TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
44üncü
Birleşim
11
Ocak 2022 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Iğdır
Milletvekili Habip Eksikin, Iğdırın sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun, tarımsal destekleme ödemelerine
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Şanlıurfa
Milletvekili Ahmet Akayın, Şanlıurfa Akçakalede
Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde meydana gelen
patlamada 3 askerin şehit olmasına ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Şanlıurfa Milletvekili Ahmet
Akayın yaptığı gündem dışı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
5.- Ankara Milletvekili
Levent Gökün, İstanbul Milletvekili Akif Çağatay
Kılıçın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
6.- İstanbul
Milletvekili Akif Çağatay Kılıçın, Ankara Milletvekili
Levent Gökün sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
7.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili Akif Çağatay
Kılıçın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebinin, Afşin-Elbistan Termik Santralinin zehir
saçtığına ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili
Fehmi Alpay Özalanın, Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet
Çalıkın vefatına ilişkin açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Olcay
Kılavuzun, Şanlıurfa Akçakalede şehit olan Ertuğrul
Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koçu rahmetle ve minnetle
andığına ve Mersinde eski nişanlısı
tarafından canice katledilen Raziye Oskaya ilişkin
açıklaması
4.- Yozgat Milletvekili Ali
Kevenin, şeker pancarı üreticisinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
5.- Bursa Milletvekili Erkan
Aydının, Bursa Orhanelide hayatını kaybeden itfaiye
görevlilerine Allahtan rahmet dilediğine ve Bursa Gürsü Yenidoğan
Spor Kulübünün taleplerine ilişkin açıklaması
6.- Bartın Milletvekili
Aysu Bankoğlunun, kaldığı cemaat yurdunda intihar eden
Enes Karaya ve cemaat yurtlarındaki taciz, tecavüz ve cinayet
vakalarına ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Züleyha Gülümün, Aysel Tuğluk ve tüm hasta mahpusların
serbest bırakılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
8.- Denizli Milletvekili
Gülizar Biçer Karacanın, Denizlinin Babadağ ilçesindeki
dokumacıların yılbaşındaki elektrik zammı
nedeniyle yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
9.- Kütahya Milletvekili Ali
Fazıl Kasapın, Kütahyanın yol sorununa ilişkin
açıklaması
10.- Kocaeli Milletvekili
Sami Çakırın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe
ilişkin açıklaması
11.- Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, servisçi esnafının
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
12.- Uşak Milletvekili
Özkan Yalımın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe ve
servisçi esnafının yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
13.- Tokat Milletvekili Yücel
Bulutun, CHPli belediyelerdeki personel kıyımına ilişkin
açıklaması
14.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Şanlıurfa Akçakalede şehit
olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koça Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
15.- Adana Milletvekili Ayhan
Barutun, tarımsal öğretimin 176ncı yıl dönümüne ve
tarımda yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
16.- Kayseri Milletvekili
Çetin Arıkın, kamu dışı aile
sağlığı çalışanlarının
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
17.- Aydın Milletvekili
Süleyman Bülbülün, Aydının Germencik ilçesinin Dağyeni
köyündeki çevre katliamına ilişkin açıklaması
18.- Sivas Milletvekili
Semiha Ekincinin, HDP Diyarbakır Milletvekili ile bir teröristin
fotoğraflarına ilişkin açıklaması
19.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, Mersin Gülnarlı şehit Ertuğrul
Ulupınara ilişkin açıklaması
20.- Karabük Milletvekili
Hüseyin Avni Aksoyun, engelli vatandaşların yararlanabileceği
araçlar için ÖTV muafiyet indirim tutarının güncellenmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
21.- Giresun Milletvekili
Necati Tığlının, Giresunun Tirebolu ve Güce ilçelerine
bağlı köylerde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
açıklaması
22.- İstanbul
Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, 25inci ve 27nci Dönem Milletvekili
Leyla Güvenin Elâzığ Cezaevinde gardiyan tarafından tehdit
edildiğine, iktidar çevresinde içeriden edindiği gizli bilgileri
kullanarak haksız kazanç sağlamış olanların açıklanması
gerektiğine ve mültecilere yönelik ırkçılığa ilişkin
açıklaması
23.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Şanlıurfa Akçakalede şehit
olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koça Allahtan rahmet
dilediğine, Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet Çalıkın
vefatına, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖyle ilgili cevaplanmayan
sorulara, devletimizin ahlak, liyakat ve adaletten süratle mahrum
olduğuna, Elâzığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi
2nci sınıf öğrencisi Enes Karanın intiharına ve
cemaat yurtlarında yaşananların kabul edilemez olduğuna
ilişkin açıklaması
24.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet
Çalıkın vefatına, Şanlıurfa Akçakalede şehit
olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koça Allahtan rahmet
dilediğine, Konya-Karaman hızlı tren hattına, ihracat
rakamlarına, yerli ve millî aşı Turkovacın acil
kullanım onayı aldığına, Ankara Uzay ve
Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesinde inşa edilen
16 tesise, TOGGun CESte 2022de dünya marka lansmanını
gerçekleştirdiğine, millî gözlem uydusu İMECEye,
HAVELSANın geliştirdiği komuta kontrol sisteminin Seydi Ali
Reis denizaltısına kurulmak üzere Gölcük Tersanesi
Komutanlığına teslim edildiğine ve Türkiyenin ilk cep
uydusuna ilişkin açıklaması
25.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Şanlıurfa Akçakalede
şehit olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koça ve
Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet Çalıka Cenab-ı
Allahtan rahmet dilediğine, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe,
Irak Meclisi içerisinde Türkmen Grubunun Başkanlığına
seçilen Kerkük Milletvekili Erşat Salihiyi tebrik ettiğine, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanıkın doğal gaz
desteğiyle ilgili açıklamalarına, sözleşmeli öğretmen
ile kadrolu öğretmen ayrımının ortadan
kaldırılması gerektiğine ve Mekkenin fethinin yıl
dönümünü kutladığına ilişkin açıklaması
26.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Şanlıurfa Akçakalede şehit olan
Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koça ve Konyasporun 28
yaşındaki futbolcusu Ahmet Çalıka Allahtan rahmet
dilediğine, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe, Organize Sanayi
Bölgeleri Mesleki Eğitim Merkezleri Projesi ve Uluslararası Mesleki
ve Teknik Anadolu Liseleri Projesine ilişkin açıklaması
27.- Kocaeli Milletvekili
Saffet Sancaklının, Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet
Çalıka Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
28.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla
Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan
rapora ilişkin açıklaması
29.- Konya Milletvekili Fahrettin
Yokuşun, Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet Çalıkın
vefatına ilişkin açıklaması
30.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, Sağlıkçılar Gününe ve Türk
Tabipleri Birliği yönetimini kınadıklarına ilişkin
açıklaması
31.- Afyonkarahisar Milletvekili
Burcu Köksalın, Afyonkarahisar ili Şuhut ilçesi Hallaç köyünde
bulunan atık su arıtma tesisinin
çalıştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
32.- Tekirdağ
Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, çiftçilere arpa
satışının yüzde 1 KDVyle yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
33.- Mersin Milletvekili
Alpay Antmenin, Şanlıurfa Akçakalede şehit olan askerlere ve
kendilerini sevdiklerini söyleyen erkekler tarafından katledilen Raziye
Oskay ve Avukat Dilara Yıldıza Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
34.- Eskişehir
Milletvekili Utku Çakırözerin, Somada acılı madenci
yakınlarına tekme atan Yusuf Yerkelin ödüllendirilerek Frankfurta
ataşe yapılmasını protesto ettiklerine ve Eskişehirin
Sevinç köyünde kömür ocağı açılmasına izin vermeyeceklerine
ilişkin açıklaması
35.- Şanlıurfa
Milletvekili Zemzem Gülender Açanalın, Şanlıurfa Akçakalede
şehit olan Enes Koç, Murat Alyakut ve Ertuğrul Ulupınarı
rahmetle andığına ve Şanlıurfaya eğitim alanında
yapılan yatırımlara ilişkin açıklaması
36.- Balıkesir
Milletvekili Yavuz Subaşının, Türkiyenin dost ve kardeş
Kazakistanla dayanışma içerisinde olduğuna ilişkin
açıklaması
37.- İstanbul
Milletvekili Zeynel Özenin, eğitimin dinselleştirilmesine
ilişkin açıklaması
38.- Eskişehir
Milletvekili Arslan Kabukcuoğlunun, 11 Ocak Sağlıkçılar
Gününe ve sağlık personelinin kadro sorununa ilişkin
açıklaması
39.- Kayseri Milletvekili
Dursun Ataşın, araç muayene ücretlerine ilişkin
açıklaması
40.- İstanbul
Milletvekili Hayati Arkazın, 8 Ocak 2022 Cumartesi günü
Şanlıurfanın Akçakale sınırında Barış
Pınarı Harekâtı bölgesinde şehit olan askerlere Allahtan
rahmet, yaralı askerlere şifalar dilediğine ilişkin
açıklaması
41.- Şanlıurfa
Milletvekili Ayşe Sürücünün, Şanlıurfanın Karaköprü
ilçesinde kadın doğum ve çocuk hastanesine ayrılan
sağlık alanının Cumhurbaşkanı kararnamesiyle
iptal edilip imara açılmak istendiğine ilişkin
açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, İspanya Senatosu-Temsilciler
Meclisi AB Komisyonu Başkanı Susana Sumelzo ve beraberindeki
parlamento heyetinin ülkemizi ziyaret etmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının 16/12/2021 tarihli ve 67
sayılı Kararıyla uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1834)
B) Önergeler
1.-
Başkanlığın, İYİ Parti Grup
Başkanlığının İç Tüzükün 21inci maddesi
uyarınca Samsun Milletvekili Erhan Ustanın Plan ve Bütçe Komisyonu
üyeliğinden geri çekildiğine ilişkin önerge (4/154)
yazısı
2.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, (2/1251) esas numaralı Çiftçilerin Kamu
Bankaları, Özel Bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Olan Kredi
Borçlarının Faizlerinin Silinmesi ve Borçlarının Yeniden
Yapılandırılması Hakkında Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/153)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ Parti
Grubunun, Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu ve
arkadaşları tarafından, ilaç ve tıbbi cihaz sektöründe
faaliyet gösteren yerli üreticilerimizin iç pazarda hacim yakalaması, yeni
teknolojileri getiremeyen global
yatırımcılarımızın, devlet hastanelerinden
alacaklarını tahsil edemeyen binlerce yerel firmanın,
çalışanların ve hastalarımızın sorunlarına
gereken önlemlerin alınması amacıyla 3/12/2021 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
2.- HDP Grubunun, Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve arkadaşları tarafından,
Kriminal Polis Laboratuvarı ve Adli Tıp Kurumunun
cezasızlığa yol açan raporların
araştırılması amacıyla 11/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
3.- CHP Grubunun, Grup
Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Engin Altay, Manisa
Milletvekili Özgür Özel ile Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından,
Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ilişkilerin, Türkiyenin ulusal,
uluslararası, ekonomik ve siyasi çıkarlarına ne tür zararlar
verdiği ve gelecekte ne tür maliyetler çıkaracağının
araştırılması amacıyla 11/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
4.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun gündemindeki sıralama ile çalışma gün ve
saatelerinin yeniden düzenlenmesi ve 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde
görüşülmesine ilişkin önerisi
IX.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık
Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve Bütçe
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
X.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Giresun Milletvekili
Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301)
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Şırnak
Milletvekili Hasan Özgüneş'in, Şırnak ilindeki okulların
ısınma sorununa,
- Muğla Milletvekili
Suat Özcan'ın, anadolu öğretmen liselerinin yeniden açılıp
öğretmen yetiştirme görevinin Bakanlığa verilmesine,
Meslek dersi
öğretmenlerinin özlük haklarının iyileştirilmesi talebine,
Okullarda yürütülen
projelerin denetlenmesi ve vakıflarla imzalanan protokollerin iptal
edilmesi önerisine,
Ülkemizde uygulanan
sınav sisteminin yeniden düzenlenmesine yönelik çalışmalara,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55495), (7/55500), (7/55501), (7/55506), (7/55510)
2.- Muğla Milletvekili
Suat Özcan'ın, yoksul aile çocuklarının eğitime
erişiminin sağlanması ve okuldan ayrılan öğrencilerin
okula döndürülmesine yönelik bakanlık çalışmalarına,
Okulların daha
güvenlikli ve özel gereksinimli çocuklar için destekleyici hale getirilmesine
yönelik çalışmalara,
Okullarda çocukların
güvenliğine,
Okul aile birliklerinin karar
alma süreçlerine aktif katılımlarının
sağlanmasına,
Okul öncesi
öğretmenlerinin atamalarına,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55511), (7/55513), (7/55514), (7/55516), (7/55526)
3.- Muğla Milletvekili
Suat Özcan'ın, okullarda çalışan yardımcı personel
sayısının artırılması ve özlük
haklarının iyileştirilmesine,
- Kocaeli Milletvekili Ömer
Faruk Gergerlioğlu'nun, bir kişinin hakkında takipsizlik
kararı verilmesine rağmen ihraç edildiği iddiasına,
Sendika üyesi olduğu
gerekçesiyle ihraç edildiğini iddia eden bir kişiye,
KHKyle kamu görevinden ihraç
edilen bir kişinin özel eğitim kurumlarında çalışma
talebine,
- Afyonkarahisar Milletvekili
Burcu Köksal'ın, halk eğitim merkezlerinde görev yapan usta
öğreticilere kadro verilmesi ve özlük haklarının
iyileştirilmesi talebine,
- Nevşehir Milletvekili
Faruk Sarıaslan'ın, Nevşehir'in Avanos ilçesine bağlı
Ayhanlar köyünde yer alan Ayhanlar İlkokulunun bakım ve
onarımına,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55525), (7/55623), (7/55624), (7/55625), (7/55627), (7/55630)
4.- Ankara Milletvekili
Şenol Sunat'ın, öğretmenlere yönelik düzenlenen bir
konferanstaki konuşmacıya,
- İstanbul Milletvekili
Züleyha Gülüm'ün, Kadıköy Anadolu Lisesi yönetimiyle ilgili iddialara,
- Kocaeli Milletvekili Ömer
Faruk Gergerlioğlu'nun, KHK ile kamu görevinden ihraç edilen bir
kişiye,
- Hatay Milletvekili Suzan
Şahin'in, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55621), (7/55622), (7/55626), (7/55631)
5.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemir'in, otizmli çocukların eğitimine yönelik
yapılan çalışmalara,
- Kocaeli Milletvekili Ömer
Faruk Gergerlioğlu'nun, bir öğretmenin hakkında takipsizlik
kararı verilmesine rağmen ihraç edildiği iddiasına,
Bir öğretmenin
hakkında kesinleşmiş bir ceza olmamasına rağmen
çalışma izninin iptal edildiği iddiasına,
KHKyle ihraç edilen bir
kişinin direksiyon usta öğreticiliğine yaptığı
başvurunun reddedildiği iddiasına,
- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebi'nin, 2002-2022 yılları arasında AB
programları kapsamında İstanbul iline yapılan
yatırımlara,
- Konya Milletvekili
Abdulkadir Karaduman'ın, Bakanlık tarafından akredite edilen
medya kuruluşları ve basın mensuplarına,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55629), (7/55770), (7/55771), (7/55772), (7/55775), (7/55938)
6.- Mardin Milletvekili Ebrü
Günay'ın, Mardin'deki bir lise müdürünün öğretmenlere mobbing
uyguladığı iddiasına,
- Kocaeli Milletvekili Ömer
Faruk Gergerlioğlu'nun, Mardin'deki Elif Ana Mehmet Konuş
İlkokulunun ısınma sorununa,
- İstanbul Milletvekili
Ali Şeker'in, özel okullarda çalışan öğretmenlerin
çeşitli sorunlarına ve maaşlarının
iyileştirilmesi talebine,
- Diyarbakır
Milletvekili Semra Güzel'in, Diyarbakır'da bulunan Silvan Atatürk
İlkokulu ile Silvan Anaokulunda yaşanan ısınma problemine,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55769), (7/55927), (7/55937), (7/56063)
11 Ocak 2022 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN
(Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 44üncü Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, Iğdırın sorunları hakkında söz isteyen
Iğdır Milletvekili Habip Eksike aittir.
Buyurun Sayın Eksik.
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Iğdır Milletvekili Habip Eksikin, Iğdırın
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
HABİP EKSİK
(Iğdır) Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Iğdır ilinin birçok
sorunu var ama en önemli sorunları yatırımsızlık,
işsizlik ve hukuksuzluklarla baş başa bırakılma
sorunlarıdır. Son dönemlerde bu iktidarın Iğdır'a
yaptığı tek yatırım cezaevi. Bir kapalı cezaevi
yapıldı, Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi. Bu S Tipi
Kapalı Cezaevinde maalesef hemen hemen her gün bir skandalla
karşı karşıya kalıyoruz, tutsaklar hukuksuzluklarla,
zorbalıklarla, işkencelerle karşı karşıya
kalıyorlar ve bize ulaşan aileler büyük bir çaresizlik içindeler,
gerçekten büyük bir endişe içindeler çünkü yapılanları duydukça
insanların tüyleri diken diken oluyor.
Ben bugün
konuşmamı, özellikle bu Iğdır S Tipi Cezaevinde sorun
yaşayan tutsaklarla ilgili birkaç konuya değinerek
yapacağım. Bakın, Iğdır'da Abdullah Ateş, 70
yaşında ve tek başına tutuluyor cezaevinde ve aynı
zamanda sağlık hizmetine ulaşmakta ciddi sorun
yaşıyor. Necdet Ayna
ağırlaştırılmış müebbet ceza yememesine
rağmen ve aynı zamanda, disiplin cezası yememesine rağmen
Ceza İnfaz Kanunu'na aykırı bir şekilde tek kişilik
odada tutulmaya devam ediliyor. Bütün uyarılarımıza rağmen,
bu konuyla ilgili yaptığımız bütün görüşmelere
rağmen maalesef bu konuda hiçbir adım atılmıyor ve tek
kişilik odada tutulmaya devam ediliyor. Yine, aynı durumda olan Serkan
Güneş var, Mazhar Metin var, Faysal Çiçek var, Fırat Gerekli var
Bunların
hepsi hukuksuz bir şekilde, tek kişilik odalarda tecritte
tutuluyorlar ama en ağırı, en
sıkıntılısı 24 Aralık 2021de Hogır Batu'nun
yaşadığı sıkıntı. Çünkü, Hogır Batu
cezaevine getirildikten sonra, Diyarbakırdan Iğdır S Tipi
Kapalı Cezaevine getirildikten sonra çıplak aramaya maruz
bırakılmak isteniyor, itiraz ediyor ama bunun üzerine de
işkenceyle karşılaşıyor, kendisine işkence
yapılıyor. Elleri ve ayakları bağlanarak zorla çıplak
arama yapılıyor kendisine, Hogır Batu'ya.
Bakın, burada, bu Mecliste,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıplak arama dile getirildiğinde
iktidarın Grup Başkan Vekili Kesinlikle böyle bir şey yok.
dedi ama kameralar karşısında Hogır Batu'ya, Ruken
Yıldıza çıplak arama dayatıldığını biz
hem aileleri vasıtasıyla hem avukatları
aracılığıyla öğrenmiş bulunmaktayız.
Hogır Batu'ya sadece çıplak arama dayatılmadı, bunu
reddeden Hogır Batu'ya işkence yapıldı, başı
kırıldı, yerlerde sürüklendi ve aynı zamanda süngerli odaya
konulup psikolojik, fiziksel işkence yapıldı. Hogır Batu
ailesine ulaştı ve kendisine işkence
yapıldığını, büyük bir zorbalığa,
hukuksuzluğa, zulme maruz kaldığını iletti ama bizim
görüşmelerimize rağmen, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüyle,
cezaevi yönetimiyle görüşmemize rağmen maalesef bir geri adım
atılmadığını öğrenmiş bulunmaktayız.
Bakın, Türkiye
cezaevlerinde tecrit, İmralı Cezaevinde Sayın Abdullah Öcalan
şahsında başlatıldı ve bugün tüm cezaevlerine
uygulanmaktadır ve büyük bir zulme, zorbalığa, hukuksuzluğa
âdeta dönüşmüş durumdadır. Bakın, bu insanların
canı ve sağlığı tamamıyla devlete emanettir.
Adalet Bakanlığı bu konuda adım atmalıdır.
İşkence seslerinin geldiği ve hukuksuzlukların
yapıldığı, çıplak aramaların
dayatıldığı bu durumlarla ilgili Adalet
Bakanlığı derhâl devreye girip soruşturma açmalıdır
ama tüm uyarılarımıza rağmen, verdiğimiz soru
önergelerine rağmen Adalet Bakanlığı resmen
kulağını tıkamış, bu hukuksuzlukların
yaşanmasına âdeta izin vermektedir. Bugün bu zorbalıklara, bu
hukuksuzluklara sebep olan yöneticiler yarın yargılanacaktır,
Adalet Bakanlığı da bu konuda hesap verecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Eksik.
HABİP EKSİK
(Devamla) Teşekkürler Sayın Başkan.
Tecrit bir imha yöntemidir.
Tecridi bugün cezaevlerinde uygulayanlar, emin olun, suç işlemektedirler
çünkü tecrit insanlık dışı bir uygulamadır ve
işkencedir. Bakın, Hogır Batu şunu söylüyor, diyor ki: Bir
tane ceza infaz memuru her gün gelip bana diyor ki Sen daha hâlâ yaşıyor
musun? Niye intihar etmedin? Niye yaşamına son vermedi diye
kendisine telkinlerde bulunuyormuş ve Cezaevi Müdürü Burası bir
çöldür. diyor. Iğdır S Tip Cezaevi Müdürü Burası bir çöldür ve
kimsenin buradan haberi olmaz. diyor, tehditler savuruyor.
Bugün ben şunu özellikle
vurgulamak istiyorum: Cezaevlerindeki insanlar âdeta yaşamlarıyla
imtihan ettiriliyorlar, sağlıklarıyla imtihan ettiriliyorlar. O
açıdan, bu hukuksuzluklara, bu zorbalıklara son verilmelidir.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı ikinci söz, tarımsal destekleme ödemeleriyle ilgili
söz isteyen İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğluna aittir.
Buyurun Sayın
Bekaroğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
2.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun, tarımsal destekleme
ödemelerine ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün, 10 Ocak, değerli
arkadaşlarım, Türkiyede zirai eğitimin
başlamasının 176ncı yıl dönümüydü. Bu vesileyle,
ziraat mühendislerine müjde vermek istiyorum. Yakında iktidara gelecek
olan Millet İttifakı çok sayıda ziraat mühendisi ve veteriner
istihdam edecek köy grupları oluşturup; bunu bir müjde olarak burada
vereyim.
Değerli
arkadaşlarım, tarım desteklemeleri, yeterli ve güvenli gıda
sorunu bugün dünyayı kasıp kavuran bir sorun; bu, pandemide daha da
ortaya çıktı. Bütün ülkeler tarımı desteklemektedirler;
Türkiye de Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri zamanında, 2006
yılında çıkarılan 5488 sayılı Kanunla
tarımı destekleme kararı almış ve bu desteğin
bütçeden yapılacağı, gayrisafi yurt içi hasılanın
yüzde 1inden az olmayacağı karara bağlanmış. Ne var
ki Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri o günden bugüne, herhangi bir
senede bu yüzde 1 kadar desteği vermemişlerdir değerli
arkadaşlarım. Örneğin, 2021 yılında gayrisafi yurt içi
hasılanın yüzde 1i 66,5 milyar TL olmasına rağmen ancak 22
milyar verilmiştir, bu sene için de aşağı yukarı
böyledir. Bütün senelere baktığınız zaman 276,5 milyar TL,
o zamanın dolarıyla hesaplanırsa aşağı
yukarı 70 milyar dolar çiftçiden kaçırılmıştır,
çiftçinin hakkı gasbedilmiştir. Bugün yaşamış
olduğumuz gıda sıkıntısı dediğimiz sıkıntının
temelinde bu var arkadaşlar yani marketlerde, şurada burada
birtakım şey kovalıyorsunuz, soğan üreticilerine terörist
filan diyorsunuz ama tarıma vermediğiniz destekler var.
Şimdi ben bunu çay
örneğiyle size anlatacağım değerli arkadaşlarım.
Çay ürününe kilo başına yılda 13 kuruş destek verilmektedir
ve 2016 yılından bu yana hiç değişmemiştir bu değerli
arkadaşlarım. Başka çok daha garip, garabet bir durum var.
Çayın dönümüne 8 TL gübre desteği yapılmaktadır. Doğu
Karadeniz Bölgesinde başta Rize olmak üzere çay için ortalama -işte
5 dönüm, hadi en fazla 10 dönüm deyin; 80 TL eder- dönüm başına 80 TL
destek veriliyor; tabii, Rizelilerin büyük çoğunluğu
evrakçılık yapmamak için bu parayı almıyor. Değerli
arkadaşlarım, geçen sene gübrenin tonu 2 bin-2.500 lirayken bu sene
10 bin-12 bin liraya çıkmıştır. Bu 80 TL komiktir,
komiğin ötesinde alay etmektir insanlarla. Rizeliler ve Doğu
Karadenizliler hiçbir dönem bu kadar büyük hakarete uğramadılar
Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinden uğradıkları kadar.
Değerli arkadaşlarım, bu sebepten dolayı, bu sene çiftçi Türkiye
genelinde buğdaydan arpasına her konuda gübresiz ekim yapıyor;
bakın, gıda sıkıntısını esas gelecek
yıllarda göreceksiniz. Gübresiz ekim yaptılar insanlar; biliyorsunuz
bunları, çok iyi biliyorsunuz. Bu konuda herhangi bir tedbir de
almadınız. Kasım ayında açıklanan tarım
destekleri de çok komik bir yerde kalmıştır. Kanun yüzde
Değerli
arkadaşlarım, biz çayla ilgili bir kanun teklifi verdik, Çay Kanunu
Teklifi. O teklifte Çaya verilecek desteğin çay taban fiyatının
yüzde 10undan az olmaması gerekir. dedik. Geçen sene 387 kuruştu,
dolayısıyla çaya kilo başına 39 kuruş destek verilmesi
gerekiyordu. Bu sene eğer ilkbaharda seçim olur da Millet
İttifakı iktidara gelirse -ben size söyleyeyim, hesapları
yaptık- kilo başına en az 7 TL çay taban fiyatı
vereceğiz ve bu fiyatın altında hiç kimse alamayacak, kanunla bu
böyle olacak. 70 kuruş da çay desteği oluyor, gübre desteği de
dekar başına ya da dönüm başına 300 TL olacak. Böyle
olmayınca Doğu Karadenizli insanların çayla yaşamaları
mümkün değil.
Değerli
arkadaşlarım, çayın hikâyesi ile diğer tarım
ürünlerinin hikâyesi arasında çok büyük bir fark yok; aynı hikâyeler,
aynı sıkıntılar, aynı sorunlar
yaşanmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MEHMET BEKAROĞLU
(Devamla) Bakın, kendi seçim bölgelerinizde çiftçiyle görüşün,
büyük çoğunluğu gübresiz ekti. Doğu Karadenizde çayı
yarıcılar toplar. Bu sene yarı çayı bırakıyorlar.
Niye bırakıyorsunuz diye soruyoruz Çünkü 10 bin lira, 12 bin lira
gübre atıp çay toplarsak bize hiçbir şey kalmaz. diyorlar
değerli arkadaşlarım.
Dolayısıyla,
önümüzdeki günlerde fiyatları artıran teröristler falan
aramayın. Bu terör ise bu terörü yaratan sizsiniz. Niye? Çünkü tarıma
yeteri kadar destek vermediniz. Değerli arkadaşlarım,
tarıma yeteri kadar destek vermemek, ekonomiye yeteri kadar destek
vermemek insanlara yeteri kadar destek vermemek anlamına geliyor. Bu
şekilde Türkiyenin önümüzdeki yıllarda kırsal kesimde çiftçi
kalması mümkün değil, insanlar büyük şehirlere daha fazla göç
edecektir. Bunun tedbirini almak lazım ama sizin
yapacağınız bir şey yok.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU
(Devamla) Bir an evvel seçim yapın, Millet İttifakı bu
işleri halleder diye düşünüyorum. Değil mi sayın
ortaklarımız?
Saygılar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı üçüncü söz, Şanlıurfa Akçakalede Barış
Pınarı Harekâtı bölgesinde meydana gelen patlamada 3 askerin
şehit olması hakkında söz isteyen Şanlıurfa
Milletvekili Ahmet Akaya ait.
Buyurun Sayın Akay. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
3.-
Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Akayın, Şanlıurfa
Akçakalede Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde meydana
gelen patlamada 3 askerin şehit olmasına ilişkin gündem
dışı konuşması
AHMET AKAY
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; sizleri ve aziz milletimi hürmetle selamlıyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu
Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde görevli askerlerimizi
taşıyan aracın geçişi sırasında bölücü, alçak
terör örgütü tarafından daha önce yola döşenen EYPnin infilak
ettirilmesi sonucu 3 askerimiz, Murat Alyakut, Ertuğrul Ulupınar ve
Enes Koç şehit olmuş, 1 askerimiz de yaralanmıştır. Bu
menfur saldırıda şehit olan askerlerimize Allahtan rahmet,
ailelerine, aziz milletimize başsağlığı diliyorum,
yaralı askerimize de acil şifalar diliyorum. Rabbim bu
saldırıyı yapanları ve iş birlikçi emperyalistleri
Kahhar ismi hürmetine kahretsin diyorum. Şunu belirtmek isterim ki Mehmetçikin
karşısına çıkamayan, cesaret edemeyen alçaklar bu kahpe
yollara başvurmaktadır. Bu haber tüm Türkiyede olduğu gibi
askerimize yârenlik eden Barış Pınarı
Harekâtının merkezi Akçakaleye de kor ateşi
düşürmüştür. Elim haberin duyulmasından sonra Akçakalede
yapılacak düğünlerin tamamı iptal edilmiştir. Arapça ve
Kürtçe ağıtlar yakılmıştır.
Ağıtlarımızın dili farklı olsa da amacı
aynıdır, birlik ve beraberliğimizi kimse bozamayacaktır.
Hassasiyetleri için buradan, milletin Meclisinden tüm hemşehrilerime
teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
Suriye iç savaşından en çok etkilenen ülke maalesef Türkiyedir.
Diğer sosyal olumsuzlukları bir tarafa bırakırsak ulusal
güvenliğimizi tehdit eden en önemli unsur, oluşturulmak istenen terör
koridorudur. Bu koridoru hiç kimse Kürtleri ve Müslümanları
sevdiğinden oluşturmamıştır, Müslümanları
birbirine kırdırmak ve Türkiyenin yükselişini durdurmak için
oluşturulmuştur. Bu koridor için boşuna Suriyenin kuzeyi,
Türkiyenin güneyi seçilmemiştir. Türkiyeyi güney
sınırından ablukaya almak, Orta Doğuyla
bağlantısını kesmek ve oradan ülkemize saldırmak için
tasarlanmış bir terör koridorudur. Bu, Türkiyenin yükselişini
durdurmak için dış emperyalist güçlerin ve onun yerli iş
birlikçilerinin yapmak istedikleri ama asla yapamayacakları hayal ürünü
bir düşüncedir.
Değerli milletvekilleri,
verilen binlerce silah, parasal ve siyasi desteklerden anlaşılan odur
ki koridorun birileri için çok önemi vardı. İşte, Türkiyenin
bekasına kasteden bu terör koridoruna askerî müdahalelerle Dur!
denilmiştir. Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde
ilçelerimiz Akçakale, Suruç ve Ceylânpınar başta olmak üzere
Şanlıurfalı hemşehrilerim, yüz yıl önce olduğu
gibi birlik ve beraberlik içinde, ordusunun olağanüstü bir şekilde
yanında durmuştur. Harekâtın merkezi Akçakale ilçemizde
vatandaşlarımız, askerlerimiz için kurbanlar kesmiş,
kazanlarda yemek pişirmiş, askerimize ikram etmiş ve askerimiz
için dua etmişlerdir. Akçakalelilerin geçmişten gelen vatan sevgisi
burada da tezahür etmiştir.
Değerli milletvekilleri,
bilindiği üzere, CHP geçtiğimiz yıllarda evet dediği Irak
ve Suriye tezkeresine bu yıl yoldaşı HDPyle birlikte
hayır demiştir. Daha sonra, tezkereye evet diyen ittifak
ortağı İYİ Partiyi de cumhuriyete ihanet etmekle
suçlamıştır. Burada özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin
tabanına seslenmek istiyorum: Lütfen CHP yönetimindeki eksen
kaymasını görünüz. Ayrıca, kendisini milliyetçi olarak
tanımlayan partiye de bir çift sözüm var: Size tavsiyem, duygularınızı
bir daha test etmenizdir. Türkiyenin bekası milletvekili olmamızdan
da daha önemlidir. Ya millet, ya zillet! deme zamanı çoktan geldi ve
geçmektedir.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Yok ya!
AHMET AKAY (Devamla)
Ülkemizin bütünlüğüne kastedenlerle daha ne kadar beraber yol
yürüyeceksiniz?
Kendini Atatürk partisi
olarak gören partiyi de Atatürke ve Türkiyeye sahip çıkmaya davet
ediyorum. 3-5 oy için kendi değerlerimizi lütfen yok etmeyelim.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Emredersin!
ERKAN AYDIN (Bursa) Yok
ettiniz, yok ettiniz; bütün değerleri yok ettiniz! Değer
bırakmadınız, değer!
AHMET AKAY (Devamla) CHP
yönetimi ve yoldaşları terörle mücadeleye destek olmasa bile,
Allahın izni ve milletimizin desteğiyle, Cumhur İttifakı
olarak, ülkemizin birliğine ve bütünlüğüne kasteden bütün terör
örgütlerini temizleyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
Mehmetçikin bulunduğu bölgelerde huzur ve güven ortamı mevcuttur.
Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin toprak bütünlüğüne kastedenlerle
mücadelesini her yerde olduğu gibi Suriyede de devam ettirmektedir.
Şunu herkes iyi bilmelidir ki Türkiyenin yükselişi, bütün
oluşumlara, siyonist ve emperyalist güçlerin ve onların yerli iş
birlikçilerinin tüm çabalarına rağmen Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde devam edecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
AHMET AKAY (Devamla) Bu
oyunlar ve bu oyunlara alet olan emperyalist uşakların hevesleri
kursaklarında kalacaktır.
Rabbimden
vatanımıza emanet ettiğimiz bütün şehitlerimize rahmet
diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın hatip konuşmasında, tezkerelerle ilgili
oylamamızdan bahisle, bizim teröre destek verdiğimizi ima eden
açıklamalar yaptı; sataşmadan söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Şanlıurfa
Milletvekili Ahmet Akayın yaptığı gündem
dışı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Akçakaledeki
şehitlerimiz ve tüm şehitlerimiz için Allahımdan rahmet
diliyorum.
Sayın vekilin
yaptığı duygusal konuşmayı anlayışla
karşılamaya çalışıyorum ancak hep söylüyorum, Türkiye
Büyük Millet Meclisi taziye çadırı değil. Elbette vatan savunması
söz konusu olduğu zaman 84 milyon şehit olmaya varız. Ama böyle,
terör üzerinden muhalefete çamur atarak, iftira atarak Türkiyenin içine
düşürülen ekonomik hâli örtülemeyi amaçlıyorsanız bundan size
ekmek çıkmaz. Biz, daha önce de tezkerelere hayır dedik Sayın
Vekil. Sanıyorum 2016 ve 2017de de bizim hayır dediğimiz
tezkereler vardır. O tezkerelerin mahiyetine bakarsanız da niye
hayır dediğimizi görürsünüz. Ancak Suriyeyle ilgili şu kadar
söylemem lazım ki: Siz bir haftaya Emevi Camisinde namaz kılacakken
Süleyman Şah Türbesindeki o koca şanlı bayrağı ters
yüz edip kaçırmak zorunda kaldınız yanlış
politikalarınızdan dolayı. (CHP sıralarından
alkışlar)
İkincisi, hani biz,
güvenli bölge, koridor
Arkadaşlar, Suriyede Türkiye yok;
Fıratın batısında IŞİD var, Rusya var, merkezî
yönetim var; doğusunda YPG, PKK ve Amerika var. Siz neredesiniz? Yalandan
gelip buraya, tezkere mezkere isteyip de ne
yaptığınızı zannediyorsunuz? Gözlem
noktalarımız nerede; gözlem noktalarımız niye kuruldu, niye
geri çekildi? Süleyman Şah Türbesinden, kendi vatan
toprağımızdan askerimizi, bayrağımızı
kaçırdıktan sonra bize burada laf etmeye hakkınız yok.
Bir diğer konu
şudur: Bin kere söyledim, PKK hain, alçak bir terör örgütüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Başkanım, çok özel, bir tolerans tanıyın.
Devletin bununla katı,
kesin, amansız bir mücadele yapması konusunda Cumhuriyet Halk
Partisinin Hükûmete her zaman katkısı vardır.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Altay...
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bunu talep ediyoruz ve bekliyoruz. Sadece şehit yakınlarına
taziye dilemekle terörle mücadele yapılmıyor.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bitiriyorum Başkanım.
Ama Türkiye için tehdit
sadece PKK değildir arkadaşlar, FETÖnün hâlen
kalıntıları var. Sizin arkadaşınız Şamil
Tayyar FETÖ borsası kuruldu. diye iddia attı ortaya, hiç merak edip
sormaz mısınız? IŞİD
Bir dönem IŞİDi
öfkeli çocuklar diye tanımladınız, Apaydın Kampında
onları eğittiniz, donattınız, beslediniz ve o eğitip
donattığınız, beslediğiniz insanlar askerimizi diri
diri yaktı, siz neredeydiniz o zaman? (CHP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Özkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Sataştı efendim, Neredeydiniz? dedi. Neredeyiz? Buradayız.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET AKAY
(Şanlıurfa) Yani ben sadece tezkereye hayır dediğinizi
söyledim Sayın Başkan, başka bir şey demedim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ya, size dedim. Böyle bir tezkereye gene hayır deriz,
bir şey demedim ben size zaten.
2.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, AK PARTİnin
gerek FETÖyle mücadelede gerek PKK ile Türkiye düşmanlarıyla
mücadelede ortaya koyduğu başarıyı zaten, terör örgütlerinin
yaşadığı korkudan ve onların
uzantılarının yaşamış olduğu korku ve
dehşetten herkes biliyor, orada bir tartışma yok. Terörle
mücadelede ülkemizin içinde ve dışında mücadele etmek için,
terör örgütlerini kaynağında boğmak için ve köklerini
kazımak için tezkereye gerek yok mu? Var. Eğer terör örgütü yurt
dışından besleniyorsa Terör örgütüyle mücadele edeceğiz.
diyorsanız
Kendiniz de dediniz ya, Kandili
bombalayacakmışsınız. Yahu, siz Kandili tezkeresiz mi
bombalayacaksınız? İşte, biz bombalıyoruz.
İHAyı üreten biz, SİHAyı üreten biz. Biz bunları
söylediğimiz zaman, arkasından gelip onlar da cevap verecekler,
diyecekler ki: Yahu, biz de FETÖ ile PKKyla mücadele ediyoruz. Yahu, o
akşam önünüzden tanklar çekilirken belediye başkanınızın
evine gidip, terlikleri giyip kahve yudumlayan siz değil misiniz? Ha,
demek oluyor ki bir yerlerde bir anlaşma yapılmış.
Şimdi, ben biraz önce
söyledim, bakın, gelen hatibin cevap vereceği sözleri de sizlere
söyleyeyim: 15 Temmuz akşamı biz Meclisteydik. diyecekler. Zaten
ben de onu söylüyorum. Yahu, Genel Başkanınız sizi niye
yalnız bıraktı? Siz buraya geldiğinizde neden önünüzden
tanklar gitti de siz öylesi, 15 Temmuz akşamı milletimizi ve
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerini niye yalnız
bıraktınız?
AHMET KAYA (Trabzon)
Darbeyi enişteden mi öğrendiniz? Enişteden mi öğrendiniz
darbeyi?
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Niçin akabinde Yahu, bu bir tiyatro sahnesidir. diye o akşamın
dehşetini, 251 vatandaşımızın şehadetini o
şekilde küçümsediniz?
ERKAN AYDIN (Bursa)
Sayenizde.
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Ha, demek oluyor ki Afrin mayın tarlasıdır, oraya giren
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Adalet
BAŞKAN Buyurun,
tamamlayın.
AHMET KAYA (Trabzon)
Enişteyi bir arayın da şu ekonomik kriz konusunda da bilgi
versin size.
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
15 Temmuz akşamı 251 vatandaşımızı şehit
edenleri biz KHKlerle attığımız zaman birileri de sorumlu
genel başkan yardımcılarını topladı Siyasetteki
varlık sebebimiz, KHKlileri geri döndüreceğiz. diyor. Yahu
Kırk yılda bu devletin içerisine yuvalanmış bütün
FETÖcülere yeniden yol vereceğiz. demek değil mi bu? (HDP
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Sadece FETÖcüleri mi KHKyle yolladınız? Muhalefet
eden herkesi ihraç ettiniz ya!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Ha, cevap verecekler birazdan, onu da söyleyeyim. Cevapları ne biliyor
musunuz?
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Yargısız infazlar var!
Utanın, utanın!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Diyecekler ki: Yahu, biz beraat edenleri kastediyoruz, biz suç
işlemeyenleri kastediyoruz. Yahu, zaten bu FETÖcülerin hiçbirisinden
suçları yoktu, hiçbirisinin cezaları yoktu, mahkûmiyet kararları
da yoktu.
HABİP EKSİK
(Iğdır) Yuh size ya! Yuh!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Damla damla sızdılar mı, sonra da devleti tehdit ettiler mi?
İşte, bugün, FETÖnün de PKKnın da korkulu rüyası biziz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Bunların da kökünü tezkereye hayır diyenler değil, biz
kazırız.
Teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, HDP
sıralarından gürültüler)
HABİP EKSİK
(Iğdır) Tasfiye edeceksin, sonra teröristlikle itham edeceksin.
Hadi oradan!
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İyi başladık.
Sayın hatip 15 Temmuz
şehitlerini, 251 vatandaşın
(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Altay, bir saniye efendim, bir saniye
ENGİN ALTAY
(İstanbul) 251 şehidin, 15 Temmuz şehidimizin şehadetini
küçümsediniz. diyerek sataşma ötesi bir hakarette bulundu. Söz talep
ediyorum efendim.
BAŞKAN Yerinizden
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Efendim, sataşma Sayın Başkanım. Takdir
BAŞKAN Buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Lütfen, ilave süre
istemeyelim sataşmadan efendim.
3.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Cahit Bey, Sayın Genel Başkan 15 Temmuz gecesi
İstanbuldaydı, buraya gelemezdi yani uçak da yoktu biliyorsun,
yollar da tıkalıydı ama sizin Genel Başkanınız
uçakla havada tur atıyordu, niye inmemiş Ankaraya, o gece niye
inmemiş Ankaraya? (CHP sıralarından alkışlar)
AYHAN BARUT (Adana) -
Diğeri de tüneldeydi.
ERKAN AYDIN (Bursa) Ilgaz
Tünelindeydi Başbakan da.
ENGİN ALTAY (Devamla)
O gece Genel Başkanımızın bizi yalnız
bıraktığını söyleyeceğine, sen, dönemin
Cumhurbaşkanının, Başbakanın nerelerde
saklandığına bir baksan iyi edersin, bir.
AYHAN BARUT (Adana) Birisi
de tüneldeydi, birisi de tüneldeydi.
ERKAN AYDIN (Bursa)
İçişleri Bakanını da söyleyin.
ENGİN ALTAY (Devamla)
İki: 251 şehidimizi istismar etmeyin. En azından, bu milletin
dişinden tırnağından, nafakasından kesip
yaptığı yardımları bir kere önce hak sahiplerine
dağıtın. Nerede bu para, nerede?
ERKAN AYDIN (Bursa)
Çöktüler!
ENGİN ALTAY (Devamla)
350 milyon Türk lirası, 15 Temmuz şehitleri için toplanmış
350 milyon Türk lirası para nerede kardeşim? Ben, sen cebine
attın demem. Niye ödemiyorsunuz? Sorumu tashih ediyorum, neden hak sahiplerine
ödenmiyor, 15 Temmuz şehit yakınlarına ve gazilerine bu para
neden ödenmiyor?
Efendim, ya, özrü
kabahatinden büyük, beyefendi diyor ki: Biz onlara her ay bin lira veriyoruz.
Ayıp ya! Ayıp! Allahtan korkun, kuldan utanın!
AHMET KAYA (Trabzon)
Ayıp!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Vatandaş 15 Temmuz şehitlerinin ailelerinin yaralarını
saralım diye, IBAN atmışsınız, devlete para
vermiş, parayı iç etmişsiniz.
ERKAN AYDIN (Bursa)
Yemişler parayı!
ENGİN ALTAY (Devamla)
Para nerede Cahit Bey, para nerede? 15 Temmuz şehitleri için biz burada
direnirken sokakta darbeye karşı direnen ve şehit olan
kardeşlerimizin aileleri için toplanan para nerede? Niye ödemiyorsunuz?
(CHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Nerede? diyor, Nerede? diyor efendim. Nerede? diye soru sordu.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Nerede?
Sataşma değil,
yerinden.
BAŞKAN Sayın
Özkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Sayın Başkan, bütün konuşmasında grubumuzu hedef alarak
şahsımıza sorular sormuştur,
sataşmıştır.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Aldım, evet, sataştım efendim.
Parayı iç ettiler.
ERKAN AYDIN (Bursa) Para
nerede, para nerede?
AHMET KAYA (Trabzon)
Hamaset istemiyoruz, cevap istiyoruz ama. Para nerede? Niye ödemediniz? Bunun
cevabını istiyoruz.
BAŞKAN Buyurun.
4.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Sayın Başkan
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Para nerede, onu söyle.
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce
yapmış olduğum konuşmada Sayın Engin Altayın
çıkıp kürsüden yapacağı konuşmayı da zaten
sizlerle paylaşmıştım çünkü biliyoruz. Çünkü 15 Temmuzda
havalimanında darbeciler bir siyasiyi yakaladığı zaman ne
yapar? Hemen derdest eder. Yahu tanklar niçin çekildi? Niçin, efendim
O gece
Özgür Özel buradaydı, hakkını teslim ediyoruz; yahu Özgür Özeli
niçin Genel Başkanları sattı?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok ayıp! Ayıp ediyorsun, edepli konuş, edepli!
Edepli konuş!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Niçin Sayın Kılıçdaroğlunun önünden tanklar giderken
Kılıçdaroğlu Genel Kurula gelip de
Genel Kurulda mücadelesine,
millî iradesine sahip çıkarken, millî iradeyi çalmak isteyenler, ceplerine
indirmek isteyenler, milletin emanetini emperyalistlere peşkeş çekmek
isteyen FETÖ terör örgütü acaba Bay Kemalin önünden tankı niye aldı?
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) FETÖyü en çok savunan sendin! Cahit Bey, en çok sen
savunuyordun!
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Acaba, Bay Kemal Sayın Kılıçdaroğlu tiyatro derken Özgür
Özelin ve o akşam buraya gelen Cumhuriyet Halk Partililerin
davranışına mı tiyatro diyor? Acaba tiyatrocu Özgür
Özelin kendisi miydi? Ya Özgür Özel burada tiyatro oynadı ya da o
akşam millete ihanet eden terör örgütleri ile
Kılıçdaroğlunun yapmış olduğu oradaki müsamere
milletimize ihanetti; bunun açıklamasını istiyoruz. Biraz sonra
bu kürsüye geldiğinizde hani
Biraz ben konuşuyorum, Cumhuriyet Halk Partili
muhatabım, diğer taraftan ortaklarından da sürekli sataşma
geliyor. Onlarla hangi ittifakı yaptınız, hangi kapalı
kapılar arkasında anayasa çalışması
yaptınız?
ERKAN AYDIN (Bursa)
Parayı ne yaptın, parayı, onu söyle! Parayı ne yaptın?
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
Mademki o kadar güzel anayasa yaptınız, çıkın, söyleyin,
Biz CHP olarak HDPyle anayasa çalışması yaptık. Ne kadar
farklılık varsa anayasa zemininde buluştuk. deyin.
Teşekkür ediyorum.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Biz sizinle yaptık, sizinle! Biz sizinle yaptık,
sizinle! CHP de vardı, siz de vardınız!
BAŞKAN Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
15.33
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.51
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN
(Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 44üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren sayın milletvekillerine yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim.
Sayın Çelebi...
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin, Afşin-Elbistan Termik
Santralinin zehir saçtığına ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ
(İzmir) Teşekkürler Sayın Başkan.
Otuz iki yıl olan
işletme ömrünü tamamlamış Afşin-Elbistan Termik Santrali
zehir saçıyor. İki santral tam kapasite çalışınca
yılda 38 milyon ton en kalitesiz kömür kullanılıyor, 15 milyon
ton kül, cüruf, kimyasal atık çıkıyor; filtreler eksik, hava
solunamayacak durumda, kanser vakaları fazla, erken ölüm sayısı
30 bin; verim düşük, toprak 6 derece ısınmış durumda,
meşhur Alişar üzüm bağları yok oldu, hayvanlar doğum
yapamıyor, su krizi var ama su israfı büyük. Kömür çıkarmak için
100 milyon ton su kullanılıyor, türbin soğutulması için 100
milyon ton su Ceyhan Nehrinden çekiliyor. Memleket Partisi olarak külünü
vatandaş, parasını yandaşlar yemesin diyoruz, artık
yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz diyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Özalan...
