TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
46ncı
Birleşim
13
Ocak 2022 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Mersin Milletvekili Behiç
Çelikin, Mersinde ticaret ve ekonomik hayata ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Antalya Milletvekili
Aydın Özerin, Antalyalı üreticilerin içinde bulunduğu tehlikeye
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Erzurum Milletvekili
İbrahim Aydemirin, Erzurumda beş yüz yıldır süregelen
1001 Hatim geleneğinin birlik ve beraberliğimize etkisine
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Konya Milletvekili Esin Karanın,
Rauf Denktaşın vefatının 10uncu yıl dönümüne ve
Konyaspor futbolcusu Ahmet Çalıkın vefatına ilişkin
açıklaması
2.- Karabük Milletvekili
Hüseyin Avni Aksoyun, Karabükün trafik sorununa ilişkin
açıklaması
3.- Ankara Milletvekili Nevin
Taşlıçayın, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün annesi Zübeyde
Hanımın vefat yıl dönümüne ilişkin açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Züleyha Gülümün, istinaf mahkemesinin üniversite öğrencisi
Kemal Kurkutun ailesinin tazminat talebini reddettiğine ilişkin açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Zeynel Özenin, görüşülmekte olan ekonomi paketinin
sürdürülebilirliğinin olmadığına ilişkin
açıklaması
6.- Hatay Milletvekili Mehmet
Güzelmansurun, AKP iktidarının gerekli tedbirleri almaması
sonucu Hatayın yıllardır yağışlar sebebiyle
sular altında kaldığına ilişkin açıklaması
7.- Adana Milletvekili Ayhan
Barutun, İŞKUR aracılığıyla Toplum Yararına
Programlar kapsamında çalıştırılan
vatandaşların yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
8.- Tokat Milletvekili Yücel
Bulutun, tarım BAĞ-KUR prim oranlarındaki artış
karşısında çiftçilere kolaylık sağlanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
9.- Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, iktidarın kademeli elektrik
uygulaması adı altında getirdiği yeni soygun düzenine ilişkin
açıklaması
10.- Kayseri Milletvekili
Çetin Arıkın, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon
işinde çalışan işçilerin yaşadığı
mağduriyete ilişkin açıklaması
11.- Tekirdağ
Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, çiftçilerin yemlik arpa ve düve alımında
ödediği vergiye ilişkin açıklaması
12.- Çanakkale Milletvekili
Özgür Ceylanın, ATAK helikopterini üçüncü ülkelere
satışımızın Amerikanın iznine tabi olduğu
iddialarına ilişkin açıklaması
13.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Türkiyenin savunma sanayisi alanındaki
başarılarına ilişkin açıklaması
14.- Kocaeli Milletvekili
Sami Çakırın, ülkenin başarı performansının
herkesi mutlu etmesi ve ürettiğimiz aşıya emeği geçenlere
teşekkür edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
15.- Antalya Milletvekili
Kemal Bülbülün, AKP kadrolarının işlediği nefret
suçlarına ilişkin açıklaması
16.- Muğla Milletvekili
Süleyman Girginin, KAYI İnşaat işçilerinin hak mücadelesine
ilişkin açıklaması
17.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, Mersin Üniversitesi bünyesinde açılan Gençlik
Akademisine ilişkin açıklaması
18.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın, Cumhurbaşkanı Erdoğanın
Artvin Yusufeli ilçesine dair paylaştığı tweete
ilişkin açıklaması
19.- İstanbul
Milletvekili Hayrettin Nuhoğlunun, 2022 yılı için temennilerine
ilişkin açıklaması
20.- Hatay Milletvekili
Serkan Topalın, Hatayın Arsuz ilçesine bağlı Hüyük
köyünde yapılmak istenen krom ocağına ilişkin
açıklaması
21.- Şanlıurfa
Milletvekili Ayşe Sürücünün, Şanlıurfada bir kan merkezi
bulunmadığına ilişkin açıklaması
22.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, amatör liglerin başlatılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
23.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, Rauf Denktaşın vefatının 10uncu
yıl dönümüne ve Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanlığının başlattığı Hello
Türkiye kampanyasına ilişkin açıklaması
24.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Rauf Denktaşın
vefatının 10uncu yıl dönümüne, PKK terör örgütü tarafından
13 Ocak 2016 tarihinde düzenlenen bombalı saldırı sonucu hayatını
kaybeden vatandaşları rahmetle andığına ve Kredi
Kayıt Bürosunun yaptığı tarımsal görünüm saha
araştırmasına ilişkin açıklaması
25.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Rauf Denktaşı ve Doktor Fazıl Küçükü
rahmetle andıklarına ve Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina
Sakelaropulunun Pontus Helenizmi Sarayının tanıtım
töreninde ülkemize yönelik yaptığı küstah açıklamalara
ilişkin açıklaması
26.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Tahir Elçi davasının 4üncü
duruşmasına, Kemal Kurkut davasında sanıkların beraat
etmesinin siyasi bir karar olduğuna ve Yeni Şafak gazetesinin HDPli
milletvekilleriyle ilgili attığı manşete ilişkin
açıklaması
27.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, ölümünün 10uncu yıl dönümünde Rauf
Denktaşı ve Doktor Fazıl Küçük başta olmak üzere
Kıbrıs davasında hayatını kaybeden bütün
şehitleri rahmetle andığına, Genel Kurul gündemindeki 301
sıra sayılı Kanun Teklifine, Darphanenin bandrol basım
işinin bir yandaşa verilmesine ve bütün milletvekillerini dul, yetim
aylıkları konusunda duyarlılığa davet ettiğine
ilişkin açıklaması
28.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Konya Milletvekili Selman
Özboyacının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
29.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
30.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, Konya Milletvekili Selman Özboyacının
HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
31.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Konya Milletvekili Selman
Özboyacının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki ve Denizli Milletvekili Cahit Özkanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
32.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
33.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
34.-Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, milletvekillerinin Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki sözlerinin ve davranışlarının 84 milyon
insana iyi örnek olması gerektiğine ilişkin açıklaması
35.- İstanbul
Milletvekili Nazır Cihangir İslamın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
36.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir
İslamın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
37.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, HDP Grubunun Türkiyede tarikat veya cemaat
kontrolündeki özel yurtlarda ve kamu yurtlarında yaşanan
sorunların araştırılması amacıyla verdiği
önergeyi AK PARTİli milletvekillerinin vermesini önerdiğine ve
KHKyle fişlenen insanların aşından edilmesinin
zorbalık olduğuna ilişkin açıklaması
38.- Antalya Milletvekili
Aydın Özerin, Antalya Manavgatta Beşkonak Köprülü Kanyon
Kırkkavak Mahallesinde açılmasına izin verilen mermer
ocağına ilişkin açıklaması
39.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci
bölümü üzerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
40.- Kayseri Milletvekili Dursun
Ataşın, sağlık çalışanlarının özlük
haklarına ilişkin açıklaması
41.- Gaziantep Milletvekili
Ali Muhittin Taşdoğanın, gıda mühendislerinin kamuda
istihdamına ilişkin açıklaması
42.- Trabzon Milletvekili
Hüseyin Örsün, okul servisçilerinin mağduriyetine ilişkin
açıklaması
43.- İstanbul
Milletvekili Musa Piroğlunun, engellilerin araç alımında
ÖTVnin üst sınırının kaldırılmasını
talep ettiklerine ilişkin açıklaması
44.- Adıyaman
Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, Adıyaman-Çelikhan yol sorununa
ilişkin açıklaması
45.- Adana Milletvekili
Mehmet Metanet Çulhaoğlunun, Rauf Denktaşın
vefatının 10uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
46.- Bursa Milletvekili Erkan
Aydının, emeklilerin geçim sıkıntısına ve Rauf
Denktaşın vefatının 10uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
47.- İstanbul
Milletvekili Ümit Beyazın, Esenyurttaki Suriyeli
sığınmacılar ve toplumsal uyum sorununa, Rauf
Denktaşın vefatının 10uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
48.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, Rauf Denktaşın vefatının
10uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ Parti
Grubunun, Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş ve arkadaşları
tarafından, fırıncıların sorunlarının
araştırılması ve fırıncıların mağduriyetlerinin
giderilmesi amacıyla 28/12/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Ocak 2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan
Vekilleri Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından, Türkiyede
tarikat veya cemaat kontrolündeki özel yurtlarda ve kamu yurtlarında
yaşanan sorunların araştırılması amacıyla
13/1/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Ocak 2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Uşak
Milletvekili Özkan Yalım ve arkadaşları tarafından,
taşımalı eğitim sisteminde taşımacılık
yapan servis işletmecilerinin, ihale bedeli belirlendikten sonraki süreçte
meydana gelen olağanüstü fiyat artışlarının
yarattığı mağduriyetin giderilmesi amacıyla 13/1/2022
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 13 Ocak 2022 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaşın, Konya Milletvekili Selman
Özboyacının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklaması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit Özkanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
VIII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Giresun Milletvekili
Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301)
13 Ocak 2022 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN
(Tekirdağ)
-----0----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
46ncı Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Mersinde
ticaret ve ekonomik hayat hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili
Sayın Behiç Çelike aittir.
Buyurun Sayın Çelik. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, Mersinde ticaret ve ekonomik hayata
ilişkin gündem dışı konuşması
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Mersin'de ticaret ve ekonomik hayat
başlığıyla gündem dışı konuşmak için
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi, aziz milletimizi
ve Mersin halkını saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 3 Ocak Mersin'in
düşman işgalinden kurtuluşunun 100üncü yılı
olması münasebetiyle 100üncü kurtuluş yılını bir kez
daha yürekten kutluyorum. Bu süre zarfında, sürekli gelişme ve
ilerleme sağlayan Mersin bugün ülkemizin en önemli illerinden biri hâline
gelmiştir. Ne var ki Adana ve Antalya arasında, bu 2 ilimizin
kalkınma oranını son yirmi yılda
yakalayamadığı için oransal olarak geri düşmüştür.
İklimi, doğası, çalışkan halkı, sanayisi,
tarımı ve total potansiyeli yüksek olan Mersin, maalesef
imkânlarını seferber etmede devletten gerekli desteği
görememiştir.
3 Ocağa dönersek, Mersin'de 100üncü yıl
kutlamaları yanında Büyükşehir Belediyemizin Mersin metrosu
temel atma töreni, İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral
Akşener ve CHP Genel Başkanı Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu himayelerinde gerçekleştirildi. Metronun
şimdiden halkımıza hayırlı olmasını
diliyorum.
Değerli milletvekilleri, aynı gün iş
dünyasıyla yapmış olduğumuz bir toplantı hem Mersine
hem de ülkemizin mevcut ekonomik ve ticari tablosuna ışık
tutmuştur. Peki, nedir bunlar? Sermaye piyasalarındaki
istikrarsızlık mevcut 41 adet sektörü olumsuz etkilemektedir. Dövizin
ansızın yükselmesi ve inmesi ne anlama gelmektedir? Bunun sonucunda
kim vurgun yapmış, kim gerilemiş ve iflas etmiştir? Asgari
ücretin bu sebeplerle tuzla buz olması çalışma
hayatını çökertmiştir. Tüm yurtta olduğu gibi Mersinde de
özel eğitim kurumları sorunu vardır, çözüme muhtaçtır.
Teknoloji sektöründe ilerleme ve gelişme sağlanmalıdır.
Mersinde TESKe bağlı 69 oda vardır; bunların
sağlık sigortası primi, çıraklık sorunu, esnafa
elektrik ve doğal gaz indirimi, şoför ve nakliyeci esnafına
mazot indirimi, bir defalık araç satın almalarda ÖTV ve KDV indirimi
talepleri vardır. Esnaf kredileri faizinin çok yükselmesine rağmen
talepte patlama yaşanması hayra alamet değildir. Tarım
sektöründe de girdi maliyetleri ve pazarlama sorunu üretimi çökertmektedir.
Sınai girdi maliyetleri aşırı yükselmiştir. Gerçek
üretim yapan sanayiciler zor durumdadır ancak bilgi çalan, sahte üretim yapan
dolandırıcılara karşı gerçek üreticileri korumak
imkânsız hâle gelmiştir. Piyasalarda adalet yok, hukuk yok, güven ve
istikrar yok. Ne var? Kumar ekonomisi var, bu ekonominin doğurduğu
bir melez burjuvazi var. İş dünyasına karşı
acımasız bir bürokratik baskı var. Evet, diğer taraftan,
Mersin Limanının büyük bir konteyner limanı olarak düzenlenmesi
gerekirken On İkinci Planda Mersin isminin geçmediğini de
müşahede ediyoruz, bu düzeltilmelidir.
İş dünyasının daha birçok talep
ve önerileri olmakla birlikte, ben bu kadar açıklamayla yetinmek istiyorum
ancak şu bilgileri bir kez daha arz etmek istiyorum:
SEGE endeksine göre, sosyoekonomik
gelişmişlik sıralamasında Mersin üçüncü kademe iller
grubundadır ve il sıralamasında 25incidir. Eğitimde 33,
sağlıkta 39, istihdamda 52, yaşam memnuniyetinde 71inci
sıradadır. En çok vergi veren iller sıralamasında ise
Mersin 6ncı sıradadır.
Evet, Mersine neler yapılabilir, ona
bakınca; OSBler, lojistik köyü, şehir bağlantı
yolları, SEKA Limanının devletçe işletilmesi, turizm,
Çukurova Havaalanının açılması, Çeşmeli-Taşucu
Otobanı, D400, D715 yolları, Yenice Lojistik Merkezi, onlarca baraj,
gölet ve sulama sistemleri, hazine ve orman arazilerinin muhtaç çiftçilere dağıtılması
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Mersinde daha
yapılacak o kadar çok iş var ki arkadaşlar. Bunları birkaç
kez bu kürsüden ifade etmiştim.
Üreticiyi koruyun diyoruz, üreticiyi koruyun,
üreticiyi koruyun. Limon ve muz üreticileri perişan edildi. Acaba
Türkiyede kapitülasyonlar var da bizim mi haberimiz yok? Nasıl bir
mantık çalışıyor? Kendi üreticisini mahveden bir idare
anlayışı olabilir mi? Buradan Cumhurbaşkanını,
Ticaret Bakanını, Tarım ve Orman Bakanını bir kez daha
uyarıyorum ve tarım piyasalarını çakalların
tasallutundan kurtarın diyorum. Ayrıca, tüm Mersin milletvekillerini
bu konularda duyarlı olmaya çağırıyorum. Mersin
halkına sahip çıkmaları, gerçek üreticileri korumaları
hayati önemi haizdir.
Hepinize teşekkür ederim, saygılar
sunarım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Antalyalı üreticilerin içinde bulunduğu tehlike hakkında söz
isteyen Antalya Milletvekili Aydın Özere aittir.
Buyurun Sayın Özer. (CHP sıralarından
alkışlar)
2.-
Antalya Milletvekili Aydın Özerin, Antalyalı üreticilerin içinde
bulunduğu tehlikeye ilişkin gündem dışı
konuşması
AYDIN ÖZER (Antalya) Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Antalyalı üreticilerimiz son on beş günde
iki büyük tehlike atlattı. 30 Aralıkta Meteoroloji Genel
Müdürlüğü aşırı yağış nedeniyle
kırmızı kodla Antalyayı uyardı. Yirmi dört saatte
Antalyada metrekareye
Bildiğiniz gibi dünyada büyük bir kuraklık
var, bir ısınma var, karbon salımı yüzünden iklimler
değişiyor. Bu yüzden de en çok etkilenen bölge Akdeniz havzası
ve özellikle Antalya Körfezi. Tarım alanlarımız önümüzdeki
yıllarda ani yağış, dolu ve hortumla karşı
karşıya kalma durumunda. Bu nedenle 2005 yılında 5363
sayılı Yasayla kurulmuş Tarım Sigortaları çiftçi ve
tarım alanları açısından çok önemli. Tarım Sigortaları
kurulduğu zaman bir misyon belirlemiş kendisine TARSİM,
tarım sigortalarının tanıtılması ve
yaygınlaşmasının sağlanması, üreticilerin
doğal afetlerden ve diğer oluşabilecek risklerden
korunması, bu amaca yönelik gerekli uygulamaların hatasız,
hızlı bir şekilde yürütülmesi. Tarım Sigortaları
TARSİM'in iyi niyetle kurulduğunu düşünüyoruz ama sahada
tarım sigortası yapan eksperler ve tarım sigortası
mantığının hiç de çiftçi lehine
olmadığını görüyoruz.
Ben isterdim ki bugün Antalyalı AK
PARTİ'li milletvekillerimiz de Genel Kurulda, burada olsun, biliyorum ki
onlar da sahada aynı sorunlarla karşılaşıyorlar. En
büyük sorunumuz mülkiyet sorunları arkadaşlar. Benim bölgemde 2 bin
dekar arazide şahıslar hazineyle davalı. Davalı olduğu
için ÇKS kaydını yaptıramıyorlar yani Çiftçi Kayıt
Sistemine giremiyorlar. Giremedikleri için de bu üretim alanları üzerinde
tesis olmasına rağmen, sera olmasına rağmen, üretim
yapılmasına rağmen ne yazık ki güvence dışı
kalıyor. Bunun önüne geçmek için hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla
hem de Tarım ve Orman Bakanlığıyla değişik
kereler beraber buluştuk ve bu konuyu konuştuk ama görüyorum ki hem
Tarım ve Orman Bakanlığı hem de Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı bu konuda parmağını dahi
kıpırdatmıyor yani çiftçi lehine bir karar almaktan imtina
ediyor. Tabii, Anadolu'da bir söz var At sahibine göre kişner. diye.
Eğer bakanlar bu konuda harekete geçmiyorsa, bakanlar bu konuda çiftçinin
derdini dinlemiyorsa, bakanlar bu konuda bir önlem almak istemiyorsa
bürokratlar da aynı şekilde bu konuda önlem almayacak demektir.
Geçenlerde yaşanan sel felaketinde
TARSİMin eksperleri gelmiş, seraları gezmişler,
demişler ki: Bitki on gün içinde ölürse size ödeme yaparız.
Bakın, bir seraya sel girdiği zaman oraya bomba düşmüyor;
oradaki, seradaki fide, bitki belli bir sürede ölür yani on gün içinde ölmez
ama bir aylık, bir buçuk aylık bir süre içerisinde mantar
hastalıkları, kök çürüklükleri ve gövde hastalıkları
yüzünden bitki şeyini bitirir. Bu yüzden, bu konuda çiftçi lehine kararlar
alınması için TARSİMin desteklenmesi lazım.
Ayrıca, gittiğim bölgelerde, kendi
bölgemde büyük bir narenciye üretimi var biliyorsunuz. Özellikle coğrafi
işaret almış Finike portakalı 2 liraya kadar
düşmüş durumda. Narenciye üreticisi zaten limonları
çürütmüştü dalında, mandalinadan da para kazanamadılar; şu
anda Finike portakalı gibi, aroması yüksek, çok önemli, Türkiyede
özellikle satılan bir portakalın bile 2 liraya düşmesi yüzünden
çiftçiler geceleri uyuyamadıklarını söylüyorlar.
Bahçe dikimi farklıdır arkadaşlar,
bahçe bakımı farklıdır. Bir bahçeyi dikersiniz, ürünü
alırsınız, ilacını yaparsınız,
budamasını yaparsınız, yazın sulamasını
yaparsınız, süreklilik ister. Bu süreklilik içerisinde... Şimdi
diyorlar ki: Gübrelerdeki yüzde 400e varan artış bizi etkiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özer.
AYDIN ÖZER (Devamla) Teşekkür ederim.
Diyorlar ki: Devlet bize, Tarım
Bakanlığı bize, Hazine Bakanlığı bize ucuz gübre
versin. Yani başta gübre olmak üzere bütün tarım girdilerinde;
fidede, plastikte, diğer bütün girdilerde yüzde 50ye varan destekler yapılması
lazım yoksa bu insanlar yakında portakal bahçelerini sökmeye
başlayacaklar. Geçen gün de gördüğümüz gibi Malatyada bir çiftçi ne
demişti? 13 dönüm kayısı bahçemi söktüm attım.
demişti. Önümüzdeki süreçte çiftçimizi desteklemezsek sürdürülebilir
tarım ortadan kalkar. Bu kalkınca da insanlar bir açlıkla
karşı karşıya kalır, 84 milyonluk bir ülke aç
kalır arkadaşlar; ucuz gıdaya erişemez ve sürekli
gıdaya erişimi engellenir. Zaten dar geçinen emeklimiz, gerçekten
fakir halkımız bu konuda faydalanamaz ve destek bulamaz duruma gelir.
O yüzden de ben buradan hem Tarım Bakanlığına hem Sanayi
Bakanlığına hem de sayın AK PARTİli milletvekillerime
sesleniyorum: Acilen yüzde 50 destek sağlansın gübrede; ekilebilir
tarım, sürdürülebilir tarım devam etsin istiyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Erzurumda beş yüz yıldır süregelen 1001 Hatim geleneğinin
birlik ve beraberliğimize etkisiyle ilgili söz isteyen Erzurum
Milletvekili İbrahim Aydemire aittir.
Buyurun Sayın Aydemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.-
Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin, Erzurumda beş yüz
yıldır süregelen 1001 Hatim geleneğinin birlik ve
beraberliğimize etkisine ilişkin gündem dışı
konuşması
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Değerli
Başkanım, çok teşekkür ediyorum ve saygıdeğer
milletvekillerimizi muhabbetle selamlıyorum, saygı sunuyorum.
Efendim, Başkanımızın da ifade
ettiği gibi Erzurumda bir gelenek var, beş yüz yıldır
devam eden bir gelenek. Fırsat buldukça altını çiziyoruz ki her
şehrimizi tarif eden hususiyetler var, efendim, şehirlerin rengi var,
ahengi var, ritmi var. Erzurumu da tarif eden efendim, kimlikler var; su
kentidir, kar kentidir, evliyalar şehridir, enbiyalar şehridir ve
özellikle, millî ve manevi değerlerin bayraklaştığı
bir kenttir. İşte, bu kimliğe, efendim, bir kılıf
giydiren, bu kimliği taçlandıran bir gelenektir bu 1001 Hatimler
geleneği. Değerli Başkanımız da bilir, Erzurumda
ilahiyat fakültesini okudu dolayısıyla Erzuruma ayağı
düşen, Erzurumdan yolu geçen herkes bu hususiyetimizi bilir.
Niye 1001 Hatimler arkadaşlar? Kim ihdas
etmiş, ne zaman olmuş? Efendim, Yavuz Sultan Selim zamanında,
Kanuni zamanında yaşamış bir hususi dadaş; Pir Ali
Baba, onun ihya ettiği ve zemine yaydığı bir gelenektir ki
hakikaten yürekleri ferahlatan, her dadaş için hususi kıvam ifade
eden bir gelenektir. Şimdi, bakın, şu anda, 17 Aralık ile
15 Ocak arasında hemen her camide, her mescitte -yetmez arkadaşlar-
hane hane, ev ev hatimler okunuyor. Sebebi şudur arkadaşlar: Musibetler
kalksın, orta yerde böyle lezzetli bir iklim olsun, insanlar huzur üzere
yaşasınlar diyedir bu gelenek ve hakikaten de öyle de bir hâl
olmuştur çünkü yaşandığı dönemlerde Erzurumda
depremler çok yoğun yaşanırmış, musibetler çok
fazlaymış, bu gelenekten sonra bunlar berhava olmuş. Sadece
Erzurumla mı ilintili? Hayır arkadaşlar, bütün Türkiye
sathıyla ilintili. Yeter mi? Hayır, Türk dünyasına, yetmez
arkadaşlar; bütün ümmet coğrafyasına, yine yetmez, bütün
insanlığa fayda sağlayan bir gelenektir. Dolayısıyla
buraya kimin katkısı varsa, bu hatimleri kim okuyorsa, bugüne kadar
kim okumuşsa hepsinin ceddine rahmet diliyoruz ve Hepsi inşallah
cennetle mükâfatlandırılsın. diye hususen kayıt
düşüyoruz.
Pir Ali Baba, bir alperen kıvamında
dadaştır arkadaşlar -çok altını çizerek söylüyorum-
alptır, erendir; Türk tarihinde bu 2 kavramın özel yeri vardır,
işte onun bayraklaşmış bir remzidir; Erzurumda, Dutçu
diye bildiğimiz köyde şu anda metfun durumdadır. Erzuruma
ayağı düşenlerin mutlaka ziyaret etmelerini ve ruhlarına
bir özel aktarımda bulunmalarını hususen burada kayda geçiyorum.
Arkadaşlar, 1001 Hatimler nasıl
başlar? Duayla başlar, Bir yakarıştır. diyoruz.
Arkadaşlar, hatimler bittikten sonra, son hatim hususen at
sırtında yapılırmış; atın sırtında
hafızlar Kuran okurlar, son, nihayeti öyle verirlermiş. Sebebi
şu: Hakka varışta çok esaslı bir duruş göstermektir
ve devletimizin ebet müddet olması için, İlayıkelimetullah
davamızın ilanihaye devam etmesi için bir remizdir; bunu da
dadaşça bir üslupla, tarzla böyle hayata geçirmişizdir biz.
Arkadaşlar, özellikle sizden, değerli
milletvekillerimizden bir ricam var, bir istirhamım var, tabii ki
milletimizden de böyle bir istirhamım var. Malumunuz, Erzurum son
yıllarda kış turizmini ifade ediyor, çok daha özel bir
kıvam aldı kış turizminde; çok sayıda
insanımız Erzuruma geliyor, ben biliyorum, milletvekillerimizden de
öyle. Yakın zamanda bir sömestir tatili olacak anladığım
kadarıyla, o dönem sizi Erzuruma davet ediyorum. Geldiğinizde, Dutçu
köyüne birlikte gidelim istiyorum ve orada Pir Ali Babayı beraber ziyaret
edelim ki bugüne kadar kıraat olunan, efendim, okunan, anlatılan
bütün 1001 Hatimlerin feyzinden, bereketinden hepimiz nasipdar olalım. Bu
konuda Alvarlı Muhammed Lutfi Efendinin çok özel bir kaydı var
arkadaşlar, bitirmeden onu özellikle not düşmek istiyorum. O, diyor
ki 1001 Hatimlerle ilgili: Binbir Hatim nuru arşı doldurmuş/
Bela musibeti yerden kaldırmış/Düşmanları
kahreylemiş, öldürmüş/Mevlaya emanet olsun Erzurum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İBRAHİM AYDEMİR (Devamla) Biz
sadece Erzurumu Mevlaya emanet etmiyoruz arkadaşlar, bütün bir
milletimizi, bütün coğrafyamızı, efendim, bütün Türk
dünyasını, İslam âlemini Mevlaya emanet ediyoruz ve bütün
insanlığa da şöyle bir seslenişte bulunuyoruz: Allah
aşkınıza, hakkın, adaletin tesisi için bir duruş
sergileyin. Efendim, güçlünün güçsüzü yendiği, yok ettiği bir düzeni
hep beraber berhava edelim.
Ve arkadaşlar, 1001 Hatimlerle ilgili, şu
gün hâlen daha vazife yapan arkadaşlarımız var, bir isim çok
önemlidir, Erzurumda, Diyanet İşlerinde, Din Görevlileri
Derneği Başkanımız Emrullah Kaçar kardeşim var, onun
şahsında bütün imamlara, bu işe emek veren herkese buradan
teşekkür ediyorum ve ayrıca, Diyanet İşleri
Başkanlığımıza, müftülüklerimize de yüreğimizi
açıyoruz ve onlara da minnettarlığımızı ifade
ediyoruz.
Hepinize saygı sunuyorum. Var olun, sağ
olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sisteme
giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Kara
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Konya Milletvekili Esin Karanın, Rauf Denktaşın
vefatının 10uncu yıl dönümüne ve Konyaspor futbolcusu Ahmet
Çalıkın vefatına ilişkin açıklaması
ESİN KARA (Konya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Hayatta hiçbir zaman
yalpalamayacaksın/Düşüncelerinde bir ileri bir geri adım
atmayacaksın/Her devrin adamı değil, her devirde adam
olacaksın. sözleriyle hafızalarımızda yer alan, ömrünü
Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesine adayan, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucusu merhum Rauf Denktaşın
ölümünün 10uncu yıl dönümünde kendisini saygı, rahmet ve minnetle
anıyorum. Kıbrıs Türkleri emin olsun ki Ankaranın kaderi
ile Lefkoşanın kaderi kıyamete kadar birdir, bir
olacaktır.
Yine, 11 Ocak Salı günü elim bir trafik
kazası sonucunda hayatını kaybeden Konyasporumuzun genç
futbolcusu Ahmet Çalıka Allahtan rahmet; Çalık ailesine,
sevenlerine ve tüm Konyaspor camiamıza başsağlığı
diliyorum.
BAŞKAN Sayın Aksoy
2.-
Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoyun, Karabükün trafik sorununa
ilişkin açıklaması
HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Karabükümüzün uzun zamandan beri devam eden trafik
sorunu hâlâ çözülmemiştir. Karabükümüze acilen çevre yolu
yapılmalıdır. Yoğun trafik ve artan araç sayısı
sebebiyle Karabükte ve turizm kenti Safranbolumuzda halkımız hem
araç trafiğinde hem yaya kaldırımında yürümekte
sıkıntı yaşamaktadır. İvedilikle yeni yollar
açılmalı ve genişletilmiş yaya kaldırımları yapılmalıdır.
İlçemiz Safranboludan Karabüke giden yol yaklaşık 11
kilometredir. Bu yol güzergâhında bir düzine trafik lambası
bulunmaktadır. Sabah işe gidiş ve akşam dönüşlerde
yoğun trafik yaşanmaktadır. Akaryakıt
fiyatlarının geldiği nokta ortadayken araçların
yaktığı yakıta ve kaybolan zamana yazıktır. Bu
yol güzergâhına acilen alt, üst geçitler yapılmalı, alternatif
yollar açılmalıdır; yetkilileri göreve
çağırıyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Taşlıçay
3.-
Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçayın, Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün annesi Zübeyde Hanımın vefat yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Nice kahramanlar var, bir de kahraman doğuran
nice analar. Şairin dediği gibi: Nerde kaldı o anlar ki/Analar
kurt doğururdu/Hilkat insan çamurunu/Destanlarla yoğururdu. Eli
öpülesi koca yürekli annelerin dualarında yükselen Türk milleti
onların fedakârlığıyla bugünlere ulaşmış,
yetiştirdiği evlatlarıyla da istikbalimiz yükselmiştir. Bu
mümtaz şahsiyetlerden biri de hiç şüphesiz Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün annesi Zübeyde Hanımdır. Zübeyde Hanımın
Atatürk için Allahın bana bu oğlu vatanı kurtarmak için
gönderdiğine inanıyorum. ifadesi tarihte bir hakikat olarak
kayıtlara geçmiştir.
14 Ocak 1923te vefat eden Zübeyde Hanımı
saygıyla, hürmetle ve rahmetle yâd ediyorum. Dünyaya getirdiği
evladı dünyalara bedeldi, ruhu şad olsun diyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Gülüm
4.-
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün, istinaf mahkemesinin üniversite
öğrencisi Kemal Kurkutun ailesinin tazminat talebini reddettiğine
ilişkin açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Üniversite
öğrencisi Kemal Kurkut 21 Mart 2017de Diyarbakır Nevruz alanına
girmek isterken polis tarafından katledildi; bu, devlet tarafından
Kemal'in cenazesine işkence yapılmasıyla, cenaze aracı
verilmemesiyle, mezar yeri verilmemesiyle devam etti. Yetmedi, olay çok
açık olmasına rağmen, açıkça bir cinayet olmasına
rağmen katil polis ve davadaki tüm sanıklar beraat ettirildi. Öte
yandan, olayın örtbas edilmesini engelleyen ve vurulma anını
fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök ise tam yirmi yılla
yargılanıyor, Neden açığa çıkardın? diye resmen
yargılanıyor. Kürte düşman hukuku uygulayan yargı ise
katilleri ve sorumluları aklamakla meşgul. Dün istinaf mahkemesi
İçişleri Bakanlığını haklı bularak ailenin
tazminat davasını reddetti, Kemal'e saldırgan bir eylemci
dedi. Buradan sesleniyoruz: Yargıysanız, gerçek bir
yargıysanız adil olun, tarafsız olun. Bu karar
insanlığa aykırı bir karardır.
BAŞKAN - Sayın Özen
5.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Özenin, görüşülmekte olan ekonomi
paketinin sürdürülebilirliğinin olmadığına ilişkin
açıklaması
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Teşekkürler
Başkan.
Bu hafta ekonomi paketini görüşüyoruz. Bu
ekonomik modele şu deniliyor, bu deniliyor; dünyada böyle bir model
yoktur. Bu, Recep Tayyip Erdoğan modelidir, sürdürülebilirliği
yoktur, seçim ekonomisi modelidir. Kredi bulabilmek için haczedilemeyeceği
garantisi veriliyor. Bu, bir devlet için utanç meselesidir.
Diğer taraftan, İşçiye, memura,
emekliye, çiftçiye para yoktur. deniliyor, yandaşların 330 milyar
borcu siliniyor. İnsanda biraz vicdan olur. Halklarımız ilk
seçimde bunun hesabını bu iktidardan soracaktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Güzelmansur
6.-
Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun, AKP iktidarının gerekli
tedbirleri almaması sonucu Hatayın yıllardır
yağışlar sebebiyle sular altında kaldığına
ilişkin açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yağışlar başladı, Amik
Ovası da sular altında kalmaya başladı. Hatayda iki üç
gündür süren yağışlarla Aşağıoba, Paşaköy,
Ovakent, Arpahan, Comba, Zülüflühanın alt tarafları, havaalanı
çevresi, binlerce dönüm arazi, meralar, ahırlar şu anda sular
altında. Devlet Su İşlerinin Karasu Kanalını
sağlı sollu yükseltmemesinden dolayı kanalın patlayan
yerlerinden sular arazilere aktı, binlerce dönüm arazi suya battı.
Her sene yağışlardan önce iktidarı, yetkilileri
uyardım. Gerekli tedbirleri alın; ekili arazilerin, hayvanların
telef olmasını önleyin, insanları mağdur etmeyin diyorum
ama dinlemediler. Bir hata ikinci kez yapıldığında hata
değil, tercihtir. AKP iktidarı da yıllardır Hatayın
sular altında kalmasını tercih etmektedir, umurları
değil; ilk seçimde de AKP, Hataylıların umurunda olmayacak.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Barut
7.-
Adana Milletvekili Ayhan Barutun, İŞKUR
aracılığıyla Toplum Yararına Programlar
kapsamında çalıştırılan vatandaşların
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) Sayın Başkan,
İŞKUR aracılığıyla okul, kaymakamlık,
valilik gibi kamu kurumlarında üç, altı ve dokuz aylık sürelerle
toplum yararına program kapsamında kıdem tazminatı ile
hiçbir sosyal hakkı bulunmadan çalıştırılan yüz
binlerce vatandaşımız büyük mağduriyet yaşıyor,
bu vatandaşlarımız her sene işsiz kalma tehlikesiyle
baş başa bırakılıyor. Devletin bütün kurumlarına
sirayet eden adam kayırma ve torpil, bu
vatandaşlarımızın da kanayan yarası olmuştur.
Âdeta iktidar partisinin arka bahçesi gibi çalışan devlet
kurumları bu vatandaşlarımızı mağdur etmektedir.
