TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
47nci
Birleşim
18
Ocak 2022 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İzmir
Milletvekili Tamer Osmanağaoğlunun, İzmirin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Artvinde orman alanlarındaki
kaçak yapılaşmaya ilişkin gündem dışı
konuşması
3.-
Elâzığ Milletvekili Zülfü Tolga Ağarın, Elâzığ
depreminin yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Yalova
Milletvekili Özcan Özelin, öğretmenlik meslek kanunu taslağına
ilişkin açıklaması
2.- Mersin
Milletvekili Olcay Kılavuzun, Türkmen Şehitleri Anma Gününe ve
minik serçe lakaplı şarkıcının Hazreti Âdem ile
Hazreti Havva hakkındaki şarkı sözlerinden ötürü özür dilemesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
3.- İzmir
Milletvekili Murat Çepninin, Efemçukuru altın madeninin derhâl
kapatılması gerektiğine ilişkin açıklaması
4.-
Balıkesir Milletvekili Fikret Şahinin, sağlıkta
şiddete ilişkin açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün, Samet Demirin ölümünün
araştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
6.- Sivas
Milletvekili Semiha Ekincinin, Sivas Belediyesi Sokak Hayvanları
Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin çalışmalarına
ilişkin açıklaması
7.- Adana
Milletvekili Orhan Sümerin, Adana genelinde yaşanan elektrik
kesintilerine ilişkin açıklaması
8.- Bursa
Milletvekili Erkan Aydının, Bursanın Keles ilçesinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
9.- Adana
Milletvekili Ayhan Barutun, yurt sorununa ilişkin açıklaması
10.-
İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın, sağlıkta
şiddete ilişkin açıklaması
11.- Kocaeli
Milletvekili İlyas Şekerin, Basın Onur Gününe ilişkin
açıklaması
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, intiharların
önlenmesinde koruyucu hekimliğin önemine ilişkin açıklaması
13.- Gaziantep
Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, emekli maaşlarındaki
adaletsizliğe ilişkin açıklaması
14.-
Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, gübre fiyatlarındaki
artışa ilişkin açıklaması
15.- Adana
Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, servisçi esnafının
sorunlarına ilişkin açıklaması
16.- Çanakkale
Milletvekili Özgür Ceylanın, 5li çeteye verilen hazine garantilerinin
iptal edilmesi ve intibak yasasının çıkarılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
17.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Arnavutlukun başkenti
Tiranda açılışı gerçekleştirilen Ethem Bey Camisine
ilişkin açıklaması
18.- Mersin
Milletvekili Cengiz Gökçelin, mazota gelen zamlara ilişkin
açıklaması
19.- Kütahya
Milletvekili Ali Fazıl Kasapın, sağlıkta şiddete
ilişkin açıklaması
20.-
Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, Aydınlı arıcıların
sorunlarına ve iktidarın doğa düşmanı
politikalarına ilişkin açıklaması
21.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Hakkâri Yüksekovada şehit düşen
Jandarma Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize Allahtan rahmet dilediğine,
Kayserinin Sarıoğlan ilçesinde meydana gelen depreme, 16 Ocak
Türkmen Şehitleri Gününe, Millet Partisi Genel Başkanı Aykut
Edibalinin vefatına, Profesör Doktor Reha Oğuz Türkkanın
vefatının seneidevriyesine, sağlıkta şiddete, kamyoncuların
yaşadığı mağduriyete ilişkin bir
araştırma önergesi sunacaklarına, çalışanın yemek
ücreti üzerinden vergi alınmaması gerektiğine, yüksek enflasyona
ve bütçe uygulama raporuna ilişkin açıklaması
22.- Sakarya
Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Hakkâri Yüksekovada şehit
düşen Jandarma Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize Allahtan rahmet
dilediğine, TCG Ufuk gemisine, 16 Ocak Türkmen Şehitleri Gününe,
Profesör Doktor Osman Turanın vefatının 44üncü yıl
dönümüne, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfının faaliyetlerine
ve Eren Kış-15 ve Eren Kış-16 operasyonlarına
ilişkin açıklaması
23.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Sezen Aksuya 2017
yılındaki bir parçasının sözlerinden dolayı Twitter
üzerinden saldırılmasını asla kabul etmediklerine,
Adıyamanda tütün üreticilerine yönelik saldırılara, Leyla Güven
hakkında açılan disiplin soruşturmasına ve cezaevlerinde
mahkûmların ağızlarının içinin aranmasının
onur kırıcı bir uygulama olduğuna ilişkin
açıklaması
24.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Hakkâri Yüksekovada şehit düşen Jandarma
Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize Allahtan rahmet dilediğine, CHP
Bayburt İl Başkanı Necip Erelin vefatına, Osman Kavala
davasına, Enes Kara ve Bahadır Odabaşının
intiharına, yoksul çocuklar üzerinde baskı kuran yapıları
deşifre edeceklerine, Sezen Aksuya 2017 yılındaki bir
parçasının sözlerinden dolayı sosyal medyada
başlatılan linç girişimine, sağlıkta şiddete ve
sağlıkçılara verilen sözlere, İzmir Milletvekili Tamer
Osmanağaoğlunun yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Mersin Büyükşehir
Belediyesiyle ilgili ortaya atılan iddialara ilişkin
açıklaması
25.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Kayserinin
Sarıoğlan ilçesinde meydana gelen depreme, Hakkâri Yüksekovada
şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize Allahtan
rahmet dilediğine, Türkiyenin ilk millî istihbarat gemisi TCG Ufuk
gemisine, Aydının Söke ilçesine açılan Batı Kipaş
Kâğıt Fabrikasına, Adnan Menderes Demokrasi Müzesinin
açılışına, AK PARTİnin Recep Tayyip Erdoğanın
liderliğinde pandemiden kaynaklanan güncel sorunları çözecek kudrette
olduğuna ilişkin açıklaması
26.- Siirt
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, pedlerden lüks
tüketim vergisi alınmaması için Meclisin önünde protesto
hakkını kullanan Kampüs Cadıları ve Mor Dayanışma
üyesi kadınların gözaltına alınmasını
kınadıklarına ilişkin açıklaması
27.- Gaziantep
Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Kilise düzenlenen
saldırılarda hayatlarını kaybetmiş
vatandaşların şehit, yaralıların da gazi statüsüne
alınmalarına ilişkin kanun teklifine ilişkin
açıklaması
28.- Uşak
Milletvekili Özkan Yalımın, Kars Milletvekili Ahmet Arslanın
İYİ Parti grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
29.- Kars
Milletvekili Ahmet Arslanın, Uşak Milletvekili Özkan
Yalımın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
30.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Kars Milletvekili Ahmet Arslanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
31.- Giresun
Milletvekili Necati Tığlının, Giresunun Görele ilçesine
bağlı Çavuşlu beldesinde faaliyetlerine devam eden II.
sınıf Katı Atık Bertaraf Tesisine ilişkin
açıklaması
32.-
Diyarbakır Milletvekili Garo Paylanın, Balıkesir Milletvekili
Pakize Mutlu Aydemirin HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
33.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Doğa Koruma ve Millî
Parklar Genel Müdürlüğünün Kocatepe Anıtının
etrafında kepçe çalıştırdığına ve Kocatepeli
vatandaşların tapu ve imardan kaynaklı
sıkıntılarına ilişkin açıklaması
34.-
İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlunun, İstanbul
Milletvekili Erol Kayanın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
35.- Ankara
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, 63 yaşındaki seyyar
kömürcü Süleyman Ekicinin intiharına ve iş cinayetlerine
ilişkin açıklaması
36.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Bingöl Milletvekili Erdal
Aydemirin 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesi
üzerinde verilen önerge hakkında yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
37.- Bingöl
Milletvekili Erdal Aydemirin, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
38.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindeki
Parlamento Heyetinin Katar Şûra Meclisi Başkanı Hassan Bin
Abdulla Al Ghanim ve Birleşik Arap Emirlikleri Federal Ulusal Konsey
Başkanı Saqr Ghobashın vaki davetlerine icabet etmek üzere
18-19 Ocak 2022 tarihleri arasında Katara, 19-20 Ocak 2022 tarihleri
arasında ise Birleşik Arap Emirliklerine resmî ziyaretlerde
bulunmalarına ilişkin tezkeresi (3/1844)
B) Önergeler
1.- Samsun
Milletvekili Bedri Yaşarın, (2/1302) esas numaralı 26.09.2004
Tarih ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile 24.06.2004 Tarih ve 5199
Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/155)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.-
İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve
arkadaşları tarafından, ticari amaçla yük taşımacılığı
yapan kamyoncu ve nakliyeci esnafımızın
yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla
15/10/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
2.- HDP
Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
tarafından, Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle
araştırılması amacıyla 18/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP
Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Kanal İstanbul Projesinin Paris
Anlaşması kapsamında ortaya çıkan uluslararası
yükümlülükler çerçevesinde incelenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/5300) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2022 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4.- AK
PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine, Genel Kurulun 1
Şubat 2022 Salı günkü birleşiminde 300 sıra
sayılı Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun
görüşülmesine, 19 Ocak 2022 Çarşamba günkü birleşiminde Anayasa
Mahkemesinde boşalacak 1 üyelik için seçimin yapılmasına ve 302
sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi
VIII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Teklifleri
1.- Giresun
Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301)
IX.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Kocaeli Milletvekili Ömer
Faruk Gergerlioğlu'nun, Bakanlık tarafından yapılan beden
eğitimi öğretmeni atamalarına,
- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürer'in, 2021 yılında ilçe ve köy okullarındaki
yardımcı personel ve ana sınıfı sayıları ile
2022 yılında okul öncesi öğretmenlerinin ek ders ücretlerine,
- Adana Milletvekili
İsmail Koncuk'un, öğretmenlerin mazeret atamalarına,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55926), (7/55933), (7/56066)
2.- Adana Milletvekili
Müzeyyen Şevkin'in, engelli öğretmen atamalarına,
- Ordu Milletvekili Mustafa
Adıgüzel'in, öğrenci taşıma hizmeti veren esnafın
desteklenmesine,
- Muğla Milletvekili
Suat Özcan'ın, öğretmen maaşlarına,
Öğrencilerin mevcut
öğrenim kredisi borçlarına ait faizlerin silinmesi ve geri ödemesiz
burs imkanının sağlanması önerisine,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/55936), (7/56201), (7/56347), (7/56350)
3.- Eskişehir
Milletvekili Jale Nur Süllü'nün, 2022 yılında otizmli çocukların
eğitimi için ayrılan bütçeye,
- Mersin Milletvekili Ali
Mahir Başarır'ın, Bakanlık tarafından 2021
yılında yapılan bazı harcama miktarlarına,
- Muğla Milletvekili
Suat Özcan'ın, 2021 yılında düzenlenen Eğitim
Şurası'na,
- Adana Milletvekili Kemal
Peköz'ün, 2021 yılında Bakanlığa yöneltilen soru önergelerine,
- Şırnak
Milletvekili Hasan Özgüneş'in, Şırnak'ın Silopi ilçesine
bağlı bazı köylerde gerçekleştirilen elektrik kesintileri
nedeniyle okullarda yaşanan ısınma sorununa,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in cevabı
(7/56064), (7/56351), (7/56363), (7/56370), (7/56371)
4.- Mersin
Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın, Bakanlık tarafından
2021 yılında yapılan bazı harcama miktarlarına
ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın
cevabı (7/56393)
18
Ocak 2022 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Necati TIĞLI (Giresun), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, İzmirin
sorunları hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Tamer
Osmanağaoğlu'na ait.
Buyurun Sayın Osmanağaoğlu. (MHP
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlunun,
İzmirin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
İzmir, sahip olduğu tarihî, kültürel,
turistik ve ekonomik değerleriyle ülkemizin önde gelen merkezlerinden
biridir. Milletvekili olarak hizmet etmekten şeref duyduğum
İzmir şehri bu memleketin mücevheri ve bu milletin
kıymetlisidir. Victor Hugo'nun hayalindeki prenses, Atillâ
İlhan'ın kalemindeki içli çocuk, Dario Moreno'nun notalarındaki
güzel sevgilidir; Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle ülkemizin Akdeniz'e
karşı ışığıdır. İzmir bu
saygının, övgülerin, şiirlerin, iltifatların hepsinin
toplamı, İzmirli ise toplamının daha fazlasıdır.
Onlar büyük Atatürk'ün fahri hemşehrisi olmanın sorumluluğuyla
hareket eden nezaket timsali kişilerdir fakat İzmir maalesef hak
ettiği yerde değildir. Güzel İzmir, çamur
yığını bir kasabaya dönüşmüştür. Altyapı
problemlerinden vahşi depolama çöplüklerine kadar, keşmekeş
ulaşım ağından imar skandallarına kadar İzmir
perişan edilmektedir. Mesela artık İzmire yağmur
yağınca aklımıza Attilâ İlhanın İzmir
şehri yağmurlu bir şehirdir/Yağmur çilerken çocuk gibi
içlenir. dizeleri gelmemektedir çünkü İzmire ne zaman yağmur
damlaları düşmeye başlasa sel basan sokaklar, feryat eden
aileler herkesin gözünün önünde belirmektedir.
Hakikat ortadadır; şüphesiz ki
felaketlerin ani baskınları vardır ama unutulmamalıdır
ki bu felaketlerin başa gelme nedenlerinin hâlen mevcudiyetini
koruduğu göz önünde bulundurulursa hiç kimse için sürpriz
olmayacaktır. Liyakatsiz kadroların ehliyetsizliği
yücelttiği bir anlayışın pençesinde yıllardır
kıvranan İzmirin günden güne büyüyen sorunlarının bugün
hâlâ çözüm beklemesinin sebebi de işte tam budur. Nedenler
çoğaltılabilir olsa da nedenlerin kaynağının
geçerliliğini kaybetmiş bir zihniyet olduğu gayet
açıktır. Bu zihniyet, İzmirin sadece yaşayan neslini
değil gelecek nesillerini de büyük bir borç yükünün altına sokan,
bunu yaparken de mızrak için çuval arayan bir zihniyettir.
Diğer yandan, İzmir
tartışmasız bir Türk şehridir. İzmir ruhunun
yaşatılması, İzmirin değerlerine sahip
çıkılması, çağın şartlarına uygun
şekilde değişmeden gelişen bir şehir olması
adına çaba sarf edilmesi bu topraklara tırnaklarımızla
kazıdığımız Türk mührünün kıyamete kadar
silinmemesi için büyük önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki Türk
milliyetçileri olarak demokrasiye olan inancımız, demokratik kurum ve
kuruluşların kapısını demokrasiye kılıç
çekenlere açan zihniyetle de mücadeleyi kapsamaktadır. Mücadelemiz
hakikati devrimbazlık ve ilerici safsatalarıyla boğarak hem
manevi hem sosyal hem de siyasi bir anarşi yaratmak isteyenlerle
mücadeleyi de içine almaktadır. Bu sebeple ne şairlerin maziden atiye
miras bıraktığı şiirlerine konu olan İzmirimiz
ne de asırlar öncesinde asırlar sonrasına emanet edilen hiçbir
şehrimiz kirli zihniyetlerin ekmek kapısı hâline getirilmeyecektir.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; tüm bunlara rağmen İzmirimizin başına
gelen her felaketin ardından büyük Türk milletinin yüreğinin
İzmir diyerek atması, devletimizin demokratik kural ve
kurumlarını tam bir koordinasyon içinde işleterek hızlı
ve etkin bir biçimde İzmirlilerin yanında olması, bundan sonra
da İzmirlinin refahını artırmak için hiçbir
fedakârlıktan kaçınılmayacağını gösteriyor
olması yüreğimize su serpmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (Devamla)
Teşekkür ediyorum Başkanım.
Önümüzdeki süreçte deprem gerçeğiyle de
yüzleşen İzmirimizde kentsel dönüşümün hız kazanması
büyük önem arz ve ifade etmektedir.
Bu vesileyle otuz iki yıl önce 19
Ocağı 20 Ocağa bağlayan gece Sovyet Rus ordusunun Baküde
gerçekleştirdiği katliamda şehadete düşen 143
soydaşımızı rahmetle anıyor, ruhlarının
şad, mekânlarının cennet olmasını diliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Artvinde orman alanlarındaki kaçak yapılaşma hakkında söz
isteyen Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutana ait.
Buyurun Sayın Bayraktutan. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Artvinde orman
alanlarındaki kaçak yapılaşmaya ilişkin gündem
dışı konuşması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bilindiği üzere burada, Genel Kurulda
Cerattepeyle ilgili olarak birçok konuşma yaptım. 2017 tarihinden bu
tarafa doğru Cerattepede yasa dışı bir faaliyet devam
ediyor değerli arkadaşlarım. Cerattepedeki bu faaliyet
nedeniyle ne yazık ki ormanlarımız tahrip ediliyor,
sularımız kirleniyor, zehirli pasalar yollara bırakılıyor,
bazı bölgelerde özellikle heyelan tehlikesiyle karşı
karşıyayız ve yabani hayat, doğal hayat neredeyse bitmek
üzere, böyle kötü bir tabloyla karşı karşıyayız.
2017deki bu tabloyu kâhin değildik, önceden uyarmıştık ama
ne yazık ki buna ilişkin herhangi bir ilerleme olmadı.
Değerli arkadaşlarım, 2013
yılında buna ilişkin çalışmalar yapılırken
ÇED inceleme, değerlendirme formu adı altında, ilgili
şirketin başvurusu üzerine, kamu kurumlarından görüş
alındı. Orman Bölge Müdürlüğü de o tarihte Orman Bölge Müdür
Yardımcıları ve Orman Bölge Müdürlüğündeki bürokratlar bu
ÇED inceleme talebine ilişkin olarak bir raporun altına imza
attılar. ÇED inceleme, değerlendirme raporu 2013 tarihli, bu raporda
kısaca şöyle deniliyor değerli arkadaşlar: Projede idari binalar
ve sosyal tesisler sahası yer almaktadır. Mevzuatımız
gereği sosyal tesislere orman sahasında izin verilemeyeceğinden
projeden çıkarılması gerekmektedir. Sosyal tesisleri projeden
çıkartırsanız ancak bu şekildeki bir çalışmaya
izin verilebilir. Bizim aslında genel çekincemiz şu: Burada,
herhangi bir şekilde bir çivi bile çakılmaması gerekir. Yani,
Cerattepede -sadece bu villayla ilişkili olarak değil- o tarihteki
ÇED raporunun altında şu andaki Orman Bölge Müdürünün Orman Bölge
Müdür Yardımcısı olarak imzasının bulunmuş
olmasına rağmen ve burada, herhangi bir şekilde, sosyal tesisle
alakalı bir düzenleme, herhangi bir yapılaşma
olmadığına ilişkin Orman Bölge Müdürlüğünün 2013teki
bu yazısına rağmen, ne yazık ki
Değerli arkadaşlarım, bütün Türkiyenin
görmesini istiyorum: Bakın, şurada bir villa var, bu villa kim
tarafından yapılmış? Mehmet Cengiz, Cengiz Holding
tarafından değerli arkadaşlarım. Yani bu kişi
Bizim
Artvinde Türkiye Cumhuriyetinin yasaları geçmiyor, Artvinde Mehmet
Cengizin yasaları geçiyor değerli arkadaşlarım, Mehmet
Cengizin yasaları geçiyor; bakın, villa burada. Diyeceksiniz ki Bu
villayı nasıl gördünüz? Bu villayı görmek de öyle kolay
değil, özellikle AK PARTİdeki değerli arkadaşlarıma
sesleniyorum: Birinci derecede askerî yasak bölge bile bu kadar olamaz, buraya
kimse giremiyor. Yakın zamana kadar buranın güvenliğini ne
yazık ki Mehmetçikimiz sağlıyordu; buradaki Mehmetçiklerin
iaşesini, bakımını, yemeklerini bu iş adamı
sağlıyordu değerli arkadaşlar. Bu, bizim ordumuz açısından
utanç verici bir durumdur. (CHP sıralarından alkışlar)
Bunu nasıl tespit ettik onu ifade ediyorum:
Bunu nasıl tespit ettik? Bir hafiyecilik yaptı Yeşil Artvin
Derneği yöneticileri, drone uçurarak, olağanüstü yöntemlerle burada
bir villanın yapıldığını tespit ettik
değerli arkadaşlar; burada bir villa var, açık bir şekilde.
Bu villanın kaldırılmasına yönelik olarak Yeşil Artvin
Derneği yöneticileri Artvinliler adına Orman Bölge Müdürlüğüne
dilekçe verdiler, dediler ki: Bu yaptığınız doğru
değil. Bakın, burada, orman alanında, ortalama bir
vatandaşın herhangi bir şekilde değil yapılaşma,
bir çivi çakması bile 6831 sayılı Yasa anlamında Orman
Yasasının ihlalidir. diye itirazlarını ileri sürdüler ama
ne yazık ki Orman Bölge Müdürlüğünün buna vermiş olduğu
cevapta Bu geçici bir binadır, proje bittikten sonra bu geçici bina
ortadan kaldırılacaktır. denildi.
Şimdi milletvekili arkadaşlarım
şunu diyebilirler: Neden buna kıyamet kopartıyorsun? Cerattepe
yukarıdan aşağıya doğru, ihale aşamasından
bu tarafa doğru Ceza Kanunundaki ihaleye fesat
karıştırmanın bütün koşullarının inşa
edilmiş olduğu bir rezalet ihaledir değerli
arkadaşlarım ve bu, devlet eliyle yapılmıştır ne
yazık ki. (CHP sıralarından alkışlar) Devleti geri
alıyorum, devlet içerisindeki bir grup tarafından
yapılmıştır. Bir ahlaksız iş adamı ile
siyasetçi arasındaki o kötü ilişkinin sonucunda bu ihale ortaya
çıkmış ve bunun sonucunda da ne yazık ki değerli arkadaşlarım,
o şirket o kadar vurdumduymaz davranmıştır ki buradaki
yapılaşmaya yönelik olarak da gelip buraya villa koymuştur. Bu
villanın da -dediğimiz gibi- şunun fotoğrafını
çekmek için 2017den bu tarafa doğru her türlü cambazlık
yapılmıştır, bunu itiraf edeyim, şunu görün diye. Ben
şimdi buradan bütün Türkiye'ye sesleniyorum: Bu ne ayıptır
değerli arkadaşlarım? Bu nasıl bir ayıptır yani?
Yani burada muhtemelen bu villa ÇED izninin olmuş olduğu alanın
dışındadır, yani ÇEDle alakalı alınmış
olan izindeki sınırın içinde de değildir tespitlerimize
göre. O nedenle, bir an önce, ivedilikle buna ilişkin
yanlışların ortadan kaldırılması gerekiyor
değerli arkadaşlarım.
Biraz önce de ifade ettiğim gibi, Orman Bölge
Müdürlüğü çok ilginç şeyler yapıyor. Türkiye'nin her
tarafında -sadece Artvine özgüdür- devlet vatandaştan ormanı
korur, bizim Artvinde vatandaş devletten ormanı korumaya
çalışıyor değerli arkadaşlarım. (CHP ve
İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bizim Artvinde
roller değişti ama bu gidişatın ne olduğunu, tablonun
nereye gittiğini Artvinliler biliyor. Biz doğamızı
seviyoruz, biz ormanımızı seviyoruz, biz
ağaçlarımızı seviyoruz, biz o ağaçların
üzerindeki kuşlarımızı, yeşilimizi seviyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Değerli
Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun toparlayın.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - O nedenle,
buradan, bir kere daha, Türkiye'nin her tarafında yüreği Cerattepe
için atan Cerattepe dostlarına sesleniyorum: Bu tablo ne kadar karamsar
olursa olsun, bu tablo ne kadar kötümser olursa olsun, bu siyasal iklim
değişecektir değerli arkadaşlarım. Yine bu Artvinin
dağlarında Artvinin çocukları Cerattepe geçilmez, Artvin
halkı yenilmez. türkülerini söylemeye devam edeceklerdir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Mehmet Cengize de buradan sesleniyorum: Bu madenle
alakalı olarak amacına erişemeyeceksin; bunu yaşayarak hep
beraber göreceğiz diyorum.
Mustafa Kemalin Parlamentosundan yüce heyetinizi,
hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Elâzığ depreminin yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen
Elâzığ Milletvekili Zülfü Tolga Ağara ait.
Buyurun Sayın Ağar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- Elâzığ Milletvekili Zülfü Tolga Ağarın,
Elâzığ depreminin yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
ZÜLFÜ TOLGA AĞAR (Elâzığ)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün Ocağın 18i; altı gün sonra,
biz Elâzığlıların hafızasından hiç silinmeyecek
Elâzığ depreminin üzerinden iki yıl geçmiş olacak. Depremde
kaybettiğimiz hemşehrilerimizi yâd etmek, onlara bir kez daha
dualarımızı ulaştırmayı hatırlatmak için
gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Sayın milletvekilleri, 24 Ocak ve 27
Aralık tarihlerinde yaşanan doğal afetlerde Elâzığda
18.909 yapı yıkıldı ve oturulamayacak derecede hasar gördü;
317 yapıda orta derecede hasar meydana geldi. Deprem olur olmaz devletimiz
tüm birimleriyle Elâzığda hemşehrilerimizin yardımına
koşarken depremin üzerinden henüz iki yıl geçmeden
Elâzığın yaralarını sardı, fiziki
kayıplarını telafi etti. Bu çerçevede, devletimiz, depremin
zararlarını telafi etmek için iki yıllık süre zarfında
toplam 7 milyar 486 milyon Türk lirası üzerinde bir bütçeyle
Elâzığın ve Elâzığlıların yanında yer
aldı. Bu vesileyle, şehrimizin fiziki yaralarının tedavisi,
hemşehrilerimizin depremle sarsılan hayatlarının maddi
imkânsızlıklarla da sarsılmaması için devletimizin tüm
kurum ve kuruluşlarıyla imkânlarını hayata geçiren
Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Elâzığı o zor
günlerinde yalnız bırakmayan İçişleri Bakanımıza,
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanımıza, Sağlık Bakanımıza ve
ihtiyacımız olduğunda yanımızda olan tüm sayın
bakanlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Şayet devletimiz güçlü olmasaydı, ülkeyi
yöneten siyasi irade vatandaşlarının derdiyle dertlenme konusunda
hassas davranmasaydı bu kadar kısa sürede depremin
açtığı yaraların bu ölçekte tedavisi mümkün olmazdı.
Ev sahibi, kiracı, iş yeri sahibi olmak üzere toplam 22 binin
üzerinde aileye hasarlı konut ve iş yeri için 133 milyon 440 bin Türk
lirası ödeme yapan devletimiz, depremden zarar gören hemşehrilerimize
de 463 milyon 788 bin Türk lirası nakdî, 359 milyon 459 bin Türk
lirası tutarında da ayni yardımda bulunmuştur. 6 milyar 436
milyon Türk lirası üzerinde bir tutarı da deprem sonrası
Elâzığda konut üretimi için kullanmıştır.
Evet, şehrimizin fiziki
kayıplarını yerine koyduk, sosyal hayatı, ekonomik
hayatı normale döndürdük ama bir kaybımız var ki asla yerine
koyamayacağız, asla yokluğunu telafi edemeyeceğiz: Fatma Yıldız,
Doruk Abbas Yıldız, Tansel Elidar, Ömer Asaf Elidar, Sevim Canbaz,
Türkan Kaplan, Ayşe Civelek, Salih Civelek, Necdet Gürsu, Necmettin
İnce, Salih İnce, Sakine Düşmez, Gülçin Kalay, Müzeyyen Ayken,
İkram Kalay, Pınar Dişli, Miraç Dişli, Dilek Rabia
Gökdemir, Ramazan Ertaş, Yaşar Güçlü, Güven Kartal, Sena Nur Demir,
Enes Sertdemir, Berna Sertdemir, Aslan Cenkiz, Nermin Cenkiz, Hüseyin
Yıldız, Onur Yıldız, Mehmet Arifoğlu, Ayşe
Arifoğlu, Halime Aslan, Miraç Ali Aslan, Rüya Aslan, Ünal Kalay, Selami Dağ,
Turan Suçlu, Hanife Yıldırım, Gazel Say, Yusuf Ali Say, Mustafa
Kara, Ayşe Fatma Türkmen. Hepsi komşularımızdı,
hısımlarımızdı, akrabalarımızdı,
kardeşlerimizdi; hepsini o deprem felaketinde kaybettik. Onlar hâlen
yüreklerimizde ve canımızdan kopan eksik parçalar.
Bu vesileyle, siz değerli milletvekillerinden
ve tüm milletimizden, dualarında onlara da yer vermenizi istirham ediyor;
daha önceki doğal afetlerden çıkardığı derslerle,
afetlerin geri getirilemeyecek kayıplar yaratmaması, canların
yitmemesi için ülkemizin son yıllarda olağanüstü bir çaba içinde
olduğunu belirterek Rabb'imin Elâzığ'a, ülkemizin hiçbir
şehrine ve dünyanın hiçbir coğrafyasındaki insanlara bu tür
felaketler yaşatmamasını diliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika
süreyle söz vereceğim.
Sayın Özel
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Yalova Milletvekili Özcan Özelin, öğretmenlik meslek kanunu
taslağına ilişkin açıklaması
ÖZCAN ÖZEL (Yalova) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Bir öğretmen olarak, öğretmenlik meslek
kanunu taslağının yeterli ve adaletli
olmadığını üzülerek söylüyorum. Öğretmenlerimizin
büyük bir kısmı ekonomik sıkıntı içinde geçinemiyorlar.
Öğretmenlerin bir kısmına kariyer basamakları
dayatılarak maaş iyileştirme getiriliyor ama özel sektör kapsam
dışı. Ücretli, sözleşmeli ve kadrolu
ayrımını tüm öğretmenlerimizi kadroya geçirerek ortadan
kaldırmalıyız. 3600 ek göstergeyi kademe gözetmeksizin tüm
öğretmen ve emeklilere vermeliyiz. Atanamayan öğretmen sorununu
öncelikle çözmeliyiz. Maaş dışında yan hakkı
bulunmayan öğretmenlerimize konaklama, ulaşım, çocuk bakım
ve donatım yardımlarını sağlamalıyız;
ailelerin birleşmesi için tayin hakkı vermeliyiz.
Memleket Partisi olarak,
çocuklarımızı ve geleceğimizi emanet ettiğimiz
öğretmenler onurumuzdur diyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyoruz.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
2.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, Türkmen Şehitleri
Anma Gününe ve minik serçe lakaplı şarkıcının Hazreti
Âdem ile Hazreti Havva hakkındaki şarkı sözlerinden ötürü özür
dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Arkadaşlar, ağaç budandıkça
yeşerir. Sizden ricam, davayı bırakmayın ve sürdürmeye devam
edin. Ben şu anda her zamankinden daha huzurluyum. Allahın huzuruna
gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Bayrağı size
teslim ediyorum, bu bayrağı şerefle
taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve
Allahın yolundan asla şaşmayın. Allaha emanet olunuz. diyen
ve şehit edilen Türkmeneli davamızın öncülerinden Necdet Koçak
ağabeyimiz ile tüm şehitlerimizi Türkmen Şehitleri Anma Gününde
rahmetle ve minnetle anıyorum. Türkmeneli Türktür, Türk kalacaktır.
Minik serçe lakaplı, değerlerimizi hedef
alan şarkıcı bozuntusu Hazreti Âdem Babamız ile Hazreti
Havva Annemize cahil deme gafletinde bulunmuştur. Türkiye Müslüman
Türklerin ülkesidir; bu sanatçı müsveddesi derhâl özür dilemeli ve bir
daha ekranları kirletmemelidir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Çepni
3.- İzmir Milletvekili Murat Çepninin, Efemçukuru altın
madeninin derhâl kapatılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
İzmirin su ihtiyacını
karşılayacak Çamlı Barajı Projesi yıllardır
hayata geçirilemiyor. Sebebiyse Kanadalı TÜPRAGın
işlettiği Efemçukuru altın madeni. ÇED kararı 2006, 2007,
2012 ve 2015te mahkemeye taşındı, Danıştayın
iptal kararlarına rağmen maden çalışmaya devam ediyor.
Maden 2040 yılına kadar ruhsatlı. İzmir içme suyu
havzasında kurulu maden durmak bir yana, kapasite artırımı
yapıyor.
İzmirlilerin talebi, ÇED kararının
iptal edilmesi, çevreyi zehirleyen Efemçukuru altın madeninin derhâl
kapatılmasıdır.
BAŞKAN Sayın Şahin
4.- Balıkesir Milletvekili Fikret Şahinin,
sağlıkta şiddete ilişkin açıklaması
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sağlıkta şiddet altın
çağını yaşıyor. AKP döneminde sağlıkta
şiddet âdeta sağlıkta vahşet olmuştur. Hamile
hemşire hanımların tekmelenmelerine, yolu kesilen sağlık
çalışanlarının araçtan indirilerek darp edilmelerine,
asistan hekimlerin hastanelerde rehin alınmalarına,
zanlıların ise serbest bırakılmalarına şahit
oluyoruz. Sağlık çalışanları hayatları pahasına
bir taraftan pandemiyle mücadele ederken, diğer taraftan uygulanan şiddetle
baş etmeye çalışmaktadırlar. Sağlık
Bakanlığı ise sessizlik içinde sağlıkta şiddeti
izlemektedir. Sağlık çalışanları Bakanlıktan, bir
an önce, şiddeti önleyecek ciddi yasal düzenlemelerin
yapılmasını beklemektedirler.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gülüm...
5.- İstanbul Milletvekili Züleyha Gülümün, Samet Demirin
ölümünün araştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Samet Demir 20
yaşında bir genç. 10 Ocak Pazartesi günü saat 21.00 civarında
İstanbul Kadıköy'de Eminönü vapuruna binmiş, arkasından
elde edilen kamera görüntülerine göre, vapurun hareketinden beş dakika
sonra denize atlamıştır. Ailenin tüm çabalarına rağmen
cenazeye ulaşılamıyor. Aile intihar edebileceğine dair bir
izlenimlerinin olmadığını söylüyor. Geniş bir
soruşturma yapılması talebiyle aile savcılığa
başvurmuş ancak henüz bir sonuç alınamamıştır.
Sekiz gündür Samet'in cenazesine ulaşılamadığı gibi,
arama çalışmaları da gerektiği gibi yapılmıyor.
Vapurda atlama anı dışındaki görüntüler
toplanmamış, olayın olası görüntüsü ve görgü
tanıkları araştırılmamıştır. Samet
Demir'in ölümünün araştırılması, cenazesinin bulunması
için gerekli arama çalışmalarının yapılması
gerekmektedir.
BAŞKAN Sayın Ekinci
6.- Sivas Milletvekili Semiha Ekincinin, Sivas Belediyesi Sokak
Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinin
çalışmalarına ilişkin açıklaması
SEMİHA
EKİNCİ (Sivas) Teşekkür ediyorum Kıymetli
Başkanım.
Sivas Belediyesi Sokak Hayvanları Bakım ve
Rehabilitasyon Merkezimizden sahiplenme çalışmaları
kapsamında Sivas Belediyemiz ve Sivas Cumhuriyet Üniversitemiz, Sokak
Hayvanları Bakım Merkezimizden sahiplenilen sevimli
dostlarımızın bir dizi sağlık imkânlarından
ücretsiz ve indirimli olarak faydalanmalarını sağlıyor.
Sahiplenilen dostlarımızın 1 yaşına kadar ilk muayene,
aşı ve kısırlaştırma işlemleri ücretsiz
olarak yapılacak, sahiplenilen tüm hayvanlarımızın ömür
boyu tüm bakımları yüzde 10 indirimli yapılacak, 1 yaş ve
üzeri hayvanlarda medikal işlemlerde yüzde 50 indirim uygulanacaktır.
Bu anlamlı kampanyanın yapılmasını
sağlayan başta Belediye Başkanımız Sayın Hilmi
Bilgin, Rektörümüz Sayın Alim Yıldız ve emeği geçenlere
teşekkür ediyor, Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü. deyip
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sümer
7.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin, Adana genelinde yaşanan
elektrik kesintilerine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Adana genelinde elektrik kesintileri nedeniyle
vatandaşlarımızın mağdur olduğunu, özellikle
elektrik altyapı sistemlerinin yetersiz olduğunu defalarca dile
getirdik. Yoğun kar yağışı sebebiyle üç gündür Feke
ilçemizde Şahmuratlı, Çondu, Mansurlu Mahallelerimiz -günlerdir süren-
elektrik kesintisi yaşıyor. Belenköy Mahallemizde ana trafo
hattının değiştirilmesi sebebiyle de merkeze
bağlı mahallemiz günlerdir elektrik bekliyor. Adana'nın
neredeyse tüm ilçelerinde bir türlü giderilemeyen elektrik sorunu artık
çözülmelidir. Yaz aylarında ise çiftçilerin büyük mağduriyetine sebep
olan bu sorun kalıcı olarak giderilmelidir. 21inci yüzyılda
Adana gibi metropol kentte günlerce elektrik kesintisi yaşanması
kabul edilebilir değil, Adana'ya yakışmıyor.
BAŞKAN Sayın Aydın
8.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, Bursanın Keles
ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Hafta sonu Keles'in Dağdibi,
Pınarcık, Epçeler ve Kozbudaklar köylerini gezdim. Burası
Uludağın güney tarafı ve gerçekten köyler
boşalmış. 60-70 yaşındaki insanlara genç gözüyle
bakılıyor. Hayvancılık bitmiş, tarım bitmiş;
girdi maliyetleri yüzünden insanlar artık ekip biçmeyi ve hayvan beslemeyi
bırakmışlar. Bunun yanında Kelesin 17 köyünde imam yok,
onların yerine oradaki -doğru ya da yanlış-birtakım
kişiler namaz kıldırıyor, cemaati yönlendiriyor.
Yine, köylerimize giderken, birçok köyün
yolları hâlâ tamamlanamamış. AK PARTİ iktidarı
yaptığı yollarla övünürken, dağ yöresinin birçok köyüne
hâlâ stabilize yollarla gidiliyor ve ulaşımda büyük
sıkıntılar yaşanıyor. Kar yağdı, bugün de
birçok köye zorlukla ulaşılıyor. Bir an önce dağ yöresinin
bu makûs talihinin giderilmesi ve gerekli özenin gösterilmesini buradan bir kez
daha
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Barut
9.- Adana Milletvekili Ayhan Barutun, yurt sorununa ilişkin
açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) İçinde bulunduğumuz
ekonomik buhran sonucu oluşan fahiş barınma ve yurt ücretleri,
devlet yurtlarındaki denetimsizlik ve yetersizlik bu ülkede üniversite ve
lise eğitimi gören binlerce öğrenciyi tarikat ve cemaat
yurtlarına mecbur bırakmaktadır. Öğrenciler istemedikleri
hâlde tarikatlara mahkûm edilerek bunalıma sürüklenmektedir. Mevcut
iktidarın bu anlamda sergilediği eğitim politikaları ise bu
paralel yapıların önünü kesmek yerine bilakis teşvik etmektedir.
