyla dış politikamız anlamında bu gündemlerle
şekillenmiştir.
Bunun yanı sıra Covid-19 pandemisinin
yarattığı etkiler küresel siyasette hâlâ etkisini gösterirken
beraberinde getirdiği ilave sorunlar da ülkeleri tesiri altına almaya
devam ediyor. Özellikle 2020 yılında yine pandemi kaynaklı
kapanmaların yaşanması küresel üretimi etkilemiş,
sarsılan arz ve talep dengesi şimdiki dönemde her ülkede enflasyonu
tetiklemiştir. Enerji fiyatlarındaki yükseliş eğilimiyle,
iklim krizi kaynaklı tarımsal üretimin etkilenmesi de yaşanan
şartların ağırlaşmasına sebep olmakta, su
kıtlığı ve stresi yaşayan bölge sayısı
giderek artmaktadır. Bu durumların tamamı özellikle millî
güvenlik açısından her ülkeyi, potansiyelini ve enerjisini öncelikli
bölgelere ve konulara yönlendirmeye mecbur bırakmaktadır. Bilhassa
yakın coğrafyamızda küresel rekabetin tarafı olan her
ülkenin nükseden yüksek restleşmeleri öyle görünüyor ki artarak devam
edecek, bölgesel kırılganlıklar bu yıl içerisinde daha
fazla ivme kazanabilecektir.
Bu duruma hazırlıklı olmanın
yanı sıra doğrudan ülkemizi tehdit eden çevrelere ve
gelişmelere karşı teyakkuzda olma mecburiyetimiz vardır.
FETÖ terör örgütüyle mücadelede sergilenen diplomatik gayretler aynen devam
etmeli, bu terör örgütünün bulunduğu ülkelerde başta finans
sistemleri olmak üzere suç teşkil eden eylemlerine dikkat çekilmelidir.
Yunanistan'ın gerek Adalar denizinde gerekse Doğu Akdeniz'de ülkemizin
hak ve menfaatlerini çiğneme girişimleri uluslararası hukuk ile
ikili anlaşmaları yok sayan, bölgede tansiyonu yükseltme eğilimi
taşıyan tutumlarına müsaade edilmemelidir. Avrupa
Birliğinin gerek Doğu Akdeniz gerekse Kıbrıs meselesinde
uluslararası hukuku görmezden gelerek sürekli Yunanistan ve Güney
Kıbrıs Rum kesimini göz önünde bulundurarak haddi ve hakkı
olmayan tutum benimsemesinin bizim nazarımızda
karşılığı yoktur, olamayacaktır.
Egemenliğimizin hangi meseleyle ilgili de olursa olsun asla
tartışma ve müzakereye açık olmadığı hassasiyeti
korunmalıdır. Amerika Birleşik Devletlerinin PKK ve FETÖ terör
örgütlerine destek vermeyi sürdürmesi müttefiklik ilişkileriyle
bağdaşmadığı gibi, bugünlerde demokrasi kılıfına
büründürülen bazı sözde vakıf, oluşum ve projelerle Türkiyenin
doğrudan hedef alınması ise asla kabul edilemeyecektir. Kirli
amaç ve maksatların tamamı elbette bertaraf edilecek, Türkiye
yolundan döndürülemeyecektir.
Karadeniz çevresinde nükseden gerginlik sıcak
çatışma ihtimalini yükseltirken millî çıkarlarımızın
ve bekamızın sadece bu bölgede değil, diğer gelişmeler
de dikkate alındığında müttefik kesimlerce değer
görülmemeye devam etmesi hâlinde aynı oluşumların karar ve
politikalarına illa da riayet etme mecburiyetimizin
olmadığı gerçeğiyle yüzleşilmesi gerekir.
Karabağda elde edilen zafer sonrası Türk dünyasıyla canlanan
ilişkilerimizin seyri 2040 vizyonu çerçevesinde ele alınırken
enerji, ekonomi, askerî ve siyasi gündeme dayalı ortaklıkların
stratejik bakış açısıyla geliştirilmesi son derece
önemli olacaktır.
Çift başlı Selçuklu kartalı Türk
Devletleri Teşkilatıyla anlamını bulurken Doğu ile
Batı arasındaki küresel dengenin tesisinin yanında
barışa ve istikrara katkı sunması açısından
elbette ki değerli sonuçlar da yaratabilecektir. Türklüğün yükselen
güneşi, insanlığın insana yaraşır bir nizama
ulaşmasını tesis edebilecek güç, erdem ve her türlü birikime
sahiptir. Bu cihetle yükselen Türklük şuuru yeni yüzyılın hiçbir
çevre nazarında yok sayamayacağı kudret ve itibara erişmeye
adaydır.
Sözlerime son verirken diplomasi alanındaki
kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, hariciye
teşkilatımızın çok muhterem mensuplarına
başarılar diliyor, Türkiyenin hak ve menfaatlerinin korunması
hususunda üstün vazife şuuruyla gayret gösteren Dışişleri
Bakanlığımıza tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Cenab-ı Allah yâr ve yardımcıları olsun.
Bütçeye Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek
verdiğimizi belirtiyor, hayırlara vesile olması temennisiyle
Gazi Meclisimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Arzu Erdem
Buyurunuz Sayın Erdem. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile Avrupa Birliği
Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumu bütçeleri üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu, ekranları başında bizi izleyen
aziz Türk milletimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi
Avrupa Birliği 28 üye ülkesi bulunan ve 500 milyondan fazla nüfusa sahip
bir birliktir. Türkiye Avrupa Birliğiyle müzakerelerine 12 Eylül 1963
tarihinde Ankara Anlaşmasıyla resmiyet kazandırmıştır.
Avrupa Birliğiyle Kasım 2015ten bu yana 6 zirve
gerçekleştirilmiştir. İlk 3 zirvede bulunan
karşılıklı taahhütler sonucunda Türkiye-Avrupa Birliği
18 Mart Mutabakatı ortaya çıkmıştır. Mutabakatın
ana unsurlarından biri Gümrük Birliği Anlaşmasının
güncellenmesi ve vize serbestisiydi. Bilim ve araştırma, işletme
ve sanayi politikası, istatistik, mali kontrol, Trans-Avrupa
ağları, tüketicinin ve sağlığının
korunması, şirketler hukuku, fikrî mülkiyet hukuku, sermayenin
serbest dolaşımı, bilgi toplumu ve medya, vergilendirme, çevre,
gıda güvenliği, veterinerlik, bitki sağlığı,
bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu, ekonomik ve
parasal politikalar konusunda birçok fasıl açılmıştır
ve bu konuda da Türkiye Cumhuriyeti devletimiz gerekli yükümlülükleri yerine
getirmiştir. Açılan fasıllara, askıya alınan
fasıllara, yine, kapatılan fasıllara rağmen,
Dışişleri Bakanlığımız başta olmak
üzere, hariciyecilerimizin tamamı, gerçekten müzakereler konusunda gerekli
gayreti ortaya koymuşlardır ve engellemelere rağmen Avrupa
Birliği uyum çalışmalarına devam etmişlerdir,
etmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti devletimiz ve Dışişleri
Bakanlığımız hem Avrupa Birliğinde hem
uluslararası düzeydeki mevcut koşulları dikkate alarak
farklı iş birliği alanlarında
kazanımlarımızı azami düzeye çıkaracak adımlar
atma konusunda kararlıdırlar.
25-26 Mart 2021 tarihli Avrupa Birliği
Zirvesinde Avrupa Birliği Konseyi, Türkiyeyle iş birliğini
ilerletmeye yönelik birtakım önerilerde bulunmuştur. İş
birliğinin aşamalı, orantılı ve geriye döndürülebilir
olacağını belirtirken ekonomik iş birliği, gümrük
birliğinin sorunlarının çözümü ve modernizasyon sürecinin
başlaması için komisyon yetkilendirilmesi, iklim ve halk
sağlığı gibi alanları da içerecek şekilde yüksek
düzeyli diyaloğun başlatılması, halklar arası temaslar
ve mobilite ilerleme kaydedilmesi ve mülteci iş birliği konusunda
gerekli adımlar atılmıştır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye yükselen
güçtür, medeniyetlerin kavşak noktasıdır. Doğu-batı
güzergâhının kesişme alanında yer almamız
avantajları olduğu kadar dezavantajları da içinde
barındırmaktadır. Türkiye'yi yakın markaja alarak
karanlık operasyonların hedefi, ülkesi hâline getirmek için ellerini
ovuşturanlara, fırsat kollayanlara, zemin yoklayanlara taviz
veremeyiz, göz yumamayız. Türkiye sadece FETÖ, DHKP-C, PKK/PYD-YPG ve
bilumum terör örgütleriyle değil; destek veren stratejik tehditleriyle
mücadele etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'ni terör örgütleriyle sahada
sıkıştırmak isteyenler ekonomik baskılar ve
manipülasyonlarla da teslim almak istemişlerdir. Açık seçik görüyoruz
ki Türkiye'nin çevresindeki sinsi ve sisli kuşatma sertleşmektedir.
Türkiye ve Türk milleti zafer kazandıkça şer kampanyaları
artmıştır, derinlik kazanmıştır. Örneğin,
Avrupa'da artan İslamofobi, yabancı düşmanlığı ve
ayrımcılık maalesef kaygı verici bir boyuta
ulaşmıştır. Yurt dışı Türklerimiz,
ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğe maruz kalmaktadırlar.
Özellikle uzun senelerden beri Avrupa ülkelerinde yaşayan tüm Türk
vatandaşlarımızı hedef alan nefret suçlarında
özellikle 2020 yılında büyük oranda artış olmuştur.
Resmî kayıtlara göre Avrupa Birliği ülkelerinde 6 milyon
civarında Türk yaşamaktadır ve orada bulunan Türklerimizin
tamamı Avrupa Birliğine büyük katkılar sağlamaktadır.
Şanlı, şerefli ve derin bir maziye sahip Türk milletinin
varlığı yurt dışında bu şekilde
yaşatılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, kendi
coğrafyamızdaki gücümüz, elbette dünyada yükselen güç Türkiye'nin
önemiyle doğru orantılıdır, bu durum, Avrupa
Birliğinin de takibindedir. İşte, tam burada atılacak
adımların tamamı yeni dünya düzeni dediğimiz düzende ülkelerin
konum belirlemesi açısından elbette ki çok önemlidir. Bizler, Türk'ün
gücünü önce kendi coğrafyasında sonra dünyada stratejik hamlelerle
belirleyeceğiz. Dünyada güçlü Türkiye hedefinde kurulacak Türk
birliği cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de en
büyük hayaliydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
ARZU ERDEM (Devamla) Şöyle ki: Ben, her
şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim, böyle doğdum böyle
öleceğim. Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına
inancım vardır. Ben görmesem de gözlerimi dünyaya, onun rüyaları
içerisinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu
görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk
birliğiyle açacaktır, dünya sükûnunu bu fasıllar içinde
bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar
açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecektir.
İşte, tam bu sözlerle ifade etmiştir. Böyle bir birliğin,
dünyada bulunan Türklerin millî şuuruna canlılık
katacağı ve yine dünyanın çeşitli yerlerinde haksızlığa
maruz bırakılan soydaşlarımızın
yaşadığı sorunların önüne geçeceği bir gerçektir.
Bu kürsüden özellikle paçavra devletlerin sözlerini kullananlara inat,
Allah'ın izniyle, bu Türk birliği kurulacak.
Her birinizi saygılarımla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar).
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştır.
Sayın Danış Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, ben sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Beştaş.
(HDP sıralarından alkışlar)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Erzurum
Milletvekili Kamil Aydının 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde MHP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Şimdi, açıkçası bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür. (HDP
sıralarından alkışlar)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve kararlarını,
Avrupa Konseyi protokollerini, sözleşmelerini bilmeyerek ancak bu kadar
konuşulabilir. Ne demişler? Zihin fukara olunca akıl da ukala
olurmuş. (HDP sıralarından alkışlar)
ERKAN HABERAL (Ankara) Yok ya!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Şimdi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 18inci maddesi, bu
sözleşmenin hükümleri gereğince sözü edilen hak ve özgürlüklere
getirilen sınırlamalar ancak öngörülen amaçlar için
kullanılabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye
aleyhine 18inci maddeden bu kadar yıl boyunca verdiği 2 ihlal
vardır. Biri Demirtaş ihlali, biri Kavala ihlali. Bu ne anlama
geliyor? Siz -Demirtaş üzerinden söyleyeyim- Selahattin
Demirtaş'ı ve HDP'yi, HDP'lileri sadece iktidarın siyasi amaçları
uğruna hapsediyorsunuz, tutukluyorsunuz, bu mahkûmiyet
kararlarını veriyorsunuz; bunun hukukla bir ilgisi yoktur.
demiştir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.
Diğerine gelince, bugün, Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi Başkanı konuştu ve dedi ki: Avrupa Konseyi
kararlarına uyuyoruz, bağlıyız. Ya ortaklar karar versin;
Avrupa Konseyi ilkelerine bağlı mısınız, sözleşme
altında imzanız var mı, Bakanlar Komitesi kararı
bağlayıcı mı, değil mi? Tamamı evet, Sayın Dışişleri
Bakanı burada. Türkiye Avrupa Konseyinin kurucu üyesi, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinin tarafı, 18inci madde ihlali
verilmiş. Türkiye buna -2 seçenek var- ya Ben uyuyorum, uymak
zorundayım zaten. diyecek ya da Konseyden çıkacak; bunun başka
bir izahı yok. Tabii, bu arada akıl hocası ortaya
çıktı, akıl hocası 2 ortaktan biriymiş. AİHM
kararlarını uygulamayın. diyor. Karar sizin, takdir sizin. (HDP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
sayın konuşmacı bizim konuşmacımız Sayın
Kamil Aydının konuşmasına atfen hakaretamiz ifadeler
kullanmıştır. Sataşmadan söz istiyoruz ve Sayın Kamil
Aydın kullanacaktır.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ne demiş, ne demiş?
Gerekçe, gerekçe? Hakaret yok o ifadede. Gerekçe? Hakaret yok o ifadede.
BAŞKAN Buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
3.-
Erzurum Milletvekili Kamil Aydının, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; şimdi Ne demiş, ne demiş?
sözlerine bir cevap vereyim. Ne demiş? Eğer cahil, akıl
fukarası bir suç değilse ben aynen iade ediyorum: Hepiniz akıl
fukarası, cahilsiniz; bir. (MHP sıralarından alkışlar,
HDP sıralarından gürültüler)
OYA ERSOY (İstanbul) Akıl olacak, bilim
olacak.
KAMİL AYDIN (Devamla) İki: Şimdi,
gerçekten utanıyorum, yani böyle bir şeyle muhatap olmaktan.
Şimdi, Avrupa Konseyi toplantılarına mütemadiyen beş
yıldır aralıksız gidiyorum, eğitimimi de
Avrupanın merkezinde çok iyi bir okulda aldım. (MHP sıralarından
alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Öğrenememişsin, öğrenememişsin!
KAMİL AYDIN (Devamla) - Avrupada gerçekten
birliğin ne olduğunu biliyorum, ömrüm de öğretmekle geçti ama
tabii, alan kapasite olacak ki almak isteyenler aldığı kadar
alıyor. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, gelelim AİHM kararına.
Şimdi, elimizdeki belge resmî bir belge, Kandilden
yazılmış bir belge değil, Bakanlıktan
aldığımız bir belge; öyle beleş
konuşmayacağız, hamaset yapmayacağız, karşı
tarafı da suçlamayacağız. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Hangi bakanlıktan?
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) AİHM
kararını
KAMİL AYDIN (Devamla) - Ucunda ne olursa olsun,
diyor ki: Kavala davası ongoing dedikleri hâlâ devam eden bir dava.
Dolayısıyla buradan hareketle, böyle Meclisi töhmet altında
bırakarak, iç hukuku yok sayarak birtakım şeyleri buraya bize
getirip de dercetmeye çalışmayın. (HDP sıralarından
gürültüler) Bu iddianameler daha devam ediyor, davalar devam ediyor; dur bakalım,
daha ne çapanoğulları çıkacak altından, hangi
birliktelikler çıkacak, hanginize dokunacak, kimlere ne yapacak, daha
henüz bilmiyoruz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bir bakalım, bekleyelim, çıksın. Ama bak,
bir bayan olarak ben sana aynı cümleleri kullanmıyorum.
Hanımefendi olarak ısrarla bu kelimeleri kullanıyor.
ERKAN HABERAL (Ankara) Ne demiş?
KAMİL AYDIN (Devamla) - Kullanmıyorum bu
kelimeleri, sizin yaptığınız gibi böyle nefret
şeyiyle, böyle hücum ederek kullanmıyorum çünkü o sizin yok
saydığınız benim eğitimim buna müsaade etmez. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; HDP
sıralarından gürültüler)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Nefret sizin işiniz.
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kapasite meselesi, anlamıyor. dedi.
BAŞKAN Yeni bir sataşmaya lütfen mahal
vermeyin.
Buyurunuz Sayın Beştaş.
4.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Erzurum
Milletvekili Kamil Aydının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli
halkımız; bu yalanlara inanmayın, gerçekleri biz söylüyoruz.
Evet, sözümü düzeltiyorum, revize ediyorum: Tahsille olmuş cehaletiniz,
hem de iyi bir tahsile, tebrik ediyorum sizi gerçekten, gerçekten! (HDP
sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) Ya senin tahsilin ne
ya? Kandil ayakçısı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) -
Şimdi Yeni davalar var. dedi ya neymiş o davalar biliyor musunuz
arkadaşlar? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 18inci maddeyle
derhâl serbest bırakma, beraat kararını verince burada etekler
tutuştu. Erdoğan başta olmak üzere, ortağıyla beraber
talimat verdi savcıya, savcının adı da Ahmet Altun, yeni
bir Kobani davası açtılar. Nasıl? Aynı iddialarla. Devam
eden bir davayı tekrar, iddianamedeki sevk maddelerini
değiştirerek açıtlar. Peki, AİHM ne dedi buna? Büyük Daire
dedi ki: Biz sizin kurnazlığınızı gördük, oyununuzu
gördük; bu tahliye kararı bunu da şamildir. Ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin tarihinde yapmadığı bir şeydir
bu, daha devam eden bir davayla ilgili diyor ki: Sizin siyasi
amacınız aynen öyle diyor- yeni açtığınız
davayla da ilgilidir, Selahattin Demirtaşı serbest
bırakın, bütün HDPlilere yönelik davalarınız
kumpastır, siyasi amaçlıdır. Şimdi, burada,
Dışişleri Bakanı, umarım, akşam, bütün
Türkiyeyi, aynı zamanda gittiği uluslararası toplantılar
da dâhil olmak üzere bir aydınlatır. Türkiye hukuka bağlı
mı değil mi? Bizim derdimiz o.
Biz, Halkların Demokratik Partisi olarak
uluslararası hukukun ve uluslararası evrensel değerlerin
talimatlarını, emirlerini, düzenlemelerini aynen kabul ediyoruz.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) PKKya, YPGye
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) -
İnsan hakları evrensel standartlarının altına imza
atıyoruz, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz varsa aksi
bir görüş
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Akçay
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
8.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütçe
görüşmelerinin insicamını da bozmamak adına bu
polemiği devam ettirmiyorum. Ayrıca, herhangi bir şahsiyata
yönelik birtakım değerlendirmeleri de lüzumsuz, gereksiz ve
saygıya mugayir bulduğumu ifade ediyorum.
Türkiye, bir hukuk devletidir; öyle birtakım
haricî, Türkiyenin millî egemenliğine yönelik -en son 10 büyükelçinin
ortak açıklamasında gördüğümüz gibi- birtakım telkinlerde, dayatmalarda
bulunulmasına boyun eğecek bir ülke değildir. Neticede,
bahsedilen tartışma konusu hususların da kimisi mahkûmiyetle
sonuçlanmış, kimisi devam eden bir davadır. Türkiye hukuk
devletidir, hukuk neticede noktayı koyacaktır.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz de
uzatmıyoruz Başkan, yoksa uzatacak çok şey var.
BAŞKAN Sayın Özkan
9.-Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın, Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin anayasal
düzeni içerisinde mahkemeler kararlarını verecek, bunların da
hiyerarşik zincir içerisinde değerlendirmeleri, denetimleri
yapılacaktır. Elbette, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
dış bir mekanizma olarak Türkiye'nin taraf olduğu ikili ve çok
taraflı anlaşma çerçevesinde insan hakları ihlallerini de
değerlendiriyor. Elbette, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
vermiş olduğu kararlar ki yapmış olduğumuz anayasal
değişiklikle Türkiyede verilmiş olan iç hukuk mahkemesinin
nihai kararlarının yeniden yargılanması açısından
da bir esas teşkil etmektedir. Ancak Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararlarını aynen kabul ediyorsak kabul etmemiz gereken bir
diğer mesele daha var ki öyledir; Birleşmiş Milletler ve Avrupa
Birliği bugün PKK/PYD-YPG terör örgütünü terör örgütü olarak görmektedir
ve bu çerçevede Türkiye olarak biz de terör örgütüyle mücadele ediyoruz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
gürültüler)
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Konuyla
ne alakası var?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.09
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.20
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Mustafa
Açıkgöz (Nevşehir) , Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu İdaresine Ait
Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı Faaliyet Genel
Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali İstatistikleri
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon yerinde.
Şimdi söz sırası Halkların
Demokratik Partisinde.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Tunceli Milletvekili Sayın Alican Önlü
Buyurunuz Sayın Önlü. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm
Bakanlığı bütçesi üzerine partim adına söz almış
bulunmaktayım. Başta cezaevinde rehin tutulan yoldaşlarımızı,
mevcut tutsakları ve bizi izleyen Türkiye halklarını
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
Yine, Seyit Rıza ve oğlunu hileyle asan
zihniyet kırk bir yıl önce aynı hileyle Erdal Ereni idam etti,
katletti. Bu vesileyle, yitirdiğimiz bütün değerleri Erdal Erenin
şahsında saygıyla anıyorum, katillerini de lanetliyorum!
(HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, kültür
insanlığın manevi dünyasının en önemli temel
taşıdır. Tarih boyunca yaratılan maddi ve manevi
değerlerin toplamı olan kültür aynı zamanda doğa ile yaşam
döngüsünün en canlı hücresidir. Bu yönüyle kültür toplumların
şah damarıdır, bu damar kesilirse bedenin de bir anlamı
kalmaz. Ne yazık ki bu coğrafya sadece kültürlerin beşiği
değil, aynı zamanda inkâr edilen, yakılan ve yok edilen
kültürlerin de coğrafyasıdır. Bugün burada, ısrarla yok
edilmeye çalışılan bir kültürün yani Dersim kültürünün bir ferdi
olarak sizlere sesleniyorum: Her halkın, inancın, dilin ve toplumun
kendine has bir kültürü ve benliği vardır. Kültürün bu saf hâli ve
benliği bütün insanlığın ortak mirası olarak
algılanmalı ve sahiplenilmelidir. Kendi kültürümüz
dışındaki kültürleri, inançları, dilleri veya yaşam
tarzlarını bir tehdit unsuru olarak değil; zenginlik,
çeşitlilik ve çoğulculuk olarak kabul edersek o zaman kültürler
arası iletişim kapısını da aralamış oluruz.
Bizler, Dersim kültür hafızası ve inanç değerlerine göre
(*) yani hak kapısı, hak yolu
diyoruz. Çünkü Dersim'in tarihsel hafızası o kapıları
başka halklara, inançlara, evrene ve başka kültürlere açmanın
eşiğidir; yol ise beşerin nefsini terbiye eden bir hakikattir.
Değerli milletvekilleri, bugün
yaşadığımız toplumsal çatışmaların,
kutuplaşmanın, demokrasi krizlerinin ve kültürel
çoraklaşmanın en büyük sebebi, 1921 Anayasasını mezara
gömerek itaatçı fikrin hâkim kılınmasıdır;
Osmanlı'nın merkezîleşme siyasetinden başlayarak 1924
Anayasasına, 12 Eylül darbesine ve bugünkü iktidara uzanan tekçi
inkârcı anlayıştır. Şark Islahat Planı ve Tunceli
Kanunuyla geçmişte ne yapılmak istendiyse bugün de aynısı
yapılıyor. Aynı zamanda Kürtçe konuşmak yasaklandı,
bugün de Meclis ve kamusal alanda Kürtçe yasaklanmıştır. 1925te
Kürtçe gazeteler, romanlar, türküler yasaktı; bugün de KHKlerle
gazeteleri, TVleri, tiyatroları ve konserleri yasaklıyorsunuz. O gün
de seçilmişleri, aydınları, yazarları fikirlerinden
dolayı cezalandırıyordunuz; bugün de kültürü
yaşatmanın ve çoğaltmanın yereldeki en önemli
ayağı olan halkların belediyelerine kayyum atıyorsunuz. O
gün de bu halkın kutsal mekânlarını, inanç merkezlerini,
anıtlarını, dilini ve kültürünü yok etmeye
çalışıyordunuz; bugün de aynı inkârcılığa
devam ediyorsunuz. Evet, Türkiye coğrafyası bir halklar ve kültürler
bahçesidir ancak sizler yüzlerce yıldır tekçi ve inkârcı
zihniyetinizle bu bahçeyi kuruttunuz; Anadolu ve Mezopotamyada onlarca dili,
yüzlerce kültürü yok ettiniz.
Değerli milletvekilleri, Kurmanci,
Hemşince, Gagavuzca, Çerkezce ve insanlığın ortak
mirası olan birçok dil ve kültür yok olma tehlikesi altındadır.
Koca ülkede sadece 300 Ezidi bıraktınız. Kaz Dağları,
Ayder Yaylası, Munzur Vadisi, binlerce yıllık tarihiyle
insanlığın ortak mirası olan Hasankeyfi insan ömründen
kısa barajlar için yok ettiniz. Bir Kızılderili bilgenin
beyazlara söylediği sözü, eğer anlarsanız, burada biz de size
söylemek istiyoruz: Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok
olduğunda, son balık öldüğünde paranın yenmeyen bir
şey olduğunu anlayacaksınız.
Anlayacağınızdan da kuşku duyuyoruz ya! (HDP
sıralarından alkışlar)
Tetikçiliği, tekçiliği,
inkârcılığı ve asimilasyonu kültür edinen her toplum ve
devlet zamanla kendi kültürünü yitirmiş ve
çoraklaşmıştır. Bizler, bu yaşanan kültürel
yıkımı salt mevcut iktidarla ilgili bir sorun olarak da
görmüyoruz. Yüzyılın başından beri uygulanan politikalar
bugün iktidar eliyle bir konsept dâhilinde sistematik olarak sürdürülüyor ve
bütün dünya da bunu görüyor. Bu politikalar aynı zamanda yıkım,
zulüm ve inkâr politikalarıdır. Bir yandan Ankara'da Kürtçe
konserleri yasaklarken diğer yandan Batman'da siyasi çıkar
uğruna Kürtçe koro gösterisi yapıyorsunuz; bu, ikiyüzlü bir
politikadır. Vali ve kaymakamlarınız Kürtçe tiyatro
oyunlarını yasaklarken siz burada neyin tiyatrosunu oynuyorsunuz?
Ülkenin bütün zenginliklerini peşkeş çekmek yetmiyormuş gibi av
turizmi adı altında Dersim'de halkımızın kutsal
değeri olan dağ keçilerini katledecek kadar zalim, inanç
merkezlerimizi tahrip edecek kadar da riyakârsınız. İktidar
partisinin il ve ilçe eş başkanları gibi çalışan kimi
mülki amirleriniz, Düzgün Baba Cemevi'nde son olarak yaptıkları gibi,
kendilerine cem düzenleme cüretinde bulunacak kadar hadlerini
aşmışlardır.
Değerli milletvekilleri, Dersim
(x) inancı, ocaklarıyla,
diliyle, kimliğiyle ve doğasıyla bütünleşmiş, özgün
karaktere sahiptir. Ağaçların, kayaların, dağ keçilerinin,
akarsuların bir adı ve kutsallığı vardır ancak bu
inkâr rejimi, bu doğal toplum kültürünü her fırsatta deforme etmeye
yemin etmiştir. Tabii, biz de buna karşı Munzur babanın
irfanıyla, ana Fatma'nın hikmetiyle ve baş eğmez
kimliğimizin direngenliğiyle buna karşı direniyoruz.
1937 yılında Dersim tertelesinde askerî
kışla olarak görev yapan yeri müzeye dönüştürdünüz.
Yüzleşme ve hakikat müzesi olması gereken kışlayı bir
kez daha inkâr ve yok saymanın merkezi hâline getirdiniz. 1937-1938
yılında Dersim halkının tertelede
yaşadıkları bugün yeniden hatırlatılıyor. Bu
mudur kültür anlayışınız? Bu asimilasyona, bu yok etmeye mi
bütçe istiyorsunuz? Yetmiş iki milletle aynı nazarda bakan Alevi
...(x) inancına ve Kurmanci diline tek
bir çalışmanız ve buna ilişkin tek bir
yatırımınız yoktur. Dersimli binlerce mezarsız, mazlum
kadının ve çocuğun, Pir Seyit Rıza'nın ve
arkadaşlarının Bese'nin, Zarifenin, Alişerin,
1937-1938de tecavüze uğramamak için kendini kayalıklardan atan
onlarca genç kadının, Seyit Gazinin, Silo Qızın, Firik
Dedenin olmadığı bir müzenin Dersim'le ne alakası
vardır?
Değerli milletvekilleri, farklı
kültürleri, inançları, dilleri yok sayarak, inkâr ederek çok
arzuladığınız kültürel hegemonyayı
sağlayamazsınız; bu ancak sizin kültürel
fukaralığını gösterecektir. Diriliş Ertuğrul
Filinta Payitaht Abdülhamid gibi dizilere para aktararak, millî manevi
bayramlar uydurarak, farklı inançlara ve kültürlere yönelik
ırkçı ayrımcı ifadeler kullanarak ancak kendinizi
kültürsüzleştirirsiniz. Size önerimiz, bu Bakanlığın ismini
kültürsüzleştirme ve asimilasyon bakanlığı olarak
değiştirin. İktidar, 2023te tekrar -yüz yıllık bir
yanlıştan- farklı kültürleri, inançları yok sayan tek adam
rejimini tamamıyla kurumsallaştırmak istiyor. Tabii, bizim de
buna karşı demokrasinin, özgürlüklerin
kalıcılaştırılması için hedefimiz vardır. Demokrasinin
kalıcılaşması, kültürlerin, dillerin, inançların,
cinsiyetin ve doğanın eşit hukukunun güvenceye
alınacağı şey ancak demokratik bir anayasayla mümkündür.
Toplumu dikkate almayan, tekçiliği koruyan ve kutsayan merkeziyetçi
anlayışın panzehri olarak, yetkilerin topluma yani yerele
devredildiği, yerel demokrasiyle güçlendirilmiş parlamenter sistem
diyoruz. Mevcut Türklük, Sünnilik, egemen erkeklik, teklik üzerine inşa
edilmiş cumhuriyet değil; Türkiye halklarının
tamamının özgür ve eşitçe sağlanacağı bir
çatı, demokratik cumhuriyet çatısıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ALİCAN ÖNLÜ (Devamla) Gücünü kapitalizmden
alan ulus devletin kutuplaştırıcı, tekleştirici, kriz
yaratan sistemine karşı tüm ulusların haklarının
korunduğu, birbiriyle üstünlük değil, eşitlik kültürünün var
ettiği demokratik ulus diyoruz.
Değerli milletvekilleri, bizler kültür
alanındaki sorunların yalnızca bütçeyle düzelmeyeceğini
öngörüyor ve bunu her seferinde dile getiriyoruz. Yüz yıllık tekçi ve
inkârcı rejimi dönüştürebilmek için önce rejimin karakterini
değiştirmek gerekiyor. Bunun için de değişime önce,
farklı dilleri, kültürleri yok sayan, tekçilik ve inkârcılıkta
ısrar eden bu Meclisten başlamak gerekiyor. Bunun için de mevcut
iktidarın götürülmesi, yerine demokratik bir ülke yönetiminin
oluşturulması gerekiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Darbeci derler
sana, deme öyle.
ALİCAN ÖNLÜ (Devamla) Biz
(x) (HDP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MELİHA AKYOL (Yalova) Dersim
katliamını kim yaptı?
BAŞKAN Buyurun efendim.
Davet edin Tunceliye efendim.
ŞAHİN TİN (Denizli) Dersim
katliamını kim yaptı? diye soruyor.
MELİHA AKYOL (Yalova) Dersim
katliamını kim yaptı, AK PARTİ mi?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Selamlama yapsın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun efendim.
ALİCAN ÖNLÜ (Devamla) Belki de şöyle
bitirmek gerekiyor: Diyoruz ki, Dersim halkı, dervişler diyarı
sizden tek bir şey istiyor; kirli elinizi, siyasetinizi, Dersimin dili,
kültürü ve ziyaretlerinden çekin.
Aslında, şöyle de bitirmek gerekiyor:
Bunun için, sizin, kültürsüzleştiren, asimilasyona uğratan
Bakanlığınız değil, aslında Kürtsüz ve Alevisiz
olan zihniyetinize de bütçenize de hayır diyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Diyarbakır Milletvekili
Sayın Garo Paylan...
Buyurunuz Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, medeniyetin
doğduğu toprakların mirasçılarıyız. Tarım
devrimi bu topraklardan doğdu, biliyor musunuz? İlk yerleşik
yaşam bu topraklarda oldu ve Sayın Bakan on iki bin yıl önce ilk
yerleşik yaşamın olduğu Göbeklitepede kazılar
yapıyor değerli arkadaşlar, Troyada kazılar yapıyor,
Troya Müzesini yaptı; kendisine teşekkür ediyorum, önemli bir müze.
Göbeklitepeyle ilgili kendisine teşekkür ediyorum, çok önemli.
Değerli arkadaşlar, Tarım devriminin
olduğu topraklarda şu anda biz buğday ithal ediyoruz, mercimek
ithal ediyoruz, nohut ithal ediyoruz. Niye arkadaşlar, bunu hiç
düşündünüz mü? Neden acaba?
Bakın, değerli arkadaşlarım,
dünyanın en derin tarihine sahip ülkedeyiz ama
baktığımızda, bu derin tarihi sanki uzaylılar
yapmış gibi davranıyoruz. Sayın Bakan, Urartuya
bakıyor, Troyaya bakıyor, Göbeklitepeye bakıyor sanki
bunları uzaylılar yapmış, o da kendisi gelmiş
bunları gösteriyor gibi davranıyor ama size bir haber vereyim
arkadaşlar: Bakın, bugünlerde -bu toprakların
mirasçıları var ya, torunları olarak bu medeniyetin-
birbirimizle kavga ediyoruz ya, Troyada kazı yapan işçiler Troyadan
çıkan DNAlarla bakılıyor, eşleştiriliyor,
DNAları aynı. Yani beş milyon yıl önceki, dört milyon önceki
dedesinin mezarını kazıyor oradaki işçi. Göbeklitepede bakıyorlar,
DNAları aynı. Bütün kazılarda bakın, o yerelde
yaşayan halk ile dedelerinin mezarına
baktığınızda DNAları aynı. Ama şimdi bu
medeniyet gelmiş, gelmiş arkadaşlar, bir arada
yaşamayı başarmışız, Romada, Bizansta,
Selçukluda, Osmanlıda bir şekilde bir arada yaşamayı
başarmışız ama daha sonra bir hastalık gelmiş
arkadaşlar. Hani pandemi virüsü deniyor ya, ondan daha derin ve yüz elli
yıldır süren bir hastalık bu topraklara girmiş;
milliyetçilik hastalığı arkadaşlar, tekçilik
hastalığı girmiş. Ya, bir anda demişler ki Ya, biz
Türküz. Ee? Orta Asyadan geldik. Ee? Hoş geldiniz, iyi de burada da
halklar vardı arkadaşlar, bir arada yaşadık, birlikte bir
medeniyet oluşturduk, öyle değil mi? Hep beraber bu medeniyeti
oluşturduk. Şimdi, Mimar Sinanın eserleriyle övünüyoruz,
değil mi? E, Mimar Sinan, Kayserili bir Ermenidir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Kim
söyledi Ermeni olduğunu?
GARO PAYLAN (Devamla) Balyanın eserleriyle
övünüyoruz, değil mi? İstanbulu İstanbul yapan Balyan ailesinin
yüz elli yıl boyunca yaptığı eserlerle övünüyoruz,
değil mi? Değerli arkadaşlar, birlikte yaptık, bakın,
ne yaptıysak birlikte yaptık ama sonra bir hastalık girdi,
milliyetçilik ve teklik hastalığı girdi. Bu dönemde eşit
yurttaşlık talepleri devreye geçti, hani, bir yandan Türkçülük ve
İslamcılık dayatıldı.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sen
milliyetçiliği anlamamışsın.
GARO PAYLAN (Devamla) O dönemde bu ülkenin
Ermenileri, Rumları, Kürtleri ve diğer halkları Ya, hayır
arkadaşlar, tekçiliği dayatmayın -Osmanlının son
döneminden bahsediyorum- çoğulcu bir şekilde bir arada
yaşayabiliriz ve daha güçlü olabiliriz. demişler.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sen
milliyetçiliği anlamamışsın. Milliyetçilik seni de seviyor,
ayırmıyor.
GARO PAYLAN (Devamla) Bakın, Krikor Zohrab
-açın, okuyun, Meclis Kütüphanesine gidin- Mecliste
yaptığı konuşmalarda bir arada yaşamaktan ve eşit
yurttaşlıktan bahsediyor ama bunlardan bahsettikten sonra, maalesef
yaşadığımız yıkım sonrası Krikor
Zohrabın başı da Urfa civarlarında ezildi, bir arada
yaşamayı savunan Krikor Zohrabın maalesef ve Ermeni
halkına ihanet edildi, Rum halkına ihanet edildi. Hani, dediniz ya
Ulus inşasını biz Türklük üzerinden yapacağız,
İslam üzerinden yapacağız. Daha sonra buna Kürtler de itiraz
ettiler, Niye yalnızca Türklüğü dayatıyorsunuz? Biz, çok
kimlikli, çok inançlı olalım. dediler ama bunu milliyetçi bir
şekilde yapmadılar.
Bakın, hâlâ da şu anda Mecliste HDP çok
kimliklidir, çok kültürlüdür, çok inançlıdır, çok mezheplidir. (HDP
sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Çok bölücüdür.
diye tamamla. Çok ayrıştırıcı. de.
GARO PAYLAN (Devamla) Ne mutlu, partimle gurur
duyuyorum bu anlamda. Ve önerdiğimiz şey eşit
yurttaşlıktır arkadaşlar, bir arada barış içinde
yaşamaktır. Ama siz ne dayatıyorsunuz, Sayın Bakan ne
dayatıyor? Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu. Ya, Türkün tarihini
Kürtsüz anlatabilir misiniz? Türkün tarihini Ermenisiz, Rumsuz, Süryanisiz
anlatabilir misiniz? Hadi, buyurun, deneyin bakalım;
anlatamazsınız. Tersi de doğrudur; Ermeninin tarihini de
Türksüz, Kürtsüz anlatamayız arkadaşlar. Bir arada
anlatmalıyız bunu, Anadolunun ve Mezopotamyanın tarihine sahip
çıkmalıyız. Ama Dışişleri Bakanımız da
burada, bakın, Komisyona geldi, ne yaptı biliyor musunuz? Ben Ya,
soydaş deme ya, bir ülkenin soydaşları olmaz,
vatandaşları olur. diye yıllardır kendisine
çağrı yapıyorum. Bu yıl Yetmez. demiş, 15-20 kere
Soydaşlarımız için şunu yapıyoruz,
soydaşlarımız için bunu yapıyoruz.
Sayın Bakan, sizin koltuğunuzda bundan tam
yüz on yıl önce kim oturuyordu biliyor musunuz? Ermeni olan bir Bakan
oturuyordu, Ermeni kimlikli bir Bakan oturuyordu ve düşünün ki o Bakan
şu anda -ben de teknik olarak sizin koltuğunuzda oturabilirim-
çıksa dese ki Ben şuradaki soydaşlarımız için bunu
yapıyorum, şu soydaşlarımız için bunu yapıyorum.
hoşunuza gider mi? Gitmez.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Ermenistanda diyorlar
zaten.
GARO PAYLAN (Devamla) Bir ülkenin
soydaşları değil, yurttaşları olur değerli
arkadaşlar, yurttaşları olur. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın, elbette, Balkanlardaki Türklerle ilgili,
Ahıska Türkleriyle ilgili, Uygur Türkleriyle ilgili elinizden ne geliyorsa
yapmalısınız ama ya, Suriyedeki Kürtlere karşı bu
düşmanca politikalar oluyor mu arkadaşlar ya? Niye Onlar da bizim
kardeşimiz. diyemiyoruz? Otuz yıl önceye kadar Kafkaslarda Azeriler,
Ermeniler; Azerbaycanda Ermeniler yaşıyordu; Ermenistanda Azeriler
yaşıyordu, bir arada yaşıyorlardı.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Hâlâ
yaşıyorlar.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ermenistanda Türkler
yaşıyor mu?
GARO PAYLAN (Devamla) Oraya da bir milliyetçilik
hastalığı girdi, birbirine girdi halklar.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Hocalı
katliamını kınadın mı sen? Hocalı
katliamını kınadın mı bir gün? Bir gün
kınadın mı?
GARO PAYLAN (Devamla) Kim bu oyunu oynuyor
arkadaşlar, kim bu oyunu oynuyor? Maalesef, Ruslar bu anlamda bu gerilim
politikalarını sürdürüyor. Kim kazanıyor? Bakın, Ruslar
bölgeye yerleşti, Karabağa da yerleşti, Azerbaycana da
yerleşti, Ermenistana da yerleşti yani sizin Türkçü, tekçi
politikalarınız, etrafımızda... Güneyde Suriyeye Ruslar
yerleşti, Amerika orada; Kafkaslara Ruslar yerleşti.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sen öyle san!