Çalışma süreleri uzatılmayan bu vatandaşlarımız
işsizliğin pik yaptığı böyle bir dönemde nasıl
iş bulacak, ailelerini nasıl geçindirecekler? Sesimize kulak verin ve
bu çalışanlarımızın mağduriyetlerini giderin;
köle gibi çalıştırılan insanların iş güvencesini
sağlayın ve haklarını verin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bulut
8.-
Tokat Milletvekili Yücel Bulutun, tarım BAĞ-KUR prim
oranlarındaki artış karşısında çiftçilere
kolaylık sağlanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
YÜCEL BULUT (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Toplumsal hayatımızın ve üretimimizin
can damarı olan çiftçilerimizin, dünyadaki ekonomik dalgalanmalardan en
çok etkilenen kesimlerin başında geldiği açıktır. Son
olarak, tarım BAĞ-KUR prim oranlarındaki artış
nedeniyle çiftçilerimizin, zaten düzenli ödeyemedikleri prim
tutarlarını yeni oranlara göre ödemeleri maalesef mümkün
görünmemektedir. Bu nedenle, yüzde 44,87 oranındaki prim
artışı karşısında çiftçilerimize kolaylık
sağlanmalı, prim ödeme gün sayısı on beş güne
indirilmeli, çiftçilerimizin primlerine uygulanan yüzde 5lik hazine
teşvik indirimi de en az enflasyon oranında
artırılmalıdır. Çiftçimiz, öncelikle, faiz sarmalından
etkili bir yapılandırmayla çıkarılmalı, doğru
adımlarla desteklenmeli ve üretime devam etmeleri
sağlanmalıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Tutdere
9.-
Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, iktidarın kademeli
elektrik uygulaması adı altında getirdiği yeni soygun
düzenine ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Değerli
milletvekilleri, AK PARTİ iktidarının zam yağmuru devam
ediyor. Ülkemizde vatandaşın uyumadan önce son gördüğü,
uyandığında ilk gördüğü şey zam haberleri oluyor;
aşağı zam, yukarı zam.
İktidarın kademeli elektrik
uygulaması adı altında getirdiği yeni soygun düzeni
vatandaşın cebinde ne var ne yok hepsini elektrik
dağıtım şirketlerine aktarmaya başladı; bu
uygulamayla, hortum, direkt vatandaşın, fakir fukaranın cebine
bağlandı.
Yeni uygulamayla zam yağmuru Türkiyenin her
tarafında vatandaşlarımızı mağdur etmeye devam
ediyor. Seçim bölgem Adıyaman ve ülkemizin birçok yerinde bu ay
vatandaşlarımız fahiş elektrik faturalarıyla
karşılaştı, faturalar 4-5 kat arttı. Milletin
Meclisinden iktidara çağrı yapıyorum: Vicdana gelin,
zamları durdurun.
Buradan vatandaşa da halkımıza da bir
çağrı yapıyorum: Sandık önünüze geldiğinde bu ampulü
söndürün, rahat edin.
BAŞKAN Sayın Arık
10.-
Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, Kayseri Büyükşehir
Belediyesi Su ve Kanalizasyon işinde çalışan işçilerin
yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Kayseri Büyükşehir Belediyesinin su ve
kanalizasyon işinde çalışan işçiler büyük bir
mağduriyet içerisindeler. Bu işçilerimiz taşeron firmasında
çalışırken asgari ücret, artı yüzde 25, artı yemek ve
yol parası alıyorlardı. Bu işçiler kadroya geçince
aldıkları yüzde 25 kesildi, yemek ve yol paraları da
aldıkları ücretin içerisinde sayılıyor. Grev hakları
da yok. Bu işçiler açlık sınırının altında
yaşıyor. Dar gelirli ve çoğu da icralık. Sayın
Büyükşehir Belediye Başkanı, bu işçiler sizin eşinize,
dostunuza, bürokratlarınıza; bürokratlarınızın
oğluna, kızına, damadına, gelinine
dağıttığınız ballı villa parseli istemiyor;
analarının ak sütü gibi helal olan alın terinin
karşılığını istiyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Aygun...
11.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, çiftçilerin yemlik arpa
ve düve alımında ödediği vergiye ilişkin
açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) -
Üreticimizin üretim yapmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Toprak
Mahsulleri Ofisinin sanayiciye yüzde 1, üreticiye yüzde 8 KDV'yle yemlik arpa
sattığını, bunun da maliyetleri artan üreticiyi
çıkmaza soktuğunu söylemiştim. TMO bu konuda açıklama
yaparak Maliyeden yardım istediğini, somut adım gelmeyince
çareyi birlik ve kooperatifler üzerinden satışta
bulduklarını ifade etmiş. Arpayı birlik ve kooperatif
üzerinden alan üretici yüzde 8 KDVden güya kurtuluyormuş. TMO'nun
yalanı yatsıya kadar bile yanmadı; TMO çözüm bulmadı, bulmuş
gibi yapıyor, bu bir illüzyon. Çünkü çiftçimiz vergi mükellefi
olmadığı için birlikten yemlik arpa alınca yüzde 8 KDV
ödüyor. TMO bunu bilmiyor mu? Biliyor ama numara yapıyor. İşte,
elimde belgeler. Tarım Bakanı Pakdemirliyle konuştum, ilk
elden, yaşanan sorunu anlattım. Hazine ve Maliye Bakanıyla
görüşeceğini, çözümü zorlayacağını anlattı,
umarım çözüme ulaştırır.
Aynı çelişki düvede de var. Süt
üreticileri, damızlık birlikleri yurt dışından düve
ithal ettiklerinde yüzde 1 KDV ödüyor ama bunu çiftçisine yüzde 8 KDVyle
satıyor.
BAŞKAN - Sayın Ceylan
12.-
Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın, ATAK helikopterini üçüncü ülkelere
satışımızın Amerikanın iznine tabi olduğu
iddialarına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan,
taarruz ve keşif helikopterini Türkiye'de kendi imkân ve kabiliyetlerimizle
üretme çabası 1995 yılında başlamıştı.
Savunma sanayimizin uzun yıllara dayanan birikim ve katkılarıyla
-ki bunlardan en önemlisi ASELSAN olmaktadır- ciddi bir mesafe
alındı. İtalyan AgustaWestlandla birlikte başlayan proje
kapsamında TUSAŞ tarafından üretilen ATAK helikopterinde
Amerikan Honeywell ile İngiliz Rolls Royceun ortak girişimi olan
LHTEC şirketinin ürettiği CTS800 tipi motor kullanılıyor.
Pakistanın 1,5 milyar dolarlık ATAK helikopteri alımını
iptal ettiği yönünde bilgiler basında yer aldı, neyse ki
Sayın Akar yalanladı. ATAK helikopterini üçüncü ülkelere
satışımızın motor tedarikçimiz Amerikanın iznine
tabi olduğu iddiaları doğru mudur?
BAŞKAN Sayın Taşkın...
13.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Türkiyenin savunma
sanayisi alanındaki başarılarına ilişkin
açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Türkiye, savunma sanayisi alanında,
tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara, maruz
kaldığı ambargolara, içeriden ve dışarıdan
sabotajlara rağmen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın güçlü liderliğiyle dışa
bağımlılık oranını yüzde 80lerden yüzde 20lere
düşürmeyi başarmıştır. Dünyada kendi savaş
gemisini tasarlayan 10 ülke arasındayız. İHA, SİHA ve
TİHA üretiminde dünyanın ilk 3 ülkesi içerisindeyiz.
Çalışmaları hızla devam eden millî muharip
uçağımız 2023 yılında hangardan çıkacak, 2025te
ilk uçuşunu yapacak, Hava Kuvvetlerimizin vurucu gücü olarak 2029da
göklerdeki yerini alacak inşallah. ATAK helikopterimiz terörle mücadelede
en önemli araçlardan biri hâline geldi. Sayın
Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle savunma
sanayimizi çok daha ileri seviyelere ulaştırmak için
çalışmaya devam edeceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Çakır...
14.-
Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın, ülkenin başarı
performansının herkesi mutlu etmesi ve ürettiğimiz
aşıya emeği geçenlere teşekkür edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) Sayın Başkan,
yaşadığınız ülkenin gelecek hayallerini
sahiplendiğiniz kadar o ülkenin değerlerine ve değerlenmesine
katkınız olacağı izahtan varestedir. Değişen
dünya standartları ve anlayışlarının her yönüyle sizi
de etkileyeceği gerçeği ortadayken olumlu veya olumsuz bu gerçeklerle
baş edebilmek adına toplumun ortak payda yakalayabilmesi son derece
önemlidir. Hangi anlamda olursa olsun bir başarı performansı
sizi mutlu etmeli; o mutluluktan yola çıkarak, heyecanınız,
yarın daha güzeli nasıl yapabiliriz çalışmasına
dönüşebilmelidir. Bilimde, sanatta, teknolojide, sporda geçmişte
yakalanmış bir başarıyla bugün övünebiliyorsak
geleceğin övünç kaynağı da bugünkü marifet-iltifat dengesinde
saklıdır. Yoksa dünyanın Covid-19 hastalığından
kırıldığı bir dönemde ülke olarak aşı
üretmek için başından beri hedef koyana, ürettiğimiz
aşıya emeği geçenlere bir teşekkür etmekten bile âciz bir
dünyanız olur diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül
15.-
Antalya Milletvekili Kemal Bülbülün, AKP kadrolarının
işlediği nefret suçlarına ilişkin açıklaması
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) Sayın Başkan, AKP
kadrolarının, basında, yerel yönetimde, siyasette nefret
suçları dizginsiz olarak devam ediyor. Çıraklık döneminde
cemevine cümbüş evi diyen, kalfalık döneminde cemevine ucube
diyen, ustalık döneminde Cemevi terör yuvasıdır. diyen ve
cahiliye Yezidlik döneminde Cemevi yoktur. diyecek kadar
pervasızlaşanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis
toplantısında Alevi Bektaşilere ağız dolusu hakaretler
etmişler, nefret suçu işlemişlerdir.
Yine, Enes Kara cinayetinde, burada toplumsal
sorumluluğunu incelemesi ve araştırması gereken Hükûmet, ne
yazık ki farklı düşünce ve görüşleri savunanlara
saldırmakta, Alevilere, Kürtlere, kadınlara,
Barınamıyoruz. diyen gençlere karşı nefret suçu
işlemeye devam etmektedir.
BAŞKAN Sayın Girgin
16.-
Muğla Milletvekili Süleyman Girginin, KAYI İnşaat
işçilerinin hak mücadelesine ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığına: KAYI İnşaata bağlı yurt
dışındaki şantiye ve ofislerde çalışan 400e yakın
işçinin alacakları yıllardır ödenmedi. Bu süreçte, KAYI
İnşaat işçilerine belli sözler verildi. Yıllarca evlerinden
uzak, Litvanyada ve Cezayirde çalışan KAYI işçileri ne
emeklerinin karşılığını alabildiler ne
ücretlerinin karşılığını alabildiler. İşçiler,
sadaka değil, haklarını istiyor. Binalar inşa ettik,
çalıştık, alın teri döktük; hakkımızı
yediler, sigortasız çalıştırdılar, alın terimize
el koydular. Bu gidişata artık Yeter! diyoruz. Bir yıldır
sürdürdüğümüz mücadelemizde adım adım tüm engelleri
aştık. Şimdi ise emeğimizi batık şirketlere de
döviz kuruna da ezdirmeyiz. Zamlar yeni döviz kuruna göre, işçi
alacakları eski döviz kuruna göre; var mı böyle adalet? diyen
inşaat emekçilerinin hakları verilsin, iflaslara karşı
bütün işçiler korunsun.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan...
17.-
Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, Mersin Üniversitesi bünyesinde
açılan Gençlik Akademisine ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Küresel sağlık finans krizi sebebiyle insanlığın
gündeminde ekonomi ilk sırada gibi gözüküyorsa da asıl mücadelenin
geleceğin hangi kodlarla inşa edileceği konusunda
yaşandığını biliyoruz. Çocuklarımızı
yarınların dünyasına hazırlamak için Sanayi ve Teknoloji
Bakan Yardımcımız Sayın Doktor Çetin Ali Dönmez'in
katılımıyla hafta sonu Mersin Üniversitemizde Gençlik
Akademisinin açılışını yaptık. 3.700 metrekarelik
fiziki mekâna sahip Gençlik Akademisi kütüphane, sanatsal faaliyet atölyeleri,
matematik ve robot kodlama laboratuvarları, mobil uygulama, yazılım
ve tasarım, tiyatro ve sinema salonuyla gençlerimizin hizmetinde olacak.
Güçlü Türkiye'nin yarınlarına emanet edeceğimiz
çocuklarımız ve gençlerimiz için hayırlı olmasını
temenni ediyor, emeği geçenlere teşekkür ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Bayın Bayraktutan
18.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Cumhurbaşkanı
Erdoğanın Artvin Yusufeli ilçesine dair
paylaştığı tweete ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Partili
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2021 yılında gerçekleştirilen
faaliyet ve icraatlara yönelik 31/12/2021 tarihinde gün boyunca sosyal medya
hesabı üzerinden görsel paylaşımlar yapmıştır.
Saat 22.40ta Artvin Yusufeli ilçemize dair paylaştığı
tweette ülkemizin en yüksek barajı Yusufeli'nin gövde dolgusunun tamamlandığını
ve barajın su tutmaya başladığını ifade
etmiştir; bu doğru değildir, Yusufeli Barajı su
tutmamaktadır. Eğer Erdoğan'ın sözlerinde belirttiği
üzere su tutmaya başlamış ise henüz yeni yerleşim yerine
taşınmamış ve netice olarak sular altında kalmış
olması gereken Yusufeli halkının akıbeti nedir? Artvin
halkı başta olmak üzere 84 milyon yurttaşımız hangi
gerekçeyle yanıltılmış ve
aldatılmıştır? Gerçek, somut hiçbir bağı olmayan
ilgili açıklamanın yapılmasının amacı nedir? Bu
açıklamanın yarattığı infial ve yanlış
açıklama nedeniyle bölge halkının uğrayacağı
mağduriyetin telafi edilmesi adına gerçek bilgiler Erdoğan
tarafından kamuoyuyla ne zaman paylaşılacaktır? Gerçeklerle
kamuoyunun aydınlatılması adına bir takvim açıklar
mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Nuhoğlu.
19.-
İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlunun, 2022 yılı için
temennilerine ilişkin açıklaması
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
2022 yılı için temennilerimi ifade etmek
istiyorum: Semt pazarlarında artıklardan ve sokaklardaki çöp
bidonlarından yiyecek arayanların, ucuza bayat ekmek almak için
fırınların önünde bekleyenlerin, çocuklarına okul
harçlığı veremeyen mahcup babaların, evinde yemek yapacak
yağı bile bulamayan annelerin, aylarca iş arayan üniversite
mezunu gençlerin olmadığı; ilaç bulamadığı için
çocukların ölmediği; Avukat Dilara Yıldız gibi kadın
cinayetlerinin işlenmediği; doktor adayı Enes Kara gibi hiç
kimsenin intihar etmediği; yurtlarda, kurslarda çocuklara tecavüz
edilmediği bir ülke; sevinci de acıyı da paylaşmayı
bilen bir toplum; çalıp çırpanlara, talan edenlere fırsat
verilmeyen bir devletin tesis edilerek ileriye umutla
bakılmasını, ülkemize huzur, güven ve adaletin gelmesini niyaz
ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Topal.
20.-
Hatay Milletvekili Serkan Topalın, Hatayın Arsuz ilçesine
bağlı Hüyük köyünde yapılmak istenen krom ocağına
ilişkin açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Hatay Arsuz ilçemizin Höyük Mahallesinde, Höyük halkı
geleceğini korumak için maden yatırımlarına direniyor;
doğasını korumak için krom ocağına karşı
direniyor; havasını, oksijenini korumak için direniyor. Biz de o
halkımızın yanındayız. Bakın, Bakanlık
tarımsal sit ilan ediyor, öbür yanda krom ocağına ruhsat
veriyor, izin veriyor. Bu nasıl bir çelişki?
Buradan AK PARTİ iktidarına sesleniyorum:
Arsuz halkını seviyorsanız Arsuz halkının yanında
durun. Verimli toprakları var, cennet olan Arsuzu talan etmeyin. Talan
ettirmeyeceğiz, halk izin vermiyor, biz de izin vermeyeceğiz.
Buradan maden şirketlerine sesleniyorum, yurdun
dört bir tarafını delik deşik eden şirketlere sesleniyorum:
Elinizi çekin, Millet İttifakı iktidarında cennetimizi,
Arsuzumuzu koruyacağız.
BAŞKAN Sayın Sürücü
21.-
Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücünün, Şanlıurfada
bir kan merkezi bulunmadığına ilişkin açıklaması
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, 2,5 milyon nüfuslu Urfada bir kan merkezi dâhi yok. Kan
hastalıkları bulunanların tedavi süreci aksamakta; ameliyat,
doğum gibi hazır kan bulunması gereken durumlarda ise Urfa gibi
bir kentte aranan kan Antepten gelmektedir. Özellikle anne-bebek ölümlerinin
yüksek oranlı olduğu Urfada, doğum esnasında ihtiyaç
duyulan kana hızla ulaşılamıyor. Ayrıca, acil ihtiyaç
olan kana ulaşmaksa maddi açıdan Urfa halkını
zorlamaktadır. Kan bulabilmek için başka bir şehirden gelen
kanı beklemek zorunda olan veya tedavisi için şehirlerarası
yolculuk yapmak zorunda olan Urfalılara yapılan bu eziyete artık
son verin.
Buradan Sağlık Bakanlığına
sesleniyoruz: Urfada neden bir kan merkezi yok? Urfaya kan merkezi
yapmayı düşünüyor musunuz? Bir an önce bunu gündeminize
almanızı bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
22.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, amatör liglerin başlatılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Coronavirüs salgını her sektörü
olduğu gibi futbolu da olumsuz etkilemiştir. Pandemi sürecinden
kaynaklı olarak iki yıl ara verilen amatör Türk futbolunda, 2004 ve
2006 yaş grubuna ait ligler alınan kararla
başlatılırken, yüz binlerce gencimizden oluşan 2005 ve 2007
grubunun ligleri pandemi gerekçe gösterilerek
başlatılmamıştır. Bu sebepten dolayı birçok
amatör spor kulübü bu yaş gruplarına ait takımları kapatmak
zorunda kalmış, geleceğimizin teminatı olan
evlatlarımız futboldan ve dolayısıyla spordan
uzaklaşırken Türk futbolunun geleceği de dolaylı olarak
etkilenmiştir. Türk gençliğini kötü alışkanlıklardan
koruyup sağlıklı yaşam sunan sporun olumlu etkileri göz
önünde bulundurularak tedbirler alınıp amatör liglerin
başlatılması yerinde olacaktır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Şimdi Sayın Grup Başkan
Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan
Vekili Sayın Cahit Özkan.
Buyurunuz Sayın Özkan.
23.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Rauf Denktaşın
vefatının 10uncu yıl dönümüne ve
Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanlığının başlattığı Hello
Türkiye kampanyasına ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Benim iki bayrağım var/Biri Anamurda
gurup/Biri Girnede şafaktır. Sayın milletvekilleri, ömrünü
Kıbrıs Türklerinin haklı davasına adayan Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı, hukuk ve
devlet adamı Rauf Denktaşı vefatının 10uncu
yılında rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz.
Merhum Rauf Denktaşın emaneti olan
Kıbrıs davasını, Kıbrıs Türkünün haklı
mücadelesini sonuna kadar savunarak ömrünü adadığı mücadelesini,
kardeş ülkemizi tüm dünyaya tanıtana kadar bu mücadeleyi
sürdüreceğiz.
Hamdolsun, bugün, Kıbrıs Türkünün
haklı davası, uluslararası toplumda tanınmasıyla ve
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin uluslararası alanda
tanınmasıyla beraber ekonomik, sosyal ve siyasi alanda daha çok
yetkinliğe kavuşacaktır.
Cumhurbaşkanlığı
İletişim Başkanlığı ülkenin ulusal ve
uluslararası isminin Türkiye olarak kullanımını
uluslararası mecralarda daha etkin bir şekilde duyurmak amacıyla
Merhaba Türkiye Hello Türkiye adlı bir kampanya başlattı.
Türkiye markasını güçlendirme çalışmaları
kapsamında hazırlanan tanıtım videosu İletişim
Başkanlığı sosyal medya hesaplarından da
paylaşıldı. Tanıtım videosunda, Türkiye'nin
farklı yerlerinden, farklı turizm merkezlerinden ve turistlerin kendi
telaffuzlarıyla Merhaba Türkiye diyerek mesajlarını
gönderdiği görüntüler yer almaktadır. Kampanyayla, sosyal medya
üzerinden yabancıların Türkiye adının farklı
dillerdeki kullanımlarının önüne geçilerek Türkiye ibaresinin
kullanımı amaçlanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu kapsamda,
İletişim Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren
yurt dışı basın müşavirleri de kampanyanın
duyurulması için çeşitli çalışmalar yürütmektedir.
Bu bağlamda, Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın, Türkiye'nin adının
uluslararası mecralarda sadece Türkiye olarak kullanılmasına
yönelik aralık ayında yayınladığı genelge de çok
önemlidir.
Bu bağlamda, tüm kamuoyumuzdan ve aziz
milletimizden bu kampanyaya destek beklediğimizi ifade ediyor ve Genel
Kurul çalışmalarımızda hayırlı,
başarılı ve uzlaşma içerisinde çalışma
temennisiyle Genel Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
BAŞKAN İYİ Parti Grup Başkan
Vekili Sayın Dursun Müsavat Dervişoğlu.
Buyurunuz Sayın Dervişoğlu.
24.-
İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Rauf
Denktaşın vefatının 10uncu yıl dönümüne, PKK terör
örgütü tarafından 13 Ocak 2016 tarihinde düzenlenen bombalı
saldırı sonucu hayatını kaybeden vatandaşları
rahmetle andığına ve Kredi Kayıt Bürosunun yaptığı
tarımsal görünüm saha araştırmasına ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ömrünü Kıbrıs davasına adayan,
Kıbrıs Türklerinin bağımsızlık ve hürriyet
mücadelesinin önemli lideri, devlet ve siyaset adamı, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı merhum
Rauf Denktaşı vefatının 10uncu yılında
saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum. Kabri nur, mekânı cennet
olsun.
Merhum Denktaşın ömrü boyunca her zaman
yanında olduk, Allaha şükürler olsun ki hiçbir zaman
karşısında bulunmadık. Onun millî ülkü, hedef ve
ideallerinin de her zaman savunucusu olarak saf tuttuk. Bundan sonra da emaneti
olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini emanetimiz kabul edecek, merhum
Denktaşın Kıbrısın olmazsa olmaz 2 devletli çözümüne
katkı sunma çalışmalarına devam edeceğiz.
Sayın milletvekilleri, bugün 13 Ocak 2022. PKK
terör örgütü tarafından 13 Ocak 2016 tarihinde bir bombalı
saldırı düzenlenmişti. Bu saldırının sonucunda
3ü çocuk olmak üzere 6 vatandaşımız hayatını
kaybetmişti. Bomba dolu bir kamyonla Diyarbakır Çınardaki
Emniyet lojmanlarını hedef almışlardı. Orada
hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızla birlikte
teröre hayatını veren vatandaşlarımızı da burada
rahmetle anıyorum; kabirleri nur olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Saygıdeğer milletvekilleri, Kredi Kayıt Bürosu,
18 ilde, fiilî ve aktif olarak tarımsal üretim yapan 1.066 çiftçiyle
tarımsal görünüm saha araştırması
gerçekleştirmişti. Son üç yıldır düzenli olarak
yayınlanan saha araştırmasına göre, çiftçilerimizin
tarımdan elde ettikleri gelire yönelik memnuniyet seviyesi her geçen
yıl azalıyor. Çiftçilere Bu yıl üretim yaparken en çok
karşılaştığınız 3 sorun nedir? diye
sorulduğunda, ilk sırada yüzde 96yla Girdi maliyetlerinin yüksekliği.
cevabı veriliyor. Verilen destekler çiftçinin maliyetini
karşılamıyor, gübreye gelen zamlar, işçilik fiyatları,
mazot fiyatlarının yükselmesi çiftçinin belini büküyor. Tarım
Bakanı Sayın Pakdemirlinin Zarar etmiyor. dediği çiftçi,
maliyet artışlarıyla her geçen gün biraz daha zorlanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Mazot, gübre, tohum, ilaç ve yem gibi temel girdilerde
yapılacak düzenleme, borç erteleme, yüksek elektrik fiyatları
çiftçilerimizi ilgilendiren ve behemehâl çözülmesi gereken elzem sorunlar
olarak karışımıza çıkıyor. Hükûmeti bu
sorunları ciddiye almaya ve zaman kaybetmeden çözüm üretmeye davet ediyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay.
Buyurunuz Sayın Akçay.
25.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Rauf Denktaşı ve Doktor
Fazıl Küçükü rahmetle andıklarına ve Yunanistan
Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulunun Pontus Helenizmi
Sarayının tanıtım töreninde ülkemize yönelik
yaptığı küstah açıklamalara ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün, Kıbrıs Türklüğünün mümtaz ve
sembol ismi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatının 10uncu
yıl dönümü. Rauf Denktaş ömrünü Kıbrıs Türklerinin
bağımsızlık mücadelesine adamış siyaset ve fikir
adamıdır. Rauf Denktaşın davası, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin uluslararası toplumda
bağımsız bir devlet olarak tanınması, diğer
ülkelerle eşit bir seviyeye gelmesiydi. Denktaş Kıbrıs
Girit Olmasın Bayrak Yere Düşürülmez eserleri başta olmak
üzere, farklı dillerde yayımlanan eserlerinde Rum yönetiminin ve
uluslararası toplumun Kıbrıs meselesindeki ikiyüzlülüğünü
ortaya koymuştur.
Dün olduğu gibi bugün de Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti'nin temel hedefi, eşitliğe ve egemenliğe
dayalı devlet ve toplum yapısıdır. Gerçeklere dayanan,
adil, iki toplumlu, iki devletli bir yapı tesis edilmeden,
kalıcı bir çözüm olmadan, Türk varlığına ve
Kıbrıs davamıza halel getirecek girişimler bizim için yok
hükmündedir. Birleşmiş Milletler, 1983 tarihli, 541 sayılı
Kararından vazgeçerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni bir an
önce tanımalıdır.
Bu vesileyle Kıbrıs Türklüğünün
bağımsızlık mücadelesine ömrünü vakfeden başta Rauf
Denktaş'ı ve 15 Ocak 1984te hayatını kaybeden Doktor
Fazıl Küçük'ü rahmetle anıyoruz.
Sayın Başkan, 12 Ocakta yani dün
Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, Pontus Helenizmi
Sarayının tanıtım töreninde ülkemize yönelik küstah
açıklamalarda bulunmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yunanistan
Cumhurbaşkanı Yavuz hırsız ev sahibini
bastırır. misali, Yunanistanın karanlık ve kirli
geçmişini Türkiyeye mal etmeye tevessül etmiştir. Türkiye,
Kurtuluş Savaşı'nda ve tarihin hiçbir kesitinde tek bir masum
insanın canına kastetmemiş, işgalci kuvvetlere
karşı vatan topraklarını cansiparane müdafaa etmiştir.
Ayrıca, Yunanistan, Lozan Barış Antlaşması'nın
59uncu maddesiyle savaş suçu işlediğini açıkça kabul
etmiş bir ülkedir. Yunanistan, Türkiye aleyhinde kara propaganda yürütmeyi
bırakmalı; kadın, yaşlı, çocuk demeden
kıyıma uğrattığı masum
insanlarımızın hesabını vermelidir. Yunanistan,
Kıbrıs Türklerini katletmek için eğit donat faaliyetleriyle
finanse ettiği EOKAcı teröristlerin hesabını vermelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ayrıca, Yunanistan,
İskeçede, Gümülcinede, Dedeağaçta Batı Trakya Türklerine
yönelik zulüm ve baskı politikalarının hesabını
vermelidir.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Meral Danış Beştaş.
Buyurunuz Sayın Danış Beştaş.
26.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Tahir Elçi
davasının 4üncü duruşmasına, Kemal Kurkut davasında
sanıkların beraat etmesinin siyasi bir karar olduğuna ve Yeni
Şafak gazetesinin HDPli milletvekilleriyle ilgili attığı
manşete ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Dün bir dava vardı, sevgili Tahir Elçinin
davası; 3ü polis 4 kişinin yargılandığı
davanın 4üncü duruşması yapıldı. Tabii ki bir yol
katedilemedi, harddiskler boş, kamera kayıtları yok ve
tanıklar dinlenilmiyor, maalesef böyle devam etti. Bir ihbar mektubu var,
bir polisin ihbar mektubu. Bunun da kimliğinin tespitinin can
güvenliğini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle dinlenme talebi
reddediliyor. Ama dün çok önemli bir veri ortaya çıktı, Deniz
Ataş isimli bir şahıs -başka suçtan tutuklu- dosyada
savcı olmayan, başka bir dosyada görevli Kenan Karacanın
kendisini tehdit ettiğini, işkenceye eşlik ettiğini ve
zorla, baskıyla ifade aldığını söyledi. İfadenin
konusu şu: Tahir Elçi cinayetini örgüt işledi. diye anlatması
istenmiş. Bu tam anlamıyla bir skandal, dehşet verici bir
şey. Deniz Ataş isimli bu şahıs barolara mektup
yazmış, Kenan Karacanın nasıl yaptığını,
işkenceye nasıl eşlik ettiğini ifade etmiş ve
demiş ki: Eğer bunu yapmazsan, örgütün üzerine yıkmazsan
başın dertten çıkmaz; avukatlarına da söyleme, hiçbir
şekilde kurtulamazsın. Evet, Tahir Elçi cinayeti karartılmaya
çalışılıyor, var olan deliller de işte bu şekilde
dinlenilmiyor ya da harddiskler boş çıkıyor ama bu davayı
karartmalarına izin vermeyeceğiz.
Diğer dava Kemal Kurkut davası: Kameralar
önünde, üst bedeni çıplak bir vaziyette polis kurşunuyla
öldürülmüştü fakat istinaf mahkemesi ailesine verilen tazminat
kararını bozdu. Neden mi? Kemal Kurkutu saldırgan bir eylemci
olarak niteledi ve Eylemcinin öldürülmesi mübahtır. dedi, yasal olarak,
kendince yasallaştırdı bunu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Danış
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hakikaten, Kemal Kurkut davasında sanıklar beraat etti -şu an bu
dava istinafta ve İçişlerinin de kusuru yok. deniliyor- ve bütün
kusur ölen Kemal Kurkuta yüklendi. Bu, her şeyden önce insanın
vicdanını ve insanlık değerlerini yerle bir eden bir
karardır. Eğer Kürt olmak suçsa ve kusursa, evet, Kemal Kurkut bir
Kürt genciydi ve kameralar önünde öldürüldü; bu kararı kesinlikle
tanımıyoruz, siyasi bir karardır.
Sayın Başkan, Yeni Şafak -gazetesi
demeyeceğim, gazete demeye dilim varmıyor, bir paçavra- bugün, benim
de aralarında bulunduğum, bizim 17 milletvekilimizle ilgili bir
manşet atmış. Bu manşetleri Tahir Elçi cinayetinden, Hrant
Dink cinayetinden, Bahçelievlere yönelik saldırıdan, Deniz
Poyrazın katlinden gayet iyi biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tabii,
31 Mart seçimlerinden sonra musluğu kesilen Yeni Şafak isimli,
gazetemsi paçavranın HDPye saldırarak kendini var etmeye
çalıştığını gayet biliyoruz. Bu zihniyetle hiçbir
yere varamadık, varamayız; bu zihniyet hiç kimseye kazandıramaz,
bu zihniyet sadece kaybettirir. Açıkçası, Yeni Şafak gazetesinin
masası istihbarat ve emniyettir artık çünkü Kimin yakını
örgütte? diye haber yapmış ve vekilleri açlıktan hedef
göstermiş. Ne demek Kimin yakını örgütte? ya? Şu anda 5
siyasi parti var, iktidar partisi başta olmak üzere, kimin
yakını örgütte diye araştıralım mı? Bu suç mu?
Birinin amcası, dayısı, kardeşi, yeğeni
dağdadır diye ya da yaşamını yitirmiş diye ya da
cezaevindedir diye onları manşete çekip hedef mi yapacağız?
Bu sorunun kaynağı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Kürt
meselesi yüz yıllık bir meseledir. Yüz yıl önce HDP yoktu.
Kırk yıldır çatışmalı ortamda on binlerce insan
yaşamını yitirdi. Oraya gidenler, dağa gidenler uzaydan
gelmiyor, Papua Yeni Gine'den gelmiyor; maalesef hepimizin, herkesin bir
yakını gitmiş olabilir, yaşamını yitirmiş
olabilir, tutuklanmış olabilir. Biz HDP olarak tam da bunun için
siyaset diyoruz onurlu bir barış diyoruz ve demokratik çözüm
diyoruz. Çözüm süreci de zaten tam da bu sebeple yürütülüyordu. Niye çözüm
sürecine ihtiyaç duyuldu? Kürt sorunu demokratik yollardan çözülsün diye.
Şimdi iktidar partisi Diyarbakır Annelerini her fırsatta ifade
ediyor. O annelerin çocukları dağda. Biz o çocukların gelmesi
için mücadele ediyoruz, o çocukların orada ölmemesi, öldürmemesi için
mücadele ediyoruz. Bu kadar açık cümleler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bu kadar
açık bir politikaya sahip olduğumuz hâlde, Yeni Şafak gazetesi
bir gün yazdığını diğer gün siliyor. Barış
masası devrildi ama savaş masası kuruldu ve bu savaş
masasına her yerde karşı çıkacağız çünkü biz hakikaten,
bunun bir yayıncılık faaliyeti olmadığını,
operasyonel bir faaliyet olduğunu 15 Temmuzdan ve birçok olaydan gayet iyi
biliyoruz.
Bu kirli ve çirkin yayıncılık
anlayışını kınamakla yetinmiyorum, tek birimizin
tırnağına zarar gelirse sorumlusu onlardır, bu
paçavradır. Her gün bu şekilde hedef göstererek sadece kaybettiriyor,
Türkiye'ye kaybettiriyor, olası barışa kaybettiriyor, hukuka
kaybettiriyor, demokrasiye kaybettiriyor. Aklıselim, sorunları oturup
konuşmaktır, tartışmaktır. Bu yönüyle hakikaten...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Son
olarak şunu söyleyeyim: Kumpas, kara propaganda ve hedef gösterme cemaatin
kendilerine öğrettikleri, okulda öğrettikleri iyi bir yöntem ve Yeni
Şafak şu anda cemaatin o yayıncılık
politikasını diri tutuyor. Tabii ki manşeti
göstermeyeceğim, eminim herkes görüyordur ama bütün milletvekillerine ve
Türkiye yurttaşlarına söylüyorum: Bir insanın, yakını
sebebiyle hedef gösterilmesi hangi insanlığa, hangi vicdana, hangi
hukuka sığar? Ve bütün partilerde mutlaka vardır, mutlaka vardır
çünkü kökeni buradadır. Türkiye'nin içinden gidiyorlar, ya niye gidiyorlar
onu konuşalım, bu sorunun kaynağını
konuşalım, bu kaynağı kurutalım. Asıl mesele
kaynağı kurutmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yoksa O
gitti, bu gitti, bunun babası, bunun abisi, bunun kardeşi. diyerek
bu sorun çözülemez diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Engin Altay.
