TÜRKİYE BÜYÜK
MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
68inci
Birleşim
17 Mart 2022
Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
Türkiyede genç olmaya ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, 17 Mart millet iradesine darbeye ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın,
Hatayın sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun yaptığı
gündem dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
2.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
3.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
4.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
uzman jandarmaların taleplerine ilişkin açıklaması
5.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun, Adana
Yüreğirdeki zirai don olayına ilişkin açıklaması
6.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin Adananın
Pozantı ilçesinde yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
7.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Berat Gecesine ilişkin açıklaması
8.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun,
Hatay-Ankara uçak seferlerine ilişkin açıklaması
9.- İstanbul Milletvekili Rümeysa
Kadakın, Selçuk Bayraktar hakkında atılan tweete ilişkin
açıklaması
10.- Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın,
Berat Gecesini kutladığına ve gübre fiyatlarındaki
artışa ilişkin açıklaması
11.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl
Kasapın, 2003 yılında Gazzede vefat eden Rachel Corrieyi
rahmetle andığına ve Berat Kandiline ilişkin
açıklaması
12.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, Devlet Bahçelinin kendisiyle ilgili 20 Mart 2021
tarihli tweetine ilişkin açıklaması
13.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Berat Kandiline ve ithal buğday fiyatlarındaki artışa
ilişkin açıklaması
14.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, özel halk otobüsü işletmecilerinin sorunlarına
ilişkin açıklaması
15.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
enflasyona ilişkin açıklaması
16.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, AK PARTİ iktidarının 2021 yılında
gerçekleştirdiği hizmetlere ve Berat Kandiline ilişkin
açıklaması
17.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül
Yılmazın, Berat Gecesine ilişkin açıklaması
18.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu
Köksalın, Berat Kandiline ve Afyonkarahisarlıların
ısınma sorununa ilişkin açıklaması
19.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
AK PARTİli Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çınar
ağaçlarını yaşatırken CHPli İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin yok ettiğine ilişkin
açıklaması
20.- Iğdır Milletvekili Yaşar
Karadağın, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününe
ve Berat Kandiline ilişkin açıklaması
21.- Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, Berat Gecesine ilişkin açıklaması
22.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın,
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününe ilişkin
açıklaması
23.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın,
Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı Göcekteki talana
ilişkin açıklaması
24.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Berat
Kandiline, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin
107nci yıl dönümüne, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlunun
Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmesine ve Samsun Çatalarmuttaki
750 dönümlük nitelikli tarım arazisinin imara açılmak istenmesine
ilişkin açıklaması
25.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Berat Kandiline, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne,
Çanakkale Köprüsünün açılışına, Gürbulak Sınır
Kapısında yakalanan uyuşturucu maddeye ve uyuşturucuyla
mücadeledeki başarılarından ötürü İçişleri
Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı personelini
kutladığına ilişkin açıklaması
26.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Berat Kandiline, Kocaeli Valisi Seddar Yavuzun
HDPye yönelik sözlerine, Mardinin Kızıltepe ilçesi
Tepebaşı Mahallesindeki Mehmet Sincar Parkının adının
kayyum tarafından değiştirilmesine, Denizli Milletvekili Cahit
Özkanın asgari ücrete yönelik açıklamasına, Musa Anter ile
Kemal Kurkut davasına ve bir yıldır hasta bakmayan Doktor Alim
Çökükün neden yılın hekimi seçildiğini öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
27.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Berat Gecesine, toplumun büyük kesiminin ramazan pidesini sofralarında
göremeyecek olmasının üzüntüsünü yaşadığına, 18
Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününe, Çanakkale Köprüsünün
açılışına ve kamu-özel iş birliği projelerindeki
peşkeş anlayışına ilişkin açıklaması
28.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın, Berat Gecesine, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl
dönümüne ve Çanakkale Köprüsünün açılışına ilişkin
açıklaması
29.- Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, Çanakkale
Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
30.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan
Aygunun, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne ve Berat
Kandiline ilişkin açıklaması
31.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Berat Kandiline ilişkin açıklaması
32.- İstanbul Milletvekili Erol
Katırcıoğlunun, Giresun Milletvekili Cemal Öztürkün HDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
33.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenun, Tarım ve Orman Bakanının Afrikada hayaller
peşinde koşacağına GAP illerindeki ovaları suyla
buluşturması gerektiğine ilişkin açıklaması
34.- Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun,
cezaevlerinde nakil adı altında uygulanan sürgün politikasına
ilişkin açıklaması
35.- Eskişehir Milletvekili Arslan
Kabukcuoğlunun, Berat Kandiline ilişkin açıklaması
36.- Uşak Milletvekili İsmail
Güneşin, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne ve Berat
Kandiline ilişkin açıklaması
37.- Samsun Milletvekili Kemal Zeybekin, Samsunda
uzaktan eğitim gören öğrencilerin internet altyapısı
olmaması sebebiyle yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
38.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürkün,
İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlunun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
39.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Zaynal Abakarovu kimin koruduğunu öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
40.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Giresun Milletvekili Cemal Öztürkün yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
3.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
5.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
6.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin yaptığı
açıklaması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
7.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Denizli Milletvekili Nilgün Ökün CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
8.- Elâzığ Milletvekili Zülfü
Demirbağın, Elâzığ Milletvekili Gürsel Erolun 297
sıra sayılı Kanun Teklifinin 2nci maddesi üzerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
9.- Elâzığ Milletvekili Gürsel Erolun,
Elâzığ Milletvekili Zülfü Demirbağın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 16/2/2022
tarihinde Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ve arkadaşları
tarafından, yüksek enflasyon artışlarının toplum
üzerinde oluşturmuş olduğu olumsuz ekonomik etkilerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, 17/3/2022 tarihinde İstanbul
Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve arkadaşları tarafından,
5'li çete olarak bilinen sermaye gruplarına verilen ihalelerin
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, son
beş yılda artan yoksullaşmanın nedenlerinin
araştırılarak yoksullukla mücadele için gerekli
politikaların belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/5606) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart
2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve 29
Milletvekilinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4260) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 320)
2.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü (EİTEE)
Arasında EİTEE'nin Hak, Ayrıcalık ve Bağışıklıklarına
Dair Ev Sahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3168) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 270)
3.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti
Arasında Katar Askeri Hava Aracı ve Destek Personelinin Türkiye
Cumhuriyeti Topraklarında Geçici Konuşlanması Konusunda Teknik
Düzenlemenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi
(2/3669) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
297)
4.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna-Hersek Bakanlar Konseyi
Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Olarak
Tanınması ve Tebdil Edilmesi Konulu Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3705) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 308)
5.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ürdün Haşimi
Krallığı Hükümeti Arasında Hava Hizmetleri
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3412) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 310)
6.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Mesleki Eğitim Alanında İş Birliğine
Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi (2/3955) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 311)
7.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3539) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 312)
8.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Togo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticari ve Ekonomik İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3883) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 318)
9.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Gine Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1539) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 119)
10.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Belarus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük
Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1773) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 72)
11.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Güney Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret
ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1536) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 147)
VIII.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı: 119) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Gine Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifinin oylaması
2.- (S. Sayısı: 270) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü
(EİTEE) Arasında EİTEEnin Hak, Ayrıcalık ve
Bağışıklıklarına Dair Ev Sahibi Ülke
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifinin oylaması
3.- (S. Sayısı: 297) Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Katar Askeri Hava Aracı
ve Destek Personelinin Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Geçici
Konuşlanması Konusunda Teknik Düzenlemenin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifinin oylaması
4.- (S. Sayısı: 308) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Bosna-Hersek Bakanlar Konseyi Arasında Sürücü Belgelerinin
Karşılıklı Olarak Tanınması ve Tebdil Edilmesi
Konulu Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifinin oylaması
5.- (S. Sayısı: 310) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Hükümeti Arasında
Hava Hizmetleri Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Teklifinin oylaması
6.- (S. Sayısı: 311) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Mesleki Eğitim
Alanında İş Birliğine Dair Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifinin
oylaması
7.- (S. Sayısı: 312) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifinin
oylaması
8.- (S. Sayısı: 318) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Togo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik
İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifinin oylaması
IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, 2021
yılında Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan başvurulara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Süreyya
Sadi Bilgiç'in cevabı (7/58974)
2.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel'in,
Bakanlık bünyesinde TYP kapsamında görev yapan güvenlik ve temizlik
görevlisi sayısına,
- Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy'un,
Fransızca öğretmeni atamalarına,
- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun, 2020-2022 yılları arasında
Bakanlığın yaptığı ihalelere,
- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal'ın,
okul öncesi öğretmeni atamalarına,
- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin,
Amasya ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait
binaların depreme karşı
dayanıklılığına,
- Eskişehir Milletvekili Arslan
Kabukcuoğlu'nun, özel okul öğretmenlerinin mali ve özlük
haklarına,
İlişkin soruları ve Millî Eğitim
Bakanı Mahmut Özer'in cevabı (7/59050), (7/59567), (7/59568),
(7/59570), (7/59742), (7/59855)
3.- Bursa Milletvekili Yüksel Özkan'ın, 2021
yılında Türkiye'den göç eden kişilere dair çeşitli verilere
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu'nun cevabı (7/59281)
4.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlu'nun, bir ilkokulda yalnızca tek sınıfta
tadilat yapıldığı iddiasına,
- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, Türkiye
genelinde ve Denizli özelinde mesleki ve teknik anadolu liselerinin
kontenjanlarına,
- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin,
Çorum ilinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait
binaların depreme karşı
dayanıklılığına,
Antalya ilinde Bakanlığa bağlı
kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı
dayanıklılığına,
Çanakkale ilinde Bakanlığa bağlı
kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı
dayanıklılığına,
Kocaeli ilinde Bakanlığa bağlı
kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme karşı
dayanıklılığına,
Balıkesir ilinde Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlara ait binaların depreme
karşı dayanıklılığına,
İlişkin soruları ve Millî Eğitim
Bakanı Mahmut Özer'in cevabı (7/59566), (7/59674), (7/59739),
(7/59740), (7/59741), (7/59743), (7/59744)
5.- Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin'in,
Balıkesir'in Altıeylül ilçesinde öğrencilere yönelik
davranışları sebebiyle disiplin cezası alan bir lise
öğretmenine,
- İstanbul Milletvekili Oya Ersoy'un,
İstanbul'da bir okulda mülteci çocukların konteynerde eğitim
aldığı iddiasına,
İlişkin soruları ve Millî Eğitim
Bakanı Mahmut Özer'in cevabı (7/59569), (7/59676)
17
Mart 2022 Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.01
BAŞKAN:
Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Şeyhmus DİNÇEL (Mardin)
-----0----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 68inci
Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz Türkiyede genç
olmak konusunda söz isteyen Konya Milletvekili Sayın Abdulkadir
Karadumana aittir.
Buyurun Sayın Karaduman.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın,
Türkiyede genç olmaya ilişkin gündem dışı
konuşması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle Berat Kandilinizi tebrik ediyorum. Bu
mübarek gecenin ülkemize, milletimize, İslam coğrafyasına ve
bütün insanlığa hayır, barış, huzur ve adalet
getirmesini Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, elbette ki bir ülkenin
geleceği hakkında bir kehanette bulunmak istiyorsanız o ülkenin
eğitim sistemine ve gençlere dair yatırımlarına ve gelecek
planlamalarına bakmanız yeterli olacaktır. Bugün, yirmi
yılın sonunda genç arkadaşlarımızın geleceğe
dair ümitlerini yitirdiği, kaygılarla ve sorunlarla baş
başa bırakıldıkları bir ülke manzarası görüyoruz maalesef. Biz, bu çerçevede, Saadet
Partisi Gençlik Kolları olarak ülkemizin dört bir yanında genç
arkadaşlarımızla bir araya geldiğimiz Memleket Meselesi
programlarımızda genç arkadaşlarımızı dinliyoruz,
yaşadıkları sorunları ve geleceklerine dair beklentilerini
birlikte konuşuyoruz. Özellikle bu programla genç
arkadaşlarımız feryat ediyorlar ve ifade ettikleri
hususları ben de buradan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bakınız, bugün gençlerin yüzde 82si
Ülkemizde gelir dağılımında adaletsizlik var. diyor. Bu
sorunu çözmek için ne yapıyorsunuz? Gençlerin yüzde 72si
İmkânım olsa başka bir ülkede yaşarım. diyor.
Gençlerin yüzde 88i ülkemizde adalet sistemine ve mahkemelere güvenmiyor.
Gençlerin yüzde 95i bu ülkede bir şeyleri düzeltecek olan icra
makamı siyaset mekanizmasına güvenmediğini söylüyor.
İçişleri Bakanlığının raporunda, uyuşturucu
tedavisi görenlerin yüzde 47si zorunlu okul çağındaki ortaokul ve
lise öğrencisi çocuklar. Geçtiğimiz günlerde, Bursayı da
İnegöl ilçemizi de ziyaretimizde gençlerin uyuşturucu
bataklığına nasıl sürüklendiğinin can alıcı
neticelerine oralarda da maalesef şahitlik ettik. Süslü cümleler kurmak
dışında, uyuşturucuyla mücadele etmek adına ne
yapıyorsunuz?
Kıymetli milletvekilleri, bu ülkenin bütün
gençleri üretmek, ülkesine faydalı olmak istiyor fakat şöyle bir
bakıyorsunuz ki her 4 gençten 1i işsiz, çalışan gençler
ise kazandıkları maaşla asgari geçimini sağlayamıyor.
Gençler iş beğenmiyor. diyorsunuz ama bir bakıyorsunuz ki
üniversite mezunu gençlere üç harfli marketlerde çalışmak
dışında hiçbir hayat hakkı tanınmıyor. Gençlerin
hayatının en verimli çağı KPSS ve bilumum sınavlara
hazırlanmakla geçiyor, sınavdan puan alıp dereceye girenler ise
mülakat adaletsizliğine takılıyor. Liyakat yerine maalesef
iktidar partisine sadakat şartı arandığı için
ülkemizde emekleri zayi edilen yüz binlerce genç bulunmaktadır. Onların
hukukunu korumak ve gençlerin geleceğini çalan bu sistemden gençleri
kurtarmak hepimizin temel görevidir. Bunca yıllık iktidarın
neticesinde neredeyse üniversitelerde ders olarak okutulacak,
sosyologların önemli çalışmalarından birini
oluşturacak yeni bir kavram türemiştir ki o da ev genci meselesidir.
Peki, nedir bu ev genci? Üretim, istihdam ve eğitim süreçlerinin
hiçbirinde yer almayan gence maalesef ev genci denilmektedir. Ülkemizde
yaklaşık 4 milyon gencin ev genci olduğu tespit edilmiştir.
Bu kadar gencin hayattan izole edilmiş olması elbette ki ülkemiz
açısından en önemli beka sorunudur. Bu çerçevede de ev genci
meselesiyle ilgili şu anda yoğun bir çalışma içerisindeyiz.
Bunu da tamamladığımızda önümüzdeki günlerde bütün siyasi
parti gruplarıyla paylaşacağız ve ev genci sorununun
ülkenin gündeminden kalkması adına da yoğun bir
çalışma ortaya koyacağız.
Kıymetli milletvekilleri, yine, bugün 5
milyondan fazla genç arkadaşımız KYK borçlusu;
yaklaşık 300 bini KYK borcundan dolayı icralık olmuş
vaziyettedir. Gençlerin işsiz olması yetmiyor, çoğu aynı
zamanda borçlu vaziyettedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ABDULKADİR KARADUMAN (Devamla) Bugün
eğitimini tamamlamış, sınavdan puanını
almış ve görevine atanmayı bekleyen sadece öğretmen
adayı sayısı 700 binden fazladır. Bugün üniversite
diplomaları âdeta birer işsizlik sertifikası hâline
getirilmiştir. Masraflar artmış, her şey ateş
pahası olmuşken gençler evlenemiyor, yuva kuramıyor ve maalesef
geleceğe hazırlanamıyor. Yakından şahitlik
ettiğimiz bu problemlerin çözümü için peki sizler ne yapıyorsunuz?
Ancak görülen şu ki: Gençler bu sorunlarla uğraşırken sizler
kürsülerden hamaset üretmekten başka hiçbir şey yapmıyorsunuz.
Kıymetli milletvekilleri -sözlerimi
toparlarken- çalışmalarımız ve buradan
yaptığımız ikazlar adil ve yaşanabilir bir Türkiyeyi
inşa etmek içindir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULKADİR KARADUMAN (Devamla) Son bir
dakikayla toparlıyorum.
BAŞKAN Peki, çok konuşmuyorsunuz siz,
onun için bir selamlama yapın lütfen.
ABDULKADİR KARADUMAN (Devamla) Ülkemizin
gençlerini tabiri caizse harcayan bu düzeni mutlaka ama mutlaka
değiştireceğiz. Bu karanlık düzen artık
miadını doldurmuştur. Biz Saadet Partisi olarak gençlerin
üretim, istihdam ve eğitim süreçlerine aktif olarak dâhil olduğu,
adaleti tesis etmek ve kalkınmayı sağlamak için büyük bir
özveriyle çalıştığı bir Türkiyeyi inşa
edeceğiz. Bütün genç arkadaşlarımı temin ederim ki
tasalanmayın ve sakın ola ki ümitsizliğe kapılmayın,
karanlığın yerine aydınlığı,
batılın yerine de hakkı mutlaka inşa edeceğiz. Ne
olursa olsun gelecekten hiçbir zaman umut kesilmeyecektir diyorum, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz
Millet iradesine darbe: 17 Mart hakkında söz isteyen Kocaeli
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğluna aittir.
Buyurun Sayın Gergerlioğlu. (HDP sıralarından
alkışlar)
2.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, 17 Mart millet iradesine darbeye ilişkin gündem
dışı konuşması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 17 Mart 2022, tam
bir yıl önce bugün 17 Martta bu Mecliste vekilliğim
düşürülmüştü ve hukuksuzca bu Meclisten
çıkarılmıştım, 1inci yıl dönümü.
Ben Genel Kurulda bu kürsüye her
çıktığımda, AK PARTİ-MHP Cumhur İttifakı
başta olmak üzere herkes hatırlasın ki Anayasayı, hukuku
çiğnemiştiniz, kürsüdeki görüntüm size bunu hatırlatsın.
O gün ne olmuştu? Burada millî iradeye,
demokrasiye darbeyle bir milletvekilinin vekilliği düşürülmüştü.
Neden 17 Mart seçilmişti? Çünkü 18 Martta MHPnin büyük kongresi
vardı. Hem benim vekilliğim düşürülüyordu, hem de partimize
yönelik bir kapatma davası açılıyordu; ikisi de boşa
çıktı. İlk iddianameyi Anayasa Mahkemesi reddetti, ben
milletvekili olarak buraya geri döndüm. İşte, siyasi bir kararın
nasıl düşük yaptığını net bir şekilde
gösterdi, aslında biz çok net söylüyorduk. Hâlen yayında olan bir
haberi retweet ettiğim için, yayın organına ceza verilmeden,
bana iki buçuk yıl ceza verilmiş ve vekilliğim
düşürülmüştü; komik bir cezaydı, herkes biliyordu bunun hukuksuzluğunu.
İktidar başta olmak üzere hiç kimse Bu karar doğrudur.
diyemiyordu. Bütün bunlara rağmen büyük bir sessizlikle bu darbeye göz
yumdunuz.
Bakın, bu darbeleri çok yaptınız.
1994 Nevrozundan önce de vekillerimiz buradan yaka paça götürüldü,
akletmediniz. İktidarın kendisi de akletmiyor, kendi geçmişine
de yapıldı bu. Merve Kavakcıya da burada Kavakcı,
dışarı, dışarı! dendi, ne oldu, bir sonu geldi
mi? Ve hatta vekillerimizi attınız, bir sonu geldi mi? Yahu, daha
yakında, Sayın Enis Berberoğlu'nun kararı vardı,
mürekkebi kurumamıştı. Büyük bir hata yapıyorsunuz,
Sayın Berberoğlu gibi aynı şekilde geri geleceğim,
Anayasa Mahkemesini dinleyin. dedik, yine dinlemediler çünkü siyasi bir karar
vermişlerdi. Ben bu kürsüden o zamanlarda haykırmıştım:
Haklıyız, güçlüyüz, kazanacağız. demiştim. 17 Mart
günü buraya, bu dinleyici localarına gelen eski bir vekil vardı, AK
PARTİ 22nci dönem Bitlis Milletvekili Abdurrahim Aksoy. Kendisi de
locadadır, hoş geldiniz diyorum Sayın Aksoy. O gün burada
Sayın Aksoy sadece bireyin vicdanını değil, toplumun vicdanını
temsil etmişti, o localardan haykırmıştı: Kahrolsun
otokrasi, yaşasın demokratik Türkiye, yaşasın özgürlükler.
demişti. Ve ben burada partimle beraber adalet nöbetine girmiştim ve
ardından biz buradan nasıl çıktık? Direnmek
yaşamaktır.
(x) dedim
ve bu direnişimin, bu adalet talebimin sonucunda da yine milletvekili
olarak buraya girerken yine zafer işaretimle
(x)
Direnmek yaşamaktır. diye girmiştim ve böyle de yapmaya devam
edeceğim. Bu Meclise geldiğim iki buçuk yıllık
milletvekilliği hayatımda insan hakları ihlallerine
karşı çıkmıştım, kaldığım yerden
devam ettim, kaldığım yerden de yürüyorum.
Şimdi, bakın, o gün biz buradan
çıkarılırken çok sahtekârca işler yapıldı.
Bakın, şurada bir utanç belgesi var, herkes şunu görsün. Meclis
Başkanı Mustafa Şentop o gün MHP lideri Devlet Bahçelinin
talimatını dinledi. Cumartesi akşamı MHP lideri Devlet
Bahçeli bir tweet atarak Gergerlioğlu dışarı
çıkarılsın." dedi, pazar sabahı ben sabah
namazını kılamadan Meclisten yaka paça, terlik pijama
çıkarıldım. Neden? Devlet Bahçeli emretmişti.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa)
Doğru demiş. Sayın Bahçeliyi karıştırma.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Yasama
Başkanı Şentop bir parti liderinin sözünü dinlemişti ama
bununla da kalmamıştı; bakın, ne yaptı biliyor
musunuz? Vekillerin arabalarının bagajlarını
arattırdı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Vekillerin arabaların bagajları, hepinizin bagajı arandı.
Sanki o bagajda ben girecektim Meclise. Bakın, ben Sayın
Şentopa buradan hatırlatıyorum: Vekillerin
bagajlarını aratacağına masandaki Anayasa
kitapçığına baksaydın, o Anayasa
kitapçığına. Ben kendime söz vermiştim, bu hukuksuzluk
bitecek ve milletvekili olarak döneceğim Meclise, başka türlü bu
Meclise girmeyeceğim diye kendime söz vermiştim, ne araba
bagajı! Böyle komik işlere imza attın Sayın Şentop.
Bakın, ona soruyorum: Kimin Başkanısın? Buradaki 600
milletvekilinin mi Başkanısın yoksa böyle sahte tutanaklar
hazırlatarak beni Meclisten çıkarmaya çalışan, bu Meclisin
tarihine kara bir leke süren bir Başkan mısın? Açıkça
soruyorum Sayın Şentopa, kaç defadır soruyorum ve cevap
veremiyor, veremez. Utanç dolu bir tarih yazdı burada maalesef.
Biz diyoruz ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu,
teşekkür ediyoruz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Teşekkürler Sayın Başkan.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Onu
cevapladı, cevapladı onu. Cevapladığını sen de
biliyorsun. Onu Plan ve Bütçede cevapladı.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Bunu
cevaplayamaz, şunu cevaplayamaz! Sahte bir tutanak bu, resmî evrakta
sahtecilik bu!
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz
Hatayın sorunları hakkında söz isteyen Hatay Milletvekili
Sayın Serkan Topala aittir.
Buyurun Sayın Topal. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın,
Hatayın sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Berat Kandilimiz
mübarek olsun, tüm duaların kabul edilmesini diliyorum.
Değerli arkadaşlar, bir kent düşünün,
emperyalizme karşı Dörtyolda ilk kurşunu atarak Millî
Mücadelenin fitilini ateşlemiş olsun, bunun bedelini işgalle
ödesin, Fransız işgaline karşı yirmi yıl boyun
eğmesin, sömürgeye boyun eğmeyerek mücadelesine devam etsin,
Atatürkün tüm arzularını emir telakki etsin. Bir kent düşünün,
bu mücadelenin sonucu bağımsız devlet olsun ama bu
bağımsızlığı ana vatandan ayrılık
olarak görsün ve içine sindirmesin. Bir kent düşünün, dünyada birçok
toplumun ütopyası olan bağımsız devlete sahip olma arzusunu
ana vatana katılma hayaline dönüştürsün ve devletini tarihin
derinliklerine altın bir sayfa olarak teslim ederek ana vatan Türkiyeye
katılsın. İşte, bu kentin adıdır Hatay çünkü
Hatay Türkiyedir, Misakımillînin son halkasıdır. Bu Hatay,
Mustafa Kemalin şahsi meselesi olan Hataydır. Tayfur Sökmenin
devlet anahtarını Ankaraya teslim ettiği Hataydır. Bugün
de her türlü provokasyona karşı birliğimizin simgesi olan
bayrağımızı evlerinin camına asarak ülkeye
bağlılığını her koşulda onurlu bir
şekilde ilan eden de Hataydır.
Peki, bugün geldiğimiz noktada Hükûmetin,
iktidarın Hatay'a bakış açısı nasıl, bir de onu
görelim arkadaşlar. Sınır kapıları
kapatılmış, turizmi yok edilmiş, esnafı kepenk
kapatmış, ihracatı durmuş, ülkenin üçüncü tır filosuna
sahip olmasına karşın millî servetimiz olan kamyonların,
tırların ve diğer nakliye araçlarının çürümeye terk
edildiği bir kenttir Hatay iktidar sayesinde. İşsizlerin her
geçen gün arttığı, genç işsizlikte ülke genelinde ilk
sıralara oturmuş, 3 gençten 1inin işsiz olduğu bir Hatay,
600 bin Suriyelinin içinde barındığı bir Hatay ve
işsizliğin arttığı bir Hatay ama gelin deyin ki Hatay
nasıl? iktidar Hatay çok iyi. diyor. Esnaf kredilerini ödeyemiyor, SGK
primlerini ödeyemiyor, kepenk kapatıyor, Gelin, destek olun. diyoruz ama
Hatayı görmüyorlar. Hatay'da yıllık 13 milyar vergi
alıyorlar ama Hatay'a gelince 400 milyonluk hizmet yapıyorlar. Yani
30 akça alıyorlar Hatay'dan, 1 akça hizmet veriyorlar; geri kalan 29
akçayı ne yapıyorlar? Hiç ediyorlar. Doğru değilse,
gelsinler buradan konuşsunlar.
Arkadaşlar, 160 bin nüfuslu Defne'de hâlâ
hastane yok, diyorlar ki Antakya çok yakın. Ya Antakya'daki hastaneye
yetişinceye kadar benim Sinanlıdaki, Defne'deki hemşehrim vefat
ediyor; vebali sizdedir arkadaşlar. Barajlara gelince Biz baraj
yaptık, Reyhanlı Barajını bitirdik. diyorlar ama benim
Amik Ovası'ndaki çiftçim hâlâ tarlasını sulayamıyor;
sulayamıyor. Bakın, Arsuz'da Gönen Çayı Barajı vardı,
2013ten beri bir türlü bitirilemedi. Bırakın bitirilmeyi, ya ona
ayrılan miktar ne kadar? Çok komik, bin lira; bin, bin. Büyük Karaçay
Sulama Projesi... Bakın, yukarıda su var ama sulama projesi yok;
benim Samandağlı çiftçim hâlâ tarlasını sulayamıyor
arkadaşlar. Bu, nasıl bir hizmet anlayışı? Bakın,
arkadaşlar, kültürün de inancın da denizin de turizmin de merkezi
Hatay, dünyanın da merkezi Hatay.
Hatta, bakın, The New York Timesın
2020de Gezilmesi Gereken 52 Yer listesinde Antakya 34üncü sırada
olmasına rağmen bugün maalesef turist gelemiyor. Neden biliyor
musunuz? Suriye savaşı var ve maalesef şu anda güvenli bölge
olarak ilan edilmemiş. Bunun müsebbibi yanlış bir Suriye politikası.
Arsuzda maden ocağı açılıyor,
oradaki halk Hayır, yapmayın. diyor; milyonlarca ağacı
katlettikleri gibi orada da şu anda binlerce ağacı
katlediyorlar.
Arkadaşlar, Amik Ovasında, çiftçilerimiz
gübresini alamıyor, bakın, şu anda gübre atamadılar; mazot
zaten hiç alamıyorlar artık, elektrik faturasını
yatıramıyorlar. Hayvancılıkla uğraşan
arkadaşlarımız da maalesef yem alamıyor. Ya,
arkadaşlar, bakın, gelin, beraber Amik Ovasını bir
gezelim; Kumluya, Hassaya, Kırıkhana, Reyhanlıya bir
gidelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
SERKAN TOPAL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Amik Ovasına bir gidelim,
vatandaşlarımızın sorunlarını bir dinleyelim,
beraber çözelim arkadaşlar.
Bakın, yollarla ilgili trafik kazası
istatistiklerinde, Hatay, maalesef şu anda 9uncu sırada
arkadaşlar; ölümlü kazaların bu kadar olduğu bir il hâline
geldik. Antakya-Altınözü duble yolu, Antakya-Samandağı duble
yolu, Antakya-Yayladağı-Suriye hududu duble yolu, Antakya-Reyhanlı-Cilvegözü
sınır yolu bir türlü tamamlanamadı. Niye tamamlamıyorsunuz
arkadaşlar, niye tamamlayamıyorsunuz?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Para
yok.
SERKAN TOPAL (Devamla) Bakın,
Topboğazı-Kırıkhan merkeze kadar da orada
Karayollarına ait olan yollar yine yapılmadı. Ne zaman
yapacaksınız arkadaşlar?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Tekirdağda da aynısı.
SERKAN TOPAL (Devamla) Biz Hatay'ın
sorunlarını söylemeye devam edeceğiz.
Arkadaşlar, ecrimisil ödemekte zorlanıyor
Hatay halkı, hazine arazileriyle ilgili bir türlü çözüm bulunamadı.
Buradan 15 ilçemize söylüyorum: Siz rahat olun, Millet İttifakı
iktidarında biz çözeceğiz Allahın izniyle.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, söz alabilir miyim acaba?
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun yaptığı
gündem dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, bir önce yapılan gündem dışı
konuşmada HDP'li hatip, Sayın Genel Başkanımızın
talimatıyla kendi milletvekilliğinin düşürüldüğünü ifade
etmiş, iddia etmiş. Şimdi, tabii, Meclis açıldığı
gibi böyle bir şeye bu bir gerginlik sebebi olsun istemeyiz ancak
basın toplantılarında veya sosyal medyada insanlar atıp
tutabilir, bir şeyler söyleyebilir, sonra bunlar gayet serbest
mecralardır fakat burası Gazi Meclisimiz ve bu Gazi Meclisimizin
Genel Kuruludur. Burada Milliyetçi Hareket Partisi bir grupla temsil edilmektedir.
Şimdi, gözlerimizin içine bakarak veyahut da bizleri muhatap alarak bu
şekilde bir iftirada bulunulmasını kabul etmemiz mümkün
değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Talimat denilen
işlemin hukuken ne olduğunu herkes çok yakından bilmektedir.
Talimatın da ispatı bu noktada belli birtakım delillerle olur.
Şimdi, böyle bir talimat söz konusuysa ve MHP'ye kongre öncesinde bir
hediyeyse yani bu noktada bu meseleler bizim kendimize düğün bayram
havası içinde karşıladığımız şeyler
değil ki. Hukuk önünde yapılan şeyler ne gerektiriyorsa onun
gereği yapılmıştır. Dokunulmazlık,
milletvekilliğinin düşürülmesi meselesi de İç Tüzük ve Anayasa
çerçevesinde gelişen bir işlemdir. Dolayısıyla bizim
herhangi bir dahlimiz olmadığı gibi, Milliyetçi Hareket
Partisini ve Sayın Genel Başkanımızın adını
ağzına alıp, bu noktada müfterilik yapıp bunu burada,
Meclis kürsüsünde dile getirmek son derece yanlıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Ben bunu sadece
kendisi için değil, bu noktada, söyleyip de bunu ispat edemeyen kim varsa
alçaktır ve şerefsizdir, net. (MHP sıralarından
alkışlar)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun Gergerlioğlu...
Hayır, oradan bir izah edin.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Efendim, ağır ithamlar oldu, iki dakika...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sataşma var Sayın Başkan.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Şimdi, önce bir yerinize geçin,
önce bir yerinize geçin.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Efendim, biz
ispata davet ettik, ispata davet ettik. İspat edemezsen alçaksın,
şerefsizsin. dedik, kendisine değil.
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Burada sataşma
yok; cevaptır bu, sataşma değildir bu.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Bülbül, konunun
muhatabı ilgili milletvekili arkadaş. Tabii, ondan birtakım
açıklamalar, izahlar beklediniz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Tabii, tabii,
tabii.
BAŞKAN Buyurun, kürsüden iki dakika söz
veriyorum size. Yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim lütfen.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Böyle
kafadan atıp tutmakla kimse bir yere varamaz, işte Devlet Bahçeli'nin
tweeti burada.
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Oku.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Oku, oku o
tweeti.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Cumartesi akşamı ben buradan nasıl çıkarıldım;
Gergerlioğlu derhâl Meclisten çıkarılsın. dediği
tweetler burada, herkes de Twitterda bunu görebilir.
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Oku.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Bununla da kalmadı. Bütün bu Anayasa'yı çiğnemelerine
rağmen ve ben bu hukuksuzlukla vekilliğim düşürülüp, cezaevine
girip Anayasa Mahkemesi kararıyla çıktıktan sonra Meclise
girdiğim günde yine niye Meclise kabul edildiğimle ilgili itiraz eden
ve Anayasa Mahkemesinin kapatılmasına dair tweetler attı; bir
değil, iki defa attı.
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Doğrudur,
doğrudur!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Yani
kalkıp müfteri diyorsunuz, utanın ya, utanın!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sen utan! Sen
utan!
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Sen utan!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) Siz
eğer ki atılmadığını ispatlıyorsanız
siz de alçak ve müfterisiniz; başka bir şey değil. Bilmeden
konuşuyorsun, baltayı taşa vurdun Sayın Bülbül, başka
bir şey değil.
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Konuşma,
utanmaz adam!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Bakın, biz Anayasa Mahkemesinin kapatılmasını isteyenlerle
mücadele ediyoruz, evet. Ben Anayasa çiğnendiği için bu Meclisten
çıkarıldım, evet. Anayasa Mahkemesi bu ülkede olacaktır.
Böyle bir istemde bulunmak da mantık dışıdır, hukuk
dışıdır, utanç vericidir, başka bir şey de
değildir.
Ben burada konuşacağım. Bakın,
yaptığınız iftiralar ve yalanlar, şahsıma
yönelik, partime yönelik hakaretlerden sonra bir de utanmadan bunları
reddediyorsunuz. İşte, tweetler ortada, Gergerlioğlu ve
Devlet Bahçeli yazsın herkes, ben hem buradan
çıkarıldığım günden önceki cumartesi günü hem de bu
Meclise girdiğim gün nasıl hakaret ve iftira dolu tweetler
attı o Devlet Bahçeli, herkes bunu görebilir.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Hak
ettin sen, hak ettin!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Utanması gerekir insanların bu tweeti attığı için.
Demokrasi adına, hukuk adına sizin parti vekillerinizin, hepinizin de
utanması lazım.
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Doğru
konuş lan! Sen utan!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla)
Şu görüntümün hepinizi utandırması lazım. Bunu da çok net
bir şekilde bilin, tamam mı?
Bizim sözümüz bitmez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Ahlaksız adam,
sen utan!
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Sen utan!
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) FETÖcü! FETÖcü
adam, sen utan, FETÖcü!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
milletvekilleri
Sayın milletvekilleri, sakin olun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ya
lütfen
Hakaret etmeyin. (MHP sıralarından gürültüler)
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Ne demek ya!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
milletvekilleri
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Terbiyesiz adam!
Sen FETÖnün vekilisin! Sen PKKnın vekilisin! Utanmaz adam; sen kimsin
lan, sen kimsin, savcılığa soyunuyorsun! Ahlaksız adam!
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) Meral
Hanım, adamına sahip çık, kin kusuyor her
çıktığında, bizi karıştırmasın.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
bakın, Sayın Bülbüle kürsüden söz verdim, müsaade edin, Grup
Başkan Vekiliniz açıklayacaktır.
Buyurun Sayın Bülbül.
2.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Şimdi,
Sayın Başkanım, bu tür ifadeler Türkiye Büyük Millet Meclisinde
kullanıldığı zaman bunun nasıl neticeler
doğuracağı, nasıl tartışmalara yol
açacağı konuşan kişi tarafından mutlaka bilinir,
öngörülür. Dolayısıyla, biz bu noktada bir provokasyonun içerisinde
olmak istemeyiz ama ben demin özellikle bu konuşmada delil olarak
atıfta bulunacağı hususları tahmin ettiğim için
Talimatın hukuken nasıl olabileceğini, devlet hayatında
nasıl olduğunu hepimiz çok iyi bilmekteyiz. ifadesini kasıtla,
özellikle kullandım. Dolayısıyla, tweet üzerinden hiçbir
talimat verilmeyeceği gibi, Twitter üzerinden bugüne kadar olduğu
gibi bundan sonra da bütün siyasi partiler siyasi değerlendirmelerini,
görüşlerini paylaşır.