2.-
İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalanın, Konyaspor ve Millî
Takım oyuncusu Ahmet Çalıkın vefatına ilişkin
açıklaması
FEHMİ ALPAY ÖZALAN
(İzmir) Teşekkürler Sayın Başkan.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün derin bir üzüntüyle
öğrenmiş olduğum Konyasporumuzun ve Millî
Takımımızın başarılı oyuncusu Ahmet
Çalık kardeşimiz elim bir trafik kazası sonucu
hayatını kaybetti. Kendisine Allahtan rahmet, kederli ailesi
başta olmak üzere, Konyaspora ve tüm spor camiasına
başsağlığı diliyorum; mekânı cennet, ruhu
şad olsun.
BAŞKAN Sayın
Kılavuz...
3.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Şanlıurfa Akçakalede
şehit olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koçu
rahmetle ve minnetle andığına ve Mersinde eski
nişanlısı tarafından canice katledilen Raziye Oskaya
ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şanlıurfa Akçakale
hudut hattında PKKlı kahpe teröristlerce döşenen el
yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu
şehit olan MHP Gülnar eski İlçe Başkanımız Nebi
Ulupınarın oğlu, kardeşim Ertuğrul
Ulupınarı ve şehitlerimiz Murat Alyakutu, Enes Koçu rahmetle
ve minnetle anıyorum.
Teröriste terörist
diyemeyenleri, teröristlerle yol yürüyenleri ve PKKlı teröristlerle
sarmaş dolaş kanlı silahlar arkasında fotoğraf
çektirenleri şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Kravatlı da olsa, eli
silahlı da olsa, şehirde de olsa, dağda da olsa terörist
teröristtir.
Mersinimizin Toroslar
ilçesinde, eski nişanlısı tarafından canice katledilen
Raziye Oskay kardeşimi rahmetle anıyor, ailesinin
acısını yürekten paylaşıyorum. Bu insanlıktan
nasibini almamış caninin en ağır şekilde ceza
almasını bekliyorum.
BAŞKAN Sayın
Keven
4.-
Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, şeker pancarı üreticisinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
ALİ KEVEN (Yozgat)
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Tüm çiftçiler gibi,
şeker pancarı üreticimiz de artan maliyetler
karşısında elini kolunu kıpırdatamaz hâle geldi.
Bakın, böyle giderse, şeker pancarı çiftçisi 2022 dönemi için
tarlasına gidemeyecek. Bu insanlar, 5-6 yerden maaş almıyorlar.
Şeker pancarının 2021 fiyatı, 1 ton için 420 lira olarak
açıklanmıştı; şu an bu fiyatın bir an önce
güncellenmesi lazım, en az 700 liraya yükseltilmesi lazım çünkü
pancarın küspesi bile 600 lira oldu. Geçen yılın
pancarını ekerken aldığı gübre fiyatı 5
katına ulaştı yani 15 bin lira oldu. Daha yeni, eylül
ayında sökerken aldığı mazot 2ye katlandı. Tarım
Bakanı, şeker pancarı üreticisine bakmayacaksa kime bakacak?
Çiftçimiz bu zulmü hak etmiyor, biraz elinizi vicdanınıza koyun.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın
Aydın
5.-
Bursa Milletvekili Erkan Aydının, Bursa Orhanelide
hayatını kaybeden itfaiye görevlilerine Allahtan rahmet
dilediğine ve Bursa Gürsü Yenidoğan Spor Kulübünün taleplerine
ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün, Bursa Orhanelide, bir
kazaya yetişmek üzere giden 4 itfaiye görevlisi, maalesef, bir kaza
yaparak hayatlarını kaybetti. Onlara Allahtan rahmet,
yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Hafta sonu, Bursa Gürsü
Yenidoğan Spor Kulübünü ziyaret ettim ve ziyarette, gerçekten çok güzel
işler yapan spor kulübü başkanı ve yöneticileriyle görüş
alışverişinde bulundum. 2014 yılından beri, 250ye
yakın lisanslı çocuğu, o gençleri kötü
alışkanlıklarından kurtarıp burada spora yönlendirerek
gerçekten o bölgede büyük bir başarıya imza atmışlar ve
Büyükşehir Belediyesi ve Gürsu Belediyesinden de sahalarıyla ilgili
yardım talepleri olmuş. Bir kısmını
yapmışlar ancak geri kalan eksiklerini, her türlü gitmelerine
rağmen, bir türlü yapmamışlar. Ben de buradan sesleniyorum:
Eğer Gürsu Belediyesi bu konuyu çözmezse biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, milletvekilleri olarak bu konuyu çözeceğiz diyorum ve buradan
çağrı yaparak bunların girişimine destek olun diyorum.
BAŞKAN Sayın
Bankoğlu
6.-
Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlunun, kaldığı cemaat
yurdunda intihar eden Enes Karaya ve cemaat yurtlarındaki taciz, tecavüz
ve cinayet vakalarına ilişkin açıklaması
AYSU BANKOĞLU
(Bartın) Dün, 21 yaşında bir tıp öğrencisi Enes,
kaldığı cemaat yurdunda baskılara,
yaşadığı gelecek kaygısına dayanamayarak ne
yazık ki intihar etti. Sevenlerine başsağlığı ve
ailesine sabırlar diliyorum.
Ülkemizde Enes gibi birçok
genç, yurtların kapasite eksikliği, parasızlık gibi
çeşitli sebepler yüzünden cemaat yurtlarına mecbur
bırakılıyor. Bu yurtlarda taciz, tecavüz ve hatta cinayet
vakaları olurken Hükûmetinse hiçbir öz eleştirisi ve çözümü yok.
Gençlerin sorunlarına kulak tıkayan saray zorbalıktan medet
umuyor. Sarayın gençlere vadettiği bir gelecek yok ama özgürlük
isteyen, onlar gibi düşünüp biat etmeyen gençlere verecek cezasıysa
hep var. Acaba din kisvesi altında ne yaptıkları meçhul bu
cemaat yurtları denetleniyor mu, soruşturuluyor mu? Yoksa bir kereden
çok şey olduğunu hâlâ görmüyor musunuz?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Gülüm...
7.-
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün, Aysel Tuğluk ve tüm hasta
mahpusların serbest bırakılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul)
Aysel Tuğluk, bu sıralarda milletvekilliği yapmış
arkadaşımız, yoldaşımız; hukuk ve yasalar,
insanlık onuru çiğnenerek hapishanede tutulmaya devam ediliyor. Kocaeli
Tıp Fakültesi çok kapsamlı bir muayenenin ardından Cezaevinde
kalamaz. raporu vermesine rağmen Aysel serbest
bırakılmıyor. Aysel Tuğlukun sağlığı
her geçen gün geri dönülemez biçimde kötüye gidiyor. Binlerce kadının
ortak talebi, Aysel Tuğluk'un bir an evvel serbest kalarak
sağlığına kavuşması. Kadınlar Aysel
Tuğluk için başlattıkları imza kampanyasıyla Aysel
Tuğluk için özgürlük isteyen binlerce kadından birisi de benim.
diyerek Aysel Tuğlukun serbest kalması için çağrı
videoları paylaştı. Biz de buradan bir kez daha sesleniyoruz:
Düşman infaz hukukundan vazgeçilerek Aysel Tuğluk ve tüm hasta
mahpuslar yasaların ve insan haklarının gereği olarak
derhâl serbest bırakılmalıdır.
BAŞKAN Sayın
Biçer Karaca
8.-
Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karacanın, Denizlinin Babadağ
ilçesindeki dokumacıların yılbaşındaki elektrik
zammı nedeniyle yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
GÜLİZAR BİÇER
KARACA (Denizli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Seçim bölgem Denizlinin
Babadağ ilçesinde ilçe merkezi Bekirler, Mollaahmet ve Kelleci
Mahallelerinde yaşayan hemşehrilerimin yüzde 90ı
dokumacılıkla geçimini sağlamaktadır. 3.500den fazla
dokuma tezgâhıyla aile işletmesi olarak çalışan
hemşehrilerime iktidarın yılbaşı hediyesi olarak
sunduğu yüzde 127lik elektrik zammı nedeniyle 1 Ocaktan bu yana
tezgâhlarını kapatmışlardır. Kelleci Mahallemizde 2
binden fazla tezgâh, Mollaahmette 500ün üzerinde tezgâh, Bekirlerde 500ün
üzerindeki tezgâh şu an sessiz ve gelecekten bihaber ve çok sıkıntılı
bir şekilde susmaktadır. Dokumacılık yaparak ekmeğini
kazanan hemşehrilerimiz çocuğunu buradan büyütüyor, karnını
buradan doyuruyor; otuz gün çalışsa yirmi gününde elektrik
faturasını ödemek zorunda. Bu nedenle bu zamları derhâl geri
çekmelisiniz, geri çekmezseniz dokumacı esnafının sonu olacak ve
dokumacı esnafı bu yılbaşı hediyesinin gereğini
sandıkta sizlere verecek.
BAŞKAN Sayın
Kasap
9.-
Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, Kütahyanın yol
sorununa ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP
(Kütahya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Seçim bölgem
Kütahyanın; Tavşanlı-Domaniç-Bursa yolu, Hisarcık-Gediz
yolu, Simav-Sındırgı yolu on yıllardır
yapılamadı, insanlarımız mağdur. Şeyhler-Karbasan
yolu yine çamur deryası, bir kış daha geçecek. Kestel, Köpenez,
Şaphane, Eyidemir, Allıören yolları da çamur deryası,
sık sık heyelan oluyor. Şiddetli yağışta birçok
köy yolu kapanıyor, köylüler mahsur kalıyor. Ulaştırma
Bakanlığını, İl Özel İdaresini tekrar
uyarıyoruz; eğer bu sene siz yapmazsanız, seçimden sonra ilk
fırsatta bu yolları biz yapacağız.
Teşekkürler Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın
Çakır
10.-
Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın, 10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Gününe ilişkin açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli)
Sayın Başkan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak
kutlanmaktadır.
Gazeteciliği tarif ederken
toplumun gören gözü, işiten kulağı, söz söyleyen dili olarak
genel bir kabulden bahsederiz; öyle olmasından yarınlar adına da
mutluluk duyarız.
Doğru bilgiyi, haberi en
kısa zamanda ve kaynağından çıktığı gibi
topluma aktarabilme sanatı olarak da gördüğümüz ve kabul
ettiğimiz gazetecilik mesleği için zor zanaat ifadesini kullanmak
çok da yanlış olmayacaktır ve hakkını verdikçe
milletin kalbinde makes bulacak, aynı zamanda ilgi ve alakaya mazhar
olmaya devam edecek bir meslektir.
Günümüz dünyasının
en fazla ihtiyaç duyduğu ilkeli, doğru ve tarafsız bilgi
akışının kaynağı olmayı başarabilmesi
bir beklentidir. Böyle bir meslek anlayışı takdire şayan,
aynı zamanda toplumun haber alma hakkının da gerçekleşmesi
demektir.
Bu vesileyle tüm
çalışan gazetecilerimizin gününü kutluyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Tutdere
11.-
Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, servisçi
esnafının yaşadığı mağduriyete ilişkin
açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE
(Adıyaman) Sayın Başkan, Türkiye genelinde öğrenci
taşıma işi yapan yüz binlerce servisçi esnafı zamlar
nedeniyle büyük mağduriyet yaşamaktadır. Pandemi nedeniyle uzun
süre kontak kapatan, çalışamayan, evine ekmek götüremeyen
esnafımız, bu kez akaryakıt zamları nedeniyle
çalışamaz duruma gelmiştir.
Değerli milletvekilleri,
taşıma ihalelerinin yapıldığı 2021 yılı
Ağustos ayında esnafımız akaryakıtın litresini
7,36 TLden alırken bugün 13,89 TLden almak zorunda kalmıştır.
Fiyatların yükselmesinden kim sorumlu? İktidar. Esnafın bu
zamlarda kusuru var mı? Yok. O zaman diyoruz ki esnafın
hakkını ödeyin.
Buradan Millî Eğitim
Bakanlığına ve iktidara esnaflar adına açıkça
çağrı yapıyorum ve iktidarı uyarıyorum: Büyük
fedakârlıklarla hizmet veren, servis işi yapan
esnafımızın fark ödemelerini bir an evvel yapın,
esnafı iş bırakmak zorunda bırakmayın.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Yalım
12.-
Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, 10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Gününe ve servisçi esnafının
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Tüm gazeteci
arkadaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Gününü kutluyorum.
Sayın Başkan,
Sayın Millî Eğitim Bakanına sesleniyorum: Ülkemizde 1 milyon 100
bin civarında taşımalı sistemle eğitim alan
öğrencilerimiz var ve bu öğrencilerimizi taşıyan, okul
servisi yapan binlerce firma ve vatandaşlarımız var. 2021 ve
2022 sezonu için Bakanlıkla yapılan sözleşmede motorin
artışları öngörülmemiştir ancak son bir ayda motorin yüzde
50 arttığından servisçilerimiz zararına
çalışmaktadırlar ve bu durum kontak kapatma seviyesine
gelmiştir. Sayın Bakana özellikle sesleniyorum: Sayın Bakan,
acilen bu sorunu çözmek ve mazot artışlarını öngören yeni
bir sözleşme yapmak için sizleri ve Bakanlığı göreve davet
ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Bulut
13.-
Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, CHPli belediyelerdeki personel
kıyımına ilişkin açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Maalesef ki CHPli
belediyelerdeki personel kıyımı olanca hızıyla devam
etmektedir. Son olarak İstanbulda binlerce Tokatlı hemşehrimizi
temsil eden Tokat Dernekler Federasyonunun Kıymetli Genel
Başkanı Rasim Yağar ve arkadaşları, hiçbir gerekçe
gösterilmeksizin ve ideolojik saiklerle on dokuz yıldır çalışmakta
oldukları İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki işlerinden
çıkarılmışlardır. Pandemi koşullarında
evlerine ekmek götürmek ve işlerini namusuyla yapmak
dışında bir amaç ve hedefleri olmayan bu insanların bu
şekilde vicdansızca işten çıkarılmalarını
kınıyor, sorumluların bu keyfî uygulamalarının
hesabını mutlaka vereceklerine inanıyorum.
Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Taşkın
14.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Şanlıurfa
Akçakalede şehit olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes
Koça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz cumartesi
günü Şanlıurfanın Akçakale ilçesinden gelen acı haber
hepimizi üzüntüye boğdu. Hain teröristlerin kalleşçe döşedikleri
el yapımı patlayıcının patlaması sonucu şehit
olan Piyade Teğmen Murat Alyakutu Kahramanmaraşta, Piyade
Onbaşı Enes Koçu İstanbulda ve hemşehrim Piyade
Sözleşmeli Er Ertuğrul Ulupınarı Mersin Gülnarda Hakka
uğurladık. Aziz şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli
ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve aziz milletimize
başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Terör ve bölücülükle Türk
milletinin önünü kesmeye çalışan hainler, bu topraklardan köklerinin
kazınmak üzere olduğunu açıkça görmenin telaşı
içerisindedirler.
Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın güçlü liderliğinde kahraman
ordumuzun ve kahraman güvenlik güçlerimizin yürüttüğü terörle ve
onların iş birlikçileriyle mücadelemiz son terörist etkisiz hâle
gelinceye kadar devam edecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Barut
15.-
Adana Milletvekili Ayhan Barutun, tarımsal öğretimin 176ncı
yıl dönümüne ve tarımda yaşanan sorunlara ilişkin
açıklaması
AYHAN BARUT (Adana)
Sayın Başkan, 10 Ocakta tarımsal öğretimin 176ncı
yıl dönümünü içimiz buruk bir şekilde kutladık. Tüm dünyada
salgın dönemi gösterdi ki güvenli gıda olmazsa
sağlıklı bir yaşam mümkün değil. Ancak ne hikmetse
tarımda sorunlar ziraat mühendisinden çiftçisine, tarım sektöründe
faaliyet gösteren esnafından sanayicisine herkes için daha da derinleşti.
Ziraat fakültelerinden mezun olan gençlerimiz yanlış planlama ve
politikalar nedeniyle kamuya atanamıyor, ülkemizin yarınları
-tarımımızın geleceği için- genç kardeşlerimiz
işsizlik batağında boğuluyor, bilimsel nitelikli ve
kaliteli tarımsal eğitime gereken kaynak aktarılmıyor.
Akademi camiamız, âdeta kaderine terk edilen tarımsal
kuruluşlarımız giderek etkisizleştiriliyor. Ziraat
fakültesini bitiren mühendislerimiz sınav zorunluluğu gibi akıl
almaz bir dayatmayla karşılaşıyor. Tarım
topraklarımız ranta açılırken ne yazık ki üretimden
kopartılıp kaybediliyor.
Bu duygularla, tarımda
yaşanan sorunlara çare bulunmasını istiyoruz.
BAŞKAN Sayın
Arık
16.-
Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, kamu dışı aile
sağlığı çalışanlarının
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kamu dışı aile
hekimi ve aile sağlığı çalışanı,
hemşire, ebe, sağlık memuru ve acil tıp teknisyenleri
Korona öldürmedi ancak bu kadrosuzluk, bu adaletsizlik, bu ayrımcılık
bizi öldürecek. Yeter artık, kadro istiyoruz. diye feryat ediyorlar. Kamu
dışı çalışan bu aile sağlığı
çalışanlarımızın yer değişiklik hakkı
yok; askere gitse, hastalansa ücretsiz izin hakkı yok; emeklilik ve
tazminat hakları da yok yani tam bir köle gibi
çalıştırılıyorlar. Bu kadar vicdansızlık, bu
kadar adaletsizlik olmaz. Artık bu kardeşlerimizin
yaşadığı mağduriyetleri görün, özlük
haklarını düzeltin, kadrolarını verin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Bülbül
17.-
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, Aydının Germencik
ilçesinin Dağyeni köyündeki çevre katliamına ilişkin
açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Büyük Menderes Ovası,
Nazilli, Söke Ovasıyla; inciri, kestanesi, zeytini, çileği,
pamuğuyla Aydın bir tarım kenti. Evliya Çelebinin
Dağlarından yağ, ovalarından bal akar. dediği güzel
Aydınımızın, efeler diyarı
Aydınımızın, bugün, AKP iktidarının doğaya,
çevreye ve tarıma düşman politikaları nedeniyle, denetlenmeyen
JES ve maden işletmeleriyle havası, suyu ve toprağı
kirletiliyor. Şimdi ise sıra -Bergamada, Kaz Dağlarında
toprağı bitirdiğiniz gibi- siyanürle altın aramasına
mı geldi? MTAnın maden tespit çalışması adı
altında, Germencik ilçemizin Dağyeni köyünde su
kaynaklarının, kaliteli incir ve zeytin bahçelerinin yanında çevre
katliamı mı yapacaksınız? Dağyeni köyünün
kadınları, gençleri, erkekleri siyanürle altına, ranta
hayır diyorlar, Hemen çalışmayı durdurun. diyorlar,
İncirimizi, zeytinimizi, toprağımızı, suyumuzu
koruyacağız. diyorlar. Çekin artık güzel Aydından kirli
ellerinizi. Neden çevreye, doğaya, toprağa, insana bu kadar
düşmansınız?
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Ekinci
18.-
Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, HDP Diyarbakır Milletvekili ile bir
teröristin fotoğraflarına ilişkin açıklaması
SEMİHA EKİNCİ
(Sivas) Teşekkür ediyorum Kıymetli Başkan.
Gazeteci Ceyhun Bozkurtun bu
hafta sonu yayınladığı fotoğrafta, 2017
yılında kahramanlarımız tarafından etkisiz hâle
getirilen terörist ile HDP Diyarbakır Vekilinin samimi görüntüleri ortaya
çıktı. Biz, HDPnin PKKya neden terör örgütü diyemediğini
biliyorduk fakat bu fotoğraf gönülden ne kadar bağlı
olduklarını da bir kez daha göstermiş oldu. Diyarbakır
Annelerine destek olamayanlar bu konuda suspus oldular. Bedirhan bebek ve
diğer şehitlerimizin kanı ellerinde olanların bu yüce
Mecliste yeri olmamalı. Sizler PKKya terör örgütü diyemediğiniz
sürece biz HDP eşittir PKK. demeye devam edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Şimşek
19.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, Mersin Gülnarlı şehit
Ertuğrul Ulupınara ilişkin açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Alçak terör örgütü PKK
tarafından şehit edilen Mersin Gülnarlı kahramanımız,
yiğidimiz Ertuğrul Ulupınarı binlerce hemşehrimizin
katıldığı bir törenle Şehitler ölmez, vatan
bölünmez. diyerek defnettik. Şehidimizin babası cenaze töreni
sırasında 2 yiğidim daha var, 2 çınarım daha var,
bunlar da vatana feda olsun, onlar da yetmezse ben de kendimi vatana feda
etmeye hazırım. dedi ve binlerce Gülnarlı hemşehrim
gözyaşlarına boğuldu. Ben buradan herkesi daha sorumlu
davranmaya, herkesin kimlerle beraber olduğunu, nasıl hareket
ettiğini bir kez daha düşünmeye ve Türk milletinden tarafa,
şehitlerimizden tarafa tavır koymaya davet ediyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Aksoy
20.-
Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoyun, engelli vatandaşların
yararlanabileceği araçlar için ÖTV muafiyet indirim tutarının
güncellenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Engelli
vatandaşlarımızın yararlanabileceği araçlar için ÖTV
muafiyet indirim tutarı 330.800 TL iken her ne kadar enflasyon
oranına bakılarak 450.500 TLye yükseltilmişse de enflasyon
oranı daha yüksektir. Belirlenen ÖTV indirimiyle yüzde 90 ve üzeri engeli
bulunan vatandaşlarımızın tekerlekli sandalyesini bile
rahatlıkla koyabileceği bir araç alabilmesi bu kriz ortamında
mümkün değildir. Engelli olup da gerçekten bu indirime ihtiyacı olan
vatandaşlarımızın hakkı gasbedilerek mağdur
edilmektedirler. Trafik denetimlerini artırınız, engelliye bir
engel de siz olmayınız. Belirlenen bu limit, ekonomik kriz
karşısında şimdiden yok olmuştur. Bu tutar yeniden
belirlenerek fiyat güncellemesi yapılmalıdır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Tığlı
21.-
Giresun Milletvekili Necati Tığlının, Giresunun Tirebolu
ve Güce ilçelerine bağlı köylerde yaşanan elektrik kesintilerine
ilişkin açıklaması
NECATİ TIĞLI
(Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Seçim bölgem Giresunda,
Tirebolu ve Güce ilçelerine bağlı köylerde elektrik kesintileri
hızla artmıştır. 1980li, 1990lı yıllarda 30-40
hanelik köylere çekilen elektrik hatları, yapılan trafolar köylerdeki
artan hanelere bakıldığında yetersiz kalmaktadır.
Elektrik hatları ve trafoların gücü evlerin çektiği
akımı karşılayamıyor, köylerin ihtiyacını
karşılayamıyor, kayıp kaçak bedelleri her geçen gün
artıyor. Konuyla ilgili, Bakana defalarca önerge verdim.
Aldığım tek cevap, Bakanlığın şirketlerden
soruma cevap vermelerini bekledikleri yönündeydi. Yani ben, Bakanlığa
soru soruyorum, Bakanlık da benim sorularımı cevaplasınlar
diye dağıtım şirketlerine gönderdiğini söylüyor. Böyle
Bakanlık olmaz, böyle hizmet olmaz, böyle adalet olmaz. Giresun
ilçelerinin köylerinin elektrik sorunlarını çözmek
Bakanlığın görevidir. O zaman ben de Bakanlığı
göreve davet ediyorum ve yaşanan sorunların çözülmesini
hemşehrilerim adına talep ediyorum.
Teşekkür ederim
Başkanım.
BAŞKAN Şimdi
Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Halkların Demokratik
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Hakkı Saruhan Oluç.
Buyurunuz Sayın Oluç.
22.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, 25inci ve 27nci Dönem
Milletvekili Leyla Güvenin Elâzığ Cezaevinde gardiyan
tarafından tehdit edildiğine, iktidar çevresinde içeriden
edindiği gizli bilgileri kullanarak haksız kazanç
sağlamış olanların açıklanması gerektiğine
ve mültecilere yönelik ırkçılığa ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, Leyla
Güven -25inci ve 27nci Dönem Milletvekilimiz- Elâzığ Cezaevinde,
haksız ve hukuksuz bir cezayla karşı karşıya
kaldı. Bugün yaşadığı bir olay var, burada gündeme
getirip bir çağrı yapmak istiyorum.
Corona aşısı
için götürüyorlar, aşı için sıra beklerken eli cebinde bekliyor
ve bir gardiyan gelip Elini cebinden çıkar. diyor, o da Niye
çıkartıyorum elimi cebimden? diyor, gardiyan Çıkar elini
cebinden. diyor, bir münakaşa başlıyor. Ve sonunda gardiyan: İstersen
Cumhurbaşkanı ol, benim karşımda elin cebinde
duramazsın. gibi laflar da ediyor. Sonra araya başkaları
giriyor filan, mesele yatışıyor. Fakat bu gardiyan oradan
çekilirken Bundan sonra göreceksin sen. diyor yani açıkça tehdit ediyor.
Şimdi, buradan, bunu cezaevi yönetimine, Ceza ve Tevkifevleri yönetimine
ve Meclisin cezaevi komisyonuna çağrı yapıyorum: Bu gardiyan
açıkça tehdit ederek Leyla Güvenin hayatına yönelik bir kastı
olduğunu ifade etmiştir; güvenliğini sağlamak gerekiyor ve haddini
aşmış olan bu gardiyan hakkında gereken işlemin
yapılması gerekiyor. Dolayısıyla bu üç yere
çağrıyı tekrarlıyorum.
Şimdi, sayın
vekiller, FED var, biliyorsunuz Amerikan Merkez Bankası; hani sizin
kıpır kıpır Bakanınızın 5 ailenin
bankası sandığı Amerikan Merkez Bankasından
bahsediyorum. Onun Başkan Yardımcısı Richard Clarida görev
süresi 31 Ocağa kadar devam edecek olmasına rağmen beklemeyip 14
Ocakta istifa edeceğini bugün duyurmuş.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Nedeni şu: Şubat 2020deki ticari işlemleri
nedeniyle bir inceleme başlatılmış olması. Finansal
piyasalarda yaptığı bireysel hamleleri eksik beyan ettiği
ortaya çıkınca istifa etmek zorunda kalıyor.
Bakın, bu FED
Başkan Yardımcısı örneğini niye veriyorum? Çünkü Türkiyede
kamuda çalışan yetkililerin finansal hareketlerini açıklama
zorunluluğu yok biliyorsunuz. Defalarca sorduk ve sormaya devam ediyoruz,
dedik ki: Hazine ve Maliye Bakanlığı, BDDK, SPK ve kamu
bankaları yönetimleri ile her şeyin başındaki saray yöneticileri
son üç ayda hangi döviz işlemlerini yaptılar veya yaptılar
mı? Birikimlerini hangi para biriminde tutuyorlar? İçeriden
aldıkları gizli bilgilerle işlem yaptılar mı? Bu
soruların, muhatapları tarafından cevaplanması gerekiyor
ama bugüne kadar herhangi bir cevap gelmedi, kamusal bir zorunluluktur bunun
cevabının verilmesi ama gelmedi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) Hatırlatıyorum: Hazine ve Maliye
Bakanının kardeşi, bu kıpır kıpır
Bakanın kardeşi Merkez Bankasının faiz indiriminden bir gün
önce 1 puan faiz indirimi olacak. diye basına açıklamada bulundu ve
İngilizcesiyle insider trading dedikleri yani içeriden gizli bilgi alarak
finansal hareketler yapma konusundaki en bariz, açık örnektir Hazine ve
Maliye Bakanının kardeşinin ettiği bu laf. Yani 128 milyar
dolarla ilgili sorulan sorulara cevap yok, 20 Aralık 2021 gecesi ve
sonrası satışlarla ilgili sorulara cevap yok, 100 bin dolar
üstü alım ve satımları kimler yapmıştır?
sorularının cevabı yok, hiçbir soruya cevap verilmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) İktidar çevresinde insider trading yapmış
olan yani içeriden edindiği gizli bilgileri kullanarak haksız kazanç
sağlamış olanlar var mıdır, yok mudur?
sorularına cevap yok. Bu soruları sormaya devam edeceğiz ve bu
soruların cevabını alma konusunda da her türlü mücadeleyi sürdüreceğiz.
Kamuya açıklamak zorundasınız çünkü belli ki orada çok kirli ama
çok kirli işler dönüyor ve Türkiye Merkez Bankasının ve kamu
bankalarının kaynakları birilerine, iktidar yandaşı
şirketlere ve kişilere, bankalara peşkeş çekiliyor çok
açık bir şekilde, bunu vurgulamak istiyorum.
Şimdi, geçtiğimiz
günlerde, Esenyurtta, 1i mülteci 2 kişi arasında çıkan
tartışma sonrasında, saldırıya uğrayan Filistinli
mültecinin sığındığı Suriyelilere ait iş
yeri 30-40 kişilik bir ırkçı grup tarafından
basıldı ve olaylar büyüdü, şiddet kullanıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) - Bu saldırı mültecilere dönük ilk saldırı
değildi, tabii biliyoruz. Yine, hatırlarsanız, ağustos
ayında da Ankarada mültecilere yönelik bir saldırı
yapılmıştı. Yine, hatırlatmak istiyorum: İzmirin
Güzelbahçe ilçesinde işçilik yapan 3 Suriyeli mülteci 16 Kasım 2021
tarihinde yakılarak katledilmişti. Yani bu
saldırıların hiçbiri yeni değil, münferit de değil ve
bu son saldırı da aslında siyasi iklimin
yarattığı ayrımcılık ve nefret dili sonucunda
meydana gelmiştir. Onun için bir kez daha hatırlatalım:
Türkiyede en güvencesiz işlerde başta Suriyeli mülteciler olmak
üzere mülteciler çalışmaktadır, mülteciler bu ülkede ucuz
iş gücü hâline gelmiş durumdadır. Açık bir biçimde
mültecilere yönelik ırkçılığın
yaşandığı bir ortam vardır ve bunlar yetmiyor,
mültecilerin yaşamları güvence altına alınamıyor ve
sürekli şiddetin hedefi hâline geliyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ
(İstanbul) - O nedenle Meclis içindeki ve Meclis dışındaki
siyasi partilere ve elbette ki halkımıza çağrı
yapıyoruz, muhalefete de sesleniyoruz: Mutlaka ama mutlaka
ayrımcı bir dilden, nefret söyleminden, mültecileri hedef hâline
getirecek her türlü eylem ve ifadeden kaçınmak gerekiyor.
Halkımız aslında şunu biliyor: Mülteciler suçlu değil,
mültecilerin buraya gelme nedeni kendi tutumları değil; esas
itibarıyla, bu iktidarın yanlış dış
politikası nedeniyle mülteciler Türkiye'ye gelmek durumunda kaldılar.
Dolayısıyla sorunların -açlığın, sefaletin,
yoksulluğun- nedeni mülteciler değil. O nedenle mültecilere
kardeşçe yaklaşmak, saldırganlığa, ırkçılığa
hiçbir prim vermemek bütün herkesin boynunun borcudur, bunu bir kez daha
vurgulamak istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Altay.
Buyurunuz Sayın Altay.
23.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Şanlıurfa Akçakalede
şehit olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koça
Allahtan rahmet dilediğine, Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet
Çalıkın vefatına, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖyle
ilgili cevaplanmayan sorulara, devletimizin ahlak, liyakat ve adaletten süratle
mahrum olduğuna, Elâzığ Fırat Üniversitesi Tıp
Fakültesi 2nci sınıf öğrencisi Enes Karanın
intiharına ve cemaat yurtlarında yaşananların kabul
edilemez olduğuna ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Zatıalinizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
tasada ve kıvançta bir olmak aziz milletimizin kadim geleneklerindendir.
İsteriz ki burada sevinçleri paylaşalım; sevinçleri,
mutlulukları, başarıları gündeme getirelim. Maalesef, pek
rastlayamadığımız için bunu yapamıyoruz.
Öncelikle, peşinen, Akçakale'de
hain bir saldırıyla şehadete ulaşan Teğmen Murat
Alyakut'a, Er Ertuğrul Ulupınar'a ve Er Enes Koça Allah'ımdan
rahmet diliyorum; son olsun diyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu
konularda sadece taziyeyle yetinmemesini, Hükûmetin Meclisten istediği bir
şey varsa terörle mücadele konusunda bütün bu noktalarda -samimilerse
tabii ki- katkı sunacağımızı tekrar beyan ediyorum.
Gene bugün acı bir haber
aldık; A Millî Futbol Takımımızın ve Konyasporun
kıymetli futbolcusu Ahmet Çalık'ı elim bir trafik kazasında
kaybettik. Futbol camiamızın, Konya'mızın,
Konyaspor'umuzun, ailesinin, sevenlerinin, milletimizin başı sağ
olsun.
Sayın Başkan, bu
oturumdan önce bir tartışma var idi, siz ara verince yarım
kaldı ama ben bir iki soruyu sormak istiyorum. Mesela, AK Parti MKYK üyesi
Sayın Şamil Tayyar'ın ortaya attığı, FETÖ
borsasından kimler ne kadar para aldı, verdi; Meclis bunu bilmeli
diye düşünüyorum. Mesela, 15 Temmuz darbesinden sonra Meclisimizde kurulan
Darbe Araştırma Komisyon Raporunun akıbetini sayın
milletvekillerimizin bilmesi gerekir diye düşünüyorum. Mesela, 251
şehit yakını için toplanan paranın neden ödenmediğinin
cevabını -önceki oturumda sordum- hâlâ alamadık,
milletvekillerinin ve milletimizin bunu bilmeye hakkı var diye
düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz
efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Mesela, darbeden sonra yakalandığı hâlde
kaçırılan Adil Öksüzün neden kaçmasına göz yumulduğunu
milletvekillerimizin bilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum. Mesela,
Ergenekon, Balyoz davalarının mimarı Savcı sözde
savcı diyeyim ben- Zekeriya Özün nasıl
kaçtığını, kimlerin buna göz yumduğunu
milletvekillerimizin bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela,
Hükûmetimizin Amerika'da, Başkan da değişmişken Fetullah Gülenin
Amerika'dan iadesi konusunda neden ciddi, yüksek refleksli, yüksek
duyarlılığı olan bir girişimde
bulunmadığını milletvekillerimizin bilmeye hakkı var
diye düşünüyorum.
Sayın Başkan,
devleti soymak bir tek Türkiye'de ticari sır sayılıyor. 20
Aralık gecesi döviz manipülasyonu esnasında -ben artık ona kur
borsası diyorum- kur borsası marifetiyle kimlerin bir gecede
milyarlarca TLye varan haksız kazanç elde ettiği konusunda bir
araştırma yapma gayretimizi, girişimimizi Meclisimizin
reddetmesini anlamıyorum, anlam da veremiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Yani devleti soymanın ticari sır
sayıldığı dünyada başka bir ülke varsa bunu da merak
ediyorum; bilen bir sayın milletvekilimiz varsa, bana söylerse memnun
olurum.
Sayın Başkan,
devleti devlet yapan 3 unsur vardır. Maalesef, yüce devletimizin, büyük
devletimizin bu 3 unsurdan da her geçen gün süratle mahrum olduğunu
üzülerek tespit ediyoruz, görüyoruz. Devleti devlet yapan bu 3 unsur şudur: Birincisi ahlaktır, ikincisi
liyakattir, üçüncüsü adalettir. Ama maalesef, bir gecede dolarını 18
TLden satıp sabah 11 TLden alan, bunun haberini önceden alan ve bu
şekilde haksız kazanç sağlayanlara göz yumulması ahlakla
bağdaşmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, Somalı maden işçisine tekme
atan insanın Türkiye Cumhuriyetinin ataşesi yapılması
liyakatle bağdaşmaz. Ve Kamu Personeli Seçme Sınavında en
yüksek puanı aldığı hâlde mülakatta elenmek adaletle
ilişkilendirilemez. Bunlar Türkiyenin ayıbıdır;
hükûmetlerin ayıbı olabilir, devletin ayıbı olmaz,
olmamalıdır. Devletin daha çok kirletilmesine burada parti
ayrımı yapmaksızın bütün saygıdeğer, kıymetli
milletvekillerimizin bir parça kafa kaldırması gerekir, böyle
düşünüyorum.
Gene üzücü bir haber:
Elâzığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2nci
sınıf öğrencisi Enes Kara intihar etti; ilk değil,
inşallah son olur. Bir tıp öğrencisi istemediği, huzursuz
olduğu bir yurtta kalmak zorunda olduğu için intihar etti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Peşinen kimseyi suçlamak istemem ama Türkiye'de özel
yurtlar ve cemaat yurtlarında yaşananlar artık kabul edilebilir
sınırları zorlayan bir hâl aldı; yangınını
gördük, tacizini gördük, tecavüzünü gördük, intiharları gördük, cinayeti
gördük; görmediğimiz bir şey kalmadı. Devlet devletse -ki öyle
olmalı ve hep öyle kalacak- bunlara göz yumamaz Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri. Çocuk, yurtta istem dışı
kalıyor -ailesinin zoruyla da olabilir, ekonomik imkânsızlıktan
da olabilir- ve bu yurtta, tıp öğrencisine yurdun ayrıca bir
müfredatı zorla tatbik ettirilmeye çalışılıyor. Böyle
şey olabilir mi? Bu kabul edilebilir mi?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Devletin, Millî Eğitim Bakanlığının,
Gençlik ve Spor Bakanlığının, şahsım hükûmetinin
bunları seyretmesi belki olur ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu trajedilere
-gün geçmiyor ki bir trajik vakayla karşı karşıya
kalmayalım- sessiz kalması hiç kabul edilemez Sayın Başkan.
Durumu Genel Kurulun, zatıaliniz takdirlerine sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan.
24.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Konyaspor ve Millî Takım
oyuncusu Ahmet Çalıkın vefatına, Şanlıurfa
Akçakalede şehit olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes
Koça Allahtan rahmet dilediğine, Konya-Karaman hızlı tren hattına,
ihracat rakamlarına, yerli ve millî aşı Turkovacın acil
kullanım onayı aldığına, Ankara Uzay ve
Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesinde inşa edilen
16 tesise, TOGGun CESte 2022de dünya marka lansmanını
gerçekleştirdiğine, millî gözlem uydusu İMECEye,
HAVELSANın geliştirdiği komuta kontrol sisteminin Seydi Ali
Reis denizaltısına kurulmak üzere Gölcük Tersanesi
Komutanlığına teslim edildiğine ve Türkiyenin ilk cep
uydusuna ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
evet, hayırlı, başarılı, uzlaşma dolu bir hafta
dileyerek hafta içerisinde çıkacak olan kanunumuzun ve
görüşeceğimiz denetim faaliyetlerinin ülkemize ve milletimize
hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Bugün elim bir kaza
yaşandı. Süper Lig ekibi Konyasporda forma giyen 27
yaşındaki millî futbolcumuz Ahmet Çalık, sabah saatlerinde nikâh
işlemleri için Ankaraya doğru gittiği sırada maalesef elim
bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Ahmet Çalık
kardeşimize Allahtan rahmet niyaz ediyoruz; ailesine,
yakınlarına, Konyalı hemşehrilerimize, spor camiasına
başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Akçakale-Şanlıurfa
hudut hattında 8 Ocak 2022 tarihinde teröristlerce döşenen el
yapımı patlayıcının patlaması sonucu
hayatını kaybeden Piyade Teğmen Murat Alyakut, Piyade
Sözleşmeli Er Ertuğrul Ulupınar ve Piyade Onbaşı Enes
Koç şehit olmuştur; mekânları cennet, ruhları şad
olsun; Rabbim cennetinde cemaliyle şereflendirsin, yakınlarına
sabrıcemil ihsan eylesin.
Kıymetli Başkan,
sayın milletvekilleri; hamdolsun böylesine başarılı bir
haftadan geçiyoruz ki son bir haftada milletimizi, ülkemizi, gençlerimizi
heyecanlandıran; aydınlık geleceğimizi inşa eden,
sadece son bir haftalık süre zarfında gerçekleşen
başarılı çalışmaları sizlerle paylaşmak istiyorum:
Son bir haftada -hani yirmi yıllık hikâyeyi değil, son bir
haftayı paylaşıyorum- Konya ile Karaman arasını
kırk dakikaya düşürecek olan hızlı tren hattı
hamdolsun açıldı.
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Bursa
2016da açılacaktı, Bursa ne oldu?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
Açılan hatla kazalar azalacak; zaman, enerji, emisyon ve bakım
masrafları açısından yıllık 63 milyon lira tasarruf
sağlanacak; karbon salınımı 25.340 ton azalmış
olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Yine, ihracat rakamları açıklandı. Ekonomide
başarılı, destansı çalışmaların
gerçekleştiği bir yılı geride bıraktık. Bir
yıl önceye göre yüzde 33 oranında artışla ihracatı
yaklaşık 225 milyar dolar olarak gerçekleştirdik. Bu, 2 milyon
istihdam, üretim ve topluma yayılan refah anlamına geliyor.
Dış ticaret açığı yüzde 8 azalışla tarihî
bir azalış istikametine girdi ve yine 2021de ihracata katılan
yeni firma sayısı 32 bini aştı, 43.264 firma yeni pazarlara
ihracat gerçekleştirdi, 81 ilin tamamı yurt dışına
ihracat yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Yine, başarılı bir çalışmanın ardından yerli
ve millî aşımız Turkovac acil kullanım onayı
aldı.
Yine, Ankara Uzay ve
Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesinde inşa edilen
16 tesis ile organize sanayi bölgesi yönetimi binası açıldı ve
kurulan tesislerde 15 bin kişinin istihdamı gerçekleştirilecek.
Yerli ve millî
aracımız TOGGun dünyanın en büyük tüketici elektroniği
fuarı CES 2022de dünya marka lansmanı gerçekleştirildi.
Türkiyenin
sıfırdan tasarlayıp ürettiği ilk metre altı
çözünürlükteki millî gözlem uydusu İMECEnin yıl sonunda uzaya
gönderilmek üzere hazırlıkları başlatıldı.
HAVELSAN, Reis
sınıfı denizaltıları için geliştirilen ve
denizaltının beyni olan komuta kontrol sisteminin 5inci
denizaltı Seydi Ali Reise kurulması için Gölcük Tersane
Komutanlığına gönderdi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde kurulan Grizu-263 Uzay
Takımı, 5 metrelik cep uydusu geliştirdi. Türkiyenin
geliştirilen bu ilk cep uydusu, 13 Ocak 2022de SpaceXin Falcon 9
roketiyle uzaya gönderilecek.
İşte, sadece son
bir haftada gerçekleştirilmiş olan böylesi tarihî nitelikteki
başarıların ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini
temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ
Parti Grup Başkan Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın
Dervişoğlu.
25.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun,
Şanlıurfa Akçakalede şehit olan Ertuğrul Ulupınar,
Murat Alyakut ve Enes Koça ve Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu Ahmet
Çalıka Cenab-ı Allahtan rahmet dilediğine, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününe, Irak Meclisi içerisinde Türkmen Grubunun
Başkanlığına seçilen Kerkük Milletvekili Erşat
Salihiyi tebrik ettiğine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya
Yanıkın doğal gaz desteğiyle ilgili
açıklamalarına, sözleşmeli öğretmen ile kadrolu
öğretmen ayrımının ortadan kaldırılması
gerektiğine ve Mekkenin fethinin yıl dönümünü
kutladığına ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum, başarılı bir çalışma haftası
diliyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu,
Akçakale hudut hattında askerî aracın geçişi sırasında
hain PKKlı teröristlerce el yapımı patlayıcının
infilak ettirilmesi sonucu 3 askerimiz şehit oldu, 1 askerimiz de
yaralandı. Bu alçak saldırıda şehit olan Teğmenimiz
Murat Alyakut ile Piyade Erlerimiz Enes Koç ve Ertuğrul Ulupınara
Cenab-ı Allahtan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize başsağlığı
diliyorum; ruhları şad, mekânları cennet, kabirleri nur olsun.
Yine, bugün yaşanan elim
bir trafik kazasında hayatını kaybeden Millî
Takımımızın ve Konyasporun başarılı
futbolcusu Ahmet Çalıka Cenab-ı Allahtan rahmet, sevenlerine ve
ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Dün, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Günüydü. İlkeli ve tarafsız habercilik
anlayışını benimsemiş, mesleğinin ve kaleminin
namusuyla doğrunun peşinde koşan ve büyük bir özveriyle
çalışan tüm medya mensuplarının Çalışan
Gazeteciler Gününü kutluyorum.
Irakta üç ay önce düzenlenen
genel seçim sonrası Irak Meclisi oluşturuldu, geçtiğimiz pazar
günü de ilk kez toplandı. Türkmenler bu mecliste 7 milletvekiliyle temsil
ediliyorlar. Kerkük Milletvekili Erşat Salihi ise Irak Meclisi içerisinde
Türkmen Grubunun Başkanlığına seçildi. Sayın Salihiyi
yürekten tebrik eder, tüm Türkmen vekillerimize de başarılı
çalışmalar dilerim.
Sayın milletvekilleri,
geçtiğimiz günlerde Sayın Erdoğanın müjdesini verdiği
doğal gaz yardımlarıyla ilgili konuşan Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Derya Yanık doğal gaz desteğiyle ilgili
açıklamalarda bulundu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın Bakan vatandaşlara
ödemelerin mart ayı gibi gerçekleştirilmesi için
çalıştıklarını ifade etti.
Sayın Bakan,
kış geçtikten sonra yapacağınız doğal gaz
desteğinden vatandaş ne tür bir fayda temin edecek, doğrusunu
isterseniz kestirebilmiş değiliz. Daha geçen hafta, yeni
yılın ilk dakikalarında doğal gaza konutta yüzde 25,
sanayide yüzde 50 zam geldi. Hava çok soğuk, vatandaş
ısınamıyor, vatandaşın eli ısınmak için gaz
açmaya da gitmiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının
paylaştığı verilere göre Türkiye genelinde doğal
gazı kesilen abone sayısı 2021 yılının ilk sekiz
ayında 914.779, icralık olan abone sayısı ise
48.756dır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Dervişoğlu.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Görüldüğü gibi 1 milyona
yakın abone yani aileleriyle birlikte yaklaşık 4 milyon vatandaşımız
kışın ısınamıyorken siz baharda destek
verileceğini açıklıyorsunuz.
Hükûmeti ciddiyete davet
ediyor, milletimizin derdiyle dertlenmeye çağırıyorum.
Yaratılan mağduriyetler bir an evvel giderilmeli ve destekler
gecikmeksizin verilmelidir.
2022 yılıyla
birlikte ücretli öğretmenlerin de zam oranı belli olmuştur.
Yapılan yüzde 30,5 zamla birlikte, haftada otuz saat derse giren bir
ücretli öğretmen ayda 3.360 lira ücret alacak yani bir ücretli
öğretmenin alacağı aylık, asgari ücretin çok altında
kalmıştır. Oysa geçtiğimiz ay 20nci Millî Eğitim
Şûrasında konuşan Sayın Erdoğan sözleşmeli
öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımının ortadan
kaldırılacağını açıklamıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Cumhurbaşkanını ve
Hükûmeti verdiği sözde durmaya davet ediyorum. Bu yönde herhangi bir
adım atılmamıştır. Aynı kalifiyede, aynı
işi yapan öğretmenler arasında bu kadar ücret farkının
oluşması hak ve hakikatle bağdaşabilen bir durum
değildir. Ücretli öğretmenlik kaldırılmalı,
öğretmenler kadrolu öğretmen çatısı altında
toplanmalıdır.
Ayrıca, bugün Mekke'nin
fethinin yıl dönümü. Fethi kutluyor, İslam âlemine hayırlar
getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay.
Buyurunuz Sayın Akçay.
26.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Şanlıurfa Akçakalede
şehit olan Ertuğrul Ulupınar, Murat Alyakut ve Enes Koça ve
Konyasporun 28 yaşındaki futbolcusu Ahmet Çalıka Allahtan
rahmet dilediğine, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe, Organize
Sanayi Bölgeleri Mesleki Eğitim Merkezleri Projesi ve Uluslararası
Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Projesine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
8 Ocakta
Şanlıurfa'nın Akçakale hudut hattında terör örgütü PKK-YPG
tarafından alçakça tuzaklanan el yapımı
patlayıcının patlaması sonucunda 3 askerimiz Murat Alyakut,
Ertuğrul Ulupınar ve Enes Koç şehit olmuştur ve 1 askerimiz
de yaralanmıştır. Bu hain saldırıda hayatını
kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize
başsağlığı diliyoruz. Türkiye, terörün kökü
kazınana kadar mücadelesine kararlılıkla devam edecektir.
Sayın Başkan,
Konyaspor'un 28 yaşındaki futbolcusu Ahmet Çalık Ankara'da
geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.
Merhum Ahmet Çalık'a Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve
Konyaspor camiasına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
3 Mayıs Dünya Basın
Özgürlüğü Günü, 24 Temmuz Sansürün Kaldırılması ve
Basın Bayramı ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü
basının önemi ve basın mensuplarının
sorunlarının dile getirilmesi bakımından önemli 3 günü
teşkil etmektedir. Her insanın bilgiye ulaşma,
doğruları öğrenme ve fikirlerini ifade edebilme özgürlüğü
en temel haklarıdır. Bu bakımdan, basın, demokratik
hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Basın
mensuplarının görevlerini özgürce yapmaları basın
özgürlüğünün ilk şartıdır ancak basın mensupları
görevlerini meslek ahlak ve ilkelerine bağlı kalarak, toplumun
değerlerini dikkate alarak doğru, ilkeli, tarafsız ve sorumlu
gazetecilik anlayışı içerisinde gerçekleştirmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Basının algı yönetimi ve propaganda aracı olarak
kullanılması kabul edilemez. Basın
mensuplarımızın ve gazetecilerimizin sorunlarının
farkındayız. Basın mensuplarının çalışma
koşullarında düzenlemeler yapılmalı, sorunlarının
çözümü konusunda adımlar atılmalıdır. Bu vesileyle,
kaleminin onuruyla görev yapan basın mensuplarının 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyor, görevi başında
hayatını kaybeden basın çalışanlarını
rahmetle anıyoruz.