Buyurunuz Sayın Altay.
27.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, ölümünün 10uncu yıl
dönümünde Rauf Denktaşı ve Doktor Fazıl Küçük başta olmak
üzere Kıbrıs davasında hayatını kaybeden bütün
şehitleri rahmetle andığına, Genel Kurul gündemindeki 301
sıra sayılı Kanun Teklifine, Darphanenin bandrol basım
işinin bir yandaşa verilmesine ve bütün milletvekillerini dul, yetim
aylıkları konusunda duyarlılığa davet ettiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan. Sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Rauf Denktaş, ömrünü Kıbrıs
davasına adamış bir büyük sanat, siyaset, devlet adamı.
Ölümünün 10uncu yılında onu ve bütün Kıbrıs
şehitlerini, Doktor Fazıl Küçük başta olmak üzere, Kıbrıs
davasında hayatını kaybeden bütün şehitlerimizi,
Kıbrıs Barış Harekâtında hayatını kaybeden
bütün aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Bu
şehitlerimize gönül, vefa, şükran borcumuzun hiç bitmeyeceğinin
altını özenle çizmek istiyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bilindiği üzere,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda 301 sıra sayılı
Kanun Teklifini görüşmekteyiz. Bu kanun teklifinde memur
maaşlarında çok kısmi bir iyileştirme maddesi var, bu kanun
teklifinde en düşük emekli maaşının 1.500 liradan 2.500
liraya çıkarılması var. Bunların yeterli bulunması
mümkün değil. Bunların günün şartlarına göre şüphesiz
daha yüksek olması gerekir. Teklif maddelerinde konuşan
arkadaşlarımız yeri geldikçe bu konulara değinip
taleplerimizi önergelerimizle de ortaya koyacaklar. Ancak Sayın
Başkan, sarayın görmediği bir şey daha var, asgari ücrette
beklentiyi karşılamamakla beraber bir artış var, memur
maaşlarında, emekli maaşlarında vesair. Sayın
Başkan, bu memlekette çok sayıda dul, yetim aylığı,
ölüm aylığı diye de bilinen aylıkla
yaşamını idame ettiren insanlar var ve bu paralar yaşanan
son ekonomik buhrandan sonra çok komik ötesi noktaya geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - 300 lira, 420
lira, 600 lira gibi maaşlarla yaşamını idame ettirmek
zorunda olan, dul, yetim aylığı alan
vatandaşlarımızın da feryadına yüce Meclisimizin kulak
tıkamamasını, bu konuda da hep birlikte ya da AK PARTİ tek
başına ya da AK PARTİ, MHPyle; nasıl olacaksa olsun,
önemli olan iş görülsün
Biz Biz yaptık. peşinde değiliz,
biz caka peşinde de değiliz. Milletin fukaralığı,
açlığı üzerinden siyaset yapmak, millete üç kuruş verip de
sonra bunu da siyasette hamasete çevirmek peşinde de değiliz ama bir
realite var Sayın Başkan; 300, 400, 500, 600 lira ölüm
aylığı alan ve başka hiç geliri olmayan kıymetli
vatandaşlarımız var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Öte tarafta -dün
Sayın Akif Hamzaçebi söyledi- Darphanenin bandrol basım ihalesiyle,
185 milyona yapılan iş, 400 milyona bir yandaşa veriliyor;
yandaş, 400 milyona aldığı işi 185 milyona daha önce
bu işi yapana yaptırıyor, 215 milyonu cebine koyuyor.
İşte, bu, ayıp; bu, günah Sayın Başkan. Bir günah
varsa, burada var.
Bunun için, ben parti ayrımı
yapmaksızın çok saygıdeğer bütün milletvekillerimizi dul,
yetim aylıkları konusunda bir gayrete, bir çalışmaya, bir
insafa, bir duyarlılığa davet ediyorum.
Bu vesileyle, sizi ve yüce Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş ve
arkadaşları tarafından, fırıncıların
sorunlarının araştırılması ve
fırıncıların mağduriyetlerinin giderilmesi
amacıyla 28/12/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13 Ocak 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
13/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu,
13/1/2022 Perşembe günü (bugün) toplanmadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Dursun
Müsavat Dervişoğlu
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş ve 20
milletvekili tarafından, fırıncıların
sorunlarının araştırılması ve
fırıncıların mağduriyetlerinin giderilmesi
amacıyla 28/12/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
13/1/2022 Perşembe günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ Parti Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Ayhan
Altıntaş.
Buyurunuz Sayın Altıntaş.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN
ALTINTAŞ (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; fırıncıların sorunlarının
araştırılması hakkında İYİ Parti Grubu
olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ekmek, ülkemizdeki en temel gıda maddesidir.
Neredeyse her sofrada aranan bir unsurdur. Ancak son dönemde ülkemizde
yaşanan ekonomik sorunlar unlu mamullerin ve tabii, ekmeğin
fiyatını da ciddi manada etkilemiştir. Ankara'da
fırınlarda
Değerli arkadaşlar, Halk Ekmek büfelerinde
ekmek görece daha ucuz satıldığı için halk, büfeler önünde
uzun kuyruklar oluşturuyor. Medyada bu uzun kuyruklar çok yer aldı.
İnsanların neden bu sıralara mecbur
bırakıldığını düşünmeden bu kuyrukların
kurgusal olduğunu söyleyenler dahi çıktı. Sorumluluk belediye
başkanlarına yıkılmaya çalışıldı. Bu
konuda fırıncılarla görüşmeye karar verdik. Anladık ki
ekmek fiyatlarındaki bu artışın sorumlusu
fırıncılar değil; aslında, bu artışın
mağduru fırıncılar.
Ekmek fiyatlarının
artışında, işletme giderleri yanında un, maya gibi
kalemlerin fiyatlarındaki fahiş artışlar yatıyor.
Fırıncıları da mağdur eden durum bu. Fırıncılar,
sattıkları ekmekle, artan girdi maliyetlerini dahi tam olarak
karşılayamadıklarını söylüyorlar. Yani
fırıncılar üretim yaptıkça resmen zarar ediyorlar. Bu
konuda görüşme yaptığımız Türkiye
Fırıncılar Federasyonu da bu durumdan dert yanmakta, bazı
illerde haftada 2-3 fırının kapanmak zorunda
kaldığını söylemektedir. Satış
fiyatlarının üretim maliyetini karşılayamaması hâlinde
fırıncılar ne yapsın? Ya üretimden vazgeçiyor ya da iflas
ediyorlar. Bu vahim bir tablodur değerli arkadaşlar.
Bakın, ekmek üretimi için kullanılan unun
50 kilogramlık çuval fiyatı bir senede 135 liradan 300 liranın
üzerine çıkmış, mayanın fiyatı 100 liradan 150 liraya
çıkmış. Bunların yanında kira, elektrik, su, işçilik
gibi işletme giderleri de var, onlar da yaklaşık yüzde 70
artmış durumda. Fırıncılar, ekmeğin kalitesini
düşürmeden üretim yapmak için resmen mücadele veriyor. Kaldı ki
fırıncılar da insan; ihtiyaçları var, onlar da geçinmek
için uğraşıyorlar. Fırıncılar Bu girdi
maliyetleri göz önüne alındığı zaman, kârı geçtik,
zarar etmememiz için ekmeğin kilosunun en az 14-15 liraya
çıkarılması gerekli. diyorlar. Ancak bu durum halkın
alım gücünü daha da düşürecektir, bunun da dengesinin
tutturulması gerek. Yine, fırıncılar, eskiden un
üreticisinden vadeli ödemeyle un alabildiklerini ancak un üreticilerinin de
artık sadece ön ödemeli un sattıklarını söylüyorlar. Bunun
da yine, kendilerini zora sokan bir durum olduğunu ifade ediyorlar.
Neticede, çiftçiler ve un üreticileri de ekonomik
krizden etkilenmiş, neredeyse önünü göremez hâle gelmiştir. Bunun
sonucunda, çiftçiden fırıncıya tüm üretim zinciri mağdur
durumdadır. Mademki üretimi destekliyoruz, üretim zincirinde yer
alanların, özellikle fırıncıların bu
sorunlarını da iyice anlamamız gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, evet, devlet destek olmaya
çalışıyor. Un fiyatları fırıncıları
zorlamasın diye un üreticilerine buğday desteği verilse de
fırıncılar bunun yetersiz olduğunu belirtmekte, bu destekle
200 lira civarına aldıkları unun ihtiyaçlarının
yalnızca yüzde 40ını
karşıladığını söylemektedirler; bu da kesinlikle
yetersizdir. Ekmek fiyatları arttırılmadan girdi
fiyatlarının düşürülmesi vatandaşın lehine bir çözüm
olacaktır.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde gelişen
ekonomik problemlerden fırıncıların da
dolayısıyla ekmek fiyatlarının da ciddi şekilde
etkilendiği ortadadır. Bu durum, hâlihazırda geçim
sıkıntısı yaşayan halkın bütçesini iyice zora
sokuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) Devletin
yapması gereken, ekmek sıkıntısına yol açmamak, bu
nedenle de fırıncı esnafını mağdur etmemek
gerekliliğidir. Ekmek fiyatlarındaki artışın önüne
geçilmesi, fırıncıların mağduriyetlerinin giderilmesi,
esnafa destek olunması için fırıncı esnafının
sorunlarının araştırılması, alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla verdiğimiz araştırma önergesine
destek vermenizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Murat Çepni.
Buyurunuz Sayın Çepni.
HDP GRUBU ADINA MURAT ÇEPNİ (İzmir)
Evet, teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız;
içinde bulunduğumuz ekonomik kriz, zam, enflasyon, hayat
pahalılığı ortamında belki de halkın
yaşadığı sıkıntılarla en çok karşı karşıya kalan
kesim fırıncılar. Fırıncıların içinde
bulunduğu durum gerçekten içler acısı çünkü iki arada bir derede
kalmış durumdalar. Bir
taraftan, artan maliyetler dolayısıyla fiyatlara yansıyan zamlar
ve bir taraftan da halkın genel olarak ekmek mücadelesi şimdi somut
olarak bir ekmek mücadelesine dönmüş durumda. Şimdi, tabii, fırıncıların durumunu
tartışırken işin merkezine bakmak lazım yani nerede
kaybettiysek oraya bakmamız lazım çünkü bu ekonomik kriz AKP'nin
bugüne kadar yürüttüğü beton ekonomisinin, ithalata dayalı
ekonominin, ranta ve talana dayalı ekonominin doğrudan
sonuçlarıdır; bundan bağımsız tartışma
şansımız yoktur. Bakın, sadece 2002de 1,1 milyon ton
buğday ithalatı yapılırken 2020de 9,8 milyon tona
çıkmış ithalat; şimdi deniyor ya
İhracatçıyız. diye, bakın, AKP 2021 yılında da
ithalata 2 milyon ton daha eklemiş. Şimdi, 1991 yılında
Türkiye nüfusu 56 milyon, yıllık buğday üretimi 20,4 milyon ton
iken; 2021de nüfus 84 milyon, üretim ise 17,7 milyon tona düşmüş
durumda.
Şimdi, AKP dediğimizde bir demagoji
siyasetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Oysa, halkın
ekmeğinin, çıplak ekmeğinin bile karşı
karşıya kaldığı zulüm tam olarak bu. 50 kiloluk unun
çuvalı son iki haftada 200 TL'den 360 TL'ye kadar çıkmış
durumda. Şimdi bu koşullarda İstanbul Fırıncılar
Odasının yaptığı açıklamalar var, genel olarak
fırıncıların yaptığı açıklamalar var.
Bu denklem içerisinde ekmeğin fiyatının neredeyse 5 TL
olması gerekiyor ama 5 TL olması koşullarında da
halkın gerçek anlamda ekmeğinin de elinden alınması söz
konusu. Peki, ne yapmak lazım? Birincisi, nerede kaybettiysek orada aramak
lazım. Bu iktidardan, bu ithalatçı iktidardan, bu halkın
olanı şirketlere peşkeş çeken, hortumlayan iktidardan
kurtulmak lazım, bu ithalatçı politikalardan kurtulmak lazım.
Türkiye, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyası tahıl ambarı bir
coğrafyadır fakat bu coğrafyada en son kuraklıklarla
birlikte de tahıl üretimi son derece düşmüş durumdadır.
Bakın arkadaşlar, TÜİK'e göre bile
2020 yılında 20,5 milyon ton olan buğday üretimi 2021
yılında yüzde 14 düşerek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MURAT ÇEPNİ (Devamla)
17,7 milyon tona
düşmüş durumda. Dolayısıyla, halkçı bir doğa, bir
tarım politikasına ihtiyaç var. Tarım alanlarının
halkın kullanımı noktasında, halkın ihtiyaçlarına
bağlı olarak, üretime bağlı olarak kullanılması
noktasında bir politikaya ihtiyaç var. Tarımda yabancı
girdilerin engellenmesine ve yerli tohum başta olmak üzere, bunların
geliştirilmesine ihtiyaç var. Örneğin, Konya Ovasında suya
fazlasıyla ihtiyaç duyan ürünlerin kullanılması yerine daha
farklı ürünlerin kullanımının devreye konulması
lazım. Yani bir bütün olarak tarım politikasının ekolojik
krize bağlı olarak da küresel iklim krizine bağlı olarak da
yeniden düzenlenmeye ihtiyacı vardır diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Adana Milletvekili Sayın Ayhan Barut.
Buyurunuz Sayın Barut. (CHP ve İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYHAN BARUT (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Partinin grup önerisi
adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum.
Bir atasözü var: Deveye sormuşlar Boynun
neden eğri? diye, deve de cevap vermiş Nerem doğru ki?
demiş. Atalarımızın dediği hesap, AKPnin hiç
doğrusu yok, yaptıkları her şey yanlış. Burada,
bugün, fırıncılarımızın,
esnaflarımızın sorunlarını,
yurttaşlarımızın en temel gıda maddesi olan ekmekle ve
buğdayla ilgili konuşurken yaşanan vahim tabloyu da gözetmek
zorundayız.
Bakın, Türkiyede yaklaşık 25 bin
fırın var; buralarda günlük 100 milyon civarında, 100 milyonu
aşkın ekmek üretiliyor. AKPnin yanlış tarım
politikaları nedeniyle, ekonomide yaşanan derin kriz nedeniyle
iğneden ipliğe her şeye zam geldi; akaryakıttan
elektriğe, doğal gazdan mayaya, kiradan vergilere, her şeye
fahiş zam geldi. Haliyle, fırıncılarımızın
temel maddesi olan un fiyatları da fırladı gitti. Ekmeğin
ham maddesi buğdayda yaşanan bu gelişmeler neticesinde
fırıncıların ana girdisi un fiyatları da zamlandı.
Sizlerin bu politikaları artık fırıncıları dahi
isyan noktasına getirmiş durumdadır. İş bilmez
Tarım Bakanı, geçtiğimiz dönemde, burada, bütçe
konuşmasında buğday, arpa ve mısır maliyetlerini bir
tabloyla gösterdi. Rakamları çarpıtan Pakdemirli, çiftçinin arpa
maliyet fiyatını 1,85 lira olarak göstermişti, satış
fiyatını da 2,36 lira olarak gösterdi. Oysa gerçekler öyle
değildi; Toprak Mahsulleri Ofisi arpanın satış
fiyatını 1,75 lira olarak açıklamıştı. Çiftçinin
arpasını maliyetinin altında aldıklarını Bakan
Pakdemirli âdeta itiraf etti.
Değerli arkadaşlar, buğdayın
satış fiyatı da 2,50 lira olarak gösterilmişti, oysa
geniş bölgede 2,25 liradan buğday alındı yani tonu 2.250
liradan alındı. Tonu 2.250 liradan alınan buğdaydan birkaç
ay sonra tonu 5 bin TLden ithalat yaptılar.
Tüm AKP iktidarı döneminde, on dokuz yılda
70 milyon ton buğday ithal edilerek 20 milyar dolar para ödendi. Geçen
yıl, 2021 yılında, TÜİKin verilerine göre buğday
üretimi 17,7 milyon ton gösterildi, oysaki bu rakam yine doğru değildi;
sahada yaptığımız gözlemlerde, 14 milyon ton civarında
buğday üretilmişti.
Değerli arkadaşlar, gübre fiyatları
aldı başını gitti. Bu nedenle, çiftçi bu sene hep gübresiz
ekim yaptı. Buğdayda verim, kalite düşüklüğü
yaşanacak, fırıncılar un bulamayacak, fiyatlar
fırlayacak, insanlarımız ekmek alamaz duruma gelecek çünkü
üretecek buğday yetişmeyecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
AYHAN BARUT (Devamla) Bu yılki
buğdayın maliyeti kilogram başına yaklaşık 5 lirayı
aşacak. Bu hesaba göre, çiftçinin, binbir emekle ürettiği
buğdayını minimum 6 ila 7 liradan satması gerekir ki
ürettiğinden kazansın. Peki, buradan soruyorum: Böyle olursa
fırıncı esnafı unu kaça alacak? Tüketiciye hangi fiyatlarla
ekmek satabilecek? Yurttaşımız bu gidişle temel gıda
maddesi olan ekmeği bile alamaz hâle gelecek. Bugün ekmek
kuyruklarında gördüğünüz uzun kuyruklar önümüzdeki dönemlerde daha
uzun çileler hâline dönüşecek, vatandaşımızı büyük
sıkıntılar bekliyor. Uyarıyoruz, halkı
açlığa, yoksulluğa, üreticiyi sefalete, fırıncı
esnafını da iflasa sürüklemeyin. Üretici, esnaf ve tüketiciye de
destek olun diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Trabzon Milletvekili Sayın Salih Cora
Buyurunuz Sayın Cora. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SALİH CORA (Trabzon)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; İYİ
Partinin fırıncıların sorunlarının
araştırılmasına ilişkin vermiş olduğu önerge
aleyhinde AK PARTİ Grubu adına konuşma yapmaktayım.
Hepinizi bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
Tabii, değerli arkadaşlar, Türkiye ve
dünya çok ciddi bir Covid-19 salgınıyla her yönüyle karşı
karşıyadır. Covid-19 salgını sadece
sağlımızı değil, sadece sosyokültürel hayatı
değil, aynı zamanda ekonominin bütün yönlerini de etkilemiş
bulunmaktadır. Üretim çarkları tahrip edildi, tedarik zincirleri
koptu, arz ve talep dengesi bozuldu. Bütün bu sorunlar tabii ki her alanda,
sosyal hayata da ekonomik hayata da sirayet etmiş durumdadır. Biz de
siyaset yapan mekanizmalar olarak bu sorunlu alanlarla ilgili konularda çözüm
üretmekle yükümlü olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Çünkü bu piyasadaki
bozulma sonucunda fırsatçılık oluşturanlar olduğu gibi
stokçuluk yapanlar, karaborsa gibi durumlarla da
karşılaşıldı. Tabii, biz Hükûmet olarak tüm bunlara
karşı tedbirlerimizi almaktayız ve piyasayı bozucu
hareketlerde bulunanlara karşı önlemlerimizi hız kesmeden artırmakta
olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Tabii, fırıncılar önemli bir
sektördür ve bu sektörün sorunlarını da yakından takip
etmekteyiz. İfade etmek isterim ki un fiyatları 135 TLlerde iken
özellikle dövizin yükselmesiyle beraber bir anda un üreticilerinin de
bazılarının bu işte fırsatçılık yaparak 300
liralar gibi rakamlar üzerine un fiyatlarını
çıkardıklarını -çuvalın fiyatını
çıkardıklarını- müşahede ettik. Tabii, burada TMO
doğrudan hemen bir müdahalede bulundu; üreticinin, fırıncının,
esnafın yanında olacak şekilde hamleler yapıldı ve
nitekim yaptığı hamlelerle beraber un çuvalının
fiyatı 185 lira ile 200 lira arasında bir değer kazandı.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ya,
yalancıya çıkarıyorsun be. Al belgelerini vereyim, TMOnun
belgelerini sana. Al, TMOnun belgelerini vereyim.
SALİH CORA (Devamla) Şu anda da yine un
çuvalı fiyatı bütün un üreticileri tarafından
fırıncılara 185 lira ile 200 lira arasında
satılmaktadır.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
TMOnun belgeleri bak, burada. Ne kadar yalancı bir TMO. Bak, TMOnun bak,
yalanları burada.
SALİH CORA (Devamla) Vade
yapılmadığı ifade edildi, esasında vade de
yapılmaktadır.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Savunamıyorsun bile TMOyu.
SALİH CORA (Devamla) - Her ay vadeye 5 lira
üzerinde bir fiyat farkı konulmak üzere vade de yapılmaktadır.
Piyasayı bozucu bu tür hareketlere karşı gerekli önlemleri
almaktayız.
Ekmek fiyatları geçen yıl 7,5-8 liralardan
şimdi 10-12 liralara kadar çıkmıştır. Ekmeğin
kilogram fiyatının 14-15 lira civarında olması hâlinde
fırıncıların bulunduğu sektörün rahat edeceği
ifade edilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SALİH CORA (Devamla) Bunun, özellikle
buğday alım fiyatlarının, hasat döneminin sona ermesiyle
birlikte bu fiyatın güncellenmesine ilişkin
çalışmaları da yapacağız. Sonuçta ifade etmek isterim
ki biz, şu anda fiyatları güncelleme imkânımız varken
tüketicimiz bu güncellemeden mağdur olmasın diye bu güncellemeyi
öteledik. Mayıs, haziran gibi bu güncelleme yapılacaktır ama bu
güncellemeyi yapacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi değildir,
valiliklerde her il kendine göre bir değerlendirme yapacaktır, buna
göre kararlar verilecektir.
Şunu ifade etmek isterim: Ekmekte unun maliyeti
yüzde 33 civarındadır. TMO ise un üreticilerine buğdayı
yüzde 40 indirimli vererek bu oluşan maliyetteki farkı regüle edecek
bir yaklaşım ortaya koymuştur.
Ben, bu düşüncelerle, önergeyle birlikte bu
sektörde katkı sunanlara, görüş ve öneri sunanlara teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ekmek
çarpacak seni Salih.
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç tarafından, Türkiyede tarikat veya cemaat kontrolündeki özel
yurtlarda ve kamu yurtlarında yaşanan sorunların araştırılması
amacıyla 13/1/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Ocak 2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
13/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 13/1/2022 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Hakkı
Saruhan Oluç
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
13 Ocak 2022 tarihinde Siirt Milletvekili Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından
(16278 grup numaralı) Türkiyede tarikat veya cemaat kontrolündeki özel yurtlarda
ve kamu yurtlarında yaşanan sorunların
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 13/1/2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekili
Sayın Mahmut Toğrul.
Buyurunuz Sayın Toğrul. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, Genel Kurulu, Genel Kurulun
sevgili emekçilerini ve ekranları başında bizleri izleyen
sevgili yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Sayın vekiller, kamuoyunda infial yaratan,
özellikle Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2nci sınıf
öğrencisi Enes Kara'nın yaşadığı son olay,
aslında artık bu cemaat, tarikat yurtlarında
yaşananların çok ciddi bir şekilde bu Meclis gündeminde
tartışılmasını ve gerekli önlemlerin
alınmasını zorunlu kılıyor. Bakın, gün yok ki
infial yaratan bir haber gelmesin. Şunu biliyoruz: AKP, bir cemaatler,
tarikatlar koalisyonudur. Ve AKP ya bu cemaat ve tarikatlara yurt
yaptırıyor ya ihale veriyor ya da kamuda, başta üniversiteler
olmak üzere kadrolaşmalarının, kadro yetiştirmelerinin
önünü açıyor. Sayın vekiller, bakın, 2006 yılında
cemaat, tarikat yurt sayısı 1.723 iken 2021 yılı
itibarıyla bu sayı yüzde 93 artarak 3.331e çıkmış.
Ve bu cemaat, tarikat yurtlarında birçok olay
yaşandı. Bakın, infial yaratan olaylardan bir tanesi
Aladağ'da çıkan yangında Süleymancılara ait yurtta
yaşamını yitiren 11 çocuğumuz
Ve yine Ensar Vakfına
ait, Karamanda KAİMDER ve Ensar Vakfına ait yurtta 45
çocuğumuzun cinsel istismara uğraması ve 2008 yılında
kız Kuran kursu yurdunda yaşanan patlamada 17 çocuğumuzun
yaşamını yitirmesi, daha aralık ayında Antalyada bir
çocuğun başının kesilerek gövdesinden ayrılması
suretiyle katledilmesi ve Enes Kara
Değerli arkadaşlar, Enes Kara
yaşamına son vermeden bir video bırakmış; izlediniz
mi, vicdanınız onu izlemeye dayanıyor mu? Enes Kara bir cemaat
yurdunda değil sanki, bir esir kampında yaşıyor. Nedir?
Bakın, bu gençler, hayatlarının en sosyal dönemlerinde -sanki
bir esir kampında- sabah beş buçukta kaldırılıyor ve
cemaatin ilkeleri doğrultusunda, okul dışında kalan
zamanın tamamında cemaatin mantığı doğrultusunda
o çocukların kafaları, beyinleri yıkanıyor. Aslında
dinî inancı da istismar ediyorlar orada. Şimdi, bunlar orta yerde
dururken maalesef, yeteri kadar yurt yapmayan, hayat pahalılığı
nedeniyle çocuklarımızı o yurtlara mahkûm eden iktidar bunun
birinci dereceden sorumlusudur.
Kamu yurtlarında da çok ciddi problemler var
çünkü her şeyden önce bir liyakat, ehliyet sorunu var ve orada da dünya
kadar problem yaşanıyor. O açıdan, bakın, her sosyal
devletin görevi, öğrencilerine, gençlerine barınacağı,
sosyal yaşamını da yürüteceği bir yurt ortamı
yaratmak. Orası bir eğitim yeri değil, orası bir
barınma yeridir. Ama cemaatler orayı üniversite veya okul
dışı bir eğitim, cemaat eğitim alanına
dönüştürüyor ve siz bunları önemsiyorsunuz çünkü sizin arkabahçeniz
olduğunu düşünüyorsunuz; her türlü desteği veriyorsunuz, her
türlü imkânı sağlıyorsunuz ve olan gencecik
çocuklarımıza oluyor, olan genç neslimize oluyor, olan bu çocuklara
oluyor. Şimdi, bu çocuklar bunları yaşarken siz hiçbir
sorumluluk duymuyorsunuz. Bakın, bu Mecliste bundan daha önemli bir mesele
yoktur. Tüm siyasi gruplara dönüyorum ve çağrıda bulunuyorum:
Gençlerimiz, geleceğimiz için bunu bugün masaya yatıralım, bu
önergeyi kabul edelim, hep birlikte bir çözüm yolu bulalım. Değerli
arkadaşlar, yoksa bu nesiller kayıp nesiller olacaktır. Sizler
Fetullah Gülen cemaatinin yaptıklarını sürekli söylüyorsunuz ama
her türlü alanı diğer cemaat ve tarikatlara sağlamaya devam
ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Bitiriyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Bir cemaat ve
tarikatın amacı kendi ilkeleri doğrultusunda gençliği
yönlendirmek değil, bu gençlerin hayata hazırlanması devletin
sorumluluğundadır, onlara bırakılamaz. O açıdan
herkese çağrı yapıyorum: Gelin, bu soruna neşter
vuralım. Bu, devletin, sosyal devletin birinci derecede görevidir diyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Gaziantep Milletvekili Sayın İmam Hüseyin Filiz.
Buyurunuz Sayın Filiz. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İMAM
HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubunun yurtlarda
yaşanan sorunların araştırılması için vermiş
olduğu grup önerisi üzerinde İYİ Parti Grubumuzun
görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu ve yüce Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz gün,
genç bir doktor adayı olan Enes Kara, kaldığı cemaatevinde
yaşadığı baskılara ve diğer sorunlara
dayanamayarak yaşamına son verdi. Kendisine Allahtan rahmet
diliyorum. Geride bıraktığı videoda dile getirdiği
sorunların tamamı, gençlerimizin yıllardan beri içinde
bulunduğu sorunların özeti gibi. Ben de Mecliste
yaptığım birçok konuşmamda gençlerin gelecekleriyle ilgili
endişelerini ve yaşadıkları maddi ve manevi sorunlardan
dolayı umutlarını yitirdiklerini dile getirmiştim.
Öğrencilerin yurt sorunlarından, özel yurtların çok pahalı
olduğundan gençlerimizin bazı vakıf ve cemaat yurtlarına
yönlendirildiğinden söz etmiştim. Bu yurtlarda amacın sadece
barınma hizmetlerini sunmak olmadığı, Enes Karanın
anlattığı gibi, gençlerimizi kendi görüş ve inançları
doğrultusunda yaşam sürdürmeye alıştırmak olduğu
açıktır. Gençlerimizin bazılarının ekonomik
sıkıntılardan, bazılarının da ailelerinin
baskılarıyla girmiş oldukları yurtlarda
yaşananların bir örneğini Enes Kara bütün
çıplaklığıyla anlatmış. Diğer cemaat
yurtlarında da durum farklı değil. Mevcut duruma baktığımızda
KYKye bağlı toplam 719.567 yatak kapasiteli 769 yurt bulunmakta iken
3.301 vakıf ve derneklere ait yurt, 4.406 tane de özel yurt
bulunmaktadır. Çok açık bir şekilde belirtiyorum ki öğrencilerin
barınma ihtiyaçları bizzat devlet tarafından giderilmelidir.
Devlet, tüm öğrencilerimize yetecek kadar yurt yapmalı ve gereken
hizmeti vermelidir, devletimiz bu hizmetleri gerçekleştirecek güçtedir.
Özel yurtlar çok sıkı bir denetlemeye tabi tutulmalı,
gençlerimiz hiçbir grubun, derneğin, cemaatin, vakfın eline
bırakılmamalıdır.
Barınma sorunları haricinde Enes'in
anlattığı diğer sorunlar var. Derslere uyum
sağlayamadığından, tıp fakültesini bitirse bile yine
TUS sınavına hazırlanması gerektiğinden, uzmanlığa
girse bile otuz altı saatlik nöbetlerinin bir nevi zulüm olduğundan
bahsediyor.
Ben konuşmalarımda bunlardan
bahsetmiş ve üniversite öğrencilerinin iş bulamama
endişesiyle öğrenimlerini sürdürdüklerini, iktidarın bu gençlere
yönelik istihdam politikasının olmadığını,
bunların hepsini anlatmıştım ve sonunda iktidarın
dikkatini çekmişim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, gençlerimizin içine düştükleri buhranlı
hâl, başta aileler olmak üzere bizleri ve toplumun her kesimini
ilgilendirmektedir. Aileleri uyarmak istiyorum; çocuklarınıza
değer verin ve onları dinleyin, onların sizin istediğiniz
gibi olmalarını beklemeyin, onlara güvenin ve diyalog kurun,
onları birilerinin eline teslim edip sonu intihara varacak çile
çektirmeyin. Biz, İYİ Parti olarak eğitim sorunlarına
siyasi olarak bakmıyoruz.
Sonuç olarak, bütün partilerin temsilcilerinin
bulunacağı Yükseköğretim Kurulu, Aile ve Sosyal Hizmetler, Millî
Eğitim ile Gençlik ve Spor Bakanlıkları temsilcilerinin de dâhil
olacağı bir komisyon kurularak gençlerimizin sorunlarına derhâl
bir çözüm bulunmalıdır diyor, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Sibel Özdemir.
Buyurunuz Sayın Özdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Evet, ben de Halkların Demokratik Partisinin
vermiş olduğu, oldukça önemli önerisi üzerine grubumuz adına söz
aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Evet, Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yirmi yıldır tek başına iktidar olan
Adalet ve Kalkınma Partisi, öğrencilerin anayasal güvencesi olan
barınma hakkının gereğini yerine getirmemiş ve
maalesef yurt sorununu çözememiştir. Bu sorunu yok sayan ve bu süreçte
faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlara da yasal ve finansal
desteği sağlayan siyasal iktidarın böyle bir önceliği
olmamış; toplumun, öğrencilerin barınma talebi
karşılanmamıştır. Bu nedenle bir boşluk yaratılmış
ve kimi tarikatların, cemaatlerin, derneklerin en büyük
yatırımlarını eğitime, öğrenci yurtlarına ve
öğrenci evlerine yapmalarına seyirci kalınmıştır.
Araştırma önergesinin gerekçesinde de
belirtildiği gibi, bu tür kurumlarda ciddi bir artış var: 2006dan
2021e neredeyse yüzde 93. Vergi kaydı tutulmayan sağlıklı
veriler de olmayabilir. Peki, bu sayılar artarken devletin denetimi,
gözetiminin de dışına çıkılmıştır.
Yöneticiler, sorumlular, karar vericiler görevlerini yerine
getirememiştir. Şüphesiz bir ihmal, göz ardı edilme süreci
vardır. Kamunun kontrolü ve denetimi altında olması gereken
İşte, hepimiz burada yaşadık, Aladağ, ALİMDER,
Ensar Vakfının Karaman şubesinde yaşanan skandallar,
merdiven altı kurslarda yaşanan istismarlar gibi toplumu, hepimizi
çok derinden sarsan olaylar sonrasında gerekli denetimler
yapılmamış, tedbirler de alınmamıştır. Son
yaşadığımız ve hepimizi derinden etkileyen ve
değerli hatiplerin de atıf yaptığı olay, bu
sorunları bir kez daha gündemimize getirmiştir fakat daha önce
olduğu gibi benzer her vahim olay karşısında yerel karar
birimleri, merkezî yönetim, bakanlıklar sorunu ısrarla yok
saymış, üstüne gitmemiş, ciddi önlemler
almamıştır. Ben buradan tekrar sormak istiyorum: Bu vahim
olaylar sonrası bu iddia edilen kurumlara karşı önlemlerin
alınmamasının gerekçesi nedir?
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, bu
önerge bizim için bir fırsattır. Lütfen çıkıp da 2002de
şu kadar yurt vardı; bugün, işte bu kadar yurt yaptık.
demeyelim. Yine çıkıp da burada üzüntümüzü ifade etmenin ötesinde
Meclis olarak eyleme geçmemiz gerekmektedir. Kamunun sağlaması
gereken, gençlerin yurt, barınma talebi ortadayken iktidar bu talebi yok
sayıp yerine getirmediği için, kimi vakıfların,
derneklerin, cemaatlerin, tarikatların gençlerin dinî
inançlarını, ailelerin dinî inançlarını, ekonomik
durumlarını istismar etmelerine yol açılmaktadır.
Türkiye'de faaliyet gösteren her tür yurtların, öğrencievlerinin
kimlere, hangi tarikata, cemaate, derneğe ait olduğunun
sayısının şeffaf bir şekilde ortaya konulması
için ve öğrencilerin, ailelerin talepleri doğrultusunda
sağlıklı, güvenli, çağdaş, ücretsiz barınma, yurt
ihtiyacının hızla nasıl
karşılanacağının ortaya konulması için ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) Değerli
Hocam, Sayın İmam Hüseyin Filiz Hocamız da ortaya koydu
-gerçekten gençlerin yurt ve barınma sorunu başta olmak üzere çok
ciddi sorunları var- bir tıp öğrencisinin nasıl
kaygılandığını, ileriye dönük ne kadar umutsuz
olduğunu bize açıkladı. Ben kişilerin, ailelerin
hassasiyeti nedeniyle tekrar vurgulamak istemiyorum ama belki bu
araştırma önergesini biz Mecliste kabul edersek gerçekten gençlerin
son dönemdeki umutsuzluğuna son vermiş oluruz, yurt ve barınma
sorununda orada yaşanan, o kurumların arkasında yaşanan
olayları ortaya koyma fırsatı buluruz ve en önemlisi de belki
oturup hep birlikte, ne tür tedbirler alacağımıza ve ne tür
yasal düzenlemeler yapacağımıza karar vermiş oluruz. O
nedenle biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak gençlerin yurt ve barınma
sorunuyla ilgili Meclis gündemine getirilen bu araştırma önergesini
desteklediğimizi söylemek istiyorum.