Sayın Genel Başkanımız da dünden
bugüne sebebi de -şimdi zaman alacağı için bunlara girmeye gerek
yok- gayet meşru, gayet net birtakım nedenlerle bu
değerlendirmeleri yapmıştır, bu şekilde
olmasının uygun olacağını ifade etmiştir. Bu, hiçbir
devlet makamına ve Türkiye Büyük Millet Meclisine talimat olarak addedilemez.
Dolayısıyla, ben demin ifade ettiğim söze tekrar dönmek
istiyorum, Twitter üzerinden talimat olmayacağına göre talimatı
ispat edebilmiş de olamazsınız. Talimatı ispat
edemediğiniz takdirde de benim demin ifade ettiğim durumla ve
ifadelerle karşı karşıya kalırsınız. Bu bir
iftiradır, bunun -tweetlerle değil- talimat olduğunu ispat
edemeyen alçaktır, şerefsizdir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Beştaş
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
İspat edemeyen
O kavramları kullanmayacağım tekrar,
hakaret ve küfür içerikli bir şey söyledi, sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Şimdi, Sayın
Beştaş, konuşmayı
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Efendim,
şartlı söyledik biz bunu.
BAŞKAN Müsaade edin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ha, o
şartlı meselesini ispatlayacağım.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Bakın, ispat var efendim, ispat var.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Bülbül bir
tweet atıldığını söylüyor zaten, siz de tweet
üzerinden söylüyorsunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Tamam.
BAŞKAN Bunun hukuki anlamda bir talimat
olmadığını da söylüyor Sayın Bülbül. Burada
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Evet.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Alçak
ve şerefsiz kavramını kullanıyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Yani, arkadaşlar
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Yani bu
sataşma değil de nedir o zaman?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) O
çıkan hatip bütün MHP vekillerine Utanmaz! derken hiçbir şey
olmuyor, değil mi?
BAŞKAN Şimdi, size bir
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Şimdi, bunu
söylemek serbest de bize Talimat verdi, beni düşürdü, şöyle
şöyle
Utanın! demek serbest de bunları bizim söylememiz mi
ayıp oluyor?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, alçak ve şerefsiz sataşma olmayacaksa ne
sataşma olacak, ne sataşma olabilir burada?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bu nasıl bir
perdesizliktir?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Nedir?
BAŞKAN Sayın Bülbül
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Sayın Başkan, bizim MHP vekillerine Utanın! demek suç olmuyor
mu yani?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Burada Milliyetçi
Hareket Partisinin Grubu var.
BAŞKAN Sayın Bülbül
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, şimdi sataşmaya devam ediyor.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, burada Milliyetçi Hareket Partisi Grubu var. Bizim
gözümüzün içine bakarak bu şekilde iftirada bulunamazsınız.
BAŞKAN Sayın Bülbül, rica ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Terbiyesizlik. dedi ya.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Perdesizliktir.
dedim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Nesizlik?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Perdesizliktir.
dedim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş,
iki dakika...
Yeni bir sataşmaya mahal vermeden, lütfen, rica
ediyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) İspat için
uğraştıkça daha kötü duruma düşüyorsunuz.
3.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, ben Bülbülü dinledim. Bizim elimizde tabii ki
tweetler var, basına açıklamalar var. Herkes biliyor ki
diyecektim ama vazgeçtim, AKP ve MHP bir ittifak, bir Cumhur İttifakı
ve MHPnin Cumhur İttifakındaki rolü ve sözlerinin nasıl
karşılık bulduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu nedenle,
atılan tweetlerin sadece bir temenni olmadığını ve
sonuçlarının da yaşama geçtiğini hayatın olağan
akışı içinde deneyimliyoruz. Yani, bu, sadece öylesine herhangi
bir vatandaşın attığı bir tweet değil,
ortaklardan birinin attığı ve ikinci gün -altını
çizerek söylüyorum- Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Meclis binası
polisler tarafından basılarak -tekrar çiziyorum- bir milletvekili
gözaltına alındı. 94te bile sevgili Orhan Doğanın
gözaltına alınması için dışarı çıkması
beklendi, o korkunç görüntü Meclisin kapısının önünde verildi
ama bu dönem Ömer Faruk Gergerlioğlu Meclisin içinde, grup salonunda
alındı. Şimdi, ben şunu söyleyeyim: Bu bölücünün
milletvekilliği düşürüldüğüne göre, Gazi Mecliste bulunma,
yasama faaliyetlerine katılma hakkı artık söz konusu bile
olamayacaktır. Mecliste yer yatağı serip sabahlamak ve bunu da
nevi şahsına münhasır bir eylem olarak takdim etmek, yasa
dışıdır ve gayrimeşrudur. Düşürülmüş.
Uygulanmıştır. İlk günden itibaren TBMMyi terk
etmeyerek millî iradeye kafa tutmuştur. falan. Bunu söyledi, ertesi gün
gözaltına alındı, bu talimat mı değil mi; kamuoyunun
takdirine sunuyoruz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Ben
sataşmadım.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, söz almak istiyorum.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Bülbül, bir
özetleyelim. Burada bir sataşma yok şu anda.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Niye?
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) Allah
Allah
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Genel
Başkanımızın ismini kullanıyor, nasıl
sataşma yok Başkan?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sataşmadım, okudum.
BAŞKAN Şimdi, bakın, sizin,
"tweet"lerin bir talimat olarak kabul edilmemesi gerektiğini
hukuksal anlamda
(MHP sıralarından gürültüler)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bir dakika
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır)
Tarafsız ol Başkan.
YAŞAR YILDIRIM (Ankara) - Başkan,
tarafsız ol Başkan.
BAŞKAN Arkadaşlar, bir müsaade edin.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bana müsaade
edin.
BAŞKAN Bir müsaade edin.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Otur yerine, bir müsaade et.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, ben söyleyeyim, siz takdir edin.
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, Devlet Bahçelinin, Milliyetçi Hareket Partisinin bu ortak
olduğunu, sözlerinin ne şekilde talimat olarak
algılandığını
BAŞKAN Algılandığı, evet.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
ve
söylediği andan itibaren bu işlemin gerçekleştiğini ifade
etmekle bize gerçeğe aykırı bir ithamda bulunulmuştur ve bu
bir sataşmadır. 69uncu maddeye göre bu bir söz hakkı
doğurmuyorsa Sayın Başkanım, bu noktada ben hiçbir şey
demeyeceğim.
BAŞKAN Bakın, Sayın Bülbül,
Sayın Bahçelinin "tweet"
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Uzamasın
istiyorsunuz ama bu noktada benim sorumluluğum var efendim.
BAŞKAN Yok yok, hayır, bir şey
anlatayım. Bir şey söyleyeyim, vereceğim, söz de veririm ama
şöyle bakalım
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Benim
sorumluluğum var.
BAŞKAN Tamam, kabul ediyorum,
sorumluluğunuz var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Hangi
cümlemle sataştım ya? Sataşmadım.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Bahçelinin
atmış olduğu tweetleri bir muhalefet partisi, sadece HDP
olarak kastetmiyorum, belki diğer muhalefet partileri de bu şekilde
algılıyor olabilir yani onların kendi bakışları.
Siz de diyorsunuz ki
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Efendim,
algılama değil.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Açıkça Çıkarılmalıdır. yazmış.
İşte burada, açıkça burada yazmış.
BAŞKAN Bakın, siz de şunu
söylüyorsunuz, Tweetler hukuksal bir ifade taşımaz. diyorsunuz.
Doğru mu? Doğru, değil mi? Siz hukuk adamısınız.
Bu bir talimat değildir. diyorsunuz, o da doğru.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, ama ısrarla bu şekilde deniliyorsa benim buna cevap vermem
lazım.
BAŞKAN Buyurun.
Çok rica ediyorum, yeni bir sataşmaya mahal
vermeyelim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, bu duruma getiren biz değiliz.
BAŞKAN Tamam, buyurun.
4.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Şimdi,
mesele çok güzel bir noktaya geldi. Arkadaşlar tweeti eğer bir
talimat olarak değerlendiriyorsak o zaman yakın siyasi tarihimize bir
bakmamız lazım. Bu noktada Sayın Beştaşın ve
bundan sonra HDP Grubunun tweetlerin bir talimat olarak ifade edildiği
hususunda bunun Hayır tweetten talimat mı olur? diye bir
değerlendirmesini duyarsanız bunlara ne olur itibar etmeyin. Neyi
kastediyorum ben? 6-8 Ekim hadiseleri yani Kobani hadiseleri olduğu zaman
Türkiyede -hatırlarsınız- Selahattin Demirtaş ve HDP
atmış oldukları tweetlerle halkı direnmeye ve alan
tutmaya, sahada bir isyan faaliyetine tweetlerle onların tabiriyle davet
etmişlerdi ama bizim tabirimizle kendi tabanlarına talimat
vermişlerdi. Şimdi, yargılama konusu olan bu meselede,
yargılama mevzusu olan bu meselede bugün yargı önüne çıkıp
Bunlar sadece tweettir, bir tepkidir. diye ifade edip bu işten hukuken
sorumsuz olduklarını ifade ediyorlar. Ama bugün ifade ettikleri
şey, gerçekten tweet bir talimatsa o zaman Selahattin
Demirtaşın da hükmü HDP tarafından şimdi, demin verilmiştir.
Selahattin Demirtaş da bizim ifade ettiğimiz gibi suçludur, teröre
bulaşmıştır ve halkı bu noktada birbirine
kırdırmış bir kişidir.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Hâkim kararı
var.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Devamla) Bu noktanın
altını özellikle çiziyor, teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) Bunlar
örgütten talimat alıp verebilirler ama
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, Selahattin Demirtaş suçludur, Kobani
çağrısı suçtur. dedi, sataşma var.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) O zaman dedim,
o zaman dedim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Selahattin Demirtaş, bizim önceki dönem
BAŞKAN Buyurun.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Sayın
Beştaş, sizin değerlendirmeniz öyle.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Şimdi cevap vereceğim, merak etmeyin.
MEHMET TAYTAK (Afyonkarahisar) Verin hadi!
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) -
Şov yapma gereği duyuyor, şova çevirdi.
5.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, Kobani davası bir kumpas davasıdır ve bu
kumpas davası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinden
dönmüştür. Bir kere, bu tartışma konusu değil artık.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Şimdi
anlatın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi -altını çizerek
söylüyorum- şunu demiştir: Kobani demokratik protesto etkinliklerine
katılım yönündeki tweet suç kabul edilemez çünkü orada
IŞİD çetesinin vahşetine karşı sivil halkın
korunmasına dair bir demokratik tepki çağrısı vardır.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Alan tutun.
Alan tutun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) Bir
kere, bizim söylediğimiz ile sizin söylediğiniz arasında bir
kıyas olamaz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Alan tutun.
Neresi demokratik çağrı?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Mümtazer Türköne MHP Grubuna ne hatırlatıyor acaba ve Türkiye'ye
sormak isterim. Devlet Bahçeli tweet attı Mümtazer Türköne artık
tutuklu kalmamalıdır. dedi, nasıl olduysa serbest
bırakıldı.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Hemen
arkasından mı oldu?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Alaattin Çakıcıyı ziyaret etti, bir süre sonra serbest
bırakıldı, hem cezaevinde görüntü verdi hem odasında
görüntü verdi. Ayrıca, MHPnin mahiyetini özellikle söyledim, dedim ki:
Cumhur İttifakının ortağı, iktidarda.
İktidardaki bir partinin yargı üzerindeki etkisini -sanırım-
tartışmaya gerek yok yani bugün yargı, iktidarın
iktidarını devam ettirmesi için tamamen bir araç hâline
gelmiştir, bir enstrümandır; istediklerini tutuklayan, istediklerini
serbest bırakan, istediklerini ömür boyu cezaevinde tutan bir
yargıdan söz ediyoruz. Ve ben sözlerimi çok dikkatle kullandım, dedim
ki: tweetler elimizde. Ve Gergerlioğlunun bir hafta sonra -süreyi tam
hatırlamıyorum- o tweetten sonra gözaltına
alınmasını siz tesadüf olarak kabul ediyorsanız yani bu
konuda hiçbir şey demeyeceğim, takdiri Türkiye halklarına
sunuyorum.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Pazar
sabahı alındım.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir)
Gergerlioğlu muhatabımız bile değil.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, yerimden bir dakika, yeni bir sataşma değil.
BAŞKAN Sayın Bülbül, çok dikkatli
dinledim, bir sataşma yok, yerinizden
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Nasıl yok?
Alaattin Çakıcıyı çıkardı
BAŞKAN Bir saniye
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Alaattin
Çakıcıyı çıkardı, Mümtazer Türköneyi
çıkardı
BAŞKAN Bir saniye
Sözümü tamamlamama müsaade etmiyorsunuz ki.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Nasıl
sataşma yok Başkanım?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Vallahi
sataşmadım size.
BAŞKAN Sözümü tamamlamama müsaade
etmiyorsunuz ki.
Çok dikkatli dinledim. Evet, bunlara yerinizden söz
de vereceğim, buna fırsat da vermiyorsunuz benim söylememe. Daha
fazla uzatmadan, bir noktaya da geldik, birbirimizi bu konuda kürsüden ikna
etmek durumunda da değiliz yani görüşlerimizi kabul ettirmek için bir
çaba içerisinde olmamıza da gerek yok çünkü ikna etme
olasılığı da yok böyle bir şeyi; onun için
toparlayalım lütfen.
Son, size de bir söz veriyorum yerinizden 60a göre
bir dakika sadece, yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaşın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, biz, hem Genel Kurula hem de aziz milletimize sesleniyoruz burada,
herhangi başka bir muhatabımız yok.
Şimdi, Alaattin Çakıcı meseleleri
falan, bunlar tüketilmiş tartışmalar Türkiyede. On yedi
yıl cezaevinde yatmış birisi eğer bizim Çık.
dememizle çıkacak olsa herhâlde on yedi yıl içerisinde bir dönem de
gelirdi, biz de Ya, çıksa iyi olur. derdik ve olurdu; hukuk neyi
gerektiriyorsa o olmuş.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Mümtazer Türköne?
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Kaldı ki
Genel Başkanımızın ziyareti sonrasının çok
sonrasında cezaevinden çıkmıştır ama
cezasını yatıp da çıkmıştır.
Şimdi, diğer hususlarda da burada,
Mecliste hukuka aykırı bir eylem var da hukuka
aykırılığı ifade etmiş olmaktan dolayı
sadece biz dediğimiz için mi yoksa hukukun gereği, teamüllerin gereği
olarak bir şey yapıldığı için mi bu olay
gerçekleşmiştir? Bunu birbirine karıştırmamak
lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bunlar birbirine
karıştığı zaman işin içerisinden
çıkılamaz.
Şimdi, bir cinayet meselesi söz konusu olsa, bu
cinayetle alakalı Cani, sonuna kadar, en yüksek hadden bu cezayı
almalıdır. diye bir ifade kullansak ve arkasından bu ceza bu
şekilde verilse ben bu noktada bir talimat mı vermiş oluyorum?
Hayır, hukukun gereği yapılmış oluyor; ben sadece
değerlendirme yapmış oluyorum. Bunu tekrar bilgilerinize,
kamuoyunun ve yüce Meclisimizin bilgisine arz ediyorum. Bu noktada, ispatı
olmadan, delili olmadan bu şekildeki konuşmalardan
kaçınılması gerektiğini ifade ediyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, yerimden bir dakika söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Beştaş, sizden
çok rica ediyorum
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, ben hiç sataşmadığım hâlde
BAŞKAN Sizden çok rica ediyorum
Bu
konuşmada bir sataşma yok, bir itham da yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, ben hiç sataşmadığım hâlde siz 3
defa söz verdiniz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Biz kendimizi
anlattık.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Kürsüden
de sataşmadım.
BAŞKAN Ya, şimdi, ben kaç defa verdim
Sözleri mi yarıştıracağız?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Hayır, yerimden bir dakika söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun, bir dakika
3.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, elma ile armudu karıştırmayalım bir
kere. Ben, şimdi, bütün Türkiye yurttaşları MHP Genel
Başkanının
Neredeyse her grup toplantısında HDP
kapatılsın -o da yetmedi- Anayasa Mahkemesi kapatılsın.
demedi mi? Sonra, HDP hakkında kapatma davası 18 Martta, MHPnin
büyük kongresinin olduğu gün açılmadı mı? Yargıtay
başsavcısı, basının soruları üzerine Vallahi
elimizden geleni yaptık. demedi mi? HDP dışında,
saldırı ve itham dışında bir şey söyledi mi? Neyi
ispatlayalım biz? Bunlar gizli değil ki, ispat aracına
ihtiyacı yok ki. Yani bir parti işini gücünü bırakmış
kendisinden büyük bir partinin kapatılmasını savunuyor. Bunu
hangi akıl, hangi izan, hangi siyaset izah edebilir? Bunu Türkiye
halkının takdirine sunuyorum. Bunu MHPye sormuyorum.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, şimdi bu ne? Şimdi, en başa döndürmedi mi işi?
BAŞKAN Evet.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) E, ne
yapayım, gerçek bu.
BAŞKAN Evet,
konuştuklarımızı tekrarlıyoruz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Yani şimdi
hiçbir şey olmamış, hiçbir şey ifade edilmemiş gibi
BAŞKAN - Konuştuklarımızı
tekrarlıyoruz, bu tekrarın da sonu yok maalesef.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bunlar ispata
muhtaçtır, bunları kabul etmiyoruz.
BAŞKAN - Siz zaten atIlan tweetlerin
olmadığını söylemiyorsunuz, böyle bir iddia da yok ortada.
Evet, onun için de devam ediyoruz gündeme.
Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme
giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın Çelebi
4.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebinin,
uzman jandarmaların taleplerine ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) -
Teşekkürler Sayın Başkan.
Uzman jandarmalarımızın üç
isteğini unutmayalım:
1) 3600 ek gösterge. Polis memurlarımıza
verilmesi düşünülen 3600 ek gösterge aynı Bakanlığa
bağlı muvazzaf uzman jandarmalarımıza da verilmelidir.
2) Uzman jandarma okulunun fiilî hizmetten
sayılması. Subay ve astsubayların okulda geçen eğitim ve
öğretim süreleri fiilî hizmetten sayılırken, hatta
askerliğini yapan her Türk vatandaşının askerlik borçlanması
emekliliklerinden sayılırken, muvazzaf uzman jandarmaların da
okulda geçen eğitim süreleri fiilî hizmetten sayılmalıdır.
3) Astsubay kadrolarına geçirilmeleri veya
statü değişikliği.
Üç konuda da kanun teklifim komisyondadır, bu
konularda düzenleme yapalım diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Bulut
5.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulutun, Adana
Yüreğirdeki zirai don olayına ilişkin açıklaması
BURHANETTİN BULUT (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Adana Yüreğirde son günlerde gece saatlerinde
hava sıcaklığı eksi 2 dereceye kadar düşmektedir.
Bunun sonucunda kavun, karpuz, domates, turfanda patates tarlaları zarar
gördü. Zirai don nedeniyle özellikle patateste yarı yarıya verim
kaybı bekleniyor. Yüksek girdi maliyetleri altında üretim yapmaya
çalışan çiftçilerimizin dönüm başı 10 bin TL maliyeti olan
tarlalardan böyle olursa para kazanma ihtimali bir yana, üreticilerin
maliyetini çıkarması bile mümkün olmayacaktır. Ayrıca,
mayıs ayının başında yapılması beklenen
hasat da patatesin yaprakları kuruduğu için ertelenmiş durumda,
yaprakları yeniden filizlenmesi gerektiği için de haziran ayına
kaldı. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişcinin Üreticileri
destekleyeceğiz. sözüne istinaden eken, üreten, katma değer yaratan
Çukurova çiftçisi destek istiyor, mağduriyetlerinin giderilmesini, en azından
zirai donun sigorta kapsamına alınmasını beklemektedir.
Sayın Sümer...
6.- Adana Milletvekili Orhan Sümerin Adananın
Pozantı ilçesinde yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Adananın Pozantı ilçemizin birçok köyünde
vatandaşlarımız geçimlerini ormancılıkla
sağlıyorlar. Ormanlarımızın kadastro
çalışmaları tamamlanmadığı için sahibi,
sınırları ve işletme amaçları tam olarak
belirlenmediğinden sıkıntı yaşıyorlar.
Ayrıca, artan akaryakıt fiyatlarına rağmen kesim, sürükleme
ve temizleme işlerinin ücretinin sabit kalması maliyetlerini
karşılamıyor.
Yine, Pozantı Yağlıtaş
bölgesinde bulunan gölet 2014 yılında tamamlandı. Tarıma ve
sulamaya katkı yapması planlanan gölette boru hatlarının
hatalı ve yanlış döşenmesi sebebiyle sürekli patlamalar
meydana geliyor. Muhtar birçok kere başvurmasına rağmen sulama
yapılamıyor, tarımla uğraşan çiftçilerimiz yeterli
verim alamıyor. İlgili bakanlıkların ve orman bölge
müdürlüklerinin yaşanan sorunları göz önünde bulundurarak çözüm
üretmesi geçimini tarım ve ormancılık sağlayan köylülerimiz
için hayati önem taşımaktadır, bir an önce önlem
alınması lazım.
BAŞKAN Sayın Taşkın...
7.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, Berat Gecesine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Dinî geleneğimizde af, merhamet ve
mağfiret vesilesi olarak kabul edilen mübarek Berat Gecesini Cenab-ı
Hakkın lütuf ve inayetiyle hep birlikte bugün idrak etmiş
olacağız. Hiç şüphesiz ki beraatin en derin anlamı af ve
bağışlanmadır. Hata ve günahlarımızdan nasuh bir
tövbeyle uzaklaşırsak Allahın mağfireti bizleri
kuşatır. Kalbimizden kin, nefret, haset, öfke ve düşmanlık
duygularını atıp af yolunu tutarsak Yüce Rabbimiz bizleri
affına mazhar kılar.
Bu duygu ve düşüncelerle başta aziz
milletimizin olmak üzere tüm İslam âleminin Beraat Gecesini tebrik
ediyorum. Bu mübarek gece vesilesiyle milletimizin her türlü dert ve
sıkıntıdan beri olmasını diliyor, ramazan ayına
günah yüklerimizden arınmış gönüllerle beraat etmiş olarak
girebilmeyi Yüce Allahtan niyaz ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Güzelmansur
8.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansurun,
Hatay-Ankara uçak seferlerine ilişkin açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Hatay-Ankara arasında ulusal hava yolu
şirketimiz Türk Hava Yollarının haftada sadece üç gün uçak
seferi var. Ankara-Hatay gidiş dönüş uçuşları gecenin,
sabahın kör vaktinde yapılıyor. Uçuş saatleri ne insani ne
de mantıklı. Uçuş saatleri daha insani saatlere çekilmeli,
ayrıca seferler artırılmalı. Özellikle, 1 Nisanda Hatay
EXPO ziyaretçilerine kapılarını açacak. Sponsor olarak, indirim
kampanyaları düzenleyerek EXPO 2016 Antalyaya var gücüyle destek olan
Türk Hava Yollarından EXPO Hatay için bunların hiçbirini görmedik.
Şimdi, Türk Hava Yollarından en azından Ankaradan ve diğer
büyük şehirlerden Hataya uçak seferlerini artırarak, Hataya
gidiş geliş alternatifini çoğaltarak EXPOmuza ufak da olsa bir
destek olmasını bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kadak
9.- İstanbul Milletvekili Rümeysa
Kadakın, Selçuk Bayraktar hakkında atılan tweete ilişkin
açıklaması
RÜMEYSA KADAK (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bir milletvekilimizin talihsiz bir
paylaşımına denk geldim Selçuk Bey ve Bayraktarla ilgili,
açıkçası inanılmaz üzüldüm. Hani başkası adına
utanmak diye bir tabir vardır ya, ben bugün başkası adına
özür dilemek istiyorum. Bu ülke için hayal kuran, gece gündüz çalışan
genç arkadaşlarıma seslenmek istiyorum buradan: Siz tüm bu
çalışmalara devam ederken size taş atanlar, telefonları,
bilgisayarları başından nefret tweetleri atarken, kürsüde
sadece eleştiri dile getirirken siz gece gündüz demeden ürettiniz, her birimiz
buna şahittir. Her bir alın teriniz, uykusuz geceniz; bu ülke için,
hepimiz için kurduğunuz hayalleriniz için ben buradan, Genel Kuruldan
teşekkür etmek istedim. Umarım her yönüyle talihsiz bu sözler sadece
ideolojik bir öfkenin ürünüdür, daha fazlası değildir.
Teşekkürler. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Yılmaz
10.- Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın,
Berat Gecesini kutladığına ve gübre fiyatlarındaki
artışa ilişkin açıklaması
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tüm İslam âleminin Berat Gecesini kutlar, dualarının
kabul olmasını Yüce Allah'tan dilerim.
Gübre fiyatlarında tüm dünyada yaşanan
artış ülkemizi de etkisi altına almış, fiyatlar geçen
yıla nazaran yüzde 150nin üzerinde yükselmiştir. Çiftçilerimizin en
fazla gübre kullandığı dönem olan mart-nisan ayındaki bu
yükseliş, geçen yıl hasat yapan çiftçimizin tarlaya gübre
atmasını zorlaştırmaktadır. Çiftçimize verilen
destekleme miktarı önemli bir rakam olsa da son dönemde yaşanan girdi
maliyetlerinin oldukça altında kalmıştır. Ülkemizin
tarımsal üretim miktarının düşmemesi ve bu yıl
yaşanacak küresel gıda fiyatlarındaki artıştan
vatandaşlarımızın en alt seviyede etkilenmesi için gübrede
uygulanan sübvansiyon miktarı artırılmalı, bilhassa
mart-nisan ayı gibi çiftçimizin yoğun gübre kullandığı
bu aylarda fiyatlar geri çekilmelidir.
BAŞKAN Sayın Kasap
.
11.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl
Kasapın, 2003 yılında Gazzede vefat eden Rachel Corrieyi
rahmetle andığına ve Berat Kandiline ilişkin
açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
One minute Siz öldürmeyi bilirsiniz.
İsrail bir terör devletidir. 20 milyon dolar tazminat alçak koltuk
krizi on iki yıldır Gazze'ye gidemeyenler bu cümleler aynı
ağızdan çıktı İsrail'in dostluğuna
ihtiyacımız var. aynı ağızdan çıktı. Türk
askeri süvarinin eline İsrail bayrağı alındı.
İsrailin dostluğuna ihtiyacınız var mı? Aynı
ağızdan bu sözler çıkabilir mi?
Bu vesileyle 2003 yılında Gazzede vefat
eden Rachel Corrieyi rahmetle anıyorum.
Berat Kandilinin tüm İslam âlemine
hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, dualarınız
kabul olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU (Kocaeli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Az evvel bir polemik yaşandı. Ben
kamuoyunu ve Meclisi şu tweeti dinlemeye davet ediyorum. Devlet Bahçeli,
20 Mart 2021 tweeti: Meclisin Muhterem Başkanını bu vesileyle
göreve davet ediyorum. Yer yatağı derhâl kaldırılmalı,
milletvekilliği düşürülen kirli şahıs Gazi Meclisten
behemehâl çıkarılmalıdır. Taviz, teslimiyeti getirir.
Teslimiyet ise boyun eğmedir. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın Başkanım,
bu nedir ya? Allah aşkına bu nedir ya? Yani daha ne söyleyeceğiz
ya?
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) Kaşınıyor
bu, başka bir şey yapmıyor.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Sayın Başkanım, Meclis otel mi ya? Ceza alan birisi gelip burada
mı yatacak? Böyle bir şey olabilir mi? Meclis otel mi? Teröristlerin
sığınacağı liman mı? Ceza alan birisi elbette
dışarıya atılacak. Burada mı yatacak?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) MHP
sıralarına hatırlatıyorum, bağırıp
çağırarak hakkı gizleyemezsiniz.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Bağıran
çağıran sensin be!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Apaçık bir şekilde Meclis Başkanı Şentopa talimat
verildiğine dair tweeti okudum. O gece, cumartesi gecesi bu tweet
atıldı, pazar sabahı ben bu Meclisten çıkarıldım.
Herkes elini vicdanına koysun. Bu bir talimattır ve bu, demokrasiye
yönelik en büyük hakarettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gürer
13.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Berat Kandiline ve ithal buğday fiyatlarındaki artışa
ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Tüm halkımızın Berat Kandili mübarek
olsun.
İthal buğday fiyatları artıyor.
Fırıncılar uygun fiyatta un bulmakta zorlanıyor. Devlet
destekli un 50 kilogramı 220 liradan, serbest piyasa unu 450 liradan
satılıyor. TMOnun sattığı unun, özü sorun
olmasına rağmen, temininde sıkıntı var.
BAŞKAN Sayın Aycan
14.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, özel halk otobüsü işletmecilerinin sorunlarına
ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, şehir içi ulaşımda toplu taşımayı
teşvik etmeliyiz. Elbette raylı sistemler, metro, en uygun toplu
taşıma aracıdır; ekonomiktir, hava kirliliğini önlemek
için de en uygun yöntemdir. Şehir içi ulaşımda belediyelerin
otobüsleri yanında özel halk otobüsleri de çalışmaktadır ve
bunların da payı vardır. Özel halk otobüsleri önemli bir kamu
hizmeti vermektedir; bugünkü şartlarda ihtiyaçtır,
varlığı devam etmelidir.
Özel halk otobüsü işletmecilerinin 2 sorunu
vardır, birincisi: Artan yakıt fiyatları otobüs
işletmelerini ciddi bir şekilde sıkıntıya
sokmaktadır. Yakıt konusunda destek vermekte yarar vardır,
indirimli yakıt veya KDV indirimi istemektedirler.
İkinci sorun ise serbest kart
uygulamasıdır. Çok kişinin serbest kartı vardır,
yolcuların çoğu ücretsiz biniş hakkına sahiptir, bu da
otobüs işletmelerini sıkıntıya sokmaktadır.
Otobüsçülere yapılan destek 2018den beri aynıdır. Otobüsçüler
bu desteğin artırılmasını istemektedirler, aksi hâlde
otobüs işletmecileri her gün açık vermektedirler.
BAŞKAN Sayın Şevkin
15.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
enflasyona ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş zamlar
vatandaşın belini büküyor. İktidarın aklama kurumu
TÜİK, şubatta tüketici enflasyonunu yüzde 54,44 olarak
açıkladı. Enflasyon araştırma grubu ENAG ise, şubat
enflasyonunu yüzde 123,80 olarak duyurdu.
Sokağa çıkıp vatandaşın
hâlini sorsanız gerçek enflasyon da zaten yüzde 100ün üzerinde. Her
adımında hesap yapmak zorunda kalan halkımız, elektrik,
doğal gaz zamları altında yaşama mücadelesi veriyor.
İnsanlar, işi gücü bıraktı arama motorlarından
akaryakıt zamlarını, gıda, meyve, sebze, sıvı
yağ fiyatlarını sorgulamaya başladı. Hükûmete
seslenmek isterdim ama maalesef ortada öyle bir yönetim biçimi de yok. Her
şeyin sorumlusu Cumhurbaşkanının yüzde 7lik KDV indirimi
de günü kurtarmaktan öteye geçmiyor. Artık iktidardan çözüm üretmesini
beklemiyoruz. Hemen seçim, derhâl seçim, sandığı getirin
diyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Karahocagil
16.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, AK PARTİ iktidarının 2021 yılında
gerçekleştirdiği hizmetlere ve Berat Kandiline ilişkin
açıklaması
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya)
Teşekkür ederim Başkanım.
2021 yılında gerçekleştirdiğimiz
hizmetleri anlatmaya devam ediyorum. Türkiye'nin büyüklüğünü ve artan
gücünü yansıtan New Yorktaki Türkevinin açılışı
yapıldı. Paris İklim Anlaşması imzalandı. Maden
ihracatımızı 6 milyar dolar seviyesine çıkardık.
Türkiye'nin ilk yüzer sıvı doğal gaz depolama ve
gazlaştırma gemisi Ertuğrul Gaziyi devreye aldık. Enerji
tedarik güvenliği yönünde attığımız stratejik bir
adım olan Akkuyu Nükleer Güç Santralinin 3üncü reaktörünün de temelini
attık. Karadenizdeki Sakarya gaz sahasında ilk kuyu akış
testini başarıyla gerçekleştirdik. Kanuni sondaj gemimizi ilk
görevi için Karadenize uğurladık. Ne bir iç güç ne bir dış
güç ne de bir şer güç, hiçbir kirli senaryo bizi bu hizmetleri yapmaktan
geri koyamayacaktır. Kurulan tuzaklar, söylenen tüm yalanlar, oynanan tüm
çirkin oyunlar Allahın yardımıyla geri tepecektir.
İslam âleminin kandilini tebrik ediyorum. Durmak
yok, yola devam. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gül Yılmaz
17.- Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmazın,
Berat Gecesine ilişkin açıklaması
ZEYNEP GÜL YILMAZ (Mersin) Nurlu gölgesi üzerimize
düşmeye başlayan ramazanışerifin müjdecisi Berat Gecesine
ulaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Dinimizde af, merhamet ve mağfiret vesilesi olarak kabul edilen mübarek
Berat Gecesini Cenab-ı Hakkın lütuf ve inayetiyle hep birlikte
bugün idrak edeceğiz. Cenab-ı Allahın kendisinden
bağışlanma dileyenleri affedeceğini, içtenlikle
yapılan duaların kabul edileceğini haber veren Berat Gecesi,
ilahî affa ve rahmete ulaşmak için eşsiz bir fırsattır.
Bu duygu ve düşüncelerle Mersinli
hemşehrilerimin ve tüm İslam âleminin Berat Kandilini tebrik ediyor,
ramazanışerifin müjdecisi, Allahın rahmetinin yeri ve göğü
kapladığı Berat Gecesinin milletimiz ve tüm insanlık için
hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Köksal
18.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu
Köksalın, Berat Kandiline ve Afyonkarahisarlıların
ısınma sorununa ilişkin açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, öncelikle herkesin Berat Kandilini kutluyor, kandilin ülkemize ve
tüm dünyaya sağlık, huzur ve barış getirmesini diliyorum.
Seçim bölgem Afyonkarahisar merkezde, özellikle
Derviş Paşa ve Dumlupınar Mahalleleri başta olmak üzere,
AFJETle ısınan aboneler günlerce sıkıntı
yaşadılar. AFJETte geçen yıllarda yaşanmayan
ısınma sorunu bu yıl yaşandı. Afyonkarahisarlı
hemşehrilerim soğuk havalarda âdeta dondu. AFJETe yapılan
zamlarla bir yandan yüksek faturalar ödeyen hemşehrilerim öte yandan
ödedikleri paranın karşılığında doğru dürüst
ısınamadılar, birçok abone ya battaniye altında oturdu ya
da elektrik sobası veya katalitikle ısınmaya
çalıştı. Buradan AFJET yetkililerine sesleniyorum: Yok kara
kış, yok Evlerin yalıtımı kötü. gibi gerekçelerle
bahane üretmeyin, iş yapın, sorunları çözün, milleti
soğukta bırakıp hasta etmeyin. Öte yandan, kömürle
ısınan vatandaşlar zamlarla 6.000-6.500 liraya dayanan kömür
fiyatlarından muzdarip olmuş durumdalar, bir an önce çözüm
istiyorlar, çözüm. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şeker
19.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
AK PARTİli Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çınar
ağaçlarını yaşatırken CHPli İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin yok ettiğine ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Kocaeli
Büyükşehir Belediyemiz İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesiyle
protokol yaparak ecdat yadigârı 110 adet çınarın görsel muayene,
akustik tomografi ve mikro delme yöntemleriyle yaptığı bilimsel
incelemeler sonucu 78 adet çınar ağacının restorasyonunu
yaparak yaşattı; tamamıyla çürüdüğü için restorasyonu
yapılamayan 22 adet çınarı da alandan uzaklaştırarak
yerlerine 5-6 yaşlarında genç çınar ağaçlarını
dikti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaşama şansı
vermeden 112 çınarı keserek ecdat yadigârını yok etti.
Evet, ikisi de büyükşehir belediyesi; birisi
ecdat yadigârı çınarları bilimle, emekle yaşatmak için
çalışırken, diğeri ecdat yadigârı çınarlara
yaşama hakkı tanımayarak kesiyor. Aradaki fark; yaşatan AK
PARTİli belediye, yok eden Cumhuriyet Halk Partili belediye.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Hep
aynı şeyi yapıyorsunuz. Ayıptır ya!
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) Konuşmasına
niye izin vermiyorsunuz?
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Bağırma, bağırma dinle!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Allahtan
korkun be!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Allahtan kork, Allahtan!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Yalan, yalan
konuşuyorsun
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Öğren de gel!
BAŞKAN Sayın Karadağ
20.- Iğdır Milletvekili Yaşar
Karadağın, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününe
ve Berat Kandiline ilişkin açıklaması
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki
dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık
bir karaya.
Eski Dünya
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Hasta
çınarlar ya! Niye yalan konuşuyorsunuz ya!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Git, öğren de
gel!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ya,
Şeker, zeytinliklere bak, zeytinliklere sen!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Allahtan
korkun! Allah soracak size!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Git öğren de
gel!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul)
Yalanlarınızı soracak Allah! Utanın ya!