Ailelerinin yanından eğitim almak için farklı şehirlere
giden öğrenci arkadaşlarımıza istemedikleri bir hayat
tarzı dayatılmakta, birileri tarafından da bu uygulamalara göz
yumulmaktadır. Öğrencilerimizin yaşamına mal olan bu süreç
ciddi olarak soruşturulmalıdır. Tarikat ve cemaat yurtları
kapatılmalı, tüm öğrencilere ücretsiz devlet yurtları
açılmalıdır. Bu ülkenin genç beyinlerini yurt
dışına göçe zorlayan cemaat yurtlarına teslim eden, umutsuzluğa
maruz bırakan bu kirli düzen değişmelidir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Arkaz
10.- İstanbul Milletvekili Hayati Arkazın,
sağlıkta şiddete ilişkin açıklaması
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
İstanbulda bir hastanede hastalarını
tedavi ettiği sırada, hasta yakını 4 kişi, aynı
zamanda hamile olan Gülhan Hemşireyi saçından tutup yerlerde
sürükleyerek karnını tekmelemişlerdir. Şiddet mağduru
hemşirenin çalışmakta olduğu hastanede tedavisi devam
etmektedir. Sağlıkta şiddet artık sadece
çalışanlara değil doğmamış çocuğun
canına da kastetmektedir.
Coronavirüs salgını sürecinde, iki
yıldır canını ortaya koyarak çalışan, ailesinden
çok hastalarını gören, gecesini gündüzüne katan
sağlıkçılarımıza yapılan her türlü şiddeti şiddetle
kınıyorum. Saldırgan canilere en ağır cezaların
verilmesini diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
11.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Basın Onur Gününe ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER
(Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Atatürkün 16 Ocak
1923te İzmitte düzenlediği tarihî basın
toplantısının 99uncu yıl dönümü, pazar günü, Kocaeli
Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde, Basın Onur Günü olarak kutlandı.
Tüm gazetecilerin Basın Onur Gününü kutluyorum.
Atatürk, bu basın toplantısında
Türkiye Cumhuriyeti devletinin yol haritasını çizerken dış
siyasete yönelik hedefleri de şöyle açıklıyor: Bugün, bu
dakikada dikkate değer ve emniyetli olan siyaset, yalnız kendi
varlığımıza dayanarak yürümektir, ne Doğuya ne
Batıya kalbimizi bağlayamayız.
Bugün ise Atatürkün kurduğu Cumhuriyet Halk
Partisinin yöneticileri, kurucularının kemiklerini
sızlatırcasına, ülkemizi dış dünyaya mektuplarla
şikâyet ediyor, iktidar olmak için de millî iradeye değil
yabancı ülkelere güveniyor. (CHP sıralarından Hadi oradan!
sesleri)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi oradan! Terbiyesiz adam!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Nereden nereye
ALİ ŞEKER (İstanbul) Haddini bil!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Atatürk
yaşasaydı sizleri bir saniye bile bu koltuklarda oturtmazdı
diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Atatürkün
adını her yerden kaldıranlar mı bize laf söylüyor?
Atatürkün adını her yerden kaldıranlar bize laf söylüyor! Hadi
oradan! Cumhuriyetin düşmanı adamlar!
BAŞKAN Sayın Aycan
12.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın,
intiharların önlenmesinde koruyucu hekimliğin önemine ilişkin
açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bir insanın intihar etmesi elbette büyük acıdır,
büyük kayıptır. İnsanın intihar etmesi normal bir durum
değildir. Büyük bir depresyon, çökkünlük hâlinde gerçekleşen bir
durumdur. Her sağlık sorununda olduğu gibi intihar konusunda da
önemli olan koruyucu hekimliktir, intiharı önlemektir. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bu konuyu ve diğer ruh sağlığı
sorunlarını önemsiyoruz. İntiharların ve ruh
sağlığı sorunlarının önlenmesi için ruh
sağlığı hizmetlerinin daha yaygın ve daha etkin
verilmesini öneriyoruz. Depresyon her insanın başına gelebilir.
Genellikle insan depresyondan geri çıkar; depresyonun uzaması,
ağırlaşması ise psikiyatrik bir sorundur. Bu durumda
insanın tıbbi yardıma ihtiyacı vardır.
İntiharı önlemek için tıbbi desteğin yanında sosyal
desteğe de ihtiyaç vardır. Aile desteği, toplumsal destek,
sosyal rehabilitasyon, uğraşı terapisi gibi destekler çok
önemlidir. Riskli kişilere ve ailelere mutlaka ulaşmalı,
yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Yılmazkaya
13.- Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkayanın, emekli
maaşlarındaki adaletsizliğe ilişkin açıklaması
BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sadece elektriğe, doğal gaza, gıdaya
gelen zamlar emekliye yapılan zammın çok üzerinde. Emekliye reva
görülen bu zam gerçek enflasyonun çok altında. Bir maaşla geçinmeye
çalışan bu insanlara bu düşük zammı reva gören saray
hükûmeti emekli yurttaşlarımızı açlığa mahkûm
etmektedir. Emeklilerin şartlarını düzeltmiyor, insanca
yaşam hakkı vermiyorsunuz. İşsiz oğluna,
kızına, torununa bakmak zorunda bıraktığınız
emeklilerimiz artık bu pahalılıkta kendilerine dahi bakamaz hâle
gelmiştir. Oysa AKP Hükûmeti on dokuz yıllık iktidarı
dönemince emeklilere umut vermiş ancak emeklilerin bu umutları hep
bir başka bahara kalmıştır. Emekliler siyasi iktidar
tarafından sürekli aldatılmış ve hayal
kırıklığına uğratılmıştır.
Emekliler arasındaki maaş adaletsizliğini gidereceğini
vadeden AKP Hükûmeti buna karşın emekli maaşını daha
da adaletsiz hâle getirmiştir. Kömürün tonunun 4.500 lira olduğu
ülkemizde en düşük emekli maaşı 2.500 lira.
Haydi çıkın işin içinden diyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kayan
14.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, gübre
fiyatlarındaki artışa ilişkin açıklaması
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Çiftçinin bugün en önemli gündemi gübre
fiyatlarıdır. Özellikle bu günlerde tarlasına atması
gereken azotlu üre gübre fiyatı çiftçinin elini ve canını
yakıyor. Üre gübresi geçtiğimiz yıl bugünlerde 2 lira, bu yıl
yine bugünlerde 14 lira yani 7 kat artmış durumda; çiftçi üre
gübresini bu yıl atamıyor. Yeşil gübresini atamayan çiftçi
bitkisel gelişmeyi, yeşil gelişmeyi sağlayamaz. Yeşil
gelişmesini sağlayamayan bitkide de verim düşüklüğü yüzde
60 olur; yüzde 60la bu yıl rekolte yüzde 60 düşecek demektir.
Bu Hükûmet yani AKP Hükûmeti çiftçimizi işsiz
ve halkımızı da ekmeksiz bırakacaktır diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Şevkin
15.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, servisçi
esnafının sorunlarına ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) AKP
iktidarının ekonomiyi yönetememesinden kaynaklı yaşanan
ekonomik buhranın faturasını yine çiftçi, esnaf, emekli, asgari
ücretli halkımız ödüyor. Dolar ve euro kurundaki artış
toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkiliyor. Taşımalı eğitim
sistemi nedeniyle, özellikle köylerde çalışan servisçi esnafı
geçen yıl mazotun litresini 6 liradan alırken akaryakıt
zamlarının ardından şimdi mazotun litresini 14 liraya
alıyor. Bu artışa karşın servisçi esnafı,
taşıma fiyat tarifesi değişmediği ve sözleşmeleri
yenilenmediği için geçen yılki ücretlerle taşıma yapmak
zorunda bırakıldı. Servisçi esnafının maliyetleri
katlanarak artmasına karşın bu yılki taşıma ücret
tarifesi bir önceki yıla göre katsayı düzenlemesiyle düşürüldü.
Bu uygulama, taşımacı esnafının bitirilmesi demektir.
Akaryakıt fiyatlarındaki fahiş artış, elektrik ve
doğal gaza yapılan zamlar esnafı da halkı da canından
bezdiriyor. Bu çileye derhâl son verilmelidir.
BAŞKAN Sayın Ceylan
16.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylanın, 5li çeteye verilen
hazine garantilerinin iptal edilmesi ve intibak yasasının
çıkarılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
şahsım hükûmeti açlık sınırının 4.500
lirayı, yoksulluk sınırının 13 bin lirayı
aştığı şu günlerde asgari ücreti 4.253 lira, en
düşük emekli aylığını ise 2.500 lira olarak belirledi.
Bu rakamlarla emeklilerin tamamı yoksulluk sınırının
altında, milyonlarcası ise asgari ücretin ve açlık
sınırının dahi altında maaş alacaktır.
Yurttaşlarımızın insanca ve onurlu bir şekilde
yaşayabilmeleri için, devletin sırtından geçinen 5li çeteye
verilen hazine garantilerinin iptal edilmesi ve adı
yap-işlet-devret olan soygun modeline son verilmesi gerekmektedir.
Söylemekten dilimizde tüy bitti; intibak yasasını çıkaralım
diyoruz, oralı olmuyorsunuz; işçi, memur ve BAĞ-KUR emekli
aylıkları arasındaki eşitsizliği giderelim diyoruz,
kulak arkası ediyorsunuz ama az kaldı, sandıkla birlikte bu
sorunları çözmek için geliyor gelmekte olan.
BAŞKAN Sayın Taşkın
.
17.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Arnavutlukun
başkenti Tiranda açılışı gerçekleştirilen Ethem
Bey Camisine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan dün Arnavutlukun başkenti Tiranda ortak tarih ile
kültürel mirasımız olan Ethem Bey Camisinin
açılışını gerçekleştirdi. Evladıfatihan
tarafından el emeği, göz nuru dökülerek inşa edilen Ethem Bey
Camisi Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığımız (TİKA) tarafından restore
edildi. Ecdadımızın asırlar boyunca hüküm sürdüğü
Balkan coğrafyası gibi ortak tarihî ve kültürel değerlere sahip
olduğumuz ülkelerde ecdat yadigârı eserleri gün yüzüne çıkarmak,
yeniden canlandırmak bakımından çok önemli hizmetler icra eden
TİKA Başkanlığımız 1996 yılından bu
yana Arnavutlukta 546 proje hayata geçirdi. AK PARTİ olarak yirmi
yıldır, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın güçlü liderliğinde izlediğimiz aktif ve ilkeli
dış politika doğrultusunda, yüreği bizimle beraber çarpan
gönül coğrafyamıza olan desteğimizi her zaman sürdüreceğiz
diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Gökçel
.
18.- Mersin Milletvekili Cengiz Gökçelin, mazota gelen zamlara
ilişkin açıklaması
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) Her güne zam haberiyle
uyanıyoruz. Yarından geçerli olmak üzere mazota 40 kuruş zam
geleceği söyleniyor. Dün Mersinden gelirken dinlenme tesislerini ziyaret
ettim. Eskiden bu tesisler ana baba günü gibi olurdu ama şimdi kuş
uçmuyor. İşletmecilerle konuştuğumda akaryakıt
zamlarından beri insanların seyahat edemediklerini söylüyorlar.
Dinlenme tesisleri birkaç araçla günü geçiriyor. AKP, insanları zamlarla
canından bezdirdi, kimse önünü göremiyor; çiftçi üretim yapamıyor,
dinlenme tesisi işletmecileri ayakta duramıyor, nakliyeciler kontak
açamıyor, böyle giderse servis araçları kontak kapatacak. AKP,
çiftçiyi de lojistik sektörünü de işletmecilerini de bitirdi. AKP,
vatandaşlarımızı mazota, benzine, elektriğe,
doğal gaza muhtaç bıraktı. AKP demek zam demektir, AKP demek
yoksulluk demektir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kasap
19.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasapın,
sağlıkta şiddete ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Buradan Sağlık Bakanı Sayın
Fahrettin Koca'ya sesleniyorum: Sayın Koca, her gün bir hekim
arkadaşımız, her gün bir sağlık
çalışanımız şiddete maruz kalıyor. Hekimlerimiz
sağlık alanında yaşanan başta şiddet, uzun
çalışma saatleri ve özlük haklarının yetersiz olması
yüzünden yurt dışına göç ediyor. Özlük hakları
iyileştirilmeyen, sürekli şiddete maruz kalan hekimlerimizin
artık dayanacak gücü kalmadı. Siz, bu ülkenin Sağlık
Bakanı olarak ne kadar daha susacaksınız? Şiddet, tehdit,
mobbing altında hekimlik yapmak, hemşirelik yapmak ne kadar zor,
Twitter'dan paylaşım yaparak Bakanlık yapmak ise ne kadar kolay.
Sayın Bakanı göreve davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bülbül
20.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, Aydınlı
arıcıların sorunlarına ve iktidarın doğa
düşmanı politikalarına ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Aydın ilinde başta Karpuzlu, Söke, Çine,
Germencik, Sultanhisar olmak üzere arıcılık önemli geçim
kaynaklarındandır. Aydın iline kayıtlı 2.700
arıcı ve 365 bin arılı kovan var. Dışarıdan
gelenlerle birlikte arı kovanı sayısı yaklaşık 3
milyonu buluyor. Aydın, bal üretiminde, ülke genelinde, 2019
yılında 3üncü sırada yer aldı, 2020 yılında
5inci sıraya geriledi, bu yıl ise tablo daha vahim. Geçtiğimiz
yıllarda 4-5 kez sağım yapılırken bu yıl sadece 1
kez yapılabildi. Bunun nedenleri arasında kuraklık ve orman yangınları
yer alsa da en baştaki sebeplerinden biri de Aydında vahşice
çalıştırılan madenler ve denetlenmeyen JESlerdir.
JESlerin havaya saldıkları gazlar, madenlerin tahrip ettiği
ağaçlar, madenlerden çıkan tozun tahrip bittiği bitki
çeşitliliği, kullanılan patlayıcılar gibi nedenlerle
bal üretimi günden güne azalmaktadır. Kısaca, Aydının
verimli toprakları, meraları iktidarın çevre, doğa
düşmanı politikalarıyla talan ediliyor. Gökyüzünün en güzel yer
üstü olan güzel Aydından elinizi çekin.
Geliyor gelmekte olan.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren, söz talep eden Grup Başkan Vekillerine söz
vereceğim.
Sayın Usta, buyurun.
21.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Hakkâri Yüksekovada
şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize Allahtan
rahmet dilediğine, Kayserinin Sarıoğlan ilçesinde meydana gelen
depreme, 16 Ocak Türkmen Şehitleri Gününe, Millet Partisi Genel
Başkanı Aykut Edibalinin vefatına, Profesör Doktor Reha
Oğuz Türkkanın vefatının seneidevriyesine,
sağlıkta şiddete, kamyoncuların
yaşadığı mağduriyete ilişkin bir
araştırma önergesi sunacaklarına, çalışanın yemek
ücreti üzerinden vergi alınmaması gerektiğine, yüksek enflasyona
ve bütçe uygulama raporuna ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Hakkâri Yüksekovada görev yaparken el
bombasının kaza sonucu patlamasıyla şehit düşen
Jandarma Uzman Çavuşumuz Ayberk Soyutemize Allahtan rahmet, ailesine ve
aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Yine, gece geç
saatlerde Kayserinin Sarıoğlan ilçesinde -biliyorsunuz- 5,1
büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir, çevre il ve ilçelerden de
hissedilmiştir. Ben bütün vatandaşlarımıza geçmiş
olsun dileklerimi iletiyorum. Can kaybı yaşanmaması sevindiricidir.
Partimizin Kayseri teşkilatı da acil olarak ihtiyaç duyulan temel
malzemeleri temin etmek için çalışmalara
başlamıştır.
Geçtiğimiz hafta sonu
16 Ocak tarihi Türkmen
Şehitleri Günü olarak anılmaktadır. 16 Ocak 1980 tarihinde
Bağdatta Türkmen Lider Albay Abdullah Abdurrahman ve dava
arkadaşları Necdet Koçak, Rıza Demirci ve Adil Şerif idam
edilmişlerdir. Şehadetlerinin 42nci yılında onları ve
Türk coğrafyasında Türklük için mücadele ederken
hayatlarını kaybetmiş tüm şehitlerimizi şükran ve
minnetle anıyorum.
Yine, geçtiğimiz hafta sonu Türk siyasetinin
değerli isimlerinden Millet Partisi Genel Başkanı Aykut
Edibalinin vefatını üzüntüyle öğrendik. Merhuma Allahtan
rahmet, ailesine ve sevenlerine de başsağlığı
diliyorum.
Bugün, Turancılık davasında
yargılanmış, tabutluklarda gördüğü işkencelerle gözlerini
kaybetmiş psikolog, tarihçi ve hukukçu Profesör Doktor Reha Oğuz
Türkkanın vefatının seneidevriyesini idrak etmekteyiz. Merhuma
Allahtan rahmet ve tekrar, ailesine başsağlığı
diliyorum.
Sayın Başkan, biliyorsunuz, İstanbul
Başakşehirde bir devlet hastanesinde 4 kişi hamile bir
hemşireyi görev başında karnını tekmeleyerek
darbetmiştir. Bu alçak saldırıyı şiddetle
kınıyorum, sağlık camiamıza geçmiş olsun diyorum.
Sağlık çalışanlarına
uygulanan şiddet vakaları artarak devam etmektedir. Aile Hekimleri
Derneği verilerine göre her saat başı bir sağlık
çalışanı şiddete maruz kalırken sağlık
çalışanlarının yüzde 72,6sının sağlık
sektöründe çalıştıkları süre boyunca en az 1 kere olmak
üzere şiddete maruz kaldığı tespit edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Sağlık çalışanlarına
uygulanan şiddette saptanan rakamların yüksekliğine rağmen
basit görülen şiddetin kanıksandığı ve
vakayıadliye bile olmadığı, bunun sağlık
çalışanlarının özgür ve bağımsız karar
vermesini engellediği, dolayısıyla ciddi bir halk
sağlığı sorunu olarak da geri döndüğü ortadadır.
Bu konuda Hükûmetin daha iyi tutum almasını bekliyoruz.
Ayrıca, Ankara Polatlıda kamyoncu
esnafı akaryakıta gelen zamlara tepki gösterdi ve artan maliyetler
karşısında kamyoncular yolu trafiğe kapattılar,
protesto yaptılar. Şimdi, gerçekten motorine son bir yılda yüzde
107 zam gelmiş. Son sekiz ayda köprü fiyatlarına 2 defa yüzde 25 yani
25+25, yüzde 50nin üzerinde zam gelmiş. Ayrıca, köprü ve otobanlara
yüzde 50 zam gelmiş. Yol giderleri, yedek parça, lastik fiyatları da
eklenince maliyetler iyice artmıştır, bunu görmek gerekiyor.
Adan zye bütün kamyon giderleri yüzde 200den fazla artmış durumdadır.
Kamyoncularımızın haklı taleplerini karşılamak ve
mağduriyetlerinin giderilmesini sağlamak için bugün Meclis gündemine
bu konuyla ilgili bir araştırma önergesi sunacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
iş yerinde yemek servisi olmayan çalışanların günlük
yemeğe ödediği fiyat 34 TLnin üzerindeyse devletin kasasına
yüzde 15 vergi giriyor buradan. Bu kabul edilecek bir şey değil yani
çalışanın yemek ücreti üzerinden vergi alınması diye
bir şey söz konusu olamaz. Buradaki 34 lira, yıllar itibarıyla
artış oranları düşük tutularak düşük bir rakam hâline
gelmiştir. Bugün 34 liraya kimsenin dışarıda
karnını doyurmasının imkânı yoktur. Dolayısıyla
buraya bakmak gerekir ve bu 34 liralık limitin mutlak surette
artırılması gerekir, değilse yemekten vergi alan bir
hükûmet pozisyonuna gelecektir bu Hükûmet. Bunun mutlak surette düzeltilmesi
gerekiyor.
Sayın Başkan, biliyorsunuz, Türkiye yirmi
yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyor. Enflasyonla mücadele
etmek yerine, enflasyon sorununu çözmeye çalışmak yerine, enflasyonun
düşürdüğü alım gücünü düzeltmek yerine, Hükûmetin -Sayın
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere- ve Hükûmete yakın
yandaş kanalların bir gayreti oldu şimdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ERHAN USTA (Samsun) Ya, bütün Avrupa'da, bütün
dünyada enflasyon çok yüksek gibi bir şeyler söylemeye
çalışıyorlar yani hakikaten çok komik duruma düşülüyor
Artık bu kadarına pes. deniliyor. Şimdi, bakın, A
Haberde çıkan şöyle bir tablo var, bu tablo sosyal medyada yer
aldı, birçok insan da bunu gördü. İşte, Amerika'da enflasyon
1,4ten 7ye çıkmış, orada yüzde 400 artış olmuş.
Euro bölgesinde 0,9dan 5e çıkmış yani 1den enflasyon 5e
çıkıyor. Buna 4 puan artmıştır. demek yerine Yüzde
456 enflasyon artışı olmuştur. demek kadar matematiği
ters çeviren, istatistik bilimine aykırı, insan aklına
aykırı, hakikaten biraz da utanma duygusu olan insanların hiçbir
şekilde yapmayacağı bir şeyi bu kadar rahat konuşup
yani bu enflasyon meselesini küçümsemek
Bakıyorsun buraya, Türkiye'de
enflasyon oranındaki artış oranı yüzde 147. Çok şükür
canım
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Yani şunu mu
diyeceğiz? Türkiye'de enflasyon geçen yıl 14,6; TÜİKin
inanmadığımız enflasyonu bile 36,1; yüzde 147
artış var. Çok şükür 1,3ten, işte, 2ye çıkanlardan,
3e çıkanlardan daha düşük bir oran arttı. mı
diyeceğiz? Yani burada, yüzde 22lik bir fark varken arada Geçen
yıla göre yüzde 1-2 artan, 1-2 puan fark oluşan ülkelerin durumu
bizden çok daha kötü. mü diyeceğiz? Böyle bir şey olabilir mi? Bu,
insanın aklıyla alay etmektir. Lütfen, bu tutumdan vazgeçilsin ve
enflasyonla kapsamlı bir mücadele yapılsın.
Son konu olarak da Sayın Başkan, biliyorsunuz,
bu bütçe sonuçları açıklandı. Burada, tabii, devlete güveni
zedeleyen bir kısım meseleler oluyor; Nedir o? diyeceksiniz. Yani
şimdi, bir bakıyorsunuz, geçen yıl toplam açığın
yüzde 25lik kısmı aralık ayında gelmiş. Aralık
ayları, tamam, biraz özellikli aylardır, açık fazla gelir,
giderler fazla gelir ama bu yıl, yılın ilk aylarında
harcamalar tutulmuş, tutulmuş yani istatistik
saptırılmış, son anda, aralık ayında bütün açığın
yüzde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Bitireceğim Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın.
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Yani 192 milyar liralık açığın
145-146 milyar lirası bir ayda gelmiş; bu olmaz. Bakın, bu tür
davranışlar istatistiklere karşı güveni zedeliyor. Yani
bunun bir şeyi yok, nihayetinde, bunun sonunda bir şekilde
yazacaksınız. Bu tür durumlardan kaçınmak lazım yani
devlete olan güveni zedelememek lazım. Tabii, burada keşke
Rapor,
rapor
diye Maliye Bakanlığı bir şeyler koyuyor yani
Sayın -pırıl pırıl, ışıl ışıl-
Bakanımız şu raporlara bir baksın Allah aşkına
ya. Sayın Mahir Ünal Başkanım, yani bunu Hükûmetten talep etmek
lazım. Rapor diye konulan şeyde, emin olun hiçbir şey yok;
bütçe uygulama raporu deniliyor, hiçbir analiz yok içerisinde. Niye
arttı bu harcamalarımız bir anda, ne oldu; bunları bize
anlatmaları lazım. Bunları anlatmadan, tamamen, böyle hiçbir
bilgi vermeden kamuoyunu ikna etmek hiçbir şekilde mümkün
olmayacaktır.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bülbül
22.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Hakkâri
Yüksekovada şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize
Allahtan rahmet dilediğine, TCG Ufuk gemisine, 16 Ocak Türkmen
Şehitleri Gününe, Profesör Doktor Osman Turanın vefatının
44üncü yıl dönümüne, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür
Vakfının faaliyetlerine ve Eren Kış-15 ve Eren
Kış-16 operasyonlarına ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Hakkâri Yüksekovada üs bölgesindeki görevi
sırasında şehit düşen Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize
Allahtan rahmet, ailesine ve aziz Türk milletine
başsağlığı diliyoruz.
Sayın Başkan, Türk Deniz Kuvvetlerinin ilk
yerli ve millî istihbarat gemisi olma niteliğini taşıyan TCG
Ufuk gemisi, ülkemizin denizlerde gözü kulağı olacak şekilde 14
Ocak tarihinde envanterimize girmiş, istihbarat alanında ülkemizin
gücüne güç katmıştır. Türkiyenin millî savunma sanayisini
geliştiren, millî güvenliğimizi sağlama noktasında
yapılan bu girişimleri destekliyor, emeği geçen tüm kurum ve
kuruluşlara şükranlarımızı sunuyoruz.
Sayın Başkan, geçtiğimiz pazar günü,
16 Ocak Türkmen Şehitleri Günü olarak idrak edilmiştir. 1979
yılında Irak Baas rejimi tarafından tutuklanarak türlü
işkencelere tabi tutulan Türkmen Kardeşlik Ocağı
Başkanı Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Doçent Doktor Necdet
Koçak, Doktor Rıza Demirci ve İş Adamı Adil Şerif 16
Ocak 1980 tarihinde nahak yere idam edilmiştir. Türk milletinin ve
Türkmenelinin hak ve hukukunu savunurken idam edilen aziz şehitlerimizi
rahmetle minnetle anıyor, bu vesileyle bir kez daha Irak Türklüğünün
yalnız olmadığını, Kerkükten Mendeliye kadar Türk
varlığının ilelebet kaim olacağını buradan
bir defa daha belirtiyoruz.
Sayın Başkan, 17 Ocak 1978 tarihinde
aramızdan ayrılan, Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi gibi önemli
bir başyapıtı dimağlarımıza kazandıran,
yaptığı akademik çalışmalarla Türk tarihine büyük
hizmetleri bulunan Profesör Doktor Osman Turanı vefatının
44üncü yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, bilgi çağının gerekliliklerini Türk gençliğine
aktarmayı ahlaki ve sorumlu bir anlayışla taşıyarak
eğitim ve kültür faaliyetlerine aralıksız devam eden, Türk
milletinin ruh köklerinin sarsılmaz kalesi Ülkü Ocakları Eğitim
ve Kültür Vakfı Bilgi Ocakta uygulamasıyla geçtiğimiz hafta
sonu Türkiye genelinde ödüllü LGS deneme sınavı düzenlemiş ve bu
sınava katılım oldukça yoğun bir şekilde gerçekleşmiştir.
Öte yandan, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel
Başkanımız Ahmet Yıldırım Bey tarafından
blokzincir teknolojisiyle ilgili eğitim faaliyetlerine
başlanacağı açıklanmış; dijital dünyanın
yeniliklerini kavrama noktasında Türk gençliğine yeni ufuklar çizen
Ülkü Ocakları, dikkat çeken çalışmalara imza atmaya devam
edeceğini bir defa daha göstermiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Türk
gençliğini ilim ve irfan noktasında aydınlatan Ülkü
Ocaklarına çalışmalarında başarılar diliyor, bu
örnek faaliyetlerini takdirle
karşıladığımızı bir defa daha dile
getiriyoruz.
Sayın Başkan, son olarak Eren
Kış-15 ve Eren Kış-16 Operasyonlarının
başlatıldığını öğrenmiş
bulunmaktayız. Terörle kesintisiz mücadelenin devam ettiği bu
süreçte, kahraman asker ve polislerimize Cenab-ı Allahtan muvaffakiyetler
diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Beştaş, buyurun.
23.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Sezen Aksuya 2017 yılındaki bir parçasının sözlerinden
dolayı Twitter üzerinden saldırılmasını asla kabul
etmediklerine, Adıyamanda tütün üreticilerine yönelik
saldırılara, Leyla Güven hakkında açılan disiplin
soruşturmasına ve cezaevlerinde mahkûmların ağızlarının
içinin aranmasının onur kırıcı bir uygulama
olduğuna ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sanatla başlamak istiyorum. Evet, sanat;
ezelden ebede toplumları besleyen en önemli damardır, toplumun
inşasına koyduğunuz taşlardır aynı zamanda.
Kuşkusuz konumuz sevgili Sezen Aksu. Kaç
kuşak Sezen Aksunun şarkılarıyla kendini ifade etmiş,
benliğini bulmuş, hüznünü de neşesini de onun ezgileriyle
dillendirmiştir. Ben, Sezen Aksuyu dinleyen, seven biri olarak şunu
söylemek istiyorum: Hakikaten Sezen Aksu, şarkılarıyla bize ve
yıllarca birçok kuşağa yoldaşlık etmiştir.
Hakikaten, 2017 yılındaki bir parçanın hiç
ayrıntısına girmeyeceğim- bugün çok garip hezeyanlarla,
trajikomik bir şekilde dillendirilerek Twitterlerden
saldırılmasını asla kabul etmiyoruz. Sanatçılara
dokunmayın! çağrısını Meclisten yapmak istiyorum.
Sezen Aksu, hem çok değerli bir sanatçı hem de bu toplumun çok önemli
bir değeri, aynı zamanda vicdanıdır. Milyonlarca insana
arkadaşlık etmesi bir yana Sezen Aksuya saldıranlar şunu
aklından çıkarmasınlar: Ne milyonların ona olan sevgisini
ne de onun ışığını asla söndüremeyecekler. Sezen
Aksuya laf söyleyenler onunla asla yarışamayacaklarını da
akıllarının bir köşesine kazısınlar. Son
çağrım şu: Sanatçılara dokunmayın! İyi ki
varsın Sezen Aksu, seni seviyoruz.
Sayın Başkan, Adıyamanda tütün
üreticilerine yönelik saldırılar ve getirilen hapis cezalarıyla
ilgili geçen dönem, Adıyaman Milletvekilimiz sevgili Behçet
Yıldırım, burada çokça açıklama yapmıştı ve
biz grup olarak da bu yasaya karşı aktif bir muhalefet sergilemiştik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hakikaten, tütün ticaretine hapis öngören düzenlemeyle ölüm sessizliğine
bürünen Adıyaman Tütüncüler Çarşısında esnaf bir bir
kepenk kapatmaya devam ediyor. Binlerce ailenin Adıyamanda tek geçim
kaynağı tütündür ve yasal düzenleme geldiğinde bütün
bunları ayrıntılarıyla ifade etmiştik ve yasanın
yürürlüğe girmesiyle birlikte birçok ocağa ateş de düştü.
Tütün satan yaklaşık 400 adet iş yerinin olduğu
Adıyamanda, on beş gün içinde, her gün birer, ikişer, tütün
esnafı kepenk kapatmak zorunda kaldı. Yasal düzenlemeyle birlikte,
tütün, kaçak eşya olarak değerlendiriliyor ancak kaçak eşyalarda
bir yıl ila üç yıl olan hapis cezası tütünde üç ila altı
yıl olarak öngörülüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) -
Adıyaman esnafının, tütünden geçimini sağlayan 500 bin
ailenin, 2 milyon yurttaşın yanında olmaya devam edeceğiz.
Rant uğruna insanların yaşamlarının söndürülmesini
asla kabul etmediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum ve tütün
üreticilerinin lehine yeni düzenlemeleri tekrar gündeme almamız ivedidir
çağrısını da yapmak istiyorum. Bu konuda
çalışmaktan asla geri durmayacağız. Bu arada, tütün
üreticilerine, bütün esnaflarımıza da buradan sevgi ve
selamlarımızı da göndermek istiyorum.
Sayın Başkan, önceki dönem Hakkâri
Milletvekilimiz Leyla Güvenle ilgili sıklıkla burada gündemler
oluyor ve biz getiriyoruz. Leyla Güven Vekilimizin, geçen hafta, tehdit
edildiğine dair burada bir beyanda bulunduk ve dün kızıyla bir
görüşme yaptı, tehdit eden hakkında soruşturma
açılmadı ama Leyla Güven hakkında soruşturma açıldığını
öğrendik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hakikaten, artık, akli melekelerimizle oynanıyor duygusuna
kapılıyoruz. Garibe Gezerin ölümünü protesto eden Figen
Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve diğer arkadaşlarımız
hakkında disiplin soruşturması açıldı ama Garibe
Gezerin ölümüne sebep olanlar hakkında kılları
kıpırdamadı. Leyla Güveni tehdit edenle ilgili bir
soruşturma yok, tehdit edilen Leyla Güven hakkında disiplin soruşturması
yapıldı, yapılıyor. Cezaevlerindeki bu uygulamalar
artık acil bir hâl almıştır, acil müdahale gerektiren bir
tabloyu oluşturmaktadır. Ve sevgili Leyla Güvene yönelik bu
uygulamaları çok ciddiye alıyoruz, çok önemsiyoruz. Tabii, kendisiyle
birlikte diğer cezaevlerinde tutulan herkes gibi onun da yaşam
hakkının, kişi özgürlüğü ve güvenliği
hakkının
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
iktidar
tarafından korunması gerektiğinin Anayasanın ve
yasaların emredici hükümleri gereği olduğunu söylemek istiyorum.
Cezaevlerinde bir diğer uygulama, Konya
Cezaevinden gelen bir bilgi var elimizde. Artık, sevk sırasında
jandarmalar mahpusların ağızlarının içini arıyor.
Sadece Konyada değil birçok hapishanede bu yapılıyor ve bu,
onur kırıcı bir yaklaşımdır. Ağız içi
araması tıpkı çıplak arama gibi hâlâ uygulanmaya devam
ediliyor; doğrudan insanların onuruna yönelen bir uygulamadır,
bunun kaldırılmasını istiyoruz. Neden bunları
söylüyoruz her gün, cezaevlerini? Çünkü sayısız başvuru
alıyoruz ve işkence, ihlal, sistematik baskı artık bütün
sınırları aşmış durumda. İktidar grubuna bu
konuda bir an önce gerekli denetimleri yapması, önlemleri alması
çağrımızı da buradan ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
24.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Hakkâri Yüksekovada şehit
düşen Jandarma Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize Allahtan rahmet
dilediğine, CHP Bayburt İl Başkanı Necip Erelin
vefatına, Osman Kavala davasına, Enes Kara ve Bahadır
Odabaşının intiharına, yoksul çocuklar üzerinde baskı
kuran yapıları deşifre edeceklerine, Sezen Aksuya 2017
yılındaki bir parçasının sözlerinden dolayı sosyal
medyada başlatılan linç girişimine, sağlıkta
şiddete ve sağlıkçılara verilen sözlere, İzmir
Milletvekili Tamer Osmanağaoğlunun yaptığı gündem
dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Mersin
Büyükşehir Belediyesiyle ilgili ortaya atılan iddialara ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Hakkarinin Yüksekova ilçesinde, Şehit Bebek
Mustafa Bedirhan Üs Bölgesinde nöbet sırasında yaralanan ve
kaldırıldığı hastanede şehit olan Jandarma Uzman
Çavuşumuz Ayberk Soyutemize Allahtan rahmet, milletimize de
başsağlığı diliyorum.
Uzun süredir tedavi gördüğü karaciğer
kanserine yenik düşerek hayatını kaybeden Bayburt İl
Başkanımız Necip Ereli hafta sonu son yolculuğuna
uğurladık. Kendisine Allahtan rahmet, ailesine
başsağlığı dilerken çeşitli siyasi partilerin çok
çeşitli mecralarda konuyla ilgili taziye dileklerini okuduk, dinledik;
kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Dün, İstanbulda, tek tutuklu
sanığın Osman Kavala olduğu, Gezi davasının ve
Beşiktaş Çarşı davasının bir torba dava olarak
bir kez daha birleştirildiği, aslında yargılanan herkesin
çeşitli kademe mahkemelerde ayrı ayrı beraat ettiği ama
kendisini hukuk sistemimizde olmayan bir jürinin başkanı olarak gören
Recep Tayyip Erdoğan tarafından Birileri bunları beraat
ettirmeye çalıştı. diyerek, hâkimler tarafından, Türk
milleti adına karar verdiği söylenen ve altında imzaları
olan hâkimler tarafından serbest bırakıldıktan saatler
sonra aynı suçlamalar, aynı delillerle, yeni bir iddianameyle Osman
Kavalanın tutukluluk hâlinin devam ettirildiği ve bu zulmün bin
beş yüz kırk gündür sürdüğü davanın duruşmasını
takip ettik. Avrupa Konseyinin bu konudaki savunma talebinin son günlerine
birkaç gün kala, ülkemizin kurucusu olduğu Avrupa Konseyinden
yaptırıma maruz kalacak olması gibi başlı
başına bir skandalın
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ve hepimizi rencide edecek,
üzecek olan bir sürecin içinde, bir sayın hâkimin karşı oyuna
rağmen, 2ye 1 oyla ve bir hukuki karardan çok, hepimizin gözünün önünde
cereyan eden bir saray talimatıyla tutukluluk sürdü, yargılama
sürüyor. Bu ayıbın bir an önce sona ermesi gerektiğini
tutanaklar altında, tarih önünde bir kez daha kayda geçirmek isteriz.
Pek çok intihar olayıyla her birimizin
yüreği yanıyor. Enes Kara ve Bahadır Odabaşı
kardeşlerimizin intiharlarıyla sarsıldık. Bu ülkenin
gençlerinin hayattan beklentilerinin düştüğünün, umutlarını
yitirdiklerinin, 100 gençten 70-75inin kendisine yurt dışında
bir hayal kurduğunun tüm partilerin önünde olan anket sonuçlarına
yansıdığı bir dönemde siyasetin, Parlamentonun bu meseleyi
temel meselesi olarak gündemine alması gerektiğinin altını
çizmek isteriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yüksek KPSS puanlarına
rağmen, iktidar partisinin kendisine yakın kurum ve
kuruluşların listelerinde yer almadığı ya da birtakım
istihbarat raporları diye kişilerin alınlarına da ilave
bir sosyal leke ve kara sürüldüğü bir süreçte 18, 20, 22
yaşındaki kişiler haksız mülakat puanlarıyla
elenmektedir, bu büyük bir infial yaratmaktadır. Enesin ölümünden önce
bıraktığı, içleri dağlayan videodaki mesajlardan sonra
umutsuzluğa kapılan gençlere yönelik yaptığımız
çağrıyla 100ün üzerindeki gencimizin ki bunları önümüzdeki
dönemde Parlamentoyla, gruplarla paylaşacağız
Türkiye'nin dört
bir yanından, son derece sakıncalı, pedagojiyle bağdaşmayan,
barınma hakkıyla bağdaşmayan, kişi hak ve
özgürlükleriyle bağdaşmayan, ibadet özgürlüğüyle
bağdaşmayan, yoksulluğu bir fırsat olarak görüp, bunu bir
cendere olarak görüp yoksul çocuklar üzerinde baskıya dönüştüren bu
yapıları deşifre etmeye, bu yapıların
yaptıklarını Parlamento üzerinden milletimize şikâyet
etmeye kararlıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Liyakatin ayaklar altına
alındığı bu süreçte, gençlerimiz üzerindeki baskıların
ve onların üzerindeki umutsuzluğun mücadelesini hep birlikte
vereceğiz; bu konuda tüm siyasi partilere görev düştüğünü bir
kez daha ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, son dönemde iktidar partisi
ve onun arkasında duran güçler ve onların medyası memlekette
korkunç bir linç kültürünü geliştirmeye ve yükseltmeye
çalışıyorlar. Bir sanatçının, Sezen Aksunun 2017
yılında çıkardığı bir albümün 2022
yılının Ocak ayında fark ediliyor olmasına
inanmamızı bekliyorlar ve buna tepki göstererek sanatçıları
yıldırmaya, sanatı ablukaları altına almaya, toplumu
korkularıyla sindirmeye çalışıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel,
toparlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sanat elbette sanatçılar
tarafından icra edilir, toplum beğenir ya da beğenmez, bu takdir
herkesindir ama ülkeyi şu duruma getiremezsiniz: 2017 yılında
bandrol alıp denetimden geçip çıkmış, kimsenin söz
söylemediği bir şarkı sözüne 2022 yılında Biz yeni
duyduk. deyip uyguladığınız baskı, beş
yılda memleketi getirmeye çalıştığınız
sürecin kendisine işaret ediyor; buna teslim olmayız. Hangi
görüşten olursa olsun, hangi fikirden olursa olsun sanatçıların
linçine -evlerinin önünde- size müzahir, kendileri suç odağına
dönüşmüş bazı yapıların protesto
çağrılarına sessiz kalanlara söyleyecek sözümüz şudur
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) ..kim söylerse söylesin, ne
söylerse söylesin şiddete çağırmadan ve şiddet içermeden
her fikir özgürce söylenebilir; bu baskınıza teslim olmayız.