Sayın Başkan, daha
önceki konuşmalarımızda mesleki eğitimin teşvik
edilmesi, özendirilmesi ve yaygınlaştırılması
konusunda bazı açıklamalar yapmıştık.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Mesleki eğitim konusundaki gelişmeleri dikkatle takip ediyor,
atılan adımları gurur ve umut verici buluyoruz. Bu hususta, dün,
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğanın ve Millî
Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özerin Beştepe Millet Kongre ve
Kültür Merkezinde düzenlenen Organize Sanayi Bölgeleri Mesleki Eğitim
Merkezleri Açılış Programında yaptıkları
açıklamalar oldukça önemlidir. Millî Eğitim Bakanlığı
ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının iş birliğinde
gerçekleştirilen Organize Sanayi Bölgeleri Mesleki Eğitim Merkezleri
Projesi, mesleki eğitimin teşvik edilmesi, özendirilmesi ve
yaygınlaşması bakımından önemli bir projedir. Proje
kapsamında, son iki ayda 251 organize sanayi bölgesinde ve 4 sanayi
sitesinde mesleki eğitim merkezi kurulmuştur; daha önce bu sayı
87 sanayi bölgesiydi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu
projeyle, mesleki eğitimde iş yeri ve okul temelli eğitim
perçinlenecek, ikili eğitim modeli daha işler hâle getirilecektir;
sanayi işletmeleri, KOBİler ve esnafımızın yeterli
kalifiye ve ara eleman, çırak, kalfa ve usta ihtiyacı giderilecektir.
Türkiye, bu proje ve mesleki eğitim konusunda atılan diğer
adımlar sayesinde yakın gelecekte mesleksiz ve genç işsizler
ordusu olmak riskinden kurtulacaktır. Hatırlanacağı üzere,
21 Aralık 2021de Türkiye Büyük Millet Meclisinde 3308 sayılı
Mesleki Eğitim Kanununda yapılan bazı
değişikliklerle, mesleki eğitim gören öğrenciler için
önemli adımlar atılmıştı. Söz konusu
değişikliklerle, mesleki eğitim merkezlerindeki çırak
öğrencilere asgari ücretin yüzde 30u kadar, 1.276 lira ücret ödenmesi
sağlanmış, kalfalık yeterliliğini kazanan 12nci
sınıf öğrencilerine asgari ücretin yarısı kadar ödeme
yapılması kararlaştırılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayalım efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
İşletmeler tarafından üstlenilecek bu ücretlerin tamamı
devlet katkısı olarak karşılanacak; öğrencilerin,
iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı
sigortası yapılacaktır.
Mesleki eğitime
yapılan yatırımların olumlu çıktıları
istatistiklere de yansımıştır. OECD raporlarına göre,
ortaöğretimden yeni mezun olanlar içerisinde mesleki eğitim mezunlarının
oranı yüzde 43e yükselmiştir. Ayrıca, mesleki eğitim
merkezlerinden mezun olan öğrencilerin kendi alanlarında istihdam
oranı yüzde 88dir.
Diğer yandan, mesleki ve
teknik eğitim alanındaki tecrübeleri uluslararası alana
taşımak amacıyla hayata geçirilecek olan Uluslararası
Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Projesini oldukça önemli bulduğumuzu
da belirtmek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Tamamlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu
vesileyle, mesleki eğitim konusundaki çalışmaları
dolayısıyla başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere
Millî Eğitim Bakanımızı, Sanayi ve Teknoloji
Bakanımızı ve tüm müteşebbisleri tebrik ediyor,
teşekkürlerimi iletiyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Sancaklı
27.-
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının, Konyaspor ve Millî
Takım oyuncusu Ahmet Çalıka Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Millî
Takımımızda da forma giyen, şu anda Konyaspor futbolcusu
olan Ahmet Çalık kardeşimizin trafik kazası sonucu vefat
ettiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz hep beraber.
Kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, Konyaspora, Türk
futboluna ve Türk spor camiasına da başsağlığı
diliyorum. Allah mekânını cennet etsin kardeşim.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığının
Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
bilgilerinize sunacağım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
İspanya Senatosu-Temsilciler Meclisi AB Komisyonu Başkanı Susana
Sumelzo ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyaret etmesinin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 16/12/2021
tarihli ve 67 sayılı Kararıyla uygun bulunduğuna
ilişkin tezkeresi (3/1834)
10/1/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
İspanya
Senatosu-Temsilciler Meclisi AB Komisyonu Başkanı Sayın Susana
Sumelzo ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyaret etmesi, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 16/12/2021 tarih
ve 67 sayılı Kararıyla uygun bulunmuştur.
Söz konusu heyetin ülkemizi
ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7nci maddesi gereğince
Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
B)
Önergeler
1.-
Başkanlığın, İYİ Parti Grup
Başkanlığının İç Tüzükün 21inci maddesi
uyarınca Samsun Milletvekili Erhan Ustanın Plan ve Bütçe Komisyonu
üyeliğinden geri çekildiğine ilişkin önerge (4/154)
yazısı
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, İYİ Parti Grup
Başkanlığının, İç Tüzükün 21inci maddesi
uyarınca Samsun Milletvekili Sayın Erhan Ustanın Plan ve Bütçe
Komisyonu üyeliğinden geri çekildiğine ilişkin yazısı
6 Ocak 2022 tarihinde Başkanlığımıza
ulaşmıştır.
Bilgilerinize sunulur.
İYİ Parti Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VIII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu
ve arkadaşları tarafından, ilaç ve tıbbi cihaz sektöründe
faaliyet gösteren yerli üreticilerimizin iç pazarda hacim yakalaması, yeni
teknolojileri getiremeyen global
yatırımcılarımızın, devlet hastanelerinden
alacaklarını tahsil edemeyen binlerce yerel firmanın,
çalışanların ve hastalarımızın sorunlarına
gereken önlemlerin alınması amacıyla 3/12/2021 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
11/1/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
11/1/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Adana Milletvekili Mehmet
Metanet Çulhaoğlu ve 20 milletvekili tarafından, ilaç ve tıbbi
cihaz sektöründe faaliyet gösteren yerli üreticilerimizin iç pazarda hacim
yakalaması, yeni teknolojileri getiremeyen global
yatırımcılarımızın, devlet hastanelerinden
alacaklarını tahsil edemeyen binlerce yerel firmanın, çalışanların
ve hastalarımızın sorunlarına gereken önlemlerin
alınması amacıyla 3/12/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 11/1/2022 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere İYİ Parti Grubu adına Adana
Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurunuz Sayın
Çulhaoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ilaç ve tıbbi cihaz sektöründe faaliyet
gösteren yerli üreticilerimizin hak edişlerini zamanında alamamaları
bazı branşlarda hastalarımızın ameliyat
olamamalarına sebep olmaktadır. Sorunların ivedilikle çözülmesi
için İYİ Parti Grubumuzun vermiş olduğu Meclis
araştırması açılması önergemizle ilgili söz
aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu kürsüden daha önce
yaptığımız konuşmalar sonrası iktidar sesimizi
duymuş olacak ki tıbbi cihaz sektöründe faaliyet gösteren yerli
üreticilerimizin ve ithalatçılarımızın hastanelerden
alacakları kısmen de olsa ödenmeye başlanmış.
Başlanmış ama sorunlara çözüm bulmaktan uzak bir anlayışla
firmalar yine mağdur edilmişler.
Sayın milletvekilleri,
medikal firmaların kamu hastanelerinden 11 milyar liranın üzerinde
alacakları var. İki yıldır alacaklarını alamayan
firma ve dernek yetkilileri geçen aylarda Sağlık Bakanını
ziyaret etmişler. Sağlık Bakanı da bu paraların 3
milyar lirasının tüm paydaşlara ödeneceğini söylemesine
rağmen, bu, söylenilen gibi gerçekleşmemiş; 3 milyar
liranın 1 milyar lirası paydaşlara, 1 milyar lirası Devlet
Malzeme Ofisine malzeme verenlere dağıtılmış, 920
milyon Türk lirasının ortopedi ve beyin cerrahisi malzemeleri üreten
yerli firmalara gönderildiğini söylemişler fakat 920 milyon
liranın 600 milyon lirası yabancı uluslararası global
firmalara ödenmiştir. Bu ödemeler de alacak sırasına göre
hakkı olana, sırası gelene değil, global yandaş
firmalara yapılmıştır. Hâliyle bu firmalar kamu
hastanelerinden 2021 yılının 6ncı ayına kadar olan
alacaklarını ancak alabilmişler, yedi aylık alacakları
yine içeride kalmıştır. Üniversite hastanelerinden de nisan
ayına kadar olan kısmını alabilmişler, dokuz
aylık alacaklarını yine alamamışlardır.
Bu iktidarın her
işinde bir eksik veya bir yanlış oluyor mutlaka. AK PARTİ
iktidarı olarak Herkesi kur karşısında
koruyacağız. diyorsunuz ya, o zaman tıbbi malzeme üreticisi ve
ithalatçısı yerli firmalarımızı da koruyun, işte
size fırsat. Fazla verin demiyoruz, haklarını koruyun ve hak
ettiklerini verin diyoruz. 2020 yılında 7,20 Türk lirasından 100
bin dolarlık mal veren ve 720 bin lira olan alacağını 2022
yılında hâlâ tahsil edemediyse 2022 yılında 100 bin dolar
alabilmesi için kendisine 1 milyar 375 bin lira ödenmesi gerekmez mi? Aradaki
655 bin lira zararı kim karşılayacak? Ayrıca, sadece dolar
kuru farkı da değil, navlun ücretlerinin 7-8 kat artmasıyla
birlikte tedarik sağlama konusunda sıkıntılar yaşamaya
başladıkları da bilinmektedir. Birçok tıbbi cihaz
firması ihaleden geri çekilme kararı almış ve çok ciddi
ceza ve yaptırımlarla karşı karşıya
kalmıştır.
Bakın, değerli
arkadaşlarım, ortopedi ve beyin cerrahi kliniklerinde omurga cerrahisi
alanında temin edilemeyen tıbbi malzemeler nedeniyle büyük ve
nitelikli ameliyatların yapılamaması gerçekten çok vahim bir
durumdur. Hekimlerimiz ancak çok acil vakaları Hayati önemi haizdir.
ibaresiyle sorumluluğu üzerlerine alarak ameliyat yapabilmektedir.
Diğer taraftan, firma
yetkilileri bizleri arıyor ve Biz de bu devlete vergi veriyoruz, biz de
işçi çalıştırıyor, sigortasını
yatırıyoruz, biz de bu ülkenin ekonomisine katma değer
katıyoruz. Neden bize bu zulüm reva görülüyor? İçimizde iflas edip
intihar edenler bile oldu. diyorlar. Ayrıca, ek malzeme gereken
hastaların ameliyatında da büyük sıkıntılar
yaşanmaktadır. Özellikle ortez, protez, kalp pili, balon gibi
dışarıdan alınan her türlü malzemenin temininde sorunlar
yaşandığı tarafımıza bildirilmektedir. AK
PARTİ iktidarı hem hastalarımızın hem de
firmaların daha fazla mağdur edilmemesi için ilgili meslek örgütleri
ve derneklerle iş birliği yaparak giderek büyüyen tıbbi cihaz ve
ilaç temini sorununa çözüm bulmak zorundadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU
(Devamla) Bütün gerçekliğiyle ortaya koyduğumuz sorunların
giderilebilmesi ve sektör ile hastalarımızın daha fazla
mağdur edilmemeleri için bu önergemize desteklerinizi bekliyoruz.
Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Hakkâri Milletvekili Sayın Sait Dede.
Buyurunuz Sayın Dede.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SAİT
DEDE (Hakkâri) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tek adam
rejimi Türkiyeyi tarihinin en büyük ekonomik ve siyasal krizinin içine
sokmuştur. Yurttaşlar artık temel ihtiyaçlarını
karşılayamaz duruma gelmiştir. Yaşam hakkı
çerçevesindeki sağlık hakkına erişimde
yurttaşların mağduriyet yaşadığı çok
açıktır. Ekonomik krizin derinleştiği günümüzde
sağlığa erişim giderek zorlaşıyor, hatta
imkânsızlaşıyor.
Son aylardaki döviz
kurlarındaki artışla birlikte, pek çok hastalığın
tedavisinde kullanılan yaşamsal önemdeki bazı ilaç ve tıbbi
malzemelerin temininde güçlükler yaşandığına ilişkin
çok sayıda şikâyet gerek hastalar gerek sağlık emekçileri
ve gerekse Türk Tabipleri Birliği tarafından dile getirilmektedir. Bu
sorun hayati önemde olup acil çözülmesi gereken bir durumdur. Türkiyede
hastanelere tıbbi cihaz ve malzeme tedarikinde yaşanan kriz sebebiyle
hastalar tedavi edilmeden taburcu edilmektedirler.
Sayın Başkan, bir
ilaç politikasının ve ilaç ham madde endüstrisinin olmaması
nedeniyle, hayati öneme sahip birçok ilaç yurt dışından
getirilmektedir. Yurt dışından ithal edilerek Türkiyeye gelen
ilaçlar için, Şubat 2021 tarihinde güncellenen Türkiye İlaç ve
Tıbbi Cihaz Kurumunun internet sitesinden yapılan duyuruya göre 1
avronun değeri 3,81 liradan 4,57 liraya çıkarılarak
sabitlenmiş durumdadır. Son aylarda avronun 15 TLnin üzerinde
seyretmesi ilaç ve tıbbi malzeme temininde yaşanmakta olan krizin
nedenlerinden en büyüğüdür. Türkiye'de uygulanan ilaç fiyatlandırma
politikaları, döviz kurlarındaki yükselme ve sabit kur
uygulamaları nedeniyle ilaç firmaları zarar ettikleri gerekçesiyle
ilaçları serbest eczane ve sağlık kuruluşlarına arz
etmeme eğilimi göstermektedirler. Bu nedenle, en temel ağrı
kesicilerden kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarına
kadar ilaçların temininde zorluklar yaşandığı
açıkça görülmektedir. Benzer sıkıntı birçok kronik
hastalığın tedavisinde kullanılan ithal ilaçlarda da söz
konusudur. Medikal firmalar bazı tıbbi malzemeleri hastanelere
vermemektedirler. Türk Tabipleri Birliğinin konuyla ilgili
çalışmasında, medikal firmaların, 2017 yılından
itibaren Sağlık Uygulama Tebliği fiyatlarının
artması sonucu döviz kurunun sabitlenmesi nedeniyle artık tıbbi
malzemelerin çok büyük bir kısmını yurt dışından
ithal ettiğini tespit etmiş ve çok çarpıcı sonuçlara
ulaşmıştır.
Yine Tabipler Birliği,
ilgili firmaların devletten alacaklarını en erken on sekiz ay
veya üniversitelerden alacaklarını ise iki yıl sonra
aldıklarını, bu sebeple malzeme vermediklerini tespit
etmişti ve ne yazık ki sorun yaşamsal önemde olup giderek
derinleşmektedir.
Konya-Karaman arası kaç
para? diyen Cumhurbaşkanına sormak istiyoruz: Hâlen stoklarda
bulunan ithal ilaçların da tükenmesinden sonra bazı kemoterapi
ilaçları gibi alternatifi olmayan kritik ilaçların bulunamayacağı
gerçeği karşısında ne yapmayı düşünüyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SAİT DEDE (Devamla)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
SAİT DEDE (Devamla)
Tek ölçünüz para olduğuna göre bir insan yaşamının
değeri sizce ne kadardır? Bizler sağlıklı olmayı
hem yaşamsal hem de toplumsal bir hak olarak kabul ediyoruz.
Sağlık hizmetlerinin kamusal olarak parasız, cinsiyetçi olmayan,
halk sağlığının evrensel ilkelerine dayanan ve
herkesin gereksiniminin karşılanması temelinde eşitlikçi,
ulaşılabilir olmasını ve ana dilde sunulmasını
hedefliyoruz, hedeflerimizi gerçekleştirmek için mücadele etmeye devam
edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili Sayın Yüksel Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA YÜKSEL ÖZKAN
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ
Parti Grubunun önerisi doğrultusunda grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu kürsüden, 20
Aralıkta, bu konuda gerçekten bu sıkıntının ne boyutta
olduğunu yüksek sesle haykırdık ama ne yazık ki AK
PARTİ Grubu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubundan bu konuda hiçbir ses
çıkmadı.
Arkadaşlar, bakın,
ben gazete haberleriyle konuşmayacağım. Bugün gelmeden önce,
Türk Tabipleri Birliği, (TOTBİD) Türk Ortopedi ve Travmatoloji
Birliği Derneği, Türk Nöroşirürji Derneği yetkilileriyle
bizzat en az bir saat konuştum. Gerçekten büyük bir sıkıntı
var. Bırakın elektif vakaları yani acil olmayan hastaları,
acil hastalarda bile ortopedi, travmatoloji ve beyin cerrahisinde çok büyük bir
sıkıntı var arkadaşlar. Bu sıkıntı
çözülmedi. 20 Aralıktan önce tedarikçi firmaların yetkilileriyle
bizzat görüştüm, kendilerini ziyaret ettim ve bu
sıkıntının çözüleceği konusunda Sayın
Sağlık Bakanının söz verdiğini söylediler. 8
Aralıkta yaptıkları toplantıda Sayın Sağlık
Bakanının Bize SUT fiyatı üzerinden malzeme vermeye devam edin,
bu sorunu çözeceğim. şeklinde bir sözü olmuş. Ancak bundan sonra
çok ciddi bir adım atılmamış. Bir önceki hatip geçici bir
ödeme yapıldığını, bu geçici ödemenin çoğunun
global firmalara gittiğini beyan etti.
Bugün konuştuğum
yetkililerden aldığım bilgileri sizlerle paylaşmak
istiyorum. Öncesinde şunu hatırlatmak isterim sevgili
arkadaşlar: SUT fiyatları yani Sağlık Uygulama Tebliği
fiyatları 2010 yılından beri güncellenmedi, dolar 1,5 TL'ye
sabitlendi. 2021 yılında SUTta yüzde 10 oranında bir
iyileştirme yapıldı. Bugünkü döviz kurlarını hepiniz
biliyorsunuz, bu durumda acaba bu firmalar bu malzemeleri hastanelere
nasıl verecekler? On sekiz ay alacaklarını alamamış,
otuz altı ay üniversitelerden alacaklarını
alamamışlar; aldılarsa bile yüzde 70ini geçmiş dönem o
fiyatlar üzerinden aldılar. Battık, bittik. diyorlar sevgili
arkadaşlar ve gelinen noktada, SUT fiyatları çarpı 2 üzerinden
şu an tedarikçi firmalar hastanelere malzeme verme sözünü verdiler. Ancak
sorun yine çözülmedi, niye biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Özkan.
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla)
Teşekkür ederim, tamamlıyorum.
Sağlık
Bakanlığı yetkilileri sağlık müdürlüklerini arayarak
böyle bir talimatta bulundular fakat yöneticiler yazılı bir talimat
gelmediği için malzeme almakta çekiniyorlar ve şöyle bir yola
başvurdular -bunu da sahadan öğreniyoruz, arkadaşlardan- döner
sermayeden tıbbi malzeme alınmaya başlandı.
Arkadaşlar, döner sermaye, çalışanlar için oluşturulan bir
bütçe. Bunun sıkıntısını yine
çalışanların sırtına yüklemeyin.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; en son, sizlerle -bu sektörün dünyadaki
ölçeği nedir, bu sektör neye hükmediyor- bir iki bilgiyi paylaşmak
istiyorum. 2017 bilgilerine ulaştım, Dünya Sağlık Örgütünün
verilerine göre, ilaç ve tıbbi malzemede dünyada 7,8 trilyon dolar harcama
yapılmış.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkan, lütfen
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla)
Avrupa'da ise tıbbi cihaz ve malzeme firması toplam 27 bin,
çalışanı 675 bin ve piyasa payı da 115 milyar avro. Yani
yaklaşık verilere göre kişi başı 213 avro harcama
yapılmış Avrupa Birliği ülkelerinden.
Sevgili arkadaşlar,
Avrupa FDA benzeri bir yapılanmaya gidiyor (MDR) Medical Devices
Regulation diye. Yani bir yönetmelik yayınladı ve artık bu
zorunluluk hâline geliyor. Türkiye'de üretim yapan firmaların bu sürece
dâhil olmaları lazım, bu sürece dâhil olmaları için ciddi
araştırmalar yapmaları lazım. Sadece ortopedi alanı
için söylüyorum, milyon dolarları buluyor, bu da fiyatlara
yansıyacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla)
Dolayısıyla, Sağlık Bakanlığı bu konuda
sağlıklı politikalar üretmezse yerli üretici bitecek ve rekabet
gücünü de kaybedecek.
Hepinizi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Niğde Milletvekilli Sayın
Selim Gültekin.
Buyurunuz Sayın
Gültekin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
SELİM GÜLTEKİN (Niğde) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İYİ Partinin ilaç ve tıbbi cihaz sektörü
üzerine vermiş olduğu grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubumuz
adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve
ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi ve
Niğdeli hemşehrilerimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, cumartesi günü
Şanlıurfanın Akçakale ilçesinde hain terör örgütü PKK
tarafından döşenen EYPnin patlaması sonucu şehit edilen
kahraman askerlerimize ve bu aziz vatan için şehadete yürüyen tüm
şehitlerimize ve yine, Bursada yangına müdahaleye giderken kaza
sonucu hayatını kaybeden 4 itfaiye personelimize Allahtan rahmet
diliyorum.
Ayrıca bugün
Niğde-Ankara Otoyolunda geçirdiği kaza sonucu hayatını
kaybeden Konyasporlu Millî Futbolcu Ahmet Çalıka da Allahtan rahmet
diliyorum. Konyamızın ve Türk futbolumuzun başı sağ
olsun.
Cumhurbaşkanlığı
On Birinci Kalkınma Planıyla ülkemizde ilaç ve tıbbi cihaz
sektörü için en öncelikli hedefimiz, küresel pazardaki rekabet gücümüzü
artırmak ve değer zincirinde de ülkemizi daha üst konumlara taşımaktır.
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
anlayışıyla AK PARTİ olarak Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde
gerçekleştirdiğimiz Sağlıkta Dönüşüm Reformu ve son
dönemde ortaya koyduğumuz Millî Teknoloji Hamlesiyle Türkiye olarak,
dünya üzerinde gelişen teknolojide biz de artık varız. diyoruz.
Türkiye'nin küresel bir ilaç AR-GE ve üretim merkezi olması, ilaç ve
tıbbi cihaz alanında rekabetçi bir konuma ulaşması elbette
ki önem arz etmektedir.
Ortaya konulan irade ve
gayretle 2020 yılında ilaç ve eczacılık sektörü
ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 27,3 oranında
artarak 1,84 milyar dolara ulaşmış ve tarihî rekoru
kırmıştır. Böylece ilaç ihracatımızın Türkiye
ihracatı içindeki payı 2020 yılında tarihinde ilk defa
yüzde 1in üzerine çıkmıştır. Gururla ifade etmek istiyorum
ki bugün ülkemizde tükettiğimiz her 100 kutu ilacın 88ini kendi ilaç
sanayimizde üretiyor duruma gelerek büyük bir başarıya da imza
atmış olduk. Yine 2020 yılında tıbbi cihaz
ithalatımız yaklaşık 2,5 milyar dolar iken
ihracatımız ise 1,2 milyar doların üzerine
çıkmıştır. Yerli üretimin etkisiyle tıbbi cihazda
ihracatın ithalatı karşılama oranı son beş
yılda yüzde 30dan fazla artış göstererek yüzde 50ye
ulaşmıştır.
22 Aralıkta seri üretime
başlayan ülkemizin ilk, dünyanın 9uncu coronavirüs
aşısı Turkovac, Türk bilim insanlarımızca
geliştirilerek insanlığın hizmetine sunulmuş ve millet
olarak da bu gururu ve sevinci hep birlikte yaşamaktayız. Bu vesileyle
de Erciyes Üniversitemize, Profesör Doktor Aykut Özdarendeli ve
çalışma ekibine şükranlarımızı sunuyorum. Tabii
ki, bu gururu yaşamayan Aşı değil, solüsyon. diyecek
kadar alçalan, bilimsellikten uzak bir Tabipler Birliği de ne yazık
ki var. Oysaki Turkovaca acil kullanım onayını veren insan
odaklı, bilimselliği esas alan, uluslararası alanda öncü,
referans bir kurum olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzla
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Gültekin.
SELİM GÜLTEKİN
(Devamla)
Türkiye olarak millîleşmeyi amaç edinerek ilaçta,
aşıda, tıbbi cihazda, biyoteknoloji ve medikal teknoloji
alanında kendi kendine yetecek bir ülke hâline gelme yolunda emin
adımlarla ilerlemekte olduğumuzu da görmekteyiz.
Son olarak da İYİ
Partinin vermiş olduğu grup önerisine hayır oyu
vereceğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, İYİ Parti grup önerisinin
oylamasından önce yoklama talebimiz vardır efendim.
BAŞKAN Sayın
Altay, yoklama talebiniz var.
Sayın Altay, Sayın
Keven, Sayın Köksal, Sayın Aydın, Sayın Antmen, Sayın
Kaya, Sayın Bingöl, Sayın Köse, Sayın Şeker, Sayın
Çakırözer, Sayın Ünsal, Sayın Barut, Sayın Tuncer,
Sayın Emecan, Sayın Özkan, Sayın Gök, Sayın Hakverdi,
Sayın Aygun, Sayın Zeybek, Sayın Gaytancıoğlu.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
17.07
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN
(Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 44üncü Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN - İYİ
Parti grup önerisinin oylamasından önce istem üzerine yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulanamamıştı.
Şimdi yoklama
işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya
başlandı)
BAŞKAN Pusula veren
sayın milletvekillerimiz lütfen Genel Kurulda kalalım.
(Elektronik cihazla yoklamaya
devam edildi)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
İYİ Parti Grubunun, Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlu
ve arkadaşları tarafından, ilaç ve tıbbi cihaz sektöründe
faaliyet gösteren yerli üreticilerimizin iç pazarda hacim yakalaması, yeni
teknolojileri getiremeyen global
yatırımcılarımızın, devlet hastanelerinden
alacaklarını tahsil edemeyen binlerce yerel firmanın,
çalışanların ve hastalarımızın sorunlarına
gereken önlemlerin alınması amacıyla 3/12/2021 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ
Parti grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Halkların Demokratik
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.-
HDP Grubunun, Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve
arkadaşları tarafından, Kriminal Polis Laboratuvarı ve Adli
Tıp Kurumunun cezasızlığa yol açan raporların
araştırılması amacıyla 11/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
11/1/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
11/1/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
11 Ocak 2022 tarihinde,
Kocaeli Milletvekili Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu ve
arkadaşları tarafından verilen (16205) grup numaralı,
Kriminal Polis Laboratuvarı ve Adli Tıp Kurumunun
cezasızlığa yol açan raporların
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 11/1/2022 Salı günkü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Kocaeli Milletvekili Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu.
Buyurunuz Sayın
Gergerlioğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün size Türkiye'deki cezasızlık
politikasıyla ilgili çok önemli belgeler, bilgiler sunmaya
çalışacağım.
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Bağırma, bağırma!
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Devamla) Bir buçuk sene oldu, Ali el Hemdan cinayeti
işlendi Adana'da. Bu cinayetin üstü örtülmeye
çalışıldı ancak insan hakları kuruluşları ve
Adana Barosu bu meselenin üzerine gitti ve çok önemli başarılar elde
edildi; katil cezayı aldı ama eksik kalan çok önemli hususlar oldu.
Ali el Hemdan
ABD'de olsa ırkçı nefret cinayeti denirdi ama
Türkiye'de kimse sesini çıkarmak istemedi, örtbas etmek istendi. Şunu
net bir şekilde söylüyorum ki Ali el Hemdan Türkiye'nin George Floydudur.
Bu cinayet örtbas edilmeye çalışıldı, aslında olay
şuydu: 17 yaşında Suriyeli bir genç
Polis onunla çok kısa
bir mesafede, karşılıklı konuşuyorlar -görüntüleri
izledim- polis silahını doğrultuyor, mermiyi namluya veriyor ve
göğsüne ateş ediyor; çocuk yere düşüyor ve hayatını
kaybediyor. Bunun üzerine Adana Valiliği ve Emniyeti hemen uyduruk
açıklamalar yapıyorlar. Polis diyor ki: Ben silahı
sıkarken sendeledim, yere düştüm; silah ateş aldı. Adana
Valiliği diyor ki: Uyarı ateşi sonucu kazaen yaralandı.
ve bunlardan sonra savcı kasten öldürmeden ceza istiyor. Tüm bu olaylar
olurken polisin kriminal laboratuvar raporu çıkıyor. Polis, kriminal
laboratuvar raporunda seken mermi diyor, çok yanlış bir ifade.
Bütün bu baskılar sonucu İçişleri Bakanlığından
Mülkiye Müfettişi İmran Kürşat Ağca gelip bir açıklama
yapıyor -açıklamasını dikkatle dinleyin lütfen, çok önemli
beyanları var- diyor ki: Adana İl Emniyet Müdürü Zafer
Aktaş'ın apar topar Adana Valisi Mahmut Demirtaş ile
görüştüğü, sığınmacı genci vuran polisi koruma
kararı aldıkları, bu kapsamda Adana Emniyet Müdürlüğü
Kriminal Polis Laboratuvarı Şube Müdürlüğünün raporunun sahte
olduğu ortaya çıkıyor değerli arkadaşlar.
Müfettiş diyor ki: Vali ile Emniyet Müdürü bir araya gelip polisi korumaya
çalışmışlar ve savcılık makamı
tarafından vurulma anının görüntüleri ile kriminal laboratuvar
raporu karşılaştırıldığında olayın
örtbas edilmek istendiğini söylüyor. Müfettiş diyor ki: Olay buraya
kadar benim dahlimdedir, bundan sonra Adana Cumhuriyet
Başsavcısı görevini yapmalıdır. Ama Adana Cumhuriyet
Başsavcısı herhangi bir işlemde bulunmuyor. Adana Barosu
suç duyurusunda bulunuyor ve ne cevap veriliyor biliyor musunuz?
İşleme alınamaz. cevabı veriliyor. Baronun raporları
burada, bakın, Adana Barosu konunun üstüne gidiyor, savcı
İşleme alınamaz. diyor. Başvuranlar apaçık ortada,
mülkiye başmüfettişinin raporu ortada ama maalesef ki olay böyle
örtbas edilmeye çalışılıyor ve Adana Emniyet Müdürü bu
örtbasa rağmen İstanbula terfi ediyor, İstanbul Emniyet Müdürü
oluyor; Adana Valisi Mardine kayyum olarak atanıyor. Ve Vali
hakkında İşlem yapılamaz. kararı alıyor
cumhuriyet başsavcısı. Peki, idari olarak İçişleri
Bakanlığı ne yapıyor? Hiçbir şey yapmıyor.
Süleyman Soylu, Valiyi de koruyor, Emniyet Müdürünü de polisin yanındaki
şahısları da kriminal polis ekibini de koruyor. Müthiş bir
cezasızlık politikası var burada. Peki, biz bu
cezasızlık politikasını daha yeni mi görüyoruz? Birçok
olayda bunu gördük. Bütün bunları gündeme getirmek için illa Sedat Peker
gibi birilerinin mi gündeme getirmesi gerekiyor arkadaşlar? Çok açık,
olağan dışı bir olay var burada. Müfettiş raporuna
rağmen örtbas edilmek istenen bir olay var ama polisine Kır
bacağını! diyen bir İçişleri Bakanının
olduğu yerde mesele örtbas ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Devamla) İşte cezasızlık
politikası her yerde. Kandıra Cezaevinde hasta mahpus Aysel
Tuğluk Vekilimizin raporlarını inceledim, Kocaeli Adli Tıp
infaz erteleme verilmesi gerektiğini söylediği hâlde İstanbul
ATK Hayır. diyor. Bir hekim ve insan hakları savunucusu olarak
insanı isyan ettiren bir sonuç.
Başka daha çok vaka var.
Hasta mahpuslar Nesrin Gençosman, Halime Gülsu, Muzaffer Özcengizin
ölümlerindeki örtbas etmeler yine, Kemal Kurkut, Medeni
Yıldırım, Tahir Elçi. Hrant Dink, Ali İsmail Korkmaz,
Berkin Elvan cinayetlerindeki cezasızlık politikaları. Bu
cinayetlerin çoğundaki katiller ellerini kollarını sallayarak
dolaşıyorlar ve Adli Tıp raporlarının, Kriminal Polis
Laboratuvarlarının raporlarının 81 ilde incelenmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Devamla) Apaçık devlet raporları sahte
raporlar üretmiş durumda.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Ali Şeker.
Buyurun Sayın
Şeker. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ
ŞEKER (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Adli Tıp Kurumu,
tıp bilimiyle ilgili bilgileri adaletin hakça oluşabilmesi için
hukukçuların anlayacağı bir dilde onlara sunması, bunu
sunarken de tarafsız olması,
bağımsızlığını koruması ve adaletin
hızla tecelli etmesi için de bir an önce bu bilgileri hiçbir şekilde
güvenilirliğinden taviz vermeden hukukun önüne koyması demektir.
Burada tarafsız olması, bağımsız olması gereken
Adli Tıp Kurumu bu şekilde davranmadığında bugünkü
yaşadığımız sorunlarla
karşılaşıyoruz.
Bir üniversite diyor ki:
Aysel Tuğluk kendi başına hapishanede hayatını
sürdüremez. Öbür taraftan Adli Tıp Kurumu diyor ki: Böyle bir şey
yok. Biliyorsunuz, üniversiteler bilimin yuvalarıdır ve nispeten ve
nispeten diğer kurumlara göre özerk unsurları hâlâ
barındırabilen kurumlardır. Adli Tıp Kurumu, kurulduğu
dönemde özerk bir yapı olarak hükûmetlerin karşısında,
hukukun karşısında bilimi savunan, dimdik duran kurumlar olarak
yerleşmiş kurumlardandı ama her geçen yıl kurumların
tarafsızlığını bir bir yitirdiği gibi Adli
Tıp Kurumu da tarafsızlığını yitirdi ve maalesef
adaletin tecellisine engel bir konuma doğru hızla sürükleniyor.
Kurumu bu durumdan çıkarmak Adli Tıpta çalışan kurum
görevlilerinin de hepimizin de sorumluluğu.
2020 yılında en az
57 hasta mahkûm ve cezaevinde kalan tutuklu hayatını kaybetti.
Burada, bu hayatını kaybedenler Cezaevinde kalabilir. dendiği
için orada öldüler. Hâlbuki, bu noktaya gelmiş olan tutukluların daha
öncesinde sağlık hakkını kazanmaları gerekiyordu.
Burada, Adli Tıp Kurumu şeffaf bir şekilde görevini yapabilmeli
ve TÜİK gibi -görüyorsunuz-Millî Eğitimin kapısına kilit
vurması gibi, bütün kurumlar bir bir
bağımsızlığını yitiriyor. Adli Tıp
Kurumu da beyaz önlüklü bir kurum olarak en hızlı kirlenen
kurumlardan biri oldu. Devlet intikam duygularıyla yönetilemez, devletin
dini adalettir ve herkese adaletli davranmak durumundadır.
Bir başka sorun,
maalesef, Elâzığ Tıp Fakültesi öğrencisi 20
yaşındaki Enes Kara cemaat yurdunda yaşadığı
sıkıntılardan ve bunalımdan kurtulamayarak
hayatını kaybetti, intihar etti. Bizim bu intiharların önüne
geçmemiz gerekiyor. Barınamıyoruz. diyen öğrencileri bir bir
gözaltına alanların, barınamayan ve cemaat yurtlarında
barınmak zorunda kalan, orada katledilen, orada tecavüze uğrayan,
orada cinayete maruz kalan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ALİ ŞEKER (Devamla)
intihara sürüklenen bu çocukların bu ortamını ortadan
kaldırması gerekiyor. Kaçak bir yurtta cinayet işleniyor,
baskı görülen bir yurtta çocuklar intihar ediyor ve devlet olarak bu
konunun muhatapları bu konuda hiçbir açıklama yapmıyorlar,
üzerine düşeni yerine getirmiyorlar. Bunların, bu katillerin mutlaka
ve mutlaka hesabının sorulması gerekiyor. O barınma
koşullarını sağlayamayanlar da bu suça ortak.
Evlatlarının katillerinin bıçağını yalayan
babalar, daha önce Antalyada katledilen çocuğun babası Biz
razıyız bu cemaatlerden. demişti; bugün intihar nedeniyle
hayatını kaybeden Enes Karanın babası da yine aynı
minvalde bir açıklama yaptı. Bu evlatlarının katillerinin
bıçağını yalayan babaların elinden de kurtarmak
gerekiyor bu çocukları. Devlet olarak onlara barınabileceği
imkânları sunmak hepimizin görevi, hepimizin sorumluluğu. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ
Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU
ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; HDPnin grup önerisi üzerinde konuşma yapmak için söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununda da ifade
edildiği gibi, polis, asayişi, kamu, şahıs, tasarruf
emniyetini ve konut dokunulmazlığını korur. Halkın
ırz, can ve malını muhafaza ve kamunun istirahatini temin eder.
Yardım isteyenlere yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere
yardım eder. Kanun ve nizamnamelerin kendisine verdiği vazifeleri
yapar. Kanun böyle diyor. Polisin adli görevi ise ayrı bir konudur. Polis
kendisine mevzuatla tevdi edilen yetki ve görevlerinin dışında
başkaca yetki ihdas ederek sınırların dışına
çıkamaz. Fakat polisin eğer anayasal düzene, temel hak ve
özgürlüklere, hukuk devletinin emredici hükümlerine aykırı bir yetki
kullanımı söz konusu olursa biliniz ki işte, polis
sıralı amirleri ile iktidarın makamları tarafından
kötü kullanılıyor demektir.
Değerli arkadaşlar,
kariyer ve liyakatin terk edildiği, hukuk devleti ilkelerinin
çiğnendiği, temel hak ve özgürlüklerin göz ardı edildiği,
büyük hırsızlıkların, soygun ve talanın
yaşandığı bugünlerde polisin elinin kolunun
bağlanması kabul edilemez. Polis, kaynak itibarıyla sahibinin
sesi hâline getirilmek istenmektedir. Halbuki polis, kamu düzeninin ve
güvenliğinin ve tasarrufa ilişkin emniyetin, halkın can, mal ve
ırzının teminatıdır. Bugün polisin böyle olduğuna
inanıyor muyuz? Sınırları delik deşik olmuş,
uyuşturucu batağına saplanmış, genel ahlakın dibe
vurduğu bir ülkenin polisinin sıkıntılarını
hepimiz biliyoruz ama polisin -devletin polisi olacakken- iktidarın
tasallutuyla AKP'nin polisi hâline getirilmesi teşkilatta büyük
rahatsızlıklara yol açmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
polisin silah kullanmayla ilgili yetkileri aynı yasanın 16ncı
maddesinde fıkralar hâlinde belirtilmiştir. Polisin yetki ve
görevlerini kendi uhdesinde tutarak adım attırmayan AKP iktidarı
idari, adli her alanda adaletin tecellisinde en büyük engeldir.
Değerli arkadaşlar,
devletin kurumlarını yıpratmamak gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz
efendim.
BEHİÇ ÇELİK
(Devamla) Polis, Jandarma, yargı, maliye, hariciye, mülkiye gibi temel
devlet yapılarını AKP lehine dönüştürmek bizatihi en büyük
zararı iktidara ve sonra aziz milletimize fatura eder. Burada bir güven
bunalımının olduğu da açıktır, bunu telafi etmek
zorunludur. Herkesin vicdanı kendi polisidir. Ancak polis, vicdanı
olmayanların karşısındadır. diyor Atatürk. O hâlde
vicdanı hâkim kılmak gerekir. Bu vesileyle biz, İYİ Parti
olarak, polisimizi kirletenlerin karşısındayız hem içte hem
dışta.
Saygılarımla.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Tekirdağ Milletvekili Sayın
Mustafa Yel.
Buyurunuz Sayın Yel. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, Kriminal Polis Laboratuvarı ile Adli Tıp Kurumunun
verdiği raporlarla ilgili HDP Grubunun vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
27/4/2020 tarihinde Adanada
Ali el Hemdan isimli sığınmacının bir polis memuru
tarafından vurularak vefat etmesi olayıyla ilgili olarak; Ali el
Hemdanın vurulması olayının idari yönden incelenmesi için
görevlendirilen mülkiye başmüfettişi tarafından, söz konusu
Polis Memuru Fatih Karacayı devlet memurluğundan çıkarma
teklifinin yer aldığı disiplin raporu düzenlenmiştir.
Devlet memurluğundan çıkarma talepli bahse konu disiplin raporu,
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Bakanlık Yüksek Disiplin
Kuruluna sevk edilmiştir. Bahsedilen olayla ilgili olarak, dönemin Vali ve
Emniyet Müdürünün bahse konu polis memurunu koruduğu şeklindeki
iddiaları soruşturmak üzere görevlendirilen başka bir mülkiye
başmüfettişi tarafından mahallinde yapılan
çalışma sonucunda 1/2/2021 tarihli bir ön inceleme ve bir tevdi
raporu düzenlenmiştir. Ön inceleme raporunda dönemin Valisi ve dönemin
İl Emniyet Müdürü tarafından, olayı gerçekleştiren Polis
Memuru Fatih Karacanın korunup kollandığına dair bir
bilgi, bulgu ve emareye rastlanılmadığı, memurun
olayın olduğu gün görevden uzaklaştırıldığı,
savcılığa gecikmesizin haber verildiği ve tüm
çalışmaların savcılık talimatları doğrultusunda
yürütüldüğü, iş ve işlemlerde bir gecikme
olmadığı, delil karartma ya da yok etme çabasının
olmadığı, Vali ya da Emniyet Müdürünün nüfuzlarını
kullanıp Kriminal Laboratuvar görevlilerini etkilediklerine ya da
etkilemeye çalıştıklarına dair bir bilgi, bulgu ve delile
ulaşılamadığı, söz konusu görevlilerin görevlerini
zamanında ve eksiksiz yaptıklarının
anlaşıldığının belirtildiği; tevdi raporunda
ise söz konusu olay ve sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü Adana
Kriminal Polis Laboratuvarı uzmanlarının düzenledikleri uzman
raporları ile olay anının görüntülerinin yer
aldığı DVD içindeki görüntülerle ilgili olarak bu işlemin
adli görev niteliğinde olması sebebiyle gereğinin takdir ve ifasının
savcılığa ait olduğu değerlendirildiğinden bahse
konu raporun Adana Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderildiği anlaşılmıştır.
Kriminal
laboratuvarların çalışma usulüyle ilgili olarak ise Emniyet
Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığına
bağlı 10 Bölge Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğü bulunmakta
olup bunların çalışma usul ve esasları Emniyet Genel
Müdürlüğü Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlükleri
Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinde
düzenlenmiştir. Yönetmeliğe göre, laboratuvarlar, görev alanlarıyla
ilgili adli ve idari soruşturmalara ilişkin inceleme taleplerini
güvenilirlik, tarafsızlık, bilimsellik, hesap verilebilirlik ilkeleri
çerçevesinde yürütmek, gerekli inceleme ve analizler yaparak uzmanlık
raporu düzenlemek ve talep eden mercilere göndermekle mükelleftir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MUSTAFA YEL (Devamla) Adli
olayla ilgili olarak talep edilen inceleme sonucunda düzenlenen uzmanlık
raporu, İçişleri Bakanlığınca Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilmiş, bir nevi
bilirkişilik görevi ifa edilmiştir. Adli olay kapsamında
yürütülen bilirkişilik işleminde herhangi bir hata, kusur ya da
görevi kötüye kullanma durumu olup olmadığını
değerlendirmek ve gereğini takdir ve ifa etmek cumhuriyet
savcılığının görev ve yetkisindedir.
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Raporlar burada, mülkiye
başmüfettişinin raporları burada. Mülkiye
başmüfettişinin raporlarını görmezden geliyorsunuz. Adana
Barosunun raporu burada. El insaf ya, nasıl böyle bir şey
yapabiliyorsunuz?
MUSTAFA YEL (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu vesileyle, terörle
mücadele ederken şehit düşen tüm askerlerimize, polislerimize,
korucularımıza, kamu görevlilerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize
de sağlıklı uzun ömürler diliyor, yüce heyetinizi tekrardan
saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun, var olun
diyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Mülkiye başmüfettişinin raporu var
ya! Ya, nasıl bir pişkinlik bu? Nasıl bir pişkinlik? El
insaf ya! El insaf! Nasıl bir pişkinlik?
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Otur, boşuna bağırma, boşuna
bağırma!
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük'ün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Okutuyorum:
3.- CHP Grubunun, Grup
Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Engin Altay, Manisa
Milletvekili Özgür Özel ile Sakarya Milletvekili Engin Özkoç tarafından,
Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ilişkilerin, Türkiyenin ulusal,
uluslararası, ekonomik ve siyasi çıkarlarına ne tür zararlar
verdiği ve gelecekte ne tür maliyetler çıkaracağının
araştırılması amacıyla 11/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 11
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
11/1/2022
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
11/01/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili
Grup Başkan Vekili Engin Altay, Manisa Milletvekili Grup Başkan
Vekili Özgür Özel ile Sakarya Milletvekili Grup Başkan Vekili Engin Özkoç
tarafından, Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ilişkilerin,
Türkiye'nin ulusal, uluslararası, ekonomik ve siyasi çıkarlarına
ne tür zararlar verdiği ve gelecekte ne tür maliyetler
çıkaracağının araştırılması
amacıyla 11/01/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis Araştırma
Önergesinin (3076 sıra no.lu), diğer önergelerin önüne alınarak
görüşmelerinin 11/01/2022 Salı günlü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Ankara Milletvekili Sayın Levent Gök
Buyurunuz Sayın Gök.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
iktidar Katarı çok seviyor. Katarla bir karşılıksız
sevgi yaşıyoruz. Biz Katarı çok seviyoruz ama Katarın da
bizi sevdiğini zannediyoruz. Bir imkânsız aşk var aramızda
Katarla.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Katar aşkı!
LEVENT GÖK (Devamla)
Değerli milletvekilleri, 2002-2020 yılları arasında tüm
yabancı yatırımlar arasında Katarın doğrudan
yatırımları Türkiyeye 2 milyar 900 milyon dolar yani tüm yatırımların
1,7si. Aradan yirmi yıl geçiyor, bir bakıyorsunuz tüm yabancı
yatırımlarda toplam sermaye stokunun Katar on sekiz yıl önce
1,7sini oluştururken aldığı değerlerle yüzde 15ine
ulaşmış durumda yani 33 milyar dolara ulaşıyor.
Katara 1 vermişiz Katar bizden 15 almış, Katara elimizi
vermişiz Katar bizim kolumuzu almış. Neler vermemişiz ki
Katara? Her şeyi vermişiz: Borsa İstanbulun yüzde 10unu,
Antalya Havalimanının daha geçtiğimiz hafta kırk dokuz
yıllığına uzattığımız
haklarını, Memorial Hastanesinin yüzde 20sini; Alternatif Bankı
vermişiz, Finansbankı vermişiz, Digiturkü vermişiz,
Banviti vermişiz, 15 suit odalı Munamar Otelini vermişiz.
HÜDA KAYA (İstanbul)
Fenerbahçe de gidiyor.
LEVENT GÖK (Devamla) Katar
Emirinin annesi gelmiş İstanbuldan tam 44 dönüm arazi
almış Kanal İstanbul güzergâhı üzerinden. Vermediğimiz
bir şey kalmamış; Katarlılar memnun, bizdeki iktidar,
sermaye, iş insanları ve bürokratların bir kısmı
memnun. Katardan para alıyoruz, ekonomiyi düzelttiğimizi
zannediyoruz ama değerli milletvekilleri, Tank Palet Fabrikasını
vermeden önce birden Katar Emiri bize bir uçak
bağışlamış, hibe etmiş. Ben Türkiyeden para
almam, Türkiyeye hibe ederim. diyor. Tam iki ay sonra bir bakıyoruz,
Tank Palet Fabrikasını veriyoruz Katara yani Katar boşuna
vermiyor ve bedava da vermiyor.
Değerli milletvekilleri,
şeffaflık olmadan hiçbir ülke ilişkilerini götüremez.
Bakın, değerli ekonomistlerimiz Deutsche Welle gazetesine verdikleri
röportajda şunları söylüyorlar: Türk Hükûmeti ile Katar Hükûmeti arasındaki
ilişkilerin hiçbir şeffaflığı yoktur.
İlişkiler ikili yürümektedir ve bunların doğru düzgün
kaydı da yoktur. O yüzden, Arap sermayesi olduğunda kurumlar bir
kenara itiliyor ve bire bir ilişkiler üzerinden alımlar, satımlar
yapılıyor. Bu doğru değil. diyorlar ve Böyle bir
şeffaflık olmaz, dikkatli olun, Katar sermayesine dikkat edin. diye
uyarıyorlar Türkiyeyi.
Değerli
arkadaşlarım, Ethem Sancak diyor ki: Tank Paleti almadan önce
Sayın Recep Tayyip Erdoğanı aradım, siz büyük
ferasetinizle Arapların büyük bir bölümünü onurlu hâle getirdiniz.
Katarla neredeyse tek millet, iki devlet gibiyiz. Allah da gani gani para
vermiş Katarlılara, Emir de sizi kırmaz; bir telefon ederseniz
Tank Paleti ben alayım. Ethem Sancak Sağ olsun,
Cumhurbaşkanı Sayın Katar Emirini aradı, o da kırmadı,
BMCnin yüzde 50 eksi 1ini Katar ordusuna sattım. diyerek teşekkür
ediyor Cumhurbaşkanına. Değerli milletvekilleri, ne diyor Ethem
Sancak? Tek millet, iki devlet. Öyle mi? Bakın, tek millet, iki devletin
diğer milleti ne yapıyor? Türkiye oluk oluk değerlerini oraya
verirken Katar geçtiğimiz günlerde Güney Kıbrısla anlaşma
yaparak doğal gaz arama faaliyetlerinde Güney Kıbrısın
yanında yer alıyor yani tek millet olacaktık ya, tek millet olamıyoruz.