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Sen
utanacaksın!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul)
Yalanlarınızı soracak size.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Senin utanman
lazım. Utanacak biri varsa o da sensin.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Mübarek günde yalan söyleme bari.
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır)
Başkanım, oldu mu şimdi?
BAŞKAN Siz devam edin Sayın
Karadağ.
YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) 18 Mart
ve Şehitleri Anma Günü Çanakkale Denizi Zaferinin 107nci yıl
dönümünde askerine taarruzu değil, ölmeyi emreden cumhuriyetimizin banisi
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak
üzere kurtuluş mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet, minnet
ve şükranla anıyorum.
Bu gece idrak edeceğimiz Berat Kandilinin Türk
İslam âlemine hayırlara vesile olmasını diliyorum.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
21.- Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, Berat Gecesine ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ramazanışerifin müjdelendiği,
Allahın rahmetinin yeri ve göğü kaplayarak tüm kâinatı
kurtuluşa ulaştıracağı Berat Gecesinin milletimiz,
İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile
olmasını niyaz ediyorum.
İlahî rahmetin yeryüzüne indiği on bir
ayın sultanı ramazanın müjdecisi Berat Gecesi, manevi
duygularımızın doruğa ulaştığı, her
birimiz için tefekkür ve bir yenilenme gecesidir. Af ve mağfiretimizin
vesilesi Berat Gecesi insanlık için tertemiz ve yeni bir sayfadır. Bu
önemli gece, Kur'an-ı Kerimle buluşma, Peygamber Efendimiz Hazreti
Muhammed'in o muhteşem öğütlerine kulak verme, sünnetiyle hayat bulma
fırsatıdır. Rahmet ve bereketin sağanak bir şekilde
üzerimize yağacağı bu geceyi her yönüyle
değerlendirebilmeliyiz.
Sözlerime son verirken bu anlamlı gecenin
aramızdaki gönül bağlarını, birlik ve beraberliğimizi
güçlendirmesini diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Çakır...
22.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın,
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününe ilişkin
açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) Sayın Başkan,
Çanakkale savaşlarını ve şehitlerini en güzel Mehmet Akif
şiirleştirmiştir.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o
kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
Bu, taşındır diyerek Kâbe'yi
diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Ebri nisan-ı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş
kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem
yanına,
Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam
yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Tüm şehitlerimizi, rahmetle, minnetle,
Fatihalarla anıyor; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Alban...
23.- Muğla Milletvekili Mürsel Albanın,
Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı Göcekteki talana
ilişkin açıklaması
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Halkın yoksulluk içinde geçim mücadelesi
verdiği, ağır şartlar altında ayakta durmaya
çalıştığı günlerde, AKP iktidarı, ekonomik
sorunlara çözüm üreteceğine, yandaşlarına yeni rant
kapıları açmakla meşgul oluyor. Dünyanın en güzel turizm
noktaları arasında gösterilen cennet koylara sahip Fethiye Göcek
talan ve yağma ediliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı tarafından Fethiye
Göcek'te halkın ve denizcilerin ücretsiz olarak kullandığı
Boynuzbükü, Osmanağa, Günlüklü ve İnceburun koylarında mapa,
tonoz ve şamandıralama sistemi ve bunların işletmesi için
ihale açıldı. Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan, Anayasayla
güvence altına alınan, halkın kıyı ve denizlerden
yararlanma hakkını ihlal eden bu ihale hukuksuzdur, kanunsuzdur,
yargı önünde hesap sorulacaktır. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok özür dilerim
efendim.
Biraz önce İç Tüzük 60a göre yerinden söz alan
Sayın İlyas Şeker Cumhuriyet Halk Partili İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin ağaç katliamı
yaptığını iddia etmek suretiyle kurumsal olarak partimize
de bir sataşmada bulunmuştur efendim, söz talep ediyorum.
BAŞKAN Süreniz iki dakika.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
6.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin yaptığı
açıklaması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Keşke Sayın Şeker bu çevre ve
doğa hassasiyetini madencilere peşkeş çekilen zeytinliklerle
ilgili de gösterebileydi, önce onu söyleyeyim. (CHP sıralarından
alkışlar)
Ben bunu daha önce söyledim, olay şudur:
2007den 2013e kadar -yani İBB sizdeyken- çok doğal olarak, kanser
hastalığından dolayı 56 ağaç kesilmiş, çınar
ağacı kesilmiş kurul kararıyla, kurulun 5 ayrı
kararıyla. Daha sonra, 2013-2018, malum, çevre ve doğa hassasiyetinin
Türkiye genelinde çok yüksek olduğu bir dönemde yine İBB sizdeyken bu
konuda başka bir işlem yapılmamış Sayın
Şeker. Sonra ne olmuş? 2018in dokuzuncu ayında Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu 73 ağaçla ilgili onay verdi -bir
vaka, bir hastalık var- ve çınar popülasyonunu korumak için İBB
Kocaeli Belediyesi nasıl bir iş yaptı bilmiyorum ama işi
bilenler diyor ki: Hasta çınarı söktükten sonra yerine yeni çınar
dikme kardeşim,
Değerli arkadaşlar, Fransada aynı
hastalıktan dolayı 42 bin hastalıklı ağaç tayin ve
tespit edilmiş, 30 bini kesilmiş. Elbette, İBB kestiği
ağaçların yerine fazlasını dikiyor, Hükûmet de dikiyor ama
buradan İBBye bula bula bu bulunduysa buradan bir ekmek çıkmaz.
2017den beri de mevsimsel budama bile yapılmamış çünkü bu da
sakıncalı hastalığın yayılması
bakımından. Ne yapılmış? Kuruyan dallar var, iri
dallar. O bölgeyi bilenler bilir, Ortaköyde arabayla geçerken Allah esirgesin
tepemize koca dal -dal dediğim de bu kalınlıkta- düşebilir,
yayanın başına düşebilir. Mevsimsel budama bile
yapılmamış, kuru dal kesimi yapılmıştır.
Durum bundan ibarettir.
Genel Kurulun bilgisine arz ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Altay.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Orman fakültesiyle
bir çalışma yapmış mı acaba? Orman fakültesiyle
yapmış mı çalışma?
ENGİN ALTAY (İstanbul) İlyas Bey,
Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun onayıyla.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Tabiat
Varlıklarının görevinde değil ki, orası sit
alanı, Anıtlar Kurulundan alması lazım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yüzlerce
akademisyenden alınmış görüş var.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Anıtlar
Kurulundan alması lazım o kararı, Tabiat Varlıkları
Müdürlüğünün alanına girmiyor orası.
BAŞKAN Sayın Altay
Sayın
Şeker
İzin verirseniz gündeme devam etmek istiyoruz.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Vallaha,
katletmişsiniz çınarları, yazık yani. Ecdat yadigârı.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Aynen
size iade ediyoruz, aynen size iade ediyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sen
katletmişsin ya. Siz katlettiğiniz zeytinliklerin hesabını
verin. Sen zeytinlerin hesabını ver.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Gelsinler
Kocaeliye
Gelsinler Kocaelide kaliteli
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Doğa katliamcısı sizsiniz. Cerattepeye, Kaz
Dağlarını ne yaptınız?
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) Bu zamana kadar,
hasta olana kadar niye bakmadınız?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hasta
çınarı kesmezsen sağlamları da ölür, bu, çok bilinen bir
orman, bitki kanunu ya.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Gelsinler
Kocaeliye nasıl yaşatıldığını
öğretelim kendilerine.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen,
çok rica ediyorum
Herkesi ülkemizi ağaçlandırmaya, ağaç
dikmeye de davet ediyorum. Birbirimizi böyle teknik olarak nedenlerini bilmeden
suçlamanın da doğru olduğunu düşünmüyorum.
Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekillerinin
söz taleplerini karşılayacağım.
İlk söz, İYİ Parti Grup Başkan
Vekili Sayın Erhan Ustada.
Buyurun Sayın Usta.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Berat
Kandiline, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci
yıl dönümüne, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlunun Nobel
Barış Ödülüne aday gösterilmesine ve Samsun Çatalarmuttaki 750
dönümlük nitelikli tarım arazisinin imara açılmak istenmesine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Öncelikle ramazan ayının müjdeleyicisi
olan Berat Kandilini tebrik ediyorum, bütün milletimizin, Meclisimizin
değerli milletvekillerinin Berat Kandilini de kutluyorum; memleketimize,
milletimize, İslam âlemine bolluk, bereket, huzur ve refah getirsin diye de
temenni ediyorum.
Sayın Başkan, 18 Mart Şehitleri Anma
Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümünü şanla,
şerefle ve gururla kutluyorum. Çanakkale Zaferi, Türk askerinin içinde
bulunduğu tüm imkânsızlıklara rağmen
bağımsızlık ve hürriyet uğruna, vatan müdafaası
için Türk milletinin neler yapabileceğini ve
fedakârlığını dünyaya ispatlayan şanlı bir
destandır. Çanakkale'de yaşanan büyük mücadele ruhu, bugün,, hâlâ
Türk milletinin kanında aynı azim ve kararlılıkla devam
etmektedir. Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen
Çanakkale Savaşı'ndaki birlik, beraberlik anlayışı
bizi millî mücadeleye taşımış ve neticesinde, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin temeli atılmıştır. Çanakkale ruhuyla
ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma ve milletimizin
birlik bütünlüğünü sağlama hedefi, bugün, İYİ Parti olarak
bizim bayraklaştırdığımız ülkümüzdür.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
büyük kahramanlık gösteren ve isimleri ölümsüzleşen yüz binlerce
şehit ve gazimizi bir kez daha minnetle anıyor, Allah'tan rahmet
diliyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; dün de Sayın Genel Başkanımızın
gündeme getirdiği bir konu vardı. Ömrünü Kırım
Türklüğü davasına adamış, Kırım'da Türk varlığının
korunması için mücadele etmiş ve bu uğurda zindanlarda çile
çekmiş, Türk dünyasının ve Kırım Türklüğünün
sembol ismi olan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Polonya
Parlamentosu tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday
gösterilmiştir, Polonya Parlamentosunun aldığı kararı
tebrik ediyor, İYİ Parti olarak memnuniyetle
karşılıyoruz. Biz de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak benzer
bir karar alıp Sayın Kırımoğlu'nu Nobel
Barış Ödülü'ne aday gösterelim istiyoruz. İYİ Parti olarak
bu konuda ilk adımımızı attık, Gazi Meclisimiz
çatısı altında bulunan tüm siyasi partilerden de bu konuda
destek bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tabii, ben Grup Başkan Vekili olarak seçim bölgeme
ilişkin çok yöresel konuları esas itibarıyla burada çok fazla
gündeme getirmiyorum ancak Samsunda yaşanan bir olay var ki ulusal bir
mesele hâline gelmiştir, bu da şudur: Bizde Kalkanca bölgesi var, burada
Çatalarmutta 750 dönümlük bir tarım arazisi var, birinci sınıf
tarım arazisi olarak, nitelikli tarım arazisi olarak geçiyor.
Buranın bir sahibi var, bu sahibi öldükten sonra bu arazinin 326 dönümlük
kısmını bir iş insanı satın alıyor -bu
kişinin de ismini vermeyeyim, sonra dava açıyorlar bize ama zaten
basında, yerel basında var- AK PARTİde il yöneticisi olan bir
arkadaş bu arkadaş.
Şimdi, tarla fiyatı üzerinden bu yer
satın alınıyor, satın alınır alınmaz bir ay
sonra Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi bu tarım arazisinin imara
açılması için Meclise bir karar getiriyor. Burada Millet
İttifakı Meclis üyelerinin bu karara itiraz etmesiyle, Bu nedir?
demesiyle
Daha doğrusu, ne olduğu da belli değil, oldubittiye
getirilmeye çalışılıyor, Nedir? diye itiraz edilince bu
karar geçirilemiyor ama bu kararı daha sonra geçireceklerini söylüyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) Haram olsun!
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi, hiçbir
şekilde bir kurum raporu yok yani belli kurumlardan rapor alınarak,
onay alınarak Meclise getirilmesi lazım, zaten hukuk
tanımadığı için AK PARTİ yönetimleri, AK PARTİ
belediyeleri de aynı şekilde hiçbir kurumdan görüş
alınmadan, onların izni alınmadan dere yatağı
bölgesini, heyelan bölgesini konuta açmaya çalışan bir şey var.
Bakın, tarla olarak alıyorsunuz, bir anda
44 milyon liraya satın alınan yerin bugün, işte, imarın
geçmesi durumunda 450-500 milyona - yani eski parayla söylediğimizde 500
trilyona- geleceği ifade ediliyor. Dolayısıyla bu kararın
durdurulması lazım. Buradan, ben Samsun Büyükşehir Belediyesini
davet ediyorum, sakın böyle bir hataya düşülmesin ve buradan bütün
Türkiyenin de bu konuda hassasiyet göstermesi lazım. Hani arkadaşlar
Ağaç falan diyorlar ya burada da eğer bu karar durdurulmazsa, bu
imar olursa 2.500 tane ağaç kesilecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Burada da Samsun'da da bir
anlamda, iki yüz elli yıllık, arazide bulunan 2.500 ağaç
sökülerek Samsunun simgesi hâline gelen ve yıllık 250 ton üretim
yapılan deveci armudu üretimine de büyük bir balta vurulacaktır.
Tarım arazilerini korumamız gerekiyor, nitelikli bir tarım
arazisi milyonlarca yılda oluşuyor. Kaldı ki burada bir kamu
yararı da yok yani meslek örgütleri de bunu söylüyor çünkü konuta
açılabilecek başka daha uygun alanlar var, bu tarım arazisinin
korunması lazım. Samsun Büyükşehrin de böyle bir hataya
düşmemesini temenni ederek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili
Sayın Bülbül.
Buyurun.
25.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Berat Kandiline, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne,
Çanakkale Köprüsünün açılışına, Gürbulak Sınır
Kapısında yakalanan uyuşturucu maddeye ve uyuşturucuyla
mücadeledeki başarılarından ötürü İçişleri
Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı personelini
kutladığına ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu gece idrak edeceğimiz ramazan ayının
habercisi olan Berat Kandilinin milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa
hayır getirmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyor, tüm İslam âleminin
Berat Kandilini kutluyorum.
Sayın Başkan, 18 Mart 1915 tarihi, merhum
şair Necmettin Halil Onanın Dur Yolcu! Bilmeden gelip
bastığın/Bu toprak, bir devrin battığı
yerdir/Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın/Bir vatan
kalbinin attığı yerdir. dizeleriyle betimlediği Çanakkale
Destanının yazıldığı tarihtir. 18 Mart 1915te
iman imkâna galip gelmiş, yedi düvel Türkün iman gücü
karşısında yenilmiş ve Çanakkale ruhu düşmana teslim
olmamıştır. Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl
dönümünde Ezineli Yahya Çavuşu, Seyit Onbaşıyı, Tophaneli
Yüzbaşı Hakkıyı, Cevat Paşayı, Mustafa Kemal
Paşayı, 57nci Alayı ve nice isimsiz
kahramanımızı ve aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve
şükranla anıyor; bizlere bıraktıkları kutsal vatan
emanetini canımız pahasına koruyacağımızı
Gazi Meclisimizden beyan ediyoruz.
Sayın Başkan, bu tarihe denk gelmek üzere
-yarın 18 Mart- 1915 Çanakkale Köprüsünün de açılışı
yapılacaktır. Kendi sınıfında dünyanın en uzun,
en büyük köprüsü olan bu köprünün yapımında, başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere, bunun bu kadar kısa süre
içerisinde yapılmasında emeği geçen bütün
çalışanları kutladığımızı, tebrik
ettiğimizi ifade ediyor; Çanakkalede, Çanakkale Boğazında böyle
anlamlı bir sembolün varlığından gurur duyduğumuzu
ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, geçtiğimiz günlerde
Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerince Gürbulak
Sınır Kapısında 1 ton 18 kilo metamfetamin cinsi
uyuşturucu madde yakalanmış ve bu operasyonla şimdiye kadar
en yüksek miktarlı uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. 2021
yılı sonunda Gümrük Muhafaza ekiplerince 10 tonun üzerinde
uyuşturucu madde ve 45 ton civarında ise uyuşturucu yapımında
kullanılan kimyasal madde ele geçirilmiştir. Diğer taraftan,
İçişleri Bakanlığımız tarafından da
narkoterör operasyonları kesintisiz sürdürülmektedir. Bu doğrultuda,
2021 yılı içinde 31.675 operasyon düzenlenmiş, Avrupa'da
yakalanan uyuşturucu madde miktarının yaklaşık 2
katı ele geçirilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Gençliğimizi
ve geleceğimizi zehirlemek isteyen başta narkoterör örgütü PKK'ya ve
diğer terör örgütlerine karşı aralıksız
operasyonlarını sürdüren İçişleri Bakanlığı
personelimizi ve sınırlarımızdan uyuşturucu madde
geçişine izin vermeyen Ticaret Bakanlığı personelimizi
kutluyor ve kararlı mücadelelerinde kendilerine muvaffakiyetler diliyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Söz sırası, Halkların Demokratik
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Meral Danış
Beştaş'ta.
Buyurun Sayın Beştaş.
26.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Berat Kandiline, Kocaeli Valisi Seddar Yavuzun
HDPye yönelik sözlerine, Mardinin Kızıltepe ilçesi
Tepebaşı Mahallesindeki Mehmet Sincar Parkının
adının kayyum tarafından değiştirilmesine, Denizli
Milletvekili Cahit Özkanın asgari ücrete yönelik açıklamasına,
Musa Anter ile Kemal Kurkut davasına ve bir yıldır hasta
bakmayan Doktor Alim Çökükün neden yılın hekimi seçildiğini
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bu gece Berat Kandili. Tüm
halklarımızın Berat Kandilini kutluyor ve kandilin
barışa, adalete ve özgürlüğe vesile olmasını temenni
ediyorum.
Sayın Başkan, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz,
dün, ileri geri konuşmuş. Onun sözlerini bir daha söyleyerek
meşrulaştırmayacağım ama haddi olmayan, göreviyle
hiçbir şekilde bağdaşmayan, partimize dil uzatan sözlerini
neresinden tutalım bilmiyoruz. Devletin bir memuru Türkiye'nin 3üncü
büyük partisine kendince had bildirmeye çalışıyor.
Sanırım, İçişleri Bakanı Soylu gidici, bunun da onun
yerinde gözü var, öyle anlaşılıyor ya da gelecek seçimlere
hazırlanıyor çünkü bu dönemde AKP adaylığı,
sanırım, HDP düşmanlığıyla ölçülüyor.
Açıkçası
Ya da koltuğu sallantıdadır, hangisidir
bilemedim. İşte, parti devlet anlayışı
dediğimiz mesele tam da burada ortaya çıkıyor. Kocaeli'nin dünya
kadar sorunu dururken kendisi Türkiye siyasetine dair söz kuruyor. Sanayi
atıklarıyla ilgili ya da Kocaelinin sorunlarıyla ilgili bir
sözünü duymadık ama partimize dil uzatmayı biliyor. Kendisini buradan
muhatap almadan söylüyorum: Bir memurun, bir valinin bize karşı söz
söyleme haddi de yoktur, hakkı da yoktur; biz meşruiyetimizi halktan
alırız. Bunu da böyle bilsin.
Diğer bir mesele, kayyum. Yine, Mehmet
Sincarın adının verildiği parkın adını
değiştirdi -ve ne yapmış adını
bulacağım- Tepebaşı Mahallesinde bulunuyor, Tepebaşı
Parkı olarak değiştirmiş. Ya, Mehmet Sincar bu ülkede Parlamentoda
bulunan bir milletvekiliydi. JİTEM ve Hizbullah tarafından faili
meçhul bir cinayetle öldürüldü, katledildi ve bu Parlamentonun en büyük
ayıplarından, utançlarından biri, hâlâ Mehmet Sincarın
katillerinin tamamı bulunmadı ve yargılamada bir sonuç çıkmadı.
Bu yapılmadığı hâlde, Mehmet Sincarın faillerini
aramayan, bu işin üstünü örten devlet ve iktidardaki partiler, o dönemden
bugüne, şimdi atadıkları kayyumlarla o ilin milletvekilinin adını
parklardan kaldırıyor. İşte Kürt
düşmanlığı dediğimiz tam da budur. Ama Mehmet Sincar
bu halkın vekili olarak katledildi, o bizim vekilimiz olarak kalacak ve
yüreklerdeki yerini, kalplerdeki yerini hiç kimse silemeyecek.
Dün, Cahit Özkan yine konuşmuş Asgari
ücrete tekrar zam yapılabilir. falan demiş, açıkçası
Ezdirmeyeceğiz. demiş de eziliyor vatandaş vallaha. Kendisi
herhâlde bilmiyor. Pencereden de mi dışarı bakmıyor?
Arabadan arada bir dışarı baksa iyi olacak aslında,
kendisine öneriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Toprakta
yetişen marulun bile 9 lira olduğunu bilmiyor herhâlde,
Ezdirmeyeceğiz. diyor. Biz, Halkların Demokratik Partisi olarak bu
konuda kanun teklifi de verdik. Üç ayda bir asgari ücret tekrar
değerlendirilmeli ve günün koşullarına uyarlanmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, asgari ücret, belirlendikten iki ay
sonra açlık sınırının altına düştü.
Ezdirmeyeceğiz. hamasetini bırakarak bir an önce teklifimizi
gündeme alın ve asgari ücreti bir daha belirleyelim.
Musa Anter davası devam ediyor Ankarada ve
zaman aşımına altı ay kaldı. Kürt halkının
bilge isimlerinden olan Ape Musanın davası da cezasızlıkla
sonuçlandırılmak üzere. İşte, yargıyı aparat
olarak kullanan iktidar, geçmiş partilerin, iktidarların döneminde
yaşanan cinayetleri de işkenceleri de cezasızlıkla
sonuçlandırarak aslında, bu konudaki sorumluluğu da üstüne
alıyor ve iradesini de ortaya koyuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Cezasızlık politikalarındaki ısrar, işte, Kemal Kurkut
gibi, gözler önünde, kameralar önünde Nevrozda katledilen bir gencin
davasında Ceza verilemez. kararı çıkarabiliyor. Bu vesileyle,
ben sevgili Kemal Kurkutu da sevgiyle, acıyla anmak istiyorum. Evet
Nevrozda, her Nevrozda Kemal Kurkut adı asla unutulmayacak,
anılacak ve bu yargı asla bunun hesabını ileride
veremeyecek diyorum.
Son olarak, Erdoğanın ödül verdiği
yılın hekimi Doktor Alim Çöküke ulaşılamıyor.
Kayıp, gerçekten kayıp -onlar doktorları dışarıya
davet ededursun- yılın hekimi seçilmişti ve Erdoğan ona
vermişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Bitiriyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Cumhurbaşkanı ödülünü vermişti.
En zor koşullarda çalışan hekimler
her gün hakaretle tehditle bu ülkeden kovulurken, sağlık sistemini
ayakta tutmaya çalışırken Çökükün bir yıldır hasta
bakmadığı tespit edilmiş ve diğer sağlık
çalışanlarının iş yükü artıyor ve Covid-19
servisinde hasta bakması gerekirken görevini hiç yerine getirmediği
anlaşılıyor. Evet, hakikaten niye yılın hekimi
seçildi? Bunu soruyoruz ve nereden cesaret alıyor, bunu da kamuoyunun
takdirine sunuyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Söz sırası Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Altayda.
Buyurun Sayın Altay.
27.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Berat Gecesine, toplumun büyük kesiminin ramazan pidesini sofralarında
göremeyecek olmasının üzüntüsünü yaşadığına, 18
Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününe, Çanakkale Köprüsünün
açılışına ve kamu-özel iş birliği projelerindeki
peşkeş anlayışına ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sizi ve yüce Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Zatıalinizin, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunda bulunan, bulunmayan bütün milletvekillerimizin, aziz
milletimizin, İslam âleminin Berat Gecesi'ni tebrik ediyorum. Bu mübarek
gecede ve sonrasında yapılan duaların, ibadetlerin Cenab-ı
Allah tarafından kabul edilmesini diliyorum. İnşallah, bu
mübarek af gecesinde, tabii, kul hakkı hariç, bütün insanların bütün
günahlarının affedilmesini de ben de diliyorum.
Sayın Başkan, Berat demek, ramazan geldi
geliyor demek. Mübarek ramazan ayına da çok yaklaştık. Nerede o
eski ramazanlar! diyoruz gene, bir dönem öyleydi, şimdi gene öyle; nerede
o eski ramazanlar noktasına geldik. Bundan da büyük üzüntü duyuyorum.
Ritüellerimizi kaybediyoruz. Biz, Halk Ekmekte ucuz ekmek, bayat ekmek
kuyruklarını yadırgıyoruz, milletimizin bunu hak etmediğini
düşünüyoruz ama mübarek ramazan ayında iftara yarım saat kala,
bir saat kala mis gibi kokan ramazan pideleri için girdiğimiz gönüllü
kuyrukları da sanıyorum, bu ramazan göremeyeceğiz. İftar
soframızda artık hurma yok, artık pastırma yok, artık
güllaç yok; sanıyorum, maalesef, bu ramazan sade bir ramazan pidesi,
sıcak bir ramazan pidesini de iftar sofralarımızda
göremeyeceğiz, toplumun büyük kesimi göremeyecek. Bunun üzüntüsünü
yaşadığımı da belirtmek istiyorum.
Yüz yedi yıl önceydi Sayın Başkan,
milletçe bir tarih yazdık, milletçe özgürlük ve
bağımsızlığın nasıl sahiplenilip nasıl
savunulduğunu dost düşman herkese gösterdik. Bunu yaparken,
Çanakkalede Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni yan yana çarpıştı,
omuz omuza, koyun koyuna çarpıştı; şimdi de koyun koyuna
yatıyorlar. Onların bize yurt yaptığı bu güzel vatanda
şimdi, bu tür ayrışmaların yüz yedi yıl sonra hâlen
olduğunu görmek ve bunun siyasetin bir malzemesi olarak
kullanılması şahsen benim içimi acıtıyor; Çanakkale
şehitlerimize de bir vefasızlık yapıldığını
düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çanakkale
geçilmez! ifadesini dünya literatürüne yazdıranlara, başta Gazi
Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere -isim sayarsam çok isim sayarım, saymak
lazım ama hepsini de sayamayacağımız için hepsinin
Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal olmak üzere- Çanakkalede
yaşamını yitiren aziz şehitlerimizi saygı, rahmet,
hürmet ve minnetle anmayı da bir borç biliyorum. Çanakkale
Savaşı Türkiye Cumhuriyetinin ön sözüdür. Bunu böyle görmek, böyle
okumak lazım. Bu vesileyle, hemen değinmek isterim ki Çanakkale
Köprüsü'nün de sanıyorum yarın açılışı
yapılacak. Bakıldığı zaman, ne güzel, milletçe hepimizin
gururunu okşayacak bir köprü görüyoruz. Üzüntümüz şudur: Biz,
hizmetlere, projelere asla ve asla karşı değiliz. Biz, Türk
milletinin her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünenlerden ve
bilenlerdeniz ancak belirtmek lazım ki bu projelerde
yapişletdevret, kamuözel iş birliği projelerinde bir
izansızlık, bir hesapsızlık kitapsızlık,
öngörüsüzlük, bir peşkeş anlayışını görmenin
üzüntüsünü ve isyanını da yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Cumhurbaşkanı Bunlar yapişletdevret, kamuözel iş
birliğini bilmez, milletin cebinden 5 kuruş çıkmadan
yapılıyor. diyor. Keşke
Sayın milletvekilleri,
aralık ayının son haftalarında Meclisten bir bütçe
geçirdik. Bakın, bu bütçe rakamlarından okuyorum. 20172021
arasında bu KÖİler için bütçeden 68 milyar para
çıkmış. Bütçeden çıkan para Tayyip Bey'in cebinden
çıkıyorsa bir diyeceğim yok ama bütçeden çıkan para milletin
cebinden çıkıyor. Peki, aynı aralık ayının son
haftasında yaptığımız bütçede ne demiş Meclis,
Türkiye Büyük Millet Meclisi ne demiş? Şöyle demiş: 20222024
arasında kamuözel iş birliği ve yapişletdevret projeleri
için 143 milyar lira bütçede ödenek var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hani milletin
cebinden 5 kuruş çıkmıyordu Sayın Erdoğan? Çanakkale
Köprüsü'nün geçiş maliyeti 260 lira. Kınalı'dan Çanakkale'ye,
Savaştepe'ye gitmek için -sanıyorum- bir insan, bir araç 700-800 lira
para ödeyecek gibi duruyor, tıpkı İstanbul'dan İzmir'e
giderken 750-800 lira ödendiği gibi. Geçen de geçmeyen de; geçene bir
eziyet, geçmeyene bin eziyet; geçene bir haksızlık, geçmeyene bin
haksızlık. Bunları doğru bulmuyoruz. Devletimiz büyüktür,
güçlüdür. İsraf olmazsa, şeffaflık olursa Çanakkale Köprüsü'nü
de devletimiz kendi imkânlarıyla yapabilir; Sağlık
Bakanının söylediği gibi, şehir hastanelerini de kendi
imkânlarıyla yapabilir ve saray oligarkları diye bir kavramın
Türkiye'de konuşulmasına gerek bile kalmaz.
Çok uzatmak istemiyorum Meclis mesaisi gereği.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım, buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben, bu
vesileyle, mübarek kandilimizi tebrik ediyorum, Allah bütün iyi
Müslümanları affetsin diyorum; Allah, kul hakkı yemeyen, üstünde kul
hakkı olmayan bütün Müslümanları cennetiyle
mükâfatlandırsın diyorum ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Sayın Ramazan Can.
Buyurun Sayın Can.
28.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın, Berat Gecesine, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl
dönümüne ve Çanakkale Köprüsünün açılışına ilişkin
açıklaması
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün Berat Gecesi. Berat Gecesi'ni tebrik ediyorum.
Bütün İslam âleminin bu gecenin idraki içerisinde
yaşamasını ve Yüce Yaradandan da hepimizin beraatine nail
olmasını niyaz ediyorum.
Yarın 18 Mart. 1915 yılının
üzerinden yüz yedi yıl geçmiş. Çanakkale Zaferi, dünyada devlerin
savaşı diye bilinen ve yedi düvele karşı mücadele edilen,
Balkan Savaşı'nda dağılan bir ordudan, küllerinden
doğan -demin Sayın Altay'ın da dediği gibi- Kurtuluş
Savaşının özeti, ön sözü olan bir savaş. Savaşta 250
bine yakın şehidimiz var, şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Her birini ayrı ayrı rahmetle anıyoruz. Evet, Çanakkale
geçilemez. diyerek tarihe not düşmüştük ancak Çanakkale tabii ki
geçilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Çanakkaleyi de
geçerse Türkler geçer düsturundan hareketle dünyanın en güzel
köprülerinden, en güzel eserlerinden birine hep beraber imza attık. 2,5
milyar avroya mal olan köprü hiçbir vatandaşımızın cebinden
para çıkmadan yapılmıştır. Evet, bu bir tarihî
eserdir, devletin cebinden hiçbir para çıkmamıştır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Çıkacak!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) -
Bundan sonra çıkacak ama.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Yanlış
hatırlamıyorsam sekiz yıl ya da on yıl süre geçtikten sonra
da aziz milletimize iade edilecektir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) 2050de.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Tabii ki bu eser
önemli bir eserdir, dünya çapında emsallerinin en önde gelenidir. Hep
beraber bu esere imza attık, hep beraber bu eseri de kullanacağız.
Hayırlı uğurlu olsun, Rabbim daha
güzel eserlere imza atmayı hepimize nasip etsin diyor, hepinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Grup Başkan Vekillerinin söz talepleri
karşılanmıştır.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.29
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK
(Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 68inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ Parti Grubunun, 16/2/2022
tarihinde Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ve arkadaşları
tarafından, yüksek enflasyon artışlarının toplum
üzerinde oluşturmuş olduğu olumsuz ekonomik etkilerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
17/3/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 17/3/2022 Perşembe günü (Bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Erhan
Usta
Samsun
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ile 22
milletvekili tarafından yüksek enflasyon artışlarının
toplum üzerinde oluşturmuş olduğu olumsuz ekonomik etkilerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla 16/2/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 17/3/2022 Perşembe günkü
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisinin
gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden Samsun Milletvekili Sayın
Bedri Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ
YAŞAR (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime başlamadan önce, milletimizin ve İslam âleminin Berat
Kandilini tebrik ediyorum, hayırlara vesile olmasını Yüce
Mevladan niyaz ediyorum.
Yüksek enflasyon artışlarının
toplum üzerinde oluşturmuş olduğu olumsuz ekonomik etkilerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla vermiş olduğumuz bu önerge hakkında grubumuz
adına söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde yüksek
enflasyon nedeniyle çarşı pazar yangın yerine dönmüştür.
Eski Maliye Bakanımız Şubat ocaktan daha iyi, mart da
şubattan daha iyi, nisan marttan çok daha iyi olacak. dedi, maalesef
vatandaşlarımız bir iyileşme görmeyince de bu
Bakanımızın affını istemek zorunda
kalmıştı. Yerine gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin
Nebati önce enflasyonu yıl sonuna kadar tek haneye düşüreceklerini
açıkladı, ardından daha yeni Enflasyonu yıl sonu itibarıyla
belirli seviyeye getirip 2023 Haziran seçimlerinde tek haneye indirme
konusundaki kararlılığımız devam ediyor, gerekeni
yapacağız. diyor. Yine Sayın Cumhurbaşkanımız
Faizi indireceğiz ve indiriyoruz, bilin ki enflasyon da inecek, daha da
düşecek. dedi. Bugün Merkez Bankası 2nci kez yüzde 14lük politika
faizini sabit tutma ve düşürmeme kararını
almıştır. Ama düşmedi, düşecek gibi de görünmüyor.
Açıklanan yüksek ocak ve şubat enflasyonları ortadadır.
TÜİKin ocak ayı enflasyonu TÜFE yüzde 48,69, Üretici Fiyat Endeksi
yüzde 93,53, ENAGa göre ise yüzde 114,87 olarak
açıklanmıştır. Şubat ayı yine TÜFE 54,44, ÜFE
105,05, ENAG da 123,80 olarak açıklandı. Bizdeki yüksek enflasyon
kısa adı OECD olan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği
Örgütü ülkelerini de etkilemiş; OECD ülkelerine de son otuz
yılın rekorunu kırdırdık. Hâlbuki 1 puanlık
Türkiye etkisi olmasa OECD ülkelerinde enflasyon yüzde 6,6 yerine yüzde 5,6
olarak gerçekleşmiş olacaktı.
Değerli milletvekilleri,
vatandaşlarımız tarafından hissedilen enflasyon bu
rakamların da çok üstündedir. Artık Türkiye'de söylenen başka,
yaşanan başka bir hâle dönüşmüştür. Her konuda bugün
başka, yarın başka açıklamalar yapılmaya
başlanmıştır. Piyasalarda güven ve istikrar maalesef
kalmamıştır. Yabancı yatırımcı zaten
gelmiyor, yabancı yatırımlar maalesef Türkiye'yi terk
etmiştir. Akaryakıt ve doğal gaza, elektrik tarifelerine gelen
yüksek zamlar maalesef hayatı çekilmez hâle getirmiştir. Bu yüksek
zamların karşısında hem vatandaşlarımız hem
de esnafımız faturalarını ödeyemez hâle gelmiştir.
Esnaflarımızın elektrik faturaları kira parasını
geçmiştir. Yüksek enflasyon nedeniyle hayat her geçen gün
pahalılanmakta ve piyasada iğneden ipliğe her türlü ürüne
sürekli zam yapılmaktadır. Memur, emekli ve asgari ücretli kesime aralık
ayında yapılan zamlar maalesef erimiştir. Buradan bizim bir
önerimiz var, diyoruz ki: Geçtiğimiz yıllarda yılda 2 kez fiyat
ayarlaması yapılıyordu. Bu dönemde yani bu enflasyonist ortamda
hiç olmazsa önümüzdeki haziran sonu, temmuz başı itibarıyla çalışanların
yeni enflasyona göre ücretlerinin artırılmasını buradan
öneriyoruz.
Yine, yalnızca asgari ücret değil, yüksek
enflasyonlu rakamlar karşısında memur ve emeklilere yapılan
zamlar da eridi. SGK ve BAĞ-KUR emeklilerinin maaşlarına
yapılan 636 TL'lik zam oranı da ocak ayı enflasyonu
karşısında ortalama 348 TL erimiştir. Market
raflarının ve manav tezgâhlarının ateşi bir türlü
söndürülememiştir. Şubat ayı içinde bir önceki aya göre
karnabaharın fiyatı yüzde 88, kabağın fiyatı yüzde 79,
domatesin fiyatı yüzde 53,51 artmıştır. Ramazan ayı
yaklaşıyor. Ramazan pidesinin fiyatı yüzde 66 artışla
6 TL olmuştur; bu da birçok dar gelirlinin ramazan ayında pide
alamayacağını göstermektedir, en yüksek gıda
artışı Türkiyede yaşanmıştır. Türkiyede
gıda enflasyonu aralık ayında yüzde 43, ocak ayında yüzde
55 oranında gerçekleşirken en yüksek gıda enflasyonu Türkiyenin
ardından yüzde 17,2yle Kolombiyada gerçekleşmiştir.