GARO PAYLAN (Devamla) Yunanistan'a karşı
uyguladığınız düşmanca politikaların sonucu nedir
arkadaşlar? Yunan köylüsünden alınan vergilerle şu anda
Amerika'dan silahlar alınıyor, Fransa'dan silahlar
alınıyor. Bu mudur sizin politikanız arkadaşlar ya? Neden
Yunan bizim kardeşimiz. diyemiyoruz, neden Ermeni, Kürt bizim kardeşimiz.
diyemiyoruz tıpkı Azerilerin bizim kardeşimiz olduğu gibi?
ŞAHİN TİN (Denizli) Ne alakası
var ya!
GARO PAYLAN (Devamla) - Bunları
söyleyebilmeliyiz arkadaşlar, bunları tartışabilmeliyiz.
Siz demokratlaşmayı ve çoğulculaşmayı bir tehdit olarak
görüyorsunuz, oysa büyüyen bir Türkiyenin, güçlenen bir Türkiye'nin
anahtarı demokratlaşma ve çoğulculaşmadır.
Bakın, Tarım devrimi bu topraklara
doğdu. dedik, öyle değil mi? Ama şimdi mercimek, nohut,
buğday ithal ediyoruz, öyle değil mi? Ama bakın, biz kendi
kuyruğunu kovalayan bir kedi gibi kendimizle uğraşıyoruz.
Ne yurtta barış sağlayabiliyoruz ne bölgemizde barış
sağlayabiliyoruz, oysa dünya başka bir yere gidiyor. Biz
Osmanlının dağılma döneminde bunu
anlayamadığımız için, demokrasimizi kuramadığımız
için Osmanlı yıkıldı, tekçilik Osmanlıyı
yıktı, ittihatçı akıl Osmanlı'yı yıktı
ve o dönemde dünya Sanayi Devrimini tartıştı, Sanayi Devrimi'nde
öne geçti. Bakın, biz şu anda bu topraklara doğan tarım
devrimi sonrası Sanayi Devriminde treni kaçırdık. Yüz
yıldır arkadaşlar, iç barışımızı
sağlayamıyoruz, çoğulculuğumuzu sağlayamıyoruz ve
birbirimizle uğraşıyoruz.
Kaynaklarımızı nereye
harcıyoruz? Silaha, tanka, topa, füzeye. Ya, kime karşı
kullanmayı düşünüyoruz? Yüzyıllarca bir arada
yaşadığımız Rumlara karşı, Ermenilere
karşı, Kürtlere karşı. Biz savaş yapmıyoruz.
diyorsunuz.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Türk
milletine saldıran Hınçak çetesini Türk mü sayıyorsun?
GARO PAYLAN (Devamla) - Oysa arkadaşlar, bu,
asimilasyoncu, tekçi bir dayatmadır; bu, çoğulculuğa
karşı yapılmış bir savaştır.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Yazık,
yazık! Ülkenin ekmeğini yiyorsun, Türklük
düşmanlığı yapıyorsun
Yazıklar olsun!
GARO PAYLAN (Devamla) Bakın, Ege medeniyeti
bir bütündür, Mezopotamya medeniyeti bir bütündür, Anadolu medeniyeti bir
bütündür; bu medeniyetleri anlamak ve çocuklarımıza anlatmak
kıymetlidir. Dünyanın en önemli kültürel mirasının
torunlarıyız be! Bunu anlamak
Elbette Orta Asyadan yurttaşlarımız
da gelmiş, Türkler gelmiş; hoş gelmiş, sefalar
getirmiş ama yüzlerce yıl birlikte yaşamışız.
Bakın, size şunu söyleyeyim: Düşmanlık beslediğiniz
Yunanistanı düşünün.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Düşmanlık
beslemiyoruz kimseye.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Geç Yunanistanı.
GARO PAYLAN (Devamla) Pontus denilen bir
bölgeden oraya yurttaşlar gitti; değil mi?
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Tarihe bak, tarihe.
GARO PAYLAN (Devamla) Biz Lazlarla ilgili
fıkralar söyleriz değil mi? Lazlarla ilgili fıkralar söyleriz;
aynı, Pontuslarla ilgili Yunanistanda fıkralar vardır.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Bölemediniz,
bölemeyeceksiniz!
GARO PAYLAN (Devamla) Lazlar, Karadenizliler horon
teper değil mi? Yunanistana giden Pontuslular da horon teperler. Siz,
Karadeniz yemeklerini gidip Yunanistanda da yiyebilirsiniz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Bölemeyeceksiniz!
GARO PAYLAN (Devamla) Erzurumun,
Malatyanın, Sivasın yemeklerini de Erivanda yiyebilirsiniz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Erzurum unutmadı
Zohrabı.
GARO PAYLAN (Devamla) Ortak bir kültürümüz var,
ortak bir medeniyetimiz var.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Erivanda bir tane Kürt
söyle, Kürt
Yazık sana!
GARO PAYLAN (Devamla) Yapmamız gereken bu
medeniyete sahip çıkmak ve bizim çok kimlikli olduğumuzu, çok
inançlı olduğumuzu unutmamak değerli arkadaşlar. (HDP ve
MHP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ŞAHİN TİN (Denizli) Otuz yıl
Ermenistan Karabağı işgal etti, onun cevabını ver o
zaman. Neden ettiler, nasıl kardeşler?
BAŞKAN Buyurun.
GARO PAYLAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, başaramadığımız şey
çok kimlikliliği, çok inançlılığı içselleştirmek ve
eşit yurttaşlığı sağlamak. Az önce Milliyetçi
Hareket Partisi temsilcileri konuştular, hep soydaşlarından
bahsettiler. Evet, soydaşlar diyorsunuz, güzel; benim de
soydaşlarım var ama ben size kardeşim diyorum, bunu
unutmayın. Bir arada ve buradaki tekçiliğin çözülmesinin
anahtarı Türkiyedir arkadaşlar. Milliyetçilikler milliyetçiliği
doğurmuştur; Türk milliyetçiliği Rum milliyetçiliğini,
Yunan milliyetçiliğini doğurmuştur; Yunan milliyetçiliği
Türk milliyetçiliğini beslemiştir, Türk milliyetçiliği Ermeni
milliyetçiliğini beslemiştir.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Taşnak
milliyetçisisin sen, Taşnak!
GARO PAYLAN (Devamla) Ama bakın, biz
parçalanmışız.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ya, deminden beri DNAlardan
bahsediyorsun, ırkçılık yapıyorsun, kafatasçılık
yapıyorsun. Senin aklın milliyetçiliğe ermez!
GARO PAYLAN (Devamla) Bunun çözümü neresi?
Türkiye. Hâlâ bu topraklarda Ermeni yaşıyor, Rum yaşıyor,
Kürt yaşıyor, Süryani yaşıyor, Türkmen yaşıyor ve
hâlâ sorunların çözümü burada arkadaşlar. Yunanistanla bu sorun
çözülemez, Ermenistanla da bu sorun çözülemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sorun yok, yok.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sorun senin
kafanda.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sorun senin zihninde.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Ülkede sorun
yok, kafanda var o sorun senin.
GARO PAYLAN (Devamla) Bitiriyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Selamlayın.
GARO PAYLAN (Devamla) Ama bu sorunu biz Türkiyede
çözebiliriz. Eğer Türkiyede çoğulcu, çok kimlikli bir
yaşamı başarabilirsek, emin olun, Suriye de
demokratikleşir; Ermenistan, Azerbaycan da demokratikleşir;
tıpkı otuz yıl önce olduğu gibi Erivanda Azeriler
yaşar, Baküde Ermeniler yaşar arkadaşlar. Bunu
başaramadığımız sürece emperyalist güçler bundan
menfaat devşirir arkadaşlar, tıpkı bugün olduğu gibi.
Gelin, toplumsal barışımızı sağlayalım
çoğulculukla, demokrasiyle; gelin, bölgesel
barışımızı sağlayalım eşit
yurttaşlık tanımıyla, herkesi eşit görerek.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Anayasaya göre herkes
eşittir.
GARO PAYLAN (Devamla) Bunları
başaramadığımız sürece, değerli arkadaşlar,
birbirimizle kavga edip dururuz ama Türkiyemiz kaybeder, bölgemiz kaybeder.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Allahın izniyle
kaybetmiyor, Türkiye kazanıyor.
GARO PAYLAN (Devamla) Bu açıdan, hepinizi
eşit yurttaşlığı bir kez daha düşünmeye
çağırıyorum. (MHP ve HDP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
Saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) DNAlardan bahsetmek
ırkçılıktır, kafatasçılığın bir
devamıdır. DNAlara göre toplumu tasnif etmek
ırkçılıktır, kafatasçılığın da bir
devamıdır.
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın
Zeynel Özen
Buyurunuz Sayın Özen. (HDP
sıralarından alkışlar)
(HDP ve MHP sıraları arasında
karşılık laf atmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, hatip
kürsüde sizi dinliyor efendim, sizin onu dinlemeniz gerekiyor.
Sürenizi yeniden başlatıyorum.
HDP GRUBU ADINA ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; savaşa bütçe
ayırmakta hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan bu Hükûmet, sanata ve
kültüre neredeyse sadaka boyutunda bir bütçe ayırmaktadır. Kültür ve
sanat toplumlar için ekmek ve su kadar önemlidir. Sanata ve kültürüne önem
vermeyen bir ülkede toplum ve bireyler demokratik düşünemez, sorgulayamaz,
muhakeme edemez. Bir kültür politikası olmayan ülkelerin geleceği
yoktur. Bütçeler, sadece ekonomik ve mali durumu değil, aynı zamanda
iktidarın siyasal tercihlerini de yansıtır. Bir ülkenin
çağdaş uygarlık düzeyini ve demokrasisini anlamak için o ülkenin
kültür ve sanat politikalarına bakmak yeterlidir. Fakat bu ülkede
sanatın ve edebiyatın onurları olan Genco Erkala, Müjdat
Gezene, Metin Akpınar'a, Fazıl Say'a ve hatta, ülkenin Nobel Ödüllü
Yazarı Orhan Pamuk'a bile Cumhurbaşkanına hakaret davası
açılmıştır. Dünyanın her yerinde sanatçılar
muhaliftir. Bir ülkede yaşanan sorunları dile getirmeyen sanatçı
olamaz, olsa olsa ancak yalaka olur. Ayrıca, Kürtçe ana dilinin
yasaklandığı bir ortamda kültür ve sanatın gelişmesi
de beklenemez fakat maalesef, ülkemizde tek dil, tek din, tek millet
anlayışına dayanan devletin kültür politikası ülkenin
farklı kültürlerini inkâr etmiş, gelişmesine de engel
olmuştur. Şu an bu tekçi iktidar, çok açık ve net, sanat ve
kültürün düşmanıdır. Bu anlamda, tiyatro sahneleri
açılırken maalesef, ülkemizin tüm farklılıklarına
perdeler kapalıdır. Mesela, burada sormak isterim:
Bakanlığınız, Kültür Bakanlığı Türkçe
dışındaki kültür ve sanat projelerinin kaç tanesine ve ne kadar
destek verdiğini açıklayabilir mi? Bugün Kürtlerin yoğun olarak
yaşadığı kentlerde insanlar sanata ulaşamıyor,
özellikle kendi dillerinde, kendi öz kültürleriyle sanatlarını
yapamıyorlar. Yaptıkları iş, kayyumlar atandı;
kayyumların yaptığı iş, ilk gittikleri yerde Kürtçe
tabelaları kaldırmak, Kürtçe sanat üreten kurumları kapatmak
olmuştur. Ahmed-i Hani, Ciğerhun, Ahmed Arif ve Mehmed Uzun gibi
büyük değerleri çıkaran Kürt dilini görmezden gelip baskılayarak
bu toprakların kültürünü ve sanatını yok etmeye
çalışıyorsunuz. Kürtçe bir deyişimiz, atasözümüz
vardır: ...(X) Bunun Türkçesini
söyleyeyim size: Ağaç kökü üzerinde yeşerir, insan dili üzerinde
yaşar ve gelişir. (HDP sıralarından alkışlar)
Dilinden uzaklaştırılan insanları kökünden de
uzaklaştırmış oluyorsunuz. Bu anlamda, ülkenin çok dilli
yapısına uygun kültür ve sanat politikası olmalıdır.
Diğer bir yürek yarası, tüm dünyayı
ve ülkemizi saran Covid pandemisi nedeniyle getirilen
kısıtlamaların en çok zarar verdiği kesimlerden birinin
müzik endüstrisi ve sektöre bağlı esnaf ile çalışanlar
olmasıdır. Bir taraftan, iktidarın yandaşı ünlülerin,
sosyal medya üzerinden sanal konserlerle milyonlarca liralık konserler
vermesi sağlanırken diğer taraftan, sayısız müzisyen
geçim sıkıntılarıyla kaderlerine terk edilmiştir.
MÜZİK-SENin açıklamalarını göre pandemi sürecinde 103
müzik sanatçısı intihar etmiştir arkadaşlar.
İçişleri Bakanlığının genelgeleriyle Kürtçe
konserler yasaklanıyor ve çalışma saatleri
kısıtlanıyor. Ve bugün de hâlihazırda sigortasız,
güvencesiz çalışan müzik emekçileri, kendi alanı
dışında iş arıyor ama nafile. Basına yansıyan
bu intihar haberleri dışında, müzisyenler, salgın sürecinde
kendi mağduriyetlerini gidermek için kendi müzik aletlerini
satıyorlar. Bunun ne demek olduğunu, psikolojik olarak bir insan için
ne büyük yıkım olduğunu anlamanız gerekiyor.
Son olarak, 2021 yılının UNESCO
tarafından Alevi değerleri olan Hacı Bektaş Veli, Yunus
Emre ve Ahi Evran Yılı ilan edilmesine rağmen, iktidar, bunun
yeni kuşaklara aktarılması için kılını bile
kıpırdatmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ZEYNEL ÖZEN (Devamla) Aksine, bu değerleri
manipüle ederek Alevileri asimile etmek için kullanmıştır. Bu
toprakların değerlerini özüne uygun bir şekilde
yaşatmalıyız.
Bugün Kültür Bakanı burada, ben kendisinin
yüzüne karşı söylüyorum: Bizim Alevilerin serçeşmesi, inanç
merkezi, bizim dergâhımız Kültür Bakanlığının
işgali altındadır. Derhâl bu işgale son verilmeli,
Alevilerin dergâhı Alevilere teslim edilmelidir. Onun için, Kültür Bakanının
da sözünü tutmasını istiyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
Ben sizi, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İzmir Milletvekili Sayın
Serpil Kemalbay
Buyurunuz Sayın Kemalbay. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ
(İzmir) Genel Kurulu selamlıyorum.
Biraz neşelenelim, İstanbul Kongremizden
bu fotoğraf. (HDP sıralarından alkışlar) Mecalleri
kaldı mı? diyenlere cevap vermiş arkadaşlar. Ne güzelsin
İstanbul
(x) İstanbul.
Selahattin Demirtaşın, Figen Yüksekdağın partisi
işte burada.
(x)
İstanbul. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, ben bugün
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı bütçesi hakkında
konuşacağım. Biraz dış politikadan, sonunda da
ekonomiden bahsedeceğim.
Bu kurum etnik Türk kimliği üzerinden soydaşlık
bağı kurduğu Türk olarak tanımlandığı ama
vatandaşlık bağı bulunmayan Özbekistan, Azerbaycan gibi
yurt dışındaki yabancı topluluklara yönelik özünde ırkçı
yaklaşımlar sergilediği ve Türkiye'de yaşayan diğer
kimlikleri yok saydığı için kendisi de bütçesi de kabul
edilemez. Tek mezhebe dayalı Diyanet İşleri
Başkanlığının bütçesini nasıl ki hak ve helal
görmüyorsak, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığının bütçesini de hak ve helal görmüyoruz.
On yıl önce, bu kürsüden, sevgili Sebahat Tuncel,
bir Kürt kadın siyasetçi olarak Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığının kurulmasına itiraz
etmişti ve şöyle demişti: Türklük tanımı Türkiyeye
dar gelmekte, Türkiyenin çok kimlikli, çok kültürlü yapısını
kapsayamamaktadır. Türkiyede demokratik bir anayasa ve demokratik bir
toplumun oluşması tartışmaları yürütülürken tüm
kimliklerin, kültürlerin, dillerin bu Anayasayla korunması ve kolektif
hakların sağlanması gereklidir. Sebahat Tuncel İlla ki
akraba olacaksanız biraz da Kürtlerle akraba olun, Araplarla, Çerkezlerle,
Süryanilerle, Ermenilerle akraba olun. diyor. Kendisi bizi izliyorsa buradan
sevgilerimi iletiyorum. Sevgili Sebahat Tuncel, bu düşüncelerinden
dolayı, Türkçü zihniyetin rehinesi olarak şu anda Sincan Cezaevinde
tutuluyor. Eş Başkanlarımız ve parti yöneticilerimizle
birlikte her biri için, Kobani kumpas davasında 37 kere müebbet hapis
isteniyor. Anayasa, hukuk ayaklar altında çiğneniyor. Kobani
halkı akraba değil mi? Kadınlara tecavüz eden, kafa kesen
IŞİD çetelerinin saldırısı altındayken, bütün
dünya dayanışma göstermek için sokaklara dökülmüşken Kobani
halkıyla dayanışma göstermek neden suç oluyor? Birkaç gün önce
SİHAlarınız Şengalde, yolda giden bir sivilin
aracını vurdu, TSKnin Şengalde ne işi var? Vekâlet savaşlarının
hayatlarını tarumar ettiği bu insanlar; öldürülen, tecavüze
uğrayan, esir pazarlarında satılan Şengalli kadınlar,
Kobane halkı bizim akrabamız değil mi? 2017deki Kürdistan Bölgesel
Yönetimi bağımsızlık referandumunu hatırlayın:
Aç bırakırız! dediniz. Akrabaysa, Kürdistan Bölgesel
Yönetimindeki Kürtler de akraba değil mi? Söz konusu Kürtler oldu mu,
Türkiye devleti Kürtlerin hiçbir şeye sahip olmasını istemiyor.
İç politikada ve dış politikada bırakın Kürtleri
akraba saymayı; Kürt, anasını görmesin! siyaseti izliyorsunuz,
bu da hepimize kaybettiriyor.
Sayın vekiller, sarayın imha ettiği
kurumsal yapıların başında Dışişleri
geliyor. Dışişleri Bakanlığı, tüm dünyaya
karşı içeride uluslararası sözleşmelerin çiğnenmesini,
keyfîliği, hukuksuzlukları, insan hakları ihlallerini,
faşist baskıları dışarıda tevil etmekten
başka bir iş yapmıyor.
Zamanım yetmediği için bu
kısımları geçiyorum.
Sayın vekiller, döviz bugün yine
zıplatıldı. Bugünkü yeni kur atağı sonrasında
üstünde konuştuğumuz bütçe daha fazla kadük hâle gelmiştir,
bütçenin üzerine inşa edildiği tüm rakamlar kadük olmuştur. Biz
burada bir hayalet üzerinde tartışıyoruz; Türk lirası
değer kaybetmiş, pula dönmüştür.
Yeni ekonomi diye ilan ettiğiniz, yeni bir 12
Eylül zihniyetidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Emekçiyi
köleleştirerek sermaye birikimi politikası izliyorsunuz. 12 Eylül
paşaları gibi halka saldırıya geçtiğiniz bugünlerde
Barınamıyoruz! diyerek sesini Ankaraya duyurmaya gelen
öğrencilere saldırmanız bundandır. Asgari ücreti 200
dolarlara düşürmeniz halk tarafından görülmektedir. Sizin
akrabalığınız aslında 5li çetelerle olan
akrabalığınızdır. Ucuz emek cenneti yaratmak
isteyenlerle, uluslararası şirketlerle, tekellerle
akrabalığınızı bu halk görüyor. Türküyle Kürtüyle
tüm halkı kuru soğana muhtaç ettiğinizi bu halk görüyor.
Bu düzen böyle gitmez diyoruz. Bizi bölen,
kutuplaştıran, birbirine düşman edip aradan servet
vurgunculuğu yapanlara, bu sömürü düzenine karşı birlik olmak,
dayanışmak, güçlenmek boynumuzun borcudur. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Mardin Milletvekili Sayın Ebrü
Günay
Buyurunuz Sayın Günay. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA EBRÜ GÜNAY (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri ve ekranları
başında bizleri izleyen değerli halkımızı buradan
saygıyla selamlıyorum.
Bugün günlerden 13 Aralık, Erdal Eren
Erdal
Eren, Türkiye halklarının mücadelesinde yaşamaya devam
edecektir.
Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu üzerinde
konuşmak üzere söz aldım. Milliyetçi, tekçi ve cinsiyetçi bir
anlayışla çalışmalar yürüten ve sadece Türklüğü
merkeze alan bu iki kurum, Türkiyedeki diğer halkları yok sayan,
onlara dair hiçbir çalışma yapmayan ve onlara hizmet vermeyen kurumlardır.
Siyasetin etkisi altında kalan, tamamen
milliyetçi düşüncelerle hareket eden bu kurumlar, Kürtler başta olmak
üzere Türkiye'de yaşayan tüm halkları yok sayan bir pratiğe
sahiptir. Kuruluşundan bugüne Türk Dil Kurumunun Kürtçeye yönelik
yaptığı tek çalışma Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt
Dili ve Edebiyatı yüksek lisans öğrencilerinin
hazırladığı ve 2014 yılında basılan bir
sözlük çıkarmak olmuştur. Kültür Bakanlığı ise bu
zaman zarfında sadece 5 tane Kürtçe kitap basmıştır.
İktidara geldiği günden bu yana Kürtçe ve
Kürt kültürüne karşı baskıcı, yasaklayıcı,
engelleyici, ayrımcı, ötekileştirici
yaklaşımını sürdüren ve döneme göre, işine
geldiğinde esnek yaklaşımlar gösteren mevcut iktidar, son
yıllarda Kürtçeye karşı düşmanca tutumunu
derinleştirmiştir. Özellikle kayyumlar eliyle kültür
kırımına girişen Hükûmet, Kürt dil ve kültür
kurumlarının neredeyse tümünü kapatmış ve Kürt dilini
kamusal alandan tamamıyla dışlamıştır.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Çocuk
Hakları Sözleşmesi'nde çocukların eğitim, ifade
özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi ana dilini kullanma
haklarını kapsayan 17, 29 ve 30uncu maddelerine koyduğu çekince
Türkiye'nin dil kırım politikasının
kanıtıdır. Evet, üniversitelerde bölümler açtınız ama
mezun olan öğretmenlerden sadece 2 ya da 3ünün atamasını
yaptınız, onlar da okullarda başka derslere girmek zorunda
kaldılar.
Bakın, daha birkaç gün önce bu kürsüde Kürtçe
iki kelam etmeye çalışan vekil arkadaşlarımızın
sesi kesildi, Meclis Başkan Vekili Zaten dinleyen milletvekilleri ve
vatandaşlar anlamıyor. dedi. Bu kadar mı toplumdan
uzaksınız? Ben size bir şey söyleyeyim: Vallahi, biz Kürtler,
Kürtçe konuşuyoruz, Kürtçe düşünüyoruz; Kürtçe
konuşulanları anlamayan yüz yıllardır Kürtlerle bir arada
yaşayıp tek kelime Kürtçe öğrenmeyen sizlersiniz. (HDP
sıralarından alkışlar) Anlamayan, tutanaklara bilinmeyen
dil veya (x) diye yazan da sizlersiniz ama nedense Genel
Başkanınız Diyarbakır'a gittiğinde Kürtçeyi
anlayıp konuşmaya bile çalışıyor. Bu ne perhiz, bu ne
lahana turşusu diyeceğim ama anlayana. Ana dillere, özellikle de
Kürtçeye yönelik baskı ve yasaklamalar anlat anlat bitmez. Ancak devletin
yasakçı, baskıcı politikasına rağmen, Kürtler, kendi
dillerini ve kültürlerini korumak amacıyla örneği olmayan bir azim
göstermiş ve bizler sizlere rağmen kendi dilimizi koruyup
geliştirmek için mücadele etmeye de devam edeceğiz. (HDP
sıralarından alkışlar)
Türkiye'nin çok dilli ve çok kültürlü
yapısının korunması için Türk Dil ve Türk Tarih
Kurumlarının yapısal bir değişime tabi tutularak
yeniden radikal bir biçimde organize edilmesi ve tüm halkları kapsayan
gerçek anlamda bir dil, kültür ve tarih kurumu hâline gelmesi
sağlanmalıdır.
Ana dili Türkçe olmayan çocukların kendi ana
dillerinde eğitim görmelerinin sağlanması için bütüncül politikalar
geliştirilmeli, bu politikaların hayata geçirilmesi için de bütçe
etkin bir biçimde kullanılmalıdır.
Kürtçenin kamusal alanda
kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılması
için anayasal zeminde gerekli düzenlemeler bir an önce
yapılmalıdır.
Türkiye'de çocukların ana dil
hakkının güvence altına alınması ve çocuklara yönelik
ihlallerin son bulması için Birleşmiş Milletler Çocuk
Hakları Sözleşmesi'nde konulan çekinceler bir an önce kaldırılmalıdır.
Türkiye'nin çok dilli ve çok kültürlü toplumsal
yapısı göz önünde bulundurularak bütüncül politikalar
geliştirilip tekçi, dayatmacı eğitim politikalarından bir
an önce vazgeçilmelidir. Tüm okullar, ana dili farklı olan çocuklar için
yeni baştan donatılmalı, gerekli materyaller
sağlanmalı, çok dilli programlar desteklenmelidir. Bütçe bu
imkânların sağlanması için de seferber edilmelidir. Devlet,
kültürel ve dilsel olarak farklılık gösteren çocukları öteki ve
çözülmesi gereken bir problem olarak görmekten vazgeçmeli, tam tersine okul
içindeki tüm süreçlerde geçerli bir dil politikası geliştirmeli,
müfredatlar buna göre hazırlanmalıdır.
Bir diğer konu ise kadınlara yönelik
cinsiyetçi dil, maalesef ki her alanda söz konusu ve kabul edilemez. Türk Dil
Kurumunun cinsiyetçi diline özellikle de değinmek gerekiyor. Cinsiyetçi,
kadınları ötekileştiren, yok sayan, dilde
ayrımcılık yaratan ifadelerle dolu olan Türk Dil Kurumu
sözlüğü acilen yeni baştan düzenlenmelidir. Evet, sözlüklerde
toplumun kullandığı tüm kelimeler yer almalı, ancak
cinsiyetçi kelimelerin işaretlenmesi, buna dair
çalışmaların yapılması gerekir. Başta Türk Dil
Kurumu olmak üzere tüm kurumların cinsiyetçi dilden
arındırılması için bir an önce çalışmalar
yürütülmelidir.
Değerli milletvekilleri, yapılarıyla,
kaleleriyle, antik kentleriyle, kiliseleriyle bir tarih cenneti olan Türkiye'de
bugün, bütçesi üzerinde konuştuğumuz Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından gereken özen gösterilmediği için
tarih ve kültürel yapılar harabe hâline gelmiştir. Bu yapıların
korunması, restorasyonu, turistik mekânlar hâline getirilmesi için gereken
bütçe maalesef, yıllardır olduğu gibi bu bütçede de göz
ardı ediliyor. Gereken bütçe ayrılmadığı için
atıl bir hâl alan bir kültür mirasından da örnek vermek istiyorum. 500lü
yıllarda Romalılar tarafından Sasanilere karşı
yapılan ve daha sonra antik mezar olarak kullanılan Dara Antik Kenti,
yıllar önce bir arkeolog tarafından keşfedilen antik mezarlar
dışında köyün altında kalmış bir tarih
barındırıyor. Tarihî güzelliği ve günümüz mimarisine
taş çıkartan dokusuyla bellek kokan Dara Antik Kenti hiçbir yenileme
ve restorasyon olmadan tarihin derinliğine hapsedilmiş durumda.
Kazı çalışmalarına gerekli ödenek
ayrılmadığı için çalışmaya açılmayan antik
kentin 12 kilometrelik bir kısmı toprağa gömülü hâlde
keşfedilmeyi bekliyor. Arkeologlar tarafından çok az bir
kısmı kazılan ve hayata geçirilen tarihin çoğu hâlen toprak
altında. Gün yüzüne çıkarılan ve tellerle korunmaya alınan
küçük mağaralar, güneş tapınağı ve mezarlıklardan
oluşan kentse Mardin Büyükşehir Belediyesine kayyum olarak atanan
yaman hırsız tarafından, ödenek olmadığı için
güvenlik görevlisinin işten çıkarılması gerekçesiyle
ziyaretçilere kapatıldı. Fakat sonradan, tepkiler üzerine tekrar
açıldı. İtibardan tasarruf olmaz. diyerek lükse,
şatafata, yolsuzluğa devasa bütçeler ayrılırken Dara Antik
Kentinin ödenek olmadığı için ziyaretçilere
kapatılması da iktidarın ayıbı olarak tarihe geçti.
Değerli milletvekilleri, tarihe, doğaya,
kültüre düşman AKP iktidarı için daha fazlasını yapamaz,
yapmaz diye düşündükçe iktidar her gün yine, yeniden bu
düşmanlıkla kendi rekorunu kırıyor ve kırmaya da devam
ediyor. Biliyorsunuz, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan ve tüm
dünyanın dikkatini çeken Urfadaki Göbeklitepe insanlık tarihinin
bilinen ilk tapınakları arasında yer alıyor. Milattan önce
12000lerde inşa edildiği bilinen tapınaklarıyla dinler
tarihini etkileyen Göbeklitepe bilinen ilk ibadet merkezidir. Yeryüzündeki ilk
inanç merkezi olmasından ve buğday kalıntıları ile
büyük kaya parçalarının şekilli bir biçimde buraya
taşınmasından ötürü yerleşik hayatın ilk dönemlerinin
başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Göbeklitepede F
yapısı yani Kaya Tapınağı denilen bölgenin hemen
yanına iyileştirme çalışmaları adı altında
beton döküldü. Evet, tarihin bilinen en eski ilk yerleşim yerine beton
döküldü, Neolitik Döneme ait mimari kalıntılara
Bugün Kültür Bakanlığının
bütçesini konuşuyoruz ve Kapadokya Alan Başkanlığı da
bu konunun içerisinde. Burada yürütülen rant ve talanı da unutmamak
gerekiyor. Çıkarılan yönetmelikle talan ve işgal
meşrulaştırıldı, hassas sit alanları yine bu
yönetmelikle tehlike altında bırakıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
EBRÜ GÜNAY (Devamla) Buradan bir kez daha tekrar
ediyoruz: Yok ede ede tarih de kültür de hafıza da
bırakmadınız, derhâl bu kıyıma son verin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Diyarbakır Milletvekili
Sayın Hişyar Özsoy
Buyurunuz Sayın Özsoy. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HİŞYAR ÖZSOY
(Diyarbakır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanlar burada. Sayın Bakan, ben
Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine
konuşacağım. Sanırım benim bu bütçe üzerine
yaptığım 7nci konuşma.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Duyamıyoruz.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Benim sesim hep
sonradan açılıyor arkadaşlar.
2015 yılından bu yana -sanırım
bu 7nci- bütçe görüşmesinde grubum adına konuşuyorum. Biz her
sene dünya kadar parayı Dışişleri
Bakanlığına veririz, Dışişleri
Bakanlığı gider bir yıl sonra tekrar bütçe istemeye buraya,
gelir -sağ olsun kendisi naziktir, kibardır, diğer bakanlar gibi
gelip buraya, Meclise hakaret, küfrettiği görülmemiştir Mevlüt
Beyin, hakkını yemeyelim- fakat her bütçe zamanı buraya
geldiğinde bir önceki yıla göre daha da sıkıntılı
bir dış ilişkiler alanıyla karşı
karşıya kalıyoruz yani bütün verdiğimiz paralar daha da
çökmüş bir dış politika olarak bize geri dönüyor.
Bakın, Amerika Birleşik Devletleriyle
olan ilişkiler çok uzun zamandır kötüye gidiyordu; şu an dibi
görmüş, iyileşmeye dair herhangi bir emare söz konusu değil,
Biden yaptığı demokrasi zirvesine de Türkiyeyi
çağırmamış. Avrupa Birliğiyle ilgili tüm
başlıklarda ilişkiler donmuş, hatta sadece
donmamış; geçen gün bir vesileyle kimi Avrupa Birliği
yetkilileriyle tesadüfen görüştük, anlayabildiğimiz kadarıyla
sabit bile durmuyor, her geçen gün daha da kötüleşen bir seyirden bahsediyorlar
ve gerçekten kaygılılar. Avrupa Konseyiyle ilişkiler
Az önce
bazı tartışmalara şahit olduk. Kıymetli
arkadaşlar, bunun üzerinden ucuz politika yapmanın bir anlamı
yok. Türkiyeyi Konseyden kovacak noktaya gelmişler, hatta Ya siz
çıkın gidin, ya biz sizi kovacağız. neredeyse bu noktaya
gelmişler; bu ciddi bir meseledir. Öyle Karar eksikti, daha devam
ediyor. böyle bir şey yok. Net karardır, Büyük Daire
kararıdır; hem Demirtaş kararı hem Kavala karar. Sayın
Bakan, siz AKPM Başkanlığı yapmış bir insansınız.
Allah lillah aşkına Cumhurbaşkanına bir söyleyin, geçen gün
Avrupa Birliğinin kararları bizi bağlamaz. diyor, belli ki
Konsey ile Birlik arasındaki fark da kalmamış; kim Cumhurbaşkanına
hangi bilgiyi veriyorsa, vallahi yanlış da veriyor.
Siz biliyorsunuz, bakın, ilk defa 2017
yılında Azerbaycan için açılan infringement dedikleri
prosedürü 2nci defa, Konsey tarihinde 2nci defa Türkiye için yapıyorlar
yani bu, Türkiye'nin Konsey üyeliğinin sonlanmasına gidebilecek
-oraya gidecek demiyorum- bir süreç. Türkiye daha önce başka şekilde
yine, tarihe geçmişti; 2017 yılında yine, izleme sürecinden
çıkıp tekrar izleme sürecine geri girmeyi başarabilmiş
tek ülke olarak Türkiye tarihe geçmişti. Bakın, bu defa da tarihe
geçiyor. Ya, bu ciddi bir meseledir. Türkiye'nin Avrupa Konseyinden
çıkarılması demek, Türkiye'nin uluslararası hukuk
sistemiyle çok önemli bir bağının kopması demektir ve bu
son derece tehlikeli. Sadece demokrasi, insan hakları, hukuk açısından
değil, ekonomik açıdan da Türkiyeyi çok fazla zorlayabilecek bir
meseledir.
Rusyayla ilişkiler gergin, Dostum Putin
dönemi çoktan bitmiş; Rusya, Amerikayla anlaşıp Suriyedeki
savaşı bitirmeye çalışıyor. Suriyedeki
savaşı bitirmek istemeyen kim biliyor musunuz arkadaşlar? Bir
Türkiye, bir de İngiltere. İngiltere sürekli bunlara gaz veriyor
vallahi, billahi- Bitirmeyin. diye, işte Esada mutlak bir
şekilde zafer vermeyin. diye; kimi Amerikalı çevreler de bunu
yapıyorlar ama Amerika ile Rusya şu an önemli oranda bir
ortaklaşmaya gidip Suriyeyi tekrar şekillendirmeye
çalışıyorlar. Türkiye de siyasetini Rojavada Kürtlere
saldırayım. bir de Heyet Tahrir el-Şamı koruyayım
İdlib bölgesine kendisini sıkıştırmış
durumda, Suriyede öyle, oyun kurucu olma gibi vasfını çoktan
yitirmiş. Çıkabilirse o bataklıktan büyük başarı ama
her geçen gün o bataklığın içerisine daha fazla saplanıyor.
Suriye ve Irakta diplomatik, siyasi olarak gerileyen Türkiye, askerî
varlığını artırarak Belki bir pozisyon kapabilirim.
diye düşünüyor. Şu an, Türkiye'nin, uluslararası arenada, Avrupa
Birliği, Avrupa Konseyi, Rusya, Amerika, bütün bunların ötesinde -ilişkiler
darmadağın- bir tek NATO üyeliğini ve Türkiye'nin sahip
olduğu askerî gücü bölgesel birtakım denklemler içerisinde
konumlandırma, pazarlama, bunun dışında hiçbir siyaseti
kalmamış.
Bakın, kıymetli arkadaşlar, en son,
Doğu Akdeniz meselesini biliyorsunuz. Doğu Akdenizde birbirine
benzemeyen ne kadar güç varsa Türkiye hepsini birleştirdi, hepsini
birleştirdi Türkiyeye karşı. En son, Katar, -sürekli dostumuz
Katar var ya- iki gün önce Amerikanın Exxonuyla birlikte
Kıbrısın dibindeki beşinci parselde doğal gaz
araştırmaları için Kıbrısla anlaşma yaptı.
Hani, birlikte çalışacaklar, Cumhurbaşkanına söylediler E,
biz bu konuyu da gündeme getireceğiz. diyebildi, sadece bu kadar
diyebildi.
Şimdi -zaman çok çabuk geçiyor- Sayın
Başkan, ben bunu burada söyledim, size de söyleyeyim; güzel bir Türkevi
yapılmış, büyükelçilik, Strazburgda. Burada konuştuk bir
defa, arkadaşlar İtibar. dediler; itibar, mahkeme
kararlarının uygulanmasıyla olur, demokrasi, insan hakları,
hukukun üstünlüğü, bunlara Türkiye riayet ederse itibarı çok
yükselir. (HDP sıralarından alkışlar) İnanın bana
inşaat yapmakla itibar olmuyor.
Kıymetli arkadaşlar, Türkiye'nin bütün
ilişkileri kötüdür falan demiyoruz. Bakın, size iyi giden bazı
şeyler söyleyeyim. Kıymetli bir danışmanımız
Lokman Sazan Türkiye, Avrupa Birliği ilişkilerinde Kopenhag
Kriterlerinden mülteci kriterlerine evrildi. diyor. Doğru, güzel bir
tarifleme. Şimdi, bu mülteciler meselesini uzun dönemdir Avrupa'ya
karşı bir tehdit olarak kullanıyordu, Türkiye bunda mahir Yok.
demeyin. Lukaşenko, Erdoğan'dan öğrendi, biliyorsunuz yaz
boyunca Polonya sınırına yığdı -dünyada böyle
konuşuluyor vallahi, siz ne derseniz deyin, dünya böyle konuşuyor-
Türk Hava Yolları sürekli Minske seferler yaptı; Irak'tan,
Suriye'den, Yemen'den insanları taşıdılar. (HDP
sıralarından alkışlar) VIP insan
kaçakçılığıdır bu ha, ismi bu. Avrupa Birliği
yetkilileri Türkiye'yi tehdit etti Bakın, Türk Hava Yollarını
Avrupada hiçbir ülkeye sokmayız. dediler, geri adım atmak durumunda
kalındı. Gri pasaportlar oldu -ne oldu akıbeti, bilmiyoruz- gri
pasaportlarla VIP insan kaçakçılığı yaptılar,
biliyorsunuz. Bu kaçakçılık durumunu, bu gri pasaport rezaletini
ortaya çıkaran konsolosluk görevlileri cezalandırıldı.
Belediyesinde gri pasaport kullanılan belediye başkanı
Cumhurbaşkanından ödül aldı ya; oldu bu, vallahi oldu bu,
Türkiye'de oldu.
Bunun ötesinde ne var? Türkiye kokain
kaçakçılığı konusunda önemli bir rota olmuş durumda.
Latin Amerika-Kıbrıs-Türkiye arasında ilişkiler muazzam,
gerçekten. Bakın, çökülen marinalar var, Brezilya'da yakalanan uçak var,
içinde bir sürü pudra şekeri çıkıyor, kokain çıkıyor,
değil mi? Ya, bu inanılmaz ilginç bir durum, sanki bir aksiyon filmi
izliyoruz, kimseden çıt yok.
Başka ne var? G7 ülkeleri tarafından
kurulan, biliyorsunuz, bu Financial Action Task Force Mali Eylem Görev Gücü
Geçen sene buraya son dakika bir yasa getirdiniz uluslararası terörün
finansmanıyla ilgili olarak, niye bu kadar bizi sıkboğaz ettiniz
anlamadık. Ne oldu? Yasayı geçirdiniz, kara para aklama ve terörün
finansmanı iddiasıyla yine Türkiye'yi gri listeye aldılar
kıymetli arkadaşlar; özellikle de El Kaide ve IŞİD'in, bu
örgütlerin finansmanı konusunda Türkiye'nin üzerine düşen
sorumlulukları yerine getirmediğini söylediler.
Başka ne var? Pandora ve Panama. Bu belgelerde
şey çıktı kıymetli arkadaşlar, Türkiyenin vergi
cenneti ülkelerle de ilişkileri bayağı güçleniyor. Mesela,
Erdoğanın sarayını yapan Rönesans grubu; milletin
anasına küfreden Cengiz Holding; mesela, Berat Albayrakın Genel
Müdürlük yaptığı Çalık grubu; bütün bunların hepsinin
off-shore hesapları çıktı. Ya, bütün o ülkelerle ilişkiler
gayet iyi, o kadar kötü değil, iyi giden şeyler de var kıymetli
arkadaşlar.
Ya, zaman gerçekten çabuk gidiyor, ben bitireyim.