Katar, Güney Kıbrısla beraber iş tutuyor şu anda ve Kuzey
Kıbrısa elçilik sözü veriyorlar, Güney Kıbrısta
açılıyor, Kuzey Kıbrısta açılmıyor ve Katar
yetkilileri Makarios Nişanı alıyor değerli
arkadaşlarım. Şimdi, tek millet, iki devlet anlayışa
bakın, Katarın yaptığına bakın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
LEVENT GÖK (Devamla)
Değerli milletvekilleri, tabii iş böyleyken Katar
Dışişleri Bakanı Al Sani ne diyor: Türkiye ekonomisini
yakından izliyoruz. Türkiye ekonomisinin yaşadığı
zorluklardan çıkacak fırsatlara bakıyoruz. Katar
Dışişleri Bakanı daha ne desin? Atmaca gibi bir yerde
bekliyoruz, Türkiye zora düştükçe elinden değerleri almak için biz
çabamızı göstereceğiz. diyor. Peki, Katar boşuna mı
yapıyor bunları? Asla. Katar işini bilen bir ülke. Bakın,
Katar geçtiğimiz yıllarda dünyanın en önde ülkelerinin
girdiği Dünya Kupasının organizasyonunu aldı, Dünya
Kupasında 2022 organizasyonu Katarda yapılacak. Peki,
arkasından ne çıktı? Rüşvet çıktı. Dünyanın
en ünlü futbolcularından Platininin de adının
karıştığı, Fransa Cumhurbaşkanının
adının karıştığı bir rüşvet
çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
LEVENT GÖK (Devamla)
Değerli milletvekilleri, eğer Katar 1 verip 15 alıyorsa biliniz
ki bu 15in Türkiye'de paylaşıldığı siyasetçiler,
bürokratlar ve iş adamları vardır. İşte, bu
araştırmanın konusu da dünya kupasını rüşvet
vererek alan Katar'ın Türkiye'deki dağıttığı
paraların soruşturulmasıdır. Türkiye'de neler
olmuştur? Eğer 1 alıp 15 veriyorsanız, bu 15in hangi
kısmı hangi siyasetçiye gitmiştir, hangi bürokrata
gitmiştir, hangi iş adamına gitmiştir? (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Türkiye'deki tüyü
bitmemiş yetimin hakkı Katarlılara nasıl peşkeş
çekilmiştir? Gelin, bunu araştıralım. Yurtsever olmak,
aydın olmak, demokrat olmak bunu gerektirir. Biz Türkiye'nin
haklarını savunuyoruz ve Katarlılara bedavadan verecek bir tek
değerimizin de olmadığının altını çiziyoruz.
Hepinize saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bravo!
BAŞKAN İYİ
Parti Grubu adına Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurunuz Sayın Cinisli.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve sizleri
saygıyla selamlarım.
İYİ Parti olarak
biz yabancı sermayeye, başka ülkelerle ekonomik ve çok taraflı
ilişkiler kurulmasına karşı değiliz. Olması
gereken yabancı sermayenin kurallar çerçevesinde ülkemize yatırım
yapmasını sağlamaktır ancak dozu kaçan, devlet
ciddiyetinden uzak, ülkemizdeki rekabet ortamını zedeleyici, Türk
insanının hür teşebbüsüne darbe vuran laubali ilişkilere
kesinlikle karşıyız.
AK PARTİ hükûmetlerince
Katar'la 2015ten bu yana siyasi, askerî, ekonomik ve kültürel alanlarda 84
anlaşmaya imza atıldı. Bu anlaşmalar ve alınan
kararların işaret ettiği tek bir husus var, o da AK PARTİ
iktidarlarınca Katar'ın menfaatlerinin ülkemizden daha çok
kayrıldığı. Ülkemizin tank hastanesi olarak bilinen
stratejik önemdeki Sakarya Tank Palet Fabrikamızın işletmeci
statüsünün devletimizin güvencesinden koparılıp her türlü finansal
riske açık Katar ortaklı özel bir şirkete devredilmesi örnek
olarak verilebilir veya daha geçen hafta şiddetli muhalefetimize
rağmen kanunlaştırılan bir maddeyle, kendi öz
varlıklarımız olan limanlarımızın bazı
imtiyazlı ak elitist gruplar ve Katar devleti tarafından çok uzun
süre daha kullanılmasına ihalesiz imkân sağlanması gibi.
Üstelik, limanlarımızı kullanmak isteyen, AK PARTİ
iktidarıyla gizli ilişkilere sahip bu ülkenin, Güney Kıbrıs
Rum Yönetimiyle birlikte, kesin itirazımıza rağmen, adanın
güneyinde doğal gaz aradığı bilinmez bir durum değil.
Katar'a hayır
diyememenin sebebi nedir bilmek istiyoruz. Katar ile ülkemiz arasındaki
ilişkiler kurumsal diplomasi temelinde yürütülmüyor. Şahıslar
arası yürütülen gizli ve özel ilişkilerin ülkemize maliyetleri
artık hesap edilemez duruma geldi.
Diğer yandan, Dünya
Kupası gibi büyük çaplı organizasyonlarda komiteler tarafından
ev sahibi ülke belirlenirken aranan şartlar arasında güvenlik
başlığı da muhakkak bulunuyordur. Katar devleti bu
organizasyonu alırken güvenliği sağlamak için FIFAya fedakâr
Emniyet teşkilatımızı mı önerdi de güvenlik güçlerimizi
Katar'a gönderiyoruz? Hediye uçak meselesinin detaylarını bu kürsüde
konuşmayı ise zül addederim.
Sayın milletvekilleri,
bugün bir torba kanun teklifiyle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
nezdindeki yabancı ülke merkez bankalarına ait paraların
haczedilmemesi Genel Kurulumuzda görüşülecek. Son derece onur
kırıcı, ülkemizin ve Merkez Bankamızın
itibarını zedeleyecek sorunlu bir teklif olarak
değerlendiriyorum. Bu talebi ileten ülkeler arasında Katar da var
mıdır? Böylesine hadsiz ve düzeysiz bir talebe muhatap olmaktan ve
bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirmekten AK PARTİli
siyasetçiler utanç duyuyor mu; bunu da merak ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
MUHAMMET NACİ
CİNİSLİ (Devamla) Teşekkür ederim.
Çok büyük ve lüks bir ak
sitenin süs havuzu olarak değerlendirdiğim kalan İstanbul
projesi faciasında Katarın payı ne kadardır; bunu da
bilmek istiyoruz.
Anlaşılıyor ki
Katarla son derece karmaşık ve devlet ciddiyetinden uzak
girişimlere kapılınmıştır. AK PARTİ ve Katar arasında yürütülen ilişkiler
şeffaflıkla kamuoyuyla paylaşılmalı. Katar sermayesi
olarak adlandırılan anonim paranın detayları bilinmeli. AK
PARTİ inandırıcılığını
yitirmiştir, güvenmiyoruz.
Bu ilişkilerin ülkemizin
menfaatlerine nasıl etki ettiğinin araştırılması
gerektiğini ifade eder, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Muş Milletvekili Sayın Gülüstan
Kılıç Koçyiğit.
Buyurunuz Sayın
Kılıç Koçyiğit. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN
KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan ve
ekranları başında bizi izleyen değerli
halklarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
araştırma önergesi, tabii, AKP Hükûmeti ve Tayyip
Erdoğanın Katara sağladığı özel
ayrıcalıkların araştırılması ve
bunların ülkemize verdiği zararların ortaya
çıkarılmasına dönük ama oraya gelmeden önce aslında bir
şeyleri konuşmaya ihtiyacımız var. Örneğin, sorun
yaşadığımız, sadece Katarla olan dış
politika mıdır, sadece Katar Hükûmeti ve oranın sermayesiyle
Tayyip Erdoğan ve AKP Hükûmetinin geliştirdiği yakın ve
kişisel ilişkiler midir, dış politikanın kurumsallıktan
çıkması ve neredeyse bir parti devletine dönüştürülmeye
çalışılan yerde, partiye ve partinin çıkarlarına
endekslenmesi midir; bütün bunları konuşmamız gerekiyor. Ne
yazık ki özet olarak şunu söyleyebiliriz: Aslında, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin genel anlamda bir kurumsal devlet dış
politikası yoktur, AKP Hükûmetine endekslenmiş, Tayyip
Erdoğanın çıkarlarına endekslenmiş, konjonktüre
endekslenmiş, rüzgârın estiği yöne göre endekslenmiş bir
dış politikası vardır. Fakat Katar meselesinde özel bir
şeye dikkat çekmek gerekiyor. Nereden geliyor bu Katar sevdası?
Bakın, değerli arkadaşlar,
2011 yılında, Suriye savaşı
başladığında AKP Hükûmeti gibi Katar Hükûmeti de Katar
devleti de Katarın yapısı da aslında Selefi cihatçı
örgütleri, IŞİDi, El Nusrayı, El Kaideyi destekliyordu. Yani
bu anlamıyla aslında, Katar ile AKP Hükûmeti arasında bir
ideolojik yakınlığın, bir ideolojik örtüşmenin, bir
ideolojik bakışın olduğunu ifade etmemiz gerekir.
Şimdi, asıl soru
şu: Bir demokratik devlette, bir demokratik hukuk devletinde ülkeler
arasında karşılıklı çıkara dayanan, ülkeler
arasında mütekabiliyete dayanan ilişkiler gelip kişilerin
çıkarlarına dayanır mı ya da kişilerin
çıkarlarına, partilerin çıkarlarına endekslenir mi? Tabii,
normal koşullarda bu soruya hızlı bir şekilde Hayır.
yanıtı oluşturuyoruz. Ama eğer ülke, ülke olmaktan çıkarılmış
ve şahsın devletine dönüşmüşse işte, orada artık
bir dış politikadan, kurumsallaşmış bir devlet
aklından bahsedemeyiz; orada sıkıştıkça soluğu
Katarda, sıkıştıkça soluğu, işte, başka
ülkelerde alan bir yönetim aklının hâkim olduğunu ifade edebiliriz.
Örneğin bunlardan birincisi, biri diyelim, örnek verelim; Birleşik
Arap Emirliklerine ne diyordunuz? 15 Temmuz darbe girişiminin
arkasındaki finansör ülke. diyordunuz. Maazallah, ülkemizi
yıkacaklardı. diye feryat figan bağırıyordunuz. Sonra
ne oldu? Sonra 10 milyar dolarlık bir swap anlaşması için
önlerine kırmızı halılar serdiniz, VIPte
karşıladınız, en üst düzeyde görüşme
yaptınız. Ne oldu? Yani, hain darbe girişimini destekleyen ülke,
sırf 10 milyar dolarlık swap anlaşması yapacak diye birden
bire aklandı sizin tarafınızdan.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Bu anlamıyla, genel anlamıyla
dış politikada bir tutarsızlığınızın
olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.
Avrupaya karşı
göçmen kartını kullanıyorsunuz ve diyorsunuz ki: Ey AB, benim
faşist uygulamalarıma, benim antidemokratik uygulamalarıma,
benim hukuku ayaklar altına alan uygulamalarıma sessiz kal, ben de
göçmenleri burada tutayım bir tampon ülke olarak. Onlar linç
girişimine mi maruz kalıyor, çöpten ekmek mi topluyor, entegre mi
olamıyor, yoksulluktan mı ölüyor; ona da hiç karışma.
Peki, Arap
coğrafyasına ne diyorsunuz? Ey Katarlılar, ey Suudiler, ey
şeyhler, ey petrol zenginleri, gelin, bakın, bizim bakir Karadeniz
kıyılarımız var, el değmemiş
ormanlarımız var, milyon hektara varan madenlerimiz var ve diğer
millî ve yerli kaynaklarımız var. Onlara da onu peşkeş
çekiyorsunuz.
Sınır
komşularımıza ne diyorsunuz? Kürt anasını görmesin
diye iç savaşı körüklüyorsunuz ve yangına benzinle gidiyorsunuz.
İşte, AKPnin dış politika özeti!
Saygılar sunarım.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın
Akif Çağatay Kılıç.
Buyurunuz Sayın
Kılıç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş
olduğu grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen
başında, bugün ahirete irtihal eden 27 yaşındaki millî
futbolcumuz ve Konyaspor futbolcusu Ahmet Çalık kardeşimizi tekrar
rahmetle anıyorum, mekânı cennet olsun inşallah.
Değerli arkadaşlar,
tabii, Türkiye ve Katar arasındaki siyasi, ekonomik, askerî ve ticari
ilişkiler egemen iki devletin müşterek yararını gözeten
stratejik bir iş birliği olarak değerlendirilmeli. Fakat her
nedense Katarla ilgili konular gündeme geldiğinde veyahut da farklı
uluslararası konular gündeme geldiğinde maalesef muhalefet
partilerimizin ilginç yaklaşımları oluyor. Burada dile getirilen
birtakım sözlere kısa süre içerisinde cevap vermeye
çalışacağım.
Şimdi, tabii, Sayın
Gök, Türkiye'de yapılan uluslararası birtakım
yatırımlardan bahsetti ve buna referans olarak da bir Alman
televizyon veyahut da haber sitesini, Deutsche Welleyi referans gösterdi.
Fakat Sayın Gök, Alman referansı verdiğiniz için
hatırlatmak isterim ki Deutsche Wellenin ev sahibi olduğu Almanya,
Volkswagenın da ev sahibidir, Katar Yatırım Fonu
Volkswagenın geçen sene yüzde 18ini satın aldı; bu da dünya
anlamında yapılan uluslararası bir yatırımdır.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Bravo, işte bu! Kapak oldu! Hadi bakalım.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Sen Katarlı mısın? Katarlılar fonu
aldı diye sevindiğine göre herhâlde sen de Katarlısın!
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Kapak oldu, kapak! Hadi bakalım.
CAVİT ARI (Antalya)
Katarlıların satın aldıkları fabrikalara sevinen bir
Grup Başkan Vekili
Helal olsun sana!
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Devamla) Yine, aynı şekilde, baktığınız zaman,
burada, tabii, çeşitli farklı yatırımların
yatırım yapılmış olarak ortaya konmasıyla beraber
aynı zamanda belli yerlere farklı şekilde verildiği iddia
edildi. Şunu unutmamak lazım: Ana muhalefet partisinin Sosyalist
Enternasyonalde kardeş partisi olan Almanya Sosyal Demokrat Partisinin de
Türkiye'ye yönelik olarak sanayi yatırımları ve aynı
zamanda, bu noktada yapılacak olan savunma sanayisi yatırımlarıyla
ilgili ortaya koymuş olduğu tutum ortadadır. Ümit ederim ki
burada kürsüye gelerek Türkiyeye yatırım yapan, Türkiyenin
yatırım ilişkilerini geliştirdiği farklı
ülkelerle ilgili ortaya koyduğunuz düşüncelerinizi Türkiyede yatırıma
karşı duran kardeş siyasi partinizin yönetimine de dile getirirsiniz
ve onlar Türkiyeye karşı olan bu olumsuz tutumlarını
gözden geçirirler.
Tabii, Dünya Kupasıyla
alakalı da belli konular dile getirildi. Burada uluslararası
anlaşmalar çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirdiğimiz
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin tüm milletvekillerinin bilgisi dâhilinde
cereyan eden uluslararası anlaşmalar nasıl kapalı
kapılar ardında görüşülmüş oluyor veyahut da ilişkiler
nasıl kapalı kapılar ardında cereyan ediyor, onu da bir
açıklamak gerekir tabii. Anlaşmalardan söz edildi, Katarla 80 küsur
anlaşmanın yapıldığını dile getirdiniz.
Kendi sözlerinizle kendinizle çelişiyorsunuz. 80 küsur tane
anlaşmayı yaptıysanız gizli kapaklı kapılar ardında,
nerede yapılmıştır bu görüşmeler?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Kılıç.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tamamlıyorum.
Dolayısıyla bu
anlamda ortaya koymuş olduğunuz düşünceler de kendi kendisiyle
çelişki içerisindedir. Ve şunu dile getirmek isterim ki: Bakın,
Türkiye Cumhuriyeti devleti terörle mücadele etmektedir. Teröre karşı
hiçbir şekilde müsamahasız, en üst şekilde mücadele etmektedir.
Türkiyenin terörle mücadelesinde ve teröre karşı verdiği
şehitlerinde sesi çıkmayanlar, uluslararası terör örgütlerine
karşı hiçbir şekilde geri durmaksızın bu aziz milletin
evlatları mücadele ederken gelip milletin kürsüsünden bununla alakalı
tek kelimeyi ortaya koyamazken bizden hesap sorma hakkına sahip
değildirler, bunu reddediyorum çünkü Türkiye Cumhuriyeti uluslararası
anlamda terör örgütü olarak nitelendirilmiş bütün terör örgütlerine
karşı mücadele etmektedir.
Bu anlamda, hepinizi sevgiyle
saygıyla tekrar selamlıyorum. Ülkemizin ilişkileri ve
anlaşmaları şeffaftır, diplomasi geleneğine uygundur.
Bu anlamda, hepinize
saygılar sunuyorum, hayırlı günler diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Bakanın konuşmasına bir
açıklık getirmesi gerekir. Yani uluslararası, neyse
Bu kürsüde terör örgütlerini
eleştiremeyenler bize bir şey diyemez. derken kimi kastettiniz?
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Eleştiremeyenleri kastettim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır, bizim hatibimizin peşine siz
konuştunuz, hatibimize cevap gibi oldu.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Hayır, sizin hatibinizin peşine
konuşmadım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bu, Sayın Gökün terör örgütlerine laf edemediği
manasını taşır, Sayın Gökün bu konuda kürsüden cevap
vermesi gerekir efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Efendim, böyle bir usul
BAŞKAN Sayın
Kılıç
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Sayın Altay, benim söylediklerimde Sayın Gökün
cevap vermesi gereken
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Arkadaş, Sayın Bakan
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Efendim, sataşma söz konusu değil.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Bir sataşma yok efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ya, o zaman çıksın
Herkesi töhmet altında
bırakıyor. Terör örgütlerine laf edemeyen kim?
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Zaten cevaben çıktı, cevabını verdi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Terör örgütüne laf edemeyen kim, çıksın söylesin.
Söyle oradan. Yoksa Sayın Göke söz talep ediyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Buradan sataşma çıkarsa teselsül olur efendim. Teselsül
batıldır, böyle bir usul olmaz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Olur olur.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Kim üstüne alınıyorsa
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Ya, gerek yok efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, efendim, tekrar arz edeyim. Meclis
kürsüsünde bir hatip kendisinden önce konuşan hatibe cevap verirken isim
vermese bile bu kürsüde terör örgütlerine laf edemeyenler diye bir ifade
kullanırsa buradan algılanan Sayın Göktür.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
E, kabul etmiş olur.
BAŞKAN Sayın Gök,
buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
O zaman İYİ Parti de mi bundan gocunacak? İYİ Parti de mi
şey yapacak canım?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben karışmam. Levent Beye cevap verdiniz çünkü
siz.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Ben Sayın Gökün hiç böyle
anladığını zannetmiyorum.
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Ben alınmam, ben alınmam. Ben
o konuda çok açık ve netim. Oradan beri laf yetiştirmeye
çalışma Sayın Cahit Bey!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben de alınmadım canım, itham ediyorlar zaten.
Terör örgütleriyle düşüp
kalkan sizsiniz, biz değiliz.
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Ankara Milletvekili Levent Gökün, İstanbul Milletvekili Akif Çağatay
Kılıçın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, irticalen konuşmalarda
kimi konuşmacılar maksadını aşan konuşmalar da
yapabilir, ben Sayın Kılıçın konuşmasının
böyle olduğunu düşünürüm. Ben bu Meclisi yönetirken de bu kürsüden de
bütün terör örgütleriyle ilgili düşüncelerimi defalarca ifade etmiş
bir kardeşinizim. O nedenle, Sayın Kılıç'ın
söylediği bu sözler havada kalır. Bu kürsüden söylüyorum ki yüce
Parlamentonun önünde PKKyı, IŞİDi, DHKP-Cyi, FETÖyü ve masum
insanları öldüren bütün terör örgütlerini lanetliyorum.
Şimdi, Sayın
Kılıç'ın benim verdiğim bir soruya esas cevap vermesini ben
beklerdim. Sayın Kılıç, terör örgütleri konusunda bir tereddüt
yok ama Katar'ı tek millet, iki devlet gibi gören bir
anlayışla benimsediğiniz ve sevdiğinize göre, Katar'ın
Güney Kıbrısla yaptığı anlaşma konusunda sizin
burada bir çift laf söylemeniz gerekirdi bence, değil mi? Yani Güney
Kıbrıs'la ilgili anlaşmayı Katar nasıl yapabildi?
Kuzey Kıbrıs'a elçilik sözü verilip de Güney Kıbrıs'a
elçiliğin niçin açıldığını, Kuzey
Kıbrıs'ı Katar'ın niye
tanımadığını ve elçilik açmadığını
açıklamanız gerekirdi. Bakın, milliyetçi olmak bunları
sorgulamaktan geçer değerli arkadaşlarım.
Ben bir Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olarak Katar'ın -iktidarın çok sevdiği
anlaşılıyor ki- Sayın Kılıç'ın da itibar
ettiği Katarlıların Güney Kıbrıs'taki anlaşmayla
doğal gaz aramalarından rahatsızlık duyduğumu ifade
ediyorum, bunu belirtiyorum. Kuzey Kıbrıs'a niçin elçilik
açılmadığını soruyorum?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
LEVENT GÖK (Devamla) - Kuzey
Kıbrıs'ta pek çok yurttaşımızın,
soydaşımızın katledilmesine neden olan Makarios'un
Katarlılar tarafından bir şeref nişanı olarak niçin
kabul edildiğinin de açıklanmasını istiyorum. Tablo bu.
Olayları fazla büyütmeyin, sorular bunlar, sorular açık ve net. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyoruz Sayın Başkan.
Sayın Kılıç
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Gök ismimi vererek
oradan birtakım sataşmalarda bulunmuştur.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Soru sordu, soru sordu.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Her isim veren
BAŞKAN - Buyurunuz
Sayın Kılıç. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
6.-
İstanbul Milletvekili Akif Çağatay Kılıçın, Ankara
Milletvekili Levent Gökün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Tabii, Engin Bey tecrübeli
bir Grup Başkan Vekili ancak bugün herhâlde görüşmeleri takip etmedi.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İsmimi verdi efendim, iki dakika da ben rica
edeceğim.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Devamla) Sayın Altay, benden önce bu kürsüde hangi partinin temsilcisi
konuştu?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Levent Bey konuştu.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Devamla) Benden önce hangi
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Önerge sahibi Levent Bey konuştu.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Devamla) Siz dediniz ki: Sizden önce kürsüde söz alan kişiyi
algılar. Benim söylediklerim net. Terör örgütlerine terör örgütü
diyemeyen, uluslararası herhangi bir şekilde kabul edilmiş olan
bir terör örgütüne terör örgütü diyemeyenlerin bize hesap sorma hakkı
yoktur; bundan kim üstüne ne alınıyorsa alınsın.
Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Haydi bakalım!
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Bakan sırf İsmim geçti. dedi, kürsüye
yürüdü, söz talep ediyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Efendim, böyle sataşma olur mu?
BAŞKAN Ama bir
selamlamaydı size efendim, size bir sataşma yoktu.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Selamlama değil efendim.
BAŞKAN Sataşma
yoktu efendim size.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Var, sataşma olmaz mı efendim, çok açık
sataşma var.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Terörle iltisaklı hâle gelir efendim, Cumhuriyet Halk Partisi terörle
iltisaklı hâle gelir böyle.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tecrübeli bir Grup Başkan Vekili...
BAŞKAN Tecrübelisiniz
efendim, tecrübelisiniz siz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır, hayır. Tecrübesizlik
yaptığımı ima etti efendim, etmediyse bile
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(İstanbul) Ben tecrübenize işaret ettim, öyle bir şey
söylemedim.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
7.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili Akif
Çağatay Kılıçın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Şimdi, ben, Sayın Levent Göke çok teşekkür
ederim; Katar gerçeğini hem yüce Meclise hem aziz milletimize çok derli
toplu bir şekilde ortaya koydu. Bunun savunması, Efendim, terör
örgütlerine
Evet, bizi kastetmediğini şimdi beyan etti Sayın
Bakan; bizi kastetse hem bozulurdum hem farklı bir refleksim olurdu.
Cumhuriyet Halk Partisi kadar terör örgütleriyle mesafeli, tavrı net bir
parti, biz
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) İç içe, iç içe.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
PYD terör örgütü mü? YPG terör örgütü mü?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ha, söyleyeyim, fotoğrafları getireyim.
Biz, işine geldi mi
hendek kazdırıp kaymakamları, valileri PKKlıların
başına şantiye şefi olarak dikmedik. (CHP
sıralarından alkışlar) Biz Osloda, Kandilde, Haburda,
bilmem nerede işimize gelince
Biz o zaman da Devlet, terör örgütleriyle
pazarlık yapmaz. dedik, yaptınız. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Neyse, geçelim o işi, o işi
geçelim.
Meclis TVyi sonradan açanlar
için tekrar altını çiziyorum: Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiyenin
başına bela olan, aziz milletimizin
bağımsızlığına tasallut eden PKK dâhil, FETÖ
dâhil, IŞİD dâhil bütün terör örgütlerine karşı net bir
duruşa sahiptir; konjonktürel değildir, konjonktürel
davranmıyoruz.
Ben, Katar gerçeklerini bu
kadar mükemmel bir şekilde ortaya koyan ve ortaya koyduğu hiçbir teze
karşı tez üretilemediği için Sayın Levent Göke grubum
adına çok teşekkür ediyorum efendim.
Sağ olun. (CHP
sıralarından alkışlar)
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Engin
Altay, Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Sakarya Milletvekili Engin Özkoç
tarafından, Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ilişkilerin,
Türkiyenin ulusal, uluslararası, ekonomik ve siyasi çıkarlarına
ne tür zararlar verdiği ve gelecekte ne tür maliyetler
çıkaracağının araştırılması
amacıyla 11/1/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 11 Ocak 2022 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Arkadaşlar arada bir kalksınlar, otursunlar!
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
4.-
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun gündemindeki sıralama ile
çalışma gün ve saatelerinin yeniden düzenlenmesi ve 301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
11/1/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından, İç
Tüzükün 19uncu maddesi gereğince grubumuzun aşağıdaki
önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Cahit
Özkan
Denizli
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Bastırılarak
dağıtılan 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
kırk sekiz saat geçmeden gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmının 1inci
sırasına, yine bu kısımda bulunan 291 ve 190 sıra
sayılı Kanun Tekliflerinin ise yine bu kısmın
sırasıyla 2nci ve 3üncü sıralarına alınması ve
bu kısımda bulunan diğer işlerin sırasının
buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
13 Ocak 2022 Perşembe
günkü birleşiminde 300 sıra sayılı Meclis
Araştırması Komisyonu Raporu'nun görüşmelerinin
yapılması,
11 Ocak 2022 Salı günkü
(bugün) birleşiminde 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
birinci bölümünde yer alan maddelerin oylamalarının
tamamlanmasına kadar,
12 Ocak 2022 Çarşamba
günkü birleşiminde 301 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
12 Ocak 2022 Çarşamba
günkü birleşiminde 301 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
görüşmelerinin tamamlanamaması hâlinde 13 Ocak 2022 Perşembe
günkü birleşiminde 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar,
12 Ocak 2022 Çarşamba
günkü birleşiminde 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin tamamlanması hâlinde ise 13 Ocak 2022 Perşembe
günkü birleşiminde 300 sıra sayılı Meclis Araştırması
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını
sürdürmesi,
301 sıra
sayılı Kanun Teklifi'nin İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki
şekliyle olması,
Önerilmiştir.
|
301 sıra sayılı
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 78 milletvekilinin Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) |
||
|
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki Madde Sayısı |
|
1. Bölüm |
1 ila 9uncu maddeler |
9 |
|
2. Bölüm |
10 ila 18inci maddeler |
9 |
|
TOPLAM MADDE SAYISI |
18 |
|
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın
Hakkı Saruhan Oluç.
Buyurun Sayın Oluç. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA HAKKI SARUHAN
OLUÇ (İstanbul) Sayın Başkan, sayın vekiller; bugün
burada ve yarın yine ekonomiyle ilgili, işçileri, emekçileri
ilgilendiren, emeklileri ilgilendiren bir kanun teklifini
görüşeceğiz.
Şimdi, Cumhur
İttifakında Türkiyenin büyük bir ekonomik ve sosyal kriz
yaşadığını defalarca söyledik, kabul etmediler ama ne
kadar kabul etmezlerse etmesinler aslında sokaklarda, fabrikalarda,
tarlalarda, atölyelerde, her yerde ekonomik ve sosyal krizin insanların
canını yakmaya devam ettiği çok aşikâr, belli. Bugün ve
yarın konuşacağımız mesele de zaten emeklilerle ilgili
ağırlıklı olarak. Emeklilerin, gerçekten,
maaşlarının 2.500 liraya çıkarılması gibi yani
vicdansızlıkla dolu bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.
Bakın, Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanının Faiz sebeptir, enflasyon
neticedir. safsatası ve takıntısı yüzünden Türkiyede
yaşayan bütün halk büyük bir sıkıntı çekti ve çekmeye devam
ediyor. 2021 yılının Kasım ayında yüzde 16ydı
faiz oranı, aynı ayda enflasyon yüzde 21di. Aradan bir ay geçti,
faiz oranı 2 puan düşürüldü, yüzde 14 yapıldı; enflasyon
fırladı, yüzde 36 oldu, son on dokuz yılın en yüksek
enflasyon oranına erişildi. Yani başekonomistin teorisi bir ay
bile dayanamadı, çöktü. Arkasından kur korumalı faiz diye
başka bir safsatayla karşı karşıya kaldık, tam
bir algı operasyonu. En sonunda, Hazine ve Maliye Bakan
Yardımcısı Ya, dua edin de tutsun." dedi. Bu noktaya
gelindi, bu da çöktü ve çökmeye mahkûm olan bir şey. Şimdi, bugün
bunu konuşacağız. Biz bu getirildiği zaman dedik ki:
Hazinenin böyle bir harcama yapma yetkisi yok, yasası yok. Nasıl
yapıyorsunuz bunu? Bize, burada, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili dedi ki: Bilmeden konuşmayın ya, var yasası
bunun. Sonra ne oldu? İşte, yasasının
olmadığı ortaya çıktı, bugün getirdiniz kanun
teklifiyle. Olmayan yasaya dayanarak harcama yapıyorsunuz, insanları
kandırıyorsunuz. dedik. Bugün getirdiniz, şimdi bu yasayı
çıkarmaya çalışıyorsunuz.
Bakın,
yaptığınız o uygulamayla da aslında reel ekonomide
hiçbir rahatlama olmadı, biliyorsunuz, değil mi? Döviz düşünce
reel hayatta tek bir indirim gerçekleşmedi. Ya, 20 Aralıkta 1 dolar
17 liraydı, benzinin litresi 12,28di; 11 Ocakta dolar 13,77 oldu,
benzinin litresi 13,63e çıktı yani bir indirim de
gerçekleşmedi. Şimdi, Türkiye, bu iktidarla birlikte, yeniden, döviz,
enflasyon ve faiz sarmalına girdi ve çoklu krizi yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Başkan.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkan.
Şimdi, bakın,
Sefalet Endeksinde en kötülerden başlıyor sıralama,
biliyorsunuz; 156 ülke arasında 21inci oldu Türkiye. Sefalet Endeksinde
yüzde 47yi geçti, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldiği
2002 yılındaki seviye yüzde 40tı yani siz, yalan TÜİK
rakamlarına rağmen 2002nin üstüne çıktınız.
Bakın, bir noktaya
dikkat çekmek istiyoruz. 2022 yılı bütçesini konuştuk burada.
ÖTV geliri olarak öngörülen miktar 220 milyar Türk lirasıdır. Peki,
5li çetenin yani iktidarın yandaşı olan firmaların,
holdinglerin vergi istisnası ve muafiyeti ne kadardır? 335 milyar
Türk lirası. Biz diyoruz ki: Gelin, ÖTV'yi kaldıralım, 220
milyar Türk lirası ÖTV'yi kaldıralım, 5li çeteye 335 milyar
lira sağlanmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla)
ÖTV kaldırıldığı zaman bu ülkedeki 84 milyon insan
bundan faydalanacak ve yararına bir iş olacak ama siz 220 milyar Türk
liralık ÖTV'yi kaldırmak yerine 5li çeteye ve onlarla birlikte
hareket eden holdinglere 335 milyar Türk lirası vergi istisnası ve
muafiyeti sağlama konusunda kararlısınız.
Bir kez daha söylüyoruz,
bütün partilere çağrı yapıyoruz: 5li çete mi, yoksa 84 milyon
insanın rahatlaması mı? Bunun cevabının verilmesi
gerekiyor. Bunun cevabını vermeyen iktidar, işte, emeklilerin
maaşını 2.500 liraya çıkarıyor asgari ücret 4.250 lira
olmuşken. Ve biz diyoruz ki: Emeklilerin en düşük maaşı
asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir. Bunu da kabul etmiyor bu iktidar. Bunu
tartışmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Engin Altay.
Buyurunuz Sayın Altay.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sizi ve
yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim.
Şimdi, AK PARTİ
grup önerisiyle 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin gündemin
1inci sırasına alınması ve temel kanun olarak
görüşülmesi öneriliyor. Önce, bu kanun teklifinin içinde olumlu, bizim de
kabul oyu vereceğimiz maddeler var, bizim kabul edemeyeceğimiz
maddeler de var; hatiplerimiz bunları ayrıntılı olarak
kanun görüşmeleri sırasında ortaya koyacaklar. Ben bir şeyi
merak ediyorum; bu kanun teklifinin 1inci maddesinden muradınız
nedir? Ne yapmak istiyorsunuz? Plan ve Bütçe Komisyonunda, hem İYİ
Parti hem CHP hem HDP müteaddit defalar bunu sordu; Allah için bir AK
PARTİ sözcüsü de temsilcisi de çıkıp Biz bu 1inci maddeyi şu,
şu, şu sebepten getiriyoruz, buna ihtiyaç var. da demedi. Eğer
çok gizli, çok özel bir şeyse bunun başka yolları da var, bütün
bunlar yapılabilir ama bu 1inci madde, Parlamentonun ve ülkenin onurunu
zedeleyecek bir maddedir bize göre.
Şimdi, arkadaş,
burası bir sömürge ülke değil, başka ülke istedi diye kanun
çıkmaz.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Avrupa ülkelerinde de var.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Avrupa Birliği müktesebatıyla ilgili değil.
YAŞAR KIRKPINAR
(İzmir) Amerikada da var.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Biz istiyorsak, biz ihtiyaç görürsek olur. Bu Mecliste Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası Başkanlığı yapmış bir
beyefendi var, bir milletvekilimiz var. Sanıyorum, kendisi bu konuda bir
değerlendirme yapacaktır.
Efendim, başka ülkelerde
başka örnekler var; olabilir. Benim derdim şu: Plan ve Bütçe
Komisyonunda bunu somut bir şekilde, şeffaf bir şekilde ortaya
koymamanız. Biraz önce Sayın Levent Gökün Katar ilişkilerinde
anlattığı; devletler arası ilişkiyi kişiler
arası, şahıslar arası ilişki gibi yürüttüğünüz
için de bizde endişeye yol açıyor; bu bir.
İkincisi, değerli
arkadaşlar, 12nci madde için 21 Aralık itibarıyla siz bir
işlem başlattınız; bu işlem gayriyasal, gayrikanuni,
illegal. 21 Aralıktan beri yaptığınız bir gayrimeşruluğu,
gayrikanuniliği şimdi kanuni hâle getireceksiniz. Getirirken de
ayrıca, bu 12nci madde kapsamında Maliye Bakanına bu yetkiyi
bir kanun içinde veremezsiniz, Maliye Bakanına bu yetkiyi Meclise bir ek
bütçe göndererek yapabilirsiniz. Yani kanun yapılan yerde kanunları
çiğnemekten ne kadar zevk alıyorsunuz, ben anlamıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Şu Meclise, şu Meclisi kuranlara, bu cumhuriyeti kuranlara,
onların aziz hatıralarına biraz saygı rica ediyoruz ya,
biraz saygı rica ediyoruz! Saray her istediğini yapacak, Meclis
arkasından işlem tamamlayacak. Bu kafayı değiştirin!
Bu kafa, en çok Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi şahsiyetine
hakarettir. (CHP sıralarından alkışlar) Ama sizin kafa
aynı, İçişleri Bakanı da muhtarlara diyor: Siz yıkın,
hukuk arkadan gelir. Olmaz arkadaşlar!
Şu kanun teklifinde
bizim de alkışladığımız, kabul oyu
vereceğimiz maddeler var. Bunu bir kere de doğru dürüst, şuradan
el birliğiyle, gönül rızasıyla Bugün güzel bir iş
yaptı bu Meclis. deyip çıkarın bizi ya! Getirdiğiniz her
torbada bir musibet, bir gayrimeşruluk, bir gayrinizamilik olmak zorunda
mı kardeşim ya; ayıptır, günahtır ya! (CHP
sıralarından alkışlar) Yazık, Meclisin
itibarıyla, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefiyle böyle
oynanmaz! Efendim, bir ülke istedi. İstediyse istedi, bunu kabul etmemiz
mümkün değil değerli arkadaşlar.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, AK PARTİ grup önerisinin
oylanmasından önce grubumuzun yoklama talebi vardır efendim.
BAŞKAN Bir yoklama
talebi var.
Sayın Altay, Sayın
Bingöl, Sayın Köksal, Sayın Bülbül, Sayın Antmen, Sayın
Arı, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın Aygun, Sayın
Şeker, Sayın Çakırözer, Sayın Kaya, Sayın Tuncer,
Sayın Emecan, Sayın Özkan, Sayın Şahin, Sayın Öztunç,
Sayın Aydın, Sayın Sarıaslan, Sayın Kasap, Sayın
Gök.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
18.27
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN
(Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 44üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisinin oylamasından önce, istem üzerine
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama
işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
Pusula sunan sayın
milletvekilleri Genel Kurulu lütfen terk etmesinler.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun gündemindeki sıralama ile
çalışma gün ve saatelerinin yeniden düzenlenmesi ve 301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İç Tüzük 60a göre söz
taleplerini yerine getireceğim.
Sayın Filiz
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
28.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Emniyet Genel Müdürlüğü
Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından
hazırlanan rapora ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN
FİLİZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından
hazırlanan rapora göre, madde bağımlıları içinde
ortaokul ve dengi okul mezunu yüzde 40; ilkokul mezunu yüzde 32; lise mezunu
yüzde 22; üniversite, yüksekokul mezunu yüzde 3; okuma yazması olmayan
yüzde 2; okuryazar yüzde 1 oranındadır. Yani genç nüfusta
uyuşturucu, sigara ve alkol gibi madde
bağımlılığı hızla yaygınlaşmaktadır.
Aileler yakınlarının tedavileri için AMATEMe başvurmalarına
rağmen yoğunluk nedeniyle bu merkezlerde yer bulunamıyor. Madde
bağımlılığıyla mücadele için Aile ve Sosyal
Hizmetler, Millî Eğitim, Gençlik ve Spor, Sağlık ve
İçişleri Bakanlıkları, yerel yönetimler ve sivil toplum
kuruluşlarıyla birlikte hazırlanacak ulusal bazda madde
bağımlılığıyla mücadele eylem planının
ivedilikle hazırlanıp hayata geçirilmesi gerekmektedir diyor, Genel
Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Yokuş
29.-
Konya Milletvekili Fahrettin Yokuşun, Konyaspor ve Millî Takım oyuncusu
Ahmet Çalıkın vefatına ilişkin açıklaması
FAHRETTİN YOKUŞ
(Konya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu sabah Ankara-Niğde
kara yolunda meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu Konyasporumuzun
millî futbolcusu Ahmet Çalık Bey, Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Merhuma Allahtan rahmet diliyor; başta Konyaspor camiası olmak üzere
spor camiamızın, ailesinin ve büyük Türk milletinin başı
sağ olsun diyorum.
BAŞKAN Sayın
Aycan
30.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, Sağlıkçılar
Gününe ve Türk Tabipleri Birliği yönetimini kınadıklarına
ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, bugün Sağlıkçılar
Günü, tüm sağlık personelini kutluyoruz. Coronavirüs
salgınıyla sağlıkçıların yükü bir kat daha
artmıştır, özverili çalışmalarını takdir
ediyoruz ama sadece takdir etmek yetmez; sağlık personelinin
çalışma şartlarını iyileştirmeliyiz, yükünü
azaltmalıyız, özlük haklarında, ücretlerinde gerekli
iyileştirmeleri yapmalıyız. Tüm sağlık personelinin ek
ödemesinin sabitlenmesini, maaşla birlikte herkese verilmesini ve
emekliliğe yansıtılmasını ve 3600 ek gösterge
hakkının da verilmesini bekliyoruz.
Sağlıkçılar
Gününde sadece Türk Tabipleri Birliği yönetimini tebrik etmiyor, üstelik
kınıyoruz. Türk Tabipleri Birliği yönetimi, Türk tabiplerinin
temsilcisi olamaz, açıklamalarının sadece kendilerini
bağladığını belirtmek isterim. Bu yönetim,
bilimsellikten uzak, tamamen kasıtlı açıklamalara bir yenisini
daha eklemiştir. Her zaman Türkiye'nin düşmanlarıyla birlikte
hareket eden, Türkiye'nin karşısında tutum gösteren bir örgüt
hâline gelmiş olan Türk Tabipleri Birliği yönetimi, Türk tabiplerinin
temsilcisi olamaz.
BAŞKAN Sayın
Köksal
31.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Afyonkarahisar ili Şuhut
ilçesi Hallaç köyünde bulunan atık su arıtma tesisinin
çalıştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Seçim bölgem Afyonkarahisar
ili Şuhut ilçesi Hallaç köyünde bulunan atık su arıtma tesisi,
yüksek elektrik maliyeti gerekçesiyle çalıştırılmıyor.
Atlıhisar, Güneytepe, Kayabelen ve Balçıkhisar köyleri, bu tesis
çalışmadığı için kirlilik ve pis kokudan dolayı
büyük mağduriyet yaşıyorlar. Vergisini ve atık su bedelini
ödeyen ancak atık su arıtma tesisi
çalışmadığı için aynı zamanda hastalık
riskiyle de karşı karşıya kalan köylüler, bir an önce
tesisin çalıştırılmasını istiyorlar.
Yandaşlarına çifter çifter maaş bağlayanlar, 5li çetenin
garanti ödemesine para basanlar; lütfen, bu tesisi
çalıştırın, hiçbir şey insan
sağlığından daha önemli değildir.
BAŞKAN Sayın
Aygun
32.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, çiftçilere arpa
satışının yüzde 1 KDVyle yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Toprak Mahsulleri Ofisi, çiftçinin
kara gün dostudur. diye yazıyordu depolarda, silolarda ama bakıyoruz
ki acaba öyle mi? Yurt dışından getirmiş olduğu, ithal
etmiş olduğu buğdayı, arpayı sanayiciye yüzde 1
KDVyle verirken, asıl hayvancılıkta üretici olan çiftçilerimize
ise yüzde 8 KDVyle arpa satışı yapıyor. Bu
adaletsizliğe Dur! demek acaba ne zaman gerçekleşmiş olacak
diye soruyorum AKP yetkililerine. Sözde, demişlerdi ki: Çiftçilerimize de
yüzde 1 KDV uygulayacağız. ama gerçekleşen bir şey yok. AK
PARTİ sadece söylüyor ama hiçbir şey gerçekleşmiyor, çiftçimizin
arpada karşılaştığı tablo da aynı; hâlâ
yüzde 1 KDV yerine yüzde 8 KDVyle gerçek üreticilere arpa
satışı var, bu ayıp bize yeter diyorum. Biz sanayicinin
yanında mıyız yoksa gerçek üretici olan çiftçinin yanında
mıyız? Bir an evvel bunu görün diye bekliyoruz. İnşallah,
yüzde 1 KDVyi bir an evvel uygularsınız diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Antmen
33.-
Mersin Milletvekili Alpay Antmenin, Şanlıurfa Akçakalede şehit
olan askerlere ve kendilerini sevdiklerini söyleyen erkekler tarafından
katledilen Raziye Oskay ve Avukat Dilara Yıldıza Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
ALPAY ANTMEN (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Urfa Akçakalede şehit düşen başta Gülnarlı hemşehrim
Ertuğrul Ulupınar olmak üzere 3 askerimize Allahtan rahmet, kederli
yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bu arada, ülkemizde, bir
günde 2 kadın daha sözde kendilerini sevdiklerini söyleyen erkekler
tarafından katledildi. Seçim bölgem Mersinde kız kardeşimiz
Raziye Oskay ve İstanbulda meslektaşım Avukat Dilara
Yıldız, İstanbul Sözleşmesinden çıkanların
sorumluluğunda olmak üzere, erkek despotizmine kendi eylem ve
söylemleriyle destek olanlar yüzünden katledildiler. İstanbul
Sözleşmesi hayat kurtarır diyorum; İçişleri
Bakanını görevini doğru düzgün yapmaya davet ediyorum. Ölen
kardeşlerimize Allahtan rahmet, kederli ailelerine
başsağlığı diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Çakırözer
34.-
Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözerin, Somada acılı
madenci yakınlarına tekme atan Yusuf Yerkelin ödüllendirilerek
Frankfurta ataşe yapılmasını protesto ettiklerine ve
Eskişehirin Sevinç köyünde kömür ocağı açılmasına
izin vermeyeceklerine ilişkin açıklaması
UTKU ÇAKIRÖZER
(Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
301 madencimizin
katledildiği Somada acılı madenci yakınlarına tekme
atan Yusuf Yerkelin ödüllendirilerek Frankfurta ataşe
yapılması milletimizin vicdanını
sızlatmıştır, atamayı protesto ediyorum. Bu tekmeciye
vergilerimizden yapılacak binlerce euroluk ödemeleri helal etmiyoruz.
Vicdanları kanatan bu atama derhâl geri alınmalıdır. Bu
tekmeci ve diğer rüşvetçi ve partizan büyükelçileriniz, bugün olmasa
bile millet iktidarında işgal ettikleri koltuklardan derhâl geri
çekilecektir.
Değerli milletvekilleri,
tüm dünya çevreyi korumak için kömürden vazgeçiyor ama bu iktidar,
Eskişehir'in Sevinç köyünde, Anadolu'nun buğday deposu Alpu
ovamızda havayı, suyu, toprağı zehirleme inadından
vazgeçmiyor. Tarım ve hayvancılık merkezi olan bu bölgeye kömür
ocağı açma projesi yeniden gündemde. Görüyoruz ki Paris
Anlaşması'nı imzalamakla, Bakanlığın ismine
iklim eklemekle çevre korunmuyor. Köylüsüyle, kentlisiyle 900 bin
Eskişehirli nasıl Alpu ovamızda zehir santrali
yapılmasına izin vermediysek şimdi de Sevinç köyünün,
Eskişehir'imizin kömür solumasına, zehir solumasına da izin
vermeyeceğiz; bereketli topraklarımızı, temiz
havamızı, berrak suyumuzu hayatımızın sonuna kadar
koruyacağız.
BAŞKAN Sayın
Açanal
35.-
Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender Açanalın,
Şanlıurfa Akçakalede şehit olan Enes Koç, Murat Alyakut ve
Ertuğrul Ulupınarı rahmetle andığına ve
Şanlıurfaya eğitim alanında yapılan
yatırımlara ilişkin açıklaması
ZEMZEM GÜLENDER AÇANAL
(Şanlıurfa) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sözlerime başlamadan
önce Akçakale Hudut Kapısı'nda PKK'nın hain
saldırısı sonucu şehit olan Enes Koç, Murat Alyakut ve
Ertuğrul Ulupınar şehitlerimizi rahmetle anıyor, kederli
ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
hizmette sınır tanımayan AK PARTİ kadroları, 2022
yılında da aynı disiplinle çalışmaya devam etmektedir.
Seçim bölgem Şanlıurfa'yı ziyaret eden Millî Eğitim
Bakanımız, 2022 yılı için de mevcut yatırımlara
ilave olarak 14 ilkokul, 19 ortaokul, 1 lise ve 39 anaokulu yapılması
müjdesini vermiştir. Bu vesileyle, başta Genel
Başkanımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan'a ve Millî Eğitim Bakanımız Sayın
Mahmut Özer'e Urfa'm adına teşekkür ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
Subaşı
36.-
Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşının, Türkiyenin dost
ve kardeş Kazakistanla dayanışma içerisinde olduğuna
ilişkin açıklaması
YAVUZ SUBAŞI
(Balıkesir ) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
2 Ocak 2022 tarihinde dost ve
kardeş Kazakistan'da üzücü olaylar başladı. Kazakistan, gerek
Türkiye için gerekse Türk Devletleri Teşkilatı için önemli bir
ülkedir. Kazakistanın istikrarı, huzuru Türk dünyası için çok
önemlidir. Kazakistanda yaşanan gelişmeleri üzüntü içerisinde takip
ediyoruz. Bu vesileyle, kardeş kavgasında hayatını
kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Türkiye, dost ve kardeş
Kazakistanla dayanışma içerisindedir. Kazakistanda yaşanmakta
olan gerginlik ve kaosun en kısa zamanda sona ermesini diliyorum.