Yine, imalatta yüzde 90,29, elektrik, gaz üretimi ve
dağıtımında da yüzde 138,48 olarak zamlar
gerçekleşmiştir. Ara mallarında yüzde 106,40, tüketim
mallarında yüzde 58 enflasyonla mücadele ve etiket için kurulan özel
ekiple ülkeyi maalesef, ekonomik
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
Yani bugün iğneden ipliğe zam gelmeyen
hiçbir şey yok. Baştan beri Enflasyon canavarına
ezdirmeyeceğiz. dediniz, 2002de iktidara geldiğiniz zaman üretici
ve tüketici fiyat endeksleri neredeyse birbirine yakın, yüzde 30du.
Koyduğunuz hedeflerin hiçbir tanesi tutmadı, bugün 3 haneli
rakamlardan bahsediyoruz.
Demek ki sizin bu saatten sonra yapabileceğiniz
hiçbir şey yok, yapacak tek bir şey var: Millete gitmek,
sandığı milletin önüne getirmek diyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına söz talep eden Batman Milletvekili Sayın Necdet
İpekyüz.
Buyurun Sayın İpekyüz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Evet, yüksek enflasyon
Aslında belki de
halkın anlayacağı dilde hayat pahalılığı
dememiz lazım. 19 Haziran 2018de Cumhurbaşkanı adayı Recep
Tayyip Erdoğan Siz ekonomiyi bana teslim edin, her şey düze
çıkacak, faiz neymiş göreceksiniz, hayat
pahalılığı neymiş göreceksiniz." dedi ve
görüyoruz kırk dört ayda. Hele kırk dört ayın bu son
haftasına baktığımızda, yakıt fiyatları sekiz
günde nereden nereye geldi. Hayat pahalılığı dediğimiz
şey
Birçok rakam açıklanabilir, birçok şey söylenebilir;
sokağa gittiğinizde insanlar pazardan alışveriş
yapamıyorsa, temel gıdaya erişemiyorsa o zaman ciddi bir kriz
söz konusu. Neydi? Türkiye'de kıyafetlerle ilgili siz
alışveriş merkezinden çıktığınızda
cihazlar ötüyordu; neredeyse temel besinlerle ilgili
çıktığınızda marketler de ötecek düzeye geldi. Burada
muhalefetten birçok arkadaş şunu söylüyordu: Bebek mamaları
kutulara yerleştirilmiş, anahtar takılmış Peynire
geldi, başka temel gıdalara geldi. Bu düzeydeyken hâlâ ekonomiyle
ilgili bir düzenleme yapamıyorsunuz. Neydi? Faizi düşüreceğim,
düşüreceğim. Ama yurttaş borçlu olduğunda faizi takır
takır çalıştırıyordu. Nitekim az önce
açıklandı, yine teğet geçti, durdu. Eğer siz yaşayan
insanlarla ilgili bir düzenleme yapmıyorsanız o zaman geleceği
de kurgulayamazsınız. Peki, hayat pahalı dediğimizde
nelere bakmamız lazım? En çok gıdaya bakmamız lazım.
Daha iki gün önce 14 Martta şu açıklama yapıldı sağlığın
tanımı yapılırken Sadece fiziksel, ruhsal değil,
sosyal açıdan da tam iyilik hâlidir. Eğer temel besinlere insanlar
ulaşamıyorsa ciddi bir krizle karşı
karşıyayız. Bir hafta sonra ramazandan söz edilecek,
televizyonlar reklamlarda boyuna gıdaları gösterecek, yurttaş
zeytin alamayacak, süt alamayacak, ekmek alamayacak, peynir alamayacak,
yoğurt alamayacak, yumurta alamayacak ve burada defalarca söyledik,
yakıta yaptığınız zamlarla beraber hayat
pahalılığı -elektrik faturası, doğal gaz
faturası
- her şeye yansımış olacak çünkü her şey
yakıtla, nakliyeyle ulaşıyor. İnsanları tekçi
zihniyetinizle tekçi bir yaşama dönüştürdünüz. Neydi? Üşüyorsan
tek odada kal, soğuksa tek odayı ısıt, yemek yiyeceksen tek
tencere kullan, gerekiyorsa da tek başına yaşa. Siz bu
anlayışla gerçekten hayat pahalılığıyla beraber
insanları ezmiş oluyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Bu rakamlara, açıklanan rakamlara -bu TÜİK
Başkanları hep değişiyordu ya- bu TÜİK
rakamlarına rağmen yüzde 54,44 diye açıklandı şubat
ayında ama Enflasyon Araştırma Grubu yüzde 123,80 olarak
açıkladı, 3 haneli bir rakam açıkladı, 3 haneli bir rakam.
Hani teke düşürecektiniz? Tekten 3 haneliye geldiniz. 3 haneliye gelmek
artık hayatın bittiği anlamına geliyor. Çiftçi mutsuz,
emekli mutsuz, çalışan mutsuz, memur mutsuz, işçi mutsuz,
öğrenci mutsuz, kadınlar mutsuz, gençler mutsuz; hayat
pahalılığında kıvranıyorlar, birileri buna
seyirci kalıyor ve bununla ilgili düzenleme yapmıyor. Bir an önce
bunun araştırılması lazım. Her seferinde
söylediğimiz de: Buradan uzaklaşmamak lazım, insanlarla
buluşup insanları dinlemek lazım çünkü sokak titriyor.
Sağ olun, teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz talep eden Amasya Milletvekili Sayın Mustafa Tuncer.
Buyurun Sayın Tuncer. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA TUNCER (Amasya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizlerin ve
halkımızın Berat Kandili'ni tebrik ediyorum. İYİ Parti
grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Öneriyi
destekliyoruz ve evet oyu vereceğiz.
TÜİK verilerine göre, yıllık
enflasyon kasım ayında yüzde 21,31; aralık ayında yüzde
36,08e yükselmiş, 2022 yılının gelmesiyle yükseliş
hızını artıran enflasyon ocak ayında 48,69a,
şubat ayında yüzde 54,44e yükselmiştir. Bağımsız
bir kuruluş olan ENAGa göre ise durum daha da vahim olup yıllık
enflasyon ocak ayında yüzde 114,87 olmuştur. Grup önerisinde
enflasyonun toplum üzerindeki olumsuz etkilerinin
araştırılması istense de aslında araştırılması
gereken, yüksek enflasyon nedeniyle halkımızın ekonomik ve
psikolojik çöküşü olmalıdır. Çünkü TÜİK'in
açıkladığı enflasyon oranlarıyla sebze, meyve ve
gıda fiyatlarındaki ısınma ve elektrik ile akaryakıt
fiyatlarındaki enflasyon fiyatları arasında uçurumlar
vardır. Örneğin, en büyük banknotumuz olan 200 lira Ocak 2009da
tedavüle çıktı. İlk çıktığında bu 200
lirayla
Ağustos ayından beri dünyada petrol
fiyatı yüzde 63 artıyor, aynı dönemde Türkiye'de mazotun
fiyatı yüzde 214 artıyor. Bir minibüs şoförü konuyu çok güzel
özetliyor: Geçen ay bir yolcu parasıyla
Esnafımız kan ağlıyor,
Sattığımızı aynı fiyatla yerine
koyamıyoruz. Elektrik ve doğal gaz faturaları ile BAĞ-KUR
primlerimize yetişemiyoruz. İş yerini kapatsak yapacak
başkaca bir iş bilmiyoruz. diyorlar. Yüzde 74 oy
aldığınız Suluovada anahtarcılık yapan, AK
PARTİye oy veren Nihat ağabeyimiz Yeminle söylüyorum,
siftahsız açıp kapattığımız günler
çoğaldı. Bir aylık kazancım asgari ücret kadar yok, asgari
ücreti kazanabilsem şükredeceğim. Verdiğim oyları onlara
helal etmiyorum. diyor. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Değerli iktidar vekilleri, ülkeyi, yönetimi
devraldığınız 2002 yılından çok daha geriye
götürdünüz. Kiminle konuşsak Daha önce böyle bir kriz hiç
yaşamamıştık. diyor. Bir türlü bitmek de bilmiyor.
diyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA TUNCER (Devamla) Bir an önce erken seçime
gidin, hem kendinizi hem de halkımızı bu sefaletten
kurtarın. Sefalet demişken, bir ölçü var, adı Sefalet Endeksi
enflasyon ve işsizlik oranlarının toplamından
oluşuyor. 2021 Aralık ayı itibarıyla Türkiye sefalet
sıralamasında Avrupada 1inci, dünyada 156 ülke arasında
21inci sırada. Sudan, Libya ve Zimbabve hariç Afrikanın en sefil
ülkeleri bile Türkiye'den daha iyi.
Türkiye'de 2001 krizinde 40 puan olan Sefalet
Endeksi, şu anda 60 puana çıkmış. Türkiye'de 2020
yılında devletten yardım alan
yurttaşlarımızın sayısı 4 milyon 470 bin iken
2021 yılında devletten yardım alanların sayısı 11
milyon 370 bin kişiye çıkıyor. Bir yılda 3 kata yakın
artmış. Bırakın refahı; sefaleti yaşıyoruz,
sefaleti.
Çok teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz
talep eden Manisa Milletvekili Sayın Uğur Aydemir.
Buyurun Sayın Aydemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA UĞUR AYDEMİR
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ
Parti grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında, öncelikle, çok
kıymetli milletvekili arkadaşlarımın ve ekranları
başında bizi izleyen aziz milletimizin, tüm milletimizin ve tüm
İslam âleminin Berat Gecesini tebrik ediyor, hayırlara vesile
olmasını Cenab-ı Allahtan niyaz ediyorum.
Evet, İYİ Parti grup önerisinde enflasyon
sorununa vurgu yapılarak enflasyonun vatandaşlarımızda
oluşturduğu etkilerin ve alınması gereken önlemlerin
araştırılmasıyla ilgili bir önerge sunmuşlar.
Evet, değerli arkadaşlar, dünya iki
yıldan beri Covid-19la mücadele ediyor. Bu Covid-19un gerek
sağlık alanında gerekse küresel ekonomide birçok olumsuz
etkileri oldu ve değerli arkadaşlar, küresel ekonomi -son iki
yılda- 2020 yılında yüzde 3,4 daralırken Türkiye ekonomik
olarak yüzde 1,8 büyüdü.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Millet aç, aç. Kuru ekmek bulamıyor millet, çöpten topluyor.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) 2021
yılında da Türkiye yüzde 11 olarak büyüdü.
ERHAN USTA (Samsun) Yandaşlar büyüdü,
yandaşlar. Ücretli küçüldü, ücretler küçüldü; yandaş büyüdü.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Evet,
değerli arkadaşlar, tabii, küresel ekonomide daralma olunca sonucunda
ne oldu? Ham maddeye erişim zorlaşıyor; enerji fiyatları
arttı, enerji fiyatlarının artması sonucunda tedarik
zincirlerinde aksamalar meydana geldi, emtia fiyatları arttı,
gıda fiyatları arttı yani dünyada arz yönlü bir enflasyon
oluştu. Dünyada bazı ülkeler belki enflasyonu tanımazken bugün
itibarıyla baktığımızda, Amerikada yüzde 7,9 oranında
enflasyon oluşmuş durumda ve enflasyon 2 haneliye doğru yükselme
eğiliminde. Yani dünyanın gerçeği bu enflasyon artık
değerli arkadaşlar, Türkiye'nin değil, bütün dünya enflasyonla
mücadele ediyor. Ama bizim, bu mücadeleyi ederken, enflasyonu düşürmek
isterken ne yapmamız lazım?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Ayçiçeği yağı gemileri gelsin(!)
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Çift kanatlı
kuş gibi düşünün bunu; bir yandan enflasyonu düşüreceksiniz, bir
yandan da milletimizi enflasyona ezdirmememiz lazım, yenik
düşürmememiz lazım, önlemler almamız lazım.
ERHAN USTA (Samsun) Asgari ücret eridi, asgari
ücret eridi.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Ülke olarak biz
bunlara ne yaptık? Evet, mesela asgari ücret dedi
arkadaşımızın biri.
ERHAN USTA (Samsun) Eridi, eridi.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Eridi gitti,
eridi gitti.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Asgari ücret mi kaldı, asgari ücret mi kaldı?
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Bütçe bile
kalmadı ki?
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Asgari ücrete
tarihindeki en yüksek zamlardan birini, yüzde 50 zam yaptık, tarihin en
yüksek zamlarından bir tanesini yaptık.
ERHAN USTA (Samsun) Tarihin en yüksek enflasyonunu
yaşatıyorsun! Tarihin en yüksek enflasyonunu yaşatıyorsun!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Enflasyon kaç, enflasyon? Enflasyon kaç? Çiftçiden 2.250 liraya
aldığın buğday 6.400 lira şimdi.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Başka ne
yaptık? Yüce heyetinizin, milletvekili
arkadaşlarımızın dahi hayal edemediği, asgari ücretten
vergiyi kaldırmanın yanı sıra bir de ne yaptık
değerli arkadaşlar- diğer ücretlerden de asgari ücret geliri
kadar olan kısmı vergiden istisna tuttuk. Bunu hiçbiriniz hayal dahi
edemiyordu ama AK PARTİnin farkı bu, hayal edilemeyenleri
gerçekleştirmek.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Anlat, anlat; heyecanlı oluyor(!)
ERHAN USTA (Samsun) Uğur Bey, hesap
bilirsiniz siz, yüzde 54 enflasyon verdiğiniz o taahhütleri eritmez mi?
Hesap bilirsiniz siz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Yaptığı bütçe patladı zaten Sayın Usta,
yaptığı bütçe patladı.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Başka ne
yaptık arkadaşlar? Bakınız, basit usulde vergiyi kaldırdık.
ERHAN USTA (Samsun) Bırak şimdi
onları, geç!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Basit usulde
gelir vergisi mükelleflerini vergiden istisna tuttuk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Geç oraları!
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen Sayın
Aydemir.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Başka ne
yaptık değerli arkadaşlar?
ERHAN USTA (Samsun) Yüzde 54 enflasyonu
açıkla sen, yüzde 54 enflasyonu açıkla! Yüzde 105 üretici
enflasyonunu açıkla!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Bütçe
ne oldu, bütçe? Bütçe ne oldu?
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Yani AK
PARTİnin yaptıklarını sıralamaya kalksak hakikaten
burada ne vaktimiz yeter ne de zamanımız.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Aynen, aynen (!)
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Mesela,
yaşlılık aylığı vardı, 24 lira yaşlılık
aylığı alıyordu bazı vatandaşlarımız,
65 yaşın üstündekiler. 24 liraydı 2002 yılında. Bugün
kaç para alıyor değerli arkadaşlar?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Çiftçinin borcu 2,4 milyardı, şimdi 178 milyar. Sayın Aydemir,
çiftçinin borcu 178 milyar olmuş. Uyuma!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) 1.300 liraya
yakın maaş alıyorlar. Evet, gerek memurlara yapmış
olduğumuz zamlarla gerekse emeklilerimize yapmış olduğumuz
zamlarla milletimizi bugüne kadar ezdirmedik enflasyona, bundan sonra da
ezdirmeyeceğimizi ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bakınız,
Rusya-Ukrayna savaşı da dünyanın gündeminde ve şu an
savaş yapılıyor.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Millet ekmek bulamıyor, ekmek!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) - İkisi de
bizim komşumuz. Bakınız, dünyada bir olumsuzluk varken bu
olumsuzluk sadece Türkiyede varmış gibi
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ya,
sen bırak şimdi dünyayı, kendine bak kendine!
ERHAN USTA (Samsun) Enflasyon bu yüzden mi
arttı? Savaştan yeni çıktı (!)
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Konutlarda 1.000
liralık doğal gaz fiyatının sadece ve sadece 200
lirasını vatandaşımıza yansıtıyoruz, 800
lirasını devlet sübvanse ediyor. Bunları söyleyin burada
arkadaşlar, niye söylemiyorsunuz bunları? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Neyini söyleyeceğiz?
ERHAN USTA (Samsun) Sizin
başarısızlıklarınız ya. Sözleşmeyi
yenilemezsen, pahalı doğal gaz alırsan elbette yapmak zorunda
kalacaksın; sizin başarısızlığınız!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) - 800
lirasını devlet sübvanse ediyor. Biz bunlarla mücadele ederken
yatırımlarımızda da
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Aydemir.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Millet aç, aç!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Bir davet
edeceğim, davetim var arkadaşlara.
BAŞKAN Peki, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) BOTAŞ battı,
BOTAŞa 100 milyar lira destek vermek zorunda kaldınız,
ayıp ya!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Yeter
Başkan, yeter, onu mu dinleyeceğiz burada.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Niye tahammül
edemiyorsunuz dinlemeye?
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Değerli
arkadaşlar, biz enflasyonla mücadele ederken, vatandaşların
alım gücünü artırırken aynı zamanda da evet, tüm
dünyanın gözü önünde, tüm dünyanın göz bebeği sayılacak
Çanakkale Köprüsünü yarın açıyoruz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Aç
kaldık.
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Bütün
milletvekillerimizi Çanakkalenin incisinin açılışına davet
ediyorum. Buyurun, hep birlikte gelin, bu tarihî esere birlikte şahitlik
edelim diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın Erel
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Aksaray Milletvekili Ayhan Erelin, Çanakkale
Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
AYHAN EREL (Aksaray) Teşekkürler
Başkanım.
Türk tarihinin dönüm noktalarından, Türk
milletinin onurunu, gururunu, namusunu korumak amacıyla verdiği en
çetin mücadelelerden biri olan Çanakkale Deniz Zaferinin yıl dönümünü
gururla, onurla kutlamaktayız. Dönemin hasımları sahillerimize
inmiş, vatan topraklarına yönelik emellerini hayata geçirme cüretinde
bulunmuş; çok şükür ki Çanakkale önünde imana çarpmış,
ecdadın bağımsızlığa olan inancı
karşısında diz çökmüş, sefil olmuş, yok olmuştur.
Türk milleti, Anadolunun yıkılmaz, geçilmez, sarsılmaz
olduğunu tarih boyunca birçok kez ispat etmiştir. Tarih durdukça bu
zaferler unutulmayacak, bu zaferlere yeni zaferler eklenecektir. Çanakkale
Zaferimizin yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak
üzere kahraman şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Aygun
30.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan
Aygunun, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne ve Berat
Kandiline ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Kurtuluş Savaşının âdeta öncüsü olan Çanakkale
Savaşı, milletimizin tarihe altın harflerle
yazdığı büyük kahramanlık destanıdır. Birinci
Dünya Savaşının en çetin ve kanlı muharebesi olan
Çanakkale Savaşında Türk askeri bedensel sınırı aşan
bir mücadele vermiştir. Askerî stratejik zekâsını Çanakkalede
gösteren Mustafa Kemal Atatürk, Anafartalar kahramanı unvanıyla
Kurtuluş Savaşında göstereceği
başarısının işaretlerini vermiştir. Bu yüzden,
Mustafa Kemal Atatürksüz Çanakkale Savaşı tarihi yazılamaz.
Atatürk bu büyük zaferin önemini şu sözlerle anlatmıştır:
Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı
hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale
muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur. Çanakkale Zaferinin 107nci
yıl dönümünde, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Seyit
Onbaşı, Mehmet Çavuş, Yüzbaşı Faik, Asteğmen
Muharrem, Yarbay Hüseyin Avni ve rütbeli, rütbesiz tüm kahraman
şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.
Tüm İslam âleminin Berat Kandilini tebrik
ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özkan
31.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın,
Berat Kandiline ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Berat, Yüce Yaradanın affına erebilmek
için yaratılanı affetme, rahmet ve mağfirete mazhar olma
günüdür. İnsanlar için hesaplaşma durakları olan bu rahmet
geceleri varlığımızı yeniden gözden geçirme, muhasebe
ve tefekkür etme imkânları kazandıran birer fırsat olarak
değerlendirilebilir. Bu konuda kendimizi yenilemeli, kendimize, eşimize,
çocuklarımıza ve komşularımıza, bütün
insanlığa ve bütün mahlukata karşı affedici
olmalıyız. Berat, kırılan kalpleri onarma,
dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam
duygularını aşma zamanıdır. Berat Kandilini
fırsat bilerek iç dünyamıza doğru bir yolculuk yapalım.
Ramazanışerifin habercisi olan Berat
Kandilimizi tebrik ediyor, tüm insanlığa sağlık, huzur ve
bereket getirmesini Yüce Rabbimden temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 17/3/2022 tarihinde İstanbul
Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve arkadaşları
tarafından, 5'li çete olarak bilinen sermaye gruplarına verilen
ihalelerin araştırılması amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
17/3/2022
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 17/3/2022 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Siirt
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
17 Mart 2022 tarihinde İstanbul Milletvekili
Erol Katırcıoğlu ve arkadaşları tarafından,
(17457) grup numaralı, 5li çete olarak bilinen sermaye gruplarına
verilen ihalelerin araştırılması amacıyla Türkiye
Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
17/3/2022 Perşembe günkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden İstanbul
Milletvekili Sayın Erol Katırcıoğlu.
Buyurun Sayın Katırcıoğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU
(İstanbul) Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün bir vesileyle yani kamu-özel iş
birliği projeleri bağlamında verilen bir önerge üzerine
konuştuk, bugün de biz bu önergeyi getirdik. Bu önerge, esas
itibarıyla, Türkiyenin son zamanlardaki ekonomik krizinin de kaynaklarına
işaret eden bir önerge. Yani kısaca niçin böyle
düşündüğümüzü anlatmaya çalışayım.
Bir kere, bu 5li çete lafı gazetecilerin
bulduğu bir laf ya da siyasetçinin; bilmiyorum ben nasıl
yerleşti ama kastedilen şey kamu-özel ilişkileri yani kamunun
özellikle ihalelerde özel sektörle kurduğu bağlantı ve bu
bağlantının yarattığı çarpıklıklar bir
bakıma konu ediliyor. Nasıl çarpıklıklar? diye
bakarsanız, 5 tane inşaat şirketi olarak başlayan grup var,
zaman içinde bunların hemen hemen hepsi holding oldu ve sadece inşaat
sektörü değil, başka sektörlere de yayıldılar; Adalet ve
Kalkınma Partisi kendi sermaye gruplarını böylelikle
yaratmış oldu. Diyebilirsiniz ki Kendini bir şekilde kurucu
gören iktidarlar kendilerinin yaslanacağı bir sermaye grubu
oluştururlar, bu da çok anormal değil. Fakat değerli
arkadaşlar, gerçekten bu -yani nasıl söyleyeyim- 5li holdingin çok
ötesine geçen bir durum. Bir anlamda, ekonominin bütün dengelerine büyük ölçüde
etki eden bir gelişmeye tanıklık ediyoruz bu çerçevede. Fakat
asıl söylemek istediğim, bu ihalelerle, Hükûmetin verdiği ve
daha birçoğu davet usulüyle verilen ihalelerle oluşmuş olan bu
sermaye grupları gerçekten de iktidarın ayakta durmasını
sağlayan kaynakları teşkil ediyor. Bununla ilgili bir örnek
vereceğim, bu örnek üzerine birkaç şey söyleyeceğim ama
altını çizmek istiyorum ki bu ülkede -hemen hemen bu coğrafyada
diyelim- servet biriktirme aracı devlettir; her zaman böyle olmuştur.
Dolayısıyla da kamunun özel kesimle olan ilişkileri hep şaibeli
olmuştur. Dün ifade etmeye çalıştığım KİT
sistemi -ki o zamanlar KİT sistemi birçok kesim tarafından
savunulurdu ben özellikle 80li yıllar öncesini söylüyorum ama 80li
yılların sonrasında da bu devam etti- KİT'ler esas
itibarıyla özel kesime kaynak aktaran mekanizmalar olarak
çalıştırıldılar. Kim tarafından? Siyasetçiler
tarafından yapıldı, bu mekanizma kuruldu. Nasıl oluyordu
bu? Çok açık söyleyeyim; özel sektörün girdilerini üretiyorlardı kamu
iktisadi teşebbüsleri, ürettikleri malların fiyatları Bakanlar
Kurulu tarafından maliyetinin altına fiyatlanıyordu ve
dolayısıyla da özel kesimin maliyetlerini düşürüyorlardı.
Niçin yapıyorlardı bunu? Özel kesimin maliyetleri düşünce ne
olacaktı, beklenti neydi? Fiyatların düşmesiydi ama fiyatlar düşmedi
değerli arkadaşlar çünkü çok az sayıda firma vardı.
Dolayısıyla da fiyatların üzerinde bir baskı
oluşmadı. Ne oldu peki? Özel kesimin bu kaynak aktarımıyla
kâr marjları ve dolayısıyla da sermaye birikimi kârları
artmış oldu. Bu mekanizma herkesin gözü önünde oldu. Biz, o zamanlar
-90lı yıllardan söz ediyorum- buna itiraz ettik, daha sonraki
yıllarda bunun anlamı değerlendirilir.
Şimdi, bakın, size bir örnek vererek geri
kalan zamanımı kullanayım. Şimdi, 5li çete denilen
grubun bir holdingi, Kalyon grubu, bakın, şu ihaleleri
almış: Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı,
İstanbul-Şile-Ağva Yolu, Üçüncü Havalimanı, İnegöl
Doğal Gaz Dağıtım Hattı, Başakşehir
Stadyumu, Çayırhan Termik Santrali, Melen İsale Hattı,
Kıbrıs Su Temin Projesi Boru Hattı, Çanakkale-Ezine-Ayvacık
Yolu; bu daha devam ediyor değerli arkadaşlar. Bir sürü ihaleyi
almış bu şirket, iyi yapmış, peki fakat bu şirket
aynı zamanda Zirve Holding denilen bir holdingi oluşturuyor. Zirve
Holding, duyanlarınız var mı, bilmiyorum. Zirve Holding esas
itibarıyla Çalık Holdingden Turkuvaz Grubunu satın aldı.
Turkuvaz Grubu ne?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) Teşekkür
ederim.
Turkuaz Grubu şu arkadaşlar: ATV, A Haber,
Takvim, Sabah, Fotomaç, Yeni Asır gibi birçok medya kuruluşu ki ben
şöyle bir toplama yaptım; 9 tane radyo istasyonu, 16 tane dergi, 12
tane televizyon, 5 tane gazete Turkuvaz Grubunun sahip olduğu medya
şirketleri; bu medya şirketi Kalyon grubuna ait. Şimdi,
tuhaflığı görüyor musunuz? Bu medya grubu nedir? Yandaş
medya dediğimiz bir medya grubudur. Yani, yatıp kalkıp
Yaşasın iktidar! diye bağıran bir medya kuruluşu ve
bu medya kuruluşu iktidardan, devletten inanılmaz sayıda ihale
almış ve bu ihalelerin çoğu da bir yarışma sonucunda
değil, tamamen davet usulüyle veya pazarlık usulüyle
alınmış.
Değerli arkadaşlar, bu yapı işte
bugün içinde bulunduğumuz krizin de ana sebebidir. Fiyatların
düşmüyor olmasının sebebi budur, yoksa stokçular falan
değildir. Bu holding yapısını değiştirmeden, bu
kartel yapısını değiştirmeden Türkiyede hiçbir
şey olmaz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
söz talep eden Denizli Milletvekili Sayın Yasin Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN
ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kamuoyunda 5li çete olarak adlandırılan şirketlerin kamudan
aldığı ihalelerin araştırılmasına
ilişkin önerge üzerine İYİ Parti Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bir iktidarın sözleri ve tercihleri ile
icraatı arasındaki uyum ya da uyumsuzluk o iktidarın hem karnesi
hem de karakteridir. Eğer bir parti iktidara gelmeden önce yoksullukla
mücadele etme sözü verip, yoksul ve yoksun vatandaş
sayısını artırıp tercihini ayrıcalıklı
bir grubu zenginleştirmekten yana kullanıyorsa bunun adı en
açık şekilde vatandaşı kandırmak, vatandaşa yalan
söylemektir. Eğer bir parti iktidara gelmeden önce yolsuzlukla mücadele
etme sözü verip ayrıcalıklı bir gruba kendine emanet
edilmiş kamu kaynaklarını usulsüz, kanunsuz işlemlerle
dağıtıyorsa, devlet hazinesini bu gruplara aktarıyorsa
bunun adı uluslararası kabule göre yolsuzluk demektir.
Ülkemizde, ne yazık ki son dönemlerde, hem
kendine emanet edilen kamu gücünü kullananların hem de kamu gücünü
kullananlara yakın olduğunu iddia ederek menfaat sağlamaya
çalışanların sayısında artış görülmektedir.
AK PARTİsi iktidarı döneminde kamu adına yapılan prestijli
projeler Kamu İhale Kanunu ruhuna uygun olmayan bir şekilde davetiye
usulüyle dağıtılmaktadır. AK PARTİsi iktidarı
döneminde, bitmeyen işler için ek ödeme ve ek süreler ikame ihalesi
paravanıyla yapılmaktadır. AK PARTİsi iktidarı
döneminde, ihaleler -mevzuatın izin vermediği durumda- kanun 200 defa
değiştirilerek kılıfına uydurulmaktadır. AK
PARTİsi iktidarı döneminde, hazine, aynı firmalar eliyle
yürütülen yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği projelerine
verilen yüksek garantiler nedeniyle boşaltılmaktadır.
Bakın, bu firmalar dünyada bile tescilli hâle geldi, bu şirketlerin
aldığı ihalelerin toplamı 2021 yılına kadar 150
milyar doları geçmiş durumda; bu, ihale kısmı. Bir de
garanti adı altında havadan kazanç kısmı var; sadece 2022
yılı için bütçeden aktarılacak garanti ödemesi 42,5 milyar -ki
bu rakam 9 bakanlığın bütçesine bedel- beş yılda
yapılan ödeme ise 130 milyar. Ayrıca, aldıkları ihaleler
için verilen teşvikler, vergi indirimleri bu hesaba dâhil bile değil.
Bu müteahhitler sıkıntıya düştü mü 27nci Yasama Döneminde
çıkarılan ne kadar kanun varsa 5li çeteye özel, lehlerine düzenlemeler
yapılmıştır. Dedik ya, iktidarın karakteri tercihiyle
doğru orantılıdır. Vatandaş kırılırken,
cebi boşalırken var mı vergi indirimi? Yok; varsa yoksa
bindirim. Geçen hafta dedik ki: Bebek bezinde, hasta bezinde, kadın
pedinde KDV oranını yüzde 18den yüzde 1e düşürelim. Olmaz.
Hop, eller havaya Hayır, istemezük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) Bir kere de
vatandaş lehine ellerinizi kaldırdığınızı
görsek keşke. 5 firmaya verdiğiniz ihaleleri, teşvikleri,
garanti ödemelerini geçtik; bunlara yaptığınız vergi
indirimi bile bu hanelerin sadece bebek bezinden kaynaklanan yükünü azaltmaya
yeter de artar bile. Vatandaş, elektrik, doğal gaz
faturasını ödeyemiyor, soğukta, karanlıkta
yaşıyor. Bir yıl önceki rakam; 2020 yılında,
vatandaşlar, doğal gaz faturası için toplam 34 milyar 496 milyon
lira ödemiş. Size Bu vatandaşın doğal gaz
faturasını ödeyin. demiyoruz ama tercihinizi vatandaştan yana
kullansanız bu garanti tutarıyla tüm ülkenin doğal gaz
faturaları bile ödenebilirdi.
Siz, tercihinizi, ayrıcalıklı
zenginden yana yaptınız. Vatandaşın bunu görmediğini
sanıyorsunuz ama merak etmeyin, vatandaş ilk seçimde tercihini
yapacak, görüyor mu görmüyor mu hep birlikte göreceğiz; az kaldı.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz talep eden Burdur Milletvekilimiz, Meclis İdare Amirimiz
Sayın Mehmet Göker.
Buyurun Sayın Göker. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET GÖKER (Burdur) Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar; bu gece idrak
edecek olduğumuz Berat Kandilimizin tüm İslam âlemine ve ülkemize
iyilikler getirmesi temennisiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yarın ise 18 Mart, Çanakkale Zaferinin 107nci
yıl dönümü; bu vesileyle de kurucumuz Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk
ve onun şahsında tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Verilmiş olan önerge, sermaye
gruplarının almış olduğu ihaleler... Aslında,
burada çok da göz ardı edilecek bir durum yok, neredeyse kamudaki tüm
ballı ihaleler bizim 5li çete dediğimiz kişilere gitmekte ve
bunlarda toplanmakta. Bunun mantıklı bir yolunu ya da yöntemini izah
etmek inanın imkânsız. Bakın, yarın Çanakkale Köprüsünü
açacaksınız, Çanakkale Köprüsü onların, Marmaray onlarda,
havalimanı onlarda, Rize onlarda; toprak onların, para onların;
neredeyse hepimiz onlara çalışıyoruz. Tıpkı
Rusya-Ukrayna Savaşının gündeme getirdiği oligark
söyleminde olduğu gibi, Türkiyede de bu 5li çete aslında bir
oligark hâlini almış ve Tayyipin ya da AKPnin oligarkları oluşmuş.
Kamudan ihale alan bu kesimin, yapılan ihalede
55 adet ihale yapılmış, 52si rekabet dışında
yani ihale usulüyle yapılmış, kişiler davet edilmiş,
bu firmalara verilmiş. Niye, neyi örtüyoruz ki böyle bir yöntem
kullanıyoruz? Açıklanmayan ihalelerin 2020 yılındaki toplam
maliyeti 40,5 milyar, açıklananlar ise 1,5 milyar. Bu kadar devasa bir
farkı mantıkla, helalle, doğru ihaleyle açıklamak mümkün
değil. (CHP sıralarından alkışlar)
Peki, verdiğiniz ihalelerle yetinmiş
miyiz? Hayır. Bakın, Cengiz İnşaat için 30 kere, Kolin
İnşaat için 36 kere, Makyol İnşaat için 24 kere, Kalyon
İnşaat için 19 kere, Limak İnşaat için yine 19 kere olmak
üzere 128 kere vergi indirimi yapmışsınız. Neden? Vatandaş
elektriğini ödemediği zaman gidip kesiyorsunuz, açma bedeli 25 lira,
30 lira alınıyor. Bu adamların vergisini keserek onlardan tahsil
ettiğiniz sistemi tam da bu oligark dediğimiz 5li çeteye
gönderiyoruz. Çiftçi perişan, esnaf perişan, memur perişan,
insanlar borçlarını ödeyemiyor, evine ekmek götüremiyor ama siz
tercihinizi bu 5li çetenin cebini
doldurmaktan yana kullanıyorsunuz. Genel Başkanımızın
dediği gibi, tamamen bir tercih meselesi.
Tabii, burada şunu da belirtmek istiyorum
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MEHMET GÖKER (Devamla) Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında, ahlaksız kazanç elde edildiği tespit edilen bu
ihalelerin hepsi kamulaştırılacak. Kimse kendisini güvende ve
Arkam sağlam. diye düşünmesin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sözlerime Sayın Genel Başkanımızın
bir sözüyle son vermek istiyorum: O paraları ait olduğu topraklara
geri kazandıracağız. Sizin gözünüzün yaşına bakan
namerttir.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına söz talep eden Giresun Milletvekili Sayın Cemal Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; HDP Grubunca verilen önerge üzerinde
AK PARTİ Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları
başında bizi izleyen aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu gece idrak edeceğimiz Berat Gecesinin de
sizlere ve bütün Müslümanlara mübarek olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye müteahhitlik
hizmetlerinde dünya çapında bir üne sahip. 2021 yılında
yayınlanan verilere göre, müteahhitlik hizmetlerimiz, Çinden sonra, 250
firma arasında yer alan 41 firmayla 2nci sırada; bu aslında
hepimizin övünmesi gereken bir sonuçtur. Önergede adı geçen 5 firma da bu
41 firma içinde yer alıyor.
Değerli milletvekilleri, elimde Türkiye
Müteahhitler Birliğinin yaptığı yazılı bir
açıklamadan size aktaracağım bilgiler var. Uluslararası
inşaat sektörü dergisi ENR yani Engineering News-Record isimli
müteahhitlik dergisinin verilerine göre, Türkiye 41 firmayla Çinden sonra
2nci sırada ve sadece yurt dışından 2020 yılı
müteahhitlik hizmetlerinden elde ettiği gelir 18,3 milyar dolar. Bunun
aslında hepiniz için bir övünç kaynağı olması lazım.
5li çete ifadesi son derece
yakışıksız bir ifadedir çünkü bu firmalar Türkiye'nin
zenginliğidir. Arkadaşlarımız dile getirdi, Çanakkale
savaşının, Çanakkale savaşının, Çanakkale
Zaferinin yarın inşallah, 107nci yıl dönümünü kutlayacağız.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
Türkiyenin zenginliği değil, siz zengin yaptınız, sizden
önce zengin değillerdi, siz onları bu kadar zengin
yaptınız.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Bakın, hep birlikte de
yarın inşallah, Çanakkale Köprüsünün
açılışını yapacağız.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Halkı da
yoksullaştırdınız.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Niye
Türkiyenin zenginliği olsun ya?
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Biraz önce
arkadaşımız dedi ki: Bu firmalarındır bu köprü.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Onlar
zengin olunca ben zengin oluyor muyum, vatandaş zengin oluyor mu? Onlar
zengin oluyor. Nasıl Türkiyenin zenginliği olur bunlar?