Son çağrımız şudur:
Sağlıkta şiddet ve sağlıkçılara verilen sözler,
ikisi bir yerde ele alınmak durumunda.
Aralık ayı içinde Sayın Bakan geldi,
burada gruplardan destek istedi, destek verildi;
sağlıkçıların bir kısmıyla ilgili düzenleme
yapıldı. Daha iyisini yapalım. dediler, Olur. dedik, geri çektiler
ama bir ay geçti, sağlıkçılara verilen söz, Parlamentoya verilen
söz tutulmuyor. Sağlık Bakanı Ben de istiyorum, görev
Parlamentonun. diyor.
Kendi gündemimize hâkimsek kimden ne bekliyoruz?
Sağlık Komisyonu ne bekliyor? Gruplar, iktidar partisi grubu ne
bekliyor? Bu konuda verilmiş sözler niye tutulmuyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
son
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ayrıyeten, daha dün
yaşanan, biraz önce siyasi parti gruplarının da
eleştirdikleri, bizim de yüreğimizi sızlatan bir
sağlık çalışanına şiddet görüntüsü ortada.
Sağlık alanındaki meslek örgütlerini dinlemiyorsunuz, oradaki
sendikaları dinlemiyorsunuz, sağlıkçı vekilleri
dinlemiyorsunuz; Biz yaptık, oldu. dediğiniz sağlığa
yönelik, sağlıkta şiddete karşı hiçbir mücadele kanunu
işlemiyor. Bir kez olsun ortak akılla hareket edelim ve bu işe
son verelim.
Sayın Başkanım, iki tane de
sataşma niteliğinde konuşma oldu. Biz eleştiriyi hak gören
bir muhalefet partisi olarak yerel yönetimlerimizin de eleştirilmesini hak
görürüz ancak İzmirdeki yönetimi olur olmaz sözlerle eleştirenlere,
İzmirin karşısına çıkıp da aldıkları
oyları hep hatırlatırız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın milletvekilimiz
daha iyi yöneteceğini iddia ediyorsa şahsına son derece de
saygılıyım- aday olur, İzmirli seçmenler gelecek seçimde
karar verir.
Mersin Büyükşehirle ilgili bir sürü iddia oldu,
biraz önce onlar da yenilendi. Sayın Başkan, 28 Ocak 2021, Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığının 3 değerli müfettişi,
altında imzaları var, hani ne derler, daha dumanı üzerinde
İlgili paragrafı okuyorum: Personellerin görevlendirilmesinde,
herhangi bir siyasi, din, dil, ırk, cinsiyet, özel durum
ayrımcılığının gözetilmediği,
çalışanlarla iletişim içinde bulunulduğu, işçileri
yıldırmaya yönelik ve psikolojik taciz amaçlı sistematik bir
uygulamanın yapılmadığına
rastlanmıştır. diyor müfettiş. Aile
Bakanlığının müfettişi bunu diyorsa Cumhur
İttifakının vekilleri Mersine iftirayı bıraksın
artık. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ünal
25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Kayserinin
Sarıoğlan ilçesinde meydana gelen depreme, Hakkâri Yüksekovada
şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Ayberk Soyutemize Allahtan
rahmet dilediğine, Türkiyenin ilk millî istihbarat gemisi TCG Ufuk
gemisine, Aydının Söke ilçesine açılan Batı Kipaş
Kâğıt Fabrikasına, Adnan Menderes Demokrasi Müzesinin
açılışına, AK PARTİnin Recep Tayyip Erdoğanın
liderliğinde pandemiden kaynaklanan güncel sorunları çözecek kudrette
olduğuna ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli üyeler; güzel bir yasama haftası geçirmeyi
temenni ediyorum.
Geçtiğimiz günlerde, Kayserinin
Sarıoğlan ilçesinde 4,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Depremi hisseden tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum.
Yine Hakkâri Yüksekovada Uzman Çavuş Ayberk
Soyutemiz geçirdiği elim kaza sonucu şehit oldu; ailesine ve
yakınlarına Allahtan sabır, milletimize
başsağlığı diliyoruz.
Yine geçtiğimiz günlerde Türkiyenin ilk millî
istihbarat gemisi TCG Ufuk, Deniz Kuvvetlerine katıldı. Bu, mavi
vatan açısından son derece güzel bir gelişmeydi.
İnşallah, yakında hava savunma muhribimiz TF-2000in
yapımına başlıyoruz.
Yine Sayın Başkan, cumartesi günü
Aydın Sökede, alanında Avrupanın en büyüğü olan Batı
Kipaş Kâğıt Fabrikasının -1 milyar dolarlık bir
yatırım- açılışı
Cumhurbaşkanımızın katılımıyla
gerçekleştirildi. Kahramanmaraşlı
yatırımcılarımızı, Kipaş Holdingi de buradan
tebrik ediyorum.
Yine aynı gün, Aydın Koçarlıda,
Cumhurbaşkanımızla Adnan Menderes Demokrasi Müzesinin
açılışını gerçekleştirdik ve bu bize, tabii
Yassıada Demokrasi Müzesini hatırlattı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Adnan Menderesin doğduğu
yerdeki bu müze, Adnan Menderesin kişisel tarihi, bu ülkeye olan sevgisi,
mücadelesi ve gelecek nesillerin hafızasında yer etmesi
açısından son derece kıymetliydi. Bizim bir şeyi
unutmamızı kimse beklemesin, kimse de hafızamızla alay
etmesin. Ben 1970leri, 80leri, 90ları hatırlıyorum.
1970lerde biz 1950lerin, 60ların sorunlarını konuşurduk.
Sonra 1980lerde, 90larda yine 50lerin, 60ların, 70lerin, 80lerin
90ların sorunlarını konuşurduk. Öğrenilmiş
çaresizlik âdeta kaderimiz hâline gelmişti ve Böyle gelmiş, böyle
gider. diye konuşurdu insanlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ama 14
Ağustos 2001 günü bir parti kuruldu ve Recep Tayyip Erdoğan o gün
Türkiyede artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. dedi ve biz
50lerin, 60ların, 70lerin, 80lerin, 90ların artık kronik
hâle gelmiş sorunlarını hamdolsun bu milletin iradesiyle ve
güveniyle çözdük. Bugün 2005lerin, 2010ların sorunlarını bile
konuşmuyoruz. Bugün, bugünün sorunlarını konuşuyoruz.
Bugünün sorunları: Özellikle pandemiden kaynaklanan tedarik zincirinin
kırılması, navlun, lojistik, termin, hiperenflasyon.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Dünya birçok
sorun yaşıyor ama milletimiz şunu çok iyi biliyor: Bu ülkenin
elli yıllık, altmış yıllık sorunlarını
çözen, bu milletin çözüm kapasitesini temsil eden AK PARTİ, Recep Tayyip
Erdoğanın liderliğinde bugünün sorunlarını da çözecek
kudrettedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Kısa bir
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
26.- Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
pedlerden lüks tüketim vergisi alınmaması için Meclisin önünde
protesto hakkını kullanan Kampüs Cadıları ve Mor
Dayanışma üyesi kadınların gözaltına
alınmasını kınadıklarına ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Süleyman Soylu bugün bir açıklama
yapmış, demiş ki: Dünyada toplumsal olaylara müdahale ediliyor,
bizde müzakere ediliyor. Niye bunu söyledim? Meclis kapısında 9
kadın gözaltına alındı. Evet, neden gözaltına
alındı? Şöyle, ondan önce şunu söyleyeyim: Mens
dönemlerinde
Pedlerin üzerindeki KDVnin kaldırılması ya da
asgariye düşürülmesi, lüks tüketim vergisinin alınmaması
konusunda aslında Türkiyede kadınların ezici
çoğunluğunun çok ciddi bir talebi var ve geliri olmayan
kadınların da ücretsiz olarak ped edinebilmeleri için gerekli
düzenlemelerin yapılması talebi de hepimizin sahip
çıktığı ve arkasında durduğu bir talep.
Şimdi, buna ilişkin açıkçası, birçok meselede olduğu
gibi, toplumsal gösteri hakkını, protesto hakkını ya da
taleplerini ifade etmek için bu meselede, kadınların çok haklı
olduğu bu meselede, bu taleplere bile müdahale ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Evet, biz
de buradan söylüyoruz: Kadınlara özgün tüketim malzemesi olan pedlerin
geliri olmayanlara ücretsiz verilmesi gerekiyor, KDVnin
kaldırılması ya da düşürülmesi gerekiyor, lüks tüketim
vergisi kapsamından çıkarılması gerekiyor. Ve
kadınların bu konudaki taleplerini ifade eden bir grup
kadının, Kampüs Cadıları ve Mor Dayanışma üyesi
kadınların gözaltına alınması kınıyoruz,
derhâl serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Süleyman
Soylu herhâlde müdahaleyi müzakere olarak yorumluyor ya da işte
gözaltını müzakere olarak yorumluyor; Buna da
şaşırmıyoruz doğrusu.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Filiz
27.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Kilise
düzenlenen saldırılarda hayatlarını kaybetmiş
vatandaşların şehit, yaralıların da gazi statüsüne
alınmalarına ilişkin kanun teklifine ilişkin
açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Altı yıl önce, 18 Ocak 2016da Kilis
ilimize Suriyeden atılan roket bir okula isabet etmiş;
saldırıda 1 vatandaşımız hayatını
kaybederken 7nci sınıf öğrencisi 1 evladımız ağır
yaralanmıştı. Aynı yıl Suriyeden Kilise 95 roket
atılmış; 1i polis 14 vatandaşımız
hayatını kaybederken 109 vatandaşımız
yaralanmış, 86 araç, 18 kamu binası, 38 iş yeri ile 367 ev
zarar görmüştür. Ne yazık ki bu saldırılarda
kaybettiğimiz vatandaşlarımıza terörden zarar gören
vatandaş diye hitap edilmiştir.
Yüce Mecliste birçok kere dile getirmemin
yanında, 2018 yılında sunduğum Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifim, Kilise düzenlenen
saldırılarda hayatlarını kaybetmiş
vatandaşlarımızın şehit,
yaralılarımızın da gazi statüsüne
alınmalarını istediğim teklifim hâlen Komisyondadır. Konuyu
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının dikkatine sunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindeki Parlamento Heyetinin
Katar Şûra Meclisi Başkanı Hassan Bin Abdulla Al Ghanim ve
Birleşik Arap Emirlikleri Federal Ulusal Konsey Başkanı Saqr
Ghobashın vaki davetlerine icabet etmek üzere 18-19 Ocak 2022 tarihleri
arasında Katara, 19-20 Ocak 2022 tarihleri arasında ise
Birleşik Arap Emirliklerine resmî ziyaretlerde bulunmalarına
ilişkin tezkeresi (3/1844)
13/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Sayın Prof. Dr. Mustafa Şentop ve
beraberindeki Parlamento heyetinin Katar Şûra Meclisi Başkanı
Sayın Hassan Bin Abdulla Al Ghanim ve Birleşik Arap Emirlikleri
Federal Ulusal Konsey Başkanı Sayın Saqr Ghobashın vaki davetlerine
icabet etmek üzere 18-19 Ocak 2022 tarihleri arasında Katara, 19-20 Ocak
2022 tarihleri arasında ise Birleşik Arap Emirliklerine resmî
ziyaretlerde bulunması hususu 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 6ncı maddesi uyarınca Genel
Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Şentop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili
Behiç Çelik ve arkadaşları tarafından, ticari amaçla yük
taşımacılığı yapan kamyoncu ve nakliyeci
esnafımızın yaşadığı mağduriyetlerin
giderilmesi amacıyla 15/10/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2022 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
18/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 18/1/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Erhan
Usta
Samsun
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve 19 milletvekili
tarafından, ticari amaçla yük taşımacılığı
yapan kamyoncu ve nakliyeci esnafımızın
yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla
15/10/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerin 18/1/2022 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere İYİ Parti Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Behiç
Çelik.
Buyurun Sayın Çelik. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İYİ Parti grup önerisi üzerinde konuşma yapmak için söz
aldım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bahse konu Meclis
araştırması önergesi iş hayatında kanayan büyük bir
yaraya işaret etmektedir. Hayatın bütün yönlerine etki eden
taşımacılık sektörünün iktidarın beceriksizliği
ve duyarsızlığı nedeniyle nasıl bir çukura
yuvarlandığını görüyoruz. Esasında kötü ekonomi
yönetimi yani maliye politikaları ve para politikaları ehliyetsiz
insanların elinde bir deneme tahtasına dönüşmüş; üretimi,
istihdamı, yatırımı, tasarrufu, ihracatı,
ithalatı ve dövizi olumsuz etkilemiştir. AKP'nin bu beceriksiz
yönetimi her şeye ama ekmekten mazota, domatesten gübreye, etten
şekere, süt ve süt ürünlerine yüzde 30dan yüzde 150ye kadar zamlara
neden olmuştur.
Değerli arkadaşlar, mazot
fiyatlarındaki artış özellikle nakliyecilik esnafını
da vurmuştur. İki ay önce 6,30 lira olan mazot şimdi 13,80 Türk
lirasıdır. İki ay önce Mersin'den Ankara'ya 3 bin lira artı
KDV'ye gelen bir kamyon, bugün 3.200 TL artı KDV'ye geliyor. Mazot
zammına uygun olarak aynı kamyonun, hâlbuki, en az 6 bin lira
artı KDV'ye yük taşıyor olması gerekirdi. Burada
mağdur olan aşikârdır ki taşımacı
esnafıdır. Bunlara yazık değil mi? Yine İstanbul'a iki
ay önce bir kamyon 5 bin lira artı KDV'ye giderken, şimdi 5.400
artı KDV'ye gidiyor. Görüyorsunuz, bir sektörü bütünüyle ve kasten
çökertmek ancak böyle mümkündür.
Bununla da yetmiyor, otoban ve köprülerin çok
olması ve fahiş geçiş ücreti uygulanması ayrı bir dert
olarak karşımıza çıkıyor. Bahsettiğim kamyonun
Çorlu'ya yük götürürken geçiş ücreti olarak ortalama 1.100 TL ödemesi
gerekiyor. Bu, soygun değil mi arkadaşlar? Zaten fazlasıyla zor
şartlarda çalışan vatandaşlarımız bir de AKP'nin
cahilane inadı yüzünden zarar üstüne zarar etmektedir. Artan enflasyon,
döviz kurunda yükselmeyi ve hayatın birçok alanında fazlasıyla
hissedilen pahalılığı beraberinde getirmiştir.
Başta akaryakıt sektörü olmak üzere, yedek parçada, otoyollarda,
köprülerde, sigorta ve kaskolarda yükselen fiyatlara bir de her yıl artan
vergiler eklenmiştir. Bakınız, geçiş ücretlerini belirleyen
yönetmeliğe göre, ücretli yolda giriş çıkış saati on
iki saat aşıldığında en uzun mesafe ücreti
alınıyor; bu yapılan hem ayıp hem de zulümdür
arkadaşlar. Üstelik, durum bununla da sınırlı değil;
Trafik Yönetmeliğine göre, ticari araçta görev yapan bir şoförün
toplamda dokuz saat ve devamlı olarak dört buçuk saatten fazla araç
sürmesi yasaklanmıştır. Tek sürücü için bu ekonomik
şartlarda, dokuz saat uygulaması iflasa sebep oluyor. Dokuz saati
geçen sürücüye takograf incelemesinden sonra 800 TL ceza veriliyor. Talep,
dokuz saatin on iki saate çıkarılmasıdır.
İnsanları göz göre göre açlığa mahkûm ediyorsunuz ama fark
etmiyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, büyük firmalarla
mücadele eden, yıkıcı rekabetle ezilen ve gittikçe küçülen bu
sektörde çalışanlar hakkına düşen payı alamıyor;
zamlarla, vergilerle, cezalarla ezilen bu insanlar araçlarının
muayenesini bile yaptıramaz hâle geliyor. Sorumlu kimdir? Tabii ki sorumlu
bellidir. Sürücü olabilmek için SRC belgesi çıkarmak gerekiyor. Diğer
taraftan, K belgesi yani taşıma belgesi olmadan aracın kara
yoluna çıkması zaten yasaktır; bu belge bugün 23 bin TLdir, bir
ara 9 bin liraya çekildi ama yine artırıldı. Mesleğini
yürütmek için büyük fedakârlıklar gösteren, ömrünü, hayatını
yollarda geçiren bu insanlar, zorluklar nedeniyle
taşımacılığı bırakmak durumunda
kalıyorlar.
Gelin, kamyoncu ve nakliyeci
esnafımızın sorunlarını araştıralım;
gelin, ülkenin dört bir yanına mal ve hizmet götüren bu insanların çalışma
huzurunu sağlayalım arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Piyasalarda güven
ve istikrar, ancak bu sektöre destek vermekle, destek çıkmakla
sağlanır. Aksi hâlde, dün Polatlıda gerçekleşen kamyoncu
esnafının eyleminin ülke geneline yayılmasına yol
açarsınız, bunun altından da kalkamazsınız.
Önergemizi kabul etmenizi diliyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Bingöl Milletvekili Sayın Erdal Aydemir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, önce diğer grubu alsanız.
BAŞKAN Biraz sonra söz verelim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Uşak
Milletvekili Sayın Özkan Yalım.
Buyurun Sayın Yalım. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZKAN YALIM (Uşak) Yüce
Divana, değerli milletvekili arkadaşlarıma ve de bizi izleyen
tüm vatandaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Evet, ilk önce, İYİ Partinin vermiş
olduğu önergeyle alakalı kesinlikle destekçisi olduğumuzun ve
oyumuzun evet olduğunun bilinmesini isteriz çünkü nakliyeci
vatandaşlarımız, esnafımız gerçekten zor durumdalar.
Neden? Çünkü dünyanın yükünü taşıyan, oturduğunuz evdeki
koltuktan, kanepeden, yediğiniz ekmekten içtiğiniz suya kadar her
şeyi nakliyeci arkadaşlarımız, kamyoncu
vatandaşlarımız taşıyor. Peki, ne oldu? Ben çok fazla
geriye gitmek istemiyorum, sadece aralık ayına gideceğim.
Aralık ayından bugüne kadar yaklaşık kırk günde çok
şey değişti ülkede; inanın, nakliyecinin sırtına,
zaten çekmiş olduğu ağır yükün üzerine ekstra yükler geldi.
Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bir kere ne oldu? En önemli gideri tabii ki
akaryakıt. Bu sebepten dolayı da geçtiğimiz hafta sonu
Polatlıda onlarca kamyoncunun katıldığı eyleme destek
verdiğimizi, nakliyecinin, kamyoncunun sesini başka türlü
duyurmadığını buradan belirtiyorum ve de bu eyleme
katılan Polatlıdaki nakliyeci, kamyoncu, şoför
arkadaşlarımı da buradan selamlıyorum, her zaman da
yanlarında olduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Bakın,
aralık ayında mazot 9 TL idi, bugün 13,85; yalnız 13,85 sadece
gece on ikiye kadar. Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri;
özellikle de AK PARTİ milletvekillerine sesleniyorum: Bu gece yine 52
kuruş daha zam var motorine yani 14,40a dayandı. Ya, bu demek
oluyor? Artık kamyoncu kontağını çeviremez hâle geldi,
yükünü taşıyamaz hâle geldi. Bakın, son kırk günde yani bir
ayda değişenlerden bir tanesi yüzde 52lik motorin zammı, bunun
yanında yüzde 150 lastik arttı; bakın, yedek parça maliyetleri
yüzde 80, motorlu taşıtlar vergisi yüzde 25, sigorta yüzde 25, kasko
yüzde 45, TÜV yüzde 25, emisyon yüzde 25, şoför ücretleri yüzde 40 ile 50
arasında arttı, köprüler, vergiler, BAĞ-KURlar vesaire devam
ediyor da ediyor yani yüzde 25ler katlana katlana yüzde 40lara, yüzde
90lara, hatta yüzde 150lere kadar giden bir maliyet artışı
oldu; nakliyeci kontağını çeviremez hâle geldi.
Ben size çok basit bir iki daha örnek vermek
istiyorum. Biraz önce İYİ Partiden vekil
arkadaşımızın bıraktığı yerden devam
edeyim. Bakın, 2021de İstanbuldan çıkan bir araç İzmire
3.878 TLlik bir ücretle giderken bugün, 2022de 5.168 TL ödemektedir yani
yüzde 33lük bir zam daha gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZKAN YALIM (Devamla) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
ÖZKAN YALIM (Devamla) Teşekkür ederim.
Yani 2021de 3.878 TL ödeyen bir tır bugün
5.168 TLyle İstanbuldan İzmire varmaktadır ancak navlun
fiyatları maalesef sadece yüzde 10, yüzde 15te kalmaktadır. Bunun
yanında kullanamadıkları köprüler
Buradan tüm vatandaşlarımızın ve
de özellikle de milletvekili arkadaşlarımızın dikkatine
sunmak istiyorum: Bakın, deli dumrul köprüsü dediğimiz köprü var,
biliyorsunuz Osmangazi Köprüsü. 2021 yılında 468 lira 50 kuruş
ödenen bu köprü 2022de 585 lira 50 kuruş. Yani, siz milletvekili
arkadaşlarımız, kendi otomobilinizle geçerken o verdiğiniz
paraya yanıyorsunuz ama siz o kene gibi yapışan, kene gibi
hazinemize yapışan 5li çeteye para vermekten, parasını
artırmaktan da hâlâ geri durmuyorsunuz. Maalesef 585 TLyi kamyoncu
ödeyemiyor, bunun için alternatif yolları kullanmak zorunda
kalıyorlar.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Bingöl Milletvekili Sayın Erdal Aydemir. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ERDAL AYDEMİR (Bingöl)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime
başlamadan önce özellikle son iki üç günden beridir AKP, Cumhur
İttifakı'nı oluşturan partiler tarafından âdeta linçe
tabi tutulan Sezen Aksu'nun yalnız olmadığını, Sezen
Aksu şahsında Türkiye'deki bütün sanatçıların da -Hükûmet
ve benzeri güçlerin öfkesinden, baskısından duydukları
düşünceleri- yalnız olmadıklarını, onları asla ve
kata yalnız bırakmayacağımızı bu kürsüden bir kez
daha ifade ediyorum; Sezen Aksu yalnız değildir.
Değerli milletvekilleri, verilen önerge
gerçekten çok yerinde ve zamanında verilmiştir. Özellikle kamyoncu
esnafı ve şehirler arası taşımacılık yapan
büyük otobüsler çok ciddi bir şekilde sıkıntı çekmektedirler.
Bu sıkıntıların başında özellikle akaryakıt
vardır; akaryakıta her gün, iki günde bir, haftada bir yapılan
zamlardan kaynaklı uğramış oldukları zararlar
vardır. Yine, otobüs işletmecileri otogara giriş
çıkışları esnasında
Örneğin, Bingöl
Otogarına girip 2 yolcu alacak, bu yolcudan dolayı otogara
giriş çıkış yapmak zorunda kalıyor, bundan dolayı
eğer yolcunun ücreti 100 TL'yse otogara giriş çıkış
ücreti 50 TL ödemek zorunda kalıyor. Bu da otobüsçü esnafını çok
ciddi bir şekilde sıkıntıya sokmakta, sıkıntı
yaşamasına sebep olmaktadır. Bir diğer sorunu ise
kazanmış oldukları ücretten bağlı oldukları
firmalara belirli bir yüzde ödemek zorunda kalmalarıdır.
Yine, tır ve kamyon şoförleri tonaj
sıkıntısı çekmektedirler. Harcamış oldukları
akaryakıt ile kamyonlarıyla, tırlarıyla çekmiş
oldukları yüklerin tonu arasındaki aşırı
orantısızlıktan kaynaklı, çekmiş oldukları yükün
harcamış oldukları akaryakıtı karşılamaması
sıkıntısını yaşamaktalar. Araçların lastik
değişimi 3 bin liradan 9 bin liraya çıkmıştır. Yedek
parçalara yüzde 200-300e yakın zam yapılmıştır. Yine,
özellikle büyük kamyon ve otobüslerin yağ değişimiyle ilgili çok
ciddi zamlarla karşı karşıyadırlar; bir motor
yağı değişimi bin liraya yapılırken şu anda
3 bin liraya çıkmış durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bütün bu
sıkıntıların Hükûmet tarafından giderilmesini
beklemektedirler. Hatta Bingölde bir kamyoncu esnafımız, kamyon
şoförü esnafımızın kaynakla ilgili mutlak suretle Meclis
kürsüsünden ifade etmemi istediği bir husus var. Eğer
Beştepedeki sarayın günlük gideri 12 milyon, eski parayla 12 trilyon
lira tutuyorsa biz yaşamış olduğumuz bu problemlerin çözümü
için de kaynak bulunmaması gibi bir mazerete
sığınmalarını bekleyemeyiz, kabul etmiyoruz. dediler.
Buradan da bütün kamyoncu esnafı, otobüsçü
esnafı vatandaşlarımızın yalnız
olmadıklarını, HDP olarak verilen önergeye destek
vereceğimizi bu konunun çözüme kavuşturulması gerektiğini buradan
ifade ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Kars Milletvekili Sayın Ahmet Arslan.
Buyurun Sayın Arslan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ARSLAN (Kars)
Saygıdeğer milletvekilleri, Değerli Başkanım; ben de
hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Elbette ki nakliyeci esnafı da kamyoncu
esnafı da taşımacılık yapan bütün esnafımız
da bizim için diğer esnaflarımız gibi çok kıymetli ve çok
değerli. Bunu bilerek özellikle on dokuz yıldır AK PARTİ
iktidarlarında sektörün disiplin altına girmesi, arz talep dengesinin
sağlanması, atıl kapasite oluşmaması adına ciddi
düzenlemeler yaptık ve on dokuz yılda gördük ki bu düzenlemelerden
hem ülkemiz taşımacısı hem nakliyecisi ziyadesiyle memnun
ve disiplin altına alınan sektörle birlikte özellikle büyüyen
ihracatımıza da bu taşımacılarla birlikte cevap
verebilir ve ihracatımızı rekor seviyeye getirir hâle geldik.
Bunu özellikle vurgulamak isterim.
Özellikle, son dönemlerde Bu sektör çok ciddi
sıkıntı yaşıyor. diyenlere, Kamyonlar
taşımacılıktan çıkıyor, nakliyeciler
taşımacılıktan çıkıyor. diyenlere iki rakam
vermek isterim: 1 Ocak 2020de sektörde faaliyet gösteren firma
sayısı 509 bin arkadaşlar, bugün itibarıyla 565 bin yani
yüzde 11 artış gerçekleşmiş ve yine 1 Ocak 2020de bu
sektörde faaliyet gösteren taşıt sayısı 1 milyon 278 bin,
bugün itibarıyla bu rakam 1 milyon 482 bin yani iki yıllık
periyotta araçtaki artış sayısı yüzde 16. Bu sektörü
bırakıyorlar, kamyoncular batıyor. söylemine en güzel cevap bu
olsa gerek.
Ve yine Otoyollarda, özellikle erişme
kontrollü yollarda çok uzunca bir süre duramıyorlar, cezai müeyyide
uygulanıyor. deniyor, herhangi bir cezai müeyyide yok. Özellikle, bu
yollarda gayriyasal konaklamaların engellenmesi, can ve mal
güvenliğinin sağlanması için süre tahdidi vardır ki en
fazla uzun mesafeli yolun ücreti alınmaktadır, herhangi bir cezai
uygulama yoktur.
C2 yetki belgesi almak çok zordur; uluslararası
taşımacılık yapan C2 yetki belgesine sahip araçlar elbette
ki içeride de taşımacılık yapıyorlar, bu da önemli bir
şey.
Özellikle 65 olan yaş sınırı
için geçen yıl düzenleme yapıldı, 31 Aralık 2023e kadar 69
yaşına getirildi; bu, çok önemli.
Özellikle Otoyolları kullananlar efendim
mağdur oluyorlar. deniyor ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AHMET ARSLAN (Devamla) Değerli
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, unutmayınız
ki otoyol yapılan her yerde alternatif bir devlet yolu zaten var, bu
faaliyeti yürütenler zaten devlet yolunu kullanabiliyor. Biz, bu
otoyolları yapmamış olsaydık, trafiğin bir
kısmı otoyollara gelmemiş olsaydı eski yollardaki
trafiğin daha da fazla olacağını; özellikle buradaki zaman
kaybını, akaryakıt kaybını, karbondioksit emisyonunu varın
siz hesaplayın. Eğer bugün bölünmüş yolları 6.100
kilometreden 28.500 kilometreye getirmişsek, BSKlı yolu 8.600
kilometreden yaklaşık 29 bin kilometreye getirmişsek, seksen
yılda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET ARSLAN (Devamla) Bundan sonra da yine onlar
için gerekli bütün düzenlemeleri yapmaya devam edeceğimizi özellikle
vurguluyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
sayın hatip
Uygun görürseniz, konuyla ilgili,
konuşmacımıza bir dakika söz
BAŞKAN Özkan Bey, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, Kars Milletvekili
Ahmet Arslanın İYİ Parti grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Önceki Ulaştırma Bakanı Sayın
Ahmet Arslan bazı şeyleri söylüyor ama yanlış söylüyor.
Kesinlikle de yanlış söylediği şuradan belli: Bakın,
bir kere Ceza ödemez. diyor.
Sayın Ahmet Bey, ilk önce yap-işlet-devret
modeliyle Osmangazi, Yavuz Sultan Selim veya Kuzey Marmara Yolundan geçenlere,
HGSnin okumaması sebebiyle herhangi bir bildirim yapılmamakta ve de
4+1, 5 kat ceza kesilmektedir. Siz diyorsunuz ki: Ceza
alınmamaktadır. Kesinlikle ceza alınıyor. Çıkın
da bir görün, nakliyecilere veya herhangi bir vatandaşa, herhangi bir
muhtarlığa gidin, o kadar çok tebligat var ki bu konuyla
alakalı. Yüzde yüz yanlış söylediğiniz apaçık ortada.
Bunun yanında, Osmangazi Köprüsü geçen yıl
468ken bu yıl 585 TL oldu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü 213ken bu sefer
geliş-gidiş 147+147= 294 TLye çıktı; vatandaş
geçemiyor. 40 bin geçiş garantisi verdiğiniz Osmangazi Köprüsünde,
maalesef, yanılma payınız yüzde 75; bunu da özellikle belirtmek
istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ahmet Arslan
Beyin bir söz talebi var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakanım.
29.- Kars Milletvekili Ahmet Arslanın, Uşak Milletvekili
Özkan Yalımın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
AHMET ARSLAN (Kars) Değerli
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Ben yanlış bir şey de
yanıltıcı bir şey de söylemedim. Grup önerisinde diyor ki:
On iki saatten fazla erişme kontrollü yollarda duran araçlara ceza
kesiliyor. Ben de dedim ki: Hayır, onlara ceza kesilmiyor, sadece, o
güzergâhtaki en uzun mesafeli yolun ücreti alınıyor. Bunu söyledim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Daha
başka ceza ne olacak?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Cezanın
adına rant deyince ceza olmaktan çıkıyor mu?
AHMET ARSLAN (Kars) Tekrar söylüyorum, ben bu
kürsüden milleti yanıltacak, yalan olacak hiçbir ifadeyi kullanmadım,
bundan sonra da kullanmayacağım. Dolayısıyla benim
sözlerimle ilgili ifadede bulunanlar buna dikkat ederse çok memnun olurum.
Zira, ekranı başında bizleri izleyenleri yanıltmak gibi bir
hakkımız yok deyip saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
müsaadenizle
BAŞKAN Buyurun Özgür Bey.
30.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kars Milletvekili Ahmet
Arslanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
Herhangi bir ceza uygulanmıyor. diyor ama ceza olarak en uzun mesafe
Ben sadece şunu hatırlatayım: İzmir Bornovadan girip
Osmangazi Köprüsünden çıkan bir kamyona 5.139 lira ücret var, saat
geçtiği takdirde bu ücret ceza olarak uygulanıyor; beyefendi bunu
küçük bir para olarak görüyor.
Kamyonculara sesleniyoruz: 5.139 lira para ödemek
Ceza değildir. diyorsanız Ahmet Arslana, Cezadır.
diyorsanız Milletvekilimiz Özkan Yalıma inanın.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Küçük para
diye bir ifadesi olmadı Sayın Bakanın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ceza yok. dedi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Olmadı,
öyle bir ifade olmadı.
AHMET ARSLAN (Kars) Değerli
Başkanım, özellikle kayıtlara geçmesi adına arz etmek
isterim.
O güzergâhta insanlar eğer dinleniyorlarsa
dinlenme tesisleri bellidir. Dolayısıyla ben söz istemedim,
kayıtlara geçsin dedim.
Dolayısıyla, Değerli
Başkanım, sürücü bir kontrollü yola yani otoyola girdiğinde ne
kadar süre durabileceğini biliyor zaten. Dolayısıyla dinlenme
yerleri de belli, bu kurallara uyduğu sürece herhangi bir cezai müeyyide
yoktur ancak süreyi aşarsa da en uzun mesafe parasını
vereceği bellidir.
BAŞKAN Bunu kapatalım isterseniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Özgür Bey, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
biz konuyu bire bir yaşıyoruz. Manisalı yüzlerce, binlerce
kamyoncu aynı şeyden muzdarip. Otoyolun üzerinde dinlenme yeri var,
orada duruyor mu? Duruyor. Otoyolun üzerinde mola vermiş; Yarım
saat, bir saat, iki saat kestireyim dedim, süre geçtiği zaman 5.139 lira.
diyor, biz buna ceza diyoruz, Ahmet Arslan Ceza değil, en uzun yolun
alınması. diyor. Bizim bahsimiz bundan ibarettir.
Teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve
arkadaşları tarafından, ticari amaçla yük
taşımacılığı yapan kamyoncu ve nakliyeci
esnafımızın yaşadığı mağduriyetlerin
giderilmesi amacıyla 15/10/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama talebimiz var efendim.
BAŞKAN Öneriyi oylamadan evvel yoklama talebi
vardır.
Sayın Özel, Sayın Şeker, Sayın
Şahin, Sayın Arı, Sayın Sümer, Sayın Özer, Sayın
Hakverdi, Sayın Köksal, Sayın Zeybek, Sayın Erbay, Sayın
Yıldız, Sayın Bülbül, Sayın Polat, Sayın Özkan,
Sayın Berberoğlu, Sayın Özcan, Sayın Yalım, Sayın
Özdemir, Sayın Aydın, Sayın Köse.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.43
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisinin
oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ Parti Grubunun, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve
arkadaşları tarafından, ticari amaçla yük
taşımacılığı yapan kamyoncu ve nakliyeci
esnafımızın yaşadığı mağduriyetlerin
giderilmesi amacıyla 15/10/2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Necati Bey, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Giresun Milletvekili Necati Tığlının,
Giresunun Görele ilçesine bağlı Çavuşlu beldesinde faaliyetlerine
devam eden II. sınıf Katı Atık Bertaraf Tesisine
ilişkin açıklaması
NECATİ TIĞLI (Giresun) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Görele Çavuşlu beldemizde II. sınıf
Katı Atık Bertaraf Tesisi faaliyetine devam etmektedir. Çevreye
yaydığı kötü koku, görüntü kirliliği, dere ve içme suyu
kaynaklarına olan yakınlığı ve sızıntı
nedeniyle vatandaşlarımızdan gelen yoğun şikâyetlerden
sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanı, 2019 yerel seçimleri öncesinde iktidar temsilcileriyle birlikte
incelemelerde bulunarak rehabilitasyon işlemleriyle ilgili sorunların
giderileceğini ifade etmişti. Bu konuda hem Çevre Bakanına hem
de İçişleri Bakanına yönelttiğimiz sorulara verilen
yanıtlardan görülmektedir ki sorunlar hâlâ devam etmektedir. Kapasite
artışına ÇED Olumlu kararı verilmesinin ardından ön
işlem tesisi rehabilitasyon ve çevre düzenlemesi, enerji üretim tesisi
kurulumu gibi konularda neler yapıldı? Beldenin su
ihtiyacını karşılayacak içme suyu tesisi inşaatı
yapım işleri ne oldu? Bunların hepsinin Giresunlu
hemşehrilerim adına açıklanmasını istiyoruz.
Teşekkür ederim Başkanım.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç tarafından, Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle
araştırılması amacıyla 18/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
18/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu, 18/1/2022 Salı günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
18 Ocak 2022 tarihinde Siirt Milletvekili, Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili, Grup Başkan Vekili Hakkı Saruhan Oluç tarafından
(16650 grup numaralı) Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle araştırılması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 18/1/2022 Salı günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Diyarbakır
Milletvekili Sayın Garo Paylan.
Buyurun Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Yaşamı boyunca Türkiye
halklarının barış içinde yaşaması için mücadele
veren sevgili Hrant Dink, bundan on beş yıl önce devletin bütün
varlığıyla içinde olduğu organize bir cinayetle
aramızdan alındı ve on beş yıldır Hrant yok, on
beş yıldır bir arada yaşamı savunan Hrant Dinksiz
yaşamaya maalesef mahkûm edildik.
Hrant Dink benim gibi Malatyalıydı ve
Hrant Dink, içinde doğduğu fakir evde kolu kanadı
kırılmış bir halkın evladı olarak bu dünyaya
geldi. Hrant Dink, yaşadığı Malatyada halkından
geride kalanlardan büyük felaketi öğrendi, dedelerinin, ninelerinin
yaşadığı büyük felaketi öğrendi. Bu yetmemiş gibi
yeni felaketlerle de Ermeni halkı yüz yüze kaldı; varlık
vergisini öğrendi Hrant Dink, 6-7 Eylül 1955 pogromunu öğrendi.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Büyük
felaketin Türkçesini söylesene.
GARO PAYLAN (Devamla) Ama bu halkın
felaketlerini kimse konuşmuyordu çünkü Ermeni halkından geride
kalanlar bir sessizliğe mahkûm edilmişlerdi. Bu sessizliğin
ötesinde Ermeni halkına karşı nefret söylemleri
kullanılıyordu. Bu, Hrant Dinkte gücü büyük bir acıya sebebiyet
veriyordu.