Kazakistan halkının dış müdahaleye imkân vermeden
karşılıklı güven, diyalog ve sağduyuyla sorunları
çözeceğine inanıyorum. Türkiye'ye ihtiyaç duyulması hâlinde
Azerbaycan-Karabağda olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti her türlü
desteğe hazırdır diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN İç
Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
Önergeler (Devam)
2.-
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, (2/1251) esas
numaralı Çiftçilerin Kamu Bankaları, Özel Bankalar ve Tarım
Kredi Kooperatiflerine Olan Kredi Borçlarının Faizlerinin Silinmesi
ve Borçlarının Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/153)
9/6/2020
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
TBMM
Başkanlığına vermiş olduğum (2/1251) esas
numaralı Çiftçilerin Kamu Bankaları, Özel Bankalar ve Tarım
Kredi Kooperatiflerine Olan Kredi Borçlarının Faizlerinin Silinmesi
ve Borçlarının Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanun Teklifinin TBMM İçtüzüğünün 37nci maddesine
göre doğrudan gündeme alınmasını saygılarımla arz
ederim.
Okan
Gaytancıoğlu
Edirne
BAŞKAN Önerge üzerinde
teklif sahibi olarak Edirne Milletvekili Sayın Okan Gaytancıoğlu
konuşacaktır.
Buyurun Sayın
Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun
teklifini 2018de vermiştim. O zaman çiftçinin borcu özel bankalar,
Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankası, kamu bankaları hepsi
100 milyar liraydı. Sayenizde, uyguladığınız yüksek
girdi fiyatları, düşük ürün fiyatları sayesinde çiftçinin borcu 210
milyar liraya çıktı; hâlâ da gidiyor. Artık bu görüntüler
Türkiyede ciddi anlamda yaşanıyor, ne yazıyor:
icraburada.com. Girin, dünya kadar icralık traktörle
karşılaşabilirsiniz; işte, AK PARTİ
iktidarının Türk tarımını yirmi yılda
getirdiği durum bu.
Evet, bu da bundan sonra
çiftçinin kullanacağı alet yani geriye dönüş; cumhuriyeti
kurarken atalarımız, dedelerimiz kağnıyla, öküzle
toprakları işliyorlardı, yine oraya gidiyoruz. Neden? Geçen
hafta bu traktörü, bu icralık olan traktörü iki hafta önce tam bin liraya
doldurabiliyorduk; son zamlardan sonra 2 bin liraya doluyor. Artık bununla
mazot alıyor çiftçi. Neden? Parası yok, bin lira nereden bulsun, 2
bin lira nereden bulsun? Siz, çiftçiyi bu hâle getirdiniz ama hiç farkında
değilsiniz.
Şimdi, Grup Başkan
Vekili diyor ki: Biz zaten bunu yapmıştık. Evet,
yaptınız; tam 20 bin çiftçi borcunu ödeyemedi. Bugün Ankaraya geldi
onlar yine, 12nciye geliyorlar, dertlerini anlatıyorlar; siz de
gazlarını alıyorsunuz, geri gönderiyorsunuz,
Halledeceğiz. diyorsunuz, halletmiyorsunuz. Her taraf satılık
tarla dolu, icralar dolu. Bakın, borçlar sizin yüzünüzden oldu. Neden
sizin yüzünüzden oldu? Çünkü uyguladığınız politika, yüksek
girdi fiyatları, düşük ürün fiyatları.
Peki, çiftçi nasıl
borçlandı? Bu yüksek girdi fiyatlarına dayanamadı çiftçi ama
başka bir işi yok, üretmeye devam etti. Baktı, gördü, girdi
satın alamıyor, ürünü para etmiyor, dedi ki: Ya, hanım, şu
bileziklerini versene Tarım Kredinin borcunu ödeyelim, Ziraat
Bankasının borcunu ödeyelim. Bu on sene önceydi, o zaman
eşlerde bilezik vardı, bilezikler bozduruldu, borçlar ödendi. Ertesi
yıl yine düşük ürün fiyatları çünkü ürünler nereden geliyor?
Başka ülkelerden geliyor. Siz Türkiye'yi ithal ürünler cenneti hâline
getirdiniz, her şeyi ithal ediyorsunuz. O sene ne oldu? O sene de dediler
ki: Ya, bari tarlayı ipotek edelim. ondan sonraki sene Traktörü ipotek
edelim. ondan sonra 5 dekar tarla satalım. ondan sonra Başka
bankaya gidelim, o bankadan çekelim, başka bankaya yatıralım.
Sonra ne yapalım? İnekleri satalım. Yani, çiftçi sizin
yüzünüzden her türlü taklaları ata ata borcunu bir türlü bitiremedi.
Bakın, 2018de 100 milyar lira olarak vermişim bu kanun teklifini,
şu an 210 milyar lira, bir de bunlar kayıtlı. Kayıtlı
olmayan yani aracılardaki, tefecilerdeki borçlar hariç.
Peki, çiftçi ne yapıyor?
Her şeye rağmen üretmeye çalışıyor ama siz, ona, gübre
bile kullandıramıyorsunuz. Şu anda tarlalar gübre bekliyor,
özellikle üre gübresi. Ya, 1 ton üre gübresi 13-14 bin lira; 1 dekar tarlada bu
kadar. Yani sizin hiç fiyatlardan haberiniz yok mu? Çiftçiniz nereye gidiyor?
Biz bas bas bağırıyoruz, Gıda krizi geliyor. diyoruz,
sizin bakanınız seralarda fotoğraf çektiriyor, Gıda krizi
yok. diyor. Arkadaşlar, seralarda domates, biber yetişiyor. Biz
tarlalardaki krizden bahsediyoruz; çiftçi tarlaya nasıl gitsin,
tarlasındaki kullanacağı traktör icralık. Siz bunların
hiç farkında değilsiniz, sürekli her şeyi ithalatla çözmeye
çalışıyorsunuz, bir de ithalat zamanlarınız o kadar
yanlış ki çiftçi tarladayken siz ithalat düğmesine
basıyorsunuz.
AYHAN BARUT (Adana) Mazot,
mazot.
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Devamla) Ya, bırakın, çiftçi tarlasını sürsün, ürününü
hasat etsin, ürününü satsın, birkaç ay sonra ithalat yapın en
azından ama siz rakip oluşturuyorsunuz. Örneğin,
buğdayı çiftçi 2.250 liradan sattı, siz daha on beş gün
sonra Rusyadan 3.343 liraya ithalat yaptınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Gaytancıoğlu.
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Devamla) Her şeyi ithal ediyorsunuz. Şimdi, tabii ki ben sizden bu
kanun teklifine evet demenizi isteyeceğim, siz hayır diyeceksiniz
ama ben de bizi izleyen çiftçilere biraz daha bekleyin çiftçi kardeşim,
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında zaten biz bir hafta içerisinde
çiftçinin faizini sileceğiz, ana parayı da ne yapacağız
arkadaşlar? Burada yazdığı gibi dört yıl -kırk
sekiz ay- eşit faizle böleceğiz, çiftçi rahat bir nefes alacak. Her
yıl 4 milyon dönüm alana su götüreceğiz, 35 yaşına kadar
olan bütün köylü, çiftçi gençlerimizin sigorta primlerini ödeyeceğiz,
ithalatı durduracağız. Neden? Çiftçiye destek vereceğiz,
yasalardaki yazan destekleri uygulayacağız. Yasa ne diyorsa onu
yapacağız yani şu an sizin verdiğiniz desteğin
yaklaşık 3 katını biz çiftçiye vereceğiz üretsin diye.
Başka bir şey istemiyoruz. Üreten bir Türkiye, hakça bölüşen bir
ülke. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Gündemin Seçim
kısmına geçiyoruz.
IX.-
SEÇİMLER
A)
Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.-
Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN Plan ve Bütçe
Komisyonunda boşalan ve İYİ Parti Grubuna düşen 1 üyelik
için Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Özenin bir söz talebi vardır.
Buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
37.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin, eğitimin
dinselleştirilmesine ilişkin açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul)
Teşekkürler Başkan.
Millî Eğitim Şûra
Toplantısında okul öncesi eğitim dönemindeki bebeklere zorunlu
din dersi eğitimi tavsiye kararı alındı. Bu karar,
çoğulculuğa aykırı olduğu gibi, halkların ve inançların
bir arada barış içerisinde yaşamasını
güçleştirmektedir. Devletin görevi her türlü inanca, inananlara ve
inanmayanlara karşı eşit mesafede durmaktır.
Yıllardır Alevilerin temel talepleri içerisinde yer alan zorunlu din
dersleri kaldırılsın isteği yerine getirilmediği gibi
anasınıflarındaki bebeklere de dinî eğitimlerin
dayatılması pedagojik açıdan büyük bir faciadır.
Cemaat yurduna
hapsedildiği için intihar eden tıp öğrencisi Enes Kara,
eğitimin dinselleştirilmesi ve yurtların tarikatlara
bırakılmasıyla kindar nesil yetiştirme zulmünün
kurbanı olan en acı örneklerden birisidir. Buradan iktidara
sesleniyorum: Yeter artık
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kabukcuoğlu
38.-
Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlunun, 11 Ocak
Sağlıkçılar Gününe ve sağlık personelinin kadro
sorununa ilişkin açıklaması
ARSLAN KABUKCUOĞLU
(Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
11 Ocak
Sağlıkçılar Gününde sağlık personeli dert küpüdür.
Ülkemizde 39 sağlık branşından mezun olan gençlerimizin
yaşadığı ortak sorun atanamamaktır.
Plansızlık sonucunda oluşan arz talep dengesizliği
neticesinde her branşta ihtiyaçtan fazla mezun verilmekte, yeterli kadro
bulamayan gençlerimiz ne yazık ki işsizlik ordusuna
katılmaktadır. Okuyup da karşılığını
alamamak, bu gençlerimizi maddi ve manevi olarak yıpratmaktadır. 39 sağlık
branşından biri olan ve bugün itibarıyla atama bekleyen en az 34
bin acil tıp teknisyeni vardır. Sağlık
Bakanlığı sadece 66 acil tıp teknisyeni
alınacağını belirtmiştir. 20 bin kişilik
alımda 66 sayısı devede kulaktır. Sınavlarda
almış oldukları yüksek puanlara rağmen atanamayan acil
tıp teknisyeni kardeşlerimiz bu düşük oranın sonraki
alımlarda telafi edileceğini beklemektedir.
BAŞKAN Sayın
Ataş
39.-
Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın, araç muayene ücretlerine
ilişkin açıklaması
DURSUN ATAŞ (Kayseri)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Araç muayene ücretlerine 2022
yılında yüzde 36 zam geldi. Bu zamlarla beraber küçük araç muayenesi
507 TL'ye, büyük araç muayenesi 685 TL'ye, traktör ve motorlu bisiklet
muayenesi 258 TL'ye, egzoz muayenesi ise 110 TL'ye yükseldi. Sadece on
beş, yirmi dakika süren ve zorunlu tutulan bu işlem için bu fiyatlar
çok yüksektir. Vatandaşa bakım, onarım, tamir, değişim
gibi hiçbir hizmet sunulmadığı için yapılan bu işin
maliyeti de oldukça düşüktür. Vatandaşın, zorunlu ihtiyaçlarını
karşılayamadığı, akaryakıta gelen zamlar yüzünden
aracına dahi binemediği bu dönemde vatandaşın beli bu
zamlar yüzünden iyice bükülmüştür. Bu ücret ve zamlar gözden geçirilmeli
ve tekrar düzenlenmelidir.
Vatandaşın cebinden
elinizi çekin artık diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Arkaz
40.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, 8 Ocak 2022 Cumartesi günü
Şanlıurfanın Akçakale sınırında Barış
Pınarı Harekâtı bölgesinde şehit olan askerlere Allahtan
rahmet, yaralı askerlere şifalar dilediğine ilişkin
açıklaması
HAYATİ ARKAZ
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
8 Ocak 2022 Cumartesi günü
Şanlıurfa'nın Akçakale sınırında Barış
Pınarı Harekâtı bölgesinde PKK'lı teröristler
tarafından bir askerî aracımıza patlayıcıyla
yapılan saldırıda Teğmen Murat Alyakut, Sözleşmeli Er
Ertuğrul Ulupınar ve Onbaşı Enes Koç şehit olmuş,
1 Mehmetçikimiz de yaralanmıştır. Şehitlerimize
Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize de şifalar
diliyorum. Aziz milletimizin ve kederli şehit ailelerinin, kahraman silah
arkadaşlarının başı sağ olsun diyorum, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN Alınan
karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin
"Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz.
1inci sıraya
alınan, Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 milletvekilinin Bireysel
Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda
ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
X.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (x)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Komisyon Raporu 301 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince bu teklif İç Tüzükün 91inci maddesi
kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle teklifin
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten
sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler
ayrı ayrı oylanacaktır.
Teklifin tümü üzerinde söz
isteyen Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili
Sayın İsmail Faruk Aksu.
Buyurunuz Sayın Aksu.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; 301 sıra sayılı Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte
olduğumuz kanun teklifi kamu çalışanları ve emeklilerinin
ek maaş artışlarının düzenlenmesi, en düşük
emekli maaşının 2.500 Türk lirasına
çıkarılması, Türk lirası finansal araçların
özendirilmesi, doğal gaz fiyatlarının kademelendirilmesi, kamu
ihalelerinde ek fiyat farkı uygulanması, bireysel emeklilik
sisteminin teşvik edilmesi gibi toplumun birçok kesimine yönelik önemli
düzenlemelerden oluşmaktadır. Öngörülenlerin çoğu Sayın
Cumhurbaşkanımız tarafından 20 Aralık 2021 tarihinde
açıklanan ekonomik tedbirlerden yasal düzenleme gerektirenlere
ilişkindir. Açıklanan tedbirlerle ekonomideki istikrar bozucu gelişmelerin
önüne geçilmesi, vatandaşlarımızın
tasarruflarının değerinin korunması, atıl
tasarrufların ekonomiye kazandırılması, üretim ve
ihracatın desteklenmesi ve ekonomide öngörülebilirliğin
sağlanması amaçlanmıştır. Bu süreçte hemen devreye
konulan 3 uygulamayla piyasaların rahatlatılması
sağlanmıştır. Bunlardan birincisi, birikimlerini TL mevduat
olarak değerlendirenlerin kurlardaki oynaklık
karşısında mağdur olmaması için 21/12/2021 tarihinde
uygulamaya geçen kur korumalı TL vadeli mevduat hesabıdır. İkincisi,
ihracatçı ve ithalatçı firmalara TL uzlaşmalı vadeli döviz
satımına ilişkin Merkez Bankası tarafından 21
Aralık 2021 tarihinde başlatılan uygulamadır. Üçüncüsü de
29 Aralık 2021 tarihinde yurt içi yerleşik kişilerin altın
cinsinden mevduat ve katılım fonu hesaplarının Türk
lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüşmesi
hâlinde sağlanacak desteğe ilişkin düzenlemedir. Devamında
ise alınan tedbirler ve kurlarda sağlanan görece istikrar sonucu
fiyatlardaki yüksek artış aralık ayının sonuna doğru
düşmeye başlamış ancak aralık enflasyonuna
yansımamıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak enflasyonla mücadeleye katkı amacıyla, mal ve hizmet üreten,
satan, pazarlayan firma, şirket ve kurumlarımızın temel
ihtiyaçların fiyatlarında indirime gitmelerinin millî birlik ve
dayanışmamızın harcı olacağı yönünde
çağrı yapmış, bu doğrultuda bir kampanya
başlatmıştık. Kampanyaya ilgi yoğun olmuş, tüm
ülke sathında fiyatların indirilmesi suretiyle enflasyonun
düşürülmesine katkı sağlayacak önemli adımlar peş peşe
atılmıştır. İnanıyoruz ki kur korumalı TL
mevduat hesabına olan ilginin artması, ihracatın ivme
kazanması ve kurlardaki istikrarla birlikte fahiş fiyat
artışları da tamamen durdurulmuş olacaktır.
Değerli milletvekilleri,
görüşmekte olduğumuz kanun teklifi ekonomik tedbirler kapsamında
öngörülen amaçların gerçekleştirilmesine, aynı zamanda,
vatandaşlarımızın hayat kalitesinin
artırılmasına yönelik önemli muhtevaya sahiptir. Teklifin 1inci
maddesiyle merkez bankaları arasında kurulan ilişkilerin
işin gerektirdiği diplomatik hassasiyet ve ekonomik güven temelinde
yürütülebilmesini teminen diğer merkez bankalarının Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki para, alacak, mal, hak ve
varlıklarının haczedilmemesi sağlanmaktadır.
Gelişmiş çoğu ülke mevzuatında da bulunmakta olan
düzenleme, ülkemizde rezerv tutma talebine ilişkin artışın
ve Türkiye'ye güvenin de bir göstergesidir. Bu uygulamanın Türkiye'nin
diğer ülkelerin güvendiği bir ekonomik merkez olma özelliğini
öne çıkaracağı ve rezervlere katkı sağlayacağı
açıktır.
Teklifte yapılan bir
diğer düzenleme 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununa ilişkindir. 2nci maddeyle vergi kanunları uyarınca
iadesi talep edilen vergilere ilişkin açılan davalarda haksız
iadelerin önüne geçilebilmesi amacıyla dava konusu tutarın yüzde
50si oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması
kararının verilmemesi öngörülmektedir. Bu şekilde geri ödemeler
konusunda ortaya çıkan sorunların bir ölçüde giderilmesi amaçlanmaktadır.
3 ve 8inci maddeler
mevzuatta yer alan atıfların Sigortacılık ve Özel Emeklilik
Düzenleme ve Denetleme Kurumuyla uyumlu hâle getirilmesine yöneliktir.
Teklifin 4 ile 9uncu
maddelerini kapsayan 6 maddesi bireysel emeklilik sistemiyle ilgilidir.
Bireysel emeklilik sistemine katılımı teşvik etmek ve fon
birikimini arttırmak amacıyla 4632 sayılı Bireysel
Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda önemli
değişiklikler yapılmaktadır. Bireysel emeklilik, bir sosyal
güvenlik sistemi olmasının yanında uzun dönemli bir tasarruf
sistemidir. 2001 yılında kabul edilen bireysel emeklilik tasarruf ve
yatırım sistemi 27 Ekim 2003 tarihinde ilk emeklilik
planlarının onaylanmasıyla fiilen yürürlüğe girmiş, 1
Ocak 2013 tarihinde yüzde 25 oranında sağlanan devlet
katkısıyla da sisteme katılım artmıştır.
Teklifle yüzde 25 oranındaki devlet katkısı yüzde 30a
yükseltilerek vatandaşlarımızın Türk lirası
kullanımıyla daha fazla tasarruf yapması hedeflenmektedir.
Ayrıca, BES'te belirli süre kalmış kişilerin konut
alımı, evlilik, eğitim ve benzeri için ihtiyaç duyulabilecek
tasarruflarını sistemde kalarak kullanabilmesine imkân
sağlanmaktadır.
Düzenlemeyle, ayrıca,
talepleri hâlinde 45 yaş üstü çalışanların otomatik
katılım sistemine dâhil edilmesi mümkün hâle getirilmekte, bireysel
emeklilik sistemindeki sözleşmelerin temlik edilme
standartlarının belirlenmesi için Sigortacılık ve Özel
Emeklilik Kurumuna yetki verilmektedir.
Yapılan önemli
düzenlemelerden biri de doğal gaz satışında kademeli fiyat
uygulamasına geçilmesine ilişkindir. Ülkemizin doğal gaz
tüketimi, nüfus, sanayileşme ve kentleşmeyle doğru
orantılı hava sıcaklığıyla ters
orantılı bir şekilde büyümektedir. Bilindiği gibi
Avrupa'daki doğal gaz fiyatlarında son bir yılda 5 kata varan
yükselişler yaşanırken dünya genelinde de doğal gaz
fiyatları 2020 yılına göre dolar bazında yüzde 100e
yakın artış göstermiştir. Ülkemizde ise eşel mobil
sistemi etkin şekilde kullanılarak doğal gaz, elektrik ve
akaryakıtta uygulanan desteklerle küresel düzeyde yaşanan
artışlar, vatandaşlarımıza aynı düzeyde
yansıtılmamıştır.
Teklifin 10uncu maddesiyle
BOTAŞ'a fiyat belirlemede esneklik sağlanarak bölgesel ve iklimsel
koşullara bağlı, il veya bölge bazında kademeli doğal
gaz satış fiyatı belirleme yetkisi verilmektedir. Böylece,
aynı abone grubunda yer alsa bile maliyet bazlı tarife metodunun
yanında doğal gazın tasarruflu kullanılmasını
teşvik edici, destekleyici ve fazla tüketim yapanların maliyetine
katlanmasını öngören kademeli fiyatlandırmanın yapılması
mümkün hâle gelmektedir.
Teklifin 11inci maddesi kamu
ihalelerine yönelik fiyat farkı getirilmesine yöneliktir. Son dönemde
ülkemizde ve dünyada ham madde temininde ve tedarik zincirlerinde meydana gelen
aksaklıklar ve girdi fiyatlarındaki artışlar nedeniyle kamu
ihalelerine yönelik fiyat artışlarının belirli kural bütünlüğü
içinde, fiyat farkı ödenmek suretiyle yerine getirilmesini temin etmek
amacıyla 4734 sayılı Kanunda değişiklik
yapılmaktadır. Öngörülen düzenlemeyle, 1 Aralık 2021 tarihinden
önce 4734 sayılı Kanuna göre ihale edilen işlerde ek fiyat
farkı verilerek işlerin zamanında tamamlanması, tamamlanan
işlerin ise maliyet kayıplarının belirli ölçüde
karşılanması amaçlanmaktadır.
Ayrıca, bu sözleşmelerin herhangi bir kısıt olmadan devrine
de imkân sağlanmaktadır.
Teklif kapsamındaki bir
diğer düzenleme ise tasarruf kompozisyonunun makroekonomik politikalarla
uyumlu olması amacıyla Türk lirası finansal araçların
özendirilmesine ilişkindir. 12nci maddede, Türk lirası araçlara olan
talebin ve finansal piyasalarda derinliğin artırılması,
ürün çeşitliliğinin teşvik edilmesi ve bu süreçte finansal
sektörün ve millî ekonominin sağlıklı gelişmesine
katkıda bulunulması amacıyla mevduat ve katılma
hesaplarının getirilerinin kur artışlarına karşı
desteklenmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda, hazine kaynağının
açılacak hesaplara hangi yöntemlerle aktarılacağına
ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilendirilmekte;
ödenecek destek tutarı ve hesaplama yöntemi, destekten yararlanacak
kişi kapsamı, hesap türleri, vadeler, limitler ve kesintiler ile
uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Cumhurbaşkanı yetkili kılınmaktadır.
14üncü maddeyle, tam
mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım
fonlarının katılma payları ile girişim sermayesi
yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde
edilen kâr paylarına uygulanan kurumlar vergisi istisnası
girişim sermayesi dışındaki diğer yatırım
fonlarından elde edilen kâr paylarını da kapsayacak şekilde
genişletilmektedir. Portföyünde yabancı para birimi cinsinden
varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı
sermaye piyasası araçları bulunan yatırım fonlarından
elde edilen kazançlar ise bu istisna kapsamının
dışında bırakılmaktadır.
15inci madde, sanayi sicil
belgesini haiz, fiilen üretim faaliyetleriyle iştigal eden ve ihracat
yapan kurumların söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri
kazançlarına geçerli olan kurumlar vergisi oranının 1 puan
indirimli uygulanmasını öngörmektedir.
Sayın milletvekilleri,
teklifin 13üncü maddesi en düşük emekli aylığının
yeniden düzenlenmesine, 16ncı maddesi ise kamu çalışanları
ve emeklilerinin ek maaş artışlarına ilişkin
hususları düzenlemektedir. 5510 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat
uyarınca gelir ve aylık ödemesi yapılanlara 1.500 Türk lirası
olarak öngörülen aylık asgari ödeme tutarı 2.500 TLye yükseltilerek
en düşük emekli maaşı da 2.500 TLye
çıkarılmaktadır. Ayrıca, 2022 yılı için
emeklilerimize enflasyon artışına bağlı fark ile toplu
sözleşmeyle belirlenen artışlar yapılacak, temmuz
ayında memur ve emeklilerine toplu sözleşmeyle belirlenen maaş
artışları yanında yeni enflasyona bağlı
oluşan fark da yansıtılacaktır. Devleti
yaşatmanın yolunun insanı yaşatmaktan geçtiğine,
ülkelerin değerinin insanlarına verdiği değerle
artacağına ve istikbale güvenle bakabilmek için emekliler,
yaşlılar ve çalışanların onurlu bir yaşam
sürmesinin temin edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak asgari ücretlimizin,
çalışanlarımızın ve emeklilerimizin daima yanında
olduk, olmaya da devam edeceğiz.
Diğer yandan,
16ncı maddede kamu görevlileri ile emeklilerimize yapılacak ek zam
tutarıyla ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Buna göre, Kamu
Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara
İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu
Sözleşmeyle kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinde 1/1/2022 ile
30/6/2022 tarihleri arasındaki dönem için uygulanacak artış
oranı yüzde 5ten yüzde 7,5a çıkarılmaktadır. Böylece, söz
konusu toplu sözleşmeye göre 2021 yılı ikinci
yarısından kaynaklı enflasyon farkı dâhil 1/1/2022 tarihinden
geçerli olmak üzere yaklaşık yüzde 27,9 oranında
yapılması gereken maaş zammı yüzde 30,95e
çıkarılmaktadır.
Ayrıca, aile
yardımı ödeneği kapsamında eş ve çocuklar için
yapılan ödemelerin artırılmasıyla tüm
çalışanların asgari ücret kadar gelirinin vergi
dışı bırakılması sonucu oluşan gelir
artışı kadar net maaş artışı da
çalışanlarımıza yansımış olmaktadır.
Bununla birlikte, memur ve
emeklilerine yönelik 3600 ek gösterge düzenlemesiyle de maaşlarda
ayrıca önemli artışlar meydana gelecektir. Asgari ücretlilere,
emeklilerimize ve çalışanlarımıza yapılan maaş
artışlarından, sosyal destek ödemelerinden yararlanan asgari
ücrete bağlı maaş alan birçok vatandaşımız da
olumlu yönde etkilenmektedir. Bu şekilde, dar gelirli büyük bir kesimin
fiyat artışlarına karşı korunması da temin
edilmektedir. Önümüzdeki süreçte çiftçimizin geçim şartlarını
kolaylaştıracak, gübre, mazot ve elektrik gibi girdi maliyetlerine
karşı onları etkin biçimde destekleyecek ilave
adımların atılması da yerinde olacaktır. Ayrıca,
esnaf ve sanatkârlarımızın faaliyetlerini olumsuz etkileyen
gelişmelere karşı yapılan desteklerin faaliyetlerinin
devamını sağlayacak ve rekabet gücünü artıracak
şekilde sürdürülmesi de önem arz etmektedir.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye kısa vadeli dalgalanmalara rağmen giderek güçlenen bir
ülkedir. Mali disiplini, güçlü bankacılık sistemi,
ulaştırma, sanayi ve enerji altyapısı, nitelikli insan
kaynağı, girişimcilik kültürü sayesinde Türkiye dünyanın
pandemi karşısında bocaladığı bir ortamda pozitif
yönlü ayrışmayı başarmış, güçlü bir ekonomiye
sahip olduğunu kanıtlamıştır. Türkiye, 2020
yılında büyümeyi başarabilen az sayıda ekonomi
arasında yer almış, büyüme eğilimini sürdürerek 2021
yılının birinci çeyreğinde yüzde 7,4, ikinci
çeyreğinde yüzde 22, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 7,4 oranında
büyümüştür. Büyümedeki başarının arkasındaki itici
güç, güçlü sanayi altyapımız olmuştur. Türkiye'nin 2021
yılı üçüncü çeyreği itibarıyla, dünya ihracatından
aldığı pay ilk defa yüzde 1in üzerine
çıkmıştır. 2021 yılında toplam
ihracatımız, geçen yıla göre yüzde 32,9 oranında artarak
225,4 milyar dolara ulaşmış, ihracatçılarımız
tarihî bir rekora imza atmıştır. Dış ticaret
açığımız yüzde 7,8 azalışla 45,9 milyar dolara
gerilemiş, ihracatın ithalatı karşılama oranı da
yüzde 83,1e yükselmiştir. 2021 yılında bütçe performansı
da oldukça olumlu seyretmiştir. Kasım ayında bütçe dengesi 32
milyar lira, faiz dışı bütçe dengesi ise 47,3 milyar lira fazla
vermiştir.
Normalleşme süreciyle
birlikte turizm ve hizmet sektörünün kazandırdığı
katkıyla ekonomimiz daha da canlanmıştır. 2020
yılında 12 milyar dolar seviyesine düşen turizm gelirimiz 2021 yılında
yüzde 100 artarak 24 milyar doların üzerinde gerçekleşmiştir.
Avrupa Birliği ülkelerinde genel yönetim borç stokunun millî gelire
oranı yüzde 90ın üzerindeyken en az borçlu ülkeler arasında
bulunan ülkemizde bu oranın 2021 yılı sonu itibarıyla yüzde
36,6 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
Uluslararası düzlemde
yaşanan gelişmeler, her geçen gün ortaya çıkan yeni krizler
Türkiyeye güçlü bir devlet ve bölgesinde lider ülke olma sorumluluğunu
yüklemektedir. Ülke olarak bazı sıkıntılarımız
olsa da alınan tedbirler sayesinde bunların üstesinden gelinmektedir.
Hayat pahalılığı kaderimiz değildir ve enflasyonun da
üstesinden hep birlikte gelinecektir.
Kanun teklifiyle dar ve orta
gelirli insanımızın elinden tutularak onların enflasyona
ezdirilmemesi için önemli adımlar atılmaktadır. Cumhur
İttifakı birlikteliği ve kararlılığıyla
aşılamayacak sorunumuz, çözülemeyecek problemimiz yoktur. Önemli
olan, millî birlik ve beraberliğimizin korunması, güçlü
demokrasimizin, siyasi istikrarımızın bozulmaması; Türkiyeyi
kaosa sürüklemek isteyenlere, amaçları uğruna ülkemizi yangın
yerine çevirmekten çekinmeyenlere fırsat verilmemesidir. Türkiye,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle güçlenmekte, millî
menfaatlerimizi merkezine alan Cumhur İttifakıyla da lider ülke Türkiye
hedefine kararlılıkla yürümektedir.
Bu düşüncelerle kanun
teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını
diliyor, sizleri ve bizi izleyen muhterem vatandaşlarımızı
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.23
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati:19.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN
(Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 44üncü Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
301 sıra
Sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
Teklifin tümü üzerinde ikinci
söz İYİ Parti Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın
Dursun Müsavat Dervişoğlunun.
Buyurun Sayın
Dervişoğlu. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi'nin geneli üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Her zaman ifade
ettiğimiz gibi, biz siyasete ve Parlamentodaki çalışmalara siyah
ve beyaz olarak bakmıyoruz. Biz önümüze gelen her teklif üzerinde parti
grubu olarak ciddiyetle çalışıyoruz. Komisyondaki
görüşmeler esnasında sorularımızı yöneltiyoruz,
gördüğümüz eksiklikleri ve çekinceleri de ortaya koyuyoruz. Ön
yargılara ve siyasi mülahazalara göre değil, yalnız ve ancak
Türk milletinin menfaatlerini esas alarak bir kanaat oluşturmaya gayret
sarf ediyoruz.
Bu teklif içerisinde de
olumlu bulduğumuz bazı maddeler var. Örneğin, BOTAŞ
tarafından il ve bölge bazında kademeli doğal gaz
satış fiyatı uygulanabileceğine dair düzenlemeyi
İYİ Parti olarak destekliyoruz. Bu konu hakkında önerilerimizi
de her zeminde defaatle ifade ettiğimizi hatırlatmak istiyoruz. Öte
yandan, teklifte yer alan ve en düşük emekli aylığının
2.500 liraya çıkarılmasına yönelik düzenlemeyi de yetersiz ve
eksik buluyoruz. Uzun yıllar boyunca bu memlekete emek veren, alın
teri döken ve külfetlere katlanan emekli vatandaşlarımızın
hak ettiği nimetlerden mahrum bırakılmasını da kabul
etmediğimizi her fırsatta tekrarlıyoruz. Açlık sınırının
4 bin lirayı aştığı Türkiye'de, emekli
vatandaşlarımıza 2.500 lira emekli maaşını reva
görmek, 10 milyon emekli vatandaşımızı bir anlamıyla
açlığa mahkûm etmektir.
Şu an Genel Kurulda
görüşmekte olduğumuz teklifin 1inci maddesi, Merkez Bankamız
nezdinde bulunan yabancı ülke merkez bankalarına ait para, alacak,
mal, hak ve varlıkların haczedilemeyeceği, üzerlerine ihtiyati
tedbir veya ihtiyati haciz konulamayacağı hususunu düzenlemektedir.
Komisyondaki görüşmeler esnasında hem teklif sahiplerine hem de
Merkez Bankamızın yetkililerine bu konuda birçok farklı soru
sorduk fakat böyle bir düzenlemeye bugün neden ihtiyaç duyulduğuna dair
sorduğumuz her soru maalesef karşılıksız
kalmıştır. Hangi ülkenin, hangi sebeple Türkiye Cumhuriyeti'nden
böyle bir kanun talep ettiğine dair sorduğumuz sorular da
yanıtsız bırakılmıştır. Şeffaf ve hesap
verebilir bir siyasi iktidarın yokluğunda Türkiye ekonomisinin
başına gelebilecek gaileleri iktidarınız döneminde acı
bir şekilde tecrübe ettik, etmeye de devam ediyoruz, tıpkı 128
milyar dolar hadisesinde olduğu gibi. O dönemde de ne iktidardan ne de
Merkez Bankası yetkililerinden kamuoyunu tatmin edecek ya da
aydınlatacak herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
Cumhurbaşkanı başka, bakanlar başka, milletvekilleri
başka savunmalar yapmış, her biri birbiriyle çelişen siyasi
demeçlerle toplum nezdindeki güven kaybı daha da
derinleştirilmiştir.
Ekonominin temelinde güven ve
istikrar vardır. Gözlerdeki ışıltı diğer ülke
merkez bankalarına yetmiyor olacak ki Merkez Bankamızı itibarsızlaştıracak
bu düzenlemeyi Genel Kurula getirebilme cüretine kapıldınız.
Türk lirası milletimizin itibarı, Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası ise bu itibarın güvencesidir, savunucusudur. Eğer Merkez
Bankasının olması gerektiği gibi bağımsız
olmasını temin edebilseydiniz Türk lirasının
itibarını muhafaza edebilirdiniz, iktidarınız boyunca da
uluslararası piyasaların tahakkümüne boyun eğmek zorunda
kalmazdınız. İktidarınızın istikrarsız ve
güven telkin etmeyen ekonomi politikalarının yıkıcı
etkileri maalesef ve maatteessüf artarak devam etmektedir. Merkez Bankası
gibi itibarlı ve köklü bir kurumun kodlarıyla bu denli oynanırsa
ve bağımsız olması gereken Merkez Bankası siyasetin
tasallutu altında böyle ezilirse tecrübe ettiğimiz bu akıbet de
kaçınılmaz hâle gelir.
Esasen, yapılan bu
düzenleme de ne olduğu belli olmayan 128 milyar dolar meselesinin
doğal bir sonucudur. Bizim, bugün bu hususu tartışıyor
olmamızın sorumluları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
rezervlerini eksi 57 milyar dolara düşürenlerdir.
Daha önce defalarca sorduk
ama cevap vermediniz, milletin kürsüsünden yine soruyoruz: Türk milletinin
alın teri olan Merkez Bankası rezervlerinin satışına
kim ve nasıl karar verdi? Bu satışlar kimlere yapıldı?
Bu satışlardan kimler ne kadar kâr etti?
Dün rezervlerimizin hiç
edilmesine sebep olan AK PARTİ iktidarı, bugün Cumhur
İttifakı milletvekillerinin dahi malumat sahibi
olmadığı bir düzenlemeyle Merkez Bankamızın tabutuna
son çiviyi de çakmak istemektedir. Siyasi ikballeri için Türkiyenin istikbali
üzerine kumar oynayanlar şunu iyi bilsinler ki İYİ Parti
iktidarında Türk milletinin her bir kör kuruşunun hesabı mutlaka
sorulacaktır. Gelecek siyasi planlarınızı bu hususu
nazarıdikkate alarak yapmanızda da sizin açınızdan çok
büyük fayda vardır.
Eskiden istisnai durumlarda
kullanılan örtülü ödenek vardı, şimdi neredeyse bütün ödenekler
örtülü. Kamu bankaları ve Merkez Bankası ilişkileri örtülü,
Merkez Bankası ile hazine arasındaki ilişkiler de örtülü. 20 Aralık
gecesi küçük yatırımcının üç kuruşuna yapılan
operasyon da örtülü. Türkiyedeki her türlü işleyişin yeni normu
hâline getirdiğiniz bu örtülü düzen önümüzdeki ilk genel seçimden itibaren
son bulacaktır.
Değerli milletvekilleri,
görüştüğümüz kanun teklifi bir başka maddesinde kur
korumalı Türk lirası mevduatıyla ilgili düzenlemeyi
kapsamaktadır. Bildiğiniz üzere, kur korumalı Türk lirası
mevduat sözleşmeleri bankalar tarafından hayata geçirilmiş
olmasına rağmen yasal çerçevesi şimdi düzenlenmektedir.
Yürütmeyi temsil eden iktidar Siz gerekeni yapın, mahkeme arkanızdan
gelir. diyerek yargıyı, kur korumalı mevduatı önce hayata
geçirip sonra da yasal düzenlemeyi getirerek yasamayı peşinden
sürüklemeye gayret etmektedir. Hukuka ve kanunlara riayet etmesi icap eden
yürütme, hukuku ve kanunları kendisine riayet etmeye mecbur
bırakmaktadır. İcra makamı tarafından önce icra
edilen, sonra Türk milletinin iradesinin tecelligâhı olan Türkiye Büyük
Millet Meclisine dayatılan bu kanun teklifine yalnızca muhalefet
partilerinin değil, esasen iktidar grubunun milletvekillerinin de
karşı çıkması gerekmektedir çünkü bu, Gazi Meclisimizin
egemenlik haklarına sahip çıkmanın ihmal edilemez bir
mecburiyetidir.
Ucube sistemler ucube
uygulamaları da beraberinde getirip hayata geçirir. Sizin kur
korumalı mevduat dediğiniz bu ürün, gerçekte Türk lirasını
dolara bağlayan, sınırsız faiz getirili hazine üzerinden
kumar oynayan ucube bir uygulamadır. 20 Aralıktan 4 Ocağa kadar
olan süre içinde gerçek kişilerin döviz mevduatı 400 milyon dolar
daha artmıştır. Vatandaşlarımız, bugün
söylediğini yarın inkâr eden iktidarınıza, verdiğiniz
sınırsız faize ve ortaya koyduğunuz finansal enstrümanlara
rağmen hâlâ güvenmemektedir.
Kur korumalı mevduat
için öngördüğünüz katılım beklentilerinizin altında
gerçekleşmiş olacak ki bu sabah itibarıyla şirketlerin de
bu sistemde hesap açmalarına izin verdiniz. Hani siz yeni ekonomik
modelinizle yatırım yapacaktınız? Hani istihdam ve üretim
sağlayacaktınız? Döviz üzerinden faiz garantisi verilen şirketler
mi yatırım yapacak? Döviz üzerinden sonsuz faiz vadettiğiniz
şirketler mi üretim ve istihdam sağlayacak? Söylemleriniz ve
eylemlerinizin arasında ortaya koyduğunuz çelişkiler, Türkiyeyi
yönetme ehliyetinizi kaybettiğinizin göstergesidir. Her biri başka bir
yöne koşan atlarla bu araba Türkiyeyi taşıyamaz, zaten
taşıyamıyor. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Türkiyeyi yönetenlere
düşen, ortadaki bu büyük başarısızlığın
sorumluluğunu almak ve Türkiyeyi bir seçim sürecine derhâl
taşımaktır; siyasi sorumluluğun gereği budur. Türkiye
için tek ve gerçek çıkar yol erken genel seçimdir. Bunun
dışında dayatılan hiçbir yol Türkiyenin önünü açamaz,
milletin güvenini tesis edemez. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
Sayın milletvekilleri,
AK PARTİ dönemi, Türk lirasının Türk ekonomisinden
kovulmasının hüzünlü bir hikâyesidir. Kamu-özel iş birliği
projelerinin tamamı, yerli ve millî olduğunu iddia eden AK PARTİ
iktidarı tarafından, dolar üzerinden imzalanmıştır; bu
sebeple, Osmangazi Köprüsüne 2 Ocak itibarıyla gelen zam yüzde 104
olmuştur.
Partili Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sisteminin yürürlüğe girmesiyle başlayan döviz ve
altınla iç borçlanma süreci kamunun borç stokuna ek 1 trilyon liralık
bir yük daha eklemiştir. Şimdi de ekonomideki tüm mevduatların
dövize bağlanmasıyla dolarizasyon son safhaya
ulaşmıştır. Hükûmetin 300 bin kişinin bankadaki
mevduatına döviz garantisi vermesi ve hazineye ilave yük getirmesi
aslında kendi kabiliyetsizliğini örtme çabasıdır. Ay sonunu
getiremeyen vatandaşlarımızdan topladığınız
vergilerle mevduat sahiplerine hazine garantisi vermek, fakirin
sofrasındaki aşı alıp zenginin lüksüne,
şatafatına katmaktan başka bir anlam
taşımamaktadır. Uyguladığınız
yanlış ekonomi politikaları neticesinde Türkiye dünyanın
en yüksek enflasyonu dünyanın en yüksek faizi dünyanın en çok
değer kaybeden para birimi unvanlarıyla 2022 yılına
girmiştir. Ekonominin her sahasında, her türlü mal ve hizmet
alanında yeni zamlar gözlemlenmektedir. 2021e girerken Faiz, kur,
enflasyon şer üçgenini kıracağız. diyen kadrolar
şimdi de Göreceksiniz, birkaç ay içinde enflasyon tek haneli rakamlara
inecek. iddiasında bulunuyorlar. Bürokrasiyi yozlaştıran;
adaleti, diplomasiyi, ekonomiyi tüketen bu tek adam rejiminin artık
Türkiye'ye verecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Bundan beş
yıl önce bu sistemi milletin önüne getirenler vaatlerinin çok
uzağına düşmüş, toplumun refahı ve gelişimi
önünde birer engele dönüşmüşlerdir. Tüm bunların sonucu olarak
2021 yılında faiz yüzde 98, enflasyon yüzde 80, dolar kuru yüzde 79
artmıştır. Borsa İstanbul, 2021 yılında
dünyanın en çok kaybettiren borsası hâline dönüşmüştür.
Bugün paramız pul
olduysa sorumlusu bellidir. Mutfaklar yangın yerine döndüyse sorumlusu
bellidir. Çiftçilerimiz toprağa düşürdükleri terin
karşılığını alamıyorlarsa sorumlusu
bellidir. Milletimiz hayat pahalılığı altında her
geçen gün daha da fazla eziliyorsa bunun da sorumlusu bellidir. Sorumlusu
dış güçler filan değil, yirmi yıldır bu ülkenin
ekonomisini yöneten Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarıdır. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
Yüksek faiz, yüksek
enflasyon, yüksek dolar kuru Türkiye'nin kaderi olmamalıdır. Türk
milleti böyle bir iktidara mecbur, muhtaç ve mahkûm değildir. Elinize
aldığınız sopa ve polisiye tedbirlerle ne fiyatları ne
de döviz kurunu kontrol edemezsiniz. Ekonomiyi istikrara
kavuşturmanın yolu akıl dışı heterodoks
politikalarla değil, ortak aklın ve uzlaşının
sağlandığı bilimsel argümanlarla mümkün olmaktadır.
Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarı tarafından ekonominin istikrara
kavuşturulamayacağı artık anlaşılmıştır.
Tehlikeli ve akıbeti malum ekonomi deneylerinizle milletimizin
zamanını çalmayı artık bırakın.
Sandığı milletin önüne bir an önce getirin el mi yaman, bey mi
yaman görelim bakalım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar) Son kez olsun, milletimizin bu beklentisine kulak verin ve
Türk milletinin iradesiyle birlikte merhametine kendinizi teslim edin.
Değerli milletvekilleri,
sözlerime son vermeden önce, İYİ Parti olarak kardeş
Kazakistandaki gelişmeleri dikkatle takip ettiğimizi belirtmek
istiyorum. En büyük dileğimiz, yalnızca bölgenin değil,
aynı zamanda Türk dünyasının da kurucu iradesi içinde bulunan
Kazakistanın büyük emeklerle taçlandırdığı
bağımsızlık ve istikrarını muhafaza etmesidir.
Jeopolitik olarak her fırsatı değerlendiren Rusya tarafından
bir dış müdahale penceresinin açılması ve oldubittiyle Rus
askerî varlığının Kazakistan üzerinde kalıcı hâle
getirilmesi Türk dünyası açısından büyük bir riski de
beraberinde getirmektedir. Dış müdahalelerin önüne geçebilecek bir
inisiyatif alanını Türk Devletleri Teşkilatı zaman
kaybetmeden derhâl üstlenmelidir. Dolayısıyla, Türk Devletleri
Teşkilatının böylesine önemli risk ve tehditleri içinde
barındıran bir konuda kamuoyunu bilgilendirirken Endişeyle
takip ediyoruz. demekten daha önemli iş ve eylemlerde bulunması icap
etmektedir. Çokça kıymet verdiğimiz Türk Devletleri
Teşkilatının, temennilerin ötesine geçen bir uluslararası
organizasyona dönüşmesine, iktisadi, akademik ve askerî gücünü eş
güdümlü şekilde harekete geçirebilecek bir yapıya kavuşturulmasına
acilen ihtiyaç vardır.
Bir kez daha, İYİ
Parti olarak, kardeş Kazak halkının ve devletinin yanında
olduğumuzu ifade ediyor, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Sayın
Garo Paylan.
Buyurunuz Sayın Paylan.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
ben, altı yıldır Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim; altı
yıldır çok sayıda vicdansız ve adaletsiz torba yasayla ve
yasalarla karşı karşıya kaldık ama ben, hiç bu kadar
adaletsiz, bu kadar vicdansız ve bu kadar akılsız bir torba yasa
görmemiştim. Gerçekten, Allah, insanın önce aklını
alırmış; bunların da herhâlde vicdanını
aldığı gibi aklını da aldı Allah, maalesef.
Değerli arkadaşlar,
bakın Faiz sebep, enflasyon sonuç. dediler. Hani bir teşhiste
bulunursunuz ve Bir tedavi uyguluyorum. dersiniz, bunun sonucunda hasta daha
kötüye giderse Galiba benim uyguladığım tedavi
yanlış. deyip geri adım atarsınız. Ne
yaptınız? Faizi 2 puan düşürdünüz; dolar 8,30du, 10 liraya
fırladı. Dedik ki: Efendim, yanlış tedavi. Yok, geri
adım atmak yok, devam. Faizi yine düşür suni olarak, dolar 12-13
oldu. Efendim, hasta ölüyor. Yetmez, bir daha düşür; dolar 18 liraya
fırladı dış mihrak falan filan demeye
başladılar. Sarayda bir panik Ne yapacağız? diye.
Efendim, sermaye kontrolü koyamayız, daha beter batarız. birinci
seçenek. İkinci seçenek, faiz yükseltmek. Biz Tayyip Bey'e bunu
söyleyemeyiz, mahveder bizi. Ne yapacağız? Şapkadan bir
tavşan çıkaracağız. Tayyip Bey'e ne önerelim? Efendim Faiz
yükselttik. demeyelim ama Faizi dolar bazında yapalım.
diyebiliriz. diye şapkadan bir tavşan çıkardılar.
Şimdi, tavşan sevimli bir hayvandır, öyle değil mi? Ama bu
tavşan, arkadaşlar, yurttaşımızın ekmeğini,
aşını, işini alabilecek bir canavar.
Bakın, değerli
arkadaşlar, şimdi dolar geçici olarak 11,5 liraya düştü
değil mi? Hani, ilk gün müdahaleyle filan 11,5 liraya düşürdüler. Bu
sistem daha on beş gün önce başladı yasa dışı
olarak. On beş gün önce 11,5 liraydı. Bugün kaç para? 13 lira 85
kuruş. Yani bu sisteme on beş gün önce para yatıranlar
yalnızca on beş gün içinde kılçıksız, net, vergisiz
yüzde 20 para kazandılar arkadaşlar. Ya, bu nas mıdır
arkadaşlar? Nas dediğiniz böyle bir şey miydi? Ya faizsiz
sistem dediğiniz böyle bir şey miydi? Faiz düşecek.
dediğiniz böyle bir şey miydi? On beş günde
kılçıksız yüzde 20 para kazandıran bir sistem. Peki, ucu,
sınırı var mı bu sistemin? Yok. Dolar ne kadar yükselirse
para sahiplerine o kadar faiz ödenecek. Peki, bu ağalar ceplerinden mi
ödeyecekler? Şimdi, Cemal Öztürk Bey getirmiş bu torba yasayı.
Vallahi vebali büyük Sayın Cemal Bey, bilmem artık. Bu iş, ihale
de sana kalmış, bunun vebali büyük, ne diyeyim?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Ya,
ağalık falan yok.
GARO PAYLAN (Devamla)
Ceplerinden mi ödeyecek bu ağalar? Yok, ceplerinden ödemeyecek. Nereden
ödeyecekler? Ey, 84 milyon yurttaşım, sen ekmek alıyorsun ya,
ekmekten vergi kesiliyor; süt alıyorsun ya, sütten vergi kesiliyor; sigara
alıyorsun ya, sigaradan vergi kesiliyor; iğneden ipliğe ne
alırsan senden vergi kesiliyor. Bir de maaşını alıyorsun,
maaş daha cebe girmeden maaşın yüzde 30unu, yüzde
40ını bu vicdansızlar alıyorlar, hazineye koyuyorlar.
Hazinede para birikti ya, hazinemizin altına bir hortum takıldı
şu anda; bu hortumun bir başı hazinede, sizin ödediğiniz
vergilerde; diğer başı dolar baronlarında, zenginlerde.