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Hayır, bu köprü aziz
Türk milletinindir, hepimizindir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Bedelini biz ödüyoruz,
bedelini Türk milleti ödüyor; gelirini 5li çete alıyor.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Bu 41 tane firma da yurt
dışındaki müteahhitlik hizmetlerinde Türkiyeyi 2nci
sıraya getiren firmalar da hepimizindir; adı geçen 5 tane firma da
bunların içindedir.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) En fazla kamu
ihalesi alan firmalar dünyada.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Bakın, sadece
Avrupada yüklendikleri projelerin toplam tutarı 8,5 milyar doların
üzerindedir. Dolayısıyla, bu firmaları kurmak, büyütmek öyle
kolay işler değil ama bir anda karalamak kolaydır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla) Dolayısıyla ben
bu önergenin son derece hedef saptırdığını ve
yanlış hedeflere götürmek istendiğini, dolayısıyla iyi
niyetli olmadığını düşünüyor ve önerge aleyhinde
olduğumuzu, önergeye ret oyu vereceğimizi ifade ederek
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Çok çaba sarf
ettiniz büyütmek için o firmaları.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Zaten
lehinde olamazsınız mübarek günde bile be!
CEMAL ÖZTÜRK (Devamla)
Genel Kurulu ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) Cemal
Bey, aynılar aynı yerde; ayrılar ayrı yerde.
OYA ERSOY (İstanbul) Soygunun suçlusu 5li
çete.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) 5li çeteyi
büyüttüğünüzü itiraf ettiniz; ne güzel(!) Aferin size, aferin(!)
BAŞKAN Müsaade eder misiniz Sayın Beştaşa.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Öztürk beyanında çok yakışıksız
olduğunu, ayrıca iyi niyetli olmadığını
Yani biz
parti olarak önerge indirmek hakkına sahibiz. Sataşmada bulundu, söz
istiyoruz.
BAŞKAN Yerinizden bir söz vereyim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) 5li çeteye
karşı iyi niyetli değilsiniz ya!
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) 5li çetenin
avukatları var yeterince, maşallah(!) 5li çetenin avukatları
var maşallah(!)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Biz Türk
milletinin avukatıyız, evet, Türk milletinin ama siz kimin
avukatısınız?
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Biz milletin
avukatıyız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Türk milletinin
avukatı biziz.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Siz çetelerin
avukatısınız, yirmi yıldır çetelerle yönetiyorsunuz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
İyi niyetli olmadığını
söylemiş sizin önergenizin. İyi niyetli mi, kötü niyetli mi; bir
açıklarsanız memnun olurum.
Sayın Katırcıoğlu, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- İstanbul Milletvekili Erol
Katırcıoğlunun, Giresun Milletvekili Cemal Öztürkün HDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cemal Beyin, doğrusu, hiç beklemediğim
bir ifadesi oldu benim önergemle ilgili olarak; üzüldüm çünkü Cemal Beyle
birçok konuda çok benzer fikirlere sahip olduğumuzu düşünüyordum.
Hele hele bu önergenin art niyetli olduğu iddiası da doğrusunu
isterseniz kabul edilebilecek bir iddia değil.
Bakın, ben size çok basit bir şey
söylüyorum -ki konuşmamda söyledim size- yani bu 5li çete
lafını ben kullanmadım ama böyle bir kavram
kullanılıyor. Ben Adalet ve Kalkınma Partisinin
yarattığı bir sermaye grubundan söz ediyorum.
Şimdi, ben somut bir şey söyledim, Kalyon
İnşaat bilmem kaç tane ihale almış, nasıl
aldığını biliyorsunuz ve bunlar Turkuvazın sahibi,
dolayısıyla medyayı etkiliyorlar. Yani, şimdi, bu
ilişki sizi hiç rahatsız etmiyor mu Allah aşkınıza ya?
Nasıl etmiyor?
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman)
İşlerine geliyor.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ben size
şunu söyleyeyim: Bakın, eğer Rekabet Kurumu
bağımsız bir kurum olabilseydi bu kesinlikle bir dava konusuydu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, ben de
madde 60a göre söz istiyorum.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın
Grup Başkan Vekilleri; böyle bir usul yok, birbirinizi fikirlerinizle ikna
edeceğiniz bir durum da yok. Kimse kimseye de sataşmadı burada,
hiçbir sataşma yok.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 17/3/2022 tarihinde İstanbul
Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve arkadaşları
tarafından, 5'li çete olarak bilinen sermaye gruplarına verilen
ihalelerin araştırılması amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkanım,
tutanaklara geçirilmesi açısından şunu söylemem lazım çünkü
bu 5li çete ifadesini biz kullanıyoruz. Bizim
kullandığımız ifadeye karşı böyle bir şey
kullanamaz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Aslında
sataşan onlar Başkanım. 5li çete diyerek bize
sataşıyorlar aslında.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Ortak
mısınız 5li çeteyle, niye alınıyorsunuz?
ERHAN USTA (Samsun) - Bir de ortada delili var,
Dünya Bankasının çalışması var. Ne diyor Dünya Bankası?
Kamudan ihale alan dünya çapında 10 tane firma var, 5 tanesi Türkiyede.
5li çete diye ondan bahsediyoruz.
BAŞKAN Evet, siz bunun yanlış
olduğunu söylüyorsunuz, onlar da Bu işten gurur duyuyoruz.
diyorlar. Ne diyeyim ben size?
ERHAN USTA (Samsun) Hayır, işte,
doğru söylüyor. Cemal Bey şunu söyledi: Bunları büyütmek kolay
olmadı. Dolayısıyla, bizim kullandığımız
bir ifade için yakışıksız ifade denilmesini kabul
etmiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Usta, tutanaklara geçmiştir.
Sayın Tutdere
NİLGÜN ÖK (Denizli) İyi de sanki o Limak
sadece AK PARTİ zamanında mı vardı? Ta 1990lı
yıllardan beri Limak vardı bu ülkede.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) 5li çeteye
ortaksınız, itiraf ettiniz; kayıtlara geçsin efendim.
BAŞKAN Sayın Vekilim
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) 5li çeteye
ortaksınız, itiraf ettiniz.
BAŞKAN Müsaade eder misiniz Sayın
Vekilim.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Başkanım,
adım geçti.
BAŞKAN Sayın Tutdere, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman
Tutderenun, Tarım ve Orman Bakanının Afrikada hayaller
peşinde koşacağına GAP illerindeki ovaları suyla
buluşturması gerektiğine ilişkin açıklaması
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) Sayın
Başkan, yeni atanan Tarım Bakanının
açıklamalarına baktığımızda rotayı Afrikaya
çevirdiğini görmekteyiz. Yerli tarımı ve çiftçiyi bitiren
iktidarın yanlış politikaları sayesinde, 2002
yılında 26,1 milyon hektar olan ekim alanı 2021
yılında 23,1 milyon hektara gerilemiştir, tarımdaki
istihdam yüzde 17,1e gerilemiştir, çiftçi sayısı on iki
yılda yüzde 48 azalmıştır.
Buradan iktidara ve Tarım Bakanına
açıkça çağrı yapıyoruz: Sayın Bakan, Afrikada
hayaller peşinde koşacağınıza, GAP illerinde bulunan
ovaları, tarım alanlarını suyla buluşturun; GAPta tam
1 milyon 629 bin hektar arazi su bekliyor, bu toprakları suyla
buluşturun; Türkiye Afrikayı da beslesin, dünyayı da beslesin.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Toğrul
34.- Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun,
cezaevlerinde nakil adı altında uygulanan sürgün politikasına
ilişkin açıklaması
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkürler
Başkanım.
Sayın Başkan, son dönemde cezaevlerinde
nakil adı altında bir sürgün politikası hayata
geçirilmektedir. Bunun son örneği, seçim bölgem Gaziantepte H Tipi
Cezaevinde yaşanmıştır, onlarca mahpus Türkiyenin
farklı cezaevlerine sürgün edilmiştir. Aileleri tarafından
tarafımıza iletilen bilgilere göre, tutuklulardan Murat
Yıldırım Yozgat 2 No.lu T Tipine, Selim Acar Yozgat 1 No.lu T
Tipine, Vedat Bakır Sungurlu Cezaevine, Abdullah Çelik ve Şevket
Şeker Aksaray T Tipine, Yakup Burukanlı Konya Ereğli T Tipine
sürgün edilmiştir. Bu tutukluların uzun tutukluluktan kaynaklı
ciddi sağlık sorunları mevcuttur ve bazılarının,
örneğin Şevket Şeker ve Vedat Bakır'ın tahliyelerine
iki üç ay gibi kısa süreler kaldığı hâlde sürgün edilmesi,
ailelerinde infazlarının yakılacağı endişesini
yaratmaktadır. Adalet Bakanlığını bu sürgün
politikasından derhâl vazgeçmeye çağırıyor, bu durumu
kamuoyunun takdirine sunuyoruz.
Teşekkürler.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, son
beş yılda artan yoksullaşmanın nedenlerinin
araştırılarak yoksullukla mücadele için gerekli
politikaların belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/5606) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart
2022 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
17/3/2022
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 17/3/2022 Perşembe günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzük'ün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, son beş yılda artan
yoksullaşmanın nedenlerinin araştırılarak yoksullukla
mücadele için gerekli politikaların belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan (10/5606) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesi'nin görüşmesinin Genel Kurulun
17/3/2022 Perşembe günlü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin gerekçesini açıklamak üzere söz talep eden Ankara Milletvekili
Sayın Tekin Bingöl.
Buyurun Sayın Bingöl. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TEKİN BİNGÖL (Ankara)
Yirmi yıla yakın AKP iktidarı döneminde yaşanan
olumsuzluklar, yoksulluk, açlık sınırının çok ötesinde
derin bir açmaza soktu Türkiye'yi ve bu süreçte, beraberinde gelen
işsizlik, halkın büyük bir kesimini yaşamdan âdeta kopardı.
Bütün bunların sonucunda toplumsal refah düzeyi ve yaşam kalitesi
cumhuriyet tarihi boyunca bu kadar büyük bir düşüşe sahne
olmadı. Biz, Türkiyede derin bir yoksulluğun ötesinde, müthiş
bir açlığın olduğunu söylüyoruz ama gelin görün ki Adalet
ve Kalkınma Partisi yetkilileri Türkiyede yoksulluk sorununun
olmadığını büyük bir pişkinlikle söyleyebiliyorlar.
Bu, eskilerin deyimiyle, halkın kahir ekseriyetinin fakruzaruret içinde
olduğunun somut bir göstergesidir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Şimdi, biz niçin bu önergeyi verdik? Biz, 4.250
liraya yükseltilen asgari ücretin arkasından, büyük bir coşkuyla bunu
açıkladığınızda, bugün dönüp
baktığımızda, 4.552 lira olan açlık sınırı
söz konusu olduğunda bu asgari ücretin açlık
sınırının 300 lira altına düştüğünü gördük.
Yani 4.250 liraya mahkûm ettiğiniz asgari ücretlilerin tamamı
açlığa mahkûm edilmiş durumda. Ömrünü bu ülkeye hizmete
adamış olan emekli büyüklerimizin maaşı yıllar sonra
2.500 liraya çıkarıldığında, işte, o milyonlarca
emekli kardeşimiz, büyüklerimiz tam anlamıyla 4.552 lira olan
açlık sınırına mahkûm edilmiş durumda. Milyonlarca
genç, aldıkları krediyi ödeyemedikleri için icrayla
boğuşurken ceplerinde 1 ekmek parası olmayan o gençlerimizin
sorunlarını çözmek adına, konuşmak adına bu önergeyi
verdik.
Şimdi, bütün bunları bir araya
getirdiğimizde görüyoruz ki artık Türkiyede yoksulluk
konuşulmuyor; Türkiyede açlık konuşuluyor, açlık. Yani
pazar günleri pazarın son saatini bekleyip, köşelerden
çıkıp pazar yerinde pazarın artıklarını
toplayanların o görüntüleri bizim yüreğimizi acıtıyor.
Bayat ekmek kuyruğuna giren o yaşlı büyüklerimizi görürken
içimiz kan ağlıyor ama neylersiniz ki bütün bunlar söz konusuyken
AKPliler büyük bir rahatlıkla Türkiyede yoksulluk sorunu yok. diyor.
Bunu niçin diyorlar biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Çünkü AKP,
yoksulluğu bir parti politikası hâline dönüştürdü yani AKP
yoksulluktan besleniyor; yoksulluğu derinleştirerek, onlara
yaptıkları devletin sosyal yardımlarını siyaseten
kendilerine mal edip buradan nemalanıyorlar.
Bakın, size bazı rakamlardan
bahsedeceğim. Yıl 2002, AKP iktidara geldi, o zaman yüzde 20
yoksullara Türkiye gelirinden ayrılan pay yüzde 5,5. Peki, o dönemde yüzde
20 zenginlerin Türkiye gelirinden elde ettiği pay yüzde 50nin üzerinde.
Ne değişti? Yirmi yıl önce Yoksullukla mücadele edeceğiz.
diye iktidara gelen AKPliler bu tabloyu asla değiştirmediler, aksine
daha da derinleştirdiler. Bugün Türkiyede yüzde 10 yoksul ile yüzde 10 zengin
arasındaki makas tam 17 kat, 17. Bu rakamlar, sizin kontrol altına
aldığınız TÜİK ve benzeri kurumların
açıkladığı rakamlar. Böyle derin bir uçurum var zengin ile
yoksul arasında.
Peki, şimdi ne var? Bir grup mutlu
azınlık var. Bu mutlu azınlık kim? Biz, namusuyla alın
teri dökerek, ailesinden aldığı o şirketleri, o tesisleri
büyüterek onurlu bir şekilde ticaret yapan sanayici ve iş
adamlarımıza sonsuz saygı duyuyoruz çünkü onlar o tesisleri
siyaseten kurmadılar, alın teriyle, üreterek kurdular. (CHP
sıralarından alkışlar) Peki, ya AKPliler? AKPlilerin
yarattığı mutlu azınlıklar kimler? Haksız ve
hukuksuz yere, hak etmeden, Kamu İhale Kurumunun yasalarını tam
87 kez değiştirerek kendi yandaş müteahhitlerine o işleri
peşkeş çektiler, mutlu azınlık onlar. Başka? Kendi
bürokratlarına birden fazla maaş vererek mutlu azınlık
yarattılar, mutlu azınlık işte onlar. Mutlu
azınlık kim? Adalet ve Kalkınma Partisinin kanatları
altında büyüyen şanslı Adalet ve Kalkınma Partililer.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) Şimdi, biz
bu araştırma önergesini şunun için verdik: İşte, sizin
o koruyup kolladığınız o yandaşlar var ya,
şanslı AKPliler var ya, onlar ile yoksulun, çaresizin, işsizin,
fukaranın hakkını ortaya koymak adına verdik. Siz bunu
reddedeceksiniz, Cumhur İttifakı reddedecek ama bu, kayıtlara
giriyor ve bir gün gelecek, bu yoksullukla mücadele için verdiğimiz grup
önerisini niçin reddettiğinizi; sizin çoluk çocuğunuz,
torunlarınız Türkiyenin o günkü koşullarını görüp
utanacaklar.
UĞUR AYDEMİR (Manisa)
Kayırmacılığı siz iyi bilirsiniz,
kayırmacılığı.
TEKİN BİNGÖL (Devamla)
Çocuklarınızı ve torunlarınızı utandırmak
istemiyorsanız gelin bu araştırma önergesine olumlu oy verin.
UĞUR AYDEMİR (Manisa)
Kayırmacılığı siz daha iyi bilirsiniz.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) İlk kez
araştırma önergesine olumlu oy verin, araştıralım.
Eğer Yoksulluk yok. diyorsanız siz haklısınız, bu
kürsüden gelir sizden özür dileriz, ama yok biz haklıysak o zaman bunun
gereğini yapmadığınız için tarih önünde de
yargılanacaksınız, çoluk çocuğunuzun önünde de
yargılanacaksınız diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
UĞUR AYDEMİR (Manisa)
Kayırmacılığı siz daha iyi biliyorsunuz.
BAŞKAN İYİ Parti Grubu adına
söz talep eden Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET
NACİ CİNİSLİ (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlarım.
Aziz milletimizin mübarek kandillerini
kutlarım. Refah içinde, sağlıklı, huzurlu daha nice
kandiller dilerim.
İstatistiki veriler nüfusumuzun çok önemli bir
kesimi için yoksulluğun kronikleştiğini ve artarak devam
ettiğini gösteriyor. Tüketici Hakları Derneğinin, TÜİK ve
TÜRK-İŞ verilerini kullanarak hazırladığı rapora
göre ülkemizde 16 milyon kişi açlık, 50 milyon kişi ise
yoksulluk sınırında. MEMUR-SEN tarafından yapılan açlık-yoksulluk
araştırmasında da asgari ücretin 4.253 lira olduğu
ülkemizde 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3.526
lira, yoksulluk sınırı ise 10.120 lira olarak hesaplandı.
AK PARTİ 2002 yılında iktidara geldiğinde yüzde 29
oranında ve aşağı yönlü trend içeren yıllık
enflasyon, kasta varan hatalı politikalarıyla yukarı yönlü bir
trendle yüzde 50lere geldi. Gıda enflasyonu ise yüzde 55in üzerinde.
Bağımsız kurumların yaptıkları
araştırmalara göre enflasyon yüzde 100ün üzerinde.
Diğer yandan, AK PARTİ, iktidarında
geçen yirmi yıllık süre boyunca ülkemizdeki gelir
dağılımında büyük tahribatlara yol açtı. Gelir
dağılımında çok büyük adaletsizlik yaşanıyor. En
zengin yüzde 10 ile en yoksul yüzde 10un arasındaki fark 17 kata
ulaşmış durumda. Adaletsiz gelir dağılımı,
ulusal gelirin paylaşımındaki dengesizlik,
başarısız ekonomik ve sosyal politikalar nedeniyle derin
yoksulluk ülkemizin en büyük sorunu hâlini aldı. Anadolu, unutmaya yüz
tuttuğu nesiller öncesinin fukaralık günlerine geri döndü. AK
PARTİ iktidarı ise artan fukaralığa karşı
önlemler almak, milletimizi hak ettiği refah içinde yaşatmak yerine
yoksulluğu ve daha da ötesi, muhtaçlığı yöneten bir
politikayı benimsiyor. Siparişle veri hazırlayan TÜİKin
raporlarında bile 2020 yılına ait sosyal koruma harcamaları
yüzde 20lik bir artış göstererek 656 milyar liraya
ulaşmış bulunuyor. 15 milyona yakın
vatandaşımız sosyal koruma kapsamında maaş
alıyor. Sosyal yardım tabii ki anayasal bir görevdir fakat
idarecilerin görevi sosyal yardıma muhtaç insan sayısını
artırmak değil, aksine, sosyal yardıma ihtiyaç duymadan
insanların refah seviyesini yükseltmek, muhtaç insan
sayısını aşağı çekmektir. Muhtaç insan sayısının
arttığını açıklamak övünülecek bir durum
değildir, ayıptır.
Son zamanlarda yoksullukla başa çıkamayan,
çözüm yollarını kaybeden birçok vatandaşımız
yaşama ümitlerini de kaybediyor. Cumhuriyet tarihimizin en derin ekonomik
krizini yaşarken korkarım ki yine en derin sosyal krizini de
yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla)
AK PARTİ tarafından büyük haksızlığa uğrayan,
başta gençlerimiz olmak üzere, toplumun pek çok farklı kesimindeki
insanımız psikolojik sorunlarla boğuşuyor ve maalesef
çareyi, olmaması gerekmesine rağmen, intiharda buluyor. Memleketim
Erzurumda 15, 16, 17 yaşındaki gençler intihar ediyorlar. Bu
yaşa kadar düşmüş intihar oranının vebali AK
PARTİnin sorumsuz, liyakatsiz, soygun düzenli, devlet tanımaz
ekonomi politikalarının ve sorumsuz yönetim
anlayışının üzerinedir.
Ülkemizde yapılmak istenen, Orta Asya modeli
hesap vermeyen yönetim, Orta Doğu modeli hesap sormayan halk sistemidir.
İYİ Parti olarak ülkemizin böylesine bir uçuruma sürüklenmesine izin
vermeyeceğimizi, ilk seçimlerden sonra dünyayla rekabet eden bir Türkiye
için iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme
geçeceğimizi belirtir; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına söz talep eden Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut
Toğrul.
Buyurun Sayın Toğrul. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu, Genel Kurulun sevgili emekçilerini ve
ekranları başında bizleri izleyen sevgili
yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Evet, yoksulluk
Cumhuriyet tarihinin
görülmemiş, belki en büyük ekonomik krizini yaşıyoruz
değerli arkadaşlar. İnsanoğlu,
yurttaşlarımız giyinemiyor, barınamıyor,
ısınamıyor, aydınlanamıyor, temel
ihtiyaçlarını karşılayamıyor ama burada AKP
sözcülerini dinlediğimizde tozpembe bir tablo çiziliyor. Eğer iyi bir
gelişme varsa bunu yapan mutlaka AKPdir ama olumsuz tüm gelişmeler
AKPyle ilgili değildir, dış güçler yapıyor, dış
güçler mutlaka bundan sorumlu. Örneğin, akaryakıt fiyatları
artar, bunu AKP yapmıyor ama diyelim ki uluslararası piyasada Brent
petrol biraz düşer ve fiyatlar indirilir, bunu AKP indiriyor.
Bakın, gerçekten, yurttaşlarımız
büyük bir umutsuzluk ve çaresizlik içinde, evine ekmek götüremeyen
yurttaşlar var. Bakın, bugün, bu ülkede ülkenin yüzde 50si
açlık sınırının altında bir yaşam sürdürmek
zorunda. Yaklaşık 12,5 milyon işçi asgari ücretin altında
ücret alıyor. Çalışanların yüzde 50sinden fazlası
açlık sınırının altında yaşıyor.
Vatandaşların bankalara borcu 1 trilyon 34 milyar TL'ye
ulaşmış durumda. Vatandaşa gelince Para yok. diyorsunuz,
5li çeteye gelince bakın, 128 kez vergi affı uyguluyorsunuz. Sizin
tavrınız ve tarafınız belli. Siz zengin yüzde 1den
yanasınız, biz yüzde 99 yoksulun yoksulluğunun
kaldırılmasından yanayız. Siz sürdürülebilir bir yoksulluk
istiyorsunuz, biz yoksulluğun kalkmasını istiyoruz;
aramızdaki fark bu.
Değerli arkadaşlar, bugün geldiğimiz
noktada gençlerimiz yarına umutsuz bakıyor, bugün geldiğimiz
noktada kimse geleceğinden emin değil. Bu ülkenin gencecik
çocukları bu ülkede yaşama hayalleri dahi kuramıyor, yurt
dışına çıkma hayalleri kuruyor. Bunların hepsi AKP'nin
sayesinde oldu. Yüzde 1lik kesimin aldığı pay, en yoksul yüzde
20lik kesimin aldığı paydan çok daha yüksek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Dolayısıyla
AKP denince, o 5li çete, AKP'nin yanında kıyısında
yetişmiş zenginler, 3-5 maaş alan bürokratlar ve şatafat akla
geliyor ama ülkede yaşanan gerçek, yoksulun açlığı,
sefaleti, umutsuzluğu ve yarına dair hayalsizliğidir.
Bunların mutlaka
araştırılması gerekiyor, bunların mutlaka masaya
yatırılması gerekiyor. Algı yaratarak yokmuş gibi
davranmaktan vazgeçin, gelin bu ülkede yaşanan somut durumu hep birlikte
masaya yatıralım diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına söz talep eden Denizli Milletvekili Nilgün Ök.
Buyurun Sayın Ök. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NİLGÜN ÖK (Denizli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; CHPnin grup önerisi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle sözlerimin başında aziz milletimizin
ve İslam âleminin Beraat Gecesini tebrik ediyorum, hayırlara vesile
olmasını temenni ediyorum.
AK PARTİ olarak göreve geldiğimiz gün,
milletimizi dara düşüren, milletimizin refahına kasteden tüm
olumsuzluklarla mücadele edeceğimizi belirtmiştik, yirmi
yıldır da bununla mücadele ediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Biz,
çalışmalarımızın merkezine insan odaklı, sosyal
refahı ve sosyal adaleti sağlayan, bireyi, aileyi ve toplumu
güçlendiren, çoğulcu, bütünleştirici, sürdürülebilir kalkınmayı
önceleyen politikaları koyduk.
2002 yılında sadece 1,3 milyar TL olan
sosyal yardım harcamalarını 2022 yılında 104,2 milyar
TLye çıkardık. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Sosyal yardım program sayısı bugün 40ın
üzerinde -ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sürekli olarak çözüm
sunuyoruz- göreve geldiğimizde bu sayı 4tü. Sizler Bunu yoksulluk
ve enflasyon arttığı için artırdınız. diyorsunuz
ama biz sosyal devletin gereği olarak yardımlarımızın
kapsamını, koruyucu şemsiyesini genişlettik. Tematik
yardımların artmasını ve çeşitlenmesini
yoksullaşmanın derinleştiği üzerinden düşünmemeliyiz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Helal
olsun! Mahmut Hocam, dinle.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Dinliyorum,
dinliyorum ama gerçeği ben biliyorum. Burada hayallerle konuşulmaz.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Eğitimden sağlığa,
aile yardımından barınma yardımına kadar birçok
yardım kalemini hayata geçirdik ve geçiriyoruz. Yaşlı
aylığını 35, engelli aylığını 41 kat
artırdık. Sosyal güvenlik sisteminden, göreve geldiğimizde
vatandaşlarımızın sadece yüzde 46sı
yararlanıyordu, bugün yüzde 99u yararlanıyor. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Çünkü biz diyoruz
ki: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
Şimdi, tüm dünyanın içerisinde olduğu
pandemi süreciyle birlikte etrafımızın yangın yeri
olduğu, dünyada tedarik zincirlerinde sıkıntıların
yaşandığı, krizlerin yaşandığı, enerji
krizlerinin had safhaya çıktığı bu dönemde, sanki sadece
Türkiye'de olağanüstü bir süreç yaşanıyormuş gibi algı
yapmayı, sanki bizim hiçbir şey
yapmadığımızı buradan dillendirmeyi doğru
bulmuyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Biz zaten ne
diyeceğinizi bildiğimiz için şaşırmıyoruz bu
konuşmalarınıza.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Özellikle son dönemlerde,
fiyatlanması küresel düzeyde yapılan petrol, doğal gaz gibi
gıda sektörünün de kullandığı her türlü malzeme
ürünlerindeki fiyat artışlarının vatandaşlarımıza
en az düzeyde yansıtılması için her türlü gayreti gösteriyoruz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ya,
gıda sektöründekini sen üretmezsen artacak tabii. Üretmiyorsun ki hep
ithal ediyorsun.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Fiyat
artışları karşısında her bir
vatandaşımızı korumak için bugüne kadar maaş
artışlarından sosyal desteklere, elektrik, doğal gaz
faturası desteğinden, sübvansiyonlarından vergi indirimlerine
kadar birçok tedbiri hayata geçirdik. Asgari ücrette yüzde 50, memur
maaşında yüzde 30, en düşük emekli aylığında
yüzde 67 artış sağladık; yine sağlarız, gerekiyorsa
sağlarız. Bugüne kadar asla vatandaşımızı AK
PARTİ olarak ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) İnsanlar
intiharın eşiğinde, intihar ediyor, intihar. Ekmek
bulamadığı için, çocuğunu
ısıtamadığı için intihar edenler var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİLGÜN ÖK (Devamla) Başkanım,
bitiriyorum.
BAŞKAN Tamamlayalım, buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Vatandaştan haberin yok.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Milleti borçlandıra borçlandıra bir hâl oldunuz be! Borç, borç, borç
AKP demek borçlandırma demek.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Tüm dünyanın
şalterleri indirdiği, üretimin durduğu pandemi döneminde dahi,
bakın, dünyadaki istihdamda düşüş olmasına rağmen,
sağladığımız istihdam destekleriyle istihdam 2,7
milyon kişi arttı. Sadece pandemi döneminde yaşanan krizde, ülke
olarak 1 trilyon TLye yakın bir büyüklükten -mücadele ettik- vazgeçtik.
Şimdi şunu sormak istiyorum: Bir, grup
önerisi içerisinde diyorsunuz ki
Türkiye'nin yatırım ortamına
sunduğu fırsatları keşfedin. diyen Yatırım
Ofisinin yabancı yatırımcıyı ülkemize
çağırmasından bile rahatsızlık duyuyorsunuz.
Yabancı yatırımcıdan niye rahatsızlık
duyuyorsunuz?
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Sen
rahatsızsın, sen.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) İşçimizin
köle gibi gösterilmesine karşı çıkıyoruz, işçinin.
İşçi köle gibi gösteriliyor orada.
NİLGÜN ÖK (Devamla) Yatırım demek
istihdam demek, kalkınma demek. Ama bunu sizin lideriniz o 2018de
yaşanan krizde de yaptı; ülke ülke, kapı kapı gezerek
Gelmeyin. dedi. Gezide de yaptı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sizin hiçbir şekilde bu ülkenin
kalkınmasıyla, ileriye gitmesiyle ilgili bir düşünceniz yok,
tamamen felaket tellallığı yapıyorsunuz ama aziz milletimiz
bunu görecek.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Aynen
öyle, vallahi öyle.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Yahu,
herkes görüyor ne olduğunu, herkes görüyor.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Görüyor, görüyor.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN
(Tekirdağ) Mübarek kandil gününde söylemeyin bari bu yalanları!
NİLGÜN ÖK (Devamla) Ben sözlerime burada son
verirken, sizi de cumhuriyet tarihinin en önemli köprülerinden olan 1915
Çanakkale Köprüsünün yarınki açılışına davet
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Golden Gatee imrenerek bakıyorduk, şimdi dünya
bizden bahsediyor ve bahsetmeye devam edecek. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Mahmut
Hocam, dinle bak, dinle.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Çok iyi biliyorum
ben, alandayım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
milletvekilimiz konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna dönerek
yabancı yatırımcıdan ve yatırımdan
rahatsızlık duyduğumuzu ifade etti, bir. İkincisi, felaket
tellallığı yapmakla itham etti. Bu bir sataşmadır
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
7.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Denizli Milletvekili Nilgün Ökün CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan, sizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlarım.
Şimdi, şöyle, keşke yabancı
yatırımcı Türkiyeye gelse, daha çok gelse, daha çok gelse.
Fakat Sayın Nebati bu yabancı yatırımcının
Türkiyeden çekilmesini aslında Fransada çok güzel özetledi. Sayın
Nebati diyor ki orada: Kamu yatırımcılarına zorluk
çıkaran, mevzuat ya da bürokrasidir; biz bu bürokrasiyi, zorluğu
aşarız. Cumhurbaşkanımız var; rahat olun, bürokrasinin
ve mevzuatın bir önemi yok. Şimdi, bu, mealen şu demektir:
Türkiyede 1 kişi var, her şeye o karar verir, siz bizim
mevzuatımızı düşünmeyin. Bu, Türkiyedeki demokrasiyi de
bir parça aşağılamaktır. Şunun için: Kurumları,
kuralları, hukuk normlarını hiçe sayarız biz, yeter ki
gelin. diyorlar. Yani buna rağmen, velev ki bakalım nereye
düşmüşüz. Sayın milletvekilim elbette iyi niyetle Türkiyenin
büyümesini istediğini belirten bir konuşma yaptı, Yoksulluk da
yoktur. dedi, ne güzel.
NİLGÜN ÖK (Denizli) Yoksul yok. demedim,
mücadelemizi anlattım.
ENGİN ALTAY (Devamla) Keşke, sayın
milletvekilimin burada söyledikleri doğru olsa ama Sayın
Milletvekilim, size şu kadar söyleyeceğim: 2018de Türkiyeye 120
milyar dolar -hisse senedi, tahvil, mevduat anlamında- yabancı para
gelmiş, sermaye gelmiş. Şimdi, aradan geçen üç yıl sonra
120 milyar dolar 48 milyar dolara düşmüş; artmıyor,
artmıyor. Tek adamların yönettiği ülkeye ne yaparsanız yapın,
turkuaz halı da serseniz, kırmızı halı da serseniz
yabancı yatırımcı gelmez; keşke gelse. Yabancı
yatırımcı gideceği ülkede önce demokrasi arar, insan
hakları arar, hukuk arar.
Çok teşekkür ederim.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, son
beş yılda artan yoksullaşmanın nedenlerinin araştırılarak
yoksullukla mücadele için gerekli politikaların belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan (10/5606) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 17 Mart 2022 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın Kabukcuoğlu
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Eskişehir Milletvekili Arslan
Kabukcuoğlunun, Berat Kandiline ilişkin açıklaması
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Berat Kandili, Allahın rahmet ve lütfuyla
bağışlanma kapılarının ardına kadar
aralandığı, müminlerin yaptıkları ibadetlerinin kat
kat mükâfatlandırıldığı, günahların affedilip
Allahın rızası ve sevgisine mazhar olunduğu bir gecedir.
Bu gecenin Türk İslam âlemine, tüm insanlığa huzur,
barış, kardeşlik getirmesini diliyor; insanlığın
daha yaşanabilir, affedilebilir, bağışlanabilir nice Berat
Kandillerine ulaşmasını Allahtan niyaz ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Sayın Güneş, buyurun.
36.- Uşak Milletvekili İsmail
Güneşin, Çanakkale Deniz Zaferinin 107nci yıl dönümüne ve Berat
Kandiline ilişkin açıklaması
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ramazan ayının müjdecisi,
af ve bağışlama gecesi olan Berat Kandilinin ülkemize,
milletimize ve tüm İslam âlemine barış, huzur ve hayırlar
getirmesini temenni ediyorum.
Çanakkale Zaferi, tarih boyunca
bağımsızlık ve vatan sevgisi uğruna savaşmaktan
çekinmeyen bu milletin sarsılmaz inancı, azmi ve
kararlılığının en güçlü işareti, tarihten
silinmek istenen bir milletin bütün imkânsızlıklara rağmen
vatanını korumak için yazdığı kahramanlık dolu
destanlardan biridir. Türk milleti ve onun bağrından çıkan
kahraman askerlerimiz dün nasıl ki Çanakkalede ülkesine, milletine ve
vatan topraklarına karşı yönelen tehditleri bertaraf ettiyse
şükürler olsun ki bugün de aynı şekilde ve aynı tür
tehlikeyi yok edebilecek güç ve kararlılıktadır. 18 Mart Çanakkale
Zaferi ve Şehitleri Anma Gününün 107nci yıl dönümünde başta
Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatan uğruna canlarını
feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi
şükranla anıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Zeybek
37.- Samsun Milletvekili Kemal Zeybekin, Samsunda
uzaktan eğitim gören öğrencilerin internet altyapısı
olmaması sebebiyle yaşadığı mağduriyete
ilişkin açıklaması
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Samsun merkezde, diğer
14 ilçede ve köylerinde yaşayan, pandemi sürecinde uzaktan eğitim
alan öğrencilerimiz, TELEKOM internet altyapısı, fiber kablo
hatları ve uydu alıcıları olmadığından mağduriyetler
yaşamıştır ve mağduriyetleri hâlen devam etmektedir.
Özellikle Ladik ve Havza ilçelerinin Budakdere, Çamlıköy, Akyar,
Sarıgazel, Kirazpınar, Oymapınar, Meşepınarı,
Karga, Küflek, Köseoğlu, Kayacık, Mürsel, Kuyucak, Kıroğlu,
Ağcakaya, Eynekaraca, Söğütlü, Derinöz, Uluçal köylerinde internet
altyapısı olmadığından uzaktan eğitim gören öğrencilerimizin
mağduriyetleri hâlen devam etmektedir. TELEKOM yetkililerine buradan
sesleniyorum: Çocuklarımızın mağduriyetlerini giderin ve
internet altyapılarını en erken zamanda yapın, onların
internetten faydalanmasını sağlayınız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın Öztürk
38.- Giresun Milletvekili Cemal Öztürkün,
İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlunun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Sayın Başkan,
kamu ihalelerinin nasıl yapılacağına dair usuller ve
uygulamalar Kamu İhale Kanununda tespit edilmiştir. Türkiyede
yüzlerce firma kamuya iş yapmaktadır. Yapılan ihalelerin hukuka
aykırı olduğuna dair bir belge ve bulgu var ise bu hususta
itirazların da nasıl yapılacağı yine Kamu İhale
Kanununda tespit edilmiştir. Herhangi bir usulsüzlük, kanuna aykırılık
varsa Türkiye bir hukuk devletidir ve yargı yolu açıktır.
Yüzlerce firma kamudan iş alıp taahhüt işi yaparken sadece 5
firmanın adının kullanılması, kişi ve
kurumları karalama ve töhmet altında bırakma niyetinden
başka bir şey değildir; ben bunu ifade etmek istemiştim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, kısa bir söz
Bir gelişme var da.
BAŞKAN Açalım Sayın
Beştaşın mikrofonunu, kısa bir cümle kuracak.
39.- Siirt Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Zaynal Abakarovu kimin koruduğunu öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt)
Sayın Başkan, Genel Kurulda, Gülistan Dokunun kaybolmasıyla
ilgili önergeleri çokça konuştuk ve kaybolmasında baş
şüpheli Zaynal Abakarovun hiç yakalanmadığını da
söyledik. Bugün, bir iki saat önce Zaynal Abakarovun gözaltına
alındığı haberini duyduk. Doğrusu, söylemedim burada,
sevindim, hani, bir gelişmeleri izleyelim diye fakat şimdi serbest
bırakıldığını öğrendik. Açıkçası,
göstermelik bir gözaltı ve kesinlikle esasa girilmeden
5 Ocak 2020
tarihinde kaybolan genç bir kadının failleri bilerek ve isteyerek
bulunmuyor, cenazesi -eğer yaşamını yitirmişse-
bulunmuyor. Ve aile defalarca şiddete uğradı, defalarca
gözaltına alındı, haklarında cezalar verildi; aile
hakkında -tepki olarak itiraz ettikleri için, eylem yaptıkları
için- cezalar verildi. Şimdi Zaynal Abakarovun yine
bırakılması korunduğunu tekrar ortaya sermiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Bitiriyorum.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) Biz bu
ilişkileri soruyoruz: Zaynal Abakarovu kim koruyor? İçişleri
Bakanı mı koruyor, Adalet Bakanı mı koruyor, yargı
mı koruyor, iktidar mı koruyor? Bu Zaynal Abakarovla ne ilişki
var? Bunu gerçekten soruyoruz çünkü aile, hakikaten, bunu yıllardır
dile getiriyor ve yargı, işine geldiğinde, tabii ki tweet
atanı tutukluyor ama kaybolan bir genç kadının baş
şüphelisini iki saat sonra paşa paşa geri gönderiyor; bu da
çifte standardın bir örneğidir.