1990lı yıllarda da bu nefret
söylemlerinin en yakıcı bir şekilde devam ettiği
yıllarda Hrant Dink Türkiye halklarının gerçek hikâyesini,
Ermeni halkının hikâyesini, yaşadığı acıları
Türkiye halklarına Türkçe olarak anlatmaya karar verdi. Bunun için Ermeni
aydınlarla birlikte AGOS gazetesini kurdu. Hrant Dink hem geçmişle
yüzleşmek ve bu yönde adalet bulmak istiyordu hem de halkların bir
arada barış içinde yaşaması için adil bir gelecek
mücadelesi veriyordu. Çünkü bu halklar yüzlerce yıl bir arada
yaşamışlardı ama yaşadığımız büyük
acılarla yüzleşerek adil bir geleceğe yürünebileceğini
Hrant Dink iddia ediyordu. Bunun için de bıçak sırtında olan bir
yolu tercih etti; hem halkının acısını onurla
sırtladı hem de bir arada yaşadığı halkları
incitmeden bunu anlatmanın ve adalete ulaşmanın
yollarını aradı Hrant Dink. Çünkü Ermeni halkı büyük bir
travma yaşıyordu ama şunu çok biliyordu Hrant Dink, Ermeni
halkının doktoru Türkiye halklarıydı, Türkiye
halklarının doktoru da Ermeni halkıydı; Hrant Dink bunu
defalarca dillendirdi.
Hrant Dink etkiliydi ve dokunduğu herkesi
barışa ve adalete ikna ediyordu, bunun için de tehlikeli görüldü.
Müesses nizamın zebanileri Hrant Dinki bir tehdit olarak görüyordu ve
medyada Hrant Dinkle ilgili nefret söylemleri organize edildi. Aynı
zamanda devreye sokulan yargı da Hrant Dink'in Türklüğe hakaret
ettiği iddiasıyla Hrant Dink'e bir yafta yapıştırmaya
çalıştı. Hrant Dink ırkçı saldırılara maruz
kalıyordu ama o günlerde, devletin içindeki karanlık, Hrant Dink'i
susturmaya karar vermişti ve Hrant Dink 19 Ocak 2007 günü organize bir
cinayetle, devletin bütün varlığıyla içinde bulunduğu bir
cinayetle katledildi. Yüz binlerce Türkiyeli, Hrant Dink için, adalet için
cenazesinde yürüdü. Türkiye'de hiç kimseye nasip olmamış bir şekilde,
bugüne kadar, Hrant Dink'le ilgili adalet talebi en yüksek şekilde
dillendirildi. Değerli arkadaşlar, peki, ülkenin yargısı ne
yaptı? On beş yıl boyunca bizimle dalga geçti. Önce cinayet için
Ergenekoncu denilenler yargılanmaya çalışıldı -bir
gösteriydi yalnızca- daha sonra siyasi dengeler değişince
cemaatçi denilenler önümüze konuldu ama hiçbir zaman bu devletin içindeki
karanlıkla yüzleşilmedi. Hrant Dink'i öldür! diyenler
yargılanmadı değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
GARO PAYLAN (Devamla) Şimdi, bakın,
yalnızca sekiz ay önce Süleyman Soylu Hrant Dink cinayetinin
başsorumlularından Erhan Tuncel'i Sedat Peker'le kim ortak yapar?
diyebildi; İçişleri Bakanı bu kişi. Üzerinden sekiz ay
geçti, hiçbir savcı harekete geçmedi ve Süleyman Soylu bununla ilgili
bildiklerini gidip yargıya anlatmadı. Bu bile, Hrant Dink
cinayetinin, Ankara'nın karanlık dehlizlerinde, hâlâ o
karanlıkta tutulma iradesinin korunduğunu gösteriyor değerli arkadaşlar.
Bu ülkenin aydınlarından, bu ülkenin
vicdanlı insanlarından Hrant Dinkin katledilmesinin üzerinden on
beş yıl geçti ve sevgili Rakel Dinkin Hrant Dink cenazesinde
söylediği gibi, bebeklerden katil yaratan karanlıkla yüzleşmenin
artık zamanıdır arkadaşlar. Bu konuda biz Hrant Dinke
borçluyuz ve bu borcumuzu ancak adaletle yerine getirebiliriz.
(x) (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu.
Buyurun Sayın Tanrıkulu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hrant Dink dostumuzdu,
arkadaşımızdı yani buradan bir kez daha ifade ediyorum,
öldürüldüğü gün de İstanbuldaydım ve otopsisindeydim. Neredeyse
bütün yargılamalarına on beş yıl boyunca
katıldım, bütün duruşmaları izledim ama maalesef bu cinayet
Adalet ve Kalkınma Partisinin mutlak iktidarı döneminde
planlandı, mutlak iktidarı döneminde gerçekleşti ve mutlak
iktidarı döneminde de yargılaması yapıldı; maalesef
kirli ilişkiler, organize ilişkiler Adalet ve Kalkınma
Partisinin siyasi ilişkisiyle ortaya çıkarılmadı; bunun
bizzat tanığıyım.
Hrant Dink, gerçekten, Türkiyede halkların
barış içerisinde, kardeşçe yaşamasından yanaydı
ve bu iradesini her ortamda büyük cesaretle ortaya koyuyordu; bunu
yapıyordu ve Türkiyenin her yerinde yapıyordu ama maalesef
aramızdan alındı, alçakça bir suikastla aramızdan ayrıldı.
Şimdi, kayıtlara geçmesi
açısından burada söyleyeceğim, hep söylüyorum; bakın,
değerli arkadaşlar, AK PARTİ'liler; sizlere sesleniyorum:
İstanbul'da bir operasyon heyeti kurdunuz, operasyon heyeti -isimlerini
burada vermeyeceğim ama ne söylediğimi çok iyi biliyorsunuz- o heyet
ilk önce 26. Ağır Ceza Mahkemesi olarak Selahattin Demirtaş'a ve
Sırrı Süreyya Önder'e ağır cezalar verdi, orada
rüşdünü ispatladıktan sonra 37. Ağır Ceza Mahkemesine tayin
edildiler; orada Sözcü gazetesine, Canan Kaftancıoğlu'na,
akademisyenlere, Çağdaş Hukukçular Derneği üyelerine
ağır cezalar verdiler. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Değerli
arkadaşlar, sizlere sesleniyorum: Bu operasyon heyeti 37. Ağır
Ceza Mahkemesinden alındı, 14. Ağır Ceza Mahkemesine
gönderildi. Neden sonra biliyor musunuz, neden sonra? 14. Ağır Ceza
Mahkemesi heyeti, bu cinayette çok önemli olan, MİT
mensuplarının dinlenmesine karar vermişti ama ne
yaptınız? 37. Ağır Ceza Mahkemesini, siz, Adalet ve
Kalkınma Partisinin siyasi iradesi, bu operasyon heyetini aldınız,
14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti yaptınız. Aynı adliye
içerisinde 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, meşhur heyet ne
yaptı biliyor musunuz? MİT mensuplarının dinlenmesi
kararından vazgeçti. Eğer ortak değilseniz bu cinayete, siyasi
olarak ortak değilseniz gelin, burada bu yargı operasyonunu neden
yaptığınızı, o heyeti 37. Ağır Ceza
Mahkemesinden alıp 14. Ağır Ceza Mahkemesine neden
gönderdiğinizi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
ve 14.
Ağır Ceza Mahkemesinin MİT mensuplarını dinleme kararından
neden vazgeçtiğini gelin burada açıklayın;
açıklayamazsınız çünkü bu siyasi cinayet sizin
zamanınızda, sizin mutlak iktidarınız döneminde oldu ve
sizin siyasi sorumluluğunuz var. Ama, Hrant, yattığı yerde,
o delik tabanlı ayakkabısıyla, sizleri mahkûm etmeye devam
edecek.
Bir kez daha buradan ailesine, sevgili Rakel'e,
çocuklarına ve torunlarına başsağlığı
diliyorum. CHP Grubu olarak üzüntülerimizi bir kez daha buradan ifade ediyorum
ve seni unutmayacağız
(x)
diyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Balıkesir Milletvekili Sayın Pakize Mutlu Aydemir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA PAKİZE MUTLU
AYDEMİR (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
HDP grup önerisi üzerine AK PARTİ grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri
izleyen aziz vatandaşlarımızı saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, öncelikle, toplumda
karşılığı olan, fikirleri ve duruşuyla,
demokratik çizgisiyle toplumun benimsediği, saydığı bir
kişilik olan merhum Hrant Dink'i rahmetle anıyoruz. Toprağı
bol olsun, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı
diliyorum. Bu ve benzeri cinayetlerin esas sebebi meşru iktidarı
hedef alıp, kaotik ortam oluşturup illegal yollardan amaca
ulaşmaktır. Nitekim, 28 Şubat sürecinde, 80 ihtilali gibi
dönemlerde işlenen faili meçhullerin sebepleri de budur. Hrant Dink hiçbir
zaman bu ülkede bir nefret söylemi çıkarmadı, bir nefret söylemine
imza atmadı. Hrant Dink maalesef 19 Ocak 2007 tarihinde menfur bir
saldırı neticesinde vefat etmiş, akabinde hemen idari ve adli
soruşturma ve kovuşturmalar başlamıştır. Adalet
önünde faillerin cezalandırılmaları için davalar
açılmıştır. Olayın faili Ogün Samast yakalandığında
18 yaşından küçük olması nedeniyle İstanbul 2. Çocuk
Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması sonucu 2011 tarihinde
adam öldürme suçundan yirmi iki yıl on ay hapis cezasıyla cezalandırılmış,
kararı Yargıtay tarafından 2012 tarihinde
onanmıştır. Diğer sanıklar hakkında ise
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 17/11/2012
tarihinde kararlar verilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda da
bozma kararları ve onama kararları gerçekleşmiştir.
Ayrıca, yapılan idari soruşturmalar neticesinde bazı kamu görevlileri
görevlerinden uzaklaştırılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AK PARTİ hükûmetlerimiz döneminde her alanda elde
etmiş olduğumuz kazanımlar ve reformlar sayesinde artık
ülkemiz faili meçhullerin aydınlatılmadığı bir ülke
olmaktan çıkmıştır. Adalet
Bakanlığımızın adalet alanında yapmış
olduğu reformlar, günümüz şartlarına uygun
yayımladığı genelgelerle AK PARTİ hükûmetlerinin faili
meçhuller başta olmak üzere adalet konusundaki hassasiyetlerini göz önüne
koymaktadır.
Önergede bahsedilen olaylar yargının
gündemine gelmiş, bağımsız yargı tarafından
soruşturulmuş, bir kısım soruşturma da hâlen devam
etmektedir.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Bir
soru sordum, bir soru; birisi bunun cevabını versin.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Kes sesini,
konuşma!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Bir
soru sordum: MİT mensupları neden dinlenilmekten vazgeçildi?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Mecbur mu? Sana
mı cevap verecek? Meclise cevap verecek. Allah Allah!
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Dinleyeceksin,
dinleyeceksin, dinleyeceksin; konuşma, konuşma!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Meşru bir soru sordum: MİT mensupları neden dinlenilmekten
vazgeçildi?
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Biz seni dinledik,
dinleyeceksin!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Otur yerine!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Meşru bir soru soruyorum.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Muhatap olma Mutlu!
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Ancak
davanın seyrinin özellikle 17-25 Aralık yargı darbesinden sonra,
yargının içerisindeki ve Emniyetteki illegal yapının ortaya
çıkmasından sonra nasıl değiştiğini de hep
beraber görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Milletvekili.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Ve
hazırlanan üçüncü iddianameyle beraber davadaki sürecin
hızlandığını da söylemek artık mümkündür.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Nereye
yazdırdınız onu, nereye?
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Esas
itibarıyla bu cinayetin içerisindeki bu illegal yapılar 15 Temmuzdan
sonra da temizlenmiştir. Cinayeti FETÖ/PDY terör örgütü
bağlantısına dair delillerin ortaya çıktığı
üçüncü iddianameyi okuduğumuzda daha net anlıyoruz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Neden MİT mensupları dinlenmedi, neden? Neden mahkeme
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bak, dinle,
dinle!
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) Hatibi dinle!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Biz dinliyoruz
da onlar dinlememişler; dinlemekten vazgeçmişler.
BAŞKAN Evet
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; iddianamede özellikle
şundan bahsediliyor
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Neden?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Savcı
çözmek istememiş, Çözdük. demişler.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Dink
cinayetini gerçekleştiren bazı kamu görevlilerinin eylemi
başından sonuna kadar planlayıp icrasının yolunu
açtıkları ve denetledikleri, cinayetin işlenmesine nezaret
ettiklerini, potansiyel şüphelileri ve eylemi gerçekleştirenleri
bildikleri hâlde FETÖ/PDY amaçları doğrultusunda Dinkin
öldürülmesini engellemedikleri, aksine suça iştirak ettikleri belirtiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Çok
kısa Sayın Başkanım
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Devam etsin.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Devamla) Eğer
devlet içerisinde çöreklenen illegal yapılar varsa yine bu illegal
yapıların hukuki çerçevesinde zaman içerisinde nasıl ortaya
çıkarıldığını ve hukuk önünde hesap verdiklerini
unutmamak gerekiyor. Devam eden davayla ilgili bir araştırma
komisyonu kurulması da İç Tüzük gereği mümkün değildir. Bu
nedenle önerinin aleyhinde oy vereceğimizi belirtiyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Öneriyi
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) 60a
göre pek kısa bir söz hatibimize istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, yerinizden söz vereyim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Garo
Beye bizim adımıza
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- Diyarbakır Milletvekili Garo Paylanın, Balıkesir
Milletvekili Pakize Mutlu Aydemirin HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Sayın
Başkan, AKP adına konuşan milletvekili yargı sürecinin
devam ettiğini söyledi ancak yargı sürecinde bir karış
ilerleme yok Sayın Vekilim.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir)
Olmaz mı ya, olmaz mı? Ogün Samast almadı mı ceza?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Bakın, on
beş yıldır önce Ergenekoncu denilenlerle
uğraştırdınız yargıyı ama gerçek sorumlulara
yürümediniz, şimdi de cemaatçi denilenlerle uğraştırıyorsunuz.
Ama bakın, Hrant Dink 2005 yılında valiliğe
çağrılıp MİT yetkililerince tehdit edildi. Bu yetkililerin
mahkeme önüne çıkarılması için karar verildi geçen yıl, bu yıl
bu karar kaldırıldı. Bu kararı neden
kaldırttınız?
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir)
Mücadele ediyoruz, biz bu yapıyla mücadele ediyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu Erhan Tunceli Sedat Pekere kim emanet eder?
dedi. Bunula ilgili İçişleri Bakanı -bugüne kadar sekiz ay
geçti- bildiklerini savcılığa anlatmadı.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir)
Siz beni dinlememişsiniz.
OYA ERONAT (Diyarbakır) Bak ne diyor? Beni
dinlememişsin. diyor, dinlememişsin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Bu cinayetin üstü
örtülüyor. Üstündeki sis perdesinin kaldırılması için siyasi bir
irade gerekir, bunun için bu araştırma önergemizi destekleyin, bu
cinayetin üzerindeki sis perdesini hep beraber kaldıralım.
PAKİZE MUTLU AYDEMİR (Balıkesir)
Sayın Paylan, beni dinlememişsiniz.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç tarafından, Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle
araştırılması amacıyla 18/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET GÖKER (Burdur) Yoklama talebimiz var
efendim.
BAŞKAN Yoklama talebi mi var?
MEHMET GÖKER (Burdur) Evet.
BAŞKAN Sayın Göker, Sayın
Bakırlıoğlu, Sayın Karabıyık, Sayın
Şeker, Sayın Köksal, Sayın Tokdemir, Sayın Özer, Sayın
Sümer, Sayın Bülbül, Sayın Tuncer, Sayın Erbay, Sayın
Ünsal, Sayın Tanrıkulu, Sayın Zeybek, Sayın Özkan,
Sayın Özdemir, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın Şahin,
Sayın Berberoğlu, Sayın Aydın.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
Pusula veren arkadaşlar çıkmasınlar.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın Veysel Eroğlu? Burada.
Sayın Akbaşoğlu? Burada.
Sayın Kıvırcık? Burada.
Sayın Mustafa Arslan? Yok.
Sayın Yusuf Başer? Yok.
Ya, beyler, diyoruz ki pusula gönderen
çıkmasın. Bu ne tahammülsüzlük arkadaşlar.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kendisi burada
değil ki.
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.33
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.39
BAŞKAN:
Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 47nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri Siirt Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve İstanbul Milletvekili Hakkı
Saruhan Oluç tarafından, Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle
araştırılması amacıyla 18/1/2022 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18
Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Burcu Hanım, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Doğa Koruma
ve Millî Parklar Genel Müdürlüğünün Kocatepe Anıtının
etrafında kepçe çalıştırdığına ve Kocatepeli
vatandaşların tapu ve imardan kaynaklı
sıkıntılarına ilişkin açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Afyonkarahisar Kocatepe kasabası, eski
adıyla Büyükkalecikte sit alanı olarak belirlenen yerlerde
vatandaş tarlasına, bağına, bahçesine çivi çaksa ceza
alırken Doğa Koruma ve Millî Parklar, savaşın geçtiği
yerlerde, Kocatepe Anıtının etrafında kepçe
çalıştırıyor, her türlü işlem yapıyor ama kimse
ses çıkarmıyor. Bu çifte standart niye? Doğa Koruma ve Millî
Parklar, geçmişimize ve tarihimize böyle mi özen gösteriyor;
atalarımızın mirasına zarar vererek mi sahip
çıkıyor? Yasalar kişiye göre işletilmemeli, hukuk
kişiye göre uygulatılmamalı.
Ayrıca, Kocatepe beldesinde yaşayan
hemşehrilerimizin tapu ve imardan kaynaklı çok ciddi
sıkıntıları vardır. Bu konuda da Bakanlık
tarafından gerekli incelemenin ivedilikle yapılması, orada neler
olup bittiğinin artık anlaşılması gerekiyor.
Kocatepe bizim tarihimizdir, geçmişimizdir,
destanımızdır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Kanal İstanbul Projesinin
Paris Anlaşması kapsamında ortaya çıkan uluslararası
yükümlülükler çerçevesinde incelenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/5300) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2022 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım, oylarınıza
sunacağım.
18/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 18/1/2022 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan Kanal İstanbul Projesinin
Paris Anlaşması kapsamında ortaya çıkan uluslararası
yükümlülükler çerçevesinde incelenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/5300) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin
görüşmesinin Genel Kurulun 18/1/2022 Salı günlü (bugün)
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili
Sayın İbrahim Özden Kaboğlu, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Divan, değerli vekiller; Paris
Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin sürdürülebilir
gelişmeyi sağlamayı öngören hükümlerini güçlendirmeyi
amaçlamakta ve küresel ortalama sıcaklık
artışının sanayileşme öncesi döneme göre belli
seviyenin altında tutulmasına yönelik çabaların sürdürülmesini
hedeflemektedir. Sözleşme ve anlaşma, ekosistem ve ekolojik denge
bağlamında çevresel haklar ekseninde yer almaktadır. Türkiyenin
iklim değişikliğinin engellenmesi, çevre sorunlarının
çözümü ve bu sorunların kökenine müdahale etmek konusunda etkili
adımlar atma yönünde üstlendiği yükümlülükler, Paris
Anlaşmasının ve onun bir tür anayasası olan çerçeve
sözleşmenin kapsamında yer almaktadır. Paris
Anlaşması, Anayasamıza göre, madde 90 gereği
yasaların üstünde, yasalara göre öncelikli bir yere sahiptir. Paris
Anlaşmasının başta 56ncı madde ve diğer
maddeler olmak üzere anayasal temelleri vardır. Bu bakımdan Kanal
İstanbul Projesi
(Uğultular)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, konuşmasınlar lütfen.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sayın
milletvekilini duymakta zorluk çekiyoruz, konuşma yapan, sohbet eden
arkadaşlarımız kulise geçsinler.
Buyurun Sayın Milletvekili.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Oysa Kanal İstanbul Projesine ilişkin 1/100.000 ölçekli çevre düzeni
planı Türkiyenin Paris Anlaşmasından kaynaklanan
uluslararası yükümlülüklerini ihlal eder niteliktedir. Tam da Sayın
Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletlerde, 21 Eylülde
söylediği gibi, yapılaşma ve nüfus yoğunluğunun
artması sera gazı salımlarını artıracak,
doğal alanların yok edilmesiyle yutak kapasiteleri azalacak ve söz
konusu değişiklikler ısı adalarının oluşmasına
ve gazların iklim değişikliğine etkilerinin artmasına
yol açacaktır. Paris Anlaşmasının özellikle
başlangıç, madde 2, 4, 5, 12 ve 13üncü maddelerine
aykırılık söz konusudur.
Zira, Kanal İstanbul, iklim
değişikliğini önlemek veya en aza indirmek ve zararlı
etkilerini azaltmak amacıyla önleyici önlemler almak ve sera gazı
salımının azaltılmasını hızlandırmak
hedef ve yükümlülüklerine aykırı düşmektedir; yatırım
öncelikleri açısından da madde 3e, 4e ve 13e aykırı
bulunmaktadır; yatırımlarda çevresel bütünlük, saydamlık,
doğruluk, tamlık, karşılaştırılabilirlik
ilkeleri öne çıkmaktadır; yatırımların
saydamlığını gerekli kılan maddelerine
aykırılık oluşturmaktadır. Projeyle toplam orman
alanı olarak -madde 5 ve bizim Anayasamızda madde 169-
Başlangıç kısmı çerçeve
oluşturmakta, bütün ekosistemlerin toprak ana olarak
adlandırdığı biyoçeşitliliğin
korunmasının önemi ve iklim değişikliğine müdahalede
faaliyete geçerken iklim adaleti kavramının önemi
vurgulanmaktadır. Tüm bu söylenenler ve diğerleri
ışığında, belirtilemeyen maddeler
ışığında, proje alanı, 9 ilçede, bugün
yerleşik 316 bin nüfusu etkileyen 350 milyon metrekarelik bir alan olup
birçok ülkenin yüz ölçümünden daha büyüktür. Yalnızca Kanal İstanbul
inşaatının yılda 1,7 milyon ton ek karbondioksit
salımına neden olacağı ÇED raporunda belirtilmiştir.
Projeyle, toplam
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Hocam, buyurun.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
1,2 milyon kişinin bir yıllık
oksijeni kaybolacak, Marmara Denizinde mevcut kirliliğe ek olarak 13
milyon kişinin atık su yüküne eş değer 107 ton azot ve 7
milyon kişinin atık su yüküne eş değer 9,5 ton fosfor
birikecek. Oysa, 5 Kasım 2021 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan
Cumhurbaşkanı kararıyla Marmara Denizi ve Adalar özel çevre
koruma bölgesi olarak ilan edilmiştir. En az 2 milyon nüfusun buraya
yerleşmesi söz konusudur. Kaba inşaat için en az 350 milyar TL
harcanacaktır. İstanbul trafiği yüzde 10 artacaktır.
Sayın vekiller, Kanal İstanbul, Paris
Anlaşması'na aykırılık oluşturacağı kadar
başta Barselona, ve Bükreş gelmek üzere taraf olduğumuz birçok
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, o gürültü nedeniyle
BAŞKAN Hiç kimseye vermedim. Bir dakika
verdim, size de verdim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, o
uğultunun yarattığı dikkat
dağınıklığına
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Uğultu nedeniyle
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederiz
Sayın Başkan.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Konu çok önemlidir, sayın vekiller. Sayın
vekiller, sadece Paris Anlaşması değil, tarafı
olduğumuz, öncüsü olduğumuz, bölgesel Karadeniz ve Akdeniz
sözleşmelerinde aykırılık oluşturacaktır.
Bilgilenme hakkı adına, halkı doğru bilgilendirme adına,
milletin temsilcileri olarak burada kurulacak komisyonla
atalarımızdan devraldığımız bu yeryüzü
parçasını gelecek kuşaklara nasıl intikal
ettireceğimize dair olan bu alanda Meclis araştırması
komisyonu, bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirecek. Hukuk olarak
ulusal, bölgesel ve uluslararası hukuka aykırılık; mekân
olarak İstanbul, Marmara, Karadeniz, Akdeniz havzaları söz konusu ve
aynı zamanda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla)
vatanın bölünmez bütünlüğü andı adına da bunun
araştırılması ülkemizin geleceği açısından
yaşamsaldır.
Olumlu oy vereceğinize inanıyor,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın Hayrettin Nuhoğlu.
Buyurun Sayın Nuhoğlu. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN
NUHOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kanal İstanbul Projesinin Paris Anlaşması
çerçevesinde incelenmesi hakkındaki Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine İYİ Parti adına söz aldım. Selamlarımı
sunarım.
Ülkemiz açısından 11 Ekim 2021de
yürürlüğe giren Paris Anlaşmasının bazı maddelerine
aykırılık göstermesi bakımından Kanal İstanbulun
taşıdığı risklerin tespit edilmesinin önemli
olduğunu görüyoruz ve peşinen, önergeye destek verdiğimizi ifade
etmek istiyoruz. Kanal İstanbul denilen su yolu düşüncesi
aslında sadece Paris Anlaşması yönüyle değil, çok
geniş açıdan her yönüyle değerlendirilmelidir çünkü henüz proje
vasfını kazanmamıştır, ÇED raporu çelişkilerle
doludur ve çelişkilerin giderilmesi için bir gayret yoktur; fizibilite
raporu ortada yoktur, hazırlandığı basında yer
aldı ama biz bile ulaşamadık. Böylesine büyük bir
yatırım söz konusu iken ihale dosyası hazır değil,
ihale metodu belli değil, projeler ve şartnameler yok, sözleşme
tasarıları yok; sadece konuşuluyor.
Değerli arkadaşlar, konuşuluyor ama
karşı fikirde olanların ne dediğine bakan yok. Böyle olur
mu? Hem bu milletin geleceği söz konusu olacak hem de karşı
düşüncede olanlarla konuşmayacaksınız. Dünyanın en
büyük yatırımı olacağı söylenmedi mi? Avrupa
basınında 65 milyar dolarlık yatırım olduğu
yazıldı. Neresinden tutarsanız tutun, 2022 bütçesinin yarısından
çok bir bedel söz konusudur. Bazı bilim insanları Şayet
yapılırsa geriye dönüşü olmayacak şekilde Marmara Denizi
ölür. demektedirler. Biz, bütün bölgenin öleceğini söylüyoruz, acil bir
ihtiyaç değildir diyoruz, onun yerine faydalı çok iş
yaparız diyoruz ve yapacaklarımızı da ifade ediyoruz.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ama Cumhurbaşkanı
Dünyada sükse yapacak. diyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Çok gemi geçecek, kazaları önleyeceğiz, tarihî mirası
koruyacağız, kanaldan çok para kazanacağız. diyor, hatta
Kanal yapılırsa müsilajı bile önleyeceğiz. diyor. Çevre
ve Şehircilik Bakanı Depreme dayanıklı akıllı
şehir kuracağız. diyor. Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekili burada Avrupa Kıtasının
sınırını değiştireceğiz. dedi. Bizce bu
söylenenlerin tamamı boş sözdür, hiçbirinin sağlam gerekçesi
yoktur, bizim hepsine karşı sağlam gerekçelerimiz vardır.
Şimdi soruyorum: Fikrinize, projenize, gerekçelerinizin
doğruluğuna inanıyorsanız niçin konuşamıyoruz?
Gelin konuşalım, bu önerge vesile olsun, kuralım bir komisyon,
üç ay, dört ay çalışalım, her yönüyle inceleyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) Bölgemizin,
ülkemizin, Türk milletinin geleceği için çok önemli olan bu konuda
mutabakata varmaya çalışalım.
Son olarak, fikirle ilgili çok sevdiğim anonim
bir sözü hatırlatmak istiyorum: Bende bir elma var, sizde bir elma,
bendeki elmayı size verdim, sizdeki elmayı bana verdiniz; bende gene
bir elma, sizde gene bir elma. Bende bir fikir var, sizde de bir fikir var; ben
fikrimi size verdim, siz de fikrinizi bana verdiniz, şimdi bende iki fikir
var, sizde de iki fikir var. Bundan daha güzeli ne olabilir?
Önergenin kabul edilmesini, kurulacak komisyon
vasıtasıyla faydalı bir çalışma
yapılmasını diliyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Oya Ersoy.
Buyurun Sayın Ersoy. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul)
Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, Kanal İstanbul Projesinin bir
ulaşım projesi değil, devasa bir gayrimenkul projesi
olduğunu defalarca bu kürsüden söyledik, ekolojist hareket senelerdir
meydanlardan, sokaklardan söylüyor. Evet, daha ihalesi yapılmadan kanal
manzaralı projeler için imzalar atmaya başladınız. Her bir
adımınızda bir kere daha teyit ediyorsunuz bizi,
doğruluyorsunuz. Öncelikle, bu yaptığınız,
onayladığınız Paris İklim Anlaşmasına göre
hareket etmek değildir ama sizin derdiniz zaten bizim ekolojik kriz"
dediğimiz, sizin iklim krizi dediğiniz krizle uğraşmak
değil. O, alelacele onayladığınız Paris İklim
Anlaşmasının onaylanmasının bir nedeni vardı, o
iklim fonlarına ulaşma amacındaydınız. E, bu amaç da
anladığım kadarıyla ortadan kalktı. Biz
haftalardır iklim krizi konusunda oluşturulmuş araştırma
komisyonunun hazırladığı raporun bu Genel Kurula gelmesini
ve tartışmayı beklerken siz, ekolojik kırımı daha
da derinleştiren faaliyetlerinizi hız kesmeden uygulamaya devam
ediyorsunuz. Öncelikle bu proje, iklim krizinin asıl nedenlerinden bir
tanesi betonlaşma, tarım arazilerinin ve orman alanlarının
ranta açılması olarak bilim insanları tarafından söyleniyor
ve biz de senelerdir bunu savunuyoruz, söylüyoruz, uyarıyoruz. Siz bu
yaptıklarınızla, son bir iki haftadır
yaptıklarınızla İstanbulun tarım
alanlarını, köylerini, ormanlık alanlarını bu proje
kapsamında imara açıyorsunuz. Evet, şehir
plancılığından tarımsal kalkınma projelerine
kadar birçok alanda iklim politikaları iklim krizinin önüne geçmek için
bir revizyondan geçirilmek zorunda ve betona ve ranta dayalı inşaat
ve kentsel dönüşüm projelerinden vazgeçilmeli diyoruz biz. Siz ne
yapıyorsunuz? Kanal İstanbul üzerinde olan köyleri, tarım
arazilerini bölgede yaşayan halktan alıp o halkın, artık
sokaklarından bile geçemeyeceği rezidanslar kurmaya
kalkıyorsunuz ve bunun planlarını yapıyorsunuz. Üstelik,
bunu nerede yapıyorsunuz? Bilim insanlarının büyük
İstanbul depremi diye çığlık attığı
dönemde, 3 aktif fay hattının geçtiği bölgede yapıyorsunuz
ve nüfus ve yapılaşma baskısı yüklüyorsunuz bu bölgeye.
Yani, yaptığınız şey ne doğadan yana ne insandan
yana ne halkı düşünen bir proje; tamamen o Ya Resulullah!
dediğiniz inşaat sektörünü düşünen bir proje.
Evet, iklim krizinin sonucu kuraklık ve su
krizi, bunu herkes söylüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
OYA ERSOY (Devamla) Betonlaşmaya ilişkin
önlem alınmazsa İstanbulda ve Türkiyede ciddi bir su krizi
yaşanması beklenirken siz bu projeyle, sekiz bin beş yüz
yıldır var olan İstanbulun tüm tatlı su kaynağı
varlıklarını kaybettirmeyi projelendiriyorsunuz; milyonlarca ton
karbondioksit salımıyla iklim krizini derinleştirmeye
çalışıyorsunuz. Kanal İstanbul, İstanbul için bitki ve
hayvan soykırımı demek; bu, çok açık. Projeyle toplam 250
milyon metrekarelik verimli tarım ve orman alanını ortadan
kaldırmış olacaksınız ve iklim krizi bir sonuçtur
sebep, sizin inşaat ve enerji sektörüne dayalı, doğanın
yağmasına dayalı saray rejiminizin kendisidir diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Erol Kaya.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA EROL KAYA (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisinin Kanal İstanbul hakkında verdiği Meclis
araştırması önergesi hakkında söz aldım. Bütün
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hem yazılı
metni okudum hem de buradaki arkadaşlarımızı dinledim. Bir
İstanbul Milletvekili olarak Kanal İstanbul denilince
aklımıza gelenleri sırayla paylaşmak isterim sizlerle.
2011 yılında Sayın
Cumhurbaşkanımızın İstanbul Haliç Kongre Merkezinde
çılgın bir proje olarak açıkladığı bir projeden
bahsediyoruz. Bu projeyle, ülkemizin en büyük metropolü olan İstanbul ve
yine ülkemizin en büyük değerleri olan boğazlar hakkında tarihin
en büyük adımının atıldığına hep birlikte
şahidiz. Aslında özetle, İstanbul ve boğazların
İstanbula teslim edildiğinin de altını çizelim.
Kıymetli arkadaşlar, deniz yolu
taşımacılığıyla ilgili dünyadaki trendlere
baktığımızda birkaç veriyi sizlerle paylaşmak isterim.
Dünyada küresel boyutta ticaretin yüzde 80i, yüzde 90ı deniz yolu
taşımacılığıyla yapılıyor. 1978
yılında deniz yoluyla taşınan petrol 1,5 milyar ton iken
bugün 1,9 milyar tona, kimyasal atıklarınsa 0,35 milyar tondan bugün
1,3 milyar tona ulaştığı bir gerçek. İstanbulun taşımacılıkta
boğazlardaki rakamlarına baktığımızda,
yıllık ortalama 43 bin geminin geçiş
yaptığını ve 9 bininin de tanker olduğunu bilmekteyiz.
2018 yılında İstanbul Boğazından 150 milyon ton
tehlikeli yük taşındığının altını
çizeyim. Aslında bir mukayese olsun diye ifade edeyim: Bakü-Tiflis-Ceyhan
Boru Hattından yılda 50 milyon ton petrol naklediliyor,
İstanbul Boğazından 150 milyon ton. Yani aslında
İstanbul Boğazının bir boğaz olmaktan
çıkmış, bir boru hattına dönüşmüş olduğunun
da altını çizeyim.
Yine, İstanbulda, İstanbul
ulaşımıyla birlikte, yaklaşık 2 bine yakın
geminin ve teknenin geçiş yaptığı bir boğazın
varlığını da ifade edelim. İstanbul Boğazının
30 kilometrelik boyuyla, 80 derecelik dönüşleriyle dünyanın en
tehlikeli deniz yolu olduğunu ifade edelim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir)-
Tehlikeli olan kanaldır, kanal.
EROL KAYA (Devamla) - Kaza ve yangınlara
baktığımızda
Ben bir İstanbulluyum, 1979da
Independentanın yanışını seyretmiştim.
Dolayısıyla devasa yangınların yaşandığını;
çok değil, 4 Aralıkta yani yaklaşık bir buçuk ay önce,
2021de KARADENİZ-5 gemisinin de bir tekneye
çarptığını ifade edelim.
Şimdi, CHP önergesine baktım, Paris
Anlaşmasını esas almış yani 6 Ekim 2021de bu
Mecliste kabul edilen anlaşmayı esas almışlar, arkadaşlara
teşekkür ediyorum. Ancak Türkiye denince İstanbuldan
bahsetmemenin, İstanbul denince de boğazı anmamanın -hem
şairler hem siyasetçiler hem edipler hem de ressamlar için- eksik olacağının
altını çizeyim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kaya.
EROL KAYA (Devamla) - Dolayısıyla
İstanbuldan bahsederken boğazlardan bahsetmemeyi -neyle ifade
edeceğimizi- hayretle ifade etmek isterim.
Değerli arkadaşlar, gelinen sürece
baktığımızda, 2011 yılında başlanan bu süreçte,
5 ayrı alternatif koridorun çalışıldığı, 11
üniversite, 34 bilim adamı, 200e yakın bilim insanının
çalıştığı bir proje olduğunu, jeolojik,
jeoteknik, hidrolojik etütlerin yapıldığını ve
depremle ilgili risklerin, tsunami modellemelerinin gerçekleştiğini
ifade edelim. ÇED raporu Ocak 2020de alınmış, planların
1/100.000, 1/25.000, 1/5.000 1/1.000likleri onaylanmış, 26 Haziran
2021de de Kanal İstanbulun ilk yapısı olan Sazlıdere
Köprüsünün temeli atılmış.
Şimdi, son olarak şunu ifade edeyim:
Ticari gemiler için güvenli bir geçiş yolu rotası oluşturacak,
boğazlardan tehlikeli tankerlerin geçişini durduracak, deprem riskini
azaltacak yapılarla ilgili İnşa yapılacak. diyen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EROL KAYA (Devamla) Başkanım, bir
cümleyle bitirebilir miyim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz de bir uğultu
yaptık Başkanım.
EROL KAYA (Devamla) Boğaz ve İstanbulun
hemşehrilerimize kazandırılacağı, boğaz
kültürünün yeniden inşa edileceği, Türkiye ve İstanbulun
kazanacağı bu dev projenin İstanbula ve Türkiyeye
hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Özgür Bey, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
sayın hatip konuşmasında Kanaldan bahsedeceksiniz,
boğazlardan bahsetmeyeceksiniz... diyerek bu konuda, boğazlarla
ilgili konuda bir duyarsızlığımız olduğunu
söyledi. Cevap hakkı olmasa da yerinden Sayın Kaboğluna
açıklama olarak bir dakika süre talep ediyoruz efendim.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Başkanım,
hiçbiri sağlam bir gerekçe değil ki ya.