Kıymetli arkadaşlar, bakın, son
olarak -Mevlüt Bey telefonla konuşuyor- geçen sene ben Türkiye'nin
lirasının niye Heyet Tahrir el-Şam tarafından İdlibde
maaş ödemelerinde kullanıldığını sordum. Heyet
Tahrir el-Şam, biliyorsunuz, terör örgütü olarak hem Türkiye hem
Birleşmiş Milletler tarafından tanınıyor. Aha, bak
buradadır kendisi, bana Komisyonda Türk lirası kıymetli bir
para olduğu için bazen oluyor bu tür şeyler. demişti; vallahi,
şaka değil. (HDP sıralarından alkışlar) Bu sene
Türk lirasının da bir kıymeti kalmadı. Bakın, vallahi
billahi Heyet Tahrir el-Şam şu an isyan ediyor Dolarla verin
maaşlarımızı. diye, yemin ediyorum, bakın. (HDP
sıralarından alkışlar)
Bakın, bunun dışında ne var? Son
olarak, Türkiye'nin ilişkileri orada burada sıkıntıya
gidiyor ama düzelen ilişkileri de var Türkiye'nin. Bakın, bir tane
var ki gerçekten
Mesela, Türkiye'nin Amerikayla ilişkileri kötü,
Avrupayla kötü ama Talibanla ilişkileri güzelleşiyor. Size bir
fotoğraf göstereyim. Sayın Bakan, sizinle
Sayın Bakanın
böyle güzel bir fotoğrafı çıktı. Görüyor musunuz
arkadaşlar? Yedi yıldır Sayın Bakanı tanıyorum,
vallahi benim elimi bir defa böyle samimiyetle sıkmamıştır
ha, yemin ediyorum size. (HDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Son bir dakika,
bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun efendim.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Bakın, bunu
niye söylüyorum? Sadece bu değil, Cumhurbaşkanının 15 Temmuz
darbesini finanse ediyor. dedikleri bu Birleşik Arap Emirlikleri'yle
çekilen fotoğraf kıymetli arkadaşlar. Yani Allah muhabbetlerini
bol etsin, onu söylemiyorum fakat Heyet Tahrir el-Şamla, Taliban'la, kara
para aklama operasyonlarıyla yani hani, buradan İstanbul'a yol
olabilecek o kadar tuhaf ,kirli durumla iç içe olan Hükûmet, dönüyor,
artık pudra şekeri aklı mıdır, nedir? Biz HDP'yi
kapatacağız. diyor. (HDP sıralarından gülüşmeler, alkışlar)
HDPyi kapatacağız, Taliban'la görüşeceğiz, Heyet Tahrir
el Şam'a Türk lirası vereceğiz. Yahu Sayın Bakan ya, bizim
Taliban ve HTŞ kadar da mı bir kıymetimiz yok, gerçekten yani?
CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) Sizin de
dağdakilerle fotoğraflarınız var.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Şimdi,
kıymetli arkadaşlar, bunu basın yarın, Hişyar Hoca
Bakandan işte, ilgi istedi falan diye sakın çıkarmasın;
latife yapıyoruz, ironi yapıyoruz.
Bitiriyorum kıymetli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayın efendim.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Sanırım
bu HDPnin kapatılma tartışmalarına da en büyük cevabı
İstanbul Kongremiz vermiştir. Buradan Ferhat Encü ve İlknur
Birol arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Batman Milletvekili Sayın
Feleknas Uca...
Buyurunuz Sayın Uca. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA FELEKNAS UCA (Batman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği
Başkanlığı bütçesi üzerinde partim adına söz
almış bulunuyorum. Buradan Genel Kurulu ve ekranları
başında bizi izleyen halkımızı, cezaevlerinde bulunan
Parti Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye
eş başkanlarımız, MYK, PM üyelerimiz başta olmak
üzere, tüm siyasi rehinleri selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte,
Avrupa Birliği Bakanlığı kapatılarak
Dışişleri Bakanlığına bağlanmıştır.
Bu rejim değişikliği, Avrupa Birliğiyle ilişkileri
ilerletme konusundaki bütün kurumları feshederek Avrupa Birliğiyle
yaşanan gerilimleri iç siyaset malzemesi hâline getirmiştir.
Özellikle son altı yıldır tamamen demokrasi ilkelerinden uzak
bir rota izleyen AKP Hükûmeti Avrupa Birliğinin 2021 yılı Raporu
başta olmak üzere birçok uluslararası raporda Türkiyeyi, Türkiye
halklarını hak etmediği bir konuma soktu. İnsan
hakları ihlallerinden yolsuzluklara, yargı
bağımsızlığı ile hukukun üstünlüğü ilkesinin
yok sayılmasından devletle bağlantılı suçların en
çok olduğu ülke kategorisine kadar birçok alanda Türkiye son
sıralarda. İç hukukta bağlayıcı olan AİHM
kararları ısrarla uygulanamıyor. Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesinin yaptığı toplantılarda gündemine
aldığı ve derhâl serbest bırakılmaları çağrısında
bulunduğu Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarına
ilişkin AKP Hükûmetinin yargı üzerindeki baskısı devam
ediyor. Hükûmet, imzacısı olduğu uluslararası
sözleşmeleri ve kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi gibi
uluslararası platformları hiçe saydığını
açıkça ilan etmektedir. Son Bakanlar Komitesi toplantısından
sonra çıkabilecek ağır bir yaptırım kararı
Türkiyenin dünya genelindeki itibarını hiç olmadığı kadar
düşürecektir.
Değerli milletvekilleri, AKPnin iktidarı
boyunca propaganda malzemesi olarak kullandığı Avrupa
Birliğine üyelik vaatleri Avrupa Birliğinin demokrasi eksenli
değişim taleplerine karşılık vermemesiyle tamamen
durmuştur. AKPnin dış politikaya yönelik çizdiği gerçek
dışı tablo, Suriye, Karabağ, Libya, Doğu Akdeniz ve
Afganistanda çökmüştür. Savaş ve şovenizmle beslenen
iktidarın gerçek yüzü bu dış politika perspektifiyle daha da
berraklaşmıştır.
İnsancıl dış politikadan
bahsediyorsunuz ancak, şu an Suriye başta olmak üzere insani kriz
içinde olmadığınız tek bir komşumuz yok. Bu mu
insancıl dış politikanız? Suriyeye yabancı
savaşçıların geçişi için her türlü imkânı
sağlayıp Antep ve Hatayı onlarca farklı köktenci örgüt
için lojistik üssüne dönüştürdünüz. Desteklediğiniz çeteler Suriye
toprakları içinde sayısız savaş suçu işlediler.
Diğer yandan, Suriyeli Kürtlerin kendi
coğrafyalarında meşru bir siyasi irade olmasının önüne
geçecek her türlü provokasyonu ve muhatap devlet liderleriyle her türlü kirli
pazarlığı yapmaktan çekinmediniz. Kuzey Suriyeden Türkiyeye
yönelik hiçbir tehdit ve saldırı olmadığı hâlde
yüzlerce kez sınır boylarındaki Kürt sivil alanlarını
bombaladınız. Afrin işgalinden sonra bölgede Kürt kültürüne,
ekonomisine yönelik sistematik saldırılar gerçekleştirdiniz,
demografik yapıyı değiştirmeye
çalıştınız. Farklı inançlara ait mezarlar tahrip
edildi, Afrin zeytinlerinin Türkiye üzerinden başka ülkelere
satılması da işlediğiniz savaş suçlarından biri.
Birlikte yaşadığınız halkların yaşam hakkını
savunmak yerine bölge halklarının bir arada yaşama umuduna
karşı asıl tehdidi iktidarınız oluşturdu.
Suriyede insanların yerlerinden edilmesine
sebep olan mezhepçi ve ırkçı dış müdahaleyi değil de
siyasal çözümü teşvik eden bir politika benimsemiş
olsaydınız, bugün Suriye krizi böyle yıkıcı bir hâl
almayacaktı.
Düzensiz göç ve sınırlardan denetimsiz
geçişleri çeşitli gizli anlaşmalar ve amaçlar doğrultusunda
teşvik ettiğinizi biliyoruz. Bir taraftan ucuz iş gücü, örgütsüz
emek, güvencesiz çalıştırmayla sermaye sınıfı
beslenirken, diğer taraftan mülteciler şantaj malzemesi hâline
getirilerek Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerden para almak
gibi çok yönlü hesaplar yapılıyor. Avrupa Birliğinden
alınan paralar karşılığında mültecilere
karşı gardiyan rolünün üstlenilmesini asla kabul etmiyoruz. Göçlerin
kaynağı olan yıkım süreçlerini ortadan kaldıran ilkeli
ve yapıcı politikaların hayata geçirilmesini savunmaya devam
edeceğiz.
Yanı başınızda tarihin en büyük
soykırımlarından biri yaşandı; Ezidiler katledildi,
binlercesi topraklarından edildi. Şengal halkı özerk bir yönetim
istiyor, Ezidiler maruz kaldıkları soykırımdan sonra kendi
güvenliklerini sağlayabilme konusunda haklı gerekçelere sahiptir.
Şengaldeki Ezidi öz savunma güçleri Türkiye için bir tehdit
olmadığı hâlde hava saldırılarıyla
bombalanıyor. Geçen seneki bütçede de Şengali bu kürsüde dile
getirdim. Geçen seneden bu yana Şengal yine bombalandı ve
saldırılar devam etti. Bu sene içinde Şengale 4 kez
saldırdınız. Hastaneyi, Halk Meclisini bombaladınız.
Ezidi halkına karşı bu düşmanlık neden? Size
karşı hiçbir tehdit oluşturmadığı hâlde bu halk
neden saldırılarınızın hedefi oluyor? Bu
bombardımanlar IŞİDin tamamlayamadığı
katliamı devam ettirme isteğinden başka bir şey değildir.
Ezidilere saldırmaktan vazgeçin artık. (HDP sıralarından
alkışlar)
Ezidi katliamına Birleşmiş Milletler
soykırım demişken, Avrupalı ülkeler
tanımışken, siz hâlen kabul etmediniz. Almanyada bir
DAİŞli Ezidi soykırımından sorumlu tutulup mahkûm
edilirken burada etkin bir soruşturma dahi yapılmıyor hatta
Türkiyede yüzlerce sivilin katledildiği IŞİD
saldırılarına dair de doğru düzgün bir soruşturma yok.
Yaptıklarınız ortadayken dünya IŞİDle gerçek anlamda
mücadele ettiğinize inanmaz.
DAİŞ çeteleri tüm savaş
suçlarının yanı sıra en büyük insanlık suçunu Ezidi
kadınlara karşı işledi. Yüzlerce kadın ve kız
çocuğunu köle pazarlarında satan bu çetelerin
kaçırdıkları kadın ve kız çocukları Türkiyenin
başkentinde ortaya çıktı. Dün Şengalde yapılan bu
kadın kırımı, bugün desteklediğiniz silahlı
gruplar tarafından Afrinde ve yine desteklediğiniz Taliban yönetimi
tarafından Afganistanda yapılıyor. Afganistan yönetimi 55
yaşındaki bir adamın 9 yaşındaki bir kız
çocuğuyla evlenmesine onay veriyor, kadınlar türlü işkencelere
uğruyor. Afgan kadınları sanattan, spordan, eğitimden,
kısacası yaşamın her alanından izole edildiler.
Talibanın bu uygulamaları ortadayken Erdoğan Taliban için
Türkiyenin inancıyla ters bir yanı yok. açıklaması
yapabiliyor.
Sayın Bakan, siz kadınları koruyan
uluslararası sözleşmelere düşman, Afganistanlı
kadınları şiddete maruz bırakan Talibanı VIP odalarda
karşılayan bir Dışişleri Bakanısınız.
Siz Afrinde kadınlara yönelik insanlık suçu işleyenlerin
yanındasınız.
CEYDA BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (İzmir) PKK
kadınları nasıl koruyor?
FELEKNAS UCA (Devamla) Siz Türkiyenin
uluslararası itibarını yükseltmeye çabalayan, komşu
ülkelerle sorunları diplomatik bir zeminde çözmeye, tüm halkları
kapsayan barışçıl politikaları uygulamaya dair bir misyon
üstlenmiyorsunuz. Siz şimdiye kadar toplumsal barışa hizmet eden
bir Dışişleri Bakanı hiç olmadınız.
Sayın
milletvekilleri, asker
postalını diplomasinin önüne koyan anlayış, Türkiyeyi,
çözümsüzlüğü dayatan ve kriz üreten bir ülke konumuna getirdi. Doğu
Akdenizde yalnızlaşmayı, Libyada, Suriyede ve
Kıbrısta çözümsüzlüğün tarafında olmayı Türkiye hak
etmiyor. Türkiye, ekonomik kaosa sürüklenmeyi ve bunun sonucunda Katar gibi
ülkelere parsel parsel satılmayı hak etmiyor. Türkiye ancak AKPnin
gidişiyle, dünyada hak ettiği itibara kavuşacak, komşularla
müzakere ve diyaloğa açık ve kadınlar için güvenli bir ülke
olacak.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adana Milletvekili Sayın Tulay
Hatımoğulları Oruç
Buyurunuz Sayın Hatımoğulları
Oruç. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranı
başında bizleri izleyen değerli halklarımız; 12 Eylül
askerî cunta rejiminin yıllar önce bugün yaşını büyüterek
katlettiği Erdal Ereni saygıyla anıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Biz bugün bütçe görüşmelerinde yaşanan
ekonomik krizde, doların 15 TLnin üzerine geçmek üzere olduğu bir
dönemde, aslında adı yolsuzlukla, otoriter rejimle ve Erdal Ereni
katleden rejimin bütün özelliklerini devralan AKP iktidarı ve
ortağından biraz sonra sıralayacağımız çözüm
önerilerinin hiçbirini artık beklemiyoruz ve bizler bu ülkeyi bu ülkenin
demokrasi güçleri olarak hep beraber yöneteceğiz ve hep beraber dış
politika sorunlarını hep birlikte aşacak yol ve yöntemleri
beraber arayacağız.
Evet, Suriyede öncelikle yurtta ve dünyada
barış merkezli bir dış siyaseti inşa edeceğiz;
Suriyedeki sorunu tabii ki merkeze alarak orada barışı hep
birlikte nasıl tesis edebileceğimizin yol ve yöntemini
arayacağız. Arap dünyasıyla Türkiyeyi pazarlamak için
değil, barışı sağlamak için görüşeceğiz.
Yıkılan komşu ülke Suriyede yeniden Suriyenin inşa
edilmesi ve yapılması için Türkiyede yaşayan 5 milyon
mültecinin yeniden ülkelerine uluslararası güçlerin de denetimiyle sağlıklı
bir şekilde dönebilmelerini sağlayacağız. Rojava
topraklarına yapılan sınır ötesi operasyonlara son verecek
ve oradaki askerleri geri çağıracağız. Suriyede demokratik
bir anayasanın yazılması ve bugüne kadar IŞİDe
karşı güçlü bir şekilde mücadele veren Kürt halkının,
Rojavada yaşayan halkların haklarının demokratik bir
Suriye anayasasında yer alması için elimizden gelen çabayı
sağlayacağız.
Irak denince akla MİT faaliyetleri gelmeyecek.
Irakta federe Kürdistan ve Merkezî Hükûmetle başta Kürt ve Türk
halkı olmak üzere bölgede yaşayan bütün halkların demokratik bir
zeminde özgürce yaşayabilecekleri bir hukukun, bölgesel bir hukukun tesis
edilmesi için çaba harcayacağız ve tabii bütün bunları
yapabiliyor olmamız için başta Türkiye'de Kürt sorununun barışçıl
ve demokratik yöntemlerle çözülmesini sağlayacağız. Orta
Doğu bölgesinde demokratik, özgürlükçü bir yönetim modelini
göstereceğiz.
Libyada bölünmüş bir Libyadan fayda
sağlamaya çalıştı bu iktidar. Komisyon aşamasında
da Dışişleri Bakanına sormuştum, daha önce bu Mecliste
Libyanın bir tarafıyla birçok anlaşma imzalandı. Bu
anlaşmalara Libya Temsilciler Meclisi Geçerli değildir." dedi.
Bana verilen yazılı açıklamada, Bakan, geçerli olduğunu
söylüyor. Bizler Libyadaki askerlerin geri çekilmesini
Nasıl Libya
Temsilciler Meclisi bunu somut olarak talep ediyorsa, tersten, biz orada
yaşıyor olsaydık bizler de bunu talep ederdik, bu talep
kesinlikle yerine getirilecektir.
Azerbaycan, Ermenistan
Evet, kardeş Azerbaycan
ve Ermenistanda silah satmak ve müteahhitlere orada iş alanları
açmak için siyaset değil, tam tersi, barış için aracı olmak
zorundayız ve biz bunu yapacağız.
Doğu Akdenizde mavi vatan naraları
atıp, mangalda kül bırakmayıp sonra da sessizce içine sinen
siyaset yerine Doğu Akdenizde Akdenize kıyıdaş bütün
ülkelerle diyaloğu sağlayacak, adil enerji
dağılımı ve halkın ihtiyacı olduğu kadar
doğaya saygılı bir enerji üretimini esas alacağız.
Uluslararası sözleşmeleri bir gece
ansızın yok saymayacağız; başta İstanbul
Sözleşmesi olmak üzere Sevgili Kavala, Demirtaş ve
arkadaşlarının serbest bırakılmasını
salık veren AİHM kararlarını harfiyen yerine
getireceğiz.
Diplomaside yandaş, akraba, uyuşturucu
ticareti yapanları değil, liyakatli insanlar bu görevin
başına getirilecektir.
Değerli Türkiye yurttaşları,
bunları başarmak mümkün, bunları başarmak asla zor
değildir. Türkiye çok keskin bir virajdan geçiyor, gemi batıyor ama
yanlış anlamayın, bu geminin içinde onlar yok; bu gemide bu
ülkenin işçileri, emekçileri, yoksulları, kadınları,
gençleri, Alevileri, Kürtleri, doğa ve insan hakları
savunucuları var, bu geminin içinde farklı halklar ve inançlar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) -
İktidar ve yandaşlarının en tepesindeki bir avuç, sermayeye
sahip olan insanlar servetlerini yedi cetlerine yetecek kadar Man
Adalarına, vergi cennetlerine zaten göndermişler; onların tuzu
fazlasıyla zaten kurudur. Bu gemide bizler varız ve bu gemiyi kurtarabiliriz;
bu ülkedeki demokrasi güçleri kenetlenerek, iç ve dış siyaseti
yeniden inşa ederek, demokratik bir Türkiye'yi ve demokratik bir
cumhuriyeti hep beraber inşa ederek bunları başarabiliriz.
Türkiye ve bölge halklarına sözümüz olsun ki
demokratik bir cumhuriyeti kuracağız; o vakit yakındır, o
vakit yarındır. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Ağrı Milletvekili Sayın
Berdan Öztürk...
Buyurunuz Sayın Öztürk. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA BERDAN ÖZTÜRK (Ağrı)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de hem bir Ağrı milletvekili olarak hem de
Demokratik Toplum Kongresinin Eş Başkanı olarak Genel Kurulu
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar) Başta,
cezaevinde olan Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Leyla
Güvenin şahsında bütün siyasi rehineleri, tutsakları bu
vesileyle saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
Tabii, sorun anlayış sorunu olunca, sorun
sistem sorunu olunca, sorun zihniyet ve yaklaşım sorunu olunca birçok
sorun da aslında görmezden geliniyor, sorunların üzeri örtülmeye
çalışılıyor. Bakınız, ciddi anlamda bir ekonomik
kriz yaşanıyor şu anda Türkiye'de. Sebebi ne? diye
sorduğunuz zaman, sebebi, işte; bizler
Türkiye'nin temel sorunu Kürt
sorunudur. Bu sorunun çözüm yolu; dünyada da örnekleri vardır
Nasıl
çözülecek? Tabii demokratik yol ve yöntemlerle çözülecek. Defalarca bu
görüşmeler de yapıldı. Bakınız, İmralı'da
Sayın Abdullah Öcalan'la görüşmeler de yapıldı. 2013-2015
yıllarına, iki yıllık bir döneme
baktığımız zaman bile şu anda altı yılda
yaşadığımız bir durumla
karşılaştırdığımızda aradaki fark
açık, net bir şekilde görülecektir. Bakınız, yine bu
anlayışın
Demokratik Toplum Kongresi adına
selamladım ama aslında hukuk, hukuk deniliyor, ona bir örnek olsun
diye de ben özellikle Kongre adına selamlama yaptım.
Bakınız, küçük bir örnektir, Demokratik Toplum Kongresi 2007
yılında yüzlerce sivil toplum kuruluşunun, kanaat önderinin bir
araya gelerek kuruluşunu ilan ettiği bir kurumdur. 2007
yılından bugüne kadar ne tür çalışmalar
yapmıştır? Bakınız, Türkiye'deki sorunların,
asıl sorunların tespiti noktasında demokrasi sorunu var mı?
Var. Hepimiz bunu yaşıyoruz, son altı yılda ağır
bir şekilde yaşıyoruz. Özgürlük sorunu var mı? Evet.
Eşitlik sorunu var mı? Evet. Cinsiyet
Cinsiyet açısından
baktığımız zaman, cinsiyet özgürlüğü var mı?
Hayır, yok.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) O
nasıl bir şey ya!
BERDAN ÖZTÜRK (Devamla) Kürtlerin ve bütün
sorunların temelinde de şunu açık ve net bir şekilde dile
getirdik.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Onu bir
açıkla ya.
BERDAN ÖZTÜRK (Devamla) Bu sefer bu kürsüden
tekrar belirtelim: Bu ülkede Kürtün bir sorunu var, Kürtün talebi var;
Kürtün eşit, özgür, kendi diliyle, kültürüyle yaşamasına
ilişkin bir talebi var. Bu kongrede başta Kürt sorunu olmak üzere
demokrasi, ekoloji ve özgürlük sorunlarını gündeme getirmiş,
paneller düzenlemiş, konferanslar düzenlemiş ve farklı
farklı çevrelerden, sadece bir ideolojiyi değil, bir
anlayışı değil, tüm kesimleri bir araya getirerek hem
ulusal hem de uluslararası alanda bu konuda uzman kişilerin de
görüşlerini alarak bu görüşleri de kamuoyuyla
paylaşılmıştır.
Şimdi, ne oldu? 2016 yılında,
bakınız, bir algı yaratılmaya
çalışıldı, operasyonlar yapılıyor, DTK
operasyonları, DTKyle alakası yok, Demokratik Toplum Kongresiyle. En
son 2019da bir operasyon yapıldı, iddianamelere bakıyorsunuz,
iddianamelerde şu söyleniyor: Ele geçen dokümanlar. Şimdi, normal
bir hukuk devleti olsa -ki biz biliyoruz, hukukun esamesi bile okunmuyor- yani
gerçekten ele geçmiş dokümanlar var, bu dokümanlar bu kongrenin, bu
kurumun bir suç örgütü olduğunu gösteriyor
Ama tabii, Türkiye'de -dedim
ya- hukukun esamesi okunmuyor. Yine de merak edip bir
baktığınızda, bakınız, o dokümanlar neler? Bizim
delege listemiz, delege seçilen arkadaşlarımızın isimleri,
soy isimleri, karşısında da numaralar yer alıyor. (HDP
sıralarından alkışlar) Başka bir şey
arayayım diyorsunuz yani başka bir şey bulalım, var,
mutlaka başka bir şey vardır. Herhâlde bu kadar beceriksizce
-iddianame demiyorum- bir senaryo hazırlanmaz ve bu senaryoyu beceriksizce
hazırlayanların da hayal gücünden bu kadar yoksun olabileceğini
insan düşünmez. Ama gerçekten, düşünmediğimiz, zaten bu ülkede
altı yıldır her birimizin başına geliyor, her
birimizin başına bugüne kadar da geldi, gelmeye de devam ediyor.
İşte, bakınız, bunu bahane ederek savcılar
kanılarını, tahminlerini dile getiriyorlar ve insanlara en az
altı yıl üç ay ceza veriyorlar, altı yıl üç ay. En son
Makbule Özbek, barış annesidir; yedi yıl üç aylık bir ceza
verildi. Neye dayanarak veriyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BERDAN ÖZTÜRK (Devamla) Başkan,
tamamlıyorum.
Biz diyoruz ki: Bu ülkede bir sorun var, bu
hepimizin sorunu. Hepimizin hep birlikte bu sorunu çözmesi gerekiyor. Biz bunu
çözdüğümüz zaman demokrasi sorununu da çözmüş olacağız,
özgürlükler sorununu da çözmüş olacağız, eşit
yurttaşlığı da hep birlikte kuracağız diyorum.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
konuşmaları tamamlanmıştır.
Birleşime yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.43
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.17
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi söz sırası şahıslar
adına lehinde Nevşehir Milletvekili Sayın Yücel Menekşede.
Buyurunuz Sayın Menekşe. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YÜCEL MENEKŞE (Nevşehir) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin çok
değerli milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi üzerine şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, geçen hafta
Pençe-Yıldırım Harekâtı bölgesinde terör örgütü
PKKnın hain saldırısı sonucu şehit düşen
hemşehrim Piyade Uzman Çavuş İdris Aksöze Cenab-ı Haktan
rahmet diliyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi minnetle anıyorum,
gazilerimize hayırlı, sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Cumhurbaşkanımız ve Genel
Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
önderliğinde, milletimizin teveccühüyle on dokuz yıldır iktidar
partisi olarak 2023, 2053, 2071 hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz.
Her anlamda büyüyerek ve gelişerek geleceğin Türkiyesini inşa ediyoruz.
Bu kutlu yürüyüşün mimarı olan AK PARTİ olarak,
aralıksız 20nci bütçeyi hazırlamış olmanın
haklı gururunu yaşıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; iktidara geldiğimiz günden itibaren dış
politikada temel felsefemizi oluşturan Yurtta barış; dünyada
barış ilkesi doğrultusunda girişimci ve insani bir
yaklaşım ortaya koyuyoruz. Bu yaklaşımımızın
en somut hâlini görmek için Sayın Cumhurbaşkanımızın
Dünya 5ten büyüktür. söylemini iyi analiz etmemiz gerekiyor. Özellikle pandemi
döneminin yarattığı yeni koşullar bu söylemin ne kadar haklı
olduğunu tüm dünyanın yüzüne vurmaktadır. Kaynakların
adilane dağılmadığı, haklının değil,
güçlünün; çoğunluğun değil, azınlığın; fakir
yerine zenginin korunduğu bu uluslararası düzenin artık
yürüyemediği aşikârdır. Biz şimdi daha güçlü bir
şekilde haykırıyoruz: Daha adil bir dünya mümkün. Böyle bir
uluslararası düzenin kurulması zaruriyeti artık yadsınamaz
hâle gelmiştir. Bu düzen er ya da geç kurulacak, Türkiye,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde bu düzenin başat mimarlarından biri olacaktır.
Dış politikada attığımız tüm adımlar,
uyguladığımız tüm politikalar bu amaca hizmet etmektedir.
İnsani yardımları ve kalkınma
yardımlarında üstlendiğimiz öncü rolü ifade etmek istiyorum.
Dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkemiz, yardımların
millî gelire oranı bakımından, insani değerler
açısından dünyanın en duyarlı ülkesi hâlindedir. Bu
doğrultuda, iktidara geldiğimiz 2002 yılında 93ü
büyükelçilik ve 58i başkonsolosluk olmak üzere toplam 163
temsilciliğimiz bulunmaktayken 2021 yılı itibarıyla 144ü
büyükelçilik 94ü başkonsolosluk olmak üzere toplam temsilcilik
sayımız 253e ulaşmıştır. Ayrıca, 74 ülkeyle
vize uygulamaları kaldırılarak sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkilerimiz
güçlendirilmiş, bunun turizm sektörüne de olumlu yansımaları
olmuştur.
Kıymetli vekiller, kültür turizminin lokomotif
bölgesi olan Kapadokyamızın merkezi Nevşehirimize yapılan
yardımlardan kısaca bahsetmek istiyorum. Son on dokuz yılda
ilimize yapılan kültür ve turizm yatırımları 150 milyon
TLyi aşmıştır. İktidara geldiğimiz andan
itibaren 2003 yılında Türkiye'nin turizm geliri 13 milyar 852
milyonken bugün 2019 yılı verilerine göre 34 milyar 520 milyona kadar
turizm gelirlerimizi artırmış bulunmaktayız.
Dolayısıyla, bugüne kadar turizm alanında hizmet etmiş
başta Sayın Bakanımız Mehmet Nuri Ersoya ve tüm turizm
bakanlarımıza gerçekten huzurlarınızda teşekkür etmek
istiyorum.
2019 yılında kurulan Kapadokya Alan
Başkanlığıyla ulaşmak istediğimiz ana hedefimiz,
tarihî ve kültürel değerlerimizi korumak, bölgemizin turizm
yatırım potansiyelini artırarak gelecek nesillere
aktarmaktır. Yine, Nevşehirimizde, iktidara geldiğimiz 2002
yılından itibaren toplamda aşağı yukarı 13 milyar
TL bütün bakanlıklarımız yatırım
yapmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
YÜCEL MENEKŞE (Devamla) Tabii, bu turizm
gelirlerinin katkısı yadsınamayacak şekilde ülke
ekonomisine çok büyük hizmet geliri olarak kayda geçmiştir ve bunun
etkisinde 84 milyon insanımız bundan istifade ederek diğer
yatırımlara kaynak aktarılmasına vesile olmuştur.
Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Meclisimizi, aziz
milletimizi ve Nevşehirli hemşehrilerimizi saygıyla
selamlıyorum.
Bütçemizin milletimize, halkımıza ve tüm
Meclisimize hayırlı olmasını diliyorum.
Selam ve saygılarımı sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Yürütme adına Kültür ve Turizm
Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy.
Buyurunuz Sayın Bakan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm
Bakanlığı olarak, görev ve sorumluluklarımız
dâhilinde, ayrıca Türkiyenin 2023 vizyonu çerçevesinde
hazırladığımız plan ve programlarımız doğrultusunda
ulusal ve uluslararası alanda hayata geçirdiğimiz projeler, yürüttüğümüz
faaliyetler, ürettiğimiz eser ve hizmetler konusunda sizleri
bilgilendirmek, bu sayede 2021 bütçemizin ülkemiz ve milletimiz için ne
şekilde kullanıldığını bilginize sunmak ve 2022
bütçemize dair planladıklarımızı arz etmek üzere
huzurlarınızdayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kültür ve turizm değerlerimiz, ekonomik gücümüzün
vazgeçilmez unsurları olmalarının yanında uluslararası
alanda Türkiyenin çok ciddi birer imaj ve marka değeridir. Ülkemizin
sahip olduğu eşsiz nitelikteki bu değerlerin korunması,
yaşatılması, tanıtılması ve millî bir bilincin
oluşturulması için Bakanlığımız,
çalışmalarına aralıksız devam etmektedir. İfade
etmek isterim ki turizm ile kültür-sanat birbirinden ayrılmaz iki
alandır. Karşılıklı olarak birbirlerini desteklerler,
tamamlarlar, hedef ve amaçlarına ilerleyişte ortak bir yol izlerler.
Turizm, Sayın
Cumhurbaşkanımızın da ilan ve ifade ettiği gibi
stratejik bir sektör, ekonominin bacasız fabrikasıdır. Turizm,
ekonomik gücüyle kültür-sanata dair üretimin ve etkinliklerinin de
kaynağı olmaktadır. Kültür-sanat ise bu fabrikanın yeri
geldiğinde tedarikçisi, yeri geldiğinde ürünlerinin
pazarlayıcısı ve ihracatçısı, yeri geldiğinde de bilinirliğini
sağlayan tanıtım elçisidir. Bu, organik bir bağdır ve
gerek turizmin gerekse kültür-sanatın kendi işleyişi içerisinde
doğal sonucu olarak oluşmaktadır. Bakanlık olarak her iki
alanı kendi dinamikleri çerçevesinde yönetirken oluşan bu doğal
bağı da ülkemiz ve milletimiz adına en büyük faydayı elde
edecek şekilde kullanıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle konuşmama kültür merkezleriyle başlamak
istiyorum. 2002 yılında -biliyorsunuz- sadece 42 tane kültür
merkezimiz vardı, 2021 yılına geldiğimizde bu sayıyı
122ye çıkarttık. 2022de Giresun, Balıkesir Bandırma ve
Ordu Ünye olmak üzere 3 kültür merkezini daha hizmete açacağız.
Kültür merkezlerinden bahsetmişken Sayın
Cumhurbaşkanımız tarafından bu dönem bitirilmesi
talimatı verilen 3 büyük projeye öncelikle değinmek istiyorum.
İlki, Ankara
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binası.
Biliyorsunuz yüzde 60ı tamamlanmış olan inşaatın
kalan yüzde 40lık bölümünü 20 ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak
Aralık 2020de hizmete aldık. Eski CSO binasını da
aslına uygun şekilde restore ederek 10 Kasım 2021de
Cumhurbaşkanımızın katıldığı bir
törenle hizmete aldık ve yeni adı Tarihî CSO Binası oldu. Yeni
dönemde sadece bina inşa etmiyoruz, binayla birlikte konseptini de oluşturuyoruz.
Bu çerçevede, yeni CSO Binası, Tarihî CSO Binası ve CerModern
Binasının da içinde olduğu dev, yeşil bir bahçe
içerisinde, CSO ada konseptini oluşturduk. CSO senfoni binası ve
adası, dünyadaki emsalleriyle kıyaslandığında ilk 10
içinde üst sıralarda yerini aldı.
İkinci büyük proje, İstanbul Atatürk
Kültür Merkezi Binasıydı. Bu eser, 2040 kişilik opera salonu,
805 kişilik tiyatro salonu -ki akustik kabul sayesinde konserler için de
uygun olarak tasarlandı, çok amaçlı salon şeklinde
tasarlandı- 490 metrekarelik çok amaçlı salon, 520 metrekarelik müzik
platformu ve müzik kayıt stüdyosu
Burada müzik kayıt stüdyosu
önemli. Özellikle gençlerin, profesyonel hayata yeni atılacak olan
gençlerin, ucuza çok cüzi fiyatlara kayıt yapmalarını
sağlayan bir stüdyo oluşturduk içinde. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 350 metrekarelik çocuk sanat
merkezi, 4-6 yaş arası çocuklar, özellikle çocukları kültür
-sanatla tanıştırmak ve içlerindeki cevheri keşfedip,
başarılı olacaklarına inandıklarımızın
kültür- sanata yönelmesini sağlamak istiyoruz.
Biliyorsunuz, ideolojik gerekçelerle
açılmış davalar sebebiyle on yıl süren bir hukuki süreci
bütün İstanbullular olarak beklemek zorunda kaldık. Nihayetinde,
Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber 2019 yılında
temelini attık ve 29 Ekim 2021de, çok anlamlı bir günde böylesi
önemli bir başyapıtı, yeni AKMyi İstanbula ve Türkiyemize
kazandırdık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Üstelik, Avrupadaki emsallerimizle
kıyaslandığında, pandemiye rağmen üçte 1i kadar
sürede ve dörtte 1inden daha az maliyetle yatırımı
tamamladığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Bazen
fiyatla ilgili eleştirilerde bulunuyorsunuz, gerçekten haksızlık
ediyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Üstelik, ifade ettiğim gibi, kültürel
binaları sadece inşa etmekle kalmıyoruz; onlara konseptler
kazandırarak bedenlerine ruh da katmış oluyoruz. Bu
bağlamda 29 Ekim-14 Kasım tarihleri arasında Beyoğlu Kültür
Yolu Festivalinin ilkini gerçekleştirdik. Galataporttan Atatürk Kültür
Merkezine kadar 4 kilometrelik güzergâhta mimariden edebiyata, resimden
müziğe, tasarımdan tiyatroya birçok farklı disiplini bir araya
getiren 78 mekânda toplumun her kesimine ve bütün yaş gruplarına hitap
eden 381 etkinliği gerçekleştirdik. 1.400 festival
çalışanı ve 2.183 sanatçıyla hayata geçirdiğimiz
Türkiye'nin en büyük kültür ve sanat projesinde 7 milyon 800 binden fazla
ziyaretçi ağırlamış bulunuyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Şimdi, bu festivali ilkbahar ve
sonbaharda olmak üzere yılda 2 defa düzenleyerek uluslararası boyuta
taşıyacağız, şimdi ikinci aşamasına
geçiyoruz. Bu arada tarih de veriyorum, kesinleşti tarihimiz;
festivalimizin ikincisini 28 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında gerçekleştireceğiz.
Şimdi size 2 tane de müjdem var. Birinci müjdem
Ankaralılara, -demin de değinmiştiniz- başkent kültür yolu
rotasını oluşturduk, önümüzdeki ay bu rotanın
lansmanını yapacağız. Ulucanlar Cezaevi, Kale, Roma Hamamı,
Hacı Bayram, CSO Ada, Opera Binası, Resim Heykel Müzesi, Etnografya
Müzesi ve tiyatrolar bölgesini de içeren 4,6 kilometrekarelik bir hattan
bahsediyoruz ve yine, 28 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında
Beyoğlu Kültür Yolu Festivaliyle beraber Ankara Kültür Yolu Festivali'ni
de hayata geçiriyoruz, ikisini aynı anda gerçekleştireceğiz. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Yani bu,
Ankaralılara müjdemiz olsun çünkü birçok etkinliğin, özellikle
uluslararası etkinliklerin mayıs ayı itibarıyla tekrar
canlanacağını düşünüyoruz ve uluslararası etkinlikleri
Türkiye'ye getirirken hem İstanbul'da hem Ankara'da aynı anda
etkinliği gerçekleştirmeleri için şart koşuyoruz, büyük
eserlerin tamamını Ankara'da da sahneleyeceğiz.
İkinci müjdem İzmir'e, İzmir Kültür
Festivali. Biliyorsunuz, geçen ay Tekel binasının temelini
attık, orada büyük bir restorasyon ve rekonstrüksiyon
çalışması başlattık, bunu da 2022
yılının sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz, orası
çok geniş bir mekân, içinde büyük bir müzesi, kütüphanesi, etkinlik
alanları, güzel sanatlar bölümleri, resim- heykel müzesi gibi çok fazla
mekân var. Bu mekânların da restorasyonu tamamlayıp 2023
ilkbaharında Beyoğlu Kültür Yolu Festivaliyle paralel olarak hem
Başkent Kültür Yolu Festivali'ni hem de İzmir Kültür Festivali'ni
beraber gerçekleştireceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CSO yani Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrası Binası ve Atatürk Kültür Merkeziyle birlikte
3üncü büyük projemiz ise Rami Kışlası Kütüphanesi olacak. 50
bin metrekare bahçesi, 38 bin metrekare kapalı alanıyla İstanbul'un
en büyük, dünyanın ise sayılı kütüphanelerinden birini inşa
ediyoruz. Renovasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarımız
yoğun bir şekilde devam ediyor. Sıra dışı
içeriği ve konseptiyle Aralık 2022de hizmete
alındığında her yaş grubuna hitap eden, birçok
etkinliği içinde barındıran, Türkiye'nin en çok ziyaret edilen
kütüphanesi olacak inşallah. Burada da çok yoğun bir
çalışma yapıyoruz, yıl sonuna inşallah burayı da
yetiştireceğiz.
Bu arada kütüphane demişken 2022
yılında Çocuk ve Halk Kütüphanelerini İyileştirme Projesi
kapsamında 30 yeni kütüphane açılması, 50 kütüphanenin yeniden
yapılandırılması ve 20 yeni kütüphanenin
yapımının tamamlanmasına ilişkin
çalışmaları içerecek şekilde toplam 100 kütüphane
binasının yeniden inşa etmek, yapılandırmak, büyük
onarımdan veya tadilattan geçirmek suretiyle etkin kütüphane
yaklaşımıyla hizmete açılmasına yönelik
çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Bunun yanında
2022de 3 yeni AVM, 1 yeni havalimanı ve 1 yeni gar kütüphanesi
açmayı planlıyoruz. Öte yandan, yine 2022 yılında 10 adet
daha gezici kütüphane hizmete alınacaktır.
Pandeminin en çok etkilediği kesim, tüm dünyada
olduğu gibi ülkemizde de maalesef kültür ve sanat faaliyetleri oldu.
Pandemide 40 bin müzisyene 280 milyon lira destek verdik. Bu destekleri kimin alacağına
-bakın önemli- müzik birlikleri karar verdi. Onlardan gelen listenin
tamamına ödeme yaptık. Biz hiçbir şekilde karar vermedik, onlar
hangi listeyi gönderiyorsa ödemeyi onlara yaptık. Ayrıca, 56 müzik
projesine 31 milyonluk destek sağladık. 6 müzik birliğine
verilen destek miktarını da pandemi sürecinde yüzde 50 oranında
artırdık.
Çok önemli bir konuya daha değinmek istiyorum.
Yirmi yedi yıldır süren, yevmiyeli sanatçı ve teknik personel
sorunu vardı biliyorsunuz. Bakanlığımıza
bağlı kurumlarda görev yapan 3 bin sanat emekçisini sözleşmeli
personel statüsüne getirmek suretiyle, pandemiden hemen önce bu büyük sorunu
çözerek çok büyük bir mağduriyetin önüne geçtik.
Bakanlığımızca özel tiyatrolara
2019 yılında toplam 6,1 milyon destek sağlanmışken,
2020 yılında, özel tiyatroların projelerine yapılan
yıllık yardımlara ek olarak, Dijital Tiyatro Arşivi
Projesiyle toplam 21,5 milyon lira destek sağlandı. 2021
yılında ise özel tiyatroların projelerine yapılan
yıllık yardımlarla birlikte, verilen ek desteklerle toplam
destek miktarı 53,4 milyon liraya yükselmiştir. Böylelikle son üç
yılda özel tiyatrolarımıza toplam 81 milyon lira destek
sağlamış olduk. Yani çok kısa bir sürede 6 milyon
liralık destek tutarını 53,3 milyon liraya çıkardık.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ayrıca, sahne açmayan özel tiyatroları
desteklemek amacıyla, 1 Aralık 2020-31 Aralık 2021 tarihleri
arasında, devlet tiyatroları bünyesindeki yerleşik ve turne
sahneleri, özel tiyatroların kullanımına açılmış,
bu kapsamda 504 özel tiyatroya 19 ilde 24 sahne ücretsiz olarak tahsis
edilmiştir. Bakın, bu da çok önemli bir konu çünkü özel
tiyatroların en büyük giderleri sahneleri. Bu sahneleri yıl boyu
işletmeleri çok zor finansal açıdan. Biz onlara kendi sahnelerimizi
tahsis ederek her türlü desteği bu dönemde verdik.