BAŞKAN Sayın Altay
40.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Giresun Milletvekili Cemal Öztürkün yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Biraz önce konuşan sayın vekilimizin konuşmasına
istinaden bir açıklama gereği doğdu.
Biz İhale Kanununun açık ihale
olmasından şikâyetçiydik, olmuyordu, 21/B oluyordu, 21/Bden
müştekiydik; şimdi 21/Byi arar olduk Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın
Cumhurbaşkanının imzasıyla
Sayın
Cumhurbaşkanı diyor ki mesela: Kınalı-Malkara kesiminin
Tekirdağ-Savaştepe Otoyolunu yapan firmaya -bak, şöyle diyor-
Karayolları Genel Müdürlüğünün mevcut maliyet artış
tavanının artırılması, ilave işletme süresi ve
trafik garantisi verilmesi ve diğer ilgili hususların, görevli
şirketle müzakere edilerek, mutabakat sağlanarak
Sözleşme
imzalayın. Biz 21/Bden şikâyetçiydik, artık o da kalktı.
Tayyip Bey diyor ki: Şu firmayla, otur, müzakere et, mutabık kal,
sözleşme imzala. Bu dediğim iş 10 milyarlık iş.
Dünyanın hangi ülkesinde 10 milyarlık iş emirle bir firmaya
verildi ya? Bunu söylemeyelim mi burada Sayın Başkan?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Tamam, bitti, bu
kadar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
Alınan karar gereğince, denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
1inci sırada yer alan Manisa Milletvekili
İsmail Bilen ve 29 Milletvekilinin Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve 29
Milletvekilinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4260) ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 320)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.05
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.17
BAŞKAN: Başkan Vekili Haydar AKAR
KÂTİP ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Bayram ÖZÇELİK
(Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 68inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
2nci sırada yer alan, Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü (EİTEE)
Arasında EİTEEnin Hak, Ayrıcalık ve
Bağışıklıklarına Dair Ev Sahibi Ülke
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
2.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü (EİTEE)
Arasında EİTEE'nin Hak, Ayrıcalık ve
Bağışıklıklarına Dair Ev Sahibi Ülke
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3168) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 270) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Komisyon Raporu 270 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Teklifin maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE EKONOMİK
İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI
EĞİTİM ENSTİTÜSÜ (EİTEE) ARASINDA EİTEENİN
HAK, AYRICALIK VE BAĞIŞIKLIKLARINA DAİR EV SAHİBİ ÜLKE
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1- (1) 23
Temmuz 2020 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü
(EİTEE) Arasında EİTEEnin Hak, Ayrıcalık ve
Bağışıklıklarına Dair Ev Sahibi Ülke
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Madde üzerinde söz talebi bulunmuyor.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
İç Tüzükün 145inci maddesinin ikinci
fıkrası Başkanın gerekli görmesi halinde açık oylama
oturumun sonuna veya haftanın belli bir gününe bırakılabilir.
hükmünü havidir. Bu hüküm uyarınca teklifin açık oylamasını
oturumun sonuna bırakıyorum.
3üncü sırada yer alan, Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar
Devleti Hükûmeti Arasında Katar Askeri Hava Aracı ve Destek
Personelinin Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Geçici
Konuşlanması Konusunda Teknik Düzenlemenin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
3.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti
Arasında Katar Askeri Hava Aracı ve Destek Personelinin Türkiye
Cumhuriyeti Topraklarında Geçici Konuşlanması Konusunda Teknik
Düzenlemenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi
(2/3669) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
297) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Komisyon Raporu 297 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen, İYİ
Parti Grubu adına Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan.
Buyurun Sayın Erozan. (İYİ Parti
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AHMET
KAMİL EROZAN (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben, izin verirseniz, konuya girmeden evvel yarının
Şehitler Günü olması vesilesiyle tüm şehitlerimizi yâd etmek
isterim ama burada, özellikle kendi geçmişimden kalan bir görevin
gereğini de yerine getirmek istiyorum. Son elli sene içinde
Dışişleri Bakanlığı 41 şehit vermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin haklarını başka topraklarda korumak için
bu kardeşlerimiz, büyüklerimiz, küçüklerimiz, maalesef, terörist saldırıların
kurbanı oldular. Ben onları bugün, yarınki kutlamalar
vesilesiyle, anmalar vesilesiyle de bir kere daha anmak isterim.
Katarla ilgili önümüze gelen teknik düzenleme
adlı bu belge konusunda birtakım istifhamlarımız var
kafamızda ve bu soru işaretlerinden dolayı da bizim, bu yasa
teklifine yani bu teknik düzenlemenin uygulanmasına yönelik yasa teklifine
de olumlu oy vermemiz, maalesef, mümkün değil. Birincisi, bu Katarla olan
ilişkilerimizin niteliğinden kaynaklanan sebepler de var,
içeriğine ilişkin mülahazalar da var. Bir defa, bizim Katarla
ilişkilerimiz başka birkaç ülkeyle de bu şekilde cereyan ediyor.
Yani, kişisel ilişkiler devletler arası ilişkilerin önüne
geçmiş vaziyette. Yani bu Katar Emiriyle olan ilişkilerin, özellikle
bu bizim ucube Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
dediğimiz yapı içinde daha da garip uygulamalar olduğunu
gözledik. Buna benzer kişisellik üzerinden yürüyen ilişkilerimizin
Putinle ilişkiler, Bidenla ilişkiler, Macronla ilişkiler,
geçmişte Merkelle ilişkiler, şimdi önümüzdeki dönemde Scholzla
ilişkiler olarak da devam edip etmeyeceğini çok merak ediyoruz. Bu
teknik düzenleme dediğimiz metin, aslında, sonunda bir yabancı
ülkenin güçlerinin geçici olarak -tırnak içinde söylüyorum, o geçici
kelimesine de döneceğim biraz sonra- ülkede
konuşlandırılmasını gerektiriyor. Hâlbuki,
Anayasamızın 92nci maddesi, yabancı silahlı kuvvetlerin
Türkiyede bulunmasına izin verme yetkisini Türkiye Büyük Millet Meclisine
veriyor yani bir tezkere meselesi olarak telakki ediyor. Yani, bunun genel
gerekçesinde dahi bu unsura atıfta bulunulmadığı için bu,
garip bir metin olarak önümüze gelmiş; aslında, içeriği
itibarıyla bir tezkere olması gerekirdi bunun.
Bu konu Komisyonda konuşulurken iktidar
cephesinden bunun bir operasyonel işlev olmadığından söz
edildi. Yani bu uçaklar buraya geliyorlar; teçhizatları yok,
donanımları yok, cephaneleri yok ve Türkiyede kendi ülkelerinde
yapamadıkları birtakım tatbikatları yapacaklar, anladım.
Bu şekilde
Başka türlü bunun izahı da yok. Ha, şimdi,
bunun şöyle bir sıkıntı yaratacağı
kanısındayız biz; aynı sıkıntıyı biz
Katarda bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri mevcudiyeti açısından
da hissediyoruz. Biraz evvel sözünü ettiğim o kişisel
ilişkilerden dolayı bizim Türk Silahlı Kuvvetlerinin oradaki
işlevinin zaman zaman hatta Katar Emirinin muhafız alayı
düzeyine geldiğini de hissediyoruz. Nitekim, geçmişte Katar Emirine
yönelik bir darbe teşebbüsünün Türk Silahlı Kuvvetleri
tarafından engellendiği bugün bir devlet sırrı olmaktan
çıkmıştır artık.
Ha, şimdi, Katar dediğimiz şey
nasıl bir ülke? Katar dediğimiz 11.500 kilometrekarelik bir ülke,
11.500 kilometrekare yani İzmirden küçük bir yer. İzmirden küçük
bir yer ve öyle bir yer ki buradan kalkan bir uçak hele bir savaş
uçağıysa otuz saniye sonra ülkenin hava sahasını terk
ediyor; ülkenin hava sahasını terk ettiği gibi, başka bir
hava sahasını da ihlal eder duruma giriyor. Yani bu ülkenin kendi
savaş uçaklarını kendi coğrafyasında, kendi ülkesinde
kullanma yeteneği yok. Dolayısıyla bu uçakların, hem
tatbikat yapabilmek hem de cephaneli bir tatbikat yapabilmek için kendi
topraklarını kullanma yeteneği yok.
Ha, bu bize neyi anımsatıyor biliyor
musunuz? Buna benzer bir anlaşma 1996 senesinde İsraille
yapılmıştı. İsrail de yine boyutları
itibarıyla küçük bir ülke olduğu için, onun da uçaklarını
uçuracak -kendine özgü- kendi kontrolündeki coğrafya
sınırlı olduğu için, Türkiyeyle 23 Şubat 1996
tarihinde imzalanan bir anlaşmayla, Askerî Eğitim ve İşbirliği
Anlaşmasıyla onlar da Konyaya geldiler. Büyük ihtimalle bu Katar
uçakları da Konyaya gelecektir. Konyada bir atış alanı
vardır, Konyadaki o atış alanı üzerinde
tatbikatlarını yapacak, bombalarını atacaklardır,
sonuçlarına da kimler katlanacak hep birlikte göreceğiz.
Ama ben yine devam edeyim: Hava aracı
kelimesi geçiyor anlaşmanın içinde, nasıl bir şeyden, ne
gibi bir uçaktan söz edildiğini bilmiyoruz. Şimdi, 36 uçak gelecek.
deniliyor, şimdi eğer bunlar savaş uçağıysa
Katarın 47 tane uçağı var zaten. 47 tane uçağın 36
tanesini buraya getirirseniz abuk bir durum ortaya çıkacaktır. Yok,
bu eğitim uçağıysa 43 tane uçağı var, yine
yarısından fazlasını getireceksiniz demektir. Helikopterse
65 tane var, yine yarısından fazlasını getireceksiniz
demektir. Nakliye uçağı 12 tane. Bunların hangisi geliyor,
hangisi bizde tatbikat yapıyor, neye yarıyorlar ayrı bir mesele.
İşin garip tarafı, bu ülkenin uçakları hiçbir zaman kendi
millî savunması için kullanılmamıştır. Nerede
kullanılmıştır Katara ait uçaklar? Körfez
Savaşında, Suriye iç savaşında, Libya iç savaşında,
Yemen iç savaşında, yani başka ülkelerin iç işlerine
karışmak için kullanılmıştır. Şimdi, bu
uçaklar buraya gelecekler, biz, bu uçakların eğitim
imkânlarını sağlayacağız ama bizim destek vermemiz
suretiyle bunların yetenekleri arttıktan sonra bu uçakların
Türkiye'nin çıkarlarıyla ne ölçüde bağdaşacak bir
coğrafyada kullanılacakları konusu bizi hiç ilgilendirmiyor
herhâlde.
Şimdi, bunun ne gibi sonuçları
olacağını bilmiyorum ama geleceği varsayılan bu
uçaklardan bazıları çok modern uçaklar. Bunlardan bir tanesi Rafale,
Fransızların şu anda kullandıkları en çağdaş
uçaktır. Biliyorsunuz, bizim coğrafyamızda S-400 diye bir
şey var, nerede olduklarını ben şu anda bilmiyorum ama var
olduklarını biliyoruz en azından. Amerikalılar da bize
dediler ki: Bu S-400leri bu ülkeden çıkaracaksınız siz çünkü
S-400ler F-35lerle aynı coğrafyada kullanılmaz, bizim
F-35lerimiz için bir risk taşır. Şimdi, ben çok merak
ediyorum, Rafaleler açısından bu bir risk taşıyor mu? Yani
Rafaleler S-400lerin olduğu coğrafyada uçabilecek uçaklar
mıdır, Katarlılar bunu düşünmüşler midir,
Fransızlar buna izin vermişler midir? Bunları bilmiyorum ama
büyük ihtimal iktidar şunu diyecek: Hiçbir sorun çıkarmaz. Niye
çıkarmaz? Çünkü S-400ler aktif değil, S-400ler depoda, fişi çekilmiş
vaziyette, sorun yok. Bu soruyu sormuyorum ben Komisyona, onlar da bunun
cevabını bilmezler.
Biraz evvel bombalardan bahsettim, ne tip bombalar
olduğunu bilmiyoruz ama bu teknik düzenlemenin içinde çevresel koruma
diye bir paragraf var yani Verdiği zararları telafi edecektir.
diyor. O zararların ne olacağını ben bilmiyorum, askerî bir
geçmişim yok ama burada konulacak mühimmatların -Konyalı
milletvekilleri varsa onların asıl bence buna itiraz etmiş
olmaları gerekirdi- oradaki tarım alanlarına veya yakın
coğrafyaya zararlarının nasıl telafi edileceği
konusunu ben yine sizlerin takdirine sunuyorum.
Bu anlaşmada yine teknik başka sorunlar
var. Bu anlaşma daha evvelce yapılmış yani 27 Mayıs
2007 tarihinde yapılmış Türkiye Cumhuriyeti ile Katar Devleti
Hükûmeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İş Birliği Anlaşmasına dayanıyor. Ha,
şimdi, o anlaşmada 2 ülkenin biri tabii ki gönderen devlet -devlet
kelimesinin altını çiziyorum- Katar, kabul eden devlet Türkiye. Bu
anlaşmada devlet lafı yok, ikisi de çıkmış, buraya
bir ülke lafı girmiş. Niye devletten ülkeye geçildiğine de
ben anlam veremiyorum. Madem bu devletler arası bir anlaşma
dolayısıyla bunun da bu şekilde birbiriyle ilintili 2
anlaşma olması nedeniyle en azından kelime uyumunun da
sağlanmış olması gerektiğini düşünüyorum. Bütün
bu soru işaretlerinden dolayı, bu muğlak hususlardan ötürü
İYİ Parti olarak bu anlaşmanın lehinde olumlu oy
kullanamayacağımızı da belirtmek istiyorum.
Ama söz almışken biri maalesef kanlı
canlı, biri biraz daha gölgede kalmış iki konuya da değinme
ihtiyacını duyuyorum, bu anlaşmayla ilgili değil tabii.
Biri kanlı canlı dediğim -üzülerek bu sıfatı
kullanıyorum- Ukrayna ve Rusya Federasyonu arasındaki
çatışmalar. Yani bunun geçmişini biraz geriye getirerek
incelememiz gerekir, her ne kadar bu çatışma 24 Şubat tarihinde
başlamış gibi gözüküyorsa da buna gelen adımlar ancak
yıllar geriye gidilerek izlenebilir.
Biliyorsunuz 1991 senesinde Sovyetler Birliği
dağıldı. Bu, o coğrafya için büyük bir travma oldu. Evet,
yeni cumhuriyetler çıktı -Ukrayna yeni bir cumhuriyet- 1 tanesi Rusya
Federasyonu olmak üzere 15 yeni cumhuriyet. O çöküş, Rusya Federasyonu
dâhil bütün ülkeleri ağır şekilde etkiledi ve ekonomileri çöktü,
siyasi olarak çöküş yaşadılar. Gorbaçov zamanını
hatırlarsanız Glasnost ve Perestroyka diye bir yeniden
yapılanma arayışına girdiler ama bu zaman aldı. 2000
yılında Putinin iktidara gelmesiyle birlikte işlerin rengi ve
Rusyanın yakın çevresini ve yakın çevresinin ötesinde o eski
dönemin Sovyetler Birliğinin süper güç ve küresel güç olma
arayışlarına yönelik birtakım beklentileri veya hedefleri
olduğu anlaşılmaya başlandı. Şimdi, bu hedefler
çerçevesinde Sovyet ordusu güçlenmeye başladı. Sovyet ordusu derken
bu Sovyet ordusunun ardılı olan Rusya Federasyonu ordusu güçlenmeye
başladı, ekonomisi göreceli olarak güçlenmeye başladı ve
bir noktada da bu Varşova Paktından ayrılan ülkelerin Batı
âlemi içinde yer aramaları, buna da Batının olumlu yankı
vermesi sonucu Batı âleminde NATOnun genişlemesi diye bir kavram
gündeme geldi. Şimdi, bu kavram çerçevesinde daha Gorbaçov zamanında,
1990 senesinde Amerikalılarla yapılan müzakerelerin bir tanesinde o
zamanın Amerikan Dışişleri Bakanı James Baker ile
Gorbaçov arasında bir görüşme yapılıyor ve Almanya
birleşecek -daha birleşmemiş- ama Almanyanın
birleşmesiyle birlikte NATO kaçınılmaz olarak Doğu
Almanyaya kadar genişleyecek, doğu istikametinde genişleyecek.
Ve bu müzakere yapılırken Amerikalılar, NATOnun Doğu
Almanyanın ötesinde -kelime şu-
Bunun yarattığı birtakım
sancılar var çünkü bu sancıların bir tanesi, biliyorsunuz,
geçmişte, 2008de Abhazya krizi olarak çıktı, Osetya krizi
olarak devam etti 2008de; Kırım ilhak edildi 2014te ve 2022ye
geldik, Ukrayna meselesi.
Şimdi, pek çok kişi -ben biraz farklı
düşündüğüm için onu sizlerle paylaşmak isterim- bütün bu
genişlemeleri askerî faktörler üzerinden değerlendiriyor, hâlbuki ben
başka bir açıdan bakılması gerektiği
kanısındayım. O da şudur: Çünkü NATOnun
anlaşması bildiğiniz gibi bir savunma
anlaşmasıdır ve her ne kadar savunma anlaşmasının
4üncü ve 5inci maddeleri çerçevesinde NATOnun savunma refleksiyle Birimiz
hepimiz, hepimiz birimiz için. anlayışıyla silahlı
kuvvetlere müracaat edileceği yazıyor olsa da bu, savunma amaçlı
bir saldırıya uğranılması hâlinde geçerli olacak bir
husustur. Ama NATOnun geçmişte -burada da söylediğime
inanıyorum- başka bir işlevi vardır, o işlevi de
maddelerinde değil, NATO Antlaşmasının girizgâhında
yazar. Girizgâhta ne yazdığını da okuyayım ben size:
NATO ülkeleri, demokrasi, bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüğü ilkeleri
temelinde bütün halkların özgürlüklerini, ortak miraslarını ve
uygarlıklarını korumakta kararlıdır. yazar. Benim
anlayışıma göre, NATO açısından Rusyanın tehdit
algılaması askerîden çok, bu temel ilkeler, değerler
manzumesinin Doğuya doğru kaymasıdır. Yani otoriter bir
rejimseniz siz, sizi demokrasi ürkütür, hukuk düzeni ürkütür, halkların
özgürlükleri ürkütür, uygarlıkların korunması ürkütür ve bundan
ürkecek tek ülke de maalesef bizim coğrafyamızda Rusyadan ibaret
değildir.
Ha, şimdi, bu Ukrayna
çatışmasının maalesef iktidara göre olumlu
yansımaları var, tabii ki bize göre olumsuz yansımaları
var. Olumsuz yansımaları sokakta da hissediyorsunuz her biriniz. Yani
doğal gaz fiyatının ne olacağı, petrol
fiyatının ne olacağı, enerji bağımlılığımızın
genelde ne gibi sonuçlar doğuracağı büyük bir soru işareti
olarak duruyor, ayçiçeği meselesi hepimizin derdi. Yani insanlar,
akşamleyin eve giderken süpermarkete veya benzinciye uğrayarak eve
gidiyorlar. Meyve, sebze ihracatımızın bundan nasıl zarar
göreceği ayrı bir konu, taşımacılık sektörümüzün
başına gelecekler ayrı bir konu, Akkuyu Nükleer Santrali'nin
takvimine göre gidip gitmeyeceği ayrı bir konu. Turizm sektörümüz, en
kritik olan o yani geçen sene 5 milyonun üzerinde gelen turistin bu sene 5
milyonun üzerinde gelemeyeceği... Maalesef böyle bir çatışma
ortamında, insanların kendi can derdine düştükleri bir ortamda
tatilleri düşünecek hâlleri kalmamıştır.
Başka bir sorun var, yine, yakın zamanda
Sayın Çavuşoğlu 15 bin vatandaşımızı
tahliye ettik. dedi; güzel. Bunların içinde kaç öğrenci var, onun
bir analizi lazım. Yani bu öğrenciler oradan çıktılar,
geldiler, kurtardılar canlarını, okullar ne oldu? Kolay kolay
dönemeyecekler bunlar geriye. O öğrencilerin Türkiyedeki üniversitelere
yatay geçişleri konusunda acaba Millî Eğitim Bakanlığı
veya YÖK ne gibi bir hazırlık içindedir, bunu da sormak
durumundayım ben, yoksa çocuklar canlarını kurtardılar, o
ayrı mesele.
Dolayısıyla, geçmişte, biliyorsunuz,
biz bir dönem Arap Baharıyla yattık kalktık, şimdi Donbas
kışıyla yatıp kalkacağız bir müddet ve bu Donbas
kışının ayazından da en çok zarar görecek ülke
maalesef Türkiye olacak. Ha, faydaları var mıdır?
Fırsatçılık olarak bakarsanız konuya faydaları
olacağını da maalesef gözlüyoruz. Maalesef diyorum,
hayırlı olsun demem lazım; Türk Hava Yolları herhâlde bu
sene bu durumdan dolayı kâra geçecek bir firma riskini taşıyor.
Riskini taşıyor da, onu bilmiyorum ama ben resmin geneline
baktığımda, bu konuda, maalesef, bu işin bu noktaya gelmesi
konusunda herkesin -Türkiye dâhil- günahkâr olduğu
kanısındayım. Şimdi başkaları günah
çıkarmaya başladılar. İngiltere Başbakanı Boris
Johnson, Avrupa Birliği ve güvenlikten sorumlu yardımcı Josep
Borrell, her ikisi de daha bu hafta, sorunun bu hâle gelmesindeki günahlarını
itiraf etmek durumunda kaldılar. Ama Amerika da bir süper güç olduğu
için, o süper gücün her zaman hata yapmaya hakkı vardır.
Buradan başka bir sonuç da
çıkmıştır, ben size bir benzetmeyle bunu
anlatacağım, bir metaforla. Çocukların eğitiminde anlatılan
bir hikâye vardır, 5 yaşındaki bir evladını baba
masaya çıkarır, şöyle
Şimdi, önümüzdeki dönemde bu sorunların
aşılabilmesi açısından tabii ki bir çözüm
arayışları var ama sonunda şuraya geleceğiz büyük
ihtimalle -yine özür dileyerek söylüyorum- Biz bu haltları niye yedik?
diyeceğiz çünkü sonunda varılacak anlaşma büyük ihtimalle bundan
iki ay evvelki anlaşma profilinde çıkacaktır, arada binlerce
insan ölmüş olacak. Bir insanlık dramıyla karşı
karşıyayız biz bugün, 3 milyondan fazla insan bugün
Ukraynayı terk etmiş vaziyette, bunların bir kısmı
bize de geliyor. Şimdi, bizim, çok şükür, misafirperverliğimiz
içerisinde bunlara kucak açmamız bir ölçüde mümkün ama başka ülkelere
yani Polonya'ya gidenlerin sayısı bugün
Bunların hemen hemen
yarısı Polonya'ya gitti yani dolayısıyla önümüzdeki dönemde
bunun sancılarını biz yaşamaya devam edeceğiz.
Daha önümde çok şey var anlatacağım
ama ben, o ikinci gölgede kalan konuya da değinerek sözlerimi bitireyim,
bu Libya meselesi. Şimdi, yakında bize bir Libya tezkeresi getirmeye
çalışabilir iktidar. Biliyorsunuz, iktidar geçmişte tezkereyi
getirirken o dönemde bir Ulusal Mutabakat Hükûmeti vardı, Ulusal Mutabakat
Hükûmetinin ve haklı olarak o tarihte Birleşmiş Milletler
tarafından tanınmış Hükûmetin talebi üzerine o tezkereyi
bize getirdiler. Şimdi o Hükûmet yok, o yardım talebi de yok, o
Hükûmetin yani iktidar açısından oyuncusu olan Fethi Başağa
-ki o zaman İçişleri Bakanıydı- bugün başka bir yerde,
cephe değiştirmiş vaziyette, iktidarın terörist
dediği Hafterle yani ülkenin doğusundaki Hafterle kol kola geziyor
ve iktidarın yeni kankası dediğimiz Dibeybeye karşıda
âdeta bir silahlı çatışma ortamına girmiş durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AHMET KAMİL EROZAN (Devamla) - Böyle bir
ortamda biz iktidarı yine uyarmak durumundayız.
Dolayısıyla, ortada Birleşmiş Milletler tarafından da
tanınmış bir Hükûmet olmadığına göre, mevcut
Hükûmetin ne olacağı da bilinmediğine göre, kimsenin de Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Libya'da bulunmasına ilişkin bir talebi
bulunmadığına göre bizim sizlerden ricamız, bizi burada
yeni bir tezkereyle hiç meşgul etmeyin.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi
grubu adına Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki.
Buyurun Sayın Tiryaki. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ
(Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
297 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Katar Askeri Hava Aracı
ve Destek Personelinin Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Geçici
Konuşlanması Konusunda Teknik Düzenlemenin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifini görüşüyoruz. Öncelikle Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, en sonda söyleyeceğimi en
başta söyleyeyim: Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulan 297
sıra sayılı Teklifin aleyhine oy kullanacağız çünkü
bu anlaşma Akdenizde yaşanan, yaşanacak gerginlikleri
artıracak niteliktedir. Anlaşma yürürlüğe girerse Katara ait 36
savaş uçağı ve 250 askerî personel Türkiyede konuşlanacak.
Peki, bu durum Akdenizi nasıl etkileyecek? Şöyle etkileyecek:
Anımsanırsa Akdenizde yaşanan gerginlikler sonrasında
Yunanistanla da bir dizi gerginlik yaşanmış ve Yunanistan Fransayla
bir anlaşma yaparak Rafale tipi savaş uçağı satın
almıştı; bunun için sözleşmeler
imzalanmıştı. Böylece Türkiyeye karşı bir hamlede
bulunmuştu Yunanistan Hükûmeti.
AKP Hükûmeti bu gerilimi azaltmak yerine, diplomatik
yollardan bu sorunu çözmek yerine buna Katarla bir anlaşma yaparak cevap
verme yolunu seçmiş gibi gözüküyor çünkü Katarın elindeki askerî
uçaklar da yani Türkiyede konuşlandırılacak 36 tane savaş
uçağı da aynı tip, Fransız Rafale tipi savaş
uçakları dolayısıyla bu, gerginliği azaltmak yerine
gerginliği artıracak bir sözleşme olacak. Daha önce de söyledim,
Adalet ve Kalkınma Partisi savaş neredeyse âdeta orada, Rusyayla bu
durumda rekabet hâlinde; kıta, ülke, bölge hiçbir şekilde fark
etmiyor; Libya, Suriye, Irak, Ermenistan, Ukrayna; şimdi de bu teklifle tehlikeli
adımlar atılıyor, Katarla iş birliği
yapıyoruz. denilerek Yunanistanla savaşı
kışkırtacak adımların atılması doğru
değil, bundan kaçınılması gerekir, bu sorunların
diplomatik yollarla çözülmesi gerekir. Elbette Yunanistanın da savaş
uçağı filosunu zenginleştirmesini doğru
bulmadığımı özellikle söylemek isterim.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi
hükûmetleri uzunca bir süredir Katar Emiriyle, Katar Emirliğiyle çok
güçlü ilişkiler kuruyor. Katar hükûmeti diyemiyorum çünkü Katar'da bir
hükümet yok, mutlak monarşiyle yönetiliyor.
Ülkenin başında bir Emir var ve herhangi bir hükûmet de söz konusu
değil, aslında 2021 Ekim ayına kadar bir parlamentosu, bir
yasama organı da yoktu. Bundan birkaç ay önce ilk kez Emir tarafından
yayınlanan bir kararnameyle Katar'da sözde bir yasama organı
oluşturuldu, 45 kişilik bir yasama organı olacak bu. Bunun 30u
halk tarafından seçilecek, 15i de yine Emir tarafından atanacak
kişilerden oluşacak. Katar'ın yönetimi böyle bir yönetim. Bunu
niye söylüyorum? Birazdan tekrar anımsatacağım. Türkiye ile
Katar Emirliği arasındaki ilişkiler 1979 yılına kadar
dayanıyor, o zaman karşılıklı olarak Türkiye'de ve
Katar'da büyükelçilikler açılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi
iktidarı dönemine kadar aslında Katarla öyle uzun uzadıya,
güçlü ilişkiler söz konusu değil, zaman zaman ekonomik, ticari
anlaşmalar, sözleşmeler yapılıyor. Sayın Erdoğan
2013 yılında Dohadaki büyükelçilik binasının
açılışına bizzat katılıyor. Ardından 2014
yılında Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da ilk resmî yurt
dışı ziyaretini Katar'a yapıyor. Aynı yıl,
Aralık 2014te iki ülke arasında Ortak Stratejik Komite
kurulması için bir anlaşma imzalanıyor. 2021 yılına
kadar da Dohada, Trabzon'da, İstanbul'da, Ankara'da bir dizi toplantılar
yapılıyor, bu arada onlarca anlaşma imzalanıyor. Evet,
yirmi yıllık iktidar böyle. Hükûmetin, neredeyse bir bütün olarak
Batı dünyası, Arap ülkeleri ve komşu ülkelerle ilişkileri
bozulurken, garip bir şekilde, Katarla olan ilişkisi güçleniyor.
Peki, bunun Türkiyeye olumlu bir katkısı mı oluyor, Türkiyenin
demokrasisine olumlu bir katkısı mı oluyor? Elbette, hiçbir
şekilde Türkiyenin demokrasisine olumlu bir katkısı yok. Bütün
dünyayla; Batıyla, Arap ülkeleriyle, İslam coğrafyasıyla,
Orta Doğu ülkeleriyle ilişkiler bozulurken bunu değerli
yalnızlık olarak anlatan siyasi iktidar, Katarla olan
ilişkilerini sürekli geliştiriyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugüne değin
Katarla imzalanan 11 tane anlaşmayı onaylayarak
kanunlaştırmış. Bunların tamamı Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde yapılan anlaşmalar ve
Adalet ve Kalkınma Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğu
anlaşmalar. Ayrıca, yasalaşmamış, sanırım,
50ye yakın anlaşma daha var. Anlaşmaların seyri ve konuları
da ilginç, bunları Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayfasından
aldım; sizlere anımsatmak isterim: İlki, Mayıs 2006da,
gelir vergisi üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi önlemek
için bir anlaşma yapılıyor. Nisan 2007de
yatırımların karşılıklı korunması ve
teşviklere ilişkin bir anlaşma yapılıyor. Nisan 2008de
askerî alanda eğitim, teknik ve bilimsel iş birliği
anlaşması yapılıyor ve ardından askerî anlaşmalar
geliyor. Mart 2015te askerî eğitim, savunma sanayi ile Katar
topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin
konuşlandırılması anlaşması imzalanıyor.
Haziran 2017de jandarma eğitim ve öğretimine ilişkin iş
birliği protokolü onaylanıyor. Aynı gün, Katar
topraklarında Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasına
dair anlaşma yasalaşıyor. Ekim 2017de gemi
adamlarının belgelerinin karşılıklı
tanınması, 2018 Nisan ayında deniz
taşımacılığı anlaşması, 2018de yine
gelir vergisi üzerine bir anlaşma yapılıyor ve son olarak
Kasım 2021de büyük çaplı organizasyonların yerine getirilmesine
dair bir iş birliği anlaşması yapılıyor. Bunun
ismi de bir iş birliği anlaşması olsa da aslında yine
güvenliğe dair bir anlaşma çünkü 2022 yılında
yapılacak Dünya Kupasının, Katar'da gerçekleştirilecek
Dünya Kupasının güvenlik hizmetleri bu anlaşmayla Türkiyeye
ihale edilmiş oluyor. Bugün, görüşülmekte olan bu anlaşmayla 12
anlaşma onaylanmış olacak ve bunların 6sı askerî
alanla ilgili olacak. Gerçekten, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Katar
Emirliği arasındaki ilişki ve yakınlık incelenmeye
değer. Halklar arasında ortak bir tarih yok, ortak bir geçmiş
yok, ortak bir kültür de yok aslında. Evet, iki ülke de çoğunlukla
Müslüman ama çoğunluğun Müslüman olması iyi ilişkiler
anlamına gelmiyor Adalet ve Kalkınma Partisi için; örneğin
Suriye, örneğin Mısır. Sınır komşusu deseniz,
Katar'la sınır komşuluğu da yok. Kuşkusuz Türkiye'nin
her ülke gibi Katar'la saygın bir ilişki kurmasına
karşı çıkmayız ama bütün dünyayla kavga ederken Katar'la,
bu saydığım farklara rağmen, ilişkilerin bu kadar
gelişmesi ve yakınlaşması sadece bize mi garip geliyor? Peki,
Adalet ve Kalkınma Partisi ve Katar Emirliğinin ortak noktaları
yok mu? Elbette var. Bir de onlara bakalım: Örneğin,
İhvancılara bakışı aynı, AKP iktidarı ile
Katar Emirliği'nin İhvancılara bakışı aynı.
Pek çok Arap ülkesi İhvancılara yasak koyarken, hatta Mısır
İhvancılara terör örgütü derken Katar ve Türkiye resmî olarak
onları destekliyor, kolluyor, kucak açıyor. Yine, Katar, Taliban ve
El Kaide gibi örgütleri, El Kaideye yakın örgütleri; Ahrar el-Şam
gibi, El Nusra gibi örgütleri desteklemekle suçlanıyor. Adalet ve Kalkınma
Partisinin de bu örgütlere yakınlığını bütün dünya
biliyor, hatta İdlibde Türkiyenin, AKP Hükûmetinin bu örgütlere hamilik
yaptığı söyleniyor. Hatta en son, Adalet ve Kalkınma
Partisi ile Katar Emirliği Talibanla anlaşarak Afganistan Kâbildeki
havaalanının işletmesini üstlendiler.
Şimdi, Suudi Arabistan, Birleşik Arap
Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır Haziran 2017de, terör
gruplarını desteklediği suçlamasıyla Katarla bütün
diplomatik ilişkilerini kesiyor, Katara ekonomik ambargo uyguluyor. Bu
ülkelerin ekonomik ambargoyu kaldırmak için ileri sürdüğü
koşullardan bir tanesi de Türkiyenin Katardaki üslerinin
kapatılması. Türkiye bu ambargolara ve diplomatik ilişkilerinin
kesilmesine Katarla askerî ve ekonomik iş birliğini artırarak
yanıt verdi. İranla iş birliği mi yapılacak? Katar ve
Türkiye birlikte yapıyor. İranla ilişkiler mi
gevşetilecek? Katar ile Türkiye birlikte yapıyor. Adalet ve
Kalkınma Partisi kadrolarının çokça söylediği bir söz var;
Azerbaycandan bahsederken iki devlet tek millet diyorlar, bence Katara da
iki millet tek devlet derlerse yanlış bir söz kurmuş
olmayacaklar.
O kadar yakın bir ilişki var ki Katar ile
AKP Hükûmeti arasında, say say bitmez. Bakın, Tank Palet
Fabrikası gibi stratejik bir fabrika Katara satılıyor.
Katarlı QTerminalsin işlettiği Antalya Limanıyla olan
sözleşme 2028 yılında sona erecekti, Adalet ve Kalkınma
Partisinin getirdiği teklifle ihalesiz biçimde işletme hakkı
2047ye kadar uzatıldı; değerinin neredeyse 500 milyon dolar
olduğu söylenen bir limandan bahsediyoruz.
Katar bankaları Türkiyeden 2 tane bankayı
satın aldı; Finansbankı ve Alternatif Bankı. Dijital TV
platformu var Digitürk, ihalesiz biçimde Katarlı bir medya grubuna âdeta
peşkeş çekildi. Borsa İstanbulun yüzde 10u Katarlı
sermaye şirketlerine satılmış durumda. Bazı su
kaynakları ve nehirlerin bile Katara satıldığı
söyleniyor. Bunun karşılığı mıdır,
bilmiyoruz ama en son değeri 400 milyon dolar olan Boeing 747-8 tipi uçan
saray Cumhurbaşkanlığı filosuna katıldı, hediye
edildiği söylendi. Gerçi daha sonra, satıldığına
ilişkin belgeler ortaya çıktı ama olsun, Biz bunu hediye
ettik. dediler.