Teşekkür ediyorum sabrınız için. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Konya Milletvekili Sayın Selman Özboyacı.
Buyurunuz Sayın Özboyacı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SELMAN ÖZBOYACI (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de önerge üzerine
partimiz adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygı ve
hürmetle selamlıyorum.
Öncelikle gerçekten çok acı ve elem verici bir
hadise. Toplumumuzun tamamı bu hadiseden -çok acıyla- maalesef
etkilendi ve hepimiz derinden bu üzüntüyü hissediyoruz. Ben, buradan Enes
kardeşimizin ailesine ve sevenlerine başsağlığı
diliyorum.
Hayatını kaybeden genç bizim gencimiz,
onun acısı bizim acımız. Yaşadığı
sorunlar, karşılaştığı zorluklar kimlik, ideoloji
ve inanç ayırt etmeksizin her kesimden insanın bu hayatta
başına gelebilecek, yaşayabileceği sorunlar ve çok hassas
bir konudan bahsediyoruz. Ama bu elim hadiseyi bir gruba, bir inanca mal etmek,
bunu genellemek, ideolojik bir hesaplaşma çabasına indirgemek
gerçekten yapabileceğimiz en kötü şey olabilir. Hele hele intihar
gibi toplumsal his ve hassasiyetin gösterilmesi gereken, özendirmekten
kaçındırmamız gereken böyle bir meselede hiçbir hassasiyet
göstermeden pervasızca yorum yapmak -özellikle sosyal medyayı
söylüyorum- çok yanlış bir bakış açısıdır
ama görüyoruz ki yine, birileri -bu acı olayda bile- buradan bir siyasi
rant devşirme ya da bunu bir kesime, toplumun bir grubuna suçlama yöneltme
gibi bir çaba içerisine girdiler. Ben, bu insanların, özellikle bunu
sosyal medyadan dile getiren insanların samimi
olmadığını ve bu olayı bile istismar etmeye
çalıştıklarını düşünüyorum.
Burada Sibel Hocam az önce söyledi, Lütfen, buradan
yurt sayısını vermeyin. vesaire dedi ama şunu ifade
etmemiz lazım: Biz devlet olarak gençlerimizin her zaman
yanındayız ve imkânlar elverdiğince bu konuda, onların daha
rahat öğrencilik yaşayabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Yani 2002de yurt sayısı 190ken şu anda 780i
aşmış bir yurt sayımız var. Yine, 182 bin yatak
kapasitesi varken şu anda bu kapasite 730 binin üzerine çıkmış.
Yeterli mi? Hayır. Daha fazlasını yapmamız gerek mi? Evet.
Buralarda bir problem varsa bunlar çözülmeli mi? Bunlar doğru ama
şunu da ifade etmek lazım: Vakıf, dernek ve STKlerin
kurduğu yurtlarsa sadece AK PARTİ dönemlerinde değil; her zaman,
yasalarımız ve mevzuatımız çerçevesinde hep vardı, hep
olduğu gibi bugün de var. Eğer buralarda bir yanlış
uygulama varsa, bir suç varsa bunlara müdahale edecek hem idari hem de hukuksal
araçlar zaten mevcut ve işliyor.
Ama buradan ben tekrar söylüyorum: Bu meseleyi bir
siyasi istismar ya da bu meseleyi bir inanç grubuna hedef göstererek
saldırma şeklinde asla değerlendirmemeliyiz; bu, bu tür
meselelere dair yapacağımız en kötü şey olur. Yani
başka partilere de mensup, maalesef -adını anmak da istemiyorum
ama- intihar eden gençler var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
SELMAN ÖZBOYACI (Devamla) 25 yaşında,
PKKnın baskısıyla intihar ettiğini bir mektupta söyleyen
gençler var ama bunu biz siyasete mal etmemeliyiz. Yine, CHPli Antalya
Belediyesinin kendisinden 450 bin lira aldığını ve bunun
istismar edildiğini söyleyen ve intihar mektubu bırakan Selim
Şimşekin intiharını biz siyasete
bağlamamalıyız, yanlış yaparız.
Ve şunu da son olarak ifade etmek istiyorum:
Yani böyle bir olay üzerinden milletin değerlerine, milletin İslami
hassasiyetlerine kin kusmak pahasına bu olayı kullanan herkesi de
şiddetle kınıyorum. Onların zihniyetinin aslında bu
ülkenin Müslümanlarıyla, bu ülkenin İslami hassasiyetine sahip
insanlarıyla hesaplaşmak olduğunu düşünüyorum ve bunun
böyle bir olayda çok yanlış olduğunu düşünüyorum.
O yüzden, gelin, bu tür elim hadiseleri asla
siyasete hamletmeyelim; asla bir inanç grubunu, toplumun bir tarafını
suçlayarak böyle meseleleri istismarla ve samimiyetsiz bir şekilde
vurgulayacak bir konuma getirmeyelim diyorum, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Danış
Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hatip bu
önergeyi bir istismar olarak ve siyasal rant olarak değerlendirerek
sataşmıştır, söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Efendim, sosyal medya
diye ifade etti.
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) Hayır, ben sosyal
medya diye söyledim
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Sosyal
medya paylaşımım var, ben üstüme alındım benim de var
sosyal medya paylaşımım.
VII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Konya
Milletvekili Selman Özboyacının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de öncelikle sevgili
Enes Karanın ailesine, tüm sevenlerine
başsağlığı diliyorum ve gerçekten büyük bir acı,
sabır diliyorum.
Sosyal medyada paylaştım, cümlem de şu:
Gençler, sakın canınıza kıymayın. Canınıza
kıyanlara da lanet olsun. dedim ve bunu bir daha söylüyorum.
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) PKK gibi
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Lanet
olsun. dedim, bin kere lanet olsun bu çocukların canına
kıyanlara.
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) PKKya da lanet olsun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Burada
ortada bir siyasi rant yok. Bir genç bir video bırakarak intihar etti
maalesef ve gençlere bir daha defaaten söylüyorum: Bunun çözüm yolu cana
kıymak değildir asla; bununla mücadele etmek lazım, direnmek
lazım ve farklı yol ve yöntemlerle yaşamayı tercih etmek
lazım. Bu, ilk sözüm.
İkincisi: Buraya bir önerge getirdik ve
gerçekten çok büyük bir sorun bu. Yurtlarda yaşananlar, cemaat ya da
özel ya da başka ad altında yaşananlar çok vahim. Ölüme
sebebiyet veriyor, istismara sebebiyet veriyor, maalesef tecavüze varan
uygulamalar var, Aladağdaki gibi yangınlarla çocuklar ölüyor; bunu
araştıralım diyoruz ya, araştıralım. Çok net bir
hakkımızı kullanıyoruz ve bütün gruplara da söyledik, size
de söylüyoruz. Ya bu önergeyi kabul edelim, Türkiyedeki bütün yurtları
inceleyelim. Bunun dayanağında ne var, bu çocuklar neden saat
beş buçukta kalkmaya zorlanıyor, neden her gün bir eğitim almaya
zorlanıyor, neden günde az saat uykudadırlar, çocuklar
parasızlık ve yoksulluk yüzünden neden her buldukları yurda
gitmek zorunda kalıyorlar?
Siz iktidarsınız, sizi
eleştirmeyeceğiz de kimi eleştireceğiz? İktidardan
beklediğimiz konuşma, çözüm odaklı konuşmadır,
sorumluluk sizde çünkü. Yani öz eleştiri vermesi gereken sizsiniz, biz
muhalefetiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Uzatmıyorsunuz galiba.
Bu nedenle çağrımı bir daha
yapıyorum, gelin Enes Kara bir milat olsun, yurtlarla ilgili problemlere
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak el atalım, bu sorunu
araştıralım diyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Yani münferit bir
olay değil bu, çok defa yaşanılan olaylar olduğu için
gündeme getiriyoruz.
HÜDA KAYA (Ankara) Ensar Vakfına da Bir
kereden bir şey olmaz. dediniz, ne demek münferit bir olay? Canlar
gidiyor daha münferit olay diyor.
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) İç Tüzük
60a göre pek kısa bir söz talebim var efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
28.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Konya Milletvekili Selman
Özboyacının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın hatibi dikkatle dinledim, direkt bir
sataşma yok ama bir yanlış anlaşma var,
anlaşamadığımız bir husus var. Biz bu önergeyi ve
geçmişteki buna benzer önergeleri desteklerken bir meramımız
var, bir müştekilik hâlimiz var.
Önce şunu söyleyeyim: AK PARTİnin
ışıkevlerinden hiç ders almadığını
görüyorum. Bu Meclisi bombalayanlar ışıkevlerinde yetişti
arkadaşlar, ışıkevlerinde yetişti.
Şimdi, Sayın Özkan dün bir açıklama
yapmış, diyor ki: 3-5 çocuk bir araya gelmiş, ev
tutmuşlar. Öyle olmadığını, eminim Sayın Özkan da
biliyor. Ben evvelsi gün basın toplantısında valilere ve
kaymakamlara seslendim, kaçak yurtlara göz yuman vali ve kaymakamlar vebal
altındadır dedim.
Sayın Başkan, hadise şudur: Özel yurt
var, vakıf yurdu var, cemaat yurdu var, kaçak yurt var, hücre evi gibi
örgüt evi gibi 5-6 öğrencinin barındırıldığı
yurtlar var.
BAŞKAN Buyurun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Özel, vakıf,
cemaat, resmî yurtlar mutlaka denetlenmeli, kaçak yurtlar da derhâl
kapatılmalı.
Bugüne kadar bu yurtlarda tacizi gördük, sessiz
kalındı; tecavüzü gördük, sessiz kalındı; ihmal
kaynaklı yangında ölen kızlarımızı gördük, sessiz
kalındı; cinayeti gördük, sessiz kalındı; intihara da
sessiz kalamaz devlet. Kaçak yurt var; taciz, tecavüz, cinayet, intihar var;
olmayan tek şey devlet. Devlet görevini yapmıyorsa buna müdahale
edecek olan da millet adına Millet Meclisidir efendim, bunu söylüyoruz.
(CHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkan.
29.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, tabii, Enes
Karanın ölümü hepimizi üzdü. Annesinden daha fazla, ailesinden daha fazla
hiç kimseyi üzemez. Bu bizim hepimizin acısı, milletimizin
acısı; Allah tekrar göstermesin. Ancak Enes Karanın ölümü bizim
gençlik noktasında yapacağımız çalışmalarda milat
olamaz, daha önceden biz miladı yaptık. Çünkü AK PARTİ iktidara
geldiği andan itibaren, özellikle gençlerimizin geleceğe
hazırlanmaları için ve özgürce, ekonomik kaygı gözetmeksizin
ilk, orta, yükseköğrenimini tamamlayabilmeleri ve yüksek lisans, doktora
çalışmalarını yapabilmeleri için, tüm bu alanda özgürlüklerini
ekonomik desteklerimizle artırdık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ya, bu kadar
açık, sade bir olay karşısında bunları söylemeniz ne
kadar denk düşmüyor.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Son yirmi
yıllık süre zarfında 12 kat artmış olan
yükseköğrenim yurt sayısı doğrudan Enes Kara
evladımızın yaşadığı o acılar
yaşanmasın diye yapılmış çalışmalardır.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Engellememiş
ama.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda, biz
demokratik hukuk devletinde öylesine çalışmalar yapmalıyız
ki gelişmiş ülkelerdeki demokrasilerde, evrensel kabul görmüş
demokrasilerde olduğu gibi, demokratik toplumun özüne dokunmayacak ve
toplumda dini, inancı, felsefi düşüncesi ne olursa olsun; idarecilerin
siyasi ve şahsi görüşleri, sosyal geçmişleri, siyasi
düşünce backgroundları ne olursa olsun herkes, bu tür
vatandaşlarımız hür, bu tür vatandaşlarımız özgür
bir şekilde bu ülkede yaşasın diye yapacağımız
çalışmaları hayata geçirmemiz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Altı dakika
oldu Başkan ya!
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Ne zaman
yapacaksınız?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu çerçevede, sadece
Enes Kara olayı değil bugüne kadar
yaşadığımız tüm acılardan ders çıkartarak
başta Gençlik ve Spor Bakanlığımızın,
Yükseköğretim Kurulumuzun, Millî Eğitim
Bakanlığımızın yaptığı
çalışmalarla, tekrar acılar yaşanmasın, gençlerimiz
dünya gençleriyle rekabet edebilsin diye sayısız reformları
hayata geçirdik. Bu anlamda, bütün siyasi parti gruplarının, adı
geçen önergede ortaya koymaya çalıştıkları
yaklaşımı da toplumumuzun ortak bilinci ve gençlerimizin
geleceği hassasiyetiyle tartıştıklarını, gündeme
getirdiklerini biliyoruz. Bu anlamda, Bakanlığın da yapacağı
çalışmalar çerçevesinde, bu hususta daha güzel çalışmalar
ne olur ve bunu yaparken de demokratik toplumun özüne dokunmadan,
vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini
yaşayarak üniversite öğrenimlerini
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) İşte bunu
konuşalım diyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bitireyim efendim.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Yeter
Başkan ya! On dakika oldu, on dakikadan beri konuşuyor ya!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben de talep
ediyorum efendim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Talep edin ya,
böyle bir şey olmaz yani ya, on dakika
Neden daha fazla konuştu
orada ya?
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Çözüm, çözüm, Sayın Grup
Başkan Vekili, çözüm?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN Peki, tamamlayalım efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın yapacağı
çalışmalarla hem sorunun ve sıkıntıların tespiti
hem bunların tekrar yaşanmaması hem de yapılacak çalışmalar
çerçevesinde
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Çözüm, çözüm ne Sayın
Grup Başkan Vekili?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakın, bunun,
inanın çok derin değerlendirilmesi, hassasiyetle
yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Demokratik
toplumun özüne dokunmadan bu hususların düzenlenmesi gerekir.
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) Çözüm, çözüm
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) O zaman önergeye
evet deyin de hep beraber yapalım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu hususta zaten ilgili
bakanlıklarımız çalışmalarını yapıyor.
İnşallah, vatandaşlarımızın böylesi sorunlarla
karşı karşıya kalmaması için en kısa zamanda
gerekli idari ve yasal düzenlemeleri de hayata geçiririz.
Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş, ben
Özdemir'e yerinden bir söz vereceğim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tabii
ki.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özdemir.
30.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Konya Milletvekili Selman
Özboyacının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Milletvekili arkadaşım Selman
Özboyacı tarafından bir sataşma yok ama şöyle bir şey
var, bir akademisyen olarak söylüyorum: Evet, yurt sayılarında bir
artış var ancak yurt sayıları, KYK yani kamunun
yaptığı yurtlar yüzde 24 artarken bu tür kurumların yurt
sayıları yüzde 93 artmış. 2002deki öğrenci
sayımız yaklaşık 1,5 milyonken bugün 9 milyona
yaklaşan bir öğrenci sayımız var yani bu yurtlar yeterli
değil. Elbette, bir siyasi istismar olmaması lazım; inanç
üzerinden bir tartışmaya gerek yok. Yaşanan sorunlar var ve
bizim Meclis olarak görevimiz şu: Neden bu kurumlarda bu sorunlar var ve
gençlerin sorunları neden; neden gençler kaygılı, neden umutsuz,
neden yurt talepleri var? Bizim amacımız bu, biz de o nedenle bu
araştırma önergesini destekliyoruz ve buna vurgu yapıyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Beştaş
31.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Konya
Milletvekili Selman Özboyacının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki ve Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de sataşma olarak almadım, o yüzden
yerimden konuşuyorum.
Milat lafıma yanıt verdi. Milat
değil, biz miladı çoktan yaptık. dedi. Ya, mademki
yaptınız çocuklar niye ölüyor, gençler niye intihar ediyor, neden
tecavüze uğruyor, neden tacize uğruyor, neden buna çözüm
üretemiyoruz? Bizim derdimiz bu. Şu anda iktidar koltuğunda oturan
Sayın Grup Başkan Vekili ve Sayın Vekil çözüm odaklı konuşma
yerine ayrıştıran, yine suçlayan bir dille ve olmayan bir
uygulamayla hamaseti tercih ettiler.
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) Ayrıştıran
sizsiniz, ben nerede ayrıştırdım ya?
Ayrıştıran sizsiniz ya!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya, biz
çözüm arıyoruz. Bizim derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek
değil çünkü gençler Türkiye Büyük Millet Meclisinden hakikaten çözüm
bekliyor. Yani dünden beridir -iki gündür- sosyal medyada ttde Enes Kara,
dünyanın her yerinde haberi yapıldı ve iktidar partisinin bir
milletvekili çıkmış Sosyal medyada bunu yazanları
kınıyorum. diyor. Neden kınıyorsunuz ya?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) İstismar edenleri
dedim, doğru söyleyin.
BAŞKAN Buyurunuz, tamamlayınız
efendim.
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) İstismar edenleri
dedim yazanları demedim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İstismar edenleri kınıyorum. İstismarın
sınırı nedir?
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) Yani siz gençler konusunda
samimi olsaydınız, dağa kaçırılan gençleri niye
konuşmuyorsunuz?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Başsağlığı dilemek, üzülmek, acısını
paylaşmak nasıl istismar olabilir?
SELMAN ÖZBOYACI (Konya) Samimi değilsiniz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, bizim yaşayanlara saygı borcumuz var; ölülere
de hakikati ortaya çıkarma borcumuz var. Biz, burada, sizden Bunu
yaptık. demenizi değil, gelin yeni bir komisyon kurarak bu cemaat,
vakıf ve benzeri yurtlarda yaşananları
araştıralım, bunun önüne geçelim diyoruz yani herkesin imza
atacağı bir önerge getirdik; bunun altını çiziyorum.
Ayrıca, yani şu doğru değil:
Yoksulluk ve cemaat kıskacına gençleri mahkûm edeceksiniz, sonra da
diyeceksiniz ki Vallahi biz bütün sorunları çözdük. İnsanlar
keyfinden o yurtlara gitmiyorlar; parasız oldukları için,
okuyamadıkları için gidiyorlar.
Bitiriyorum Başkan, affınıza
sığınarak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
Son olarak Sayın Özkan'a cevap: Dedi ya Bizim
yurt sayımız arttı. Doğru, arttı ama öğrenci
sayısı daha çok arttı ve resmî rakam, 10 büyükşehirde yer
alan öğrenci yurt kapasitesinin
araştırıldığı bir rapor var; İstanbul'da
yatak başına 32 öğrenci, Ankara ve İzmir'de 11, Bursa'da
10, Mersin'de 7, Antalya'da 6, Diyarbakır'da 5, Adana'da ve Konya'da 4,
Erzurum'da ise 3 öğrenci düşüyor. Sizin varsa buna karşın
-istatistiği de elimde- bir cevabınız, bunu isteyelim.
Bu önergeyi reddederlerse bu sorumluluğu daha
da büyük bir şekilde üstleniyorlar demektir, kaçıyorlar demektir;
bunu da söyleyeyim. (HDP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Çözüyoruz demektir.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Çözdüğünüz ortada.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Çözdüğümüz
içindir.
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Özkanın uzun değerlendirmesinden sonra 60a göre tekrar söz talep
etmek durumunda kaldım.
Arz ederim efendim.
BAŞKAN Buyurun efendim.
32.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim efendim.
Sayın Başkan, AK PARTİden önce de
yurt vardı, eksikti; AK PARTİnin yirmi yıllık döneminin
sonunda da yurt var, yapıldı ama eksik. AK PARTİden önce de
Türkiyede büyükşehirlerde devlet 5 öğrencinin 1inin yurt talebini
karşılıyordu, hâlen bugün gene öyle. Ama beni inciten şu:
Yüce Genel Kurula dedim ki bu Meclisi bombalayanlar
ışıkevlerinde yetişti. Bugün mevcudu 5 ile 10 arasında
değişen, hücre evi gibi çalışan kaçak yurtlar var. Benim
üzüntüm şuna: Ben, dün, Sayın Özkan'ın açıklamasını
vali ve kaymakamlara bir talimat olarak, örtülü talimat olarak
algıladım. Şöyle ki: Sayın Özkan diyor ki Efendim bunda ne
var? 3-5 öğrenci anlaşıp, bir araya gelip ev tutmuş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Merhum Enes
Kara'nın videosunu, bıraktığı notu eğer görse
Merhum Enes evladımız, babasına buradan ayrılmak
istediğini söylüyor; babası Hayır, burada kalacaksın.
diyor. Demek ki çocuklar evi aralarında anlaşıp
tutmamış, cemaat tarafından çocuk oraya yerleştirilmiş
babasının rızasıyla. Sayın Özkan da Çocuklar kendi
aralarında anlaşmış, bir ev tutmuşlar. demek suretiyle
Bu tarz olayların tekrarlanmaması bakımından
yapılması gereken gayet açık değil mi Sayın
Başkan? Hücre evi gibi çalışan kaçak yurtların vali ve
kaymakamlar tarafından derhâl kapatılması
Vali ve kaymakamlara da sesleniyorum: Bu işin
vebali vardır ve unutmayın her vebalin de bedeli vardır. (CHP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başkanım,
doğrudan Sayın Grup Başkan Vekili ismimi zikrettiği için
sataşma kabilinden değil, pek kısa söz olarak
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır, hiç
ilgisi yok.
BAŞKAN Ben size sataşmadan söz vermek
istiyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Verin, fark etmez.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Direkt
sataştık, görevinizi yapmıyorsunuz, direkt sataştık.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Orada da yirmi
dakika konuşuyorsun.
BAŞKAN - Kürsüden efendim.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; elbette AK PARTİ'den önce de vardı, duble
yollar vardı, kilometresini biz 8 kat artırdık. Yollar
vardı, yurtlar vardı.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Bravo
sana! Bravo!
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Ya, ne alakası var?
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Hiç öyle oraya buraya
çekmeye çalışmayın.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Şimdi,
kazıklı yollar var, kazıklı yollar; kazıklı
köprüler var, kazıklı köprüler!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ayıptır
ya! Bu kadar ciddi bir meseleyi konuşuyoruz, sen nereye götürdün ya! Ya,
çocuklarımızın ölümünden bahsediyoruz ya!
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Sayın Altay,
herhâlde vereceğim cevap sizleri üzecek ki grubunuz gürültüden
duyulmasın diye gayret içerisinde. Madem ki cesaretiniz var, sessizce
dinleyin.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Yok, boş konuşmaya sabredemiyoruz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Şimdi
kazıklı köprüler var, kazıklı köprüler(!)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Avrasyadan kaça geçiyorsun?
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Bakın, 190 yurt,
bunların hepsi yeniden inşa edildi, 780e çıkartıldı.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Biraz insan
odaklı konuşsana ya!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Bırakın, konuşsun.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) 182 bin öğrenci
kapasitesi 780 bin
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ölü var ortada,
genç, ayıp be!
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Geleceğiz oraya
da.
81 il ve 247 ilçede; 57 büyükşehirde ve ilçe
merkezlerinde ve bugün burs sayısı itibarıyla da 4 katına
çıktı.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Saptırıyorsun.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Sayın
Özkan, yakışmıyor size, kimliğinize
yakışmıyor, insan odaklı konuşun. Taştı,
duvardı, yoldu
Ortada bir genç
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bunlar reklamlar
kısmı, reklamlar; öze gel öze; konuya gel konuya!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Yaşam var, yaşama gel yaşama!
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Sayın Altay, evet,
sormamız gereken soru şu: Diyor ki FETÖnün
ışıkevlerinden AK PARTİ ders çıkarmamış.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Evet.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Ben de soruyorum: Yahu
yıllarca bu evlerde kalıp AK PARTİden önce kırk
yıldan beri devlete sızanları KHKyle biz attıktan sonra
siz Geri getireceğiz. demiyor musunuz? (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Siz
yarattınız, devletin tüm kanallarını siz onlara
açtınız; ayıptır!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Yargıdan dönenleri ne yapacaksın, yargıdan dönenleri?
CAHİT ÖZKAN (Devamla) FETÖyle bütün ihraç
edilenleri Yeniden devlete alarak milletin ve devletin başına bela
yapacağız. diyen siz değil misiniz? Utanın biraz! (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) O
açıklamaları sen yaptın bizzat, açıklamaları bizzat
sen yaptın!
CAHİT ÖZKAN (Devamla) Bakınız,
ortada bir oyun vardır, bu ülkede tam kırk yıldan beri devlet
içine çöreklenmiş olan terör örgütü mensuplarını, FETÖsünü,
PKKsını, derin ve paralel yapılarını biz temizledik;
sizler Milletin başına yeniden bela yapacağız.
diyorsunuz. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Teşekkürler.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Avukatlığını da siz
ALİ ŞEKER (İstanbul) FETÖcülerin
avukatıydın be avukatıydın!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Onların
gazabına uğrayan bizdik sizin sayenizde.
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, partimizin
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) Ayıp
ayıp ya!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ayıp
değil ya bu.
HÜDA KAYA (İstanbul) Kendi partilerine
baksınlar ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bakalım, KHKlerle
atılanları nasıl getireceksiniz bir bakalım?
HÜDA KAYA (İstanbul) Kendi partinize
bakın; ne kadar katil, suçlu, kaçakçı varsa sizde.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Onların
cezası yoktu ki eskiden, alınırken cezası mı
vardı? Tertemizdi sabıka kaydı bile yoktu.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Sen kendin FETÖyü
savunuyordun yani unuttun mu?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Partimizin
KHKlilerle ilgili tutumu bakımından açık bir sataşmada
bulundu, söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Altay, buyurun.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak)
Yakışıklı, FETÖyü sen savunuyordun başta, nasıl
oldu da şimdi pişman oldun?
ALİ KEVEN (Yozgat) Ya, yeter ya, yeter!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bir sataşma yap da
geleceğiz oraya, hadi.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Terbiyeni takın, Grup Başkan Vekiliyle konuşuyorsun.
3.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Böyle çok
bağırarak falan üste çıkamazsın Cahit.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Suçluluk
psikolojisi.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sanıyorum
-diyorlardı, inanmıyordum- herhâlde sen de ışıkevleri
rahleitedrisinden geçmişsin, öyle anlaşılıyor. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, gülüyoruz, çok trajediye
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Evet, evet, oradan
çıkmazdı o, onların sözcüsüydü.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Belli,
belli, ışıkevlerinden gelmiş.
ENGİN ALTAY (Devamla) Evet, siyasete malzeme
yapmayalım arkadaşlar.
BURHAN ÇAKIR (Erzincan) Herkes biliyor, herkes
biliyor!
ENGİN ALTAY (Devamla) KHK meselesinde
söylediğimizin sonuna kadar arkasındayım. İbrahim
Kaboğlu KHKli, bak -burada mı şimdi, bilmiyorum- adam
milletvekili. Siz zanla, fişle KHKyle işinden alacaksınız,
hiçbir mahkeme o kişiye ceza vermeyecek, hatta kovuşturmaya
-Değil mi Turan Bey?- yer bulmayacak ama siz onu ekmeğinden
etmiş olacaksınız. Ne uğruna? FETÖyle mücadele
uğruna. Vay anasını be! FETÖcülerin zenginlerinin
alayının malına çöküp dışarı
çıkaracaksınız, sokakta gezdireceksiniz, bazılarını
büyükelçi yapacaksınız; ondan sonra FETÖyle mücadele, değil mi?
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Vekil
yapacaksınız!
ENGİN ALTAY (Devamla) Siz FETÖyle mücadele
edeceksiniz Adil Öksüzü ve Zekeriya Özü kimin
kaçırdığını gelip burada söyleyeceksiniz
kardeşim, önce bunu söyleyeceksiniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Aynen.
ENGİN ALTAY (Devamla) Tekrar söylüyorum: Ben
senin dün söylediğin bir değerlendirmeye dedim ki: Bu, vali ve
kaymakamlara örtülü talimattır. Gel, buna cevap ver. (CHP
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
KHKyle ilgili
BAŞKAN Sayın Beştaş
CAHİT ÖZKAN (Denizli) PKK dedim, onun için
niye söz alıyor?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ne dedin
sen şimdi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Biraz önce PKK dedim,
FETÖ dedim; ne var ki?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
KHKlilerle ilgili söz aldım.
ENGİN ALTAY (Devamla) KHK diyoruz ya!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tamam ama
PKKlılarla ilgili. diyor arkadaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ne
alakası var ya?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) PKK dedim, FETÖ dedim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) O KHK diyor,
sen PKK anlıyorsun.
HÜDA KAYA (İstanbul) Haddini bil, haddini!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Niye, PKK bizim
şeyimizde mi ya? Sen de o zaman Fetullahın mı temsilcisisin?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Hemen atlamaya gerek
yok.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Her Fetullah
dediğimizde sen mi cevap vereceksin?
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Sen FETÖcü
değil miydin daha önce?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Arkadaşlar, bir dakika ya!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Silivri
avukatı.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) En büyük
FETÖcü sendin, buradasın işte!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Arkadaşlar
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Öyle ikide
bir konuşuyorsun!
BAŞKAN Sayın Beştaş, buyurunuz
efendim.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
33.-
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BURHAN ÇAKIR (Erzincan) Çocukları dağa
kaçırdınız, bir de konuşuyorsunuz utanmadan! Dağa
kaçırdığınız çocukları söyle.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz yurtların
araştırılması için önerge verdik, olay nasıl
KHKlilere geldi doğrusu bilmiyorum. Ve buradan, kürsüden açıkça,
iktidar, Grup Başkan Vekili Sayın Cahit Özkan KHKlileri savunmakla
kalmadı yani -KHK medeni ölüm- insanları işsizliğe,
açlığa, ölüme mahkûm etmeyi savunmakla kalmadı, bir de biz
KHKlileri savunuyoruz, onların haklarını koruyoruz diye bizi de
suçladı. Ya, siz işte böyle itiraf edersiniz. Gerçekten konuşun,
daha fazla konuşun ki gerçekler yanlışlıkla
ağzınızdan çıksın. Ya, KHK ne demek? Bir insan
hakkında soruşturma yok, kovuşturma yok, ceza yok, hiçbir
şey yok; siz onu alıyorsunuz Ben seni beğenmedim, sen
iltisaklısın, seni işinden ediyorum. demektir ya. Ve bir de
OHAL komisyonları kurdunuz, orada da daha fazla süründürüyorsunuz;
beş yıldır -6ncı yıla girdi- hakkında hiçbir
mahkeme kararı ve soruşturması olmayan insanları ölüme
mahkûm ediyorsunuz. KHKyi savunmak ölümü savunmak demek. Evet, sen ölümü
savundun Sayın Cahit Özkan. Neden biliyor musun? KHKlilerin
ihracını savunmak hukuku reddetmektir çünkü hukuka
aykırıdır. Bugün olmasa yarın Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinden bu kararlar dönecek.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) AİHM zaten
karar verdi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Türkiye'nin altına imza attığı sözleşmelere
aykırı bir uygulamadır. İltisakı da siz icat ettiniz,
herkesi medeni ölüme mahkûm ettiniz. Ayrıca, O KHKlileri siz
yetiştirdiniz. diyorsunuz ya, o evlerin hepsini siz organize ettiniz.
Cemaatleri de siz yerleştirdiniz, sonra da suçlu ilan ettiniz. (HDP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Başkanım
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.05
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.24
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 46ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
VI.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç tarafından, Türkiyede tarikat veya cemaat kontrolündeki özel
yurtlarda ve kamu yurtlarında yaşanan sorunların
araştırılması amacıyla 13/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Ocak 2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim, bir saniye, ben yerinizden
söz vereceğim size.
Sayın Beştaş
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
34.-Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, milletvekillerinin
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki sözlerinin ve
davranışlarının 84 milyon insana iyi örnek olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Teşekkürler
Sayın Başkan.
Biraz önce yine hiç istemediğimiz görüntü
cereyan etti. Hakikaten, Türkiye Büyük Millet Meclisine hepimiz seçilerek
gelmiş ve burada halkı temsil eder konumdayız. Buradaki
davranışlarımız, sözlerimiz, hatta vücut dilimiz de 84
milyon insana iyi örnek olmalı, kötü örnek teşkil etmemeli; her gece
tartışmalarda ve benzeri platformlarda buradaki kavgalar, sözler
üzerinden ne bizlerin ne Türkiye Büyük Millet Meclisinin tüzel
kişiliğinin ve temsil ettiği değerlerin
tartışılmasına izin vermemeliyiz. İtham, tehdit, çok
da şık olmayan, kabul edilemez sözlerin kullanılmaması
gerektiğini burada birçok defa hem Meclis Başkan Vekillerimiz hem
bizler Grup Başkan Vekilleri olarak söyledik. Bunu bir kez daha ifade
ediyorum: Bu tip tutumları asla tasvip etmiyoruz, hiçbir grubun da
etmediğini, etmemesi gerektiğini biliyorum.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın İslam
35.-
İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir İslamın, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Az önce konuşmalarda KHKliler konusu
ağırlıkla gündeme geldi. Ben Sayın Özkana şunu
hatırlatmak isterim: Bakınız Sayın Özkan, benim herhangi
bir örgütle bugüne kadar ne irtibatım ne iltisakım oldu ama siz beni
Şubat 2017de attınız, 13 Eylül 2017de dilekçemi verdim, dört
buçuk yıldır dilekçeme cevap alamıyorum.
Bakın, bu Mecliste 12 KHKli milletvekili var;
Sayın Kaboğlu ve ben CHPdeyiz, HDPde de 10 milletvekili arkadaşımız
var. Şimdi, benim size sorduğum şu: Bakın, Anayasa
Mahkemesi, barış akademisyenleri bildirisini de ifade özgürlüğü
sınırları içine dâhil etti ama siz buna rağmen aklanan ve
beraat eden insanları işlerine döndürmüyorsunuz; bunu defalarca size
söyledik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Sayın Başkan, KHKli olarak ben de söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Grup Başkan Vekiliniz
zaten konuştular.
Sayın Özkan
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Ama efendim, tek tek bütün KHKlilere yönelik bir ithamda bulundu. KHKli bir
milletvekili olarak İç Tüzük 60a göre söz hakkımız var
Sayın Başkanım.
BAŞKAN İleriki süreçte 60a göre söz
vereceğim ben.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Hatta direkt sataşmadan söz hakkımız var; kişilik
hakkımızı ihlal ediyor.
BAŞKAN Sayın Özkan
36.-
Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, İstanbul Milletvekili Nazır
Cihangir İslamın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Teşekkürler.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
biz, tabii, Parlamentoda yasama faaliyetini gerçekleştirirken anayasal
demokratik hukuk düzenimizin güçlenmesi için çalışma yapıyoruz.