İşte, dolar yükseldikçe bu vana açılacak arkadaşlar, yüz
milyarlarca lira vergi, işçinin, emekçinin vergisi bir avuç dolar baronuna
gidecek. Yani, 84 milyon çalışacak, vergi ödeyecek; 100 bin
kişi, 200 bin kişi büyük para sahibi daha da zengin olacak.
Arkadaşlar, saraydakiler
vicdanlarını kaybetmiş olabilirler ama biz halkın
vekilleriyiz. Bakın, biz esnafa gidiyoruz, çiftçiye gidiyoruz; çiftçi
Tarlama gübre atamadım. diyor; esnaf Dükkânı
kapatacağım. diyor; işçi ay sonunu getiremiyor. Vicdanlı
milletvekilleri böyle bir durumda ne yaparlar? Ya, ben bu yoksulun
yanında nasıl olurum, onun derdine nasıl derman olurum? diye
düşünür, öyle değil mi? Şu zengini biraz daha çok
vergilendireyim, yoksullara kaynak aktarayım. der, değil mi? Ama bu
vicdansızlar ne yapıyorlar?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Ya,
Garo Bey
GARO PAYLAN (Devamla) -
Yoksul zaten bitmiş, aç, açıkta; yoksuldan alıp zengine veren
bir sistem bulmuşlar akılları sıra.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Bir de gülüyorsunuz!
GARO PAYLAN (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, bakın, bu sistem ahlaksız, adaletsiz ve
vicdansız bir sistem ve aynı zamanda hukuksuz da. Bakın, kanun
dışı başlattılar ve Anayasamıza da
aykırı arkadaşlar, Anayasaya aykırı.
Bakın, değerli
arkadaşlar, bürokratlar, size de söylüyorum, bunlara imza atacak herkese
söylüyorum, zaten Merkez Bankası kanun dışı
başlattı, tamamen kanun dışı işliyor ama
hazinemize bakarsak
Ne diyor Anayasa madde 73: Herkes, kamu giderlerini
karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi öder. Yani ne için vergi
ödüyormuş yurttaş? Kamu giderlerini karşılamak üzere; yani
işçinin, memurun, emeklinin maaşlarını ödemek üzere; yani
yatırımları karşılamak için, okul yapmak için, hastane
yapmak için vergi öder yurttaşımız diyor. Siz, Anayasaya
aykırı bir şekilde ne yapıyorsunuz? Yoksulun ödediği vergiyi
zengine aktarıyorsunuz değerli arkadaşlar.
Birinci olay, bu yasa
Anayasamıza aykırı ve eğer vicdanlı hâkimler hâlâ
kaldıysa Anayasa Mahkemesinden dönecektir. Ne yapacaksınız o
zaman Cemal Bey? Ne yapmayı düşünüyorsunuz AK PARTİli vekiller?
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Cebinden ödeyecekler.
GARO PAYLAN (Devamla) - Ne
olacak o zaman sisteme girecek yüz milyarlarca lira para? 2 risk olacak; bir:
Anayasa Mahkemesi iptal ettiğinde, zaten sistemi bunun üzerine
kurmuşsunuz, sistem çökecek, doların nereye gideceğini Allah
bilir. İkincisi: Bu sisteme girmiş, yüz milyarlarca lira girmiş
vatandaşa da tazminat ödemek zorunda kalacaksınız. Ama onlara
kâğıt imzalatıyorsunuz herhâlde Bu, Anayasa Mahkemesinden dönerse
bunu ödeyemeyeceğiz. diye. Dediğim gibi, Anayasaya
aykırı.
İkincisi: Bu iktidar
yerli ve millî olduğunu iddia ediyordu, değil mi değerli
arkadaşlar? Yerliyiz, millîyiz. diyordu. Yerliliğin ve
millîliğin en önemli göstergelerinden biri de paranın
itibarıdır arkadaşlar. Paranız önemli bir
bağımsızlık belgesidir ve onun itibarı ülkenin
itibarlarından biridir. Bakın, Amerikan devleti, parasını
bütün dünyaya hâkim kılmıştır -yalnızca ülkesinde
değil, ülkemizde de- bankalardaki paranın üçte 2si dolardadır.
Maalesef diyorum. Şimdi, yerli ve millî olduğunu iddia eden bu
iktidar ve küçük ortağı diyor ki: Biz geri kalan üçte 1 Türk
lirasını da dolara bağladık. Ben açıkça söylüyorum
arkadaşlar, bir kez daha tekrar ediyorum: Ben bundan daha büyük bir mandacı
yasa düzenlemesi görmedim; bu, mandacılıktır arkadaşlar,
bunu unutmayın. (HDP sıralarından alkışlar)
Paranızı enflasyona bağlamıyorsunuz, paranızı
Türk lirasına bağlamıyorsunuz; paranızı dolara
bağlıyorsunuz.
Ya, arkadaşlar,
bakın, bu aynı zamanda -bakın, uyarıyorum iktidar ve
ortağını- ulusal güvenlik meselesine yol açacak bir yasal
düzenlemedir arkadaşlar, ulusal güvenlik meselesine yol açabilir. Ya,
hafızayı beşer nisyan ile maluldür, öyle değil mi? Ya,
yalnızca üç yıl önce -hadi Trump haklı, haksız geçiyorum-
rahibi burada rehin tutuyordunuz, Rahibi bırakmazsanız ekonominizi
mahvederim. dedi, değil mi? Zaten damat ekonomiyi kötü yönetiyordu,
onunla beraber dolar fırladı, öyle değil mi? Ya -bugün Biden,
yarın Trump, öbür gün başkası- Amerika, bütün paramızı
dolara bağladığımızı görse -aramızda da sıkıntılar
var, değil mi- Ya, ben bunlara bir baskı yapayım. dese, o
baskıya ezilmeyecek misiniz? Ezilmek zorunda kalacaksınız çünkü
paranız dolara bağlı. Çünkü bilecek ki Amerikan Başkanı,
Türkiye'nin parası dolara bağlı Ben bunlarla istediğim
gibi oynarım. diyecek; bu bir ulusal güvenlik meselesi değil midir
arkadaşlar?
Bakın, arkadaşlar,
üçüncü mesele de bu, sistemik bir risk yaratır arkadaşlar, sistemik
bir risk. Düşünün ki, bakın, Hazine ve Maliye açıklıyor,
diyor ki: 107 milyar lira on beş günde girdi. Bakın, on beş
günde 107 milyar lira girdi. Bugün şirketlerin ve kurumların da
girmesini onayladınız. Ne oldu? 300 milyar lira, 500 milyar lira -üst
sınırı yok ki- ben diyeyim en az 600 milyar lira bu sisteme
girdi; girebilecek 1,6 trilyon var, 600 milyar lira girdi bu sisteme. Ya, dolar
yalnızca on beş gün önce gördüğü rakamı görse
arkadaşlar, hazinemiz -Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımız
burada- 300 milyar lira para ödeyecek. Nereden ödeyecek arkadaşlar bu
parayı, nasıl ödeyecek? Para basacak değil mi? Hani dolar
basacak matbaası yok ki, Türk lirası ödeyecek. Ne yapacak? Para
basacak. Ve ne yapacak? Bir avuç zengine bu parayı, Türk
lirasını aktaracak. Onlar ne yapacaklar? Dolar almaya
koşacaklar, dolar daha da yükselecek, enflasyon patlayacak. Arkadaşlar,
bu, şu anda Türkiye'nin ekonomik temelleri zaten zayıf, bu zayıf
olan ekonomik temellerimizi daha da sarsacak ve belki Türkiye'yi yerle bir
edecek büyük bir ekonomik, sistemik bir risk yasasıdır.
İşte, bu adımı atarsanız arkadaşlar, emin olun,
üç vakte kadar -bakın, kayıtlar burada, üç hafta, üç ay ya da on üç
ay- bu sistem patlayacak. Hiçbir yolu yok, kurtuluşu hep böyle olmuş.
Rahmetli Özal da bu sistemi 70li yıllarda yapanlara maalesef beddua
etmiş çünkü sistem çökmüş. 2001 yılında bu sistem bir yıl
içinde çöktü; bankaları batırdı, sistemi batırdı,
dolar 3 katına çıktı Doları sabitleriz. dediler, Faizi
kontrol altına alırız. dediler; üç ay, altı ay sürdü,
dolar 600den 1.600e fırladı, bütün sistem çöktü. Tayyip Bey ne
diyor? Hâlâ 2001 yılının faturasını ödüyoruz. diyor.
Ya, 2001 yılının faturasını ödüyorsan bir dönüp 2001
yılına bakmaz mısın? Hadi geçtim 2001
yılını, ya, damadın üç yıl önce bu sistemi uygulamaya
kalktı, doları sabitlemeye kalktı 6,5a, 128 milyar doları
sattı. Sonra ne oldu arkadaşlar? Bakın, Merkez Bankası
Başkan Yardımcımız burada. Arka kapıdan sattılar
doları, mecbur kaldılar. Ne oldu 6,5a sabitledin, ne oldu, sonra ne
oldu? Hani diyor ya Dolar 10 lira, 15 lira olacak ya
diye, olmadı
mı arkadaşlar ya, olmadı mı, sonucu ne oldu? Damat bey,
neredesin? Damat bey sattı dolarları, tuttu mu? Tutmadı.
Kayınbaba satsa da tutmayacak arkadaşlar. Şu anda arka
kapıdan dolar satmaya devam ediyorlar. Tayyip Beye 10 liranın
altına düşüreceğiz. diye taahhütte bulunmuş Sayın
Nebati; olmadı. 11,5 lira dediler, 10 milyar, 15 milyar dolar
sattılar, olmadı, şimdi 13,80de tutmaya
çalışıyorlar. Hâlâ arka kapıdan Merkez Bankasının
eksi rezervlerini daha da eksiye düşürüyorlar. Yine olmayacak
arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar,
aklınızı başınıza devşirin, gerçekten
diyorum, aklınızı başınıza devşirin.
Bakın, bu sizin felaketiniz olacak, biliyorum -sizin felaketiniz olsun
gerçekten- ama ülkenin de felaketi olacak, bunu unutmayın. Yoksullar daha
da yoksul olacaklar, aklınızı başınıza
devşirin.
Değerli arkadaşlar,
bakın, iki türlü bir soygun düzeni var şu anda Türkiyede, iki türlü.
Birincisini
açıklıyorum, Merkez Bankamız ve Hazinemiz burada. Merkez
Bankası Başkan Yardımcımız Merkez Bankasında ne
yapıyor biliyor musunuz? Yüzde 14le para satıyor. Bakın, Merkez
Bankası Başkan Yardımcısı burada, yüzde 14le para
satıyor. Kime satıyor? Bankalara satıyor. Bankacılık
sistemi kimin elinde? Yabancı sermayenin elinde. Orada Hazine ve Maliye
Bakan Yardımcımız da var, o da diyor ki bankalara Ben yüzde
26yla borç alırım. Allah Allah! Bir kamu kuruluşu yüzde 14le
para satıyor, öbür kamu kuruluşumuz yüzde 26yla para satın
alıyor. Bankalar, kılçıksız, yüzde 12 para kazanıyor
arkadaşlar, yüzde 12.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Yabancı bankalar.
GARO PAYLAN (Devamla) Ya
arkadaşlar, gerçekten Allah akıl fikir vermedi size, gerçekten
aklınızı bu kadar kaybettiniz mi ya? Bak, bu birinci soygun
düzeni.
HÜDA KAYA (İstanbul)
İhanet, ihanet!
GARO PAYLAN (Devamla)
İkinci soygun düzeni de şu, diyorlar ki: Ey, yurttaşlar,
bankalara yüzde 14le parayı yatırın. Ben sana dolar garantisi
veriyorum. Dolar ne kadar yükselirse hazineden vereceğim.
Yurttaşlarımız da yüzde 14le parayı bankaya
yatırıyor. Sonra bu bankalar, özel bankalar bu yüzde 14le
yurttaştan topladığı parayı ne yapıyor? Yüzde
30la, yüzde 35le, yüzde 40la yurttaşlarımıza satıyor,
şirketlere satıyor, kurumlara satıyor. Ya arkadaşlar,
mevduat yüzde 14; dolar garantisi hazineden, Merkez Bankasından. E, kârı
kim alıyor? Yabancı sermayeli özel bankalar yüzde 30la, yüzde 35le,
yüzde 40la kredi satıyor. Arkadaşlar, soyuluyoruz, soyuluyoruz ve
kamu eliyle soyuluyoruz, bu iktidar eliyle soyuluyoruz. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar) Ya, böyle bir şey olabilir mi
ya? Ya, aklınızı peynir ekmekle mi yediniz? Ya, bir kamu
kuruluşu yüzde 14le para satıp öbür kamu kuruluşu yüzde 26yla
para alır mı arkadaşlar?
Bakın, arkadaşlar,
ulusal güvenlik meselesi dedim ya; varan 1. Şimdi, varan 2; Merkez
Bankası Başkan Yardımcımız burada gelmiş diyor
ki: Ya, benim kasam tükendi. Ee
Hatta yetmez, eksi 57 milyar
dolardayım ben; damat bey sattı dolarları, şimdi de Tayyip
Bey satıyor dolarları, eksi 57 milyar dolardayım. Ee
Güvenilir ülkeden de sermaye gelmiyor buraya, vallahi ben batık
durumdayım. Ne yapacağım? Vallahi üçüncü dünya ülkeleri var;
Libya gibi ülkeler var mesela. Şimdi Libya bana para koymak istiyor, para
yatırmak istiyor 3-5 milyar dolar, ona muhtacım. Ee
Ama
Türkiyedeki müteahhitlerin de Libyadan alacağı var. diyor.
Şimdi, Libya Parayı buraya koyacağım. diyor ama Ya senin
müteahhitlerin haciz koyarsa
Sen bana bir yasa çıkar. diyor Libya. Yasa
da şöyle çıksın diyor: Meclisteki Cemal Öztürk imza versin,
AKPli 100 milletvekili imza versin, Mecliste bu yasaya el kaldırsınlar;
Türkiyenin müteahhidi Libyadan alacaklı ama Libya buraya para
yatırırsa o para haczedilemesin. Arkadaşlar, ben hiç bu kadar
utandığımı hatırlamıyorum. Böyle bir yasa teklifi
bu Meclise verilebildi ve eğer AKP ve MHP milletvekilleri el
kaldırırlarsa bu yasa teklifi bu Meclisten geçecek. Bakın,
arkadaşlar, iflas eden esnaf tefeciye düşer. Bunlar tefeciye
düştüler, düne kadar kabile devleti dedikleri Libyadan üç beş
kuruş bulmak için, bizim müteahhitlerimizin alacakları
karşısında haczetmemesi için yasa çıkarmayı bile göze
alıyorlar; bu bir.
Bu yasa başka niye
çıkıyor? Şimdi, Arap Emirlikleri buraya para verecek, değil
mi? Tayyip Bey gidecek, diyecek ki: Bana 3-5 milyar verin, muhtacım.
Arap Emirlikleri diyor ki: Senin Libyada güçlerin var, şimdi o güçlerini
çekersen ben sana para verebilirim. Bir de ben sana para verirsem benim param
haczedilmesin. Bak, ulusal güvenlik meselesi dedim ya. Bir ülkenin kasası
boşaldığında tefeciye düşer; borç alan da emir
alır, bunu unutmayın. Düne kadar hain dediğiniz, Darbenin
arkasında var. dediğiniz Arap Emirlikleri ne yapacak? Şimdi
diyecek ki arkadaşlar: Size para vereceğim ama siz hele bir
Libyadan çekilin, hele bir de bana haczedilmeme güvencesi verin.
ÜMİT YILMAZ (Düzce)
Geçen sene Çekilin. diyordunuz.
GARO PAYLAN (Devamla)
Başka
Maduro -eksik kalır mı- Venezuelanın diktatörü
diyecek ki: Ben sana para koyacağım; bak, bana hacizler geliyor, bu
parayı koyacağım ama bu paraya haciz gelme riski var, benim
parayı sana kaçırmam için Meclisinden böyle bir yasa çıkar.
Arkadaşlar, bunlar hepimiz için utançtır ve bu utanca yol
verilmemesini bütün Meclisten hassaten rica ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
bireysel emeklilik sistemini getirmiş AKP, diyor ki: Yüzde 25 devlet
katkısı vardı, yüzde 30a çıkaracağım.
Arkadaşlar ya, bireysel emeklilik sisteminde kimler kalabiliyor?
Parası olanlar kalabiliyor, değil mi? Yoksul
yurttaşımız zaten karnını doyuramıyor, o sistemde
kalamıyor; zorunlu olarak soktunuz, sokan parasını geri alıyor.
Yüzde 25 yetmez parası olana, ben yüzde 30 destek vereceğim.
diyorsunuz. Bu kabul edilemez arkadaşlar, bu da vicdansız ve
adaletsiz bir düzenlemedir.
Emeklilerle ilgili düzenleme
getirmişler. 1.500 lirayı 2.500 lira yapıyoruz, değil mi?
Çok olumlu bir düzenleme olarak gösteriyorsunuz. Arkadaşlar, buradan hepinize
çağrı yapıyorum, 2.500 lira ne güzel oldu. deyip imza atan
arkadaşların hepsine: Gelsinler, 2.500 lirayla bir ay geçinsinler
bakalım diyorum. Hadi, buyurun, var mısınız? Ben
varım. Hadi, deneyelim bir ay, 2.500 lirayla geçinin. Arkadaşlar,
açlık sınırı 4 bin lirayken, yoksulluk
sınırı 12 bin lirayken siz, 2.500 lira olan emekli
maaşına nasıl Güzel. dersiniz? Bakın, bunun maliyeti ne
kadar? Cemal Bey getirdi; 3,5 milyar liracık. Dedim ki emekli
maaşı 3 bin liraya yükselse maliyeti ne olur? 10 milyar lira olur
maliyeti. Biz En azından en düşük emekli maaşı 4.250 lira
olsun. dedik ama ben, en azından 3 bin lira olsa ne olur maliyeti dedim?
10 milyar lira. Ne dediler? Olmaz. dediler, Hazinemiz bunu kaldıramaz.
dediler.
Peki, bir sonraki maddede
müteahhitler var; müteahhitler zordaymış, kabul, zorda ama bir
milletin Meclisinin öncelikleri olmaz mı arkadaşlar? Önce ne
yaparsınız? Aç, açıkta olanı, emeklinizi, işçinizi,
fakir fukarayı gözetirsiniz değil mi? Önceliğiniz bu olur, önce
onlara destek verirsiniz, sonra gerekirse müteahhittin de zararı niçin,
bakarsınız. Müteahhitler zarar etmişler; vallahi, ben, hiç bu
kadar AKPli vekili Plan ve Bütçe Komisyonunda görmemiştim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla) - Hepsi
geldiler, lobi yapıyorlar müteahhitler için. Aman, müteahhitlere para
vermemiz lazım, 40 milyar vermemiz lazım, 50 milyar vermemiz
lazım. En sonunda 10,5 milyar lira maliyetle kurtardık. Bakın,
emekliye 3,5 milyar lira verdiler, müteahhide 10,5 milyar lira verdiler.
İşte bunlar, emeklinin, işçinin, memurun, çiftçinin
iktidarı değil, müteahhitlerin iktidarı maalesef. (HDP
sıralarından alkışlar) Bakın, çiftçi tarlasına
gübre atamıyor, emekli pazardan çöp topluyor, işçiler ay sonunu
getiremiyor. En büyük kaynak torbadan kime gitti? Müteahhitlere gitti maalesef.
Değerli arkadaşlar, gerçekten aklınızı
başınıza devşirin.
Bakın, arkadaşlar,
torbada doğal gazla ilgili bir düzenleme var. Kademeli düzenleme dediniz
ya, vallahi elektrikte gördük kademeli düzenlemenizi, elektrikte de kademeli
deyip vallahi merdivenli zammı millete itelediniz; yüzde 50 minimum, yüzde
100 maksimum zam yaptınız. Doğal gazda da kademeli tarifeye
geçeceklermiş, kademeli zam geliyor doğal gazda da değerli
arkadaşlar.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Boş ve temelsiz beyanları reddediyoruz.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Gerçekler çok ağır geldi değil mi?
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Sen gerçeğine bak, kendi gerçeğine!
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Gerçekler ağır geldi vallahi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Boş ve temelsiz
Biz mücadele ede ede bu icraatları hayata geçirdik.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Gerçekler söylendi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
Boş ve temelsiz beyanlar
OYA ERONAT (Diyarbakır)
Sen kendi gerçeğine bak, rezil oldunuz be!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) -
Dün Libyaya gitmeyin. diyen siz değil miydiniz? Bugün Libyadan geri
gönderecekti
Nereye, kim gönderiyor kendi millî silahlarımızla? Ooo!
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Cavit Arı.
Buyurun Sayın Arı.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA CAVİT
ARI (Antalya) - Değerli Başkanım, sevgili milletvekili
arkadaşlarım; Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım
Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
hakkında Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış
bulunmaktayım. Öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Bu torba yasayla getirilmeye
çalışılan düzenlemelere şöyle bir
baktığımızda, buradaki ihtiyaçların hepsinin, AKP'nin
bugün ülkeyi getirmiş olduğu çıkmazdan dolayı
getirildiğini açıkça görmekteyiz. Ekonomiyi çıkmaza
soktuğunu, ekonomiyi gerçekten mahvettiğini ve böylelikle de
ekonominin bu kötü gidişatı nedeniyle belirli sektörlere destek verme
girişiminde olduklarını görmekteyiz. Yani kısacası,
ortada AKP'nin ekonomideki başarısızlığı
bulunmakta. Ekonomik anlamda ülkeyi getirdiğiniz çıkmaza bölüm bölüm
çare aramaya çalışmaktasınız. Ancak ne yazıktır
ki artık ülkede birden fazla delik var ve bu delikler her geçen gün
artmakta. Yani gemi su aldı, siz ne yaparsınız yapın
artık sizin yapmış olduklarınız, sizi içinde
bulunduğunuz çıkmazdan kurtarmaya yetmeyecek. Birini kapatmaya
çalışsanız bir başka yerden yeni bir delik ortaya
çıkmakta. Artık tek çare kaldı, iktidardan gitmeniz; ülke
başka türlü rahatlamayacak, ekonomi düzelmeyecek, huzur gelmeyecek çünkü siz
ülkede güven bırakmadınız çünkü size bu ülkede güven
kalmadı, ekonomiyi batırdınız.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bakın, öyle bir düzenleme getirdiniz ki
Efendim, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasına yabancı ülke merkez bankalarına ait
para, alacak, mal, hak ve varlıklar gönderildiğinde, yatırıldığında
bunların haczedilemeyeceğine, üzerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati
haciz konulamayacağına dair bir madde getirmektesiniz. Şimdi,
değerli arkadaşlar, buradaki para nedir? Bu para kimin parası? Bu
düzenleme ihtiyacı nereden çıkmıştır? Ben sizlere
soruyorum: Para yatırmak isteyen merkez bankaları hangi ülkelerin
merkez bankaları? Bugüne kadar hangi ülkenin merkez bankası para
yatırmak istedi de böyle bir düzenleme olmadığı için
vazgeçti? Buna ilişkin yaşanmış bir örnek var mı? Yani
bu ihtiyaç nereden doğdu? Bu para kimin parası? Bu düzenlemeye neden
ihtiyaç var? Ya, bu düzenleme Türkiyenin güveninin zedelenmesi düzenlemesidir
değerli arkadaşlar, Türkiyenin itibarının yok edilmesi
düzenlemesidir. Yani böyle bir düzenlemeyi nasıl kabul edersiniz
anlaşılır gibi değil. Yani siz, bu ülkenin
itibarını düşünmüyor musunuz?
Şimdi, bu düzenlemeyle
gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti devletinin itibarını ayaklar
altına almaktasınız. Yani buraya bir ülkenin merkez bankası
para yatıracaksa Bizim koşullarımız belli; gelin, bu
koşullarda para yatırın. diyebilirsiniz ama deniliyor ki: Siz
böyle bir düzenleme yapın, biz ancak o zaman yatırırız.
İşte, o zaman, akıllara Bu paralar kimin parasıdır?
sorusu gelmekte. İşte, bu konularda Plan ve Bütçe Komisyonunda
defalarca sorduk, biraz önceki soruları orada sizlere sorduk; bir
kelimelik dahi tatmin edici cevap veremediniz. Yani neymiş efendim,
işte, para yatırmak isteyen ülkeler bizden böyle bir talepte
bulunmuş.
Şimdi, ayrıca,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının her ne kadar bir anonim
şirket de olsa kamu tüzel kişiliği yönü vardır ve sonuç
itibarıyla, bizim kanunlarımızda zaten bir anlamda da
haczedilemezlik hükümleri bulunmaktadır. Bu, İcra ve İflas
Kanununda da düzenlenmiştir; 82, 83 ve 89uncu maddelerinde zaten yasal bir
engel bulunmaktadır. Dolayısıyla, böyle bir düzenlemeye de
ihtiyaç yoktur. Bu düzenlemeden, esas itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti
devletinin itibarını düşünerekten vazgeçin değerli
arkadaşlarım.
Şimdi, yine bir
başka düzenlemeyle karşı karşıyayız. Vergi
kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak
açılan davalarda, dava konusu tutarın yüzde 50si oranında
teminat alınmadan yürütmenin durdurulmasına karar verilemez.
şeklinde bir öneri var. Şimdi bu öneri, pratik uygulamada belki
idarenin karşılaştığı bazı sorunlardan
ortaya çıkmış olabilir. Yani bazı kötü niyetli
mükelleflerin yarattığı tablolardan dolayı böyle bir
düzenleme ihtiyacı olabilir. Ancak bakın değerli
arkadaşlar, biz bir hukuk devletiyiz ve bir hukuk devletinde hak arama özgürlüğü
engellenemez. Yani birisi kötü niyetli olup da belki yanlış bir
iş yaptı diye
İyi niyetli olup da hak arama mücadelesine
girişmek isteyen ama sonuçta kendisinden yüzde 51 yürütmeyi durdurma
amacıyla teminat istenen kişiyi de mağdur edebilirsiniz. İşte,
hukuk düzeni, kötü niyetlinin kötü niyetli davranışıyla
düzenlenmez, iyi niyetli kişinin hakkının ihlal edilmesini
önleyecek bir sistemdir. O nedenle bakın, burada, eğer biz yargı
bağımsızlığını savunuyorsak
açılmış bir davada -ki bu düzenleme dava açılmaya engel
değil, yanlış anlaşılmasın, dava açılacak- o
davada yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için yüzde 50 teminat
şartı aranması o mükellef için ağır bir şart
olabilir. Yargı bağımsızlığı içerisinde bu
takdir hakkını biz mahkemeye bırakmak zorundayız ya da
hakkaniyete uygun, daha makul bir teminatı mahkeme takdir etmeli ya da
burada daha makul bir teminatı belirleyebiliriz.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bakın, özellikle başta ilim Antalya olmak üzere
sıcak bölge diye ifade edilen illeri yakından ilgilendiren bir
düzenlemeyle karşı karşıyayız. Baştan söyleyeyim:
Bu düzenleme eşitliğe aykırı, bu düzenleme Anayasanın
en temel haklarından olan eşitlik prensibine aykırı. Şimdi,
BOTAŞ tarafından Bakanlık görüşü alınmak
kaydıyla bölgesel ve iklimsel koşullar dikkate alınarak il veya
bölge bazında kademeli doğal gaz satış fiyatı
uygulanabilir. diye bir düzenleme getirilmekte. Yanlış
anlaşılmasın, önce, şunun altını kalın bir
çizgiyle çizmek istiyorum: Şimdi, soğuk bölgeler diye geçen
illerimiz var. Biz bu illerimizde doğal gaz fiyatlarının ucuz
olmasına, daha uygun bir tarife üzerinden uygulanmasına kesinlikle ve
kesinlikle karşı değiliz ve bu anlamda soğuk illerimizde,
sarfiyatın daha fazla olduğu illerimizde doğal gaz
fiyatlarının daha uygun bir şekilde olmasını, bu
anlamda da devlet imkânlarıyla teşvik edilmesini destekliyoruz. Bu
konuda bir sorun yok ancak gelelim sıcak illere yani ılık olarak
kabul edilen illere. Şimdi, zaten soyut bir tanımlama var yani burada
-BOTAŞa- Bakanlık oluruyla -bölgesel bir takdir hakkı-
bakın İklimsel koşullar dikkate alınarak
denilmekte.
Şimdi, Antalya deyince, İzmir, Muğla, Aydın, Hatay, Mersin,
Adana deyince, o bölgede yaşayan insanlara her şey güllük gülistanlık
mı? O bölgede yaşayan insanların hiç ekonomik sorunu yok mu?
Yani o bölgede yaşayan insanların hepsinin ekonomisi çok mu yerinde,
hiç mi ekonomik anlamda sıkıntısı olan yok? Yani o bölgede
olanların hepsi doğal gaz fiyatlarını katlamalı
ödeyebilecek mi zannediyorsunuz? Bakın, bu yanlış bir uygulama
değerli arkadaşlar. Tekrar söylüyorum, soğuk bölgelere destek
verelim, hep beraber destekleyelim ama siz sıcak veya kış süreci
daha kısa geçti diye o illerde yaşayan
vatandaşlarımızı cezalandıramazsınız. Zaten
neye göre tespit edileceği soyut, böyle muallak; işte sadece iklim
koşulu üzerinden gidilen bir tespitle belirlenecek. Yarın bu
işin içine siyaset girecek mi, girmeyecek mi; siyasi tercihlere göre,
oradaki durumlara göre belirlenecek mi, bunları bir kenara koyarak
konuşuyorum yani bunlar da yaşanabilir çünkü siz her şeyde bu
tip ön yargılarla hareket eden bir anlayıştasınız.
Şimdi, sonuçta bu bölgelerde yaşayan insanları
cezalandırmaya hakkınız yok değerli arkadaşlar.
Ve ben buradan, başta
Antalya olmak üzere, bu bahsettiğim ılıman iklimi olan illerdeki
vatandaşlarımıza buradan söylüyorum: Yarından itibaren
doğal gaz fiyatlarında yükselme meydana gelirse, o faturalar
kabarmaya başlar, o faturalar şişmeye başlar ödenmez hâle
gelirse bunun tek sorumlusu AKP iktidarıdır; buradan ilan ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
Bu düzenlemeden geri
adım atın, bakın, değerli arkadaşlar, geri adım
atın yoksa bunun cezası, siyasi faturası ağır olur; bu
iklimde yaşayan insanlar size bunun faturasını ağır
keser. Bu insanları cezalandırmaya hakkınız yok.
Şimdi, tersinden bakalım.
Şimdi, bu illerde kışın süre kısa ama yazın ne
olacak? Yazın da yaz süreci uzun. Şimdi, örneğin, Antalya'da yaz
sürecinde insanlar evlerinde yirmi dört saat klima
çalıştırıyor, arabasında sonuna kadar
klimasını açıyor yani o zaman o bölgede yaşayan insanlara
elektrikle ilgili özel bir destek veriyor muyuz?
Kaldı ki değerli
arkadaşlar, bakın, bölgeler arasında böyle ayrım yapmak
kadar yanlış bir şey yok. Yani elektriği orada ucuza ver,
doğal gazı burada ucuza ver, efendim, yarın başka bir ürünü
öbür tarafta ucuza ver. Bu, kesinlikle doğru değil; bu, bir
ayrıştırma yaratır; bu, bölgeler arasında gerçekten
bir ayrıştırma yaratır; bu, doğru bir uygulama
değil. Ha, bunu başka, teknik, bilimsel ve gerçekten gerçekçi veriler
üzerinden yapalım ve ona göre bir fiyat belirlemesi yapalım
değerli arkadaşlar. Yani bu düzenlemeden yol yakınken vazgeçin,
aksi hâlde o bölgedeki insanlar mağdur olacaktır.
Şimdi, bakın kötü
ekonomi yönetiminiz dedik; evet, bugün ülkede yaşayan herkesin sizin kötü
ekonomi yönetiminizden kaynaklanan mağduriyetleri var; bu açık. Ve
şimdi şöyle söyleyeyim: Bakın, bir madde daha getirmeye
çalışmaktasınız. Şimdi, ülkemizde ve dünyada ham madde
temininde ve tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklarla girdi
fiyatlarında beklenilmeyen artışlar nedeniyle mal ve hizmet
alımları ile yapım işlerine ilişkin Türk lirası
üzerinden yapılan sözleşmelerde, efendim, bir ek fiyat farkı
verilmesi
Şimdi, tabii, burada bahsi geçen kesim, müteahhitler yani bunlar
inşaatla ilgili olan müteahhitler veya mal ve hizmet alımlarıyla
ilgili müteahhitler. Şimdi, değerli arkadaşlar, sadece bu
açıdan baktığımızda tabii Ya, müteahhittir
kardeşim, sonucuna katlansın. diyebilirsiniz, denebilir ama
şimdi, şu pencereden bakalım: Siz müteahhitleri dahi bu duruma
düşürdünüz işte; müteahhitleri dahi, bugün Bu ülkede bolca para
kazanıyor. diye değerlendiren belli bir kesimi dahi bu şekilde
desteklenmek zorunda bıraktınız. Yani sizin
yarattığınız bu tablo nedeniyle müteahhitler de bir anlamda
iflasın eşiğine gelmiş durumda.
Şimdi, müteahhitlerin,
bu süreçte destek yanında ayrıca başka talepleri de var;
bunların en başında da yine tasfiye konusunda da taleplerinin
kabul edilmesi
Şimdi, daha önce, 2019 yılında yeniden bir
düzenleme getirilmişti, bilindiği üzere bir düzenleme getirilmişti.
Bu düzenlemede tasfiye imkânı da vardı, kaldı ki o tarihte
pandemi dahi yoktu ve o günkü ekonomik koşullar içerisinde sizin kötü
yönetiminiz nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle
böyle bir dönem yaşanmıştı. O dönemde dahi siz, müteahhitlere
bir tasfiye imkânı sağlamıştınız. Şimdi,
müteahhitlerin de yine böyle bir beklentisi var değerli arkadaşlar.
Şimdi, vatandaş
ekonomik olarak gerçekten can çekişiyor değerli arkadaşlar.
Bakın, her şey pahalı; artık bugün benzin, mazot 14 TLye
yaklaştı, vatandaş markete girmekten korkar hâle geldi. Daha
yakın tarihe kadar 100 TLlik benzin alsa araçların göstergesi hemen
harekete geçerdi; şimdi, 100 TLlik benzin alsa o aracın göstergesi
100 TLlik benzini muhatap dahi kabul etmiyor değerli arkadaşlar, 100
TLlik benzini o aracın göstergesi yok sayıyor. İşte, böyle
bir dönemi yaşıyoruz.
Çiftçi zaten perişan
durumda. Çiftçi, bakın, sayenizde tohum alamaz duruma geldi, tohum alsa
ekim yapamaz duruma geldi, ekim yapsa gübre atamaz duruma geldi, atsa da tarlasını
süremez duruma geldi. Kısacası çiftçiyi de perişan ettiniz.
Bakın, bir emekli vatandaşımızın biraz önce
gönderdiği bir mesajı sizlerle paylaşayım. Devlet memuru
iken ilçemdeki 2 armut bahçemde daha iyi üretim yaparım diye emekli
oldum." diyor. Ancak hayatın gerçekleriyle orada
karşılaşmış ve Geçen yıl bahçenin birinin
ağaçlarını söktüm. Eğer böyle giderse ikinci bahçeyi de
sökmek zorunda kalacağım, bir müddet sonra da satmak zorunda
kalacağım ve bugün ben 3,5 TLye mal ettiğim bir meyvemi 1 TLye
-onu da alıcı bulabilirsem- ancak satabilirim, satabilecek
durumdayım." diyor.
İşte,
kısacası değerli arkadaşlar, bu ülkede herkesin durumu
kötü, bu kötü duruma gelmesinin sebebi de sizlersiniz. Müteahhitler de herhâlde
bu anlamda destek istemekteler.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, tabii, bu arada bir eli yağda bir eli balda olan
müteahhitleriniz de var sizlerin; o kamu-özel iş birlikleriyle keyifleri
yerinde olan, doların her gün artmasıyla kazancına kazanç katan
müteahhitleriniz de var ama bakın, Anadoluda hayat mücadelesi verenler de
var yani şimdi, her müteahhidi de rantçı sayamayız. Onlar diyor
ki, bakın, onlar diyor ki: Yakın tarihe kadar inşaat demirinin
tonu 3 bin TLydi. Bugünse aradan daha altı ay geçmeden 13 bin TLye
çıkmış yani altı ay içerisinde 4 kattan fazla
artırmışsınız arkadaşlar. Bakın, bu, sizin
hüneriniz. Yani demir altı ay bile geçmeden 3 bin liradan 13 bin liraya
çıkmış; çimento 120 TLden, 5 kat artmış, 600 TLye çıkmış;
bu da sizin hüneriniz. Diğer inşaat malzemeleri de yine yüzde 100den
yüzde 150ye kadar çıkmış durumda. İşte,
müteahhitlerin yaşadığı bu sıkıntının
tek sebebi de sizsiniz yani AKP iktidarıdır.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bakın, şunu söyleyeyim: Burada müteahhitler tekrar
fesih hakkının getirilmesini beklemekte. Ancak şöyle bir hususu
da buradan vicdanınıza sunmak istiyorum: Şimdi, kamu
müteahhitlerine fiyat farkı uygularken belediyelerin durumunu da dikkate
almak zorundayız. Şimdi, belediyelerin de bu kamu ihaleleri nedeniyle
fark ödemek zorunda kalacaklarını unutmayalım değerli
arkadaşlar. O nedenle, belediyeler normal bütçesinin
dışında ani gelişen bu kararla birlikte eğer ek ücret
ödemek zorunda kalacak ise belediyelere ve özel idarelere de bu anlamda bir
destek vermek zorundayız çünkü aksi hâlde, belediyeler gerçekten büyük
sıkıntı içerisine düşecektir.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, döviz garantili mevduatlar burada konuşuldu. Bugün,
ülkemizin ekonomisine gerçekten en büyük darbeyi vurabilecek düzenlemelerden
biri. Önce zaten 21 Aralık'ta bu düzenlemenin uygulanmasına geçildi,
ortada kanun yok. Yani siz, ortada kanunu olmayan bir düzenlemeyi 21
Aralık'ta uygulamaya başladınız ve dediniz ki
Kardeşim, sizin hesabınız bundan sonra dolar garantili olacak;
dolar korumalı, döviz korumalı olacak. Peki, buna geçmeden önce ben
buradan size soruyorum: Bu ülkede 20 Aralık günü ne oldu? Doların 18
TL'den bir anda 11 TLye kadar inme aşamalarında, o dolar 18 TL
aşamalarındayken kimler haksız kazanç elde etti?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
CAVİT ARI (Devamla)
Dolar düştüğünde kimler tekrar dolarları geriye
cukkaladılar? Bunlar kim? Bunlar araştırılsın dedik,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz araştırılsın dedik ama
siz bunların araştırılmasından korktunuz değerli
arkadaşlar. Neden korkuyorsunuz yani Türkiye'de 20 Aralık günü dönen
bu dolapların araştırılmasından neden korkuyorsunuz?
Önce bunu açıklamanız gerekir. Çünkü o gün haksız kazançlar elde
edildi. İşte, kimlerin haksız kazanç elde ettiğini,
kimlerin o gün dolardan, dövizden yüksek paralar
kazandığını sizler biliyorsunuzdur; o nedenle de
bunların araştırılmasını istemediniz.
Şimdi, bakın, kur
korumalı mevduat sistemine ilk karar verildiğinde dolar 11
liraydı, 12 liraydı, 13 liraydı; şimdi 13,85 TL'ye kadar
çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla)
Yani parasını bankada normal bir vadede tutmuş olsaydı
alacak olduğu paranın kat kat üstünde bir rakam var.
Bitiriyorum
Başkanım, selamlama yapayım.
BAŞKAN Buyurun
efendim.
CAVİT ARI (Devamla)
İstemeyiz ama önümüzdeki süreçte dövizde hızlı bir yükselme
yaşandığı takdirde, inanın, Türkiye Cumhuriyeti
hazinesine bu yanlış uygulamanız nedeniyle çok büyük bir maliyet
binecektir. Bu maliyet de tamamen sizin yarattığınız bir
tablo olacaktır. Bu düzenleme içerisinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin
itibarına zarar verecek düzenlemelerden geri adım atın diyorum.
Hepinizi saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şahıslar
adına Konya Milletvekili Sayın Abdüllatif Şener.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkanım, efendim, Parlamentonun bir
ritüeli var, muhalefet en son konuşur; usul de öyledir, İç Tüzükte
de buna yatkın hükümler var. Söz, istem sırasına göre verilir
ancak epeydir Kanunlardan bir yetkili geliyor, grupların
konuşmacılarını soruyor, burada bir istem sırası
yaşanamıyor. Hâl böyle olunca takdir ederseniz ritüeller
bozulmasın, önce lehteki arkadaşımız konuşsun, aleyhte
konuşma son yapılır biliyorsunuz.
Arz ediyorum efendim.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Benim için mahzuru yok.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır, ağabey, usul öyle; sizinle ilgili değil
sakın yanlış anlamayın.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Öztürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 301 sıra
sayılı Kanun Teklifi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Detayları
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından kamuoyuyla paylaşılan Türkiye Ekonomi Modeli,
yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın
artırılmasına dayanıyor. Türkiye, küresel çapta üretim ve
tedarik merkezi olma potansiyelini öne çıkarmayı; ülkemizin lojistik
altyapısından, üretim kapasitesinden, ihracat ve doğrudan yabancı
yatırım çekme kabiliyetinden yararlanmayı hedeflemektedir.
Amaçlanan bu hedeflere
ulaşmak için öncelikli olarak makroekonomik istikrarı sağlayacak
yüksek katma değerli yatırımların teşvik edilip
üretimin, ihracatın ve istihdamın artırılması gerekiyor.
Bu suretle, cari açık sorununun kalıcı olarak çözülmesi, orta
gelir tuzağından uzaklaşılması, küresel değer
zincirlerinde üst sıralara çıkarılması mümkün
olabilecektir. Üretime dayalı ihracat öncelikli bu modelin orta ve uzun
vadede başarı sağlayabilmesi için öncelikle makroekonomik
istikrarın korunması bir zorunluluktur.
Hükûmet yetkilileri, piyasa
ekonomisinden, finansal seferberlik ve serbest kambiyo rejimine tam
bağlılıktan vazgeçilmeyeceğini, ekonomi
politikalarının daha şeffaf ve öngörülebilir
olacağını, dengeli ve sürdürülebilir bir maliye politikası uygulanacağını,
piyasalardaki oynaklığın azaltılmasına yönelik olarak
makroihtiyati tedbirler alınacağını, piyasa beklentilerinin
iyileştirileceğini, reel sektörün önünü daha net görmesinin
sağlanacağını ifade etmektedirler. Türkiyenin demokrasi
geleneği, piyasa tecrübesi, piyasa ekonomisi tecrübesi, dinamik iş
gücü ve teşebbüs kapasitesi gibi kendine özgü özellikleri dikkate
alındığında, uygulanmasına karar verilen
programın başarılı olacağına inanıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu kapsamda, bugün, bu yeni ekonomi modeliyle amaçlanan hedeflere
ulaşabilmek için gerekli yasal düzenlemelerin bir kısmını
içeren kanun teklifini görüşüyoruz. Yürürlük ve yürütme dâhil 18 maddeden
oluşan teklifle, bireysel emeklilik sistemine katılımı
teşvik etmek ve fon birikimini artırmak amacıyla 4632
sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi
Kanununda önemli değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda,
hâlihazırda sistemde yüzde 25 olan devlet katkısı oranı
yüzde 30a çıkarılmaktadır. Konut alımı, evlilik,
eğitim ve benzeri konularda ihtiyaç duyulabilecek nakdin bireysel
emeklilik sistemi çatısı altındaki birikimden
kullanılabilmesine imkân getirilmektedir. Yine, 45 yaş üstü
çalışanların isteğe bağlı olarak otomatik
katılım sistemine dâhil edilmesi sağlanmaktadır.
Teklifteki bir diğer
düzenlemeyle, kişilerin mevduat ve katılma hesaplarının
getirilerini kur artışlarına karşı desteklemek üzere
yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Burada, Türk lirası araçlara
olan talebin artırılması, finansal piyasaların daha etkin
bir şekilde işlemesi, finansal piyasalarda derinliğin
artırılması, ürün çeşitliliğin teşvik edilmesi ve
bu suretle finansal sektörün ve ulusal ekonominin sağlıklı
gelişimine katkı yapılması amaçlanmaktadır.
Teklifle, ayrıca Kamu
İhale Kanununa göre ihale edilen işlerde ek fiyat farkı
verilebilmesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır. Hâlihazırda
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyarınca Kamu İhale Kanunu
kapsamındaki işlere fiyat farkı verilmesine ilişkin esas ve
usuller Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmekte ancak sözleşme
imzalandıktan sonra bu hususta değişiklik
yapılamamaktadır. Ayrıca, aynı kanunda sözleşmelerin
devri belli şartlara bağlanmakta ve buna ilişkin bazı
kısıtlamalar bulunmaktadır. Bilindiği gibi, son dönemlerde
ülkemizde ve dünyada ham madde temininde ve tedarik zincirlerinde ortaya
çıkan aksaklıklar ve girdi fiyatlarında beklenmeyen
artışlar nedeniyle kamu ihale sözleşmelerinin maliyetlerinde de
öngörülemeyen artışlar meydana gelmiştir. Bu çerçevede, teklifin
11inci maddesindeki düzenlemeyle Kamu İhale Kanununa göre ihale edilen
işlerde ek fiyat farkı verilerek işlerin daha
sağlıklı yürütülmesi ve zamanında tamamlanması,
tamamlanan işlerinse maliyet kayıplarının belli ölçülerde
karşılanması amaçlanmaktadır. Fiyat farkı
verilebilecek dönem Haziran-Aralık 2021 tarihleri arasında
gerçekleştirilen kısımları kapsamakta, ayrıca bu
sözleşmelerin herhangi bir kısıt olmadan devrine de imkân
sağlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
teklifle, yatırımları, üretim ve ihracatı desteklemek
amacıyla Kurumlar Vergisi Kanununda da değişiklik
yapılmaktadır. Mevcut durumda, mükelleflerin elde etmiş
olduğu kazançlarına, ihracat veya imalat faaliyetleri sonucu elde
edilip edilmemesine bakılmaksızın kurumlar vergisi oranı
-bildiğiniz gibi- 2021 yılı için yüzde 25 oranında uygulanmış,
2022 yılı için yüzde 23, sonrası yıllar için de yüzde 20
olarak uygulanacaktır. Getirilen düzenlemeyle, ihracat yapan
kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançları ile
sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden
kurumların münhasıran üretim faaliyetlerinden elde ettikleri
kazançlarına kurumlar vergisi 1 puan indirimli uygulanmak suretiyle bu
kurumların söz konusu faaliyetleri teşvik edilmektedir. Ayrıca,
değişiklikle, kurumların yatırım fonlarına
iştirak etmeleri de teşvik edilmektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AK PARTİ hükûmetleri döneminde
çalışanlarımızın, emeklilerimizin yanında olduk;
onların refah düzeylerini artıran birçok düzenlemeyi hayata geçirdik.
İçinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde de yine
çalışanlarımızı, emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik.
Bu kapsamda, teklifle, en düşük emekli maaşının 2.500 lira
olmasını sağlayacak düzenlemeyi getiriyoruz. Yeter mi? Elbette
yetmez. Ayrıca, yine, kanun teklifimizde kamu görevlilerine yönelik olarak
6. Dönem Toplu Sözleşmede belirlenen aylık ve ücret
artışına ilaveten 2,5 puanlık iyileştirme
yapılmaktadır. Böylece, 2021 yılının ikinci
yarısında ortaya çıkan enflasyon farkı da dâhil, Ocak 2022
döneminden itibaren yapılacak zam oranı yüzde 30,95e
yükseltilmektedir.
Teklifle, vergi
kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin olarak
açılan davalarda, dava konusu edilen tutarın yüzde 50si
oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı
verilememesi temin edilmektedir; böylece, haksız iadelerin önüne geçilmesi
amaçlanmaktadır.
Bir diğer düzenlemeyle
de merkez bankaları arasında kurulan ilişkilerin işin
gerektirdiği diplomatik hassasiyet ve ekonomik güven temelinde
yürütülmesini teminen, diğer merkez bankalarının Banka nezdindeki
para, alacak, hak ve varlıklarının haczedilememesi
düzenlenmiştir. Muhalefet gruplarından bazı
arkadaşlarımız geldiler, dediler ki: Bu vicdansız bir
yasadır. Burada sadece bir iki maddeyi, açıkça özellikle Merkez
Bankasıyla ilgili maddeyi öne çıkardılar. Hâlbuki düzenlemede
yürürlük ve yürütme hariç 16 madde vardır. Bu 16 maddenin içinde,
vatandaşımıza dokunan ve özellikle de emeklilerimizi,
çalışanlarımızı yakından ilgilendiren kanun
maddeleri mevcuttur.
Dolayısıyla,
teklifimizin kabulü yönünde oy kullanacağımı belirtiyor,
düzenlemenin milletimize hayırlı uğurlu, bereketli olması
dileklerimle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Şahıslar adına Konya Milletvekili Sayın Abdüllatif
Şener.
Buyurunuz Sayın
Şener. (CHP sıralarından alkışlar)
ABDÜLLATİF ŞENER
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her şeyden
önce, bugün hayatını kaybeden Konyaspor futbolcusu Ahmet Çalık
Beye Allah'tan rahmet diliyorum; yakınlarına, Konyaspor camiasına,
bütün sporseverlere de başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar,
yine bir torba yasa üzerinde görüşmelerimizi sürdürmekteyiz.