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlunun,
İstanbul Milletvekili Erol Kayanın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugünkü araştırma
önergesinin konusu İstanbul Boğazı değildir, İstanbul
Boğazına paralel olarak açılması öngörülen Kanal
İstanbuldur; Kanal İstanbulun Türkiyenin uluslararası
yükümlülükleri açısından değerlendirilmesidir, Türkiyenin
bölgesel sözleşmeler ve uluslararası sözleşmeler
ışığında değerlendirilmesidir. Bu, aynı
zamanda, çevresiyle, doğasıyla, İstanbuluyla, Marmara
Bölgesiyle, Karadeniz ve Akdeniz havzasıyla birlikte
değerlendirilmesidir.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Bir de Türkiye
için değerlendir, Türkiye için.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul)
Bu değerlendirme aynı zamanda yüce Meclisin kurduğu
komisyonlar açısından, yarattığı çelişkiler
açısından da ele alınması gereken bir konuydu. Beş
dakikada ancak o kadar sunabildik ama konunun boğazlara yönlendirilmesi bu
bilgiden saptırılması anlamına geliyor.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Kanal İstanbul Projesinin Paris
Anlaşması kapsamında ortaya çıkan uluslararası
yükümlülükler çerçevesinde incelenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/5300) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2022 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
4.- AK PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine, Genel Kurulun 1
Şubat 2022 Salı günkü birleşiminde 300 sıra
sayılı Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun
görüşülmesine, 19 Ocak 2022 Çarşamba günkü birleşiminde Anayasa
Mahkemesinde boşalacak 1 üyelik için seçimin yapılmasına ve 302
sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi
18/1/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 18/1/2022 Salı günü
(bugün) toplanamadığından, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mahir
Ünal
Kahramanmaraş
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmında bulunan 302 sıra
sayılı Kanun Teklifinin bu kısmın 2'nci
sırasına, 123 sıra sayılı Kanun Teklifinin ise yine bu
kısmın 5'inci sırasına alınması ve bu
kısımda bulunan diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
1 Şubat 2022 Salı günkü birleşiminde
300 sıra sayılı Meclis Araştırması Komisyonu
Raporu'nun görüşülmesi ve bu birleşimde Meclis
Araştırması Komisyonu Raporu'nun görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar,
18 Ocak 2022 Salı günkü (bugün)
birleşiminde 301 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
19 Ocak 2022 Çarşamba günkü birleşiminde
Anayasa Mahkemesinde boşalacak bir üyelik için seçimin yapılması
ve aynı birleşimde 302 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
birinci bölümünde yer alan maddelerin oylamalarının
tamamlanmasına kadar,
20 Ocak 2022 Perşembe günkü birleşiminde
123 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına
kadar,
20 Ocak 2022 Perşembe günkü birleşiminde
123 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin
tamamlanamaması hâlinde haftalık çalışma günlerinin
dışında 21 Ocak 2022 Cuma günü saat 14.00'te toplanması ve
bu birleşiminde denetim konularının görüşülmeyerek gündemin
Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi ve aynı
birleşimde 123 sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar,
21 Ocak 2022 Cuma günkü birleşiminde 123
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin
tamamlanamaması hâlinde haftalık çalışma günlerinin
dışında 22 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 14.00'te
toplanması ve bu birleşiminde denetim konularının
görüşülmeyerek gündemin Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesi ve aynı birleşimde 123 sıra sayılı
Kanun Teklifi'nin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesi,
20, 21 veya 22 Ocak 2022 Perşembe, Cuma veya
Cumartesi günkü birleşimlerinde 123 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerinin tamamlanması hâlinde 25, 26 ve 27 Ocak
2022 Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri toplanmaması,
302 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve
bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle olması,
Önerilmiştir.
302
sıra sayılı Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 57
Milletvekilinin Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi (2/4056) |
||
Bölümler |
Bölüm
Maddeleri |
Bölümdeki Madde Sayısı |
1.Bölüm |
1
ila 6ncı maddeler |
6 |
2.Bölüm |
7 ila 12nci maddeler |
7
(geçici 1inci madde dâhil) |
Toplam Madde
Sayısı |
13 |
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu,
buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, 63
yaşındaki seyyar kömürcü Süleyman Ekicinin intiharına ve
iş cinayetlerine ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Ankara) Teşekkürler Sayın Başkan.
Süleyman Ekici, 63 yaşında, 2 çocuk
babası, seyyar kömürcü, Muğla Marmariste boş arazide
sattığı mangal kömürü çuvallarını zabıtanın
kaldırmasını istemesi üzerine hayatına son verdi bugün.
Şimdi, size soruyorum: Hanginiz 63 yaşında zorlu işlerde
çalışırsınız?
Evet, bütün vekillere tavsiyem, İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisini sosyal
medyadan takip edin ve gerçek hayatı görün çünkü
bazılarınız hayatı oturduğu koltuktan ya da
bulunduğu partiden ibaret sanıyor ama hayat böyle değil, 2021
yılında en az 2.170 işçi iş cinayetlerinde
hayatını kaybetti. Her şeye rağmen mücadele eden tüm
işçileri selamlıyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine, Genel Kurulun 1
Şubat 2022 Salı günkü birleşiminde 300 sıra
sayılı Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun
görüşülmesine, 19 Ocak 2022 Çarşamba günkü birleşiminde Anayasa
Mahkemesinde boşalacak 1 üyelik için seçimin yapılmasına ve 302
sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Siirt Milletvekili Sayın Meral Danış
Beştaş.
Buyurun Sayın Beştaş. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Siirt) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi ve
ekranları başında bizi izleyen halkımızı
saygıyla selamlıyorum.
Önce bir çağrıyla başlamak istiyorum:
22 Ocakta Diyarbakırda büyük bir mitinge hazırlanıyoruz. Evet
HDPyi savunuyoruz. mitingine, ev ev, sokak sokak, her yerde
halkımızı -bu mitinge- davet etme
çalışmalarımız devam ediyor şu anda. Aylardır hem
ilçelerde hem illerde her yerde, köylere kadar bu çalışmalarımızı
sürdürüyoruz ve halkımızla birlikte Diyarbakırda, 22 Ocakta
İstasyon Meydanından ses vereceğiz. (HDP sıralarından
alkışlar) Bütün Diyarbakırlıları, kumpas ve komplolara
karşı, demokratik siyasetin engellenmesi çabalarına
karşı cevap vermeye davet ediyoruz. Demokratik siyaset,
barış, özgürlük talepleriyle düzenleyeceğimiz mitinge
şimdiden hayırlı olsun diyorum ve bütün Diyarbakırı
selamlıyorum.
Sayın Başkan, diğer konu daha
ağır bir konu: Aysel Tuğluk. Hepinizin aslında
yakından tanıdığı bir arkadaşımız,
siyasetçi. Daha önce, partimizden önceki partilerde Eş Genel
Başkanlık yapmış ve 2016 yılında Eş Genel
Başkan Yardımcısıyken, tıpkı diğer
arkadaşlarımız gibi, siyasi gerekçelerle rehin alınan sevgili
Aysel, şu anda cezaevinde, maalesef, ağır bir hastalık
geçiriyor. Bugüne kadar buradan bunu dillendirmedik çünkü kendisinin izlemesini
de, duymasını da istemiyoruz.
Sevgili Aysel hafıza kaybetmeyle ilgili ciddi
bir problemle karşı karşıya. Evet, ne olmuştu?
Annesinin cenaze töreninde, kendisi tutukluyken dışarı
çıkarıldı, cenaze merasimi saldırıya maruz kaldı
ve defin işlemine gidenler taşlarla, sopalarla yaralandı. Sonra,
Aysel -cezaevinden çıktığı için- o travmayı bizzat
gözleriyle gördü, annesinin naaşı defnedildiği yerden çıkarıldı
ve memleketi olan Dersime götürüldü. Kendisini tedavi eden, görüşen
doktorlar da o travmanın etkisiyle bu demans
hastalığını yaşadığını ve gittikçe
ağırlaştığını tespit ediyorlar, bunu
raporlarına da yazıyorlar.
Hakikaten tarihin görüp göreceği en korkunç
kötülüklerden biridir; bir insanın annesinin naaşının kendi
gözleri önünde, saldırı eşliğinde mezardan
çıkarılması ve Aysel Tuğluk hâlâ cezaevinde, hâlâ tutuklu
ve tek başına ihtiyaçlarını gideremeyecek durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Size hastalığına
dair sadece şunu söyleyeceğim: Günlük işlerinizi
unuttuğunuzu düşünün; yemek yemeyi unuttuğunuzu düşünün, su
içmeyi unuttuğunuzu düşünün, tek başınıza
yaşayabilir misiniz? Hayır, yaşayamazsınız. Kocaeli
Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı 8 hocayla, uzun bir raporla
Cezaevinde kalamaz." dedi ama İstanbul Adli Tıp Kurumu üç
beş dakikalık bir görüşmeyle Hayır, cezaevinde kalabilir.
dedi. Adli Tıp Kurumu tamamen siyasetin, siyasi iradenin bir enstrümanı
olarak çalışıyor, siyasi bir kurul olarak çalışıyor.
Biz de sevgili Ayseli gidip görüyoruz, onun ne yaşadığına
tanıklık ediyoruz. Doktor olmaya gerek yok, Adli Tıp Kurumunun,
bırakın tıp etiğini düşünmesini, tıpla uzaktan
yakından bir ilgisi yok. Aysel Tuğluk serbest
bırakılsın diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) -
Umarım bizi izlemiyordur, eğer izliyorsa kendisini burada sevgiyle
kucaklıyoruz ve hep birlikte olacağız, yanında
olacağız diyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Aydın Milletvekili Sayın Hüseyin Yıldız.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN YILDIZ (Aydın)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, AK PARTİ'nin gündemi farklı,
milletin gündemi farklı ama şunu söyleyeyim: Sayın Erdoğan
cumartesi günü Aydın ilimizi ziyaret etti ve konuşmalarını
televizyondan dinledim, hayretler içinde kaldım. Bu arada, üç günden beri
binlerce telefon geldi. Birinci konuşmasında Aydın-İzmir
Otoyolunu kendisinin yaptığını söylüyor, Ben
yaptım. diyor. Aydın-İzmir Otoyolunun temelini rahmetli Özal
attı, 1996da SHP-Doğru Yol zamanında da
açılışı oldu. Döndü, dedi ki: Aydın
havaalanını yaptım. Aydın Havaalanı için rahmetli
Mustafa Çıldır adlı vatandaş 70 bin dönüm arazisini hibe
etti, rahmetli Menderes açtı ama maalesef, söylüyorum: AK PARTİ
zamanında o havaalanını aldınız, Türk Hava
Yollarına kiraya verdiniz ve orada eğitim uçuşları oluyor,
havaalanımız da yok. Madem havaalanı vardı, neden
Erdoğan cumartesi geldiğinde İzmir'e indi? Havaalanı varken
niye Aydın Havaalanına inmedi? (CHP sıralarından
alkışlar) Olmayan bir havaalanına Havaalanı var. diyor.
Sayın Erdoğan'a şunu söyleyeyim:
Evet, Aydın'da temeli atılan devlet hastanesi şu an durdu, para
yok. Evet, yirmi yıl sonra ne yaptınız biliyor musunuz?
Aydın-Denizli Otoyolu ihalesini yaptınız, yap-işlet-devret
modeline yılda 12 milyon 400 bin araba garantisini verdiniz, yılda 97
milyon 158 bin euro garanti verdiniz. On yedi yıl boyunca o şirket
yönetecek ve gidiş ücreti kaç para biliyor musunuz arkadaşlar? 5,5
euro yani şu anki parayla 80 lira. Peki, devletin yaptığı
Aydın-İzmir arasındaki otoyola, bir de Selatin Tüneline
vatandaş kaç para ödüyor biliyor musunuz? 7 lira ödüyor, 7 lira. Siz
vatandaşın geçeceği yolu yapmıyorsunuz, siz sadece
yandaş müteahhitleri zengin yapmak için onlara iş
yaratıyorsunuz. Aradaki fark bu değerli arkadaşlar. Buradan
bütün Aydınlılara sesleniyorum: Biz Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında havaalanını açacağız sivil
havacılığa.
İki: Aydın ile Denizli arasındaki
otoyolu Aydınlılar çevre yolu olarak bedava kullanacak arkadaş,
ücret vermeyecekler.
Yine, Didim Devlet Hastanesinin iki yıl önce
ihalesi oldu, bir tane çivi bile çakmadınız değerli
arkadaşlar. Yani siz rahmetli Adnan Menderesin gerçekten
Yassıadayı bile otellere çevirdiniz, beton alanlara çevirdiniz.
Sizin saygınız bu kadar işte. Adnan Menderesin kestiği
tırnağı olamazsınız siz, kusura bakmayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Adnan Menderesi de
ağzınıza alırken 10 sefer ağzınızı
fırçalayın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Ya, siz idam
ettiniz adamı, idam ettiniz be! Adnan Menderesi idam ettiniz!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Astınız siz
onu, astınız!
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi vardır: Sayın
Özel, Sayın Bakırlıoğlu, Sayın Emecan, Sayın
Şeker, Sayın Köksal, Sayın Kaya, Sayın Özer, Sayın
Şevkin, Sayın Durmaz, Sayın Erbay, Sayın Kaya, Sayın
Hancıoğlu, Sayın Kayan, Sayın Zeybek, Sayın Tokdemir,
Sayın Ünsal, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın
Kayışoğlu, Sayın Berberoğlu, Sayın Ünver.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
BAŞKAN Pusula veren milletvekillerimiz
dışarıya çıkmasınlar.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine, Genel Kurulun 1
Şubat 2022 Salı günkü birleşiminde 300 sıra
sayılı Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun
görüşülmesine, 19 Ocak 2022 Çarşamba günkü birleşiminde Anayasa
Mahkemesinde boşalacak 1 üyelik için seçimin yapılmasına ve 302
sıra sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş
bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme
alacağım, oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- Samsun Milletvekili Bedri Yaşarın, (2/1302) esas
numaralı 26.09.2004 Tarih ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ile
24.06.2004 Tarih ve 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/155)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/1302) esas numaralı Kanun Teklifimin
İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine
alınmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Bedri
Yaşar
Samsun
BAŞKAN Önerge üzerinde teklif sahibi Samsun
Milletvekili Sayın Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
(2/1302) esas numaralı 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine
söz almış bulunuyorum.
Bu kanun teklifini 7 Kasım 2018 tarihinde
Parlamentoya verdik. O zaman, tabii, Samsun Bafra Hayvan
Barınağında hayvanlara karşı uygulanan kötü muamelenin
hemen sonrasında gündeme getirmiştik ama maalesef, geçen zaman dilimi
içerisinde buna çok fazla itibar etmediniz. Ondan sonra, 2019
yılında, bu konuyla ilgili bütün siyasi partilerin ortak önergesiyle
araştırma komisyonu kuruldu, daha sonra da 19 maddelik yasa
değişikliği 2021 yılında Meclise getirildi; biz de o
gün, hem araştırma önergesine hem de kanunla ilgili teklife evet
oyu vermiştik. Hâlbuki, o zaman, işin muhalefetiktidar yönüne
bakmayıp bir samimiyet göstergesi olarak bu teklifi kabul etmiş
olsaydınız, ne araştırma önergesine ne de
çıkardığımız 19 maddelik kanun teklifine ihtiyaç
vardı. Kanunu çıkarmış olmamıza rağmen, maalesef,
eksikliklerin tamamı karşılanmadı. Özellikle bizim kanun
teklifimizde hayvan hakları kanunu olarak biz bunu
isimlendirmiştik yine buna paralel olarak hayvanların hissi
varlıklar olduğuna dair düzenlemeler de yer almıştı.
Kanun teklifimizde hayvanlar üzerinden ekonomik çıkar sağlanması
yasaklanmaktaydı. Sahipli ya da sahipsiz hayvanı öldüren veya zarar
veren kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası bizim kanun teklifimizde yer almıştı. Maalesef,
bugün, istediğimiz karşılığı bu kanun yerine getirmedi.
Eğer bu oylamayla da bunu kabul ederseniz, en azından bundan önce
kabul ettiğimiz kanunun da bir noktada eksikliklerini gidermiş
oluruz.
Tabii, illa bir olay çıkacak ki Türkiye'de
konular gündeme gelsin. Geçtiğimiz günlerde de Gaziantep'te 2 pitbull
köpeği 4 yaşındaki Asiye'ye saldırmış ve küçük
Asiye ölümden dönmüştü. Onun üzerine Sayın Cumhurbaşkanımız
olaya el koydu, işte belli yasaklar getirdi. Hâlbuki bu kanunun bunu
karşılaması lazım. Aynı şekilde, bu
açıklamanın üzerinden daha zaman geçmeden, yine Bahçeşehir'de
yabancı uyruklu bir vatandaş, böyle, sanki eğlenircesine 2 köpeğin
üzerine arabasına sürmüş, birinin ölmesine sebep olmuştu; kişi,
buna paralel olarak da maalesef, adli kontrol şartıyla serbest
bırakılmış idi.
Şimdi, demek ki kanunları çıkarmak
bir noktada yetmiyor; en azından bunlarla ilgili sonuçların da
muhakkak takipçisi olmak lazım. Sayın Cumhurbaşkanının
da söylediği gibi, hayvanların kapalı ortamlarda değil,
kendi doğal ortamlarında muhafaza edilmesi lazım. Biz, buna
örnek olarak Samsun Kızılırmak Delta havzasını
gösterebiliriz. Bugün Kızılırmak Deltasının toplam 56
bin hektar alanı bulunmaktadır; deltada birinci, ikinci, üçüncü
derecede doğal sit alanları ve yaban hayatını
geliştirme sahasının yanı sıra Ramsar alanları da
bulunmaktadır. Delta, sulak alanları, doğal işlevleri ve
ekonomik değerleriyle dünyanın en önemli ekosistemlerinden birini
oluşturmaktadır; 355 ayrı bitki türüne sahiptir; delta,
balık türü bakımından da oldukça zengindir. Yine, birçok
balık türüne ev sahipliği yapan deltada 11 familyaya ait 29
çeşit balık türü bulunmaktadır. Türkiyede bulunan 483 kuş
türünün 354ü yine Kızılırmak Deltasında yaşamaktadır.
Kuş Cenneti, kuşların üremesi, kışlaması ve göçü
bakımından da önemli bir konuma sahiptir. Delta, göç yolunda 150 bin
kuşa barınma imkânı sağlamaktadır. Ülkemizde bulunan
memeli türünün yüzde 22si yine Kızılırmak Deltasında
bulunmaktadır. Yine, aynı şekilde, doğal hayatın
tarifi açısından belki de Türkiyede ender olan yılkı
atlarının özgürce yaşadığı bir ortam
Kızılırmak Deltasında mevcuttur. Buna paralel olarak Türkiyedeki
manda varlığının önemli bir kısmı Bafra
bölgesindedir; yine, burada, doğal ortamda yaşamaktadır.
Dolayısıyla, hayvanların yaşayacağı ortamlar
kendi doğal ortamlarıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Tamamlıyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Belediyelerin kendi
bütçeleriyle bunu yapması mümkün değildir, muhakkak merkezî bütçeden
bununla ilgili pay ayrılması lazım ki hayvanların
doğal ortamında yaşamasına yönelik yatırımlar
yapılabilsin.
Tabii, bütün bunları konuşurken biz,
henüz, hayvanlara sağlanan mamaların üzerindeki yüzde 18 KDVyi
çözmüş değiliz. Yani bunun bir izahı yok, bu salondaki hiçbir
milletvekili bunun izahını yapamaz.
Sayın Başkan Vekilimiz, inşallah, hiç
olmazsa bu hayvan mamaları üzerindeki KDVyi yüzde 18den yüzde 1e
düşürürüz diye ümit ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) KDV üzerinde
yeniden bir sadeleştirme yapılıyor,
çalışılıyor.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Evet, zaman zaman
bu kürsüden bazı ifadelerde bulunduk; özellikle, doğal gaz
ücretlerinin tekrardan kademelendirilmesine yönelik çalışma olsun,
müteahhitlerin haklarının fiyat farkı kararnamesiyle
sağlanması gibi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla)
İnşallah, bu da öyle bir şeye vesile olur, hayvan
mamasındaki KDV yüzde 1e düşer diyor, bu kanun teklifine olumlu oy
vereceğinizi ümit ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Alınan karar gereğince denetim
konularını görüşmüyor, gündemin Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Giresun Milletvekili
Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77
Milletvekilinin Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 301) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
13/1/2022 tarihli 46ncı Birleşimde,
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 301
sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümünde yer alan 11inci
maddesi üzerinde son önerge olan Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında
kalınmıştı.
Sayın Elitaş'ın yerinden bir söz
talebi vardır.
Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Geçen hafta 11inci maddeyle ilgili verdiğimiz
önergede, uygulama yönünden bazı problemlerin olacağı
anlaşıldığından dolayı bir redaksiyon
ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Eğer uygun görürseniz,
imza sahipleri olarak geçen hafta verdiğimiz önergenin biraz önce
Başkanlığınıza arz ettiğimiz önergeyle
değiştirilerek yeniden oylanmasının dikkate
alınmasını talep ediyoruz.
BAŞKAN - Sayın Özel, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım,
geçen hafta son anda bu maddeyle ilgili bu önerge geldiğinde bütün
muhalefet partisi grupları yüksek hassasiyet göstermiş, itiraz
etmişler; İç Tüzük'ten kaynaklı yoklama talebimiz sonucunda da
yeterli çoğunluk, toplantı yeter sayısı
sağlanamadığı için oturum ve birleşim
kapanmış ve bugüne kalmıştı. Bugün, önerge üzerinde,
kamu yararı olarak görebildiğimiz -tamamen mükemmel bir hâle
dönüşmüş değil, imza atmış değiliz, oy
vermeyeceğiz ama- geçen haftakine göre kamu yararını daha
gözeten birtakım değişiklikler var. İmza sahiplerinin
aynı kişiler olduğunu da gözeterek ve bunda kamu yararı
olduğunu gözeterek, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak önergenin bu
hâliyle tekrar okunmasını ve yeniden oya sunulmasını,
ileride örnek teşkil etmemek ya da edecekse tüm grupların
mutabakatını arama örneğini teşkil etmek üzere kabul
ediyoruz efendim.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Usta, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Evet, Sayın Başkan, bu 11inci maddedeki
önerge, gerçekten geçen hafta verilen orijinal hâliyle çok keyfî uygulamalara
yol açacak hükümler içeriyordu, Sayın Cumhurbaşkanına
farklı oranlar belirleme yetkisi veriyordu. Bugünkü görüşmeler
çerçevesinde bu biraz daha makul hâle getirildi. O anlamda, TOKİye
iş yapan iş insanlarımızın da mağdur
olmaması açısından, burada ilave fiyat farkı verilebilmesi
açısından yapılacak bu uygulamaya yani önergenin
değiştirilmesi uygulamasına biz de İYİ Parti Grubu
olarak herhangi bir şekilde sorun çıkarmayacağız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın siyasi parti
gruplarından bir itiraz olmaması nedeniyle, emsal teşkil etmemek
üzere, önerge metni değiştirilmiştir.
Önergenin yeni hâlini okutacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 11inci maddesiyle 4735
sayılı Kanuna eklenen geçici 5inci maddeye dördüncü
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkranın ve maddeye aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı tarafından birinci fıkrada
sayılan nedenlerle, 01/12/2021 tarihinden önce ihale edilen ve bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihte devam eden sözleşmelerle ilgili
olarak; 01/07/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihleri arasındaki iş
programına göre gerçekleştirilemeyen iş miktarı için süre
uzatımı ve fiyat farkı verilmesine yönelik
Cumhurbaşkanı tarafından düzenlemeler yapılabilir.
Kamu kurumu niteliğinde meslek
kuruluşları ve üst birliklerinin taraf olduğu veya bu
kuruluş veya birliklerin kaynaklarıyla karşılanan mal ve
hizmet alımı ile yapım işlerine ilişkin Türk Lirası
üzerinden yapılan sözleşmelerde, bu maddeye göre fiyat farkı
ödenebilmesine yönelik ilgili kuruluş veya üst birliğin
mevzuatında düzenleme yapılabilir.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Abdullah
Güler
Kayseri Manisa İstanbul
İbrahim
Aydemir Oğuzhan
Kaya Yusuf Ziya
Yılmaz
Erzurum Çorum Samsun
Bayram
Özçelik
Burdur
BAŞKAN Önergeyi kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde
kabul edilmiştir.
12nci madde üzerinde 3 önerge vardır. İlk
okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin kanun
teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mahmut
Toğrul Hüda
Kaya Garo
Paylan
Gaziantep İstanbul Diyarbakır
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Ayşe
Sürücü Züleyha
Gülüm
Muş Şanlıurfa İstanbul
Mahmut
Celadet Gaydalı
Bitlis
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Cavit
Arı Emine Gülizar
Emecan Serkan Topal
Antalya İstanbul Hatay
İlhami
Özcan Aygun Alpay
Antmen Fikret
Şahin
Tekirdağ Mersin Balıkesir
Süleyman
Bülbül Rafet
Zeybek Faruk
Sarıaslan
Aydın Antalya Nevşehir
Süleyman
Girgin Lale
Karabıyık
Muğla Bursa
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk konuşmacı Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan.
Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Değerli
arkadaşlar, Anayasamıza göre sosyal bir devletiz ve sosyal bir
devletin görevi sosyal eşitsizlikleri gidermektir. Peki, arkadaşlar,
saray ne yapıyor? Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapacak
düzenlemelere imza atıyor.
Şimdi, dolar bazında geçiş garantili
köprü, otoyol gördü bu ülke, dolar bazında hasta garantili şehir
hastaneleri gördü bu ülke, dolar bazında yolcu garantili
havalimanları da gördü; bütün bu projeler bir avuç yandaşı
zenginleştirdi. Milyarlarca dolarlık vergi, halktan, yoksullardan
toplanan vergi bir avuç yandaşa aktarıldı. Yeter mi? Yetmez,
şimdi de dolar garantili faiz geldi arkadaşlar. Niye? Çünkü bunlar
zenginlerin iktidarı, zenginleri daha zengin yapmaya ahdetmişler
değerli arkadaşlar. Halkın sırtına binmişler,
halktan vergileri topluyorlar, bir avuç yandaşlarına
aktarıyorlar.
Sayın Nebati diyor ki: Sisteme 150 milyar TL
girdi. Şimdi, teşvik ediyorsunuz bu dolar garantili faizi, bu
sisteme yakın bir vadede 600 milyar TL girdiğimizi farz edelim,
yarın öbür gün, üç vakte kadar bu dolar yeniden
patladığında ne olacak? 600 milyar
karşılığında 300 milyar lira faiz bir avuç zengine,
para babasına aktarılacak. Nereden aktarılacak? Ekmekten
alınan vergiden, benzinden alınan vergiden, sigaradan, iğneden
ipliğe tüm ürünlerden alınan vergilerden toplanan paralar bir avuç
para babasına aktarılacak.
Değerli arkadaşlar, şimdi halka zam
yağdıranlar, doğal gaza, elektriğe, benzine, mazota zam
yağdıranlar bu vergileri halktan topluyorlar, yarın öbür gün dolar
arttığında paraları bir avuç dolar babasına
aktaracaklar. Adında adalet kelimesi geçen partinin düştüğü
hâle bakın değerli arkadaşlar, bunlar dolar
babalarının AK PARTİsi çünkü; adalet madalet geçmiş olsun.
Değerli arkadaşlar, biz sosyal bir devletiz,
Anayasamıza göre de vergiler, kamu giderlerini karşılamak üzere
harcanmak zorunda; Anayasaya aykırı bir düzenlemeyle karşı
karşıyayız. Halk vergi verecek, halk harç ödeyecek; siz bu
vergileri alıp bir avuç zengine, para babasına, dolar
baronlarına aktaracaksınız.
Peki, arkadaşlar, şunu hiç düşünmez
misiniz ya: Zenginlere bu paraları aktarıyorsunuz da geçen gün bir
gencimiz, yurt meselesi yüzünden intihar etti. Bak, barınamayan
milyonlarca gencimiz var, Yurtları yapalım. deyince Kaynak yok.
diyorsunuz. 10 milyar lirayla yurt sorunu çözülür; bak, bir yandan 300 milyar
lira para babalarına aktarılacak diyorum ama yurt sorununu çözmek
için 10 milyar aktarmaya Kaynak yok. diyorsunuz.
Peki, yangın söndürme uçaklarıyla ilgili 2
milyara ihtiyaç var Kaynak yok. diyorsunuz. Tarlasını ekemeyen
çiftçilerin, tarlasına gübre atamayan çiftçilerin gübre atabilmesi için 20
milyar lira destek yeterliydi Kaynak yok. diyorsunuz. Emeklilere 2 bin 500
lirayı reva gördünüz, en düşük emekli maaşını 4 bin
250 liraya çıkarmak için 80 milyar lira lazımdı Kaynak yok.
diyorsunuz ama iş dolar garantili faize gelince yüz milyarlarca lira
kaynağı bir avuç zengine aktarmak için Kaynak var. diyorsunuz.
Emeklilikte yaşa takılanlara Kaynak yok. diyorsunuz, ataması
yapılmayan öğretmenlere Kaynak yok. diyorsunuz, Esnafa destek
verin. diyoruz, Kaynak yok. diyorsunuz. Kadınlara, gençlere Kaynak
yok. diyorsunuz ama dolar garantili faize gelince arkadaşlar, yüz
milyarca lirayı aktarmayı hak görüyorsunuz.
Saraydan gelen bu vicdansız, adaletsiz ve
ahlaksız düzenlemeye karşı milletin vekilleri mutlaka ses
çıkarmalılar. Peki, yeter mi? Yetmez. Daha dün Plan ve Bütçe
Komisyonuna bir önerge daha geldi, dediler ki: Aynı uygulamayı şirketlere
de açacağız. Nasıl açacağız? Şirketlerin
kasasında dolar var, bunları bozdurmuyorlar. Niye? Çünkü
bunları damat beyin söylediği zamanlarda 6 liradan, 5 liradan
aldılar, şimdi bozdururlarsa milyarca lira kur farkı vergisi
ödeyecekler. Ne yapacağız? Elbette, şirketlere jest
yapacaksınız, değil mi? Şirketlere diyorsunuz ki: 6
liradan damat beyden aldığın doları 14 liraya bozdur
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
GARO PAYLAN (Devamla) 6 liraya damat beyden
aldığın 128 milyar doları, 14 liradan bozdur, 5 kuruş
vergi verme. Bu mudur hak, adalet arkadaşlar? Bu, hak mıdır?
Bu, adalet midir? Ve diyorsunuz ki: 14 liradan bozdu ya, bundan sonra dolar 20
lira da olsa, 30 lira da olsa 5 kuruş kur farkı geliri almayacağım.
Verdiğim faizlerden 5 kuruş vergi almayacağım. Bak,
ekmekten vergi alıyorsunuz, sütten vergi alıyorsunuz, pirinçten,
buğdaydan, mercimekten vergi alıyorsunuz, Rantiyeciden, tefeciden,
faizciden vergi almayacağım. diyorsunuz. Türkiye tarihi, belki dünya
siyasi tarihi sizin gibi faizci, sizin gibi tefeci seven bir iktidar daha
görmemiştir değerli arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci söz, Bursa Milletvekili Sayın Lale Karabıyıka
ait.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
LALE KARABIYIK (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; üç ayda politika faizini 5 puan indirdiniz ve
şimdi her şeyi onun için yapıyoruz aslında. Biz istemez
miyiz politika faizi insin? Biz tabii ki isteriz ama doğru bir ekonomi politikasıyla,
böyle değil.
Peki, ne oldu? Bir tabela faizi bu, 5 puan inen.
Aynı dönemde dolar 8,66dan 18e tırmandı; enflasyon yüzde
20den yüzde 36lara çıktı, bu ayın sonunda belki 50yi bile
görürsünüz, o da ÜFEden dolayı maalesef. Ne oldu? Merkez Bankası
artık daha yüksek bir maliyetten borçlanıyor; Hazinenin ihaleleri
daha yüksek bir faizden maliyetle oluşuyor; taşıt kredisi,
ihtiyaç kredisi gibi krediler de daha yüksek bir maliyetle faiz oranından
vatandaşa ulaşıyor. Ne oldu? Faiz indirdiniz.
Peki, 8,66dan 18e çıkan kur için ne
yaptınız? E, müdahale ettiniz tabii. 3 Aralıkta 504 milyon
dolar, 10 Aralıkta 687 milyon dolar, 13 Aralıkta 3 milyar 120 milyon
dolar, 17 Aralıkta 2 milyar 123 milyon dolar, toplam 7 milyar 278 milyon
doları kuru tutmak için sattınız. Yedi yıl önce müdahale
ettiğinizde en azından üç hafta dayanmıştı; geçen
yıl 6,86dan müdahale ettiğinizde yetmiş beş gün
dayandı; şimdi üç dört saatten fazla dayanmıyor. Tabii bu
durumda yeni bir enstrüman getirmek gerektiğini düşündünüz, kur
korumalı vadeli TL mevduatını getirdiniz. İşte, bugün
de bunun altyapısını hazırlayan bir madde üzerinde
konuşmaktayız.
Önce şunları ifade edeyim: Bakın, bu
yöntemi getirdiniz, bocaladınız. Önce Her gün on birde
alış kuru açıklanacak. dediniz; alış kuru,
satış kuru, çapraz kur, ne varsa açıklandı. Sonra dediniz
ki: Artık saat başı açıklanacak. Buna döndünüz. Tabii,
kur korumalı vadeli TL mevduatı için bir faiz oranı gerekiyordu,
yüzde 14 olarak açıkladınız. Sonra dediniz ki: Bu olmaz, tavan
olmalı. Hadi üç gün sonra Artı 3 puan üzerinde olabilir. diye bir
cümle ilave ettiniz. Ayrıca, TL hesabı açtırana faiz tavanı
yok ama dövizini bozdurup TL hesabı açtırana faiz tavanı var.
Gerçek kişiler vardı önce sistemde, tüzel
kişilere yoktu bu uygulama, bu enstrüman ama herhâlde çok itibar görmedi
ki, çok hesap gelmedi ki tüzel kişileri de aldınız. Onlara da
üç, altı, dokuz, on iki ay yerine altı ve on iki aylık bir vade
tanıdınız yani bocalaya bocalaya gittiniz. Ne kadarlık bir
hesap var bilmiyoruz ama kur korumalı vadeli hesaba gelen miktar olarak
120 milyar gibi bir rakamın olduğu ifade ediliyor.
Şimdi, değerli milletvekilleri, şu
konuda dikkatinizi çekmek isterim: Bakın, şu anda bankalardaki toplam
mevduat 5 trilyon 193 milyar. Bunun 4,97 trilyonluk kısmı, yurt
içindeki yerleşik gerçek ve tüzel kişilere ait, bunun da yüzde
60ı döviz cinsinden. Şimdi, size gelen miktar ise -çok itibar
görmediği için- bunun yüzde 2si kadar yani devede kulak, bunda
başarılı olamadınız. Bunda ne zaman
başarılı olurdunuz? Bunda eğer o ülkede faiz oranı
düşükse, enflasyon oranı düşükse ve risk düşükse o zaman
başarılı olabilirdiniz. Bizde hangisi düşük? Döviz kuru mu
düşük? Enflasyon mu düşük? Risk derseniz CDSlerin geldiği
noktayı zaten size anlatmama gerek yok.
Şimdi, bu maddeyle aslında Anayasaya
aykırı bir durumu söz konusu hâle getiriyorsunuz. Bir kere TL
üzerinden verilen faiz ile kur artışı arasında bir fark
olması durumu, kamu gideri sayılamaz, olmaz, olamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
LALE KARABIYIK (Devamla) Bir dakika alabilir
miyim?
BAŞKAN Buyurun.
LALE KARABIYIK (Devamla) Bu, kamu gideri
sayılamayacağı için de yine Anayasanın 73üncü maddesine
aykırıdır çünkü kamusal külfetlere katlanmada eşitlik
ilkesine aykırılık söz konusudur. Çünkü, Değerli
milletvekilleri, herkes vergi veriyor ama vergi veren herkesin döviz mevduat
hesabı, TL mevduat hesabı yok. Bakın, şimdi, siz bu
miktarın, az önce bahsettiğim miktarın hepsinin bu yeni
enstrümana gelmesini istiyorsunuz. Dün, Plan ve Bütçe Komisyonuna
getirdiğiniz, geçen maddelerde de bunların kur farkı kârı
ve kambiyo kârlarını da vergiden istisna ediyorsunuz. Bakın,
sadece bu bile devlete getirdiği yük olarak kur 14 lira olursa 230 milyar,
17 lira olursa 900 milyarı aşan bir zarar; 18 lira olursa 1 milyar
150 milyon zarar yazıyor Hazineye. Bu, vatandaşın
sırtından çıkacak, sizin büyük bir
yanlışınızdır. Bu uygulama yanlıştır,
Anayasaya da aykırıdır; bir kez daha altını çizmek
isterim.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Ayhan
Erel
Trabzon
Adana
Aksaray
Ayhan
Altıntaş Arslan
Kabukcuoğlu
Ankara
Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Aksaray
Milletvekili Ayhan Erel.
Buyurun Sayın Erel. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; 301 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 12nci maddesi üzerinde partim İYİ Parti adına
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu,
bilimsel karşılığı olmayan ekonomik uygulamalar sonucu
ekonomi altüst olmuş, dar gelirli insanların mali yapıları
iyice bozulmuş, dizginlenemeyen döviz artışları
karşısında AK PARTİ Hükûmeti apar topar kur korumalı
mevduat sistemini geliştirmiştir. Aslında, Türkiye benzer
uygulamayı 1967 yılında tecrübe etmiştir, bu hesapları
Merkez Bankası karşılayamamış, Hükûmet yüklenmek
zorunda kalmıştır. Başbakan rahmetli Turgut Özal, 1989
yılında yaptığı basın toplantısında
burada oluşan borçların, Türkiye ekonomi tarihi
yazıldığında bilgisizliğin vesikası olarak ortaya
konulacağını ifade etmiştir.
Faiz nedendir, enflasyon sonuç. Furyası, 15
Aralıkta ekonomik fırtınayı kopardı. Toplumsal panikle
dolar 18 liraya kadar yükseldi, kur korumalı mevduat uygulamaya girinceye
kadar yüksek kurdan milyarlarca dolar satıldığı, kur
düştükten sonra ucuzlayan dövizlerin yeniden alındığı
iddiası ortaya atıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde
değişik zamanlarda 20 Aralık 2021de ne kadar döviz
satılıp alındığı sorusunun Hükûmet kanadınca
cevapsız kalması sağlanmış, kısa zamanda
fahiş kazancın kime gittiği
anlaşılamamıştır. Döviz garantili mevduat hesabı
açılmadan önce bankalardaki mevduatın yüzde 65i döviz
hesabındaydı. On dört gün zarfında bu mevduat düştüyse de
tekrar yüzde 67ye kadar yükseldiği görülmüştür. Bu esnada ticari
kredilerde faizler yüzde 33e yükselmiş, TÜFE, TÜİK'e göre yüzde 36,
ENAGa göre de yüzde 80e; ÜFE de yüzde 80e yükselmiştir. 2019 yerel
seçimlerinde tüketilen Merkez Bankasının 128 milyar doları
sonrası Hükûmet, dövizdeki ani sıçrayışlarda biçare
kalmış, piyasa üzerinde kontrolü iyice zayıflamıştır.
Faiz neden, döviz sonuçtur. sloganı yerinde kaldı, piyasalar ise
bildik, kontrolsüz ekonomilerin yaşadığı tüm
fırtınaları yaşadı, döviz garantili mevduat
hesaplarının ülkeye getireceği yükün ne olduğunu
zamanı gelince göreceğiz. Daha doğrusu, elli yıl önceki
yaşadıklarımızı tekrar yaşayacağız.
Yaşanan ekonomik uygulamaların sonucunda fakirin yaşam
faturası oldukça ağırlaşmıştır. Çiftçi
çaresizdir; gübre, mazot, tohum, elektrik faturası çiftçiyi canından
bezdirmiştir. Dar gelirlinin bütçesindeki yüzde 30u teşkil eden
gıda, yoksul için daha ulaşılmaz hâle gelmiştir. Ülkemizde
toplam ücretlerin yüzde 60ından fazlasına tekabül eden asgari
ücretliler, yoksulluğu çok derinden hissetmekte, yine yüzde 11
işsizin ne yapacağını anlatmaya kelimeler yetmemektedir.
Ülkemizde kiralar anormal yükseldi, toplam nüfusun
yüzde 31inin kiracı olduğu ve dar gelirliler, giderlerinin yüzde
31ine tekabül eden kira bedelini de ödeyemeyecek duruma gelmişlerdir.