Peki, bu desteklerin yapılacağına,
yönetmelik değişikliklerine nasıl karar verdik? Bakın, her
kesimden -tiyatrocu kesiminden- bir kurul oluşturduk, her kesimden
tiyatrocuyu davet ettik. Onların, o kurulun oluşturduğu ekip
bize jüriler önerdiler ve biz jüriyi onların önerileriyle seçtik yani
onlar kimi öneriyorsa biz jüriye koyduk. Jüride bizim Bakanlık
temsilcileri de var ama biz jürinin kararlarına saygılı olduk,
çekimser kaldık bu kararlar desteklenirken. Sadece, sektör temsilcilerinin
önerileriyle atanan jüri üyelerinin uygun bulmadığı oyunlar
dışındaki bütün oyunlara destek verdik. Onların
hayır dedikleri oyunları çıkarttık, evet dedikleri
bütün oyunlara destek verdik. Hani diyorsunuz ya Kime veriyorsunuz, nasıl
veriyorsunuz? O, işte, jüri temsilcilerinin, sektörün bize
yönlendirdiği jüri temsilcilerinin karar verdiği şekilde,
kimlere verilecekse onlar karar veriyor, biz de destekleri onlara
yönlendiriyoruz.
Yine, Sayın Aylin Cesur'un bir sorusu
vardı Hayalî tiyatrolar, inşaat ve gider firmalarına tiyatro
desteği veriliyor. vesaire gibi. Şimdi, özellikle bu konuya
değinmeniz iyi oldu, ben kamuoyunu da bu vesileyle bilgilendirmek
istiyorum. Kesinlikle bu tarz şeylere inanmayın. Bakın, tiyatrolar,
özel tiyatrolar, finansal açıdan küçük firmalar oldukları için mevcut
firmaların içinde farklı işlevleri de tanımlayabiliyorlar
yani tiyatro oynamadıkları zaman başka işleri de
yapabiliyorlar veya devlete olan borçlarından dolayı farklı
firmalar altında bize başvurup desteklerden yararlanmak istedikleri
için de yapabiliyorlar. Yani siz şirketin içeriğine
takılmayın, önemli olan kimlerin oynadığı ve
senaryosu.
Şimdi, ben size jürinin şunun nasıl
tespit edildiğini anlattım. Bu tiyatro camiası küçük bir camia
yani o jüridekiler, herkes birbirini tanıyor. Zaten o başvuru
dosyası geldiği zaman, onlar kimin gerçek dosya, kimin sahte dosya
olduğunu görüyorlar. O yüzden, onların evet dediklerine evet
dedik, hayır dediklerine hayır dedik. Yani kesinlikle bu tarz
şeylere inanmayın. Sonuçta, bütün bunlar bittikten sonra da tiyatro
gerçekleşiyor; Bakanlık, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü
gidip yerinde çekim yapıyor. Yani, gerçekten bu tiyatro gerçekleşiyor
mu, oynanıyor mu, senaryoya uygun şekilde oynanıyor mu; onu da
gözlemliyoruz. Yani tamamen şeffaf bir şekilde bu süreci yürütüyoruz.
Yine, bir soru vardı, devlet tiyatrolarına
yeni kadrolarla ilgili sınav sonucu aralık ayı sonuna kadar
açıklanmış olacak; sorunuzun cevabı. Niye aralık
ayı sonuna kadar açıklanacak? Zaten atamaları 1 Ocak 2022
itibarıyla yapılacağı için daha vakit var. 1 Aralık
2022den önce, aralık sonuna kadar onların da kazananları belli
olacak ve açıklanacak.
Evet, coronavirüs salgınının etkisini
sürdürdüğü 2021 yılında da sinema sektörüne desteklerimizi
artırarak sürdürdük. 197 sinema projesine toplam 49 milyon 550 bin lira,
sinema alanındaki 98 kültürel ve sanatsal etkinliğe toplam 29 milyon
347 bin lira destek sağladık. Ayrıca, başvuru yapılan
tüm illerdeki sinema salonlarını kapsayacak şekilde sinema
salonu işletmecilerine 15,9 milyon lira destek sağladık.
Böylece, 2021 yılında sinema sektörüne toplam 94,8 milyon lira destek
sağladık. Yine, 1 Ekim 2021 tarihine kadar KDV oranını
yüzde 1e indirip sinema bileti üzerinden alınan yüzde 10 eğlence
vergisini de 31 Mayıs 2022 tarihine kadar sıfırladık.
Bakanlığımızca sinema sektörüne sağlanacak destekleri
2022 yılında da artırarak devam edeceğiz.
Yine, biliyorsunuz, 2020 yılına kadar
Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın Projesi vardı, pandemi sebebiyle ara
vermiştik -bu, aslında oradaki, Anadoludaki sinema salonlarına
destek amacıyla yapılmış bir şey, biletlerini biz
alıp ödüyoruz- bu 2022 itibarıyla organizasyonumuza tekrar
başlıyoruz. Daha önce hiç sinemaya gitmemiş 1 milyon çocuğu
2022de sinemalarla buluşturacağız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İstanbulun tarihî ve kültürel dokusuyla en
özgün yapılarından biri olan Atlas Binasını iki yıl
süren restorasyondan sonra içerisine kalıcı koleksiyon,
etkileşimli dijital birimler, süreli sergi alanı ve ortak
çalışma alanları bulunan İstanbul Sinema Müzesi olarak 26
Şubatta Sayın Cumhurbaşkanımızın
teşrifleriyle hizmete açtık. Şimdi, bakın, bu, Türkiyenin
ilk sinema müzesidir, dünyadaki sayılı sinema müzelerinden biridir ve
biz bunu, yabancı sinema müzeleriyle görüştüğümüz için
biliyoruz. Ayrıca, gitmeyenleriniz varsa İstanbula gittiğinizde
mutlaka ziyaret edin; bir günü Sinema Müzesine ayırın, bir günü de o
sinemanın bulunduğu binayı gezmek için ayırın. Çok
muhteşem bir restorasyon, bence İstanbulun en değerli
binalarından birini bu vesileyle ortaya çıkarmış olduk.
Diğer taraftan, bugüne kadar 152 farklı
ülkede yaklaşık 600 milyon kişiye ulaşan dizi filmlerimizin
gücünü kullanarak İstanbulu televizyon içerik pazarının
merkezine dönüştürecek, dünyanın en önemli film, dizi, animasyon ve
televizyon program üreticilerini bir araya getirecek Content İstanbul
Fuarını da 2022 yılında düzenleyeceğiz. Bakın,
bu da çok çok önemli; biz, Amerikadan sonra dünyada en çok dizi film ihraç
eden ülkeyiz, şimdi, bu atılımımızla pazar yerini de
Türkiyeye çekiyoruz yani artık, bu filmler Türkiyede pazarlanacak, pazar
yeri burası olacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sahip olduğumuz zengin kültürel miras, ülkemize
dünyada ayrıcalıklı bir yer kazandırmaktadır. Üzerinde
yaşadığımız toprakların
barındırdığı bu eşsiz mirası gün yüzüne
çıkarıp korumak ve yaşatmak sorumluluğuyla 2020
yılında 502 kazı ve araştırma çalışması
gerçekleştirilmiş, verdiğimiz desteklerle bu sayı 2022 Ekim
ayı itibarıyla 602ye çıkarılmıştır yani
pandemiye rağmen kazı sayılarını
artırıyoruz. Arkeolojik kazı çalışmalarının
sürelerinin uzatılması ve on iki ay boyunca daha etkin ve verimli
gerçekleştirilmesi amacıyla 2019 yılı itibarıyla yeni
bir kazı programını başlattık ve şu anda yerli
kazı başkanlıkları tarafından yapılan 127
kazının tamamı bu kapsama alındı; bu da çok çok
önemli. Artık, beş yılda yaptığımız
ilerlemeyi bir yıl içinde yapıyoruz. Bakın, eskiden kırk
beş, altmış gün kazıp kapatıyorlardı, şimdi
on iki ay boyunca destekliyoruz hem arkeologlara istihdam imkânı
yaratıyoruz hem de beş yılda aldıkları süreci bir
yıl içinde almalarını sağlıyoruz.
Şimdi, kültür varlığı
kaçakçılığıyla mücadele çalışmalarındaki
verimliliğin artırılması ve suçla mücadele, önleyici
tedbirlere ağırlık verilebilmesi amacıyla Bakanlığımız
bünyesinde 2020 yılı Mart ayında Kaçakçılıkla Mücadele
Daire Başkanlığı kurulmuştur; bu da önemlidir
Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı
kurduğunuz zaman ekip sayısını 3e
çıkarıyorsunuz. Ayrıca, muhataplarıyla üst rütbeden
görüştükleri için ilişkiler daha da iyi oluyor.
Yine, bu alanda ülkeler arası ikili
anlaşmalara da büyük önem vermekteyiz. Kültür varlığı
kaçakçılığının önlenmesi için İran, Romanya,
Yunanistan, Bulgaristan, Çin, Peru, Türkmenistan, Özbekistan ve Amerikayla
olmak üzere 9 uluslararası anlaşma imzalandı. Yeni
anlaşmalar için İsviçre ve Sırbistanla çalışmalar
sürdürülmektedir. Bu niye önemlidir? Bakın, tedarikçi ülkeyle bu tarz bir
anlaşma yaparsanız yani satın alan ülkeyle bu anlaşmayı
yaparsanız ve bu malların geçiş noktasındaki ülkelerle bu
anlaşmayı yaparsanız onlarca yıl sürecek dava süreçlerinden
ve milyonlarca dolar tutacak dava tutarlarından kurtuluyorsunuz. Onlarca
yıl sürecek davalar bir iki ay, bazen de bir iki yıl içinde
sonuçlanıyor ve milyonlarca dolar tasarruf ediyorsunuz. Bu, işin bir
kısmı.
İkinci kısmı, satın alan ülkeler
artık, kesinlikle, Türkiyeden çıkan malları almak istemiyorlar
-orada yaşayan insanlar- çünkü biliyorlar ki hızlı bir
şekilde müdahil olacağız ve hızlı bir sürede dava
süreci sonuçlanıp o malları bize iade etmek zorunda kalacaklar.
Yine, kültür varlığı
kaçakçılığıyla mücadele kapsamında 2021
yılında son on yılın en yüksek sayısına
ulaşarak 525 eserimizi yurt dışından getirdik. Bu yıl,
son olarak, çoğunlukla Urartu Dönemine ait önemli bronz eserlerden oluşan,
Roma Dönemine ait 14 altın sikkenin de aralarında yer
aldığı 101 adet kültür varlığının
Macaristandan iadesi sağlanmıştır. Böylece, 2002
yılından itibaren yurt dışından getirilen toplam eser
sayımız 4.967ye yükselmiştir.
Biraz da Taş Tepelerden bahsetmek istiyorum.
Şanlıurfada, biliyorsunuz, Göbeklitepe olarak bilinen bölgede,
Karahantepe ve benzer 11 nokta daha tespit edilmiş olup 100 kilometrelik
bir alanda toplam 12 noktada kazılara devam ediyoruz. Bu
çalışmalara yurt içinden 8 üniversite, 12 kurum; yurt
dışından ise 5 ülkeden 8 üniversite katılıyor.
Türkiye'deki ve dünyadaki en geniş kapsamlı uluslararası
kazı programını oluşturduk. Şu anda dünyanın her
yerinden talepler gelmeye devam ediyor, biz hiçbir talebi geri çevirmiyoruz,
hepsiyle çalışacağız ve dünyanın en büyük kazı
programını, uluslararası kazı programını burada
gerçekleştireceğiz.
Yine, bu kapsamda, Şanlıurfa Anadolu
Neolitik Çağ Araştırma Merkezini kuruyoruz ve bu bölgede
2022den itibaren beş yıl içinde toplam 5 milyon uluslararası
ziyaretçi hedefliyoruz. Hem yatırım hem de istihdam
artısıyla da yeni bir ekonomik ortam yaratmış
olacağız.
Bakanlığımıza bağlı,
Türkiye'nin ilk müzesi ve dünyanın sayılı müzeleri arasında
yer alan İstanbul Arkeoloji Müzeleri Klasik Binasının güçlendirme,
restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmalarının 2nci
etabını da tamamladık. Aralık ayı içinde yani bu ay
içinde hizmete alıyoruz. Bu yeni alacağımız bölümle
birlikte İstanbul Arkeoloji Müzesinin kapasitesi 2 katına
çıkarılmış olacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Haberalın da bizden bir isteği
vardı, Ankaraya bir müze istemişti; Başkent Millet Bahçesi
içinde bulunan AKM Binasının müze yapılması için biz
gerekli çalışmaları başlattık,
tamamlandığında Ankaranın en büyük müzesi olarak hizmet
edecek. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
2019 yılında ihalesi
yapılmış olan Muğla Bodrum Kalesi restorasyonu işi 2
Ağustos 2021 tarihinde tamamlanıp Serçe Limanı
Batığı, Alman Kulesi, İspanyol Kulesi, İtalyan ve
Fransız kuleleri, Karyalı Prenses Sergi Salonu ziyarete
açıldı. Kuzey Hendeği Konser Alanı yeniden düzenlenmiş
olup yaz dönemi Kaleiçi konserleri için hazır hâle getirildi.
Biliyorsunuz, uzun süredir devam eden Sümela
Manastırı restorasyon çalışmasını da bu yaz
tamamladık. Daha önce ziyaretçiye hiç açılmamış bölümleri
restore ederek halkımızın hizmetine, turistlerin ziyaretine
sunduk. Şu anda küçük bir kaya sabitleme için bir aylık bir kapatma
daha var; bir ay sonunda tekrar hizmete alacağız ve tekrar artık
-inşallah- önünde hiçbir engel kalmadan açık kalmaya devam edecek.
Ankara Resim ve Heykel Müzesini de yoğun bir
restorasyon sonrasında 28 Aralık 2020de tekrar ziyarete açtık.
Gerek sergi salonları gerekse modern saklama ve koruma depolarıyla
dünyadaki örnek müzelerden biri oldu; görmediyseniz, mutlaka görmenizi tavsiye
ediyorum.
Yine, geçtiğimiz aylarda -biliyorsunuz-
Kız Kulesiyle ilgili bir restorasyon çalışması
başlattık. Hızlı bir şekilde oranın
restorasyonunu da tamamlayıp Galata Kulesinde olduğu gibi yeme içme
işlevlerinden arındırarak olması gerektiği gibi gerçek
işlevine, anıt eser işlevine dönüştürülüp ve ziyaretçi
amaçlı kullanılması için gerekli önlemleri alıp,
inşallah, nisan ayında orayı tekrar hizmete alacağız.
Bu arada, su altı arkeolojisi konusunda çok
ciddi çalışmalarımız var. Su altı arkeolojisi
çalışmalarının sürelerini ve kaynaklarını
artırıyoruz ve önümüzdeki yaz itibarıyla Çanakkale Alan
Başkanlığımızdaki Birinci Dünya Savaşından
kalma batıklar olmak üzere Türkiyenin birçok noktasında su altı
turizmini de tekrar başlatmış olacağız.
Konuşmamın bu bölümünde kısaca
turizme de değinmek istiyorum: Sizlerin de bildiği gibi, pandemiyle
birlikte başlatılan seyahat yasakları tüm dünyada olduğu
gibi ülkemizdeki turizmi de olumsuz etkiledi. 2020de Avrupa yüzde 80
küçülürken Türkiyedeki ziyaretçi sayısı kişide yüzde 68,
gelirde yüzde 65 daralma şeklinde gerçekleşti -hani,
baktığınızda, görece, Avrupaya göre çok daha iyi konumda-
ve bunun sonucu olarak da 2020yi 16 milyon ziyaretçi, 12 milyar dolar gelirle
kapattık. Kasım sonu verileri ve ileriye dönük simülasyonlara
baktığımızda, 2021de Avrupanın ortalama yüzde 40 ile
60 civarında bir artışla kapatacağını yani
aşılamanın da etkileriyle birlikte, hava trafiklerinin tekrar
açılmasıyla birlikte Avrupada yüzde 40 ile 60 arası bir
artış olacağını görüyoruz. Türkiyede ise bu
yılki ziyaretçi sayısında beklentimiz yüzde 83 artışla
29 milyon turist, gelirde ise yüzde 100 artışla 24 milyar dolar
gelir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Bu arada, kişi başı gelir de 2018de 647
dolardı; şu anda, 2021de 830 dolar.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Siz nasıl
hesaplıyorsunuz Sayın Bakan?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Sayın Budak Nasıl hesaplıyorsunuz? diye bir soru
sordu; çok basit, hepimize ilkokulda öğretilen yöntemle yapıyoruz: 24
milyar dolar bölü 29 milyon yapıyoruz, 830 dolar sayısını
buluyoruz. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MÜRSEL ALBAN (Muğla)
Alkışlıyorsunuz, neyi alkışlıyorsunuz?
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) TÜİK, TÜİK rakamıyla
Biraz matematik bilen bunu anlar!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Bence, bakın, eleştirmek yerine sevinmeliyiz. Bizim
sektörümüz çok zor bir dönemden geçti; dünyada en çok zorlanılan sektör
turizm sektörü. Geçen sene ben burada Bu sektörde 24 milyar dolar getirmeyi
hedefliyorum. dedikten sonra ne oldu, ne yaşadık? En kötüsünden,
beni hayalcilikle suçladı bazı milletvekillerimiz. Ya, hayalcilikle
suçlamak yerine destek olsanız sektörü 24 milyardan belki daha ileri yerlere
de getireceğiz. Şu anda çok zor bir şeyi başardı
Türkiye, yüzde 100 büyüme gerçekleştirerek 24 milyar dolar hedefini
yakaladı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Türkiye ekim ayı
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) İspanya bizi kıskanıyor
Sayın Bakan(!)
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) İspanya 24 milyonda şu anda, 25 milyon 300 de biziz.
Yani, bakın, ekim ayı sonu itibarıyla Akdenizde en fazla
ziyaretçi ağırlayan ülke Türkiye oldu ve tarihinde ilk kez
İspanyayı geçti.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Geçen yıl 50
milyon
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Buna gurbetçiler
de dâhil mi, gurbetçiler?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Normalde, bakın, biz, İspanyadan yüzde 40 gerisi
(CHP
sıralarından gürültüler)
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Bulgaristandan girenler dâhil mi
buna, Gürcistandan girenler de dâhil mi buna?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Ya, turizmciler biliyor; kime anlatıyorsunuz? Turizmciye
anlatıyorsunuz bunu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Turizmci olmak
başka, Bakan olmak
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Ya, tereciye tere satmaya çalışıyorsunuz, Allah
aşkına ya! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Tereciye tere satmıyoruz
biz. Bakana devlet adamı olmasını öğretin.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, bakın, biz ekim sonu itibarıyla 25,3 milyon
ziyaretçi sayısına inşallah gelmiş olacağız. (CHP
sıralarından gürültüler)
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Bakana devlet
adamı olmasını öğretin. Biz tereciye tere satmıyoruz
burada.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Sayın Başkan,
duyamıyoruz.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Geçen yıl da
aynı fıkraları anlatmıştı ama
BAŞKAN Sayın Ersoy
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, Güvenli Turizm Sertifikası bizim bu
başarıdaki en büyük silahımız oldu.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Ne silahı ya!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Çünkü Türkiye Güvenli Turizm Sertifikasını Avrupada ilk
ve en etkili şekilde kullanan ülke oldu. Şimdi, diğer ülkeler
bunu örnek aldılar, kopyaladılar ancak bizim gibi etkili
kullanamadılar. Niye kullanamadılar? Çünkü biz bu Güvenli Turizm
Sertifikasını yasal bir ortamda yani yasasını
çıkarttık, yönetmeliklerini çıkarttık ve uluslararası
sertifikasyon firmalarıyla birlikte çok sıkı bir şekilde
denetledik. Bu sertifikayı hazırlarken biz tek
başımıza hazırlamadık yani sektör temsilcilerini de
aramıza aldık ve Sağlık Bakanlığının,
İçişleri Bakanlığının görüşünü alarak çok
detaylı bir şekilde hazırladık -çok iyi bir şekilde-
ve herkes, sektör inandı; disiplinli bir şekilde uyguladık,
sonucu da bu oldu. Kasım sonu itibarıyla, sertifika almaya hak
kazanan toplam tesis sayısı 12 bini geçti.
Şimdi, yıl sonuna doğru, mayıstan
itibaren biz bu vaka sayılarının azalacağını,
artık aşılanmanın da etkisiyle, inşallah, yıl
sonuna kadar kurallarının biraz daha gevşeyeceğini umuyoruz
-tabii, bakacağız, o gün geldiği zaman- ama 2022 sonu
itibarıyla biliyorsunuz, Paris Anlaşmasına da imza attık-
bizim iklim değişikliğine, sürdürülebilirliğe ve
sıfır emisyon gibi kurallara ülke olarak ve sektör olarak
hazırlıklı olmamız lazım. Bununla ilgili biz Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığımızla, Tarım ve Orman
Bakanlığımızla koordineli bir çalışma zaten
başlattık. Önümüzdeki ay itibarıyla sektör temsilcilerini de bu
çalışma grubuna dâhil ederek bunun kurallarını
hazırlayacağız ve yıl sonu itibarıyla Güvenli Turizm
Sertifikasını Güvenli ve Yeşil Turizm Sertifikası olarak
değiştireceğiz. Bundan sonra, 2023ten itibaren Güvenli Turizm
Sertifikası Güvenli ve Yeşil Turizm Sertifikası olarak devam
edecek. Tabii, burada uygulanması gereken birçok yatırımlar ve
kurallar var tesisler tarafından. Bunu bir anda yapmayacağız,
yıllara yayacağız, Paris Anlaşmasının da
şartlarına uyarak onları yapılandıracağız ve
birkaç yıl içinde bunları hayata geçireceğiz.
Şimdi, başarının ikinci
sırrı neydi? Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme
Ajansı. Şimdi, 2019 yılında hayatımıza girdi ve
pandemi sürecinde bizi Akdenizde liderliği getiren en etkili kurumumuz
oldu. Size, kısaca, TGAnın yapısını anlatmak
istiyorum: TGAnın 15 kişilik bir Yönetim Kurulu var. Bu üyelerinden
3'ü Bakanlık temsilcilerinden, 1i Türk Hava Yollarından, 1i
havaalanı temsilcisinden, 1i seyahat acentesi temsilcisinden, 9u ise
otelcilerden oluşuyor. Bu sayıları nasıl belirliyoruz?
Sisteme yaptıkları katkılara, sektörün katkısına göre
belirliyoruz. Demin sormuştunuz -kim sordu bilmiyorum ama- Seyahat
acenteleri niye tek temsilciyle oluyor? diye. Seyahat acentelerinin
katkısı yüzde 5. Normalde 1 koltuğun
karşılığı 7,6ya geliyor, aradaki farkı biz
Bakanlık olarak karşılıyoruz, diğer sektöre de
şey yapmıyoruz.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Yeme içme
sektöründen...
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Yeme içme sektöründe 200 binden fazla kafe ve restoran var ama bize
sadece bizden belgeleri olan 1.200 tanesi katkıda bulunuyor ama
onları biz her koşulda, gastronomiye verdiğimiz önemden dolayı,
Bakanlık kontenjanından almak için yasal düzenleme
çalışması yapıyoruz, kendileriyle görüştük zaten.
Aynı şekilde, sağlık turizmini de içine almak istiyoruz,
orada da çok büyük beklentilerimiz var, 4 milyar dolar gibi yıllık
bir beklentimiz var; o yüzden, onlarla da görüşüyoruz. İkisini bir
arada yasa değişikliğiyle Yönetim Kuruluna almayı
planlıyoruz.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Seyahat
acentesinde
Yüzde 90 turisti getiren seyahat acentesi
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, 15 koltuğun -yani Türk Hava Yollarını da
kamu kabul edeceksek- 4ü kamu, 11 koltuğun özel sektöre ait olduğu,
özel sektör tarafından yönetilen bir kurum. Ödeme yapanların
temsilcilerinin kaynağın nereye harcandığına karar verdiği
bir kurum yani ödemeyi yapanlar kaynağı nereye harcayacağına
da karar veriyorlar ve böyle baktığınız zaman, daha iyi bir
denetim mekanizması, doğal bir denetim mekanizması
bulamıyoruz.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya)
Sayıştay denetliyor mu bunu?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, aylık faaliyet raporları da -hani merak
ediyorsanız- Turizm Tanıtım ve Geliştirme
Ajansının tga.gov.tr sitesinden düzenli olarak ay bazında
yayınlanmakta. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler)
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Sorulara cevap
vermiyorsun, bırakın gov.tryi.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Kim denetliyor?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, pandemi döneminde tanıtım faaliyetlerimizi
artırarak Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansıyla
birlikte devam ettik. 2020de 14 olan TV reklamımızın
yayınlandığı ülke sayısını bu yıl 22ye
çıkardık, dijital reklamlarımızı ise
hedeflediğimiz 82 ülkede yayınladık. Ana pazarlarımızın
en saygın ve en çok okunan yazılı basın mecralarında
da yıl boyunca reklam çalışmaları gerçekleştirdik.
Yine, bir soru vardı Nerelerde yayınlıyorsunuz? diye.
Bakın, Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının
asli görevi Türkiyeyi yurt dışında pazarlamak; o yüzden,
tanıtımlarını ağırlıklı olarak yurt
dışındaki televizyonlarda yapıyor yani yerel Türk
televizyonlarıyla yapmıyor. Şimdi, reklamımızla
ilgili, ülkelerdeki izlenme oranı en yüksek TV kanallarında yer
almakta. Sormuşsunuz kanalları, açıklayayım: Almanyada
RTL, VOX, SAT1; Rusyada TNT, Perviy; İngilterede Channel 4, ITV; Amerika
Birleşik Devletlerinde NBCS, TBSC, CNN; Ukraynada ICTV, ST; Polonyada
POLSAT; Belçikada Eurosport; Fransada France 2, 3; Hollandada NPO. Evet,
sonuçta Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının asli
görevi, Türkiye'nin yurt dışında tanıtımını
yapmak. O yüzden de hani, sizin düşündüğünüz gibi, biz içeride belli
yerli kanallarla çalışıyoruz vesaire; böyle bir şey yok ve
bizim çalıştığımız kanalların -ben
araştırmasını yaptım ama yüzde 99,99- hiçbirinin Türk
ortağı olduğunu sanmıyorum. Kanalları size
saydım, zaten onların yapısından da bunu çok rahat bir
şekilde çözebilirsiniz.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya)
Aşılıyıma ne kadar ödemiştiniz? Onu da söyleyin.
Aşılıyım kampanyasına ne kadar ödediniz?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, tanıtımda dijital platformları,
geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, etkin olarak kullanmaya devam
ettik. 2021 yılında dijital reklamlarımız hedef kitlenin
ilgisine göre seçilen farklı versiyonlarla yayınlanmış,
kasım ayı itibarıyla 1,6 milyar izlenme ve tıklanma
sayısına ulaşmıştır. Bunun yanı sıra,
2021 yılı içerisinde düzenlediğimiz 134 etkinlikle toplam 55
ülkeden 2.305 kanaat önderi, gazeteci, basın-yayın kuruluşu ve
sektör temsilcisini 37 ayrı bölgede ağırladık.
2022de bizi örnek alan ülkeler -hani, siz
eleştiriyorsunuz ya, diğer ülkeler bizi örnek almaya
başladılar- reklam ve tanıtım bütçelerini artırma
kararı aldılar. Turizmde Türkiye olarak
yaptıklarımızla takip eden değil, takip edilen ülke konumuna
geldik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu süreçte sektör oyuncularımızla birlikte
göstermiş olduğumuz soğukkanlılık, iş
birliği, sabırlı ve sorumlu davranışlarla yerinde ve
zamanında verilmiş olan KÇÖ, vergi indirimleri, vergi ötelemeleri,
ucuz kredi paketleri ve maaş destekleri sayesinde devlet ve sektör el ele
vererek, esnek ve hızlı hareket ederek Akdeniz çanağındaki
rakiplerimizi geride bıraktık; tam da bir yıl önce
söylediğimiz gibi, V
çıkış yapmayı başararak taahhüt ettiğimiz 24
milyar dolar gelir hedefini yakaladık.
Peki, nitelikli turist hedefine nasıl ulaşacağız?
Beş öncelikli konumuz var: Birincisi, Güvenli ve Yeşil Turizm
Sertifikası; onu size anlattım zaten. İkincisi, nitelikli
personel ihtiyacı ve eğitim. Bununla ilgili, biliyorsunuz, Millî
Eğitim Bakanlığında 2 tane büyük çalışmamız
var; meslek okullarında İngilizce, Rusça mecburi lisan oldu; Almanca,
Fransızca, Çince, Arapçadan biri seçmeli lisan olarak
kullanılabiliyor. Bunların eğitimlerini
Otel zincirleriyle
bunları eşleştirerek 2018de bir protokolü yürürlüğe
soktuk, 2019 itibarıyla protokol çalışıyor. Şimdi, bu
sene bir protokol daha yaptık; İstanbul pilot şehir olarak
başladı, hızla bütün Anadoluya yayacağız; meslek
eğitim birlikleri oluşturuyoruz, buralarda meslek eğitim
sınıflarında, yaşı kaç olursa olsun, öğrenci
olmak zorunda değil, işe yeni başlayan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Bakan.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, kısa kısa geçeyim birkaç dakika verirseniz.
Altyapı yatırımlarıyla ilgili;
biliyorsunuz, altyapı yatırımları çok önemli, bu kapsamda
Antalya ili Serik ilçesinde yaklaşık 300 milyon lira maliyet bedeli
olan Serik 2 Atık Su Arıtma ve Bağlantılı Altyapı
Tesisleri Projesini son aşamaya getirmiş olup aralık ayı
içinde yani bu ay içinde hizmete almayı planlıyoruz. Ayrıca, söz
konusu proje kapsamında, Boğazkent terfi merkezi ve terfi hattı
çalışmaları devam etmekte olup bu çalışmaları da
2022 turizm sezonundan önce bitirmeyi düşünüyoruz.
Muğla, Bodrum, Torba, Kızılağaç,
Yalı ve İçmelerde atık su arıtma tesisi ve
bağlantılı altyapı tesislerinin projelendirilmesi
yapım işleri kapsamında Torba, Kızılağaç,
Yalı, İçmeler kanalizasyon, kolektör hattı ve
bağlantılı altyapı tesisleri yapım işini 2022
yılı Aralık ayında, atık su arıtma tesisi
yapım işini de 2023 yılı Nisan ayında
tamamlayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, burada Sayın Albanın benimle ilgili bir
eleştirisi vardı: Kendi tesisinin yeri olduğu için yaptı.
diye bir iddiada bulundu. Bir kere, turizmle ilgili yorum yapıyorsunuz ama
turizm mevzuatına hâkim değilsiniz. Bakın, belli kapasitenin
üstündeki tesislerde arıtma altyapısı olması zorunludur,
kanunen mecburidir. Hem belediyeler hem de Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı denetler. Benim
tesislerimde zaten arıtma tesisi mevcut, yeni bir arıtma yapmama
gerek yok. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Ha, şimdi, bu sistemi nasıl
yapıyoruz, onu da size anlatayım: Bakın, biz gidip de belediyeden
bir şey talep etmiyoruz, belediyeler bize geliyor Benim şu
güzergâhımı, şu projemi yapar mısın, devralır
mısın? diyor.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Arıtma tesisi
yarıda kaldığı için
Siz planladınız, oraya onun
için yaptınız onu.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Bakın, projeye de onlar karar veriyor, nereye nasıl
yapılacağına da onlar karar veriyor. Muğla Belediyesi,
özellikle bir yıl projeyi geciktirdi, ikimiz de biliyoruz Sayın Alban
niye geciktirdiğini. Siz baskı yaptınız Muğla Büyükşehir
Belediye Başkanına ve projeyi devretmekte bir yıl gecikti
Belediye Başkanı.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Geç onları, geç,
geç!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Kim kaybetti? Bodrum kaybetti, Bodrumu
cezalandırıyorsunuz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Baskı yapıp
duruyorsun, geç! Siz kuruyorsunuz baskıyı.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Allahtan Antalya Belediyesine baskı yapmıyorsunuz da
Antalyanın altyapı sorunlarını çözüyoruz yavaş
yavaş.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Siz kuruyorsunuz, siz!
Torba bizim en küçük yerimiz, daha büyük yerler var, oraları niye
planlamıyorsunuz?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Torba değil ki güzergâh, güzergâhtan bile haberin yok,
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Orada otelin yok diye mi
planlamıyorsun?
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Orada CHPli
Büyükşehir Belediyesi yapamadı arıtmayı, Turizm
Bakanımız yaptı, teşekkür edeceksin Bakana!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Bakın, güzergâha biz karar vermiyoruz, güzergâha Muğla
Büyükşehir Belediyesi karar veriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Otelinin olduğu
yerlere
Hepsinin belgesi var elimde.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Büyükşehir
Belediyesinin yapamadığı altyapıyı yapıyor,
teşekkür edeceksin!
MÜRSEL ALBAN (Muğla) O bölgede biz
yaşıyoruz, biz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Gazel
okuma!
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen sözlerinizi
tamamlayın.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Bir ithamı daha var, onu da cevaplayayım da.
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın
artık.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Dört saniye varsa, lütfen
BAŞKAN Buyurun.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Şimdi, yine benimle ilgili bir ithamınız var,
Torbayla ilgili. Şimdi, bakın, Sayın Alban, daha önce de
TELE1de tarafıma buna benzer iftiralar atmıştınız.
TELE1e karşı açtığım davayı kazandım ve
ilgili kanal tekzibi uzun uzun yayınladı. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Ayrıca, TV kanalı ile
sizin hakkınızda açmış olduğum tazminat davası
devam etmekte, kazandığım tazminatları zaten Mehmetçik
Vakfına bağışlıyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, Torbadaki konuyu anlatayım size. Geçen
sefer bu soruyu sordunuz, ben cevabını verdim ama siz maalesef
dinlemeden gittiğiniz için bugün tekrar sordunuz, ben tekrar cevaplamak
zorunda kalıyorum.
Şimdi, 1974 yılında
alınmış ve baba mirası Bodrum Torbadaki arazinin terki
olan ve fiiliyatta ihtiyaç olmadığı için belediye
tarafından hiç açılmayan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakan, bitirelim efendim.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) -
ve sadece kâğıt üstünde kalan yolun, firmanın
talebi dahi yokken kaldırılması, yıllar önce, CHPli Bodrum
Belediyesinin bütüncül plan değişikliği kapsamına
alındı. Yapılan işlem, yıllar sonra, komşu
parsellerin de firmaya ait olması nedeniyle arazilerin
birleştirilmesi için, firmanın terk ettiği arazinin, tekrar
firmaya, Millî Emlak Genel Müdürlüğünün belirlediği maksimum
değer tespiti sonucu açık artırma yapılarak bedeli
karşılığı satılması işlemidir, geliri
de devlete irat kaydedilmiştir.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Yol orası, yol!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
(Devamla) Burada önemli bir not var, ayrıca belirtmeliyim ki: Bodrum
Belediyesi tarafından sunulan plan teklifi -biz değil, Bodrum
Belediyesi tarafından sunulan plan teklifi-
Bakanlığımızca onaylandıktan sonra askıya
çıkmış, Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından da
yola ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Daha fazla diyecek bir şeyim yok, sorunuz varsa
kendi belediyenize sorun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Ben soruları soru-cevap bölümünde cevaplamak
isterim.
BAŞKAN Dışişleri Bakanı
Sayın Mevlüt Çavuşoğlu
Buyurunuz Sayın Çavuşoğlu. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri,
Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyor, 2022 bütçesinin milletimize hayırlı
olmasını diliyorum.
İzninizle, dünyadaki gelişmeler ve dış
politikamız hakkında sizlere bilgi aktarmaya
çalışacağım. Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, daha adil bir dünya
için çalışıyoruz. Milletimizin hakkını hukukunu
korumak için çalışıyoruz. Yurtta sulh, cihanda sulh için
çalışıyoruz. Bayrağımız dünyanın dört bir
yanında gururla dalgalansın diye diplomatıyla,
öğretmeniyle, iş insanıyla, bilim insanıyla,
TİKAsıyla, Yunus Emresiyle, Maarifiyle, Diyanetiyle, sivil toplum
kuruluşlarıyla el ele, omuz omuza çalışıyoruz. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) 253
temsilciliğimizle dünyanın her yerinde varız. Hamdolsun, Allah'a
hamdolsun, dünyanın her yerinde, uzak yakın demeden bu
çabalarımızın, çalışmalarımızın
neticesini de alıyoruz. Artık sadece bölgesel değil küresel
konularda sözü olan, görüşü sorulan bir ülkeyiz. Gücümüzü önce Allah'tan,
sonra bu aziz milletten ve yüce Meclisten alıyoruz. Hakkın, adaletin,
iyiliğin savunucusuyuz. Milletimizin girişimci, çalışkan,
gözü pek, müşfik karakteri diplomasimize, bugün, yön veriyor. Kadim
medeniyetimizin derinliği ve farklı medeniyetlerle aynı anda
konuşabilme kabiliyeti dış politikada bize farklı ufuklar
açıyor.
Sayın milletvekilleri, diplomasi artık
hayatın her alanında var, hayatın her alanına dokunuyor.
Bakanlığım, millî güvenliğimizin muhafazası ve
refahımızın arttırılmasında çok önemli bir rol
oynuyor. Sadece siyasi konularda değil, milletimizi ilgilendiren her
alanda faal bir diplomasi uyguluyoruz. Ticaret, yatırımlar, savunma
sanayisi, sağlık, kültür, turizm, kamu diplomasisi gibi pek çok
alanda resmî, sivil paydaşlarımızla faaliyetlerimiz
hakkında Plan ve Bütçe Komisyonunda bilgi vermiştim, bunları
tekrar etmeyeceğim. Bu alanlarda attığımız
adımlarda, zamanın ruhunu iyi okuyarak gerekli güncellemeleri süratle
yapıyoruz. İsabetli öngörüler yaparak
enstrümanlarımızı sürekli güncelliyoruz. İlgili
bakanlıklarımızın üstün gayretleriyle -Sayın
Bakanımız da güzel anlattı- turizmde, sağlıkta tedarik
zincirlerinin çeşitlendirilmesinde dışarıda da önemli başarılara
imza attık. Avrupa Birliğinin Dijital Covid-19 Aşı
Sertifikası Sistemine dâhil olarak vatandaşlarımızın
seyahatini kolaylaştırdık. Sırbistan'dan Endonezya'ya kadar
birçok ülkeyle aşı sertifikalarını
karşılıklı tanıdık. Yine, Türk Devletleri
Teşkilatı olarak Afrika ülkelerine gönderdiğimiz 2,5 milyon doz
aşı da tüm dünyaya örnek oldu. Bunlar, görüyorsunuz, hiçbir kurumun
tek başına başarabileceği, yapabileceği, altından
kalkabileceği işler değildir, takım
çalışması ve etkin koordinasyon gerektirir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sayesinde, hamdolsun, bu
konularda daha etkin hâle geldik. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, dış
politikamızı milletimiz için milletimizle birlikte yürütüyoruz. Her
bir temsilciliğimiz vatandaşlarımız için bir hizmet
kapısıdır. Yurt dışındaki
vatandaşlarımız ayrımcılığa ve
saldırıya uğradığında, dara düştüğünde
onlara kol kanat germeye devam ediyoruz. En son, Libya'da alıkonulan 7
vatandaşımızı ülkemize sağ salim getirdik. Yine, iki
gün önce Sudan'da 2 vatandaşımız
kaçırılmıştı, aynı gece
vatandaşlarımızı kurtararak ülkemize getirdik.
Sırbistan'da zor şartlarda dönemeyen 5 vatandaşımızı
Kırşehir'den getirmiştik, onlarla biraz önce kuliste beraber
olduk. Nerede olursa olsun vatandaşlarımızın yanında
olmaya devam edeceğiz. Salgın sırasında tarihî tahliye
hakkında sizlere bilgi vermiştik ve Afganistan'daki
gelişmelerden sonra da Silahlı Kuvvetlerimiz ve Türk Hava
Yollarımızla iş birliği yaparak birçok vatandaşımızı
ülkemize sağ salim getirdik. En son, Covid belasına yakalanan,
İspanya'daki Tekerlekli Sandalye Basketbol Millî Takımımıza
da 2 tane ambulans uçak gönderdik, o kardeşlerimizi de ülkemize getirdik.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sadece vatandaşlarımızın
yanında olmuyoruz, dış
politikamızı da yurt dışında da yurt içinde de
vatandaşlarımızla birlikte uyguluyoruz. Sadece yurt içinde
değil, yurt dışında da öğrencimizle,
akademisyenimizle, sporcumuzla, sanatçımızla, iş
insanımızla, işçimizle sürekli temas hâlindeyiz. Gördüğümüz
şudur, ne derseniz deyin, gördüğümüz şudur: Milletimiz
artık çok daha öz güvenli, yurt dışındaki
vatandaşlarımız ülkesiyle gurur duyuyor. Elbette gönül
coğrafyamızda da her zaman biriz, gönül coğrafyamız her
zaman aklımızda. Kırım Tatarlarından Irak ve Suriye
Türkmenlerine, Gagavuzlardan Ahıskalılara, Boşnaklardan Uygur
Türklerine kadar dünyanın her bir yanında yaşayan
vatandaşımızın, soydaşımızın, akraba
topluluklarımızın ve kardeşlerimizin meseleleriyle
yakından ilgileniyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Sayın Garo Paylan, siz bu saydıklarımın
içinde kendinizi nerede hissediyorsanız oradasınız. Biz, hepimiz
Türkiye'de kardeşiz, yurt dışında kardeşlerimiz de
var, akrabalarımız da var.