Açıkçası, bu torba yasa vesilesiyle şunu belirtmek isterim ki bu
iktidar ekonomide ne yapacağını bilmemektedir, herhangi bir ekonomik
politika ortaya koymamakta, her gün birbirinden farklı demeçler vermekte,
birbirinden farklı politikalar uygulamaktadır yani neyi niçin
yaptığını, hangi hedefe ulaşmak istediğini
bilmediği açık ve seçik bir şekilde gözükmektedir. Bir kere son
bir aydır tartışılan modele bir isim bulmakta da zorluk
çekmiştir çünkü ortada bir model yok, onun için önce rekabetçi kur
demiştir, arkasından Çin modeli demiştir, daha sonra da Türk
ekonomi modeli politikası diye bir cümle, bir ifade icat etmeye kalkmışlardır.
Tüm bu farklılıklar, birbirinden farklı isimlendirmeler yol
haritalarının ne olduğunu bilmemelerinden ve önlerini
görememelerinden kaynaklanmaktadır. Nitekim, bakıyorsunu bir politika
aracını kuru yükseltmek için kullanıyor, bir bakıyorsunuz
bir başka politika aracını da kuru düşürmek için
kullanıyor. Aynı dönemde, aynı periyotta iki politika
aracını farklı doğrultuda kullanıyorsanız sizin
bir ekonomik perspektifiniz yok demektir, ne yapacağınızı
bilmiyorsunuz demektir. Buna karşılık, aniden ortaya çıkan
hadiseleri kucaklarında buluyorlar ve bir çözüm yolu bulabilmek
maksadıyla sağdan sola, soldan sağa doğru savruluyorlar.
Değerli arkadaşlar,
bakın, biraz önce değerli arkadaşımızın
bahsettiği şekilde eğer makroekonomik istikrarın
kurulması ve cari dengenin sağlanması hedef olsaydı bunu
sağlayacak politikaları uygulamaları gerekirdi. İşte,
ekim ayı rakamları ortaya çıktı, biraz aylık cari
fazla vardı; onun üzerine, cari fazla üzerine, dış ticaret
açığının daraltılması üzerine destan
yazdılar. Şimdi, kasım ayının cari
açığı belli oldu, cari açığı demek ki
kapatmamışsınız. Geçen ay ile bu ay farklı, 2,6 milyar
dolar açık var, dış ticaret açığı artıyor. O
zaman sizin uygulamaya çalıştığınız politika
neyin nesidir? Bunun tartışılması lazım.
İkincisi, eğer yeni
bir model geliştirdiyse bu iktidar, on dokuz yıllık hükûmet
dönemleri sonrasında artık sona gelirken bir model icat ettiğini
düşünüyorsa çok geç kalmış demektir, bu ülkenin on dokuz
yılını heba etmiş demektir. O zaman, eğer bugün
savunduklarınız doğruysa on dokuz yılın hesabını
vermeniz lazım. Neden on dokuz yıldır yanlış
yaptınız? Aslında makroekonomik bir model yoktur, ortada böyle
bir şey yoktur; bireysel, günübirlik, ihtiyaca binaen ortaya çıkan
politikalar vardır. Bakın, 2009 yılına kadar kur
düşüşü vardır, bireysel anlamda bu dönem birikim dönemi
olduğu için kur düşük gidiyordu; 2009-2010dan sonra, özellikle de
2012den sonra kurda sürekli yükselme oldu, döviz kurunda. Bu dönemde de
biriktirilen paraların, dolarların veya dövizlerin değerlendirilmesine
ihtiyaç vardı, bu da değerlendirme dönemidir demek lazım. Yani
ikiye ayırırsak, birinci dönemi biriktirme dönemi, ikinci dönemi de
değerlendirme dönemi diye nitelemek lazım ve her şeyden önce
de bir genel, Türkiyenin ihtiyacına uygun politikanın ortada
olmadığı açıktır. Eğer bugün savundukları
şeyler bu konjonktüre uysaydı netice alırlardı. Netice
alamayacakları, cari açığın tekrar patlamış
olmasından, aylık bir iyileşmenin bir sonraki aya devredilemeyişinden
tablo açık seçik gözükmektedir.
Değerli arkadaşlar,
bu pakete baktığımız zaman, bu pakette de garip maddeler
var. Gerçi ben Komisyon üyelerimizi pek eleştirmeye alışık
değilim çünkü beraber mesai yapıyoruz, tekliflerinin yanlış
olduğunu söylemek zor geliyor bana, ağır geliyor ama özellikle
1inci maddede, herkesin gözünün içine batıracak gibi Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası nezdinde bulunan, yabancı ülke merkez bankalarına
ait para haczedilemez. diyor. Yani bunu kim yerleştirmiş buraya?
Yıllardır Merkez Bankamızın aklına gelmemiş,
yıllardır politikacıların, iktidarların aklına
gelmemiş; Merkez Bankasında yabancı merkez
bankalarının para ve varlıklarının
haczedilemeyeceğiyle ilgili madde gelmiş, bugüne rastlamış
ve bugün yerleştirmişsiniz. Merkez Bankasının merkez
bankası olması durumunda hiçbir ülke bu Merkez Bankasına
yatırılan paradan, varlıktan vesaireden dolayı
endişeye kapılamaz, kapılmaz, emindir; Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasında param var, alacağım var, malım var,
hakkım var, varlıklarım var; burada emniyettedir. diye
düşünür, bununla ilgili özel bir madde yazmaya ihtiyaç yok. Ama Hükûmet
ekonomiyi yıllardır yanlış idare ediyor,
sıkıntıya sokmuş, felaketin içerisine sürüklemiş,
dışarıdan paraya ihtiyacı var ve yabancı ülkelerden para
istediğinde, biraz finansman ve kaynak istediğinde bakıyorlar ki
Türkiye ekonomisi güvenilmez bir durumda, Siz bu ekonomik hâlinizle, Merkez
Bankasını bu kadar tahrip ettikten sonra biz bu bankaya para
yatırmayız ve biz bu bankaya alacak, mal, hak ve varlık
koymayız. Bizim bunları getirebilmemiz için, sizin Merkez
Bankasına koyabilmemiz için bir yasal düzenleme yapacaksınız. Bu
yasal düzenlemeyle, bizim bu varlıklarımızın ve
haklarımızın haczedilmeyeceğini, üzerine ihtiyati tedbir
konulmayacağını veya ihtiyati haciz
uygulanmayacağını madde olarak yerleştirmeniz lazım.
diyorlar. E, Türkiye'nin paraya ihtiyacı var, Hükûmetin paraya
ihtiyacı var. İşte, başta Körfez ülkeleri olmak üzere,
oradan gelecek sermayeye ihtiyacı var. Hayhay, peki, hemen bir madde
çıkarıyoruz. diyor ve dış talimata uygun olarak,
dış talebe uygun olarak bu maddeyi düzenliyor.
Değerli arkadaşlar,
ben Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ve Hükûmetinin bu duruma
düştüğü hiçbir dönemi görmedim, hiçbir dönemi. Nasıl olur? Bir
yabancı finans kuruluşu veya banka Türkiye'den talep etti diye Merkez
Bankasıyla ilgili kanunda değişiklik yapan, ilave yapan bir
düzenleme yaparsınız ve de bununla gelecek parayı garanti
altına aldığınızı düşünürsünüz. Gerçekten,
Türk ekonomisinin bu iktidarın elinde hangi duruma düştüğünü
göstermesi için bu 1inci madde ibretlik bir maddedir; bunu çerçeveletip
hepiniz, bütün milletvekilleri odasına asabilir Bunu çıkaran da
bizdik. diye. Katar'a güvence verebilmek için, Birleşik Arap
Emirlikleri'ne güvence verebilmek için bu maddeye ihtiyacımız
vardı ve Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdik. Bu maddeyi bu Meclisten
umarım ki geçirmezsiniz. Herhâlde vazgeçecek gibisiniz.
Değerli arkadaşlar,
diğer maddelerde de buna benzer problemler var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
ABDÜLLATİF ŞENER
(Devamla) Ama bu torba yasadaki düzenlemelere
baktığımızda Hükûmetin ekonomiyi içine düşürdüğü
durumu görüyoruz, tespit ediyoruz. Bu felaketten ülkenin çıkabilmesi için
ne yapacağız? diye uğraşırken sayın iktidar,
böyle değişik, palyatif, Aspirin tedavisi niteliğinde ufak tefek
kırıntıları maddeler hâlinde serpiştirmiş ve
getirmiştir ama bu, bir politika değildir; bu, hedefi, misyonu,
vizyonu olan bir politika değildir. Aslında, tekrar Türkiyede ne yapmak
gerektiğini diğer partilerin katkılarıyla birlikte bu
iktidarın düşünmesi gerekir diyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP, HDP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi,
yirmi dakika süreyle soru-cevap işlemine geçilecek.
Sayın Taşkın
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Görevini, toplumsal
değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri temel alan,
tarafsız bir anlayışla yerine getiren tüm basın
çalışanlarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Gününü kutluyorum.
Basın, milletimizin
müşterek sesi, gözü kulağıdır.
Çağımızın en dinamik mesleklerinden biri olan gazetecilik,
insanlara haber, bilgi akışı sağlamak gibi çok yönlü bir
misyonu içermektedir. Her şartta ve her koşulda görevleri
peşinde olan gazeteciler doğal olarak her türlü tehdit ve
yıpranmaya da açık olmaktadır.
Cumhurbaşkanımız,
Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
güçlü liderliğinde son yirmi yıllık AK PARTİ
iktidarlarında ülkemiz genelinde hayata geçen reformlar Türk
basınının zenginleşmesine, çeşitlenmesine, daha
demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile
olmuştur diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın
Köksal
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
- Sayın Başkan, geçtiğimiz günlerde Afyonkarahisar Belediye
Başkanı Mehmet Zeybek Mısri Mahallesindeki kentsel
dönüşümü muhalefet engelledi. diyerek Fakıpaşa Mahallesi'nde
kentsel dönüşüm yapabileceğini belirtti. Mısri Mahallesi'nde
yaşayan hemşehrilerimiz Ranta hayır! dediler. Onların
yaşayacağı büyük hak kayıpları ve mağduriyetleri
önlemek adına Belediyeyi ve AKP iktidarını uyardık, hemşehrilerimin
mücadelesine destek verdik ve vereceğiz de. Ayrıca, yargı da
yürütmenin durdurulması kararı verdi. Şimdi, buradan ümidini
kesenler rant için başka bir mahalleye gözlerine dikmesinler.
Afyonkarahisar'da hemşehrilerimizin istemediği, karşı
çıktığı, onların mağduriyetine yol açacak hiçbir
şeye onay vermeyiz. Fakıpaşa Mahallesi'ndeki hak sahiplerinin
istemediği hiçbir projeye destek vermeyeceğimi ve tıpkı
Mısri Mahallesi'nde olduğu gibi onlara da destek
olacağımı bir kez daha belirtiyorum. Hiçbir
Afyonkarahisarlı hemşehrimi ranta kurban ettirmeyeceğim. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
Ataş
DURSUN ATAŞ (Kayseri) -
Teşekkürler Sayın Başkan.
İktidar yeni ekonomi
modeli diye algı yaratıyor, can çekişen çiftçi can suyu bekliyor.
Çiftçiler üretim yapmaktan çok, borçlarını nasıl
ödeyeceğini kara kara düşünüyor. Artan döviz kurları yüzünden
gübre, ilaç, tohum fiyatları sürekli artıyor; akaryakıt,
elektrik ve sulamaya gelen zamlar üretim maliyetlerini yükseltiyor.
Akaryakıta geçen sene tam 46 kez zam yapılmış, motorinin
fiyatı bir yılda 2 kat, gübrenin fiyatı ise 5 kat
artmış. Gelen zamlar çiftçiyi ezip geçiyor, zarar eden çiftçi taban
gübresi dahi atamadı. Böyle giderse sofralarımız yemeksiz,
toprağımız çiftçisiz kalacak. İktidar bir an önce çiftçi
borçlarını yapılandırmalı, çiftçilere verilen
desteklerin arttırılması yönünde çalışmalar
yapmalı, üretime küsen çiftçiyi tekrar tarlaya döndürecek yolları
bulmalıdır, yoksa ucuz ekmek kuyruklarına başka kuyruklar
da eklenecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Tutdere
ABDURRAHMAN TUTDERE
(Adıyaman) İktidara ve Komisyona soruyorum: Atama bekleyen 50 bin
öğretmeni ne zaman atayacaksınız? Açlık
sınırının 4 bin TL olduğu ülkemizde en düşük
emekli maaşını 2.500 TL olarak teklif etmek vicdani midir? Bu
durumu hangi adalet anlayışıyla açıklıyorsunuz? 20
Aralık akşamı kimler yüklü miktarda döviz aldı, kimler sattı?
Çiftçinin traktörünün haczedildiği bir ülkede Merkez Bankası hesaplarının
haczedilmeyeceğine ilişkin kanun teklifini neden getiriyorsunuz?
Doların düştüğünü söylüyorsunuz, fiyatlar neden düşmüyor?
Zenginin mevduat faizini fakir neden ödesin? (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Aydın
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Özel Okullar Derneği
özel okullarla ilgili, bu seneki özel okul ücretlerini yüzde 62,9 oranında
artırabilmekle ilgili bir açıklama yaptı. Her ne kadar bu
açıklama daha sonra geri çekilse de bütün velilerde böyle bir kaygı
oluştu ve bize onlarcası ulaşarak hiçbir velinin gelirinin yüzde
62,9 oranında atmadığı, bu durumda ne ücretli
çalışanın ne serbest çalışanın ve birçok ailenin
çocuğunu özel okula gönderemeyeceği kaygısını
ilettiler.
Biz de buradan ifade
ediyoruz: Bu oran -artış oranı- yeniden değerleme
oranının neredeyse 2 katıdır, yapılan zamların
neredeyse 1,5 katıdır; bunun daha dikkatli değerlendirilmesi ve
bu oranda bir zammın birçok öğrencinin eğitimden uzak
kalmasını sağlayacağını düşünerek bu konuda
bir görüş daha belirtilmesini talep ediyoruz.
BAŞKAN Sayın
Durmuşoğlu
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teşekkürler Sayın Başkan.
Zaman mefhumu tanımadan,
büyük bir fedakârlıkla tüm enerjisini halkımızın doğru
haber alması için harcayan basın emekçilerimizin 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyor; vefat eden gazetecilere
Allahtan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve uzun ömürler
diliyorum.
Ülkemizin
sorunlarını kamuoyuna aktaran, etkin çözüm önerileriyle toplumsal
yapının ve kamu kurum ve kuruluşlarının daha
sağlıklı bir şekilde çalışmasına
yardımcı olan basın mensuplarımızın yorum ve
görüşleri siyasiler olarak bizlere de çalışmalarımızda
önemli katkılar sağlamaktadır. Doğru, ilkeli ve objektif
görev anlayışıyla, her türlü sıkıntı ve
zorluğa karşı büyük bir özveriyle mesleklerini icra eden
gazeteci arkadaşlarımızın, meslek etiğini her
şeyin üstünde tutması ve kişilik haklarına
saygılı habercilik anlayışını benimsemesiyle
doğru bilgilendirme görevini yerine getireceklerine ve demokrasimizin
gelişmesine katkı sağlayacaklarına yürekten inanıyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Özkan
HACI ÖZKAN (Mersin)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Şanlıurfanın
Akçakale ilçesinin karşısında bulunan Barış
Pınarı bölgesinde askerî aracımızın geçişi
esnasında meydana gelen patlamada 3 kahraman yiğidimiz şehadet
mertebesine ulaştı. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan
bu olayda şehit olan Sözleşmeli Er Ertuğrul Ulupınar
kardeşimizi binlerce hemşehrimizin dualarıyla pazar günü Gülnar
ilçesinde Hakka uğurladık. Aziz şehitlerimize Allahtan rahmet,
kederli ailelerine sabır, asil milletimize
başsağlığı diliyorum.
Ölürsem şehit,
kalırsam gazi. diyen bir milletin kahraman evlatlarının
karşısında hiçbir zalim güç duramayacaktır. Vatandaşlarımızın
ve sınırlarımızın güvenliği, bölgemizin huzur ve
emniyeti sağlanana kadar terörle mücadelemiz kararlılıkla devam
edecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Subaşı
YAVUZ SUBAŞI
(Balıkesir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Büyük ve güçlü Türkiye için,
milletimize hizmet yolunda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde çalışıyoruz. 2021
yılı nasıl geçti, neler yaptık, kısaca hatırlayalım.
İstanbul'da, Taksim'de Atatürk Kültür Merkezi'ni kültür merkezi olarak
yeniden hizmete açtık. Yani söylenildiği gibi otel veya AVM
yapmadık. Merhum Başbakanlardan Adnan Menderes, Süleyman Demirel,
Turgut Özal, Necmettin Erbakan'ın yapmak istediği, hayalleri Taksim
Camisi'ni yapmak ve ibadete açmak bizlere nasip oldu. Amerika New York'ta
Birleşmiş Milletlerin tam karşısında Türkiye'mize
yakışan Türkevini açtık. Tarihî mirasa sahip çıkarak tam
295 kültür varlığını onardık. İstanbul Taksim'de
tarihî Atlas Sinemasını hem sinema hem de müze olarak açtık,
sinemaseverlerin hizmetine sunduk. Pandemiden olumsuz etkilenen tam 40 bin
müzisyene 280 milyon TL destek sağladık.
Gazi Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın
Tığlı
NECATİ TIĞLI
(Giresun) - Teşekkür ederim Başkanım.
Ziraat mühendisleri,
mühendislik ve biyoloji bilimiyle toprak ve suya can veren, tarımsal
problemlere çözüm bulan kişilerdir. Dört yıl üniversite okuyan,
dirsek çürüten ziraat mühendislerimiz yoksa ne tarımsal gelişme ne
tarımsal dönüşüm ne de tarımsal büyüme olmaz. Giresun Çamoluk'ta
üreticilerimiz 2 bin dekarlık alanda siyez buğdayı, bin
dekarlık alanda coğrafi işaret tescilli Çamoluk şeker kuru
fasulyesi üretilmesi için mücadele ederken, organik tarımda pazar
payı ararken; ceviz, elma, armut, kiraz, kızılcık, karadut
gibi meyvelerle meyve pazarına girmeye çalışırken, Çamoluk
ilçemizde 1 ziraat mühendisi bile olmaması
şaşırtıcı, düşündürücü ve çok acıdır.
Tarım Bakanına
sesleniyorum: Ülkemizde 20 binden fazla ziraat mühendisi atama bekliyor.
Çamoluka 1 ziraat mühendisi bile atayabilecek yetkiniz yoksa siz neden o
koltukta oturuyorsunuz? 20 bin Ziraat mühendisimiz acil bir şekilde atama
bekliyor.
Teşekkür ederim
Başkanım.
BAŞKAN - Sayın
Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çiftçimiz AKP'nin elektrik ve
mazota yaptığı zamlarla âdeta ölümü bekler duruma
getirilmiştir. Hititlerden bu yana, bu topraklar, AKP gibi tarıma ve
çiftçiye düşman bir yönetim görmemiştir. Çiftçi tarlasına gübre
atamıyor. diyorduk ama bu elektrik fiyatlarıyla sulama da
yapamayacak. Bu yaz iklim değişiminden çok tarlaları AKP susuz
bırakacaktır. İklim değişikliğinden daha büyük
bir felaketsiniz. Susuz Yaz filmindeki rahmetli Erol Taş iktidar olsa
aynı AKP olurdu. Tam organik tarıma geçiyoruz. diye
konuşabilirsiniz. AKPnin eğitimden kültüre, bilime, her alanda
gerici politikalarını biliyor, görüyor, yaşıyorduk.
Cilası dökülmüş AKP iktidarında, tarımda gericiliğin
devrimini yaparak Cilalı Taş Devrine dönüyoruz. Çiftçimiz bu
fiyatlarla tohum ve ilaç alamaz, tarlasına gübre atamaz, sulama yapamaz
durumdadır. Hepsini ucuzlatın ama öncelikle tarımda
kullanılan mazot ve elektriği ucuzlatın, bunlardan vergi
almayın, gübreyi sübvanse edin. Çiftçi borçlarının faizini
silin, anaparayı yapılandırın.
BAŞKAN Sayın
Aygun...
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Teşekkür ederim Başkanım.
Çiftçimizin traktörüne haciz
uygulayan ve Danıştay 10. Dairesinin almış olduğu
karara rağmen haciz uygulaması devam eder iken başka merkez
bankalarına verilen paralara haciz konulamaz... Acaba bu kararı alırken
vicdanlarınız sızlamadı mı? diye soruyorum. Çiftçiye
haciz var ama Yabancı bankaların, merkez bankalarının
bizim Merkez Bankasına vermiş olduğu paralara haciz konulamaz.
ibaresi...
Yine, bakınız,
taban gübresi kullanamayan çiftçimiz şimdi de kardeşlenme dönemi
içerisinde kullanması gereken üre gübresi için sıkıntı
yaşıyor. Çiftçi gübre alamaz hâlde ama biz ise çiftçimizi değil,
yabancı çiftçileri destekliyoruz.
Yine, bakınız,
desteklemeleri artırmamız gerektiğini söylüyoruz ama maalesef
duyan yok. Çiftçi borç içerisinde, borçlarını yapılandırma
yerine çiftçiyi borçlandırma yolunu seçiyoruz. Ve gidip Yabancı
merkez bankalarının vermiş olduğu paralara haciz
uygulanamaz. ibaresini koymak çiftçimizi baltalamaktan ötedir diye söylüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
buyurunuz efendim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Burada kanun teklifi
üzerindeki sorulara cevap verme imkânımız olacak tabii. Doğrusu,
sorularda doğrudan maddelere ilişkin gelen hususlar kısıtlı
oldu ama daha önce yapılan konuşmalar var, o konuşmalardan da
bazı sorulara cevap vermeye çalışacağım.
Burada ifade edilen
hususlarda ağırlıklı konu tarım ve çiftçilere dönük
destekler oldu. Birkaç şey söyleyeyim, gerçi doğrudan konumuzla belki
ilgili olmayabilir ama ağırlıklı sorulduğu için birkaç
yorumda bulunmak isterim.
Öncelikle geçtiğimiz son
iki yıl pandeminin etkileri, bütün alanları etkilediği gibi
tarımı da etkiledi. Ama bunun üzerine bir de dünyada ve Türkiyede
kuraklık yaşandı, iklim değişikliğinin de
etkileri oldu, böyle çifte bir etkiyle karşı karşıya
kaldı tarım sektörü. Başından itibaren Hükûmetimiz,
Sayın Cumhurbaşkanımız tarım konusuna çok özel bir önem
verdi. Pandemide, geçmişte yaşanan küresel salgınlarda gıda
konusunun ne kadar önemli olduğunun farkında olarak tarım
konusuna başından itibaren çok büyük bir özen gösterildi ve her türlü
destek verildi; gerek söylemlerle güvenceler verilerek gerekse politikalarla
tarım sektörünün canlı kalması yönünde her türlü gayret sarf
edildi.
Biz de Komisyon olarak
geçtiğimiz dönemde bazı düzenlemeler yaptık. Bir taraftan,
Tarım Kredi Kooperatiflerinin borçlarını yeniden
yapılandırdık; diğer taraftan, köklü bir
değişiklik yaptık, tarıma verilen destekler üzerindeki
vergileri kaldırdık; bununla da kalmadık, son beş
yıldaki ödenmiş desteklerden kesilmiş vergilerin iadesine
ilişkin düzenleme yaptık. Sadece bu yapılan düzenlemenin etkisi
-yanlış hatırlamıyorsam- 4 milyar TL civarında
çiftçilerimize bir katkı ifade ediyor. Yeter mi? Daha fazlası tabii
ki olsun. Ülkemizin imkânları geliştikçe, imkânlarımız
arttıkça bütçeyle veya diğer kaynaklarla bu destekleri vermeye devam
edeceğiz. Sadece bütçeden değil, sübvansiyonlu krediler yoluyla da
tarım sektörümüze elimizden geldiğince destek oluyoruz. Ziraat Bankası
kanalıyla, diğer kanallarla daha ucuza finansman
kullanımına da destek oluyoruz.
Son dönemlerde gübre
başta olmak üzere girdi fiyatlarındaki artışın da
elbette farkındayız. Bu konuda da Tarım
Bakanlığımız, Hükûmetimiz çalışmalar
yapıyor. Ülkemizin ve Hükûmetimizin imkânları çerçevesinde her türlü
desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Dünyada da gıda
fiyatlarının arttığı bir dönemden geçiyoruz. Dünyada,
hakikaten, gıda konusunun önümüzdeki yıllarda da stratejik bir konu
olacağı çok açık görülüyor. Biz de tarıma stratejik bir
sektör olarak yaklaşıyoruz, destekliyoruz, bundan sonra da destek
vermeye devam edeceğiz. Tarım hiçbir zaman modası geçmeyecek bir
sektördür, bunun da altını çizmek isterim.
Diğer taraftan,
doğrudan ilgili sorulardan bir tanesi emekliliğe ilişkin soru
oldu. Biliyorsunuz, şu anda alt limit 1.500 lira, bunu 2.500 liraya
çıkarıyoruz bu yaptığımız düzenlemeyle. Yüzde
artış oranına baktığınızda genel
artışların oldukça üzerinde. Yine, yeterli mi? Elbette bunu
tartışmıyoruz ama bu bir alt limit yani alt limiti 1.500den
2.500e çıkarmak takdir edersiniz ki olumlu bir adımdır, olumlu
yönde atılmış önemli bir adımdır. Sadece bu düzenleme
1 milyon 265 bin insanımızı ilgilendiriyor, etkileyecek ve
sadece bu düzenlemenin yıllık maliyeti 3,5 milyar Türk lirası
civarında olacaktır. Bir taraftan artışlar gelecek, bir
taraftan da artışlar sonucu oluşan ücret ile 2.500
arasındaki rakamı giderme, telafi etme mekanizması olacak.
Dolayısıyla bu, bu anlamda önemli bir adımdır.
Yine, tarımda
olduğu gibi, burada da şunu ifade etmek isterim,
imkânlarımız geliştikçe, ülkemizin ekonomisi büyüdükçe bütün
kesimler gibi emekli kesimimize de daha fazla imkânlar sağlama gayretimiz
devam edecektir.
Değerli arkadaşlar,
Merkez Bankasıyla ilgili bir iki yorum yaptı
arkadaşlarımız. Merkez Bankamızın kendi
varlıklarına ilişkin bir düzenleme yapmıyoruz, sadece
başka ülkelerin merkez bankalarının bizim Merkez Bankamız
nezdinde açtığı hesaplara ilişkin güvenceyi oluşturan
bir düzenlemedir bu. Son dönemlerde ülkemize yönelik artan taleplerin bir
sonucudur bu. Türkiye, eskiden böyle düzenlemelerle karşı
karşıya kalmıyordu çünkü böyle bir talep söz konusu
değildi. Son dönemlerde daha fazla bir talebin oluşması böyle
bir düzenlemeyi de tetiklemiştir. Bu, son günlerin de meselesi
değildir, geçen yaz aylarında Meclisimize gelmiş bir taleptir.
Bir süre bunu yapamadık, şimdi bu düzenleme çerçevesinde
gerçekleştiriyoruz. Bunun ülkemizin bir finans merkezi olma amacı da
var, İstanbul Finans Merkezi dediğimiz strateji ve proje
aslında bunu öngörüyor. Bölgemiz başta olmak üzere uzun vadede de
küresel düzeyde finans merkezi olmak Türkiyenin hedeflerinden bir tanesidir;
daha fazla finansın ülkemize gelmesi de ülkemizin lehinedir. Bunun da
altını çizmek isterim.
Devletler arası bir
ilişki söz konusudur, bunun kötüye kullanımı da söz konusu
olmayacaktır. Ülkemize fayda sağlayacaktır, bunun da
altını çizmek isterim. Merkez Bankamızın itibarı
olmasa böyle taleplerle zaten karşı karşıya kalmazdık.
Değerli arkadaşlar,
BESe ilişkin de bazı yorumlar yapıldı. Aslında
içeriğe baktığınızda bu teklifte,
ağırlıklı olarak en fazla yaptığımız
bireysel emekliliğe ilişkin düzenlemelerimiz var. Devlet
katkısını yüzde 25ten yüzde 30a çıkarıyoruz. 45
yaşın üstünde olanlara da otomatik BESe katılma hakkı
getiriyoruz.
Diğer taraftan, bugünkü
sistemde acil harcama ihtiyaçları bütün parasını çekmesine yol
açıyordu tasarruf sahiplerinin; şimdi eğitim gibi, evlilik gibi,
işte, bedelli askerlik gibi belli konularda kısmi harcama yapma
imkânı getiriyoruz tasarruf sahiplerine. Bugünkü sisteme
baktığımızda, 13,2 milyon katılımcının
ortalama 22 bin TL tasarrufta bulunduğunu görüyoruz. Bunlara
baktığınızda, bazı eleştiriler oldu Üst gelir
grupları mı faydalanıyor? şeklinde. Gönüllü BESte asgari ücretin
2 katına kadar aylık geliri olanların oranı yüzde 62. Yine,
baktığınız zaman, otomatik katılım sisteminde de
asgari ücretin 2 katına kadar geliri olanların oranı yüzde 93.
Dolayısıyla, bu mekanizma sadece üst gelir gruplarıyla ilgili
değil, tüm toplumu ilgilendiren bir düzenleme.
Şunun da
altını çizmek isterim: BES gibi mekanizmalarla tasarrufları
artırdığımız zaman bu, makro istikrarımıza
da katkıda bulunacak. Cari açığın özünde şu var:
Yaptığımız yatırımlardan daha az iç tasarrufumuz
olunca, bu farkı dış tasarruflarla, dış borçlanmalarla
karşılamak durumunda kalıyoruz. İşte, bu tür
enstrümanları güçlendirdikçe, yurt içi tasarruflarımızı
artırdıkça dış tasarruflara ihtiyacımız da
azalacak, makro istikrarımız güçlenecek, cari
açığımız da azalacaktır, bunun da altını
çizmek isterim. BESteki bu düzenlemeler gibi, önümüzdeki süreçte yeni ekonomi
politikalarımızın da bir gereği olarak, yeni tasarruf
imkânları, yeni tasarruf enstrümanlarını da geliştirme
kararlığımız var. Önümüzdeki dönemlerde, bu anlamda,
ülkemizin gündeminde tasarrufu artırıcı yeni finansal
mekanizmalar geliştirme konusu yerini almaya devam edecektir, BES bunun
güzel örneklerinden bir tanesi.
Diğer yandan,
BOTAŞa ilişkin hususlar da dile getirildi, BOTAŞa
yaptığımız bir yetkilendirme. Tabii ki ilgili kurumumuz
teknik olarak detaylandıracak ve en uygun modeli geliştirecek.
Değerli arkadaşlar, buradaki esas şu: Kademeli fiyat
uygulamasında, öncelikle bölgesel veya il bazında, ısınma
ihtiyacının olduğu aylarda,
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Çok affedersiniz
Son bir cümle
Bir taraftan da Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığımızın bedelsiz bir
şekilde -bu kömüre benzer- destek mekanizması geliştirmesi söz
konusu, o da bunu tamamlayıcı olacak. Bir taraftan da -gelir düzeyi
anlamında- ödeme gücü olmayanlara ayrı bir mekanizmayla, doğal
gaz yoluyla ısınma desteği de verilecek. Hem bu mekanizma hem
diğer mekanizma, birlikte düşündüğümüzde, bir taraftan
yoksullukla mücadele politikalarımızı güçlendirecek, diğer
taraftan enerjinin verimli kullanımını getirerek yeşil ekonomi
hedeflerimiz çerçevesinde, Yeşil Mutabakat hedefleri çerçevesinde
doğal gazda yüzde 15 civarında bir verimlilik getirecek, tasarruf
getirecek. Sonuçta, fosil bir yakıt doğal gaz. Bizim çevresel
politikalarımıza da bu yolla destek olmuş olacak. Burada
noktalayayım.
Teşekkür ederim
Başkanım.
BAŞKAN Biz de
teşekkür ediyoruz.
Teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Şimdi, birinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ila 9uncu
maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde söz
isteyen, İYİ Parti Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın
Durmuş Yılmaz.
Buyurunuz Sayın
Yılmaz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ
GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
(2/4058) esas numaralı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım
Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
birinci bölümü hakkında İYİ Parti adına söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
görüşmekte olduğumuz yasa 15 maddeden ibaret ama son derece önemli
bir yasa, önümüzdeki on yılları belirleyici olacak hükümler ve
maddeler ihtiva eden bir yasa, son derece önemli bir yasa.
(Uğultular)
DURSUN MÜSAVAT
DERVİŞOĞLU (İzmir) Sayın Başkanım, salonda
sükûnet istirham ediyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
DURMUŞ YILMAZ (Devamla)
Nasıl
BAŞKAN Sayın
Başkanım, bir saniye efendim.
Sayın milletvekilleri,
lütfen hatip kürsüdeyken daha riayetkâr olalım.
Buyurunuz Sayın
Başkan.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla)
Nasıl 1960lı yılların sonlarında uygulamaya konulan
dövize çevrilebilir mevduat hesapları takip eden 70li ve 80li
yılların kaderini tespit ettiyse ve ekonomik gidişatımızı
belirlediyse bu yasa teklifinin 12nci maddesindeki düzenlemeler de bizim
önümüzdeki on yılımızı belirleyecek olan düzenlemelerdir,
bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ve buradaki düzenlemeler de
ciddiye alınmalıdır ve üzerinde düşünülmelidir.
Bu düzenlemenin, buradaki
düzenlemenin ne zaman, nasıl, neye evrileceğini bugün bilmiyoruz,
birçok belirsizlik var, bu belirsizlikler zaman içerisinde peyderpey ortaya
çıkacak, ya bu program başarılı olacak,
başarılı olursa olumsuz etkileri var, başarılı
olmazsa da olumsuz etkileri var; iki ucu pis bir değnekle karşı
karşıyayız. Onun için burada yaptığımız
düzenleme önümüzdeki on yılın, belki de daha uzun bir sürenin
sorunlarının tohumunu ekmeye adaydır. Aslında
karşı karşıya olduğumuz sorunlar özet itibarıyla,
kısaca şudur: Ben ettim, ben buldum. sorunudur bu. Ben ettim, ben
buldum. evet, bu, sorunlar yumağıdır. Ne ettim? Kanunda
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına verilen görevi yapmaması için
kurumun elini bağladım, Türk lirasını
itibarsızlaştırdım, yerle bir ettim, onun sonucunda da
bugün böyle bir noktaya geldim ki artık Türk lirasının
itibarını tekrar nasıl canlandırırım? diye
düşünüyorum.
Cemal Bey, size saygıda
kusur etmeyeyim, bu kürsüde söylediklerinizin samimiyetine canıgönülden
inanıyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Teşekkür ederim.
DURMUŞ YILMAZ (Devamla)
Kendimden şüphe ederim, samimiyetinizden şüphe etmem ama ortada
olmayan bir makro politika varmış gibi itibarınızı
ortaya koyarak bu politikayı savunmanızı da gerçekten yadırgıyorum,
cesaretinize hayranım. Ortada böyle bir program yok. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar) Ortada yanlış bir para
politikası uygulaması var. O para politikasının ortaya
çıkardığı sorun var, o sorunun üstüne giydirilmiş güya
bir makro çerçeve var; yok böyle bir çerçeve. Bu yanlışlar silsilesi
eylülden itibaren başladı, bir kar topu gibi büyüye, büyüye, büyüye
günümüze geldi. Ve son zamanda yapılan yanlışlıklar
Yönetime yakın çevrelerce öyle şeyler ima edildi ki güvene en çok, en
fazla ihtiyaç duyulduğu bir noktada bu güveni yerle bir etmek için ne
yapılması gerekirse hepsi yapıldı. Yönetime yakın
çevrelerce, ekonomik olağanüstü hâl iması yapıldı, kambiyo
kısıtları anlamına gelebilecek sözler söylendi. Merkez
Bankası Para Politikası Kurulu üyelerinin görevden
alınması, Hazine ve Maliye Bakanının görevden
alınması, değiştirilmesi, Faiz sebep, enflasyon sonuç.
iddiasının sürekli gündemde tutulması ve en sonunda, açık
ve net olarak yetkililerin ağzından Merkez Bankasının
enflasyonla mücadeleden vazgeçtiğini ifade eden açıklamaları
Ve
buna da bir kılıf giydirildi, önce yeni ekonomi modeli denildi ki
adı bunun yapboz modeli bence, arasına bir Çin konuldu, sonra
Türkiye ekonomi modeli denildi ve tartışmalar böylece gidiyor.
Tedirginlik arttırıldı, güvensizlik ekildi ve
dolayısıyla güvensizlik derinleştirildi. Geldiğimiz noktada
en çok duyduğumuz şey: Güvenin yeniden tesisidir. Fakat bu güvenin
tesis edilmemesi için de elden gelen ne varsa yapılıyor. Bunun için
de yapılan şey: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının
organik kanununa bir madde eklenmesi. Arkadaşlar, siz dünyaya ne tür bir
mesaj veriyorsunuz böyle bir düzenlemeyle? Rezervlerin eksiye
düştüğü, risk priminin alıp başını gittiği,
enflasyonun üç haneye doğru koştuğu bir ortamda dünyaya ne mesaj
veriyorsunuz bu yaptığınız düzenlemeyle?
Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasında Hukuk İşleri Genel Müdürlüğündeki
arkadaşlarımın yaptığı bir çalışma var.
Buradaki bütün milletvekili arkadaşların bu çalışmayı
alıp okumalarını tavsiye ediyorum. Bunun önünde sizin Komisyonda
okuduğunuz metin var; Komisyonda okuduğunuz bu metin aslında
Merkez Bankasının kanununda yapılmak istenilen bu
değişimin niçin yapılmaması gerektiğinin gerekçesi,
bunu böyle okumalısınız. Bu son derece yanlış.
Arkadaşlar şunu da göstermişler, demişler ki: Eğer
böyle bir şey yapılacaksa dünyada bunun örneği var. Nerede var?
İngilterede var, Amerika Birleşik Devletlerinde var,
Birleşmiş Milletlerin henüz uygulamaya konulmamış bir
çalışması var, Kanadada var, Avustralyada var, Hollandada
var. Alın, buna göre bir şey yapın. Böyle bir düzenlemeye
ihtiyaç var fakat bunu hükümran olan devlet yapacak. Burada örnek veriyor
arkadaşlar, diyorlar ki: Amerika Birleşik Devletlerinde devletlerin
ve malların yargısal bağımsızlığına
dair, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi
Yine, Amerika
Birleşik Devletlerinde egemen devlet yargı
bağışıklığı kanunu. Diğer ülkelerde de
var, bizim ihtiyaç duyduğumuz bu. Bu arkadaşlarla temasa geçin,
Adalet Bakanlığı çalışsın, sizin getirmeniz
gereken kanun bu. Bu olduğu sürece Merkez Bankasının itibarını
zedelemeye hiç kimsenin hakkı yok. Arkadaşlar diyorlar ki: Biz bu
düzenlemeyi Merkez Bankasının itibarını korumak için
getirdik. Tamamen yanlış. Bir ülkenin merkez bankasının
itibarı ancak böyle zedelenebilir, böyle bir yanlış da ancak
tahsille mümkündür, başka türlü mümkün değil. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar) Onun için, böyle bir düzenlemeye
ihtiyaç var.
Sayın Komisyon
Başkanı arkadaşım, biraz önce söylediğin sözler
gerçekten, kanun teklifinin bu maddesinin niçin kabul edilmemesi gerektiğinin
gerekçesi. İstanbul finans merkezi olacak
Londra Finans Merkezi, 7
trilyon dolarlık döviz piyasası orada; New York Finans Merkezi,
Frankfurt Finans Merkezi; oralarda merkez bankalarında değil bu
düzenleme, hükümran devletin düzenlediği kanun var, getirin o kanunu biz
burada yapalım ve İstanbul finans merkezi olacaksa olsun, bu
güvenceyi alsın. Yaptığınız iş yanlış,
buradan dönün ve bu kanun teklifini lütfen geri çekin, lütfen geri çekin,
lütfen geri çekin.
Teşekkür ediyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
Onun dışında,
görüşmeler esnasında denildi ki: Efendim, bu mesele daha önce
Meclise geldi. Hayır efendim, bize Komisyon olarak veyahut da muhalefet
partileri olarak bu mesele, bu yasa teklifiyle geldi. Ama daha önce Merkez
Bankasıyla ilgili olarak yapılan bir düzenlemede demek ki AK
PARTİnin mutfağında ilgililer tarafından oturulmuş,
görüşülmüş, müzakere edilmiş,
tartışılmış ama bizim ondan haberimiz yok, biz şimdi
buna muttali oluyoruz ve dolayısıyla bu iş yanlış.
Burada nasıl, dövizle ilgili, kurla ilgili Sayın Numan
Kurtulmuşa söylediysem, yine söylüyorum; Allah rızası için bunu
geri çekin ve burada belirtilen bu kanunu getirin, Adalet
Bakanlığı çalışsın, bunu geçirelim.
Teşekkür ediyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Baki
Ersoy.
Buyurunuz Sayın Ersoy.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA
BAKİ ERSOY (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 301 sıra sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerine
konuşma yapmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi ve ekran başında
bizleri izleyen yüce Türk milletinin tüm fertlerini saygılarımla
selamlıyorum.
Dünya genelinde
yaklaşık iki senedir etkisini sürdüren Covid-19 salgınıyla
birlikte küresel anlamda birçok denge bozulmuş, ekonomik politikalar
değişmiştir. Salgın sonrası
Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan Türkiye ekonomi
modelinin temeli; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın
artırılmasına dayanmaktadır. Türkiye, küresel çapta üretim
ve tedarik merkezi olma potansiyelini öne çıkarmayı, ülkemizin
lojistik altyapısından, üretim kapasitesinden, ihracat ve
doğrudan yabancı yatırım çekme kabiliyetinden
yararlanmayı hedeflemektedir. Amaçlanan bu temel hedeflere ulaşmak
için öncelikli olarak makroekonomik istikrarı sağlayacak yüksek katma
değerli yatırımların teşvik edilip üretiminin,
ihracatının ve iş imkânlarının
arttırılması gerekmektedir. Üretime dayalı ihracat
öncelikli modelin orta ve uzun vadede başarı sağlayabilmesi için
öncelikle makroekonomik istikrarın korunması bir zorunluluktur.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu kapsamda hazırlanan teklifle yeni ekonomi
modeliyle amaçlanan hedeflere ulaşabilmek için gerekli yasal düzenlemeler
Meclisimizin takdirlerine sunulmuştur. Söz konusu teklifin konuşmama
konu birinci bölümünde, merkez bankaları arasında kurulan
ilişkilerin işin gerektirdiği diplomatik hassasiyet ve ekonomik
güven temelinde yürütülebilmesi amacıyla diğer merkez
bankalarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki para,
alacak, mal, hak ve varlıklarının haczedilememesi
sağlanacaktır. Vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen
vergilere ilişkin olarak açılan davalarda haksız iadelerin önüne
geçilebilmesi amacıyla dava konusu edilen tutarın yüzde 50si oranında
teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararının
verilememesi amaçlanmaktadır.
Yeni kurulan
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna
ilişkin olarak kanundaki tanımların güncellenmesi ve bireysel
emeklilik sisteminden çıkmadan hesaptan kısmi ödeme
yapılabilmesinin sağlanması öngörülmektedir. Böylece konut
alımı, evlilik, eğitim ve benzeri özellik arz eden durumlarda
ihtiyaç duyulabilecek tasarrufların bireysel emeklilik sistemi
çatısı altında biriktirilerek kullanılabilmesi, bu itibarla,
bireysel emeklilik sisteminde belirli bir süre bulunmuş
katılımcılara kısmen ödeme alma imkânı
sağlanmaktadır. Kısmen ödeme alan
katılımcıların, kısmen ödeme alınmasını
müteakip, belirli bir süre için sistemden ayrılmasının önlenmesi
ve bu sayede katılımcıların sistemde kalmaları da
sağlanacaktır. Bununla birlikte, bireysel emeklilik sistemindeki
sözleşmelerin temlik edilebilmesi, bireysel emeklilik sisteminde devlet
katkısının yüzde 25ten yüzde 30a çıkarılması
amaçlanmaktadır.
Teklifle uygulamaya girecek
bir başka değişiklikle 45 yaş üstü çalışanların
otomatik emeklilik planına dâhil edilmesinin sağlanması
öngörülmektedir. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve
Denetleme Kurumunun kurulması sonrasında kanunda yapılan
atıflarda uyum düzenlemesi yapılacaktır.
Son olarak da bireysel
emeklilik sisteminde yapılan katkı payı
artışının yürürlük tarihinden itibaren mevcut
katılımcılara da uygulanması sağlanacaktır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; seçim bölgem olan Kayserimizde bulunan toplamda
714 muhtarımızla sorun ve taleplerine ilişkin
yaptığımız istişare görüşmelerinde birçok
muhtarımızın özlük haklarıyla ilgili endişeleri
olduğunu öğrendik. Şüphesiz ki muhtarlık, kuruluşundan
itibaren halk tarafından kendisinin bir temsilcisi olarak kabul edilen en
müstesna kurumlarımızdan bir tanesidir. Kamu hizmetini vatandaşa
götürme konusundaki verimin artması için muhtarlarımızın
moral ve motivasyonlarının da yüksek olması gerekmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda muhtarlarımızın özlük
haklarında yeni düzenlemeler yapılmıştır. Özellikle
SGK prim ödemelerinin devletimiz tarafından karşılanacak
olması, muhtarlarımız tarafından sevinçle
karşılanmıştır fakat bu konuda bazı muhtarlarımız
mağduriyet yaşamakla ilgili endişe duymaktadır. Kanuna
göre, emeklilik öncesi son üç buçuk yıl süreyle sigorta priminin
BAĞ-KUR olarak ödenmesi hâlinde işçi emekliliğinden esnaf
emekliliğine geçilmesi söz konusudur. Böylece, muhtarlık görevinden önce
işçi ya da memur statüsünde sigortası yatıp emeklilik için
yaşlarının dolmasını bekleyen yahut emekliliğine
üç buçuk yıldan az süre kalmış muhtarlarımız
muhtarlık göreviyle birlikte sigortalarının BAĞ-KUR
üzerinden işlemeye başlamasıyla bazı avantajlardan
yararlanamama durumunda kalmaktadırlar. Bu durumda olan
muhtarlarımız için yeni bir düzenleme yapılması, aynı
mağduriyeti yaşayan binlerce muhtarımızın ortak
beklentisidir.
Değinmek istediğim
bir başka konu ise yine, seçim bölgem olan Kayserimizde bulunan vergi
denetmenleri ve binlerce mükellefimizi ilgilendiren bir sorun. Türkiye
genelinde yapılan bir uygulamayla, vergi denetim
başkanlıklarının bir kısmı kapatılarak
bölgelere ayrılmıştır. Bu kapsamda, Kayseri Vergi Denetim
Başkanlığı da kapatılarak Konya Denetim Daire
Başkanlığına bağlanmıştır. Kayseri ili
İç Anadolu Bölgesinin en büyük organize sanayi bölgelerini ve önemli
ticaret merkezlerini bünyesinde bulunduran bir şehirdir. Şehrimizde
faal olarak toplamda 38.945 gelir vergisi mükellefi, 51.444 katma değer
vergisi mükellefi ve 13.959 kurumlar vergisi mükellefi bulunmaktadır. Bu
mükellefler tüm imza ve belge işleri için, hatta çok basit işlemler
için bile
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Konyaspor futbolcumuz Ahmet Çalık
kardeşimizin elim bir trafik kazası sonucu Hakkın rahmetine
kavuştuğunu da büyük bir üzüntüyle öğrenmiş
bulunmaktayım. Kardeşimize Cenab-ı Allah'tan rahmet; kederli
ailesine, yakınlarına, Konyaspor camiamıza ve tüm Türk futbol
camiamıza başsağlığı diliyorum, mekânı
cennet olsun.
Bu duygu ve düşüncelerle
Milliyetçi Hareket Partisi olarak söz konusu teklifi olumlu
değerlendiriyor, destekliyor; vatanımıza ve milletimize
hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Muş Milletvekili Sayın Gülüstan
Kılıç Koçyiğit.
Buyurunuz Sayın
Kılıç Koçyiğit. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN
KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
sayın vekiller; herkese merhabalar.
Şimdi, tekrardan, yine
bir torba yasa konuşuyoruz ve bu torba yasaya ilişkin olan,
aslında şerhimizde de olan bütün eleştirilerimizi kayda geçirmek
istiyoruz yani torba yasa yapma tekniğinden ne yazık ki AKP vazgeçmedi,
bu anlamıyla da bir torba yasa Hükûmeti olarak AKPyi herhâlde
tanımlamamız da yanlış olmayacaktır.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
Torba yasa hükûmeti olur
mu?
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Birbirine benzemezleri aynı
torbanın içine koymak ve birbirine benzemeyen bütün yasal düzenlemelere
illaki bir şey söylemek zorunda kalmanın kendisinin sorunlu bir
yaklaşım olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
İkincisi
VEDAT DEMİRÖZ
(İstanbul) Hükûmet yok ki Kabine var, Kabine.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Tabii, iktidar partisi var; pardon, birinci büyük parti var.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Sayın Cahit Özkan, duyamıyorum,
yüksek söyleyin isterseniz, sürekli mırıldanıyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Birinci büyük parti yani anayasal yanlışlık olmasın diye.