Ülkelerin ekonomilerini sürdürmelerinde iç tüketimin önemi bilinmektedir.
İç tüketimin azalması üreticiyi zorda bırakacak, işsizlik
başta olmak üzere bir dizi fakirlik zinciri ülkemizde sahnelenecektir.
Yirmi yıl ülkeyi idare eden iktidarın ülkemizi getirdiği
aşama budur. Yirmi yılda Hükûmetin icraatı, Türkiye'yi
devraldıkları dönemin çok daha gerisine götürmüştür.
Büyük şair Mehmet Akif Ersoy Tarihi tekerrür
diye tarif ediyorlar/ Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? der.
Dövize çevrilen mevduat hesaplarının kapatılması
münasebetiyle basın toplantısı yapan merhum Turgut Özal:
Kendilerini akıllı, uyanık sananlar, böyle bir yol buldular.
İnşallah, gençlerimiz bundan ders alır, bir daha böyle
hesapsız kitapsız hatalar yaparak gelecek nesilleri zor
taşınan yük altına sokmazlar. demişti. Merhum büyük
şairimiz bir kez daha haklı çıkarken merhum Başbakan
mezarında ters dönmüş olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
AYHAN EREL (Devamla) İYİ Parti olarak
sorunların farkındayız, yetkin kadrolarımızın
reçeteleri hazır; biz bu sorunları çözmeye hazırız diyor,
hepinizi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
12nci madde kabul edilmiştir.
13üncü madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin kanun
teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hüda
Kaya Murat
Çepni Mahmut
Toğrul
İstanbul
İzmir
Gaziantep
Ayşe
Sürücü Züleyha
Gülüm Mahmut Celadet
Gaydalı
Şanlıurfa
İstanbul
Bitlis
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit
Muş
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen,
İzmir Milletvekili Sayın Murat Çepni.
Buyurun Sayın Çepni. (HDP
sıralarından alkışlar)
MURAT ÇEPNİ (İzmir) Teşekkürler
Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız; 13
milyon emekli yurttaşımız bugün açlığa mahkûm
edilmiş durumda. 13 milyon emekli, AKPden yardım talep etmiyor ama
AKP, 13 milyon emekliye havadan para isteyen, oturduğu yerden destek
isteyen insan muamelesi yapıyor oysa emeklilik, çalışmaya
bağlı bir haktır. Yani insanlar sizden yardım istemiyor,
insanlar sizden özel olarak yardım dilenmiyor, haklarını
istiyorlar. Bir başka deyişle, sizin onlardan çaldığınız
emekleri geri istiyorlar; emekliler, devlete verdikleri emeklerin
karşılığını istiyorlar. Yani
çalıştılar, ürettiler ve şimdi kazandıkları
hakkın gereğini istiyorlar. Açlık sınırı 4 bin
TL, emekli maaşı ise 2.500 TL ve bunu büyük bir lütuf olarak
sunuyorlar, AKP bunu büyük bir lütuf olarak sunuyor.
Emekliler, 2000li yıllardan itibaren çok ciddi
hak gasplarıyla karşı karşıya kaldılar. AKPli
yıllar içerisinde maaşların rakamsal olarak
artışını yine AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan
büyük bir başarı olarak sunuyor oysa meseleye alım gücü
açısından baktığınızda durum tam olarak tersi.
Bakın, Cumhurbaşkanı, açıklamalarında 2002den 2021e
kadar millî gelirin 18,36 kat büyüdüğünü açıklıyor ama aynı
dönemde emekli maaşları 9,72 kat büyümüş. Yine SSK emeklisi,
2002 yılında 9,5 adet çeyrek altın alabilirken şimdi sadece
1,5 adet alabiliyor yani AKPnin rakamlara takla attırarak gerçekleri
örtmesi mümkün değil, her şey gün gibi ortada, insanlar
yaşadıkları mağduriyeti zaten çok net olarak hissediyorlar.
Yine, 2002de emekli maaşı asgari ücretin
yüzde 39 üzerindeyken bugün asgari ücretin yüzde 42 altındadır yani
toplam payı yüzde 81. Yine bir aldatmaca daha söz konusu bu düzenlemede.
Sözüm ona bütün emekli maaşlarını 2.500 liraya çıkartarak
yine büyük bir adım atmış oluyorlar. Oysa, enflasyon
oranlarına göre 2.500 olacak olan maaşlar zaten kendi mecrasında
yürüyor fakat artışla 2.500 lira olamayacak olan emekli
maaşları peşin zam alıyorlar yani insanlar süreç içerisinde
alacakları zammı peşinen almış oluyorlar, ortada bir
zam olmadığını söylemek de mümkün. 13,5 milyon emeklinin
9,5 milyonu kendi ödediği prim karşılığı
maaş alıyor, yaklaşık 4 milyonu ise dul ve yetim
maaşı alıyorlar ve bu insanlar yakınlarından kalan
maaşın yüzde 50sini aldıkları için 2.500 TL zaten
alamayacaklar yani burada da bir mağduriyet söz konusu.
Evet, emekli örgütleri, emekli sendikaları bu
konuda açıklamalar yaptılar ve emeklilerin, bu 13,5 milyon emeklinin
talepleri şunlar: Emekli maaş alt sınırı en az asgari
ücrete eşitlenmelidir, maaşlar millî gelire endeksli
olmalıdır, ücret farkları giderilmelidir, EYT mağduriyeti,
gaspı giderilmelidir, sağlık hizmetlerinde katkı payı
kaldırılmalıdır, emekli sendikalarına kapatma
davaları geri çekilmeli, örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Emeklilerin sorunu çalışanların sorunudur.
Çalışırken kölece çalıştırılan,
açlıkla, işsizlikle, iş cinayetleriyle yaşamları
çalınan emekliler, emekli olabilirlerse de insan yerine konulmuyorlar;
zamanı geçmiş makine parçası gibi hayatın dışına
atılıyorlar. Emeklilere para yok Bütçede sıkıntı
var. diyor AKP; oysa sadece yazlık, kışlık sarayların
bakımı, onarımı, donanımı için harcanacak bu
yılki para 470 milyon TL. Evet saray dediğiniz de bir avuç kan
emicinin ekonomisidir, saray dediğiniz halka açlık, yoksulluk, din,
iman; kendilerine ise şatafat, maaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) Evet, emekli
maaşları gündeme geldiğinde AKP'den bir ses geldi; dertleri
neymiş? Emekli vekillerin yaşadıkları
mağduriyetmiş. Bütün bu tablo içerisinde dikkat çektikleri tek
şey, emekli vekillerin -maaşlarının-
yaşadığı mağduriyetmiş. Evet, şimdi tablo
bu; tablo açlık, yoksulluk ve işsizlik tablosu. Peki, bu tablo
nasıl yönetilecek? Yine, hamasetle yönetilecek.
İşte -burada adını anmak
istiyorum- Sezen Aksu örneğinde olduğu gibi, yine ne olduğu
belli olmayan, kaçak polis kimlikleriyle dolaşanların, ülkenin her
türlü varlığının peşkeş çekildiği
koşullarda yine vatan, millet, din, iman edebiyatıyla bu açlık
ve yoksulluk tablosu ortadan kaldırılmaya
çalışılıyor. Evet, Sezen Aksuya biz de destek oluyoruz,
Sezen Aksuya sahip çıkıyoruz. Saraya biat etmeyen
sanatçıların yanındayız, saraya biat etmeyen
sanatçıları buradan bir kez daha selamlıyoruz, yüreği
kocaman minik serçeyi buradan selamlıyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Karar
yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Önergeyi oylamadan evvel karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok efendim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) 30 kişi
bile yok.
BAŞKAN - Kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık var
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, yok.
BAŞKAN - Birleşime otuz dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.05
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.37
BAŞKAN:
Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 47nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
13üncü madde üzerinde İzmir Milletvekili Murat
Çepni ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter
sayısı vardır.
301 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Madde üzerinde diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanun
ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Madde 13- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ek 19 uncu
maddesinin birinci fıkrasında yer alan 1.500 Türk lirasından
ibaresi yürürlükte olan net asgari ücret tutarından şeklinde,
birinci fıkranın ikinci cümlesi ise aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Ölüm sigortasından ve iş kazası ve
meslek hastalığı sigortasından ölüm aylığı veya
sürekli iş göremezlik ölüm geliri alan hak sahiplerinin hisseleri
oranı esas alınarak yapılan ödemeler tutarının 1500
TL'den az olması durumunda 1500 TL'ye iblağ edilir.
Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan İlhami
Özcan Aygun
Antalya İstanbul Tekirdağ
Serkan
Topal Çetin
Arık Süleyman
Bülbül
Hatay Kayseri Aydın
Rafet
Zeybek Alpay
Antmen Faruk
Sarıaslan
Antalya Mersin Nevşehir
Fikret
Şahin Süleyman
Girgin
Balıkesir Muğla
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR KUVVET
ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kayseri
Milletvekili Çetin Arık.
Buyurun Sayın Arık. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÇETİN ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 13üncü
maddesi yani en düşük emekli maaşının 2.500 lira
olmasının düzenlenmesi üzerine söz almış bulunuyorum. Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, daha yeni
yılın ilk dakikalarında doğal gaza yüzde 25, elektrik
faturalarına kademeli olarak yüzde 100ün üzerinde zam yapıp
Emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz. deyip En düşük emekli
maaşı 2.500 lira oldu, müjde. diye açıklama yapmak kelimenin
tam anlamıyla adaletsizliktir, vicdansızlıktır,
ayıptır. Sayın milletvekilleri, açlık sınırının
4 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede en düşük emekli
maaşını 2.500 lira yapmak emekliyi açlığa mahkûm etmek
demektir. Emekli kimdir? Emekli, bu ülkenin anasıdır,
babasıdır. Hiç insan anasını, babasını
açlığa mahkûm eder mi? Etmez. (CHP sıralarından
alkışlar) İşte bu zalim iktidar ediyor, yazıklar
olsun.
Sayın milletvekilleri, bugün, emekli
Sayın milletvekilleri, hele bir de emekli, dul
ve yetimler var ki onların aralarında 627 lira aylık alanlar
var. Şimdi soruyorum size: Bu ücretle bir ay geçinilebilir mi?
Bırakın bir ay geçinmeyi, doğal gaz faturasını dahi
ödeyemez. Bu insanlar ısınmayacak mı, ekmek yemeyecek mi, su
içmeyecek mi? Sayın milletvekilleri, emekliler de insan, emekliler de bu
ülkenin vatandaşı, emeklinin de insanca yaşamaya hakkı var
ve bunu sağlamak da bu iktidarın görevidir. Geliniz sayın
milletvekilleri, en düşük emekli maaşını hiç olmazsa asgari
ücret seviyesine çıkaralım. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Sayın milletvekilleri, Sayın Erdoğan
Uluslararası Yatırım Zirvesinde Ülkemizde hukukta, demokraside
ve ekonomide yeni bir reform seferberliği başlattık. dedi. Ne
zaman? 7 Aralık 2007de. Hani nerede bu reformlar? Hani nerede? Siz
fabrikalar kurdunuz da biz mi görmedik? Üretim yapıyorsunuz da biz mi
görmüyoruz? Yani reform kim, siz kim. Sizin reform
anlayışınız babalar gibi satmaktan ibarettir.
Hayırsız evlat gibi ne varsa sattınız ve yediniz, bu
milletin kefen parasını bile harcadınız. Şimdi, el
âlemden avuç açıp para dileniyorsunuz. Onlar da Size para veririz ama bir
şartla. diyorlar. Ne? Merkez Bankasına
yatıracağımız paraya haciz konulmayacağına
garanti verin, bu konuda kanun teklifi çıkarın, verelim. diyor. Siz
ne yapıyorsunuz? Hayhay, derhâl, çıkarırız. Çoğunluğumuz
var, emriniz olur. diyorsunuz. Vallahi sizi bilmem ama bu tavır bu milletin
bir ferdi olarak benim gücüme gidiyor, kanıma dokunuyor. Bir de
kalkıp Yerliyiz ve millîyiz. diyorsunuz. Böyle millîlik yere
batsın, böyle yerlilik yere batsın.
Gerçekten, söylediğiniz gibi hukukta,
demokraside, ekonomide reform seferberliği başlatsaydınız,
bugün emekliyi açlığa mahkûm etmeyecektiniz. Gerçekten samimi
olsaydınız, el âleme avuç açıp para dilenmeyecektiniz bu ülkenin
göz bebeği kurumlarını babalar gibi yabancılara satmayacaktınız
ama velhasıl samimi değilsiniz. Yalancı çoban gibisiniz,
artık size kimse inanmıyor, kimse size güvenmiyor ama milletimiz
müsterih olsun, bu harami düzenin sonu geldi. Yani hani araç garantili yol
yaptınız ya, hani hasta garantili hastane de yaptınız ya,
hani yolcu garantili havaalanı da yaptınız ya, hani döviz
garantili mevduat da getirdiniz ya, yapılacak ilk seçimde de bu milletimiz
sizi bir daha geri gelmemek üzere, geri gelmemek garantisiyle sandığa
gömecek ve bay bay diyecek; geliyor gelmekte olan.
Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 13- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ek 19 uncu
maddesinin birinci fıkrasında yer alan
Hüseyin
Örs Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Ayhan
Erel
Trabzon Adana Aksaray
Ayhan
Altıntaş Dursun
Ataş
Ankara Kayseri
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kayseri
Milletvekili Sayın Dursun Ataş. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
13üncü maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, kanun teklifinin
görüşülen bu maddesi en düşük gelir ve aylık ödemesinin 2.500
lira olmasını düzenlemektedir. Yani 1.500 lira olan en düşük
emekli maaşının bin lira artışla 2.500 liraya
çıkarılmasını öngörmektedir. Ancak ülkemizin içinde
bulunduğu ekonomik kriz dikkate alındığında bu
miktarın ne kadar yetersiz olduğu da ortadadır. Sadece bir
yılda yüzde 100e yaklaşan bir enflasyonla karşı
karşıyayız, bundan en çok etkilenen kesim de kuşkusuz ki
emeklilerimizdir. Ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumundan aylık ve gelir
alanların sayısı 13 milyonun üzerindedir. Bu rakam ülke nüfusunun
yaklaşık yüzde 16sı kadardır. Yani ülkemizin yüzde
16sı ömrünü çalışarak geçirmiş, emeklilik döneminde rahat
bir hayat sürmeyi hayal etmiş ancak bugün zorunlu ihtiyaçlarını
dahi karşılayamaz duruma gelmiştir. Oysa eskiden emekli olan
biri ikramiyesiyle evini ve arabasını alırken bugün emekli olan
biri bırakın ev almayı, bir araba almayı bile hayal edemez
olmuştur. Eskiden emekli olan biri emekli maaşıyla rahatça
yaşarken bugün emeklilerimizin birçoğu, ilerleyen yaşına
rağmen ek bir iş yapmak zorunda kalmakta, sabah ucuz ekmek,
akşam ucuz pazar kuyruğunda kendilerine yer bulmaya
çalışmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bir ülkenin emekli
vatandaşlarının refahı o ülkenin ne kadar
geliştiğinin ciddi bir göstergesidir. Bizi kıskanan
Avrupanın emekli bir vatandaşı dünyayı gezerken bizim
emeklilerimiz kendi köyüne dahi gidemez, torununa bir hediye alamaz hâle
getirilmiştir. AKPnin emeklilere reva gördüğü yer Halk Ekmek
bayileri önündeki uzun kuyruklardır. Açlık sınırının
4.013 lira olduğu, yoksulluk sınırının 10 bin
liranın üstüne çıktığı bu dönemde AKPnin emeklilere
reva gördüğü maaş ise 2.500 liradır. Yani emekliler ekmeğe
muhtaç, simide hasret hâle gelmiştir. Sayın Maliye Bakanı 2 yerden,
danışmanları 3-5 yerden ballı maaşları
aldıkları için anlamazlar belki ama biz soralım: Bir emekli
2.500 lirayla nerede barınabilir, ne yiyebilir, hangi doktora görünebilir,
hangi tedaviyi karşılayabilir, nasıl geçinebilir? AKP
iktidarı emeklileri açlığa mahkûm etmiştir. Yapılan bu
bin liralık artış, elektrikten doğal gaza,
akaryakıttan gıdaya, kısaca iğneden ipliğe her
şeye gelen zamlarla, emeklinin daha cebine girmeden eriyip bitmiştir.
Emeklilikte insan onuruna yakışan bir
maaşı her emekli hak etmektedir. Bu yüzden İYİ Parti
olarak, Komisyonda En düşük emekli asgari ücrete endekslensin. teklifi
verdik ancak Cumhur İttifakı üyeleri tarafından reddedildi;
şimdi, burada bu önergeyi tekrar veriyoruz. Tam olarak yeterli olmasa bile
en düşük emekli maaşının asgari ücrete yani 4.250 liraya
çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca, emekliler için muayene,
ilaç katılım payı ve fark ücreti
kaldırılmalıdır. Ramazan ve Kurban Bayramlarında
emeklilere verilen ikramiye en az asgari ücret seviyesine
çıkarılmalıdır. AKPnin 2008 yılında
çıkardığı yasayla bozulan sistem adil bir intibak yasasıyla
düzeltilmeli, BAĞ-KUR ve SSK emeklileri ile 2008 öncesi ve sonrası
emekli olanların maaşları arasındaki farklılıklar
giderilmelidir. Öğretmenler, polisler, hemşireler gibi meslek gruplarında
çalışanlara 3600 ek gösterge hakkı tanınmalı, böylece
emeklilik koşullarında ciddi bir şekilde iyileştirme
yapılmalıdır. Emeklilikte yaşa takılanların
sorunları da bir an önce çözülmelidir.
Değerli milletvekilleri, enflasyonun yüzde
80lere ulaştığı, ekonomik krizin her geçen gün
büyüdüğü, açlık sınırının 4 bin liranın
üzerinde olduğu bir ortamda yapılan bu düzenleme kabul edilemez çünkü
emeklilere yapılan bu zam yoksulluk ve açlık çeken 13 milyon
insanın geçim sıkıntısını çözmekten çok
uzaktır. Emekli cebindeki üç kuruşu sağlıkta katkı
payına mı, bir dilim ekmeğe mi yoksa elektrik, su, doğal
gaz faturasına mı vereceğinin hesabını yaparken
iktidar, saraylarda israf ve lüks içinde yaşam sürmektedir; emekli ay
sonunu getirmenin hesabını yaparken iktidar, yandaşlarına
üçer beşer maaşlar dağıtmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
DURSUN ATAŞ (Devamla) Resmî Gazetede vergi
istisnası yayınlayarak yandaşlarının bir gecede 9
milyar lira vergi borcunu silen; geçilmeyen köprülere, tünellere, uçak inmeyen
havaalanlarına 43 milyar lira ödeyen AKP, emeklilerine 3-5 milyar
lirayı veremiyor.
13 milyon emekli yoksulluğun,
açlığın pençesinde yaşam mücadelesi verirken AKP
iktidarının bu düzenlemeyi getirme amacı göz boyamaktan
başka bir şey değildir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
13üncü madde kabul edilmiştir.
14üncü madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
14üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 14- 13/6/2006 tarihli ve 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci
fıkrasında bulunan (a) bendine aşağıdaki alt bent
eklenmiş ve bendin son cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
4) Tam mükellefiyete tabi diğer
yatırım fonu katılma paylarından elde ettikleri kâr
payları (portföyünde yabancı para birimi cinsinden varlık ve
altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye
piyasası araçları bulunan yatırım fonlarından elde
edilen kazançlar hariç).
Diğer yatırım
ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kâr payları
bu istisnadan yararlanamaz.
Mehmet
Bekaroğlu Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan
İstanbul Antalya İstanbul
Serkan
Topal Süleyman
Bülbül Alpay
Antmen
Hatay Aydın
Mersin
İlhami
Özcan Aygun Rafet
Zeybek Faruk
Sarıaslan
Tekirdağ Antalya Nevşehir
Süleyman
Girgin Fikret
Şahin
Muğla Balıkesir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu.
Buyurun Sayın Bekaroğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu 14üncü maddeyle Kurumlar Vergisi Kanununun
5inci maddesinde değişiklik yapılıyor ve yatırım
fonlarından elde edilen gelirlerdeki istisnalar genişletiliyor.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi
yatırım fonlarının katılma payları ile
girişim sermayesinin yatırım ortaklıkları hisse
senetlerinden elde ettikleri kârlardan zaten vergi alınmıyordu.
Maddeyle bu istisnanın kapsamı genişletiliyor.
Değerli arkadaşlarım, son zamanlarda
Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti hâlâ adını koymadı ama
çok ciddi bir ekonomik kriz içinde ve âdeta âdeta diyorum yani hemen
yanlış anlamayın- müflis bir tüccar gibi eski defterleri
karıştırıyor, masanın üzerindeki notlara bakıyor,
kâğıtlara bakıyor, nereden ne elde edilebilir, nasıl bir
şey yapabiliriz de birtakım
Ya, bu şekilde olmaz değerli
arkadaşlarım. Yani bir inat uğruna gelinen bu yerde bundan sonra
çok ciddi radikal tedbirler almazsanız bunları
yapamazsınız. Alamazsınız da böyle radikal tedbirler çünkü
sizin ölçünüz yok değerli arkadaşlarım. Geçenlerde yani bundan
bir süre önce 30 ve 31 Aralıkta öyle bir iş yaptınız ki bu
işi yapan bir siyasi heyet, bundan sonra Türkiye'nin ekonomisiyle ilgili
çok ciddi kararlar alacak ve tekrar ekonomiyi yoluna koyacak, böyle bir inanç,
his uyandıracak vatandaşta; mümkün değil. Ne yaptınız
değerli arkadaşlar? Bir şekilde kendi Merkez Bankanızı
soydunuz. Bir şekilde diyorum ha, benzetme yapıyorum, teşbihte
hata olmaz. Bakın, Merkez Bankası 70 milyar TL zarardaydı -30
Aralık bilançolarında böyle görünüyor- o gece hayalî bir
şekilde, sanki bir alışveriş yapılmış gibi
-ya hazineyle ya merkez bankalarıyla ya kamu bankalarıyla,
bunları açıklamadınız, sanki işte daha evvel ucuza
alınmış şey pahalıya satılmış gibi;
bunu yaparlar, bu vatandaş da yapar, güya Allahı kandırır
Faiz değil başka bir şey yapıyoruz. diye- satıyormuş
gibi gösterdiler. Efendim, 7 liraya aldığımız dövizi
sattık 13 liraya işte, şu kadar kâr ettik. Ne kadar? Efendim,
130 milyar lira
Aynı gün aynı saatte tekrar geri satıyorlar.
Orada alırlarken bir zarar yok Satarken kâr ettik
130 milyar
lirayı 31 Aralıkta kâra yazdılar ve dediler ki: 60 milyar lira
kâr etti, Merkez Bankasının 60 milyar kârı var. Sonra ne
yaptılar? Sonra, şimdi, erken, mayıs ayında, haziran
ayında toplanması gereken Merkez Bankası Yönetim Kurulu
Şubat ayında -erken- toplanıyor değerli arkadaşlar ve
bu kârı hazineye devredecek yani bu hâle geldi, Türkiye Cumhuriyeti bu hâle
geldi. Okus pokusla, finans cambazlıklarıyla, üç kuruş oradan
oraya konulacak, bu şekilde gidecek; gitmez. Bunları bu işleri
ne kadar yapıyorsanız o kadar güven kaybediyorsunuz. Ekonomi biraz
güven işidir, bunu herkes söyler. Sürekli olarak güven kaybediyorsunuz ve
bu iş daha terse doğru gidiyor. Değerli arkadaşlarım,
aslında bu heyetin yapacağı şey bir an evvel
bırakıp ülkeyi seçime götürmek yani. Hadi tekrar
kazanırsanız güven yenilemiş olursunuz, devam edersiniz ama
kazanamayacaksınız. Niye? Çünkü arkadaşlar, siz bu ekonomide
baştan beri büyük yanlışlıklar yaptınız,
başkalarının parasıyla büyük harcamalar yaptınız.
Getirdiniz o paraları işte Biz bu işi biliyoruz, büyük
işler yapıyoruz. Şu kadar duble yol, şu kadar
diye betona
gömdünüz, yandaş müteahhitlere paraları
dağıttınız. Şimdi, sırası geldi, hadi
bakalım, gelin, borçları ödeyin
Bunu eski
Başbakanınız Binali Yıldırım da söyledi, itiraf
etti Dünya kadar para aldık, şimdi sırası geldi... diye.
Aldığınız paraları ne yaptınız? Asfalta,
şuraya, betona gömdünüz, o parayla herhangi bir yatırım,
araştırma geliştirme, fabrika, böyle şeyler
yapmadığınız için kazanamıyorsunuz. Eğer o
parayla böyle yatırımlar yapsaydınız şimdi orası
da çalışırdı, gelirleriniz olurdu, öderdiniz. Şimdi
Türkiye bunları yapamıyor. Cambazlıklarla, okus pokuslarla,
oradan alıp oraya aktarmakla, kendi Merkez Bankanızı soymakla bu
iş devam edemez. Gerçekten size bir şey söyleyeyim ve bunu
yapın, gidin Sayın Cumhurbaşkanına, anlatın,
anlatın arkadaşlar, çekinmeyin, deyin ki: Biz seçime gidelim,
artık yürümüyor bu iş. Seçime gidelim bu millet tekrar karar versin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) Bir cümle daha
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) Hep böyle demiyor
musunuz? Siz meşruiyeti sürekli millette aramıyor musunuz
değerli arkadaşlarım? Hadi bakalım, tekrar millete gidin,
millet karar versin; eğer sizi onaylarsa yolunuza devam edersiniz,
onaylamazsa da kimi onaylarsa ona devredersiniz değerli
arkadaşlarım. Bunu yapın, bunu yapın, bu ülke çok daha
fazla zarar etmesin, daha büyük sıkıntılar içine girmeyelim
diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan değiştirilmiştir ibaresinin
yeniden düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ayhan
Erel Ümit
Beyaz Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
Aksaray İstanbul Adana
Hüseyin
Örs Ayhan
Altıntaş
Trabzon Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz, buyurun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; artık temel yasa yapma
yöntemine dönüşen yeni bir torba kanun paketinin 14üncü maddesi üzerine
İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün işinize geldiği için dört elle
sarıldığınız bu torba yasa yöntemi, Parlamentomuzun
yasa yapma sorumluluğunu gayriciddi ve etkisiz kılmaktadır. Bu
usul, bütüncül bir anlayışla kanun yapmamıza engel
olmaktadır. Bu özensiz teklif hazırlama yöntemiyle, durmadan
değişikliğe uğrayan, günü geçiren ve ana odaklanan bir
mevzuat sistemi yaratılmıştır.
Değerli milletvekilleri, bir yapboz ekonomisi
uygulanan ülkemiz, yeni yıla zam kâbusuyla girdi. 20 Aralık
akşamı faiz indirme bahanesiyle küçük yatırımcıyı
çarpan iktidar, 31 Aralık gecesi de elektrikten doğal gaza,
akaryakıttan köprülere, vergilerden harçlara, iğneden ipliğe
kadar yaptığı zamlarla asgari ücretlinin aldığı
yüzde 50 zammı da çarpmış oldu; bununla da kalmadı,
zammı gece yarısından sonra geçerli ilan ederek zamları
enflasyondan kaçırıp milyonlarca memur ve emeklimizin yeni yıl
zammını da çarpmış oldu. Yeni yılın daha ilk
saatlerine rekor seviyede zamlarla girdik. Doğal gaza konutta yüzde 25,
sanayide yüzde 50 zam geldi; benzine 68 kuruş zam yapıldı; sadece
aralık ayında LPG fiyatları yüzde 80 arttı; elektriğe
yüzde 52 ile yüzde 130 aralığında zam geldi; köprü
geçişlerinde çift yönlü tarifeye geçildi. İyi ama teoriye göre
fiyatlar, faiz inince düşecekti, dolar yükselince fiyatlar artmayacak,
faize bağlı düşüşler olacaktı. Meşhur teorimize
göre, faizleri indirince piyasada her şey bahar havasına bürünecekti,
oysa Merkez Bankası faizleri düşürdüğünde piyasada faizler dahi
yükseldi.
Değerli milletvekilleri, kabul edelim ki
Türkiyede 2006 sonrasında yurt sayılarında olağanüstü bir
artış yaşandı. Yaptığınız
düzenlemelerle cemaat ve tarikat yurtlarının
açılmasını kolaylaştırdınız, teşvik
ettiniz. Kamuya ait taşınmazların bedelsiz kullanımına
izin verdiniz. Bu yurtlar üzerindeki Millî Eğitim Bakanlığı
denetimini kaldırdınız. Gençlerimizi önce yoksulluğa,
sonra, yoksulluk sebebiyle bu yurtlara mahkûm ettiniz. İşte Enes
Kara; henüz 20 yaşında, tıp fakültesi 2nci sınıf
öğrencisiydi, birkaç gün önce intihar ederek yaşamına maalesef
son verdi. Enesin geride bıraktığı video ve not çok
önemli. Enes, bu videoda, zorunlu olarak cemaat yurdunda
kaldığını ve hayattan nasıl
koparıldığını, yaşama sevincini nasıl
kaybettiğini tek tek anlattı. Bir genç Yaşama sevincimi
kaybettim. diyerek intihar ediyorsa bu kürsülerde susamayız, gençlerin
geleceğini karartanlara, yaşamdan kopartanlara göz yumamayız.
Gençlerimize umut olmak, güvence olmak zorundayız. Büyük devlet olmak,
öğrencilerinin barınma ihtiyacını karşılamak
demektir. Büyük devlet olmak, çocuklarını kimseye mahcup, muhtaç
etmemek demektir. Eğer, bir ülkede öğrencilerin
barınabileceği yurt sayısı yetersizse, öğrencilerimiz
istemeye istemeye, aile baskısı ve ekonomik koşullar sebebiyle
tarikat ve cemaat yurtlarında kalmak zorunda bırakılıyorsa
burada büyük devlet yok demektir, hatta orada maalesef devlet yok demektir.
Gelin, el ele verelim, gençlerimize daha çok destek olalım, hiçbir
gencimiz kendisini yalnız ve çaresiz hissetmesin, bu gençlerimizi devletin
denetimi olmayan hiçbir yere mahkûm etmeyelim.
Değerli milletvekilleri Adil bir Türkiye,
özgür bir toplum. idealiyle yola çıkan İYİ Parti olarak bu
kürsüden milletin sesi olmayı sürdüreceğiz,
vatandaşlarımızın dertlerini bütün Türkiyeye duyurarak
devam edeceğiz. Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşenerin dediği gibi Ne yapılırsa yapılsın,
hangi tezgâh kurulursa kurulsun, biz milletimizle buluşacak, milletimizin
sesi olacağız. Kulakları sağır, gönülleri millete
kapalı olanlara rağmen biz 2022 yılında da milletin partisi
olmaya devam edeceğiz. diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinde yer
alan aşağıdaki ibarelerinin aşağıda bulunan
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Musa
Piroğlu Hüda
Kaya Ayşe
Sürücü
İstanbul
İstanbul
Şanlıurfa
Züleyha
Gülüm Mahmut
Toğrul Gülüstan
Kılıç Koçyiğit
İstanbul
Gaziantep
Muş
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) Ülkede tam bir kriz
hâli yaşanıyor, her konuda bir kriz var. Tek adamın
kararlarına mahkûm edilen ülke, ne yazık ki iflasın
eşiğine gelmiş durumda. Yoksulun, emeklinin, emekçinin,
öğrencilerin, kadınların geleceğini yok eden kararlar
alınıyor. Ülkenin dört bir yanında açlık var, yoksulluk
var, kıtlık var. Kim için var tabii? Ezilenler, emekçiler,
çalışanlar için var. Bir avuç zengin için saraylarda yaşamak var
tabii ki, tüm halk için derken elbette ki bir avuç zengini kastetmiyoruz.
Artık, insanlar, ucuz ekmek alabilmek için Halk
Ekmek büfe kuyruklarında beklemek zorunda kalıyor, mahalle
marketlerinden su bardağıyla yağ satın alıyor,
pazarlarda artık kiloyla değil, taneyle alışveriş
yapılabiliyor. Eskişehirde kahvehane işletmecisi 28
yaşındaki Özgür Pehlivan, kredi borçlarını ödeyemediği
için, artık kendisini döndüremediği için intihar etti. 28
yaşında bir insanı umutsuzluğa sürüklemekten bahsediyorum.
Çiftçiler üretmenin değil, üretememenin
maliyetini hesaplıyorlar. Acaba üretmezsem ne kadar daha az zarar
ederim? diyerek ekinlerini bile ekmekten geri duruyorlar. Türkiye'nin dört bir
yanından gelen çiftçiler Tarım ve Orman Bakanlığı
önünde eylem yaptı. Eylem yaptı da muhatap bulabildi mi?
Bulamadı tabii ki, Bakanlık hiçbir şekilde muhatap olmadı.
Oysaki çiftçiler şunu söylüyordu: Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar
çiftçinin üretim araçları, traktörleri, mal varlıkları
haczedildi. Ama tabii, ortada bunu da duymak istemeyen bir Bakanlık
vardı.
Sadece çiftçiler mi? Sağlık
politikalarınız da iflas etti. Sağlıkta dönüşüm.
dediniz, sağlık kurumlarını ticarethaneye; insanları,
hastaları müşteriye dönüştürdünüz. Kuyruklar yok. diye
övünüyorsunuz, görünmez kuyruklar oluşturdunuz; evet, eskiden hastane
önünde bekliyordu insanlar, şimdi, internetten, randevu sisteminden aylar
sonrasına randevu alabiliyor ve siz bununla Kuyruk yok. diye
övünüyorsunuz. Sağlık emekçilerine sömürüyü, otuz altı saati
aşan nöbeti, beş dakikada bir randevuyu, saymakla
bitiremeyeceğimiz kölelik koşullarını dayattınız.
2012de, Türk Tabipleri Birliğinden yurt dışına
çıkabilmek amaçlı belge almak için başvuran hekim
sayısı 59 iken, bu sayı 2021de 1.405e çıktı ama
sizin umurunuzda mı? Tıkanan sağlık hizmetlerinde halk
karşısında muhatap bulamadıkça, sağlıkta
şiddet dili körüklendikçe bu sefer sağlıkçılar, maalesef,
şiddetle karşı karşıya kalıyor; şiddet
artıyor, buna karşı siz, sağlıkta şiddete
karşı etkili bir yasal düzenleme yapılması talebini, meslek
hastalığı yasası talebini görmezden geliyorsunuz.
Açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük
haklarıyla ilgili bir teklif geldi, sağlık
çalışanları dedi ki: Yeterli değildir, daha fazla
genişletilmesi gerekir. siz ne yaptınız? Var olanı bile
geri çektiniz, hiçbir düzenleme yapmadınız. Türkiye'nin en güvenilir
kurumlarından biri olan Türk Tabipleri Birliğini, sizin
yanlışlarınızı deşifre ediyor, halkı
aydınlatıyor diye hedef aldınız. Tüm
saldırılarınıza rağmen sağlık emekçileri hem
kendi hakları hem de halkın sağlık hakkı için
direnmeye devam ediyor. Beyaz Yürüyüşten Beyaz Foruma, 15 Aralık
grevinden 4 Ocaktaki bordrolarını faks çekme eylemlerine kadar hem
ekonomik hem özlük hem de demokratik hakları için dört bir yanda mücadele
veren sağlık emekçilerine, Türk Tabipleri Birliğine buradan
selam olsun diyoruz.
Ülkenin dört bir yanından yoksulluğun,
adaletsizliğin çığlığı yükseliyor. Doların
yükselişini tırmandırdınız, halk elindeki birikimi
dövize yatırdı ve hatta kredi çekerek döviz almak zorunda kaldı;
20 Aralık 2021 akşamında dolar kuru 18,40 TL seviyesinden
birdenbire 11 TL seviyelerine düştü, haberdar ettikleriniz yüksek
kurlardan dolarlarını bozup daha fazla zenginleşirken üç
beş kuruşunu dövize yatıran halk yani emekçiler sayenizde daha
fazla yoksullaştı. Sizin vurgun yaptığınız 20
Aralık günü Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde borç gerekçesiyle
elektriği kesilen bir ailede 2 yaşındaki Yunus Emre Binen bebek
soğuktan dolayı hayatını kaybetti. Ay'a
çıkacağız. Yerli otomobil, uçak üreteceğiz. Büyük çapta
doğal gaz kaynağı keşfettik. Dünyanın 10 büyük
ekonomisinden biri olacağız. yalanlarınıza inanan yok
artık. Siz inanıyorsanız eğer önden buyurun,
yandaşlarınızı alın uzaya yerleşin, bu ülke de
bir nefes alsın diyoruz. Bütün bu düzenlemeleri, halkın refaha
kavuşmasını elbette ki iktidardan, sizlerden beklemiyoruz. O
yüzden buradan halka seslenmek istiyorum: Bu iktidarın, bir avuç zengini
zengin etme dışında halka verebileceği hiçbir seçenek
kalmamıştır ama şunu da söyleyelim: Kimse umutsuzluğa
kapılmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ZÜLEYHA GÜLÜM (Devamla) Çözüm, bir avuç iktidar ve
yandaşları karşısında milyonlar olan ezilenlerin,
emekçilerin ellerinde, yüreğinde. Bir olursak, örgütlenirsek,
dayanışmamızı güçlendirirsek, demokrasi, adalet talebimizi
birlikte söylersek inanın ki biz kazanacağız. Milyonlarca
insanın yoksulluğunun sebebi dış güçler falan değil.
Halk yoksullaşıyor çünkü iktidar zenginlere çalışıyor;
onlar zengin oldukça halk, emekçiler, kadınlar, gençler
yoksullaşıyor. Halkı, ezilenleri
böl-parçala-düşmanlaştır yöntemiyle kendi iktidarlarına
razı etmeye çalışanlara ikna olmayın. Bu oyuna gelmeyelim.
Bu ülkenin kaynakları, halkın refah içerisinde
yaşayabileceği kadar büyük, yeter ki halk için kullanılsın.
Çözüm belli: Ampulü söndürün, söndürdüğünüz ampullerin yerine yeni
ampuller değil, kendi iktidarınızı kurun.
Gerçek bir halk iktidarı için topyekûn
mücadeleye diyorum, zafer direnenlerin olacak! (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... 14üncü madde kabul edilmiştir.
15inci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinin kanun
teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mahmut
Toğrul Hüda
Kaya Sait
Dede
Gaziantep İstanbul Hakkâri
Ayşe
Sürücü Züleyha
Gülüm Gülüstan
Kılıç Koçyiğit
Şanlıurfa İstanbul Muş
Erdal
Aydemir
Bingöl
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Bingöl
Milletvekili Erdal Aydemir. (HDP sıralarından alkışlar)
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle AKP Hükûmetiyle birlikte
adaletin, hukukun, yargının ne hâle geldiğiyle ilgili iki
çarpıcı örnek vermek istiyorum. Hep eleştirirler 12 Eylül 1980
darbesini ve Kenan Evreni. Kenan Evren ne yaptı? 17 yaşında
Nihat Erenin yaşını küçültüp
(Erdal Eren. sesleri) Erdal
Ereni
Özür dilerim, özür, özür
Kenan Evren ne yaptı? Erdal Erenin
yaşını küçülttü, 17 yaşında olan Erdal Erenin
yaşını küçültüp idam etti ama
(Büyüttü. sesleri) Büyüttü,
özür, özür, özür
Arkadaşlar, arkadaşlar, Erdal Eren, Kenan
Evren tarafından yaşı büyütülüp 17 yaşındayken, 17
yaşındayken yaşı büyütülüp idam edildi, idam edildi.