Değerli milletvekilleri, Türk dünyasında
da tarihî günleri yaşadık, yaşıyoruz. Can
Azerbaycan'ın tarihî zaferinden sonra, geçen ay, Türk Devletleri
Teşkilatının yeni ismini kazanması, Türk tarihi
bakımından dönüm noktalarından biri oldu. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Türk dünyası olgusu,
artık Doğuda ve Batıda dikkatle izlenen bir değer hâline
geldi. Bugünlere gelinmesinde şüphesiz Türkiyenin yükselen gücünün
payı büyüktür. Otuz yılda büyük başarılar kaydeden Türk
Cumhuriyetlerine, kardeşlerimize de hem tebriklerimizi gönderiyoruz hem de
onların bu başarılarıyla gurur duyduğumuzu bir kere
daha vurgulamak istiyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2021, dış politika bakımından çok
yoğun ve zorlu bir yıl oldu. Jeopolitik rekabet sertleşmeye,
küresel mekanizmalar zayıflamaya, yabancı
düşmanlığı ve ırkçılık artmaya devam ediyor.
Rusya ile Ukrayna ve Batı Bloku arasındaki gerginlik üst düzeye
çıktı. Yine, Balkanlarda otuz yıldır sağlanan istikrar
ortamı ciddi risk altında. Bosna Hersek Sırp Cumhuriyetinde
Entite Meclisinin aldığı karar yanlıştır,
tehlikelidir ve Bosna Hersek Anayasasına da aykırıdır.
Filistinde, işgal altındaki topraklarda İsrailin yasa
dışı yerleşim, müsadere ve zorunlu tahliye
uygulamaları ve Kudüsün statüsünü zedelemeye yönelik girişimleri
maalesef sürüyor. Afganistandaki belirsizlik eğer iyi yönetilemezse tüm
dünyayı etkileyecek sonuçlar doğuracak. Yine, Libyada, Suriyede,
Irakta, İranda, Yemende, Lübnanda, Etiyopyada, Sudanda, bu
bölgelerde gerilimler sürekli yükseliyor. Aynı şekilde, Somalide,
Kafkaslarda ve Akdenizde de gerilimler maalesef devam ediyor. ABD-Çin
arasındaki rekabetin ve ABD-Rusya rekabetinin de küresel etkilerini
artarak hissediyoruz.
Bu ortamda biz ne yapıyoruz? Gerçekçi
dış politika izliyoruz. İdeallerimiz ve sahadaki gerçekler
arasında son derece başarılı bir şekilde denge
kuruyoruz. Coğrafyamız birden fazla havzada girişimci
olmamızı zorunlu kılıyor. Girişimci ve insani
diplomasimizi daha önceki konuşmalarımızda tüm boyutlarıyla
sizlerle paylaşmıştık. Artık Bekle, gör.
diplomasisini biz benimseyemeyiz. Nitekim, dış politikada Türk
aktivizmi ezberleri bozuyor. Bölgedeki sorunların boyutları da
sağladığımız katkı ve denge de görmek isteyenlere
apaçık görünüyor. Bu yıl da sahadaki bu denge temelinde, diplomatik
inisiyatif üstünlüğümüzü kullanarak yeni bir mimarinin şekillenmesine
katkı sağlıyoruz. Bunu yaparken hem değişen küresel
dengeleri doğru okuyoruz hem millî güvenliğimize kasteden terör
örgütleriyle mücadelemizden de taviz vermiyoruz. Nitekim, az önce
saydığım küresel gerilimlerin çözüm arayışında
Türk diplomasisi ana aktörlerden biri konumunda. Bosna Hersekte yaşanan
tehlikeli gerginliği yatıştırmak için herkesle, tüm
taraflarla görüşebilen ender ülkelerden bir tanesiyiz ve bu konudaki
çabalarımızı yoğunlaştırarak devam ediyoruz.
Kafkasyada, can Azerbaycanla birlikte bölgesel
barış ve refahı inşa etmek için yoğun diplomatik
gayret içindeyiz. İki tane haberi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Yakında -Azerbaycanla da istişare ettik- Ermenistanla
normalleşme adımları için karşılıklı özel
temsilciler atayacağız ve her adımda Azerbaycanla birlikte
hareket edeceğiz; ayrıca, Erivan-İstanbul arasında da
charter uçuşlarını önümüzdeki süreçte başlatacağız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Libyada barış ve istikrarın anahtarı
olmaya devam ediyoruz, tüm taraflarla beraberiz, temastayız -ayrım
yapmaksızın- ve yarın, Libyadan Başkan Vekilinin
Başkanlığında bir parlamenter heyeti, tüm taraflardan
oluşan bir heyet de yüce Meclisimizi ziyaret edecek.
Rusya ile Ukrayna arasında tırmanan bu
krizin yatıştırılması için de çaba sarf ediyoruz, hem
Sayın Cumhurbaşkanımız hem de ben
muhataplarımızla sürekli temas hâlindeyiz ve durumun
barışçıl yoldan sakinleştirilmesi ve çözülmesi için
çabalarımızı sürdüreceğiz.
Afganistanda öngörülü ve cesur bir kararla
büyükelçiliğini faal tutan, bugün açık tutan tek NATO üyesiyiz ve
bugün, Avrupa Birliği temsilciliği dâhil
Siz bizi
eleştiriyorsunuz ya, Talibanla, Afganistanla temastasınız
diye
HABİP EKSİK (Iğdır) Taliban
kadınları öldürüyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Avrupa Birliği dâhil, herkes
temsilciliğini tekrar açmak için çaba sarf ediyor, bizden de yardım
istiyor. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Onlara da verin
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hadi bakalım,
hadi
Hadi bakalım
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Herhâlde Avrupa Birliği de sizin
söylediğiniz konularda duyarsız değil.
Diğer taraftan, değerli arkadaşlar,
tüm dünyanın yaptığı gibi biz de Talibanla kademeli bir
angajmana girdik. Biraz önce gösterdiğiniz o fotoğraftaki
şahısla Amerika da görüşüyor
HABİP EKSİK (Iğdır) Dostunuz
mu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
Dışişleri Bakanları da
görüşüyor, ABD o şahıslarla Dohada anlaşma da
imzaladı.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hadi bakalım, hadi
cevap.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Herkes Dohaya, ayağına gidiyor
onların ama onlar bizi ziyaret etti ve bu angajmanı
sürdüreceğiz. (AK PARTİ Bravo sesleri, alkışlar) Ve bu
angajman sayesinde Maarif Vakfımızın 45 okulu ve eğitim
merkezi şu anda açık, faal durumda. Değerli
kadınlarımız, hanımefendiler, bunlardan 10 tanesi de
kız okuludur. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) O kızlar
gidemiyor o okula, kızlar gidemiyor!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Yani bu işler sadece lafla olmuyor,
Afganistanda kız çocuklarının okula gitmesi için biz oradaki
okullarımızı açık tutuyoruz. Yani sadece eleştirerek,
kızarak, hariçten gazel okuyarak diplomasi yapılmaz, bizzat sahada
olarak, konuşarak yani diplomasiyle sonuç alınabilir.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) O hâlde nasıl yapıyorsunuz konuşmadan?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bugün, yine Kızılayımızla,
AFADımızla, TİKAmızla ve derneklerimizle insani
yardımlarımızı da ulaştırıyoruz.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Sayın
Bakan, eleştiriye Hariçten gazel okumak. diye cevap verilmez.
(AK PARTİ sıralarından Otur yerine,
dinle. sesleri; CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Kabilden ülkemize charter uçuşları
başladı ve bu charter uçuşlarıyla beraber Türkiyeden
dönmek isteyen Afganlılar da Kâbile dönüyor. İş
insanlarımız da aynı şekilde faaliyetlerine tekrar
başlıyor. Bugün, MÜSİADdan bir heyet Afganistanda, onu da
bilgilerinize sunmak isterim. (AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
Değerli milletvekilleri, İran, Irak,
Yemen, Lübnan, Etiyopya, Sudan, Somali; bu dosyalarda da diplomasi
trafiğimiz yoğunlaşarak devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde
biliyorsunuz, İrana ve Lübnana bir ziyarette bulundum. Lübnanda
maalesef, iç kriz var, bunun aşılması için destek veriyoruz,
Körfez ülkeleriyle arasındaki krizin aşılması için de
aynı şekilde çaba sarf ediyoruz. Özellikle İranla son
zamanlarda bu Afganistan kökenli göç akımı sebebiyle de
angajmanın ve iş birliğinin önemi daha da artıyor.
Etiyopyada tarafları masaya oturtmak için çaba sarf ediyoruz, her iki
tarafla da görüşüyoruz. (HDP sıralarından gürültüler)
Suriyede ise mültecilerin gönüllü ve güvenli geri
dönüşleri konusuna ağırlık veriyoruz ve başta
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği olmak üzere
uluslararası toplumla bu konuda birlikte çalışıyoruz.
Tabii, Suriyede temel hedefimiz, ülkenin birlik ve beraberliğinin, toprak
bütünlüğünün korunması ve orada terör koridorlarının
oluşmasının da engellenmesidir; terörden, PKK, YPG, DAEŞ
başta olmak üzere terör örgütlerinden
arındırılmasıdır. (HDP sıralarından
gürültüler)
Doğu Akdenizde ülkemizin ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin meşru hak ve
çıkarlarını korumak için sahada ve masada gerekeni yapmaya devam
ediyoruz. Bu yıl, Yunanistan ve Rum kesimi tam 6 kez kıta
sahanlığımıza 3üncü ülke bayraklı araştırma
gemilerini göndermeye çalıştı ve her seferinde de ilgili
ülkelerle temasımızın ve sahadaki askerlerimizin yani
Silahlı Kuvvetlerimizin sahadaki mevcudiyeti sayesinde bunları da
engelledik.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) Diyalog,
diyalog!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Daha önce ne söyledik? Sahaysa saha, masaysa masa;
hepsine varız. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Kıbrıs meselesinde de ezber bozan
politikamızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Çözüm, ancak Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığının ve
Kıbrıs Türklerinin müktesep haklarının tanınmasıyla
mümkündür. Denenmiş formülleri tekrar ederek nafile çabalara girmeye gerek
yok yani yeni bir müzakerenin başlayabilmesi için önce Kıbrıs
Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit
uluslararası statüsünün tanınması gerekiyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bu yıl, Körfez
ülkeleriyle ilişkilerimizde önemli gelişmeler yaşandı, bu
konuda yorumlarınız da oldu, bunlara biraz sonra cevap
vereceğim. Özellikle diplomasiye ve diyaloga alan açtık, üst düzey
ziyaretlerle somut sonuçlar almaya başladık. Bu gece de, yine,
Birleşik Arap Emirliklerine bir ziyaret gerçekleştireceğim, bu
temaslarımızı devam ettireceğiz.
Diğer taraftan, Avrupa Birliğiyle
ilişkilerimizi tam üyelik perspektifi temelinde olumlu bir gündemle
ilerletmek için siyasi irade bizde mevcut.
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) AİHM
kararlarını uygulayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
AİHM kararlarını uygulayın.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Maalesef, bazı üyelerin engellemesi
nedeniyle Avrupa Birliği benzer bir irade ortaya koyamıyor. Yine de
2021 yılında, bu yıl içinde iklim, göç, güvenlik ve
sağlık alanlarında üç yeni yüksek düzeyli diyalog
mekanizması kurduk ve ilk toplantıları yapıldı.
NATO, geleceğe kendini adapte etmeye
çalışıyor ve NATOnun yeni stratejik konseptinin
hazırlanmasına Türkiye olarak büyük katkı sağlıyoruz.
Fransayla üst düzey diyalogumuzu tekrar başlattık. Almanyayla, yeni
kurulan hükûmetle aynı anlayışla çalışmaya devam etmek
istiyoruz. Geçtiğimiz ay İspanyayla yaptığımız
hükûmetler arası zirvede ilişkilerimizi kapsamlı ortaklık
seviyesine çıkardık. Yine, Macaristanla da Yüksek Düzeyli Stratejik
Konsey Toplantısı yaptık. Avrupa ülkelerinden bahsediyorum; hani
Türkiye dışlanmıştı, hani Türkiye yalnızdı!
Örnekler veriyorum size, basit basit örnekler veriyorum. ABDyle de bir
taraftan aramızdaki sorunları çözmek için çaba sarf edeceğiz
diğer taraftan da 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi dâhil
iş birliğimizi değişik alanlarda geliştirmek için
çalışmaya devam edeceğiz. Malumunuz, Sayın
Cumhurbaşkanımızın Biden'la Roma görüşmesinde tüm bu
var olan sorunları çözmek için, tüm konuları ele alabilmek için bir
stratejik diyalog mekanizması kurulması
kararlaştırılmıştı ve en son Rigada
Dışişleri Bakanı Blinkenla bu konunun
detaylarını birlikte çalıştık.
Değerli milletvekilleri Afrika, Asya ve Latin
Amerika'yla ilişkilerimizde de önemli adımlar atmaya devam ediyoruz.
Önümüzdeki hafta sonu Sayın Cumhurbaşkanımızın ev
sahipliğinde 3üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'ni gerçekleştireceğiz.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Zirveden hemen
önce Dışişleri, Sağlık, Eğitim ve Tarım
Bakanları toplantısı yapacağız. Kaç tane bakan geliyor
biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Tam 80 bakan, 20 lider geliyor.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Diğer
taraftan, bizim burada amacımız şudur: Afrika bizi niye
benimsiyor biliyor musunuz? Çünkü biz Afrika'yla birlikte kazanmak, birlikte
yol almak anlayışıyla onlara gidiyoruz, başkaları gibi
sömürmek için gitmiyoruz.
Yine Yeniden Asya girişimimizin
kapsadığı coğrafyadaki -ekonominin merkezi orada- ülkelerle
muhtelif alanlarda iş birliğimizi geliştirmek üzere
hazırlanan tam 941 eylem unsurunu uygulamaya koyduk; bunun içinde ekonomi
ağırlıklı. Çin'le ilişkilerimizde ulusal
çıkarlarımızı gözetirken soydaşlarımız Uygur
Türklerinin hak ve özgürlüklerinin korunmasına da önem atfediyoruz.
Latin Amerika'nın her yerinde artık
Türkiye var ve özellikle ülkemizde yakın zamanda büyükelçilik açmak
isteyen Uruguay, Haiti, Bolivya ve Nikaragua başta olmak üzere tüm bölge
ülkeleriyle ilişkilerimizi geliştireceğiz; ticaretimiz
hızla artıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kokain
ticareti mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Değerli milletvekilleri, terörün her
türlüsüyle mücadele de bizim görevimiz. Dışarıda da bunlarla
mücadele etmezsek onlar bize saldırıyorlar. Dolayısıyla,
PKKnın yurt dışındaki harekât alanının
kısıtlanması konusunda çabalarımız devam ediyor.
FETÖnün sadece bir terör örgütü değil, aynı zamanda organize bir suç
şebekesi olduğunu belgelerle tüm muhataplarımıza
anlatıyoruz, gösteriyoruz ve FETÖyle mücadeleyi 15 Temmuz gecesi çelikten
millî iradeyi temsil eden, bombaların altında görevi terk etmeyen bu
Gazi Meclise, milletimize, şehit ve gazilerimize bir borç biliyoruz. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Ve mücadelemizden de
neticeler alıyoruz, Maarif Vakfımızla birlikte bugün 43 ülkede
FETÖ okullarının faaliyetleri tamamen ya da kısmen
sonlandırıldı, bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Yine,
DAEŞle de ve yabancı terörist savaşçılarla da mücadelemizi
hiç ara vermeden sürdüreceğiz.
Diğer taraftan, bunları yapıyoruz ama
gelecek dünya hızlı değişiyor. Yani diplomaside
düşünce düzlemine de önem vermemiz gerekiyor ve bu konuda da önemli bir
adım attık: Uluslararası gündemi şekillendiren meselelerin
ele alındığı; liderler, akademisyenler, düşünürler,
herkesin bir araya getirildiği Antalya Diplomasi Forumunu ülkemize
kazandırdık. Bu sene haziran ayındaki Antalya Diplomasi
Forumuna 11 devlet ile hükûmet başkanı ve 45
dışişleri bakanı katıldı. Dünyada her 5
dışişleri bakanından 1i hatta daha fazlası
Antalyadaydı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sizlerin hepinizi buraya davet edemedik çünkü pandemi sebebiyle
kısıtlama vardı, inşallah, gelecek sene 11-13 Martta
gerçekleştireceğimiz Antalya Diplomasi Forumuna da yüce
Meclisimizden daha geniş bir katılım bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; paylaştığım bu tablo,
vatandaşımızı merkeze koyan, menfaatlerimizi ön planda
tutan, ideallerini savunmaktan da çekinmeyen dış
politikamızın kısa bir kesitiydi. Mesaimizi sizlere özellikle,
ziyaret ve temas rakamlarıyla özetlemem gerekirse; 2021 yılında,
41 devlet ve hükûmet başkanı ve 55 dışişleri
bakanı ağırladık. Hani dışlanmış
Türkiye ya, izole edilmiş bir Türkiye! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ve 82 yurt dışı ziyareti
gerçekleştirdim, video konferans ve telefon görüşmelerimin
sayısı da 320yi aştı.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Sonuç?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Akil ve müşfik, güçlü ve kararlı
olduğumuzu örneklerle sizlere anlatmaya çalıştım.
Paylaştığım bu hususlara
ilaveten, bu sıralardan gelmiş bir arkadaşınız olarak
bütün bilgi taleplerinizi de her zaman karşılamayı ve
davetlerinize icabet etmeyi de bir görev biliyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) O nedenle, şimdi sizlerden
gelen bazı soru ve eleştiriler oldu, onlara da kısaca
değinmek istiyorum.
Ünal Çeviköz, mensubumuz, kendisinden başlamak
istiyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim. Yani dikkatlice dinledim. Her
zaman söylediğim gibi, her konuda tamamen suçlu Türkiye, tamamen suçlu
Cumhur İttifakı. Bu anlayış maalesef, sizde hiç
değişmedi ve referanslarınıza bakıyoruz, hep Türkiye
aleyhine konuşanlar, Türkiye aleyhine yayın yapanlar; bu Rum
olabilir, o olabilir, hiç fark etmez. Ayrıca, referans
aldığınız yerlere bakıyoruz biraz sonra örnekleri de
vereceğim orada da Türkiye için olumsuz unsurları ön plana
çıkarıyorsunuz, olumlu unsurları hiçbir şekilde dile
getirmiyorsunuz çünkü sizin burada iddia ettiklerinizi çürütüyor o olumlu
unsurlar. Benim raporlarım değil, şimdi onlara da değinmek
istiyorum. Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, diğerleri...
Kamil Hocam zaten bana bir şey bırakmadı, gayet güzel bir
şekilde anlattı. Diplomaside temel kural: Sürekli düşmanlık
da yoktur dostluk da yoktur. Şimdi, Birleşik Arap Emirlikleri'yle
bizim bir problemimiz var mıydı? Yoktu. Onlar bizimle ilişkileri
bozdu, şimdi de düzeltmek istediler, biz de ilişkileri düzeltiyoruz;
bu kadar basit. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesi,
alkışlar) Diğer ülkelerle de bir sorunumuz yok; sadece
Mısırla ilişkileri kesme konusunda biz karar aldık, bunu
kabul ediyoruz ve gerekçelerini de biliyorsunuz. O yüzden, şimdi,
ülkelerle Yok, onu mu satıyorsunuz, bunu mu satıyorsunuz? bu tür
gereksiz şeylere girmeye gerek yok. Karşılıklı bir
çıkar temelinde herkesle ilişkilerimizi geliştiririz ve herkes
Türkiye'ye yatırım yapmak istiyor. Dolayısıyla, bu
yatırımı yaparken de Niye gelip yatırım
yapıyorsunuz? diye suçlamak da doğru değil.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Biz de onu diyoruz, yapın zaten ama ne
değişti?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) O gün, Katar Dışişleri
Bakanı da sorulan soruya şunu söyledi: Türkiye çok önemli, Türkiye
ekonomisi çok önemli fırsatlar sunuyor. dedi.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Ne değişti mesela?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Her ülke Türkiye'deki
Geçen sene, her ülke
olduğu gibi, İtalya Türkiye'de doğrudan yatırım yapan
ülkelerin başında geliyor, yaklaşık 1 milyar dolarlık
yatırım yaptı İtalya.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Bedavaya götürüyorlar.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ona da bir şey diyor muyuz? Niye birine
bir şey söylüyorsunuz da diğerine söylemiyorsunuz? Herkesten gelmesi
lazım yatırım. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Şimdi, efendim, Katarın ve Exxonun
imzaladığı anlaşmaya gelince, burada şunu söylemek isterim:
Kim olursa olsun, bizim kıta sahanlığımıza -biraz önce
anlatmaya çalıştığım gibi- bizden izinsiz kimse
giremez. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ruhsat
verdiği sahalara da bizden izinsiz kimse giremez yani Kıbrıs
etrafında. Dolayısıyla, bu anlaşmada beşinci parselde
her iki ülke de taahhüt etti ki -Amerika ve Katar- bizim kıta
sahanlığımızın içine girmeyecek. Ayrıca
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Niye?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Girmeyecek. Beşinci parselin, bizim
kıta sahanlığımızın güney çizgisinin altında
kalan kısmında ama Kıbrıs etrafındaki tüm
zenginliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ve Kıbrıs
Türkünün de hakları var. O nedenle, biz diyoruz ki: Hakça
paylaşım oluncaya kadar biz de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
ruhsat verdiği alanlarda Kıbrıs Türk halkı için
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Çeviköz, Crans-Montanadan bahsettiniz.
Oraya ilk vardığımda şunu söyledim: Sıfır
garanti, sıfır asker rüya bile değil, rüya gören varsa da
uyansın. Ve bunu bugün de söylüyoruz. Şimdi, bahsettiğiniz
belge, yani referansınız Rum kesimi olduğu için söylüyorum. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Bahsettiğiniz
-onlar yayınladı bunu, öyle, bunu onlar yayınladı- o
belgeden yola çıkalım, Rum kesimi diyor ki: Bakınız bu
belgeye, Sayın Çavuşoğlu hiç taviz vermedi garantilerden ve
güvenlikten. Siz de diyorsunuz ki: Türkiye, Çavuşoğlu taviz verdi.
Maalesef, bu konuda Kıbrıs Rum kesimine katılmak
durumundayım, maalesef, üzülerek söylüyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Biz, öyle bir taviz vermedik. Biraz
önce yeni gerçekleri de söyledik ve bu konuda bizim tutumumuz hiç
değişmedi.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Adalardan
bahsedelim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Diğer taraftan, Sayın Çeviköz, Afrika
konusunda ben Cumhuriyet Halk Partisi veya önceki hükûmetlerle bir
kıyaslama yapmadım, hiçbir zaman yapmadık. Niye rahatsız
olduğunuzu anlayamadım ben?
Ben şöyle söyleyeyim: Bizim dönemimizle, on
yıl öncesiyle kıyaslayayım. On yıl öncesinde Afrika
Kıtasında 12 büyükelçiliğimiz vardı, bugün Sayın
Çeviköz, 43 tane büyükelçiliğimiz var,
başkonsolosluklarımızla beraber 48 oldu. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) 3 milyar dolar ticaretimiz vardı, 25 milyar dolar
oldu, bundan rahatsız olmayalım, biz sizinle
kıyaslamıyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Niye
rahatsız olalım ya!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ama öyle. Biz sizi eleştirmedik ki bundan
dolayı. Yani, bununla övünmemizden rahatsız olmayın daha
doğrusu.
Şimdi, efendim, Avrupa Konseyinin
kararlarına gelecek olursak
Değerli arkadaşlar, şimdi,
burada, öncelikle şunu söylemek isterim -hukuki bir tespit- Türk
mahkemeleri Kavalayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
kararını uygulamıştır ve serbest
kalmıştır.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Hadi ya!
YUNUS EMRE (İstanbul) Kavala beraat etti o
kararda.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ama Kavala hakkında başka davalar
olduğu için
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) O
davaları kim açtı?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
Kavala hapisten
çıkmamıştır ama o ilgili karar
uygulanmıştır, bir.
İkincisi, şimdi size bir soru sormak
istiyorum: Yani sizin Batı Trakya Türkleriyle ilgili mahkeme konusunda
hassasiyet göstermenizi beklemem
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Gösteriyoruz. Ne demek göstermiyoruz!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
ama Cumhuriyet Halk Partisinden ve
İYİ Partiden bu hassasiyeti göstermelerini beklerim.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Niye
bizden beklemiyorsunuz?
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) Allah Allah!
Bizden niye beklemiyorsunuz?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Şimdi, İnsan Hakları Mahkemesi
kararları sadece Türkiye için mi geçerlidir, 47 üyesi için mi geçerlidir?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hepsi
için geçerlidir.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Hepsi için geçerlidir. Peki, siz biraz önce
dediniz ki: Bu kararları uygulamayan
Hani, ben sizi cehaletle,
şunla bunla suçlamak istemiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ama
suçluyorsunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ama mutlaka bilgilendirilmişsinizdir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Biliyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ama biraz önce dediniz ki: Sadece Azerbaycan
ve Rusya. Şimdi, hocamız biraz önce bazı ülkeleri örnek olarak
verdi; Yunanistan, Batı Trakya Türklerinin haklarıyla ilgili gibi on
dört yıl hocam, on üç de değil; Fransa, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin ev sahibi, kaç yıldır uygulamıyor
biliyor musunuz? On.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kararın içeriği ne? Onu da söyle.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Kararın içeriği nedir?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Norveç, hani, Nordik ülkeleri var ya,
demokraside en ön planda olanlar, kaç yıldır uygulamıyor biliyor
musunuz arkadaşlar? İki.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kararın içeriğini söyleyin; kararı söyleyin kararı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Almanya kaç yıldır uygulamıyor
biliyor musunuz? Beş. Birleşik Krallık kaç yıldır
uygulamıyor
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kararı söyleyin, kararı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Fark etmez, karar karardır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Fark
eder, fark eder.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) İnsan Hakları Mahkemesi kararıdır
ve uygulanması gerekiyor. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Bunların hepsi de insan hakları ihlalleriyle
ilgili kötü muamele
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Beş
yıldır cezaevinde olan insan var. Ne alakası var?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Okuyun, vereyim size.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
biliyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) O zaman biliyorsanız, biraz önce
doğruyu söylemeniz lazımdı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kararın içeriğini söyleyin.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Ne alakası
var? Kararın içeriğine bakın.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Finlandiya
Arkadaşlar, Finlandiyada ne
biliyor musunuz?
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Kararın içeriğine bakın.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bakınız, Finlandiya, gazetecilere
orantısız ağır mahkûmiyet, gazetecilere; Finlandiyadan
bahsediyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Doğru, doğru.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Niye söylemiyorsunuz burada?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) E, siz
altı yıldır tutuyorsunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) İrlandayı niye söylemiyorsunuz?
Belçikayı niye söylemiyorsunuz, Avrupa Birliğinin ev sahibi? (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Belçikada PKK
çadır kuruyor ya ondan. PKK çadır kuruyor Belçikada, ondan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bakınız, bizim söylemek
isteğimiz şu: Tüm bu ülkeler uygulamazken İnsan Hakları
Mahkemesi kararını neden Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi sadece
Türkiyeyi hedef alıyor? Neden? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Türkiyeden bahsedin, siz
Türkiyenin Bakanısınız, diğerlerini örnek vermeyin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bizim itirazımız bu. Burada çifte
standart vardır, bunlar siyasettir ve yirmi yıldır uygulanmayan
kararlara karşı bile tedbir almazken Türkiyeyi hedef almaları
çifte standarttır, maalesef orada da siyaset
ağırlıklı...
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Bakan Bey, siz Türkiye
Cumhuriyetinin Bakanısınız, başka ülkeleri örnek vermeyin.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Yani
kararı uygulamayacaksınız, öyle mi?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Karar kendisinde değil ki.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siyasi
soykırımcısınız!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Değerli arkadaşlar, şimdi, biraz
sonra diğer konularda da gelen bazı soru ve önerileri ya da daha
doğrusu eleştirileri cevaplamak istiyorum müsaadenizle.
Sibel Hanım -saygım var, her zaman sohbet
ediyoruz sizinle- Avrupa Birliği raporlarından bahsettiniz ve Türkiye
olarak -yani bizim de eksikliklerimiz var, hiçbir zaman mükemmeliz demiyoruz-
hangi konularda adım attınız? diye bana sordunuz, anlatın
diye. Ben de sizden rica ediyorum, Avrupa Birliğinin Türkiye raporunu hep
eleştirdiği noktaları söylüyorsunuz ya bir de Türkiyeyi
övdüğü noktalara bakarsanız
Bakınız, ben size söylüyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hadi bakalım,
bakalım, bir de oraya bakalım.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bir: Ekonomimizin gelişmişlik
düzeyini övüyor Avrupa Birliği, hani çok kötüydü? (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Yüksek büyüme
performansımıza vurgu yapıyor.
YUNUS EMRE (İstanbul) Tarihin en kötü raporu
Sayın Bakan, en kötü raporu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bütçe açığının beklenenden
çok düşük olmasını övüyor. Bakınız,
bankacılık sektörümüzün gücünü övüyor.
YUNUS EMRE (İstanbul) Tarihin en kötü raporu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Uluslararası sisteme, çok
taraflılığa ve sürdürülebilir kalkınmaya verdiğimiz
desteği övüyor. Hukuk diyorsunuz, insan hakları diyorsunuz,
İnsan Hakları Eylem Planımızı övüyor.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Hadi
canım oradan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ülkemizin Suriye dâhil -siz
eleştiriyorsunuz ya- Libya, Irak, Afganistan, Balkanlar, Ukrayna, Güney
Kafkasyadaki ağırlığı ve etkisine vurgu yapıyor.
Fasıllar niye açılmıyor diyoruz; 20 fasılda ilerleme
kaydettiğimizi söylüyor Avrupa Birliği kendi raporunda.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hadi bakalım!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bazılarında iyi ilerleme
bazılarında da ilerleme diyor. Adalet, özgürlük ve güvenlik
faslında ilerleme kaydettiğimizi söylüyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hadi bakalım!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Aynı şekilde eğitim, kültür,
bölgesel politikalar, çevre, yapısal araçların koordinasyonu gibi
Peki, siz gelip burada sürekli bizi eleştireceğinize Avrupa
Birliğini Ey Avrupa Birliği! Madem raporunda bu konularda ilerleme
var, bu fasılları niye açmıyorsun? diye niye
sorgulamıyorsunuz? Niye sorgulamıyorsunuz? (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar) Sorgulamıyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Avrupaya söz
söyleyemezler!
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Onlar büyükelçilere bizi
şikâyet ederler ancak.
YUNUS EMRE (İstanbul) Seni kimse
dinlemediği için bizden bekliyorsun değil mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Efendim, Şimdi, Ahat Andican ALTAY tank
motor gücünü de söylemişti. ALTAY tankı yani şirket bu motor
gücünü getirecek, deneyecek çünkü bu teknolojiler sürekli gelişiyor, son
teknoloji üretimi deneyecek.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) O
teknolojinin sonu yok.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Performansını başarılı
bulursa ithal edecek eğer kendi motorunu zaten yapmak için önemli bir
mesafe katettiler eğer başarısız olursa tabii ki başka
seçeneklere bakılır.
Efendim, Sayın Adnan Sezgine şunu
söylemek isterim: Yani BAEyle ilgili görüşlerine cevap verdim.
Şimdi, ne satılacak? Bilmem ne, gibi böyle bir diplomata
yakışmayan ciddiyetsizlikle söylemeniz doğru değil; bir.
İkincisi, Bakanlığımın
sınav yöntemini sorgulamaya kalktınız, bunu da kesinlikle kabul
etmiyoruz. Benim Bakanlığımın yaptığı
sınavlarda Komisyonda bu sıralarda oturan Bakan
Yardımcılarımız, büyükelçilerimiz, genel müdürlerimiz var
ve bizim Bakanlığımızda torpil yok şu anda ama sizin
görev yaptığınız dönemlerde torpil vardı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) Tabii
canım, tabii(!)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Klikler, klikler
Ah,
ah!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Nasıl vardı? Ekipçilik vardı.
Sizler sadece kendi ekiplerinizi Batıya gönderiyordunuz, diğer
garibanlar Afrikaya gidiyordu, Asyaya gidiyordu. Merkezde de öyle.
Ayrıca, ödenekleri, sadece temsil ödeneklerini Almanya gibi, Washington
gibi büyük ülkelerde, başkentlerde ihtiyaç varken -hep ekipçilik, klanlar
var bizim Bakanlıkta, herkes kendi ekibini kollar, ben onların
hepsini kaldırdım- ihtiyaç olmayan yerlerdeki kendi ekibinize
aktarıyordunuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Neredeydi adalet o
zaman? Hadi bakalım.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ben bu Bakanlığa adalet getirdim ve
bunu da açıkça söylüyorum, gurur duyarak söylüyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yaşa!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Şimdi, efendim, yani bizim
sınavlarda, Bakanlığın sınavlarında hiçbir zaman
torpil olmaz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Egemen
Bağışı kim atadı Sayın Bakan?
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Egemen
nasıl büyükelçi oldu?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın Erozan, Suriyeye giremezsiniz.
dediniz. HTŞye, terör örgütlerine maaş veriyorsunuz. dediniz.
Doğru değil. Peki, ben size soruyorum: Barış
Pınarını, Zeytin Dalını, Fırat Kalkanı ve
Bahar Kalkanı Harekâtlarını kim gerçekleştirdi? (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bravo!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Uygurun haklarını kimsenin
baskısıyla değil, başından beri söylüyoruz, hem Çinle
ikili düzeyde hem uluslararası platformda sonuna kadar savunuyoruz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yaşa!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) 10 büyükelçi meselesini Biden çözmedi.
Büyükelçiler aptalca hata yaptılar ve geri adım attılar, ondan
sonra da biz de gerekeni yaptık. Aksi takdirde sınır
dışı edilecekti.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Biden aptalca mı davranmış?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Özür dilediler, özür.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Peki, Sayın Erozan dediniz ki: İktidarın
günleri sayılı.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Doğru söylemiş.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Geçen sene ne demiştiniz?
KAMİL AYDIN (Erzurum) Altı ay sonra.
demişti.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) İkinci yarısında bütçeyi biz
devralacağız. Ne oldu Sayın Erozan, ne oldu? (AK PARTİ ve
MHP sıralarından alkışlar) Geçen sene de böyle
söylüyordunuz, ne oldu, güvendiğiniz dağlara kar mı
yağdı? (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Ne oldu?
ERHAN USTA (Samsun) Getirdin mi
sandığı? Sandığı getirin. Sandıktan kaçma,
sandıktan.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Sandıktan kaçıyorsunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın Erozan, ben golf oynamak için
Ankarada da, her yerde de saha bulurum tamam mı, bunda hiç problem yok
ama siz iktidarı ancak rüyanızda görürsünüz. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Gidiyorsunuz,
gidiyorsunuz. Rüyanız bitiyor, rüyalar bitiyor. Gidiyorsunuz.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Engin Bey burada mı?
Sayın Engin Altay, buyurun lütfen, size de bir
iki sözüm var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, bunu da söyleyip
bitireceğim.
BAŞKAN Buyurun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Engin Altay söz alınca iki konuyu gündeme
getirdi. Bir tanesi silahsızlandırılmış adaların
statüsünün Yunanistan tarafından ihlal edilmesi. Bunu da AK PARTİ
iktidarını suçlayarak söyledi. Bu bir millî meseledir.
Bakınız, Yunanistana bu adalar 1923 ve 1947 Lozan ve Paris
Antlaşmalarıyla şartlı bir şekilde verildi:
Buraları silahsızlandıracaksınız. Yunanistan
1960tan bu yana bu adaları silahlandırdı, yeni değil yani.
Biz ne yaptık? Arkadaşlar, biz ne yaptık? Şunu söyleyeyim:
Birleşmiş Milletlere bir yazı göndererek Eğer Yunanistan
artık bu adaların, silahsızlandırılmış
adaların statüsünü ihlal ederse burada egemenlik hakkı iddia
edemeyecek." diye Birleşmiş Milletlere de kaydettirdik. Bundan
sonra da gereken adım atılır. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) İşte bu!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Şimdi, bu konular millî mesele. Ünal Bey
de adalar konusunda size gerekeni söylemiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yeni değil,
bak, Sayın Bakan, ben bunu yeni bir mesele demedim, bu konuda daha
gayrete davet ettim, çabaya davet ettim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Hep beraber gayret sarf edelim ama
İzliyorsunuz." dediniz bize, onun için söylüyorum.
Son olarak efendim, Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Bakan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın Engin Altayın
konuşmasında, tutanaktan okumak istiyorum: Şu soruya cevap
arıyoruz: Murat Mercan -neydi o adamın adı- Henri Barkey'le
görüştü mü, görüşmedi mi? Görüştüyse neden görüştü?
Görüşmediyse bunun ispatlanması gerekiyor. Bir kere, iddia sahibi
iddiasını ispatlar; o, bir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Devlet sizsiniz,
siz bileceksiniz onu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Müsaade edin efendim, müsaade edin
ENGİN ALTAY (İstanbul) Senin büyükelçin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU
(Devamla) Müsaade edin efendim
KAMİL AYDIN (Erzurum) İddia eden sensin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bu görüşmede Türkiye Cumhuriyeti ABD
Büyükelçimizin 15 Temmuzun mimarlarından olduğu varsayılan,
öngörülen bir hainle, hainle görüşmesi hepimizin içini acıtmalı.
Bu görüşmeden murat nedir, amaç nedir? Birleşik Arap Emirlikleriyle
yaptığınız gibi pazarlık süreci
başlatıyorsanız bunun adı vatana ihanettir ve Cumhuriyet
Halk Partisi buna sessiz kalamaz, kalması beklenemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Son cümleler
Sayın Engin Altay, Büyükelçimiz bu Henri
Barkeyle görüşmemiştir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ee, tamam, cevap
bu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bir saniye, bir saniye efendim
Peki, bu Henri Barkeyle görüşen kim biliyor
musunuz? Sürekli görüşen kim?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biliyorum,
biliyorum; sen söyle onu.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Öğrendiniz mi?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biliyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Söylüyorum arkadaşlar: Cumhuriyet Halk
Partisi ABD Temsilcisi Yurter Özcan, buyurun. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından Yuh sesleri, alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hadi bakalım, hadi
bakalım!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Şimdi, içiniz acıyor mu? Hayır,
içiniz acıyor mu? Bir, bu hainle görüşmenin neticesi nedir?
İkincisi, pazarlık nedir? Üçüncüsü, buna sessiz kalacak
mısınız?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, biz
kalmayız, merak etmeyin.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bakın, ben burada iftira falan
atmıyorum. Amerika'daki siyasi partiler ve buna benzer kuruluşlar
kimle görüştüyse FARAya kaydeder. FARA kayıtlarına bakın,
temsilcinizin görüştüğünü orada görürsünüz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bravo! FARAya bak.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sen şimdi
Büyükelçi görüşmedi diyorsun, değil mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Evet, Büyükelçime sordum Görüşmedim.
dedi ve Büyükelçimiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ee, ben de
Yurtere soracağım, o da Görüşmedim. diyecek, nasıl
olacak?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) FARA kayıtlarında var.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) FARA kaydı var,
FARA kaydı.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Kayıtlı,
kayıtlı.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ABDnin kayıtlarında var; artık
bir şey söylememize de gerek kalmadı. Yani kusura bakmayın,
sizler sordunuz, ben de cevap veriyorum gayet medeni bir şekilde,
hiçbirinize hakaret de etmedim, konuşurken de sözünüzü kesmedim, hiç
sinirlenmeye gerek yok. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Ucaya da şunu söylemek isterim: Çok
üzülerek söylüyorum, gerçekten üzülüyorum çünkü sizin söyledikleriniz
Sincar'daki Yezidi kardeşlerimizin duygularını,
düşüncelerini temsil etmiyor.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Şengal
EBRÜ GÜNAY (Mardin) Ezidi, Yezidi değil.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ezidi kardeşlerimizin temsil etmiyor.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kimi temsil ediyor peki?
DIŞİŞLERİ
BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bunu açıkça söylemek
isterim çünkü orada PKK'nın baskısı var, DEAŞ gitti, PKK
var ve orada bir harekât yaptığımız zaman o gariban Yezidi
çocuklarını kalkan yapan da PKK'nın kendisidir. (AK PARTİ
ve MHP sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler) Bunu Nadia Murad söylüyor. Lütfen, lütfen
Biz de üzülüyoruz, Ezidi
kardeşlerimizi seviyoruz, üzülüyoruz ama söylediklerimiz
(AK PARTİ
ve MHP sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) El kol hareketleri yapmak yok. Ben gayet medeni
bir şekilde söylüyorum.
EBRÜ GÜNAY (Mardin) İHAlarla mı
seviyorsunuz insanları, İHAlarla? İHAlarla sevmeyin Kürtleri,
İHAlarla sevmeyin!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Alice harikalar diyarında! Ayıp ya, ayıp!
Gerçekten ayıp!
BAŞKAN Buyurun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bakınız, ben size hiç hakaret
etmedim, hiçbir şey söylemedim. PKK deyince niye
zıplıyorsunuz, niye sinirleniyorsunuz? (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler) Evet, DAEŞ gitti, PKK var.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Ezidi halkına laf
söylüyorsun, Ezidi halkına!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) 100
sivil öldürdünüz ya!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bu arada, PKK o bölgede 4 tane aday gösterdi,
hiçbiri de seçilmedi. Yani oradaki halk bıkmış PKK'dan.
Sayın Başkan, sabrınızı
zorladım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, saygılar sunuyorum.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından alkışlar, HDP sıralarından
gürültüler)
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Sayın Başkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne oldu ki?
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Yok, yok,
bir şey yok.
Bir sakinleşsinler Başkanım.
Heveslerini alsınlar. Olur tabii!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne oldu?
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Cahit
Bey, hiç bir şey yok, çok güzel.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ne oldu?
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Sayın Başkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Soru-cevap var, zaten
soru-cevap var, orada söylerler. Soru-cevap var efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Önce,
sataşmalara verin Başkan.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Başkan, sataşma var.
ERHAN USTA (Samsun) Soru-cevap değil
kardeşim, sataşma var ya!