Bu anlamda, yaptığımız yasal düzenlemeler ve müzakerelerimiz,
daha demokratik, daha adil bir anayasal düzen inşa edilsin diye. Bu
anlamda, daha evvel de KHKlilerle ilgili yapılan çalışmalar
vardı, onlardan haksızlığa uğrayanlar varsa onlarla
ilgili de yapılan çalışmalar vardı.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş)
Niye haksızlığa uğradılar Sayın Özkan, niye
uğradılar? İşinden etmeniz haksızlık değil
mi?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Bu anlamda, demokratik,
adil, hukuki bir durum için diğer siyasi partiler de elbette bu hususta
Hukuki olanı hayata geçirelim. diyor olabilirler. Ben, bu anlamda,
sadece şuna işaret ederek sözlerimi tamamlamak istiyorum: Tabii,
1970li, 1980li yıllardan itibaren devletin içerisine sızan FETÖ
terör örgütü unsurlarının kamuya 1970te, 1980de, 1990da, 2000de
girerlerken onlar hakkında bırakınız bir
soruşturmayı, herhangi bir sabıka kayıtları da yoktu.
Yani o anlamda, onlar ilk girişlerinde zaten haklarında bir
sabıka kaydı olmadan girip, devlet içerisinde örgütlenip böylesi bir
terör örgütünün böylesi bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya
kalmışsak bu anlamda devlet kamu hizmetlerini yürütürken
personelinin, kamu görevlilerinin taşıması gereken tek sadakatin
anayasal hukuk düzenine, demokrasiye sadakat olmaları gerektiğini
ifade ediyorum. Bunun dışında farklı yerlerden talimat
almak, farklı yerlerden alınan talimatlarla devlette kamu otoritesini
temsil etmek vatandaşlarımız nezdinde onulması, telafisi
güç zararlar ortaya çıkarmıştır. Bu hususta tekliflerimizi
yaparken anayasal hukuk düzenimizi güçlendirecek bir anlayışla
çalışma yapmamız ve yasal düzenlemeleri hayata geçirmemiz
gereğini ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Altay
37.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, HDP Grubunun Türkiyede tarikat
veya cemaat kontrolündeki özel yurtlarda ve kamu yurtlarında yaşanan
sorunların araştırılması amacıyla verdiği
önergeyi AK PARTİli milletvekillerinin vermesini önerdiğine ve
KHKyle fişlenen insanların aşından edilmesinin
zorbalık olduğuna ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, şimdi, hiç şüphesiz Enes Kara olayıyla
yaşadığımız travma herkesi yakından ilgilendiriyor.
Ben, AK PARTİ'li kadın milletvekili kardeşlerime buradan
seslenmek istiyorum: Gelin, bu önergeyi AK PARTİli
arkadaşlarımız, hatta kadın milletvekillerimiz versin
-yarın, öbür gün- biz de kabul edelim ama buna Meclisin sessiz
kalması doğrusunu isterseniz bizim canımızı
sıkıyor Sayın Başkan, bunu arz etmek istedim.
KHK tartışmasına yeniden
girmeyeceğim; mesela elimde bir byLock listesi var, bugün
açıklamayalım isimleri. Bunlar devlette her türlü imkâna sahip ama
KHKyle fişlenen insanların aşından edilmesi
zorbalıktır, bunlar ceberut devletlerde ve diktatörlerin
yönettiği ülkelerde görülen işlerdir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
VI.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
CHP Grubunun, Uşak Milletvekili Özkan Yalım ve arkadaşları
tarafından, taşımalı eğitim sisteminde
taşımacılık yapan servis işletmecilerinin, ihale
bedeli belirlendikten sonraki süreçte meydana gelen olağanüstü fiyat artışlarının
yarattığı mağduriyetin giderilmesi amacıyla 13/1/2022
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 13 Ocak 2022 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
13/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma kurulu 13/1/2022 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Uşak Milletvekili Özkan Yalım ve
arkadaşları tarafından taşımalı eğitim
sisteminde taşımacılık yapan servis işletmecilerinin,
ihale bedeli belirlendikten sonraki süreçte meydana gelen olağanüstü fiyat
artışlarının yarattığı mağduriyetinin
giderilmesi amacıyla 13/1/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (3096 no.lu) diğer önergelerin
önüne alınarak görüşmelerinin 13/1/2022 Perşembe günlü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Uşak Milletvekili
Sayın Özkan Yalım
Buyurunuz Sayın Yalım.
CHP GRUBU ADINA ÖZKAN YALIM (Uşak) Yüce
Divana, çok değerli çalışma arkadaşlarımıza ve
bizi izleyen tüm vatandaşlarımıza saygı ve sevgilerimi
sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, bir
araştırma önergesi verdik. Bugün hepimizin çoluğu çocuğu
var, tabii ki eğitim zamanında onları okula göndermek
zorundayız. Biliyorsunuz, nüfusun az olduğu bölgelerde
taşıma usulüyle yapılan bir eğitim sistemi var,
çocuklarımızı bu servisçilere emanet ediyoruz. Ancak
servisçilerin her yıl ağustos ayında yapılan
sözleşmelerle ücretleri belirleniyor. Biliyorsunuz, ağustos
ayında yapılan sözleşmelerde maalesef -Kamu İhale
Kanununda bir hata yapılmış- akaryakıt ve diğer
giderlerdeki olası maliyet artışları öngörülmemiş. Bu
sebepten dolayı da gerçekten çok büyük bir mağduriyet söz konusu.
Şu anda okullarımızdaki çocuklarımızı
taşıyan servisçilerimiz maliyetlerinin yani akaryakıt ve
diğer maliyetlerinin artması sebebiyle bu işi yapamaz hâle
geldiler, kontak kapatmakla karşı karşıyalar. Bu da ne
demek oluyor? Çocuklarımızın okullara ulaşması
neredeyse imkânsız hâle geldi.
Biliyorsunuz, sözü edilen taşımalı
eğitim her yıl ağustos ayında Kamu İhale Kanunu
hükümleri çerçevesinde yapılıyor ancak bu ihale sözleşmesi
yapıldıktan sonra neler değiştiğine bakalım. Ben
tüm servisçi meslektaşlarımız, bu sektöre hizmet veren
değerli arkadaşlarımız adına buradan özellikle bu
konuşmayı yapıyorum.
AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın
Cahit Özkan Bey, bunu özellikle sizlerin ve de tüm AK PARTİli ve MHPli
milletvekili arkadaşlarımızın dikkatine sunuyorum:
Bakın, Ağustos 2021de motorinin yani mazotun fiyatı 7,25. Bugün
ne? Dışarıdaki herhangi bir akaryakıt istasyonundaki
tabelada 13,85. Fiyat artış oranı ne? Yüzde 91. Bakın,
motorin yüzde 91 arttı. Bunun yanında lastik yüzde 150, yedek parça
yüzde 80, motorlu taşıtlar vergisi yüzde 25, sigorta yüzde 25, kasko
yüzde 45, TÜV yani araç muayene yüzde 25, emisyon yüzde 25, şoför
ücretleri yüzde 40 ile yüzde 50; bunların yanında ücretli yollar
yüzde 25, köprüler yüzde 25. Bu şekilde alt alta topladığınızda
gidiyor. Yani yaptıkları sözleşmeden dolayı şu anda
değil kâr etmek, inanın zararına
Yüzde 91lik bir motorinin
fiyat artışı, yüzde 150nin üzerinde de diğer
maliyetlerdeki artışlardan dolayı toplamda zarar ediyorlar;
öğrencilerimizi, çocuklarımızı okullara götüremiyorlar. Bu
sebepten dolayı bugün Mecliste görüşülen 301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 11 no.lu maddesine göre -bakın Cahit
Bey, bu çok önemli- Sayın Cumhurbaşkanına yetki veriyorsunuz. 1
Aralık 2021 tarihinden önce ihalesi yapılmış,
yapımı hâlen devam eden, fesih veya tasfiye edilmeksizin kabulü,
geçici kabulü yapılmış mal ve hizmet alımları ile
yapım işlerine ilişkin TL üzerinden yapılmış
sözleşmelere fiyat farkı verilmesine olanak sağlanıyor.
Kime? Cumhurbaşkanına. Peki, Cumhurbaşkanı belki bu
servisçi arkadaşlarımızın sorununu bilmiyor. Ben buradan
özellikle Sayın Grup Başkan Vekili Erkan Beye ve de Cahit Beye
sesleniyorum: Sayın Cumhurbaşkanına bunu anlatın.
Taşımalı eğitimde hizmet veren, servis yapan, hizmet veren
işletmeler ve de şahsi firmalar batmak üzere, kontak kapatmak üzere.
Bu mağduriyetlerin giderilmesi adına
Bugün görüşülen 301
sıra sayılı Kanun Teklifinin 11inci maddesine bir ekleme
yapılarak bu servis işi yapanların mağduriyetini
giderebiliriz diyorum. Sizi buradan tüm vatandaşlarımızın,
kamuoyunun önünde özellikle uyarıyorum. Onun için, gelin, bizim göz
bebeğimiz olan, geleceğimiz olan çocuklarımızı
taşıyan, bu servis hizmeti veren servisçilerimizin mağduriyetini
giderelim çünkü bugün yarın kontak kapatacaklar. Gerçekten, bakın,
bunların sorunları bununla bitmiyor, köprülerdeki maliyetler vesaire.
İstanbulda özellikle taşımalı eğitim yapan birçok
vatandaşımız HGSdeki ve ücretli yollardan geçişlerdeki o
gözlerin, okuma gözlerinin görmediğinden dolayı özellikle
yap-işlet dediğimiz
Hani Sayın Cumhurbaşkanı
söylüyor ya PPP diye birçok vatandaşı bilmiyor sayıyor ama
herkes biliyor çünkü hazineyi o kadar soydurdunuz ki PPP'nin ne olduğunu
herkes biliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ÖZKAN YALIM (Devamla) Yani yap-işlet-devret
modeliyle yapılan bu köprülerde ve de geçiş noktalarında gözler
okumadığından dolayı, geçişler de
bildirilmediğinden dolayı artı 4 kat cezayla karşı karşıya
geliniyor. Onun için ben sizden taşımalı eğitimde hizmet
gören servisçiler adına bu mağduriyetin giderilmesini acilen bugün
talep ediyorum.
Diğer bir taraftan, bakın,
yıllardır üzerinde durduğumuz 3600ü bekliyoruz, gündeme gelsin.
Aynı şekilde intibak yasası, emeklilerimiz için intibak
yasası, bunun yanında kesinlikle emeklilikte yaşa
takılanlar yani EYT'liler
Sayın Grup Başkan Vekilleri ve de çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; 45 milyar dolar Suriyelilere
harcadınız ama kendi öz vatandaşımız olan emeklilikte
yaşa takılanların hakları için 7 milyar dolar paraya
kıyamıyorsunuz. Emeklilikte yaşa takılan
vatandaşlarımızı unutturmuyoruz, unutturmayalım,
emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın
hakkını gelin verelim diyorum. Bir an önce kanunu buraya getirin.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
Denizli Milletvekili Sayın Yasin Öztürk.
Buyurunuz Sayın Öztürk. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup
önerisi üzerine İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Son yıllarda Merkez Bankası başta
olmak üzere ekonomiye yön veren tüm kurumların tek elden yönetilmesi,
iktidarın ekonomi politikaları konusundaki değişken ve
belirsiz tutumu, Türk lirasındaki değer kaybı, yüksek enflasyon
ve işsizlik geniş toplum kesimlerini geçinemez hâle getirmiştir.
Hepimizin malumu olduğu üzere, döviz
kurlarında son dönemlerdeki hareketlilik sebebiyle
kullandığımız her nevi ürünün fiyatında yüksek
oranlarda artış gerçekleşmiştir. İşin en önemli
kısmı ise döviz kurlarında nispi bir azalış olsa da bu
azalış piyasalarda fiyatlara indirim olarak
yansımamıştır. Ayrıca yılbaşı gecesi,
elektrik, doğal gaz, benzin, motorin, LPG gibi, üretimi yaşamın
her alanını doğrudan etkileyecek ürünlere fahiş oranlarda
zam yapılmıştır. Ekonomi sorulmasına gerek yok,
yapılan bu zamların maliyet, beraberinde de fiyat
artışını getirdiği ortadadır.
Son bir yıllık dönemde akaryakıt
fiyatlarında, 12si indirim olmak üzere, 46sı zam olarak toplamda 58
fiyat değişikliği olmuştur. Akaryakıttaki serbest
fiyat sistemi uygulamasına rağmen benzin ve motorin
yaklaşık 13,5-14 lira, LPG ise 9,5-10 lira civarına
yerleşmiş durumdadır. Eşelmobil sisteminde iniş çıkışlara
rağmen akaryakıt fiyatlarında son dönemlerdeki artış
yaklaşık yüzde 90 civarındadır. Dövizi indirdik. diye
övünenler hazineyi boşalttıkları için akaryakıt
fiyatlarına müdahale imkânını ellerinden
kaçırmışlardır.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet fahiş
fiyat artışları konusunda suçlu arıyor ya, hiç
aramasın çünkü sadece akaryakıt fiyatlarının yükselmesi
bile ürün fiyatlarını artırıcı etkisi sebebiyle bütün
piyasaları etkilemiştir. En büyük etkiyi ise nakliye,
taşımacılık maliyetlerinin artması nedeniyle gıda
fiyatlarında hissetmekteyiz. Gıda sektörü tarladan sofraya bir üretim
ağı içinde şekillenmektedir.
Ülkemizin her noktasında, iklim ve bölge
koşullarının etkisiyle tarımsal üretim
yapılamamaktadır. Bu nedenle, tarımsal ürünlerin ülke geneline
dağıtımı için nakliye zorunluluğu ve beraberinde
yüksek bir maliyet devreye girmektedir. Nakliye maliyetleri ise akaryakıt
zamlarının yanı sıra köprü, otoyol geçişleri, araç
muayene ücretleri ve motorlu taşıtlar vergisine yapılan zamlara
eklenen araç bakım masraflarıyla katlamalı olarak
artmaktadır.
Taşımalı eğitim sistemi
nedeniyle birçok öğrenci okullara servisle gitmek zorundadır. Her
yıl ağustos ayında Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde
taşımalı eğitim hizmeti için ihaleye giren servisçi
esnafının soygun gibi zamlar nedeniyle ihale fiyatlarında, dönemlerinde
imza attıkları sözleşme bedelleri kuşa dönmüştür;
servisçiler zarar etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) 4734 sayılı
Kanunun 19uncu maddesine göre yapılan ihale bedellerinin
iyileştirilmesiyle ilgili Genel Kurulumuzda şu anda bir madde
görüşülmektedir. Bu madde yetkinin kullanılmasını ve bedel
takdirini Cumhurbaşkanına bırakmaktadır. Sayın
Cumhurbaşkanının keyfiyeti yerine sektördeki gerçek
kişilerce artan maliyetlerin doğru hesaplanıp doğru fiyat
artışının verilmesi gerekmektedir çünkü her sektörün
maliyet artışı farklıdır. İnşaat sektörünün
maliyet artışı ile mal alım veya hizmet sektörünün maliyet
artışının aynı kefede hesaplanması
yanlıştır.
Ayrıca, akaryakıt zamları toplu
taşıma araçlarını kullanmak zorunda olan
çalışanları da mağdur etmektedir. Hâl böyle iken
ekmeğini taşımacılık yaparak çıkaran şoför
esnafının en birinci maliyeti olan akaryakıt fiyatlarına
karşı devlete güvenerek iş yapan sektörün açıkta kalmaması
gerekmektedir. Yoksa bir sonraki seneye öğrencileri taşıyacak ne
dolmuş minibüs ne de şoför bulabileceksiniz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Züleyha Gülüm.
Buyurunuz Sayın Gülüm. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Bir
avuç zenginin daha da zenginleştiği, yoksulların daha da
yoksullaştığı bir iktidar politikasıyla
karşı karşıyayız. Bu yoksullaşmadan
payını alan bir kesim de elbette ki esnaflarımız. Sadece
ekonomik kriz döneminde halkı yoksullaştıran AKP
politikaları değil, aynı zamanda pandemi sürecinde de
esnafın desteklenmemiş olması, gerçek anlamda esnafa bir destek
sunulmaması nedeniyle aslında esnaf çok uzun zamandır çok ciddi
bir krizle karşı karşıya.
Esnaf, borcunu ödeyemez hâlde, kirasını
karşılayamıyor, giderlerini karşılayamıyor ve bu
dönemde de aslında bir sermayenin el değiştirme süreci de
yaşandı. Nasıl oldu? Esnaf kendi işletmelerini devam
ettiremeyince, giderlerini karşılayamayınca birtakım büyük
sermaye grupları hemen bu çökme geleneğinin bir devamı olarak
küçük esnafın da iş yerlerine çökmeye çalıştı,
değerinin çok altında, ucuza iş yerlerini kapattılar;
esnaf, borç batağında olduğu için, senetlerini ödeyemediği
için, icraya düştüğü için, artık haciz üstüne haciz geldiği
için iş yerlerini değerlerinin çok altında mecburen satmak
zorunda kaldı ama ne yazık ki iktidardan bu konuda hiçbir destek
alamadı, göstermelik destekler de esnafın sorununu çözemedi.
Bunlardan bir tanesi de taşımalı
eğitim sistemine ilişkin ihaleyle servis
taşımacılığı yapan işletmeler oldu.
İşletmeler bütün bu kriz sürecinde kendi gelir kayıplarıyla
birlikte zarar ederken şimdi de ekonomik zamlarla, akaryakıta gelen
zamlarla, araç muayenesine gelen zamlarla, yollara gelen zamlarla yani bütün bu
zam sektörünün içerisinde aldıkları bedelle bu hizmeti sürdüremez
noktaya geldiler. Bu nedenle, çözüm üretilebilmesi açısından bu ihale
bedelleri konusunda yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bu
düzenlemenin, gerçekten, zararlarını karşılayacak ve bu
hizmetin düzgün yapılabilmesini sağlayacak bir seviyede
gerçekleşmesi gerekiyor. Yani her zaman yaptığınız
gibi, göstermelik Esnafa bir destek sunduk; şöyle iyileştirdik,
böyle iyileştirdik. deyip aslında çok küçük destek
miktarlarıyla bırakmak değil, kalıcı ve gerçek bir
çözümü sağlayacak bir zemini örgütlemek gerekiyor.
Taşımalı eğitim sisteminde
sorunlardan bir tanesi de ihalelerde yapılan usulsüzlüklerle ilgili, çokça
şikâyet alınan bir konu. İhalelerin hukuka uygun olarak
yapılmadığı, birtakım işletmelerin
gözetildiği ve her ne hikmetse hep benzer işletmelere bu ihalelerin
verildiği noktasında çokça şikâyet var. Bu ihale sisteminin bir
an önce düzeltilmesi, bu işin yine yandaşlara değil; bu işi,
taşıma işini gerçekten doğru düzgün yapabilecek, bu konuda
öğrencileri gözeten, velileri gözeten, öğrencilerin geleceğini
gözeten bir yerden yaklaşan, işi layıkıyla yapabilecek
işletmelere verilmesi önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) Bu konuda da denetimin çok
daha ciddi olarak yapılması gerekiyor.
Bir diğer mesele, gerçekten, akaryakıt
zamları tüm zamları beraberinde getirdi ve iktidarın bu konuda
maalesef hiçbir denetimi, akaryakıt fiyatlarını düşürme
konusunda da hiçbir çalışması yok. İstanbul Vekili olarak
İstanbuldan örnek vermek istiyorum. Herkes bilir ki İstanbulda çok
ciddi bir trafik sorunu vardı, adım atamazdınız yani
arabayla gitmek gereksiz bir hâle gelmişti, yürüyerek gittiğinizde
daha hızlı gidebiliyordunuz gitmek istediğiniz bir yere. Şu
an İstanbulda trafik sorunu çözüldü. Sayenizde çözüldü ama nasıl
çözüldü? Artık insanlar araçlarını trafiğe
çıkarmıyor; otoparklarda ya da kendi evlerinin parklarında ya da
yollardaki araçlar hiç kımıldamıyor çünkü insanların araçlarının
giderlerini karşılayacak paraları yok ki, araçlarını
nasıl trafiğe çıkarsınlar? Ülkeyi öyle bir hâle getirdiniz
ki trafik sorununu da böyle çözdünüz.
Buradan sizi kutlamak istiyorum, tebrikler. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Denizli Milletvekili Sayın Nilgün Ök.
Buyurunuz Sayın Ök. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK (Denizli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; CHP'nin grup önerisi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimizi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum.
Hepinizin bildiği gibi, son dönemde, Covid-19
salgınıyla birlikte, ülkemizde ve dünyada ham madde temininde, tedarik
zincirlerinde aksaklıklar yaşanmış, enerji ve girdi
fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmiş, arz ve
talep dengesinde bozukluklar ortaya çıkmıştır. Belki de
bugün dünya en enflasyonist dönemini yaşamaktadır. Dünyada, 2020 Mart
döneminde 40 dolar seviyelerinde olan ham petrolün varil fiyatı 85 dolar
seviyelerine ulaşmış, bu yıl varil başına bu
fiyatın 125 dolar seviyelerine çıkabileceği tahmin
edilebilmektedir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde bile
benzin fiyatları geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 61
artışla 2014 yılından bu yana en yüksek seviyelere
ulaşmış bulunmakta. Tabii ki doğal olarak Türkiye de
küresel ekonominin bir parçası olduğundan ve ülkemizde
kullanılan akaryakıt yurt dışından temin
edildiğinden dolayı, bu fiyat artışı ülkemizi de
etkilemiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinde, özellikle
akaryakıt fiyatlarındaki artıştan dolayı,
taşımalı eğitim yapan servis işletmelerinin geçen yıl
ağustos ayında ihale bedeli sebebiyle zarara
uğramalarının önlenmesi ve ihale bedeline ilave olarak ödeme
yapılması suretiyle mağduriyetlerinin önlenmesi için Meclis
araştırması teklif ediliyor. Biz, AK PARTİ olarak göreve
geldiğimiz ilk günden bugüne, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde toplumun her kesimini
kucaklayan, vatandaşımızın derdiyle dertlenen,
vatandaşına asla sırtını dönmeyen politikalar yürüttük
ve yürütmeye devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu öneriye de konu olan sorunu görerek şu anda Genel
Kurulda görüşmekte olduğumuz Cemal Öztürk ve 77 milletvekili
arkadaşımızın getirdiği kanun teklifinin 11inci
maddesinde bu sorunun çözümüne ilişkin düzenlemeler getiriyoruz. Peki,
11inci maddeyle ne yapıyoruz? 4734 sayılı Kanuna göre 1
Aralık 2021den önce ihale edilen işlerde ek fiyat farkı
verilebilmesini sağlıyoruz. İhalesi yapılan kamu
sözleşmelerinde yüklenicinin başvurusu üzerine sözleşmesinde
fiyat farkı olmasa bile idarece ek fiyat farkı verilebilmesini
düzenliyoruz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Servisçileri de kapsayacak
mı o Sayın Vekilim?
NİLGÜN ÖK (Devamla) Ayrıca, fiyat
farkı varsa dahi tekrar fiyat farkı verilebilmesini getiriyoruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZKAN YALIM (Uşak) Servisçileri kapsayacak
mı?
NİLGÜN ÖK (Devamla) Bu düzenlemeyle de hem
servisçiler de dâhil edilmiş durumda.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ederiz.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Sadece servisçiler
değil, bununla birlikte kamudan ihale alan tüm yükleniciler de buna dâhil
edilmiş durumda. Dediniz ki siz sözünüzde
Servisçi esnafımız bu
arada merak etmesin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Aslında bununla
birlikte hem kamudaki hem kamudan ihale alan servisçi
vatandaşlarımızla tüm vatandaşlarımız bundan
yararlanacaklar. Aynı zamanda aslında kamuda yapılan işlerin
de sekteye uğramasının önüne geçmiş olacağız.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Takip edeceğiz
Sayın Vekilim, olmazsa tekrar konuşuruz.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Siz dediniz ki:
Sayın Cumhurbaşkanımıza bu yetki veriliyor. Bilinmiyor
olabilir, Sayın Cumhurbaşkanımız bugüne kadar
vatandaşın derdiyle dertlenmiş, defaatle, dünyada şu
yaşanan krize rağmen demiştir ki:
Vatandaşımızı asla bu düzende enflasyon altında
ezdirmeyeceğiz. İşte, bu düzenlemede, bu konuda
esnaflarımızı, işletme sahiplerimizi,
vatandaşlarımızı enflasyon konusunda ezdirmeyecek önceden
öngördüğümüz bir düzenlemedir.
Ben bu duygu ve düşüncelerle bu grup önerisine
katılmayacağımızı ifade ediyor
ÖZKAN YALIM (Uşak) Neden
katılmıyorsunuz?
NİLGÜN ÖK (Devamla) -
yüce Meclisimizi
saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi
ENGİN ALTAY (İstanbul) Karar yeter
sayısı da arayalım efendim.
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arıyoruz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yeteri kadar
kişi reddetti mi bunu bilelim yani.
BAŞKAN Oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
ALİ ŞEKER (İstanbul) Yoktur, net
bir şekilde yoktur, net bir şekilde yoktur.
BAŞKAN Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.50
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.05
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 46ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunuyorum ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Sayın Özer
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
38.-
Antalya Milletvekili Aydın Özerin, Antalya Manavgatta Beşkonak
Köprülü Kanyon Kırkkavak Mahallesinde açılmasına izin verilen
mermer ocağına ilişkin açıklaması
AYDIN ÖZER (Antalya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Manavgatın tek yeşil kalan bölgesi mermer
ocağı tacizinden kurtulamıyor. Geçtiğimiz yaz yaşanan
Manavgattaki yangın felaketinin yaraları henüz sarılmadan kötü
bir haber daha aldık. Beşkonak Köprülü Kanyon Kırkkavak
Mahallesinde ikinci kez yapılan başvuru sonucunda 12,23
hektarlık alana mermer ocağı izni verildi. Buradan Çevre
Bakanlığına soruyorum: Buna nasıl, neden ve hangi kafayla
izin veriyorsunuz? Burası turizm, tarım ve hayvancılık
açısından önemli bir yerdir; 500e yakın endemik bitki türü
bulunuyor; ayrıca, tarihî açık hava müzesi konumunda. Bu bölgeye
mermer ocağı açmak büyük bir felakete yol açar. Bu nedenle, mermer
ocağına karşı mücadele başlatan Antalya Gazeteciler
Cemiyeti ve Antalya Barosunu sonuna kadar destekliyorum. Beşkonak sahipsiz
değildir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Alınan karar gereğince,
denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Giresun Milletvekili
Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde, İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 301 sıra sayılı
Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştı.
Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm 10 ila 18inci maddeleri
kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde söz isteyen,
İYİ Parti Grubu adına Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet
Naci Cinisli.
Buyurunuz Sayın Cinisli. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET
NACİ CİNİSLİ (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve sizleri saygıyla
selamlarım.
Her zaman olduğu gibi, torba kanun teklifleri,
halkımızın gözüne hoş gelecek maddelerle vitrine
çıkarılıyor. Fakat içinde bizleri maalesef hiç
şaşırtmayan, son derece sakıncalı ve tehlikeli
maddeleri de barındırıyor. Öyle ki, torba kanun teklifinin
geneli üzerinde AK PARTİ Grubu kendi getirdiği teklifi
savunamadı, konuşma yapamadı. Kanun teklifine imza
attırılan Cemal Öztürk Bey yalnız bırakıldı. Bu
tavrı ibretlik buluyorum. Kanunlara imza atarken AK PARTİ'ye mensup
sayın milletvekilleri bundan ders çıkarmalılar.
10uncu madde Varlık Fonunda bulunan bir anonim
şirket olan BOTAŞ'a yetki devredilmesini içeriyor. Yetki devrinde
Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu süreç dışı.
Bununla ilgili özel bir sebep aradık ama biz bulamadık. Abu Dabi
Kalkınma Holding Yönetim Kurulu Başkanının Türk
lirasındaki zayıflığın fırsatlar sunduğunu,
Varlık Fonundaki şirketlerin satın alınmasının da
masada olduğunu belirten dünkü açıklamalarını üzülerek takip
ettik. Yabancının iştahı AK PARTİ tarafından bu
kadar kabartılmışken bir Varlık Fonu şirketine
hiyerarşi dışında bir yetki devrinin Meclisimizce
kanunlaştırılması devlet ciddiyetiyle de Meclis
adabıyla da bağdaşmıyor. Maddede Bakanlık görüşü
alınmak kaydıyla... deniliyor ancak görüş alınması
yeterli değildir, onay alınması gerekir. Üstelik Kademeli
doğal gaz satış fiyatı uygulanabilir. denerek muğlak
bir ifadede bulunuluyor. Isınma; ekmek, su, barınma gibi doğal
bir ihtiyaçtır. Bir Erzurum Milletvekili olarak üç yıldır
soğuk illerimizdeki doğal gaz fiyatlarının düşürülmesi
gerektiğini savunuyorum. Bu illerimizde doğal gaz
kullanımının KDV ve ÖTVden muaf tutulması için de teklif
verdim. Tabii ki milletimizin çok muzdarip olduğu pahalı doğal
gaz fiyatlarının düzenlenmesini destekliyoruz ancak teklif edilen
düzenlemenin soğukla mücadele eden insanlarımızın bu büyük
sorununu çözeceğine inanamıyoruz. Anayasamız Türkiye
Cumhuriyetinin sosyal bir hukuk devleti olduğunu kaydediyor ancak teklif
gerekçesinde sosyal sorumluluk temelinde düzenleme yapıldığına
dair ifade bulunmuyor. Sadece enerji verimliliğinin
artırılmasının ve doğal gazın tasarruflu
kullanılması gerektiğinin amaçlandığı
yazılı. Eğer bu amaçla kademeleri belirleyecekseniz, maazallah,
kış mevsiminin uzun ve soğuk geçtiği şehirlerimizde
insanımızı soğukla imtihan ettirirsiniz. AK PARTİ iktidarı,
teklifi net ifade etmektense can alıcı detayların yönetmelikle
belirleneceğini söylüyor. Oysa teklif maddesine ilişkin düzenlemeye
detaylarıyla yer verilse sosyal bir tarifenin belirlenip
belirlenmediği Genel Kurulumuzca bilinir, ona göre karar verilir.
Diğer yandan, enerji verimliliğinin
artırılması için öncelikle alınması gereken tedbirler
bulunuyor. Yalıtımsız binalar ısıtılırken
yalıtımlı binalara göre 2 kat enerji harcıyoruz. Binalara
uygulanacak ısı yalıtımlarının
geliştirilmesiyle büyük enerji tasarrufu sağlanacağı
unutulmamalı. Ayrıca, BOTAŞ hangi teknolojik yöntemleri ve
öngörüleri kullanarak kendisine veri sağlayacak, bilmek isteriz.
Sayın milletvekilleri, devletle iş yapan
yüklenici şirketlerin öneminin farkındayız, yüz binlerce insan
çalıştırıyorlar. Teklifle yüklenici şirketlere bir
fayda sağlanması amaçlanıyorsa, sorun onların talepleri
doğrultusunda bir düzenlemeyle çözümlenebilir. Bu çerçevede, fiyat
farkı uygulamasının altı ay yerine 2021
yılının tamamı için geçerli olması, ilave fiyat
farkının 2022 yılında da devam etmesi, hiç
başlamamış veya yüzde 50den az ilerlemiş işler için
şartsız tasfiye hakkı tanınmasıyla sorunları
ancak çözümlenebilir. Unutulmamalı ki yüklenici şirketler bu
iyileştirmelere AK PARTİnin hesap edilemez hatalı
politikalarıyla oluşan ekonomik şartlardan dolayı ihtiyaç
duyuyorlar. Bu durumdaki şirketler, yanlış ekonomik kararlar
yüzünden iflas etme durumuna gelmişlerdir. Onlar, diğer 5 müteahhit
gibi saray dokunulmazlığı zırhına sahip değiller.
Bu firmalar neden tasfiye hakkı tanınmasına muhtaç hâle geldi?
Bu kanun maddesine neden ihtiyaç duyuldu? Bu soruların
cevaplarının Cumhur İttifakınca verilmesi gerekiyor.
Açıkça anlaşılıyor ki enflasyonla mücadele etmeyen,
doğru ve ayakları yere basan bir ekonomi politikasını
hayata geçiremeyen Cumhur İttifakının hesapsız ekonomi
yönetimi bu şirketleri batma durumuna sürüklemiş ve
sözleşmelerini tasfiye etme ihtiyacını bile ortaya
çıkarmıştır. Aslında bu kanun maddesiyle sorunlara
kökten bir çözüm sağlanamıyor. Bu madde teklifiyle, Cumhur
İttifakının sektörün başına açtığı
dertleri milletimizin sırtına yükleyerek günlük bir çözüm bulmaya
çalışmasının bir diğer örneğini görüyoruz sadece.
Değerli milletvekilleri, gelelim 1inci
maddeyle birlikte konunun en sorunlu diğer maddesine. Teklifin 12nci
maddesi olan kur korumalı, ucu açık faizli mevduat hesabı
uygulaması ülkemizi, milletimizi ucu açık büyük tehlikelere
sürükleyecek, sorumsuz, hesapsız bir tekliftir. Bunu günü kurtarma olarak
bile açıklayamayız. Milletimize sosyal, ekonomik ve korkarım ki
siyasi faturaları ağır olacak. Bu yanlış karardan geri
dönülmesini samimi duygularımla rica ediyorum.
Kur korumalı, ucu açık faizli mevduat
hesabı yasal altyapı olmadan âdeta korsan bir uygulamayla hayata
geçirildi. Devletin gücünü suistimal eden AK PARTİ, kanunu bile olmayan
uygulamayı, usulsüz bir şekilde Merkez Bankasını da alet
edip kamu bankalarını kullanarak başlattı. Bu korsan
yöntem, Türkiye Büyük Millet Meclisini hiçe saymaktır, büyük bir
hakarettir. Bu kanunsuz yönteme ve Meclisin şahsiyetine
yapılmış hakarete bütün milletvekillerinin tepki göstermesi
gerekir. Parlamentomuzun saygınlığının
korunmasında bizler gibi, AK PARTİli ve MHP'li değerli
milletvekillerinin de sorumluluğu bulunuyor. Kanun teklifinin
yasalaşmadan uygulanmaya başlanması skandalıyla birlikte,
her gece yayınlanan tedbirlerle Meclisimiz hiçe sayılmaya devam
ediliyor. Bunu şiddetle protesto ediyorum. 10 Aralık 2021 tarihli
bütçe görüşmeleri sırasında yaptığım
konuşmamda, Türk lirasının tasarruf ve fiyat ölçüsü
değerinin kalmadığını, yüzde 63lük banka tevdiat
oranına bakarsak millî paramızın tedavül değerinin de
kalmayabileceğini üzülerek ifade etmiştim. 12nci maddeyle, dövizle
ilgilenmeyen vatandaşlarımız bile artık dövizle
ilişkilendiriliyor. Teklif öncesinde Amerikan doları ve Türk
lirası olarak çift para varken, bu teklifle birlikte Amerikan doları
bazında tek paralı bir sisteme piyasalar mahkûm ediliyor.
Yapılan bu işlemle piyasalar, milletimiz ve geleceğimiz, Amerikan
Merkez Bankasının insafına bırakılıyor. Bu,
hakiki bir egemenlik sorunudur, büyük bir millî güvenlik riskidir; lütfen,
aklımızı başımıza devşirelim.