Bakın, AKP Hükûmeti ne yaptı? Aynı Kenan Evren gibi, aynı
Kenan Evren gibi Bager Sayak
17 yaşında, 17 yaşında olan
bu kişinin yaşını büyütüp ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına çarptırdı. Kim yaptı bunu? Recep
Tayyip Erdoğanın yürütmenin başı olduğu Hükûmet
yaptı.
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) Hani
nerede belgesi?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Arkadaşlar, kim
bu? AKP Grubu, küçük ortağı MHP Grubu... Türkiye yargı
tarihinin, Türkiye yargı tarihinin en uzun süreli, yirmi yıl tutuklu
yaşayan -bakın, tutuklu yaşayan, tutukluluk- tutuklu
yaşayan birisi İlhan Çomak ve hâlen cezaevinde. 20 yaşında
tutuklandı, yirmi sekiz yıldır cezaevinde; sizlerin de
kardeşi var, sizlerin de ağabeyi, akrabası var. Tam yirmi sekiz
yıldır cezaevinde tutuluyor, hiçbir delili yok.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Size göre
zaten
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Dinleyin
ya. Neye itiraz ediyorsunuz?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bu, AK
PARTİ döneminde olmamış, yirmi sekiz sene diyor, önce
olmuş.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) 2 defa, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinden adil yargılanma hakkının
ihlal edildiği dolayısıyla dosyası bozulmuş ve yerel
mahkemelere gönderilmiş bir kişi, İlhan Çomak şu anda bile
cezaevinde. Cezaevinde olurken de yazmış olduğu romanlar ve
şiir kitaplarından dolayı defalarca uluslararası alanda
ödül almış biri.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Yalnız
bunu maydanoza nasıl bağlayacak, merak ediyorum. Bir de ampul var.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Evet,
arkadaşlar, şimdi nereye gelelim? Adıyamanda bir Grup
Başkan Vekilinin katılmış olduğu bir toplantıda,
Ali Avcı diye bir AKPli sandık başkanı, görevlisi olan bir
arkadaşımız ne dedi? Dedi ki: Bu
anlattığınızı boş verin, hamaseti boş verin,
Uçak ürettik, Çanakkaleden daldık, Atlas Okyanusundan
çıktık. bunları boş verin; işsizim, işsizim,
açım, açım! Açlığıma çare bulun. Ne yapıldı
karşılığında? Ama Grup Başkan Vekilini tebrik
ediyoruz, kendi partilisi Ali Avcıya şunu demedi: Ananı da al
git. demedi. Tabii.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Salondan
dışarı çıkarılmadı, salondan
dışarı çıkarılmadı.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Seni
çıktığın yere kadar kovalarım. demedi. Tebrik
ediyoruz, muazzam tebrik ediyoruz. Ama şunu da demedi
2002
yılına kadar, bu bardak var ya bardak, ey AKP Grubu, Türkiye'de bu
bardak üretilmemişti, AKP sayesinde üretildi(!) (HDP
sıralarından gülüşmeler, alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gülüşmeler) Evet, evet, niye? Elbistan'da bardaktan
su içilmiyordu. Neyle su içiliyordu? Fötrden su içiliyordu, fötrden.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Maydanozla
bağlantısını nasıl kuracaksın?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Bakın,
bakın arkadaşlar, bu kim biliyor musunuz, bu kim? Semra, Semra
Arslan, iyi bakın, iyi bakın.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Semra Güzel
mi? Semra Güzel mi o?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Sayın Grup
Başkan Vekili iyi bakın. Semra Arslan Gebze'de, Gebze'de bir pazar
esnafı. Ne satıyor biliyor musunuz? Ha bu maydanoz var ya maydanoz,
bu maydanozu satıyor.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) Semra Güzel
nerede?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Maydanozu satarken de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Semra Güzel şu
maydanozu satıyor, şu maydanozu satıyor. Satarken de ne diyor
biliyor musunuz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Semra Güzel
değil.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Diyor ki: Bu
maydanozun bana maliyeti 2 lira 75 kuruş. Ben bu maydanozdan 2,5
kuruş kazanıyorum. Bana dedi ki: Çocuğum, git Mecliste bunu
ifade et. (AK PARTİ sıralarından Kim? sesleri) Ne et dedi?
Ben şimdiye kadar AKP'ye oy verdiğim için pişmanım. dedi.
Bakın, bu kim, bu ne? Bu sizin ampulünüz. Bu ampulü kim patlatacak biliyor
musunuz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Semra Güzel mi?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) İlk seçimde, ilk
seçimde bu ampulü Gebze'deki pazar esnafı Semra Arslan, koyun üreticisi
AKP'li Ali Avcı patlatacak. (HDP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Var mı zaman?
METİN YAVUZ (Aydın) Güzel, güzel
patlatacak, patladı da; sizi de patlattı, HDPyi de patlattı.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Saygılar(!)
METİN YAVUZ (Aydın) HDPyi de
patlattı.
RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli)
Ampulü kimlerin yakacağı çok belli; yirmi yıldır kim
yaktıysa onlar yakacaklar ampulü.
METİN YAVUZ (Aydın) Siz gidin,
dağlarda resim verin, sonra da ağlayın.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) Ama
öğretmenlikten önce maddi durumun neydi? Şu anda milyar dolarlar
içerisinde yüzüyorsunuz. Bunu da açıklayın.
METİN YAVUZ (Aydın) Ah Semra,
patlattın; hem kendini patlattın hem HDPyi patlattın!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bu
öğretmenlik ifadesi bana mıydı?
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Heyecanlandım.
Cehennemin kapısında zebaniler sizleri
bekliyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Ünal.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Bingöl
Milletvekili Erdal Aydemirin 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
15inci maddesi üzerinde verilen önerge hakkında yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Şimdi,
Sayın Başkan, 11/2/2021 tarihinde Mahir Ünalın Türkiyede
bardak yoktu. sözleri çarpıtıldı; işte gerçek. diye Halk
TV bile kullandı ve sözlerin nasıl bir dezenformasyon aracı
hâline getirildiğini Halk TV bile kabul etti o dönemde.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Niye bile, bile diyorsun
yani ne bile?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Çünkü Halk TV
bu konularda
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) A Haber İki kere iki
dört. bile demez; Tayyip Erdoğan Beş. derse Beş. der.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Şimdi A
Haber ile Halk TVyi yarıştırmak için konuşmuyoruz. Sadece
bir gerçeğin altını çiziyoruz
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tayyip Erdoğan İki
kere iki beş. derse A Haber Beş. der, Reis kerrat cetvelini tadil
etti. der.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Şimdi,
Özgür Bey, Adıyamanda, cuma günü İl Danışma Meclisi
toplantısında konuşma yaptığım esnada
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
bir
vatandaşımız orada bir ifade kullandı. Ya, görüntülerde de
var, diyorum ki: Güzel kardeşim, konuşmamı bitireyim, seninle
konuşacağım. Dolayısıyla, salondan
çıkarılmadı; aynı salonda konuşmam bittikten sonra
kendisiyle görüştüm, kendisiyle konuştum ve maalesef -İşte,
Sayın Özgür Özel, şimdi Neden Halk TV? diye sordu- Halk TV ertesi
gün Ali Avcıyı televizyonlara çıkarıp benimle
konuştuğunun aksine, başka beyanlar ortaya koydu.
Bu konunun burada
tartışılmasını ya da uzatılmasını da
istemiyorum. Sayın hatip konuyu açtığı için gerekli
açıklamayı yapma gereği duydum.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
VIII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel
Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda
ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, izin verirseniz 60a göre
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sataşmada bulunmadım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sataşma demedim zaten.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bir şey
yok.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler...
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Hayır,
hayır; Başkanım, Başkanım
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Dur, dur; bir yapsın,
oylamadan sonra
BAŞKAN Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, izninizle sadece bir dakika
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bir
dakika Erdal Bey
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Bingöl Milletvekili Erdal Aydemirin, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli Genel Kurul; şu anda edindiğimiz bir
bilgiye göre Ali Avcı 100 tane koyun sahibi, koyunlar isyan etmiş,
Sayın Mahir Ünal neden bizi terör örgütü ve Ali Avcıyı da
terör örgütünün lideri olmamakla itham etmediği için
Şu anda, bize
böyle bir talepleri var, Sayın Meclisle paylaşıyorum.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Genel Kurul böyle lüzumsuz bir ironiyle meşgul edilmemeli.
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) Evet(!)
Yalnız bir şeyi de atlattı:
Öğretmenken serveti neydi, şu anda serveti nedir? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, böyle bir
ironi mi olur, Genel Kurulun bir mehabeti var ya!
BAŞKAN Şimdi okutacağım 2
önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri okutup
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, söz
talebim var.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Her yıl
mal bildiriminde bulunuyoruz Meclise.
BAŞKAN Buyurun.
38.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünalın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şimdi, Sayın Mahir Ünal birkaç şeyi birden yapıyor.
Birincisi; Halk TV bile yaptı. diyerek Halk TVyi eleştiriyor. Oysa
Halk TV şunu söylemiş, hemen açtım baktım. Süleyman
Soylunun bana kazandırdığı bir özellik var; bir AK
PARTİli ne derse desin, akla çok yakın da gelse kaynağına
git bak. Yalan bitmeden doğru konuşmuyorlar.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hoş bir
şey değil söylediğin, hiç hoş değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Döndüm baktım, sekiz
saniyelik kısmı Bizden önce bırakın suyu, bardak bile
yoktu. dediği kısmı kırpmışlar.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Halk TV diyor ki: Bulun,
dönün tamamına bakın. Tamamında diyorsunuz ki:
Bardağın yüzde 70i dolu, 30u boş. Hep boş tarafa
bakıyorsunuz ama biraz da doluyu konuşalım. Bırakın
bardağı, bizden önce su bile yoktu. Halk TV, esas ironiyi, sizin
savunduğunuz kısmın üzerinden, olmayana ergi yöntemiyle
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum Sayın
Başkanım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Peki, Halk TV
gayet iyi, gayet güzel, gayet mükemmel, inanılmaz iyi yayın
yapıyor(!)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
sizin yapmaya
çalıştığınız bir saptırmayı
Bakın, dediği gibi, Sekiz saniyeyi değil, tamamını
yayınlayalım. demiş. Okuyunca insan daha çok ürperiyor.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Seni tebrik
ediyorum; Halk TVyi bile bu kadar iyi savunuyorsun, seni tebrik ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İkincisi; sizin çıktığınız,
aldığınız, dışarıya
çıkardığınız kişiyi Anadolu Ajansının
önünde, mevcutlu getirip kendi il başkanlığınızda
sorgulayacaksınız
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Mevcutlu
getirmedik, salondaydı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
orada bir sorun yok.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Salondaydı, salondaydı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ondan sonra Halk TV gidip
mikrofon uzatacak, o zaman Orada başka bir şey var.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bir yere
getirilmedi, salondaydı zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Eğer bir baskı varsa
AKP Grup Başkan Vekilinin AKP il binasında devletin
ajansını kullanarak vatandaşı sorguya çektiği anda
baskı vardır, Halk TVnin röportajında değil.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Anka
Ajansı da oradaydı, Anka Ajansı da oradaydı.
VIII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel
Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda
ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (Devam)
BAŞKAN Şimdi okutacağım 2
önerge aynı mahiyettedir, bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Erel Ayhan
Altıntaş Mehmet
Metanet Çulhaoğlu
Aksaray Ankara Adana Hüseyin Örs Fahrettin Yokuş Trabzon Konya
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Abdüllatif Şener Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan
Konya Antalya İstanbul
Süleyman Girgin Süleyman
Bülbül İlhami
Özcan Aygun
Muğla Aydın Tekirdağ
Rafet Zeybek Alpay
Antmen Faruk
Sarıaslan
Antalya Mersin Nevşehir
Serkan Topal Fikret
Şahin
Hatay Balıkesir
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk söz Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaşa aittir.
Buyurun Sayın Altıntaş.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına
301 sıra sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım
Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifinin 15inci maddesi üzerine
söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
15inci maddeyle, sanayi sicil belgesini haiz ve
fiilen üretim veya ihracat yapan kurumların söz konusu faaliyetlerinden
elde ettikleri kazançların kurumlar vergisi oranında yüzde 1lik
indirim uygulanması amaçlanmaktadır. Yani üretimin ve ihracatın
artırılmasının bir nebze teşvik edilmesi
amaçlanıyor. Üretimin ve ihracatın artmasını tabii ki
destekliyoruz, bunu buradan da sık sık söyledik. Borçla ve hazır
birikimleri satarak elde edilen büyüme kalıcı olmaz; nitekim on dokuz
yıl denediniz, sonuçta cumhuriyetin kazanımlarını
sattınız, ülkeyi borca soktunuz, hayatı
pahalılandırdınız, vatandaşı enflasyona
ezdirdiniz, gençleri işsiz ve umutsuz bıraktınız. Hâlbuki
ülkelerin kalkınmasının ana unsuru üretimdir; tarımsal
üretim ve sanayi üretimi, teknolojik üretim, ara malı üretimi gibi katma
değer sağlayacak üretim, büyüme ve kalkınmanın ön
şartıdır. Üretimin ve ihracatın
artırılmasının teşvik edilmesini de gerekli buluyoruz
fakat bu teşvik ve desteklerin amacına ulaşması için
sistematik ve kalıcı olması gerektiğini de
düşünüyoruz. Dönemsel teşviklerle, günü kurtarma
uygulamalarıyla, ileri geri politikalarla bir yere varamazsınız.
Değerli arkadaşlar, ekonominin büyümesi
istikrar ve güvenle mümkündür ancak siz hâlâ ani politika
değişiklikleriyle yol almaya çalışıyorsunuz. Geçen
sene 254 sıra sayılı Kanun Teklifiyle kurumlar vergisini yüzde
20den yüzde 25e, bu sene için de yüzde 23e yükseltmiştiniz. Bugün
kalktınız, bunun doğru olmadığını
düşündünüz, üretime ve ihracata katkı sağlamak için,
yükselttiğiniz vergide şimdi de yüzde 1lik indirim teklif
ediyorsunuz. Kurumlar vergisinde yüzde 1lik indirim gerekliyse yüzde 5
artışın faydalı olmayacağı da ortadadır.
Bunu her 2 kanun teklifinde de imzası olan vekillere sormak istiyorum. 254
sıra sayılı Teklifte 45 milletvekilinin imzası var, bu 45
vekilin 30unun bu 301 sıra sayılı Kanun Teklifinde de imzası
var. Buradan iki sonuç çıkıyor: Ya bu vekil arkadaşlar hiç
incelemeden ve üzerinde fikir beyan etmeden her iki kanun teklifine de
yalnızca imza atmışlar ya da Biz hata yaptık. diyerek
tekrar yeni bir kanun teklifinde bir araya gelmişler. Her iki sonuç da
maalesef takdir edilecek uygulamalara işaret etmiyor.
Değerli iktidar milletvekilleri,
iktidarınızın her uygulamasında bu tür belirsizlikler var.
İktidar bir gün dövizin yükselmesini istiyor, yükseleceği
mesajını en tepeden veriyor, akşam saatlerinde ise karar
değiştiriyor, doları düşürmek için farklı bir uygulama
getiriyor, hatta sonra da Çarpılan küçük
yatırımcıydı. diyor. Bu kadar belirsiz ve kararsız
politikalarla en temel sistemlere, mesela bireysel emeklilik sistemine bile
güvenimiz kalmadı. Ekonomiyle ilgili neredeyse bütün icraatlar böyle,
ipten düşmemeye çalışan cambaz gibi. Bu gösteri belki
dışarıdan izleyenler için eğlencelidir ancak tehlikeye
atılan ekonomik sıkıntı içine soktuğunuz vatandaş
olunca üzücü oluyor. Vatandaşın gerçeklerinden kopuk yaşamaya
başladınız, öyle ki Karnımı doyurmak için kendimi
geliştiriyorum. Açlığımı aklımdan çıkarmaya
çalışıyorum. Bazen fazla su içiyorum. diyen çocukların
olduğu bir memlekette kalkıp 100 liralık et almıyorum,
kuzu kestiriyorum. diyebilen ortaklarınız var.
Bir an önce kendinize gelip vatandaşın
feryadını duymaya davet ediyoruz, aksi hâlde Türk milleti önümüzdeki
seçimde kendi sesini duyanlara iktidar görevini verecektir diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Konya Milletvekili Abdüllatif Şenere
aittir.
Buyurun Sayın Şener. (CHP
sıralarından alkışlar)
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
teklifinin 15inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge nedeniyle
söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu 15inci madde, diğer maddeler gibi,
Hükûmetin izlemiş olduğu yanlış politikalar neticesinde
ekonomiyi krize sokmuş olması, bütün ekonomik göstergeleri
bozması ve bunun arkasından çözüm arama arayışları
içerisinde ortaya çıkmış bir metindir. Ancak bu düzenlemeler,
şu anda ekonominin içinde bulunduğu sorunları giderecek
nitelikte değildir. 15inci maddeye baktığımızda da
zaten bunun bir derde şifa olmayacağını hemen
anlayabiliriz. Ne diyor 15inci maddede? İhracat yapan kurumların
kurumlar vergisi oranı 1 puan indirimli uygulanır. Diğer bentte
de
fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumların kurumlar
vergisi oranı 1 puan indirimli uygulanır. diyor yani Üretim
yapanlar, ihracat yapanlar kurumlar vergisini 1 puan daha düşük
ödeyeceklerdir. demek istiyor. Ancak, içinde bulunduğumuz durumu gözden
geçirecek olursak en büyük sıkıntıyı tüketiciler
çekmektedir. Korkunç bir enflasyon var; başta akaryakıt
fiyatları, doğal gaz, elektrik olmak üzere Türkiye yangın yerine
dönmüştür. Marketlerde, pazarlarda ucuz hiçbir mal
kalmamıştır; mutfakta yangın vardır, tencere
kaynamıyor. Böyle bir ortamda toplam vergi gelirlerinin yüzde
66sının harcamalardan alınan vergiler olduğu
düşünülecek olursa 84 milyon insanın yaşadığı bu
yangın ortamında giderler üzerindeki vergilerin azaltılması
öncelenmeliydi ancak Üretim ve ihracatı artırmak fiyatları
düşürür mü? derseniz, bu yüzde 1lik indirimin hiçbir işe
yaramayacağı da açıktır çünkü bu indirimlerden kim yararlanacaktır?
Bu indirim yapılmasa dahi üretim faaliyetinde veya ihracat faaliyetinde
bulunanlar yararlanmış olacaklardır, ilave bir katkı
sağlamayacaktır.
İkinci bir durum ise bakıyoruz, her
şeyi dağıtan, altını üstüne getiren Hükûmet bu
maddeyle de bir dağınıklık ortaya
çıkarmıştır. Nedir o dağınıklık?
Şu anda Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurumlar vergisi oranı yüzde
20dir; bu maddeye göre ise ihracat yapan ve üretim faaliyetleriyle
iştigal edenler için 1 puan indirileceğine göre yüzde 19dur ama 2022
yılı için geçici kurumlar vergisi oranı ise yüzde 23tür. Yani
aynı dönem itibarıyla bir yüzde 23lük kurumlar vergisi var, bir
yüzde 20lik kurumlar vergisi var, bir de yüzde 19 oranında uygulanan
kurumlar vergisi var. Böylesine dağınık, rastgele ve köklü bir
kanunun temel bir maddesini anlaşılmaz hâle sokmanın hiçbir
faydası olmadığı da açıktır. Kanun yapma
tekniği açısından bu düzenleme kabul edilemez, savunulamaz
niteliktedir.
Diğer taraftan, öngördükleri ekonomik etkinin
de ortaya çıkmayacağı kesindir ama fiyat
artışlarından rahatsız olan geniş kitlelerin de bu
madde nedeniyle ulaşabilecekleri hiçbir rahatlık yoktur.
Dolayısıyla, bu maddenin, bu içinde bulunduğumuz konjonktüre
uygun ve katkı sağlayacak bir madde olmadığını
rahatlıkla söyleyebileceğimiz gibi, sistemi anlaşılmaz hâle
getirmesi nedeniyle de bunun faydadan çok zarar getirebileceği
kanaatindeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) Bu
bakımdan, bu önergemizle gerekli değişikliğin yapılmasında
fayda olduğu kanaatindeyim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
15inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 15inci madde kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin
kanun teklifi metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hüda
Kaya Mahmut
Toğrul Hasan
Özgüneş
İstanbul Gaziantep Şırnak
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Ayşe
Sürücü Züleyha
Gülüm
Muş Şanlıurfa İstanbul
Oya
Ersoy
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Oya Ersoy.
Buyurun Sayın Ersoy. (HDP
sıralarından alkışlar)
OYA ERSOY (İstanbul) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Evet, bu maddeyle kamu emekçileri ve kamu emekçileri
emeklilerinin ücretlerine yüzde 30,95 zam yapıyorsunuz; zaten asgari
ücreti de yüzde 50 artırarak 4.250 liraya çıkardınız.
Doları 18lerden 12 liraya düşürdünüz bir gecede; zaten
çarşı, pazar enflasyonunu, gıda zamlarını yapan
marketler, onların suçu; zamlar karşısında Geçinemiyoruz.
demek iktidarı itibarsızlaştırma çabası, şer
ittifakının zam kumpası; evet, kiralardaki artış ise o
açgözlü ev sahiplerinin suçu. Sizin işte bu yaratmaya
çalıştığınız yalan dünyası var ya, bu, geçen
hafta evlere gelmeye başlayan elektrik faturalarıyla tuzla buz oldu.
Evet, 2022nin ilk saatlerinde elektriğe yüzde
127, doğal gazda yüzde 25, vergi, resim ve harçlarda yüzde 36, köprülerin
geçiş ücretlerinde yüzde 25 oranında zam yaptınız. Temel
gıda maddelerindeki -son bir yıldaki- zam yüzde 80leri buldu. Ülkede
4 kişilik bir ailenin hem açlık hem de yoksulluk
sınırı yüzde 55 arttı ve açlık sınırı 4
bin lira, yoksulluk sınırı ise 13 bin lirayı
aştı. Şimdi, bu teklifte kamu çalışanlarına, kamu
emekçilerinin emeklilerine yüzde 30,95 dediğiniz zam var ya, önümüzdeki
yılın altı ayı için yüzde 7,5luk maaş
zammını ve enflasyon farkını öne çekmekten ibaret olan
yüzde 2,5luk artışı refah payı diye yutturmaktan ibaret.
2020 başında 4.450 lira, 2021 yılında 5.156 lira olan
ortalama kamu emekçisi maaşı bu ocakta 7.151 liraya çıkmış
olacak.
Değerli arkadaşlar, Türkiye tarihinin en
yüksek artışını yapmakla övündüğünüz asgari ücret de
bu teklifteki işte bu düzenleme de daha yasalaşmadan
bırakın erimeyi, buharlaştı uçtu gitti. Tarihte eşi
benzeri görülmemiş bir yoksullaşma tehdidiyle karşı
karşıyayız. Saray rejimi ülkeyi ekonomik bir felakete sürüklerken
5li çeteyi, yandaş sermayeyi, bankaları korumakta üstüne yok ve
bütün bunları yaparken de tüm faturayı halka kesiyor. Döviz krizine
çare diye getirdiğiniz o kur korumalı TL vadeli mevduat hesabı,
birkaç yüz bin servet ve sermaye sahibini, zengini daha fazla zengin, yoksulu
daha fazla yoksul edecek bir düzenlemeden ibaret. 80 milyon yurttaşı,
sayısı birkaç yüz bin olan zenginlere borçlandırıyorsunuz
ve ülkenin geleceğini ipotek altına alıyorsunuz. Saray iktidarı
diyor ya, o ekonomik kurtuluş savaşı sloganı var ya, bu
slogan memleketin geleceğini dolara ve avroya bağlamaktan ibarettir.
Geçen hafta evlerimize, iş yerlerimize, esnafa
gelmeye başlayan devasa elektrik faturaları -5li çetenin- enerji
şirketlerinin kârı için halka kesilen faturalardır. Dağıtım
şirketleri devletten kilovat saatini 31,86 kuruşa
aldığı elektriği 134,88 kuruşa satıyor,
yaklaşık 4 katından fazla bir al-sat kârı koyuyor -bu, bu
demek- Üzerine de dağıtım bedeli olarak yüzde 32,95 koyuyor;
tüketiciye geldiğinde bu fiyat 206 liraya çıkıyor yani
halkın cebinden neredeyse yaklaşık 7 katına yakın bir
para çıkıyor. Bu açıkça, adı adınca bir soygundur.
Özelleştirmelerle birlikte bu alana bir sürü şirket devasa yatırım
yaptı -şimdi, bu soygunun nedeni bu- ve bu yatırımlar için
de dövize endeksli krediler kullandı ve şu an dövizdeki
artışla beraber ve Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizle
beraber bu borcu ödeyemez hâlde. Barajlar yapıldı, binleri aşan
küçük ölçekli HES projeleri kuruldu, kömürlü termik santraller
açıldı; dolayısıyla, çok fazla elektrik üretildi ama bunu
karşılayacak bir tüketim talebi şu an bu ülkede yok.
İktidar, tüketimi artırmak için yaz saati uygulamasını
kalıcı hâle getirdi, şirketler teşvik edildi, alım
garantisi, yatırım teşvikleri, vergi muafiyetleri verildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
OYA ERSOY (Devamla) Şu anda da halka kesilen
bu faturalarla onların kârdan zarar etmesinin önüne geçilmeye
çalışılıyor çünkü özelleştirmeden sonra doğal
gazla ve ithal linyit kömürüyle çalışan termik santrallere
yatırım yapıldı. Biz az üretimden değil tam tersi çok
üretimden kaynaklı sorunla karşı karşıyayız. Bu
elektrikteki enflasyonun nedeni budur. O kadar çok arz var ki karşılayacak
tüketim yok, şirketlere alım garantisi verildiği için hem
şirketlerin zararlarını karşılamak için teşvik
veriliyor hem de iktidar zamlarla piyasayı dengelemeye
çalışıyor. Yani, ölü yatırımların bedelini halk
ödüyor; ihtiyacımız olmayan enerjinin, gereksiz
yatırımların parasını ödüyoruz biz. Bütün kurulu güç
arttıkça da hem doğa ekokırıma uğruyor hem de
elektriğe daha fazla para ödemekle uğraşıyoruz. Bütün bu
soygun düzeni ancak ve ancak bu özelleştirmelerin ve enerji
şirketlerinin payının düşürülmesiyle mümkün.
Öncelikle, bu kara kış
koşullarında halkın cebinden elinizi çekin ve bu zamları
derhâl geri alın. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi
Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
16ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 16 - 27/6/1989 tarihli ve 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 38- 4688 sayılı
Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre
düzenlenen Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali
ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını
Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşmenin İkinci Kısım Birinci
Bölümünün 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca %5
artış oranı üzerinden belirlenmiş olan katsayılar,
sözleşme ücreti artış oranları ve ücret tavanları ile
7 nci madde uyarınca 2022 yılının birinci altı
aylık dönemi için belirlenmiş olan ortalama ücret toplamı üst
sınırı % 10.25 oranına göre yeniden belirlenerek uygulanır.
Aynı Bölümün 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinde yer alan %5 oranı % 10.25 olarak uygulanır.
Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan Serkan
Topal
Antalya
İstanbul
Hatay
İlhami Özcan Aygun Alpay Antmen Süleyman Bülbül
Tekirdağ
Mersin Aydın
Rafet
Zeybek Süleyman
Girgin Faruk
Sarıaslan
Antalya
Muğla
Nevşehir
Fikret
Şahin
Balıkesir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen,
Muğla Milletvekili Süleyman Girgin.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu madde
görüşülürken biz, Komisyonda, kamu görevlilerinin aylıklarında
2022nin ilk altı ayı için artış oranının yüzde 5
yerine yüzde 7,5 olarak uygulanmasını, çekincelerimizi belirterek,
CHP'li üyeler olarak olumlu karşılamıştık. Toplu
iş sözleşmesi hukuku bakımından esas çekincemiz ise
imzalanmış bir toplu iş sözleşmesinin bir kanunla
çalışan aleyhine de değiştirilebilmesi konusunda
iktidarı yüreklendirmesidir, oysa yapılması gereken neydi?
Yapılması gereken, Ekonomik ve Sosyal Konseyi hemen toplayıp
toplu sözleşme yapılan kesimlerle ek protokol yapılması,
toplu sözleşme yapamayan kesimlere ise başka desteklemelerin yapılması
konusunda bir toplumsal uzlaşı oluşturulmasıydı.
Yapmadınız. Neden? Çünkü Ekonomik ve Sosyal Konsey size rafa
kaldırdığınız Anayasa'yı, demokrasiyi
hatırlatıyor. Ne gerek var, toplumun bütün kesimlerini kapsayan
istişarelere ne gerek var? Saraydaki her şeyi biliyor; o, talimat
verir, gönderir; biz de onaylarız, bu iş biter. diyorsunuz. Öyle
değil arkadaşlar. Bu anlayışın hepimizi getirdiği
nokta şu: 2018den beri saraydan talimat rejimi hepimize cumhuriyet
tarihinin en kötü dönemini yaşatıyor. Biz rakam vermekten
bıktık, siz bıkmadınız. İşsizlik mi diyeyim,
zamlar mı diyeyim, enflasyon mı diyeyim, dış borç mı
diyeyim? Bütün hedefleriniz tepetaklak. Karşımızda tel tel dökülen
bir tek adam rejimi var. Ülke tek bir adamın iki dudağı
arasına sıkışmış, kalmış.
Yandaşlığın liyakate tercih edildiği, tamamen iktidara
yakınlığın belirleyici olduğu bu sistem, bol torpilli,
bol imtiyazlı bu sistem bugün ülkenin tüm kılcal damarlarında
dolaşır oldu. Genel Başkanımız Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu, KPSS puanı yüksek olup mülakatta elenen ve
atanamayan öğretmenlerin sorununu gündeme getirmişti;
karşısına zincirli kapıları çıkardınız.
AKP'nin yirmi yıldır süregelen iktidar kayığını
yüzdürürken adaletsizliği nasıl kürek olarak
kullandığının sadece tek örneğidir bu. Unutmayın
ki biz, adalet mücadelesinin karşısına çıkartılan
bütün zincirleri aça aça yolumuzda yürüyeceğiz arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, ülkenin
parasını pul edenler, ülkeyi 3 dolara muhtaç edenler şimdi de
dolar garantili faiz sistemi getiriyor. Artık, faizi bankalar değil
hazineden halkımız ödeyecek. Yetmedi, Plan ve Bütçe Komisyonunda dün
görüşülen teklifle kur korumalı mevduat hesabı açtıran
şirketler için kur farkı kadar faiz, yine, devletin hazinesinden
çıkacak yani halkın cebinden çıkacak, bir de bu kazançları
vergiden muaf olacak.
Faizci AKP iktidarına soruyorum: Geçimini
sağlayamayan, karnını doyuramayan, kirasını ödeyemeyen
emekçiye, yoksula, emekliye zenginin faizini ödettirmek hangi kitap
yazıyor? (CHP sıralarından alkışlar) Döviz
kurları artmasın diye fakirden alıp zengine vermek hangi vicdana
sığar? Zenginin bankaya yatırdığı paraya ne hakla
dolara endeksli faiz garantisi veriyorsunuz? 85 milyonun bütçesi bu
şirketlere kaynak aktarmak için mi yapılıyor?
Değerli milletvekilleri, ülkemiz yeni
yılın sabahına zam yağmuruyla uyandı. Doğal
gazdan elektriğe ve akaryakıta kadar pek çok ürün zamlandı.
Böylece elektrik fiyatları son dört yılda 5e katlanmış
oldu. Sade vatandaşın dolarla ne işi var ki? diyerek âdeta
vatandaşın aklıyla alay edenlere sormak istiyorum: Bu
zamların gerekçesi nedir? Eğer kur artışlarından
kaynaklıysa hani kurla vatandaşın işi yoktu? Enerji
şirketlerini zenginleştirip halkı yoksulluğa,
karanlığa ittiniz. Elektriğe yüzde 124, doğal gaza
şimdilik yüzde 25 zam yapan Enerji Bakanı bir de mesaj gönderiyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
SÜLEYMAN GİRGİN (Devamla) Aklınla
Verimli Yaşa diyerek aklımızla dalga geçiyor, resmen Herkes
başının çaresine baksın. diyor. Aklını kullanacak
vatandaş, hiç endişeniz olmasın.
Değerli milletvekilleri, geçen hafta partili
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Fahiş fiyat
artışlarıyla insanımızın alım gücünü
düşürenlerin gözlerinin yaşına bakmayacağız. dedi.
Soruyorum: Fahiş fiyat zammı derken yaptığı yüzde 125
elektrik zammını mı kastediyor acaba yoksa mazot, benzin,
doğal gaz zammını mı yoksa yüzde 36 yeniden
değerlemeyle gelen zamları mı, hangisi? Sanki zamları
başkası yapıyor. Kendisi yapıp başkasını
suçluyor ancak siyaset literatürüne teflon politikası olarak geçebilecek
bu anlayışın da sonu geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SÜLEYMAN GİRGİN (Devamla) Ülke ne
yazık ki tarihinin en büyük krizini yaşıyor, aslında siz de
bunu biliyorsunuz; getirin sandığı, sorumlu kimmiş herkes
görsün.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin birinci
fıkrasında yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Örs Ayhan
Erel Ayhan
Altıntaş
Trabzon Aksaray Ankara
Fahrettin
Yokuş Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
Konya Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Konya
Milletvekili Fahrettin Yokuş. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin tarımı can çekişiyor.
Çiftçilerimiz, besicilerimiz ekonomik sıkıntıların içinde
bir çıkış yolu arıyorlar. İktidarın plansız
tarım ve besicilik politikası ise Türkiye'yi ithalata bağımlı
hâle getirmiş durumda. Gübreye, tohuma, hayvan yemine gelen zamlar üretimi
zorlaştırıyor. Çiftçilerimizin büyük bir bölümü
tarlasını ekemeyeceğini, besicilerimiz ise
hayvanlarını kestirmek zorunda kaldıklarını
söylüyorlar. Üzülerek söylemek isterim ki 2022 yılı 2021
yılından daha zor geçecek hem çiftçilerimiz için hem
halkımız için. Çiftçimizin bahar dönemi gübre atımından
evvel desteklenmesi şarttır. Eğer çiftçimiz, besicimiz
desteklenmezse ve onları kaderine terk ederseniz bu yıl, başta
ekmek olmak üzere, gıda fiyatlarındaki fahiş
artışlarla karşı karşıya
kalacağımız aşikârdır. Geçen yıl ocak ayında
üre gübresinin tonu 2.740 TL idi, bugün bu fiyat 14 bin lirayı geçti.
Mazotun litresi geçen yıl 7 liraydı, bu yıl katlandı, o da
14 liraya vardı. Allah aşkına, traktörüne koyduğu mazota 2
kat zam gelen, gübresine 5-6 kat zam gelen çiftçimiz toprağını
nasıl eksin? Size çok hazin bir durumdan bahsetmek istiyorum; bugün
Konyamızda çiftçilerimizin yüzde 80i arazisine DAP gübresini
atamadı, kullanamadı. Topraklarımız ekildi ancak önümüz
bahar yani üre gübresi kullanmak şart. Üre gübresinin tonu 14 bin
lirayı aştı; dönümüne
Değerli milletvekilleri, bu yıl
yağışlar iyi başladı, inşallah böyle devam eder.
Bu yağışlarla beraber çiftçilerimiz üre ve CAN gübrelerini
kullanabilirse verimli ve kaliteli ürün alınması mümkün olabilir. Bu
duruma kayıtsız kalmayın; gelin, çiftçimizi destekleyelim. Tarım
Kanunuyla belirlenen gayrisafi millî hasılanın en az yüzde 1i
oranında olması gereken tarımsal desteklerin bugüne kadar
yarısını bile vermediniz. 2006 yılından bu yana
çiftçimizin iktidardan toplam alacağı 200 milyar Türk
lirasını geçti. Bu destekleri vermediğiniz için bugün
çiftçilerimiz perişandır.
Bakınız, siz çiftçilerimizin yasal
hakkını vermezken Çin, Rusya, Hindistan, ABD gibi dünyanın en
büyük tarım alanlarına sahip olan ülkelerde gübre, yıllık
sabit fiyat garantisiyle veriliyor; bu ülkelerde gübre fiyatları devlet
tarafından sübvanse ediliyor. Ülkemizde ise gübre fiyatları dövizle
yarışır şekilde, füze hızıyla artmaktadır;
buna bir an önce Dur! demeliyiz.
Değerli milletvekilleri, acilen, gübre
fiyatlarının yüzde 50 oranındaki tutarı bütçeden
karşılanacak şekilde bir düzenleme yapınız ki
çiftçilerimiz üre ve CAN gübresini ekim alanlarında yeterli miktarda
kullanabilsin.
1 Ocak 2022 yılı itibarıyla,
akaryakıt fiyatları başta olmak üzere, elektrik ve doğal
gaza fahiş oranlarda artışlar yapılmıştır.
Bu zamların tüm vatandaşlarımızın bütçesine
ağır bir yük getireceği aşikârdır. Çiftçilerimiz
özellikle akaryakıt ve elektrik girdileri yüzünden daha da büyük
mağduriyetler yaşayacaktır. Bu nedenle, çiftçilerimizin
tarımda kullandığı akaryakıt ve elektrik
maliyetlerinin de yarı yarıya düşürülmesi gerekmektedir. Pandemi
sürecinde pek çok sosyal kesime, yeterli olmasa da bazı destekler
sağlanmıştır ancak bu destekler çiftçimize ve
besicilerimize çok görülmüştür. Acilen çiftçi ve besicilerimizin,
Tarım Kredi Kooperatifi borçları başta olmak üzere, bankalara
olan borçları yeniden yapılandırılmalı, faizler
kaldırılmalı, borç ödemeleri ise en az üç dört yıla
yayılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, üreticilerimiz yaşamış oldukları bağ,
bahçe, tarla ve traktör hacizlerinden mutlaka kurtarılmalıdır;
bu utançtan kurtarmalıyız.
Bilindiği gibi, çiftçilerimizin 2022
yılı BAĞ-KUR primleri yüzde 45 oranında artarak 1.668 TL
olmuştur. Çiftçilerimizin büyük bir bölümünün aylık 1.668 TL
BAĞ-KUR primi ödemesi mümkün değildir. Gerçekten, üreticilerin
emeğine saygınız varsa prim ödeme gün sayısını
ayda on beş güne indiriniz.
Değerli milletvekilleri, çiftçilerimiz Biz
gübre atamıyoruz, devletten gübre istiyoruz; zenginlerin bankadaki
mevduatlarına kur koruması veren siyasi iktidar, bizim kullanmak
zorunda olduğumuz gübreye de kur koruması yapmalıdır. Biz
vatandaş değil miyiz? diye soruyor.