BAŞKAN Evet, değerli arkadaşlar,
şimdi, tabii, Grup Başkan Vekillerimizin değerlendirmesini
alacağız ama sanıyorum, birkaç vekil
arkadaşımızın bir cevap hakkı doğdu.
ERHAN USTA (Samsun) Önce, bir sataşma var
Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Ben şimdi
Şunu mu
yapalım, Sayın Grup Başkan Vekillerimize soruyorum
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Başkan, yapalım, sonra bitirelim bu meseleyi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Önce,
sataşmalara verelim.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Tabii,
canım. Kalbimi çok kırdı Başkanım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Önce,
sataşmalara
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Önce,
sataşmalara istiyoruz. Başkanım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Ya, maçta değiliz arkadaşlar,
burası Genel Kurul. Ayıp ya!
BAŞKAN Müsaade ederseniz
HAMZA DAĞ (İzmir) Sayın
Başkan, sataşma yok. Sadece cevap verdi, bir tane sataşma yok.
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Sayın Başkan, ben bir şey
BAŞKAN Değerli arkadaşlar
HAMZA DAĞ (İzmir) Sayın
Başkan, sataşma yok hiçbirine. Cevap verdi hepsine. Lütfen, adaletli
olun.
BAŞKAN Müsaade edin efendim
NİLGÜN ÖK (Denizli) Hayır, Sayın
Bakan sorulara cevap verdi, bence cevap hakkı doğmadı.
BAŞKAN Müsaade eder misiniz efendim
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tutanakları
isteyelim olmazsa, tutanakları isteyelim.
BAŞKAN Peki, arkadaşlar, bitti mi sizin
itirazlarınız? Ben izin istiyorum sizden.
Sayın Özsoy
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Başkanım
BAŞKAN Kürsüye buyurun Sayın Özsoy. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
OYA ERONAT (Diyarbakır) Sataşma yok.
Hayır sataşma yok, size söylemedi ki.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya daha
dinlemediniz mi?
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Sayın Başkan, başlatmadan lütfen bir dursunlar çünkü iki dakika
zaten.
BAŞKAN Siz buyurun efendim, siz buyurun. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Başkan, süre geçiyor. Valla
iki dakikam var.
BAŞKAN Buyurunuz efendim. (HDP
sıralarından alkışlar)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır)
Arkadaşlar, iki dakika, lütfen
Mevlüt Bey, sadece şunu söyleyeyim: Afganistan
siyasetine dair gerçekçi siyaset yapıldığını söylüyor.
Ben, niye Afganistanla, niye Talibanla görüşüyorsunuz demedim. Ben,
Heyet Tahrir el-Şam, Taliban gibi hâlâ terör örgütleri listesinde olan
insanları VIPle karşılıyorsunuz dedim. Dönüp HDPyi de
kapatacağız. diyorsunuz; buradaki tezata dikkat çektim, bir.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) PYD-YPG var mı
o listede?
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) İki,
Afganistan politikası şudur: Bakın, Türkiye, Adalet ve
Kalkınma Partisi
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) YPG-PYD o listede
var mı?
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Ya, bir sus iki
dakika be! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sus!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya
sussanıza ya! Ya ne konuşuyorsunuz! Ne konuşuyorsunuz ya!
BAŞKAN Sürenizi değerlendirin Sayın
Özsoy.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
Bakan Bey konuşurken ne kadar gürültü
yaptınız ama biz duyuyoruz
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Dinlesinler ya! Ne alakası var ya! Hiç kimse öyle yapmadı.
BAŞKAN Siz buyurun Sayın Özsoy
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakan bey
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Ya, FETÖcüsün
sen, çık oradan, otur! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Konuşacaksan
konuş!
(AK PARTİ ve HDP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın Özsoy
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Parmak sallama
bana! Otur!
(AK PARTİ ve HDP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Bağırma!
Bağırma!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Şu
parmağını indir Cahit Özkan! Şu parmağını
indir! Karşında çocuk yok, indir o parmağını, otur!
(AK PARTİ sıralarından
Bağırma sesleri, HDP sıralarından gürültüler)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Konuşacaksan
konuş!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Otur!
Parmağınızı, elinizi, kolunuzu, indirin!
BAŞKAN Sayın Özsoy, Sayın Özsoy
(AK PARTİ ve HDP sıralarından
gürültüler)
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) İndirin
parmağınızı. Gelip burada konuşursunuz! (AK PARTİ
ve HDP sıralarından ayağa kalkmalar)
BAŞKAN Sayın Özsoy
Sayın Özsoy
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Gelip burada
konuşursunuz. Parmak sallamayın!
NİLGÜN ÖK (Denizli) Sen yapıyorsun, sen!
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Konuşacağız!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Parmak
sallıyor ya!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Süleyman Soylu
gibi parmak sallamayın! (AK PARTİ ve HDP sıralarından
gürültüler)
NİLGÜN ÖK (Denizli) Senin
yaptığın ne!
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Sen parmak sallıyorsun!
Sen kimsin!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Arkadaşlar,
orada durun lütfen! Orada durun arkadaşlar.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Hakaret ediyorsun,
terbiyesiz!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Ya
arkadaşlar, orada durun arkadaşlar! Lütfen, lütfen
Bizim
arkadaşlar, orada durun lütfen!
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.49
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 22.06
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 35inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Komisyon yerinde.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, bir arzum var efendim.
Grup Başkan Vekili olarak değil, sataşmadan söz talep
ediyorum.
BAŞKAN Sataşmadan başlayacağız efendim, bir
dakika.
Sayın Özsoy, kürsüdeyken açıklamalarınıza tam
fırsat bulamadınız ve tamamlamadınız, bunun için ben
sizi tekrar kürsüye davet ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoyun, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması (Devam)
HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gecenin bu geç vaktinde şöyle bir atmosferin
oluşmasında benim katkım olduğu kadarıyla gerçekten
üzgünüm, buraya yakışmadı, başta onu söyleyeyim. Yedi
yıldır ben bu Mecliste konuşuyorum, yedi yıldır ilk
defa kendimi kaybedecek noktaya geldim, ilk defa.
İSMET YILMAZ (Sivas) Kaybettin, kaybettin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya sayenizde bir sebebi vardır
ya, bir sebebi vardır.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Ben sadece şu kadarını
söyleyeyim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları
açısından Sayın Bakan şunu söyledi, dedi ki: Osman Kavala
kararı uygulanmıştır, başka bir davadan tekrar
tutuklanmıştır. Sayın Bakan, hem Kavala hem de Demirtaş
kararlarının içeriğini okumanızı öneririm çünkü belli
ki okumamışsanız. Okursanız her ikisinde de şunu
söylüyor, hem Kavala hem Demirtaş kararında diyor ki: Siz bir ayak
oyunu yaptınız -aynen böyle söylüyor- siz aynı suçtan ikinci
defa yargılıyorsunuz -double jeopardy- biz bunu da gördük, bu da
içinde, dâhil; derhâl tahliye edin. Bu kesin, bunu boşuna
tartışmanın bir anlamı yok. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin kararını ya diyeceksiniz ki
Cumhurbaşkanı
aynen diyor ya Ben uygulamıyorum ya! Bu kadar basit;
çıkacaksınız, yürekli bir şekilde Siyaseten
uygulamıyoruz. diyeceksiniz, bu kadar. Efendim, şöyleydi de teknik
buydu da orasıydı da burasıydı
Böyle mertlik olmaz;
çıkacaksınız, diyeceksiniz Uygulamıyoruz.
Uygulamıyoruz. diyeceksiniz; bu, bir.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Düzgün konuşun ya!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Afganistan
meselesine gelince
Türkiyenin Afganistanda yaptığı şey
taşeronluktur, komisyonculuktur, brokerlıktır; bunun ismi budur.
(HDP sıralarından alkışlar) Tam on dokuz yıldır
NATOyla birlikte Afganistanda bir işgal gücü olarak
kalacaksınız, sonra Afganistanla kültürel
yakınlığımız var. diyeceksiniz; bunun üzerinden
pozisyon kapacağız. Zaten oradan çekilirken Avrupa geride kalan
pislikleri temizleme işini de Türkiye'ye taşere etmek istiyor.
Mehmetçiki göndereceksiniz; Alman çıkacak, Amerikalı çıkacak,
İngiliz oradan çıkacak; aslan Mehmetçiki neredeyse Afganistana
götüreceksiniz. Bunun adı taşeronluk değilse nedir Sayın
Bakan?
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Usta
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
Sayın Bakan konuşmasında grubumuza ithafen, Batı Trakyayla
ilgili konularda hassasiyet göstermediğimizi ifade ederek açıktan
sataşmıştır.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Öyle bir şey
yok. Ne alakası var?
ERHAN USTA (Samsun) Ayrıca Bir diplomata
yakışmayan ciddiyetsizlikte. diyerek Sayın Aydın Adnan
Sezgine de açık ve ağır bir şekilde şahsi olarak da
sataşmıştır.
BAŞKAN Şimdi
ERHAN USTA (Samsun) Bir tane yeterlidir.
BAŞKAN Efendim, birleşime ara
verdiğimiz için ismi geçen sayın vekillerimize yerlerinden 60a göre
söz vereceğim. Önce Sayın Çeviközden başlayacağız.
ERHAN USTA (Samsun) Bir dakikada bunu özetlemek
biraz zor olacak.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Usta zaten Grup Başkan Vekili olarak uzun konuşabilecek.
BAŞKAN Sayın Çeviköz, buyurunuz efendim.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
10.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul)
Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, çok çok teşekkür ederim bu
cevap fırsatını bana verdiğiniz için çünkü iktidar grubu ve
koalisyon ortağı bugün sabah on birden beri, on buçuk saattir Ya, bu
toplantı ne zaman bitecek acaba? diye bir sıkıntı
içindeyken onları öyle bir coşturdunuz ki hepimiz eğlenceli bir
oturum yaşadık sayenizde, çok çok teşekkür ederiz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Seviyen de
bu kadar! Senin seviyen de bu kadar! Herkes kendi seviyesini belli ediyor.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) Ben size
herhangi bir şekilde Crans-Montanada şunu savunmadınız,
bunu savunmadınız. demedim. Ayrıca, herhangi bir Rum belgesi de
kullanmadım; kullandığım belge, Birleşmiş
Milletler Genel Sekreterinin heyet başkanlarıyla 6 Temmuz 2017
tarihinde saat dokuz 21.15te yaptığı yemeğin
zabıtlarıdır. Orada da sadece size kullandığım
ifade
Dedim ki: Türkiyenin tek taraflı müdahale hakkı konusunda
taviz vermek üzere bir anlaşma yapmışsınız ve bunu
herhangi bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisindeki diğer siyasi
partilerle paylaşmamışsınız, Anastasiadise
güvenmişsiniz. Bugün siz de itiraf ettiniz, Anastasiadise sizden daha
çok güveniyorum. dediniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Ne alakası var ya!
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) Afrika konusuna
gelince
Afrika konusunda da herhangi bir şikâyette bulunmadım,
tutanakları lütfen iyi okuyun, tutanaklarda göreceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Çeviköz.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) Ben ancak
şunu dedim: Sadece Afrikayla ilgili açılım 1978de
başlamıştır, 1998de de İsmail Cem zamanında
başlamıştır. Sayın İçişleri
Bakanınız çarşamba günü Bunu biz başlattık.
dediği için böyle bir ifade de bulundum. Bütün söylediklerim bundan
ibarettir.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz efendim.
Sayın Özdemir
11.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yaklaşık altı yıldır
Parlamentoda görev yapıyorum, bana sataşan ilk kişi siz oldunuz
Sayın Bakan. Ben bir akademisyenim, Avrupa Birliği
raporlarını çok detaylı okuyorum, konuşmanızın
başında da saygı duyduğunuzu belirttiniz, biz de Türkiye
Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak size ve tüm
teşkilata, Dışişleri mensuplarımıza elbette
saygı duyuyoruz.
Şimdi, öncelikle şunu açıklamak
istiyorum: Avrupa Birliği raporlarını ben çok dikkatli
şekilde okuyorum, zaten akademik alanım bu. Bize burada, bütçe
görüşmelerinde muhalefet milletvekili olarak verilen beş dakika süre
içerisinde neler yapabileceğimizi, ne tür eksikliklerin olduğunu,
sizden somut olarak neler beklediğimizi ve raporlarda da bizi
eleştirdiği noktalar neler bunu vurgulamaya
çalışıyoruz. Ben daha iki hafta önce Karma Parlamento Komisyonu
üyesi olarak Strazburgdaydım, çok fazla ziyaretlerde bulunduk. Benim
referanslarım Rumlar veya dış güçler değil;
referanslarım, beraber gittiğim Milliyetçi Hareket Partisinden
Sayın Arzu Erdem, AK PARTİden Sayın İsmail Karayel
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özdemir, teşekkür
ediyoruz.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Lütfen
Sayın Başkanım, çok önemli bir şey söyleyeceğim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, biz iki dakika demiştik.
BAŞKAN Buyurun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Sayın
Mehmet Sait Kirazoğlu, Sayın Büyükelçimiz Mehmet Kemal Bozay; daha on
beş gün önce beraber gittik.
Bakın, servis notu hazırlandı ve
benim o görüşmelerdeki aktardığım bilgiler Meclis
Dış İlişkiler birimi tarafından bana daha
perşembe günü iletildi. Bakın, ne söylüyorum ben Sayın Bakan?
Diyorum ki
Sayın Özdemir -metinde belirttiği gibi- mevcut ziyarette
de Türkiyenin bu kısır döngüden çıkması için
atılabilecek adımları ele almayı arzu ettiklerini hem
Türkiye'nin hem Avrupa Birliğinin üzerine düşen görevler
olduğunu, özellikle gümrük birliğinin güncellenmesi konusunda Avrupa
Birliğinin adım atması gerektiğini söylemiş. Biz
gittiğimizde reform paketi burada görüşülüyordu. Ben diyorum ki, bu
reform paketlerinin, uygulamada yaşanan sorunlara yönelik bu reform
paketlerinin tüm siyasi gruplar tarafından kabul edildiğini...
İşte, şu anda, bizim Avrupa Birliğinden beklentimiz,
Türkiye'nin tüm bu çabalarına rağmen yeni siyasi engeller ve ön
şartlar ileri sürmek yerine, reform çabalarımızın
uygulamada sonuç doğurmasını sağlayacak ilgili müzakere
başlıklarını müzakereye açma kararı
olmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Son bir
cümle daha izninizle söyleyeceğim Sayın Başkanım. Son bir
cümle
BAŞKAN Sayın Özdemir, lütfen...
Sayın Alban, 60a göre, buyurun.
12.-
Muğla Milletvekili Mürsel Albanın, Kültür ve Turizm Bakanı
Mehmet Nuri Ersoyun 281 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MÜRSEL ALBAN (Muğla) Sayın Başkan,
Sayın Turizm Bakanı, burada, Torbadaki arsasına
kattığı yer yol muydu, değil miydi, onu açıklamadı,
laf kalabalığına getirdi. O yolu hazineye devrettirip satın
aldı mı almadı mı, bu satın aldığı yere
ihaleye kaç kişi girdi, rekabet oluştu mu oluşmadı mı,
kaç liraya satın aldı, bunları sordum. Bir de tarafıma dava
açtığını söyledi, İftira atıyor. dedi.
Sayın Bakan onu, ortaya konuştuğum bir lafı üzerine
aldı, gitti, şahsıma dava açtı, 100 bin liralık
tazminat davası. Şahsına söylenmeyen bir şeyi söylüyor,
onunla alakalı yargı önünde hesaplaşacağız. Ama
şunu söyleyeyim: 100 bin liralık dava değil, 100 bin kere de
dava açsan susturamayacaksın, yıldıramayacaksın Sayın
Bakan bizi!
Teşekkür ediyorum.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sesin
anlaşılmıyor, biraz daha bağır (!)
BAŞKAN Sayın Uca
13.-
Batman Milletvekili Feleknas Ucanın, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
FELEKNAS UCA (Batman) Sayın Başkan,
teşekkürler.
Sayın Çavuşoğlu, size sadece iki
kelime söylemek istiyorum.
Bugün bu Genel Kurulda, siz Yezidileri
sevdiğinizi itiraf ettiniz Sayın Bakan ama Ezidileri
bombalıyorsunuz! Bu açık, net bir açıklamaydı, teşekkürler.
Siz Ezidileri öldürüyorsunuz! (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şahıslara...
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
Sayın Çeviköz hem Milliyetçi Hareket Partisi Grubunu hem AK PARTİ
Grubunu kastederek, bu görüşmeleri eğlence olarak gördüğümüzü
söyleyerek sataşmıştır.
Yerimden söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
14.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal
Çeviközün yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu Sayın Çeviköz, bu görüşmeleri bir
eğlence olarak kabul ettiğimizi, düşündüğümüzü söyleyerek
maalesef talihsiz bir ithamda bulunmuştur. Kendisi sanırım bu
dış politikayı da beştaş oynamak zannediyor veya çelik
çomak oynamak zannediyor. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şimdi, biz kendisi gibi Türkiyeyi jurnal
yapmadık. Türkiye Suriyede nüfus mühendisliği yapıyor. diyen
kendisi. Türkiye Libyada çizgiyi aştı. diyen kendisi. Türkiye Suriyede
meşru değil. diyen, S-400lerden vazgeçmeliyiz, Türkiye Doğu
Akdenizi geriyor. diyen, Türkiyenin Azerbaycana silah yardımı
yaptığı ve cihatçı gruplar gönderdiği yönünde iddialar
var. diyerek Türkiyeyi itham eden kendisi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Kıbrısa İşgalci. diyen de kendisi.
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Yine, bir toplantıda
Bidendan beklentimiz Türkiye için demokrasi vurgusu ve toplanma
özgürlüğü için
vesair gibi birtakım vurgu yapması
gerektiğini de ifade eden taleplerde bulunuyor. S-400leri Türkiye aktif
hâle getirmemelidir. Türkiye Libya'da silah ambargosunu içeren
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına uymuyor. diyerek
ülkesini jurnal eden kendisi. Kıbrıs'ta yediğiniz haltları
anlatıyorum, dinleyin. vesaire diyen kendisi. Libya'da imzalanan
kalıcı ateşkesten memnun olmayan tek ülke Türkiye'dir. diyerek
yine kendi ülkesini itham etmek isteyen kendisi. Türkiye
komşularının toprak bütünlüğüne saygı duymuyor. diyen
kendisi. Türkiye teröre destek veren bir ülkedir. diyen kendisi. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bütün bunları
söyleyen kendisi, sanırım çelik çomak oynuyor. Biz dış
politikayı çelik çomak oynama olarak görmüyoruz Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdi, bir
açık sataşma var Sayın Çeviköze. Diğer işlem devam
ederken araya bu girdi ancak Sayın Çeviközün 69a göre cevap
hakkını kullanması lazım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sataşma ne?
Kendi beyanlarını okudu.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sataşma yok, kendi
beyanları, tane tane, burada.
BAŞKAN Söz vereceğim, turu bir
tamamlayalım efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Söz verecekseniz,
tamam, benim de sataşmadan söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Sezgin, buyurun efendim.
15.-
Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezginin, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan Çavuşoğlu,
uluslararası ilişkilerimiz hakkında çok pembe bir tablo
çizdiniz. Kendinizi bu denli yanılsamaya sevk etmenize asla
şaşırmadım. Ama ben, özellikle Batı Trakyadaki Türk
azınlığıyla ilgili mütecaviz sözlerinize cevap
vereceğim. Sayın Genel Başkanımız 2019da Batı
Trakya'ya fevkalade başarılı, başarılı
olduğu kadar da samimi bir ziyarette bulunmuştu. Ben, aslında
konuşmamda sizi fazla mahcup etmemek için bu konuya değinmedim,
AİHM'in Batı Trakya'daki Türk azınlığıyla ilgili
kararlarına. Şunu söylemek gerekir aslında: Sayın Bakan,
daha itibarlı olun bu kararları uygulatın, daha güçlü olun bu
kararları uygulatın, Türkiye'nin büyüklüğüne layık olup bu
kararları uygulatın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayınız efendim.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) Burada
değil, Batı Trakya Türk azınlığının
hakları için efelenin Sayın Bakan çünkü burada bu şekilde
efelenmek, birtakım yanlış bilgiler aktarmak uygun değil.
Ayrıca, benim ne yapıp ne yapmayacağımı, neyi ne
şekilde söyleyeceğimi belirleyecek olan siz değilsiniz, bunu
nitelendirmeye de hakkınız yok. Ben de size o zaman derim ki o kadar
yıldır Bakanlık yapıyorsunuz bu Bakanlık görevini,
vazifesini öğrenmekte hâlâ çok büyük zorluk çekiyorsunuz. Gelmiş
geçmiş Dışişleri Bakanları arasında adaletten ve
diplomasi adabından en son bahsedilebilecek olan sizsiniz Sayın
Bakan.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından Ayıp, ayıp! sesleri, gürültüler)
BAŞKAN Sayın Çeviköz, buyurunuz efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Akçay'ın söylemiş
olduklarını dikkatle dinledim. Bütün bu söylediklerimin hepsi
aslında beni itham etmiş olduğu, mesleğimle ilgili olarak
itham etmiş olduğu beştaş oyununa benziyor çünkü kendisi de
herhâlde milletvekili olmadan evvel mesleğinden kaynaklanan bir kes-
yapıştır sistemiyle bazı şeyleri kesmiş
yapıştırmış, kesmiş
yapıştırmış. (CHP sıralarından
alkışlar) Şimdi, bunların hiçbiri tek başına
söylenmiş şeyler değildir.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Bu tek başına
da söylenmese yine problem yani.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Onun için,
hepsinin hangi kontekst, hangi arka plan içinde söylendiği bellidir...
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Arka
planını biliyoruz biz onların!
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) ...ve hepsi de
aslında sizin, Türkiye Cumhuriyetinin menfaatlerine zarar vermenizi
engellemek maksadıyla söylenmiş olan şeylerdir. (AK PARTİ
ve MHP sıralarından gürültüler) Sizin bunu jurnalcilik olarak itham
etmeniz tamamen iftiradır. İftira atmanızdan dolayı sizi
müfteri ilan ediyorum. Bunu bir kere söylemek isterim, bu fevkalade önemli. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
KAMİL AYDIN (Erzurum) Televizyonlara
düştün, televizyonlara!
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Onun için,
bunları çok iyi okursanız -Türkçe bilginiz konusunda şüphem yok,
herhâlde bunu iyi okuyunca mutlaka anlayacaksınız- okuduğunuz
zaman, bütün bu kes-yapıştırların hepsinin aslında
beni jurnalcilikle itham etmeye yer vermeyecek kadar doğru, düzgün ve
konteksti içinde söylenmiş cümleler olduğunu bileceksiniz.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Çok iyi okuduk,
bitirdik!
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Bunlar tamamen
trollerin kullandığı şeylerdir. Trollerin
kullandığı malzemelere alet olduğunuz için sizin için çok
üzülüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) 84 milyon televizyonda
gördü, ses kayıtları var.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Akçay. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
7.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal
Çeviközün sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Meslekten gelen
kes-kopyala-yapıştır. dedi. Ben maliyeciyim; maliyeciler
kitabına göre, kuralına göre ifade eder, tamam mı? (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler) Eğer diplomatlığı da bu siyaset
yaptığın gibi yapmışsan vay hâlimize, ölmüşüz de
haberimiz yok bizim! (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
Bütün bu ifadeler kesinlikle Ünal Çeviköze aittir
ve bağlamından da koparılmış değildir. Bütün
ülkenin, milletin vicdanında makes bulan, tepki gören
açıklamalardır. (MHP ve AK PARTİ sıralarından Aynen
öyle. sesleri)
Biz beştaş oynamıyoruz, çelik çomak
da oynamıyoruz. Müfteri olarak ilan ediyorsun; tarih tarih, yer yer böyle.
Siz Bidena talepte bulunmadınız mı Türkiye'nin demokrasisine
ilişkin? (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yazık değil mi, utanç verici değil mi bir başka Amerika
Birleşik Devletleri Başkanından Türkiye'ye demokrasi dersi
vermeyi talep etmek? Bunun mandacılıktan başka ne farkı
var? Yüz yıl önce mandacılar da sizin gibi konuşuyordu.
Saygılar. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul) Sayın
Başkan
(AK PARTİ sıralarından Ne dedi?
sesleri)
BAŞKAN Bir saniye arkadaşlar
Sayın Çeviköz
HALİL ETYEMEZ (Konya) Ne dedi, ne dedi?
Gerekçesini
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Mandacılıkla itham etti.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Mandacı
dedi.
ERKAN AYDIN (Bursa) Mandacılıkla itham
etti.
BAŞKAN Mandacılıktan dolayı
Buyurun efendim.
8.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviközün, Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (İstanbul)
Şimdi, birbirimizin meslekleriyle ilgili olarak çok güzel şeyler
söyledik. Ben de siz eğer Maliyede çalışırken bugün
yaptığınız siyaset gibi maliyecilik yaptıysanız
vay geçmişimize, vay yazık bu zavallı Türkiye'nin maliyesine.
Onun için, burada, hakikaten bu cevabı hak ettiniz. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Çok
ağır cevap verdiniz(!)
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) İkinci
olarak, benim, hiçbir şekilde Bidendan demokrasi talep ettiğim gibi
bir ifade yoktur, onu da konteksti içinde okuyun. Eğer Türkçe
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sizin
ağzınızdan duyduk ya, sizin ağzınızdan duyduk.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Siz o
konuşmayı İngilizce olarak dinleyin. İngilizce bilginiz
hakkında pek fazla bir bilgim yok ama şunu söylemek isterim:
Demokrasiden neden korkuyorsunuz? (CHP sıralarından
alkışlar)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Ya, Karabağla
ilgili cevap ver, Karabağla ilgili.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Demokrasiden
neden korkuyorsunuz?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Senin demokrasini
biliyoruz biz.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Siz demokrasiden
korktuğunuz için çıkıp burada bana jurnalci ve mandacı
diyorsunuz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Tabii, tabii,
Amerikanın demokrasisi, biliyoruz.
AHMET ÜNAL ÇEVİKÖZ (Devamla) Demokrasiden
korkmayın çünkü demokrasi sizin de işinize yarayacaktır, iktidar
olduğumuzda o demokrasiden siz de istifade edeceksiniz. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ ve MHP
sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurunuz.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
16.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal
Çeviközün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Efendim, Azerbaycan ordusu
sabah altıda Karabağ Harekâtına başladı ve bu
harekâta karşı saat onda, dört saat sonra, karşı çıkan
açıklamaları kendisi yapmaya başladı. Yani Fransız
Devlet Başkanı Macron, Türkiye aleyhine bir açıklama
yapıyor, ertesi gün kendisinin ağzında aynı sözlerle.
Suriyede insan mühendisliği yapmakla itham eden Macronun sözlerini
birkaç gün sonra kendisi tekrarlıyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Akçay.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
JÜLİDE İSKENDEROĞLU (Çanakkale)
Engin Bey, iftihar edin arkadaşlarınızla, Engin Bey, iftihar
edin!
BAŞKAN Şimdi, Sayın Grup
Başkan Vekillerinin değerlendirmelerini alacağız.
Sayın milletvekilleri
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Engin Bey, lütfen müdahale edin.
Engin Bey, Grup Başkan Vekili, lütfen, müdahale
edin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne dedi
Hanımefendi, ne dedi?
BAŞKAN Sayın Usta, sizden
başlayalım efendim.
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
ERHAN USTA (Samsun) Arkadaşlardan
başlasak
BAŞKAN Siz susturursunuz efendim.
ERHAN USTA (Samsun) Ben nasıl
susturacağım?
BAŞKAN Buyurun Sayın Usta, buyurun
Sayın Başkan.
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Engin
Bey, kadın milletvekili olarak Meclise gelmeye korkuyoruz artık.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne münasebet
Belma Hanım, yapma Allah aşkına ya! Provokatör oldun
çıktın sen de ya! Allah Allah!
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Nasıl sakin olalım? O laf söylenir mi ya, o laf söylenir mi?
(AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
ERHAN USTA (Samsun) Başkanım, bu
şartlarda konuşma imkânımız yok maalesef.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkanım, ya kapatın Meclisi ya da çalışmaya devam
edin.
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
22.29
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Emine Sare AYDIN (İstanbul), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 35inci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin görüşmelerine devam
ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D) TÜRKİYE
YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Komisyon yerinde.
Buyurun Sayın Usta.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
17.-
Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet
Nuri Ersoy ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Turizm Bakanı konuşmasında
kültürle ilgili herhangi bir şey söylemedi, o yüzden ben de kendisini
Sayın Turizm Bakanı diye tanımladım. Aslında, tabii,
bu yanlış, böyle olmaması lazım, kültür konusu son derece
önemli bir konudur. Fakat Sayın Cumhurbaşkanının Ocak
2021de bir ifadesi oldu, hatırlarsanız:
İktidarlarımız döneminde kültür alanında arzu
ettiğimiz gelişmeyi gösteremedik. dedi. Sayın Kültür
Bakanının, Turizm Bakanının veya Kültür ve Turizm
Bakanının da bu konuda bundan sonra bir şey yapmaya zannediyorum
niyeti yok çünkü biz burada kendisinden Türk kültürüyle ilgili, Türk diliyle
ilgili, millî kültürle ilgili, toplumdaki ahlaki çöküntüyle ilgili bir
şeyler duymak isterdik; yaptığı işleri veya ne
yapacağını anlatmasını beklerdik; maalesef bunlarla
ilgili herhangi bir değerlendirme kendisi yapmadı.
Şimdi, hepimiz biliyoruz ki,
bağımsız dış politika ile güçlü ekonomi arasında
çok yakın bir ilişki vardır. Maalesef, bugün Türkiye ekonomisi,
son derece kırılgandır. Türkiye ekonomisi, AK PARTİ
hükûmetlerinin özellikle son dönemlerinde son derece
güçsüzleştirilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Usta.
İki artı bir şeklinde gidiyoruz
efendim.
ERHAN USTA (Samsun) Dolayısıyla,
ekonomik güvenlik konusu, AK PARTİ hükûmetlerinin son derece yüksek
derecede ıskaladığı bir konu olmuştur. Şimdi,
dolayısıyla, dışa bağımlı olan bir
ekonominin bağımsız bir dış politika
uygulayamayacağını da maalesef biz zaten son zamanlarda
yaşayarak görüyoruz. Birleşik Arap Emirlikleriyle ilişkiler,
Katarla ilişkiler, Trumpın mektupları, rahip meselesi,
bunların hepsi birer örnektir yani Birleşik Arap Emirliklerini 15
Temmuzun finansörü gibi tanımlayıp sonradan, işte, paraya bu
kadar sıkışıldığı dönemde 5-10 milyar dolar
oradan -nasıl geleceğini de bilmediğimiz şekilde- gelecek
bir para için önceki bütün sözleri unutmak bağımsız bir
dış politika anlamına gelmez, bunu görmemiz lazım. Katar
Emîrinin söylediği şeyler, tabii, son derece
yakışıksız veya daha doğrusu, Türkiye
açısından talihsiz, Türkiye ekonomisinin sıkıntıda
olduğunu ve bu fırsatları değerlendireceğini ifade
eden bir konuşması olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ERHAN USTA (Samsun) Tabii, bu da yine ekonomideki
güçsüz durumumuzdan kaynaklanan bir durumdur.
Bir diğer örnek, mesela, Güney Kıbrıs
Rum Yönetimi, Exxon ve Katar anlaşıyorlar. Bu anlaşmaya KKTC
itiraz ediyor ama Türkiye Cumhuriyeti devleti, Sayın
Dışişleri Bakanı buna itiraz etmiyor, itiraz edemiyor; bu
da yine aynı bağlamda değerlendirilecek bir husustur diye
düşünüyorum.
Dolayısıyla, mali açıdan köşeye
sıkışmış bir ülkede ne kadar bağımsız
bir dış politika uygulanabilir diye bir soru sormak maalesef bugün
çok anlamlı hâle geliyor. Hatta buna benzer bir soruyu da bir gazeteci
Katarda Sayın Çavuşoğluna sordu biliyorsunuz; Türkiyenin
yaşadığı ekonomik kâbusa Katar nasıl katkıda
bulunabilir? Türkiyenin yaşadığı ekonomik kâbusu
aşması için mi, aşması için Katardan mali destek talep
etmek için mi geldiniz? diye bir soruya Türkiye Cumhuriyetinin
Dışişleri Bakanı muhatap olmuştur Türkiye
ekonomisindeki bu başarısızlıklar nedeniyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Başkanım yeter ya! Başkanım, yeter bu kadar konuşma
ya!
BAŞKAN Tamamlayalım efendim.
ERHAN USTA (Samsun) Dolayısıyla,
bağımsız bir dış politika yapabilmemiz için ekonomide
de dışa bağımlılığı azaltmamız
lazım. Son yirmi yılda AK PARTİ hükûmetleri bu anlamda bu
bağımlılığı azaltmak yerine hep
artırmıştır yani hem mal açısından hem de
finansman açısından Türkiye son derece yüksek bir şekilde
dışa bağımlı hâle gelmiştir.
Bakın, hep 2002yle mukayese ediliyor. 2002
yılında Türkiyenin rezervi, evet, 27.500 dolardı. Düşük
müydü? Bugünkü rakamlara bakınca düşüktü ancak rezerv, kısa
vadeli borçlar için özellikle -orası önemlidir- tutulur fakat aynı
dönemde Türkiyenin kısa vadeli borcu 16,2 milyar dolardı sadece;
dolayısıyla, rezerv bölü kısa vadeli borç rasyosu yani bir para
girişi olmazsa rezervlerinizle kısa vadeli borçların ne
kadarını ödeyebilirsiniz rasyosu 1,7ydi yani Türkiyenin kısa
vadeli borcunun 1,7 katı rezervi vardı. Bugün rezervlerimiz eksi; onu
da bir kenara bırakıyorum yani brüt rezerv üzerinden bile gitsek bu
rasyo 1e düşmüştür. Sadece swapları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Bitiyor Sayın
Başkan.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Başkanım, bu, Dışişleri Bakanlığı
bütçesi ya; Maliye Bakanlığı bütçesi değil ki.
BAŞKAN Sayın Usta, lütfen
tamamlayın efendim.
ERHAN USTA (Samsun) Tamam.
Ekrem Bey zannediyorum ne
anlattığımı anlayamadı, kavrayamadı. Tam da onu
söylüyorum, şunu söylüyorum, şunu iddia ediyorum, diyorum ki: Bir
ekonomi güçlü olmazsa o ülke bağımsız bir dış politika
sergileyemez. Sayın Cumhurbaşkanının sözleri bunlar
arkadaşlar. Yani dolayısıyla, bizim elimizi kolumuzu
bağlayan hususlar buradaki kırılganlıklar; bunlar
azaltılmalı, ekonomiyi güçlü tutmalıyız diyoruz ve buna
ilişkin teknik bilgiler veriyorum, bunun neresinden rahatsız oldunuz?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Ya, Erhan Bey,
lütfen, bakın, sadece Grup Başkan Vekilleri
Herkes burada beşer
dakika konuşmuş. Milletvekilleri burada
ERHAN USTA (Samsun) Rakamlar konuşulduğu
zaman rahatsız oluyorsunuz; hamaset olduğu zaman aynı
şekilde cevap verebiliyorsunuz ama rakamlara diyecek bir şeyiniz yok.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Sayın
Bakan iki dakika konuşuyor, siz on dakika konuşuyorsunuz ya!
ERHAN USTA (Samsun) Bakın, swaplar hariç
tutulduğunda bugün aslında eksi olan rezervler -bir kısım
yükümlülükleri yine hadi içeride rezerv gibi saysak bile- yarıma
düşmüştür yani Türkiyenin, bir sudden stop olması durumunda,
para girişinde bir sıkıntı olması durumunda kısa
vadeli borçlarının yarısını dahi
karşılayacak bir rezervi yoktur. O beğenmediğiniz 2002de
burası 1,7ydi arkadaşlar, dikkat çekmek istediğim husus bu.
Şimdi, rezervlere sürekli Sayın
Cumhurbaşkanı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) Ya, uzatma
Başkanım, yeter ya.
ERHAN USTA (Samsun) Bitiriyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Bitmiyor Sayın Usta,
teşekkür ediyoruz.
ERHAN USTA (Samsun) Son şey olsun.
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın
Cumhurbaşkanı, bugüne kadar -şimdi zaten rezerv kalmadı,
rezervler ekside- geçmişi hatırlarsak hakikaten ciddi ölçüde
rezervlerle hep övündü değil mi? Günlük rezerv verdi. Biz de devlette
çalışırken öyle, Bugün rezervler ne kadardı? Sayın
Cumhurbaşkanına bilgi gönderiyorduk Rezerv şu kadar falan.
diye. Şimdi, bu rezervleri, o gelen paraları böyle çatır
çatır yiyeceksiniz veya rezerve koyacaksınız, o zaman
övüneceksiniz. Şimdi, geldiğinizde de on dokuz yıldan sonra
bugün geriye dönüp Türkiye, maalesef geçmişteki politikaların hiçbirinden
bir sonuç alamadı. diye itirafta bulunacaksınız. Yani burada
biraz tutarlı olmak gerekiyor. Ya rezervle övünmeyi bir kenara
bırakacaksınız ya da o geçmişte olan her şeyi bir anda
silip atmayacaksınız. Bu şekilde tutarlı olmak gerekiyor.
Son konu olarak da Sayın Başkan, bu
Ermenistanla ilgili olarak Sayın Bakan Karşılıklı
büyükelçi atacağız. dedi. Ben bunu tam olarak anlayabilmiş
değilim. Yani bir yere göz mü kırpılıyor, iyi niyetle
ticaret imkânlarından yararlanmak için yapılmış bir
şey mi? Bir de, tabii, merak ediyor insan; Ermenistan hangi olumlu
adımlar atmıştır da biz bununla büyükelçi atayacak duruma
geldik?
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Akçay
18.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet
Nuri Ersoy ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu dış politikamızın özü;
Türkiyenin millî çıkarlarını, hak ve hukukunu korumak ve
geliştirmek; çevremizde barış, huzur, istikrar ve güvenlik
kuşağı oluşturmak; bütün ülkelerle
karşılıklı saygı ve çıkara dayalı uzun
vadeli dostane ilişkiler ve iş birlikleri kurmak; mevcut
sorunları Türkiyenin hak ve hukukunu koruyarak uluslararası hukuk
çerçevesinde adil ve kalıcı çözümlere kavuşturmaktır. Lider
ülke Türkiye, ülküsünün en önemli unsurlarından biri Türkiyenin
bağımsız, etkili ve sonuç alıcı bir dış
politika izlemesidir. Bu kapsamda Türkiyenin millî çıkarlarını
hedef alan ülkelere karşı uluslararası hukuk ve meşruiyet
çerçevesinde gereken caydırıcı politikaların uygulanmasıdır
ki yapılan da budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
Türkiye Suriyede, Libyada, Doğu Akdenizde, mavi vatanda,
Karabağda, Kıbrısta, Afganistanda, Afrikada ve daha birçok
alandaki çatışmalı ve gerilimli alanlara ilişkin süreçlerde
barışçı bir tutumla aktif olarak yer almaktadır. Bu da
uygulanan başarılı politikanın göstergesi, bölgesel güç ve
küresel aktör olma hedefinin sonucudur. Emperyalist güçler tarafından Suriyenin
kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoru girişimi bertaraf
edilmiştir. Doğu Akdenizdeki egemenlik haklarımızı ve
millî çıkarlarımızı korumak için etkin bir politika
yürütülmektedir. Tehdit ve baskılara aldırış etmeden,
kırk altı yıl kapalı kalan Maraş
açılmıştır. Türkiyenin desteğiyle Azerbaycan yirmi
sekiz yıl sonra Ermenistanın işgalindeki Karabağı
kurtarmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Tehdit, baskı ve
dayatmalara aldırış etmeden S-400 savunma sistemi
alınmıştır.
1992de temeli atılan, 2009da
uluslararası bir teşkilat olarak kurulan Türk Konseyi, 12 Kasım
2021de İstanbulda düzenlenen zirvede Türk Devletleri Teşkilatı
hâline dönüşmüştür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak millî
menfaatlerimiz doğrultusunda atılacak her adıma katkı ve
destek veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz. Bu zorlu süreçlerde
ülkemizin hak ve hukukunun savunulması için gösterdiği dirayet ve
üstün başarı için Dışişleri Bakanımız
Sayın Mevlüt Çavuşoğluna ve Dışişleri
Bakanlığının tüm mensuplarına teşekkür ve
tebriklerimizi sunuyoruz. Türkiye, artık kendi gündemine ve iradesine
hâkim bir ülkedir. Birtakım yabancı ülkelerin hadsiz
dayatmalarına karşı gerekli tutum gösterilmektedir. Hiçbir ülke,
yerli iş birlikçilerin bütün gayretlerine rağmen Türkiyeyle
hiyerarşik bir ilişki kuramayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
ekonomik ömrünü tamamlayan eski Atatürk Kültür Merkezi için 2005
yılında yıkım kararı verilmişti ancak Atatürk
Kültür Merkezinin yıkılarak daha modern bir kültür sanat
binasının yapılması tam on üç yıl engellenmiştir.
2008 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Ekonomik
ömrünü tamamlayan AKMyi, eğer yıkılıp daha iyi bir bina
yapılamayacaksa, aslına uygun olarak restore edelim. demiştir
ancak bu restorasyon da engellenmiştir. Bu nedenle, 2005
yılından 2018 yılına kadar tam on üç yıl boyunca
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi yeniden inşa edilememişti.
Nihayetinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018 Şubatında
Atatürk Kültür Merkezinin yıkımına başlayabildi ve 2019
yılında yeni binanın inşaatına başlandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ve 29 Ekim 2021 tarihinde de
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi törenlerle ve cumhuriyetimizin
kuruluşunun 98inci yılına yaraşır bir törenle hizmete
açıldı. Son teknolojiyle yapılan ve dünyanın
sayılı kültür merkezlerinden biri olan yeni Atatürk Kültür Merkezi
İstanbula ve dünyaya örnektir ve burada, inşallah, unutulmaz kültür
sanat faaliyetleri yürütülecektir. İstanbul Atatürk Kültür Merkeziyle
ilgili olarak yıllarca AKMnin yerine AVM yapılacak. şeklinde
kara propagandalar yapılmıştı. İsmi
değişeceği yalanı söylenen Kültür Merkezinin ismi
değiştirilmemiştir. Ancak bu kıymetli eseri kazandıran
Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kültür Bakanımıza ve
Bakanlığımıza çok teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Son olarak, Sayın
Başkan, yaklaşık on ay evvel de
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası hizmet
binasının açılışı yapılmıştı
ve çok gurur verici, yine dünyaya emsal teşkil eden bir kültür sanat
şaheseridir. Yine, en son, 28 Ekim 2021de Ankara'da Atatürk Kültür
Merkezi Millet Bahçesi de cumhuriyetin 98inci yılında anlamlı
bir eser olmuştur.
Bu düşüncelerle, hem Dışişleri
Bakanlığımızın hem de Kültür ve Turizm
Bakanlığımızın bütçelerinin hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum ve başarılar temenni
ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkürler Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Oluç
19.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, sayın vekiller;
şimdi Sayın Dışişleri Bakanına birkaç şey
söylemek istiyorum.
Sayın Bakan, siz dediniz ki: Avrupa-Türkiye
ilişkileri açısından baktığımızda tam üyelik
hedefimiz. Şimdi, bu tam üyelik hedefinden acaba sizin partinizin Genel
Başkanı Tayyip Erdoğan'ın haberi var mı? Hakikaten,
haberi var mı? Varsa haberi, daha geçen gün neden dedi AB'nin
kararları bizi bağlamaz. diye? Onu da üstelik yanlış
söyledi; Avrupa Konseyini kastediyordu, onu da Avrupa Birliği Parlamentosu
zannediyor yani bilgisi de eksik, niyeti de çok şüpheli. Yani sizin öyle
bir niyetiniz olabilir ama -tam üyelik- Genel Başkanınızdan emin
değilim. Bakın, siz iki yıl boyunca AKPM
Başkanlığı yaptınız Sayın Bakan;
dolayısıyla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa
Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi meselelere
vâkıfsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Şimdi, birincisi, şunu söyleyeyim;
eğer bizi kastettiyseniz onu hemen söyleyeyim; bu Batı Trakyayla
ilgili AİHM kararlarını Yunanistanın uygulamaması
konusunu ben haftalar evvel burada, bulunduğum yerden eleştirdim ve
bunun asla kabul edilemeyeceğini söyledim; eğer bizi kastettiyseniz
cevabı bu. Ama gelelim öbür tarafa; siz eğer Batı Trakya,
Yunanistan AİHM kararlarını uygulamıyor. diye
eleştiriyorsanız haklı olarak -biz de eleştiriyoruz- o
zaman geleceksiniz Türkiye kısmına, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararlarını Türkiye uygulamak zorundadır, iktidar
uygulamak zorundadır, siz bunu biliyorsunuz. Neden? Çünkü Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin altında Türkiye Cumhuriyeti
devletinin imzası var, sizin iktidarınızın değil,
devlet imza atmış. Siz o imzayı ciddiye alıyorsanız o
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 46ncı maddesine yani
AİHM kararlarını uygulama maddesine uyacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sayın
Başkan, bir dakika fazladan açsanız da cümle yarıda kesilmese.
Ona uyacaksınız; uymuyorsunuz, AİHM
kararlarının uygulanmasına uymuyorsunuz. Yani, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesini çiğniyorsunuz, yetmiyor; Anayasanın
90ıncı maddesini açıkça çiğniyorsunuz, açıkça. Ya,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2018de Demirtaş kararı
verdi, siz Büyük Daireye götürdünüz, sizin iktidarınız götürdü
Sayın Bakan. Büyük Daireye götürdünüz, Büyük Daire de 2020
Aralığında karar verdi, onu da uygulamıyorsunuz. E, niye
götürdünüz Büyük Daireye o zaman uygulamayacaksanız?
Şimdi, bakın, Avrupa Konseyi İtalya,
Türkiye, Rusya, Ukrayna, Romanya, bunlar Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin kararlarını uygulamayan ülkeler. diyor. Evet, Türkiye
bunların içinde. Ya, siz diyorsunuz ki: Niye sadece Türkiyeye
bakıyorsunuz? Biz İtalya ya da Rusya Parlamentosunda mı
oturuyoruz? Türkiyedeki Parlamentoda oturuyoruz ve size Bu kararları
uygulamak zorundasınız. diye hatırlatıyoruz. Ayrıca,
kötü örnek, örnek değildir Sayın Bakan, öyle söyleyeyim size de.
Bakın, şimdi, Avrupa Konseyini bir kenara
koyalım Avrupa Birliğinin bizi öven lafları var. diyorsunuz
ya, çok güzel, Avrupa Birliğinin sizi öven lafları varsa bunları
bir kenara koyalım, bir de eleştirenlerine bakalım o zaman. O
zaman Avrupa Parlamentosunun ilerleme raporlarına bakalım, onu niye
görmezden geliyorsunuz? Niye ilerleme raporları her
yayınlandığı zaman ağır kınama metinleri
gönderiyorsunuz Dışişleri Bakanlığınızdan?
Niye Avrupa Konseyinin aldığı kararları
kınıyorsunuz Dışişleri
Bakanlığınızdan? Çünkü siz hep övülmeyi istiyorsunuz,
eleştirilmeyi bir türlü kabullenmiyorsunuz. Ama sizin
yanlışlarınızı herkes görüyor, biz gördüğümüz
gibi Avrupa da dünya da görüyor.
Bakın, dediniz ki: Hariçten gazel okuyarak
diplomasi yapılmaz. Hariç neresi Sayın Bakan? Burasını
kastetmiyorsunuz herhâlde değil mi hariç olarak?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Peki, buyurun efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Bakın, ben geçen sene burada bütçe
görüşmeleri yaparken şu kürsüden size söyledim, dedim ki: Sizin bütün
politikalarınız yanlıştır. Doğu Akdeniz
politikalarınız yanlış, Libya politikanız
yanlış, Ege politikanız yanlış, Avrupayla
girdiğiniz ilişkiler yanlış, Mısır
politikanız yanlış; hatırlayın, ben buradan, kürsüden
size söyledim bunu. Peki, hariç miymiş? Biz haklı çıktık
mı? Çıktık. Bütün o politikalarınızdan çark ettiniz
mi? Ettiniz. Güvenilmeyen bir tablo çizdiniz mi? Çizdiniz. Demek ki biz
hariçten gazel okumuyoruz; tam işin içinden, tam ortasından size
söylüyoruz, yanlışlarınızı söylüyoruz ki düzeltin
diye, çünkü bu ülkenin sahibi sadece siz değilsiniz, hepimiz bu ülkede
yaşıyoruz.
Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerine
gelince: Ya darbenin planlayıcısı ve finansörü dediniz, her
türlü şeyi söylediniz, ondan sonra Aile görüşmesi yapıyoruz.
diye kucaklaştınız; şimdi de diyorsunuz ki Onlar istedi,
biz de ilişkileri düzeltiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Peki,
hakkında hiçbir hüküm olmadan kanun hükmünde kararnamelerle görevlerinden
uzaklaştırılmış olan on binlerce memurun suçu ne?
Onların suçu ne? Onlarla niye kucaklaşmıyorsunuz? Birleşik
Arap Emirlikleriyle kucaklaşıyorsunuz çünkü para var ucunda, para,
onun için.
Şimdi geleyim bu Nadia Murad meselesine. Bizim
Milletvekilimiz Feleknas Uca Ezidi olduğu için Şengalde yaşayan
Ezidilerle her gün telefonla konuşur, fırsat bulup gittiğinde
yüz yüze görüşür. Sayın Bakan, bakın, siz Nadia Muradla
görüşmüşsünüz bir kere. İki tane şey söyleyeceğim,
Nadia Murada hep atıfta bulunuyorsunuz ya: 16 Ağustos 2018de Nadia
Murad bir tweet atmış, demiş ki: Bugün benim köyüm Koçoda
yapılan katliamın yıl dönümü. Bugün, Türkiye, Şengalin
farklı yerlerine hava saldırıları düzenledi. Şengal
bir savaş alanı olmayı sürdürüyor. Ezidiler bu
soykırımdan nasıl kurtulurlar ve evlerine dönebilirler?
demiş, kınamış; Nadia Murad, 16 Ağustos 2018.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Buyurun efendim.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) Bugün biter mi?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Sonra siz
görüşme yapmışsınız ya; o sırada, 17 Aralık
2018de Nadia Murad bir tweet daha atmış, demiş ki: Bakan
Çavuşoğluyla Şengale son yapılan hava
saldırılarını tartışmak için buluştuk.
Türkiye ve Irak, Şengal'de daha fazla bombardımanı önlemek için
çalışmalı, IŞİDin yok ettiklerini yeniden inşa
etmek için Ezidilerin evlerine dönmelerine yardım etmek istiyoruz. Yani
sizin anlattığınız Nadia Murad ile Nadia Murad'ın
tweetleri arasında bayağı bir fark var Sayın Bakan; bunu
görmüyorsunuz.
Son cümle
Diyorsunuz ki: Yurtta sulh, cihanda sulh
için çalışıyoruz. Keşke bunu yapsanız, keşke
bunu yapsanız; bu iyi, bu doğru bir şey çünkü. Ama bütün bu
anlattıklarınız içinde gerçekten doğru olan tek nokta
vardı, bu desteklediğimiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul)
Kafkasların
normalleşmesi için atılan adımlardan söz ettiniz; güzel.
Ermenistanla ilişkilerinin normalleşmesi için adımlar
atıldığından söz ettiniz, özel temsilciden söz ettiniz; çok
güzel ve doğru işler bunlar ama bunu da biz size yıllardır
söylüyoruz Yapmamanız hatadır. diye. E, bizim yıllardır söylediğimize
şimdi gelmiş olmanızı da gerçekten takdirle
karşılıyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Altay
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, konuştuğumuz üzere sataşmadan
değil, Sayın Bakan direkt bana cevap verdiği için çok kısa
olacak, uzatmayacağım; izin verirseniz.
BAŞKAN Peki, tamam.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Ama Garoya çok
ayıp ya, Garo Paylana çok ayıp ya, o da söz alsın(!)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya, bana
sataştı, ben sataşmadan değil, buradan söyleyeceğim;
sadece bilgilendirme.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, oturumdan önce olan şeylerle ilgili yerinden 60a göre söz mü
veriyorsunuz?
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
20.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281
sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, Sayın Bakan Mevlüt Bey dedi ki: Yanlış
söylediniz. Doğruyu ifade etti, Saruhan Bey söylediği için
geçiyorum. Maalesef, kendisi de olayı çarpıttı, söylediği
kararların tamamı 18inci madde değil; bu, bir. Hiçbirinin
Demirtaş ve Kavala'yla ilgisi yok; bu iki. Bu konuda kamuoyunu
yanıltmaya hakkı yok Sayın Bakanın. Düşünce, ifade
özgürlüğü ya da işte Batı Trakya'yla ilgili
uyarmamış. dedi. 12/6/2021 tarihinde Avrupa Konseyi, AİHM
kararlarını uygulamayan Yunanistan'ı uyardı. dedi. Çifte
standart uygulanıyor. dedi. Doğru değil. Neden? Çünkü
Yunanistan'ı da uyaran bir Bakanlar Komitesi var ve diğer ülkeler
uzlaşı kültürüyle hareket ediyor. Türkiyedeki gibi
Cumhurbaşkanı çıkıp şunu demiyor: Ben
tanımıyorum, uygulamıyorum, karşı hamlemi yapar,
içeride tutarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Tamamlıyorum; bu gece zorlamayacağım ama başka bir zaman
anlatacağım.
Son Kavala serbest bırakıldı. dedi.
Dehşet bir şey gerçekten. Belli ki Cumhurbaşkanı demiş
ki: Benim söylediklerimin dışına çıkma. Doğru.
Kavala hakkında bir odada tahliye kararı verildi, diğer odada
hâkime tutuklama kararı verdirildi. Demirtaş'a bir odada mahsup
kararı verildi, diğer mahkemeye talimat verildi, mükerrer tutuklama
verildi. İşte dünyanın gözünün içine baka baka bu hukuksuz, bu
yargıyı silah olarak kullanma yöntemi AİHM'e sökmüyor.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Niye
bağırıyorsun?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu
sahteciliktir, bu suçtur. Hem Kavala hem de Demirtaş için Bakan maalesef
doğruyu söylemedi. Onu suçlamıyorum, söyleyemiyor yoksa
Bakanlıktan olacak. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Altay
21.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra
sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde yürütme adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Benim de aslında 60a göre bir söz talebim
vardı, ben ikisini birleştireyim madem, hem de
sabrınızı zorlamayalım. Tabii, Cahit Bey de konuşacak
biraz sonra; ona da söyleyin, az konuşsun.
Gelelim Henri Barkeye. Sayın Bakandan özür
diliyorum; 2 defa görüşmüş bizim Büyükelçi, 1 kere değil ve 2si
de evinde, görüşebilir de. Eğer benim ne söylediğimin özünü
kavrayabilse
Eğer Henri Barkey 15 Temmuzun
planlayıcılarından biri ise -böyle bir iddia var, ben bilmem-
Türkiye Cumhuriyeti büyükelçisinin onunla görüşmesi doğru mu
arkadaşlar, doğru mu? Size soruyorum.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) İspatı
var mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim, bu
Henri Barkey dediğiniz kişiyle Osman Kavalanın
telefonları aynı yerde sinyal verdi diye adam bin beş yüz gündür
cezaevinde ya! Birini, telefonu yan yana yakalandı diye cezaevinde
tutacaksın, senin büyükelçin Henri Barkeyin evine gidecek. Şimdi,
burada Türkiye Cumhuriyeti devleti bakımından
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Henri Barkey 15
Temmuzun hakikaten planlayıcısıysa burada çok vahim bir durum
var; değilse Osman Kavala boşuna içeride yatıyor. Büyükelçi de
gitsin görüşsün; bana ne kardeşim, bana ne! Yurter
görüşmüş, Yurtere göre o adam 15 Temmuzun arkasında değil,
Görüştüm. diyor çocuk zaten. Sizin gibi saklamıyor ki o. O
Görüştüm. diyor.
Sayın Bakan, bu görüşmenin niye
olduğunu da söyleyeyim mi? Niye eve gittiğini söyleyeyim mi? Merak
edin, onu yarın, Genel Kurulda söyleyeceğim ya da öbür gün; biraz
merak edin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Araştıracak,
ondan sonra
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır,
hayır, sana söylerim özel olarak.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan,
meslekten geliyorsunuz. Dışişleri Bakanlığında
adaletten bahsediyorsunuz; büyükelçi atamalarınız içinize siniyor mu?
Size bir sorum bu olsun. Birleşik Arap Emirlikleriyle nasıl
helalleştiniz çok merak ediyorum? Aynı helalleşmeyi Fetullah
Gülenle de yapacak mısınız? Bunu da merak ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Devam ediyorum.
ABDyle dış ticaret hacmini 100 milyar
dolara çıkarmayı bırak Sayın Bakan. ABDyle dış
ticaret hacmini sen bırak, F-35ten dolayı
kaptırdığımız 1,5 milyar doları al. Oradaki zararımız
1,5 milyardan fazla; orada bizim tedarikçi firmaların, iştirakçi
firmaların endüstriyel kayıplarıyla Türkiyenin 15 milyar dolar
zararı var. Geçtim, 1,5 milyarımızı kurtar, Meclise öyle
gel bir daha. ABDyle 100 milyar dolarlık
çıkarılacakmış! Ya, dünya lideri böyle olunmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Azerbaycanda hep birlikte güzel bir şey
yaptık. Bakın, Türkiye; Azerbaycan, Suriye ve Kıbrıs, bu üç
mühim meseleden Azerbaycanda on numara iş yaptık, helal olsun size
ama Suriye ve Kıbrıs bakımından size helal olsun demem;
ayıp ettiniz derim, kusur işlediniz derim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Dolayısıyla şimdi, bu Ermeni soykırımı bunca
zamandan sonra Amerikan Başkanı tarafından açık açık
zikredildi.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sözde, sözde
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) İddia demek
istediniz herhâlde, iddia!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sözde, tabii. Ve
bunu yuttuk ya! Bu ayıp da size yeter. Bu ayıpla bunu yutan biri
Üzülerek
söylüyorum, keşke Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı
hakikaten dünya lideri olsa.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Kıskanma,
kıskanma!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ama bunu yutarak
olmaz. (CHP sıralarından alkışlar) Beyzbol sopalı
fotoğrafa katlanılarak olmaz. Akıllı ol. denerek olmaz.
33 askerimizin kanı elinde olan bir adamın kapısında dört
dakika bekleyerek dünya lideri olunmaz Sayın Bakan.
Misafir ağırlamakla övünüyorsunuz, çok
gezmekle kıvanıyorsunuz ama keşke hiç misafiriniz
olmasaydı, hiç gezmeseydiniz de o sözde soykırım iddiasına
maruz kalmasaydık diye de düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Bak, bak, hep
yanlış söylüyorsun!
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Suriyeden
DAEŞi, YPGyi, PKKyı arındıracağız.
altına imza atıyorum, arkandayım. Peki, HTŞyi ne
yapacaksın, onu niye söylemedin? HTŞyle bir şey mi var
aranızda, onu da merak ettim. Ben milletin vekiliyim, bunları
öğrenmek benim hakkım.
KKTCnin eşit egemenliği
On yedi yıl
sonra bir noktaya geldiniz, on yedi yıl sonra KKTCde eşit egemenlik
noktasına geldiniz, eşit egemen iki ayrı devlet noktasına
geldiniz; çok güzel, geç de olsa aklınız başınıza
geldi. O zaman, eşit egemen bir devlet olarak KKTCye önce bizim o
saygıyı göstermemiz lazım. KKTCnin iç işlerine niye
karışıyorsunuz? Bırakın, bildikleri gibi
yapsınlar. Dolayısıyla, burada da bir yanlış
yapıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biz Yunanistanla
kavga edelim demiyoruz Sayın Bakan, bu yeni bir şey de değil,
arkada da sizinle konuştuk ama bir şey de yapmamız lazım
canım, bir şey de yapmamız lazım. Efendim Dün de öyleydi.
Olabilir. Hani dünya lideriydin ya sen Dün de öyleydi, bugün de böyle
oluversin. Olmaz. Aidiyeti belirsiz coğrafi formasyonlar yani
kayalıklar, Yunanistanın bir tabanca bile sokmaması gereken
adaları silahla dolmuşsa bunu seyredemeyiz. Hayır, tekrar
savaş edelim demiyorum; hep birlikte çözelim, daha aktif olun, daha aktif
olun diyorum. Ben şimdi bunu söylemeyeyim mi Sayın Bakan? Türk
dış politikası bakımından soruyorum.
Elbette Afganistan meselesinde ciddi, derli toplu,
bölge barışını da dikkate alacak bir tutum olabilir ama
sizi bilmem, bu milletin Taliban inancıyla ters yanı var, sizin ters
yanınız olmayabilir, bu milletin bu yaklaşımla ters, bu
yaklaşımla uzlaşmayan bir yanı var.
Son madem, süreyi de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Katar, Katar,
Katar
dediniz, ne oldu şimdi? Siz Katara bu beşinci parsele
giremeyeceğini söylediniz mi, söylediniz mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Söyledik.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Niye, o zaman bu
Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle böyle bir konsorsiyum oluşturup
bir hamle başladı? Katar
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Bizim kıta sahanlığımıza
girmiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) E, inşallah
göreceğiz, inşallah. Yoksa Güney Kıbrıs, Katara olan özel
ilginizi kullanarak oradaki doğal gaza, petrole neyse çökecekse bu da
ayıp bir şey.
Ve, Sayın Bakan, beni ne üzdü biliyor musunuz,
beni ne üzdü? Şu beni üzdü: Katarlı mevkidaşınız
Türkiye ekonomisi fırsatlar sunuyor, değerlendireceğiz.
demiş.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Bunda ne var?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Vay be, Elin
dünkü çocuğu. deriz ya, gelmiş Türkiye'nin içinde bulunduğu
hâlden dolayı fırsat yaratıyor ve beni şu üzdü: Katardaki
ziyaretinizde
Siz 84 milyon adına oradasınız, AK PARTİ
adına değil, Mevlüt Çavuşoğlu olarak değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Son,
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şu beni çok
üzdü: Koskoca Türkiye Dışişleri Bakanına -bu haddi nereden
buluyor, bilmiyorum- gazeteci diyor ki: Para istemeye mi geldiniz?
MUSTAFA KÖSE (Antalya) Ya, İngilteredeki
futbol ekonomisine sahip çıktı Katar ya.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben senin yerinde
olsam var ya o gazeteciye iki tokat atardım, şerefsizim atardım.
(x)Bu millet, eğer devlet o hâle
geldiyse
1960ı hatırlamanız lazım, 1960lı
yıllarda bu millet ekonomik krizi çözmek için Sayın Bakan,
parmağındaki alyansını, kolundaki bileziğini devletine
vermiş bir millettir. Katarda dilenme; bir sıkıntın varsa
milletçe devletin yanında ve arkasında durmasını biliriz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın Altay,
Canan Kaftancıoğlunun sözlerine de üzüldünüz mü acaba?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne oldu, ne
söyledi?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ermeni
soykırımı, sözde soykırım!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şiddetle
reddediyorum, şiddetle reddediyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Üzüldünüz mü?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Üzüldüm tabii,
şiddetle reddediyorum.
HALİL ETYEMEZ (Konya) Üzülmez ona, üzülmez.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Çok üzüldünüz
değil mi?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok ayıp
ediyorsun ama.
Evet üzüldüm, ben senin gibi bu işleri
sömürmüyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Neyi
sömürmüyorsunuz?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok üzüldün,
değil mi? dersen, öyle derim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) İstanbul
İl Başkanınız hâlâ. Evinizin önüne bakın, bir de.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Geç, geç!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkan.
22.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Cumhuriyet Halk Partisi ve AK
PARTİ Grupları arasında meydana gelen bir tartışmada
uygunsuz bir dil kullanıldığına, milletvekillerinin
ifadelerinde temiz bir kullanmakla yükümlü olduğuna ve Kültür ve Turizm
Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunun 281 sıra sayılı 2022 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur
görüşmelerinde yürütme adına yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
malum olduğu üzere milletimizin iradesinin tecelligâhı Parlamentoda,
milletimiz için daha iyi nasıl yasa yaparız, milletimiz için daha iyi
nasıl bütçe yaparız; bunun gayreti içerisindeyiz. Genelde bu
saatlerde hep bu mecelle kaidesiyle, bu deyişlerle devam ediyoruz.
Barikayıhakikat müsademeyiefkârdan tezahür eder, hakikat güneşi
fikirlerin çatışmasından ortaya çıkar. Bu anlamda, bizlere
rehberlik eden bir Anayasa hükmümüz var, bir de malum İç Tüzük
hükümlerimiz var.
Milletvekillerimizin her biri, bütün siyasi parti
gruplarımız, bütün Meclis görüşmelerinde gerek kürsüden gerek
yerlerinden gerekse mikrofonsuz bulundukları yerlerden her türlü söz ve
eylemlerini gerçekleştirirken özellikle ifadelerinde temiz bir dil
kullanmakla yükümlüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda, Meclis
çalışmalarına ara vermeden önce, özellikle Cumhuriyet Halk
Partisi ve AK PARTİ Grupları arasında meydana gelen bir
tartışmada uygunsuz bir dil kullanıldığı ifade
edildi. Tabii ki tutanaklara baktık ancak burada, stenografların uzak
olması sebebiyle tutanakların tutulamadığını da
gördük. Ancak bu noktada, eğer bir uygun dil kullanılırsa
inanıyoruz ki milletimizin bizlere vermiş olduğu yetkinin daha
iyi hayata geçeceğine ve milletimizin arzu ettiği yasal düzenlemeleri
çok daha başarılı hayata geçirebileceğimize
inancımız tamdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; evet, bugün gerçekten 2 önemli Bakanlığımızın
bütçesini uzun bir müzakere sürecinden sonra tamamlıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ve özellikle Kültür
Bakanlığımızla başlayacak olursak, medeniyetimize
asırlar boyu rehberlik eden Süreyya yıldızının yeniden
rehberliğinde, medeniyet köklerimizle, kültür ve sanatımızı
yeniden buluşturmak için Kültür Bakanlığımız köklü,
esaslı çalışmalar yürütüyor. Ve özellikle, bir taraftan seksen
altı yıl aradan sonra Fatihin vasiyetine ve vakfiyesine uygun bir
şekilde Ayasofyanın yeniden ibadete açılması milletimizin
vicdanında makes bulmuş, heyecanını
kazanmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ve Allahın izniyle milletimize en büyük hizmet
vaadimizden birini hayata geçirmenin hamdolsun haklı onur, gurur ve
şerefini yaşıyoruz.
Tabii, bir taraftan İstanbulda Atatürk Kültür
Merkezi, diğer taraftan Ankarada opera binaları, ülkemizin dört bir
tarafında, 81 vilayetinde kültür merkezleri, müzeler, sanat merkezleri
hamdolsun hayata geçirildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ve tabii, diğer
taraftan, Türkiye'nin tüm farklılıklarına ilişkin de
hizmetleri hayata geçirdik. Özellikle Ayasofya ibadete açılırken
Vandaki Akdamar Kilisesinde dokuz beş yıl sonra, yine, bu dönemde
özgürlük ortamı hayata geçirilerek ayinler düzenlendi. Trabzonda Sümela
Manastırında doksan yıl sonra, Diyarbakır Surp Giragos
Ermeni Kilisesinde otuz iki yıl sonra, Edirne Büyük Sinagogunda
kırk altı yıl sonra, İstanbuldaki İştipol
Sinagogunda altmış beş yıl sonra, Batman Gercüş Aziz
Aho Manastırı'nda yüz yıl sonra, Gaziantep'te bulunan sinagogda
kırk yıl sonra farklı inançtan, mezhepten
vatandaşlarımız ayin yapma imkânına kavuştu.
İşte biz buyuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bütün
farklılıklarımızla, kendi değerlerimizle
farklılıklarımızı zenginlik sayarak ortaya
koyduğumuz kültür ve sanat faaliyetlerinde bugün hayata geçirdiğimiz
bütçemizle Kültür ve Turizm Bakanımız, inşallah, çok daha
başarılı hizmetler yapacaktır. Şimdiden
Bakanımıza hayırlı uğurlu olsun diyorum. Özellikle zor
dönemde turizm başarıları da inşallah artarak devam
edecektir.
Diğer taraftan Dışişleri
Bakanlığımızın çalışmalarını
ayrıntılı bir şekilde tezekkür ettik,
tartıştık, konuştuk.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ulusal menfaatlerimiz
neyi gerektiriyorsa, ülkemizde, bölgemizde ve bütün dünyada hem masada hem de
sahada çalışmalarımızı biteviye sürdürüyoruz.
Uluslararası hukukta malum olduğu üzere, menfaat esastır, ezelde
ebede dostluk diye bir şey olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu çerçevede özellikle
Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra, bakınız, Kurtuluş
Savaşı verilmiş. Şu anda örnek göstereceğim haberi de
hani biz söylersek AK PARTİliler söyledi. diyorlar. Nereden
gösteriyoruz? Cumhuriyet gazetesinden bir örnek. Doğru mudur?
Doğrudur. Doğru her zaman yapılsa güzel olur mu? Olur.
Bakın ne diyor daha geçen haftanın Cumhuriyet gazetesi?
KADİM DURMAZ (Tokat) - Bozuk saat bile günde
iki defa doğruyu gösteriyor, bırak arada olsun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) 30 Ağustos Zafer
Bayramı: Venizelos, Atatürkü Nobel Barış Ödülüne aday
gösterirken ne demişti? başlığıyla bir haber
paylaşıyor. Bakınız, Kurtuluş Savaşı
bitmiş, henüz üzerinden birkaç yıl geçmiş.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben ek söz
istiyorum Başkanım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yıl 1934te Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü Nobel Barış Ödülüne aday göstermiş ve
Ankarayı heyetiyle ziyaret etmiş.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne güzel.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) E, savaş var;
savaş bitmiş, barış olmuş, Yurtta sulh, cihanda sulh.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Tamam
Başkan, açma artık, yeter.
BAŞKAN Sayın Özkan, tamamlayalım
efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Ülkemizin menfaati,
ulusal menfaatimizin korunmasını, sahada ve masada takip edilmesini
gerektiriyorsa Gazi Mustafa Kemal Atatürk de onu yapmış. E,
şimdi biz ne yapıyoruz? Biz de diyoruz ki: Ülkemize parmak gösteren,
düşmanlık besleyen bütün ülkelere karşı ulusal
menfaatlerimizi masada ve sahada takip ederiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Dinledik
Dışişlerinden, dinledik!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Gerekli dersleri masada
ve sahada veririz ve akabinde de dost olmak gerekirse dost olmasını
da bileceğimizi ifade ediyor, Dışişleri
Bakanlığımızın bütçesinin de
Bakanlığımıza hayırlı uğurlu
olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yarım saat
konuştun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Evet,
yarım saat konuştun.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Dayanamıyorsun
sen, bizim sesimiz doğru ya, katlanamıyorsun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Doğruya ben
katlanırım merak etme sen. Neyse, Cumhuriyet gazetesinden de
alıntı yaptın ya bu ayıp sana yeter.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sizin delillerinizle
size geliyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Vakıflar
Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi aleyhinde söz isteyen
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Gültekin Uysal.
Buyurunuz Sayın Genel Başkan. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
GÜLTEKİN UYSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisinin 20nci bütçesini
konuşuyoruz. Elbette bu bütçe vesilesiyle, neredeyse 4 tane beş
yıllık kalkınma planına denk gelen bir süreyi de
konuşuyoruz. O açıdan, geneli üzerine yapılan görüşmelerde
Meclisimizin demokrasi genişlemesi vesilesiyle bizlere söz vermediler! O
değerlendirmelerimi de şimdiden paylaşmak isterim.
Değerli milletvekilleri, bir kötü yönetimin
neticesini Meclisimiz her noktada yaşıyor. Belki de bir bütçenin
başına gelecek en kötü şey, görüşüldüğü dönem
içerisinde, ekonomideki altüst oluş dolayısıyla bütün faiz,
döviz, enflasyonla ilgili baz aldığı öngörülerinin çökmesi
sonrası âdeta bir usulü tamamlama işlemine dönüşmesidir. Bütün
bu açılardan bakınca, iktidarımızın bugün
Cumhurbaşkanlığı adına sunuş yapan başta
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Oktay, AK
PARTİ adına genel görüşmelerde değerlendirme yapan
Sayın Kurtulmuş'un sözlerine bakınca bu on dokuz yılı
âdeta tekzip eden beyanlarına rastladık. Özellikle Sayın
Kurtulmuş, neredeyse HAS Parti Genel Başkanı olarak Adalet ve
Kalkınma Partisinin on dokuz yıldır uyguladığı
ekonomi politikalarını esaslı bir şekilde eleştirerek
bu zamana kadar uyguladığı yüksek faiz, düşük kur
politikasıyla beraber bu ülkenin ucuz mal cenneti olduğunu kendileri
ifade ettiler. Kendilerine Geçmiş arıyoruz. diyerek, Gömlek
değiştiriyoruz. diyerek çıkılan yolda bugün,
geçmişlerini de inkâr ettiklerini görüyoruz. Bir taraftan, işlerine
gelince Ekonomide başarılıyız. diyeceksiniz, sonra, o
dönemle ilgili görev yapan Sayın Bakana Boş teneke. diyeceksiniz.
Buradan da anlaşıldığı üzere, Türkiyenin pek çok
sahada olduğu gibi, bunca zamanı değerlendirdiğimizde Adalet
ve Kalkınma Partisinin her açıdan demokrasi ufkunu, hukuk ufkunu,
ekonomiyle ilgili ufkunu, FETÖyle mücadeledeki ufkunu, uluslararası
politikadaki ufkunu velhasıl bütün cepheleriyle görme imkânı bulduk.
Milletimiz, mazeret bırakmayacak şekilde yetki istediniz, yetki
verdi; yetki yetmedi, Anayasayı değiştirecek güç istediniz, onu
verdi; o da yetmedi, mutlak bir iktidar istediniz, sözünüz kanun hâline
gelecek, o yetkiyi de verdi.
Sıfır denetim, sınırsız
yetkiyle bugün geldiğimiz noktada hâlâ birtakım mazeretlere
sığınıldığını görüyorum. Bu vesileyle
iki Bakanınıza da teşekkür etmek isterim. Birisi, kendisinden
önceki İçişleri Bakanının evladının evinde
çıkan para sayma makinelerini biz montaj -diyorduk- biliyorduk; kendisi
teyit etti. İkincisi de yeni Maliye Bakanı, olan bitenin
dış güçlerle alakalı olmadığını ifade
ettiler. O açıdan, bugün, birtakım hamasi söylemlerle bu
çürümüşlüğü, bu yanlışları, şahsi birtakım
tezlerinizi neredeyse devletin ekonomi politikası hâline getirerek
uygulamaları kendilerinin de hatalarının olduğunu ifade
eder hâle geldiler. O açıdan bakınca bugün, maalesef,
dışarıdan içeriden baktığımızda istikametini
kaybetmiş bir Türkiye fotoğrafı görüyoruz. İktisadi olarak
yaşadığımız şu kısa dönemdeki olan biten
Bizler buralarda otururken binlerce insanın işini kaybettiği,
binlerce insanın iş yerini kapatmak mecburiyetinde kalacağı
bir süreci de konuşuyoruz. Beraberinde dış politikamızda da
pek çok açıkla karşı karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) - Kudret kapasitemizi
aşan, amaç araç uyumu olmayan politik tercihlerimizle, maalesef, özellikle
Suriye'de yaptığınız hatalarla iki büyük tarihî ve
stratejik kırılmaya vesile olduk. Birincisi, tercih edilen siyaset.
Rejim değiştireceğiz. diyerek çıkılan yolda iktidar
boşluğu doğması sebebiyle neredeyse bir PKK devletinin
büyük ölçüde Adalet ve Kalkınma Partisinin yanlış tercihleri
dolayısıyla kuruluyor olduğunu görüyoruz. İkinci büyük
tarihî kırılma da sıcak denizlere inme hayali kuran Rusya, bugün
bu ülkede kalıcı komşumuz hâline gelmiştir ve
çıkış garantilerini almadığı hiçbir
değişime asla ve kata müsaade etmeyecektir. Bu açıdan
bakınca Abdülhamit Hanın tarihe geçmiş bir sözüyle sözlerimi
toparlamak isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla) Balkan Harbi
sonrası ana kara ile Selanikin arası kesilmiş, Alman
zırhlısıyla kendisi tahliye edilecek, tahliye etmeleri
gerektiği kendisine aktarıldığında tarihe geçmiş
bir sözü vardır, Ömer Seyfettinin Balkan Harbi Hatıralarında
yazar; Bu kadar kısa süreye bu kadar büyük gafleti nasıl
sığdırdınız? demiştir. Milletlerin ve
toplumların hayatında on yıl, yirmi yıl kısa bir an
mesabesindedir. Türkiyeyi bütün bu açılardan
değerlendirdiğimizde bugün içeriden ve dışarıdan
operasyona açık hâle gelmiş olması, bir büyükelçimizin
ifadesiyle Birinci Dünya Savaşı öncesi her gün çıkıyoruz,
bir ittifak arıyoruz, bulamıyoruz. dediği gibi bir açmazla
karşı karşıyayız. Bütün bu açılardan
baktığımızda maalesef
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Uysal.
GÜLTEKİN UYSAL (Devamla)
söyleyecek
sözünüzün kalmadığı, uygulanacak programınızın
kalmadığı, bir beş yıl daha milletimiz yetki verse
bunca zaman başaramadığınız ve sistematik çöküş
yaşadığımız hangi sahada hangi parametreleri
düzelteceksiniz? Bunları da merak etmekteyim. Bütün bu olumsuzluklara
rağmen bugün yaşadığımız süreç içerisinde yeniden
herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiyeyi, herkesin eşit
fırsatlara sahip olduğu güçlü, müreffeh bir Türkiyeyi kurmak
hepimizin idealidir. İnşallah, ülkenin bir büyük iklim
değişikliğine ihtiyacı var, bu iklim
değişikliğinin de ana kaldıracı iktidar
değişikliğidir. Bu sürenin uzaması milletimizin
ödeyeceği bedeli katmerlendirecektir.
Bu vesileyle tekrar yoklukla malul hâle gelmiş
bütçenin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, yedinci
turdaki konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, soru-cevap işlemine geçiyoruz.
Sayın Çelebi
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Çavuşoğluna 4 sorum var:
1) Mavi vatan doktrini günlük kararlarla değil,
Millî Güvenlik Siyaset Belgesi gücünde kurumsal bir rehberle uygulanmalı,
ayrı bir mavi vatan strateji belgesi hazırlanmalıdır. Buna
yönelik çalışma var mıdır?
2) Hâlen dünyada 32 devlet tek taraflı MEB ilan
etmiş durumdadır. Doğu Akdenizde karşılıklı
sınırlandırma anlaşmaları yapmaya hazır
olduğumuzu belirterek tek taraflı MEB ilanı yapacak
mıyız?
3) Denizlerdeki ekonomik değerlerimizi
nasıl koruyup kollayacağımızı düzenleyecek bir
münhasır ekonomik bölge kanununu ne zaman çıkaracağız?
4) Dışlandığımız
Doğu Akdeniz Gaz Forumuna karşılık örneğin Doğu
Akdeniz enerji forumu gibi bölgesel başka bir iş birliği
geliştirmeyi öneriyorum. Düşünceniz nedir Sayın Bakan?
Teşekkürler, saygılar.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın Kültür ve Turizm Bakanım,
devletimizin ve Bakanlığınızın gayretleriyle
İslamın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya Camisinin
açılışı Türk-İslam âlemini mesut ve bahtiyar
eylemiştir, teşekkür ederiz.
Mersindeki turizm bölgelerinin en az birinin bu
yıl hayata geçirilmesini bekliyoruz.
RTÜK, dijital mecralarda mizah adı
altında ahlak dışı yayınlar yapan ve millî, manevi
değerlerimizi hedef alan sosyal medya fenomenleri ve YouTuberlara
yönelik daha katı tedbirler alacak mıdır?
TİKA, YTB ve Yunus Emre Enstitüsü gibi marka
kurumlarımızın terör devleti Ermenistanın işgalinden
kurtulan Karabağda kültür, sanat yatırımlarının
artırılmasını beklemekteyiz.
Sayın Dışişleri Bakanım,
başarılı çalışmalarınızdan ötürü
şahsınıza, Bakanlık çalışanlarımıza ve
Karabağın işgalden kurtulma sürecinde gösterdiğiniz
yakın ilgi ve alaka için teşekkürlerimi sunuyorum. Atalarımızın
emaneti, ecdat yadigârı kadim Türkmen şehri Kerkükümüzü de
peşmergenin, PKKnın, PYDnin planlarını,
oyunlarını bozmaya yönelik yakın takibinizi arz ediyorum.
BAŞKAN Sayın Aydın
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Kültür Bakanı, iki yıl önce
bizim de yakından takip ettiğimiz mevsimlik sanatçılar
taşeron yasasıyla sözleşmeli hâle geldiler ve iki
yıldır da yaklaşık ikinci oyunlarını sergilemeye
başladılar ancak kadrolu oyuncularla aralarındaki ücret
farkı o kadar açıldı ki gerçekten geçimde ve
hayatlarını devam ettirmekte büyük zorluk yaşıyorlar. Bu
konuda kadrolular ile sözleşmeliler arasındaki bu fiyat
farkını gidermeyi düşünüyor musunuz, bir
çalışmanız olacak mı?
Bir diğer sorum da Dışişleri
Bakanına. Biliyorsunuz, ekonomik kriz Türkiyeyi etkilediği gibi
Kıbrıslı Türkleri de soydaşlarımızı da
etkiledi. Orada euro ve sterlinin alım gücü o kadar fazla arttı ki
Rum kesimi akaryakıtını dahi Türk kesiminden almaya
başladı ve bu konuda çok mağdur duruma geldiler. Bu konuda herhangi
bir çalışmanız var mıdır onu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN Sayın Orhan Işık
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) Asimilasyon bir
insanlık suçudur. Tüm dil ve kültürler zenginliğimizdir.
diyorsunuz; öyleyse Kürtçe tiyatro ve şarkılar neden
yasaklanıyor? Yerleşim yerleri, tarihî ve kültürel mekânların
isimleri neden değiştiriliyor? Örneğin, yerleşik
halkın Herabreşk diye adlandırdığı on iki bin
yıllık tarihî mekâna neden Göbeklitepe diyorsunuz? Bunlar bir halka
yönelik inkâr ve asimilasyon değil midir? Değilse Kürtlerin dil,
sanat, tarih ve kültürel varlıklarına yönelik yasak ve tahriflere ne
zaman son vereceksiniz? Kürtlere yönelik tahammülsüzlüğünüz
sınırları aşıyor. Barbar IŞİD çetesi Rojava
ve Şengale saldırdığında neden katliamları
engellemek için harekete geçmediniz, izlemekle yetindiniz? Afrin, Serekani ve
Grisipide ne kadar insanı yerlerinden edip yerlerine çeteleri ve
ailelerini yerleştirdiniz? Türkiyenin SİHAlarla veya hava
saldırılarında birçok Şengalli sivil katlediliyor.
Şengal ve Ezidi halkından ne istiyorsunuz? Neden halkların
değil, IŞİD, ÖSO, Taliban gibi çetelerin yanında yer
alıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Güler
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Bir kitapsever, bir kitapçı evladı olarak
yazma eser kitaplarımız tarihimizden günümüze miras kalan en önemli
kültür varlıklarımızdır. Bugün Türkiye Yazma Eserler
Kurumuna bağlı 17 ilde 22 kütüphane bulunmaktadır. Bu kütüphanelerde
218 bini yazma, 455 bini matbu olmak üzere 673 bin eser bulunmaktadır.