Yine, bu kanunun 13üncü maddesinde emeklimizi
insanlık dışı bir muameleyle 2.500 liraya mahkûm ederken
milyonlarca insanımızın ödediği vergileri heterodoks
icadınız kur korumalı, ucu açık faizli mevduat sahibi
birkaç yüz bin varlıklı kişi ve şirketi finanse etmek için
harcayamazsınız. Anayasanın 73üncü maddesi Herkes, kamu
giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
diyor. Anayasa Mahkemesi, kur korumalı, ucu açık faizli mevduatlara
yapılacak ödemelerin kamu gideri olmadığına dair muhtemelen
karar verirse bu garip heterodoks icadın maliyetini kim üstlenecek?
Teklif, Anayasaya da vicdana da aykırıdır.
Uygulamanın başlangıcından üç
gün önce kabul edilen 2022 bütçesinde bile adı konulmamış, bu
hesap edilemeyen ucu açık maliyetin bütçenin hangi kaleminden, neye
dayanarak harcanacağını biliyor muyuz? Kanunda bile olmayan
böylesine kritik bir kararın düşünülüp taşınılıp
verildiğini ümit ederken; Erzurum Büyükşehir Belediye
Başkanı kalkıyor ve Bu garip icadın heterodoks mucidi
benim. diyor. Kendi şehrini yolsuzluğa ve altından
kalkılamayacak borca batırmış bir kişinin fikrine
kapıldılarsa vay bu ekonomi yönetiminin hâline! İşin
ciddiyetini varın siz anlayın. Meseleyi milletimize havale ediyorum.
Gün geçtikçe maalesef, daha iyi anlıyoruz ki işin vahameti; 7 liradan
18 liraya kasten çıkarılan doların, 20 Aralık gecesinde
vatandaşımızın müdahale etme şansı
olmadığı, piyasanın işleme kapalı olduğu bir
sırada kapı arkası operasyonuyla, Doları
düşürüyoruz. ambalajı içinde 10 liraya kadar geri getirilerek
yapılan büyük vurgunla sınırlı kalmayacak. Aziz
milletimizin kötü gün için kenarda tuttuğu birikimlerine, kolyesine, küpesine,
bileziğine, altınına göz dikmeye kadar varan bir operasyon
planlanmış. İktidarın kendi milletine kurduğu tuzak
deşifre olmuştur. Bu, aynı zamanda, devletin hazinesini göz göre
göre zarara uğratacak, cehalet ötesi bir yoldan çıkmadır.
20 Aralık gecesi yapılan operasyonu,
buharlaşan 128 milyar dolar operasyonunun devamı olarak görüyorum.
Aziz milletimiz aldatılmış ve
dolandırılmıştır. Devlet tutarlılık,
ciddiyet ister. Bu teklif kabul edilirse büyük bir maceraya, nesillerin
altından zor kalkacağı; tahmin edilenden fazla sosyal, ekonomik,
siyasi sonuçları olacak çok tehlikeli bir devlet krizine neden olunur.
Ekonomi, demokrasiyle birebir
bağlantılı olan, güvenle yürüyen, içinde bol rakamın
olduğu bir sosyal bilimdir; yolu yordamı, kuralları bellidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
Teşekkür ederim.
Bu garip sistemden faydalanma imkânı olanlar
bile yoldan çıkmış heterodoks ürüne akıl erdirip destek
olmuyorlar ki Meclis hiçe sayılarak yine, bir gece tebliğiyle
şirketler de uygulamaya dâhil edildiler. Birkaç yüz bin hesap sahibinin
çıkarını korumak ve siyasi iktidarınızı ayakta
tutabilmek için kamunun kaynağını hazine yoluyla hesap
edilemeyecek adı konmamış faiz giderlerine aktarmaktan vazgeçin,
aklın ve Cenab-ı Hakkın yoluna dönün. Egemenliğimizi
tehdit edecek boyutları olan böylesi bir girişime devletimiz,
milletimiz için Genel Kurulumuzda lütfen Dur! diyelim.
Ülkemizin, devletimizin, milletimizin ebet müddet
başı dik yaşamasını diler, Genel Kurulumuzu
saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Erol
Katırcıoğlu.
Buyurunuz Sayın Katırcıoğlu.
(HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu 301 sayılı Kanun esas itibarıyla
Adalet ve Kalkınma Partisinin son zamanlarda uyguladığı
ekonomi politikalarının vahim sonuçlarını toparlamak için
düşünülmüş maddelerden oluşuyor. Yani gerçekten bu Yeni
Ekonomik Model dediğiniz model birazdan biraz daha ayrıntı
vereceğim- Türk ekonomisini, ekonomideki bütün aktörleri beklemedikleri
ölçüde sarstı ve ciddi sıkıntılar yarattı. Şimdi,
gördüğüm kadarıyla bu torba kanun, birinci bölümde zaten bireysel
emeklilik konusunda devletin katkısını artırarak
tasarruflar dolara gitmesin, euroya gitmesin diye özendirmek amacıyla
düşünülmüş. Dolayısıyla da tasarruflardan kaynaklanan veya
kaynaklanabilecek olan dolar kuruna yönelik talebin daraltılması
amaçlanmış; esas olarak bu birinci bölümde.
İkinci bölümde ise çeşitli maddeler var.
Bu maddelere baktığımızda aslında bu maddelerin önemli
çoğunluğu yine bu yaratılan kaosun bir anlamda önlenmesine
ilişkin bazı maddelerin yasalaştırılması
amacını taşıyor. Mesela BOTAŞ, yani BOTAŞla
ilgili olarak
Zaten emtia fiyatları yükseliyor bütün dünyada
dolayısıyla BOTAŞın doğal gaz fiyatları da
yükseliyor. Efendim, bunu kademeli yapacaklarmış. Tamam, güzel
kademeli yapsınlar ama bu gerçekten sosyal bir amaç çerçevesinde
düşük gelirli olanların daha düşük fiyatlar vereceği, daha
büyük tüketim yapanların; tüzel kişiler veya şirketlerin daha
fazla ödeyeceği bir çerçevede mi sunuluyor? Yapılan tartışmalarda
bunun böyle olmadığı da açıkça ortaya çıktı
bence. Yani BOTAŞ, fiyatlama kararlarını
farklılaştırarak, esas itibarıyla verimliliği
artırmak diye tabir ettikleri bir sonucu üretmeye
çalışıyor.
Bunun ötesinde, inşaat sektörü gerçekten çok
kötü durumda. Bütün sözleşmeler darmaduman olmuş durumda, yerine
getirilemiyor. Şirketler -yani sözleşmesi olan, kamuda veya özel
sektörde de olabilir- fiyat artışları talebindeler.
Dolayısıyla da bu madde de o fiyat artışlarını
lehte olmak üzere tamamlamaya çalışıyor.
Bunun ötesinde, girişim sermayesinin desteklenmesi
gerekliliğiyle ilgili olarak tedbirler var. Yine, benzer bir şekilde,
girişim sermayesinin yatırım harcamalarıyla ilgili devlet
katkısı düşünülüyor. Öte yandan, efendim, kurumlar vergisi yüzde
20den yüzde 19a düşürülüyor vesaire vesaire. Ki bütün bunların
içinde -belki de saymadım ama- asıl konuşmak istediğim konu
da biraz bu; kur korumalı TL mevduatı hesabı hikâyesi.
Efendim, bütün bunların esas itibarıyla
yüzde 36ya varmış enflasyonun -ki bu, resmî rakam olarak yüzde 36;
iktisatçıların hesabına göre, gayriresmî olarak, biliyorsunuz
yüzde 80- yarattığı tahribatı gidermeye yönelik olmak üzere
yine, benim anladığım kadarıyla, tamamen el yordamıyla
yapılan lobi çalışmaları sonucunda, ikna olunmuş bir
çerçevede, Hükûmetin aldığı tedbirlerden oluştuğu
kanaatindeyim.
Şimdi, efendim, şöyle söyleyeyim: Yeni
model Yeni Ekonomik Model dedikleri model esas itibarıyla ne kadar
yenidir, çok tartışmalı bir konu yani hiç kimsenin
bilmediği bir model değil esas itibarıyla fakat Türk ekonomisini
yöneten aklın çaresizliği ve ekonomiyi getirdiği noktada
herhangi başka yol bulamamanın bir sonucu olarak ortaya
çıkmış olan bir model. Modelin esası, hepiniz biliyorsunuz
pandemiyle birlikte -ekonomik, bütün konjonktür olarak
baktığımızda- dünyada ağırlaşan bir enflasyonist
ortam oluşmaya başladı. Enflasyonla mücadelede klasik
argümanlar, faizin artırılması dolayısıyla talebin
kısılması, yatırımların
artırılması, vesaire, vesaire gibi bir perspektifte ifade
edilir. Fakat bu tek bir ifade veya tek bir model değildir esasında
ama en etkili model budur. Fakat anladığım kadarıyla
iktidar bence, kendilerine göre şöyle bir sağduyuyla baktı, dedi
ki: Bizim faizleri artırmamızın yönetimimiz ve önümüzdeki
seçimlerle ilgili olarak bize herhangi bir katkısı olmayacak. Neden?
Çünkü faizleri artırdığımız zaman mevduat sahipleri
TLye yönelmiyorlar zaten. Ne yapıyorlar? Dolara yöneliyorlar.
Dolayısıyla da dolara yönelik olmak üzere zaten bir talep var,
mevduatların önemli bir kısmı zaten dolarda duruyor. Öte yandan,
faizleri artırırsak niçin artırırdık? Yabancı
sermaye girsin diye artırırdık. Ona da gerek yok çünkü
yabancı sermaye zaten gitti ve gelmeyecek de. Çünkü Hükûmete olan
güvensizlik bunun önemli bir kaynağıydı. Dolayısıyla
da Hükûmet, böyle bir noktada, faizleri artırmak biçimindeki Ortodoks
politikanın anlamlı olmadığını ya da kendileri
için anlamlı olmadığını, bir resesyon ortaya
çıkacağını ve bu resesyonun da esas itibarıyla
pandemiyle daralmış olan ekonomiyi daha da
daraltacağını gördüler ve o sebeple de tersinden faizleri
indirmeye yönelik olmak üzere bir tedbir almaya çalıştılar.
Şimdi, demin söylediğim çerçeveden
baktığımızda, yabancı paraya olan talebin
artışı zaten Türk lirasının değerini
düşürmeye yönelik olmak üzere bir gelişmeye işaret ediyordu. O
zaman şöyle: Biz, Türk lirasını daha da
değersizleştirelim, dolayısıyla da ihracatın
artmasına sebep olalım; ihracat artarsa cari açık kapanır
veya fazlaya döner. Dolasıyla da döviz meselemizi böylelikle halletmiş
oluruz. Tabii, böylelikle büyüme ve istihdam sağlanır, enflasyon
önlenir. vesaire gibi bir perspektif önlerine çıkmış
durumdaydı. Fakat burada da şöyle bir sorun vardı. Bu politika,
bilinmeyen bir politika değildi ama bu politika uygulandığı
zaman şöyle bir netice ortaya çıkıyordu: Faizler
düştüğü ve TL zayıfladığı zaman ihracat
artıyordu, evet, fakat ithalat pahalılaşıyordu.
İthalat pahalılaştığında ne oluyordu? Üretimin
önemli bir kısmı ithalata bağımlı olduğu için
üretim tıkanmaya başlıyordu ve dolayısıyla da bugüne
kadar Türkiye ekonomisinin yıllar içindeki efendim, dalgalanmalarına
bakarsanız görürsünüz ki bu politika da esasında amaçlanan neticeyi
verme şansına sahip değil.
Peki, Adalet ve Kalkınma Partisinin
yöneticileri veya iktidar üyeleri bunu bilmiyorlar mıydı?
Değerli arkadaşlar, tahmin ediyorum, biliyorlardı,
biliyorlardı ama şöyle bir fırsat penceresinin kendilerine
çıktığını düşündüler. Birincisi, Çinin
değişen bir durumu vardı. Nedir o? Bu tedarik zincirlerinde
Çinin önemi büyük ölçüde azalmıştı, Türkiye'nin böyle bir rolü
üstlenebileceğini gördüler veya düşündüler; bu bir. İkincisi
-bir sürü başka maddeler var ama- daha da önemlisi belki, ithalata konu
olan malların içeride üretilebilme ihtimalini gördüler, burası
önemli, risk denilen şey burası. Yani tekrar edeyim, ithalata konu
olan maddelerin burada üretilebilme ihtimalini gördüler. Nasıl gördüler?
Değerli arkadaşlar, bu 5li çete falan diyoruz ya; bu, tabii,
lafın gelişi, esasen, Adalet ve Kalkınma Partisi kendi
sermayesini yarattı çoktan. Bu sermaye, inşaat vesaire gibi
kanallardan geldi belki ama şimdi artık daha reel, daha önemli
yatırımlar peşinde. Dolayısıyla da kendi
yandaşları diyebileceğim bir sermaye grubunun ithalata konu
olabilecek olan malları içeride üretilebilme ihtimalini gördüler ve
bunlara oldukça yüksek oranda destek vermeyi amaçlayarak böyle bir
politikayı tercih ettiler. Fakat değerli arkadaşlar, bunlar
-zaman çok hızla geçti hakikaten- gerçekten el yordamıyla
bulunmuş yollar. Tabii ki biz de şunu söyleyebiliriz: İthalata
bağımlı bir ekonominin mutlaka değişmesi lazımdır.
İthalata bağımlı olmamız gerçekten bugün enflasyonun
da sebebidir, dolar veya euro kurunda sıkıntı
yaratmasının sebebidir; dolayısıyla da buradan
kopmamız lazımdır, bu amaç doğru bir amaçtır. Fakat
değerli arkadaşlar, bu kolayca yapılabilecek bir meseledir. Peki
ne oldu? Sonuçta baktığımızda kur korumalı sistem
diye bir sistem getirdiler çünkü gerçekten doların aldığı
dalgalanmalar kaldırılabilecek gibi değildi, enflasyonu daha da
arttırdı, dolayısıyla da kur korumalı bir sistem
getirdiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) Teşekkür
ederim.
Burada da getirilen sisteme dediler ki: Efendim,
faizleri artırmıyoruz, faizler yine yüzde 14te, politika faizi yüzde
14te. Peki ama dediler ki: Siz dövizden vazgeçin, döviz tutmaktan vazgeçin,
efendim, biz size kaybınız olma ihtimali olan ek geliri temin
edeceğiz. Değerli arkadaşlar, faiz -altını çiziyorum,
faiz- vazgeçtiğiniz paranın maliyetidir. Dolayısıyla da
dolardan vazgeçtiğinizde, Türk lirasına döndüğünüzde eğer
dolar kuru yüzde 14 politika faizinin üzerindeyse oradaki ek geliri devletin
temin etmesi demek zaten dolar karşısında bir faiz ödemesi
demektir. Dolayısıyla da faizi düşürmüş değiller,
faizi artırdılar. Dolayısıyla da ne oldu diye
baktığımızda, bu an itibarıyla, gördüğümüz
kadarıyla 100 milyar Türk lirası kadar bir mevduat bu hesaba
yatırıldı, fakat öte yandan dolar mevduatında azalma
değil artma
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Hocam.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) Efendim, 163
milyar dolardan 165 milyar dolara bir artış oldu yani
insanlarımız tasarruflarını Türk lirası veya bu kur
korumalı mevduata yatırmadılar, yine dolara yatırdılar
ve dolar kuru yine yükselmeye başladı. Faizlere
baktığımızda, hazinenin aldığı faizler
Borçlanma faizlerine baktığımızda yüzde 26ya
geldiğini görüyoruz. Yani bankalar yüzde 14 faizle devletten para
alıyorlar, yüzde 26 faizle yine devlete satıyorlar, böyle garip bir
durum da ortaya çıkardılar. Dolayısıyla da -uzatmayayım-
çaresiz bir yerdeyiz ama Cemal Bey, inşallah başarılı olur
diyeyim.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Malatya Milletvekili Sayın Veli Ağbaba.
Buyurunuz Sayın Ağbaba. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bir dakikanız geçti efendim, en
arkadan geliyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Öyle oldu.
BAŞKAN Baştan alıyoruz efendim.
CHP GRUBU ADINA VELİ AĞBABA (Malatya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, konumuz emekli
maaşları. Türkiyede iki emekli var; biri, AKPnin yaratmış
olduğu şanslı emekliler, bir de bizim sürünen emekliler.
Değerli arkadaşlar, kim bu şanslı emekliler? Milletvekilliğinden
emekli olduktan sonra 3-5 maaş alan tuzu kurular. Emekliler 2.500 TL
maaş almış, açlık sınırının
altında yaşıyor; birileri saray
danışmanlığı adı altında milletvekili
maaşına ilaveten 50-60 bin TL para almaya devam ediyor. AKPden
milletvekili yapılmayıp saraya danışman olan onlarca eski
milletvekili var. O nedenle, AKP milletvekillerinin de sesi çıkmıyor
yönetime karşı, Ne olur olmaz, yarın biz de danışman
olabilir miyiz? diye o hayalle yaşıyorlar.
Değerli arkadaşlar, saray âdeta çiftlik
olmuş durumda; vekil olamazsan saray danışmanı oluyorsun,
saray danışmanı olamazsan banka yönetim kurulu üyesi oluyorsun,
o da olmazsa tekmeci gibi büyükelçilikte görev alıyorsun, o da olmazsa
devletin yönetim kurullarına, arpalıklara yönetim kurulu üyesi
atanıyorsun. Devletin kurumları, kooperatifleri âdeta arpalık
olmuş durumda. Hele, bu, Tarım Kredi Kooperatifleri var ki
vicdanı olan herkesin ses çıkarması lazım. Çiftçi, 10 bin
lira için icraya girerken o arpalıkta görev alan tosuncuklar üçer
beşer maaş almaya, çiftçiyi sömürmeye devam ediyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Bunlar kim? Bunların
tamamı ya eski AK PARTİ milletvekilleri ya da AK PARTİde görev
almış insanlar.
Değerli arkadaşlar, memlekette utanma
kalmamış, memlekette ar kalmamış, özellikle bu
arpalıklarda görev alanlarda maalesef bu yok. Vekil olmazsan ne oluyorsun?
Vekil olamazsan ne oluyorsun? Bakan yardımcısı. O olmazsa ne
yapıyorsun? AKP, Allah var, yetenekli bir parti, o olmazsa ne oluyor?
Örneğin, Zehra Zümrüt Selçuku, demirci yaptılar, demirci! Karabük'te
Karabük Demir-Çelik Fabrikasında 39 bin TL maaşla demircilik
yapıyor. Başka? Pehlivanı bankacı yapıyorlar.
Değerli arkadaşlar, şu Ziraat
Bankasının, Halk Bankasının, Vakıflar
Bankasının yönetim kurulu üyelerine bakın, ömründe para çekme, yatırma
dışında bankayla ilişkisi olmayan insanlar banka yönetim
kurulu üyesi. Yahu, insan vallahi utanıyor. Memlekette üniversite
bitirenler işsiz, 90 puan alanlar trafo boyarken ölüyor, AKP
yandaşları işe girmeye devam ediyor.
Değerli arkadaşlar, bu hukuksuz düzeni yok
edeceğimizi bilmeniz lazım. Devlette liyakat yok olmuş, devletin
çivisi çıkmış durumda. Ya, vallahi alaverede dalaverede üstünüze
yok. Yaptığınız atamalara bakınca inlikte cinlikte
dünya markası oldunuz, dünyaya örnek bir siyasi parti oldunuz bu konuda.
Değerli arkadaşlar, elinizi
vicdanınıza koyun, bir dinleyin. Kimler büyükelçi olmuş bir
bakalım. Ben, liyakat sahibi büyükelçilere bir şey demiyorum,
Dışişlerine girip yetişmiş büyükelçilere bir şey
demiyorum. ASALAnın kurşununda boynunu eğmemiş, vücudunu
siper etmiş, bu memleketin bayrağını canı
pahasına korumuş büyükelçilere bir şey demiyorum ama sizin
atadığınız büyükelçilere bakınca Ya,
yazıktır, ayıptır, günahtır! demekten kendimizi
alamıyoruz. Bırakın büyükelçi olmayı, insanın
utanacağı işleri yapıyorsunuz.
Bakın, değerli arkadaşlar; memleket
çok şey gördü ama rüşvet alan birinin dünyada büyükelçi
yapıldığı görülmedi. Bizi yeni şeylerle
tanıştırdı bu büyükelçi; elbise kılıflarında
sadece elbise taşınmadığını, çikolata
kutularında çikolata taşınmadığını bu adam
bize öğretti. Elbise kılıflarıyla, çikolata
kutularıyla rüşvet alan birisini Avrupa'nın bir kentine
büyükelçi yaptınız. Değerli arkadaşlar, bakın, yerli
ve millîlere söylüyorum: Ya Türkiye'nin itibarını yerle bir ettiniz,
Türkiyeye düşman olsa birisi bu itibarsızlığı
yapamaz.
Yine, değerli arkadaşlar, say say bitmez,
bakın, bankalara, KİT'lere yönetim kurulu üyesi yaptınız;
hadi bunlar devletin parası, milletin parası ama burada elçi
yaptıklarınızla memleketin itibarı yok oluyor. Bakın,
eski vekillere Cakartada, Pekin'de, Bakü'de, Kuala Lumpurda, Laheyde hepsi. Hani, biraz önce Cahit Özkan FETÖ,
FETÖ diyordu ya FETÖ, FETÖ yahu cebinden 1 dolar çıkan adamı
cezaevine attılar; kardeşi Meclisi bombaladı, adamı
büyükelçi yaptılar. Niye? Çünkü onun da -içlerinde- bildikleri var, onun
da bildikleri var. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bir adam var ki Yusuf
Yerkel isminde, bu adam bir işçiye, kendi yakınlarını
kaybeden bir fakir, yoksul Somalı işçiye tekme
atmıştı, bunu da Frankfurt'a gönderdiler. Bunlar Frankfurt'u çok
iyi bilir. Nereden bilir? Daha önce hizmet pasaportuyla oraya çok adam
gönderdiler. (CHP sıralarından alkışlar) Bunlar çok
yetenekli adamlar. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın,
çok yetenekli adamlar bunlar. Bunlar var ya, 60 yaşındaki
adamları boksör yaptılar. Kandıra Belediyesi boksör
takımı oluşturuyor, boks takımının yaş
ortalaması 60. Bir de bu mehter
var ya, mehter; çok severler, iki ileri bir geri
Onu ne yapmışlar?
Mehter takımı oluşturmuşlar, iki ileri bir geri; iki
gidenden biri de gelmemiş, hepsi Almanyada kalmış,
Frankfurtta. (CHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sen de 60
yaşına geleceksin bir gün. 60 yaşındaki
vatandaşlarımıza hakaret ediyorsun.
VELİ AĞBABA (Devamlı) Değerli
arkadaşlar, düşman olsa bu ülkenin itibarıyla bu kadar oynamaz.
Bu Yusuf Yerkel var ya, Yusuf Yerkel sayesinde Avrupanın bütün
gazetelerinde manşet oldunuz, manşet; Avrupanın bütün
gazetelerine manşet oldunuz. Yazıktır günahtır.
Frankfurtta sivil toplum örgütleri eylem yapıyor, Almanya -iddia odur ki-
bunu istemiyor. Bu rezilliği Türkiye'de yaptınız, bu
kepazelikleri Türkiye'de yaptınız, yandaşları devletin
kurumlarına getirdiniz ama rezilliklerinizi, kepazeliklerinizi resmen
ihraç ettiniz değerli arkadaşlar; bu, kabul edilebilecek bir şey
değil.
Ha, aklınıza gelmiştir ama ben size
söyleyeyim, havuzda daha çok büyükelçi adayı var, örneğin,
diplomasiyi bilen bir gazeteci var. Bu Sedat Pekerin videoları
çıkmıştı ya, hani Sedat Pekerin videosu çıktıktan
sonra Hadi Özışık, Sedat Pekere demişti ya Gel, Soyluyla
seni barıştıralım. Diplomasiyi biliyor, bunu da büyükelçi
yapın ya da SBK Holdingten bir bakan adına 10 milyon rüşvet
isteyen, neydi o genel yayın yönetmeninin ismi Doğan Kubat, Veyis
Ateş; onu da büyükelçi yapın. Nereye? Bakın, başka bir
şey, bir Aliye Uzun var ya, bir Aliye Uzun. Ben söyleyince, HDPliler
kızıyor, bir Aliye Uzun var. Aliye Uzun da pazarlıkta uzman; o
nereyi biliyor, kimi biliyor? Zindaştiyi. Onu da İrana büyükelçi
yapın. Başka? Ha, sizin çok sevdiğiniz eş başbakan.
Onun ismi ne? Rıza Sarraf. ABDyle ilişkileri iyi, at çiftliği
var, koşuyor, geziyor; onu da Amerikaya büyükelçi yapın değerli
arkadaşlar. Türkiye'nin geldiği nokta bu.
Şimdi, işsizlik 10 milyonu bulmuş,
emekli açlık sınırının altında yaşıyor,
fakir fukara, yoksul
Her gün kaçak yurtlarda çocuklarımız ölüyor,
öldürülüyor; birisi de İçişleri Bakanı, o çocukların
güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanı ya o,
çıkıyor televizyonda FETÖ
FETÖ
diyor. Ben buradan söyleyeyim
Soyluya: FETÖ arıyorsan önce aynaya bak, o koltuğa, o eski siyasi
partide Genel Başkanlığa nasıl geldiğini bir
araştır Soylu ya da daha da uzağa gitme; Meclise gel, Sayın
Cahit Özkana sor; en çok o biliyor bu FETÖcüleri, Cahit Özkana sor. Cahit Özkan
gelir sana, kim FETÖcü, kim değil anlatır. Şükürler olsun, biz
el sıkmamışız; şükürler olsun, Balyozda, Ergenekonda
kapıları kırarken birileri mahkeme önlerinde açıklama
yapıyordu.
Değerli arkadaşlar, bakın, eskiden
bir laf vardı Kendimiz içeride, fikrimiz iktidarda. diye. Şimdi,
Fetullah Gülen Pensilvanyada sizi izliyorsa, TÜGVAyı görüyorsa,
yurtlardaki çocukları görüyorsa, rezillikleri görüyorsa,
kadrolaşmayı görüyorsa, kaymakam yapılanları, polis
yapılanları görüyorsa diyordur ki: Biz Amerikadayız, fikrimiz
iktidarda. Sözcümüz var, arkadaşlarımız var. (CHP
sıralarından alkışlar) Sizinle gurur duyuyordur.
Yapılan uygulamalara bakınca boynuz kulağı geçmiş
durumda.
Bir başka konu, değerli arkadaşlar
Ha, bir şey daha söyleyeceğim: Zaman zaman
sıkışınca kendileri konuşmuyor, sözcüleri
çıkıyor ortaya; bazen Akit köşe yazarı, bazen eski belediye
başkanı diyor ki: Fetullaha af da getirilebilir. Bakın, bunu
bir yere yazın, yakında eğer anketlerde düşerse bunlar;
böyle cebinden 1 dolar çıkanlara eziyet ederler, Bank Asyaya para
yatıranlara eziyet ederler ama elebaşılarına,
Fetullahın elebaşılarına af getirirlerse
şaşmayın, Veli Ağbaba demişti. dersiniz,
göreceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, yine, yerli ve
millîlere sesleniyorum: Ya, arkadaş, eskiden İstanbulda
inşaatlarda yazardı Satılık daire, yanında bedava
pasaport. diye. Şimdi ne oluyor? Bir ev alana pasaport veriliyordu,
şimdi 500 bin dolar getirenlere, üç yıl yatıranlara pasaport
verilecek. Bakın, Türkiye, dünyada ne kadar namussuz varsa, ne kadar
kaçakçı varsa hepsine vatandaşlık verdi. Bunlardan birinin
örneği Rıza Sarraf, diğerinin örneği Zindaşti -o
engellendi- daha bir çok örneği var. Şimdi 500 bin doları olan
Türk pasaportunu cebine koyabiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Vatan
satılık, vatandaşlık satılık.
VELİ AĞBABA (Devamla) Evet, vatan da
satılık, vatandaşlık da satılık.
Değerli arkadaşlar, bakın, Katar
Osmanlı döneminde bir köyken Katar Türkiye'nin tapusunu aldı ya,
Türkiye'nin tapusunu aldı. Olacak iş değil değerli
arkadaşlar, olacak iş değil.
Bir başka konu
Divanda oturuyor Abdurrahman
Tutdere. Değerli arkadaşlar, bu, AKP'nin turnusol
kâğıdı, Cumhur İttifakı'nın turnusol
kâğıdı. Bakın, 2017 yılında tütün
yasaklandı. Başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere, başta
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, o dönemki Tütün Platformu
Başkanı Abdurrahman Tutdere olmak üzere ve Adıyamanlı,
Doğanşehirli, Malatyalı tütüncüler ayağa kalktı; o
yasaklar, hapis cezası 2021 yılına kadar ertelendi. Ya, tütün
üreticisi mağdur, tütün üreticisi aç, tütün üreticisi ekmeğe muhtaç.
Sen gelmişsin
Adıyamanlı, Çelikhanlı, Malatyalı
tütüncüden ne istiyorsun ya? Gelmiş, tütünü yasaklamışsın.
Bakın, oylarınıza bakıyor. Biz hazırız, siz
önergeyi verin biz evet verelim, biz önergeyi verelim siz evet
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
VELİ AĞBABA (Devamla)
Başkanım, hemen bitiriyorum.
BAŞKAN Tütün konusunu tamamlayın.
VELİ AĞBABA (Devamla) Tütün konusu
tamamlayayım.
Ya, yasağı
Bak, herkes duysun,
Adıyamanlılar, Malatyalılar duysun: Yasağı Cumhur
İttifakı getirdi, siz getirdiniz, bu işi çözün. Bakalım
Turnusol kâğıdı. diyoruz. Ya, daha geçen hafta
Katarlılara limanların kiralanmasını elli yıl
uzatmadınız mı, yandaş üç beş iş adamına
elli yıl uzatmadınız mı ya? Ayıptır, günahtır,
sizin hepinizi vicdana davet ediyorum. Bırakın bunları, ya
Adıyamanlı Abuzer dayının yanında yer alın ya da
Amerikalı Coninin yanında yer alın. Sizi vicdana davet ediyorum
ve Malatyalı, Adıyamanlı tütün üreticilerinin de vicdanına
bırakıyorum. Siz bunlara tepki göstermediğiniz sürece, siz
bunlara oy verdiğiniz sürece ey hemşehrilerim, daha çok
çekeceğiniz var.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kayısı,
kayısı!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Devamla) O nedenle,
bakın, buradan bir daha söylüyorum: Hodri meydan! Biz hazırız,
biz hazırız. Verin önergeyi, ne olacak? Katarlıları
uzatıyorsun, yandaşları uzatıyordun, gel bunu da uzat. (CHP
sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sadece kayıtlara
geçmesi için ifade etmek istiyorum, sataşmadan söz almak niyetinde
değilim.
Tabii, biz AK PARTİ Grubu olarak, İç Tüzük
çerçevesinde sayın milletvekillerinin, hatiplerin daha fazla söz
hakkına, daha uzun söz hakkına sahip olmasını istiyoruz ki
varsa bir milletvekili, bir şahıs, bir kurum, bir kişi
hakkında denilecek, bu etraflıca ifade edilsin.
Şimdi, hatibin yapmış olduğu
konuşmada, inanın, Roma hukukundan bugüne ne kadar hak ve özgürlük
varsa onların hepsinin ihlal edildiğini düşünüyorum. Non bis in
idem Latincede herkes bilir, suç ve cezada kanunilik. Hiç kimse
işlemiş olduğu bir suçtan dolayı birden fazla ceza
göremeyeceği gibi, hiç kimse kanunda yazmayan bir suçtan dolayı,
başkasının suçundan dolayı cezaya mahkûm edilemez, bu;
baba, oğul, anne, kardeş olsa bile.
Bu çerçevede, adı geçen, inanın, şu
anda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Yapılan
konuşmayla ilgili söz hakkı söz konusu olduğunda, inanın,
burada, zaten 60 yaşından yukarılar, 18 yaşından büyük
olan herkesin sataşmadan söz alması gerekir.
Biz, bu çerçevede, özellikle bir konuşma
yapılıyorsa, özellikle birileri de iktidar adayı
olduklarını iddia ediyorlarsa, yarın iktidar olduklarında
özgürlük, demokrasi, suçta ve cezada kanunilik ve masumiyet karineleri
konusunda çok daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade ediyor,
grubumuza dönük bütün ithamları da reddettiğimizi ifade ediyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım, toleransınıza sığınarak
60ıncı maddeye göre pek kısa bir söz talep ediyorum.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) 60 yaşından
büyük olduğu için verilmesi lazım efendim, Ağbaba
sataştı.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
39.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü
üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ediyorum.
Ben de biraz önce, kürsüde, Türkiye gerçekleri ile
Türkiye Büyük Millet Meclisini yüz yüze getiren önemli bir yüzleşme
konuşması yapan Malatya Milletvekilimiz, Genel Başkan
Yardımcımız Veli Ağbabaya hassaten çok teşekkür
ediyorum. Böyle bir yüzleşmeye ihtiyaç vardı, Meclisin Türkiye
gerçekleriyle yüzleşmesine ihtiyaç vardı. Kendisine çok teşekkür
ediyorum. Bunun için söz aldım efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Allah CHP
iktidarından ülkemizi, milletimizi muhafaza etsin.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Antalya Milletvekili Sayın Abdurrahman Başkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Efendim, şahsınız adına da söz
aldığınız için süreniz on beş dakika.
Buyurunuz.
MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya)
Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi
Kanunu Teklifinin ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
ve televizyonları başında bizleri izleyen büyük Türk milletini
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bireysel emeklilik sistemi, kısaca BES, düzenli
birikimler yaparak emekliliğin planlanabileceği bir birikim
sistemidir. Bireysel emeklilik sistemi, bireylerin emeklilik dönemlerini daha
rahat yaşayabilmeleri, gelir elde ettikleri dönemdeki hayat
standartlarını emeklilik dönemlerinde de koruyabilmeleri ve ihtiyaç
duyacakları ek harcamaları rahatlıkla karşılayabilmeleri
amacıyla, mevcut sosyal güvenlik sistemlerine yönelik
tamamlayıcı bir unsuru oluşturmaktadır.
Ülkemizde uygulanan bireysel emeklilik sistemiyle
vatandaşlarımızın emekliliğe yönelik
tasarruflarını artırmaları, bu yatırımların
değerlenmesiyle emeklilik dönemlerinde ek gelir elde etmeleri
sağlanabilecektir. Ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır.
Sistem ekonomik kalkınmaya katkıda bulunurken bir taraftan da
istihdamı arttıracaktır.
4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu uyarınca yürürlüğe giren bireysel
emeklilik sistemiyle vatandaşlarımızın tasarrufları
toplanacak, değerlendirilecek ve isteklerine göre toplu olarak ya da
maaş şeklinde geri ödemesi gerçekleştirilecektir. Bireysel
emeklilik sistemi zorunlu sosyal güvenlik sisteminin alternatifi değil,
tamamlayıcısıdır. Ülkemizde 2003 yılında kurulan
bireysel emeklilik sistemi, 2021 yıl sonu itibarıyla 13,2 milyon
katılımcıya ve yaklaşık 250 milyar Türk lirası
fon büyüklüğüne ulaşmıştır. Bununla birlikte,
şimdiye kadar sistemden emekli olan vatandaşlarımızın
sayısı ise 166.814tür. Sigortacılık ve Özel Emeklilik
Düzenleme ve Denetleme Kurumunun kurulmasıyla önemi artan bireysel
emeklilik sistemine yönelik 2021 yılında yapılan düzenlemelerle,
emeklilik tasarruflarının tabana yayılması amacıyla
önemli icraatlar gerçekleştirilmiştir. 2021 yılı içinde
kanunlaşan 18 yaş altı BES uygulamasıyla
çocuklarımızın bireysel emeklilik sistemine katılabilmesine
de imkân sağlanmıştır. Bu sayede, sisteme, 18 yaş
altı yaklaşık 200 bin yeni katılımcı
kazandırılmış ve yaklaşık 255 milyon Türk
lirası fon büyüklüğüne ulaşılmıştır.