VEDAT DEMİRÖZ
(İstanbul) Hükûmet partisi yok, hükûmet partisi.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Şimdi, bütün bu yasal düzenlemenin
içerisinde ne var? Bir defa AKPnin rant düzenini, talan düzenini, sermayeyi
destekleyen, bir avuç yandaşı destekleyen düzeninin devamı var
ama o da yetmiyor, artık işi o kadar fütursuz bir hâle
getirmişsiniz ki 5li yandaşlarınızı, 5li çeteyi
korumakla yetinmiyorsunuz, bir de başka ülkelerin çetelerini korumak,
başka ülkelerin sermayedarlarını korumak için de yasal düzenleme
yapıyorsunuz. Bu anlamıyla gelen bu düzenlemenin gerçekten Meclis
tarihindeki en kötü, en talihsiz düzenlemelerden biri olduğunu ifade
etmemiz gerekiyor ki sayın hatibimiz de uzun uzun bunu ifade etti.
Şimdi, birinci bölümde
ne var? Tam da söylediğimiz gibi Merkez Bankasının başka
ülkelerden getirip ülkemizin Merkez Bankasına yatırdıkları
paraya haciz konulamamasıyla ilgili bir şey var. O zaman söylüyoruz;
bu düzenlemeyle hangi ülkeyi, kimi, neyi, niye koruyorsunuz? Niye böyle bir
düzenleme yapma ihtiyacı duydunuz?
İkincisi,
uluslararası hukuk önünde sorunlu olan bu ülkelere böyle bir koruma
garantisi vermenizin kendisi etik bir problem yaratmıyor mu ve
uluslararası hukuk alanında da Türkiyeyi zora sokmayacak mı? Ve
bu uygulamanın Mali Eylem Görev Gücü tarafından gri listeye
alınmamız gibi bir yaptırım süreciyle Türkiyeyi de
karşı karşıya bırakma riskinin farkında
mısınız?
2nci maddede ne var
değerli arkadaşlar? Bu maddeyle de aslında adil yargılanma
hakkını ihlal ediyorsunuz. Anayasanın 36ncı maddesi ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6ncı maddesi
aslında adil yargılanmayı düzenliyor. Ama siz ne diyorsunuz?
Bütün bu yürütmenin durdurulması kararını alabilmek için
haksız alınan meblağın yarısı kadar para
istenmesi vatandaşın hak arama özgürlüğünün önünde de büyük bir
engel oluşturuyor ama bu da sizin için önemli değil. Yine 2nci madde
Anayasa madde 2nin sosyal devlet ilkesine ve Anayasa madde 35teki mülkiyet hakkını
da ihlal ettiğini ifade edelim.
Madde 4te BES sistemine
yönelik bir düzenleme getiriyorsunuz. Tabii kasayı
boşalttınız, kasa tamtakır, bu anlamda da şimdi
BESteki tasarruflara göz dikmiş durumdasınız ve bunun üzerinden
bir banka mefhumu oluşturmaya çalışıyorsunuz.
Madde 5, BESteki
birikimlerin aslında teminat olarak verilerek BESteki birikim
sahiplerinin borçlandırılmasını düzenleyen bir madde. Yani
diyorsunuz: Üç beş kuruşu zorla biriktirdiyseniz gelin onları da
teminat verin, biz de size karşılığında kredi verelim.
Yani Borç üzerine borç yapın, biz battık, ülkeyi batırdık,
varsa sizin üç kuruşunuz sizi de batıralım.ın yolunu
açmış oluyorsunuz.
Yine, madde 10a da -9a
kadar birinci bölüm ama- değinmek istiyorum. Orada doğal gazda
tarifeli bir sisteme geçerek tasarruf yapacağınızı
söylüyorsunuz. Sayın Komisyon Başkanı da bunun ne kadar ekolojik
olduğunu çünkü kullanılanların fosil yakıt olduğunu,
bu anlamda da tasarruf yapılarak iklime, ekolojik sisteme katkı
sağlanacağını ifade etti ki bütün bunlar, yağmalanan
Kaz Dağları gerçeği, yok edilen Salda Gölü gerçeği ve
diğer bütün ekolojik kayıpları yan yana koyduğumuzda ne
kadar gerçeklikten uzak olduğunu da ifade edebiliriz.
Şimdi bütün
bunların dışında ne var? Bakın, TÜİK geçenlerde
enflasyon oranını açıkladı ve ne dedi? İşte,
Türkiyede enflasyon yüzde
Şimdi, enflasyon nelere
yol açıyor, bu yüzde 80lere varan enflasyonun sonucu? Bakın, iyi bir
şey yaptınız mı bilmiyorum ama siz, artık, benzinin
neredeyse tablolara sığmayan artışı nedeniyle
İstanbul'un trafik sorununu kısmen çözdünüz. Artık insanlar
kontak çalıştıramaz hâle geldiler. 100 liralık benzin
aldığında ibre yukarıya çıkmıyor ama daha
önemlisi, normal koşullarda biri hastalandığında aracı
olan aracı olmayandan rica ederdi: Ya, Allah rızası için beni
bir hastaneye atar mısın? Şimdi, Allah rızası için
kimse kimseyi hastaneye atamayacak. Niye? Çünkü Allahın rızası
depoyu doldurmuyor, depoyu benzin dolduruyor, o benzini dolduracak da para yok
insanlarda.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Allahın rızası her şeye kudretlidir.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Yani siz insanların hayır
işlemesinin de önüne geçtiniz, küçücük bir sevap işlemesinin de önüne
geçtiniz; bunu da söyleyelim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Ya, Allahın kudretine niye sınır çiziyorsun? Kelam ilmi
açısından sıkıntılı.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Diğer bir mesele, siz üretimi
kısıtladınız, üretimi kapattınız. Bakın,
çiftçiler sonbaharda tarlalarını ektiler, yükselen gübre
fiyatları nedeniyle yüzde 20 oranında gübre attılar. Baharı
beklediler, Belki baharda gübre atarız. diye ama baharda da gübre
atamadılar değerli arkadaşlar, neden? Çünkü gübre fiyatları
aldı başını gidiyor. DAP gübre 14.750, üre gübresi 14.250,
yüzde 26 azotlu can gübre 5.900 ve 50 kilogramlı üre gübrenin çuval
fiyatı 820 TL; bakın, bu fiyatlar astronomik fiyatlar. Bu fiyatlarla
hiçbir çiftçi tarlasına gübre atamaz. Peki, ne olur? Tarlaya gübre
atamayınca rekolte düşer, ürün düşer. Ürün düşünce fiyat
artar, fiyat artınca da insanlar bu fiyatların
karşısında alım gücü düştüğü için alamazlar,
tüketemezler. Bunu ifade edelim.
Şimdi, kış
aylarındayız, kömür fiyatları ne durumda? Ben size söyleyeyim:
Yüzde 137 artmış. 2020 aralık ayında 1 ton kömür
fiyatı 1.190 TLymiş değerli arkadaşlar. Peki, bu, şu
anda ne kadar? 1 ton kömür 2.823 TL. Bakın, yani aradaki farkı
görüyor musunuz? Yüzde 137. Peki, size soruyorum: Muşta, Karsta,
Ardahanda, Erzurumda, Vanda, Hakkâride bir evin ısınması
için kaç ton kömür lazım? Peki, hiçbir geliri olmayan, hiçbir üretimin
olmadığı, hiçbir fabrikanın olmadığı
Muşta insanlar bu kömürü nasıl alacaklar, evlerini nasıl
ısıtacaklar, çocuklarına sıcak bir aşı nasıl
pişirecekler? Tabii, bunlar sizin umurunuzda değil çünkü sizin daha
önemli işleriniz var; 5li çeteyi ihya edeceksiniz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Beraber açılışlara gidelim, fabrika
açılışlarına.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Bakın, Türkiye'nin batısında
doğal gazın olduğu yerlerde ne oldu biliyor musunuz? Doğal
gaz fiyatları nedeniyle insanlar doğal gaz düğmesini
açamıyorlar, kombilerini açamıyorlar, sobaya döndüler. Soba
fiyatları ne hâlde? Soba fiyatları da geçen yıl 443,2 TL olan
soba fiyatı bu yıl 818,2 TL olmuş. Orada da neredeyse yüzde
100ün üzerinde bir artış var. Peki, sobayı kurdular ama bu
sefer de içerisinde yakacak bir şey yok. Şimdi, siz yeni bir
düzenleme yapacaksınız. Dediniz ki: Emekli maaşlarını
2.500 liraya çıkardık. Şimdi, Allah aşkına, ya, insan
bunu söylemekten gerçekten utanır ya! Bu ülkede enflasyon yüzde 80, kira
oranları almış başını gidiyor. Siz, doğal
gaza, elektriğe ve diğer bütün her şeye mütemadiyen her gün ve
her gün zam yapıyorsunuz ama çıkmışsınız, en dar
gelirli sınıfa, bütün yaşamı boyunca
çalışmış artık yaşlılığında
rahat edecek, ayağını uzatıp torun sevecek insanlara,
gelmişsiniz, 2.500 lira maaş verdiniz diye bunu bir müjde olarak
söyleyebiliyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bu nedir biliyor musunuz? Bu,
gerçeklikten kopuştur. Sizin, artık, bu toplumla
bağınızın kalmadığının, bu toplumun
gerçekliğini bilmediğinizin en önemli göstergelerinden biridir.
Tabii, şöyle bir
düzenleme yapan ne anlasın yoksulun hâlinden: Ne diyorsunuz?
Paranızı mevduata yatırın, zarar ederseniz döviz üzerinden
biz karşılarız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Etmeyecekler ki!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Kimin kesesinden
karşılıyorsunuz? Yoksulun kesesinden.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Dolar 20,30,40 lira olacak. deyip de gaz vermeye gerek yok.
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Eskiden hazine garantili olan her
şeyin zararını toplumsallaştırıyordunuz,
şimdi artık bireylerin kişisel zararlarını da
toplumsallaştırıyorsunuz, maliyetini halka, topluma
çıkarıyorsunuz.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Biraz çocukluktan çık be!
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Devamla) Neye kızıyorsunuz Sayın Özkan?
Bunlar gerçekleriniz. Siz yandaşlarınızı ihya ededurun, biz
geldiğimizde bu halkın kurtuluşunu sağlayacağız.
Saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Gözlük tak!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Siz nereye geliyorsunuz?
GÜLÜSTAN KILIÇ
KOÇYİĞİT (Muş) İktidara.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) Allah Allah!
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Emine Gülizar
Emecan.
Buyurunuz Sayın Emecan.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA EMİNE
GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli Genel Kurul,
öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerine söz
almış bulunuyorum.
Evet değerli
arkadaşlar, yine bir torba kanunla karşı
karşıyayız. 18 maddeden oluşan bu kanun teklifini
doğru değerlendirebilmek için öncelikle Türkiye'nin genel ekonomik
durumunu da bir değerlendirmemiz gerekir çünkü bugün gelinen sonuç AKP
iktidarının yirmi yıldır izlediği ekonomi
politikalarının ve siyasi anlayışının bir
ürünüdür. Son dönemlerde Merkez Bankasının bağımsızlığını
kaybetmesiyle beraber rotayı şaşırdınız ve
artık siz savruluyorsunuz. Cumhurbaşkanı Çin modeline geçti,
faizler indi, paramız pul olmuş durumda şu anda. Döviz
uçuşa geçti ve kur krizi yaşanmaya başlandı, beraberinde
enflasyon sorunu geldi. TÜİK'in açıkladığı 2021
yılı enflasyon oranı yüzde 36,08; üretici enflasyonu ÜFE
artışı ise yüzde 79,89 seviyesine ulaşmış
bulunmaktadır. En son modelinizde bir nevi örtülü faiz
artışı niteliğinde olan kur garantili tasarruf
mevduatı uygulamasına tabii ki başlamak oldu. Verdiğiniz
asgari ücretle tüm maaşlar enflasyon karşısında eridi,
alım gücü giderek düşmeye devam ediyor. Elektrik ve doğal gaz
fiyatlarında son iki yılda Avrupa'nın zam şampiyonu olduk,
2022 de zamlarla geldi. Hâlâ aldığınız bu yanlış
kararları siz yine yanlış kararlarla çözmeye
çalışıyorsunuz; stratejik planlama sizin kitabınızda
yok, yerini taktik hareketlere bırakmış durumda. Mesele,
vatandaşın sorununu çözmek, onların derdine merhem olmak
değil; sizin meseleniz, Merkez Bankası bilançosunu, bankaların
ekonomik göstergelerini düzgün göstermek. İşiniz sizin ne biliyor
musunuz? İşiniz gücünüz pasta cila, başka bir şey
değil. İçinde birkaç olumlu düzenleme olsa da görüştüğümüz
kanuni düzenleme de işte, günü kurtarmaya yönelik, her zaman olduğu
gibi yine Anayasaya da aykırılıklar içeriyor.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, şöyle bir maddelere bakacak olursak, teklifin 1inci
maddesi Merkez Bankasının bütün itibarını yerle bir eden
bir düzenleme getiriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında bulunan
yabancı ülke merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve
varlıkların haczedilmemesi, üzerlerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati
haciz konulmaması için bir düzenleme yapılıyor. Şimdiye
kadar hiç düşünülmemiş böyle bir düzenlemeye neden şimdi gerek
duydunuz diye Komisyonda da sorduk. Hangi ülkelerin merkez bankalarından
böyle bir talep geldi? Tabii, bu sorularımıza cevap yok. Sadece
Türkiye'nin artan önemi ve Türkiye'ye yönelik teveccühün sürekliliğinin
sağlanması, Türkiye'nin bir finans merkezi olması gibi
gerekçeler öne sürüldü. Yani bugüne kadar bu gerekçeler yok muydu değerli
arkadaşlar? Yani sormak istiyorum: Siz kimi kandırıyorsunuz?
Kendinizi mi kandırıyorsunuz, bizi mi kandırmaya
çalışıyorsunuz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Hiç
kimseyi kandırmıyoruz, kandırma yok.
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (Devamla) Şimdi 31/12/2021 tarihi itibarıyla Merkez
Bankasının net döviz rezervleri, swaplar hariç eksi 56,4 milyar
dolara indi. Merkez Bankasının brüt döviz rezervini yüksek gösterme
ihtiyacınız var.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Kanun maddeleri açık. Emine Hanım, kandırma diye bir şey
yok, maddeler açık.
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (Devamla) Bu çok açık ve görünüyor ama hem içeride hem
dışarıda güven kaybettiğiniz için zorlanıyorsunuz. Ben
şimdi bir iki örnek vereceğim. Ağustos 2021de Güney Koreyle 2
milyar dolar yani 17,3 milyar TL tutarında bir swap anlaşması
imzalanmıştı ancak beş aydır bu anlaşmanın
yürürlüğe girmediği de biliniyor. Merkez Bankasının brüt
rezervlerinin, 128 milyar doların arka kapıdan
satışından bu yana sürekli eridiğini de biliyoruz. Erimeyi
gizlemek için Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri ve benzeri ülkelerin
merkez bankalarıyla swap anlaşmaları yapmaya
çalıştığınız da biliniyor. İşte, bu ve
benzeri yapılacak olan anlaşmaları kolaylaştırmak için
böyle itibar sarsıcı, Anayasanın eşitlik ilkesine
aykırı bir düzenleme getirmek zorunda kalmış
olduğunuzu da herkes görüyor; maalesef çok yazık.
Teklifin 2nci maddesiyle,
vergi kanunları uyarınca iadesi talep edilen vergilere ilişkin
olarak açılan davalarda, dava konusu edilen tutarın yüzde 50si
oranında teminat alınmadan yürütmenin durdurulması kararı
verilemeyeceği hususunda bir düzenleme yapılmakta. 2021
yılında Gelir İdaresi Başkanlığına karşı
açılan 2.247 KDV iadesi ve istisnalara ilişkin davanın 359unda
yani yüzde 16sında yürütmeyi durdurma kararı verilmiş. Yani çok
sınırlı sayıda verilen karar için böyle bir düzenleme
yapılıyor. Bu sınırlı düzenleme, hak arama
özgürlüğünün en görünür biçimlerinden biri olan yürütmenin
durdurulması kararı verilmesi olanağını, maddi durumu
uygun olmayan davacılar için ölçüsüz şekilde sınırlayarak
Anayasanın 36ncı maddesiyle de çelişmekte. Yani yeni
mağduriyetler doğma riski de vardır.
Değerli arkadaşlar,
teklifin 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9uncu maddeleri 4632 sayılı Bireysel
Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda yapılan
değişikliklerle ilgilidir. Bu kanunda 2007 yılından
itibaren 42 kez değişiklik yaptınız değerli
arkadaşlar; hâlâ bir model oluşturmaya çalışıyorsunuz
iktidar olarak ama oluşmadığı,
oluşturamadığınız da görülüyor, sürekli yeni
düzenlemeler getiriyorsunuz. Komisyonda, şu ana kadar ödenen devlet
katkısı tutarının 29,3 milyar TL olduğu, yeni
düzenlemelerle yaklaşık 138 milyar TLlik ek fon
oluşturulmasının beklendiği, yeni düzenlemelerin bütçeye
yıllık ortalama maliyetinin 2,7 milyar TL olacağı
söylenmişti. Oluşacak olan 138 milyarlık bu fon beklentisi
aslında bu düzenlemelerin neden bugün getirildiğini de bizlere gayet
iyi açıklıyor. Yani iyi bir fon girdisi oluşuyor aslında bu
yapılan düzenlemeyle, bu da çok açık belli; paraya, kaynağa
ihtiyaç var. Bu düzenlemelerle, burada oluşacak
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) E
herhâlde, paraya herkesin ihtiyacı var Emine Hanım yani.
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (Devamla) Bireysel emeklilikle ilgili düzenlemelere, evet,
eleştirilerimiz var ama vatandaşlarımız açısından
biz yine de olumlu bakıyoruz.
Şimdi,
sırasıyla, örneğin 3üncü maddede, 47 sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna
ilişkin mevzuattaki atıflar değiştirilerek geçmişte
yapılan hukuksuzlukların giderilmesi amaçlanmakta. Ancak bu Kurumun
bağımsız, düzenleyici ve denetleyici bir kurum olması
sebebiyle kanunla kurulması ve görev ve yetkilerinin kanunla düzenlenmesi
gerekmekte. Yani olumlu bir şeyi getirirken bu olumluyu bile
yanlış yoldan yapıyorsunuz, yanlış düzenlemelerle
getiriyorsunuz.
4üncü madde BES
katılımcılarının devlet katkısı haricinde
birikim tutarının yüzde 50sini ve bu aldığı
kısmen ödeme tutarının da yüzde 25ine kadar olan devlet
katkısı tutarını da sistemden ayrılmadan
alabileceğini düzenliyor. Çünkü şu andaki mevcut durumda eğer
sistemden ayrılıp paranızı alırsanız devlet
katkısını hiçbir şekilde alamıyorsunuz.
5inci maddede bireysel
emeklilik sisteminde katılımcıların hesaplarının
Borçlar Kanunu çerçevesinde temlike konu edilebileceği, bunun usul ve
esaslarının da Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve
Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği düzenleniyor ancak bu
hususta da kuruma verilen yetki, yetki devrinin sınırlarını
aşan bir düzenleme; yine, doğru işleri yanlış yoldan
yapmanın bir örneği.
6ncı maddede, bireysel
emeklilikte devlet katkısı oranı yüzde 25ten yüzde 30a
çıkarılıyor. 7nci maddede, zorunlu bireysel emeklilik sistemine
istekleri hâlinde 45 yaş üzerindeki çalışanların da
katılmalarına ilişkin düzenlemeler ekleniyor. Madde 9, yüzde
30a çıkarılan devlet katkı oranının hâlen sistemde
yer alan katılımcılara kadar uygulanmasını düzenliyor.
Değerli arkadaşlar,
söylediğim gibi, bu düzenlemelere genel olarak katılıyoruz yani teklifin
belki de uygun bulduğumuz tek düzenlemeleri diyebiliriz. Kanun Teklifinin
ikinci bölümünde çok önemli maddeler var; örneğin, madde 11e de bir
değinmek istiyorum -sürem yettiğince- Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununda bir değişiklik yapılıyor. 1 Aralık
2021 tarihinden önce ihalesi yapılmış, yapımı hâlen
devam eden işlerle ilgili, kamu müteahhitlerine, inşaat sektöründeki
girdilerde yaşanan yüksek fiyat artışlarından dolayı
bir fiyat farkının ödenmesiyle, fesih ve devir işlemleriyle
ilgili, burada
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (Devamla) Teşekkür ederim.
ilgili sivil toplum
temsilcileri tarafından, Komisyonda verdikleri bilgilere göre, Mayıs
2020 ile Aralık 2021 tarihleri arasında sektörde ortalama girdi
maliyetlerinin yüzde 277 arttığı, sözleşmelere dayalı
ÜFEyle genel endekslerde ödenen fiyat farkı oranının ise yüzde
20 olduğu ifade edilmiş. Ancak şunu da belirtmem gerekiyor ki:
YİD modeliyle ihale edilen ve gelir garantisi verilmiş olan büyük
çaplı altyapı yatırımlarının müteahhitleri bu
sıkıntılardan hiç etkilenmiyor, olan yine daha orta ve küçük
ölçekli müteahhitlere oluyor. Aslında şunu söylemek istiyorum: Bu
ülkede, iktidara geldikten sonra, ekonomiyi, üretime dayalı bir ekonomi
olmak yerine, inşaata ve betona dayalı bir üretim modeliyle
yürüttünüz; müteahhitleri zengin ettiniz, betona yığdınız
ama inanın, bugün geldiğimiz noktada, bunu bile
batırdınız; sizi tebrik ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR
EMECAN (Devamla) O yüzden de en son sözüm şudur: Bundan sonra artık
en önemli şey, derhâl seçime gitmektir, derhâl seçim, hemen seçim diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Şahıslar adına Samsun Milletvekili Sayın Bedri Yaşar.
Buyurunuz Sayın
Yaşar. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR
(Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan
önce, bugün sabah trafik kazasında kaybettiğimiz milli oyuncumuz,
değerli hemşehrim Ahmet Çalık'a Allah'tan rahmet, kederli
ailesine de başsağlığı diliyorum.
Tabii, bu kanunla beraber
gelen maddeler üzerinde
Özellikle bu mevduatlarla ilgili, dolar endeksli
mevduat dâhil, altına endeksli mevduat dâhil, bu piyasaya
yaptığınız müdahalelerle, gerçekten bankacılık
sisteminde, şu an özellikle iş insanları, iş adamları
çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Yani kredi kullanmakta
-sistem, her şey birbirine girdi- çok ciddi problemleri var. Bankaya
müracaat ediyorlar Limitlerimiz var, her şeyimiz var, kredi kullanabilir
miyiz? Bizim bankada çekin varsa kullanabilirsin, bizim bankada kredin varsa
kullanabilirsin, buradan aldığın TL'yle başka yerde mevduat
faizine, mevduata koyamazsın, dolar alamazsın, döviz alamazsın,
kapıdan geçemezsin, bacadan geçemezsin. Hasılıkelam Kredi
talep etmeyin de ne yaparsanız yapın. gibi bir sonuçla şu an
karşı karşıyayız.
Tabii, bu
değişiklikler bir gece yarısında yapılınca hemen
arkasından gelen zamlar otomatikman piyasadaki dengeleri bir kez daha
bozdu. İşte, 1/1/2022den itibaren elektriğe gelen yüzde 53 ile
yüzde 130luk zam, doğal gaza gelen yüzde 25lik zam, tüpe gelen yüzde 40,
ulaşıma gelen yüzde 36, köprülere gelen yüzde 36, yollara gelen yüzde
36; vergilere, harçlara gelen zamlarla zaten piyasa altüst oldu. Maalesef,
dolar 13,30ken benzinin fiyatı 9,16 liraydı 2 Aralıkta; 2
Ocakta dolar 13,30 ama benzin de 13 lira. Yani Tamam, enerjiye çok ciddi döviz
harcıyoruz. dedik ama dövizlerdeki rakamlar düşmesine rağmen
maalesef bunun piyasaya yansımadığını hepimiz
görüyoruz. Bugün insanlar neredeyse emtiaya ulaşmada bile belli zorluklar
yaşıyor.
Yılbaşından
önce bu kürsüde yaptığım konuşmada, özellikle doğal
gaz tarifelerinin kademelendirilmesine yönelik teklif bu maddede yer aldı.
Bundan dolayı duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum ama bunda
da dikkat etmemiz lazım gelen temel husus var: Buradaki minimum
rakamları tespit ederken soğuk bölgelerde, mesela Ağrı
bölgesinde asgari ücretli birinin tükettiği doğal gaz miktarı
ile Egedeki asgari ücretli bir tüketicinin tükettiği doğal gaz
miktarı arasında fark var; bunları hem gelir grubuna göre hem de
bulunduğu coğrafi konuma göre yapılandırmakta fayda var, en
azından dar gelirlilere belli bir katkı sağlamış
oluruz. Bundan önce Türkiyenin neresinde olursa olsun belli rakama kadar
herkese aynı ücret uygulanıyordu, bu kademeli ücretle beraber dar
gelirlilerin bu zor şartlar altında durumunun düzelmesine yönelik en
azından biraz daha ciddi bir adım atılmış olur.
Yine, buna paralel, fiyat
farkı uygulaması yılbaşından önce, 11inci maddeyle
beraber geldi ama maalesef bu yeterli değil. 11inci maddede bununla
ilgili bizim teklifimiz var, şöyle söyleyeyim: Yedinci ayın 1 ile
30u arasında bir iş almış olsun, bunun da yüzde 5ini,
yüzde 10unu yapmış olsun; verdiğiniz fiyat farkıyla bu
işin bitmesi mümkün değil. Belki burada bir kademe
oluşturabilirdik, derdik ki mesela Yüzde 15i, yüzde 20si
tamamlandıysa buna tasfiye hakkı verelim. çünkü bu vereceğiniz
fiyat farkıyla bunların yapılması kesinlikle mümkün
değil.
İkincisi, fiyat
farkı verirken süre uzatımı vermiyoruz yani süre
uzatımının da bunun paralelinde muhakkak verilmesi lazım
yoksa Bunlar müteahhitler, nasıl olsa yaparlar ederler
Müteahhitleri
birbirinden ayırt etmek lazım. Bugün Sayın
Cumhurbaşkanımız diyor ya Dünya 5ten büyüktür. Şu sizin
mahşerin 5 atlısından da bugün bu piyasada iş yapan 40 bin
müteahhit, 40 bin işveren daha büyüktür. İnanın, onların
bugünkü çalışanlara katkısı yüzde 6nın, yüzde 7nin
altında değil, istihdam açısından söylüyorum bunu.
Etkileşim alanı açısından baktığınız
zaman da yaklaşık 300-400 kaleme hitap ediyor; elektrikçisi,
mekanikçisi, duvarcısı, sıvacısı, boyacısı;
bunlar 300-400 kalem. Birinin mağdur edilmesi demek zincirleme,
otomatikman buna yansır. Bunu vermediğiniz takdirde ne olur? Açar
bakarlar, alacakları fiyat farkına bakarlar, hatta onun da bir
miktarını alıyormuş gibi gösterirler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR
(Devamla) Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
BEDRİ YAŞAR
(Devamla) Ondan sonra, alacağı farklar işi kurtarmıyorsa
teminat mektubunu yakarlar. Bunun yanması devlet açısından
inanılmaz zararlı bir iştir. Tekrar ihaleye çıktığınız
zaman bunları en az 4-5 katından aşağıya
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun)
Maliyeyi ikna edemedik
BEDRİ YAŞAR
(Devamla) Ama edemediğimiz takdirde bunun ceremesini millet çekiyor.
İnanın, en az 4-5 katına mal olacaktır. Geçmiş
dönemden bunlarla ilgili deneyimlerimiz var yani bir yolu iki sefer
çiğnemenin hiç kimseye bir faydası yok. Göreceksiniz bu konuyla
ilgili olumsuz sonuçları olduğu zaman bu, piyasaya da ciddi oranda
yansıyacaktır. Geçmişte bununla ilgili bir sürü hadiseler
yaşandı. 11inci maddede, bununla ilgili -benim önergemde-
bunların düzeltilmesine yönelik teklifim var, hâlâ zaman da var. Tahmin
ediyorum yarın 11inci maddeye gelene kadar bunları bir daha
düşünme fırsatı olsun diye ben sizleri şimdiden, erkenden
uyarıyorum. En azından o konuyla ilgili bir adım atalım
diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Şahısları adına Gaziantep Milletvekili Sayın Abdullah
Nejat Koçer.
Buyurunuz Sayın Koçer.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ABDULLAH NEJAT KOÇER
(Gaziantep) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonumuzda
görüşülerek kabul edilen ve bugün Genel Kurulda görüştüğümüz
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanun Teklifi, her
kesimden milyonlarca vatandaşımızı yakından ilgilendirmektedir.
Bu kanun teklifi, memur ve emekli aylıklarına yapılacak ek
zamdan Türk lirası finansal araçlara, kademeli doğal gaz
satışından bireysel emeklilik sistemine varıncaya kadar pek
çok düzenlemeyi içermektedir. Bireysel Emeklilik Kanunu'nda yapılacak
değişiklikle vatandaşlarımız sistemden ayrılmadan
kısmen ödeme alabileceklerdir. Hâlen yüzde 25 olan devlet
katkısı oranı yüzde 30a yükselirken 45 yaş üstü
katılımcılar da talep etmeleri hâlinde otomatik katılım
sistemine dâhil olacaklardır. Yapacağımız yasal düzenlemeyle,
vatandaşlarımızın mevduat hesaplarının getirileri
kur artışlarına karşı desteklenirken emeklilerimizin
aylık asgari ödeme tutarı 2.500 liraya yükseltilerek bu rakam
altında aylık alan emeklilerimiz olmayacaktır. 2022nin
altı ayı için kamu çalışanlarımıza yapılacak
olan zam bu kanun teklifindeki düzenlemeyle yüzde 30,95e çıkmış
olacaktır. Kurumlar vergisinde gerçekleşecek 1 puanlık indirimle
ihracatçılarımız üretim maliyetleri için teşvik edilirken
Kurumlar Vergisi Kanunundaki bir başka değişiklikle kurumların
yatırım fonlarına iştirak etmelerinin teşvik edilmesi
sağlanacaktır.
Sayın milletvekilleri,
pandemi nedeniyle küresel çapta meydana gelen sorunlara rağmen Türkiye
ekonomisi alınan tedbirlerle kendini korumayı
başarmış, üretim aralıksız sürmüş, ihracat
artmış, istihdam korunmuştur. Devletimiz, KOBİ'lere, esnafa
ve çalışanlara sunduğu destek ve teşviklerle onların
yanında olmuştur. Türkiye, dünyada 2020 yılını
büyümeyle kapatan iki ülkeden biri olurken küresel ekonominin yüzde 3,4
küçüldüğü bir dönemde yüzde 1,8 oranında büyüme kaydetmiş,
2021in ilk çeyreğinde yüzde 7,4; ikinci çeyreğinde yüzde 22, üçüncü
çeyreğinde yüzde 7,4 büyümüştür. Türkiye, küresel ihracattan yüzde
1in üzerinde pay alan bir ülke konumuna gelmiştir. 2021 yılı
ihracatımız, önceki yıla göre yüzde 32,9 artışla rekor
seviyede 225 milyar 368 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Ekonomimiz, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla büyürken enerji
başta olmak üzere dünyada yaşanan büyük fiyat
artışları ve mal tedarikinde yaşanan sorunlara
karşın ekonomik süreçten en az etkilenen ülkelerden biri
olmuştur. Tüm dünya coronavirüs salgınıyla hız kazanan
sorunlar karşısında gerek siyasi gerekse ekonomik bakımdan
tarihî bir değişim yaşamaktadır.
Türkiye, salgın
döneminde, G20 içerisinde en hızlı toparlanan ve büyüyen ülkelerin
başında gelmektedir. Küresel ticaret kurallarının yeniden
belirlendiği, birçok ülkede tedarik zincirlerinin
kırıldığı, ekonomik sıkıntıların
yaşandığı bu süreci, aldığımız
tedbirlerle ülke olarak en hızlı şekilde atlatacağımıza
yürekten inanıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle
kanun teklifimizin hayırlı uğurlu olmasını temenni
ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, on
beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Ataş
DURSUN ATAŞ (Kayseri)
Teşekkürler Sayın Başkan.
TÜİKe göre, ülke
genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz
sayısı 2021 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre
39 bin kişi artarak 3 milyon 777 bin kişi oldu, işsizlik oranı
ise değişmeyerek yüzde 11,2 seviyelerinde gerçekleşti. Ancak
TÜİK verilerinin milletimiz nezdinde hiçbir
inandırıcılığı kalmamıştır.
İŞKUR verileri bile TÜİK verilerini yalanlamaktadır.
İŞKUR verileri, TÜİKin açıkladığı
aylık işsiz sayısından 3,2 kat daha fazladır.
İktidar, rakam oyunları yapadursun gerçek işsizlik 8 milyonu
geçmiş durumda, her evde en az 1 işsiz bulunmakta. Genç nüfusun
yaklaşık dörtte 1i işsizdir. İş bulan üniversite
mezunlarının birçoğu da meslekleriyle alakasız işlerde
asgari ücretle çalışmaktadır. İktidar, gerçek
rakamları saklayacağına işsizliğe kalıcı
çözümler bulmalı, üretimi ve istihdamı desteklemelidir diyor
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ceylan
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, şoför esnafımızın çok ciddi
sorunları var ve kontak kapatma noktasına geldiler. Döviz yükselirken
de akaryakıta zam yapılıyor düşerken de. Bu nasıl bir
düzendir, kimse anlamış değil. Bugün birçok okul servisi
artık bu fiyatlara öğrenci taşıyamayacağını
söyleyerek anlaşmalarını fesih yoluna gitmeye başladı.
Taşımalı eğitimde haziran ayında sözleşmeler
yapılırken motorin ortalama 7 lira 43 kuruştu, 10 Ocak
itibarıyla 13 lira 78 kuruşa çıkmış durumda.
Artış, yüzde 85,4. Dövizdeki düşüşün; akaryakıt,
lastik, zincir, motor yağı, ürün ve hizmet fiyatlarına
yansıması bekleniyor. Halk otobüsleri 65 yaş üzeri ücretsiz
taşıdığı yolcular için devletten, İstanbul,
Ankara, İzmir'de otobüs başı 1.330 lira, diğer
büyükşehirlerde bin TL, Çanakkale'de 800 lira alıyor. 2018
Haziranından beri bu güncellenmedi. Şoför esnafının
çığlığı ne zaman duyulacak?
BAŞKAN Sayın
Bülbül
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKP iktidarında
yandaşlar dolarlı ihaleler ile Katarlılar ihalesiz
peşkeş çekilen limanlarla ihya olurken vatandaşın
sofrası gittikçe daralıyor, tencere kaynamıyor. Türkiye'de
işsizlik ve enflasyon verileriyle hazırlanan Sefalet Endeksi 2020de
25,8 iken 2021de TÜİK rakamlarına göre 47,28.
Bağımsız bilimsel verilere göre ise 64,7ye çıktı.
Derin yoksulluk çiftçiyi, esnafı, asgari ücretliyi ve emekliyi vuruyor.
Anneler bebeklerine mama yerine şekerli su ve pirinç lapası yedirmek
zorunda kalıyor. Emekliler de sefalet içerisinde. En düşük emekli maaşının
2.500 TL olmasını isteyen bu teklifi Meclise getirmek TÜİK
verilerine göre 4.652 TL olan açlık sınırını, 11 bin
TL olan yoksulluk sınırını ve her gün yapılan
zamları görmezden gelmek demektir, emekliyi kuru ekmeğe layık
görmek demektir. Küresel Emeklilik Endeksine
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Taşkın
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ülkemizin geleceği için
meslek liseleri büyük önem arz ediyor. Okullarımız proje okulu ve bu
tarz üretimlerle Türkiyenin ihracatına destek veriyorlar. Mesleki ve
teknik anadolu liseleri makine teknolojisi alanında öğretmen ve
öğrencilerin ürettiği parçalar yurt dışına
satılarak ülke ekonomisi ve ihracatına katkı
sağlamaktadır. Öğrencilerimiz ürettikleri parçalarla hem
giderlerini karşılıyorlar hem de öğrencilerimiz
kazanıyor. Bölümlerimizde çalışan öğretmenlerin
tecrübesiyle bu işin yapılabileceğini tüm dünyaya da
kanıtlamış olduk. Meslek lisesi öğrencilerimiz ülkemiz için
var güçleriyle çalışıyorken ürettikleri millî ve yerli ürünler
devletimizin gurur tablosu olarak göğsümüzü kabartmaktadır.
Bu vesileyle
öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi tebrik ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Tutdere
ABDURRAHMAN TUTDERE
(Adıyaman) Sayın Başkan, zamlar, hayat
pahalılığı, ekonomik kriz, ara eleman yetersizliği,
işsizlik nedeniyle zor günler geçiren Adıyaman Küçük Sanayi Sitesi
esnafımız bir de yer darlığı nedeniyle mağduriyet
yaşamaktadır. Şehrin merkezinde kalan, fiziki olarak talebi
karşılayamayan Küçük Sanayi Sitemize ivedilikle yeni bir yer tahsisi
gerekmektedir, esnaflarımızın talebi de bu yöndedir.
Buradan iktidara, ilgili
bakanlığa ve Adıyaman Belediye Başkanlığına
açıkça çağrıda bulunuyorum: Esnafımızın
mağduriyetini giderecek çalışmaları bir an evvel
başlatın. Adıyaman sizden yeni küçük sanayi sitesini bekliyor.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Aycan
SEFER AYCAN
(Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, 301 sıra sayılı
Kanun Teklifini destekliyoruz. Memur aylıklarında, emekli
aylıklarında yapılan iyileştirmeleri önemli buluyor ve
destekliyoruz.
Kanun teklifinde bir
diğer önemli düzenleme, bireysel emeklilik sisteminde devlet
katkısının yüzde 25ten yüzde 30a
çıkarılmasıdır. Böylece bireylere bir taraftan tasarruf
kültürü yerleştirilirken diğer taraftan bireylerin emekliliklerinde
ek gelir elde etmeleri sağlanmış olacaktır. Bu sistemde
devlet katkısının yüzde 30a çıkarılması çok
yerinde ve anlamlıdır ve bu uygulamayı da destekliyoruz. Bu
kapsamda, sorum: Şu an sisteme dahil olan kişi sayısı
nedir? Bu kişilerin meslekleri nedir? Şartları yerine getirerek
sistemden emekli aylığı alan kişi sayısı nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın
Köksal
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
- Sayın Başkan, benzine, mazota, LPG'ye, çiftçinin gübresine, yeme
zam yağmuru yağdıranlar, doğal gaza yüzde 25,
elektriğe yüzde 127, kömüre yüzde 180 zam yapanlar, 5 kiloluk bir
ayçiçeği yağını bile 120-130 liraya yükseltenler zam konusunda
emekliye, dul ve yetime gelince olması gereken zammı vermiyorlar.
Görüşülmekte olan kanun
teklifinin 13üncü maddesinde en düşük emekli maaşının
2.500 lira değil, net asgari ücrete çıkarılması ve yine
aynı maddede dul ve yetim maaşlarının da en az 1.500 liraya
çıkarılması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak önerge verdik,
niçin reddettiniz? Niçin emeklinin, dul ve yetimin daha çok maaş
almasını istemiyorsunuz? Açlık sınırının
3.835 lira olduğu ülkemde açlık sınırının altında
emekliyi, dul ve yetimi niçin yaşatıyorsunuz? Onlara bu yaşam
hak mı, reva mı? Emekliyi, dul ve yetim maaşı alanları
sefalete sürükleyenlere yazıklar olsun.
BAŞKAN Sayın
Aygun
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Muharip gazilerin yüce Meclisten talepler şöyledir: 2007
yılında 1005 sayılı Kanunla şeref
aylığı alan gazilerden hiçbir sosyal güvencesi olmayanlar ile
gelir getirici bir işte çalışmayanlara 16 yaşından
büyük işçiler için uygulanan 30 günlük net asgari ücret kadar maaş
bağlanması kararı alınmıştır ancak devletine
vergi ödeyip emeklilik hakkı elde eden diğer gaziler âdeta vergi
ödediği için cezalandırılmıştır; bu aradaki
şeref aylığı farkının giderilmesi gerekmektedir.
Çeşitli kanunlarla gazi aylığı alanlarla muharip gazilerin
aldığı maaşlar arasındaki makas farkı iyice
artmıştır, gazi maaşlarının eşitlenmesi
gerekmektedir. Kıbrıs gazi çocuklarına da diğer gazi
çocuklarına tanınan iş imkânı haklarının
verilmesi gerekmektedir. Muharip gazilere de diğer gazilere ödenen faizsiz
konut kredisi verilmelidir. Çeşitli kanunlarla gazilik unvanı
almış, yine gazilere tanınan yeşil pasaport
hakkının muharip gazilere de verilmesi gerekmektedir.
Saygılarımı
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Gülüm
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul)
Avukat meslektaşımız Dilara Yıldız dün gece katil
erkek Oktay Dönmez tarafından zorla alıkonulduğu restoranda
katledildi. Dilara Yıldız, kendisine şiddet uygulayan ve sürekli
tehdit mesajları atan, zorla senet imzalatmaya çalışan katil
Oktay Dönmezi defalarca şikâyet etmiş, uzaklaştırma
kararı almıştı. Ancak iktidar, can güvenliği için
endişe duyan ve destek isteyen bir kadını daha korumadı.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir
şekilde uygulansaydı Dilara bugün yaşıyor olacaktı.
Buradan bir kez daha yineliyoruz: Bu katliamın sorumlusu tek bir erkek
değil. Sorumlular, aynı zamanda, kadınların da
haklarını gasbedenlerdir, İstanbul Sözleşmesinden
çıkarak erkeklere cesaret verenlerdir, kadınları koruma
yükümlülüğünü bilerek yerine getirmeyenlerdir. Kadın cinayetleri
politiktir.
BAŞKAN Sayın
Komisyon, buyurunuz efendim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Kanun teklifine yönelik
sorulan soruları cevaplandırmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülkemizde 2002 yılında emekli sayımız 6,5 milyon iken
bugün, 2022 yılı itibarıyla bu sayı 13 milyon 600 bine
ulaşmıştır.
Emekliler her zaman
önceliklerimiz arasında olmuştur; onlara, bütçe imkânları
zorlanarak önemli iyileştirmeler yapılmıştır ve
yapılmaya da devam edilecektir. Öncelikle, emeklilere 75-100 TL seyyanen
zam yaparak başladık işe; daha sonra, emekliler için eziyet olan
fiş toplama zorunluluğu kaldırıldı; vergi iadesi
yerine emekli aylıklarına yüzde 4 ila 5 zam yapıldı. 2012
yılında, yıllardır beklenen İntibak Kanunu
çıkarıldı; bu kapsamda, 1 milyon 800 bin emeklinin
aylığında artış yapılmıştır.
Emekli olduktan sonra ticari faaliyetlerini sürdüren kişilerin
aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi
uygulamasını önce yüzde 15ten yüzde 10a indirdik ve daha sonra da
bunu kaldırdık; bu şekilde, emekli aylıklarında yüzde
15 iyileştirme yaptık. 2018 yılında, Ramazan ve Kurban
Bayramlarında, iki bayram için yılda 2 bin Türk lirası bayram
ikramiyesi vermeye başlanıldı.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Cumhuriyet Halk Parti projesiydi. Sayemizde, sayemizde!
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - 2021 yılında bu tutar 2.200 liraya
yükseltildi ve 2021 yılında da toplam 25 milyar Türk lirası
emeklilerimize ödendi.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, niye asgari ücret tutarında maaş
vermiyorsunuz emekliye? 2.500 lira yeterli mi? Bunu soruyoruz.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - En düşük emekli aylığı
önce 1.000 Türk lirasına, sonra da 2020 yılında
yaptığımız düzenlemeyle 1.500 liraya
çıkarıldı.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Dul ve yetim maaşlarını 1.500 liraya bile getirmediniz.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bugün gündemimizde olan kanun teklifiyle
beraber de bu tutar 2022 yılı itibarıyla 2.500 liraya
çıkarılacak. Her zaman söylediğim gibi yetmez.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Yeterli mi 2.500 lira? Emekli nasıl geçinecek 2.500 lirayla? Niye asgari
ücret tutarına getirmiyorsunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Evet ama aylıklara seyyanen ve oransal
yapılan artışlarla, emeklilerimize verilen bayram ikramiyeleriyle
2002 ve 2022 yılları arasında yani yirmi yıllık
dönemde emekli aylıklarında reel olarak, reel anlamda yüzde 48 ile
yüzde 388 arasında artış oldu.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
2.500 lira yeterli mi emekliler için?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Mesela 2002 yılında 257 lira alan
SSK işçisi emekli şu anda 3.292 lira almakta ki reel artış
yüzde 60tır.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Enflasyon kaçtı o zaman? Ekmek kaç paraydı o zaman,
yağ kaç paraydı o zaman?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
O zamanki zamlar neydi? O zaman ayçiçeği yağı kaç
paraydı, kömür kaç paraydı?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Ya, bırakın eskiyle
karşılaştırmayı.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Mesela BAĞ-KURlu esnafımız 148,7
lira alırken bugün 2.948 lira almaktadır; reel artış yüzde
148.
Yine, tarımda
çalışan BAĞ-KURlu emeklimiz sadece 65 lira alırken bugün
2.343 lira almaktadır ki reel artış yüzde 345tir.
Dolayısıyla, emeklilerimize her dönemde reel anlamda
artışlar sağlanmıştır. Bugün tüm
sigortalılar için ortalama emekli aylığı, bayram ikramiyesi
dâhil, 3.863 liradır. Bununla birlikte, emekli aylığı ücret
ilişkisini ifade eden ikame oranları karşılaştırıldığında,
2021 OECD verilerine göre, Türkiyede brüt ikame oranı yüzde 73,3 iken; bu
oran Fransada yüzde 60,2; Almanyada yüzde 41,5; Birleşik Krallıkta
yüzde 49dur. Ülkemizdeki ikame oranının diğer ülkelere
kıyasla yüksek oluşu, emekli aylıklarının kişinin
çalışma hayatındaki kazancını önemli derecede ikame
ettiğini göstermektedir. Ayrıca, emekli aylığı
ödemelerinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2002 yılında
yüzde 4,6 iken 2021 yılı sonu itibarıyla yüzde 6,3 olması
beklenmektedir.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Yani 2.500 lirayı yeterli görüyorsunuz, öyle mi?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Sonraki süreçte de çalışarak
ülkemizin kalkınmasına katkı sunan, alın teri döken,
ülkemizin her bir karışında emeği ve hizmeti olan
emeklilerimizin hayat standartlarını yükseltmeye yönelik
çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Bir diğer soru BESle
ilgiliydi, Sayın Aycan sordu. Değerli milletvekilleri, kamu sosyal
güvenlik sistemimizin tamamlayıcısı olması amacıyla
2003 yılında kurulan bireysel emeklilik sistemimiz, 2021 yılı
sonu itibarıyla toplamda 13 milyon 200 bin katılımcıya
ulaşmıştır. Sistemdeki toplam fon tutarı,
yaklaşık 23 milyar Türk lirası devlet katkısı olmak
üzere, 250 milyar lirayı aşmış bulunmaktadır. Şu
ana kadar sistemden 166.814 vatandaşımız emekli olmuştur
Sayın Aycan.
2021 yılında emeklilik
tasarruflarının tabana yayılması amacıyla önemli
icraatlar gerçekleştirilmiştir. 2021 yılı içinde
kanunlaşan 18 yaş altı BES uygulamasıyla
çocuklarımızın da bireysel emeklilik sistemine
katılabilmesine imkân verilmiştir. Bu sayede sisteme katılan 18
yaş altı yaklaşık 200 bin yeni katılımcı,
yaklaşık 255 milyon TL fon büyüklüğüne
ulaşmıştır. Vakıf ve sandıklardan BESe
aktarıma ilişkin düzenleme yürürlüğe girmiş olup 2022
yılı içerisinde aktarımların başlaması
beklenilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz
efendim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Ayrıca, 2021 yılı için BEFAS
adı verilen Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu
sayesinde, vatandaşlarımız sistemde sunulan tüm emeklilik fonlarına
yatırım yapabilme imkânına erişmiştir. Ekonomiye uzun
vadeli finansman sağlayan BES sistemini daha ileri seviyelere
çıkarmak amacıyla bugün görüşeceğimiz kanun maddemizin
içeriğini biraz önce açıkladık, bunun
ayrıntılarına girmeyeyim ama bireysel emeklilik sisteminin
önümüzdeki yıllarda daha da gelişerek ülke ekonomisinin tasarruf
alışkanlığını geliştireceğini ve ülke
ekonomisine büyük katkı sağlayacağını
düşünüyoruz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Birinci bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Sayın Sürücü
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
41.-
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün,
Şanlıurfanın Karaköprü ilçesinde kadın doğum ve çocuk
hastanesine ayrılan sağlık alanının
Cumhurbaşkanı kararnamesiyle iptal edilip imara açılmak
istendiğine ilişkin açıklaması
AYŞE SÜRÜCÜ
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, Urfada sağlık
alanında ciddi eksiklikler ve sorunlar yaşanırken Karaköprü
ilçemizde kadın doğum ve çocuk hastanesine ayrılan
sağlık alanı, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle iptal
edilip imara açılmak isteniyor. Pek çok branşta doktorların
bulunmadığı, hastanelerde cihazların
olmadığı, kısacası sağlık sisteminin
çökmüş vaziyette olduğu Urfada, sağlık alanı için
kullanılması gereken mevcut alanları da yok etmenize izin
vermeyeceğiz. Buradan bir kez daha söylüyoruz: Sağlık
alanına ayrılan arazileri ranta, imara açmanızı Urfa
halkı hiçbir şekilde kabul etmiyor. Bizler de sonuna kadar bu sürecin
takipçisi olmaya devam edeceğiz. İmara, ranta ve betona karşı
sağlık alanlarını ve halk
sağlığını savunmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Birleşime
iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
22.46
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 22.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN
(Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 44üncü Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
X.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (Devam)
BAŞKAN Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir
iş bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 12 Ocak 2022 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
22.47