Türkiye Yazma Eserler Kurumunun kurulmasıyla birlikte 1.600 yazma eser
restore edilmiş, 19 binden fazla yazma eser satın
alınmış, medeniyetimize ait dinî, felsefi, edebi, tarihî ve
tıbbi 200ün üzerinde yazma eser günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Bu
kitaplar arasında Kanuni Sultan Süleymanın Muhibbî Dîvânı,
Fatih Sultan Mehmet Hanın Fatih Dîvânı, İbni Sinanın
El-Kânûn Fi't-Tıb, İbni Haldunun Mukaddime, Mevlâna Hazretlerinin
Mesnevîsi, Kınalızâde Ali Çelebinin Ahlâk-ı Alâî, Mütercim
Asım Efendinin Kamûsul-Muhît tercümesi, Şeyh Hamdullahın
yazma Kuran-ı Kerimi, Hasan Rıza Efendinin yazma Kuran-ı
Kerimleri bulunmaktadır.
BAŞKAN Sayın Taşkın
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Dışişleri Bakanlığı ile bağlı
kuruluşlarımızın bütçelerinin ülkemize, milletimize
hayırlı olmasını diliyorum.
Tarihinde sömürgecilik gibi bir leke olmayan
Türkiyenin Afrikayla her alanda ilişkilerini güçlendirmesi bizleri
gururlandırıyor. Bu hafta sonu salgın ortamına rağmen
çok sayıda Afrikalı liderin katılımıyla
İstanbulda 3üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi düzenlenecek.
Sayın Cumhurbaşkanımız Afrika ülkelerini en çok ziyaret
eden ve Afrika halkları tarafından büyük bir teveccühle
karşılanan bir lider. Dışişleri
Bakanlığımızın Afrikayla ilişkilerimizin
gelişmesinde göstermiş olduğu gayret takdire şayandır
diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Girgin
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Turizm ve Kültür Bakanlığına:
Pandemide turizm emekçilerini sahipsiz bıraktınız. Turizm
sezonunun bitmesiyle de Muğla ve diğer yerlerde birçok işçi
işsiz kaldı, sezonun kapanmasıyla açlığa,
işsizliğe ve yokluğa mahkûm edildiler, hepsi borç
batağında, birçoğu alan değiştiriyor; kimi
inşaatlarda işçilik yapıyor, kimi tarla işleri
yapıyor. Turizm sektörü ve bağlı iş kolları
işçileri, iş akitlerinin askıya alınması sonucu mevsimlik
sezon işçiliği gibi sebeplerle ödeneklerden faydalanamıyorlar.
18 numaralı iş kolu bünyesinde olan işçiler için bu
koşulların esnetilmesi için bir çalışmanız var
mı? Askıya çıkarılan işçinin işveren
tarafından gerekli kurumlara işçinin de takip ve kontrol edebileceği
bir yolla bildirilmesi için bir çalışma var mı? Askıya
çıkarılan işçinin hak kaybını engellemek için
sigortasının üçte 2sinin devlet, üçte 1inin işveren
tarafından karşılanması için bir çalışma var
mı? Sektörde kayıt dışı çalışmayı
önleyici çalışmanız var mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Sümer
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sorum Kültür Bakanına: Bir, Taşınmaz
Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair
Yönetmelik kapsamında 2020-2021 yılları içerisinde Adanada
gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan yerlerin bakım ve
onarımı için ayni, nakdî ve teknik yardım sağlanması
kapsamında kaç kişi ve kuruluş faydalanmıştır? Bu
kuruluşlar hangileridir? Toplamda ne kadar nakdî destek
sağlanmıştır?
İki, Adana İl Kültür Turizm
Müdürlüğüyle ortak planlanan Adana Karataş ve Yumurtalık sahil
hattının deniz turizmine elverişli hâle getirilmesi için
yatırım programınız var mıdır?
Üç, RTÜK son iki sene içerisinde kaç kuruma hangi
nedenlerle toplam ne kadar ceza kesmiştir?
Dört, son üç sene içerisinde Kültür
Bakanlığına bağlı Adana ilimizde bulunan kamu
taşınmazlarının hangileri satılmıştır,
hangileri özelleştirme kapsamına alınmıştır?
Satılan kamu taşınmazlarından elde edilen gelir ne
kadardır?
Beş, Bakanlığınızın
son üç sene içerisinde Adanadaki turizm gelirlerini artırmak
amacıyla yaptığı yatırımlar nelerdir?
BAŞKAN Sayın Ataş
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Sorum Kültür
Bakanlığına. Kayserinin Yahyalı ilçesinde kendi
alanında dünyanın en büyük ikinci şelalesi olan
Kapuzbaşı Şelaleleri yer almaktadır ancak bölgedeki
imkânlar oldukça yetersizdir. Bölgeye yapılması düşünülen bir
yatırım var mıdır?
Kayseri Kültepe Kaniş-Karum Ören Yerindeki
kazılarda altı bin yıl öncesine ait bulgular ortaya
çıkmıştır. Bölgeye beklenen önem verilmemektedir. Kazı
çalışmalarının hızlandırılması ve
bölgenin turizme kazandırılmasına dönük bir
çalışmanız var mıdır?
Kayserinin sembolü Erciyes Dağı sadece
kış aylarında kullanılmaktadır. Hâlbuki Erciyes
Dağı doğal güzelliği, eteklerinde bulunan Kapadokya ve
doğal sazlıklarıyla ziyaretçileri büyülemektedir. Bölgede
turizmi on iki aya çıkaracak bir çalışma veya yatırım
var mıdır?
Yeşilhisar ilçemizde bulunan, tarihi 6ncı
yüzyıla dayanan Soğanlı Vadisine ve UNESCO Geçici Miras
Listesine giren Koramaz Vadisinin turizme kazandırılması için
herhangi bir çalışmanız var mıdır?
BAŞKAN Sayın Aygun
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Bosna
Hersekte yaşayan Sırpların Sırp Cumhuriyeti Entite Meclisi
ülkeden ayrılma yönünde karar aldı. Bu nedenle Dayton
Anlaşmasıyla bağımsızlığı onaylanan
Bosna Hersekin yeniden parçalanma tehlikesi ortaya çıkmıştır.
Bu konuda Bosna Herseki destekleyecek ve gereken adımları atacak
mısınız?
ASELSANdaki çip uzmanlarını Hollandaya
kaptırdınız; yetmedi. Türkiye'nin yatak odası olan kozmik
odaya FETÖyü soktunuz, Tank Palet Fabrikası Katara gitti. Şimdi,
Türkiye'nin en stratejik kurumu olan ASELSAN için dolaşan iddialar var.
Birleşik Arap Emirlikleriyle yapılan anlaşmanın
içeriği nedir? Genelkurmay Başkanı yalanladı ama sizden
yanıt bekliyoruz. Durduk yere bu iddialar ortaya çıkmaz. Birçok
kişi bu işin içinde bir bit yeniğinin olduğunu söylüyor.
ASELSAN için ne diyorsunuz?
En son olarak büyükelçilik resmî sosyal medya
hesabındaki fotoğraf konusunda ne diyorsunuz? Katar'a
yaptığınız ziyarette mali destek için bu ülkeye
gittiğiniz yönünde gazetecilerin sorularıyla muhatap oldunuz. 2022
Dünya Kupası'nda Türkiye'den 3.250 polis görev yapacak. Askerimizi
gönderdiniz, şimdi de Türk polisini Katar'da bekçilik yapmaya
gönderiyorsunuz. Bu ekonomik krizi aşmak için Katar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın İmir
NURAN İMİR (Şırnak) Sorum
Kültür Bakanlığına: Önerge verdik, cevap alamadık, bu
sebeple tekrar sormak istiyorum. Onlarca Kürt dil kurumu, milyonlarca Kürt ve
çocukları adına Cizre'deki Medresa Sor yani Kırmızı
Medresenin Kürt dili ve edebiyatı üniversitesi olmasını talep
etmektedirler. Bu konuda bir çalışmanız var mı ya da
çalışmanız olacak mı?
Şırnakta İçişleri
Bakanlığı dışında sizin ve diğer
bakanlıkların projeleri var mı, varsa nelerdir? Bakanlık
olarak son dört yılda Şırnak'a turizm adına
yaptığınız yaptırımlar nelerdir?
AİHM kararları sizleri bağlıyor
mu, bağlamıyor mu?
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Komisyon
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Sayın Başkan, Komisyonumuza yönelik doğrudan
bir soru olmamıştır, sorulara Sayın Bakanlarımız
cevap vereceklerdir. Ben, sadece size, Divana, katkıda bulunan tüm
milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Bütçelerin hayırlı ve
bereketli olmasını diliyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, çok özür dilerim.
Pek kısa efendim, Bakan başlamadan
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Altay.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
23.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, önceki açıklamasında
kullandığı Ben senin yerinde olsam o gazeteciye iki tokat
atardım. ifadesini düzeltmek istediğine çünkü şiddetin her
türlüsüne, özellikle gazetecilere yönelik şiddete karşı
olduklarına ilişkin açıklaması (x)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben, biraz önce,
Sayın Bakana Katar'da Para istemeye mi geldiniz? diyen gazeteciye çok
sert, okkalı cevap verirsiniz mealinde İki tokat atardım.
dedim, onu düzeltmemiz lazım. Çünkü şiddetin her türlüsüne, özellikle
gazetecilere yönelik şiddete karşıyız, kayıtlara
geçsin efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Sayın Bakan
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Öncelikle, Hişyar Bey, Afganistan'a Mehmetçik
gidecek. dedi. Mehmetçik demesinden memnun oldum ama Afganistan'a asker göndermeyeceğiz,
o bilgiyi vermek isterim.
Sayın Çeviköz, belge dediğiniz, bu belge
Kıbrıs Rum gazetesinde yayınlandı ve o belgeye göre, Rum
kesimi Çavuşoğlu taviz vermedi. diyor. Siz de Tek taraflı
müdahale hakkınızdan taviz verdiniz. diyorsunuz. Biz, öyle bir taviz
vermedik. Orada Kıbrıs, KKTC Yönetimi de vardı, tüm
arkadaşlarımız var, kayıtlarımız da var, böyle
bir taviz vermedik. Bunu da zaten açıklamıştım.
Sayın Sibel Özdemir, çok teşekkür
ediyorum. Sizin her yerde biraz önce anlattıklarınızı söylediğinizi
biliyorum, sadece burada anlatmadıklarınızı Vaktimiz de
yok. dediniz, eksik kalan kısmını ben tamamladım ve burada
da bunları söylemenizi arzu ederiz. Elbette bir raporda olumsuz yönler de
var, olumlu yönler de var. Biz, açıklamalarımızda olumsuz
yönlerini eleştiriyoruz -Sayın Oluç burada yok- olumlu
kısmına da olumlu baktığımızı, memnuniyet
duyduğumuzu söylüyoruz. Son derece objektif açıklamalar
yapıyoruz.
Sayın Felaknas Uca, biz Ezidileri hedef
almıyoruz. Biz, Sincarda PKKyı hedef alıyoruz ama Nadia
Muradın da söylediği gibi
O, bana da söyledi Operasyonları
durdurun çünkü siz havadan bombaladığınız zaman,
PKKyı hedef aldığınız zaman PKK saklanıyor,
Ezidi çocukları ön plana koyuyor, o yüzden Ezidiler ölüyor. dedi.
Katardaki konuşmamızın tutanakları da var, onları da
sizinle paylaşırım. Ayrıca bu bilgileri Amerikada birçok
NATO üyesi, o günkü ABD Dışişleri Bakanı dâhil, Pompeo
dâhil herkese de anlattı. Ben de anlatmasını özellikle istedim
çünkü bu YPG/PKKya oralarda destek veriliyor.
Ben İYİ Partinin Batı Trakya Türkleri
konusunda hassasiyet göstermediğini söylemedim, tam tersi İYİ
Partinin göstereceğini, gösterdiğini söyledim. En son Bulgaristan
Türkleri konusunda da aynı şekilde beklediğimizi söyledik ama bu
konuda beklemediğimiz kesimlerin de olduğunu söyledik ama Sayın
Oluçun açıklamasından da memnuniyet duydum. Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin Batı Trakya Türkleriyle ilgili
kararını Yunanistanı, uygulamamasından dolayı
eleştirdiğini de söyledi, bunun için teşekkür ediyoruz.
Sayın Erhan Usta Katarda
Dışişleri Bakanı, Türkiye ekonomisi çok önemli
fırsatlar sunuyor. dedi. Her ülke kullanıyor bunu, Amerika da
kullanıyor. Bir ülke ekonomisinin iyi fırsatlar sunması demek, o
ülkedeki ekonomik şartlar iyi demektir. Elbette, her yatırımcı
bunu değerlendirmek ister.
Diğer taraftan, bu gazeteci dediğiniz
kişi, Katarlı değil. Birçoğunuz Katarlı
Burada
değil de. Baktım Katarlı
Bu, Reuters muhabiri, Kanadalı
bir gazeteci. Ne olduğu önemli değil ama kasıtlı ve
yanlış bir soru sordu. Ben de gerekli cevabını verdim,
sorusunun yanlış olduğunu ve doğru bilgileri de kendisine
verdim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Okkalı
olsaydı, okkalı.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sizin gibi tabii, tokadı basamadım ama gayet
kibar bir dille, diplomatik bir dille söylediklerine
katılmadığımı söyledim. Yani siz de sözle okkalı
bir tokat demişsiniz, düzelttiniz.
ERHAN USTA (Samsun) TRT kesmeseydi biz de
duyardık ama TRT kesti
TRT yayını kesti
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Efendim, Sayın Erhan Usta, Ermenistan konusunda
büyükelçilik demedim efendim. Şimdi, baktım tutanağa öyle
dememişim, basına da öyle yansımamış, yanlış
anlaşılmış. Biz, diyalogların başlayabilmesi için
-doğrudan diyaloğun- özel temsilciler atayacağız dedik.
Hatta Ermenistan atadı. Biz de önümüzdeki günlerde özel temsilcimizi de
belirledik, gerekli resmî işlemi yapacağız. Rusya veya
başkasıyla değil artık, Azerbaycan da bunun çok, son derece
isabetli olduğunu söyledi, tıpkı uçuşlarla ilgili
Biz her
konuyu Azerbaycanla koordine ediyoruz, konuşuyoruz, onlarla beraber karar
veriyoruz; özel temsilci atıyoruz, büyükelçilik değil. İleride
normalleşirse Ermenistan bu son yaşananlardan ders alıp
barışı, huzuru tercih ederse yarın büyükelçilik de
açılabilir bu normalleşme sürecinde. Bu konuda da yine Azerbaycanla
birlikte karar veririz.
Sayın Oluç kendisi yok ama burada bizim
söylediğimiz şu
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
dinliyorum, ben dinliyorum.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi konusunda,
uygulama konusunda biz Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, oradaki
büyükelçilerin haksızlık yaptığını ve uzun süre
-içeriği önemli değil; o karar, bu karar; her karar uygulanacaksa-
yirmi yıldır uygulamayan ülkelere bir müeyyide yapılmazken
Türkiyeyi tercih etmelerinin, hedef almalarının yanlış
olduğunu söylüyoruz, burada siyasi davranıldığını
söylüyoruz biz efendim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Şimdi, Sayın Bakanımızın da
hakkını yememek için
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Bakanımızdan kesmiyorsunuz
değil mi efendim?
BAŞKAN Hayır efendim, buyurun.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Peki, çok teşekkür ediyorum.
Bunu Sayın Meral Danış
Beştaş da söyledi yani burada çifte standart vardır, bunu
açıkça söylüyoruz. Evet, mahkeme, Kavalayla ilgili bir beraat kararı
verdi ama sizin de söylediğiniz gibi hem Demirtaş hem Kavalayla
ilgili çok sayıda suçlama var, bunların da ne olduğunu siz çok
iyi biliyorsunuz, o yüzden hapishaneden çıkmamışlardır. Ben
doğruyu söyledim, doğruyu da her yerde açık, net bir
şekilde söylerim. Benim Cumhurbaşkanım da her zaman doğruyu
söylememi ister ama sizler de biraz önce kendiniz de söylediniz, maalesef
Sayın Uca da aynı şekilde- PKK yüzünden doğruları
söyleyemiyorsunuz yani bunu daha önce de söyledim, söyleyemiyorsunuz, maalesef
öyle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) Siz
kendinizle karıştırdınız bizi.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Engin Altay, bakınız, hain
dediniz, ihanet dediniz, vatana ihanet dediniz, Sessiz kalamayız.
dediniz. Siz Büyükelçimle ilgili Görüştü. diyorsunuz, Büyükelçim
Görüşmedim. diyor. İddia sahibi, iddiasını
kanıtlamakla mükelleftir, aksi takdirde ona ne dendiğini siz çok iyi
biliyorsunuz, müfteri denir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kendi
Bakanlığınızdan aldığımız bilgi, kendi
Bakanlığınızdan.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Ayrıca, sizin temsilcinizin görüştüğünü
kabul ettiniz; madem ihanettir, madem kabul edemezsiniz, madem sessiz
kalamazsınız sizin sözlerinizden alıntı yaptım ben
gereğini yaparsınız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) 15 Temmuzun
arkasında mı bu adam, bunu söyleyecek olan sizsiniz. 15 Temmuzun
arkasında mı, 15 Temmuzun mimarı mı, çıkıp bunu
siz söyleyeceksiniz. Büyükelçinizi göndermeyeceksiniz o zaman.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Kıbrısta tabii, biz egemen eşitlik
diyoruz. Çünkü federasyon için son müzakere yapacağımızı
Crans-Montanada kayıtlara geçirdik. Bir daha federasyon için, siyasi eşitlik
için müzakereye başlamayacağız. dedik ve sözümüzde de
duruyoruz.
Sayın Başkan,
arkadaşlarımızdan gelen diğer sorulara da yazılı
bir şekilde cevap vereceğim.
Ben çok teşekkür ediyorum tüm
milletvekillerine, sabahtan beri devam eden müzakereler ve sorular için,
eleştiriler için. Cevaplarımda da hiç kimseye hakaret etmedim,
kimsenin şahsını da hedef almadım, gayet nezaket içinde,
somut bilgilerle cevap vermeye çalıştım.
Saygılar sunarım.
BAŞKAN Sayın Ersoy, buyurun.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
Sayın Erhan Usta, İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kültüre
hiç değinmediniz. dediniz. Vallahi ben konuşmamın üçte 2sini
kültüre ayırdım; sinemaya, tiyatroya, müzisyenlere, arkeolojiye,
müzelere, kütüphanelere, festival müjdelerine, birçok konuya değindim. Ha
bu konuştuklarımın üç katı daha anlatacağım
şey var ama burada vakit oldukça sınırlı. Siz ne kadar
sorunuz varsa bana düzenli olarak yazın, ben size çok detaylı bir
şekilde
O sorduğunuz konuların hepsi aslında konuşma
metnimde vardı ama siz de biliyorsunuz, her dakika konuşma kesiliyor,
mecburen değinemiyoruz, vakit de olmuyor.
ERHAN USTA (Samsun) Ticarete konu olan
kısımlarıyla konuştunuz, daha soft olan
kısımlarıyla ilgili.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
Soft kısımları da vardı ama süre kalmıyor ki
nasıl anlatabilirim? Burada var, istiyorsanız bakın orijinal
metnini de vereyim size, rahat rahat okuyun yani.
ERHAN USTA (Samsun) Ben zaten Bunları
bilmiyorsunuz. demiyorum
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
İşte ben de size anlatıyorum, burada vakit
sınırlı olduğu için yapacak bir şey yok.
ERHAN USTA (Samsun) Plan ve Bütçe Komisyonunda da
sormuştum, orada da konuşmadınız.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
Siz bize ne kadar sorunuz varsa gönderin, biz onların hepsini tek tek
cevaplarız.
Yine, Kütahya Milletvekilimiz Sayın Ahmet
Erbaşın Aizanoi ve Kütahya Müzesiyle ilgili talepleri, istekleri
vardı. Ben göreve ilk geldiğim yıl aslında Aizanoiyı
ziyaret ettim, hakikaten desteklenmesi gereken önemli bir kültür merkezimiz,
arkeoloji alanımız. Buradaki desteklerimizi
artıracağız, onun sözünü veriyorum, sıkı
sıkıya da takip edeceğim, zaten siz de çok sıkı takip
ediyorsunuz. Yine, Kütahya Müzesinin tamamlanması için ekstra bir bütçe
gerekiyorsa o bütçeyi de ayırıp en kısa sürede Kütahya Müzemizi
tamamlayacağız.
Şimdi, Ebrü Günay, HDP Mardin Milletvekilinin
bir sorusu vardı Kültür Bakanlığı, AK PARTİ
iktidarı boyunca sadece 5 Kürtçe kitap basmıştır. diye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
Bakın, şu ana kadar 6 tane temel eser yayınlandı, 4 tane
temel eser 2022 yılı sonuna kadar hazır hâle geliyor, şu
anda sonuna doğru geldik. 20 tane ilave klasik eser
çalışması da 2022 yılı içinde tamamlanmaya
çalışılıyor, hazır hâle getirilmeye
çalışılıyor.
NURAN İMİR (Şırnak) Raflarda
kalmasın.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
Nuran İmir, HDP: Bakanlık tarafından hazırlanan
dokümanlarda başka kültürden hususlara yer verilmediği iddiası.
Bakanlığımız tarafından yayınlanan Ermeni
Bestekârlar, Kürdili Hicazkâr Faslı, Aynı Telden Ayrı Dilden
Gayrimüslim Besteciler, Farklı Diller Farklı Renkler iki sesli
yayın eserleri içeriğinde toplumun ortak duygu ve düşüncesini
içerecek şekilde kültürümüze ait Kürtçe, Ermenice, Arapça, Süryanice,
Boşnakça, Azerice, Kazakça, Lazca, Zazaca, Rumca sesli eserlerine yer
verilmiştir. Ayrıca, Ahmed-i Haninin 1692 yılında
Kürtçenin Kurmanci lehçesiyle yazdığı Mem ve Zîn adlı
eserlerinden yola çıkarak Cuma Boynukaranın yazdığı
Mem ile Zîn adlı eserinin 2012-2013 sanat sezonunda Diyarbakır Devlet
Tiyatrosunda 61, 2018-2019 sanat sezonundaysa Van Devlet Tiyatrosunda 38
temsili gerçekleştirilmiştir. Hani Hiç oynamıyorsunuz.
diyorsunuz ya, oynuyoruz aslında.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanununun 81inci maddesi uyarınca Kürtçe olarak
basıldığı, talep sahiplerince beyan edilen süreli olmayan
yayınlara -yani kitaplara- ilişkin olarak 17 Haziran 2016-17 Haziran
2021 tarihleri arasında 1.431 kitap için toplam 1 milyon 310 bin 356 adet
bandrol tedarik edilmiş. Hani İzin vermiyorsunuz. diyorsunuz, bense
adetlerine kadar size veriyorum. Yani özetle, Kürtçe kitap da basıyoruz,
tiyatro da oynuyoruz, müzik de çalıyoruz.
CHP Bursa Milletvekili Yüksel Özkan, TİKA
projelerinin yürütülmesi ve takibine ilişkin usul ve esasların
belirlenmesi konusunda ne yapılmaktadır? diye bir sorunuz var.
Uluslararası kalkınma iş birliği faaliyetleri yürüten
TİKA Başkanlığımızca gerçekleştirilen
projeler, ilgili ülkelerin ihtiyaçları ve sahaya özel siyasi, ekonomik,
sosyal ve kültürel şartlar ile Başkanlığın
mevzuatı ve bütçe imkânları çerçevesinde ve devletler arası üst
düzey görüşmeler ve iş birliği anlaşmaları ile Hükûmet
plan, programları ve öncelikleri tarafından belirlenmektedir.
Bakın, bu TİKA yatırımları,
siz kapıyı çalıyorsunuz, Şurayı restore
edeceğim, şunu yapacağım, şu hizmeti
götüreceğim. dediğiniz zaman öyle göründüğü kadar kolay kabul
görmüyor; büyükelçiliklerimiz, Dışişleri
Bakanlığımız tarafından uluslararası, çok
detaylı birçok görüşme, protokol, hatta çoğu zaman liderler
bazında görüşmelerle sağlanan mutabakatlarla oluyor. O yüzden o
kadar, göründüğü kadar kolay değil ama hassasiyetle takip ediyoruz.
Bu hassasiyetler göz önünde bulundurularak Başkanlıkça yürütülecek
projelerin belirlenmesi, uygulanması, takibi ve
sonuçlandırılmasına ilişkin usul ve esaslarının
belirleyeceği yönetmelik hususundaki çalışmalara da devam
etmekteyiz.
Yine, Orhan Çakırlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yeter,
yazılı versin.
ERKAN AYDIN (Bursa) Yazılı versin.
İSMET YILMAZ (Sivas) Yazılı versin,
yazılı.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
İki üç soru kaldı
BAŞKAN Sayın Bakanım,
yazılı olarak bunları şey yaparsak efendim
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY
Sonra yazılı olarak veririz.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bakan.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Niğdede
tarihî eserlerin restorasyonu hep yarım kaldı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, çok kısa, gece geç olduğu için
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Bakan Çavuşoğlu bize doğrudan sataştı.
BAŞKAN Bir saniye efendim
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Bakan, bana ve Feleknas Vekilimize
BAŞKAN Bir saniye efendim
Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
24.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun 281
sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Teklifi ve 282 sıra sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim
Kesin Hesap Kanunu Teklifinin yedinci tur görüşmelerinde soru-cevap
kısmında yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, gecenin bu saatinde polemiği uzatmak gibi bir
niyetim yok ama bir Dışişleri Bakanının
kullandığı bu dili -en hafifinden- çok talihsiz bulduğumu,
daha başka bir cümle söylemek istemiyorum. Aslında belki de biraz
itiraftır Ne yapayım ben, Cumhurbaşkanının
söylediklerinin dışına çıkamıyorum, her gün AİHM
kararına uymayacağız. diyen bir Cumhurbaşkanı varken
ben Dışişleri Bakanı olarak nasıl gelip burada
göğsümü gereyim, bu kararlar uygulanacak diyeyim. demiş
olduğunu varsayıyorum, öyle söyleyeyim.
Bugün bir kez daha gördük, maalesef, dış
politikamız: Dün düşman dediklerimiz bugün dost, dün dost
dediklerimiz bugün düşman olmuş, yanardöner bir dış
politika var. Ülkede, içeride de dışarıda da maalesef
barış üzerine, kardeşlik üzerine, demokrasi üzerine, çözüm
üzerine bir politika yürütülmüyor. Tabii ki kendisini de anlıyorum yani
Erdoğanın, Sağlık Bakanına kameralar önünde neler
yaptığını gördük, asla yadırgamıyorum, küçümsemek
için de söylemiyorum. Biz HDPliyiz, HDPnin programı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Beştaş.
60a göre
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bunu
geçirelim zapta
BAŞKAN Peki, tamamlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz HDP
Grubuyuz, HDPnin programı, tüzüğü, ilkeleri, ne söylerse o
doğrultuda çalışırız; kıblemiz bellidir,
yaptıklarımız bellidir ve buna inanıyoruz ki bugün
söylediklerinin yarın aksini söyleyecek ama biz doğru bildiğimiz
yolda başarıya ulaşacağız ve biz
kazanacağız.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bakanım
25.-
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Başkanım, ben de konuşurken
milletimi referans alırım ve milletimin adına konuşurum.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Milletimin
hissiyatını dile getiririm ve bu konuda nasıl
konuşacağımı da PKK güdümündeki bir partinin mensubundan
öğrenecek değilim.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)
Maskeniz düştü, gerçek yüzünüzü ortaya koydunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
oylama?
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
9.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bu saate
kadar bizi izleyenler varsa öncelikle onlara iyi akşamlar diliyorum.
Dışişleri Bakanının maskesi
düştü. (HDP sıralarından alkışlar) Sabahtandır
ben kimseye kötü bir söz etmedim, gayet iyiyim, gayet güzelim, size bir
dış politika anlatıyorum. dedi.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) PKKya laf söyledi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Baştan beri
söyledi, en baştan beri söyledi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Ama
maalesef iş kendisine gelince, tutumuna gelince, işte bilmem neyin
güdümünde, bunun güdümünde.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Güdümünde
olmadığınızı söyleyin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Siz
millete dayanıyorsunuz da biz ağaçlara mı dayanıyoruz? (HDP
sıralarından alkışlar) Biz nereye dayanıyoruz? Bizi
buraya getiren kim? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kandile
dayanıyorsunuz, Kandile.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU PKK güdümünde
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bizi
buraya getiren o millet dediğiniz insanlar. Halk bizi buraya getirdi hem
de size rağmen. İşte burada koro hâlinde itiraz edin. AKP'nin bu
bütçede tek bir derdi var. Kamuoyunda oyları düşüyor, herkes
artık AKP'den kaçıyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) En baştan beri
söylüyor Sayın Bakanımız, bizim duruşumuz bu.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Ekonomide
çözülme, kriz almış başını gidiyor, Aman bu bütçede
gerçek yüzümüz görünmesin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Milletimizin
çizdiği istikamette, çizdiği rotada yol alıyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Ya,
siz bize, siz bize terör, terörö diyeceğinize
Bunu biliyorum,
grubunuzdan öğrendiniz. Bize cevap veremedikleri her an bu lügati
kullanıyorlar. Ya, ayıptır ya, Bağdadi burada öldürüldü ya,
Türkiye'nin sınırının dibinde. IŞİD'le
ilişkilerinizden dolayı bütün dünya AKP'yi sorumlu tutuyor.
Birleşmiş Milletlerin savaş suçu listesinde var ve siz o
çetelere, Ahrar el-Şamdan IŞİDe kadar hepsine vekâlet verdiniz
ve kuzeydoğu Suriyede sizin adınıza Kürtleri öldürüyorlar.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Çetelerden mafyalara,
DAEŞten paralel yapılara, PKKdan PYDye, YPGye; Türkiye
düşmanlarıyla mücadele edeceğiz Allahın izniyle!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bunu
gayet iyi biliyoruz ve şu anda Türkiye, uluslararası camiada
IŞİDin en büyük ortağı ve dostu olarak biliniyor; bunu siz
de biliyorsunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli) Suçlasanız da bir
yere varamazsınız!
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Bakanım.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
26.-
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun, Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
IŞİDle göğüs göğüse mücadele
eden, savaşan ve 4 binden fazla DAEŞ terör örgütü mensubunu yok eden
ülke Türkiye Cumhuriyetidir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli) Koyun koyuna
yatıyorsunuz, koyun koyuna!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Sayın Başkan, IŞİD, DAEŞ lanetli
ve eli kanlı bir terör örgütüdür. Eğer biraz önceki
konuşmacı
(Gürültüler)
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Bu ülkede
IŞİDliler gözaltına alınıyor, arka kapıdan
bırakılıyor, nasıl oluyor? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Bir de PKKya
söyleyin! PKKya aynısını söyleyin, görelim!
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU Bir dakika sayın arkadaşlar.
Biraz önceki konuşmacı PKK terör
örgütüdür. derse ben sözümü geri alacağım.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
Ben burada tutanaklara geçireceğim.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Hadi, PKK terör
örgütüdür. de!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
IŞİD ve El-Kaideyle ilgili tek soru soracağım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) PKK, terör örgütü
müdür, değil midir?
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tek
şey, ben değil, uluslararası kurumlar -açmayacağım-
FATFnin raporu var.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) PKKya bir laf
söyle, PKKya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) PKKya bir şey
diyemedi!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
IŞİD ve El Kaidenin uluslararası finansmanının
hareketini engellemediği için Türkiye gri listededir.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) PKKya terör örgütü
diyemedi! Yuh!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bu da
size yeter, size yeter! (HDP sıralarından alkışlar)
(Gürültüler)
BAŞKAN Herhâlde ara vermemizi istiyorsunuz
siz? Ara mı verelim yani? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
III.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 281) (Devam)
2.- 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi
(1/282), Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve
Gelir Cetvelleri), 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Teklifine İlişkin Genel Uygunluk Bildirimi ile 2020 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, 194 Adet Kamu
İdaresine Ait Sayıştay Denetim Raporu, 2020 Yılı
Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve 2020 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna Dair
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/1690) ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 282) (Devam)
A) KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞI (Devam)
1) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kültür ve
Turizm Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
B) RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU (Devam)
1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
C) DEVLET
OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ç) DEVLET
TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
D)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
E) VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Vakıflar Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) TÜRK İŞBİRLİĞİ VE
KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH
YÜKSEK KURUMU (Devam)
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ (Devam)
1) Atatürk Kültür Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Atatürk Kültür Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRK DİL KURUMU (Devam)
1) Türk Dil Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Dil Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
J) TÜRK TARİH KURUMU (Devam)
1) Türk Tarih Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
K) KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Kapadokya Alan Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kapadokya Alan Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
L)
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1)
Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
M) AVRUPA BİRLİĞİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
N) TÜRK AKREDİTASYON KURUMU (Devam)
1) Türk Akreditasyon Kurumu 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türk Akreditasyon Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi sırasıyla yedinci
turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ile kesin hesaplarına geçilmesi
hususunu ve bütçeleri ile kesin hesaplarını ayrı ayrı
okutup oylarınıza sunacağım:
Kültür
ve Turizm Bakanlığının 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI
1) Kültür ve Turizm Bakanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 7.109.129.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığının 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Kültür
ve Turizm Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Kültür ve Turizm
Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 6.213.507.769,30
Bütçe Gideri 5.630.308.151,94
İptal Edilen Ödenek 583.020.069,32
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 529.034.589,32
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kültür
ve Turizm Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Radyo
ve Televizyon Üst Kurulunun 2022 yılı bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
RADYO VE TELEVİZYON
ÜST KURULU
1) Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 271.781.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 271.781.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunun 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 191.882.000,00
Bütçe Gideri 181.184.186,49
İptal Edilen Ödenek 10.697.813,51
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 177.882.000,00
Tahsilat 180.077.722,33
Ret ve İadeler 66.241,74
Net Tahsilat 180.011.480,59
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
DEVLET OPERA VE
BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Opera ve Balesi
Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 552.760.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 552.760.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 413.963.000,00
Bütçe Gideri 413.027.325,83
İptal Edilen Ödenek 935.674,17
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 399.678.000,00
Tahsilat 396.737.937,02
Ret ve İadeler 119.769,59
Net Tahsilat 396.618.167,43
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğünün 2022 yılı bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
DEVLET TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Tiyatroları
Genel Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 494.548.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 494.348.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 371.880.119,80
Bütçe Gideri 359.501.265,19
İptal Edilen Ödenek 12.378.854,61
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 320.480.000,00
Tahsilat 355.167.153,35
Ret ve İadeler 129.897,50
Net Tahsilat 355.037.255,85
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının 2022 yılı bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI
1) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 70.907.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 70.607.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 47.610.830,00
Bütçe Gideri 47.027.059,54
İptal Edilen Ödenek 583.770,46
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 45.205.000,00
Tahsilat 45.025.312,23
Ret ve İadeler 5.289,22
Net Tahsilat 45.020.023,01
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Vakıflar Genel
Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Vakıflar Genel
Müdürlüğü 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 788.230.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 1.403.223.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Vakıflar
Genel Müdürlüğünün 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Vakıflar
Genel Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Vakıflar Genel
Müdürlüğü 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 926.253.503,01
Bütçe Gideri 909.711.540,00
İptal Edilen Ödenek 15.290.026,31
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 1.251.936,70
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 982.615.000,00
Tahsilat
1.176.280.761,49
Ret ve İadeler 122.122.967,37
Net Tahsilat 1.054.157.794,12
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Vakıflar
Genel Müdürlüğünün 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı Başkanlığının 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI
BAŞKANLIĞI
1) Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 680.983.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 679.983.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 551.309.828,39
Bütçe Gideri 357.813.548,22
İptal Edilen Ödenek 184.102.889,13
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 9.393.391,04
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 488.147.000,00
Tahsilat 491.474.339,15
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri
kabul edilmiştir.
Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığının 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR BAŞKANLIĞI
1) Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığı 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 452.783.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını
okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 452.683.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının 2022
yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının 2020
yılı merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A)
CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 362.312.545,00
Bütçe Gideri 361.503.025,63
İptal Edilen Ödenek 525.119,37
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 284.400,00
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 351.748.000,00
Tahsilat 355.752.321,79
Ret ve İadeler 3.251,64
Net Tahsilat 355.749.070,15
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir...
Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL
VE TARİH YÜKSEK KURUMU
1) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 2022 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 28.441.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 28.441.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Atatürk Kültür, Dil ve
Tarih Yüksek Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 16.623.000,00
Bütçe Gideri 16.402.617,25
İptal Edilen Ödenek 220.382,75
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 15.610.000,00
Tahsilat 16.523.161,92
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Atatürk
Araştırma Merkezinin 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
ATATÜRK ARAŞTIRMA
MERKEZİ
1) Atatürk
Araştırma Merkezi 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 10.892.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 10.892.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Atatürk
Araştırma Merkezinin 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Atatürk
Araştırma Merkezinin 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel
toplamları okutuyorum:
2) Atatürk
Araştırma Merkezi 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 7.517.000,00
Bütçe Gideri 6.767.923,97
İptal Edilen Ödenek 749.076,03
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 6.971.000,00
Tahsilat 6.939.343,87
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Atatürk
Araştırma Merkezinin 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür Merkezi Başkanlığının 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
ATATÜRK KÜLTÜR
MERKEZİ BAŞKANLIĞI
1) Atatürk Kültür Merkezi
2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 12.113.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 12.113.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür Merkezi Başkanlığının 2022 yılı
merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür Merkezi Başkanlığının 2020 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Atatürk Kültür Merkezi
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 7.999.158,99
Bütçe Gideri 6.609.208,77
İptal Edilen Ödenek 1.389.950,22
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 7.408.000,00
Tahsilat 7.313.147,71
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Atatürk
Kültür Merkezi Başkanlığı 2020 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türk Dil
Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
TÜRK DİL KURUMU
1) Türk Dil Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 28.940.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 92.201.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk Dil
Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul edilmiştir.
Türk Dil
Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Türk Dil Kurumu 2020
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 29.581.100,00
Bütçe Gideri 23.366.684,78
İptal Edilen Ödenek 6.214.415,22
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 210.343.000,00
Tahsilat 34.426.493,34
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk Dil
Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Türk
Tarih Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
TÜRK TARİH KURUMU
1) Türk Tarih Kurumu 2022
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 61.493.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 95.360.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk
Tarih Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Türk
Tarih Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Türk Tarih Kurumu 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 94.176.398,23
Bütçe Gideri 61.875.407,71
İptal Edilen Ödenek 32.300.990,52
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 212.049.000,00
Tahsilat 88.363.505,42
Ret ve İadaler 1.776,60
Net Tahsilat 88.361.728,82
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk
Tarih Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Kapadokya
Alan Başkanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı
okutuyorum:
KAPADOKYA ALAN
BAŞKANLIĞI
1) Kapadokya Alan
Başkanlığı 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 35.403.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 34.903.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kapadokya
Alan Başkanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Kapadokya
Alan Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları
okutuyorum:
2) Kapadokya Alan
Başkanlığı 2020 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 25.230.000,00
Bütçe Gideri 9.327.837,43
İptal Edilen Ödenek 15.902.162,57
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel toplamını
okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 25.230.000,00
Tahsilat 12.762.180,51
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kapadokya
Alan Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2022 yılı merkezî yönetim bütçesine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
1) Dışişleri Bakanlığı 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 7.487.450.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi
kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2)
Dışişleri Bakanlığı 2020 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 5.477.164.597,66
Bütçe Gideri 5.244.435.627,27
İptal Edilen Ödenek 131.769.285,88
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 100.959.684,51
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığının 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği
Başkanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
1) Avrupa Birliği Başkanlığı 2022 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 968.161.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği
Başkanlığının 2022 yılı merkezî yönetim
bütçesi kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği
Başkanlığının 2020 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Avrupa Birliği
Başkanlığı 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 1.158.672.000,00
Bütçe Gideri 1.144.730.270,21
İptal Edilen Ödenek 13.941.729,79
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği
Başkanlığının 2020 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türk Akreditasyon Kurumunun 2022
yılı merkezî yönetim bütçesine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamı okutuyorum:
TÜRK AKREDİTASYON
KURUMU
1) Türk Akreditasyon
Kurumu 2022 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
|
|
GENEL
TOPLAM 57.036.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
cetvelinin toplamını okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
|
TOPLAM 68.599.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türk
Akreditasyon Kurumunun 2022 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Türk
Akreditasyon Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Genel toplamları okutuyorum:
2) Türk Akreditasyon
Kurumu 2020 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
(A) CETVELİ
|
|
Toplam Ödenek 54.848.000,00
Bütçe Gideri 41.479.416,68
İptal Edilen Ödenek 13.368.583,32
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) cetvelinin genel
toplamlarını okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
Bütçe Geliri Tahmini 49.850.000,00
Tahsilat 46.647.030,19
Ret ve İadeler 9.372,00
Net Tahsilat 46.637.658,19
BAŞKAN Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türk Akreditasyon
Kurumunun 2020 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece yedinci
turda yer alan kamu idarelerinin bütçeleri ve kesin hesapları kabul
edilmiştir.
Hayırlı
olmalarını temenni ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, yedinci tur görüşmeleri tamamlanmıştır.
Programa göre, kamu
idarelerinin bütçe ve kesin hesapları ile 2022 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin maddelerini sırasıyla görüşmek
için 14 Aralık 2021 Salı günü saat 11.00de toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.19
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) 281, 282 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 6/12/2021 tarihli 28inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(X) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(x) Bu ifadeye ilişkin düzeltme bu Birleşim Tutanak Dergisinin 577nci sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade bu birleşim Tutanak Dergisinin 552nci sayfasında yer almaktadır.