Vakıf ve sandıklardan bireysel emeklilik sistemine aktarım
yapılabilmesine ilişkin düzenleme yürürlüğe girmiş olup 2022
yılı içerisinde aktarımların başlaması
beklenmektedir.
Ayrıca, 2021 yılı için de BEFAS
adı altında Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu
sayesinde, vatandaşlarımız sistemde sunulan tüm emeklilik
fonlarına yatırım yapabilme imkânına da
erişmişlerdir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ekonomiye uzun vadeli finansman sağlayan BES sistemini
ileri seviyelere taşımak, mevcut katılımcıların
sistemde kalmayı tercih etmelerine yönelik imkânları sağlamak ve
sisteme yeni katılımcılar kazandırmak amacıyla ihtiyaç
duyulan düzenlemeler yapılmaktadır.
Yine, bu kanun teklifiyle, Sigortacılık ve
Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun kurulması ve konuyla
ilgili yasal düzenlemelerin getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda, bu
ihtiyaçlarla uyumlu olacak şekilde kanunda yer alan atıflarda
düzeltmeler yapılmaktadır.
Ayrıca, sistemde katılımcıların
daha uzun süre tasarruf edebilmelerinin teminine yönelik
vatandaşlarımıza ek imkânlar da getirilmektedir. Sistemin
gelişimini hızlandırmak ve yeni girişlere özendirmek
açısından devlet katkısı yüzde 25ten yüzde 30a
çıkarılmakta ve otomatik katılım sistemine 45 yaş üstü
çalışanlar için de katılma imkânı tanınmaktadır.
Bu kapsamda yapılan düzenlemeler ise şu şekildedir:
Bir, kanundaki atıflara ilişkin
düzenlemeler: Mülga Hazine Müsteşarlığının BESe
ilişkin yetki ve görevlerinin SEDDK ve Hazine ve Maliye
Bakanlığına geçmesi sebebiyle, 4632 sayılı Kanundaki
tanımların konuyla ilgili diğer mevzuatla uyumlu hâle gelmesi
sağlanacaktır.
Katılımcılarla yapılan
anketlerde, BESten ayrılan katılımcıların yüzde
60ının nakit ihtiyacı nedeniyle sistemden çıkış
yaptıkları da görülmektedir. Sistemde,
katılımcıların daha uzun süre tasarruf edebilmelerini
teminen 2 adet tedbirin hayata geçirilmesi de planlanmaktadır. Bunlar,
kısmi çekiş ve birikimlerin temliki imkânlarının hayata
geçirilmesidir. Bunların hayata geçirilmesiyle, beş yılın
sonunda toplamda yaklaşık 69 milyar TL civarında fon birikiminin
sistemde kalacağı değerlendirilmektedir. Sistemin
gelişimini hızlandırmak ve yeni girişleri özendirmek
amacıyla 3 adet yeni düzenleme de yapılmaktadır. Bunlardan 2si
uygulamadaki yüzde 25 oranındaki devlet katkısının yüzde
30a çıkarılması ve toplu katkı payı ödemek isteyen
vatandaşlarımız için de ödedikleri katkı payları için
müteakip yıllarda devlet katkısı hesaplanmasına da imkân
verilmesidir.
Bu düzenlemelerin kamuya ek maliyetinin
yıllık ortalama 2,7 milyar TL olacağı buna karşın
sisteme beş yılın sonunda yaklaşık 138 milyar TL ek
fon girişi sağlanacağı da öngörülmektedir. Yani bu, ciddi
bir tasarruf sistemidir. Bunların yanında, 45 yaş üzerindeki
vatandaşlarımızın talepleri olması durumunda otomatik
katılım sistemine dâhil edilmelerini sağlayacak bir düzenleme de
getirilmiştir. 45 yaş üzerindeki vatandaşlarımıza
yönelik söz konusu düzenlemenin kamuya ek maliyetinin yıllık
yaklaşık 1,5 ila 1,9 milyar TL olacağı, buna
karşılık beş yıllık süre sonunda
yaklaşık 51 milyar TL ek fon girişi sağlanacağı
da beklenmektedir.
Bireysel emeklilik sistemi,
şeffaflığın ve güvenliğin sağlanması
amacıyla, başta Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve
Denetleme Kurumu olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sermaye
Piyasası Kurulu, Emeklilik Gözetim Merkezi, Takasbank ve
bağımsız denetim şirketlerinin denetim, gözetim ve kontrolü
altında da tutulmaktadır.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; ülkemizin günden güne gelişmesiyle birlikte enerji ve
doğal gaz tüketimi; nüfus, sanayileşme ve kentleşmeyle
doğru orantılı, hava sıcaklığıyla ters
orantılı olarak büyümektedir. Ülkemizde, enflasyonla mücadele
kapsamında para ve maliye politikalarıyla önemli adımlar
atılırken başta doğal gaz ve elektrikte uygulanan
desteklerle küresel düzeyde yaşanan artışların
vatandaşlarımıza daha az yansıtılması da
hedeflenmektedir.
Enerji verimliliğini artırmak, fazla
tüketim yapanların fazla tüketimin maliyetine katlanması, daha az
tüketim yapanların ise fazla maliyetten kurtulması ve doğal gaz
enerjisinin tasarruflu kullanılmasını teşvik etmek
maksadıyla yapılan düzenlemeyle, BOTAŞa, bölgesel ve iklimsel
koşullar dikkate alınarak il veya bölge bazında kademeli
doğal gaz satış fiyatı belirleme yetkisi verilerek kademeli
fiyatlandırma yapılması sağlanacaktır. BOTAŞ,
Türkiye'nin önemli bir gururu ve enerji piyasasının vazgeçilmez bir
kurumudur
Değerli milletvekilleri, görüşmekte
olduğumuz kanun teklifiyle yatırım, üretim ve ihracatı
desteklemek amacıyla Kurumlar Vergisi Kanununda da iki önemli
değişiklik yapılmaktadır.
Bunlardan ilki, kurumlar vergisi mükelleflerinin
elde etmiş olduğu kazançların ihracat veya imalat faaliyetleri
sonucu elde edilip edilmemesine bakılmaksızın, 2021
yılı için uygulanan yüzde 25lik vergi dilimi 2022 yılı
için yüzde 23, daha sonraki yıl ise yüzde 20 olarak uygulanacaktır.
İkinci olarak ise önerilen düzenlemeyle,
ihracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri
kazançları ile sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle
iştigal eden kurumların münhasıran üretim faaliyetlerinden elde
ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranının 1 puan
indirimli uygulanması suretiyle bu kurumların söz konusu faaliyetleri
de teşvik edilmektedir. Böylece, yüzde 20 oranına göre bu
mükelleflerin söz konusu kazançlarına oran yüzde 19 olarak da
uygulanacaktır. Yüzde 25 ile 19 arasında 6 puanlık bir avantaj
sağlanacaktır. Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan
değişiklikle, kurumların yatırım fonlarına
iştirak etmeleri teşvik edilmektedir. Mevcut düzenlemede, bu
fonların sadece girişim sermayesi, yatırım fonlarından
sağlanan kazançlar, iştirak kazancı istisnasına konu
edilebilmekteydi.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yapılan düzenlemeyle diğer yatırım
fonlarından elde edilen kâr payı gelirlerinin de iştirak
kazançları istisnasına konu edilebilmesine imkân
sağlanmaktadır. Bununla birlikte, Türk lirasına talebin
artırılması amacıyla da portföyünde yabancı para,
altın ve diğer kıymetli madenler olan fonlardan elde edilen kâr
payları ise istisna kapsamı dışında
tutulmaktadır.
Değerli Başkan, kıymetli
milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde, Antalya Milletvekili olarak
turizm sektörüyle ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Antalya, ülkemizin en önemli turizm kentidir ve bu sektörde ülke ekonomisine
önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Antalyamız,
ürettiği gayrisafi millî hasılayla devletten
aldığından çok daha fazlasını devletimize veren bir
ilimizdir ancak 2020 yılı itibarıyla başlayan küresel
salgın sürecinden en fazla etkilenen sektörlerin başında turizm
sektörü ve dolayısıyla Antalyamız olmuştur. Turizm
sektörü, alınan tedbirler ve normalleşme adımları
kapsamında 2020 yılı sezonunda tekrar başarılı
bir ivme yakalamış ve geçtiğimiz yaz sezonundaki
kayıplardan bir bölümünü telafi ederek 10 milyona yakın turiste ev
sahipliği yapmıştır. Herkesin seyahat etmek için ciddi
çekincelerinin olduğu bir dönemde, Antalyamıza gelen turistlerin
sorunsuz ve son derece başarılı, tüm dünyaya örnek teşkil
edecek bir şekilde ağırlanması şehrimiz adına son
derece gurur verici olmuştur. Antalyamız, bu zor süreçte
esnafıyla, vatandaşıyla bütünleşerek
başarılı bir sınav vermiştir. Bu manada yürürlüğe
konulan Güvenli Turizm Sertifikası Programının da bu
başarıda büyük katkıları olduğunu belirtmekte fayda
görüyorum. Verilen bu başarılı sınavın 2022
yılında da daha güçlü geri dönüşlere vesile
olacağını düşünüyor ve umut ediyorum.
Antalyamızın, devletimizin desteğiyle bu süreci en az hasarla
atlatıp turizm sektöründe yeni başarı hikâyeleri de
yazacağına inancımız tamdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime son vermeden önce bugün ebediyete intikalinin 10uncu seneidevriyesi
olan, Kıbrıs Türklüğünün mümtaz ve zirve ismi, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı Sayın
Rauf Denktaşı rahmet ve duayla anmak istiyorum.
Rauf Denktaş, dava, aksiyon ve fikir
insanı olarak Kıbrıs Türklüğünün ufkunu
aydınlatmış, mücadeleci kişiliğiyle gönüllerimize taht
kurmuştur. Kıbrıs Türklüğünün hak ve özgürlüğü için
ömrü boyunca mücadele etmiş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
uluslararası toplumda eşit ve onurlu bir seviyeye gelmesi için çaba
göstermiş; Enosis zihniyetinin saldırılarını,
katliamlarını sineye çekmemiş, Türk milletinin yardım ve
duasıyla Kıbrıs Türkünün Doğu Akdenizde bir
yıldız gibi parlamasına da öncülük etmiştir. Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rauf Denktaşın aziz Türk
milletine bir emaneti olarak, bağımsız ve dayatmalara boyun
eğmeyecek şekilde varlığını muhafaza edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Toros
lakabıyla Türk Mukavemet Teşkilatı mensubu olarak
başladığı mücadele hayatını Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı ve
Kıbrıs Türklerinin unutulmaz lideri olarak tamamlayan Sayın Rauf
Denktaşı ebediyete intikalinin 10uncu yılında yüce Meclisimizin
huzurunda bir defa daha rahmet, minnet ve duayla anıyorum. Ruhun şad,
mekânın cennet olsun koca Toros diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şahısları adına
İstanbul Milletvekili Sayın Hakkı Saruhan Oluç.
Buyurunuz Sayın Oluç. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, bu kanun teklifiyle ilgili daha
evvel de konuşmuştum, konuşan hatiplerimiz de aynı
doğrultuda konuşmalar yapıyorlar. Biz bu kanun teklifinin
yanlış olduğunu düşündüğümüz için hayır oyu
kullanacağız.
Ben şimdi bu kanun teklifinin
dışında bir konuda size birkaç cümle söylemek istiyorum. Hani,
son söyleyeceğimi başında söyleyeyim. Gazete diye ortalıkta
dolaşan bir paçavra var, Yeni Şafak; bu iktidarın yayın
organı. O paçavradan söz etmek istiyorum şimdi size. Bakın, o
paçavra bugünkü sayısında 18 vekilimizi hedef gösterdi. Sayın
Cahit Özkan, hani siz biraz evvel dediniz ya masumiyet karinesi diye, hani
siz biraz evvel dediniz ya İnsanların aileleriyle
uğraşılmaz. diye. İşte, bu paçavranız var ya,
sizin bu paçavranız, bu paçavra masumiyet karinesini çiğnedi,
insanların aileleriyle ilgili yayın yapıp
fotoğraflarını kullandı. Kimisinin kardeşine,
kimisinin dayısına, kimisinin amcasına, kimisinin kaynına
sataştı. Bu bir gazetecilik faaliyeti mi? Değil. Basın
ahlakı var mı? Yok. Siyasi ahlak var mı? Yok. İnsani ahlak
var mı? Yok. Hepsi yerle bir, hepsi yerle bir. Bu bir operasyon faaliyeti,
biz biliyoruz; karanlık bir hedef gösterme faaliyeti, biz biliyoruz.
Bakın, Hrant Dink böyle katledildi, böyle katledildi. Tahir Elçi'yi bir
alçak hedef gösterdiği için katledildi. 6-7 Eylül olaylarının
kıvılcımı sahte manşetlerle çakıldı.
İşte, bu Yeni Şafak paçavrası şimdi bunu yapıyor.
Sorumlu yani bizim herhangi bir vekilimizin, o 18 vekilden herhangi biri
hakkında, onların başına gelecek her türlü
olumsuzluğun sorumluluğu bu Yeni Şafakın yazı
işlerinde, Yeni Şafakın yönetiminde ve Yeni Şafakın
arkasındaki ailededir. Açıkça söylüyoruz bunu, bütün halka ilan
ediyoruz. İşte, Kürt sorunu nedir? diyorsunuz ya, çözülmemiş
diyoruz ya, Kürt sorunu işte bu ilkel kafa, bu ilkel zihniyet nedeniyle
çözülemedi bugüne kadar, cumhuriyet tarihinde. Kürt sorunu budur işte,
budur. Her Kürtün evinde mutlaka bir kayıp vardır, Trakyasından
kürdistan coğrafyasına kadar böyledir. Her Kürtün evinde bir
kayıp vardır ve fotoğraflar vardır evlerinin
duvarlarında asılı olan. O fotoğraflar her Kürtün, her
Kürt ailenin derinden hissettiği fotoğraflardır ve her gün,
barış için o fotoğrafa bakılır. O fotoğrafa
bakılır, yol gözlenir, acı çekilir, umut edilir. Neden?
Barış olsun diye. Aynen askerlerin, polislerin ailelerinin evlerinde
olduğu gibidir bu, aynen. Şimdi, dolayısıyla, yüz
yıllık bir sorundan söz ediyoruz. Bu sorunu HDP yaratmadı; bu
sorunu, HDP, demokratik ve barışçı yollarla çözmek için mücadele
ediyor ama bu ilkel zihniyet, o Yeni Şafak paçavrasının ilkel
zihniyeti bunu engelliyor.
Ailelerle ilgili fotoğraflar ve laflar
kullanılıyor Sayın Özkan. Siz masumiyet karinesinden bahsettiniz
az evvel. Ya, az kendinize bakın ya, az kendinize bakın. Ben
aynı ahlaksızlığı yapmayacağım ama size
soyadları bizde olan 8-10 tane isimden bahsedeceğim. Bakın,
Bekir, Şaban, Hilmi, Salih, Orhan, Kadir, İsmail
Devam ederim daha,
çok isim sayarım. Soyadları sizde vardır, bizde de var; daha çok
isim var. Ya, bu isimlerin hepsinin ailelerinde FETÖyle
ilişkilendirilmiş ya kardeş ya dayı ya amca ya kayın,
birisi vardır, yargılanmıştır; bu isimleri
sayarız. Böyle mi politika yapılacak bu ülkede, böyle mi politika
yapılacak bu ülkede?
Şimdi, dolayısıyla, bu tür
davranışlarla ne insani ahlak kalır ne politik ahlak ne
basın ahlakı. Bunu bir kez daha söyleyelim. Bu Yeni Şafak yeni
kumpasların peşindedir, bunu biliyoruz. Yeni Şafakın
yazı işleri masası Emniyet istihbaratının ve
İçişlerinin bir parçasıdır, bunu biliyoruz; karanlık
bir yapıdır, bunu biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) Toparlıyorum
efendim.
Tabii, bu yayın organlarının önemli
bir kısmının İstanbulda muslukları kesildi,
muslukları. O hortumlar koparıldığı için bu kadar
saldırganlar ve HDPye saldırıyorlar; rant ellerinden
alındı. İstanbul sayesinde ayakta duruyordu bu paçavralar, onun
için bize bu kadar öfkeliler.
Şimdi söyleyelim, bu insanlık
dışı suçlamalara ve hakaretlere biz asla pabuç
bırakmayız, insanlıktan çıkmış olan bu
paçavranın nefret diline asla pabuç bırakmayız. Şunu çok
açık ve net söyleyelim: HDP Grubunda yakınlarını
kaybedenlerin düşmanlıkları bitirmek için mücadele etmesi insani
açıdan da politik açıdan da çok değerlidir ve biz bunu çok
önemli buluyoruz ve barış mücadelemizden asla, bir adım bile
geri atmayacağız; bunu da size bir kez daha söylüyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özkan
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Sayın
Başkanım, ben söz istedim de 60a göre, uygun bir zamanda şey
yapabiliriz.
BAŞKAN Peki efendim.
Soru-cevap işlemi
yapılamayacağından, 60a göre sayın milletvekillerine söz
vereceğim.
Sayın Ataş
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
40.-
Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın, sağlık
çalışanlarının özlük haklarına ilişkin
açıklaması
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Pandemi döneminin en büyük kahramanları
şüphesiz sağlık çalışanlarıdır ancak
sağlık çalışanları emeklerinin
karşılığını alamamaktadır. Üniversiteye
dereceyle girmiş, altı yıl tıp eğitimi almış
bir asistan doktorun aldığı maaş tüm ekler dâhil 7.500
liradır. Üstelik maaşlarının sadece 4.300 liralık
kısmı emekliliğe yansımaktadır. Ağır
çalışma koşulları altında çalışan, mesai
saatlerinde hasta bakıp mesai saatleri dışında da akademik
çalışmalar yapan asistan doktorlar, uzman doktor olduğunda da
8.500 liraya çalışıyor. Çalıştığı
süreler göz önüne alındığında, aldıkları
maaş saatlik olarak Türkiye'nin en düşük ücretidir. Bu nedenlerle son
iki yılda 3 bin doktor yurt dışına çalışmak için
gitti. Yaklaşık 8 bin doktor da yurt dışına gitmek
için hazırlık yapıyor. Bu duruma acilen çözüm
bulunmalıdır, aksi hâlde kendimizi emanet edecek Türk hekimi
bulamayacağız diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan, talebiniz var
mı efendim?
HACI ÖZKAN (Mersin) Vardı, Soru-cevap yok.
dediler, iptal ettim Başkanım.
BAŞKAN Peki.
Sayın Taşkın
Sayın Taşdoğan
41.-
Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğanın, gıda
mühendislerinin kamuda istihdamına ilişkin açıklaması
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, gıda
mühendisleri, temel olarak, kamu tüzel ve özel hukuk tüzel kişiliğini
haiz, gıda üretimi, tüketimi ve kontrolü yapılan tüm iş ve
işlemlerde görev yürütmesi gereken kişilerdir. Özel sektörde
hazır yemek, otel, özel gıda laboratuvarları, restoran, lokanta,
kantin ve benzeri işletmelerde çalışmaları zorunludur. Kamu
yapısında ise Tarım ve Orman Bakanlığında,
Sağlık Bakanlığında, Ticaret Bakanlığında,
Türk Standardları Enstitüsünde, belediyelerde görev almaktadırlar. En
yoğun kadrosunun bulunduğu Tarım ve Orman
Bakanlığına baktığımızda, sayıları
2.858 olan gıda mühendisleri iklim değişikliği, salgın
gibi durumlar karşısındayken kamuda daha fazla sayıda yer
alarak ülkemizde gıda konusunda evrensel katkılar sağlamak için
kamuda ilgili birimlerde istihdam edilmek üzere taleplerinin
karşılık bulmasını beklemektedirler.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Örs
42.-
Trabzon Milletvekili Hüseyin Örsün, okul servisçilerinin mağduriyetine
ilişkin açıklaması
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Ülkemizde 1 milyonun üzerinde öğrencimiz
taşımalı sistemle eğitim almaktadır.
Çocuklarımızı emanet ettiğimiz, onları okullarına
ulaştıran, servis hizmeti veren binlerce şoför
esnafımız ve firmalar mevcuttur. 2021 yılı Eylül ayı
başında Millî Eğitim Bakanlığının
açtığı ihale sonucunda hizmet veren öğrenci servisi esnaflarımız
ve firmalar bugün, maalesef, ekonomik olarak büyük mağduriyet
yaşamaktadırlar. İhale döneminde litresi 7,5 lira olan mazot
fiyatı bugün 13 TLyi aşmıştır. Sadece akaryakıt
değil, araç bakım ücretleri ve vergilerde de aynı oranlarda
artışlar vardır. Millî Eğitim Bakanlığı,
artan maliyetleri göz önüne alarak kilometre başına fiyatta iyileştirme
yapmalı ve okul servisçilerimizin mağduriyetine son vermelidir.
BAŞKAN Sayın Piroğlu
43.-
İstanbul Milletvekili Musa Piroğlunun, engellilerin araç
alımında ÖTVnin üst sınırının
kaldırılmasını talep ettiklerine ilişkin
açıklaması
MUSA PİROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, engelliler için otomobil alımı, erişim
açısından son derece hayati önem taşımaktadır ve
engellilerin otomobil alabilmesi için ÖTV indiriminden yararlanılması
kaçınılmazdır. İktidar ÖTVde üst sınırlama
getirerek ne yazık ki engellileri neredeyse araç alamaz hâle
getirmiştir. Kurdaki son artışla beraber 450 bin liralık
üst sınır engellilerin hiçbir araç almasına izin vermemektedir.
ÖTVnin üst sınırının kaldırılmasını ve
engellilerin araç alımının önündeki bütün engellerin kaldırılmasını
talep ediyoruz.
BAŞKAN Sayın Tutdere
44.-
Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutderenin, Adıyaman-Çelikhan yol
sorununa ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Sayın
Başkanım, Adıyaman-Çelikhan yolu yıllardır kaderine
terk edilmiş durumda. İktidar bugüne kadar defalarca söz verdi ancak
bugüne kadar bu sözünü yerine getirmedi, sorunu görmezden geldi. Her yıl
ölümlü ve maddi hasarlı çok sayıda trafik kazasının
yaşandığı Çelikhan yolu yapılmayı bekliyor. Yolun
yetersizliği nedeniyle Adıyamanlı mağdur, Çelikhanlı
mağdur, bu yolda yolculuk yapan tüm yurttaşlarımız
mağdur. Buradan iktidara çağrı yapıyorum:
Çelikhanlının tütününü yasakladınız, adliyesini kapattınız,
yatılı okulunu kapattınız, bari Çelikhanlının
yolunu yapın, bu yol çilesine son verin diyor; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Çulhaoğlu
45.-
Adana Milletvekili Mehmet Metanet Çulhaoğlunun, Rauf Denktaşın
vefatının 10uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş daha öğrencilik
yıllarında Millî Mukavemet Teşkilatındaki
arkadaşlarının sürgün edilmesinden, tutuklanmasından, hatta
şehit edilmesinden hiçbir şekilde yılmamış,
yıkılmamış, verdiği mücadeleden asla
vazgeçmemiştir. Kıbrıs Türkünün hak, eşitlik ve özgürlük
davasında ana vatan Türkiyeyle ortak kader anlayışı
sergileyen müstesna bir liderlik göstermiş olup, Kıbrıs Türklerinin
ada üzerindeki eşit siyasi haklarını ve kurucu iradelerini
varlığında sembolleştirip Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetini kurmuş ve halkına miras olarak
bırakmıştır. Merhum Denktaş, dünya çapında kabul
görmüş liderlik ve devlet adamlığı vasıflarıyla
çağımızın en haklı davalarından birinin
savunucusu olmuş, tarihteki yerini almıştır.
Vefatının 10uncu yıl dönümünde Rauf Denktaşı
rahmetle anıyorum; Allah mekânını cennet, ruhunu şad
eylesin.
BAŞKAN Sayın Aydın
46.-
Bursa Milletvekili Erkan Aydının, emeklilerin geçim
sıkıntısına ve Rauf Denktaşın
vefatının 10uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Hayat pahalılığının en çok
etkilediği kesim maalesef ki emekliler. Türkiyede 13,5 milyon,
emeklilikte yaşa takılanları da kattığımızda
20 milyona yakın emekli insanımız bu
sıkıntıyı yaşamaktadır. Açlık
sınırının 4.500 lira olduğu, yoksulluk
sınırının da 13 bin küsur olduğu ülkemizde en
düşük emekli aylığını 2.500 liraya yükselttiniz. Ancak
bu vatandaşlarımızın bu rakamlarla hayatta kalabilmeleri
neredeyse imkânsızdır. Emeklilerimizin ve EYTli
yurttaşlarımızın insanca ve onurlu bir şekilde
yaşayabilmeleri için en düşük emekli maaşı asgari ücret
düzeyine getirilmelidir.
Seyyanen zamların yapılıp tekrar
hesaplama yapılması; işçi, memur ve BAĞ-KUR emeklileri
arasındaki farkın da derhâl giderilip eşitlenmesi gerekmektedir,
yoksa çok ağır dramlarla karşılaşacağız
diyor, teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (Devam)
BAŞKAN İkinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.15
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 46ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi İkinci Bölümde yer alan maddeleri,
varsa o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
10uncu madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu maddesinin Kanun
Teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mahmut
Toğrul Hüda
Kaya Mahmut Celadet
Gaydalı
Gaziantep
İstanbul
Bitlis
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Ayşe
Sürücü Züleyha
Gülüm
Muş
Şanlıurfa İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ UĞUR
AYDEMİR (Manisa) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Bitlis
Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurunuz Sayın Gaydalı. (HDP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, partim ve grubum
adına görüşülmekte olan 301 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 10uncu maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, 10uncu maddeyle 4646
sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 11inci maddesine yeni
bir fıkra eklenerek BOTAŞın bölgesel ve iklimsel koşullar
dikkate alınarak bölgesel bazda doğal gaz satış fiyatı
uygulaması hedeflenmiştir. Gerekçesi, kısaca, BOTAŞın
altyapı maliyetinin halka fatura edilmesidir. Ya siz kendinizi çok
akıllı sanıyorsunuz ya da bu halkı çok saf. Bu maddenin
başka bir anlamı olamaz. Gerekçede tasarruflu kullanımdan
bahsediyorsunuz fakat sizin bu halkın battaniyeler altında
ısındığından haberiniz yok. Bu tasarrufun biraz daha
aşağısı halkın doğal gaz
kullanmamasıdır. Yine bu maddenin gerekçesinde geçen Fazla tüketim
yapanların fazla tüketimin maliyetlerine katlanması
amaçlanmaktadır. diye bir ibare var. Bu cümlenin mantığı
nedir? Fazla tüketim maliyetinden kastınız nedir? Zaten siz abonenin
faturasına her şeyi yansıtmıyor musunuz? Devlet
verdiği hizmetin katbekat fazlasını bu halka yansıtıyor,
gerçekten bir mantık kurulması mümkün değildir. Halk
geçinemiyor, ekmek kuyrukları almış başını
gidiyor, marketlerde alışveriş yapmak için bankadan kredi
alınması gerekecek bir duruma gelinmiş, elektrik, doğal
gaz, benzin derken zam üzerine zam haberleri yüzünden korkuyla uyanan bir halk
var. Siz BOTAŞa diyorsunuz ki: Kendin fiyatını belirle.
BOTAŞ bir şirket, bırakın zarar etmeyi, kârını
katlamak ister. Şirket gibi ülkeyi yöneteceğiz. dediniz; patron
gibi soyuyor, sömürüyorsunuz. Halka Isınma. diyen bir iktidarsınız.
Değerli Türkiye halkları, seni
düşünmeyen, anlamak istemeyen, anlamazlıktan gelen insana yön
değil, yol verilir; siz de bu iktidara yol verin, gitsinler. Bu
iktidarın kendi menfaatleri uğruna yapamayacağı şey
yoktur. İktidar olmanın sunduğu ayrıcalıklar
onları her gün daha kibirli bir hâle getirdi ama unutulmamalı ki
kibir ve inat, kişinin kendisini önce mükemmel görmesini sağlar,
sonra da sonunu getirir. İktidarınızın sonunu da bu kibir
ve inadınız getirecektir. Bu halkın manevi duygularıyla
oynayan bir iktidarsınız.
İşte, bugün bahsettiğiniz yerli ve millî
kavramı başarısız politikalarınızı kamufle
etmek için kullanılan bir perdeden başka bir şey değil.
Küçük ortağınız olan partinin bir vekili Karadenizde
doğal gaz bulduk; 1,9 milyar dolara Amerikalı şirkete boru
hattı ihale edildi. diye burada bir sunumda bulundu. 1,9 milyar dolar
Daha önce de Fransız şirketine 1,5 milyar dolarlık iş ihale
edilmişti. Sondaj işi de yüzde 90 yabancı personelle
yürütülüyor. Peki, burada yerli olan ne var? Çıkacak gazın yerli
sınırlar içinde olmasından başka hiçbir şey yok.
Kamuoyuna Yerli gaz bulduk, doğal gaz ucuzlayacak. naraları
atılıyor; yok öyle bir şey. Peki, size şunu
hatırlatmak isterim: Elektrik üretiminiz tamamen yerli değil mi?
Doğal gaz santralleri dışında her şey yerli değil
mi? Peki, bu zamların gerekçesi ne oluyor? Sadece yandaş sermaye
sahiplerinin kasasını doldurmak. Karadeniz doğal gazı da
aynı olacaktır.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) Öyle değil
Sayın Vekilim, doğal gaz çıktı.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) Üretim maliyeti,
inşaat maliyeti, sondaj maliyeti, tüm bu maliyetlerin faturası halka
kesilecek, işin kaymağını da iktidara yakın
şirketler götürecek. Ülke kaynaklarını adil bir gelir
dağılımıyla halka paylaştıramıyorsanız
sosyal dengeyi de huzuru da sağlayamazsınız. Yanı
başımızda Kazakistan örneği var; petrol, doğal gaz ve
madence zengin bir ülke ama adil olmadığı için, kaynaklar ve
gelirler adil dağıtılmadığı için kaosa
sürüklendi. Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev ne
diyor? Nazarbayev döneminde yüksek gelirli şirketler ve zengin insanlar
tabakası ortaya çıktı, onların Kazakistan halkına
borçlarını ödemelerinin vakti geldi. Burada size de bir mesaj var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) Sizin döneminizde
zengin olan, ülkenin kaynaklarını bir ahtapot gibi sarmış
hortumcu şirketlerin de Türkiye halklarına büyük bir borcu var. Her
yaptığınız şeyi en iyi sizin bildiğinizi
düşünüyor ve uyarılarımızı bile dinlemiyorsunuz.
Bilgeliğin yolu bilmekten değil, dinlemekten
geçer. Bu yüzden, dünyada az bilge, çok ukala vardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
10uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 10 - 18/4/2001 tarihli ve 4646
sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 11inci maddesine
aşağıdaki fıkra ilave edilmiştir.
BOTAŞ tarafından Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumunun ve Bakanlığın görüşü alınmak
kaydı ile tüketicinin gelir durumu bölgesel ve iklimsel koşullar
dikkate alınarak il veya bölge bazında kademeli doğal gaz
satış fiyatı uygulanabilir.
Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan İlhami
Özcan Aygun
Antalya İstanbul Tekirdağ
Serkan
Topal Süleyman
Bülbül Süleyman
Girgin
Hatay Aydın Muğla
Rafet
Zeybek Fikret
Şahin Faruk
Sarıaslan
Antalya
Balıkesir Nevşehir
Alpay
Antmen Ahmet
Akın
Mersin Balıkesir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ UĞUR
AYDEMİR (Manisa) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Akın.
Buyurunuz Sayın Akın. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET AKIN (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kanun teklifinin 10uncu maddesi üzerine söz
aldım.
Değerli arkadaşlar, AK PARTİ geçen
yıl zam üstüne zam yaptı ve vatandaşlarımızın bu
zor şartlar altında hayatını zorlaştırmak için
sanki yük üstüne yük bindirmeyi de bir marifet saydı. En son
yılbaşında bir hediye oldu AK PARTİ tarafından; bu
hediye yüzde 25lik zam. Neye zam? Konutta doğal gaza. Ötekilere
-elektrik- onlara zaten yüzde 127ye kadar zamlar -diğer tarifelere göre
daha bile fazla- yapıldı. On yedi ay önce Karadenizde doğal
gazın bulunduğuna dair müjdeler söylendi, biz de sevindik. Bu ülkede
çıkan doğal gaz bu milletin değeridir ve bizi de mutlu eder
ancak müjde dediniz ama milleti artık müjdeden korkuttunuz. Eksen
değişecek. dediniz, Faturalar düşecek. dediniz, Enflasyon
düşecek. dediniz, vatandaşın eksenini değiştirdiniz.
Vatandaşımız artık bu faturalar altında eğiliyor
ve eziliyor. Vatandaşımızı yoksulluk ve hayat
pahalılığıyla baş başa bıraktınız.
Konutlara bir yıl içerisinde yüzde 49 zam yaptınız, sanayiye
yüzde 290 zam, doğal gazda. Sanayiye yapılan zam da konutlara,
vatandaşımıza yüklendi. Şimdi bu teklif de acaba bir zam
kurnazlığı mı? Şimdi, buradan net sormamız
gerekir: Bu teklif sonrasında doğal gazda indirim olacak mı veya
doğal gaza zam yapacak mısınız, yapmayacak
mısınız? Bu madde açık değil, net değil ve
doğal gazın satış fiyatının belirlenmesinin
yetkisini de BOTAŞ'a veriyorsunuz. Bedelsiz mi veriyorsunuz, indirimli mi,
vergili mi, vergisiz mi belli değil. Bu maddeyle vatandaş ne
ödeyecek, bilmiyor. Şimdi markete gidin, markette alışveriş
yapın, fiyatına bakarsınız kaça alıyorsunuz diye. E,
burada fiyat yok, burada bir açıklama yok, bir netlik yok. Kaç metreküpe
birim fiyat kaç para ödenecek? Vatandaşa ne olacak, onu bilmek istiyoruz.
Şimdi, birim fiyatından vergisine kadar bütün
unsurlarıyla sosyal tarifeyi tanımlayarak ilgili hükümler
vatandaşın lehine net olarak konulmalıdır, bu çok önemli.
Bu tarife, kademeli zam, kademeli zulüm bu hâle gelir ise
vatandaşlarımızın ısınma hakkına el
koymuş olursunuz ki enerji bir insan hakkıdır, gasbedilemez.
Doğal gazda daha önceki fiyatlarla dahi vatandaşlarımız
ısınamıyordu, vatandaşa Kombiyi kıs. diye akıl
verdiniz, şimdi Kombiyi kapat. mı diyeceksiniz, belli değil.
Vatandaşı müşteri olarak görmenin zihniyetidir bu, sonucudur bu.