Özetle, Adalet ve Kalkınma Partisi
hükûmetlerinin Katar Emirliğiyle kurduğu ilişkinin
sağlıklı, saygın ve evrensel değerlere uygun bir
ilişki olmadığı kanısındayız. Türkiye,
Adalet ve Kalkınma Partisi eliyle uzunca bir süredir demokratik
değerlerden uzaklaşıyor. Türkiye, Adalet ve Kalkınma
Partisi eliyle, görece demokratik değerleri gelişmiş ülkelerle
değil, Katar gibi ülkelerle stratejik ortaklık kuruyor. Stratejik
ortağınız Katar olunca dünyaya şöyle bakıyorsunuz:
Elbette partileri kapatmak için dava açıyorsunuz; elbette siyasi
partilerin genel başkanlarını, milletvekillerini, belediye
başkanlarını, yöneticilerini yargılamak için kumpas
davaları açıyorsunuz; elbette demokratik protesto hakkını
valinin, kaymakamın, İçişleri Bakanının iznine
bağlıyorsunuz; elbette cezaevlerini işkencehaneye
çeviriyorsunuz; elbette ülkeyi kalıcı hâle getirdiğiniz OHAL
kanun hükmünde kararnameleriyle yönetiyorsunuz; elbette OHAL kanun hükmünde kararnameleriyle
haksız ve hukuka aykırı biçimde on binlerce kamu görevlisini
ihraç ediyorsunuz ve elbette kara parayla mücadele etmediğiniz için,
uyuşturucunun finansmanıyla mücadele etmediğiniz için, bütün
dünyanın terör örgütü dediği sözde cihatçı örgütlerin
finansmanıyla mücadele etmediğiniz için FATF sizi gri listeye
alıyor.
Bir bakalım, son yıllarda Adalet ve
Kalkınma Partisinin Katar'la kurduğu ilişkilerin,
sağlıksız ilişkilerin bir sonucudur demiyorum ama bu bir
dünyaya bakışı yansıtıyor. Eğer demokratik
değerlerden uzaklaşırsanız, görece demokratik
değerleri savunan ülkelerle iş birliğini geliştirmek
yerine, Katar Emirliği gibi ülkelerle ilişkilerinizi
geliştirirseniz dünyaya bakışınızı da olumsuz
etkiliyor, demokratik değerlerden uzaklaşıyorsunuz ve
antidemokratik değerler iktidarınız için yaşam biçimi
hâline geliyor.
Bakın, son yıllarda Adalet ve
Kalkınma Partisi ne tür düzenlemeler getirmiş? Bir
değişiklik, Dernekler Kanununu değiştirdi Adalet ve
Kalkınma Partisi. Sadece yöneticilerinden bir tanesi hakkında
soruşturma açılsa, ceza davası açılsa derneğin
yönetimine kayyum atanmasının önünü açan bir düzenlemeydi. İnfaz
Yasasında bir değişiklik yaptınız; tacizciyi,
uyuşturucu tüccarını, rüşvetçiyi, yolsuzlukla,
kalpazanlıkla suçlanan herkesi, yüz kızartıcı suçlar olarak
tanımlanan bu suçlardan yargılanan neredeyse herkesi serbest
bıraktınız. Nasıl yaptınız bunu? İnfaz
süresini kısalttınız, şartlı tahliye süresini
arttırdınız, denetimli serbestliğin yolunu
açtınız ve yüz kızartıcı suçtan mahkûm olmuş on
binlerce kişiyi bu yasa değişikliğiyle serbest
bıraktınız. Sadece, size yakınlaştığı
için Türkiye Barolar Birliği Başkanını yeniden Başkan
yapmak için Barolar Birliğinin seçim sistemini değiştirdiniz,
bir ilde birden fazla baronun açılmasının önünü açtınız,
bu yasa değişikliğini yaptınız; antidemokratik
uygulamalarınızdan bir örnekti. Milletvekillerinin vekilliğini
düşürdünüz; sevgili Musa Farisoğullarının, Leyla Güvenin
ve Ömer Faruk Gergerlioğlunun. Ömer Faruk Gergerlioğlu daha sonra
açtığı dava üzerine Anayasa Mahkemesi kararıyla geri döndü.
Ayrıca, bu süre içerisinde Semra Güzelin
dokunulmazlığını kaldırdınız. Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından kabul edilip kanunlaşan İstanbul Sözleşmesinden
tek taraflı olarak çekildiniz. Bütün memurlara -yalnız asker ve
polise değil- arşiv araştırması ve güvenlik
soruşturması getirdiniz. En son, geçenlerde, nükleer kanun hükmünde
kararname olmadı, onu bir kanunla geçirelim dediniz. Getirdiğiniz
ekonomik düzenlemelerin tamamı halkı, yoksulları, emekçileri koruyan
düzenlemeler değil, 5li çetenin ve sermaye gruplarının
menfaatine olan düzenlemeler.
Bu arada, şu anda
hazırlandığınız, Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirmeyi düşündüğünüz teklifler ne? Sosyal medyanın
sınırlanması henüz Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulmadı fakat buna ilişkin
hazırlık yapıyorsunuz. Bir diğeri de seçim sisteminde bir
değişiklik yapıp sandıkta kazanamayacağınız
seçimleri -yasaları değiştirerek- kazanmak için düzenleme
yapıyorsunuz.
Son olarak konuşmamı bir konuyla bitireceğim.
Bugün 17 Mart, bundan tam bir yıl önce MHP'nin başını
çektiği bir kampanyayla partimiz hakkında bir kapatma davası
açılmıştı; bir yıl önce. Mahkeme, çalakalem
hazırlanan bu iddianameyi geri verdi. Bunu çokça söyledim ama yıl
dönümü olduğu için tekrar hatırlatmak isterim, mahkeme şunu
söylemişti âdeta: Evet, bir iddianameyle dava açtınız ama
HDPyi neyle suçladığınızı bu iddianamede
söylememişsiniz. Çünkü iddianame şunun üzerine kuruluydu: 643
milletvekili, belediye başkanı, parti yöneticisi hakkındaki ceza
soruşturmalarını ve ceza davalarını sadece
sıralayarak, esas numaralarını vererek, büyük bir bölümünün
içeriğinden bile bahsetmeyerek HDP hakkında Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı tarafından bir dava
açılmıştı. Çünkü 17 Marta yetiştirilmesi gerekiyordu,
bir sonraki gün 18 Marttı; iktidarın küçük ortağı olan ve
partimiz hakkındaki kapatma davası kampanyasını yürüten
partinin kongresine hediye olması için 17 Martta bu dava
açılmıştı ama öyle çalakalemdi ki Anayasa Mahkemesi bunu
reddetti ve bir kez daha söylüyorum, HDPye yönelik herhangi bir suçlama yoktu;
sadece partinin üyeleri, yöneticileri, belediye başkanları ve
milletvekilleri hakkındaki davalar sıralanmıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 7 Haziran tarihinde yani
Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidar olma
şansını kaybettiği 7 Haziran seçimlerinin yıl
dönümünde tekrar bir dava açtı ve bu davada aslında ilk davadan
farksızdı. Yine, HDPnin milletvekilleri, yöneticileri, belediye
başkanları hakkındaki davalar arka arkaya sıralanarak bir
kapatma davası açılmıştı. İsteyen herkes bu
iddianameyi inceleyebilir, benim söylediğim dışında bir
şey varsa bu kürsüde gelip yalanlayabilir. İddianamenin yüzde 85i
bundan oluşuyor arkadaşlar, yüzde 85i yani siyasi yasak istenen 451
kişi ile siyasi yasak istenmeyip daha önce partide yöneticilik yapmadan,
üyesi olmadan önce hakkında açılmış ceza
davalarının, mahkeme kararlarının
sıralandığı bir iddianame. Bugün 1inci yıl dönümü;
biz, ön savunmamızı hazırladık, Anayasa Mahkemesine sunduk,
nisan ayı içerisinde esas savunmamızı da vereceğiz. Sadece
şunu söylemek isterim: Sene 2022, Türkiye'de, siyasi iktidar, siyasi
rekabet yerine hâlâ Türkiye'nin 3üncü büyük partisinin bu kapatma
davalarıyla, kumpas davalarıyla kapatılarak rekabet
edebileceğini düşünüyorsa büyük bir yanılgı içerisinde, bu
yolla başarılı olamaz çünkü HDP bir nehir, bir fikriyat ve emin
olun, bu nehir, bu fikriyat akacak yatağını bulacaktır, bir
başka adla olabilir, bir başka partiyle olabilir ama kapatmakla HDP
fikriyatını susturamazsınız. Bu, bir bent olamaz, hiçbir
bent bugüne kadar hiçbir suyun önünü kesememiştir.
Ama bu dava, aynı zamanda, bu ülke için bir
fırsat olabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkan, müsaade edersiniz.
BAŞKAN Tamamlayalım.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) 2008
yılında, Türkiye'de tek başına iktidar olan bir siyasi
parti hakkında kapatma davası açılmıştı. Bu, bir
siyasi akımın; bu, bir siyasi düşüncenin mahkûm edilmesi
amacı taşıyordu ve Anayasa Mahkemesi, o zaman, 2008
yılında bu davayı reddederek, açılmış bu
davayı reddederek Türkiye demokrasisine önemli bir katkı
sunmuştu. Şimdi, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl
yollarla çözülmesini savunan siyasi partilerden biri olarak HDPnin kapatılmak
istenmesi de yine bir siyasi bakışın mahkûm edilmek istenmesi
anlamına geliyor. Umarım Anayasa Mahkemesi bu davayı reddeder ve
Türkiye'nin demokrasisine, ülkemizin geleceğine olumlu bir katkı
sunar diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Tümü üzerinde söz talepleri
karşılanmıştır.
Maddelere geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Maddelere geçilmesi kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÛMETİ İLE KATAR DEVLETİ HÜKÛMETİ
ARASINDA KATAR ASKERİ HAVA ARACI VE DESTEK PERSONELİNİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TOPRAKLARINDA GEÇİCİ
KONUŞLANMASI KONUSUNDA TEKNİK DÜZENLEMENİN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TEKLİFİ
Madde 1: MADDE
I- (l) 2 Mart 2021 tarihinde Doha'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti Arasında Katar Askeri Hava Aracı
ve Destek Personelinin Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Geçici
Konuşlanması Konusunda Teknik Düzenlemenin onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz talep eden Eskişehir Milletvekili Sayın Utku
Çakırözer.
Buyurun Sayın Çakırözer. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mübarek Berat
Kandili'mizin yurttaşlarımıza ve tüm dünyaya barış,
sağlık ve huzur getirmesi dileğimle yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'mizin yıl
dönümünü kutluyorum. Bu zaferin muzaffer komutanı Büyük Önderimiz Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Çanakkale'de, İnönü'de, Sakarya'da, Kore'de,
Kıbrıs'ta, sınırlarımızda şehit düşen
aziz kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.
Onların bize emaneti olan şehit ailelerimiz ve kahraman gazilerimizin
huzur ve refah içinde yaşayabilmesi için gerekli tüm adımların
atılması Gazi Meclisimizin birinci öncelikli görevi
olmalıdır.
Sayın milletvekilleri, Katardan 36 savaş
uçağı ve 250 askerin Türkiyede geçici konuşlanmasına
ilişkin düzenlemenin onaylanmasını görüşüyoruz. Cumhuriyet
Halk Partisi olarak biz, ülkemizin her ülke gibi Katarla da iyi ilişkiler
içinde olmasından yanayız. Peki, biz neye karşıyız?
Açıkça söyleyeyim: Biz, Katar ya da başka ülkelerle kurulan
ilişkinin Türkiye'nin ulusal çıkarlarına değil de sadece
sarayın ve saraydan beslenen bir çetenin çıkarlarına hizmet eder
hâle gelmesinden rahatsızız, kaygılıyız.
Örnek vereyim: Savunma Sanayisi deneyimi dahi
olmayan Katar, bizzat Cumhurbaşkanının
aracılığıyla Ethem Sancaka ortak edildi. Millî
varlığımız Arifiye Tank Palet Fabrikasını bir
kuruş dahi almadan ihalesiz, bedelsiz, BMC üzerinden peşkeş
çektiniz. BMCnin patronu Ethem Sancak hissesini devredip 100 milyonlarca
doları cebine koydu, ellerini yıkayıp işin içinden
çıktı. Peki, geride ne kaldı? Koca bir hiç. Fabrika
Katarın ama ortada tek bir bitmiş tank yok.
Bir başka anlaşma: Digitürk ihalesiz
Katarlılara satıldı. Naklen yayın ihalesi Katarlı BeIN
Sportsa 500 milyon dolara verildi ama BeIN kulüplere 100 milyonlarca borç
taktı, onun yerine bizim vergilerimizden ödeme yapıldı. Biz,
işte bu ayıplı ilişkilere karşıyız. Bu
ilişkide şeffaflık yok. diyoruz. Hangi demokraside
görülmüş bir lider bir başka lidere 500 milyon dolarlık uçak
hediye etsin? Hesap verebilir yönetimlerde bir kravatın, vazonun bile
faturasına bakarak hediye kabul ediyor siyasetçiler, bizde ise
Cumhurbaşkanı hâlâ çıkıp uçan sarayı nasıl kabul
ettiğinin hesabını verebilmiş değil.
Sonra, daha ortada Kanal İstanbul diye bir
proje dahi yokken Katar Emirinin ailesi oradan arsa kapatıyor. Şimdi,
biz sormayacak mıyız bu nasıl bir iş diye? Bu ilişki
ulusal çıkarlarımızı korumuyor. diyoruz. Bakın, Katar
devlet petrol şirketi gözlerimizin içine baka baka Güney Kıbrıs
Rum Yönetimiyle 1 değil 2 anlaşma imzaladı, Kıbrıs
Türkünün de Türkiye Cumhuriyetinin de hakkını, hukukunu yok
saydı, gıkınız çıktı mı? Hayır. Ya, ne
yaptınız? Katar Emirini, bakanlarını,
kırmızı halılarla karşıladınız, üstüne
bir de Katara verilen limanların işletme hakkını ihalesiz
biçimde kırk dokuz yıla uzattınız.
Bu anlaşmaya gelince, komşumuz Suriye ve
bölgenin önemli ülkesi Mısırda ve diğer ülkelerde rejim
değiştirme arayışlarının en büyük finansal ve
askerî destekçisi Katardır, bu ülkeler tarafından teröre destek
vermekle suçlanmakta Katar. Ayrıca, yeniden terör örgütlerinin bahçesi
hâline gelen Afganistanda mevcut Taliban yönetiminin hamisi konumunda da yine
Katar var. Dolayısıyla böylesine güvenlik riski taşıyan bir
ülkenin, savaş uçaklarının ucu açık bir biçimde Türkiyede
konuşlanmasının, pilotlarının eğitilmesinin
Türkiye açısından büyük güvenlik riski oluşturabileceği
kaygısı duyuyoruz, siz de duymalısınız. Bu yüzden de
bu anlaşmaya karşı oy kullanacağız.
Değerli milletvekilleri, konuşmamın
bu bölümünde Ukrayna konusuna değinmek isterim. Rusyanın
uluslararası hukuku yok sayan işgal girişimi kabul edilemez. Bu
savaşta hayatını kaybeden binlerce sivil var, yerinden yurdundan
göç etmek zorunda kalan 3 milyon Ukraynalı var. Bu mübarek kandil gününde
kalbimiz, vicdanımız onlarla beraberdir. Bu savaş bir an önce
bitmeli. Bu vesileyle, birçok ülkenin yanı sıra ülkemizin de
kalıcı ateşkes için yürüttüğü diplomatik çabaların
başarıya ulaşmasını samimiyetle diliyoruz.
Yine, günlerdir Mariupolde bir camiye
sığınmış durumdaki 150 vatandaşımız ve
tahliye bekleyen Ukraynadaki binlerce vatandaşımız da
aklımızdan, kalbimizden bir an olsun gitmiyor. Bu mübarek kandil
gününde onların bir an önce sağ salim tahliye edilerek ülkemize
getirilmesi ortak dileğimizdir. Bölgede temaslarda bulunan
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve
diğer tüm kurum ve yetkililerimizin çabalarının
başarıyla sonuçlanmasını içtenlikle diliyoruz. Bugünün
meselesi değil ama vatandaşlarımız sağ salim oradan
getirildikten sonra, bu iktidarın tahliyeler konusundaki
öngörüsüzlüğünün de burada açıkça tartışılması ve
milletimize hesap vermesi gerektiğine inanıyorum.
Haftalardır orada bombalar altında
bekleyen yurttaşlarımız ve onları yüreği
ağzında bekleyen aileleri adına şu sorular hâlâ
yanıtlanmış değildir: Tüm ülkeler vatandaşlarına
derhâl ülkeden çıkma çağrısı yaparken Türkiye neden sadece
ülkenin doğu bölgelerinden ayrılma tavsiyesiyle yetinmiştir?
Diyanet İşleri Başkanı bile özel jetle uçarken, Cumhurbaşkanının
13 makam uçağı varken neden vatandaşlarımız üç
haftadır orada tahliye beklemektedir? Tahliye imkânı varken
çıkmak isteyen yurttaşlarımızın Türk Hava
Yollarının fahiş bilet ücreti istemesi nedeniyle savaş
bölgesinde bırakılması rezaletinin hesabı sorulmayacak
mıdır? Ülkemizi yöneten kadro Rusyayla da Ukraynayla da
konuşabilmekle, onları buluşturabilmekle övünüyor; iyi, güzel,
tebrikler. Peki ama sonuç nerede? Bırakın barışı,
ateşkesi kendi vatandaşlarımızın tahliyesi için dahi
bir insani koridor açılmasını henüz sağlayabilmiş
değiliz. Tüm bunların hesabının 84 milyona verilmesi
gerekir.
Değerli milletvekilleri, Rusya'nın
Ukraynaya saldırısı sonrasında soğuk savaş
dönemine benzeyen yeni bir dünya düzeni kurulmakta; bir yanda asker-sivil
ayrımı gözetmeksizin hastaneleri, okulları, tiyatroları
bombalayan Putin ve destekçisi otoriter rejimler, diğer yanda demokrasi ve
hukuk değerlerinden, özgürlüklerden yana Batı dünyası. Bu
düzende, uzun süredir birbirinden uzaklaşmış olan Türkiye ile
Batı kurumlarının yeniden iyi ve güçlü ilişkiler içine
girmesinin önü açılabilir.
Rusyaya enerji
bağımlılığından süratle kurtulmak isteyen
Avrupalılar için Türkiyenin jeopolitik konumu artık eskisinden daha
kritik öneme sahiptir. Batı ile Türkiye arasındaki ilişkilerin
rayına oturtulması için iki taraf da bu yeni düzenin getirdiği
fırsatı iyi okumalıdır. Burada, Türkiye olarak bize
düşen ödevler de var. Bugün siz iktidarsınız, yarın biz
oluruz, başkası olur; Batı dünyasının gitmekte
olduğu yönü doğru okumalı, bir an önce insan hakları,
özgürlükler, demokrasi gibi sıkıntılı alanlarda
sorunlarımızı aşmalıyız. Avrupada insan
haklarının korunması için kurulmuş Avrupa Konseyinde
yaptırım süreci başlatılmış bir ülke
ayıbından derhâl çıkmalıyız. Hukuk devleti ve
demokrasi yönünde eksiklerimizi tamamlamalıyız ama bunu tek adam
yönetiminin güçler ayrılığını, bağımsız
yargıyı, denge denetlemeyi yok eden hukuksuzluklarında
ısrar ederek yapamayız, hele hele Maliye Bakanı Sayın
Nebatinin dediği gibi, Arkamızda Cumhurbaşkanı var, rahat
olun, gerekirse bürokrasiyi alaşağı ederiz, mevzuatı
değiştiririz. diye tek adam yönetimini överek hiç yapamayız.
Yasayı, Anayasayı, yargıyı, bürokrasiyi bir kenara
bırakırsanız Batının gitmekte olduğu yöne
değil yaklaşmak, kenarından dahi geçemezsiniz.
Değerli milletvekilleri, Batı
kurumlarıyla sağlıklı ilişkileri konuşurken bir
konuya dikkatinizi çekmek isterim. Tabii ki Türkiyenin bu savaşın
tarafı olmasını istemiyoruz, dengeli bir politika izlenmesi
konusunda hemfikiriz ancak dengeli politikayı ambargo
fırsatçılığıyla
karıştırmamalıyız. Avrupa Birliği ve diğer
uluslararası örgütlerin, pek çok ülkenin Rusya lideri Putin ve yakın
çevresindeki yönetici ve oligarklara uyguladığı
yaptırımları delen ve dolayısıyla ortadaki
insanlık dramının sorumluluğuna ortak bir ülke
algısı yaratmaktan kesinlikle kaçınmalıyız.
Yaptırım uygulanan isimlerin son günlerde Türkiyede görülmelerine,
uçaklarının hava limanlarımızı rahatlıkla kullanabiliyor
olmasına dikkatinizi çekmek isterim. Zaten kara paranın aklanması
konusunda sicili olan bir iktidarsınız, siz kara para aklama ve
terörün finansmanı konusunda gerekli tedbirleri tüm
uyarılarımıza rağmen ısrarla
almadığınız için OECDnin gri listesindeyiz maalesef;
Yemen, Güney Sudan, Zimbabve ve Ugandayla aynı sıradayız.
Şimdi diyoruz ki: Aman dikkat, ambargo
fırsatçılığı yapacaksınız diye gri
listelerden kara listelere düşürmeyin ülkemizi.
Değerli milletvekilleri, Türkiyede bazı
iktidar temsilcilerinin de aralarında olduğu kimi çevreler her
fırsatta cumhuriyeti kuran kadrolara dil uzatmaktan, onların
bıraktığı onurlu mirası kötülemekten geri durmazlar.
Ukrayna savaşı iki yönüyle umuyoruz ki bu art niyetli çevrelere
gereken dersi vermiştir. Bakın, beğenmediğiniz Montrö
Boğazlar Sözleşmesine, Atatürkün mirasına art arda
açıklamalar yaparak bugün, sıkı sıkıya
sarılıyorsunuz. Kötü mü? Hayır, doğrusu bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım lütfen.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) Ayrıca, yine bu
krizde izlemek istediğiniz dış politika hedefleriniz
-becerirsiniz beceremezsiniz onu tarih gösterecek- o beğenmediğiniz
İsmet Paşanın İkinci Dünya Savaşındaki
tarafsızlık politikasından farksız. İnönü
Savaşlarının muzaffer komutanı,
bağımsızlık senedimiz Lozanın mimarı 2nci
Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'yü bu millet birçok
yönüyle hayırla hatırlayacak ama burada bulunan bizler onu belki de
en çok İkinci Dünya Savaşına ülkemizi sokmadığı
için, babalarımızın, dedelerimizin savaşta ölmesine izin
vermediği için hayırla, şükranla sonsuza dek anacağız.
Yirmi yılın sonunda ülkemizin kurucu kadrolarının
politikalarına dönüyor olmanız memnuniyet verici ama yetmez. Hukuk
devleti ilkelerini, demokrasiyi yok sayarak, tek adam sisteminin arkasına
sığınarak bu iş olmaz.
Bu duygularla sizleri saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN 1inci madde üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz talep eden Kayseri Milletvekili
İsmail Özdemir.
Şahıs olarak da söz talebiniz olmuş,
ikisini birleştiriyoruz, toplam süreniz on beş dakika.
Buyurun Sayın Özdemir. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA İSMAİL ÖZDEMİR
(Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemimizde
bulunan uluslararası anlaşmalar hakkında Milliyetçi Hareket
Partisi Grubumuz ve şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
Gazi Meclisimizi ve ekranları başında
çalışmalarımızı takip eden aziz milletimizi sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında, siz
saygıdeğer milletvekillerinin, aziz milletimizin ve tüm
Türk-İslam âleminin Berat Gecesi'ni tebrik ediyor, hayırlara vesile
olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Ayrıca, 18 Mart
Çanakkale Deniz Zaferi münasebetiyle Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk
ve tüm şehitlerimizi de rahmet ve minnetle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, yirmi günü
aşkın süredir Ukrayna ve Rusya arasında devam etmekte olan
savaş, giderek şiddetlenmekte ve aslında her iki taraf için de
ağır bilançolara yol açmaktadır. 24 Şubat 2022de
başlayan Rusya-Ukrayna savaşında ne yazık ki sivil can
kayıpları artmakta, ülkesini terk etmek zorunda kalan insanlar
vicdanları sızlatmaktadır. Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin açıkladığı son
verilere göre 24 Şubat ile 15 Mart 2022 tarihleri arasında yarıdan
fazlası Polonyaya olmak üzere 3.063.095 mültecinin Ukraynadan komşu
ülkelere geçtiği kaydedilmektedir. Öyle görünüyor ki ülkelerini terk etmek
durumunda kalan Ukraynalı sayısı tarafların herhangi bir
anlaşmaya ulaşamamaları hâlinde günden güne artabilecektir. Bu sebeple,
taraflar arasında acil bir ateşkesin tesis edilmesi ve
kalıcı barışın sağlanması için
uluslararası toplum sorumlu ve hassasiyetle hareket eden bir tutum
takınmalıdır. Bu bağlamda, ülkemizin tutumu ise
açıktır. Türkiye, barış ve diyalogdan yana olan
duruşunu devam ettirmekte kararlıdır; bu yönde
attığı adımlar doğru, tutarlı ve yerinde
olduğu gibi her çevrenin takdirini kazanmıştır.
Ne var ki dikkatlerimizden kaçmayan diğer bir
mesele ise barışın tesisinin bir an evvel sağlanmasına
odaklanmak yerine, bazı ülkelerin krizin derinleşmesini arzular yönde
tutum benimsemeleridir. Rusya aylar öncesinde Ukrayna sınırına
askerî yığınak yapmaya başlamışken
Ukraynanın NATO üyeliği konusunda ümitvar açıklamalar yapan
ülkeler, bugün, Ukraynanın NATOya üye olamayacağına
söylemektedir, hatta, Ukraynanın talep ettiği, uçuşa yasak
bölgelerin ilan edilerek sivillerin tahliyesi başta olmak üzere, en
azından ülkede bazı yerlerde güvenli alanların
oluşturulması girişimleri de karşılıksız
bırakılmıştır. Her yönden yalnız
bırakılan Ukrayna Rusyayla anlaşmaya yönelik diplomatik
çabalarda bulunmaya başladığında ise aynı ülkeler, bu
kez savaşı uzatmak istediklerini gösterircesine Ukraynaya daha fazla
silah yardımı yapmaya koyulmaktadır. Görünüşe göre arzu
edilen, Rusyanın Ukraynada ağır kayıplarla
karşılaşması, krizin derinleşmesi ve yine
Rusyanın bu bölgede saplanıp kalmasıdır.
Kendi bünyesinde sözüm ona tutarlı görünen bu
anlayışın hakiki yüzünde bulunan gerçeklikse Ukrayna'nın
karanlık emellere kurban edildiği, masum sivillerin
hayatının önemsenmediğidir. Kırım işgal
edildiğinde ses çıkarmayanlar, Ukrayna ilave tehdit ve tehlikelerle
yüzleşmek durumunda kalınca içi boş vaatlerle samimiyetten uzak
bir politika izlemektedir. Dolayısıyla Ukrayna ve Rusya arasında
var olan anlaşmazlığın tarafların sadece kendi
çıkar ve beklentileri ölçüsünde değerlendirilerek nihai bir
barışın tesisi, bölgesel ve küresel istikrar açısından
öneme sahiptir. Hem Ukrayna hem Rusya siyasi, ticari ve ekonomik
ilişkilerimizin bulunduğu komşu ülkelerimizdir, bu sebeple
birini diğerine tercih etmek gibi bir niyetimiz ve tavrımız
olamayacaktır. Elbette, taraflar arasında yaşanan krizin
bölgesel ve küresel yansımalarını hissetmekteyiz. Ukrayna ve
Rusya, özellikle buğday ihracatında yüksek paya sahip iki ülkedir.
Ukrayna'daki işgal ilerledikçe küresel seviyede buğdaya olan talep
artacaktır, bu da yine küresel gıda güvenliği endişelerini
beraberinde getirebilecektir. Dolayısıyla Ukrayna ve Rusya
arasında yaşanan çatışmaların yoğunlaşmasına
sebep olacak söylem ve eylemlerle savaşı uzun bir sürece yaymak,
gerçekte küresel seviyede amaçları kirli olan bir planın devrede
olduğu şüphesini uyandırmaktadır. Yalnızca cephe
hattında olduğu değerlendirilen Doğu Avrupa ve Baltık
ülkeleri değil, gelişmekte olan ekonomilerin tamamı bu
karanlık oyunun hedefindedir. Bunun yanı sıra, Rusya ve Ukrayna
arasında yaşanan savaş sebebiyle Rusya ağır siyasi ve
ekonomik yaptırımlara maruz kalmaya devam etmektedir. Avrupa'nın
yılda ortalama 155 milyar metreküp tükettiği Rus gazına
yaptırım hamlesi ve Rusya'nın Avrupa'ya gaz akışını
kesme ihtimali ise gaz arzına yönelik endişeleri beslemektedir.
Rusya'nın Avrupa'ya giden doğal gazı kesmesi veya
Avrupa'nın enerji konusunda Rusya'ya uygulayacağı
yaptırım krizin boyutunu elbette ki artıracaktır.
Yaşanması muhtemel olan böylesi bir senaryoda ise ülkemiz, enerji
krizinin çözümü noktasında da kritik bir role sahip olacaktır.
Ülkemiz, Azerbaycan ve Rusya kaynaklarından Avrupa'ya gaz tedariki
sağlamaktadır. Rusya'nın tedariki durdurması durumundaysa Hazar
kaynaklarına erişimin sürdürülmesinin kritik olduğu
sıklıkla dile getirilmektedir. Trans Anadolu Doğal Gaz Boru
Hattı Projesi yani TANAP, Güney Kafkasya Boru Hattı ve Trans
Adriyatik Boru Hattı yani TAPla birlikte güney gaz koridorunun en önemli
halkasını oluşturmaktadır. Trans Adriyatik Doğal Gaz
Boru Hattı, hâlihazırda Avrupa'ya 7 milyar metreküplük doğal gaz
akışını gerçekleştirmektedir. Avrupa
açısından oluşabilecek bir enerji krizinde, TAPın
genişletilerek, bu miktarın 20 milyar metreküpe
çıkarılmasının çözümün bir parçası olabileceği de
ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra, Doğu Akdeniz'den
çıkarılacak doğal gazın Avrupa'ya, ülkemiz üzerinden
ulaştırılması hususunda atılacak olan adımlar da
taraflar için büyük önem taşımaktadır. Her iki koşulda da
Türkiye'nin stratejik önem ve değeri daha fazla kendisini gösterebilecek
yeni gündemleri şimdiden işaret etmektedir.
Muhterem milletvekilleri, 21nci yüzyılın
bundan sonraki her dönemi, şayet yeni bir küresel düzen ve denge tesis
edilemezse her an başkaca çatışma ve krizlerin
yaşanmasına ne yazık ki müsait bir hâldedir. Bugünkü duruma
bakıldığında, açıkça ifade edilmesi gereken gerçeklik,
bahse konu olan yeni küresel nizamın tesisinin kısa zamanda
gerçekleşebilmesinin mümkün görülmediğidir. Zira, yakın zamana
kadar gerginlik yaşayan taraflardan bahsederken artık bu tanım
çatışmanın tarafları tabirine daha uygun hâle
gelmiştir. İnşallah olmaz ancak Ukrayna'da yaşanan
savaş dışında, dünyanın diğer herhangi bir bölgesinde
yeni bir kriz daha vuku bulursa bu sefer savaşan taraflar söylemi durumun
tarifi için sıklıkla kullanılacak bir ifade olacaktır.
İnşallah bu sınıra hiçbir zaman gelinmez ancak elde var
olan veriler ve yaşanan gelişmelere bakıldığında
savaş riskinin küresel seviyede giderek yükselebileceğine dair
karamsar bir ihtimal günden güne artmaktadır. Bu bilinç ve sorumlulukla
hareket etmek, ülkemizin millî güvenliğini öncelemek,
barışın hâkim olduğu küresel atmosfer için gayret etmek
elbette hepimiz açısından esaslı bir meseledir. Dolayısıyla,
bölgesel ve küresel krizlerin her an yenilerinin vasat bulabileceği bir
ortamda Türkiyenin çıkarları her konunun üzerinde gelir. Aynı
ölçüyle taraf tutma gibi basit bir yaklaşımın gerçekçi ve
tutarlı olamayacağını da belirtmek lazım. Türkiye gibi
iddia sahibi, bölgesel ve küresel açıdan en kırılgan
coğrafyalara komşu olan ve dahası iki dünya savaşı
tecrübesini de yakinen yaşamış bir ülkenin
takınacağı tutum devlet aklımızın, millî
tecrübemizin kendisinde fazlasıyla mevcuttur. Başka başkentlerde
oluşturulan senaryolar ve beklentilerle değil, Ankaradan bakıp
gelişmelerin Türkiye açısından en sağlıklı
biçimde nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusu
önceliğimiz olmalıdır. Acıma duygusu kaybolmuş, ahlaki
ve vicdani ölçülerin neredeyse tamamı geri plana atılmış
bir zaman diliminde ülkemizin insanı merkeze alan bir yaklaşımla
başkalarının değil, kendi tarafının ve kutbunun
oluşmasını sağlaması insanlığın
geleceği için ümit vadeden bir iklimi hedeflemelidir. Aksi hâlde
terörizmden sonra ekonomik savaşların yaşandığı,
şimdiyse aktif savaş koşullarına geçildiği ve küresel
güvenlik mimarisinin çöktüğü bir dönem ve sonrasında iddia sahibi
olarak kalabilmek mümkün olmayacaktır. Bununla beraber diplomasiyi yok
sayarak, var olan gerginlikleri kendisine yontup kutuplaşmanın yine
kendisine yarayacağından çıkışla hareket eden
ülkelerin arzu ettiklerine erişmelerinin mümkün
olamayacağını belirtmek lazım. Ukrayna ve Rusya
arasında yaşanan savaşla birlikte bilhassa Rusyaya
karşı diğer bazı ülkelerin geliştirdikleri tedbirler
bütününe bakıldığında karşımıza yalın
bir gerçeklik daha çıkmaktadır. Mevcut durumda yaşanan
saflaşma ve savaşın bir tarafında silah diğer
tarafındaysa para vardır. Yani bir bakıma, silaha
karşı paranın yahut paraya karşı silahın egemen
olmak istediği şimdiki durumun yalın gerçekliğidir.
İşte meseleyi daha vahim hâle getiren durum da tam olarak budur. Zira
silahla yapılmak istenen, ölüm üzerinden bir başka tarafı
terbiye etmek; parayla yapılmak istenense yaptırımlar üzerinden
yokluk ve kıtlıkla sonuç almaya çalışmaktır. Dikkat
buyurunuz, iki koşulda da yaratılışımızdan gelen
ve Yüce Yaradanın bize bahşettiği insanlığın
yüksek değeri yok sayılmakta, ayaklar altına
alınmaktadır.
İşte, bu şartlar altında,
Türkiye olarak insanı merkeze alan bir yaklaşıma sahip
olduğumuz ve bizim nazarımızda öncelikli şartın da
insanı yaşatmak olduğu gerçeğini dünyanın bilmesi
gerekir. Zira para ve silaha karşı galip gelebilecek olan,
insanlığın bizatihi kendisidir. Gerek son haftalarda ülkemizi
ziyaret eden üst düzey isimlerin gerekse başarılı bir
şekilde gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumunun ardından
Türkiyenin ulaştığı yüksek potansiyeli görünce insani
dış politikamızın ne derecede büyük bir kazanım
yarattığını hep birlikte müşahede etmiş
bulunuyoruz. Temennimiz, Bundan sonraki dönemde yeni bir dünya kurulur ve
orada yerimizi alırız. diyerek başka dengelerde yer edinebilme
uğraşı yerine yeni bir dünyayı kurmanın
kararlılık ve iradesini gösterip bunda da hep birlikte
başarılı olabilmemizdir.
Sayın milletvekilleri, Ukraynada yaşanan
ve tüm dünyanın gündeminde bulunan kriz devam ederken 11-13 Mart 2022
tarihleri arasında birçok devlet başkanı,
dışişleri bakanı ve üst düzey yetkiliyi bir araya getiren
Antalya Diplomasi Forumunun bu yıl 2ncisi gerçekleştirilmiştir.
Forum kapsamında küresel ve bölgesel sorunların etraflıca ele
alınma imkânı doğmuştur. Uluslararası kamuoyunda büyük
bir yankı uyandıran Antalya Diplomasi Forumu, krizlerin çözümü
kapsamında ülkemizin yapıcı ve diyalogdan yana olan
duruşunu ise bir kez daha tescillemiştir. Rusya ve Ukrayna krizinin
çözümü için Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt
Çavuşoğlunun yaptığı davet üzerine Rusya
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna
Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba arasında 10 Martta
Antalyada üçlü bir zirve yapılmıştır. Savaşın
son bulması ve kalıcı ateşkesin tesisi için Antalyadaki
buluşma önemli bir başlangıç olduğu kadar, ülkemizin
diplomatik kabiliyet ve başarısını gözler önüne
sermiştir. Türkiye, yükselen bir değer olduğu gibi,
anlaşmazlıkların çözümünde hakem olabilecek potansiyele sahip
olduğunu tescillemiştir. Antalya Diplomasi Forumu kapsamında
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da çok
sayıda devlet başkanıyla görüşme gerçekleştirmiş
ve görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra, bölgesel
sorunların ele alınması imkânı doğmuştur. Bu
gelişmeler ülkemizin küresel bir güç konumuna doğru ilerlediğini
açıkça işaret etmektedir. Ayrıca, Antalyadan ülkemiz adına
verilen mesajlarsa dünyanın daha adil bir nizama kavuşması için
Türkiye'nin üstlendiği sorumluluğun ne derece haklı
olduğuna dikkat çekmiştir. Türkiye, krizlerin çözümü noktasında
diplomasi, barış ve istikrardan yana olan örnek ve öncü bir
vasıfta olduğunu göstermiştir. Yapıcı
tavrımız uluslararası kamuoyunun dikkatini ve takdirini toplamıştır.