Sözün özü, çiftçi ve besicilerimiz siyasi iktidardan
lütuf istemiyorlar, haklarının verilmesini istiyorlar;
ayrımcılık değil adalet istiyorlar diyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Madde oylamasından önce
yoklama talebimiz var efendim.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Geçti, geçti.
SALİH CORA (Trabzon) İşleme
geçtiniz Başkanım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Madde oylamasında,
önergede değil.
İYİ Partiye bir saygısızlık
yapmayalım, maddede istiyoruz.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Başkanım,
tüm ayağa kalkanların hepsini yazın.
BAŞKAN Sayın Özel, Sayın Sümer,
Sayın Gökçel, Sayın Özer, Sayın Tanal, Sayın Arı,
Sayın Adıgüzel, Sayın Hancıoğlu, Sayın
Kılınç, Sayın Şevkin, Sayın Süllü, Sayın Emecan,
Sayın Özkan, Sayın Aydın, Sayın Gaytancıoğlu,
Sayın Ünver, Sayın Ünlü, Sayın Yılmazkaya, Sayın
Ceylan, Sayın Bakırlıoğlu.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VIII.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 77 Milletvekilinin Bireysel
Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda
ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4058) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 301) (Devam)
BAŞKAN 16ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
16ncı
madde kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 17nci maddesinin
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Züleyha
Gülüm Hüda
Kaya Ayşe
Sürücü
İstanbul İstanbul Şanlıurfa
Mahmut
Toğrul Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Nuran
İmir
Gaziantep Muş Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Şırnak Milletvekili Nuran İmir.
Buyurun Sayın İmir. (HDP
sıralarından alkışlar)
NURAN İMİR (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri ve sevgili halkımız;
görüşülmekte olan kanun teklifinin 17nci maddesi hakkında partim
adına söz almış bulunmaktayım.
Bu kanun teklifi aslında yine bir torba
yasadır. Torba yasaların varlığı bu ülkenin otoriter
bir yapıda olduğunun yasama boyutundaki en önemli göstergesidir.
Yasaları bu şekilde tekelleştiren iktidar, toplumu ve
yurttaşı asıl gündemden saptırmak istiyor. Ülkenin kanayan
yarasına dönüşen hukuksuzluk ve adaletsizlik, yine her gün
yaşanan kadın cinayetleri, derinleşen ekonomik kriz
karşısında hiçbir tedbir alamayan iktidar her gün yeni bir
hamaset ve algı peşinde, o yüzden kendileri gibi düşünmeyen ve
kendilerine biat etmeyenlere saldırmaktadır. Yaklaşık iki
aydır Şırnak ve ilçelerinde sistematik bir gözaltı
uygulanıyor. Çoğunluğu parti yöneticimiz ve halkın çok
farklı kesimlerinden insanlar gözaltına alınıyor ve
tutuklanıyor. Son iki aydır Şırnakta yaklaşık
140 kişi gözaltına alınmış ve bunlardan 43ü
tutuklanmıştır. Peki, kim bunlar? Suçları nedir? Tek bir
kişi hakkında somut tek bir delil yok ortada. Tek suçları HDPli
olmaları ve HDP binalarına gitmeleri. Sizlere şunu sormak
istiyorum: Bir imam neden tutuklanıyor? Somut hiçbir delil yokken, toplum
içinde işi namaz kılmak, taziyeye gitmek, mevlit okumak olan ve
benzeri dinî vecibeleri yapan bir imam ödüllendirilmeli mi,
cezalandırılmalı mı?
Sırf bizimle hareket ettikleri için on beş
gün içerisinde Cizre'de 2 imam ne yazık ki tutuklandı. Bunlardan Mele
Kasım Yiğit bütün Şırnak ve ilçelerinde tanınan,
sevilen bir insandır. Halkın benimsediği, dinî konularda
referans olarak gösterdiği âlim bir kişiliktir. Mele Kasım
tutuklandığında şu soru soruluyor kendisine: Halk seni
neden bu kadar seviyor? Ne zamandan beri halkın bir insanı sevmesi,
sayması suç olmuştur? Hangi yasada ya da hangi toplumun
kurallarında böyle bir şey vardır? Mele Kasım'ı sadece
tutuklamakla kalmadılar, içeride de ibadetini yapmasını engellediler;
ailesinin gönderdiği Kur'an-ı Kerim ve elbiseleri kendisine
verilmedi, iki hafta boyunca hücrede tutuldu; ibadetini ve temizliğini
yapamadı, sürekli kullandığı ilaçları bile
alamadı. Diğer imam Mele Sait Özdemir; 2016dan beri 3 kez
tutuklandı, altı yıldır adli kontrol uygulanıyor, her
gün Emniyete gidip imza atan biri. Hayalî gizli tanıklar
dışında 63 yaşındaki Mele Sait'in tutuklanma
gerekçesini ne yazık ki ne kendisi biliyor ne karar verenler biliyor ne de
toplum biliyor.
Yine, gözaltına alınan ve tutuklanan
kadın arkadaşlarımız gözaltında çıplak aramaya ve
kötü muameleye tabi tutulmuşlar. Çıplak arama katiyen yoktur.
diyenler bu durumu araştıracak mı, gereğini yapacaklar
mı, yoksa birçok yerde olduğu gibi Bu doğru değil. deyip
üstü kapatılacak mı?
Değerli arkadaşlar, iktidarın
ıslahevlerine dönüştürdüğü, en ağır ihlallerin
yaşandığı cezaevlerinin durumu her yönüyle ciddiyet arz
ediyor. Bütün çaba ve çağrılarımıza rağmen Aysel
Tuğluk ve onlarca hasta tutsak mahpuslar için olumlu tek bir adım atılmış
değil. Cezaevlerinde hak ihlalleri konusu olmayan uygulama neredeyse yok
durumda. İnsan onuruna dokunan ne varsa rutine dönüşmüş ya da
mevzuata uydurulmuştur. Cezaevlerinden her gün bize hak ihlallerine ilişkin
onlarca mektup geliyor. Neredeyse her cezaevinin durumu aynı. İzmir 2
No.lu Kırıklar Cezaevinden bize gelen bir mektuba göre, siyasilerin
olduğu bir odada, uyuşturucu kullanmaktan ve insan yaralamadan
cezaevinde olan, şizofreni teşhisi konulan bir kişi doktor
raporlarına rağmen ne tahliye ediliyor ne de diğer mahpuslardan
ayrı tutuluyor. Mektupta belirtildiği üzere, hem kendisinin hem de
yanında kaldığı mahpusların yaşamları risk
altındadır. Adalet Bakanlığı bundan haberdar mı?
Neden bu sorunlar giderilmiyor? diye sormak istiyoruz bir kez daha. Ve biz,
bunları ifade ettiğimiz için her gün hedef gösteriliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
NURAN İMİR (Devamla) Teşekkür
ediyorum.
Bilinmelidir ki bizim işimiz görmezden gelerek
ihmal ettiğiniz, haklarını ihlal ettiğiniz, zafiyet
gösterdiğiniz ne varsa söylemektir ve çözüm yaratmaktır. Bunu yapmaya
devam edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 301 sıra sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve
Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 17nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE 17 Bu
Kanunun;
a) 12 nci maddesi 21/12/2021
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
b) 13 üncü maddesi 2022
yılı Ocak ayı ödeme döneminden itibaren uygulanmak üzere
yayımı tarihinde,
c) 14 üncü ve 15 inci
maddeleri 1/1/2022 tarihinden, özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde 2022
takvim yılında başlayan özel hesap döneminin başından
itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
ç) 16 ncı maddesi
1/1/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
d) Diğer maddeleri yayımı
tarihinden itibaren
yürürlüğe
girer.
Cavit
Arı Emine
Gülizar Emecan İlhami
Özcan Aygun
Antalya İstanbul Tekirdağ
Süleyman
Girgin Rafet
Zeybek Alpay
Antmen
Muğla Antalya Mersin
Süleyman
Bülbül Serkan
Topal Fikret
Şahin
Aydın Hatay Balıkesir
Faruk
Sarıaslan
Nevşehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Antalya
Milletvekili Cavit Arı.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CAVİT ARI (Antalya) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; öncelikle hepinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu getirilmeye
çalışılan düzenlemelere şöyle bir
baktığımızda, neredeyse baştan sona, AKP
iktidarının ülkeyi getirdiği çıkmazdan Nasıl
kurtulabiliriz? diye bir çırpınış içerisinde olduğunu
görüyoruz. Ama bu kötü yönetim, bu anlayış ve ülkeyi içine
soktuğunuz güven bunalımı nedeniyle, ne yaparsanız
yapın, artık sizin ülkeye vereceğiniz hiçbir şey
kalmadı. Vatandaşın size güveni kalmadı; vatandaş
Artık bu iktidar bir an evvel gitsin. diye beklenti içerisinde. Ve
yapılacak olan ilk seçimde gidici olduğunuzu siz de biliyorsunuz. Bu
nedenledir ki, son dönemde yapılan düzenlemelere şöyle
baktığımızda Bizimle birlikte hareket edenlerin
geleceğini nasıl garanti altına alabiliriz? anlayışı
olduğunu görüyoruz.
Bakın, limanları... Geçenlerde buradan
limanlarla ilgili bir düzenleme geçti; siz, kırk dokuz yıl süreyle
limanların kiralanmasıyla ilgili bir düzenleme getirdiniz. Antalya
Havalimanı; daha kira süresinin bitimine beş yıl var, beş
yıl sonra geçerli olmak üzere yirmi yıl süreyle kira
sözleşmesinin süresini yenilediniz. Bunların hepsi sizin gidici
olduğunuzu ve yandaşınızı koruyabilmek adına
çırpınışınızı göstermekte.
Bakın, bu düzenlemenin, bu torba yasanın
1inci maddesiyle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasındaki yabancı
ülke merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve
varlıkların haczedilemeyeceğine dair bir hüküm getirdiniz. Size
Komisyonda da söyledik; bakın, bu madde Türkiye Cumhuriyeti devletinin
itibarını zedeleyen bir maddedir. Böyle bir düzenlemeye niye ihtiyaç
görüldü? Hangi devletin, hangi merkez bankasının böyle bir talebi
oldu? Bugüne kadar böyle bir ihtiyaç oldu mu? Veya bu yatırılmaya
çalışılan ve haczedilmesin diye koruma altına alınmaya
çalışılan bu paralar kimin? Bu soru vatandaşın
kafasında. Vatandaş diyor ki: Acaba bu para birilerinin parası
da dışarıdan Türkiyeye sokulacak
Vatandaş, sizin,
Haczini önleyelim mi? diye bir düşünceniz olduğunu zannetmekte.
Yine, bu düzenleme içerisinde, bakın, bölgesel
ve iklimsel koşullar dikkate alınarak, il veya bölge bazında
kademeli doğal gaz satış fiyatı uygulaması
Değerli arkadaşlar, böyle bir düzenleme bölgesel
ayrımcılık yapar. Hani ayrımcılığa
karşıydık? Soğuk bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın
doğal gaz fiyatlarının yüksekliği nedeniyle desteklenmesine
biz de taraftarız. Oradaki vatandaşlarımız yüksek
doğal gaz fiyatlarının altında eziliyor, doğru çünkü
sizin kötü ekonomik yönetiminiz nedeniyle. Bakın, doğal gazda
tutulamayan bir artış var, hele hele bugünlerde; bugünlerde sizler de
gerek sosyal medyalarda gerekse sizlere ulaşan şikâyetlerle belki
görüyorsunuzdur, duyuyorsunuzdur. Geçen ay ile bu ay arasında 2
katına çıkmış elektrik faturaları. Vatandaş
Elektrik faturası gelecek. diye korkar olmuş ve diyor ki:
Beşten sonra -yani 17.00den sonra- artık dükkânlarımızı
açmaya korkar olduk. Yani, düşünün ki bir ilde iş yerlerini açma
korkusu sarmış; nedeni sizsiniz, elektrik faturaları.
İşte, yarın sıcak bölgelerde de yine doğal gaz
faturalarından dolayı vatandaşlar mağdur olacak. Başta
Antalya olmak üzere sıcak bölgelerde doğal gaz yüksek bedellere
çıkacak, oradaki vatandaşımız mağdur olacak. Bu
düzenlemeden de derhâl vazgeçin. Bu oylama yapılmadan bu düzenlemeden
vazgeçin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
CAVİT ARI (Devamla) Aksi hâlde, bakın,
sıcak bölge diye tanımladığınız illerdeki
vatandaşımız yüksek doğal gaz faturalarıyla
karşı karşıya kalacaktır.
Değerli arkadaşlar, kısacası, bu
düzenleme içerisinde vatandaşın lehine olan hususları biz de
destekleriz ama siz öyle maddeler getirdiniz ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin
itibarının zedelenmesi, yine bölgesel iklim koşulları gibi
gerekçelerle de özellikle doğal gaz konusunda vatandaşın kazıklanması
Bu düzenlemelerden vazgeçin diyorum.
Hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile
Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 17nci
maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan
yayımı tarihinde ibaresinin yayımı tarihinden 10 gün
sonra ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Altıntaş Bedri
Yaşar Ayhan
Erel
Ankara Samsun Aksaray
Fahrettin
Yokuş Hüseyin
Örs Mehmet Metanet
Çulhaoğlu
Konya
Trabzon Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Samsun
Milletvekili Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, geldik yürürlük maddesine. Kanunun
görüşülmeye başladığı andan itibaren
desteklediğimiz maddeler var tabii, şerh koyduğumuz maddeler
var; özellikle BESin yüzde 25ten 30a çıkması, minimum
maaşın 2.500 TL olması veyahut da çalışanlara yüzde
2,5 zam yapılması gibi maddeleri bizler de destekliyoruz.
Yine, doğal gazda kademeli geçiş derken
Bununla ilgili -daha önce- kanun teklifimiz de var; hem coğrafi
şartlara göre hem de gelir durumuna göre kademelendirilmesini, kademeli
tarifeye geçirilmesi önermiştik. Dolayısıyla Antalyada gaz
kullanan ile Erzurumda gaz kullananın arasında
Muhakkak Erzurumda
hava şartları biraz daha farklı olduğu için orada dar
gelirli daha yüksek miktarda gaz kullanacaktır, Antalyada belki daha az
miktarda gaz kullanacaktır. Önemli olan, asgari geçim
şartlarını haiz olan birinin, devlet nasıl olsa sübvanse
ediyor, ona dokunmayacak şekilde sübvanse edilmesi; yoksa şu an
yapılmakta olan, belli bir miktara kadar, gelir durumu ne olursa olsun,
devlet onu sübvanse ediyor. Geçtiğimiz günlerde zaten bu konuyla ilgili 80
milyar lira civarında rakamı BOTAŞın hesaplarına
aktardı.
Gelmek istediğim nokta özellikle bu fiyat
farkı kararnamesiyle ilgili. Bugün -sizi de muhakkak müteahhitlerimiz
arıyordur- bütün mücadelemize rağmen, bu verilen fiyat
farkının yeterli olmadığını, fiyat
farkının daha ne olduğu konusunda da bir netlik
olmadığını, sadece yetki verdiğimizi bu kanunda
görüyoruz. Arkadaşlarımızın genel manada istediği
şu: Hiç olmazsa bir tasfiye hakkının verilmesini istiyorlar.
Yani ihaleler yapıldı; daha yüzde 10da, 15te, 20de olan işler
var. Yani bunların fiyat farkıyla düzelmesi mümkün değil. Hangi
fiyatı verirseniz verin, demir fiyatı bundan yedi sekiz ay önce 3 bin
liraydı, bugün 12 bin liraya çıktı. Bakın, dolar kuru 18
lirayken demir fiyatı 13 bin liraydı, şu an kur 13e
düşmesine rağmen demir fiyatı hâlâ 12 bin lirada yani kurlarla
arasında doğru bir orantı yok. Aynı şekilde, çimento
ton fiyatları bugün 500 TL civarında, beton fiyatları yine 500
liraların üzerinde. Yani kuru olduğu gibi fiyatlara
yansıttılar -ben buradan sizi uyarıyorum- kur düşmesine
rağmen maalesef fiyatlarda bir gerileme yok. E, bu fiyatlarla, hangi fiyat
farkını verirseniz verin, firmaların bu işin altından
kalkma şansı yok. Hiç olmazsa düşük imalatlarda iş yapan
firmalara bizim bir tasfiye hakkı vermemiz gerekirdi. Vermediğiniz
takdirde ne olur? Üç aşağı beş yukarı aynı sonuca
çıkar. Yapacakları işlem belli. Teminatı
yaktığı zaman maliyeti nedir, işi yaparsa maliyeti nedir?
Yüzde 70i, 80i teminatı yakacaktır. Bunun devlete maliyeti
eğer bugünkü şartlarda 1 ise bu işi yaptıkları zaman
maliyeti 4e, 5e çıkacaktır. Çünkü görüyoruz, bakın, 1.400
liralarla, 1.500 liralarla yaptığınız ihalelere bugün
katılanların sayısı 1e, 2ye düştü; 3.400, 3.500
liralık metrekare fiyatlarına teklif veren firma yok. Yani bugün
fiyatlar yüzde 100 artmasına rağmen maalesef firmalar bu talepleri
oluşturmuyor. Bu rakamlarla bu işlerin altından kalkmaları
mümkün değil. Yani çok garip talepleri de yok, diyorlar ki: Hiç olmazsa
bu fiyat farkıyla beraber süre uzatımını verin, bu baz
fiyatı 2021 tarihine getirin; aynı şekilde bu uygulamayı,
hiç olmazsa bu tasfiye uygulamasını bize verin çünkü tersi devlete daha
pahalıya mal olacaktır. 2001 krizinde de ben bu
Parlamentodaydım, o zaman da böyle bir fiyat farkı kararnamesi
çıkmıştı ama o zaman orada tasfiye hakkını
vermiştik. Tabii, müteahhitler deyince genelde hep burada kürsüden de
söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki: Dünya 5ten
büyüktür. Hakikaten, bakın, bu sektörde iş yapan firma
sayısı 40 bin, 50 bin civarındadır. Bunları
topladığınız zaman da o sizin bahsettiğiniz beş
on müteahhidin böyle bir derdi yok. Onların yolcu garantisinin, araç
garantisinin, hasta garantisinin
Rakamların tamamı dolar endeksli;
onların böyle bir derdi yok, talepleri de yok. Bu kesimde
çalışan insan sayısı bugün yüzde 4, yüzde 5 civarında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Bugün toplam
istihdam sayısı 27 milyon 30 milyon civarında olduğu zaman
yani yaklaşık 700-800 bin çalışanı olan bir sektörü
ilgilendirir ki aileleriyle beraber -4le çarparsanız- ciddi manada bir
nüfusa hitap ettiğini görürsünüz. O da yetmez, bunların yanları
var yani bugün inşaat sektöründe elektrikçisi var, mekanikçisi var,
bimsçisi var, seramikçisi var; yaklaşık 300-400 kaleme hitap eden bir
sektörden bahsediyoruz. Onun için daha vakit varken yine de buradan son kez
-çünkü telefonlarımıza ha bire bu mesajlar yağıyor- size
diyorum ki: Vakit geçmeden hiç olmazsa bu tasfiye konusunda, süre
uzatımı konusunda, 2022den itibaren fiyat farkı konusunda
düzenleme yapılırken bu işi tekrar gözden geçirelim yoksa bunun
sonu uçurum, bunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok.
Ben kanunun hayırlı uğurlu
olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
17nci madde kabul edilmiştir.
18inci madde üzerinde aynı mahiyette olmak
üzere 3 önerge vardır, önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile
Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 18inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
MADDE 18- Bu
Kanun hükümleri Cumhurbaşkanı tarafından yürütülür.
Mehmet Metanet
Çulhaoğlu Ayhan
Erel Hüseyin
Örs
Adana Aksaray Trabzon
Ayhan
Altıntaş Fahrettin
Yokuş Erhan
Usta
Ankara Konya Samsun
Aynı mahiyetteki ikinci önergenin imza
sahipleri:
Mahmut
Toğrul Hüda
Kaya Ayşe
Sürücü
Gaziantep İstanbul Şanlıurfa
Gülüstan
Kılıç Koçyiğit Züleyha
Gülüm Mahmut Celadet
Gaydalı
Muş İstanbul Bitlis
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Emine
Gülizar Emecan Cavit
Arı İlhami
Özcan Aygun
İstanbul Antalya Tekirdağ
Süleyman
Girgin Fikret
Şahin Alpay
Antmen
Muğla Balıkesir Mersin
Serkan
Topal Süleyman
Bülbül Faruk
Sarıaslan
Hatay Aydın Nevşehir
Rafet
Zeybek
Antalya
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BEKİR
KUVVET ERİM (Aydın) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ilk konuşmacı Samsun Milletvekili Erhan Usta.
Buyurun Sayın Usta. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlarım.
Görüştüğümüz 301 sıra
sayılı Kanun Teklifinin son maddesine gelmiş bulunuyoruz. Ben
şöyle çok kısa bir şekilde bu konuşmamda görüşümüzü
toparlayacağım, ifade edeceğim.
Şimdi, burada, tabii, bu kanun teklifinde bizim
desteklediğimiz maddeler var. Bunlardan bir tanesi emekli
maaşlarının, asgari emekli maaşının 1.500 liradan
2.500 liraya çıkarılması yani bunu yeterli bulmamakla birlikte
en azından yapılan bu değişikliği elbette
destekliyoruz emeklilerimiz açısından ama emeklilerimizin daha fazla
gelire ihtiyacı olduğunu, bu paranın da emeklilerimizin
geçinmesi açısından yetersiz olduğunu da ifade etmek gerekir.
Diğer desteklediğimiz bir madde, kamu
görevlilerine, işte, ilave 2,5 puanlık bir artış
yapılması meselesi. Bu da yine desteklediğimiz maddelerden bir
tanesi.
Doğal gazda kademeli fiyat uygulaması
meselesi de yine bir nebze de olsa
Tabii, yapılan doğal gaz fiyat
artışları çok fahiş oldu, son derece yanlış oldu,
insanlar çok sıkıntı çekiyor, sadece hane halkları
değil, sanayi de çok sıkıntı çekiyor. Bu kadar doğal
gaz artışını gerektirecek yurt dışı emtia
fiyat artışı yok yani bunları yurt dışındaki
petrol fiyat artışı veya doğal gaz fiyat
artışına bağlamak yanlıştır. Bunların
sadece -ben, burada Maliye Bakanlığı bütçesinde de Maliye
Bakanına sormuştum- bizim hesaplamalarımıza göre
yapılan artışların sadece dörtte 1lik kısmı
aslında uluslararası fiyat artışlarından geliyor,
dörtte 3lük kısmı BOTAŞın kötü yönetilmesinden ve
kurlardaki, TL-dolar kurundaki çok yüksek artıştan geliyor yani
Türkiye'nin kendi meselelerinden geliyor. Dolayısıyla, çok yüksek
fiyatla tüketiliyor veya bu faturalar gerçekten el yakıyor. O nedenle
kademeli bir uygulama yapılması da yine bizim bu anlamda
benimsediğimiz maddelerden bir tanesi fakat bunun yanı sıra
sıkıntılı gördüğümüz ve benimsemediğimiz maddeler
oldu. Bunlardan bir tanesi Merkez Bankası nezdinde yabancı merkez
bankalarınca para, alacak, mal ve hakların haczedilememesi meselesi.
Bu hem Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının hem de Türkiye'nin itibarı
açısından son derece yanlış olmuştur. Bu maddeyi
desteklemiyoruz.
Bireysel emeklilikte devlet
katkısının tasarrufları artırıcı etkisi
olduğu söyleniyor. Bu, tekniksel olarak da
çalıştığımız bir konuydu ancak bunun şu anda
üst gelir grubuna ciddi bir şekilde transfer olmaktan öteye
gitmediğini, zaten insanların, alt gelir gruplarının
bırakın tasarruf etmeyi ihtiyaçlarını zor
karşıladığını görüyoruz. Dolayısıyla bu
25ten 30a çıkarılması meselesi çok doğru
olmamıştır, ciddi bir maliyeti vardır; yaklaşık
1,7 milyar lira sadece bu artışın maliyeti var. Bu keşke
yapılmamış olsaydı.
Tabii, en şiddetli karşı
çıktığımız madde bu kur korumalı TL mevduat
meselesidir. Burada, tabii, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rezervleri
maalesef tüketildi; 128 milyar dolar olarak sembolleşen, ondan sonra da
bu son operasyonlarla, 9 milyar dolar daha yine, arka kapı
operasyonlarıyla Merkez Bankasının olmayan rezervleri
harcandı. Şimdi Merkez Bankasında biraz rezerv biriktirmek için
yapılmadık iş kalmadı. Önce bireylerle başladı
bu, şimdi tüzel kişilere getiriliyor; yarın onun kurumlar
vergisi istisnası büyük ihtimal Mecliste görüşülecek. Yani, bu
şekilde sürekli genişletiliyor. Bunlar son derece yüksek maliyetli
operasyonlardır. Ne olacağını da kimse bilmiyor. Faiz
artışına karşıyız, faiz indiriyoruz. derken
Hükûmet burada zımni ve sınırsız bir faiz
artışına gitmektedir ve aslında, çok üst gelir grubunu
destekleyen bir madde olmuştur. Alt gelir gruplarından veya 84
milyondan topladığımız vergilerin, faiz geliri elde eden
bir kısım kişilere aktarılmasından başka bir
şey değildir. Dolayısıyla çok ciddi riskleri bünyesinde
barındırmaktadır. Bu maddeye bu nedenle şiddetle
karşı çıkıyoruz. Keşke bu düzenleme
yapılmasaydı, keşke bu madde bu kanun teklifi içerisinden
çıkartılsaydı. Yine, bununla paralel bir şekilde,
yatırım fonlarından elde edilen kâr paylarına da kurumlar
vergisi istisnası getirilmektedir. Yani bu Hükûmetin bir yandan faiz
lobisi derken, bir yandan Üst gelir gruplarını daha fazla
vergilendireceğim. diye birtakım söylemleri var ancak
uygulaması ve yaptığı düzenlemeler tamamen üst gelir
gruplarını ödüllendiren niteliktedir, bunu net olarak da görmek
lazım, milletimizin de bunu bilmesini ifade ediyorum.
Bütün bunlara rağmen, eğer kanun teklifi
geçecekse bizim nihai oyumuz hayır olacaktır ama ülkemize de
hayırlı olmasını temenni ediyor ve hepinize iyi
akşamlar diliyorum.
Sağ olun. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde ikinci konuşmacı Şanlıurfa Milletvekili Ayşe
Sürücü. (HDP sıralarından alkışlar)
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, cezaevlerinde rehin
tutulan tüm yoldaşlarımızı buradan selamlayarak sözlerime
başlamak istiyorum.
Değerli halkımız, cezaevlerinde
yaşanan hak ihlallerine her gün yenileri ekleniyor. Koşullu tahliye
hakkı olan mahpusları içeride tutmak için disiplin suçları ve
akıl dışı gerekçeler üretiliyor. Bakın, bize Sincan
Kadın Kapalı Cezaevinden gelen bir mektupta şöyle yazıyor:
Rojdan Erezin 25 Ekimde gerçekleşmesi gereken koşullu tahliyesi
eşini öldürdüğü ve çıkarsa eşine yeniden zarar
verebileceği gerekçesiyle iptal edilmiştir. Rojdan Erez
evlenmemiş, cezaevine de eşini öldürmekten dolayı girmemiş
siyasi bir mahpustur. Yani bir adli tutukluluk gerekçesi Rojdan Erez için
kullanılmıştır. Yine, Hanım
Yıldırımın koşullu tahliyesi de Ağabeyi cemaat
suçlamasıyla tutuklu. denilerek iptal edilmiştir. Yani Hanım
Yıldırım için de bir başka tutuklunun gerekçesi
kullanılmıştır. Bu şekilde ciddiyetsiz,
mantıksız davranan gözlem kurullarını gözden geçirmeyi
düşünüyor musunuz? Ayrıca adli mahpusların bulunduğu
kısımlarda sıkça oda değişimleri yapılırken
siyasi mahpuslara pandemi gerekçe gösterilerek oda değişimi
yapılmamaktadır. Bu uygulamalardan vazgeçin,
ayrımcılığa son verin.
Yine Sincanda kadın mahpus Sidar Varlu tek
kaldığı hücrede şiddet görerek sürüklenip başka bir
hücreye götürülmüştür. Görüyoruz ki Garibe Gezer nasıl intihara
sürüklendiyse diğer mahpuslara da aynı şekilde onur
kırıcı yaklaşımlar gösterilerek intihara
sürüklenmekteler. Mahpuslar, ilgili Bakanlığa onlarca dilekçe
gönderiyor ama hiçbirine cevap verilmiyor. Adalet Bakanı bütçe
görüşmeleri sırasında Bana ulaşan bir hak ihlali yok.
demişti fakat Meclise, benim odama kadar gelen bu mektuplar ve dilekçe örnekleri
size nasıl ulaşmıyor Sayın Bakan? Bu evraklar ya Bakandan
saklanıyor ya da Bakanın kendi Bakanlığından haberi
yok. Adalet Bakanı böyle ise adaleti arayanlar ne hâldedir? Bunu da
görüyoruz zaten.
Evet, değerli halkımız, son
dönemlerde özellikle İstanbul Sözleşmesi'nin iptaliyle kadına
şiddet tam anlamıyla bu iktidarın erkeğe bir politik
öğretisi hâline gelmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği
çocukların gördüğü mevcut eğitimle zihinlere ve toplumsal
yaşama nakledilmektedir. Oysaki okullarda toplumsal cinsiyet
eşitliği üzerine dersler verilmeliyken YÖK toplumsal cinsiyet
kavramının işlendiği dersleri bile üniversitelerden
kaldırdı. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, söz konusu
mülteci kadınlar olduğunda çok daha derin ve hak ihlalleriyle dolu
oluyor; 2nci eş olarak evlenmeye ikna ve zorlama, sömürü nesnesi olarak
görülüp ekonomik şiddeti daha derinden hissetme ve cinsel suç çeteleri
tarafından hedef hâline getirilmek gibi çok ciddi tehlike ve hak
ihlalleriyle karşı karşıya kalmaktalar.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği,
sınır kenti Urfada mülteci kadın ve kız çocukları
için çok daha ağır bir boyutta geçmektedir. Örneğin, mültecilere
karşı hukuki ve sosyal sorumlulukları almak istemeyen iktidar,
artık yaşamayan 13 yaşındaki Amara Dwladan haberdar
mıdır? Filistinden Suriyeye, oradan da Urfaya gelen Amara Dwla
babası tarafından kendi evliliği için bir erkeğe berdel
olarak verilmek isteniyordu. Amara, bunu kabul etmeyince babası
tarafından saçları kesildi, işkence gördükten sonra
yakılarak katledildi; Urfada kimsesizler mezarlığına
gömüldü. Geride bıraktığı günlüğünde İçimdeki
çığlıklar beni yutuyor. diye yazmıştı. Bir
gecede İstanbul Sözleşmesini iptal eden bu iktidar; cinsel
istismarı, kadın cinayetlerini, mülteci kadınların
uğradığı hak ihlallerini,
ırkçılığı ve cinsiyetçiliği kendi
iktidarını sağlamlaştırmak adına cezasız
bırakarak normalleştirmektedir. Bizler de diyoruz ki bu
ırkçı, cinsiyetçi, kadın düşmanı iktidara
karşılık olarak: Kadınlar bu iktidarı gönderecek.
Değerli halkımız, yine, ilim Urfada
yaşanan önemli bir soruna da değinmek istiyorum. Urfa-Suruç
arasındaki 45 kilometrelik yol Suruçlular tarafından ölüm yolu
olarak adlandırılmaktadır. Her yıl feci kazaların
yaşandığı, onlarca insanın yaşamını
yitirdiği bu yolda hiçbir önlem alınmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) Başkanım,
toparlayabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) Tek şerit
genişliğinde ve dar olan fakat çift yön olarak ikiye bölünmüş
hâlde kullanılan Suruç yolunun hızlıca güvenli hâle getirilip
duble yol yapılması gerekmektedir. Ayrıca Birecik-Halfeti
arasında Kelaynak yolunda kayalardan kopan parçalar sık sık
seyir hâlindeki araçların üstüne düşmektedir. Önlem olarak oraya
sadece kırmızı bir ışık yerleştirilmiş
fakat bu ışığın kopan kayaları nasıl
durduracağını anlayabilmiş değiliz. Gidip yerinde
incelediğimiz yolda, kayalar o anda bile üstümüze düşebilirdi.
Kayalarda oluşan çatlaklar uzaktan bile fark edilip görülebiliyordu ama
hâlen çelik halat ve ağlarla gerekli önlemler
alınmamıştır. Bu konuyla ilgili defalarca kez önergeler
verdik fakat hiçbir adım atılmadı ve bir çözüm getirilmedi. Bu
konuda yetkilileri görev ve sorumluluğa davet ediyor, tüm
halkımızı ve Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde üçüncü konuşmacı İstanbul Milletvekili Emine Gülizar
Emecan.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul)
Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
301 sıra sayılı Kanun Teklifinin sonuna gelmiş
bulunuyoruz. Şu anda 18inci madde yani yürütme maddesi üzerine
konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar, daha önce
yaptığımız konuşmalarda da değindiğimiz
gibi, Komisyonda da değindiğimiz gibi yine her zamanki gibi bir torba
kanun, birbirine benzemez bir sürü maddenin içinde olduğu bir kanun
teklifi getirdiniz ama getirdiğiniz kanun tekliflerinin içeriğine
bakınca, artık ülkeyi hakikaten yönetemediğinizin ve palyatif
çözümler peşinde nasıl da koştuğunuzun en iyi
göstergelerinden bir tanesi de bu kanun teklifi. İçinde elbette ki
desteklediğimiz maddeler var. Özellikle bireysel emeklilikle ilgili
getirilen maddeler vatandaşlarımızın, bireysel emeklilik
sistemine giren vatandaşlarımızın lehine olduğu için
onları destekliyoruz. Elbette diğer bazı desteklediğimiz
maddeler de var ancak bireysel emeklilik maddeleri de dâhil, aslında
sizlerin para toplamak amacıyla bu kanun teklifini getirdiğiniz de ortada.
Bir maddeden bahsetmek istiyorum yine, çok
tartışılan 12nci madde. 12nci maddeyle ne getirdiniz?
Kamuoyuna açıklandığı şekliyle tarif edeyim: Kur
korumalı Türk lirası vadeli mevduat hesabı açılması.
Gerekçeniz de ne? Finansal istikrara katkı sağlamak ve gerçek
kişilerin mevduat ve katılma hesaplarının getirilerini kur
artışlarına karşı desteklemek. gibi bir gerekçe.
Değerli arkadaşlar, şunu soralım
önce size: Ya, fiyat istikrarını kim bozdu? Biz mi bozduk, Ayşe
teyze mi bozdu, çiftçi Mehmet amca mı bozdu; kim bozdu da şimdi siz
fiyat istikrarı sağlamak için bu düzenlemeleri getiriyorsunuz? Neden
bu kur farkı üzerinden, yine, parası olan zenginlerin parasından
para kazanmasına sebep olacak düzenlemeleri getiriyorsunuz?
Faizi indirdiniz Faiz sebep, enflasyon
diyerek,
dolar kurunu, döviz kurunu havaya fırlattınız, enflasyonu
yükselttiniz, sonra birdenbire indirdiniz, şimdi de Finansal istikrara
katkı sağlamak. falan diyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, doları belli bir
seviyede tutmak için dört günde 7 milyar dolar sattınız siz.
Şimdi, o nedenle, bu getirdiğiniz uygulamanın çok da
başarılı olmadığı görüldü ki dün yine Plan ve
Bütçe Komisyonunda 4 maddelik bir kanun teklifi görüştük; bu, gerçek
kişilere getirilen düzenlemeyi şimdi de kurumlara getirdiniz,
kurumlarla ilgili bir düzenleme. O düzenlemeyi kanun teklifi içerisinde
görüşeceğiz ama bu getirdiğiniz yeni ekonomi modeli maalesef
patlamış durumda. (CHP sıralarından alkışlar)
Etki analizinde de şöyle bir durum var: Etki analizinde de bu maddeyle
ilgili hiçbir düzenleme yok. Söz konusu uygulamanın etkileri iki temel
değişken tarafından belirlenmekte olup maliyet
hesaplamaları sisteme katılacak mevduat seviyesine ve ilgili dönemde
gerçekleşecek kur değişiminin mevduat faizinin üzerinde gerçekleşmesine
göre değişiklik gösterdiğinden mali etkisi tam
ölçülememektedir. Yani aslında bir beklentiniz olmadan kanun
düzenlemeleri getiriyorsunuz. Hâlbuki bunun yerine artık bu tüketim
ekonomisinden vazgeçip üretim ekonomisine geçseniz belki bir şeyler bu
ülkede düzelecek. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, madde 13le, 5510
sayılı Kanunun ek 19uncu maddesinde yapılması önerilen
değişiklikle hâlen 1.500 lira olan en düşük emekli
aylığının Ocak 2022 ödeme döneminden itibaren 2.500 TL'ye
çıkarılmasıyla ilgili bir düzenleme yaptık. Şimdi,
bizim bu düzenleme madde 13le ilgili bir önergemiz oldu Komisyonda. Önergede
ne teklif ettik, ne istedik? Ölüm sigortasından ve iş kazası ve
meslek hastalığı sigortasından ölüm aylığı
veya sürekli iş göremezlik ölüm geliri alan hak sahiplerinin hisseleri
oranı esas alınarak yapılan ödemeler tutarının 1.500
TL'den az olması durumunda 1.500 TL'ye iblağ edilir. dedik ama siz
bunu kabul etmediniz. Ne demek bu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla)
Aslında bir sosyal ve hukuk devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti
Anayasasının 60ıncı maddesine de uygun olarak
aslında herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olmasından
dolayı bu verilen yardımların ailede işte eş ve
çocuklar arasında kişi başına bölündüğü zaman 1.500ün
altında kalması durumunda bugünkü enflasyon koşullarında,
bugünkü gelen zamlar koşullarında en azından asgari 1.500 liraya
çıkarılmasını talep ettik. Ne sakınca vardı bunda,
sormak istiyorum.
Madde 13ün etki analizinde şu var: Yapılacak
düzenlemeden 1 milyon 265 bin kişi faydalanacak olup düzenlemenin
yıllık maliyeti 3,5 milyar TL'dir. Müteahhitlere para
aktarırken şu yoksulları, öksüzleri, yetimleri de
sevindirseydiniz de şu 3,5 milyar biraz daha fazla olsaydı olmaz
mıydı? Vatandaşın lehine düzenleme yapsaydınız
olmaz mıydı? (CHP sıralarından alkışlar) Bu kanun
teklifi sizin artık bu ülkeyi yönetemediğinizin en güzel
göstergelerindendir. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla)
Teşekkür ediyor, saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.41
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.42
BAŞKAN:
Başkan Vekili Celal ADAN
KÂTİP
ÜYELER: Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 47nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
301 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir iş
bulunmadığından, alınan karar gereğince, Anayasa
Mahkemesinde boşalacak 1 üyelik için seçim yapmak ve kanun teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için, 19 Ocak 2022 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.43
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(x) 301 S. Sayılı Basmayazı 11/1/2022 tarihli 44üncü Birleşim Tutanağına eklidir.