Bir de fedakârlıktan bahsediyorsunuz, akıllara mantıklara ziyan.
Ya, bu ülkede fedakârlık yapan vatandaşın ta kendisi; bu kadar
zamlarla, bu kadar yükle.
Bir de bir lafınız var AB ülkelerinde
enerji fiyatları, doğal gaz, elektrik fiyatları 4-5 kat
arttı. dediniz. Artmadı. En son 7 Aralık 2021de bir
açıklama yapıldı, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi ve
Avrupa Birliği Merkez Bankası dedi ki: Enerji enflasyonu yüzde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
AHMET AKIN (Devamla) Teşekkür ederim.
Neden? Müjde dediniz, Doğal gaz açık.
dediniz, Böyle rezerv var. dediniz, kaynak dediniz; ihracat-ithalat
yaptığımız, ticaret yaptığımız
ülkelerle konuşurken neden bunu masaya koymadınız? Herkes bunu
bilir, elindekini ortaya koyacaksın ki vatandaşına faydan olsun.
Yurt dışına gittiniz, masada yok. Neden? Rapor yok ortada.
Ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri Fonu
Varlık Fonuyla görüşüyor, diyor ki: Paraya
sıkışmış zor durumdaki bazı şirketler
inceleniyor. Ya, arkadaşlar, hesap yapamazsınız, kitap yazarsınız,
kitap ekonominin çöküşünün kitabı olur, bir de milletin gözünün içine
baka baka fedakârlık dersiniz. (CHP sıralarından
alkışlar) Allah ıslah etsin. Ancak, önümüzdeki seçim yakın,
hep söylüyoruz, buradan da söyleyelim: Madem siz haklısınız,
getirin sandığı, millet göstersin size doğruyu.
Teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Her
şeyin bir zamanı var.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 10uncu maddesinin birinci fıkrasında
yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Ayhan Erel Ayhan
Altıntaş
Trabzon Aksaray Ankara
Fahrettin
Yokuş Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
Konya Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ UĞUR
AYDEMİR (Manisa) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Adana
Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurunuz Sayın Çulhaoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 301 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 10uncu maddesi üzerinde İYİ Parti Grubumuzun
görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 10uncu maddeyle 18 Nisan 2001 tarihli ve 4646
sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 11inci maddesine bir
fıkra eklenmek suretiyle BOTAŞ tarafından Bakanlık
görüşü alınmak kaydıyla bölgesel ve iklimsel koşulları
dikkate alınarak il veya bölge bazında kademeli doğal gaz
satış fiyatı uygulanabilir. denilmektedir. Kanun maddesinde
yapılan düzenlemeyle enerji verimliliğini artırma amacıyla
aynı abone grubunda yer alsa bile maliyet bazlı tarife metodunun
yanında doğal gaz enerjisinin tasarruflu
kullanılmasını teşvik etmek için benzer abone
gruplarında fazla tüketim yapanların fazla tüketimin maliyetine
katlanması amaçlanmış.
Yine, bu düzenlemeyle maliyetler için bir
çalışma yapılması, gerekli olan abone grubu için il
bazında iklim şartları ve tüketim miktarına uygun olacak
bir kademe belirlenmesi ve oluşan tüketim artışından
kaynaklanan ilave maliyetin bu kademe üstünde tüketim yapan abonelere
yansıtılmasının amaçlandığını
görüyoruz.
Burada İYİ Parti olarak kanun teklifinin
10uncu maddesine olan çekincelerimizi de belirtmek istiyorum. Maddede
Bakanlık görüşü alınması kelimesi var. Bakanlık
görüşünün alınması yeterli değildir, aynı zamanda
Bakanlığın onay da vermesi gerekir diye düşünüyoruz. Yetki
devriyle Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumunun neden devre
dışı bırakıldığı mutlaka
açıklanmalıdır. Kademeli doğal gaz satış
fiyatı uygulanabilir. denilmesi de muğlak bir kelime olup bunun da açıkça
kanun metnine konulması gerekirdi.
Yine, iktidar 1 Ocak 2022 sabahı elektrik
üretimi için kullanılan doğal gaza yüzde 15, konutlarda yüzde 25,
sanayide yüzde 50 zam yaptı. Bu maddede ilk kademedeki alt gelir
gruplarına indirimli doğal gaz kullandırılacağı
hakkında bir ibare olmaması, ayrıca hangi bölgede ne miktarda
doğal gaz tarifesinin ne olacağının belirtilmemesi bir
eksikliktir. Bunların kanun teklifinde yer almasının daha
doğru olacağı kanaatindeyiz. Burada düşük gelir
grupları için belli bir ihtiyaç sınırı belirlenmeli ve
sosyal tarife ölçütünün ne olduğu kanun maddesinde mutlaka yer
almalıdır. Bunlar gerçekten çok önemli ve açıklığa
kavuşturulması gereken konulardır.
Değerli arkadaşlarım, mart
ayında vatandaşa doğal gaz desteği
yapılacağı söylenmekte. Kışın tam
ortasındayız. Kış geçtikten sonra iktidar tarafından
yapılacak yaz aylarındaki doğal gaz desteğinden
vatandaşa ne tür bir fayda temin edilecektir? Bu, açıklamaya muhtaç
bir konudur. 1 milyona yakın abone yani aileleriyle birlikte
yaklaşık 4 milyon vatandaşımız kışın
ısınamıyorken iktidar hâlen baharda destek verileceğini
açıklıyor. Çünkü yaz aylarında yapılacak doğal gaz
yardımının vatandaşlarımıza hiçbir getiri
sağlamayacağı iktidar tarafından da gayet iyi
bilinmektedir. Hükûmeti milletimizin aklıyla dalga geçmemeye davet ediyor,
yaratılan mağduriyetlerin bir an evvel giderilmesini ve doğal
gaz desteklerinin zaten kışı çok zor geçirmekte olan
vatandaşlarımıza gecikmeksizin, hemen verilmesini istiyoruz.
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının paylaştığı verilere göre
Türkiye genelinde doğal gazı kesilen abone sayısı 2021
yılının ilk sekiz ayında 914.779 kişi olmuş,
doğal gaz parasını ödeyemediği için icralık olan
vatandaşlarımızın sayısı ise 48.756 kişi
olmuş. Bu tablo bile gittikçe fakirleşen insanlarımızı
en iyi anlatan göstergelerinden bir tanesidir. İYİ Parti olarak iktidarı
bir kez daha uyarıyoruz. Zaman, ülkemizin her alanında yaşanan
ekonomik krizin, çarşı pazarda yangının, fakirliğin en
çok hissedildiği dönemdir ve yandaş şirketlerin
çıkarlarını gözetme zamanı hiç değildir.
İYİ Parti olarak Bölgesel doğal gaz
fiyatlandırması yaparken kesinlikle yandaş
dağıtım şirketlerinin değil,
vatandaşlarımızın yanında, hakkaniyetli ve adil olun,
milletimizin çıkarlarını üstün tutun; bundan da asla taviz
vermeyin. diyoruz. Doğal gaz kademelendirilmesinin ve bölgesel fiyatlandırmaların
mutlak takipçisi olacağımızı da belirtiyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
10uncu madde kabul edilmiştir.
11inci madde üzerinde 4 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 11inci maddesinin kanun
teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hüda
Kaya Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Mahmut
Celadet Gaydalı
İstanbul Muş Bitlis
Züleyha
Gülüm Mahmut
Toğrul Ayşe
Sürücü
İstanbul Gaziantep Şanlıurfa
Hasan
Özgüneş
Şırnak
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Şırnak Milletvekili Sayın Hasan Özgüneş.
Buyurunuz Sayın Özgüneş. (HDP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Emekli maaşına yapılan eklemeden söz
etmek istiyorum. Övünerek 2.500 lira vereceğiz. diyorlar,
bağıra bağıra, sanki tapularını
satmışlar da emekliye bir şeyler verecekler.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) 170 dolar.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) Bu halkın
vergilerinden veriyorsunuz. Hükûmeti yürütenlerin biri nezleye yakalansa, bir
ay boyunca iyileşmese, burnunu silmek için peçete alsa 2.500 lira masraf
eder. Bu insanlar nasıl geçinecekler, nasıl geçinecekler?
Baktım, buradan Parise gitmek istese, ailesiyle gitse 2.250 lira,
Londraya gitse 1 bilet 2.250 lira yani bir vatandaş dışarı
çıksa geri gelemez o parayla. Şimdi, bir de kalkıp burada
bağıra bağıra Şu kadar liradan şu kadar liraya
çıkardık
Şimdi, bir örnek vermek istiyorum:
İsviçrede memurun aylık ortalama maaşı 5.876 frank, bizim
paramızla 87 bin lira ediyor. Vekiller üç ayda o kadar alamıyor. Bu,
şaka gibi gelir size. İskoçyada en düşük memur maaşı
2.293 dolar; 32 bin lira. Hani Aya uçtuk, Merihte bile durmuyorsunuz
maşallah.
Memurların yüzde 75i kira ve barınma
gideriyle karşı karşıya, borçlu olarak ödüyor. Bu,
kadınlarda yüzde 79dur; yüzde 83ü on yıl içerisinde ödemek
durumunda olduğu bir borca sahip, yüzde 22si geçinmek amacıyla ek
iş yapmaktadır, yüzde 34ü yakınlarından yardım
almakta, yüzde 67si on iki ay içerisinde sinema, tiyatro etkinliğine
gidemiyor, yüzde 47si beş yıl içinde tatile gidemediğini ifade
ediyor.
Temel gıdalarda bir ayda yüzde 25
artış var, son bir yıldaki artış yüzde 80-82 olarak
geçiyor. Elektrik son bir yılda yüzde 155 zam almış, bizimkiler
2.500 liradan bahsediyorlar. Doğal gaz yüzde 43...
Değerli arkadaşlar, yoksulluk
sınırı 13 bin lira, açlık sınırı 4 bin lira
yani ücret olarak ödediğiniz asgari ücret yoksulluk
sınırında. Türkiyedeki hiçbir memur maaşı yoksulluk
sınırının üzerinde değildir, memurun maaşı
ortalama 6.200 küsur liradır. Dolayısıyla, tüm emekçilere ek
gösterge verilmelidir; sendikal olarak grevli, toplu sözleşmeli hak
verilmelidir. Ayrıyeten, Türkiyede devlet, sadece bir avuç
rantçının devleti olmamalıdır; vahşi kapitalizm
olmamalıdır, efendim, faşizm uygulamalarıyla
karşı karşıya kalmamalıdır. Sosyal devlet
anlayışına, daha demokratik bir paylaşıma ihtiyaç
vardır. Memurun ve çalışanın, 5 milyon insanın
aylık olarak artışları otomatiğe bağlanmalı
çünkü 1 veriyorsunuz, bir zamla 3 alıyorsunuz, 5 alıyorsunuz.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bugün, meşrulaştırılmış
bir hırsızlıkla karşı karşıyayız, bir
gaspla. 5li çeteye ne kadar para verdiniz? 355 milyar lira. Ben
hesapladım, 5 milyon memur ve çalışana bir yıl boyunca 7
bin lira maaşından fazlasını verseniz 370 milyar lira
ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) Demek ki siz
başların Hükûmetisiniz. Siz, bu halkın vergilerini gasbedip
çetelere, rantçılara veriyorsunuz. Niye halka vermiyorsunuz, niye yoksul
halka vermiyorsunuz? Bu kadar tarım alanı var, hayvancılık
alanı var; onlara destek sunup bu işsizlere, bu yoksullara hangi
desteği verdiniz? Ortak kooperatif açsınlar, ortak şirket
açsınlar ve yönetsinler. Demokratik ekonomi diyoruz, adaletli ekonomi
diyoruz ama sizde böyle bir şey olmaz. Şöyle bir ayet var, sizler iyi
bilirsiniz, Ey Muhammed, sana ve bana inanmayanların gözleri görmez,
kalpleri duymaz; vicdanlarını taşlaştırdım.
diyor. Evet, sizin vicdanlarınız taşlaşmış,
görmüyorsunuz, duymuyorsunuz, onun için bu kadar gamsızsınız.
(HDP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Tüm beyanları
aynen iade ediyoruz, hiçbirisini kabul etmiyoruz; milletin mahşerî
vicdanını temsil ediyoruz.
HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Rahat ol,
rahat ol; sen rahat ol.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
11inci maddesiyle 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanununa eklenen geçici maddenin 4üncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini, 5inci fıkrasının teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bu
madde kapsamında ek fiyat farkı verilebilecek alım türlerini,
ürün ve girdileri, ek fiyat farkı verilmesi veya sözleşmenin devri
için idareye başvuru süreleri ile devir işlemlerinin
tamamlanacağı süre dâhil ek fiyat farkı hesaplamalarına ve
sözleşmelerin devrine ilişkin esas ve usuller Hazine ve Maliye
Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı tarafından müştereken çıkarılacak
Yönetmelikle tespit edilir.
İlhami
Özcan Aygun Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan
Tekirdağ Antalya İstanbul
Süleyman
Girgin Rafet Zeybek Alpay Antmen
Muğla Antalya Mersin
Süleyman
Bülbül Serkan Topal Faruk Sarıaslan
Aydın Hatay Nevşehir
Fikret
Şahin Ulaş
Karasu
Balıkesir Sivas
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen Sivas
Milletvekili Sayın Ulaş Karasu.
Buyurunuz Sayın Karasu. (CHP
sıralarından alkışlar)
ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 11inci
maddesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidar grubu,
inşaat sektöründe sorun olduğunu kabul etmiş, bir düzenleme
getirmiş ama getirdikleri düzenlemeyle yapmış oldukları
değişiklikle kimsenin yarasına merhem olmuyorlar. Yirmi
yıldır Yol yaptık, köprü yaptık, hastane yaptık.
diyorsunuz ama gelinen noktada 40 bin müteahhide iflas bayrağını
çektirmek üzeresiniz. Sektöre yıllarını vermiş,
emeğini vermiş binlerce firma, kanun teklifi bu şekliyle geçerse
ya teminat mektubunu yakıp yasaklı duruma gelecek ya da iflas edecek.
BDDK verilerine göre batık kredilerin en fazla
olduğu grup inşaat sektörü, 30 milyar TLlik kredi şu an takibe
düşmüş durumda. Bankalar inşaat firmalarına kredi vermiyor,
mevcut kredi limitini kullandırmıyor, âdeta firmaların
batmasına çanak tutuyor. Tüm bunlar olurken siz faiz düşüşünden,
üretimden bahsediyorsunuz. Tabii, yirmi yıldır servetine servet
katan, büyüyen müteahhitler var, onlar sizin yandaş müteahhitleriniz.
Onların keyfi yerinde çünkü onların Türk lirasıyla işleri
yok, dolar baronu oldu onlar, dolar garantili işlerle 84 milyonu
hortumlamaya devam ediyorlar. Siz, yandaş müteahhitlerinizi
düşünürken biz, iflas etmek üzere olan yüz binlerce müteahhidin, alt
taşeronun, tedarikçinin, işsiz kalma tehlikesiyle karşı
karşıya olan inşaat emekçisi kardeşlerimizin
hakkını savunmak zorundayız.
Bu kanun teklifini hazırlayan
arkadaşların sektöre on sekiz ayda gelen zamlardan haberleri var
mı? Mayıs 2020 ile Aralık 2021 arasındaki fiyat
artışlarına bir bakalım: On sekiz aylık bir sürede inşaat
demiri yüzde 238, hazır beton yüzde 241, çimento yüzde 303, kereste yüzde
271, cam fiyatları ise yüzde 455 arttı. Peki, bu fiyatlar yerinde
sayıyor mu? Saymıyor. Ocak ayının ilk haftasında cama,
çimentoya, diğer kalemlere yine fahiş oranda zamlar geldi. Bu
fiyatlarla ne okul yapabilirsiniz ne hastane yapabilirsiniz ne de kentsel
dönüşüm gerçekleştirebilirsiniz.
Konunun düzeltilmesi gereken noktalarından bir
tanesi de KÖYDES projeleri. Şimdi, saray ne yapıyorsa sarayın
valileri de aynı şeyi yapıyor; saray bütün ihaleleri nasıl
21/b usulüne göre yapıyorsa valiler de Kamu İhale Kanununa tabi
olmamak için, köylere hizmet götürmeyi düzenleyen KÖYDES kapsamındaki
ihaleleri yapıyor. Şimdi, KÖYDES kapsamında ihale alan firmalar
ne yapacak? Bu kanun teklifiyle, KÖYDESten iş alan firmaların
tamamını mağdur ediyorsunuz.
Yine, fiyat farkı belediyelere çok ciddi
maliyet getirecek. Pandemi döneminde özellikle büyükşehirlerde bütün yükü
belediyelerin sırtına yüklediniz. Bu kanun teklifiyle oluşacak
fiyat farklarını da hazineden karşılamanız gerekiyor.
Siz, bu kanun teklifini hazırlarken sektörün
paydaşlarını dinleseydiniz, sektörün sesine kulak vermiş
olsaydınız bu kanun maddesi bu şekilde gelmezdi. Gelin, hep
beraber bir kanun çıkaralım, en azından sektörün taleplerine
kulak verelim ve bu kanun düzenlemesinde gerekli düzenlemeleri yapalım.
(CHP sıralarından alkışlar)
Peki, sektörün talepleri nelerdir? Olması
gereken şu: Fiyat farkı düzenlemesinin Mayıs 2020den
başlaması gerekiyor; bunu yapamıyorsanız, en azından
2021 yılının tamamını kapsaması gerekiyor.
Zamlar, belirttiğimiz gibi, devam ediyor. Bu
düzenlemenin, piyasa fiyatları ile TÜİK endeksi eşitlenene kadar
uzatılması olmazsa olmazdır.
İşe başlanmamış veya
kısmi olarak başlanmış projelerde fesih hakkı
nasıl 2019 yılında tanındıysa şimdi de
tanınmalıdır. Sektördeki maliyet artışının
mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor.
Kanunda fiyat farkı yetkisini bir belirsizlik
içinde Cumhurbaşkanına bırakmak yerine bunun, 3
bakanlığın yani Hazine ve Maliye, Çevre ve Şehircilik ile
Ulaştırma Bakanlıklarının bir araya gelerek,
paydaşlarla da görüşülerek hazırlanacak yönetmelik çerçevesinde
belirlenmesi gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, yukarıda
saydıklarım yapılmazsa
karşılaşacağımız tablo hakkında sizlere iki
örnek vermek istiyorum. Birinci örnek İstanbuldan: İstanbul
Valiliği geçtiğimiz günlerde 65 okulun yapım ihalesini
maliyetlerde yaşanan artış nedeniyle iptal etmek zorunda
kaldı. Türkiyenin en büyük şehrinde 65 okul yapılmayı
bekliyor.
İkinci örnek seçim bölgem Sivastan:
Divriğide Jandarma binasının yapım işi yarım
kaldı. Lise binasının ihalesi yapıldı, hâlâ
başlanamadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
ULAŞ KARASU (Devamla) İlköğretim
okulu binasının temeli atıldı, o da yarım kaldı. Ne
oldu? Müteahhit kaçtı, gitti. Durum bu; bu iki örneğin benzeri tüm
şehirlerde, tüm ilçelerde her geçen gün artmaya devam ediyor. Bizler
inşaat sektörünün sayenizde yaşadığı krize çözüm
olamazsak bugün iptal edilen okul sayısı 65ten 650ye çıkacak.
Çocuklarımız okuyacak okul, vatandaşımız
başını sokacak ev dahi bulamayacak. Bir an önce bu
sorunların çözülmesi gerekiyor. İnşaat sektörünün içinde
yaşamış olduğu krizi çözebilmek için bu kanun teklifinin
hiçbir anlamı yoktur, gerekli düzenlemelerin yapılması
gerekiyor.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP
ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 11inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 11- 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
Ek fiyat farkı ve/veya sözleşmelerin
devri
GEÇİCİ MADDE 5- Ülkemizde ve dünyada
hammadde temininde ve tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar ile
girdi fiyatlarındaki beklenmeyen artışlar nedeniyle 1/12/2021
tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan ve bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden veya bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce fesih veya tasfiye edilmeksizin
kabulü/geçici kabulü yapılan mal ve hizmet alımları ile
yapım işlerine ilişkin Türk lirası üzerinden yapılan
sözleşmelerde, 1/1/2021 ile 31/12/2021 tarihleri arasında (bu
tarihler dâhil sözleşme süresince uygulanır) gerçekleştirilen
kısımlar için, ihale dokümanında fiyat farkı verilmesine
ilişkin hüküm bulunup bulunmadığına
bakılmaksızın, 1/1/2021 ile 30/12/2021 tarihleri arasında
(bu tarihler dâhil sözleşme süresince) ihalesi yapılan işlerde
ihale tarihinin (son teklif verme tarihi) içinde bulunduğu aya ait endeks,
1/7/2021 tarihinden önce ihale edilen işlerde ise 2021 yılı
Haziran ayına ait endeks temel endeks olarak kabul edilerek ve
sözleşme fiyatları kullanılarak yüklenicinin başvurusu
üzerine sözleşmesine göre hesaplanan fiyat farkına ilave olarak ek
fiyat farkı verilebilir.
Ayrıca bu kapsamdaki sözleşmeler,
yüklenicinin başvurusu ve idarenin onayı ile devredilebilir veya
cezasız tasfiye edilebilir. Devredilen sözleşmelerde devir
alacaklarda ilk ihaledeki şartlar, devir tarihi itibarıyla aranacak
olup devirden kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar
uygulanmaz. Yüklenimi ortak girişim tarafından yürütülen
sözleşmelerde ortaklar arasında devir veya hisse devirlerinde ilk
ihaledeki yeterlik şartları aranmaz. Sözleşmeyi devreden veya
tasfiye eden yüklenicinin teminatı iade edilir. Bu kapsamda devredilecek
sözleşmelerden damga vergisi alınmaz.
Sözleşmenin bu madde kapsamında
devredilmesi veya tasfiye edilmesi durumunda birinci fıkra hükmü
saklı kalmak üzere yüklenici devir tarihine kadar
gerçekleştirdiği işler ya da imalatlar dışında
idareden herhangi bir mali hak talebinde bulunamaz. Yüklenici tarafından
idarece uygun görülecek can ve mal güvenliği ile yapı
güvenliğine yönelik tedbirlerin alınması şarttır.
Bu madde kapsamında ek fiyat farkı
verilebilecek alım türlerini, ürün ve girdileri, ek fiyat farkı
verilmesi veya sözleşmenin devri için idareye başvuru süreleri ile
devir işlemlerinin tamamlanacağı süre dâhil ek fiyat farkı
hesaplamalarına ve sözleşmelerin devrine ilişkin esas ve
usulleri tespite Cumhurbaşkanı yetkilidir.
4734 sayılı Kanundan istisna edilen mal ve
hizmet alımları ile yapım işlerinden Türk lirası
üzerinden yapılan sözleşmeler için idareler tarafından bu
maddeye uygun olarak ilgili mevzuatında düzenleme yapılabilir.
Hüseyin
Örs Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Ayhan
Erel
Trabzon Adana Aksaray
Bedri
Yaşar Hayrettin
Nuhoğlu Ayhan
Altıntaş
Samsun İstanbul Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NİLGÜN ÖK
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Hayrettin Nuhoğlu.
Buyurunuz Sayın Nuhoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 11inci madde üzerine
İYİ Parti adına söz aldım. Selamlarımı
sunarım.
Böyle bir kanuna ihtiyaç duyulmasının
sebebi, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının izlemekte
olduğu ekonomik politikaların iflas etmesi sonucu her şeyin
kontrolden çıkması ve yapısal bir krizin meydana gelmiş
olmasıdır. Yirmi yıldır uygulanan tüketime yönelik,
sıcak paraya bağımlı, inşaata dayalı büyüme
anlayışının Türkiye gerçekleriyle örtüşmediği
anlaşılamamıştır. Defalarca değiştirilen ihale
kanunlarıyla çok büyük yolsuzlukların yapıldığı
ve haksız kazançların yurt dışına
kaçırıldığı gizlenmeye çalışılsa da
artık mızrak çuvala sığmamış, hazine çökmüş,
tam bir şaşkınlık yaşanmaya
başlanmıştır. Şaşkınlığı gizlemek
için model değişikliği ortaya atılmıştır.
Tam olarak ne anlama geldiğinin iktidar mensupları tarafından da
bilinmediği üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve büyüme
kelimelerinden meydana gelen yeni ekonomik modelin tam bir fiyasko
olduğunun anlaşılması uzun sürmeyecektir. Zira, model
değişikliği yapabilecek ve uygulayabilecek kadroları
yoktur, uygulamaları takip edebilecek kurum da kalmamıştır.
Asıl şaşkınlığın
2022 bütçesinin Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmasından sonra
başladığına ve çok kısa sürede her şeyin
kontrolden çıktığına şahit olduk. Sunum yapan
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, sıkılmadan Bu
bütçe, bir yatırım bütçesidir. diyebilmiştir ama
yatırım yerine, faiz giderleri ve garanti ödemeleri olduğu
görülmüştür. Bu bütçe her kesime hitap etmektedir. diyebilmiştir
ama hiçbir kesim memnun olmamıştır. Asgari ücret artışının
bile çok kısa zamanda eriyip gideceği belli olmuştur.
Enflasyonla kararlılıkla mücadeleye devam edilecek.
diyebilmiştir ama enflasyon 2001den beri ilk defa aylık yüzde 10u,
2003ten beri ilk defa yıllık yüzde 30u
aşmıştır. Türk lirası, tarihinde en düşük
değeri görmüştür. Ekonomik kurtuluş savaşı
verildiğini ifade etmiş ama kurtuluş savaşının
kime karşı verildiğini belirtmemiştir. Dış
güçlerin de iç güçlerin de kimler olduğu
anlaşılamamıştır. Esas görevlerinin, bütçenin temel
amacı olan insanımızın refah seviyesini artırmak,
devletimizin güçlenerek ileriye gitmesini sağlamak olduğunun
farkında bile olmayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı
eleştiride bulunanlara hakaret etmekten geri kalmamıştır.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu
şaşkınlık ve telaş içinde, elli sene önce denenip
olumlu sonuç alınamayan Kur Korumalı Türk Lirası Mevduatı
adıyla bir sistem geliştirilmiş ve kanun çıkmadan da
uygulamaya konulmuştur; üstelik, bu sistemin maliyeti de bilinmemektedir.
Detaylı bir etki analizi yapılmamış ve
dolayısıyla da sonunda hazineye getireceği yük hesaplanmamıştır.
Değerli milletvekilleri, teklifin 11inci
maddesinde kamuda iş yapan müteahhitler için fiyat farkı ve
sözleşmenin devri konusunda düzenlemeye gidilmektedir. Müteahhitlik
hizmetleri, yatırım ve istihdam bakımından ülkemizin öncü
sektörleri arasında yer almaktadır. 300den fazla alt sektörü
doğrudan ilgilendirmektedir, aynı zamanda istihdamın da yüzde
7sini karşılamaktadır.
Son dönemde ham madde temini
aksaklıklarının yanı sıra, artan döviz kuruyla girdi
fiyatlarında çok fazla artışlar meydana gelmiştir. Bu
sebeple, maddedeki düzenlemeyi olumlu fakat yetersiz bulmaktayız. Ülkeyi
soyan 5li grup için özel uygulamalar yapılırken, büyütülen yeni
yandaşlara farklı koruma tedbirleri alınırken, asıl
yükü taşıyan kesime çözüm getirmekte isteksiz davranılmasını
akılla ve vicdanla izah etmek mümkün değildir.
Mayıs 2020den Aralık 2021e kadar girdi
maliyetleri yüzde 277 artmıştır. 2020 yılı içinde
malzemelerin artış oranı yüzde 146dır. Demirin fiyatı
altı ay önce 3 liraydı, bugün 13 liradır; fiyatı altı
ayda 4 kat artmıştır. Beton ve çimentonun fiyatı da 5 kat
artmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Değerli
milletvekilleri, sektörde faaliyet gösteren firmaların taleplerini
gerçekçi olarak dile getirmek bizim görevimiz, yerine getirmek ise
iktidarın görevidir. Fiyat farkı, 1 Ocak 2021den itibaren devam eden
bütün işler için uygulanmalıdır. Sürenin 31 Aralık 2021de
bitmesi öngörülüyor, oysa 5 Ocakta çimentoya yüzde 30 zam gelmiştir;
uygulama tarihi fiyatlar normale dönene kadar uzatılmalıdır.
Sözleşmelerin devrine imkân sağlansın ama iş
programlarına göre yüzde 50nin altında olan firmalara da tasfiye
imkânı sağlansın. Bu sayede sözleşmesi
yapıldığı hâlde başlamamış veya yeni
başlamış kamu yatırımları da yıllarca
beklemek durumunda kalmaz.
Bu kanun teklifinin tümüne bakınca,
iktidarın insicamını kaybettiğini, ekonomiyi düzeltecek
yapısal hiçbir iyileştirme yapamayacağını,
getirdikleri tekliflerin Anayasaya aykırı olmasını bile
önemsemediklerini görüyorum; bu davranışlar sona
yaklaştıklarını göstermektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz, tamamlayınız
efendim.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İster zamanında, ister erken, isterse de
baskın seçim olsun, onlara şimdiden güle güle diyor, Genel Kurula
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın Beyaz, İç Tüzük 60a göre söz
talebiniz var.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
47.-
İstanbul Milletvekili Ümit Beyazın, Esenyurttaki Suriyeli
sığınmacılar ve toplumsal uyum sorununa, Rauf
Denktaşın vefatının 10uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Teşekkürler
Başkan.
Geçtiğimiz günlerde, seçim bölgem İstanbul
Esenyurtta yaşanan olaylar Suriyeli sığınmacılar ve
toplumsal uyum sorununu yeniden günümüze taşımıştır.
Esenyurt ilçemiz, nispeten yeni gelişmiş, gelişen, ekonomik,
demografik ve toplumsal bakımdan diğer ilçelere göre
farklılıklar ve özellikler barındıran bir bölgedir.
Esenyurt, aldığı iç göçün yanı sıra bünyesinde
barındırdığı Suriyeli sığınmacı
sayısı bakımından da toplumsal gerilimin en üst seviyede
yaşandığı bir ilçemizdir. Esenyurt sakinleri ilçede
sıklıkla yaşanan bu gerilimden oldukça rahatsızdır, bu
olayların yaşanmaması adına da devletimizden yardım
beklemektedir diyorum.
Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu...
48.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, Rauf
Denktaşın vefatının 10uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Çağımızın en haklı
davalarından birinin savunucusu, ömrünü Kıbrıs Türklerine adayan
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı
merhum Rauf Raif Denktaşı vefatının 10uncu yıl
dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum. Kıbrısta adil ve
kalıcı bir çözüm için yarım asrı aşkın süredir
yürütülen müzakerelerde otuz altı yıl Kıbrıs Türklerini
temsil eden Rauf Denktaş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini
halkına miras bırakarak dünya çapında kabul görmüş liderlik
ve devlet adamlığı vasıflarıyla tarihteki yerini
almıştır. 1974 Kıbrıs Barış
Harekâtında yaptığımız gibi, şartlar ne olursa
olsun her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkını,
hukukunu savunduk, bundan sonra da savunmaya devam edeceğiz. Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı altında yaşayan
kardeşlerimizin, barış içinde hür ve bağımsız yaşamaları
için bölgedeki çıkarlarını aynı kararlılıkla
savunmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Hiçbir güç Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağının
adada ebediyen dalgalanmasına engel olamayacaktır diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.29
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.45
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER:
Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN(Tekirdağ)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 46ncı Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Teklifleri (Devam)
1.-
Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (Devam)
BAŞKAN 301 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
(Kâtip Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel
tarafından önergenin okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 11inci maddesiyle 4735
sayılı Kanuna eklenen geçici 5inci maddeye dördüncü
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkranın ve maddeye aşağıdaki fıkranın eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı tarafından 1/12/2021 tarihinden önce ihale
edilen ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte devam eden
sözleşmelerde, süre uzatımı verilmesi dahil bu maddedeki
sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanı tarafından
farklı düzenlemeler yapılabilir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Meclisi
kapatıp gidelim daha iyi ya! Bu ne ya! Kapatalım Meclisi,
kilitleyelim, gidelim ya!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Düzenleme
yapılabilir. ne demek ya?
(Kâtip Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst birliklerinin taraf olduğu veya bu
kuruluş
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Düzenlemeler
yapılabilir. ne demek ya!
(Kâtip Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
veya birliklerin kaynaklarıyla
karşılanan mal ve hizmet alımı ile yapım işlerine
ilişkin
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Düzenlemeler
yapılabilir. Neye göre yapılacak? Farklı düzenlemeler
yapılabilir. ne demek ya!
(Kâtip Üye Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Türk Lirası üzerinden yapılan
sözleşmelerde, bu maddeye göre fiyat farkı ödenebilmesi amacıyla
ilgili kuruluş veya üst birliğin mevzuatında düzenleme
yapılabilir.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Abdullah
Güler
Kayseri Manisa İstanbul
Oğuzhan
Kaya İbrahim
Aydemir Yusuf Ziya
Yılmaz
Çorum Erzurum Samsun
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Böyle yasa mı
olur ya! İyice çivisini çıkardınız!
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen yok,
gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığının yaptığı ihalelere
ilişkin sözleşmelerin niteliği gereği
Cumhurbaşkanı tarafından bu maddedeki kurallardan farklı
belirleme yapılmasına imkân verilmektedir.
Ayrıca, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst birlikleri Kamu İhale Kanununa tabi
olmamakla birlikte kendi mevzuatlarına uygun olarak kamusal
kaynaklarını kullanmaktadır. Bu idarelerin tarafı
olduğu mal ve hizmet alımı ile yapım işleri
sözleşmelerinde de maddeye uygun olarak fiyat farkı verilebilmesi
öngörülmektedir.
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın
Başkan, bu önerge Türkiye Büyük Millet Meclisinin kapısına
kilit vurulabilir, Türkiye Büyük Millet Meclisi işlevsiz, sembolik bir
organ olarak burada vakit geçirsin. önergesidir. Buna asla rızamız
olamaz. Bu ülkede Cumhurbaşkanına, bırakın bu ülkeyi,
dünyanın en büyük diktatörünün yönettiği bir ülkede bile o diktatörün
bu kadar geniş, sınırsız bir yetkisi kanunla verilemez.
Bu önergeden önce yoklama talep ediyoruz.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) 18 kişi
kalktı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya, bakarsın
sen, sayar.
BAŞKAN Sayın Altay, Sayın Tutdere,
Sayın Emecan, Sayın Bayraktutan, Sayın Kaya, Sayın Özdemir,
Sayın Şahin, Sayın Aydoğan, Sayın Kılınç,
Sayın Sarıaslan, Sayın Özkan, Sayın Arık, Sayın
Kayan, Sayın Girgin, Sayın Ünsal, Sayın Keven, Sayın Köse,
Sayın Şener, Sayın İslam, Sayın Şeker.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.52
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah
ERDOĞMUŞ
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 46ncı Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN 11inci madde üzerinde Mustafa
Elitaş ve arkadaşlarının önergesinin oylamasından önce
istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Pusula veren sayın
milletvekilleri lütfen Genel Kurulu terk etmeyelim.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter
sayısı bulunamadığından alınan karar
gereğince Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En
Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının
Verimli Kullanılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin
Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu
Raporu üzerindeki genel görüşmeyi yapmak ve kanun teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için, 18 Ocak 2022 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 20.07