Diğer yandan, Antalyada gerçekleştirilen zirve göstermiştir ki
barışın, istikrarın ve güvenin bir anahtarı da dünya
üzerinde bugün Türkiyenin elindedir. Bu kapsamda, mevcut durumda sorunlara
çözüm getirmeyi başaramayan küresel sistem yerine daha adil bir
nizamın tesisinin nasıl olabileceğine dair resmî görüşlerimiz,
uluslararası camiada giderek daha fazla kesimi etrafında toplamaya ve
sonuç almaya aday durumdadır. Antalya Diplomasi Forumu bu gerçekliğin
görülmesine vesile olmuş, önümüzdeki yıllarda daha
başarılı geçeceği şimdiden anlaşılan yeni
kapıları da aralamıştır. Bizler bütün bu
gayretlerinden ötürü Dışişleri Bakanımız Sayın
Mevlüt Çavuşoğlunun şahsında tüm dışişleri
camiamızı tebrik ediyor, teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu vesileyle sözlerime son verirken Milliyetçi
Hareket Partisi olarak ilgili anlaşmalara olumlu yönde oy
vereceğimizi belirtiyor, Gazi Meclisimizi sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN 1inci madde üzerinde başka söz
talebi yoktur.
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci madde üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz talep eden Elâzığ Milletvekili Gürsel
Erol.
Buyurun Sayın Erol. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Elâzığ)
Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün aslında söz aldığım kanun
teklifinin maddesiyle ilgili değil, daha önce de bu Meclis kürsüsünden
birkaç defa gündeme getirdiğim, Elâzığ kamuoyunu çok
ilgilendiren, Elâzığ sermayesini, iş adamlarını çok
ilgilendiren ama aynı zamanda Türkiyemizin bütçesine de kaynak
sunabilecek Elâzığdaki bir maden yatağının, maden bölgesinin
ihale süreciyle ilgili tekrar kamuoyunu bilgilendirmek üzere, Meclisimizi
bilgilendirmek üzere söz almış bulunmaktayım.
Elâzığ milletvekillerimizden, her zaman
olduğu gibi aramızda yine Zülfü Bey var. Zülfü Beyle her ne kadar
siyaset dilimiz, üslubumuz örtüşmese de Zülfü Bey gerçekten namuslu ve dürüst
bir adamdır, burada söyleyeceklerimle ilgili de sanıyorum ki bana hak
verecektir, itiraz ettiği bir şey de varsa yerinden müdahale etmesini
kendisinden rica ederim. Niye? Elâzığda Maden ilçemizde 2019
yılında başlayan bir sondaj çalışmasıyla bakır
madeninin, altın, gümüş, kobalt gibi çeşitli madenlerin
bulunduğu bir alanda yapılan sondaj çalışmaları
neticesinde zengin maden yataklarına rastlandığına dair
veriler elde edildi, alanın yüzde 30unda sondaj
çalışmaları yapıldı. Yüzde 30unda yapılan sondaj
çalışmalarında çıkarılacak madenin parasal
değerinin 15 milyar dolar civarında bir bedel olduğu ifade
edilmekte. Yüzde 30unda yani yüzde 100ünde sondaj çalışması
daha bitmiş değil. Bununla ilgili bir şartname
hazırlandı, ilgili genel müdürlük bu şartnameyle ilana
çıktı, bu şartnamedeki şartlardan dolayı
Ben daha
önce de buradaki konuşmalarda teşekkür etmiştim, AK PARTİ
Elâzığ milletvekillerimiz, siyasi partilerimizin il
başkanları, ayrım yapmaksınız, kentteki sivil toplum
örgütleri, ticaret ve sanayi odası, belediye başkanları, herkes
ortak bir noktada buluştu. Ne dediler? Bu şartnameyle bu ihalenin
yapılması doğru değildir. Şaibe yaratır
endişesiyle girişimlerde bulundular ve ihale tarihi ertelendi.
Doğru mudur Zülfü Bey? İhale tarihi ertelendikten sonra
şartnamenin değişeceği konusunda bir algı
yaratıldı; daha katılımcı ve kamu yararının
olması devlet yararının olması adı altında
daha şeffaf bir şartname beklenirken yeni hazırlanan
şartnamede yalnızca ve yalnızca bir madde değişti,
denildi ki: Maden sahasında flotasyon tesisi kurulacak. Bu, çok önemli
bir tesis değil ama bizim önerimiz şu oldu -buradaki
konuşmalarımızda da gündeme getirmiştik- dedik ki:
Burayı bir bedel üzerinden ihaleye çıkarmayın, burayı
redevans sistemiyle ihale edin. Ne kadar kaynak elde edilirse, burada ne kadar
maden bulunursa, buradan ne kadar para kazanılırsa devlet belli bir
oranda bundan pay alsın, ihaleye girenler de bir bedel ödemek yerine
devlete ödeyecekleri bedel üzerinden artırım yapsınlar ve burada
bir kamu zararı olmasın, devlet yararı olsun. Ama ne yazık
ki bunların hiçbiri yapılmadı.
İhale şartnamesinde teknik rapor yok,
ayrıca, ihaleye çıkan alanın yüzde 100ünde yapılan bir
sondaj çalışması da yok, yalnızca yüzde 30unda var yani bu
ne demek? Teknik çalışmalar daha bitirilmemiş. demek.
Aynı zamanda, ihale şartnamesinin ekinde teknik rapor da yok yani
aslında şartname gereği ihalenin yapılması şu
anda uygun değil. İhale alacak kişiler, ihaleye girecek
kişiler, gerçekten alıcı olmayanların
dışında ihaleye katılacak olanlar ihaleye hangi
şartlarda gireceklerini bilmeden, tesadüfen girecekler veya kimse
girmeyecek. Şimdi, bu ihale, şartname
yayınlandığında Elâzığ'da bazı sivil toplum
örgütleri bununla ilgili davalar açtı hukuka aykırılık,
Maden Yasası'na aykırılıktan dolayı. Ve bununla
ilgili, bu ihaleyi kimin alacağı da o dava dilekçesinde yazdı.
Elâzığ'daki hukukçular gazetelere açıklamalar yaptılar,
siyasetçiler açıklamalar yaptılar. Ben buradan firma ismi söylemeyi
doğru bulmam ama Zülfü Bey de bilir ki bu ihaleyi kimin alacağı
konusunda Elâzığ'da genel bir kanaat var. Genel bir kanaat
oluştu; söylendi ve konuşuldu. Televizyonlarda konuşuldu, yerel
basında konuşuldu, siyasetçiler gündeme getirdi. Biz, bu madenlerin
ihaleye açılmasına karşı değiliz. Bunlar tabii ki
ülkemizin millî serveti, ülkemiz bunlardan yararlansın. Çevre
duyarlılığıyla, oradaki insanların
duyarlılığı da göz önünde bulundurularak tabii ki ülke
ekonomisine kazandırılsın. Biz, servet düşmanı da
değiliz. Tabii ki burayı bir iş adamı alacak, sermaye
yatıracak, para yatıracak, yatırım getirecek, para da
kazanacak. Ama yalnızca bu ihaleyi birileri alsın diye
şartnameyi ona göre yaparsanız o zaman bu doğru olmaz.
Bakın, ihale ertelenmediği tarihlerde,
aynı tarihlerde, 1 Martta, aynı şartnameyle aynı
bakanlık 4 tane ihale çıkarmış. Bu 4 ihalenin 4üne de 1
firma katılmış. Ve bu 4 ihalenin 3ünü yalnızca 1 firma
almış. Tek katılmış, 1 firma almış. Niye?
Çünkü bu şartlarla ihaleye girmek elinizi ateşe sokmak... Niye
elinizi ateşe sokmak? İhalenin teminat mektubu tutarı 150 milyon
dolar, teminat mektubu tutarı. Diyor ki: Eğer, siz gerekli izinleri
almazsanız, gerekli ruhsatları almazsanız bu 150 milyon
doları irat kaydederim. Şimdi, izni veren kim? Devlet. İhaleyi
çıkaran kim? Yine devlet. Sen, eğer izin vermeyeceğin riski
varsa niye ihaleye çıkarıyorsun? 150 milyon dolarlık
teminatı niye irat kaydetmekle ilgili bir madde koyuyorsun? Bu ne demek?
Benim inisiyatifim dışında kim girerse yakarım; bu, o
demek, başka bir şey demek değil. Ve göreceksiniz bu işe
firmalar katılamayacaklar, korkudan katılamayacaklar. Alırsak,
ruhsat alamazsak 150 milyon dolarımız irat kaydedilir. diye
katılamayacaklar. Yazık, günah değil mi? Bakın, şu
anda ülkemiz ekonomik kriz içerisinde ve ekonomik krizi çözmek için sürekli
arayış içerisindeyiz. Bu ülkenin Sayın Cumhurbaşkanı,
ilgili bakanları ülke ülke gezip kaynak bulmaya
çalışıyorlar. Denilen odur ki: Bu alanın tümündeki maden
değeri yaklaşık 30 milyar dolar. Ya, bu, Türkiye Cumhuriyetinin
en büyük maden kaynağı, en büyük ihalesi. Yani buna herkes girsin,
kimin şartları uyuyorsa, kim fazla teklifi verirse alsın, biz de
ilin milletvekilleri olarak destek olalım, yardımcı olalım,
önlerini açalım; biz buna karşı değiliz. Ama bizim,
ihalenin şeffaf yapılmayacağı konusunda tereddütlerimiz
var. Ve ilin milletvekilleri buna tepki de verdiler, sonradan sustular; niye
sustular bilmem ama ben konuşmaya devam edeceğim, bu konuyu gündeme
getirmeye devam edeceğim. (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü
ben devletin zarar görmesini istemem, ben kamunun zarar görmesini istemem; tam
tersine, devlet bu işten faydalanabildiği kadar faydalanmalı. Ne
demek 30 milyar dolarlık bir rezerv alanı; ya, bu müthiş bir
kaynak. Yani bu, Karadenizde bulduğumuz doğal gazdan daha fazla bir
kaynak, maliyeti daha düşük ve uluslararası piyasada direkt
pazarlayabileceğiniz, satabileceğiz ve talebin olduğu bir yer
altı zenginliği.
Şimdi buradan şunu da son olarak ifade
etmek isterim: Elâzığ Girişim Grubu adı altında
Elâzığlı iş adamlarımız da bu ihaleye katılmak
için ilin tüm iş dünyasının desteğini alarak bir
girişimde bulundular. Tabii, ihale şeffaf olursa bu
arkadaşlarımız da tekliflerini verecekler, belli firmalarla
ortaklıklar kuracaklardır. Doğrusu, bizim talebimiz bu
işten Elâzığın da yararlanması ve Elâzığın
da faydalanması ama bu iş gene şaibelerle başlayıp
ihale şaibelerle sonuçlanırsa orayı kim alırsa alsın,
yapılacak seçimden sonra Millet İttifakının hükûmeti ve
bakanı o ihaleyi iptal edecektir. (CHP sıralarından
alkışlar) Ve o ihaleyi şeffaf bir şekilde, kamu
yararı, devlet yararı gözeterek yeniden ihale edecektir. Bu konuda
Meclisi bilgilendirmek isterim.
Hepinize saygılarımı sunarım,
teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti sıralarından
alkışlar)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Demirbağ.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Demin
Gürsel Bey konuşurken bir ifade kullandı, onu düzeltmek isterim
müsaadeniz olursa.
BAŞKAN Yani size sataştı mı
yoksa 60a göre mi söz talep ediyorsunuz? Aslında sataştı size.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) İlin
milletvekilleri diyerek...
BAŞKAN Evet, sustular dedi size,
sataştı.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
İstirham edeyim ben.
BAŞKAN Kürsüden söz vereyim ben size iki
dakika.
Buyurun.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
8.- Elâzığ Milletvekili Zülfü
Demirbağın, Elâzığ Milletvekili Gürsel Erolun 297
sıra sayılı Kanun Teklifinin 2nci maddesi üzerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demin CHP adına
Gürsel Erol Beyin bir konuşması oldu, ben teşekkür ediyorum
ancak orada öncesinde aylardır MTAyla, daha önceki Genel Müdür, şu
andaki Genel Müdürle görüşmelerimiz oldu ihaleye çıkmadan önce.
İhaleye çıktıktan sonra da yine Genel Müdürle ve milletvekili
arkadaşlarımızla birlikte Enerji Bakanıyla görüşmemiz
oldu. Peki
MAHMUT TANAL (İstanbul) Görüşmenin
nedenini açıklar mısın?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Ya,
görüşmede gizli bir şeyler yok, özel bir şeyler yok ki
açıklayalım Mahmut Bey ya. Sana sonra
BAŞKAN Sayın Demirbağ, Genel Kurula
hitap edin.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Kuliste ben
sana açıklarım daha sonra.
BAŞKAN Bravo.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Şimdi,
müsait değilim, kuliste sana açıklarım.
Şimdi netice itibarıyla, görüştük. Burada
2 milyar ihale bedeli koyulmuş bu ihaleye giren firmalar tarafından.
Belki de 6ya, 8e, 10 milyara çıkacak; bu, ihaleye giriş bedeli.
Ayrıca, flotasyon tesisi kurulacak, bu
mecburiyet var. Yine izabe tesisi, yerinde kurma veya bunu geliştirme
şartı koyulmuş.
GÜRSEL EROL (Elâzığ) İzabe yok,
yok; flotasyon var, izabe yok.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Burada izabe
var.
Ayrıca, sadece bu koyulan ihale bedeli
değil, onun içerisinde kobaltı var, demiri var, gümüşü var,
altını var; madenin cinsine göre yüzde 3, 5, 13e kadar çıkan
bir devlet payı var. Ayrıca çıkardığı
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bana niye kuliste
açıklıyorsun? Bunları ben ne yapayım? Yani burada
açıklanamayacak ne var? Burada açıkla.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Devamla) Neyse,
ben daha sonra seninle görüşürüm.
Çıkardığı madenin cinsine göre
ayrıca devlet payını da verecek.
GÜRSEL EROL
(Elâzığ) O devlet payı yasal
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Sadece 2 milyar
vermeyecek.
GÜRSEL EROL
(Elâzığ) O ayrı bir şey, ihale gerekçesi değil o.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Devlet
payı var içerisinde.
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Devlet payı
ayrıdır.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Devlet
payını verecek yani
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Hayır, devlet
payıyla ihale yapılmaz, devlet payı ayrı.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla)
redevans dediğimiz
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Redevans ayrı,
devlet payı ayrıdır.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Devlet
payını verecek.
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Zülfü Bey,
bilgilendirmek için söylüyorum: Redevans ayrıdır, devlet payı
ayrıdır.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Tamam.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Sizin ihale
sisteminiz ne olursa olsun devlet payını devlet alır, o
ayrı, o ayrı. Parasal olarak da çıksanız, redevans olarak
da çıksanız, devlet o devlet payını alıyor, o
ayrı bir şey.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Sen uzat
Başkan
BAŞKAN Sayın Erol, Zülfü Beyin
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Tamam,
şimdi orada ben sadece şunu düzeltmek istedim: Yani 2 milyarla
tamamen sınırlı değil, nihayetinde vadenin cinsine göre
ayrıca yüzde 3, 5, 8, 13e varan
BAŞKAN Sayın Demirbağ
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, bir beş
dakika daha verin.
BAŞKAN Buyurun Sayın Demirbağ,
Gürsel Beyin almış olduğu süreyi kullanın.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla)
bir pay
devlete ödeyecek, ayrıca ödeyecek.
BAŞKAN Bitirdiniz mi?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Tamam,
bitirdim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Ya, mikrofonu açmama fırsat
vermediniz Sayın Demirbağ.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Devamla) Ben bitti
zannettim, onun için sizi müşkül durumda bırakmak istemedim.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Mahmut
Tanala da ben kuliste izah edeyim.
BAŞKAN Evet, 2nci madde üzerinde
şahıslar adına
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkanım, benim bu ihaleyle ilgili herhangi bir dahiliyetim yok yani
ben onun tarafı değilim. Bu, kamuoyunu ilgilendiriyor yani benim
şahsıma özgü açıklayacak neyi var? Burada kamuoyuna
açıklamayacak da gizli, saklı, şaibeli ne var ki kuliste
açıklıyor? Burada açıklasın.
BAŞKAN Mahmut Bey, kentin 2 milletvekili
şu anda ciddi bir konuyu da görüşüyorlar, onun için
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Bir açıklama
yapabilir miyim?
BAŞKAN Yerinizden
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Kürsüde olursa
memnun olurum.
BAŞKAN Peki, madem aynı konuda
anlaşıyorsunuz, tatlı tatlı bitirelim biz de konuyu.
9.- Elâzığ Milletvekili Gürsel Erolun,
Elâzığ Milletvekili Zülfü Demirbağın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
GÜRSEL EROL (Elâzığ) Evet, aslında
Zülfü Bey benim söylediğimden farklı bir şey söylemedi,
konuşmama başlarken de Zülfü Beyle ilgili yaptığım
yorumda siyaset dilimiz, tarzımız uyuşmasa da Zülfü Bey namuslu
ve dürüst bir adamdır, ondan yana da hiçbir şüphem yoktur. Kendisine
bu tavrından dolayı da teşekkür ederim ama verdiği bilgi
eksik bir bilgidir, ben onu düzeltmek için geldim. Devletin tabii ki bütün
madenlerden aldığı bir pay vardır, o ayrı bir
şey; ihaleden dolayı alınan bir pay da değildir o.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Değil.
GÜRSEL EROL (Devamla) O ayrı bir pay, onu
alacak. Onu parasal olarak da ihale etseniz, redevans sistemiyle de ihale
etseniz devlet onu alıyor ama bu ihalelerde iki sistem var: Bir, bedel
üzerinden çıkarsınız; ihaleye katılan, bedel üzerinden bir
yükseltme yaparak teklif verir yani 2 milyarsa 3 milyar, 4 milyar, 5
milyar... diyebilir.
Bir de redevans sistem var. Redevans sistem nedir?
Çıkan madenin parasal değerleri üzerinden belli bir orandır.
Yani, devlet diyebilir ki: Ben, çıkan madenin parasal değerinin
yüzde 10uyla ihaleyi açıyorum. Firma der ki: Ben, yüzde 10unu veriyorum,
15ini veriyorum. Redevans bu demektir; doğru olan da budur. Niye? Siz
oraya 100 milyon dolarlık bir yatırım yaparsınız,
dersiniz ki: Burada 500 milyon dolarlık bir maden var. 500 milyon dolara
göre bir bedel verirsiniz. Ama şimdi, 30 milyar dolar çıktığı
zaman, redevans sistemine göre ihale ettiğiniz zaman ve yüzde 10dan
başlarsa ne olacak? Yani bir yerde 500 milyon alacağına,
diğer tarafta devlete 3 milyar dolar kazandıracaksın; bu, yatırımcıyı
da koruyor. Niye? Yatırımcı da aslında risk almıyor. Yatırımcı,
eğer maden istenilen oranda düşmüyorsa çıkan maden kadar az
bedel öder, yüksek çıkarsa yüksek bedel öder; bizim söylediğimiz bu.
Ayrıca, redevans sistem çıktığı zaman, mücavir saha
içerisinde, binde 2sini de o ilin belediyesine verir yani diğer
şekilde vermiyor ama redevansla çıktığı zaman
belediyeye de katkı verecek ve il de faydalanacak.
Sayın milletvekillerim, bakın, ikiniz de
buradasınız; Metin Bey, Zülfü Bey, ikinizin bu konudaki iyi niyetini
de biliyorum. Hepimiz de biliyoruz ki Elâzığ madencilik konusunda
Türkiyede en zengin yataklara sahip il.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyoruz.
GÜRSEL EROL (Devamla) Efendim, bir dakika daha...
Bunu toparlamamız lazım.
BAŞKAN Bunu uzatmıyoruz ama.
GÜRSEL EROL (Devamla) Ama bir dakika, lütfen, rica
ediyorum.
BAŞKAN Peki, buyurun.
GÜRSEL EROL (Devamla) Şimdi, ferrokrom
Elâzığda özelleştirildi, değil mi? Peki, ferrokromla
ilgili Elâzığın bütçesine giren herhangi bir kaynak var
mı? Sıfır, öyle değil mi? Ama işte burası
redevans sistemiyle yapılırsa Elâzığ İl Özel
İdaresine ve Maden Belediyesine binde 2 oranında para yatacak. Maden
Bakır İşletmesi, özelleştirildiğinden dolayı,
mücavir saha içerisinde olduğu için Elâzığ Maden Belediyesine 7
milyon para ödemesi gerekirken ödemedi ve şu anda Maden Belediyesi, Maden
Bakır İşletmesine dava açtı yani burada söylediğim
parasal değer üzerinden değil, kamu yararı açısından
redevans sistemiyle yapılması devletin yararı ve kamunun
yararıdır diyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
VII.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
3.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti
Arasında Katar Askeri Hava Aracı ve Destek Personelinin Türkiye
Cumhuriyeti Topraklarında Geçici Konuşlanması Konusunda Teknik
Düzenlemenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi
(2/3669) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 297)
(Devam)
BAŞKAN 2nci madde üzerinde
şahıslar adına söz talep eden Kütahya Milletvekili Sayın
Ali Fazıl Kasap.
Buyurun Sayın Kasap. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlarım.
(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı
dinletmesi)
BAŞKAN Sayın Fazıl, Genel Kurula
hitap edelim.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Pardon, açık
kalmış Sayın Başkanım.
BAŞKAN Genel Kurula hitap edelim.
Buyurun.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Şimdi,
değerli arkadaşlar, biz şehir hastanelerine karşı
değiliz, sağlıktaki yatırımlara karşı
değiliz ama şehir efsanesine karşıyız.
Bakın, sizin gizli söylediğiniz
Hepiniz
elleriniz patlayıncaya kadar
alkışlamışsınız, bu kürsüyü Sayın Bakan
yıkıyordu neredeyse ve alkışladınız. Bakan dedi
ki: Garanti yok. Garanti yok. demişti. Garanti nerede var biliyor
musunuz? ICBC, bir Çin bankasının, Elâzığ Şehir
Hastanesine kredi veren Çin bankasının web sayfasında var. Ne
var? Bakın, birinci olarak garantör olan Sağlık
Bakanlığıdır; ikinci, ödemeler
yapılmadığında döner sermaye; üçüncü de Hazine, Hazine
Müsteşarlığı. Garantörlük var mı? Var. Ne kadar
süreyle var? Üç yıl yapım aşaması, arkasından yirmi
beş yıl garantiniz var. Peki Hasta garantisi yok. diyor Bakanlığın
hiçbir teminatı, hiçbir garantisi yok. diyor. Diyor ki: Ministry of
Health Sağlık Bakanlığı birincil olarak sorumludur ve
imza atan Sağlık Bakanlığının sorumluluğundadır.
Doğru mu? Doğru. Peki, bu Sağlık Bakanlığı
neye göre garanti vermiş? Hasta garantisi yok. diyor Sayın Bakan.
Doğru, hasta garantisi yoktur ama ne var? Çünkü hastaya bakan primary
olarak doktordur, poliklinikte karşılar ama o hastayı bir yere
göndermesi gerekiyor; röntgendir, MRdır, tomografidir, laboratuvar
testleridir
Hepiniz alkışladınız arkadaşlar burada,
hepiniz alkışladınız. Mübarek günde
Diyor ki: Aldatan
bizden değildir. ve siz de aldanmış mısınız?
Hastanelerde ne garantisi var değerli
arkadaşlar? Bakın, nelerde garanti verilmiş. Yüzde 70 doluluk
garantisi, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, yüzde 70 doluluk
garantisi
Bakanın açıkladığı şey, yüzde 48
doluluk garantisi var şu anda hastanelerimizde. Yüzde 70 garanti
vermişsiniz. Ne kadar süre? Yirmi beş yıl. Peki, yüzde 70
garantinin ötesinde nelerde garanti verilmiş? Bir tanesi, görüntüleme
hizmetlerinde yani MR ve tomografide.
Burası çok ilginç değerli arkadaşlar,
şu andaki kamu hastanelerinde bir MRın maliyeti -taşeron
firmaya yaptırılır- 40 lira, 50 lira, 60 lira bandında
değişiyor. Peki, bugün itibarıyla Sağlık Uygulama
Tebliği gereği, SGKya ödenen bedel ne kadar biliyor musunuz? 169
lira. Aradaki fark nereye gidiyor? Müteahhide. Bir kan tahlilinin paçal
değeri kaç liradır? 1 liradır -taşerona
yaptırılır- fatura bedeli 4-5 lira. Aradaki bedel nereye
gidiyor? Döner sermayeye değil, bu müteahhide gidiyor. Siz bunu
alkışladınız değerli arkadaşlar.
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Yok, yanlış
biliyorsun.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Lütfen
Hayır,
yanlış bilmiyorum Sayın Bakanım. Burada, burada
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Hiç alakası yok.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Hayır, ICBC
Japon bankası diyor ki Sayın Bakanım
BAŞKAN Sayın Fazıl, lütfen Genel
Kurula hitap edin.
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Ya, bilmiyorsun
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Hayır,
biliyorum. Aydın
Biliyorsanız açıklayın sözleşmeleri
Sayın Bakanım, sizin zamanınızda yapıldı,
peşkeş çektiniz memleketi. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kasap, Genel Kurula hitap
edin.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) İtiraz
ediyorsanız açıklayın, açıklamıyorsunuz, belge bu
belge. Hayır diyemiyorsunuz ve sonunda bakın kim teşekkür
ediyor size.
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Belge değil onlar.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Hayır, belge
bunlar Sayın Bakanım.
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen müdahale
etmeyin konuşmacıya.
Sayın Kasap, siz de Genel Kurula hitap edin.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Kredi veren banka,
Avrupa Kalkınma Bankası, bakın, diyor ki: Laboratuvar
hizmetlerinde yüzde 70, sterilizasyonda yüzde 70, rehabilitasyonda yüzde 70,
atık yönetiminde yüzde 70, verilmeyen yemeğin yüzde 70 doluluk
garantisi var. Catering hizmetlerinde, bin yataklı hastanede
yemediği yemeği garanti ediyorsunuz ya, yenmeyen yemeğin
parasını veriyorsunuz, çekilmeyen filmin parasını
veriyorsunuz.
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) Hepsi yalan!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Yatmayan
hastanın parasını veriyorsunuz, uçmayan uçağa
verdiğiniz gibi. (CHP sıralarından alkışlar)
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) Hepsi yalan!
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Veriyorsunuz, bunu
açıklayın, sözleşmeyi kamuya açıklayın Sayın
Bakan; kamuya açıklayamıyorsunuz. Neden? Ticari hissediyorsunuz.
Adamlar anonim şirket olduğu için Çin Bankası
Bakın, Sayın Bakan, sayın
milletvekilleri; alkışladınız, garanti var, inkâr
edemezsiniz; bir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Ya, bunun
en iyi bileni söylüyor kardeşim öğrenmeye çalış, bak bu
işin uzmanı, bileni.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Sayın Aydemir, dinle, dinle bu mübarek gecede
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) İkincisi;
lütfen, gelin açıklayın, Sayın Bakan da dâhil sözleşmeleri
açıklayamadınız, ticari sır dediniz.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Ya,
gerçeklerin elbet bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Kasap.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Ben size çok ilgincini
söyleyeyim. Ya, Şehir hastanelerine karşı değilim.
diyorsunuz.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) 1 Genel
Başkanınızın beyanatları var, çelişiyorsunuz,
kendi içinizle çelişiyorsunuz.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Aydın
Şehir Hastanesine garanti veren, kredi veren Japon bankasının
300 sayfalık raporunda şöyle bir cümle var: Japonyada biz bu
şekilde yapmıyoruz. diyor, Türkiyede
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bilgi veriyor. Onu da
konuşturmuyorsunuz. Doğru mu, yanlış mı
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Peki, bakın,
bu mevzuatı değiştiremiyorsunuz, yirmi beş yıl
değiştiremiyorsunuz, kanun ve yönetmelik değişikliği
garantisi vermişsiniz. Tahkime gitmek zorundasınız, tahkime niye
gitmediniz, neden mücbir sebep uygulamadınız? Bu memleketi aynı
yollarda, aynı Zafer Havalimanındaki gibi şehir hastaneleri
vasıtasıyla yoluyorsunuz. Bir tane yatak artışı yok.
Hastaneleri kapattınız, şehir hastanesine topladınız
ama yolunuyoruz ama soyuluyoruz. Buradan kürsüyü kırarak bağırdı
Sayın Bakan, Garanti yok. dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Kasap.
ALİ FAZIL KASAP (Devamla) Garanti her
aşamada var, yenmeyen yemeğe kadar garanti var ve
başınızı öne eğmiyorsunuz, aynı şeylere
devam ediyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Kasap, teşekkür
ediyoruz.
NECİP NASIR (İzmir) Hiç samimi
değilsin!
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Arkadaşlar, gerçekler elbet bir gün ortaya çıkıyor işte
böyle.
NECİP NASIR (İzmir) Boş boş
konuşuyorsun!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Şehir hastanelerine
karşı değiliz. diyorsunuz, Genel
Başkanınızın oradaki beyanatları var ya! Hepsi
çelişiyor, çelişiyorsunuz, çelişiyorsunuz!
NECİP NASIR (İzmir) Boş
konuşuyor!
HASAN ÇİLEZ (Amasya) Bakalım o bilgileri
alınca
BAŞKAN 2nci madde üzerinde başka söz
talebi bulunmuyor.
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 2nci madde kabul edilmiştir.
(Uğultular)
BAŞKAN Evet, arkadaşlar, artık
finale geldik. Özellikle burada olmayan arkadaşlar, gelip de gürültü
yapan, görüşmelere engel olmaya çalışan arkadaşlar biraz
daha sakin olurlarsa memnun olurum.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Var
mı öyle biri?
BAŞKAN 3üncü maddede söz talebi bulunmuyor.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
BAŞKAN 3'üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3'üncü madde kabul edilmiştir.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamayı İç Tüzük'ün 145'inci
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca oturumun sonuna
bırakıyorum.
4üncü sırada yer alan, Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Bosna-Hersek Bakanlar Konseyi Arasında Sürücü Belgelerinin
Karşılıklı Olarak Tanınması ve Tebdil Edilmesi
Konulu Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
4.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna-Hersek Bakanlar Konseyi
Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Olarak
Tanınması ve Tebdil Edilmesi Konulu Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3705) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 308) (X)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Komisyon Raporu 308 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen bulunmuyor.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelere geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BOSNA-HERSEK
BAKANLAR KONSEYİ ARASINDA SÜRÜCÜ BELGELERİNİN KARŞILIKLI
OLARAK TANINMASI VE TEBDİL EDİLMESİ KONULU ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- (1) 16 Mart 2021 tarihinde Ankarada imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna-Hersek Bakanlar Konseyi Arasında
Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Olarak Tanınması
ve Tebdil Edilmesi Konulu Anlaşmanın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1inci madde kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2nci
madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı
yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3üncü madde kabul
edilmiştir.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamayı İç Tüzükün 145inci
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca oturumun sonuna
bırakıyorum.
5inci sırada yer alan, Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ürdün
Haşimi Krallığı Hükümeti Arasında Hava Hizmetleri
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
5.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ürdün Haşimi
Krallığı Hükümeti Arasında Hava Hizmetleri
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3412) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 310) (X)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Komisyon Raporu 310 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen yok.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelere geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE ÜRDÜN
HAŞİMİ KRALLIĞI HÜKÜMETİ ARASINDA HAVA
HİZMETLERİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- (1) 27 Mart 2016 tarihinde Ammanda imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ürdün Haşimi Krallığı
Hükümeti Arasında Hava Hizmetleri Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir. Açık
oylama İç Tüzükün 145inci maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca oturumun sonuna bırakıyorum.
6ncı sırada yer alan, Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Mesleki Eğitim Alanında
İş Birliğine Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
6.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Mesleki Eğitim Alanında İş Birliğine
Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi (2/3955) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 311)
(x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Komisyon raporu 311 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen bulunmuyor.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelere geçilmesini oylara sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
MESLEKİ EĞİTİM ALANINDA İŞ
BİRLİĞİNE DAİR PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1-
(1) 19 Şubat 2021 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Mesleki Eğitim
Alanında İş Birliğine Dair Protokolün onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde
kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir. Açık
oylamayı İç Tüzükün 145inci maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca oturumun sonuna bırakıyorum.
7nci sırada yer alan, Tekirdağ
Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Irak
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
7.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3539) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 312) (x)
BAŞKAN -
Komisyon? Yerinde.
Komisyon raporu
312 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Teklifin tümü
üzerinde söz isteyen yok.
Teklifin tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE IRAK CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE
ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1-
(1) 17 Aralık 2020 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3-
(1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 3üncü madde kabul edilmiştir.
Teklifin tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamayı İç Tüzükün 145inci maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca oturumun sonuna bırakıyorum.
8inci
sırada yer alan, Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Togo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve
Ekonomik İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
8.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Togo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticari ve Ekonomik İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3883) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 318) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Komisyon raporu 318 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen yok.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE TOGO CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
TİCARİ VE EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- (1) 2 Haziran
2021 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Togo
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İş Birliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde
kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamayı İç Tüzükün 145inci
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca oturumun sonuna
bırakıyorum.
9uncu sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırımın Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Gine Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
9.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Gine Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1539) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 119) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Komisyon
Raporu 119 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Teklifin
tümü üzerinde söz isteyen yok.
Teklifin
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE GİNE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA KALKINMA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- (1) 30
Ocak 2017 tarihinde Konakride imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gine
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE
2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE
3- (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Teklifin tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın ve bugün yapılacak diğer açık oylamaların
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için üç
dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin oy pusulalarını oylama için verilen süre içinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum. Bu
açıklama, bugün yapılacak diğer açık oylamalar için de
geçerlidir.
Oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 119 sıra sayılı Kanun Teklifinin açık
oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 259
Kabul : 259(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi,
İç Tüzükün 145inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca
oturumun sonuna bıraktığımız açık oylamaları
yapacağız.
270 sıra
sayılı Kanun Teklifinin açık oylamasına
başlıyoruz.
2.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü (EİTEE)
Arasında EİTEE'nin Hak, Ayrıcalık ve
Bağışıklıklarına Dair Ev Sahibi Ülke
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3168) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 270) (Devam)
BAŞKAN -
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
270 sıra sayılı Kanun Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 252
Kabul : 247
Ret : 5 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
297 sıra
sayılı Kanun Teklifinin açık oylamasına
başlıyoruz.
3.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Katar Devleti Hükûmeti
Arasında Katar Askeri Hava Aracı ve Destek Personelinin Türkiye
Cumhuriyeti Topraklarında Geçici Konuşlanması Konusunda Teknik
Düzenlemenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi
(2/3669) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
297) (Devam)
BAŞKAN Oylama için bir
dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN
297 sıra sayılı Kanun Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 250
Kabul : 215
Ret :
35 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
308 sıra sayılı Kanun Teklifinin
açık oylamasına başlıyoruz.
4.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna-Hersek Bakanlar Konseyi
Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Olarak
Tanınması ve Tebdil Edilmesi Konulu Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3705) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 308) (Devam)
BAŞKAN
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 308 sıra sayılı Kanun
Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 252
Kabul : 252 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
310 sıra
sayılı Kanun Teklifinin açık oylamasına
başlıyoruz.
5.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ürdün Haşimi
Krallığı Hükümeti Arasında Hava Hizmetleri
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3412) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 310) (Devam)
BAŞKAN
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 310 sıra
sayılı Kanun Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 253
Kabul : 253 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
311 sıra sayılı Kanun Teklifinin
açık oylamasına başlıyoruz.
6.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Mesleki Eğitim Alanında İş Birliğine
Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Teklifi (2/3955) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 311) (Devam)
BAŞKAN Oylama için bir dakika süre veriyorum
ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
311 sıra sayılı Kanun Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 236
Kabul : 236(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
312 sıra sayılı Kanun Teklifinin
açık oylamasına başlıyoruz.
7.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/3539) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 312) (Devam)
BAŞKAN Oylama için bir dakika süre veriyorum
ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
312 sıra sayılı Kanun Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 261
Kabul : 261 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
318 sıra sayılı Kanun Teklifinin
açık oylamasına başlıyoruz.
8.- Tekirdağ Milletvekili Mustafa
Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Togo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticari ve Ekonomik İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Teklifi (2/3883) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 318) (Devam)
BAŞKAN Oylama için bir dakika süre veriyorum
ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
318 sıra sayılı Kanun Teklifinin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 257
Kabul :
257(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İshak
Gazel Bayram
Özçelik
Kütahya
Burdur
Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
10uncu
sırada yer alan 72 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlıyoruz.
10.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Belarus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük
Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1773) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 72)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
11inci
sırada yer alan 147 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine başlıyoruz.
11.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Güney Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret
ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1536) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 147)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da
Komisyonun bulunamayacağı anlaşıldığından,
alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 22 Mart 2022
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.21
(x) 7/4/2020 tarihli 78inci Birleşimden itibaren, coronavirüs salgını sebebiyle Genel Kurul Salonundaki Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ve görevli personel maske takarak çalışmalara katılmaktadır.
(x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) 270 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) 297 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) 308 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) 310 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) 311 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) 312 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) 318 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) 119 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.